10. Y›l Kutlamalar› Aç›l›fl Etkinli¤i 10. Y›l Kutlamalar› Aç›l›fl Etkinli¤i

Transkript

10. Y›l Kutlamalar› Aç›l›fl Etkinli¤i 10. Y›l Kutlamalar› Aç›l›fl Etkinli¤i
Merhaba
Merhaba de¤erli okuyucular
Üniversitemiz kuruluflunun 10. y›l›n› kutluyor. Bu sebeple dergimiz
‹Z’in 4. say›s› “10. Y›l Özel Say›s›” olarak haz›rland›. Y›l boyunca
gerçeklefltirilen bir dizi etkinlik dergimizin sayfalar› aras›nda sizlere
sunuldu.
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹ DERG‹S‹
At›l›m Üniversitesi Ad›na Sahibi
Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu
Genel Yay›n Yönetmeni
Prof. Dr. ‹smail Bircan
Editör
Özgür Kal›n
Yaz› ‹flleri Müdürü
Gülflen Orbey
Yay›n Koordinatörü
Meral Çoban fiahin
Yay›n Kurulu
Yrd. Doç. Dr. Hayal Zülfikar • Gülflen Orbey
Özgür Kal›n• Ayla Gö¤kufl • Mustafa Kömürcü
Erel Mez
Dan›flma Kurulu
Prof. Dr. ‹smail Bircan
Prof. Dr. Nami Ça¤an
Prof. Dr. Oya Batum Mentefle
Prof. Dr. ‹brahim Akman
Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹ YERLEfiKES‹
K›z›lcaflar Köyü ‹ncek 06836 ANKARA
Tel: 0312 586 80 00 (pbx)
Faks: 0312 586 80 90-91 • www.atilim.edu.tr
[email protected]
Tasar›m ve Bask›
REMARK, Kuleli Sokak, No: 57/4 G.O.P.-ANKARA
Tel: 0312 436 27 28 • Faks: 0312 436 27 00
www.remarkreklam.com
[email protected]
May›s, 2007
6 ayda bir yay›mlan›r.
Dergide yay›mlanan yaz›lar kaynak gösterilerek kullan›labilir.
‹mzal› yaz›lardaki görüfller yazarlar›na aittir.
10. Y›l Kutlamalar› Aç›l›fl Etkinlikleri muhteflem bir organizasyonla
gerçeklefltirildi. Bu organizasyonun düzenlenmesine ve
gerçeklefltirilmesine katk› sa¤layanlar› kutluyoruz.
Mütevelli Heyet Baflkan›m›z Say›n Yalç›n Zaim’in görüfllerini ve
Rektör Yard›mc›m›z Prof. Dr. Say›n ‹smail Bircan’›n Üniversitemizin
10 y›l› hakk›ndaki de¤erlendirmelerini ilerleyen sayfalar aras›nda
okuyabileceksiniz.
Sayg›de¤er akademisyenlerimiz önceki say›lar›m›zda oldu¤u gibi bu
say›m›zda da makaleleri ile katk› sa¤lad›lar. Yrd. Doç. Dr. Hayal
Zülfikar’›n “Teknik Geliflmelerin Dildeki Yans›malar›”, Yrd. Doç. Dr.
Reflat Öztürk’ün “Atanm›fl Valiyi Tutuklay›p Kendi Valisini Belirleyen
Ankara”, Say›n Uluç Gürkan’›n Ortado¤u’da Bush Doktrini Yerine
Atatürk Devrimi”, Ö¤r. Gör. Do¤a Aydo¤an’›n “Yabanc› Çingenelerin
Türkiye’ye Girifl, ‹kamet, Seyehat Özgürlükleri ile Türkiye’den S›n›r
D›fl› Edilmeleri” ‹Z’de okuyabilece¤iniz makaleler aras›nda.
2006-2007 Akademik y›l›nda kampusta gerçeklefltirilen etkinlikler
ile birbirinden k›ymetli pek çok konu¤umuz oldu. Detaylar›n›
“Kampustan K›sa K›sa” bölümümüzde bulabileceksiniz. Bu
konuklar›m›zdan K›br›s Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaflkan›
Say›n Rauf Denktafl ö¤rencilerimizle bir araya geldi ve ayn› zamanda
dergimiz için bir röportaj verdi. Kendilerine teflekkür ediyoruz.
Ö¤renci kulüplerimiz y›l içerisinde oldukça aktif çal›flt›lar ve pek
çok etkinli¤e imza att›lar. Detaylar›n› “Kulüpler” bölümümüzde
okuyabilece¤iniz etkinlikleri gerçeklefltiren ö¤rencilerimizi kutluyor,
dergimizin bu say›s›na deneme ve makaleleri ile katk› sa¤layan
ö¤rencilerimize de teflekkür ediyoruz.
Üniversitemizin geleneksel Kariyer Günleri etkinlikleri, Sivil Giriflim
ve Gönüllü Çal›flma Programlar›, Spor Koordinatörlü¤ümüzün Bahar
Yorgunlu¤u ile ilgili önerileri ve Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ümüzün
tan›t›m çal›flmalar› ve baflar›l› organizasyonlar› ‹Z’in sayfalar›
aras›nda.
Kültür ve sanat sayfalar›m›zda sizler için takip etti¤imiz etkinliklerin,
‹Z’in önerdi¤i film ve kitaplar›n, Üniversitemizin sponsor oldu¤u 18.
Ankara Film Festivali’nin ve yap›m›n› üniversitemizin üstlendi¤i “‹ki
Ün’lü Kad›n Fatma Girik” kitab›n›n ayr›nt›lar›n› bulabileceksiniz.
Keyifle okuman›z› ve gelecek ‹Z'lerde beraber olmay› dileriz.
Meral Çoban fiahin
MAKALE: Hayat› ‹çkiyle Takas Etmek 40
Emine KARABACAK
MAKALE 42
Yabanc› Çingenelerin Türkiye’ye Girifl,
‹kamet, Seyahat Özgürlükleri ile
Türkiye’den S›n›r D›fl› Edilmeleri
Ö¤r. Gör. Do¤a Aydo¤an
KAMPÜSTEN HABERLER
5 Rauf Denktafl ile “K›br›s ve Gelece¤i” Konferans›
13 At›l›m Üniversitesi Topoloji Günü
14 MAKALE
TEKN‹K
GEL‹fiMELER‹N
D‹LDEK‹
YANSIMALARI
Yrd. Doç. Dr.
Hayal ZÜLF‹KAR
14-16
SPOR Bahar Yorgunlu¤u 48
KULÜPLER 50
50-55
17 At›l›m Üniversitesi Kariyer Günleri
18 RÖPORTAJ
Rauf Denktafl
18-21
DENEME: Modern Birey 56
Erel MEZ
KÜLTÜR SANAT
Edebiyatta ‹z B›rakanlar
Sinemada ‹z B›rakanlar
18. Ankara Uluslararas› Film Festivali
22 Tan›t›m Etkinlikleri
26 MAKALE
Ortado¤u’da Bush Doktrini Yerine Atatürk Devrimi
Uluç GÜRKAN
57
58
60
62
28 MAKALE
Ben Merkezci Düflünceye ‹liflkin Çeflitlemeler
Bekir KARADEN‹Z
57-66
30 Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flma Programlar›
32 MAKALE
Atanm›fl Valiyi Tutuklay›p Kendi Valisini Belirleyen Ankara
Yrd. Doç. Dr. Reflat ÖZTÜRK
34 Kuruluflundan
Günümüze,
Bugünden Gelece¤e
ATILIM
ÜN‹VERS‹TES‹
Prof. Dr.
‹smail B‹RCAN
36-38
TANITIM 67
Güzel Sanatlar, Tasar›m ve
Mimarl›k Fakültesi
‹ngilizce Bulmaca 68
10. Kurulufl Y›l›m›z› Kutlarken
Göz kamaflt›r›c› de¤iflimlerin yer ald›¤› bir ça¤da yafl›yoruz.
De¤iflim, hemen her yerde kendini göstermektedir.
Teknolojide, politikada, ifl hayat›nda, ekonomide, e¤itimde ve
akla gelebilecek her alanda de¤iflimin bafl döndürücü etkisini
görmek mümkündür.
Dünyam›z, tar›m ve sanayi devrimlerinden sonra, “ bilgi ça¤› ”
olarak adland›r›lan yeni bir ça¤› yaflamaktad›r. Küreselleflme
kavram›, s›n›rlar› ortadan kald›rmakta, tüm piyasalar›
birlefltirmekte ve rekabeti bölgesel boyuttan evrensel boyuta
ç›karmakt›r.
Nitekim dünyan›n genel görünümüne bak›ld›¤›nda, özellikle e¤itimde baflar› sa¤lam›fl ülkelerin ça¤dafl uygarl›¤›n
ve teknolojinin sahibi olduklar› ve dünya ekonomisini kontrol ettikleri görülmektedir. Bu ortamda kifli, kurum ve
uluslar›n hayatta kalmalar› ve baflar›l› olmalar›n›n iki temel ilkesi vard›r: bilgi üretmek ve iletiflim teknolojileri
vas›tas›yla bilgiyi etkin bir flekilde kullanmak ve paylaflmak. K›saca söylemek gerekirse bilgi toplumu olmak…
‹flte At›l›m Üniversitesi, böylesine h›zla geliflen ve de¤iflen dünyada 10 y›l önce,1997 y›l›nda, e¤itim-ö¤retim
hayat›na bafllam›flt›r.
10 y›ll›k geliflimimize bak›nca, yani 1997 y›l›nda 3 fakülte alt›nda 3 bölüm ile e¤itime bafllay›p, bugün 5 fakülte
alt›nda 23 bölüm ve 2 enstitü alt›nda, 17 yüksek lisans ve 1 doktora program›yla, 300’ e yaklaflan tam zamanl›
ö¤retim eleman›yla ülkemiz yüksek ö¤retimine hizmet veriyor olmak, kan›mca küçümsenmeyecek bir baflar›d›r.
Bu baflar›da uzun y›llard›r At›l›m’da görev yapmakta olan de¤erli ö¤retim elemanlar›m›z›n bir ço¤unun pay›
oldu¤unu flükranla belirtmek isterim. Deneyimli ve kendini kan›tlam›fl bir akademik kadro ile e¤itim vermekten
gurur duydu¤umuzu özellikle vurgulamak isterim. Yetifltirdi¤imiz gençlerin mesleklerinde ulaflacaklar› üstün
baflar›lar yak›n gelecekteki en büyük mutluluk kayna¤›m›z olacakt›r.
Ö¤rencilerimizi ça¤dafl bir yaklafl›mla e¤itebilmek ve sürekli de¤iflmekte olan dünyam›zda baflar›l› olabilmelerini
sa¤layabilecek gerekli tüm becerileri kazand›rmak tüm At›l›m mensuplar›n›n öncelikli hedefidir.
Mezunlar›m›z›n sadece Türkiye’nin de¤il dünyan›n her yerinde aranan profesyoneller olmas› ve ülkemizi hemen
her alanda en iyi flekilde temsil etmeleri e¤itim anlay›fl›m›z›n temelini oluflturmaktad›r.
Biraz önce de¤indi¤im gibi bilgi, ça¤›m›z›n en büyük sermayesidir. Üniversitelerin en önemli ifllevi ise bilgi üretmek olmal›d›r. Bilginin üretilmesi ise ancak bilimsel araflt›rmalar yapmakla mümkündür.
At›l›m üniversitesi bu anlamda giderek güçlenmektedir. Son birkaç y›ll›k bilimsel yay›n performans›m›z bunun bir
göstergesidir. fiubat-2007’de bafllatt›¤›m›z doktora program›m›z da araflt›rma ortam›n›n güçlendirilmesi ad›na
önemli bir halkay› oluflturmaktad›r.
Dünyan›n en sayg›n üniversitelerinde oldu¤u gibi, At›l›m Üniversitesi’nin temel hedefleri, ileri
düzeyde bilimsel araflt›rma yapmak, e¤itim-ö¤retim hizmeti vermek, ö¤retim eleman›
yetifltirmek ve bilimsel kazan›mlar› toplumun yarar›na sunmaktad›r. Bu hedefleri gerçeklefltirmede gençlerimizin istekli, sorumlu olmalar› ve ortak hedeflere kenetlenmeleri çok
önemlidir.
Önümüzdeki 10 y›lda, akademik ve idari kadromuzla, mezunlar›m›zla, bu hedeflere daha da
yaklaflaca¤›m›za inanc›m tamd›r.
At›l›m’› izlemeye devam edin...
At›l›m Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu
KAMPUSTAN KISA KISA
Ölümünün 68. Y›l›nda
Mustafa Kemal Atatürk’ü Anmak ve Anlamak
AKP ‹ktidar›’n›n Dört Y›l›
CHP ‹stanbul milletvekili ve sinema sanatç›s› Berhan fiimflek “AKP
‹ktidar›’n›n Dört Y›l›” konulu bir konferans gerçeklefltirdi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 10 Kas›m 2006 Cuma günü düzenlenen törenle an›ld›.
‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans salonunda 20
Kas›m 2006 tarihinde gerçeklefltirilen ve AKP hükümetinin dört y›ll›k iktidar dönemi faaliyetlerini de¤erlendirildi¤i konferansta Berhan fiimflek, “Dört y›l önce konufltu¤umuz sorunlar yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar, iflsizlik, ekonominin IMF’nin güdümünde ve talimatlar› ile yönetilmesi, tar›m sektöründe ürün fiyatlar›, kay›t d›fl›
ekonomi, borçlar, sa¤l›k hizmetlerinin niteli¤inin düflük olmas›, güvenlik, adalet hizmetlerinin aksamas› ve sosyal devletin afl›nd›r›lmas›, borçlar›n katlanmas› ve faizlerinin ödenmek zorunda kal›nmas›… Bugüne geliyoruz. Hiçbir fleyin genelinde de¤iflmedi¤ini görüyoruz” dedi.
Sayg› duruflu ve ‹stiklal Marfl› ile bafllayan törende Üniversitemiz
ö¤retim üyesi Yrd. Doç. Dr. Reflat Öztürk “Ölümünün 68. Y›l›nda
Mustafa Kemal Atatürk’ü Anmak ve Anlamak” konulu bir konuflma
gerçeklefltirdi.
Ulu Önder’in ülkemiz ad›na yapt›klar›, idealleri ve bu idealler ba¤lam›nda günümüz Türkiye’sinin bulundu¤u noktalara de¤inilen konuflmada; Atatürkçü olmak üzerinde duruldu.
Görevini eksiksiz yapmak, ülkenin kalk›nmas›na katk›da bulunmak,
bilimin gösterdi¤i yolda ilerlemekle Atatürkçü olunabilece¤ine de¤inen Yrd. Doç. Dr.
Reflat Öztürk, Atatürkçü görüfllere sahip olmam›z halinde
73 milyonluk genç nüfusumuzla üstesinden gelemeyece¤imiz sorun olmad›¤›n› belirtti.
Berhan fiimflek, yoksullu¤un öncelerden beri ve çeflitli nedenlerden
dolay› ülkemizin önemli sorunlar›ndan oldu¤unu ve bu nedenle sade-
Tören; Üniversitemiz ö¤rencilerinden Orçun Atilla’n›n ba¤lama ve An›l Orbey’in gitarla
efllik etti¤i Gülay Y›ld›r›m’›n
“Bir Yolcu” adl› fliiri seslendirmesiyle sona erdi.
ce AKP iktidar›na yüklenmemek gerekti¤ini belirten konuflmas›nda
“yoksulluk önceden beri vard›, ancak bu iktidar döneminde yoksulluklar daha fazlas›yla artt›” diyerek hükümeti elefltirdi.
Türk D›fl Politikas›nda Süreçler ve
Seçenekler Konferans›
CHP milletvekili Berhan fiimflek’in hükümet ile ilgili de¤erlendirmeleri, özellefltirme, ‹mam Hatip liseleri gibi Türkiye gündemindeki konular üzerine yo¤unlaflarak devam etti.
AKP Antalya Milletvekili ve TBMM D›fliflleri Komisyonu Baflkan›
Mehmet Dülger “Türk D›fl Politikas›nda Süreçler ve Seçenekler”
konulu bir konferans verdi.
Konuflmas›n›n ard›ndan ö¤rencilerimizin sorular›n› yan›tlayan Berhan
fiimflek’e Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu’nun günün
an›s›na bir plaket takdim etmesi ile konferans sona erdi.
4 Aral›k 2006 tarihinde ‹flletme Fakültesi taraf›ndan düzenlenen
konferansta Mehmet Dülger Avrupa Birli¤i, K›br›s konusu, Ermeni
politikalar›, medeniyetler ittifak›, papan›n ziyareti gibi konular hakk›nda görüfllerini dinleyiciler ile paylaflarak Türkiye Cumhuriyeti’nin
ilan›ndan beri Atatürk’ün, menfeatleri birbirine yak›n ülkelerin
dostluk cerçevesinde itifaklar kurmas› ve o menfeatleri en yüksek
düzeye ç›karabilmelerine olanak sa¤layacak zeminlerin araflt›rmas›n› yapt›¤›n› bu ittifaklar›n baz›lar›n›n günümüze kadar geldi¤ini ve
AB’nin devam niteli¤i tafl›d›¤›n› belirtti.
Bankac›l›kta Yabanc› Sermaye Konferans›
‹flletme Fakültesi ‹ktisat Bölümü taraf›ndan güz dönemi ekonomi
konferanslar› kapsam›nda 5 Aral›k 2006 tarihinde Seyhan Cengiz
Turhan Konferans salonunda “ Bankac›l›kta Yabanc› Sermaye” konulu konferans gerçeklefltirilmifltir. Konferans Emin Akçao¤lu taraf›ndan verilmifltir.
4
Rauf Denktafl ile
“K›br›s ve
Gelece¤i”
Konferans›
K›br›s davas›n›n efsane lideri, Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaflkan› Say›n Rauf Denktafl 6 Aral›k 2006 tarihinde üniversitemizi ziyaret
ederek ö¤rencilerimizle biraraya geldi.
Rektörümüz Prof. Dr.Abdurrahim Özgeno¤lu’nun hoflgeldiniz konuflmas›n›n ard›ndan kürsüye gelen Rauf Denktafl ö¤rencilerimiz yo¤un ilgi ve tezahüratlar› ile
karfl›land›.
Say›n Denktafl s›k s›k alk›fllar ile bölünen konuflmas›nda K›br›s’›n ne denli
önemli bir stratejik konumu oldu¤undan o nedenle Türkiye için vazgeçilemez
bir durumda bulundu¤undan bahsederek “Türkiye K›br›s’tan elini aya¤›n› çekerse K›br›s Yunan’a Rum’a kal›rsa Türkiye denizlere aç›k bir ülke olmaktan ç›kar.
K›br›s milli dava olmam›fl olsayd› bar›fl harekat› yap›lmazd›. Türkiye’nin her yerinden genç insanlar 70 bin Türk flehidinin yatt›¤› o topraklara seve seve girmezdi. Onlar›n analar› da mukaddes bir dava için flehid oldular vatan sa¤olsun diyemezlerdi” dedi.
man içerisinde Türkiye’den bir fleyler koparacaklar, mütemadiyen. Ne istiyorlar sizden..K›br›s’› istiyorlar... Niye istiyorlar, en güçlü, en hakl›, en stratejik davan›zd›r da onun için. K›br›s’› vermekle,
Türkiye dünyaya aç›lacak de¤il, Ermeni meselesi
var, Kürt meselesi var, az›nl›k olmayanlara az›nl›k
meselesi var, Papan›n gelip ekümenli¤ini ispatlad›¤›, ‹stanbul Papaz›n›n ekümenli¤i meselesi var,
Ruhban Okulu var, vilayetlere özerklik verin diye
parçalanman›z var. Avrupa Birli¤i’nin talepleri bitmiyor, bunlar›n pazarl›¤› evvelden yap›lmal›yd›. Kopenhang kriterlerinin, ekonomik kriterleri, insan
haklar›yla ilgili kriterlerdir” diyerek devam etti.
Rauf Denktafl “Sevgili gençler ba¤›ms›z de¤ilseniz
bar›fl yapamazs›n›z, egemen de¤ilseniz baflka egemenlerin size verdi¤i flartlar› pazarl›k ederseniz. Biraz daha hafiflet, biraz daha bundan böl diye yalvar›rs›n›z. Egemenseniz, Atatürk’ün, ‹smet ‹nönü’nün
Lozan’da oturdu¤u gibi oturursunuz. Hakk›m› isterim, hakk›m› vermiyorum, vermezseniz kalk›yorum,
gidiyorum dersiniz. Onun için ba¤›ms›zl›¤›n ne demek oldu¤unu hissetmeniz laz›m, flükretmeniz laz›m. O güzel bayra¤› her sabah gönderinde gördü¤ünüzde, okula gelirken, okulda, Allah’›n›za flükredin” diyerek ö¤rencilerin sorular›na cevap verdi.
Rauf Denktafl “K›br›s milli bir davad›r önce bunu kabul edelim. O halde milli davalar nas›l müdafaa edilir? Kararl›l›kla müdafa edilir ve Türkiye bunu yapm›flt›r”
diyerek “Sevgili çocuklar bu ülkede de bayraklar çok indi gönderden Allah size
o günleri yaflatmas›n. Yaflatmamas› için sizlerin Atatürk’ün ilkelerine, bu Cumhuriyet’e can›n›z pahas›na sahip ç›kman›z laz›md›r. Bugün Avrupa Birli¤i der ki:
“Atatürk ilkeleri benim normlar›ma uymaz, bunlar› de¤ifltirin, bu ihtiyar adam›n resimlerini art›k indirin, niye derler bunu biliyor musunuz? Çünkü, niyetleri Türkiye’yi hazmedebilecekleri bir boya getirmektir, küçültmektir, sizi hazmedemezler” dedi.
Konuflmas›nda Avrupa Birli¤i’nin K›br›s meselesini sürekli gündemde tutmas›n›
elefltirerek “Atatürk’ün Türkiyesini tam üye yapmayacaklar, ama yapacaklarm›fl
gibi K›br›s meselesini de önünüze koyarak zaman kazanmak istiyorlar ve o za-
Afetlerle Yaflamak ya da Afet Yaflamamak
At›l›m Üniversitesi Psikoloji Bölümü taraf›ndan
‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan konferans salonunda düzenlenen konferans ODTÜ ö¤retim üyesi Prof. Dr. Nuray Karanc› taraf›ndan
sunuldu.
14 Aral›k 2006 tarihinde gerçeklefltirilen konferans›n kapsam› 3 bölümden olufltu. ‹lk bölümde
zarar azaltmak ve haz›rl›kl› olmak konusuna
odaklanarak afetin ne oldu¤u, afet ve risk yönetimi kavramlar›, halk kat›l›m› ve e¤itiminin önemi
üzerinde duruldu. Ard›ndan afetlerle ilgili filim
gösterimi gerçeklefltirildi.
‹kinci bölümde ise afet sonras› psikolojik tepkilerin neler oldu¤u ve psikososyal olarak neler yap›labilece¤i konular›na de¤inildi. Son bölümde
ise sonuç ve öneriler tart›fl›ld›.
5
Kuzey Irak’taki Geliflmeler Ifl›¤›nda
Türkiye’nin D›fl Politikas› Konferans›
Türkiye AB ‹liflkileri Çerçevesinde
K›br›s Meselesi Konferans›
At›l›m Üniversitesi Stratejik Analiz Toplulu¤u taraf›ndan ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonunda “Kuzey Irak’taki Geliflmeler Ifl›¤›nda Türkiye’nin D›fl Politikas›” konulu bir konferans gerçeklefltirildi.
‹flletme Fakültesi Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü Seyhan Cengiz Turhan
Konferans salonunda “Türkiye AB ‹liflkileri Çerçevesinde K›br›s Meselesi” konulu bir konferans düzenlendi. Konferans CHP Genel Baflkan Yard›mc›s› Eski Büyükelçi Onur Öymen taraf›ndan verildi.
12 Aral›k 2006 tarihinde gerçeklefltirilen konferansta Onur Öymen
AB müzakereleri ile gündeme gelen, AB taraf›ndan ön koflul maddesi gibi hareket edilen K›br›s meselesine de¤indi.
Onur Öymen, “Avrupada siyasetçilerin Türkiye’nin üyeli¤ine karfl›
ç›kma nedeni, Türkiye’nin büyük bir devlet olmas› ve Türkiye’nin
yüksek rekabet gücü nedeni ile firmalar›n zarar görece¤ini düflünmeleridir. K›br›s arkas›na saklan›lamayacak kadar küçük bir ülke,
tam niyeti ortaya koysunlar. Avrupa’ya üye olmazsan›z rakip olursunuz. ‹smet ‹nönü’nün de dedi¤i gibi yeni bir dünya kurulacak ve
Türkiye yerini alcakt›r” diyerek konuflmas›n› tamamlad›.
Washinton Eski Büyükelçisi ve ASAM baflkan› Faruk Lo¤o¤lu taraf›ndan 7 Aral›k 2006 tarihinde sunulan konferansta Lo¤o¤lu, Irak’a iliflkin tart›flmalar›n yeniden alevlenece¤ini, bu konuda uluslararas› toplumlar›n yapabileceklerini, Amerika’n›n bir politika de¤iflikli¤ine gidip
gitmeyece¤ini bu ba¤lamda Türkiye’nin bulundu¤u noktay› ve Türkiye’nin elindeki imkanlar ve flartlar› Irak aç›s›ndan de¤erlendirdi.
Lo¤o¤lu, “bölgede yaflanan olumsuz tablolardan dolay› ABD’yi suçlaman›n kimseye bir faydas› yoktur. Durumu iyi anlayarak Irak’taki
sorunu nas›l iyilefltirebiliriz ona bakmal›y›z. Türkiye her aç›dan
önemli ve büyük bir ülke ancak bölgede lider rol oynayacak bir ülke olamayacakt›r. Türkiye ulusal gücünü ne kadar di¤er ülkelerle ile
birlefltirebilir ve beraber hareket edebilir ise o ölçüde baflar›l› olabilecektir” diyerek konuflmas›n› noktalad›.
Atefl Çemberindeki Ülke: Türkiye Konferans›
At›l›m Üniversitesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda “Atefl Çemberindeki Ülke:
Türkiye” konulu bir konferans gerçeklefltirildi.
Konferans 11 Aral›k 2006 tarihinde, Devlet Eski Bakan› ve TBMM D›fliflleri Komisyonu Eski
Baflkan› Kamran ‹nan taraf›ndan verildi.
Kamran ‹nan konuflmas›nda Türkiye’nin ve di¤er devletlerin içinde bulundu¤u durumun genel
bir de¤erlendirmesini yapt›. Günümüzde enerjinin kalk›nman›n bel kemi¤ini oluflturdu¤unu
belirterek 2. Dünya Savafl›’n›n ard›ndan dünya6
da bar›fl›n hüküm sürece¤i beklenirken aksine
bir terör ve anarfli ortam›n›n hakim oldu¤unu ve
bölgesel savafllarla karfl› karfl›ya kal›nd›¤›n› yeni
dünya düzeni de¤il, düzensizli¤inin söz konusu
oldu¤unu söyledi.
Kamran ‹nan, Türkiye aç›s›ndan bak›ld›¤›nda,
Türkiye’nin dünyan›n en buhranl› yerlerinin ortas›nda bulundu¤unu söyleyerek, Balkanlar’da
yaflanan olaylar›n, Rusya ve Rusya’dan ayr›lan
yeni devletlerin oluflturdu¤u tehlikenin ve Ortado¤u’da yaflanan s›cak geliflmelerin genel bir
de¤erlendirmesini yapt›.
KAMPUSTAN KISA KISA
Bülent Tanla, araflt›rman›n kim taraf›ndan finanse edildi¤inin, örnek
plan›n›n, tarihi ve kapsam›n›n ortaya konulmas›n›n araflt›rman›n güvenilirli¤ini etkiledi¤ini belirterek “Toplumsal araflt›rmalarda as›l tehlike; baz› kurumlar›n toplumu yönlendirmek için karar üretmesidir.
Medya da kar›n› maksimize etmek için her yola baflvurarak, reklam
amac›yla, bilmsel yönü olmayan araflt›rmalar yap›yor. Bu da toplumsal yap›y› bozuyor, ahlaki de¤erleri de¤ifltiriyor.” dedi.
“Anketler
Neyi Söyler
Neyi Söylemez”
Konferans›
1950’den beri yap›lan 14 genel seçimin iki temel karakteristi¤ine
de¤inen Tanla, “ilk olarak, seçim y›l›nda ya da öncesinde ekonomik
büyüme olmuflsa iktidar partisi seçimi kazan›yor. ‹kinci olarak, Türk
Halk› 1958-1999 y›llar› aras›naki genel seçimlerde iktidar› hep de¤ifltirmifl, yeni ve genç lidere oy vermifl. Bu iki sonuç, önümüzdeki
seçimlerin zor ve önemli oldu¤unu gösteriyor” dedi.
CHP ‹stanbul Milletvekili Bülent Tanla Üniversitemiz’de ö¤rencilerimizle bir araya geldi. 29 Kas›m 2006 tarihinde ‹flletme Fakültesi
Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda “Anketler Neyi Söyler,
Neyi Söylemez” konulu bir konferans veren Tanla, siyasi kiflili¤inin
yan› s›ra Piar-Gallup araflt›rma firmas›n›n da eski sahibi olmas› s›fat› ile Türkiye’de yap›lan araflt›rmalar› ve gündemi de¤erlendirdi.
Konuflmas›n›n ard›ndan, ö¤rencilerimizin sorular›n› cevaplayan CHP
Milletvekili Bülent Tanla’ya ziyaretinin an›s›na rektörümüz taraf›ndan
plaket takdim edilmesi ile konferans sona erdi.
Araflt›rmalar›n güvenilirli¤inin çok önemli oldu¤una dikkati çeken
“Güzel Türkçemiz” Paneli
At›l›m Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi At›l›m Türkçe Toplulu¤u
ile birlikte “Güzel Türkçemiz, Türkçe’nin Gücü ve Kullan›m›” konulu bir panel düzenlendi. Panel, ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz
Turhan Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi.
Gazi Üniversitesi ve At›l›m Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Yrd. Doç.
Dr. Ali Yak›c› baflkanl›¤›nda 13 Aral›k 2006 tarihinde gerçeklefltirilen panelde Türk Dil Kurumu Baflkan› Prof. Dr. fiükrü Haluk Akal›n, Hacettepe Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Berrin Aksoy,
Baflkent Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Doç. Dr. Nesrin Ta¤›zade Karaca konuflmac› olarak kat›ld›lar.
Prof. Dr. Berrin Aksoy, “Yaz›m Çevirisinde Türkçe Yanl›fllar›” konulu konuflmas›na Türkçe’nin yanl›fl kullan›m›ndan kaynaklanan hatalar› inceleyerek bafllad›. “Yeni kavramlar, düflünce biçimleri, olmayan türler çeviri yolu ile di¤er bir kültüre aktar›l›r böylece hedef
toplumun kültürünü, sosyal ve bilimsel ortam›n› çeflitlendirme yolu ile hareketlendirmifl olur. Çeviri bilimde e¤er bilinçle kullan›l›rsa o dilin zenginleflmesine katk›da bulunur” dedi.
Panel, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Oya Batum Mentefle’nin aç›l›fl konuflmas› ile bafllad›. Dilde yetkili ve karmaflaya son veren tek kurum olan Türk Dil Kurumu baflkan› Prof. Dr.
fiükrü Haluk Akal›n “Türkçe’nin Gücü ve Türk Dil Kurumu” konulu konuflmas›na; anadilimizin köklerinden, tarihçesinden ve
güç kaynaklar›ndan bahsederek bafllad›. Tarihî derinlikleri olan
dillerin daha güçlü oldu¤unu Türkçe’nin de bu bak›mdan az say›da olan dillerden oldu¤u anlatt›. “Türkçe ba¤›ms›zl›¤›m›z›n sembolü,
hepimizin en kutsal varl›¤› ve ortak paydas›d›r bu
nedenle Türkçemize sahip ç›kmal›y›z” diyerek
konuflmas›n› noktalad›.
Doç. Dr. Nesrin Ta¤›zade Karaca, “Görsel ve ‹flitsel Bas›nda Türkçe’nin Kullan›m›” bafll›kl› konuflmas›nda, günümüzde yanl›fl kullan›mlar sonucunda bozulmaya bafllayan Türkçeye ve bas›n›n buradaki rölüne dikkati çekti Dil’in, sadece iletiflimin bir parças› de¤il
ayn› zamanda kültürün bir aynas›; üzerinde hassasiyetle durulmas› gereken bir konu oldu¤unu belirtti. Doç. Dr. Ta¤›zade Karaca,
konuflmas›n› “Dil kirlenmesi Türkçe için bu ciddi bir tehlikedir.
Toplum ve kamu hayat›nda önemli yeri olan yaz›l› bas›n organlar›
kadar görsel ve iflitsel bas›n›n da bu dil duyarl›l›¤›n› ve dil titizli¤ini göz önüne alarak bu yanl›fllar› en aza indirecek önlemleri almas› ve o duyarl›l›¤› topluma da yans›tacak flekilde hizmet vermesi beklenen bir davran›flt›r” diyerek sonland›rd›.
7
Sözde Soyk›r›m ‹ddialar› ve
Gerçekler Konferans›
AB’nin Alternatifi Paneli
‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda
“AB’nin Alternatifi” konulu bir panel gerçeklefltirildi.
At›l›m Üniversitesi taraf›ndan 10. y›l etkinlikleri
çerçevesinde düzenlenen
“Sözde Soyk›r›m ‹ddialar›
ve Gerçekler” konulu
konferans, Türk Tarih Kurumu Baflkan› Prof. Dr.
Yusuf Hallaço¤lu taraf›ndan gerçeklefltirildi.
At›l›m Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyesi Dr. Erhan Karaesmen baflkanl›¤›nda 21 Aral›k 2006 tarihinde düzenlenen panele, Bahçeflehir
Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi gazeteci-yazar Ali Sirmen, At›l›m Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi gazeteci-yazar Uluç Gürkan, At›l›m Üniversitesi Ö¤retim Üyesi yazar Doç. Dr. Osman Özsoy konuflmac›
olarak kat›ld›.
Mühendislik Fakültesi
Cevdet Kösemen Konferans Salonu’nda 10 Nisan 2007 tarihinde
düzenlenen konferansta Ermenilerin as›ls›z iddialar› ile dünya kamuoyunu yanl›fl yönlendirdikleri; yaln›z Osmanl› de¤il ‹ngiltere,
Fransa ve Rusya gibi birçok devletlerin arfliv belgeleri ile ortaya konuldu. Ancak Ermenilerin arflivlerinin kapal› oldu¤undan bahsedildi.
Bir tarihçi için en kötü ortam›n siyasallaflt›r›lm›fl bir konu üzerinde
çal›flmak oldu¤u belirtilerek objektif bir araflt›rma yapman›n önüne
geçti¤i ve propaganda parças› olarak kullan›ld›¤› ortaya konuldu.
AB’nin bir Ortak Pazar fikri ve birli¤i olarak do¤uflundan bugüne kadar son 50 y›l›na iliflkin tarihçesinin anlat›ld›¤› panelin ilk konuflmac›s› Doç. Dr. Osman Özsoy, Türkiye’nin alternatiflerini de¤erlendirirken üzerinde bulunulan co¤rafyadan yola ç›k›lmas› gerekti¤ini
söyleyerek Türkiye’nin bulundu¤u jeostratejik konumun özelliklerine dikkati çekti.
Bilgi Toplumu ve Türkiye
Çankaya Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Ziya Aktafl Üniversitemiz’de “Bilgi Toplumu ve Türkiye” konulu bir konferans verdi.
20 Aral›k 2006 tarihinde gerçeklefltirilen konferansta bilgi toplumu
olma konusunda ABD’nin yan› s›ra Avrupa’y› da yakalamak için çal›flmalar oldu¤unu, bilginin Türkiye gibi geliflmekte olan bir ülke aç›s›ndan
oldukça önemli bir güç oldu¤unun anlafl›ld›¤›n› vurgulanarak “2000 li y›llarda demokratikleflme süreci ile birlikte bilginin yay›lma h›z›nda bir art›fl var.
Böyle bir süreçte bilginin
üretime aktar›lmas›, yay›lmas› ve kullan›lmas› önem kazan›yor. Bu
nedenlerden dolay› geliflmifl ülkelerdeki üniversiteler, içinde bulunduklar› toplumlar ve ülke ekonomileri için daha çok önem kazanmaktad›rlar” dedi.
Doç.Dr. Osman Özsoy’un ard›ndan söz alan Ali Sirmen “Hükümetin AB konusundaki yaklafl›mlar›n› elefltirerek “Tayyip Erdo¤an’›n
politikas› müzakere süreci alarak Türkiye içindeki dengelerde istedi¤i sivil darbeyi gerçeklefltirebilmekti” dedi. Sirmen, “Alternatif politikalar bir günden yar›na ve arkas›nda halk olmadan oluflturulmaz”
diyerek konuflmas›n› tamamlad›.
At›l›m Üniversitesi Ö¤retim Görevlisi gazeteci-yazar Uluç Gürkan,
AB sürecinin bafllad›¤› noktadan geldi¤i yere kadar büyük bir
haks›zl›k oldu¤unu belirterek “Türkiye, dünya ve AB ile iliflkilerini
sürdürecek baflka bir
aray›fl içine girmeli. Türkiye dünyan›n kaynayan
kriz bölgelerine yak›nl›¤›
nedeniyle büyük ve süper güçlere ad›m›n› att›rabilecek tek ülke. Yeter
ki müzakerelerde atak
davran›p a¤›rl›¤›n› koysun.” dedi.
Prof. Dr. Ziya Aktafl bilgi toplumuna giden yolun devletin özel sektörle iliflkisinden ve vatandafl›n kat›l›m›ndan geçti¤ini, salt teknolojinin de¤il, sosyal altyap›n›n da buna olanak sa¤layacak flekilde geliflmesi gerekti¤ini söyledi.
8
KAMPUSTAN KISA KISA
“Küreselleflmenin Medyas›, Medyan›n
Küreselleflmesi, Günahlar ve F›rsatlar,
Nas›l Bir Medya?” Paneli
At›l›m Üniversitesi taraf›ndan 10. y›l etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen “Küreselleflmenin Medyas›, Medyan›n Küreselleflmesi, Günahlar ve F›rsatlar, Nas›l Bir Medya?” konulu panel, ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonunda
gerçeklefltirildi.
li¤i yap›ld›¤›n›, ve bu yaflananlar›n bunun
sonucu oldu¤una de¤indi.
Faruk Bildirici’nin ard›ndan söz alan Do¤an
T›l›ç ise, medyan›n küreselleflmesinin mesle¤e olan sayg› ve güveni azaltt›¤›n› belirterek, globalleflme sayesinde köy haline gelen dünyada gazetecilerin tüm söylediklerinin yalan olarak alg›lanmas›ndan büyük rahats›zl›k duydu¤unu söyledi.
Son olarak söz alan ve Türk bas›n›daki çarp›kl›klar›da sert bir dille elefltiren Erel, Avrupa’n›n birçok ülkesinde yüksek maliyetli
bürolar›m›z olmas›na karfl›n komflu ülkelerde temsilciliklerimizin olmamas›na dikkat
çekerek, bunun sa¤l›kl› bir yaklafl›m olamayaca¤›n› belirtti.
Ö¤retim üyelerinin ve ö¤rencilerin yo¤un ilgi gösterdi¤i program, panelin ard›ndan verilen kokteylle sona erdi.
Fen-Edebiyat Fakültesi’nin öncülü¤ünde 18 Nisan 2007 tarihinde gerçeklefltirilen
panel, At›l›m Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu ve Fen-Edebiyat
Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Oya Batum Mentefle’nin aç›l›fl konuflmalar› ile bafllad›.
Moderatörlü¤ünü ‹ktisat ‹flletme ve Finans Dergisi Genel Yay›n Yönetmeni Ali Bilge’nin yapt›¤› panelde, Gazeteci Yazar Nursun Erel, Birgün Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Do¤an T›l›ç ve Hürriyet Gazetesi Yazar› Faruk Bildirici küreselleflmenin
medya üzerindeki etkileri ve medyadaki çarp›kl›klar konular›nda görüfllerini dile getirdiler.
‹lk olarak söz alan Faruk Bildirici, son dönemlerde iktidar›n medya üzerinde çok etkili olmas›na bunun nedenini ise medya patronlar›n›n ayn› zamanda farkl› flirketlere
sahip olarak rant kayg›lar›n›n olmas›na ba¤lad›. Bildirici, halktan uzak site gazeteci-
Teknolojide Son Geliflmeler ve Tayvan Örne¤i
Hacettepe Üniversitesi ö¤retim üyesi Doç. Dr.
Sencer ‹mer taraf›ndan Seyhan Cengiz Turhan
Konferans Salonu’nda gerçeklefltirilen konferansta Çin’in kalk›nmas›nda büyük bir güç olan
Tayvan örne¤i anlat›ld›.
11 Nisan 2007 tarihinde gerçeklefltirilen konferansta 2. Dünya Savafl› sonras›nda Çin’de mey9
dana gelen siyasi mücadelenin do¤urdu¤u Tayvan, Amerika’n›n deste¤i ile teknolojide yapt›¤›
geliflmeler ve Tayvan’da kurulan bilim kentlerinden bahsedildi.
Türk ve Tayvan flirketlerinin ortak çal›flmalar yapabilece¤inin ve bu flirketlerin yat›r›m yapmas›
gerekti¤inin alt› çizildi.
“Yüksek Ö¤retim Sorunlar› ve
Ç›k›fl Yollar›” Konulu Konferans
“Laiklik ve Devlet Yönetimi” Konulu Panel
At›l›m Üniversitesi taraf›ndan düzenlenen “Laiklik ve Devlet Yönetimi” konulu panel Üniversitemiz ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz
Turhan Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi.
At›l›m Üniversitesi taraf›ndan 10. y›l etkinlikleri çerçevesinde “Yüksekö¤retim Sorunlar› ve Ç›k›fl Yollar›” konulu konferans düzenlendi.
Hukuk Fakültesi iflbirli¤i ile 20.04.2007 tarihinde düzenlenen panelin aç›l›fl konuflmas›n› yapan At›l›m Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Abdurrahim Özgeno¤lu, laikli¤in cumhuriyetin kuruluflundan bu yana gündemden düflmeyen önemli bir konu oldu¤unu belirterek konuklara kat›l›mlar›ndan ötürü teflekkür etti.
YÖK Eski Baflkan› ve Kamu Etik Kurumu Baflkan›, MEB eski Bakan›
Prof. Dr. Mehmet Sa¤lam taraf›ndan verilen konferans ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda 19.04.2007
tarihinde gerçeklefltirildi.
Baflkanl›¤›n› Prof. Dr. Tuncer Karamustafao¤lu’nun yapt›¤› panele
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. An›l
Çeçen, Gazi Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi ve At›l›m
Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. Levent Köker konuflmac› olarak kat›ld›lar.
Anayasan›n ilk maddesi olan laikli¤in tan›m›yla sözlerine bafllayan
Prof. Dr. Tuncer Karamustafao¤lu, hiçbir istisna tan›nmadan devletin tüm birimlerinin anayasaya itaat etmek zorunda olduklar›n› belirterek “Tarih pusuladan flaflanlar›n enkaz›yla doludur” dedi.
Ard›ndan söz alan Prof. Dr. An›l Çeçen laikli¤in MÖ 2000’li y›llara
uzanan bir süreçte varoldu¤unu ve bat›n›n laikli¤e bak›fl›n›n birbirinden farkl› oldu¤una dikkat çekti. Türkiye’de ise ›l›ml› islam› savunan bir iktidar›n olmas› dolay›s›yla etnik, cemaatçi bir yap›n›n ortaya ç›kt›¤›n› savunan Çeçen, cumhurbaflkanl›¤› seçiminde de bu bak›fl aç›s›n›n a¤›r bast›¤›n› din ve devletin karfl› karfl›ya getirilmemesi gerektirdi¤ini söyledi.
Türkiye nüfusunun büyük ço¤unlu¤unu gençlerin oluflturdu¤unu belirterek konuflmas›na bafllayan Prof. Dr. Mehmet Sa¤lam, bu sebeple e¤itimin önemini ve ça¤›n bilgi ve becerileriyle donat›lm›fl kifliler yetifltirmek gerekti¤ini vurgulad›.
Uluslararas› kurulufllar›n verilerine göre her yar›m milyon insana bir
üniversite düflmesi gerekti¤ini, bu sayede ülkenin geliflmifl ülkeler
s›n›f›na girebilece¤ini belirten Sa¤lam, “Oran aç›s›ndan da ça¤ nüfusunun 18-24 yafl aras› gençli¤inin yüzde ellisi örgün ö¤retimden
geçmiyorsa, geliflmifl ülke denilemez” dedi.
Ülkemizde hala üniversite rektörlerinin hangi yolla atanaca¤›n›n tart›fl›ld›¤›na dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Sa¤lam, üniversiteleri
mütevelli heyetlerinin çok daha iyi yönetti¤ini, rektörlerin mütevelli
heyeti taraf›ndan seçilmesi gerekti¤ini savundu.
YÖK’ün mevcut iktidarlarla kavgal› olmas›n›n sak›ncal› oldu¤una de¤inen Sa¤lam, her ne olursa olsun iktidarla diyalog kurulabilmesinden yana oldu¤unu, YÖK’ün ancak bu flekilde kendisine tabi olan
insanlar›n haklar›n› alabilece¤ini savundu.
“Bilim adam› belli bir iklimde yeflerir ve ürün verir ancak kimseden
korkmadan bunu yapabilmelidir. Bu bilim atmosferini sa¤layacak
bir yönetim getirilmek zorundad›r” fleklinde sözlerine devam eden
Sa¤lam, yönetimin üniversite içine siyaseti ve ideolojiyi sokmamas› gerekti¤ini belirtti ve örgütsel siyasetin yeri üniversite olmamal›
diyerek konuflmas›na son verdi.
Son olarak söz alan Prof. Dr. Levent Köker dini inanc›n kamusal de¤il bireysel vicdani bir tercih oldu¤unu söyledi. Köker, Atatürk’ün dinin okullarda ö¤retilmesine büyük önem verdi¤ini belirterek, dini
devletin ö¤retmesini uygun buldu¤unu belirtti. Devletin dinle iç içe
olmas›n›n zarar›n› ise iktidar› ele geçiren siyasilerin dini istismar etmesi oldu¤unu ifade etti.
10
KAMPUSTAN KISA KISA
Meslek Tan›t›m Günleri
A¤aç Dikme fiöleni
At›l›m Üniversitesi Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü taraf›ndan her y›l geleneksel olarak düzenlenen ve orta ö¤retim kurumlar›ndaki rehber
ö¤retmenler ile ö¤rencileri meslekler konusunda bilgilendirmeyi hedefleyen “Meslek Tan›t›m Günleri”, ö¤renci ve ö¤retmenlerin yo¤un
talepleriyle 25-26-27 Nisan 2007 tarihlerinde 10 kurumdan yaklafl›k 950 ö¤rencinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi.
Üniversitemizin kuruluflunun 10. Y›l› çerçevesinde gerçeklefltirilen
a¤aç dikme flöleni 03 May›s 2007 tarihinde ‹flletme Fakültesi alan›nda gerçeklefltirildi.
Düzenlenen program kapsam›nda At›l›m Üniversitesi Halkla ‹liflkiler
Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Osman Özsoy’un gerçeklefltirdi¤i “Baflar›da Kilit Nokta” konulu konferansla Psikoloji Bölüm Baflkan› Yrd.
Doç. Dr. Nefle Alkan’›n gerçeklefltirdi¤i “Seçece¤im Meslek Kiflili¤ime Uygun mu?” konferans› ö¤rencilere mesleklerini seçmeden önce iyi karar vermeleri ve baflar›ya giden yollar› iyi belirlemeleri gerekti¤ine iliflkin önemli bilgiler verdi.
Sosyal bölümlerde okuyan ö¤renciler için Prof. Dr. Osman Özsoy
“Gelece¤in Meslekleri-Sosyal Bilimler” konferans›n› gerçeklefltirdi.
Say›sal bölümlerde e¤itim gören ö¤renciler için Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. ‹brahim Akman’›n “Biliflim Sektörü Meslekleri
ve E¤itimleri”, Prof. Dr. Abdülkadir Erden’in “Gelece¤in MeslekleriMühendislik” ve Arfl.Gör. Alper Güner’in “Modern Mühendislik Uygulamalar›” konulu konferanslar›nda ise meslek alanlar›ndaki güncel geliflmeler ö¤rencilerle ve rehber ö¤retmenlerle paylafl›ld›.
Ankara ‹fladamlar› Derne¤i ve Hürriyet Gazetesi’nin ‘’Ankara Is›n›rsa
Türkiye Yanar’’ slogan›yla küresel ›s›nmaya karfl› düzenledi¤i kampayaya Üniversitemiz de a¤aç dikme flöleniyle destek verdi. Dünyay›
tehdit eden bu ciddi tehlikeye karfl› somut önlemler al›nmas› gerekti¤ini vurgulayan kampanya, ö¤rencilerimizin ve ö¤retim elemanlar›m›z›n coflkulu kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤u’nun aç›l›fl konuflmas›yla bafllayan programda Ankara
‹fladamlar› Derne¤i Baflkan› Birol Akman, Hürriyet Gazetesi Yay›n
Koordinatörü Yaflar Sökmensüer birer konuflma yapt›.
Konuflmac›lar›n ard›ndan sahne alan Kültür ve Turizm Bakanl›¤›
Devlet Halk Danslar› Gençlik Toplulu¤u, Zeybek ve Trabzon yöresi
oyunlar›n› sergileyerek davetlilere hofl anlar yaflatt›lar. Gösterinin
ard›ndan Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu a¤aç dikim flölenine katk›lar›dan ötürü konuklara plaketlerini verirken, 199 ö¤renci, idari ve
akademik personel ad›na flölene sa¤lad›klar› maddi katk›lar›ndan
dolay› da Oktay Aslan ve Esra Ifl›kan’a sertifikalar›n› iletti.
Program tüm kat›l›mc›lar›n a¤aç dikim alan›na geçerek 500 a¤aç
dikmesiyle sona erdi. Böylece At›l›m Yerleflkesi’nde 2007 y›l›nda
toplam 1000 a¤aç dikilmifl oldu
Ayr›ca dil e¤itimi gören ö¤rencilere iliflkin düzenlenen programda
Fen-Edebiyat Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Oya Batum Mentefle’nin
öncülü¤ünde “Küreselleflme Sürecinde Dil E¤itiminin Önemi” konulu konferans gerçeklefltirildi.
Etkinlik çerçevesinde ö¤renciler Cevdet Kösemen Konferans Salonu fuayesinde ögrenci kulüpleri ve bölümlerinin açt›¤› stantlarda
üniversitemiz fakülte ve bölümlerini de tan›ma imkan› bulurken, çeflitli meslek odalar› taraf›ndan aç›lan stantlarda meslekler hakk›nda
bilgi alma imkan› buldular. Ö¤renci kulüplerinin stand›nda sergilenen ö¤renci projeleri ise yo¤un ilgi ile karfl›land›.
11
Mükemmel ‹nsan Anlay›fl› Konferans›
Üniversiteye Girifl Sistemi
Türkiye’de üniversite girifl sisteminin tart›fl›ld›¤› konferans ÖSYM
baflkan› Prof. Dr. Ünal Yar›ma¤an taraf›ndan gerçeklefltirildi.
At›l›m Üniversitesi 10.Y›l Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen
Üniversitemiz Rektör Yard›mc›s› Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi
Prof. Dr. ‹hsan Tarakç›o¤lu’nun konuflmac› oldu¤u “Modern ‹nsan Anlay›fl›” konulu konferans 01.05.2007 tarihinde Üniversitemiz ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi.
Konferans Mühendislik Fakültesi Cevdet Kösemen Konferans
Salonu’nda 23 Mart
2007 tarihinde Ankara’daki orta ö¤retim kurumlar› ö¤retmen ve idarecilerinin kat›l›m› ile gerçeklefltirildi. Rektörümüz
Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu’nun aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan kürsüye gelen Prof. Dr. Ünal Yar›ma¤an Türkiye’deki e¤itim sistemi,
e¤itim kurumlar› ve bunlar›n örgüt yap›lar›, ö¤renci seçme ve
yerlefltirme sisteminin bafll›ca aflamalar›, yüksekö¤retim programlar›n›n kontenjan ve koflullar›, kay›tlar, ek yerlefltirme, katsay›, OÖBP, toplumun ihtiyaçlar›na göre de¤ifliklik gösteren s›nav
sistemi konular›nda bahsetti.
Yar›ma¤an s›nav sisteminde yap›lan son de¤iflikliklere de¤indi¤i
konuflmas›nda “temel ilkemiz, ö¤rencilerin mümkün oldu¤unca
lisede kendilerine okutulan dersleri ö¤renmifl, özümsemifl, bilgi
aç›s›ndan donan›ml› olarak üniversiteye gelmeleri” dedi. Konferans, Yar›ma¤an’›n konuklar›n sorular›n› yan›tlamas›n›n ard›ndan
sona erdi.
Anayasa’da belirtilen insan haklar›na iliflkin hükümlere de¤inerek konuflmas›na bafllayan Tarakç›o¤lu, her zaman dile getirilen
temel hak ve özgürlüklerin anayasan›n 12. maddesinde belirtildi¤ini ve bunlar›n devredilemez haklar oldu¤unu söyledi. Yine
anayasada belirtilen “T.C. demokratik, laik ve sosyal bir hukuk
devletidir” hükmüne dikkat çeken Tarakç›o¤lu bu tan›mda belirtilen düzeni toplumun sa¤layaca¤›na iflaret ederek, sa¤l›kl› toplumlar› sa¤l›kl› insanlar›n oluflturaca¤›n› söyledi.
“Türkiye’nin K›br›s Davas› ve Terör Sorunu” Konulu Konferans
At›l›m Üniversitesi Ö¤renci Konseyi ve Türk Tarih Platformu iflbirli¤i ile “K›br›s Davas› ve Terör Sorunu” konulu bir konferas
gerçeklefltirildi.
Emekli Korgeneral Hasan Kundakç› taraf›ndan verilen konferans
20 Mart 2007 tarihinde ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Konferans Salonu’nda yap›ld›. Say›n Kundakç› konuflmas›nda Irak’ta
meydana gelen olaylar, sözde Ermeni soyk›r›m iddialar›, Avrupa
Birli¤i dayatmalar›, K›br›s davas›, PKK ve terör konular›na de¤indi. “Türkiye Cumhuriyeti’nin K›br›s milli politikas›n›n amac›n›n
K›br›s Türkü’nün bulundu¤u yerde huzur ve güven içinde, kimli¤ini kaybetmeden, sonsuza kadar yaflamas›n› sa¤lamakt›r” diyen Kundakç›, K›br›s davas›n›n Türkiye Cumhuriyeti’ni ilgilendiren di¤er
bir yönünün de ülkemizin
Do¤u Akdeniz’deki ç›karlar›n› hak ve menfaatlerini korumak oldu¤unun
alt›n› çizdi.
‹nsanlar›n insanca yaflama istekleri artt›kça iktidarlar›n s›n›rlar›n›n daralaca¤›na dikkat çeken Tarakç›o¤lu, insan haklar›n›n
kendi varl›k sebebini aflt›¤›na de¤inerek insan haklar›n›n uluslararas› arenada birlefltiren bir unsur haline geldi¤ini söyledi.
Mükemmel insan anlay›fl›n› hukuki örnekler vererek tasvir eden
Prof. Dr. ‹hsan Tarakç›o¤lu insan›n di¤er yarat›lm›fllardan farkl›
olarak çeflitli imkanlara ve kudrete sahip oldu¤una de¤indi. Tarakç›o¤lu ak›l, kudret ve nefis özelliklerini koruyan bireyleri mükemmel ve kamil insan olarak tan›mlad›.
‹nsan›n iyilik ve kötülük olmak üzere çift kutuplu oldu¤unu söyleyen Tarakç›o¤lu, “Önemli olan insan›n yard›msever, faydal›,
de¤er yarg›lar›na sayg›l› ve öfkesini bast›rabilen bir birey olabilmesidir” dedi.
12
At›l›m Üniversitesi Topoloji Günü
Bir Matematikçi’nin alabilece¤i en büyük ödül olarak kabul edilen
“Fields Medal” ödülü, Kanada’l› matematikçi John Charles Fields
(1863-1932)’in vasiyeti üzerine verilmeye bafllanm›flt›r. Dört y›lda
bir toplanan Uluslararas› Matematikçiler Kongresi’nde bu ödülün
verilmesi kararlaflt›r›lm›fl ve ilk Fields Medal 1936 y›l›nda Oslo’da
verilmifltir. ‹kinci Dünya Savafl› nedeniyle verilemeyen bu ödülün
ikincisi 1950 y›l›nda verilmifltir. Fields Medal’›n gelecek vadeden
matematikçilerin çal›flmalar›na verilmesi amaçland›¤›ndan dolay›,
k›rk yafl›n alt›ndaki matematikçilere verilmektedir.
“Fields Medal” ödülü 2006 y›l›nda, Madrid’te yap›lan Uluslararas›
Matematikçiler Kongresi’nde Rus Grigory Perelman’a (Topoloji/Geometri), Terence Tao’ya (Harmonik Analiz), Andrei Okounkov’a
(Temsil Kuram› ve Cebirsel Geometri’ye uygulan›fl›) ve Wendelin
Werner’e (Matematiksel Fizik) verilmifltir. Perelman matemati¤in
en prestijli ödülü olan Fields Medal’a lay›k görülmüflse de kendisi
bu madalyay› istemedi¤ini belirtmifltir.
Clay Enstitüsü 2000 y›l›nda, Alman Matematikçi David Hilbert
(1862-1943)’in 20. yüzy›l matemati¤ini etkileyen ünlü 1900 Paris
konuflmas›na dayanarak, “Bin Y›l›n Problemleri” (Millenium Problems) ad› alt›nda uzun süreden beri çözülemeyen ve çözümleri matematikte devir açacak yedi ünlü probleme ödül koymufltur. Poincaré San›s› (Poincaré Conjecture) bunlardan biridir. Yüz y›ld›r çözülemeyen Poincaré San›s› ilk olarak 1904’te ortaya at›lm›flt›r. K›saca tan›mlanmak istenirse, Poincaré San›s›; basit ba¤lant›l›, kompakt, s›n›r› olmayan her 3 boyutlu manifoldun 3 boyutlu küreye
denk oldu¤udur. Daha üst boyutlar için bu problem daha önceki
y›llarda baflka matematikçiler taraf›ndan çözülmüfl olup, çözümü
yapan matematikçiler Stephen Smale ve Michael H. Freedman da
“Fields Medal” ödülünü alm›fllard›r.
Matematikçilerin belirledikleri baz› problemlerin çözümü çok uzun
13
y›llar alsa da, matematikçilerin sab›rl› çal›flmalar› ve çözümleri devam edecektir. Biz At›l›m Üniversitesi Matematik Bölümü olarak
2006 y›l›nda Perelman taraf›ndan verilen “Poincare San›s›”n›n çözümünü, bize kat›labilen matematikçilerle birlikte de¤erlendirmek
hatta bu de¤erlendirmeye ö¤rencilerimizi de ortak etmek istedik.
Bu amac›m›za ulaflabilmek için 9 Aral›k 2006 tarihinde tüm gün süren bir toplant› organize ederek Türkiye’deki matematikçileri davet
ettik. Rektörümüz say›n Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu’nun aç›l›fl
konuflmas›n› yapt›¤› toplant›, bölümümüz ö¤retim üyesi Prof. Dr.
Hüseyin fiirin Hüseyin’in sunumuyla bafllad›. ‹ki bölümden oluflan
toplant›m›zda sabah bölümünde, Doç. Dr. Aysel Turgut Vanl› (Gazi
Üniversitesi), Ö¤r. Gör. Mesut fiahin (At›l›m Üniversitesi), Y. Doç.
Dr. Semra Öztürk Kaptano¤lu taraf›ndan yap›lan sunumlar geometri ve topoloji konular›nda olurken, ö¤leden sonraki bölümde ça¤r›l›
konuflmac›lardan, Prof. Dr. Turgut Önder (ODTÜ) “Pioncare San›s›”n›n tarihçesini ve k›sm› çözümlerini, Prof. Dr. Sergey Finashin
(ODTÜ) ise problemin çözümünü anlatt›. Son konuflmac› (TÜBA
(Haziran 2003-2006) Üstün Baflar›l› Genç Bilim Adam› Ödülü, TÜB‹TAK-TWAS (2006) Geliflmekte Olan Ülkelerdeki Genç Bilim Adamlar› Bilim Ödülü ve 2006 Sedat Simavi Fen Bilimleri ödülünü de
alan) Doç Dr. Burak Özba¤c› (Koç Üniversitesi) ise konuyla ilgili
kendi çal›flmalar›n› sundu.
Ankara d›fl›ndan 14 ve içinden 30 (16 profesör, 6 doçent, 24 ö¤retim görevlisi, araflt›rma görevlisi) olmak üzere bölümümüz ö¤retim elemanlar›yla birlikte toplam 67 matematikçinin ve At›l›m
Üniversitesi Matematik Bölümü ö¤rencilerinin de kat›ld›¤› toplant›
güzel bir kokteylle sona erdi. Kat›l›mc›lar, bir Cumartesi gününü iyi
de¤erlendirmifl olman›n mutlu tebessümüyle üniversitemizden ayr›l›rken, kendilerine At›l›m Üniversitesi’nce gösterilen misafirperverlik için tüm At›l›m Üniversitesi çal›flanlar›na teflekkür ettiler.
MAKALE
TEKN‹K GEL‹fiMELER‹N
D‹LDEK‹ YANSIMALARI
d i l e
mal edilmifltir.
Bugünlerde bunlar›n bir
yenisi olan mortgage devlet diline
girmektedir. Tren veya otomobil gibi ulafl›m
araçlar› geldi¤i dildeki bütün parça ve tesis adlar›yla, dilimizde
yer etmifltir. Arapça “kufl” anlam›ndaki tayr sözcü¤ü ile köktefl
olan tayyare zamanla yerini Türkçe uçak sözüne b›rakm›flsa da
kanat, tekerlek, uçufl tak›mlar›, kuyruk, yer hizmetleri gibi birkaç
adland›rman›n d›fl›nda bu sanayi ürünlerinin de bütün terimleriyle Türkçe de¤ildir.
Yrd. Doç. Dr. Hayal Zülfikar
At›l›m Üniversitesi
‹flletme Fakültesi Ö¤retim Üyesi
‹nsanlar›n yaflam düzeylerini yükselten, sa¤l›k sorunlar›na çareler bulan, sosyal ve ekonomik kalk›nmalar›na hizmet eden, k›saca insanl›¤› rahat ortamlara kavuflturan teknik geliflmeler, bir
yandan da türetti¤i yeni terimlerle söz varl›¤›n›n zenginleflmesine
yard›mc› olmufltur. Örnekleri Türkçe’den verelim. Önceleri dilde
bulunmayan sugeçirmez, sayaç, donan›m, içten yanmal›, gerilim,
›fl›nlama, iklimleme, varsay›m, girdiler, nemölçer gibi terimler teknik geliflmelere ba¤l› olarak dilde yerini alm›fl, dilin söz varl›¤›n›
zenginlefltirmifltir. Bir müzik terimi olan dört dörtlük zamanla konuflma dilinde mükemmelli¤i anlatan yeni bir anlam kazanm›flt›r.
Su sporlar›yla ilgili sörf yapmak terimi de bilgisayar kullac›lar›n›n
diline geçmifl, gezinmek anlam› kazanm›flt›r.
Bir baflka geliflme eski sözcüklerin yerlerini bat› kökenli sözcüklere b›rakmas›d›r. Cumhuriyet tarihi boyunca Osmanl› Türkçesi’nde kullan›lan sözcüklerin bir bölümü dilden ç›karken bunlar›n
yerine bat› dillerinden Türkçeye giren karfl›l›klar› ald›. Osmanl›
Türkçesinde kullan›lan rehin, ipotek’e; sermaye, kapital’e; iktisat,
ekonomi’ye, merkez, center’e, teflrifat, protokol’e, tedhifl, terör’e, tahrir, kompozisyon’a yerini b›rakt›.
Bu durum Türkçe sözcükleri de etkiledi. Türkçe karfl›l›klar› dilde
yerini al›rken bunlar›n bat› dillerindeki karfl›l›klar› öne ç›kmaya
bafllad›. Bu yolla dildeki Türkçe sözcüklerin bir bölümü terk edilmekte ve yerlerine bat› dillerindeki karfl›l›klar› geçmektedir. Örnek olarak eskiden k›stas diyorduk, Türkçesi ölçüt öne ç›kt›, flimdi kriter yayg›nlaflmaya bafllad›. Hakikat idi, Türkçesi gerçek oldu
bunun da yerine realite kullan›lmaya baflland›. Matbuat karfl›l›¤›
bas›n uygun bir karfl›l›kt›. Bu Türkçe karfl›l›k yerini medya’ya b›rakmaya bafllad›.
Daha önce Arapça ve Farsça köklerden türetilmifl olan teknik terimlere Cumhuriyet döneminde Türkçe karfl›l›klar bulunmufltur.
Örnek olarak current’e, bulunan cerayan karfl›l›¤› Cumhuriyet döneminde yerini ak›m’a b›rakm›flt›r. Consensus, mutabakat, uzlafl›m örne¤ini de bunlara ekleyebiliriz. Türkçe sözcük köklerine ve
eklerine dayan›larak türetilen bu sözcükler yan›nda ne yaz›k ki
do¤rudan yabanc› dillerden de pek çok sözcük Türkçeleri bulunmadan oldu¤u gibi dile girmifltir. Fay, formül, konfor, fosfor, kanal, feribot, genetik, hipermetrop sürmanflet, fanatik, konsol vb.
Her yeni ürün veya her yeni bulufl ad›yla, çevresinde geliflen öteki adlar›yla dile girmifltir. skor, play-off, rövanfl spor yoluyla dile
girerken, off-shore, portföy, sponsor ticaret, bankac›l›k kanal›yla
Bütün bu örnekler aras›nda insan› as›l düflündüren binbir güçlükle Türkçeleri bulunup dile mal edilen savunma, ölçünlü, da¤›t›c›, çözümleme gibi sözcüklerin yerini defansif, standart, distribütör, analiz gibi sözcüklerin almas›d›r. Hâla bilgisayar’› yanl›fl
bulup kompütür sözünde israr edenler var.
Bat› dillerine heves etme, ça¤dafl görünme u¤runa hastahane’ler
14
dildeki karfl›l›klar›n› bile heba ederek kap›lar› alabildi¤ine yabanc› sözcüklere açmada bir sak›nca görmemektedir. Bundan sosyal yap› da etkileniyor. Bütün bunlar› örnekleriyle ifllememiz çok
yer tutar. Bu bak›mdan teknik geliflmelerin insan›n refah›na, huzuruna getirdi¤i kolayl›klar›n yan›nda dildeki olumsuz yans›malar›n› yukar›da verdi¤imiz örnekler d›fl›nda somut bir örnekle dikkatleri bir de haberleflme araçlar›na çevirelim.
hospital, eczane’ler pharmacy, pastahane’ler pastry-shop, dükkân’lar shop oldu. Üstelik özgün imlalar›yla. Birkaç madde alt›nda toplay›p s›n›fland›rd›¤›m›z bu örneklere daha yüzlercesini katabiliriz.
Verdi¤imiz örneklerin büyük bir bölümü teknik alanlardaki geliflmenin dile getirdikleridir. Bunlar› yukar›da belirtti¤imiz gibi dilin
söz varl›¤›n› art›ran birer öge olarak nitelemekle beraber, karfl›l›k bulmakta geç kald›¤›m›z veya hevesli olmad›¤›m›z dildeki yabanc› sözcüklerin art›fl›n› tekni¤in olumsuz bir yans›mas› olarak
de¤erlendirmeliyiz. Bugün t›p, eczac›l›k, elektronik alanlar›nda
Türkçe sözcük bulmak nerdeyse imkâns›z hâle gelmifltir.
Dilin zenginleflmesi, anlat›m imkânlar›n›n artmas›na olumlu bir
geliflme olarak bakmak gerekirse, dile giren ve Türkçe’de karfl›l›¤› bulunmayan yabanc› sözcükler bir ölçüde hofl karfl›lanabilir.
Ama Türkçe’lerini b›rak›p yerine bat› dillerindeki karfl›l›klar›n›
koymak gerçekten bir gaflet, Türkçe karfl›l›¤› ile bir aymazl›kt›r.
Öte yandan duygular›n anlat›mdaki daralmaya sebep olan teknik
geliflmeler var ki, bizi as›l bu durum düflündürmektedir.
‹nsanlar okumuyor, yazm›yor. Her bilgiyi iletiflim araçlar›ndan
al›yor. Araflt›r›c› bu araçlarda kurulmufl ve düzenlenmifl bilgileri
haz›r buluyor. Tekni¤in getirdi¤i bir baflka olumsuzluk olarak bu
örnekleri verebiliriz. Bu tür bir araçtan elde edilen bilgiler sözüm
ona araflt›rma ad› alt›nda elde edilmifl oluyor, inand›r›c› bulunuyor ve ifle yar›yor. Bu kaynaktan yararlanan indirdi¤i bilgilerin imlas›n›, cümle kuruluflunu kendisi düzenlemiyor. Arada kendisi
birfleyler yazabiliyor. Ancak kaynaktan indirdi¤i ile kendi ifadeleri aras›nda, kullan›lan sözcük imla ve anlat›m yönünden birtak›m
çeliflkiler ortaya ç›k›yor. Çeflitli kaynaklardan al›nan bilgileri çal›flmas›na katan, metinler aras›nda ortaya ç›kan anlat›m ve imla tutars›zl›¤›n›n fark›nda de¤ildir. Bilimsel disiplin ise, önce
araflt›r, buldu¤un kaynaklar› oku, onlar› hazmet, sonra o bilgilerin ›fl›¤›nda vard›¤›n sonuçlar› amac›na uygun bir biçimde yorumlayarak yaz›ya dök, imlas›nda ve anlat›m›nda birlik sa¤la, üslup
sahibi ol do¤rultusundayd›. Bu da kolay kolay elde edilecek bir
meziyet de¤ildi. Çaba ve emek isterdi. Bu durum karfl›s›nda
mevcut verilerden hareket ederek düflünme ve yeni fikirler üretme yolu bir ölçüde körelmeye bafllam›flt›r. Bu durum zihni faaliyeti durgunlaflt›rd›¤› gibi birtak›m al›flkanl›klar›m›z›n, uygulamalar›m›z›n dile getirilmesini de engellemeye bafllam›flt›r.
Mektup yazmay› art›k terk etmeye bafllad›k. Mektup bir edebi
tür olarak yaz›flmalar›m›zdan yavafl yavafl siliniyor. Mektup ihtiyac› telefondaki duygusuz, kuru birtak›m mesajlarla karfl›lan›yor.
Halbuki bundan 50-60 y›l önce Cahit S›tk› Taranc› mektubuna
bafllarken önce mektubun kime yaz›ld›¤›n› düflünüyor ve ona göre bafll›kta duygular›n› bütün incelikleriyle anlatacak seçkin sözlerle hitap cümlelerini flöyle kuruyordu:
Teknik alanlarda elde edilen baflar›lar, ilerlemeler insan hayat›n›
kolaylaflt›r›rken baflta dil olmak üzere çeflitli alanlarda da birtak›m olumsuz sonuçlar do¤uruyor. Söz hazinesine bilinçsizce katt›¤›m›z yabanc› sözcüklerle dil, bu olumsuzluklardan nasibini al›yor. Türkçesini aramaya, bulmaya gerek görmeyen Türk ayd›n›,
15
A.E.O.: Allah’a emenat ol. vb.
Mektup bir yaz› türü idi. Okullarda bir iki hafta ifllenen ders konusuydu. Mektubu türlerine göre özel mektuplar, ifl mektuplar›,
resmi içerikli mektuplar diye
üçe ay›r›rd›k. Özel mektuplar›n
içeri¤i, ders konusu yap›l›r ve ifllenirdi. Mektup yazaca¤›m›z
kimsenin yak›nl›k ve samimiyet
derecesi hesaba kat›l›rd›. Mektupta onun ilgilenece¤i, onun ilgi duyaca¤› konulara yer verilirdi. Mektup birçok olaylar›, ilgisiz
ayr›nt›lar› vermekten uzak olmal›yd›. Spordan anlamayan birine
spor ile ilgili haberlerin, söylentilerin mektupta yeri olmad›¤› hakk›nda ö¤retmenler benzeri örnekler verirlerdi. ‹yi bir mektup yazmak dili iyi kullanmaktan geçerdi. Kuru, basmakal›p ifadelerden
kaç›nmam›z gerekti¤i söylenirdi. Mektupta göz önünde bulundurulmas› gereken en önemli özellik anlat›m›n berrak olmas›, imla
kurallar›na uyulmas›, noktalamalar›n yerinde kullan›lmas›yd›. ‹fl
mektuplar›nda, resmi mektuplarda uyulmas› gereken bu özellikler yan›nda istenen fleyin, dile¤in aç›k olmas› ve mektubun belirlenen esaslara, ölçülere, düzene göre yaz›lmas› üzerinde durulur,
örnekler verilirdi. Bugün hangi resmi yaz›y› ele al›rsan›z al›n, içinde bir imla hatas›na, bir anlat›m bozuklu¤una rastlayabilirsiniz.
Pek çok resmi yaz›y› okurken yan›m›zdakilerle tekrar tekrar okumak ve yorumlamak zorunda kal›yoruz. Düflüncelerin birbirini tamamlayacak, özlü, amac› uygun bir biçimde verilmesi, sözcüklerin özenle seçilmesi, cümlelerin kurallara uygun olarak yaz›lmas›
art›k nerdeyse bir uzmanl›k ifli hâline gelmifltir.
fieker, kaymak babac›¤›m, biricik
Nihalci¤im,
Mektubunu bitirirken de sevgisini, hasretini flöyle dile getiriyor:
Gözlerinden ve yanaklar›ndan doya doya öper, böyle sevimli metuplar›n› her zaman beklerim.
Bir iki örnek daha verelim:
Nihayetsiz hasretle gözlerini ve
yanaklar›n› öper, senin gibi ince,
derin manal› ve tad›na doyulmaz
mektuplar›n› sab›rs›zl›kla beklerim. Bir tanecik Nihal Abla.
Han›manne’nin, babam’›n, annem’in ellerinden öperim. Çocuklar›n gözlerinden öperim. Senin de s›rt›na yükte hafif pahada a¤›r bir
teflekkür çantas› yükler ve yolun hay›rl› ve uzun olsun derim. Tekrar tekrar gözlerinden öperim ablac›¤›m.
Mektubu yazan›n mutlaka de¤iflik bir anlat›m kullanmas› e¤ilimi
vard›. Basmakal›p sözlerden çekinilirdi.
Örnekleri, Prof. Dr. ‹nci Enginün’ün Cahit S›tk› Taranc›, Evime ve
Nihal’e Mektuplar adl› kitab›ndaki mektup örneklerinden ald›m.
Çal›flma Türk Dil Kurumu’nca 1989 y›l›nda yay›mland›. Her mektup yazan, hitap etti¤i arkadafl›n›, sevgilisini, yak›n›n› gönül al›c›
sözlerle selamlard›. Cumhuriyet öncesi dönemde birçok mektup
nur-› ayn›m, Cumhuriyet sonra gözümün nuru, gözbebe¤im diye
bir hitapla bafllar ve en k›ymetli organ bu sevgiye arac› olurdu.
Günümüze dönelim. Duygular bir iki k›saltmayla ifade ediliyor.
Bayram kart›, tebrik kart› art›k eski yayg›nl›¤›n› kaybetti. Birkaç
sözcü¤ü telefonuna kaydedenler, bu mesaj› bir anda k›rk kifliye
gönderebiliyor. Bunun getirdi¤i kolayl›k yan›nda, götürdü¤ü çok
fley var. Öncelikle dil bu durumdan olumsuz yönde etkileniyor.
Kiflinin dili kullanma becerisi zay›fl›yor. Böyle bir mesaj duygular›n, isteklerin, düflüncelerin anlat›lmas›na yetmiyor. Kimse konuflmayan gençli¤in bu durgun yap›s›n›n nerelerden kaynakland›¤›n› araflt›rm›yor. ‹ste¤ini, tercihini sordu¤unuz gençler genel
olarak fark etmez sözüyle cevap veriyor ve bu sözle yetiniyor.
Bu anlatt›klar›m›n hepsini teknik dallardaki geliflmelerin bir yans›mas› olarak göstermek istemiyorum. Bu durum ders programlar›yla, ders saatleriyle, ö¤retmen ile de ilgilidir. Türk diline verilen önemin giderek zay›flamas› da bunda bir etkendir. Bütün
bunlar›n yan›nda etkenlerden biri de teknik alanlardaki geliflmenin sebep oldu¤u olumsuzluklard›r.
Gençleri okumaya yönlendirmek, teknik alanlardaki geliflmeler
yan›nda dil karfl›s›ndaki sorumluluklar›n›, ödevlerini hat›rlatmak
gerekir. Edebiyat›m›zda anlat›m› ile ün salm›fl kimselerin yay›nlar›n› okuyarak dil becerisini gelifltirebiliriz. Yeter ki okuyal›m ve
edebi yan› kuvvetli olan eserleri seçebilelim. Bu yolla duygu ve
düflüncelerimizi daha iyi anlatm›fl oluruz. Belli bir dil becerisi kazanm›fl olan ayd›n, tekni¤in getirdi¤i kolayl›ktan yararlan›rken
yabanc› terimleri tercih etmez; onlar›n adland›r›lmas›nda dilini
gözden geçirir, karfl›l›k arar, en az›ndan bu konuda kafa yorar.
Mektup yerine geçen mesajlar bazen k›saltmalara dönüflüyor.
Ça¤›n gençleri konuflmak, yazmak yerine K.‹.B. yazarak karfl›s›ndakine “kendine iyi bak” demek istiyor. Bu tür k›sa haberleflmelerden birkaç örnek daha verelim:
S.L.M.: Selam.
N.B.R. : Ne haber
16
na Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yard›mc›s› Ayhan
Evren ö¤rencilerimizle bir araya gelerek firmalar›n› tan›tan teknik bir sunum yapt›. Daha sonra söz alan ‹nsan Kaynaklar› Müdürü Murat Koçer de ifle al›m süreçleriyle ilgili ö¤rencilerimizi
bilgilendirdi. Konferans›n ard›ndan düzenlenen kokteyl ile ö¤rencilerimizle firma yöneticileri karfl›l›kl› konuflma ve merak ettikleri konular› sorma f›rsat›n› elde ettiler.
2007 ETK‹NL‹KLER‹
Kariyer Günleri etkinliklerinin ikinci günü olan 19 Nisan tarihinde ilk misafirimiz, sektörününde son y›llarda att›¤› ad›mlarla ad›ndan söz ettiren TAV Havalimanlar› Holding A.fi. ad›na
‹nsan Kaynaklar› ve Kalite Müdürü Esra Çelik oldu. Çelik, öz-
Üniversitemiz ö¤rencilerini gelece¤e haz›rlamak, firmalar› ve ifl
geçmifl haz›rlama ve mülakatta baflar› konulu bir seminer dü-
dünyas›n› tan›malar›n› sa¤lamak ve de¤erli kat›l›mc›lar›n dene-
zenledi.
yimlerini aktarmalar›yla ö¤rencilerimize vizyon kazand›rmay› ve
geleceklerine yön vermelerine yard›mc› olmay› hedefleyen “At›l›m Üniversitesi Kariyer Günleri 2007” etkinlikleri 18-19
Ö¤leden sonraki ilk misafir, sektörünün öncüsü olan internette
ifl arama portal› kariyer.net firmas› oldu. Firmay› temsilen Halk-
Nisan 2007 tarihlerinde baflar›yla gerçeklefltirildi.
la ‹liflkiler Uzman› Belgin Tunçel yo¤un program› aras›nda ö¤-
Bu seneki Kariyer Günleri etkinlikleri 18 Nisan 2007’de Rektör
mas›” konulu bir konferans verdi.
Yard›mc›s› Prof. Dr. ‹smail Bircan’›n aç›l›fl konuflmas› ile baflla-
rencilerimze vakit ay›rarak “‹nternet Üzerinden Kariyer Planla-
d›. ‹lk konu¤umuz At›l›m Üniversitesi Mezunu, ayn› zamanda
Likya (Lider ‹nsan Kaynaklar› Yöne-
At›l›m Üniversitesi Mezunlar Derne¤i Baflkanl›¤› görevini de sür-
tim Akademisi) ad›na At›l›m
dürmekte olan Aykan Ayd›n’›n sahip oldu¤u ve ‹fl Sa¤l›¤› ve Gü-
Üniversitesi Mezunlar Der-
venli¤i alan›nda hizmet veren R‹SKON E¤itim – Dan›flmanl›k
ne¤i Baflkan Yard›mc›s›
San. ve Tic. Ltd. fiirketi oldu. A S›n›f› ‹fl Güvenli¤i Uzman› olan
ve ‹fl Gelifltirme Uzman›
Ruhi Öktem, verdi¤i konferansta bu yeni ifl alan›n› tan›tt› ve
Ayfle K›l›ç, ifl hayat›nda At›-
buna ek olarak At›l›m Üniversitesi’nden mezun olan ö¤rencile-
l›m Üniversitesi mezunu olarak
rin kendi ifllerini kurmada da baflar›l› olduklar›n› bunun en iyi ör-
yaflad›klar›n› ve tecrübelerini
neklerinden birinin çal›flt›¤› firma oldu¤unu söyledi.
ö¤rencilerimizle paylaflt›.
Ö¤leden sonraki oturumda psikolojinin alt alanlar›ndan endüstri – örgüt psikolojisi ve geliflim psikolojisinin tan›t›ld›¤›
bir seminer düzenlendi ve bu alanlarda hizmet veren Uzm.
Psk. Eda Karacan, Psk. Feza Orkun, Uzm. Psk. Sanem Aker,
Uzm. Psk. Gözde ‹sao¤lu tecrübelerini ö¤rencilerimizle paylaflt›lar.
Ö¤leden sonraki ikinci oturumda merkezi ‹talya’da bulunan ve savunma sanayi için hizmet
vermekte olan Selex Komünikasyon A.fi. ad›-
Yöntem ÖSK‹PER - At›l›m Üniversitesi
Kariyer Planlama ve Mezunlarla ‹letiflim Ofisi/Koordinatör
RÖPORTAJ
K›br›s davas›n›n efsanevi lideri Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti’nin Kurucu
Cumhurbaflkan› Say›n Rauf Denktafl ile K›br›s, Avrupa Birli¤i gibi konular üzerine bir
röportaj gerçeklefltirdik. Sizlere gündemdeki konular ile ilgili görüfllerini tüm
samimiyetiyle paylaflt›¤› bu röportaj› sunuyoruz.
Rauf Denktafl
K›br›s sorunu, Rum'un meflru K›br›s Hükumeti olmad›¤›n› iddia etmek
gücümüz ve kararl›l›¤›m›z oldu¤u sürece Kuzey K›br›s Türk
Cumhuriyeti'nin varl›¤› ile halledilmifl bir sorundur. Bütün mesele
dünyaya bunu kabul ettirmektir. Söylenecek sözde gayet basittir. Siz
yapm›fl oldu¤unuz haks›zl›kla Rum'un bütün K›br›s'› iflgal etme eylemi
için bafllatt›¤› silahl› sald›r› ile yaratt›¤› durumu fosillefltirdiniz ve Rum
kendi aç›s›ndan K›br›s meselesini halledilmifl görüyor.
ay›nda ateflkes anlaflmas› oldu. ‹ngiltere'den Duncan Sandys,
Müstemlekeler bakan›yd›, geldi. 15 gün görüflme yapt›k Huridis'le onun huzurunda diyelim; görüflmeleri Londra'ya havale
edece¤iz ve garantörler de gelecek Londra'ya, dedik ki; Londra’ya kimi ça¤›r›yorsunuz? K›br›s Hükumeti’ni ve iki cemaati dediler, yok K›br›s Hükumeti dedi¤iniz hükumet ortakl›k hükumetiydi. Makarios bizi silahla att›¤›na göre o hükümet art›k yoktur. ‹ki
taraf› ça¤›racaks›n›z, hay›r olurdu olmazd› bir kavga; Doktor Küçük'e gittiler. O da ayn› fleyi müdafaa etti ve en sonunda bize
Duncan Sandys imzas› ile sadece iki cemaat ça¤›r›lacakt›r diye
bir belge verdi. Bunun üzerine kalkt›k Londra Konferans›’na gittik. Bakt›k ki konferans salonunda bir oda K›br›s Hükumeti’ne
ayr›lm›fl bir oda Türk Cemaati bir oda Rum Cemaati di¤eri de
garantörlere, dedik bu ne? Dedi ki iflte baflka türlü olmaz falan
dedi biz aya¤a kalkt›k, dedik biz gidiyoruz allaha›smarlad›k... Allah rahmet eylesin Türk D›fl ‹flleri Bakan› Feridun Cemal Erkin
aman yapmay›n etmeyin efendim bu olmaz. Bir ara yol bulundu
siyasette, o ara yollard›r insan›n can›na okuyan. O ara yol ne idi?
Oturacaks›n ama kayda geçirece¤iz seni tan›m›yoruz; bir ikincisi hiç konuflma hakk›n olmayacak. Rum kabul etti ama orada biz
iflte fireyi vermifl olduk. Orada biz kap›y› vurup ç›kmal›yd›k ve tabiat›yla görüflmeler bir yere varmad›, çünkü Rum taraf› bize az›nl›k hakk› verdi, biz federal eflitlikte ›srar ettik, kapand› görüflmeler. Duncan Sandys bizi veda yeme¤ine ça¤›rd›, Türk taraf›n›, o
Toplumlar aras› görüflmelerde ‹ngiltere'nin garantör
devlet olarak bulunmamas›n›n sizce anlam› nedir?
Toplumlar aras› görüflmeler, ad› üstünde toplumlar aras› görüflmelerdir ve bu görüflmeler daima Birleflmifl Milletler’in nezareti
alt›nda yap›lm›flt›r. Buna garantörler kat›lmam›flt›r. Me¤er ki geniflletilmifl toplumlar aras› görüflmeler densin o zaman mahdut
belirli bir maksat için garantörlerle de bir araya gelinmifltir. Ondan sonra garantörler yine b›rakm›flt›r. K›br›s'taki iki halk aras›nda bir anlaflma olmas› için güya bu model seçilmifltir, ama maalesef iki halk›n arkas›nda ‹ngiltere ve Amerika ekseriye Yunanistan'la dan›flarak K›br›s Rumlar›yla da anlaflarak kendilerine
göre planlar haz›rlay›p masaya getirmifllerdir. Neden bunu yap›yorlar? Çünkü ‹ngiltere'nin ve Amerika'n›n önceden verilmifl bir
siyaset karar› vard›r. Bu karara göre K›br›s Yunanistan'a verilmeli, Türkiye gücendirilmemelidir. Bu nedenledir ki 1964'te yani
sald›r›dan befl - alt› ay sonra Acheson (Açeson) plan› diye Amerikal›lar bir plan ortaya koymufltur. Bu plana göre Enonis(enosis)
yap›lacak ama Türkiye'ye de Karpaz'da egemen üs verilecek ve
bir de küçük Yunan adas› Türkiye'ye verilecek. Bunu Yunanistan
ve papaz Makarios (Makaryos) reddetti. Bunu Amerikal›lar de¤ifltirdi, 50 y›l üzerine bir üs verilsin dediler. Bunu da Türkiye
reddetti. Dolay›s›yla orada Enonis'in k›y›s›ndan geçtik ve kurtulmufl olduk. ‹ngiltere garantörlü¤ünü hiçbir zaman yapmam›flt›r.
Ta bafllang›çtan bize kallefllik yapmakla ün yapm›flt›r. 1964 ocak
18
veda yeme¤inde bize flunu söyledi: ben niye inat etti¤inizi biliyorum Türkiye'nin gelip sizi kurtaraca¤›n› zannediyorsunuz, Türkiye müdahale yapamaz ve yapmayacakt›r ve gömle¤inizle ancak
kaçabileceksiniz K›br›s'tan. E¤er Makarios'un önerilerini kabul
etmezseniz. Dedik ki garantör devletin temsilcisi olarak sizden
bekledi¤imiz bize bu söyledi¤iniz, yapt›¤›n›z teklifi Rum'a yapas›n›z, e¤er Türklere de haklar›n› vermezsen flu olur bu olur diyesiniz dedik ve böylelikle ikinci kalleflli¤i yedik orada. Mesele Birleflmifl Milletler’e havale edildi. 4 Mart’ta BM’de Rumlar› meflru
K›br›s Hükumeti olarak tan›yan karar›n ç›kmas›nda da Amerika'yla ‹ngiltere muazzam rol oynad›. O günden bugüne K›br›s
meselesi Rumlar için halledilmifltir. K›br›s hükumeti olarak K›br›s'a sahip ç›kmaya çal›fl›yorlar. 74 Bar›fl Harekat›’na kadar…
Dedikleri neydi, K›br›s Türkleri hükumete karfl› isyan etmifllerdir,
hükumet az›nl›¤›n isyan›n› bast›rmaya çal›fl›yor, ilgilenmeyin yalan›n› söylediler. 1974'te Türk askeri gelip de cezalar›n› verdikten sonra iki kesim bir araya geldi nüfus anlaflmas› yapt›k, nüfus
transferleri oldu. Bu sefer K›br›s meselesi 1974'te bafllad›, iflgal
meselesidir, “iflgali kald›r›n iflgal nedeniyle yerlerinden olmufl insanlar›m›z yerlerine gitsin biz Türkleri çok severiz, eski hale dönelim” yalan›n› söylemeye bafllad›lar. O yalan da devam ediyor.
Avrupa birli¤ine müracaat etme haklar› yok 1960 antlaflmas›na
göre, çünkü K›br›s meselesi Türk-Yunan dengesi üzerine kurulmufltur. Bunu da ‹ngiliz bozdu. ‹ngiliz bunlara yard›mc› oldu garantörlü¤ünün gere¤ini yapmad›, giremezsiniz demedi. Geçenlerde Jacques Straw eski D›fliflleri Bakan› Papadopulos'a aç›kça
biz olmasayd›k Avrupa Birli¤i’ne giremezdiniz diyebildi ve Avrupa Birli¤i’ne de sokmak suretiyle 1964'te verdikleri meflru K›br›s unvan›n› perçinlemifl oldular. Bu adamlar› daha da bizimle uzlaflmaya muhtaç olmama durumuna getirdiler. Dolay›s›yla
K›br›s meselesi 43 y›ld›r
halledilmediyse bunun büyük sorumlulu¤u garantör
‹ngiltere'dedir.
Bar›fl hare-
t›nda rahmetle and›¤›m›z Ecevit Londra'ya gitti, dedi ki; müsaade edin üslerinizden ç›kal›m böylelikle kan akmas›n gelelim üslere ve ultimatom verelim bu ifli durdurun diye, dediler ki; hay›r
üsleri kar›flt›ramay›z buraya. Niye? Rum'un terörizminden korktular, terör faaliyetlerinden korktular, üsleri bu ifle kar›flt›rmak istemediler; ikincisi Türkiye'nin böyle amfilik bir savafl yapamayaca¤›n› zannettiler, gitsin ve mahvolsun dediler ve kendi siyasetleri yani K›br›s'›n Yunanistan'a verilme siyaseti böylelikle tahakkuk etsin. Dolay›s›yla bir soru sordun bin türlü cevap ald›n.
Kopenhag kriterlerinde K›br›s ile ilgili bir ön koflul bulunmamas›na karfl› AB'nin Türkiye'nin adayl›¤› konusunda
K›br›s'› ön koflul yapmas›n›n sebebi nedir?
Maksatl›d›r. Bir kere Yunanistan AB içerisindedir. Rumlar
1960'ta kurulmufl olan iç dengeyi bizi hükumetten atmak suretiyle bozdular. Biz bu dengeyi kurmak için evvela federe devlet dedik sonra 1983'te devleti kurduk. Bozamad›klar› bir d›fl
denge vard›, Türk-Yunan dengesi ve bu Lozan dengesiydi. Lozan'da K›br›s ‹ngilizlere kald› ve Türkiye'yle Yunanistan aras›ndaki denge kurulmufl oldu. K›br›s'›n Yunanistan'a verilmesi e¤ilimi bafllar bafllamaz Türkiye bu dengeyi bozamazs›n sana gidemez tarihi aç›dan, co¤rafi aç›dan ve stratejik aç›dan bana laz›md›r dedi. Rum ve Yunanistan'›n siyaseti Türkiye'yle savaflmaks›z›n K›br›s'a sahip ç›kmak oldu¤u için ortakl›k cumhuriyetine raz› olmufl göründüler ve o flekilde devam etti.
fiimdi s›ra d›fl denge zaman›na gelince d›fl
dengeyi nas›l bozacaklar? Yunanistan
üye flantaj yapt› AB'ye dedi ki
e¤er K›br›s'›, (K›br›s der-
ler
ka-
“
Türkiye, benim yolumun ucu aç›k oldu¤una
göre ben de milli K›br›s meselesinin ucunu aç›k
b›rak›yorum, bu konuda katiyen ben tam üye
olmadan hiçbir fley söylemem diyecek
durumdad›r; çünkü üye yapmayacaklarsa bunu
sebep bilecek ve yapmayacaklard›r. Yar› üye,
özel üye yapmak niyetindeyseler ki niyetleri
odur o zaman hüküm uzatacaklard›r ve bunu
kabul edeceklerdir
”
meyiz, bu çizgiye göre de sizin bize bu eli kanl› toplu mezarlar
yap›mc›s› Rum terörist idaresini meflru hükumet olarak kabul
etmemiz yönünde bask› yapma hakk›n›z yoktur diye direnmesi
laz›md›r. Neden korkuyorlar? Efendim ask›ya al›n›rm›fl veyahut
ipler kesilirmifl, hep söylüyorum AB e¤er Türkiye'yi tam üye yapacak olsayd› bunu kendisine ucu aç›k bir yol 15 y›ll›k 20 y›ll›k
bir yol verilmezdi. Ucu aç›k yol verilmekle kalmad›lar bir de dediler ki en sonunda her istedi¤imizi yaparsan›z haz›ms›zl›¤a da
bakaca¤›z, sizi hazmedebilir, miyiz edemez miyiz? Ve hazmedebilecekleri bir duruma getirmek içinde Türkiye'nin önüne AB
parlamentosu kararlar› olarak koyduklar› her fley Türkiye'yi üniter bir devletten ç›kar›p federal bir devlete dönüfltürmektir,
eyaletlere özerklik vermektir. Bunu bilinçli yap›yorlar çünkü
hangi eyaletlerin Amerika dostumuzun tepemize koydu¤u Kürdistan ile birleflece¤ini bilirler, az›nl›k olmayanlar› az›nl›k yap›n
diyorlar. Onun da neticesinin parçalanma oldu¤unu bilirler.
AB'nin Türkiye'yi tam üye yapmayaca¤› zaten size Türkiye'ye
ulafl›m serbestli¤i tan›yamay›z demelerinden bellidir. Dolay›s›yla Türkiye; “benim yolumun ucu aç›k oldu¤una göre ben de milli K›br›s meselesinin ucunu aç›k b›rak›yorum, bu konuda katiyen tam üye olmadan hiçbir fley söylemem” diyecek durumdad›r; çünkü üye yapmayacaklarsa bunu sebep bilecek ve yapmayacaklard›r. Yar› üye, özel üye yapmak niyetindeyseler ki niyetleri odur o zaman hüküm uzatacaklard›r ve bunu kabul edeceklerdir.
onlar K›br›s Rum ihalesi demezler) almazsan ben de di¤er dokuz müraacatç›y› veto ederim. AB ilgililerini inand›rd›lar ki; K›br›s'›n üye yap›lmas› madem ki Türkiye de üye olmak istiyor güzel bir pazarl›k dengesi oluflturacakt›r ve K›br›s meselesinin halline de yard›mc› olacakt›r diye kand›rd›lar da bu flantaja ve
kand›rmaya boyun e¤en AB, ‹ngiltere'nin de dürtüsüyle ve r›zas›yla K›br›s'› üye yapt›; aday yapt›. Aday yapar yapamaz biz o zaman Doktor Küçük’ün arkas›ndan ‹ngiltere'ye hukuki nedenlerle bunun yap›lamayaca¤›n› yazd›k. fiimdi ‹ngiliz arflivlerinden
görüyoruz ‹ngiliz hükumeti hukuk dairesine diyor ki; bu ne dersiniz diyor buna K›br›s'›n üye olmas› ‹ngiltere'nin ç›kar›nad›r,
ne cevap verelim? Hukuk dairesi diyor ki argümanlar› geçerli
amma mademki sizin ç›kar›n›zad›r o zaman bu belgeleri Makarios'a gönderin Makarios herhalde cevap verip diyecek ki ne
münasebet dünya beni meflru hükümet olarak tan›yor onu o zaman dosyalars›n›z onun arkas›na saklan›rs›n›z müdafaan›z› yapars›n›z. ‹flte üçüncü ve büyük kalleflli¤i ‹ngiliz'in. O hileyi de
yapt›lar bize. Ecevit'in kendilerine ç›k›fl› var dedi ki e¤er siz K›br›s'› üye yaparsan›z ben de Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyetiyle
ayn› flartlarda entegrasyona giderim. Bu inand›r›c› bir fleydi. Bir
devlet adam›; bar›fl harekat›n› yapm›fl olan bir devlet adam› bunu söylüyordu. Gece yar›s› kendisine özel uçakla cevap geldi
yaz›l›; ayr›d›r iki mesele diye ve do¤rusu da oydu. Biz de rahatlad›k, Türkiye de rahatlad› ama Annan plan› dönemi gelince
Türk hükumeti yanl›fl de¤erlendirmelerle bana göre Annan plan›na evet deme karar› al›nca bu iki fley yine birleflmifl oldu ve
flimdi bütün ç›kmaz›n nedeni budur. AB bu kanunsuzlu¤u yapmaya kalk›flt›¤›nda Türkiye Ecevit gibi sert bir ç›k›fl, inand›r›c›
bir karal›l›kla cevap vermifl olsayd› gene Ecevit zaman›nda oldu¤u gibi bu ifl birleflmezdi. fiimdi en büyük ç›kmaz› bu yaratm›flt›r. Bunun içinden ç›kabilmekleri için say›n Cumhurbaflkan› Sezer'in milli formülünü ve Büyük Millet Meclisi’nde de iki kez
onaylanm›fl olan milli formülü bu hükumetin ve bizim K›br›s'taki hükumetimizin AB'ye k›rm›z› çizgimiz budur bunun alt›na ine-
AKP hükumetinin, izolasyonlar›n devam›na, liman sorunlar›na, Annan plan›n›n sonuçlar›na ra¤men, treni raydan
ç›kartmama siyasetini nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
O diplomasidir. Treni raydan ç›kartmamak haklar›d›r ama tren
raydan ç›kmas›n diye her fleyi kabul edebilecekleri bir görünüm
yaratmak hatad›r. Bu Annan plan›na evet demek suretiyle yarat›lm›flt›r. K›br›s'ta egemenlikten, Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti'nden garantörlükten hatta müdahale hakk›ndan vazgeçilece¤i
iflareti verilmifltir. Büyük bir hatayd›. Bu hatalar› yapmamak la20
RAUF DENKTAŞ
z›m yoksa tren raydan ç›kmas›n diye u¤rafl›rs›n, sab›rl› olursun
ama fleker suya düfltü derhal falan tarihe kadar ya bunu yapars›n ya yapmazs›n diyenlere; hay›r arkadafl›m o güne kadar yapam›yorum ama bakal›m ilerde yapabilirsem bakar›z demek laz›md›r. Çünkü AB Türkiye'yi yolmak için, istediklerini Türkiye'den
almak için elinden geleni yapacakt›r. Jacques Straw ‹ngiltere'nin
eski D›fl ‹flleri Bakan› bunu aç›kça söylemifltir, Avusturya D›fl ‹flleri Bakan›’na; ay›n›n postunu almak istersen b›rak süreç bafllas›n demifltir, niye engellemeye çal›fl›yorsun? Ayn› Jacques Straw
Papadopulos'a e¤er sen Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti'nin tan›nmamas›n› istiyorsan Türk askerinin adadan ç›kmas›n› istiyorsan b›rak süreç bafllas›n, ve Yunanistan'la Papadopulos flimdi
aman sak›n ola kimse veto etmesin, kimse ipi kesmesin demektedirler. Çünkü bu süreç bafllad›¤› sürece kaz›n kanatlar›n› yolar
gibi yolabileceklerini zannederler. Türkiye bunun bilinci içerisinde olarak yolunmayaca¤› noktalar› k›rm›z› çizgi olarak ortaya
koymak mecburiyetindedir. ‹nflallah öyle yaparlar.
Üniversiteler taraf›ndan davet ediliyor, pek çok panele ve
konferansa kat›l›yorsunuz. Türk yüksekö¤retiminin ve
gençli¤inin performans›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Gitti¤im yerlerde hakikaten içim aç›l›yor. Üniversiteler Atatürkçü gençlik yetifltirme yönünde muazzam ve baflar›l› bir
gayret içerisindedirler. Gitti¤im her yerde gördü¤üm manzara
içimi açmaktad›r. Nedir bu gitti¤imiz yerler, Taflucu diye bir
yere gitmifltik Atatürk'ün evine. Taflucu'nda Atatürk'ün evini
yapt›lar ayn› Selanik'teki evini. Onun aç›l›fl›na davet ettiler beni. Oraya gitti¤imde gördü¤üm manzara beni çok etkiledi.
Atatürk yar›fl› yap›ld›. Yar›flta kazananlara Atatürk'ün Nutuk'unu hediye ettiler. fiimdi her üniversitede bu yar›flmalarda
gençlere Atatürk'ün Nutuk'u, Bu Ç›lg›n Türkler gibi kitaplar hediye edilirse, bunlar teflvik edilirse o gençler daha da heyecanlanm›fl olacakt›r. Sonra tabi bütün konuflmalar Atatürk Atatürk, Atatürk'ün bir de büyük posteri var o gülümseyen posterlerinden bir tanesi, nadir bir fley, çünkü bir ‹ngiliz ile Atatürk
diktatör mü de¤il mi onun münakaflas›n› yap›yoruz ben çok
gencim o günlerde. Ben diktatör olmad›¤›n› anlat›yorum o diktatördür diyor. Sen, dedi, bana hiç Atatürk'ün gülümseyen foto¤raf›n› gördün mü? Siz emperyalistler gülümseyecek hal mi
b›rakt›n›z adamda be dedim. Onun için orada gülümseyen bir
portresini gördüm ve flunu söyledim bak›n dedim bu gördü¤ü
manzara Atatürk yar›fl›, Atatürk'ün Nutuk'u hediye, modern
danslar ondan sonra klasik bizim halk oyunlar›, milli oyunlar
hepsini gördü, tebessüm ediyor, sak›n ola yüzünü ‹stanbul'un
o di¤er fakir kalan mahallesine çevirmeyin, Atatürk'ü a¤lat›rs›n›z ve a¤latma hakk›n›z yok dedim, k›yamet koptu alk›fltan.
Beni arabas›nda götüren makamlar Allah raz› olsun biz bunlar› art›k söyleyemez durumday›z, siz söylediniz dedi. Türkiye'de
art›k bu konular konuflulamazsa Atatürk Türkiye'sinde ne yap›labilir, yap›lan ne kadar yanl›flt›r denemezse sizin gibi genç
k›zlar dinimizin örtünme oldu¤unu, kapanma oldu¤unu zannederek örtünmeye bafllarsa zaman içerisinde öyle örtünme olmad› buraya kadar çarflaf diyecekler, erkeklerinde üç ayak arkas›nda yürüyeceksin diyecekler size, çünkü bütün bu örtünme erkek tahakkümüdür baflka bir fley de¤ildir, dinimizde böyle fley yoktur. Dolay›s›yla bunlar üzerinde ben gitti¤im her yerde içim aç›l›yor, Allah üniversitelerimizden raz› olsun ve yola
devam etsinler.
Dolay›s›yla tren de rayda falan de¤ildir de¤il mi efendim?
Zaten evvela bu hangi tren diye sormak laz›m. Bu tren hangi
trendir, bu trende benim hissem var m› yok mu? Ha benim trenim de¤ilse istedi¤i yere gitsin.
K›br›s sorunu bar›flç›l yollarla çözülemez ise sonuç
nereye var›r?
K›br›s sorunu Rum'un meflru K›br›s hükumeti olmad›¤›n› iddia etmek gücümüz ve kararl›l›¤›m›z oldu¤u sürece Kuzey K›br›s Türk
Cumhuriyeti'nin varl›¤› ile halledilmifl bir sorundur. Bütün mesele dünyaya bunu kabul ettirmektir. Söylenecek söz de gayet basittir. Siz yapm›fl oldu¤unuz haks›zl›kla Rum'un bütün K›br›s'› iflgal etme eylemi için bafllatt›¤› silahl› sald›r› ile yaratt›¤› durumu
fosillefltirdiniz ve Rum kendi aç›s›ndan K›br›s meselesini halledilmifl görüyor. Bütün K›br›s'›n meflru idaresiyim diyor. Kendisine
söyleyece¤iniz tek söz hay›r sen ancak güneyin cumhuriyetisin,
yapm›fl oldu¤un sald›r›larla ancak o kadar›n› elde edebildin. Gerisi Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti’dir. Ama aran›zda hala bir s›n›r meselesi varsa s›n›r› konuflun, hangi konularda ifl birli¤i yapacaks›n›z onu konuflun AB'ye tek sesle konuflacaksan›z onu konuflun karfl›l›kl› tazminatlar› konuflun baflka konuflacak bir fleyiniz yoktur. “Biz size Rum idaresi olarak bu istilay› devam ettirmeniz ve kuzeyi de alman›z yönünde yard›mc› olmayaca¤›z”
denmesi laz›md›r. Bunu demeleri için Türk taraf›n›n Kuzey K›br›s
Türk Cumhuriyeti'nden asla vazgeçmeyece¤ini iyice bilmeleri laz›md›r. Söz yine say›n cumhurbaflkan› Sezer'in sözüne geliyor,
Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti vard›r onun üzerinde dengeler
vard›r, Türk-Yunan dengesi vard›r, bunlar› kale almayan bir uzlaflma yap›lamaz diyecek ve KKTC'i yaflatmak için biz de elimizden geleni Türkiye'yle birlikte yapaca¤›z. Böylelikle dünya anlayacak ki Rum'un kuzeyi alma, kuzeye uzanma hakk› yoktur.
Konuflmadan sonra Say›n Rauf Denktafl foto¤raf›m› çekmek istedi sözlerini tamamlayarak: 'fiimdi dur bakal›m senin güzel yüzünü çekece¤iz, sen istedi¤ini yapt›n ben de yapaca¤›m. Hadi
bakal›m ben sana gönderirim bunu.'
Teflekkürler Say›n Cumhurbaflkan›m.
RÖPORTAJ: Neriman Dilek Kara - ‹ngiliz Dili ve Edebiyat› Bölümü Ö¤rencisi
21
TANITIM ETKİNLİKLERİ
T›naztepe Lisesi Üniversitemizi Ziyaret Etti
At›l›m Üniversitesi Suriye’de
Üniversite s›nav›na haz›rlanan, T›naztepe Lisesi ö¤rencilerinden
220 kiflilik bir grup 17.11.2006 tarihinde ö¤retmenleri ile beraber üniversitemizi ziyaret ettiler. Cevdet Kösemen Konferans
Salonunda, ‹flletme Fakültesi, Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü Ö¤retim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Umut Uzer ve Fen- Edebiyat Fakültesi
Psikoloji Bölümü Ö¤retim Görevlisi Özlem Gümüfl taraf›ndan
gerçeklefltirilen tan›t›m konferans›na kat›lan ö¤rencilere Üniversitemiz ve bölümlerimiz hakk›nda bilgiler verildi ve ö¤rencilerin
sorular› cevapland›r›ld›. Konferans sonras›nda kendileri için haz›rlanm›fl olan ikram s›ras›nda da ö¤retim görevlilerimizle tan›flan ve üniversitemiz hakk›nda bilgi almaya devam eden ö¤renciler memnun bir flekilde ziyaretlerini tamamlad›lar.
Suriye’nin Baflkenti fiam’da düzenlenen, Ortado¤u ve Avrupa’dan birçok üniversitenin kat›ld›¤›; Türkiye’den sadece At›l›m Üniversitesi’nin ifltirak etti¤i “Academia Syria” e¤itim fuar›, Suriye
Baflbakan› Say›n Naci Otri’nin 4 Mart 2007 tarihinde yapt›¤› aç›l›flla bafllad›.
Büyük Kolej’de Üniversite Adaylar›yla Bulufltuk
At›l›m Üniversitesi stand›n›n büyük ilgi gördü¤ü, Suriye Baflbakan› ve Milli E¤itim Bakan›’n›n da ziyaret etti¤i fuara, Ortado¤u’dan
ve Avrupa’dan k›rk kadar üniversite kat›ld› ve yaklafl›k 2.000 davetli ö¤renci ve ö¤retim görevlisi, üç gün süren fuar› ve stand›m›z› ziyaret ettiler.
Büyük Kolej taraf›ndan bu y›l üçüncüsü düzenlenen e¤itim fuar›,
4 Aral›k 2006 Cuma günü gerçeklefltirildi. At›l›m Üniversitesi’nin
de kat›ld›¤› fuarda üniversite seçme s›nav›na haz›rlanan Ankaral›
ö¤renciler, aileleri ve rehber ö¤retmenleriyle bir araya gelme
f›rsat› buldu.
Suriye halk› taraf›ndan Ortado¤u’nun bat›ya aç›lan kap›s› olarak
görülen Türkiye’den bir vak›f üniversitesinin bu fuara kat›lmas›ndan dolay› buyuk mutluluk duyduklar›n› belirten fuar yetkilileri ve
di¤er üniversitelerin idarecileri, Genel Sekreterimiz Say›n Abdülaziz fieren ile üniversiteler aras› iflbirli¤i konusunda görüflmeler yap›p At›l›m Üniversitesi ile ortak çal›flmalar yapmak istediklerini
belirttiler.
Ted Ankara Kolej Vakf› Özel Lisesi
4. E¤itim Fuar›
At›l›m Üniversitesi TED Polatl› Kolejindeydi
Polatl› TED Koleji taraf›ndan 9 – 13 Nisan 2007 tarihleri aras›nda düzenlenen Kariyer Günleri etkinliklerinde Üniversitemiz taraf›ndan iki farkl› konferans gerçeklefltirildi.
Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. K. ‹brahim Akman taraf›ndan Biliflim Sektörü Meslekleri ve E¤itimleri konulu konferans
gerçeklefltirildi.
Mekatronik Mühendisli¤i Ö¤retim Görevlisi Kutluk Bilge Ar›kan
taraf›ndan Mekatronik Mühendisli¤i konusunda bilgi verildi.
Elektronik ve Robot Toplulu¤una üye ö¤rencilerimizin kat›l›m›yla renklenen Kariyer Günleri etkinliklerinde sergilenen projeler
ö¤rencilerin yo¤un ilgileriyle karfl›land›. Teorik olarak ö¤rendikleri bilgilerin uygulamalar›n› sunduklar› k›sa gösteri, mühendislik
alan›nda tercih yapacak ö¤rencilere gelecekteki u¤rafllar›na iliflkin ipuçlar› sundu.
TED Ankara Koleji Vakf› Özel Lisesi taraf›ndan 12 Ocak 2007 Cuma günü dördüncüsü düzenlenen E¤itim Fuar›’na bu y›l 24 üniversite kat›ld›.
TED Ankara Kolej Vakf› Kampusu’nda düzenlenen ve yaklafl›k olarak bin befl yüz ö¤renciyle buluflulan fuarda, ö¤renciler üniversiteler ve bölümleri ile ilgili olarak bilgi alma f›rsat› buldu.
Gelece¤in Meslekleri Mühendislik Konferans›
Gelece¤in mühendislik meslekleri ve sektöründeki geliflmelerin
anlat›ld›¤› “Gelece¤in Meslekleri-Mühendislik” konulu konferans,
Bursa Çelik Palas Oteli’nde düzenlendi.
At›l›m Üniversitesi Mekatronik Mühendisli¤i Bölüm Baflkan› Prof.
Dr. Abdülkadir Erden taraf›ndan 23 fiubat 2007 tarihinde sunulan konferans Bursa ve civar illerindeki okul-dershane ö¤retmenlerinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi.
22
GAP 2007 4. E¤itim ve Kariyer Fuar›
Kilis, Hatay, Mardin, Diyarbak›r, Kahramanmarafl,
Ad›yaman gibi civar illerde
ikamet eden ve üniversite
s›nav›na haz›rlanan otuz
bin civar›nda ö¤renci, ö¤retmen ve velileri kat›ld›.
Gaziantep Fuarc›l›k, Gaziantep Valili¤i ve ‹l Milli E¤itim Müdürlü¤ü iflbirli¤i ile
düzenlenen “ GAP – E¤itim
2007 “E¤itim ve Kariyer
Fuar›’’ 15 – 17 Mart 2007
tarihleri aras›nda gerçeklefltirildi.
ÖSS’de tercih yapacak ö¤rencilere kaiteli e¤itim imkanlar›n› anlatmak aç›s›ndan önem tafl›yan fuara Türkiye ve yurt d›fl›ndan 31 devlet ve vak›f üniversitesi kat›ld›. Ortaö¤retim kurumlar›nda okuyan ya da
mezun durumdaki ö¤rencilere k›lavuz olacak nitelikte bilimsel
programlarla desteklenen organizasyona Gaziantep’te yaflayan
ö¤rencilerin yan› s›ra Adana, Osmaniye, Urfa, Malatya, Elaz›¤,
Tercih yapacak ö¤renciler
için Üniversitemiz ‹flletme
Fakültesi Ö¤retim Üyesi
Yrd. Doç. Dr. Reflat Öztürk
“Üniversiteli Olmak Ne Demek?” ve “Üretim Mühendisli¤i Araflt›rma Görevlisi Alper Güner “Modern Mühendislik Uygulamalar›” konulu konferanslar› gerçeklefltirdi.
Üç gün süren fuarda, fakülteleri, bölümleri ve çeflitli olanaklar›yla Üniversitemiz tan›t›ld›.
Samsun 5. Karadeniz Uluslararas› Yüksekö¤retim Tan›t›m Fuar›
At›l›m Üniversitesi Halkla ‹liflkiler Birimi, ‹lk Ad›m Rotary ve ‹l
Milli E¤itim Müdürlü¤ü iflbirli¤inde düzenlenen “5. Karadeniz Yüksek Ö¤retim Fuar›’’nda,
üniversite s›nav›na haz›rlanan
lise ve dershane ö¤rencileri, veliler, alan ve rehber ö¤retmenleri ve idarecileri ile bir araya
geldi.
22 – 24 Mart 2007 tarihleri aras›nda düzenlenen fuar, öncelikle ö¤renci ve velilerin e¤itim ve
meslek seçimi konusunda bilinçlendirilmesi, mesleki ve üst ö¤renim kurumlar›n› tan›yarak kendine en uygun mesle¤e karar vermesi, nitelikli, kaliteli, iyi e¤itimli kifliler yetifltirilmesi amac›n› tafl›maktayd›.
Ortaö¤retim kurumlar›nda okuyan ya da mezun durumdaki ö¤rencilere k›lavuz olacak nitelikte bilimsel programlarla desteklenen organizasyona Samsun’da yaflayan ö¤rencilerin yan› s›ra Ordu, Gümüflhane ve civar illerde ikamet eden; üniversite s›nav›na
haz›rlanan ö¤renciler ö¤retmenleri ve velileri ile birlikte kat›ld›lar.
Üniversitemiz Araflt›rma Görevlisi Do¤ufl Bebek, say›sal alanlardan tercih yapacak ö¤rencilere “Biliflim Sektörü Meslek ve E¤itimleri” konulu konferans verdi.
Ö¤renciler, fuarda üç gün süreyle At›l›m Üniversitesi stand›na u¤rayarak Halkla ‹liflkiler Birimi uzmanlar›ndan Üniversitemiz, fakülte bölümleri ve üniversitemizin sa¤lad›¤› olanaklar hakk›nda bilgi
alma f›rsat›na kavufltu.
Samsun ve çevre illerde ikamet eden ö¤rencilere kaliteli e¤itim imkanlar›n› anlatmak aç›s›ndan önem tafl›yan fuara Türkiye’nin çeflitli illerinden gelen 30 devlet ve vak›f üniversitesi kat›ld›.
23
lümleri ile akademik, sosyal, kültürel ve sportif olanaklar› hakk›nda bilgi verildi.
Antalya 7. Akdeniz Uluslararas›
Yüksekö¤retim Tan›t›m Günleri
Fuar program› çerçevesinde Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr. ‹smail
Bircan’›n “Türkiye’de Yüksekö¤retimin Potansiyeli ve Geliflmeler”
ve Üretim Mühendisli¤i Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Erman Tekkaya’n›n
“Modern Mühendislik Uygulamalar›” konulu konferanslar› rehber
ö¤retmenler ve ö¤renciler taraf›ndan ilgiyle takip edildi.
Fuar kapsam›ndaki çal›flmalar›n yan› s›ra Bilgisayar Mühendisli¤i
Bölümü Ö¤retim Görevlisi Özkan K›l›ç taraf›ndan okul ve dershanelerde “Biliflim Sektörü Meslekleri ve E¤itimi” konulu konferans
yaklafl›k 400 ö¤rencinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi.
‹ki senedir Formula G yar›flmalar›nda derece alan Günefl Arabam›z “HASAT” ›n Cam Piramit’te sergilenmesi ve Kültür Park içinde tan›t›m turu fuara kat›lanlar›n yan› s›ra yerel ve ulusal bas›n taAntalya Kaleiçi Rotary ve Rotaract kulüplerinin düzenledi¤i 7. Akraf›ndan merak ve ilgiyle izlendi.
deniz Uluslararas› Yüksekö¤retim Tan›t›m Günleri 29-30-31 Mart
2007 tarihlerinde Antalya Cam Piramit’te gerçeklefltirildi.
Üniversite s›nav›na haz›rlanan ö¤rencilerin tercihlerine yön vermek amac›yla üniversiteler, fakülte, bölümler ve mesleklerle ilgili
bilgilerin verildi¤i fuara yurt içinden ve yurt d›fl›ndan 47 devlet ve
vak›f üniversitesi kat›ld›.
Antalya ve ilçelerinin yan› s›ra Burdur ve Isparta gibi çevre illerden de kat›l›m›n gerçekleflti¤i fuar› 40.000’den fazla ö¤renci üç
gün boyunca ziyaret etti.
Fuar alan›nda yer alan stand›m›zda üniversite s›nav›na haz›rlanan
lise ve dershane ö¤rencilerine, veliler, okul ve dershanelerin idareci, alan ve rehber ö¤retmenlerine üniversitemizin fakülte ve bö-
“ÖSS Ailesi Olmak” Konulu Konferanslar
2006 tarihinde, Bedil Dershanesi veli ve ö¤retmenlerine yönelik olarak gerçeklefltirildi.
Üniversitemizin Psikoloji Bölümü, Rehberlik ve
Dan›flma Merkezi ve Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ünce Bedil ve Bilim Dershaneleri idareci, rehber ö¤retmenleri ve velilerine yönelik olarak
“ÖSS Ailesi Olmak” konulu konferanslar gerçeklefltirdi.
Konferanslar, ÖSS öncesinde e¤itimcilerin ve
ailelerin, ö¤rencilerine yönelik davran›fllar›n› ölçebilmeleri, bu
sayede ö¤rencilere desteklerini art›rarak baflar›lar›n› üst seviyeye ç›karabilmeleri amac›n› tafl›maktayd›.
‹lk konferans At›l›m Üniversitesi Rehberlik ve Dan›flma Merkezi
Uzman› Yrd. Doç. Dr. Dilek Karaduman taraf›ndan, ‹flletme
Fakültesi, Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda 21 Aral›k
‹kinci konferans ise At›l›m Üniversitesi Psikoloji Bölüm Baflkan› Yrd. Doç. Dr. Nefle Alkan taraf›ndan, ‹flletme Fakültesi Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu’nda 16 Nisan 2007 tarihinde, Bilim Dershanesi veli ve ö¤retmenlerine
yönelik olarak gerçeklefltirildi.
Konferanslarda, ergenlik dönemi geliflimi, ergen davran›fl› ve s›nava haz›rlanan ö¤renci psikolojisi ele al›nd›. Bu ö¤rencilere karfl› nas›l bir davran›fl flekli gelifltirmeleri gerekti¤i, do¤ru bilinen
yanl›fllar gibi konular detayl› bir biçimde ele al›nd›.
Velilerin ilgisinin yo¤un oldu¤u konferanslar konuklara verilen
kokteylin ard›ndan sona erdi.
24
TANITIM ETKİNLİKLERİ
‹zmir Educatürk E¤itim Fuar›
Boyut Fuarc›l›k Hizmetleri Organizasyonu’nun düzenledi¤i “Educatürk ‹zmir E¤itim Fuar›” 12-13-14 Nisan 2007 tarihlerinde ‹zmir Kültür Park Uluslararas› Fuar Merkezi 5 no’lu fuar salonunda
gerçeklefltirildi.
Üniversite s›nav›na haz›rlanan ö¤rencilerin tercihlerine yön vermek amac›yla üniversiteler, fakülteler, bölümler ve mesleklerle
ilgili bilgilerin verildi¤i fuara yurt içinden ve yurt d›fl›ndan 30’a yak›n devlet ve vak›f üniversitesi kat›ld›.
‹zmir ve ilçelerinin yan› s›ra çevre illerden de kat›l›m›n gerçekleflti¤i fuar› ö¤renciler üç gün boyunca ziyaret etti.
Fuar alan›nda yer alan stand›m›zda üniversite s›nav›na haz›rlanan
lise ve dershane ö¤rencileri, veliler, okul ve dershanelerin idareci, alan ve rehber ö¤retmenlerine üniversitemizin fakülte ve bölümleri ile akademik, sosyal, kültürel ve sportif olanaklar› hakk›nda bilgi verildi.
Fuar program› çerçevesinde Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof.
Dr. ‹brahim Akman’›n “Biliflim Sektörü Meslekleri ve E¤itimi” konulu konferans› rehber ö¤retmenler ve ö¤renciler taraf›ndan ilgiyle takip edildi.
Fuar kapsam›ndaki çal›flmalar›n yan› s›ra Üretim Mühendisli¤i
Bölümü Araflt›rma Görevlisi Alper Güner taraf›ndan okul ve dershanelerde “‹leri Mühendislik Uygulamalar›” konulu konferans
yaklafl›k 200 ö¤rencinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi.
“Biliflim Sektörü
Meslekleri ve
E¤itimleri” Konferanslar›
At›l›m Üniversitesi’nin üniversite
s›nav›na haz›rlanan gençlerin tercihlerini daha bilinçli yapabilmelerine katk›da bulunmak amac›yla düzenledi¤i “Biliflim Sektörleri
Meslekleri ve E¤itimleri” konulu
konferanslar Ankara, Konya, ‹zmir ve Adana illerinde baflar› ile
gerçeklefltirildi.
At›l›m Üniversitesi Mühendislik
Fakültesi Dekan› ve Bilgisayar
Mühendisli¤i Bölüm baflkan› Prof.
Dr. ‹brahim Akman taraf›ndan haz›rlanan ve sunulan konferansta, biliflim sektöründeki h›zl› geliflim ve sektörün ihtiyac› sonucunda geliflen mesleklerden bahsedilerek bu bölümlerde e¤itim
görmek isteyen ö¤renciler için dersler, müfredat ve olanaklar
hakk›nda bilgilendirme yap›ld›.
Konferans›n ilki Ankara içinde e¤itim veren çeflitli okul ve dershanelerden say›sal alanda e¤itim gören ö¤rencilerin kat›l›m› ile
düzenlendi. Yaklafl›k 250 ö¤renci okul, dershane idarecisi ve e¤itimcisi taraf›ndan izlenilen konferans 22 Aral›k 2006 Cuma günü
Mühendislik Fakültesi Cevdet Kösemen Konferans Salonunda
gerçeklefltirildi.
Konferans›n Konya Özkaymak Oteli’nde 2 Mart 2007 tarihinde
gerçeklefltirilen ikinci bölümünde Konya ve ilçelerindeki okul ve
dershanelerde say›sal alanda e¤itim gören ö¤renciler idareci,
alan ve rehber ö¤retmenleri ile beraber kat›ld›.
Izmir Educatürk fuar› kapsam›nda 13 Nisan Cuma 2007 tarihinde gerçeklefltirilen üçüncü konferansta fuar kat›l›mc›lar› taraf›ndan izlendi.
20 Nisan 2007 tarihinde Adana Hilton Oteli’nde gerçeklefltirilen
konferans ö¤renci, rehber ö¤retmenler ve alan ö¤retmenleri taraf›ndan yo¤un ilgi ile karfl›land›. Konferanslar, kokteyl ile sona
erdi. Konferans kat›l›mc›lar›, hem Prof. Dr. ‹brahim Akman hem
de Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü uzmanlar›ndan detayl› bilgi edinme
f›rsat› buldu.
Kayseri Aç› ve Antalya Kemer Bil Dershanesi Ö¤rencileri Üniversitemizi Ziyaret Etti
Kayseri Aç› Dershanesi’nden bir grup ö¤renci 16 Nisan 2007 tarihinde ö¤retmenleri ile birlikte üniversitemizi ziyaret ederek ‹flletme Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Halil Ülker taraf›ndan gerçeklefltirilen üniversitemizin fakülte ve bölümlerinin anlat›ld›¤› sunuma kat›ld›lar.
17 Nisan 2007 tarihinde üniversitemizi ziyaret eden Antalya Kemer Bil Dershanesi ö¤rencileri ö¤retmenleri ile birlikte Rektör
Yard›mc›s› Prof. Dr. ‹smail Biran taraf›ndan gerçeklefltirilen sunuma kat›ld›lar. Konuklar, sunumlar›n ard›ndan kampus alan› ve
laboratuvarlar› gezerek Üniversitemiz hakk›nda detayl› bilgi alma
f›rsat› buldular.
25
MAKALE
ORTADO⁄U’DA BUSH DOKTR‹N‹
YER‹NE ATATÜRK DEVR‹M‹
Uluç Gürkan
At›l›m Üniversitesi
‹flletme Fakültesi Ö¤retim Üyesi
ABD Ortado¤u’da yeni bir düzen kurmak istiyor. Hedefi de Irak,
‹ran ve Suriye ile s›n›rl› de¤il. Bush’un D›fliflleri Bakan›
Condoleezza Rice’a inanmak gerekirse, bölgedeki 22 ülkenin
“ekonomik ve siyasi co¤rafyas›” hep birlikte de¤iflecek.
bir makale yay›nland›. 20 Kas›m 2006 günlü ve “Türkiye, PKK
Terörü ile ilgili kayg›lar›nda hakl› ç›kt›” bafll›kl› bu makalede,
ABD’nin, bölgedeki en yak›n müttefiki Türkiye’nin toprak bütünlü¤ünü tehdit PKK’ya karfl› sessiz kalmas›n›n, “terörle mücadele
konusundaki söylemlerinin inand›r›c›l›¤›n› ortadan kald›rd›¤›” aç›kça belirtiliyor.
Kimse kendisini kand›rmas›n.. Ekonomik ve siyasi co¤rafyas› de¤iflecek ülkelerin aras›nda Türkiye de var.
Bakmay›n siz ABD’nin, “Biz Ortado¤u’da uluslararas› teröre karfl›
mücadele ediyoruz” demesine. Bunun do¤ru olmad›¤›n› art›k “sa¤›r sultan” dahi biliyor.
Bir de, 10 Ekim 2006 günü, Cumhuriyetçi Milletvekili Ed Whitfield ve Demokrat Milletvekili Robert Wexler’in imzalar›yla Baflkan
Bush’a gönderilen mektubu an›msayal›m. Bu mektupta da,
ABD’nin terörizmle mücadelede tutarl› ve samimi olmas› gere¤ine dikkat çekilmifl ve “Bush yönetiminin, PKK sorununu çözememesi, bölgedeki di¤er terör örgütleri için çok tehlikeli bir emsal
oluflturdu¤u” vurgulanm›flt›.
ABD, uluslararas› teröre karfl› mücadele etti¤ini de, bölgeye demokrasi ve refah getirece¤ini de, sadece askeri müdahalelerine
k›l›f olsun diye söylüyor. Böylece, as›l amac›n›n bölgedeki enerji ve su kaynaklar› üzerinde tam kontrolünü sa¤lamak oldu¤unu
kimse anlamayacak san›yor.
ABD’nin uluslararas› terörle mücadele söyleminin sadece bahane oldu¤unu sergilemek için daha fazla söze, bu arada bizim de
konuflmam›za gerek var m›?
Fazla ayr›nt›ya girmeye gerek yok. ABD’nin Ortado¤u ba¤lam›nda de¤iflen Türkiye politikalar› as›l amac›n ne oldu¤unu ortaya
koymaya fazlas›yla yeter..
Il›ml› ‹slam tak›nt›s›
ABD, Ortado¤u’ya demokrasi götürmekten söz etmeye bafllad›¤›ndan bu yana, Ortado¤u’nun teokratik diktatörlüklerine
Türkiye’yi örnek almalar›n› ö¤ütlüyor. Ancak bunu yaparken,
Türkiye’yi laik ve demokratik yap›s›yla öne ç›kartm›yor. Tam
aksine, Türkiye’yi ›srarla “›l›ml› ‹slam Cumhuriyeti” vurgusuyla
tan›ml›yor.
PKK’n›n Himayesi
PKK’n›n Kuzey Irak’ta ABD’den gördü¤ü himaye konusunda sözü, ABD’li gazeteci ve siyasetçilere b›rakal›m.
Bu konuda son olarak, Avrupa’da bas›lan Amerikan “International Herald Tribune” gazetesinde, Stephen Larabee imzas›yla
26
içerikli Atatürk devriminin almas› akl›n gere¤idir. Atatürk devriminin bilinci ve sorumlulu¤u, Türkiye’nin dünya bar›fl›na damga
vurmas›n› sa¤layacak niteliktedir. Ancak bunun için, Atatürk’ün
yolundaki ça¤dafl uygarl›k yürüyüflünün, aksi yöndeki bütün çabalara ve zorlamalara karfl›n sürdürülmesi kaç›n›lmazd›r.
“Il›ml› ‹slam” vurgusunun anlam› aç›k. ABD, Türkiye’de rejimi daha ‹slami bir yap›yla de¤ifltirmeye u¤raflan AKP iktidar›na tam
destek ç›k›yor.
Bu yaklafl›m›n demokrasiyle uzaktan yak›ndan bir ilgisi olabilir
mi? Bu soruyu yan›tlamak için Atatürk’ü, “gericiliktir” denilerek
afla¤›lanmaya çal›fl›lan Atatürk’ün öncülü¤ündeki ayd›nlanma
devrimini an›msamak gerekiyor.
Elbette, bu kolay olmayacak. Atatürk’ten rövanfl almak için yurt
içinde ve yurt d›fl›nda büyük bir kavga körükleniyor. Atatürk devrimini yozlaflt›rmay›, Cumhuriyeti ve Atatürk devriminin gere¤i
olan demokrasiyi daha ‹slami bir yap›yla de¤ifltirmeyi isteyenler,
ulusal ba¤›ms›zl›¤›m›z› y›prat›p Türkiye’yi uydulaflt›rmay› amaçlayanlar, az›nl›k haklar›n› örtü gibi kullan›p Türkiye’yi bölmeye
çal›flanlar; hepsi y›llard›r Atatürk’e sald›r›yor. Bu sald›r›larla, günümüz dünyas›n› tehdit eden uygarl›klar çat›flmas›n›n daha da
körüklendi¤ini söylemek hamasi bir zorlama olmayacakt›r.
Atatürk ve Cumhuriyet
Öncelikle, Atatürk’ü ça¤›n›n anl› flanl› totaliter liderleri olan Hitler, Mussolini ve Stalin’den farkl›laflt›ran bir özelli¤ine dikkat
çekmek gerekiyor.
Hitler ile Mussoli’nin yapt›klar›, düflünceleri daha kendi yaflamlar› ve iktidarlar› s›ras›nda göçüp gitmifltir. Stalin ise kendi yetifltirdi¤i kuflaklarca lanetlenmifltir. Daha sonra ayn› kaderi Mao da
paylaflm›flt›r.
Laiklik ve demokrasi
Türkiye, ‹slam dünyas›n›n tek laik ülkesidir.
Atatürk’ün ise henüz 57 yafl›ndayken, bu liderlerin hepsinden
y›llar önce ölmüfltür. Ancak, her geçen gün büyüklü¤ü daha iyi
anlafl›larak, bütün yap›tlar›yla hala yaflamaktad›r.
Ça¤dafl uygarl›k anlay›fl›yla örtüflen demokratik bir yap›y›, bu
özelli¤i sayesinde kimi eksikliklerine karfl›n iflletebilmektedir.
Üstelik bu özelli¤ini dinini, inanc›n› koruyarak kazanm›flt›r.
Acaba neden?
Atatürk’ün “en büyük eserim” dedi¤i Cumhuriyet, Türkiye’de siyasal egemenlik anlay›fl›n› köklü ve kal›c› bir biçimde de¤ifltirmifltir. Egemenli¤i “kay›ts›z flarts›z” olarak
“ulus”a devretmifltir. Yüzy›llar boyunca bir
sömürü ve bask› arac› olarak kullan›lan
“hilafet” ve “saltanat” gibi kimi do¤a üstü
güç kavram ve kurumlar› y›km›fl, toplumun
yönetim gücünün kayna¤›n› do¤rudan
“ulus”un kendisine indirgemifltir.
Böylece “demokrat bir Türkiye” yaratma
süreci bafllam›flt›r. Osmanl› cemaat düzeninin “kul”lar› “yurttafl” kimli¤ini kazanm›fl
ve “özgür birey”e dönüflmüfltür.
Türk Devrimi ve ‹slam
Atatürk’ün gerçeklefltirdi¤i bu olay, sadece
Türkiye için de¤il, bütün ‹slam dünyas› için
yaflamsal önemi olan bir devrimdir. Frans›z
devriminin H›ristiyanl›k için anlam› neyse,
Atatürk devriminin ‹slam dünyas›ndaki yeri
de efl anlaml›d›r.
Bu nedenle Atatürk, günümüz dünyas›nda
uygarl›klar çat›flmas›n› bar›fla yönlendirecek gerçek anahtard›r. ‹slam dünyas›na
demokrasi ihrac› için, Amerikan savafl gücüne endeksli Bush doktrinin yerini bar›fl
Atatürk’ün öncülü¤ünde kurulan laik ve
demokratik Türkiye Cumhuriyeti, tohumlanan bir “uygarl›klar çat›flmas›n›”
önleyebilecek, çat›flmay› bar›fl içinde bir
uygarl›k yar›fl›na dönüfltürebilecek dünyadaki en önemli güçtür.
21. yüzy›l için özlenen bar›fl, Türkiye’nin
gelece¤ini, bugünkü ve yar›nki rolünü
nas›l tan›mlayaca¤›na ba¤l› olarak biçimlenecektir.
“
Atatürk’ün “en büyük eserim”
dedi¤i Cumhuriyet, Türkiye’de
siyasal egemenlik anlay›fl›n› köklü
ve kal›c› bir biçimde de¤ifltirmifltir.
Egemenli¤i “kay›ts›z flarts›z”
olarak “ulus”a devretmifltir.
Yüzy›llar boyunca bir sömürü ve
bask› arac› olarak kullan›lan
“hilafet” ve “saltanat” gibi kimi
do¤a üstü güç kavram ve kurumlar›n› y›km›fl, toplumun yönetim
gücünün kayna¤›n› do¤rudan
“ulus”un kendisine indirgemifltir.
27
”
E¤er Türkiye laik ve demokratik bir ülke
olarak ça¤dafl uygarl›¤›n tam parças›
olabilirse “bar›fla bar›fl içinde” ulaflman›n yolu aç›lacakt›r. Türkiye, rejime yönelik tehditlerin üstesinden gelebilir ve
‹slam dünyas›nda gerçek demokrasi örne¤i olarak a¤›rl›¤›n› gösterebilirse, ‹slami duyarl›l›klar›n radikallikten uzaklaflmas›n› sa¤layan bir cazibe merkezi görevi de yapabilir.
“Uygarl›klar çat›flmas›” tezinin yalanlanmas› için Türkiye’nin bu vizyonu mutlaka kazanmas› gerekiyor. Aksi halde, biz
de uygarl›klar çat›flmas›nda kaybedenler aras›nda s›k›fl›r kal›r›z.
MAKALE
Ben Merkezci Düflünceye ‹liflkin
Çeflitlemeler
Ben merkezcilik, günümüz dünyas›nda insanlar›n bireyci düflünce ve davran›fla yönelmesi / yöneltilmesi sonucu belirginleflip,
özellikle geliflmifl ülke insan›n›n bir özelli¤i biçiminde görünmesinin yolaçt›¤› bir yan›lsama gibi geliyor bana.
Asl›nda üzerinde durulan ben merkezcilik bu anlamda insana özgü bir kavram. Çünkü herhangi bir hesaptan dolay› öze yönelik
ç›kar amaçlayan bir eylemin, düflüncenin vs. bilinçli, bilinçalt› ya
da al›flkanl›kla davranmaya bafllamas›yla do¤ru orant›l›d›r ben
merkezcilik.
Do¤rudan sistem(ler)e yönelik bir elefltiriyle s›n›rlamak yerine
bunun, insan egosundan kaynaklanan ve san›landan çok daha
fazla olan belirleyicili¤i üzerinde durmak istiyorum. Ba¤l› olarak
da de¤iflik kültür, toplum ve sistemlerdeki biçimlerinden çok
benzerlikleri, dahas› temelde neredeyse ayn›l›k düzeyindeki benzerliklerine iliflkin birtak›m sorular sormay› düflünüyorum; hem
sesli düflünme gibi hem de yan›t›n› bulup bulamayaca¤›m› bilemedi¤im ve ortaya sorulmufl baz› sorular.
Bu anlamda bireye iliflkin ya da çoklu birimlerin, herfleyin ortas›nda kendini görmesi1 ben merkezcili¤in tart›fl›lmaya bafllanaca¤› nokta olabilir.
Bireyin ego üzerine kurulu yap›s›ndan öte iki ve daha çoklu bireylerin oluflturduklar› biçimlere göz gezdirmek uygun olur gibi
geliyor bana.
Toplumun en eski ve köklü örgütlenme biçimi oldu¤undan devletin çekirde¤ini de oluflturan aile, hem en küçük hem de en belirleyici ve devletin birçok ifllevini içinde bar›nd›ran bir örgütlenme örne¤idir.
Örne¤in:
• Ben merkezci düflünceyi bencillikle iliflkilendirme,
• “Ben” temelindeki düflünce biçimiyle ›rkç›l›¤› iliflkilendirme,
• Ben merkezci düflünceyle evrensellik aras›ndaki karfl›tl›klara
de¤inmek.
‹ki insan›n belli bir ilkeyle biraraya gelmesiyle bafllay›p, süreç
içinde baflka kat›l›mlar yoluyla geniflleyerek kendi içinde bir sistemati¤i olan/oluflan kuruma dönüflen bir yap› olan aile, bilinçli
ya da bilinçsiz akla gelebilecek tüm yöntemlere baflvurarak gelece¤ini sürdürmeye çal›fl›r. Bu yap› toplumun, toplumsa bunun
yans›mas›d›r.
‹nsan›n do¤du¤u andan bafllayarak, önce içgüdüsel sonra al›flkanl›k ve giderek bilinçsiz (ya da bilinçli) bir gelene¤e dönüflen
iliflkiler bütünü olmal› san›r›m ben merkezcilik.
Ac›kmaktan hastal›¤a dek çeflitli nedenlerden kaynaklanan sorunlar›, yaln›zca kendine iliflkin çözmek için a¤lar bebek. Becerebildi¤i tek fleyin a¤lamak olmas›n›n yan›nda belirleyici olan bebe¤in kendisidir. Önemli olan kendi açl›¤› ya da sorunudur. Bu, içgüdüsel birfley kuflkusuz. Herhangi bir hayvan›n açl›¤›n› gidermek üzere birtak›m yollara baflvurmas›yla benzer görülebilir. ‹nsan›n fark›, süreç içinde bilinç ve soyutlamayla daha sistematik
ve karmafl›k birçok fleyi birarada saklayabilmesi ve çözebilmesi,
hayvanlarda ise bin y›llar›n kal›t›m› olan içgüdüsel ve bilinçd›fl› bir
aktarma sözkonusudur.
Bu benzeflim (ve belki ayn›l›k) de¤iflik düzeylerde incelenebilir.
Aile, mahalle, flehir, bölge, genifl bölge, ülke, k›ta düzeyinde s›ralanabilir. Hatta do¤u, bat›, kuzey, güney üzerine kurulu tan›mlamalarla karfl›lafl›l›r s›kça.
Varolan herfleyin bencilce ve paylafl›lmaya uzak bir biçimde sahiplenilmesi temelindeki düflünce biçimi tüm toplumlarda temelde benzer özellikler gösterir. Tarihte oldu¤u gibi bugün de iflleyifl ayn›d›r.
‹nsanl›¤›n, önceleri düfl ve teori düzeyinde, flimdilerde pratik olarak baflka gezegenlerde yaflam aramas›n›n yan›nda hep bencil
ve kendine yönelik yaflamas› tuhaf bir çeliflkidir. Örne¤in bir ülkedeki ›rkç›lar›n, baflka bir ülkenin ›rkç› teorilerini tart›flmas›z almas› ve savunmas› gibi anlafl›lmaz ve kendi kendiyle çeliflen bir
durumdur bu. Herfleyi üstün Alman ›rk›n›n üstünlü¤ü teorisine
göre biçimlendiren Hitler’in, birçok baflka ülke faflisti taraf›ndan
kendi ›rkç›l›klar›n›n gerekçesi yap›l›p ilahlaflt›r›lmas› nas›l aç›klanmal› acaba? San›r›m bu bile herfleyi olabildi¤ine kapal› ve içe
dönük düflünmenin bir sonucu olmal›.
‹nsana en yak›n hayvan olan maymun zamanla, belki deneme yan›lma yoluyla alet kullanmas› ö¤renebiliyor. Örne¤in, buldu¤u bir
Hindistan cevizi ya da benzer sert kabuklu bir meyveyi daha sert
bir cisimle vurarak k›rmay› becerebiliyor. Ancak bu deneyiminin
sonuçlar›n› insandaki soyutlamaya benzer biçimde öteki maymunlara aktaram›yor. Alet kullanmak (ve do¤all›kla üretmek)
hayvandan farkl›laflt›r›yor insan›. Ama bu aflamaya gelinceye dek
benzerlikler daha az karmafl›k. ‹lk tepki anlam›nda insanla hayvan›n, daha çok içgüdüsel benzerlikleri, insandaki ben merkezcili¤in temeli say›labilir.
28
m›fl Bat› ülkeleri aç›s›ndan olanakl› (kimbilir belki de uygun) görmesini, bu anlamda, örne¤in
ATÜT4 konusunda Avrupa d›fl›ndaki ülkeleri yads›mas›n› ben
merkezci düflünceden baflka nas›l
aç›klamal›?
Ben merkezcilikle güç aras›nda
do¤rudan bir iliflki sözkonusudur.
Her toplum gücü oran›nda baflka
toplumlar üzerinde yapt›r›m hakk›
bulur kendinde. Düzenlemeler bu
hesaba göre yap›l›r.
‹slam›n insan› birey olarak kabul
etmeyip, tersine kul mant›¤› üzerine kurulu bir anlay›fla sahip olmas› bile en s›radan bir Müslüman›n
herfleyin oda¤›nda kendini görmesinin önünde bir engel olmam›flt›r.
San›r›m bunun en belirgin biçimi Osmanl›da izlenir.
Avrupa gazetelerinde s›kça karfl›laflt›¤›m›z, ölen birinin parantez
içinde haç iflaretiyle (V) verilmesi
yad›rganmamakta belki. Ancak bunun H›ristiyan olmayan birisi için
kullan›lmas› biraz tuhaf olsa gerek. Ayn› örne¤i ‹slam ülkelerinden
birinde tersten ve Müslüman olmayan birisi için vermek olas›.
Ben merkezci örneklerle dolu olan Osmanl› tarihine iliflkin benzer fleyleri yinelemektense bir süre önce bir dergide ç›kan bir
yaz›mdan, konuyla ilgili bölümü almak istiyorum:
Yeniden aile-devlet iliflkisine dönelim. Aile kurumuna elefltirel
yaklaflmadan geleneksel devlet yap›s›na5 elefltirel yaklaflmak
olanaks›zd›r. Ben merkezci düflüncenin en belirgin biçiminin yafland›¤› aile, ço¤u zaman do¤al bir güdüyle (içte ne denli parçalanma yaflan›rsa yaflans›n), d›fla yönelik bir bütün olarak görünme çabas›ndad›r. Kifli haklar›n›n baflka toplumlara göre daha iyi
güvence alt›na al›nd›¤› yerlerde bu sorunlar d›fla yönelik ve d›flta tart›fl›l›rken, feodal iliflkilerin a¤›r bast›¤› toplumlarda kapal› ve
aile ya da genifl ailenin kendi kurallar› içinde çözülmeye çal›fl›l›r.
“...Osmanl›lar yüzy›llar boyunca herfleyin merkezi olarak kendilerini gördüler. Padiflah deyimi bile al›fl›lagelmifl imparator, kral
kavramlar›n›n üzerindeydi. fiah kavram› Bat›daki mutlak egemenlik (kral, imparator) anlam›ndad›r. Padiflah ise flahlar›n flah›,
krallar›n kral›d›r. Bu yaln›zca deyim olarak de¤il, her anlamda
böyle alg›lanm›flt›r Osmanl›larca. Osmanl›n›n çöküfl dönemindeki son bir ikisini d›fl›nda hiçbir padiflah baflka bir ülkeyi ziyaret
etmemifltir. Bu, 600 y›ll›k bir rastlant› de¤il kuflkusuz...”
Birçok sorunun flu ya da bu biçimde “aç›k” olarak tart›fl›ld›¤› toplumlarda “d›fltan” gelen en yerinde elefltiriler bile prensip olarak
yads›n›r. Sonra toplumun yap›s›na göre yan›tlar bulunur. Birkaç›n› s›ralarsak:
• D›fl güçlerden kaynaklan›yor,
• Bizim sorunumuz, kimseyi ilgilendirmez,
• Baba döver de sever de, gibi.
Örnekleri hemen her boyut ve alanda ço¤altmak olas›.
Bunu yaln›zca ve soyut bir ayr›cal›k, üstünlük kavram›yla aç›klamak zor. Çünkü Osmanl›n›n gücüyle do¤ru orant›l›yd› bu durum.2
Osmanl›lar yaln›zca baflka ülkelere iliflkin de¤il, kendi içindeki
az›nl›klar konusunda da ayn› tutum içinde oldular. Resmi kaynaklarca, az›nl›klar›n inanç, ibadet konusunda ba¤›ms›z olduklar›, Osmanl›n›n hoflgörülü, dahas› eflit davrand›¤› aktar›ld› hep. Ancak bu
hoflgörü yaln›zca Osmanl›n›n kurallar›na uyduklar› sürece geçerliydi. Örne¤in, Müslüman olmayan birinin istedi¤i kumafltan giysi
diktirememesinden bir Müslüman›n oldu¤u yerde ata binememesine kadar birçok yapt›r›m sözkonusuydu. Bu hem Müslümanl›¤›n
ayr›cal›¤› aç›s›ndan hem de Müslüman olmayanlardan al›nan verginin önemli bir gelir kayna¤› olmas›ndan dolay› önemliydi.3
S›k s›k kendime sordu¤um sorulardan biri flu: Ben merkezci düflüncelerin ne kadar›ndan kurtulmay› baflarabildim acaba?
Gerçekten, insanl›k bunun ne kadar›ndan kurtulmay› baflard›
dersiniz?
__________________________
1 Herfleyin ortas›nda kendini görmeyi, ço¤u zaman baflka gibi görünse de ç›kar iliflkisiyle aç›klamak yerinde olur.
Paris’te grevdeki iflçileri ziyaret eden Frans›z ayd›nlar›ndan birini
gören grev gözcüsü Türk iflçisinin düflünce biçimi san›r›m ben
merkezcili¤e iyi bir örnek olsa gerek. Konuflmalardan birfley anlamayan grev gözcüsü iflçinin, Frans›zca bilen bir iflçi arkadafl›na,
“Ne diyor bu yabanc›?” diye sordu¤unu anlatm›flt› Murat Belge.
2 Bu gelenek cumhuriyet sonras›nda Osmanl›lara benzer bir yaklafl›mla sürdü. Atatürk, cumhuriyetin kuruluflundan sonra geçen 15 y›ll›k sürede hiçbir ülkeyi ziyaret etmedi. Osmanl› gelene¤i ve e¤itimiyle yetiflmifl olman›n bunda önemli bir pay› oldu¤unu düflünmeden edemiyor insan.
3 Bu “hoflgörü” ve kurallar Müslüman olmayan az›nl›klar aç›s›ndan geçerliydi. Ancak s›n›rlar› daralt›lm›fl haklar düzeyinde de olsa ayn› hoflgörü, resmi ‹slam yorumunun d›fl›na ç›kanlara gösterilmedi. Her ne kadar belirli bir ç›kar iliflkisine dayansa da,
öteki az›nl›klara gösterilen hoflgörü örne¤in Aleviler aç›s›ndan olmad›.
Bu ya da benzer düflünce biçimleri yaln›zca Osmanl› gelene¤ine
özgü de¤il do¤all›kla. Önce de de¤indi¤im gibi her toplumda ve
düzeyde ayn› mant›¤›n yans›malar›n› izlemek olas›. Marx, kapitalizmin sonuçlar› itibariyle sosyalizme gidece¤i teorisi üzerine çal›fl›rken kuflkusuz bunun, geri kalm›fl ülkelerin yoksulluk sloganlar› üzerine kurulu mücadelelerine basamak olaca¤›n› pek hesaplamam›flt›. Dahas› Marx, sosyalizmi yaln›zca kapitalizmin
tam anlam›flla yafland›¤› ve sindirildi¤i sanayi devrimlerini yap-
4 ATÜT: Asya Tipi Üretim Tarz›. Belirleyici yan› daha çok “ilkel” de¤ifl-tokufl düzeyindeki toplumsal ve ekonomik iliflkiler biçimi diye tan›mlanan ve sosyalizme geçifl için
gerekli altyap›y› oluflturamad›¤›ndan dolay› kendisini zor durumda b›rakan Marx’›n,
bu üretim iliflkilerini ve toplumlar› afla¤›lamas› ve ilkel yarat›klar vs. olarak adland›rmas› Avrupa merkezci düflünceye ilginç bir örnektir.
5 Geleneksel devlet yap›s›na yönelik elefltiriden sözederken, (varsa) geleneksel olmayan devlet yap›s›ndan yana gibi bir sonuç ç›kmamal›.
Bekir KARADEN‹Z
29
At›l›m Üniversitesi
Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flma
Programlar›
Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flma Programlar›n›n Amaçlar› Nelerdir?
• Ö¤rencilerin, toplumsal ve çevresel sorunlara karfl› duyarl›l›¤›n› art›rmak toplumsal ve çevresel sorunlar›n çözümüne aktif biçimde katk›da bulunmalar›n› sa¤lamak
• Sivil toplum kurulufllar›n›n çal›flmalar›nda ve projelerinde etkin olarak görev almalar›n› sa¤lamak
• Sivil toplum kuruluflu-üniversite iflbirli¤inin geliflmesine katk›da bulunmak
• Grup çal›flmas›n› özendirmek ve ö¤renciler aras›ndaki iletiflimi ve etkileflimi art›rmak.
Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flma Programlar› Ö¤rencilere E¤itsel Olarak
Neler Kazand›r›r ?
Ö¤renciler, bir projede görev alma ve bir projeyi tüm aflamalar›yla yürütebilme konusunda deneyim kazan›rlar; anket yapma, araflt›rma teknikleri ve rapor yaz›m› gibi konularda bilgi edinirler; organizasyon, koordinasyon, görev da¤›l›m›, iflbölümü
gibi konularda deneyim kazan›rlar; toplumsal konumlar›n›, hak ve sorumluluklar›n›
kavrarlar; üniversite d›fl›ndaki kurum ve kurulufllarla çal›flma olana¤› bulurlar.
Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flma Programlar›n›n ‹çeri¤i Nedir?
At›l›m Üniversitesi Ö¤rencileri, gönüllü olarak, sivil toplum kurulufllar› taraf›ndan yürütülen proje ve etkinliklere kat›labilir ya da kendi flekillendirdikleri projeleri yürütebilirler.
Ankara ‹li Gölbafl› ‹lçe Milli E¤itim Müdürlü¤üne ba¤l› Taflp›nar, Baldudak, ‹nönü ve Gündüzalp ‹lkö¤retim Okullar›’n›n 4. ve 5. s›n›f ö¤rencilerine yönelik e¤lenceli bilim deneyleri
yapt›r›ld›. Bu okullar›n kütüphanelerine kitap
ba¤›fl› yap›ld›. Okullar›n web sayfas› yap›m›na
destek olundu.
Türkiye E¤itim Gönüllüleri Vakf› ile iflbirli¤i yap›larak “Elektronik 1 Atölyesi” aç›ld›. ‹lkö¤retim 5.s›n›f ö¤rencilerinden oluflan bir grup ile
proje tabanl› e¤itim yap›ld›.
Sivil Toplum Kurulufllar› ile Yürütülebilecek Proje Konular› Nelerdir?
Çocuklara e¤itsel destek verilmesi, gençlik projeleri, at›k yönetimi ve geri dönüflüm, sa¤l›k ve cinsel e¤itim, insan haklar›, sokakta yaflayan ve çal›flan çocuklar,
çevre bilincinin yarat›lmas›, yafll›lara destek verilmesi gibi konularda çal›fl›labilir.
2006-2007 ders y›l› Bahar Döneminde Yap›lan Aktiviteler
Gönüllü say›s›n› art›rmak ve projelerin anlat›laca¤› bir ortam yaratmak amac›yla
“Belgesel Film Günleri” düzenlendi. K›yamet Günü Ne Kadar Yak›n, ‹nsan Beyni1,
2, 3 ve Hititler filmleri izlendi. “Tafl›nabilir Pil Üretici ve ‹thalatç›lar› Derne¤i (TAP)”
ile iflbirli¤i yap›larak okulumuzda “Pil Çöplü¤ü” projesi bafllat›ld›.
30
Mucitler ve Araflt›rmac›lar Derne¤i’nin Üniversitemiz ile yapt›¤› iflbirli¤i kapsam›nda “Patent Nas›l Al›n›r?” konulu bir panel düzenlendi.
Panele Türk Patent Enstitüsü Kurucu Baflkan›
U¤ur Gürflat Yalç›ner ve Türkiye Mucitler ve
Araflt›rmac›lar Derne¤i Baflkan› Mustafa Köksal kat›ld›. Bu kapsamda Baflbakanl›k DPT
Müflaviri Halil fiener “Sanayi Devrimi Türkiye’de Neden Yap›lamad›? konulu bir konferans verdi.
Atatürk Çocuk Yuvas›’ndan gelen 9-11 yafl
grubundaki çocuklarlarla yerleflkemizde piknik yapt›k. Çocuklar›n herbirine ‹fl Kültür Yay›nlar›’n›n Çocuk Klasikleri’nden bir kitap, tiflört ve flapka hediye edildi.
Dünya Gençleri
ANKAmall Al›flverifl Merkezi’nde
Bulufluyor...
Topluma pozitif etki edebilmek için gençlerin kendi potansiyellerini keflfedecekleri ve gelifltirecekleri uluslararas› bir ö¤renci platformu olan
AIESEC bünyesindeki 95 ülkeden gelen kat›l›mc›lar 06 Temmuz 2007 tarihinde ANKAmall Al›flverifl Merkezi’nin ana sponsorlu¤unda ANKAmall Al›flDünyada yaln›zca Ankara-Gölbafl›’na ba¤l› Hac› Hasan Köyü civar›nda yetiflen ve Çevre ve
Orman Bakanl›¤› Do¤a Koruma ve Milli Parklar
Genel Müdürlü¤ü taraf›ndan koruma alt›na al›nan Yanar Döner Çiçe¤i (Centaurea tchihatcheffi) için yerleflkemizde küçük bir bahçe
oluflturuldu. Önümüzdeki y›llarda bahçenin
daha da büyümesi hedeflenmektedir.
verifl Merkezi’nde kendi kültürlerini halka aç›k olarak tan›tabilmeleri ad›na
Ankara halk› ile bulufltu.
AIESEC Ankara lokaldeki etkinli¤ini art›rmak, firmalara potansiyel insan kayna¤› sa¤lamak, üniversite ö¤rencilerine yurtd›fl› staj f›rsatlar› sunmak ve topluma pozitif etki edebilecek lider gençler yetifltirmenin yan› s›ra kültürel organizasyonlara da büyük önem veriyor.
Kapadokya Tur Kültür Elçili¤i Program› ad› alt›nda gerçeklefltirilen bu uluslararas› kültürel organizasyonda AIESEC Ankara, Ankara Lokalindeki firmalardan
büyük destek al›yor.
‹lk günü ANKAmall Al›flverifl Merkezinde gerçeklefltirilen kültür tan›t›mlar› organizasyonundan sonra tüm kat›l›mc›lar Türkiye’yi ve Türk kültürünü tan›mak
ad›na 07– 08 Temmuz 2007 tarihleri aras›nda Türkiye’nin kültürel özelliklerini yans›tan Kapadokya’ya ziyaret gerçeklefltirdiler.
Böylece topluma pozitif etki edebilmek amac›yla organizasyonu AIESEC Anka-
Kastamonu Do¤anyurt Yat›l› ‹lkö¤retim Bölge
Okulu, Kahramanmarafl Elbistan Büyükyapalak Gazi ‹lkö¤retim Okulu, Yozgat Akda¤ma¤deni 75. Y›l Cumhuriyet ‹lkö¤retim Okulu ve
Antalya Alanya L Tipi Kapal› ‹nfaz Kurumu
kütüphanelerine kitap ba¤›fl›nda bulunuldu.
Yrd. Doç. Dr. Hacer Erar
At›l›m Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Ö¤retim Üy.
ra taraf›ndan gerçeklefltirilen Kapadokya Tur Kültür Elçili¤i Program› kapsam›nda farkl› kültürlerden global bir a¤ oluflturan AIESEC ülkeleri bir araya gelecek, kendi kültürlerini Ankara halk›na tan›tt› ve Türkiye’yi daha yak›ndan tan›yabilmek ad›na Kapadokya’y› ziyaret ettiler.
‹rtibat için: Tel : 0312 213 94 25 • Fax : 0312 222 30 16
Adres : 39.sokak No: 24 Bahçelievler / ANKARA
MAKALE
ATANMIfi VAL‹Y‹ TUTUKLAYIP
KEND‹ VAL‹S‹N‹ BEL‹RLEYEN ANKARA
yetini (Milli Azim Cemiyeti) kurdular.2 Bu cemiyet ulusal bilinci
gelifltirmek için Akagündüz’ün ‘’Muhterem Katil’’ adl› oyununu
sahneye koymufltu. Halk›n oyuna karfl› ilgisi çok fazla olmufltu. Akflamlar› Sanayi Mektebinde, halka milli filmler gösteriliyor, Kuvay-› Milliye için gerekli ortam haz›rlan›yordu.
Ali Fuat Pafla (Cebesoy) 20. Kolordu komutan› olarak Konya’dan
Ankara’ya gelmiflti. Halk›n y›k›lan moral de¤erlerini yükseltmek
için, flehre bando ile girmifl, yolun iki taraf›na dizilmifl olan Ankaral›lar› selamlayarak askerlerini Sar› K›fllaya(Bugünkü vilayetin
yan›nda idi) yerlefltirmifl; gücünün fazla oldu¤u izlenimini vermek
için Etlik s›rtlar›na da askeri çad›rlar kurdurmufltu.3
Yrd. Doç. Dr. Reflat Öztürk
At›l›m Üniversitesi
‹flletme Fakültesi Ö¤retim Üyesi
1919 A¤ustosunda Ankara’da Refi Cevat’›n (Ulunay) babas› Muhittin Pafla vali idi. Vali pafla, Damat Ferit’in içiflleri bakan› Adil
Bey’in etkisinde kalarak Ankara’y› yönetiyordu.
Vali Muhittin Pafla, ‹stanbuldaki Posta ve Telgraf Naz›r›ndan ald›¤›, ‘’asgeri flifreleri, telgraflar›n katiyen çekilmemesi’’ emiri gere¤ince kuvay-› milliyecilerin telgrafhaneden haberleflme imkan›
kalmam›flt›. 20. Kolordu kumandan› Ali Fuat Pafla, Musatafa Kemalle telgrafla haberleflmeyince bir müfreze askerle postaneyi
denetim alt›na ald›rarak, silahlar›n gölgesinde askeri flifreleri
çektirmiflti.
Ankara’da bulunan ‹ngiliz irtibat subaylar›, valinin makam›na teklifsiz girip ç›k›yor,valiye birtak›m talimatlar veriyor ve talimatlar›n
derhal yerine getirilmesini istiyorlard›.Valinin aczinden yararlanan ecnebi subaylar, yerli az›nl›klar› kullanarak halka bask› yapt›r›yor;halk›n mal›na-mülküne el koyuyorlard›. Üyeleri Hristiyan
olan ‘’Tehcir Mahkemesi’’ kurulmufl, birtak›m insanlar yarg›lanarak cezaland›r›l›yor, sürülüyor; flehiri kas›p kavuruyorlard›.
Ankara ileri gelenleri, defterdar Yahya Galip’in evinde toplanarak, ülkenin içinde bulundu¤u durumu görüfltüler:Valinin tutumunu, Padiflaha do¤rudan bildirmeye karar verdiler. Bu Giriflimden sonuç al›namazsa, valinin kazalar› denetleme gezisine ç›kt›¤›nda tutuklanmas› için çete kurulmas›na karar verdiler.
Vali Muhittin Pafla, ‹ngiliz mandas›n›n ‹stanbul taraf›ndan kabul
edildi¤i haberini yayarak ‹ngiliz Muhipler Cemiyetine birtak›m insanlar› zorla kay›t ettiriyordu.1
Defterdar Yahya Galip (Karg›)Bey, Hac› At›f Efendi ve Hoca Hat›p Ahmet Efendilerin valiyi Padiflaha telefonla flikayet etmeleri
için karar ald›lar. Al›nan karar gere¤ince postaneye giden heyet
ad›na Hac› At›f Efendi telefonla padiflah› arad›. Telefona Sadrazam Damat Ferit Pafla ç›km›flt›.
Muhittin Pafla, ‹stanbuldaki yönetimin etkisi alt›nda kalarak Ankara’da Milli Mücadele taraftarlar›n› sindirmek için 90 kifliyi “‹ttihatç›’’ suçlamas› ile tutuklatm›flt›. Bu tutuklular›n aras›nda Ankara ileri gelenleri de vard›.
Bu tutuklama, milli mücadeleye karfl› ilgisiz kalan birk›s›m Ankaral›lar›n milli mücadele taraftarlar› olmalar›nda etkili oldu. Ankaral›, ulusal kurtulufl için mücadelenin kaç›n›lmaz oldu¤unu kavrad›. Ankaral›lar, Erzurum ve Sivas Kongreleri devam ederken sürekli olarak Mustafa Kemal’le haberlefliyorlard›.Vali ve ‹ngiliz taraftarlar›n›n tutumlar› karfl›s›nda Ankaral›lar da Azm-i Milli Cemi-
–Ankaral›lar, zat-› flahane ile önemli bir konuda görüflmek istiyorlar!...dediler. Damat Ferit :
- “-Halk do¤rudan do¤ruya zat-› flahane ile görüflemezler, diyece¤inizi bana söyleyiniz, ben arzederim.’’dedi.
Israrla Padiflah ile görüflmek istediklerini belirttiler.
32
- Biz Padiflah›m›z› istiyoruz...dediler. Ferit Pafla :
- Hay›r, millet padiflahla görüflemez.
cevab›n› verince Hoca At›f Efendi sinirlenerek:
- Senin gibi sadrazam› da, senin padiflah›n› da Ankaral›lar tan›m›yor... diyerek telefonu kapatt›.4
HAKAN!...
Yahya Galip milli mücadelenin anlam›n› kavram›fl bir yönetici idi.
Ankara Valisi Yahya Galip’in ilk ifli Muhittin Pafla’n›n tutukland›¤› vatanseverleri serbest b›rakmak oldu. Yeni valinin bu karar›
Ankara’da bayram havas›n›n esmesine sebep oldu. Bu durum
milli mücadelenin baflar› ile sonuçlanaca¤›na olan inanc› daha
da artt›rd›.
Ankara ile ‹stanbul aras›nda her fley bitmiflti. Ankara’daki ‹ngiliz
iflgal kuvvetleri, Ankaral›lar› sürgün etmek için bahaneler arad›klar› bir ortamda bu görüflmeler yap›lm›flt›. Yahya Galip’in evinde
al›nan karar›n ilk maddesinden sonuç al›namay›nca Ankara valisini tutuklamak için iki ufak çete örgütü kuruldu: Keskinli Hamit
R›za Çetesi ile Polatl›’n›n Tu¤rul köyünden Kara Sait Çetesi. Bu
çeteler valiyi koruyan, valinin yak›n adamlar› gibi görünüp, Çorum-Ankara yolunda Muhittin Paflay› koruyacaklard›. Vali 19 Eylül 1919 da Sungurlu’dan yola ç›karak Keskin’e gelmiflti. Elmada¤ Yahfliyan aras›ndaki K›l›çlarbeline gelindi¤inde vali çeteler
taraf›ndan yakalan›p tutukland›. Vali tutuklanarak Sivas’a Mustafa Kemal’in yan›na götürüldü. Vali,Mustafa Kemalle görüfltü.
Gerekli uyar›lar› Mustafa Kemal yaparak, yafl›na sayg› gösterilerek Samsun üzerinden ‹stanbul’a gönderildi.5 Ankara halk›n›n
Mustafa Kemal Paflaya ve Sivas’a olan ba¤l›l›¤› birkez daha ortaya ç›km›flt›.Sorunlar›n› kendisi çözmeye bafllayan Ankara kendi
valisini de kendisi belirleyerek göreve getirecekti. ‹stanbul’un
gönderece¤i valiyi de kabul etmeyeceklerdi. Damat Ferit kabinesi düflmüfl, Ali R›za kabinesi kurulmufltu. Yeni hükümet Ankara’ya eski Bitlis valisi Ziya Pafla’y› atam›flt›. Oysa Ankara kendi
valisini belirlemifl ve Defterdar Yahya Galip (Karg›) Bey’i valilik
görevine getirmifl ve ad›n› da koymufllard›:
Yahya Galip Bey ‹stanbul hükümetinin atad›¤› vali Ziya Pafla’n›n
Ankara’ya sokulmayaca¤›n› ve Ankaral›lar taraf›ndan da vali olarak tan›nmad›¤›n› Mustafa Kemal Paflaya bildirdi.
Ankara’ya vali olarak atanan Ziya Paflan›n yola ç›kt›¤›n› ö¤renen
Ankara Müftüsü Hoca R›fat (Börekçi) Efendi ile Belediye Baflkan› Kütükçüzade Ali Bey, ‹stanbul hükümetine telgraf çekerek
yeni atanan valiyi tan›mad›klar›n› bildirmifllerdi. ‹stanbul Yönetimi isyan bayra¤›n› açan, ‹stanbuldan gelen emirleri dinlemeyen
R›fat Hocan›n bu davran›fl›na sadrazam çok sinirlenmifl; bu asi
müftünün yakalanarak mallar›n›n haczine karar veren ferman›
padiflaha imzalatm›fllard›. Kendi valisini belirleyerek göreve getiren Ankaral› flimdi de Anadolu Müdafai Hukuku Milliye Cemiyetini kurmufl baflkanl›¤›na da müftü Hoca R›fat Efendiyi getirmiflti. Milli Mücadelenin merkezi olmak için Ankaral›, böylesi özgün
davran›fllar› ile vatan sevgisinin sözle de¤il eylemle kan›tlanaca¤›n› orataya koyuyordu.
1 fieref Erdo¤du , Ankaram , 1999 S.45
2 Enver Behnan fiapolyo , Atatürk ve Seymen Alay› , Ankara 2002 , S.15
3 Ali Fuat Cebesoy , Milli Mücadele Hat›ralar› , ‹stanbul 1960 , S.145-150
4 Ayfl›l Tükel Yavuz , Tarih ‹çinde Ankara , Ankara 2000 , S.223
5 Musata Kemal , Nutuk Ankara 2005, S.65
33
10. Y›l Kutlamalar›
Aç›l›fl Etkinli¤i
I have a dream
“Bir hayalim var”
At›l›m Üniversitesi de, böyle bir hayalin, bu kadar büyük bir
inanc›n eseridir.
Bu eser flimdi 10 yafl›nda. Ve kuruluflunun 10. y›l› nedeniyle
y›l boyunca yap›lacak bir dizi etkinli¤in aç›l›fl töreninde tüm
kat›l›mc›lar, bu gururu paylaflman›n sevincini yafl›yordu.
Devlet Resim ve Heykel Müzesi Konser Salonu’nda 28 fiubat
2007 tarihinde gerçeklefltirilen aç›l›fl töreni, At›l›m Üniversitesi Mütevelli Heyet Baflkan›, Heyet Üyeleri, Üniversite Rektörü, daha önceden görev yapm›fl olan rektörler, rektör yard›mc›lar›, akademisyenler, idari personel, ö¤renci ve konuklar›n genifl kat›l›m› ile muhteflem bir geceye dönüfltü.
At›l›m Üniversitesi Mütevelli Heyet Baflkan› Yalç›n Zaim, konuflmas›na Martin Luther King’in 1963 y›l›nda Washington’da
300.000 kifliye hitaben yapt›¤› ünlü konuflmas›na at›fta bulunarak bafllad›: “Bir hayalim var”
Kalabal›klar, dünya tarihine geçen bu eflsiz konuflmada umutlar›n, büyük hayallerin, inanç ve cesaretle nas›l gerçe¤e dönüflebilece¤ini görmüfllerdi.
Sayg› duruflu ve ‹stiklal Marfl›’n›n okunmas›n›n ard›ndan Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu’nun aç›l›fl konuflmas› ile
bafllayan etkinlik Mütevelli Heyet Baflkan› Yalç›n Zaim’in konuflmas› ile devam etti.
Martin Luther King’in aç›l›fl hitab›yla cümleye bafllayan Yalç›n
Zaim,
“Biz de büyük bir hayali gerçeklefltirdik. Bugün 10. y›l›m›z›
kutluyoruz” dedi.
Üniversitelerin ilk 10 senede kendi karakterlerini oluflturduk-
34
lar›n›; 30 ila 40 sene içinde de olgunlaflt›klar›n› ve devam
eden y›llarda gelece¤i belirleyen kültür, bilim ve teknoloji
merkezleri olduklar›n› ifade eden Mütevelli Heyet Baflkan›,
“Biz ilk 10 y›l›m›z› tamamlad›k. Bu süre içerisinde karakterimiz genel olarak olufltu ve büyük çabalar neticesinde küçümsenmeyecek baflar›lar elde ettik. Günümüzde üniversitelerin
toplumdaki rolleri de¤iflmekte, kaliteli insan gücüne ihtiyaç
duyulmaktad›r. Vak›f üniversitelerinin say›s›n›n artmas›na paralel olarak rekabet de gittikçe artmaktad›r. Bu sebeplerden
dolay› ikinci on senenin daha zor geçece¤ini tahmin etmekteyim. Kuruldu¤umuz sene say›lar› 15 olan vak›f üniversiteleri, bugün 25 tane olmufltur. 4 üniversitenin daha dosyas› komisyondan geçerek meclis gündemine girecek noktaya gelmifltir” diye konufltu.
ç›n Zaim, ö¤renci ve mezunlardan üniversiteyi sahiplenmelerini, yüceltmelerini, bireysel geliflimi sürdürmeyi bir hayat felsefesi olarak amaç edinmelerini istedi.
Yalç›n Zaim konuflmas›n›, on y›l içerisinde büyük hayalin gerçeklefltirilmesine katk›da bulunan herkese teflekkür ederek
noktalad›.
Üniversitemizde 10 Y›l›n› Dolduran
‹dari ve Akademik Personel
1- Mütevelli Heyet Üyesi Zerlin K›l›ço¤lu
2- Halkla ‹liflkiler Müdürü Gülflen Orbey
3- Mühendislik Fakültesi Ö¤retim Eleman›
Prof Dr. Günhan Paflamehmeto¤lu
4- ‹flletme Fakültesi Ö¤retim Eleman› Prof Dr. Ayhan Tan
5- Genel Sekreter Abdülaziz fieren
6- Haz›rl›k Okulu Müdürü Aytuna Kocab›y›ko¤lu
7- ‹flletme Fakültesi Ö¤retim Görevlisi Hayriye Özen
8- ‹flletme Fakültesi Ö¤retim Görevlisi Kieran Ucheharay
9- Okutman Ian Ph›l›p A›rey
10- Santral Memuresi Zeycan Er
11- Büro Eleman› Levent Avc›
Üniversitenin geliflmesinin sürdürülmesini sa¤lamak amac›yla haz›rlanan Stratejik Planlama Raporu’ndan bahseden Yalç›n Zaim, gelecek 10 y›l›n hedeflerini de aç›klad›.
“Üniversite, bir bilim ve kültür birikiminin, içinde bulundu¤u
insan toplulu¤una yans›mas›d›r. Ö¤rencilerimizden sadece
ö¤rencilik yapmalar›n›, meslek edinmelerini de¤il, bu yans›tma iflinde aktif görev almalar›n› da beklemekteyiz” diyen Yal35
Yalç›n Zaim’in ard›ndan kürsüye gelen Rektör Yard›mc›s›
Prof. Dr. ‹smail Bircan “Kuruluflundan Günümüze At›l›m Üniversitesi” konulu görsel sunumunda, At›l›m Üniversitesi’nin
kuruldu¤u günden bugüne geçirmifl oldu¤u evrelerle, üniversitenin 2023 hedeflerini konuklarla paylaflt›.
Üniversitemizin ‹kinci On Sene Hedefleri
• Fiziki olanaklar›n h›zla gelifltirilmesi
• Dan›flmanl›k hizmetlerinin gelifltirilmesi, mükemmellefltirilmesi
• E-e¤itimin devreye al›nmas›
• Sosyal bilimler ve hukuk dallar›nda doktora programlar›n›n aç›lmas›
• T›p Fakültesi’nin aç›lmas›,
• Bilimsel çal›flmalar›n yo¤unlaflt›r›lmas› ve bütün üniversiteye yay›lmas›
• Üniversitenin en genifl flekilde sosyallefltirilmesi ve
“Konuflan Üniversite” haline getirilmesi
• Mütevelli Heyet dahil bütün yöneticilerin ikinci jenerasyonlar›n›n yetifltirilmesi ve devreye al›nmas›.
Üniversitemizde görev yapm›fl
eski rektörler ile on y›l›n› dolduran idari ve akademik personelin plaketlerinin takdim
edilmesinin ard›ndan fief U¤ur
Bayrak yönetimindeki Ankara
Devlet Klasik Türk Müzi¤i Korosu konuklara eflsiz bir müzik ziyafeti sundu.
“Cumhuriyetten Günümüze Ankara” konulu resim sergisinin
aç›l›fl›ndan sonra düzenlenen
kokteylde, Mütevelli Heyet
Üyeleri, akademisyenler, ö¤renciler ve At›l›m Üniversitesi çal›flanlar› bir araya gelerek bu özel
günün tad›n› ç›kard›lar.
At›l›m Üniversitesi 10. y›l kutlamalar›n›n aç›l›fl töreni, Ankara Devlet Türk Halk Müzi¤i Korosu’nun fief Mehmet Özbek
yönetimindeki konseri ile sona
erdi.
At›l›m Üniversitesi 10. y›l kutlamalar›na y›l sonuna kadar gerçeklefltirece¤i farkl› etkinliklerle
devam edecek.
36
Kuruluflundan Günümüze, Bugünden Gelece¤e
At›l›m Üniversitesi
Prof. Dr. ‹smail Bircan - Rektör Yard›mc›s›
Bundan 10 y›l önce At›l›m Vakf› olarak “e¤itim özgürlüktür”, “gelece¤e iz b›rakmak gerekir” diyerek yola ç›km›fl ve bir “de¤er” yaratmay› hedeflemifltik. Ve biliyorduk ki bir
de¤er yaratmak, de¤eri oluflturacak zemini
bilgiyle, bilimle, toplumsal bilinçle beslemekle mümkündü. Att›¤›m›z her ad›m toplumun geliflimine önderlik edecek, toplumsal
bilinci yükseltecek, uluslararas› bilime katk›da bulunacak bir at›l›m de¤erinde olmal›yd›. Do¤ru öngörülerde bulunmal›, gelece¤e
iz b›rakacak bireyler yetifltirebilece¤imiz bir
bilim yuvas› yaratmal›yd›k.
ettik. ‹ncek’in gelecekte baflkentin ö¤retim
merkezi olaca¤› öngörüsüyle yenilikçi, öncü
bir üniversite yaratt›k burada. Bugün ‹ncek’e e¤itim alan›nda yap›lan yat›r›mlar da
bu öngörümüzün do¤rululu¤unu gösteriyor.
Üniversitemiz kuruldu¤u 1996 y›l›ndan bu
yana geçen 10 y›ll›k sürede pek çok at›l›m
gerçeklefltirerek, fakülte ve bölüm say›lar›n› art›rm›fl, ö¤retim kadrosunu güçlendirmifl, yapt›¤› yeni binalarla derslik ve laboratuvarlar›n› ço¤altm›fl, her geçen y›l artan bilimsel çal›flmalar› ve yay›nlar›yla uluslararas›
Hedeflerimiz çok netti ve yapaca¤›m›z at›l›mlarla bu hedefleri gerçek k›lmal›yd›k. Ve
1996 y›l›nda ‹ncek’te çok büyük bir at›l›mda bulunarak 100.000 m2’lik arazi üzerinde At›l›m Üniversitesi’nin temellerini att›k.
fiu anda içinde Fen-Edebiyat ve Hukuk Fakültesini bar›nd›ran eski Haz›rl›k Okulu binam›z At›l›m Yerleflkesinin ilk binas›yd›.
Üniversite büyüdükçe ve ö¤renci say›s›
artt›kça yeni inflaatlar›n yap›m› sürdü ve
geçen 10 y›ll›k süreçte do¤ru ve sürekli yat›r›mlarla h›zla büyüyerek 250.000 m2 aç›k
ve 33.246m2 kapal› alana sahip büyük bir
üniversite olduk.
At›l›m yerleflkesinde yükselen her yap›
“baflkentte üniversite olmak” de¤erini daha
da yüceltmek ad›na yükseldi. Üniversitemizi kurarken baflkentte üniversite olman›n
yükledi¤i sorumlulu¤un bilinciyle hareket
platformlarda Türkiye’yi temsil eden sayg›n bir
üniversite kimli¤i kazanm›flt›r.
ATILIM’DA E⁄‹T‹M AYRICALI⁄I
Bugün 286 tam zamanl› Türk ve yabanc› akademisyenden oluflan güçlü bir ö¤retim kadrosuna ve
3.456 ö¤renciye sahip olan Üniversitemizin; ‹flletme, Mühendislik, Hukuk, Fen-Edebiyat, Güzel Sanatlar, Tasar›m ve Mimarl›k Fakültelerinin toplam
23 bölümüyle, yüksek lisans e¤itimi veren Sosyal
Bilimler Enstitüsü ve hem yüksek lisans hem de
doktora e¤itimi veren Fen Bilimleri Enstitüsüyle,
‹ngilizce Haz›rl›k Okuluyla, Araflt›rma ve Uygulama Merkezleriyle, en son teknoloji ile kurulmufl
39 laboratuvar›, ça¤dafl kütüphanesi, kafeteryalar›, kapal› spor salonu, tenis kortlar›, aç›k
yüzme havuzu, basketbol ve voleybol sahalar›yla, Türk e¤itim sektörüne, bilim dünyas›na
hizmet veriyoruz.
37
‹fiLETME FAKÜLTES‹
Dünya pazarlar›nda rekabet edebilmek ça¤›n iflletme anlay›fl›n› yakalamay›, h›zla de¤iflen ifl dünyas›n›n ihtiyaçlar›n› do¤ru analiz etmeyi gerektirir.
Bu nedenle, ‹flletme (‹ngilizce) ‹flletme
(Türkçe), ‹ktisat, Halkla ‹liflkiler ve Reklamc›l›k, Uluslararas› ‹liflkiler ve Turizm ‹flletmecili¤i olmak üzere alt› bölümü bulunan ‹flletme Fakültemizde analitik ve elefltirel düflünceye, sorun çözme yetene¤inin ve giriflimcilik
ruhunun gelifltirilmesine ayr› bir önem veriyoruz.
Ö¤rencilerimizi staj olanaklar› ile destekleyerek rekabetçi ortama haz›rl›yoruz.
MÜHEND‹SL‹K FAKÜLTES‹
Güçlü bir e¤itim kadrosuna sahip olan Mühendislik Fakültemizin Bilgisayar, Endüstri,
Elektrik- Elektronik, ‹nflaat, Mekatronik,
Üretim ve Malzeme Mühendisli¤i, Yaz›l›m
Mühendisli¤i ve Biliflim Sistemleri Mühendisli¤i olmak üzere dokuz bölümü
bulunmaktad›r. Mühendislik dallar›
üzerinde baflar›l› çal›flmalar yapm›fl
akademisyenlerimiz, hem gençlerimize hedeflerine ulaflabilecekleri donan›m› kazand›rmakta hem de bilim
dünyam›za de¤erli çal›flmalar›yla katk›
sa¤lamaktad›r.
FEN-EDEB‹YAT FAKÜLTES‹
‹ngiliz Dili ve Edebiyat›, Mütercim Tercümanl›k, Matematik ve Psikoloji olmak
üzere 4 bölümden oluflan Fen-Edebiyat
Fakültemizde, farkl› kültürleri araflt›ran, tan›yan, iletiflim becerileri yüksek, temel bilimlere hakim ve analitik düflünebilen bireyler yetifltirmeyi amaçl›yoruz.
38
HUKUK FAKÜLTES‹
2003-2004 y›l›nda e¤itime bafllayan Hukuk
Fakültemizde ise Avrupa Birli¤i üyeli¤ine haz›rlanan Türkiye’nin tam anlam›yla bir hukuk
devleti olmas› için çal›flacak, uluslararas›
platformda görev alabilecek yabanc› dil bilen gençler yetifltirmeyi ve hukuk alan›na bilimsel çal›flmalar›m›zla destek vermeyi
amaçl›yoruz.
GÜZEL SANATLAR, TASARIM VE M‹MARLIK FAKÜLTES‹
At›l›m Üniversitesi’nin beflinci fakültesi
olan; Güzel Sanatlar, Tasar›m ve Mimarl›k
Fakültesi, 2007-2008 ö¤retim y›l›nda, ‹ç
Mimari ve Çevre Tasar›m›, Grafik Tasar›m›,
Moda ve Tekstil Tasar›m› bölümleri ile e¤itim-ö¤retime aç›l›yor.
Baflvuran ö¤rencilerin özel yetenek s›navlar›yla al›naca¤› bölümlerin 2007-2008 kontenjan› ‹ç Mimari ve Çevre Tasar›m› Bölümüne:
30, Grafik Tasar›m› Bölümüne: 30, Moda ve
Tekstil Tasar›m› Bölümüne: 30 olarak belirlendi.
L‹SANSÜSTÜ PROGRAMLARI
Üniversitemizin Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora ve Yüksek Lisans Programlar› ile Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Programlar›n›n amac› hem kamusal alana hem
de özel sektöre nitelikli iflgücü kazand›rmakt›r.
E⁄‹T‹M OLANAKLARI
Uluslararas› standartlarda e¤itim alan ö¤rencilerimiz, baflar›y› teflvik eden ve ödüllendirmeyi amaçlayan çeflitli burs olanaklar›ndan; çift ana dal, yan dal ve üniversiteler
aras› de¤iflim programlar›ndan; uygulamal›
e¤itim, proje yapma ve staj olanaklar›ndan
yararlanarak gelece¤e iz b›rakan bireyler olma yolunda baflar›yla ilerlemektedirler. Ayr›-
ca üniversite-sanayi iflbirli¤ini güçlendirmek
amac›yla kurulan Endüstriyel ‹liflkiler Ofisimizin sundu¤u dan›flmanl›k, ar-ge, tasar›m,
üretim, laboratuvar ve e¤itim hizmetleri, ö¤rencilerimizin sanayi sektörünü yak›ndan tan›mas›n› ve sektörel sorunlara duyarl› bireyler olarak yetiflmelerini sa¤lamaktad›r.
ATILIM’DA ARAfiTIRMA KÜLTÜRÜ
39 adet e¤itim-araflt›rma laboratuvar› ve
atölyeye, 37.322 bas›l›, 21.397 elektronik
kitaba, 1399 bas›l›, 4827 elektronik dergiye, 1082 adet multimedia dermesine, 7 veri taban›na sahip, OCLC, LIBER, ANKOS,
ULAK-B‹M üyesi olan kütüphanemiz, bilginin kolayl›kla eriflilip kullan›labildi¤i bir bilgi
merkezidir. Ö¤rencilerimiz kendilerine sunulan bu olanaklarla araflt›ran, okuyan bireyler olarak gelece¤e iz b›rakacaklard›r.
ATILIM’DA EK‹P OLMA ve
ÜRETME KÜLTÜRÜ
“En iyiyi üretmenin yolu iyi bir ekip olmaktan geçer” felsefesiyle oluflturulan At›l›m
Üniversitesi kulüp ve topluluklar› birçok
baflar›l› çal›flmaya imza atarak Üniversitemizin de¤erine de¤er katm›flt›r.
CUMHUR‹YET’‹N 100. YILINA DO⁄RU
ATILIM
At›l›m Üniversitesi, Cumhuriyet’in 100. y›l›nda 250.000 m2 lik alan üzerindeki yap›lanmas›n› tamamlayarak ve bu yap›lanmay›
yeni at›l›mlarla güçlendirerek Cumhuriyet’e
ve de¤erlerine sahip ç›kan, gelece¤e b›rakacaklar› izlerle bu 100 y›ll›k miras› yücelten bireyler yetifltirecek.
CUMHUR‹YET’le büyüyecek,
CUMHUR‹YET’le ço¤alacak,
CUMHUR‹YET’in izinde
gelece¤e iz b›rakacak.
Üniversitemiz sahip oldu¤u dinamik ve güçlü altyap›s›yla 10 y›llar, 100 y›llar boyunca sayg›yla
an›lacak at›l›mlarda bulunarak ülke ekonomisine
ve bilime katk›da bulunacak. Öyle ki, Güzel Sanatlar, Tasar›m ve Mimarl›k Fakültesi’ne bu y›l
ö¤renci almaya bafllayarak; Küresel Politik ‹ktisat, Bio Mühendislik gibi gelece¤in mesleklerine yönelik bölümler açarak ça¤›n gereksinimlerine cevap verebilecek nitelikli elemanlar yetifltirmeyi,
Gelecek 5 y›l içerisinde 400-600 yatakl› hastanesi olan bir T›p Fakültesi kurmay›, 2013-2023 aral›¤›nda 9 fakültede 15.000 ö¤renciye ulaflmay› hedefliyoruz.
Türkiye’nin yüksekö¤retim potansiyelini daha da ileriye götürecek flekilde,
yabanc› ö¤renci say›s›n› artt›rmay› ve
böylece bu potansiyeli At›l›m’›n da daha fazla katk› sa¤lamas›n› öngörüyoruz.
Ö¤retim üyesi bafl›na, uluslararas› indekslere göre yay›n s›ralamas›nda vak›f
üniversiteleri aras›ndaki 9. s›rada olan yerimizi ve ayr›ca 110 devlet üniversitesi aras›ndaki 14. s›rada olan yerimizi daha da üst
s›ralara tafl›yarak ilk 10’a girmeyi hedefliyoruz.
Üniversitemiz, Atatürk ilkelerinden ödün vermeden, zengin bilimsel ve kültürel birikimiyle ça¤dafl, ayd›n, toplumsal bilinci yüksek bireyler yetifltirerek “gelece¤e iz b›rakma” yolunda durmaks›z›n ilerlemeye devam edecek.
Ülkemiz senin at›l›mlar›nla güçlenecek,
Yenilikçi, dinamik kimli¤in baflkentimizin de¤erlerine de¤er katacak,
Atatürk Devrimlerinin ve bilimin
›fl›¤›nda nice 10 y›llara ATILIM.
39
MAKALE
HAYATI ‹ÇK‹YLE TAKAS ETMEK
Hepimiz insan›z. Hepimiz bir ömür boyu sevdiklerimizle mutlu, sa¤l›kl›, uzun y›llar yaflamak, hayat›n içindeki ac› tatl› her an› sevdiklerimizle paylaflmak istiyoruz. Hayat denen engebeli yolda yürürken, kimi zaman hüzünlü kimi zaman mutlu birçok an›yla kuflan›yor bedenlerimiz, kalplerimiz. Mutluluk, sevinç, üzüntü, keder, gözyafl› hepsi
insanlar için…Peki kaç›m›z üzüntülü anlar›m›zda, ac› günlerimizde
teselliyi içki kadehlerinde ar›yoruz? Kaç›m›z sabrederek, mant›kl›
düflünerek, sevdiklerimize ve hayata s›k› s›k› tutunarak ac› günleri
atlatabilece¤imizi biliyor ve bunu uyguluyoruz? Acaba kaç›m›z ac›lara yenilmeden dimdik ayakta kalabilmeyi baflar›yoruz?
‹radesi zay›f insanlar, bir sorunla karfl› karfl›ya kald›klar›nda fark›nda olmadan sonu olmayan bir yola ad›m at›yorlar.. Nas›l m›? Sorunlar›n›n çözümlerini içki fliflelerinin dibinde arayarak…Peki insanlar
neden içki içiyor? Daha da önemlisi neden alkolün esiri oluyor? Yap›lan araflt›rmalar insanlar›n en çok zevk almak için alkol tüketti¤ini
gösteriyor. ‹çkili e¤lence yerlerinin çoklu¤u da bunun en önemli
göstergesi san›r›m. E¤lence yerleri d›fl›nda zevk ve e¤lence için en
çok y›lbafl›, dü¤ün, do¤um günleri gibi sosyal etkinliklerde insanlar
afl›r› miktarda alkol tüketiyorlar. Sosyal içicilik denen bu tür alkol tüketimi baz› insanlar için alkolizmin ilk basama¤› oluyor zaten. ‹nsanlar genellikle kendilerini kötü hissettiklerinde, zorland›klar› ya da
üzüldükleri dönemlerde alkole s›¤›narak bu kötü duygu durumundan
kurtulmaya çal›fl›yorlar. Sonuçta alkol hiçbir çözüm getirmedi¤i gibi
daha kal›c› ve daha kötü durumlara yol aç›yor. Uzmanlara göre, alkolizm ço¤unlukla genetik yoldan geçen, biyokimyasal bir bozukluk.. Ancak, yüksek dozda ve
çok s›k alkol tüketimine ba¤l› olarak gelifltirilen
alkol ba¤›ml›l›¤› da yo¤unlukla görülüyor. Psikolojik ve sosyal bask›lar ise hastal›¤› etkinlefltirici
sebepler. Alkolizmi tan›mlamak için en belirgin
sinyal kiflinin davran›fl flekli. Modern t›p; alkolizmi sebebi bilinmeyen,
belirgin anatomik iflaretleri
olmayan ve alkol ba¤›ml›l›¤›yla ortaya ç›kan bir
hastal›k olarak tan›ml›yor.
Ayr›ca, hem psikolojik hem
de fiziksel t›p, alkolizmin bir
baflka hastal›¤›n, ço¤unlukla
da psi-
kolojik bir bozuklu¤un, semptomu olabilece¤ini söylüyorlar. Bu anlamda, alkolizm, kronik ilerleyen bir hastal›k ya da psikolojik veya
fiziksel bir baflka hastal›¤›n belirtisi. Hastal›¤›n özelli¤i alkol ba¤›ml›l›¤›. Alkolizm hastas›, fiziksel ya da psikolojik s›k›nt›s›n› gidermek
için alkol tüketiyor ve sonunda alkollü içecek tüketimi hastan›n fiziksel, zihinsel, sosyal ve ekonomik hayat›n› engelleyecek boyutlara ulafl›yor. Bu noktada, hiç flüphesiz, hastal›¤›n en önemli ipucu kiflinin alkol yüzünden hayat›n›n engellenmesi; yani ÖLÜM. Alkol ald›ktan sonra hastan›n kontrolünü kaybetmesi, içmeye bafllad›ktan
sonra b›rakamamas›, alkoli¤in içmeyi engelleyemedi¤ini gösteriyor.
Bir alkolik içmeye bafll›yor, çünkü kendini tutam›yor. Alkoliklerin
ço¤unlu¤u içti¤i zaman kontrolünü kaybederek, kendine ve çevresine zarar veriyor.
Alkolizmin bir baflka tan›m› da, kiflinin iç dünyas›yla ya da çevresiyle ilgili zor durumlardan kurtulmak için edindi¤i alkol içme ba¤›ml›l›¤›. Bu tan›m, alkolizmin bir baflka psikolojik ya da fiziksel bozuklu¤un d›fla vurumu olabilece¤i ihtimalini ortaya ç›karmakta. Kifli alkol
almay› ö¤renip bu ba¤›ml›l›¤› edindikten sonra, alkolizm esas hastal›k haline gelip alta yatan esas hastal›¤› yok etmekte ya da üstünü örtmekte. Bütün bunlar› herkes bilir ama nedense bunlar›n bilincinde olmak bir alkol ba¤›ml›s›n›n akl›n› bafl›na getirmek için yetmez. O zaman size alkolizmin sonuçlar›ndan bahsedeyim, çünkü
gerçekten çok çarp›c› sonuçlar› var. Alkolizm ilerleyen bir hastal›k.
Bu sebeple, ilk baflta alkoli¤in çevresindeki kifliler onun içmesinden
çok fazla etkilenmiyorlar. Ancak, kifli giderek artan miktarlarda ve
s›kl›kta alkol kullanmaya devam edece¤i ve ço¤unlukla kontrol kayb› yaflayaca¤› için tüm iliflkileri ve sosyal hayat› kötü bir flekilde etkileniyor. Hastal›¤›n ileri dönemlerinde s›z›ncaya kadar içen ya da
sabah kalkar kalmaz içmeye bafllayan kifli, ifline gidemiyor ve sonunda iflini kaybediyor. Alkol, hayat›n›n en önemli amac› haline geldi¤i için eskiden yapt›¤› hiçbir fleyi yapmayarak kifli sadece içki içiyor ve tüm sorumluluklar›n› bir kenara iterek yak›nlar›ndan gelen
yard›m tekliflerini de geri çeviriyorlar. Buna ba¤l› olarak, ailesiyle ve
yak›n çevresiyle iliflkileri bozuluyor. Ne yaz›k ki, alkoliklerin evlilikleri genellikle boflanmayla sonuçlan›yor. Kontrol kayb›na ba¤l› olarak, alkolikler çok fazla kaza yap›yorlar. Bafllar›na ev, ifl ya da trafik
kazas› gelme ihtimali çok yüksek. Gene, kontrol kayb›na ba¤l› olarak, alkolikler suç iflleme e¤ilimi gösteriyorlar ve kar›flt›klar› kavga
ya da benzer durumlar yüzünden adli problemlerle karfl›lafl›yorlar.
Bunlar yaflan›lan sosyal sonuçlar. Tabi bunun bir de t›bbi sonuçlar› var. Karaci¤erin harap olmas›,
Herkes birbirine rehberlik ediyor. Mesela bana rehberlik eden kifli
9 ayd›r ay›k! Alkolü b›rakt›¤›m için çok huzurluyum ve mant›kl› düflünüyorum! Sa¤l›kl› karar verebilmenin huzurunu yafl›yorum. Yanl›fllar›m›n muhasebesini yap›yorum. Hayat›m de¤iflti! Alkolü b›rakt›¤›m
andan itibaren kendime özgüvenim geldi. Önceden her iflimi ertelerdim, art›k hepsini zaman›nda yap›yorum.
kalp büyümesi, kans›zl›k, yüksek tansiyon, p›ht›laflma sa¤layan hücrelerde azalma, kas y›k›m›, kanser, anne karn›ndaki bebekte anormallikler, pankreas iltihab›, zatürree, merkezi sinir sistemi bozukluklar› bunlardan birkaç›.
Ad›m ad›m ölüme götüren bu kötü al›flkanl›ktan kurtulmak mümkün. Ancak zor olan, alkolikleri tedaviye ikna etmek çünkü pek çok
alkolik, hastal›¤›n› inkar eder. Alkolikler tedavi için baflvurduklar›nda genellikle "dibe vurmufllard›r" yani sa¤l›k, aile, meslek ve sosyal
yaflamlar›ndan büyük kay›plar vermifl ve çaresiz duruma düflmüfllerdir. Bu hale düflmeden önce alkolikler, bu zevki terk etmeye pek yanaflmazlar, ya da buna karar verseler de kolayca vazgeçerler.
Önemli olan bu denli kayba u¤ramadan bu k›s›r döngüyü durdurmakt›r. Bu nedenle kiflinin alkolik oldu¤u yani alkol karfl›s›nda zay›f,
hatta alkolün esiri oldu¤unu fark edip kabullenmesi düzelmenin
bafllang›ç noktas›n› oluflturur. Erken dönemdeki alkoliklerin bu gerçe¤i fark etmeleri için "motive edici görüflmeler" yap›l›r. Alkol tedavisi, fizyolojik, psikolojik ve sosyal olarak s›n›fland›r›labilir.
21 günde kan›m temizlendi. Hem sa¤l›k aç›s›ndan hem de sa¤l›kl›
düflünme aç›s›ndan çok iyi durumday›m. Maddi olarak gidenler gitti, önemli de¤il; kay›plar›m› yeniden kazanabilirim. Önemli olan benim sa¤l›¤›m. Alkolü b›rakmak isteyenlere gönüllü olarak yard›mc›
olmak ve yönlendirmek istiyorum. Bana ulaflmak isteyenler [email protected] adresinden ulaflabilir.” Evet, flafl›rd›n›z de¤il
mi? ‹flte bu ünlü ismimiz, Tiyatrocu Yalç›n Mentefl… Kendisini böyle
ciddi bir problemden kurtulmay› baflard›¤› için tebrik etmek laz›m.
Demek ki, insan›n istedikten sonra yapamayaca¤› hiçbir fley yok.
Alkol yüzünden y›k›lan yuvalar, kaybedilen yüklü miktardaki paralar,
yitip giden dostluklar, kopup giden aile ba¤lar›, çözülmesi zor sa¤l›k
sorunlar›…Oysa ki bunlar ne denli önemli kavramlar…Bir yudum içki için bir kucak dolusu sevgiden mahrum kalmak ne derece do¤ru?
Ya da y›llarca diflini t›rna¤›na tak›p çal›flmak çabalamak, belki bir
servet yapmak ve tüm bunlar› içki fliflelerinde heba etmek..Hayat›n›
içkiyle takas etmek… Bence mant›kl› bir insan, güçlü bir insan bunu
yapmamal›! Hayata s›ms›k› sar›lmal›, karfl›lafl›lacak sorunlar› ailesiyle, sevdikleriyle omuz omuza aflmal›, sa¤l›kl› bir hayat› tad›n› ç›kararak yaflamal›. Alkolik olup da tekrar sa¤l›kl› hayata dönüfl olmayacak diye bir kural yok. Çünkü gerçekten geçerlili¤ini koruyan çok
önemli bir söz var: “Zarar›n neresinden dönülse kârd›r.” Geç de¤il;
e¤er alkolikseniz öncelikle bunu kabullenin ve lütfen tedavi olun. Tedavi olmazsan›z hayat›n sizin için haz›rlad›¤› sürprizleri yaflayamayacak, k›sa bir süre sonra tüm sevdiklerinize veda etmek zorunda kalacaks›n›z. E¤er bir alkolik de¤ilseniz, alkolün dozunu bilin ve alkolün yaratt›¤› y›k›mdan etkilenmifl kiflilerden ders ç›kar›n.
Belki bu anlatt›klar›m sizin için hiçbir fley ifade etmiyor. Belki alkol
kullanm›yorsunuz ve ‘tüm bunlardan bana ne’ diyorsunuz. Ama alkol
kullanmasan›z bile sizden istedi¤im bir fley var: lütfen alkol kullanan
ve alkol yüzünden hayattaki en de¤erli varl›klar›n› kaybeden ya da en
önemlisi hayat›n› içkiye esir eden tan›d›klar›n›z varsa bu yaz›y› onlara okutun. Onlar için bir fleyler yap›n, yani hayatlar›n› onlara geri verin. Alkol kullanan sizseniz,daha da önemlisi ‘siz bir alkolikseniz’,hayat›n alkol üzerine kurulu olmad›¤›n› ve sorunlar›n ancak sa¤l›kl› düflünerek yani ay›k kafayla çözülebilece¤ini anlay›n. Ve yard›m al›n.
Alkoliklere yard›mc› olmak için kurulmufl birçok dernek var. Alkolün
zararlar›n›, alkolik bir insan›n belki de fark›nda olmadan kendi hayat›ndan, onu sevenlerin hayat›ndan neler al›p götürdü¤ünü asl›nda
herkes bilir. Ama önemli olan bunlar› uygulamak de¤il midir?
fiimdi sizlere ünlü bir ismin nas›l alkolün pençesine düfltü¤ünü ve
iradeli davranarak nas›l alkolden kurtuldu¤unu anlatay›m. Bu ünlü
ismimiz, ifl hayat› kötü gitmeye bafllay›nca çözümü içki fliflelerinde
ar›yor. Asl›nda içkiye 15-16 yafllar›nda bir birayla bafll›yor. Önce iki
duble, sonra befl duble, derken bir 35'li¤e ç›k›yor. Sonra bir oturuflta en az bir 70'lik rak› içmeye bafll›yor. ‹flleri bozulmaya bafllay›nca
da içki tüketimi1 litreye kadar ç›k›yor. Befl y›lda üç evini, bir dükkan›n›, bir cipini ve bankada bulunan tüm paras›n› kaybediyor. Karfl› karfl›ya kald›¤› kay›plar sonucunda içkiyi b›rakmaya karar veriyor
fakat kendi kendine b›rakamayaca¤›n› anlayarak Ads›z Alkolikler
A.A. adl›, ve içki b›rakt›rma konusunda son derece baflar›l› olan bu
kurulufla baflvuruyor. Kendisi yaflad›klar›n› flöyle anlat›yor: “Burada
alkol almamay› teflvik için belirli dönemlere ait sembolik madalyalar veriliyor. 1 ay alkol almayana, 6 ay alkol almayana üzerinde süresi yaz›lan bu grubun uluslararas› alandaki standart madalyalar›ndan veriliyor. Geçti¤imiz kas›m ay›nda bir kifli '22 y›l' madalyas› alm›fl. Sorunlar› birbirine anlatarak terapi yapan insanlar›n bir arada
bulundu¤u gönüllü bir grup. Para falan istenmiyor. Ben de onlar›n
sayesinde o dayan›flma içinde alkolü b›rakt›m. Grupta isimsizlik ilkesi var; yani kimsenin ismi grup d›fl›na aç›klanm›yor. Bu toplant›larda 10 ile 20 kifli oluyor. ‹stanbul'da 6 tane böyle grup bulunuyor.
Hayat çok k›sa. Hiçbirimiz hayata boflu bofluna yaflamak için ya da
kendimize ve çevremize zarar vermek için gelmedik. Neden mutlu
olmak, gerekti¤inde ac›y› tad›p mutlu günlerin
de¤erini anlamak varken sorunlar›n çözümünü
alkolde arayal›m? Hepimiz akl› ve iradesi olan
insanlar›z. Lütfen flimdi elinizi sol gö¤sünüze
koyun..Hissedin, bak›n orda yaflama sevinciyle, sevgiyle, sa¤l›kla atan bir
kalp
var.
Kendinizi
kötü hissetti¤inizde, teselli
bulmak için elinizi
içki fliflesine uzatt›¤›n›zda; elinizi geri çekin
ve kalbinize koyun. Orda
ömür boyu sizinle olmak isteyenlerin sevgisi var, özlemi var…
41
Emine Karabacak - At›l›m Üniversitesi
Bilgisayar Müh. Bölümü Ö¤rencisi
MAKALE
YABANCI Ç‹NGENELER‹N TÜRK‹YE’YE G‹R‹fi,
‹KAMET, SEYAHAT ÖZGÜRLÜKLER‹ ‹LE
TÜRK‹YE’DEN SINIR DIfiI ED‹LMELER‹
av›n›n kökenleri, 1899’da Münih’te imparatorluk emniyetinden
Alfred DILLMAN taraf›ndan kurulan ve sonradan “Çingene Tehlikesiyle Mücadele” ad›n› alan ofise dayanmaktad›r.6
Ancak güvenlik tedbirlerinin dönüm noktas›, HIMMER’in Aral›k
1938 ve Ekim 1939 tarihli emirleri olmufltur. Bu emirlerin sonucunda çingeneler toplama kamplar›na gönderilmifltir.7 1 A¤ustos
1944 y›l›nda aile kamplar›ndan hayatta kalanlar gaz odalar›na
gönderilmifltir.8 Yahudi soyk›r›m› bütün dünyada nefretle an›lm›fl
olmas›na ra¤men, benzer flekilde yaflanan çingene soyk›r›m›,
dünya kamuoyunun ayn› derecede ilgisini çekmemifltir.9
Ö¤r. Gör. Do¤a Aydo¤an
At›l›m Üniversitesi
Hukuk Fakültesi
Ö¤retim Görevlisi
Benzeri geliflmeler, o y›llardaki Çekoslovakya Cumhuriyeti’nde
de yaflanm›flt›r. Çekoslovakya Hükûmetinin 1927 y›l›nda, “Göçebe Çingeneler Kanunu”nu kabul etmesinin ard›ndan, 1939
Mart›nda, pek çok çingene kamplarda ölmüfltür.10 Bu y›llarda
Romanya ve H›rvatistan’da da durum farkl› de¤ildi.11 Fransa’da 6
Nisan 1940 tarihli Genelge ile çingene aileler, önce toplu halde
tutukland›lar daha sonra kamplara gönderildiler.12
I- ÇEfi‹TL‹ Ç‹NGENE TANIMLARI VE Ç‹NGENELER‹N KÖKENLER‹ ÜZER‹NE
Türkçe’de, Çingene ya da Roman olarak bilinen bu toplulu¤a,
Rumca’da “Gyphos”, ‹talyanca’da “Zingari”, ‹spanyolca’da “Gitano”, ‹ngilizce’de “Gypsy”, Romence’de “Tigani”, Frans›zca’da
“Tzigane”, Almanca’da “Zingeuner”, denilmektedir.1 Çingeneler
kendilerini “Rom” yani “insan” olarak adland›rmaktad›r.2
Çingenelere karfl›, Birinci Dünya Savafl› s›ras›nda bafllayan ve
‹kinci Dünya Savafl› s›ras›nda doruk noktas›na ulaflan bu politik
hareket, genel olarak ›rkç›l›k ve yabanc› düflmanl›¤›, özel olarak
“çingene karfl›tl›¤›” (Antigypsism) olarak adland›r›lmaktad›r.13
Çingeneler, Avrupa’daki di¤er az›nl›klardan farkl› olarak, tarihsel
bir ülkeye sahip de¤ildirler ve Orta Asya ve Avrupa’n›n neredeyse bütün ülkelerinde yaflam›fllard›r.3 Çingenelerin kökenleri konusundaki tart›flmalar halen devam etmekle birlikte;19 Yüzy›l›n
bafllar›nda halkbilimciler, tarihçiler ve dilbilimciler bu konuya
e¤ilmifllerdir. Hint dili ile Çingenelerin konufltuklar› dil (Romani)
aras›ndaki benzerliklerin keflfedilmesiyle, günümüzde büyük ölçüde kabul gören teze göre çingenelerin kökeni Hindistan’a dayanmaktad›r.4
Do¤u Avrupa’da, komünist rejim politikalar›nda, çingenelerin
asalak bir yaflam sürdürdükleri ileri sürülerek, zorla yerlefliklefltirme, etnik bütünlefltirme ve bölgelere ay›rma politikalar› devam etti.14
1973 ekonomik krizi ve 1989 y›l›nda Berlin Duvar›n›n y›k›lmas›yla birlikte sona eren so¤uk savafl dönemleri boyunca devam
eden çingene karfl›tl›¤› (antigypsism),eski Yugoslavya’da yaflanan savafl s›ras›nda, ‹kinci Dünya savafl›ndan sonra ikinci büyük
yükselifli göstermifltir. Bu dönemde H›rvat, S›rp ve Boflnak nüfusun maruz kald›klar› ac›lar bilinmekle birlikte, çingene nüfusun
bu dönemde yaflad›klar› bir nevi “soyk›r›m” giriflimi arka plânda
kalmaktad›r.15
II- TAR‹HSEL VE SOSYOLOJ‹K AÇIDAN Ç‹NGENELER
18. yüzy›lda Orta ve Do¤u Avrupa’da ulus düflüncesinin do¤mas› ile Avusturya, Almanya ve Rusya’da sert bir “yerlefliklefltirme”
politikas› uygulanmaktayd›.
Uygulanan sürgün politikas› ve geçifl yasaklar› dikkate al›nd›¤›nda çingenelerin izledikleri yolun aslen göçebe kabile düzenine
göre de¤il, idarî zorlamalar do¤rultusunda belirlendi¤i görülmektedir.5
1991 y›l›ndan itibaren, Almanya’ya do¤ru geliflen nüfus hareketlerinin sonucunda, Orta ve Do¤u Avrupa ülkelerinde çingene sorunu yeniden gündeme geldi ve yeni bir çingene karfl›tl›¤› dalga-
Birinci Dünya Savafl›’ndan sonra Almanya’da bafllayan çingene
42
s› bafllad›. Özellikle Romanya’dan bafllayan bu çingene ak›n› geniflleyen Avrupa’da, zaten mevcut çingene karfl›tl›¤›n› yeniden
gündeme getirmifltir. Bugün, Avrupa’da afl›r› milliyetçiler taraf›ndan aç›kça, çingenelerin kültürel reddi ve kökünün kaz›nmas› istenmektedir.16
genelerin cezaland›r›larak bölgesine geri gönderilece¤ine iliflkin
hükümler de yer almaktayd›.28
15 ve 16. yüzy›llarda Osmanl›’da çingenelerin dini inan›fllar›n›
de¤ifltirmesi e¤ilimi sonucunda, 19. yüzy›la gelindi¤inde, Müslüman çingeneler ço¤unluk hale gelmifltir.29
Bugün Avrupa’da yaflayan çingenelerin pek ço¤u vatans›z, mülteci veya politik s›¤›nmac›d›r ve Balkanlarda ve Do¤u Avrupa’da
meydana gelen rejim de¤ifliklikleri nedeniyle ülkelerine iade
edilmektedir.17 Orta ve Do¤u Avrupa’da yaflayan pek çok çingene, ülkelerinde yükselen ›rkç›l›k dalgas› nedeniyle AB üyesi Devletlere s›¤›nmac› olarak baflvurmakta veya mülteci statüsü istemektedir. Ancak pek çok baflvuru, AB üyesi Devletlerin, çingenelerin ülkeye girifline izin vermemesiyle sonuçlanmaktad›r.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u döneminde, çingenelerin Balkan kasaba
ve köylerinde iskân edilmeleri söz konusudur. Yerleflik hayata geçen çingenelerin, çingene mahallelerinde oturmalar›na izin verilmifltir. Ancak bu uygulama özel olarak çingenelere yönelik olmay›p, tüm az›nl›k cemaatlerinin iskân›nda gözetilen bir ilkedir.30
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun görkemini yitirdi¤i 18 ve 19. yüzy›llarda, çingenelere iliflkin kay›tlar oldukça yetersizdir. Osmanl› Döneminde çingenelere iliflkin son kapsaml› verilere göre, Anadolu
ve Rumeli’de vergi ödeyen 45.000 çingene kaydedilmifltir.31
Bugün Avrupa’da yaklafl›k 12 milyon çingene yaflamaktad›r.18
Avrupa’da yaflayan çingene nüfusun büyük ço¤unlu¤u (yaklafl›k
8 milyon) Do¤u Avrupa’da yaflamaktad›r. Avrupa Birli¤i’ne üye
devletlerde yaflayan çingene say›s› yaklafl›k 2 milyondur. En yo¤un çingene nüfusa sahip Avrupa ülkesi 3 milyon çingene nüfusu ile Romanya’d›r.19
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun reform sürecinden, çingeneler de
etkilenmifltir. I. Abdülmecit döneminde 1845 y›l›nda, Rumeli ve
Anadolu topraklar›nda yaflayan çingenelerin, yerel yetkililer uygun gördü¤ü sürece istedikleri yere yerleflmelerine izin verilmesi buyrulmufltur.32 Ancak reform giriflimlerinin etkisi büyük olmam›fl, gerileme döneminde orduya hizmet veren çingenelerin ayr›cal›klar› da yavafl yavafl ortadan kalkm›flt›r.
Çingene topluluklar›, tembel, iflten kaç›nan kifliler olarak bilinmekte ve suç teflkil eden fiillere kar›flmakla suçlanmaktad›r.20
Yaflanan soyk›r›m deneyiminden sonra sosyal ve ekonomik
imajlar›n› koruyan Yahudilerin aksine çingeneler, sosyal asalaklar olarak tan›mlanmaya devam etmektedir.21 Halen Avrupa’n›n
neredeyse bütün ülkelerinde çingenelere ikinci s›n›f insanlar gözüyle bak›lmaktad›r.22
Çingenelerin, Avrupa k›tas›nda yaflam›fl olduklar› bask› ve zulüm
ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda, Osmanl› ‹mparatorlu¤u döneminde çok
daha ›l›ml› bir politik ve idarî tav›rla karfl›laflt›klar›n› söylemek
yanl›fl olmayacakt›r.
B- Günümüzde Türkiye’deki Çingeneler
Türkiye’de yaflayan çingeneler alan›nda, ne Türk vatandafl› olanlar ne de yabanc› çingenelere iliflkin bugüne kadar yap›lm›fl bilimsel bir çal›flma yoktur. Ancak çal›flma konusu mevzuat aç›s›ndan, elde olan verilerle de olsa, Türkiye’de yaflayan çingeneler
konusunda aç›klama yapmakla bafllamak yerinde olacakt›r.
Çingeneler, küçük tacirler ve sanatkarlar olarak yaflamlar›n›
sürdürmektedir.23 Dünyan›n neredeyse her yerinde bütün çingeneler ayn› dili (Romani dilini) konuflmaktad›r.24
Her toplum gibi çingenelerin de bir dini vard›r. “DEL” ad› verilen
erkek bir tanr›ya inan›rlar ve tek tanr›l› olan bu dinin ad› “Romania”’d›r. Ancak yüzy›llar süren yerlefliklefltirme ve asimilasyon
politikalar› sonucunda, çingenelerin bulunduklar› ülkelere göre
dinlerinin de de¤iflti¤i görülmektedir.25
Türkiye’de çingeneler, “Kipt”i, Do¤u Anadolu’da “Pos”, Hakkari,
Mardin Siirt ve Van’›n güneyinde “M›rti, Koçer veya Arabac›”, Erzurum, Artvin ve Bayburt, Erzincan ve Sivas çevresinde “pofla”
olarak adland›r›lmaktad›r.33
Özellikle iflsizlik, sa¤l›k, e¤itim ve kötü yerleflim nedeniyle çingeneler, Avrupa’da yaflayan di¤er etnik gruplar içinde en kötü durumda olanlard›r.26
Türkiye’de çingenelerin yayg›n olarak yaflad›klar› bilinen iller,
aras›nda ‹stanbul, Ankara, ‹zmir, K›rklareli, Edirne, ‹zmit, Afyon,
Tokat, Sivas, Denizli, Mardin, Gaziantep, Kahramanmarafl, Adana ve Samsun yer almaktad›r.34 ‹stanbul’da çingeneler, Kas›mpafla, Çürüklük, Küçükbakkalköy, Sulukule, Üsküdar ve Selams›z gibi spesifik mahallelerde yaflamaktad›r.
III- TÜRK‹YE’DEK‹ Ç‹NGENELER
A- Tarihsel Olarak Türkiye Çingeneleri:
1475 tarihinde, Osmanl›’n›n Balkan bölgesi için haz›rlanm›fl olan
vergi düzenlemelerinde, hem göçebe hem de yerleflik çingenelerin, inan›fllar›, çingene nüfusunun yo¤un oldu¤u bölgeler, çingenelerin meslekleri ve yasal statüleri yer almaktad›r.27
Üsküdar, Paflalar ve Rumeli’de ve Van’da yaflayan çingeneler,
Romani dilini konuflmaktad›r.35 Ancak Anadolu’ya göç eden çingenelerin konufltuklar› dil Farsça ve Türkçe kökenli sözcükleri
de içermektedir.36
Kanuni Sultan Süleyman zaman›nda, 1530 tarihli Kanuname-i
K›btiyan› Vilayet-i Rumeli kanunu ile Rumeli’nde yaflayan çingenelerin ödeyecekleri vergi tutarlar› düzenlenmiflti. Bu kanunda
ayr›ca, ikametine izin verilen bölgeden izinsiz olarak ç›kan çin-
Çingenelerin, Müslüman olmakla birlikte, H›ristiyanl›¤›n çeflitli
43
kurallar›n› sürdürdü¤ü ve Balkanlar’da yaflayan bütün Müslüman
çingeneler gibi Türkiye’de yaflayan çingenelerin de may›s›n ilk
haftas› s›ralar›nda bahar flenli¤i
olarak bilinen H›d›rellez’i kutlad›klar› bilinmektedir. Van’da yaflayan çingenelerin Müslüman oldu¤u ancak Tokat’da yaflayan
çingenelerin bir k›sm›n›n halen
H›ristiyan kald›¤›, Türkiye’nin do¤usunda yaflayan çingenelerin bir
k›sm›n›n ise Alevi, fiafi veya ‹smaili mezheplerine ba¤l› oldu¤u görülmektedir.37
‹nsan Haklar› için Uluslararas›
Helsinki Federasyonu’nun 2005
y›l› Türkiye raporunda, Yabanc›lar›n Türkiye’de ‹kamet ve Seyahatleri Hakk›nda Kanun’un
m.21/son hükmünün halen yürürlükte olmas› olumsuz elefltirilerin nedeni olmufltur.44
Son olarak, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’nin Kat›l›m› Yönünde ‹lerlemesi Hakk›nda,
2006 y›l› düzenli raporunda45
“Çingeneler konusunda, ‹skân
Kanunu’nda, 2006 Eylül ay›nda
yap›lan de¤ifliklikle çingenelere
yönelik ayr›mc› hükümler kald›r›lm›flt›r. Ancak Yabanc›lar›n Türkiye’de ‹kamet ve Seyahatleri
Hakk›nda Kanun’da Çingeneler
aleyhine ayr›mc› hükümler yer
almaya devam etmektedir.” ifadeleri yer almaktad›r.
Avrupa çingeneleri gibi Türkiye
çingeneleri de müzisyenlik çiçek
sat›c›l›¤›, sepetçilik, hurda eflya
toplama, kalayc›l›k, demircilik ve
küçük çapl› ticaret yaparak yaflam›n› sürdürmektedir.38
Türkiye’de yaflayan çingeneler,
Avrupa’da yafland›¤› gibi büyük
bir soyk›r›ma maruz kalmam›flt›r. Ancak, Türkiye’de var olan Çingene organizasyonlar› Avrupa’da oldu¤u kadar etkili de¤ildir ve
çingeneler üzerine yap›lm›fl çok az çal›flma mevcuttur.
Uluslararas› ve ulusal platformlarda, çingenelere iliflkin olarak Türkiye’ye yönelik yo¤unlaflan
olumsuz elefltiriler karfl›s›nda, yabanc› çingenelerin Türkiye’ye
girifl, ikamet ve seyahat özgürlükleri ve s›n›r d›fl› edilmelerinin incelenmesi ihtiyac› bulunmaktad›r.
Bugün Türkiye’de resmî olarak 500,000 çingene yaflamaktad›r.
Ancak gerçek rakam›n 2 milyon oldu¤u düflünülmektedir.39
Yürürlükten kald›r›lan 2510 say›l› ‹skân Kanunu’nun 4.maddesi,
2848 Say›l› Kanun’un 3.maddesine Ek 3657 say›l› Kanun’un
1.maddesi ve ‹skân Muafiyetleri Nizamnamesi’nin 9.maddesi ile
kimlerin göçmen vizesi verilmesi uygun olmayan kifliler oldu¤u
tespit edilmiflti.
Sonuç olarak “yabanc› çingene”, “Türk vatandafl› say›lmayan ve
Hindistan’dan ç›kt›klar› söylenen, dünyan›n çeflitli yerlerinde yaflayan bir topluluktan olan kimsedir.” 40
IV- YABANCI Ç‹NGENELER‹N TÜRK‹YE’YE G‹R‹fi, ‹KAMET,
SEYAHAT ÖZGÜRLÜKLER‹ VE TÜRK‹YE’DEN SINIR DIfiI
ED‹LMELER‹
Gerek uluslararas› alanda gerekse ulusal platformlarda, mevcut
çingene karfl›tl›¤›na iliflkin raporlarda, Türkiye’ye yönelik olumsuz elefltiriler giderek yo¤unlaflmaktad›r.
2510 say›l› ‹skân Kanunu’nun 4.maddesinde, anarflistler, casuslar, göçebe çingeneler ve memleket d›fl›na ç›kar›lm›fl bulunanlara göçmen vizesi verilmeyece¤i düzenlenmekteydi.
Irkç›l›k ve Hoflgörüsüzlü¤e Karfl› Avrupa Komisyonu’nun 25 Haziran 2004 tarihli Türkiye raporunda41, 2510 say›l› 1934 tarihli
‹skân Kanunu’nun 4. maddesi ile yabanc› çingenelerin göçmen
olarak Türkiye’ye giriflinin engellendi¤ine dikkat çekilmifltir.
2848 say›l› Kanunun 3. maddesine Ek 3657 say›l› Kanunun 1.
maddesinin 3. bendinde göçmen olarak kabul edilemeyecek kifliler aras›nda 2510 say›l› Kanununun 4. maddesinde yaz›l› flah›slar say›lm›fl ve ard›ndan özel olarak meskûn (yerleflik) ve gayri meskûn (yerleflik olmayan) çingenelerin göçmen olarak kabul
edilmeyecekleri belirtilmiflti.
Avrupa Roma Haklar› Merkezi (European Roma Rights CentreERRC) taraf›ndan ‹skân Kanunu’nun 4. maddesi, ayr›mc›l›k içerdi¤i gerekçesiyle elefltirilmifltir.42 Dom Araflt›rma Merkezi, ‹skân
Kanunu’nun 4. maddesinin yürürlükten kald›r›lmas› gerekti¤i
vurgulanm›flt›r.43
‹skân Muafiyetleri Nizamnamesi’nin 9. maddesinde de ‹skân Kanununun 4. maddesine paralel olarak “Türk kültürüne ba¤l› olmayanlara, anarflistlere, göçebe çingenelere, memleket d›fl›na
ç›kar›lm›fl olanlara muhacir ka¤›d› verilmez.” hükmü yer almaktayd›.
44
MAKALE
Göçmen kabulü iflleminin Bakanlar Kurulu Kararlar› çerçevesinde yürütülmesi dolay›s›yla politik bir durum arz etti¤i kuflkusuzdur.46 Ulus devlet yaratma düflüncesinin bir arac› olan 2510 say›l› ‹skân Kanunu, hem Osmanl›’dan ayr›lan yerlerdeki Türk soylular›n göçmen olarak kabulü, hem de iç iskân konusu ile ilgili
tedbirleri almay› hedefleyen, dönemin siyasî yap› ve ideolojilerini yans›tan bir düzenlemedir.47 Burada tart›fl›lmak istenen, dönemin ideolojik ve siyasî yap›s›n›n niteli¤i olmay›p, 1934 tarihli ‹skân Kanunu’nun yabanc› çingenelerin göçmen olarak Türkiye’ye
kabulüne iliflkin yürürlükten kald›r›lan düzenlemeleridir.48
ye aç›s›ndan son derece önemlidir. Nitekim, Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’nin kat›l›m› yönünde ilerlemesine iliflkin 2006
‹lerleme Raporunda, çingenelere yönelik ayr›mc› hükümlerin
kald›r›lm›fl olmas› olumlu bir ilerleme olarak de¤erlendirilmifltir.
Türk Yabanc›lar Hukukunda yabanc›lar›n s›n›r d›fl› edilmesi, bir
idari karar sonucu ortaya ç›kmaktad›r ve dört farkl› kanunda düzenlenmifltir. Bu kanunlar, Y‹SHK, Pasaport Kanunu, Vatandafll›k Kanunu ve 5237 say›l› Türk Ceza Kanunu51’dur.
Yabanc› çingenelerin Türkiye’den s›n›r d›fl› edilmelerine iliflkin
Y‹SHK’in 21.maddesinin 3. f›kras›nda yer alan ,
Göçmen baflvurular› reddedilecek kifliler aras›nda çingenelerin
de yer almas›, baflkaca bir gerekçe bulunmaks›z›n kategorik olarak çingenelerin göçmen s›fat›yla Türkiye’ye girifl yapacak yabanc›lar aras›ndan ç›kar›ld›¤›n› göstermekteydi.
“Tâbiiyetsiz veya yabanc› devlet tebaas› olan çingenelerin ve
Türk Kültürüne ba¤l› olmayan yabanc› göçebelerin s›n›r d›fl› edilmelerine ‹çiflleri Bakanl›¤› salahiyetlidir.”
düzenlemesinin, gerek uluslararas› alanda Türkiye’ye getirilen
olumsuz elefltiriler, gerekse doktrinde yer alan görüfller nedeniyle yeniden de¤erlendirilmesi gerekmektedir.
2510 say›l› ‹skân Kanunu’nun yürürlükten kald›r›lmas› ve bu kanun kapsam›ndaki konular›n günümüz flartlar›na göre yeniden
düzenlenmesi amac›yla, 07.01.2003 tarihinde TBMM’ye sunulan ‹skân Kanunu Tasar›s›, 19.09.2006 tarihinde kabul edilerek
kanunlaflm›flt›r.
‹nsan Haklar› için Uluslararas› Helsinki Federasyonu’nun 2005
Türkiye raporunda, Y‹SHK m.21/3 hükmü, benzer flekilde, baflkaca bir neden bulunmaks›z›n, do¤rudan do¤ruya çingenelerin
s›n›r d›fl› edilmelerine iliflkin bir düzenleme olarak yorumlam›fl
ve söz konusu hüküm, Türkiye hakk›ndaki olumsuz elefltirilerin
nedeni olmufltur.
5543 say›l› ‹skân Kanunu ile, 2510 say›l› ‹skân Kanununun çingenelerin göçmen olarak Türkiye’ye kabulünü yasaklayan 4.
maddesi de yürürlükten kald›r›lm›flt›r. Buna göre, ‹skân Kanununun 4. maddesi, “Göçmen olarak kabul edilmeyecekler.” bafll›¤› ile afla¤›daki flekilde de¤ifltirilmifltir.
Avrupa Komisyonu’nun Türkiye’nin Kat›l›m› Yönünde ‹lerlemesine ‹liflkin 2006 y›l› ‹lerleme Raporunda, “Yabanc›lar›n Türkiye’de
‹kametleri ve Seyahatleri Hakk›ndaKanun’da Çingeneler aleyhine
ayr›mc› hükümler yer almaya devam etmektedir.” ifadesi yer almaktad›r.
“Türk soyundan ve Türk kültürüne ba¤l› olmayan yabanc›lar ile
Türk soyundan ve Türk kültürüne ba¤l› olup da s›n›r d›fl› edilenler
ve güvenlik bak›m›ndan Türkiye’ye gelmeleri uygun görülmeyenler
göçmen olarak kabul edilmezler.”
Y‹SHK m.21/3 hükmünün do¤rudan do¤ruya çingenelerin s›n›r
d›fl› edilmelerine iliflkin “ayr›mc›” bir düzenleme oldu¤unu savunmak, “Yabanc›lar›n Ülkeyi Terke Davet veya S›n›r D›fl› Edilmeleri” üst bafll›¤› dahilindeki di¤er maddeler ile olan ba¤lant›s›n› çözümlemekten uzak bir yaklafl›m olacakt›r.
5543 say›l› ‹skân Kânunu ile, mülteci çingenelerin ikamet ve seyahat özgürlüklerine yönelik olan 1. ve 9. maddelerdeki ifadeleri de kanun metninden ç›kar›lm›flt›r.
Yabanc› çingenelerin göçmen olarak Türkiye’ye girifl yapmalar›n› yasaklayan söz konusu hükümlerin yürürlükten kald›r›lmas›yla, Anayasa’n›n 10 maddesinde düzenlenen kanun önünde eflitlik ilkesine, temel hak ve hürriyetlerin yabanc›lar için milletleraras› hukuka uygun olarak kanunla s›n›rlanabilece¤ine iliflkin 16.
maddesine49, 90. maddesinin son f›kras›na50 ve 66. maddesine
ayk›r›l›k ortadan kalkm›flt›r.
Y‹SHK m.21/3 hükmünün, kategorik olarak yabanc› çingenelerin baflka bir neden bulunmaks›z›n, Türkiye’den s›n›r d›fl› edilece¤i fleklindeki bir yorum, kanun koyucunun temel hak ve özgürlüklere yönelik her yasal düzenlemesinin s›n›rlama kavram› ile
özdefl oldu¤u fikrinden kaynaklanmaktad›r. Bir düzenleme, belli
bir temel hak ve özgürlü¤ün güvence alt›na ald›¤› yaflam kesitini, “norm alan›n›” daraltma sonucu do¤uruyorsa ancak s›n›rlama olarak nitelenebilir. Fakat bir temel hakk› güçlendirici, onun
daha kolay ve etkin bir biçimde kullan›lmas›n› sa¤layan düzenlemeler s›n›rlama de¤ildir.52
Eflitlik ilkesinin, tart›flma götürmez genel ve evrensel bir ilke oldu¤u konusunda hem fikir olunmas›na ve onunla birlikte an›lan
ayr›m gözetmeme ilkesine karfl›n, aç›kça eflitlik ilkesi ve ayr›mc›l›k yasa¤›na ayk›r› bu hükümlerin 2006 y›l›na kadar yürürlükte
kalm›fl olmas›, en yumuflak ifadeyle flafl›rt›c›d›r.
Çözüme kavuflmas› gerekli nokta, Y‹SHK m.21/3 düzenlemesinin, münhas›ran s›n›r d›fl› etmeye yetkili mercilere iliflkin bir düzenleme olup olmad›¤›d›r. Y‹SHK’in yabanc›lar›n s›n›r d›fl› edil-
5543 say›l› ‹skân Kanunu ile çingenelere iliflkin düzenlemelerin
yürürlükten kald›r›lmas› Avrupa Birli¤i’ne girifl sürecindeki Türki45
melerine iliflkin hükümleri “Yabanc›lar›n Ülkeyi Terke Davet veya S›n›r D›fl› Edilmeleri” üst bafll›¤› dahilinde üç ayr› alt bafll›k alt›nda, 19,20,21,22.maddeleri aras›nda düzenlenmifltir.
rini s›n›rlay›c› herhangi bir düzenleme bulunmamaktad›r. Bu durumda, yabanc› çingenelere iliflkin farkl› düzenleme ve uygulamalar› bulunmayan ve üstelik 2510 say›l› ‹skân kanununun söz konusu hükümlerini yürürlükten kald›ran Türkiye’nin, özel olarak çingene karfl›t› ve ayr›mc› bir politika yürüttü¤ü söylenemeyecektir.
Bu alt bafll›klardan ilki, “Muz›r fiah›slar” ‘d›r ve “Muz›r fiah›slar”
alt bafll›¤› alt›nda sadece 19.madde hükmü yer almaktad›r. 19
maddede, s›n›r d›fl› edilebilecek yabanc›lar›n “‹çiflleri Bakanl›¤›nca memlekette kalmas› umumi güvenli¤e, siyasi ve idari icaplara ayk›r› say›lan yabanc›lar” oldu¤u dolay›s›yla “Muz›r fiah›slar”›n kimler olabilece¤i düzenlenmektedir.
Birbirlerimizin farkl›l›klar›n› kabul ederek, toplumsal bar›fl› hedef
alarak birlikte yaflamay› içimize sindirmeyi ö¤renmemiz gerekiyor. Mevcut yasal düzenlemeler yürürlükten kalksa da farkl›
olanla birlikte yaflamay› ö¤renmedi¤imiz sürece, toplumsal bar›fl›n yerini yeniden ›rkç›l›k, yabanc› düflmanl›¤› ve ayr›mc›l›¤a b›rakmas› kaç›n›lmaz olacakt›r. Herkesin bar›fl içinde ve eflit olarak yaflayabildi¤i bir ülke, gerçekten demokratikleflme yolunu
tamamlam›fl say›lmal›d›r.
Madde metninde s›n›r d›fl› edilme sebepleri aras›nda say›lan
“genel güvenli¤e ayk›r›l›k” pek çok uluslararas› sözleflmede de
yer alan genel bir gerekçedir. Ancak siyasî ve idarî icaplara ayk›r›l›k kavramlar›n›n içeri¤i belirsizli¤ini korumaktad›r ve kapsam› çok genifltir.53 Özellikle idarî icaplar kavram› de¤iflik yorumlara elveriflli niteliktedir.54
D‹PNOTLAR
1 Yüzy›llar süren nefret nedeniyle, “Çingene” kelimesi küçük düflürücü, afla¤›lay›c› ve nahofl karfl›lanmakta ve pek çok Avrupa çingenesi taraf›ndan “Roma”
veya “Romani” kelimesi tercih edilmektedir. Ancak bu çal›flmada, mevzuatta
“çingene” teriminin kullan›lmas› nedeniyle, afla¤›lama yada küçük düflürme
amac› güdülmeden “çingene” sözcü¤ü kullan›lm›flt›r. RUSSELL, Zana: “We
Are Roma and Not Gypsies”, http://www.peak.sfu.ca/the-peak/98-2/issue6/feature.html s.2. (son ziyaret tarihi: 15.05.2006); ALPMAN, Naz›m:
Trakya Çingeneleri, S›n›rda Yaflayanlar, ‹stanbul 2004, s.1; BERGER, Herman: Çingene Mitolojisi, Ankara 2000, s.9.
2 YOORS, Jan: Çingeneler,Opre Roma, ‹stanbul 2005, s.14 ; MCMURTRY, Les-
Ancak dikkat edilecek olursa, hakk›nda s›n›r d›fl› karar› verilebilecek yabanc›lar›n ve s›n›r d›fl› edilme nedenlerinin say›ld›¤› bu
bafll›k alt›nda yabanc› çingenelerin s›n›r d›fl› edilece¤ine iliflkin
özel bir düzenleme bulunmamaktad›r.
“Karar Alma¤a Yetkili Makamlar” alt bafll›¤› alt›nda s›n›r d›fl› edilme nedenleri de¤il, sadece s›n›r d›fl› etmeye yetkili makamlar
düzenlenmifltir.
lie: “An Introduction To Gypsies”, http://www.geocities.com/nomdeguerre1/hedgehog.html (son ziyaret tarihi 21.04.2006) s.3; FONSECA: s.115.
21.maddenin ilk f›kras›nda, s›n›r d›fl› karar›n› almaya yetkili makam›n ‹çiflleri Bakanl›¤› oldu¤u düzenlenmektedir. Maddenin
ikinci f›kras›nda, birinci f›kradaki genel kural›n istisnas› olarak,
ülkenin genel güvenli¤i ve düzeni noktas›nda, derhal ç›kar›lmas› gereken yabanc›lar›n s›n›r d›fl› edilmesinde, s›n›r ve sahil valiliklerinin, yetkili oldu¤u düzenlenmifltir.
3 RINGOLD, Dena/ORENSTEIN, Mitchell/WILKENS, Erica: Roma in An Expanding Europe, Breaking The Poverty Cycle, A World Bank Study, Washington
2003, s.12.
4 BERGER: s.9; ROUGHERI, Chiristina: “Theory and Practice Roma In The Southern Balkans”, MA Thesis For The Central European University Southeast
European Studies MA Programme, www.greekhelsinki.gr/pdf/roma-souteast-europe.pdf (son ziyaret tarihi 15.05.2006) s.10.
Bu durumda 3.f›kran›n istisnan›n istisnas› oldu¤u ve yabanc›lar›n s›n›r d›fl› edilmesinde yetkili makamlara iliflkin olarak genel
kurala dönülerek, ülkenin genel güvenli¤i ve düzeni için derhal
ç›kar›lmas› gerekli yabanc›, “çingene” ise, s›n›r d›fl› etmeye yetkili makam münhas›ran, ‹çiflleri Bakanl›¤› oldu¤u, yap›lmas› muhtemel yorumlardan biridir. Bu durumda, s›n›r d›fl› edilecek yabanc› çingene için de yabanc›lar›n s›n›r d›fl› edilmesine iliflkin
genel kurallar uygulama alan› bulacakt›r.
5 ASSEO, Henritte: Çingeneler, Bir Avrupa Yazg›s›, Ankara 2004, s.47-48.
6 ASSEO: s.92.
7 MCMURTRY: s.4.
8 MARGALIT, Gilad.: “Antigypsism in the Political Culture of the Federal Republic of Germany: Paralel with Antisemitism?”, Analysis of Current Trends
in Antisemitism 9, The Vidal Sassoon International Centre for the Study of Antisemitism, Hebrew University of Jerasulem, 1996, http://sicsa.huji.ac.il/9gilad.htm s.3. (son ziyaret tarihi: 16.05.2006) ; RINGOLD/ORENSTEIN/WILKENS: s.14.
9 DUMMET, Michael: “The Most Oppressed Minority”, http://www.unes-
Dolay›s›yla, vatans›z veya yabanc› devlet vatandafl› olan çingenelerin, s›n›r d›fl› edilebilmeleri için, yine 19.madde hükmü uyar›nca “Muz›r fiah›s” olmalar› yani ülkede kalmalar›n›n genel güvenli¤e, siyasi ve idari icaplara ayk›r› say›lmalar› gereklidir.
co.org/opi2/human-rights/Pages/English/DummetE.html s.1.(Son Ziyaret
Tarihi: 16.05.2005).
10 POLANSKY, Paul: “The Gypsy Genocide”, http://www.geocities.com/~pat-
Madde hükmünün, sadece yetkili makamlara iliflkin oldu¤unun
göz önünde bulundurulmas› yüzy›llard›r bask› ve zulüm alt›nda
yaflam›fl bu kiflilerin temel hak ve özgürlüklerinin s›n›rlanmas›
aç›s›ndan son derece önemlidir.
rin/bigissue.htm s.1. (son ziyaret tarihi: 16.05.2006).
11 RINGOLD/ORENSTEIN/WILKENS: s.69.
12 ASSEO: s.102.
13 HANCOCK,Ian: “Anti-Gypsism”, http://www.geocities.com/~Patrin/antigypsyism.htm s.4-8. (son Ziyaret tarihi: 15.05.2006).
14 ASSEO: s.105; ATAÖV, Türkkaya.: Çat›flmalar›n Kayna¤› Olarak Ayr›mc›l›k,
Türk Yabanc›lar Hukuku mevzuat›nda yabanc› çingenelerin Türkiye’ye girifl, ikamet ve seyahat özgürlüklerini ve s›n›r d›fl› edilmele46
MAKALE
olumsuz ifadeler kald›r›lm›flt›r. Milli E¤itim Bakanl›¤›’n›n çingene maddesindeki düzeltmeler ve ç›kartmalara iliflkin 1 Ekim 2001 tarih, 2001/84 say›l› Genelgesinde, Anayasa’n›n eflitlik ilkesine vurgu yap›ld›¤› görülmektedir. Genelgenin tam metni için bkz. AKSU, Mustafa: Türkiye’de Çingene Olmak, ‹stanbul 2003, s.84-86. Çingenelere iliflkin deyimler için bkz. Bölge A¤›zlar›nda
Atasözleri ve Deyimler, Ankara 1969, s.80.
Ankara 1996, s.17; FONSECA, Isabel: Beni Ayakta Gömün, Çingeneler ve
Yolculuklar›, ‹stanbul 2002, s.270.
15 ISRAEL, Jared: “The Roma and Racism in The Balkans”, http://www.emperors-clothes.com/analysis/burial.html s.3-4,(son ziyaret tarihi: 16.05.2006);
ACTON, Thomas: “A Romani Resettlement: Bosnia Refugee Rom in England”, http://www.geocities.com/~patrin/bosnia.htm s.3, (Son ziyaret tarihi: 15.05.2006).
41 Raporun tam metni için bkz. http://www.coe.int/t/e/human_rights/ecri/1-ecri/2-country-by- country_approach/turkey/Turkey%20third%20report%20-%20cri05-5.pdf#search=%22ecri%20third%20report%20on%20turkey%22 (son ziyaret tarihi: 15.06.2006)
42 BEDARD, Tara: “Roma in Turkey”, http://lists.errc.org/rr_nr4_2003/fi-
16 ATAÖV: s.18.
17 OSCE Supplemantary Human Dimension Meeting on Roma and Sinti. Report, Vienna 2003, s.10.
18 TANNER, Arno: “The Roma of Eastern Europe: Still Searching for Inclusion”, www.migrationinformation.org/Feature/display.cfm?id=308 s.1. (son
ziyaret tarihi: 15.05.2006)
19 Avrupa Birli¤i’ne üye ülkeler ve aday ülkelere göre çingene nüfusun toplam
elds1.shtml s.2 (son ziyaret tarihi: 16.05.2006)
43 OPRISAN, Ana: “Roma in Turkey: Settlement Law Continues to Discriminate Roma”, http://domresearchcentre.com/news/Turkey/a s.1, (son ziyaret tarihi: 15.07.2006)
nüfusa oran› için bkz. RINGOLD/ORENSTEIN/WILKENS: s.68; TANNER: s.34; ARAYICI, Ali: Çingeneler, ‹stanbul 1999, s.35.
44 ‹nsan Haklar› ‹çin Uluslararas› Helsinki Federasyonu 2005 Türkiye Raporunun
20 MARGALIT: s.3 ; MCMURTRY: s.1.
21 MARGALIT:s.2.
tam metni için bkz. http://www.ecoi.net/pub/du902_03114tur.doc. (son
ziyaret tarihi: 15.06.2006)
45 Raporun tam metni için bkz. http://216.239.59.104/search?q=cache:lqQawRwTkIYJ:www.mfa.gov.tr/NR/rdonlyres/9033EEB0-E80C-46D0AB4D-A5767882853A/0/IlerlemeRaporu_8Kasim2006_TamamininCevirisi1.pdf+t%C3%BCrkiye+2006+ilerleme+raporu+gayri+resmi+terc%C3%BCme&hl=tr&ct=clnk&cd=1&gl=tr (son ziyaret tarihi:
05.02.2007)
46 AYBAY, Rona: Vatandafll›k Hukuku, ‹stanbul 2004,s.160.
22 ARAYICI: s.16.
23 CECH, Petra.: “Sepecides-Romani”, http://www.romani.uni-graz.at/romani/ling/sep.en.shtml s.1, (son ziyaret tarihi: 15.05.2006).
24 Avrupa’da yaflayan ve Romani konuflan çingenelerin ülkelere göre da¤›l›m›
için bkz. ARAYICI:s.50.
25 Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinde yaflayan çingenelerin dinleri göre oran› için bkz.
ARAYICI: s.55.
26 Avrupa’da yaflayan çingenelerin iflsizlik oranlar›, sa¤l›k koflullar›, e¤itim durumlar› ve yerleflim koflullar› için ayr›nt›l› olarak bkz. RINGOLD/ORENSTEIN/WILKENS: s.26-41.
27 OPR‹SAN, Ana: “Overview on the Roma in Turkey”, http://www.domresearchcentre.com/journal/177overview7.htm
16.05.2006).
s.3,(son
ziyaret
47 Ç‹ÇEKL‹, Bülent: Yabanc›lar ve Polis, Polisin Görev ve Yetkileri Çerçevesinde Yabanc›lar›n Hukukî Durumu, Ankara 2003, s.115.
48 Tüm çabalara karfl›n 2510 say›l› ‹skan Kanunu’nun yürürlükte oldu¤u dönemde, yabanc› çingenelerin göçmen olarak Türkiye’ye girifline iliflkin uygulama
örne¤i elde edilememifltir.
tarihi:
49 Uluslararas› hukuka yap›lm›fl olan göndermenin sadece Türkiye’nin taraf oldu¤u uluslararas› anlaflmalar› de¤il, uluslararas› hukukun bütün kaynaklar›n›
içerdi¤i yönünde görüfl için bkz. AYBAY: “Yönetim Hukuku ve Yönetsel Yarg› Aç›s›ndan Yabanc›n›n Konumu, ‹nsan Haklar› Hukuku Aç›s›ndan Bir Yaklafl›m”, 2003 Y›l› ‹darî Yarg› Sempozyumu, www.danistay.gov.tr , (son ziyaret
tarihi: 17.05.2006), s.4; ÇEL‹KEL, Aysel: “Türk Yabanc›lar Hukukunun Genel
‹lkeleri”, Vatandafll›k ve Yabanc›lar Hukuku Alan›nda Geliflmeler, (Bilimsel
Toplant›), ‹stanbul 2000, s.97.
28 SÖYLEMEZ, Haflim/ÖZDEN, Tu¤ba: “Abe Bi Kimlik Veresin”, Aksiyon Haftal›k Haber Dergisi, S.546, www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=12633 s.3,(son
ziyaret tarihi: 15.05.2006).
29 OPR‹SAN: Overview on the Roma in Turkey, s. 2.
30 MARUSHIAKOVA, Elena/POPOV, Vesselin: Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Çingeneler, ‹stanbul 2006, s.45.
31 MARUSHIAKOVA/POPOV: s.65.
50 7.5.2004- 5170 say›l› kanun ile Anayasa’n›n 90. maddesinin son f›kras›na ek-
32 MARUSHIAKOVA/POPOV: s.67.
lenen hükme iliflkin çeflitli yorumlar için bkz. ‹nsan Haklar› Uluslararas› Sözleflmelerinin ‹ç Hukuka Do¤rudan Uygulanmas› (Anayasa,md.90/son),
Ulusal Toplant›, Ankara 2004, s. 12, 86, 131ve 159.
33 FOGGO,Hacer: “Çingeneler Hâlâ fiüpheli fiah›s”, www.oneri.at/yazilar.php?yazi_id=25 s.1,(son ziyaret tarihi: 16.05.2006); SÖYLEMEZ/ÖZEN:
s.3; Türkiye’de yaflayan çingenelerin büyük ço¤unlu¤u, dünyan›n di¤er bölgelerindeki çingeneler gibi afla¤›lay›c› anlam› nedeniyle “çingene” sözcü¤ünü
tercih etmemektedir. ARAYICI: s.45.
34 FOGGO: s.1 ; ARAYICI: s.32.
35 ARAYICI: s.50.
36 Türkiye’de Kay›tl› Çingeneler ve Yaflad›klar› ‹llerin listesi için bkz. SÖYLE-
51 26.09.2004 tarihinde kabul edilen 5237 say›l› Yeni Türk Ceza Kanununun
(RG: 12.10.2004- 25611), 31.03.2005 tarih 5328 say›l› yasayla de¤iflik 59.
maddesi ile yabanc›lar›n adli makam karar› ile s›n›r d›fl› edilmelerine iliflkin tek
istisnai düzenleme olan 647 say›l› Kanunun 18. maddesi yürürlükten kald›r›lm›fl, hapis cezas›na mahkum edilen yabanc›lar›n s›n›r d›fl› edilmeleri de ‹çiflleri Bakanl›¤›’n›n de¤erlendirilmesine tabi tutulmufltur. KABAAL‹O⁄LU, Halûk/EKfi‹, Nuray: “Yabanc›lar›n Türkiye’den S›n›r D›fl› Edilmesi”, MHB,
Y›l:24, S.1-2, 2004, Prof. Dr. Sevin Toluner’e Arma¤an, s.510.
52 SA⁄LAM, Faz›l: Temel Haklar›n S›n›rlanmas› ve Özü, Ankara 1982, s.22.
MEZ/ÖZEN: s.4.
37 OPR‹SAN : Overview on the Roma in Turkey, s.1
38 FOGGO: s.1.
39 Türkiye’de yaflayan çingeneler ve illere göre da¤›l›m› için bkz. FOGGO: s.4-5.
40 Çingene sözcü¤ünün tan›m› için bkz. http://tdk.org.tr/tdksozluk/soz-
53 Ç‹ÇEKL‹: s.103.
54 DURAN, Lütfi: “Yabanc›lar›n Türkiye’den S›n›r D›fl› Edilmesi”, ‹nsan Haklar›
bul.asp?kelime=%E7ingene&submit1=Ara (son ziyaret tarihi: 15.06.2006)
Türk Dil Kurumu sözlü¤ünde, çingene sözcü¤ünün karfl›l›¤› olarak yer alan
Y›ll›¤›, Y›l:2, 1980, s.10.
47
SPOR
BAHAR
de sinir gerginli¤ini ve stresi t›rmand›r›yor. Bu durum, damarlardaki büzülmeyi art›r›yor. Damarlardaki büzülme midede olursa
ülsere bile neden olabiliyor. Uzmanlar, bahar mevsiminde sebze
ve meyvelerin yan›s›ra bol sulu g›dalar› da sofram›zdan eksik etmememiz gerekti¤ini söylüyorlar; çünkü meteorolojik de¤ifliklikler yüzünden vücuttaki su oran›nda bozukluklar görülebiliyor.
YORGUNLU⁄U
Bahar aylar›nda insan metabolizmas›nda oluflan de¤ifliklikler beraberinde yorgunlu¤u da getiriyor.
Bahar yorgunlu¤unun etkilerinden kurtulmak mümkün. E¤er yak›nmalar süreklilik kazanm›flsa ve kendinizi her zaman halsiz ve
bitkin hissediyorsan›z, kronik yorgunluk ile karfl› karfl›yas›n›z demektir” diyor.
K›fl›n so¤uk günleri yavafl yavafl yerini bahar›n neflesine, ›l›kl›¤›na
b›rak›rken birçok kiflide halsizlik, yorgunluk, eklem a¤r›lar›, uyku
iste¤i gibi ortak flikayetler gözleniyor. Bu yak›nmalar›n ço¤u bahar yorgunlu¤una ba¤lan›yor.
A Tipi ‹nsanlar Aday
E¤er, yönetici kadrosunda çal›flan sorumlulu¤u fazla olan biriyseniz veya ders ve s›nav stresini s›kl›kla yaflayan bir ö¤renci iseniz, halsizlik, k›r›kl›k, bo¤az ve bafl a¤r›lar›yla geliflen kronik yorgunluk sendromu sizin de kap›n›z› çalabilir. Kronik yorgunluk
sendromu olan kifli, gözlerinin önünde beneklerin uçtu¤unu, devaml› bafl a¤r›s› ile birlikte sanki kerpetenle ensesinin s›k›ld›¤›
hissine kap›ld›¤›n› söyler. Eklem a¤r›lar›ndan yak›n›r. Bu kiflilerin
iflteki ve derslerdeki konsantrasyonlar› bozulur. Eklem a¤r›lar›,
ruhsal s›k›nt›lar yakalar›n› b›rakmaz. Kronik yorgunluk sendromuna yakalanan kiflilerin ço¤unlu¤u yapt›¤› iflten, çal›flma ortam›ndan ötürü devaml› duygular›n›, s›k›nt›lar›n› bask› alt›na al›yor.
Bu flekilde y›llarca bask› alt›nda kalan duygular, stres ve ifl yo-
Bahar yorgunlu¤una ba¤l› olarak kalp ve romatizma hastalar›nda
yak›nmalar›n artt›¤›n› belirtiyor. Bahar yorgunlu¤u önlem al›nmazsa kronik yorgunluk sendromuna da dönüflebiliyor.
Bahar mevsiminde havadaki elektrik yükü art›yor. Bu yük de
iyonlar arac›l›¤›yla tafl›n›yor. Pozitif ve negatif de¤erde iki tür
iyondan pozitif olanlar artt›kça vücuda zindelik getirir. Negatif
yüklü iyonlar›n artmas› ise yorgunluk, halsizlik ve gerginliklere
neden olur. Havadaki elektrik yükü flehirlerde daha fazlad›r. Tafl›tlar›n havay› kirletmesi, sanayi at›klar›, trafik keflmekefli elektrik yükünü art›r›r. Elektrik yükünün yo¤unlu¤u, bahar mevsimin48
¤unlu¤u sonucunda patlama noktas›na geliyor. Mutsuzluk
Yorgunlu¤u. Bahar yorgunlu¤u ve kronik yorgunluk d›fl›nda bir
de “mutsuzluk yorgunlu¤u” denilen bir yorgunluk türü var. Kendini sürekli halsiz, isteksiz, yorgun hissedenler bu gruba giriyor. Söz konusu kiflilerin yorgunluk hisleriyle mutsuzluklar› aras›nda ba¤lant›
oldu¤u düflünülüyor. Mutsuzluk yorgunlu¤u, insan›n psikolojisiyle çok yak›ndan ilgilidir. Bu sorundan kurtulmak
için öncelikle yaflam› sevmek, mutsuzluklar›n, hayal k›r›kl›klar›n›n gelip geçici oldu¤una inanmak gerekir. Söz konusu gruba giren kiflilerde flikayetler bedensel bir rahats›zl›ktan de¤il de, psikolojik sorunlardan kaynakland›¤› için hastalar›n psikolojik tedavi görmesi gerekebilir.
kahverengi pirinç), 3
orta boy meyve, 6 porsiyon (5060 gram) sebze, 2 porsiyon (240 ml) süt ya da yo¤urt, (30
gram/porsiyon peynir). Bafll›ca ya¤ kayna¤› zeytinya¤›. Yemekle
birlikte al›nan flarap tüketimi 120 ml. Ek olarak her hafta 3-4 porsiyon (100 gr) baklagil, kabuklu yemifl ya da zeytin; 3 porsiyon
(100 gr) patates, 4 porsiyon ya¤s›z beyaz et, en fazla 3 yumurta
ve en fazla 3 porsiyon tatl› öneriliyor. Bir ay içinde 4 porsiyondan
(60 gr/porsiyon) fazla k›rm›z› et önerilmeyen bu diyet hayvansal
ya¤dan fakir, kolesterolü düflük ve tekli doymam›fl ya¤lardan zengin bir kaynak olan zeytinya¤›n›n düzenli olarak tüketilmesini teflvik ediyor. Bütün bu öneriler fiziksel aktiviteyle de destekleniyor.
Bahar Yorgunlu¤undan Korunun
• Her gün sabahlar› aç karn›na en az 5 dakika yürüyüfl yap›n.
Ancak bu yürüyüflleri güneflli günlerde yapmaya özen gösterin.
• Her sabah 10-15 dakika aç kar›nla jimnastik yap›n. Ama vücudunuzu afl›r› yormaktan da kaç›n›n. Jimnastik yapaca¤›n›z
oday› ci¤erlerinize bol oksijen girmesi için bir süre havaland›rmay› unutmay›n.
• Sofran›zdan meyve ve sebzeyi eksik etmeyin. Sevmeseniz de
mevsimin özelli¤ini tafl›yan meyve ve sebzelerin bütün çeflitlerinden bol miktarda yiyin.
Önlemler
• Baharda vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyac› oluyor. Özellikle de B ve C vitaminleri ile potasyuma. B ve C vitaminleri sebze ve meyvelerde, potasyum da domates, patates ve
kay›s›da bol miktarda bulunuyor.
• Günde 3 litre su için. Yemek yemeden ve yatmadan önce azar
azar içerek vücudunuza ihtiyac› olan suyu sa¤lay›n.
• Uyku ritmine dikkat edin. Rahat bir uyku için yata¤a girmeden
önce günlük bütün stres nedenlerinizi akl›n›zdan uzaklaflt›r›n.
Hoflunuza giden konular› düflünün veya hoflland›¤›n›z bir film
seyredin.
Pratik, Dengeli ve Leziz Bir Diyet
Bu diyet mutlaka fiziksel aktivite ile desteklenmeli. Örne¤in akflam yeme¤inden sonra 30 dakikal›k bir yürüyüfl bu ihtiyac› karfl›layacakt›r. Diyetinizde ufak tefek de¤ifliklikler yaparak keyifli
hale getirebilirsiniz. Örne¤in bir hafta meyve ekleyebilir, ikinci
hafta daha çok sebze yiyebilirsiniz. Bir sonraki hafta ise her akflam bir kadeh flarap içebilirsiniz.
Akdeniz Diyeti
Kahvalt›: 2 dilim kepekli ekmek, 1 bardak ya¤s›z süt, 1 porsiyon
meyve, 5 zeytin
Ö¤le yeme¤i: 100-200 gr kuru fasulye ya da bal›k çorbas› (Domates, havuç, lahana, so¤an, sar›msak ve
maydanoz ekleyin. Sebzeleri zeytinya¤›nda sote edebilirsiniz.), 2 dilim kepekli ekmek, 1 kase
yo¤urt, 4-5 çorba kafl›¤› zeytinya¤l› taze fasulye, 1-2 meyve
Dengeli Beslenmenin
Anahtar›: Akdeniz Diyeti
Fenikeliler sayesinde zeytinya¤› ile tan›flan Akdeniz insan›, sa¤l›kl› yaflam›n anahtar›n› tafl›yor.
Ekmek, tah›l, bol meyve, bol sebze, kurubaklagil, kuruyemifl, zeytin ve zeytinya¤› tüketimine
dayal› beslenme düzeni, mucizevi Akdeniz diyetinin temelini oluflturuyor.
Akflam yeme¤i: 1 porsiyon az ya¤l› bal›k ya da
tavuk ›zgara, 100 gr hafllanm›fl ya da f›r›nlanm›fl
patates. (Maydanoz, limon ve biraz zeytinya¤›
ekleyin.) Veya az zeytinya¤›nda sar›msak, k›rm›z› biber, dolmal›k biber ve domatesle tatland›r›lm›fl 100 gr makarna (F›r›nlan›p üzerine 1 çay
kafl›¤› zeytinya¤› gezdirilmifl domates bu yeme¤e efllik edebilir.), 2 dilim kepekli ekmek, Her
tür çi¤ sebze, 1-2 orta boy meyve.
Akdeniz diyeti 35 y›ll›k bir araflt›rman›n ürünü. Akdeniz diyetini özel besin piramidiyle aç›klayabiliriz. Bu piramit, besin seçiminde sa¤l›kl› tercihler
yapmam›za yard›m etmek için tasarlanm›flt›r. Piramidin temel bileflenleri; günde 8 porsiyon (5060 gram/porsiyon ya da 30 graml›k bir dilim ekmek) tah›l, (kepekli ekmek, ifllenmemifl tah›llar,
F. Ozan Bilgili - At›l›m Üniversitesi Spor Koordinatörü
49
KULÜPLER
At›l›m Tan›t›m ve
Tasar›m Kulübü
NLP
Toplulu¤u
“MEVLANA’DAN AfiK D‹ZELER‹”
DÜNYA BEY‹N HAFTASI ETK‹NL‹KLER‹
2007 y›l›n›n UNESCO taraf›ndan 'Dünya Mevlana Y›l›' ilan edilmesi nedeniyle, At›l›m Üniversitesi Tan›t›m ve Tasar›m Kulübü
ö¤rencileri olarak Üniversitemizde bir etkinlik düzenlemeye karar verdik. Bu amaçla, ülkemizde Mevlana denildi¤inde ilk akla
gelen isimlerden olan de¤erli sanatç› ve flair Say›n Semih Sergen'i davet ettik. Sa¤ olsun kendisi bizi k›rmayarak davetimizi
kabul etti.
13-16 Mart 2007 Dünya Beyin Haftas› dolay›s›yla At›l›m Üniversitesi NLP Toplulu¤u çeflitli etkinlikler düzenledi. 14 Mart 2007
tarihinde Ç›¤l›¤›n Gücü konulu konferans, Dr. Alâ Elçirçevi
taraf›ndan sunuldu.
13 Mart Sal› günü 14:00-16:00 saatleri aras›nda At›l›m Üniversitesi'nde "Mevlana'dan aflk dizeleri" adli sohbet toplant›s› düzenlendi. Bu sohbet toplant›s›nda de¤erli sanatç› ve flair say›n Semih Sergen'e, Üniversite ö¤retim görevlilerinden Yard. Doç. Dr.
Cenk Güray ve Atilim Tan›t›m ve Tasar›m Kulübü Baflkan› Menekfle Salar efllik ettiler. Toplant› s›ras›nda, Mevlana'n›n kimli¤i, aflk
felsefesi, Anadolu'ya geliflleri ve vefat›na kadar geçen y›llar› ele
al›nd›. Bu arada, ö¤renciler konuk sanatç›y› soru ya¤muruna tuttular. Sorulan sorular›n içeri¤i ve niteli¤i konuk sanatç›y› fazlas›yla memnun etti.
Program, sohbet toplant›s› sonras›nda fliir dinletisiyle devam etti. fiiir dinletisi s›ras›nda say›n Semih Sergen'e neyzen Ümit Tokgöz eslik etti. Program bitiminde, At›l›m Üniversitesi Kültür Müdürü Mustafa Kömürcü ve At›l›m Tan›t›m ve Tasar›m Kulübü Baflkan› Menekfle Salar taraf›ndan konuk sanatç› Semih Sergen'e
plaket ve çiçek takdim edildi.
Son olarak, konuk sanatç› kitaplar›n› ve CD'lerini imzalad›ktan
sonra Üniversite’den ayr›ld›.
Menekfle Salar/At›l›m Tan›t›m ve Tasar›m Kulübü Baflkan›
Dünya Beyin Haftas› Etkinlikleri, 16 Mart 2007 tarihinde düzenlenen Tasavvuf Bestekar› Neslihan Öztürk’ün Neyzen eflli¤inde
gerçeklefltirdi¤i mini konserin ard›ndan sona erdi.
HAFIZA TEKN‹KLER‹YLE ‹NG‹L‹ZCE KEL‹MELER‹
Ö⁄RENMEK
Haf›za Tekni¤i ve Amac›
Haf›za teknikleriyle yabanc› dil e¤itimi ülkemizde son zamanlarda yayg›nlaflarak kullan›lan bir e¤itim sistemidir. Yabanc› kelimeleri anadile uygun flekillere sokarak ya da benzeterek anadildeki veya hedef dildeki karfl›l›klar›n› bularak bu teknik oluflturulabilir. Bu sistem kullan›larak beynin hem sa¤ hem de sol yar›m
küreleri ayn› anda çal›flmakta, alg›lama kolaylaflmakta ve hat›rlanma basit bir hale gelmektedir. Bu sistemin önemli noktalar›ndan biri de insan› düflünmeye, yorumlamaya ve hayal etmeye
sevk eden bir teknik oldu¤u için haf›za teknikleriyle ‹ngilizce ö¤renmeyi çok daha zevkli hale getirmesidir.
Yabanc› Bir Dil Ö¤renmede Haf›zan›n Rolü
Dil bilimciler, yabanc› bir dil ö¤renirken ö¤rencinin ö¤rendi¤i her
yeni kelimenin onu dilde bir ad›m daha ileriye götürece¤ini ve
bununla beraber ö¤rencinin yeni dilde ö¤rendi¤i kelime ne ka50
dar fazla ise o ö¤rencinin o kadar fazla dil kabiliyetinin artt›¤›n›
ileri sürmektedirler. Buna göre ö¤rendi¤imiz yeni bir dilde -bu dil
tüm diller olabilir- ö¤renip hat›rlayabildi¤imiz her kelime bizi o dile daha hakim hale getirecektir.
Özellikle ‹ngilizce’de var olan böyle kelime gruplar› (phrasal
verbler) bu tür kelimelerin en güzel örneklerindendir. Bu yüzden
phrasal verbler ö¤renilirken, çarp›c›, kolay ve kal›c› yöntemlerin
tercih edilmesi dili kavramak aç›s›ndan çok önemlidir.
Haf›za Tekniklerinin Gereklili¤i
Dünyan›n tüm dilleri ayn› yap› tafllar› üzerine kurulu olmas›na
ra¤men, her dilin etkilendi¤i çevre ve kültür faktörleri ve u¤rad›¤› de¤ifliklikler kendi içlerinde ayr›lmalara neden olurlar. Bunun
en güzel örneklerini kültürel farklardan kaynaklanan atasözleri
ve deyimlerde görmek mümkündür.
Ezberlemek ve Haf›za Teknikleri Aras›ndaki Fark
Ezberlemek, edinilen bilgiyi k›sa süreli belle¤e atmak olarak tan›mlanmaktad›r. Oysaki haf›za teknikleri tam bir ö¤renme flekli
yani uzun süreli belle¤e atma eylemidir.
Haf›za Tekniklerinin Unutulurlu¤u
Haf›za teknikleriyle uzun süreli belle¤e al›nan bilgi çarp›c›, etkileyici vb. oldu¤u için uzun süre burada saklanacakt›r. Ancak, zaman geçtikçe unutulmaya bafllanabilir. Bunu engellemenin en iyi
yöntemlerinden biri de belirli aral›klarla bilgiyi tekrar etmektir.
Ayr›ca, dillerin kendi içlerinde bar›nd›rd›¤›, birden fazla kelime
öbe¤inin bir araya gelerek oluflturdu¤u yeni ve anlaml› bütünlü¤e sahip kelimeler ö¤renmede zorlu¤a yol açabilir.
HAFIZA TEKN‹KLER‹ ‹LE PHRASAL VERB Ö⁄RENMEK
drive at: when you want to know what someone is driving at you
want to understand what they are trying to say because they have not made it very clear.
Do you know what he was driving at when he said he suspected
some people were being disloyal?
drive at: kastetmek, imal› yoldan söylemek
BEKLEMEK ‹Ç‹N UYUMADI⁄INI düflünün. Bu olay› hat›rlamak
için yeterli olacakt›r.
add up: you add up numbers or amounts when you calculate their total.
You have not added the figures up correctly.
add up: toplamak
Bu “phrasal verb” ün okunuflundan yola ç›karak hat›rlamaya çal›flal›m. Türkçe okunuflunun (d›ray vet) fleklinde oldu¤unu biliyoruz.
Türkçe okunuflundan yola ç›karak bir benzetme yapmaya çal›flal›m flimdi de. Bu okunufl da ‹ngilizce’de bulunan “kuru” ve “›slak”
anlam›na gelen “dry” ve “wet” s›fatlar›n›n okunufllar›yla birebir
benzerlik gösterir. Bunu flöyle hikayelefltirebiliriz:
Günümüzde evlerimizde kullan›lan ›slak-kuru elektrikli süpürgeleri
hepimiz biliriz. Bu süpürgelere bir de rakip olarak KURU-ISLAK
süpürgelerin yani DRY WET markas›ndaki süpürgelerin ortaya ç›kt›¤›n› düflünelim. ‹flte bu DRY WET süpürge firmas›n›n genel müdürünün genel kurul toplant›s›nda bir fleyler söylemeye çal›flt›¤›n›
fakat söylerken sanki bir fleyleri KASTETMEK istercesine söyledi¤ini düflünelim.
Bir televizyon kanal›nda bir yar›flma program›n›n yap›ld›¤›n› ve bu
yar›flman›n farkl› farkl› dört ETAP tan olufltu¤unu düflünün. En son
dördüncü ETAPta yar›flmac›lar›n a¤açtan elma TOPLAMAK için
yar›flt›klar›n› düflünün.
catch up with: when you reach somebody you catch up with him.
You need to run faster to catch up with Elvan.
catch up with: birine yetiflmek
Bir çocu¤un doktora gitti¤ini doktorun da çocu¤a flöyle söyledi¤ini düflünün: “Arkadafllar›na YET‹fiMEK istiyorsan bol bol KETÇAP
V‹Tamini almal›s›n!” Bu flekilde düflünerek bu kelimenin de anlam›n› rahatl›kla hat›rlayabilirsiniz.
wait up: you wait up when you do not g oto bed at night at your
usual time because you are waiting for someone’s arrival or return, or some other event.
call on: you call on someone when you pay them a visit.
My mother always waits up for me, even when I come in after
midnight.
call on: ziyaret etmek
wait up: birisini ya da bir fleyi beklemek için uyumamak
Bu kelime içinse kelimenin yaz›l›fl›ndan yola ç›karak flöyle bir hikayelefltirme yapabiliriz:
Ad› VA‹T olan bir çocuk oldu¤unu düflünün. Bu çocu¤un da bir
ABlas›n›n oldu¤unu ve VA‹T’in (wait) bütün gece ABlas›n› (up)
One of our trained representatives will call on you some time in
the next week.
Fatih Sultan Mehmet zaman›ndan kalma dev KOLONlar›n hala ‹stanbul’da hiç bozulmadan kald›klar›n› ve ‹stanbul’u Z‹YARET ETMEK için gelen turistlerin önce bu KOLONlara götürüldü¤ünü düflünün. Bu flekilde düflünerek “call on” kelimesinin “ziyaret etmek” anlam›na geldi¤ini kolayl›kla hat›rlayacaks›n›z.
Kaynak: Chambers English Dictionary Of Phrasal Verbs
Emrah Büke/At›l›m Üniv. Mütercim Tercümanl›k Bölümü Ö¤r.
51
At›l›m Üniversitesi
Tiyatro Kulübü
Üyeleri’nin kat›ld›¤› bir oplant› ile toylama yoluyla yeni oyun seçilir.
Oyun seçme iflleminden sonra bir genel toplant› ile belirlenen
oyun bütün üyelere duyurulur ve ço¤alt›l›r. Oyuna kat›lmak isteyen tüm ö¤renciler oyun metinlerini okumufl olarak bir sonraki
toplant›da haz›r bulunurlar. Roller eleme yöntemi ile da¤›t›l›r ve
önce okuma daha sonra tonlama çal›fl›l›r. En son olarak sahneleme için jestler ve mimikler oturtulur. ‹ki ya da üç s›cak sahne provas›ndan sonra oyun haz›r hale getirilir.
2000-2001 Akademik Y›l›’n›n Eylül ay›nda kurulan kulübümüz, kuruldu¤u günden bu yana disiplinli
ve sürekli çal›flmalar›yla gündemdedir.
Her sene yeni kat›l›mlarla gittikçe daha
zengin ve daha renkli
bir hale gelen kulüp,
sene bafl›nda yap›lan
ilk toplant›dan sonra
oyun seçimine kadar
olan sürede drama ve
diksiyon e¤itimi al›r.
Bu e¤itimler sadece
ö¤rencilerin teatra
kabiliyetlerini pekifltirmek amac›yla de¤il ayn› zamanda onlar› hayata haz›rlamak için de son derece faydal›d›r. Bugüne kadar
oyunlar›m›zda yaklafl›k 150 ö¤renci görev alm›flt›r ve 20.000 civar›nda seyirciye ulafl›lm›flt›r.
Günümüzde kaybolmaya yüz tutmufl bir sanat dal› haline gelen tiyatronun hala hayatta kalabilmesinin sebebi üniversite tiyatrolar›d›r. Profesyonel kayg›lar olmaks›z›n, tamamen amatör bir ruhla yap›lan bu çal›flmalar gençlerde ortak çal›flma, grup disiplini ve grup
içinde bir yer ve sorumluluk sahibi olma duygu ve becerilerini kuvvetlendirir. Bu aç›dan bak›ld›¤›nda üniversite tiyatrolar› yeni nesli
kendilerine güvenli bir hale getirerek çal›flma hayat›na haz›rlar.
Bu hususta düzenlenen festivaller ise ayn› amaca bafl koymufl
olan gençlerin bir araya gelip kendilerini daha kuvvetli hissetmeleri aç›s›ndan mükemmel bir motivasyon duygusu oluflturur. Birbirlerini tan›malar› aralar›ndaki bilgi ve deneyim al›flverifline de
destek sa¤lar.
Bu gibi organizasyonlar›n daha da s›k olmas› dile¤iyle hepinizi
oyunlar›m›za bekliyoruz.
At›l›m
‹flletme
Toplulu¤u
Bu seneye kadar sergiledi¤imiz oyunlar; ‘Asiye Nas›l Kurtulur’,
‘Aflk’, ‘Ziyaretçi’, ‘Kufl’, ‘Kad›nl›k Bizde Kals›n’, ‘The Tiger’ ve ‘Yedi Kocal› Hürmüz’, ‘Keflanl› Ali Destan›’ ve ‘Deli Bayram›’d›r.
2007-2008 sezonunda, Tennesse Williams’›n yazd›¤› S›rça Kümes (2 Perde dram) ve Turgut Özakman’›n yazd›¤› Bir fiehnaz
Oyun (2 perde komedi) adl› iki yeni oyun daha sergileyece¤iz.
At›l›mc› ‹flletme Toplulu¤u taraf›ndan,
PDA Dan›flmanl›k fiirketi Genel Koordinatörü ve Haf›za Teknikleri Uzman› Abdülkadir Özbek’in kat›l›m›yla gerçeklefltirilen “Haf›za Teknikleri” konulu konferans yo¤un ilgiyle karfl›land›.
12 Nisan saat 14:30’da Seyhan Cengiz Turhan salonunda konferans› dinlemek için yerlerini alan ö¤renciler öncelikle Abdülkadir
Özbek’in haf›za kullanma becerisini izleyiciler önünde sunmas›na
flahit oldular. Daha sonra haf›zas›n› bu düzeye nas›l getirdi¤ini bizlerle paylaflan Abdülkadir Özbek haf›za tekniklerini salondaki tüm
dinleyicilerin kat›l›m›yla, örneklerle anlatt›. E¤itim s›ras›nda kimi
zaman bilgi paylafl›mlar› gerçekleflirken kimi zaman da salon kahkahalara bo¤uldu. Salondan yüzlerinde gülümsemeyle ayr›lan dinleyiciler konferans› son derece e¤itici ve s›ra d›fl› bulduklar›n› söylediler ve bu gibi e¤itimlerin tekrarlanmas›n› istediler.
Bu y›l 4-13 May›s 2007 tarihlerinde “Deli Bayram›”, 25-27 May›s
tarihlerinde de “Kad›nl›k Bizde Kals›n” adl› oyunlar sahnelendi.
Bununla birlikte, At›l›m Üniversitesi Tiyatro Kulübü olarak okulumuzun tan›t›m›na da büyük katk›lar sa¤lamaktay›z. Bu amaçla
önümüzdeki aylarda Türkiye’nin çeflitli illerine ve üniversitelerine
oyun sahnelemek için gidilmesi planlanmaktad›r. Ayr›ca, ö¤rencilerimizde sosyal bilinci gelifltirmek ve topluma yararl› olabilmelerini sa¤lamak amac› ile sivil toplum örgütleri yarar›na da oyunlar
oynamaktay›z.
At›l›m Üniversitesi Tiyatro Kulübü’nün çal›flmalar› ekim ay›nda yeni
gelen ö¤rencilerle tan›flma toplant›s› yap›larak bafllar. Yönetim Kurulumuz yaz aylar› boyunca oyun araflt›rmas›n› sürdürerek ekim
ay›nda en çok be¤enilen birkaç oyunu kurul üyelerine da¤›t›r. Bütün üyeler bütün oyunlar› okuduktan sonra sadece Yönetim Kurulu
52
Kiflisel Geliflim Toplulu¤u
Yaklafl›k 5 ayl›k bir alt yap› çal›flmas› sonucunda Aral›k 2006 tarihinde resmi
olarak “Kiflisel Geliflim Toplulu¤u” ad› alt›nda bir üniversite kulübü kurduk.
tansiyellerini maksimum düzeyde
kullanmalar›na yard›mc› olmak,
d) Ö¤rencilerin kültürel ve sosyal
yönden geliflmesine katk›da bulunmak
e) At›l›m Üniversitesi’nin tan›n›rl›¤›na katk›da bulunmak.
Bireylerde kiflisel geliflim bilincini uyand›rmay› hedef edinen ve bunu gerçeklefltirebilmek için yola ç›kan kulübümüz,
At›l›m Üniversitesi bünyesinde etkin ve
ses getiren aktiviteler gerçeklefltirmeyi
amaçlamaktad›r.
Bu dönem için düflünülen aktivitelerimizin 2 tanesi konferans, 2 tanesi ise sertifikal› hafta sonu e¤itimleridir. Bunlardan 3 tanesini flu ana kadar baflar›yla tamamlad›k ve yaklafl›k 400 kifliye birebir sesimizi duyurabildik. Yeni kurulan bir kulüp olmam›za ra¤men, tüm cesaretimizle ve azmimizle
‹stanbul'dan “Liderlik” konusunda 50 kiflilik bir e¤itim vermesi
için konusunda uzman olan Say›n Münir ARIKAN'› da davet ettik
(Ankara geneli bir e¤itim).
Vizyonumuz, siz At›l›ml› ö¤rencilerin ya da ö¤retim elemanlar›n›n,
ülkesi ve kendisi için önemli gördü¤ü noktalara ulaflabilmeleri için
gerekli yetilere sahip olabilmelerine yard›mc› olabilmektir.
Misyonumuz ise, bu vizyon do¤rultusunda durmadan ve y›lmadan
çal›flmakt›r.
Toplulu¤umuz, amaçlar›n› en genifl bak›fl aç›s›yla belirleyerek
ulaflmak istedi¤i noktalara h›zla ilerlemekte ve gerekli bütün deste¤i sizlere vermeye gayret etmektedir.
Bunlar›n yan› s›ra NLP Uzman› say›n Rahmi KELEfi ile NLP hakk›nda bir söylefli yapt›k ve stantlar›m›zda herkese da¤›tt›k. Türkiye'nin
ilk ve tek Kiflisel Geliflim Dergisi'nin Üniversitemiz ad›na temsilcisi
olduk ve bir çok arkadafl›m›z›n üyeli¤ini yapt›k. ‹ndeks ‹letiflim Dan›flmanl›k firmas›n›n yapaca¤› aktivitelerin Üniversitemizde duyurusu için okul temsilcisi olduk ve Türkiye genelinde yapt›¤› ‹ndeks
‹letiflim Strateji Yar›flmas›'n›n duyurular›n› yapt›k. Atatürk'ün hayat› hakk›nda yaklafl›k 5 dakikal›k bir film derlettik ve üyelerimize
gönderdik. 200'ün üzerinde ö¤retim görevlisinin mail adreslerini
temin ettik ve bütün duyurular›m›z› e-mail arac›l›¤›yla kendilerine
ilettik. Üniversitemizde yeni kulüp yönetmelikleri ve yasalar ç›kmas› yönünde giriflimler bafllatt›k. Alt yap› çal›flmalar› boyunca 50'ye
yak›n kifli ve kurumla iletiflim kurduk. 10. Y›l Etkinlikleri çerçevesine bütün aktivitelerimizi ald›rtt›k. Bütün konferans kat›l›mc›lar›na
ORY 400 kapsam›nda kat›l›m belgeleri da¤›tt›k.
Toplulu¤un amaçlar› afla¤›da belirtilmifltir:
a) Ö¤renmeyi ö¤renmek, hayat›n sundu¤u f›rsatlar›n fark›na varmak ve daha etkin bir biçimde yararlanmak, kendini gelifltirmenin
yollar›n› aramak, olumsuz gibi görünen flartlar› olumluya çevirmenin yollar›n› aramak, liderlik potansiyelini ortaya ç›karmak, giriflimcili¤i art›rmak, insanlar aras› iletiflimde baflar›l› olmak ve dilin
önemini anlamak, baflar›l› olman›n yollar›n› aramak, olaylar›, durumlar› ve insanlar› analiz edebilme yetene¤ini gelifltirmek,
b) Kulüpler ve üniversiteler aras› etkileflimi art›rmak, ortak çal›flmalar yapmak, ö¤retim elemanlar› ve ö¤renciler aras›ndaki iletiflimi ve iflbirli¤ini güçlendirmek,
c) Ö¤rencilerin kendine olan öz güvenlerini art›rmak, zihinsel po-
At›l›m Türkçe Toplulu¤u
man›n önemini vurgulad› ve kendi deneyimlerinden yola ç›karak
ö¤rencilere çeflitli mesajlar verdi. Adecco, K›demli Seçme ve Yerlefltirme Dan›flman› Baflar Bayp›nar’›n konuflmas› da ö¤renciler
taraf›ndan yo¤un ilgi gördü.
‹nsan Kaynaklar› ve Mülakat Oyunlar› Kamp›
At›l›m Üniversitesi Endüstri Mühendisli¤i Ö¤renci Kulübü’nün düzenledi¤i ‹nsan Kaynaklar› ve Mülakat Oyunlar› Kamp› Türkiye’nin
bir çok farkl› üniversitesinden gelen ö¤rencilerin kat›l›m›yla oldukça renkli geçti. Ö¤rencilerin yan› s›ra bir çok firman›n ilgili departmanlar›n›n yetkilileri deneyimlerini ö¤rencilerle paylaflt›.
Tart›flma Alan›m›za Üye Oldunuz mu?
Türkçemiz, kültürümüz ve okulumuz hakk›nda fikir al›flveriflinde
bulunmak, görüfllerinizi seviyeli ve özgür bir ortamda tüm dil severler ile paylaflmak için tart›flma alan›m›za üye olun.
27-28-29 Nisan 2007 tarihleri aras›nda üç gün süreyle gerçeklefltirilen kampta Nurol Holding Kurumsal ‹letiflim Baflkan› Meral
Ceylan günümüz flartlar›nda özgeçmifl yerine özgelecek haz›rla-
att.atilim.edu.tr/forum
53
At›l›m Üniversitesi
Ö¤renci Konseyi Seçimleri Yap›ld›
ferruat fark› ile, bütün fakültelerdeki ö¤renci temsilciliklerini kazanm›flt›r ve bu zaferin de hakl› gururunu yaflamaktad›r.
Günümüzde yads›namayacak bir üniversiteli olma yolundaki ço¤unlu¤un, art›k tercihlerini puanlar›na göre de¤il de; hedefleri
do¤rultusunda yapt›klar› bir gerçektir. Bu bilinçteki ö¤rencilerin
amaçlar›na ulaflmak için, att›klar› ilk ad›m olan At›l›m Üniversitesi, ö¤rencilerin vas›flar›n› etkin bir flekilde gerçeklefltirebilmelerinin; amaçlar› do¤rultusunda aktif rollere teflvik edilmelerinin
çeflitli ö¤renci topluluklar› ve platformlar› ile gerçekleflebilece¤inin fark›nda olup, bu itibarla okulumuzda düzenlenen ö¤renci
temsilcili¤i seçimleri; her y›l oldu¤u gibi, bu y›l da, ço¤unlu¤un
kat›l›m› ile gerçeklefltirildi.
K›vanç duymaktay›z, çünkü savundu¤umuz inanç ve de¤erler
sistemi, gerçeklefltirdi¤imiz tüm faaliyetler ve anlatmak istediklerimiz, ö¤renci arkadafllar›m›z taraf›ndan çok iyi bir flekilde anlafl›lm›fl ve buna binaen bu teveccühe flayan olabilmiflizdir.
Bu dönem, 10. y›l›n› kutlamaya haz›rlanan üniversitemize, dopdolu 10 y›l›na yak›flan bir hizmet ve çal›flmada bulunmak istiyoruz ve diliyoruz ki, At›l›m Üniversitesi, aç›lan bu 盤›rda nice baflar›l› ve müreffeh y›llara uzanmal›d›r.
Bu seçimin amac›; ö¤rencilerin kendi hür iradeleri ile, seçtikleri
temsilciler sayesinde; okul yönetimi, akademik personel ve ö¤renciler ile olan iletiflim kopukluklar›n› gidermek, sosyal faaliyetler düzenleyerek ö¤rencilerin üniversiteye uyum sürecini h›zland›rmak, ö¤rencilerin her türlü problemleri ile ilgilenmek, ö¤rencileri mevcut branfl ve e¤lence topluluklar›na yönlendirmek, kurulmak istenen topluluklar› fikir ve bürokrasi sürecinde desteklemek ve bu sayede ö¤rencilerin daha verimli ve faydal› bir üniversite hayat› yaflamalar›na imkan sa¤lamakt›r.
Biz At›l›m Üniversitesi Ö¤renci Konseyi olarak, ö¤renci arkadafllar›m›z›n, üniversitemizde klasik üniversite e¤itim-ö¤retiminin
yan›nda, güncel bilgi ak›fl›n› takip edebilmelerini, milli meselelerde duyarl›l›k kazanabilmelerini, tav›r alabilmelerini, ülkemizin
yüksek menfaatlerini her zaman, her koflulda düflünerek bu yönde bilinçli olmalar›n› ve katk›da bulunmalar›n›, Atatürkçü düflünce sistemini kavramalar›n›, özümsemelerini, Atatürk ilkeleri ›fl›¤›nda yaflamlar›n› sürdürmelerini ve özellikle Atatürkçülük ve
milliyetçilik kavramlar›n› benimseyerek; Türkiye’mizin, laik ve
demokratik kutsal cumhuriyetimizin, biz Türk gençli¤i taraf›ndan, ilelebet müdafaa ve muhafaza edilerek, sonsuza dek yaflat›lmas›, Türkiye sevdas›n› sadece dillerde de¤il, gönüllerde ve fikirde yaflanmas› ve yaflat›lmas› amac›nday›z.
Genç Giriflimciler Grubu olarak bizler; yukar›da belirtti¤imiz ve daha birçok konuda gerçeklefltirdi¤imiz faaliyetler do¤rultusunda,
üç(3) y›ld›r üst üste ö¤renci temsilci konseyi seçimlerini kazanm›fl
bulunmaktay›z. Bizce ö¤renci
konseyi; gerçekten ciddiye
al›nmas› gereken bir hizmet
teflebbüsüdür. Bu ba¤lamda;
”rekabet ise hizmet alanlar›ndaki teflebbüsler aras›nda, özgürce kararlar verilebilmesini
sa¤layan yar›flt›r”. Grubumuz
bu yar›flta; ”do¤ruluk ve dürüstlük” kavramlar›ndan kesinlikle taviz vermeden ve ö¤rencilerin kesin inanc› ve güveni sayesinde geçen y›lki gibi, küçük fakat olumlu bir te-
Son söz olarak; ö¤renci
konseyi olarak bizler (Genç
Giriflimciler Grubu) diyoruz
ki; “Varl›¤›m›z TÜRK Varl›¤›na Arma¤an Olsun!..”
“Ne Mutlu TÜRK’üm Diyene!..”
Mehmet Fatih Ayd›n
At›l›m Üniversitesi Ö¤renci
Konsey Baflkan›
54
Do¤a Sporlar› Kulübü’nün
kalmad›kça kullanmamaya karar verdik.Bunun yerine kar suyu eritecektik.Kamp› kurduktan sonra madenin hemen üstünden biraz
yükselerek kazma-krampon çal›flt›k.Daha sonra 4 kiflilik bir ekip,
yar›nki zirve t›rman›fl› için rotaya biraz daha yak›ndan bakmaya
gittiler.Geriye kalan 2 kifli kampa dönerek kar suyu eritmeye bafllad›.Ben acemice bir hareketle çad›r içinde oca¤› devirdim (çok
mecbur kal›nmad›kça asla yap›lmamas› gereken bir durum).Alkol
oca¤› oldu¤u için alev çad›r›n her taraf›na yay›ld›.Yan›mda matara
olmasayd› geceyi yan çad›rda 6 kifli geçirecektik.Çok ufak hasarla yang›n olay›n› atlatt›k. Akflam Çorba,Makarna,Zeytin Ezmesi,
Krem Peynir, Sucuk ve puding yiyerek yeme olay›n› biraz abartt›k:)
Uluda¤ T›rman›fl›
16-17 Aral›k 2006
Ertesi gün çok erken bir saatte zirve t›rman›fl›na bafllamay›
planl›yorduk ama uyku tulumundaki s›cakl›¤›n verdi¤i rehavetle
ancak saat 06:00 da uyanabildik.Yeterince kar suyu eritemedi¤imiz için buldu¤umuz kaynaktan sular› doldurduk ve saat
08:30 da t›rman›fla bafllad›k.Küçük zirvenin sol taraf›na düflen
(Madenin üst taraf›) çarflaktan yükselmeye bafllad›k.T›rman›fl›n
en zor etab› buras›yd›.Sabah mahmurlu¤u içinde bu etab› 40
dakikada tamalayarak çanak bölgesine ulaflt›k.Çanaktaki kar
hafiften erimeye bafllad›¤› için bu etap bizi biraz zorlad›.Daha
önce zirveye göller bölgesinden ç›kt›¤›m›z için zirveyi daha yak›n olarak hayal ettik ama zirveye ulaflmak toplamda 4 saatimizi ald›. Saat 12:10 da Zirvetepe zirvesine ard›ndan 12:30 da
Uluda¤ zirvesine ç›kt›k.
Uzun, havan›n daha da iyiye gidece¤ini, yazdan kalma günler yaflanaca¤›n› söylüyordu. Bizde Erciyes
t›rman›fl›n› 1 ay kadar erteledik ve bunun yerine
Erciyes t›rman›fl› için antrenman olmas› amac›yla rotam›z›
Uluda¤ ‘a çevirdik. ‹stanbul’dan 2 ve Kulübümüzden 4 da¤c› arkadafl 16 Aral›k sabah› saat 07:00 de Bursa Otogar›nda bulufltuk. Burdan 96 nolu belediye otobüsüne bindik ve Zafer Plaza
ad› verilen yerde indik.Bu noktada bulunan markettten son al›flveriflleri yapt›ktan sonra 5 dakika yürüyüfl mesafesinde olan
Uluda¤ taksi-dolmufllar›n›n önüne gittik. K›sa bir pazarl›ktan
sonra dolmuflla Uluda¤ üst oteller bölgesine ç›kt›k. Oteller bölgesinde mataralar›m›z› doldurduktan sonra kamp yeri olarak belirledi¤imiz Maden bölgesine do¤ru yürüyüfle bafllad›k
T›rman›fl s›ras›nda yan›m›zda teknik malzeme bulunmas›na ra¤men hiç ihtiyaç olmad›.Dönüfl yolculu¤umuz ise yaklafl›k 2 saat
sürdü.Dönüflteki en zor etap ise çanak oldu.Buradaki karlar yumuflad›¤› için bata ç›ka iz açmak zorunda kald›k.Son etap olan
maden iniflinde Bursal› da¤c›lara rastlad›k.Ufak bir sohbetten
sonra kampa var›yoruz.Kamp› toplarken yolda karfl›laflt›¤›m›z
Bursal› da¤c›lar›n ekibinden olan 2 arkadafl uzaktan el sallayarak yan›m›za geliyor.Bizde tam nas›l döneriz diye düflünürken
kendilerinden bizimle Bursaya kadar dönebilirsiniz diye süper bir
teklif geliyor.Dönüflü Bursal› da¤c› arkadafllara tak›l›yoruz ve
yaklafl›k 1 saatlik bir yürüyüflten sonra dolmuflun yan›na var›yoruz.Asl›nda biz otobüs hayal etmifltik ama dolmuflla gelmifller.Dolmuflu görünce asl›nda bize nas›l ince bir teklifte bulunduklar›n› ve da¤c›lar›n içindeki paylafl›m duygusunun ne güzel
bir fley oldu¤unu hat›rl›yoruz.Çünkü kendilerinin
s›k›flmas›na ra¤men misafir duygusuyla kendi
yerlerini bize verdiler.
Bir süre çamurda yürüdükten sonra kar kendini gösterdi.Ancak
fazla derin olmad›¤› için rahat bir yürüyüflle, yaklafl›k 50 dakikada
kamp bölgesine vard›k.Kamp›m›z› madene varmadan hemen sa¤
tarafta kalan aç›k alanda
kurduk.Kamp› kurmadan
önce su aramak için çevreye da¤›ld›k.Tam vazgeçmiflken kar›n alt›ndan geçen küçük su fl›r›lt›s›n›
duyduk ve hafif kaz›nca
suya ulaflt›k.Ancak su çok
temiz akm›yordu.Mecbur
‹lmi Karan
At›l›m Üniversitesi
‹flletme Bölümü Ö¤r.
55
DENEME
Modern Birey
m›flt›r onu. Var olmak onun elinde olmad›¤› gibi böyle olmak da
onun elinde de¤ildir. Ne onun elindedir?
“Eller boflta kal›yor, tutunam›yorlar topra¤a, anlatam›yorlar anlat›lmayan›.”
Disconnectus Erectus
Modernleflmek, bugünkü anlamda “Bat›l›laflmak” ya da “ça¤dafllaflmak” de¤ildir. Kelime anlam› “flu an”d›r “modern”in. Modernizm ise 20. yüzy›l bafllar›nda, teknolojileflme ve endüstrileflmenin mekanize etti¤i, küreselleflen savafllar›n derinden sarst›¤›
toplumun üretti¤i sanatsal ve düflünsel ak›ma verilen add›r. Modern birey de yaratt›¤› dünyas› içerisinde yaln›zlaflan, toplumdan
uzaklaflan, bu uzaklaflma ile derin sars›lmalara sürüklenen, hayat›n anlams›z oldu¤unu düflünen ve amaçs›zlaflan bireydir.
Tutunamayan
Say›lar› fazla de¤ildir. Çevrelerindekiler onlar› anlad›klar›n› düflünürler önce, hatta bazen kendilerinin de onlardan olabileceklerini. Ama eninde sonunda da deli olduklar›na kanaat getirirler
onlar›n. Sigaras› sönmüfltür. Disconnectus Erectus insan tipinin
modern ça¤ dünyas›na ayak uydurmas› mümkün de¤ildir. D›fl
görünüflleri di¤er insanlar›nkilerle ayn› da olsa onlar hamurlar›n›n farkl› oldu¤unu düflünür.
“Yaklaflmaz hiçbir güzellik, do¤du¤u günden beri kalbinde bir
delik, almak için bütün s›z›lar› içine.”
Karanl›kt›r. Yaln›zd›r. Çevrede bakacak çok bir fley yoktur. Baksa da göremeyece¤inin fark›nda de¤ilken, bu gerçe¤e odaklan›r. Çevrede bakacak bir fley yok. Çevresi kalabal›klaflt›kça yaln›zlafl›r.
“Size sözümün eri oldu¤umu nas›l anlatsam? Biletçi dedi¤im zaman biletçi, reisicumhur dedi¤im zaman da reisicumhur demek
istedi¤imi, yaln›z onu dedi¤imi, baflka hiçbir fley kastetmedi¤imi
belirtmenin hiçbir yolu yok mu?”
Bir sigara yakar. Bazen onu kül tablas›nda unutur. Sigaran›n
onu ondan önce unuttu¤unu fark etmeden. Cam› kapat›r. Havan›n so¤udu¤unu fark etmeden. Çevrede cam vard›r. Fark›ndal›klar› göz ard› etme hastal›¤›na yakalam›flt›r disconnectus erectus, fazla fark›nda olman›n sonucu.
"Senin ne iflin vard› onlar aras›nda.. Hiç bir iflim yoktu.. Bu yüzden sevmezlerdi seni iflte... Bu yüzden ald›rmad›lar sana.. Söylesene senin ne iflin vard› onlar aras›nda...”
Disconnectus Erectus insan tipi çok eski de¤ildir. Tarihi, en fazla bir önceki yüzy›l bafllar›na dayan›r. Modernleflen dünya yarat56
“Tutunamayanlar”, disconnectus erectuslar›n destan›d›r. O¤uz
Atay’›n 1971’de yay›nlanan bu eseri, tutunamayan birey kavram›n› destans› bir dille anlat›r. Gerçi sadece destan demek azd›r
bu kitaba. 724 sayfal›k bir fliir, bir flark› ya da bir ansiklopedi bile denebilir. ‹flte bu destan boyunca anlat›l›r tutunamayanlar›n
hikayesi.
"O zamanlar Olric yoktu daha. O zamanlar Turgut'un kafas› bu
kadar kar›fl›k de¤ildi"
Olric’lerini kendi yarat›r disconnectus erectus. Konuflur onlarla.
Yaln›zl›¤›n› azaltt›¤›n› sand›kça yaln›zlafl›r. Di¤er tutunamayanlara a¤lar...
“Neden, geçirdi¤i her dakikan›n hesab›n› sordun, içini ezdin?
Neden, korkuyu gö¤sünden çekip almad›n? Neden, suçluluk
duygusunu üzerinden atmas›na yard›m etmedin?”
Aflktan korkar, aflk›n onu yok etmesinden... Unutur noktalama
iflaretlerini.
"... beni bir gün unutacaksan bir gün b›rak›p gideceksen bofluna yorma derdi bofl yere ma¤aramdan ç›karma beni al›flkanl›klar›m› özellikle yaln›zl›¤a al›flkanl›¤›m› kaybettirme..."
Belki disconnectus erectus mahkumdu yaln›zl›¤a. Sigaras›n›
tekrar yakmaya çal›flt›. Ac›d› dudaklar›. Aya¤a kalkt›. Gözünde
bir karart›. Duvara, tutunamad›.
Erel Mez - At›l›m Üniversitesi- ‹ngiliz Dili ve Edebiyat› Bölümü Ö¤rencisi
“Bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmaz” der U¤ur
Mumcu. ‹nsan, deneyim ve kültür arac›l›¤›yla
bilgilenir. Yani, öncelikle somut yaflant›lar›, daha
sonra da kültür araçlar› arac›l›¤›yla sürekli artmakta
olan bir bilgi birikimine ulafl›r. Yaflant›lardan
edindi¤imiz bilgilenme biz fazla emek sarfetmeden
olur. Ancak kültür araçlar›na ulaflmak ve bunlar›
de¤erlendirmek belli bir bilinç gerektirir.
Yaflant›lardan edindi¤imiz deneyimleri bilgiye
dönüfltürmek zeka iflidir. Ama kültür arac›l›¤› ile
bilgilenmek kültür araçlar›na ulaflabilmeyi, bunlar›
seçmeyi ve iyi de¤erlendirmeyi gerektirir. KültürSanat sayfalar›m›z›n öncelikli amaçlar›ndan biri,
üniversitemiz ö¤rencilerine kültür araçlar›ndan
baz›lar›n› tan›tmak ve bunlar› seçme imkan›
sa¤lamak.
Peki, bilgilenmek insana ne getirir? Mumcu'nun
deyimiyle fikir sahipli¤i... Fikir sahipli¤i de hayata
karfl› kararl› bir tutumu olan bir kiflilik ve de
zorluklarla daha ak›lc› ve daha kolay bafla ç›kabilen
bireyi oluflturur. Kültür, yaflamdan tat almay› sa¤lar.
Bireyi birey, ulusu ulus yapar.
Yeni say›m›z›n Kültür-Sanat sayfalar›nda a¤›rl›¤› yine
kültürün vazgeçilmez ö¤esi olan kitaba verdik. Tabii
ki vazgeçilmez olan “yedinci sanat”› da
unutmadan... Say›m›z›n yenili¤i ise fliir sayfam›z...
Kültür-Sanat'la kal›n...
KÜLTÜR & SANAT
EDEB‹YATTA
iz b›rakanlar...
Albert Camus
YABANCI
...herkes bilir ki, hayat yaflamak zahmetine de¤meyen
bir fleydir, asl›nda 30 ya da
70 yafl›nda ölmenin önemli
olmad›¤›n› bilmez de¤ildim,
çünkü her iki halde de gayet
tabii olarak baflka erkekler
ve kad›nlar yine yaflayacaklar
ve bu binlerce y›l devam ede-
Peyami Safa
DOKUZUNCU
HAR‹C‹YE KO⁄UfiU
A¤açlar›n bile s›hhatine imrenerek yürürdüm...
Yazar bir fleyleri anlatabilmek
için de¤il, bir fleyleri güzel ve estetik bir dille anlatabilmek için
yazard›r. Ac›y› öyle bir dille anlat›r ki Peyami Safa, bizi içine çeker roman›n. Karakterin içinde
yaflar›z. Manevi ac›y› duyar›z.
cektir...
Dünya savafllar›n›n ve teknolojileflmenin getirdi¤i
mekanikleflen hayat›n, 20. yüzy›l bireyi üzerinde yaratt›¤› olumsuz etki, bu yüzy›l›n ortalar›na do¤ru,
yepyeni sanatsal -dolay›s›yla edebi- ve felsefi ak›mlar›n do¤ufluna yol açt›.
Türk Klasik Roman›’na yepyeni bir yön kazand›rm›fl
ve Türk Edebiyat›’na karakter psikolojisini tan›tm›fl
olan büyük yazar›m›z Peyami Safa'n›n en ünlü eseri
Dokuzuncu Hariciye Ko¤uflu, Alk›m Yay›nlar›ndan
yeniden bas›ld›.
Frans›z filozof Albert Camus, düflünür kimli¤inin yan› s›ra çok baflar›l› bir edebiyatç› olarak da tarihe
ad›n› yazd›ran ve her ayd›n›n yak›ndan tan›mas› gereken bir isim.
Eserlerinde di¤er modernist yazarlar›n, özellikle de
Kafka ve Beckett'in yo¤un etkisini görebilece¤imiz
Camus'nün en çok okunan romanlar›ndan biri Yabanc›'d›r. Di¤er modern eserlerin ço¤unda da oldu¤u gibi bu romanda da bireyin yaln›zlaflmas›, hayat›n›n anlams›zlaflmas› ve bu bireyin topluma “yabanc›”laflmas› anlat›l›r. Yabanc›, yaln›z ve amaçs›zd›r.
Yaflad›¤› trajedi duygusu, onu sonsuz bir bofllu¤a sürükler. Yabanc›
olmad›¤›m›z bu bofllukta
“Yabanc›”y› hissedeceksiniz.
Eser, yirmili yafllardaki genç bireyin psikolojisini fliirsel bir dille veriyor bizlere. Bir hastal›¤a esir olan bu
karakterin yaflad›klar› ve hissettiklerini eflsiz fliirsel
betimlemelerle sunuyor. Bunu yaparken de psikolojik
tespitlerde bulunuyor: "felaketimizi baflka biriyle taksim etmek saadettir, fakat annelerle de¤il. Annelere
anlat›lan kederler taksim
de¤il, zarbedilmifl olur”.
Ac›y› en çok tadan insanlar, hayat›n tatlar›ndan
zevk al›r. Kitab› bir, bir buçuk saat sonra aral›ks›z
okuyup bitirdi¤inizde belki
sol baca¤›n›z› yoklayacaks›n›z. Roman›n hissettirdiklerinin büyüsünden ç›kamayacaks›n›z.
58
Pablo Neruda
AfiK
Modern fliir denince akla gelen ilk
isimlerden biri fiili'li flair Pablo Neruda. Aflk üzerine ne söylense uyar denir. Aflka en güzel sözcükleri uyduran flairlerden biri Neruda.
Erotik aflk›n ac›lar›n› ve tatlar›n› sezeriz onun fliirinde. Duygular destans› bir söylem ve tensel mükemmellikle ifade edilir. ‹fadeler do¤ald›r. Bu yüzden hissederiz
onun fliirini. Bazen gazel niteli¤indedir, bazen lirik. Ama
hep s›cak ve hep içtendir bu fliirler. Neruda'n›n hayat›n›n
kad›n›na ithaf edilmifltir...
“Ölüm bir tek bana yaz›lm›flt›r bu öyküde” diyor Neruda.
Ölümün kendini bekledi¤ini biliyor ve ölümün fark›ndal›¤›n› çarp›c› bir flekilde yüzümüze vuruyor ve devam edi-
yor: “ve aflktan olacak ölümüm seni sevmekle”. Gerçek
sevginin son nefese kadar sürece¤ini biliyor. Aflktan ölmek kadar güzel bir ölüm var m›d›r ki? “Çünkü seni seviyorum” diyor, “kanla, ateflle”. Herkesin söylemeye korktu¤u kelimeleri, cesurca ve
yüksek sesle söylüyor fliirlerinde. Aflk›n atefli ona ac› de¤il, zevk veriyor.
Ayn› zamanda Nobel Edebiyat
Ödülü sahibi de olan Neruda'n›n Aflk adl› eserinde, bütün kitaplar›ndan derlenmifl
aflk fliirleri bizlere sunuluyor.
Aflk›n fliirselli¤ini sezebilmek
için...
Cüneyt Arcayürek
DER‹N DEVLET
Devlet, bir ülkenin en üst düzey kurumudur. Devlet, bir ülkenin yönetim
birimidir. Devletin görevi, öncelikle
ülkenin ba¤›ms›zl›¤›n› ve bütünlü¤ünü korumak ve de halk›n güvenli¤ini
sa¤lamakt›r. Peki ya devlet, yapmas›
gerekenleri, yapmas› gerekti¤i usüllerde yapmaz ya da yapt›klar›n› yasal
olmayan temellere dayand›r›rsa?
Devlet adl› buz da¤›n›n su alt›nda kalan yüzü hakk›ndaki bilgi birikimini ve bunun hakk›ndaki
yorumlar›n› paylafl›yor bizimle usta gazeteci-yazar Cüneyt
Arcayürek, son kitab› Derin Devlet'te. Arcayürek, kitab›nda, derin devletin ne oldu¤u, kontrgerilla ve NATO ile ilgisi, cumhurbaflkan› ve baflbakanlar›n derin devletten ne
düzeyde haberli oldu¤u, neden a¤›rl›kl› olarak sa¤ görüfllü oldu¤u gibi konular üzerine de¤iniyor. Ancak özellikle
üzerinde durdu¤u görüflü ise, derin devletin merkezinin
yurt d›fl›nda oldu¤u ve tüm ülkelerin içifllerine müdahelede bulundu¤u do¤rultusunda.
1940'l› y›llardan beri gazetecilik ve politika dünyas›n›n
içinde yer alan, cumhurbaflkanl›¤› bafldan›flmanl›¤› yapan ve Cumhuriyet gazetesinde yazarl›¤›n› sürdüren Cüneyt Arcayürek'in son
kitab› Derin Devlet'i, politikayla ilgilenen ilgilenmeyen herkese konu
hakk›nda “derin” bilgiye
sahip olmalar› için öneriyoruz.
Haz›rlayan: Erel Mez/At›l›m Üniversitesi ‹ngiliz Dili ve Edebiyat› Ö¤rencisi
59
Charlie Chaplin
S‹NEMADA
iz b›rakanlar
MODERN ZAMANLAR
1936 Amerikan yap›m›, yönetmeni ve senaristi Charlie Chaplin
olan filmin baflrollerinde Charlie
Chaplin ve Paulette Goddard oynamakt›r. Siyah-beyaz bir fiarlo
klasi¤i olan filmde, Sanayi Devrimi'yle bafllayan ve günümüzde
hala devam eden sanayileflen
toplum, iflçi-iflveren iliflkileri ve
kurulan yeni sanayi düzeninin insan üzerinde büyük sömürüsü
anlat›lmaktad›r. Yaflanan toplumsal de¤iflimi ve bir insan›n
hayat›n› devam ettirebilmek için çal›flmak zorunda kald›¤› koflullar›, günümüzde hala devam eden emek sömürüsünü, insanlar›n ifllerine ve kendilerine yabanc›laflmas›n›, ürettikleri
ürünlerden haberdar olmayan, sadece kendisine verilen ifli
yapan ve gittikçe makineleflen çal›flanlar›n yaflad›klar› fiziki
ve psikolojik sorunlar bu filmde çarp›c› bir flekilde anlat›lmaktad›r. Bant sistemiyle çal›flan büyük fabrikalarda, dev makineler içinde kaybolup giden hayatlar›n asl›nda tek hayallerini
mutlulu¤a ulaflmak oldu¤unu bir kez daha görmemizi, anlamam›z› sa¤l›yor film. Filmin ilk sahnesinde nereye gitti¤ini bilmeyen bir koyun sürüsünün görüntüsünden metrodan ç›k›p
ifllerine do¤ru koflturan çal›flanlar›n görüntüsüne geçiliyor.
Bu sahne günümüzde de yaflad›¤›m›z topluma, toplumdaki
de¤iflime, insanlar›n hayatlar›na, mesleklerine ve hatta yaflad›klar› flehirlere nas›l yabanc›laflt›¤›na, kendi hayatlar›ndan uzak-
Ivo Trajkov
YA⁄MURU BEKLERKEN
2005 Makedonya, Çekoslovakya,
Amerika ve Almanya ortak yap›m›
olan filmin yönetmeni Ivo Trajkov.
May›s ay› içinde vizyona girecek olan
film Zhivko Chingo'nun eserinden
uyarlanm›fl ve senaryosu Vladimir Blazevski taraf›ndan haz›rlanm›flt›r.
Ünlü Makedon politikac› Lem Nikodinoski geçirdi¤i kalp krizi sonras›nda hastanede geçirdi¤i
günlerinde geçmiflini hat›rlamaktad›r. 2. Dünya Savafl›'n›n
yeni bitti¤i dönemlerde 12 yafl›nda bir çocuk olan Lem komünist askerler taraf›ndan yakalanarak yetimhaneye gönderilmifltir. Kat› disiplin kurallar›yla yönetilen ve asl›nda bir
çal›flma kamp› olan bu yetimhaneye bir gün Isak isimli bir
çocuk gelir. Isak otoriteyi sorgulayan, bafl›na geleceklerden korkmayan bir çocuktur. Bu yönünü hemen gösteren
Isak ve Lem aras›nda k›sa sürede bir dostluk geliflir. Lem
Isak'›n bu tavr›nda hayatta kalmak için bir güç bir umut
bulur.
Film savafl dönemlerinde çocuklar›n yaflad›klar›n›, nelerle
yüz yüze kald›klar›n› çarp›c› bir flekilde göstererek savafl›n
çocuklar için daha zor oldu¤unu, savafllardan en çok zarar
görenlerin çocuklar oldu¤unu vurgulamaktad›r. Filmin en iyi
yabanc› film dal›nda Oscar'a aday gösterilmesi, Alt›n
Küre ödüllerinde gösterimi yap›lmas› flüphesiz filmin etkileyicili¤ini göstermektedir.
lafl›p çal›flma hayat›na
odakland›klar›, para kazanabilmenin her fleyden
önemli oldu¤u zamanlara ›fl›k tutuyor. Modern Zamanlar
Charlie Chaplin'in sessiz sinemaya da vedas›d›r. Charlie
Chaplin bu filmden sonra teknolojileflmeye ve geliflmeye daha fazla direnmeyerek sesli sinemaya geçifl yapm›flt›r. Charlie Chaplin'in kendi mesle¤iyle yaflad›¤› bu yabanc›laflma asl›na bak›l›rsa Modern Zamanlar filminde anlat›lan modernleflmeyle yaflan›lan yabanc›laflman›n en büyük göstergesidir.
60
Mel Gibson
Richard Kelly
APOKAL‹PTO
DONNIE DARKO
2006 Amerikan yap›m›, yönetmeni Mel Gibson olan filmin senaryosu
Farhad Safinia ve Mel Gibson'a ait.
Filmin en dikkat çeken yönü yok olmufl Aztek dilinde olmas›. “Medeniyetler kendi içlerinde y›k›lmaya bafllamadan d›flardan fethedilemezler.”
cümlesiyle bafllayan film Aztek Uygarl›¤›' n›n y›k›lmak üzere oldu¤u zamanlar› anlatmaktad›r. Bin y›ldan fazla süre Amerika topraklar›nda hüküm süren, güçlü Aztek Krall›¤›'n›n çöküflüne engel olmak için yöneticiler, tanr›lar›na daha fazla tap›nak yapmak ve daha fazla kurban vermektedirler. Halk
içinde yaflanan kurban bulma çabalar›, halk› bölmekte ve
çöküflü h›zland›rmaktad›r. Jaguar Pençesi (Rudy Youngblood) adl› karakterin ailesini ve kendisini bu zulümden
kurtarma çabalar› ve bir uygarl›¤›n yok olmaya direniflini
çarp›c› bir dille anlatan filmde baflka uygarl›klar›n adaya
gelmesiyle çabalar›n bofla ç›k›fl›n› vurgulamaktad›r.
2001 y›l› Amerikan yap›m› ve baflrolünde Jake Gyllenhaal'›n oynad›¤› bu
filmde 1988 y›l›nda yani dünyan›n geçifl döneminde yaflayan lise ö¤rencisi Donnie Darko'nun ilginç öyküsü
anlat›lmaktad›r. S›radan bir lise ö¤rencisi olan Donnie, zorlu bir dönem
geçirmektedir. Halüsinasyonlar gördü¤ü için psikolojik tedavi görmektedir. Gördü¤ü halüsinasyonlardan birinde dev bir tavflan
olan Frank'le tan›fl›r, dev tavflan ona 28 gün 6 saat 42 dakika ve 12 saniye sonra dünyan›n yok olaca¤›n› söyler ve
Donnie kendisini ilginç olaylar›n içinde bulur. Evlerine düflen jet motoruyla bafllayan ve anlam veremedi¤i olaylar
dizisini okuldaki ö¤retmeninden ald›¤› “Zaman Yolculu¤unun Felsefesi” adl› kitapla anlamaya çal›fl›r. Yaflad›¤› olaylar ve çevresindeki insanlar gitgide ona kurgu bir hayat
yaflad›¤›n› hissini verir. Olaylar›n çözüldü¤ü anda Donnie'nin hayat› tamamen baflka bir boyuta geçmektedir.
Gibson daha önce yönetmenli¤i yapt›¤› ‹sa'n›n Çilesi filminde oldu¤u gibi fliddet ve vahflet unsurlar›n›n Apokalipto'da da fazla yans›t›lmas›ndan dolay› elefltirilmektedir.
Bu elefltiriler daha çok sahnelerdeki fliddetin konuyu gölgeledi¤i yönünde. Filmin yaln›zca makyaj, ses ve kurgu
ses dallar›nda Oscar'a aday gösterilmesinin sebebi de yine Gibson'›n vahflete dikkat çekmesine ba¤lan›yor. Baflka
bir elefltiri konusu ise afl›r› Katolik görüflleriyle tan›nan yönetmenin sadece filmin sonunda ‹spanyollar göründü¤ü
zaman yaflanan sakinlik dönemi. ‹spanyollar›n geliflini kurtar›c›n›n gelifli gibi gösteren yönetmenin ‹spanyol sömürgecili¤ini hakl› gösterme
çabas› olarak nitelendiriliyor. Tarih boyunca kültür zenginli¤iyle tan›d›¤›m›z bir
uygarl›¤›n böylesine
fliddet içerikli yönlerinin bulunmas›na Gibson taraf›ndan dikkat
çekilmesi filmin ayr›ca
önem kazanmas›na sebep olmufltur.
61
R i c h a r d
Kelly'nin
ilk
profesyonel yönetmenlik deneyimi olan filmin senaryosu
da yine Richard
Kelly'e ait. Böylesine karmafl›k bir senaryoyu lisede yazm›fl olmas›ysa
dikkat çekici baflka bir nokta. Zaman›m›z›n gençlerinin
yaflad›¤› psikolojik sorunlar› bambaflka bir boyutuyla anlatan, zaman yolculu¤unun nas›l bir kurgu oldu¤unu anlamam›z› sa¤layan, yaflanan diyaloglarla yaflad›¤›m›z hayat›,
kendi hayat›m›z›n baflkalar›n›n hayatlar›nda ne kadar
önem sahibi oldu¤unu sorgulamam›z› sa¤layan sürükleyici bir film. Filmin daha iyi anlafl›labilmesi için Donnie'nin
okudu¤u kitab›n (Philosophy Of Time Travel) okunmas›
tavsiye edilebilir.
Haz›rlayan: Erel Mez
At›l›m Üniversitesi ‹ngiliz Dili ve Edebiyat› Ö¤rencisi
18. ANKARA ULUSLARARASI
Film Festivali
BÖYLE GEÇT‹
Üniversitemizin bu y›l da sponsor olarak destek verdi¤i
18. Ankara Uluslararas› Film Festivali izleyicilere sinemayla dolu bir 10 gün daha yaflatt›.
Türk ve dünya sinemas›n›n, sinemalarda görme flans›m›z›n az oldu¤u örneklerini izleyicilerle buluflturan Ankara
Uluslararas› Film Festivali çeflitli ülkelerden pek çok
uzun, k›sa ve belgesel filmle izleyicilerin karfl›s›na ç›kt›.
Festival, 12 Nisan akflam› Dil ve Tarih Co¤rafya Fakültesi, Farabi Salonu’nda gerçekleflen ve sunuculuklar›n›
oyuncu Tamer Karada¤l› ve Elif Da¤deviren’in yapt›¤› aç›l›fl töreninde geleneksel onur ödüllerinin da¤›t›lmas›yla
bafllad›. Bu y›l Kitle ‹letiflim Ödülü Antalya Alt›n Portakal
Film Festivali’ne; daha önce Kerim Afflar, Cüneyt Gökçer,
Cemil Eren ve Kay›han Keskinok’a verilen Sanat Ç›nar›
Ödülü edebiyatç› Erhan Bener’e verildi. Festivalin önemli
bir di¤er ödülü olan ve Festival’in kurucular›ndan Aziz Nesin ad›na verilen Emek Ödülü ise bu y›l Türkiye sinemas›na yüzlerce filmle damgas›n› vurmufl olan usta oyuncu
Fatma Girik’e sunuldu. Son 5 y›ld›r bu ödüle de¤er bulunan sanatç›lar ad›na haz›rlanan kitab› bu y›l Fatma Girik’in oyunculu¤una yarafl›r bir biçimde Burçak Evren haz›rlad›. At›l›m Üniversitesi’nin sponsorlu¤unda ortaya ç›kan ‹ki Ün’lü Kad›n: Fatma Girik adl› kitapta, Fatma Girik’in Türkiye sinemas›na yapt›¤› katk›lar, oyuncunun
filmleriyle ilgili de¤erlendirmeler, elefltiriler ve filmlere ait
pek çok foto¤raf yer ald›. Bu ödül çerçevesinde izleyiciler yönetmenli¤ini Y›lmaz Güney’in yapt›¤› baflrollerini ise
unutulmaz oyuncu Y›lmaz Güney ve Fatma Girik’in paylaflt›¤› Ac› filmini perdede izleme flans› yakalad›lar.
62
Festivalin bu y›lki Ulusal Uzun Film Yar›flmas› bölümüne ise rekor bir kat›l›m gerçekleflti. Yar›flmada; bir sinema tutkununun hikayesini anlatan, yönetmenli¤ini Murat fieker’in yapt›¤› 2 Süper Film Birden; Orhan O¤uz’un
yönetti¤i Aura; Serdar Akar’›n yönetti¤i bir arkadafl grubunun karfl›laflt›klar› fliddet üzerinden toplumdaki fliddet
e¤ilimine dikkat çeken Barda; 1980’lerin bafl›nda Ad›yaman’daki bir grup yerel müzisyenin soka¤a ç›kma yasa¤›
nedeniyle yaflad›klar›n› anlatan, yönetmenli¤ini Muharrem Gülmez ve S›rr› Süreyya Önder’in yapt›¤› Beynelmilel; yönetmenli¤ini Dervifl Zaim’in yapt›¤› minyatürle Bat›l› anlamda resim üzerinden sanat-sanatç›-iktidar iliflkisini
sorgulamaya çal›flan Cenneti Beklerken; usta yönetmen
Zeki Ökten’in filmi Çinliler Geliyor; Yüksel Aksu’nun
Mu¤la halk›yla dayan›flma içerisinde gerçeklefltirdi¤i
Dondurmam Gaymak; Ömer U¤ur’un yönetti¤i 12 Eylül
Filmi Eve Dönüfl; Cem Y›lmaz ve Ali Taner Baltac›’n›n birlikte yönettikleri, Hokkabaz ‹skender ve arkadafl› Maradona’n›n hikayesini anlatan Hokkabaz; Nur Akal›n’›n yönetti¤i Joenjoy; Zeki Demirkubuz’un ikinci filmi Masumiyet’in öncesi olarak nitelendirilen Kader; Aytan Gönülflen’in yönetti¤i iki arkadafl›n karl› bir havada kaybolmalar›n›, ayn› zamanda hayat›n sorgulanmas›na dönüfltüren
Kardan Adamlar; Durul ve Ya¤mur Taylan kardefllerin yönetti¤i Küçük K›yamet; Onur Ünlü’nün Polis; Seçkin Yasar’›n yönetti¤i Sevgilim ‹stanbul; Turgut Yasalar’›n Ahmet Ümit’in kitab›ndan uyarlad›¤› polisiye Sis ve Gece;
Olgun Arun’un uzun bir mücadeleden sonra gösterime
sokmay› baflard›¤› filimi Tramvay ve Ayhan Sonyürek’in
yönetti¤i Unutulmayanlar filmleri yer ald›.
la Gökhan At›lm›fl’a
Ulusal Uzun Film Yar›flmaverildi. Serdar Y›lmaz,
s›’n›n, baflkanl›¤›n› tiyatro
Elif Taflç›o¤lu Cenneti
oyuncusu ve senaryo yazar›
Beklerken filminde kurEmine Nevin Cangür’ün yapduklar› dünya ve atmost›¤› Seçiciler Kurulu’nda yöfer nedeniyle En ‹yi Sanetmen Tunç Baflaran, sinenat Yönetmeni Ödülü’ne,
ma yazar› ve tarihçisi Agah
Zeki Demirkubuz
Rahman Alt›n Cenneti
Özgüç, tiyatro oyuncusu ve
Beklerken filmindeki bayönetmeni Cengiz Korucu ve
flar›l› müzik çal›flmas›yla
akademisyen Doç. Dr. Nejat
En ‹yi Özgün Müzik ÖdüUlusay yer ald›. Seçiciler Kulü’ne, Çiçek Kahraman
rulu’nun yapt›¤› de¤erlendirise Küçük K›yamet filme sonucunda Beynelmilel
mindeki kurgu anlay›filmi, Türkiye’nin siyasal ve
fl›yla En ‹yi Kurgu
toplumsal tarihindeki çok
Dondurmam
Gaymak
Ödülü’ne de¤er buönemli bir dönemi belli bir
mesafe, ironi ve ayn› zamanda kara mizaha yak›n lundu. “Umut Veren” kategorisinde
bir üslupla aktarmas› ve son derece yerel bir konu- ise Tuna Orhan Hokkabaz filmindeki
yu evrensel bir boyuta tafl›mas› nedeniyle En ‹yi performans›yla Umut Veren Yeni
Film Ödülü’ne, Dondurmam Gaymak filmi amatör Erkek Oyuncu Ödülü’nü, Emel Çölbir oyuncu kadrosuyla son derece profesyonel ve geçen Tramvay filmindeki oyunbaflar›l› bir film yaratm›fl olmas› nedeniyle Mahmut culu¤uyla Umut Veren Yeni KaTali Öngören Özel Ödülü’ne, Zeki Demirkubuz Ka- d›n Oyuncu Ödülü’nü, Yüksel
der filmindeki yönetimiyle En ‹yi Yönetmen Ödü- Aksu Dondurmam Gaymak filmindeki baflar›l› yönetimiyle
lü’ne de¤er bulundu.
Umut Veren Yeni Yönetmen
En ‹yi Kad›n Oyuncu Ödülü Kader filmindeki perforÖdülü’nü kazand›. Seçiciler
mans› nedeniyle Vildan Atasever’e, En ‹yi Erkek
Kurulu, Umut Veren Yeni
Oyuncu Ödülü Polis filmindeki baflar›l› oyunculuSenaryo Yazar› kategorisin¤uyla Haluk Bilginer’e, En ‹yi Yard›mc› Kad›n Oyunde ise ödüle de¤er kifli bucu Ödülü Kader filmindeki performans› nedeniyle
lamad›.
Müge Ulusoy’a, En ‹yi Yard›mc› Erkek Oyuncu ÖdüK›sa Film Bölümü’nde ise
lü ise Sis ve Gece filmindeki oyunculu¤uyla ‹lyas
bu y›l toplam 181 film izleSalman’a verildi.
yiciye sunuldu. Yönetmen
Festivalde Onat Kutlar an›s›na verilen Onat Kutlar Yüksel Aksu, AkademisEn ‹yi Senaryo Ödülü ise Beynelmilel filmiyle S›rr› yen Bülent Özkam, ThoSüreyya Önder’e, En ‹yi Görüntü Yönetmeni Ödülü mas Balkenhol, sinema
Sis ve Gece filmindeki baflar›l› görüntü çal›flmas›y- yazar› Ahmet Ilgaz ve sa-
63
Kader
Polis
Sis ve Gece
nat yönetmeni Natali Yeres’ten oluflan Ulusal K›sa ve Canland›rma Film Yar›flmas› Seçiciler Kurulu bu bölümde 16 kurmaca, 12
deneysel ve 12 canland›rma filmi de¤erlendirdi. Yar›flma sonucunda Mehmet Selçuk Bilge’nin yönetti¤i Mr. Unhappy Meets
the Girl, Mr. Unhappy Sees a Doctor filmleri kurmaca dalda en iyi
film ödülüne, Yasemin Ayd›n’›n yönetti¤i Suret filmi deneysel
dalda en iyi film ödülüne, Ayçe Kartal’›n yönetti¤i Beyinsiz filmi
ise canland›rma dal›nda en iyi film ödülüne de¤er bulundu. Bu
filmlerle birlikte Seçici Kurul R. Naz›m Ulusoy’un Y›r-t›k filmine
özel ödül vermeyi uygun buldu.
Soymak ve Ari Sandel’in 2006 y›l›nda Oscar Ödülü kazan filmi
Bat› fieria Hikayesi, yönetmenin de kat›l›m›yla izleyiciye sunuldu.
K›sa filmin bir di¤er bölümü ise “K›saca Bir Usta: Jean Gabriel
Periot” adl› bölüm oldu. K›sa filmci Jean Gabriel Periot’nun s›rad›fl› filmlerinden oluflan bir seçki izleyici karfl›s›na ç›kt›. Festival’in Berlin Film Festivali Yetenekler Ligi (Talent Campus) projesi çerçevesinde gerçeklefltirilen Vur Gol Olsun, Çek Film Olsun!
ise 50 k›sa filmle izleyiciye sunuldu. Futbolun ve sineman›n kaynaflt›r›c› gücünü vurgulayan filmler genç izleyiciler taraf›ndan büyük bir ilgiyle karfl›land›.
‹zleyiciler bu y›l da festivalde yar›flma program›n›n d›fl›nda pek
çok k›sa film izleme flans› yakalad›. Yar›flma flans› bulamayan 28
film “Yar›flma D›fl› Gösterim” program›yla izleyiciyle buluflturuldu. K›sa film bölümünün en ilginç bölümlerinden biri ise geçen
y›l bafllat›lan ve olanak bulundu¤u ölçüde sürdürelmeye çal›fl›lacak olan “Türkiye K›sa Film Tarihinden” oldu. Natali Yeres,
Serdar Akar, Kutlu¤ Ataman, Fatih Ak›n, Mehmet Kurtulufl, Meral Erez, Cemal Erez, Kudret Sabanc›, Yeflim Ustao¤lu, Tan
Oral’›n k›sa filmlerinden oluflan bir seçki Hilmi Etikan’›n Türkiye’de K›sa Filmin Tarihi adl› belgesel filmiyle izleyiciye sunuldu.
‹zleyicinin büyük be¤enisini toplayan seçki dört seansta izleyici
karfl›s›na ç›kt›.
Festivalin Belgesel Bölümü’nde ise bu y›l toplam 61 film izleyiciyle bulufltu. Ulusal Belgesel Film Yar›flmas›; Amatör Kategori’de 13, Profesyonel Kategori’de ise 9 film yar›flt›. Yar›flman›n;
Akademisyen Yusuf Akçura, Andreas Treske, sinema yazar› Murat Erflahin, yönetmen Enis R›za Sak›zl› ve Semra Sander’den
oluflan Seçiciler Kurulu Amatör Kategoride, Atefl Savafleri, ‹rem
Pasinligil ve Onur Etiz’in yönetti¤i Öyle Duruyorum adl› filmi birincilik ödülüne, Serkan Yüksel’in yönetti¤i Iss›z adl› filmi ikincilik ödülüne, Meriç Ozan ve Mutlu Karado¤an’›n yönetti¤i Gewok
adl› filmi üçüncülük ödülüne de¤er buldu. Amatör Kategoride Jüri Özel Ödülü’nü Fatih Sezgin ve Mevlüt Çiftçi’nin yönetti¤i Çal›
adl› film kazand›. Profesyonel kategoride, Seçiciler Kurulu birincilik ödülüne de¤er yap›t bulamad›. Özgür E. Ar›k’›n yönetti¤i X
adl› film ikincilik ödülüne, Berrin Balay Tuncer ve Önder M. Özden’in yönetti¤i Kad›na A¤›t adl› film üçüncülük ödülüne, Mihriban Tan›k’›n yönetti¤i Hiçbiryerde adl› film ise Jüri Özel Ödülü’ne
de¤er bulundu.
K›sa Filmin uluslararas› bölümünde ise Detmold Uluslararas› K›sa Film Festivali program›ndan yap›lan bir seçki, “K›sa S›n›r Tan›maz” bölümünde ise dünya sinemas›n›n son dönemdeki k›sa
filmleri izleyiciye sunuldu. Festivalin “Ödüllü K›salar” bölümünde
ise festivallerde pek çok ödül kazanm›fl olan k›sa filmeler izleyiciye sunuldu. Gösterimlerin izleyici taraf›ndan be¤enildi¤i bölümde Geza M. Toth’un Maestro, Marc Craste’nin Jojo Y›ld›zlarda, Micha Wald’›n Alice ve Ben, Till Nowak’›n Kurtulufl, Jan Verbeek’in Tokyo’da bir Çarflamba Gecesi, Ken Wardrop’un Annemi
Belgesel film program›n›n yar›flma d›fl› gösterimleri ise yine zengin bir içerikle izleyici karfl›s›na ç›kt›. Ulusal Belgesel film dal›nda yar›flma flans› bulamayan yap›tlar bir gösterim program›yla izleyiciye sunuldu. Belgesel bölümünün uluslararas› k›sm›nda ise
64
Beynelmilel
Kardan Adamlar
Ayr›mc›l›k Çocuklar›n Sesi, Bizim Özel Bin Ladinimiz, Çirkin Surat
gibi filmler gösterildi. “Peyazperdede Notalar” bölümünde ise
müzik üzerine yap›lm›fl belgeseller izleyiciyle bulufltu. Bu bölümde Brezilya’l› ünlü flark›c› Maria Bethania’y› ve müzi¤ini anlatan
Maria Bethania: Müzi¤in Kokusu, bir s›¤›nma kamp›nda yaflayan
mültecilerin müzi¤ini anlatan Notalar Sürgünde, Astor Piazzola’y›
anlatan Tongo Ustas›: Astor Piazzolla ve Rolling Stones’u anlatan
Tafl Gibi: Rolling Stones adl› belgesel filmler gösterildi.
Federico Fellini
n›n usta yönetmeni Federico Fellini’den 7 filmlik bir seçki de yer
ald›. “Hat›rl›yorum!” ad›yla izleyiciye sunulan bölümde Usta yönetmenin Sekiz Buçuk, Aylaklar, Beyaz fieyh, Kazanova, Roma,
Ruhlar›n Jülyeti, Satyricon filmleri izleyici karfl›s›na ç›kt›. Filmlerin
tek gösterim olarak izleyiciye sunulmas› izleyicilerin pek ço¤unun filmleri bir kez daha perdede izleme flans› yakalayamamas›na neden olsa da, çok be¤enildi. “Dünyan›n Her Köflesinden”
bölümünde ise dünyan›n pek çok ülkerinden, aralar›nda Hindistan’l› yönetmen Mira Nair’in Adafl, Josef Pacskovszky’nin Çal›nt› Kareler, Marco Bellocchio’nun Dü¤ün Yönetmeni, Volker
Schlöndorff’un Grev, Alexander Sokurov’un Günefl, Daren Aronofsky’nin Kaynak, Sofia Coppola’n›n Marie Antoinette filmlerinin de bulundu¤u 20 film yer ald›. ‹zleyiciler festivalin “ARTE”
filmlerinden oluflan bölümünde ise 4 film izlediler. Festivalin en
ilgi çekici bölümü ise Kore sinemas›na ayr›lm›fl olan “Yeni Güney Kore Sinemas›: Aflk, Hayat, Ölüm” adl› bölüm oldu. Bu bölümde Park Chan-wook’un Ben Bir Robotum Ama Sorun De¤il,
Joon-ho Bong’un Cinayet Günlü¤ü, Hong Sang-Soo’nun filmi
Kumsaldaki Kad›n ve Yi-Kwan Kang’›n Sa-kwa filmleri gösterildi.
Bu y›l festival kapsam›nda yap›lan belgesel gösterimlerin belki
de en ilgi çekici olan› Bask›n Oran’›n kat›ld›¤› bir panelle de desteklenen “Süttozu, Traktör ve Propaganda: Marshall Plan›
Filmleri” adl› bölümdü. Dönemin ABD D›fliflleri Bakan› George
Marshall’›n ad›yla an›lan plan 1948’de savafl›n yaralar›n› sarmak
üzere Avrupa’ya yard›m etmek amac›yla bafllat›ld›. Plan çerçevesinde, ekonomik yard›m programlar›n›n yan› s›ra, demokrasi ve
Amerikan yaflam tarz›n› yerlefltirmek üzere filmler yapt›rmak için
büyük kaynaklar ayr›ld›. ABD’de gösterimi 1990’a kadar yasak
olan Marshall Plan› filmleri, geçti¤imiz y›l “Demokrasi Satmak”
bafll›¤›yla genifl çapla bir turla gün›fl›¤›na ç›kar›lm›flt›. Festival
çerçevesinde bu kapsamda yap›lan 300’ün üzerinde filmden 5
tanesi izleyiciye sunuldu.
Film gösterimlerinin yan› s›ra fesitval kapsam›nda baflka etkinlikler de düzenlendi. Bunlardan ilki, Sakl›kent’te gerçeklefltirilen
Baba Zula’n›n bir konser verdi¤i ve Murat Meriç’in eski 45’likleri çald›¤› Festival Partisi idi. Partide ayn› zamanda Müzikte Bir
Deney: Anadolu Rock adl› belgesel de gösterildi. Bu y›l gösterim
programlar›na paralel olarak 3 panel düzenlendi. Bunlardan ilki
“Beyaz Perdede Notalar”a Murat Meriç, Baba Zula ve Cahit Berkay kat›ld›. “Süttozu, Traktör ve Propaganda: Marshall Plan›
Filmleri” paneline ise Yard. Doç. Dr. Ahmet Gürata yönetiminde
Prof. Dr. Bask›n Oran, yönetmen Enis R›za Sak›zl› ve Gazeteci
Varl›k Özmenek yer ald›. “Cehennemin ‹çinden: Dünya Savafl›yor” adl› bölüme ise Adil Kaya ve Bar›fl ‹çin Sürülenler filminin yönetmenlerinden Osman Okkan kat›ld›.
Belgeselin bir di¤er bölümü ise “Cehennemin ‹çinden: Dünya Savafl›yor” adl› bölüm oldu. Bu bölümde Osman Okkan, Simone Sitte’nin yönetti¤i Bar›fl ‹çin Sürülenler, Mohammed Bakri’nin yönetti¤i Cenin Cenin, Ümit K›vanç ve Ümit fiahin’in Filistin Ocak 2003,
Rashid Masharawi’nin Hayfa, Mohammed Al Daradji’nin Rüyalar
ve Carlos Lapena’n›n fiatila’da Dört Saat adl› filmler gösterildi.
18. Ankara Uluslararas› Film Festivali’nde bu y›l da pek çok tan›nm›fl yönetmenin yan› s›ra ilk filmleriyle de be¤eni toplayan
yönetmenlerin filmlerinin yer ald›¤› “Dünya Sinemas›” bölümü
de 35 filmle izleyici karfl›na ç›kt›. Bu bölümde ‹talyan sinemas›65
Haz›rlayan: Ali Karado¤an
baflkalar›n›n düfllerine tutsak oldu¤u bir ortamda, daha on üçüne yeni basm›fl, yoksul bir genç k›z›n, yaln›zca yeflile çalan mavi gözlerinin
p›r›lt›s› ya da yafl›n› gizleyen geliflmifl bedeniyle bunun üstesinden
geldi¤i de söylenemez. Belki de Girik’in baflar›s›ndaki büyük s›r da
burada yatar.
Yaflam›ndan kimi izleri hemen her filminde
tek bir karede de görmek mümkündür demifltik. Gerçekten de öyledir. Evin beyi, çiftli¤in kâhyas›, konak ya da köflkün efendisi
ile köyün a¤as› taraf›ndan k›st›r›lan, bir dizi ac›larla donat›ld›ktan sonra da yüzüstü
b›rak›lan bu kad›n›n, her filminde -rastlant› da olsa- kaderine ya da koflullara
boyun e¤meden bafl kald›r›fl›, onun için
yaz›lan senaryolarla ya da yaz›lm›fl senaryolara denk düflen kiflili¤iyle sanki
örtüflmüfl gibidir.
At›l›m Üniversitesi’nin sanata ve sanatç›ya katk›lar› devam ediyor. 18.
Ankara Uluslararas› Film Festivali
sponsoru olan Üniversitemiz, Türk
Sinemas›’n›n unutalmaz ismi Fatma Girik’in konu edildi¤i Festival yay›nlar›ndan
“‹ki Ün’lü Kad›n Fatma Girik” kitab›n›n
yap›m›n› üstlenerek Türk Sinema Tarihi’ne
bir not düflmüfltür.
Bafltan aya¤› kad›ns› bir fizi¤e, hem
de davetkâr ve reddedilmez bir güzelli¤e sahip olmas›na karfl› ona “Erkek Fatma” demeleri, iflte bu yüzdendir. Törelerin tutsa¤› oldu¤unda kendi mezar›n› kendi kazar; erke¤ine kendi elleriyle kuma arar, dahas› Türk sinemas›n›n belki de en nankör rollerinden biri olan Kambur’da da
gözlerini bir baflkas›na, hiç düflünmeden sevdi¤ine arma¤an eder. ‹ster da¤›lan ailesini kucaklayan ana, ister törelerin tutsa¤› olmufl ç›kmazlar içindeki köylü kad›n›, ister köflklerin fl›mar›k o¤lanlar›yla flört
eden genç k›z olsun, hepsinde ama hepsinde, içindeki ac›y› gözlerinde yafl de¤il de, hep karfl› koyulan bir eylem yapar. Tüm bunlar onun
kiflili¤inde var olan bir olgunun, yapay öyküler-senaryolar içine s›k›flt›r›lm›fl, gerçek yaflam serüveninden bir iz, bir al›nt› gibidir.
Burçak Evren’in yaz›p haz›rlad›¤› kitab› okumaktan büyük keyif alaca¤›n›za inan›yoruz.
“S›radanl›ktan s›ra d›fl›l›¤a ad›m ad›m yükselmek ve sonra da yükseldi¤i yerde uzun
süre kalmay› baflarmak yaln›zca sinemada de¤il, yaflam›n her alan›nda övgüye de¤er bir yaflam serüvenidir. Ama baflar›larla dolu serüvenin en etkili ve en etkileyici oldu¤u alan ise, hiç kuflkusuz sinemad›r.
‹zleyicilikten izlenen konumuna geçmek ya da bir di¤er deyiflle çocuksu düflleri, yine çocukken gerçeklefltirmek… K›sacas› Fatma Girik gibi olmak.
Difli olmas›na difli, güzel olmas›na güzeldir ama filmlerinde hep mahallenin sahiplenecek k›z›, köyün korunacak bir bac›s› ya da komedilerde bir yol arkadafl›, s›rdafl› olacak kadar da hem yak›nd›r izleyene, hem de uzak ve de mesafeli.
Fatma Girik’in en etkileyici filmi, san›r›m çevirmedi¤i ama her filminde en az bir kareyle de¤indi¤i kendi yaflam serüvenidir.
50’li y›llar›n sonlar›na do¤ru daha çocukken bafllar bu serüven. Yoksul bir mahallede ayn› yoksullu¤u paylaflan bir ailenin tek odal› evinde düfl kurmak çok do¤ald›r. Do¤al olmayan bu düfllerin neredeyse
kurulmas›yla koflut olarak gerçekleflebilmesidir.
Zaten Fatma Girik’le izleyeni-seveni aras›ndaki aflk da böyle bafllay›p
böyle devam etmifltir. Karfl› konulmaz ama bir o kadar da anlat›lmaz,
betimlenemez bir aflkt›r bu. Bac› ile sevgili, sahiplenmekle korumak
aras›nda kalan, bedensel bir özlemden çok, yeflile çalan mavi gözlerinin derinliklerine tutsak olup, yaln›zca dokunmakla yetinilen,
s›n›rlar› önceden çizilmifl ama karfl› konulmaz bir sevdad›r bu.
Figüranl›ktan starl›¤a yükselen belki de tek sanatç›d›r Fatma Girik…
Ad›m ad›m, horlana d›fllana, film film olan bu yükselifl öyküsü; onun
çevirdi¤i filmlerden daha etkili, daha çarp›c› ve bir o kadar da inan›lmas› daha güç bir yükseliflin, çocuksu düfllerden gerçe¤e ulaflman›n
serüvendir.
Bunu bir biz biliriz, bir de beyazperde…
Buna ister kat›ks›z ama karfl›l›ks›z bir sevda, ister Fatma Girik’in
büyüsü, isterseniz de beyazperdenin azizli¤i deyin…
Yetene¤in s›nanmad›¤› ya da s›nanma olana¤›n›n pek olmad›¤› 50’li
y›llarda, onlarca genç ve taze bedenin bu düfller u¤runa düflürülüp,
Ama ne derseniz deyin, hepsi de kabulümüzdür… “
66
At›l›m Üniversitesi, Ankara Film Festivali’ne 6 y›ld›r
katk› sa¤l›yor. Bu y›l 18.’si düzenlenen Ankara
Uluslararas› Film Festivali’nde Fatma Girik, Aziz Nesin
Emek Ödülü’nü ald›.
At›l›m Üniversitesi Mütevelli Heyet Baflkan› Yalç›n Zaim,
üniversitenin sanata ve sanatç›ya bak›fl›n› de¤erlendirdi.
Ne Yaparsan Yap Ama Adam Gibi Yap
Bilgi ça¤›n›n getirdi¤i “evrensel bilgiye ulaflma” ve “bilgiyi kullanma”
yeteneklerine sahip, mesleki konularda bilgili ve deneyimli, araflt›rmac›, dinamik, ülke sorunlar›na duyarl›, tak›m çal›flmas›n› seven,
mesle¤inde ve ifl dünyas›nda baflar›l›, rekabetten korkmayan, sanatsal, kültürel ve tarihsel de¤erlerimize sahip ç›kan, çevre konusuna
duyarl›, laik Türkiye Cumhuriyeti'ne ve Atatürk ilkelerine ba¤l› gençler yetifltirmek üzere bafllam›flt› At›l›m Üniversitesi'nin serüveni.
Büyük Atatürk “güzel sanatlarda baflar› bütün devrimlerin baflar›ld›¤›n›n en kesin kan›t›d›r” demiflti. Bu ülkenin daha eskilerde, Sabahattin Ali´leri, Naz›m Hikmet'leri, Fakir Baykurt'lar›, Muhsin Ertu¤rul'lar›, Mahsuni fierif'leri, At›f Y›lmaz'lar› vard›. fiimdi giderek azald›lar. Bizi ve bu topraklar› besleyen ve yaflatanlard› onlar. Gittiler ve yerlerine birilerini b›rakmad›lar. fiimdi bir ço¤u siyah beyaz film karelerinde, tozlu sayfalarda ve tafl plaklardalar.
10. y›l›m›zda yüzlerce ö¤rencimizi bu de¤erlerle yetifltirdik, mezun
ettik, etmeye de devam ediyoruz. Yak›n gelecekte 7 fakültede 15 bine yak›n ö¤rencimizle hedefledi¤imiz büyüklü¤e ulaflaca¤›z. Üniversite fikrini oluflturdu¤umuz y›llarda, ülkenin tafl›n› topra¤›n› ö¤renmeye ve de¤erlendirmeye çal›flan genç mühendislerdik. Bu co¤rafya
üzerindeki en güzel, en önemli ve keflfedilmemifl topraklar› arfl›nl›yorduk ideallerimiz u¤runa. Bugün geliflen ve de¤iflen dünya düzeninde sadece mühendis olman›n ve bakir topraklar› arfl›nlaman›n yeterli olmad›¤›n› görmek çok zor olmasa gerek.
Belki de bugün kayg› duydu¤umuz onca fleyin sebebi de budur; görsel sanatlarda yakalayamad›¤›m›z baflar›, devrimlerin temelinden
sars›lmaya çal›fl›lmas›na bir gerekçe oluflturmakta. Ankara Uluslararas› Film Festivali o nedenle çok önemli. Cumhuriyetin Baflkenti'nde
bir film festivali elbette olmal›, elbette yaflamal›, gelece¤in genç sinemac›lar› film karelerinin unutulmazlar›n› yaratmal› ve birileri bu
topra¤›n türküsünü unutturmamal›. Biz o nedenle destekliyoruz festivali, sinemay›, sinemac›lar›; elimizden geldi¤ince...
Bafllad›¤›m›z noktada ülke gerçekleri, bizim mühendislik a¤›rl›kl› bir
üniversite olmam›z gerekti¤i fikrini oluflturmufltu.
10. y›l›m›zda 50. y›l›n› kutlayan Fatma Girik'e, 50 y›l önce söyledikleri içinse babas›na flükranlar›m›z› sunuyoruz. 13 yafl›ndaki Fatma sinemac› olmak istedi¤inde babas› “ne yaparsan yap ama adam gibi
yap” demifl. O da öyle yapm›fl zaten.
10. y›l›m›zda bunu baflard›¤›m›z› düflünüyorum, ancak bir gerçe¤i ve
eksi¤i hat›rlatmakta fayda görüyorum.
Cumhuriyet Türkiyesi'nin 100. y›l›na yaklafl›rken
kayg› verici geliflmeleri yaflayaca¤›m›z gerçe¤iyle yüz yüzeyiz. 1920'lerde temelleri at›lan ça¤dafl, laik Cumhuriyet bugün yeni bir ayd›nlanma
dönemine ihtiyaç duyuyor. Bugün sanattan,
edebiyattan, tiyatrodan, sinemadan yoksun yetiflen nesillerin çok iyi doktor, mühendis, avukat
olmalar› bu ülke için çokta önemli olmayacak ne
yaz›k ki. Çünkü bu ülke ve topraklar›n›n türküsünü söyleyemeyenlerin söyledikleri, bizi gerçek
bir karanl›¤a sürükleyecektir.
“
100. y›l›na yaklaflan Cumhuriyetin bugün iflini “adam” gibi yapanlara en çok ihtiyaç duydu¤u dönemi yafl›yoruz. Üniversite fikrini baflta da belirttiBugün sanattan, edebiyattan,
¤im gibi bu ülkenin bakir topraklar›n› artiyatrodan, sinemadan yoksun
fl›nlayan mühendislerken oluflturmufltuk,
yetiflen nesillerin çok iyi doktor,
sonra bu ülkeye mühendisler yetifltirelim
istedik ama flimdi gördük ki önce “inmühendis, avukat olmalar› bu ülke
san”, önce “adam” sonra mühendis oliçin çokta önemli olmayacak ne yaz›k
mak ve “gelece¤e iz b›rakmak” için saki. Çünkü bu ülke ve topraklar›n›n
nata, sinemaya, edebiyata, tiyatroya ihtiyaç var.
türküsünü söyleyemeyenlerin
”
söyledikleri, bizi gerçek bir karanl›¤a
sürükleyecektir.
67
‹flini “adam” gibi yapan ve bu ülkeye de¤er katan herkese sayg›yla.
TANITIM
ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹
GÜZEL SANATLAR,
TASARIM VE M‹MARLIK
FAKÜLTES‹ AÇILDI
Güzel Sanatlar, Tasar›m ve Mimarl›k Fakültesi, 2007-2008 ö¤retim
y›l›nda, ‹ç Mimarl›k ve Çevre Tasar›m›, Grafik Tasar›m›, Moda ve
Tekstil Tasar›m› Bölümleri ile e¤itim-ö¤retime aç›lm›flt›r. Önümüzdeki y›llarda Mimarl›k, Endüstri Ürünleri Tasar›m›, Görsel ‹letiflim
Tasar›m›, Animasyon, Foto¤raf ve Müzik Bölümleri’nin de e¤itimö¤retime aç›lmas› planlanmaktad›r.
Fakültemizin önemli amaçlar›ndan biri de, moda tekstil ve haz›r giyim alanlar›nda bireyselli¤e dayanan tüketici talep yap›s›ndan dolay› ürün çeflidi bol ve h›zla de¤iflen bir tasar›m çeflitlili¤i gösterdi¤inden, bu de¤iflikli¤i önceden yakalayabilecek, Türk tekstil sektörünün ihtiyac› olan markalaflmaya katk›da bulunacak nitelikli
moda ve tekstil tasar›mc›lar› yetifltirmektedir.
2007-2008 ö¤retim y›l›nda önkay›t ve özel yetenek s›nav› ile Fakültemizin ‹ç Mimarl›k ve Çevre Tasar›m› Bölümüne 30, Grafik Tasar›m› Bölümüne 30, Moda ve Tekstil Tasar›m› Bölümüne 30 ö¤renci al›nacakt›r.
Fakültemiz, ça¤dafl e¤itim anlay›fl›n›n gere¤i olarak verilecek akademik e¤itimle s›n›rl› kalmayarak, Türk kültür ve sanat›n›n tan›t›lmas›, pazarlanmas› ve dünya kültürü ile bütünleflmesi için, uluslararas› yaz okullar› açmay›, uluslararas› sanat sempozyumlar›, sanat gösterileri düzenlemeyi, içinde yaflad›¤› çevrede yap›lan sanatsal ve kültürel etkinliklere yo¤un olarak kat›larak, öncü bir görev üstlenmeyi de kendine amaç edinmifltir.
Güzel Sanatlar, Tasar›m ve Mimarl›k Fakültesi, ‹ç Mimarl›k ve Çevre Tasar›m›, Moda ve Tekstil Tasar›m›, Grafik Tasar›m›, Endüstri
Ürünleri Tasar›m›, Görsel ‹letiflim Tasar›m› gibi de¤iflik sanat ve tasar›m dallar›nda, kültür ve sanat de¤erlerimizden ilham alan, sorunlar›n çözümünü kayna¤›nda arayan, dünya kültürü ile bütünleflen, çok yönlü, üretken, yaparak ve yaflayarak ö¤renme ilkesini
benimsemifl, Türkiye’yi yurtiçinde ve yurtd›fl›nda baflar› ile temsil
edebilecek, ça¤dafl sanatç› ve tasar›mc›lar yetifltirmeyi kendine
amaç edinmifltir.
H›zl› bir kentleflme süreci yaflanan ülkemizde, çevre ve iç mekan
tasar›m›, bu mekanlarda kullan›lan donat›m ürünleri yeterince ifllevsel olmad›¤› gibi, kültürel kimli¤imizi yans›tan estetik unsurlardan da yoksundur. Bu nedenle Fakültemiz, Türk insan›n›n ergonomik ölçülerine uygun, kültürel kimli¤imizi yans›tan estetik mekanlar
ve ürünler tasarlayabilecek, sektörün ihtiyac› olan nitelikli iç mimar
ve çevre tasar›mc›lar› yetifltirecektir.
Yaflam›n her alan›nda etkinleflen görsel iletiflim, genifl istihdam ortamlar›n›n yarat›lmas› ve bu alanda iyi yetiflmifl grafik tasar›mc› ihtiyac›n› da beraberinde getirmektedir. Fakültemiz de, bu gereksinimleri karfl›lamak için, grafik tasar›m alan›na giren konularda,
araflt›r›c› ve yarat›c› güce sahip, yeniliklere aç›k, kültürlü, yetenekli, estetik duyarl›klar› geliflmifl, teknik bilgi ve becerilerle donat›lm›fl, ak›l ve sezgi yolu ile görsel imgeler yaratabilen grafik tasar›mc›lar yetifltirilecektir.
E¤itim Ö¤retim ‹lkeleri
Fakültemiz bölümlerinin ders müfredatlar› birbirini tamamlayan, ö¤rencilerin bireysel yetenek ve tercihlerine göre geliflme olana¤› veren bir yap›da programlanm›flt›r; birinci y›lda mesle¤e haz›rlay›c› genel kültür ve yarat›c›l›k nosyonu veren dersler benzer, ikinci y›lda
temel meslek bilgi ve teknik beceri kazand›ran dersler ayr›, üçüncü y›ldan bafllayarak; “ F›rsat E¤itimi ” ilkesine dayal› “ÜniversiteSanayi ‹flbirli¤i” anlay›fl› içinde, sektörle bütünleflmeye olanak verebilecek, ö¤rencilerin kendi yetenekleri do¤rultusunda geliflmesini
amaçlayan bir yap›da programlanm›flt›r. Bölümlerin müfredat programlar›, %40 oran›nda genel kültür ve mesleki teorik derslerden,
%60 oran›nda mesle¤e yönelik bilgi ve beceri kazand›ran sanat ve
tasar›m içerikli atölye, stüdyo ve proje çal›flmalar›ndan oluflmaktad›r. Bölümlerin müfredatlar›nda mesleki bilgi ve teknik beceri kazand›ran dersler, yarat›c› nosyon kazand›ran tasar›m ve kültür
dersleri ile desteklenerek, ö¤rencilerin bireysel, araflt›rma, sorun
çözme ve projelendirme yeteneklerinin gelifltirilmesi programlanm›flt›r. Bölümlerin e¤itim-ö¤retim gereksinimlerine göre kurulmufl
atölye ve stüdyolar, ö¤rencilerin araflt›rma, deneme, projelendirme
ve uygulama çal›flmalar› için ders d›fl› zamanlarda da aç›k tutulur.
Atölye ve stüdyolarda sorumlu ö¤retim elemanlar›ndan baflka, gerekli durumlarda görevli uzman ve teknisyenler, ders d›fl› zamanlarda ö¤rencilere teknik destek vermektedirler.
68
Prof. Dr. Yüksel Bingöl - At›l›m Üniversitesi
Güzel Sanatlar, Tasar›m ve Mimarl›k Fakültesi Dekan›

Benzer belgeler