NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
TEMMUZ 2013 SAYI: 371
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
UND İftarı’nda
BİRLİK VURGUSU
Fortune 500’deki
LOJİSTİKÇİLER
Taşımalarda son durum
ve MISIR GERÇEĞİ
DOSYA
Lojistikte yeni
rekabet alanı
VERİMLİLİK
11. ULAŞTIRMA ŞURASI İÇİN GERİ SAYIM BAŞLADI
ŞURAYA EĞİTİM DAMGA VURACAK
İçindekiler
Sayı: 371
36
16
46
20 MISIR KRİZİNİ UND ÇÖZDÜ
UND, alacaklı acente ile pazarlıkları yürüterek her bir araç sahibinden 5 bin dolar ücret topladı. Kalan 910 bin dolar bedel ise UND tarafından ödendi.
22 ŞURAYA EĞİTİM DAMGA VURACAK
Sektörün önümüzdeki 20 yılı 11.Ulaştırma
Şurası’nda belirlenecek.
28 Lojistikte yeni rekabet alanı VERİMLİLİK
Lojistik sektörü artan maliyetleri düşürmek, rekabette
bir adım önde olmak için verimliliklerini artırma yoluna gidiyor.
32 SEKTÖRÜN BİR ARAYA GELDİĞİ UND İFTAR
YEMEĞİNDE BİRLİK VURGUSU
Temmuz
2013
UND’nin düzenlediği iftar yemeğinde UND Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu, ulaştırma master planının yeniden tasarlanması gerektiğini
ifade ederek yüzlerce ‘stratejik eylem planı’ hazırladıklarını belirtti.
36 Ulaştırmanın tüm tarafları UND iftarında buluştu
UND, İstanbul’un ardından ikinci iftar yemeğini 29 Temmuz’da
Ankara’da gerçekleştirdi.
’NİN SESİ
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
Taşımacılık Organizasyonu İktisadi
İşletmesi Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Yazı İşleri Müdürü
Melike Tümen
Yazı İşleri Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
42
48
39 ‘Türkiye Ticaret Merkezleri’ geliyor!
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan
Soylu, Banu Damla Alışan
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Haber Merkezi
Nazlı Karpat, Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke, Meriç
Katman, İbrahim Çolak, Burak Çığa
Mali İşler Müdürü
Salih Koca
Merkezlerin iş dünyasına hizmet vereceğini belirten Bakan Çağlayan, özellikle
ABD ve Asya-Pasifik gibi uzak bölgelere ihracat yapanlar açısından önemli bir destek
mekanizması görevini göreceğini dile getirdi.
40 Fortune 500’de lojistik firmaları şaha kalktı
Ekonomi Dergisi Fortune’nin Türkiye’nin en büyük 500 Şirketini belirlediği
“Fortune 500”de TÜPRAŞ 47 milyar 99 milyon lira net satış ile ilk sırada yer aldı.
42 Euro 6 UBAK Belgesi dağılımını nasıl etkileyecek?
AB ülkelerinde Euro 6 zorunluluğu 2014 yılında başlıyor.
48 Lojistik sektörünün profesyonelleşmesi
hizmet alanları rahatlatıyor
Graniser Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, lojistik sektörünün son dönemlerde
profesyonelce çözümler sunduğunu; bu durumun hizmet alanları memnun ettiğini söyledi.
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
YAYINA HAZIRLIK
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
Editör
Ahmet Doğan
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
İletişim
0212 579 92 35
adres
Cennet Mah.
Hürriyet Cad.
No: 1/1 B Blok
Cennet / Küçükçekmece
İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35
Fax: 0212 598 47 62
[email protected]
Yerel ve Süreli Yayın
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
“Güçlü bir Türkiye için Güçlü bir Lojistik Sektörü”
Suriye’nin ardından; Mısır’da patlak veren iç savaş;
İran’daki tedirginlik; Avrupa’daki durgunluğun sürmesi ve
korumacılık eğilimlerinin artışı derken, son derece hareketli
ve hararetli bir yazı daha geride bırakıyoruz.
Dünya çapındaki ekonomik ve siyasi gelişmelerden fazlasıyla ve hızla etkilenen “Lojistik Sektörümüz” yine zorlu koşullar
ve gelişmelerle azimli mücadelesini sürdürerek ekonomiye
katkı sağlamaya devam etti. İlk 6 aydaki performansımıza
baktığımızda, ülkemizden gerçekleştirilen ihracat taşımalarında (karayolu) % 6 oranında artış kaydedildiğini; Irak’a
taşımalarımızın yine en büyük payla ilk sırada geldiğini, ancak Suriye ve Mısır krizlerinin Ortadoğu karayolu taşımalarımıza ciddi darbe vurduğunu ancak Akdeniz’de yoğun destek verdiğimiz RoRo hatlarıının adeta cankurtaran vazifesi
gördüğünü tespit ediyoruz.
Zorlu bir faaliyet ortamında, fedakârlıklar ve cesaretle mücadele veren uluslararası nakliyecilerimize biz de UND olarak, elimizden gelen desteği sağlamaya çalıştık, çalışıyoruz.
Bugün onların yolunu açık tutmaya çalışırken, aynı zamanda geleceklerine de ışık tutma gayretindeyiz.
Yaza girmeden hemen önce, Mayıs ayında, Çeşme-İzmir’de
bir araya geldiğimiz, değerli bürokratlarımızla ortaklaşa kararlaştırdığımız 40 hedefi, 2012’de üyelerimizle birlikte tasarlamış olduğumuz diğer 20 hedef ile birleştirerek, uzman
arkadaşlarımızla birlikte bunların “detaylı arka plan analizleri ve uygulama planlarını” çıkardık.
Şimdi, bu konularda yaptığımız çalışmaları tamamlayıp ya
da olgunlaştırarak Eylül ayında istanbul’da Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’mızın organizasyonunda
gerçekleşecek olan muazzam bir etkinliğe hazırlanmaktayız.
Sektörün bugünkü sorunlarına hızlı çözümler bulacak, aynı
zamanda, daha rekabetçi, daha güçlü bir Türkiye Lojistik
Sektörünün temellerini oluşturacak olan bu iddialı projelerde, şimdiden önemli ilerlemeler kaydettik. Bakanlıklarımızla yaptığımız karşılıklı istişareler sonucunda özellikle yabancı araçların yarattıkları “haksız rekabet” şartlarının ortadan
kaldırılması yönünde çok önemli tedbirler alınmaya başladı, hatta bu tedbirler ilgili rakip ülkelerde “tehditler” ile reaksiyon buldu. Yılmadan, resmi mercilere her türlü desteği
vermeye devam edeceğiz.
Haksız taşıma kotalarının yarattığı sıkıntılar konusunda
Dünya Bankası ve Birlemiş Milletler gibi önemli kuruluşlar
üzerinden sorumlu ülkelere uyguladığımız baskı, Bakanlık-
larımızın destekleriyle artarak sürüyor.
Mevzuat bağlamında yaşanan sıkıntıları, Kamu ile Özel
Sektör mensuplarının daha sık bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunabilecekleri ortamlar yaratarak, Kamunun
sektörün reel sorunları hakkındaki bilgi dağarcığını güncel
tutarak çözümleme gayretimiz var. Gerek yeni yayınlanması beklenen “İntermodal Taşımacılık” mevzuatı ve getireceği
yeni rejimin yönetiminde etkili bir yapı olarak kurulması öngörülen “Kombine Taşımacılık Daimi Platformu”, gerek yine
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’mız bünyesinde kurulmakta olan Lojistik İstişare Konseyi, gerekse Ekonomi Bakanlığımız öncülüğünde kurulmakta olduğunu öğrendiğimiz “Hizmet Ticaretini Geliştirme Konseyi”, UND’nin
kurulmasına destek verdiği ve aktif olarak katkılar sağlayacağı çok önemli Kamu-Özel Sektör etkileşim platformları olacak.
Sektörümüzün, tek başına, çok etkili bir ekonomik değer olduğu vurgulayarak, bu sektörün güçlendirilmesi, hatta bir
adım daha ileri gidilerek “bu sektör mensubu girişimcilerimize pozitif ayrımcılığın yapılması” yönündeki taleplerimizi
ve somut görüşlerimizi Ekonomi Bakanlığı’mızdan Gümrük
ve Ticaret Bakanlığımıza; Kalkınma Bakanlığı’mızdan TOBB
ve TİM gibi şemsiye örgütlerimize kadar, tüm platformlarda
gündeme getiriyoruz.
İhracatını, devamlı surette, başta denizyolu taşımacılığı sektörü olmak üzere, “ulaştırma ve lojistik sektörüne verdiği
muazzam maddi imkan ve teşviklerle besleyerek” dünyanın
1 numaralı ihracatçısı olan Çin’de olduğu gibi, “500 Milyar Dolarlık İhracat Hedefi” yolunda ilerleyen tüm paydaşların “lojistik” avantajlarını arttırmak için “daha fazla ihracat için daha etkin lojistik” fikrini gerçek anlamda benimsemesi gerekiyor.
Kamu kesimi ile yakaladığımız bu sağlam diyalog ortamı ve
sinerjiyi, Ağustos ve Eylül aylarında ardı ardına düzenleyeceğimiz ortak konferanslarda daha da pekiştireceğiz.
Üyelerimizle ise, Mardin’den Kayseri ve Konya’ya;
Gaziantep’ten Ankara’ya; çeşitli toplantılar vesileleriyle bir
araya geldik. Aramıza yeni katılan üyelerimizle günden
güne daha da güçleniyoruz.
Lojistik Şemsiyesi altında, tüm paydaşlarla önümüzdeki
günlerde, daha da yakın olup daha fazla ortak projelere
imza atacağız, çünkü çok net bir ortak hedefimiz var: “Güçlü bir Türkiye için Güçlü bir Lojistik Sektörü.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
UND’DEN
İran-Irak-Afganistan-Türki Cumhuriyetler Çalışma
Grubu Toplantısı Mersin’de gerçekleştirildi İran-Irak-Afganistan ve Türk Cumhuriyetleri Çalışma Grubu toplantısı 9 Temmuz 2013 Salı günü 12:0014:00 saatleri arasında UND Mersin
Bölge Temsilciliği’nde gerçekleştirildi.
Toplantıda İran KUKK ile Kırgız KEK
toplantıları öncesi İran ve Kırgız taşımaları konuları görüşüldü ve talepler oluşturuldu. Ayrıca Çalışma Grubu
üyeliğine yeni üye katılımı kapsamında
Şengüller Ulus. Nak. firmasının yetkilisi
Nedim Şengül’ün talebi oy birliği ile kabul edildi. Toplantıya, Hakkı Keleş (Özkeleşler), Ercan Arslan (Meter), Nihat Irmak (Gülbin), Selçuk Uysal (Teknotaş),
Hüseyin Salman (Salman Nak.), Şehmus Tekin (Nubahar), Nevaf Kılıç (Merbil), Yaşar Özkaya (Öz Özkayalar), Nedim Şengül (Şengüller), M.Mücahit Altay (Gültur) katılım sağladı.
Gaziantep Bölge Çalışma Grubu Toplantısı gerçekleştirildi
1 Temmuz 2013 tarihinde UND Gaziantep Bölge Çalışma Grubu Üyesi Ökkeş Ciro’nun daveti üzerine
Gaziantep Nurdağı İlçesi Künesler
Köyü’nde UND Çalışma Grubu Toplantısı gerçekleştirildi. Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık ve UND ve Gaziantep
Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Memik Hilmi Taner, GTO Yönetim Kurulu Üyesi Reis Reisoğlu, GTO
Meclis Üyesi Vakkas Doğan, UND
bölge üyeleri ve UND bölge çalışma
grubu üyelerinin katılımıyla gerçekleşen toplantıda; ‘Lojistik Köy/Merkez,
Tedarik İhtiyaçların Ortak Satın Alma
ile Temin Edilmesi, Gaziantep’in İhtiyacı Olan Ulaştırma Bölge Müdür-
lüğü, İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimi,
KTY İhtarları, Özbekistan ve Kazakistan Geçiş Belgeleri, İskenderun Lİman
Ziyareti, Sektörde Haksız Rekabet Ko-
şulları’ konuları detaylı olarak görüşüldü ve gerekli girişimlerin yapılması konusunda ilgili birimlere gerekli bilgilerin iletilmesi kararlaştırıldı.
30. Tedarik Zinciri Konferansı ve Lojistik Gezisi’ne
43 ülkeden 3 bin katılımcı bekleniyor
Uluslararası Lojistik ve Tedarik Zinciri Konferansı Avrupa’daki en önemli
ve her yıl düzenli olarak gerçekleşen
lojistik etkinliği olarak dikkat çekiyor. 23-26 Ekim tarihlerinde BerlinHamburg Almanya’da düzenlenecek
olan 30. Tedarik Zinciri Konferansı
ve Lojistik Gezisi, Türkiye lojistik firmaları tarafından da yakından inceleniyor. Konferans, uluslararası yöneticilerin ortak buluşma noktası niteliğinde. Buna bağlı olarak gerek bilgi
paylaşımından yararlanmak, gerekse iletişim odaklı görüşmeler gerçekleştirebilmek için gitgide daha fazTemmuz 2013
la uluslararası ziyaretçi etkinliğe katılıyor. Bu yıl gerçekleşecek konferansa
43 ülkeden 3 bin 300 katılımcı bekleniyor. Bunlardan yüzde 60’ını lojistik sektöründeki üst düzey yöneticiler
oluşturuyor. Uluslararası Tedarik Zinciri Konferansı’nın temel amacı, lojistik uzmanlarının lojistik hakkında olan
bilgi birikimlerini kamuyla paylaşmak.
Başlangıcından bu yana, Uluslararası Tedarik Zinciri Konferansı, iş bağlantıları kurmak ve iş fırsatları yaratmak amacıyla platformlar kurulması için önemli bir rol oynamış durumda. Almanya’da düzenlenen bu kon-
feranstan başka hiçbir etkinlikte “lojistik pazarı” bu kadar paydaşı bir araya getirmemekte. 1985 yılından beri
düzenlenen bu etkinlik kapsamında
yer alan ticaret fuarında 200’den fazla kurum standı yer alıyor. Ayrıca konferans; işletme gezileri, sergiler, workshoplar ve özel oturumlarda görüşme
ve işbirliği ortamı sağlıyor.
Yönetim Kurulu Başkanı’mızın
İstanbul iftarında sizlere yapmış olduğu
çağrıyı yineliyorum
“Herşeye rağmen şirketlerinizi satmayın!”
Editör’den
Fatih ŞENER
İcra Kurulu Başkanı
Merhaba,
Yedi yıl aradan sonra tekrar sizlerle birlikte olmaktan
duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerimize başlayalım…
Geçen yedi yılda sektör önemli mesafeler kat etmiş durumda, herkes için çok hayati öneme sahip olan bazı
konularda ise sanki zaman durmuş gibi… Sektörün sabır taşı gayet sağlammış ve hala çatlamamış durumda.
İcra Kurulu olarak UND Genel Kurulu ve Yönetim
Kurulu’nun belirlemiş olduğu vizyon doğrultusunda
“belgesi” ve “bilgisi” tam bir sektör inşa etme yolculuğunda elimizden gelenin en iyisini yapma gayreti içinde olacağız
Dergimizin bu sayısında önemli değişiklikler olduğunu göreceksiniz. Artık Transmedya’dan Mutlu Doğan
ve Hasan Karakurt ile UND’nin Sesi için birlikte çalışacağız. Siz değerli okuyucularımızdın da katkıları ile
UND’nin Sesi nakliyeci için olduğu kadar İhracatçı ve
İthalatçılarımız için de bir başvuru kaynağı olacak.
Her sayıda önemli konulara yer ayıracağımız dergimizde Verimlilik uygulamacıların gözünden ele alınıyor. Lojistik ve Verimlilik birbirinden ayrılamaz iki kelime Özellikle Lojistik Verimlilik arayışlarının bir sonucu
olarak farklı bir disiplin olarak tanımlandı ve varlık sebebi verimlilik.…
Birçok sektör tarafından sadece verimlilik kaygıları ve
hedefleriyle Outsource edilen Lojistik faaliyetleri özü
itibariyle verimsiz sürdürülemeyecek bir alan…
Özellikle Uluslararası Taşımacılık rekabetin çok yoğun
yaşandığı ve geçilen ülkelerde ilave maliyetlere maruz bırakıldığı için verimli çalışması şart olan bir sektör.
Mısır konusu bir süre daha gündemimizi meşgul edeceğe benziyor. Gemi işletmecisinin borçları sebebiyle rehin alınan 94 sürücü UND’nin devreye girmesi ve
ödemesi sonucunda serbest kaldı. Diğer şirketin yıllık
25 bin kapasite ile Mısır güzergahında sorunsuz taşıma yapabilecek olması sektör için önemli bir güvence oluşturuyor.
Bu süreçte dikkatle bakılması gereken şey Ekonomi
Bakanlığım’ızın Suriye krizi başlaması ile birlikte üstlenmiş olduğu misyon. Körfez ülkelerine ihracatın aksamaması için inisiyatif alan Bakanlık Mısır’a bir RO-RO
hattı kurulmasına önayak olmuş ve kaynak ayırarak
oluşan ilave maliyetlerin 1000 dolarlık kısmını karşıladı
Devlet sübvansiyonu ile sektöre giren acemi gemi işletmecileri sebebiyle bir türlü istikrara kavuşamayan
bu güzergah UN RO-RO’nun bu hatta girmesi ile
tam düzene girmişken bir anda Mısır’da siyasi kriz
patlak verdi.
Yeni durumda da yine proaktif bir tavır izleyen Ekonomi Bakanlığı, gemileri Süveyş kanalından direk olarak
körfeze ulaştıracak geçiş için doğabilecek yüksek geçiş
ücretin karşılayacak devlet desteğini sağlamış durumdadır. Uluslararası Taşımacılar olarak bu sahiplenmeden büyük memnuniyet duyduk.
Fortune 500’de yer alan lojistik şirketleri sayısı arttıkça
göğsümüz kabarıyor ve mutlu oluyoruz. Tüm olumsuzluklara rağmen 500 milyar dolar ihracat hedefi koyan
ülkemizde bizleri güzel günler beklediğine inanıyor, yönetim kurulu başkanımızın İstanbul iftarında sizlere yapmış olduğu çağrıyı yineliyorum. “Herşeye rağmen şirketlerinizi satmayın!” gelecek daha güzel olacak.
Tekrar merhaba...
10
UND’DEN
Gümrük Yönetmeliği’nde değişiklik
3 Ağustos 2013 tarih ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Gümrük
Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına
Dair Yönetmelik kapsamında Gümrük
Yönetmeliği’nin nihai kullanıma tabi
eşya ve teminat ile ilgili 207’nci maddesinin dördüncü fıkrası “(4) izin hak
sahibinin, izin belgesinde öngörülen
sürenin sona ermesinden itibaren otuz
gün içerisinde izni veren gümrük idaresine müracaatı üzerine yerinde yapılan
denetimlere ilişkin bilgilerin yer aldığı,
Ek-27’de yer alan Nihai Kullanım Denetim Formu esas alınarak, izin belgesi kapsamına giren işlemler itibarıyla ilgili izin hak sahibinin mali kayıtları üze-
rinden nihai kullanıma konu eşyanın nihai kullanım amacına uygun kullanımda
olup olmadığının tespiti ve teminat iadesine ilişkin diğer iş ve işlemler yetkilendirilmiş gümrük müşavirince düzenlenecek rapora istinaden yerine getirilir” şeklinde değiştirildi. Yönetmelikte yapılan
bir başka değişiklik ise “nihai kullanım
başvuru formu, izin belgesi, izin belgesinin iptali veya değiştirilmesi” başlıklı 208
inci maddesinin yedinci fıkrasında yapılmış ve ilgili madde “(7) 126 ncı madde
uyarınca geriye dönük izin verilebilmesi
için eşya üzerinde gümrük gözetiminin
sona ermemiş olması şartı aranır” şekilde değiştirildi. Yönetmelikte yapılan son
değişiklik ise denizyolu ile transite ilişkin
özel hükümler başlıklı 263’üncü madde
de yapıldı ve ilgili maddenin Türk limanına getirilen transit yüklerin yabancı bayraklı gemilerce başka bir ülkemiz limanına ya da yabancı ülke limanlarına transitinin yapılabilmesine dair birinci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümleleri yürürlükten kaldırıldı.
Trakya Gümrük ve Ticaret Bölge
Müdürlüğü ve Bağlı Tüm Gümrük
Müdürlüklerine “Kurumsal Başarı İçin
Kişisel Sorumluluk” konulu seminer verildi
Ülkemizin önde gelen bölge müdürlüklerinden biri olan ve taşımacılar tarafından sıklıkla kullanılan batı sınır kapılarının bağlı olduğu Trakya Gümrük ve
Ticaret Bölge Müdürlüğü’nde 3 Temmuz 2013 tarihinde UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener tarafından, Trakya
Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Müslüm Yalçın, Bölge Müdür Yardımcıları, bağlantı idareleri müdürleri ve UND
bölge müdürlüğünden şube müdürleTemmuz 2013
rinin katılım sağladığı “Kurumsal Başarı İçin Kişisel Sorumluluk” konulu bir seminer verildi. Seminerde, gümrük idarelerindeki yöneticilerin sistem geliştirme
adına sorumlulukları, yönetim anlayışları, sürekli iyileştirme ve önlemeye yönelik yaklaşımlar, problem çözümüne ilişkin önleyici tedbir yaklaşımları işlenmiş
ve batı sınır kapılarımızda ve bağlı gümrük idarelerimizde yaşanan sorunlara
ilişkin örnekler görüşüldü.
“Trafik Seninle
Güvende
UND, 8 Mayıs
2013 tarihinde Ankara’da
düzenlenen
Karayolu Trafik Sempozyumunda,
UND’nin de
de dahil olduğu,
platform ortaklarından iş dünyasının firma temsilcileri, trafik kurallarına
bireysel ve kurumsal olarak riayet edeceklerine ve bunun otokontrolünü sağlayacaklarına dair hazırlanan “Trafik Güvenliği Platformu Deklarasyonu”nu imzalamış ve “Trafikte Sorumluluk Hareketine” katılım sağlamıştı. Diğer taraftan, konunun yayılımını ve
farkındalığını artırmak amacıyla 8 Temmuz
2013 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü
ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile özel sektör temsilcileri ile “Trafik
Güvenliği Platformu” tanıtımı gerçekleştirildi. Trafik kazalarında her yıl yaklaşık 4 bin
insanımız hayatını kaybediyor. Tekerlekli sandalyeye ya da başkalarının yardımına
muhtaç olarak yaşamını sürdürmek zorunda kalan yüzlercesiyle birlikte, her yıl 250
binden fazla vatandaşımız yaralanıyor. Trafik kazalarının sosyo-ekonomik maliyetinin
yıllık yaklaşık 20 milyar TL olduğu tahmin
edilen ülkemizde, nüfus ve araç sayısı paralelinde artan ulaşım yoğunluğuna bağlı olarak kaza ve kayıpları her geçen gün
artıyor. Eylem Planı çerçevesinde, ülkemizin
kanayan yarası olan trafik kazalarının azaltılması için, ülke genelinde seferberlik niteliğinde bir çalışmanın yürütülmesi gerekiyor. Bu çalışmada millet meclisi, kamu bürokrasisi, sivil toplum kuruluşları, iş dünyası
ve medya ile birlikte toplumu oluşturan her
kesimden kurum ve kişilere görevler düşüyor. Bu amaçla, geniş bir toplumsal katılımla Trafik Güvenliği Platformu kuruldu. Sekreterya işlemlerinin Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı’nca yürütüldüğü ayrıca, Birleşmiş Milletler ve Dünya
Sağlık Örgütü gibi uluslararası aktörlerinde
yer aldığı platform, trafik güvenliğine ilişkin
kamuoyu ve farkındalığın oluşturulması,
kamu politikalarının belirlenmesi sürecinde
aktif rol alarak, karar verici ve uygulayıcılara sunacağı destekle trafik kaza ve kayıplarının azaltılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacak. UND de bu sürece üye firmaları ile
katkıda bulunmak amacıyla Trafik Güvenliği Platformu’na katılım sağladı.
12
UND’DEN
Türkiye-Makedonya KUKK Toplantısı sonucunda iki ülke
kotasının aynı kalması karara bağlandı
Türkiye-Makedonya KUKK Toplantısı 9-10 Temmuz 2013 tarihlerinde
Ankara’da yapıldı. Türk Heyetine Karayolu Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Yılmaz ve Makedon Heyetine Makedonya Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı Sektör Başkanı Stevco
Yolakoski’nin başkanlık ettiği toplantı hem yolcu hem de eşya taşımalarında uzun süren müzakereler sonunda tamamlandı. Toplantı sonucunda iki ülke
ABD’ye iş vizesi programı
İstanbul ABD Başkonsolosluğu tarafından yapılan bilgilendirmeye istinaden, ABD’ye işle ilgili acil ve beklenmedik nedenlerle seyahat etmesi gereken kişilerin acil vize randevusu almasına olanak veren ve ABD tarafından Meksika ve Hindistan’ın da yer
aldığı az sayıda ülkeye uygulanan ‘İş
Vizesi Programı’ Türkiye ile de başlamış bulunuyor. ‘İş Vizesi Programı’,
Türk iş adamlarının yalnızca ABD’ye
zamanında vize randevusu alamadıkları için fırsatları kaçırmalarına engel
olmayı ve Türkiye ile ABD arasındaki
ekonomik ilişkilerin daha çok gelişmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Orta Asya’da Türkiye-Kore
İşbirliği Forumu & ikili Görüşmeler
TC Ekonomi Bakanlığı koordinasyonunda, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonu ile 26
Ağustos 2013 Pazartesi günü “Orta
Asya’da Türkiye – Kore İşbirliği Forumu”, TC Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan’ın katılımıyla gerçekleşecek.
Kore Cumhuriyeti’nden büyük ölçekli firmaların yanısıra Tacikistan, Özbekistan ve Kırgızistan hükümet yetkililerinin de katılmasının planlandığı söz
konusu forum kapsamında, enerji ve
altyapı sektöründe Türk-Kore işbirliğine yönelik paneller ve firmalar arası ikili görüşmelerin düzenlenmesi öngörülüyor.
Temmuz 2013
kotası aynı kaldı. Ayrıca taşımacılarımızın yaşadığı problemlerin hızlı çözümü amacıyla her iki ülke bakanlıklarının
temsilcileri arasında irtibat kişileri belirlendi. Böylelikle yaşanan sorunlar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı üzerinden hızlı bir şekilde Makedon
bakanlığa aktarılabilecek. Toplantıya
UND’yi temsilen Ankara Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Demir ve İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Melike Tümen katıldı.
14
UND’DEN
Bolu Bölge Çalışma Grubu
Toplantısı’ndan satırbaşları
Bolu Çalışma Grubu Toplantısı 18
Temmuz 2013 tarihinde UND Bolu
Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Toplantıda; TIR Karnesi Teminatı’nın 60 bin
Euro’ya yükseltilmesi, İran plakalı araçların Türkiye’ye boş girişleri, Rusya Geçiş Belgeleri, TIR Karnesi’ne yazılan tonaj
ile araç ruhsatındaki tonaj farkı, BAF uy-
gulaması, Ro-La Rezerve Sistemi konuları görüşüldü. Toplantıya, Orhan İşci (Hasanoğulları), İbrahim Çelikbaş (Köroğlu),
Cemalettin Tut (Kartal Lojistik), Ömer Gülen ( Bolu Beyi), Turgut Türk (Trans 14),
Fahri Arslan (SS Kaynaşlı Koop.), Güngör
Bulut (Semih), Selçuk Hitit (Hitit Global),
Rıdvan Tepetaş (Kökez) katılım sağladı.
UND-TÜYAP, Üyelerini LOGIST EURASIA
Fuarı’nda Yerini Almaya Davet Ediyor!
UND, 14-17 Kasım 2013 tarihlerinde Beylikdüzü TÜYAP Fuar ve Kongre
Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan LOGIST EURASIA Fuarı’nın (6. Lojistik Endüstrisi, Taşımacılık, Yükleme, Boşaltma,
İstifleme, Depolama Araç, Donanım, Sistem ve Teknolojileri Fuarı) destekleyici kuruluşları arasında yer alıyor. Bu yıldan itibaren 2 yılda bir düzenlenecek
olan önemli bir “B2B” etkinliği olan fuarda, UND ve üyelerinin yoğun katılımı bekleniyor. Geçen yıl, 21 ülkeden 374 firma
ve firma temsilciliğinin katıldığı, fuar ziyaretçisi olarak ise 49 ülkeden 33 bin 937
profesyonelin ziyaret ettiği fuara bu yıl, sanayimizin ilk uluslararası fuarı olan COMVEX “4. Ticari Araçlar, Otobüs ve Yan
Sektörleri Fuarı” da eşlik edecek.
TIR Karne Teminatı
60 bin Euro’ya yükseldi
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından yapılan değişiklik kapsamında
birliklerince dağıtılan TIR karneleri için
50 bin ABD Doları olarak uygulanan
beher TIR karnesi azami teminat miktarı,
1 Temmuz 2013 tarihi itibarıyla, beher
TIR Karnesi için 60 bin Euro’ya çıkarıldı.
Türkiye-Yunanistan
KUKK Toplantısı’nda
hem yolcu hem de
eşya taşımaları
masaya yatırıldı
Türkiye-Yunanistan KUKK Toplantısı 2-3
Temmuz 2013 tarihlerinde İstanbul’da
yapıldı. Türk Heyetine Karayolu Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin
Yılmaz ve Yunan Heyetine Triantaffylos
Papatriantafyllou’nun başkanlık ettiği
toplantı hem yolcu hem de eşya taşımalarında uzun süren müzakereler sonunda tamamlandı. UND’yi temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Tayfun Gülcüler ve İcra
Kurulu Başkan Yardımcısı Melike Tümen katıldığı toplantıda iki ülke arasındaki kota aynı kaldı. Ayrıca taşımacılarımızın yaşadığı problemlerin hızlı çözümü amacıyla her iki ülke bakanlıklarının
temsilcileri arasında irtibat kişileri belirlendi. Böylelikle yaşanan sorunlar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız üzerinden hızlı bir şekilde Yunan
bakanlığa aktarılabilecek.
Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri Çalışma Grubu
Toplantısı’nda güncel taşıma istatistikleri değerlendirildi
Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri Çalışma Grubu 27-28 Haziran 2013 tarihinde gerçekleşen Türkiye-Rusya KUKK toplantısı sonuçlarını, BDT Ülkelerinde karşılaşılan gelişmeleri istişare etmek üzere 4
Temmuz 2013 tarihinde bir araya geldi.
Rusya KUKK Toplantısı’na katılım sağlamış olan UND İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener, toplantıda gerçekleşen gelişmeleri ve izlenimlerini katılımcılarla paylaştı. Güncel taşıma istatistiklerinin değerTemmuz 2013
lendirildiği toplantıda, mevcut Türk, Rus
ve üçüncü ülke taşımalarının pazar paylaşım oranları irdelendi, alternatif stratejiler değerlendirildi. Çalışma Grubu Başkanı Sevim Soylu’nun yönettiği toplantıya Selen Alptekin (Yardımcılar), Seyhan
Yazıcı (Nazar), Volkan Yazıcı (Diler Nakliyat), Orhan İşçi (Hasanoğulları), Salim
Hallaçoğlu(Salim Transport), Oğuzhan
Özben (Greeneks), İsmail Civelek(Düzce),
Uğur Yalçın (Demiral), Erman Nalçacı
(Nalçacılar), Filiz Hatipoğlu, Talay
Tufan (Yuglog) katıldı.
15
Dünya Bankası, ‘bu insan hakları ihlali’ dedi ve
vize engeline el attı
Dünya Bankası, Avrupa Birliği’nin işadamlarına uyguladığı ve hükümetin sık sık
“Bu insan hakları ihlali” tepkisini gösterdiği vize engeline el attı. Vize mağduriyeti
hakkında işadamlarına yönelik anket düzenleyen Dünya Bankası, yaşanan problemleri ve ticarete olan etkilerini ortaya
koyacak. Dünya Bankası’nın yaptığı çalışmayla işadamlarının şikayet ettiği vizeyle
ilgili sorunların tespit edilmesi amaçlanıyor. Dünya Bankası, bu çerçevede ilk olarak Gümrük Birliği’nin ticarete ve yatırıma
etkilerini değerlendirecek.
Vize Sorunu İşadamının
En Büyük Problemi
Mevcut sistemdeki kısıtlamalar ve bunların ortadan kaldırılmasıyla elde edilecek kazançlar da tespit edilecek. Yapılan çalışmalarda vize uygulamasının sanayici ve işadamları açısından Gümrük
Birliği’nde karşılaşılan en önemli sorun
olduğu ortaya çıktı. Dünya Bankası da bu
nedenle Türkiye’nin önde gelen ticaret ve
sanayi odalarının katılımıyla bir anket çalışması başlattı. Vizeyle ilgili 31 sorunun
yer aldığı ankette işadamlarından bugüne kadar yaşadıkları problemleri sıralaması istendi. Ankette, “AB ülkeleri tarafından uygulanan mevcut vize kısıtlamaları
nedeniyle iş stratejinizi nasıl yeniden yapılandırmak zorunda kaldınız mı? Şirketiniz
vize reddi yaşadıysa buna karşı nasıl ha-
reket etti?” gibi sorular yöneltildi.
Almanya, Avusturya ABD, Çin ve
Japonya gibi ülkelerin sıralandığı ankette şirketlerden hangi ülkelerde daha çok vize sıkıntısı yaşandığını belirtmeleri de istendi.
İşadamlarından vize almak için
ülke ülke ne kadar zaman harcadıkları, konsolosluğa kaç kere
gitmeleri gerektiği, genel olarak
vizenin süresi ve reddedilme olasılığı da soruldu.
Temmuz 2013
16
ANALİZ
BDDK Verilerine Göre En Hızlı Kredi Artışı
Taşıma Depolama ve
Haberleşmede
Yılın ilk beş ayında sektörel kredilerde taşımacılık, depolama ve haberleşme sektörü yüzde
20,7 ile en hızlı artışı kaydetti.
Yılın ilk beş ayında sektörel krediler içinde oransal bazda en hızlı artış yaklaşık yüzde 21’le taşımacılık, depolama
ve haberleşmede yaşanırken, toplamda
en büyük kredi hacmine sahip olan imalat sanayii, bu dönemde 20 milyar liraya yakın artışla tutar bazında en fazla
kredi genişlemesi yaşanan sektör oldu.
BDDK verilerinden yapılan hesaplamaya göre, Ocak-Mayıs döneminde üretici sektörlere kullandırılan kredilerin toplam hacmi yüzde 12.6 oranında net
67.4 milyar lira artışla 603.8 milyar liraya ulaştı. Bunda en büyük paya sahip
olan imalat sanayiinin kredi hacmi yüzde 12.2 oranında net 19.6 milyar lira
ile artışla 180.6 milyar liraya yükseldi.
Bu dönemde oransal bazda en hızlı kredi artışını kaydeden sektör, yüzde 20.7
ile taşımacılık, depolama ve haberleşme oldu. Oransal bazda bu sektörü
yüzde 20.4’le elektrik, gaz ve su, yüzde 18.4’le eğitim, yüzde 16.9’la inşaat,
yüzde 13.1’le turizm, yüzde 12.3’le toptan ve perakende ticaret izledi. Kredi artış oranının en düşük olduğu sektörlerin
ise yüzde 0.2 ile balıkçılık, yüzde 3.3’le
tarım, avcılık ve ormancılık, yüzde 6.8’le
savunma, kamu yönetimi ve zorunlu
sosyal güvenlik kurumları, yüzde 8.9’la
finansal aracılık olduğu belirlendi. Mayıs sonu itibarıyla kredi hacminde imalat sanayiini 108.7 milyar lira ile toptan ve perakende ticaret, motorlu araçlar, kişisel ve hane halkı ürünleri izliyor.
Daha sonra 57.1 milyar lira ile inşaat,
41.2 milyar lira ile taşımacılık, depolama ve haberleşme sektörü, 38.4 milyarla finansal aracılık, 38.1 milyar lira ile
elektrik, gaz ve su sektörü, 34 milyar lira
ile tarım, avcılık ve ormancılık, 24 milyar lira ile emlak komisyonculuğu, 21
milyarla turizm, 17.7 milyarla savunma,
kamu yönetimi ve zorunlu sosyal güvenlik kurumları, 10.9 milyarla madencilik
ve taş ocakçılığı geliyor.
Temmuz 2013
17
İmalat sanayiinde en hızlı artış
petrolde
İmalat sanayii alt sektörleri içinde oransal bazda en hızlı kredi artışı yüzde 31.8’le
nükleer yakıt, petrol rafineri ve kok kömürü üretiminde yaşandı. Bu sektörü yüzde
23.4’le deri, yüzde 19’la kauçuk ve plastik, yüzde 16 ile kimya, yüzde 15.9’la tekstil, yüzde 15.7 ile ağaç ürünleri, yüzde
15.3’le makine ve teçhizat izliyor. İlk beş
ayda imalat sanayii alt sektörleri içinde tutar bazında en fazla kredi artışı ise 4.2 milyar lira ile tekstilde yaşandı. Metal ana sa-
nayii net 3.9 milyar, kimya 1.7 milyar, kauçuk ve plastik 1.6 milyar, nükleer yakıt, petrol rafineri ve kök kömürü ile diğer metal
dışı madenler sanayii 1.5’şer milyar, makine ve teçhizat 1.4 milyar lira ile bu dönemde kredi hacmi en fazla büyüyen alt sektörler arasında yer aldı. İmalat sanayiinde
en büyük kredi hacmine 31.7 milyar lira
ile metal ana sanayii sahip bulunuyor. Kredi büyüklüğünde bu alt sektörü 30.5 milyar lira ile tekstil, 28.2 milyarla gıda, 12.4
miyarla diğer metal dışı madenler sanayii,
12.3 milyarla kimya ürünleri, 11.1 milyarla
ulaşım araçları, 10.9 milyarla makine ve teçhizat, 10.1 milyarla kauçuk
ve plastik izliyor.
Konut kredisi arttı,
taşıt durdu
Ocak-mayıs döneminde
tüketime verilen krediler
ise yüzde 11.6 oranında
32.5 milyar liralık artışla
312.6 milyar liraya yükseldi. Bu kapsamda toplam
tüketici kredileri yüzde 12
oranında 23.8 milyar liralık net artışla 222.3 milyar lira, kredi kartı borçları da yüzde 10.7 oranında
8.8 milyar liralık net büyümeyle 90.2 milyar lira
oldu. Konut kredileri yüzde 13 oranında net 11.3
milyar liralık artışla 98.1
milyar liraya ulaşırken, taşıt kredileri adeta yerinde
saydı. Söz konusu krediler beş ayda yüzde 1.7 sadece 141 milyon liralık bir
artışla 8.4 milyar lira oldu.
Diğer tüketici kredileri ise
yüzde 11.9 oranında net
12.3 milyar lira artarak
115.9 milyara çıktı.
Temmuz 2013
18
GÜNDEM
MISIR GERÇEĞİ
UND Genel Sekreteri Ali Çiçekli
o bölgeye yaptığı ihracatı engellemiş
hem de o bölgede iş yapan taşımacılarımızı iş yapamaz durumda bırakmıştır. Zira Suriye üzerinden transit geçilerek, Ürdün, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri,
Oman ve Yemen olmak üzere 8 önemli ülkeye karayolu ile taşıma yapılmaktaydı” diyerek hattın Türk nakliyecileri
ve ihracatçıları için önemine vurgu yapıyor.
Türk TIR’ları Mısır’da rehin tutuldu, ancak taşımalar kesintisiz devam ediyor. Herkes farklı şeyler söylüyor, yazıyor çiziyor. Peki Mısır taşımaları nasıl başladı? Taşıma operasyonu
nasıl gerçekleşiyor? Taşımalardaki son durum nedir? Sorunun çözümü için kim neler yaptı? Mısır’da yaşananları UND
Genel Sekreteri Ali Çiçekli anlatıyor.
100 bin adedi ikili 45 bin adedi de
transit olmak üzere toplam 145 bin taşıma yaptığımız Suriye’de yaşanan sorunlardan sonra hem nakliyeciler hem
de ihracatçılar büyük kayba uğradı.
Suriye’ye alternatif olarak açılan Mısır
Ro-Ro hattı, taşımaların devam edebilmesini sağlamıştı, ancak Mısır’da
da karışıklıklar başladı. 45 bin transit geçişin ancak 10 bin adedinin kaydırılabildiği Mısır hattı Ro-Ro şirketinin borçları, Mısır’daki iç karışıklıklar
Temmuz 2013
nedeniyle sorun yumağı haline geldi.
UND Genel Sekreteri Ali Çiçekli, hattın
nasıl açıldığı, nasıl işlediği, son durum
ve rehin olarak tutulan Türk TIR’larına
ait bilgileri anlattı.
Mısır taşımalarının nasıl başladığını anlatan Çiçekli, “2011 yılı sonlarından itibaren Suriye’de yoğunlaşan kaotik durumdan dolayı bu ülkeyi transit geçerek
Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri’ne
karayolu taşıma yapma şansımız kalmamıştır. Bu durum hem ülkemizin
Suriye’de devam eden iç savaşın ardından bölge ülkelerine ihracatın ve taşımanın devam edebilmesi için, UND,
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı’nın
Suriye’yi bypass ederek Mısır hattını
açtıklarını aktaran Ali Çiçekli “Buna
göre, Mersin’den ve sonrasında İskenderun Limanlarından Mısır’ın Port Said
Limanı’na araçlar Ropax Gemileri ile
taşındı. Port Said Limanı’na inen araçlar oradan karayolu ile Mısır’ın Kızıldeniz kıyısında olan Adabiya Limanı’na gidiyorlar, oradan tekrar bir başka feribota binerek Kızıldeniz’in karşı kıyısına
yani Suudi Arabistan’ın Duba Limanı’na
varıyorlar, buradan da karayolu ile varış yerlerine gidip yüklerini boşaltıyor ve
aynı güzergahı kullanarak geri geliyorlar” diyor.
ZOR BİR GÜZERGAH
Ali Çiçekli, bu güzergah ve operasyonunun kolay olmadığını söylüyor.
“Ama biliyorsunuz tek bir gemi ile Suudi Arabistan ve Körfez’e ulaşabilmek
19
için Süveyş Kanalı’nı geçip Kızıldeniz’i aşmak gerekir” diyen Çiçekli, Süveyş Kanalı gemi geçiş ücretlerinin (250 bin dolar) çok yüksek olması nedeniyle bu hattın
açıldığını kaydediyor. Bu güzergahın hayata geçmesinde diğer kamu kurumları
gibi özellikle Ekonomi Bakanlığı’nın ciddi
destekler verdiğini ve bu desteklerini sürdürdüğünü belirtiyor.
RO-RO HATLARI İŞLİYOR
Ali Çiçekli başlangıçta Sisa Denizcilik ve
Ala Makrani diye iki özel denizcilik şirketinin bu operasyonlara başladığını, daha
sonra UN Ro-Ro’nun AL Makrani şirketiyle işbirliği yaparak İskenderun’dan seferlere başladığını söylüyor. Hatta Ropax gemileri ile taşıma yapan Sisa Denizcilik’in
ve Ro-Ro gemileri ile taşıma yapan UN
Ro-Ro’nun hizmet vermeye devam ettiğini
ifade eden Çiçekli, taşımaların nasıl yapıldığını anlatıyor: “ Ropax gemisi ile taşıtlarla beraber sürücüler de aynı gemi ile
seyahat ediyor. Ro-Ro gemisinde ise sadece araçlar gemi ile gönderiliyor, sürücüler ise uçakla İskenderiye havalimanına götürülüyor ve oradan gemiyi karşılayıp araçlarını limandan alarak seferlerine
devam ediyorlar. Dönüşte de aynı şekilde
araçlarını gemiye verip uçakla Türkiye’ye
geliyorlar.”
SÜRÜCÜLER REHİN
Port Said Limanı’nda 101 TIR ve 14
Silobus’ın rehin tutulduğunu anlatan Çiçekli, olayın nasıl bu duruma geldiği ile
ilgili şu bilgileri paylaşıyor: “Ropax gemilerini işleten ve hattın başından beri faaliyet gösteren Sisa Denizcilik firması kuruluşundan itibaren çeşitli teknik ve finansman sorunları ile karşılaşmıştır. Bu sorunlardan dolayı özellikle Mart ve Nisan
aylarında uzun süreli beklemeler yaşanmış, araçların Türkiye’ye dönüşleri toplamda 40-50 günü bulmuştur. Buna yönelik olarak nisan ayı başında İskenderun
ve Mersin Limanlarında UND tarafından
sürücülere ve taşımacılara yönelik olarak bir dizi anket çalışması yapılmış; yaşanan sorunlar tespit edilmiş ve kamu ve
gemi şirketi ile paylaşılmıştır. Hattın daha
etkin hale gelebilmesi ve sorunların çözümü amacıyla Ekonomi Bakanlığı başkanlığında birtakım çalışmalar ve toplantılar da yapılmıştır. Ancak Sisa firmasının
finansal problemleri devam etmiş ve son
olarak iflas noktasına varıp operasyonlarını durdurmuştur. Tam bu sırada yani
haziran’da Mısır’da patlak veren olaylar
ve sonrasında yaşanan darbeden dolayı
araçların Mısır’da karayolu ile konvoy halinde seyahat etmelerinde bazı aksamalar
olmuştur. Konvoydaki aksamalar giderilip
Sorunun çözümüne
yönelik UND bünyesinde
UND Deniz Genel
Müdürü Mine Kaya,
UND Yönetim
Kurulu Üyesi Abdurrahim
Kılıç ve
Çalışma Grubu Üyesi
Mehmet Ezer’den
oluşan bir heyet
Mısır’a gitti.
rildiği için yine işlemlerin sonlandırılması da ilgili acentenin onayı ve başvurusu ile mümkün olabilmektedir. Edinilen bilgi doğrultusunda Mısır’da bulunan avukatlar ile bir araya gelinmiş ve hukuki destek alınmıştır. Diğer yandan,
ilgili hatta Sisa Denizcilik ile birlikte faaliyette bulunmak isteyen yeni
acente, alacaklı acente ve ticaret
müşavirliklerimiz ve Fahri Konsolos ile birlikte tekrar bir araya gelinmiş ve uzlaşma sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak, bundan da bir
sonuç elde edilememiştir.
güvenlik sağlanınca araçlar normal seyrine devam etmiştir. Ancak ne var ki, Sisa
operasyonlarını durdurma kararını açıkladığında bu firmanın gemisi ile giden 101
TIR ve 14 Silobus Türkiye’ye dönmek üzere
Mısır’ın Port Said Limanı’na varmıştır.
Bunun üzerine heyet, avukat ve
alacaklı acente ile bir araya gelinerek, taşımacıların bu olayda taraf olmadıkları ancak mağdur oldukları, buna yönelik olarak da acentenin araçları bırakması gerektiği konusunda ısrarlı olunmuştur. Görüşmenin sonunda Kahire’de yeni ve eski acente ve
UND heyetinin de bulunacağı bir
toplantı daha yapılmasına karar
verilmiştir. Bu nedenle, karayolu
ile Kahire’ye geçiş sağlanmış ve bu
vesile ile Kahire Büyükelçimiz ziyaret edilmiştir. Yapılan ziyarette girişimlerimiz hakkında bilgi verilmiş,
yapılacak çalışmalar paylaşılmıştır.
Sayın Büyükelçi ve Kahire Ticaret
ve Gümrük Müşavirlikleri her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade etmişlerdir. Acentelerle yapılan görüşmede, yeni acente alacaklı acenteye çeşitli alternatifler
sunmuş olmakla birlikte istenilen
anlaşma sağlanamamıştır. Buna
yönelik olarak avukatlar tarafından tavsiye edildiği üzere Port Said
Gümrük İdaresi ve Kahire Gümrük İdaresi olmak üzere eş zamanlı girişimler gerçekleştirilmiştir. Kahire Gümrük İdaresine UND Heyeti ile birlikte, Gümrük Müşavirimiz
ve Ticaret Müşavirimiz ve danışman avukatın katıldığı bir heyetle
ziyaret düzenlenmiş, sorunun çözümü konusunda ısrarlı olunmuştur. Ancak, gümrük idaresi tekrar
konunun gümrük tarafından çözümünün mümkün olmadığı, acente
değişikliği yapabilmek ve araçları çıkartabilmek için eski acentenin
feragat ettiğine ilişkin onayının olması gerektiği bildirilmiştir. Çünkü,
düzenlenen bütün belgeler, ordino
alacaklı acente adına yapılmıştır.”
SİSA’NIN BORCU VAR
Bu araçlar Port Said Limanı’nda Sisa’nın
Msırlı acentesi tarafından limanda durdurulmuştur. Zira acentenin Sisa’dan çok
yüklü bir mali alacağı olduğu belirtilmiştir. Bu alacağı da ödenmeden acenteliğini yaptığı bu araçların gümrük evraklarını teslim etmeyeceğini ve çıkışlarına müsaade etmeyeceğini ifade etmiştir. Yaşanan bu sorun ile ilgili olarak gerek Ekonomi Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı gerekse Kahire Büyükelçiliği ve Ticaret Müşavirlikleri her türlü görüşme ve çalışmalara yapılmıştır. Sisa firması yetkilisi ile de
ayrıca görüşülmüş ama her hangi bir sonuç elde edilememiştir. Oradaki araçların
UN Ro-Ro gemisi ile getirilmesi için organizasyon yapılmış ancak Sisa’dan alacaklı acente, alacakları ödenmeden evrakları vermeyeceğini ve araçların çıkışına müsaade etmeyeceğini açıkça ifade etmiştir.”
UND HEYETİ MISIR’DA
Sorunun çözümüne yönelik UND bünyesinde UND Deniz Genel Müdürü Mine
Kaya, UND Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahim Kılıç ve Çalışma Grubu Üyesi Mehmet Ezer’den oluşan bir heyetin Mısır’a
gönderildiğini aktaran Çiçekli, heyetin
öncelikle İskenderiye Ticaret Müşavirleri
ve Fahri Konsolosluk ile birlikte Port Said
Gümrük İdaresi Yetkilileri ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirdiğini söylüyor. Gümrük
idaresinden “konunun dışında oldukları “
bilgisinin alındığını açıklayan Çiçekli şunları söylüyor: “Verdikleri bilgiye göre tüm
işlemler alacaklı acente adına gerçekleşti-
ESKİ ACENTE ÇÖZÜME
YANAŞMIYOR
Temmuz 2013
20
GÜNDEM
Mutlu son
MISIR KRİZİNİ UND ÇÖZDÜ
UND, alacaklı acente ile
pazarlıkları yürüterek her bir
araç sahibinden 5 bin dolar ücret topladı. Kalan 910
bin dolar bedelin ise UND
tarafından ödenmesine karar verildi. Bu girişimle sürücülerin uzun süren mağduriyeti giderilirken, Mısır
ve Körfez ülkelerine yönelik
ihracat ile ilgili olarak ihracatçı firmalarda bir endişe
oluşmasının önüne geçildi.
UND Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte
çözüm için Mısır’a giden UND Deniz
Genel Müdürü Mine Kaya kamuoyuna
yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi:
“Çözüm için gittiğimiz Mısır’da 5 gün
boyunca sürdürdüğümüz çabalara
rağmen maalesef bir adım bile ilerleme kaydedemeden döndük. Türk Büyükelçiliğinin ve Ticaret Müşavirliği’nin
de her adımımızda yanımızda olduğu
ve destek verdiği girişimlerimiz sonuçsuz kalmıştır. Rehin alma işlemine sebep olan borç Sisa yetkililerinin ifadesine göre 1 milyon 600 bin, Mısır’lı
acente’ye göre ise 2 milyon 700 bin
Dolar tutarındadır. İki şirket arasında
çözülmesi gereken bu ticari alacak sebebiyle borçla hiçbir ilgisi olmayan ve
limanda gemi bekleyen yolcular rehin
alınmıştır.
Orada zor şartlarda bekleyen 94 sürücümüz mübarek ramazan gününde
sadece bir gemi işletmesinin borcu sebebiyle gerçekten zor şartlara maruz
kalmıştır. Her ne şekilde olursa olsun
bu sürücülerin mağduriyetine Ramazan bayramı gelmeden bir son verilmesi konusunda UND elinden gelen
tüm çabayı sarf etmiş ancak Mısır’daki
mevcut durumun da bir sonucu olarak yasal yollarla bir sonuç elde edememiştir.
Gelinen son durumda Mısır’da rehin olan sürücülerimiz ve onların
Türkiye’deki ailelerinin sıkıntısını çözmek konusunda kötü niyetli işletmeci-
Temmuz 2013
nin borcunun tarafımızca ödenmesi dışında başka bir seçenek maalesef kalmamıştır.
Derneğimiz, ihracat yükünü fedakârca
taşıyan ve İskenderun’dan 60 günden
bu yana ailelerinden uzakta olan sürücülerimiz ve ailelerinin daha fazla mağduriyet yaşamaması için sektöre ait olmayan bu borcun ödenmesi için alacaklı acenta ile pazarlıkları yürütmüş ve
her bir araç sahibinden 5 bin dolar ücret toplanmış kalan 910 bin Dolar bedelin ise UND tarafından ödenmesine
karar vermiştir.
Yapılacak ödeme ile Sürücülerimiz bugün serbest kalacak ve bayramı evlerinde geçirebileceklerdir.
MISIR ÜZERİNDEN TAŞIMALAR
DEVAM EDİYOR
Yapmış olduğumuz bu girişim, mağdur
olan sürücülerimizn kurtulması yanında
mısır ve körfez ülkelerine yönelik ihracat
ile ilgili olarak ihracatçımızda bir endişe
oluşmaması içindir.
İhracatçılarımız tedirgin olmasın, yaşanan bu problem genel olarak Türk
araçlarına ve tüm Mısır taşımalarına
yönelik olmayıp, sadece daha önce de
benzer sorunları ile ihracatçımızın mağdur olmasına sebep olan SİSA Denizcilik faaliyetleri ve borçları ile sınırlıdır.
İhracatçılarımız tedirgin
olmasın.İskenderun Mısır taşımaları aksatılmadan yapılmakta, Mısır’a
ve Mısır üzerinden körfez
ülkelerine yapılan ticaret
çift yönlü olarak sürdürülmektedir.
Halen bu güzergâh’ta yıllık 25 bin
araç kapasitesiyle faaliyetini sürdüren
bir işletme tarafından İskenderun Mısır taşımaları aksatılmadan yapılmakta,
Mısır’a ve Mısır üzerinden körfez ülkelerine yapılan ticaret çift yönlü olarak sürdürülmektedir.
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNUYORUZ
UND olarak, Üyelerimize de yaptığı toplu bilet satışları ile erken tahsilât
yapmış ve birçok üyemize karşı da borçlu durumda olan ve 94 sürücümüzün
Mısır’da rehin alınmasına sebep olan
işletme yetkililerinin bu konuda hiçbir
şey yapmaması ve elini kolunu sallayarak Türkiye’de geziyor olmasını kınıyor
ve ülkemizin dış ticaretine zarar vererek
sürücülerimizin ve araçlarımızın bir ayı
aşkın bir süre rehin alınmasına sebep
olan SİSA Denizcilik yetkilileri hakkında
suç duyurusunda bulunuyoruz.”
21
7 aylık çelik ihracatımız
8.6 milyar dolar oldu
Çelik İhracatçıları Birliği tarafından açıklanan 2013 yılı yedi
aylık verilerine göre; Türkiye’nin çelik ihracatı değer bazında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,8 gerileme ile
8,6 milyar dolar, miktar bazında ise yüzde 2,1’lik düşüş ile
11,4 milyon ton olarak gerçekleşti. Çelik sektörünün direkt
ihracatına diğer birliklerin faaliyet alanına giren demir çelik
ürünleri de eklendiğinde Türkiye’nin 2013 yılı yedi aylık dönemindeki toplam çelik ihracatı; miktar bazında 11,9 milyon tona; değer bazında ise 9,8 milyar dolara ulaştı. OcakTemmuz 2013 rakamlarına göre, bölgeler bazında ilk sırada 4,73 milyon tonluk ihracat ile Ortadoğu yer aldı. Ancak
Ortadoğu ülkelerinden Suudi Arabistan ve Mısır geçen yılın aynı dönemine oranla ihracatın en çok azaldığı iki ülke
oldu. Suudi Arabistan’a 2012 yılının ilk yedi ayında 1,10
milyar dolar ve 1,68 milyon ton olarak gerçekleştirilen çelik
ihracatı bu yıl aynı dönemde 590 milyon dolar ve 978 bin
tona düştü. Mısır’a gerçekleştirilen ihracat ise geçtiğimiz yılın ilk yedi ayında miktar bazında 509 bin tondan bu yıl 294
bin tona geriledi, aynı dönemler için değer bazında 350 milyon dolar olan çelik ihracatı ise bu yıl 195 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bölgeler bazında Ortadoğu’yu 1,76 milyon
ton ile Avrupa Birliği ve 1,22 milyon ton ile Kuzey Afrika izledi. Yedi ay içerisinde en çok ihraç edilen ürünler sıralaması
ise; 5,05 milyon tonla çubuk, 1,28 milyon tonla kütük, 1,07
milyon tonla boru, 1,01 milyon tonla sıcak yassı ve 970 bin
tonla profil olarak gerçekleşti. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre; 2013 Temmuz ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında, miktarda yüzde 9,8’lik bir düşüş
ile 1,43 milyon ton, değerde ise yüzde 11,3’lük gerileme ile
1,11 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bölgeler açısından incelendiğinde ise ilk sırayı 633 bin ton ile yine Ortadoğu aldı.
Bu bölgeyi 183 bin ton ile Avrupa Birliği ve 174 bin ton Kuzey Afrika izledi.
Temmuz 2013
22
UND’DEN
ŞURAYA EĞİTİM
DAMGA VURACAK
SEKTÖRÜN ÖNÜMÜZDEKİ 20 YILI 11.ULAŞTIRMA ŞURASI’NDA BELİRLENECEK. ŞURAYA EĞİTİM KONUSU DAMGA VURACAK. BAKAN YILDIRIM İNSAN
KAYNAĞI KAPASİTESİ ARTIRILMASI GEREKİYOR DERKEN, UND BAŞKANI
NUHOĞLU DA UND OLARAK DESTEĞE HAZIR OLDUKLARINI SÖYLEDİ.
Temmuz 2013
23
Hedef 2023 sloganıyla 27 Eylül - 1 Ekim 2009 tarihinde gerçekleştirilen 10. Ulaştırma Şurası’nda
ekonominin omurgasını oluşturan ulaştırma ve haberleşme sektörlerinin uzun vadeli ihtiyaçlarına çözümler aranmış ve 100 hedef belirlenmişti. 5-7 Eylül’de gerçekleştirilecek olan 11. Ulaştırma Şurası’nda 2035 yılı hedefler için sektörün yol haritası çıkarılacak. Sektör vize ve kota sorunları nedeniyle haksız bir rekabetin içinde hayatta kalma mücadelesi verirken, sektörün varolmasını ve sürdürülebilir büyümesini sağlayacak olan eğitim konusunda da önemli adımların atılması gerekiyor. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım 11. Ulaştırma
Şurası’nda insan kaynağı kapasitesinin artırılması için projeler ve hedeflerin ortaya konacağını
söylerken, UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ise “Yurt dışındaki sektör firmaları, üniversiteler veya enstitülerle bir araya gelerek rekabet gücünü artıracak ortak projeleri hayata geçiriyorlar” diyerek eğitim konusunun sektörün gelişimi için önemine dikkat çekti.
Binali Yıldırım
Binali Yıldırım: “İnsan kaynağı
kapasitesi artırılmalı”
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Binali Yıldırım UND’nin Sesi
Dergisi’ne yaptığı açıklamada gerçekleştirilecek olan 11. Ulaştırma Şurası’nda
2023 ve 2035 hedeflerinin tartışılacağını söyledi. Karayollarının fiziki altyapısına yönelik; otoyollar, bölünmüş yollar ve
tek yollar konusunda hedefler konacağını belirten Bakan Yıldırım “Aynı zamanda
ihracat ve ithalat hedeflerimizi karşılayacak taşımacılığın; insan kaynağı kapasitesi, fiziki kapasitesi, sektörün rekabet gücünü artıracak hedefler ve projeler şurada yer alacak” dedi.
Sektörün en büyük iki sıkıntısı vizeler ve
kotalar konusunun da şurada ayrı bir
başlık adı altında yer alacağının altını çizen Binali Yıldırım, şuraya yurt dışından
çok ciddi bir katılımın olacağına dikkat
çekerek, “Uluslararası taşımalarda yaşanan bazı engellemelerin; vizeler, sınır geçişleri, kotaların ayrı bir başlık altında görüşülmesi, değerlendirilmesi sektörümüzün geleceği için hayati öneme sahip”
diye konuştu.
2009 yılında yapılan 10. Şura’da ortaya konan hedeflerin büyük bölümünün
gerçekleştiğini de kaydeden Yıldırım, “O
yüzden yeni bir şura düzenlemeye ihtiyaç
Çetin Nuhoğlu
var” diyerek şurada alınan kararların önemine vurgu yaptı.
Halim Mete: “Vize sorunu başlı
başına bir faciadır”
TOBB Başkan Yardımcısı Halim Mete de
UND’nin Sesi’ne yaptığı açıklamada vize ve
kota sorunun şurada özel bir başlık altında
tartışılmasının önemini vurguladı. Bakanlığın son 4 yılda önemli gelişmeler kaydettiğini aktaran Mete, bu gelişmeler sayesinde
Türkiye’nin diğer ülkelerle arasındaki mesafenin açıldığını belirtti. 4 yıl önce gerçekleştirilen şurada alınan karaların birçoğunun
hayata geçirildiğini, şimdi yeni bir şura ile
önümüzdeki 4 yılın hedeflerinin konacağını
aktaran Mete, “Şuranın hazırlık çalışmalarına sadece bakanlık bürokratları değil, ilgili tüm sivil toplum temsilcileri katılıyor” dedi.
Mete,“Mutfakta yemek birlikte hazırlanıyor,
bu yemeği de yine hep birlikte yiyoruz” diyerek şuraya konunun tüm taraflarının katılımının önemine dikkat çekti.
Kota ve vizeler konusunun sektör için en
öncelikli konular olduğunu anlatan Halem
Mete “Gümrük Birliği üyesi olduğumuz için
malların Avrupa’da dolaşması serbest ama
bu malları oraya götürecek sektör mensupları vize alamıyor. Bu başlı başına bir faciadır. Sürücünün vizesi yok, malı satacak olanın vizesi yok, verilen vizeler 9 günlük. Biz
Halim Mete
kara nakliyecileri olarak, Türkiye’nin
ihracatında ve ithalatında önemli yer tutan sektör mensupları olarak en çok zarar gördüğümüz sorunların başında vize sonra da kota sorunu gelmektedir. Mücadelemizi kızmadan küsmeden sürdüreceğiz” diye
konuştu.
10. Ulaştırma Şurası’na 66 ülkeden
2 bin katılımcı, 376 panelist, 118 yabancı sektör uzmanı ve bilim adamı
ile 15 bakan katılmış; 28 çalıştay ve
33 panelden topla 3 bin öneri ortaya çıkarken 100 hedef belirlenmişti.
BAKANLIK KENDİ
DEĞİŞİMİNİ YAPTI
10. Şura’dan bakanlığın önemli değişikliklere imza attığını anlatan UND Başkanı Nuhoğlu, şura
sonrası bakanlığın kendi hedefleri
arasına aldığı ‘kurumsal dönüşüm’
çerçevesinde Teşkilat ve Görevleri
Kanunu’nun yenilenerek kendi kurumsal yapısında değişikliğe gitmesinin önemine değindi. Bu kuramsal yapı değişikliğinin faydaları hakkında bilgi veren Nuhoğlu Bakanlığımızın ismine ‘Denizcilik’de eklenerek, deniz taşımacılığı sektörünün de daha etkin destekleneceğiTemmuz 2013
24
DOSYA
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ‘Etkin Kamu-Özel Sektör Sinerjisi’nin ortaya konmasını istediklerini söyleyerek, özel sektör olarak kamunun en yakın destekçileri olduklarını belirtti. Nuhoğlu, “Bizleri ilgilendiren hususlarda elimizdeki tüm kaynakları seferber etmek; tüm kanallara ulaşmak ve lojistik desteği sağlamak meslek örgütlerimizin görevidir” dedi.
nin sinyalleri verilmiştir. Genel müdürlüklerin isimleri değiştirilerek, ‘Düzenleme’ fonksiyonlarını vurgulayacak şekilde Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğü yerine ‘Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’ olarak adlandırılmıştır. Bu sayede, demiryolu ile karayolu taşımacılığı alanlarının daha net
çizgilerle birbirinden ayrıldığını, ayrıca TCDD Genel Müdürlüğü dışında
yeni bir Demiryolu Düzenleme Genel
Müdürlüğü’nün kurulmasıyla her iki
sektörün de daha etkin şekilde yönetilmesinde bir adım atıldığını söyleyebiliriz” diye konuştu.
Nuhoğlu bu değişimin “TCDD’nin yeniden yapılandırma sürecini tamamlamak, özel sektör tren işletmeciliğine geçişi teşvik etmek ve TCDD’nin
işletme zararını sürdürülebilir seviyeye çekmek” hedefinin de bir stratejisi
olarak hayata geçtiğini söyledi. “Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Kanunu” ile farklı taşıma türlerinin desteklenmesi yönünde de önemli bir adım atıldığını aktaran Çetin Nuhoğlu, böylece altyapı işletmeciliği ile
operasyonların birbirinden ayrılacağını ve özel sektörde serbestleşme yaratılacağını kaydetti.
“Özellikle yurt içi taşımalarda, maliyet avantajının sağlanabildiği hatlarda intermodal, kombine ya da çok
modlu taşımaların olanaklı olması,
uluslararası çalışan firmalarımız için
Temmuz 2013
de önemli kazanımlar vaat etmektedir” diyen UND Başkanı, şunları söyledi: “Türkiye’nin Karayoluyla Tehlikeli Madde Taşımacılığına ilişkin ADR
Konvansiyonu’na 2010 yılında resmen
taraf olması ve halen Türkiye ile İspanya Hükümeti arasında süregelen bir Eşleştirme Projesi’ne (Türkiye’de İntermodal Taşımacılığın Güçlendirilmesi Projesi) de konu olan yeni bir ‘İntermodal/Kombine Taşımacılık’ mevzuatının
yürürlüğe konması planlarının zorunlu kıldığı üzere yeni bir genel müdürlük Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü adıyla
kurulmuştur.”
Türkiye’de
Intermodal
Taşımacılığın Güçlendirilmesi AB Eşleştirme Projesi’nin sürdüğünü kaydeden Nuhoğlu, “10. Ulaştırma Şurası hedefleri arasında yer alan Karayolu Akademisi’nin kurulması, Demir Yolu
Araştırma Enstitüsü’nün kurulması ve
Denizcilik ekonomisinde Ar-Ge payını ulusal hedefe paralel yüzde 2 seviyesine çıkarma gibi hedeflerin bir parçası olan, orta ve uzun vadede ise ulaştırma sektöründe hizmet vermekte olan
kamu kurum ve kuruluşlarının birikimlerinden de yararlanılarak, sektörün ihtiyacı olan mesleki eğitim almış, nitelikli
personel talebinin karşılanmasının yanı
sıra, sektörde yaşanan sorunlara çözüm
getirmek için gerekli bilimsel incelemeleri yapmak üzere en geç 2013 yılı so-
nuna kadar, Ulusal Ulaştırma Enstitüsünün veya merkezinin kurulması konusunda bakanlık bünyesinde “Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları
Merkezi Başkanlığı” adıyla yeni bir daire
başkanlığı da kurulmuştur” diye konuştu. Nuhoğlu sektöre yönelik çalışmalarda bilimsel veri ve yöntemlerden yararlanılmasını sağlayacak bu merkezin kurulmasını UND olarak desteklediklerini açıklarken “Bu merkezin yakın gelecekte hayata geçirilmesini dilediğimiz
“Ulaştırma/Lojistik Master Planı” projesinin de koordinasyonunu sağlayabilecektir” dedi.
Ulaştırmaya Ar-Ge
desteği verilmeli
Sektörel Ar-Ge projelerine daha aktif
maddi destekler sağlaması konusundaki girişimlerine karşın, bakanlığın Ar-Ge
fonunun, halen sadece bilişim ve haberleşme sektörüne yönelik destek çağrısı yayınladığını aktararak, “Yakın gelecekte, operasyonel ulaştırma projeleri
için de Ar-Ge desteği bekliyoruz” dedi.
Sektör ihtiyaçlarını karşılayacak
lojistik merkezler kurulmalı
Henüz büyük şehirlerde sektörün ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilecek nitelik
ve kapsamda (en az 2 taşıma moduna
etkin hizmet verir ve bağlantı sağlar konumda olan) bir lojistik merkezin kurulamadığı gerçeğini hatırlatan Nuhoğlu
25
şunları söyledi: UND olarak uzun yıllardır gündeme taşıdığımız “lojistik köyler ya
da merkezler” konusunda, halen Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı;
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ekonomi
Bakanlığı ve Sanayi, Bilim ve Teknoloji
Bakanlığı arasında ciddi bir yetki karmaşası söz konusu olup; bu durum konunun
tek merkezden idaresini ve koordinasyonunu güçleştirmektedir. Aynı zamanda,
lojistik merkezlerin Türkiye’de hangi noktalarda konuşlandırılması gerektiği, ihtiyacın hangi noktalarda olduğu, bu merkezlerin ihtiyaç duyulan yapıları vb. konularda ortak standartlar ve kurallar getiren
bir mevzuat da mevcut değildir.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın yeniden yapılanma süreci kapsamında Lojistik köy, merkez veya
üslerin yer, kapasite ve benzeri niteliklerini belirleyerek planlamak, kurulmalarına
ilişkin usul ve esasları belirlemek ve izin
vermek, gerekli arazi tahsisi ile altyapıların kurulması hususunda ilgili kuruluşları koordine etmek ve uygulamasını takip
etmek ve denetlemek konusu, Demiryolu
Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün görevleri arasında gösterilmiştir.
2005 yılında hazırlanmış olan Ulaştırma
Ana Stratejisi, henüz yetki karmaşası ve
mevzuat sorunu çözülmemiş olan lojistik
merkezler konusundaki fizibilite çalışmalarını da kapsayacak şekilde, daha geniş kapsamlı bir ‘Ulaştırma/Lojistik Master Planı’na dönüştürülmelidir. Bu yönde, TİM Lojistik Konseyi tarafından yayınlanan ‘Lojistik Master Planı Stratejisi’ temelinde, bu master planın hızla hayata
geçirilmesini, TCDD tarafından halen 19
noktada yürütülen ancak sektörün yapısal
ihtiyaçlarına tam anlamıyla yanıt vereceği
konusunda net olamadığımız lojistik merkezler konusunda bilimsel bir göstergenin
oluşmasını diliyoruz.”
Lojistik İstişare Kurulu
çalışmalarına desteğe hazırız
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı başta olmak üzere kamu otoritelerinin önemli bir kısmında sektörel paydaşlarla istişare sürecinde önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Çetin Nuhoğlu,
Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu, Demiryolu Koordinasyon Kurulu, Araştırma
Merkezi İzleme ve Yönlendirme Kurulu, İnternet Geliştirme Kurulu gibi sürekli kurulların oluşturulduğuna dikkat çektikten sonra, “Bakanlığımız bu çerçevede, 2012 yı-
lında, Türkiye’de farklı taşıma modlarının dengeli ve en verimli şekilde
bir arada kullanıldığı, küresel ulaştırma sistemine entegre bir lojistik
sisteminin tesis edilmesi, bu amaçla ilgili kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun sağlanması; lojistiğin geliştirilmesine yönelik plan
ve stratejiler oluşturulması; demiryolu, liman, karayolu gibi altyapı
yatırımlarının ülkenin lojistik ihtiyacı
doğrultusunda yapılması amacıyla
UDHB’nin koordinasyonunda lojistik ile ilgili kamu kurum ve kuruluşların yanı sıra özel sektör temsilcilerinin de katılımı öngören bir üst yapının (Lojistik İstişare Kurulu) oluşturulması yönünde çalışmalar başlatılmıştır. UND olarak, bu platformu
destekliyoruz, çalışmalarına her türlü katkıyı vermeye de hazırız” şeklinde konuştu. Nuhoğlu, Türkiye’de
İntermodal Taşımacılığın Güçlendirilmesi projesi kapsamında hazırlanmakta olan ve taslağı sektör ile
paylaşılmış bulunan Kombine Taşımacılık Yönetmeliği’nde kurulacağı
belirtilen Kombine Taşımacılık Daimi Platformu’nda da kamu ve özel
sektörden, kombine taşımacılığın
tüm paydaşlarının bir araya getirileceği bir yapının oluşturulmasının
planlandığını bu platformun, etkin
işletilirse faydalı olacağını anlattı.
Karadeniz’de de Ro-Ro hatları kurulmalı.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı desteği ile Akdeniz’de kurulan Ro-Ro hatlarının başarılı olduğunu, 2012 yılının ilk yarısında
Mersin’den Mısır’a ve Taşucu’ndan
Lübnan’a, sonunda ise Hayfa’ya,
Temmuz 2013
26
UND’DEN
yeni Ro-Ro hatları kurulduğunu, bu
süreçte UND’nin de kamu ile etkin
bir işbirliği sergileyerek temsil ettiği
sektörü adına Ortadoğu’ya yeni ulaşım seçenekleri oluşturulmasında aktif katkılar sağladığını aktaran Çetin
Nuhoğlu, “Aynı gelişmeleri, Marmara Denizi’nde kuzey-güney, doğu-batı
intermodal ulaşım hatlarının, bunlara
destek verebilecek Ro-Ro terminallerinin kurulması, Karadeniz’de de etkin
hizmet verebilen Ro-Ro hatlarının kurulması ve liman kapasitelerinin geliştirilerek sorunların hızla çözülmesi konularında da bekliyoruz” dedi.
EĞİTİME AYRI BİR OTURUM
OLMALI
Çetin Nuhoğlu, UND olarak Vizyon
2023 Arama Konferansı, Sektörel Değişim Platformu: Ulaştırma ve Lojistikte
Ortak Akıllı 2023 Tasarımı organizasyonu gibi etkinliklerle sektörün küresel rekabette ileri seviye taşınmasını ve
‘2023’te Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi’nde ilk 10 Ülke
arasına girmek ve Türkiye’nin 500
Milyar dolarlık ihracat hedefine katkıda bulunmak’ hedeflerini irdelediklerini belirttikten sonra “Ancak, sektörde eğitim konusunun şura kapsamında özel olarak, mümkün ise, ayrı bir
oturum kapsamında irdelenmesi gerektiğini düşünüyoruz” dedi.
Lojistik sektörünün genel performansında eğitim-öğretimin, Ar-Ge ve biTemmuz 2013
limsel çalışmaların öneminin çok büyük
olduğunun altını özellikle çizen UND
Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Sektörün, teknoloji giderek artan şekilde kullanan ve
lojistik maliyetleri düşürerek hızını arttıracak yeni sistemler geliştiren küresel
rakipleriyle boy ölçüşebilmesi için ciddi Ar-Ge çalışmalarına ve bu sistemleri
kullanarak değer yaratabilecek nitelikli insan kaynağına çok acil ihtiyacı var.
Lojistik eğitim-öğretimi alanında yapılacak iyileştirmelerle, teorik bilgilerin
sektörden pratik uygulamalarla destekleneceği üniversite-sektör işbirliği projeleri geliştirmek, ar-ge faaliyetlerini desteklemek gibi tedbirlerle bu insan kaynağını sektöre temin etmesi gerekiyor”
diye konuştu.
eğitimi güçlü ülkeler
ayakta kaldı
“Dünyanın en rekabetçi ülkesi İsviçre’ye
baktığımızda, en güçlü yönünün “inovasyon ve işgücü piyasasının etkinliği” olduğunu, bunu hemen ardından,
iş dünyasının rekabet gücünün izlediğini görüyoruz” diyerek eğitimin gücüne vurgu yapan Çetin Nuhoğlu AB’nin
üye ülkeleri bazında 2012 yılının inovasyon performansı sonuçlarına göre,
AB’nin inovasyon liderlerinin İsveç, Almanya, Danimarka ve Finlandiya olduğunu, Hollanda, Lüksemburg, Belçika,
İngiltere, Avusturya, İrlanda, Fransa,
Slovenya, Güney Kıbrıs ve Estonya’nın
bunun biraz altında inovasyon gerçek-
leştiren ülkeler olduğunu hatırlattıktan sonra “Ekonomik krizden en ağır
şekilde etkilenen ülkeler arasında yer
alan İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan ise AB ortalamasının altında kaldığı görülüyor” dedi.
“Bu veriler çok açık ve net bir şekilde, ekonomilerin büyümek ve daha
da önemlisi “rekabetçi” kalabilmek
için mutlaka ve mutlaka “Ar-Ge ve
İnovasyona” önem vermek ve yatırım
yapmak zorunda olduğunu doğruluyor” diyen Çetin Nuhoğlu, inovasyon karnesi en iyi olanların, Dünya
Ekonomik Forumu’nun Küresel Rekabetçilik Endeksi’nde de en üst sıralarda olduğunu söyledi.
sektörün bilimsel ve
standart eğitim ve
araştırma altyapısı yok
“İnovasyon ve Ar-Ge çalışmalarına
daha fazla destek verilmesi gerektiğini, bu kapsamda üniversitelerimizin sektörle işbirliği yaptığı projelerin her kesimden daha fazla destek
görmesi gerektiğini yineliyoruz” diyen Çetin Nuhoğlu, “Sanayi Bilim
ve Teknoloji Bakanlığımız tarafından
hazırlanan “Türkiye Sanayi Strateji Belgesi 2011-2014’te Türkiye sanayinin zayıf yönleri 16 başlıkta ele
alınırken, bunların en başında Nitelikli işgücü eksikliği, Ar-Ge, Teknoloji ve İnovasyon eksikliği”nin geldiği belirtiliyor. Türkiye ulaştırma ve lo-
27
jistik sektörü olarak diğer önemli eksikliğimiz “Bilimsel ve standart sektörel eğitim
ve araştırma altyapısının olmayışı.
Baktığımız zaman, lojistiğin stratejik öneminin bilincine varan Avrupa Birliği’nin
yüksek öğretim ve her alandaki Ar-Ge
çalışmalarıyla dünyanın en rekabetçi, bilgiye dayalı ekonomisi haline gelmeyi hedeflediği Lizbon Ajandası kapsamında 7.
Çerçeve Programı’nda “ulaştırma” için
özel bir başlık açarak bu alandaki Ar-Ge
projeleri için 4 milyar Euro fon ayırdığını,
bunun 2020 Ufuklar Stratejisinde 8 milyar dolara çıkarıldığı görülüyor” şeklinde
konuştu.
mesleki eğitimde
sorunlar var
Sektöre yönelik eğitim veren kurumların sayılarının son 10 yılda sürekli artış gösterdiğini belirten Çetin Nuhoğlu,
“Türkiye’de Lojistik öğretimi, üniversite düzeyinde 2000 yılından itibaren ilerleme kaydetmeye başladı. Bu alanda
UND önderliğinde, üyelerinin katkılarıyla ilk olarak İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu eğitim vermeye başladı. Aynı yıl Yeditepe Üniversitesi Meslek Yüksekokulu tarafından da
Uluslararası Taşımacılık Yönetimi ile ilgili önlisans eğitimi düzenlenmeye başladı. Bugün Türkiye genelinde 21 üniversitede lisans düzeyinde, 61 üniversite
bünyesindeki toplam 80 MYO’da lojistik öğretimi yapılıyor. Halen 12 üniversite yüksek lisans düzeyinde lojistik öğretimi gerçekleştirirken, sadece 4 üniversi-
LOJİSTİK EĞİTİM-ÖĞRETİMİNDE
TEMEL SORUNLAR VE İHTİYAÇLAR
- Küreselleşme sonucunda artan rekabete yanıt verecek yetişmiş insan
gücünün eksikliği
-Eğitim verebilecek Uzman ve yetkin eğitimci ve akademisyen sayısının
yetersizliği
- Yetersiz müfredat (lojistiğin çok disiplinli özelliği dikkate alınmıyor),
sektörün ihtiyaç duyduğu personel yetişmiyor
- Sektörel öğretimde yeknesaklığın olmayışı (müfredatların birbiriyle
uyumsuzluğu),
- Sektörde araştırma yetersizliği
- Sektörde uzmanlaşma yetersizliği
- Yerli ve yabancı kaynak (kitap, araştırma,tez vb.) yetersizliği
- Staj olanaklarının sınırlı ve yetersiz olması
tede lojistik ile alakalı doktora programı
mevcut. Her yıl bu alandan 6-7 bin öğrenci mezun oluyor ancak mesleki eğitim
ve öğretim her düzeyde ciddi sorunlarla
karşı karşıya” dedi.
LOJİSTİK ANA BİLİM DALI
OLMALI
Nuhoğlu eğitimlerin nasıl olması gerektiğini de anlattı: “UND olarak, 2023 hedeflerimiz doğrultusunda, lojistik eğitimöğretiminde MYO ve lisans düzeyinde,
sektörün insan sermayesi ihtiyaçlarına yanıt verecek nitelikte kişilerin yetiştirilebileceği, standart ve ideal bir müfredatın
oluşturulması, ayrıca üniversitesektör işbirliklerinin geliştirilmesi
ve sektöre yönelik çalışmalar yapacak akademisyenlerin yetiştirilmesi en önemli önceliklerimiz arasında. 11. Ulaştırma Şurası’nda
sektörde eğitim konusunun özel
olarak ele alınmasını, “Lojistiğin”
bir ana bilim dalı olması ve sektöre hızla akademisyen kazandırabilecek kolaylaştırıcı mekanizmaların devreye alınması başta olmak
üzere, Bakanlığımızın konuya çözüm odaklı yaklaşımlarını bekliyoruz” dedi.
Temmuz 2013
28
DOSYA
Lojistikte yeni rekabet alanı
VERİMLİLİK
LOJİSTİK SEKTÖRÜ ARTAN MALİYETLERİ DÜŞÜRMEK, REKABETTE BİR ADIM ÖNDE
OLMAK İÇİN VERİMLİLİKLERİNİ ARTIRMA YOLUNA GİDİYOR. MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ, HIZ VE KALİTEYİ ARTIRAN, SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMENİN YOLUNU AÇAN VERİMLİLİK İÇİN FİRMALARIN BİRÇOK ALTERNATİFİ BULUNUYOR. DEPOLAMADAN
SEVKİYATA, GÜZERGAH PLANLAMADAN ARAÇ SEÇİMİNE, LASTİK YÖNETİMİNDEN
DOĞRU AKARYAKIT KULLANIMINA KADAR BİRÇOK ALANDA YAPILACAK İYİLEŞTİRMELER DOĞRU YÖNETİM GÜCÜNÜ VE KARLILIĞI ARTIRIYOR.
Temmuz 2013
Depolardaki bir diğer
gider kalem ise enerji.
Özellikle soğuk hava
deposu bulunan firmalarda enerji giderleri oldukça yüksek.
Her firma doğru yönetilmek ister. Bunun
birçok yolu vardır. Ancak firmaların birçoğu aslında çok basit olan bu yöntemleri
çoğu zaman görmezler. Lojistik sektörü gider kalemi en fazla olan sektörlerin başında gelmektedir. Bu sebeple birçok alanda
iyileştirme yapılabilir. UND’nin Sesi Dergisi olarak hangi alanlarda verimlilik artışının nasıl sağlanacağını araştırdık.
AKARYAKIT
Lojistik sektöründe giderlerin en büyüğünü
akaryakıt oluşturuyor. Akaryakıtın toplam
giderler içerisindeki oranı yüzde 30’un üzerinde. Nakliyecilikte ise oran daha fazla ar-
tıyor ve yüzde 50’yi geçebiliyor. Bu konuda
akaryakıt dağıtım şirketlerinin ve özel kuruluşların sunduğu avantajlı ürünler devreye
giriyor. Sektörde fazla en kullanıma sahip
DKV çözümleri bu noktada önemli tasarruflar ve kolaylıklarla nakliyecilere destek
oluyor. UND ve DKV arasında yapılan işbirliği ile UND üyelerinin; akaryakıttan tren,
tünel, feribot ücretlerine kadar uzanan tüm
harcamalarında yüzde 9 ile yüzde 30 arasında tasarruf etmeleri sağlanıyor. Bu anlaşma sayesinde nakliyeciler marka bağımsız olarak Avrupa’daki 43 bin istasyondan
kaliteli akaryakıtı ucuza temin edebiliyor ve
bu süreci DKV Kart ile otomatize edip hem
takip, hem de güvenlik yeteneklerini artırıyorlar. Anlaşma, maliyet avantajlarının yanı
sıra olası kazalar, araç arızaları ve ceza durumlarında UND üyesi şirketlerin ‘DKV Yol
Yardım’ından yararlanmasını da kapsıyor.
Buna göre, tamir, bakım, çekici ve sürücüye nakit para temini gibi ayrıcalıklı hizmetlerden de yararlanılabilecek.
DKV’nin geçerli olduğu Avrupa çapındaki 43 bin akaryakıt istasyonu arasında yakıt fiyatlarını anlık olarak karşılaştırmaya
ve aracı doğrudan bu noktaya yönlendirmeye yönelik akıllı telefon uygulaması da
bulunuyor.
Uygulamanın istasyon aramalarının her
şirketin tercihleri doğrultusunda özelleştirilebilme, favori işaretleme, çok sayıda arama ve filtreleme özellikleri ile ön plana çıkıyor. Ayrıca Fransa’da Ekim 2013’te yürürlüğe girmesi beklenen yeni otoyol vergilerinin kaydedilip hesaptan düşülmesini
mümkün kılan DKV Box da nakliyecilere
önemli avantajlar sağlayacak.
Aydınlatma giderlerine
LED çözümü
DEPOLAMA VE DAĞITIM
MERKEZLERİ
Dünya mobil iş çözümleri lideri Intermec
tarafından yapılan araştırmaya göre depolar verimsiz iş akışından dolayı her yıl
2 bin 899 saat kaybediyor. Bir başka ifadeyle depolar yılın 120 günü çalışmıyor.
250 tedarik zinciri, depo ve dağıtım yöneticisinin katıldığı çalışmada, 8 saatlik
bir mesaide her bir işçinin üretkenliğinin,
verimsiz iş süreçleri yüzünden yaklaşık 15
dakika azaldığı ortaya kondu. 50 çalışanı bulunan bir depo için bu rakam yılda
2 bin 899 saati buluyor. Intermec Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas, kaybedilen saniye ve dakikaları yeniden kazanarak tasarruf elde etmek üzere, iş akışının ayrıntısıyla sürekli olarak gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi. Kafkas, depolar ve dağıtım merkezlerinin teknolojik
altyapılarını iyi oluşturmaları gerektiğinin
de altını çizdi.
Depo yönetim sistemi
En çok yükleme ve doldurmada zaman
kaybediliyor. Bu sürenin aşağıya çekilmesi için ise süreçlerin iyileştirilmesi şart. Bunun için de teknoji yatırımı gerekiyor. Malk
kabulünden sevkiyata kadar olan tüm süreçlerin en doğru şekilde yönetilmesi için
doğru Depo Yönetim Sistemi’ni kullanmak
gerekiyor. Bu sayede hatalar en aza inerken, personeller daha verimli kullanılıyor
ve ürün iadesinde azalma sağlanıyor. Çok
sayıda Depo Yönetim Sistemi bulunuyor.
Bunlar içerisinde size uygun, firmanızın ihtiyaçlarını karşılayan, teknik desteği güçlü
firmalardan biri seçilebilir.
LED aydınlatma sistemleri depo giderlerini düşürmek için en iyi alternatif. LED’ler yüzde 70’lere varan oranda fatura tasarrufu sağlıyor. Yıllık aydınlatma gideri 100
bin TL olan bir firma LED sistemleri ile 70 bin TL tasarruf sağlayabiliyor. Ayrıca depoları ihtiyacı olan ışığın altında veya üstünde ışıklandırmak iş kazalarına da sebep olabiliyor. Bu da can ve mal güvenliğini tehlikeye sokuyor. LED sistemi sunan firmalar ideal ışık sistemini çıkararak ışıklandırmayı sağlayabiliyorlar. Hatta raf arası ışıklandırma,
ürüne göre doğru ışık değerini sunmak gibi çeşitli çözümler bulunuyor.
LED sistemi kendini 6-7 ay gibi çok
kısa bir sürede amorti etmesi nedeniyle yatırım maliyeti yükünü ortadan kaldırıyor.
elektrikli ve hibrid (karma)
forkliftler ile tasarruf
Depolara ürün indiren, depo içi
30 DOSYA
ürün yerleştirmesini sağlayan, ürünleri
tekrar araçlara yerleştiren kısacası depoların karıncası olan forkliftler sürekli
hareket halindeler. Bu da yakıt giderlerini sürekli artırıyor. Dizel forkliftlerin
hem yakıt tüketimine olan etkisi hem
de çevreci olmaması nedeniyle özellikle forklift sayısı yüksek olan firmalar
elektrikli ve hibrid forkliftleri kullanarak önemli oranda tasarruf elde edebiliyorlar. Bu fortliftler kendini 2 yıl gibi
bir sürede amorti edebiliyorlar. Elektrikli forkliftlerin şarj edilmesi gerekiyor. Bu da yoğun iş temposunda beklemelere neden olabiliyor. Hibrid forkliftler hem dizel hem de elektrikle çalıştığı için kendini sürekli şarj edebiliyor. Böylece hem zamandan hem de
yakıttan tasarruf sağlanıyor. Bu forkliftler yakıt tüketimini yüzde 30 oranında
düşürüyor.
yor. Brisa ağır ticari araçlara hizmet verecek mobil servis tırı Mobilfix’i geçtiğimiz aylarda tanıttı. Dünyada ağır ticari araçlara yönelik olarak geliştirilen ilk mobil servis tırı özelliğini taşıyan Mobilfix’te bir lastik servisinde bulunması gereken tüm özellikleri barındırıyor. Filoların zamandan ve maliyetten tasarruf etmelerini ve iş sürekliliklerini koruyacak olan Mobilfix ilk etapta
İstanbul bölgesinde hizmet verecek.
Michelin Filo Çözümleri ise şu
ki en üst kalitedeki profesyonel işbirliğini sağlayan Fleet Online Solutions uygulamasının, ürünlerin teknik analizler
ile ilgili fazı olan Mobil Teknik Değerlendirme (FOS Mobile Techincal Evaluation) hizmeti, Haziran ayının başı itibarı ile Türkiye’de de hayata geçti.
Pirelli Fleet Solutions
LASTİK FİLO YÖNETİMİ
Akaryakıttan sonra nakliye giderlerinin en büyük bölümünü lastik oluşturuyor. Nakliye firmaları uzun yıllardır
kaplama yöntemi ile bu giderlerini düşürüyorlar. Lastik tedarikçileri ise nakliye firmalarına özel tasarruflu lastikler
ve filo yönetim uygulamaları ile avantajlar sunuyor. Brisa, Pirelli ve Michelin ve Goodyear nakliyecilere özel
sundukları hizmetlerle bu lastik yönetimini nakliyecilerin üzerinden alıyorlar.
Bu da iş süreçlerini hızlandırırken, güvenlik, hız ve karlığı artırıyor. Önemli
firmaların çoğu lastik filo yönetim hizmetlerini kullanmaya başladılar.
Brisa’nın
sunduğu Profleet; filo
anda birçok nakliyeciye tarafından kullanılıyor. Müşteriye yönelik tüm hizmet
kademelerinde tek bir muhatap sağlıyor. Michelin, kilometre başına faturalandırma, yol yardımı, raporlama, stok
yönetimi, lastik bakım yönetimi, filo yönetimi ve çözüme bağlı hizmetler sunan
Filo Çözümleri ile işletmelerin ana iş konularının dışında kalan lastik yönetimi iş
yükünü üzerlerinden alıyor. Düzenli raporlama, merkezi satın alma ve Avrupa
genelindeki tüm üslere yönelik standart
işlem sayesinde işletmelerin ana faaliyet
alanlarına ve konularına yoğunlaşabilmeleri için yardımcı oluyor.
Goodyear
müşterilerinin ihtiyaçlarının tümünü
karşılıyor ve sonradan ortaya çıkabilecek sorunlara karşı özel çözümler getiriyor. Müşteriye danışmanlık hizmeti
de veriliyor bakım hizmeti, karkas yönetimi, saha çalışması gibi çeşitli yöntemlerle filo müşterilerinin lastik yönetimini en doğru şekilde yapması sağlanıyor. Ayrıca Aspect hizmeti ile filo
analizi, lastik takibi hizmet de sunuluTemmuz 2013
hizmeti ile
’ın FleetFirst müşteri destek programları 20’den fazla
Avrupa ülkesinde 200 bini aşkın sayıda kamyona hizmet veriyor. Filo operatörlerine gerek duruş süresini, gerek
toplam sahip olma maliyetini düşürerek
yardımcı oluyor. Goodyear FleetFirst
birinci sınıf lastikler ve hizmet desteğinin
yanı sıra 24 saatulaşılabilen yol yardımı
sağlıyor. Yakıt ekonomisinin optimize
edilmesi ve lastik ömrünün uzamasının
yanı sıra etkili bakım ve süratli yol yardımı ile duruş süresinin azalmasını sağlıyor. Goodyear’ın,filo ve bayi arasında-
operatif maliyetlerde tasarruf, lastik
bakım ve yönetim kolaylığı sağlarken,
yakıt tüketimini düşürüyor. Pirelli’nin
24/24 arıza servisi, yakıt ekonomisi ve
lastik ömründe maliyet düşürücü yenilikçi çözümler, kilometrede maliyeti hesaplamada gerçekçi lastik izleme sistemi, tüm proses ve faturalama servisleri
için çevrimiçi çözüm, Pirelli lastik ömrü
yönetimi gibi çeşitli başlıklarda hizmet
sunuyor. Tüm bu hizmetler sonucunda lastik giderlerinde yüzde 40’a varan
oranda tasarruf sağlanabiliyor.
31
ARAÇ SÜRÜCÜ VE
ROOT PLANLAMA
Lojistik yöneticilerini belki de en fazla zorlayan ve süreç üzerinde tam kontrolün en
önemli olunduğu alan araç yüklenip yola
çıktıktan sonraki olan süreçler. Burada sürücü, yol ve ürün hakkında sürekli bilgi sahibi olunması gerekiyor. Ürünün zamanında gitmesi kadar, en az maliyetle gitmesi,
ürüne ve araca zarar verilmesi ve en uygun rotanın takip edilmesi gerekiyor. Bunun için araç takip sistemleri firmaları rahatlatsa da alınan anlık verilerin değerlendirilmesi, müdahaleye açık olması, sürekli
bir beslemenin olması gerekiyor.
Aşırı hızlı, yüksek devirli kullanım, aracın
uzun süre boşta çalışması, ani frenleme
gibi sürücü kullanım alışkanlıklarının kontrol edilmesi için gelişmiş birçok sistem bulunuyor. TIR’lara özel geliştirilen navigasyon sistemi ile araçların adres ararken gereksiz kilometre yapmasını ve hatalı araç
tipi ile uygun olmayan yola girilerek oluşabilecek cezai durumların önüne geçilmesi
gerekiyor. Dijital takograf bağlantısı ile de
hem şoföre hem de merkeze sürüş ve dinlenme saatlerini raporlayarak şoförlerin ve
araçların en optimum şekilde kullanılması sağlan sistemler bu noktada nakliyeciler için ideal bir çözüm sağlıyor. Tüm alının veriler, aktarılan raporlar ile operasyonun nasıl yönetildiği ortaya çıkıyor. Sonuçta da yapılan iyileştirmelerle nakliyeciler
kazanıyor. Burada özellikle dikkat edilmesi
gereken husus ise uluslararası nakliye için
geliştirilmiş takip sistemlerinin kullanılması.
Filo yönetimi için gerekli verileri gerçek zamanlı olarak depolayan ve arşivleyen bir
sistem olan Tırsan Telematik sistemi, GPS
üzerinden çalışan bir sistemdir. Kurulum
ve kullanım kolaylığı ile kullanıcılardan
tam not alan sistem, treyler filolarının yönetiminde verimliliği arttıran özel bir çözüm sunuyor.
Özellikle soğuk zincir taşımacılığında müşterilere sunulan uygulamalar, ürünlerin
tam ve eksiksiz teslimatının gerçekleştirilmesinde filolar için vazgeçilmez çözümler içeriyor. Sıcaklık verilerinin 18 aylık sürelerle kayıt edilerek arşivlenmesi, web tabanlı uygulama üzerinden raporlara her
an ulaşılabilir ve sıcaklık sapmalarının izlenebilir olması, filo yöneticisinin taşınan
yükün gerektirdiği alarm değerlerini, minimum ve maksimum sıcaklıkları, yakıt miktarı değerlerini sistem üzerinde kolaylıkla
takip ederek değiştirebilmesi bu özelliklerden bazıları.
DOĞRU ARAÇ SEÇİMİ
Türkiye TIR filosu büyüklüğünde Avrupa’nın
ilk sıralardaki ülkelerinden. Genç ve modern bir filoya sahibiz. Filolarda her mar-
kanın aracı bulunuyor. Ancak araç seçerken en önemli 3 kritere özellikle dikkat edilmesi gerekiyor. Tasarruf, servis hizmeti ve
ikinci el değeri. Nakliyecilerin birçoğu ilk
alım maliyetini düşünerek yatırım yapabiliyorlar. Ancak toplam maliyete bakıldığından önemli zararlar yaşayabiliyorlar. Treyler seçiminde de maliyetleri düşüren, daha
fazla yüklemenin yapıldığı, sağlam ve güvenilir firmaların tercih edilmesi gerekiyor.
Uluslararası normlara uygun üretim yapan
firmalar bu alanda önemli Ar-Ge harcamaları gerçekleştiriyorlar. Hafif ve daha fazla yükleme imkanı sağlayan treylerlerin verimlilik sağlaması açısından ilk tercih olarak
düşünülmesi gerekiyor.
hafif treyler avantajı
yüzde 2 yakıt tasarrufu
Treyler ağırlığı yakıt tüketimine etki ediyor.
Bu sebeple ağırlığı az olan treylerle taşıma
verimliliğinin artırılmasında önemli görev
üstleniyor. 1,5 tonluk daha az ağırlığa sahip bir treyler yakıt tüketimini yüzde 2 düşürüyor. Tırsan tarafından yapılan ve yakıt
tüketiminde önemli avantaj sağlayan hafif
treyler bu noktada öne çıkıyor. Kaliteli çelik kullanılarak imal edilen ve bazı kompenentleri alüminyum olarak üretilen bu treyler uzun kullanım ömrü sunuyor.
AERODİNAMİK ÇÖZÜMLER
Araçların sürtünme katsayılarını düşürerek yakıt tasarrufunu artıran sistemler ile bir
araçta yılda 13 bin TL’lik kar edilebiliyor.
Ekojet markası adı altında treylerlere özel
namik çözümler nakliyecilere önemli
bir tasarruf imkanı sunuyor. Bir araçta 13 bin TL tasarruf sağlayan sistem
(120 bin km’de) 100 araçlık filoda
kullanıldığında yıllık kar miktarı 1
milyon 300 bin TL’yi buluyor” dedi.
TASARRUFLU SÜRÜŞ EĞİTİMİ
Nakliye sektörüne yönelik birçok araç
üreticisi firma ve kuruluş tasarruflu
sürüş eğitimi gerçekleştiriyor. Doğru
araç kullanarak yakıt tüketimini yüzde
15 azaltmak mümkün. Araç teknoljilerinin gelişmesi, araçlara yeni özelliklerin eklenmesi nedeniyle bu eğitimlerin belirli dönemlerde yenilenmesi önemli. Her araç alımında sürücülerin araç hakkındaki tüm detaylara hakim olması için verilen eğitimlerden yararlanılması verimlilik için
çok önemli. Bu konuda yatırım yapan Omsan Lojistik lojistik sektörüne
yönelik geliştirilmiş ilk simülatör olan,
‘Emniyetli ve Ekonomik Sürüş Simülatörü’ yaptı. Simülatörün 6 DOF hareket serbestisi ve treylerde taşınan yükü
de simüle etme özelliği bulunuyor. Simülatör sürücülerin yetkinliklerini artırıyor ve yakıt tüketiminin düşmesine
yardımcı oluyor. Ayrıca trafik kazalarının önüne geçilerek can ve mal güvenliği de sağlanıyor.
Olası yol koşulları ve kaza riskleri karşısında sürücülerin deneyim kazanması, azami can ve mal güvenliğinin sağlanması ve çevresel felaketlere yol açabilecek risklerinin azaltılması için simülatör üzerinde bu tür kaza
durumlarına örnek teşkil edecek sanal yol ve yük koşulları oluşturuldu.
çözümler üreten APL Mühendislik Ar-Ge ve
Ür-Ge Müdürü Hamza Kesim, taşımacılık
sektöründeki giderlerin yüzde 40’ını akaryakıt oluşturduğunu belirterek “Bu sebeple
nakliye firmaları tasarruflu araçlar alarak,
yakıt tüketimini düşüren çözümleri kullanarak bu alanda iyileştirme yapmaya çalışıyorlar. Treyler ve çekçilerde kullanılan aerodiTemmuz 2013
32
UND İFTAR İSTANBUL
SEKTÖRÜN BİR ARAYA GELDİĞİ UND İFTAR YEMEĞİNDE
BİRLİK VURGUSU
UND’nin düzenlediği iftar yemeğinde UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ulaştırma master planının yeniden tasarlanması gerektiğini ifade ederek yüzlerce ‘stratejik
eylem planı’ hazırladıklarını belirtti. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, taşımacılığın ‘milli bir mesele’ olduğuna
vurgu yaparken AK Parti Ankara Milletvekili Bülent Gedikli,
‘sektörün neferiyiz’ ifadesini kullandı. İftar yemeğinde ayrıca IRU Onur Nişanı Sürücü Ödülleri ve IRU Karayolu Şirketi Tepe Yöneticileri Ödül Töreni de gerçekleştirildi. UND, iftar yemeğini ‘Güçlü Türkiye, Güçlü Lojistik’ mottusuyla gerçekleştirdi.
Uluslararası
Nakliyeciler
Derneği
(UND) 24 temmuz 2013 tarihinde İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde iftar
yemeği düzenledi. İftar yemeğine AK
Parti Ankara Milletvekili Bülent Gedikli, AK Parti İstanbul Milletvekili Osman
Aşkın Bak, İstanbul Vali Yardımcısı Harun Kaya, İstanbul Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bölge Müdürü Hamza Demirdelen, TCDD İstanbul Bölge
Müdürü Hasan Gedikli, İran İş Konseyi
Temmuz 2013
Başkanı Ali Osman Ulusoy, TOFED Genel Başkanı Mehmet Erdoğan, UTİKAD
Genel Başkanı Turgut Erkeskin ve TİM
Başkan Vekili Ahmet Akbalık’ın yanı sıra
sektörün önde gelen temsilcileri katıldı.
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, sorunların aşılması konusunda
birlik vurgusu yaparken AK Parti Ankara
Milletvekili Bülent Gedikli, iktidar olarak
sorunların çözümünde ‘paydaş’ olacaklarını ifade etti.
UND İCRA KURULU BAŞKANI
FATİH ŞENER: TAŞIMACILIK
HERKESİN MİLLİ MESELESİDİR!
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener,
son 10 yılda ihracatın 4 kat arttığını belirterek, “Dünya ticareti duvarları kaldırıp liberalleştikçe, gümrük duvarları kaldırıldıkça üretim performansı çok
iyi olmayan ülkeler Türkiye gibi ihracatla kalkınmaya karar vermiş ülkeleri engellemeye engellemeye çalışıyorlar. Ta-
33
şımanın demek sadece biz nakliyecilerin
değil ülkemizin de asıl meselesidir. Bu
durum, milli bir meseledir. 2023’te 500
milyar dolar ihracat hedefi koymuş olan
Türkiye için taşımacılık milli, çok önemli bir mesele olarak karşımızda. Bugün
her zamankinden daha fazla beraber olmaya, daha birlik olmaya ihtiyacımız var.
Ortak akıl, ortak fikir yürütmeliyiz. Hepimiz aynı geminin içindeyiz, mutlaka işbirliği gerçekleştirmemiz gerekiyor” dedi.
Birlik vurgusunda bulunan Şener sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizi başarılı olmaktan
alıkoyan yapısal problemleri kamuyla işbirliği içerisinde çözmeliyiz. Son 10 yılda ihracatımızın 4 kat artmış olması ihracatçısı, ulaştırması, gümrüğü, sürücüsü,
patronuyla hepimizin başarısıdır. Daha
büyük başarılar için birlik ve beraberlik
içerisinde olmalıyız. UND olarak başkanından, en alttaki takım arkadaşlarımıza kadar taşıma sektörünün sorunlarını
çözmeye kararlıyız ve çalışmalarımızı bu
doğrultuda ilerletiyoruz.”
DAF Truck Güneydoğu Avrupa ve Merkezi Asya Bölge Müdürü Mark Minumi
DAF Truck Güneydoğu Avrupa ve Merkezi Asya Bölge Müdürü Mark Minumi,
nakliye sektöründe maliyetlerin yüksek olduğunu belirterek, “Dünyanın en büyük
ağır ticari imalatçılarından biri olan DAF
Truck gerek ağır vasıta gerekse de otomobil alanında çalışmalarını sürdürüyor.
Avrupa’da binin üzerinde bayiye hizmet
veren DAF Truck, dünyanın birçok yerinde bayilerine ve müşterilerine yedek parçadan tutun da birçok alana kadar hizmet sağlıyor. DAF, Avrupa’da pazar payını büyüterek ikinci konuma gelmiştir.
DAF, Almanya’da birinci ithalatçı konumdadır. Çekicide lider konuma ulaşmak
için var gücümüzle çalışıyoruz ve bu konuda kararlıyız. Geçen yıl itibarıyla DAF,
Avrupa dışındaki pazar payını yüzde 25
artırmıştır. DAF-Tırsan işbirliği ise Türkiye
pazarında son derece önemlidir. Avrupalı müşterilerimiz Euro 5 ve Euro 6 araçlarımıza sonuna kadar güveniyorlar. Bu
güven, müşteri memnuniyeti de bizim için
büyük bir mutluluk veriyor. Günümüzde nakliye sektöründe karlılık payı giderek azalmıştır. DAF olarak nakliyecilerimizi düşünerek işletme maliyetini azaltıyoruz. Araçlarda maliyetleri minimuma indiriyoruz” dedi. Müşteri memnuniyetine
ayrı bir özen gösterdiklerini ve bu konuda çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade
eden Minumi, “Müşteri memnuniyeti bizim için son derece önemli bir hale geldi.
Avrupa’nın tüm noktalarında müşterilerimizden aldığımız geri bildirim sonuçları bizim için çok önemli. Bu geri bildirimlerden çıkan sonuç yüzde 7 yakıt tasarru-
fu sağladığımızı gösteriyor. DAF, filo çekicisi dalında da en iyi seçildi. Bu ödül, bizim
için son derece sevindiricidir. DAF, ATE serisi ile gücüne güç kattı. Türkiye pazarında daha iyi bir noktaya gelebilmek için bugün olduğu gibi yarın da daha çok çalışacağız” dedi.
UND YÖNETİM KURULU
BAŞKANI ÇETİN NUHOĞLU:
ULAŞTIRMA MASTER PLANI’NIN
YENİDEN TASARLANMASI
GEREKİYOR
Türkiye’de çok hızlı bir değişim ve gelişim
olduğunu ifade eden UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Türkiye’de çok
şeyler değişti, Türkiye ciddi bir gelişim içerisinde. Türkiye’de artık 19 lojistik üssü
konuşuluyor. Türkiye’nin ihracatı 2002’de
36 milyar dolarken şu an 150 milyar dolar. 2023 yılında 500 milyar dolar olması hedefleniyor. Otobanları, yatırımlarıyla, ihracatıyla Türkiye sektör ve ülke adına takdire şayan bir konumda. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Hepimiz biliyoruz ki yapılacak daha çok şey
var. Bu 500 milyar dolarlık hedefe ulaşmak için yan yana gelmeli, beraber hareket etmeliyiz. Mesela Ulaştırma master
planının yeniden tasarlanması gerekiyor.
Hem malların ihracatında hem de hizmetlerin ihracatında aktif rol alabilmemiz için
planlama yapılması şart. Oluşmuş olan bu
yeni Türkiye’nin bundan sonra da istikrarlı bir şekilde ilerleyebilmesi için uluslararası
nakliyeciler olarak birlik ve beraberlik olarak hareket etmeliyiz” dedi. Nakliye sektöründe engeller olduğunu ifade eden Nuhoğlu, birlik vurgusu yaparak sorunların
birlik ve beraberlik olgusuyla aşılabileceği-
nin altını çizdi. Nuhoğlu, “Önümüzde engeller var. Bunları aşmalıyız.
ROLA’yı aşmamız gerekiyor. Biz,
hala Avusturya’yı trenle geçen tek
Avrupa devletiyiz. Yıllar önce mahkum edildiğimiz bu durumdan kurtulmamız gerekiyor. Prangalarımızdan kurtulmamız gerekiyor. Malların serbest dolaşımını engellemeye
çalışan Avrupalılara karşı planlı hareket etmeli, bu engeli ortadan kaldırmalıyız. UBAK kriterlerini çözmemiz lazım. UBAK’ların kullanımı konusunda bize yapılan dayatmaların birebir aynısını biz de yapmalıyız. Dünya Ticaret Örgütü’nün kabul ettiği 5. maddeye göre malların
dolaşım hakkının engellenmemesi lazım. Kamuyu arkasına alan yabancı taşımaların haksız rekabetini
engellememiz lazım. Bunu yaparken de hakkımızla, uygulamalarda
eşitlikle yapmamız lazım. Ulaştırma
Bakanlığı’ndan eşit şartlarda rekabet edebileceğimiz şartların oluşturulmasını bekliyoruz. 6 yıl içerisinde yüzlerin üzerinde eylem planlarımız olacak. 24-25 Ağustos tarihinde gümrüklerle bir araya gelerek her üç ayda bir önümüzdeki engellerin kaldırılması konusunda çalışma yapacağız. Hazine ile bir araya gelerek 14-15 Eylül tarihinde bir
arama konferansı ile sigorta konusunu konuşacağız. Daha sonra taşıma hukukunu ve üzerimize karabasan gibi çöken iş mahkemelerindeki davalarla ilgili çalışma, adalet bakanlıklarımız ve TOBB ile beraber bir çalışma yapacağız” dedi.
Yapılan çalışmalar sonucunda sektörün kazanan taraf olacağını ifade
eden Nuhoğlu UND ve TOBB arasındaki iş ve güçbirliğine de işaret
ederek TOBB UND Şirketi’nin sektöre hizmet sunduğunu söyledi.
TOBB UND ŞİRKETİ
Bu zamana kadar UND olarak sektörün kalkınması için işbirliği gerçekleştirdiklerini kaydeden UND
Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu, “İki konunun altını çizmek istiyorum. Bunlardan ilki TOBB UND şirketi. TOBB UND, bir sene olmasına rağmen 5 milyar teminat sağlamıştır. 270 trilyon teminat mektubu gümrüklerdedir. Ve sektörümüze
yüzde 70 TIR karnesine göre daha
ucuz maliyet sağlamıştır. TOBB
UND’nin kurucularına, bu fikri ortaya çıkaranlar ve bu yatırımı yapanlara teşekkür ederim” dedi.
Temmuz 2013
34
UND İFTAR İSTANBUL
SAKIN ŞİRKETLERİNİZİ
SATMAYIN!
Sektörde çok önemli işler yapıldığını
kaydeden Nuhoğlu, “İkinci olarak şunu
söylemek istiyorum. Sektörümüze güvenelim. Sektör ve bizler çok önemli işler yapıyoruz. Türkiye; çağdaş, gelişen,
ekonomik dönemde hala herkesin yerlerde süründüğü bir dönemde başını dik
tutan bir ülkedir. Bizim performansımız
tüm vatandaşlarımız için önemlidir. O
yüzden sizlerden ricam sakın şirketlerinizi satmayın” yorumunu kullandı.
AK PARTİ ANKARA
MİLLETVEKİLİ BÜLENT GEDİKLİ:
SEKTÖRÜN NEFERİYİZ
Siyasal ve finansal istikrarın kalkınmanın
temeli olduğu ifade eden AK Parti Ankara Milletvekili Bülent Gedikli, “UND, taşımacılık sektörünün en köklü derneği ve
bir marka. Benim gerek başkan ile gerekse de sektörle tanışıklığım çok eskilere
dayanıyor. Biz, anlayış olarak sektör sorunlarını birebir görüşerek çözmeye çalışıyoruz. Hükümet olarak koyduğumuz
hedeflerin gerçekleşmesinde UND çok
önemli bir yere sahip. 2023 hedeflerimize ulaşabilmek için UND’ye ve diğer sektörlere daha fazla iş düşüyor. 2002 ila
2012 yılları arasında ihracatımızı 4 katına çıkarmışız. 2023’e kadar ihracat hedefimizi 4 katına çıkmalı. Bizler, hükümet
ve milletvekilleri olarak bu konuda sektöre destek vermek ve gereken adımları
atmak durumundayız. Bizi de sektörünüzün bir temsilcisi olarak görebiliriz. Bizler, sektörün bir neferiyiz. Sizden aldığımız enerji ile sorunları gerek bakan arkadaşlara, gerek ilgili bürokratlarımıza gerekirse sayın başbakanımıza iletebiliriz. Türkiye firmaları artık küresel ligde oynamaya başladı. Bu firmalarımızın
daha da artması için plan ve projeler gerekiyor. Kamu ve özel sektör işbirliği yapmadan bu işleri başaramayız. Dünya, artık eskisine göre çok daha zor. Ekmek artık aslanın ağzında değil adeta midesinde. Bütün bunları başarabilmemiz için de
siyasi istikrar gerekiyor. Siyasi istikrarla,
finansal istikrarla bunu yakalayabiliriz.
2013’te yüzde dörtlük bir büyüme hedefimiz var. Büyümek demek, gelirimizin
artması demek” dedi. Avrupa’da ekonomik anlamda ciddi bir çöküşün olduğunu ifade eden Gedikli, Türkiye’de yüzde
4 seviyesinde bir büyümenin hedefleniyor olmasının son derece önemsenmesi gereken bir durum olduğunu söyledi.
Gedikli, büyüme hedefinin gerçekleşebilmesi için birlik olunması gerektiğini de
sözlerine ekledi.
Temmuz 2013
IRU YÖNETİM KURULU ÜYESİ
İZZET SALAH: KAMYONLARIN
GEÇTİĞİ HER YERDE REFAH ARTAR
Bütün engellemelere rağmen karayolunun en önemli taşıma modeli olduğunu
belirten IRU Yönetim Kurulu Üyesi İzzet
Salah, “UND ile beraber IRU olarak vurguladığımız üzere meslektaşlarımızın dinamizmi, sabrı olmadan bir yere varmak
mümkün değil. Karayolu taşımacılığı
tüm dünyadaki malların dolaşımını sağlıyor. Karayolu taşımacılığı tüm dünyadaki engellemelere rağmen bir numaralı taşıma modudur. Karayolu, kuş uçmaz
kervan geçmez dağ köylerinden; en cıvıl
cıvıl kent merkezlerine kadar uzanmaktadır. Kamyonların geçtiği her yerde refah artar. Bugün Avrupa’da dolaşan tüm
malların hacim olarak yüzde 75’i değer
olarak yüzde 90’ı TIR’larla taşınmaktadır. Bu rakamlar mesleğimizin ne kadar
önemli olduğunu gösteriyor. Avrupa’da
yaşayan her şahsa her gün karayolu ile taşınan 100 kg. eşya ulaşmaktadır. Bu da yılda 18 bin ton eşyaya tekabül etmektedir. İhracatımızın değer olarak yüzde 40’ı, miktar olarak yüzde 30’u
karayolları ile taşınmaktadır. Taşımacılık hizmetlerinin Türkiye ekonomisine yıllık katkısı 13 milyar dolar olarak ifade
edilmektedir. Taşıma kotaları, çileli araç
kuyrukları, vizeler, konsolosluklarda ve
elçiliklerde kapılarda çekilen eziyetler vs.
sektörümüzün kanayan yarasıdır. Irak’ta
yüze yakın sürücümüz hayatını kaybetmişti. Suriye’de durum pek farklı değil.
Yine Mısır’da izin bekleyen 90’dan fazla aracımız var. IRU, son 18 yıldır karayollarında güvenliğin artırılması ve mesleğin prestijinin geliştirilmesi için uluslararası karayolu eşya taşımacılığı şirketleri tarafından aday gösterilen profesyonel sürücüler arasında uygun bulduklarına ‘IRU Onur Nişanı’ ödülü vermektedir.
Geçen yıl, 25 ülkeden 1041 profesyonel sürücü IRU yönetim kurulunun yaptığı değerlendirmeden başarıyla geçerek
2012 yılı IRU profesyonel sürücü onur nişanı ödülüne layık görülmüştür. IRU olarak yine yöneticilere de sektöre verdikleri emeklerinden dolayı ödüller verilmektedir” dedi.
IRU VE UND’DEN
EN İYİLERE ÖDÜL!
Gecede, IRU* UND Karayolu Nakliye Şirketi Yılın Tepe Yöneticisi, ve Yılın
Sürücüsü Ödülleri de sahiplerini buldu.
Yılın Sürücüsü ve Yılın Tepe Yöneticisi
ödül törenlerinin açılış konuşmasını IRU
Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Salah yaptı. Salah, “Nakliyecilerimizin yurtdışındaki elçileri, profesyonel sürücülerimiz
ve içinde bulunduğu sektörü 1 adım ileri taşıma vizyonuna sahip bulunan yöneticilerimizi buradan kutluyorum, sektörümüz sizlerle daha güçlü yerlere gelecek” dedi.
YILIN TEPE YÖNETİCİLERİ
BAYKARA VE ATAMAN
IRU Karayolu Nakliye Şirketi Tepe Yöneticisi Ödülü IRU Yönetim Kurulu tarafından kararlaştırılmış olan ödül kriterleri doğrultusunda son 3 yıldır alanında uzman sektör temsilcilerine veriliyor. Meslek ilkelerine saygılı, kurumsallığa önem veren, içinde bulunduğu sektörü bir adım ileri taşıma vizyonuna sahip bulunan ve bunu tüm çalışmalarıyla ortaya koymuş olan 10 yöneticiye İftar yemeğinde ödülleri verildi. 10 yönetici arasından eşit puana sahip olan Murat
Baykara ve Tuğbay Ataman büyük ödüle
layık görüldü. Tepe yöneticilerine ödüllerini UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, AK Parti İstanbul Milletvekili Osman Aşkın Bak, Ulaştırma ve Ha-
35
berleşme Bakanlığı İstanbul Bölge Müdürü Hamza Demirdelen, IRU Yönetim Kurulu Üyesi İzzet Salah takdim etti.
YILIN SÜRÜCÜSÜ OMSAN’DAN
Araçları güvenli şekilde kullanan, çalışmakta oldukları şirketlere ve meslek kurallarına bağlılık gösteren 25 ülkeden
toplam 1041 Profesyonel Sürücü, IRU
Yönetim Kurulu’nun yaptığı değerlendirmeden başarıyla geçerek “2013 Yılı IRU
Profesyonel Sürücü Onur Nişanı” ödülünü almaya hak kazandı. Türkiye ise bu
ödülü almaya hak kazanan 82 Profesyonel Sürücü ile tüm IRU üyesi dernekler arasında ilk sıralarda yer aldı. TÜVTURK sponsorluğunda gerçekleştirilen
ödül töreninde 82 sürücüye onur nişanları, UND İstişare Kurulu Başkanı Bahaddin Karakuş tarafından verildi. IRU
Onur Nişanı kazanan sürücüler arasında seçilen Yılın Sürücüsü ise OMSAN
Lojistik firması sürücüsü Hasan Narman
oldu. Narman’a, 2 bin 500 TL değerindeki “Yılın Sürücüsü” ödülü UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve
sektör duayeni Ali Osman Ulusoy tarafından takdim edildi.
YILIN SÜRÜCÜSÜ ÖDÜLÜ ALMAYA HAK
KAZANAN SÜRÜCÜLER
1) Balnak Nak. ve Loj. Hizm. Tic. A.Ş.
Abdullah Çalışkan, Ahmet Tuğ, Aydın Çalışkan; Cevdet Sever, Mehmet Hadi İnan,
Nuri Ergen.
2) Barsan Global Lojistik ve Gümrük
Müşavirliği A.Ş.
Muharrem Ateş, İsmail Arıcı, Mehmet Pehlivan, Şirin Öztürk, Vahit Karbuz.
3) Çağ Nakliyat Tic.ve San. A.Ş.
Basri Ataş
4) Eyüp Lojistik Uluslararası Kara ve
Deniz Nakliyat Ticaret A.Ş.
Ahmet Yaşar, Ali Şahbudak, Enver Koçak
Özdemir, Maho Özçelik, Mehmet Özkent,
Şaban Gündeş.
5) Gülsan Ulus. Taş. Ltd. Şti.
Hikmet Beyaz, Mustafa Kılıç, Necmettin Akbay
6) Mars Lojistik Ulus.Taş.Dep.Dağ. ve Tic.
A.Ş.
Adnan Kara, Adnan Koçlar, Ahmet
Akdağ, Ali Yalçın, Aytekin Akdeveci,
Aziz Güneş, Bülent Koç, Cemil Aktaş, Dursun Kamalak, Erdoğan Keser, Güneri Yaşar, Halil Geleş, Hayri Hamarat, Hüseyin Ali Özen, İbrahim Üstündağ İsmail Can, İsmail
Sağdıç, Mehmet Emin Katran, Mustafa Önal, Ramazan Cengiz Ağma,
Sadık Gültekin, Şafak Muzaffer Üzenir, Salih Şahin, Salim Yılmaz.
7) Omsan Lojistik A.Ş.
Yüksel Kırgözoğlu, Adil Günay, Adnan Çelik, Bayram Şahin, Celil Varış, Hamit Gözübatık, Mehmet Bozkurt, Mümin Karaca, Nevzat Aktaş, Ramadan Mutlu, Tahsin Eldemir, Ali Narman, Cemali Akbaş, Erdoğan Günal, Feti Tilbe, Halil İbrahim Bozkan, Hasan Narman, İsmail Ünsal, İsmet Altın, Kamuran Gülter, Metin Taylan, Ömer Oğuz, Orhan Karakaya, Rasim Kiliç, Yusuf
Yücel Özkan.
8) Pay Nakliyat İnş. Turz.
San.ve Tic. A.Ş.
Akın Abacı, Cahit Özsoy, Mustafa
Günülal.
9) S.S.Ulus. Kaynaslı Mot.Tas.
Koop.
Ramazan Yirmibeş
10) Sağlık Transport Nakliye
ve Ticaret Ltd.Şti.
Hayrettin Türkyolu
11) Troyka Uluslararası Nakliyat
ve Tic.A.Ş.
Habib Kabakçı, Mehmet Bal, Ömer
Fırat Akalın, Zekeriya Kurt, Nuri
Vatan, Mürteza Alican.
12) Ulusoy Ulusl. Nak.ve Tic.A.Ş.
Metin Saral
IRU UND YILIN TEPE YÖNETİCİSİ
ÖDÜLÜ ALMAYA HAK KAZANAN
YÖNETİCİLER:
Adnan Ağaçlı (Ağaçlı Petrol Ve Tic. Ltd.
Şti.), Ahmet Uzel (Balnak Nak. Ve Loj. Hiz.
Tic. A.Ş.), Ali Ahmet Yüksel-(Yüksel Ulus.
Taş. Turz. Ve Tic. A.Ş.), Ferhat Selamoğlu (
Selamoğlu Nak. Ve Tic. A.Ş.), Fethi Çapar(
Martı Trans Ulus. Nak. Tic. A.Ş.),Hasan
Bakımcı( Bkm Lojistik Taşımacılık Tic. Ltd.
Şti.), Kemal Gül ( Gülsan Ulus. Taş.), Murat Baykara (Baynak Ulus. Nak. Turz. Dış
Tic. Ltd. Şti.), Memik Hilmi Taner( Şahin
Nak. Ve Tic. San. A.Ş.) ,Tuğbay Ataman
(Kıta Ulaş. Hiz. Tic. A.Ş.)
Temmuz 2013
36
UND İFTAR ANKARA
Ulaştırmanın tüm tarafları
UND iftarında buluştu
UND, İstanbul’un ardından ikinci iftar yemeğini 29
Temmuz’da Ankara’da gerçekleştirdi. Yemeğe tüm kurmayları ile birlikte katılan
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım önemli açıklamalarda
bulundu. Yıldırım, “Toplam
dış ticaretimiz 400 milyar dolar. Eğer sizler, taşımacılar olmasaydınız ihracatta bu denli hızlı ve önemli bir yükselişi yakalayamazdık” dedi. Çetin Nuhoğlu ise “lojistiğin 10.
Kalkınma Planı’na girdiğini,
Eylül ayında gerçekleştirilecek 11. Ulaştırma Şurası’nda
önümüzdeki 4 yılın stratejilerinin belirleneceğini belirterek, Lojistik bundan sonra
yapılan tüm planların içinde
olacak” dedi.
Lojistik her planın içinde olacak
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, lojistiğin 10. Kalkınma
Planı’na girdiğini belirterek 2014-2018 yıllarını kapsayan
plan dahilinde lojistiğin nakliyecilikten lojistik merkezi mantığına oturduğunu söyledi. “Lojistik bundan sonra da bütün
planların içinde olacaktır” diyen Nuhoğlu, 5-7 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek olan 11. Ulaştırma Şurası toplantısının sektör için önemine değinerek uzun vadeli plan yapabilmenin yaratacağı faydaya vurgu yaptı. Nuhoğlu, “2009 yılında gerçekleşen 10. Ulaştırma Şurası’nda sektör hakkında düşünceler yazıldı, yol haritaları çizildi, öncelikler belirlendi ve 3
bin 500 konu masaya yatırıldı. Bunların birçoğu çözüldü, birçoğu için ise çalışmalar devam ediyor. Eylül ayında gerçekleşecek olan 11. Ulaştırma Şurası için de çalışmalar yoğun şekilde sürüyor. Önümüzdeki 4 yılın strateji haritası oluşturulacak. Uzun vadeli plan yapabilmek, bu palanı sektörle paylaşabilmek, sivil toplum örgütlerinin katılımını sağlamak, sektör
firmalarının rekabet dünyasında elde ettiği birikimleri masaya
yatırabilmek ve onların gelecekte ihtiyaç duyacakları stratejileri yapmak bizim arzumuzdu. Bu hayran kaldığımız bir yaklaşımdır” diye konuştu.
Temmuz 2013
İhracat hedefi için lojistik
planlar yapılıyor
2018 yılı için konulan 277 milyar dolarlık ihracat hedefini ve bu hedef için planlanan tüm altyapı çalışmalarını öven Çetin Nuhoğlu, “Bu ihracat için; hangi bölgeden,
hangi altyapı kullanılarak, hangi taşıma moduyla, hangi
mal hangi ülkeye gideceği planlandı. Gelecekte ihtiyacımız olan budur” dedi. Bu plana göre; taşama modlarının
tayin edilmesinin, intermodal taşımalardaki ihtiyaçların çıkarılmasının, deniz-karayolu bağlantıları ile ulaştırma koridorlarının oluşturulmasının öneminin altını çizen UND
Başkanı şunları söyledi: “Bu palanlara göre artık çok net
söyleyebiliyoruz ki; 2018 yılında 277 milyar dolarlık ihracatı yapabilecek altyapıyı bugünden planlıyoruz. Sadece 2018 hedefi değil, temel hedeflerimizden olan 2023
yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefini de konuşuyoruz. 2002’den 2012 yılına kadar 36 milyar dolardan
4 kattan fazla artışla 152 milyar dolara yükselmiş olan
bu ihracatın 152 milyardan 2023 yılına 500 milyar dolara taşınması konusunda çok daha güven verici rakamlarımız var.”
37
Lojistik 40 milyar dolarlık
hizmet ihracatı yapacak
500 milyar dolarlık ihracat hedefi içerisinde hizmet ihracatının önemli bir yer
tuttuğunu vurgulayan Çetin Nuhoğlu, şu
anda 40 milyar dolar olan hizmet ihracatının 2023 yılında 150 milyar dolara çıkarılacağını kaydetti. UND Başkanı turizm sektöründen sonra en fazla döviz getiren sektörün lojistik olduğunu ve
2023 yılında sektörün yapacağı hizmet
ihracatının 40 milyar dolar olarak belirlendiğini aktardı.
500 milyon dolarlık kayıp
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı’nın yaptığı çalışmaları takdir
eden UND Başkanı, “Son yıllarda yapılan altyapı yatırımları, işbirlikleri özellikle doğu-batı ekseninde oyuncu olmamızın en güzel örneklerini sizlerin döneminde gördük” diyerek yapılan çalışmalardan
övgüyle bahsetti. 2002 yılında Türkiye’nin
UBAK’ta Arnavutluk ile aynı sıradayken
bugün ikinci sıraya geldiğini hatırlatan Nuhoğlu, yeni düzenleme ile 5 binden fazla
aracın UBAK Belgesi geçişine sahip olarak Avrupa’ya taşımacılık yaptığını belirtti. Ancak 3. Ülkelerde bu belgelerin kullanılamamasının Türkiye açısından önemli bir kayıp olduğunu açıklayan Nuhoğlu,
“Bu araçlar Türkiye’nin ihracatını karşılamak için değil iki yabancı ülke arasındaki taşımacılıkta bu belgeleri kullanmalarını isterdik. Gönül isterdi ki, Almanya’dan
Rusya’ya, İtalya’dan Kazakistan’a taşıma
yapıp senede minimum 500 milyon Euro
döviz getirme şansı yakalayabilseydik.”
Konuşmasının son bölümünde karayolu
taşımacılarının hak ettikleri değeri alamadıklarından bahseden Nuhoğlu, “Bugün karayolu taşımacıları olarak, kamyoncu olarak çok iyi algılanmamış olabiliriz, çok iyi imaj vermemiş olabiliriz, denizciler kadar, havacılar kadar yaptıklarımız duyulmayabilir, çok iyi bir pr’ımız
yok. Ama sayın Bkanımın da dediği gibi
lojistik ve taşımacılık olmazsa olmaz. Buradaki arkadaşlarımız bu ülkenin gerçek
neferleridir. Gerçek taşıyıcılarıdır” diye
konuştu.
Taşımacılık Büyümede
Lokomotif Rol Oynuyor
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım,
taşımacılığın doğumdan ölüme kadar tüm süreçlerde olduğunu ifade ederek, “Türkiye’nin büyümesinde taşımacılık lokomotif bir rol oynuyor” dedi.
İftar yemeğinde konuşan Bakan Yıldırım,
“UND’nin geleneksel hale getirdiği iftar
yemeklerinde sektörle bir araya gelme,
sorunları konuşma, değerlendirme şansını yakalıyoruz. Eskiden biz, bir buçuk yılda bir bakan değiştiriyorduk. Sizin zamanınızda 10 yıldır aynı bakan var. İstikrar diye
buna diyoruz. Bir ülkenin gelişmesinde istikrar son derece önemli. 1992-2002 yıllarına baktığımızda Türkiye’nin ortalama
büyümesi on yıl içerisinde yüzde 45’de kalmış. 2002-2012 yıllarına baktığınızda ise
büyüme 3 kat artmış” dedi. Bütün göstergelerin böyle olduğunu ifade eden Bakan
Yıldırım, bunun arkasında istikrar, güven
ve siyasal istikrarın olduğunu söyledi. Bakan Yıldırım, “ABD’de ve AB’de yaşanan
krizler eğer istikrar olmasaydı bizi belimizden bükerdi. Ama siyasi istikrar sayesinde
biz büyümemizi sürdürdük. Türkiye, büyümesini sürdüren beş ülkeden biri. Bunun
önemini sizler çok iyi biliyorsunuz. Ülkemiz ne kazandıysa istikrardan kazandı. Karayolu taşımacılığını daha hızlı, daha rekabetçi yapılması için altyapı sorunlarımızı
hallettik. Uluslararası arenada daha güçlü olabilmek için sorunları aşmaya çalıştık.
Türkiye’nin şehirlerarası yol ağının önceki
dönemlerde yüzde 6’sı bölünmüş yol
iken 10 yıl içerisinde yüzde 40’lara
yaklaştı bu oran. Bölünmüş yolların ekonomiye geri dönüşümü yılda 14.5 katrilyon. Yollardaki zaman
kaybı ve buradaki kayıp yakıt 14.5
katrilyona denk geliyor. 3 milyon ton
karbondioksit daha az havaya veriliyor. Türkiye, filosunu çevreci araçlarla zenginleştirirken bir yandan da
yol standardını iyileştirerek çok konuşulacak bir ülke olma yolunda
ilerliyor. Bölünmüş yollar devreye
girmeden önce ölümlü kazada ortalamamız 5.72 idi. Bölünmüş yolların devreye girmesiyle beraber ölümlü kazada ortalamamız 2.71’e düştü. Üstelik o günden bu güne trafik
iki kat arttı. Yüzde yüzün üzerine çıktı ve bu oranı 2.71’e düşürdük. Bölünmüş yol aynı zamanda hayat demektir. Motorlu araç sayısı 8 milyondan 17 milyon küsur seviyesine yükselmiştir” dedi.
Taşıma Olmasıydı İhracat
Bu Kadar Artmazdı
Türkiye’nin son 10 yıllık süreçte ih-
Temmuz 2013
38
UND İFTAR ANKARA
Binali Yıldırım ve Çetin Nuhoğlu tüm masaları tek tek dolaştılar.
racatını katlayarak artırdığını kaydeden Bakan Yıldırım, “Toplam dış ticaretimiz 400 milyar dolar. Eğer sizler, taşımacılar olmasaydınız ihracatta bu denli hızlı ve önemli bir yükselişi yakalayamazdık. Türkiye, bugün deniz, hava ve kara taşımacılığında çıtayı yükseltmiştir. Eskiden 6 vilayetimizi bölünmüş yollarla birbirine bağlarken şimdilerde bu sayı 74. 2002 yılında sadece 400 bin uluslararası taşıma varken bugün bu rakam 1.5 milyonun üzerine çıkmış. İhracatımız, ithalatımız, dış ticaretimiz gelişirken taşıma sektörü hem gelişmiş hem de
dış ticaretimizi geliştirmiş. Taşımacılık,
Türkiye’nin zenginleşmesinde lokomotif rol oynamış. Taşımacılık, sektörün
milli gelir içindeki payını yüzde 13’ten
yüzde 15.5’e çıkarmış. 2003 yılında
141 kotamız var, 586 UBAK belgemiz
var. 2013 yılında UBAK belgesi 4 bine
yaklaşmış. 2014 yılında da UBAK belgesi 4 bini aşacak. Biz, taşımacılığı ticaret olarak görmüyoruz. Taşımacılık,
ticaretin gelişmesi için bir araç. Ama
bazı ülkeler taşımacılığı hala bir ticaret
olarak görüyor ve oradan geçen kamyonlardan, TIR’lardan 3-5 kuruş almaya çalışıyor. Bakanlık olarak bu sorunların aşılması için uğraşıyoruz. 58 ülke
ile anlaşma yaptık. 2002 yılında sadece 11 ülkeyle serbest taşımacılık anlaşmamız varken bugün bu sayı 24’e
çıkmış. Hedefimiz bu anlaşmalı olduğumuz 58 ülke ile de serbest taşıma
yapabilmek. Bu engellemeler sektörümüzün rahat hareket etmesini engelliyor. Türkiye, uluslararası taşımacılıkta dünya arenasında aktif rol alan bir
ülke konumuna gelmiştir. Biz, bu yaTemmuz 2013
pının değişmesi için 2.5 yıl süren bir
çalışma yaptık. Türkiye olarak filomuzu gençleştiriyoruz. Şu ana kadar ticari hayatını dolduran araçlarımızın yerine
104 bin araç aldığımızı rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Teknik gelişmelerle ülkemiz
büyüyor ve gelişiyor. Araç muayene sistemimiz eskiden bir faciaydı. Şimdi kurduğumuz bu yeni sistemle kamu özel
ortaklığı ile devletimize para kazandırıyoruz. Denetim istasyonlarındaki birçok problemi çözerek taşımacılık sektörümüzün daha efektif bir şekilde hizmet
vermesini sağladık. 75 tane denetim istasyonumuzla Avrupa’yı bile kıskandıracak seviyedeyiz. 2003 yılında 934 uluslararası taşımacılık yetki belgesi mevcutken bu rakam 3 bin olmuş. Demek
ki üç kattan fazla artış var. 2003’te 25
bin çekicimiz 60 bine ulaşmış. 36 bin
civarındaki yarı römork-römork sayımız
75 bine ulaşmış. Bütün bu parametreler Türkiye’nin dış ticaretine paralel taşımacılık sektörünün arttığını gösteriyor.
Nakliye sektörüne doğuştan ölüme kadar ihtiyaç var. Nakliye olmadan hiçbir şey olmaz. Eğer taşımacılar olmazsa
dünyanın yarısı açlıktan yarısı da soğuktan ölür” ifadesini kullandı.
bunu 1.5 yılda asgari kapasite şartlarını yerine getirmeniz gerekiyor. Belge
yenileme ücretini yüzde 5’e düşürdük
ve bunu önümüzdeki 10 yıl içinde belge yenileme ücreti yüzde 5 oldu. Taşımacılığı serbestleştirmeye başladık.
Demir yolu, deniz yolu ve hava yollarında serbestleşmeyi sağladık. Bizim
eskiden yaptığımızı elimizden alarak
bizden rol çalmaya çalışan birçok ülke
var. Lojistik, bundan böyle daha rekabetçi olacak. Maliyetleri burada çok
iyi hesap ederek kombine taşımacılık yapmamız lazım. Zaman ve maliyet
kayıplarının önüne geçeceğiz. Uyumlu
çalışmamız lazım. Burada kamu kendine düşeni, özel sektör de kendi üstüne düşeni yapacak. Demiryolunun
serbestleşmesiyle karayolu taşımacılığı yapan şirketlerimizin demiryolu taşımacılığına da kafa yorması gerekiyor. Hükümet olarak her zaman kendimizi sektörün bir parçası gibi gördük
ve ‘biz taşımacılık yapsaydık nasıl yapardık’ sorusunu sorarak kararlar aldık. Bu kararlarımız ile de sektör yenilenmiş, profesyonelleşmiş oldu. İşimiz bitmedi, yeni hedeflere ulaşmak
için çalışıyoruz” dedi. Yıldırım, 5 Eylül
Ulaştırma Şurası’nda 2018 ve 2023
hedeflerini konuşacaklarını; hedeflerle yönetim alışkanlığını Türkiye’ye kazandırdıklarını ifade etti.
Sektöre Katkı Sağlayacak
İki Yenilik
Yeni düzenlemeler yaptıklarını vurgulayan Bakan Yıldırım, bu düzenlemelerle sektöre kolaylık sağladıklarını ifade ederek, “Asgari kapasite sağlama şartlarında 90 günlük bir
süre sağlanıyordu. Bu sürede kapasite şartları sağlanmıyorsa yetki belgesi iptal oluyordu. Bunu, 540 güne çıkardık. 5 yıllık bir belge mi veriliyor,
Yılın Tepe Yöneticisi ödülünü kazanan ancak İstanbul’daki etkinlikte
ödül alamayan Adnan Ağaçlı’ya ödülü Ankara’da İzzet Salah tarafından takdim edildi
39
‘Türkiye Ticaret Merkezleri’ geliyor!
Türkiye Ticaret Merkezleri’nin iş dünyasına hizmet vereceğini belirten Bakan Çağlayan,
özellikle ABD ve Asya-Pasifik gibi uzak bölgelere ihracat yapanlar açısından önemli bir
destek mekanizması görevini göreceğini dile getirdi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan,
ihracatçılara yönelik yeni bir destek
mekanizması üzerinde çalıştıklarını
belirterek, “Türkiye Ticaret Merkezleri” adıyla merkezler kuracaklarını bildirdi. Çağlayan, Ankara Sanayi
Odası’nın (ASO) Temmuz ayı Meclis Toplantısı’nda iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarına “empati ile
değil sempati ile yaklaştığını” ifade
ederek, “ASO çok kutsal bir mekan.
Yenilenmiş yönetim kurulu ve meclis
üyelerinin ASO’nun geçmişinde olduğu gibi ülke meselelerinde, ekonomi meselelerinde sadece üretimin tarafında olarak katkılar vere-
ceğinden endişem yok” diye konuştu. İhracatla ilgili yeni bir destek mekanizması üzerinde çalıştıklarını belirten Çağlayan, “Türkiye Ticaret Merkezleri” adıyla merkezler kuracaklarını bildirdi. Özel sektör üst kuruluşlarının da işin içinde olacağını ve merkezlerin iş dünyasına hizmet vereceğini belirten Çağlayan, özellikle ABD
ve Asya-Pasifik gibi uzak bölgelere ihracat yapanlar açısından önemli
bir destek mekanizması görevini göreceğini dile getirdi. Danışmanlığın
merkezlerin önemli hizmetleri arasında olduğunu anlatan Çağlayan, “Bununla ilgili düzenleme ilgili kurumlar
onayladıktan sonra Türkiye’nin gündemine gelecek” dedi.
“Bürokratik
engeller azaltılacak”
Hükümet olarak çok önemli çalışmaların arifesinde olduklarını anlatan Çağlayan, son Bakanlar Kurulu toplantısında 2 saate yakın yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda sunum yaptığını anımsattı. Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’ın sanayi ve sanayicinin rakabet gücünün artırılması, engellerin kaldırılması, bürokratik engeller konusun-
da gerekli çalışmaların hızlandırılması ve girdi maliyetleri konusunda düzenlemeler yapılmasına ilişkin talimat verdiğini ifade etti. Başbakanlığın bürokratik engellerin getirdiği maliyetler konusunda analiz yaptıracağını bildiren Çağlayan, bu anlamda çok önemli düzenlemeler yapılacağını söyledi.
‘KOBİ’lere özel bir kredi portföyü
oluşturabilir’
Yatırımların desteklenmesi için finansman desteğinin önemine de değinen
Çağlayan, bu desteği sağlayacak olan
bankaların vatandaşın, sanayicinin canını yakma ve paradan para kazanma arayışı içerisinde olduklarını söyledi. Bankaların çok ciddi faiz dışı gelirleri bulunduğunun altını çizen Çağlayan, “Sıfır maliyetli işler için işlem maliyeti alıyorlar. Bankacılık kesimi de elini
taşın altına koymalı, insaflı davranmalı.
Hepimiz aynı gemideyiz” diye konuştu.
Bankacılık sisteminin yeni yatırım yapacaklara ve KOBİ’lere destek vermesi gerektiğini belirten Çağlayan, Türkiye’nin
maliyetlerinin azalması ve yatırımcının
düşük maliyetli kredilerle yatırım yapması adına faizlerin düşük olmasını istediklerini dile getirdi.
Toplantıya UND Başkanı Çetin Nuhoğlu ve İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener de katıldı.
Temmuz 2013
40
ANALİZ
Fortune 500’de lojistik
firmaları şaha kalktı
Ekonomi Dergisi Fortune’nin Türkiye’nin en büyük 500
Şirketini belirlediği “Fortune 500”de TÜPRAŞ 47 milyar
99 milyon lira net satış ile ilk sırada yer aldı. ‘Fortune
500’ listesinde lojistik sektörü ‘ben de varım’ dedi. Listede 12 lojistik firması yer aldı.
Türkiye, son yıllarda ihracatta hızlı bir
ivme yakaladı. Türkiye ihracatının gelişmesinde en büyük paylardan biride lojistik sektörüne ait. Tüm engellemelere
ve sorunlara rağmen Türkiye lojistik sektörü büyümeye devam ediyor. Bunun en
güzel örneklerinden biri de Fotune 500
Listesi... Türkiye’nin önde gelen ekonomi dergilerinden Fortune, “Fortune
500” listesini açıklandı. TÜPRAŞ’ın 47
milyar 99 milyon 89 bin lira net satışla ilk sırada yer aldığı listede, bu şirketi 20 milyar 202 milyon 160 bin lira ile
OMV Petrol Ofisi ve 17 milyar 139 milyon 179 bin 569 lira ile Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.(TEDAŞ) izledi. 2011 listesinde yer almayan Türkiye Elektrik Ticaret ve Taahhüt ise 15 milyar 455 milyon lira net satış geliri ile 2012 listesine dördüncü sırada girdi. Türk Hava
Yolları’nın beşinci sırada yer aldığı listede, net satış gelirini yüzde 10 artırarak
14,7 milyar liraya çıkarmasına rağmen
Opet üç sıra gerileyerek 2012 listesine
altıncı sırada girebildi. Türkiye Elektrik
İletim’in 14,7 milyar lira net satış geliriyle yedinci sırada yer aldığı 2012 lisTemmuz 2013
tesinde, 12,7 milyar lira net satış gelirine
sahip olan Türk Telekom, üç sıra gerileyerek sekizinci sıraya düştü. Shell & Turcas Petrol 12,2 milyar satış geliriyle listede dokuzuncu sırada yer alırken, geçen yıl satış gelirini yüzde 25 artıran Arçelik ise 10,5 milyar lira net satış geliriyle
2012 Fortune 500 listesine onuncu sıradan girdi. Fortune Türkiye Finans Editörü
Kenan Şanlı’dan aldığımız bilgilere göre;
Fortune 500 şirketlerinin net karı yüzde
26,5 artarak 31 milyar 532 milyon liraya yükselirken, toplam ihracatları da aynı
dönemde yüzde 1,2 artarak 135 milyar
52 milyon liraya çıktı. Fortune 500 şirketlerinin net satışları geçen yıla göre yüzde
11,2 artarak 614 milyar 977 milyon liraya yükselirken, esas faaliyet karları ise
yüzde 12,6 azalarak 35,4 milyar liraya
düştü. Geçen yıl Fortune 500 şirketlerinin finansman giderleri yüzde 34,4 düşerken, faaliyet dışı giderleri yüzde 40,6,
faaliyet dışı gelirleri ise yüzde 18,9 azaldı. Esas faaliyet karı gerilerken, net karın artmasında faizlerin düşmesi nedeniyle gerileyen finansman giderleri ve faaliyet dışı gelirler etkili oldu.
THY, ihracatta lider
Fortune 500 net satışlarından yüzde 29,2
pay alan ilk 10 şirketin yedisi, petrol ve
enerji sektöründe faaliyet gösteriyor. Sektörler bazında ise Fortune 500 net satış gelirlerinden en yüksek payı yüzde
17,4’le petrol ve türevleri üretim ve dağıtım sektörü aldı. Bunu yüzde 13’le enerji
sektörü takip ederken, yüzde 5,7’yle metal döküm üçüncü sırada yer aldı. THY,
geçen yıl ihracat gelirlerini yüzde 11,8 artırarak 12 milyar 644 milyon liraya çıkardı. Bu rakamla listede en çok ihracat yapan şirket olan THY’yi, yüzde 23,8 artışla 10 milyar 87 milyon lira ihracat geliri
elde eden TÜPRAŞ takip etti.
“1 milyar liranın üzerinde satış
gelirine sahip şirket sayısı 111”
Fortune 500 Türkiye listesinde son sırada yer alan şirketin net satış geliri
195,7 milyon liraya ulaşırken, listede
1 milyar liranın üzerinde satış gelirine
sahip şirket sayısı 2012 yılında 111’e
yükseldi. “Fortune 500 ABD” listesinin zirvesinde yer alan Wal-Mart Stores
469 milyar 162 milyon dolar net satış
41
gelirine sahip. Merkez Bankası 2012 ortalama dolar kuru baz alınarak yapılan
hesaplamada, Fortune 500 Türkiye’nin
toplam satışları 343 milyar 102 milyon
dolar. Buna göre, Türkiye’nin en büyük
500 şirketinin net satışlarının toplamı
Wal-Mart Stores’un yüzde 73’üne denk
gelirken, Fortune 500 Türkiye şirketlerinin tamamı Fortune 500 ABD listesine
üçüncü sırada girebiliyor. Fortune 500
şirketlerinin, 2011 yılında 918 bin 720
olan çalışan sayısı, geçen yıl 55 bin 934
artarak 974 bin 654’e çıktı. Fortune 500
listesinde net satışlar sıralamasına göre
ilk 10 şirket şöyle: Fortune 500 şirketlerinin net kârı yüzde 26,5 artarak 31 mil-
yar 532 milyon liraya yükseldi. Esas faaliyet kârı gerilerken, net kâr artışında, faizlerin düşmesi nedeniyle gerileyen finansman giderleri ve faaliyet dışı gelirler etkili oldu.
ÇALIŞAN SAYISI ARTTI
Fortune 500 şirketleri, 2010 ve 2011 yılında olduğu gibi 2012 yılında da çalışan
sayısını artırdı. 2011 yılında 918 bin 720
olan Fortune 500 şirketlerinde çalışan sayısı, geçen yıl 55 bin 934 artarak 974 bin
654’e çıktı. Küresel krizin en sert yaşandığı ve faturanın çalışanlara çıkarıldığı 2009
yılı baz alınarak bakıldığında ise çalışan
sayısının 212 bin 63 arttığı görülüyor.
Amacımız lojistik şirketlerinin lideri olmak
Fortune 500 listesi ile ilgili olarak TLS Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Altuğ Hacıalioğlu, “12 yaşında genç bir şirket olmamıza rağmen, Türkiye’nin en büyük şirketlerinin yer aldığı Fortune 500’e girmeyi başardık. Listedeki lojistik şirketlerinin sayısına baktığımızda sektörü temsil eden fazla şirket göremiyoruz. Dileğimiz, gelecek yıllarda lojistik şirketlerinin bu listede daha geniş bir paya sahip olması. Ya-
bancı lojistik devlerinin Türkiye’de ortaklıklar veya satın almalar yoluyla sektöre girmesiyle bu tablonun gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. 2023 için Türkiye’nin ihracat hedefi 500 milyar dolar. Böyle iddialı bir hedefin tutturulması, 10 yılda ihracatımızı 3 kat artırmamıza bağlı. Bu hedefe giden yolda, Türkiye’nin dış ticaretini sırtlayan lojistik şirketleri de büyüyecektir. Örneğin biz, 2023’te 1 milyar dolarlık ciroya
ulaşmayı hedefliyoruz. Diğer lojistik şirketlerinin de aynı oranda büyümesi, yapacakları
halka arzlar veya birleşmeler, bunların yanı
sıra proje ve inşaat çalışmaları süren lojistik köylerinin tamamlanarak hizmete alınması, Fortune 500’de daha fazla lojistik şirketi görmemizin yolunu açacak. TLS Lojistik olarak bu kapsamda amacımız, Fortune
500’de daha üst sıralara çıkmak ve lojistik
şirketlerinin lideri olmak” diyor.
Taha Kargo hızla büyümeye devam ediyor
Fortune 500 listesi ile ilgili olarak Taha Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha “Taha
Kargo, TİM’e ( Türkiye İhracatçılar Meclisi )
kayıtlı olan 57 bin firma içerisinde 57. sırada
bulunarak büyümesine hızla devam ediyor.
Bu büyüme bizi daha başarılı kılıyor ve işimize
daha sıkı sarılmayı sağlıyor. Sloganımız ‘Dün-
yayı Irak’a Taşıyoruz’ ve bu slogan ile birlikte Türkiye’de 13, Irak’ta 28 şube ile hizmet veriyoruz. 2011 yılında Fortune 500 listesinde 415.sırada idik. O zamandan bugüne baktığımız zaman listede 289. sıraya ulaştığımızı görüyoruz ve bu işi gerçekten hakkı
ile yaptığımızı görüyoruz. Önümüzdeki yılda
ise daha üst sıralara hızla yükseleceğimizi düşünüyorum. Bu amaçla çalışan ve emeği geçen tüm herkese teşekkür ediyorum. Geçen
ay Gaziantep’te antrepo inşaatı çalışmamızı başlattık ve hızlı şekilde yükselmeye devam
ediyor. Antrepo tamamlandıktan sonra o bölgede de sözü daha güçlü geçen bir firma olacağız. Hedefimizde yükselmek, ilerlemek var.
Taha Kargo ilerledikçe kazanan lojistik sektörümüz olacak” diyor.
Depolama Taşımacılık ve
Lojistik Hizmetler Sektör
Sıralaması
1-DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
2-NETLOG LOJİSTİK HİZMETLERİ A.Ş.
3-EKOL LOJİSTİK A.Ş.
4-KÜHNE+NAGEL NAKLİYAT LTD. ŞTİ.
5-HOROZ LOJİSTİK KARGO HİZMETLERİ VE TİCARET A.Ş.
6-BORUSAN LOJİSTİK DAĞITIM DEPOLAMA TAŞM.VE TİC.A.Ş.
7-OMSAN LOJİSTİK A.Ş.
8-FASDAT GIDA DAĞITIM SAN. VE TİC.
A.Ş.
9-MERSİN ULUSLARARASI LİMAN İŞLETMECİLİĞİ A.Ş.
10-TAHA KARGO DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
11-MARS LOJİSTİK ULUSLR.TAŞIMA
DEPO DAĞ. VE TİC. A.Ş.
12-BALNAK NAKLİYAT VE LOJİSTİK HİZMETLERİ TİC. A.Ş.
13-TURİSTİK HAVA TAŞIMACILIK A.Ş.
14-REYSAŞ TAŞIMACILIK VE LOJİSTİK
TİC. A.Ş.
15-ALIŞAN ULUSLARARASI TAŞIMACILIK
VE TİC. A.Ş.
16-SÜRAT KARGO LOJİSTİK VE DAĞITIM HİZMETLERİ A.Ş.
17-TLS LOJİSTİK A.Ş.
Omsan’ın
hedefi listede
ilk 100’e
yerleşmek
Omsan Lojistik Genel Müdürü Osman Küçükertan, Omsan’ın nitelikli
insan kaynağı, ileri teknoloji altyapısı
ve 35 yıllık sektör deneyimi nedeniyle
2012 yılında müşterilerinden ve tarafsız araştırma kuruluşlarından çok
sayıda ödül aldıklarını belirtti. Küçükertan, yoğun bir çalışma temposu
içerisinde çeşitli yenilikçi projeleri hayata geçirdikleri 2012 yılı iş sonuçları nedeniyle, “Fortune 500 Türkiye”
araştırmasında Omsan’ın 13 basamak birden yükselmesinin kendilerini mutlu ettiğini belirtti. Hedeflerinin
önümüzdeki 5 yıl içerisinde listede
ilk 100’e yerleşmek olduğunu ifade
eden Küçükertan, başarılarının ardında kalite ve yenilikçilik odaklı bir
hizmet anlayışının yer aldığını sözlerine ekledi.
Temmuz 2013
42
DOSYA
Euro 6 UBAK Belgesi
dağılımını nasıl etkileyecek?
AB ülkelerinde Euro 6 zorunluluğu 2014 yılında başlıyor. Bu sebeple üye ülkeler 2014 yılında dağıtılacak UBAK Belgesi’ne Euro 6 araçları da dahil ediyorlar. Euro 6 araçların katsayısı 12 olduğu için bu ülkeler firmaları Euro 6 araç almaya teşvik ediyor. Türkiye’de ise uygulama 2016 yılında başlayacak. 2014 yılı UBAK dağıtımında Euro 6 araçlar yer almayacak.
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Euro 5 araçlar 10 ile Euro 6 araçlar ise 12 ile çarpılarak belge veriliyor. Bu nedenle 2014’te 2 puanlık bir kaybımız olacak. Ancak gelecek yıl ile
birlikte filolarımıza Euro 6 araçlar girmeye başlayacak ve 2015 yılında UBAK Belgesi dağıtımında bu araçlar önemli yer tutacak” dedi.
Temmuz 2013
43
10 bin, Rusya 6 bin üçüncü ülkeler 12 bin taşıma gerçekleştirmiş.
Moldova tek başına Türkiye’den
Rusya’ya 6 bin 700 taşıma yapmış. Moldova sanki bizim için filosunu oluşturuyor. Türkiye için çok
üzüntü verici bir durum” dedi.
Euro 6 avantajını daha önce
kullanacağız
rimiz için çok önemli” diye konuştu.
Euro 6’nın katsayısı 12 olduğu için AB ülkelerinin firmaları Euro 6 araç almaya teşvik ettiğini aktaran Şener, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın kendilerinden bu konuda bir çalışma istediğini ancak kendilerinin 2014 yılı için Euro
belge talebinde bulunmadıklarını belirtti. Şu anda filolarda Euro 6 araç olmadığı için belgelerin heba olacağını ifade
eden Şener, “Ancak 2014 yılında Euro 6
araçlar filolara girdiği zaman bakanlıktan
Euro 6 UBAK belgesi talebimiz olacak.
Euro 6 araçlar Euro 5 belgesini de kullanabildiği için 2014 yılı için yüzde 12 yerine yüzde 10 katsayıdan bir kaybımız olacak” dedi.
UBAK Belgesi’ni en verimsiz
kullanan ülkeyiz
Türkiye’nin geçtiğimiz yıl toplam 538
adet baz kotası vardı. Bu belgelerin 269
adedi Euro 3 araçlara, 27 adedi Euro 4
araçlara, 242 adedi de Euro 5 araçlara
tahsis edildi. Belgeler firmalara çarpan
sayılarına göre dağıtıldığından çarpan
sayısı 10 olan Euro 5 araçlar, toplam
2 bin 420 adet belge kullanarak toplam belgelerin yüzde 65’ine sahip oldular. 2014 yılında ise 575 adet belge dağıtılacak. Euro 6 motorlu araçlar UBAK
Sistemi’ne dahil olmadığından belge
dağıtımına etki etmeyecek. Fatih Şener
2014 yılında Euro motorlu araçların filolara girmeye başlayacağının altını çizerek, “Bizim en büyük sorunumuz kotalar.
Euro 6 araçlara verilen belgeler 12 ile
çarpıldığından belge sayımızın artmasını
sağlayacaktır. 2 puanlık artış nakliyecile-
Fatih Şener UBAK Belgesi’nin 3. ülkelere
yapılan taşımalarda çok önemli olduğunu, ancak Türkiye’nin kotası eksik olduğu için firmaların bu belgeleri ikili taşımalarda kullandıklarını söyledi. “Türkiye’ye
uğramadan Almanya-Fransa, RusyaAlmanya gibi 3. ülkelerde taşıma yapabilsek 600 milyon ile 1 milyar Euro
Türkiye’ye döviz kazandırabilirdik” diyen
Şener Türkiye’nin bu belgeleri en verimsiz
kullanan ülke olduğunun bilgisini verdi.
Fatih Şener Moldova örneğini vererek
aradaki farka vurgu yaptı: “Moldova’nın
UBAK belge sayısı bizim 3’te birimiz kadar. Ancak Moldova bunu 3. ülke taşımalarında kullanıyor. Bu ülkenin belge
sayısı bizim 3’te birimiz olmasına rağmen
18 bin taşıma yapmış, biz onun 3 katıyız
ama bu tür taşımaları 3 bir defa yapabilmişiz. Bizim kadar belgesi olsa bizden 18
kat daha fazla taşıma yapacak demektir.
Biz bunu yapamıyoruz çünkü kotamız eksik. Kendi ihraç yüklerimizi taşımada kullanmak zorunda kalıyoruz.”
Geçtiğimiz yıl Rusya’ya yapılan taşımlar
hakkında da bilgi veren Şener “Türkiye
Türkiye’de zorunluluk 2016 yılında başlayacak olmasına rağmen
Türk nakliyecileri bundan çok daha
önce Eruo 6 araç yatırımı yapacaklar. 2015 yılı ile birlikte Euro 5
araçlara oranla artı 2 puanlık farkı
kullanmak isteyecek olan nakliyeciler hangi markaya yatırım yapacaklarını araştırmaya başladılar bile.
Araç üreticilerinin yurtdışında gerçekleştirdikleri Euro 6 lansmanlarına katılan Türk nakliyeciler araçlar
hakkında detaylı bilgiler aldılar.
UBAK başvuruları e-devlet
üzerinden yapılacak
Bundan önce Ulaştırma Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı’na yapılan
UBAK başvuruları artık e-devlet sistemi üzerinden gerçekleştirilecek. Bakanlık buna yönelik altyapıyı oluşturdu. 2014 yılı başvurularının nasıl
yapılacağına ilişkin bilgi daha sonra
bakanlık tarafından açıklanacak.
Araç Normlarının 15 Eylül’e
Dek E-Devlet’e İşlenmesi
gerekiyor
UBAK İzin Belgeleri’nin dağıtımı kapsamında, taşımacı firmaların yetki belgelerinde kayıtlı araçların taşıt
normunu gösteren kanıtlayıcı bilgileri bakanlığa ibraz etmeleri gerekiyor.
Ulaştırma Bakanlığı bundan böyle bu
bilgileri de e-devlet sistemi üzerinden
temin edecek.
Dolayısıyla gerek uluslararası eşya
taşımacılığı yapan ticari araç normlarının tespit edilmesi ve gerekse de
2014 yılı UBAK başvurularında araç
normlarının e-devlet üzerinden alınmasını teminen firmaların; uluslararası eşya taşımacılığı yetki belgesinde
kayıtlı tüm özmal ve sözleşmeli araç
normlarını 1 Ağustos–15 Eylül 2013
tarihleri arasında e-devlet sistemine
işlemesi gerekiyor.
E-devlet üzerinden bu tarihe kadar
araç normlarını bildirmeyen firmalar, 16 Eylül 2013 tarihinden itibaren
e-devlet üzerinden yetki belgesine yönelik işlemlerini yapamayacaklar.
Temmuz 2013
44
DOSYA
UND’nin Sesi Dergisi olarak bütün markaların
Euro 6 araçlarını sizler için araştırdık.
Mercedes-Benz’in Euro 6 motoru: OM 471
Euro 6 emisyon normlarını karşılayan ilk
motor olan OM 471, sıralı üstten çift
eksantirikli, 6 silindirli ve 12,8 litre hacmine sahip. Emisyon değerlerine SCR
teknolojisyile ulaşılırken, comman-rail
sistemi ile birlikte X-Pulse adı verilen basınç pompası kullanılıyor.
Kamyon, otobüs ve inşaat serisi araçlarda kullanılacak Euro 6 motorda X-Pulse
basınç pompası ile comman rail sistemi
birlikte sunuluyor. Güçlü ve dinamik 3
aşamalı agzoz freninin bulunduğu OM
471, standartlara; SCR teknolojisi ile
emisyon kontrolü, egzoz gazı devir daim
ve partikül filtresi kullanarak ulaşıyor.
Emisyon standartlarını karşılamanın yanında OM 471, düşük işletim maliyetleriyle de iddialı. Düşük yakıt tüketimi, uzun servis aralıkları ile dayanak-
lı ve güçlü yapısı OM 471’in güçlü özellikleri arasında yer alıyor. 421-510 beygir arasında 4 farklı seçenekle satışa sunulacak olan OM 471, 1000 devir/dakika altında da yüksek tork sağlaması sayesinde yakıt tüketimini azaltabiliyor. 310
kW 421 beygir 2100 tork ve 375 kW510
beygir 2500 tork üretimiyle MercedesBenz OM 471 maksimum tork değerlerine ulaşma başarısı gösteriyor. Dünyada
ilk kamyon üreticisi olan Mercedes-Benz
Euro 6 lansmanını da yapan ilk marka
oldu. İlk kamyon motoru 2.9 kw 4 beygir iki silindir ve 1.1 hacim olarak üretilmişti OM 471 ise bilgi birikiminin ve deneyimlerinin sonucunda çıkan en son jenerasyonun ürünü.
OM 471, yüksek güvenilirlik ve dayanıklılık özelliklerini test etmek için 60 milyon
kilometrelik testlere tabi tutuldu. Her türlü
iklim koşullarının yanı sıra aşırı zor yol koşulları, kutuplarda ve çöllerde test edilen
OM 471’in testlerine müşteriler de katıldı.
Renault Trucks Euro 6 ile
baştan ayağı yenilendi
Euro 6’yı sadece
karşılayan tek
Renault Trucks, Yeni Euro 6 serisini
11 Haziran’da Lyon – Fransa’da gerçekleştirilen bir etkinlik ile tanıttı. Proje kapsamında 2 Milyar Avro’dan fazla yatırımda bulunan Volvo Group,
yeni Renault Trucks araçlarını tarihindeki en zorlu testlere tabi tuttu. Radikal ve çok yoğun kalite testleri dahil olmak üzere yedi yıllık bir geliştirme sürecinden geçen bu kamyonlar verimlilik
ön planda tutularak tasarlandı ve Euro
6 motorlarla donatıldı. Renault Trucks
bu yeni Euro 6 motorların geliştirme sürecinde güvenilirliği ve performansıyla
ünlü Euro 5 motor bloklarını kullandı
ve bunları, Avrupa’da 1 Ocak 2014,
Türkiye’de 1 Ocak 2016 tarihinden itibaren zorunlu olacak Euro 6 standardına uyumlu hale getirmek üzere gerekli değişiklikleri yaptı. Araçlar geliştirilirken temel hedef Euro 6 normlarındaki yeni motor ile minimum yakıt tüketimi ve maksimum çevrecilik üzerine kuruldu. Renault Trucks, 7 yıl süren geliştirme sürecinde dünya genelinden
50 müşterisini de test pilotu olarak kullanarak yeni seri için 300 test aracını
-40° ile +60°C arasındaki 10 milyon
Iveco, bu yıl içinde Yeni Hi Way
Stralis’i tanıtarak oldukça rekabetçi
bir araç piyasaya sundu. Yılın kamyonu ödülünü alan Yeni Hi Way Stralis, 2014 yılında Avrupa’da başlayacak Euro 6 normlarıyla tüketicisinin karşısına güçlü çıkıyor. Avrupa
Emisyon Yönetmeliği yürürlüğe girmeden, 2013’ün ikinci yarısından itibaren, Yeni Stralis serisinin Euro VI
motoru ile donanmış modellerini sipariş etmek mümkün. Böylece Türk
nakliyeciler, AB ülkeleri ile aynı zamanda Euro VI emisyon yönetmeliğine uygun araç sahibi olmanın bütün avantajlarından yararlanacak.
Iveco HI – e SRC teknolojisi sayesinde EGR’nin dezavantajlarından kurtularak daha hafif bir araç sunabiliyor. FPT Industrial’in patentli tasarımı
olan yeni Stralis ağır vasıta pazarında, EGR kullanmadan Euro VI emisyon limitlerine uyan tek araç. Bu benzersiz çözüm Iveco’nun kullanım sırasındaki bakım hizmetlerini basitleştirdi. HI – e SCR motor ek soğutmaya
ihtiyaç duymadığından hâlihazırdaki
Temmuz 2013
kilometrelik gerçek yol şartlarında denedi ve araç parçalarını 5 milyon saat süren testlere tabi tuttu.
Yeni Euro 6 araçlar verimlilik, güvenilirlik ve müşteri memnuniyeti prensipleri temel alınarak geliştirildi. Renault
Trucks, yeni T (uzun yol taşımacılığı),
C (şantiye), K (ağır şantiye) ve D (dağıtım) gamlarını, müşterilerini yarı yolda bırakmayacak, ve işlerinde sürekliliği sağlayacak birer kâr merkezi olarak
sundu.
45
Bugüne kadar yapılmış en iyi DAF XF
DAF 12.9 litrelik Euro 6 PACCAR MX-13
motorunu İspanya’da yaptığı organizasyonla tanıttı. “Bugüne kadar yapılmış en
iyi XF” diye lanse edilen araç baştan ayağı yenilendi. Yeni Euro 6 MX-13 motorun
yanı sıra araçta; başta kabin olmak üzere
şasi, dingil, şanzıman yenilenerek Euro 6
motora uyumlu hale getirildi. Yeni motorun en büyük özelliklerinden biri de Euro
6 standartlarını 7 yıl ve 700 bin kilometre
boyunca sağlaması. 1.6 milyon kilometre
hizmet süresi için geliştirilen MX-13 motor yakıt tüketiminde de oldukça iddialı. Euro 5 motorla aynı yakıt tüketimi değerlerine sahip MX-13, 150 bin kilometre
servis aralığı ile de kullanıcılarına önemli
avantaj sunuyor. PACCAR MX-13 motoru yüksek mukavemet, maksimum güvenilirlik ve uzun servis ömrü sunuyor. Bunun için yeni teknolojiler kullanılmış. Silindir kafası ve bloğu yeniden tasarlanmış
bunlar yüksek mukavemet içiren grafit demirden imal edilmiş. Common Rail içinde optimum etkinlik sağlamak için yakıt
SCR ile
marka; Iveco
kabin yapısını kullanabiliyor. Yeni Stralis Hi Way’e 6 milyon kilometreyi aşan
yaygın kalite ve güvenilirlik testleri ve
gerçek yol sürüşü koşullarında 11 milyon kilometre deneme sürüşü uygulandı. Yeni STRALİS Hi-Way İspanya’nın
Madrid kentindeki Iveco ağır vasıta
fabrikasında üretiliyor. Bu merkez, kısa
bir süre önce, elde edilebilecek en yüksek skorlardan biriyle, prestijli Dünya
Fabrika Sınıflaması (DFS) programında
gümüş madalya ile ödüllendirildi.
karışımı gerekli miktarda sıkıştırılıyor. Bunun için akıllı dozajlama sistemi kullanılmış. Bu sayede hidrolik kaybı da en aza
iniyor. Common rail sistemi 2.500 bara
kadar yüksek enjeksiyon basınçları sağlıyor. Mümkün olan en düşük emisyon ve
gürültü seviyelerine ulaşmak ve en iyi yakıt verimliliği sağlamak için yanma optimizasyonunun yanı sıra yeni ve gelişmiş
motor yazılımları kullanılmış. DAF Euro 6
teknolojisinin bir parçası olarak her alanda pek çok önemli yenilikler hayata geçirmiş. Tahrik kayışı ve fan kavrama mili olmadan krank mili üzerine doğrudan monte edilmiş. Böylece bakım maliyetleri düşerken, ağırlık ve yakıt tüketimi ise azaltılmış. Yağ karteri 150 bin kilometre bakım
aralıkları sunuyor. Yakıt filtresi ve su ayırıcı motor üzerine doğrudan monte edilerek
tek bir birim halinde kombinasyon sağlanmış. Bu bakım kolaylığı sağlarken kullanım
kolaylığını da artırmış. Yağ soğutucusu ve
yararlı yağ filtresi dayanıklılığı artırmak izin
paslanmaz çelikten imal edilmiş.
Volvo’dan her segmente Euro 6
Volvo Kamyon, en küçük orta sınıf 5 litrelik motordan, 13 litrelik ağır segment versiyonuna kadar Euro 6 motorlara sahip
yeni çekici ve kamyonlarını piyasaya sürdü. 2014 yılının baharından itibaren Volvo çekici ve kamyonlarda 16 litrelik Euro 6
motor ve I-Torque yürüyen aksamı ile 13
litrelik motor seçenekleri de sunulacak.
Volvo Kamyon, D11, D13 ve yeni çıkacak
D16’dan oluşan ağır hizmet motor serisi
için denenmiş ve test edilmiş Seçici Katalitik İndirgeme (SCR) katalitik emisyon kontrolünü kullanmaya devam ediyor. Emisyonların yeniden işlenmesinde çok etkili olduğu kanıtlanan SCR, aynı zamanda Euro
6 gereklilikleri için ideal bir seçim oluyor.
Dahası, Volvo Kamyon SCR ünitesinin ve
AdBlue enjeksiyon sisteminin katalitik kaplamasını iyileştiriyor.
Euro 6’ya uyum sağlayabilmek için, egzoz sistemi içerisindeki ısının olabildiğince sabit, yüksek bir seviyede tutulması gerekiyor. Bu nedenle Volvo Kamyon, D11
ve D13 Euro 6 motorlarında SCR çözümünü soğutmasız EGR (Egzoz Gazı Geri Dönüşümü) ve bir dizel parçacık filtresi (DPF)
ile birleştiriyor. Astrid Drewsen açıklamasında, “Dünya çapındaki emisyon düzenlemeleri konusunda sahip olduğumuz de-
neyim, yakıt tasarruflu, maliyet etkin ve daha az karmaşık olan bir
motor teknolojisini seçmemiz için
bize gerekli bilgileri sağladı. Özellikle, çevreye saygı bizim temel değerlerimizden biri olduğu için Euro
6 teklifimizden çok memnunuz,” diyor.
Temmuz 2013
46
HİZMET ALAN
Aydınlı Grup Genel Müdürü Levent Özkan:
“Lojistik, satıştan önceki en
kritik ve hayati aşamadır”
TÜRKİYE LOJİSTİK SEKTÖRÜ VE LOJİSTİK FİRMALAR İLE İLGİLİ OLARAK “ HENÜZ YENİ
AYAĞA KALKMAYA BAŞLAYAN VE YAKIN ZAMANDA KOŞMAYA BAŞLAYACAK BİR SEKTÖR” İFADESİNİ KULLANAN AYDINLI GRUP GENEL MÜDÜRÜ LEVENT ÖZKAN, “NE ÜRETİRSENİZ ÜRETİN, EĞER DOĞRU YERE DOĞRU ŞEKİLDE ULAŞTIRAMAZSANIZ SATIŞA DÖNÜŞTÜRME İMKANINIZ OLMAYACAK. LOJİSTİK, SATIŞTAN ÖNCEKİ EN KRİTİK VE HAYATİ
AŞAMA” DİYOR.
Temmuz 2013
47
Aydınlı Grup’un temelleri 1965 yılında
Kavurmacı Kardeşler Kollektif Şirketi’nin
kurulması ve “Aydınlı Yerli Mallar” adıyla, İstanbul Fatih’te ilk mağazanın açılması ile atılıyor. 70’li yıllar çok katlı mağazacılığın başlaması, Aydınlı markası ile
bayan ve erkek ürünlerinin toptan satışı, ilk atölyenin kurulması ve 200 bayiye
ulaşılması ile büyümenin hızlandığı yıllar
oluyor. 1989 yılında Aydınlı Hazır Giyim
Sanayi ve Ticaret AŞ. kuruluyor ve günün
en son teknolojik olanakları ile donatılmış olan üretim tesisleri 1990 yılında faaliyetine başlıyor. 90’lı yıllar grubun tarihinde, imzalanan uluslararası anlaşmalar ile önemli bir dönüm noktası oluyor.
1993 yılında Pierre Cardin, 1995 yılında Cacharel ve 1997 yılında U.S. Polo
Assn ile imzalanan sözleşmelerle büyüme ivme kazanıyor. 2000’li yıllar, grubun Türkiye’deki başarısını uluslararası
arenaya taşıyarak temsil ettiği markaların
yakın coğrafyalardaki tek söz sahibi olduğu, Türkiye ve yurt dışında mağazacılık
atağını başlattığı yıllar olarak başarı sayfasındaki yerini alıyor. Bugüne gelindiğinde Aydınlı Grup; 2012 sonu itibarıyla
523 milyon 936 bin 155 TL’ye ulaşan cirosu, 3 kıtaya yayılan, 212’si Türkiye’de
toplam 335 mağazası ve 3 bin 500’ü
aşkın çalışanı ile sadece Türkiye’nin değil yakın coğrafyasının da en büyük ha-
zır giyim perakendecilerinden biri konumuna ulaşıyor. Üç kıtada üretim ve satışını gerçekleştirdiği markaları ile Aydınlı
Grup, Türkiye tasarım ve üretim gücünü
dünyaya sunuyor. Aydınlı Grup, 2012 yılında yüzde 19 büyüme 523 milyon 936
bin 155 TL cirosu ile Türkiye ekonomisine katma değer sunuyor. Aydınlı Grup,
2013 yarıyılı itibarıyla 295 milyon 763
bin 320 TL ciroya ulaşıyor.
Güvenilir, esnek, tutarlı,
süreçlerimize kolay adapte
olabilen firmaları tercih ediyoruz
Rusya, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna
Hersek, Bulgaristan, Kazakistan, Romanya, Ukrayna, Ermenistan, Mısır, Gürcistan, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Katar, Suudi Arabistan, BAE, Beyaz Rusya, İran, Irak,
Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs, Özbekistan’da
mağazaları mevcut. Asya, Avrupa ve Afrika olmak üzere 3 kıtaya ihracat yaptıklarını kaydeden Aydınlı Grup Genel Müdürü
Levent Özkan, giysi, hazır giyim ve konfeksiyon sektörlerinin özellikle de perakende
kısmında ‘hız’ kavramının önemli olduğuna
vurgu yaparak, “Taşıma, ürünü korumak
ve kalitesini muhafaza etmek açısından her
sektörde olduğu gibi bu sektörde de çok
önemli. Perakende bakış açısından lojistik iş süreçlerini incelersek; lojistiğin ürünün korunması ve kalitesinin korunmasının
yanında, doğru zamanda, doğru yerde olmasını temin etmek gibi bir misyona hizmet
ettiğini görebiliriz. Planlama ile koordineli bir şekilde lojistik, ürünlerin satış noktalarının ihtiyaçlarına göre beden kırılımı bazında ulaştırılmasını sağlar. Bunu her satışı
takip eden ilk zaman dilimi içinde yani ilk
gün içinde yapar ve satış sürekli olduğuna
göre her gün, her zaman yapar” diyor. Lojistik firmalarından beklentileri ile ilgili Özkan, “Lojistik’ten beklentimiz; ürünlerin satış noktalarına ulaştırılmasında beden kırılımında çalışabilecek kadar detaylı, hergün
değişebilecek ihtiyaçlara karşı duyarlı, yani
esnek ve görevini her koşulda sürdürebilecek kadar tutarlı ve istikrarlı olmasıdır. Lojistik firmaları bu beklentileri kısmen karşılıyor” diyor. Özkan, “Düz lojistik hizmetlerinin çok büyük bir kısmını İstanbul içerisindeki mağazalarımıza ürünleri dağıtmak da
dahil tamamen kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Sadece İstanbul dışındaki mağazalarımıza ürünleri ulaştırmada ve ters
lojistik olarak lojistik firmalarından destek
alıyoruz. Bu firmaları seçmedeki kriterlerimiz güvenilir, esnek, tutarlı ve bizim süreçlerimize kolay adapte olabilme kabiliyetleri idi. Pek tabii ki tecrübeleri ve kurumsallıkları da en başa koyulması gereken kriterler. Büyük oranda cevap verebildiklerini
söyleyebiliriz.” Türkiye lojistik sektörü ve lojistik firmalar ile ilgili olarak da Özkan, “Henüz yeni ayağa kalkmaya başlayan ve yakın zamanda koşmaya başlayacak bir
sektör olarak görüyorum. Önemi ve potansiyeli son yıllarda daha
fazla anlaşılmaya başlandı, yatırımlar da devam ediyor” yorumunu kullanıyor. Ürünlerin hedef pazarlara ulaştırılması ve bu hizmetin sürekli kılınması açısından lojistik firmalarına büyük yük düştüğünü kaydeden Özkan, “Ne üretirseniz üretin, eğer doğru yere doğru şekilde ulaştıramazsanız satışa
dönüştürme imkanınız olmayacaktır. Lojistik, satıştan önceki en kritik
ve hayati aşamadır” diyor. Lojistik
firmalarına, “Hizmet sunmakta oldukları firmaların ihtiyaçlarını anlamak konusunda her zaman uyanık
olmalılar” diye öneride bulunan
Özkan, maliyetler, esneklik ve kalitenin her geçen gün ağırlığı daha
da artan kriterler olarak karşılarına çıktığını ifade ederek kurumsallık ve tutarlılığın uzun vadeli ilişkiler
için son derece önemli olduğunun
altını çiziyor.
Temmuz 2013
48
HİZMET ALAN
Kalite yönetimi ve müşterilerine hizmet
noktasında mükemmelliği amaçlayarak, çalışanlarıyla ve dinamik yapısıyla genç bir kurum Graniser. Graniser
Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, “Hızla
büyüdük seramik ve granit üretiminde
Türkiye’nin lider üreticileri arasına girdik. İstanbul’da merkez ve İzmir’de bölge müdürlüğünü konumlandırmış durumdayız; Akhisar/Manisa ‘da 275 dönüm alan üzerine kurulu fabrikamızda toplamda 23 milyon m2 üretim kapasitesi ve 1000’ e yakın çalışanımız
ile duvar ve yer karosu, sırlı granit, dekor, bordür üretmekteyiz ve kurduğumuz satış noktaları ile dünyanın farklı
yerlerindeki müşterilerimize hizmet veriyoruz” dedi.
CİRONUN YARISI İHRACATTAN
Kalite kavramının Graniser ile bütünleşmiş olduğunu ifade eden Hacıoğlu, “Tüm ürünlerimiz ileri teknoloji ve
estetik anlayışı ile üretiiyor. Kuruluşundan bu yana duvar ve yer karosu üretiminde teknolojik yenilik noktasındaki iddialı yatırımları Graniser ürünlerini ‘kalitenin timsali’ haline getirmiştir.
Üretim surecindeki gözetim ve kontrollerde gösterdiği hassasiyeti ve dikkati,
hammadde seçimine de layıkıyla yansıtan Graniser ismi, sektördeki en güçlü
firmalar ile birlikte anılmaya başlamış-
Graniser Genel Müdürü
Erol Hacıoğlu, lojistik
sektörünün son dönemlerde profesyonelce
çözümler sunduğunu; bu
durumun hizmet alanları
memnun ettiğini söyledi.
LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN
PROFESYONELLEŞMESİ HİZMET
ALANLARI RAHATLATIYOR
Graniser Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, lojistik sektörünün
son dönemlerde profesyonel çözümler sunduğunu; bu durumun hizmet alanları memnun ettiğini söyledi.
Temmuz 2013
tır. Graniser; showroom hazırlama konusunda deneyimli mimarlardan oluşan ekibi ile bayilerine destek veriyor.
55’ten fazla ülkeye ihracat yapıyoruz”
dedi. Graniser Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, Graniser’in dünya pazarlarında
edindiği bu tecrübesini kendisine güven noktasında oldukça değerli bir teminat olarak gördüğünü de sözlerine
ekledi. “Tüm bu özellikleri, Graniser ’i
satış hacmi, ürün kalitesi, dizaynlarda
farklılık ve uluslararası konumu açısından sektördeki öncü firmalar arasına
taşımıştır” diyen Hacıoğlu, Graniser’in
2012 yılı cirosunun 155 milyon TL olarak gerçekleştiğini bunun yüzde 46’sını
ihracatın oluşturduğunu belirtti. Hacıoğlu, 2013 yılında hedeflerinin ise
mevcut üretim kapasitesini koruyarak
49
toplam cirolarını yüzde 15 artırmak ve ihracat oranını
da yüzde 60 oranına çıkarmak olduğunu belirtti.
48 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR
2012 yılında cirolarının yüzde 46’sını ihracattan elde ettiklerini ve oran olarak sektörde birinci sırada yer aldıklarını kaydeden Hacıoğlu, “2006 yılında aldığımız kararla daha çok ihracat odaklı çalışmaya başlamıştık. O
tarihten bugüne ihracatta yüzde 300 büyüme kaydettik. Bugün kırk sekiz ülkeye aktif olarak ihracat yapıyoruz. Aldığımız bu karar ile sektörde yaşanan sıkıntılardan zaman zaman etkilenmiş olmamıza karşın büyümemizi sürdürmeyi başardık. Bu sonuç bizim için önemli
bir başarı oldu. İhracatımızın yüzde 25’lik kısmını Kuzey
Amerika’ya, yüzde 35’lik önemli bir kısmını ise yaşanan
ekonomik krize rağmen hala Avrupa’ya yapıyoruz. İsrail, Yunanistan, Romanya, Azerbaycan gibi önemli pazarlarda yüzde 25 ihracat payımız ile sektörde bir numaralı konumdayız ve aranan bir markayız. Ve geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2013 yıllında da ihracata ağırlık verecek ve başta Kuzey Amerika olmak üzere gelişmekte olan Ortadoğu ve Afrika pazarlarına daha çok eğileceğiz” dedi.
LOJİSTİK “KRİZ” ÇÖZER
Seramik taşımacılığının diğer taşıma türlerine göre
çok daha incelik isteyen bir taşıma türü olduğunu kaydeden Graniser Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, “Öncelikle
araç kasası seramik paletlerini yüklemeye elverişli olmalıdır. Yani kasada paletlere zarar verecek taban bozuklukları olmamalı ve kasa içi temiz olmalıdır. Bizde ürün grubu olarak sırlı porselen, yer karosu, duvar karosu, ebatlama yapılmış ürünler, dekor ve bordür çeşitlerimiz var. Araçlara yükleme yaparken en fazla iki sıra yükleme yapabiliyorsunuz. Eğer iki sıra yükleme yapılacaksa taban seramikleri alta diğer ürünler üste gelecek şekilde yükleme yapılmalıdır. Beklentilerimize gelince yukarıdaki kriterlere uygun araç
temin edilmesi, talep edilen araçların zamanında ve istenilen miktarda hazır edilmesi, gün içindeki taleplere göre hazırda araç bulundurulması, kendisinin bir tedarikçi firma olduğunun bilincinde olması, özellikle karşılıklı iletişimlerde
saygının ön planda olması, yükleme sonrası müşterilerimize ürünlerin termine uygun olarak sağlıklı ulaşımının sağlanmasıdır” dedi. Yurt içinde Zirve Nakliyat firması ile çalıştıklarını yurt dışı nakliyeleri içinde Türkiye’nin önde gelen birkaç firması ile çalıştıklarını kaydeden Hacıoğlu, lojistik firmalarından beklentilerinin güzergahlara düzenli sıklıkta araç ve kriz durumlarına profesyonel çözüm ve yaklaşım
olduğunu belirtti. “Türkiye’de sektör belirli bir yere geldi.
Artık profesyonel olarak hizmet alabiliyoruz” diyen Hacıoğlu, sektördeki profesyonel yaklaşımın hizmet alanları memnun ettiğini de sözlerine ekledi.
Temmuz 2013
50
EĞİTİM
“LOJİSTİK EĞİTİMİNDE ASIL YÜK
ÖĞRENCİLERİN OMUZLARINDADIR”
İAÜ Lojistik Program Başkanı Murat Kuşçuoğlu, insanlık tarihi kadar eski olan
lojistiğin zor bir alan olduğunu ifade ederek öğrencilere çok büyük görev ve sorumluluk
düştüğünü vurguladı.
Dr. Mustafa Aydın’ın kurduğu İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) kurulduğu tarihten bu yana “Türkiye’nin en
çok tercih edilen vakıf üniversitesi”
unvanını elinde bulunduruyor. İAÜ,
sanayi-üniversite işbirliği ile eğitimde ezber bozuyor. İAÜ Lojistik Program Başkanı Öğretim Görevlisi Murat Kuşçuoğlu, Türkiye’de lojistik eğitimi yeterli mi sorumuza yönelik olarak,
“Eğitimin yeterli olduğunu düşünüyorum. Lojistik lisans mezunu hocaların en yaşlılarının dahi şu anda doktora talebesi olduğunu kabul ettiğimizde esas sıkıntının öğretim üyesi kadrosunun (her akademik unvanda) eksikliğinin olduğu kanaatindeyim. Ayrıca okul müddeti boyunca (2/4 yıl) zorunlu yapılan stajların faydalı olduğuna eminim. Stajı faydalı hale getirmek
öğrencinin elindedir. İyi niyetle ve öğrenme gayesi ile yapılan staj ileriki yıllar için iyi bir tecrübe ve deneyimdir.
Burada bütün yük öğrencilerin omuzlarındadır” dedi. Eğitimler nasıl olmalı, lojistik firmaları lojistik mezunlarını
neden tercih etmeli sorumuza yönelik
Temmuz 2013
olarak Kuşçuoğlu, “Kamu ve özel sektör kuruluşlarının küresel faaliyetlerine destek sağlayacak nitelikli mezunları yetiştirebilen bir eğitim olmalıdır. Firmalar lojistik görevleri için lojistik mezunlarını istihdam ettiklerinde; yeni arkadaşların işe hazırlanmaları için verecekleri hizmet içi eğitimin süresi azalmakta, istihdam maliyeti düşmekte, verimi daha kısa zamanda alabilmektedirler” ifadesini kullandı.
YERİNDE UYGULAMA EĞİTİMLERİ
Uygulamanın şart olduğunu ifade eden
Kuşçuoğlu, “Temel mesleki dersleri
okulda öğrenirken bunların fiili uygulamalarının da kamu ve özel sektör kuruluşlarında yapılması gereklidir. Bunu
da biz İstanbul Aydın Üniversitesi’nde
“Yerinde Uygulama” adını verdiğimiz
bir sistemle çözmüş durumdayız. “Yerinde Uygulama” adını verdiğimiz sistem ve işleyişinden bahsetmek istiyorum. Lojistik Programı öğrencileri okulun diğer bölüm öğrencilerine de uyguladığımız şekilde; 2. yarıyıldan başlamak üzere 3 ve 4. yarıyılda da haftanın
bir günü okulda ders yapmazlar. Ders
yapılmayan bu günde İstanbul içinde
faaliyet gösteren çözüm ortağımız diye
adlandırdığımız sektörün önde gelen
özel ve kamu kuruluşlarına (okulun belirlediği) gönderilirler. Bu kuruluşlarda
tam gün çalışmak suretiyle gönderildikleri her yarıyılda 14 hafta pratik eğitim yaparak öğrendiklerini gerçek hayatın içinde uygularlar. Bu öğrencilerimiz 1.yılın sonunda mecburi yaz stajlarını da (30 gün) bu firmalarda yaparlar. Bunun sonucunda öğrencilerimiz
gönderildikleri firmalarda 1,5 yıl kendilerini ispatlamış olurlar ki işe alınmaları konusunda diğer okul mezunlarına
karşı büyük bir avantaj elde etmiş olurlar” dedi. “Öğrenciler üniversite eğitimi alırken sadece dersleri takip etmekle kalmayıp, okulumuzun sahip olduğu
gelişmiş kütüphane imkanları ile araştırma yapmayı, sorgulamayı, ezberci eğitimden uzak, uygulamaya açık bir
çalışma içinde olmalılar. İAÜ, bu imkanları sağlayacak bir çalışma ortamını
fazlasıyla sunarak öğrencilerine artı değer katmaktadır” diyen Kuşçuoğlu, ge-
51
lişmiş ülkelerde okul ve sektörün dayanışma içinde olduğunu da belirtti.
ARANAN ELEMANLAR
YETİŞTİRİYORUZ
Lojistik eğitimi veren okullara büyük görevler düştüğünü kaydeden Kuşçuoğlu, “Kaliteli bir eğitim kadrosuna sahip olarak; lojistiğin ana unsurlarını bilen, sektöre aşina,
kara-deniz-hava taşımacılık sektörü hakkında bilgi sahibi, sektörün aradığı özelliklere sahip özel ve resmi kuruluşlarca aranan ana eleman yetiştirmek ve çalışma
hayatına sunmaktır. İAÜ bu tanıma uygun
mezunlar yetiştirmiş ve yetiştirmeye devam
edecek” dedi. Lojistikte uzmanlaşmanın
okulda olmayacağı kanısında olduğunu
ifade eden Kuşçuoğlu, “Okulda öğretilenlerin yanında, yapılacak uygulamalar sayesinde öğrencilerin her konuda bilgi sahibi olması sağlanmalı özellik isteyen alanların çalışılacak firmaların özelliğine göre
firmalar bünyesinde tamamlanması gerektiği fikrindeyim. İAÜ olarak sektör ve üniversite iş ve güçbirliğine son derece önem veriyoruz. Bu maksatla tüm bölümlerimizde olduğu gibi Lojistik Bölümü’nde de bir danışma kurulumuz var. Bu kurulda lojistik sektörünün önemli isimleri bulunmakta ve yapılan fikir alışverişleriyle bölümümüzde çağdaş bir eğitim yapılmaktadır. Lojistik insanlık tarihi kadar eski bir kavram olmakla beraber insan hayatı devam ettiği sürece var
olacak ve her alanda kendini gösterecektir.
İlk zamanlarda sadece bir “taşıma” işi olarak görülen lojistik, dünyada yaşanan gelişmeler doğrultusunda her alanda önemini hissettirmiş ve çok önemli bir sektör haline gelmiştir. Lojistik sektöründeki bu gelişmelerle birlikte yeterli bilgi ve tecrübeye sahip eleman ihtiyacı da ortaya çıkmıştır. İşte
bu noktada İAÜ deneyimli eğitim kadrosu,
verdiği eğitim ve sunduğu imkanlarla bu ihtiyacı karşılamaya çalışmaktadır. Düzenle-
diği konferans ve seminerlerle öğrencileri sektörle ilgili gelişmelerden haberdar edip, sektörün öncüleri ile bir
araya getirmektedir. Ayrıca sunduğu
staj imkanlarıyla öğrencilerin iş hayatında faaliyet göstermesini ve tecrübe edinmesini sağlamaktadır. Sektörü çok iyi bir şekilde analiz eden
İAÜ yaptığı çalışmalarla iyi bir noktaya gelmiştir ve ileride uygulayacağı projelerle birlikte daha da iyi yerlere geleceği açık bir şekilde görülmektedir” dedi.
LOJİSTİK PROGRAM
BAŞKANI MURAT
KUŞÇUOĞLU
KİMDİR?
1969 yılında Deniz Harp
Okulu’nu bitirerek başladığı askerlik hayatını, 1994 yılında
Kd.Albay rütbesi ile emekli olarak tamamladı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde çeşitli lojistik görevlerde bulunmuş olup en son Sahil Güvenlik
Komutanlığı Lojistik Başkanlığı
görevini yapmıştır. Deniz Harp
Okulu’nda 4 yıl öğretim görevlisi olarak ders verdi. ABD’de
Malzeme Menajmanı ile Malzeme ve Lojistik Planlama konularında toplam 9 ay süren 2 ayrı
kurs bitirdi.1994 yılından beri
özel sektörde üst düzey yöneticilik yapmakta olup, 2003 yılından beri İstanbul Aydın Üniversitesi, Lojistik Program Başkanlığı görevini yürütüyor.
Temmuz 2013
52
KONFERANS
Avrupa 34 milyon aracın içinde
30 bin Türk aracını dert ediyor
Avrupa’daki 27 ülkede toplam 34 milyon yük aracının hareket halinde iken Türk taşımacısının
sadece 30 bin aracının dolaşımda olduğunu dile getiren Nuhoğlu, buna karşın Türk araçlarının engellemelerle karşılaştığını söyledi. Nuhoğlu, “Gelişmiş ekonomilerde de karayolunun önemi artıyor. Elleçlemeyi ortadan kaldıran, kapıdan kapıya taşıma yapabilen ve hızı ön
planda tutan karayolu, AB tarafından da yoğun olarak kullanılıyor. AB’deki taşımaların sadece yüzde 10’u demiryolu ile yapılıyor. Buna karşın yüzde 70-80 oranlık bölümünde ise karayolu tercih ediliyor” dedi.
AB de karayolunu tercih ediyor
Türkiye’de ticari araçlar sektörü-
nün geldiği düzeyi ortaya koymak
ve gelecekteki trendleri değerlendirmek için Alman CTI (Car Training Institute)kuruluşu tarafından düzenlenen 2. Uluslararası CTI Konferansı 25-26 Haziran 2013 tarihinde
İstanbul’da biraraya gelindi. Türkiye, Almanya, Avusturya, Danimarka
ve Hollanda’dan katılan ticari araçlar sektörünün önde gelen firmalarının üst düzey yöneticileri; sektörün
mevcut durumu, pazar dinamikleri,
yeni stratejiler, iş geliştirme ve büyüme fırsatları gibi sektöre genel bakış
sağlayan konuların yanı sıra; treyler
sektöründeki inovasyonlar, yakıt tüketimi, emisyon yönetmelikleri ve simülasyon metotları gibi detaylı teknik konular hakkındaki sunumlarını
paylaştılar.
Temmuz 2013
Konferansta Uluslararası Nakliyeciler Derneği Başkanı Çetin Nuhoğlu,
Türk nakliye sektörünün karşılaştığı engellemeleri ve bunun otomotiv sektörünün üzerindeki olumsuz yansımaları hakkında bilgi verdi. Lojistik sektörünün bir hizmet ihracatçısı olduğunu
aktaran Nuhoğlu, konuşmasında şunları söyledi: “2012 yılında 13,2 milyar dolarlık hizmet ihracat gelirimiz
var. 1963 yılında Türkiye’nin yaş sebze meyve ihracatıyla başlayan uluslararası nakliye sektörü bugün 55 bin çekici, 16 bin kamyonuyla beraber toplam 70 binin üzerinde yarı römorkla
Türkiye’nin dış ticaretinden pay almaktadır. Şu an 58 ülkeyle karayolu anlaşmamız var, 2003-2004 yıllarında başlayan AB mevzuatına yüzde 98 uyumlu,
43 ülkeyle UBAK çok taraflı kota anlaşmasına sahibiz.”
Türkiye’den her yıl 1,5 milyon ihracat,
500 bin ithalat seferi gerçekleştirildiğini aktaran Nuhoğlu, her yıl 100 binden
fazlan aracın da RO-RO ile Avrupa’ya
taşındığını kaydetti. Karayolu taşımacılığının küresel ekonomideki öneminin
arttığını belirten Nuhoğlu, gelişmiş ekonomilerde de karayolunun öneminin
arttığına değindi. Elleçlemeyi ortadan
kaldıran, kapıdan kapıya taşıma yapabilen ve hızı ön planda tutan karayolunun AB tarafından da yoğun olarak seçildiğine işaret eden Nuhoğlu, AB’deki
taşımaların sadece yüzde 10’unun demiryolu ile yapılmasına karşın yüzde 7080 oranlık bölümünün ise karayoluyla
yapıldığını vurguladı. Nuhoğlu, 2023
yılına kadar 500 milyar dolar ihracat
hedefinin sektör bazında ayrıntılı olarak
yapılmasına karşın stratejik planlamalarında taşımacılık alanındaki detayların
belirsiz olduğunu vurgulayarak, “Gelecek dönemde ülkelere taşınacak malların hangi taşımacılık modlarıyla, hangi
mal grubu, hangi ülkeye nasıl taşınacağının belirtilmesi lazım” dedi.
Türk Taşımacısı Avrupa’da
Engelleniyor
İhracat hedefi için kotasız ve geçiş belgesiz bir taşımanın gerekliliğini dile getiren Nuhoğlu, taşımalardaki yabancı
payının yüzde 21 iken bu oranın 2012
yılında yüzde 33’e çıktığını vurguladı. Nuhoğlu, sözlerine şöyle devam
etti. “Burada ekonominin doğal gelişimleri dışında farklı etkenler de vardır.
Daha geçen ay Berlin’de bir toplantı
vardı. Ekonomi Bakan yardımcımız, Alman Ulaştırma Bakan Yardımcısı, sivil
toplum örgütleri ve 200’den fazla lojistik firması ihracatçı ve ithalatçı oradaydı. O gün TAYSAD Almanya temsilcisi kalite ve hizmet olarak her bir ürün-
53
de rekabetçi olduklarını ifade etti. Ancak
o malın Almanya’ya gelişiyle rekabetçiliğin kaybolduğunu vurgulayan bu temsilci, bunun taşıma maliyetleri ve geçen süreden kaynaklandığının altını çizdi.”
Avusturya’da bir tren istasyonunda nisan ayında çekilen bir fotoğrafı paylaşan Nuhoğlu, sürücülerin isyan ettiğini
söyledi. Almanya ve batı Avrupa ülkelerine geçişinde Avusturya’dan 120 bin
geçiş belgesine ihtiyaç varken 15 bin
belge verildiğine dikkat çeken Nuhoğlu,
Avusturya’dan trene binmek durumunda kaldıklarını başka türlüsüne izin verilmediğini açıklayarak bu uygulamayla 2
önemli ihlalin gerçekleştiğini belirtti. Nuhoğlu, konuyla ilgili olarak şöyle devam
etti: “Dünya Ticaret Örgütü’nün üyesiyiz, onun beşinci maddesi der ki; “Hiçbir üye ülke bir başka ülkenin mal akışına müdahale edemez. Yine Türkiye’nin
27 Avrupa ülkesiyle imzaladığı Malların Serbest Dolaşımı Anlaşması’na göre
transit taşımalarda diğer ülkenin mal
hareketleri engellenemez’ der.
Berlin’de TAYSAD temsilcisinin söylediği gibi bir Bulgar tırı 4 günde Almanya’ya giderken, bir Türk
tırı 8-9 günde Almanya’ya gidebiliyor. Çünkü bu güzergahta 4 gün
tren bekleniyor. Amaç çevrecilikse
Türkiye’nin 30 bin aracı Avrupa’da
çalışıyor ve bu araçların çoğu çevreci niteliklere sahip.”
Türkiye’nin Avrupa’ya
Avrupa’daki 27 ülkede toplam 34
milyon yük aracı hareket halinde
iken Türk taşımacısının sadece 30
bin aracın dolaşımda olduğunu dile
getiren Nuhoğlu, buna karşın Türk
araçlarının çevre bahane edilerek
engellemelerle karşılaştığının altını çizdi. Türk plakalı araçların yüzde
52’si Euro 5 normlarına sahip olduğuna değinen Nuhoğlu, sadece
İspanya’da 5.3 milyon, Fransa’da
5.,2 milyon yük aracın olduğuna
dikkat çekti.
Avusturya’da trene
binmek zorunda bırakılan
Türk nakliyecileri bu
haksız uygulamaya isyan
ederek protestolarda
bulunmuşlardı.
Temmuz 2013
54
KONFERANS
Fiat Türkiye Başkanı Ali Pandır:
Türkiye’nin geleceği otomobilde
değil, ticari araçlarda
Taşımacılık sektöründe karayolunun payının azalsa da önemini yitirmeyeceğini dile getiren
Fiat Türkiye Başkanı Ali Pandır, “Hükümetin son 3 yıldır otomobil yapmak konusunda henüz
karşılık bulmayan baskı ve ısrarlarına karşın Türk Otomotiv Sanayi’nin geleceği otomobil de
değil, ticari araçlardadır” dedi. Taşımacılık sektöründe karayolunun payının azalsa da önemini yitirmeyeceğini dile getiren Pandır, taşımacılığın daha uzun yıllar ağırlıklı olarak karayoluyla yapılacağını vurguladı.
rinin Ar-Ge”leri her türlü aracı dış yardım almadan geliştirebildikleri gibi bazıları bilindiği gibi savunma sanayiinde
tank geliştirebilecek kadar üstün bir yetkinliğe ulaştı”.
Türkiye’de otomobil üretiminin yüzde
53 oranında olmasına karşın, katma
değer olarak ticari araçların otomobilin
çok üstünde olduğuna değinen Pandır,
“Türk Otomotiv Sanayii olarak kuvvetli
yönümüz hem Ar-Ge hem üretim hem
de yan sanayi olarak her bakımdan ticari araçtır.” dedi.
Ali Pandır
Otomotiv sanayinin geleceğinin otomobil değil ticari araçlarda olduğunu savunan Pandır, bu görüşünün gerekçesini şöyle dile getirdi. “Birincisi
mevcut duruma baktığımızda bilindiği gibi Türkiye’deki ticari araç imalatı hem otobüs karoseri hem de kamyon olarak otomobilden çok daha
önce 1950’li yıllarda başladı ve zaman içinde Türkiye, Avrupa’nın bir ticari araç üssü oldu. Halen 15 yerli otomotiv üreticisinden 3’ü hariç, diğerleri ticari araç üritiyor. Avrupa Topluluğu içinde hafif ticari araç üretiminde birinci, otobüs üretiminde de ikinciyiz. Yan sanayiinde de çoğu üretici ticari araç parçası yapıyor; bu konuda
uzmanlaşıyor. Türkiye’de kurulu otomotiv Ar-Ge’lerinin hepsi ticari araç
geliştiriyor. Halen otomobil üreticilerinin hiçbirinin Ar-Ge faaliyeti yoktur.
Hem ticari araç hem de otomobil üreten tek kuruluş olan TOFAŞ Ar-Ge’si
de bugüne kadar ağırlıklı olarak ticari araç geliştirdi. Ticari araç üreticileTemmuz 2013
Taşımacılığın ağırlığı yine
karayolunda olacak
Taşımacılık sektöründe karayolunun
payının azalsa da önemini yitirmeyeceğini dile getiren Pandır, taşımacılığın
daha uzun yıllar ağırlıklı olarak karayoluyla yapılacağını vurguladı. Pandır’ın
konu hakkındaki görüşleri şöyle:
“İç pazara baktığımızda bilindiği gibi
ülkemizin transport modeli 1950’li yıllardan itibaren karayolu üzerine kurulmuştur. Eşya taşımanın yüzde 80’i, insan taşımanın yüzde 90’ı karayoluyla
yapılmaktadır. Hava ve deniz yolunun
payı çok azdır. Nehirlerimiz de taşımaya uygun değildir. Hükümetimizin 2023
vizyonunda mevcut 12 bin km demiryoluna 10 bin km ilave yapmak vardır.
Son 30 yılda sadece 2 bin km demiryolu yapılabildiğine göre önümüzdeki
10 yıl için çok iddialı olan bu hedefe
ulaşılsa bile demiryolunun payının ancak yüzde 10 artacağı öngörülmektedir. Diğer tarafta yine 2023 otoyolları
8 bin km’ye çıkarma hedefine ise hızla
devam edildiği, birçok otoyolunun inşaat safhasında olduğu ama hala sanayinin kalbi olan Bursa’ya demiryolu bağlanmadığı göz önüne alınırsa taşımacı-
lığın daha uzun yıllar ağırlıklı olarak karayolunda kalacağı kesindir.”
“Hafif ticari araçlar ise hızla şehirleşen
ve refah seviyesi artan genç ve dinamik
toplumun tüketim arttıkça hızlı bir şekilde şehirlerarası ve şehir içi dağıtım hafif ticari araca talebi arttıracaktır.” diyen
Pandır, vergi artışı ve diğer engellerle
hafif ticari araçlardaki büyümenin önünün kesilebileceği uyarısında bulundu.
İhracatın ilacı ticari araçlarda
Pandır, Türkiye’nin ihracatındaki en büyük kalemi otomotiv ürünlerinde olduğunu bunun içinde de en büyük payın ticari araçlara ait olduğunu söyledi.
Türkiye’nin en büyük sorunlarından birinin ihraç ürünlerinde katma değer azlığı ve dışa bağımlılık olduğunu dile getiren Pandır, ticari araçların nasıl bir katma değer yarattığını şu bilgilerle ortaya koydu: “Türkiye’nin ihracatının kilogramı ortalama 1 buçuk dolar civarındadır. Otomotiv ihracatının ortalama-
“TÜRKİYE’DE KURULU
OTOMOTİV
AR-GE’LERİNİN HEPSİ
TİCARİ ARAÇ
GELİŞTİRİYOR.
HALEN OTOMOBİL
ÜRETİCİLERİNİN
HİÇBİRİNİN AR-GE
FAALİYETİ YOKTUR.”
55
sı ise 8 buçuk dolar. Ticari araçların kilogram seviyesi ise ortalamanın çok üstündedir. Örneğin bir otobüsün kilosu 20
dolar, kamyonun ise 12 dolar civarındadır. İşçilik olarak bakıldığında da bir otomobil 13 ve ya 15 saatte monte edilirken hafif ticari araç 35-40 saat, otobüste ise 1000-1500 saate yakın işçilik vardır. Batı Avrupa ile aramızda işçilik maliyetinde 20-25 Euro fark olduğu göz önüne alınırsa otomobildeki işçilik maliyeti
farkı Türkiye’nin navlun dezavantajını zar
zor karşılarken ticari araçlarda önemli bir
meblağ tutmaktadır. Doğal olarak ticari araç üretimi daha çok istihdam yaratmaktadır. Bunların üzerine otomobilde ithal edilen bir çok mekanik parçanın ticari
araçlar için yerli olarak imal edildiği göz
önüne alınırsa katma değer açısından da
ticari araçların üstünlüğü ortaya çıkar.”
6 tane TOFAŞ fabrikası lazım
Türkiye’nin 2023 ihracat hedefinde otomotivin 73 milyar dolar olması öngörüldüğünü belirten Pandır, “Bugünkü otomotiv ihracatı 20 milyar dolar seviyesinde. Fark 55 milyar dolar. Önümüzdeki 10 yılda kapamak için bunun 20
milyar dolarının yan sanayiden geleceği gibi iyimser bir varsayım yapsak bile
kalan 35 milyar doları bugünkü gibi ortalama fiyatı 12 bin dolar olan otomobil
ile devam edersek 3 milyon adet otomobil ihracatı ile yakalayabiliriz. Bu 3 milyonun 500-600 bini şu anda kullanılmayan kapasite ile üretilse bile geriye kalan
2 buçuk milyon araç için TOFAŞ büyüklüğünde 6 adet daha fabrika gerekir.”
dedi. Pandır sözlerine şöyle devam etti:
“Bunu 10 yılda gerçekleşmesi çok mümkün olmadığından bu hedefe ancak ihracatın ortalama fiyatını arttırarak varabiliriz. Bu da daha çok üst segment araçlar olan hafif ticari araç, kamyon, çekici
ve otobüs ve bunların aksam ve parçalarını yapmakla mümkün olacaktır. Bu bilgiler ışığında diyorum ki nasıl olsa Türkiye ticari araç üretiminde geleceği yere
geldi, şimdi otomobil üretimini güçlendirelim stratejisi yerine kuvvetli olduğumuz
yeri daha çok kuvvetlendirmek ve sektörün büyümesini ticari araçlar üzerine kurmak daha doğru olur.”
Tayland örneği
Ali Pandır, görüşlerini destekleyecek örneğin ise Tayland olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin hafif ticari araçlara uyguladığı düşük vergi döneminde Tayland’ın da
1 tonluk pick-up’lara düşük vergi uygulaması başlattığına ve bunun sonucunda
Tayland dünyanın en büyük pick-up üreticisi olduğunu vurgulayan Pandır, “Bizde
de düşük vergi ile büyüyen hafif ticari araç
pazarı hemen yatırımları buraya
çekti ve Türkiye Avrupa’nın en büyük üreticisi oldu. Ancak ne yazık
ki son yıllarda hafif ticari otomobillerle haksız rekabet ediyor gerekçesiyle vergiler arttırıldı ve bunun yanında K2 Belgesi ile bir araya gelen engellemelerle hafif ticari
araç pazarı ve üretimi küçülmeye
başladı. Tayland üretimde 2 milyon adete giderken biz 1 milyona
zor ulaşmaktayız” dedi.
Dernekler tek çatı altında
toplanmalı
Pandır, konuşmasının sonunda
öneri ve temennisini şöyle dile getirdi: “Hükümetin otomobil üretimine verdiği desteğin bir o kadarını daha çok ticari araç yatırımını ülkemize çekmek için vermesi. Eğer varsa, yerli marka yaratılmak isteniyorsa buna zaten mevcut olan ticari araç markalarını
daha güçlendirerek yapmak gerekiyor. Bu arada umarım bu markalardan birini de kaybetmeyiz.
Çünkü birkaç dernek altında dağınık olarak temsil edilen ticari araç
imalat ve dağıtıcılarının tek bir çatı
altında toplanıp seslerini daha gür
çıkarmaları.”
Temmuz 2013
56
GÜNCEL
Still Arser’i alıyor
Alman intralojistik şirketi ve forklift imalatçısı olan Still, gelişen Türkiye pazarındaki konumunu kuvvetlendirmek amacıyla Arkas ile güçlerini birleştirdi. Hamburg merkezli şirket, Türkiye distribütörü olan Arkas
Holding şirketi Arser’in çoğunluk hisselerini alarak, Türkiye’deki faaliyetlerini sağlam temellere oturtuyor. Gerekli yasal onayların alınması sonrasında 2013’un 3. çeyreği içinde yapılması planlanan nihai hisse devri ile
Still, Arser hisselerinin yüzde 51’ine,
Arkas ise yüzde 49’una sahip olacak.
Still GmbH Yönetim Kurulu Başkanı
Bert-Jan Knoef “Arkas ile Arser’de ortak olma kararımız Still’in tutarlı global büyüme stratejisinin bir ifadesidir” dedi. Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas ise “Still’in
teknolojik üstünlüğü ve know-how’ı ile
Arkas’ın bölgedeki deneyim ve etkinliği biraraya gelince, bu ortaklığın Türkiye sınırlarını aşan sonuçlar üreteceğine inanıyorum” diye konuştu.
TLS Global
İzmir’de bölge
müdürlüğü açtı
TLS Lojistik bünyesinde faaliyet gösteren TLS Global, on yıldır aktif olarak
yer aldığı İzmir’de, Uluslararası Hizmetler Bölge Müdürlüğü’nün açılışını yaptı. Bekir Kalkan, bu birimin başına getirildi. TLS Global, İzmir’de açtığı müdürlükle havayolu ve denizyolu taşımacılığında pazardaki payını artırmayı hedefliyor. İzmir, sahip olduğu havayolu bağlantıları ve limanıyla bu anlamda sadece Türkiye’nin değil, Akdeniz’in de
önemli merkezlerinden biri. Balkanlar,
Afrika ve Ortadoğu’ya coğrafi yakınlığı,
İzmir’i doğal bir lojistik üssü konumuna
taşıyor. Şirket, İzmir Uluslararası Bölge
Müdürlüğü ile 2014 yılının sonuna kadar havayolu ve denizyolu taşımacılığında bölgenin en güçlü lojistik şirketi olmayı hedefliyor.
Temmuz 2013
Continental’den
100 milyon Euro
yatırım
Continental, kamyon ve otobüs lastikleri için 3 milyon adet lastik ile yıllık üretim kapasitesini arttırı-yor. 3. jenerasyon otobüs lastikleri için ilk tesisini kuran Continental, yeni nesil otobüs lastiklerinin üretilmesi için toplamda 100
milyon Euro’luk yatırım yapacak. Continental ticari araç lastikleri Yö-neticisi Dr.
Andreas Esser, Avrupa’nın sürmekte olan
zor ekonomik koşullarına rağmen; ticari araç lastik tüketimine yönelik taleplerin
orta vadede artacağını düşündüklerini
belirterek “Doğu Avrupa, Yakın Doğu ve
Afrika’daki gelişmekte olan piyasalardaki potansiyellerin farkındayız ve buralara da açılarak, yakın gelecekte artan talepleri karşılamak istiyoruz. Bu doğrultuda EMEA bölgesindeki (Avrupa, Ortadoğu ve Afrika)’daki en büyük üretim tesisimizi genişletmek için çalışıyoruz” dedi.
Alışan desteğine
onur plaketi
En az yakıtla en uzak mesafeyi kat etmek hedefiyle geleceğin yakıt alternatifli araçlarını geliştirmeye yönelik olarak bu yıl 29’uncusu düzenlenen Shell
Eco-Marathon etkinliğinde; Alışan Group ülkemizi temsil eden 13 Türk takımının lojistik sponsorluğunu üstlendi. Türkiye adına önemli başarılara imza atan
geleceğin profesyonellerine bu önemli
desteği sunan Alışan Lojistik; Shell Türkiye tarafından teşekkür plaketi ile onurlandırıldı. Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar
Derneği’nde düzenlenen törende Shell
Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem’in
elinden onur plaketini teslim alan Alışan Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ertuğrul Alışan,“Alışan Lojistik olarak, Shell
Eco-Marathon’a bir kez daha katkı sağlamaktan onur duyduk” dedi.
Can Dostları Hareketi eğitimleri sürüyor
‘Can Dostları Hareketi’ kapsamında 2013-2014 dönemi için düzenlenen eğitimler tamamlandı. 3 yılda 3 bin
200 öğretmen ve 100 bin öğrenciye
trafik güvenliği eğitiminin verildiği proje çerçevesinde düzenlenen seminerlere 10 ilden 89 öğretmen katıldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Temel
Eğitim Genel Müdürlüğü ve TÜVTÜRK
Araç Muayene İstasyonları arasında imzalanan işbirliği protokolü ile 2010 yılında başlayan Can Dostları Hareketi
projesi, okullarda trafikte can güvenliği konusunda farkındalığı ve bilgi birikimini artırmayı amaçlıyor. Bu kapsamda, 3 yılı aşkın süredir düzenlenen eğitimlerle öncelikle ilköğretim okullarının
4’üncü sınıf öğretmenlerine temel trafik
güvenliği bilgileri veriliyor. Destekleyici
materyaller ve kaynaklarla da bu bilgilerin öğrencilere, velilere ve okul servis
şoförlerine aktarılması sağlanıyor. İlki
2010-2011 eğitim öğretim döneminde
gerçekleşen eğitimlerle bugüne kadar
Türkiye genelinde 296 ilköğretim okulunda 3 bin 200 öğretmene bu konuda
eğitim verildi. Öğretmenlerin aracılığıyla da yaklaşık 100 bin öğrenciye, 200
binden fazla veliye ve 6 bin servis şoförüne doğrudan ulaşıldı.
57
Plastikte ihracat da ithalat da artıyor
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) tarafından hazırlanan 2013 yılı ilk yarı sektör
değerlendirme raporuna göre; plastik
sektörü yılın ilk altı ayını 2 milyar 665
milyon dolarlık ihracat ile kapattı. Sektör geçen yılın aynı dönemine oranla ihracatta yüzde 9 artış yakaladı. Sektörün
direkt ihracatına ambalaj, inşaat, otomotiv, beyaz eşya gibi sektörler kana-
lıyla gerçekleştirdiği dolaylı ihracat da
eklendiğinde toplam plastik sektörü ihracatı 5,5 milyar doları aştı. Aynı dönemde üretimde de yüzde 5,7 oranında büyümeye imza atan sektör, 4 milyon 350 bin ton üretim gerçekleştirdi.
2013 yılının ilk altı ayında; Türkiye
ekonomisinde tüm sektörlerde gerileme yaşanırken, plastik sektörü gerek
üretim gerek ihracatta artış trendi göstererek büyümesini sürdürüyor. Ancak
hammaddede yüzde 85 oranında dışa
bağımlılık sektörün ithalatını da etkiliyor. İlk yarıyıl sonuçlarına göre geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 9,5
oranında ithalat artışı ile sektör, 5 milyar dolar hammadde ithalatı yaptı.
İlk yarıyılda plastik sektörünün ihracattaki en büyük pazarlarını; 281 milyon
dolar ile Irak, 122 milyon dolar ile Almanya ve 118 milyon dolar ile Rusya
Federasyonu oluşturdu. Bu üç ülkeyi
sırasıyla; Azerbaycan, İngiltere, Fransa, Libya, Romanya, İran ve Bulgaristan takip etti.
Tren taşımacılığındaki başarısı için
Ekol’e özel davet
Bu “YILDIZLAR”
umut saçıyor
İtalyan tren işletmesi RTC, Trieste
Limanı’nda gerçekleşen bininci tren seferi için tören düzenlendi. Tören için
Ekol Lojistik özel davet aldı. Bu davet
Ekol’ün intermodal taşımalardaki başarı nedeniyle gerçekleşti. Trieste Liman
Başkanlığı, Liman Komitesi’nin katıldığı ve Ekol’ün özel davetli olarak yer aldığı bu törende 1000. trene özel sembolik bir tren yükleme- boşaltma gösterisi yapıldı. İntermodal trenlerinin haftanın her günü 3 kez yükleme ve boşaltma gerçekleştirdiği EMT (Parisi)
Terminali’nde RTC’nin trenleri, 2008
yılının Ekim ayında seferlerine Ekol ile
başladı. Bugüne kadar Avrupa’nın çeşitli yerlerine sefer yapan trenler, şimdiye kadar yüzde 90’dan fazlası Ekol’e
ait olan yüklerin taşımasını gerçekleştir-
di. Ekol, son 5 yıl içinde Intermodal taşımacılık alanında yaptığı 265 milyon
Euro yatırım ile aylık sefer sayısını karşılıklı 68’e çıkarırken, bu projesi ile çevreye yaptığı katkılardan ötürü geçtiğimiz yıl
Avrupa Çevre Ödülü Eco Performance’a
da layık görülmüştü. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, “Çıktığımız bu yolda müşterilerimize en kaliteli hizmeti verebilmek amacıyla önemli yatırımlara imza attık. Bu yatırımlar sayesinde Avrupa’da lojistik denince akla
gelen en önemli markalardan biri olduk. İtalyan tren işletmeleri RTC’nin, Parisi Terminali’nden kaldırdığı 1000. trenin şeref konuğu olmak bizi son derece onurlandırdı. Bu törende yer almış olmamız doğru işler yaptığımızın göstergesidir” dedi.
Mercedes-Benz Türk AŞ. ve Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği’nin 2004 yılında başlattığı “Her Kızımız Bir Yıldız” sosyal sorumluluk projesi kapsamında desteklenen öğrencilerden bir grup projenin geleneksel bir etkinliği olan “yaz buluşması” içinbir hafta boyunca İstanbul’da ağırlanacak. Her yıl farklı
illerden davet edilen öğrenciler, bu yıl Amasya, Kars, Şanlıurfa, Sivas, Tarsus ve Van’dan
seçildiler. Burslu kızlar, İstanbul programının ilk gününde Mercedes-Benz Türk yöneticileri, bayileri ve basın mensupları ile biraraya geldiler. Toplantıda “Her Kızımız Bir Yıldız”
bursiyeri olan Tarsus IMKB Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencisi Havva Yarıcı’ya, TÜBİTAK Bilim Yarışmasında Mersin Bölge Birincisi olması nedeniyle ödül verildi. Her Kızımız
Bir Yıldız projesi, olanakları kısıtlı, ancak çalışkan ve kısa sürede meslek sahibi olmayı hedefleyen ilköğretim okulu mezunu kız öğrencileri mesleki eğitime teşvik etmeyi amaçlıyor.
Temmuz 2013
58
GÜNCEL
Almanya’da
tanımayan yok
Avrupa’nın ağır ticari araç ve lojistik sektörü dergisi “VerkehrsRundschau”nun
2013 İmaj Ödülleri (Image-Ranking
2013) araştırmasında treyler kategorisinde, Kässbohrer’in marka bilinirliği yüzde 95,9 oldu. VerkehrsRundschau Dergisi’nin Almanya’da iki yıl
da bir gerçekleştirdiği araştırma ticari
araçlar sektöründe çekici, treyler, hafif ticari araç, servis, kiralama, lastik
ve telematik olmak üzere 7 kategoride yapılıyor. TNS-Emnid Pazar Araştır-
Kolay Depo ile
Hertürlü Eşyanız
Depolanır
Türkiye’de çok yeni bir hizmet türü
olan eşya depolama, ihtiyaca yönelik sunulan çok önemli bir sektör olma
yolunda ilerliyor. Bu sektöre adım atan
“Kolay Depo”, Reysaş Lojistik Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Egemen
Döven, kurucu ortakları Berk Çağlar
ve Hakan Bilgütay tarafından hayata
geçirildi. 1,2 milyon TL yatırım yapılarak hayata geçirilen Kolay Depo’nun
büyüme planlarında franchise vermek
de var. Kolay Depo kurucularından
Egemen Döven, “Amacımız, ev, şirket
ve fabrikalarda yer işgal eden, atılmaması gereken eşyaların depoya kaldırılarak, daha rahat ve öncelikli kullanılabilir bir alan yaratılması ve ihtiyaçlara en iyi şekilde çözüm üretilmesi”
dedi. Reysaş GYO depolama tesislerinde hizmet veren Kolay Depo, kişilerin veya kurumların sahip oldukları eşyaları güvenle ve kolayca depolayabilmelerine olanak sağlayan bir sistem.
Şuanda Türkiye’nin tamamına hizmet
verme kapasitesi bulunan firma, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Adana, Antalya, Samsun, Kocaeli, Sakarya illerinden talep görüyor.
Temmuz 2013
ma Şirketine yaptırılan ve lojistik sektörü ile endüstri-sanayi alanlarında faaliyet gösteren 400 uzmanın yanıtladığı
anketin sonucunda Kässbohrer marka
bilinirliğinin, filosunda 10 ve altı araca
sahip müşteriler arasında yüzde 95,9
oranında olduğu açıklandı. Tanker ve
silobas segmentinde Avrupa’nın ilk üç
markasından birisi olan Kässbohrer,
lowbed segmentinde de Avrupa’nın ilk
üç marka arasına yerleşmiş durumda.
Kässbohrer; akaryakıt tankerinden silobasa, lowbed’den açık kasa araçlara kadar uzanan geniş ürün gamı ile
Avrupa’da müşterisine her iş kolunda
pek çok farklı çözüm sunuyor.
Kargo nerdeyse Aras orada
Aras Kargo, Türkiye’nin her bölgesinde hizmet veren 825 şubesine ek olarak Gezici Şubeleri’yle de alım ve dağıtım potansiyelinin yüksek olduğu yaz-
lık bölgelere ek hizmet götürerek müşterilerinin ihtiyaçlarını kesintisiz karşılamaya devam ediyor. Aras Kargo çalışanları, Gezici Şube’den fatura kesebiliyor nakit ile tahsilat yapabiliyor. Şu
anda Gezici Şubeleri ile İstanbul ve
Antalya’da hizmet veren Aras Kargo, yılsonuna kadar ihtiyaç duyulan farklı bölgelerde 16 Gezici Şube’yi daha faaliyete alarak 18 şubeye ulaşmayı hedefliyor. Gezici şubelerin hizmet vereceği
yerler arasında Fethiye, Bodrum, Marmaris, Çeşme, Alaçatı gibi birçok yazlık
bölge bulunuyor.
Fazla yük taşıyanın cezası ötelendi
Torba Kanun’a göre 31 Aralık 2010 ve
öncesinde verilmiş trafik cezasıyla karayolunda yük taşıma kaynaklı cezalar 31
Ekim’e kadar taksitlendirilebilecek.
Torba Kanun ve 2918 sayılı Trafik Kanunu ile 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu gereğince, 31.12.2010 günü ve öncesinde verilmiş, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla vadesi geldiği hal-
de ödenmemiş ya da ödeme süresi geçmemiş bulunan veya dava açılmış ya da
dava açma süresi geçmemiş olan idari
para cezaları için Ekim ayı sonuna kadar
6111 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere ilgili vergi dairelerine başvuruda bulunulması halinde söz konusu
cezalar 6111 sayılı Kanun’un ilgili maddelerine göre yapılandırılacak.
59
İlk 6 ayda kapılardan
1 milyon 68 bin taşıma yapıldı
Bu yılın Ocak-Haziran döneminde tüm kapılardan toplam
1 milyon 68 bin 199 adet taşıma gerçekleşti. Bu taşımaların 745 bin 404’ünü ihraç taşımalar, 287 bin 938 adedini ithal taşımalar, 34 bin 853’ünü
ise transit taşımalar oluşturdu.
Geçtiğimiz yılın aynı döneminde toplam taşıma miktarı 996
bin 668 taşıma gerçekleşmişti. Böylece tüm kapılardan gerçekleşen taşımalar geçtiğimiz
yıla oranla 71 bin 531 adet
artış gösterdi.
Geçtiğimiz yılın ilk 6 ayı ile 2013 yılı ilk
6 ay kıyaslamasına göre batı kapılarındaki ihraç taşımalarda yabancıların payı
yüzde 33’ten yüzde 36’ya çıktı. Geçtiğimiz yılın ilk 6 ayında bu kapılarından
toplam 243 bin 297 ihraç taşıması yapıldı. Bunun 164 bin 49 adedini Türk
plakalı araçlar gerçekleştirirken 79 bin
248’ini ise yabancı plakalı araçlar yaptı. Bu taşımalarda yabancıların payı yüzde 33 olarak gerçekleşti. 2013 yılının
aynı döneminde ise 242 bin 179 ihraç
taşıması yapıldı. Ancak yabancı plakalı araçlar taşıma sayılarını yükseltti ve 86
bin 509 taşıma yaparak taşımadaki paylarını yüzde 36’ya çıkardılar. Batı kapılarının toplam ihraç-ithal ve transit taşıma
adedi 457 bin 249 oldu.
Doğu kapılarında ise geçtiğimiz yılın ilk 6
ile bu yılın ilk 6 ayında önemli bir fark olmadı. Geçtiğimiz yıl toplam 123 bin 74
adet çıkış, 33 bin 9 adet de giriş yapıldı.
Bu yıl ise giriş çıkış rakamları şöyle gerçekleşti: 132 bin 508 çıkış, 40 bin 664
giriş ve 11 bin 725 adet de transit taşıma. 2013 yılı Ocak-Haziran döneminde
toplam gerçekleşen taşıma adedi 184
bin 897 oldu.
İhraç taşımalarında ilk sırada yer alan
güney kapılarında ise ihraç taşımaları geçtiğimizin yılın aynı dönemine göre
2013 Ocak-Haziran döneminde 306 bin
530’dan 326 bin 115 adede çıktı. Yabancıların payı yine yüzde 3 olarak gerçekleşti. Toplam 295 bin 770 ihraç taşımanın gerçekleştiği Habur yine yüzde
90,69 pay ile in fazla ihraç taşımasının
yapıldığı kapı oldu.
Karadeniz kapılarına bakıldığında ise ihraç taşımalarında geçtiğimiz yılın aynı dönemine büyük bir artış göze çarpıyor. Bu
kapılardan geçtiğimiz yıl toplam 8 bin
530 ihraç taşıması yapılırken bu taşımalar bu yılın aynı döneminde 25 bin 413’e
yükseldi. Türk plakalı araçlar taşıma adet-
lerini yüzde 390 oranında artırdı.
Geçtiğimiz yılın ilk 6 ayında 4 bin
770 taşıma yapan araçlarımızı
bu yıl ise 18 bin 803 taşıma gerçekleştirdiler.
Kıbrıs kapılarındaki ihraç ve ithal
taşıma miktarı ise geçtiğimiz yılın ilk 6 ayında 11 bin 520 iken,
2013’ün aynı döneminde 14 bin
580’ye yükseldi. Bu kapılar ağırlıklı olarak yabancı plakalı araçlar
taşıma yaptı. Yabancıların ihraç
taşımalardaki payı yüzde 79 oldu.
Temmuz 2013
60
ŞOFÖR
Tatlıses’i dinliyor, Cimbom ile seviniyor,
kebapsız yapamıyor, fazla kilodan şikayet ediyor…
Brisa’nın 2 bin 374 uzun yol şoförüyle yaptığı anket sonuçlarına
göre; sürücüler en fazla İbrahim Tatlıses dinliyor, Galatasaray’ı
tutuyor, kebaptan vazgeçmiyor, en çok hatalı araç kullananlara sinirleniyor ve aşırı kilolarından şikayet ediyor….
Brisa, uzun yol sürücülerini daha sağlıklı bir yaşama teşvik etmek üzere Lassa markasıyla hayata geçirdiği “Yola
Sağlam Çık” projesi kapsamında Türkiye genelinde 3 bin 500 şoförle bir araya geldi. Proje dahilinde 2 bin 347 kişi
ile yapılan anket sonucunda elde edilen veriler; görüşülen sürücülerin yüzde
70-75’inin fazla kilolarından rahatsız
olduğunu; öte yandan öğün atlayan,
aşırı şeker ve yağ tüketen, uzun saatler
çalıştıkları için spor yapmaya fırsat bulamayan sürücülerin tansiyon, şeker ve
kan yağı değerlerinin yükseldiğini ortaya koydu. Yanlış beslenme alışkanlıkları
hareketsizlikle birleştiğinde birçok hastalığa davetiye çıkardığı gibi, trafik güvenliğini de tehlikeye atıyor. Hareketsizlik nedeniyle sık sık kramp ve boyun-bel
tutulması gibi sorunlar yaşayan uzun
yol şoförleri, vücutlarına hakim olmakta güçlük çektikleri için kaza riski artıyor. Öte yandan yanlış beslenme neticesinde kan şekeri düşüklüğünün ya-
Temmuz 2013
rattığı uyku hali ve ağır yiyecekler tüketilmesinden kaynaklanan hazımsızlık gibi
sorunlar da trafikte dikkat dağınıklığına
yol açarak kaza olasılığını arttırıyor.
Proje kapsamında uzun yol sürücüleriyle birebir görüşen Lassa “Yola Sağlam
Çık” ekibi, fiziksel sorunların önüne geçebilmek adına sürücülere çeşitli tavsiyelerde bulundu. Spor eğitmeni sabah
uyanıldığında küçük egzersiz hareketleriyle kasları esnetmenin ve uzun yoldayken 2-4 saatte bir mola vererek, yürüyüş ve açma-germe hareketleriyle kasların kasılmasını önlemenin önemine vurgu yaparken; beslenme uzmanı ise aşırı
yağlı ve şekerli yiyeceklerden uzak durulması, bunların yerine daha hafif ve besin
değeri yüksek gıdaların tercih edilmesi
gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin ilk kadın tır şoförü olarak tanınan, Lassa “Yola Sağlam Çık” projesinin şekillenmesinde Brisa yetkilileri ile
beraber çalışan ve uzun yol tecrübelerini paylaşan Leyla Ağaçkoparan da uzun
yol şoförlüğünün son derece yorucu ve
zor bir meslek olduğunun altını çizerek,
sürücülerin zorlu hayat koşullarında kendilerine öncelik veremediklerini, özellikle sağlıklı yaşam ile ilgili kolaylıkla uygulayabilecekleri bilgilere ihtiyaç duyduklarını söyledi. Sağlığın trafikte emniyetli sürüşle bağlantısı ile ilgili de sürücülere bilgi verilmesinin önemini vurgulayan
Ağaçkoparan, “Ben 20 yıldır bu mesleği
icra eden biri olarak, benim görüşlerimi
de alarak şekillendirdikleri Lassa ‘Yola
Sağlam Çık’ projesiyle yaşadığımız sorunları gündeme taşıyan ve bu sorunlara
çözüm önerileri getiren Brisa’ya teşekkür
ediyorum” dedi.
Şoför Anket Sonuçları
-3.500 uzun yol şoförüyle görüşülen projede
2 bin 347 kişi de ankete katıldı.
-Meslekte ortalama 20 yılı geride bırakan
şoförler, günde 10 saat çalışıyor.
-Şoförlerin yüzde 40’ı ayda 5.000- 10.000
km arası yol yaparken; yüzde 42’si 10 bin
km’yi aşkın yol yapıyor.
-Şoförlerin yüzde 60’ı günde tek öğün yemek yiyor. Günde 2 öğün yiyenlerin oranı
ise yüzde 30.
-Şoförlerin yüzde 27’si en sevdiği yemek
olarak kırmızı et ve kebap türlerini sayarken; yüzde 26’sı sebzeli ev yemeklerini, yüzde 17’si ise etli ev yemeklerini tercih ediyor.
Kahvaltı tarzı hafif yemekleri tercih edenlerin
oranı yüzde 7 iken, tahıl/baklagil sevenlerin
oranı ise yüzde 5.
-Şoförlerin yüzde 32’si Galatasaray; yüzde
24’ü Fenerbahçe, yüzde 12’si Beşiktaş, yüzde 7’si ise Trabzonspor taraftarı.
-Uzun yol şoförlerinin en sevdiği sanatçılar
sıralamasında İbrahim Tatlıses yüzde 14’lük
bir oran ile ilk sırada yer alıyor. Tatlıses’i yüzde 7 ile Orhan Gencebay ve Ferdi Tayfur;
yüzde 5 ile de Müslüm Gürses ve Sibel Can
takip ediyor.
-Uzun yol şoförlerinin yüzde 36’sı kendilerini en çok “trafikte hatalı araç kullananların” sinirlendirdiğini belirtiyor. Şoförlerin yüzde 10’u ise “küçük araçların olumsuz hareketleri”nden rahatsız olduklarını belirtiyor.
-Uzun yol şoförlerinin yüzde 8’i korna vb.
“trafikte görsel ve işitsel rahatsızlık verici davranışlar”dan; yüzde 7’si ise “trafik
yoğunluğu”ndan şikayetçi olduklarını dile
getiriyor.
61
Op. Dr. Akın Banaz
dokularda sarkma kapakta da sarkmaya
yol açabilir. ”
CAMLARI AÇARAK
SEYAHAT ETMEK YÜZ FELCİNE
DAVETİYE ÇIKARIYOR
Yazın kavurucu sıcağında aracınızla yolculuk yapmak işkenceye
dönüşebiliyor. Çareyi ise bazen klimayı bazen de camları açarak
buluyoruz. Ancak iki durum da yüz felçlerine davetiye çıkarabiliyor. Bu yüz felçleri genelde kendiliğinden iyileşebiliyor. Ancak 6
ay içerisinde iyileşme olmaz ise kalıcı yüz felci tehlikesi doğabiliyor. Dünyagöz Ataköy’den Op. Dr. Akın Banaz, yüz felci geçirdiğini düşünen kişelerin doktora başvurması konusunda uyarıda
bulunarak, “Dış görünümde, çiğnemede sorunlar oluşturan yüz
felci, göz kapanmasını da olumsuz etkileyerek göz sağlığını tehlikeye düşürebilir” dedi.
Yüz felçleri ameliyatlara bağlı olarak
oluşabilir. Özellikle kulak, burun, boğaz ve beyin ameliyatları sonrasında
yüz felci görülebilir. Yüz felçleri bunun
dışında nedeni bilinmeyen şekillerde de olabiliyor. Bu durum ‘İdiopatik’
yüz felçleri olarak biliniyor. Islak yüzle
soğuğa ya da rüzgâra maruz kalma,
sıcak havalarda arabanın klimasını yüze doğru tutarak uzun süre çalıştırma, soğuk veya kavurucu sıcaklarda arabanın camlarını açarak yol almak gibi nedenler ‘İdiopatik’ yüz felçleri arasında yer alıyor.
Gözü etkiliyor
Dünyagöz Ataköy’den Op. Dr. Akın
Banaz, ‘İdiopatik’ olarak bilinen yüz
felçlerinin genellikle kendiliğinden geçtiğini hatırlatarak, “Ancak yüz felcinin kendiliğinden düzelmesinden bahsedebilmek için iyileşmenin 6 içerisinde olması gerekir. Genellikle 6 aydan uzun süren yüz felçlerinin kalıcı olduğu düşünülür” dedi. Yüz kaslarını çalıştıran sinirin çalışmamasına bağlı olarak oluşan
yüz felcinin dış görünümde ve çiğnemede oluşturduğu sorunların dışında göz
kapanmasını da olumsuz etkilediğini ifade eden Op. Dr. Banaz, şöyle konuştu:
“Yüz felci göz kapağını kapayan kasların
çalışmasına engel teşkil eder. Göz kapağı ve göz kırpması olumsuz yönde etkilenir. Buna bağlı olarak da gözde kuruma,
batma ve yara oluşma riski artar. Özellikle ileri yaştaki hastalarda o bölgedeki
Nasıl tedavi edilir?
Yüz felçlerinin büyük çoğunluğunu geçici olarak tanımlayan Op. Dr. Banaz, gözün zarar görmemesine dikkat edilmesini
ve ilk 6 ay içerisinde hastalara suni gözyaşlarıyla destek tedavisi yapılması gerektiğini söyledi. Op. Dr. Akın Banaz, yüz
felcinin gözü etkilemesiyle ilgili tedaviyi
üçe ayırdıklarını belirterek, “Bunlar kaştaki düşmeye, üst göz kapağına ve alt kapak ile yanağa yönelik tedavilerdir” dedi.
Op. Dr. Akın Banaz, bu üç tedavi yöntemini şöyle anlattı:
•Ağır kaş düşüklüğü varsa direkt cilt alarak kaş kaldırma yapılır.
•Kalıcı yüz felçlerinde sarkma olan alt
kapak kuvvetlendirilmelidir.
•Alt kapaktaki sarkmayı düzeltmek amacıyla cerrahi tedavi yapılır.
•Üst göz kapağında uygulanan en
önemli yöntem altın ağırlık uygulamasıdır.
•Altın seçilmesinin nedeni az reaksiyon
vermesidir.
•Belli bir ağırlaktaki altın plak kapağın
içine takılır.
•Yüz felcinde gözü kapayan kas çalışmaz.
•Altın ağırlık yönteminin mekanik etkisiyle gözün fonksiyonu yerine getirmesi sağlanır.
•Bir diğer tedavi seçeneği göz kapağını yandan kısaltmaktır. Yüz sarkmalarına
yönelik tüm kapağı yukarı doğru çekmek
de mümkün olabilir.
Göz kapağına altın ağırlık nasıl yerleştirilir?
Op. Dr. Akın Banaz, göz kapağına altın
ağırlık yerleştirirken, lokal anesteziyle cildin uyuşturulduğunu, cerrahi müdahale
ile üst göz kapağının içine altın plağı yerleştirdiklerini söyledi. Banaz, bu işlemin
10 dakika sürdüğünü ifade etti.
Temmuz 2013
62
ÜYELERDEN
GLS, Iveco Stralis dedi
Iveco Yetkili Satıcısı Kılıçlar Otomotiv
GLS Global Lojistik firmasına 3 adet,
yeni Stralis Hi-Road AT460 çekici
teslim etti. Teslimat 9 Temmuz’da Kılıçlar Otomotiv’in Mersin tesislerinde
gerçekleşti. Avrupa ve Balkan ülkelerine çalışan GLS Global Lojistik firmasının araç parkındaki Iveco marka çekici sayısı ise bu son 3 adetle 12 adete ulaştı. Firmanın toplam çekici sayısı
ise 23 oldu. GLS Lojistik firma sahibi
Ahmet Kodaz teslimat töreninde yaptığı açıklamada, Iveco marka yeni çekicilerin kalitelerinin 3 Yıl/450 bin km
olarak değişen yeni garanti şartları ile
artık resmen tescillendiğini aktararak,
değişen yeni kabinlerin estetik görünümleri ile daha da mükemmel olduğunu donanım seçenekleri ile rakiplerinden ayrıldığını söyledi. Kılıçlar Otomotiv Mersin tesislerinde düzenlenen
teslimat törenine GLS Global Lojistik
Firması sahibi Ahmet Kodaz’ın yanı sıra
Kılıçlar Otomotiv Genel Müdürü Kur-
Emre Denizcilik
taşımada DAF’ı seçti
Yurt içi ve yurt dışı taşımacılık alanında faaliyet gösteren Emre Dericilik’e satışı yapılan 8 adet DAF XF
105.460 çekicilerinin teslimatı DAF-Tırsan Otomotiv Samandıra tesislerinde gerçekleştirildi. Araçların
teslimatı için yapılan töreninde firma sahibi Hakan
Emre, DAF-Tırsan Otomotiv Satış Şefi Recep Öndal Demirci tarafından plaket verildi. Hakan Emre
yaptığı konuşmada “Uzun yıllardır Tırsan ürünlerini ve DAF çekicilerini kullanıyoruz. Ürünlerin verimli ve kaliteli olmasının yanı sıra, gerek satış gerekse
satış sonrası süreçlerindeki pozitif yaklaşımlar ürünü yeniden tercih etmemizi sağladı. Bu güne kadar
geçen zaman, filo yatırımlarımızda DAF-TIRSAN’ı
iş ortağı olarak seçmenin ne kadar isabetli bir karar
olduğunu bize gösterdi.” dedi. Gerçekleşen teslimat ile filosundaki DAF çekici sayısını arttıran Emre
Dericilik, Azerbaycan ağırlıklı olmak üzere, Gürcistan ve İran’a kimyasal ürünler, inşaat malzemeleri
ve deri ürünlerin taşımacılığı yapıyor.
Temmuz 2013
tuluş Saylam, Genel Müdür Yardımcısı
Kenan Kılıç ile Ağır Vasıta Satış Müdürü
Hasan Kayın da katıldı.
Mertcan’dan Kässbohrer yatırımı
Mertcan Nakliyat Tırsan’dan 6 adet Kässbohrer Yatay Silobas aldı.
Araçlar Tırsan’ın Adapazarı’ndaki fabrikada yapılan törenle teslim edildi. Mertcan Nakliyat’ın yetkilisi Ceyhun Can, DAF-Tırsan Otomotiv Filo
Satış Yöneticisi Ertuğrul Erkoç ve Satış Temsilcisi Ahmet Oğuz’un katılımı ile gerçekleşen törende, Ceyhun Can Kässbohrer markasını tercih etme nedeninin bugüne kadar Tırsan ürünlerinin kalitesinden duyduğu memnuniyet olduğunu belirtti. Filosunda 38 adet Tırsan Treyler bulunan Mertcan Nakliyat, satış ekibinin yakın ilgisine de ayrıca teşekkür
etti. Yılsonuna kadar filosundaki araç sayısını 50’ye çıkarmayı hedefleyen Mertcan Nakliyat, özellikle Azerbaycan ve Avrupa ülkelerine taşımacılık yapıyor. Firmanın yurt içinde Konya’da, yurtdışında ise Bakü’de deposu bulunuyor.
63
Supet, tercihini Tırsan ve DAF’tan yana kullandı
Supet Uluslararası Taşımacılık, 10 adet
DAF XF105.460 Optimizer ve 10 adet
Tırsan Yeni Nesil Perdeli Mega SemiTreyler’ini Ankara Lojistik Üssü’nde yer
alan DAF-Tırsan Otomotiv Şubesi’nde
düzenlenen törenle teslim aldı. Teslimat
töreninde konuşan Supet Uluslararası Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı Metin
Başbilen DAF ve Tırsan kombinasyonunu
neden tercih ettiklerini “DAF’ın sağlamlığı ve sağladığı yakıt ekonomisi bizim için
çok önemli. Ayrıca ön tampon açılarının optimum oluşu araçların çamurluğunun yere vurma probleminin önüne geçiyor. Tırsan Treylerinin kalitesini ise uzun
zamandır kullandığımız ürünlerden dene-
yimlediğimiz için, duyduğumuz güven ile
filomuza Tırsan Yeni Nesil Perdeli Mega
ürünleri de dahil etmek istedik. Önümüzdeki dönemde DAF-Tırsan Otomotiv’in
servis hizmet kalitesi ve firma merkezimize yakınlığı nedeniyle işbirliğimizin artarak devam edeceğine inanıyorum” diyerek açıkladı. Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu törende yaptığı
konuşmada Supet Uluslararası Taşımacılık ile yıllardır devam eden işbirliğinin devam etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Nuhoğlu “DAF çekici ve Tırsan treyler kombinasyonu yakıt sarfiyatında sağladığı tasarruf, her yol ve yük şartında değişmeyen yüksek performans se-
viyesi ile müşterilerimizin memnuniyetini arttırmakta ve tekrar alım
yapmalarını sağlamakta” dedi.
ABC Yeni pazarları gözüne kestirdi
Ar-Ga, ‘Tırsan
ile devam’ dedi
Ar-Ga Transport Uluslararası Taşımacılık, 2
adet DAF XF105.460 Optimizer ve 2 adet
Tırsan Yeni Nesil Perdeli Maxima+ Semi
Treyler’ ini DAF-Tırsan Otomotiv Samandıra Tesisleri’nde düzenlenen tören ile teslim
aldı. Ar-Ga Transport Uluslararası Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı Hacı İbrahim
Ar-Ga DAF ve Tırsan’ı tercih etme sebeplerini, “Ürünlerin kalitesi ve sağladığı yakıt ekonomisi bizim için çok önemli. Ayrıca DAF ve
Tırsan’ın sektördeki önceliğinin verdiği güven ve 2. el değerlerinin yüksekliği ürünleri tercih etmemizde öncelik yarattı. Kayseri ilinin taşıma gücü her geçen gün artıyor.
Arga Transport Uluslararası Taşımacılık olarak kendi payımıza düşeni en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz” diye açıkladı.
ABC Uluslararası Taşımacılık, 50 adet
DAF XF105.460 Optimizer ve 60 adet
Yeni Nesil Brandalı Maksima Plus SemiTreyler yatırımı yaptı. Araçlar Tırsan Treyler Samandıra Genel Müdürlüğü’nde
düzenlenen tören ile teslim edildi. Törene Tırsan Treyler AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ABC Uluslararası Taşımacılık A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı Ergün Bilen ve DAF-Tırsan Otomotiv Filo Satış Yöneticisi Ertuğrul Erkoç
katıldı. Çetin Nuhoğlu törende yaptığı konuşmada ABC Uluslararası Taşımacılık ile uzun yıllardır devam eden işbirliğinden duyduğu memnuniyeti dile
getirdi. Nuhoğlu “DAF çekici ve Tırsan
treyler kombinasyonu yakıt sarfiyatında
sağladığı tasarruf, her yol ve yük şartında değişmeyen yüksek performans seviyesi ile müşterilerimizin memnuniyetini arttırmakta ve tekrar alım yapmalarını sağlamaktadır” dedi. ABC Uluslararası Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı
Ergün Bilen, gelişen ve yoğun rekabetin yaşandığı pazarda yeni yatırımlarla
büyümeye devam ettiklerini belirtti. Bilen “Avrupa’da ve Ortadoğu pazarında
pazar payımızı arttırmak amacıyla yaptığımız yeni araç alımlarımız ile hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz. 2014
hedefimiz olan Avrupa, İran ve Irak’ta
büyümek, yeni yatırımımız olan DAF ve
Tırsan araçlarımız sayesinde gerçekleşecektir” diye konuştu.
Temmuz 2013
64
ÜYELERDEN
Erman Nakliyat Filosunu
DAF ve Tırsan’la güçlendirdi
1993 yılında Mersin’de kurulan,
Türkiye’de ve Avrupa’da gıda taşımacılığı alanında kesintisiz hizmet
sunan Erman Nakliyat, 6 adet DAF
XF105.460 Optimizer ve 14 adet Tırsan Frigo Semi-Treyler’ini DAF-Tırsan
Otomotiv Samandıra Tesislerinde düzenlenen tören ile teslim aldı. Teslimat törenine Tırsan Treyler Yönetim
Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Erman Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Deniz ve Erman Nakliyat Genel Müdürü Emrah Deniz katıldı. Tırsan Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Nuhoğlu törende yaptığı konuşmada alanında kanaat lideri
olan Erman Nakliyat ile işbirliğinin devam etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Nuhoğlu ‘DAF çekici ve
Tırsan treyler kombinasyonu yakıt sarfiyatında sağladığı tasarruf, her yol ve
yük şartında değişmeyen yüksek performans seviyesi ile müşterilerimizin memnuniyetini arttırmakta ve tekrar alım
yapmalarını sağlamaktadır’ dedi. Erman Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı
Mehmet Deniz,“Daha önce kullandığımız ve yüzde 25 oranında daha pahalıya satın aldığımız araçlarda yaşadığımız geç soğutma, hızlı ısı kaybı ve araç
zemininde yaşanan dökülme problemleri epey yüksek tutarlarda sanayi harcaması yapmamıza neden oldu. Ayrıca
araçların her yol seferinden dönüşlerinde servise girmeleri gerekiyordu ki bu
da araçların uzun süre beklemelerine
yol açıyordu. Yaşadığımız olumsuz deneyimler bizleri yeni arayışlara yöneltti.
2011 yılında DAF ve Tırsan ile başlayan iş birliğimizde araçların verimliliğini
test ederek seçimimizin doğru olduğunu onayladık. Sürücülerimizden aldığımız olumlu geri dönüşler yeni yatırımımızda DAF ve Tırsan’ı tercih etmemize
neden oldu” ifadesini kullandı.
Devnak Volvo ile daha güçlü
Filosunda 85 adet Volvo FH bulunan
Devnak, 20 adet FH 420 4x2 çekiciyi
daha filosuna kattı. FH çekicilerin teslimatı için gerçekleştirilen törene katılan
Devnak Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı
Ömer Tekin, Volvo Kamyon ile iş birliği içerisinde olmaktan çok memnun olduklarını belirtirken, Devnak Nakliyat’ın
zaman yönetimi ve işletim maliyetlerinde tasarruf konularında oldukça titiz olduğunu söyledi. Tekin, “Yaptıklarımızı hiçbir zaman son adım olarak nitelendirmiyoruz. Ama her adımımızı Volvo ile atmaya devam ediyoruz. Çünkü
Volvo FH, işletim maliyetleri açısından
bize ve müşterilerimize büyük avantajTemmuz 2013
lar sunuyor. Şirketimiz kurulduğundan
bu yana Volvo kullanıyoruz ve filomuzda 85 adet Volvo FH bulunuyor. Hepsinin yakıt tasarrufundan çok memnunuz.
Ayrıca FH çekicilerimiz sağlamlığı ve üstün teknolojileri sayesinde düşük bakım
maliyetleri sunarak uzun bakım aralıklarına rağmen her zaman ilk günkü verimlilikleri ile operasyonlarımızı destekliyor.” dedi. Devnak Nakliyat’ın araç teslimat törenine Volvo Kamyon adına katılan Bölge Satış Müdürü Hakkı Işınak ise,
“Devnak Nakliyat, sektörünün öncü firmalarından biri. Volvo FH ise her yönden alanında lider bir çekici. Bu nedenle
Devnak hizmetleri ve Volvo FH’ın gücü
bir arada en efektif taşımacılık çözümlerini sunuyor. Volvo FH’ın sağladığı yakıt tasarrufu ve düşük bakım maliyetleri de, Devnak Nakliyat ve müşterilerinin
kârlılığını arttırıyor. Her yönden güç birliği olarak gördüğümüz bu iş ortaklığımızın geçmişten gelip bugün olduğu gibi
gelecekte de uzun yıllar devam edeceğine inanıyoruz.” diye konuştu.
Kiler, Ford
Cargo aldı
Perakende, inşaat, turizm ve enerji gibi birçok farklı sektöre hizmet
sunan Kiler Holding, filosunu Ford
Cargo’lar ile genişletiyor. 32 ilde
faaliyet gösteren Kiler, mevcut 171
mağazasını 200’e çıkartmayı hedeflerken, tercihi Ford Cargo yol kamyonları oldu. Nisan ve mayıs aylarında toplam 12 adet 2 bin 526 yol
kamyonu teslim alan holdingin filosunda 40 adet Ford Cargo bulunuyor. Ford Cargo’ları Ford Otosan
Kamyon Bölge Müdürü M. Caner
Sinanoğlu, Kiler İdari İşler ve Satınalma Müdürü Cemal Dilmaç’a
teslim etti. Teslimat törenine Çetaş Tic.Vas Genel Müdürü Serhan
Işıldar da katıldı. Törende bir konuşma yapan Cemal Dilmaç, birçok farklı sektörde hizmet verdiklerini ve her sektörde en önemli parametrenin kalite olduğunu dile getirerek, “Müşterilere daha yüksek kalite sunmak için daha yüksek kalitede hizmet almamız gerekiyor. Bizler daha da büyümeyi hedeflediğimiz bu dönemde tercihimizi bu yüzden Ford Cargo’dan yana yaptık.”
Dedi. Ford Otosan Kamyon Bölge Müdürü M. Caner Sinanoğlu ise
“Türkiye pazarının en çok tercih edilen 6x2 aracı 2526, uygun işletme
ekonomisi ile lojistik sektörünün ilk
tercihi olmaya devam ediyor. Ford
Otosan olarak bundan gurur duyuyoruz.” diye konuştu.
65
Sertel 100 adet Mercedes Axor’u filosuna kattı
Mercedes-Benz Türk, Sertel Lojistik’e 100 adet Axor 1840 teslimatı gerçekleştirdi. Mercedes-Benz araçlarla lojistik sektöründeki faaliyetlerini sürdüren Sertel Lojistik, yeni satın aldığı Mercedes-Benz kamyonlarla hem filosunu gençleştirdi hem de filosundaki toplam araç sayısını arttırarak taşımacılık sektöründeki yükselişini sürdürdü. Teslimat törenine Sertel Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Sert ve Yönetim
Kurulu Üyesi Abdullah Sert, Has Otomotiv’den Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Din-
çer ile Has İzmir Genel Müdürü
Turan Dik ve Has İstanbul Genel
Müdürü Cem Aşık, MercedesBenz Türk A.Ş.’den ise Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün,
Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır, Kamyon
Filo Satış Müdürü Alper Kurt katıldılar. Süer Sülün, tören sırasında yaptığı konuşmada Sertel Lojistik ile sürdürülen işbirliğinden
dolayı şirketin mutluluğunu dile
getirirken, Sertel Lojistik’in yeni
araç alımında Mercedes-Benz
Türk’ün sağladığı servis, finansman ve sigorta hizmetlerinin de
etkili olduğunu vurguladı. Sertel Lojistik Yönetim Kurulu Başlanı Mustafa Sert, Sertel Lojis-tik
olarak karayolu taşımacılığı ve
lojistik hizmetlerini sürdürürken
Mercedes-Benz’in yeni Euro 5
standartlarındaki kamyonları sayesinde daha da güçleneceklerine inandıkla-rını dile getirdi.
Ekol Lojistik’ten 200 adetlik dev Mercedes yatırımı
Mercedes-Benz Türk, 1990 yılından bu
yana lojistik sektöründeki faaliyetlerini
sürdüren Ekol Lojistik ile iş birliğini, 200
adetlik dev Actros 1841 LSNRL filo satışıyla bir kez daha güçlendirdi. Ekol Lojistik bu alımını mayıs ayında 100 adet,
haziran ayında 100 adet Actros’u teslim alarak tamamladı ve filosundaki Mercedes-Benz marka araç sayısını
420 adede çıkardı. Şirket, yeni araç alımında Mercedes-Benz servis sözleşmesi, sigorta ve finansman desteğinden de
yararlandı. Yeni 200 adet Actros1841
LSNRL araç, Mercedes-Benz Türk Pazarlama Direktörü Süer Sülün, Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır ve Kamyon Filo Satış Müdürü Alper Kurt, Mercedes-Benz Türk Bayii Gülsoy Otomotiv’den Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Gülsoy, Başkan Yardımcısı İsmet Gülsoy, Genel Müdür Serkan
Açar’ın katılımlarıyla gerçekleştirilen törende Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul’a teslim edildi. Teslimat töreni sırasında konuşma yapan
Süer Sülün: “Mercedes-Benz Türk olarak yıllardır işbirliği içinde olduğumuz
Ekol Lojistik ile ortaklığımızı bu yeni 200
adetlik dev satış ile bir kez daha pekiştirmekten dolayı büyük mutluluk duyuyo-
ruz. Bu, yalnızca bir satış anlaşması değil aynı zamanda tek seferde yapılan yüksek satış hacmi ile Mercedes-Benz Türk ve Ekol Lojistik’in sektörlerinde öncü konumlarını kanıtlayan bir anlaşmadır” dedi. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı
Ahmet Musul ise, “200 adet gibi yüksek sayıda bir alım yaparken Mercedes-Benz
markasına duyduğumuz güven ile birlikte, Mercedes-Benz Türk’ün müşteri memnuniyetine verdiği önem,sunduğu hizmet ve servisler , sigorta ve finansman desteği de etkili oldu. Tüm Mercedes-Benz Türk ailesine bu anlaşmaya olan katkılarından dolayı şirket olarak teşekkür ederiz” dedi.
Temmuz 2013
medya