subat`lar - 212 Haber

Transkript

subat`lar - 212 Haber
\\ www.212haber.com //
01 - 15 MART 2015
Yıl:5
Sayı: 72
Fiyatı: 1
BU ULKE YENI
172 yıldır
şifa dağıtıyor
%(=0ú$/(0Valide Sultan’ın hayır işlerinden birisi olan Bezmialem Valide Sultan Vakıf Gureba
Hastanesi, Bezmialem Vakıf Üniversitesi’ne
dönüşeli beş yıl oldu. Yeni yatırımları ve donanımlı ekibi sayesinde Türkiye’nin en gözde
kurumlarından biri haline gelen üniversite, 172
yıllık geçmişini modern tıp anlayışıyla devam
ettiriyor. Î 6
Engelleri kaldıran
hizmet anlayışı
5ú=(/ú/(5'(51(øú
=ú<$5(7/(5ú1(+,=9(5'ú
%$û$.û(+ú5ZŝnjĞůŝůĞƌĞƌŶĞŒŝnjŝLJĂƌĞƚůĞƌŝŶŝ
ŚŦnjůĂŶĚŦƌĚŦ͘ĞƌŶĞŬLJƂŶĞƟĐŝůĞƌŝ͕ĂƔĂŬƔĞŚŝƌ<ĂLJŵĂŬĂŵŦ<ĂnjŦŵdĞŬŝŶ͕<WĂƌƟ
7ƐƚĂŶďƵů7ůdĞƔŬŝůĂƚĂƔŬĂŶŦǀĞĂLJŶŦ
njĂŵĂŶĚĂZ7&ĂƔŬĂŶŦŽůĂŶĞůĂů
ƌĚŽŒĂŶŝůĞĂƔĂŬƔĞŚŝƌĞůĞĚŝLJĞ
ĂƔŬĂŶŦDĞǀůƺƚhLJƐĂů͛ŦnjŝLJĂƌĞƚ
ĞĚĞƌĞŬĚĞƌŶĞŬĨĂĂůŝLJĞƚůĞƌŝŚĂŬŬŦŶĚĂďŝůŐŝůĞŶĚŝƌŵĞĚĞďƵůƵŶĚƵ͘
%8h/.(1ú1 artık yeni 28 Şubat süreçleri
yaşamak istemediğini vurgulayan BİHADER Yönetim Kurulu Başkanı Kamber
Çal, “Bizim insanlarımız bu ülkede öteki
muamelesi gördü. Biz öteki değil, bu
ülkenin gerçek sahipleriyiz. Bu çerçevede gençlerimizi ülkeyi hakikaten dünya
standartlarının üstüne çıkartacak bir
vizyonla yetiştirme idealindeyiz.” diyor.
Î 2
Î4’TE
SUBAT’LAR
d$/“Bir imam hatipli olarak mensubu
olduğum okulların ülkemiz, gönül
coğrafyamız hatta
insanlık ve dünya için
ne kadar önemli olduğunu son 12 yılda
bir kez daha gördük.”
Yaşananlar Türkiye’nin ‘Yeni
Türkiye’ olma mücadelesidir
7h5.ú<(·de 2002 rakamlarına göre
8.5 milyon engelli var. Bunlardan
biri de azmi ve çalışmalarıyla
dikkat çeken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdür
Yardımcısı doğuştan görme engelli
Halis Kuralay… Kuralay, engellilerin en büyük problemlerinden
birinin anlaşılmamak olduğunu
söylüyor. Î 10
O’nun
yokluğunu
çok ama çok
hissediyoruz
(5%$.$16g0h5*(<(
ú6<$1,1$',',5
Î 11
9()$7,1,1
4. yıl
dönümü
etkinlikleri
çerçevesinde Küçükçekmece
Yahya Kemal Beyatlı Gösteri
Merkezi’nde Milli Görüş Lideri merhum
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı anma
programı düzenlendi. Î 11
Zaferin 100’üncü Yılına Özel DVD
YASAMAK
ISTEMIYOR
Engellileri
llileri tanımak bir lütuf
değil,, insanlık hakkıdır
7h5.6ú<$6ú 7$5ú+ú1'( vesayetçi
yönetim ve milli iradeye yönelik
bir darbe girişimi olan 28 Şubat, Başakşehir Belediyesi’nin düzenlediği ‘İnanca ve Özgürlüğe Darbe 28 Şubat’ adlı panelde masaya
yatırıldı. Panelde konuşan Star
Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren
288 Şubat sürecinin yerli bir opeasyon olmadığını söyledi. Î 18
rasyon
Î 8
<(1ú+ú=0(7
binasında hizmet
anlayışını da değiştiren Zeytinburnu
Belediyesi, gelen
vatandaşlara çay
ikram ettikten sonra görevlendirdiği
ekip sayesinde birçok işlemi vatandaş
adına gerçekleştiriyor. Î 17
%$û$.û(+ú5ú0$0+$7ú3
Mezunları ve Mensupları
Derneği (BİHADER) kuruldu. BİHADER’in Başkanı ise
Başakşehirlilerin yakından
tanıdığı Ecz. Kamber Çal.
Kendisi de imam hatip
mezunu olan Çal, başından beri imam
hatip davasının
içinde olduklarını ve bunu
her zaman
canlı tutmaya
çalıştıklarını söylüyor.
(6(1/(5%(/('ú<(6ú͛ŶĐĞĚƺnjĞŶůĞŶĞŶ͞ŝůŝŵĂĚĂŵŦLJƂŶƺLJůĞƌďĂŬĂŶ͟ƉƌŽŐƌĂŵŦŶĚĂŬŽŶƵƔĂŶŝůŝŵ͕
^ĂŶĂLJŝǀĞdĞŬŶŽůŽũŝĂŬĂŶŦ&ŝŬƌŝ
/ƔŦŬ͕͞ƌďĂŬĂŶ,ŽĐĂ͛ŶŦŶŚĂLJĂůůĞƌŝŶŝ
LJĞƌŝŶĞŐĞƟƌŝLJŽƌƵnj͘͟ĚĞĚŝ͘ƐĞŶůĞƌ
ĞůĞĚŝLJĞĂƔŬĂŶŦDĞŚŵĞƚdĞǀĮŬ
'ƂŬƐƵŝƐĞ͕͞ƌďĂŬĂŶŚŽĐĂŶŦŶǀĂƌůŦŒŦďƵƺůŬĞĚĞƐƂŵƺƌŐĞLJĞŝƐLJĂŶŦŶ͕
ŚĞŵĚĞďŝƌƺůŬĞŶŝŶĚŝŵĚŝŬĂLJĂŬƚĂ
ĚƵƌƵƔƵŶƵŶŐƂƐƚĞƌŐĞƐŝĚŝƌ͘͟ĚĞĚŝ͘
ÜRDÜN SAVAȘ
UÇAKLARI VE
SÜLEYMAN ȘAH
TÜRBESİ
Emin Batur / 12’de
2
G Ü N DEM
01 - 15 MART 2015
www.212haber.com
Başakşehir Rizeliler Derneği
ziyaretlerine hız verdi
Başakşehir Rizeliler
Derneği ziyaretlerini
hızlandırdı. İlk olarak
Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin’i makamında ziyaret eden
dernek yönetimi, ardından İstanbul AK Parti İl
Teşkilat Başkanı ve aynı
zamanda RİDEF Başkanı olan Celal Erdoğan’ı
makamında ziyaret ederek Erdoğan’a yeni görevinde başarı dileğinde
bulundu..
B
ĂƔĂŬƔĞŚŝƌZŝnjĞůŝůĞƌĞƌŶĞŒŝ͛ŶŝnjŝLJĂƌĞƩĞďƵůƵŶĂŶ
ZŝnjĞĂLJŬĞŶƚĞůĞĚŝLJĞĂƔŬĂŶŦ,ĂƐĂŶ<ĂƌĂ͛LJĂ
njŝLJĂƌĞƟŶĚĞŶĚŽůĂLJŦĚĞƌŶĞŬĂĚŦŶĂĕŽŬƚĞƔĞŬŬƺƌ
ĞĚŝůĚŝ͘
$û$.û(+ú55ú=(/ú/(5'(51(øú ziyaretlerini hızlandırdı. İlk olarak Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin’i
makamında ziyaret eden dernek yönetimi, ardından
İstanbul AK Parti İl Teşkilat Başkanı ve aynı zamanda
RİDEF Başkanı olan Celal Erdoğan’ı makamında ziyaret ederek Erdoğan’a yeni görevinde başarı dileğinde bulundu.
Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve İstanbul
AK Parti İl Başkanı Selim Temurci’ye de ziyarette
bulunan dernek yönetimi, Rize Çaykent Belediye Başkanı Hasan Kara’yı da kendi binasında misafir etti.
ĂƔĂŬƔĞŚŝƌĞůĞĚŝLJĞĂƔŬĂŶŦDĞǀůƺƚhLJƐĂů͛Ŧ
ŵĂŬĂŵŦŶĚĂnjŝLJĂƌĞƚĞĚĞŶĚĞƌŶĞŬLJĞƚŬŝůŝůĞƌŝĨĂĂůŝLJĞƚůĞƌŝŶŝĂŶůĂƴůĂƌ͘
ĂƔĂŬƔĞŚŝƌZŝnjĞůŝůĞƌĞƌŶĞŒŝ͕7ƐƚĂŶďƵů<WĂƌƟ
7ůdĞƔŬŝůĂƚĂƔŬĂŶŦĂLJŶŦnjĂŵĂŶĚĂZ7&ĂƔŬĂŶŦ
ŽůĂŶĞůĂůƌĚŽŒĂŶ͛ŦŵĂŬĂŵŦŶĚĂnjŝLJĂƌĞƚĞƫǀĞ
LJĞŶŝŐƂƌĞǀŝŶĚĞďĂƔĂƌŦĚŝůĞŒŝŶĚĞďƵůƵŶĚƵ͘
ĂƔĂŬƔĞŚŝƌZŝnjĞůŝůĞƌĞƌŶĞŒŝ͕7ƐƚĂŶďƵů<WĂƌƟ
7ůĂƔŬĂŶŦ^ĞůŝŵdĞŵƵƌĐŝ͛LJŝnjŝLJĂƌĞƩĞďƵůƵŶĚƵ͘
'ƂƐƚĞƌŵŝƔŽůĚƵŒƵŝůŐŝǀĞĂůĂŬĂĚĂŶĚŽůĂLJŦŬĞŶĚŝůĞƌŝŶĞƚĞƔĞŬŬƺƌĞĚĞƌŝnjͬͬ͘
4
G ÜN
Ü N DE
DEM
M
01 - 15 MART
MAARRTT 2015
2015
20
15
www.212haber.com
KKamber
Ka
amb
mbeerr Çal
Çaall
Bu ülke yeni 28 Şubat’lar
EĞİTİM
GÖNÜL
İŞİDİR
B
Başakşehir İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHADER) 21 Ocak’ta
resmen kuruldu. Başta İmam Hatip okulları ve diğer eğitim ve öğretim kademesindeki
öğrenci ve mezunlar arasında karşılıklı yardım ve dayanışmayı sağlamak için kurulan
BİHADER, eğitim sorunlarının çözümünde de etkin rol almayı hedefliyor.
HACER TÜRKEL
$û$.û(+ú5ú0$0+$7ú3 Mezunları
ve Mensupları Derneği (BİHADER)
ÖNDER’in de teşvikiyle 21 Ocak’ta
resmen kuruldu. 40 kişilik kurucular
kurulundan oluşan ve ilk toplantısını yapan BİHADER, 15 Mart’ta ilk
kongresini yapmak için de çalışmalara
başladı. Başta İmam Hatip okulları ve
diğer eğitim ve öğretim kademesindeki
öğrenci ve mezunlar arasında karşılıklı
yardım ve dayanışmayı sağlamak, sosyal, kültürel, ekonomik yönde çalışmalar ve araştırmalar yapmak için kurulan
BİHADER, eğitim sorunlarının çözümünde de etkin rol almayı hedefliyor.
Başakşehir’de yaşayan ve oldukça geniş
bir sosyal temsili olan kişiler tarafından kurulan BİHADER’in ilk başkanı
Başakşehirlilerin yakından tanıdığı Ecz.
Kamber Çal. Kendisi de imam hatip
mezunu olan Çal, başından beri imam
hatip davasının içinde olduklarını ve
bunu her zaman canlı tutmaya çalıştıklarını söylüyor.
“Bir imam hatipli olarak mensubu
olduğum okulların ülkemiz, gönül coğrafyamız hatta insanlık ve dünya için
ne kadar önemli olduğunu son 12 yılda
bir kez daha gördük.” diyen Kamber
Çal, “Bunu söylerken amacım imam
hatipcilik yapmak değil. Ülkemizin tüm
eğitim kurumları elbette son derece
önemli görevler ifa ediyorlar. Biz sivil
toplum örgütlenmelerinin eğitime sağlayacağı büyük katkıları bildiğimiz ve
gördüğümüz için ilçemizdeki tüm eğitim ortamına katkı sağlamak istiyoruz.
Başakşehir imam hatip okullarından
mezun olmuş arkadaşlarımızın rafine
birikimini öncelikle yakın zamanda
sayısı 14’e ulaşacak imam hatip okulları ve tüm eğitimin emrine sunmak
istiyoruz. Hepimizin bildiği gibi eğitim
devlet işi değil, bir gönül işidir. Öğretmeniyle, okul aile birliğiyle, mezunu
ve mensubuyla hep birlikte olursak
daha kaliteli bir eğitim ortamı ve eğitim
olur.” sözlerine yer veriyor.
İmam hatipleşme sürecinin gecikmeli
olsa da özelikle 4+4+4 sistemiyle beraber tavan yaptığını dile getiren Kamber
Çal, “Başakşehir’de de çok ciddi şekilde
imam hatip ihtiyacı vardı. 16 yıldır
burada yaşayan bir insan olarak biz de
bunu hissettik. Özellikle Başakşehir eşrafıyla bundan yaklaşık 3 yıl önce burada bir imam hatip olmalı mücadelesine
başladık. Bugün itibariyle Başakşehir’de
5 imam hatip ortaokulumuz 4 de imam
hatip lisemiz var. Şuan inşaattı devam
eden 4 imam hatip projemiz daha
mevcut. Bununla beraber 10 bine yakın
da talebemiz oldu. İlçemizde imam
hatiplere yönelik çalışmalar ve okulların kalitesinin artırılmasına yönelik
organizasyonlar yapılması gerekiyor
düşüncesi sürekli gündemimizdeydi.”
şeklinde konuşuyor.
TOPLUMUN VAHİYLE
BULUŞMASI ÇOK ÖNEMLİ
Başakşehir’de çok hızlı bir nüfus
artışı olduğunu, önümüzdeki 5 yılda
1 milyonluk bir şehir ön görüldüğünü belirten Çal şunları kaydediyor:
“Başakşehir muhafazakâr insanların
tercih ettiği bir bölge. Bu açıdan imam
hatip süreci ile ilgili 2023 vizyonu oluşturmak istiyoruz. Bu vizyonun temel
konusu da inşaat. Önce mevcut durum
analizi oluşturarak tam olarak nerdeyiz diye tespitlerimizi yapacağız sonra
da Başakşehir’in demografik yapısını
temel alarak 2023 yılı içerisinde burada
kaç bölge olacak diye soracağız. Daha
sonra burada ne kadar öğrenci oluşacak diye araştırma yapıp buna yönelik
Başakşehir’deki okul ihtiyaçlarını belirleyeceğiz. Okul ihtiyacını belirledikten
sonra BİHADER olarak kurumlarımızla ve devletimizle beraber bu okullaşma
çalışmasına devam edeceğiz. Çok acil
ihtiyacımız olan ama hala gerçekleştiremediğimiz bölgelerimiz var. Örneğin
Güvercintepe, Şahintepe, Altınşehir,
Ziya Gökalp ve Bahçeşehir bunlardan bazıları. Hedefimiz imam hatip
gençleri. Ben bir imam hatipli olarak
şuna yürekten inanıyorum ki toplumda
dini eğitimini almış imanlı nesilden,
hakikaten ahret bilincini yakalamış
insanlardan kimseye zarar gelmez. Bu
açıdan toplumun vahiyle buluşması
çok önemli; çünkü bu toplumun temel
değerleri bunlardır.”
standartlarının üstüne çıkartacak bir
vizyonla yetiştirme idealindeyiz. Her
şey hayalle başlar. Bakarsın Başakşehir’deki okullarımızdan gerçekten ülkeyi yönetecek insanlar çıkar, çıkmalı da.
Böyle bir sorumluluğumuz var. Onun
için de bütün gençlerimizin öz güven
sahibi; Necip Fazıl’ın deyimiyle “‘Kim
var?’ diye seslenince, sağına ve soluna
bakmadan fert fert ‘Ben varım’ cevabını verici, her ferdi ‘Benim olmadığım
yerde kimse yoktur!’ fikrini besleyici
bir dava ahlakına kaynak bir gençlik”
yetiştirmek istiyoruz.”
İMAM HATİP MESELESİ
HİÇ KİMSENİN
TEKELİNDE DEĞİL
Temel yaklaşımın öğrencilere dokunmak ve öğrenciler için projeler geliştirmek olduğunu söyleyen Kamber Çal,
“İmam hatip meselesi hiç kimsenin
tekelinde olan bir mesele değil. Bu dava
bir vakfın, bir cemaatin, bir tarikatın,
bir organizatörün veya bir siyasi partinin tekelinde olamaz. İmam hatip davası hakikaten inanan herkesin davasıdır.
Biz buna bu gözle bakıyoruz. Onun için
de BİHADER Gönüllüleri Platformu
oluşturmak istiyoruz. Muhafazakar her
insan imam hatiple ilgilenmek istiyor
veya imam hatibe dokunmak istiyor. Bu
açıdan özellikle ilgilenen insanlarımızı
biraz da kurumsal mantıkla bir çatı
altında toplamak istiyoruz. Örneğin
imam hatibe çocuklarını gönderen bütün veliler, sivil toplum örgütleri, imam
hatibe katma değer oluşturan özelikle
imam hatip geçmişi olan veya imam
hatibe çocuklarını göndermek isteyen
bürokrat arkadaşlarımız ve iş adamlarımız hepsi birer gönüllüdür.” ifadelerini
kullanıyor.
BİZİM İNSANLARIMIZ BU
ÜLKEDE ÖTEKİ MUAMELESİ
GÖRDÜ
28 Şubat sürecini de yakinen yaşayan ve
Türkiye’de inanan insanların çok büyük
mücadelelerden geçtiğini, bu ülkenin
artık yeni 28 Şubat süreçleri yaşamak
istemediğini vurgulayan Çal sözlerini
şöyle sürdürüyor: “O süreçte hem kişisel manada hem de toplumsal manada
çok acı şeyler yaşadık. Bizim insanlarımız bu ülkede öteki muamelesi gördü.
Biz öteki değil, bu ülkenin gerçek sahipleriyiz ve bu çerçevede çocuklarımızı
ve gençlerimizi ülkeyi hakikaten dünya
Özellikle imam hatip öğrencilerine
ve eğitimcilerine hizmet vermek için
kurulan BİHADER geçtiğimiz günlerde eğitim ve istişare toplantısını
gerçekleştirdi. Toplantıya halk eğitim
müdüründen müftülüğe, kaymakamdan belediyeye, kültür müdüründen
okul müdürlerine, okul aile birliği
başkanlarından muhtarlara ve siyasi
temsilcilere varıncaya kadar Başakşehir’deki bütün bürokrasi davet edildi.
BİHADER, imam hatip davasına gönül
veren tüm Başakşehirlileri 15 Mart saat
14.00’da Başakşehir Emin Saraç Kültür
Merkezi’nde gerçekleştireceği ilk kongresine bekliyor.
7,Z͛ŝŶLJƂŶĞƟŵŬƵƌƵůƵ
ƔƵŝƐŝŵůĞƌĚĞŶŽůƵƔƵLJŽƌ͗
<ĂŵďĞƌĂů;zƂŶĞƟŵ<ƵƌƵůƵĂƔŬĂŶŦͿ͕DĞŚŵĞƚ^ĞǀŐŝŶ;ĂƔŬĂŶzĂƌĚŦŵĐŦƐŦͿ͕bĞƌĂĨĞƫŶŝůĂǀĞƌ͕DĞŚŵĞƚ
&ŦŶĚŦŬĕŦ͕zƵŶƵƐdĞŬŐƂĕĞŶ͕ůŝŬŬĂLJĂ͕
sĞLJƐĞůĞŵŝƌĐŝ͕DĂƌƵĨmĚƺƌŐƺĐƺ͕
PŵĞƌPnjŬĂŶ͕^ƺŵĞLJLJĞPnjŬƵů͕7ƐŵĂŝů
,ĂŬŬŦ<ĂƌĂŚĂŶ͕ŚŵĞƚzĞƔŝůLJƵƌƚ͕
zĂƔĂƌĞŵŝƌďĂƔ͕ĞůŝŚĂ'ƺŵƺƔͬͬ͘
onlinekumanya.com Arterium’da hizmetinizde
Online KumanK
ya mağazasının
açılışı Başakşehir Belediye
Başkanı Mevlüt
Uysal tarafından
gerçekleştirildi.
Kur’an-ı Kerim
tilaveti ve dualarla yapılan açılışta
konuşan Uysal,
sosyal yardımlaşmanın önemine
değinerek Online Kumanya’nın
hayırlara vesile
olması temennisinde bulundu.
21/ú1(.80$1<$ gıda sektöründeki ticari geçmişini ve ev
dışı tüketim kanalındaki tecrübesini üstün hizmet anlayışıyla bir araya getiren ve www.onlinekumanya.
com sistemiyle de Türkiye’de bir
ilke imza atan önemli bir sosyal
yardımlaşma projesidir. Yardımlaşmaya yeni bir boyut ve kolaylık
getiren onlinekumanya.com,
yılda bir veya birkaç kez şirket
çalışanları ve sosyal yardımlaşma
adına temel ihtiyaç ürünlerinin
içinde bulunduğu kumanya ve
erzak paketlerini kaliteli ürünlerle
oluşturup sağlıklı şekilde sunuyor.
Gıda sektörü ve piyasasında itibar
gören, kalitesinden taviz vermeyen
markaları e-ticaret ortamında bir
araya getirerek ihtiyaç sahiplerine
yardım etmek isteyen kişi, kurum
ve kuruluşları buluşturuyor.
Kişilerin, uzun araştırmalar yapıp,
en uygun ürünü birçok mağazada
arayıp ve bunların kargolanması için ayrı ayrı zaman ve çaba
harcamasına gerek yok. onlinekumanya.com’da tüm işlemleri tek bir
yerden kolayca gerçekleştirebiliyor.
İSTEYEN KUMANYA
PAKETİNİ KENDİ
OLUŞTURABİLİYOR
onlinekumanya.com’u diğer şirketlerden ayıran en önemli özelliği ise
fiyat şeffaflığı; kumanya paketlerini gıda sektörünün en kaliteli markalarından oluşturup, kumanya
kolilerinin ağırlığını, içindeki ürün
sayısını ve çeşit sayısını gösteren
kumanya reçetelerinin olması.
Ayrıca her kullanıcı sitemden kumanya paketi oluştururken, istediği üründen istediği kadar seçebilir,
bu sayede standart kumanya paketlerini seçmek zorunda kalmaz.
İsteyen tamamen kendi seçimleri
doğrultusunda ihtiyaç sahiplerinin
ihtiyaçlarını karşılayacak kumanya
paketini oluşturmuş olur. //
01 - 15 MART 2015
2001155
Saffet Tüzgen
6
.
ILKLER
E Ğ İ Tİ M
www.212haber.com
172 YILDIR
ûú)$
'$ø,7,<25
BEZMİALEM’DE!
Bezmialem Valide Sultan’ın hayır işlerinden birisi olan Bezmialem Valide Sultan Vakıf Gureba Hastanesi, Bezmialem Vakıf
Üniversitesi’ne dönüşeli beş yıl oldu. Yeni yatırımları ve donanımlı
ek
ekibi sayesinde Türkiye’nin en gözde kurumlarından biri haline gelen
ün
üniversite, 172 yıllık geçmişini modern tıp anlayışıyla devam ettiriyor.
S
HACER TÜRKEL
8/7$1,,0$+08'’un eşi Bezmialem
Valide Sultan tarafından fakirlerin
ücretsiz tedavi edilmesi için 1843
yılında kurulan ve 1845 yılında ilgili
vakıfname ile ‘Bezm-i Alem Gureba-i
Müslimin Hastanesi’ ismini alan
hastane, Müslüman fakirlere vakfedildi. Devrin en bilgili hekimlerinin
görevlendirildiği hastane, kuruluş
amacına uygun olarak yeniden
düzenlendi ve 5 yıl önce kurulan
devlet destekli sağlık alanında ilk özel
vakıf üniversitesi olarak Bezmialem
Vakıf Üniversitesi’ne bağlandıktan
sonra yeni yatırımları ve donanımlı
ekibi sayesinde Türkiye’nin en gözde
kurumlarından biri haline geldi.
Birkaç kez kurulan ancak konjonktür
uygun değil gerekçesiyle kapattırılan üniversite, 2010’da Recep Tayyip
Erdoğan’ın direktifleriyle Bezmialem
Vakıf Üniversitesi adıyla resmen
kuruldu. Dünyanın neresinden
olursa olsun bir garibin ihtiyacı varsa
ona kapı açtıklarını, sosyal güvence
kapsamında olmayanlara ücretsiz
sağlık hizmeti sunduklarını söyleyen
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Tüzgen, “Sosyal
güvence kapsamında olsa bile ilave
masrafları ödeyemeyenler olursa
biz onlara da ücretsiz bakıyoruz ve
tamamen bu masrafları üniversitemizin fakir hasta fonundan karşılanıyor.
Kim olursa olsun ihtiyacı varsa biz
ona kapımızı açıyoruz. Dün Çeçen
mülteciler, bugün Suriyeli mülteciler,
yarın da Mısır’dan, Irak’tan komşu ülkelerden gelenler olabilir. Biz
hepsine elimizden geldiğince bırakın
para sormayı, gerekirse kimliğini bile
sormadan hizmet ediyoruz.” dedi.
BU YIL ÖĞRENCİ SAYIMIZ
3 BİNİ AŞACAK
2010’da üniversite olurken Tıp
Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi,
Eczacılık Fakültesi, Sağlık Birimleri
Fakültesi’ne bağlı Hemşirelik Bölümü, Fizyoterapi Bölümü ve Odyoloji Bölümü’yle başlayan üniversite,
program sayısını bugün itibariyle
17’ye çıkardı. Bu yıl yeni açılacak 3
programla bu sayıyı 20’ye çıkacağız
diyen Tüzgen, “Çok daha hızlı gitmemiz gerek; fakat hastalar ve öğrenciler
tarafından o kadar teveccüh var ki biz
bunlara fizik imkanları açısından yetişemiyoruz. İlk yıl 300 civarında olan
öğrenci sayımız bu yıl 2 bin 150 oldu.
Yurt dışından da öğrencimiz olmak
kaydıyla son senelerde Bezmialem’deki eğitimin kalitesini gören diğer fakülte öğrencileri yatay geçiş için bize
hücum ettiler. Bunlara kolay kolay
cevap veremez olduk. Zannediyorum
önümüzdeki dönemde öğrenci sayımız 3 bini aşacak. Program sayımız
da hepsi sağlıkla ilgili olmak üzere
20’yi geçecektir.” sözlerine yer verdi.
KLİNİK PSİKOLOJİ
BÖLÜMÜ AÇIYORUZ
Türkiye’de klinik psikoloji diye lisans
eğitimi olmadığına değinen Saffet
Tüzgen, “İnsanlar gidip edebiyat
fakültesinde psikoloji okuyorlar sonra
da piyasada hasta kabul ediyorlar,
danışman oluyorlar. Öğrenci dört
sene müddetle sağlık üniversitesinde
hem de uygulamalı şekilde eğitim
alarak hatta bütün servisleri hemşireler gibi dolaşarak; bir psikolog
çocuk hastayla, yaşlı hastayla ve
kanser hastasıyla nasıl konuşmalıdır,
müzminleşmiş çaresiz hastalarla nasıl
irtibat kurmalıdır bunu fiilen görmesi
için bizim kliniklerde çalışan klinik
psikoloji bölümü olsun istedik. YÖK’e
müracaatımız var. Bugünlerde izin
alacağımızı ümit ediyoruz. Bunun
yanı sıra 43 civarında yurt dışındaki
üniversiteyle ikili anlaşmalarımız
ve ayrıca program ortaklığımız var.
Örneğin Johns Hopkins Üniversitesi
ve Sheffield Üniversitesi bunlardan
ikisi. İnşallah hemşirelikten başlamak
üzere İngiltere ile de ortak lisans,
yüksek lisans ve doktora programı
başlatıyoruz.” şeklinde konuştu.
İLKLER BEZMİALEM’DE
Bezmialem Üniversitesi’nde pek
çok hizmetlerin ilki var. Bunlardan
bir tanesi de Türkiye’nin sekizinci
Gamma Knife ünitesi. Gamma Knife,
dokunulamayan tümörler, beyinde ulaşılamayan bölümler, damar
yumakları ve ilaç tedavisine cevap
vermeyen bazı sara hastalarında
kullanılıyor. Tümörü yerinde kurutan
damar yumaklarını kanama tehlikesini uzaklaştırarak tedavi eden hatta
ilaca cevap vermeyen sara hastalarını
da tedavi edebilen muhteşem bir
cihaz. Tıpta bir devrim niteliğinde
olan bu hizmet haliyle Bezmialem’i
sağlık sektöründe tartışmasız bir yere
taşıyor. Bunun dışında Türkiye’de
ameliyatsız reflü tedavisini de sadece
Bezmialem gerçekleştiriyor. İleri
tekniklerle donatılan gastroenteroloji
bölümünde Asya’dan ve Afrika’dan
gelen gastroenterologlara eğitim
verdiriliyor. Böbrek yetmezliği
olan hastalar için Türkiye’de sağlık
bakanlığından ruhsatlı tek Paratiroit
Doku Transplantasyonu Ünitesi de
Bezmialem’de.
Bezmialem Fitoterapi Eğitim, Araştırma ve Uygulama Merkezi Türkiye’nin
bir başka ilk hizmet alanı. Başında ise
Ankara Üniversitesi’nden getirtilen
bir profesör bulunuyor. Aynı zamanda bu konuya ilgi duyan farmakologlar ve eczacılık fakültesi öğretim
üyeleri de burada görevlendirilmiş.
Merkezin hamilerinden biri de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan. Fitoterapi Merkezi’ni daha da
geliştireceklerinin altını çizen Tüzgen
şunları kaydetti: “Zeytinburnu’nda
sekiz yüz civarında tıbbi bitkiler yetiştirilen bir bahçe var. Bununla ilgili
Zeytinburnu Belediye Başkanı ile
mükerrer görüşmelerimiz sonucunda
kendisinin burada beraber çalışmamız konusunda bir teklifi oldu. Biz de
memnuniyetle kabul ettik. Fitoterapi
merkezi artı tıbbi bitkiler bahçesi çok
güzel hizmetler verecektir diye düşünüyorum. Ülkemiz tıbbi bitkiler bakımından oldukça zengin. Avrupa’nın
tamamından daha çok tıbbi bitkiye
sahibiz ama biz bunları sadece bitki
olarak satıyoruz. Oysa bunları mamul
maddeye çevirerek Avrupa’ya daha
iyi şartlarda pazarlamamız mümkün.
Bizim bu konuda ekibimiz de hazır.
Buna da başlıyoruz.”
INTERNATIONAL CLINIC İSTANBUL’UN YÜZ AKI
KƐŵĂŶůŦ͛ŶŦŶŚŝŶƚĞƌůĂŶĚŦŶĚĂŬŝƺůŬĞůĞƌĚĞŶƂƌŶĞŒŝŶDĂŬĞĚŽŶLJĂ͛ĚĂŶ<ŽƐŽǀĂ͛LJĂ͕<ƵnjĞLJĨƌŝŬĂ͛ĚĂŶŽŒƵ͛ĚĂŬŝdƺƌŬŝ
ƵŵŚƵƌŝLJĞƚůĞƌĞŬĂĚĂƌŝŶƐĂŶůĂƌƐĂŒůŦŬƐŽƌƵŶůĂƌŦŶŦdƺƌŬŝLJĞ͛ĚĞŚĂůůĞƚŵĞŬŝƐƟLJŽƌůĂƌ͖ĨĂŬĂƚŐĞůĚŝŬůĞƌŝŶĚĞŐƺŶĚĞϳďŝŶ
ŚĂƐƚĂďĂŬŦůĂŶďŝƌƉŽůŝŬůŝŶŝŒĞŐŝƌŝƉĚĞŽƌĚĂŬĂLJďŽůŵĂŬŝƐƚĞŵŝLJŽƌůĂƌ͘ŝƌĚĞŐƺǀĞŶŝůŝƌŽůƐƵŶŝƐƟLJŽƌůĂƌ͚͘ƐŦŶŦķ͛ĚŝLJĞ
ƚĂŶŦŶĂŶŚĂƐƚĂŶĞůĞƌĚĞŚĂƐƚĂůĂƌĚĂŶďŝƌŐƺŶĚĞϭϬϬϬd>͛ůŝŬŽƚŽƉĂƌŬƉĂƌĂƐŦŐŝďŝŬĂƌƔŦůŦŒŦŽůŵĂLJĂŶĨĂƚƵƌĂůĂƌŬĞƐŝůĚŝŒŝŶŝ
ĚƵLJĚƵŬůĂƌŦŶŦǀĞďƵŶƵŶŬĞŶĚŝůĞƌŝŶŝŚĂƌĞŬĞƚĞŐĞĕŝƌĚŝŒŝŶŝĚŝůĞŐĞƟƌĞŶ^ĂīĞƚdƺnjŐĞŶ͕͞KŶůĂƌŝĕŝŶĂLJƌŦďƂůƺŵLJĂƉĂůŦŵ͕
ƉƌŽĨĞƐƂƌůĞƌŝŵŝnj͕ĚŽĕĞŶƚůĞƌŝŵŝnjĂLJƌŦďŝƌLJĞƌĚĞĂŵĞůŝLJĂƚLJĂƉƐŦŶůĂƌĂŵĂĮLJĂƚůĂƌŦŵŦnjďĞůůŝŽůƐƵŶ͕ŝŶƐĂŶůĂƌŬĂůŝƚĞůŝŚŝnjŵĞƟ
ĚĂŚĂŬĂďƵůĞĚŝůĞďŝůŝƌĮLJĂƚůĂƌĂĂůƐŦŶůĂƌĚŝLJĞ/ŶƚĞƌŶĂƟŽŶĂůůŝŶŝĐĂĚŦĂůƨŶĚĂƵůƵƐůĂƌĂƌĂƐŦďŝƌŬůŝŶŝŬŽůƵƔƚƵƌĚƵŬ͘KƌĂĚĂĞǀ
ƌĂŚĂƚůŦŒŦŶŦƐĂŒůĂŵĂLJĂĕĂůŦƔŦLJŽƌƵnj͘<ĞŶĚŝLJĂŬŦŶůĂƌŦŵŦĚĂďĞŶŽƌĂĚĂĂŵĞůŝLJĂƚLJĂƉƨƌŦLJŽƌƵŵ͘<ĞŶĚŝŵĚĞŚĂƐƚĂůĂŶĚŦŒŦŵ
njĂŵĂŶŽƌĚĂLJĂƨƉƚĞĚĂǀŝŐƂƌƺLJŽƌƵŵ͘ƵŶƵŶ7ƐƚĂŶďƵůŝĕŝŶďŝƌLJƺnjĂŬŦŽůĚƵŒƵŶƵĚƺƔƺŶƺLJŽƌƵŵ͘͟ŝĨĂĚĞůĞƌŝŶŝŬƵůůĂŶĚŦ͘
İNSANA SAYGI BİZİM TEMEL ŞİARIMIZ
dĞƌƐŝŶĞďĞLJŝŶŐƂĕƺŶƺŶƂŶĐƺůĞƌŝŶĚĞŶŽůĂŶǀĞϮϴbƵďĂƚ
njƵůŵƺŶƺLJĂŬŝŶĞŶLJĂƔĂLJĂŶůĂƌĚĂŶďŝƌŝŽůĂŶ^ĂīĞƚdƺnjŐĞŶ͛ŝŶ
ŐŝƌŝƔŝŵůĞƌŝLJůĞŽĚƂŶĞŵĚĞLJƵƌƚ
ĚŦƔŦŶĂŐŝĚĞŶǀĞŽƌĂůĂƌĚĂŬůŝŶŝŬ
ƔĞĮŽůŵƵƔĚŽŬƚŽƌůĂƌƺůŬĞůĞƌŝŶĞ
ĚƂŶŵĞLJĞďĂƔůĂĚŦůĂƌ͘ƵŶůĂƌĚĂŶ
ŝŬŝƐŝĚĞĞƌƌĂŚƉĂƔĂ͛ĚĂ7ŶŐŝůŝnjĐĞ
dŦƉďƂůƺŵƺŶĚĞŽŬƵƌŬĞŶ͕LJĂƐĂŬ
ŶĞĚĞŶŝLJůĞϱ͘ƐŦŶŦķŶŝŬŝŶĐŝĚƂŶĞŵŝŶĚĞŽŬƵůĚĂŶĂƨůĂŶsĂŚĚĞƫŶ
'ƂƌŵĞnjǀĞĞƔŝLJŶƵƌ'ƂƌŵĞnj͘
'ƂƌŵĞnjĕŝŌŝŬĞŶĚŝůĞƌŝŶŝKdžĨŽƌĚ
mŶŝǀĞƌƐŝƚĞƐŝ͛ŶĚĞŝƐƉĂƚĞƚŵŝƔǀĞ
ĕĂůŦƔŵĂůĂƌŦŶĂƺůŬĞůĞƌŝŶĚĞĚĞǀĂŵ
ĞƚŵĞŬŝƐƚĞLJĞŶŝŬŝďŝůŝŵŝŶƐĂŶŦ͘
,ĞƌŝŬŝƐŝĚĞƔƵĂŶĚĂĞnjŵŝĂůĞŵ
sĂŬŦĨmŶŝǀĞƌƐŝƚĞƐŝ͛ŶĚĞƂŒƌĞƟŵ
ƺLJĞƐŝŽůĂƌĂŬĕĂůŦƔŦLJŽƌ͘PnjĞůůŝŬůĞ
njĞŬąƂnjƺƌůƺĞƌŝƔŬŝŶůĞƌĚĞĕĂůŦƔĂŶ
EƂƌŽƉƐŝŬŝLJĂƚƌŝƐƚLJŶƵƌ'ƂƌŵĞnj͛ŝŶ
ĕŽŬĨĂƌŬůŦďŝƌĂĕŦŒŦŬĂƉĂƴŒŦŶŦ
ďŝůĚŝƌĞŶdƺnjŐĞŶ͕͞ŽĐƵŬWƐŝŬŝLJĂƚƌŝƐƟŽůĂŶĞƔŝsĂŚĚĞƫŶ'ƂƌŵĞnj
KdžĨŽƌĚƐŝƐƚĞŵŝŶŝďŝnjĞŐĞƟƌŝLJŽƌ͘
7ŶƔĂůůĂŚKdžĨŽƌĚ͛ůĂŽƌƚĂŬĕĂůŦƔŵĂůĂƌĂĚĂŝŵnjĂĂƚĂĐĂŬůĂƌ͘ƵŶƵŶ
ĚĂŚĂnjŦƌůŦŬůĂƌŦďŝƚŵĞŬƺnjĞƌĞ͘
ƵŶůĂƌŦŶĚŦƔŦŶĚĂĚĂŵĞƌŝŬĂ͛ĚĂ
ĚŽŬƚŽƌĂƐŦŶŦƚĂŵĂŵůĂŵŦƔ͕ŽƌĂůĂƌĚĂŚĂůĂĕĂůŦƔŵĂLJĂĚĞǀĂŵĞĚĞŶ
ǀĞ<ĂŶĂĚĂ͛ĚĂŬůŝŶŝŬƔĞĮLJĂƉŦůŵŦƔ
ĂƌŬĂĚĂƔůĂƌŦŵŦnjůĂĚĂŐƂƌƺƔŵĞ-
ůĞƌŝŵŝnjƐƺƌƺLJŽƌ͘ƵŶůĂƌŦŶŐĞƌŝ
ĚƂŶĚƺƌƺůŵĞƐŝďŝnjŝŵǀĂnjŝĨĞŵŝnjĚŝƌ͘
bĂƌƚůĂƌŦŵŦnjĞůǀĞƌĚŝŬĕĞĚĞǀĂŵ
ĞĚĞĐĞŒŝnj͘͟ĚŝLJĞďĞůŝƌƫ͘
͞ŝnjŝŵŶĞƐůŝŶϮϴbƵďĂƚŵĂŒĚƵƌƵ
ŽůŵĂLJĂŶŝŶƐĂŶŦĕŽŬĂnjĚŦƌ͘ĞŶŝŵ
ĞƔŝŵϭϯƐĞŶĞŚĂƐƚĂŶĞĚĞŶƵnjĂŬ
ŬĂůĚŦ͘ϯϯLJŦůďĂƔƂƌƚƺƐƺŶĚĞŶĚŽůĂLJŦďĞŶŝŵŽĚĂŵĂŐĞůĞŵĞĚŝ͘Ϯϴ
bƵďĂƚ͛ŦďŝůĮŝůĞƌƌĂŚƉĂƔĂ͛ĚĂŐĞŶĕ
ďŝƌĂŬĂĚĞŵŝƐLJĞŶŽůĂƌĂŬƐŽŬĂŬůĂƌĚĂƟƚƌĞLJĞŶ͕ĕĂĚŦƌůĂƌĂƐŦŒŦŶĂƌĂŬ
ĂŒůĂLJĂŶŬŦnjĕŽĐƵŬůĂƌŦLJůĂďĞƌĂďĞƌ
LJĂƔĂĚŦŬ͘͟ĐƺŵůĞůĞƌŝŶŝŬƵůůĂŶĂŶ
^ĂīĞƚdƺnjŐĞŶƐƂnjůĞƌŝŶŝƔƂLJůĞƐƺƌĚƺƌĚƺ͗͞ϮϴbƵďĂƚ͛ƚĂŶďƵLJĂŶĂĕŽŬ
ƔĞLJĚĞŒŝƔŵŝƔŽůĂďŝůŝƌ͘<ĂůŦĐŦŽůŵĂƐŦ
ŝĕŝŶĕŽŬƔĞLJŝŶĚĞĚĞŒŝƔŵĞƐŝŐĞƌĞŬŝLJŽƌ͘PŶĐĞŝŶƐĂŶůĂƌŦŶnjŝŚŶŝŶŝŶ
ĚĞŒŝƔŵĞƐŝůĂnjŦŵ͘ƺƔƺŶĐĞĚĞŶ
ŬŽƌŬĂŶůĂƌŦŶďƵĚƺƔƺŶĐĞĚĞŶ
ŬŽƌŬŵĂůĂƌŦŶŦŶďŽƔĂŽůĚƵŒƵŶƵ
ŐƂƌŵĞůĞƌŝŐĞƌĞŬ͘ŝnjďƵŶƵŶĂƐŦů
ŐƂƐƚĞƌŝƌŝnjĚŝLJĞŬĞŶĚŝŵŝnjĚĞĚƺƔƺŶƺLJŽƌƵnj͘ĞŶŝŵƺŶŝǀĞƌƐŝƚĞŵĚĞ
ďĂƔŦƂƌƚƺůƺĚĞǀĂƌĂĕŦŒŦĚĂǀĂƌ͘ŝnj
ŬĂĨĂƐŦŶŦŶŝĕŝŶĞďĂŬŦLJŽƌƵnj͘<ĂůŝƚĞůŝ
ŚĞŬŝŵ͕ŬĂůŝƚĞůŝĞĐnjĂĐŦ͕ŬĂůŝƚĞůŝ
ƐĂŒůŦŬŵĞŶƐƵďƵLJĞƟƔƟƌŝLJŽƌƵnj͘
ĞŶďƵLJĂǀƌƵůĂƌŦŶŚĞƉƐŝŶŝŬĞŶĚŝ
ĞǀůĂĚŦŵŬĂďƵůĞĚŝLJŽƌƵŵ͘,ĂŶŐŝ
njŝŚŶŝLJĞƩĞŽůƵƌƐĂŽůƐƵŶŝŶƐĂŶĂ
ƐĂLJŐŦďŝnjŝŵƚĞŵĞůƔŝĂƌŦŵŦnjĚŦƌͬͬ͘͟
8
G Ü N DEM
01 - 15 MART 2015
www.212haber.com
Dertler ‘Önce ahlak
ve maneviyatla’
çözüme kavuşur
Saadet Partisi Zeytinburnu İlçe Başkanlığı yaklaşan genel
seçimler dolayısıyla İstanbul İl Başkanı Birol Aydın’ın
da katılımıyla Mahalle muhtarları, STK temsilcilerini
düzenlediği kahvaltılı programla bir araya getirdi.
S
$$'(73$57ú6ú Zeytinburnu
İlçe Başkanlığı yaklaşan genel
seçimler dolayısıyla İstanbul İl
Başkanı Birol Aydın’ın da katılımıyla Mahalle muhtarları,
STK temsilcilerini düzenlediği
kahvaltılı programla bir araya getirdi. Programda konuşan Saadet
Partisi İlçe Başkanı Kemal Yılmaz,
iktidar yanlısı medyanın her şeyi
güllük gülistanlık göstererek tozpembe bir tablo çizdiğini söyledi.
Hükümetin algı yönetimini çok
başarılı bir şekilde yaptığını belirten Kemal Yılmaz, kendilerinin
ise yaşanabilir bir ülke, yeniden
büyük Türkiye ve adil bir paylaşım için çalıştıklarını ifade etti.
FARKLILIKLARIMIZ
OLSA DA DÜŞMAN
DEĞİLİZ
Saadet Partisi Genel Başkan
Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı
Birol Aydın ise ülkenin seçim
mahalli sathına girdiğini belirterek, bu seçimlerin geçmişte
yapılan bütün seçimlerden daha
büyük öneme sahip olduğunu
söyledi. Aydın, “Biz, dünden
bugüne iş başına gelen siyasi
partilerin kadrolarının ülkemizin
iyiliğini ve güzelliğini düşünerek
birtakım adımlar attığını ve son
13 yıldır iktidarda olan AK Parti
iktidarının da bu ülkenin iyiliğinden başka bir şey düşünmediğine
inanırız. Bunun için de birtakım
adımlar ve gayretler içinde olduklarını ve bazılarını da kısmen
gerçekleştirdiklerini biliriz.” dedi.
Birol Aydın
bakmıyoruz. Aynı reçetelerle
çözüm üretemiyoruz. Bizim çok
ciddi kaygılar duymamıza sebep
olan gidişatlar var. Dolayısıyla
bu seçimlere çok büyük anlam
yüklüyoruz.”
Kaybettiğin bir şeyi kaybettiğin
yerde aramalısın diyen Aydın,
“Çıkmış birisi milletin önüne bir
şey arıyor. Millet de temiz bir niyetle onun peşine düşmüş. Dönüp
birisinin, ‘Arkadaş sen neyi nerede
arıyorsun? diye sorması lazım. Ülkenin refahını, kalkınmasını, huzurunu, barışını, kardeşliğini, bir
ve bütün olma hususiyetini hangi
programda, reçetede arıyorsun?
Amerika’da mı, İsrail’de mi, faizci
kapitalist nizamda mı, ateizmde
mi, solculukta mı, sağcılıkta mı,
İslamcılıkta mı? Neyi nerede
arıyorsun? Bizim dışımızda kimse
bunu sormuyor. Biz de diyoruz
ki neyi nerede kaybettiysek onu
orada aramamız lazım. Bu iş de
zahmetlidir. Karanlıktır orası;
ama aydınlıkta, rahat ortamlarda
bu işi ararsak, toplumda her türlü
sıkıntılar olur. Biz bu ülkede birtakım şeyler yapıldığını biliyoruz;
ancak esas yapılması gerekenlerin
yapılmadığını da söylüyoruz.” şeklinde konuştu.
YAPTIKLARI
AÇILIŞLAR KARIN
DOYURMUYOR
dƺƌŬŝLJĞ͛ĚĞƐŽŶϭϮLJŦůĚŦƌ
LJŽůůĂƌ͕ŚĂƐƚĂŶĞůĞƌ͕ŚŦnjůŦ
ƚƌĞŶůĞƌ͕ĂĚůŝLJĞƐĂƌĂLJůĂƌŦ
ŐŝďŝďŝƌĕŽŬŚŝnjŵĞƫŶ
LJĂƉŦůĚŦŒŦŶĂĚĞŒŝŶĞŶŝƌŽů
LJĚŦŶ͕͞ƵŵŚƵƌďĂƔŬĂŶŦ
ǀĞĂƔďĂŬĂŶƚĂƌĂķŶĚĂŶ
ƚŽƉůƵĂĕŦůŦƔůĂƌLJĂƉŦůŦLJŽƌ͘
EĞĂĕŦůŦƔŦLJĂƉŦLJŽƌƐƵŶƵnj͍
EĞLJŝŶĂĕŦůŦƔŦŶŦLJĂƉŦLJŽƌƐƵŶƵnjĚŝLJĞŚŝĕŵĞƌĂŬĞĚĞŶ
ǀĂƌŵŦ͍DƵƔ͛ƚĂƚŽƉůƵĂĕŦůŦƔ
LJĂƉŦůŦLJŽƌ͘EĞĂĕŦLJŽƌƐƵŶ͍
ϴϬďŝŶŶƺĨƵƐƵǀĂƌDƵƔ͛ƵŶ͘
DƵƔ͛ĂϴϬLJŦůĚŦƌďŝƌĨĂďƌŝŬĂ
LJĂƉŦůŵĂĚŦ͘ŝƌƔĞŬĞƌĨĂďƌŝŬĂƐŦǀĂƌ͘KŶƵĚĂƌĂŚŵĞƚůŝ
ƌďĂŬĂŶŚŽĐĂŵŦnjLJĂƉƨ͘
KŶůĂƌŦŶLJĂƉƨŬůĂƌŦĂĕŦůŦƔůĂƌ
ŬĂƌŦŶĚŽLJƵƌŵƵLJŽƌ͖ďƵŶůĂƌ
LJĂŒLJĂƉŦLJŽƌ͕ŽďĞnjŝƚĞLJĂƉŦLJŽƌ͘ƵŶůĂƌƺƌĞƟŵLJĂƨƌŦŵŦ
ĚĞŒŝů͘^ĂĚĞĐĞŚĂLJĂƨŬŽůĂLJůĂƔƨƌĂĐĂŬƔĞLJůĞƌĚŝƌ͘ƵŶůĂƌ
dƺƌŬŝLJĞ͛LJŝŐƺĕůƺdƺƌŬŝLJĞ
LJĂƉĂĐĂŬ͕ĚŦƔƉŽůŝƟŬĂĚĂƐƂnjƺŶƺĞƚŬŝůŝŚĂůĞŐĞƟƌĞĐĞŬ
ŐƺĕůƺLJĂƨƌŦŵůĂƌĚĞŒŝůĚŝƌ͘
ŝnjĞŚĂŶŐŝĕĂŒĚĂLJĂƔŦLJŽƌƐƵŶƵnjĚŝLJŽƌůĂƌ͘ƌƨŬ
ƐĞƌďĞƐƚƉŝLJĂƐĂĞŬŽŶŽŵŝ
ĂŶůĂLJŦƔŦǀĂƌĚŝLJŽƌůĂƌ͘7LJŝLJĂ
ŝƔƚĞďŝnjĚĞŽŶƵƐƂLJůƺLJŽƌƵnj͘
EĞLJŝŶĞƌĚĞĂƌŦLJŽƌƐƵŶƵnj͍
>ŝďĞƌĂůŝnjŵŝůĞDƵƔ͛ƵŶ
ŬĂůŬŦŶŵĂƐŦƐĂŒůĂŶŦƌŵŦ͍
>ŝďĞƌĂůŝnjŵĚĞĚŝŒŝŶƔĞLJĂůƚƚĂŬĂůĂŶŦŶĐĂŶŦĕŦŬƐŦŶĚŦƌ͘͟
ŝĨĂĚĞůĞƌŝŶŝŬƵůůĂŶĚŦͬͬ͘
Hangi partinin mensubu olursak
olalım, biz bu ülkenin iyiliğinden
başka bir şey düşünmediğimize
inanırız ve farklılıklarımız olsa da
biz birbirimizin düşmanı değiliz
diyen Birol Aydın sözlerini şöyle
sürdürdü: “Herkes iyilik, adalet,
güzellik, barış ve emeğinin karşılığını istiyor; ancak bunlar hakkıyla
bir türlü gerçekleşmiyor. Oysa bunlar çok
tabi şeyler. Biz ise
burada diğer siyasi
partilerin yöneticilerinden aynı hassasiyetlere sahip olsak
da plan ve program
açısından aynı
noktada durmuyoruz, meselelere
aynı pencereden
İsmail Gökmen
görevine başladı
<868)ú==(77ú1.218.’un
Mersin İl Müftü Yardımcısı
olarak atanmasından sonra
bir süre boş kalan Zeytinburnu İlçe Müftülüğüne
bir dönem Sümer Camii
İmam Hatipliği de yapan
Şile Müftüsü İsmail Gök-
men atandı. 212 Haber Gazetesi olarak makamında
ziyaret ederek hayırlı olsun
dileklerimizi ilettiğimiz
Zeytinburnu İlçe Müftüsü
İsmail Gökmen, ziyaretten
duyduğu memnuniyeti dile
getirerek teşekkür etti. //
Zaferin 100’üncü
Yılına Özel DVD
$+0(72.85yönetmenliğinde 15 Haziran 2003’te
başlayıp 15 Şubat 2004 tarihinde bitirilen “Son Kale
Çanakkale” adlı belgesel
film; özel yayınevleri ve
film kuruluşlarıyla yarışır
hale gelmiş ve Türkiye’nin
önemli kitap ve film satış
sitelerinde kısa sürede
tükenerek, Zeytinburnu Belediyesi Kültür
Yayınları’nın “2014 Yılı En
İyi Kamu Yayıncısı” ödülüne layık görülmesinde
de hatırı sayılır bir paya
sahip olmuştu.
Film ve kitap halinde
izleyici ve okuyuculardan
tam not alan “Son Kale
Çanakkale”, Çanakkale
Savaşı’nın 100. Yıl anısına
“Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları” ve
“Okur Film” katkılarıyla
DVD haline getirilerek
daha kaliteli bir görüntü
halinde tekrar sevenleriyle
buluşturuldu.
MEÇHUL ASKER
Vatan toprakları uğruna
şehit düşmüş bir Türk
askerinin hikayesini anlatan DVD film, Çanakkale
Muharebeleri sırasında,
Anzak askeri tarafından
Gelibolu’dan Avustralya’ya
götürülen Türk askerine
ait kafatasıyla ilgili öyküye
değiniyor. //
Kemal Yılmaz
Zeytinburnu Belediyesi
‘En iyi kamu yayıncısı’ oldu
Zeytinburnu Belediyesi Kültür
Yayınları,
“Türkiye
Yazarlar
Birliği”
tarafından “2014
Yılının En
İyi Kamu
Yayıncısı”
ödülüne layık görüldü.
2003 yılında kamu yayıncılığı
faaliyetine başlayan Zeytinburnu
Belediyesi Kültür Yayınları, yayıncılığa başladığı yıldan bu yana kamu
yayıncılığında ipi göğüslemenin
ve özel yayınevleriyle yarışır hale
gelmenin verdiği gururla 2011 yılında
“Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırma-
ları Derneği” tarafından “ESKADER”
ödülüne, 2014 yılında ise “Türkiye
Yazarlar Birliği” tarafından “2014
Yılının En İyi Kamu Yayıncısı” ödülüne layık görüldü. Birbirinden Eşsiz
Eserler Sürgün ve Ölüm, Son Kale
Çanakkale, Surların Öte Yanı “Zeytinburnu”, Şehir Sokak Hafıza, Çırpıcı
ve Veliefendi Çayırları gibi eserlerle
okurlarının karşısına çıkan Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları;
birbirinden eşsiz olan bu eserlerde
arşivlerinden çıkarılan belgeler ve
görseller de okurlara sunularak unutulmaya yüz tutmuş birçok bilginin
gün yüzüne çıkmasını sağladı.
KAMU
IN
ININ
ĞIN
YAYINCILIĞ
“MARKA” İSMİNE
2014 YILI TYB
ÖDÜLÜ
Zeytinburnu Belediyesi
Kültür Yayınları; kimi zaman yıllarca içinde ikamet
ettiğimiz fakat adını bile
bilmediğimiz sokak adlarının bugüne geliş hikâyesini
anlatarak, kimi zaman yıllarca tavan arasındaki bir
sandıkta çürümeye yüz tutmuş bir Türk askerinin kafatası hikâyesini günümüze
taşıyarak, kimi zamansa
bugün sokak hayvanlarının
meskeni haline gelmiş,
bir zamanlarsa yakan
top oynayan çocukların
kahkahalarının gökyüzüne
kavuştuğu çayırlarımızı
anlatarak yayıncılık dünyasında büyük bir yankı
uyandırdı. Bu eserleriyle
Zeytinburnu Belediyesi
Kültür Yayınları, 2014 yılında ise yayıncılıkta zirve
olarak kabul edilen TYB
“2014 Yılının En İyi Kamu
Yayıncısı” ödülünü almaya
hak kazandı. //
İMTİYAZ SAHİBİ
Erne Gazetecilik
ve Matbaacılık Ltd. Şti.
GENEL MÜDÜR
Halil Gölve
GENEL KOORDİNATÖR
Erol Çakır
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Abidin Koçoğlu
YAYIN DANIŞMANLARI
Necmettin Çakmak
Metin Öztürk
HUKUK DANIŞMANLARI
Av. Adem Yıldırım
Av. Ömer Geyik
GÖRSEL YÖNETMEN
Enis Ak
www.212haber.com
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN
Adres: Deposite AVM
A-1 Blok Kat: 3 No: 304
Başakşehir/İstanbul
Telefon: (0 212) 486 39 36
Web: www.212haber.com
e-mail: [email protected]
Baskı: İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez
Mah. 29 Ekim Cd. İhlas Plaza No: 11/
A41 Yenibosna-Bahçelievler/İSTANBUL
Tel: (212) 454 30 00
Gazetemiz basın ve meslek
ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Yayınlanan köşe yazılarından
yazarları sorumludur. Reklamların
sorumluluğu reklam verene aittir.
GAZETEMİZ ÜCRETSİZ OLARAK DAĞITILMAKTADIR
10
G Ü N DEM
01 - 15 MART 2015
www.212haber.com
Engellileri tanımak bir lütuf değil,
İNSANLIK HAKKIDIR
(
'
5
(
/
ú
/
/
(1*(
$
/
0
8
/
723
1
$
+
ú
7
0
ú
2/8<25
Türkiye’de 2002
rakamlarına göre 8.5
milyon engelli var.
Bunlardan biri de azmi
ve çalışmalarıyla dikkat
çeken Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanlığı
İstanbul İl Müdür
Yardımcısı doğuştan
görme engelli Halis
Kuralay… Kuralay,
engellilerin en büyük
problemlerinden
birinin anlaşılmamak
olduğunu söylüyor.
ENGELLİLERİ TANIMAK
BİR LÜTUF DEĞİL,
İNSANLIK HAKKIDIR
ŶŐĞůůŝůĞƌŝďŝůŵĞŶŝŶǀĞƚĂŶŦŵĂŶŦŶďŝƌ
ůƺƚƵĨĚĞŒŝů͕ďŝƌŝŶƐĂŶůŦŬŚĂŬŬŦŽůĚƵŒƵŶƵ
ŝĨĂĚĞĞĚĞŶ,ĂůŝƐ<ƵƌĂůĂLJ͕͞ŶŐĞůůŝůĞƌŝŶŚĂŬŬŦďŝƌĞŶŐĞůůŝŚĂŬŬŦĚĞŒŝů͕ŝŶƐĂŶ
ŚĂŬŬŦĚŦƌǀĞĚĞŬƵůŚĂŬŬŦŶĂŐŝƌĞƌ͘DŝŵĂƌ
LJĂƉƨŒŦďŝŶĂůĂƌĂŬĂĕďĞĚĞŶƐĞůĞŶŐĞůůŝŶŝŶ
ŐŝƌĞŵĞĚŝŒŝŶŝŶĨĂƌŬŦŶĚĂŽůŵĂůŦ͘PŒƌĞƚŵĞŶ
ƐŦŶŦķŶĚĂĞŶŐĞůůŝŶŝŶĚƵƌƵŵƵŶƵĚŝŬŬĂƚĞ
ĂůŵĂůŦ͘DŝŶŝďƺƐĕƺĞŶŐĞůůŝĚĞŶƉĂƌĂĂůŵĂLJĂƌĂŬŽŶƵƌƵŶƵƌĞŶĐŝĚĞĞƚŵĞŵĞůŝ͘ƵŶůĂƌ
ƐĂĚĞĐĞĞŶŐĞůůŝŚĂŬŬŦĚĞŒŝů͕ŝŶƐĂŶůŦŬŚĂŬŬŦĚŦƌ͘ƵŶƵďĂƔƚĂĚŝŶĂĚĂŵůĂƌŦŵŦnjŽůŵĂŬ
ƺnjĞƌĞƚŽƉůƵŵƵŶŚĞƉƐŝŶŝŶďŝůŵĞƐŝůĂnjŦŵ͘
T
HACER TÜRKEL
h5.ú<(·'( 2002 rakamlarına göre 8.5
milyon engelli var. Yani nüfusun yüzde
12.5’i engelli. Bu konuda net rakamlara
ulaşmak zor olsa da gerçek olan engelli
insanların da hayatın bir parçası olduğu… 1968, Çanakkale Bayramiç doğumlu Halis Kuralay. 6 çocuklu ailenin
doğuştan gözleri görmeyen tek çocuğu.
İlkokulu İstinye Körler okulunda, ortaokulu ve liseyi Büyükçekmece Lisesi’nde
okuyan Kuralay, Boğaziçi Üniversitesi
psikoloji bölümünü bitirdi. Bir buçuk
yıl memurluk, bir buçuk yıl rehber
öğretmenlik, on yıldan fazla İngilizce
öğretmenliği, yedi yıl İstanbul İl Milli
Eğitim Müdürlüğü’nde şube müdürlüğü
yaptıktan sonra, 2012 yılından bu yana
da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İstanbul İl Müdür Yardımcısı olarak görev
yapıyor. Evli ve dört çocuk babası olan
Halis Kuralay’ın,“Hayata Dokunmak”,
“Kör Öyküler”, “Fati’nin Maceraları” ve
“Abese Ruhu” isimli dört tane de yayınlanmış kitabı var. Değişik sivil toplum
örgütlerinde çalışmaları olan Kuralay,
Radyo programcılığından pazarlamacılığa ve ayakkabı boyacılığına kadar değişik
alanlarda çalışmış. Ayrıca Uluslararası
Kabartma Kur’an Hizmetleri Birliği’nin
de kurucu yönetim kurulu üyelerinden.
Engellilerin en büyük problemlerinden
birinin anlaşılmamak olduğunu söyleyen
Halis Kuralay, yeteri kadar bilinme-
diklerinden şikâyetçi. “Bir engellinin
yapabileceği işe bile ‘sen yapamazsın’
diyor insanlar. Arabaya bindiğiniz zaman
hemen biri cebinden bozuk çıkarıp sizin
yerinize şoföre verse veya uzattığınız
parayı şoför geri çevirse bu, ‘senin paran
olamaz’ demektir. Merhamet etmek hoş
duygu olabilir; fakat ‘acınmak’ hiç kimsenin hoşlanacağı bir duydu değildir. Kısacası engellilerin en büyük problemleri
yeteri kadar bilinmemek, kabiliyetlerine
inanılmamak, güvenilmemek ve dolayısıyla bilinmediği için de doğru ilişki ve
iletişimde bulunulmamak, çoğu zaman
engellenmek, vs. Tipik bir örnek verecek
olursak; benim gözleri gören ağabeyim
bana misafirliğe gelmişti. Bir ara rahatsızlandı. Haliyle onu hastaneye götürmek
de bana düştü. Doktorun odasına girdiğimizde hemşire hanım beni işaret ederek
ağabeyime; hastayı şuraya oturtun dedi.
‘Gözü görmeyen adamın hasta getirecek
hali yok ya!’ algısı hakim.” diyor.
Kuralay, “Sürekli başkalarından aşağı
konumda olma muamelesi görmek toplumun genel bakışı. Bunun da en büyük
sebebi yeteri kadar bilinmemek. Bu da
tabi ister istemez bir algı problemini beraberinde getiriyor. Bunun sonucunda da
engelliler sıkıntı yaşıyorlar. Sıkıntı yaşarlarken de ister istemez engelli olmayanlara da sıkıntı yaşatıyorlar. Bu karşılıklı
bir imtihan. Hem toplumun engellilerle
hem de engellilerin toplumla imtihanı.”
ifadelerini kullanıyor.
ENGELLİLER DE TOPLUMLA
İMTİHAN OLUYOR
Genelde engellilerin kendi engelleriyle ya
da toplumun engellilerle imtihan olduğu
zannedildiğini belirten Halis Kuralay
şunları kaydediyor: “Hâlbuki engelliler
de toplumla imtihan oluyor. Örneğin
zorla bana yardımcı olmaya çalışılmasından tutun da hiç fikrimi sormadan çekiştirip yolun karşısına geçirmeye kadar
türlü türlü alanlarda ben istemediğim
halde insanlar bana bir şeyler dayatmaya
kalkmışlardır. Bunlar birer imtihan tabi.
Sadece ben değil elbette. Bedensel engelli
arkadaşlar insanların kendilerine acaba
şimdi ne yapacak filan diye baktıklarını, resmen göz hapsine aldıklarını ve o
bakışlardan sıkıldıklarını, bunaldıklarını
söylüyorlar. Allahtan görme engelliler
böyle bakılmasına rağmen fark edemiyorlar bu durumu. Aslında bu çok büyük
bir nimet.”
Dinini yaşamaya çalışan bir ailede dünyaya geldiğini, 12-13 yaşlarından itibaren
tibaren
düzenli olarak namaz kılmaya başladığıladığıenli bir
nı, 17-18 yaşından itibaren de düzenli
İslam hayatı yaşamaya özen gösterdiğini
rdiğini
kaydeden Halis Kuralay, “Engellilerin
erin de
mleri
herkes gibi birtakım ortak problemleri
vardır; trafik sıkışıklığı, eğitim problemoblemleri, şiddet, cinsellik, uyuşturucu vs. gibi
obleher şey ama her şey onların da problemamidir. Ayriyeten onların engelli olma-
larından kaynaklanan ilave problemleri
de var. Mesela çocukluğumda arkadaşlarımla beraber camiye Kur’an öğrenmeye
giderken herkes elifbasını açıp ‘e, i, ü
diye okurken, ben sadece ezber yapabiliyordum. Onlar gibi olamıyordum. Öte
yandan bedensel engelliler hala camilere
giremiyorlar. Kur’an kursuna nasıl gidecekleri belli değil. İşitme engelliler hiç
ezan ve Kur’an sesi duymamışlar. Kimileri ise Allah’ın Mekke’de yaşayan bir adam
olduğunu sanıyor.” şeklinde konuşuyor.
DİYANET HENÜZ İŞİN SİSTEMATİĞİNİ OLUŞTURAMADI
Diyanetin engellilerle ilgili sistematik
olarak Kur’an kursu eğitimi olmadığına
da vurgu yapan Kuralay, “Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın bu konuda çalışmalar içerisinde olduğunu biliyorum; ancak henüz
bu işin sistemini kurmuş değiller.
ğ
Nadiren de olsa bazı kurslarda eğitim alabilen
kızlarımız var. Bir de erkek Kur’an kursu
olduğunu biliyorum. Yaz kursları da
ancak Türkiye’nin değişik bölgelerinde o
bölgenin müftülüklerine yapılan talepler
doğrultusunda düzenlenebiliyor. Biz bu
konuda muhatap bulamıyoruz. Oysa
olması gereken şey; engellilerle ilgili
yapılacak eğitim ve kurslar konusunda
bir kısım duyurular yapılmalı. Örneğin
engelli kursuyla ilgili bir form hazırlamalı, Kur’an kursuna gitmek isteyen engelli
varsa bu insanlarla ilgili talep topla-
ma sürecini mutlaka Mart-Nisan gibi
bitirmeli, Mayıs gibi planlamayı yapmalı,
Haziran sonu gibi de açabilmelidir; fakat
henüz daha böyle bir sistematik oluşturulmuş değil.” diye belirtiyor.
Diyanet’in engelli çocuğu olan ailelere
verilmesi gereken irşad eğitiminin yanı
sıra engelli olmayan toluma da engellilik
bilinci verilmesinin gerektiğinin önemine değinen Halis Kuralay başından geçen
bir olayı şöyle anlatıyor: “Ben bir camiye
gittiğimde birileri varsa kıble ne tarafta
diye sorabiliyorum; ama kimse olmazsa
kıble diye yanlış yöne durabiliyorum.
Yaşadığım bir olayı örnek vereyim. Bir
gün namaz kılmak için camiye gittim.
Yanlış yöne doğru durmayayım diye rastgele ‘Affedersiniz kıble bu taraf mı?’ diye
sordum. Bizzat imam seslendi: ‘Herkesin
o tarafa dönüp durduğunu görüyorsun
hala niye soruyorsun?’ dedi. Tabi imam
muhtemelen benim görmediğimi anlamadı.”
ENGELLİLER DE HESABA KATILMALI
ŶĕŽŬƺnjĞƌŝŶĚĞĚƵƌƵůŵĂƐŦŐĞƌĞŬĞŶŬŽŶƵůĂƌĚĂŶďŝƌŝŶŝŶĚĞĞƌŝƔŝůĞďŝůŝƌůŝŬŽůĚƵŒƵŶĂĚŝŬŬĂƚĕĞŬĞŶ<ƵƌĂůĂLJ͕
ĞƌŝƔŝůĞďŝůŝƌůŝŒŝŶLJĂƔĂĚŦŒŦŵŦnjĚƺŶLJĂĚĂ
ĞŶŐĞůůŝůĞƌŝŶĚĞǀĂƌŽůĚƵŒƵŶƵǀĞLJĂƉƨŒŦŵŦnjďŝŶĂůĂƌĚĂ͕ƚŽƉůƵƚĂƔŦŵĂĂƌĂĕůĂƌŦŶĚĂ͕ŚĞƌŚĂŶŐŝďŝƌƺƌƺŶĚĞĞŶŐĞůůŝůĞƌŝ
ĚĞŚĞƐĂďĂŬĂƚŵĂŵŦnjŐĞƌĞŬƟŒŝŶŝďŝůŵĞ
ŵĞƐĞůĞƐŝŽůĚƵŒƵŶƵƐƂLJůĞLJĞƌĞŬƐƂnjůĞƌŝŶŝ
ƔƂLJůĞƐƺƌĚƺƌƺLJŽƌ͗͞ŝŶĂůĂƌŦŶŵĞƌĚŝǀĞŶůĞƌŝǀĂƌƐĂŝŶƐĂŶůĂƌŦŶƚĞŬĞƌůĞŬůŝƐĂŶĚĂůLJĞLJůĞĕŦŬŦůĂďŝůĞĐĞŬůĞƌŝƌĂŵƉĂůĂƌǀĞLJĂ
ĂƐĂŶƐƂƌůĞƌĚĞŬŽŶƵůŵĂůŦ͘<ĂƚŝĕĞƌŝƐŝŶĚĞ
ŬŽĚĨĂƌŬŦĚĞĚŝŒŝŵŝnjLJƺŬƐĞŬůŝŬĂůĕĂŬůŦŬ
ĨĂƌŬŦŶŦŶŽůŵĂŵĂƐŦ͕ŬĂƉŦŐĞŶŝƔůŝŬůĞƌŝŶŝŶ
ƚĞŬĞƌůĞŬůŝƐĂŶĚĂůLJĞůŝŝŶƐĂŶůĂƌŦŶŐŝƌŝƉ
ĕŦŬĂďŝůŵĞƐŝŶĞƵLJŐƵŶŚĂůĞŐĞƟƌŝůŵĞƐŝ͕ĂƐĂŶƐƂƌůĞƌŝŶƚƵƔůĂƌŦŶŦŶƺnjĞƌŝŶĚĞ
ŬĂďĂƌƚŵĂLJĂnjŦůĂƌŦŶďƵůƵŶŵĂƐŦ͕ŚĞƌ
ŬĂƩĂĂƐĂŶƐƂƌƺŶŬĂĕŦŶĐŦŬĂƩĂŽůĚƵŒƵŶƵ
ƐƂLJůƺLJŽƌŽůŵĂƐŦůĂnjŦŵ͘ĂŵŝůĞƌĚĞĞƌŝƔŝůĞďŝůŝƌůŝŬŬŽŶƵƐƵŶƵŶĂĐŝůĞŶĕĂůŦƔŦůŵĂƐŦ
ŐĞƌĞŬ͘DĞƐĞůĂŐƂnjůĞƌŝŐƂƌŵĞLJĞŶďŝƌŝŶƐĂŶĐĂŵŝŬĂƉŦƐŦŶĚĂŶŝĕĞƌŝŐŝƌĚŝ͘ďĚĞƐƚ
ĂůŵĂƐŦŝĕŝŶƚƵǀĂůĞƚĞŐŝƚŵĞƐŝŐĞƌĞŬƟ͘
<ŝŵƐĞLJŽŬƐĂŶĂƐŦůďƵůĂĐĂŬ͍zŝŶĞŝƔŝƚŵĞ
ĞŶŐĞůůŝůĞƌŝĕŝŶŚƵƚďĞůĞƌǀĞǀĂĂnjůĂƌŚĞŶƺnjŝƔĂƌĞƚĚŝůŝŶĞĕĞǀƌŝůŵĞĚŝ͘ƵŝŶƐĂŶůĂƌ
Ăƌ
ŶĂƐŦůŝƐƟĨĂĚĞĞĚĞĐĞŬ͍sĞLJĂďĞĚĞŶƐĞů
ĞŶŐĞůůŝďŝƌŝŶƐĂŶŶĂŵĂnjŬŦůŵĂŬŝƐƟLJŽƌ͘
KŬĂĚĂƌŵĞƌĚŝǀĞŶůĞƌ͕ŝŶŝƔůĞƌĕŦŬŦƔůĂƌǀĂƌ
Ăƌ
ŬŝĂďĚĞƐƚĂůŵĂƐŦŵƺŵŬƺŶĚĞŒŝů͘zŝŶĞ
ŐƂnjůĞƌŝŐƂƌŵĞLJĞŶďŝƌŝŶƐĂŶĐĂŵŝŶŝŶŝĕŝ-ŶĞŐŝƌĚŝǀĞĂLJĂŬŬĂďŦƐŦŶŦďŝƌLJĞƌĞďŦƌĂŬƨ
ƨ
ĕŦŬŦƔƚĂŶĂƐŦůďƵůĂĐĂŬ͍WĂůƚŽƐƵŶƵĂƐƨ
ĚŝLJĞůŝŵ͕ŽŶƵŶĞƌĚĞŶďƵůĂĐĂŬ͍ƵŶůĂƌůĂ
Ă
ŝůŐŝůŝĂĐŝůĞŶŽƚƵƌƵƉďŝƌĕĂůŦƔƚĂLJLJĂƉŵĂŵŦnjǀĞĚƺŶLJĂĚĂƐƚĂŶĚĂƌƚŝƔĂƌĞƚůĞƌŶĞ
ŽůŵĂůŦĚŦƌĚŝLJĞĕĂůŦƔŵĂŵŦnjůĂnjŦŵͬͬ͘͟
Halis Kuralay
www.212haber.com
G Ü N DEM
01 - 15 MART 2015
11
O’nun yokluğunu çok
ama çok hissediyoruz
sĞĨĂƨŶŦŶϰ͘LJŦů
ĚƂŶƺŵƺĞƚŬŝŶůŝŬůĞƌŝ
ĕĞƌĕĞǀĞƐŝŶĚĞ
<ƺĕƺŬĕĞŬŵĞĐĞzĂŚLJĂ
<ĞŵĂůĞLJĂƚůŦ'ƂƐƚĞƌŝ
DĞƌŬĞnjŝ͛ŶĚĞDŝůůŝ
'ƂƌƺƔ>ŝĚĞƌŝWƌŽĨ͘ƌ͘
EĞĐŵĞƫŶƌďĂŬĂŶ͛Ŧ
ĂŶŵĂƉƌŽŐƌĂŵŦ
ĚƺnjĞŶůĞŶĚŝ͘
V
EFATININ 4. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde Küçükçekmece Yahya Kemal
Beyatlı Gösteri Merkezi’nde Milli Görüş
Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı
anma toplantısı düzenlendi. Programa
Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr.
Mustafa Kamalak, YİK Başkanı Oğuzhan Asiltürk, Genel Başkan Yardımcısı
ve İl Başkanı Birol Aydın, Genel Başkan
Yardımcıları Hasan Bitmez, Temel Karamollaoğlu GİK Üyesi Selman Esmerer,
Süleyman Arif Emre, Küçükçekmece
Belediye Başkanı Temel Karadeniz,
Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel
Başkanı Fatih Aydın, MUSİDER Genel
Başkanı Arslan Ateş, Tunus Nahda Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sahbi Atıg,
Fas Adalet ve İhsan Partisi Genel Başkan
Yardımcısı Muhammed Hamdoui, Cezayir Değişim Partisi ve Dünya Müslüman
Parlamenterler Birliği Genel Başkanı
Abdülmecid Munasara, bazı yabancı
ülkelerden siyasi parti yetkilileri ve STK
temsilcileri ile çok sayıda partili katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan
etkinlikte, Erbakan’ın önemli konuşmalarının yer aldığı video gösterildi.
Etkinlikte partililere hitap eden Saadet
Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak,
Erbakan’ın son döneminde parti programlarına katılmak için gösterdiği azmi
ve anılarını anlatarak, davası için son
nefesine kadar gayret ettiğini söyledi.
“Bugün geldiğimiz noktada onun yokluğunu çok ama çok hissediyoruz” diyen
Kamalak, yaşanan her olayın onun mücadelesini daha anlamlı ve önemli hale
getirdiğini, Erbakan Haftası etkinliklerinin bu yılki ana gündeminin “Erbakan
ve İslam Birliği” olarak belirlenmesinin
bu açıdan öneminin büyük olduğunu
dile getirdi.
Mustafa Kamalak, İslam aleminin kaos
içinde olduğunu, siyonizmin dünyada
hiç olmadığı kadar bugün kendisini
özgür ve güvende hissettiğini, 67 yıllık
süre içerisinde siyonizm askerlerinin
ilk defa Müslümanların ilk kıblesine
postallarıyla girme cüretini gösterdiğini,
İslam coğrafyasının kan ağladığını ve
Müslümanların imamesi kopmuş tesbih
taneleri gibi bir o tarafa bir bu tarafa
savrulduğunu anlattı.
“ADALETİ SADECE MİLLİ
GÖRÜŞÜN SAVUNDUĞU
SİSTEM SAĞLAR”
İçinde bulundukları dünyada huzur
ve barışın bir türlü tesis edilmediğini,
bir yandan Müslümanların zaafı, diğer
yandan iktisadi, siyasi ve askeri gücü
elinde bulunduran küresel emperyalizmin ve erkin adil olmayan tutumunun
dünyayı yaşanmaz hale getirdiğini
ifade eden Kamalak, “Adaleti sağlayacak yegâne sistem hiç şüphesiz Milli
Görüşün savunduğu sistemdir. Bugünkü
manzara gösteriyor ki küresel egemenler
sömürüyü bir hak olarak görüyor. Sahip
oldukları güce dayanarak menfaatleri
gerektirdiğinde her türlü zulme başvurmaktan çekinmiyorlar. Bir taraftan
kendi ürettikleri İslam düşmanlığını
körüklerken öbür taraftan uydurma
bahane ve yalan iddialarla İslam ülkelerine saldırıyorlar. Konu Müslümanlar
olduğunda bütün demokratik kurallar,
değerler ve hukuk ilkeleri ayaklar altına
alınabiliyor.” diye konuştu.
ERBAKAN KANAYAN
YARALARI SARDI
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul İl Başkanı Birol Aydın,
Türkiye’de kayda değer hangi adımlar
atıldıysa Erbakan ve arkadaşlarının attığını savunarak, bu adımların denk bütçe, Kıbrıs zaferi, D-8, sanayi, teknoloji,
tarım ve hayvancılık yatırımı, manevi
çöküntü çukuruna düşmeden kalkınabilmek ve refaha ulaşabilmek olduğunu
söyledi. Aydın, “Erbakan eline geçen
ilk fırsatta kanayan yaraları sarmak,
mazlum coğrafyalara rehberlik etmek ve
İslam coğrafyalarını bir araya getirmek
adına D-8’i kurdu.” dedi.
O’NA NE KADAR MUHTACIZ
WƌŽŐƌĂŵĚĂŬŽŶƵƔĂŶmƌĚƺŶ͛ĚĞŬŝDƺƐůƺŵĂŶ<ĂƌĚĞƔůĞƌdĞƔŬŝůĂƨ'ĞŶĞů^ĞŬƌĞƚĞƌŝ
,ĂŵnjĂDĂŶƐƵƌ͕ƌďĂŬĂŶ͛ŦŶŚĂLJĂƨŶĚĂ
ŚŝĕĚƵƌŵĂĚŦŒŦŶŦďĞůŝƌƚĞƌĞŬ͕ŽŶƵĂŶĂƌŬĞŶ
ŚĂLJĂƨŶĚĂŶĚĞƌƐĕŦŬĂƌŦůŵĂƐŦŐĞƌĞŬƟŒŝŶŝ
ǀƵƌŐƵůĂĚŦ͘DĂŶƐƵƌ͕͞ƌďĂŬĂŶ͛ŦŶƚĞŵĞů
ŝůŬĞƐŝĐŝŚĂƴ͘ŝŚĂĚŦLJůĂďĞƌĂďĞƌŚŝĕďŝƌ
ĞŶŐĞůŬĂƌƔŦƐŦŶĚĂLJŦůŵĂĚĂŶ͕ƵƐĂŶŵĂĚĂŶ͕
ďƺŬƺůŵĞĚĞŶĚƺŵĚƺnjLJƺƌƺLJƺƔƺŶĞĚĞǀĂŵ
Ğƫ͘DƺƐůƺŵĂŶůĂƌŦŶƚƺŵŝŵŬĂŶůĂƌŦŶŦŶ
ĂƨůŦůĂƌƚĂƌĂķŶĚĂŶƐƂŵƺƌƺůĚƺŒƺ͕ŝŶĂŶĕůĂƌŦŶŦŶƉĂƌĕĂůĂŶĚŦŒŦďŝƌŐƺŶĚĞŽŶĂŶĞŬĂĚĂƌ
ŵƵŚƚĂĐŦnj͘͟ŝĨĂĚĞůĞƌŝŶŝŬƵůůĂŶĚŦͬͬ͘
Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel
Karadeniz de Erbakan’ın nerede bir
sandalye bulduysa onun üzerine çıkıp
etrafındaki insanlara bir şeyler anlattığını belirterek, onun kendisini seven veya
sevmeyen bütün Müslümanlar üzerinde
emeği olduğunu ve herkese özgüven
aşıladığını kaydetti.
İDEALİMİZ; ERBAKAN’IN HAYALLERİ
Esenler Belediyesi’nce düzenlenen “Bilim adamı yönüyle
Erbakan” programında konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Necmettin Erbakan Hoca’nın hayallerini yerine getiriyoruz. Bunlar bizim ideallerimiz” dedi.
(6(1/(5%(/('ú<(6úTürkiye Cumhuriyeti 54. Başbakanı Merhum Prof.
Dr. Necmettin Erbakan’ı “Bilim Adamı
Olarak Erbakan” adlı programla andı. Dr.
Kadir Topbaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde
gerçekleştirilen programa Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Esenler
Kaymakamı Yüksel Ünal, AK Parti Esenler
İlçe Başkanı Gökhan Taran, TÜMOSAN
Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Albayrak,
Erbakan Vakfı Genel Sekreteri Doğan Bekin
ve Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Tahir Yüksek katıldı.
Program öncesinde Prof. Dr. Necmettin
Erbakan’ın çalışmalarının yer aldığı resim
sergisinin açılışı Bakan Fikri Işık tarafından
yapıldı.
ÖĞRENCİLERİ O’NU ANLATTI
Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Erbakan’ın hayatını anlatan sinevizyon
gösterimi ile devam etti. Programda bir selamlama konuşması yapan AK Parti Esenler
İlçe Başkanı Gökhan Taran, toplumda bazı
insanların iz bıraktığını Erbakan’ın da o insanların başında geldiğini söyledi. TÜMOSAN Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Albayrak, Erbakan Vakfı Genel Sekreteri Doğan
Bekin ve Necmettin Erbakan Üniversitesi
Rektörü Yrd. Doç. Dr. Tahir Yüksek de
Erbakan ile ilgili anılarını anlattılar.
ERBAKAN; SÖMÜRGEYE
İSYANDIR
Gelecek nesillerin toplum önündeki kahramanları unutmaması gerektiğini ifade eden
Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik
Göksu ise, “Biz Esenler Belediyesi olarak
her sene Erbakan Hoca’yı anma programı
düzenliyoruz. Bunu, toplum kendisinin
önünde kahramanları unutmasın, toplum
kendisinin önündeki gerçek kahramanları
bilsin diye düzenliyoruz. Bizim çocuklarımız unutmasın özellikle imam hatip liseli
arkadaşlarımız unutmasın diye düzenliyoruz. Dün kapılarından kovulan üniversitelere giren başörtülü kızlarımız gerçek kah-
ramanlarını unutmasın diye düzenliyoruz.
Aslında Erbakan hocanın varlığı bu ülkede
sömürgeye isyanın, hem de bir ülkenin
dimdik ayakta duruşunun göstergesidir.
İşte biz bunu bütün neslimizle paylaşmak
istiyoruz” dedi.
İMAM HATİPLER ZİRVEDE
Programda son konuşmayı Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Fikri Işık yaptı. 28 Şubat
darbesinin Erbakan’ın savunduğu fikirlerin
hayata geçmesini engellemek için yapıldığını belirten Işık, “Ne yaptılar 28 Şubat’ta?
İlk yaptıkları iş imam hatiplerin önünü
kapatmak oldu. Orta kısımları kapattılar,
üniversiteye girişte de korkunç bir duvar ördüler. Peki bugün ne durumdayız? Onların
kapattıkları imam hatiplerin orta kısımları
açıldı. Bugün o yüksek duvarlar, çektikleri
imam hatiplerin üniversitelere girişindeki o
duvarlar yıkıldı. Allah’a şükürler olsun bugün o imam hatipler tekrar cazibe merkezi
haline gelmeye başladı. Hem de şunu büyük
bir gururla söyleyebilirim ki imam hatiplerin 28 Şubat’tan önceki en zirve noktasının
en az 2 katı noktasına yükseldi. Öğrenci
sayısı olarak da, okullar olarak da zirvedeyiz” dedi.
DEVRİM’E KARŞI ÇIKANLAR
BUGÜN DE AYNI
Geçmiş dönemlerde yaşanan bazı olayların
günümüzde de yaşandığını dile getiren Bakan Işık, “O zamanlar otomobil yapacağız
dendiği zaman mühendis odaları toplanıyor
ve diyor ki; (Türkler otomobil yapamaz.)
Başta Erbakan Hocamız olmak üzere bir
kısım Türkiye’ye güvenen insanlar diyor ki;
(Hayır Türkiye otomobil yapar) diyorlar. Ve
Cemal Gürsel Devlet Başkanı olarak (yaparız) diyor. Türkiye kısa bir sürede Devrim
otomobilini yapıyor. Ama sonra maalesef
Türkiye’nin güçlenmesini, kalkınmasını
istemeyen dış odaklarla ve onların içerideki
uzantılarının işbirliği ile ve medyanın da
kuvvetli desteği ile maalesef Devrim otomobili seri üretime geçmeden tarihin tozlu
raflarına kaldırılıyor” şeklinde konuştu.
“Necmettin Erbakan Hoca’nın hayallerini
yerine getiriyoruz. Bunlar bizim ideallerimiz” diyen Işık konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hocamızın kendine has üslubuyla
(tank yapacağız, top yapacağız, kendi gemilerimizi, uçaklarımızı kendimiz yapacağız)
cümleleri hiç aklımızdan çıkmaz. Değerli
arkadaşlarım; bugün artık Türkiye piyade
tüfeğini kendisi yapıyor, gemilerini, insansız
hava araçlarını, uydularını kendisi yapıyor.
İnşallah 2023 yılında kendi savaş uçağını
da kendisi yapacak. İnşallah hocamızın hayalleri bu noktada tam olarak gerçekleşmiş
olacak. Kendi savunma sanayimiz de kendi
yazılımlarını kendisi üretiyor. Ve araçlardaki yazılımları sadece kendi askerimiz biliyor. Bu Türkiye’nin 12 yılda ortaya koyduğu
çok önemli bir başarı hikâyesidir. Bunlar
2002 yılında hayal dahi edilemeyen işlerdi.
Allah’a şükürler olsun bütün bunları yaptık.
Bundan sonra da daha iyisini yaparak dünyada Türkiye’yi en güçlü 10 ülke hedefine
ulaştırmak için gece gündüz çalışmalara devam edeceğiz. Bütün bunları yaparken her
zaman hocamızın tavsiyesi onun fikirleri ve
vizyonu bize ışık tutacak”. //
12
YA ZI
01 - 15 MART 2015
www.212haber.com
ÜRDÜN SAVAŞ UÇAKLARI
VE SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ
B
g/*(0ú='( cereyan eden olayları takip etmede zorlandığımızın farkında mıyız?
Biri bitmeden diğeri başlıyor.
İslam dünyasının Ortadoğu’da yaşayan
halklarına şok üstüne şok yaşatılıyor.
Bütün bu şoklar bir ülkenin hata yapması
için kurgulanmış.
TÜRKİYE
Hata yapması istenen ülke, bizim ülkemiz; Türkiye.
Şeytanca kurgulanmış senaryoların içine
bizi de çekmek istiyorlar.
İtiraf etmek gerekir ki,
İçeride de azımsanmayacak büyüklükte
destekçileri var.
Bu destekçiler, bizi bu senaryoya dahil etmek içi n büyük bir gayret içindeler.
Bunu en son Süleyman Şah türbesinin taşınmasında gördük.
Bizi de Kraliçe’nin emriyle hareket eden
bir ülke falan zannediyorlar.
Kraliçe ‘’Vur!’’ diyecek biz de vuracağız.
Gerisi kendiliğinden gelir zaten.
Böylece mazlumların son sığınağı olan ülkemiz de bataklığın içine çekilmiş olur.
Bu açıklama olmazsa bile DEAŞ’ ın eylemlerinden ‘’İngiliz Anahtarı’’ oldukları anlaşılıyor.
Sadece o mu İngiliz Anahtarı?
Keşke sadece onlar olsa.
Bölgede o kadar çok ‘’İngiliz Anahtarı’’
var ki…
Bu konuya tekrar döneceğiz.
Yani Hükumet oradan kaçtı mı?
Toprak kaybı mı yaşadık?
Bayrak mı indi? Vs.
Muhalefetin yaptığı bir sürü suçlama var.
Bunlara geçmeden önce bölgede ve mazlumların son sığınağı ülkemizin içine çekilmek istenen senaryolar nedir?
Onlara değinmek istiyorum.
Ancak bu rolü en güzel DEAŞ oynuyor.
Yukarıda saydığımız tüm senaryolara
malzeme taşıyor DEAŞ.
SENARYO 1
Türk-Kürt
Türk-Arap
Türk-Acem savaşları çıkarmak…
SENARYO 2
Alevi-Sünni dünyasını savaştırmak.
Bunun bayraktarlığı da, Şii nüfusun yoğun olarak yaşadığı İran’a verilmiş bulunmaktadır.
BATI dünyası, İRAN’ a olan tüm düşmanlıklarını rafa kaldırmış, bölgedeki ilerleyişine ses çıkarmamakta, hatta destek
vermektedir.
İRAN’ ın bölgede güçlü olması, batı dünyasının işine gelir mi?
Hayır! Gelmez.
Maksat bölgeyi dengelemek…
İslam dünyasının çoğunluğunu (%70) teşkil eden Sünni dünyayı rahatsız ederek,
İleride Şii-Sünni savaşına zemin hazırlamak…
Böylece İslam dünyası birbiri ile mücadele ederken BATI yine malı götürecek.
İRAN Ümmetçi, adil politikalar izlediği dönemlerde nasıl muhasara edildiğini,
kendi toprağını bile korumada aciz kaldığını biliyoruz. Aslında hangi ülke olsa toprak kaybı yaşardı. Çünkü neredeyse
tüm dünya İran’a karşı birleşmiş rejim de
sallantıya girmişti.
Ama şimdi, sınırları içindeki düzeni sağlamlaştırmakla kalmayıp, Lübnan’ı da
bünyesine katmıştır. Bakmayın sadece
meclis başkanlığını elinde bulundurduğuna... İran’a bağlı Hizbullah’ın kontrolündedir bugünkü LÜBNAN.
SURİYE
Gelelim Suriye’ ye.
Suriye’de de durum LÜBNAN’ dan farklı
değil. Hatta daha vahim…
Beşşar Esad’ ın devlet başkanlığı sembolik
hale gelmiştir.
Bugünkü Suriye’de Beşşar’ın değil, İRAN’
lı komutan Kasım SÜLEYMANİ’nin sözü geçer.
Binaenaleyh savaşanların kim olduğunu
söylemeye de gerek yok.
‘’Ehl-i Beyt rejimi(!) tehlikede…’’ Denilerek; meselenin derunundan haberi olmayan bir sürü savaşçı bölgeye getirilmiştir.
Lojistik desteğin nereden geldiğini de
söylemeyi zait görüyorum.
Suriye’nin en fazla %10 Nusayri (Beşşar Esad’ın mezhebi… Bu mezhep Şii ulama tarafından da ‘Gulat’ yani bozuk, yanlış kabul edilmektedir. Ancak işin siyasi
boyutu önem kazanınca bir fetva uydurdular.)
%10 Gayri Müslim (Ermeni-Süryani-Kaldani vs.)
Geri kalan %80 Sünni Müslümandır. (En
kötü tahmine göre)
Buna rağmen Suriye 50 yıldır Sünni Müslümanlar tarafından yönetilmiyor.
(Nusayriler kendilerini İslam dairesinde
görmezler ama İRAN zorlama fetvalar-
la onları İslam dairesine sokmakta bir beis görmüyor.)
İngilizlerin genel politikasıdır.
Bir ülkeye hakim olmak için o ülkenin
en zayıf kabilesinin mensuplarından birini Kral, Emir, Devlet Başkanı vb. yapar ki,
hep kendilerine muhtaç olsunlar.
Bölge ülkelerinde ve Suriye’ de de yapılan budur!
Cumhurbaşkanımız Başbakanlığı döneminde Beşşar Esad’tan:
Demokratik kanalların açılması,
Siyasi partilerin serbest bırakılması, tek
parti diktatoryasına son verilmesini ve bu
işin kan dökülmeden bitirilmesini istediği
halde defalarca reddedildi.
Dış işleri bakanı olan şimdiki Başbakanımız Davutoğlu, bu iş için Beşşar Esad’a 7
defa gönderildiği halde sonuç alınamamıştır.
Neden?
EMİR ERİ BEŞŞAR ESAD
Çünkü bu tür ülke başkanları kendi iradeleri ile hareket etmiyor.
Cumhurbaşkanımızın tavsiyelerine uysaydı ne olurdu?
Beşşar Esad, aradaki sınırların kalktığı,
Türkiye ile işbirliği neticesinde, hızla kalkınan müreffeh bir ülkenin devlet başkanı olurdu.
Peki, şimdi ne oldu?
Şimdi ülkesi harap olmuş, geride yüzbinlerce ölünün olduğu,
dünya bedduasının üzerine yağdığı bir
başkan ama fiiliyatta,
İRAN’ lı komutan Süleymani’nin emir eri oldu.
IRAK
Irak’ın Kürdistan bölgesi K. Irak hariç,
bugün bu ülke İRAN’ ın eyaleti gibidir.
Hatta Maliki döneminde İran’ın
Türkiye’ye söylemek isteyip de söyleyemediklerini, IRAK başbakanı Maliki üzerinden söylüyordu.
Şimdi Haydar Al-Abadi geldi de aramız
biraz düzeldi.
YEMEN
Yemen’de Şii HUSİ’ ler İRAN desteğinde
idareyi ele geçirmiş bulunmaktadır.
Bu işin sonu nereye varacak bilmiyoruz.
Bu ülkede işler henüz rayına oturmuş değil.
Bekleyip göreceğiz.
Ancak şunu söyleyebiliriz İRAN burada
artık söz sahibi.
Konumuza devam edelim.
SENARYO 3
Müslümanları bir birine kırdırmak…
SENARYO 4
Arapları birbirine kırdırmak…
Birinci ve ikinci senaryo ile ilgili çok şey
söylendiği için o konuya girmiyorum.
Son ikisinden bahsedeceğim.
Böylece konu başlığını neden ‘’ÜRDÜN
savaş uçakları ile Süleyman Şah türbesi ’’
gibi aykırı bir başlık seçtiğimi anlatmaya
çalışacağım.
KRAL ABDULLAH’IN
ÜRDÜN’Ü VE IŞİD NAM-I
DİĞER DEAŞ
Malum, Ürdünlü pilotun kafes içinde yakılması görüntüleri hepimizi üzmüş bizi
derinden etkilemiştir.
Sadece bizi mi?
Hayır!
Başta Ürdün ve Arap ülkeleri olmak üzere
tüm dünyayı üzmüştür.
Allah böyle bir şeyi kimseye göstermesin.
Buraya kadar tamam…
İNGİLİZ ANAHTARI
Asıl film bundan sonra başlıyor.
İşin ne kadar karmaşık olduğunu soru-cevapla anlatmaya çalışayım.
• Ürdün kimin kontrolünde?
• İngiltere.
• IŞİD (DEAŞ) ı kim kurdu?
• İngilizlerin kurduğu yönünde kuvvetli karineler var. Nitekim kuruluş amacı Beşşar Esad’ı devirmek olan bu örgüt.
Beşşar haricinde herkesle uğraşıyor. En
hakiki en iddialı Siyonist düşmanı olduğunu söylüyor ama bugüne kadar
İsrail’e karşı herhangi bir eylemini duymadık.
DEAŞ en çok Şii’lerden nefret ettiğini
söylüyor ama Sünnileri kesip yakıyor.
Geçenlerde IRAK’ın bir açıklaması vardı:
‘’DEAŞ’ a silah taşıyan bir İngiliz uçağını
düşürdük’’ şeklinde idi.
Ürdünlü pilotu yakıyorlar.
Ne için?
Başka öldürme yöntemi yok muydu?
Bu kadar profesyonel sinematik olmasına
gerek var mıydı?
Evet vardı.
Nefret düzeyini en üst düzeye çıkarmak için bu gerekliydi.
Arkasından dürtüklemeseniz yerinden
hareket etmeyecek Ürdün Kralı, ‘’DEAŞ’ ı
bombalıyorum..’’ Diyerek bölge insanına
zarar vermesi için gerekliydi.
Yıllarca bizimkilerin yaptığı gibi ‘’PKK yı
bombalıyoruz..’’ diyerek dağı taşı yaktıkları gibi o da dağı taşı bombalayarak bu hünerini gösterecek.
Diğer yandan, BATI dünyasına yaslanmakla ve İSRAİL ile iyi geçinmekle ne kadar iyi ettiğini göstermeye çalışacak.
Arkasından elindeki DEAŞ militanı kadın-erkek kim varsa idam edecek.
Buraya dikkat!
İşin içine kadın giriyor.
Öbür tarafın hassasiyeti, binaenaleyh intikam hırsı körükleniyor.
Ayrıca kabile devleti olduğunu tescil ediyor.
Bu durumda ne olur?
Suriyeli Ürdün’e,
Ürdünlü Suriye’ye, DEAŞ’ tan dolayı S.
Arabistan’a, mezhepten dolayı İRAN’ a
düşman olacak.
Bölgede kör döğüşünün başlaması için
bütün alt yapı hazır.
Bu durumda kimsenin İSRAİL’ i düşünecek hali kalır mı?
Kalmaz.
Yalnız bu kör döğüşünde bir eksik var.
Bu senaryoya dahil olmayan tek ülke
TÜRKİYE.
Onu da Süleyman Şah Türbesinin taşınması ile plana dahil etmeye çalıştılar ama
olmadı.
Emin
Batur
[email protected]
Allah’tan ferasetli bir hükumetimiz var vve
bu oyunlara gelmiyor.
Bundan önce de savaşa girmemiz için çok
şeyler yapıldı.
Uçağımızın düşürülmesi,
Musul konsolosluğumuzdaki elçilik görevlilerimizin rehin alınması,
Sınırlarımıza taciz ateşi, bombaların patlatılarak can kaybı vermemiz vs. hep bizi
bu girdabın içine çekme tezgâhlarıydı.
Hiç biri tutmadı.
Yeri geldiğinde büyük bir devlete yakışır
şekilde yapılanların hesabı da ayrıca soruldu.
Ama şimdi, türbe üzerinden hamaset yapılıyor.
Toprak mı kaybettik?
Hayır!
Bayrak mı indi?
Hayır!
Bu telaş ne?
Hele CHP nin yaptığını anlamak mümkün değil.
Tekke, türbe ve zaviyeleri kapatan CHP,
türbe üzerinden siyaset yapıyor.
Hafız Ahmet Efendi (Atatürk’ün dedesi)
mezarı üzerinden siyaset yapsa anlarım
da, Osmanlının kurucusu Osman Bey’in
dedesinin mezarı için celallenip duruyor.
(CHP bunu duyup Yunanistan’la başımızı
ağrıtmasa bari)
Bu türbe CHP nin de (1939) MHP nin de
(1975 İktidar ortağı) iktidar olduğu yıllarda birer kere taşınmış.
Şu anda yapılan 3. Taşınmadır.
Daha önce gazetelerin ancak 3. Sayfasına
haber olan bu taşınma, şu anda ülke gündeminin merkezine oturmuş bulunuyor.
Neden?
Bizi de yukarıda anlattığım senaryonun içine çekmek için.
Türbe emniyetli bölgeye alınmayıp, DEAŞ ta gelip askerimizi rehin alsa… Sonra
teker teker infaz etse veya Ürdünlü pilotu
yaktığı gibi yaksaydı, muhalefet o zaman
çıkıp niye zamanında tahliye etmediğimizi bangır bangır bağırmaz mıydı?
Bağırırdı.
Nereden biliyorsun?
Musul konsolosluğu zamanında boşaltılmadı diye Muhalefet az mı bağırıp durdu…
KIBRIS
Bütün bunlara tahammül etmeyip DEAŞ la savaşmak için Suriye’ye girsek, başta İRAN, Arap dünyası ve bize diş bileyen
dünya ülkeleri ne diyecek?
Ne diyeceğini KIBRIS’ ta görmedik mi?
Kıbrıs’ta GARANTÖR olduğumuz halde,
Ülkenin Cumhurbaşkanı çapulcu bir darbeyle devrildiği halde,
Soydaşlarımız kıtır kıtır kesildiği halde,
Ve biz Kıbrıs’a girdikten bugüne kadar
kimsenin burnu kanamadığı halde,
Bizi orada işgalci gören zihniyet,
Suriye’ye girdiğimizde neler demezdi ki…
Büyük bir badireyi suhuletle atlattık.
Hepimize geçmiş olsun. //
Mehmet Ali
.(/(û
1971 yılında Mardin’de doğdu. İlk, orta ve lise eğitimlerimi Mardin’de tamamladı. 1994 yılında Malezya’da
bulunan Uluslararası İslam Üniversitesi Hukuk fakültesine
kayıt oldu. Hazırlık sınıfından sonra Bașbakan Sn. Ahmet
Davutoğlu’nun bașkanlığını yaptığı Siyaset Bilimi bölümüne geçti. 1998 yılında mezun olduktan sonra Malezya’da
iki yıl özel bir firmada Müdür olarak çalıștı. 2000 yılında
Türkiye’ye dönüș yaptı. Shatira Electronics Ltd. (Çin Üretici) ve KTG Dijital Teknoloji Ltd. Șirketi Genel
Müdürü, Mesa Güvenlik Malz. Anonim Șirketi
CEO’su. IIUM-DER (Malezya Mezunları
Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi. TUMIAD
(Türkiye Malezya İșadamları Derneği)
Bașkanı (2012-2013) Musiad üyesi
ve Yurtdıșı Teșkilatlanma Komisyonunda Malezya-Endonezya-Singapur Sorumlusu. İngilizce, Kürtçe
Arapça ve Malayca biliyor. Evli ve
4 çocuk babası. 2000 yılından
beri İstanbul 3. Bölgede ikamet
etmektedir.
14
G Ü N DEM
01 - 15 MART 2015
www.212haber.com
Başarıya erken
kayıt başladı
Her şey
Yaşanabilir
Çevre İçin
PROF. DR. ORHAN KURAL, Mehmet İhsan Mermerci Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde,
öğrencilere “Yaşanabilir Çevre İçin El Ele”
konulu konferans verdi. Zeytinburnu Çevre
Kültür ve Turizm Derneği (ZEYÇED) Başkan
Vekili Ali Gündüz ve çevreci Necibe Uzun
da konferansa katılanlar arasındaydı. Çevre,
bilinçsiz tüketim ve bağımlılık konularında
eğlenceli bir konferans veren Orhan Kural,
öğrencilerin yoğun ilgisiyle karşılandı. Konferansta Okul Müdürü Mücahit Çatal, Orhan
Kural’a teşekkür plaketi takdim etti. //
Başakşehir’de
Beyin Odaklı
Öğrenme
Özel eğitim dünyasının önemli markası
Çınar Koleji yepyeni eğitim yılına
“Erken Kayıt Avantajları” ile hazır.
2
0 YILLIK eğitim tecrübesini öğrencileri ile buluşturan ve özel tanışma
fırsatları ile taçlandıran Çınar Koleji;
Başakşehir, Büyükçekmece ve Çekmeköy’deki kampüslerinin yanı sıra
Bahçelievler ve Çamlıca’daki butik
anaokulları ile ‘özel eğitim kalitesi’ni
geniş kitlelere ulaştırıyor. ‘Başarılı ve
erdemli nesiller’ yetiştirme amacıyla
oluşturulan Çınar Eğitim Modeli
(ÇEM) ile LYS ve TEOG sınavlarında
elde ettiği kitlesel ve bireysel başarılarıyla adından sıkça söz ettiriyor.
Erken kayıt döneminde şimdiden
yeni öğrencileri ile bir araya gelerek
büyük bir aile olan Çınar Koleji, sınırlı kontenjanlardan yararlanmaları
ve “Çınar Eğitim Kalitesi”ni yaşamaları için tüm velileri ve öğrencileri
erken kayıt avantajından yararlanmaya davet ediyor.
ÇINAR KOLEJİ, EĞİTİMİN
KALİTE ÇITASINI
YÜKSEKLERE TAŞIYOR
Çınar Koleji, dünya standartlarındaki yabancı dil eğitimi, değerlerine
sahip çıkan erdemli bireyler yetiştiren “Değerler Eğitimi” programı
ile eğitim kalitesini her yeni gün bir
adım öteye taşıyor. Görerek, duyarak,
yaşayarak hayata hazırlanmayı esas
alan ve bu alanda önemli bir yenilik
olan Türkiye’nin ilk ve en kapsamlı projesi olan Yaşam Becerileri
Merkezi’nde öğrencinin kendini tanıması ve yeteneklerini geliştirmesine
yardımcı oluyor. Lego Robotik’ten
Çamur Atölyesi’ne, Mutfak Sanatları
Merkezi’nden Mucitler Atölyesi’ne
tam 18 atölyesi ile eğitime farklı bir
renk, farklı bir nefes katıyor. //
%$û$.û(+ú5 İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne
bağlı TOKİ Celalettin Ökten Anadolu İmam
Hatip Lisesi ve TOKİ Kayaşehir Anadolu
Lisesi’nde öğrencilere, eğitim koçu Songül
Emektar tarafından ‘beyin odaklı öğrenme stratejileri’ diğer adıyla ‘Nörofizyolojik
öğrenme (beyin temelli öğrenme)’ konulu
seminerler verildi. Seminerlerde, YGS’ye
hazırlanan öğrenciler, semineri veren eğitim
koçu Songül Emektar tarafından “motivasyon ve stres yönetimi - öğrenmeyi öğrenme”
konularında da bilgilendirildi. //
16
G Ü N DEM
01 - 15 MART 2015
www.212haber.com
Hedef 5 bin ev
kadınına ulaşmak
Şehit Şerife Bacı
Zeytinburnu’nda
Anıldı
.8578/8û6$9$û,’nda yaşlı kadın ve erkeklerle birlikte İnebolu’da bulunan cephanelerin Ankara’ya götürülmesinde çocuğu ve
kağnısıyla yer alırken kış şartları nedeniyle
Aralık 1921’de donarak vefat eden Kurtuluş
Savaşı mücadelesinin önemli kahramanlarından Şehit Şerife Bacı, vefatının 94. Yılında ‘Şehit Şerife Bacı Platformu’ tarafından
Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen “İstiklal Yolu Kahramanları ve
Şehit Şerife Bacı Anma Programı” ile yâd
edildi. Programa MHP İstanbul Milletvekili
Murat Başesgioğlu, MHP MYK üyesi Özcan Pehlivan, MHP Zeytinburnu, Esenler,
Eyüp, Sarıyer, Arnavutköy İlçe Başkanları,
MHP İl ve İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri,
STK temsilcileri ile yüzlerce Kastamonulu
vatandaş katıldı.
Programda eski Bakanlardan İstanbul
Milletvekili Murat Başesgioğlu, Şehit Şerife
Bacı Platformlarına ihtiyaçları olduğunu
ifade ederek, “Bir fidan dikiyoruz ve önümüzdeki yıllarda bu tür programları kadın
hareketiyle birlikte çok coşkulu bir şekilde
kutlayacağız” dedi. Başesgioğlu, “Şerife
Bacı ve Sütçü İmam’ın kahramanlıklarını,
milli-manevi ruhlarını yok etmek isteyen
küresel emperyalizm 100 yıl evvel vardı,
bugün de var. Artık bize diyorlar ki ‘Milli
devlet bitti. Bu ruh, Şerife Bacı, bunlar 100
yıl evveldi. Artık unutun.’ Biz de diyoruz
ki ‘Bu ruh olmasa, bu ay yıldızlı bayrak bu
kadar nazlı dalgalanamazdı. Bu minarelerde Ezan-ı Muhammedi sonsuza kadar bu
şekilde okunamazdı.” //
Murat Başesgioğlu
Zeytinburnu Belediyesi, Evlerden Evrene Çevre Bilinci Projesi kapsamında gönüllü kadınlardan oluşan ve Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde 2 hafta süreyle eğitici eğitimleri tamamlanan 30 çevre koordinatörüyle 2 yıl içerisinde 5 bin ev kadınına ulaşmayı hedefliyor.
E
V KADINLARINA çevre bilincini
aşılamayı amaçlayan Zeytinburnu
Belediyesi, Zeytinburnu’nda çevreye
katkı sağlayacak olan “Evlerden Evrene Çevre Bilinci” Projesi ile kısa bir
sürede 500’ün üzerinde ev kadınına
ulaşmayı başardı.
Zeytinburnu Belediyesi’nin koordinasyonunda, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı, İstanbul Milli Eğitim
Müdürlüğü, Yeni Yüzyıl Üniversitesi
ile ÇEVKO Vakfı ortaklığında hazırlanan Evlerden Evrene Çevre Bilinci
Projesi’nde, hedef ev kadınlarını çevre
bilinci konusunda duyarlı bir hale
getirmek.
Konuyla ilgili açıklama yapan Belediye Başkan Yardımcısı Ferruz Kutsal,
“Her şey evden, dolayısıyla her şey
kadından başlıyor.” açıklamasında bulunarak bu projenin, ancak ve ancak
aileyi ayakta tutan ev kadınlarının
bilinçlenmesiyle amacına ulaşabileceğini ifade etti. Kutsal, ailenin kurucusu ve yöneticisi olan kadına verilecek
her türlü eğitim ve bilinçlendirme
çalışmasının ise mutlaka topluma
yansıyacağını sözlerine ekledi.
MUTFAĞI İYİ BİLEN
GERİ DÖNÜŞÜMÜ EN İYİ
BİLENDİR
Günün büyük bir kısmını mutfakta
geçiren ev kadınlarının mutfaktaki
tüm atıklara hâkim olması onları aile
içinde geri dönüşüm hakkında en
yetkin kişi haline getiriyor. Yürütülen
kampanya sayesinde Zeytinburnu
ev kadınlarının artık atıklara farklı
gözle baktığını belirten Proje Yöneticisi Temizlik İşleri ve Çevre Koruma
Müdürü Birol Yılmaz ise, “Türkiye’ye
örnek olacak bu projeyle Zeytinburnu
İlçesi’nde evlerde çevre seferberliği
başlatıyoruz” dedi. //
www.212haber.com
G Ü N DEM
01 - 15 MART 2015
17
Zeytinburnu’nda engelleri
kaldıran hizmet anlayışı
Yeni hizmet binasında hizmet anlayışını da değiştiren Zeytinburnu
Belediyesi, gelen
vatandaşlara çay
ikram ettikten
sonra görevlendirdiği ekip sayesinde birçok işlemi vatandaş adına
gerçekleştiriyor.
V
$7$1'$û,1 kuyrukta bekleme derdine
son veren Zeytinburnu Belediyesi, başlattığı yeni hizmet anlayışıyla kısa süre
içerisinde ilçe sakinlerinin beğenisini
kazandı. İşlemlerini gerçekleştirmek
için hizmet binasına uğrayan vatandaşları, ayakta bekletmek yerine çay
ikram etmeyi tercih etmeyi tercih eden
Zeytinburnu Belediyesi, bu sırada görevlendirdiği ekip sayesinde kimsenin
yorulmasına gerek kalmadan birçok
işlemin gerçekleşmesini sağlıyor.
BELEDİYEDEN ÇAY HİZMETİ
Giriş katta vatandaşı karşılayan danışma görevlileri, tüm binayı dolaşarak
yetkili birimi arama derdine son veriyor. Yapmak istenilen işlemler hakkında kısa bir bilgi alan görevliler, aynı
katta yer alan; İmar, Ruhsat, Temizlik
İşleri, Yazı İşleri, Sosyal Yardımlaşma
ve Zabıta Müdürlükleri’ne ait birimlere
yönlendirme işlemlerini tamamlayıp
ilk işlemin gerçekleşmesini sağlıyor.
Karşılama işini gerçekleştiren müdürlüklere ait birimler, vatandaşlara çayı
ikram ederek binayı kat kat dolaşmalarına gerek kalmadan tüm işlemlerin
aynı katta gerçekleşmesini sağlıyor.
ZAMANDAN TASARRUF
ETTİREN HİZMET
Zeytinburnu Belediyesi, reform sayılabilecek bu yeni hizmet anlayışıyla
ilçe sakinlerinin beğenisini kazanırken
vatandaşlara sağladığı zaman tasarrufu
yönünden de hizmet aksamalarının
önüne geçti. Belediye binasına vergi,
ruhsat, imar, şikâyet, katı atık, moloz
taşıma, yardım alma, dilekçe yazma
vb. işlemler için gelen birçok vatandaş,
daha önceki sistemde kuyruk oluştuğunu, hatta çoğu vatandaşın işlemleriyle alakası olmayan kuyruklarda
bekleyip mağdur olduğunu ve bunun
birçok tartışmaya da neden olduğunu
belirterek yeni hizmet anlayışıyla bu
tip durumların kalktığını, böylece
hizmetin kendilerine hem zaman tasarrufu sağladığını hem de bina içinde
dolaşarak yorulmalarını engellediğini
belirtti.
(1*(//ú9(<$û/,
9$7$1'$û/$5$
´32=ú7ú)$<,5,0&,/,.µ
ĞLJƟŶďƵƌŶƵďĞůĞĚŝLJĞƐŝ͕
ďĂƔůĂƴŒŦďƵƵLJŐƵůĂŵĂƐŦLJůĂ
ďŝƌůŝŬƚĞLJĂƔůŦǀĞĞŶŐĞůůŝǀĂƚĂŶĚĂƔůĂƌŦŶŵĞƌĚŝǀĞŶĕŦŬŵĂ
ǀĞĂLJĂŬƚĂďĞŬůĞŵĞĚĞƌĚŝŶĞ
ƐŽŶǀĞƌŝƌŬĞŶĂLJƌŦĐĂƺƐƚ
ŬĂƚůĂƌĚĂĨĂƌŬůŦŝƔůĞŵůĞƌŝLJĂĚĂ
ŐƂƌƺƔŵĞůĞƌŝďƵůƵŶĂŶLJĂƔůŦ
ǀĞĞŶŐĞůůŝůĞƌĞ͕ƂnjĞůŽůĂƌĂŬ
ĞƔůŝŬĞĚĞŶĞŬŝƉůĞƌŝƐĂLJĞƐŝŶĚĞ
͞ĞŶŐĞůůĞƌŝŬĂůĚŦƌĂŶ͟ďŝƌƵLJŐƵůĂŵĂLJŦĚĂďĂƔůĂƚŵŦƔŽůĚƵͬͬ͘
18
G Ü N DEM
01 - 15 MART 2015
www.212haber.com
Yaşananlar Türkiye’nin ‘Yeni
Türkiye’ olma mücadelesidir
Türk siyasi tarihinde vesayetçi yönetim ve milli iradeye yönelik bir darbe girişimi olan 28
Şubat, Başakşehir Belediyesi’nin düzenlediği
‘İnanca ve Özgürlüğe Darbe 28 Şubat’ adlı panelde masaya yatırıldı. Panelde konuşan Star
Gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren 28 Şubat sürecinin yerli bir operasyon olmadığını söyledi.
T
h5.6ú<$6ú tarihinde verasetçi yönetim
ve milli iradeye yönelik bir darbe girişimi
olan 28 Şubat, Başakşehir Belediyesi’nin
düzenlediği ‘İnanca ve Özgürlüğe Darbe
28 Şubat’ adlı panelde masaya yatırıldı.
Star Gazetesi yazarları Ahmet Taşgetiren
ve Sibel Eraslan, Türkiye Gazetesi yazarı
Yıldıray Oğur ve Yeni Akit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak’ın konuşmacı
olarak katıldığı panelde 28 Şubat süreci
son dönemde yaşanan olayların ışığında
farklı açılardan tartışıldı. Başakşehir
Emin Saraç Kültür Merkezi’nde düzenlenen panele Başakşehir Belediye Başkan
Yardımcısı Haluk Dikbaş, İlçe Milli
Eğitim Müdürü Ramazan Yılmaz, Başakşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler
Müdürü Basri Akdemir ve çok sayıda
Başakşehirli vatandaş katıldı.
‘28 ŞUBAT YERLİ BİR
OPERASYON DEĞİLDİR’
Gazeteci-yazar Ahmet Taşgetiren
İslam’ın kadınlar çağını yaşadığını belirterek, “28 Şubat sürecinde kadınlarımız
büyük bir mücadele verdi. Bu sürecin bin
yıl sürmemesinin temelinde kadınlarımızın onurlu direnişi vardır. 28 Şubat süreci
yerli bir operasyon değil, uluslar arası
bir operasyondur ve tamamen bitmiş de
değildir. Bu operasyonlar hala uygulanmaktadır. Kökten dinci, siyasal İslam,
radikal İslam, fundamantalizm gibi
ifadeler bizim kendimiz için kullandığı-
mız ifadeler değildir. Bu ifadeler İslam
dünyasına yönelik batı gözlüğünün ürettiği yaftalamalardır. 1997’de olan hadise
Cezayir’de yapılmıştır. Sebebi ise İslam
çok oldu diyedir. Yeni Türkiye henüz inşa
edilmedi. Yaşananlar Türkiye’nin yeni
Türkiye olma, İslam dünyasının İslam
dünyası olma mücadelesidir. Yaradan
ile ilgiliyse mücadelemiz, o ilişkiyi diri
tutmalıyız.” şeklinde konuştu.
‘BELLEKLERİMİZİ SAĞLAM
TUTMAK ZORUNDAYIZ’
Panelin başkanlığını da yapan gazeteciyazar Sibel Eraslan, 28 Şubat döneminin
tanıklarının bu süreci hatırlamak istemediğini söyleyerek, “Biz belleği sağlam
tutmak zorundayız. Mağdur ailenin çocukları bile bu süreci yakından bilmiyor.
Türkiye’nin darbelere açık bir yapısı var.
O nedenle zihnimizi taze tutmak zorundayız. 28 Şubat 1997 Şubatında Milli
Güvenlik Kurulu bir kararname yayınladı. Kararnamede eğitimle ilgili kararlar,
yeşil sermaye şeklinde adlandırılan özel
girişimler, subaylara yönelik mağduriyetler, vakıflar ve STK’larla ilgili kararlar
vardı. Tarihte ilk defa işçi ve işveren
sendikaları bir araya geldi. Yargı brifing
almaya başladı. 28 Şubat’ın ayrıca yüksek
öğrenim ayağı da vardı. Yetişmiş zihinsel
güç bir göçün içerisindeydi. Muhtar bile
olamaz dedikleri kişiler merkeze doğru
yürümeye başladı, bunu da baskı ile yok
ederiz dediler. 28 Şubat’ın önemli sonuçlarından birisi de medyanın, sermayenin
ve enerji sistemlerinin etik dışı bir şekilde yaptıkları bağı ortaya çıkarmasıydı.
Esnafın beli çökertildi. Ağır bir bilanço
oldu. Benim başörtü yasağım geçen sene
kalktı. Başörtülü olarak 25 yıldır avukatlık yapamıyordum” dedi.
tansa içerde özgür bir şekilde yaşamayı
tercih ederim diyordum. Ben kendi
çektiğim acılara değil, onların haline acımayı tercih ediyorum. Biz onları cehennem çukurundan çekip cennete almak
istiyoruz. Bunların öfkeleri akıllarından
büyük. 28 Şubat’tan sonra ne yapacağız,
onun cevabını bulmalıyız.”
‘BUNLARIN ÖFKELERİ
AKILLARINDAN BÜYÜK’
28 ŞUBAT’IN ETKİLERİ
BİTMEDİ
28 Şubat sürecinde 500 yıldan fazla
mahkûmiyet talebi ile yargılandığını ve
hiç hapis yatmadığını belirten gazeteciyazar Abdurrahman Dilipak ise sözlerini
şöyle sürdürdü: “Ben suç işlediğime dair
şahit dinletiyor, suç işlediğimde de ihbar
ediyordum. Dışarıda köle gibi yaşamak-
Son olarak söz alan gazeteci-yazar Yıldıray Oğur ise şunları kaydetti: “28 Şubat
sürecinde üniversitedeydim. Bu dönemi
arkadaşlarımızın bir anda peruklarla
üniversiteye girmeye başlaması ile hatırlıyorum. Devletin bu kadar gaddar olabileceğini bu dönemde anladım. Milletve-
kili Merve Kavakçı’nın meclisteki yemin
töreni aklımda kaldı. Türkiye’deki pek
çok dindar insan kendilerini bu ülkeye
ait değiliz diye hissetmiştir. 28 Şubatın
etkileri hemen bitmedi. AK Parti iktidara
geldikten sonra da uzun süre iktidarını ordu ile paylaşmak zorunda kaldı.
2010’lara kadar ordu ve iktidar didişti.
‘Asker ne der?’ sorusunun bitmesi de
daha yenidir. Her şey halledildi psikolojisi yanlıştır. Demokratik tecrübeyi sadece
bir iktidar yaşatamaz. Buna toplumun
her kesimi sahip çıkmalı ve dünyaya
anlatmalıdır.”
Soru-cevap şeklinde devam eden panelin
sonunda Başakşehir Belediyesi Başkan
Yardımcısı Haluk Dikbaş, konuşmacılara
teşekkür ederek çiçek takdim etti. //

Benzer belgeler

`Hiçbir öğrencimiz açıkta kalmayacak` Makro-Akyapı yeni

`Hiçbir öğrencimiz açıkta kalmayacak` Makro-Akyapı yeni toplum örgütlenmelerinin eğitime sağlayacağı büyük katkıları bildiğimiz ve gördüğümüz için ilçemizdeki tüm eğitim ortamına katkı sağlamak istiyoruz. Başakşehir imam hatip okullarından mezun olmuş a...

Detaylı