Country Life
Transkript
Country Life
Mart Sayı 59 Fiyat 5 TL Aşk mevsiminde Oleg Cassini imzası Sahipsiz hayvanlar yalnız değil Göktürk Fidanlığı Nisan ayında halka açılıyor TARİHİ DEĞİŞTİREN KAZI Barbaros’un memleketi MOLİVOS Ne olacak Bu Doların Hali? AYŞE MİNE İLE MÜZİK TERAPİ BAHAR FISILTISIYLA GELİRKEN Toprak kış uykusundan uyanıyor. Şimdiden duyumsadığımız ses, koku ve renkleriyle cıvıl cıvıl bir bahar kapımızı çalıyor. Serçelerin bir başka cıvıldadığı ağaçların çiçeğe durduğu ılık bahar günlerine sayılı günler kaldı. Doğa kışın bağrında sakladığı tüm güzellikleri bize sunmanın telaşında. Yorucu telaşlı günler artık geride kalacak ve yerini hevesle beklediğimiz sıcak dostlukların demleneceği yaz günlerine bırakacak. Havaların ısınmasıyla yaz düğünleri başlar. En Özel anların telaşına düşeriz. Aşk mevsiminde her genç kızın hayal edeceği Oleg Cassini imzası taşıyan rüya gelinlikler bu ay dergimizin kapak misafiri…. GÖKTÜRK NEFES ALACAK Bölgemizde özlemle beklenen ve geç kalınan projeler bir bir hayata geçmeye başladı. Kemerburgaz Semt Polikliniği açılış için gün sayıyor. Poliklinik 7 gün 24 saat hizmet verecek. Ve bir diğeri hakkında çeşitli spekülasyonların yapıldığı Göktürk Fidanlığı. .. Göktürk Sağlık Parkuru kafe, çocuk parkı, kaykay pisti ve 3 km yürüyüş ve bisiklet yoluyla çok yakında hayata geçiyor. Ayrıca Belediye Başkanı Remzi Aydın proje kapsamında büyük bir kampanya müjdesi verdi. Dergimize konuşan Başkan Aydın dileyen herkesin bu projede katkısı olacağını söyledi, detaylar ilerleyen sayfa aralarında… Sokak hayvanları için ise Eyüp Belediyesi özel bakım noktaları oluşturdu. Minik dostlarımız için acil müdahalelerin yapılacağı ambülanslar da yolda… Ve Göktürk’te korolu günler başladı. Sanat Türk müziğinin duayenlerinden Ayşe Mine Göktürk’te koro çalışmalarına başladı. Belediyenin ücretsiz olarak düzenlediği “ Ayşe Mine ile şan dersleri” Göktürk kültür merkezinde yoğun ilgi görüyor. İnsanlık tarihinde yeni sayfalar açan Göbeklitepe Adnan Erdoğan’ın kaleminde sayfa aralarında göz atmanı için sizleri bekliyor. Dergimizin söyleşi ayağında Matematik Öğretmeni ve Eğitim Koçu Ali Şarkışla ile buluştuk. Sevimli kedisi Bihter ile bizi Göktürk’teki evinde ağırlayan Ali Hoca ile eğitim üzerine verdik veriştirdik. Brbaros’un memleketini merak eden gezginci ruhlar buyurun seyahat sayfalarımızda gezinmeye. Veee Kekevi’nin nefis tarifleri… Okuyucularımız bu sayfalara öyle özen gösteriyorlar ki mutfaktaki panolarında baş tacı ediyor. Siz de tutan tarifleri denemeye ne dersiniz? Yine her ay olduğu gibi Göktürk ve şehirden sanat haberlerimizle dopdolu bir ayı geride bırakıyoruz. Nevruz’un her eve bolluk, bereket ve neşe getirmesi dileğiyle… Sevgide kalın Birsen Çelik AYLIK AKTÜEL MAGAZİN ve HABER DERGİSİ 16 MEVSİMİ GELDİ! Masallardan ilham alan büyüleyici gelinlikler 32 MİNİK DOSTLARIMIZ Sokak Hayvanları Göktürk’te yalnız Değil 36 FİDANLIK Göktürk Fidanlığı Nisan ayında halka açılıyor 44 VUSLAT Eyüp’ten Mevlana’ya günü birlik ziyaret 46 SPOR içindekiler Türkiye’nin ilk ve tek online antrenman sitesi 50 ARKEOLOJİ Tarihi değiştiren kazı: Göbeklitepe 55 PEYZAJ Bahçelerde bahar hazırlığı 62 TEMA Eyüp İlçe Gönüllü Sorumlusu Emre Narin’le söyleşi 76 KEKEVİ Leopar desenli kurabiye 80 KENT HABER Hastane otoparklarını İSPARK yönetecek 92 GEZİ SADE, SICAK VE GÜZEL MOLİVOS 04 ! "# $ )* +!! + , - . /// '01 ,-%2 '+3 42-5-% '6763$ %!#! & ! " # '!#! !(! !" #$%&'( AYLIK AKTÜEL MAGAZİN ve HABER DERGİSİ İmtiyaz Sahibi A.Faruki ÇELİK [email protected] Yazı İşleri Müdürü Birsen ÇELIK [email protected] Tasarım & Uygulama Kalem AD www.kalemad.com Katkıda Bulunanlar A.Fatih ÇELİK Serdar KOZANOĞLU Emine Uçak Erdoğan Adnan Erdoğan Alev ŞAHIN Meltem ACET Bahaeddin ÇELİK Sadi TUNÇ SÖZEN Muhammed ÖKSÜZOĞLU Süreyya ACAR Ali ŞARKIŞLA Fatma TAŞ Basım Umur Basım Esenkent Mahallesi Dudullu Organize Sanayi Bölgesi 2.Cadde No:5 P.K. 34776 Ümraniye İstanbul - TÜRKIYE Telefon: +90 216 645 62 00 Tiraj 5000 Yönetim Yeri Mimar Sinan Mah. Dereboyu Sok. No: 2 Kemerburgaz- Eyüp/İstanbul Tel: 0212 322 70 22 – GSM: 0505 319 57 20 Reklam rezervasyon 0212 322 70 22 Aylık Süreli Yayın 06 Dergide yayınlanan yazıların, fotoğrafların her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilerek dahi izinsiz alıntı yapılamaz yayınlanamaz. Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. Countrylife Tr countrylifedergi www.countrylife.com.tr [email protected] countryLifeTR Meatinn the Steakhouse “when life calls for steak & burger” Meatinn The Steakhouse, Göktürk’te dostlarla keyifli vakit geçirebileceğiniz butik bir mekan olarak hizmete girdi. Çarşı sakinlerinin Nevizade’nin Göktürk’teki yansıması olduğunu ve benzer bir sinerjiyi hissettirdiğini düşündükleri için kimi zaman “Neozade” dedikleri Neo Çarşı’da konumlanan mekanda, dilerseniz kendi seçtiğiniz dry age etinizi, sevdiğiniz derecede hazırlatabiliyorsunuz. Özellikle çocukların favorisi olan burgerler titizlikle hazırlanırken, pişerken besleyici değerlerinin korunmasına özen gösteriliyor. Sirkeli suda bekletilen mis gibi taze maskolinlerden salatalar ise avakodo, körpe enginar, tulum peyniri alternatifleri ile ve nar ekşisi sos eşliğinde servis ediliyor. Maple syrup ile servis edilen ananas tatlısı tam bir sanat eseri görünümünde Kendinizi evinizde hissetmeniz için her detay özenle düşünülmüş ve sıcak bir atmosfer yakalanmış. İletişim +90 212 322 6328 / meat Çiçeğe dair, Göktürk'te artık yeni bir adresiniz var; FiLoLi 08 FiLoLi, sıradışı renk ve formlardaki özgün çiçek tasarımlarını hem kişisel alanlarınıza hem de çeşitli davet ve organizasyonlarınıza taşıyor. FiLoLi, workshopları ile de çiçek tasarlamanın püf noktalarını, atölyesinin sıcak ortamında misafirleri ile paylaşıyor. İletişim: Hülya Furundaoturan, Çeşmebaşı cd. Çimen sk. No:6 Göktürk / Eyüp / İstanbul 0 530 411 3636 / 0 212 322 2208 www.filolifloraldesign.com Her gün değişen menümüz ile Türk mutfağından alternatifler, kahvaltılar, 5 çayı ve mezelerle süslenmiş akşam yemekleri, Catering ve davet organizasyonları ile hizmetinizdeyiz. Arcadium Life 2 No.18 (İç bahçe) Tel: 0212 322 80 41 Dermamed’de Bahar’a özel Güler yüzlü hizmeti ilke edinen DERMAMED, sağlıklı güzellik ve bakım konusunda Göktürk’te güvenilir adreslerden olmaya devam ediyor. DERMAMED, Mart ayı boyunca tüm kadınlara 100 TL indirim fırsatı sunuyor. Kampanya en az 200 TL’lik hizmet alımında uygulanmaktadır. Doktor uygulamaları kapsam dışındadır. İletişim: İstanbul Cad. Başaran Plaza. No:6 Kat:5/A Göktürk -İstanbul Telefon : 0212 322 57 37 Etiler Sera’da workshoplar Etiler Sera, yetişkin ve çocuklara özel workshoplar düzenliyor. Keyifli bir hafta sonu geçirmek isterseniz size önereceğimiz adres tarihi Sukemerlerinin yanıbaşındaki Etiler Sera olacak. Fidanlıkta Terrarium yani fanus içindeki mini bahçelerle hayalinizdeki bahçeleri oluşturabilir keyifli saatler geçirebilirsiniz. Etiler Sera Botanik 2001 yılında iç mekan ve dış mekan bitkiler, ahşap ve toprak saksı, bahçe aksesuarları, gübre vitamin ve toprak satışı ile peyzaj projelendirme, otomatik sulama sistemi ve bahçe bakımı yapmak amacıyla kuruldu. İletişim: Mithatpaşa Mahallesi Selanik Bulvarı No: 1 Kemerburgaz- Eyüp /İstanbul www.etilersera.com Tel: 0 212 360 00 21 Doğadan gelen sağlık ve güzellik 10 Sağlığınızın adresi Salkım Söğüt bir aktardan fazlasını size sunuyor. Doğa’nın kucağından sofralarınıza şifa kaynağı sunan aktarınızda zengin bitki çayları yanında %100 bitki ekstraları, organik kozmetik, organik aromatik yağlar, şifalı bitki ve baharat özel karışım yağlar ve sertifikalı ürünler keşfinizi bekliyor. Kıştan Bahara geçerken fazla kilolarınızdan arınacağınız özel Detoks elma sirkesiyle güne zinde başlayın. Bir bardak suya 1 çorba kaşığı sirke, 1 çay kaşığı bal ve birkaç damla limon katın. Bu sihirli karışım sizi gün boyu daha dinamik yapar. Sihirli başka reçeteler için. İletişim: Kemerlife Çarşı No: 26/226 Göktürk-Eyüp/İstanbul Tel: 0212 322 03 37 Leaders Hill; Hayalin Geleceğin Olsun 4 Nisan 2015 Lise öğrencilerine özel workshop… Mesleğine karar vermek için gerekli beceriler neler? Hayatında ve kariyerinde başarılı olanlar bunu nasıl yaptı? Aile ve genç için çizilecek ROAD MAP ne olmalı? Bu programda: Tutkunuzun ne olduğunu keşfedecek,Size özel değerlendirme ile güçlü ve zayıf yönlerinizi farkedeceksiniz, Ivy League üniversitelerine daha önce nasıl girildiğine dair yardımcı olacak ipuçları alacaksınız, Başarılı olmak için gereken "Hayat Becerileri" nelerdir?, Liderlik, Azim, Problem Çözme Becerileri, Gerektiğinde 'Hayır' demenin önemini örneklerle anlayacaksınız. Program takip eden haftalarda aileler ile detaylı bir görüşme yapılacaktır. Bu görüşmede genç için Akademik olarak bir ROAD MAP çizilecektir. Kayıt ve bilgi için : [email protected] Tel: 0212 322 15 30 / 0532 287 61 07 Lokanta18 Arcadium Life iç bahçede hizmete giren Lokanta18 Türk mutfağından eşsiz lezzetleriyle misafirlerini ağırlıyor. İç mekan dekoruyla keyifli saatler geçireceğiniz Lokanta 18 hijyen, lezzet ve zengin menü çeşitliliği ile damak düşkünlerinin yeni uğrak noktası olmaya aday. Yeni mekan her gün değişen menüsü ile Türk mutfağından alternatifler, kahvaltılar, 5 çayı alternatifleri ve mezelerle süslenmiş akşam yemekleri, Catering ve davet organizasyonları ile hizmetinizde. İletişim: Arcadium Life 2 No.18 (İç bahce) 0212 322 80 41 Pasta Evim Torte açıldı 12 Göktürk’te yeni açılan Pasta Evim TORTE birçok dilde ve özellikle Arnavutça’da PASTA demek. Göktürk’te Gökmahal’de tasarımlarıyla göz dolduran leziz pastaların, el yapımı ev ekmeği ve açma böreklerin, tamamen özel malzemelerle üretilmiş sıradışı tatlıların ve Ödemiş’ten gelen organik ürünlerle hazırlanmış kahvaltıların buluştuğu yepyeni bir Pasta Evi TORTE TORTE. Cupcake’ler de TORTE’nin vitrininde önemli bir yer tutuyor. Mekan, Doğumgünleri, BabyShower, Diş Buğdayı ve çocuklarınızın çeşitli partilerinde Pasta, Kurabiye, Cupcake ve Börekler dahil her türlü hazırlığı yaparak bu özel günlerinizin konseptine uygun süslemeleri de gerçekleştiriyor. İletişim: İstanbul Cad. Göktürk Merkez Mah. Gökmahal No: 28/10 Göktürk 0850 644 54 98 www.torte.com.tr Göktürk’te yeni bir renk; Anki Home Anki Home, kendi tarzı ile ev dekorasyonu, kişiye özel mimari çalışmaları ve tasarımları ile Göktürk ve Kemerburgaz’da yaşayanlara yeni bir adres. Mağazada 150 – 200 yıllık ahşaplarla yapılan mobilyalar zemin ve duvar kaplamaları 1. Sınıf işçilikle sunuluyor. Firmanın yıllardır Fransa’ ya ihraç ettiği el boyaması ipekli İkatlar, Kadife İkat ve Patch ler ve tamamen el işlemesi Suzani yastıklar değişik renk ve boyutları ile evlerinize sıcak bir renk katacak. Eski ve yeni el işi bakırlar, rengarenk emaye ürünleri, geçmişi bugüne modernize edilmiş şekilde sunuluyor. Kapılar, Sandıklar ve farklı objelerle çeşitlendirilmiş Antika ürünler evlerinizde geçmişten bu güne bir dokunuş hissi verecek. Anki Home bölgeye yakışan kalitede ve uygun fiyatlı hizmetleriyle sizleri bekliyor. Adres: İstanbul cd. 2. Gümüş sk. G1 Konutları No:4/C Göktürk Tel : 0 212 322 33 34 Eğlenceli, Öğretici, Besleyici 14 Westside Göktürk – Çocuklar için özel ‘kendi Pizzanı kendin yap’ aktiviteli Yaşgünleri ile 2015 de hizmetinizde. Westside Göktürk, butik yaşgünü hizmetleri ile uzun zamandır Göktürklülerin hizmetinde. Şimdi bunu bir adım ileriye götürerek hem eğlenceli hem de öğretici bir faaliyet ile ‘kendi Pizzanı kendin yap’ aktivitesi ile birleştirerek çocukların taze hazırlanmış malzemeler ve pizza hamuru ile kendi pizzalarını hazırlamalarını ve hazırladıkları pizzaları pişirerek yine kendilerinin tadına varmalarına olanak sağlıyoruz. Böylece miniklerimiz Ahçılığa da ilk adımlarını aymış oluyorlar. Anne ve Babalar bu faaliyete katılabildikleri gibi Westside’ın menüsünden seçtikleri farklı lezzetleri de deneyebiliyorlar. Daha fazla bilgi ve yaşgünü planlamanız için bizi arayın. Adres: İstanbul Caddesi, Telekom Sokak Arcadium Çarşısı No:3/7 Göktürk Tel : 0545 - EAT – WEST 0545 - 328 - 9378 Aşk mevsiminde Oleg Cassini imzası Masallardan ilham alan büyüleyici gelinlikler Oleg Cassini’nin gelinlik koleksiyonu masallardan ilham alıyor ve gelinlere büyüleyici bir dünya vadediyor. 3 boyutlu çiçekler, boncuk ve payetlerle işli görkemli modeller, dantelin ikinci bir ten olarak kullanıldığı, tül dekoltelerle süslü dar kesim gelinlikler, prenseslere yaraşır A kesim tül modeller ve tüm 16 bunları tamamlayan farklı duvak ve aksesuar seçenekleri Oleg Cassini’de bulabileceğiniz göz alıcı tasarımlar arasında yer alıyor. Oleg Cassini, yaşamınızın en mutlu gününde mükemmel görünmeniz için her zevke hitap eden yüzlerce gelinlik seçeneği sunuyor. Rüya gibi gelinlere, rüya gibi pırlantalar Atasay koleksiyonlarında… EN ÖZEL ANLARIN, EN IŞILTILI ŞAHİDİ; ATASAY… En özel gününüzde nasıl görünmek istersiniz? O en özel ve heyecanlı günde her kadının hayali rüya gibi bir gelin olmaktır. Çiçekler, ışıklar, müzikler ile adeta bir peri masalına dönüşen düğün gününüzde, kusursuz görüntünüzün başrolü Atasay’ın birbirinden ışıltılı pırlanta tasarımlarıyla kendinizi çok özel ve değerli hissedeceksiniz. 17 EŞSİZ BİR SAHİL DÜĞÜNÜ İÇİN... ‘PALMALIFE BODRUM RESORT & SPA’ Bodrum Yalıkavak Gökçebel mevkiinde yeşil ve mavinin kesiştiği benzersiz doğa manzarası ile en üst seviyede sunulan konfor ve kaliteli hizmetleri bir arada bulabileceğiniz Palmalife Bodrum Resort & Spa; sadece yeni evlenecek çiftler için değil, aynı zamanda misafirleri için de eşsiz bir adres.. Palmalife Bodrum Resort & Spa; muhteşem doğası, engin deniz manzarası, tropik ağaçları, sahile inen yamaçta göz alıcı bitki örtüsü, beyaz kumdan uzun sahili ve tüm bu güzellikleri görebilecek şekilde düğün davetleri de düşünülerek konumlandırılmış 18 deck alanları ile çiftler için hayatlarının bu en özel gününü benzersiz kılıyor. Bodrum Resort & Spa’da ömür boyu hatıralarda kalacak kusursuz bir düğün için otelin alternatif paketlerine göz atmanızda fayda var. Her mevsim ılık bir esintinin eşlik ettiği eşsiz bir doğaya sahip olan Palmalife Bodrum Resort & Spa; bölgeyle uyumlu mimarisi, konaklama ve sunulan hizmetlerde sağlanan maksimum düzeydeki lüks ve konfor arayışı ile kusursuz bir düğün daveti için çiftlerin ihtiyacı olabilecek her türlü ihtiyaca yanıt veriyor. Palmalife Bodrum Resort & Spa’da yıldönümleri geçirmek isteyen çiftler de unutulmadı. Bu özel mekanda yıldönümlerini kutlamak isteyen çiftlere konaklama ve spa uygulamalarında % 20 indirim olanağı sunuluyor. Bodrum Yalıkavak’ın cennet köşesi Gökçebel mevkiindeki Palmalife Rezervasyon ve detaylı bilgi için: T +90 252 396 60 50 "KÜÇÜK BİR KIZKEN, DÜĞÜNÜNÜZÜ NASIL HAYAL EDERDİNİZ?" Four Seasons’da düğün yapmak isteyen bütün gelinler bu soruya hazırlıklı gelmeliler Four Seasons Hotels Istanbul, ister Boğaz kıyısında ister Sultanahmet’in büyüleyici atmosferinde sunduğu farklı mekan alternatifleri ile düğünleri muhteşem bir rüyaya dönüştürüyor. Four Seasons Hotel Sultanahmet, balo salonunda 200 kişilik düğünden; etkileyici manzarası ile A’YA Lounge’da düğün öncesi samimi bir kokteyl davetine kadar her türlü organizasyon için şık alternatifler sunuyor. Four Seasons Hotel Bosphorus, Panoramik deniz manzarası, görkemli balo salonları ve Düğün Bahçesi ile Four Seasons Hotel Bosphorus’da her türlü düğün talebini karşılayacak farklı tarzda ve kapasitelerde salonlar ve dış mekanlar mevcut. Pek çok göz kamaştıran davete ev sahipliği yapan otelde, dışarıdan bakıldığında görülemeyen ve büyüklüğü göz kamaştıran teras, misafirler için tam bir sürpriz... Four Seasons Hotel Bosphorus; Boğaz kıyısındaki kusursuz düğün mekanları, deneyimli İtalyan Şef Sebastiano Spriveri’nin organizasyonun konsepti ve gelin ile damadın tercihlerine göre şekillendirdiği düğün menü seçenekleri, balayı için ayrılmış özel suitleri ve İstanbul’un en gözde Spa merkezi Spa & Hammam’da sunduğu kişiye özel bakım paketleri ile bir gelinin hayal edebileceği en doğru adres... Detaylı bilgi ve menü örnekleri için: 0212 381 40 00, Ziyafet Satış 19 Merkez Mah. Köprübaşı Cad. No 7 Göktürk Eyüp 0212 227 64 25 0542 894 18 95 www.kidscountrypreschool.com [email protected] ÇocuklarDm Instagram/Facebook/ Whats App ve Ben “Dijital Dünyada Çocuklarımızı Korumak” 22 Commodore 64’te kafa ayarı yapmamış olmakla birlikte 5,25 disketlerle Fortran programlama dili öğrenen neslin bir parçası olarak şu an elimdeki bu inanılmaz cihazlara keyifle bakıyorum. Daha da keyifle bakmak isterim ancak bir anne olarak internetin, fotoğraf ve video paylaşımlarının bu kadar yoğun olduğu bir dönemde çocuklarımı korumak beni düşündürüyor. BEĞEN LİKE Çocuklarımızın neyi ne kadar paylaşmaları gerektiği ve dijital dünya kuralları hakkında bilgilendirilmesi gerekli. Gece yatarken kızınıza/oğlunuza iyi geceler dilediniz. Dış kapıları kilitlediniz. Belki de alarmınızı da kurdunuz. Çocuklarınız güvende… Ne yazık ki tüm dünyanın kapıları sonuna kadar açık bir şekilde çocuğunuzun elindeki tablet, PC veya cep telefonunda. Çocuklarımıza yanlışları söylemezsek ancak deneyimleyerek öğrenecekler. Bunun da tehlikesinin boyutunu bilmiyoruz. Dikkatinizi bir konuya daha çekmek isterim. Çocuklarımız e-mail, mesaj, whats app gibi pek çok kanaldan zorbalığa uğruyorlar. Grup içinde bir çocuğa birden fazla kişi zorba yazılar yazıyor. Bunların bir kısmı küfür, bir kısmı çocuğunuzun öz değerini düşürmeyi garantileyen cümleler. Çocuklarınız bunlarla ne kadar baş edebiliyor? Size bu konularda gelip konuşabilmek için ne kadar yakın hissediyor? Elindekini döktüğünde, odasını toplamadığında, yeterince çalışmadığında gereğinden fazla tepki vererek araya set çekmiş biz ebeveynler acaba çocuklarımızın başı derde girdiğinde dertleşebilen ebeveynler miyiz? Çocuklarımıza yapılan bu baskılar, saldırılar üzülerek istenmeyen sonuçlar doğuruyor. Sonuçları siz anladınız… İçimizi karartıp kötü örneklerden bahsetmeyeceğim. Teknoloji /internet hayatımızı her alanda kolaylaştırıyor. (Bu arada Sosyal Bilgiler 4. Sınıf müfredatıyla paralel gidiyorum galiba. Onlarda bu konuyu işliyorlar ☺) Güzel ve daha güvenli bir ortam ve dünya yaratmak hepimizin elinde. Önce kendi çocuklarımızla başlayabiliriz. Hepimiz için iki farklı anlaşma hazırladım. Lütfen bunu ister fotokopi yapın ister bizden orijinali isteyin ama alın ve imzalayın. Ve sonra lütfen uygulayın. Çocuğunuza anlatmanız gereken dijital güvenlik maddelerinin büyük çoğunluğa Çocuğunuz: 1. İsmimi, okulumu, telefonumu, adresimi, kardeşlerimin isimlerini ve diğer kişisel bilgilerimi paylaşmayacağım. 2. Başkasına ait email hesabına izinsiz girmeyeceğim. 3. Instagram, Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerinde bana, aileme veya arkadaşlarımı rahatsız edecek fotoğraflar, paylaşımlar koymayacağım. 4. Arkadaşlarım hakkında hiçbir sosyal paylaşım sitesinde aşağılayıcı kelimeler kullanmayacağım. 5. Gerçek hayatta arkadaşımın yüzüne söyleyemeyeceğim kelimeleri internet ortamında da söylemeyeceğim. 6. Tanımadığım hiçbir kimseyle sosyal paylaşım sitelerinde arkadaş olmayacağım. Beni takip etmesine izin vermeyeceğim. 7. Sosyal paylaşım sitesinde hakkında yazan bilgilerin bazen gerçek olmadığını aklıma getireceğim. 10 yaşında kız çocuğum diyen birinin aslında 40 yaşında bir erkek olabildiğini aklıma getireceğim. 8. İnternette yazılan her bilginin doğru olmadığını unutmayacağım. 9. Annemin, babamın yasakladığı sitelere girmeyeceğim. 10. İnternet ortamında veya cep telefonumdan gelen mesajlarda beni rahatsız eden ne olursa ailemle paylaşacağım. Paylaşmaya utandığım bir şey olursa bir kâğıda yazarak masaya bırakacağım. Onu da yapamazsan ailemin onayladığı teyzem, amcam, öğretmenim gibi bir yetişkine anlatacağım. 11. Bana kötü mesajlar gelir arkadaşlarım kötü kelimeler yazdığında bunun benim suçum olmadığını bileceğim, utanmayacağım ve bir büyüğüme ileteceğim. Biliyorum ki bu tür olayları öğretmenime veya aileme anlatmak İSPİYONLAMAK değil KENDİMİ KORUMAKTIR. 12. Birileri beni “Sakın birine söyleme” diye tehdit ederse bunu hemen ailemle paylaşacağım 13. İnternette kullandığım yazıların, resimlerin mutlaka kaynaklarını belirteceğim. Anne / Baba Olarak: 1- Çocuğum benimle bir konu paylaştığında yargılamadan suçlamadan “Sen de o sitelere girmeseydin” demeden dinleyeceğim. 2- Çocuğumun her yardım talebinde arkasında olacağım. 3- Çocuğuma dijital dünyayı yasaklamadan öte doğru ve güvenli kullanımı konusunda geliştireceğim. 4- Çocuğumla her gün en az 20 dakika göz göze, diz dize elimde cep telefonu karşımda televizyon olmadan ilgileneceğim. (Yasakları anlatmak, doğruları aktarmak, hayat dersleri vermek için değil; sadece onunla beraber vakit geçirebilmek için) Çocuklarımız havuza girerken güvenlikleri için havuzun etrafını düzenleyebiliriz, cankurtaran yerleştirebiliriz. Daha birçok önlem koyabiliriz. Tıpkı dijital dünyadaki kısıtlamalarımız, düzenlemelerimiz gibi. Ama önemli olan onlara nasıl yüzebileceklerini yani digital dünyayı nasıl güvenli kullanabileceklerini öğretmektir. En iyi yüzme öğretmeni de sizsiniz! Sevgilerimle, Işıl Tabağ Leaders Hill Kurucusu İstanbul Cad. Arcadium Life 2 Sitesi K: 2 D: 37 Göktürk Eyüp/İstanbul [email protected] www.leadershill.com Tel: 0212 322 15 30 BU MART LEZZETE ve EĞLENCEYE DOYACAKSINIZ USLA/ Uluslararası Servis ve Lezzet Akademisi Mart ayında lezzet dünyasının gizemini sizler için aralıyor. USLA, Osmanlı Saray Mutfağı’ndan, Asya Mutfağı’na kadar dünya lezzetlerini mutfak tutkunları ile buluşturmaya Mart ayında da devam ediyor. Bu ay USLA’da çikolata yapımından, makarna açmaya, Lübnan mutfağında, değişik pişirme teknikleri ile keyifli anlar geçirebileceğiniz birbirinden farklı lezzetler sizleri bekliyor. Pazar günlerinin de vazgeçilmez olan Pazardan Mutfağa workshop’u ile şefle birlikte pazardan alışverişinizi yapıp istediğiniz yemeği yaratabileceğiniz ve muhteşem sunumlar çıkarabileceğiniz dolu dolu bir günde geçirebilirsiniz. Arçelik’in son teknoloji mutfakları eşsiz lezzetlerinize ev sahipliği yaparken, USLA’nın profesyonel şefleri benzersiz sunum teknikleri ile sofralarınızı renklendirmenin püf noktalarını sizlerle paylaşıyor. Rezervasyon İçin: USLA | 0212 211 87 52 [email protected] 23 Baharın Enerjisini Duvarlarınızda Hissedin kibrID MATERIAL, Alman Extratapete firmasının duvar kağıtları ve bordürleriyle doğayı duvarlarınıza taşıyor. Grafik desenler, dijital baskı ve fotoğraflar kullanılarak hazırlanan modeller, bahar aylarında iç mekanları kişiselleştirmenin en renkli yolu… Yaza mükemmel bir görünümle girin 24 Havanın ısınıp, güneşin kendini gösterdiği günlerde hızlı kilo verme ve daha fit görünme isteği oluşur. Güneş insana kendini iyi hissettirse de tartıda gördüğümüz kilolar kendimizi mutsuz etmeye yetiyor. Kilo vermeyi beceremiyorum, sıkı bir görünüme sahip olamıyorum diyorsanız bu uygulamalar tam size göre! Dr. Ayşegül Saltat Polikliniği doktor ve diyetisyen gözetiminde, vücut şekillendirme, cilt sıkılaştırma, bölgesel incelme ve sellüllit gidermede en gelişmiş çözümler sunuyor. 1965’TEN BERİ İYİ UYKULAR! İDAŞ YATAKTIR, YATAK İDAŞ’TIR. UFUK PERDE DÖŞEMELİK KUMAŞ JALUZİ AHŞAP JALUZİ AHŞAP STOR DİKEY PERDE FANTAZİ TÜL KATLAMALI PERDE UZAKTAN KUMANDALI BAMBU MİNDERİ KOLTUK KILIFI BAZALAR Merkez Mah. Camii Sok. No: 13/2 Göktürk İstanbul Tel: 0212 322 60 30 - 0533 263 83 29 www.gokturkufukperde.com HOME COLLECTION Godiva 2015 Bahar Koleksiyonu Godiva çikolata şefleri 2015 baharını renkli tasarımlar içerisinde yer alan eşsiz Godiva çikolatalarıyla müjdeliyor. Bahar aylarına özel tasarlanan seri Paskalya döneminden ilham alarak hem yetişkinlere hem de çocuklara özel lezzetler sunuyor. Oyuncu Mr. Bunny ile oluşturulan çocuk serisi 15 adet sütlü madlen çikolata dolu teneke kalem kutu içerisinde ya da yumurta sepeti içerisinde sunuluyor. Mr. Bunny pelüş oyuncak, küçük bir tavşan arkadaşı verenkli paskalya çikolata yumurtalarının içine doldurabilmesi için çantasını da beraberinde getiriyor. Yetişkinler için hazırlanan seride ise renkli Paskalya yumurtaları zarif tasarımlarla beğeniye sunuluyor. Godiva’nın bahar dönemine özel koleksiyonu tüm Godiva mağazalarında çikolata severleri bekliyor. ViscoAir ile uyku ortamınızı kişiselleştirin Tarabya’nın lezzet bahçesi açıldı 26 Doğa içinde terapi gibi bir manzarası, ünlü şef Yusuf Şahin'in ellerinden çıkan muhteşem lezzetleriyle doğal yöresel ürünlerin sunulduğu organik pazarıyla Tarabya'nın yeni lezzet bahçesi Tarabya Bahçe yenilenerek açıldı. Organik pazarı, pastane bölümü ve yeni dekorasyonu ile restoran bölümü bu yazın olmazsa olmaz mekanları arasında yer alacak. Tarabya Bahçe bu yazın favori mekanı olmaya aday. Bilgi için: Therapia Garden: (0212) 299 00 61 – 62 Sektörünün teknoloji öncüsü İşbir Yatak’ın ViscoAir yataklarda kullandığı teknoloji ile uyku ortamınızı kişiselleştirebilirsiniz. Baş, bel ve bacak bölgelerinde ayarlanabilir sertlik ve yumuşaklık sevileri ile vücudunuza arzu ettiği konforu ve rahatlığı sunabilirsiniz. Açık hücre teknolojisiyle üretilen viskoelastik malzeme, yatağa yattığınızda ısıya ve basınca duyarlı olarak hareketlenir ve hareketlenme yatak vücudunuzun şekline ve yapısına göre ergonomik hale gelene kadar sürer. Anti-mite, anti-mantar ve anti-bakteriyel özellikli yıkanabilir kılıflıdır. 0 850 840 42 20 G Şifalı bitki ve baharat G Organik aromatik yağlar %100 bitki ekstraları G G Organik kozmetik aktar İstanbul’un Yeni Çekim Merkezi Vue Lounge & Bar Hyatt Regency İstanbul Ataköy OteliVue Lounge & Bar, Türkiye’nin ilk orijinal ceviche barıyla Güney Amerika sıcaklığını İstanbul’a taşıyor. Türkiye’nin ilk orijinal ceviche barıHyatt Regency İstanbul Ataköy Oteli Vue Lounge & Bar’da. Mekan panoramik Marmara Denizi manzarası, özel yapım kokteylleri ve şık ambiyansıyla Resort Town’da yenilenin 28 Geçirdiğiniz yorucu kış döneminin yorgunluğunu yenilendiğiniz bir tatille sonlandırmak için Kastamonu Daday’ın büyülü topraklarında bulunan İksir Resort Town, yenilenmenin reçetesini sizlerle paylaşıyor. Daday, sarı ve karaçam ormanlarıyla, zengin orman bitkileriyle, mahsulünü cömertçe sunduğu ekinleriyle, hayvan çeşitliliğiyle dört mevsim doğanın en güzel yüzünü göstermeye devam ediyor. Oksijen deposu Ballıdağ’ın eteklerinde kurulmuş İksir Resort Town, bölgede bulunan oksijen oranının yüksek olması ile birçok hastalığa da şifa oluyor. kısa sürede İstanbul’un yeni çekim merkezi haline geldi. Vue Lounge & Bar Türkiye’nin ilk orjinal ceviche barıyla misafirlerine Güney Amerika’nın renkli ve sıcak atmosferini yaşatıyor. Daha fazla bilgi için http://istanbulatakoy.regency.hyatt.com adresini ziyaret edebilirsiniz. Canon, EOS ailesinin yeni üyeleri olan EOS 750D ve EOS 760D’yi tanıttı. Her iki model de yeni 24.2 MP sensör ve Canon'un DIGIC 6 görüntü işlemcisinin kullanılmasıyla daha canlı renkler ve net odak sunuyor. Eklenen profesyonel sınıf özellikleriyle EOS 750D ve EOS 760D amatör fotoğrafçıları bir üst sınıfa taşıyacak! CANON, SİZİ BİR ÜST SINIFA TAŞIYACAK! Ergonomik sapı ve Değişken Açılı LCD ekranıyla makineyi her koşulda kolayca kullanabilirsiniz. EOS 760D, kullanışlı bir şekilde yerleştirilen makine kontrolleriyle fotoğrafçıların daha dikkatli ayar yapmalarını sağlar. Canon’un tutkulu fotoğrafçılara yönelik EOS modellerinde genelde mevcut olan ve ayarlar ile görüntülere çabucak erişilip gözden geçirilmesini sağlayan bu kontroller arasında arka Hızlı Kontrol Kadranı, üst LCD panel ve Akıllı Vizör yer alıyor. Paylaşmak çok kolay! Çekimden sonra Wi-Fi ve NFC özelliklerinin sunduğu kolaylık ve hızdan faydalanarak çekimlerinizi hızla ve kolayca sevdiklerinizle ve istediğiniz cihazlarla paylaşabilirsiniz... 29 Tchıbo’dan keyifli kahvaltı sofraları Tchibo, 18 Mart Çarşamba günü tüm Tchibo mağazalarında, Tchibo.com.tr’de ve 444 28 26 numaralı telefonla sipariş hattında satışa çıkacak yeni teması “Keyifli Kahvaltılarda Buluşalım”la her sofraya uygun ürünler sunuyor. Prontotour’da bahar paskalya turlarıyla başlıyor Klişelerin dışında tatil imkanları sunan Prontotour, baharın müjdesini uygun tatil fiyatlarıyla veriyor. Avrupa’nın en renkli dönemlerinden olan Paskalya Bayramı döneminde Prontotour seyahat severler için inanılmaz tur fırsatları sunuyor. Baharın yaklaştığı günlerde Avrupa’nın tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini yaşamanın fırsatı cazip tur fiyatlarıyla sizlerle buluşuyor. Detaylı bilgi için: www.prontotour.com - 444 91 92 Wolfgang Puck’ın restoranı “Spago” artık İstanbul’da 30 Üst üste 21 sene boyunca Oscar ödül törenlerinin resmi partilerini düzenleme başarısı gösteren, iki Michelin yıldızlı dünyaca ünlü şef Wolfgang Puck’ın ikonik restoranı Spago, 9 Mart 2015, Pazartesi günü St. Regis İstanbul’da açıldı. Gastronomi dünyasının öncülerinden biri olarak lider konumunu koruyan; mutfak sanatları, servis ve stil açısından trendleri belirleyen Spago’nun Türkiye’deki ilk restoranı Spago, ünlü şef Wolfgang Puck’ın ‘çiftlikten masaya’ felsefesini yansıtan menüsü ile şehre yepyeni bir lezzet kültürü getiriyor. ETİLER SERA İLE DÜŞSEL BAHÇELERİNİZİ OLUŞTURUN Etiler Sera ve Botanik ithal yerli bitki flora çeşitliliği ile bahçenizin her türlü ihtiyaçlarına cevap veriyor. Firma satış ve peyzaj uygulamalarının yanında Terrarium yani fanus içindeki mini bahçelerle hayalinizdeki bahçeleri sizlere sunuyor. Fidanlıkta farkındalık yaratmak amacıyla toprakla birebir bütünleşmeyi hedefleyen workshop çalışmaları ise yoğun ilgi görüyor. Hafta sonları yetişkinler ve minikler için gerçekleşen workshoplar ile hayalinizdeki minik bahçeyi oluşturmanın keyfine varıyorsunuz. Bize terrarium_garden instagram adresiyle ulaşın UYGULAMALAR İÇ MEKAN DIŞ MEKAN BİTKİLER PEYZAJ BAHÇE BAKIMI AHŞAP VE TOPRAK SAKSI BAHÇE AKSESUARLARI GÜBRE VİTAMİN TOPRAK SATIŞI OTOMATİK SULAMA SİSTEMİ İletişim: Mithatpaşa Mahallesi Selanik Bulvarı No: 1 Kemerburgaz- Eyüp /İstanbul www.etilersera.com Tel: 0 212 360 00 21 Fax:0212 360 00 31 We Play Atölyeleri ile İçinizdeki Yeteneği Keşfedin! We Play, ‘Birlikte Şarkı Söyleyelim’ adı altında gençlik ve çocuk atölyeleri, her yaştan müziksevere rehberlik ediyor. We Play vokal atölyesi; 4 ay (16 haftalık) dönemden oluşuyor ve her dönem sonu dinleti, ses ve nefes çalışmaları, temel müzik çalışmaları ve çok sesli vokal çalışmalarından oluşuyor. We Play Gençlik müzik atölyesi; 14-17 / 18- 24 yaş gruplarına hitap ediyor. Atölye 4 aylik (16 hafta) dönemden oluşuyor ve her dönem sonu dinleti, ses ve nefes çalış- maları, temel müzik çalışmaları ve çok sesli vokal çalışmalarından oluşuyor. We Play Ezgi Ablayla Çocuk atölyesi 7-10 yaş/10-13 yaş gruplarından oluşuyor. 1 aylık dönemlerle açılan atölyelerde ritim, müzik, temel müzik bilgisi ve müzikli oyunlarla eğitim veriliyor. We Play müzik atölyeleri tüm yaş grubundan müzikseverleri bekliyor… İletişim: Sıraselviler Cd. Mercan Apt. No:34 Kat:3 Daire:4 Beyoğlu/İSTANBUL www.weplay.com.tr Tel: 0 (212) 293 98 29 31 “Sokak HayvanlarD Göktürk’te yalnDz Değil” Eyüp Belediyesi sokak hayvanları için seferber oldu Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın, sokak hayvanlarının sorunlarının çözülmesi için Eyüp Belediyesi olarak ürettikleri projeleri Country Life’a anlattı. Sokak hayvanlarının korunması hakkında ne düşünüyorsunuz? 32 Hazırlayan: Faruk Çelik Sokak hayvanları konusu, bizim seçim zamanı sık sık, vatandaşlarımız tarafından iletilen bir konuydu. Bu yüzden bu konuyu özellikle ele aldık. Bize göre bu konu Eyüp’ün ve İstanbul’un, şimdiki ve gelecekteki en önemli sorunlarından bir tanesi. Dolayısıyla hem hayvanlarımız açısından, hem de insanlarımız ve çevre sağlığı açısından önemsenmesi gereken bir konu olduğu için özellikle ele aldık. Bu konu ile ilgili farklı partnerler, kişi ve kurumlarla bir araya gelerek toplantılar yaptık, çalışmalar yaptık ve raporlamalar oluşturuldu. Konuyla ilgili tüm tarafları bir araya getirdik arkadaşlarımız çok detaylı çalışmalar yaptılar. Tüm bunların sonucunda bir eylem planı hazırlandı. Ne yapılması gerektiğini içeren bu eylem planını artık uygulamaya başladık. Bu konunun güvenlik boyutunda adaptasyon boyutuna kadar, çok geniş bir alanda yapılması gereken işlemler, uygulamalar var. Hatta belki Türkiye’de bir ilk yaparak; sokak hayvanları için 4 tane ambulans tahsis ettik; ekipler kurduk; beslenme ve barınma noktaları oluşturduk. Böylece, bize emanet olan varlıkları korumak ve onların sağlıklı bir biçimde yaşamlarını sürdürmelerini sağlamak; varsa çevreye zararları, bu sorunları ortadan kaldırmak için bir sistem oluşturduk. Böylece hayvanlarla insanların olması gerektiği gibi, doğal bir ilişki zemini içerisinde bir yaşam sürmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Bu anlamda belediyemiz çok iddialı. Önümüzdeki süreçte çok daha bu çalışmaların sonuçlarını göreceğiz. Burada bir çağrıda bulunmak istiyorum gönüllülerimize ve hayvan severlere, gelin sizde bu çalışmalarımıza katılın, destek olun. Bu belediyemiz ve vatandaşlarımızın beraber yürüteceği bir süreçtir. Bu konuda herkese kapımız açıktır. “Burada bir çağrıda bulunmak istiyorum gelin sizde bu çalışmalarımıza katılın, destek olun. Bu konuda herkese kapımız açıktır.” “Türkiye’de bir ilk yaparak; sokak hayvanları için 4 tane ambulans tahsis ettik.” Eyüp Belediyesinin sokak hayvanlarıyla ilgili projesini öğrenebilir miyiz? Seçim döneminde karşıma çıkan sorunlardan birisi de sahipsiz köpeklerin barınma ve yemek ihtiyaçlarıydı. Göreve gelmem ile birlikte geniş katılımlı bir çalıştay düzenleyerek sorunun çözümü için harekete geçtik, tespitlerde bulunduk ve şimdi sokak hayvanı için ne yapılması gerekiyorsa i hayata geçirmeye başladık. “Sokak Hayvanları Eyüp’te Yanız Değil” sloganıyla başlayan proje bütün hızıyla devam ediyor. Sokakta kalan sahipsiz hayvanların barınma ve yiyecek ihtiyacını karşılayacak şekilde yapılan bakım üniteleri Eyüp ilçesinin uygun bölgelerine konuluyor. Sağlık İşleri Müdürlüğü’nün Veterinerlik Hizmetleri Birimi tarafından hayata geçirilen projede, beslenme ve barınma noktaları Göktürk, Kemerburgaz ve Ağaçlı kırsalından başlanarak bölge merkezlerine kadar devam ediyor. Beslenme ve barınma üniteleri hayvanların su ve mama ihtiyacını gideriyor. Ekipler her gün üniteleri kontrol ederek sokak hayvanlarının yemek, su ihtiyaçları ve sağlık durumları ile yakından ilgileniyorlar. Proje nasıl ilerliyor? Sağlık İşleri Müdürlüğü’nün Veterinerlik Hizmetleri Birimi tarafından hayata geçirilen projede Öncelikle beslenme noktalarını yerleştirmeye başladılar. Bunların içerisinde eksik yaptıklarımız varsa oynamalar yapıyoruz. Şimdi sipariş edeceğimiz yemek kaplarımızı gelen eleştirileri dikkate alarak yaptık. Şu an yaptığımız çalışmalar küçük beslenme noktaları. Bunların standartları da orman bakanlığı tarafından belirlendi. Önü açık ama yanları 33 “Büyükşehir’in, emniyetin ve jandarmanın desteğiyle orman girişlerine denetleme yapılmasını planlıyoruz.” 34 kapalı beslenme odakları 20 noktada aktif olarak yerleştirildi. Henüz proje başlayalı 20 gün oldu. Özel bir ekip kurduk. Bu ekip o noktalara sürekli mama, su ve temizlik hizmeti verecek. Gönüllüler de bize çok destek veriyor.Bölgedeki hayvanseverlerle birlikte neler yapmamız gerektiği kararını aldık. Ormanlara bırakılan hayvanlarla ilgili ne yapılacak? Kısırlaştırma noktasında tedbirleri almaya çalışıyoruz. Büyükşehirin, emniyetin ve jandarmanın desteğiyle bölge girişlerine denetleme yapılmasını planlıyoruz. Hasdal’daki Rehabilitasyon Merkezi’ndaki kısırlaştırma bölümü gidip hastane olarak, tam donanımlı ambulansımızla birlikte hizmet verecek. Kadromuza da yeni veteriner arkadaşlarımızı kattık. İnsanların hayvanlardan korktuğu noktalardaki hayvanlarımızı toplayıp beslenme odaklarımızı çoğaltıp hayvanlarımızı oraya taşıyacağız. Böylece hayvanlarımız şiddetten uzak yaşayacak. “Kapalı beslenme odakları 20 noktada aktif olarak yerleştirildi.” “Avrupa’daki gibi hayvan sahiplenildiğinde kimlik çıkartılacak ve sahipleri onları bırakamayacak. Biz takipçisi olacağız.” Gönüllülerin ulaşabileceği irtibat numarası: 0 212 440 04 98 www.eyup.bel.tr Gönüllüler size nasıl ulaşabilir? Bir çoğuyla iletişim numaralarımızı paylaştık. Ayrıca aracımızın üzerinde de irtibat numaramız bulunuyor. İleriki zaman için bu konuda hayaliniz nedir? Bizim yapmak istediğimiz sahiplendirme üzerine aslında. 6 bin tane köpeğimiz var, insanlar niçin dışarıdan köpek alsın? Biz düzenlemelerimizi tamamladıktan sonra hayvanlarımızı kimliklendirme ve sahiplendirme aşamasına geçeceğiz. Avrupa’daki gibi hayvan alındığında kimlik çıkartılacak ve sahipleri onları bırakamayacak. Pilot bölge olarak Göktürk’te bu uygulamayı yapacağız. Ayrıca hayvanların tuvaletlerini yaptıktan sonra yönetmelikte olduğu gibi sahipleri çöpe atmak zorunda olacak. Ana caddeye uyarılar yerleştireceğiz. Belki de bakarsınız hayvan zabıtalarımız bile olabilir. İnsanları yanlış yaptıklarında uyarabilir. 35 BAŞKAN REMZİ AYDIN FİDANLIK İÇİN START VERDİ Göktürk Fidanlığı Nisan ayında halka açılıyor Ünlü mimar Hakan Kıran’ın çizdiği proje kapsamında toplan 3 kilometre yaya ve bisiklet yolu ayrıca başlangıç ve bitiş noktalarında çocuk parkının yanında dinlence alanları da bulunacak. Başkan Aydın, projeye tüm Göktürklüler’in sahiplenmesini isteyerek, “ Bu parkurun yapımı için tüm kişi ve kurumları davet ediyorum; Gelin sizin de bir fidanınız olsun” dedi. Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın ile Göktürklüler’in merakla beklediği fidanlık projesinin detaylarını konuştuk. 36 Göktürk fidanlığı çok spekülasyon yapılan bir konuydu. Seçim zamanı, bu konunun önemini çok ciddi şekilde kavramıştık ve daha seçim zamanı Orman Bakanlığı ile yaptığımız çalışmalarda bize tahsis edilmesi ve yürüyüş yapılması konusunda sözünü almıştık. Sonrasında bu süreci devam ettirdik ve protokolümüzü yaptık. Bu konu ile ilgili projelerimizi çizdirmeye başladık. Pro- jemiz son aşamasına geldi ve bitti. Şimdi artık proje uygulama aşamasına geleceğiz. Eyüp’te çok güzel bir yürüyüş ve bisiklet alanı yapılacak ve bunu tüm Göktürklüler’in hizmetine açacağız. Burada bir şey daha var; bu projenin en önemli özelliklerinden biri de bu yürüyüş ve bisiklet parkurunu Göktürk halkı ile Eyüp Belediyesi el ele yapmak istiyor. Arkadaşlarımız bunun hazırlıklarına Nisan ayında halka açılıyor Göktürk Fidanlığı Başkan Yardımcısı Murat Yüksekdağ projenin detaylarını Countrylife'a anlattı başladı. Önümüzdeki günlerde bir kampanya başlatacağız: Bu parkurun yapımı için tüm kişi ve kurumları davet ediyorum; Gelin sizin de bir fidanınız olsun! Sizin de bir harcınız olsun! Göktürklüler’in buraya sahip çıkması adına, sürece tüm Göktürklüler’i katmak istiyoruz. Kampanya çerçevesinde müracaatlarımızı alacağız ve tüm Göktürk halkını, isteyen herkesi bu projenin yapımına katmak istiyoruz. Hep beraber bu projeyi hayata geçirerek, hep birlikte sahip çıkarak, bu imkandan yararlanma adına bir planımız var ve bunu da en yakında zamanda açıklayacağız. Fidanlık projesiyle ilgili son durum nedir? Fidanlık projemiz için seçim öncesi halkımıza verdiğimiz bir sözümüz vardı. Fakat bölge tahsisiyle ilgili sorunlar oldu ve bölge elimize yakın zamanda tahsis edildi. Projeyi Hakan Kıran Mimarlık Grubu üstlendi. Projemizin uygulama kısmı hazırlanıyor. Projeyi bölge halkının bizzat katıldığı, yönettiği ve yaşayacağı bir halde sunmak istedik. Bu yüzden bölge halkınında fikirlerini alarak bir şekil vermeye çalıştık. Alan projemiz zaten 2, 3 ay önce kabul edilmişti. Uygulama projesini açıklayabilir misiniz? Öncelikle yol güzergahı, yani hattın geçtiği yürüme, koşu ve bisiklet bandının geçtiği yol belirlenecek ve inşaat faaliyetleri başlayacak. Uzunluğu 3 kilometre olacak. Aslında projeyi çok uzun yapmak istedik ama arazinin ve ormanın müsaade ettiği alan bu. Elimizdeki fırsatlar ne kadarsa ona göre düzenliyoruz. Ama projemiz geliştirilebilir bir proje. Bir aksımızı serbest bırakacağız ve diğer kurumlarla yapacağımız görüşmeler sonucunda geliştireceğiz. Projemizin peyzaj ve ışıklandırma kısmını halkımızdan gelecek katılımcılarla beraber yapacağız. Böylece bölge halkı da kendi katkısını sunmuş olacak. Aslında ilk aşamada aklımızda kule projemiz vardı. Bölgenin simgesi haline gelecek, yaşayanlara bir takım mesajlar verecek ve yürüyüş bantları kulenin etrafında olacaktı. İlk projemiz böyleydi fakat 90 metrelik yüksekliği orman uygun görmedi. Bir çok fikir vardı kum alanları olmasını istememiz gibi ama orman yine izin vermedi. Projede ses bariyeri, iki yürüyüş bir bisiklet parkuru, çocuk oyun alanları, bisiklet parkı, aletli spor alanları, kaykay sahası, oturma alanları, refleksoloji parkuru, küçük bir 37 Nisan ayında halka açılıyor Göktürk Fidanlığı 38 botanik parka benzeyen ördek evi, gölet, büfeler gibi bir çok alan olacak. İnsanlar bahar geldiğinde buraya gidip yürümek, gezmek isteyecek. Ayrıca beklediğimiz bir dere ıslahı çalışması var. O çalışma bittiğinde yürüyüş parkurumuz da uzayacak. Refleksoloji parkurumuz da uzmanlar tarafından hazırlanacak ve özel taşlarla düzenlenecek. Her yaşta insan gelip yalın ayak yürüyebilecek. Bu parkurunda belli hastalıklara faydaları bulunuyor. Yol boyunca Japon kirazı (Sakura) veya kırmızı yapraklı süs eriği, sınır yolu ve ses perdesi olarak 1500 tane Leylandi ağacı, Ihlamur, Akçaağaç, Mor salkım, Sarı salkım, diş budak, pavlonya gibi fidanlardan ve yüksek ağaçlardan oluşan çok sayıda bitkiler kullanılacak. Peyzaj olarak kullanacağımız süs bitkilerimizi iç kısımlar kullanacağız. Yollarımızda asfalt tarzı malzemeler kullanmayacağız. Doğal toprak sertleştiricisi tarzı malzemeler tercih edeceğiz. Fidanlığımızda her şeyin doğal olmasını istiyoruz. Projenin masraflarını kim karşılayacak? Projenin masraflarını herkes birlikte karşılayacak. Biz duyurularımızı yapacağız kim yardım etmek isterse projeye katkıda bulunacak. Parkurlarımızı bir sponsor firma üstlenecek. Altyapı çalışmaları belediyemiz tarafından yapılacak. Ağaçları ise kim isterse getirebilecek. Proje ne zaman biter? Hedefimiz en geç Nisan ayında bitirmek ama durum sponsorları bulma hızımıza bağlı. Fidanlığımızın ismi ne olacak? Şu an projemize Göktürk Sağlıklı Yaşam Parkuru diye yazıyoruz ama proje bittikten sonra uygun göreceğimiz bir isim verilecek. Göktürk Fidanlığı Nisan ayında halka açılıyor 39 Refleksoloji nedir? Refleksoloji, bugün destekleyici ya da tamamlayıcı tedavi dediğimiz tedaviler arasında yer almaktadır. Refleksoloji sinir noktalarını belirli tekniklerle uyarmanın ortaya elektrokimyasal mesajları çıkardığını bununda nöronların yardımı ile ilgili organı uyardığını savunur. Bunun yanısıra psikolojide özellikle panik atak ve depresyon hastalığının tedavisinde destekleyici olarak uygulanmakta olup, başta Rusya ve Amerika'daki engelliler üzerinde özellikle otistik ve spastik engelli çocuklar ile felçli hastalar olmak üzere birçok engel grubunda ciddi gelişmelerin ortaya çıkması sebep olmuştur. Ayak ve el refleksolojisi belli noktaların manuel uyarılarak vücuttaki sinirlerin ve kan dolaşımının uyarılmasıdır. En yaygın uygulanan ise ayak refleksolojisidir. Stres belki de günümüz insanlarının karşılaştığı en temel sorundur. Bu sorunun sinir sistemimiz üzerindeki etkisi son yıllarda yapılan araştırmalarla kanıtlanmış olup günlük hayatta yaşadığımız birçok sorun buna dayalıdır. Stres kan dolaşımını yavaşlatır refleksoloji ise kan dolaşımını hızlandırarak vücudun besin almasını ve toksin atımını hızlandırır. Refleksoloji yaptıranların bağışıklık sistemlerinin daha iyi çalıştığı özellikle kışın yaşanılan soğuk algınlığı ve grip tarzı hastalıklara daha dirençli oldukları araştırmalarla sabittir. Refleksoloji Tarihi Antik çağda eski Yunan döneminde de Refleksolojiye çok benzeyen manuel terapiler yapılıyordu. Refleksoloji insanlığın ortak mirası olarak günümüzde en etkili destek tedavi olmuştur. Yaklaşık on iki bin yıllık bir geçmişi olan refleksolojinin ilk uygulama yeri geleneksel tıbbın doğuş ve uygulama yeri olan eski Çin ve Mısır'dır. Tarihte İnka ve Çin medeniyeti migren, bel - boyun fıtığı, troid ve mide rahatsızlıkları olmak üzere bütün nörolojik hastalıklarda bu yöntemi uygulamışlardır. Bunun yanısıra refleksoloji terapisinin bireyi günlük stres ve anksiyateden uzaklaştırıp rahatlattığı bilinmektedir. Uygulama Bu yönteme göre ellerimiz ve ayak tabanlarımızda vücudumuzun son bulduğu sinir noktaları mevcuttur. Bir başka deyişle her organın el ve ayak tabanında yansıdığı bir nokta vardır. Örneğin; ayaktaki karaciğer noktasına yapılan refleksoloji uygulaması karaciğeri uyarır. 40 Roma Life Göktürk iletişim: İstanbul Cad. Kartal Sk. G1 Konutları B Blok Zemin Kat No: 3 Göktürk-Eyüp/İstanbul Tel: 0212 322 09 99 Gsm: 0507 259 02 00 GÖKTÜRK’TE AYŞE MİNE’YLE KORO ÇALIŞMALARI BAŞLADI Türk müziğinin duayenlerinden Ayşe Mine Göktürk’te koro çalışmalarına başladı. Eyüp Belediyesi’nin ücretsiz olarak düzenlediği “ Ayşe Mine ile şan dersleri” Göktürk kültür merkezinde 23 kişilik bir katılımcı ile başladı. Katılımdan ve kursa ilgiden çok memnun kaldığını belirten Ayşe Mine, “Müziğin cinsiyeti, yaşı, kilosu, rengi ve milleti yoktur. Evrensel bir dildir. Burada hem öğreneceğiz hem de terapi yapacağız.” Dedi. Eyüp Belediyesi Göktürk Kültür Merkezi’nde her hafta Çarşamba günü 13.00 ila 15.00 saatleri arasında ücretsiz olarak “şan ve şarkı söyleme” dersleri Türk Sanat Müziği sanatçısı Ayşe Mine tarafından verilecek. İlk derste katılımcılar moral depolarken Ayşe Mine söylediği Türk sanat müziği ile izleyenleri taş plak dönemlerine yolculuk yaptırdı. Sanatçı katılımcıların tek tek seslerini dinleyerek, ”Herkesin şarkı söyleyebileceği bir ses yolu vardır. Ben katılımcılarımın hepsine kendi seslerini sevdireceğim.” dedi. 42 NE DEDİLER? Güler Karadaş Koro çalışmaları Göktürk’te çok büyük bir eksiklikti. Özel sanat merkezlerinden talep etmemize rağmen yeterli çoğunluğu sağlayamadıkları için bu çalışma oluşturulamamıştı. Ayşe hanımla çalışmak çok keyifli olacak. Yıllardır Türk Sanat Müziğinde dinlediğimiz birkaç ses var. Kendisi hem jenerasyon olarak bize çok yakın hem de repertuvarıyla. Ayşe hanımın müthiş bir enerjisi var. O’nun enerjisi bize geçti. İlk dersi olmasına rağmen arkadaşların hepsi çok iyiydi müthişti. Böyle güzel bir çalışma için tüm yetkililere teşekkür ediyorum. Rabia Abdik Koroya ilk başta gelmeden önce tereddütlerim vardı nasıl olacak diye. Ancak bugün çok mutlu olduk bir terapi gibi geldi bize koro içimiz sevinçle doldu. Ayşe Karayel Göktürk’te geç kalınmış bir çalışma. Çok da memnun oldum. Pankartta görür görmez geldim kaydımı yaptırdım daha fazla geç kalmamak için. Ayşe Hanım çok ilgili alakalı herkesle tek tek ilgileniyor olması beni ayrıca çok memnun etti. Dostlarımın arasında doğru şarkı söylemek istiyorum. Bunu Ayşe hanımın sayesinde başaracağım sanırım. Reyhan Ak Ben bugün nasıl olacak diye endişeli geldim yapabilecek miyim diye ama çok memnun kaldık. Hocamız çok ilgili burada olmaktan çok mutlu oldum. Belediyemize teşekkür ediyoruz. Didem Küçükateş Böyle bir imkanı bize sağladığı için yetkililere çok teşekkür ediyorum. Ben hep böyle bir koroya katılmak istiyorum ve araştırıyordum ama şehre gitmek güç geliyordu bana. Ama şimdi Göktürk’te evimizin yanında böyle bir imkana sahip olmak gerçekten çok mutluluk verici ve İnanılmaz. Ayşe hanımla eğitim her anlamda çok keyifli. Ayşe hanımın verdiği enerji o kadar güzel ki yani çok rahat bir ders geçti. Lütfen uzun yıllar bu kurs devam etsin bu başlangıç kısa sürmesin. 43 Panomik manzara. İstiklal Harbi Şehitleri Abidesi. Başkan Aydın trende konuklarla tek tek ilgilendi. ”Gel, Ne Olursan Ol Yine Gel“ Eyüp’ten Mevlana’ya günü birlik ziyaret Eyüp Sultan’dan Mevlana’ya Vuslat Yolculuğu’nun ilk seferi gerçekleşti. Eyüp Belediyesi’nce 15 Mart’ta başlatılan kültür gezisinin ilkine Country Life olarak biz de katıldık, seyir esnasında izlenimlerimizi yazdık ve programdan ilginç kareler yakaladık. Yüksek Hızlı Trenle yapılacak yolculuk için sabahın erken saatlerinde Eyüp Sultan’da soluğu aldık. Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın’ın çorba ikramıyla başlayan programa Eyüp Kaymakamı Abdullah Dölek’in yanı sıra Eyüp Müftüsü Dr. Muammer Ayan ile ilçe protokolü ve çok sayıda basın mensubu da katıldı. 44 Yazı: Birsen Çelik Fotoğraf: A. Fatih Çelik Seher vaktinde Eyüb El Ensarı'den hareket edildi. 4 SAAT 15 DAKİKADA KONYA Eyüp Sultan camiinden otobüslerle Pendik’ten Y. Hızlı trene bindik. Yolcuların belki de bir çoğu ilk defa hızlı trene biniyordu. Geziye katılan çocukların birçoğunun gözü ekrandaki kilometre göstergesindeydi. Trende verilen zengin kahvaltı menüsü ve içecek ikramı yolculuğu daha da keyifli hale getirdi. Hızlı tren ancak Bozhöyük güzergahından sonra 250 km surate ulaştı ve bekenen hız hepimizi heyecanlandırmıştı. Konya’ya inince ılıman bir hava bizleri karşıladı. Ve Meram Etli Ekmekte soluğu aldık. Enfes Konya yemekleriyle ağırlandık ve buradan Mevlanayı Mevlana yapan ŞemsI Tebrizi ziyaretine geçtik. Cami ve türbede ziyaretinden sonra İstiklal Harbi Şehitliğine geçerek buradaki savaş yıllarını maketlerle anlatan sergiyi ziyaret etttik. Tacikistan devletinin hediye etmiş olduğu ahşap işlemeli sütun ve tavanlar ise tam bir görsel şölen yaşattı bize. MEVLANAYI ZİYARET Buradan yoğun duygularla yürüme mesafesinde Hazreti Mevlana’ya geçtik. Mevlana’nın “Gel Ne olursan Ol Yine Gel” çağrısına kulak vererek muhteşem türbe ve müzesindeki el yazması eserleri hayranlıkla seyrettik. Kısa alışveriş molasında ise Konya şekeri ve hediyelik eşyalarımızla otobüslerimize bindik ve Karatay Medresi’nin ihtişamlı giriş kapısında (Esmaül Hüsna yazılı) tarihe kısa bir yolculuk yaptık. Selçuklu Çini sanatının eşsiz örnekleriyle süslü Medresenin iç mekanında ne yazık ki bir çok çini çalınmış ve harap edilmişti. Bugünün Tıbbi akademik eğitimin verildiği medresenin ortasındaki havuz ve bahçeyle olan sulama bağlantısı ise mimari bir başarının en büyük örneklerinden Mevlevi Sofrası. olarak karşımızda duruyordu. Karatay’dan demir aldık ve Meram bağlarına geçtik. Mevlana’nın burada Hindistandan gelen talebesi Tavus Baba ile sık sık buluşarak sohbetlerde bulunduğu mekandaki Camii ve türbede dualar yapıldı. Biten ziyaretlerden sonra 18:00 ‘da Konya’dan YHT ile İstanbul’a dönüş yolculuğuna geçtik. Trende gezerek katılımcıların duygularını alan Eyüp Belediye Başkanı Remzi Aydın, burada yaptığı açıklamada tarihi bir güne tanıklık ettiklerini, Eyüp Sultan’dan vuslat yolculuğu projelerinin startını vermekte büyük sevinç duyduğunu söyledi ve “Huzurlu bir yolculuktan sonra tam vaktinde Konyamıza indik. Sayın Valimiz de bize katıldı. Meşhur etli ekmeğimizi de yedik. Şems-i Tebrizi Türbesi ve Mevlana ziyaretlerimizi tamamladık. Ben de ilk defa geldim. İlk defa hızlı trene bindim. Başka ilkler de yaşayacağız sanırım.” dedi. Eyüp Sultan’dan Mevlana’ya Vuslat Yolculuğu’nun ilk seferine katılanlar, ilk kez Yüksek Hızlı Tren ile hayata geçirilen projeyi çok önemli ve değerli bulduklarını belirterek, “İlk kez hızlı trenle böyle bir etkinliğe katıldık. Keyifli bir yolculuk oldu. Hazreti Mevlana’yı ziyaret etmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Konya’ya diyen Mevlana’nın davetine icabet etmiş olduk. Bu güzelliğe vesile olan Eyüp Belediyesi’ne ve Başkan Remzi Aydın’a teşekkür ediyoruz” dediler. Karatay medresesi kapısı. Karatay Medresesi tavan süslemesi. Şehitlik abidesinde savaş yılları maketlerle hikaye ediliyor. Eyüp Belediyesi tarafından Türkiye’de ilk kez organizasyonu yapılan YHT ile Vuslat Yolculuğu’na bugüne kadar 10 binin üzerinde başvuru olurken proje kapsamında her gün 80 Eyüplü Mevlana ile buluşacak. 45 TÜRKİYE’NİN İLK VE TEK ONLİNE ANTRENMAN SİTESİ www.antrenmanyap.com’un kurucusu Mutlu Atlı: “Bu sistem ile koşu, yüzme, bisiklet, triatlon ve fitness programlarımız internet erişimi olan her yerden uygulanabilir.” 46 www.antrenmanyap.com ne zaman ve nasıl kuruldu? Herşey 2009 yılında bilinçli sporu internet üzerinden daha geniş kitlelere yayma isteği ile başladı. Yaklaşık bir yıl süren yazılım ve alt yapı hazırlıkları sonrası, yurtdışında bulunan antrenörlerimiz ile 5 farklı spor branşında hizmet veren Türkiye'nin ilk ve tek online kişiye özel antrenman program sistemini hayata geçirdik. Bu sistem ile koşu, yüzme, bisiklet, triatlon ve fitness branşlarındaki antrenman programlarımızı sporseverlere internet üzerinden ulaştırmaya başladık. Kullanımı oldukça kolay olan bu sistem ile Türkçe bilen herkes, amatöründen profesyoneline, internet erişimi olan her yerden programlarımızı kullanmaya başladı. Yüzlerce antrenman videosu sayesinde gerektiğinde evde de çalışma imkanı sunan sistem ile bugüne kadar binlerce sporsever bilinçli bir program kullanmanın farkını yaşadı ve yaşamaya devam ediyor. En önemlisi ise, bizler her ne kadar internet üzerinden servis veriyor olsak da her zaman kendilerinin yanında olduğumuzu hissettiriyoruz. Call Center'ımız üzerinden bizlere ulaşan sporseverler, istedikleri an ise e-posta ile sorularını bize iletebiliyorlar. Böylece, kendilerinin programa hakimiyetlerine destek olurken de önemli bir motivasyon yaratabiliyoruz. Antrenmanyap'ın uzmanlık alanları nelerdir? Bildiğimiz kadarı ile ülkemizde popüler olan takım sporlarının aksine farklı alanlarda çalışan bir ekipsiniz. Antrenmanyap olarak ilk kurulduğumuz yıldan bu yana çok net bir kararımız var: Türkiye'de bireysel sporlara yatırım yapmak ve kalite anlayışımız ile fark yaratmak! 2015'e geldiğimizde kararımızda ne denli haklı olduğumuzu artık çok net görüyoruz. Bizler, ilk olarak antrenman programlarımız ile 2010'da spor sektörüne girdiğimizde, sokaklarda koşan insan bile görmek çok zordu. Oysa, bugün organizasyonlarımızda binlerce sporseveri ağırlıyoruz. Ekip olarak, gelişim stratejilerimiz içerisinde üç temel uzmanlık alanı üzerinde ilerlemek üzerine yapılandık: Koşu, Yelken ve Golf. 2015'e kadar koşu alanında, aktif yaşam olgusunu da teşvik eden bir çok projeye imza attık. Bu yıl ise, koşu alanındaki etkinliğimizi arttırırken, yelken dünyasında da önemli işlere imza atmaya hazırlanıyoruz. Kalite anlayışımız ve fark yaratacak içeriklerimiz ile denizlerle çevrili ülkemizde yelken sporuna da yoğun destek veriyor olacağız. Ve Uluslararası projeler için ileri vadede gerekli planlamaları yapıyoruz. Organizasyon yapmak, bulmacanın parçalarını kusursuzca birleştirmek gibidir. Ve ekip, her şeyin başında gelir. Sizler organizasyonlarınız için nasıl bir hazırlık dönemi yaşıyorsunuz? Çok güzel bir söz vardır; zincirin en zayıf halkası kadar güçlüsündür! Bu, Antrenmanyap olarak bizim temel görüşlerimizden biridir. Bu sebeple, gerek tedarikçilerimiz gerekse sahada bizimle çalışan genç ekiplerimiz ile sürekli gelişim için çalışmalarda bulunuyoruz. Başarılı olan bir işbirliğini koruyarak, daha da başarılı olması için çaba harcıyoruz. Güvenerek ve birbirimizi tanıyarak uzun vadeli hedefler için beraberce yapılanıyoruz. Özellikle de genç çalışanlarımızı, organizasyonun belirli aşamalarında en kısa sürede en iyi eforu elde etmek için uzmanlaştırarak eğitiyoruz. 2015 yılı içerisinde hangi projeleriniz var? Kısaca bahseder misiniz? 2015'te, yepyeni projelerimiz olduğu gibi, 2014'te ilkini gerçekleştirdiğimiz projelerimizin ikincilerini gerçekleştiriyor olmaktan büyük bir heyecan duyuyoruz. 19 Nisan ve 11 Ekim 2015 tarihlerinde, PUMA markası için IGNITE ISTANBUL koşularını pumaigniteistanbul.com organize edeceğiz ve yüzlerce sporseveri Anadolu yakası sahil yolunda yepyeni bir heyecanın parçası yapacağız. Hemen ardından ise üç günlük eşsiz bir programa sahip Bodrum Global Run 2015 bodrumglobalrun.com organizasyonumuz için 1-2 3 Mayıs tarihlerinde Bodrum'da olacağız. Bu yıl ikincisini düzenleyeceğimiz organizasyonumuzu, Global Ports Holding adına gerçekleştiriyoruz. Ve kendileri ile Bodrum'da başlayan koşu heyecanını 6 Eylül 2015'te Kotor, Montenegro'da devam ettireceğiz. International Global Adria Half Marathon & 10K (globaladriahm.com) organizasyonumuz ile Balkanlarda yeni bir marka olmak adına binlerce sporseveri ağırlayacağız. Mayıs ayında İstanbul'da koşu heyecanına ara vermeden GurmeRUN 2015 gurmerun.com ile devam ediyoruz. Demak Gıda adına ikincisini gerçekleştirdiğimiz projemiz, bu yıl Forestanbul Macera Parkı'nda 24 Mayıs tarihinde gerçekleşecek. Çok özel ikramların, şıklığın ve lezzetin koşu ile birleştiği GurmeRUN için kayıtlarımız yarışma sitesi üzerinden devam etmekte. 2015 projelerimizin devamını görmek ve detaylar hakkında bilgi almak için ise www.antrenmanyap.com sitemizi ziyaret edebilirsiniz. 47 ÇOCUĞUNUZUN PARAYLA İLİŞKİSİNİ DÜZENLEMEK ELİNİZDE 48 Fatma TAŞ (Aile Danışmanı) Ebeveynlerin çocuklarını para konusunda özgüvenli bir şekilde yetişebilmeleri için eğitim vermesi gerekiyor… Para hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Lidyalılar’ın milattan önce keşfedip kullanmaya başladıkları para bugün de devam eden bir sistem. Bu sistemin içinde insanlar yaşamaya devam ediyor. Bizim toplumumuzda kısa süre öncesine kadar ‘önce insanlık’ deniliyordu. Kapitalist sistemin dikte etmesiyle şimdi artık hesap ve para konuşuluyor. Paraya psikolojik boyuttan baktığımızda; güç, enerji, üstünlük, hedeflere gitme, katkı boyutu, paylaşım ve egoları besleyen bir araç olduğunu görürüz. Karşılaştığımız farklı meslek grubuna ait kişilerin çoğunluğu parayı yönetmek konusunda sıkıntıları olduğunu dile getiriyor. Doktorlar, mühendisler, şirket sahipleri, ticaret yapanlar emeklerinin karşılığını rahatlıkla isteyemediğinden yakınıyor. Bu konuyla ilgili çok sıkıntılar yaşadıklarını söylüyorlar. Bir doktor şöyle bir talepte bulunmuştu “Emeğimin karşılığını istemekte çok zorlanıyorum. Bana bu konuda yardımcı olur musunuz?” Doktorun bilinçaltında 7 yaşındayken karşılaştığı şu olay var. Bakkalda alışveriş yaparken komşularından biri ona para veriyor. O da kendisine bir çikolata alıyor. Eve geldiğinde annesi fark ediyor, fiziksel şiddet uyguluyor, babası da para veriyor götürüp geri vermesi için. Bu olaydan sonra para almanın kötü bir şey olduğunu düşünüyor ve büyüyüp meslek sahibi olduğunda bile bunu unutamıyor. Para alamıyor veya isteyemiyor. Yine turizmle ilgilenen bir beyefendi kendisinden para isteyene ‘hayır’ diyemediğini dile getirmişti. “Karşıma gelen kişiye hayır diyemiyorum. Evet demekten gerçekten sıkıldım ve yoruldum” Yaptığımız görüşmelerde bilinçaltına giren kaydın annesiyle ilgili olduğu ortaya çıkmıştı. İlkokuldayken hafta sonu su, ayran satmaya başlıyor. Annesi kazandığı paranın hepsini elinden alıyor. O günden sonra kendisinden başka herkesin paraya ihtiyacı olduğunu düşünmüş ve eline geçen her parayı başkalarına vermiş. Hatta biri için de kredi çekip vermiş. Görüşmelerden sonra çok teşekkür etti: “Hayır demek ne güzelmiş.” Çocukluğunuzu hatırlayın; rahatlıkla parayı babanızdan isteyebiliyor muydunuz? Aracınız anneniz miydi? Ailelerin alışkanlıklarına baktığımızda; “Para alınmaz. Para istemek ayıp. Paranın ne önemi var? Parayı hak etmedim ki, para senin neyine, para kim sen kim, çocuklara para verilmez, para şaşırtıyor” gibi bir bakış açısı olduğunu görüyoruz. Bir delikanlının annesi “Bu çocuk hiç para harcamıyor. İhtiyaçlarını ben alıyorum. Para verirsek bile geri veriyor.” demişti. Anne, bu durumu mem- nuniyetinden anlatıyordu. Benim ilgimi çeken, düşündüren şey ise parayla ilgili olarak bilmeden duvar örmeye başlamış olmasıydı. Delikanlının bilinçaltındaki durumu çözmeye başlayınca ortaya çıktı. Annesinin cüzdanından beş yaşındayken bir miktar para alıyor ve saklıyor. Sonra annesi olayı anlıyor da onu bir gün boyunca aç bırakarak, odaya kapatıyor. Çocuğun beş yaşındaki öğrendiği program; ‘para alırsam cezalandırılırım’ Bu sonucu anneyle paylaştım çok üzüldü. Görüşmelerin sonunda çocuk harçlık almaya ve ihtiyaçlarını kendisi karşılamaya başladı. Ebeveyn olarak çocuklarımıza para konusunda özgüvenli bir şekilde yetişebilmeleri için eğitim vermemiz gerekliliğini göz ardı etmemeliyiz. Para alabilmeyi de verebilmeyi öğretmek gerekiyor. Oyun halinde ticareti öğretmek gerekiyor. Örneğin bir Türk Lirası'na aldığı sakızı 1,5 Türk Lirası'na satmasını istemek gibi. Beş yaşında başlatmak ticareti öğrenmesi, parayı biriktirme, aileyle birlikte harcamayı öğretmek önemli. Altı-yedi yaşlarında okuduğu her kitap için para verip biriktirmesini öğretmek. Biriken parasını nasıl çalıştırması gerektiğini anlatmak. Para akışını öğretmek. İleride kandırılmadan paranın değerini bilerek yaşamasını sağlamak. Parayı yönetmek de önemli bir eğitimdir ve aile içinde başlar. Para Eğitiminde Önemli Noktalar Büyüklerinin bayramlarda ve diğer özel günlerde verdikleri parayı alabileceklerini ve nasıl harcayacaklarını öğretmek gerekiyor. Haftalık harçlık verip, ne yaptığını uzaktan kontrol etmek ve yönlendirmek. Küçük ticaretler yapması için destek vermek Parayı kontrollü harcayabilmesi için sorgulamayı öğretmek “Ben bunu alırsam ne olur” “Ben bunu almazsam ne olur” mantık kurmasına yardımcı olmak. Paranın bir araç olduğunu vurgulamak. On yaşında kız ve erkek çocuklarını tatillerde kısa sürede çalıştırmak. Berber, terzi, kuaför manav, eczane gibi tanıdığımız bir ortamda onlara hayati eğitimi vermek gerekiyor. Hayatı sadece okul başarısı değildir. Önemli olan hayat başarısıdır. Hayatını ve parasını nasıl yönettiğidir. Çocuğunuzun özgüveni sizin verdiğiniz eğitimden ve emeğinizden geçer. Hayatta başarısızlıkları varsa, anne babalar “Nasıl bir yatırım yaptık ki bu sonuçları aldık” diye önce kendimizi sorgulayalım. Sevgiyle kalın. Fatma TAŞ (Aile Danışmanı) www.ilgidanizmanlik.com 0216 567 69 80 50 TARİHİ DEĞİŞTİREN KAZI: GÖBEKLİTEPE Şanlıurfa’da keşfedilen adını ortasındaki göbeğe benzetilen coğrafi yarık şeklinden alan ve kaşifi Prof. Dr. Klaus Schmidt’in ifadesiyle ‘’Buzul Çağı’nın Roma’sı’’ olan Göbeklitepe, insanlık tarihinde yeni sayfalar açtı… 51 GÖBEKLİTEPE TARİHİ DEĞİŞTİREN KAZI: İnsanlığın varoluş serüveninin ne kadar geriye uzandığı sorusuna cevap arayan arkeogların her keşfi, yaşayan Ademoğullarını, ilk insana bir adım daha yakınlaştırıyor. Ancak paradoksal şekilde Adeomoğullarını ilk atasına yakınlaştıran her adım, geçmişi bugünden uzaklaştırıyor. İnsanlığın ve medeniyetin kökleri, sürekli olarak daha geriye çekiliyor... Adnan Erdoğan Özellikle son 50 yılda; Ortadoğu, Mezopotamya ve Anadolu’da yapılan hemen her kazı, birbiri ardına, tarihçileri şaşkına çeviren bulgular ortaya çıkardı. Göbeklitepe bulguları ise tam anlamıyla deprem etkisi yaşattı ve öngörülen tüm tarihi teoriler yerle bir oldu, tarih kitapları yeniden yazılmaya başlandı. Şanlıurfa’nın 22 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Göbeklitepe’de bulunan ve 12 Bin yıl önce inşa edildikleri tespit edilen taş tapınaklar, insanlık tarihinin çözümüne bir adım daha yaklaşıldı denilen geçmişine dair bilmecelere, yenilerini ekledi. T şekilli taşlara işlenmiş sembolik anlatım sistemi, insanlığın medeniyet ve tapınım tarihinin sanılandan çok daha gerilerde olduğunu gösterdi... 52 Adını ortasındaki göbeğe benzetilen coğrafi yarık şeklinden alan ve kaşifi Prof. Dr. Klaus Schmidt’in ifadesiyle ‘’Buzul Çağı’nın Roma’sı’’olan Göbeklitepe, insanlık tarihinde yeni sayfalar açtı ve Anadolu’nun medeniyetlerin önemli kilit taşlarından olduğunu perçinledi. Şanlıurfa, Harran’daki Ay Tanrıçası Sin Tapınağı kalıntısından, İbrahim ve Şuayip peygamberlerin yaşadığı mekanlara kadar pek çok inanç merkezini bünyesinde barındırıyor. Ama Göbeklitepe tapınakları, bu meşhur kutsal mekanların hepsinden daha eski bir dini merkez... Göbeklitepe Keşfinin Öyküsü 1950 yılında Chicago Üniversitesi öğretim üyesi Amerikalı Arkeolog Robert J. Braidwood, Kuzey Mezopotamya’nın Neolotik Yaşama Geçişte Merkezi bölge olabileceğini savunmuştu. Bu tez çerçevesinde; İstanbul Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi ele ele vererek “Güneydoğu Anadolu Tarihöhcesi Araştırmaları Projesi”ni hayata geçirdi. Diyarbakır, Siirt ve Şanlıurfa’da bu proje çerçevesinde yüzey araştırmaları gerçekleştirildi. Prof Schmidt’in Tarihe Katkısı Norşuntepe ve Nevaliçori kazılarının önemli ismi, Erlangen Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Klaus Schmidt’i bu bölgeye yönlenmesi tarihi akışı ters yüz etti. Neolitik Dönemin özgün yerleşim alanlarından Nevaliçori’de, Göbeklitepe benzeri T biçimli taşlardan oluşan bir tapınak keşfeden Prof. Dr. Klaus Schmidt, bu önemli merkezin 1994 yılında Atatürk Barajı sularının altında kalması üzerine Şanlıurfa’ya geliyor ve Topçular Meydanında küçük bir ev tuttu. ‘’Nevaliçori’nin benzeri başka yerleşim alanları da olmalı’’ tezinden hareketle bölgede benzer bulgular arayan Prof. Dr. Klaus Göbekli Tepe’de ilk arkeolojik yüzey araştırması da bu proje çerçevesinde 1963 yılında yapıldı. Bu doğrultuda hazırlanan rapora göre Karaharabe olarak nitelendirilen Göbeklitepe’de, çakmaktaşı alet parçalarının bulunduğu belirlendi. Fakat su alanlarından uzak kaldığı için bu bölgede yerleşim alanı değil sadece mezarlar olabileceğine kanaat getirildi ve kazı yapılmasına gerek görülmedi... İlerleyen yıllarda bu alanda kendilerine bir Schmidt, aradığı kentin Göbeklitepe’de olabileceğini sanıyordu....Burada kazı yapmaya karar verebilmek için araştırma yaparken, Şanlıurfa Müze Müdürü, korumaya alınmış ama sahte muamelesi görmüş heykelleri ona gösterdi. Schmidt, heykellerle karşılaştığında, Göbeklitepe konusunda yanılmadığını anladı ve tepeye arkeojik amaçlı ilk kazma vuruldu Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesinin ortak projesi ile 1995 yılında başlayan Göbeklitepe kazılarda bulunan her parça büyük heyecana neden olurken, 1998 yılından itibaren, Dünyanın gözü Göbeklitepe’ye çevrildi. tarım arazisi oluşturmaya çalışan köylüler, üzeri işaretli taş ve heykel parçaları buldu. Bu heykeller, tepenin bir mezarlıktan çok öte yapılar barındırdığının ilk ipuçları olabilirdi. Heykellerden bir kaçı köylüler tarafından, Şanlıurfa Müzesine teslim edildi... Getirilen eserler müze uzmanları ve arkeologlar tarafından bilinen eserlerle ilintilendirilemediği gibi, taş devrine göre fazla stilize edilmiş olduğundan sahte sanıldı. Her ihtimale karşı, müze deposuna kaldırıldı... Prof Schmidt Önce bir tapınak çıkartıldı ortaya. Sonra hemen yanıbaşında bir diğeri... Jeomanyetik ve georadar sistemleri yeraltında bu tapınaklardan en az 16 daha olduğunu saptadı.... Göbeklitepe’de dünyanın en eski tapınaklarının yanı sıra stilize edilmiş heykeller ve işlemeler bulunması, arkeolog, bilim ve sabat adamlarının Şanlıurfa’ya yönelmesini sağladı. Üstelik sembollerden oluşan bir dil keşfedilme ihtimali, ilgiyi kat be kat artırdı. Bütün dünyanın gözünü Göbeklitepe’ye çeviren Prof Schmidt ise geçtiğimiz temmuz ayında geçirdiği kalp kriziyle hayatını kaybetti. 53 GÖBEKLİTEPE TARİHİ DEĞİŞTİREN KAZI: 54 Göbeklitepe Üsküdar’da Şanlıurfa’da bulunan ve dünya tarihi yeniden yazdırmaya başlayan Göbeklitepe tapınağı tüm yönleriyle Üsküdar’da düzenlenen etkinlikle İstanbullular’la buluştu. Üsküdar Belediyesi Kültür Müdürlüğü’nün “Tarihi Değiştiren Kazılar-1” projesi kapsamında Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan etkinlik büyük ilgi gördü. Dünyanın bilinen en eski tapınaklarının kaşifi Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt’in anıldığı gecede, Şanlıurfa’da keşfedilen Göbeklitepe Tapınakları’nın bilim dünyasının verilerini alt üst eden etkilerine dikkat çekildi. Etkinliğin sunuculuğunu Kurtlar Vadisi yıldızlarından Adnan Erdoğan yaptı. Alman arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt’in eşi olan ve kendisi de arkeolog kimliği ile tarihi keşfin her aşamasında görev alan Çiğdem Köksal-Schmidt, eşinin anısında düzenlenen etkinliğe katkısı bulunanlara teşekkür ederek, Göbeklitepe keşiflerini fotoğraflar eşliğinde anlattı. Tanrıça kültürü Teorisi de Çöktü Yaşar İliksiz ve Adnan Erdoğan’ın Proje Koordinatörlüğünü yürüttüğü Tarihi Değiştiren Kazılar projesinin ilki olan Göbeklitepe etkinliğinde ünlü isimlerin katıldığı bir de panel yapıldı.“Dicle’den Meriç’e, Göbeklitepe’den Yenikapı’ya Tarihi Değiştiren Kazılar” panelinin moderatörlüğünü Arkeoloji ve Sanat Yayınları Yöneticisi arkeolog Nezih Başgelen yaptı. Başgelen “Anadolu’daki her arkeolojik kazı tarihi birer hazine. Bunu dünyaya tanıtmalıyız. Tanımak için de önce kendimiz bu hazinelerin farkına varmalıyız” dedi. Arkeolog Nezih Başgelen, İstanbul Pendik’teki kazılarda ortaya çıkan bulguların Neolotik dönem olduğuna dikkat çekerek, “bu bulgular keşfedildiğinde neolitik kültür tam olarak bilinmediği için bu arkeolojik bulguların önemi fark edilmemişti. Şimdi neolitik dönem şekillendikçe bu bulguların önemi de fark ediliyor” şeklinde konuştu. Duayen arkeolog Prof. Dr. Refik Duru da kazıların tarihi açıdan önemini yorumladı ve “Türkiye coğrafyasının artık cilalı taş devri döneminde merkezi kültür olduğu ortaya çıkıyor. Yeni kazılarda daha önemli bulgular ortaya çıkabilir” diyerek ortaya çıkan eserler üzerinden tarihi çağlara genel bir bakış sunumu yaptı. “Göbeklitepe bulguları bu güne dek bilinen pek çok bilgiyi yeniden gözden geçirmeyi gerektirecek deprem etkisi yaşattı. Bu arada inançların Tanrıça tapınımı ile başladığı teorisi de çöktü. Göbeklitepe’nin deprem etkisi yaşatan yönlerinden biri de kendisinden sonra bulunan eserden daha gelişmiş bir uygarlığın eseri olmasıdır. Örneğin daha sonraki yıllara ait olan M.Ö. 7 Binli yıllardaki Çatalhöyük medeiyeti bu kadar ileri değil hatta pek çok açıdan daha geri. Göbeklitepe bu yönü ile dünya tarihini değiştiren önem arz ediyor” şeklinde konuştu. Gazeteci-yazar Mehmet Ali Bulut ise panelde Dinler Tarihi açısından arkeolojik bulguların öneminden bahsedecek, “Daha önceki kazılar, tahrif edilmiş kutsal kitaplar üzerinden dizayn edilen tarihi çökertirken Göbeklitepe de bilim adamlarının şekillendirmeye çalıştığı tezleri çökertmiştir. Artık tahrif edilmiş kutsal kitaplar ve doğruluğu ispatlanmamış bilimsel kılıflı teoriler üzerinden tarih yazılamaz. Göbeklitepe insanlığın gerçek tarihine ulaşabilmesi için ilahiyatçılar ve bilim adamları için önemli bir fırsattır” dedi. Etkinlikte katılımcılara gösterilen “Burası Göbekli Tepe” belgeseli de büyük ilgi çekti. Panel sonrası Göbeklitepe’nin hiç bilinmeyen görüntülerinin de yer aldığı ‘Dünden Bugüne Göbeklitepe’ fotoğraf sergisi vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gördü. BAHÇENİZ BAHARA HAZIR MI? Sert rüzgârlar, kar yağışı ve uzun yıllardır görmediğimiz düşük sıcaklıkları yaşadığımız kış günleri bitmek üzere. Bahçelerimizde birçok ağaç yada çalıların formları bozuldu, devrildi yada dalları kırıldı. Çim alanlarımız hasar gördü. Bu baharda diğer baharlardan daha fazla iş var bahçelerde… Çim alanlar için; rutin işler dışında, çimin havalandırılması ve bilinçsiz gübrelemenin etkisini azaltmak için PH düzenleyici ürünleri kullanabiliriz. Ara ekim yapılacak alanlar için tohum ekimi bu dönemde yapılmalıdır. Ağaç çalı ve çok yıllık bitkiler için; kış döneminde hasar gören dallar doğru bir şekilde budanmalı, rüzgar yada kar nedeniyle dengesi bozulan ağaçlar doğru bir şekilde hereklenmeli, form budaması yapılacak olanların yine bu dönemde budanarak çapalama işlemi yapılmalıdır. Bahçenizde Mayıs ayından itibaren yaz boyunca rengarenk bir görünüm isterseniz yazlık soğan/yumrulu bitkileri de bu dönemde dikmeliyiz. Mart’ın ikinci yarısından itibaren havaların ısınmasıyla zararlıların da doğada yerini almaya başlayacağını unutmayınız. Bu nedenle Mart sonu itibarıyla hem çim alanlarda hem de ağaç-çalılarda ilk ilaçlamanın yapılması gereklidir. Doğayla içiçe keyifli bir bahar dileriz. Peyzaj Mimarı Hülya Furundaoturan Zekeriyaköy, Kilyos Yolu Uzunçayır Mevkii Tel:+90 532 163 2629 www.punicapeyzaj.com 55 BAHÇELERİNİZE SOĞANLI BİTKİLERLE RENK KATIN Bahçelerin tekrar uyandığı bu dönemde; Hepimiz bahçelerimize renk katarak biraz olsun Kışın kasvetinden uzaklaşmaya çalışıyoruz. Özellikle soğanlı bitkiler renkleri ve estetik yapılarıyla yer aldıkları bahçelerde ayrı bir atmosfer yaratıyorlar. Bahçelerde soğanlı bitki kullanmak demek ciddi bir bahçe kültürüne sahip olmayı gerektirir. Bahçenin çeşitli bölümlerinde yaratacağınız renk köşeleri çeşitlilik ve estetik katacaktır. Bizim şu an gördüğümüz renkler için Sonbaharda dikimlerimizi yapmış olmamız gerekiyordu. Ama şimdi de bu nefis renkleri saksı şeklinde fidanlıklardan ve yapı marketlerinden temin edebiliriz. 56 NERGİS (Narcissus) Nergisler şüphesiz soğanlı bitkilerin en tanınmış üyelerinden biridir. Yetiştirilmesi çok kolaydır. Soğanları bir kere dikildikten sonra topraktan çıkarılmaz. Yıldan yıla çoğalarak olduğu yerde yayılır. Nergislerin ana rengi sarı olmakla beraber beyaz, portakal rengi veya iki renkli olanları da vardır. Çiçeklerin farklı boyut ve biçimlerde, kokulu ve kokusuz çeşitleri bulunur. Nergisler normal bahçe toprağında, güneşte veya hafif gölgede yetişebilir. Soğanlar Eylül başlarında 10-15 cm. derinliğinde dikilir. Çiçekler cinsine göre Şubat ve Nisan arasında açar. Bitkinin yaprakları kuruyana kadar kesilmemelidir. SÜSEN (İris) 300’e yakın farklı türü vardır. Kış sonundan itibaren çiçeklenmeye başlar. Mayıs, en çiçekli dönemidir. Kök, sap ve yumrularını ayırarak çoğaltabilirsiniz. Yavru süsenler ilk sene çiçek vermez. İkinci yaşında size mor, sarı ya da beyaz çiçekler hediye eder. Geçirgen, hafif kumlu ve kireçli topraklar onun için idealdir. Bahçenizin güneş ya da yarı gölge bir bölümüne diker- seniz mutlu olur. Fazla nemden hoşlanmaz. Kontrollü olarak sulama yapın. Kaya bahçelerinde oldukça şık görünür. ÜZÜM SÜMBÜLÜ (Muscari) SÜMBÜL (Hyacintus) Hepimizin çok yakından tanıdığı soğanlı bitkilerin başında Lale gelir. Lale Osmanlı’ya bir devrin adını verecek kadar tarihimizde ve artık günümüzde de hayatımızda da yer almaktadır. Lale dışında da kullanabileceğimiz ülkemiz florasında yetişen yaklaşık 120 çeşit çiçek soğanı vardır. Bunlardan en çok bahçelerimize taşıdığımız ve kullanabileceğimiz bazı türlerle ilgili şöyle bir hatırlatma yapmak istersek aklımıza gelen bazıları; Mimar /peyzaj danışman Begüm Eryılmaz 0 532 336 13 12 Şahkulu Mah. Serdarı Ekrem Sok. No:17 K:3 D:4 Galata - Beyoğlu – İSTANBUL www.bgmtasarim.com [email protected] Zarafeti ve güzel kokusuyla eskiden beri şiirlere, şarkılara konu olan sümbüller geleneksel çiçeklerimizdendir. Ülkemizde tabii olarak bulunan bu çiçek zamanla Avrupa'ya götürülmüş, özellikle Hollanda'lı çiçekçiler tarafından aşılanarak pek çok çeşidi elde edilmiştir. Tabii sümbüller uçuk pembe, mavi ve beyaz renklerde, yalınkat olur. Ağır ve tatlı bir kokusu vardır. Dikildiği yerde sürekli çoğalır ve yetiştirilmesi kolaydır. Hollanda sümbülleri ise çok zengin renklere sahiptir. Çiçekleri kalın bir sapın çevresinde katmerli ve çok sayıdadır. Cinsine göre ağır veya hafif kokulu olabilir. Sümbül soğanları Eylül-Ekim aylarında iyi gübrelenmiş toprağa 15 cm. derinlik ve 20-30 cm. aralıklarla dikilir. Tabii sümbüller Mart-Nisan, Hollanda sümbülleri ise Nisan-Mayıs aylarında açar. Soğanları topraktan çıkarmaya gerek yoktur. GİRİT LALESİ (Ranunculus) Girit lalesi pençe adı verilen köklerden yetiştirilir. Gösterişli çiçekleri suda uzun süre dayanır. Ayrıca sevilen bir bahçe çiçeğidir. Pençeler Mart ayında güneşli bir yere 5 cm. derinlik ve 15 cm. aralıklarla dikilir. Mayıs ve Haziran'da açar. Bitki kuruduktan sonra pençeler topraktan çıkarılıp kuru kum içinde saklanmalıdır. Anadolu'da, çayırlarda tabii olarak yetişir. Boyu 15-20 cm., çiçekleri genelde mor olmakla beraber,sarı ve beyaz çeşitleri de vardır. Katmerli olanları çok güzeldir. Kolay yetişir. Zamanla çoğalır. Diğer gösterişli çiçeklerin arasında güzel bir zemin oluşturabilir. Çim alanlara dikilebilir. Soğanları Eylül-Ekim aylarında, 7,5 cm. derinlik, 10 cm. aralıklarla dikilir. Mart-mayıs aylarında çiçeklenir. Güneşi sever. Soğanları topraktan çıkarmak gerekmez. ŞAH TACI (Fritillaria) Doğu Anadolu bölgesinde tabii olarak bulunan bu bitki eskiden beri bahçelerimizde yetiştirilir. Soğanları oldukça iri ve keskin kokuludur. Bu özelliğiyle bahçeden yılan ve fareleri uzak tuttuğuna inanılır. İki cinsi vardır. Sarı veya portakal renkli Şah tacı toplu halde, aşağı doğru sarkan çiçeklere sahiptir. Boyu 50-75 cm.uzayabilir. Hafif desenli mor veya beyaz çiçekli diğer cins daha kısa boylu olup çiçekleri tek tek açar. Hafif gölge ve drenajı iyi toprakları sever. Toprak iyi işlenmiş ve gübreli olmalıdır. Soğanlar Eylül ve Kasım ayları arasında 25-30 cm. derinlik, 30-45 cm. aralıklarla dikilir. Nisan ayında çiçeklenir. Soğanlar topraktan çıkarılmaz. Toprağına her yıl az miktarda yanmış gübre konur. Bunlar Baharda çiçek açan türlerin başında gelirler. Çiçek soğanları 4 mevsim bahçede çiçek zevkini yaratan ender türlerdendir. Ama Nasıl bahardakileri görmek için sonbahardan bir dikim hazırlığı yapıyorsak aynı şekilde sonbahar ve kış soğanları için de hazırlıkları önceden tamamlamış olmamız gerekir. 57 Kurucu Ortak /Mimar Sizi kısaca tanıyalım? 1973 doğumluyum, Mimar Sinan Üniversitesi mimarlık fakültesi mimarlık bölümü mezunuyum. Evliyim, 17 yaşında bir oğlum 2 yaşında bir kızım var, 4 yılı aşkın bir süredir Göktürk’te yaşıyoruz ve 4 aydır mimarlık ofisimizde Göktürk’te hizmet veriyor. Trafikte kaybolan zaman ve enerjiyi tasarımlara kanalize etmek pozitif etkiler yarattı diye düşünüyorum. Mesleğinizde hoşlandığınız yönler nelerdir? İç mimari ve mimari projeler yapıyoruz. Uygulama projeleri bana bağlı ve bu çok daha yorucu ve yıpratıcı bir süreç. Bu süreci çok iyi organize etmek ve yönetmek gerekiyor. Sahada detayları ve problemleri çözümlemek bilgi birikimi ve tecrübe gerektiriyor. Tasarladığımız projeleri hayata geçirebilmek bu işin en keyifli kısmı gibi. Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizden bahseder misiniz? Astronot olmayı hayal ederdim, yoğun iş temposundan vakit ayırabildiğim ilk fırsatta uçma hayalimi gerçekleştirebilmek adına hususi pilot lisansı almak planlarım arasında… Yakın gelecekte uzay turizmi başlayacak katılmayı isterim. Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar? Şu sıralar Göktürk’te en çok gittiğim ve keyif aldığım yer Neo Vista Çarsı’daki Meatinn the Steakhouse. Çarşının mimari havası ve mekanların sinerjisi keyif verici. Onun dışında oğlumla maç izlemeye Bizz Pub’a ya da North Shield’e gidiyorum. 58 İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız nasıldır? Ofis Göktürk’te olsa da gün için de hareket halinde oluyorum ve çoğunlukla Göktürk dışındayım. Meslek gereği ve kendi işimizi yapıyor olmamızdan dolayı aslında günler çok SUAT GÜR hızlı geçiyor. Belki de bu hızlı tempo arasında bazı şeyleri ıskalamamak adına Göktürk’e taşındık. Seyahati çok seviyoruz bu neden ile enerjimizi daha çok bu yönde programlamaya çalışırız. Kızımız aramıza katıldıktan sonra çocuklar ile vakit geçirmek daha çok ön planda oldu. Onlar ile sergi, sinema, tiyatro ve konserlere katılmaya özen gösteriyoruz. Oğlumla ve arkadaşlarımız ile basket oynayıp maçlara gidiyoruz. Hobileriniz nelerdir? Şu an için hobim var ve zaman ayırıyorum diyemem ama uzay, astronotlar, uçaklar ve uçmak ile ilgili gündemi ve yenilikleri takip ediyorum En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz sinema filmi? ‘Bir saniye sonra’ William R.Forstchen; oğlumla izlediğim The Hobbit 3, The battle of the five armies. Hayat felsefenizi 3 kelime ile özetlerseniz? Sevgi, hoşgörü, samimiyet… Sosyal medya ile ilişkiniz hangi boyutlarda iyi bir kullanıcı mısınız? Sosyal medya bireysel ve mesleki olarak hayatımızda. Gazete ve haberlerden daha çok insanlar sosyal medyadan gündemi takip eder oldular ve bu durum hızla da yaygınlaşıyor ve hayatın her alanında büyük yer tutuyor. 1991 Haydarpaşa Anadolu teknik elektronik bölümü mezunuyum. Bu neden ile teknoloji ile aram iyidir. Dolayısı ile büyük bir alana yayılan ve teknolojinin getirisi olan sosyal medyayı takip ediyorum. İlerisi için hedefleriniz? Mimar olarak, kısıtlayıcılar ve sınırlayıcılar olmadan, tasarladığım projemi hayata geçirebilmek… SUAT GÜR Vogue Architects BANU GÜR Sizi kısaca tanıyalım? 1973 doğumluyum, Mimar Sinan Üniversitesi mimarlık fakültesi şehir planlama 1995 mezunuyum, aynı üniversitede başladığım yüksek lisans eğitimimin bir bölümünü London South Bank University’de tamamladım. Evliyim, 17 yaşında bir oğlum 2 yaşında bir kızım var, 4 yılı aşkın bir süredir Göktürk’te yaşıyoruz ve 4 aydır mimarlık ofisimizde artık Göktürk’te. BANU GÜR Mesleğinizde hoşlandığınız yönler nelerdir? Ağırlıklı olarak iç mimari ve mimari projeler üzerine çalışıyoruz, mekan tasarımları, projelerin hazırlanması ve hayalinizdekilerin gerçeğe dönüşmesi keyif verici oluyor. Dinamik bir yapıya sahip, her proje sürecinde ve sonucunda yeni bir şeyler öğrenmiş, yeni yerler tanımış oluyorsunuz. İnsanlar gibi hepimiz birbirimize benziyoruz ama aslında birbirimizden de çok farklıyız, hiç biri birinin aynısı değil. Projelerde öyle her biri kendine özgü ruha sahip. Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizden bahseder misiniz? Bilim adamı olmayı ve buluşlar yapmayı hayal ederdim, insanlığa faydalı olan her şey her zaman ilgimi çekmiştir. Ama üniversite ile hayaller daha farklı şekillendi. Kendisi ile barışık ve iç dünyasında huzurlu bir insan olabilmek çocukluğumdan beri farkında olduğum asıl hedefti. Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar? Göktürk’e taşınma sebebimizin basında doğa ile baş başa kalmak vardı, o yüzden iş dışında mümkün oldukça doğada olmayı tercih ediyoruz ama her geçen gün de keyifli güzel mekanlar açılıyor. Neo Vista ve Arcadium Çarşı’daki mekanlarda vakit geçirmeyi seviyorum. İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız nasıldır? Kendi işinizi yapınca aslında iş dışında diye bir durum olamıyor sanki, bu ayrıma ne kadar özen göstermeye çalışsam da bir şekilde her zaman benim bir parçam olmuş gibi hissediyorum. Yaptığım her şey de düşüncelerimde bile olsa işim ile bağlantılı bir Vogue Architects Kurucu Ortak / Şehir Planlamacı nokta oluyor. Seyahati çok seviyoruz bu neden ile enerjimizi daha çok bu yönde programlamaya çalışırız. Kızımız aramıza katıldıktan sonra çocuklar ile vakit geçirmek daha çok ön planda oldu. Onlar ile sergi, sinema, tiyatro ve konserlere katılmaya özen gösteriyoruz. Hobileriniz nelerdir? Hobim işim olamıyorsa, işim hobim olsun diye düşünenlerdenim sanırım. İç mimari ve tasarımlar ile ilgili dergi, blog, yayınları takip ediyorum, bu bana keyif veriyor. Son zamanlarda gastronomi ilgimi çekmeye başladı ve bu konuda geniş çaplı araştırmalarım ve girişimlerim oldu. En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz sinema filmi Doğan Cüceloğlu “Mış gibi” yetişkinler yetişkin çocuklar; Birdman. Hayat felsefenizi 3 kelime ile özetlerseniz Sakinlik, sevgi, hoşgörü… Sosyal medya ile ilişkiniz hangi boyutlarda iyi bir kullanıcı mısınız? Sosyal medyadan uzak değilim, ancak bir ara sanki gerçek işim buymuş gibi olmaya başlamıştı, yoğun bir mesai gerektiriyor, tabi hemen önlem aldım, gerçekten nasıl ve hangi dozda kullanıldığına bağlı olarak hayatınızı tamamen sizden çalan bir bağımlığa dönüşebilecek ama olmaz ise olmaz bir “gerçek” sosyal medya. O kadar çok kanal var ki hepsine günde bir saat ayırıyor olsanız, hayatınızda başka bir şey kalmayabilir. O yüzden elemeler yaptım, insanın yeteneklerinin ortaya çıkması için biraz canının sıkılması gerekir derler. O kadar çok oyalayıcı, dikkat dağıtıcı kanal arasında günlük koşuşturmada canı sıkılmayan ve yeteneklerini keşfedemeyen çocuklar hızla artıyor artık. İlerisi için hedefleriniz? Sıcacık bir atmosferde, dostane sohbetlerin yapıldığı, evimizin konforunda, butik bir mekan ile Göktürklüler ile buluştuk. Neo Vista Çarşı’da hayata geçen Meatinn The Steakhouse. Yakın zaman hedeflerim arasında bu mekanı sevilen ve yaşanan bir hale getirmek var. 59 AYLİN ÖZUZUN Sizi kısaca tanıyalım? 35 yaşında bekarım. Üniversitede bölümüm iktisat idi. Ancak sigortacılığı meslek olarak seçtim. Sigortacılığa 2001 yılında Genel Müdürlük bünyesinde başladım. Uzun yıllar bireysel ve kurumsal sigorta pazarlamasının tüm süreçlerinde görev aldım. İki yıl önce ev arayışlarım beni Göktürk ile tanıştırdı. Önce evimi taşıdım. Bir yıl sonra kendi sigorta acenteliğimin gündeme gelmesi ile birlikte, acenteliğimi de buraya açmaya karar verdim. Artık zamanımın büyük çoğunluğu Göktürk’te geçiyor diyebilirim. Meslekte hoşlandığınız yönler nelerdir? İşimin bana özgür ve kocaman bir dünya sunduğuna inanıyorum. Harekete müsait, yeniliğe ve yaratıcılığa fırsat veren, insan ilişkilerinde fırsat verebilen, bilgi edinmek ve bilgiyi paylaşma ortamını sağlayabildiğim, maddi ve manevi olarak beslendiğim severek yaptığım bir işim var. Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizde bahseder misiniz? Hayal kelimesi biraz uzak benden. Mantığıyla hareket eden gerçekleri görmeye çalışan ve hatta gösteren bir yapım vardır. Ancak şöyle ilginç anılarım var. Küçük iken, üst mahallemizde daha fazla yaşıtım çocuklar vardı. Onların birlikte oyunlar oynadıklarını görünce bizde bu mahallede otursaydık diye içimden geçirmişimdir ve bir süre sonra o mahalleye taşındık☺ Bunun gibi tamamen saf, içten ve anlık aklımdan geçişler zamanla gerçekleşmiştir. 60 Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar? Göktürk’ü sevdiğim için her ay ayrı bir güzel gelir bana. Yeni açılan yerleri hem deneyimlemek hem de destek olmak için gitmeye özen gösteriyorum. Bigchef, Balıkçı, Sturbucks’a gitmeyi severim. Ancak ofise yakın olan ve hızlı servis aldığım Fırın İstanbul ve Cafe Kemer en sık uğradığım yerler arasındadır. İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız nasıldır? Haftada 4 gün en az 1-1,5 saat spor yaparım. Özel ve iş çevremde davet ve etkinliklere katılırım. Hafta içi yoğun iş programım olduğu için genelde evdeyimdir. İstanbul’da vakit geçirmekten ziyade hafta sonlarını ve uzun bayram tatillerini değerlendirip seyahatler yaparım. Hobileriniz neler? Yazın sörf, Kışın snowboard yaparım. Motosiklete binerim. Aynı zamanda basketbol masa hakemiyim. Küçük yaşlardan beri hem okul takımında, hem kulüpte oynadım. İş hayatına geçince basketbolun mutfağında olmayı istedim. Buraya taşınınca o taraf aksadı tabi.. En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz sinema filmi? En son Robert T. KIYOSAKİ Nakit Akışı’nı okudum. Sinemaya pek gitmem. Fırsat bulunca tiyatroya gitmeyi severim. En son İstanbul Devlet tiyatrosunun Profesyonel adlı oyununa gittim. Sosyal medyayla ilişkiniz hangi boyutlarda iyi bir kullanıcı mısınız? Sosyal medyada, facebook, instagram, twitter da varım. Aktif kullanıcı olma yolundayım. İlerisi için hedefleriniz? Öncelikle sağlık, huzur, aynı güç ve enerji ile işimi hayatımı sürdürmek isterim. Belli bir rahatlığa kavuşayım güncel koşuşturmalarımı da, kendi projelerimi hayata geçirmek ve mevcut sosyal projelerde etkin rol almak için yapayım isterim. AYLİN ÖZUZUN SİGORTA RİSK YÖNETİCİSİ Doç. Dr. Ahmet Sönmez Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı ESTETİK YÜZ CERRAHİSİ Aynaya baktığımızda ilk fark edilen yaşlanma belirtileri genelde otuzlu yaşlarda ortaya çıkan, alındaki ve göz çevresindeki kırışıklıklardır. Bunu, kırklı yaşlara gelindiğinde göz kapaklarındaki sarkmalar ve torbalanmalar takip eder. Ellili yaşlarda yanaklar aşağıya sarkar, boyunda fazladan katlantılar ortaya çıkar. Bu belirtiler tabii ki herkeste aynı zaman diliminde ortaya çıkmaz. Genetik özelliklerimiz, sigara içme alışkanlığı, güneşe maruz kalma, solaryum ve beslenme alışkanlıklarımız yukarıda belirttiğimiz yaşlanma belirtilerinin başladığı zaman dilimini etkiler. Yüzünde yaşlanma belirtileri başlayan bir hasta eğer bundan rahatsızsa ve müdahale istiyorsa otuzlu yaşlarından itibaren bize gelebilir. Yüz ameliyatları için üst yaş sınırından da bahsedilemez. Sağlığı elveriyorsa seksen yaşında da ameliyat olan hastalarımız vardır. İlk yaşlanma belirtileri alın ve göz çevresinden başladığı için öncelikle bu bölümden bahsetmek yerinde olacaktır. Alındaki kırışıklıkları gidermek, düşük kaşları yukarı kaldırmak için günümüzde en sık kullanılan cerrahi yöntem saçlı deri içinden yapılan küçük kesilerle girerek alnı ve kaşları germe işlemidir. Böyle bir ameliyat ortalama bir saat sürer ve hasta 2-3 gün içinde günlük aktivitelerine dönecek duruma gelir. Üst göz kapağındaki sarkıklık ve torbalanmalar lokal anestezi ile yaklaşık 45 dakikada giderilebilir. Kaş asma ile üst göz kapağı estetiği birlikte uygulandığında hastanın yorgun ifadesini dinamikleştirmek mümkün hale gelir. Alt göz kapağındaki torbalanmalar ve gevşeklik için hastanın mevcut yağ dokusunun çıkartılmadan yeniden şekillendirildiği ve göz kapağıyla birlikte yanakların da gerdirildiği orta yüz germe ameliyatı daha kalıcı sonuçlar veriyor. Biraz daha ileri yaş grubunda iseniz, eğer yanaklar ve boyunda da problem varsa, ayna karşısına geçip yanaklarınızı gerdirerek nasıl göründüğünüze bakıyorsanız yüz germe ameliyatından fayda görebilirsiniz. Yüz germe ameliyatı ile; • Yüzün orta kısmında ve yanaklarda meydana gelen sarkmalar • Burun ve ağız kenarındaki derin çukurlar • Çene seviyesinde ve çene altında ortaya çıkan fazla deri ve sarkıklıklar • Gerdan oluşumu ve boyunda oluşan gevşeklikler giderilebilir. Klasik bir yüz germe ameliyatında sadece sarkmış deri gerilmez. Derinin altında yüze formunu veren dokuların da şekillendirilmesi en az deri kadar önemlidir. Zannedilenin aksine yüz germe ameliyatı ağrılı değildir. Bir hafta içinde dikişler alınır ve ameliyata bağlı şişlikler önemli ölçüde geçer. Sonrasında hastanın iş ve sosyal hayatına dönmesi hızla gerçekleşir. Ameliyat öncesi bilmeniz gereken en önemli konu: Öncelikle ayna karsısında yüzünüzün hangi özelliklerinden memnun olmadığınızı kendi başınıza tespit etmenizde büyük yarar vardır. Plastik cerrahınızla görüşmenizde bunları belirtmeniz büyük kolaylık sağlar. Yüzün; alın, göz çevreleri, burun, yanaklar, ağız çevresi ve çene kısmından oluşan bir bütün olduğunu unutmamak gerekir. Buna bir de yakın komşulukta bulunan boyun bölgesi de eklenmelidir. Yaşlanma tüm bu dokuları birlikte etkileyen bir süreçtir. Bazen bir bölge daha çok etkilenmiş olabilir ve sadece bu bölgeye yönelik müdahale isteyebilirsiniz. Ancak istediğiniz bu bölge müdahaleden sonra 10–15 sene önceki hallerine gelince bu sefer yüzün diğer kısımlarıyla uyumlu olmayan bir görünüm oluşturabilir. Doktorunuz, en doğal ifadeyi koruyarak sizi genç göstermek için gerekli önerilerde bulunacaktır. Doç. Dr. Ahmet Sönmez Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Polat Tower Residence No: 447, Fulya T: 0212 266 73 00 www.drahmetsonmez.com 61 Hazırlayan: Birsen Çelik TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN ”GÖKTÜRK FİDANLIĞINDA BOTANİK PARK PROJESİNİ HAYATA GEÇİRMEK İSTERİZ.“ TEMA Eyüp İlçe Gönüllü Sorumlusu Emre Narin’le TEMA’nın Eyüp ve Göktürk özelinde yapacağı projeleri konuştuk. Narin, “Yakın zamanda hayata geçirilecek olan Göktürk Fidanlığı yürüyüş parkının içinde bir botanik park projesini TEMA gönüllüsü olarak hayata geçirmek isteriz.” 62 Antalya – Manavgat’tan. Toprağa dokunan eller hep mutlu, hep umut dolu. Sizi tanıyabilir miyiz? Ben Emre Narin, 10 senedir Göktürkteyiz. Burayı çok seviyoruz. Ankaralıyım, ODTÜ İşletme mezunuyum. Bilgi Üniversitesinde Hukuk, Şikago Üniversitesi’nde de Marketing masterı yaptım. 21 sene bilgi teknolojileri sektöründe çalıştım. İş deneyimim Koç Sistemle başladı, Oracle’la devam etti, sonra 15 yıl Microsoft’ta çalıştım, son iki senesinde de Telecity Group adında bir İngiliz şirketinde genel müdürlük yaptım. Şu an işletmeci olarak devam ediyorum. Emre Narin TEMA’yla tanışmanız ne zaman oldu? Geçen yıl TEMA’yla tanıştım. 40 yaşı geçip çocuklar olduktan sonra, hayata bencil bakmıyorsunuz sorumluluklarınız artıyor ve hayata, sonraki jenerasyona karşı yükümlülükleriniz olduğunu düşünüyorsunuz. Göktürk zaten yapı itibariyle doğa gelişiminin bir profili gibi. Burada hem iyi hem de kötü örnekleri görüyoruz. Hem yeşille iç içe çocuklarımızı büyütebiliyoruz, diğer yandan da buranın nasıl değiştirilebileceğini izleyebiliyorsunuz. Geçen sene başında bir sosyal sorumluluk projesinde yer almam gerektiğini düşündüm. TEMA’nın gönüllüsü oldum öncelikle. TEMA bir çok sivil toplum örgütüne kıyasla tarafsız ve doğaya yönelik çalışan bir kuruluş. Yaz başında Eyüp İlçe Temsilciliği için başvurdum. Temmuz ayında TEMA’nın Eyüp İlçe Gönüllü Sorumlusu oldum. TEMA gönüllülerden ne yapmasını bekliyor? Öncelikle gönüllü bir örgütlenme bekliyor. Çevre politikalarından, okul eğitim tarafından ufak bir örgüt yaratmanızı bekliyor. Biz de 5 kişilik küçük bir örgütlenme oluşturduk. Diğer beklentisi; diğer ilçelerle paslaşarak TEMA’nın yaptığı daha büyük etkinliklere katkı yapmanızı bekliyor. Mesala İstanbul çapında sulak alanlara bir faaliyet yapılacaksa, Eyüp’te bu konuda neler yapılıyor, ilçede konuyla ilgili sorun var mı bunlar için geri bildirim yapmanızı bekliyor. TEMA’nın gönüllü sayısı hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu daha ilk senemiz ve Türkiye’deki gönüllü sayısını ve örgütlenme yapısına bakarak çok doğru noktada bir sivil toplum kuruluşu TEMA. Sadece 2014’te 46 bin yeni gönüllü katılmış 81 ilin tamamında il sorunlusu olarak 2400 kişi var ve örgütlenme güzel gelişmiş durumda ve bunlar hep gönüllülerden oluşuyor. 63 Feshane tarafı için kafamızda bazı düşünceler var, örneğin 365 gün duracak bir TEMA standı kurmak gibi; fakat daha bu proje niyet aşamasında. TEMA’nın profiline baktığınızda gönüllüler öğretmen orman mühendisi ve ziraatçilerden oluşuyor. O yüzden ben biraz beyaz yakalıların TEMA’yı bilmesi gibi bir misyon yükledim kendime. TEMA zaten bununla ilgili güzel bir uygulamayı hayata geçirdi. Altı kişi ve üstü şirketlerde “Bu işyeri TEMA Gönüllüsü Olmuştur” programı başlattı. Şirket altı kişilikse beş çalışanın, 250 kişilikse yüzde 70’inin üye olmasını bekliyor. Bunu şirketlere anlatmaya çalışıyorum. TEMA gönüllüsü olmak için ne yapmak gerekiyor? TEMA web sitesinden 25 yaş altı için 5 lira, üstü için 20 lira ödeyip üye olunabiliyor. Ama daha aktif rol almak istiyorsanız Eyüp için benimle görüşmeniz gerekiyor. Bu bölgede esas ihtiyacımız olan tüm Eyüp’ü kapsayabilmek yani Eyüp’ün diğer bölgelerinden insanların da bu projelere katılması. Bu yüzden benim mutlaka Alibeyköy’den de Eyüp Sultan’dan da insanlara ulaşabilmem gerekiyor. Konuyla ilgili orman mühendisleri, ziraatçiler gibi işin bilimsel tarafını bilen insanların bize ulaşıp gönüllülüklerini Eyüp özelinde göstermesinde fayda var. 64 TEMA’yla yaptığınız somut çalışmalarınız neler? TEMA’nın çok güzel eğitim programları var. Minik TEMA, yavru TEMA, genç TEMA gibi programları var. Bu programlarla sene başında talep eden okullarda ki bir parantez açmakta fayda var. Bulunduğumuz GöktürkKemerburgaz bölgesi Eyüp ilçesinin çok küçük bir kısmını temsil ediyor. Benim amaçlarımdan biri Eyüp Sultan, Alibeyköy ve ilçenin diğer tüm bölgelerine TEMA’yı anlatabilmekti. Bu yüzden okul seçiminde Kemerburgaz, Alibeyköy ve Eyüp Sultan’dan birer okul belirledik ve bu okullar minik TEMA programının parçası oldular. Bu okullara belli kitler gönderiliyor, hocalar her hafta bu eğitim kitleriyle ders veriyor ve yıl sonunda bu sınıflar TEMA’dan sertifika alıyor, çevreyle ilgili bilgilenmiş oluyor. Bunları koordine ediyoruz. Üç hafta önce sulak alanlar gezisi yaptık. Terkos’un Çatalca tarafına gittik. Oradaki kuşları inceledik. Hatta çok avcıyla karşılaştık, birlikte gittiğimiz hocalar bize buradaki avcıların çok az kalmış kuş türlerini vurduğunu anlattı. Aslında avın yasaklandığı bir bölge orası. TEMA Eylül Ekim gibi meşe palamudu toplama etkinliği yapıyor. Okullardan çocuklar geliyor ve Belgrad’da daha ne olduklarını bilmedikleri meşe palamutlarını öğreniyor ve toplanıyor. Ayrıca biz Eyüp ve Göktürk özelinde neler yapabileceğimizi tartışıyoruz. Bununla ilgili Başkanımızla da görüşeceğim kendisine bir randevu talebim var. TEMA’yla Eyüp Belediyesi ne yapabilir onu anlamamız lazım. Şu an topraklarımız ne durumda? Türkiye tüm Avrupa’nın sahip olduğundan fazla çeşit hayvan ve bitkiye sahip. Burası o anlamda enteresan bir coğrafya ve korunmayı çok hakediyor. Ama ülke genelinde toprak kaybı devam ediyor. TEMA şehirlerdeki toprak kurullarının doğal üyesi. Dolayısıyla o şehirde atılacak bir büyük adımda TEMA’nın söyleyeceği söz hakkı var. Fakat şuna dikkat çekmek lazım ki İstanbul bu mevzuda da farklı bir şehir. İstanbul’da yapılacak bir yatırım, uygulama ya da bir karar İstanbul’un yalnızca belli noktasını etkileyebiliyor. Ama Anadolu’da bir şehir için TEMA bir uygulama yaptığında tüm şehre etki edebiliyor. Yani toprak kurulunda TEMA’nın Anadolu’daki bir şehir için vereceği onay veya red çok daha etkili durumda. İstanbul’daki projelerin çoğu TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN Kayseri’den. Topladığı meşe palamutlarını bir pet şişeye doldurup etkinliğe katılan minik gönüllümüz. şehrin değil Türkiye’nin projesi. Dolayısıyla TEMA o konuda il veya ilçeden çok direkt TEMA olarak açıklamalar yapmayı tercih ediyor. Örneğim üçüncü köprünün bu şehre etkisini tarafsız bir gözle değerlendirme şansını TEMA size veriyor. En azından gönüllü olduğunuzda projelere tarafsız gözle bakabiliyorsunuz, bir farkındalık kazandırıyor. Ulaşmak isteyenler için bilgilerinizi öğrenebilir miyiz? (Maille atılacakmış) TEMA’nın web sitesi TEMA.org.tr ve insanlar buradaki örgüt yapısı kısmından yetkililere ulaşabiliyor. Çocuklarımıza düzgün bir dünya bırakmak için neler yapmamız gerek? Kendimizi bilinçlendireceğiz öncelikle. Mümkün olduğunca az tüketmekte, dikkatli tüketmekte fayda var. İnsanların çevreyle ilgili bilinçlenmesi ve bu konuda örgütlenmesi gerekiyor. Dünyanın her yanında çevre konusunda kötü örnekler var ve ülkemizde de bizler ümitsizliğe kapılmak yerine durumu iyileştirebilecek çözümler sunmalıyız. EMRE NARİN Tema İstanbul ili Eyüp İlçe Gönüllü Sorumlusu 05332733581 www.tema.org.tr/ gonullumuzolun Muğla - Bodrum’dan toprağın savunucusu minik gönüllümüz. TÜRKİYE ÇÖL OLMASIN Manisa - Demirci’den. Çocuklar en çok doğada mutlu derken işte tam da bunu, yüzdeki bu gülümsemeyi, gözlerdeki bu heyecanı kastediyorduk. Göktürk’teki fidanlık projesine TEMA olarak katılmayı düşünüyor musunuz? Proje çok güzel. Bölge halkının virmaların katkısıyla projenin geliştirilecek olması etkileyici. Ben de TEMA olarak projede yer almayı tabii ki çok isterim. Aslında buna benzer projeler hızlıca hayata geçiribilir. Örneğin TEMA’nın kurucularından Nihat Gökyiğit’in eşinin Ataşehir’de yaptığı bir Nezahat Gökyiğit Botanik Parkı var. Burası biraz da bilimsel amaçlı kurulan bir yer. Eğitenleri öğrencilerine çevre konusunda daha bilinçli eğitim vermeleri sağlanıyor. Bunun küçük bir izdüşümünü Göktürk’teki bu projede uygulayabiliriz. Tamamen TEMA’nın koordinasyonuyla, buranın kontrolünde olacak şekilde ayarlanabilir. 65 Ben Nasıl Çözümün Parçası Olabilirim? Sivil Toplum Kuruluşlarının çalışmalarına katılarak Aldığınız her kararın doğaya olumlu veya olumsuz etkisi olduğunu unutmayın Yakınınızdaki sulak alanları keşfedin! Sürdürülebilir balıkçılığı destekleyin Organik gıda ürünlerini tercih edin Bahçeniz varsa evsel atıklardan kompost yapın Bitmiş pilleri geri dönüşüm kutusuna atarak Tarımsal ilaç kullanmayıp, organik yöntemlerle yerel tohumları kullanarak üretim yaparak Sulak alanlara toplu ziyaretler yaparak Sulak alan çevre temizliği yapıp öncesi ve sonrası arasındaki farkı ortaya koyan fotoğraflar çekerek, farkındalık çalışmaları hazırlayarak Banyoda daha az zaman geçirerek 66 Plastik ve kağıt atıklarınızı geri dönüştürerek, yeniden kullanarak Eğitim Türkiye MarkasD: Okyanus Kolejleri Eğitimin Türkiye Markası Okyanus Kolejleri, bir eğitimci olan Orhan Özbey tarafından 2004 yılında kuruldu. Yetenek Merkezli ve Kariyer Merkezli Eğitim Modelleriyle verdiği eğitimin yanı sıra, Üstün Zekalılar ve Yetenekliler ilkokul ve ortaokuluna sahip Türkiye’deki ilk okul olma özelliğini taşımaktadır. Okyanus Kolejleri’nin her kademesinde yeteneklerinin farkında olan, sosyal yönü güçlü, kendine güvenen mutlu ve başarılı geleceğin sanatçısı, bilim insanı ve yöneticileri olacak bireyler yetişir. Okyanus Kolejleri Okul Öncesi Eğitimi; Bilingual İngilizce Eğitim Sistemi, Fastrackids Eğitimi uygulanmaktadır. Anaokulunda öğrenciler İngilizceyi sadece konuşmayı değil, İngilizce düşünmeyi de öğrenirler. Okyanus Kolejleri İlkokul Eğitimi; ilkokul 1. sınıfa başlayacak öğrenciler; uzman ve deneyimli okul psikologları tarafından Metropolitan (Okul Olgunluğu) Testi’ne alınır. Öğrenci ve velilerle ayrı ayrı bireysel görüşmeler yapılır. Anaokuldan gelen öğrencilerin sınıf öğretmenlerinden gözlem raporları alınarak titizlikle incelenir ve doğru bir rehberlik hizmeti verilir. Okyanus Kolejleri Ortaokul Eğitimi; Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi’ne (TEOG’a) hazır, İngilizce'yi tam olarak öğrenmiş, bilimsel süreç ve yaşam becerisine sahip, liseye hazır öğrenciler yetişir. Okyanus Kolejleri Lise Eğitiminde Yetenek Odaklı Kariyer Gelişim Programı uygulanır. Yetenek Odaklı Kariyer Gelişim Programı temel eğitimin tamamlandığı öğretim yılından, Okyanus Kolejleri’nden mezun olunan 12. sınıfa kadar öğrencinin kariyer planlaması ve üniversite öğrenimine hazırlanması bu programın kapsamını oluşturur. Program, öğrencinin lise öğrencisi olduğu tarihten üniversiteye yerleşme sürecine kadar devam eder. Öğrencilerine Kariyer Analizi Testi Uygulayan Türkiye’deki Tek Okul Okyanus Kolejleri’nin öğrencilerine uyguladığı Dünyaca ünlü MAPP Kariyer Analizi ile öğrenciler ilgi, kişilik ve yeteneklerine en uygun olan meslekleri keşfetme imkanı bulurlar. Okyanus Kolejleri eğitiminin özünde; başarılı ve mutlu olduğu meslekleri yapan bireyleri yetiştirmek vardır. Bu sebeple 9.-10.-11. 12. Sınıflarda öğrenciler MAPPTM uygulaması sonucuna göre Kariyer Kulüplerine yönlendirilir. Okyanuslu öğrenciler 70’den fazla Kulüp içerisinden kendi seçtikleri Kulüp Derslerine ilkokuldan itibaren katılırlar. Okyanus’a Değer Katan Ayrıcalıklar Okyanus Kolejleri Avcılar kampüsünde yer alan UBAM (Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi) İstanbul’un en kapsamlı uzay araştırmaları merkezi olma ünvanını taşır. Okyanus UBAM, Okyanus dışından araştırmacılara, amatör gözlemcilere, tüm öğrenci, öğretmen, bilim insanı ve akademisyenlere de kapılarını sonuna kadar açarak, bilime ve insanlığa büyük katkı sağlamaktadır. Okyanus Ağları Türkiye’yi Örüyor Okyanus Kolejleri eğitimdeki 11 yıllık tecrübesiyle, İstanbul’daki 13 kampüste sürdürdüğü kaliteli ve benzersiz Okyanus Eğitimini, açmaya başladığı yeni kampüslerle Türkiye’nin dört bir yanına taşıyor. Okyanus Kolejleri 2015-2016 Eğitim ve Öğretim yılında İstanbul Kemerburgaz, İstanbul Mimar Sinan, Ankara İncek, Antalya Konyaaltı, İzmir Mavişehir, Bursa Nilüfer kampüsleriyle öğrencilerini geleceğe hazırlamaya Okyanus farkıyla devam edecek. 67 EĞTM KOÇU AL ŞARKIŞLA: “EĞİTİMDE BİRİNİN ÇIKIP KRAL ÇIPLAK DEMESİ GEREKİYOR” Matematik Öğretmeni ve Eğitim Koçu Ali Şarkışla bu ay bize Göktürk’teki evinin kapılarını açtı. Kedisi Bihter ile 6 yıldır Göktürk'te yaşayan Ali Öğretmen ile güzel bir söyleşi gerçekleştirdik. Sohbetimizde eğitimdeki aksaklıklardan tutun da özel ders hocamızın hobilerine kadar birçok detaya girdik. Deneyimli eğitmen Şarkışla’nın "Eğitimde birinin çıkıp kral çıplak demesi gerekiyor" dediği röportajı keyifle okumanız dileğiyle… Öncelikle sizi tanıyalım bize kendinizden bahseder misiniz? Ben Kayseri 1975 doğumluyum. Orta ve lise öğrenimimi Kayseri'de tamamladım. Eskişehir Anadolu Lisesi Matematik bölümünün ilk mezunlarındanım. Akabinde Marmara Üniversitesi’nde staja ve yüksek lisansa başladım. Marmara Üniversitesine girince de İstanbul'da kaldım. Geliş o geliş, 1998'den beri İstanbul'da yaşıyorum. 68 Hazırlayan: Birsen Çelik Göktürk'te kaç yıldır yaşıyorsunuz? Göktürk'te 6.yılımız bitiyor. Göktürk ile ilk bir dershaneye aracılığıyla tanıştım. Matematik bölüm başkanlığı sonrasında şimdi bire bir özel dersler ve eğitim koçluğu doğrultusunda hayatıma devam ediyorum. Matematik aşkınız ne zaman başladı? Matematik öğretmenliği hayalinizdeki bir meslek miydi? Sanırım çocukluktan gelen bir aşk. Ben her zaman anlatmayı çok severdim, yani öğretmenim beni konu anlatmaya tahtaya kaldırırdı. Üniversite yıllarımda da hocalarım beni sen matematiği en anlamayacak kişiye bile anlatabilirsin şeklinde beni öğretmenliğe yönlendirdiler. Üniversite yıllarımda da öğretici bir yanım vardı. Anlatmak kadar dinlemeyi de severim. Değişik hayatları farklı “EĞİTİMDE BİRİNİN ÇIKIP KRAL ÇIPLAK DEMESİ GEREKİYOR” projeleri, arkadaş ortamında olunduğunda herhangi bir sıkıntıyı dilemekten de hoşlanırım. Tüm bu durumlar birleştiğinde mesleğimin çerçevesi belirlenmiş oldu. Bunu söylemenize sevindim çünkü şimdiki sorumuz bu konu ile ilgili. Matematik zor görünür ama hayatın her köşesinde gizlidir ve saklıdır. Biliyorum ki öğrencileriniz sizden çok severek ders alıyor. Bunu sağlama da, öğrencilerinize matematiği sevdirmede ne gibi bir farkındalığınız var? Aslına bakarsanız, biz matematikten korkmuyoruz, biz matematiğin sunuluş şeklinden korkuyoruz. Ben öğrencilerime bunu anlatıyorum, bunların arasındaki farkı anlatıyorum. Aslında matematikten değil, matematiğin formül bölümünden korkulduğunu anlatıyorum. Oysa matematik formüllerden ibaret değil aslına bakılırsa matematiğin analitik zekayı çok hızlı geliştiren bir yapı taşı olduğunu ve matematiğin aslında pozitif bilim olmadığını, tamamen insanlar tarafından uygulanmış, günlük hayata dayandırılarak kolay ve anlaşılabilir olduğunu göstermeye çalışıyorum. 4 işlemi biz öğrencilere yaptırıyoruz fakat yurtdışında bu işlemler hesap makinesi ile hesaplanıyor. Dolasıyla biz bu şekilde bir uygulama gerçekleştiremediğimiz için hayata dair net veriler kullanamıyoruz. Bu da elimizde komik problemler haline dönüşüyor. Yurtdışıyla kıyaslarsak ne durumdayız çok farklılık var mı? Çok ciddi bir fark var. Okul müfredatlarımız genellikle fazla işlem yapılması üzerinedir. İşlemleri sürekli öğrencinin zihninden yapılmasını tetikleyen bir sistem var. Bu sayıyı bununla çarpabilmelisin, çarpım tablosunu ezberlemelisin şeklinde. Yurtdışında birçok ülkede, birçok üniversite profesörü çarpım tablosunu ezberleme ihtiyacı hissetmez. Çünkü mantığını bilir. Biz ısrarla bunları öğrencilerimize yaptırmaya çalışıyoruz. Bunu yaparak da matematiği amacından çıkarmış oluyoruz. Bu sıkan bunaltan kısma gelindiğinde benim aklıma ilk TEOG geliyor. Sizce bu eğitim sistemi ne olacak? bu sistemsizliğe nasıl bir çözüm getirilebilir? Ben kesinlikle eğitim işinin siyaset işi olamadığına inanıyorum. Türkiye'de eğitim, siyasetin maşası olduğu sürece düzelemeyecektir. Öncelikle eğitim siyasetten tamamen uzaklaştırılmalı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ve yararı için en baştan inşaa edilmesi gerekli. Kendi eğitim modelimizi oluşturmalıyız. Önceden Fransız eğitim modeli, şimdi ise Amerikan ve Fransız modelini aynı anda uygulamaya çalışan bir sistem var. Hiç bir şekilde kendi sistemimize sahip değiliz. En büyük sorun da budur. Bu coğrafyadaki insanların yeteneklerine ve ihtiyaçlarına yönelik eğitim sistemi oluşturulması gerekli. Değişim yapabilmek için başarısızlığımızı kabul etmemiz lazım. Bakın hiç bir ülkede hiç bir sınav bir insanın hayatını kaybetmesine neden olmamıştır. Fakat bizim ülkemizde bunlar yaşanıyor bu çok ağır vicdani bir yük. Peki bu sistemi kuranlar ve yönetenler bunun farkında değiller mi? Neden bir şekilde buna müdahale edip düzeltemiyorlar? Böyle bir zihniyete sahip değiller mi? Bizde şöyle her zaman var olan siyasi yapının “ben geldim, ben yaparım, ben yaptım” zihniyeti var. Tartışma yok, araştırma yok ve altyapı yok. Herhangi bir gözlem yapılmadan yenilik yapılmaya başlanıyor ama hiç yenilenemiyoruz. Sistemde neye ihtiyacımız olduğu da araştırılmıyor, sorgulanmıyor. Mesela sormak lazım insanlara TEOG'a ihtiyacımız var mıydı? SBS'ye ne oldu? Neden kaldırıldı? Eğitmenler bu noktada yeterli olabiliyor mu? Kesinlikle hayır. Önemli bir konuya parmak bastınız, teşekkür ederim. Maalesef Türkiye'de devlet okullarında öğretmenler çok bıkkın, mutsuz ve huzursuzlar. Bu mutsuzlukları, huzursuzlukları kesinlikle öğrencileri de etkiliyor ve zarar vermekte. İdealist öğretmen profili günden güne azalmakta. Anne ve babalarda artık şöyle bir kanı oluşmaya başladı; benim çocuğum TEOG'A veya üniversite sınavına girecek ve devlet okulunda girerse hiç bir şey yapamayacak. Bir vatandaş, kendi devletinin okuluna karşı böyle bir güvensizlik yaşıyor. Eyvahlar olsun! Çok acı 69 birşey. Bunu sadece bir kaç veliden duymadım, 16 yıldır öğretmenlik yapıyorum, bunu 16 yıldır duyuyorum. Eğer bir çocuk sınava girecekse hemen okulu sorgulanıyor, bununla birlikte hemen dershaneye yazdırılıyor, yetmiyor özel hoca ile çalışılmaya başlanıyor. Bu ciddi bir problem. Peki dershanelerin özel okula dönüştürülmesine ne diyeceksiniz? Ergenlik çağına gelmiş çocukların apartmandan bozma okullarda eğitim görmesi hakkında ne düşünüyorsunuz? Öncelikle okul ve dershane altyapıları aynı değildir. Dershane öğrencilerin daha az zaman geçirdiği, bu neden sosyalleşme şartlarının daha az ihtiyaç duyulduğu yapılardır. Bir basketbol sahasına, bir bahçeye ihtiyaç duyulmaz dershanelerde. Tam tersi dershanenin amacı öğrenciyi bu sosyallikten tamamen soyutlayıp sınava hazırlamaktır. Siz sosyalleşmekten arınmış bir kuruma diyorsunuz ki, ben sizi okul ilan ediyorum. Şimdi burada şunu sorgulamak gerekiyor; nasıl bir nesil bekliyoruz biz? Yani sosyal, insani ilişkileri güçlü bir nesil mi yoksa sadece sınavlara hazırlanan başka bir şey düşünmeyen bir nesil mi? İnanın bu handikapların ileride zararlarını göreceğiz. Yetişen neslin psikolojisindeki bozukluklar bize ciddi şekilde geri dönecek. Bu dönüş toplum hayatımıza da zarar verecek. Çünkü vicdanları yavaş yavaş yok olmaya başlayacak. Biraz da Göktürk’teki yaşamınızdan bahsedelim. Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar var mı? Göktürk’te 6 yıldır eğitim veriyorum. Velilerim olsun, öğrencilerim, mezun ettiklerim olsun, bir aile ortamımız var. Ders arasında Starbucks'a gittiğimde, mutlaka bir velimle karşılaşıyorum ve oturup sohbet edebiliyorum. Göktürk'ün kendine özel bir yapısı var. Samimiyet dediğimiz, en azından insanların birbirinden günaydın demeyi esirgemediği, bir cafeye gittiğinizde tanımadığınız insanlarla bile selamlaşıp sohbet edebileceğiniz bir yer Göktürk. Peki Ali Hoca özel ders ve eğitim koçluğu dışında neler yapıyor? Aslına bakılırsa dersler ve koçluk çok ciddi bir zamanımı alıyor. Öğrencilerimle çok yakından ilgilenmem gerekiyor, bunun içine aileyi de katıyoruz ve çember böyle genişledikçe genişliyor. Fakat kendime çok güzel zaman ayırabiliyorum. fotoğrafçılık ve photoshop kurslarına gidiyorum. Bir kaç üyesi olduğum yardım dernekleri var. Bunlardan biri aynı zamanda memleketim olan Kayseri Yardımlaşma Derneği. Kayseri'den İstanbul'a gelmiş fakat durumu okumaya müsait olmayan çocuklara yardım etmeye çalışıyoruz fakat çok güzel hikayelerle karşılaşıyoruz ve beni çok etkiliyorlar çünkü 70 eğitim ile ilgili hikayeler bunlar. Bu hikayeleri de öğrencilerime aktarıyorum beni çok duygulandırdığı için. Bunun dışında spor ile de ilgilenmeye başladım. Türkiye'de sporun insan sağlığına olumlu getirisi öğretilerek yetiştirilen bir nesil değiliz, bu yüzden bunu ben kendime katmaya çalışıyorum. Onun farkındalığı çok fazla bende artık. Sürekli bir yediğime dikkat etme, organik beslenme durumundayım. Nerelerden alışverişinizi yapıyorsunuz? Marketler özellikle organik reyonlara bakıyorum. Biliyorsunuz bir organik pazarımız var. Bazen Karaburun ya da Garipçe taraflarına gidiyorum. Oralarda yollardaki satıcılarla sohbet etmeyi, süt almayı, yoğurt almayı daha çok seviyorum. Arada bir kendimi öyle sakin ve değişik maceralara atıyorum. En son okuduğunuz kitap? Şu anda Metin Hara'nın kitabını okuyorum Yol adında. Çok başarılı buldum. Kendisi de bir yaşam koçu. Açıkçası bana çok faydası olacağını düşünerek almıştım ki keza öyle oldu. Ne tür müziklerden hoşlanıyorsunuz? Matematik ile ilgili soru çözerken klasik müzik ya da enstrümantal müzik dinlerim, sözlü müziği tercih etmem. Tüm bu olumsuz sistem içerisinde aileler olarak çocuklarımızın bir yer edinmesi için mücadele veriyoruz. Bu işin içinde biri olarak ailelere nasıl öğütler vermek istersiniz? Mevcut yapının dışında kalmak bir süre sonra çok da mümkün olmuyor. Biz çocuğumuzu sınava hazırlamayacağız desek de, bir süre sonra sınavın ortasındayız. Fakat bunu yaparken çocuğumuzun sosyal yapısını, özgüvenini yıkmadan, onu rencide edecek herhangi bir davranış içine girmeden, onun isteyip istemediğini sorarak ve yanınıza çocuğunuzun desteğini alarak, birlik olarak, çocuğunuzun tercihine saygı duyarak ilerlemelisiniz. Her çocuğun farklı bir potansiyeli ve bu potansiyeli ortaya çıkarma zamanı vardır. Çocuğunuzu bu sınavlara hazırlarken de onları dinlemelisiniz, çözümsüzlüğü girdiğinizde bir profesyonelden yardım almalısınız. Benim tavsiyem, veliler çocukları ile ilgili karar alırken, mutlaka bu kararın çocuğa etkisini ve çocuğun desteğinin alınıp alınamayacağı sorgulanmalı. Bunları tamamladıktan sonra, sosyal hayatına, özgüvenine zarar vermeden yol kat etmek gerekiyor. Countrylife dergisine evinizin kapılarınızı açtığınız için çok teşekkür ederiz. “EĞİTİMDE BİRİNİN ÇIKIP KRAL ÇIPLAK DEMESİ GEREKİYOR” Uzm. Dyt. Simge ÇITAK DETOKS YAPMALI MI? Detoks diyetlerine – kürlerine büyük paralar harcamak yerine, sağlıklı beslenerek vücudunuzun toksinlerden arınmasını sağlayabilirsiniz. Günlük beslenmenizde taze meyve ve sebzeye daha fazla yer vererek, aşırı yağlı, tuzlu, şekerli yiyeceklerden uzak durarak, doğal yollarla yeterli vitamin ve mineral alarak zaten vücudunuzun detoks yapmasına yardımcı olursunuz. Buna ilaveten düzenli egzersiz yaparak, mümkün olduğunca stresten uzak durarak detoks programınızı destekleyebilirsiniz. Üstelik bunun için herhangi bir ücret ödeminize de gerek yok. Şunu unutmayın ki, detoks asla tek yönlü bir beslenme programı anlamına gelmez ve bir kilo verme yöntemi değildir. Gün boyunca sadece meyve – sebze suyu tüketerek detoks yapmış olmazsınız. Aksine tek yönlü beslenme şekli nedeniyle protein, demir, çinko, fosfor ve B grubu vitaminlerini yeteri kadar almadığınız için vücudunuza zarar verirsiniz. Buna bağlı olarak belki metabolizmanın hızlanması nedeniyle kilo vermeniz mümkün. Ancak sağlıklı ve kalıcı olarak kilolarınızdan kurtulmanız mümkün değil. Düşünün!! Bir yıl 365 gün… 360 gün yağlı yiyecekler, şekerli kremalı tatlılar yiyip, her gün stresle dolu bir hayat yaşayıp, hiç spor yapmayıp sonra 5 gün detoks programı adı altında sadece sebze meyve yiyerek, stresten uzak durarak, spor yapmak ne kadar doğru olabilir? Hayatınızı sadece 5 güne yada bir haftaya sıkıştırmak… 360 gün sağlıklı yaşamak önemli. Benim demek istediğim, yapılması gereken perhiz değil, bilinçlenme olmalı. Bilinçli beslen, bedenini dinleyerek beslenirsen asla çok fazla veya çok az yemezsin. Yemek yerken yönetim beyninde yada dilde değil midede olmalı. Çok az yemekte, çok fazla yemekte iki eşit derecede kötüdür. Ben size dengeli olmalısınız diyorum. Çünkü sağlıklı insan dengeli insandır. Asla uçlara kaymaz. Tüm aşırılıklar endişe ve gerginlik yaratır. Hayat boyu detoks nasıl yapılır? - Güne müzik dinleyerek başlayın, ruhunuzu güzel bir müzikle uyandırmak gibisi yok. - Gün içinde sevdiğiniz bitki çaylarından 2-3 fincan tüketmeye özen gösterin, siyah çay tüketiminiz de böylece azalır. - Kahve tüketiminizi 2 fincanla sınırlandırmaya çalışın. Kafeinli içecekler yerine içine meyveler doğrayarak su tüketiminizi arttırabilirsiniz. - Doğada yürüyüşler yapmaya başlayın. Oksijenin bol olduğu yerlerde yapın ki vücudun toksin atımına yardımcı olun. - Diyelim ki öğlen yeterince et, tavuk yada balık tüketiniz. Akşam bir daha et grubundan tüketmemeye özen gösteriniz. - Mevsim sebze ve meyvelerini tüketiniz. Hazır meyve suları yerine meyve yiyemediğiniz günlerde en azından taze meyve suyu içebilirsiniz. - Doğru nefes almayı mutlaka öğrenin. - Akşam eve geldiğinizde günün stresini atmak için, kendinize vakit ayırmaya özen gösterin. Sizi ne mutlu ediyorsa onu yapın. İsterseniz yoga, yada güzel bir müzik yada çocuklarla oynamak yada kitap okumak.. - Gün boyunca yiyeceğiniz besinleri doğru planlamayı öğrenin. Öğün atlamayın. Öğünler arasındaki dengeyi mutlaka kurmaya çalışın. - Doğal yiyecekler yenmeli. Çünkü doğal olan sizi tatmin eder, bedeni doyurur. Doygun hissedersiniz. Bilinçli olun… Bilinçli yaşayın… Uzm. Dyt. Simge ÇITAK Göktürk İstanbul Caddesi Suvenue Residence E blok No: 6 Göktürk / İstanbul - 0212 322 08 73 Nişantaşı Teşvikiye Cad. Ar Apt. No:47 Nişantaşı/ İstanbul – 0532 130 16 55 w w w . s i m g e c i t a k . c o m [email protected] 71 ÇOCUĞUMLA NE YAPSAM? HOME-EVİM Göktürk Cineport Vizyon Tarihi: 27 Mart 2015 TİYATRO PİŞMAN PATİLER Miskin büyükanne ile yaşayan üşengeç bir o kadar da sevimli bir kedidir. Kurnaz isimli tilki miskinin yaşantısını kıskanır ve eve yerleşebilmek için plan kurmaktadır. Miskin sahip olduğu sıcacık ev, onu seven büyükannenin kıymetini Kurnaz’ın oyunları yüzünden unutur. Ve elindeki her şeyi kaybeder. 72 İnsan dostu uzaylılar gezegenleri düşmanları tarafından işgal edilince dünyaya sığınmaya karar verirler. İnsanlığın ne olduğunu öğrenecek olan sevimli dostlarımız büyük bir serüvene atılacaklar. Orijinal seslendirme kadrosunda Rİhanna, Jennifer Lopez, Steve Martin ve Jim Parsons yer alıyor. TİYATRO ‘AİLE AĞACI’ (7, 12 yaş) ÇOCUĞUMLA NE YAPSAM? Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun çocuklara tasarruf bilincini aşılamayı amaçlayan yeni oyunu “Aile Ağacı”, 4 Nisan ve 25 Nisan’da iki ayrı gösteri ile çocuklarla buluşmaya devam ediyor. Akbank Sanat oyun yazma atölyelerine katılan çocukların senaryolarından ve yönetmen Jonathan Lloyd'un bir öyküsünden uyarlanarak Rachell Barnett tarafından kaleme alınan “Aile Ağacı” isimli oyun, küçük Penny ve ailesinin eğlenceli hikayeleri eşliğinde çocuklara keyifli dakikalar yaşatırken, aynı zamanda da para ve tasarruf kavramlarıyla ilgili düşünmelerine yardımcı oluyor. Bilet Fiyatı: Tam: 6 TL / Çocuk: 3 TL www.akbanksanat.com AKBANK SANAT’TAN ÇOCUKLARA ÖZEL 23 NİSAN ATÖLYELERİ Akbank Sanat, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Haftası ve Çocuk Bayramı kapsamında 24-25 Nisan tarihlerinde düzenleyeceği eğlenceli ve yaratıcı atölye çalışmaları ile çocukları sanatın büyülü dünyasıyla buluşturuyor. Konusunda uzman eğitmenler eşliğinde gerçekleştirilecek Akbank Sanat 23 Nisan Etkinlikleri ile çocuklar, suluboyadan yaratıcı dramaya, oyuncak heykelden mozaiğe, linol baskıdan oyuna birbirinden eğlenceli atölyelerle keyifli vakit geçirirken, sanatla iç içe olarak kendi yeteneklerini keşfedecekler ve yepyeni bir dünyanın kapılarını aralayacaklar. 73 ÇOCUĞUMLA NE YAPSAM? JATOMI İLE ÇOCUKLAR JİMNASTİKLE TANIŞIYOR Çocuğunuz gün içinde koşuyor, zıplıyor hatta tırmanıyor. Her ne kadar ‘Yerinde duramamak’ diye değerlendirsek de o aslında spor yapıyor. Çocuğunuzun hareket ihtiyacını hayatı boyunca kullanabileceği bir alışkanlığa çevirebilirsiniz. Özgüven, disiplin, zeka, kuvvet, esneklik, kazandıran ve tüm diğer sporların temelini oluşturan jimnastik dersleri JATOMI Marmara Forum kulübünde! TASARIM HARİKASI OYUNCAKLAR Kiddie Home’da satışa sunulan Mon Petit Art’ın tasarım harikası oyuncaklarında yaratıcılık ön planda tutuluyor. Çocuklar markanın oyunlarıyla yeni ve keyifli bir dünyanın içinde yer alıyor. Mon Petit Art, her biri farklı Fransız tasarımcılar tarafından tasarlanmış ve çoğunluğu kağıt ve kartondan yapılmış çocukların yaratıcılığını geliştirmeye yönelik aktivite oyuncakları ve kırtasiye ürünlerinden oluşuyor. Türkiye'ye Kiddie Home tarafından getirilen bu tasarım harikası ürünler Avrupa'da üretiliyor. Artivity (Art&Activity) kavramının yaratıcısı Mon Petit Art, tasarım oyuncaklarıyla çocukların hayal dünyalarında yeni ufuklar açıyor. Ayrıca %100 geri dönüşümlü malzemeden üretilen tasarım oyuncaklar ve kırtasiye ürünleri Avrupa kalite ve güvenlik standartlarına uygunluğu ile de anne babalar çocuklarıyla gönül rahatlığıyla kaliteli vakit geçirmenin keyfini çıkarıyor. Tasarım harikası Mon Petit Art’ ın çok çeşitli oyuncakları ve kırtasiye ürünleri www.kiddiehome.com’da satışa sunuluyor. LEGOLAND®DİSCOVERY CENTRE AÇILIYOR 3 bin metrekarelik bir alanda 3 milyon LEGO® parçası ile Doğu Avrupa’nın ve Türkiye’nin ilk LEGOLAND® Discovery Centre’ı, 2015 yazında İstanbul’da ziyaretçilerine kapılarını açıyor. LEGO® parçalarından oluşan bu en yeni eğlence ve oyun mekanının temel atma töreni, Forum İstanbul’da gerçekleştirildi. Forum İstanbul’un kalbinde yer alan LEGOLAND® Discovery Centre İstanbul, 3-10 yaş arası çocuklara ve ailelerine yaratıcılık, renk ve eğlence dolu bir dünya sunuyor. LEGOLAND® Discovery Centre İstanbul’da heyecanlı LEGO® gezileri, 4 boyutlu sinema, LEGO® parçalarının yapım sırrının anlatıldığı LEGO® Fabrika Turu, Master Model Builder tarafından yönetilen atölye çalışmaları, temalı oyun alanları, doğum günleri ve kutlamalar için özel parti odaları ve İstanbul’un simgelerinin inşa edildiği LEGO® MINILAND sergisi yer alacak. 23 NİSAN’DA NARKÖY’DE UMUT TOHUMLARI EKİYORUZ 74 ‘23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’ Narköy’de; güneş, bahar ve doğanın buluştuğu yerde, çeşitli atölyeler ile kutlanacak. Narköy’ün annesi ‘Nar Anne’, katılımcı çocuklarla birlikte ‘umut tohumları’ ekecek, dileyen çocuklar peynir yapmayı öğrenecek. Ekolojik Turizm Merkezi Narköy, 23 Nisan’da çocuklar için günün anlamını tamamlayacak bir etkinlikle ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 23 Nisan Perşembe gününü, Narköy’de müthiş bir doğa deneyimi ile karşılayacak olan çocuklar, geleceğimiz olan tohumun önemini bu kez kendileri deneyimleyerek öğrenecek. GÖKTÜRK’te Kemerlife Çarşı 26/S Göktürk Tel: 0212 3222623 LEOPAR DESENLİ KURABİYE Nefis portakal aromalı kurabiye hamurunu 4 ayrı renkle ve farklı şekille gösterişli bisküvi ve kurabiyelere çevirebilirsiniz. Hem de doğal yöntemlerle. Bu renkli hamurlarla yapması çok zevkli ve gösterişli Leopar Kurabiyeler yapıyoruz. Bu kurabiyeleri hazırlamaktan ve görüntüsünden ayrı zevk alacaksınız. Hazırlayan: Ayşenur Altan youtube.com/user/nuraltan Malzemeler: • • • • • • • • • • 76 www.kekevi.com 1 bardak pudra şekeri 1 portakal kabuğu rendesi 150gr. tereyağı yarım su bardağından bir parmak eksik sıvıyağ 1 yumurta yaklaşık 3 buçuk su bardağı un 1 silme tatlı kaşığı karbonat veya 1 paket kabartma tozu (karbonat kullanırken ölçüyü kaçırmayın. Yeterince koyarsanız ayrı lezzet katıyor ama fazla kaçarsa tadını bozuyor. O yüzden isterseniz kabartma tozu da ekleyebilirsiniz.) 1 yemek kaşığı kakao arzuya göre yarım paket vanilya 1 yemek kaşığı kadar ıspanak suyundan gıda boyası Yapılışı: 1. Pudra şekerini ve portakal kabuğu rendesini biraz mikserle çırpın. 2. Oda ısısındaki yağı ekleyip kabarana kadar çırpmaya devam edin. 3. Önce sıvıyağı sonrada yumurtayı ekleyip karıştırın ve karışıma yedirin. 4. 2 buçuk bardak kadar unu kabartma tozu veya karbonat ve yarım paket arzuya göre vanilya ile ekleyip cıvık hafif ele yapışan bir hamur elde edin. 5. Hamurdan yaklaşık 1 portakal büyüklüğüne yakın parça alıp kalan hamuru ele yapışmayan şekil alabilen ve oynanabilen bir hamur elde edene kadar un ilave edip yoğurun ve kaptan alın. 6. Ayırdığınız hamuru kaba alıp 1 çay kaşığı kakao ekleyin ve yoğurun. 7. Açık sütlü kahve gibi bir renk elde edince yaklaşık cevizden biraz büyük parçayı alın ayırın ve kalan hamura bu sefer 1 tatlı kaşığı dolusu kakao ekleyin ve iyice koyu renk homojen bir kıvam olana kadar yoğurun. Kıvamı koyu gelirse biraz sıvıyağ veya su damlatabilirsiniz. 8. Şimdi bu nefis hamurlarla leopar kurabiye yapalım. Leopar Kurabiye yapılışı: Leopar desenli kurabiye hamuru yapmak çok zor değil ancak ufak püf noktaları var. Size yazılı olarak hepsini aktaracağım ama yine de videolu tarifimi daha ayrıntı için youtube.com/user/nuraltan kanalımdan leopar kurabiye videosunu aratarak izlemenizi öneririm 1. Kakaolu hamuru ikiye bölün ve ince uzun dikdörtgen şekilde hafif unlu tezgahta merdane ile açın. 2. Ortasına boylu boyunca yeşil renkli hamuru çubuk gibi uzatıp yerleştirin ve kakaolu hamuru üzerine rulo kapatın. Koyu hamur yeşili tamamen kapatmamalı ki kestiğimizde leopar desen daha güzel çıksın. 3. İki renkli ruloyu buzluğa alıp biraz soğutun. (Çok sert olmasın) 4. Açık renkli hamuru ve kalan koyu kakaolu hamuru aynı şekli verip rulo yapın ve derin dondurucuda bekletin. 5. Sade hamuru ikiye bölün ve hafif unlu tezgahta 1 cm den biraz daha ince açın. Hazırladığınız renkli rulolardan birini bıçakla ince ince keserek sade hamura sık sık gelişi güzel yerleştirin (leopar deseninin düşünün) 6. Üzerine streçfilm serip hamuru açmaya devam edin. 7. Yarım cm kadar kalınlığa veya istediğiniz inceliğe geldiği zaman istediğiniz kalıpla kesip tepsiye yerleştirerek 170C dereceli fırında hafif pembeleşene kadar pişirin. 8. Diğer kalan hamuru da öteki rulo hamuru kullanarak desen verip aynı işlemleri uygulayın. Ben iki farklı renkte yaptım siz isterseniz yeşil yapmadan sadece üç renkle de yapabilirsiniz. 77 Yrd. Doç. Dr. Erkan Erdem Üroloji Uzmanı Erkekte çocuk sahibi olamamanın en sık nedeni olan VARİKOSEL NEDİR? Erkeklerde testislerden çıkan kirli kanı taşıyan toplardamarların (venlerin) bozukluğu nedeniyle iyi görev yapamaması ve buna bağlı içindeki kirli kanı kalbe taşıyamamasıdır. İnsanlarda (özellikle kadınlarda) bacaklarda oluşan varislerin testislerdeki benzerine varikosel diyoruz. Erkek kısırlığının (erkek infertilitesi) en sık görülen ve düzeltilebilen nedenlerinin başında gelmektedir. Toplumda erişkin erkeklerin %20'sinde görülmektedir. Çocuk sahibi olamama nedeniyle başvuran erkeklerin %35'inde rastlanıyor. 78 VARİKOSEL NEDİR? Varikosel semen analizinde(spermiogram) hangi bozukluklara neden olur? Sperm sayısında azalma Sperm hareketlerinde azalma Sperm şekillerinde bozulma Bu olumsuzluklara hangi mekanizmalarla sebep olur? Testisten atılamayan kanın testis etrafında birikmesi sonucu ısı artışı olması Testisten atılması gereken zararlı maddelerin atılamayıp testise geri dönmesi (reflü) Kirli kanın testiste birikmesi Varikosel tanısı nasıl konur? Teşhiste en önemli yöntem tecrübeli bir üroloji uzmanının yapacağı muayenedir. Muayene mutlaka ayakta yapılmalıdır. Muayeneye göre varikosel 3 dereceye (grade) ayrılır: Grade I (derece I): En hafif derece olup ayakta muayenede ancak öksürme/ıkınma gibi manevralarla ele gelen Grade II (derece II): Ayakta muayenede karın içi basıncını artırmaya gerek olmadan el ile muayenede anlaşılan Grade III (derece III): En ağır tip olup, ayakta gözle görülebilen varisli damarlar söz konusudur. Tanıda ikinci basamak, skrotal renkli doppler ultrasonografi tetkikidir. Bu tetkikle hasta damarların çapları, bu damarlara kirli kanın geri dönüp dönmediğini, testiste hacim kaybı olup olmadığını ortaya koyar. Semen Analizi (Spermiogram) nedir? Varikosel; spermde sayı, hareket ve şekil bozukluğuna (morfoloji) neden olabilir. Hastanın değerlendirilmesinde ideal olan 2 ayrı sperm tahlili (spermiogram) yapılmasıdır; iki sperm tahlili arasında 7 günden az ve 3 haftadan fazla süre olmamalıdır. Sperm sayısı 5-10 milyon arasında ise hastada kanda hormon seviyelerine (FSH ve Testosteron) bakmak gerekir. Eğer sayı 5 milyondan az ise: genetik testler yapılmalıdır. Genetik testler sonucunda bir bozukluk saptanmış ise varikosel muhtemelen tesadüfen bulunmuştur ve bu hastalarda varikosel ameliyatı fayda sağlamayacaktır. Varikosel nasıl tedavi edilir? Varikoselin günümüzdeki cerrahi tedavisi kasık bölgesinden yapılan yaklaşık 2-3 cm’lik kesi ile testis damarlarına ulaşmak ve hasta damarları bağlayarak iptal etmektir. Bu ameliyat mutlaka “MİKRO CERRAHİ” tekniği ile yapılmalıdır. Mikro cerrahi yöntemi ile hastalığın tekrar etme ihtimali %1 iken, ameliyat mikroskopu kullanılmaz ise bu oran %15'dir. Ayrıca mikro cerrahi yöntemi ile yapılan ameliyat sonucunda 1. yılda gebelik oranı %43 iken 2. yılda %60’lara varabilmektedir. Hangi hastalara cerrahi tedavi yapılmalıdır? Çocuk sahibi olamamış çiftlerde kadın partnerin sağlıklı olması durumunda Erkekte yapılan semen analizinde anormal bulgular saptandığında Daha önce çocuk sahibi olmuş ancak şimdi olamayan ve varikosel tanısı almış hastalarda Ağrısı başka tedavilerle geçmeyen olgularda Bekâr ancak yüksek dereceli (2. ve 3. derece) varikoseli olan hastalarda varikoselin ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle cerrahi tedavi gereklidir. Adolesan varikosel nedir? Ergenlik çağı öncesi çocuklarda rastlanan varikosele adolesan varikosel denir. 10 yaş altı çocuklarda oran %1 iken, adolesan çağda %11 olarak karşımıza çıkar. Bu yaş grubunda genellikle belirti vermez, muayenede ortaya çıkar. Adolesan varikosel ne zaman tedavi edilir? Ultrasonografide testis hacimleri arasında cc'den yada %10’dan fazla fark varsa, yani testiste hacim kaybı olmuş ise mikro cerrahi varikosel ameliyatı yapılmalıdır. Çocukluk çağında ameliyat olanlarda ameliyat sonrası testis hacimleri normale dönerken 14 yaşından sonra ameliyat olanlarda testisin kıvamı iyileşse de hacminde bir düzelme olmamaktadır. [email protected] 79 Acil Servislere Vale Geliyor 80 Hastane Otoparklarını İSPARK Yönetecek İSPARK Genel Müdürü Mehmet Çevik, İstanbul’da günde 150 bin kişiye hizmet veren İSPARK’ın hastane otoparklarını da işleteceğini söyledi. Sağlık Bakanlığıyla imzalanan protokol kapsamında İstanbul genelindeki devlet hastanelerinin otoparkları İSPARK’a devredilecek. İSPARK acil servislerde ücretsiz vale hizmeti verecek. Mehmet Çevik, kurum bünyesindeki yenilikleri Country Life’a anlattı. İstanbulluların hayatını kolaylaştıran projelerle hizmet ağını genişleten İSPARK hastanelerin acil servislerinde başlattığı vale hizmetini yayınlaştırıyor. Devlet hastanelerindeki otoparkların işletilmesi ve acil servislerde ücretsiz vale hizmeti verilmesi amacıyla yapılan görüşmeler neticelendi. Pilot olarak Fatih Sultan Mehmet Eğitim Araştırma Hastanesi, Üsküdar Devlet Hastanesi ve Göztepe Eğitim Araştırma Hastanesi’nde başlatılan uygulama 30 hastanede daha hayata geçecek. Kısa zamanda ücretsiz vale hizmeti İstanbul’daki devlet hastanelerinde uygulanmaya başlanacak. Hayat kurtaran acil servislerde vale desteği Trafik kazaları, düşme, çarpma, kalp krizi gibi olaylar sonucu her yıl milyonlarca insan acil servislere akın ediyor. Yaşam kurtaran acil servislerde vatandaşların yaşadığı sıkıntılara İSPARK personelleriyle vale desteği verecek. Valeler hastanelerin acil servis- Acil Servislere Vale Geliyor lerinde başlatılan ücretsiz vale hizmetiyle hem vatandaşların araçlarını park edecek hem de hastaların ilk yardımına koşacak. Vale sistemiyle hastanelerin acil servisine gelen sürücüler park yeri arama stresinden kurtulacak valelerinde yardımıyla hastalar kısa zamanda acil servislere yönlendirilecek. Otoparkta nakit derdine son İSPARK otoparklarında konumlandırılan üniteler sayesinde, sürücüler artık kredi kartı ile ödeme yapabilecek. İstanbul genelinde her gün yaklaşık 100 bin kişiye hizmet veren İSPARK, otoparklarda giriş çıkışları hızlandırmak ve sürücüleri nakit para derdinden kurtarmak amacıyla farklı ödeme seçeneklerini devreye sokacak. Kent genelinde 600 noktada 80 bin kapasiteyle otopark işletmeciliği yapan İSPARK, vatandaşlara kredi kartı ile ödeme imkanı sunacak. Devlet hastanelerinde uygulamaya başlanan ücretsiz vale projesiyle, yaşam kurtaran acil servislerde hasta ve hasta yakınlarına bu hizmeti vermekten dolayı mutlu olduklarını belirten İSPARK Genel Müdürü Mehmet Çevik “Vatandaşlarımızın en sıkıntılı zamanlarında eğitimli personellerimizle onların yanında olacağız. Araçlarını valelerimiz park edecek. Acil servislere gelen hastaların taşınması ve acil servislere yönlendirilmesi ilk önceliğimiz olacak” dedi. HGS VE İSTANBUL KART İLE ÖDEME İSPARK, kredi kartından sonra HGS ve İstanbul Kart ile ödeme yapılabilmesi için de teknik altyapı çalışmalarını sürdürüyor. Kente otopark kültürü kazandırmayı ve teknolojik imkanlarla sektörün kalitesini artırmayı misyon edinen İSPARK, 2015 yılı içerisinde bu sistemleri hizmete sokmayı hedefliyor. 81 SANAL OYUN DÜNYASI Mart ayı oyunseverleri mutlu edecek. Birbirinden güzel oyunlar bu ay görücüye çıkıyor. İşte Mart ayında çıkacak oyunlar; 82 Awakened Fate Ultimatum (PS3) – 17 Mart Battlefield Hardline (Xbox One, 360, PS4, PS3, PC) – 17 Mart Bladestorm: Nightmare (Xbox One, PS4, PS3) – 17 Mart Final Fantasy Type-0 (Xbox One, PS4) – 17 Mart Jamestown+ (PS4) – 17 Mart Oceanhorn: Monster of Uncharted Seas (PC) – 17 Mart Resident Evil Revelations 2 – Episode 4 (Xbox One, 360, PS4, PS3, PC) – 17 Mart (PSN) 18 Mart (XBL, PC) Worlds of Magic (PC) – 19 Mart Mario Party 10 (Wii U) – 20 Mart Bloodborne (PS4) – 24 Mart Borderlands: The Handsome Collection (Xbox One, PS4) – 24 Mart Lego Ninjago: Shadow of Ronin (Vita, 3DS) – 24 Mart Slender: The Arrival (PS4) – March 24, (Xbox One) – 25 Mart Pillars of Eternity (PC) – 26 Mart Forza Horizon 2 presents Fast & Furious (Xbox One, 360) – 27 Mart Dead or Alive 5: Final Round (PC) – 30 Mart Axiom Verge (PS4) – 31 Mart MLB 15 The Show (PS4, PS3, Vita) – 31 Mart Neverwinter (Xbox One) – 31 Mart Toukiden: Kiwami (PS4, Vita) – 31 Mart EN GÜNCEL TEKNOLOJİ HABERLERİ Apple Watch tanıtıldı Apple’ın teknoloji dünyasında ses getirecek etkinliğinde Apple Watch, Macbook, Apple TV ve daha bir çok uygulama tanıtıldı. Apple Watch bu akşamki etkinlikte tanıtıldı. Cook'un başkalarıyla iletişime geçmek için devrimsel bir ürün olarak tanımladığı Apple Watch 24 Nisan’da satışta olacak ve 10 Nisan’da ön siparişe açılacak. İlk partide Türkiye bulunmuyor. Apple Watch ile hava durumunu, müzik çaları ve kalp ritminizi görebiliyorsunuz. Apple Watch’ta yerleşik mikrofon ve hoparlör yer alıyor yani isterseniz telefon konuşması yapabiliyorsunuz, kısa mesajları kontrol edebiliyorsunuz. Saatin pil ömrü 18 saat Internet Explorer olarak gidiyor belirtiliyor Samsung Galaxy S6 Spartan geliyor Samsung Galaxy S6 ve Galaxy S6 Edge hakkında bilmeniz gereken her şey! Galaxy S6, yanında Galaxy S6 Edge ile birlikte, MWC 2015 fuarında resmi olarak ortaya çıktı. Beklendiği gibi, her iki telefon da, plastikten metal ve cam kasaya geçiş yaptı. Böylece Samsung'un yıllardır taviz vermeden devam ettiği plastik kasa anlayışı da, nihayet sona ermiş oldu. Galaxy S6 ve S6 Edge, Galaxy S5'te bulunan iki önemli özelliğe veda etmemiz anlamına da geliyor. Telefonlarda arka kapak çıkmıyor; dolayısıyla artık "pil bitince yenisi takarım" çözümü söz konusu değil. Ayrıca Samsung, artık microSD bellek kartı kullanma imkanı da sunmuyor. Microsoft Internet Explorer tarayıcısını sonlandırma kararı aldı. Yeni internet tarayıcısı Spartan Windows 10 ile birlikte kullanıma sunulacak. Bir zamanlar dünya üzerinde en çok kullanılan internet tarayıcısı Internet Explorer tarih oluyor yerine Spartan geliyor. Microsoft, Internet Explorer'ın çok sayıda hata bulundurması ve modern web tarayıcılarıyla rekabet edememesinden dolayı bu radikal kararı aldığını açıkladı. Windows 10 ile birlikte duyurulan ve Internet Explorer‘ın kötü imajını düzelteceği söylenilen yeni internet tarayıcısı Spartan’ın Windows 10 ile birlikte telefonlara da gelecek. 83 Mitsubishi, Konsept XR-PHEV II ve Yeni L200 ile Cenevre’de dikkatleri üzerine çekti... Mitsubishi Motors, 85. Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda tanıttığı Konsept XR-PHEV II konsept modeli ve yılın ikinci yarısında Türkiye’de satışa sunulacak Yeni L200 ile bütün dikkatleri üzerine çekti. 84 Mitsubishi Motors’un geliştirdiği MITSUBISHI Konsept XR-PHEV II, 85. Cenevre Uluslararası Otomobil Fuarı’nda en fazla dikkat çeken modellerden biri olmayı başardı. Outlander PHEV’in gördüğü ilginin ve elde ettiği başarılı satış grafiğinin ardından Mitsubishi’nin plug-in hibrit araçlara odaklandığını belirten Temsa Motorlu Araçlar Genel Müdürü Eşref Zeka, bu anlamda Cenevre Otomobil Fuarı’nın yenilikçi teknolojilerin tanıtıldığı bir platform olduğunu belirtti. modellerden biri olduğunu vurguladı. Zeka, 150 ülkede satışa sunulması planlanan 5. nesil L200’ün, Avrupa ve Türkiye’de yılın 2. yarısında satışa sunulacağını açıkladı. Eşref Zeka, bir ticari araç olarak sağlamlığı ve dayanıklılığı ile ön plana çıkan Yeni L200’ün de yine Cenevre’de dikkat çeken Zeka: “ASX’in ürün gamının tamamlanması, pazardaki konumumuzu sağlamlaştıracak” Yeni L200 yılın ikinci yarısında Türkiye’de satışta… ‘En üst seviye spor pick-up’ olarak bir otomobile eşdeğer iç kabin ve konfor sunan Yeni L200, bir önceki versiyonu ile karşılaştırıldığında %17 daha az yakıt sarfiyatı ve karbon salımı yapıyor. 6 ileri manuel şanzımanlı Yeni L200’de CO2 emisyonu 169 g/km'ye düşüyor. Pajero modelinde de bulunan 4x4 Super Select sisteminin Yeni L200’e eklenmesi ile arazi kabiliyeti de son derece artıyor. Temsa Motorlu Araçlar Genel Müdürü Eşref Zeka, Yeni L200 ile pazardaki güçlü konumu korumayı hedeflediklerini, önümüzdeki yıl yeni ASX’in gelmesiyle tamamlanacak binek ürün gamında büyümeyi öngördüklerini vurguladı. Mevcut ASX’in dizel motor seçeneğinin önümüzdeki birkaç ay içinde Türkiye’de olacağını açıklayan Zeka, “Tamamen yenilenen ASX ise 2016 yılının ikinci yarısında Türkiye pazarına giriş yapmış olacak.” diye belirtti. 85 MEHMET GÜLERYÜZ BİRİKİMİYLE İSTANBUL MODERN’DE… ‘’Ressam ve Resim: Mehmet Güleryüz Retrospektifi’’ sanatçının 1960’lı yıllardan 2010 yıllarına kadar uzanan kariyerinin bir dökümü niteliğinde… 86 İstanbul Modern’de düzenlenen sergi, Mehmet Güleryüz’ün resimden desene, heykelden gravüre, tiyatrodan performansa uzanan zengin ifade arayışının gelişim ve dönüşümüne ışık tutuyor. Eleştirel ve dışavurumcu üslubu ile yarım yüzyıldır Türkiye sanat sahnesinde kendisine özel ve ayrıcalıklı bir yer edinen Mehmet Güleryüz’ün sanatının merkezini insan ve onu çevreleyen sosyo-politik koşullar oluşturuyor. Toplumsal bir sürece ait olan Güleryüz’ün sanatı, gündelik algılardan, bilinen ve yerleşik duygulardan hareket ediyor. Bu nedenle de her çalışma kendi zamanının güncel tarihine referans veriyor. Songül Bilge Mak [email protected] Saint Joseph’de lise eğitimi alan genç, hocasını attığı tokata yıllar sonra teşekkür edecektir. O gün hocası Hulisi Sarptürk’ün bir tokat eşliğinde resimden bütünlemeye bırakması ki tek öğrencidir bütünlemeye kalan- resme saygı duymasını sağlayacak ve bugünlere gelmesinde önemli bir rol oynayacaktır. 1938 yılında Melahat ve Burhanettin Güleryüz’ün tek çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya gelen Mehmet Güleryüz henüz bir yaşındayken anne babasının ayrılmasıyla yaşamı da ikiye bölünür. Önceleri annesiyle Heybeliada’da yaşar. Eğitim hayatına babasının yanında başlayacak olan Güleryüz anne özlemiyle tutuşup okuldan kaçınca babası tarafından Göztepe Pansiyonlu İlkokulu’na yatılı verilir. Okuldayken, etüt saatlerinde ödev yapmak yerine her ne kadar vicdan azabı çekse de, çizgisiz defterlerini çizimlerle doldurur. Tatillerde babasının evindeki mesafeli ilişkiler, hissettiği baskı ve kendisine ait bir alanın olmayışından ötürü kendini adeta görünmez kılarak sığındığı hayallerini zihninde tiyatro sahnesi gibi kurgulamaya başlar. İşte hayatının geleceği çizilmiştir artık… Ressam olacak ve tiyatro onun hep hayatında var olacaktır. Çünkü iki mecra ona göre birbirini dengelemektedir. Her zaman tiyatrodan resme duygu, işleyiş akıtmıştır. Kendisinin de pek çok kez açıkladığı gibi sanatçı tiyatrodan tuval yüzeyine fiziksel bir eylemde bulunmanın imkan ve olasılıklarını öğrenir. Resimlerine bakarken hep bir konuyu anlatır sanki devamı 87 var veya az önce olmuş veya süre devam ediyor gibi hissedersiniz. Güleryüz 1958’de İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü sınavını kazanır. Akademi süresince resmin yanında tiyatroya olan ilgisini de sürdürecektir. İşte bu anlarda tiyatro da insan vücudunun aldığı form, jestler ve ortaya koyduğu davranışlarla oluşan tiplemeler, bu karakterlerin içinde bulundukları dekor ve sahne kullanımıyla birlikte gelişen çözümlemeler daha sonra ortaya koyacağı resim çalışmalarında da yerini alacaktır. 88 Bu dönemlerde 1958-62 yıllarında henüz Güleryüz’ün maharetli eli akademinin kurallarına göre resim yapmaktadır. Oysa şaşırtıcı bir keyifle çizen sanatçı için desen, bir anlamda eline egemen olmaksızın bir yazarın sözcüklerle eğlenmesine benzer biçimde kendiliğinden oluşmalıydı. 1964’de Galatasaray’da kendisine ait ilk atölyesini kurar. Ve işte artık bu dönemde masallar anlattığı resimlerinin ilk örneklerini yapar. Bunlar hem fantastik hem de gerçekçi görüntülerden oluşur. Ve burada ‘’Kafkas Tebeşir Dairesi’’ serisine başlar. Ressam bu dönemleri şöyle anlatır; “Tiyatroda anlatım meselelerinin ilgimi çektiğinden abstre resimlerin ötesinde ekspresyonist resme yöneldim. Spatulle doku oluşturup boyanın kıvamını sürüşle farklılaştırıp desen esaslı birbirine geçen insan ve hayvan figürleri çalışıyordum. Uzakdoğu izleri taşıyan hayvan ve insan motifleri yaptım. İlkel, göçebe toplum düzenindeki meseleler insan yapısı, hayvanlarla beraber yaşama üzerinde durdum. Niye bunları seçtiğimi anlatmak çok zor. Hayvanlar belirgin değildi; metaformoza uğramış gibiydiler ve fantastik roller oynuyorlardı. Daha sonraları figürü oluştururken de aynı yolu izledim, birebir gerçeğe bağlı olmayan, andan yola çıkarak şiiri oluşturabilen bir dil kurduğuma inanıyorum. Alanlar, lekeler, boyayla temas ve renkliler vardı; bunlar kah toprağı, kah tarlayı anlatıyorlar. Üzerinde ki lekelerde hayvanlardan, insanlardan söz ediyorlardı. O çalışmada renklerin mistik dünyasından büyük faz aldım. Hatta bir ara İsa meselesi üzerinde durdum. Ama İsa o İsa değil, çarmıh da çarmıh değildi. Kurban olarak İsa… Reddettiklerinizle hesaplaşma.” 1965 ve sonrası resimlerinde ise Güleryüz’ün renk meselesi belirirken. Bir yandan da isyan arzusunu ve toplumsal gerilim de ortaya çıkmaya başlar. 66 yılı mezuniyet yarışmasına kendine özgü ilk figüratif çalışması ‘’Manav’’ ile katılır ve birinci olarak Akademiyi bitirir. Sergide de göreceğiniz resim: anlatımcı yapısı ile bir sokak satıcısından ziyade hafif bıçkın bir mahalle delikanlısının kendinden emin duruş ve ifadesine sahiptir. Tezgahındaki meyve veya sebzelerindeki belirsizlik dikkatinizi çekecektir. Tezgahın arka planda saran naylonumsu çadırın beyaz yüzeyi ise manavın yüzünde ki kendinden emin ifadesinin öne çıkmasını sağlayacaktır. Bana hüznü hissettiren resim; Troleybüs Biletçisi 1970 Mart ayında Milli Eğitim Bakanlığı’nın üniversitelere öğretim üyesi yetiştirme amaçlı Avrupa konkurunu ‘’Troleybüs Biletçisi’’ ile kazanacaktır. Paris’te eğitim bursu kazandıran benim de en etkilendiğim resimlerinden ve önünde dakikalarca durup seyrettiğim resmin öyküsünü şöyle anlatır sanatçı; “1970 kışıydı kasvetli, yağmurlu bir sabah, sınava gitmek için Bebek’ten troleybüse bindim. Troleybüs biletçisi arka kapının hemen girişinde sağda oturur, önlerinde açılır kapanır bir tezgah olur, girene bilet keserlerdi. Gözüm biletçiye takıldı. Devasa, ağır bir kütle, gri-sarı yüz, hafif tıraşlı, bıyıksız içinde deri yelek, üzerinde gri kaput, boynunda para çantası ve dizlerinde tahta bilet kutusu, ayağında mest üzerine giyilmiş lastikler ve şapkasında metalik rakamlarla yazılmış numarası. Beş yüz vs… Hüzün abidesi gibi! Donup kaldım. Fındıklı’ya kadar onu seyrettim. Ona bakarak indim troleybüsten. “Ya rabbim uygun bir konu verseler de bu adamı yapsam’’ diyordum. Konu verildi; Hayattan bir sahne’’. Her şeyi anlatırsam resmi yapamam diye sadece kabaca işaretleri koyup eskizi teslim ettim. Barajı geçtikten sonra biletçiyi bir günde bitirdim. Arkadaki boşluğu kale almadım. Daha sonra kendi çocukluğumda annem ile babam arasındaki gidişgelişleri taşıdım, biletçinin arkasına boş sarı atmosferde yaşlı bir kadın, silüet halinde ki çocuk kadına yaslanmış. Resim jüriden tam not aldı… Daha sonra resmin Nazım Hikmet’i anımsattığını söyleyenlerin tavsiyesi üzerine resmin üzerine Nazım’ın şu dizelerini yazar ressam. İlk tramvay terk etti Camlar sarı ve sıcak bir ışıkla aydınlık Ama biliyorum ki içeride dondur ucu bir soğuk var. At, köpek, kedi, kaplumbağa, domuz gibi canlılara da ilk günden resimlerinde yer veren Güleryüz 70’li yıllarda sadece hayvanları merkez alan kompozisyonlar gerçekleştirir. Belki de bu canlılar insan ruhunun karmaşık yapısını anlamak için bir gözlem sahasıdır. Öyle ki sergiye gittiğinizde görmeniz gereken resimlerin başında yer alan; kararlılıkla resim yüzeyinden dışarıya doğru ilerlemeye çalışan bir yabandomuzuna ‘’Kendim’’ diye tanımlaması ayrıca göze çarpar. 1980 yıllar Newyork ‘un sıcak yaz aylarında evde geçirdiği uzun saatler boyunca doldurduğu desen defterlerinde figürler, biçim, oran ve anatomik yapıdan yaratıcılıkla ele alınırken desenlerinde el hareketleri hissedilmeye başlar ve figür özgürleşerek resimde daimi yerini alır. Bu dönemlerde ortaya çıkan rengin, sürüşün ve kendiliğindenliğin etkisi üzerine durduğu mavi tonlar ‘’su serisi ‘’ resimlerini ortaya çıkacaktır birçoklarına göre varoluşsal üslup ve konu arayışları bakımından zirve eserlerdir. Mehmet Güleryüz binicilik sporuna her zaman ilgi duymuştur hatta 94 yılında bu sporun resme etkisini şöyle anlatacaktır; Renklerim etkilendi ortamdan, orman ve atlar girdi tekrar resmime, sonra orman başka bir rol aldı, renkleri biçimleri kendi ritmiyle hareketlendirdi.’’ Diyecektir. Bu etkileşim sanatçının eserlerinin isimlerine de yansımıştır; Ormanda ağaç kesenler, Ormanda Kaçan Çıplak Adam, Kızıl Orman, Atlı, Avcı, Ormanda Atlı… Mehmet Güleryüz altmış yıllık sanat yaşamı; ressam ve resim arasındaki bu tutkulu iki yüze yakın eserin sahne aldığı retrospektifi İstanbul Modern’de izleyicilerini bekliyor… 89 GÖKTÜRK’TE SANAT HİSAR KÜLTÜR MERKEZİ Konser / 8 Nisan 2015 Süreyya Operası’nda gerçekleştirdikleri düzenli sezon konserlerinin yanı sıra yurtiçi ve yurtdışı turneleriyle de dikkat çeken Borusan Quartet, 2010 yılında ilki düzenlenen Andante dergisi Klasik Müzik Ödülleri’nde “Yılın Oda Müziği Topluluğu” ödülünü aldı. Yine aynı yıl New York’taki Carnegie Hall’da finali gerçekleşen 2010 ICMEC Uluslararası Oda Müziği Topluluğu Yarışması’nda birinci olarak altın madalyanın sahibi oldu. Çocuk Tiyatrosu / 11 Nisan 2015 Akbank Sanat oyun yazma atölyelerine katılan çocukların senaryolarından ve yönetmen Jonathan Lloyd'un bir öyküsünden uyarlanarak Rachell Barnett tarafından kaleme alınan “Aile Ağacı” isimli oyun, küçük Penny ve ailesinin eğlenceli hikayeleri eşliğinde çocuklara keyifli dakikalar yaşatırken, para ve tasarruf kavramlarıyla ilgili düşünmelerine yardımcı oluyor. Türkiye’de birçok çocuğa tiyatronun sihirli kapılarını açan Akbank Çocuk Tiyatrosu’nun yeni oyunu “Aile Ağacı” Hisar Okulları Kültür Merkezi sahnesinde sezonun son etkinliğinde izleyicileriyle buluşuyor. Sinema / Açlık Oyunları GÖKTÜRK KÜLTÜR SANAT MERKEZİ Tiyatro / Kadınlık Bizde Kalsın 90 Adem ile Havva’dan günümüze kadar kadın ile erkek arasında var olan bir oyun. Skeçler halinde ilerleyen ve her bölümde farklı şekilde kadın erkek ilişkilerini konu alan bir hikaye. Yakın bir gelecekte Kuzey Amerika kuraklık ve arkasında gelen yaygın kıtlıklarla zayıflayarak çökmüş, yerini bir başkent ve 12 eyaletten oluşan Panem isimli bir ülkeye bırakmıştır. Panem’de her yıl her eyaletten 2 gencin katıldığı “Açlık Oyunları” düzenlenmektedir. ŞEHİRDE SANAT ÜNLÜ PİYANİST BURAK BEKDİKYAN AKBANK SANAT’TA 2013 yılında yayınladığı ilk albümü "Circle of Life" ile uluslararası arenada büyük övgü alan piyanist Burak Bekdikyan, 30 Nisan Uluslararası Caz Günü kapsamında Akbank Sanat’ta müzik tutkunlarıyla buluşacak. İlk albümünün yanı sıra geçtiğimiz yıl New York’ta kaydettiği ve Ocak 2015’te dinleyicilerle buluşan tamamı kendi bestelerinden oluşan “Leap of Faith” isimli ikinci albümünden parçalar seslendirecek olan ünlü piyanist, cazseverlere keyifli bir müzik ziyafeti sunacak. www.akbanksanat.com GALERİ İLAYDA Galeri İlayda 6 Mart – 12 Nisan 2015 tarihleri arasında, Atilla Galip Pınar’ın ‘Öz // Essence’ adlı 4. kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanatçı, son bir yıl içerisinde ürettiği resimlerinden oluşan sergisinde, çoğunlukla kendi iç yolculuğunun ve varoluş sorgulamalarının yansımalarını izleyiciyle paylaşıyor. İnsan ve doğa ilişkisini temel alan, duygusal anlamda loş olarak tanımlanabilecek fakat bütünüyle pesimist olmayan bir yaklaşımın görüldüğü eserler, özellikle günümüz insanının maddeselliğe indirgenmiş genel bilinç düzeyine eleştiriler yöneltiyor. Hüsrev Gerede Cad.No:37 Teşvikiye İstanbul Tel: 0 212 – 227 92 92 www.galleryilayda.com Seyrine doyum olmayan bir İstanbul albümü… Asitane, Deraliyye, Dar-ül hilâfet’il aliyye, Dar’üssaadet, Der saadet, İslambol gibi pek çok ismi vardır İstanbul’un… Sayfaları çevirmekle bitmeyen bir kitap, seyrine d oyum olmayan bir resimdir İstanbul. Bu şehirde uygarlık tarihinin her anından, her bucağından kalın tılar, renkler vardır ve bugün de ilginç bir değişimin içindedir. Sultanahmet Meydanı, Beyazıt, Bâbıâli, Beyoğlu, Pera, Tarlabaşı, Balat, Eyüp, Kumkapı ve Taksim’den yola çıkan İstanbul’dan Sayfalar sokaklarından meydanlarına, camilerinden mezarlıklarına, ulema semtlerinden eğlence mekânlarına, kütüphanelerinden meyhanelerine benzersiz bir İstanbul yolculuğu. İlber Ortaylı; diliyle, tarihiyle, kültürüyle var olan eşsiz bir hazinenin, bir dünya başkentinin sayfalarını aralıyor. 91 SADE, SICAK VE GÜZEL MOLİVOS Barbaros’un memleketi Ege Denizi’nde bulunan Türkiye’ye en yakın adalardan biri Midilli. Ayvalık’tan yaklaşık 1.5 saatlik bir feribot yolculuğunun ardından ulaşmak mümkün adaya. Yunanistan’ın en büyük üçüncü adası olan Midilli adını merkezinden alıyor. Yunanca’da Mytilíni olarak geçmekle birlikte ünlü Yunan şairler Alceaus ve Sappho'nun memleketi olan adaya eşcinsel kadın şair Sappho'ya atfen Lesvos da deniliyor. Ada’nın bizler açısından bir diğer önemli özelliği ise ünlü Osmanlı Amirali Barbaros Hayrettin Paşa’nın memleketi olması. 1462-1913 tarihleri arasında Osmanlı hakimiyetinin olduğu adada bulunan kalelerin içindeki yapılar ve köylerindeki kiliseye dönüştürülmüş camilerde Osmanlı döneminin izlerini görmek mümkün. Midilli Adası’nın genel olarak bu cümlelerle özetledikten sonra yazımıza konu olan Molivos köyüne gelelim. 92 Yazı ve Fotoğraflar: E. Hilal Korucu MOLİVOS’UN KAPILARINDAN, PENCERELERİNDEN SÜZÜLMEK HAYATA Adanın kıyılarında bulunan köylerden biri Molivos. Midilli’nin kuzeyinde bulunan köy, merkeze 60 km uzaklıkta. Otobüs ile gidebileceğiniz gibi daha keyifli ve yol üzerindeki köyleri de görerek gitmek istiyorum derseniz araç kiralamanız daha iyi bir tercih olur. Gri bir sonbahar akşamında ulaştığımız Molivos’ta öncelikle kalacağımız pansiyonun sahibi Evi’nin kapısını çaldık. Küçük bir yanlış anlama ile gideceğimiz konusunda kesin bilgisi olmayan ev sahibimiz odamızı hazırlamak için bizden süre istediğinde şöyle bir etrafa göz atalım deyip, küçük bir alana kurulmuş olan köyün limanına indik. Hava kapalı olmasına rağmen köyün dinginliği, taş evlerinin göz alıcı renklerle boyanmış kapı ve pencereleri, Ege’nin derinliği ilk saatlerden bizi içine aldı. Akşam olmuştu ve odamızın hazır olduğu düşüncesiyle pansiyonumuza döndük. İki katlı şirin bir taş evin içinde olan mütevazı odamıza yerleşmeden önce Evi biraz da mahcup olarak evinde kahve içmeye davet etti bizi. Bu içten davete icap ederek yaptığı kahveyi nefis meyve tatlısı eşliğinde içtik. Adada kahve ile birlikte küçük bir parça meyve tatlısı ikram ediliyor bunu da kaldığımız süre içinde deneyimledik. MOLİVOS’UN SEYİR NOKTASI Yağmurlu ve rüzgârlı bir akşamın ardından güneşli bir sonbahar gününe uyandık. İkinci günümüzde Molivos’u adımlamak üzere yola koyulduk. Köyü tepeden gören ilk inşası Ortaçağ’a dayanan kale ilk hedefimizdi. Doğal taş döşemeli, Arnavut kaldırımı dar sokaklarından zaman zaman merdivenleri tırmanarak vardık kaleye. 2 Euro giriş ücreti ödeyerek, kalenin bölümlerinde gezinmeye başladık. Midilli Adası’nın ikinci büyük kalesi olan bu tarihi yapı, köyün limanına hakim bir noktada bulunuyor. Kurulduğu ilk dönemlerden bu yana kale hem ticaret hem de güvenlik açısından gözlem yapılan bir yer olmuş. Kalenin giriş kapısının üstünde Osmanlıca bir yazıt bulunuyor. Dört bir yanından Molivos’u 93 ve Ege Denizi’ni temaşa edebileceğiniz kalede yaz aylarında çeşitli etkinliklerin düzenlendiğini kurulan platformdan anlıyoruz. Nefis havasını içimize çeke çeke güneşin ışıltısı ve rüzgârın zindeliği ile enerjimizi tazeleyip kaleden çıkıp köyün sokaklarına doğru akmaya başlıyoruz. AGORA’NIN SALKIM GÖLGELİ SOKAĞI Arnavut kaldırımlarında bazen iniş bazen yokuş yol alırken, sonbahar mevsimine inat çiçekli balkonlar, rengârenk sarmaşıklar ve onlarla yarışan evlerin kapı/pencereleri arasında keşfediyoruz bu şirin köyü. Portakal ağaçlarının yerlere düşen meyvelerinin belli ki kimse yüzüne bakmıyor. Sokaklarda kediler köpekler zaman zaman arkadaşlık ediyor gezintimizde bize. Yol alırken kendimizi “Agora” diye adlandırılan Molivos’un çarşısında buluyoruz. Turizm mevsimi olmadığından ve bizler de biraz erkenci olduğumuzdan henüz kapılarını açmamış olan dükkânlar, sarmaşıkların gölgesindeki dar bir sokakta karşılıklı dizilmişler. Köyün resmi daireleri de çarşı civarında bulunuyor. Temizlik görevlileri yerde biriken yaprakları topluyor ve zaman zaman motosikletli köylüler geçiyor sokaklardan. Hatta yaşlı bir teyzeyi atv’si ile köyün dik yokuşundan çıkarken gördüğümüzde buradaki en iyi ulaşım çözümünün bu olduğunu anladık. Çok küçük bir alanı kaplamasına ve birbirinin aynı şeyler varmış gibi durmasına rağmen sürekli sürprizler yaşattı Molivos bize. Her sokak ayrı bir güzelliğe varıyor burada. Köyün küçük meydanında güzel bir kahve eşliğinde soluklanırken birkaç saatlik gezintimize rağmen ruhumuza tesir eden keyfin tadına varıyorduk sevgili Hülya ile. 94 MUHABBET KATIKLI BADEMLERİN TADI KALDI DAMAĞIMIZDA Yeniden adımlarken sokakları köyün yüksek bir noktasında çift kişilik yalnızlığı ile köyü kollar gibi duran iki ağacı bulunduğu noktaya vardık. Köyü ve kaleyi nispeten uzaktan görebildiğimiz bu noktada badem ağaçları bizi kendine doğru çekmeye başladı. Elimize aldığımız küçük taşlarla topladığımız bademleri kırıp yemeye başladık. Güneşli bir sonbahar gününde mis gibi havada yediğimiz bu muhabbet katıklı bademlerin tadı tarifsizdi. Küçük dostlarımız kediler burada da bizimleydi. Nereye vardığımızı hesaplamadan kıyıya doğru inen yola yöneldik. Köyün deniz kıyısında çok sayıda restoran ve kafe bulunuyor. Merak edip içine girdiğimiz bir kafenin ortamı mıknatıs gibi çekti bizi. Kısa süre önce kahve içmiş üstüne de bademlerimizi yemiştik. Ama pırıl pırıl güneşli bir havada içimize ferahlık veren dalgaların şarkısı dinlemek için oturalım ve ayıp olmasın diye de bir bitki çayı içelim dedik. Kocaman cam demliklerde gelen çayımızı yudumlarken, kafedeki televizyondan gelen Yunanca konuşmalar, ortamın verdiği olanca hazza rağmen hayattaki misafirliğimizi hatırlattı bana. Gün yarılanmış ve köyün bir kısmına henüz ayak basmamıştık. Deniz seviyesindeydik artık ve köyün dışına doğru ilerlemeye başladık. Tarlaların olduğu kısım uzanıyordu buradan itibaren. Bu da başka bir sürpriziydi Molivos’un bizler için. Fakat bugün yapmak isteğimiz bir şey daha vardı. Pansiyon sahibemiz Evi’nin de ısrarla gitmemizi tavsiye ettiği kaplıcaya varmak için adımlarımızı hızlandırdık. Zira kaplıca 16:00’a kadar açık olurmuş. BEDENE VE RUHA ŞİFA EFTALOU KAPLICASI Molivos’a 4 km uzaklıkta olan bu kaplıcaya gitmek için kiralık aracımızın olması çok işe yaradı. Kısa sürede varınca Eftalou kaplıcasına, günün yeni sürprizinin bu olduğunu anladık. Biz büyük bir termal tesis beklerken, denize birkaç metre uzaklıkta küçük bir yapı ile karşılaştık. Şaşırmakla birlikte bu durum hoşumuza gitti. Girişte termali işleten çiftten başkası yoktu. Kaplıcanın kaynağının bulunduğu havuza girmeden önce, uzun süre suda kalmamız için bizi uyardı işletmenin sahibi kadın. Çünkü suyun sıcaklığı 40-45 dereceyi buluyormuş. Suyunun şifalı olduğu söylenen Eftalou kaplıcasına yazın girenler, havuzdan çıktıktan sonra nispeten daha serin olan deniz suyuna kendilerini bırakarak deniz terapisi yapıyorlar. Kalış süremizi biraz uzun tuttuğumuz için havuzun sıcak suyundan çıktıktan sonra kendimize gelmemiz biraz zaman aldıysa da kaplıcanın sahibi çift ile kısa sohbetimiz ve termalin verdiği rahatlık ile “ne iyi ettik de geldik” diyerek ayrıldık buradan. VEDA KAHVESİ Gün akşama dönerken Molivos’un merkezine doğru giderek aracımızı pansiyonun önüne bırakıp gün batımını izlemek üzere limana doğru yürümeye başladık. Bu esnada bir sokak köpeği ısrarla peşimizden gelerek önce kıyının yüksek bir noktasından nefis günbatımını izlerken, ardından da liman da akşam yemeği yerken bize eşlik etti. Kısa ama son derece güzel tatlar bırakarak geçen seyahatimizde son akşamımızı da geride bırakmıştık. Yorgun bir o kadarda huzurlu vardık pansiyonumuza. Konaklama ücretini vermek üzere Evi’nin kapısını çaldık ve o bizi yeniden davet etti içeri kahve içmek için. Bu hoş daveti yine geri çeviremedik. Yine içtik kahvemizi meyve tatlısı eşliğinde. Biz de Evi’yi davet ettik İstanbul’a. Gelirse misafir etmek istediğimizi söyledik ona. Ertesi gün Molivos’ta yeni güne uyanarak erkenden yola koyulduk Midilli merkeze varmak üzere…. 95 “KAR CEBE YAKIŞIR” 2015’in ilk çeyreğini geride bırakmak üzereyiz. Her geçen gün gücüne güç katan Amerikan Doları, neredeyse global ekonomi içerisindeki her para birimine karşı tarihi seviyelere ulaştı. 2015’in “Amerikan Doları” yılı olması bekleniyordu ama Amerika Merkez Bankası daha faiz artışını yapmadan bu seviyelere ulaşması da tahmin edilmiyordu. Geride bıraktığımız günlerde Dolar kurunda rekor üzerine rekor yaşanırken, sizlerden gelen soru ve yorumların da desteğiyle, bu ayki konuğumla teknik konular üzerinde sohbet ettik. A1 Capital’in başarılı direktörü Belgin Maviş ile “Ne olacak bu doların hali” diye başladık sohbetimize. Bu yıla damgasını vuracak olan ABD'nin faiz artırım süreci, petrol fiyatlarının seyri ve hepsinden önemlisi borsaya yeni girmek isteyen bir yatırımcı ne yapmalı nasıl hareket etmeli, Belgin Maviş ile hepsini sizin için konuştuk... 96 Hazırlayan: Meltem Acet -Geçtiğimiz günlerde doların tarihi zirveyi zorladığını gördük. İki buçuk liranın üzerinde seyreden bir dolar kuru var, kurlardaki yükseliş nereye kadar devam eder? Dolar, Amerika Merkez Bankası’nın (FED) olası bir faiz artırımı ihtimali ile tüm dünyada değer kazanmaya başladı. İçerideki son bir haftalık agresif harekette siyasi tansiyondaki yükselişler de etkili oldu. Dolarda 2,50 seviyesini her an görebilme beklentim yılbaşından bu yana vardı. Ancak bu kadar keskin bir yükseliş beklemiyordum. 2,55 zirve seviyeleri olmakla birlikte, yıl sonuna kadar dolarda agresif hareketler görmeye devam edeceğiz. Bu kaçınılmaz... -Sene sonu için kurlarda neler öngörüyorsunuz? Söz konusu Dolar olduğunda 2,70 ve üzeri bir seviye kaçınılmaz olacaktır. Tabi eğer FED faiz artırımına 2015’in ikinci yarısında başlarsa. Yapmayacağını düşünelim, -ki ben yapmayacağı görüşündeyim- o zaman 2,40 2,45 seviyeleri destekleri olacaktır... -Son zamanlarda en çok konuşulan konulardan biri de faiz indirimi. Düşsün mü, düşmesin mi, az mı düştü çok mu demeden önce, piyasaları yakından takip etmeyenler için kısa bir bilgilendirme yapalım dilerseniz. Faizdeki düşüş dövizi ne yönde etkiler? Faizlerdeki düşüş içeride dövizi tetikler. Daha indirim olmadan olabilme ihtimali ve sonrasında Merkez Bankası ve Cumhurbaşkanı arasında eleştiri dozu gittikçe artan indirim söylemleri bile doları tetiklemeye yetti. Dolayısıyla bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için indirim zorunlu olmadıkça kur savaşlarına ve sıcak para hareketlerine karşı koruyucu kalkandır. - Peki piyasalardaki diğer değişkenler nasıl etkilenir faiz indiriminden? Faiz indiriminin olmaması doların yukarı yönlü hareketini ciddi anlamda frenlerken, borsaya da pozitif ivme kazandırır. Tahvil ve bonodaki paranın da VİOP ve hisseye geçişi hızlanır. Aslında bu durum ironik bir hal almadı değil. Aylarca BİST 100 faizlerin indirimini pozitif yönde fiyatladı. Bugüne baktığımda, kurlardaki aşırı dalgalanma ile faiz indirimi yapılmaması ihtimalini pozitif fiyatlayacaktır. -İç ve dış piyasalardaki mevcut şartlar altında, Merkez Bankası faiz indirimini nasıl değerlendiriyorsunuz? TCMB Mart ayı toplantısında faizlerde bir indirim beklemiyorum. - Faizlerdeki daha radikal bir düşüşün konut sektörü üzerinde sizce nasıl bir etkisi olur? Direkt etkisi olmaz. Öyle bir kanı oluşturulmuş olsa da bu ekonomiyi canlandırma anlamında olmalı bence. Tek bir sektör için değil.. -Konut almak için düşük faizi mi beklemeli, yoksa düşük faizle yükselecek fiyatlardan korunmak için şimdi mi yatırım yapmalı? Gayrimenkule yatırım her zaman olur. Elbette düşük maliyetle almak iyidir. Ancak mevcut durumda da alınabilir. Faizlerin yüksek olduğunu düşünmüyorum. -Biraz da borsadan bahsedelim, BİST100 endeksi yılbaşına göre MSCI dünya endeksine göre yaklaşık %12 negatif ayrışırken Türk Lirası da aynı dönemde en çok değer kaybına maruz kalan para birimleri içerisinde yer aldı. Diğer gelişmiş ülke borsa endeksleri ise son yılların zirvelerinde işlem görmeyi sürdürüyor. Türkiye'de de borsa benzer bir eğilim içine girebilir mi? Evet yavaş yavaş giriyoruz ve buna alışmalıyız… Gelişmekte olan piyasalar Amerika Merkez Bankası FED’in olası faiz artırımına hazır olmalı. Ben 2015 de FED’den bir faiz artırımı beklemiyorum. Ancak makro verileri iyi gelen ABD radikal bir adım atarsa da, bunu en erken 2015 Ekim-Kasım döneminde yapacaktır. - Borsaya girmeyi düşünen yatırımcılar için neler tavsiye edersiniz? Borsaya her zaman girilir. Borsaya girerken asıl önemli olan hisse seçimidir, yani borsaya yeni girmeyi düşünenler için bunun yazı, kışı bir mevsimi yoktur diyebiliriz. Hisse senedine ilk kez yatırım yapacak olanlara “doğru hisse, eşittir doğru yatırım” sözünü hatırlatmak isterim. İşte bu noktada da temel analiz devreye giriyor. Hisse bazında doğru seçimi yapabilmek ve yatırımları doğru yönlendirebilmek adına temel analizin önemi büyük. -Türkler için Altın vazgeçilemeyen yatırım araçlarından. Uluslararası piyasalarda, altın fiyatı ons/dolar olarak ifade ediliyor ve iç piyasada da hem bu fiyat, hem de kurdaki dalgalanma TL bazındaki fiyatları belirliyor. Senden bu sene için dolar tahminini aldık, peki uluslararası piyasalardaki altın fiyatlarında beklentilerin ne yönde? Altının ons fiyatı 1.118-1.250 dolar bandında yıl genelinde devam eder. -Bu durumda Amerikan dolarındaki yükselişin de etkisiyle, yatırımcıların “güvenli liman” altına yönelmesini beklenebilir. Altın ile başladık, yine emtia ile devam edelim sorularımıza öyleyse. Dünyada petrol fiyatları düşerken, burada benzine zam haberleri duyabiliyoruz. Petroldeki düşüşün vatandaşın cebine olumlu etkisini doğrudan görmememizin sebebi nedir? Alınan vergiler tabi ki. Vergilendirmeden ötürü korkunç bir maliyet çıkıyor ortaya. İronik bir durum ama dünyada petrol düşerken bize de 9 kuruş zam geldiğini hatırlıyorum. Trajik ve komik, ama öyle. -Son olarak yatırımcılara ne tavsiye edersiniz? Yatırımlarda neye yönelmeleri daha doğru olur? Riski dağıtmak önemlidir portföy oluştururken... Alışlar ve satışlar kademeli olmalı ve borsa çıkarken değil, sert düşüşlerin ard arda yaşanması sonrası alım fırsatları kaçırılmamalıdır. Ve benim klasik bir söylemim vardır. KAR CEBE YAKIŞIR..Her zaman ☺ - Herkese bereketli, bol kazançlı ve hepsinden önce sağlık ve huzur dolu bir ay olsun öyleyse. Sohbet için çok teşekkür ediyorum. Büyük bir keyifti, ben teşekkür ederim İletişim: twitter/@meltemacet 97 MEVSİM GEÇİŞLERİNE DİKKAT! Vücudumuzun dengeli çalışması için, vücut sıcaklığının belli bir seviyede tutulması gerekiyor. Bu durum, vücuttaki organların sağlıklı bir şekilde çalışabilmesi açısından hayati önem taşıyor. Yaz mevsiminde sıcak havalara uyum sağlayan insan vücudu özellikle de solunum yolları, ani hava değişikliklerine ayak uydurabilmek için belli bir zamana ihtiyaç duyuyor. Sonbahara geçişte havaların soğuması, vücut ısısında ani düşmelere yol açarak, vücudun direncini düşürüyor. Emsey Hospital’dan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, konuyla ilgili görüşlerini paylaşıyor. 98 “HAVA DEĞİŞİMLERİ ÜST SOLUNUM YOLU HASTALIKLARINI TETİKLİYOR” PROF. DR. SUAT TURGUT İnsan vücudunun kliması üst solunum yolu, hava değişimlerinden etkileniyor İnsan vücudunda bir klima gibi çalışan akciğerler ve üst solunum yolu, bağışıklık sisteminde önemli bir yere sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Burun, bulunduğu ortamın sıcaklığına ve iklim şartlarına bağlı olarak solunan havayı ısıtarak nemlendiriyor, hava içindeki toz ve mikropları filtre ediyor. Akciğerin ihtiyaç duyduğu ısı ve nemdeki hava buradan gönderiliyor. Bu görev, ani hava değişimlerinde sağlıklı olarak yapılamıyor. Bunun sonucunda, çeşitli kulak burun boğaz ve solunum yolları hastalıklarının ortaya çıktığını ifade eden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, konuyla ilgili görüşlerini şu sözlerle aktarıyor: “Yazdan sonbahara geçişte hava şartlarının değişimiyle burun ve geniz iltihabı (nezle), orta kulak iltihapları, gribal enfeksiyon, sinüzit, bademcik iltihapları ve alt solunum yolları enfeksiyonları sıklıkla görülür. Soğuk hava üst solunum yolu direncini zayıflatarak, bakteri ve virüslerin hastalık yapmasına sebep olur.” Üst solunum yolu hastalıklarında belirtiler ve yapılması gerekenler Sonbaharda sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonlarında halsizlik, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı belirtileri görülüyor. Üst solunum yolunun en basit hastalığı olan nezle, burun ve genzi tutuyor. Bakteri veya virüsler genizde çoğalmaya başlıyor ve bu nedenle, genizde yanma ve ağrı belirti olarak kendini gösteriyor. Bunu takiben burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve geniz akıntısı oluşuyor. Başlangıçta sulu olan burun akıntısı gün geçtikçe koyulaşıyor, 4-5 gün sonra sarı yeşil hal alıyor. Bu durumun vücut direnci normal olan sağlıklı bir bireyde kendiliğinden iyileştiğini söyleyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, görüşlerini şu şekilde sürdürüyor: ”Üst solunum yolu enfeksiyonunun aktif olduğu dönemde, istirahat etmek yeterli ve dengeli beslenmek, mevsime uygun giyinip vücut ısısını dengelemek iyileşmeyi kolaylaştırır. Aksi durumlarda hastalık vücut geneline yayılır, gribal enfeksiyon, sinüzit, orta kulak iltihabı hatta alt solunum yoluna ilerleyerek zatürre (pnömoni) de ortaya çıkabilir. Başlangıçta basit gibi görünen bu hastalıklar vücut direnci düşük olan yaşlılar, çocuklar, kanser tedavisi gören hastalar ve şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olanlarda çok daha ağır sonuçlar doğurabilir, nadir olsa da ölümcül olabilir. Mevsim geçişlerinde solunum yolu hastalıklarından korunmak için ne yapılabilir? Mevsim geçişlerinde solunum yolu hastalıklarına yakalanmamak için; hasta olan kişilerle tensel temastan kaçınmak, el yıkamak, giysilere dikkat etmek, düzenli beslenip, yeterli istirahat etmek gerekiyor. Soğuk havalarla birlikte hastalıklı birey sayısının artması kişiler arası bulaş riskini de artırdığından tokalaşma, öpüşme gibi tensel temaslar konusunda çok dikkatli olunmalı. El yıkama alışkanlığı da hastalıkların yayılmasını önlemek açısından büyük yarar sağlıyor. Prof. Dr. Suat Turgut Kulak Burun Boğaz Uzmanı www.emseyhospital.com 99 100 HÜZÜNLÜ VEDALARIMIZ HALİL KILIÇ DT: 01-01-1937 ÖT: 25 ŞUBAT 2015 Kemerburgaz’ın hacı amcası Halil Kılıç’ı ani bir kalp krizi sonucu hakka uğurladık. Rize Çayeli Büyükköy’den 60 sene önce 15’li yaşlarda rızkını kazanmak için İstanbul’a 5 kardeşi ile birlikte demir attı. Kardeşler el birliği ile çalışarak koca şehirde kişilikleri, kimlikleri ve yardımseverlikleri ile kısa zamanda binlerce dost edindiler. Halil amcamızın hayırsever kimliğini cenazesine katılan bine yakın sevenini görünce anlayabildik. Bildiğimiz dışında bilemediğimiz birçok hayır işleyen Halil amcamızın en büyük eserlerinden bir tanesi olan Kemerburgaz Mimar Sinan camiini yaptırmasıydı. Kendisinin ön ayak olup inşaatını tamamladığı camiden gözyaşları içinde uğurladık. Mekanı cennet olsun! LEVENT GÜLCÜ DT: 19 Eylül 1950 Ö.T: 25 Şubat 2015 İÇTEN, SAMİMİ, SANAT ADAMI VE İŞİNE GÖNÜL VEREN BİR BAFRALI 1986’da Bafra Karafırın’ın ilk şubesini Hacı Osman’da işletmeye başlayan Levent Gülcü, 2006 yılında kardeşi Bülent Gülcü ile Göktürk’te Bafra Karafırın’ı markalaştırdı. Görsel sanatlara gönül veren Levent Abi babacan tavırları ve gülen yüzü ile hep bilincimizde yaşayacak. O mütevazı kişiliğini için kocaman bir sanat adamlığını her zaman gizlemesini bilmişti. Onun ile tanıştığımız günden beri konuşup da yapamadığımız tek şey onu ikna edip resim sanatı üzerine bir röportaj yapmaktı. Nasip olmadı. Seni Özleyeceğiz. O’ndan bir dize: “Ama bulamayacaksın. Acaba’lar, geldimi’ler, Artık geride kaldı, gelmeyecekler. Gelecekmi’ler dedin, Her an gelecekmiş gibi yapacağız.” RAFET AKIN (NAM-I DİĞER ÇARLİ) Kemerburgaz ve Göktürk'ün sembol ismi ve her kesim tarafından sevilen ve sayılan kişiliğiyle tanınan Çarli Rafet tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Fenerbahçe Akhisar maçını izlerken hakem hatalarına sinirlenip rahatsızlanan "Çarli" Rafet, yoğun bakıma alınmıştı. Beş gün tedavi gördüğü Okmeydanı hastanesinde hayata gözlerini yuman ÇARLİ sevenlerinin gözyaşlarıyla toprağa verildi. Çarli, hayatın tüm renkleriyle seni tanıdık. Gülen yüzünü ve hayat enerjini hiç unutmayacağız. 101 ACİL TELEFONLAR İLKYARDIM / 112 YANGIN İMDAT / 110 POLİS İMDAT / 155 TRAFİK / 154 ORMAN YANGINI / 177 TURİZM ŞİKÂYET / 176 AİLE İÇİ ŞİDDET / 183 DOĞALGAZ / 187 ALO TÜKETİCİ / 175 ÇİLİNGİR 0212 322 17 87 DÖVİZ BÜROSU 0212 322 82 42 EYÜP HAYVAN BARINAĞI 0212 627 91 87 ELEKTRİK ARIZA 0212 360 00 91 EYÜP BELEDİYESİ GÖKTÜRK ŞUBE 0212 322 11 12 GÖKTÜRK SÜRÜCÜ KURSU 0212 322 62 44 GÖKTÜRK POLİS MERKEZİ 0212 360 30 75 GÖKTÜRK ORMAN FİDANLIĞI 0212 322 82 92 GÖKTÜRK İTFAİYE 0212 322 18 00 GÖKTÜRK NOTER 0212 322 23 56 GÖKTÜRK İSMEK 0212 322 12 22 GÖKTÜRK CİNEPORT 0212 322 31 04 HASTANE, POLİKLİNİK & LABORATUAR Acıbadem Göktürk 0212 322 56 60 Biruni Laboratuvarı 0212 322 68 22 Eyüp Devlet Hastanesi 0212 417 29 00 Florence Nightingale 0212 322 63 22 ISOM Estetik Cerrahi Tıp Merkezi 0212 324 03 24 Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi 0212 594 1253 Osmanoğlu Hastanesi 0212 296 20 60 Özel Begüm Sağlık Kabini 0212 322 48 25 – 0544 334 25 80 Özel Dermamed Polikliniği 0212 322 57 37 Özel Donegen Genetik Hastalıklar Tanı Merkezi 0212 324 12 14 Özel Eyüp Haliç Hospital 0212 627 10 80 AĞIZ & DİŞ SAĞLIĞI Cosmodent 0212 322 40 04 Dt. Ercüment Sucu 0539 956 1010 Kemer İstanbul 0212 322 38 28 Özel Ergene 0212 322 69 98-99 ACİL VE EVDE SAĞLIK HİZMETLERİ Acıbadem Mobil Sağlık 444 9 724 MEDİKAL ÜRÜNLER Net Medikal 0212 322 60 68 102 DİYETİSYEN Uzm. Dyt. Simge Çıtak 0212 322 0873 DOKTOR Aile Hekimi Uzm. Dr. Müge Kardaş 0212 322 29 21 Çocuk Doktoru Mürsel İnanç 0212 322 79 83-84 / 0532 542 75 71 Dr. Faid Hasan 0212 360 03 12 / 0532 274 55 80 İç Hastalıklar Uzm. Dr. Demet Elvan 0212 322 91 78 Plastik Cerrah Doç. Dr. Ahmet Sönmez 0212 266 73 00 VETERİNER Berilyum 0212 322 2093 Çizmeli Kedi 0212 322 36 27 Göktürk Veteriner Kliniği 0212 322 78 22 PET HOTEL Duygu Pet Hotel 0212 322 22 11/0533 473 07 81 ESTETİK &GÜZELLİK SALONU Bianca 0212 322 54 55 Dalya SPA 0212 322 35 12 /34 12 Estemia 0212 322 91 85 / 0533 063 23 50 Estethica 0212 322 82 60 Müge Güzellik 0212 322 84 63 ProNail 0532 111 03 21 Roma Life 0212 322 09 99 Tanning&Beauty Solaryum 0212 322 64 87 Türkan Saraç 0535 523 93 94 BANKA Akbank 0212 322 36 92 Denizbank 0212 322 61 01 Finansbank 0212 322 31 91 Garanti Bankası 0212 322 31 72 HSBC Bankası 0212 322 72 95 ING Bank 0212 322 27 10 TEB 0212 777 40 00 Türkiye İş Bankası 0212 322 32 58 Vakıfbank 0212 322 52 83 Yapı Kredi Bankası 0212 322 23 96 Ziraat Bankası 0212 322 47 50 RESTORAN & CATERİNG 444 Döner 0212 322 34 42-35 42 Bigchefs 0212 322 68 00 Cafelera 0212 322 89 94 Cundalı Cemil 0212 322 04 62 Dardenia 0212 500 14 38 Eaters İstanbul 0212 322 42 44 Bolulu Hasan Usta 0212 322 22 88 Healthy & Fit Catering 0532 235 11 73 Meatinn The Steakhose 0212 322 63 28 Girit Balıkçısı 0212 322 12 04/12 06 Kemeraltı Kahvaltı&Barbekü 0532 272 76 80 Kemer Cafe Ev Yemekleri 0212 322 01 71 Koefteque Restaurant 0212 322 45 02 Koefte Harun Usta 0212 322 25 02 Köfteci Şaban 0212 322 16 11 Lokanta18 0212 322 80 41 İskele Balıkçısı 0212 360 16 32 işkembahçe 0212 360 12 09 - 0532 272 09 45 K-Brasserie 322 69 00 Kardeşler Lokantası 0212 360 13 85 Olivo Ristorante 0212 322 32 12 Pizzacio 0212 322 12 20 Sushico 0212 322 31 81 Tezgah Food 0212 924 99 85 The Bloom Brasserie 0212 322 27 44 Wagamama 0212 322 15 87-88 Westside 0545 328 93 78 Vincotto 0212 322 27 62 7 Restaurant 0212 322 55 27-28 CAFE & BAR Bizz Pub 0212 322 48 22 Caribou Coffee 0212 322 65 61 Cool Bar 0212 322 75 35 Starbucks 322 45 98 Veranda Cafe 0212 322 73 73 Yasemin&Tuncel Roastery and Gelateria 0212 322 42 64 Zinde Cafe 0212 322 66 50 FAST FOOD Etiler Marmaris 0212 322 17 98 KFC 444 3 555 Mc Donalds 444 62 62 PASTA, FIRIN & DONDURMA Anna’s Bakery 0212 322 78 32 Aslı Börek 0212 322 02 02 Ceviz 0212 322 26 64 Fırın İstanbul 0212 322 54 05 Girendola 0212 322 13 63 Jean Pierre Patisseria 0212 322 13 63 Kahve Dünyası 0212 360 07 98 Karafırın 0212 322 43 34-42 La Bakery 0212 322 55 16 Mado 0212 322 88 80 Özsüt 0212 322 73 43 Pasta Evim Torte 0850 644 54 98 Pelit Pastanesi 0212 322 56 11 Yaprak Pastanesi 0212 322 91 71 Venüs 322 05 55 KASAP, ŞARKÜTERİ & MARKET Abant Çiftliği 0212 322 48 48 CarrefourSA Organik 0212 322 32 07 City Farm 0212 322 41 21 Çamlık Market 0212 322 50 71 İskender Kasap 0212 322 09 50 Makro Center 0212 322 91 27 Migros 0 212 322 84 27 Mahallenin Kasabı 0212 322 07 41-42 Night Day 0212 322 66 55 Onur Et Galerisi 0212 322 27 90 Sütçü 444 5 788 AKTAR & KURUYEMİŞ Güven Kuruyemiş 0212 322 12 17 Boğaziçi Kuruyemiş 0212 322 81 97 Salkım Söğüt 0212 322 03 37 ÇİÇEK & PEYZAJ Arelia Çiçek 0 212 322 1880 / 0532 215 48 39 Belgras Çiçek evi 0212 360 08 91 Esosh Butik Çiçek 0212 322 02 00 Evrim Sera ve Çiçekçilik 0212 360 02 43 Işık Peyzaj 0212 360 07 68 Oasis Bitki&Peyzaj 0212 360 0355 103 KİŞİSEL VE CİLT BAKIM Emin Ak Kozmetik 0212 322 32 50 BUTİK & WORKSHOP Çiğdem Genç 0532 594 96 11 KUAFÖR Adress Mümin Aşık 0212 322 18 45 Bir Berber 0212 322 50 48 Cem Aslan 0212 322 38 88 Ebil Saç tasarım 0212 322 37 22 Efraim Micaz 0212 322 02 27 Erdem Kramer 0212 322 55 96 En İstanbul 0212 322 88 77 Genç Kulis 0212 322 77 99 Kaizen 0212 322 62 00 La Meche 0212 322 82 90 Pretty Women 0212 322 36 65 Reti Mari 0212 322 67 55 Toni&Guy 0212 322 29 02 Yüksel Altun 0212 322 25 48 SPOR MERKEZLERİ Fit in Time 0212 322 10 02 Pink Life Fitness 0212 322 36 58 Super Slow Zone 0212 322 7301 Unigue Sports Club 0212 322 2325 V3 Fitness 0212 363 0480 X Body 0212 322 08 60 ÇOCUK OYUN VE GELİŞİM ATÖLYELERİ Kidsville 0212 239 70 10 Leaders Hill 0212 322 15 30 Mygym 0212 322 90 24 Play Orena 0212 322 91 30 Small Foot Design 0212 438 07 27 HALI YIKAMA Gül-Em 0212 322 69 58 Kernek 0212 360 38 44 ELEKTRONİK & BİLGİSAYAR Göktürk Dijitürk Bayii 0537 322 4141 Kanaat Elektrik 0212 322 2864 Teknosa 0212 322 5760 104 Reinabi (Apple teknik servis) 0212 322 59 51 KARGO Aras 0212 322 33 49 MNG 0212 322 66 75 Sürat Kargo 0212 360 10 33 Yurt İçi 0212 322 47 19 KURU TEMİZLEME Careplus 0850 226 8203 Değişim 0212 322 52 10 Sole 0212 322 27 07 Mevsim 0212 322 58 10 Titiz 0212 322 79 10 White Center 0212 322 08 34 YATAK VE UYKU ÜRÜNLERİ Yatsan-Tempur 0212 322 44 10 LOSTRA Kemer Lostra 0212 322 41 02 Levent Lostra 0212 360 00 13 TERZİ, TEKSTİL & PERDE Değişim Terzi 0212 322 43 44 Neriman Darıcı -Moda Tasarım 0212 322 85 86 Özbal Perde 0212 322 79 11- 0532 528 26 69 Persan Home Studio 0212 322 82 32 Sarıoğlu Terzi & Tekstil 0554 771 26 97 Ufuk Perde 0212 322 60 30 Terzi Hikmet 0212 322 58 48 OTO ARAÇ GEREÇ Berklass Lastik 0212 360 16 95 OTO YIKAMA Therapi Car Wash 0212 322 88 27 Speed Car 0543 568 40 03 TAKSİ Göktürk Merkez Taksi 0212 268 34 34 0532 799 82 49 Kemer Taksi 0212 360 15 15 0532 138 18 16 Şefika Kıbıç / Aşçı Özel şirketten emekli aşçıyım. Haftada 3 ya da 5 gün çalışmayı düşünüyorum. İletişim 0 554 493 39 62