gündem - Fred Bastan

Transkript

gündem - Fred Bastan
Gündem
Ekonomi
Hollanda merkezli Helal Food BV,
Almanya’nın Goch şehrinde 9 bin met-rekarelik dev bir tesis kuruyor. Aynı
yerde iki yıl içinde döner ve lahmacunn
okulu açılması da planlanıyor.
Netice alınmıyor, terör
örgütüyle görüşme bitmiştir
Brüksel’de temaslarda bulunan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, MİT ile PKK arasında geçtiği belirtilen görüşmelerin hatırlatılması üzerine, “Bu tür görüşmeler kesinlikle yapılmayacak.
Bundan netice alınmadığı görüldü.” dedi.
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ NR. 16178 FÝYATI: 1 EURO
WWW.EUROZAMAN.COM
YÇS’Yİ KALDIRAN YÖK’TEN GURBETÇİ ÖĞRENCİLERE BİR MÜJDE DAHA
Liseyi yurtdışında okuyan
öğrencilere sınavsız üniversite
Berlin’deki görüşmeye DİTİB Başkanı Ali Dere’nin de aralarında bulunduğu 15 Müslüman kuruluşu temsilcisi katıldı.
Müslümanlardan
Papa’nın meclis
konuşmasına tam not
SÜLEYMAN BAĞ, MURAT DURDU BERLİN
Almanya’yı ziyaret eden Katolik dünyasının lideri Papa 16. Benediktus Berlin
programı kapsamında aralarında Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM) üyelerinin
de bulunduğu bir grup Müslümanla görüştü.
Görüşmeden sonra bir açıklama yapan KRM,
hem Alman Papa’nın meclis konuşmasından
hem de görüşmeden, memnuniyet duyduğunu açıladı. KRM dönem sözcüsü Aiman Mazyek tarafından yapılan açıklamada, Papa’nın
meclis konuşmasında siyasetçilere ‘yaratıcı ve
insanlara karşı sorumlu olduklarını hatırlattığı
için’ destek verdiklerini açıkladı. 1GÜNDEM 05
-
Helikopterdeki
cihazı söken
‘3 yıldız’lı subay
Yükseköğretim Kurulu (YÖK), liseyi yurtdışında okuyan gençlere Türkiye’deki üniversitelere sınavsız girebilme hakkı tanıdı. YÖK, fakültelere alınacak öğrenci kontenjanlarının ise
üniversiteler tarafından belirlenmesine karar verdi. YÖK,
25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) kaldırmıştı.
-
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) lisenin
son üç yılını yurt dışında (KKTC hariç) okuyan öğrencilere Türkiye’de sınavsız üniversitelere girme hakkı tanıdı. Geçen yıl Yabancı Öğrenci Sınavı’nı (YÖS)
kaldıran Yükseköğretim (YÖK) Genel Kurulu, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) da kaldırdı. YÖK,
sınavla öğrenci almak yerine yeni bir model
geliştirerek liseyi yurt dışında okuyan öğrencilere sınavsız üniversiteye girme hakkı tanıdı. Bu kararla gurbetçi çocuklarına Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarına, üniversiteler tarafından belirlenen kontenjanlar çerçevesinde sınavsız giriş hakkı verilmiş oldu. KKTC uyruklu öğrenciler ise ellerinde uluslararası geçerliliği olan
(GCE–AL – The General Certificate of Education – Advanced Level) belgeleriyle üniversitelere başvurma hakkına sahip.
Üniversiteler yurt dışından öğrenci kabul ederken şu kriterleri dikkate alacak: “Ülkelerin kendi ulusal sınavları, uluslararası sınavlar, ortaöğretim not ortalamaları, öğrenci
kabul edecek üniversite tarafından yapılacak
sınav.” Yüksek eğitim kurumları, öğrenci kabulünde kullanılacak yöntemleri, minimum
puanlar ile öğrenci kontenjanlarını kendileri
belirleyecek ve YÖK’e önerecek. Yapılan son
değişiklikle Türk üniversiteleri, İngiltere ve
Amerika’daki üniversitelerle aynı standartta
öğrenci kabul etmeye başlayacak. Uygulama
detayları önümüzdeki haftalarda netleşecek.
YÖK’ün gurbetçi çocukları lehine aldığı karar, Eğitim – İş Sendikası tarafından yürütmenin durdurulması istemi ile
Danıştay’a taşındı. Gurbetçiler sendikanın Danıştay’a dava açmasına tepki göstererek, Eğitim–İş Genel Başkanı Veli
Demir’in yaptığı açıklamaları ideolojik
bulduklarını belirttiler. 1GÜNDEM 03
YÖK, 25 Ağustos’ta aldığı kararla Yurtdışında Çalışanların Çocukları İçin Yükseköğretime Giriş Sınavı’nı (YÇS) kaldırdı. Bu kararla gurbetçi çocuklarına Türkiye’deki üniversitelere belirlenen şartları yerine getirmeleri halinde sınavsız giriş hakkı doğdu.
EMRE SONCAN
Cumhurbaşkanı
Abdullah
Gül’ün, “Bana video geldi.
Baktım ki birileri cesetlerle ilgileniyor, birileri vida söküyor.” açıklamasının ardından gözler söz konusu görüntülere çevrildi.
Bu kaydın, Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasındaki sis perdesini aralayabileceği belirtiliyor.
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu
üyelerinin olayı soruşturan Özel Yetkili Malatya
Başsavcılığı’na gönderdiği ve Zaman muhabirinin de izlediği video yaklaşık 30 saniye sürüyor.
Önce gökyüzünde bir helikopter gözüküyor.
Kamera daha sonra enkaz bölgesine çevriliyor.
Gözlüklü bir asker, elindeki turuncu renkli tornavidayla enkaz üzerinden parçaları söküyor.
Görüntüde, omuzunda 3 yıldız taşıyan yüzbaşı ya da albay rütbesinde bir subay daha var.
Kaydı yapanla birlikte toplam 3 askerin olay
yerinde olduğu anlaşılıyor. 1POLİTİKA 09
HABER
İZLENİM
Erdoğan’a yapılan
ırkçı hakaret, Hollanda Meclisi’ni karıştırdı. -11
Teröristler, 6 genç
kıza 114 mermi sıkıp,
el bombası atmış
-
Siirt’te 4 genç kızın hayatını kaybettiği, ikisinin de yaralandığı saldırıda
aracın, yolun sağından ve solundan çapraz
ateşe tutulduğu ortaya çıktı. PKK’lı teröristlerin araca 114 mermi sıkıp, el bombası attıkları belirlendi.Siirt Polis Okulu’na
300 metre mesafede gerçekleşen saldırıda, elinde bomba patlayan teröristin
olay yerinde öldüğü, diğer teröristlerin
ise ölenin silahını alarak olay yerinden
kaçtığı öğrenildi. 1AHMET BEDİR, GÜNDEM 06
Zaman Abone ve Daðýtým Merkezi: 069-300 34 130 pbx
Bira festivaline gelen tepkiler, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı
geri adım attırdı. -14
Avrupa, ‘bizde eylem yapmıyorlar’ diye
PKK’ya müsamaha
göstermemeli. -16
Balkan zirvesi
liderlerle öğrencileri
ABD’de buluşturdu
SEZAİ KALAYCI, ALİ H. ASLAN NEW YORK
New York’ta düzenlenen
Balkan Liderler Zirvesi,
6 ülkenin başbakanı ile 1.500
Balkanlı öğrenciyi bir araya getirdi. 2.000 davetlinin bulunduğu zirveye eşiyle birlikte gelen Başbakan Tayyip Erdoğan,
alkışlarla karşılandı. BalkanAmerikan
Federasyonları
Birliği’nin (FEBA) organize ettiği zirveye katılan başbakanlar
Sali Berişa (Arnavutluk), Haşim Taçi (Kosova), İgor Luksiç (Karadağ) ve Nikola Gruevski (Makedonya) ile Bosna
Hersek Bakanlar Konseyi Baş-
-
kanı Nikola Spiriç aile fotoğrafı
çektirdi. Gecede konuşan Balkan liderleri ‘birlik-beraberlik,
barış ve ortak vizyon’ çağrıları yaparken Başbakan Erdoğan
da Ortadoğu’daki gelişmelere dikkat çekti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Değişimi gören liderler toplumlarına
öncülük eder, değişime direnenler ise toplumlarını çatışma ve huzursuzluk içine çekerler. Ancak değişim rüzgârı
esmeye başlamışsa bunun
karşısında duramaz, eninde sonunda değişime teslim
olurlar.’’ dedi. 1 DIŞ HABERLER 11
ZAMAN, Sprendlinger Land Str.107, 63069 Offenbach
06
ZKZ -E 9214, PvSt
07
Döner ve lahmacun artık
okulda öğretilecek
02 GÜNDEM
Almanya’nın kuzey eyaletleri
güneyden iki kat daha yoksul
Dünyayı korkutan uydu
Güney Pasifik’e düşecek
-
Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA),
bu akşam atmosfere girecek eski Amerikan
meteoroloji uydusunun Güney Pasifik’e düşmesinin beklendiğini belirtti. Amerikan CBS kanalının
haberine göre, atmosfere girdikten sonra 100’den
fazla parçaya ayrılması beklenen eski uydu, bilgisayar modelleriyle yapılan tahminlere göre Güney
Pasifik’te bir yere düşecek. Kuzey Amerika hariç
dünyada her yer risk altında bulunurken, İtalyan
sivil savunma kuruluşu, halktan eski uydunun düşmesinin beklendiği akşam saatlerinde evlerinde
kalmalarını istedi. Kuruluş, minibüs büyüklüğündeki eski uydunun İtalyan topraklarına düşme riski
oranının yüzde 1,5’a yükseldiğini bildirdi. ANKARA AA
Siyasete yeni atılan şarkıcı Michel Martelly, 20 Mart’Tta yapılan
devlet başkanlığı seçiminin ikinci turunda başkan seçilmişti.
Haiti’nin şarkıcı başkanı
hayır için sahneye dönüyor
-
Haiti’nin şarkıcı Devlet Başkanı Michel Martelly,
ülkedeki okullara para sağlamak için sahneye
dönüyor. Martelley, aralık ayında kısa süreliğine sahneye çıkacağını ve ülkesindeki okullar için gösterilerinden 10 milyon dolar elde etmeyi umduğunu söyledi. Haiti’nin 50 yaşındaki Devlet Başkanı, BM ve komşusu Dominik Cumhuriyeti yetkililerini, ülkesinin başkenti Port-au Prince’de 23 Aralık’ta sunacağı gösteri
için çok sayıda bilet almaya ikna etmeyi umuyor. BM
Genel Kurulu toplantılarındaki ilk konuşmasından
önce AP’ye açıklama yapan Martelly, “Halkıma yakın olmak için onlarla şarkı söylemeyi sürdürüyorum.”
dedi. Siyasete yeni atılan Martelly, 20 Mart’ta yapılan
seçimle devlet başkanlığına gelmişti. NEW YORK AA
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Federal İstatistik
Dairesi’nin 2010
yılı verilerine göre
Mecklenburg
Vorpommern
yüzde 22, Bremen yüzde 21 ile
en çok fakirlik
riski taşıyan eyaletler arasında
yer alıyor.
Almanya’da yeni bir araştırmaya göre fakirlikte ülke genelinde 2005 yılına oranla gerileme kaydedildi. Ancak kuzeydeki eyaletlerde yaşayanlar arasındaki fakirlik oranı güneyde yaşayanlara oranla iki kat daha fazla. Güneydeki Baden Würtemberg ve
Bavyera’da her dokuz kişiden biri, kuzeyde yer alan Mecklenburg Vorpommern ve Bremen’de ise her 5 kişiden biri fakir.
RAMİS KILIÇARSLAN HAMBURG
Almanya’da gerek mali kriz ve gerekse başka sebeplerden dolayı fakirlikle mücadele edilmesi gereken ülkeler arasındaki yerini koruyor. Her ne kadar
ülkede 5 yıl öncesine oranla yoksullukta gerileme kaydedilse de kuzey eyaletlerinde yaşayanlar arasındaki fakirlik oranı güneyde yaşayanlara oranla iki kat daha fazla. Federal İstatistik Dairesi’nce, tek başına yaşayan ve
826 Euro’dan veya iki çocuklu 1.735 Euro’dan az geliri olan bir ailenin fakirlik riski taşıdığı esasına göre yapılan araştırmada, en az fakirlik riski bulunan eyalet yüzde 10,8 ile Bavyera olurken, en fazla fakirlik riski taşıyan eyalet ise yüzde 22,4 ile Mecklenburg Vorpommern
oldu.
2010 yılı baz alınarak yapılan araştırmaya göre
Mecklenburg Vorpommern yüzde 22, Bremen yüzde
21 ile en çok fakirlik riski taşıyan eyaletler arasında yer
alıyor. Bu eyaletlerde yaşayan her 5 kişiden bir fakirlik
tehdidi altında bulunuyor. Buna karşılık güneyde yer
alan Baden-Württemberg ve Bavyera’da yüzde 11 ortalaması ile en az fakirlik riski bulunan eyaletler arasında yer alıyor. Her iki eyalette yaşayan her 9 kişiden biri
fakirlik riski taşıyor. Almanya’da genel nüfusun yüzde
14,5’ü fakirlik riski altında bulunurken, bu rakam özellikle yeni eyaletlerde ortalama olarak yüzde 19’a kadar
çıkıyor. Brandenburg yüzde 16 ve Thüringen yüzde 18
ile en az fakirlik riski altında bulunan eyaletler arasında
bulunurken, Brandenburg 2005 yılı araştırmalarına göre
fakirlikte yüzde 3 ile en fazla gerileme kaydedilen eyalet
oldu. Kuzeydeki diğer eyaletlerde Aşağı Saksonya ortalama olarak 15,3, Berlin yüzde 14,2, Schleswig Holstein
yüzde 13,8 ve Hamburg’da ise fakirlik riski taşıyanlar yüzde 13,3 olarak açıklandı. Hamburg’da 2005
yılına oranla yüzde 2 oranında gerileme kaydedilirken, Schleswig Holstein eyaletinde ise artış yaşandı.
-
Hannover Leibniz
Üniversitesi’nde 39
yıllTık bir öğrencinin olduğu ortaya
çıktı. Sıra dışı rekorun sebebi ise
Aşağı Saksonya
eyaleti kanunlarında üniversiteden atılmanın olmaması.
Bu üniversitede atılma yok, 39 yıl
önce kayıt yaptıran öğrenci var!
-
Leibniz Hannover Üniversitesi’ne 39 yıl önce kayıt
yaptıran ve hala öğrenime devam bir üniversite öğrencisi bu
alanda kırılması güç (!) bir rekora imza attı. Üniversitede 78 sömestrini geride bırakan öğrencinin yaklaşık 39 yıldan beri üniversiteye kaydını düzenli olarak yaptırdığı ve gerekli harçları
ödediği belirtildi. Öğrencinin 60
yaşında olduğu tahmin ediliyor.
Üniversite sözcüsü Jessica Lumme, kişisel verileri koruma kanunu nedeniyle bu öğrencinin
isminin açıklanmasının mümkün olmadığını söyledi. Leibnitz Üniversitesi’nde 21 bin ka-
yıtlı öğrenci arasında bin 272
uzatmalı öğrenci olduğu tespit
edildi. Aşağı Saksonya yasalarında uzun süredir kayıtlı olan
üniversite öğrencileri için yasal
yaptırım olmamasından dolayı bunun gibi yüzlerce öğrenci
kayıtlı olarak üniversitede bekliyor. Leibniz Üniversitesi’nde
ayrıca 65, 61, 59 ve 56 dönemdir
kayıtlı öğrencilerin bulunduğu
belirtildi. Aynı kentteki Hannover Tıp Fakültesi’nde (MHH)
en uzun süre kayıtlı kalma rekoru ise 63 sömestr olarak belirlendi. Öğrencilerin bu kadar
uzun kayıtlı kalmasının ardında
ise ekonomik kaygıların yattığı
tahmin ediliyor. Çünkü üniversite öğrencilerine sağlık sigortası primi ödemelerinde, toplu
taşıma araçlarında, telekomünikasyon anlaşmalarında, bazı
mağazalarda ile konut kiralarında indirim ve vergi muafiyeti
gibi avantajlar sağlanıyor.
Almanya’da daha önce Schl
eswig-Holstein
eyaletindeki
Lübeck Üniversitesi’nde 48 sömestr sonunda okulla ilişiği kesilen bir tıp öğrencisi gündem
olmuştu. Doktor olmak için girdiği 2 sınavda başarısız olan öğrenciye kanun değişikliği nedeniyle üçüncü kez şans tanınmamıştı. KENAN AKIN HANNOVER
Cem Yılmaz, ders kitabına da girdi
-
Ünlü komedyen Cem Yılmaz, oynadığı Türk
Telekom reklamıyla ilköğretim Sosyal Bilgiler
4. sınıf öğrencilerinin ders kitabına girdi. Yılmaz’a,
kitabın 1. ünitesindeki ‘Kendimi Tanıyorum’ adlı
insanların bireysel özelliklerinin işlendiği bölümde yer verildi. Haber Hakkı sitesinde yer alan habere göre, meslek seçiminde ve yaptıkları işte başarılı olmalarında dış görünüşlerinin fiziksel özelliklerini ve yeteneklerin ilgisinin işlendiği bölüm-
de Yılmaz’ın hayat öyküsü anlatılıyor. Komedyen
hakkında bazı vatandaşların görüşlerine de yer veriliyor. Bunun yanı sıra Yılmaz’ın resminin olduğu
bir görsel logo da kullanılmış. Yılmaz, bu görselde elinde Türk Telekom’un T’sini gösteren 2 adet
T cetveli ile görülüyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın
dikkatine rağmen bu görselle milyonlarca öğrenciye Türk Telekom’un gizli reklamının yapılmış olduğu öne sürülüyor. İSTANBUL ZAMAN
SAYFA TASARIM: HASAN ERTAŞ
03 GÜNDEM
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Tepkiler etkili oldu, bira
festivaline katılmama kararı aldı
24 EYLÜL 1432 ŞEVVAL 26
ÞEHÝRLER
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Oktoberfest etkinliğine katılmama kararı aldığını açıkladı. Festivalin bazı kesimler tarafından ‘istismar edildiğinİ’ savunan Akaydın, “Bir kere bu etkinliği belediye düzenlemiyor. Belediyeye birçok firma etkinlik yapmak için başvurur. Bizden tanıtım desteği ister, biz de veririz. Bu etkinlik bütün dünyanın önemli şehirlerinde kutlanır.” dedi.
ÖZKAN MAYDA ANTALYA
Antalya’da geçtiğimiz yıl düzenlenen ve bir
gencin hayatını kaybettiği bira festivaline
gelen tepkiler, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı geri adım attırdı. Akaydın, bu yıl üçüncüsü düzenlenen bira festivaline
(Oktoberfest) gelen tepkiler üzerine katılmayacağını açıkladı. Daha önce Cuma vaktinde açılacağı
belirtilen festivalin başlama saati de 17.00’ye çekildi. Kepez Sanayici ve İşadamları Derneği’nin
toplantısında bira festivaliyle ilgili gelen tepkileri değerlendiren Akaydın, konunun belli bir kesim tarafından suiistimal edildiğini iddia etti. Bira
festivali eleştirileri karşısında tepkisini şu sözlerle
dile getirdi: “Bira fıçısına tokmakla vurmak gerekiyordu vurdum. Bando getirmişler torunum yaşında kızlarla dans ettim. Bunlar hep kışkırtmaca.
Bu sefer hiçbir şey bulamadılar şimdi de ‘Cuma
namazı ile çakışıyor’ dediler. Kardeşim bu ülkede bir sürü etkinlik Cuma namazıyla çakışıyor.
İkincisi ben bu seneki etkinliğin açılışına gitmiyorum. Vatandaşı yanılttıkları ve suiistimal için
gitmiyorum. Alman konsolosundan da özür dileyeceğim.” Bira festivalinde, alkollü içeceklerin
ücretsiz satılmadığını ifade eden Akaydın, geçen yıl hayatını kaybeden Anıl Durmaz’ın alkolden değil esrar komasından öldüğünü ileri sürdü. Türkiye Yeşilay Cemiyeti’nin şikayetleri sonrası İçişleri Bakanlığı tarafından soruşturma açıldığını ve bir müfettişin konuyu araştırmak üzere şehre geldiğine değinen Akaydın, “Geçen yıl
Yeşilay şikâyet etti diye müfettiş geldi soruşturma geçirdim. Müfettiş bana, ‘Kendi belediyeleri akşama kadar şarap festivali düzenliyorlar niye
onlara müfettiş göndermiyorlar’ dedi. “ ifadelerini kullandı. Türkiye’de bağbozumu festivalleri yapıldığına değinen Akaydın, sözlerini şöyle
tamamladı: “Bağ bozumu etkinliklerinde ise şarap içilir. AK Partili belediyelerden de bu etkinlikleri yapanlar var mı var. Şarap da içiliyor. Niye
bunu konu yapmıyorsunuz da CHP’li belediye bunu yaptığı zaman gündeme taşıyorsunuz.”
-
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı
Mustafa Akaydın, geçen yıl açılışına katıldığı Oktoberfest
etkinliğine tepkiler
üzerine katılmayacağını açıkladı. Geçen yılki etkinlikte bir öğrenci aşırı alkolden hayatını kaybetmişti.
FOTOĞRAF: CİHAN,
ÖZKAN MAYDA
ÝMSAK
GÜNEÞ
ÖÐLE
ÝKÝNDÝ
AKÞAM
BERLÝN
4 56
6 50
13 06
16 19
19 10
YATSI
20 30
DORTMUND
5 20
7 13
13 29
16 43
19 33
20 53
DUISBURG
5 23
7 16
13 32
16 46
19 36
20 56
DÜSSELDORF
5 23
7 16
13 32
16 46
19 36
20 56
ESSEN
5 22
7 15
13 31
16 45
19 35
20 55
FRANKFURT
5 19
7 09
13 25
16 40
19 28
20 48
HAMBURG
5 09
7 03
13 19
16 31
19 23
20 43
HANNOVER
5 10
7 04
13 20
16 33
19 24
20 44
KARLSRUHE
5 23
7 10
13 26
16 42
19 30
20 50
KASSEL
5 12
7 05
13 21
16 36
19 25
20 45
KIEL
5 09
7 03
13 19
16 30
19 23
20 43
KÖLN
5 23
7 16
13 32
16 46
19 35
20 55
MAÝNZ
5 21
7 10
13 26
16 42
19 30
20 50
MANNHEIM
5 21
7 10
13 26
16 42
19 29
20 49
MÜNÝH
5 10
6 56
13 13
16 32
19 19
20 39
NÜRNBERG
5 11
6 59
13 15
16 31
19 19
20 39
SIEGEN
5 19
7 11
13 27
16 42
19 31
20 51
S GÜMÜND
5 17
7 04
13 20
16 37
19 24
20 44
STUTTGART
5 20
7 07
13 23
16 39
19 26
20 46
ULM
5 18
7 04
13 20
16 36
19 23
20 43
AACHEN
5 27
7 19
13 35
16 50
19 39
20 59
AUGSBURG
5 14
7 00
13 16
16 33
19 20
20 40
BIELEFELD
5 15
7 09
13 25
16 39
19 29
20 49
BOCHUM
5 21
7 14
13 30
16 44
19 34
20 54
BOBLINGEN
5 21
7 07
13 23
16 40
19 27
20 47
BREMEN
5 14
7 08
13 24
16 36
19 28
20 48
FREIBURG
5 27
7 12
13 28
16 45
19 32
20 52
GELSENKIRSCHEN
5 21
7 15
13 31
16 45
19 35
20 55
HAMM
5 18
7 12
13 28
16 42
19 32
20 52
LUDWIGSBURG
5 20
7 07
13 23
16 39
19 26
20 46
Liseyi yurtdışında okuyan
öğrencilere sınavsız üniversite
BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM
-
Yeşilay’dan bira festivaline siyah çelenk
Türkiye Yeşilay Cemiyeti üyeleri, Antalya’da başlayan
bira festivalini protesto etti. Festivale destek veren Antalya Büyükşehir Belediyesi’ni protesto etmek için belediye binası önüne siyah çelenk koyan grup, festivale tepki gösterdi. Festivalin ilk düzenlediğinden bu yana
ölüm ve kavgalara sebep olduğuna dikkat çeken Muharrem Balcı, “Avrupa ülkeleri toplum sağlığını tehdit eden alkol kullanımını azaltmaya çalışırken, ülkemizde bunu teşvik eden festivallerin amacı nedir? İn-
san sağlığına, hayatına kasteden maddelerin reklamını yapmanın suç olduğunu bilmenize rağmen bu eyleminize neden çekinmeden devam ediyorsunuz?” diye
sordu. Ardından Balcı ve cemiyet üyeleri, Prof. Dr. Cahit Babuna’nın yazdığı ‘’Alkol Esareti ve Sağlık Sorunları’’ adlı kitabı Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa
Akaydın’a iletilmesi için Genel Sekreter Yardımcısı Bayram Özen’e verdi. Bugün saat 17.00’de başlayacak festival, 25 Eylül’e kadar devam edecek. ANTALYA AA
Öte yandan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ‘'Türkiye'de önümüzdeki yıldan başlamak
üzere yüksek öğretim fuarları yapıp, üniversitelerimizi
dünyaya tanıtmalıyız.'' dedi. 2006 – 2007 öğretim yılında Türkiye'deki toplam yabancı öğrenci sayısının 16 bin
455, o yıl yeni kayıt yaptıran öğrenci sayının da 3 bin 690
olduğunu bildiren Yusuf Ziya Özcan, 2010 – 2011 öğretim yılında ise yabancı öğrenci sayısının 26 bin 228'e,
yeni kayıt öğrenci sayısının ise 7 bin 270'e yükseldiği bilgisini verdi. Yeni kayıtlardaki başarının yüzde 97, toplam öğrenci sayısındaki başarının yüzde 59 civarında olduğunu, Türkiye'nin dışarıya gönderdiği öğrenci sayısının ise 50 bin olduğunu dile getiren Özcan, ‘'Yakında bu
50 bin rakamını dışarıdan çekeceğiz. 50 bin öğrenci bize
gelecek ve kısa zamanda gönderdiğimizden daha fazlasını ülkemize çekeceğiz. İşte ekonomimize yapacağımız katkı burada olacak.'' diye konuştu. İSTANBUL ZAMAN
SAYFA TASARIM: DURMUŞ ÖZELÇİ
04 GÜNDEM
24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN
Papa Protestanlarýn
beklentisini boþa çýkardý
Ýsmail Kul
Papa felsefe yaptý
Papa Almanya ziyaretinin ikinci günü KRM temsilcilerini kabul etti. Papa’nýn meclis konuþmasýný memnuniyetle
karþýladýklarýný açýlayan KRM, din özgürlüðü baþta olmak üzere Papa ile ayný düþündüklerini belirttiler.
Berlin’den Erfurt’a geçen Papa burada Protestan Kilisesinin yetkileri ile görüþtü. Papa iki kilisenin
daha da yaklaþmasý doðrultusundaki beklentileri boþa çýkardý.
SÜLEYMAN BAÐ, MURAT DURDU
BERLÝN
Katolik dünyasýnýn lideri
Papa Benediktus XVI Berlin
programý kapsamýnda aralarýnda
Müslümanlar Koordinasyon Kurulu (KRM) üyelerinin de bulunduðu bir grup Müslümanla görüþtü. Berlin’de Vatikan elçiliðinde gerçekleþen görüþmeden sonra bir açýklama yapan KRM, hem
Alman Papa’nýn meclis konuþmasýndan hem de görüþmeden,
memnuniyet duyduðunu açýladý.
KRM dönem sözcüsü Aiman
Mazyek adýna yapýlan açýklamada Papa’nýn meclis konuþmasýnda siyasetçilere ‘Yaratýcý ve insanlara karþý sorumlu olduklarýný hatýrlattýðý için’ desteklediklerini
açýkladý. Papa’nýn Almanya’nýn
1
kuruluþundan beri 13. Devlet
Baþkaný olarak yaptýðý konuþma
hakkýnda devamla þu deðerlendirme yapýldý: “Papa haklý olarak
siyasý baþarýnýn ölçüsünün öncelikli olarak adalet için kararlý bir
þekilde çaba göstermenin olmasý
gerektiði hususunda uyarýda bulundu.” KRM Papa’nýn Müslümanlarla Hýristiyanlar arasýnda
diyalogun yeniden canlanmasý
için kararlý tutumundan dolayý
teþekkür ederek, “Görüþme bizi
diyalogun hýz kazanacaðý konusunda umutlandýrdý. Bu kararlý
tutum önemli ve rahatlatýcý bir
göstergedir.”
Görüþmeye katýlan KRM
üyeleri Papa’nýn ‘inancýn ve dindarlýðýn özgürlüðü için samýmý
çabalarýný’ desteklediklerini ifade
ettiler. Papa ile bu çabanýn modern ve çoðulcu bir toplumun temel yapý taþý olduðu konusunda
hem fikir kaldýklarýný da sözlerine
eklediler.
Dört günlük Almanya ziyaretinin Berlin ayaðýný tamamlayan
Papa Alman Protestanlýðýn çýkýþ
yerlerinden biri olan Erfurt þehrine geçti. Protestan mezhebinin
kurucusu Martin Luther’in yaþadýðý Augustiner manastýrýnda
gerçekleþen görüþmede Katolik
Papa bu önemli Hýristiyan reformcunun katkýsýný takdir ettiðini belirtti.
Papa 16. Benediktus yaptýðý
konuþmada iki mezhep arasýndaki ortak yönleri öne çýkarmakla
beraber Katolik ve Protestan kiliseleri arasýnda daha hýzlý bir þe-
kilde yakýnlaþma saðlanmasý yönündeki beklentileri boþa çýkardý.
Papa ziyareti öncesinde Katolik
ve Protestan kiliselerinin birçok
konuda hýzlý bir þekilde yakýnlaþma saðlayacaðý þeklinde bazý haberlerin yayýlmýþ olduðunu hatýrlatarak, "Bunun siyasi bir yanlýþ
anlamadan kaynaklandýðýný söylemek isterim" þeklinde konuþtu.
Alman Protestan Kiliseleri
Baþkaný Nikolaus Schneider,
daha önce yaptýðý bir açýklamada,
özellikle Katolik ve Protestanlarýn karýþýk olarak yer aldýðý ailelerin, kiliselerin birbiriyle yakýnlaþmama inadýndan vazgeçmesini
istediðini belirterek, kýsa bir süre
içinde yakýnlaþma saðlanmasýnýn herkes için çok iyi olacaðý
beklentisini dile getirmiþti.
gibi insanýn da ekolojik bir dengesinin olduðunu, ancak insanýn
ruh yapýsý itibariyle manipülasyona her daim açýk olmadýðýný,
hakiki insan özgürlüðünün
ancak bu hesaba katýldýðý zaman
yakalanabileceðini dile getirdi.
Papa’nýn ruhani kiþiliðinden
ziyade felsefeci kimliði ile seslenmesi ve sözlerinin makuliyetinin
ancak bu þekilde makes bulmasý
Batý’nýn manevi olanla sorunlu
iliþkisini ortaya koyar nitelikte.
Türkiye her ne kadar çok daha
katý bir laiklik anlayýþýyla yönetiliyor olsa da, her an maneviyatý da
meclisine taþýyabilecek bir bünye
taþýyor taþýmasýna. Ancak aþaðý
yukarý son on yýl içinde bütün
genel ve yerel seçimlerde, referandumlarda, reformlarda baþarýdan
baþarýya koþan bir hükümet, serbest piyasa ekonomisindeki büyüme baþarýlarýyla bütün dünyada
göz kamaþtýran, ‘sarkozy yoran’
diplomatik baþarýlarýyla dostadüþmana parmak ýsýrtan bir devletin ana motivasyon kaynaðý AB
olduðu takdirde, bir gün o hükümet ve devletin de Papa’nýn
muhatabý olacaðý aþikar. Aþýrý
tüketim, demografi, aile artýk
yavaþ yavaþ Türkiye’nin de
konuþtuðu meseleler. Bugünün
ahlaki çöküþten ekonomik çöküþe
kadar krizlerden kriz beðenen
Almanya’sý, Avrupa’sý ve Batýsý
devletin hem hurma hem bira
satan bir dükkan olamayacaðýný
bizzat ortaya koydu. Ilýmlý laik
olup nötr kalmak meðer insaniliðin zirvesi deðilmiþ. Papa’nýn Ýslamiyet’e karþý menfi duruþu belli
olsa da, maneviyatý öteleyen laik
devlete olan eleþtirisi ilk olarak
laik devlete þekil veren veya adým
atan Müslüman ülkeleri yakýndan
ilgilendiriyor.
Devlet dükkan mý?
Katoliklerin ruhani
liderinin bir parlamentoda alkýþlarla
ayakta karþýlanmasý her ülkede
karþýlaþýlabilecek
bir durum deðil.
Papa’nýn üstüne üstlük parlamentoya ayar
çekmesi acaba
laikliðin bir
lütfu mu, yoksa
demokrasiyi
kýsýrlaþtýrmasýnýn bir
sonucu mu?
ESAT SEMÝZ
Türkiye’de Baþbakan
Erdoðan’ýn devrim
geçirmiþ Arap ülkelerine
laiklikten korkmamalarý
yönündeki tartýþma tüm
hýzýyla devam ediyor.
Aþaðý yukarý ayný günlerde cereyan eden Papa 16. Benedikt’in
Almanya ziyareti ise, uzun yýllardýr ýlýmlý laikliðin uygulayýcýsý
olarak bilinen bu ülkenin dahi
sessizliðe havale edilen kimi korkulmaya deðer hatalarýný ifþa
etti. Papa, Alman Meclisi’nde
Cumhurbaþkanýna, Baþbakana
ve milletvekillerine seslendi.
Ancak öyle görülüyor ki, yasalarýna çeki düzen veren Türkiye ve
yeni demokratik yasalara kavuþacak Arap ülkelerinin de bu
ifþaattan alacaðý hayli dersler var.
Almanya’daki laiklik devletin
dine müdahale etmeyen versiyonu olarak biliniyor. Bunun bir
sonucu olarak da Katoliklerin
ruhani lideri Alman Meclisi’nde
dakikalar süren alkýþlar eþliðinde
konuþmasýna baþlayabiliyor,
hatta konuþmasýnda o meclisin
iþleyiþini sorgulayabiliyor. Fakat
ayný laikliðin bir sonucu olarak
hatýrý sayýlýr miktarda Yeþiller’den
ve Sol Parti’den milletvekili tarafýndan ziyaretiyle devletin dini
bakýmdan nötr olma özelliðini
ihlal ettiði gerekçesiyle boykot
ediliyor. Boykotlarýn bir boyutunu
da Yeþiller ve Sol Parti’nin bayraklarýnýn dalgalandýðý sokak
gösterilerinde müþahede ettik.
Buna karþýlýk Papa, mecliste gördüðü hüsn ü kabul, dünyadaki
‘iþleyiþ’e dair gayet makul analiz
ve çözüm önerileriyle, Yeþiller’e
çiçek uzatmasýyla daha medeni
bir çizgi tutturmayý baþardý.
Papa 16. Benedikt, bugün her
bir bireyden, cemaate, oradan
hükümete-muhalefete, devlete-
HABER
ANALÝZ
Alman Papa Alman Meclisi’nde konuþtu.
Hiç þüphesiz önemli bir konuþmaydý bu.
Hatta FAZ gazetesine göre yüzyýllýk bir olaydý bu konuþma.
Meseleyi bu kadar abartmak lazým mý bilmiyorum.
Ama neredeyse yarým binyýl sonra bir Alman Papa olmuþ.
Ve.. Papa sýfatý olan biri bir Alman Meclisi’nde ilk kez konuþuyor.
O bakýmdan önemli.
Ayrýca birileri olayý yüzyýllýk bir olay görüyorsa niye itiraz edelim.
Herkesin algýsý kendisi için doðrudur.
***
Gelelim konuþmaya..
Papa oldukça felsefi bir konuþma yaptý.
Siyasetçilere konuþtuðu için olmalý, özgürlükçü bir düzenin temelleri üzerine konuþtu.
Notlarýma göre özetle þunlarý söyledi: Ýktidar hukuktan ayrýlmamalýdýr.
Hukuktan ayrýlan iktidar zulme dönüþür.
Nitekim Alman tarihinde bu olmuþtur (Nazilere atýf yapýyor).
Siyasetçinin görevi de hukuka hizmet, dolayýsý ile adil bir düzenin
kurulmasýna yöneliktir.
Peki, hukuku nasýl anlayacaðýz?
Ýnsanlýk tarihinin uzun bölümlerinde hukukun ne olduðunu din
belirlemiþtir.
Topluma ve devlete düzen veren, kanunlar sunan dünya dinleri olmuþtur (Burada Ýslam’a atýfta bulunuyor).
Ancak Hýristiyanlýk bu konuda felsefeden yanadýr.
Bu gelenek Aydýnlanma üzerinden bugünkü anayasamýza kadar
uzanmaktadýr.
Bu sözlerden sonra Papa pozitivist akýl ve tabiat anlayýþýna deðiniyor.
Bunun önemli olduðunu, ancak gerçeðin tamamýný ifade etmediðini söylüyor.
Papa pozitivist mantýðýn insan gerçeðini kapsamayacaðýný söylüyor.
Hatta bununla yetinmiyor, pozitivist mantýða
Evet, Papa felse- teslim olan Avrupa’nýn kültürsüzlük statüsüne
düþmesi, aþýrýlýklara davetiye çýkarýlmasý tehlikefi bir konuþma
iþaret ediyor.
yaptý. Bunu met- sinePapa
ayrýca Avrupa’nýn iç kimliðinin ise Kunin hiç içeriðine
düs-Atina ve Roma’nýn buluþmasýndan oluþtubakmadan sade- ðunu söylüyor.
ce geçen belli
Yani: Yahudilik-Hýristiyanlýk tanrý inancý, Yukilit kelimelere
nan felsefesi, Roma hukuku.
ve bunlarýn sayý***
sýna bakarak da
Evet, Papa felsefi bir konuþma yaptý.
anlayabiliriz.
Bunu metnin hiç içeriðine bakmadan sadece
geçen belli kilit kelimelere ve bunlarýn sayýsýna
Papa’nýn yaklabakarak da anlayabiliriz.
þýk 2.400 keliPapa’nýn yaklaþýk 2.400 kelimelik konuþmamelik konuþmasýnda
Hz. Ýsa ismi veya kelimesi bir kere bile geçsýnda Hz. Ýsa
miyor.
ismi veya keliHalbuki bu dinin merkezinde Hz. Ýsa var.
mesi bir kere
Pavlos’un ismi bir kez, Agostinos bir kez,
bile geçmiyor.
inanç kelimesi üç kez geçiyor.
Akýl kelimesi ise tam 19 defa geçiyor.
Zaten inanç ve akýl konusu bu Papa’nýn çok sevdiði konularýn baþýnda geliyor.
Þimdi diyeceksiniz ki, madem Papa akla bu kadar vurgu yapýyor,
madem Hýristiyanlýkta, Katoliklikte felsefe ve akýl bu kadar önemli..
O halde neden bu mesaj Almanya’da insanlarda o kadar makes
bulmuyor?
Neden insanlar kilisenin mesajlarýna bu kadar mesafeli?
Neden kilisenin öðretilerine inanlarýn oraný yüzde 10 civarýnda?
Neden kiliseler Alman toplumunda kan kaybediyor?
Neden Katolik kilisesinden çýkanlarýn sayýsý yeni vaftiz yapýlan
çocuklarýn sayýsýndan fazla?
Evet, bütün bunlarý sorabilirsiniz.
Ama bunlarýn cevabýný bulmanýz o kadar kolay olmayabilir.
***
Neyse.. Biz gelelim gezinin biraz da bizi ilgilendiren yönüne.
Papa Müslüman temsilcileri ile de önceki gün görüþtü.
Burada Müslümanlar giderek Almanya’nýn bir özelliði oldu demiþ.
Papa bu sözleri ile aslýnda Cumhurbaþkaný Christian Wulff’un “Ýslam Almanya’nýn bir parçasý olmuþtur” sözünün teyidi ve baþka bir
versiyonu.
O bakýmdan sevindirici.
Papa bir de Müslüman temsilcilerle buluþmasýnda, bir arada yaþamamýzýn ortak temeli anayasadýr demiþ.
Bu da aslýnda normal bir þey.
ZDF’nin haber sitesi ise bunu þu baþlýkla duyurdu:
“Papa Müslümanlarý anayasaya saygý konusunda uyardý.”
Sanki Müslümanlar illa buraya þeriatý getireceðiz diye tutturdular
da anayasayý tartýþmaya açtýlar.
Ýlla bir kýllýk yapacaklar ya..
Sanki yapmazlarsa olmuyor. [email protected]
devlet ittifaklarýna kadar dillere
pelesenk olan kelime olan ‘baþarý’ ile konuþmasýna baþladý. Her
alanda olduðu gibi siyasette de
son ölçütün ‘baþarý’ olamayacaðýný kaydeden Papa, baþarýnýn
ölçüsünün adalet olduðunu,
adaletin söz konusu olmadýðý
baþarýnýn insaný yoldan çýkaracaðýný söyledi, ‘Hukuk ortadan kalkarsa devlet büyük bir haydut
çetesi haline gelir’ dedi. Bu baðlamda hakiki adalet ile var olan
adaletin arasýndaki farkýn ortaya
konmasý için inancýn önemine
dikkat çeken Papa, doðayý sadece iþleyiþi açýsýndan ele aldýðý için
bütünü göremeyen pozitivist
bakýþ açýsýný eleþtirdi. Bu bakýþ
açýsýnýn ortaya koyduðu kültürün, bütünü anlamaya sevkedecek diðer bütün kültürleri görmeyerek insaný, insaniliði küçülttüðüne iþaret eden Papa, doða
SPD Mecklenburg Vorpommern’de CDU ile devam edecek
4 Eylül tarihinde eyalet
1parlamento seçimleri ya-
pýlan Mecklenburg Vorpommern’de koalisyon görüþmelerinde sona yaklaþýldý. Daha önce Berlin seçimlerini etkilemesin diye koalisyon ortaðýný açýklamayan Mecklenburg Vorpommern Sosyal Demokrat
Parti’li (SPD) Baþbakan Erwin
Sellering, yeni hükümeti eski
ortaðý Hýristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) ile kurmak istediðini açýkladý. Parti yönetiminin CDU ile koalisyon kurma
noktasýnda görüþ birliðine vardýðýný belirten Sellering öncelikli konular arasýnda asgari üc-
ret olduðunu ifade etti. Asgari
ücret için federal hükümeti beklemeyeceklerinin altýný çizen
Sellering, bundan sonra kamunun verdiði ihalelerde asgari ücret þartý yani en az 8,50 Euro saat ücreti aranacaðýna vurgu yaptý. Sellering’li SPD seçim öncesi
asgari ücret ve eðitimin yaný sýra
ekonomik geliþme, emekli aylýklarýnýn dengelenmesi, anaokullarý ve enerjiye aðýrlýk vereceklerini vaat etmiþti. Mecklenburg
Vorpommern eyaletinde iki büyük parti SPD ve CDU’nun koalisyona devam edecek olmasý
Sol Parti’de hayal kýrýklýðýna yol
açtý. RAMÝS KILIÇARSLAN HAMBURG
Almanlar Yunanistan’ýn iflasýný istiyor
Alman 2. televizyon kanalý
1ZDF tarafýndan yapýlan bir
kamu oyu araþtýrmasýna göre, Alman halkýnýn yüzde 41'i, Yunanistan'ýn iflasa býrakýlmasýný istiyor. Araþtýrma sonuçlarýna göre,
AB'nin, Yunanistan'ýn iflas etmesine izin vermemesi gerektiðini
düþünenlerin oraný da yüzde 50.
Almanlarýn yüzde 68'i, Yunanistan'ýn iflas etmesinin Alman ekonomisi için kötü olacaðýna inanýyor. Euro’nun kurtarýlmasý için
hazýrlanan koruma þemsiyesinin
daha da geniþletilmesine Alman
halkýnýn yüzde 75'i karþý çýkarken,
hükümetin bu önlemini destekleyenlerin oraný yüzde 19'da kaldý.
Euro krizini hangi partinin daha
iyi bir þekilde çözebileceði sorusuna karþýlýk da, Almanlarýn yüzde
29'u iktidardaki Hýristiyan Birlik
partilerini (CDU/CSU), yüzde
23'ü Sosyal Demokrat Partiyi
(SPD), yüzde 3'ü koalisyon ortaðý
olan Hür Demokrat Partiyi (FDP),
yüzde 2'si Yeþiller Partisini, yüzde
1'i de Sol Parti'yi gösterdi. Halkýn
yüzde 14'ü bu soruyu "hiç bir
parti" þeklinde yanýtlarken, yüzde
28'i de bu konuda bir görüþe sahip olmadýðýný söyledi. BERLÝN AA
05 GÜNDEM
24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN
‘Almanca Ýslam din dersi,
Almanya için bir kazaným’
Muhammet Mertek
Allahümme ecirne min el-internet
Allahümme ecirne min fitnetil facebook
KRV eyalet milletvekili Serdar Yüksel (SPD), okullarda Ýslam dersi verilmesinin, göçmenlerin Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný, aksine bunun bir kazaným olduðunu belirtti. Yüksel, “ Almanca Ýslam din dersini, ben
ülkemiz Almanya için büyük bir kazaným olarak görüyorum" dedi.
Alman Sosyal Demokrat
1Parti (SPD) Kuzey Ren Vest-
falya (KRV) Eyalet Meclisi Üyesi
Serdar Yüksel, okullarda Ýslam
dersi verilmesinin, göçmenlerin
Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný,
aksine bunun bir kazaným olduðunu belirtti.
Yüksel, Türkçe olarak "Okullarda Ýslam din dersi uygulamasý
uyum için engel deðil, bir kazanýmdýr" baþlýðýyla yaptýðý yazýlý
açýklamada, geçen hafta KRV Eyalet Meclisinde toplanan meclis
uyum komisyonunun eyaletteki
okullarda Ýslam dini dersinin düzenli ders olarak okutulmasýný ele
aldýðýný, toplantýda sosyolog, hukukçu, teolog ve farklý dini kuruluþ temsilcilerinden oluþan 24 bilir
kiþinin dinlendiðini ve 40 uzmanýn konuya iliþkin sunduklarý yazýlý raporlarýn deðerlendirildiðini,
2012/2013 öðretim döneminden
itibaren okullarda okutulmasý öngörülen Ýslam dini dersiyle ilgili
görüþ ve önerilerin paylaþýldýðýný
bildirdi.
Ýslam din dersi konusunun 30
yýldan beri tartýþýlmakta olduðunu,
artýk bu konuda son aþamaya gelindiðini ifade eden Yüksel, "Nüfus bakýmýndan en yoðun eyalet
olan KRV'de yaklaþýk 1 buçuk milyon Müslüman yaþamakta. Uyum
Bakanlýðý tarafýndan yapýlan araþtýrmalardan, bu insanlardan her
10 kiþiden 8'inin Ýslam din dersini
arzuladýðýný biliyoruz. Yani demek
istediðim þu: Ortada gerçekten bir
ihtiyaç var ve biz bu ihtiyacý en kýsa zamanda ve mümkün olduðunca toplumun bütün katmanlarýnýn arzu ve taleplerini de dikkate
alarak hayata geçiriyoruz. Bu konuda partiler arasý mutabakat saðlanmýþ bulunuyor" ifadesini kullandý.
Müslüman kuruluþlar arasýnda
çok fazla görüþme muhatabý olmasý sebebiyle Alman yetkililer tarafýndan bir yöntem gerçekleþtirildiðini belirten Yüksel, "8 sandalyeli bir komisyon Almanca Ýslam
din dersinin müfredatýný belirleyecek ve okullarda hangi konularýn
okutulacaðýna karar verecek. Bu 8
kiþinin 4'ü, 2007'de Almanya
Müslümanlar Koordinasyon Kurulunu (KRM) oluþturan ve aralarýnda DÝTÝB'in de yer aldýðý 4 kuruluþtan gelecek. Diðer 4 üye de
yine bu derneklerle varýlan mutabakat temelinde belirlenecek" ifadesine yer verdi.
Yüksel, KRV'deki okullarda
Almanca düzenli Ýslam din dersinin göçmen kökenli Müslüman
gençlerin uyumu açýsýndan son
derece büyük önem taþýdýðýný da
iþaret ederek, "Her bireyin kiþisel
özgürlüðü olan din dersinin okullarda sunulmasý vatandaþýn en
doðal hakkýdýr. Bu hakkýn ilk olarak resmen KRV'de veriliyor olmasý ise SPD baþta olmak üzere,
bütün göçmen kuruluþlarýn ortak
baþarýsýdýr. Ders Almanca verilerek öðrencilerin bir yandan buradaki yaþam gerçeklerine uygun
hareket edilmekte, diðer yandan
da onlara buradaki toplum ve deðer normlarýn Ýslam ile baðdaþtýrýlabilir olduðu gösterilebilecektir.
Dersin, Ýslam din bilgisinin yaný
sýra çocuklarýmýza modern çaðýmýzýn sosyal ve etik davranýþ kurallarýný da aktarmasý ise, onlarýn
bu toplumun sorumlu bireyleri olmalarýný saðlayacaðýna ve dolayýsýyla uyumun yeni bir dinamizm
kazanacaðýna inanýyorum. Bu açýdan Almanca Ýslam din dersini,
ben ülkemiz Almanya için büyük
bir kazaným olarak görüyorum"
ifadesini kullandý. DÜSSELDORF
KRV'de ilk aþamada Ýslam dersinin
verildiði 130 okulda bu dersin
düzenli olarak
Almanca verileceðini belirten SPD
milletvekili Serdar
Yüksel, “Aþamalý
olarak diðer
tüm okullarda
da ders verilecek. Ýslam din
dersi çalýþmalarýndaki en fazla
sorun yaratan
konulardan bir
tanesi ders planýnýn þekillendirilmesi” dedi.
Ne zaman internetin bazý zararlarýný gündeme
bilhassa çocuklara/gençlere verdiði birçok zararlarý
taþýsak, hemen itirazlar yükseliyor: Ýnternet çok
yazýlýp çizilirken kimse üzerine alýnmýyor, kesin bir
faydalý. Ýnternetsiz olmaz. Teknolojiye karþý çýk- duruþ sergileyemiyor.
mamak lazým vs.
Ard niyetli insanlarýn yüzde 97’si sapýk emelleElbette internete karþý deðiliz, ateþe karþý
rine internet üzerinden ulaþmaya çalýþýrken…
çýkmadýðýmýz gibi. Ateþ faydalý diye, çocuklarýÝnternetin güvenli olmadýðý konusunda en
mýzý ateþe atýp yakalým mý? Söylemek istediðiyetkili insanlar uyarýrken…
miz sadece budur.
Paylaþým sitelerinde yayýnlanan özel bilgi ve
Elbette internet artýk hayatýmýzýn ayrýlmaz bir
resimler, daha sonra insanýn baþýný aðrýtma riski
parçasýdýr. Ýþte tam da bunun için muhtemel ve
taþýrken…
potansiyel zararlarýndan korunmak zorundayýz.
Aynen uyuþturucu gibi gençleri baðýmlý hale
Elbette internet muazzam bilgi kaynaðýdýr,
getirirken…
modern zamanlarýn en büyük harikaAile fertlerinin arasýný açýp dularýndandýr. Fakat çocuklarýmýzýn þeyvarlar örerken…
Neredeyse her gün
tanlarýn cirit attýðý, nefsiyle baþ baþa
Haya ve utanma duygusunu duinternetin sunduðu mura uðratýrken…
kaldýðý o muazzam çöplükten sýzan
zeminlerden ve paypis kokulardan etkilenmemeleri için
Zaman israfýna yol açarken…
tedbir almayacak mýyýz?
Ýnternet konusunda vurdumduylaþým sitelerinden
Neredeyse her gün internetin
etkilenerek meyda- maz bir tavýr sergilemek, aheste aheste
sunduðu zeminlerden ve paylaþým
kötü neticelerine katlanma durumuna
na gelen olumsuz
sitelerinden etkilenerek meydana
hadiselerden haber- getirecektir bizi.
gelen olumsuz hadiselerden haberAteþin yaktýðýný görüyoruz. Fakat
dar oluyoruz. Yýkýdar oluyoruz. Yýkýlan yuvalarýn drainternet, gençlerin duygu ve düþünce
lan yuvalarýn dramý- dünyasýndaki tahribatýný sinsice yaptýmýný, evden kaçan kýzlarýn trajedisiný, evden kaçan kýz- ðýndan farkýna çok geç varabiliyoruz,
ni, þiddet olaylarýný, cinsel tacizleri
larýn
trajedisini, þid- fiilî koruyucu tedbirler alsak bile.
vs.. Ferdin diline, kiþiliðine, sosyal
det olaylarýný, cinsel
yönüne, mahremiyet algýsýna verdiÖyleyse bu denli zararý ve riski
ði zararlar da iþin çabasý.
içinde
barýndýran sanal dünyanýn
tacizleri vs..
Bilindiði gibi uyuþturucu baðýmlýolumsuz etkilerinden korunma adýna
lýðýnýn üç ayaðý var: Maddenin kendisinin zevk ve- artýk dualarýmýzý da devreye sokmalýyýz. Ama
rici ayaðý, kiþilik problemleri ayaðý ve kültürel ayadiðer dualar gibi evvela fiilî olaný yerine getirðý. Bilgisayarýn/internetin sanal dünyasýnda ve
meliyiz; küçük yaþlarda çocuklarýmýzý sanal
paylaþým aðlarýnda bu üç ayaðýn da tesiri görülüdünyanýn mahiyeti konusunda eðiterek, bilgisayor. Adeta üç pençesiyle küçük büyük demeden
yar ve internet gibi imkanlarý yaþýna uygun ve
insaný ‘aðý’na düþürüveriyor. Fiziki olarak göze hiçok kontrollü þekilde saðlayarak.
tap ettiðinden zevk verici ve nefse hoþ gelen yönVelhasýl; internetin, facebook’un zararlarýnýn
leri çok. Gençlerin kiþiliðinden kaynaklanan yollar
boyutlarýný bilemediðimizden muhtemel tehlida açýk. Kültürel açýdan herkes zaten hazýr. En
kelerinden sakýnma adýna dualarýmýzda yer vebaþta örneklediðimiz interneti savunucu yaklaþým- relim, Rabbimizden nefsimizi ve neslimizi ýslah
lar bunun en çarpýcý delili.
etmesi için yardým dileyelim.
Dolayýsýyla zararlarý zamanla ortaya çýkacak inEy merhameti sonsuz yüce Rabbimiz! Bizi ve
ternetten kurtulma yollarýný gittikçe daha fazla
neslimizi internetin zararlarýndan, facebook fitnearayacaðýz. Öyle bir tutku ile karþý karþýyayýz ki,
sinden koru!... Amin! [email protected]
05 GÜNDEM
24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN
‘Almanca Ýslam din dersi,
Almanya için bir kazaným’
Muhammet Mertek
Allahümme ecirne min el-internet
Allahümme ecirne min fitnetil facebook
KRV eyalet milletvekili Serdar Yüksel (SPD), okullarda Ýslam dersi verilmesinin, göçmenlerin Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný, aksine bunun bir kazaným olduðunu belirtti. Yüksel, “ Almanca Ýslam din dersini, ben
ülkemiz Almanya için büyük bir kazaným olarak görüyorum" dedi.
Alman Sosyal Demokrat
1Parti (SPD) Kuzey Ren Vest-
falya (KRV) Eyalet Meclisi Üyesi
Serdar Yüksel, okullarda Ýslam
dersi verilmesinin, göçmenlerin
Alman toplumuna uyumu konusunda bir engel oluþturmadýðýný,
aksine bunun bir kazaným olduðunu belirtti.
Yüksel, Türkçe olarak "Okullarda Ýslam din dersi uygulamasý
uyum için engel deðil, bir kazanýmdýr" baþlýðýyla yaptýðý yazýlý
açýklamada, geçen hafta KRV Eyalet Meclisinde toplanan meclis
uyum komisyonunun eyaletteki
okullarda Ýslam dini dersinin düzenli ders olarak okutulmasýný ele
aldýðýný, toplantýda sosyolog, hukukçu, teolog ve farklý dini kuruluþ temsilcilerinden oluþan 24 bilir
kiþinin dinlendiðini ve 40 uzmanýn konuya iliþkin sunduklarý yazýlý raporlarýn deðerlendirildiðini,
2012/2013 öðretim döneminden
itibaren okullarda okutulmasý öngörülen Ýslam dini dersiyle ilgili
görüþ ve önerilerin paylaþýldýðýný
bildirdi.
Ýslam din dersi konusunun 30
yýldan beri tartýþýlmakta olduðunu,
artýk bu konuda son aþamaya gelindiðini ifade eden Yüksel, "Nüfus bakýmýndan en yoðun eyalet
olan KRV'de yaklaþýk 1 buçuk milyon Müslüman yaþamakta. Uyum
Bakanlýðý tarafýndan yapýlan araþtýrmalardan, bu insanlardan her
10 kiþiden 8'inin Ýslam din dersini
arzuladýðýný biliyoruz. Yani demek
istediðim þu: Ortada gerçekten bir
ihtiyaç var ve biz bu ihtiyacý en kýsa zamanda ve mümkün olduðunca toplumun bütün katmanlarýnýn arzu ve taleplerini de dikkate
alarak hayata geçiriyoruz. Bu konuda partiler arasý mutabakat saðlanmýþ bulunuyor" ifadesini kullandý.
Müslüman kuruluþlar arasýnda
çok fazla görüþme muhatabý olmasý sebebiyle Alman yetkililer tarafýndan bir yöntem gerçekleþtirildiðini belirten Yüksel, "8 sandalyeli bir komisyon Almanca Ýslam
din dersinin müfredatýný belirleyecek ve okullarda hangi konularýn
okutulacaðýna karar verecek. Bu 8
kiþinin 4'ü, 2007'de Almanya
Müslümanlar Koordinasyon Kurulunu (KRM) oluþturan ve aralarýnda DÝTÝB'in de yer aldýðý 4 kuruluþtan gelecek. Diðer 4 üye de
yine bu derneklerle varýlan mutabakat temelinde belirlenecek" ifadesine yer verdi.
Yüksel, KRV'deki okullarda
Almanca düzenli Ýslam din dersinin göçmen kökenli Müslüman
gençlerin uyumu açýsýndan son
derece büyük önem taþýdýðýný da
iþaret ederek, "Her bireyin kiþisel
özgürlüðü olan din dersinin okullarda sunulmasý vatandaþýn en
doðal hakkýdýr. Bu hakkýn ilk olarak resmen KRV'de veriliyor olmasý ise SPD baþta olmak üzere,
bütün göçmen kuruluþlarýn ortak
baþarýsýdýr. Ders Almanca verilerek öðrencilerin bir yandan buradaki yaþam gerçeklerine uygun
hareket edilmekte, diðer yandan
da onlara buradaki toplum ve deðer normlarýn Ýslam ile baðdaþtýrýlabilir olduðu gösterilebilecektir.
Dersin, Ýslam din bilgisinin yaný
sýra çocuklarýmýza modern çaðýmýzýn sosyal ve etik davranýþ kurallarýný da aktarmasý ise, onlarýn
bu toplumun sorumlu bireyleri olmalarýný saðlayacaðýna ve dolayýsýyla uyumun yeni bir dinamizm
kazanacaðýna inanýyorum. Bu açýdan Almanca Ýslam din dersini,
ben ülkemiz Almanya için büyük
bir kazaným olarak görüyorum"
ifadesini kullandý. DÜSSELDORF
KRV'de ilk aþamada Ýslam dersinin
verildiði 130 okulda bu dersin
düzenli olarak
Almanca verileceðini belirten SPD
milletvekili Serdar
Yüksel, “Aþamalý
olarak diðer
tüm okullarda
da ders verilecek. Ýslam din
dersi çalýþmalarýndaki en fazla
sorun yaratan
konulardan bir
tanesi ders planýnýn þekillendirilmesi” dedi.
Ne zaman internetin bazý zararlarýný gündeme
bilhassa çocuklara/gençlere verdiði birçok zararlarý
taþýsak, hemen itirazlar yükseliyor: Ýnternet çok
yazýlýp çizilirken kimse üzerine alýnmýyor, kesin bir
faydalý. Ýnternetsiz olmaz. Teknolojiye karþý çýk- duruþ sergileyemiyor.
mamak lazým vs.
Ard niyetli insanlarýn yüzde 97’si sapýk emelleElbette internete karþý deðiliz, ateþe karþý
rine internet üzerinden ulaþmaya çalýþýrken…
çýkmadýðýmýz gibi. Ateþ faydalý diye, çocuklarýÝnternetin güvenli olmadýðý konusunda en
mýzý ateþe atýp yakalým mý? Söylemek istediðiyetkili insanlar uyarýrken…
miz sadece budur.
Paylaþým sitelerinde yayýnlanan özel bilgi ve
Elbette internet artýk hayatýmýzýn ayrýlmaz bir
resimler, daha sonra insanýn baþýný aðrýtma riski
parçasýdýr. Ýþte tam da bunun için muhtemel ve
taþýrken…
potansiyel zararlarýndan korunmak zorundayýz.
Aynen uyuþturucu gibi gençleri baðýmlý hale
Elbette internet muazzam bilgi kaynaðýdýr,
getirirken…
modern zamanlarýn en büyük harikaAile fertlerinin arasýný açýp dularýndandýr. Fakat çocuklarýmýzýn þeyvarlar örerken…
Neredeyse her gün
tanlarýn cirit attýðý, nefsiyle baþ baþa
Haya ve utanma duygusunu duinternetin sunduðu mura uðratýrken…
kaldýðý o muazzam çöplükten sýzan
zeminlerden ve paypis kokulardan etkilenmemeleri için
Zaman israfýna yol açarken…
tedbir almayacak mýyýz?
Ýnternet konusunda vurdumduylaþým sitelerinden
Neredeyse her gün internetin
etkilenerek meyda- maz bir tavýr sergilemek, aheste aheste
sunduðu zeminlerden ve paylaþým
kötü neticelerine katlanma durumuna
na gelen olumsuz
sitelerinden etkilenerek meydana
hadiselerden haber- getirecektir bizi.
gelen olumsuz hadiselerden haberAteþin yaktýðýný görüyoruz. Fakat
dar oluyoruz. Yýkýdar oluyoruz. Yýkýlan yuvalarýn drainternet, gençlerin duygu ve düþünce
lan yuvalarýn dramý- dünyasýndaki tahribatýný sinsice yaptýmýný, evden kaçan kýzlarýn trajedisiný, evden kaçan kýz- ðýndan farkýna çok geç varabiliyoruz,
ni, þiddet olaylarýný, cinsel tacizleri
larýn
trajedisini, þid- fiilî koruyucu tedbirler alsak bile.
vs.. Ferdin diline, kiþiliðine, sosyal
det olaylarýný, cinsel
yönüne, mahremiyet algýsýna verdiÖyleyse bu denli zararý ve riski
ði zararlar da iþin çabasý.
içinde
barýndýran sanal dünyanýn
tacizleri vs..
Bilindiði gibi uyuþturucu baðýmlýolumsuz etkilerinden korunma adýna
lýðýnýn üç ayaðý var: Maddenin kendisinin zevk ve- artýk dualarýmýzý da devreye sokmalýyýz. Ama
rici ayaðý, kiþilik problemleri ayaðý ve kültürel ayadiðer dualar gibi evvela fiilî olaný yerine getirðý. Bilgisayarýn/internetin sanal dünyasýnda ve
meliyiz; küçük yaþlarda çocuklarýmýzý sanal
paylaþým aðlarýnda bu üç ayaðýn da tesiri görülüdünyanýn mahiyeti konusunda eðiterek, bilgisayor. Adeta üç pençesiyle küçük büyük demeden
yar ve internet gibi imkanlarý yaþýna uygun ve
insaný ‘aðý’na düþürüveriyor. Fiziki olarak göze hiçok kontrollü þekilde saðlayarak.
tap ettiðinden zevk verici ve nefse hoþ gelen yönVelhasýl; internetin, facebook’un zararlarýnýn
leri çok. Gençlerin kiþiliðinden kaynaklanan yollar
boyutlarýný bilemediðimizden muhtemel tehlida açýk. Kültürel açýdan herkes zaten hazýr. En
kelerinden sakýnma adýna dualarýmýzda yer vebaþta örneklediðimiz interneti savunucu yaklaþým- relim, Rabbimizden nefsimizi ve neslimizi ýslah
lar bunun en çarpýcý delili.
etmesi için yardým dileyelim.
Dolayýsýyla zararlarý zamanla ortaya çýkacak inEy merhameti sonsuz yüce Rabbimiz! Bizi ve
ternetten kurtulma yollarýný gittikçe daha fazla
neslimizi internetin zararlarýndan, facebook fitnearayacaðýz. Öyle bir tutku ile karþý karþýyayýz ki,
sinden koru!... Amin! [email protected]
ˇ ˇ
Saglıgınız
emin ellerde
„ENERJI DOLU:
AOK HESSEN“
AOK Avantaj Haftaları – Ek prim ödemeden
güvenli hizmet. www.aok-tuerkisch.de
Simdi avantajları
kesfedin
ve kazanın!
06 GÜNDEM
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
YÖK, Kürt dili ve
edebiyatı bölümüne
lisans izni verdi
Brüksel bölge parlamentosu milletvekili Mahinur Özdemir ile Brüksel bölge hükümeti Devlet Bakanı Emir
Kır Brüksel’de bulunan Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç’a nezaket ziyaretinde
bulundular. Arınç,
Belçika’daki siyasi kriz ve Türk vatandaşlarının karşılaştığı sorunlar
hakkında ikili ile
görüş alışverişinde bulundu.
Netice alınmıyor, terör
örgütüyle görüşme bitmiştir
Şehit er, dualarla son
yolculuğuna uğurlandı
FERHAT ÖZER YOZGAT
Van’ın Çatak ilçesinde, 21 Eylül gecesi PKK terör
örgütü mensupları ile girilen çatışmada şehit düşen er Doğan Göçer son yolculuğuna uğurlandı. Şehit
er, memleketi Yozgat’ın Sarıkaya ilçesine bağlı Tepedoğan köyünde toprağa verildi. Şehit jandarma er için
Sarıkaya Cumhuriyet Meydanı’nda tören düzenlendi. İl Müftüsü Nuh Korkmaz tarafından cuma namazını müteakip kılınan cenaze namazına Yozgat Valisi
Necati Şentürk, AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Yozgat Milletvekili Sadır Durmaz, Kayseri Jandarma Bölge Komutanı
Tuğgeneral Murat Kırkaya, AK Parti Yozgat İl Başkanı Fahri Açıkgöz, şehidin yakınları ve binlerce vatandaş
katıldı. Şehidin, 16 yıl önce ayrılan anne ve babası tören
alanında ayrı ayrı yerlerde durdu. Tören sırasında fenelaşan şehidin kız kardeşi, sağlık görevlileri tarafından
ambulansa götürüldü. Şehidin naaşı, cenaze namazının ardından askerlerin omuzunda cenaze aracına konuldu ve Tepedoğan köyüne götürülerek burada toprağa verildi. Törene katılan binlerce vatandaş, sık sık terör
örgütü aleyhine sloganlar atarak tekbir getirdi. Şehidin
Yozgat’ta yaşayan annesi Ayfer Tufan’da oğlunun cenaze arabasının arkasından yürüyerek gözyaşı döktü.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK-MİT görüşmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Amacımız terörü bitirmektir. Bu tür görüşmeler kesinlikle yapılmayacak. Bundan netice alınmadığı görüldü.’’ dedi. Merkel ve Sarkozy’ye de tepki gösteren Arınç, “ Türkiye
AB’ye üye olacak. Sarkozy’nin bunu bilmemesi, Merkel’in farklı davranması hiçbir şey ifade etmez.” şeklinde konuştu.
VEDAT DENİZLİ BRÜKSEL
Başbakan
Yardımcısı
Bülent
Arınç, üç günlük resmî ziyaret için
Brüksel’e geldi. Ziyaretin ilk gününde
yabancı basın mensuplarının sorularını
cevaplandıran Arınç’a MİT ile PKK arasında geçtiği belirtilen görüşmeler hatırlatıldı. Dünyada birçok ülkede benzer örneklerin olduğunu söyleyen Arınç,
-
“Amacımız terörü bitirmektir. Bu tür görüşmeler kesinlikle yapılmayacak. Bundan netice alınmadığı görüldü.” dedi.
Bülent Arınç, Türkiye’nin AB’ye
üyelik hedefine bağlılığını da dile getirdi. 2005’ten bu yana katılım müzakerelerinin devam ettiğini aktararak, “Yani
biz bir diskoda tanışan ve birbirini beğenen genç bayan ve erkek değiliz. Söz-
leşme imzalamışız. Bütün bu işler tamamlanınca Türkiye üye olacak. (Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas) Sarkozy’nin
bunu bilmemesi, (Almanya Başbakanı Angela) Merkel’in farklı davranması
hiçbir şey ifade etmez.” ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı Arınç, Türk
kökenli Belçikalı siyasetçiler ve AB yetkilileriyle de görüştü. Brüksel bölge hü-
Siirt’te 4 kadının hayatını kaybettiği saldırıda PKK’lı teröristlerin araca 114
mermi sıktıkları, bunun 82’sinin
isabet ettiği belirlendi. Aracın saldırıda kullanılamaz hale geldiği
görüldü.
-
Terör olaylarıyla gündemden düşmeyen Şırnak’tan güzel bir haber geldi.
Şırnak Valisi Vahdettin Özkan, özellikle kırsal alanlarda görev yapan öğretmenlere dayalı döşeli lojman yapacaklarını söyledi.
Öğretmenlerin Şırnak’tan gitmek için tayin istemelerinin önüne tam tekmil yapılacak lojmanlarla geçilecek. Uludere ilçesinde bazı öğretmenlerin barınma yerleri olmadığı için istifa ettiklerini aktaran Vahdettin Özkan, bu olaydan sonra lojman yapmaya karar verdiklerini ifade etti. Lojman sıkıntısı sebebiyle öğretmenlerin ya istifa ettiğini yada birilerinin evinde kaldığını belirten
Özkan, bu durumun öğretmenlik motivasyonunu düşürdüğünü ve kendilerinin harekete geçtiğini söyledi. Valilik, Maliye Bakanlığı ve Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü ile anlaşarak Şırnak’taki kırsal alanlarda lojman yapımına destek sağladı. Özkan, “Lojmanlar, apart tipi ve dayalı döşeli olacak. Kırsal kesimdeki her öğretmenimiz valizini alıp gelecek, eğitim öğretim yılında o lojmanlardan yararlanacak. Şırnak’ın
40 kırsal yerinde inşa edilecek lojmanlar için
18 milyon liralık kaynak ayrıldı. Bunların bir
kısmı birinci dönemin sonunda bitecek. Bir
kısmı da gelecek yıl öğretmenlerimizin hizmetine sunulacak.” şeklinde konuştu.
LİCE’DE TERÖRİSTLER ÖĞRETMEN KAÇIRDI
Bu arada Diyarbakır’a bağlı Lice ilçesinde terör örgütü PKK’lı teröristler, Baharlar Köyü İlköğretim Okulu’nda görev yapan bir öğretmeni kaçırdı. Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, önceki gece 22.30 saatlerinde bir grup
PKK’lının bir öğretmeni kaçırdığı belirtildi. Açıklamada, Baharlar Köyü İlköğretim
Okulu’nda görevli bir öğretmenin kaçırıldığı, olayın meydana geldiği saatten itibaren
operasyonların başlatıldığı ifade edildi. ALİ
GÜVEN ŞIRNAK, MEHMET ŞÜKRÜ OCAK DİYARBAKIR
-
kümeti Devlet Bakanı Emir Kır’ı kabul
eden Arınç, Belçika’daki siyasi kriz ve
Türk vatandaşlarının karşılaştığı sorunlar hakkında görüş alışverişinde bulundu. Türkiye’nin AB üyelik sürecine verdiği destek sebebiyle Belçika’ya teşekkürlerini iletti. Brüksel bölge parlamentosu milletvekili Mahinur Özdemir de
Arınç’a nezaket ziyaretinde bulundu.
Şırnak’ta 40 yere
öğretmenler için
lojman yapılacak
Teröristler, kadınların bulunduğu araca
114 mermi sıkıp el bombası atmış
-
Siirt’te 4 kadının hayatını kaybettiği saldırıda PKK’lı teröristlerin araca 114 mermi sıkıp, el
bombası attıkları belirlendi. 21 Eylül Çarşamba günü saat 20.00 sularında içinde 6 bayanın bulunduğu
06 LML 56 plakalı Renault Megane
marka otomobile, PKK terör örgütü mensuplarınca silahlı ve el bombalı saldırı gerçekleştirilmişti. Siirt
Polis Okulu’na 300 metre mesafede gerçekleşen saldırıda, yolun sağından ve solundan aracın çapraz
ateşe tutulduğu öğrenildi. Sürücünün otomobilin hakimiyetini kaybederek kaldırıma çarpması sonrası da örgüt mensuplarınca ateşe devam edildiği kaydedildi. Saldırıda,
sol ve sağ taraftan yanaşan 4 teröristin, araç içine el bombaları attığı,
üçüncü el bombasının ise teröristin
elinde patladığı tespit edildi. Bomba
elinde patlayan teröristin olay yerinde öldüğü, diğer teröristlerin ise
ölen teröristin silahını alarak olay
yerinden kaçtıkları ifade edildi. Toplam 114 adet boş kovan bulan ekipler, araç üzerinde 82 mermi giriş deliğini tespit etti. Ekiplerin olay yerinde ele geçirdiği malzemeler şunlar:
“Ölü teröristten elde edilen kütüklük, 2 adet şarjör ve 60 adet Kalaşnikof fişeği, 1 adet dürbün, 2 adet savunma tipi el bombası, 114 adet Kalaşnikof boş kovanı, 3 adet el bombası pimi, 1 adet çok amaçlı bıçak.”
PKK’lı teröristlerin gerçekleştirdiği saldırıda, Zeynep Evin (31), kardeşi Nergiz Evin (25), Kevser Çekin
(25) ve Nurcan Olgaç (25) hayatını kaybederken, Nuran Evin (17) ve
Gülcan Olgaç (27) ağır yaralanmıştı.
PKK, KADINLARI ‘YANLIŞLIKLA’
VURDUĞUNU İDDİA ETTİ
Öte yandan terör örgütü PKK, 21 Eylül günü Siirt’te gerçekleştirilen ve 4
kadının hayatını kaybettiği saldırıda
araçtakilerin polis zannedilerek öldürüldüğünü savundu. Terör örgütü, internet üzerinden yaptığı duyuruda, “21 Eylül 2011 günü Siirt merkezde polis meslek yüksek okulu civarında polislere karşı eylem yapmak
amaçlı gerillalarımız bir pusu atmışlardır. Polis akademisine yönelen seyir halindeki bir araca, polislere ait
olduğunu düşünülerek gerillalarımız
tarafından ateş açılmıştır.” diyerek,
saldırıda ölen 4 bayan ve yaralanan
2 bayan için özür diledi. Terör örgütü, saldırıyla ilgili kendi içinde soruşturma başlattığını duyurdu. AHMET BEDİR SİİRT, AZİZ İSTEGUN DİYARBAKIR
Mardin Artuklu Üniversitesi’nde Türkiye’de lisans
düzeyinde bir ilk olarak Kürt dili ve edebiyatı bölümü açıldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), yeni akademik yılda bölüme ek kontenjanla 20 öğrenci alınmasına izin verdi. Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Vekili
ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, bölümün dünyada bir ilk olduğunu kaydederek
başka hiçbir yerde 4 yıllık lisans eğitimi veren kurumun
olmadığını vurguladı. Kürt halkının ve enstitünün büyük mutluluk yaşadığını belirtti. Kürt dili ve edebiyatının
lisans bölümünün açılmasından evvel yüksek lisans düzeyinde eğitim verdiklerini hatırlattı. Yıldırım, bölümün
açılmasına sebep olanlara, iktidara, resmi kurumlara ve
bu kararı onaylayanlara teşekkür etti. Kendilerine antipropaganda yapanlara da seslenen Yıldırım, “Bunun halkın birlik beraberliğine, ülkenin bütünlüğüne, üniter yapıya falan olumsuz bir etkisi olmayacaktır. Zaten olamaz da. Çünkü hiçbir millet kendisine tanınan özgürlükler yolu ile başka bir millete, içinde yaşadıkları ülkeye en küçük bir zarar verdikleri görülmemiştir. Bilakis
şu an verilen hak gibi haklar verilmediğinde asıl tehlike
ortaya çıkar ve o zaman korkulan durum belki de kendisini gösterir.” ifadelerini kullandı. ŞEYHMUS EDİS MARDİN
Bodrum’da A4
patlayıcı ele geçirildi
-
Muğla’nın Bodrum ilçesinde şüphe üzerine gözaltına alınan bir kişinin kaldığı otel odasında, patlamaya hazır 2 kilo 140 gr A4 patlayıcı ele geçirildi. Özel Harekât Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekip
ve 20 sivil polisin, gece yarısı Bodrum’un Kumbahçe
Mahallesi’ndeki Barlar Sokağı’nda yaptığı operasyonda
bir kişi yakalandı. Şüphelinin kaldığı otel odasında yapılan aramada spor bir çantada, telefonla uzaktan patlatılmaya hazır A4 plastik patlayıcı ele geçirildi. Odada ayrıca 7 bin dolar para ve iki sahte pasaport bulundu. Terör örgütü PKK üyesi olduğu ve eylem için keşif
yaptığı ileri sürülen zanlının, bombalamadan hemen
sonra Yunanistan’ın İstanköy adası üzerinden İtalya’ya
kaçmayı planladığı öğrenildi. Konuyla ilgili olarak sekiz kişinin ifadesine başvuruldu. KAYBER AVCI MUĞLA
Saldırıda kullanılan
silahlar ele geçirildi
-
Diyarbakır’da önceki gün düzenlenen saldırıda
şehit olan polis memuru Mehmet Emin Çakır’ın
katilleri belirlendi. Teröristlerin saldırı da kullandıkları
silahlar da ele geçirildi. Teröristlerin, saldırıda kullandığı
tahmin edilen uzun namlulu silahlar, Suriçi ilçesi Alipaşa Mahallesi’nde ele geçirildi. Olayı gerçekleştiren teröristin polis tarafından bilindiği, Diyarbakır’da yapılan sokak eylemlerine aktif olarak katıldığı öğrenildi. Teröristin yakınları ve ailesi gözaltına alındı. İSMAİL AVCI DİYARBAKIR
Hakkâri’de 1 terörist
teslim oldu
-
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde terör örgütü
PKK’dan kaçan bir terörist teslim oldu. Hakkâri
Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada, 7 Aralık 2010 tarihinde terör örgütü PKK’ya katılan, Irak’ın kuzeyinde
ismini ve yerini bilmediği örgüt kampında bulunduğunu ifade eden S.İ.’nin, 19 Eylül’de Yüksekova İlçe Jandarma Komutanlığı’na teslim olduğu belirtildi. HAKKÂRİ AA
SAYFA TASARIM: DERYA YILDIRIM
07 EKONOMİ
Döner ve lahmacun
artık okulda öğretilecek
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Sabancı’ya Clinton
Küresel Vatandaşlık
Ödülü verildi
-
Avrupa’da giderek artan döner ve lahmacun talebini karşılayabilmek için Almanya’nın Goch şehrinde 9 bin metrekarelik dev bir
tesis açılıyor. Hollanda merkezli Helal Food BV tarafından kurulacak fabrikada günlük 80 bin lahmacun ile 60
bin ton döner imalatı yapılabilecek. Aynı yerde iki yıl içinde döner ve lahmacun okulu açılması hedefleniyor.
BASRİ DOĞAN GOCH
Merkezi Hollanda’nın Utrecht şehrinde bulunan Helal Food BV Avrupa
yapılanmasının ardından dünya piyasasında aranan bir marka haline geldi. Şirket artan talebi karşılayabilmek için Almanya’nın
Hollanda sınırına yakın Goch şehrinde 9 bin
metrekarelik dev bir lahmacun ve döner fabrikasını kısa zamanda faaliyete geçirmeye
hazırlanıyor. Dev fabrika tamamlandığında
bu alanda dünyanın en büyük tesisi olacak.
Helal Food BV Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Akbulut’un Goch Belediye
Başkanı Karl Heinz Otto ile birlikte düzenlediği tanıtım toplantısına Almanya ve Hollanda basını yoğun ilgi gösterdi. Toplantıda konuşan Akbulut, “Açacağımız bu dev fabrika
ile Almanya’nın Goch şehrinden dünya piyasasına açılan bir kapı olacağız.” dedi. Akbulut, açılış töreninde 7 metre uzunluğunda
dev bir lahmacun yaparak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi hedeflediklerini söyledi.
Sektörde 40 yıllık tecrübeyle dünyanın
sayılı şirketleri arasına girmeyi başardıklarını ifade ede Akbulut, açacakları yeni fabrika hakkında şu bilgileri verdi: “9 bin metrekare alan üzerinde kurulu tesisimizde tam
otomatik, el değmeden üretim yapabileceğiz. Çift vardiyalı çalışarak günlük 80 bin
adet lahmacun çıkartacağız. Döner olarak da
günlük 60 bin ton imalat kapasitemiz olacak.
Depolama olarak derin dondurucu kapasitesi günlük 450 palet civarında. Bu arada Alman ve Hollanda ekonomisine büyük katkılarda bulunacağımıza inanıyoruz.” Akbulut,
-
Helal Food BV Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman
Akbulut’un Goch
Belediye Başkanı Karl Heinz
Otto ile birlikte
düzenlediği tanıtım toplantısına Almanya ve
Hollanda basını
yoğun ilgi gösterdi.
aynı yerde döner ve lahmacunun gelecek kuşaklara daha iyi aktarılması için iki yıl içinde
döner ve lahmacun okulu açmayı düşündüklerini de kaydetti.
Goch Belediye Başkanı Karl Heinz
Otto ise, yatırım için şehirlerini tercih eden
Türk işadamına teşekkür ederek, “Döner
ve lahmacun meslek okulunu açmanız ise
eğitim adına önemli bir atılım. Bu alanda
çalışmak isteyen öğrenciler için bulunmaz
bir fırsat olacak.” dedi. Lahmacun ve dönerin Almanya’da beğenilerek tüketildiğini ifade eden Otto, “Yaptığınız bu iş Avrupa ve Almanya piyasasında en üst seviyede tutuluyor. Goch Belediye Başkanı olarak sizlere her konuda yardımcı olacağımızdan şüpheniz olmasın. Fabrikanın açılışını sabırsızlıkla bekliyorum. Açılışta önlüğümü giyip ilk lahmacunu ben yapmak
istiyorum.” ifadelerini kullandı.
THY uçaklarında canlı
televizyon yayını ve
internet dönemi başlıyor
Türkiye ekonomisinin gösterdiği performans Uluslararası Para Fonu’na
(IMF) geri adım attırdı. Daha önceki raporlarında
Türkiye’nin bu yıl
için yüzde 6,5 büyüyeceğini tahmin
eden Fon, 2011
için tahminini yüzde 7,5 olarak revize etti. IMF Türkiye temsilcisi Mark
Lewis, 2012’de ise
ekonomide yumuşak iniş öngördüklerini ve çeyreklik
bazda pozitif büyümeler görüleceğini ifade etti.
-
SAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ
-
KARL HEİNZ OTTO
‘Türkiye’nin AB’ye
üyeliği konuşulurken
şimdi AB’nin dağılması
gündemde’
Dünyaca ünlü satranç ustası Garry Kasparov, SAP Forum 2011 etkinliği için
Türkiye’ye geldi. ‘En iyi hamle’ sloganıyla iş
dünyasında rekabet ve strateji geliştirmeye vurgu yapılan Forum’da Kasparov, Türkiye’de gelişim için gereken dinamizmin var olduğunu söyledi. Efsane satranç ustası, “Bu büyüyen şehrin
tüm enerjisini ve bu ülkenin dinamizmle dolu
olduğunu görmek önemli. Türkiye’nin 2015’e
kadar Avrupa Birliği’ne katılıp katılamayacağı
konuşuluyordu. Şimdi ise 2015’e kadar AB dağılmadan kalabilecek mi endişeleri var.” dedi.
Doğal kaynakların ülkeleri tembelleştirdiğini iddia eden Kasparov, “Siz şanslısınız, doğal kaynaklarınız yok, petrolünüz yok. Statükoyu muhafaza etmek için hiçbir çıkarınız yok. Teknoloji sizin ülkenizin gelişmesinde çok büyük rol oynayabilir.” şeklinde konuştu.
Satranç ustası, küresel ekonominin en çok
yeni endüstriler ve yeni sanayilere ihtiyacı olduğuna dikkat çekti. Özellikle Avrupa ülkelerinin
son yıllarda yenilik ve ekonomi konusundaki
eksikliği para basarak gidermeye çalıştığına dikkat çeken Kasparov, gerekli olan hamlenin para
basmak değil, gerçek değer üretmek olduğunun
altını çizdi. Rus satranç ustası, “Dünyayı bekleyen küresel kriz için kimsenin elinde sihirli bir
değnek yok. Ciddi bir bunalımla karşı karşıyayız. Küresel ekonominin temeli şu an tehlikede,
çünkü artık eskiden yapılan şeylerin üzerine yenilik konulamıyor.” şeklinde konuştu. Kendisinin satrançtan dolayı bir strateji uzmanı olduğunu hatırlatan Kasparov, başarının yolunun
risk almayı bilmekten geçtiğini söyledi. Türkiye,
Brezilya gibi genç ve eğitimli nüfusa sahip ülkelere dikkat çeken satranç ustası, “Avrupa’da
ve ABD’de bir yorgunluk var. İnsanlar rehavet
içindeler. İleriye gitmek ve bunun için risk almak isteyen ülkelerin önünde büyük fırsatlar
var.” dedi. Karar vermekle ilgili bir kitap yazdığını da dile getiren Kasparov, “Karar verme süreci tektir, aynı DNA ve parmak izi gibidir. Hepimiz farklı davranırız. Sizin kendi güçlerinizi ve
zayıflıklarınızı bulmanız lazım. Karar vermenin
temeli budur. Sizin kendi özünüzü öğrenmeniz
ve daha sonra karşınızdaki rakibe bakmanız gerekiyor.” şeklinde konuştu. Kurumsal uygulama
yazılımları sağlayıcısı SAP’ın, EMEA bölgesindeki en büyük etkinliği olan SAP Forum 2011’e
birçok sektörden 5 binin üzerinde yönetici, bürokrat, sivil toplum kuruluşu ve teknoloji firması katıldı. ARİFE KABİL İSTANBUL
Türkiye’nin rekor büyümesi geri
adım attırdı, IMF tahminleri yükseltti
ARİF BAYRAKTAR İSTANBUL
Uluslararası Para Fonu (IMF)
Türkiye Daimi Temsilciliği Kıdemli Daimi Temsilcisi Mark Lewis, Türkiye’nin büyüme rakamları doğrultusunda kendi projeksiyonlarını revize ettiklerini söyledi.
Lewis, bu kapsamda GSYH’da reel
yüzde 7,5’luk bir artış öngördüklerini, 2012 için de yüzde 2,5’luk bir
beklenti içinde olduklarını bildirdi.
IMF’nin güncellenen ‘Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nun sunumunun yapıldığı basın toplantısında, IMF’nin Türkiye ile ilgili projeksiyonlarının olduğunu hatırlatarak, dünya çapındaki ekonomik görünüme yönelik rakamlarında, Türkiye’de GSYH’daki büyüme oranı itibarıyla yüzde 6,5 ve
2,25’lik bir artışın öngörüldüğünü
belirtti. Bunların Türkiye’nin ikinci çeyrek GSYH beklentilerinin revize edilmeden önce açıklandığını
hatırlatan Lewis, şunları kaydetti:
“Büyüme rakamları beklediğimizden daha yüksek çıkmıştı. Bu doğrultuda biz de Türkiye ile ilgili kendi projeksiyonlarımızı revize etmiş
durumdayız. Beklentilerimiz bütün
-
makroekonomik ortam, enflasyon,
cari açık vesaire bunlar değerlendirilerek revize ediliyor. GSYH’da reel
yüzde 7,5’luk bir artış öngörüyoruz.
2012 için de yüzde 2,5’luk bir beklenti içindeyiz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin büyümesine ilişkin
olumsuz projeksiyon yapmadıklarını vurgulayan Lewis, “Büyüme tahminlerimiz olumsuz değil. Bu, makul düzeyde bir yavaşlamadır. Bu yıl
için yüzde 7,5’luk beklenti içindeyiz. Önümüzdeki yıl yüzde 2,5’luk
büyüme bekliyoruz. Makul bir yavaşlama var. Bu, yumuşak bir inişe
tekabül eder.” diye konuştu. Lewis,
Türkiye’nin kaç çeyrek daha büyüyeceği yönündeki soruya, “Her çeyrekte ekonominin büyümeye devam edeceğini düşünüyoruz. Mevsimsel anlamda ayarlanmış, çeyrek
bazındaki büyümenin Türkiye’de
devam edeceğini öngörüyoruz.”
cevabını verdi. Lewis, Türkiye’nin
ithalatında ise sıkı mali politikaları
sebebiyle anlamlı bir düşüş olacağını, bu sebeple cari açıkta bir iyileşme yaşanabileceğini vurguladı.
IMF Araştırma Departmanı Ekonomisti John Christopher Bluedorn
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler
Sabancı’ya, eski ABD Başkanı Bill Clinton’ın kurduğu Clinton Global Initiative tarafından, Clinton Küresel Vatandaşlık Ödülü (Clinton Global Citizen Award)
New York’ta gerçekleştirilen törenle verildi.
Güler Sabancı, kadınlara ve kız çocuklarına yaptığı katkılar ile Türkiye’nin sosyal, kültürel ve ekonomik
gelişimi için yaptığı çalışmalar nedeniyle ‘’Leadership in
Corporate Sector (kurumsal liderlik)’’ kategorisinde ödüllendirildi. Bill Clinton ödülle ilgili yaptığı
açıklamada, ‘’Clinton Küresel Vatandaşlık Ödülü’nü alan bu sıra dışı
isimler eğitimin geliştirilmesi, sağlık imkanlarına erişim, çevrenin korunması gibi alanlarda inovatif çözümler bulmak için çalıştılar ve takdir edilmeyi hak ettiler. Onların çalışmaları, hayal edersek, tüm zor- GÜLER SABANCI
luklara direnirsek ve tutkuyla inanırsak dünyayı daha yaşanır kılabileceğimizi bizlere gösterdi.’’ dedi.
Güler Sabancı da ödülü alırken yaptığı konuşmada, ‘’Başkan Clinton, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve
Clinton Global Initiative’in üyeleri; bu prestijli ödüle layık görülmek benim için gerçekten büyük bir keyif ve
onur. Clinton Global Initiative tarafından yürütülen çalışmalar gerçek anlamda örnek teşkil ediyor. Bu çalışmalar gerçekten fark yaratıyor ve benzer yapıdaki kurumlar için standardı sürekli yükseltiyor. Bugün bu platformu
ödül alan diğer saygıdeğer şahsiyetlerle paylaşmaktan da
ayrıca onur duyuyorum. Onları yürekten kutluyorum.’’
diye konuştu. Sabancı, ödülü Sabancı Topluluğu’nun 57
bin çalışanı adına aldığını vurguladı. EKONOMİ SERVİSİ
ise dünya ekonomisinde iniş ve çıkışların devam ettiğinin altını çizerek, daha önceki beklentileri aşağı
doğru revize etmek zorunda kaldıklarını belirtti. Yükselmekte olan piyasalara yönelik akışa bakıldığında
ikinci çeyrek başlangıcında yatırımlarda herhangi bir artış görülmediğine dikkati çeken Bluedorn, izlenen
sayısal gevşeme politikalarının bunu
artıracağı beklentisi bulunduğunu,
ancak son dönemlerde bunun etkilerinin çok da görülmediğini ifade
etti. Bluedorn, Euro Bölgesi dışındaki ülke risklerine ilişkin bir soru üzerine de Euro Bölgesi’nden bir taşma
olasılığı veya risk seviyelerinin artış
göstermesi tehlikesine karşın, bu tür
risklerin mutlaka kontrol edilmesi
gerektiğini düşündüklerini dile getirdi. Bluedorn, Avrupa’da mali piyasalarda türbülansın artması ve bulaşma riskinin olması durumunda
İtalya’nın mutlaka planlarını hayata
geçirmesi gerektiğine dikkat çekerek
“Euro Bölgesi’nde kesinlikle tedbir
almaları, kendilerine çekidüzen vermeleri ve bunları sümen altı etmemeleri gerekiyor. Yani Avrupa’da bir
seferberlik istiyoruz.” dedi.
Türk Hava Yolları’nın kıtalararası uçuş yapan uçaklarında canlı televizyon yayınlarına ve internete erişmek mümkün hale geliyor. Söz konusu uçuşları gerçekleştiren uçaklar içindeki Planet eğlence sistemine Panasonic Avionics tarafından geliştirilen GCS sistemi dahil ediliyor. Böylece, yolcuların artık IFE eğlence
sisteminde ilk defa televizyon programlarının eşzamanlı izlenebileceği ve yolcuların koltuk arkası ekranlardan
Miles&Smiles ve müşteri ilişkileri bölümlerine online
olarak ulaşılabilecekleri bir dönem başlıyor. THY’den yapılan açıklamada, bu sistemin bir sonraki adımının kablosuz (WiFi) hizmeti olduğu belirtilerek, kısa süre içinde
ilgili kuruluşlardan alınacak onaydan sonra THY yolcularının uçaklarda internet kullanabilecekleri ve e-maillerine
ulaşabilecekleri kaydedildi.
Kablosuz internet ile yolcuların beraberlerinde getirdikleri dizüstü ve tablet bilgisayarlar ile iPhone, BlackBerry
ve benzeri kablosuz ağ bağlantısı özelliğine sahip cihazlar
vasıtasıyla kesintisiz olarak internete erişebilecekleri dile
getirilen açıklamada, kullanımı çok kolay olan bu sistemden yararlanacak olan tüm yolcuların kredi kartlarını kullanmak suretiyle uçuş sırasında alacakları kullanıcı adı ve
şifreleriyle internete bağlanacakları belirtildi.
Kıtalararası uçuşlarda koltuk arkası ekranlardan dünyada ilk kez sağlanacak canlı televizyon yayını ile başlangıçta BBC World, BBC Arabic ve Euronews kanalları kesintisiz olarak yolculara sunulacak. Bir süre sonra bu kanallara Türkçe yayın yapan kanallar da eklenecek. Açıklamada ayrıca, sistemin takılı olduğu uçaklarda koltuklarda bulunan elektrik prizlerinin yolcuların satın almış
oldukları internet erişimini kesintisiz devam ettirebilmeleri için elektronik cihazlarını şarj edebilmelerine olanak
sağlayacağı ifade edildi. EKONOMİ SERVİSİ
Döviz kurları
MERKEZ BANKASI 24 EYLÜL 2011
DÖVİZİN CİNSİ
DÖVİZ ALIŞ
DÖVİZ SATIŞ
EFEKTİF ALIŞ
EFEKTİF SATIŞ
1 ABD DOLARI
1.8262
1.7849
0.33107
2.4646
2.8187
2.0164
0.26400
1.7765
6.5337
0.31278
0.48838
2.3909
1.2497
0.56724
0.05635
0.01682
1.8350
1.7966
0.33270
2.4765
2.8334
2.0294
0.26675
1.7845
6.6198
0.31489
0.48926
2.4068
1.2662
0.57471
0.05709
0.01704
1.8249
1.7767
0.33084
2.4629
2.8167
2.0134
0.26382
1.7699
6.4357
0.31256
0.48472
2.3821
-
1.8378
1.8074
0.33347
2.4802
2.8377
2.0324
0.26736
1.7913
6.7191
0.31561
0.49293
2.4159
TL KARŞILIĞI
-
-
-
0.03734
2.5796
0.49129
1 AVUSTRALYA DOLARI
1 DANİMARKA KRONU
1 EURO
1 İNGİLİZ STERLİNİ
1 İSVİÇRE FRANGI
1 İSVEÇ KRONU
1 KANADA DOLARI
1 KUVEYT DİNARI
1 NORVEÇ KRONU
1 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ
100 JAPON YENİ
1 BULGAR LEVASI
1 RUMEN LEYİ
1 RUS RUBLESİ
100 İRAN RİYALİ
ALIM SATIMA KONU OLMAYAN DÖVİZLER
1 SURİYE LİRASI
1 ÜRDÜN DİNARI
1 YENİ İSRAİL ŞEKELİ
Serbest piyasa
CUMA 17.00
DÖVİZ
ALIŞ
ABD DOLARI
1,8340
EURO
2,4720
İSVİÇRE FRANGI
2,0000
İNGİLİZ STERLİNİ
2,8100
100 JAPON YENİ
2,3800
DANİMARKA KRONU
0,3150
İSVEÇ KRONU
0,2500
AZERİ MANATI
1,8625
AVUSTRALYA DOLARI
1,7800
KANADA DOLARI
1,7700
ALTIN
ALIŞ
CUMHURİYET
665,00
REŞAT
687,00
24 AYAR KÜLÇE
99,55
22 AYAR
93,39
22 AYAR BİLEZİK
90,60
18 AYAR
76,46
14 AYAR
59,64
900 AYAR GÜMÜŞ
1,9260
1 ONS ALTIN
1.727,00 $
HAM PETROL (BRENT)
106,66 $/Varil (Ekim 2011 teslimi)
BANKALARARASI PİYASA
ABD DOLARI ALIŞ: 1,8370 SATIŞ: 1,8420
23 EYLÜL 2011
SATIŞ
1,8380
2,4780
2,0500
2,8500
2,4300
0,3500
0,2800
1,8900
1,8300
1,8100
SATIŞ
675,00
719,00
99,95
93,71
96,95
76,73
59,85
1,9800
Çapraz kurlar
1 ABD DOLARI
1.0214 AVUSTRALYA DOLARI
5.5155 DANİMARKA KRONU
0.9042 İSVİÇRE FRANGI
6.8891 İSVEÇ KRONU
76.24 JAPON YENİ
1.0283 KANADA DOLARI
5.8274 NORVEÇ KRONU
3.7506 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ
1.4492 BULGAR LEVASI
3.1929 RUMEN LEYİ
32.14 RUS RUBLESİ
10771 İRAN RİYALİ
1 EURO= 1.3496 ABD DOLARI
1 KUVEYT DİNARI= 3.6075 ABD DOLARI
1 İNGİLİZ STERLİNİ= 1.5441 ABD DOLARI
EURO DÖNÜŞÜM KURLARI
1.95583 ALMAN MARKI
40.3399 BELÇİKA FRANGI
40.3399 LÜKSEMBURG FRANGI
166.386 İSPANYOL PEZETASI
6.55957 FRANSIZ FRANGI
0.787564 İRLANDA LİRASI
1936.27 İTALYAN LİRETİ
2.20371 HOLLANDA FLORİNİ
13.7603 AVUSTURYA ŞİLİNİ
200.482 PORTEKİZ ESKÜDOSU
5.94573 FİN MARKKASI
340.750 YUNAN DRAHMİSİ
1 ÖZEL ÇEKME HAKKI (SDR)
1.56610 ABD DOLARI
2.8738 TÜRK LİRASI
08 GÜNDEM
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Kızılay saldırganı Kandil’de
özel bomba eğitimi almış
‘Şahin, Genelkurmay ile
görüştüğünü anlatırdı’
-
Ankara Kumrular Caddesi’nde meydana gelen patlamanın faili terör örgütü PKK mensubu İbrahim Halil G.’nin görüntüleri basına dağıtıldı. Polis, bombacıyı “25-30 yaşlarında, 1.75-1.80 boyunda, 75-80 kg civarında, sakin görünümlü ve düzgün
şiveli, kumral esmer” biri olarak tarif etti. Teröristin bu tip eylemler için Kandil’de özel olarak eğitildiği öğrenildi.
BAYRAM KAYA ANKARA
Ankara Kumrular Caddesi’nde 3 kişinin
hayatını kaybetmesine, 34 kişinin de yaralanmasına sebep olan terör örgütü PKK mensubu İbrahim Halil G. ile ilgili önemli bilgilere
ulaşıldı. İstihbarat kaynaklarından edinilen bilgiye göre, saldırgan 5 Temmuz 2011 tarihinde
Eskişehir yolunda askerî servis aracına düzenlediği saldırı öncesinde ve sonrasında örgüt mensuplarıyla temasa geçmemiş. Özelikle ilk saldırının ardından kendini Başkent’te gizleyen ve
marjinal hiçbir grupla da görüşmeyen teröristin,
temaslarını da özel bir gizlilik içerisinde yürüttüğü öğrenildi. İstihbarat kaynakları, saldırganın örgütün üst düzey yöneticileri ile olan ilişkilerini de tespit etti. Saldırganın Ankara’daki
eylemlerin emrini dağ kadrosundan aldığı sonucuna ulaşıldı. Bu arada ilk bombalamanın ardından ikinci eylemde de profesyonel davrandığı ortaya çıkan saldırganın, Kandil’de özel
bomba eğitimi aldığı da bilgiler arasında yer alıyor. Özelikle teröristin ilk eyleminde 50 metrelik bir kablo döşeyerek 65 amperlik aküyü patlatması, Kızılay’da da LPG tankının içerisine
bomba yerleştirmesi bu iddiaları güçlendiriyor.
Bu arada zanlının Şanlıurfa’daki çevresi de İbrahim Halil G.’nin PKK bağlantısını doğruladı.
-
Ankara Emniyet
Müdürlüğü’nün basına dağıttığı görüntülerde Ankara’daki eylemi gerçekleştiren teröris, bombalı saldırıyı gerçekleştirmeden önce bir market sahibiyle konuşurken tespit edildi.
Bombacının 5 Temmuz 2011 tarihinde
Eskişehir yolunda
askerî araca düzenlenen saldırıyı gerçekleştiren kişi olduğu ortaya çıktı.
TERÖRİSTİN GÖRÜNTÜLERİ DE ORTAYA ÇIKTI
Bu arada terör örgütü PKK’nın alt kolu olarak
bilinen TAK’ın üstlendiği Ankara’daki bombalı
saldırıyı gerçekleştiren teröristin görüntüleri de
ortaya çıktı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün
basına dağıttığı görüntülerde terörist, bombalı saldırıyı gerçekleştirmeden önce bir market sahibiyle konuşurken tespit edildi. Bombacının 5 Temmuz 2011 tarihinde Eskişehir yolunda askerî araca düzenlenen saldırıyı gerçekleştiren kişi olduğu ortaya çıktı. Soruşturmayı derinleştiren Ankara Terörle Mücadele
Şube Müdürlüğü ekipleri, saldırganın resimlerini Türkiye genelinde tüm güvenlik birimlerine ve sınır kapılarına dağıttı. Polis, bombacıyı “25-30 yaşlarında, 1.75-1.80 boyunda, 75-80
kg civarında, sakin görünümlü ve düzgün şiveli, kumral esmer” biri olarak tarif etti. Öte yandan saldırganın ikinci eylemini yapmasında ilk
eylemin ardından gerekli tüm tahkikatın yapılmamasının etkili olduğu belirtiliyor.
GÖKSEL GENÇ İSTANBUL
‘İkinci Ergenekon’ davasının 134. duruşması
dün görüldü. Özel Harekâtçı tutuksuz sanık
Murat Çavdar, savunmasında 2004’ten bu yana
Tokat Özel Harekât Şubesi’nde görev yaptığını,
tutuklu sanık İbrahim Şahin’le de buraya geldiğinde görüştüğünü söyledi. İstanbul 13. Ağır Ceza
Mahkemesi’nde görülen duruşmada Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Murat Çavdar’a, Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız ve eski genel sekreter Kazım Genç’e suikast iddialarının yer aldığı
S-1 adlı belgede adının ve kimlik bilgilerinin olduğunu hatırlattı. Bunun üzerine Çavdar, İbrahim Şahin’den, yurtdışı göreve gönderilmesi için
yardım istediğini ve o sebeple kimlik bilgilerini
Şahin’e verdiğini kaydetti.
Savcı Pekgüzel’in, “İbrahim Şahin şubeye geldiğinde neler konuşurdu?” sorusu üzerine de, “Güncel terörle mücadele konularından konuşulurdu. Genelkurmay ile görüştüğünü söylemiştir. Birkaç paşa
ile de görüştüğünü söylüyordu ama kimler olduğunu hatırlamıyorum. Üzerinde durmadım.” dedi. Hatırlanacağı gibi Şahin, sorgusunda, o dönemde korgeneral rütbesinde olan Jandarma Genel Komutanı
Orgeneral Bekir Kalyoncu”nun, “Yeni oluşturulacak
terörle mücadele müsteşarlığına atanacaksın.” diyerek kendisini göreve çağırdığını ileri sürmüştü.
Murat Çavdar’ın açıklamalarından sonra söz alan
tutuklu sanık İbrahim Şahin ise Özel Harekât timlerinin zaman zaman yurtdışına gönderildiğini bildirdi. Çavdar’ın isminin S1 listesinde bulunma sebebini
ise açıklamayan Şahin, “Çavdar yurtdışında göreve
gitmek istediğini söyleyince, bilgilerini alarak bunları Behçet Oktay’a (dönemin Özel Harekât Daire Başkanı) verdim. Bana söylenen göreve gelirsem kendi
yanıma alırım, korumam, şoförüm olur diye ismini
S-1’e yazdım.” şeklinde konuştu.
Davada, tutuklu sanık İbrahim Şahin ve Ergenekon davasına bakan Savcı Zekeriya Öz’ün eski koruması Kenan Temur da dinlendi. Temur, soruşturma
aşamasında İbrahim Şahin’in tedhiş listesinde adının geçtiği, savcılıkta kendisine söylendiğinde “İbrahim Şahin bana iftira attı.” sözlerine açıklık getirdi.
Savcılıkta devamlı tedhiş planı ve çirkin konular sorulduğunu belirten Temur, “Onların sorduğu sorulara göre ben öyle cevap verdim.” dedi. Bir dönem
savcı Zekeriya Öz’ün eşinin koruma görevini de yürüten Temur, Şahin ile aralarında bir sorunun olmadığını dile getirdi. Duruşmada, CHP milletvekili
Mustafa Balbay, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu, gazeteci Tuncay Özkan ve emekli Albay Hasan Atilla Uğur’un da aralarında bulunduğu
24 tutuklu sanık ile 15 tutuksuz sanık hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan Başkent Üniversitesi kurucu rektörü Mehmet Haberal, eski Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz
ve Oğuz Bulut ise duruşmaya katılmadı.
Bingöl’de 126 kilo
patlayıcı ele geçirildi
-
Bingöl-Elazığ karayolunda gizlenmiş halde 125 kilo potasyum nitratla güçlendirilmiş
1,3 kilo C-4 patlayıcı ele geçirildi. Bir istihbaratı değerlendiren emniyet güçleri, Kurudere Mahallesi
Bingöl-Elazığ karayolu üzerinde arama ve kontrol
yaptı. Karayolunun 3. kilometresindeki bir menfezin
altına patlayıcı gizlendiğini tespit etti. Uzman ekiplerin yaptığı çalışma sonucunda, terör örgütü mensupları tarafından 4 adet 12 kiloluk büyük tüp ve 1
adet düdüklü tencere içerisine yerleştirilmiş toplam
125 kg. potasyum nitrat ile 1,3 kilo C-4 patlayıcı ele
geçirildi. Bombaların, fünyeleri takılarak kullanılmaya hazır hale getirildiği belirlendi. Bombanın bulunduğu bölgede 1 ay önce askerî konvoyun geçişi sırasında patlama yaşanmıştı. ADİL BİLİM BİNGÖL
Şırnak’ta 3 belediye
başkanı gözaltına alındı
-
Öğrencilere
uyuşturucu satan sokak
satıcıları yakalandı
BAYRAM KAYA ANKARA
Emniyet birimleri Türkiye genelinde uyuşturucu madde satıcılarına göz açtırmıyor.
Okulların açılmasıyla uyuşturucu ve benzeri bağımlılık yapan maddeler konusunda alarma geçen Emniyet güçleri Ankara’da büyük bir operasyon gerçekleştirdi. Bu kapsamda gelen bir
ihbarı değerlendiren Ankara polisi, Mamak, Altındağ, Çankaya ve Keçiören’de uyuşturucu ve
uyarıcı madde ticareti yapan sokak satıcılarına
yönelik operasyon düzenledi. 26 kişinin gözaltına alındığı operasyonda ele geçirilen uyuşturucu maddenin piyasa değerinin yaklaşık 1 milyon lira olduğu belirtiliyor. Emniyet’teki sorgulamalarının ardından adliyeye sevk edilen zanlılardan 15’i tutuklanarak cezaevine gönderilirken, 3 şüpheli ise tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bırakıldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube
Müdürlüğü Narkotik Suçlar Büro Amirliği ekipleri, istihbarat çalışmaları neticesinde Ankara
merkez ve ilçelerinde uyuşturucu ticareti yapan
bir çeteyi tespit etti. Operasyon için düğmeye basan Emniyet birimleri, Çankaya, Mamak,
Altındağ ve Keçiören ilçelerinde tespit edilen
noktalara eşzamanlı baskın düzenledi. Şahısların ev ve üzerinde yapılan aramalarda 40 kilo
500 gram esrar, 3 bin 792 adet uyuşturucu ecstasy hap ve 72 gram eroin çıktı. Ayrıca uyuşturucu madde ticaretinden elde edildiği öğrenilen
6 bin 360 lira ve 100 dolar ele geçirildi. Emniyet
kaynaklarından edinilen bilgiye göre Başkent’te
ele geçirilen uyuşturucu maddenin piyasa değerinin yaklaşık 1 milyon TL olduğu bilgisine ulaşıldı. Operasyon sonucunda çete ile bağlantıları
tespit edilen zanlılar yakalanarak Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne getirildi.Yakalanan 26 şahıstan 15’i, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. 3 şüpheli şahıs serbest bırakılırken, 8
şüpheli hakkında ise ‘kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek
ve bulundurmak’ suçundan yasal işlem yapıldı.
-
İnönü Üniversitesi’nde 8 yılda
23 misyonerlik konferansı verilmiş
EŞREF AKGÜN MALATYA
Malatya’da yaşanan Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili dava kapsamında yapılan araştırma sonucu emekli
Orgeneral Hurşit Tolon, gazeteci Mustafa Balbay ve Türkan Saylan gibi kişiler tarafından İnönü Üniversitesi’nde 8
yılda misyonerlik ve benzer konularda 23 konferans verildiği ortaya çıktı.
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un Zirve Yayınevi’nde cinayetlerin işlendiği
aynı gün üniversitede ‘21 yy. başlangıcında kuşatılmış Türkiye’ konulu konferans verdiği tespit edildi.
Biri Alman uyruklu 3 kişinin öldürülmesiyle ilgili Malatya 3. Ağır Ceza
Mahkemesi’nde görülen davada tutuklu sanıklar 35’inci kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya tutuksuz sanık Hüseyin Yelki ile birlikte öldürülen Alman
uyruklu Tilman Ekkehart Geske’nin
eşi Susanne Geske ve diğer maktullerin yakınları katıldı. Mahkeme başkanı, önceki duruşmada İnönü Üniversitesi
Rektörlüğü’nden talep edilen misyonerlik ve benzeri konularla verilen konferans
ve panellerin, CD ve DVD ortamında
mahkemeye ulaştığını dile getirdi. Buna
göre, 2000 ile 2008 yılları arasında 23 kez
misyonerlik ve benzeri konularda panel
ve konferans düzenlendiği tespit edildi.
21 Kasım 2000 tarihinde Orgeneral Doğu
Aktulga tarafından verilen ‘Devlet Yönetimi ve Atatürk’ konulu konferansla başlayan toplantıların 9 Mayıs 2008 tarihinde
emekli Orgeneral Edip Başer tarafından
verilen ‘Ulusal Güvenlik’ konulu konferansla tamamlandığı belirlendi.
8 yılda verilen konferanslar arasında en
dikkat çekici olanı Zirve Yayınevi cinayetleri ile aynı gün, yani 18 Nisan 2007 tari-
-
İnönü Üniversitesi’nde
2000 ile 2008 yılları arasında 23 kez misyonerlik ve benzeri konularda panel ve
konferans düzenlendiği tespit edildi.
8 yılda verilen konferanslar arasında en dikkat çekici
olanı Zirve Yayınevi
cinayetleri ile aynı
gün, yani 18 Nisan 2007 tarihinde
emekli Orgeneral
Hurşit Tolon tarafından ‘21. yy. başlangıcında kuşatılmış Türkiye’ konulu
konferans oldu.
hinde emekli Orgeneral Hurşit Tolon tarafından ‘21. yy. başlangıcında kuşatılmış
Türkiye’ konulu konferans oldu. Ayrıca
Ergenekon soruşturması kapsamında bazıları tutuklu bulunan sanıkların da İnönü
Üniversitesi’ndeki konferans dizisi içinde
yer aldığı belirlendi. 16 Mart 2005’te Türkan Saylan, benzer bir konuda konferans
verirken gazeteci Mustafa Balbay’ın 11
Ekim 2005’te, 26 Nisan 2006’da Tuncay
Özkan’ın, 17 Kasım’da da İşçi Partisi
Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever’in
‘Türkiye nereye gidiyor’ konu başlığı altında konuştuğu kayda geçti.
Mahkeme heyetinin sorması üzerine
duruşmada konuşan tutuklu sanık Varol Bülent Aral, müdahil avukatı Erdal
Doğan’ın sunduğu Hrant Dink davasına ilişkin mütalaanın kabul edilmemesini istedi. Ayrıca mahkeme üyesi Hakim Osman Kandemir’in kendisini mimik hareketleriyle tehdit ettiğini, “Sen görürsün” demeye çalıştığını
iddia eden Aral, “Ben dudak okuyabiliyorum. Aynı zamanda bu hakimin
beynini de okuyorum. Ne dediğini anlıyorum. Bu nedenle hakimin davadan
alınmasını talep ediyorum.’’ dedi.
Şırnak merkez ile Silopi ve İdil ilçelerinde KCK
operasyonunun 3. dalgası dün sabah yapıldı. Şırnak’ta geçen cumartesi gününden beri aralıklarla devam eden KCK operasyonları kapsamında sabah saatlerinde Şırnak ile İdil ve Silopi ilçelerinin BDP’li belediye başkanları ve BDP il ve ilçe başkanlarının evlerinde arama yapıldı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Şırnak Emniyet
Müdürlüğü’ne bağlı Çevik Kuvvet timlerinin gece
saat 03.00 sularında yaptığı operasyonlarda Şırnak
Belediye Başkanı Ramazan Uysal, İdil Belediye Başkanı Resul Sadak, Silopi Belediye Başkanı Emin Toğurlu ve Silopi BDP İlçe Başkanı Bahattin Alkış gözaltına alındı. Şırnak BDP İl Başkanı Abit İke ile Merkez İlçe Başkanı Abit Bayık’ın evlerinde de arama yapıldığı, ancak her ikisinin de evde bulunmadığı bildirildi. BDP’li başkanların evlerinde yapılan aramalarda bilgisayar ve bazı dokümanlara da el konulduğu
öğrenildi. Şırnak Belediyesi internet sitesinden, “Belediye Başkanımız Ramazan Uysal bu sabah evine
yapılan baskın sonucu tutuklanarak Diyarbakır’a götürüldü.” şeklinde açıklama yapıldı. ALİ GÜVEN ŞIRNAK
Cezayı protesto etti
duruşmaya gelmedi
-
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant
Dink’in katil zanlısı Ogün Samast’ın ‘terör örgütüne üyelik’ suçundan İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza
Mahkemesi’nde yargılanmasına devam edildi. Hakkındaki diğer davada ‘tasarlayarak adam öldürmek’
suçundan 22 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan Ogün
Samast, kararı protesto ederek duruşmaya gelmedi.
Samast’ın avukatı Levent Yıldırım, reddihâkim talebinde bulunarak, müvekkilinin aldığı cezaya tepki amacıyla duruşmaya gelmediğini söyledi. Mahkeme Başkanı Celal Ünal, Samast’ın gelmeme nedeninin cezaevine sorulduğu ve sanığın kendi isteği doğrultusunda getirilmediğini belirttiğini ifade etti. Bunun üzerine
Samast’ın avukatı Levent Yıldırım müvekkilinin duruşmaya katılmama sebebiyle ilgili mahkemeye bir dilekçe göndereceğini söyledi. Yıldırım, mahkeme heyetinin
ihsası reyde bulunduğunu öne sürerek davadan çekilmesini aksi takdirde heyetin reddini talep etti. Yıldırım,
müvekkili hakkında adam öldürme ve ruhsatsız silah
bulundurma ve örgüt üyesi olma suçundan tek bir iddianame hazırlandığını, ancak mahkemenin terör örgütü üyeliği suçlamasını ayırdığını, bu durumun hukuken doğru olmadığını kaydetti. Ogün Samast’ın tutukluluk halinin devamını kararlaştıran mahkeme heyeti,
duruşmayı erteledi. YAKUP ÇETİN, ABDULKADİR ARGILLI İSTANBUL
SAYFA TASARIM: DERYA YILDIRIM
09 POLİTİKA
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Susurluk zirvesinde ‘faili meçhul’ atışması
Çankaya Köşkü’nde 15 yıl önce gerçekleştirilen Susurluk Zirvesi’nde ‘hukuk dışı olayların ne zaman başladığına ilişkin’ tartışma yaşandığı ortaya çıktı. Faili meçhul cinayetler soruşturmasını yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kumarhaneler
kralı Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin dava dosyasında bulduğu tutanaklar, zirvede yaşanan atışmayı gözler önüne seriyor.
ZEKAİ ÖZÇINAR ANKARA
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı’nın kumarhaneler Kralı Ömer Lütfü Topal cinayetine ilişkin dava
dosyasında bulduğu tarihi ‘Susurluk Zirvesi’
tutanakları sansürlü çıktı. 74 sayfayla sınırlı tutulan tutanaklar, ‘devlet sırrı’ kaygısıyla
büyük bölümü kesildiği için zirvede konuşulanların tamamını yansıtmıyor. Ancak sansürlü dökümlere yansıyanlar, liderler arasındaki ‘faili meçhul’ atışmasını gözler önüne
seriyor. Söz konusu zirve, Susurluk kazasının ardından 22 Aralık 1996 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in
çağrısı üzerine Çankaya Köşkü’nde gerçekleşmişti. Zirveye, dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı-DYP
lideri Tansu Çiller, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP lideri Deniz Baykal,
DSP lideri Bülent Ecevit ve BBP lideri Muhsin
Yazıcıoğlu katılmıştı. İşte, o diyaloglar:
Tansu Çiller: Lisede daha öğrenciydim, bir
kontrgerilla diye çıkmıştır bu olay. Şimdi söylenen şey, bir başka boyutuyla aynı şeyi çağrıştırıyor. Sayın Ecevit, ondan sonra iki kez
başbakan olmuş. Devlet içinde kontrgerillalarla ilgili Ecevit ne yapmış başbakanlığı döneminde ki onun aynısını yapalım hemen.
Bülent Ecevit: 1974 öncesinde bazen kontrgerilla sözünü genel anlamda kullanmış
olabilirim. Fakat, öğrendiğim bazı çok acı
devlet gerçekleri üzerine Türkiye’de resmen kontrgerilla diye bir örgüt olmadığını, ama o işleri gören bir kurumun var olduğunu, Özel Harp Dairesi’nin sivil uzantısının var olduğunu ve bunların çok karanlık bir takım olaylara karışmış olabileceğini
gördüm. 1978’de başbakan olur olmaz yeni
Genelkurmay Başkanı Kenan Evren’e o zaman kullandığım tabirle ‘devlet içinde ama
devlet dışındaki’ kurumların hukuk devleti
kuralları içine çekilmesi talimatını verdim.
Necmettin Erbakan: 1994 tarihinde Mehmet
Özbay’a (Abdullah Çatlı), bir bakan ona-
-
TANSU ÇİLLER
SÜLEYMAN DEMİREL
NECMETTİN ERBAKAN
DENİZ BAYKAL
MESUT YILMAZ
BÜLENT ECEVİT
yı ile silah verilmiş. Hangi bakan tarafından? MİT raporunda ‘devlet içerisinde kendi kendine gruplar teşekkül etmiştir’ deniliyor. Raporda söylediği şu: 1982-1984 arasında ASALA’ya karşı 11 eylem yapılmıştır. Eylemlerin içinde Çatlı da vardır. ANAP
dönemidir. Bu olaylardan iktidarın haberi yok mu? Bunlar resmi vesikalarla sabit.
1978’den beri uyuşturucu kaçakçılığından
Hollanda’da ve ABD cezaevlerinde yatan sabıkalı Ömer Lütfü Topal’a kim pasaport vermiştir? 1978’den beri uyuşturucu kaçakçısı,
kim otel ve kumarhane ruhsatı veriyor.
Mesut Yılmaz: 1993’ten beri bu hukuk dışı
olaylar devlette devam etmektedir. Bir iddia var. MGK’da PKK’nın lojistik desteğinin kesilmesi konusunda bir karar alınmış.
Karara dayalı olarak da devlet içinde bir takım odaklar yargısız infazlara girişmiştir.
Çiller’in dediği gibi münferit olay söz konusu değildir. İki sene içerisinde 50 tane bireysel olay söz konusudur. Bu yargısız yetki
kullanıldıysa kimin izniyle kullanılmıştır?
Süleyman Demirel: Geçen 5 sene zarfında kurulun başbakan olarak üyesiyim veya
cumhurbaşkanı olduğum kurulların hiçbir
tanesinde ‘devletin güçleri dışında bir takım
adamları kullanalım’ diye hiçbir şey alınmamıştır. 1991 Kasım ayından, Yılmaz’ın bana
hükümeti devrettiğimden bu yana başında
bulunduğum hükümetler veya başında bulunduğum bu devlet benim bilgim dahilinde
hiçbir cinayet işine karışmamıştır. Buna karşı
çıkmışımdır ve ‘aman dikkat edin şu adamdan…. ve aman devleti meşru olmayan işlere karıştırmayın’ şeklinde olmuştur.
Tansu Çiller: Yılmaz’ın yanında anlaşılan
Ölmez diye çete reisi varmış. Ankara Valisi Ölmez’i Yılmaz’ın kongresindeki yemekte
yanından alıyor. Devlet-mafya-çete ilişkisinin başında olan isim. Temmuz 1991-Kasım
1991 yani Yılmaz’ın başbakanlığı döneminde faili meçhul cinayetler olarak 63 adi, 18
siyasi, 81 faili meçhul cinayet işleniyor.
Çiçek, TBMM başkanı seçildikten sonra kendisine yapılan ziyaretleri iade çerçevesinde Demokrat Parti’yi ziyaret etti.
Susurluk kazasının ardından 22 Aralık 1996 tarihinde
Demirel’in çağrısı
üzerine gerçekleştirilen zirveye dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan, Başbakan
Yardımcısı-DYP lideri Tansu Çiller,
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, CHP lideri
Deniz Baykal, DSP
lideri Bülent Ecevit ve BBP lideri
Muhsin Yazıcıoğlu
katılmıştı.
O görüntülerdeki turuncu tornavida ve 3 asker
EMRE SONCAN ANKARA
AbHABER Cumhurbaşkanı
dullah Gül’ün, “Bana
iZLENiM video geldi. Baktım ki
birileri cesetlerle ilgileniyor, birileri vida
söküyor.” açıklamasının ardından gözler söz konusu görüntülere çevrildi. Bu
görüntülerin Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasındaki sis perdesini aralayabileceği belirtiliyor. Merhum
Yazıcıoğlu’nun helikopter kazasıyla ilgili haberleri başından beri takip eden bir
gazeteci olarak Cumhurbaşkanı Gül’ün
bahsettiği videoyu ben de izleme fırsatı
buldum. Görüntüler, yaklaşık iki ay önce
meçhul bir subay tarafından bir mektupla
birlikte Köşk’e ulaştırıldı. Cumhurbaşkanı Gül ve olayın aydınlanması için büyük
uğraş veren Cumhurbaşkanlığı Devlet
Denetleme Kurulu üyeleri, videoyu izledi ve olayı soruşturan Malatya Özel Yetkili Başsavcılığı’na gönderdi.
Birkaç yetkili ile birlikte izlediğim görüntü kaydı, yaklaşık 30 saniye sürüyor.
Önce gökyüzünde bir helikopter gözüküyor. Kamera daha sonra enkaz bölgesine
çevriliyor. Elinde tornavida tutan bir asker,
Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter enkazının bir parçasının üzerinde gözüküyor. Turuncu renkli ve yıldız uçlu olduğu
anlaşılan tornavidayla enkaz üzerinden bir
parça söküyor. Bu sırada görüntüde omu-
zunda 3 yıldız taşıyan bir asker daha var.
Fakat yanında çelenk olup olmadığı net değil. Yani ya yüzbaşı ya da albay rütbesinde.
Görüntüleri kayda alan kişiyle birlikte toplam 3 askerin olay yerinde olduğu anlaşılıyor. Enkazdan cihaz söken ve gözlüklü olduğu görülen kişinin toplam görüntüsü ise
sadece 2-3 saniye.
Söz konusu cihazların, daha önce
Zaman’ın gündeme getirdiği ve enkaz bölgesinden çalınan Argus 5000 CE ve SKYMAP
IIIC cihazları olabileceği kaydediliyor. Söz
konusu donanım, helikopterin uçuş bilgilerini muhafaza ediyor. Hangi noktalar arasında uçtuğunu, irtifa bilgilerini, hızını kayıt altına alıyor. Uzmanlar ise konuyla ilgili olarak, “Helikopter bir dış etkiyle düşürüldüyse, ilk ortadan kaldırılacak cihazlar bunlardır.” görüşünde birleşiyor. DDK’nın kamuoyuna yansıyan raporunda, enkazda bulunamayan cihazlarla ilgili önemli tespitler
yer almıştı. Tespitler, rapora şöyle yansımıştı: “Cihazların 31.3.2009 günü öğle saatleri arasında yok olduğu/çalındığı anlaşılmıştır. Bölgede saat 17.00’ye kadar çalışmalarını sürdüren Kara Kuvvetleri’ne ait Sikorsky
helikopterin kaza kırım heyetinde yer alan
bazı personelin TC-HEK işaretli helikopter
enkazı üzerinde çalışma yaptıkları görülmüştür. Başta Sikorsky helikopterin kaza kırım heyeti olmak üzere tüm şüpheliler hakkında cumhuriyet savcılığınca soruşturma
yapılması önerilmektedir.”
Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu üyelerinin olayı soruşturan
Özel Yetkili Malatya Başsavcılığı’na
gönderdiği ve Zaman muhabirinin
de izlediği video
yaklaşık 30 saniye sürüyor. Gözlüklü bir asker,
elindeki turuncu
renkli tornavidayla enkaz üzerinden parçaları söküyor.
YASEMİN GÜNEŞ
Güneş: Gül’ün çabası, ümitlerimizi artırdı
Cumhurbaşkanı Gül’ün açıklamaları, Yazıcıoğlu kazasında hayatını kaybeden acılı aileleri de ümitlendirdi. Kazadan sonra 112’yi
arayarak yardım isteyen ancak donarak vefat
eden gazeteci İsmail Güneş’in eşi Yasemin
Güneş, olayın aydınlatılıp, suçluların ceza
alacağına yönelik inancının arttığını söyledi.
Yasemin Güneş, Gül’ün kazanın üzerine bu
kadar gideceğini beklemediğini belirtti. Bunun kendilerini sevindirdiğini dile getirerek,
“Şu günden sonra buna inanıyoruz. Suçlular ceza alacak. Ölenler geri gelmeyecek ama
bir nebze de olsa içimiz rahatlayacak. Acımız
tam anlamıyla hafiflemeyecek ama yine de
onların içeride olması suçluların ceza alması
bizi mutlu edecek.” dedi. MUSA ÖZYÜREK SİVAS
Humboldt Üniversitesi’ni terk etmedim; öfkemi de saklayamadın
MUSA ÖZYÜREK SİVAS
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
sosyal paylaşım sitesi Twitter aracılığıyla Almanya ziyaretine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gül, yorumlarına, “Geçtiğimiz günlerde, Alman
Cumhurbaşkanı Christian Wulff’un
davetlisi olarak ben ve Hayrünnisa Hanım Almanya’ya resmi bir ziyarette bulunduk.” ifadesiyle başladı.
Ziyaretine ilişkin çeşitli fotoğraf karelerine yer veren Gül, konuşma yapacağı
Humboldt Üniversitesi’nde bomba ihbarı yapılmasına temas etti. Rektörün odasındaki bekleyişine ilişkin fotoğrafı paylaşırken, “Çıkarılan engellere rağmen
Humboldt Üniversitesi’nde yaptığım konuşmamla ilgili olarak sizlerden binlerce
-
mesaj aldım. Alman polisinin aksi yöndeki ısrarına rağmen üniversiteyi terk etmedim, rektörün odasında bekledim.
Yaşananlar karşısındaki öfkemi de saklayamadım.’’ ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı, Berlin Havaalanı’ndaki karşılama töreniyle 1989 yılına kadar doğu ve batı Berlin’i birbirinden ayıran Glienicke Köprüsü’nün üzerinde çekilen fotoğrafları da yayınladı.
İki cumhurbaşkanı ve eşlerinin yer aldığı fotoğrafla ilgili “Bu köprü, filmlere
konu olan, casus değişimlerinin yapıldığı köprü.” diye not düştü. Wulff ile yine
aynı akşam, yemekten sonra program
dışı bir şey yapmaya karar verdiklerini
anlatarak, “Ve Berlin’de Türklerin yoğun
olarak yaşadığı Kreuzberg semtinde bir
Türk kebapçısına gittik.” dedi. Gül’ün,
kebapçıda çekilen fotoğrafı da bulunuyor. “Mevkidaşım Wulff, Alman Cumhurbaşkanlığı bandosunun Türk şefini
benimle tanıştırdı.” diyen ve tanıştırmaya ilişkin fotoğrafı yayınlayan Gül, “Şefin Türk olduğunu kıtayı selamlarken
bana bakışından anlamıştım.” ifadelerine yer verdi. Geçen yıl Türkiye’ye yaptığı ziyarette, Wulff ve eşini memleketi
Kayseri’ye götürdüğünü anımsatan Abdullah Gül, şu mesajı paylaştı: “Bu kez
de Wulff bizi kendi uçağıyla memleketi Osnabrück’e götürdü. Osnabrück’te
halkı birlikte selamladığımız belediye
binası, tarihte çok önemli bir yeri olan
Vestfalya Antlaşması’nın 1648’de imzalandığı yer.” ANKARA CİHAN
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dün
Twitter’daki hesabından Almanya’daki
ziyaretine ilişkin paylaşımlarda bulundu.
Gül, Humboldt
Üniversitesi’nde
gerginlik yaşadığını, polisin ısrarına rağmen üniversiteyi terk etmek
istemediğini dile
getirdi.
Kıbrıs’ta olanlar,
Rum kesiminin
şımartılmasından
kaynaklanıyor
-
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Kıbrıs Rum Kesimi’nin doğu Akdeniz’de
sondaj ısrarına tepki gösterdi. “Kıbrıs’ta
olup bitenler biraz da Rum kesiminin şımartılmasından kaynaklanıyor.” diyen Çiçek, AB’yi eleştirdi. Meclis Başkanı, “Maalesef kendi iç sorunlarını, sınır sorunlarını
halletmeden Rum kesimi AB’ye alınmıştır.
AB’yi de arkasına alarak, onların politikalarını da ipotek altına alarak, Rum kesimi
biraz iç politikasından da kaynaklanan sebeplerle şımarıklık içerisindedir. Herkesin uluslararası hukuka saygı göstermesi
lazım. Rum kesiminin yapacağı iş, ortalığı karıştırmak, provokatif bir kısım eylemlere girişmek değil, senelerdir sürdürülen
barış müzakeresini, minderden kaçmadan, iç politika malzemesi yapmadan sonlandırmasıdır.” diye konuştu.
Cemil Çiçek, TBMM başkanı seçildikten sonra kendisine yapılan ziyaretleri iade çerçevesinde DP ve DSP’yi ziyaret
etti. Sorular üzerine yeni anayasa çalışmalarını da değerlendirdi. Yeni anayasanın uzlaşma komisyonu marifetiyle yapılması için partiler arasında ittifak olduğuna değinerek, “Biz de bu geleneği dikkate alarak, bir komisyon kuracağız. Bu işleri adım adım takip etmemiz lazım. En son
yapacağımız işi en baştan söyleyip yaparak, süreci tıkamayalım. 1 Ekim dedik, 1
Ekim’i bekleyip hep beraber görelim.” ifadelerini kullandı. PINAR KAMAN ANKARA CİHAN
CHP, Anayasa
Mahkemesi’nden
şikâyetçi
-
CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi, kanun hükmünde kararname (KHK) konusunda hükümet ve Anayasa Mahkemesi’nden şikâyetçi oldu. Hükümete, “Eğer özgürlükleri esas alan yeni bir anayasa için yola çıkacaksak bu yola mayın döşemekten vazgeç. KHK çıkarma sevdasını bırak.” çağrısında bulunan Hamzaçebi, bugüne
kadar çıkarılan 22 KHK’dan 15’i için Anayasa
Mahkemesi’nde iptal davası açtıklarını kaydetti. Bu süreçte Mahkeme’nin tutumunun
da ‘ilginç’ olduğunu ifade eden Hamzaçebi,
CHP’nin, KHK’lara dayanak olan yetki kanunu ile ilgili yürürlüğün durdurulması ve iptali istemiyle 6 Haziran’da açılan davanın, bugüne kadar karara bağlanmadığını dile getirdi. CHP’li vekil, Yüksek Mahkeme’ye şu çağrıda bulundu: “Yetki Kanunu’nun hükümete
6 ay süreyle yetki vermiş olduğu dikkate alındığında, dava açıldığı tarihten bu yana geçen yaklaşık 4 aylık süre içinde mahkemenin
karar vermemiş olması kamuoyu tarafından
‘Anayasa Mahkemesi hükümete destek veriyor’ anlamında yorumlanmaktadır. Yüksek
Mahkemeyi millet adına göreve davet ediyorum. Mahkeme, bu konuda süratle karar vermek zorundadır.” ANKARA CİHAN
Bahçeli’nin
danışmanı
Bölücek, CHP’de
-
Uzun yıllardır MHP’de başdanışman
olarak görev yapan, çeşitli siyasi partilerde de seçim kampanyalarını yürüten Rasim
Bölücek, Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine CHP’de danışmanlık hizmeti verecek. Alınan bilgiye göre Bölücek, yaklaşık bir ay önce
CHP’ye katıldı. Bölücek’in Kılıçdaroğlu’nun
daveti üzerine, değişik partilerde görev almış
profesyonel bir ekip kurma çalışmalarına başladığı öğrenildi. Söz konusu davet, ‘sağ seçmenle CHP arasında ortak bir dil oluşturarak,
bu kesimdeki seçmen sayısını artırmaya yönelik’ olarak yorumlanıyor. Bölücek, söz konusu
gelişmeyi doğrularken, prensip olarak basına
demeç vermediğini kaydetti. ANKARA AA
SAYFA
SAYFA
TASARIM:
TASARIM:
HASAN
ONURERTAŞ
AYDEMİR
f10 DIŞ HABERLER
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Türkiye ile ABD’den
terörle mücadele
için ortak girişim
-
BM kürsüsünden Somali
ve Filistin için destek istedi
BM Genel Kurulu’nda dünya liderlerine hitap eden Başbakan Erdoğan, tarihî konuşmasında açlığın pençesindeki Somali ile Filistin’in tanınma girişimine
destek istedi. “Somali faciası uluslararası toplum için yüz karasıdır.” derken İsrail’in ise BM kararlarını hiçe saydığını belirtti. Erdoğan, “İsrail’e
hukukun üstünde olmadığını göstermek gerekir. Bu konuda atılması gereken en önemli adım Filistin’in BM’de yer almasıdır.” diye konuştu.
ALİ H. ASLAN NEW YORK
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM
Genel Kurulu’nda yaptığı coşkulu
konuşmada uluslararası sistemdeki adaletsizliklere dikkat çekerek özellikle Somali ve
İsrail konusunda sitemli mesajlar verdi. ‘Liderlik sergileyemediğini’ ifade ettiği BM’nin
‘belli ülkelerin çıkarları ve vesayeti’nden
kurtarılarak yeniden yapılanması çağrısında
bulunan Erdoğan, Somali’de devam eden
insanlık dramının uluslararası toplum için
‘yüz karası’ olduğunu kaydetti. Somali’de
yaşananların ‘sömürgeci zihniyet’in açtığı
‘derin yara’yı da ortaya çıkardığını söyleyen Erdoğan, ‘o eski zihniyet’in şimdi de
Somali’yi sadece seyretmekle yetinmesinden yakındı. Türkiye halkının ve hükümetinin Somali konusundaki insanî girişimlerini anlatırken bunun ‘tüm uluslararası
toplum’a örnek olması gerektiğini söyledi.
Konuşmasının bitiminde Somali delegasyonu, Erdoğan’ı ayakta alkışladı.
Uluslararası adalete ‘en büyük
darbe’lerden birinin Arap-İsrail ihtilafında vurulduğunu belirten Başbakan Erdoğan, çözümsüzlükten ‘89 bağlayıcı BM
kararına uymayan’ İsrail’i sorumlu tuttu.
BM Güvenlik Konseyi’nin, Sudan gibi
başka ülkelere yaptırım uygularken İsrail
konusunda ‘sessiz’ kalarak çifte standart
uyguladığını ima etti. ‘BM içi boşluklar’ın
ve ‘belirli ülkelerdeki lobiler’in İsrail’e
uluslararası adaletten kaçma imkânı verdiğini söylerken İsrail hükümetini her
geçen gün barışın önüne ‘yeni bir engel’
çıkarmakla suçladı.
ABD ve Avrupa’nın tüm aksi yönde telkinlerine rağmen bugün BM’de devlet statüsüne getirilme başvurusunda bulunması
beklenen Filistin’e ‘koşulsuz’ destek veren
Erdoğan, İsrail’i Filistin topraklarını ‘işgal
altında bulundurmakla’ ve ‘orantısız güç’
kullanmakla eleştirdi. İsrail hükümeti, Mavi
Marmara olayındaki tutumundan dolayı da
Erdoğan’ın sert eleştirilerinden nasibini aldı.
Türkiye’nin hiçbir devlete karşı ‘husumet’
duymadığını ve ‘çatışmacı’ politika izlemediğini hatırlatan Erdoğan, İsrail’in uluslararası sularda 9 Türk aktivisti öldürerek ‘vahim
yanlış’ yaptığını kaydetti. Özür dileme, şehit
ailelerine tazminat ve Gazze’ye ablukayı
kaldırma yönünde İsrail ‘adım atmadıkça’
Türkiye’nin tavrının değişmeyeceğini vurguladı. Türkiye’nin tavrının İsrail halkına
değil, ‘gerilimin kaynağı’ olan mevcut hükümetine olduğunu da ekledi.
-
Erdoğan, BM Genel
Kurulu’na hitabında
dünyanın Somali’ye
duyarsız kalmasından yakınarak,
“Somali’nin
feryadını duymayan dünya
barıştan, adaletten, medeniyetten
söz edemez.” dedi.
Konuşmasının
bitiminde Somali
delegasyonu,
Erdoğan’ı ayakta
alkışladı.
Türkiye’nin ABD ile eşbaşkanlığını yapacağı Global Terörle Mücadele Forumu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Amerikalı meslektaşı Hillary Clinton tarafından New York’ta
yapılan açılış konuşmalarıyla çalışmalarına başladı. Bakan Clinton, Ankara’daki terör saldırısından dolayı Davutoğlu’nun şahsında ABD’nin
Türkiye’ye başsağlığı dileklerini iletirken, “Bu
yeni forum, Bakan Davutoğlu’nun liderliği ve
Türkiye’nin hepimizin maruz kaldığı tehditlere
karşı uluslararası işbirliğini güçlendirmeye verdiği önem olmaksızın hayata geçirilemezdi.” dedi.
Avrupa Birliği artı 29 ülkenin kuruculuğunu
yaptığı çokuluslu yeni yapı, 21. yüzyılda terörizmle mücadele için devlet yetkililerini ve uzmanlarını bir araya getirecek bir platform olacak. Forum, kilit terörle mücadele alanlarında
ihtiyaçları belirleme, çözüm bulma ve kaynakları
harekete geçirme fonksiyonlarını görecek. Clinton, Türkiye ile ABD arasındaki terörle mücadele işbirliğinin mesela Endonezya ile Kolombiya
arasındakine benzemeyebileceğini, üye ülkelerin fikir ayrılıkları da olabileceğini belirterek yeni
forumun bilgi ve tecrübe paylaşımına yardımcı
olacağına işaret etti. ALİ H. ASLAN NEW YORK
FOTOĞRAF: CİHAN,
ORHAN AKKURT
EHUD OLMERT
İsrail, Türkiye ile
gerginliği gidermeli
-
ranmakla eleştirdi. Bu bağlamda Kıbrıs Rum kesiminin Ada etrafında petrol ve doğalgaz aramasına tepkisini
dile getirerek şöyle konuştu: “Rum tarafının adeta bir kriz çıkarmaya yönelik bu tek yanlı hareketleri karşısında
Türkiye ve Türk tarafı sağduyu içinde
hareket edecek, ancak uluslararası
hukuktan kaynaklanan haklarını da
koruyacaktır. Şimdi ilgili tüm taraflardan beklentimiz, Rum Yönetimi’nin
sadece Ada’da değil, tüm bölgede
gerginliğe neden olabilecek bu girişimlerinin durdurulması yönünde etkin çaba sarf etmeleridir. Aksi
takdirde biz de gereğini yapacağız.’’
İyice gerilen Türkiye-İsrail ilişkilerinde, İsrail çözüme karşı olan tavrını sürdürürken,
eski Başbakan Ehud Olmert, ülkesinin Türkiye ile
olan gerginliği gidermesi gerektiğini söyledi. New
York Times gazetesine bir makale yazan Olmert,
İsrail'in mümkün olduğu kadar Türkiye ile tansiyonu düşürmek için çaba göstermesi gerektiğine
dikkat çekti. Olmert, “Türkiye, İsrail'in düşmanı
değil. Türk Başbakan Erdoğan ile çok yakın çalıştım. Son açıklamalarına ve eylemlerine rağmen, İsrail'le ilişkilerin önemini anladığına inanıyorum.” yorumunu yaptı. Olmert, Erdoğan ve
Netanyahu'nun, bölgenin istikrarı ve iki ülkenin
yararı adına en kısa zamanda bu krize son vermek
için beraber çalışmaları gerektiğinin altını çizdi.
Mayıs 2010'da Gazze filosuna yapılan saldırıda
şehit olan Türk vatandaşları için gerçekten üzgün
olduğunu dile getiren eski başbakan, İsrail'in de
üzgün olduğunu belirtti. İsrail'in, üzüntüsünü Türk
hükümetine ve Türk halkına ifade etmesinin uygun yolunun bulunabileceğinden emin olduğunu
söyleyen Olmert, "Gerçek liderlik zamanı geldi.
Liderlik, siyasette ayakta kalma kabiliyeti ile değil,
zor zamanlarda zor kararlar verme kabiliyeti ile
test edilir." diye konuştu. Olmert, “Barış ya şimdi
ya asla” başlıklı yazısında Filistin Yönetimi Başkanı
Mahmud Abbas'ın Filistin devletinin tanıması konusundaki tek taraflı girişimi haklı olsa da, mantıklı
olmadığını ileri sürdü. İsrail–Filistin sorununun kısa
zamanda çözüme kavuşmasını isteyen Olmert,
Ortadoğu'nun Arap Baharı girişimiyle değiştiğine
ve bölgede tahmin edilemeyecek değişiklikler olduğuna dikkat çekti. DIŞ HABERLER SERVİSİ
İsrail, Obama’nın veto tavrından memnun
Avusturya’da minareli
cami projesi tanıtıldı
EGEMENLİK, HİÇBİR LİDERE İNSANLARI
KATLETME ÖZGÜRLÜĞÜ VERMEZ
Arap Baharı bağlamında Ortadoğu’da
‘değişim’ ve ‘dönüşüm’ yaşandığına işaret
eden Erdoğan, Mısır, Tunus ve Libya’da
bu değişimin makes bulmasını ‘memnuniyetle’ karşıladığını, ancak Suriye gibi
halen ‘olayların gerisinde kalan’ ve ‘yanlış refleksler’ veren bazı ülkeler olduğunu
kaydetti. Suriye yönetimini ‘halka karşı
kabul edilmesi mümkün olmayan eylemlerinden dolayı defalarca’ uyardıklarını’
söyleyen Başbakan, ‘Türkiye olarak biz,
gerek Suriye’de gerek diğer ülkelerde,
-
ABD
Başkanı
Barack
Obama’nın BM Genel Kurulu
konuşmasında “Barış için kestirme
yol yok.” diyerek Filistin’in BM’ye
tam üyelik başvurusunu veto edeceklerini ilan etmesi İsrail basınında
coşkuyla karşılandı. Maariv gazetesinde, “Obama tarafını seçti; İsrail
yanlısı bir konuşma yaptı ve Filistinlilerin öfkesini uyandırdı.” denildi.
Yedioth Ahronot ise “Obama’nın
Siyonist konuşması” manşetiyle
verdiği yorumda, “Bir Amerikan
başkanının BM’de bugüne dek asla
bu denli İsrail yanlısı bir konuşma
yapmadığını” vurguladı. Aynı yorum yazısında, “Obama yeniden
seçilmek isteyen bir politikacı” denilirken Obama’nın tavır değişikliğinin sebebi olarak 2012 yılında
yapılacak ABD başkanlık seçiminde
Yahudi lobisinin oyunu alabilme arzusu gösterildi. Filistin tarafında ise
Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a
veto kararını bizzat ileten Obama’ya
karşı öfke ve hayal kırıklığı hâkim.
Daha önceki açıklamalarında ba-
halkların demokratik taleplerini desteklemeye ve rejimleri bu yönde adımlar atmaya teşvik etmeye devam edeceğiz.’’ dedi.
Başbakan Erdoğan konuşmasında Karabağ ve Keşmir sorununa da kısaca değindi. Azerbaycan topraklarının yıllardır
süren haksız işgalinin artık sona ermesi
gerektiğini vurgulayan Başbakan, ‘’Yukarı
Karabağ sorununun bu şekilde çözümsüz kalması asla kabul edilemez. Uluslararası sorunlara, kangren haline gelmeden çözümler bulunması, hepimizin
siyasî ve ahlakî sorumluluğudur.’’ dedi.
Gerilimin tırmandığı Balkanlar’da barış
ve istikrarın yolunun Kosova’nın tanınmasından geçmekte olduğunu da kaydeden Erdoğan, dünya liderlerinden 2015–
2016 dönemi için Türkiye’nin Güvenlik
Konseyi geçici üyeliğine destek istedi.
ğımsız Filistin devletinin kurulmasına destek veren Obama’nın tavır
değişikliğinden uğradığı hayal kırıklığını belirten Filistin Demokratik
Birliği (FİDA) Genel Sekreter Yardımcısı Halid El Hatib, Obama’nın
bu konuşmayla tutarlılığını tamamen kaybettiğini ve yeni seçim propagandasını da böylece başlatmış
olduğunu söyledi.
Öte taraftan Filistinliler, BM’ye
üye devlet olarak tanınma başvurusunu bugün sunacak. FKÖ (Filistin Kurtuluş Örgütü) İcra Komitesi
Genel Sekreteri Yaser Abdrabbo,
başvuruyu hiçbir şekilde geciktirmek niyetinde olmadıklarını söyledi. Başvuru hazırlıkları sürerken
Filistin’in BM’de devlet olarak tanınmasını destekleyen yüzlerce
Gazzeli de, BM binasının önünde
gösteri düzenledi. Yaklaşık yarım
saat slogan attıktan sonra BM binası
önünde açıklama yapan grup, BM
yetkililerine Filistin’in tanınmasını
destekleyen bir mektup verdikten
sonra dağıldı. DIŞ HABERLER SERVİSİ
Rumlar durmazsa gereğini yaparız
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,
BM’deki konuşmasında Kıbrıs Rum
Yönetimi’yle Akdeniz’de yaşanan
sondaj krizine de geniş yer ayırdı.
Türkiye’nin Kıbrıs sorununun ‘adil,
kapsamlı ve kalıcı’ bir çözüme kavuşması için gayret gösterdiğini ancak
Kıbrıs Türk tarafının tüm iyi niyetine
rağmen ‘tecrit’ten kurtulamadığını
belirterek, “Rum tarafı (çözüm için)
istekli değil.” dedi. Kıbrıs meselesinin
‘ilanihaye’ sürüncemede kalmasına
garantör ülke olarak ‘daha fazla’ izin
vermeyeceklerini söyleyen Erdoğan,
Rum tarafını Kıbrıs Türkleri adına da
karar verme yetkisi varmış gibi dav-
Gazze’deki BM binası
önünde toplanan
yüzlerce Filistinli,
Filistin’in bağımsız
devlet olarak tanınmasını talep etti.
Grup, BM yetkililerine Filistin’in
tanınmasını
destekleyen bir
mektup verdikten
sonra dağıldı.
Avusturya'nın Graz şehri belediye başkanı Siegfried Nagl, İslamofobinin yükselişte olduğu
Avrupa'ya hoşgörü dersi verdi. Graz'da yaşayan
Bosnalı Müslümanların yapmak istedikleri kültür
merkezi projesini Belediye Başkanı Nagl tanıttı.
Başkan Nagl törende yaptığı konuşmada Graz'da
yaşayan 18 bin Müslüman'ın şehirlerinde bir cami
yapma hakkı olduğunu ve bu hakka saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti. Nagl, Grazlılara binayı
ziyaret etmelerini ve bunun önyargıları ortadan kaldırmaya yardımcı olacağını ifade etti.
Belediye tarafından açılan tasarım yarışmasını,
proje gönderen beş uluslararası mimarlık bürosundan biri olan GSP Mimarlık kazandı. 4.000 metrekare üzerine kurulacak kültür merkezi bir cami, okul,
kreş ve restoran ve dükkanlardan oluşacak. Kazanan projenin tanıtıldığı toplantıda konuşan Bosnalı
Müslümanların temsilcisi Mahdi Mekiç de camide
yapılması planlanan 22 metre yüksekliğindeki minarenin tamamen sembolik olduğunu ve müezzin
ya da hoparlör bulundurmayacağını kaydetti.
Bu arada aşırı sağ partinin eski Graz başkanı
milletvekili Susanne Winter ise projeye tepki gösterdi. Winter, minarenin İslam'ın zafer işareti olduğunu ve ‘dev İslam merkezinin' ibadet özgürlüğü ile
ilgisinin olmadığını savundu. SEYİT ASLAN VİYANA
SAYFA TASARIM: ALİ BABÜR BOYSAL
11 DIŞ HABERLER
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Amerika’da görkemli Balkan zirvesi
Erdoğan’dan Ban’a:
Rumlar geri adım
atarsa biz de atarız
Balkan-Amerikan Federasyonları Birliği ve TUSKON tarafından organize edilen Balkan Liderler Zirvesi'ne
katılan 6 başbakan, Balkanlı 1500
üniversite öğrencisiyle buluştu. Geceye katılan liderler barış ve işbirliği mesajları verirken, Başbakan Erdoğan gençlerden en az 3 çocuk
yapmalarını istedi. Erdoğan, çağrısını Balkan liderlerine de yaptı.
-
BİRİNCİ SAYFADAN DEVAM
-
New York'un en büyük kongre merkezlerinden Javits Center'da düzenlenen zirvenin “Ortak Gelecek İçin Bir Vizyon'' konulu toplantısına katılan Erdoğan, konuşmasına Türkçe, Arnavutça ve Boşnakça ''İyi akşamlar'' dileyerek başladı. Amerika Balkan Dernekleri Federasyonu tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Başbakan Erdoğan, dünyanın sosyal ve siyasi açıdan çeşitli dönüşümler geçirdiğini vurguladı. Bir yandan
‘Soğuk Savaş'ın izlerinin ortadan kalktığını, diğer yandan da dünyanın yeni dengeler çerçevesinde yeniden şekillendiğinin altını çizen Erdoğan, “Şüphesiz ki ancak değişimi ıskalamayan toplumlar yeni uluslararası sistemin inşasında söz sahibi olacaklardır, tarih boyunca da
böyle olmuştur. Değişimler yapısı itibarıyla birtakım sıkıntıları da beraberinde getirir. Riskleri
ve fırsatları aynı ölçüdedir.” dedi.
Dünyanın eşsiz güzellikteki coğrafyası Balkanların, kargaşa, etnik çatışma ve savaşlardan
fazlasıyla nasibini aldığını ve büyük bedel ödediğini vurgulayan Erdoğan, “Hem coğrafi yakınlığımız hem de tarihten gelen kardeşlik bağlarımız
sebebiyle, içine düşeceğiniz sıkıntı ve çatışmalar
herkesten çok bizi üzecektir. Ülkemizde Balkan
kökenli milyonlarca vatandaşımız vardır. Dolayısıyla Balkanlar'ı ilgilendiren her şey bizi doğrudan ilgilendirir. Sizlere yakınlığımız coğrafi mesafelerin ya da komşuluk ilişkilerinin çok ötesindedir. Sizin huzursuzluğunuz bizim huzursuzluğumuz olacaktır. Bu nedenle Türkiye olarak sizlerin
barış, istikrar ve refah yolunda atacağınız adımlar,
en çok bizi heyecanlandıracak ve en büyük desteği yine bizden görecektir.
GEÇMİŞE DEĞİL GELECEĞE BAKALIM
FEBA'nın Türk Sanayici İşadamları Konfederasyonu (TUSKON) ve Balkan Sosyal İktisadi
ve Akademik İşbirliği Derneği (BALKANSİAD)
ile ortaklaşa düzenlediği etkinliğe üniversite öğrencilerinin yanı sıra işadamları da katıldı. Gecenin konuşmacılarından TUSKON Başkanı Rızanur Meral, ‘ekonomisinde en başarılı dönemlerden birini yaşayan' Türkiye'nin Balkanlar'da
en fazla yatırım yapan üç ülkeden biri olduğunu
ifade etti. Türkiye'nin farklı yerlerinde 26 teknopark planlandığını hatırlatan Meral, Amerikalıları ve Balkanlıları bu projelere dahil olmaya çağırdı. Başbakan Erdoğan'ın da ‘samimi desteği' ile
Türkiye'den Balkanlar'a çok sayıda büyük işadamı grubu götürdüklerini bildirdi. Balkan diasporasının Türkiye'nin bölgeyle ortaklığına katkıda
bulunabileceğini kaydeden Meral, “Siz ülkelerinizin Amerika'daki varlığı adına kilit rol oynuyorsunuz.” dedi.
FEBA Başkanı Dr. Aras Konjhodziç, Balkan
insanlarının binlerce yıl birlikte yaşadığını, bazı sorunlar da olduğunu hatırlatırken, ‘‘Ben çocuklarıma geçmişin intikamını almayı anlatmak ile değil onların barış içinde büyüyecekleri hikâyeler anlatmak istiyorum.'' dedi. Amerika'da
birkaç milyon Balkan kökenli insanın yaşadığına dikkat çeken Konjhodziç, "Burada var olduğumuzu söylemek istiyoruz." şeklinde konuştu.
New York’ta düzenlenen Balkan
Liderler Zirvesi’ne
katılan Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan,
Balkanlar’dan
gelen 5 başbakan ile birlikte
1.500 Balkanlı
öğrenci ile
buluştu.
PALMER RAPORU BM'YE YAKIŞMADI
Erdoğan-Ban görüşmesinde Mavi Marmara olayıyla ilgili hazırlanan Palmer Raporu da gündeme geldi. Erdoğan, bu raporun Türkiye açısından tam bir
hayal kırıklığı meydana getirdiğini ifade etti.
Başbakan, raporun, İsrail'in eylemlerini adeta
meşrulaştırmaya çalıştığını vurgulayarak, “Palmer
Raporu, BM'nin güvenilirliği ve tarafsızlığına ciddi
anlamda gölge düşürdü.” dedi. BM Genel Sekreteri
Ban ise, “Bu rapor, BM'nin değil. Palmer Paneli'nin
raporu olarak değerlendirilebilir. Bunu BM'nin taraflılığı ya da tarafsızlığı biçiminde değerlendirmek çok da doğru olmaz. Biz bu tür durumlarda sadece üyeleri atıyoruz. Bu konuda sadece idari yetkilerimiz var.” cevabı verdi. Erdoğan, görüşmede Suriye'deki gelişmelere değinerek, arzu edilmeyen olaylar yaşandığını, kendisinin de önümüzdeki
günlerde Suriye'den gelenlerin yaşadığı Hatay'daki
kampı ziyaret edeceğini belirtti. NEW YORK ZAMAN
LİDERLER NE DEDİLER?
Erdoğan’dan üç çocuk çağrısı
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Balkan Liderleri Zirvesi'nde yaptığı en ilginç çıkışlardan biri, sadece çoğu genç olan Balkanlılardan değil, hazır bulunan liderlerinden de en az 3 çocuk yapmalarını istemesi oldu. Değişimlerin hem risk hem de fırsatlar doğurduğuna işaret eden Erdoğan, krizleri iyi yönetenlerin değişimden faydalanabileceğini,
bu noktada Türkiye'nin iyi bir örnek olduğunu anlattı. Başbakan, ‘eşsiz güzellikte' bir coğrafya olan Balkanlar'da enerjiyi ‘çatışmada değil, hep beraber geleceğin aydın dünyasını
inşada' kullanma temennisinde bulundu.
Balkanlar'da olan her şeyin Türkiye'yi de yakından ilgilendirdiğini vurgulayan ve ‘Sizin huzursuzluğunuz, bizim huzursuzluğumuzdur.' diyen Erdoğan, destek sözü
verdi. Bölgede ‘ortak vizyon' hedefine ulaşmak için insan
hakları, birlikte yaşama kültürü ve yolsuzluklara prim vermeme prensiplerini öne çıkardı. ‘‘Sermaye güven ister.''
diyen Başbakan Erdoğan, ‘‘Para civa gibidir, uygun zemin
neredeyse oraya gider.'' yorumunu yaptı. ''Size de bir tavsiyem var: Evlenenlere, evlenecek olanlara sesleniyorum;
en az üç çocuk yapmalısınız. Ben sayın başbakanlara da
hatırlatıyorum. En az üç çocuk... Balkan milletlerinin kimliklerini koruyan, çok dinli, çok dilli ve çok kültürlü anlayışı hayata geçirmesini ve sadece kendileri için değil komşuları için de bunu isteyen bir konumda olmalarını diliyoruz.
İstanbul'u ‘Birleşmiş
Milletler Merkezi' yapalım
ARNAVUTLUK BAŞBAKANI SALİ BERİŞA: Bu benim hayatımın en iyi
ve büyük Balkan toplantısı. Çok duygulandım. Sizler bölgenin
en iyi imajını temsil ediyorsunuz. Türkiye ile serbest ticaret anlaşması ilk gündeme getirildiğinde ‘Zor gerçekleşir.' diyenlere rağmen hiç tereddüt etmedim. Hatta biz Türk parlamentosundan
önce onayladık.
MAKEDONYA BAŞBAKANI NİKOLA GRUEVSKİ: Yapılan etkinlik, Balkanlılar arasında işbirliğinin güzel bir örneği ve Balkan değerlerini
gösteren çok önemli bir toplantı. Benim ülkem çok etnisiteli birlikte yaşamanın modeli.
BOSNA-HERSEK BAKANLAR KONSEYİ BAŞKANI NİKOLA SPİRİÇ: Zirve Balkan ülkelerinden gelen yüzlerce gencin arasındaki diyaloğu geliştirmek için büyük bir fırsat. Burada, büyük bir değişimden geçen
bölgenin sorunlarına çare bulunabilir. Biz entegrasyona inanıyoruz ve AB'nin parçası olmak istiyoruz.
KOSOVA BAŞBAKANI HAŞİM TAÇİ: Kosova'ya yatırım yapanların arasında Türkler ‘bir numaralı' yatırımcı konumda. Çünkü siz daha hızlısınız, daha cesursunuz, çok çalışıyorsunuz ve yaptığınız
iş yüksek kaliteli.
KARADAĞ BAŞBAKANI İGOR LUKSİÇ: Balkanlar için bir ortak vizyon belirlemeliyiz. Bunun için kültürel ve ekonomik işbirliğinin büyük önemi var. NATO ve AB, bölge için ‘dış çıpası' olarak nitelendirilebilir. Bölgemizdeki tüm ülkelerin
NATO'ya nasıl yaklaştıklarını belirlemesi gerekir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ban Kimoon'la görüşmesinde “İstanbul'un Birleşmiş
Milletler Merkezi'ne dönüştürülmesi” talebini
iletti. Erdoğan, Ban'a “Bu konuda Türkiye ciddi şekilde irade ortaya koyuyor. İstanbul'da son
dönemlerde gerçekleştirilen birçok uluslararası
konferans var. Her geçen gün sayıları artıyor.”
dedi. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yapılan “En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi” hakkında
da bilgi veren Erdoğan, bunun yanında 10 yıllık takvimi de anlattı. İstanbul'da bir “barış veya arabuluculuk merkezi” kurma çalışmalarının
devam ettiğinin altını çizen Erdoğan, “BM'ye
bağlı bu tür birimleri barındıracak büyük bir
yerleşke için arazi tahsisi yapabiliriz.” dedi. Erdoğan, “Türkçenin Birleşmiş Milletler'de resmi
dil olarak kabul edilmesini” de istedi. Ban ise,
"Buna ancak üye ülkeler karar verebilir.” cevabını verdi. Görüşmede, medeniyetler ittifakı
projesinin ele alındığı da bildirildi.
Binlerce Müslüman
Wembley’de dünya barışı
için dua edecek
Erdoğan’a hakaret, Hollanda Meclisi’ni karıştırdı
BASRİ DOĞAN LAHEY CİHAN
Yeni yasama dönemine hafta başında başlayan Hollanda Meclisi'ne
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret tartışmaları damgasını vurdu. Her
fırsatta İslam ve Müslümanlara hakaret
eden Hollandalı İslamofobik Özgürlük
Partisi (PVV) lideri Gert Wilders, dışarıdan destek verdiği Başbakan Mark Rutte
ile Erdoğan'a hakaret sebebiyle atıştı.
Önceki gün Hollanda'nın bütçe tasarısı görüşmelerinde konu Türkiye'ye geldiği sırada Başbakan Rutte, geçtiğimiz
günlerde Özgürlükler Partisi milletvekili Raymond de Roon'un katıldığı bir televizyon programında, Erdoğan için "İslamcı maymun" kelimesini kullandığını hatırlatarak, bunun yersiz bir davranış
olduğunu vurguladı. "Dost bir ülke olan
Türkiye'nin Başbakanı için bu sözleri söyleyemezsiniz." diyen Rutte, PVV lideri
Geert Wilders'tan milletvekili adına özür
dilemesini istedi. Hollanda Başbakanı'nın
bu sözleri üzerine konuşmak için kürsüye
gelen Wilders ise, "O sözleri partimden
Rum Kesimi'nin Kıbrıs'ın güneyinde ABD'li
bir firma ile başlattığı petrol arama gerginliği,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un görüşmesinin ana gündemini oluşturdu. Ban'a, Rum yönetiminin tek taraflı olarak adım attığını, yetki alanlarının belirlenmesi ve petrol arama çalışmaları faaliyetlerinin önemli bir risk olduğunu ifade eden Erdoğan, “Rum yönetimi arama çalışmaları konusunda geri adım atarsa, biz de geri adım atarız. Rumlara
bu yönde telkinde bulunmalısınız.” dedi.
Erdoğan, önceki akşam New York'taki BM genel merkezinde gerçekleşen görüşmede Türkiye'nin
Kıbrıs'ta kapsamlı çözümü desteklediğini vurguladı. Ancak Rumların tek taraflı olarak adım attığının altını çizen Erdoğan, “Rumların kendi kendilerine yetki alanlarını belirlemesi ve petrol arama çalışmaları faaliyetlerine başlaması önemli bir risk içeriyor.” dedi. Rumların gerginlik çıkaran hareketlerinin sürdüğünü belirten Erdoğan, son yaşananlardan sonra Kıbrıs'ta garantör ülke olan Türkiye ile
KKTC'nin de bir anlaşma imzaladığını söyledi. Böylede Türkiye'nin de Kıbrıs adası çevresinde petrol
arayacağını ifade eden Erdoğan, anlaşma hakkında
genel sekretere detaylı bilgi verdi.
Rum kesiminin attığı adımın adadaki barış sürecini sabote edici bir durum oluşturacağını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin attığı adımın da buna karşı bir adım olduğunu dile getirdiği bildirildi.
Erdoğan, “İki taraf da çekilecek olursa, arama çalışmalarından vazgeçecek olursa biz buna razı oluruz.
Bu yönde Rum yönetimine telkinde bulunabilirsiniz. Aksi takdirde arama çalışmalarında ısrar olunursa Kıbrıs'taki mevcut müzakere sürecini sabote
edici bir durum olur.'' dedi.
-
Raymond de Roon söylemiştir. Ama ben
de onun sözünü destekliyorum ve de özür
dilemiyorum." karşılığını verdi. Wilders'ın
bu sözleri, meclisin karışmasına neden oldu. Tartışmanın şiddeti giderek arttı. Wil-
ders, Rutte'ya, "Bir kez olsun normal hareket et!" diye çıkıştı. Başbakan Rutte ise,
"Asıl normal hareket etmesi gereken sensin. Türkiye'nin Başbakanı Erdoğan için
"maymun" diyemezsin. Bu, çok aptalca
bir ifade." diye cevap verdi. Tartışmaların
şiddetlenmesi üzerine meclis toplantısına
ara verildi. Toplantı sonrası açıklama yapan PVV lideri Wilders, bu tür tartışmaların normal olduğunu ve hükümetle ortaklıklarına zarar vermediğini belirtti. Diğer
taraftan Hollanda anamuhalefet partileri
ve milletvekilleri, mecliste yaşanan bu tartışmalara sert tepki gösterdi.
Kur'an'ın yasaklanmasını savunan
ırkçı siyasetçi Geert Wilders, iktidardaki Liberal-Hıristiyan Demokrat azınlık hükümetini ‘İslam ve göçmen karşıtı yasaların çıkarılması karşılığında'
dışarıdan destekliyor. 2010 seçimlerinde Wilders'in partisi 120 sandalyeli Meclis'te 24 koltuk kazanarak, kilit
parti konumuna yükselmişti. PVV lideri, hafta başında İsviçre'de olduğu gibi
Hollanda'da da minarelerin yasaklanması konusunda referanduma gidilmesini istemiş, bu konuda bir yasa tasarısı sunacağını açıklamıştı. Hollanda hükümeti
de geçen hafta Müslüman kadınların peçe takmasını yasaklayacağını açıklamıştı.
Her fırsatta İslam
ve Müslümanlara
hakaret eden Hollandalı İslamofobik Özgürlük
Partisi (PVV)
lideri Gert Wilders, dışarıdan
destek verdiği
Başbakan
Mark Rutte ile
Erdoğan’a hakaret sebebiyle
atıştı.
KADİR UYSALOĞLU LONDRA CİHAN
İngiltere'de binlerce Müslüman, 11 Eylül terör saldırılarının 10. yılı anısına düzenlenecek "küresel barış konferansı" için bugün bir araya gelecek. Londra'daki Wembley stadyumunda gerçekleşecek organizasyona 12 binin üzerinde kişinin katılması bekleniyor. Minhaj-ul-Quran International (MQI) tarafından organize edilen programda, küresel
barışın önemine ilişkin bir deklarasyon okunacak ve terör ve fanatizmin son bulması çağrısı
yapılacak. 1 milyon kişi bu barış deklarasyonuna destek için imza vermişti. Programda ayrıca
dinlerarası diyaloğun önemine vurgu yapılarak
bütün dinler için ortak "barış duası" yapılacak.
Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ve anamuhalefet partisi başkanı Ed Miliband'ın video mesajlarının katılımcılara sunulacağı organizasyonda, MQI kurucusu Muhammed Tahir el Kadri de "Barış, tolerans ve dünyanın her
yerindeki tüm insanlığa saygı" konulu bir konuşma yapacak.
-
SAYFA TASARIM: SEMİH GÖRTÜRK
12 TELEVİZYON
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Müzikalite’de Gökhan Kırdar
-
Özlem Aydın’ın sunduğu belgesel program ‘Müzikalite’ye bu hafta
Gökhan Kırdar konuk oluyor. Unutulmayan besteleri ve sevilen şarkılarını müzikseverler için seslendirecek. TRT MÜZİK 13.45
ÖLÜM TRENİ
ORİJİNAL ADI: DEATH RAIN
YÖNETMEN: DAVID
JACKSON
OYUNCULAR: PATRICK STEWART,
PIERCE BROSNAN
SAMANYOLU TV
23.00
Ölüm treni
Irak yolunda
-
1993 tarihli ABD, Hırvatistan ve İngiltere ortak yapımı Ölüm Treni (Death Train) filminin yönetmenliğini David Jackson yapıyor. Rusya’nın demirperdenin yıkılmasından önceki güçlü günlerine dönebilmesi için her şeyi yapmaya hazır fanatik bir vatansever olan eski Sovyet
generali Konstantin Benin, Alman bilim adamı Dr.
Karl Leitzig’e nükleer bir bomba yaptırır. Amacı,
bu bombayı Irak’ın kalbine kadar sokmak ve Saddam Hüseyin’i vurmaktır. İnce bir plan yapan Benin, Amerikalı paralı asker Alex Tierney’den bombayı gizlice Irak’a giden bir trene yerleştirmesini ister. Tierney, bir yük trenini kaçırır ve bombayı içindekilerle birlikte rehin aldığı trene yerleştirir. Olayın duyulması paniğe yol açmadan önce trenin
durdurulması gerekmektedir. TELEVİZYON SERVİSİ
Şefkat Tepe’de namlu,
Asmin’e çevrildi
Beğeni ile izlenilen Samanyolu Avrupa’nın
Birlikte Yaşama Sanatı
Programında bu hafta, bir günlük empati kurma projesinin önyargıları yıkıp, sevgi kapılarını aralayan birleştirici güzelliği konusu ile bu akşam
saat 21.20’de ekrana geliyor.
-
Şefkat Tepe’nin bu bölümünde;Sevim,
Asmin’i öldürmeye yaklaşmışken durumu
fark eden Serdar Komutan, Asmin’in imdadına yetişir. Leyla, bir yandan kampta Serdar ile
birliktedir bir yandan da kardeşi Asmin ile çıkmazlar yaşamaktadır. Yaşanan olaylardan sonra Leyla Asmin’i daha güvenli gördüğü yurtdışına gönderme kararı alır. Bu sırada Sevim, Serdar
Komutan’a düşman kesilerek teröristlerle anlaşır
ve onun yakalanmasını sağlar. Şahin ise teröristlerin arasına sızarak askerleri kurtarma planları
yapmaya başlar. SAMANYOLU TV 18.45
Ayna pasaportlu
şahinlerin ülkesinde
-
Ayna bu hafta Birleşik Arap Emirlikleri’ne gidiyor. Abu Dhabi, Dubai, Ajman, Fujayrah, Sharjah, Um al Qaywayn ve Ra’s Al Khaymah’dan oluşan
yedi emirliğin bir araya geldiği Birleşik Arap Emirlikleri ekranda. Programda Abu Dhabi’de sadece şahinlere hizmet veren dünyanın en büyük hastanesini ve
şahinlerin pasaportunun bulunduğu Al-Ayn’dan kareler de yayınlanıyor. SAMANYOLU TV 22.00
Milyoner ayakkabı
boyacısı olur mu?
SAMANYOLU
MEHTAP TV
SAMANYOLU HABER TV
08.00
10.30
12.20
15.20
17.22
18.35
18.45
21.20
22.00
00.30
09.00
11.35
14.05
16.30
19.00
20.30
21.30
22.00
09.10
12.10
15.00
16.00
17.10
18.00
19.00
20.00
22.15
Maceracı
Yaşama Dair
Davetsiz Misafir
Farklı Desenler
Ana Haber Bülteni
Avrupa Haber
Şefkat Tepe
Birlikte Yaşam Sanatı
Ayna
Almanca Haber
Sevgi Kapılarını Aralayan Empati
-
‘Empati Projesi’ adıyla ekrana gelecek bu haftaki bölümde, Kimus
Derneği Başkanı Sema Kuzucu’nun düzenlemiş olduğu ‘Bir günlük Müslüman
olma’ projesi, farklı milletten bayanların empati kurarak, diğerlerini anlamasına vesile oluyor. Würzburg şehrinde
dolaşıp çeşitli tecrübeler edinen bayanlar, bir Müslüman bayanın hangi sorunlar ile karşılaşabileceğini ve diğer insan-
lardan nasıl tepkiler aldıklarını bu proje
sayesinde daha iyi anlıyorlar. Önyargısız
birlikte yaşama katkı sağlayan bu organizasyon, empati kurarak (karşısındaki)
insanı daha iyi anlamasına şahitlik ediyor. Bulundukları yerlerdeki birlikte yaşam örneklerinin yayınlanmasını isteyen
seyirciler de [email protected] elektronik posta üzerinden program yetkililerine iletebiliyorlar. SAMANYOLU TV 21.20
Sıradışı Hayatlar’a Mille Piyango’da büyük ikramiye kazanmasına rağmen İstanbul’da ayakkabı boyacılığı yapan Mustafa Savgan’ın hayatı konu
ediliyor. İki kez büyük ikramiye çıkan ancak paranın
mutluluk getirmediğini anlayan Savgan, şu an varlıksız ama mutlu bir hayat yaşıyor. TRT HABER 13.30
KANAL 7 - INT
TRT 1
CNN TÜRK
05.30
07.00
09.00
11.15
13.10
15.50
17.00
18.00
20.45
23.00
08.05
10.50
12.00
13.35
14.15
16.50
18.00
20.45
22.40
07.00
11.15
14.45
16.00
17.40
18.45
20.45
21.30
22.00
Kanal 7’de Sabah
Asr-ı Saadet’ten Tablolar
Duyguy’la Yaşam Fırsatları
Herşeyin Başı Sağlık
TV Filmi
A’dan Z’ye Berlin
Hafta Sonu Haberleri
Türk Filmi
Mamut Tuncer Show
Deli Yürek
TRT - HABER
NTV
11.15
12.30
13.10
15.10
16.30
18.10
19.10
20.30
21.05
21.35
08.15
11.20
13.30
15.30
16.15
17.20
19.25
20.00
21.45
10.00
13.15
15.00
15.15
17.00
18.00
20.15
20.55
22.15
Gümüş Hilal
Zor Yollar
Açık Şehir
Dilara Koçak İle İyi Yaşam
Bi’Dünya Tasarım
Haber Küre
Hey Taksi
Yaşayan Bellek
Yediveren
Hayatımdan Memnunum
Sigortalı Hayat
Çoban
Sıradışı Hayatlar
Mainz-Borissia Dortmund
Devre Arası
Kuşak Farkı
Ömür Dediğin
Uçuyorum
İnce Saz
Merhaba Hafta Sonu
Lezzet Durakları
Özel Sektör
Ana Haber
Spor Vizyon
32. Gün
Arena
Lezzet Durakları
Gece Haberleri
Haberler
Tadı Damağımda
Haberler
Güz Gecesi
Haberler
La Liga Maçı
Zaman Yolcusu
% 100 Futbol
Cumartesi
KANAL D
SHOW TV
HABERTÜRK
07.50
09.00
11.30
16.00
18.00
18.50
19.00
19.10
22.10
02.40
08.00
09.00
12.00
14.00
18.00
19.00
22.30
00.30
08.15
11.15
12.00
15.10
16.10
18.15
19.15
21.00
Euro Trend
Magazin D
Sağlık Turu
Yerli Dizi
Ana Haber Bülteni
Spor
Euro D Haber
Bizim Yenge
Şanslı Masa
Ana Haber
KANAL A
ATV
08.00
09.30
11.40
13.00
15.30
16.30
17.15
19.30
20.15
07.50
09.40
11.40
15.40
18.00
19.00
21.30
23.30
Hadi Konuşalım
Şehir ve Sanat
Sağlıkta Bugün
Hafta Sonu Günlüğü
Yaşam Terapi
Müziğin Ritmi
Gezelim Tozalım
Ana Haber
Dünden Yarına
Winx Club & Poppixie
Cumartesi Sürprizi
Saba Tümer ile Bugün
Dizi ‘Sensiz Olmaz’
Ana Haber
Yetenek Sizsiniz
Dizi ‘Sensiz Olmaz’
Mülteci
Burası Hafta Sonu
HT Sağlık
Haber Bülteni
İstanbul’da Bir Don Kişot
Söz Sende
Müzik ve Yol
Türkiye’nin Nabzı
Haber Bülteni 22
RTL
Selena
Dizi ‘Tövbeler Tövbesi’
Dizi ‘Kalbim Seni Seçti’
Dizi ‘Al Yazmalım’
Ana Haber
Dizi ‘Yahşi Cazibe’
Dizi ‘Al Yazmalım’
Hakan Bey
09.25
14.30
15.30
17.45
18.45
19.05
20.15
22.15
23.15
23.45
GZSZ
Formel 1: Freies Training
Formel 1: Qualifying
Das Supertalent - backstage
Nachrichten
Explosiv - Weekend
Das Supertalent
Kaya Yanar & Paul Panzer
Ich bin Boes
Böse Mädchen
KANAL 24
EUROSTAR
SAT 1
09.00
11.15
13.00
16.30
17.50
19.15
20.00
21.30
23.30
10.00
11.45
13.15
15.00
16.10
18.00
19.00
19.10
01.45
02.30
10.00
12.00
13.00
14.00
15.00
17.00
18.00
20.00
20.15
22.35
Haftasonu Moderatörü
İyi Olan Kazansın
Haber
Ah Güzel İstanbul
Bu Çocuklar Bizim
Yeraltı
Keşke Olmasaydı
Bizden Nağmeler
Bir Şehir, Bir Hikâye
Sağlık Aktuel
Kültür Neşesi
Genç Yaşam
Hayrettin
Son Fırsat
Star Ana Haber
EuroStar Haber
İffet
Altın Günü
Gelin duymasın
KANAL AVRUPA
HİLAL TV
TV 5
06.00
08.00
09.00
11.00
13.00
15.00
18.00
19.00
21.00
23.00
08.10
09.30
11.30
12.00
15.30
16.35
18.00
19.30
21.00
08.00
10.50
12.40
13.40
15.15
17.30
19.00
21.00
22.30
Klip saati
Yeşil Ada Kırım
Ankara Avrupa Hattı
Önülden Gönüllere
Avrupa’da Biz
Göçenler
Belgesel
Bakış Açısı
Adım Adım Avrupa
Ateş Çemberi
Şifa Bahçesi
Çocukça Müzik
Gün Ortası
Vahyin Penceresi
Anahtar
Sınava Doğru
Hafta Sonu Haber
Yolcu
Yüksek Uçuş Derin Dalış
Sechserpack
Babyalarm! Teeniemütter in Not
Lenßen & Partner
Zwei bei Kallwass
Richterin Barbara Salesch
Niedrig und Kuhnt
Die dreisten Drei
Nachrichten
1 1/2 Ritter
Wo ist Fred?
Sabah Gündemi
Gün ve Tarih
Süleymaniye Dersleri
Devri alem
Doğadaki Şifa
Ana Haber Haftasonu
Belgesel
Yerli Film
Gurbet Hikâyeleri
PAZAR 25 EYLÜL 2011
SAMANYOLU
EUROSTAR
KANAL 7 - INT
09.00
10.30
13.00
14.45
17.22
18.35
18.45
20.45
22.45
00.30
06.40
08.00
10.00
12.45
14.45
16.10
18.00
19.10
01.45
02.30
07.00
09.00
10.00
11.30
14.00
15.50
17.00
18.05
20.00
00.30
Yelkovan
Türk Sineması
Kollama
Birlikte Yaşam Sanatı
Ana Haber
Avrupa Haber
Farklı Desenler
Kollama
5.Boyut
Avrupa Haber
Zoraki Koca
İki Aile
Süper Starlife
Konut Dünyası
Hayrettin
Sağlık Aktuel
Ana Haber Bülteni
Ay Tutulması
Altın Günü
Gelin Duymasın
TRT TÜRK
KANAL D
KANAL AVRUPA
07.00
09.00
11.00
12.45
14.00
18.00
19.00
19.10
00.15
02.45
08.00
09.00
10.00
12.00
14:00
15:00
17.00
18.00
20.00
22.00
10.45
14.00
16.25
16.45
17.45
19.05
20.15
23.05
00.30
Vapurda Çay Simit Sohbet
Yaşayan Bellek
Dilara Koçak İle İyi Yaşam
50 Yıllık Hikaye ‘’Almanyalı’’
Zor Yollar
Adem’in Seyir Defteri
İşim Hayatım
Gurbetçi Futbolcular
Son Şarkı
Futbol Herşeydir
Das Supertalent
Formel 1: Das Rennen
İch bin Boss
Undercover Boss
Exclusiv - Weekend
Schwiegertochter gesucht
Bermuda-Dreieck Nordsee
Spiegel TV Magazin
Bermuda-Dreieck Nordsee
Acemi Cadı
Sağlık Turu
Akıllı Yatırım
Son Durak
Euro Trend
Kanal D Ana Haber Bülteni
Euro D Haber
Dizi
Sinema
Ana Haber
SAT 1
TV 5
09.25
11.20
13.05
15.15
19.00
20.00
20.15
22.15
00.25
11.00
13.30
14.00
16.00
18.30
19.45
20.00
21.30
22.50
Genial daneben
Die Dreisten Drei
1 1/2 Ritter
Der innere Kern
Baupfusch
Nachrichten
Navy CIS
Criminal Minds
News & Stories
TV TEL. SAMANYOLU +49 (0) 69 300 34 310 - 405 - 400
ILGAZ OTO
Havaalaný teslim
kiralýk araçlarýmýzla
7x24 hizmetinizdeyiz
Gerektiğinde diğer
bölümlerde de çalışacak
+90212 474 00 37
+90533 648 83 37
Asr-ı Saadet’ten Tablolar
TV Filmi
Avrupa’daki Anadolu
Avusturya Günlüğü
Güzel Yaşam
Efelik Efendiliktir
Hafta Sonu Haberleri
Müziklerin Efendisi
Gönülden Sesler
TV Filmi
09.10
10.20
11.10
12.15
14.15
16.30
18.10
19.15
20.35
22.00
RTL
4"5*-*,
&-&."/
Büyüklere
Kaba Kurgu
Haber
İstanbul’a Giden Yol
Mazi Kalbimde Yaradır
Tonga
Ana Haber
Sinema ‘Genç Silahşörler’
Kara Şimşek
TRT - TÜRK
SAYFA TASARIM: HASAN ERTAŞ
Stomerij Zeyrek, Arnhem
T. 026-3610119 - [email protected]
İyi Hafta Sonları
Belgesel
Haber Bülteni
Günün Haberi
Belgesel
Ana Haber
Haber Bülteni
Akşam Ajansi
Haber Bülteni
TV TEL. SAMANYOLU +49 (0) 69 300 34 310 - 405 - 400
-
Tecrübeli
ÜTÜCÜ & PRESCİ
ARANIYOR
Kur’an Öğreniyorum
Tarih Aynası
Mukabele
Kırık Testi
Tefekkür
İnanç Dünyamız
Kırık Testi
Farklı Seslerin Ahengi
ROTTERDAM ZUID
Çalışır vaziyette
BAY VE BAYAN
KUAFOR SALONU
DEVREN SATILIKTIR
Müracaat: 0641366801
Yeşil Ada Kırım
Yoloğlu Yollarda
Ankara Avrupa Hattı
Avrupa Baskısı
Adım Adım Avrupa
Karaelmas Rüzgarı
Belgesel
Avrupa Masası
Sivil İnisiyatif
Fikir Fırtınası
İş Vizyon
Süleymaniye Dersleri
Belgesel
Doğadaki Şifa
Ana Haber Haftasonu
Spor Turu
Kim Bilir?
Aşıklar Meydanı
Yerli Film
f13 YORUM
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
DİTİB’den Papa’ya açık mektup
PROF. DR. ALİ DERE DİTİB BAŞKANI
Pek muhterem Papa Cenabları, Katolik dünyasının ruhani lideri olarak
Almanya’ya yapmış olduğunuz ziyaretin, kurum ve birey olarak ilişki ve diyalog içinde olduğumuz Katolik ve Alman dostlarımız nezdinde oluşturduğu sevinci paylaşıyor, bu ziyaretinizin dini ve manevi boyutları bir kez
daha hatırlanmasına vesile olmasını, de facto çok dinli ve çok kültürlü Alman toplumunda saygıya ve güvene dayalı birlikte yaşamayı daha da geliştirmeye katkı sağlamasını diliyoruz. Bu bağlamda burada ve bundan sonrasında vereceğiniz mesajların sunacağı katkı
kadar, Almanya ziyaretiniz esnasında Müslüman kuruluş temsilcileri ile bir araya gelmeniz de anlamlı bir işaret olmuştur. Bunun için
sizlere ayrıca teşekkür etmek isteriz.
İslam dini kendisini ve kendisinden önce
gelen dini gelenekleri, peygamber öğretilerini aktarma, insana aydınlık bir yolu gösterme, hakikatin özünü tanıtma, varlığın anlamını bildirme ve ebedi bir ahiret hayatından
haber verme olarak, kısa tanımıyla insan için
bir hayat ve bir rahmet olarak tanımlıyor. Bu
gün evrensel ve insani dediğimiz bütün ilke
ve esasların bir yönüyle bu ezeli dini öğretilerin içerisinde temellendirilebilmesi aynı zamanda bu dini söylemlerin nasıl zaman ve
mekan üstü bir mahiyet taşıdıklarını; özünde
kalıcı ve değişmez sabiteler olduklarını, insana uyan, insanı koruyan ve insanı maceraya
ve faciaya sürüklenmekten alıkoyan koruma
çizgileri olduğunu gösteriyor.
İslam, diğer semavi dini geleneklerin de
ifade ettikleri gibi, dünya hayatının temel
aktörü konumunda olan insana hitap ediyor, insana yöneliyor, ona sadece sağlam ve
tutarlı bir inanç manzumesine bağlanmayı
değil, aynı zamanda ahlaklı bir birey ve erdemli bir toplum olmayı, örnekleriyle, ilkeleriyle gösteriyor.
Dünyanın neresinde olursa olsun değişmeyecek bu temel dini anlayış elbette
-
Almanya’da yaşayan Müslüman birey ve toplumlar için de geçerlidir. Muhtasar ifadesi ile
ahlaklı birey ve erdemli bir toplum, her zaman doğruluğun, dürüstlüğün, hakkaniyetin, kardeşliğin, sevgi ve saygının, tanışma ve
dayanışmanın, çoğulculuğun bir arada sürebilmesinin temel kaynağı olacaktır. Bunu da
İslam’ın, sosyolojik bir süreç olan toplumsal
entegrasyona önemli bir katkısı olarak görmek mümkündür. İslam’ın kendisi kadar bu
özelliği ve yönü, Almanya’nın kamuoyunun
ve genel anlamda yetkililerinin de görmesi ve
desteklemesi son derece önemlidir.
Almanya’da yaşayan Müslümanlar açısından bakıldığında, inançları, Alman toplumun iş, eğitim, kültür-sanat, siyaset gibi
alanlara katılmalarında engelleyici bir rolü
olmamıştır; yeter ki birey ve toplumsal bağlamda uyumun ve ikinci bir vatanda yeniden
yerli olmanın tabii süreçleri ve kurallarının
farkında olunarak, gerekli tedbirler alınsın ve
fırsat eşitliği sağlansın.
Sadece toplumsal değil, bilakis daha öncelikli bireysel manada, insanı maddi haz ve
harcamalara, sınırsız tüketime sürükleyen,
haksız rekabet ve acımasızlığı meşrulaştıran
bir algı, dünya tasavvuru içinde ve insanın
kendine uzaklaşması ve yabancılaşması karşısında, insanın kendi farkına varmasına, diğer insanlara ve çevresine duyarlılığının artmasına, bu gün her zamankinden daha fazla
ihtiyaç duyuyoruz.
Ancak bütün bunların gerçekleşmesinde,
dinlerin de kendilerini bu günün insanına, birikim ve algısına daha iyi anlatabilme çabasında olmaları; kendi teolojik düşünce ve gelenekleri dışındaki, bilgi, düşünce ve birikim
alanlarının farkında olarak onlardan yararlanmaları, yapıcı eleştiriye açık olmaları şarttır;
dini hizmet veren kurumların ve din adamlarının bu tutumun farkında olmaları gerekiyor.
Elbette her dinin inanç düzleminde kendine özgü bir hakikat iddiası ve tasavvuru olduğunu peşinen kabul etmeliyiz; zira bu ka-
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ SAYI: 16178
SAHÝBÝ-HERAUSGEBER: WORLD MEDÝA GROUP A.G.
Avrupa Genel Müdürü
ABDULLAH AYMAZ
Almanya Koordinatörü
MEHMET ATALAY
Yayýnlar Koordinatörü
MEHMET ALÝ ÞENGÜL
Dýþ Baskýlar Genel Yayýn Editörü
M. MUSTAFA HALÝLOÐLU
Bürolar Koordinatörü
ÝSMAÝL KÜÇÜK
ABONE
Tel: 0049 69 300 34 130
Fax: 0049 69 300 34 105
e-mail: [email protected]
DAÐITIM
Tel: 0049 69 300 34 130-103
e-mail: [email protected]
REKLAM (Anzeige)
TUWA MEDIA MARKETING
Tel: 0049 69 300 34 200-201
Fax: 0049 69 300 34 205
e-mail: [email protected]
BASKI (Druck)
Sun Print & Vertriebs GmbH
Tel: 0049 69 30034 161
Fax: 0049 69 30034 165
e-mail: [email protected]
Commerzbank Offenbach
Konto Nr: 427 0666
BLZ: 50540028
Kral ve Soytarı
İslam, diğer semavi dini geleneklerin de ifade ettikleri gibi, dünya hayatının temel aktörü konumunda olan insana hitap ediyor,
insana yöneliyor, ona sadece sağlam
ve tutarlı bir inanç manzumesine bağlanmayı değil, aynı zamanda ahlaklı bir
birey ve erdemli bir toplum olmayı, örnekleriyle, ilkeleriyle gösteriyor. Dünyanın neresinde olursa olsun değişmeyecek bu temel dini anlayış elbette
Almanya’da yaşayan Müslüman birey
ve toplumlar için de geçerlidir.
bul bizleri dinleri bir rekabet ortamına itmekten uzak tutar; ne yazık ki dinlerin rekabeti ise
onların dünyevileşmesi ve metalaşması anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, farklı dinler birbirlerini empatiyle yaklaşmalı; toplumlardaki çok dinlilik
normal bir fenomen olarak algılanmalıdır.
Şüphesiz dinlerimizin akide ve teolojilerindeki farklılık veya benzerlikler üzerinde uzmanlar görüşme ve konuşmaya devam
edecektir, fakat dinlerin rahmet ve sevgi iddiasını dünyada gerçekleştirmek için birlikte
çaba sarf edeceğimiz geniş bir alan var olduğunu da fark etmeliyiz. Bizler, insanların etraflarına, dünyaya ve bütün insanlığa, ibret,
hayret ve rahmet gözü ile bakmasına vesile
olabiliyorsak, akıl ve isteklerimiz karşısında
hassas bir terazi olarak vicdanlarımızı eğitebiliyor ve kulak verebiliyorsak; bütün bunlar insan ve insanlık için hem dini hem de dünyevi
anlamda bu gün ve yarın için kurtarıcı, kurtuluşa götüren hatırlatmalar olacaktır.
Hangi din olursa olsun, ondan böylesi bir
Daðýstan Çetinkaya
görevi ve umudu üstlenmesini bekleyebilmek için, dinlerin her türlü maddi menfaat ve
beklentiden, siyaset ve ideolojiye alet olmaktan uzak tutulması ve korunması gerekir. Din,
hiçbir şekilde herhangi bir baskının, şiddetin, terörün, toplum içinde ayrımcılığın, dini
ve etnik farklılığı uygulamanın, insan hakları
ihlallerinin meşrulaştırıcı unsuru veya suçları
hafifletici bahanesi olamaz.
Dinlerin insanın vicdanına hitap eden sesini bireyin özgür gönlünde duyabilmesi ve
ikna olduğu inancı yaşayarak, bu doğrultudaki ikna olmuşluğundan ve müteakip bütün davranışlarından doğrudan sorumlu olması için din özgürlükleri, temel, evrensel ve
doğuştan bir haktır. Bu nedenle de inanç özgürlüklerini her yerde, bilhassa saygıya dayalı çok dinliliği ve sevgiye dayalı çoğulcu toplum yaşantısını zedeledikleri sürece, her yer
ve zamanda talep etmek diğer önemli, ortak
bir ödevimizdir. Bununla birlikte dini özgürlüklerin ve onların gerek bireysel gerekse kurumsal anlamda kullanılabilmesindeki fırsat
ve imkan eşitliğinin, ülkelerin gelişmişlik düzeyiyle alakalı olmadığını da unutmamamız
gerekiyor. Zaman zaman gelişmiş ülkelerde,
özellikle göçmen kesim dinlerinin kendilerini doğru ifade edebilme veya kurumsallaşmalarında farklı zorluklarla karşılaştıkları dikkat çekmektedir. Almanya’da yaşayan Müslüman kitlenin de bir dizi sorunları ve kaygıları bulunmaktadır. Bunlara dair bir bilgi notunu sizlere ayrıca sunmak istiyorum.
Bu sorunlar en genel anlamda dini cemaatin iç ve dış sorunları olarak da tasnif edilebilir ve ekonomiden organizeye, dini bilgi
ve hizmetin kurumsallaşmasına, dini cemaatlerin farklı gerekçelerle itham edilerek, eşit
düzeyde bir diyaloğun önünün kesilmesine, bazı resmi kurum, kuruluş ve çevrelerin
otoriter bir tavır takınıyor olmasına kadar
genişletilebilir. Oysa Kur’an’ın tanımıyla
“din Allah’ındır’; Allah’a yöneliş ve O’nunla
temasa geçmektir; modern din özgürlüğü
algısı ve hukuki tanımı da bu alanı dine ve
bireye bırakmaktadır. Bu ilkelerden hareketle, Almanya’da İslam ve Müslüman yaşam
konusunda karar vericilerin birinci derecede
Almanya’da yaşayan Müslüman kitle, onların
din adamları ile gerek Almanya içinde gerek
Almanya dışındaki bilgi ve inanç otoritelerinin olması son derece tabiidir. Buna imkan
verilmediği zaman ortaya çıkacak zayıflık ve
imkansızlıklardan yararlanarak oluşturulacak
şekli ve içeriksel dayatmalar da, aynı şekilde
bu benzersiz temel ve insani hakkın engellemesi anlamına gelecektir.
Oysa Tanrıya inanmak, O’nun varlığının
delillerini her an etrafında görerek hatırlamak, dinin çağrısına kulak vermek, bilinç ve
vicdanlarımızı her türlü haksızlık ve engellemelerden koruyacak, benzer bir yaratılış
anlamını, yakın bir köken anlayışını, hayat
sorumluluğunu ve benzer bir tarzda ölümden
sonra yeniden var oluşumuzu ve hesap verişimizi devamlı bize hatırlatacaktır.
Böylesi bir tavır, başlı başına, dar anlamlı,
zamanlı ve düzlemli düşünenler için bile ihtiyatlı olmaya vesile olacak, kendisi ve diğer insanlar için bir umuda dönüşecektir. Tanrı’nın
insanı yaratması, insana verdiği sorumluluğun ve ona duyduğu umudun bir göstergesidir. Tanrı’yı ve Tanrı’nın insana sunduğu lütuf
ve ihsanların farkında olan insan ise “umudun ve ümidin” kaynağı olur, Tanrının insana
ihsanı başka insanlar eliyle umuda dönüşür.
Hepimiz için bir umuda… zira Kur’an ifadesi
ile Tanrı hepimizi, birbirimizden sorumlu olarak “hep birlikte barışa ve esenliğe girmeye”
davet ediyor.
Bu nedenle hepimiz barışın, huzur ve
esenliğin umudu ve çocukları olmalıyız.
Papa Cenapları; sizleri Almanya’da selamlayabilmekten duyduğum mutluluğu bir
kez daha ifade ederken, umuda yönelik çağrınızın Almanya ve Almanya’da yaşayan herkes için yapılan bir umut çağrısı olarak algılanmasını diliyorum. Saygılarımla.
[email protected]
Avrupa Genel Yayýn Müdürü
(Geschaftsführer – Chefredakteur)
MAHMUT ÇEBÝ
Haber Müdürü (Redaktionsleiter)
YAHYA YILDIRIM
HABER (Nachrichten)
Tel: 0049 69 300 34 246-256
Fax: 0049 69 300 34 250
e-mail: [email protected]
ALMANYA TEMSÝLCÝLÝKLERÝ
Parlamento Süleyman Bað
Berlin
Faruk Yüksel
Dortmund Ekrem Yýldýrým
Duisburg Adem Yaka
Düsseldorf Bülent Çelik
Hamburg Metin Cavlak
Hannover Erkan Tekin
Frankfurt Latif Taş
Köln
Ümit Selim Macar
Mannheim Ýlyas Arýcan
München Tamer Aktaþ
Stuttgart Yýlmaz Akýn
Tübingen Osman Öztürk
Nürnberg Mehmet Kurt
030-224 88060
0176 32127722
0231-2064683
0163-2940125
0211-36779890
040-25332314
0511-543 08 778
0176 616 03964
0221-5892242
0621-15699077
089-54885910
0711-121 562 08
07031-261 56 44
0911 274 68 93
AVRUPA TEMSÝLCÝLÝKLERÝ
Avusturya
Belçika
Danimarka
Hollanda
Ýsviçre
Norveç
Fransa
Finlandiya
Seyit Arslan
Tercan Ali Baştürk
Kamil Subaşı
Ebubekir Şar
Özgür Taþçýoðlu
Menaf Alici
Emre Demir
Fahrettin Çalışkan
0043/6506334499
0032/47-6626211
0045 70206970
0031/10-2013747
0041/313118490
0047/22630708
0033/141 507496
00358 942477400
ZUKUNFT Medien GmbH, Sprendlinger Land Str. 107-109, 63069 Offenbach
Ýnternet Adresi: http://www.eurozaman.com e-mail: [email protected]
SAYFA TASARIM: YÜCEL ERGÜNEŞ
14 YORUM
Ali Bulaç
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Şahin Alpay
Kur’an’a deist itirazlar (2)
Yaşasın bağımsız Filistin devleti!
Geçen yazıda “kıraat farkı”nın dilbilimcilerin,
tefsircilerin ve müçtehitlerin Arapçaya mahsus i’rabla ilgili görüş farkından ve Arapçanın
değişik lehçe/ağızlarla konuşulmasından kaynaklanıp bunun dinin inanç, amel ve hükümleriyle ilgili herhangi bir değişikliğe mesnet
teşkil etmediğine değinmiştik. Bugün zaruretler dolayısıyla “Kur’an’ın toplanması (cem-i
Kur’an)” konusunu ele alacağız.
İlk defa H. 12. yılda Yemame Savaşı’yla
Kur’an bir araya toplatılmak istendiğinde toplama işi sadece Kur’an’ı ezbere bilenlerin hafızaları esas alınarak yapılmadı. Savaşa katılan 13 bin askerden üç bini Kur’an hafızı idi.
Ezberlerinden yararlanmak amacıyla hafızlar
cepheden geri çekildiklerinde yolda uğradıkları bir baskında 700’ü
“Kur’an sahabenin ha- şehid düşmüş, geriye
2300 hafız kalmıştı ki
fızasında kalmasın,
yazılı metin haline ge- bunlar Medine’ye sağ
salim varmayı başartirilsin” düşüncesiymıştı. Bunlardan başle Hz. Ebubekir (ra)
zamanında toplanan ka gerek (Suyuti, İtmushafa alınacak her kan fi Ulumi’l-Kur’an,
sure için asgari iki şa- 1, 124) ve gerekhit ve surenin yazılı ol- se Suphi es-Salih’in
ması şartı aranmıştır. de açıkça belirttiği
Toplama esnasında iki gibi (Suphi es-Salih,
şahitle gelen her ayet Kur’an İlimleri, çev. S.
Said Şimşek, ty. Konhafızlarca doğrulanmış, bu konuda görüş ya, s. 56) güvenilir rivayetlerle tam 23 kişi
ayrılığı olmamıştır.
Kur’an hafızı olarak
isimleriyle anılmaktadır. 23 kişiyle birlikte 2300
hafızın ismini tek tek yazmak takdir olunur ki
herhangi bir kaynağı “kütük defteri”ne çevirir,
buna gerek yoktur.
“Kur’an sahabenin hafızasında kalmasın, yazılı metin haline getirilsin” düşüncesiyle Hz. Ebubekir (ra) zamanında toplanan
mushafa alınacak her sure için asgari iki şahit ve surenin yazılı olması şartı aranmıştır.
Suyuti, Hz. Ebubekir’in Hz. Peygamber’in
(sas) evinde Kur’an sahifelerini bulduğunu
ve bunların bir iple ciltlenmiş olduğunu söylediğini yazar. (Suyuti, age, 1, 73) Bu iki olay,
başından beri Kur’an’ın çeşitli nesneler üzerinde yazılı olduğunu göstermektedir. Toplama esnasında iki şahitle gelen her ayet hafızlarca doğrulanmış, bu konuda görüş ayrılığı olmamıştır. (Suphi es-Salih, s. 63) Böy-
Bu satırların yazıldığı sırada Filistin Ulusal Otoritesi (FUO) başkanı Mahmud Abbas’ın bağımsız Filistin Devleti’nin BM’ye 194. üye olarak kabulü için Güvenlik Konseyi’ne başvurması bekleniyordu. Filistinliler, 60 yıldan fazla süredir devam eden işgale ve yaklaşık 20 yıldır süren barış görüşmelerine rağmen yol alınamaması, aradan geçen zaman zarfında
1967’den beri işgal altında olan Filistin topraklarına 500 binden fazla İsraillinin yerleştirilmesi
karşısında, tıkanan barış yolunu açmak için bu
yola başvuruyor. Yerden göğe haklı olarak!
ABD ve AB’nin kayıtsız şartsız desteğine
güvenen İsrail artık aklını başına toplamalı, Filistinlileri hukuksuz ve vicdansız bir şekilde işgal ve boyunduruk altında tutmaya son vermelidir. Bu, İsrail’in aklı başında yurttaşlarının
da talebidir. İsrail’in önde gelen entelektüelleri
22 Eylül günü imzalayıp açıkladıkları bildiride
şunu söylediler: İnsan ahlakı, Yahudi tarihi ve
İsrail’in çıkarları, BM’de komşumuz olan devleti ilk tanıyan ülke olmamızı ve işgale son verecek barış müzakerelerine derhal başlanmasını emrediyor...
Filistin’in BM’ye tam üye olabilmesi için,
başvurusunun Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesinden 9’u tarafından kabul edilmesi gerekiyor. Oysa ABD Başkanı Obama, geçen yıl Eylül
2011’e kadar bağımsız Filistin devletinin kurulması çağrısı yaptığı halde şimdi, barışın ancak
iki taraf arasında görüşmeyle sağlanabileceği
iddiasıyla ve herhalde gelecek yıl yapılacak se-
lece ilk tam nüsha teşekkül etmiş, önce Hz.
Ebubekir’de kalmış, sonra Hz. Ömer (ra) ve
ondan sonra kızı Hz. Hafsa’ya (r.anha) intikal etmiştir. Kaldı ki Hz. Peygamber ve ashap her namazda Kur’an’ı Fatiha’dan sonra
okur (zamme-i sure) bu yönde Hz. Peygamber tarafından sürekli teşvik yapılırdı. (Daha
geniş bilgi için bkz. Hasan Elik, Kur’an’ın
Korunmuşluğu Üzerine, s. 68 vd., İst.-2008)
Abdullah b. Ömer, Hz. Peygamber’in sahabeler arasında sistemli bir hıfzetme kampanyası yürüttüğünü anlatır. Veda hutbesinde
Hz. Peygamber’in yaklaşık 120 bin kişiye hitap ettiği düşünülürse, daha o zaman kaç bin
kişinin Kur’an’ı ezberlediği ve namazda okuduğu kolayca tahmin edilebilir.
H. 25’te Ermenistan fethedilirken İslam askerleri arasında çıkan tartışma, “farklı Kur’an”lara değil; okuyuş, lehçe ve şive farkına işaret eder. Hz. Osman (ra) bu farklılıktan doğan sakıncaları bertaraf etmek üzere,
yine Zeyd b. Sabit başkanlığında 12 kişilik bir
heyet teşkil etti. Yine ilke olarak sureler yazılı
olarak toplandı ve hafızlarca doğrulandı. Tevbe Suresi’nin son iki ayetinin tek kişinin tanıklığıyla sadece Huzeyme’de bulunduğu doğrudur. Ancak hafızlar bunlara itiraz etmediği gibi, yıllar önce bizzat Hz. Peygamber’in
Huzeyme’yi iki şahit yerine kabul ettiğini herkes biliyordu. Kaldı ki, Hz. Osman zamanında toplanan mushafla daha önce Hz. Ebubekir zamanında toplanan ve Hz. Hafsa’da bulunan mushafla-toplamadan sonra alınıp mukayese edildiğinde, iki nüshanın tam tamına
birbirlerine uygun olduğu görüldü. (Prof. Muhammed Hamidullah, Kur’an-ı Kerim Tarihi,
çev. M. Mutlu, 1965, İst, s. 48; Ahmet Cevdet
Paşa- A. Muhammed ed Dabba, Kur’an Tarihi
ve Kur’an Okumanın Edepleri, Trc. A. Osman
Yüksel, İst.-1989, s. 25 vd.)
Bu mukayeseden sonra Hz. Osman, Hafsa’nın nüshasını kendisine iade
etti ve Kur’an’ı yedi adet istinsah ederek
Maveraünnehir’den Yemen’e kadar belli başlı
İslam merkezlerine gönderdi, birisini de kendisinden alıkoydu. (Belazuri, Fütuhu-l Buldan
s. 48) Hz. Osman’ın bu ikinci toplamaya başlamadan önce Hafsa’nın nüshasını aldığı iddia edilir, doğru değildir, ikinci toplamanın sonunda Hafsa’dan nüsha alınıp mukayeseye gidilmiştir. [email protected]
çimleri kaybetme korkusuyla, Filistin’in başvurusunu veto edeceğini açıkladı. Varsın ABD vetosunu kullansın ve böylelikle sadece Arap ve
İslam ülkeleri halklarının değil, insanlığın büyük çoğunluğu nezdinde de bir kez daha saygınlığına darbe alsın; İsrail gibi giderek yalnızlaşsın… Belki bu Amerikan halkının uyanmasına, İsrail’e kayıtsız şartsız desteğin ABD’nin
ulusal çıkarlarına ters düştüğünün bilincine
varmasına yardımcı olur.
Güvenlik Konseyi’nin başvurusunu reddetmesi durumunda FUO, BM Genel Kurulu’na
“gözlemci devlet” statüsü tanınması için başvuracak. Bu statüyü kazanması için 193 üyeli Genel Kurul’da üçte ikilik çoğunluk (lehte
129 oy) sağlaması yetiyor. Bu desteği kolaylıkla
bulması bekleniyor. Bu durumda Filistin, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Uluslararası
Adalet Divanı ve Unesco dahil bir dizi uluslararası kuruluşa üye olacak ve İsrail yetkililerine
karşı işledikleri suçlardan dolayı UCM’de dava
açabilecek.
ABD ve İsrail, Filistinlileri BM’ye üyelik
başvurusundan caydırmak amacıyla çeşitli tehditler savuruyor. ABD Kongresi’nin mali yardımı kesmesinden, İsrail’in topladığı vergileri
ödemeyi durdurmasından ve bugüne kadar Filistinlilerle yaptığı anlaşmaları iptal edip Yahudi yerleşimlerini ilhak etmesinden söz ediliyor.
ABD ve AB son dakikaya kadar, barış müzakerelerinin devamına dair bir bildiri karşılığında Filistinlileri başvurudan vazgeçirmeye çalı-
Osman Turhan
şıyor. Filistin’in üyelik başvurusu, Filistin’in en
önemli siyasi ve mali destekçisi olan, fakat ortak bir dış politika uygulamaktan aciz Avrupa
Birliği’ni ikiye bölmüş durumda.
Filistin’in başvurusu Genel Kurul’a geldiği takdirde Almanya, Hollanda, Polonya ve
Çek Cumhuriyeti gibi İsrail’in kayıtsız şartsız destekçilerinin, (halkının Filistin’e büyük destek vermesine rağmen) İtalya’nın ve
başka bazı AB üyeleriNe mutlu ki Tür- nin Filistin’in “gözlemci
kiye kendine ya- devlet” olarak kabulüne
kışan ve gerek Fi- dahi karşı oy kullanmalistin gerek İsra- ları ya da çekimser kalil halkının lehine maları bekleniyor. Buna
olan tavrı benim- karşılık Fransa, İspanya ve belki Britanya lehsedi. Başbakan
Erdoğan, “Filistin te oy kullanacak. Peki,
devletinin tanın- Filistin’in bağımsız devması bir seçenek let başvurusuna İsradeğil zorunluluk- il kadar karşı olan kim
var? Bildiniz: Hamas!
tur...” dedi.
Hamas’a göre Mahmud
Abbas’ın başvurusu, İsrail’le sonu gelmeyecek görüşmeleri sürdürmek için bir oyundan
ibaret.
Ne mutlu ki Türkiye kendine yakışan ve
gerek Filistin gerek İsrail halkının lehine olan
tavrı benimsedi. Başbakan Erdoğan, “Filistin
devletinin tanınması bir seçenek değil zorunluluktur…” dedi. Yerden göğe haklıdır. Yaşasın
bağımsız Filistin devleti! [email protected]
[email protected]
İhsan Dağı
‘Çılgın Türkler’ dönüyor mu?
Ne zaman bir meselenin içine Kıbrıs konusu sokuşturulsa ‘işkillenirim’. Çünkü bilirim
ki Kıbrıs, ‘Ergenekon’un en başarılı olduğu
operasyon alanıdır. Otoriter siyasetin yaşaması için gerekli oksijen adadan gelir. Denktaşgillerle işbirliği yapan ekibin 2004’te Kıbrıs bahanesini kullanıp darbe yapmaya kalkıştığını bilmeyen kaldı mı?
Şu sıralar hükümetin Kıbrıs konusuna sarılmasını anlamıyorum dolayısıyla.
Başbakan’ın adaya yaptığı ‘tarihî’ ziyaret, ardından AB’ye Kıbrıs konusunda ‘müzakereler
biter’ restinin çekilmesi ve son olarak da ‘törenle’ atılan kıta sahanlığı imzası... Bu arada
Rumların adanın güneyinde başlattıkları doğalgaz arama çalışmalarının gerekirse donanma gücüyle durduruTuhaf şeyler oluyor.
labileceği ve KKTC ile
Sanki birileri Türkiye’yi birlikte yapılacak aradış maceraya sürükle- malara donanmanın
yerek içerideki demok- eşlik edeceği sözleratikleşme sürecini sa- ri... En son olarak da
Akdeniz’e açılan sabote etmeye çalışıyor.
Oysa memleketin ihti- vaş gemileri...
Kimse kusuyaç duyduğu şey, barış
ra bakmasın, bu manve istikrar içinde anayasa yapımı dahil ‘yeni- zara bana unutmaden yapılanma’ sürecini ya yüz tuttuğumuz
‘eski Türkiye’yi hatırlattamamlamak.
tı. Hatta 1970’lerin sonunda Ege’de sürekli olarak petrol arayan, fakat
krizden başka bir şey ortaya çıkaramayan MTASismik 1’in siyah-beyaz görüntüleri geldi aklıma.
Bakın, bugün Türkiye’nin bölgesinde yükselişinden söz ediyorsak bunun temelinde
son on yılda izlenen ‘barış ve istikrarı’ kurucu
dış politika var. Askerî güce değil ‘yumuşak
güç’e dayandı bu politika. Gelişen demokrasisi, büyüyen ekonomisi ve derinleşen hukuk
devleti anlayışıyla bölgenin çekim merkezi,
insanların ilham kaynağı oldu Türkiye.
Böyle bir Türkiye’nin şimdi askerî güç
gösterisine heveslenmesi bence son yıllarda
geliştirilen dış politika vizyonu ve pratiğiyle
çelişiyor. Etrafında kabadayılık yapan değil,
bölgesinde çekim merkezi ve ilham kaynağı
olan bir Türkiye daha güçlüdür.
Hükümet kadar sivil aktörlerin ve dinamiklerin yükselttiği yeni Türkiye’nin barışa ihtiyacı var, siyasetten de beklenti bunu sağlaması. Siz bölgesel siyasette ‘askerî gücü’ öne
çıkarırsanız etrafınızdakileri korkutur, size karşı birleştirirsiniz. Siyasî tarih ‘yükselen güçlere’
karşı oluşan bölgesel ve küresel ittifak örnekleriyle doludur. Bu tür kutuplaşmalar da genellikle sıcak bir çatışmayla sonuçlanır.
Tuhaf şeyler oluyor. Sanki birileri
Türkiye’yi dış maceraya sürükleyerek içerideki
demokratikleşme sürecini sabote etmeye çalışıyor. Oysa memleketin ihtiyaç duyduğu şey,
barış ve istikrar içinde anayasa yapımı dahil
‘yeniden yapılanma’ sürecini tamamlamak.
Oyun içinde oyunlar ve tuzaklar var. Geçenlerde Sabah gazetesi manşetten verdi:
‘Akdeniz’de büyük oyun’. Meğer Kıbrıs’taki
sondaj krizinde atılan adımlar Genelkurmay
kaynaklı planlanmış, projelendirilmiş. Anlaşılan hükümete kabul ettirilen ‘oyun planı’ için
şimdi ‘psikolojik operasyon’ vakti...
Sabah’ın yalanlanmayan haberine göre;
Genelkurmay, Karargâh’a davet ettiği akademisyenlere “Doğu Akdeniz’deki enerji rezervinin durumu savaş riskine değer mi?” sorusunu yöneltmiş. Yanıt, “evet” olmuş. Bunun
üzerine Genelkurmay bölgeye ilişkin ayrıntılı
raporlar hazırlamaya başlamış.
Hesaplarına göre rezervlerin değeri 7 trilyon dolarmış! Hadi inandık diyelim bu yalana, peki girilen ‘risk’ yüzünden şehit verilecek
Mehmetçiklerin bir değeri yok mu? Eminim
onlara da bir ‘değer’ biçmişlerdir. Yaşı, aldığı
eğitim, yaşadığı muhit, yeme içme masraflarıyla 22 yaşında şehit düşen bir gencin ‘değerini’ masa başında hesaplamışlardır. Bu değerin
onların kafasında 100 bin doları aşacağını sanmam. Bir yandan 100 bin dolarlık bir ‘adet’ asker, öte yandan 7 trilyon dolar! Bin çocuğumuzu kaybetsek, toplam kayıp 100 milyon dolar eder. Hadi diyelim işler kötü gitse, 10 bin
‘adet’ vatandaş ‘ex’ olsa bir milyar dolar eder
kayıp. Geriye kalan kazanç büyük!
Genelkurmay’a çalışan bu aymaz akademisyenlere sözüm şu: Doğu Akdeniz’de bulacağınız hiçbir şey ‘bir tek gencin’ hayatını kaybetmesine değmez. Siz bir tek delikanlının
anasının yüreğinde değerinin 7 trilyon dolardan az olduğunu mu sanıyorsunuz?
Ertuğrul Özkök versin gazı köşesinde,
hükümet de (yoksa devlet mi deseydim?)
sürsün savaş gemilerini ve Akdeniz’de batırsın ‘yükselen Türkiye’yi! Bunun için miydi
yüzde elli oy? [email protected]
A. Turan Alkan
Tedirginim
Otoyolda kendini hep sol şeritten gitmeye
mecbur hisseden bir sürücü tipi vardır; önlerine
çıkan her aracın arka tamponuna yığılıp klakson ve far sinyaliyle tâciz ederek şeridi boşaltmaya zorlarlar hani.
Hükûmetin, özellikle seçimlerden sonra takib ettiği dış politika, bana işte bu sol şerit tutkunlarını hatırlatmaya başladı. Bir yanıyla aktif, inisiyatif üstlenen, Türkiye’yi bölgesinde önder mevkiinde gösteren ve itiraf edelim biraz
da gururumuzu okşayan kararlı bir üslûp; öteki yanıyla alışık olmadığımız derecede sert, gerektiğinde İsrail’le savaşmayı ve Batı blokuyla
mesafeyi açmayı göze alan bir sertlik. Böyle düşüncelere dalmamın sebebi, bu defa bazı gelişmelere mâruz kaldığımızdan ötürü sert dış politika izlememiz değil; bilakis sertliği öngören,
hattâ hesaplıyor görüntüsü veren bir hesaplaşma arzusu hissedilmesi. Türkiye bu defa mâruz
kalan değil, müdahil olan, gerginliği üstlenen
taraf. Ezberimiz bozuluyor.
Otoyolda sol şeritte, gaz pedalını sonuna
kadar kökleyerek gidiyoruz. Bu yol ve üslûbun
niçin tercih edildiği konusunda –muhtevasına sonuna kadar katıldığım- idealist, yer yer
romantik gerekçelerden başka açıklama yok
ki bu gerekçeler sade vatandaş olarak bana
tatminkâr gelmiyor.
Siyasi muhalefet, eleştirinin yeri, zamanı
ve dozajını ayarlamasını bilmediği için kendini
fiilen sâkıt duruma düşürmüş durumda. Haydi
ağır vâsıtalara tahsis edilmiş en sağ şeridi bir
tarafa bırakalım ama orta şeride yönelip bir
durum muhakemesi yapalım demeye bile
mecâli kalmamış gibi davranıyorlar. Kamuoyu
gibi muhalefet de siyaseten groggy (Türkçesi
zihni karışık, dikkati dağınık, halsiz, şuuru
bulanık; daha ziyade boks tabiridir; galâtı grogi)
vaziyetinde. Seçim sonuçlarının yıkıntısını
hâlâ atamamış gibi
Sertlik siyaseti bizim görünüyorlar, oysaki
Türkiye’nin ciddi bir
ne kadar işimize
siyasi muhalefete
yarayacak; bizim
en ihtiyaç duyduğu
için meçhûl ama
zamanlar yaşıyoruz.
Kıbrıs Rum kesiZaten bildiğimi, Yunanistan ve
niz
şeyleri bir kere
İsrail için Türkiye’nin
daha
tekrarda mânâ
pazusunu gösterip
görmüyorum;
sol
sertlik sergilemesi,
şeritte
180
km
hızla
galiba yerde ararken
seyrettiğimizi belirtgökte buldukları bir
mekle yetiniyorum
nimet, şâhâne bir
ve huzursuzum.
bahânedir.
Basınımızın bir
cüzü ise bu türden bir tedirginliği paylaşmak
yerine laiklik mevzuunda doktriner hatâları
düzeltmeyi daha önemli görüyor besbelli.
Başbakan’ın Mısır konuşmasındaki laiklik
ihrâcı konusu üzerinde sert eleştiriler kaleme
almakla meşgul. Sanki bazı Arap ülkelerinin
anayasasını biz yazacakmışız gibi heyecanlı ve
bir vazife hissiyle hareke geçip fıkhî argüman-
larla Başbakan’ı te’dib edici tenkidler yazıyor,
laik devlet fikrinin İslâm’la niçin bağdaşmayacağını anlatıyorlar.
Sertlik siyaseti bizim ne kadar işimize yarayacak; bizim için meçhûl ama Kıbrıs Rum kesimi, Yunanistan ve İsrail için Türkiye’nin pazusunu gösterip sertlik sergilemesi, galiba yerde
ararken gökte buldukları bir nimet, şâhâne bir
bahânedir. Mâlum Kıbrıslı Rumlar ve Yunanistan, düştükleri mâli krizi kendi inisiyatifleriyle
çözmek irâdesini gösteremiyorlar; İsrail ise kendisine yönelik geleneksel ABD ve AB desteğini
bu vesile ile artırarak pekiştirmek fırsatını kaçırmaz. Kısaca bizim krize ihtiyacımız yok, onların var; hele İsrail, varlığını sürekli kriz psikolojisini ayakta tutma mahâretine bağlamış bir devlet. Yunanistan ise kendini mağlup ve mağdur
gösterecek bir gerginlik neticesinde borçları Avrupa Birliği’ne sildirme ihtimâline kesinlikle hayır demez. Muhtemelen İsrail-Yunanistan-AB
lobisinden aldığı siparişle içinde genç kızların
bulunduğu otomobili “Kahramanca” havaya
uçurma ihâlesini yerine getiren PKK için “Savaşan Türkiye”, aç tavuğun darı ambarına düşmesi gibi bir şey olur Hafazanallah! Ee; bu durumda bizim künhüne vâkıf olamadığımız fakat
hükûmete esâsen mâlum bazı hikmetlerin varlığını hesab etmemiz gerekiyor herhalde; onlar
her ne ise kamuoyu da bilmek ister.
Sizi bilmem, ben tedirginim.
[email protected]
SAYFA TASARIM: ŞERAFETTİN YILMAZ
15 BULMACA
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Hazýrlayan: YALÇIN SABRÝOÐLU
Güzel koku
y.sab rioglu@za man.com.tr
Yarım
İnce perde
Kısaca numara
Bir deyim
Kısaca baryum
3
Süren, sürücü
Kısaca
halinyum
Boru sesi
Bir aktör
(... Şaşmaz)
Biçare, zavallı
Müsaade
Kütahya ilçesi
Gaye
Sivas ilçesi
Madende saflık
derecesi
Haya
Tembih sözü
Rahatlama
nidası
Ağrı’nın eski adı
Ağaçlıklı yol
Bir bağlaç
Kainat, bütün
dünya
Elazığ ilçesi
Arabi bir ay adı
Bir nota
Akdeniz bitkisi
Afrika’da
bir ülke
6
Yaver
Efendimiz’in
bir sünneti
Ameller
Peygamberler
şehri
Yönetim
2
Berat, izin
Bir harfin
okunuşu
İlk şeker
fabrikası
kurucusu
Nezir
Bir deyim
Er kişi, erkek
Duyma organı
Ahlak
SUDOKU BULMACA
Seri, çevik
Tablodaki tramlý kalýn
çizgilerle belirlenmiþ 3’e
3’lük karelere, 1’den 9’a
kadar rakamlarý birer
kez kullanarak yerleþtirin. Öyle yerleþtirme
yapmalýsýnýz ki, bütün 3
lükleri doldurduðunuzda
tablonun bütün kutularý
yukarýdan aþaðýya ve soldan saða 1’den 9’a kadar
rakamlardan birer kez
kullanýlmýþ olsun.
Doğrusu, esasen
3
Boz renk
7
Yararlı, yarayışlı
2
1
Hamle
İyiden iyiye
Lise
1
Karışık renkli
Kokulu bir bitki
Bir sporcu
(... Bulut)
8
Atatürk’ün
manevi kızı
(Afet ...)
Rey
4
5
Fasıla
6
5
Bir harfin
okunuşu
Erkek adı
5
8
1
Bir ilimiz
6
1
Gelir
2
Titanın remzi
2
Yüz, çehre
7
1
1
6
4
3
Suriye başkenti
İtalya’da
bir nehir
Altın işlemeli
ipek kumaş
1
8
3
6
7
5
4
9
1
2
4
7
1
9
2
8
5
3
6
9
2
5
1
3
6
7
8
4
3
5
7
6
9
1
2
4
8
1
8
2
4
7
5
3
6
9
6
9
4
3
8
2
1
5
7
2
1
3
8
4
7
6
9
5
5
6
8
2
1
9
4
7
3
7
4
9
5
6
3
8
2
1
Dediğinde
direnme
Doğuma
yardımcı kadın
Ağabey
Arabın
başındaki
çengel
8
Bitki bilimi
Bütün
Söz, laf
Kuzu sesi
Ermenistan
başkenti
Maden
Kısaca
potasyum
Otomobilde
bir parça
Bir müzik aleti
8
4
Haya
Tokat’ta bir
halk oyunu
8
Satrançta
bir taş
Arka, art
İzmir ilçesi
7
Kısaca
germanyum
Başlıca içecek
Anlam
Bir tür müzik
Safra
Eski haltercimiz
(... Süleymanoğlu)
Asap
Sermaye
Veli
Eğreti
Yabancı
İplik
Hayvan yiyeceği
Sınır nişanı
Yenen bir
yeşillik
Töre
Alimler
Kırmızı
Şart eki
Feza
Benzerini
yapmaya
çalışma
Beyaz
Bir nota
5
Becerikli
Tanıtmak
amacıyla
yapılan şey
Bir deniz
rütbesi
İki ülke
parasının
karşılıklı değeri
Bir ilimiz
4
K E L İ M E
F
Þ ÝF RE K E LÝ ME:
Vazife
J
U
N
M
U
J
A
N
A
Y
Ý
V
K
R
K
A
L
U
K
U
S
M
R
R
A
H
R
E
A
K
K
O
V
A
O
Y
A
Z
G
I
U
Ü
Y
S
A
A
T
L
N
Þ
H
Y
L
Ü
Ð
D
K
Ý
R
K
H
S
Ý
C
U
J
I
R
Bulmaca
1
1
2
3
U
T
E
B
A
K
E
R
K
F
B
T
R
S
T
K
A
Ý
S
Z
Ý
E
R
G
Ç
Ü
L
N
O
M
T
Ü
E
G
B
A
N
S
A
K
K
Y
R
O
Ü
U
T
A
L
A
K
U
R
Ü
Þ
O
N
M
R
Ö
G
E
C
N
E
R
V
E
K
R
A
Ö
M
C
U
Z
G
L
O
E
L
N
Ý
C
L
T
E
Z
A
P
Ý
S
R
H
A
Ü
J
Ç
T
E
L
M
H
N
A
G
I
K
S
V
K
V
A
A
Y
K
A
B
Ü
A
T
A
U
T
K
T
A
R
Ö
Z
K
H
G
M
A
Z
Ç
Ü
L
M
K
Z
S
F
T
Ç
H
Ý
Y
Ç
Ý
Þ
N
İ
D
E
Ü
E
E
F
Y
Ý
M
Ö
L
K
Ü
Z
O
D
L
İ
O
N
F
N
R
R
M
K
V
S
R
Ý
J
Ö
G
D
E
H
Ý
2
3
4
5
6
7
8
A V I
Ü
K
1
Ý
E
A
S
L
V
R
A
D
Ü
M
R
R
B
M
T
S
Ü
G
D
F
E
O
R
İ
E
R
T
R
O
P
N
N
R
Ü
O
D
N
Ç
T
K
E
B
F
Ö
U
Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz?
AKHÝSAR, BUHAR, CAMBAZ, ÇARK, DENİZ, EVREN, FORMÜL, GOFRET, HEYHAT, ÝSKAN, KULAK,
LALELÝ, MERCAN, MAYIS, NEZAKET, ORKÝNOS, ÖZKAN, PORTRE, REKABET, SERGÝ, ÞAHIS, TÜRKAN,
UÐUR, ÜSTÜN, VÝYANA, YAZGI, ZAMBAK.
4
5
6
7
8
2
3
4
Rüstem Aydýn
5
6
7
8
r.ay din@za man.com.tr
9 10 11 12
SOLDAN SAĞA 1) Allah (cc)’ın birliğine
inanma ve bunu ifade etme.– Su altında
kalan, su basmış tarla. 2) Bir dış gücün
etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme
vb. biçim değişikliklerine uğradıktan
sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini
alabilme özelliğinde olan, elastiki.–
Genellikle bazı çiğ ot ve sebzelerle
yapılan, yağ, limon vb. maddeler
konulan, yemeklerle birlikte yenen
yiyecek. 3) Madagaskar’ın plaka işareti.–
Felç, sakatlık vb. bir sebeple yataktan
kalkamayan (kimse). 4) Toplama,
toplanma, bir araya getirilme.– İslam’ın
şartlarından biri.– Nikelin sembolü. 5)
Mahsul.– Kırılmış taş döşenip silindir
geçirilerek yapılan yol. 6) Allah (cc)’ı dil
veya kalple anma.– Ayrılırken birbirine
selam ve esenlik dileme. 7) Közlenmiş
patlıcan, sarımsaklı yoğurt ve kıyma ile
yapılan bir çeşit yemek.– Osmanlı
padişahlarının adlarının sonuna getirilen
unvan. 8) Cimri, pinti, eli sıkı.– Eser, iz,
belirti. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1) Konuşmayı
bir dilden başka bir dile çeviren kimse,
çevirici, dilmaç. 2) Siyaha çalan buğday
rengi.– Bir tür cetvel. 3) Vietnam’ın plaka
işareti.– Musiki. 4) Seslenmek veya ilgi ve
dikkat çekmek için söylenen bir söz.–
Torunu olan kadın. 5) Uyarı.– Adale. 6)
Kirli olmayan, pak. 7) Şeker hastalarının
şeker yerine kullandığı beyaz, tatlandırıcı bir madde. 8) Manda yavrusu.– İlgi
edatı. 9) Az tavlı, yarı yaş yarı kuru
toprak. 10) Boyacılıkta kullanılan, kırmız
böceğinin üst deri bezlerinin salgıladığı
madde.– İnsan zekâsının, insan kişiliğinin
erişebileceği en yüksek düzey, dâhilik. 11)
Bir binek hayvanı.– Haddini bilmez, kaba,
nobran. 12) Acımasızca.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1
O
L
İ
M
P
İ
Y
A
T
M A
2
T
A
L
İ
P
E
D
İ
K Ü R
A
R
3
O B
4
K
R
A
S
P
E
L
E
E
R
E
N
K
5
R
İ
T
İ
6
A D
A V
E
T
7
S
O
K A
K
8
İ
R
İ
Ş
S
İ N
F A K
Y
T
K A
K E L þ M E
10 11 12
A K A
H A
Y A
A B
E
L A
T
T
E R
A
T
A V I
N
H
þ
V
K
R
U
Ü
C
Ü
Z
Ü
Ý
R
O
L
S
H
A
Ç
R
L
Ð
F
G
Ý
Ð
T
R
A
Ü
A
E
O
N
A
D
E
G
R
E
G
G
F
L
M
R
Z
G
N
I
V
N
A
Y
A
N
Ý
C
U
E
S
U
Ð
Ý
E
T
N
O
Ā
E
R
M
Z
F
N
I
Z
A
T
I
B
P
Ý
M
H
Ý
O
S
H
S
K
Ü
L
R
S
M
F
ü
Ç
Ý
U
M
U
D
K
A
L
K
A
C
O
N
E
B
R
S
E
Z
K
Y
A
N
M
L
P
T
M
T
Ç
R
U
M
E
E
E
U
K
U
þ
S
R
K
E
R
Ý
L
O
L
Ð
A
C
R
Y
A
E
A
B
Ü
Ý
Ü
T
Y
E
N
Ü
C
E
E
S
A
J
H
S
R
D
Z
O
V
M
L
R
M
N
A
Ý
Ý
T
Ð
A
Z
Þ
A
L
Z
U
B
E
E
L
Ý
K
Z
O
Y
K
Ü
R
E
þ
E
Y
Z
M
T
A
N
M A
N
A
U
T
V
Ð
O
Ý
A
L
Ý
K
R
T
M
Ü
T
Ý
O
J
S
C
N
G
M
E
P
E
Ü
Ý
D
D
H
Ö
M
U
R
A
R
D
Z
R
L
K
K
þ
U
D
A
E
S
E
Z
U
Z
Ü
H
A
L
K
Ð
O
N
V
M
J
N
M
B
E
R
U
V
þ
Ç
J
A
K
N
E
V
Ü
G
Z
Ö
L
O
L
Ü
Aþaðýdaki kelimeleri tablonun içine serpiþtirdik. Bunlarý bulabilir misiniz?
ASTEĒMEN, BURGAZ, CÜNEYT, ÇORUM, DÜNYA, ERGÝN, FULAR, GERGEDAN, HÜRREM, ÝMAME,
KURBAN, LđKđDđTE, MEZUN, NAKIS, OSMAN, ÖZGÜVEN, PARTÝ, RAKAM, SÝMÝT, ÞđFONđYER, TRAJÝK,
UNSUR, ÜZÜCÜ, VELVELE, YALIN, ZÜHAL.
f16 RÖPORTAJ
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
Avrupa PKK’ya müsamaha göstermemeli
Bazı Avrupa ülkelerinin terör örgütü PKK’ya ‘bizde eylem yapmıyorlar’ diye müsamaha göstermesinin büyük hata olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Yarın bu tür işler onların da başına gelebilir. Bunun son örneğini Humboldt Üniversitesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşma yapacağı sırasında
gördük.” dedi. Başbakan Merkel’in Almanya federal yargıtayının verdiği bir kararda PKK’yı bir terör örgütü ilan ettiğini ve kabul ettiğini mahkeme
kararıyla ortaya koyduğunu açıkladığını hatırlatan Bozdağ, “Umarım kararın gereği zaman içerisinde yerine getirilir.” şeklinde konuştu.
SERDAR DOMBAY FRANKFUT
Almanya bu hafta başında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ağırladı. Bazı
tatsız olaylar olmasına rağmen renkli geçen
bu geziyi heyette olan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile konuştuk. Almanya ve
Türkiye’nin sadece bugün değil geçmişte de
büyük ilişkileri olmuş iki ülke olduğunu vurgulayan Bozdağ ekonomik, kültürel ve siyasi
ilişkilerin olduğu Almanya’da en önemli ilişkinin ise Almanya’da yaşayan Türkler olduğunu ifade ediyor. Bu insanlarımızın bugün
Almanya’nın siyasetinde, ticaretinde, biliminde, sanatında, kültüründe, her alanında
çok büyük başarı ortaya koymuş durumda ve
misafir olmaktan öte Almanya’nın bir parçası ve Almanya’da kalıcı olma noktasında da
önemli kararlar verdiğini vurgulayan Bozdağ
ile hem geziyi hem 50. Yılı konuştuk.
Cumhurbaşkanı Gül’ün Berlin seyahati sırasında bir
bomba ihbarı ve sonrasında tatsız gelişmeler yaşandı.
Sizce hedef neydi?
NATO PKK’yı terör örgütü olarak kabul etti.
Avrupa birliği PKK’yı terör örgütü olarak kabul etti. Amerika PKK’yı terör örgütü olarak
ve Türkiye ve Amerika’nın ortak düşmanı
olarak ilan etti ve bu konuda her türlü desteğini verdi. Bazı Avrupa ülkelerinin bizde
eylem yapmıyorlar diye PKK’ya müsamaha
göstermesi yanlıştır. Yarın bu tür işler onların da başına gelebilir. Bunun son örneğini
Humboldt Üniversitesi’nde Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşma yapacağı sırasında
gördük. Gün boyu terör örgütü yayını yapan
televizyonlar on binleri oraya toplamak için
uğraştılar ama burada yaşayan vatandaşlarımız bunlara itibar etmedi. 30, 40 kişi civarında belki ya vardı ya yoktu. Kürtler çağrıya ilgi
göstermeyince bu sefer bomba ihbarı yaptılar ki orada konuşmalar olmasın diye. Ama
Sayın Cumhurbaşkanımız o salonda konuşmasını yaptı. Teröre, terörizme ve teröristlerin bu tür oyunlarına prim vermedi. Almanya bundan bir ders çıkarmalı. Sayın Angela
Merkel Almanya federal yargıtayının verdiği
bir kararda PKK’yı bir terör örgütü ilan ettiğini ve kabul ettiğini mahkeme kararıyla ortaya
koyduğunu açıkladı. Umarım kararın gereği
zaman içerisinde yerine getirilir.
Avrupa’da da benzer sıkıntılar var. Her geçen gün artan
bir sıkıntı bu. Terör ve İslam Avrupa’da aynı şekilde özleştirerek sunulmaya çalışıyor ve bu İslamofobi olayını
ortaya çıkarıyor.
İslam dini barış dinidir. Şimdi böyle bir dini
Cumhurbaşkanı
Gül’ün Almanya
temaslarını Serdar
Dombay’a değerlendiren Başbakan
Yardımcısı Bekir
Bozdağ, “Biz yurtdışında yasayan
vatandaşlarımızın
Türkiye’nin siyasetinde de söz
sahibi olmalarını
arzu ediyoruz.”
dedi. Bozdağ,
Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın bundan
sonra yapılacak
ilk seçimde bulundukları yerde
oy kullanması için
çalışmaların sürdüğünü söyledi.
terörle yan yana getirmek, islamla terörü yan
yana getirmek ve islama veya onu benimseyen müslümanlara terör sıfatını yakıştırmak
islama dönük yapılmış en büyük iftiradır.
Yani müslümanların içerisinde yanlış yapan insanlar olabilir, milyarlarca müslüman
var. Hıristiyanların içerisinde yanlış yapanlar
olabilir tabi, işte gördük Norveç’te bir tane
gözü dönmüş insan masum, onlarca insanı kurşuna dizebildi. Biz bütün Hıristiyanlar
böyledir diyebilir miyiz? İslamı teröristlerle,
terörizmle, terör eylemleriyle yan yana göstererek insanları islamdan soğutmak isteyen bir
takım yaklaşımlar var. Bunlar fevkalade yanlış. İslamofobi bana göre bir tehlikedir ve bu
düşünce ile beraber hoşgörüsüzlük, ırkçılık,
ayrımcılık toplumlarda ağır ağır yeniden yer
etmeye başlıyor. Bunu hep beraber önlemeliyiz. Sadece bir Türkiye olarak değil, Türkler
olarak değil, Almanya’daki dostlarımız, almanlar, İngilizler, Fransızlar, başkaları nerede
birileri kin tohumu atıyorsa hep beraber karşısında durmalıyız. Hoşgörüsüzlüğe, ırkçılığa,
ayrımcılığa efendim islam fobiye, teröre hiçbir
ülkenin ve hiçbir insanın prim vermemesi lazım. Hem kendisi için, hem ülkesi için, hem
dünyanın geleceği için buna mecburuz.
Cumhurbaşkanı Gül’ün Almanya ziyaretinde oldukça
önemli imzalar atıldı. Bu antlaşmalardan bir tanesi de
çifte vergilendirmeyle alakalı. Emeklileri sevindiren bu
imzayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şimdi on bin euroya kadar geliri olanlardan
herhangi bir vergi alınmayacak. Onun üzerinde gelir olmasa halinde bir vergilendirme
söz konusu olacak, yani buradan baktığınız
zaman kesin dönüş yapan ve emekli olan,
Almanya’dan emekli olup kesin dönüş yapan vatandaşlarımızın bu açıdan büyük bir
muafiyeti ortaya çıkmış durumda. Bu bir iyileştirmedir. Önemli bir adım olarak biz bunu
görüyoruz. Hem vatandaşlarımız için, hem
Türkiye hem de Almanya için önemli bir gelişme, önemli bir adım diye görüyoruz.
Göçün 50. Yılı ile alakalı düşünceleriniz nelerdir?
50 yılda çok şey değişti. Dün sadece kas gücüyle çalışarak, hizmet edenler bugün ticarette, bilimde, sanatta, eğitimde, kültürde,
siyasette, sporda, her alanda başarı hikayeleri
ile hem Almanya’nın hem de Türkiye’nin
göğsünü kabartmaktalar. Çok büyük başarı hikayeleri var, çok büyük mücadeleler var,
bugün onu görüyoruz. Bugünkü modern
güçlü Almanya’nın oluşmasında en büyük
pay Almanlardan sonra onlara aittir. Göçün
50 yılında artık buna göç de demek doğru
değil, yani Türk işçilerinin Almanya’ya gelişi, Almanya’da çalışmaya başlayışı dememiz
lazım. Çünkü artık olay göç olayını aşmıştır.
Artık göç hadisesi geride kalmıştır. Bugün
ürettikleriyle başarılarıyla var olan ve buradaki
varlıklar nedeniyle de birinci sınıf vatandaşı
olmak isteyen ve ona hakkı olduğunu düşünen insanlar var. Şimdi olay bambaşka bir
noktada. Misafir değil, dönücü değil, göç değil, yerleşik. Burada doğmuş. Onun için ben
gelinen noktada Almanya’nın burada yaşayan
türklere karşı politikalarını yeniden değerlendirmesinin Almanya için yararlı olacağını
düşünüyoruz. Onun içinde Almanya Uyum
Bakanı sayın Maria Böhmer’le Türkiye olarak
bizim bundan sonraki süreçte birlikte çalışma
mecburiyeti var, yani biz beraber çalışırsak
uyum konularındaki sorunları birlikte aşabiliriz. Daha iyi noktalara beraber götürebiliriz.
Almanya’nın şu an uyguladığı evlilik konusunda dil zorunluluğu insan haklarına uymuyor. Çünkü insanların kiminle evleneceğine,
kime aşık olacağına, kimi seveceğine, kimden
ayrılacağına devletler, ülkeler karar vermez,
vermesi de doğru değildir. 50. Yıl münasebetiyle yapılacak tartışmaların ve konuşmaların,
hem Türkiye olarak bizim, hem Almanya’nın,
hem burada yaşayan türklerin objektif değerlendirme yapmalarına ve yeni dönemde, yeni
sürece ve yeni konsepte uygun adımlar atılmasına önemli katkıları olacaktır.
Yurtdışı Türkler ve akrabalar topluluklar Başkanlığı seçimlerden sonra size bağlandı ve hızlı bir şekilde gümrük kapılarında anketler yapıldı. Tesbit ettiğiniz sorunlar neydi?
Benim gördüğüm tabi pek çok sorun var. Onları sıralamadan önce gördüğüm şey su, tabi
Türkiye’de böylesi bir kurum kurulduğuna
ilişkin bilgi eksikliği var. Vatandaşlarımız iste
bir konuyla ilgili bir sorunu olduğunda farklı
yerlerden çözüm arayışına giriyor. Bu kuruluş
Türkiye’de vatandaşın ne gibi sorunu varsa o
sorunların çözümü ile yakından ilgili. O nedenle bu kurulusun tanınması, bilinmesi ve
Türkiye’de hangi sorunun hangi makam tarafından çözüldüğünün bilinmesinde fayda
var. Biz bu maksatla bir cep rehberi de çıkardık. Sınırdan giriş yapan bütün vatandaşlarımıza bunları dağıtmaya başladık. Onları başka ülkelere de göndererek, oradaki dernekler,
vakıflar vasıtasıyla dağıtarak bu noktada vatandaşlarımızın bilgi sahibi olmasına önem
veriyoruz. Almanya’da, yasadıkları ülkede
hangi sorunların hangi makamlar tarafından
hangi usulle çözüleceğini bilmek, nasıl hak
arayışı yapılacak, onu bilmenin çok önemli bir
mesele olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda
rehberliğe çok önem veriyoruz ve önümüzdeki süreçte bu rehberliğin sağlıklı yapılması
için önemli adımları beraber atacağız inşallah.
Yurt dışında oy kullanma problemi çözülecek mi?
Biz yurtdışında yasayan vatandaşlarımızın
Türkiye’nin siyasetinde de söz sahibi olmalarını arzu ediyoruz. Şimdi sayın başbakanımızın bizlere verdiği talimat çerçevesinde
çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda ilgili
bütün kurumların içinde olduğu YSK’nın
temsilcisinin de içinde olduğu bir komisyon
çalışmasını yürütüyor ve bu çalışmalarda
son aşamaya geldi. İnşallah TBMM açıldıktan sonra bunu da mavi kart ile beraber
sevk edeceğiz ve yasayı çıkaracağız. Bundan
sonra yapılacak ilk milletvekili seçiminde ve
ilk cumhurbaşkanlığı seçiminde Köln’de,
Berlin’de veya başka bir şehirde yaşayan vatandaşlarımız konsolosluklara gidip oylarını
sandıklarda rahat rahat kullanacaklar.
Özcan Alper, ikinci ‘koza’sına yakın
ALİ KOCA, AYHÜN HÜLAGÜ ADANA
Geçtiğimiz yıl yaşanan erteleme yüzünden hafif şiddetli
bir sarsıntı geçiren Altın Koza Film
Festivali, silkelenip kendine geldi.
Özellikle de ulusal uzun metrajdaki
yarışma filmlerinin ‘ağırlığıyla’ şimdiden Antalya’nın birkaç adım önüne
geçti diyebiliriz. Üstüne bir de, Nuri
Bilge Ceylan’ın, Cannes ödüllü “Bir
Zamanlar Anadolu’da”yı Adana’da
vitrine çıkarması ve başta Yılmaz Erdoğan olmak üzere film ekibinin festivale katılması Altın Koza’nın hanesine artı değer olarak yazıldı.
Altın Koza’da yarışma filmleri
ve özel galalar dâhil tüm etkinlik ve
gösterimler ücretsiz. Adanalıların sinema sevgisi ve yarım asra yaklaşan
festival geleneğinin yanına bu faktörü
ekleyince tüm gösterimler dolu dolu
geçti. Özellikle yarışma filmlerine ayrı
bir rağbet vardı. Malum, Adana, diğer
festivallere oranla daha politik geçiyor.
Yılmaz Güney’in şekillendirdiği, başlangıç yıllarındaki karakteristik özellik, yerel yönetimler değişse de bugün
bile devam ediyor. Bu yıl da öyle oldu.
Aynı gün gösterilen iki belgesel, Nazilerin elinden Yahudileri kurtaran Türk
diplomatlarının mücadelesini anlatan ‘Türk Pasaportu’ ve 1999’daki
‘Hayata Dönüş’ operasyonunun
mağdurlarını gündeme getiren ‘Simurg’ farklı ideolojiden kaynaklansa da hemen hemen aynı reflekslerle
seyirciden bol bol alkış aldı. Hatice
Aslan’ın oyunculuğuyla âdeta kendini perişan ettiği ‘Vücut’ ise senaryo ve yönetmen zaafları neticesinde
perdede kayboldu. ‘HES’leri ele alan
‘Yurt’ ise meselesini derli toplu anlatamadığı ve Nuri Bilge Ceylan’ın
larda JİTEM’in marifetiyle Güneydoğu
Anadolu’da ‘kaybolan’ Kürtleri anlatıyor. Aslında bu cümle biraz haksızlık
olur film için. Çünkü başka şeyler de
anlatıyor. Bir ara 1915’teki Ermeni tehciri de filme dâhil oluyor.
Bu akşam verilecek ödüllerde Özcan Alper açık ara önde gözüküyor.
Ancak, bu yazının satırlara düştüğü
saatlerde henüz gösterimi yapılmamış olan Onur Ünlü’nün merak ve
heyecan uyandıran ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi’ ile yurtdışında festivalleri dolaşan ‘Eylül’
filmlerinin de festivalin diğer ‘gözdeleri’ olduğunu belirtelim.
-
Altın Koza’da bu
yıl ‘Yaşam Boyu
Onur Ödülü’ne
layık görülen
ünlü yönetmen
Ali Özgentürk,
festivalde
yarışan filmlere
ayrımcılık yapıldığını söyledi.
FOTOĞRAF: AA,
AYKUT ÜNLÜPINAR
ÖZGENTÜRK’TEN FESTİVALE ELEŞTİRİ
‘Uzak’taki oyuncusu olan yönetmen
Muzaffer Özdemir’in ‘özenti’ olarak
algılanan anlatım dilinden dolayı sınıfı geçemeyenlerdendi.
JİTEM’E DOKUNAN CESUR BİR FİLM
‘Bir Zamanlar Anadolu’da’ ve Nuri
Bilge Ceylan-Yılmaz Erdoğan rüzgârı
dindikten sonraki gün seyirci karşısına
çıkan Mar, Kadife ve Beni Sev filmleri,
tüm gayretlerine rağmen ödül listesine çıkmaları sürpriz olacak yapımlar
olarak kayda geçti. Yıl içinde vizyona giren, kiminin DVD’si bile çıkan
‘Memleket Meselesi’, ‘Saklı Hayatlar’
ve ‘Kaybedenler Kulübü’nün neden
yarışmada olduğu ise hâlâ muamma.
Dolayısıyla Adana’da sinemaseverlerin yüzünü güldüren üç film kalıyor.
Özcan Alper’in yine şiir gibi, ama
derinden derine insanın içine işleyen
filmi ‘Gelecek Uzun Sürer’, 90’lı yıl-
Altınkoza’da bu yıl ‘Yaşam Boyu
Onur Ödülü’ne layık görülen ünlü
yönetmen Ali Özgentürk, festivale
eştiriler yöneltti. Festival filmlerinin
gösterildiği 5 ayrı salondaki teknik
imkanların yetersiz olduğunu söyleyen Özgentürk, festivalde yarışan
filmlere ayrımcılık yapıldığını söyledi. Festivalin ‘Ulusal Uzun Metraj
Film Yarışması’ bölümünde Özgentürk’ ün aynı hikâyeden esinlenerek
çektiği ‘Beni Sev’ ve ‘Görünmeyen’
adlı filmleri 14 filmle birlikte yarışıyor. Özgentürk, önceki gün Metropol salonunda gösterilen ‘Beni Sev’
adlı filminin teknik imkansızlıklara
kurban gittiğini ifade etti. Özgentürk, “Her salonun imkânı farklı.
Benim filmimin izleyiciyle buluştuğu salonda ışık yetersiz geldi. Bazı
sahneler de hiç duyulmadı.” dedi.
Adana doğumlu Özgentürk, “Bu
şehirde festival yapılıyorsa önce
şehrin yönetmenlerine sahip çıkılmalı.” şeklinde konuştu.
f17
spor
KOBE’YE 6,7 MİLYON DOLAR.
İtalya’nın Virtus Bologna takımı, NBA ekiplerinden
Los Angeles Lakers’ın yıldız basketbolcusu Kobe
Bryant’a NBA’deki lokavt süresince formasını giymesi için transfer teklifi yaptı. Bryant’a 6,7 milyon dolar
önerildiği bildirildi. Ayrıca Kobe, yarın İstanbul’da
basketbolseverlerle buluşacak.
ARDA, MESSİ’YE KARŞI. İspanya La Liga’da
milli futbolcumuz Arda Turan’ın forma giydiği
Atletico Madrid, bugün Barcelona’ya konuk
olacak. Saat 22.00’te başlayacak mücadele
Digiturk kanal 380’dan canlı yayınlanacak.
Arda, yükselen formuyla dikkat çekerken
Katalanların kozu yine Arjantinli yıldız Messi.
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
FEDERASYON'UN ALDIĞI HER
KARARIN ARKASINDA DURMAM
Atýf
Keçeci
5 dakikada
Beşiktaş!
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Futbol Federasyonu'nun şike soruşturması sebebiyle zor bir süreçten geçtiğini söyledi. Atılan her adıma kulüplerin farklı tepkiler göstereceğini belirten Kılıç, kendisinin de TFF'nin alacağı bütün kararlara destek çıkamayacağını dile getirdi. Kılıç, şiddet yasasının TFF ve Kulüpler Birliği'nin ortak ürünü olduğuna dikkati çekti.
-
Futbolda şike soruşturmasını konu alan Gençlik ve Spor Bakanı Suat
Kılıç, sürecin yönetilmesinin zor olduğunu vurguladı ve Futbol Federasyonu'nun
doğru bir karar almasını diledi. TRT
Spor'da yayınlanan Basın Tribünü programına katılan Bakan Kılıç, “TFF'nin attığı
her adımın arkasındayım diyemem.” dedi.
Federasyon'un hangi kararı alırsa alsın Türkiye'nin yarısının buna karşı çıkacağına dikkati çeken Suat Kılıç,
“Kararlar Fenerbahçe'nin lehine olursa diğer takım taraftarları tepki koyacak.
Fenerbahçe'nin aleyhine olursa diğerleri
onaylayacak; ama bu kez de Fenerbahçe
taraftarlarının tepkisi olacak. Şu durum-
da kimsenin olmak istemeyeceği şey TFF
başkanlığı ya da yöneticiliği yapmaktır.”
ifadelerini kullandı. Spor yasasını hazırlayanlar arasında 4 büyük kulübün başkanının bulunduğuna işaret eden Bakan Kılıç, “Bu kanun Kulüpler Birliği ve
Federasyon'un ortak ürünüdür.” açıklamasını yaptı. Kendisiyle birlikte Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in kanuna, çıkmadan önce muhalefet ettiğinin altını çizen Kılıç şöyle devam etti: “Kanunu
okuduğumuz zaman ‘Teşebbüsle nihai
suç aynı cezayı almamalı' diye düşündük. Adam yaralamayla öldürmek aynı
suç değildir. Şikeyi de şiddeti de önlemeye yönelik sert bir kanun.”
Seyircisiz oynama cezası verilen maçların kadınlar ve 12 yaş ve altı çocuklara
açılması kararının ilk uygulamasına destek veren Bakan Kılıç,"Kadınlarımızın,
Şükrü Saraçoğlu stadındaki seyircisiz maç
uygulamasını sona erdirmesi TFF tarafından son derece doğru, yerinde taktir edlip cesaretlendirilmesi gereken bir karardı.
12 yaş sınırı yükseltilebilir. 14 yaşındaki bir
çocuğun annesinin, halasının, ablasının
yanında küfürlü tezahuratı olacağını zannetmiyorum. Bu uygulama bundan sonra ki seyircisiz maçlarda da harfiyen uygulanması ve gelenekselleştirilmesi gerektiği
kanaatindeyim." açıklması yaptı.
Bakan Kılıç'ın diğer konularda ağ-
Öncelikle bir takdirimi belirtmek istiyorum.
Sağanağın da ötesinde yağan yağmura
rağmen zeminde hiçbir bozukluk oluşturmayacak şekilde imalat yapan kurum ve
kişileri kutlarım. Transfer döneminde radikal kararlara imza atan Bursaspor yönetimi,
teknik heyetin doğru tercihleriyle gidenlerin yerini fazlası ile doldurmuş gözüküyor.
Transfer hovardası Beşiktaş’ın 11’inde
ise oynanan son 5 maçta mücadelede en
fazla iki yeni transfere forma verildi. Guti
sakatlığının tedavisi için gece âlemleri (!)
yapması için verilen reçeteyi uygulamakla
meşguldü! Bunca transfere rağmen sol
bekte Egemen, önünde çizgi adamı olarak
İsmail Köybaşı görev yapacaksa bu bölge
için niçin çuvalla Euro saçıldı?
Simao orta sahanın göbeğinde, diğer bir
tarifle 10 numara görevine soyundurulmuş,
onun sporcu kişiliği işini en iyi yapmak
olduğundan tüm gayretini sahaya döktü.
Edu’yu düşünmekten daha çok ortadan
kaleyi hedef alan pozisyonlar içerisinde
gözüktü. Edu tarzındaki oyuncuları efektif
hale sokabilmek için yan ortaların önemini
bizler biliyoruz da sahadakiler işe Fransız
kalmakta ısrar ediyor. Siyah-Beyazlı takım
o kadar organizasyon fakiri ki 23’te rakip 10
kişi kalmış, 1-0 yenik oynuyorsun ve rakip
kalede bir tek önemli pozisyonun yok. Yenilen golde de Rüştü’nün önünde 2 Bursalı
topu dikkatle takip ederken Siyah-Beyazlı
defans onları seyretmekle meşgul.
Yunus Yıldırım’ın yardımcı hakemi
Adil Sinem’in “Küfür etti” ikazıyla 23’te
Bangura’ya gösterdiği kart kurallardaki
tarife uyar gibiydi. Carvalhal, 29’da çok
doğru bir kararla seyircinin kötü tezahüratı
karşısında sıkıntılar yaşayan ve de 22’de
sarı kart gören Egemen’i oyundan alarak
golcü sayısını artırdı ve Mustafa Pektemek’i
sahaya sürdü. Taktiksel anlamda da forveti
ikileyerek Edu-Mustafa Pektemek yaptı.
İyi hoş da ileriye olgun paslar gelmedikten
sonra forveti 5’lemişiz ne fayda sağlar?
Beşiktaş’ın günler geçmesine rağmen
organize futbol adına bir gelişme gösteremediği aşikâr. Bu, ileriye dönük çare
aranmasını gerektirecek boyutlara gelmek
üzere. Oyuncu değişiklikleri de bu anlamda
bir fayda sağlamıyor.
Querasma’daki sorumsuzluk had
safhada. Kulüp yönetiminin beceremediği
disipline etme başarısını Yunus Yıldırım
gösterdi. Yıldırım, artistlik yaparak rakibini
geçmek isteyip başaramayınca tekmeyi
sallayan Portekizli’yi oyundan ihraç etti.
Maçın son 5 dakikasında işin iyiye
gitmediğini ancak fark eden Beşiktaş,
orta saha hakimiyetini ele geçirip topla
daha fazla oynar hale geldi. Bu durum da
hemen semeresini verdi. Gene bir duran
top organizasyonunda 88’de Sivok ve 90’da
Holosko iki kafa vuruşuyla takımlarını
galibiyete taşıyan gollere isimlerini yazdırdı.
Son 5 dakikada gelen galibiyet, yanlışların
görülmemesine sebep olmamalı. a.kececi@
zaman.com.tr
zından dökülenler ise şöyle: "Şike sahaya yansısın, yansımasın şikedir. Düşmenin kaldırılmasıyla ilgili yasa hazırlığımız yok. Çirkin tezahürata prim yok.
3 yıl içinde gelir giderlerini dengelemezlerse kimse bu kulübün patronuyum havasını atamaz. Başbakanımızın söz verdiği 12-13 yere stadyum yapılacak. Statları şehrin dışına taşıyacağız. Pazar günleri İstanbul'da gündüz maçı oynanabilir. İnönü Stadı'nın yenilenmesine taraftarım. Gençlik ve kültür merkezleri yaparak çocuklarımızı sokaktan kurtaracağız. 2020 Olimpiyatları'nı kazanacağımıza inanıyorum. Samsunluyum, Samsunsporluyum." SPOR SERVİSİ
TRT Spor’da yayınlanan Basın Tribünü programına katılan Bakan Kılıç, pazar günleri
özellikle genç kesimin de maçlara
gidebilmesi için
gündüz maçlarının oynanabileceğini belirtti.
Aydınlar mağdur
hakemleri unutmadı
-
Bakan Kılıç'ın makam aracına çarpan
otomobil sürücüsü hayatını kaybetti
İDRİS OKUR ÇORUM CİHAN
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın içinde bulunduğu makam aracına, Sungurlu'da başka bir
araç yandan çarptı. Kılıç, kazadan yara almadan kurtuldu. Ancak diğer aracın sürücüsü Kazım Bozdağ
(79), kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Sungurlu Kaymakamı Hulusi Şahin, kazanın saat 10.00 sıralarında Bakan Kılıç'ın makam aracı Sungurlu Sanayi Kavşağı'ndan geçerken yaşandığını kaydetti. Bozdağ yönetimindeki otomobilin, aniden şerit değiştirdiğini ve Kılıç'ın makam aracına yandan çarptığını belirtti. Suat Kılıç da kazaya ilişkin 'geçmiş olsun' dile-
-
ğinde bulunanlara hitaben, kazada Bozdağ'ın hayatını kaybetmesinden büyük üzüntü duyduğunu dile getirdi. Kılıç, şunları kaydetti: "Kazım Bozdağ amcamıza Allah gani gani rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Önce
Sungurlu Devlet Hastanesi'nde, sonra Çorum Devlet Hastanesi'nde kendisi ile ilgili tüm gelişmeleri takip ettik. Ama imkanlar seferber edilmesine rağmen
ağır yaralı olmasından dolayı hayata döndürülmesine yönelik bir imkan maalesef oluşturulamadı ve
emr-i Hak vaki oldu. Allah rahmet eylesin. Yakınlarına sabr-ı cemil ve başsağlığı niyaz ediyorum."
Kadın ve çocukların bilet
parası TFF'den
-
Seyircisiz maç cezası verilen takımların maçlarını kadın ve 12 yaşından küçük çocukların izlemesini kararlaştıran, bunu da F.Bahçe-Manisa mücadelesinde hayata geçiren Futbol Federasyonu, yeni adımlar atmaya devam ediyor. Artık kadınlar ve 16
yaşından küçükler karşılaşmaları bedava izleyebilecek. Bu taraftarların biletleri için TFF bir ücret belirleyecek ve kulüplere ödeyecek. Federasyon yetkilileri, “Maçlarda kadınlar hep evde bırakılıyordu. Hatta
çocuklar bile götürülmüyordu. Şimdi ailece maçlara
gidecekler. Yan yana oturacaklar. Böylece statlar, aile
tribünü gibi olacak. Tribünler böylece güzelleşecek.”
ifadelerini kullandı. BÜLENT KARADAŞ ANKARA
Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar,
hakemler için yeni bir çalışmaya imza atacak. Ankaraspor ile Bursaspor'un cezasını kaldırak iki önemli
affa imza atan başkan Aydınlar, şimdi de iki sezon önce
dönemin federasyonu tarafından düdükleri astırılan iki
FİFA hakemi Vedat Yüksel ve Bülent Demirlek"in yeniden görevlerine dönmeleri için yeşil ışık yaktığı öğrenildi. MHK Başkanı Yusuf Namaoğlu'nun da sezon başında bu iki hakemle bir araya geldiği ortaya çıktı.
Metin Şahin’e ‘Bizans’ oyunu
-
Avrupa Tekvando Birliği (ETU) Başkanlığı'na
aday olan Tekvando Federasyonu Başkanı Metin
Şahin, kongenin ve başkanlık seçiminin Kıbrıs Rum
Kesimi'nde yapılmasına tepkili Şimdiki Yunan Başkan
Athanasios Pragalos'la 5 Ekim'de çekişeceklerini belirten Şahin, "Pragalos, seçimin yerini Kıbrıs Rum Kesimi olarak belirledi. Amacı, bizimle Rumlar arasında
yaşanan sorunların gölgesinde seçimi kazanmak." dedi. Şahin, 12 ülkenin imzasıyla aday oldu.
SAYFA TASARIM: YUNUS ASLAN
f18 SPOR
FOTOĞRAFLAR: ZAMAN, ONUR ÇOBAN
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
3 MAÇTA 8 KAFA GOLÜ. Spor Toto Süper
Lig’de ve UEFA Avrupa Ligi’nde şu ana dek 6 maç
yapan Beşiktaş, bu karşılaşmalarda 14 gol atarken,
bunların 8’ini kafayla rakip filelere gönderdi.
Kartal’ın kafasını kullandığı müsabakalar şöyle:
Beşiktaş-Maccabi Tel Aviv: 5-1 (Almeida, Aurelio,
Egemen- Avrupa Ligi), Beşiktaş-Ankaragücü:
3-1 (Sidnei (2), Mustafa Pektemek-Süper Lig),
Bursaspor-Beşiktaş: 1-2 (Sivok, Holosko- Süper Lig).
GUTİ GİTMEK İSTİYOR Beşiktaş’ta
Teknik Direktör Carvalhal’ın kararıyla son dönemde forma şansı bulamayan İspanyol Guti, kendine
çıkış yolu arıyor. İnternetteki sosyal paylaşım sitesi
Twitter’dan mesaj atan Guti, Siyah-Beyazlılardan
ayrılmak istediğini ima etti. Guti, ilk mesajında,
“Oynamadan bir gün daha... Bugün sakat değilim,
öyle görülüyor ki bu yıl az oynayacağım.” dedi.
Yıldız isim, daha sonra, “Açık olan bir şey var ki
oynamak istiyorum. Başka ülkeden teklifler almayı
ve dünyayı tanımayı umuyorum.” ifadesini kullandı.
İspanyol basını ise Guti’nin gidebileceği kulüpler
arasında Los Angeles Galaxy’yi gösterdi.
KÜFREDEN BANGURA KIZARDI. Müca-
Dakikalar 90’ı gösterdiğinde sol kanattan rakiplerini geçen İsmail’in arka direğe yapt
yaptığı ortada topa Holosko kafayı vurdu ve Kartal’a galibiyeti getirdi. Bursasporlu Bangura ise takımını ilk yarıda eksik bıraktı.
Okay
Karacan
Üç Portekizli
artı Carvalhal
Bursaspor: 1
Beşiktaş: 2
BURSASPOR: Carson 4, Serdar
Aziz 6, İbrahim 5, Vederson 4, Basser 6, N’Diaye 7, Adem 6 (Dk. 90 1
Ömer Erdoğan ?), Ozan İpek 6 (Dk.
70 Ahmet Arı 3), Turgay 6, Batalla
5 (Dk. 46 Tagoe 4), Bangura 4
BEŞİKTAŞ: Rüştü 6, İsmail
Köybaşı 6, Fernandes 4 (Dk. 60
Veli 3), Sivok 8, Quaresma 3,
Aurelio 5, Ekrem Dağ 4, Simao 4
(Dk. 76 Holosko 7), Sidnei 4, Edu 5,
Egemen 3 (Dk. 30 M.Pektemek 5)
GOLLER: Dk. 7 Bangura
/ Dk. 88 Sivok, Dk. 90 Holosko
SARI KARTLAR: Basser, Tagoe
/ Egemen, Ekrem Dağ, Simao
KIRMIZI KARTLAR: Dk. 25
Bangura (Bursaspor), Dk. 79
Quaresma (Beşiktaş)
delenin 25. dakikasında hakem Yunus Yıldırım kırmızı
kartına başvurdu. Bursaspor’dan Sierra Leoneli oyuncu
Bangura, ikili mücadele olmayan bir pozisyonun sonrasında yardımcı hakem Adil Sinem’e küfür ettiği gerekçesiyle kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Bursaspor teknik
heyeti, başta Ertuğrul Sağlam olmak üzere hakemlere
uzun süre itiraz etti. ENSAR TUNA ALATÜRK BURSA
KARTAL, TİMSAH’A DA KAFA ATTI
Bursaspor, öne geçtiği ve uzun süre 10 kişi oynadığı maçta Beşiktaş’a 2-1 kaybetti. Rakibi gibi 10 kişi eksik kalan Kartal, golleri Ricardo
Quaresma kırmızı kart gördükten sonra kaydetti. Siyah-Beyazlılar Maccabi ve A.Gücü karşılaşmalarında olduğu gibi kafa
vuruşlarıyla kazandı. Ev sahibinin golünü oyun dışı kalan Bangura atarken, Beşiktaş’ın sayıları Sivok ve Holosko’dan geldi.
TEMEL YİRMİBEŞOĞLU BURSA
son iki dakiMAÇIN Beşiktaş,
kaya kadar geride gööZETi türdüğü maçı Sivok ve
Holosko’nun kafa golleriyle 2-1 kazanmayı
başardı. Bursa, 79’da Quaresma’nın atılmasına kadar 10 kişi olmasına rağmen üstün
götürdüğü maçı kaybetti.
Geçen sezon meydana gelen saha dışı
olaylar hâlâ hafızalarda. Beşiktaş ile Bursa takımları arasında körüklenip duran bir husumet nedeniyle maçlar yine “rakip taraftarsız”
oynanmaya dönüştü. Öyle ki 50 kişilik Beşiktaş
kafilesi için 1.600 emniyet kuvveti ile 900 özel
güvenlik seferber oldu. Halbuki Bursa ve taraftarı, şampiyon takım olma hüviyetini rahatlıkta üzerinde taşıyor. Karşılaşma başladığında
da taraftar takımına verdiği destekle, futbolcular da performansıyla bunu ortaya koydu. Ev
sahibi Bursa, oyuna hızlı başladı ve 7. dakikada
Bangura ile golü buldu. İbrahim Öztürk’ün
havalandırdığı topu iyi takip eden golcü oyuncu, kafayla Yeşil-Beyazlı takımı 1-0 öne geçirdi. Beşiktaş, Egemen sol bekte onun önünde
de İsmail ile oyuna başladı. Aksayan bir çark
gibiydiler ve gol de onların bölgesinden geldi.
Beşiktaş’ın pas yüzdesinin düşüklüğü, Quaresma ve Simao’nun silikliği kontrolün Bursa’da
kalmasını sağladı. Bu durum 25’te yan hakem
Adil Sinem’in uyarısıyla Bangura’nın kırmızı
kartla oyundan atılmasına kadar devam etti.
Saha içi gerilim kırmızıdan sonra yükseldi. 10
kişi kalan Bursa, Beşiktaş’a boş alan bırakmadı. Beşiktaş çalıştırıcısı Carvalhal’ın, Egemen’i
oyundan alıp yerine Mustafa’yı sokması gol
için çözüm olmadı. Siyah-Beyazlı takım po-
zisyona bile giremedi. Buna karşın Turgay’ın
bir şutu önce Rüştü’nün ellerine sonra direğe
çarparak kornere gitti. 2. yarıya Bursa çalıştırıcısı Ertuğrul Sağlam’ın Batalla’nın yerine
Tagoe’yle başlaması, Beşiktaş’ın hızını kesti. 79’da Quaresma, Ahmet Arı’ya arkadan
yaptığı faulle 2. sarı karttan kırmızıyı görünce
oyuncu sayıları eşitlendi. 88’de İsmail’in serbest vuruşunda Sivok’un kafa şutuyla skor
1-1’e geldi. Ev sahibi takım golün şokunu
üzerinden atamadan 90’da Holosko’nun
kafa golü ile Beşiktaş 2-1’lik galibiyete ulaştı.
Q7’Ye Ağır Ceza Kapıda
-
Beşiktaş yönetimi, Bursaspor maçının 79. dakikasında kırmızı kart gören Ricardo Quaresma’yı ağır bir şekilde cezalandırmaya hazırlanıyor. Disiplinsiz tavırları sebebiyle Teknik Direktör Carlos Carvalhal’ın gözünden düşen ve önceki gün
Bursa’ya dahi getirilmeyen
Guti Hernandez’in taşıdığı kaptanlık bandını son dönemde koluna geçiren Quaresma, bu unvana yakışmayan tavrıyla Siyah-Beyazlı taraftarların bile tepkisini çekti.
Rakip 10 kişi kalmışken ve
mücadele hâlâ sona ermemesine karşın rakibinin ayağına
sert şekilde kayarak topu kazanan; ancak ikinci sarıdan oyun
dışı kalan Portekizli yıldız, sert
bir dille uyarılacak. Ayrıca ağır
bir para cezasıyla karşılaşma-
sı beklenen Ricardo Quaresma, geçen sezon UEFA Avrupa Ligi’nde İnönü Stadı’nda
4-1 kaybedilen Dinamo Kiev
maçının son anlarında kırmızı
görmüş ve Kartal’ı Avrupa’da
3 karşılaşmada yalnız bırakmıştı. 2-1 kazandıkları Bursaspor mücadelesini değerlendiren Beşiktaş’ın hocası Carvalhal da isim vermeden yetenekli ismi eleştirdi. “Yıldız oyunculara sahip olabilirsiniz, ama
şansınızı kendiniz bulursunuz.” diyen Portekizli çalıştırıcı, “Benim takımım golü aradı,
önce durumu 1-1 yaptı, sonra 1-1’le mutlu olmadı ve 2-1’i
yakaladı. Bu skor sadece sahada yer alan değil, tüm oyuncuların takım oluşumu içinde
olması sayesinde geldi.” ifadelerini kullandı. ADEM ELİTOK,
FATİH KARAKILIÇ BURSA, CİHAN
Guti Hernandez’in
yerine kaptanlık
bandını takan
Ricardo Quaresma, kırmızı kart
gördü. Portekizli
yıldız, soyunma
odasına giderken formasındaki Beşiktaş
armasını öptü.
Bol kırmızılı sezonun, dramatik, aksiyoner,
macera filmi tadındaki buluşmasından skor
tabelasına bakarak makale çıkarmaktansa,
Portekiz şemasından bakmakta fayda var.
Beşiktaş’ın Bursa’yı 2-1 yenmiş olması,
muazzam oynadığını göstermediği gibi, maçların son bölümlerini verimli kullanmadığı
anlamını da taşımaz..
Yine kafa vuranların ağları havalandırdığı bir
akşam yaşandı. Beşiktaş kafasıyla kazandı ama
içiyle değil dışıyla..
Öyle lafı evirip çevirmeye gerek yok;
Bursaspor’un iyi bir teknik direktörü, net bir
oyun planı, sahaya dengeli basan bir takımı
var. Kabul edelim, Beşiktaş’ın teknik direktörü ligin en iyi teknik adamlarından biri değil,
takım tek tek kaliteli ayaklardan oluşsa da sahaya dizildiğinde karmaşık, planları uygulanabilir değil !
İkinci yarıda sahasına gömülüp Beşiktaş’a
inisiyatifi bırakıp top yapmasına izin verdikleri
içinse cesaret liginden düştüler..
4-2-3-1’in en kişiliksiz kompozisyonu ile
stoper-karşılayıcı ordusuyla çıktığı maçta kale
sahasında basit bir kafa golü yiyerek başladı
Beşiktaş.. Korktuğu hemen başına geldi Carlos Hoca’nın..
Çok açık; Carvalhal takıma Bursaspor’dan
çekindiğini hisssettirmişti.
Ankaragücü gibi ligin en zayıf takımlarından birini son 10 dakikada çözebilen ve zaten
bir iç saha takımı olmaktan öte resim veremeyen Beşiktaş, Bursa’ya deplasmanda, hem de
fikstürün en zor deplasmanında nasıl üstünlük sağlayacaktı?
Aynı modelle yapmalıydı ve öyle oldu. Ama
kimse kendini kandırmasın futbol şansı her zaman bu kadar yanınızda olmayabilir..
Birbirinin benzeri birkaç adam bir araya
gelince birinin etkinliği yok oluyor. Dün Egemen ilk düdükle birlikte gerek yerleştirildiği sol bek mevkii, gerek Bursa’da oynamanın
verdiği gerginlik ya da bilemediğimiz bir nedenden dolayı oyunda yok gibiydi.
Beşiktaş zaten on kişi başlamıştı. Bangura’nın
sahalarda üzerinde bile durulmayan bir argo kelime yüzünden atıldığı anda oyun sayısal anlamda dengelendi diyebiliriz.
Egemen-Mustafa Pektemek değişikliği ile
bir düzeltmeden bahsetmek mümkün ama
Edu’nun böyle bir dizilişte muazzam oynadığını
söylemek imkânsız.. Beşiktaş’ın Portekizli oyuncularında bir gerginlik, bir sıkıntı, bir anlaşılmazlık var. Quaresma’nın kendini attırma modeli,
Simao’nun tutarsız oyunu, Fernandes’in en iyi
adam görünmesine rağmen ileri doğru üretkenlik sorununu Carvalhal çözemezse kim çözecek?
Carvalhal’ın Guti meselesini disipline etme
düsturuyla yönettiği ortada.. Ne var ki, oyunun
komuta merkezinin sürekli kanatlar olduğu herkesin malumuyken Ernst’in kenarda oturtulmasını sonuna kadar sorgulayabilirsiniz..
Üç Portekizlinin oyundan çıkmasından sonra
Beşiktaş’ın maçı alması ne tuhaf bir ironidir öyle?
Kenardaki Portekizli kazanmanın formülünün, içerideki Portekizli topçuları disipline
etmekten geçtiğini anlayana kadar sezon bitebilir. [email protected]
FOTOĞRAF: ZAMAN,
ONUR ÇOBAN
Kadro yetersizliğiyle sıkıntılı günler yaşayan Ankaragücü, Beşiktaş’ın
ardından Sivasspor’a da yenildi. FOTOĞRAF: CİHAN, EMRAH KARAKÜTÜK
maçın analizi
Yıldırım, gergin müsabakada başarılıydı
-
FIFA hakemi Yunus Yıldırım,
önceki gün akşamki konumuyla sıkıntılı ve gergin müsabakayı başarıyla yönetti. Çünkü geçen sezon
oynanamayan müsabaka atmosferi olumsuz etkileyecekti. Yıldırım,
var olan otoritesini sahaya yansıtarak kontrolü elinden hiçbir zaman
kaçırmadı. Bu arada da oyunu fazla kesmemeye gayret etti. Gösterdiği
8 tane sarı kartın ki bir tanesi kırmızı
oldu. Kartlarda haklıydı. Hatta bu sarılardan iki tanesi de kırmızıya daha
yakındı. Maçtaki konuşulacak en
önemli pozisyon Bursaspor’un golünü
atan Bangura’ya 25. dakikada 2 No’lu
Yardımcı Hakem Adil Sinem’in uyarısıyla kırmızı kart çıkartmasıydı.
Yiğidolar,
galibiyetle tanıştı
Ali Aydın
O pozisyonda neler konuşuldu tabii ki bilemeyiz. Ancak Adil Sinem’in
‘küfretti’ diye bir söylemi var. Doğrudur. Böyle bir şey olduysa tabii ki karar kırmızı kartla cezalandırmadır.
Ancak Sinem, buradaki cesaretini Ertuğrul Sağlam’ın aşırı derecede hakem otoritesini sarsacak hareketleriyle itirazında gösteremedi. Mademki haklısın, verdiğin kararın doğru olduğuna inanıyorsun, bu hareketlere
de seyirci kalmayacaksın. Bu, hakem
ve dördüncü hakem için de geçerli. 1
No’lu Yardımcı Hakem Nihat Mızrak ise geçen sezon uğradığı cezayı ve
maç verilmemesini hiç hak etmediğini anlatır gibi başarılı bir müsabakaya
imza attı. [email protected]
Maçın adamı
Hayal kırıklığı
Kırılma anı
Sivok hem savundu hem de attı
Beşiktaş’ın Çek futbolcusu Tomas Sivok, attığı beraberlik golünün dışında defansta hata yapmadı.
Deneyimli stoper, ayağındaki topları da olumlu şekilde hücum bölgesine aktardı. Özellikle Egemen
Korkmaz’ın kenara alınmasının ardından geride
inisiyatif almasını bildi.
Quaresma’ya yakışmadı
Beşiktaş’ın Portekizli oyuncusu Ricardo Quaresma, kredisini çabuk şekilde tüketiyor. Takım oyunu yerine bireyselliği sürekli tercih eden kaptan,
Bursa’da takımına hiçbir katkı sağlayamadı ve gereksiz gördüğü ikinci sarı kartla da oyun dışı kaldı.
Q7, taraftarın ona sevgisini hak etmedi.
Beşiktaş’ın eksik kalması
Siyah-Beyazlıların Portekizli yıldızı Quaresma kırmızı kart gördükten sonra Beşiktaş Teknik Direktörü Carlos Carvalhal, yaptığı değişikliklerle hücum gücünü artırdı. Siyah-Beyazlı takım da peş
peşe bulduğu pozisyonlardan sonra 3 dakika içinde attığı 2 golle galibiyete ulaştı.
-
Ligde henüz puanla tanışamayan Ankaragücü ile Sivasspor’un mücadelesinden konuk ekip kârlı çıktı: 1-2. Orta saha
mücadelesinin yoğun yaşandığı karşılaşmada ev sahibi ekip, savunmasında sıkıntılar yaşarken hücum organizasyonları da geliştiremedi. Konuk takım ise ikinci yarıdaki oyunuyla üç puanın sahibi oldu. 33. dakikada Sivasspor’un golü geldi. Erman’ın ortasına Navratil’in kafa vuruşu, Özden’in uzanamayacağı noktadan ağlarla buluştu: 0-1.
43’te ceza alanı içinde oluşan karambolde Ergin Keleş’in şutu defansa çarpıp, direğin dibinden kornere gitti ve ilk yarı bu skorla tamamlandı. İkinci devre biraz daha tempolu oynandı. 51. dakikada defanstan dönen
topa Kağan’ın ceza alanı dışından sert volesi, skora denge getirdi: 1-1. 77’de ani gelişen Sivasspor atağında Grosicki’nin defansın arasına gönderdiği topta, kaleci Özden
ile Kağan anlaşamayınca golü atan Rasmussen oldu: 1-2. BÜLENT KARADAŞ ANKARA
f19 SPOR
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ ZAMAN
FOTOĞRAF: CİHAN, İLKAY GÖÇMEN
GÜNEŞ, TRABZON’UN
KÖTÜ GİDİŞİNE ÇARE ARIYOR
Ligde hiçbir takımın kendilerinden üstün futbol oynamadığını ancak rakiplerinin sonuca ulaşmayı bildiğini belirten Trabzonspor’da Teknik Direktör Şenol Güneş bütün sorumluluğu üzerine aldı. 27 Eylül’de Şampiyonlar Ligi’nde oynayacakları Lille maçı öncesi galip gelip
moral bulmak istediklerini ifade eden başarılı taktisyen, talebelerinden öncelikle Karabük müsabakasını düşünmelerini istedi.
HASAN DEMİR TRABZON
Spor Toto Süper Lig’de oynadığı üç
maçta sadece 2 puan toplayabilen
Trabzonspor’da Teknik Direktör Şenol Güneş bütün sorumluluğu üzerine aldı. Ligde
hiçbir takımın kendilerinden üstün futbol
oynamadığını ancak rakiplerinin sonuca
ulaşmayı bildiğini belirten Güneş, yaşanan
süreci ‘üzüntü verici’ olarak değerlendirdi.
Sezonun geç açılması ve play-off sistemi sebebiyle üç günde bir maç oynamalarının da başarısız neticelerde önemli
rol oynadığını kaydeden tecrübeli hoca,
“Bu sezonun nasıl biteceğini çok merak
ediyorum. Bu üç haftayı 9 puanla tamamlayabilirdik ama 2 puanda kaldık. Rakiplerimiz bizden üstün değil, ama neticeye
ulaşmayı bildiler. Müsabakalara bakılırsa
en iyi pas yüzdesi bizde.” dedi. Ligde yarın
yapacakları Karabük maçının hazırlıklarına
ara vermeden başlayan Bordo-Mavili ekipte Güneş, antrenmanlarda futbolcularını
sert şekilde uyarıyor. Forvet elemanlarının
yakalanan pozisyonları cömertçe harcamasına çok sinirlenen deneyimli teknik
adam, kadroda da revizyon yapmayı planlıyor. 27 Eylül’de Şampiyonlar Ligi’nde
oynayacakları Lille maçı öncesi galip gelip
moral bulmak istediklerini ifade eden başarılı taktisyen, talebelerinden öncelikle
Karabük müsabakasını düşünmelerini
istedi. Futbolcular da başarısız sonuçlara
fazlasıyla üzülüyor. Marek Cech ve Glowacki bundan sonraki maçlarda daha iyi
olmanın çözümlerini arayacaklarını söyledi.
Ultra maratoncu Şahin’den
yeni bir rekor denemesi
-
-
Trabzonspor, ligin
4. haftasında
yarın sahasında
K.Karabükspor
ile oynayacağı
maçın hazırlıklarına dün
akşam yaptığı
idmanla ara
vermeden
başladı.
FOTOĞRAF: AA,
SELÇUK KILIÇ
Trabzonspor siftah yapmak istiyor
Spor Toto Süper Lig'de, bugün sahasında
Kardemir Karabükspor'u konuk edecek Trabzonspor, bu sezon ligdeki ilk galibiyetini elde
etmeyi hedefliyor. Ligin ilk 3 haftasında 2 beraberlik ve 1 yenilgiyle 7 puan yitiren BordoMavililer, Karabükspor karşısında 3 puan
alarak, Fransa'nın Lille takımıyla salı günü oynayacağı Şampiyonlar Ligi müsabakası öncesi
de moral bulmak istiyor. Bordo-Mavililerin,
Kardemir Karabükspor ile yapacağı puan mü-
cadelesinde, sakatlıkları bulunan Piotr Brozek,
Vittek, Tayfun Cora ve Barış Özbek forma giyemeyecek. Trabzonspor Teknik Direktörü
Şenol Güneş, ligdeki kredilerini erken tükettiklerini, geride kalan haftalarda seri galibiyetler almak zorunda olduklarını söyledi. Tecrübeli hoca bugünkü maçta mini bir revizyon
yapmayı da planlıyor. Güneş, Karabük karşısında forvette Burak'ın yanında Henrique'ye
şans vermeyi planlıyor. HASAN DEMİR TRABZON
İstanbul Bş.Bld. ve
Karabükspor maçlarında yaptığı hatalarla
G.Saray’ın 5 puan
kaybetmesinde
önemli rol oynayan
kaleci Muslera,
Twitter’dan yaptığı
açıklamada, taraftardan özür diledi.
FOTOĞRAF: AA,
METİN BAŞARAN
Muslera’ya güvenoyu
HACI HASDEMİR İSTANBUL
Galatasaray’ın bu sezon büyük umutlarla
transfer ettiği Uruguaylı kaleci Fernando
Muslera, oynadığı 3 maçta 2 büyük hata yapmasına rağmen kendisine duyulan güveni sarsmadı. Teknik Direktör Fatih Terim ve yönetim,
başarılı file bekçisinin arkasında durduğunu
açıkladı. Galatasaray’ın bu sezon Avrupa kupalarında mücadele etmeyecek olmasından dolayı
kaleci için ödenen 20 milyon Euro’luk bonservis
bedeli çok tartışılmıştı. Süper Lig’in ilk maçında İstanbul Bş.Bld. karşısında elinden kaçırdığı
topla takımının üç puan kaybetmesine, önceki
gün de Karabük karşısında yaptığı hareket sonrası kırmızı kart görüp arkadaşlarının eksik kalmasına sebep olan tecrübeli eldivene, hocası ve
yönetim sahip çıktı.
Uruguay Milli Takımı’nda yaptığı başarılı kur-
-
tarışlarla ülkesinin Copa America’da şampiyon
olmasının ardından camiaya, “Çok iyi bir kaleci
transfer ettik” mutluluğu yaşatan deneyimli ismin Galatasaray’daki performansı dün masaya
yatırıldı. Terim’in bu görüşmede, “Muslera, ilk
maçta iyi bir oyun ortaya koydu. Çok iyi kurtarışlar yapmasına rağmen şanssız bir hata yaptı.
K.Karabükspor karşısında gördüğü kırmızı kart
ise çok ağırdı. Muslera’nın önümüzdeki maçlarda takıma çok faydalı olacağına inanıyorum.
Henüz yaşı da genç olduğu için uzun yıllar kaleci sorunu yaşamayacağız.” diyerek, görüşlerini
ortaya koydu. Ünlü teknik adamın bu düşüncesine yönetim de destek verdi. Bu arada Kardemir Karabükspor maçının hemen ardından
mikro blog sitesi Twitter aracılığıyla düşüncelerini dile getiren Uruguaylı kaleci, yaptığı hatadan dolayı taraftarlardan özür diledi.
Galatasaray, Es Es maçına hazırlanıyor
Karabükspor ile 1-1 berabere kalan Galatasaray,
pazartesi günü oynayacağı Eskişehirspor maçının
hazırlıklarına ara vermeden başladı. Teknik Direktör
Fatih Terim yönetiminde yapılan çalışmada, 90 dakika forma giyen oyuncuların rejenerasyon çalışması, diğer futbolcuların ise dar alanda pas ve çift kale
SAYFA TASARIM: HAKAN SOBACI
HİKMET AYDIN DÜSSELDORF
Dünyanın en hızlı ultra maraton koşusunu Elbistan ile Kahramanmaraş arasındaki 170 kilometrelik
parkurda koşacak olan İbrahim Şahin, koşuyu 24 saat
içerisinde tamamlayacağı için aynı zamanda bu koşu,
dünyanın en uzun ultra maratonu olacak.
Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Karahasanuşağı Köyünde doğan ve Almanya'nın Düsseldorf
şehrinde yaşayan 48 yaşındaki ultra maraton sporcusu
İbrahim Şahin, 11 Ekim'de düzenlenecek olan, 3. Elbistan
Ultra Maraton Koşusu'nun parkurunu, Elbistan-GöksunKahramanmaraş olarak belirleyen Şahin, 170 kilometrelik
parkuru 24 saat gibi bir zaman sınırlaması içerisinde koşarak, yeni bir rekora daha imza atmayı planlıyor.
İbrahim Şahin, bu sene düzenlenecek olan ultra maraton koşusunun geçen yıl olduğu gibi yine dünyanın en
hızlı ultra maratonu olacağını ifade ederek, “3. ElbistanKahramanmaraş Ultra Maratonu, ikinci senede olduğu
gibi dünyanın en hızlı ultra maratonu olacak. Geçen seneki 126 kilometrelik parkur, dünyadaki koşulan en uzun
maratonlar sıralamasında 5. sıradaki yerini, bu sene 170
kilometre ile 3. sıraya bırakacak.” şeklinde konuştu.
Ultra maraton konusundaki en büyük amacını
da dile getiren Şahin, “Ultra maratondaki asıl amacımız; sporda çıtayı yükseltmektir. ” dedi.
maç yaptıkları bildirildi. Kardemirspor müsabakasında sağ diz iç bölgesine aldığı darbe nedeniyle sakatlanan kaleci Muslera’nın antrenmana çıkmadığı
ve günü tedavi olarak geçirdiği ifade edildi. Sakatlığı
geçen Çağlar Birinci takımla çalışmalara başlarken,
Servet Çetin’in tedavisine devam edildi.
MUHTEMEL
KADROLAR
TRABZONSPOR: Tolga, Celustka,
Giray, Mustafa, Cech, Colman, Zokora,
Adrian, Burak, Halil Altıntop, Henrique.
KARABÜKSPOR: Tomic, Erdem, Birol,
Cernat (Bilal), Deumi (Rıdvan), Mehmet
Çakır, Erkan (Mehmet Batdal), İlhan,
Nikolic, Shelton, Ragued
SAAT: 19.00
STAT: H.Avni Aker
HAKEM: Kamil Abitoğlu
YAYIN: Lig TV
Disiplinim Alman, rahatlığım Türk
Real Madrid’in ve Alman Milli Takımı’nın Türk kökenli oyuncusu
Mesut Özil, “Disiplinim tipik Alman,
sakinliğim tipik Türk.” dedi. Mesut,
“Her iki kültürle de yetiştim. Bu nedenle bende her iki kültürün de karışımı
var. Her iki kültürün en iyisini aldım.”
dedi. Özil ayrıca göçmenlerin Alman
toplumuna uyumu için dil öğrenmenin
önemli olduğunu ve iletişimsiz hiçbir
şeyin mümkün olmadığını ifade etti.
MESUT ÖZİL
B DA 78’LİK DENİZ KIZI. Güney Kore’nin Jeju Adası’ndaki Seongsan Vadisi’ne gelen tuBU
rristler, sahildeki Deniz Kadınları Restoranı’na uğramadan geçmiyor. Restoranda çalışşan ve yaşları 70’i aşmış Koreli ihtiyar kadınlar, hemen orada okyanusa dalarak şov yappıyor. Yorgunluk durumlarına göre okyanusta 5 ila 20 dakika kalan Koreli kadınlar, karraya çıkarken yakaladıkları midye, ahtapot ve balıkları yanlarında getiriyor. ‘Deniz
nnineleri’nden en genci 59 yaşındayken, en yaşlısı 78 yaşında. ŞİNASİ ALPAGO, SEUL
24 EYLÜL 2011 CUMARTESİ
Somali’de hem hemşire
hem de ambulans şoförü
Türkiye’den Somali’ye gönderilen ambulanslar başkent Mogadişu sokaklarında hayat kurtarmaya devam ederken, ambulanslardan birini
kullanan Melike Uzer, ülkedeki ilk kadın ambulans sürücüsü oldu. Uzer’i direksiyon başında gören Somalili kadın ve erkekler, şaşkın bakışlarla onu izliyor. Uzer, “Somalililer, artık Türklere büyük bir güvenle ve minnet duygusu ile bakıyor.” diyor.
Albert Einstein'e göre, hiçbir şey ışıktan daha hızlı hareket edemiyor.
Işık hızı aşıldı mı?
-
Atomdan küçük partiküller olan nötrinoların, temel fizik yasalarına aykırı biçimde, ışık hızını aştığını gösteren deney doğrulanırsa modern fizik kurallarının yeniden gözden geçirilmesi gerekebilir. Avrupa Parçacık Araştırma Merkezi CERN’deki fizikçiler, atomdan küçük partiküllerin temel fizik yasalarına
ters düşen biçimde, ışık hızını aştığını belirtti. Uzmanlar, İtalya’da Alplerin kolu olan Apenin Dağları’nın altında bir laboratuardan 700 kilometre ötedeki diğer laboratuara fırlatılan nötrinoların hedefe saniyenin milyarda biri kadar önce vardığını hesapladılar.
15 bin defa ölçüm yapan bilimadamları sonucun kendilerini şaşırttığını, bu nedenle ABD ve Japonya’dan
başka kuruluşlardan da bağımsız şekilde bu ölçümleri değerlendirmelerini istediklerini açıkladı. Araştırmacılar o zamana dek bu bulgulara temkinli yaklaştıklarını söylüyor. Ancak doğrulandığı takdirde bu deney, Albert Einstein’in Özel Görelilik Kuramının bazı kısımlarını tersine çevirebilir, evrenin nasıl işlediğini açıklayan
yasalar altüst olabilir. Tüm modern fizik teorilerinin yeniden gözden geçirilmesini dahi gerektirebilir. Bununla beraber araştırma grubu “sistematik hata” dedikleri
durumun oluşması halinde istenildiği kadar ölçüm yapılsın, yine aynı hata, yani hız sınırının aşıldığı gibi bir
izlenim elde edilmesi riski bulunduğunu, bu nedenle
ölçümlerini kamuoyuna ilan ettiklerini bildirdi.
Doktor Antonio Ereditato ve ekibi bu konuda üç yıldır
araştırma yürütüyordu. Ereditato “Hayalim başka bir bağımsız deneyde de aynı sonucun alınması o zaman rahatlayacağım.” diye konuştu. Ereditato, “Ama şimdilik hiçbir
şey iddia etmiyoruz. Toplumun bu çılgın sonucu anlamakta yardımcı olmasını istiyoruz. Çünkü bu çılgınlık ve
elbette sonuçları da çok ciddi olabilir.” dedi. CENEVRE AA
-
Melike Uzer,
Somali’de sağlık
hizmeti veren onlarca kişiden biri.
Bununla yetinmeyen Uzer, araç
kullanma yetkisi
olması sebebiyle
başkent Mogadişu sokaklarında
ambulans şoförlüğü bile yapıyor.
FOTOĞRAF: AA
Türkiye’den Somali’ye gönderilen ambulanslar başkent Mogadişu sokaklarında hayat kurtarmaya
devam ederken, ambulanslardan birini kullanan Melike Uzer, ülkedeki ilk
kadın ambulans sürücüsü oldu. Uzer’i
direksiyon başında gören Somalili kadın ve erkekler, şaşkın bakışlarla onu
izliyor. Daha önce Gaziantep 112 Acil
Servis ve Sağlık Bakanlığı Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi’nde (UMKE) görev
yaptığını söyleyen Uzer, araç kullanma yetkisi olduğu için Somali’de hem
hemşirelik yaptığını hem de ambulans
kullandığını ifade ediyor. “Ambulansı kullanırken hem kadınlar hem de erkekler şaşkın ifadelerle bana bakıyor.’’
diyen Uzer, Somali’ye ilk geldiklerinde
halkın kendilerine temkinli yaklaştığını kaydediyor. “Somalililer, artık Türklere büyük bir güvenle ve minnet duygusu ile bakıyor. Bu da bizi çok memnun ediyor.” diye konuştu.
Başkent Mogadişu’da trafik konusunda bir düzenin olmamasından
yakınan Uzer, “Burada gerek yolların fiziki şartlarının yeterli olmaması gerekse insanların trafik konusunda çok fazla duyarlı olmamaları, sü-
rücüler için büyük sıkıntılar doğuruyor.’’ diye konuştu. Kısa süre içinde başkentte araç kullanmaya alıştığını vurgulayan Uzer, “Sokakta hiç kadın sürücü görmedim. Am-
bulans kullanan bir kadın olduğunu ise hiç duymadım. Burada ambulans kullanan tek kadınım. Bu da
ayrı bir gurur yaşamamı sağlıyor.’’
dedi. Görevi sırasında unutamaya-
cağı birçok olaya tanıklık ettiğini de
anlatan Uzer, yoğun geçen bir günün ardından insanların yüzündeki mutluluğu görmenin kendisini sevindirdiğini kaydetti. MOGADİŞU AA
SAYFA TASARIM: DERYA YILDIRIM
FUTBOL GÜNEŞİ YENİDEN DOĞUYOR!
DigitalTV TÜRKEI PREMIUM ile siz de bu heyecanı ilk günden itibaren yaşayın.
2011/12 sezonunun tüm Süper Lig maçları
Playoff’lar dahil tüm Süper Lig maçları dönüşümlü yayında
7/24 Süper Lig ile ilgili tüm bilgiler
IUM
M
E
R
P
I
E
TÜRK
V
T
l
a
t
1
i
g
i
D
€
8
3
Şimdi
sadece
18,
ayda
ilk yılda
Bilgi için: www.unitymedia.de/lig
01805/678 4202
1
2
Örneğin münferit kullanım sözleşmesi ile aylık 17,90 €’ya alınabilen Unitymedia’dan dijital kablo bağlantısı (DigitalTV BASIC) şartı vardır, buna bir defaya mahsus 19,95 € aktivasyon ücreti ve 5,90 € teslimat ücreti eklenir. DigitalTV TÜRKEI PREMIUM’un ücreti aylık 24,50 €’dur. İlk üç ay için ücret tahsil edilmez. Bundan ilk yıl için aylık ortalama 18,38 €’ya tekabül eden bir fiyat
hesabı çıkar. Asgari sözleşme süresi 12 aydır. Teklif sadece 30.09.2011 tarihine kadar gerçekleşen siparişler için geçerlidir. Online fatura dahildir.
Alman sabit hattından 14 Cent/dak. Cep telefonlarından en fazla 42 Cent/dak.
UM_AZ_ZamanTR.indd 1
02.09.11 17:54
BÖLGE HABERLERÝ
24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ
BERGKAMEN BELEDÝYE BAÞKANI ROLAND SCHÄFER:
Sözlerim kesilerek çarpýtýldý;
camiyle çöp bidonunu nasýl ayný tutabilirim?
Yakýlan bir cami ile çöp konteynerini bir tuttuðu ileri sürülerek eleþtirilen Bergkamen Belediye Baþkaný Roland Schäfer, sözlerinin basýn tarafýndan çarpýtýldýðýný söyledi. Camilerin de en az kiliseler kadar kendisi için kutsal olduðunu
belirten Schäfer, Bergkamen'de büyük minareli, kubbeli merkezi bir camii yapýlmasýný arzu ettiðini söyledi.
RÖPORTAJ
(Soldan saða): Þairler semtinde yapýlan kurslarla Sabine Malon, Fatma Arslan, Þerife Durgu, Aynur
Yýlmaz ve Türkan Aslan, hem boþ vakitlerini en iyi þekilde deðerlendirdiler, hem de bu sanatlarý daha
geniþ kitlelere tanýtma ve sevdirme fýrsatý buldular.
El emeði, göz nuru sergi oldu
Duisburg’un Hamborn ilçesinde
1yer alan ve þairler semti diye de
adlandýrýlan Dichterviertel’de yaþayan
göçmen kadýnlar, boþ zamanlarýný tezhip, ebru ve seramik boyama kurslarýna katýlarak en iyi þekilde deðerlendirirken, unutulmaya yüz tutmuþ bu
eski Osmanlý sanatýný daha geniþ kitlelere tanýtma ve sevdirme imkaný buldular. EG DU semt bürosunda düzenen ve Duisburg Kalkýndýrma Dairesi’nin de desteklediði bu kurslara katýlan yaklaþýk 25 ev kadýný, el emeði göz
nuru eserlerini Hamborn Þehir
Kütüphanesi’nde sergiliyor.
EG DU Semt bürosunda yapýlan ve
yaklaþik on hafta süren tezhip, ebru ve
seramik kursuna katýlan kadýnlar, kurs
öðretmenleri eþliðinde, ebru, tezhip ve
seramik boyama tekniklerinin yaný
sýra, içlerinden geçen duygu ve düþünceleri de porselen tabak, vazo, tablo ve
iþlemelere yansýtmayý öðrendiler. Hem
teknik, hem de estetik olarak büyük
beðeni toplayan çalýþmalarýn, boþ
vakitleri deðerlendirmek ve kendilerini
geliþtirmek için çok faydalý olduklarýný
belirten tezhip ve porselen kursu
öðretmeni ve iki çocuk annesi Þerife
Durgu, bu kurslarla gündelik stresi
atmakla kalmýyor, eski kültürümüz
olan bu sanatlarý yaþatmak ve daha
geniþ kitlelere ve gelecek kuþaklara
tanýtma imkaný bulduklarýný söyledi.
Ebru kursu öðretmeni üç çocuk annesi
Aynur Yýlmaz ise, ebru sanatýnýn
büyük titizlik, dikkat ve sabýr gerektirdiðini belirterek, konsentrasyon sýkýntýsý çeken yaþlý ve çocuklarýn tekrar dikkatlerini bir yere yönlendirmeleri için
ebru sanatýnýn iyi geldiðini ifade etti.
Dikiþ nakýþ ve iþleme kursu hocasý Fatma Arslan da “Bu kurslarda kadýnlar
biraraya geliyor, el becerilerini geliþtiriyor ve boþ vakitlerin en iyi þekilde
deðerlendiriyorlar. ’’ diye konuþtu.
Hamborn’da bulunan semt
kütüphanesinde (Schreckerstr.)
sergilenen teship, ebru, porselen ve
iþleme çalýþmalarý 15 Ekim tarihine
kadar ücretsiz olarak görülebilecek.
FARUK BALCI DUÝSBURG
Kapýlarýný Zaman’a
açan Bergkamen
Belediye Baþkaný
Roland Schäfer,
Bergkamen'de
büyük minareli,
kubbeli merkezi
bir camii yapýlmasýný arzu ettiðini söyledi.
ATYD yeni yönetimini seçti
Avrupa Tokatlýlar Yardýmlaþma
(ATYD), 3.Genel
Kurul toplantýsýný Köln Güney Saal
da gerçekleþtirdi. Yapýlan seçimler
sonrasý 2007’den beri genel baþkanlýðýný yürüten iþ adamý Zafer Sýrakaya görevini Ömer Yücesan’a devretti. Yeni yönetim kurulu þu isimlerden oluþtu: Ömer Yücesan, Selahattin Gökçe, Hüseyin Koçak, Abdurrahman Arslan, Bekir Çakýr, Ömer
Çerioðlu, Keramettin Özyurt, Ýsa
Bakýrcý, Ali Yurdakul, Necati Çuhacý, Þenol Serindik, Aydýn Özen,
Mahmut Gül, Murat Baran , Gençlik
kollarý : Recep Damar, Büþra Bakýrcý,
Sedef Kocak. Danýþma kurulu: Zafer
1Derneði
EYÜP GEÇÝT BERGKAMEN
Bergkamen Belediye Baþkaný Roland Schäfer, Milli
Görüþ Darül Erkam Camii'ne
yapýlan saldýrý sonrasýnda
Alman basýnýnda yer alan
sözleri sebebiyle büyük
eleþtiri almýþtý. 'Bergkamen’de yýlda 400 yangýn
meydana geliyor. Çöp konteynerinin yakýlmasý ve çöplerin ateþe
verilmesi gibi yangýnlarýn hepsine
ben koþamam.' þeklindeki açýklamasý nedeniyle eleþirilen belediye
baþkaný, kundaklanan camiye
Alman basýn mensuplarýnýn telefonla aramasý sonrasýnda gelmiþ
ve dernek yetkilileri ile görüþmüþtü. ARD Televizyon'unda 4 Aðustos tarihindeki 'Monitor' adlý programda yaptýðý açýklamalar sonrasýnda eleþtirilerin odaðýna yerleþen belediye baþkaný Zaman'a
konuþtu. Suçlamalarý kabul etmeyen Schäfer, camii ile çöp bidonlarýnýn yanmasýný ayný tutmadýðýný,
konuþmasýnýn basýn tarafýndan
kesilerek çarpýtýldýðýný söyledi.
Bergkamen Milli Görüþ Camii ve Türklerin yoðun olarak oturduðu dairelerin
kundaklanmasý gündemi oluþturmuþtu.
Bu konu hakkýnda bizleri aydýnlatabilir
misiniz.?
Bergkamen Polisi olayýn aþýrý
saðcý boyutu olduðunu önceden
bilemedi. Yangýný çýkaran gencin NPD’li olduðu daha sonra
anlaþýldý. Bu genç oturduðu dairede zaten sorunlar çýkarmýþ.
Komþularýyla kavga etmiþ, alkol
kullanmýþ biri olduðu anlaþýldý.
Türklerin oturduðu dairelerde
Almanlar da oturuyor. Bu genç
ne yaptýðýný bilmeyen bir kiþi.
Kendisi zaten þu an tutuklandý.
Monitor programýnda yaptýðýnýz açýklamalar çok tartýþýldý. Siz orada gerçekte
ne demek istemiþtiniz ?
Benim orada konuþmalarým
kesilerek çarpýtýldý. Benim için
kilise nasýl kutsal bir yerse,
cami de kutsal bir yerdir. Bütün
dinlere saygým var. Benim
bütün camilerle, derneklere
diyalogum var. Nasýl bir camiyle çöp bidonunu ayný tutabilirim. Camiler Allah’ýn evidir.
Herkese saygým var. Burada
yaþayan insanlarýn tabii ki haklarý var. Dernekler, kültür yerleri, Müslüman mezarlýðý gibi
yerler ihtiyaç. Bunlar Müslümanlarýn en doðal haklarý. Ben
herkese ayný yakýnlýðý göstermeye çalýþýyorum. Bergkamen’de Alevi derneðiyle de
Sýrakaya, Orhan Bilen, Hilal Can,
Hilmi Yavuz, Fatih Bölükbaþý, Ebubekir Sezgin. Denetleme kurulu :
Hüseyin Candemir, Erdal Çelik,
Ýsmail Tüzmen, Mustafa Altuntaþ.
2007 yýlýndan beri Avrupa genelinde
faaliyet gösteren dernek, hoþgörü ve
fedakârlýðý kendilerine þiar edinmiþ
Tokat'lý iþadamlarý tarafýndan kuruldu. Tokat- Avrupa arasýnda adeta bir
köprü vazifesi gören dernek, baþta
fakir talebelere burs vermek üzere,
çeþitli yardýmlar, kültür faaliyetleri,
her sene düzenli olarak aile kampý,
Tokat'tan Avrupa’ya gelen bürokratlara kýlavuzluk ve geziler düzenliyor.
MEHMET YILMAZ KREFELD
Unna Westfalia
Eðitim Merkezi
Müdürü Bayram
Çakýr, “Okullarýn açýlmasýyla
birlikte eðitim
merkezi olarak
tüm hazýrlýklarýmýzý yaptýk.”
dedi.
Unna Westfalia eðitime hazýr
Unna Westfalia Eðitim
1Merkezi, 2011 ve 2012 yýlý
eðitimi için bütün hazýrlýklarýný
tamamladý. Unna Westfalia
Eðitim Merkezi Müdürü Bayram Çakýr, “Okullarýn açýlmasýyla birlikte eðitim merkezi
olarak tüm hazýrlýklarýmýzý
yaptýk. Yeni dönemde öðrenci-
lerimizle tüm gün derslerine
yardýmcý olacaðýz. Bunun için
gereken çalýþmalarýmýzý en
yüksek seviyeye çektik. Unna
Westfalia Eðitim Merkezi’mizin yeni yeri daha büyük ve
geniþ artýk daha fazla öðrenciyle ayný anda takviye derslerine
ve ev ödevlerine yardýmcý ola-
caðýz.” diye konuþtu. Çakýr,
“Yapacaðýmýz eðitimin yanýnda
geziler ve rehberlik olacak,
okulda sorunlar yaþayan
öðrencilere yardýmcý olacaðýz.”
dedi. Unna Westfalia Eðitim
Merkezi'ne 02303-258570 telefonundan geniþ bilgi alýnabilinecek. EYÜP GEÇÝT UNNA
diyalogum var. Bizim þehrimizde bütün dinlere tolerans var.
Yan yana hep birlikte yaþama
özgürlüðüne sahibiz. Bergkamen þehrinde aþýrý saðcý yok,
buna fýrsat vermiyoruz.
Bergkamen halký seçimlerde
NPD’ye, Cumhuriyetçiler’e oy
vermiyor. Barýþ içinde beraberce yaþamak için belediye olarak
çalýþmalarýmýzý yapýyoruz.
Entegrasyon konseyimiz faaliyetlerini bu yönde zaten sürdürüyor. Türkiye’de Taþucu ilçesiyle kardeþ þehir olduk.
Devamlý diyalog halindeyiz.
Eylül sonunda ‘þehrimizde aþýrý saðcýlarý istemiyoruz’ baþlýklý
program yapacaðýz. Bütün dernekleri de davet edeceðiz.
Bergkamen'de büyük minareli,
kubbeli merkezi bir camii
yapýlmasýný arzu ediyorum.
Bergkamen’de çok Türk yaþýyor, Türklere mesajýnýz ne olacak.?
Türklere en büyük mesajým eðitime önem versinler. Meslek
edinmek için çok iyi çalýþmak
lazým. Fazla televizyon izlemesinler. Daha çok okumaya yönelsinler. Tabii bu Almanlar
için de geçerli. Derslerine çalýþýp gelecekte daha iyi yerlere
gelsinler. Anne ve babalar,
çocuklarýyla daha çok ilgilensinler, okumalarý için onlarý teþ-
vik etsinler. Ev ödevlerine yardýmcý olsunlar. Spor yapsýnlar,
müzikle uðraþsýnlar. Türkler
çocuklarýný okula gönderiyorlar,
bu yeterli deðil, daha yakýndan
takip etsinler. Çocuklarýna
yazýk etmsinler. Çocuklar gelecekte iþ bulma konusunda zorluk çekmesinler. Türkler çocuklarýna yazýk etmesinler. Eðitim
konusunda destek versinler.
Maalesef Türk çocuklarý ne
Türkçeyi düzgün konuþabiliyor
ne Almancayý. Aslýnda ikidilli
büyüyorlar. Buna bir de Ýngilizce eklendiðinde büyük bir
avantaj. Bunu kullanmalarýný
istiyorum.
BÖLGE HABERLERÝ
24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN
Dar gelirli ailelere
‘Eðitim ve Katýlým Paketi’
Devletten iþsizlik parasý, sosyal yardým, kira yardýmý parasý ve ek çocuk parasý alan ailelerin çocuklarýnýn yararlanabileceði ‘Eðitim ve Katýlým Paketi’ni Bremen Eðitim Senatörlüðü de uygulamaya koydu. Bu yardýmdan yararlanmak isteyenler Ýþ Bulma Merkezi veya Sosyal Hizmetler Dairesi´ne dilekçeyle baþvurmalarý gerekiyor.
Wittlich’te çocuk bayramý
kutlamalarýna büyük ilgi
Almanya’nýn Rheinland-pfalz
1eyaletindeki Wittlich Yabancýlar
Meclisi, Uluslararasý Çocuk Bayramý
vesilesiyle kutlama etkinlikleri düzenledi. Wittlich Belediye Meclisi ve Yabancýlar Meclisi Üyesi Ali Damar’ýn
(Sol Parti) da organize edenler arasýnda bulunduðu ve kentte bu yýl ikincisi
düzenlenen Çocuk Bayramý etkinliklerine çocuklarýn ilgisi de büyük oldu.
Çocuklarýn doyasýya eðlendiði etkinliklerle ilgili bir deðerlendirme yapan
Ali Damar, “Ýlgi ve katýlýmýn büyük olmasýndan dolayý yabancýlar meclisi
adýna çok mutluyuz. Gerçekten çok
uluslu bir katýlým oldu. Ýnsanlar arasý
önyargýlarý ve korkularý ortadan kaldýrmak adýna çok yaralý bir etkinlik oldu. Zaten hedefimiz, çocuklarýmýza
nasýl birlikte, ön yargýsýz ve kavgasýz
bir bakýþ açýsý sunabileceðimizdir. Deðiþik milletlerden olsak da, demokratik, barýþ ortamýnda yaþayabiliriz mesajýný verebilmektir. Bizlerin de bu
toplumun bir parçasý olduðunu çocuklarýmýza göstermek istedik. Yaklaþýk
25 deðiþik milletten insanlar etkinliðe
katýldý. Kutlamalar çok renkli geçti,
herkesimden çocuklar bir biriyle kaynaþtý“ dedi. ZÝVER ERMÝÞ KÖLN
Bremen Nord
Schülerförderung
Eðitim Merkezi
Müdürü Hidayet
Ervan, bu yardýmý almak isteyen ailelerin
okullarýn yaný
sýra www.jobzenter-bremen.de veya
www.sozialesbremen.de
internet adreslerinden de
bilgi edinilebileceklerini
söyledi.
MEHMET KÜÇÜKKAYA BREMEN
Bremen Eðitim Senatörlüðü, Federal Almanya Hükümeti’nin de desteklediði
‘Eðitim ve Katýlým Paketi’ni
(Bildungs - und Teilhabe Paket)
uygulamaya koydu. Bu paketten devletten iþsizlik parasý,
sosyal yardým, kira yardýmý parasý ve ek çocuk parasý alan ailelerin çocuklarý yararlanabilecek. Bu paketteki yardýmlardan
yararlanmak isteyen aileler Ýþ
Bulma Merkezi (Jobcenter) veya Sosyal Hizmetler Dairesi’ne
(Amt für Soziale Dienste) dilekçeyle baþvurmalarý gerekiyor.
Bu kurumlardan alýnan mavi
kartý öðrenciler bulunduklari
okul sekreterliðine verecekler.
Geri kalan iþlemleri okullar yapacak. Almancanýn yaný sýra
1
Türkçe olarak bastýrýlan bilgilendirme bröþürleri sýnýf öðretmenlerinden alýnabilmektedir.
HAKLARINIZDAN YARARLANIN
Öðrencilerini eðitime destek
paketi konusunda bilgilendiren
Bremen Nord Schülerförderung
Kültürlerarasý diyalog mahalleye sýðmadý
Bochum'da yirmi kiþi ile baþlayan
1‘kültürlerarasý diyalog’ mahalleye
sýðmadý. Farklý kültür ve dine mensup
insanlar, kültürlerarasý diyalogu oturduklarý mahalleye kadar taþýdý. Bochum’da ilk defa 2002 yýlýnda Christus kilisesinde Müslüman, Yahudi, Katolik ve
Protestanlardan oluþan bir grup, 11 Ey-
lül 2001 saldýrý sonrasý hayatýný kaybeden insanlar için toplu dua etmiþti.
Christus Kilisesi Kule Derneði Baþkaný
Federal milletvekili Axel Schäfer ve ikinci baþkaný Fred Bastan’nýn giriþimleriyle
baþlayan toplu duayý 2003 yýlýndan itibaren mahalle içinde ‘kültürlerarasý diyalog’ adý altýnda her yýl devam edildi. Bu
yýl dokuzuncusu yapýlan kültürler arasý
diyalog yetmiþ kadar mahallelinin katýlýmýyla gerçekleþti.
11 Eylül 2001 sonrasý dinlerarasý toplu yapýlan dua ile gelen diyalogu sürdüren emekli papaz Fred Bastan, o günden
bugüne kendi mahallesinde her yýl kültürlerarasý diyalog kapsamýnda mahalle
sakinleriyle birlikte þenlik düzenliyor.
Mahalle sakinleri, beraber oturup konuþarak birlikte yaþama katký saðlýyor. Katýlýmýn her yýl artmasý memnuniyetle
karþýlanýrken emekli papaz Bastan, insanlarýn birbirlerinin tanýmasýnýn ön
yargýlarý kýrdýðýný ve bakýþ açýlarýnýn deðiþtiðini belirtiyor. HÜSEYÝN KOÇ BOCHUM
Eðitim Merkezi Müdürü Hidayet Ervan, ailelere verilen haklarý alma konusunda yeterli ilgiyi göstermediði düþücesinde
olduðunu belirterek þunlarý
söyledi, “Dar gelirli ve sosyal
statüsü zayýf ailelerden gelen
öðencilerin öðrenim hayatýndaki baþarýsýzlýk oranlarý göz
önüne alýndýðýnda, bu destek
paketi, çok isabetli ve geleceði
kurtaracak sevindirici bir karar. Yardým alma hakkýna sahip olanlar hemen basvurularýný yapsýnlar. Okullarý yanýsýra, www.jobzenter-bremen.de
veya www.soziales-bremen.
De internet adreslerinden de
bilgi edinilebilir” dedi.
Pakette þu yardýmlar bulunuyor
-Günlük sýnýf gezileri için, bir
ders yýlýnda 40 Euro. Okul gezileri için bir ders yýlýnda 220
Euro.
-Ýlkokuldaki öðrenciler için
ücretsiz öðle yemeði. Diðer
okullardaki öðrenciler için, 1
Euro’ya öðle yemeði.
-Zayýf, baþarýsýz olunan
dersler icin ücretsiz destekleme
dersleri
-Defter, kalem, spor eþyasý
ve okul çantasý gibi okul eþyalarý için 100 Euro yardýmýn dýþýnda, okula uzaklýk nedeniyle,
otobüs veya tramvayla gidilmesi durumunda. bilet ücreti karþýlanacak.
-Spor ve boþ zamanlar deðerlendirme, bir enstrüman çalmayý öðrenmek için dernek veya kurslara ödenmek için aylýk
10 Euro yardým alýnýlabilecek.
BÖLGE HABERLERÝ
Baðýmlýlýkta alkol birinci
24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN
Almanya'da baðýmlýlýkla mücadeleye raðmen Hamburg'da yapýlan bir
araþtýrmada baðýmlýlýkta alkolün birinci sýrada olduðu ve alkol
baðýmlýlarýnýn kurtulmak için çok geç yardým talebinde
bulunduklarý ortaya çýktý. Araþtýrmada ayrýca gençler arasýnda
esrar kullanýmýnýn çok yaygýn olduðuna yer verildi.
RAMÝS KILIÇARSLAN HAMBURG
Almanya'da alkol, uyuþturucu, þans
oyunlarý ve kumar baðýmlýlýk yapan
maddi, manevi ve saðlýk açýsýndan da son
derece tehlikeli olan bu alýþkanlýklarla
mücadele etmesine raðmen alkol ve benzeri uyuþturucuya baþlama yaþý düþmeye
devam ediyor. Hamburg'da yeni açýklanan
bir araþtýrma sonucuna göre alkol baðýmlýlýkta hala birinci sýrayý alýrken, alkol baðýmlýsý olanlarýnda baðýmlýlýktan kurtulmak için
çok geç yardým talebinde bulunduklarý ortaya çýktý. Araþtýrmada ayrýca gençler arasýnda esrar kullanýmýnýn çok yaygýn olduðuna
yer verildi. Hamburg Saðlýk Bakaný Cornelia Prüfer-Storcks (SPD) baðýmlýlýkla ilgili
araþtýrmalar ve bilgilerin mücadele etmek
için temel taþý oluþturduðunu belirterek,
Hamburg veri toplama konusunda benzersiz dedi. ‘‘Araþtýrmalar, Hamburg'da
baðýmlýlýkla yapýlan mücadelenin vatandaþa
ulaþtýðýný ve baþarýlý olduðunu gösteriyor‘‘diyen Prüfer-Storcks, bakanlýk olarak
1
CORNELIA PRÜFER-STORCKS (SPD) SAÐLIK BAKANI
bazýlarý uzman 35 yardým ve danýþmanlý ve
kurumu yýllýk 17,2 milyon Euro ile desteklediklerini hatýrlattý. Bakan, “Amacýmýz
baðýmlýlýk sorunu olanlara mümkün olduðunca erken ulaþmak olmalý” dedi. 27 yaþ
altý alkol baðýmlýlýðý olan sayýsýnýn son on
yýlda 1.500'den 2 bin 800'e çýktýðýný belirten
Prüfer-Storcks,‘‘Burada en çok sevindirici
olay daha önce 12,7 olan alkole ilk baþlama
yada deneme yaþýnýn bu araþtýrmada 13,2'ye çýkmasý.‘‘dedi. Yardým isteyenlerin yüzde
19‘unun baðýmlýlýða ek olarak çok ciddi saðlýk, yüzde 30'nun psikolojik ve yüzde
42'sininde iþsiz kiþiler olduðuna iþaret eden
bakan bu insanlar için rehabilitasyon kadar
saðlýklý, huzurlu ve iþ güvenliði de çok
önemli unsurdur” dedi. Baðýmlýlýðýn baþka
sorunlarý da beraberinde getirdiðine dikkat
çeken Prüfer-Storcks, ‘‘Bizim amacýmýz
saðlýk sistemi, iþ bulma kurumlarý, okullar
ve gençlik hizmetleri veren kurumlar arasýndaki iþbirliðinin daha iyi olmasýný saðlamak olmalý.” dedi.
Köln Camii için yardým kermesi
Köln’de inþa edilen ve Avrupa’nýn en modern cami
1ve kültür merkezi kompleksi olacak olan DÝTÝB
Merkez Camii hýzla tamamlanýyor. Toplamda 25 milyon
Euro’ya mal olmasý beklenen ve gelecek yýl bahar aylarýnda
tamamlanmasý hedeflenen DÝTÝB Merkez Camii ve Kültür
Merkezi kopleksi yararýna 25 Eylül Pazar günü kapsamlý
bir kermes düzenlenecek. Cami inþaatý yararýna organize
edilen ve “Çadýr Camii” diye de bilinen Herkules Str. 42,
50823 Köln adresindeki DÝTÝB’in geçici prefabrik tesisslerinin bulunduðu yerde düzenlenecek olan kermeste bir
çok program da yer alacak. Saat 10:00’da baþlayacak ker-
mes, söz konusu adresteki DÝTÝB Konferans salonunda
yapýlacak etkinliklerle baþlayacak. Kur’an-ý Kerim
tilavetiyle start alacak olan program, protokol konuþmalarý,
ilahi ve þiirlerle, üç perdelik bir piyesin sunumuyla devam
edecek. Skeç, menkibe anlatýmý, defile gösterisinin ardýndan kermes etkinliklerine start verilerek hayýrlara vesile olmasý için dua edilecek. Cami inþaatý yararýna düzenlenecek
olan kermeste ziyaretçiler, Türk mutfaðýnýn bir birinden
leziz yemeklerinin en güzel örneklerini tatmanýn yaný sýra,
el emeði, göz nuru eliþi, el sanatlarý ürünlerinden ve
hediyelik eþyalardan da satýn alabilecek. ZÝVER ERMÝÞ KÖLN
Dostlar Essen Haus açýldý
Bremen'in Oslebshauser sem-
1tinde açýlan Dostlar Essen
Haus nostaljik iç dizayný ve lezzetli
yemeklerle müþterilerinin hem damaðýna hemde gözüne hitap ediyor.
Semtte böyle bir yerin eksikliðini
hissetiklerini ve bunun için böyle
bir mekan açtýklarýný söyleyen restorant sahiblerinden Salih Akçay ve
Murat Öztürk, “Ýç dizayný Anadolu
kültürümüzden esinlenerek yaptýk.
Yaptýðýmýz birbirinden lezetli yemeklerle, kebap, lahmacun ve pide
çeþitleriyle Dostlar Essen Haus da
yemek yemeye gelen müþterilerimizin hem damak tadýna hemde
göz zevkine hitab ediyoruz. Müþte-
rilere aile ortamýný aratmayacak
nostalji yaþatmak istedik” dedi.
ZAMAN BREMEN
Erciyes Supermarkt Duisburg’da
Duisburg’un Meiderich sem-
1tinde Yaþar ve Murat Doðu ta-
rafýndan Erciyes Supermarkt açýldý.
Türklerin yoðun olarak yaþadýðý
Meidreich semtinde hizmete açýlan
markette Türklerin bütün ihtiyaçlarý
düþünülmüþ. Et ve sebze ürünlerinin de bulunduðu markette Doðu
kardeþler toplamda on kiþiye iþ imkaný saðlýyor.Marketin açýlýþýnda
konuþan Yaþar Doðu, “Güler yüzlü
personelimizle müþterilerimize hizmet etmek için buradayýz” dedi.
FARUK BALCI DUÝSBURG
Bremen’de Lemha Gardinen açýldý
Bremen’de Türklerin yoðunyaþadýðý Lindenhof
Caddesi’nde Lemha Gardinen perde maðazasý açýldý. Kadir Yýldýrým
tarafýndan açýlan Lemha Gardinen
modern dizayný ve çeþitliliði ile büyük ilgi gördü. Maðaza sahibi Kadir
Yýldýrým, “Lemha Gardinen perdeler modern görünümlü mekanizmalý perdelerdir. Rulo halinde mekanizmaya sarýlý zincir vasýtasýyla aþaðý
yukarý hareket edebilen bir sisteme
sahiptir. Çok çeþitli renk desen ve
kumaþ türlerinden oluþmaktadýr. Son
zamanlarda ev ve iþ yerlerinde kullanýmý giderek hýzla artmaktadýr. Fiyat
olarak ta diðer mekanizmalý perdele-
1lukta
re göre daha ekonomiktir” dedi. Yýllardýr perdecilik alanýnda çalýþtýðýný
ve bu mesleði baþarýyla sürdürdüðünü ifade eden Kadir Yýldýrým , yeni
açýlýþ nedeniyle birçok perde de yüzde 20’lik indirim yaptýklarýný da sözlerine ekledi. ZAMAN BREMEN
Avrupa’da Anadolu’yu
baðlama ile yaþýyorlar
Anadolu yaþam kültüründe mü-
1zik, sevincin, üzüntünün, umu-
dun, sevdanýn sesidir. Baðlama ise bu
kültürün her perdesine ilmek ilmek iþlenmiþ halk çalgýsýdýr. Hamm Alevi
Kültür Derneði’nde baðlama dersi veren Hümmet Albayrak, Almanya’da
yaþayan Anadolu insaný için onlarca
yýldýr göçüp geldikleri ve kalýcý olduklarý bu ülkede kültür ve sanat eðitiminin ciddi bir ihtiyaç olduðunu söyledi.
Anadolu müziðine ve baðlamaya ilgi
duyan çoðu gencin, gerek yetersiz, niteliksiz, gerekse eðitmenlik vasýflarýndan uzak öðreticilerin elinde heba olduðunu dile getiren Albayrak, “ Sanatsal ve eðitimsel kaygýyý önde tutarak, baðýmsýz, ciddi ve programlý bir
çalýþma ile Anadolu müziðini ve baðlamayý doðru ve yetkin eller yolu ile
öðretmek ve yeni kuþaklara aktarmak
amacý ile 14 yýldan bu yana sýcak ve
dostça ortamda baðlama dersleri veriyoruz.” dedi. Köln Anadolu Sanat
Merkezinde 5 yýl uzmanlýk eðitimi
alan Albayrak, yetiþtirdiði öðrencilerinin kendilerini geliþtirmeleri için KRV
eyaleti bölge yarýþmalarý için federal
müzik dairesinin düzenlediði bir çok
yarýþmada derece elde etmeleri kendisini gururlandýrdýðýný ifade etti. Münster str. 119 adresinde her Pazar günü
öðrencileri ile biraraya gelen Albayrak,
Cumartesi günleri ise yetiþkinlerle
baðlama çalýþtýklarýný söyledi. 12- 35
yaþ aralýklarýnda toplam 80 öðrenciye
hizmet verdiklerini vurgulayan Albayrak, “Her yýl yeni bir yeni sýnýf açýyoruz. 22 Ekim tarihinde yeni açacaðýmýz sýnýf için kayýtlarýmýz baþladý. Haftada 2 saat birlikte çalýþýyoruz. ” þeklinde konuþtu. Öðrencilerin iyi bir eðitim almalarý için en azýndan 3 yýl
kurslara katýlmalarý gerektiðini söyleyen Albayrak, kurslarýmýza katýlmak isteyen öðrencilerin 01785500900 nolu
telefondan kendisine ulaþabilecekleri
dile getirdi. MUHAMMET KANSU HAMM
Zaman’ý izine giden arkadaþýmýn
yönlendirmesiyle tanýdým
Zaman aboneleri arasýna yeni
1katýlan Lübeck’te ki Yüksel Mar-
ket sahibi Aziz Yaþar, Türkiye’ den beri bir gazete okuru olduðunu Zaman
Gazetesi ile tanýþmasýnýn bugüne kýsmet olduðunu vurguladý. Bir arkadaþýnýn yazýn Türkiye’ ye izine giderken
gazetesini dükkanýna yönlendirmek
istediðini ve kendisinin de bunu kabul
etmesiyle birlikte bir ay boyunca Zaman okuma imkaný bulduðunu söyleyen Yaþar, ‘’ Zaman, ailecek rahatlýkla okunabilecek bir gazete. Milli ve
manevi deðerlere uygun, bizim sesimiz soluðumuz olabilecek bir gazete
olduðunu fark edince, ben de abone
olmak istedim. Beni Zaman ile tanýþtýran arkadaþýmdan Allah razý olsun’’
dedi. EYÜP EKER LÜBECK
w Hikmet damlalarý
w Kalbin dili
ailem
“Birisi diðerine hýyanet etmediði müddetçe, Ben
2 ortaktan üçüncüsüyüm. Biri diðerine ihanet
yaptýðýnda, ben aralarýndan çekilirim.“
“Bir atelye, bir fabrika iyi bir plân, saðlam bir fizibilite üzerine kurulduðunda, devamlýlýk ve istikbal vadetmesine karþýlýk, temelinde saðlam bir düþünce, esaslý bir hesap bulunmadýðý zaman fiyasko ile neticelenmesi mukadderdir.“
24 EYLÜL 2011 CUMARTESÝ ZAMAN
Bu kýþ bebe
yakalarla haným
hanýmcýk olacaðýz
Dermansýz Kýz
Büþra’nýn derdi....
Sevgili Ümit Burcu, en son size yazdýðýmdan beri
pek çok þey oldu. Yine kavga ettik, ben ona “Seni
yine kaybetmekten korkuyorum, bak bu üçüncü
kavgamýz” dedim. O da “sen beni ne zaman
kazandýn ki?” deyince mahvoldum. Ben seni gerçekten seviyorum, git de giderim, kal de kalýrým,
öl de ölürüm dedim. “Saçmalama öyle þey yapmazsýn sen!” dedi. Sonra çýktý, gitti. Ben de onu
sildim 1 hafta boyunca hep aðladým, mahvettim
kendimi. Acýsýna dayanamayýp 18 hap attým. Ýntiharý denedim. Bütün bu olanlarý kýz arkadaþým
ona ve onun kýz kardeþine yazdý. “Sizin yüzünüzden yaptý” dedi. Fakat onlar inanmadýlar. “Büþra
yapmamýþtýr yeme bizi” dediler.
1 gece hastanede kaldým. Bu olaydan sonra 1
hafta geçti. Hiç arayýp sormadýlar. Nasýlsýn, gerçekten yaptýn mý demediler?
Onu yakýndan tanýyan arkadaþlarý bana “onu
unut!” diyorlar. Ben býrakmak istemiyorum. Eðer
onu unutursam hayatým biter, yaþayamam. Ben
ondan baþkasýný sevemem. Bakamam ben baþkasýna ona baktýðým gibi. Ama kendisi de silmiyor
beni bu benim kafamý karýþtýrýyor. Hem seni takmýyorum, diyor hem de hayatýndan tamamen
çýkarmýyor. Kafam çok karýþýk... Dermansýz Kýz
Bebe yaka kýyafetler bu kýþýn en haným hanýmcýk trendi. Birçok
gömlek tasarýmýnda Peter Pan yaka ya da bebe yaka dediðimiz detay
öne çýkýyor. 1950'li yýllara özlemin gün yüzüne çýktýðý 2012
kýþýnda bu yakalar tam bir hasret giderme olmuþ denebilir.
KEZBAN KARAGÖZ
Kýþ sezonu kendini yavaþ yavaþ
belli etmeye baþladý. Defileler
bitti ama raflarda henüz yeni yeni
deðiþimler gözlenebiliyor. Birçok
farklý detay ve ayrýntýyý ayný maðazada bulabiliyorsunuz bu kýþ. Bazen çok
abartýlý tasarýmlar, bazen çok erkeksi
olabiliyor.Bazen de þaþýrtýcý biçimde
sade ve haným hanýmcýk kýyafetlerle
karþýlaþýyoruz. Açýkçasý kafanýz karýþmýyor deðil. Ama seçeneklerin birden
fazla olmasý faydalý.
Eskiden bir þey moda olduðunda
onun dýþýnda tasarýmlar bulma imkanýnýz neredeyse yok gibiydi. 70'leri
hatýrlayalým, örneðin yakýþan yakýþmayan herkes Ýspanyol paça giyerdi.
Apartman topuk dýþýnda ayakkabý
bulmak imkansýz gibiydi. Fakat son
yýllarda bir þey çok moda olsa da
alternatifsiz deðil. Kendi stilinize
uygun olaný yakalama fýrsatý bulabiliyorsunuz. Moda kurbaný olmadan
giyinmek çok daha kolay.
Maskülen tasarýmlarýn öne çýktýðý
þu günlerde bu eðilime tam aksi bir
detay, birçok tasarýmcýnýn gündeminde. Bebe yaka kýyafetler bu kýþýn
en haným hanýmcýk trendi. Birçok
gömlek tasarýmýnda Peter Pan yaka
ya da bebe yaka dediðimiz detay öne
çýkýyor. 1950'li yýllara özlemin gün
yüzüne çýktýðý 2012 kýþýnda bu yakalar tam bir hasret giderme olmuþ
denebilir. Kimi zaman daha mütevazý
bir boyutta kimi zaman farklý tasarýmlarla kullanýyor. Lüks markalarýn
beyaz olarak kullandýðý yakalar, kýyafetten bir anda sýyrýlýyor ve hemen
göze çarpýyor. Bazen kýyafet ile ayný
kumaþ ve tonda kullanýyor. Bazen de
kürk olarak kullanmýþ, dalmaçyalý
desenler seçilmiþ. Geçen sene oldukça sýk karþýmýza çýkan kürkler bu kýþ
5
yine var. Fakat en çok detaylarda
görüyoruz. Bebe yaka kürkler çoðunlukla derilerle bütünleþtirilmiþ. Deri
ceketlerde de bebe yaka var.
Taký tasarýmlarýna bile yansýmýþ
Yazýn düzenlenen film festivallerinde
bebe yakalý elbiseleri görmeye baþlamýþtýk. Özellikle bol inci ve taþ iþlemelerle bir anda sade bir elbise davet
kýyafetine dönüþtürülmüþ. Pul ve
payet ise bu kýþ sýk göreceðimiz
malzemelerden. Bebe yaka davet
kýyafetlerinde pul ve payet iþlemelerle öne çýkýyor. Kýyafete abartýdan
uzak bir ýþýltý katýyor.
Ekstra yakayla deðiþiveren kýyafet
Kýyafetlerin bir detayý olarak tasarlanan bebe yaka ürünler dýþýnda bir de
kýyafetten baðýmsýz olanlar var. Okul
yýllarýna geri dönmüþ gibi hissediyor
insan. Ama o kadar þirin ve güzeller
ki almak istiyorsunuz. Hanýmlarýn el
emeði
ürünlerinin
satýldýðý
etys.com'da 'Peter pan collar' yazýldýðýnda çok güzel bebe yakalar görebiliyorsunuz. Hatta kendinizde bu kýþýn
favorisi olan dantel bir yaka hazýrlayabilirsiniz. Dümdüz sýradan bir
penye bluz ya da tshirt'ün üzerine
taktýðýnýzda bir anda farklý bir kýyafete dönüþtüðünü görüyorsunuz.
Bunun yanýnda takýlarda da bebe
yaka tasarýmlar yapýlmýþ. Metal
kelepçeler ve boyunluklar aksesuar
olarak dikkat çekiyor. Lüks markalar
altýn sarýsý bebe yaka metal kolye
tasarlamýþ. Ama uygun bütçelere de
hitap eden tasarýmlar mevcut.
Tesettür giyimde de bebe yaka çok moda
Bugüne kadar hep eleþtirdik. Tasarým
dünyasýný takip etmiyorlar dedik.
Ama bu yýl tesettür giyim markalarý
güzel iþlere imza atmýþ. Kendi fanus-
“Ben Osmanlý’yým” ne demek?
Karamsar tarihçiler, ‘moddevletlerin
genellikle vergi ve savaþ üzerine
kurulu statik yapýlar olduklarýný
söyler. Birçoðuna göre, Osmanlý
Devleti’nin üç kýtaya yayýlan
topraklarýnda yaþayanlar Devleti Aliye’ye vergi verip asker gönderdikleri için bir aidiyet hissetmiþlerdir. Oysa antropoloji-sonrasý tarihçiler için durum farklý:
Ulus-öncesi dönemde ‘devlet’
bir kimliktir ayný zamanda. Devletlerarasý hukukun geliþmediði,
yani pasaport ve vize gibi evraklarýn ‘ulusal kimlik’ olarak algýlanmadýðý devirlerde, ‘Osmanlý’
larýndan çýkmýþlar. Ortaya çýkan tasarýmlar bunu yansýtýyor. Daha iyi olacaðýna eminim. Kýþ tasarýmlarýnda
çok hoþ triko bluzlar yapýlmýþ ve
kontras bebe yaka detaylar kýyafetlere çok yakýþmýþ. Desenler de çok
uyumlu seçilmiþ. Bebe yakanýn
hanýmefendi havasý tesettür giyim
koleksiyonlarýnda kesinlikle çok þýk
durmuþ.
Cap-toe ayakkabýlar geliyor
Bu sezon ayakkabýlarda çok kullanýlan bir detay var. Cap-toe adý verilen
detayý ayakkabý modellerinde çok sýk
göreceðiz. Babetlerde de topuklu
ayakkabýlarda da sezonun hiti olmaya devam edem Oxford ayakkabýlarda da cap-toe detaylar var. Ayakkabýnýn burnunu farklý bir malzeme,
bazen farklý bir renk ile vurgulayan
bu modelleri ne kadar benimseyeceðiz bakalým?
Bize yazýn: mail: [email protected]
Sprendlinger Land str. 107 63069 Offenbach
bilmek lazým
Bunamak için
asitli içecekler için
Özel Konya Farabi
dahiliye
uzmaný Uzm. Dr. Ýsmail
Güner, asitli içeceklerin
DNA`ya verdiði zararla parkinson, sinir sistemi bozukluðu ve hýzlý yaþlanma gibi
hastalýklara davetiye çýkardýðýný dile getirdi.
Güner, `Yapýlan araþtýrmalar, asitli içeceklerde
bulunan sodyum benzoat
(E211) adlý koruyucu maddenin, hücrelerin `güç istasyonu` olarak tanýmlanan mitokondride DNA hasarýna yol açtýðýný gösteriyor. Bu kimyasal maddeler de zamanla DNA`yý
devre dýþý býrakýyor.` dedi. Asitli içeceklerin açlýðý bastýrmadýðýný, tersine ek gýda alýmýný körüklediðini, bunun da obeziteye
yol açtýðýný ifade eden uzman Dr. Ýsmail Güner, `Bu tür içeceklerin içersinde yer alan fruktoz ve glikoz maddeleri, obeziteyi
birinci derecede tetikleyen güçlü insülin salgýsýna sebep oluyor.
Ayrýca kafein ve fosforik asit kemik matriks proteinlerine baðlanarak çocuk ve yaþlýlarda özellikle kemik döngüsünü engelleyerek osteoporoza sebep oluyor.` dedi.
5Hastanesi
kitaplýk
5ern-öncesi’
Sevgili Büþra, gerçekten gün geçtikçe dermansýz kaldýðýnýn farkýndayým. Bu üçüncü
mektubum sana. Baþtan beri bu adamdan
sana hayýr gelmez diyorum.
Sen ise; hem onu sildim diyorsun, hem de
onun uðrunda canýna kýyýyorsun.
Sen hastanede can pazarýndasýn, bunu
duyuyor arayýp geçmiþ olsun demiyor. Üstüne üstlük bir de kendine baþka bir sevgili
bulup onunla geziyor. Sonra da sana “senden
vazgeçmem” diyor. Anlaþýlan seni yedekte
tutuyor. “Nöbetçi sevgili” gibi bir þeysin....
Ailen karþý çýkýyor, olmaz diyorlar. Onu
tanýyan arkadaþlarý “onu unut” diyorlar.
Sen hala vazgeçemem diyorsun. Vazgeçemem demek ne demek?
Bu bir hayat meselesidir. Ölüm anýnda
yanýnda olmayan, ilgi duymayan, seni aldatan
adama karþý nasýl ilgi duyarsýn anlamýþ deðilim?
Sen onun uðruna ölüyorsun, o senin için
hapþýrmýyor bile...
Büþra kýzým, aklýný baþýna al. Evlilik, evcilik
deðildir. Ciddi bir iþtir. Oturup ciddi ciddi
konuþun. Ayný þeyler devam ederse o yoluna,
sen yoluna devam edersin...
olmak, dünya üzerindeki varoluþunu, merkezi Ýstanbul olan bir
sinerji ile tanýmlamak demekti.
Bu ‘sinerji’, hatýrasý hâlâ taptaze
bir tarihsel belleðin de kökenini
oluþturuyor. Ülkü Özel Akagündüz’ün enfes isimlendirmesiyle
Kayýp Türkler, yani Osmanlý
Devleti’nin çekildiði topraklarda
hâlâ “Türk/Osmanlý” kimliðiyle/aidiyetiyle yaþamaya devam
edenler, “Ben Osmanlý’yým”
derken tam da bu belleðin içinden konuþuyorlar. ‘Devlet’ salt
bir politik imge deðil burada,
‘Osmanlý’
kelimesi
sadece
kolektif bir tarihe de iþaret etmi-
yor. Osmanlý Devleti, bir idrakin
ve þuurun temellendirilmesiyle
anlam kazanýyor.
Ülkü Özel Akagündüz’ün
imzasýný taþýyan Kayýp Türkler,
Osmanlý Devleti’nin çekildiði
topraklarda hâlâ “Türk/Osmanlý” kimliðiyle/aidiyetiyle yaþamaya devam eden insanlarýn
hikâyelerini bir araya getiriyor.
Kitap þu soruyu yeniden hatýrlatýyor: “Ben Osmanlý’yým” ne
demek?
Kitap, Kayýp Türkler, Ülkü
Özel Akagündüz, Kaynak
Yayýnlarýndan çýkmýþ, 214 sayfa.
A. YAVUZ ALTUN

Benzer belgeler