Beden dili

Transkript

Beden dili
BEDEN DİLİ TANIMI
● İnsanlar konuşma yoluyla gerçek
duygularını, düşüncelerini gizleyebilirler
ama beden diliyle gizleyemezler. Beden
Mentality of Turkish
● Beden dili söz ve ses kullanmadan bedenimizle
iletişime geçiş şeklidir. Emerson diyor ki; “Anlamak
için kelimelere gerek yoktur.” Çoğu zaman ihmal
ettiğimiz bedenimiz üzerinde bilgelik kazandığımız
zaman, sözsüz olarak da zengin iletişim kurabiliriz.
● Beden dilinin bir kısmı bilinçli, bir kısmı
bilinçaltı seviyede gerçekleşir. Havaya
kalkmış ve sıkılmış bir yumruk tehdit
ifadesidir ve bilinçli olarak yapılır. Bunun
gibi saati işaret etmek, söz istemek için el
kaldırmak da bilinçli yapılan hareketledir.
● Bir şey ilgi uyandırdığında göz
bebeklerinin büyümesi, gerilim içindeyken
omuzların kalkması, güvensizlik sebebiyle
ağza veya burna dokunmak, bir şey ilgi
çektiğinde başın yana doğru eğilmesi
bilinçsiz olarak yapılan hareketlerdir.
● Bilindiği gibi, kişiler arasındaki görüş
farklılıklarının sebebi, bilginin farklı
algılanışı, farklı yorumlanışı ve farklı
kullanılışıdır. Beden dili, bu ayrılıkları en
aza indirmenin yollarından biridir. Tabi ki
beden dili kültürlere göre de farklılık
gösterebilir. Mesela, kafayı iki yana
sallayarak yaptığımız “Hayır” hareketi,
Bulgaristan’da “Evet” olarak algılanır.
● Yalan söyleyen kişinin alnı terler, göz
bebeği küçülür veya büyür, yüz kasları
kıpırdar. Vücut hareketleri kişinin yalanını
ele verir.
● Yalan söylediklerinde kişiyi ele verecek
yegâne delil vücut hareketleridir. İnsan
yalan anında el hareketlerini kontrol
edebiliyorlar ama göz bebeklerinin
büyümesi veya küçülmesi, yanakların
kızarması gibi hareketleri kontrol
edememektedirler.
● Mimiklerin, jestlerin
ve diğer vücut
hareketlerinin en etkili
kullanımlarını bize
sunan kişiler
politikacılar,
sanatçılar ve stan up
gösterisi yapanlardır.
Politikacıların bu
konuda ne kadar iyi
oldukları hepimizce
malumdur.
EŞLEŞTİRME
● Beden dilinizi ve ses tonunuzu
karşınızdaki insanla eşleştirirseniz, o
insan bilinçaltında kendi dünyasına
gitmek için dürüst bir girişimde
bulunduğunuzu anlayacaktır. Bu durumda
kişi kendini rahat hissedecektir.
● Bir kimseyle fikir ayrılığına düşerseniz,
beden hareketlerinizi ve sesinizi ona
benzer kılın. Bu durum ona saygı
duyduğunuzu ve onu anlamak istediğinizi
ifade edecektir.
UYUM SAĞLAMA VE
BEDEN DİLİ
● Uyum sağlamak, bilinç dışı düzeyde
sorumluluk taşıma sürecidir. Bunun
yöntemi de kelimelere, göz hareketlerine
ve beden diline dikkat etmek ve ipuçlarını
değerlendirmektir. Dostane ilişki
kurduğumuz zaman öteki kişinin iç
dünyasına giriş oluruz.
Dostane ilişki kurabilenler şu tür davranışlar
sergilerler;
1. Davranışlarını birbirlerine uydururlar.
Bunun için beden dillerini ve temsil
sistemlerini karşılarındakine uydururlar.
2.Uyumu bozacakları zaman, davranışlarını
ve bedensel duruşlarını farklılaştırırlar.
3.Ayak uydurur ve rehberlik ederler. Ayak
uydurmak insanların duygusal hallerine
saygı göstermektir. Başkalarının duygularına
ayak uydurabilirsek o insanlara rehberlik
edebiliriz.
● Karşımızdaki kişi hoşça vakit geçirerek
eğleniyorsa biz de onun eğlencesine
katılarak veya endişeli görünüyorsa
endişesini anladığımızı göstererek ona
ayak uydurabiliriz.
Karşımızdaki insanlarla 6 alanda eşleşme
yaparak aramızdaki diyalogu ve ilişkiyi
geliştirebiliriz.
1.Fizyoloji: Bedenin duruşuyla birbirine
benzeme.
2.Ses eşleştirmesi: Sesli mi, sessiz mi, hızlı
mı yavaş mı, duygulu mu duygusuz mu
konuşma.
3.Dil ve düşünce eşleştirme: Görsel, işitsel
ve duygusal / dokunsal yollarla düşünmek.”
Bu soruna yeni bir açıdan bakalım ve onu
yeni perspektife oturtmaya çalışalım.
(Görsel), “Söylediğini işittim(işitsel), Her şey
kolayca kayıp gidiyor(dokunsal) gibi.
4.İnanç ve değerleri eşleştirme: Kökleri
derinlere inen değerlerin insanlar için önemi
büyüktür. Adalet, dürüstlük, nezaket gibi…
5.Deneyimleri eşleştirmek: Deneyimlerim
benzer oluşu ilişki kurmaya yardım edebilir.
“Bugünkü seminerden en iyi şekilde
yararlanalım. Buna katılmak için bir
günümüzü ayırdık.” gibi.
6.Nefes alıp vermeyi eşleştirme: Nefes alıp
vermeyle ruh halinin kontrolü sağlanabilir.
● Eşleştirme bir insanın fizyolojisini aynen
tekrar etmektir.
● Kızgın bir arkadaşınızı yatıştırmak için
önce onun davranışlarına ayak
uydururuz. Sonra yavaş yavaş kendi
davranışlarımızı ortaya koyarız. O sinirli
ve kızgın olduğu zaman genellikle yavaş
ve sessiz konuşma eğilimindedirler. O
zaman biz de onlara ayak uydururuz.
Yani biz de yavaş ve sakin konuşuruz.
Daha sonra konuşma tempomuzu ve
sesimizi yavaş yavaş yükselterek onu
daha sakin bir duruma yönlendirebiliriz.
İletişimde benzerlik ilkesi birçok
●bakımdan
1.İyimser bir insan,
kötümser insandan
geçerlidir.
çok, başka bir iyimser insanla iyi geçinme
eğilimindedir.
● 2.Ayrıntıya önem veren kişiler, geniş
çerçeveli bir yaklaşım sergilemeye eğilimli
bir insanla ilişki kurmada güçlük çekebilir.
● 3.Endişeli, tedirgin olmayı alışkanlık
haline getirmiş insanlar birbirleriyle iyi
geçinmek eğilimlidirler.
● 4.Hayal gücü yüksek biri sıkıcı duygulara
sahip biriyle anlaşamayacaktır.
● 5.Hızlı konuşanlar veya yavaş
konuşanlar, benzer tipte insanlarla iyi
anlaşabilirler.
● 6.Eylemci insanlar, hayalcilerle genellikle
anlaşamazlar.
b)Sıcak bir ilişki kurmanın üç
güçlü yolu
● Karşımızdaki insan davranışlarını bizim
kendimizi sunma biçimimize göre ayarlar.
● 1.Denk beden duruşu ve denk hareketler:
Birbiriyle iyi anlaşan insanlar iletişim
içinde oldukları zaman beden duruşlarıyla
birbirlerine benzemem eğilimindedirler. Bu
insanlar, benzer jest ve mimikleri
kullanırlar. Tamamen aynı şekilde oturur,
sırtlarını benzer şekilde arkaya yaslarlar,
kollarını, bacaklarını karşısındaki kişiye
uydurmaya çalışırlar. Beden dilinin
iletişimin %55’ini oluşturduğunu
unutmamalıyız.
2.Sesin eşleştirilmesi: Öncelikle konuşma
hızı denkleştirilmelidir. Sesin yüksek veya
alçak oluşu, hızlı veya yavaş oluşu,
kelimelerin birbirinden uzak veya yakın
oluşu, berrak mı yoksa kısık mı olduğu, ses
tonlarının hangi duyguları taşıdığı, anlatım
biçimi, etkileyiciliği konuşmanın önemli
parçalarındandır. İletişimin %38’i nasıl
söylediğimize bağlıdır.
3.Denk anahtar kelimeler: Karşımızdaki
hangi kelime ve ifadeleri kullanıyorsa biz de
aynı ifadeleri kullanmalıyız. Ortalama bir
iletişimde kelimelerin önemi %7’dir.
● Uyum sağlamak için taklitten uzak
durmalıyız. Taklit verimli sonuçlar
doğurmaz. Karşımızdaki kişinin duruş,
davranış ve konuşmalarının benzerini
sergilememiz yeterlidir. Bu yetenek
zamanla gelişir.
● Mevlana diyor ki; “Aynı dili
konuşanlar değil, aynı duyguları
paylaşanlar iyi anlaşır.”
BEDEN DİLİYLE YALAN
SÖYLENEBİLİR Mİ?
● Beden diliyle yalan söylemenin zor
oluşunun sebebi bilinçaltının otomatik ve
sözel yalanımızdan bağımsız hareket
etmesidir. Bilinçaltı bizi beden dilimizle ele
verir. Yalan söylemeye çalışmanın en
kestirme yolu, yalan söylerken bedeni
gözden uzak tutmaktır.
● Beden hareketlerini isteyerek bastıran
yalancıları, yüz kası seğirmeleri, göz
bebeklerinin büyümesi veya küçülmesi,
alın terlemesi, yanakların kızarması, göz
kırpma sayısında artış ve yalan
söylendiğini ele veren sayısız mimik
hareketleri ele verecektir. Bu hareketleri
ağır çekim bir kamerada tespit etmek
mümkündür.
● Bedenimiz sürekli konuşur. Dilimizle yalan
söyleyebiliriz fakat bedenimizle yalan
söyleme gibi bir lüksümüz yoktur. Çünkü
beden duygu dünyasına ve bilinçaltına
sürekli bağlıdır.
BAŞIN DURUŞU VE
HAREKETLERİ
● Başın küçük hareketi bile insanlar
arasındaki ilişkiyi büyük oranda
etkilemektedir. Baş ile kendini küçük
görme, nezaket, hassasiyet, sıcaklık ve
soğukluk gibi mesajlar verebilir. Güçlü
insanların başı diktir. Birbirine düşman
veya hasım olan kişilerin başları farklı
yönlere doğrudur. Birbirleriyle konuşan
kişilerde dinleyici genel olarak başını
sallar.
● Başın, burundan geçen yatay eksen
üzerinden yukarı doğru hareketi, karşı
çıkmayı ve üstünlük duygularını yansıtır.
Yatay eksen üzerinden aşağı bakan baş
hareketi, çekingen kabullenici bir duygu
durumunu anlatır.
● Baş sallamak mutlaka karşımızdakini
tasdik ediyoruz anlamına gelmez. Konu
ile ilgili olduğumuzu ve dinleme
arzusunda olduğumuzu gösterir.
● Başın iki ekseni vardır.
Bunlardan biri iki kulak
hizasından başı kesen
yatay eksen, diğeri
başın üzerinden çene
altını kesen dikey
eksen. Kulaklardan
geçen eksene benlik
çizgisi, çenelerden
geçen eksene başkaları
çizgisi denir.
● 1.Eğer baş belik çizgisi üzerinden yukarı
doğru döndürülmüşse üstünlüğe işaret
eder. Bu davranışı gösterenlere halk
arasında burnu havada denir. Eğer baş
aynı eksen üzerinde öne eğilirse bu da
uysallık demektir. Bu davranışı sergileyen
insanlara “başı önde efendi insan” denir.
2.Baş, başkaları çizgisi üzerinde birine
dönükse anlaşma belirtiyordur. Eğer baş,
bakmakta olduğu kişiden başka yöne
dönükse bu bir anlaşmazlığın göstergesidir.
● Başın hareketleri ile başkalarını cesaretlendirici,
destekleyici ve reddedici mesajlar verebiliriz. Bizim
kültürümüzde başın sağa sola sallanması hayır
anlamına gelir.Yukarı aşağı sallanması ise evet
anlamına gelir. Bir kimseyle konuşurken başımızı
hafifçe yukarı kaldırmamız, konuşan kişide büyük
rahatsızlık yaratır.
● Mona Lisa’nın
gülümsemesindeki
sır, başının
duruşunda saklıdır.
Eğer başı yana,
baktığı yöne doğru
eğerseniz, bakışları
aşağılayıcı ve
kışkırtıcıdır;
gülümsemesi de yok
olur.
YÜZÜN HAREKETLERİ
● Güçlü iletişim kurmak için yüzümüzü yerine göre
kullanmasını bilmeliyiz. Asık bir yüzle herhangi bir
şey satabilir miyiz? Doktorumuz bizi ifadesiz bir
yüzle, donuk bakışlarla karşılasa ne hissederiz?
● Etkileyici bir yüz, rahatlamış bir yüz
ifadesi ile olur. Bunun farkına varmalıyız.
Farkında olmak değişimin anahtarıdır.
● Yüzümüzü etkileyici kılmak için
gülümsemek ve gözlerimizi, yüz
ifadelerimizle uyumlu hale getirmeliyiz.
● Mutlu insanların yüzleri güleç, ağız uçları
kalkık ve geriye çekilmiş, dişleri
görünecek derecede açık ve başları dik
konumdadır.
● Yüz ifadesinin okunması kolay, ama
kontrol edilmesi zordur. Yüz, ifadelerinde
alnın, kaşların, göz kapaklarının, gözlerin,
burnun, dudakların, çenenin ve tenin rolü
vardır.
● İnsanların düşünceleri yüzünden okunur.
Başkalarının düşüncelerini yüzünden
okuyabildiğimiz zaman, onunla daha net,
daha açık ve daha başarılı iletişim
kurabiliriz.
● Göz hareketleri, bazı bilgilere ulaşmamız
için ipuçları olarak tanımlanır.
● Korku anında beden gerilir, terler ve
donuklaşır. Ayrıca savunma, saldırı veya
teslimiyet durumuna geçer.
● Üzüntü halinde alt dudak ve çene aşağıya
doğru kasılır. Göz bebekleri küçülür ve
kaşlar gerilir.
● Mutluluk halinde gözler canlanır ve
açıklığı azalır. Dudaklar yukarıya doğru
yarım ay yapar.
● Tiksinme halinde burun kasılır ve böylece
içeri kötü kokunun girmesi engellenir.
● Her akşam yatmadan önce kendimize
olumlu telkinlerde bulunmalıyız.
Gülümseyerek yatağa girdiğimiz zaman,
bilinçaltımız da bize gece boyunca olumlu
mesajlar verecektir.
BAŞI KAŞIMA
● Konuşma esnasında başını kaşıyan kimse,
makul ve mantıklı cevap verebilmek için
biraz zamana ihtiyacı olduğu sinyalini
vermektedir. Bu sinyali veren kimsenin
söylediklerinden şüphe etmek gerekir.
Kendisi sözlü olarak “Şunu kesinlikle ifade
edeyim ki…” ibaresini yerleştirirse de, başını
kaşıdığı müddetçe inandırıcı olmaz.
GÖZ HAREKETLERİ
● Sayıları 250000’e varan mimikleri %100
oranında doğru okumak mümkün değildir.
Gözler kalbin aynasıdır. Bir kimsenin
sadece gözlerine bakarak onun birçok
duygusunu anlayabiliriz.
● Yapılan araştırmalara göre yüz; mutluluk,
korku, öfke, hayret, üzüntü ve tiksinti
olmak üzere 6 temel duygu ifadesini
aktarmaktadır.
Yüz kasları duygusal bir ifadeyi
anlatma bakımından üç gruba
ayrılır.
1.Alın kasları,
2.Göz kapakları ve çevresi kasları,
3.Ağız bölgesi, dudaklar ve çene kasları,
● Gözler bilinçaltını yani ruhu ya da kişiliği
ortaya vuran en önemli organdır. İnsanın
düşünce şeklini gözlerinden anlayabiliriz.
● Yüz ifadesinin en derin anlamı göz
çevresinde bulunan kas grupları
vermektedir. “Gözleri parlamak, gözlerine
dik dik bakmak, gözün ferinin kaçması,
öldürecek gibi bakmak, gözleri yalan
söylemek…”gibi ifadeler gözlerle iletişim
kurulduğunu ortaya koymaktadır.
YÜZLE İLGİLİ SÖZSÜZ DAVRANIŞ
İDDİASIZ
İDDİALI
SALDIRGAN
Az göz teması
Açık doğrudan temas
Ters, dik bakışlar
Yalvaran, çekingen
bakışlar
Kendinden emin, ilgili
bakışlar
Kayıtsız, sert bakışlar
Gergin yüz kasları(Korku)
Rahat, içten
Gergin yüz kasları(Öfke)
GÖZ TEMASI
● Göz temasından kaçınmak yalanın ve
aldatmanın klasik göstergesidir. Yalan
söyleyen kişi karşısındaki kişi ile göz
teması kurmamak için elinden geleni
yapar. Bilinçaltında gözüne bakıldığında
yalanının anlaşılacağını düşünür.
Bakışlarını kaçırır.
● Normal konuşmalarda, karşımızdakiyle
her seferinde beşer saniye göz teması
kurmalıyız. Ayrıca birisiyle normal ilişki
kurmak için beraber olunan veya
konuşulan zamanın yaklaşık 2/3’ünde göz
göze gelmeliyiz. Bu göz göze gelmek
karşımızdaki insanın bizden hoşlanmasını
sağlar. Toplam zamanın 1/3’ünden fazla
bakışlarını kaçıran kişi utangaç ve
çekingendir. Bu insanlara genellikle
güven duymayız.
İnsanlar iki sebepten göz teması
kurmaktan
kaçınır;
1.Göz teması kurmaktan kaçtıkları kişilerin
yanında kendilerini yetersiz, güçsüz ve
aşağı hissetmeleri.
2.Kendilerini suçlu görmeleri. Karşı tarafın
bilmesini istemediği bir şey yapması ve göz
teması kurarsa anlaşılacağından korkması.
DUDAKLARI SIKMAK
● Duygu ve düşüncelerini sözlerle ifade
etmek istemeyen kişiler dudaklarını
sıkarlar. İç gerginliklerini sözle ifade
etmek istemedikleri zaman bu yola
başvururlar. Dudakları sıkmak iç
gerginliğin ve sinirliliğin işaretidir.
● Bir kimsenin sigara dumanını üfleme
şekline bakarak ruh hali hakkında bilgi
edinebiliriz. Sınav sonuçlarını
açıklamasını bekleyen bir öğrenci,
hastane koridorunda bebek bekleyen bir
baba, sigara dumanını aşağıya üfler. Bu
kişilerin heyecanlı, sert ve keskin bakışları
vardır. Genellikle negatif duygular taşırlar.
● Üflemenin hızı ise duygu yoğunluğunu
gösterir. Aşağı yavaş üfleyen daha az
gergindir. Sert üfleyen ise daha gergin ve
sinirlidir.
● Olumlu duygular içinde olan kimseler ise
genellikle sigara dumanını yukarı doğru
üfler.
EL KOL HAREKETLERİ
● Tarih boyunca açık avuç, dürüstlük ve
teslimiyeti temsil etmiştir. Yeminlerde el
kalbin üzerine konulur. Günlük
konuşmalarda insanlar ya avuçlarını
yukarı kaldırarak ya da avuç aşağıya
dönük olarak tutulur.
● Bunun anlamı sana karşı dürüst
olacağımdır. Yalan söyleyen çocuk ellerini
arkasına saklar, eve geç kalan delikanlı
ailesine açıklama yaparken ellerini
ceplerine koyar, arkasına saklar…
● El kol hareketleri bizim için anlamlı olan
bir şeyle ilgili gerçek duygularımızı ifade
etmemize, önemli olan bir şeyle bağlantı
kurmamıza yardımcı olabilirler.
● Ağzını eliyle kapatan kişi bilinçaltı
düzeyde yalanlarını kapatmaya
çalışıyordur. Bu kişi bir taraftan ağzını
kapatırken diğer taraftan da elini yumruk
haline getirir ve başparmağını yanağına
bastırır.
● Konuşan kişi kendisi konuşurken ağzını
kapatıyorsa yalan söylediği anlamına
gelir. Eğer karşısındaki konuşuyorken bu
hareketi yapıyorsa karşısındakinin yalan
söylediğini düşünüyordur. Sunumlarda
dinleyici ağzını kapatıyorsa konuşmacı
zor duruma düşmüş olur.
● Başparmağın birini göstermesi alay ve
saygısızlık anlamına gelir.
● Başparmak yukarıda konumu “Onlar
mı…hepsi birbirine benzer “anlamına
gelir.
● Ellerin bedenden uzaklaşması ya da
yakınlaşması kişinin özgüveni hakkında
bilgi verir. Duygusal yönden açık insanlar
kollarını bedenlerinden açarak hareket
ederler.
● Avuç içlerinin yukarıya doğru olması
dürüstlük işaretidir.
● Elin yumruk olarak kullanılması
kışkırtıcılığı ve saldırganlığı ifade eder.
● Avuç içinin yukarı bakarak havayı güçlü
şekilde kavrama, bir konuda kararlığa
işarettir.
● Avuç işi aşağı bakan kimse başkalarına
karşı açık değildir. Kolları kavuşturmak,
durumdan ve duyduğumuz şeylerden
rahatsız olduğumuzu gösterir. Kolları
kavuşturmakla bacak bacak üstüne atmak
kişinin iç dünyası hakkında çok fazla
ipucu verir. Bu hareket kavuşturulmuş
kollar kadar olumsuz duyguları yansıtmaz.
● Üst üste atılmış bacakların veya
kavuşturulmuş kolların düzeltilip
çözülmesi kişinin rahatladığını ve
kendisini konuşmaya verdiğini gösterir.
● Ayaklarımız başımızdan uzak olduğu için
konuşmaya daldığımızda onları unuturuz.
Bu bakımdan yüz ifademiz neyi sinyal
verirse versin, ayaklarımızın bilinçsiz
hareketleri gerçek ruh halimizi ortaya
koyar.
● Kolları kavuşturmak için geçerli olan
özellikler ayaklar için de geçerlidir. Bir
sandalyede oturan kimse sandalyenin
kollarına ve kendi dizlerine sıkı sıkıya
sarılıyorsa olumsuz duygularını ve
endişelerini gizlemeye çalışıyordur.
● Yalan söyleyen veya gerçeği saklayan
kişi ellerini ve kollarını daha az kullanır.
Bazen ellerini sımsıkı kapatır, bazen de
ellerini cebine koyar.Avuçların açık
durması dürüstlüğün ifadesidir.
ÖZGÜVEN DÜŞÜKLÜĞÜ VE EL
HAREKETLERİ
● Ellerin önde birleşmesi, başın öne
eğilmesi vücudun küçülmesi ve omuzların
düşmesi özgüven düşüklüğünü gösterir.
Başkalarından bir şey isteyenler genel
olarak bu tür duruş ve davranış içinde
olurlar. Ellerin arkada birleşmesi ise
kendine olan güveni gösterir.
● Bir el ile diğer bileğinizi tutmanız genel bir
olumsuzluk içinde olduğumuzu gösterir. El
bileği ne kadar çok yukardan tutuluyorsa
hoşnutsuzluk o derece artıyor demektir.
● Başparmağın yukarı kaldırılması her şeyin
yolunda olduğu anlamına gelir.
Başparmak yukarı kaldırıldığında insan
oyunun içinde faal ve olumludur.
Kaldırılan başparmak yüze yaslandığında
insan liderlik konumunu ifade eder. Kişi
kendini kötü hissettiğinde başparmağını
yukarı kaldırmaz.
PARMAK İŞARETLERİ
● Kişi “Ben” demek için işaret parmağı ile
gökleri gösterir. Müdahale etmeye cesaret
edemeyen, otoritesini göstermekten
çekinen ve otoriteden hoşlanmayan kimse
işart parmağını kaldırmayı cesaret
edemez.
● Yüzük parmağını kaşıyan “Mesafeli tavrın
kendimi rahatsız hissetmeme sebep
oluyor.” Mesajını verir.
● Yeteneğimiz olabilir ama birini ikna edemediğimiz
müddetçe bu yeteneğin karşılığını alamayız.
● İnsanlar elde ettikleri sonuçlara göre ödül alırlar.
Başkalarının yeteneklerimizin farkına varmasını
sağlamak bizim elimizdedir.
● Genellikle erkekler her ortamda kendi reklamlarını
yapmaya çalışırlar. Çoğu erkek başkalarından daha
yüksekte durmanın ve kalabalıkta göze çarpmanın
yollarını ararlar. Buna karşılık kadınlar böyle
değildir.
● Kadınlar siyasi ve sosyal eşitliğe daha çok değer
verirler. Onlar farklılıkları fazla önemsemezler.
● O halde piyasada en önemli ürüne sahip olmanız
yeterli değildir. Önemli olan insanların bu yeteneğin
farkında olmalarıdır.
● En iyi ürüne ve hizmete sahip olduğunuzu
insanların bilmesini sağlamalısınız.
● John C. Mawvel’e göre, bir insanın diğer insanlara
karşı davranış biçimi, o insanın hayata bakış
biçimini yansıtıyor.
● John D. Rockefeler de durumu şöyle dile getiriyor;
«İnsanlarla iyi ilişki kurma yeteneğine diğer bütün
yeteneklerden fazla ücret öderim.»
● Kendi göstermek ve göze çarpmak konusunda
kadınların yaklaşımı ile erkeklerin yaklaşımı
farklıdır.
Kendini Göstermede Kadınlarla Erkeklerin Yaklaşımı
Kadınların Yaklaşımı
Erkeklerin Yaklaşımı
İtibarı paylaşırlar.
Başarıları üstlenir ve sonuçlara
odaklanır.
Harika bir iş çıkardıklarını
söylerler.
Bu işten gurur duyduklarını söylerler.
Yaklaşımlarını değiştirdiklerini
söylerler.
“Yeni bir yaklaşım uygulamaya
koydum.” derler.
“Bunu yapmanın daha iyi bir
yolunu bulduk.” derler.
“Yeni yaklaşım getirdim ve şimdi çok
daha iyi sonuç alıyorum.” derler.
Kadınlar çok çalışırlarsa,
başkaları tarafından fark
edileceklerini sanırlar.
Erkekler şeref payı almak için aktif
olarak faaliyete geçerler.
Kadınlar içsel dünyada neler
Erkekler çoğu zaman dış dünyada
olduğunu bilerek göze çarpmaya neler olduğunu bilerek göze
çalışırlar.
çarpmaya çalışırlar.
● Tablodaki bu bilgilerin ışığında, olumlu bir şekilde
göze çarpmak için şu hususlara dikkat etmekte
fayda vardır:
1. Yüz ifadesi canlı olmalı: Dostça bakmak, tebessüm
etmek ve gülmek çok önemlidir.
2. İnsanlarla mümkün olduğunca göz teması
kurulmalıdır.
3. Konuşan kişiye anlaşıldığını hissettirmek için, baş
aşağı yukarı hareket ettirilmeli ve genellikle baş dik
tutulmalıdır.
4. Çok aşırıya kaçmadan jestler kullanılmalı, eller
cepte tutulmamalı, ellerle ağız kapatılmamalı ve kollar
kavuşturulmamalıdır.
5. Ayakta ve otururken olan dik olmalıyız.
6. İnsanları rahatsız etmeden bedensel temas kurmak
olumlu intiba bırakır.
7. Çok uzun ve hızlı konuşulmalıdır.
8. Giyim ortama uygun olmalıdır.
9.Konuşurken diyaframdan nefes alınmalıdır.

Benzer belgeler