Mart 2014 - Opet Fuchs

Transkript

Mart 2014 - Opet Fuchs
Mart 2014
önsöz
10 kata kadar
daha fazla
koruma!*
Opet Fuchs Ailesi'nin Değerli Üyeleri,
2014 yılının başından bu yana devam eden döviz kurundaki
dalgalanmalar, otomotiv segmentinde yaşanan vergi artışı gibi
ekonomik ve konjonktürel etkenler, içinde bulunduğumuz yılın
sektörümüz açısından çok zor bir yıl olacağını bizlere gösterdi.
Özellikle döviz kurundaki öngörülmeyen bu hızlı artışın doğal bir
sonucu olarak, hammadde ve diğer girdilerde önemli ölçüde maliyet
artışı yaşanması, madeni yağ sektöründeki cari pazar fiyatlarının
artması sonucunu da beraberinde getirmiş oldu.
Bu dönemde tüm işletmelerin masraflarını kontol altına alma,
tasarruf tedbirleri uygulama ve iş verimliliğini arttırması kaçınılmaz
bir gerçek olacaktır.
Opet'in kurucusu Fikret Öztürk'ün dergimiz için verdiği röportajda,
içerisinde bulunduğumuz iş hayatına dair yol gösteren pek çok
önemli tespiti ve değerlendirmeyi bulmak mümkün olacaktır.
Şubat ayında Koç Holding Topluluğu'na çok değerli katkılarda
bulunan, Dr. Nusret Arsel ve Aydın Çubukçu'yu kaybetmenin
üzüntüsünü yaşadık.
2012-2013 yıllarında göstermiş olduğumuz şirket performansımızın
Tofaş tarafından ödüllendirilmesi, yılın başında bizleri son derece
heyecanlandıran bir gelişme oldu. Bu ödül OEM'lere vermiş
olduğumuz önemin bir sonucu olmakla beraber, bizlere şirket
performansımızı sürekli en üst seviyede tutma zorunluluğunu da
yüklemiş oluyor.
Tüm çalışma arkadaşlarıma, kıymetli iş ortaklarımız bayilerimize ve
tedarikçilerimize, 2014 yılının her anlamda güzel bir yıl olarak devam
etmesini dilerim.
Saygılarımla,
Murat Seyhan
Genel Müdür
Geliştirilmiş formülü sayesinde motorda binek ve
hafif ticari araçlarda, dört mevsim üstün koruma sağlar.
* API SL endüstri standardında yer alan SEQUENCE VIII
(ASTM D 6709) Motor Test limitlerine göre.
4 KARTER
opetoil.com.tr
KARTER 3
içindekiler
içindekiler
Haberler ........................................................................................ 6
Tofaş Tedarikçi Ödülleri ................................................................... 18
Madeni Yağ Akademisi...................................................................... 20
Berat Ödülleri.. ................................................................................. 28
Tosfed Ödülleri................................................................................. 30
Doğan Akaryakıt Röportajı . . .............................................................. 32
Ödüllü FotoğrafçıMurat Kaya. . ........................................................... 36
Otomotiv Bayi Toplantısı.................................................................... 38
Illy Kahve Eğitimi.............................................................................. 46
Tor Madeni Yağ Röportajı.................................................................. 48
Brooks Brothers............................................................................... 52
Fermanoğlu İnşaat Röportajı............................................................. 54
Yer Misin Yemez Misin....................................................................... 56
Timur Makzume Röportajı.. ................................................................ 58
Vespa ............................................................................................. 64
Moda .............................................................................................. 68
Umut Kısa Röportajı . . ....................................................................... 70
Senli Benli ..................................................................................... 76
Hayat Böyle Daha Keyifli ................................................................. 78
Bir Marka, Bir Başarı
Hikayesi:
Fikret Öztürk
Tofaş Satış Sonrası
Ve Yedek Parça
Direktörü Turhan
Çeltikçioğlu İle
Özel Bir Sohbet...
14
22
Türkiye Aşığı
Shantel'le Unutulmaz
Bir Sohbet...
Ekranların Sevilen Yüzü
Ivana Sert, Karter'e
"Bizimlesin" Dedi!
42
60
Aileden Oyuncu;
Renkli Kişiliği İle
Fadik Sevin Atasoy...
Şarkılara İlham Olmuş
Bir Şehir:
72
80
Fazla Mesai . . .................................................................................. 84
Fantastik - Star Wars . . ...................................................................... 88
Teknoloji ......................................................................................... 92
Wakeboard ...................................................................................... 94
Eğlence ........................................................................................ 96
Film ............................................................................................... 98
Sinema .................................................................................. . ........ 99
Oyun .............................................................................................. 100
Performansımız
ödülle tescillendi!
Portofino
Müzik ............................................................................................. 101
Kitap . . ............................................................................................ 102
Sağlık ............................................................................................ 104
Astroloji .......................................................................................... 106
OPET FUCHS göstermiş olduğu başarı ile
TOFAŞ tarafından 2012-2013 Performans Ödülü’ne layık görüldü.
Aktüel Test ...................................................................................... 108
Sahibi Opet Fuchs Madeni Yağ Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Serdar Aydinç
Editör Ömür Üstünel
Yayın Danışmanı Elif Melikoğlu
Yayın Kurulu Ceyhan Güner, Aygen Manaz, Sibel Yetgin,
Yener Özgöksal, Ümit Kurbancıoğlu, Tolga Işık
Yazışma Adresi Kısıklı Mah. Alemdağ Caddesi,
Masaldan İş Merkezi No. 60 C Blok Kat 2 Üsküdar / İstanbul
T (216) 522 69 00 F (216) 522 69 90 opetfuchs.com.tr
Opet Fuchs Madeni Yağ A.Ş.’nin kurumsal yayın organıdır. Üç ayda bir
yayınlanır. Para ile satılmaz. Opet Fuchs Karter Dergisi’nde yayınlanan yazı
ve fotoğrafların her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Tasarım ve Uygulama wasistdas.com (212) 287 49 87
Baskı Stil Matbaacılık San. Tic. A.Ş. (212) 281 92 81 ISSN:2147-9399
4 KARTER
KARTER 5
haberler
BU EKİP TEHLİKELİ MADDE
TAŞIMACILIĞINDA UZMAN!
haberler
EKSTRA PERFORMANS,
EKSTRA ÖDÜL!
Durağan başlayan 2014 yılının ilk aylarında,
otomotiv distribütörleri satış temsilcileri, düzenlenen
kampanyalarda göstermiş oldukları başarılardan dolayı
ödüllendirildiler.
ADR (Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması), tehlikeli maddelerin, insan sağlığına ve çevreye
zarar vermeden, güvenli ve düzenli şekilde kamuya açık karayolu ile taşınmasını sağlayan yönerge kapsamında, Opet Fuchs çalışanları
İzmir’de eğitim aldılar. Tüm birimlerden ilgili kişilerin hazır bulunduğu eğitim ile çalışanlar, ADR yönetmeliği hakkında akıllarına takılan
soruların cevaplarını bulma şansı yakaladılar.
HENTBOLA DESTEK!
Kampanyalarda farklı ürün gruplarının satışlarında ekstra
performans sergileyen satış ekibine, çeyrek altın hediye
edildi. Ödüllerini bağlı oldukları Bölge Müdürleri'nden teslim
alan satış temsilcileri, yeni yılın ilk aylarının her zaman zorlu
olduğunu dile getirdiler. Satış temsilcileri ayrıca yeni satış
stratejileriyle pazarda rekabete devam edeceklerini ve
müşterilerinin de her zaman yanında olacaklarını söylediler.
En çok çeyrek altın hak eden satış temsilcisi:
Temizişler Madeni Yağ - Kemal Aşan
Ankara Genç Osman Anadolu Lisesi Opet Fuchs’un katkılarıyla Adıyaman’da gerçekleşen, liselerarası hentbol şampiyonasına katıldı.
Lisenin hem kız hem de erkek hentbol takımları büyük bir başarıya imza atarak, gruplarında birinci oldular. Takımların her ikisi de
Trabzon’da yapılacak Türkiye Şampiyonası'na katılma hakkı kazandılar.
6 KARTER
KARTER 7
haberler
haberler
OPAR VE MAGNETİ MARELLİ
GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRDİ!
MESLEKİ EĞİTİME,
OPET FUCHS DESTEĞİ...
Tofaş çatısı altında yer alan, Türkiye'nin otomobil yedek parça alanındaki lider markası Opar, dünyanın önde gelen otomotiv tedarikçisi
Magneti Marelli'nin "Magneti Marelli Yedek Parça ve Servis" birimiyle işbirliği anlaşması imzaladı.
Her iki şirketin ortak markası olacak olan Magneti Marelli-Opar, bundan böyle tüm araçların her türlü yedek parça ihtiyacına cevap
verecek çözümlerle otomotiv sektörünün hizmetinde olacak.
Türkiye'nin yeni yedek parça markası Magneti Marelli-Opar her marka aracın tüm yedek parça ihtiyacını, en kaliteli ve eksiksiz şekilde,
uygun fiyatlarla karşılamayı hedefliyor.
CENTİLMENLER SAHAYA ÇIKTI!
Opet Fuchs futbol takımı, her yıl Ocak ve Şubat aylarında İzmir'de
düzenlenen Metin Oktay Ligi Turnuvası'nda, "En Centilmen Takım"
ödülüne layık görüldü. Takım kaptanı Opet Fuchs Finans ve Kredi Risk
Kontrol Müdürü Serkan Karadeli, bu özel ödülü aldıkları için mutlu
olduklarını dile getirdi.
8 KARTER
Ayaktakiler Soldan Sağa:
Tolga Yılmaz, Tarık Kesenci,
Ferdi Şengül, Ali Erkan,
Serkan Karadeli,
Serkan Çetintemel.
Opet Fuchs Madeni Yağ Akademisi sponsorluğunda gerçekleşen, Maslak Atatürk Sanayi Sitesi’nde yer alan işletmelerde görevli teknik
personelin diploma töreni, 22 Ocak 2014 tarihinde gerçekleştirildi.
Sarıyer Atatürk Mesleki Eğitim Merkezi’nin katkılarıyla başarılı olan personellere Usta, Kalfa ve Usta Öğreticilik diplomaları Sarıyer
Kaymakamı Ömer Karaman, İlçe Milli Eğitim Müdürü Celal Yılmaz Gültekin, İlçe Tarım Müdürü Yavuz Acar ile Maslak Atatürk Sanayi
Sitesi Başkanı Mustafa Keskin tarafından verildi.
ONLAR ARTIK YEŞİL KUŞAK!
Oturanlar Soldan Sağa:
Salih Benice, Engin Akkoç,
Hasan Arslan,
Tekin Yaradılmış.
Opet Fuchs 6 Sigma İkinci Dalga Projeleri'ne start verildi. İkinci dalgada, tüm departmanların katılımıyla proje belirleme çalıştayları
gerçekleştirildi. Çalıştaylar sonrasında, 7 yeni 6 Sigma projesi için proje liderleri ve ekipleri belirlenerek, proje aşamaları uygulanmaya
başlandı. Bu sırada ikinci dalga projelere liderlik yapacak çalışanlar da yeşil kuşak eğitimlerine başladı. Çalışanlar Ocak ayında
düzenlenen sınav sonrasında, yeşil kuşak eğitimini başarıyla tamamladılar.
Soldan Sağa: Esra Meriç, Caner Demirtaş, Fatih Yücebilgiç, Murat Aydın, Yasemin Kaputluoğlu, Gülsüm Pulcu.
KARTER 9
haberler
haberler
ENGELLER AŞILMAYA DEVAM EDİLİYOR...
YENİ HEDEF UKRAYNA...
Opet Fuchs, bölgesel güç olma yolunda bir adım daha attı...
Opet Fuchs, ihracat yaptığı ülkelere bir yenisini daha ekledi. Bu yılın 3. ayında, Ukrayna'ya ihracat yapmaya başlayacaklarını kaydeden
Opet Fuchs İhracat Müdürü Gökhan Tezsezener, bu yıl içersinde 2 farklı bölgeye daha ihracat yapmayı planladıklarını belirtti. Girdikleri
ülkelerin %90'ında kalıcı olmayı başardıklarını da belirten Tezsezener, Opet Fuchs'un en güçlü yanının; güvenilirlik ve kalite olduğunu
ve bunun ihracat müşterileri tarafından da tescillendiğinin altını çizdi. Yeni ülkelerin katılımıyla Opet Fuchs şirketi, 21 ülkeye ihracat
yaparken madeni yağ konusunda bölgesel bir güç olma konusundaki kararlılığını göstermiş oldu.
ROCK GECESİ
SVEN SATOW'DAN VEDA...
İsim: Sven Satow
Görevi: CFO
Eğitim: Braunschweig Teknik Üniversitesi Makine
Mühendisliği ve İşletme Bölümü Almanya, Yüksek Lisans
Glamorgan Üniversitesi Yöneticilik Bölümü İngiltere.
Yaş: 40
Medeni Hali: Evli, 2 çocuklu
Hobi: Yelken, Snowboard, Dağ bisikleti kullanmak
En sevdiği yemek: Ege Levreği
En sevdiği yer: Urla, İzmir
Tuttuğu takım: Werder Bremen
Sven Satow 2011 yılı sonunda Opet Fuchs ailesine CFO
olarak katıldı. Nisan 2014 itibariyle Fuchs’un Güney
Amerika Vice President olarak Almanya ‘da yeni görevine
başlayacak olan Satow “Ailemi ve beni Türkiye’de evimde
hissettirmemi sağlayan tüm Opet Fuchs çalışanlarına
hırsları, sadakatleri ve bugün çok başarılı bir şirket olmak
adına ortaya koydukları fikirleri için teşekkür ederim. Eminim ki bu mükemmel ve profesyonel çalışmalarını devam
ettirerek Opet Fuchs’un” Sektöre Liderlik Et, Geleceği
Şekillendir” vizyonunu en kısa sürede gerçekleştirecektir.”
dedi.
10 KARTER
Opet Fuchs, Koç Holding'in engellilerin iş ve sosyal hayata daha fazla katılmaları için fiziki şartların iyileşmesine destek verdiği, "Ülkem
İçin Engel Tanımıyorum Projesi" kapsamında çalışmalarına devam ediyor. 2013 yılında toplam 1430 kişiye eğitim veren Opet Fuchs,
projenin en büyük destekçilerinden biri oldu.
Opet Fuchs'un da davetlileri arasında yer aldığı R*CK
ajansının lansman partisi, iş dünyasından birçok ismi
ağırladı.
Wasistdas ajansının kurucusu Mert Evcim, Burcu
Tokatlı ile ortaklık kurarak, reklam verenlerin daha çok
tasarım odaklı ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir yapı
oluşturmak için önemli bir adım attı.
DJ'liğini Nikki Wild'ın yaptığı partide konuklar,
birbirinden güzel parçalarla eğlenerek gecenin tadını
çıkardılar.
KARTER 11
haberler
ÇALIŞANLAR KAMERA KARŞISINDA...
Opet Fuchs çalışanları, şirketin
sahip olduğu değerlerin arkasında
durduklarını göstermek için kamera
karşısına geçtiler. Çalışanlar; Güven,
Değer Yaratmak, Saygı, Güvenilirlik ve
Bütünlük başlıklarının altında birbirinden
güzel pozlar vererek şirket değerlerinin
temsilcileri oldular.
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
12 KARTER
KARTER 13
röportaj
röportaj
BİR MARKA, BİR BAŞARI HİKAYESİ:
FİKRET ÖZTÜRK...
Sizin Fenerbahçeli olduğunuzu
biliyoruz. Bununla ilgili neler
söylemek istersiniz?
Herkesin bir takımı olduğu gibi ben
de Fenerbahçe takımını, çocukluktan
itibaren tutmaya başladım. Çocuklarımla
beraber, tüm aile Fenerbahçeliyiz. Ama
öyle hastalık derecesinde değil! Tabii ki
Fenerbahçe başarıya ulaşınca, son derece
mutlu olurum. Zaman buldukça maçlarına
giderim ama fazla da stresli bir ortama
girmek istemiyorum.
İş hayatında insanlar, yükseldikçe
ve patron oldukça çoğunlukla
problemli konuları dinlemeye
başlar. Etrafınızda mutlaka
güzel şeyler de oluyordur ama
bu problemlerden yorulduğunuz
oluyor mu?
Tabii ki oluyor. Stressiz bir hayat olmaz
ama herkesin stresi kendine göre değişir.
Size göre stres olan bir şey, bana göre
çok küçük bir şeydir. Aynı şekilde tersi
Önce Opet'i kurdu;
sonra onu zirveye çıkarttı,
farklılık kattı ve öncü oldu.
O sadece Opet'in değil,
sektörün lideri.
Fikret Öztürk, hikayesini
Opet Fuchs Genel Müdürü
Murat Seyhan'a anlattı.
Günlük iş temponuzu merak ediyoruz. Fikret
Öztürk güne nasıl başlar?
Sabah 7:30, 8:00 gibi güne başlarım. Sabah kalktığımda spor
olarak, hafif ağırlıklarla germe hareketleri yaparım. İstanbul'da
değil de Antalya'da olursam sabahları, İstanbul'daysam akşam
saatlerinde bir buçuk saat kadar yürüyüş yaparım. Genelde saat
09:30 gibi ofiste olmaya çalışırım. Ofisteki çalışmanın yüzde
yetmiş veya sekseni, genellikle bayilerin problemlerini konuşarak
geçer.
Fikret Bey, önceden tenise çok meraklı olduğunuzu
biliyoruz. Peki golf oynamaya nasıl başladınız?
Ben hayatımın her aşamasında sporla iç içeydim. Okulda futbol
ve basketbolla başlayan spor hayatım, iş yaşantımda da devam
etti. Sonradan tenis, kayak derken 10 yıl önce golf oynamaya
14 KARTER
başladım. Daha doğrusu, biraz da yaşa göre seçiyorsun
yaptığın sporu. Dünyada golf sporuna baktığınızda, 5-6 yaşında
başlanıyor. Türkiye'de ise belli bir yaştan sonra başlanıyor. Şu
anda spor olarak, son 10 yıldır genellikle golf oynuyor ve yürüyüş
yapıyorum.
Golf oynamaya sizi iten şey ne oldu?
Yeni bir çevre ediniyorsunuz ve doğayla iç içesiniz. Normalde
18 delik golf oynamak, ortalama beş buçuk saat kadar sürüyor.
Hele ki turnuvalar olduğu zaman, telefonlarınız dahi kapalı oluyor
ve her şeyden uzaklaşıyorsunuz. Nasıl daha iyi oynarımın, nasıl
bu turnuvada kupa alırımın peşine düşüyorsunuz. Amatörlerin
durumu böyle. Ben de golfe başlamaktan son derece mutluyum.
Her dostumun da imkanları doğrultusunda golf oynamasını
isterim.
de olabilir ama insan hayatında illaki
vardır! Stres olmasa zaten hayat
olmaz. Kimilerine göre çocuğunun
okulda ders çalışmaması strestir, bana
göre de bir bayinin sıkıntısı. İnsanlara
göre değişse de hayatın bir parçasıdır.
"Hep yapacağım
sözler verdim..."
İş hayatına başlarken
öğretmenlikten ticarete
uzanan yolda, bu başarıyı
nasıl elde ettiniz? Nasıl bir
fikir oluştu sizde? Kimlerden
destek aldınız ?
Hayat hikayemize baktığınız zaman
ticarete, madeni yağ ile başladık
diyebiliriz. Seksenli yıllarda, sizin
konunuz olan madeni yağda küçük
bayiliklerle başladık. Madeni yağda
da mümkün olduğu kadar, her zaman
söylediğim gibi hep verdiğim hedeflerin
üzerinde satış yaptım. Yapabileceğim
sözleri verdim. Yapamayacağım sözleri
kesinlikle vermedim. Uluslararası şirketlerde
olsun, ulusal şirketlerde olsun ticaret
hayatında verilen söz, çok önemli. Ben
de bugüne kadar, buna özen gösterdim
ve geldiğim yerden de son derece
memnunum.
"Karşınızdaki kişinin
de ticaretle uğraşan
bir insan olduğunu,
unutmamanız lazım."
Bankacılar ve tedarikçiler bazında
bir saygınlığınız var. Bayiler de
müşteriler de sizi çok seviyor.
Bunu neye bağlıyorsunuz?
Bayilikten gelmiş olmamız nedeniyle
yaşadıkları sorunları, yakından biliyorum.
Ama ondan daha ötesi, bence insana
insan olarak davranmaktır. Ekonomik
olarak, belirli bir yerde bulunabilirsiniz ama
karşınızdaki kişinin de ticaretle uğraşan
bir insan olduğunu, sizin de oralardan
geldiğinizi hiçbir zaman unutmamanız
ve vicdanlı olmanız gerekir. O dengenin
kurulması çok çok önemli. Ben vicdanen
böyle yaptım, sizlere de tavsiye ediyorum.
Opet'i, sektördeki diğer
firmalardan ayıran şey nedir?
Ya da Opet, neleri farklı yaptı ?
Dediğimiz gibi benim sektörden gelmiş
olmam, yani bayilikten gelmiş olmam çok
önemli. Kişisel değerler ve ileriyi görmek
de önemli. Bunların tümü birleşince,
güzel bir oluşum meydana geliyor.
Amerika'yı baştan keşfetmenize gerek
yok! Rakiplerinizde gördüğünüz güzel
şeyleri, daha iyi yapacaksınız. Öncelikle
Opet'in kuruluşunda uluslararası şirketlerde
çalışmış deneyimli arkadaşlarımızı,
şirketimize transfer ettik. Ondan sonra,
profesyonellik anlayışı gelişti. Hem insan
ilişkilerimi hem de tecrübelerimi onlarla
paylaştım. Onların uluslararası şirketlerdeki
KARTER 15
röportaj
deneyimleri de bir araya gelince,
daha iyi bir başarı elde ettik. Bir
de hiçbir zaman unutmamak lazım
ki eşim diye söylemiyorum Nurten
Öztürk’ün önderliğindeki sosyal
sorumluluk projeleri, Opet'in burada
olma nedenleri arasında, çok önemli
bir yer tutar. Bunların başında
"Temiz Tuvalet Kampanyası" geliyor.
Sonrasında "Örnek Köy Projesi",
"Yeşil Yol Projesi" ve "Tarihe Saygı
Projesi", gibi projelerin yanında
eğitime verdiğimiz destekler de çok
önemlidir.
"Sosyal
sorumluluk
projelerini,
ülkemiz
için severek
yapıyoruz!"
Ayrıca Opet'in son 8 yılda, tüketiciler
nezdinde birinci tercih olması çok
çok önemli! Bunun verdiği hazzı,
başka hiç bir şeyin vermediğini
söyleyebilirim. Uluslararası şirketlerin,
yüz yılı aşkın süredir Türkiye'de
olduğunu düşünürsek sektörde
büyükler içinde, yüzde yüz Türk
sermayeli bir şirket olmamız da çok
önemli bir konudur. Herhangi bir
bürokratla herhangi bir ortamda
görüştüğüm zaman, Opet dendiğinde
insanların yüzü gülüyor. Markamıza
çok sempatiyle yaklaşıyorlar. Bu
da Opet'in büyüklüğünden ziyade,
sosyal sorumluluk projelerinde
ne kadar başarılı olduğumuzdan
dolayı oluyor. Ülkemiz için bunu
severek yapıyoruz. Örneğin; Nurten
Hanım son bir haftadır her gün bir
yerde. "Trafik Dedektifleri Projesi"
kapsamında şehirden şehre dolaştı.
16 KARTER
röportaj
10 yıl sonra Opet'i nerede görüyorsunuz?
Opet'i, daha da güzel yerlerde göreceğimi umuyorum.
Biliyorsunuz ki akaryakıt istasyonlarının anlaşma
süreleri, 5 yıla indi. Neredeyse 1000 adet Opet
İstasyonu var. Bunların yanı sıra rakiplerimize de
baktığımız zaman, en fazla istasyonu olan şirketiz.
Son zamanlarda Aygaz'la bir gayrimenkul şirketi
kurduk. Gayrimenkul şirketinde de istasyon sayımızı,
mümkün olduğu kadar artırmaya çalışıyoruz. Ayrıca
istasyonlar için 5 yılda bir anlaşma yapacak olursak
bu rakam, yılda 200 istasyona düşer. Yani bu bir yılda,
200 istasyonla anlaşma yenilemeniz lazım demektir.
1 yılda zaten 200 iş günü civarı
var.Bu durumda her gün, yeni bir
anlaşma yapmak gerekiyor. Bu
nedenle Opet olarak, mülk almaya
ve mülk istasyonları yapmaya
başladık. Şu anda 40 civarında mülk
istasyonumuz var. İnşallah ileride
1000 istasyondan 500-600'ünü,
bu şekilde mülk istasyonlarla
götürürsek sektördeki yerimiz, hem
güçlü duruma gelecek hem de daha
az riskle ilerleyen bir hal alacağız.
Ülkemizin içinde bulunduğu
ekonomik durumu nasıl
buluyorsunuz?
Opet'in kuruluşunun 22. yılındayız.
Opet'i kurmadan önce de 10-15
yıl ticaretle uğraştım. Hep banka
kredileriyle belirli bir yerlere geldik.
Son 10 yıla gelinceye kadar
enflasyon ve faiz oranları oldukça
yüksekti, ülke riski daha fazlaydı.
Bunu politik olarak söylemiyorum
ama son 10 yıldır Türkiye'nin yurtdışı
imajına baktığımız zaman, finansal
olarak oldukça güçlendi. Bundan 10
yıl önce Türkiye'de yaşanan krizlere
alışmıştık. Uluslararası bazda hiçbir
ülkenin krizden etkilenmemesi
mümkün değildi ama son bir kaç
yıl önce, Avrupa'da hatta dünyada
kriz yaşandı; çok az bir bölümü
bize yansıdı. İnşallah hep böyle
krizlerden uzak, ekonomimizin
daha güçlü olduğu günler görürüz.
Bütün ekonomilerde inişler çıkışlar
olur ama Türk insanının geleceğini,
gerçekten iyi görüyorum. Türk insanı
çalışkandır ve yaptı mı, en iyisini
yapar.
Önümüzdeki on yılda, büyük bir
problem görmüyorum.
Sizi takip eden ve sizin yolunuzda ilerlemek
isteyen, madeni yağ işinde olan işletmelere
tavsiyeleriniz ne olabilir ?
Her zaman ayaklarını yorganlarına göre uzatmaları gerekli.
Alacakları riski iyi ölçüp tartarak almaları ve hepsinden önemlisi;
yasal yollarla kazanç sağlamaları gerekli. Geceleri her şeyden
önce, rahat uyumamız lazım. Kısa yoldan zengin olmakla bir yere
varılmaz; istikrarlı bir büyüme sağlamak gerekli! Bugün başkası,
yarın biz, öbür gün başka bir firmanın bizden daha iyi olmaması
için bir neden yok.
"Üç çocuğumuz var,
dördüncü çocuğumuz da Opet!"
Öztürkler olarak da farklı yatırımlarınız var.
Nerelere yatırım yapıyorsunuz ve bu yatırımlar
arasında, hangi alanda büyümeyi hedefliyorsunuz?
Hep söylediğim gibi 3 çocuğumuz var, 4. çocuğumuz da Opet.
Opet benim için oldukça önemli. Benim için manevi değeri, maddi
değerinden daha önde yer alır. Güzel bir marka yaratıldı; iyi bir
ortaklığımız var. Geleceğe her şeyden önce güvenle bakıyoruz.
Çocuklarımız da eğitimlerini aldılar, en küçüğü 30 yaşında. Artık
onlar da kendilerine göre, belirli işler peşinde koşuyorlar. Şu anda
ağırlık verdiğimiz konu, daha çok turizm. Turizm konusunda fırsat
buldukça büyümeye çalışacağız. Türkiye'nin ticarette en başta
gelen büyümesi gereken konunun bu olduğunu; akıllı ve dürüstçe
yapılırsa, turist aldatılmazsa, iyi hizmet verilirse Türkiye'nin turizm
konusunda alacağı çok yol olduğunu düşünüyorum.
Otel yatırımınız da bitiyor Nisan ayında, vaktinizin
ne kadarı burada geçecek?
Benim düşünce tarzım şudur; iş kurduğum zaman, işi düzene
sokana kadar çok yakından takip ederim. Sonra o işi güvenilir
ellere bırakır, uzaktan takip ederim. İşin içine pek girmem
bu yüzden, sistem oturunca uzaklaşmayı yani Antalya'da
yaşamaktan ziyade, Bodrum'da yaşamayı tercih ediyorum.
Madeni yağ sektörüne neler söylemek istersiniz?
Tabii sektörle ilgili bayilerinize ve sizlere nasihatlerim var.
Bayilerinizi, iş ortağınız olarak görün. İyi günde de kötü günde de
birbirinize destek olun. Birbirinizi kandırmaya çalışmayın. Satış
ekipleriniz, hedeflerini tutturmak için bayilere ürün yüklemesinler;
iki taraf da fırsatçı olmasın! Bayilerinizi günlük çalışma yerine,
uzun vade de çalışabileceğiniz şekilde seçin. Bu şekilde bir yapı
oluşturun. Belirli bir mesafede kalın; dağıtım şirketi olsun, madeni
yağ şirketi olsun satış teşkilatı ve satış ekibi, bayilere hem çok
yakın hem de belirli bir mesafede durmalı. Finansallarını, aile
yapılarını yakından takip ederken, ticari olarak ne yaptıklarını,
nereye gittiklerini bilmeleri gerekli. Bayilere kaldırabilecekleri
kadar risk vermeleri gerekli. Geçici dönemlerde sıkıntılar olabilir.
Bu durumlarda onları bir tarafa atmamanız lazım.
KARTER 17
dosya
dosya
YILIN İLK ÖDÜLÜ!
Tofaş Tedarikçi Bilgi Paylaşım Toplantısı'nda
Özel Performans Ödülü'nü
Tofaş CEO’su Kamil Başaran Opet Fuchs
Otomotiv Satışlar Grup Müdürü
Erçin Bıyık’a verdi.
Performansımız
ödülle tescillendi!
İLAN
Türk otomotiv sektörünün öncü firması Tofaş’ın her yıl düzenlediği,
Tedarikçi Bilgi Paylaşım Toplantısı Bursa’da yapıldı. Bu yıl, "Birlikte
Büyüyoruz" ana temasıyla gerçekleştirilen toplantıya, Tofaş’ın
işbirliği içerisinde olduğu tedarikçi firmalardan, yaklaşık 350
katılımcının yanı sıra 120 Tofaş çalışanı katıldı.
Fiat Group Purchasing CEO’su Scott Garberding’in davetli
konuşmacı olarak katıldığı toplantıda; Tofaş CEO’su Kamil Başaran,
Satınalma Direktörü Yüksel Öztürk, Endüstriyel Operasyonlar
Direktörü Akın Aydemir ile Fiat İş Birimi Direktörü Okan Baş da
konuşmalarıyla yer aldı. Toplantıda, otomotiv sektörünün gelişimi
ve global pazarlar hakkında bilgiler aktarılırken, Tofaş’ın yeni ürün
projeleriyle birlikte, sektördeki maliyet rekabetçiliği ve Tofaş’ın
18 KARTER
tedarikçi gelişimine verdiği önem üzerinde duruldu.
Tofaş ve yan sanayi işbirliğindeki başarılara vurgu yapan ve
beklentilerini aktaran Tofaş CEO’su Kamil Başaran; "Otomotiv;
ana sanayisi, tedarikçileri, bayisi ve diğer tüm alanlarıyla bir
değerler zinciri. Bu zincirin her bir halkasının birlikte büyüyüp
gelişmesi çok önemli. Bu gelişim sürecinde ve küresel sektörün
zorlu rekabet ortamında bizleri, Ar-Ge yetkinliklerimiz öne
çıkaracak. Tedarikçilerimiz, bilgi birikimi ve yatırımlarıyla dünyanın
başlıca üreticileri için ürün tasarlayıp üreterek, küresel çapta
konumunu güçlendirdi, bu başarıyla gurur duyuyoruz. Tofaş olarak
yan sanayimizle çıktığımız gelişim yolculuğunda, başarılarımızı
daha ileriye taşımak için güçlü ve rekabetçi tedarikçilerimizle
omuz omuza çalışmaya devam edeceğiz." dedi.
OPET FUCHS göstermiş olduğu başarı ile
TOFAŞ tarafından 2012-2013 Performans Ödülü’ne layık görüldü.
KARTER 19
dosya
dosya
MADENİ YAĞ AKADEMİSİ
İLE MESLEKİ GELİŞİME VE
SOSYAL SORUMLULUĞA
DESTEK !
Temelleri 2012 senesinde atılan Madeni Yağ Akademisi,
birçok sektör ve kuruluşta eğitimlerine devam ediyor.
Amaç
Meslek liselerinde okuyan öğrencileri, yetkili/özel servislerde görev alan teknik personeli,
sanayi sitelerinde madeni yağ ticareti yapan işletmeleri, şantiyelerde ve kademelerde görev
alan ustaları ve bireysel veya ticari anlamda araç/ekipman kullanan sürücüleri çevre, insani
ve/veya sosyal sorumluluklar, otomotivdeki gelişmeler, temel düzeyden uzmanlık seviyesine
kadar yağ ve yağlamaya ait konularda, bilgilendirmek ve eğitmek.
Sosyal Sorumluk Bilinci
Sosyal Sorumluk Bilinci
Özellikle araç kullanıcılarının dikkat etmesi
Özellikletrafik
araç yasaları
kullanıcılarının
etmesi
gereken
ve etikdikkat
değerlerin
gereken trafik
yasaları
ve etik değerlerin
aktarılması,
akademi
kapsamındaki
aktarılması,biridir
akademi kapsamındaki
konulardan
konulardan biridir.
Görsel ve Basılı İletişim
Akademi kapsamındaki programların hedef
kitleye aktarımı eğitim ve bilgilendirme
videolarıyla hizmet/ürün tanıtımı yapan
basılı dokümanlar ile sağlanır.
Meslek Liseleri
Akademi yeni yetişen ve henüz öğrenci
seviyesinde olan bireylerin, hem teknik
anlamda hem de sosyal sorumluluk
çerçevesinde eğitimine destek verir. Bunun
için meslek liselerinde, yerinde eğitim
sağlar.
Teknik Personeller
Akademi gerek şantiyelerde gerekse
sanayi sitelerinde eğitim konularının
aktarımını, yerinde eğitim prensibiyle
interaktif öğrenme metodolojisi kullanarak
gerçekleştirir.
Daha fazla iletişim ve daha fazla fayda
sağlamak adına kapsamı genişletilen
akademi, 2014'te sosyal sorumluluk
adına yapacağı yeni projelerle
sektördeki çalışanlara, hem mesleki
anlamda hem de sosyal sorumluluk
anlamında destek vermeyi hedefliyor.
Akademinin genişletilmiş künyesi
şöyle özetlenebilir:
20 KARTER
KARTER 21
röportaj
röportaj
Türkiye'de nasıl bir
organizasyonunuz var?
70 kişi beyaz yaka, 130 kişi mavi yaka
olmak üzere toplamda, 200 kişilik bir ekibiz.
Satış sonrası, toptan yedek parça ve teknik
destek bölümlerini içeren, 20 kişilik bir saha
ekibimiz bulunuyor. Bu arkadaşlarımız,
bayilerimiz ve müşterilerimizle sürekli
iletişim halindeler. Ayrıca Bursa'daki
fabrikamız içerisinde faaliyet gösteren
25.000 m2'lik kapalı alanda, yedek parça
depomuz mevcut. Burada da 130 mavi
yakalı arkadaşımız görev yapıyor.
TOFAŞ SATIŞ SONRASI VE
YEDEK PARÇA DİREKTÖRÜ
TURHAN ÇELTİKÇİOĞLU İLE
ÖZEL BİR SOHBET...
Otomotiv Satış Grup Müdürü Erçin Bıyık satış sonrasından madeni
yağa, Opar Olio'nun ortaya çıkışından yeni projelere kadar, pek
çok merak edileni sordu; Turhan Çeltikçioğlu yanıtladı.
22 KARTER
Türkiye'de SSH ve yedek parça,
yurtdışına göre hangi seviyede?
Oldukça iyi durumda olduğumuzu
söyleyebilirim. Fiat markasının, faaliyette
bulunduğu ülkeler arasında yaptığımız yeni
uygulamalarla daima örnek gösteriliyoruz.
Birçok ülkeden Türkiye'ye gelerek bizi
inceliyor; ardından uygulamalarımızı kendi
pazarlarına adapte etmeye çalışıyorlar.
"Müşteri
Memnuniyetinde İlk
Sıradayız!"
SSH ve yedek parça konusunda,
Fiat'ı nerede görüyorsunuz?
Türkiye'de satış sonrası hizmetlerle ilgili
memnuniyet araştırmalarında, daima
ilk sıralardayız. Müşteri memnuniyeti,
bizim için daima öncelikli bir konu
oldu. Memnuniyet ve buna bağlı birçok
göstergeyi, bayi bazında günlük olarak
takip ediyoruz. Doğaldır ki zaman
içerisinde, müşterilerin beklentileri de
değişiyor. Değişen beklentileri anlamak
için de birçok araştırma yapıyoruz. Bugün
müşterilerin satış sonrasından beklentileri,
sadece araçların onarım ve tamir işlemleri
değil; daha farklı hizmetleri de kapsıyor.
Bu noktada geliştirdiğimiz birçok
hizmetimizi, "Fiat Hizmetler" başlığı altında
müşterilerimize sunuyoruz.
Tofaş'ın SSH ve yedek parça
yönetimindeki öncelikleri
nelerdir?
Nihai müşteriye ulaşıncaya kadar
bayilerimiz, servislerimiz, toptan yedek
parça alanında bayilerimizle çalışan
yedek parça perakendecileri ve onların
da nihai müşterileri olan bağımsız
tamirhaneler var. Bu zincir içerisinde en
önem verdiğimiz konular; güven ilişkisi
içerisinde faaliyetlerimizi sürdürmek,
ticari ilişkimiz olan firmalarla iş ortaklığı
anlayışıyla çalışmak, müşterilerimize
yakın olmak, onların şikayet, talep ve
beklentilerini dinlemek ve çalışmalarımızı
bu doğrultuda sürdürmek. Toptan yedek
parça faaliyetlerimizde, müşterilerimize
daha yakın olmak için Opar web
sitesini kullanıyoruz. Şu anda 2500
perakendecimizle web üzerinde, sürekli
iletişim içerisindeyiz. Bu bize çok büyük
bir avantaj sağlıyor.
"Magneti Marelli İle
Tüm Marka Araçlara
Hizmet Vereceğiz."
SSH ve yedek parça pazarında,
gelecek yıllarda farklı neler
göreceğiz?
Sürekli kendimizi yenilemeye çalışıyoruz.
Satış sonrasında da yine her yıl olduğu
gibi fark yaratacağımız projelerimiz
var. Magneti Marelli distribütörlüğü
kapsamında, tüm marka araçların yedek
parça pazarında etkin olmak istiyoruz. Şu
anda bu iş kolu için faaliyet gösterecek bir
bayi teşkilatını şekillendiriyoruz. Bir kısmını
tamamladık. Şubat ayı içerisinde satışa
başlamayı planlıyoruz. Bu arada yine
madeni yağ pazarına yönelik bir sürprizimiz
olabilir.
Madeni yağ pazarı hakkında
düşünceleriniz nasıl?
Madeni yağ, her sektörde olduğu gibi her
geçen gün rekabetin arttığı, fark yaratan
markaların ön plana çıktığı bir sektör. Bu
açıdan bakıldığında, sürekli yenilenmenin,
taleplere uygun yeni ürünler geliştirmenin
giderek daha çok önem kazandığı bir pazar
diyebiliriz.
Opet Fuchs ile iş birliğiniz nasıl
başladı?
İşbirliğimiz, Opet Fuchs Genel Müdürü
Murat Seyhan'ın bir önerisiyle başladı.
2011 yılında ilk görüşmelerimizi yaparak,
her iki şirketin de tecrübeleriyle bir sinerji
ortamı yaratacağımız konusunda görüş
birliğine vardık. Yapılan ticari çalışmaların
sonunda, ortak bir marka çıkarma
konusunda mutabık kaldık. Her iki tarafta
teknik çalışmalar yapıldı. Opet Fuchs,
Fiat marka araçlar öncelikli olmak üzere
yeni jenerasyon motorlarda kullanılacak
ve güncel teknik spekleri karşılayacak
bir ürün geliştirdi. Ardından, şirketimizin
Ar-Ge tesislerinde 6 ayı aşan sürelerle
ürünün testleri yapıldı. Tüm süreçler
tamamlandıktan sonra 2012 yılının
Mart ayında, yeni ürünlerin lansmanını
gerçekleştirdik.
Opar markasını bize nasıl
tanımlarsınız?
Bugün Türkiye'de, yedek parça konusunda
bilinirliği en fazla olan marka Opar
diyebiliriz. Bunu, sanayi sitelerindeki
yedek parça perakendecileri ve bağımsız
tamirhanelere yönelik olarak yaptırdığımız
KARTER 23
Hizmetler_Poster21,7x26,7cm_2014_beyaz.pdf
1
25.02.2014
14:15
röportaj
röportaj
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
pazar araştırmalarından öğreniyoruz.
Opar, marka olarak bu yıl 41. yılını
kutluyor. Türkiye'de bol ve ucuz yedek
parça denince akla gelen ilk marka,
Opar'dır. 41 yıldır yedek parça yenileme
pazarında her türlü yeniliğin öncüsü olan
Opar, bu yıl bünyesine kattığı dünya
yedek parça devi Magneti Marelli ile
artık sadece Fiat marka araçlara değil,
pazarda mevcut olan tüm markalara aynı
prensiplerle hizmet vermeye başladı.
Opar Olio fikri nasıl doğdu?
Opet Fuchs ile ortak bir yağ markası
oluşturma kararı aldıktan sonra, muhtelif
isim önerileri vardı. İtalyan kökenli bir
firma olduğumuz için Opar markasının
gücünü, İtalyanca'da yağ anlamına gelen
24 KARTER
"Olio" kelimesini kullanarak göstermek
istedik. İkisini bir araya getirince de "Opar
Olio" markası doğdu.
Sizce Opar Olio'nun farkı nedir?
Söyleşimizin başında, fark yaratmaktan
bahsetmiştik. Bence en önemlisi; bu
ürünün arkasında Türkiye'nin iki önemli
güvenilir kuruluşu olan Tofaş ve Opet
Fuchs'un olması! Piyasada hiç olmayan
özel ambalaj uygulaması da çok önemli
bir rekabet avantajı getirdi. Opar Olio
lansmanının ardından, özel ambalaj
uygulamamızın rakip markalar tarafından
da taklit edildiğini görüyoruz.
"Opar Olio
Markası, Bir Başarı
Öyküsüdür..."
Opar Olio, nasıl bu kadar kısa bir
sürede başarıyı yakaladı?
Opar Olio bir başarı öyküsüdür. Bu
kadar kısa sürede, piyasada önemli
bir pazar kazanmış başka bir ürün var
mıdır bilemiyorum. Bugün Opar Olio
olarak geldiğimiz satış hacmine ulaşmak,
sanırım birçok markanın yıllarını alıyor. Bu
noktada, Opar Olio'nun dağıtım ağına ve
nihai müşteriye olan faydalarına bakmak
gerekir. Bayi teşkilatımız, ürünü güvenle
müşterilerine sunabiliyor. Uyguladığımız
FIat
Yol Arkadaşım
mobil aplIkasyon
HİZMETLER
KARTER 25
röportaj
teşvik sistemleriyle bayi teşkilatımızın karlılığına, önemli
katkılar sağladığımızı düşünüyorum. Nihai müşterilerimiz ise
Tofaş güvencesindeki daha kaliteli bir ürünü, daha ucuza
almanın avantajını elde ediyor. İki şirketin ekiplerinin önemli
katkılarını da ayrıca ifade etmeliyim.
2014 yılı, sektörünüz ve şirketiniz için
nasıl bir yıl olacak?
2013 yılında satış sonrası ve yedek parça pazarında,
tüm markaları da etkileyen bir daralma yaşandı. Bunun
başlıca sebeplerine baktığımızda, yıllık araç kullanımının
azaldığını görüyoruz. Ayrıca yol şartlarının iyileşmesi,
toplu taşımanın artması, trafik cezalarının caydırıcılığı, kış
hava koşullarının daha yumuşak geçmesi gibi nedenleri
sıralayabiliriz. 2014'te de benzer bir durumla karşı karşıya
kalacağımızı düşünüyorum. Ticari politikalarımızı belirlerken
bu gelişmeleri yakından takip ediyor, iş hedeflerimiz
doğrultusunda hareket ediyoruz. Servislerimize araç giriş
adetlerini arttırmak ve toptan yedek parça faaliyetlerimizde,
gelişim sağlamak için kısa ve orta vadeli planlarımız
bulunuyor. Bu planları zamanı geldikçe uygulamaya
alacağız.
Karter okuyucularına bir mesajınız var mı?
Öncelikle iyi bir yıl geçirmelerini diliyorum. Karter dergisi
okurlarının bir kısmı, bizim de müşterimiz. 2014 yılında,
yeni devreye alacağımız projelerimizle daha önce iş ilişkimiz
olmayan diğer okurlarla da tanışmak ve ortak bir çalışma
alanı yaratmak temennisindeyim. Karter içerik bakımından, bence
sektörde referans bir dergi. Farklı konuları ele alması da dergiye
olan ilgiyi arttırıyor. Katkısı olan tüm arkadaşları tebrik ediyorum.
Turhan Çeltikçioğlu kimdir?
Türk Tofaş Otomobil Fabrikası A.Ş.'de, satış sonrası hizmetler ve
yedek parça direktörlüğü görevini sürdürmektedir.
Bir iş günü nasıl geçer?
Genellikle sabahları ofise erken gelirim. Bu bana mesai başlamadan
önce, sakin bir ortamda çalışma fırsatı sağlıyor. Gün içinde
oldukça yoğun bir toplantı trafiği içinde olduğum, telefon ve
ziyaretler dolayısıyla sık sık bölünebildiğim için en verimli çalıştığım
zaman, mesai başlamadan önceki saatler diyebilirim. Ayrıca
bayi ziyaretlerine de çok önem veriyorum. Her bayi ziyaretinin,
şirketimize yeni fikirler kazandırmak veya mevcut uygulamalarda
iyileştirme fırsatları yaratmak açısından, çok önemli olduğuna
inanıyorum. Nihai müşteriyi anlamanın birinci koşulu, bence önce
bayiyi anlamaktan geçiyor.
Hobiniz var mı, vakit bulabiliyor musunuz?
Şu andaki en büyük hobim; çocuklarımla vakit geçirmek, onların
antrenmanlarını ve maçlarını seyretmek diyebilirim. Bunun
dışında seyahat etmek, özellikle doğal güzellikleri olan yeni yerler
keşfetmek, yürümek ve bisiklete binmek; vakit buldukça hayata
geçirmeye çalıştığım hobilerim arasında.
Aracınızın markası nedir?
Lancia Delta.
Bir arabada en çok neye dikkat edersiniz?
Öncelikle estetik, daha sonra da performansa önem veririm!
26 KARTER
dosya
dosya
10.YIL BERAT ÖDÜLLERİ
SAHİPLERİNİ BULDU!
Koç gurubu ve Opet Fuchs bünyesinde 10 hizmet yılını tamamlayan çalışanlar,
ödüllerini düzenlenen özel bir törenle aldı.
Gece, Genel Müdür Murat Seyhan’ın hoş geldin konuşması ve 2013 yılının, kısa bir değerlendirmesiyle
başladı. Hemen ardından CFO Sven Satow ile beraber dağıtılan, berat plaketleri sahiplerini buldu. Ödül töreni
sırasında, 10 hizmet yılını dolduran çalışanların duygulu anlar yaşaması gözlerden kaçmadı.
Berat ödülleri sahipleri:
Gecenin ilerleyen bölümlerinde,
geleneksel yılbaşı çekilişi yapıldı. Ayrıca
etkinlik alanındaki özel bir çadır içerisine
kurulan fotoğraf çektirme ve kamyon
simülatöründe, şoförlük hünerlerini
sergileme şansı yakalayan çalışanlar,
eğlenceli dakikalar geçirdiler.
Daha sonrasında canlı müzik eşliğinde
gönüllerince eğlenip kurtlarını döken
çalışanlar, geceyi tüm yılın yorgunluğu
geride bırakarak tamamladılar.
Soldan sağa: Hüseyin Erdoğan, Metin Oktay, Erdoğan Şen, Sven Satow, İlke Barutçu, Murat Seyhan,
Burcu Berker Kanber, Tarık Kesenci, Kemal Tekşen, Mete Girgiç.
Fotoğrafta yer almayanlar: Kadir Tayfun, Raif Akgün, Abdullah Tuncay, Cafer Aksoy.
28 KARTER
KARTER 29
dosya
dosya
OPAR OLIO
SPONSORLUĞUNDAKİ
PEGASUS RACING TEAM
ÖDÜLLERİ TOPLADI.
Türkiye Otomobil
Sporları
Federasyonu,
2013 Türkiye
Şampiyonları Ödül
Töreni Gala Gecesi,
24 Ocak akşamı
Çırağan Sarayı'nda
düzenlendi.
Tüm branşlarda, genel klasman ve sınıflarda ilk 3 dereceyi elde eden sporculara
kupalarının verildiği gecede otokros, tırmanma, karting, pist, offroad, klasik otomobil
branşları olmak üzere, toplam 171 kupa sahibini buldu.
S2000 Klasmanı'nda Opar Olio sponsorluğunda yarışan Pegasus Racing Team'den
Fatih Kara/Güray Karacar ikilisi gecede, S2000 sınıfı Türkiye ikinciliği ve Genel Klasman
Türkiye ikinciliği olmak üzere, toplam 2 ödül almaya hak kazandılar. Ekip ayrıca, Takımlar
Şampiyonası ikincilik ödülünü de aldı.
30 KARTER
KARTER 31
röportaj
röportaj
OPET’İN AMİRAL GEMİSİ
DOĞAN AKARYAKIT,
MADENİ YAĞ SEKTÖRÜ'NDE
BÜYÜMEYE DEVAM EDİYOR...
Başarılarıyla hem Trabzon hem de İstanbul
madeni yağ pazarında, adından söz ettiren genç
iş adamı Ertuğrul Doğan ile Opet Fuchs Otomotiv
Satışlar Grup Müdürü Erçin Bıyık, sektöre
dair güzel bir söyleşi gerçekleştirdi.
"İşin İçindeyiz!"
Madeni yağ sektörüne ne zaman
ve nasıl girdiniz?
2008 yılında Opet istasyonumuzu açtıktan
hemen bir yıl sonra, Opet Fuchs Endirekt
Satışlar 6. Bölge Müdürü Gökhan Aynacı
ile tanışıp, madeni yağ sektörüne Trabzon
bölgesi bayisi olarak giriş yaptık. Daha
sonra sırasıyla 2010'da Trakya bölgesi
bayiliği, 2012'de İstanbul Avrupa yakası
bölgesi bayiliği ve son olarak yine 2012'de
Karadeniz bölgesi Opet Fuchs endüstriyel
bayisi olduk.
32 KARTER
Trabzon’da, Opet Madeni
Yağları'nın pazardaki yeri nedir?
150 tonla aldığımız pazarı, şu anda 800
tonlara taşıyarak özellikle teneke ve bidon
grubu ağır vasıtaya yönelik ürünlerde
bölgede lideri konumdayız diyebilirim.
Peki rakiplerinizden neyi farklı
yaparak bu tonajlara ulaştınız?
Daha önceleri bir akaryakıt şirketinde
bölge müdürlüğü yaptım. Yani işin içinden
geliyorum. Ürün satmanın zorluklarını en iyi
bilenlerdenim. Bu yüzden ekiple birlikte işin
ciddi olarak içerisindeyiz. "Pazarı nasıl daha
fazla büyütürüz, nasıl yeni işler geliştiririz?"
diye sürekli konuşuyoruz. Pazarda ses
getiren birçok noktaya, yatırım yapıyoruz.
Bu da müşterileri bize çekmeye yardımcı
oluyor. Teminat sıkıntısı olan, küçük
ama gelecek vaat eden, yerel firmalarla
anlaşmalar yaparak, hem onları hem de
kendimizi büyütüyoruz.
"Olmazsa Olmazımız;
Dürüstlük ve Sadakattir!"
Çalışanlarınızda aradığınız en
önemli özellik nedir?
Dürüstlük ve sadakat. Bu iki unsurun
zedelendiğini hissettiğim zaman,
hemen gereğini yaparım. Kemikleşmiş
bir kadromuz var, herkes nasıl hareket
edeceğini bilir. Biz de onlara hayat
şartlarını iyileştirmek adına, bütün imkanları
sunmaya çalışıyoruz.
Bu imkanlar nelerdir?
Çalışanların, hem eğitimlerine hem de
sağlıklarına çok önem veriyoruz. Pazarlama
ve satış üzerine verdiğimiz eğitimlerle
gelişimlerine yardımcı oluyoruz. Tüm
çalışanlarımıza aile fertlerini de kapsayan,
bir özel sağlık sigortası imkanı sunuyoruz.
Günün büyük bir kısmını, araç kullanarak
geçirdikleri için ferdi kaza sigortaları da
mevcut.
Doğan Akaryakıt olarak, başka
hangi sektörlerde faaliyet
gösteriyorsunuz?
İnşaat ve emlak sektörlerinde faaliyetlerimiz
var; arsa alıp satıyoruz. Yakın bir gelecekte
turizm alanında da çalışmaya başlayacağız.
"Bize Her Yer Trabzon!"
Sizi farklı kılan bir özelliğiniz var
mı?
Hemen aksiyon alabilme yetimizdir. Satış
ekibinden gelen bir telefon ile 10 tonluk
potansiyeli olan bir noktayı hemen kontağı
çevirip devreye alabiliyoruz.
KARTER 33
röportaj
Koyu bir Trabzonspor taraftarı
olduğunuzu biliyoruz, peki size de
her yer Trabzon mu?
Evet kesinlikle! Bu bir gerçek aslında;
dünyanın neresine giderseniz gidin,
Trabzonlu'nun olmadığı bir yer yok! Ben
işim dolayısıyla çok seyahat eden birisiyim,
dünyanın her ülkesinde bir Trabzonlu ile
karşılaşmışımdır. Amerika’ya gidiyorsunuz,
adam arabanın arkasına 61 yazmış geziyor.
Trabzonlunun en büyük özelliği, Trabzon ile
irtibatını kesmemesidir.
Bir şekilde iletişim kuruyorlar yani...
Tabii, bu cidden böyle! Mesela
Trabzonspor İstanbul’da maç yapıyor, 80
bin kişiye oynuyor. Bu gerçekten dünyanın
hiçbir yerinde yok.
34 KARTER
Trabzonspor’da yöneticilik
deneyiminiz oldu mu ?
Bir dönem hem Trabzonspor’da hem de
1461 Kulübü'nde, futbol ve basketbol
birimlerinde yöneticilik yaptım. Şimdi de
bir sosyal sorumluluk projesi kapsamında,
İstanbul'da yaşayan Trabzonlular'ın
ailelerinden koparmadan bir kulüp altında
toplamaya çalışıyoruz.
harcıyor, ciddi riskler alıyor. Bu yüzden en
büyük temennim, para batırmadan kazasız
belasız bir yıl olması.
"Büyümenin Sınırı Yok."
Doğan Akaryakıt’ın 2014’ten
beklentisi nedir?
Büyümenin bir sınırı olmadığını
düşünüyorum. O yüzden şirketin verdiği
hedefler doğrultusunda, bu yıl da
büyümeği amaçlıyoruz. Herkes ciddi emek
KARTER
dosya
Tarım ve İnsan Fotoğrafları Sergileme Ödülü
Tarım ve İnsan Fotoğrafları 3. lük Ödülü
Tarım ve İnsan Fotoğrafları Sergileme Ödülü
ÖDÜLLÜ BİR FOTOĞRAFÇI:
KAYA TRAKTÖR SATIŞ MÜDÜRÜ
MURAT KAYA!
Uzun yıllardır Opet Fuchs Endirekt Satışlar Distribütörü Kaya Traktör’de
Satış Müdürü olarak görev yapan Murat Kaya, Kars’ta yaşıyor ve fotoğraf
sanatıyla uğraşıyor. Madeni Yağ işinden kalan vakitlerde çektiği fotoğraflar,
geçen zaman içerisinde onu amatörlükten profesyonelliğe taşıdı ve ödüllerle
dolu bir yolculuğa çıkardı. Murat Kaya son çalışmasında Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı’nın düzenlediği, “Tarım ve İnsan” konulu ulusal fotoğraf
yarışmasında üçüncülük ödülünü kazandı. Aynı yarışmada toplam üç
fotoğrafıyla da “Sergileme” ödülü alarak, bu yarışmada dört fotoğrafı ödül
kazanan tek fotoğrafçı oldu.
Ayrıca Ocak ayında gerçekleşen FIAP (Uluslar Arası Fotoğraf Sanatı
Federasyonu) Dünya Kupası’nda da sergileme ödülü kazandı.
Yaklaşık üç senedir fotoğraf çeken sanatçı, hiçbir eğitim almamasına rağmen
10 fotoğraf yarışmasında toplam 19 fotoğrafı ödül kazanarak, büyük bir
başarıya imza attı.
36 KARTER
Tarım ve İnsan Fotoğrafları Sergileme Ödülü
KARTER 37
dosya
dosya
OTOMOTİV BAYİLERİ,
FABRİKA TURUNDA!
Opet Fuchs Otomotiv Bayileri, 3-5 Ocak tarihleri arasında İzmir’de
bir araya geldiler. Bayiler Opet Fuchs üretim tesisi, sevkiyat depo,
ar-ge ve kalite kontrol laboratuarlarını ziyaret ederek; kendilerine
özel hazırlanan programla tesiste kullanılan tüm teknolojileri
yakından inceleme şansı buldular.
Bayilere hammadde ve mamul depoda
yer alan, dinamik adreslemeli dar koridor
raf sistemi ve şirket için özel geliştirilmiş
depo yazılım sistemi tanıtıldı. Sonrasında
Türkiye’nin, Otomotiv ve Endüstriyel
uygulamalar alanında en gelişmiş Ar-Ge
laboratuarından birine sahip olan Opet
Fuchs’un, formülasyon ve araştırma
geliştirme süreçleri hakkında bilgi verildi.
Ayrıca ziyaret sırasında üretim tesisinde,
AdBlue ünitesi, endüstriyel ve otomotiv
harmanlama tankları ile bu tanklarda
kullanılan ısıtma sistemi bayilere tanıtıldı.
38 KARTER
KARTER 39
dosya
dpf’li aracınız için
Dolum tesisine gelindiğinde ise kendine özel robot paletlemeli,
yüksek kapasiteli teneke-bidon dolum makinesi ve aynı anda
iki ayrı dolum hattına bağlı olan ve hem teneke, hem de koli
paletlemesi yapan diğer bir robot paletleme ünitesi, bayilerin
ilaç gibi koruma
büyük ilgisini çekti. Fabrika gezisi kalite kontrol laboratuarında
tamamlandı. Daha sonra 2014 yılının plan ve programlarının
oluşturulacağı toplantı kapsamında, Swissotel Grand Efes’e
geçildi. Organizasyon, akşam yemeği ile son buldu.
FULLMAX C3 5W-30, özel formülü sayesinde
DPF (Dizel Partikül Filtresi) ve
TWC (Üç Yollu Katalist) gibi,
egzoz gazı emisyonlarını düşüren sistemleri
koruyarak verimliliğini arttırır, ömrünü uzatır.
40 KARTER
opetoil.com.tr
röportaj
röportaj
TÜRKİYE AŞIĞI SHANTEL'LE
UNUTULMAZ BİR SOHBET...
"Aslında Türkiye
ve Türk insanını
sevmiyorum, onlara
aşığım.."
Merhaba, sizi Türkiye’de oldukça
sık görüyoruz. Türkiye’yi ve Türk
insanını sevdiğinizi ve bu
nedenle sık sık, bizleri ziyaret
ettiğinizi düşünüyoruz. Siz ne
dersiniz?
Aslında Türkiye ve Türk insanını
sevmiyorum, onlara aşığım diyerek
söze başlayabilirim. Avrupa'da yaşanan
tüm ekonomik problemlerin ve çeşitli
sorunların, birer vaka haline gelmeye
başladığı düşüncesindeyim. Ama yine de,
Avrupa'nın çok kuvvetli bir kıta olduğuna
inanıyorum. Türkiye de bunun büyük
bir parçası! Bugünlerde herkesin gözü
Türkiye’ye dönmüş durumda. Herkes
Türkiye’de neler olduğu ve gelecekte neler
yaşanacağını tahmin etmeye çalışıyor.
Avrupa ve Ortadoğu Ülkeleri'ne olan
konumuyla burası, anahtar bir özelliğe
sahip. Türkiye’nin özellikle, Batı Avrupa
için mükemmel bir açıya sahip olduğunu
ve dünyada yaşanan kimi olaylarla ilgili de
olumlu anlamda bir sembol haline geldiğini
düşünüyorum. Ben müzisyenim, politikacı
değil. Bu nedenle politik olayların derinliğine
çok girmiyorum, bunu yapmak için farklı bir
uzmanlığım olması gerekir.
Disco Partizani şarkısı ile 2007 yılında müzik listelerini altüst
eden ünlü Alman şarkıcı, yapımcı ve DJ Shantel, yeni albümünün
tanıtımı kapsamında geldiği son Türkiye seyahatinde, Karter
Dergisi okuyucuları için kendine dair bilinmeyenleri anlattı.
42 KARTER
Gelecekte Türkiye’de yapmayı
planladığınız, yeni bir projeniz var
mı?
Açıkçası Türk saykodelik müziğiyle ilgili
bir şeyler yapmak istiyorum. Yetmişler
döneminde olan, eski tarz müziklerin
elektronik müzikle kombinasyonu gibi. Bu
tarz müziklerin Berlin, Londra ve az da
olsa Paris'te özel geceleri var. Türkiye'de
bu durum çok popüler değil. Aynı şey
benim için de geçerli aslında, ben de kendi
ülkemin dışında daha ünlüyüm.
Türk grubu hayranlarım oldu. Farklı kültür
ve toplulukların aynı şeyden hoşlanması
için bir rolüm oldu. Geçen bunca yıl ve
bunca tecrübeden sonra, sadece müzikle
bu ortak zevkin oluşması ve canlı kalması,
benim için en büyük şey oldu.
"Bence Disco
Partizani şarkısına
hayran olanlar, bu
albümde şok
geçirecekler."
Yeni albümünüz için burada
bulunuyorsunuz. Bu albümünüzle
dinleyicilerinize sürpriziniz
var mı?
Disco Partizani şarkısı hayranları, bu
albümde şok geçirecekler. Daha öncekiyle
aynı tarz bir şeyler bekliyorlardır diye
düşünüyorum. Ancak albümlerimi
hazırlarken, her birinde farklı bir hikaye
anlatmayı seviyorum. Bu albümün de
kendine ait bir hikayesi var.
" Araba kullanmayı ve
yollarda olmayı çok
seviyorum."
Disco Partizani albümünüzle çok
büyük bir çıkış yakaladınız...
Disco Partizani'yi çıkardığım zaman,
o albümde kendi kimliğimden ve aile
değerlerimden hikayeler anlatıyordum.
Avrupa Kıtası'nı ve kültürünü aynı potada
eritmek, heyecan verici bir fikirdi. Disco
Partizani Alman pop listelerindeyken,
hem Alman hem de Almanya'da doğmuş
ve ama güçlü Türk altyapısı olan Türk
gençlerin, aynı coşkuyu yaşadığını gördüm.
Bu şarkıyla ortak birşey yarattılar. Gelecek
genç nesillerin elinde. Almanya, Avusturya,
İsviçre gibi bir sürü farklı yerde, büyük
Arabaları ve araba kullanmayı
seviyor musunuz?
İşin aslı çok seyahat ettiğim için oldukça
sık araba kullanıyorum; araba kullanmayı
da çok seviyorum. Araba kullanırken, kendi
özel alanımda hissediyorum; müzik dinleyip
yeni fikirler düşünüyorum. Şunu söylemek
zorundayım ki, araba kullanmayı ve yollarda
olmayı çok seviyorum.
Peki hızlı bir sürücü müsünüz?
Eskiden hızlı bir şofördüm ve bu yüzden,
çok para ödemem gerekti. Hatta birkaç
yıl önce, sürücü ehliyetimi bile kaybettim.
Ardından daha farklı bir otomobil tarzına,
geçiş yapmam gerektiğini anladım.
KARTER 43
röportaj
Ben romantik ve hassas bir adamım. Alfa
Romeo'ya bayılırım mesela! 1978 model,
seri 3 Land Rover'ım var. Her şeyiyle
kendim ilgileniyorum. Arabalar bu devirde
artık birer bilgisayar gibi... Eğer bir yeri
bozulursa o arabayı bir yere götürüp, tamir
ettirmeniz gerekiyor; kendiniz müdahale
edemiyorsunuz.
Hızlı olanlara değil, daha farklı olanlara
yöneldim.
" Güzellik, bir
arabada benim için
en öncelikli şey!"
Sizin için bir arabada öncelikli
gelen şey nedir?
Güzellik. Bu benim için zorunlu birşey.
Araba bir yerden başka bir yere gitmenizi
sağlayan bir araç. Güzellik, bir arabada
benim için en öncelikli gelen ve zorunlu
olan şeydir. Örneğin Audi, BMW gibi Alman
arabalarını kullanmıyorum. Mercedes bazen
kullanabiliyorum çünkü eski moda bir
havası var. Arabalardaki süper teknolojik
yaklaşımlar, romantikliği yok etti.
44 KARTER
Türk araç kullanıcılarına vermek
istediğiniz bir mesajınız var mı?
Söylemek zorunda olduğum bir şey
var. Bunu sevgi ve saygılarımla iletmek
istiyorum.
Türkiye'de araba kullananlar, maalesef
dünyada gördüğüm en kaba araç kullanan
insanlar.
İstanbul gibi yerlerde, her yerde muazzam
sayıda araba vardır. Türkiye'de araba,
sanki bir statü sembolü! Bu gerçekten çok
saçma, çünkü bu ülkeyi mahvediyor. Beni
lütfen yanlış anlamayın, ben radikal bir
çevre savaşçısı değilim. Ancak Türkiye'deki
ilk kuralın; "araba öncelikli gelir" olduğunu
hissediyorum. Bu alışkanlıkta bir değişim
olmalı. Bu tabii ki de benim şahsi
görüşümdür.
KARTER 45
dosya
KAHVENİZİ NASIL ALIRSINIZ?
Opet Fuchs kahveseverleri, dünyanın en
tanınmış kahve markalarından biri olan Illy
Caffè'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen
Yaratıcı Kahve Eğitimi'nde bir araya geldiler.
Eğitim, 18.yy' da Batı Avrupa' da doğan, günümüzde ise
ülkeden ülkeye farklılık gösteren modern kahve kültürünü
harmanlayarak, birbirinden özel eğitimler veren ve tüm
dünyada 11 şubesi bulunan, Università del Caffè (UDC)'de
gerçekleştirildi.
25 Ocak Cumartesi günü gerçekleştirilen eğitimde; kahveye
dair bilinmeyen incelikler ve yaratıcı tarifler öğrenilirken,
kahve tadımını da yapıldı.
46 KARTER
röportaj
röportaj
"Madeni yağ işini
yaparken, bizimle
aynı dili konuşacağına
inandığımız bir
firmayla çalışmayı
istedik."
Peki bu bir araya gelme nasıl
oldu; Opet Fuchs'la yollarınız
nerede kesişti?
A.Y.: Opet Fuchs biz sektöre girdiğimizde,
belirli bir güce ulaşmıştı. Bir çok müşterisi
vardı. Biz de doğru adımı atmak için
endüstriyel yağ segmentinde bulunan,
belirli firmalarla görüştük. Kiminle ve nasıl
çalıştıklarını öğrendik. Madeni yağ işini
yaparken, bizimle aynı dili konuşacağına
inandığımız bir firma ile çalışmayı istiyorduk.
Bir müşterimizden Kemal Bey'in adını
öğrendik. Opet Fuchs'un, bu bölgede
distribütörü olmadığını öğrendikten sonra,
aylar süren detaylı bir analizle pazarın
fotoğrafını çekip, sonrasında Opet Fuchs'la
bir araya geldik.
3 GENÇ PATRONDAN,
1 BAŞARI HİKAYESİ...
Tor Madeni Yağ Ortakları, sektörde yıllardır bulunan
profesyonellere taş çıkaran çalışmalarıyla "En Hızlı Büyüyen
Endüstriyel Madeni Yağ Bayisi" ünvanını kazandı! Genel Müdür
Ahmet Yılmaz, Proje Koordinatörü Serkan Çelik ve Finans
Müdürü R.Sinan İnce, Karter Dergisi için cevapladı.
48 KARTER
Madeni Yağ sektörüne girmeye
nasıl karar verdiniz?
A.Y.: Üç çok yakın çocukluk arkadaşıyız.
Eğitim hayatlarımız farklı devam etti
ama hepimiz kendi işimizi yapmak
istediğimizden emindik; yıllardır
planlıyorduk. Sinan'la beraber yurtdışı
tecrübemiz, Serkan'la birlikte de geri
plandaki hazırlıklarımızdan sonra ilk
olarak 2010 yılında, İstanbul'da kendi
işimizi yapmakla ilgili bir planlama yaptık.
Endüstriyi biliyorduk, tanıdıklarımız
vardı. Onların yönlendirmeleriyle Avrupa
Yakası'nda sanayinin güçlü olduğu ve
sarf malzemesi tedariğinin, iyi bir fırsat
olduğu yönünde yönlendirme aldık.
Ardından analizini yaptık. Madeni yağ ile bu
çalışmalarımız sırasında tanıştık.
"8 ayımızı, sokak
sokak firmaları
gezerek geçirdik."
Görüşmeye gelirken yanınızda
çok profesyonelce hazırlanmış,
neredeyse pazar araştırmasını
aratmayacak detayda, bir dosya
olduğunu biliyoruz. Bu dosyadan
biraz bahseder misiniz?
Avrupa Yakası ve Trakya Bölgesi'nde 8
ay boyunca, bütün hafta sonlarımızı firma
firma, sokak sokak sanayi bölgelerini
gezerek geçirdik. Sanayi bölgelerine girip,
firmaların isimlerini alıp, o firmaların ne
yaptıklarını, ne ürettiklerini, üretirken nasıl
bir proses uyguladıklarını ve nasıl ürünler
kullandıklarına dair, bir çalışma yaptık.
Bölge bölge haritalayarak, nerede hangi
tip firmalar olduğunu ve potansiyelleriyle
ilgili, bir dosya hazırladık. Ortaya 400
sayfalık bir çalışma çıktı. Kemal Tekşen:
Benim daha önce, örneğini görmediğim bir
çalışmaydı. Adeta özel bir kuruluş gibi, bu
pazarın analizini yapmışlardı. "Eğer bugün
anlaşamazsak bile korkmayın, siz ne olursa
olsun satarsınız!" demiştim.
"2 yılda 680 tona
ulaştık!"
Başladığınız günle bugünü
kıyaslayacak olursak, nereden
nereye geldiniz?
2011'de bayiliğe başladığımızda, Fuchs'u
ve ürünü tanımıyorduk. Dolayısıyla nasıl
gideceğimizi, hangi ürünle ne şekilde
ilerleyeceğimizi bilmiyorduk. Bu konuda,
Opet Fuchs'tan çok ciddi destek aldık.
Bu kadar hızlı büyümemizin temel faktörü;
bize yapılan yönlendirmeleri bire bir alıp
uygulamış olmamız. Opet Fuchs bizi nasıl
yönlendirdiyse biz, ona göre hareket
etmeye çalıştık. İlk yılımız olan 2011'i, 12
tonla kapattık. 2012 yılında 380 ton, 2013
yılında da 680 tona ulaştık.
Trakya ve Avrupa Bölgesi
zorlu bir bölge; müşterilerinize
yetişebilmek için nasıl bir
tempoyla hareket ediyorsunuz?
S.Ç.: İstanbul Trakya Bölgesi, alan
olarak çok sıkışmış bir yer ve içerisinde
her şeyi barındırıyor. Dipsiz bir kuyu
olarak tanımlayabiliriz. Tekstil de, gıda
da, metal işleme de var. İçinden her şeyi
çıkarabiliyorsunuz dolayısıyla geneline
baktığımızda, aslında çok karmaşık
bir yapısı olduğunu söyleyebilirim. Biz
bu karmaşık yapıyı, kendi yapısı içinde
harmanlayarak sonuca ulaştık.
A.Y.: Trakya'nın insanı çok açık fikirli, çoğu
göçmen. Göçmen insanı çok çalışkandır,
dolayısıyla bizim çok çalışkan olmamız,
sürekli olarak gidip onları ziyaret ediyor
olmamız ve bir fiil onların işiyle uğraşıyor
olmamız, karşılık buldu. Buradaki insan
profili bizimle iyi anlaştı.
KARTER 49
röportaj
"Bizim modelimiz;
Opet Fuchs modeli"
Çok genç patronlarsınız;
kendinizi geliştirmek için bir şey
yapıyor musunuz?
A.Y.: Bizim modelimiz; Opet Fuchs
modeli... Opet Fuchs'un dışarıdan aldığı
desteklerle ilgili uygulamaları, kendimize
adapte etmek istiyoruz. Profesyonel
hayatta yöneticilik deneyimimiz oldu.
Ellerinde çok ciddi iş hacmi olan firmalarda,
yönetici pozisyonunda bulunduk. Dışarıdan
alınan desteklerin katkısı olduğunun
farkındayız; bunun için planlarımız var ama
şu an için soruyorsanız, dışarıdan henüz
böyle bir yardım almıyoruz. Öncelikle
pazarda, hem teknik hem de müşteri
açısından öğreneceğimiz çok konu var.
Biz şu anda, kendimizi teknik olarak
geliştirmeye çalışıyoruz.
S.Ç.: Başladığımızdan beri cumartesi
günleri dahil, neredeyse haftada ortalama
70-80 saat çalışıyoruz. Müşterilerin
hepsine yetişmeniz için planlamaları
doğru yapmanız lazım; bu planlamaların
sürdürülebilir olabilmesi için yoğun bir yapı
gerekiyor. Bizim en iyi yaptığımız şey de bu!
Ekip olarak kişi başı, haftada 30 civarında
müşteri ziyareti gerçekleştiriyoruz. Ofiste
hiç zaman geçirmiyoruz.
"Talaşlı imalatta,
bölgemizde pazar
lideriyiz!"
Pazardaki konumunuzdan
bahsedebilir misiniz?
A.Y.: Talaşlı imalatta, bölgemizde pazar
lideri haline geldik. Opet Fuchs'un Türkiye
genelinde yapmış olduğunu, biz de
bölgemizde sağladık. % 50-55 civarında
olduğumuzu düşünüyoruz .
50 KARTER
Ekibinizden biraz bahseder
misiniz? Kaç kişilik bir ekiple
çalışıyorsunuz ?
S.İ.: Şu anda 9 kişilik bir ekibiz. Yeni
yerimize taşındıktan sonra, fiziksel alanımız
da arttı. Daha az kişiyle çok iş yapıyorduk
ama şimdi, ekibimiz büyüdü. Herkesin
rolleri belli oldu. Rahat çalışacağımız bir
ortama sahibiz.
TOR adı kulağa değişik geliyor,
bir anlamı var mı?
A.Y.: Teknik bir iş yaptığımız için teknik
odaklı çözümün, İngilizce baş harflerini
seçerek, "Technical Oriented Result"
üzerinden harekete geçtik. Bizler aslında
denize meraklıyız, hobimiz de zıpkınla
balık avcılığı. Çok keyif aldığımız ve her
fırsat bulduğumuzda gerçekleştirmeye
çalıştığımız bir aktivite! Zaman içerisinde
TOR'un, bir denizcilik terimi olduğunu ve
bize çok uyduğunu öğrendik; yelkenlinin
en kuvvetle ilerlediği anda, yelkenin sıfırla
yaptığı açıya "Tor" deniyor. Bunu kendimizle
çok örtüştürdük çünkü yelken sporunda da
ekip çalışması var. Herhangi birinin doğru
performans sergilememesi, bütün ekibin
performansını düşürüyor.
TOR Endüstriyel'in, 2014 yılı için
bir hedefi var mı?
A.Y.: 1000 ton barajını geçen bayi olmak
istiyoruz. Bu isteğimizi yetkililere ilettik,
bunun sağlıklı bir büyüme olmasının
gerektiğini ilettiler. Bu bizim için psikolojik
bir sınır. 2014, zor bir yıl olacak ama
bunu başaracağımızı düşünüyoruz. Bunu
sağlarken de doğru müşterilerle belli
ana sanayilerde, henüz giremediğimiz
noktalarda bir şirket olmalıyız. Büyük
kuruluşlarla işbirliği yapan bir TOR; 2014'te
1000 tona ulaşmış bir TOR; 2015’te de
artık Opet Fuchs'la birlikte marka olmaya
başlamış bir TOR, yani "Ben yağımı
TOR'dan alıyorum." etkisi yaratmış bir TOR
olmayı hedefliyoruz.
Opet Fuchs'a bir mesajınız varsa
alabilir miyiz?
A.Y.: Öncelikle Opet Fuchs'a teşekkür
ediyoruz. TOR, bu noktaya bu kadar
hızlı bir şekilde geldiyse kesinlikle ana
motivasyonunu Opet Fuchs'a borçlu.
Bu destek olmadan, TOR hiç bir şekilde
burada olamazdı. Ricamız; desteğin artarak
devam etmesidir çünkü başarıya giden
yolda, ekip çalışması çok önemli. Opet
Fuchs'un desteği ve yönlendirmeleriyle TOR
çalışmalarına devam edecek.
dosya
dosya
BAŞKANLARIN VE
HOLLYWOOD YILDIZLARININ
MARKASI;
BROOKS BROTHERS!
1818’de kurulan ve hazır giyim ürünlerini
ilk kez sunan marka olan Brooks Brothers,
tarih boyunca Seersucker, Madras, ütü
gerektirmeyen gömlek ve orijinal düğmeli
Yeni açılan mağaza onuruna,
En yeni erkek, kadın ve
polo yaka gibi ikonik ürünleriyle yoluna
Brooks Brothers Türkiye
çocuk koleksiyonlarının
devam etti. Fred Astaire, Clark Gable,
Genel Müdürü Füsun
yer aldığı 300 metrekarelik
Ashton Kutcher gibi Hollywood’un ünlü
Kuran'ın ev sahipliğinde
Brooks Brothers Zorlu
aktörlerinin yanı sıra Abraham Lincoln,
21 Ocak Salı günü
mağazası, dünya genelindeki
Franklin D. Roosevelt, John F. Kennedy, Bill
gerçekleştirilen davete,
tüm Brooks Brothers
Clinton, Barack Obama gibi politikacıların
iş ve cemiyet hayatından
mağazalarında olduğu gibi
da aralarında bulunduğu çok sayıda seçkin
pek çok ünlü ismin yanısıra
toprak rengi ve naturel
isim tarafından tercih edilen şıklığın ve
Brooks Brothers Yönetim
tonların hakim olduğu elegan,
asaletin sembolü Brooks Brothers, yaklaşık
Kurulu Başkanı ve Ceo’su
sade ve şık dekorasyonuyla
200 yıllık geçmişi ile halen aynı gelenekleri
Claudio Del Vecchio, Brooks
dikkat çekiyor.
ve değerleri korumayı başarıyor.
Brothers Avrupa CEO’su
Luca Gastaldi katıldı.
52 KARTER
KARTER 53
röportaj
röportaj
Yakın zamanda 4 yıl süren Ankara-Sivas
Hızlı Tren Projesi'nde yer alan tünelleri
tamamladık. İstanbul'da, Melen İçme
Suyu Tünel İnşaatı'nı tamamladık. Ayrıca
Artvin-Borça, Adana-Kozan, Azerbaycan,
Zonguldak, Samsun, Kavak-Merzifon gibi
lokasyonlarda tünel, yol inşaatı ve baraj
inşaatlarını da başarıyla tamamladık.
"Bizi Etiyopya
Cumhurbaşkanı
karşıladı."
KÖMÜR MADENİNDEN TÜNELE,
YER ALTINDA GEÇEN 50 YILLIK TECRÜBE:
"FERMANOĞLU İNŞAAT"
50 yıllık tecrübesini siyah
beyaz resimlerden, günümüze
kadar taşımayı başarmış; üç
kuşaktır sektöründe istikrarın
temsilcisi olmuş; Türkiye’nin
dört bir yanında yapmış
olduğu tünellerle adını sektöre
duyurmuş bir firmanın geçmişini
Ayhan Öner'den dinledik.
54 KARTER
Şirketinizin tarihçesinden biraz bahsedebilir misiniz?
Aslına bakarsanız Fermanoğlu’nun tarihi, 1968 yılına kadar uzanıyor.
Kurucu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Şevki Öner’in 1968 yılında,
Giresun Doğankent Harşıt Barajı ve HES İsale Tüneli inşaatındaki, alt
yüklenicilik görevi ile başlıyor. Öncesinde de 1950'li yıllarda Ali Şevki
Öner, Zonguldak bölgesinde yer alan kömür madenlerinde, birçok
görevde çalışıyor. Yani bakarsanız şirketimizin, yaklaşık 50 yıllık bir
geçmişi ve tecrübesi var. Bu tecrübe nesilden nesile aktarılıyor.
Yaklaşık 50 yıllık bu tecrübenin içinde nerelerde
şantiyeleriniz oldu?
Hemen hemen Türkiye'nin her yerinde, inşaat işimiz oldu. Ağırlıklı
olarak uzmanlığımızın, tünel olduğunu düşünürsek şu aşamada
Türkiye'de 4, yurtdışında 1 adet olmak üzere toplamda, 5 projemiz
var. Yurtdışında Arnavutluk'ta işlerimiz devam ediyor. Ordu ve Ünye
Bölgesi'nde birçok inşaat bitirdik; halen devam edenler de var.
İnşaat sektörü ve piyasalar
hakkında neler düşünüyorsunuz?
Genel olarak her sene başında,
piyasalarda senenin kötü geçeceği veya
inşaatların azalacağı; ekonominin kötüye
gideceği söylentileri dolaşır. Bence
karamsar olmamak gerek. Türkiye'de
ciddi yatırımlar söz konusu ama
karamsarlık hakim.
5 sene önce Ankara-Sivas Hızlı Tren Hattı
olacak mı diye düşünürdük, buralara
hızlı tren yapılır mı diye düşünürdük, bir
yandan da projesi için masa başında
çalışırdık. Bugün buradaki tünelleri,
başarıyla tamamlayarak teslim ettik.
Yurtdışında da potansiyel var. Yapmış
olduğumuz işlerden şunu anlıyoruz ki
Türkiye'nin, yurtdışındaki iş anlamındaki
kabiliyet ve profesyonellik algısı
çok yüksek. Biz inşaat firmalarının,
yurtdışındaki ticaret ve inşaat güvenirliliği
yüksek olduğu için çoğu ülkede iyi
karşılanıyoruz. Mesela Etiyopya'ya gittik,
Cumhurbaşkanı bizi kardeş gibi karşıladı
ve "Türkiye'yi biz yıllardır bekliyoruz."
dedi. Gurur duyduk.
Cezayir, Tunus, Etiyopya gibi ülkelerde,
ciddi yatırımlar söz konusu. Sonuçta
hangi ülke olursa olsun, projeleri
rahatlıkla üstlenebiliriz. Şu aşamada
Arnavutluk'taki şantiyeyi de eklersek
toplamda, 1100 çalışanımız var. İş
makinesi grubunu, tekerlekli araç
grubunu ve diğer yardımcı ekipmanları
toplarsak; 400'e yakın makine parkıyla
şantiyelerde projeleri gerçekleştiriyoruz.
Tünelcilik diğer inşaat
branşlarına göre, daha zor
diyebilir miyiz?
Elbette ciddi zorlukları var. Örnek olarak,
şantiyeniz toprağın altında. Birçok riskle
karşı karşıyasınız. İleri mühendislik
hesaplamaları yapıyorsunuz, fakat yine
de hatalar olabiliyor. Toprağın altında,
gün ışığı olmadan çalışmak zor. Büyük iş
makineleri gerekiyor. Herhangi bir arıza
durumunda, toprak altında olduğunuz
için çözümü zor olabiliyor.
Bir baraj inşaatına başlıyorsunuz kayalar,
taşlar, toprak, karmakarışık bir görüntü
var. İnşaat bitiyor ve bir makete; narin ve
estetik bir yapıya dönüşüyor. İnşaatın ilk
başlangıcıyla sonu arasında, çok büyük
bir fark var. İnşaatı bitirdikten sonra sizin
eseriniz olan tünelin içinden geçerken, o
narin yapıdan zevk alıyorsunuz.
Çok ciddi bir makine parkı ve
büyük bir istihdam...
Evet. Bu projeler ciddi profesyonellik ve
kaliteli istihdam gerektiriyor. Türkiye'de,
böylesi mühendislik gerektiren sektörde
çalışmak zordur. Bakarsanız tünel
uzmanlığı olan 4-5 firma zor bulursunuz.
HES projelerinin başlamasıyla tünelcilik
furyası başladı. Masa başında yapılan
hesaplar, şantiyede tutmayabilir.
Tabii böyle olunca firmalar çok ciddi
problemler yaşayıp, finansal sıkıntılar
çektiler ve kapanmak zorunda kaldılar.
Son olarak, bizler hakkında
düşüncelerinizi alabilir miyiz?
İnşaatın en zor alanlarında birinde
faaliyet gösterirken, iş ortaklarınızı iyi
seçmek gerekiyor. Bu konuda Opet
Fuchs'un profesyonel yaklaşımından
ve ticarete olan bakışından memnunuz.
2010 senesinden beri, Opet Fuchs'a
ait ürünleri kullanıyoruz. Özellikle beton
pompası, mikser vb. araçlarımızda
hidrolik yağları bizler için çok önemli.
Yer üstü inşaat firmalarında kullanılan,
hidrolik yağlarından ziyade bizim sektöre
özgü hidrolik yağların seçiminde,
gerek yağın analizi gerekse de yağın
performansı konusunda Opet Fuchs
ekibi yakından takipçi oldu. Fuchs
markasının gelmesiyle de ciddi bir ürün
portföyü oluşmuş oldu. Bu sebeplerden
dolayı, yaklaşık 4 senedir tercihimiz Opet
Fuchs!
"O narin yapıdan
geçerken, zevk
alıyorsunuz."
KARTER 55
gurme
gurme
Yer Misin
Yemez Misin?
Yer Misin
Yemez Misin?
Ankara'nın Bir Kalesi
Bir De Kafesi Meşhurdur!
Opet Fuchs Bölge Müdürleri, Ankara'daki çalışma hayatının
yorucu temposuna ufak bir mola verdiler. Öğle yemeği için
en ideal yerlerden birisi Kafes Fırın'da bir araya gelen ekip,
taş fırın ekmeği içerisinde sunulan çorbadan, el yapımı
fettuccine'ye kadar birçok lezzetin tadına bakma fırsatını
yakaladı.
Lezzet:
Sunum:
Akçaabat Köfte
Kuymak
Kaygana
Kaşarlı Sucuk
Buğlama
Sütlaç
Menü:
Menü:
Mekan:
4
Serviz Hızı:
4
Katılımcılar:
Ticari Satışlar İç Anadolu & Karadeniz Bölge Müdürü Direnç Hıçkırıkoğlu
Servis Satışlar İç Anadolu & Karadeniz Bölge Müdürü Barış Güven
Endüstriyel Satışlar Ankara Bölge Satış Mühendisi Safa Ermemiş
Ali Türkkan
Pazarlama Koordinatörü Ceyhan Güner
Yemek Çeşitliliği: 5
Fiyat:
5
*Değerlendirme 5 üzerinden yapılmıştır.
56 KARTER
Opet Fuchs Otomotiv Satışlar Distribütörü Doğan
Akaryakıt'ın ev sahipliğinde, Trabzon denince akla ilk gelen
lezzet duraklarından birinde, Nihat Usta'da buluşuldu.
Tüm ekip Akçaabat köfte, kuymak, kaygana gibi yöresel
yemeklerin tadına bakma fırsatını yakaladı.
Katılımcılar:
4
5
Nihat Usta!
Çorba
Kafes Kebap
Fettuccine
Hamburger
Tavuklu Salata
5
Temizlik:
Trabzon Lezzet Kültürünün Temsilcisi;
Doğan Akaryakıt Sahibi Ertuğrul Doğan
Doğan Akaryakıt Satış Müdürü Ali Osman Şişmanoğlu
Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi Ali Levent
Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi Ertan Bakır
Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi Halil Kargı
Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi Levent Tüzmen
Doğan Akaryakıt Satış Temsilcisi M. Serkan Demirkan
Doğan Akaryakıt Muhasebe Uzmanı Osman Lermi
Doğan Akaryakıt Dağıtım Sorumlusu Hüseyin Demiröz
Doğan Akaryakıt Dağıtım Sorumlusu Nihat Aydın
Otomotiv Satışlar Grup Müdürü Erçin Bıyık
Ticari Satışlar Müdürü Gökay Ergün
Endirekt Satışlar 6. Bölge Müdürü Gökhan Aynacı
Ticari Satışlar İç Anadolu & Karadeniz Bölge Müdürü Direnç Hıçkırıkoğlu
Lezzet:
5
Sunum:
5
Temizlik:
5
Mekan:
5
Serviz Hızı:
5
Yemek Çeşitliliği: 5
Fiyat:
4
*Değerlendirme 5 üzerinden yapılmıştır.
KARTER 57
röportaj
röportaj
70 YILLIK ACENTE
"ÖNCE GÜVEN" DİYOR...
Araba kullanıyor musunuz?
Arabam BMW ama pek
kullanmıyorum. İstanbul’da bu
kadar zamanı trafikte geçirmek;
benim için zaman kaybı. Daha
çok metroyu tercih ediyorum.
Peki benzini nerden
alıyorsunuz?
Sizce? Biz size hizmet
sağlamadan önce, sizden
hizmet alıyorduk. Herhalde bir
6-7 senedir, yakıtımızı Opet’ten
alıyoruz.
"Opet, bir anda
kalite ve başka bir
yaklaşım getirdi!"
için önce güven ondan sonra
hizmet ondan sonra para
kazanmak geliyor.
Kombine taşımacılığın
Türkiye’deki en büyük
isimlerinden biri olan LAM
şirketinin Genel Müdürü
Timur Makzume,
Opet Fuchs Pazarlama
Uzmanı Aygen Manaz'ın
sorularını cevapladı.
Bizlere şirketinizin tarihçesi
ve kuruluşundan bahseder
misiniz?
Şirketimiz 1944 de bizim
büyük babamız Lyonel A.
Makzume tarafından kuruldu.
Çok gururluyuz çünkü bu sene
dedemizin başlattığı ve bize
devrettiği bayrağın 70. yılını
kutluyoruz.
"Hedef ve amacımız
sürekli yukarı
yükselmek."
1944 yılında çok küçük bir gemi
acentesi olarak başladık. Gemi
sektörüne; taşımacılığa hizmet
58 KARTER
veren bir kuruluşuz. 1989
yılına kadar, hemen hemen
Türkiye’nin her yerine yayıldık
ve bu süre zarfında, Türkiye’nin
en büyük gemi acentesi olduk.
O yıllarda Sovyetler Birliği’nin
tek acentesiydik.
Sovyetler Birliği’nin sıcak
deniz limanı Odessa’ydı.
İstanbul’un kuzeyinde olduğu
için Sovyetler Birliği Filosu'nun
hemen hemen tümü, Doğu
Filosu hariç İstanbul’u geçip
Sovyetler Birliği’ne mal tedariği
yapıyordu. Bundan dolayı 72
senesinden 89 yılına kadar,
Türkiye’de gerek ithalat gerekse
ihracatın çoğu tarafımızdan
gerçekleştirildi. Türkiye’nin o
Opet'le çalışmaya nasıl
başladınız?
Genel Müdürümüz Tolga Işık,
şirketler arası nasıl sinerji
yaratabileceğimiz konusunda
aktif olarak çalışıyor. Opet'le
yollarımız, bu sinerji arayışı
sonrası kesişti. Önce Tüpraş’ın
gemilerine, Rusya’da hizmet
vermeye başladık. Sonrasında
Tolga Bey devreye girdi ve
Opet'le de çalışmaya başladık.
Şu anda güzel bir iş birliğimiz
olduğunu söyleyebilirim.
dönemlerde sanayi açısından
çok gelişmemiş olması,
bunun yanı sıra konteyner
taşımacılığının da gelişmemiş
olması nedeniyle daha çok,
dökme ürün taşınıyordu.
Türkiye o dönemlerde daha çok
pamuk, buğday ve nohut gibi
ürünlerde dünya piyasasında
kendini gösteriyordu. 89
yılında, Rus Donanması’nın yok
olmasıyla büyük bir şok atlattık.
Şirketimizin dönüm
noktalarından biridir. Başka
bir takım gelişmeler ile de
faaliyetlerimizin %95’ini altı
ay içerisinde kaybettik. O
yıllarda yeni bir oluşuma,
yeni bir yapılanmaya girdik.
Bu sektörde, bir kaç koldan
koşmamız gerektiğini öğrendik
ve geleneksel mesleğimiz olan;
acenteliğin yanına bir de
taşıma organizasyonunu
ekledik. Yani pek çok değişik
sektörden hizmeti birleştirerek,
müşterilere sunmaya başladık.
Bu gelişmelerimizle artık
çok farklı bir yapıda şirketiz,
5 ülkede faaliyetlerimiz var.
Türkiye’de 14 tane şubemiz
var. Tüm şubelerimizde
müşterilerimize, mümkün
olduğu kadar profesyonel
hizmet sunmaya önem
gösteriyoruz. Hedef ve
amacımız sürekli çıtamızı
yukarıya yükseltmek. Bizim
Peki Türkiye’de lojistik
sektörünü nasıl
görüyorsunuz?
Maalesef çok iyi görmüyorum
çünkü şimdi bir telefon, bir
de e-postası olan bu sektöre
giriyor. Genelde belli bir
kulvarda koşuyorlar ve fiyatları
sürekli aşağıda tutarak; bu
sektörün karlılığını biraz
zorluyorlar. Hizmet seviyesini de
bu şekilde aşağıya çekiyorlar.
Piyasada çok saygıdeğer
şirketler de var fakat, bizim
gibi "önce güvenlik" kavramına
önem veren şirketler maalesef
çok az.
Son dönemde yaşanan
ekonomik değişikliklerden
etkilendiniz mi?
Şu anda kısa vadede, işimize
yaradığını söylemeliyim ama
tabi uzun vadede herkesin eli
yanacak. Kazancımızı döviz
olarak gerçekleştirdiğimiz için
Türkiye’deki maliyetlerimizde,
ciddi bir azalma oldu ama 2-3
ay sonra maliyetler yeniden
toparlayacak. Bu çok mikro
bir bakış, makro açıdan hiç
kimse için bu koşullar uygun
olmayacaktır.
"Çalışma
arkadaşlarımızın
huzur ve mutluluğu,
bizler için çok
önemli."
Timur Makzume
çalışanlarında neye önem
verir?
Bizim için müşteri memnuniyeti
önceliklidir. Müşteri
memnuniyeti ile beraber,
talep edilen memnuniyetin de
hakkaniyetli bir memnuniyet
olması önemlidir. Kendimizi
her zaman, müşteriden sonra
konumlandırırız. Dedemizden
öğrendiğimiz bir şey var; önce
müşteri memnun olacak; o
zaman biz kar elde edebilirsek
edelim; eğer memnun
edemeyeceksek o işe
girmeyelim. Bu, benim
arkadaşlara genelde ilk
nasihatimdir. Çalışma
arkadaşımıza da çalışanımız
olarak değil, bir çalışma
arkadaşı olarak bakıyoruz.
Onların huzur ve mutluluğu
bizler için kuruluşumuzdan bu
yana hep çok önemli olmuştur.
Ne kadar mutlu olurlarsa
verimli çalışmaları da o kadar
artacaktır.
Sektörde kendinizi nasıl
konumlandırıyorsunuz?
Öncelikle Türkiye’de bizim
gibi fazla şirket olmadığını
söylemeliyim. Acentemiz,
lojistik hizmetlerimiz ayrıca
konteyner hattımız var. Şirketler
genelde bu şirketlerin, sadece
bir tanesini bünyelerinde
bulunduruyorlar. Bizim gibi, bu
yapıları aynı anda barındıran
çok az şirket mevcut. Bu
durum gerektiği zamanlarda,
voltran oluşturmamızı
beraberinde getiriyor.
Birimlerimiz ayrı çalışıyorlar
ama gerektiği yerde, güçlerini
beraberce devreye alıyorlar.
Bunların yanı sıra proje
taşımacılığı da yapıyoruz.
Derince’de 35-40.000 m2'lik
bir alanımız mevcut.
Opet’in sizde nasıl bir imajı
var?
Ne zaman farklı bir şeyi
görsem takip ederim. Opet’i,
Koç Grubu’na girmeden önce
de biliyordum. Türkiye’de o
dönemlerde farklı markalar
daha ön plandaydı; Opet daha
o kadar büyümemişti. Yavaş
yavaş bu değişimi takip ettim.
Opet yerleşmeye başladı.
Tabii ki bir Türk markasının,
Türkiye’de bunu yapmış olması
beni mutlu ediyor.
Aracınızda hangi yağı
kullanıyorsunuz?
Aracımın yağı, servis
bakımlarında değişiyor.
Dolayısıyla bilmiyorum ama
Opet’ten benzin alıyorsak
kesinlikle yağı Opet Fuchs’tur.
Kaportayı açtım desem
yalan olur. Dediğim gibi pek
kullanmıyorum arabayı.
Karter takipçilerine bir
mesajınız var mıdır?
GAC olarak sizin gibi bir şirkete
hizmet vermek; bizim için çok
önemli bir referanstır. Ulaşmak
istediğimiz hedefe giden bir
yol. Amacımız; özel, butik ve
özenli hizmetler vermek. Opet
Fuchs’un da hizmet verdiğimiz
firmalar arasında olması, benim
için bir onurdur .
KARTER 59
röportaj
EKRANLARIN SEVİLEN YÜZÜ
IVANA SERT, KARTER'E
"BİZİMLESİN" DEDİ!
Ivana Sert sektörün tek
dergisi olan Karter’e
verdiği özel röportajda;
projelerini ve otomobillere
olan tutkusunu, Opet Fuchs
Pazarlama Müdürü Serdar
Aydinç'e anlattı.
röportaj
Ivana Sert’i bunlardan hangisi en
iyi tanımlar? Sunucu, stilist, moda
tasarımcısı, yazar...
Anne... Hepsini bir kenara koyarsak annelik
benim için en önemli şey. Diğerleri benim
için sonradan gelir.
"Türk kadınının
daha güzel olması
için çalışacağım".
Önümüzdeki dönem projelerden
hangisi öne çıkacak?
Şimdi bu sene güzellik sektöründe yer
almayı düşünüyorum. Yeni bir güzellik
firması ile anlaşmak üzereyim, bu firma
200 tane şube açacak Türkiye’de. Yani
Türk kadınının daha bakımlı ve güzel
olması için uğraşacağım. Bunun yanı sıra
önümüzdeki dönemler için planladığım
ama karar vermediğim bazı televizyon
programları var. İçeriğine henüz karar
vermedim ama bu programlarda moda
üzerine olur.
Müzikle aranız nasıl?
Konservatuarı bitirdiğim ve piyano
çalmayı çok sevdiğim için müziği çok
seviyorum. Aslında Beyaz ile çıktığım
Avrupa turnelerinde şarkı da söylüyorum,
yani şarkıcı da oldum sayılır. Dj Shantell’i
çok beğendiğimi söyleyebilirim. Balkan
ezgileriyle yaptığı müzik çok hoşuma
gidiyor.
Türk insanının sizi sevdiğini
biliyoruz, sizce neden?
Ne düşündüğünü söyleyen bir kişiyim.
Bence bundan dolayı Türk insanı beni
samimi buldu ve sevdi. Hedefleri olan,
yaptığı işi sonuna kadar götüren güçlü bir
kadınım bununda Türk insanı üzerinde
etkili olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’de sizi takip edenlerin
sayısı oldukça fazla, özellikle
genç kızlara tavsiyeleriniz
nelerdir?
60 KARTER
Kendine güvenmek çok önemli ilk olarak
bunu söylemek istiyorum. İnsanın kendisini
sevmesi gösterişli ve güzel olmaktan çok
içlerinin temiz olması gerekir. İnsanın içi ne
kadar iyi olursa ne kadar pozitif olursa iyi
bir gelecek onları bekler.
"Herkese hayatta
pozitif olmayı
öneriyorum".
Takipçilerinize özellikle pozitif
olmayı mı öneriyorsunuz?
Ben herkese hayatta pozitif olmayı
öneriyorum. Siz dışarıya ne kadar pozitif
enerji verirseniz her şey size aynı şekilde
dönecektir. Ben mutlu olmayı ve hayatı
seviyorum, herkesin de aynı duyguları
yaşamasını öneriyorum.
Arkadaşlarınız sizi nasıl tanırlar?
Kısaca karakteriniz nasıldır?
Arkadaşlarım benim için güçlü bir kadın
diyecektir. Ne istediğini bilen güçlü bir
kadın...
KARTER 61
röportaj
Hiç kimsenin bilmediği bir
özelliğiniz var mı?
Küçükken atletizm yaptım, birçok ödül
aldım. Sporu çok seviyorum. Spordan
kastım yoga, plates gibi sporlar değil.
Yüksek tempoda müzik eşliğinde yapılan
kardiyo ve benzeri sporlar. Sporu çok
seviyorum. İlerde fırsatım olursa canlı
müzik eşliğinde sporun ve müziğin
birleştiği bir sahne dans gösterisi yapmak
isterim. Spor yapınca insanın hormonları
adrenalin salgılıyor, çok çarpıcı bir
duygu, bunu sağlamak için de spor
eşliğinde müzik en iyi yöntem.
"Ne geçmişe ne de
geleceğe bakıyorum,
bu günü yaşamaya
çalışıyorum".
62 KARTER
Ne zaman
ihtiyaç duyacağınız
belli olmaz!
10 sene sonra bugünkü
hayatınızda farklı ne olacak?
Oğlum büyücek... Hep diyorlar ya küçük
çocuk küçük problem, büyük çocuk
büyük problem. Ama ben ne geçmişe
çok bakıyorum ne de geleceğe. Aslında
daha çok bu günü düşünerek yaşamaya
çalışıyorum. Bakalım zaman neler
gösterecek.
Sizi en çok ne kızdırıyor ?
Yalan söylemek. Karşımdaki kişi yalan
söylediği zaman çok kızıyorum. Bazı
durumlarda karşıdaki kişiyi üzmemek
veya utandırmamak adına yalan olabilir
ama bunun dışında yalan söylenmesine
karşıyım.
"Spor arabaları
seviyorum".
Arabalarla aranız nasıl? Bir arabada
en çok neye önem verirsiniz?
Performans, lüks, güvenli olması...
Araba kullanmayı severim ve hızlı kullanırım.
Jip kullandığımda güven duygusunu
hissediyorum ama spor arabada gücü
hissediyorum. Spor arabalar küçük ve
kompakt oluyor. İstediğim yere en kısa sürede
ulaşabilme gücünün verdiği enerjiyi yansıtıyor
bana. Galiba spor arabalara düşkünüm.
Madeni yağ denince aklınıza ilk ne
geliyor?
Araba yağı motor yağı geliyor ama ben hiç
uğraşmıyorum, o konuda hiç ilgim yok, hangi
marka kullanılıyor bilmiyorum bile.
Dergimizin adı Karter... Sizce Karter
ne demek olabilir?
Belki bir yağ markası olabilir...
Antifriz sizce bir arabada ne işe
yarıyor olabilir ?
Onu duydum. Arabada suyun donmamasını
sağlıyor.
Rom Lastik Spreyi ile patlayan lastikler değiştirmeye gerek kalmadan anında,
kolayca onarılıyor; tamirci arama derdi artık son buluyor.
Tüm Opet Akaryakıt İstasyonları’nda!
www.romotobakim.com
aktüel
aktüel
HAVALI
BİR
İTALYAN!
Büyük şehirlerin en büyük sorunu olan trafiğe, bir nebze olsun çözüm getiren
motosikletlerin arasında, tartışmasız büyük çoğunluğun hem tercihi hem de
favorisi ’lar. Gelin şimdi Vespa’lara ve aksesuarlarına bir göz atalım.
Vespa, basit bir motosiklet modeli olan Scooter'dan geliştirilmiştir. 1946 yılında
İtalyan Piaggio & Co. S.P.A. firması tarafından üretilmiş Vespa, tarihin en önemli ve
en iyi motosikletlerindendir. Vespa markası aralarında Marlon Brando’dan Robert
de Niro’ya, Leonardo di Caprio’dan Tiger Woods’a kadar, yüzlerce Hollywood
ünlüsün de bulunduğu, geniş bir hayran ve kullanıcı kitlesine sahip.
64 KARTER
KARTER 65
aktüel
Bugüne kadar 138 farklı modeli üretilen
Vespa'nın, hala 5 farklı seri halinde üretimine
devam ediliyor. İlginç tasarımlarla motosikletlerini
yeniden tasarlamak, Vespa sahipleri arasında
oldukça popüler.
®
®
66 KARTER
moda
moda
ile
Modada Bahar Esintisi
Amerikan başkanlarının ve Hollywood yıldızlarının markası olarak
bilinen A.B.D.'li Brooks Brothers bahar koleksiyonuyla adından bir
hayli söz ettireceğe benziyor.
Brooks Brothers'ın hem kadın hem de erkek koleksiyonunda
kullandığı canlı renklerle baharın sıcaklığını üstünüzde taşıyacaksınız!
Spor şık, klasik, hafta sonu ve iş günlerine özel olarak tasarlanan
ürünlerden oluşan bu bahar koleksiyonuna, gelin bir göz gezdirelim.
62 KARTER
KARTER 69
röportaj
röportaj
SOLA UNITAS
COACH ACADEMY'DEN
UMUT KISA İLE
YÖNETİCİ KOÇLUĞU ÜZERİNE...
İyi bir yönetici nasıl olur, iyi bir yönetici çalışanlarını
nasıl yönlendirir, yönetici koçluğu almanın avantajları nelerdir;
tüm bu soruların cevaplarını Umut Kısa yanıtladı.
Yönetici koçluğu üst düzey
yöneticiler için hangi açıdan
avantajlar sağlar?
Yönetici koçluğu, yöneticilerin liderlik
performanslarını yükseltmeye ve birlikte
çalıştıkları kişileri etkin yönetmelerine
ilişkin becerilerini geliştirmeye yönelik
koçluk sürecidir. Yani bir diğer anlatımla
kendilerine, farklı perspektifler sağlar.
Yönetici, bu süreçte kendini daha iyi tanır;
kişisel ve profesyonel yetkinlikleriyle liderlik
becerilerinin farkına varır, geliştirir; kendisini
yeni bir perspektiften, farklı bir noktadan
bakarak değerlendirir. Güçlü yönlerini ve
onları nasıl daha güçlendirebileceğinin
bilincine varırken sorunları, farklı gözle
görme ve çözme farkındalığı edinir. Bu
farkındalık, yöneticinin kendisine olduğu
kadar ekibine ve kurumuna da güvenli,
mutlu ve tam da bu nedenle başarılı bir
ortam yaratması anlamına gelir. Bu başarılı
ortam, hem yöneticinin hem ekibinin,
dolayısıyla da kurumun performansını
yükseltmek ve sıradışı sonuçlar elde etmek
için doğru temeldir.
Genellikle üst düzey yöneticinin
davranışındaki küçük de olsa olumlu bir
değişiklik, organizasyonu önemli şekilde
değiştirir. Bunun tam tersi de geçerlidir.
Yani balığın baştan koktuğu
doğrudur.
Üst düzey yönetici ile yönetici arasındaki
en önemli farklılık; üst düzey yöneticinin
fırsatlara odaklanması, yöneticinin sorunlara
odaklanmasıdır. Zaten yönetici sorunlar
yerine fırsatlara odaklanmaya başladığında,
müteşebbis olur ya da terfi eder.
"Yönetici sorun arar,
müteşebbis fırsat!"
Bir üst düzey yöneticinin koçluk almasının
şirketin başarısı ve geleceği için doğru
temel olmasının sebebi üst düzey
yöneticilerin bir numaralı karar alıcı
olmalarıdır. Aldıkları kararlar milyon dolarlık,
hatta milyar dolarlık yatırımları yönlendirir.
Bulundukları kurumun geleceğiyle ilgili
sürekli stratejik ve operasyonel kararlar
alırlar. Her karar kurumsal yapının
büyüklüğü ile doğru orantılı olduğundan,
sorumluluk arttıkça stres de artar. Koçluk,
bu netliği en başta yöneticinin değerlerini
gün ışığına çıkararak, ardından da bunlara
70 KARTER
göre yaşamasını ve liderlik yapmasını
sağlayarak gerçekleştirir.
Bunlarla beraber üst düzey yöneticilerin,
birbirlerinden ne kadar farklı olurlarsa
olsunlar; etkileşimde oldukları kişilerle
doğru ve etkin iletişim kurmaları; katma
değer sağlayan çalışanları doğru tespit
ederek kurumda tutmaları; fazla katkı
alamadıkları çalışanlarını gelişmeye ya
da farklı bir yol seçmeye yönlendirmeleri
gibi liderlik yetkinliklerinin olması da çok
önemlidir. Biz Sola Unitas Coach Akademi
olarak, koçluk sürecinde, tüm bunları
belirlemede, netleştirmede ve geliştirmede
üst düzey yöneticilerle birlikte çalışıyoruz.
Etkin lider olabilmeleri için yetkinliklerini;
yönetim ve iş anlamında da kalitelerini
arttırmak için yeterliklerini çoğaltma
ve davranışlarını istenilen sonuçlar için
yeniden düzenlemeleri konularında
destek veriyoruz. Bir süre sonra, koçluk
süreçlerimiz, müşterilerimizin başvurdukları
bir kaynak ortamına dönüşüyor.
Türkiye’deki üst düzey yöneticiler
yönetici koçluğuna nasıl
yaklaşıyor? Yönetici koçluğu
algısı Türkiye’de tam anlamıyla
yerleşti mi?
Bu sorunuza cevap verirken, şirketleri ikiye
ayırabilirim. Büyük şirketler ve KOBİ’ler (aile
şirketleri). Biz Sola Unitas olarak Türkiye’de
büyük şirketlerle çalışıyoruz çünkü onlar,
yurtdışındaki büyük firmaların başarılarını
ve sürdürülebilirlik anlamında nelere
yatırım yaptıklarını, yakından takip ediyor
ve modelliyorlar. Zaten mükemmellik de
böyle bir yoldan geliyor. Hali hazırda başarı
elde etmiş biri/bir kurum varsa ve onun
yaptıklarını yaparsanız; siz de aynı başarıyı
elde edersiniz.
Koçluk bugün yurtdışında, Türkiye’de
olduğundan daha fazla tanınıp biliniyor
çünkü ortaya çıktığı ve dünyaya yayıldığı
yer A.B.D. 1990’ların ortalarında bireysel
ve kurumsal anlamda yayılmaya başladı
ve yurtdışında elde edilen sıradışı ve
yaratıcı başarıların ardından, dünyada
hızla yayılmaya başladı. Örneğin, The
UK’s Chartered Insitute of Personnel
Management’ın 500 şirketle yaptığı
çalışma, şirketlerin önemli bir kısmının,
koçluğu güçlü bir gelişim aracı olarak
gördüklerini ve 'stratejileri için hayati'
değerde bulduklarını; ayrıca bu şirketlerin
%90’ının koçluk hizmeti aldıklarını gösterdi.
İngiltere’deki bağımsız pazarlama araştırma
şirketi Qa Research tarafından 2011’de
yapılan bir araştırma da, şirketlerin %80’inin
geçmişte ya da şimdi koçluk hizmeti
aldıklarını; 2.000’in üzerinde çalışanı olan
şirketlerin %90’ının ise geçen 5 yıl içinde
koçluk hizmeti aldıklarını; ancak 230500 çalışanlı şirketlerin yalnızca %68’inin
bu hizmetten faydalandığını gösteriyor.
Bizdeki büyük şirketler tüm bu çalışmaları
ve sonuçlarını takip ediyorlar, o nedenle
koçlukla ilgili bilgileri ve vizyonları var.
"Üstelik koçluğu
halen kullanmayan
hatta bana akıl mı
verecekler diye
karşılayan bazı küçük
şirketler var ama orta
vadede bu çok hızlı
değişecek."
Koçluktan faydalanan şirketlerin faydayı
hissetmeleri ve rakiplerinin önüne geçmeleri
de bu süreci oldukça hızlandıracak. Yani
ancak güçlü, esnek olabilen ve her türlü
fayda ile en az bir santim önde olabilecek
şirketler rekabette öne geçerek; doğal
seleksiyonun kalıcı ve kazanan tarafında
olacaklardır. Ağır rekabet koşulları,
maalesef esnek olamayan şirketler için bir
varolma savaşı haline dönüşecek.
Öte yandan, Türkiye’deki KOBİ’lerin
çoğu, koçluk ile henüz tanışmadılar. Böyle
bir yatırımın ilk adım olarak yöneticileri
ve çalışanları, sonraki adım olarak ise
kurumları için ne kadar faydalı olacağı
konularında, henüz bilgi sahibi değiller.
Bununla beraber, zamanla onların da
koçlukla tanışacaklarını ve hayati destekle
büyük katma değer elde edeceklerine
inanıyorum.
Umut Kısa, PCC
Üst Düzey Yönetici Koçu
Sola Unitas Coach Academy
www.solaunitas.com
Elmadağ Cad. No: 4/3 Taksim/Istanbul
+90 212 705 05 24
KARTER 71
röportaj
AİLEDEN OYUNCU;
RENKLİ KİŞİLİĞİ İLE
FADİK SEVİN ATASOY...
Fadik, çocukluk yıllarında
başlayan tiyatro sevdasını,
yabancı dillere olan
merakını, arabalara olan
ilgisini ve daha bir çok
şeyi Opet Fuchs Satın
Alma Müdürü Ümit
Kurbancıoğlu ile paylaştı.
"Çocukluğum,
turnelerde kulislerde
geçti. Uykum
geldiğinde beni
yatırıp üzerime
kostüm örterlermiş;
öyle uyurmuşum."
72 KARTER
İlk ödülünüzü 4 yaşınızdayken
aldığınızı biliyoruz. Sahneyle ilk
tanışmanızı anlatır mısınız?
İlk ödülümü babamın yönetmeni olduğu,
Teneke adlı oyunla aldım. Bu ödül,
bana hayatın kozmik bir hediyesi diye
düşünüyorum. Anne baba oyuncu olunca,
çocukluğum turnelerde ve kulislerde geçti.
Uykum geldiğinde beni yatırıp üzerime
kostüm örterlermiş; öyle uyurmuşum.
Annem, bana 6 aylık hamileyken bile
sahnedeymiş. Küçükken tiyatroya gidip,
annemi babamı izlermişim. "Çok sessiz
otururdun, hiç sesini çıkarmazdın." derdi
rahmetli babam. Provada birisi repliğini
unutmuş, ben oradan hemen "Gece
doğdu ve gece oldu." diye gerisini getirip
söylermişim. Hatta yönetmen "4 yaşında
velet ezberlemiş, sen hala repliğini
ezberleyememişsin." diye takılırmış.
Ardından babamın oyununda çocuk rolünü
bana vermişler. Hayal meyal hatırlıyorum;
bir kaymakamın kızıydım, kaymakam
ayrılıyor ben "babacım, babacım" diye
ağlıyordum, seyirci de benimle ağlıyordu.
İşte orada, çok beğenilmiş performansım
herhalde; ilk ödülüm olan yılın En İyi Çocuk
Oyuncusu Ödülü'nü aldım.
Yer almış olduğunuz çok fazla
sayıda eser var; fakat bunların
arasında en çok öne
çıkan "Zeynep’in 8 Günü" filmiyle
aldığınız ödül. Bunun sebebi
nedir?
Evet sanat filmi olmasından dolayı. İnanır
mısınız, kostüm parasını bile ben kendim
yatırdım o filmi çekebilmek için. Cemal
Şan’a da "Tek kuruş para istemiyorum;
yeter ki film çekilsin!" dedim. 10 günde
çektik. Bütçe yoktu ama ben inandım.
Çok genç sinemacıyı da desteklediğim
olmuştur. Cemal Şan’ın ilk filmiydi destek
vermek istedim. Neticesi de güzel oldu her
yerden ödülleri topladık.
Peki tiyatro mu yoksa sinema mı?
Oyunculuğun yeri yok ki. Tiyatroda kesip
biçemiyorlar, montajlayamıyorlar. O an
orada, hatanla sevabınla her şeyinle
oynuyorsun. O kadar kişinin karşısında
oynamak, oyuncu için çok tatmin edici.
Sinema ise yönetmen işi; yönetmen istediği
gibi kesip koyabilir. Ancak seni sonsuza
dek yaşatıyor; yıllar sonra da izleniyorsun.
Tiyatroda, orada yaptığın orada kalıyor
ama o da insanların gönüllerinde ve
zihinlerinde kalıyor.
Hep oyuncu mu olmak isterdiniz?
Annem de babam da tiyatro kökenli.
Açıkçası annem pek istemedi oyuncu
olmamı. Yabancı dile yeteneğim var,
birkaç dil konuşuyorum. Bu nedenle onlar
diplomat olmamı istediler.
Ben de açıkçası, isteklerini bir nevi
gerçekleştirmiş oldum. 2 sene önce, Kültür
ve Turizm Bakanlığı’nın elçisi olarak Los
Angeles'a gittim. Raporumu hazırladım ve
bakanlığa verdim; görevim bitince de Los
Angeles'a yerleştim.
Dört yabancı diliniz olduğunu
biliyoruz. Yaşanmışlık mı bu
bilgileri edindirdi, yoksa tamamen
merak mı?
Merak. Almanca, İngilizce, İtalyanca ve
Bulgarca biliyorum. Bana kalsa Japonca,
Rusça hepsini öğrenmek isterim. Biraz
yeteneğim var; seviyorum da. Yabancı
dil çok büyük bir avantaj, insan ilişkilerini
sıcaklaştırıyor ve sizi yakınlaştırıyor. Ben
çok keyif alıyorum ve hemen uygulamak
istiyorum. Bir çok yerde iş yaptım ve
"Her dilde, yeni bir
Fadik keşfediyorum!"
yaşadım diyebilirim. New York, Almanya,
İskoçya, ABD, Yunanistan. Dilini bilince o
ülkenin bir parçası oluyorsun. Kelimeler
farklı olsa da aynı şeyi konuşunca,
birlik duygusunu yaşıyorsun. İnsan her
dilde, kendini yeniden keşfediyor. Her dilde,
yeni bir Fadik keşfediyorum. Çok hoş bir
şey; yeniden insan olmanı sağlıyor.
Sosyal sorumluluk yanınız da
kuvvetli...
4 sene önce Berlin’de göçmen
kadınlarımıza, diksiyon fonetik dil eğitimini
kapsayan; 6 aylık bir gönüllü projeye imza
attım. Derslerin hocalığını da yaptım.
Broadway’de Kanlı Nigar oynama
fikri, nasıl oluştu?
Babam beni Amerika’ya götürdü; onun
projesiydi. ABD’nin, kabul edilmiş Resmi
Türk Tiyatrosu’nu kuranlardanız. Kanlı Nigar
kuruluş oyunuydu. Yönetmenliğini babam
yaptı ve karşılıklı oynadık, 2.500 seyircimiz
oldu. İkinci oyunumuz, Yavuz Bingöl’le
birlikte Broadway’de oynadığımız; Keşanlı
Ali Destanı oyunuydu.
KARTER 73
röportaj
Fadik Sevin Atasoy’un
bilmediğimiz bir yönü var mı?
3 senedir Los Angeles’ta yaşıyorum.
ABD’de özel yetenek statüsünden kabul
gördüm. Yaşama ve iş kurma hakkım
var. Red Case diye bir şirket kurdum,
10 kişilik bir ekibim var. Her dalda, kendi
uzmanlarından oluşan bir şirket; Red
Medya, Red Sinema, Red Moda. Her
birinde ayrı bir ekibimiz var. Orada yaşayıp
başarılı olan Türkleri, bir şemsiye altına
topladım. Sadece oyuncu değilim şimdi
resmi tersine çeviriyoruz.
Artık, o girişimci tarafımı biraz daha ön
plana çıkarıyorum. Oyunculuğa da devam
ediyorum.
Bunların dışında, iki buçuk senedir babama
adadığım "Fadik ve Kırmızı Bavul" kitabını
yazdım.
74 KARTER
Yayın evi ile iyi bir yol aldık. Yakın zamanda
basacağız.
"Kamyon
Kullanmışlığım Bile
Var!"
Arabalarla aralarınız nasıl?
Los Angeles’ta yaşayınca, çok iyi olması
lazım çünkü toplu taşıma aracı yok. Araç
kullanımında çok aktifim. Diziler için
kamyon kullanmışlığım bile var zamanında!
Aracınızda tercih ettiğiniz
akaryakıtı öğrenebilir miyiz?
Şimdi ABD’de yaşıyorum. Opet ABD’de
olsaydı ülkemize katkısı olsun diye, onu
kullanırdım.
Peki arabalarla aranız nasıl;
sadece kullanıcı mısınız? Mesela
arabada antifriz ne işe yarar?
Antifriz kış zamanında donmayı önler.
Motordan anlarım.
Madeni yağ denince, aklınıza ne
geliyor?
Bilye geldi nedense. Psikolojik testler gibi,
madeni yağın moleküler yapısı bilye olarak
görülür. Mesela arabayla ilgili çok güzel
formüllerim vardır benim. İlk arabam kırmızı
kaplumbağalardandı, bombeli camlı
olanlardan. Silecekleri çalışmayınca,
ayakkabının bağcığını sileceğe hem
sağdan hem soldan bağlardık; çek deyince
yanımda oturan sağdan, ben de soldan
çekerdik.
Senli
Benli
Ivana
Sert
İlker Yumak
Opet Fuchs Ticari
Satışlar Marmara
Bölge Müdürü
Fadik
Sevin
Atasoy
Gökhan
Uysal
Yasemin
Koç
Opet Fuchs
Üretim Müdürü
Opet Fuchs
Tedarik Sorumlusu
SÖYLE BAKALIM
Tarih kitabında adın geçiyor, kimsin?
Eva Peron
Mustafa Kemal Atatürk
İnsanlara umut veren biri olmayı tercih ederdim
Kanuni Sultan Süleyman
Kral Arthur
Herhalde elbise, yani domates
değil
Yiyecek, içecek
Her şeyi satardım şöle diyelim insanın
psikolojisine sağlığına ne iyi gelicekse satarım
Limon
Pijama
Çocukluğuna dönelim,
büyüyünce ne olacaksın?
Şarkıcı
Tır ya da otobüs şöförü
Kendim olacağım
Padişah
Astronot
Cehennemde yanacaksın,
neren yanmasın?
Hiç bir yerim yanmasın
Kalbim
Dostlar yanmasın ben yanarım düşünsene
Picasso orada Mozart orada Beethoven orada
onlar yanmasınlar
Farketmez
Hiçbir yerim
Tadında dozunda olacak kadar
Duruma göre değişir
Boğazıma kadar kapalı çok mütaassıp bir
insanım
Tek
2
Kendine oyuncak aldın. Ne?
Küçük dikiş makinası
Yarış arabası
Lunapark satın alırdım
Araba
Polly pocket
En nefret ettiğin sesi söyle.
Sivrisinek sesi
Kapı gıcırtısı
Acıdan ve açlıktan inliyen bir insan sesi
nefret değil de duymak istemedigim bir ses
Para sesi
Karga sesi
Pazarcı oldun, ne satarsın?
Gömleğinin üsten kaç düğmesi açık?
Cüzdanında taşıdığın en lüzumsuz şey.
Dibi boyladın, ne görüyorsun?
Telefon
Kredi kartı
Lüzumsuz hiçbir şey yok
Cüzdan taşımıyorum
Tarihi geçmiş otobüs bileti
Pozitif bakmaya çalışırım
Kurtarıcımı
Yukarı nasıl çıkarım diye düşünürüm
Hiçbir şey
Gökyüzünü
Akşam, bekleyemem, uyuyamam
çünkü
Sabah ola hayrola
Akşamdan hallederim
Akşamdan
Akşamdan
Bilmiyorum herhalde çıtır
Niyete göre değişir
Hiçbiri
Kıtır
Kıtır
Iki tarafa nasıl uyarsa
Zahmet etmeyin
Gelirim
Gelirim
Gelin
Kazan
Adaleti temsilen kepçe olmak
isterdim
Dünya kazan ben kepçe
Kepçe
Kepçe
Çıtır olmam için but olmam lazım
Sevda kuşun kanadında derler ya
Vejeteryanım
Kanat
Kanat
Hiçbiri ,doğalım
Silikon
İhtiyaca göre
Botoks
Botoks
Çukur
Tümsek
Tümsek
Tümsek
Tümsek
Tekim
Çift
Çiftim
Tek
Tek
Portakal
Orada kal
Portakalda C Vitaminiyim
Orada kal
Portakal
Türk peyniri
Ham çökelek
Ham çökelek
Çökelek
Gouda
SEÇ BAKALIM
Akşamdan mı halledersin sabaha mı
bırakırsın?
Çıtır mısın, kıtır mı?
Gelir misin, gelelim mi?
Kazan mısın, kepçe mi?
Tavuk kanadı mısın, butu mu?
Silikon musun, botoks mu?
Çukur musun, tümsek mi?
Tek misin, çift mi?
Portakal mısın, orada kal mı?
Gouda mısın, ham çökelek mi?
76 KARTER
KARTER
KARTER77
hobi
hobi
HAYAT
HAYAT
daha
Keyifli
daha
Keyifli
Böyl e
Böyl e
AR-GE EKİBİ'NDEN AYŞE AYBEY AKOKAY İLE
DANSA DAVET!
Ne zamanları yapılıyor?
Hobi amaçlı haftada 1 veya 2 gün. Eğer yarışma veya gösteri amaçlı,
daha profesyonel anlamda yapılıyorsa en az haftada 3 gün ve hafta
sonu 1 tam gün ayırmak gerekiyor.
Ağırlıklı olarak nerede yapılıyor?
Üniversitelerin spor salonlarında veya derneklerin, toplulukların özel dans
için tasarlanan aynalı salonlarda yapılıyor.
Bağlı olduğun kulüpler var mı?
İzmir Flamenko Dans ve Müzik Atölyesi'nde, aktif olarak dans ediyorum.
Bunun haricinde Türkiye’nin en iyileri arasında yer alan eski derneğim;
Tuana Sanat Kulübü'nün, bu sene içerisinde kurulan İzmir ekibinde, halk
dansları eğitmeni olarak devam ediyorum.
Yeni başlayan biri için maliyeti ne kadar ?
Halk dansları, üniversite toplulukları bünyesinde ücretsiz olarak yapılıyor.
Flamenko atölyesinde dans eğitimi, aylık 120 TL, uygun ayakkabılar
130-150 arasındadır. Gösteri kıyafeti olarak özel tasarım elbiseler, 100
TL ve üzeri bir fiyata çıkabilir.
Yeni başlayanlara önerileriniz nelerdir?
Yeni başlayanlar için önerim; sabırlı, istekli ve öğrenme esnasında
disiplinli olmaları.
Peki, gerekli olan malzemeler nelerdir?
Flamenko için özel el yapımı, çivili ayakkabılar tercih edilmeli. Flamenko
çalışmalarında uzun etekler veya yüksek bel pantolonlar, dans için
78 KARTER
motive edicidir. Üzerine herhangi bir t-shirt veya atlet tercih edilebilir.
Dans etmeye nasıl başladın?
Halk Dansları ile tanışmam profesyonellerin aksine ilkokul yıllarımda
değil, Ege Üniversitesi'ndeki ilk yılımda başladı. Yaklaşık 2 yıldır da
gitar eşliliğinde yapılan ve bireysel bir dans türü olan flamenkoyla
ilgileniyorum.
Yaş sınırı var mı?
Flamenko ve halk dansları için yaş sınırı yoktur. Her yaşta insan dans
edebilir.
En keyifli veya heyecanlı anınız?
Sabancı Vakfı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın işbirliğiyle düzenlenen;
VAKSA Halk Dansları Yarışması'nda aldığımız birinciliklerden ötürü,
ertesi sene onur konuğu olarak katıldık. Modernleştirilmiş Trabzon
yöresi oyunumuz ile toplam 64 kişilik bir ekip, Taksim AKM'yi
sallayacak büyüklükte adım seslerimizle harika bir gösteri çıkardık.
Neden bu hobi?
Kızgınlığı, üzüntüyü, mutluluğu, sevgiyi, asaleti, gururu içinde
barındıran; büyülü ifade biçimidir dans. Benim için meditasyondur;
sabırlı olmayı öğretir, kalori yaktırır, mükemmel bir stres atma
yöntemidir. Halk Dansları'nda eğitmenlik yapıyorum. Ancak öğrenmek
bitmez. Şimdi Flamenko aşkı ile devam ediyorum hayatıma. Çünkü
gerçekten hayat böyle daha keyifli.
AR-GE EKİBİ'NDEN HALİL ÖZTÜRK VE
SERHAT ERK'TEN, DÖVÜŞ SPORLARI TEKNİKLERİ
Haftada kaç gün, dövüş sporu yapıyorsunuz?
Haftada 2 gün; 2'şer saatlik antrenmanlar yapıyoruz.
Dövüş sporları ağırlıklı olarak nerede yapılıyor?
Ağırlıklı olarak yurtdışında, yaygın olarak yapılıyor. Türkiye'de ise
büyükşehirlerde salonlar var ama pek yaygın değil. Çünkü tüm dövüş
sporları, ayrı teknikleri içerir.
Bağlı olduğunuz bir kulüp var mı?
Biz Bornova'da, Genç Teknik Spor Kulübü'ne gidiyoruz.
Yeni başlayan biri için maliyeti nedir ?
Fazla bir şey değil aslında; aylık 60 TL ücret var, fakat malzemeler ortalama 250 TL civarında tutabilir.
Yeni başlayanlara önerileriniz neler?
Zor bir spor ama stres atmaya birebir. Güzel teknikler öğrenecekler, o
yüzden baştan pes edip bırakmasınlar.
Gerekli malzemeler neler?
Boks eldiveni, ayak ve el bileklik bandajları, dövüşe uygun şort ve tişört.
Peki, nasıl başladınız?
Arkadaş tavsiyesi üzerine, Serhat arkadaşımızla İzmir'deki salonları
araştırdık. Bulduğumuz salondaki hocamızla görüştük ve başlamaya
karar verdik. Aslında geçen sene, Muay Thai dövüşü üzerine eğitim
aldık. Fakat 4 aydır hocamız eğitimi, MMA'ya çevirerek daha sıkı ve dolu
dolu dövüş teknikleri öğretmeye başladı.
Yaş sınırı var mı?
Herhangi bir yaş sınırı yok, fakat bizim kulüpte yaş ortalaması 24
civarında.
Peki, hangi aşamalardan geçiliyor?
Temel dövüş hareketlerini öğrenerek başlarsınız. Yumruk atma, tekme
atma, diz atma, dirsek atma gibi teknikleri oturttuktan sonra; kol, bacak,
baş kilitleme gibi, ileri düzeye varabilecek tüm teknikleri öğrenirsiniz.
En keyifli veya en heyecanlı anınız?
Antrenman sonunda birebir dövüş yapıyoruz. Bu sırada adrenalin,
genelde yüksek oluyor. Tüm birebir dövüşlerimiz keyifli ve heyecanlı.
Neden bu hobi?
Çünkü öğrendiğiniz tüm teknikler kalıcı oluyor. Kondisyon ve
dayanıklılığınız artıyor.
Ne kadar zamanda profesyonel olunuyor?
Yaklaşık 2-3 yıl içinde profesyonel olunabilir ama çok çalışmak gerekiyor.
KARTER 79
ARKILARA İLHAM
OLMUŞ BİR ŞEHİR;
Elif Melikoğlu
[email protected]
PORTOFİNO!
İtalyan Rivierası'nın ünlü balıkçı
kasabası Portofino, Kuzeybatı
İtalya’daki Ligurya Bölgesi'nde yer
alan Genova şehrinin, en küçük
belediyesidir.
Yıllar içerisinde Portofino, İtalya’nın
en rağbet gören ve en pahalı
tatil beldelerinden biri oldu. 1959
yılında Vittorio Palentieri'nin ünlü
"I found my love in Portofino"
şarkısı ile bu küçük köy, adını tüm
dünyaya duyurdu. Şarkı ilk çıktığı
dönemde öyle bir patlama yaptı
ki herkesin diline dolanıp, bu şirin
balıkçı köyünü bir anda önemli
bir turizm merkezine çeviriverdi.
Ancak bu popülarite yüzünden,
fazla yapılaşmaya başlamayan
Portofino, günümüzde bile hala o
güzelliğinden ve huzurundan hiçbir
şey kaybetmemiş.
8080KARTER
KARTER
Bu şirin kasabaya geldiğinizde
sizi ilk etkileyecek şey; muhteşem
bir tabloya bakar intibası yaratan,
manzarası olacaktır. Film setini
andıran bu şirin beldeye köy
dediğime bakmayın; meydanda
Dior, Gucci, Hermes gibi şık
butikler; zeytinyağı, şarap, sabun
satan dükkanlar ve şık restoranlar
bulunuyor. Bu kadar küçük bir yerde
bunca ünlü markayı gördüğünüze
de şaşırmayın. Portofino dünya
sosyetesinin lüks yatlarıyla
geldikleri, uğrak yerlerden biri.
Sahildeki restoranlardan birine
oturduğunuzda, sağdan sola tüm
şehri görebilirsiniz.
Bu kadar küçük bir yerde, ne
yaparım demeyin! Butikler, sanat
galerileri, kafeler ve restoranlar,
sokaklarda sıra sıra dizilmiş sizi
bekliyor. Dalış, yürüyüş ve plajda vakit geçirmek;
popüler aktiviteler arasında. St. Martin Kilisesi (Divo
Martino) ve tepe kalesi olan Castello Brown gibi, tarihi
mekanları da bulunmakta. Özellikle Castello Brown’u
mutlaka ziyaret edin. 17. yüzyılda Cenevizliler tarafından
savunma amaçlı olarak inşa edilen kalenin, çok hoş
bir bahçesi de bulunuyor. Bu bahçeden Portofino’yu
kuşbakışıyla izleyebilir, muhteşem deniz manzarasına
karşı fotoğraf çekebilirsiniz.
ezdiğiniz
Gittiğiniz, g le paylaşın,
im
iz
yerleri b
.
yayınlayalım
glu.info
elif@meliko
Portofino'un mimarisi de oldukça dikkat çekici. Tüm
binaların dış cephe boyaları, uzaktan bakıldığında
derinlik hissi vermesi için gölgeli olarak boyanmış.
Pencerelerin çevresi ise sanki kabartma süslemeler
varmış gibi boyanarak, binalara ayrı bir güzellik katılmış.
Bu türde boyanmış evlerle Cenova'nın büyük bir
bölümünde karşılaşmanız mümkün.
Portofino sıkı bir koruma altına alınmış ve inşaat yasağı
bulunmakta bu nedenle şehrin merkezinde sadece 3
adet otel bulunuyor. Onların da fiyatları tabi oldukça
yüksek. Dolayısıyla çevre kasabalarda konaklayıp
KARTER
KARTER8181
gezi
buraya deniz ya da kara yolu ile günübirlik gelebilirsiniz.
Portofino'nun bu pırıltılı havasını solumak; şık
restoranlardan birinde oturup "I found my love in Portofino"
şarkısını mırıldanarak, denize karşı yemeğinizi yemek; emin
olun size büyük bir keyif verecek.
Nasıl giderim?
İtalya’ya vardıktan sonra, Portofino'ya sadece otobüs
ve gemi seferleri ile ulaşım sağlanabiliyor. Cenova'dan
Portofino'ya günübirlik gemi turları düzenleniyor. Dilerseniz
Cenova'dan Santa Margherita Ligure'ye trenle gidip,
oradan gemi ya da otobüsle Portofino'ya ulaşabilirsiniz.
7882KARTER
KARTER
Nerede kalırım?
Portofino sıkı bir koruma altına alınmış. İnşaat yasağı olduğu
için şehrin merkezinde sadece 3 adet otel bulunuyor ve
fiyatları oldukça yüksek. Dolayısıyla çevre kasabalarda
konaklayıp, buraya deniz ya da kara yoluyla günübirlik de
gelebilirsiniz.
Ne yerim?
Sahil boyunca yer alan restoranlarda, enfes deniz ürünleri
yiyebilirsiniz; fakat bölgeye özel "Gennovese" denilen sebze
çorbası ve "Pizzeria el Portico" pizzasını denemenizi tavsiye
ederim, buranın en ünlü yemekleri arasındalar.
yaşam
yaşam
A
FAZL
İ
A
S
E
M
Burcu & Duru
Anne olmadan öncesi ve sonrası için kendinizi nasıl tanımlarsınız?
Anne olmadan öncesi ve sonrası için kendinizi nasıl tanımlarsınız?
Anne olmadan önce zaman kavramım yoktu. Erken yada geç yatmak veya kalkmak
gibi bir programlamam yoktu. Sistemli ve planlı çalışmam yoktu.
Anne olduktan sonra kızımın uyku vakitlerini aksatmamak, benim de uyku düzenimi
sağlanmış oldu. Kızımın yemek vakitlerini takip etmek, eşyalarını düzenli günlerde
yıkamak ve hijyen açısından evi daha sık temizlemek; benim planlı ve sistemli olmamı
sağladı.
Annelerimize göre geç ama bizim kuşağa göre erken bir yaşta anne olduğum
söylenebilir. Annelik öncesinde daha fevriydim, derinlemesine düşünmeden kararlar
alabiliyordum, hayat toz pembeydi! Annelik sonrasında kızım Ayşe ile beraber, ben
de büyümeye, anneliği öğrenmeye, annemi anlamaya başladım ve ayaklarım yere
basmaya başladı. Hayatımın dengeleri, öncelikleri değişti diyebiliriz.
Doğum izniniz bittikten sonraki süreçte, adaptasyonunuzu nasıl sağladınız?
Pek tatil sayılmaz ama tabii ki tatilden sonra, uzun bir süreçte. Uykusuz geceler ve
sürekli gece gündüz ağlamalar olmasına rağmen, işe dönmek zor oldu. Bu zorluk
işle alakalı değildi. Sürekli kızımın yanında olduktan sonra ondan ayrılmak zor geldi.
Başlangıçta tabii ki, hem iş hem de akşamları kızımla ilgilenmek çok zor oldu. Burada
devreye eşim girdi. İlk zamanlar geceleri benden daha uzun kalarak, benim
dinlenmemi sağladı; desteğini ve yardımını hiç esirgemedi
Ev ve iş dengesini nasıl kuruyorsunuz?
Zor oluyor. Fakat bu süreçte daima yanımda olan eşimin annesi, kızımıza gün boyu
bakarak iş yerinde daha rahat olmamı sağlıyor. Kızımın bakımıyla ilgili endişelerim
olmuyor. Kendimi çok rahat işime verebiliyorum. Akşamda eve geldiğimde, eşimin
de desteğiyle kızımla ilgilenmek zor olmuyor.
Hafta içi çocuğunuzla nasıl zaman geçiriyorsunuz?
Akşam evin kapısından içeriye girdiğimde, kızımın annem diye sarılması tüm
yorgunluğumu alıyor. Daha sonra akşam yemeğimizi yiyoruz ve oyunlar oynuyoruz.
Yatma vakti gelince kendisi sütünü içmek istiyor; ona sütünü içirip uyuyoruz.
Peki hafta sonları?
Sabah düzenli olarak erken kalkıp, ailecek kahvaltı yapıyoruz. Daha sonra,
oyuncaklarıyla oynuyoruz. Öğlen uyku vakti geliyor. 2 saat uyuduktan sonra çevremizdeki park ya da AVM'lerde bulunan lunaparklara gidip onu oyuncaklara bindiriyoruz.
Hava güzelse sahilde geziyoruz. Akşamları arkadaşlarımıza gidiyoruz, onların da
çocukları olduğu için birlikte oynuyorlar. Saat 10 gibi uyku vakti gelince de kendisi
yatıp uyuyor.
Çocuğunuz, çalışan bir anne olarak sizi nasıl görüyor?
Tabii ki bunu daha bilemiyorum, henüz kızım 2 yaşında. Sabahları bazen ben giderken uyanıyor ve "Anne, mama parası kazan." diyor. Akşamları da büyük bir sevinçle
"annem" diye sarılıyor. Bu da gösteriyor ki benim sürekli yanında olmamı istiyor. Okul
hayatı başlayınca neler olacak, o zaman göreceğiz; inşallah çok zor olmaz.
İleride anne olacak çalışanlarımıza neler tavsiye edersiniz?
Annelik süper bir duygu! Bazen eşimle konuşuyoruz; daha önceden çocuk sahibi
olsak ne iyi olurdu diye. Uykusuz geceler, kısıtlanan hafta sonları ve daha çok şey
ama her şeye değer, İyi ki varsın kızım! Sanki onsuz bir hayatımız yoktu, o hep
hayatımızdaydı. Çocuk sahibi olmak, mükemmel bir şey!
84 KARTER
Hande & Ayşe
FAZL
A
MESA
İ
Doğum izniniz bittikten sonraki süreçte, adaptasyonunuzu nasıl sağladınız?
Anne olduğum dönemde, çalışan bir bayan değildim. Ayşe 18 aylıkken işe başladım.
Bu sebeple doğum izni sonrası, adaptasyon sorunu yaşamadım. İş hayatında olmak
için çok hevesli ve heyecanlıydım.
Ev ve iş dengesini nasıl kuruyorsunuz?
Hem iyi bir eş, hem iyi bir anne hem de iyi bir çalışan olmaya çalışmak ve bunlar
arasında dengeyi kurmak gerçekten zor. Ben de bu zora talip oldum ve dengenin
bozulmaması için özen gösteriyorum. Ayrıca evde annem en büyük destekçim, onun
yardımı çok büyük. Ayrıca şirketimin de çalışan annelere karşı, oldukça destekçi ve
anlayışlı olduğunu düşünüyorum. Anne kimliğimle sosyal hayattan kopmamak, iş
hayatında var olmak; ayrı bir keyif benim için.
Hafta içi çocuğunuzla nasıl zaman geçiriyorsunuz?
Hafta içi akşamları, çok yorgun ve uykusuz olsam bile eve geldiğimde tüm enerjimi
toplamaya çalışıyorum. Ayşe’nin kendini mutlu hissetmesi ve bana güvenmesi benim
için çok önemli. Bunun için evle ilgili işleri ve diğer işlerimi bir süre erteleyip, tüm
ilgimi Ayşe’ye veriyorum. Ayşe uyuyana kadar, onun yapmayı istediği şeyleri beraber
yapıyoruz. Bu kıymetli zamanda, Ayşe’yi mutlu etmeye çalışıyorum. Zaten o mutlu
olduğunda benim de tüm stresim, yorgunluğum gitmiş oluyor; ben de günü mutlu ve
huzurlu bir şekilde bitirmiş oluyorum.
Peki hafta sonları?
Cumartesi günleri, eğer hava da güzelse genellikle dışarıda vakit geçirmeye
çalışıyoruz. Beraber alışveriş yapıyoruz, yemek yiyoruz, gitmek istediği yerler varsa
oralara gidiyoruz; genellikle buz pateni ve oyun alanları oluyor. Bazen de eve Ayşe’nin
arkadaşlarını misafir ediyoruz. Olar oyun oynarken, evde sevdikleri yemekleri yapıp
sonra beraber yiyoruz. Pazar günleri ya ailece dışarıda vakit geçiriyoruz ya da evde
babasıyla vakit geçiriyor; ben de evin diğer işlerini yapmaya çalışıyorum.
Çocuğunuz, çalışan bir anne olarak sizi nasıl görüyor?
Kızım 5 yaşına geldi. 1 sene boyunca ben işe, o da kreşe beraber gidip geldik ancak
henüz çalışmamı kabullenmiş ve neden çalıştığımı anlamış değil. "Benim bebek
bakıcım olur musun?" diyor hala.
İleride anne olacak çalışanlarımıza neler tavsiye edersiniz?
Mükemmel iyinin düşmanıdır. Mükemmel bir anne değil, iyi bir anne olmaya çalışın!
Suçluluk duygusundan kurtulun, çalışan anne olmayı dramatik bir hale getirmeyin.
Önceliklerinizi belirleyin, plan ve program yapmayı elden bırakmayın derim.
KARTER 85
HAYATTA KALMANIN
EL KİTABI
Acil durumlara karşı önleminizi almak için bu yazıyı mutlaka okuyun.
1
2
KARTER
Size bir fil saldırdı...
1
2
Yanlış okumadınız, evet. Dev bir fil size saldırdığında,
ne yapmanız gerekt iğini merak ediyorsanız okuyun.
Saklanacak bir yer bulun.
Filler yüksek volümdeki sesi, kendilerine bir tehdit
olarak algılar ve panik olurlar. Eğer bir fil size
doğru koşuyorsa ondan daha hızlı kaçabileceğinizi
sanmayın çünkü filler, 2.5 mili aşan bir hızla
koşabiliyorlar.
Bir ağaca tırmanın.
Eğer ağaca tırmanamıyorsanız arkasında durun.
Filler koşarken, büyük objelerden uzak dururlar.
3
4
Yere yatın.
Filler sizi yerde yatarken gördüğünde, avlandığınızı
düşündüğü için üzerine basmaktan çekinecektir.
Yüzünüzü koruyun.
Hemen ayağa kalkmayın. Tehlike geçtikten sonra,
filler ölü insan vücutlarına gösterdikleri yakın ilgiden
dolayı onları ağaç dalları, yaprakları ya da kilin
altına gömerek üzerinizi kapatmaya çalışacaktır.
Eğer bir fil sizin üzerinizden geçiyorsa, yere uzanın
ve ellerinizle yüzünüzü kapatın.
Boğazınıza takılan bir şey var...
Konuşmaya çalışın.
Eğer konuşabiliyorsanız ya da herhangi bir şekilde
ses çıkartabiliyorsanız; solunum yolunuz tamamen
tıkanmamıştır ve direk ölüm tehlikesiniz yoktur.
Boğazınızı tıkayan şey gidene kadar, öksürmeye
çalışın. Eğer hiç ses çıkartamıyorsanız, çevrenizden birinin arkanızdan belinize doğru baskı
yapması gerekmektedir.
Çabucak bel hizanıza gelen ve kesici
olmayan bir obje bulun.
Eğer kapalı bir mekandaysanız; sandalye, masa,
tezgah gibi bir şey bulun. Dışarıdaysanız, kesilmiş
bir ağaç ya da kaya bulmaya çalışın.
3
4
Objeye yüzünüzü verin veya objenin
üzerine eğilin.
Objenin üzerine doğru eğilin ve objenin göbek
deliğinizin, 10 cm üzerine dokunduğundan emin
olun.
Objenin üzerine düşün.
Kendinizi objenin üzerine doğru çarpın. Bu
hareket içinizdeki havayı yukarı doğru çıkartacak
ve tıkanıklık yaratan maddenin, dışarı çıkmasına
yardımcı olacaktır.
Bilmeniz gerekenler:
• Kızgın bir fil, kulaklarını geriye doğru ve vücudunu ileriye doğru kaldırır.
• Eğer fil size kızgınsa, boynuzlarıyla sizi yaralamak ve vücudunuzu havaya doğru fırlatmak isteyecektir.
• Eğer bir filin karşılaştığı son insan bir avcıysa maalesef fil, büyük olasılıkla sizi de bir tehlike olarak algılayacak ve saldıracaktır.
KARTER
fantastik
fantastik
Ceyhan Güner
[email protected]
90 KARTER
Jedi Başlangıç
Seviyesi:
Genç Yetenekler!
Jedi Tapınağı'nda eğitime
gelmiş çocuklardır.
Bir sonraki seviyeye
geçmek için Jedi
Tapınağı'ndan mezun
olmak zorundadırlar.
Jedi Şovalyesi
olabilmek için Yetenek,
Bedensel, Cesaret ve
Maneviyat testlerini
geçmek zorundadır.
Usta olabilmek için
yeteneklerini her daim
test etmek zorundadır.
4 farklı Jedi Şövalyesi
vardır. Jedi Guardain:
Güçten ziyade ışın
kılıcında ustalaşmışlardır
ve mavi ışın kılıcına
sahiptirler. Jedi
Consular: Güç üzerine
daha fazla eğitim almış
Jedi'lardır ve yeşil ışın
kılıcı kullanırlar. Jedi
Sentinel: Hem ışın
kılıcında hem de güçte
uzmanlaşmışlardır. Sarı
renkli ışın kılıcı taşırlar.
Jedi Shadow: Karanlık
tarafı ve Sith'leri ortaya
çıkararak, onları imha
etmeye uzmanlaşmış
Jedi'lardır.
Sith Apprentice
(Çırak)
SITH'LİK SEVİYELERİ
JEDI'LIK SEVİYELERİ
Jedi Knight (Şövalye)
Herhangi bir Sith Master
tarafından eğitilen, büyük
çoğunlukla Sith Master
tarafından seçilmiş
kişilerdir. Jedi'lardaki
Padawan'a karşılık gelen
Sith seviyesidir. Sith
Apprentice'i Karanlık
Güç'ün doğasını
anladıktan ve bu konuda
ustalaştıktan sonra, bağlı
olduğu Sith Master'ın
hayatını alarak Sith
Master'ı olabilir.
Jedi Padawan
(Çırak)
Sith Master
(Usta)
Bir Jedi Şovalyesi
veya daha üst rütbeli
biri tarafından, eğitimi
için seçilmiş ve Jedi
Tapınağı'ndan mezun
olmuş kişilerdir. Herhangi
üst seviye bir Jedi
tarafından, seçilmeyi
beklemek zorundadırlar
veya başka bir iş
yapmak zorundadırlar.
En az bir Apprentice
yetiştirmiş ve Karanlık
Güç'ün her yolunda,
kendini geliştirmiş
bireylerdir. Jedi Master ile
eş derecededir.
Jedi Master (Usta)
Yüce Konsey tarafından
seçilen, Güç'ün
kullanımını ve doğasını
iyi bir şekilde anlayan,
herhangi bir Padawan'ı
eğitmeye hazır Jedi
Şövalyesi'dir.
Sith Lord (Lord)
En yüksek seviyeli
Sith anlamına gelen
ve Karanlık Güç'ün
hem bilgelik kısmında
hem de doğasında
uzmanlaşmış bireylerdir.
Sadece tek bir çırağa
eğitim verebilirler.
Dark Lord Of The
Sith
Sith'lerin en yücesi ve
liderlerine verdikleri
unvandır.
KARTER 91
fantastik
Ortak Güçler
Force Speed (Hız):
Darth Vader
Anakin Skywalker'ın, gücün karanlık
tarafını öğrenmek için yemin etmesiyle
almış olduğu kimliktir. Karanlık Sith
Lordu'dur. Yarı mekanik yarı insandır. Luke
Skywalker ve ve Prenses Leia'nın babasıdır.
Darth Maul
Darth Sidious'ın çırağıdır. Çift taraflı ışın
kılıcıyla acımasız bir savaşçıdır. Konuşmayı
sevmeyen bir yapısı vardır.
Hızlı bir şekilde hareket
etmek ve hareket ederken,
etrafındaki şeyleri yavaş
hızda görmek.
Force Seeing (Uzak
Görüş):
Gözleri haricinde,
etrafında olan biten şeyleri
görebilmek ve sezebilmek.
Force Push (İtme):
Force Pull (Çekme):
Telekinezi yeteneği ile
karşısındaki rakibini iterek
saldırıyı bertaraf etmek.
Telekinezi yeteneği ile
rakibini çekerek, ikinci
saldırıyı gerçekleştirmek.
Telekinesis
(Telekinezi):
Normal zıplama hareketini,
daha üstün bir seviyeye
getirmek.
Telepathy (Telepati):
Diğer kişiler ile çok uzaktan
veya yakın mesafeden
iletişim kurmak.
Meditasyon yoluyla gücün
etkisini kullanarak, herhangi
bir şeyi hareket ettirmek.
Force Jump
(Zıplama):
Saber Throw
(Kılıç Atma):
Işın kılıcının, atılarak geri
dönmesini sağlamak ve
etkili zarar vermek.
Jedi Güçleri
Anakin Skywalker
Tatooine'de köle hayatı sürerken
keşfedilen, Darth Vader olana kadar, gelmiş
geçmiş Güç'ün en büyük kullanıcısı, Jedi
savaşçısıdır. Master Yoda'dan sonra, en iyi
ışın kılıcı kullanıcısıdır.
Luke Skywalker
Anakin ile Padme'nin oğlu, Leia'nın ikiz
kardeşidir. Galaktik İmparatorluğu'nun
yok edilmesine ve Yeni Cumhuriyet'in
kurulmasına yardım etmiş, efsanevi savaş
kahramanıdır. Master Yoda'dan Jedi eğitimi
almıştır.
Force Protect
(Koruma):
Yeşil bir koruma kalkanı ile
gelen saldırıdan korunmak.
Force Healing
(İyileşme):
Force Mind Trick
(Akıl Çelme):
Doğal iyileşme sürecini
hızlandırmak.
Sözlü müdahale ile
karşısındaki kişinin
düşüncelerine girerek,
davranışlarını etkilemek.
Sith Güçleri
Darth Sidious
Sith Lordu'dur, Palpatine'nin gizli kimliğidir.
Galaktik Cumhuriyet'in son Başkan'ı ve Galaktik İmparatorluk'un ilk İmparatoru'dur.
Master Yoda
Ulu Jedi Ustası'dır. 800 yıl boyunca, Jedi
yetiştirmiştir. 66 cm boyundadır ve türü
bilinmemektedir. Işın kılıcında üstün bir
yeteneği vardır.
92 KARTER
Qui-Gon Jinn
Jedi Ustası ve Obi-Wan Kenobi'nin hocasıdır.
Anakin Skywalker'daki gücü hisseden,
Jedi'dır. Kendine has tavırlarından dolayı,
Jedi Konseyi ile hep anlaşmazlığa düşer.
Darth Maul tarafından öldürülür.
Drain Knowledge
(Bilgi Alma):
Travma geçiren veya yaralı
rakibin izni olmadan, gerekli
olan bilgileri edinebilmek.
Force Lightining
(Yıldırım):
Rakibine elektrik yoluyla
zarar vermek.
Force Grip
(Yakalama):
Rakibinin boğazına saldırı
düzenleyerek, nefessiz
bırakmak.
Ekstra
Obi-Wan Kenobi
Jedi Ustası'dır ve Anakin Skywalker'ın
hocasıdır. Arabulucu olarak da bilinir.
Eğitimini Master Yoda ve Qui-Gon Jinn'den
almıştır. Yıldız Savaşları film serisinde, tüm
filmlerde gözüken tek karakterdir.
Midi-Chlorian
Star Wars Serisi
Akıllı mikroskobik yaşam formlarıdır. Jedi veya Sith'lerde,
Güç'ün etkin kullanılabilmesi için her hücrede, 5.000'den
fazla midi-chlorian olması gerekir. Anakin Skywalker'da hücre
başına 20.000 tane bulunur.
Star Wars evrenini hiç tanımayanların, filmleri
mutlaka aşağıdaki sıraya göre izlenmesi gerekir.
Işın Kılıcı
Jedi'ların en temel silahıdır. Saf enerjiden oluşmakla birlikte,
temas ettikleri hemen hemen tüm maddeleri kesebilirler. Bir
canlının etine temas ettiği zaman, dağlayarak yara açar fakat
başka bir ışın kılıcıyla veya enerji çemberiyle püskürtülebilir.
Bölüm IV - Yeni Bir Umut
Bölüm V - İmparator
Bölüm VI - Jedi'ın Dönüşü
Bölüm I - Gizli Tehlike
Bölüm II - Klonların Saldırısı
Bölüm III - Sith'in İntikamı
Klon Savaşları
KARTER 93
bilim
bilim
TEKNOLOJİ
TEKNOLOJİ
TEKNOLOJİ
Elif Melikoğlu
[email protected]
Samsung Galaxy Gear
SONUNDA BU DA OLDU;
GİYİLEBİLİR AKILLI CİHAZLAR
HAYATIMIZA GİRDİ!
Bilimkurgu filmlerinde gördüklerimiz, yavaş yavaş gerçek oluyor. Bunun en son
örneği; Samsung'un çıkardığı Galaxy Gear akıllı saatler. Samsung Galaxy Note 3
ve Note 4 telefonlarla birlikte kullanılabilen bu saatler, kullanıcılara oldukça kolaylık
sağlayacak pek çok özelliğe sahip.
Galxy Gear Akıllı Saat ile yapabilecekleriniz:
Arama: Telefonu duymadığınız veya ulaşamadığınız için bir çağrıya cevap
veremediğiniz durumlarda, Artık Galaxy Gear bileğinizden cevap verebilir, aynı
zamanda arama da yapabilirsiniz.
S Voice: S Voice işlevi parmaklarınızla veya sesinizle, planlar oluşturmanıza ve
hızlı bir şekilde yeni mesajları kontrol etmenize imkan veriyor. Çağrı, Kişi, Planlama,
Görev, Alarm, Saat, Zamanlayıcı, Uygulama, Mesajlar, Hava Durumu ve Yardım
seçeneklerine, kolunuzdaki Gear'dan ulaşabilirsiniz.
Bildirim ve Smart Relay: Galaxy Gear'da önemli bir bildirim aldığınızda,
telefonunuz herhangi bir ek adımın zorluğu olmadan, telefonun ele alınmasıyla
birlikte mesajı otomatik olarak görüntüleyebilirsiniz.
Memographer: Gear'ınızda bulunan 1.9 mp kamera ile hiçbir anı kaçırmadan,
görüntüleyebilirsiniz.
GOOGLE GLASS İLE
HAYALLERİN ÖTESİNDE!
Google Glass
Google'ın henüz satışa sunmadığı fakat belirli kişilere denemeleri için gönderdiği
ürünü, Google Glass ile hayallerinizin ötesine geçiyor olacaksınız. 5 ayrı renk
seçeneğiyle üretilecek olan ürünün, henüz piyasaya çıkış tarihi açıklanmamış olsa
da satışa sunulduğunda hayatınızı oldukça kolaylaştıracak gibi görünüyor.
Google Glass ile yapabilecekleriniz:
Gözlüğünüzün üstüne taktığınız ayrı bir gözlük olarak tasarlanan ürün, şaşırtıcı
derecede basit kullanımlı ve bir çok özelliğe sahip. Sadece fotoğraf çek diyerek
veya göz kırparak fotoğraf çekebiliyor, ellerinizi hiç kullanmadan video kaydı
başlatabiliyorsunuz, hatta gördüklerinizi canlı olarak paylaşabiliyor, gözlüğünüze
yansıtılan yol haritalarından yolunuzu bulabiliyorsunuz, göndermek istediğiniz
mesajı sesli olarak söylediğinizde gönderebiliyor, aklınızdaki herhangi bir soruyu
gözlüğünüze sorabiliyor ve cevapları gözlüğünüzde görebiliyorsunuz. Tabii fazlası
da var; sesli söylediğiniz şeyleri başka dillere çevirebiliyor, bulunduğunuz yere
göre daha soru sormadan cevaplar alabiliyorsunuz. Mesela hava alanındaysanız,
gözlüğünüze otomatik olarak uçuş saatleri ve bilgileri geliyor.
Ses Notu: Hatırlamak istediğiniz her şeyi Galaxy Gear'a söyleyin! Artık bir not
yazmak için telefonunuzu, cebinizden veya çantanızdan çıkarmanız gerekmiyor.
Sadece Gear'ınıza konuşun yeter!
92 KARTER
KARTER 93
aktüel
SON YILLARIN EN TREND
SPORU; WAKEBOARD!
Artık spor dünyasında yeni bir
trend var; wakeboard! Bu sporu
hobi olarak yapanların sayısı
gitgide artıyor. Wakeboard’un
tarihçesi, board’un ilk
bulunmasından sonraya
dayanıyor. 80'li yılların sonuna
doğru Herb O’Brien, İlk basınç
kaynaklı, yarı yüzerlikli tasarımı
geliştirdi ve wakeboard adıyla
sudan kalkabilme özelliği
kazanan bu aktivite, yavaş
yavaş tüm dünyaya yayılmaya
başlayarak çok büyük bir
endüstri haline geldi.
Wakeboard Nedir?
Wakeboard, 2 şekilde yapılır ve 2 farklı
tanımı vardır.
1) Yaklaşık 30 km hızla giden, bir sürat
teknesi tarafından çekilen board üstündeki
sporcunun; durgun göl, gölet yada dalgalı
olmayan bir deniz üzerinde yaptığı spordur.
2) 30 km hızla, elektrikli telesiyej ucundaki
kablo yardımıyla çekilen board üzerindeki
sporcunun; yapay göl üzerinde yaptığı
spordur. Bu seçenek, 1. seçeneğe
göre maddi olarak daha uygun ve daha
keyiflidir. Cable park denilen tesislerde,
kablolu wakeboard yapmanız mümkün.
Cable parklar ülkemizde Antalya, İzmit ve
Bursa’da bulunuyor.
Dikkat!
Wakeboard'a başlamadan önce dikkat
edilmesi gereken konu; alınan board'un
kalitesidir. "Twin Tip" ya da "Double Ended"
stili bir board almaya çalışın. Bu boardlar,
hafif olmaları sebebiyle daha rahat hareket
edebilmenizi sağlayacaktır.
Boyunuza ve kilonuza uygun wakeboard’u
seçmek için hazırlanmış tablolardan
yararlanabilirsiniz.
Diğer önemli konu ise ayaklarınızın
wakeboard'a bağlanma stilidir. Hangi
ayağınızın önde olacağını ve ayağınızın
açısını belirlemek, aynı oranda önemlidir.
Bir çok açıya göre ayarlanmış boardlar,
size ayağınızın istediğiniz açıda olması için
yardım edecektir.
Wakeboard bağlamalarınız, yeterince
sıkı olmalı fakat acı verecek kadar dar
olmamalıdır. Botunuz çok dar olursa
bileğinizin, bacağınızın ya da dizinizin
kırılma riski vardır çünkü board,
düştüğünüzde düzgün şekilde
ayağınızdan çıkmaz.
Wakeboard Yaparken;
Hangi ayağınızın önde olacağına göre
duruşlar 2’ye ayrılır. Bu duruşların ismi,
eğer sol ayak öndeyse "regular", sağ ayak
öndeyse "goofy" dir. Hangi ayağınızın önde
olacağını bilmiyorsanız, bir arkadaşınız
arkanıza geçsin ve sizi itsin. Hangi ayağınız
önce hareket edip, bu itişe engel olmaya
çalışıyorsa o ayağınızın önde olması
gerekir. Bundan sonra, artık kalkışa
hazırsınız! Kalkıştan sonrasını, deneyerek
öğrenmek zorundasınız.
KARTER 95
eğlence
eğlence
1 Nisan
Resmi Tatil
İlan Edildi!
Yukarıdaki başlık, bu derginin haberler kısmında
yer alsaydı belki inandırıcılığı olurdu ama bir jokerin
yanında böyle bir başlık olunca inanması biraz güç.
Evet, 1 Nisan geldi! Bugüne özel, ne şakalar yapılmadı
ki. Aşağıda arkadaşlarınıza, çalışma arkadaşlarınıza
ve tanıdıklarınıza hatta ve hatta ileri gitmek isterseniz,
tanımadığınız insanlara bile yapabileceğiniz bazı şakalar
var. Tedbirli olmakta fayda var!
Girişte İnecektim.
Kızdırmaya Gelmez!
Brezilya'da tasarlanan bu şaka,
asansöre binmeyi zora sokabilir.
Profesyoneller tarafından hazırlanmış
şakadan sonra, 1 haftalık iş göremez
raporu alabilirsiniz.
Sakin sakin kahveyi yudumlarken bir
anda bağırışlar ve o da ne? Bu kadar
da kızılmaz ki!
(Youtube Video İsmi: Extremely Scary
Ghost Elevator Prank in Brazil)
(Youtube Video İsmi: Telekinetic
Coffee Shop Surprise Brazilian
Version Prank)
Bunları
Biliyor
Musunuz?
Sibel Yetgin
[email protected]
-barkod-
-kaplumbağa-
Üzerinde barkodu olan ilk ürünün,
Wringley's marka sakız olduğunu!
-uzay yolculuğu-
Soğuk iklimde yaşayan tatlı su
kaplumbağalarının, sonbaharda
derin bir nefes alarak girdikleri
sudan, ilkbaharda çıktıklarını.
Ayrıca bu üç aylık oksijensiz hayatta,
glikolizden enerji sağlayarak
kalabildiklerini ve kalp atışlarının
dakikada bir olduğunu!
Uzay yolculuğunda taşınacak, her
ekstra kilo için gerekli olan yakıt
miktarının; 530 kg olduğunu!
-kavukOsmanlı sultanlarının ve bazı
alimlerin başlarındaki kavukların,
kefenlerinden oluştuğunu!
-kedilerKediler için 7.kattan düşmenin,
32.kattan düşmekten daha
tehlikeli olduğunu! (Çünkü
kediler ancak 6.katta, terminal
hıza ulaşabiliyorlar.)
-abrakadabraHelikopter!
LG Ultra HD TV Prank
Eskilerden bir efsane...
İş görüşmesinde, başınıza kötü bir
şey gelebilir!
(Youtube Video İsmi: Helikopter
Şakası Mustafa Karadeniz)
(Youtube Video İsmi:
LG Meteor Prank Interview)
Sihirli sözcük olan
"Abrakadabra"nın ilk olarak,
yüksek ateşli hastaların ateşlerini
düşürmek için söylendiğini!
-siyah çoraplılarFenerbahçe Kulübü'nün ilk adının
'Siyah Çoraplılar' olduğunu!
96 KARTER
KARTER 97
film
Film arşivi...
My Fair Lady/Benim
Güzel Meleğim-1964
Çiçek satan, ağzı bozuk Eliza
Doolittle’ın iddia sonucu, göz
kamaştırıcı güzellikte bir hanımefendiye
dönüşmesi ile gelişen olaylara sahne
olan film, Bernard Shaw'un Pygmalion
isimli oyunundan esinlenerek yapıldı.
Film başta En İyi Film olmak üzere, En
İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Yönetmen de
dahil toplam 8 Oscar kazanmıştır.
Yönetmen: George Cukor
Tür : Drama, Family, Musical, Romance
Yapımcı: Jack Warner
Senarist: Alan Jay Lerner, George Bernard Shaw
Müzik: Frederick Loewe, Alan Jay Lerner
Ülke: Birleşik Krallık
Süre: 170 dk.
Oyuncular:
Audrey Hepburn, Rex Harrison, Stanley Holloway, Gladys
Cooper
The Godfather/
Baba-1972
Mario Puzo'nun yazdığı aynı adlı
romandan uyarlanan film, New York'ta
yaşayan, güçlü bir İtalyan mafya
ailesinin hikayesini anlatır.
Film gösterime girdiği andan
itibaren çok ilgi görmüş, en iyi filmler
sıralamasında, üst sıralara yerleşmiştir.
IMDB.com'un en iyi 250 film listesinde,
2. sıradadır. Film ayrıca En İyi Film,
En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Uyarlama Senaryo dallarında
Oscar kazandı.
Yönetmen: Francis Ford Coppola
Tür: Dram
Yapımcı: Albert S. Ruddy
Senarist: Roman; Mario Puzo Uyarlama; Mario Puzo &
Francis Ford Coppola
Müzik: Nino Rota, Carmine Coppola
Ülke: A.B.D.
Süre: 175 dk.
Yönetmen: Jonathan Demme
Tür: Psikolojik Gerilim
Yapımcı: Kenneth Uth , Edward Saxon , Ron Bozman
Senarist: Ted Tally
Müzik: Howard Shore
Ülke: A.B.D.
Süre: 118 dk.
Oyuncular: Jodie Foster, Anthony Hopkins, Scott Glenn, Ted Levine
98 KARTER
Yönetmen : Martin Scorsese
Tür : Biyografik , Dram , Polisiye
Yapımcı : Joey McFarland , Riza Aziz
Senarist : Terence Winter, Jordan Belfort (II)
Müzik : Robbie Robertson
Ülke: A.B.D.
Süre : 180 dk.
Vizyon Tarihi : 07.02.2014
Oyuncular: Leonardo DiCaprio, Jonah Hill, Margot Robbie, Matthew McConaughey, Kyle Chandler
Filmin Konusu: Para Avcısı, 2014 Akademi Ödülleri'nde En İyi Film, En İyi Yönetmen (Martin
Scorsese), En İyi Uyarlama Senaryo (Terence Winter), En İyi Erkek Oyuncu (Leonardo DiCaprio),
En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Jonah Hill) olmak üzere 5 dalda Oscar'a aday gösterildi. Amerikan
borsasında komisyoncu olan Jordan Belfort'un biyografisinin bir uyarlaması niteliğinde olan üç saatlik
film, temposu ve ilginç komedisiyle sizi her an hayret ettirebilecek akışıyla karşınızda..
Gelecek Sezon
Dawn of the Planet of
the Apes/Maymunlar
Cehennemi: Şafak
Vakti-2014
Braveheart / Cesur
Yürek-1995
Film, William Wallace'ın hayatını
anlatır. Film Türkiye sinemalarında
yıllarca gösterilerek, bir rekora
imza atmıştır. 1996 yılında 10
dalda Oscar'a aday olan yapım;
En İyi Yönetmen, En İyi Görüntü
Yönetmeni, En İyi Özel Efekt, En
İyi Makyaj ve En İyi Film dallarında,
ödüle layık görüldü.
Yönetmen: Mel Gibson
Tür: Tarihi, Yarı Kurgusal
Yapımcı: Mel Gibson
Senarist: Randall Wallace
Müzik: James Horner
Ülke: A.B.D
Süre: 177 dk.
Oyuncular: Mel Gibson, Sophie Marceau, James Robinson,
Sean Lawlor, Sandy Nelson, James Cosmo
[email protected]
The Wolf of Wall Street/Para Avcısı-2013
Oyuncular: Marlon Brando , Al Pacino, James Caan, Robert
Duvall, Diane Keaton, John Cazale
The Silence of the Lambs/
Kuzuların Sessizliği - 1991
Kuzuların Sessizliği, yazar Thomas Harris'in
aynı adlı romanından beyazperdeye aktarıldı.
Filmde FBI'daki eğitimi devam eden Clarice
Starling ile bir psikiyatristken yamyama ve
kitle katiline dönüşen Hannibal Lecter'ın,
hikayesini anlatır. 7 dalda Oscar'a aday olan
film, yönetmenine ve başrol oyuncularına
altın heykelciği getirirken; En İyi Film ve En
İyi Senaryo Uyarlaması dalında da ödüle layık görüldü. Anthony
Hopkins, filmdeki toplam 16 dakikalık performansıyla En İyi Erkek
Oyuncu Oscar'ını kazandı. En iyi film Oscarı'nı alan tek korku filmidir.
Sibel Yetgin
Henüz izlemediyseniz...
olacaktır.
Genleri değiştirilmiş, isyancı maymun
Caesar'ın kaçışının üzerinden on sene
geçmiştir. Caesar diğer maymunlarla
birlikte, büyük bir maymunlar ordusu
kurmayı başarmıştır. Kıyamet sonrası
San Francisco'sunda artık bilim
insanlarının tek derdi; patlak veren
bu büyük sorunu kontrol altına almak
Yönetmen: Matt Reeves
Tür: Bilimkurgu
Yapımcı: Peter Chernin, Dylan Clark, Rick Jaffa, Amanda Silver
Senarist: Scott Z. Burns, Rick Jaffa, Amanda Silver, Mark
Bomback
Müzik: Michael Giacchino
Ülke: A.B.D.
Vizyon Tarihi: 11.07.2014
Oyuncular: Andy Serkis, Jason Clarke, Kodi Smit-McPhee
Captain America:
The Winter Soldier/
Kaptan Amerika: Kış
Askeri-2014
Kaptan Amerika: İlk Yenilmez
seyircileri, Marvel dünyasının ilk yıllarına
götürmüştü. Yenilmez
kahramanımız, günümüzde geçen bir
devam filmiyle geri dönüyor. Steve
Rogers, Nick Fury
ve gizli SHIELD örgütü ile işbirliğini
koruyarak, modern dünyaya ayak
uydurmaya çalışıyor. Devam filminde öykü bu sefer, sosyalist
dönem Rusya'sına uzanıyor. S.S.C.B. döneminde özel
kuvvetler içerisinde yetiştirilen ve Winter Soldier (Kış Askeri)
adı verilen adam, aslında tam bir ölüm makinesidir. Rusya
tarafından donmuş bir gölde bulunur ve önüne çıkan her şeyi
yerle bir etmeye kararlıdır.
Yönetmen: Joe Russo, Anthony Russo
Tür: Macera, Aksiyon, Bilimkurgu
Yapımcı: Kevin Feige
Senarist: Christopher Markus , Jack Kirby, Stephen McFeely.
Müzik: Henry Jackman
Ülke: A.B.D.
Vizyon Tarihi: 11.04.2014
Oyuncular: Chris Evans, Scarlett Johansson, Sebastian Stan
KARTER 99
oyun
müzik
Konsol Dünyasından Son Haberler...
Zafer Kijen
[email protected]
Esen Akın
Müzik Dünyası...
[email protected]
Fazıl Say/
İlk Şarkılar
NBA2k14
PRO Evolution Soccer 2014 (PES 2014)
Basketbol oyunlarının efsanesi olarak kabul edilen NBA Live
serisinin, hegemonyasını deviren NBA2K serisi 2014 yılında, üst
düzey grafiklerle oyun severlere maçları oynamanın ötesinde,
adeta yaşatıyor.
Ayrıca NBA takımları dışında THY Euroleague’den 14 takımı oyun
severlere sunarak, NBA’deki heyecanı Avrupa Basketbolu ile de
birleştiriyor. Oyunda ülkemizden Anadolu Efes ve Fenerbahçe
Ülker’i seçerek, NBA yıldızlarına karşı ülkemizi temsil etme
şansınız olacak.
Playstation denilince akıllara ilk gelen, bir tutku haline
gelmiş Pro Evolution Soccer 2014 yaygın olarak bilinen
ismiyle PES 2014, oyun severlere dünya futbolunu evlerinin
rahatlığında yaşama ve yönetme şansı veriyor. Gerçekçi
grafikleriyle Messi, CR7 ve diğer süper starları evinizde
misafir edeceksiniz. Fakat her güzelin olduğu gibi PES
2014'te gerçekçilik çok öne çıktığından, bilgisayara karşı
gol atmak PES 2013’e göre baya zor. Zaman kaybetmeden
oyunu edinirseniz, bu zorluğu aşmakta daha da fazla zaman
kaybetmemiş olursunuz.
İlk Şarkılar albümünde
Fazıl Say'ın 20 yıl önce
bestelediği, Nâzım
Hikmet'ten Orhan
Veli'ye, Can Yücel'den
Ömer Hayyam’a,
Cemal Süreya'dan Pir
Sultan Abdal'a, ünlü
şairlerin dizeleri Serenad
Bağcan'ın eşsiz yorumuyla hayat buluyor. Fazıl Say'ın
sanatseverlerle ilk kez şarkılarıyla buluşmasını sağlayan
albümün, Aralık ve Ocak aylarında gerçekleşen Anadolu
konserleri turnesi de büyük ilgi gördü.
The Piano
Guys/
Piano Guys 2
L.A. Noire
Red Dead Redemption
1940’ların Los Angeles’ında geçen, karanlık ve şiddet dolu
bir dedektiflik macerası. Oyunda grafikler ve karakterlerin
yüz ifadelerine kadar her detayda, ayrıntılara inanılmaz
önem verilmiş. L.A. Noire, nefes kesen aksiyonları gerçek
dedektiflik çalışmalarıyla bir araya getirerek, benzersiz bir
interaktif eğlence sunuyor. Oyuna yeni bir polis memuru
olarak başlayarak, polis departmanında isim edinip bir
cinayet dedektifi olma yolunda, farklı olaylar ve görevlerle
karşılaşacaksınız.
Western tarzı oyunlarda devrim yapacak Red Dead
Redemption oyununda; 1908 yılında eski bir haydut olan
John Marston karakteri olarak, Vahşi Batı'da maceraya
başlıyorsunuz. 40'tan fazla farklı avlanabilecek hayvan
türü içeren oyunda, hem modern hem de eski dönemlere
ait silahları bulabilirsiniz. Dead Eye sistemiyle oyunu ağır
çekime alıp, karşınızdaki düşmanları kolayca alt
edebilirsiniz. Bir an önce oyunu alın ve John Marston
olarak, bu doyumsuz macera ve aksiyonun adını çıkarın.
100 KARTER
Bach ve Mozart
gibi barok ve klasik
dönem bestecilerinin
yanı sıra Taylor Swift
ve Bruno Mars gibi
popüler sanatçıların,
bestelerine yaptıkları
aranjmanlar ve
çektikleri ilginç
kliplerle tıklanma rekorları kıran grup, piyanoda Jon
Schmidt ve çelloda Steven Sharp Nelson'dan oluşuyor.
Üçüncü stüdyo albümleri geçtiğimiz yıl yayımlayan ikilinin,
Nisan ayında İstanbul'da bir konseri olacağını hayranlarına
duyuralım.
Lorde/
Pure Heroine
Lorde sahne adıyla bilinen Ella
Maria Lani Yelich-O'Connor, 1996
yılında Yeni Zelanda'da doğdu. İlk
tekli albümü Royals A.B.D. başta
olmak üzere birçok ülkede, müzik
listelerinin zirvesine yükseldi. Aynı
parça sanatçıya bu yıl, 56.
Grammy Ödülleri'nde Yılın Şarkısı
ve En İyi Solo Performans ödüllerini de kazandırdı. Royals'ın da
bulunduğu, çıkış albümü Pure Heroine ise 2013'ün Eylül ayında
yayımlandı.
Zakkum/
Her Gün
Sonbahar
1999 yılında Raindog adıyla
Ankara’da kurulan grubun
ilk albümü Zehr-i Zakkum,
2007 yılında piyasaya
çıkmıştı. Geçtiğimiz yılın
son günlerinde çıkardıkları
"Burada saatler bozuk, burada takvim durdu, burada her
gün sonbahar..." paragrafıyla başlayan Her Gün Sonbahar
albümü, grubun dördüncü stüdyo çalışması ve on üç yeni
şarkıdan oluşuyor. Albümde tüm sözler Cem Senyücel'e,
tüm müzikler ise Yusuf Demirkol'a ait.
KARTER 101
kitap
Mutlaka okuyun...
Eduardo Galeano/
Tepetaklak;
Tersine Dünya
Okulu
Kitap Uruguaylı yazar
Eduardo Galeano tarafından
"Tersine dünya okulu" alt
başlığıyla kaleme alındı. Farklı
bir dil, üslupla küreselleşme
ve kapitalizmi eleştiren kitabın
çevirisi Bülent Kale'ye ait.
Ayrıca kitapta Meksikalı çizer
José Guadalupe Posada
tarafından yapılan, çizimlere
de yer verilmiş.
102 KARTER
Aylin Zeren
[email protected]
Umberto Eco/
Güzelliğin Tarihi
Ünlü İtalyan düşünür
Umberto Eco bu kitabında,
Eski Yunan'dan günümüze
kadar olan Batı Kültürü'nün
başyapıtlarını, güzellik
kavramı çerçevesinden
inceliyor. Bunun yanı sıra
çağlar boyunca değişen
güzellik kavramı etrafında,
Batı Kültür Dünyası'nın bir
haritasını çıkarıyor. Bunu
yaparken Botticelli'nin
Modannaları'ndan
Andy Warhol'un Marilyn
Monroe'suna kadar
birçok başyapıtı, zaman
yolculuğuna çıkarmışçasına
betimliyor.
Rauda Jamis/
Frida Kahlo Aşk
ve Acı
Aldous Leonard
Huxley/Cesur Yeni
Dünya
Everest Yayınevi tarafından
Unutulmayan Kadınlar Dizisi
adı altında çıkarılan kitap,
Frida Kahlo'nun hayatına,
sanatına, en büyük tutkusu
olan Diego Rivera'ya olan
aşkına ve bir döneme
tanıklık ediyor. Kitap ayrıca
Frida Kahlo’nun harikulade
resimleri ve fotoğraflarıyla
görsel anlamda da sizi bir
yolculuğa çıkarıyor.
1938 yılında yazılmış olan
gelecekte geçen bilimkurgu
türündeki kitap, klasik bir
başyapıt. Herkesin birbirine
benzediği, aynılaştığı bir
dünyada bireyin giderek
yok olduğu bir gelecekte,
toplumsal istikrarın temel
güvencesi olan şartlandırma,
hipnopedya-uykuda eğitim
ile sağlanır. Hipnopedya
sayesinde herkes mutludur;
herkes çalışır ve herkes
eğlenir. "Herkes herkes
içindir."
sağlık
sağlık
10. Zeytinyağı.
Hücre yenilemede beyin, kalp, damar sağlığında
şampiyonluğu elinden bırakmayan zeytinyağını
sofranızdan eksik etmeyin.
ON YAŞ DAHA
GENÇ KALMANIN
FORMÜLÜNÜ
BİLİYOR MUSUNUZ?
Opet Fuchs ailesindeki çalışma yaşamının 10. yılında Dr. Kemal Özbek,
10 Yaş Daha genç kalmanızı sağlayacak formülü açıkladı.
On yaş daha genç kalmak ister misiniz? Eğer bu soruya evet diyorsanız;
11. Koyu yeşil renkli yaprağı olan
sebzeler:
Ispanak, yeşil soğan, maydanoz, semiz otu, roka, ısırgan
otu, pazı, karalahana, marul, lutein ve zeaksantinin gibi
fitonutrientlerden zengin olan bu sebzeler çinko ve demir
içermektedir. Hücre yenilenmesinde, cilt sağlığında ve
bağışıklık sistemini güçlendirmede birebirdir. Her
öğününüzde bunların birkaçını tüketmeye çalışın.
6. Doğru ve sağlıklı beslenmek.
Doğanın bizlere sunduğu her gıdayı yeterince ve doğru
tüketmek. İşlenmiş, kutuya, konserveye, torbaya,
poşete girmemiş doğal gıdalarla beslenmek. Proteini,
karbonhidratı, sebze ve meyveyi, yağı yeterince,
gerektiği kadar tüketmek.
7. Hareket.
Her gün, her an, her yerde, her koşulda yürüyün,
koşun, zıplayın, çömelin, merdiven çıkın, merdiven inin,
yüzün, dans edin. Yeter ki sevdiğiniz ve size keyif veren
hareketler olsun. Haftada beş gün bir saat düzenli bir
spor yapın.
12. Dostluk, sosyal ilişkiler.
Beraber olmaktan keyif aldığınız kişilerle zaman geçirin.
Anne ve babanızı, akrabalarınızı arayın, sorun. Onlarla
vakit geçirmek size de huzur verecektir.
13. Pozitif ve iyimser bakış açısı.
İyi olduğunuzu düşünün. Olumlu ve sağlıklı düşünün.
Beyniniz böylece tüm organlarınıza sağlıklı olma mesajı
iletecektir.
14. Kontrol.
Yılda bir kez genel sağlık kontrolü yaptırmayı ihmal
etmeyin.
8. Ceviz.
Yüksek Omega- 3 yağ asidi sayesinde kalp hastalığı,
inme, diyabete karşı koruyucu özelliği ve antioksidan
özelliği var.
1. Güleryüz.
Her zaman, her koşulda, herkese...
9. Günde 1 elma.
Sindirim sistemine faydası yanında, A, C, E ve B grubu
vitaminden, kalsiyum, potasyum, magnezyum, fosfor
ve sodyumdan zengindir.
2. Su.
Günde 2 litre. Su hayattır.
3. Limon ve limon suyu.
C vitamininden zengin; metabolizmayı hızlandırmada birebir.
4. Uyku.
Kaliteli, düzenli ve deliksiz bir uyku.
5. İşe yaramak, çalışmak.
Uzun ve sağlıklı yaşayan insanların ortak özelliği; aktif olarak
çalışmaya, üretmeye devam etmeleridir.
104 KARTER
KARTER 105
astroloji
astroloji
Dinçer Güner
YÜKSELEN
BURCUNUZU
BİLİYOR
MUSUNUZ?
Ankete katılanların %41'i yükselen burcunu biliyorken,
%59'u bilmiyor ve öğrenmek istemiyor. O zaman biraz
yükselen burçtan bahsedelim. Nedir? Ne değildir? Herkesin bir yükselen burcu var mıdır? Ne anlama gelir? Bir
yararı var mıdır? Bunlardan bahsedelim biraz.
Güneş burcumuz oluyor. Ancak yükselen burcumuzu
öğrenirken, durum biraz değişiyor. Siz doğdunuz anda
doğu ufkunda yükselmekte olan burca, yükselen burç
diyoruz. Yükselen burcun hesaplanabilmesi için doğum
saatini biliyor olmanız çok önemlidir.
Bir çoğumuz Güneş burcumuzu biliyoruz. "Koç burcuyum, Terazi burcuyum, Balık burcuyum." diyoruz.
İşte bu, bizim Güneş burcumuzdur. Doğduğumuz anda
Güneş, hangi takım yıldızı içinde ilerliyor ise işte o, bizim
Yükselen burcun hesaplanması için doğum saatinin
gerekli olduğunu öğrendik. Peki yükselen burcumuz bizi
nasıl etkiler?
• Sizin sosyal maskenizdir. İlk tanışmalarınızda insanlar Güneş burcunuzu değil, yükselen burcunuzu algılar. Ancak sizi
tanıdıkça, Güneş burcunuzu da hissetmeye başlarlar. Kısacası ilk izlenimi yükselen burcunuz sağlar.
• Tamamen olmasa da fiziki görünümüz üzerinde etkisi vardır. Özellikle surat şekilleri üzerinde.
• Sağlığınızla ilgili birinci dereceden önem taşır. Yükselen burcu simgeleyen organlar ve hastalıklara daha yatkın olabilirsiniz
Elbette doğum haritası bir bütündür; o sağlık sorunun olması için farklı kombinasyonlarında tutarlı olması gerekir. Ve yine
astrolojide hastalık noktanız hesaplanırken, yükselen burcunuzun derecesine başvurulur.
• Nelere eğilimli olduğunuzu, yeteneklerinizi ve bu yeteneklerin neler olduğu belirler.
• Zihinsel kapasiteniz, bunu nasıl kullandığınız, kendinizi nasıl ifade ettiğiniz ve kendinizi ifade etme tarzınızla doğrudan
ilişkilidir.
• Şansınızla yakında ilişkilidir. Şans noktanızın hesaplanması için yükselen burcunuzun derecesi kullanılır. Ne kadar
şanslısınız, şansınız hayatınızın hangi alanında yanınızda ve ne tür konulardan gelir elde edebilirsiniz; yine yükselen
burcunuz sayesinde öğrenebilirsiniz.
• Klasik astrolojiye göre yaşam evidir. Bonatti, kişiye verilen ilk şey olduğunu belirtmiş; Lilly ise yaşam, sağlık ve vücudun
fiziksel yapısıyla ilgili olduğunu ileri sürmüş. Firmicus ise karakterin temel yapı taşı olduğundan bahsetmiş.
• Çocukluğunuzun erken yıllarının nasıl geçtiği veya geçeceğini, yine yükselen burcunuz sayesinde öğrenebilirsiniz. Hayatta
yaptığınız tüm yatırımların başlangıçlarını, bu burç ve derecesi sayesinde öğrenebiliriz.
Yaptığım bir anketle 100 kişiye "Yükselen burcunuzu biliyor
musunuz?" diye sordum. Anketin oranları ise şu şekilde;
• Yükselen burcun astrolojik simgesi ise ASC’dir.
Kısacası yükselen burcunuz, Güneş burcunuzdan biraz daha önemli. Ve evet herkesin bir yükselen burcu vardır; işin püf
noktası doğduğunuz saati bilmekten geçiyor.
Yükselen burcunuzu öğrenmek için doğum haritasına ihtiyacınız var. http://www.astro.com'dan veya http://
www.astro.com/horoscopes'tan Chart Drawing Ascendant'a tıklayarak doğum haritanızı çıkartabilir, ardından
yükselen burcunuzu öğrenebilirsiniz!
100 KARTER
KARTER 101
aktüel test
Hayatınız Film Gibi!
Peki Hangi Tür?
1
2
3
4
Sinemaya yetişeceksiniz. Yolda, taksidesiniz.
Bu filmi iple çekmiştiniz; önceden biletleri
aldınız. Ama aksilikler peşinizi bırakmıyor.
Önce ütünün fişini, prizde unuttuğunuz
için çıkmışken geri döndünüz. Şimdi de
trafik... Ve birden, biletleri alıp almadığınızı
hatırlayamıyorsunuz…
İşten eve geldiniz. Televizyonun
karşısında bol sarımsaklı mantınızı
yerken, epeydir hoşlandığınız ama
bir türlü açılamadığınız kişi arayarak,
buluşmak istediğini söyledi...
Sevgilinizle gecenin bir vakti eve
dönerken, karşınıza bir cin çıktı ama
sadece size ölümsüzlük vaat ediyor...
Hangisi babanız olsun?
108KARTER
KARTER
Hiç düşündünüz mü; hayatınız ne tür
bir film olurdu? Nasıl biri olduğumuz,
hayatımızı etkilemez mi? Kader senaryo
olsa, hayatımız nasıl olurdu?
Test edin, görün!
a) Garanti unutmuşumdur, zaten bende şans olsa... diye düşünür,
ceplerinizi kontrol edersiniz. Öyle moraliniz bozulur ki, biletleri
gidip alacak zaman kalsa bile filme gitmekten vazgeçersiniz.
b) Yüksek sesle söylenmeye başlarsınız. Unutmuşsanız,
geri dönüp almaya karar verirsiniz.
c) Gülmeniz tutar, sükunetle ararsınız. Unutmuşsanız bile
kararlısınız.Yeni bilet alacaksınız.
d) Şoför Bey, saat kaç?
a)Kahrolursunuz! Bu sarımsak kokusuyla buluşmanız imkansız. Ertesi günü teklif edersiniz.
b)Onu eve davet edersiniz. O da sarımsak yer, olur biter.
c)Sakız ne içindir ki?
d)Sarımsağı dert etmezsiniz.
a)Ya ikimize, ya hiç!
b)Sevgiliniz için yalvarırsınız, yoksa teklifini kabul edersiniz.
c)Hakkınızı sevgilinize devredersiniz.
d)Kısmet işte hemen kabul edersiniz.
a)Al Pacino
b)Steve Martin
c)Clint Eastwood
d)Ed Harris.
5
İlişkilerinizin nakaratı ne olurdu?
a)Son zamanlarda yaptıklarıma bakma ne olursun.
b)Aramazsan arama.
c)Sevdim seni bir kere, başkasını sevemem.
d)Seni uzaktan sevmek; aşkların en güzeli.
6
Diyelim ki yumurtluyorsunuz.
Yumurtanız nasıl olurdu?
a)Küp şeklinde.
b)Renkli benekli.
c)Şeffaf.
d)Küre şeklinde.
Hangisi size daha uzakmış gibi geliyor?
a)Çocukluğunuz.
b)Gelecek.
c)Gençliğiniz.
d)Okul günleriniz.
7
8
Her gün balkonunuza bir martı geliyor.
Bir süre camdan içeriye bakıp gidiyor.
Bunu hep yapıyor. Aklınızdan geçenler...
a)Gözümü oyacak.
b)Birisinin ruhunu taşıyor.
c)Balkonda onu çeken bir koku olmalı.
d)İçerde deniz var sanıyor.
KARTER 109
aktüel test
Sonuçlar:
a
B
C
D
’lar fazla ise:
Gerilim: Siz bu kadar gerginken, başka ne
tür bir film olur sanıyorsunuz ki! Hem siz
gerginsiniz, hem de tavır ve tutumunuzla
çevrenizdekileri geriyorsunuz. Biraz
takıntılısınız.Tedbir, ihtiyat olarak size geri
dönebilir. Ama unutmayın dozu biraz
aşarsa film bir kara mizah olmaya yüz tutar,
ona göre!
’ler fazla ise:
Romantik komedi: Hayatınız film olsa
romantik komedi olurdu. Ne aşırı duygusal,
ne de kırılmaz bir mantığınız var. Ama
iş sevdiklerinize gelince, bambaşka
biri oluyorsunuz. Sevdikleriniz için
göze alamayacağınız şey yok! Hayata
karşı savunmanızda, güçlü mizah
duygunuzun payı büyük. Başka bir deyişle
trajedileri drama, dramları komediye
dönüştürebiliyorsunuz. Bundan daha iyi ne
olabilir ki...
110 KARTER
’ler fazla ise:
Macera: Hayatınız film olsa macera
filmi olurdu. Bu kadar hızla başka ne
olabilirdi ki? Hareketliliğiniz ve hızınızla baş
döndürüyorsunuz. Çoğu kişi, sizin içinizde
yaramaz bir çocuk taşıdığınızı düşünüyor.
İnsanlarla çok kolay ilişki kuruyorsunuz
ama birçoğu yüzeysel. Renkli kişiliğiniz
insanları çekiyor, ama sizde eksik bir şey
görüyorlar: İstikrar...
’ler fazla ise:
Western: Sizin hayatınız film olsa Western
filmi olurdu. Çok çok uzak batıda bir
kovboy filmi! İnsanların arasındayken bile
yalnızsınız. İçine kapandığınız dünyadan,
çıkmak istemiyorsunuz. İnsanların sizi
anlamadığı duygusuna kapılıyorsunuz.
İlgisizmiş gibi duruyorsunuz, sonra da
kimsenin sizi duymadığını düşünüyorsunuz.
Kabuğunuzu kırın! Olup bitene kovboy
kalmayın!
Klima Temizleme Makinesi ve Sıvısı
•
•
•
•
•
Hava giriş kanallarını temizler.
Klima sisteminde mikroorganizmaları yok eder.
Klima sistemindeki kötü kokuyu yok eder.
Alerjik reaksiyonları engeller.
Tam otomatik sistemdir. Kullanımı çabuk ve kolaydır.
wynns-otobakim.com

Benzer belgeler