G.ls.m Killi:Hakas T.rk.esinde Tabu S.zler ve .rtmece

Transkript

G.ls.m Killi:Hakas T.rk.esinde Tabu S.zler ve .rtmece
Modern Türklük
Araştırmaları Dergisi
Cilt 3, Sayı 3 (Eylül 2006)
Mak. #42, ss. 50-65
Telif Hakkı©Ankara Üniversitesi
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi
Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü
Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve Örtmece
Gülsüm Killi
Ankara Üniversitesi
ÖZET
Sadece dilsel bir olgu olmayan “tabu”, kabaca kişiyi çevreleyen dünyanın
algılanmasına bağlı olarak belirli eylemlerin yasaklanması olarak tanımlanabilir.
Dilsel tabular ise, belirli olgu ya da eylemlerin adının söylenmesinin yasaklanmasıdır.
Çeşitli sebeplere bağlı olarak yasak bir karakter taşıyan, yani tabulaşmış olan
herhangi bir ifadenin başka bir ifade ile yer değiştirmesi ise “örtmece”dir. Tabu
sözcüklerin değiştirilerek söylenmesi bütün Sibirya Türk halklarının geleneksel
yaşantısının önemli bir yönünü oluşturmaktadır. Bu örtmeceler özellikle avcılık ve
hayvan adları, ölüm ve ölüm ile ilgili durum ve nesneler, hastalık adları, cinsellik ve
çeşitli fizyolojik süreçleri içeren ayıp sayılan kavramlar ve insan ilişkilerinde kişilerin
birbirlerini nitelemeleri ve hitaplarında yoğunlaşmaktadır.
ANAHTAR SÖZCÜKLER
tabu, örtmece, söz varlığı , anlambilim, etnolinguistik.
ABSTRACT
“Taboo” isn’t just a linguistic phenomenon. It can be described in general as forbidden
of specific action depend on perceiving of earth, which surrounds person. Linguistic
taboos are forbidding of naming of specific phenomena or actions. Euphemism is
changing of a forbidden phrase with another phrase. Changing of taboo phrase with
euphemism is very important side of traditional life in Siberian Turkish peoples. This
situation is very widespread in hunting and animal names, death and names of illness,
sexuality and physiological process and names of some shameful things.
KEY WORDS
Taboo, euphemism, lexicology, semantics, ethnolinguistics
Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve Örtmece
Gülsüm Killi
Sadece dilsel bir olgu olmayan “tabu”, kabaca kişiyi çevreleyen dünyanın
algılanmasına bağlı olarak belirli eylemlerin yasaklanması olarak tanımlanabilir. Tabu,
türlü davranışlar, belirli insanlarla olan ilişkiler, belirli gıdaların ya da nesnelerin
kullanımı olabilir. Dilsel tabular ise, belirli olgu ya da eylemlerin adının söylenmesinin
yasaklanmasıdır (Kopılenko 1997: 47). “Örtmece” ise, çeşitli sebeplere bağlı olarak
yasak bir karakter taşıyan yani tabulaşmış olan herhangi bir ifadenin başka bir ifade ile
yer değiştirmesidir. Tabu ve örtmece, herhangi bir sözün telâffuzunun çeşitli
sebeplerden ötürü istenmediği zamanlarda ortaya çıkar ve dinleyici için hoş olmadığı
düşünülen sözcük, daha hoş gelebilecek bir söz ile yer değiştirir (Laude-Tsirtautas
1976: 72).
“Kutsal ve sıradan insanlar için erişilmez sayılan, doğaüstü yaptırımlarla
desteklenen yasaklamalar”(Kottak 2001: 493) diyebileceğimiz tabuları, Frazer, daimî
ve geçici tabular olarak ayırmıştır. Daimî tabular, rahipleri, başkanları, ölüleri ve
bunlara ait her şeyi kapsar. Geçici tabular ise, meselâ kadının aybaşı hâli, loğusalığı,
savaşçının savaşa gitmeden önceki ve sonraki hâli, av ile ilgili işler gibi belirli hallerde
ortaya çıkar (Freud 1947: 33-36).
W. Wundt’a göre, tabu fikrinin temelinde “bazı şeylerden korkmayı ifade eden
âdetler ve bu âdetlere karşılık olan tapınma fikirleri veya hareketleri” vardır. Wundt,
“Tabu” tâbirinden de âdetlerin, göreneğin ya da kanunların koyduğu yasakları, bir
şeye dokunmamayı, birşeyi kullanmak amacıyla almamayı veya bazı sözcükleri ağza
almamayı” anlar (Freud 1947: 33-36).
Halk inanışındaki tabusal konuları ilgilendiren sözcükler ise, «tercih edilmeyen
ifadeler» ya da «tabu sözcükler» olarak adlandırılır. Bu tür sözcükler, bireyin
kendisine veya toplumun tümüne zarar verebileceği korkusuyla yasaklanmıştır.
Tabunun çiğnenmesi otomatik olarak tabuyu yaratana ya da tabuya inananlara
büyük ölçüde zarar verir. Ayrıca, sosyal anlamda nefret uyandıran sözcükler de tabu
sayılarak kullanımından kaçınılır. Bu tür sözcüklerin konuşana fiziksel ya da
metafiziksel zararlar vereceği düşüncesi yanında konuşan, genellikle dinleyenin
tepkisinden de kaçınmak için örtmeceye başvurur (Allan, Burridge 1991: 12).
Axmetovʹa göre, tabu sözler ve onların yerine geçen sinonim örtmeceleri her dilde
kendine özgü özelliklerle ve tekrar edilemeyen nüanslar ile karakterize edilir. Aslında
evrensel bir karakter taşıyan (Kopılenko 1997: 47; Brands 1973: 92) dilsel yasaklar
genellikle hayvanların adları, zarar verebilecek olan kötü ruhların adları, kişilerin
yasak adları, ölüm, hastalık, fiziksel yetersizlik, insanın fiziki durumu ve anatomisi,
kişinin cinsel hayatı, evlilik ilişkisi ile ilgili kavramları içerir. Ancak bu yasaklar farklı
şekilde sunulur, farklı inanç, gelenek ve görenekleri yansıtır (Kopılenko 1997: 47-48).
Örtmece ya da güzel adlandırma, kimi varlıklardan nesnelerden söz edildiğinde
doğacak korku, ürkme, iğrenme gibi duyguların, kötü izlenim ve çağrışımların
51
52 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
önlenmesi amacına yönelen ve dünyanın her dilinde rastlanan bir değiştirme olayıdır
(Aksan 1998: 98). Başka bir deyişle dolaysız biçimde söylenmesi uygun görülmeyen
bir olguyu örterek dolaylı yoldan anlatma (Vardar 1998: 163) diyebileceğimiz
örtmecenin batı dillerindeki karşılığı olan Alm. Euphemismus, İng. euphemism, Fr.
euphémisme, Rus. evfemizm terimi Yunanca “iyi, uğurlu söyleme” anlamına gelen
euphēmeō sözünden gelmektedir (Vardar 1998: 163; Reformatskiy 1996: 105).
Örtmece, konuşanın tehlikeye veya tasvip edilmeyen olgulara karşı koruyucu
kalkan olarak bir kaçınma dili ve kaçamaklı ifadeler kullanması ile karakterize edilir
(Allan, Burridge 1991: 3).
Pek çok örtmece sözcüğün kullanılmasının asıl sebebi bir konuyu anlatan kişinin
açık olarak dile getirmek istemediği bir ifadeyi üstü kapalı olarak söylemek
istemesidir (Allan, Burridge 1991: 12). Terbiyelilik çabası da, örtmece yoluyla söz
varlığında değişimlere yol açmaktadır. Bu tür örtmeceler, söylenmesi ayıp sayılan
sözcüğün söylenmesiyle dinleyende uyanacak kötü tasarım, izlenim ve duyguların
giderilmesi amacına dayanmaktadır (Aksan 1998: 99). Bedenin bazı bölümleri ve
cinsel ilişki ile ilgili kullanılan örtmece sözcükler bu gruba girer. Yine boşaltım ve diğer
fizyolojik süreçlerle ilgili sözcükler de bu gruptadır (Allan, Burridge 1991: 76).
Pek çok örtmece mecazî anlam içerir. Örtmeceler dolambaçlı söz ya da deyimler,
ya da kısaltmalar olarak karşımıza çıkabilir. Sözcükler kısaltılabilir veya tabu
sözcüklerin bütününün ya da özel bir bölümünün yerine başka sözcükler
kullanılabilir. Bir kavram başka bir kavramla ifade edilebilir ya da bir şey belirli bir
özelliği ile adlandırılır, abartmalar yapılır. Bazı genel sözcüklerin yerine anlaşılması
güç teknik terimler kullanılır. Standart dile ait sözcüklerin yerine konuşma diline özgü
sözcükler kullanılır. Teknik terim tarzındaki anlaşılması güç olan sözcüklerin birçoğu
ya başka dillerden alınarak ya da yeniden üretilerek oluşturulur. Pek çok dilde başka
dillerden sözcükler örtmece olarak kullanılır (Allan, Burridge 1991: 14).
İnançlar yüzünden bazı sözcüklerin dilde kullanılmaz oluşu, aslında dilde bir
yenileşme kaynağıdır (Vendryes 2001: 78). Genellikle geçmişte örtmece ad alan nesne
ya da durumlar, zamanla örtmece karakterini kaybederek nesne ya da durumun
doğrudan adı hâline gelir. Bu durumda, aslında eski bir örtmece olan adın tekrar bir
örtmece ad ile anılması sıkça karşılaşılan bir durumdur (Laude-Tsirtautas 1976: 72).
Örneğin Oğuz grubu Türk lehçelerinde tabu sayılan *bö:rü sözcüğünün yerine
“yumuşak vücutlu, omurgasız küçük bir sürüngen” anlamındaki kurt sözcüğünün
örtmece sözcük olarak kullanımı ile börü sözcüğünün kullanımını tamamen
kaybetmesi (Eren 1999: 269; Brands 1973: 93), Hakas Türkçesinde *adıγ biçiminden
gelişen azığ, ayığ biçimlerinin genel olarak yerini aba “baba” sözcüğüne bıraktıktan
sonra, aba sözcüğünün doğrudan ayının adı hâline gelmesinden dolayı bugün başka
tip örtmece sözlerle anılıyor olması (Eren 1999: 28; Brands 1973: 93), saygı duyulan ve
Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve Örtmece
Gülsüm Killi
korku uyandıran bir varlık olan “Tanrı” anlamındaki *täñri sözcüğünden gelen tigĭr
sözcüğünün de sadece “gökyüzü” anlamında kullanılmaya başlaması ve “Tanrı”
anlamında kullanımının ortadan tamamıyla kalkması ile yerini alıntı bir sözcük olan
xuday “Tanrı”ya (< Fars. xuda:y, Räsänen 1969: 162) bırakması gibi.
Tabu ve örtmece sözlerin toplumun geçmiş hayatı ile sıkı bir ilişkisi vardır.
Kişinin doğumundan ölümüne kadar toplum insanın neyi söylemesi, neyi söylemesi
gerektiğini, neyin doğrudan adıyla, neyin örtmece adlarla söyleneceğini tanzim eder.
(Laude-Tsirtautas 1976: 72).
Sibirya Türk halklarının geleneksel yaşantısında hayatın çeşitli yönlerinde
özellikle yoğunlaşan tabular ve örtmece sözler öyle önemli bir yer tutar ki, bu
halkların pek çoğunda tabu sözlerin değiştirilerek söylenmesini belirtmek için özel
sözcükler kullanılmaktadır. Örneğin Hakas Türkçesinde, eski Hakas geleneğine göre
tabu sözlerin başka bir sözle değiştirilmek suretiyle söylenmesini belirtmek üzere
çayıt- fiili ve bu fiilden türetilmiş olan çayıdıs “örtmece, kinaye” sözcükleri
kullanılmaktadır (Butanayev 1999: 208). Altay lehçesinde bay adı ve bu addan
türetilmiş olan bayla- fiili sırasıyla “yasak, çekinme, sakınma” ve “bu yasağı
uygulamak” anlamını ifade etmektedir (Zahidoğlu vd. 2002: 158; BaskakovToşçakova 1947: 25). Özel olarak baylaγan söstör gelinin kocasının ve kocasının
akrabalarının adını kapsayan yasaklı sözleri ifade eder ki, Altay geleneğine göre, bu
adlar anlam ya da ses bakımından benzeyen başka sözcükler ile ifade edilir
(Baskakov-Toşakova 1947: 25). Şor Türkçesindeki adaş “ailenin küçük bireylerinin
söylemesine izin verilmeyen ad” ile Şor ve Kaç ağzında görülen şola / sola “gerçek
adları söylenmesi yasak olan şahıslara takılan lakap” sözcükleri de bu kavram ile ilgili
olmalıdır (Zahidoğlu vd. 2002: 160-161).
Sibirya Türklüğünde tabu sayılan kavramlar ile bunlar için kullanılan örtmeceler
arasında en geniş yeri, dünya görüşlerinin temelinde dağ iyeleri, yabanî hayvanların
ve kuşların koruyucu ruhları olduğu inancından kaynaklanan avcılık ve hayvan
adları ile ilgili örtmece sözler tutmaktadır. Yine karşısında korku ve üzüntü duyulan
ölüm ve ölüm ile ilgili kavramlar, hastalık adları da örtmeceler bakımından büyük bir
yer tutmaktadır. Ayıp sayılan kavramlarda, özellikle cinsellik, boşaltım vb. fizyolojik
süreçlerin adlandırılmasında, son olarak da insanların birbirlerine hitaplarında ve bazı
niteliklerinin belirtilmesinde sıkça örtmecelere başvurulur.
1. Avcılık ve hayvan adları ile ilgili örtmece sözler
Tabu sözler, çok derin bir geçmişte, insanın doğaüstü güçlere inancı ve bu güçlerden
sakınmasından, belirli sözcüklerin, adların, çeşitli varlıkların ya da olayların adlarının
telâffuzunun doğaüstü güçlerin öfkesini çekeceği ve konuşana herhangi bir zarar veya
kayıp getirebileceği düşüncesinden ortaya çıkmıştır (Laude-Tsirtautas 1976: 72).
53
54 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
Konuşmacı, kendisinin ruhlar, hayvanlar veya diğer şeyler tarafından
dinlendiğini ve anlandığını hayal eder, onların konuşmasını anlayabileceği, neyin ne
zaman olacağını bilerek kendini korkutabilecekleri korkusuyla belirli sözcüklerden
kaçınır ve yerine başkasını koyar (Allan, Burridge 1991: 11).
Vendryes’e göre, medeniyetçe pek gelişmemiş topluluklarda ad çok defa bağlı
bulunduğu kavramın temel vasıflarından biri olarak kabul edilir. Adı adeta kavramın
kendisidir. Bunun için zararlı bir varlığın ismi de zararlı kabul edilir ve bu
topluluklarca ağza alınmaz. Adı anılan varlığın hemen yanı başlarında belireceğini
düşünürler. Kovalanan hayvanın adını söylemek, adeta o hayvanı uyarmaktadır.
Sözcük yasakları da böyle doğar. Yasak ad ya isteyerek yanlış söylenir, ya da
büsbütün değiştirilir. Bazı çevrelerde de ölümün adının ağza alınması uğursuzluk
sayılır (Vendryes 2001: 113).
Hakaslarda avcılık ile ilgili eylemlerinde dünya görüşlerinin temelinde dağ
iyeleri, yabanî hayvanların ve kuşların koruyucu ruhları olduğu inancı, hayvanlara
atfedilen olağanüstü güçler yatmaktadır. Hakaslara göre, yabanî hayvanlar insan
dilini duyup anlayabilirler (animizm). Bu yüzden de avcılıkta hayvanların, avcılıkla
ilgili aletlerin adlandırılmasında özel bir dil kullanıla gelmektedir. Böylece hayvanlarla
olan ilişkilerinde özel bir sınır olarak eylemlerde ve sözlerinde tabular ortaya
koymuşlardır. Tabu olan bu sözler ise, örtmece adlarla (euphemism) değiştirilmiştir.
Bu örtmece sözler “tayga”, yani Sibirya’daki iğneyapraklı ağaçlardan oluşan uçsuz
bucaksız ormanlarda varlığını belli etmemek için kullanılmıştır. Böylece pek çok eş
anlamlı çiftler oluşmuştur: aba “ayı” // tayğa eezĭ “tayganın sahibi/iyesi”// apsax
“ihtiyar/dede”; püür “kurt” // çazı adayı “bozkır köpeği” // xatığ naax “sert yanak”; çoxır
añ “benekli hayvan (vaşak)”// tırğaxtığ “tırnaklı”; çılan “yılan” // soylas “sürünen” //
uzun xurt “uzun kurt” gibi (Çankov 1987: 86).
1.1. Ayı için kullanılan örtmece sözler
Hakaslarda ayı ile ilgili türlü inançlar, ayının avlanması ile ilgili çeşitli geleneksel
uygulamalar bulunmaktadır. Hakas inancına göre, ayı insanın uzak akrabası
(Butanayev vd. 1999: 29), kardeşidir (Kil’çiçakov 1995: 11) ve Hakaslarda ayı ile ilgili
daha pek çok inanç vardır. Yine, ayının her şeyi duyması ve yuvasını insan gibi
hazırlaması sebebiyle duyulan saygı yüzünden, ayı çir xulaxtığ, çigen çastıxtığ ağa
“herşeyi duyan, yosun yastığı olan dede”, tayğa adazı “tayga atası” gibi örtmece
adlarla da anılmıştır (Butanayev 1999: 17).
Asıl olarak Şorlara dayanan bir Sagay soyu olan Aba yani “ayı” soyunu, bilim
adamları, Tom nehri kıyısında yaşayan Şorların ataları saymışlardır. Nitekim, Altaylar
Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve Örtmece
Gülsüm Killi
Şorya’yı Aba çış, Hakaslar ise, Aba çirĭ1 şeklinde adlandırmaktadırlar. Aba soyundan
olanların ayı eti yemesi ve evinde ayı kürkü bulundurması yasaklanmıştır. Aba
soyundan olan gelinlerin de, aba sözünü telâffuz etmesi yasaktır (Butanayev 1998: 56).
Ayının adının tabulaşması ve “baba”yı ifade kelime ile örtülmesi çok eski
devirlere götürülebilir. Ayı için apa sözünün kullanılması, Divanü Lugati’t Türk’te
Kıpçak lehçesinde kaydedilmiştir (DLT 1982: 122). Ayrıca apa sözcüğü “baba”
anlamıyla da Tübüt lehçesinde kaydedilmiş ve Arapçadan alıntı olarak gösterilmiştir
(DLT 1982: 122).
Standart Hakas Türkçesinde Ortak Türkçe *adıγ sözünden gelen azığ sözcüğü
sadece Şubat ayının adında azığ ayı “ayı” ayında kalmıştır. Daha önce ayı için örtmece
ad olan aba “ayı” zamanla ayının doğrudan adı haline geldiğinden bugün farklı
örtmece adlarla anılmaktadır. Ancak bazı soylarda ayının ayığ ve azığ olarak
doğrudan adlandırması mevcuttur (Borgoyakov: 1998 32; Kilçiçakov 1995: 11). “Ayı”
sözünün “baba, dede, ana” gibi akrabalık adlarıyla örtülmesine diğer Güney Sibirya
lehçelerinde de rastlanmaktadır. Saha (Yakut) Türkçesinde ayı için ehe “dede”, Altay
Türkçesinde abaγay// abaay “baba tarafından dede”, altın tüktü abaγay “altın tüylü
dede”, alıs d’ürer abaγay “uzakta yaşayan dede”; taadaq “anne tarafından dede”; taay
“dayı”; apşıyaq// apşaq// apçaq “ihtiyar, koca”; qayraqan “efendi” örtmece sözcükleri
kullanılır (Baskakov 1975: 3-4). Tuva Türkçesinde ava “anne” (Borgoyakov 1998: 31),
Tofa Türkçesinde iresañ “dede” (Mel’nikova 1994: 171) örtmece sözleri
kullanılmaktadır . Bu ayıya duyulan saygı ile ilgili olmalıdır.
Hem genel Hakas konuşma dilinde, hem de Hakas ağızlarında “ayı” için
kullanılan örtmece sözler ayıya duyulan saygıyı gösterir niteliktedir: tayğa abazı “tayga
babası” (Butanayev 1999: 16a), tayğa eezĭ “tayga iyesi” (Borgoyakov 1998: 32), apçax
veya apsax “ihtiyar”, ağa “dede”, uluğ ağa “büyük dede”, ada “ata”(Butanayev 1999:
17), xayraxan “saygı duyulan”, uluğ ĭce “nine”, uucam “nine”, abay “ağabey, amca”.
Ayrıca “erkek tarafından kadın akraba, abla, hala, aynı soydan iki kadının birbirine
hitap şekli” anlamlarına gelen abığa ya da abığay dişi ayı için örtmece söz olarak
kullanılmaktadır (Butanayev 1999: 16). Ayrıca ayının güçlü sezgilerini belirten uxancıl
1 Hakas Türkçesinde uzun karşılıkları bulunan 8 ünlü fonem ve bir de “kısa i” diye
adlandırılan, ancak çıkış şekli bakımından normal /i/ ünlüsünden pek fazla ayrılmayan ve
geleneksel ünlü tasniflerinde uygun kriterlerin bulunmaması sebebiyle /i/ ünlüsü ile aynı
konumda değerlendirilen (düz, dar, ön sıradan) /ĭ/ ünlüsü bulunmaktadır. Bu ses Eski Türkçe /i/
ünlüsünün bulunduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır. Bu sesin trankripsiyonunda IPA’da
olduğu gibi /i/ ünlüsünün üzerine kısalık gösteren işaretin eklenmesiyle / i( / işaretinin
kullanması gerekmekle birlikte, yazımızda okuma kolaylığı sağlamak gerekçesiyle
sadeleştirilmiş bir transkripsiyon sistemi kullanılmış, bilgisayar alfabesinde bulunan
işaretlerden de /ĭ/ işaretinin kullanılması ile bu ses gösterilmiştir. Yazıda geçecek olan /ĭ/
işaretinden konuşma organlarının daha fazla gerilmesiyle ortaya çıkan, /i/ ile /ı/ arasında
duyulan ön sıradan, düz, dar ünlü anlaşılmalıdır.
55
56 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
“sezgili, hassas”, çir xulax “herşeyi duyan (lit. yer kulak)” örtmece adları da ayının
olumlu özelliklerini vurgular niteliktedir.
Ayının olumlu özelliklerinin vurgulandığı örtmece sözler Altay Türkçesinde de
görülür: kezer “iri yarı, güçlü bahadır”; külük “güçlü, pehlivan” (Baskakov 1975: 4).
1972 yılında R.A. Şerhunayev İ.S. Unguştayeva’dan ayı ile ilgili şu kayıtta
Tofalarda ayının olumlu özelliklerini vurgulayan örtmece adları şöyle kaydedilmiştir:
İnsana olan benzerliğini vurgulayan iresañ “dede”; çalışkanlık ve cesaretini
vurgulayan aşkinyak “erkek hayvan”; kürkünün mükemmelliğini anlatan çorxanıx
yani “kalın kürklü hayvan”; sedir ağacının kozalaklarını toplamaktaki ustalığını
anlatan kusugtar “sedir kozalağı toplayan”; izini gizlemekteki ustalığını belirten
şiydengar “her yerde yürüyen ve izlerini kapatmakta hünerli hayvan”; kışı zayıf
düşmeden geçirebilme becerisini anlatan kayxerar “kışı ininde semiz, yağlı olarak
geçiren” (Mel’nikova 1994: 171-172).
Hakas Türkçesinde ayıyı karakterize eden özelliğinden yola çıkarak yapılan
örtmeceler de söz konusudur: çalbax taban “geniş taban”, tir ton “terli kürk palto”,
azığlığ “azı dişli” gibi (Borgoyakov 1998: 32), keer (ker) ton “kahverengi palto”
(Butanayev 1999: 40), matpax azax “ayaklarını içe eğerek yürüyen” (matpax:
düztabanlılık) (Butanayev 1999: 60). Altay Türkçesinde de bu tür örtmece söz
konusudur: mada’lañ “sarsak sarsak yürüyen” (Baskakov 1975: 4).
Altay Türkçesinde bir yabanî hayvanın adının, kendisine benzer olan bir
hayvanın adı ya da türün genel adı ile değiştirildiği örtmece de söz konusudur: ayuu
için d’ek añ “kürklü hayvan” (Baskakov 1975: 4).
1.2. Kurt ile ilgili örtmece sözler
Genel olarak kurdun Türklerde eskiden beri özel bir yeri vardır. Kırgızlarda da kurt
“ak yollu” yani “uğurlu”, tilki ise, “kara yollu” yani “uğursuz” sayılmıştır (Erdem
2000: 159). Uygurlarda “oğlan mı doğdu kız mı?” yerine “Börimu, tülkimu (kurt mu, tilki
mi?)” denmektedir. Erkekler kurt kemiğinden muska yapıp asarlar. Kadınlar, doğum
yaptıktan sonra, çocuğu kurt derisinin üzerine yatırırlar (Rahman 1996:139).
Hakasların türeyiş efsanelerinde kurdun özel bir önemi vardır. Sagay soylarından
biri olan Çitĭ püür «yedi kurt»’ün bir kurt tarafından beslenen erkek çocuktan
türediğine dair bir efsane mevcuttur. Bu etnonime çediber, çediger şeklinde Kuznetsk
Alatau’nda yaşayan Şorlarda da rastlanmaktadır (Butanayev 1998: 55-56)
Bazı soyların atası sayılması yanında, hayvan yetiştiricilerin, evcil ve yabanî
hayvanların en korkunç düşmanı sayılan püür yani “kurt”un doğrudan adı
tabulaşmıştır. Kurt için kullanılan örtmece sözcükler onun çeşitli özelliklerini,
karakterini ortaya koyucu şekildedir. İşte bu güçlü düşman karşısında duyulan korku,
Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve Örtmece
Gülsüm Killi
onun fizikî gücü karşısındaki ezilme hissi onun başka bir adla anılmasının da sebebini
oluşturmaktadır. Hem Hakas, hem de Altay Türkçesinde kurdun örtmece adları,
kurdu karakterize eden özelliklerinden yola çıkarak oluşturulmuş adlardır: xatığ
moyın “katı boyun”, xuruğ (xatığ) naax “kuru (katı) yanak”, uzun xuzurux “uzun
kuyruk” (Borgoyakov 1998: 32), keer (ker) ton “kahverengi palto” (Butanayev 1999: 40),
söölmek “gerilmiş” (Butanayev 1999: 120). Altay Türkçesinde börü “kurt” için
kullanılan örtmece ad ise, bööstöy “grimsi”dir (Baskakov 1975: 4).
Hem Hakas hem de Altay Türkçesinde börü “kurt” için de bir yabanî hayvanın
adının, kendisine benzer olan bir hayvanın adı ya da türün genel adı ile değiştirildiği
örtmece de söz konusudur: Hakas Türkçesindeki çazı adayı “bozkır köpeği”
(Borgoyakov 1998: 32), ĭt “köpek” (Butanayev 1999: 39); Altay Türkçesindeki kök iyt
“gri köpek”, d’erdiñ iydi “yerin köpeği”, d’erdiñ küçügü “yerin eniği” (Baskakov 1975: 4)
bu tür örtmecelerdendir.
1.3. Geyik cinsinden hayvanlarla ilgili örtmece sözler
Hakaslarda ve diğer Güney Sibirya Türklüğünde (Kopılenko 1997: 48) geyik de
örtmece sözlerle anılan hayvanlardandır. Geyik cinsinden hayvanları da genellikle
saygı ile uluğ añ “büyük (yabanî) hayvan” (Borgoyakov 1998: 32), ızıx añ “kutsal
(yabanî) hayvan” (Butanayev 1999: 24) diye adlandırmışlardır. Erkek geyiğe puğa añ
“boğa (yabanî) hayvan”, dişisine ise, ĭnek añ, tĭzĭ añ “dişi (yabanî) hayvan” denmiştir.
Yine pulan “ Avrupa musu” için çalbax müüs “geniş boynuz”; sıın “kızıl geyik ya da
Sibirya geyiği” için azır müüs “çatal boynuz”; kiik “karaca” için ise, sirteygen
“şakırdayan” örtmece sözleri kullanılır. Kızıl ağzında geyik yavrusu anlamında
kullanılan oğur sözcüğü muhtemelen “bağırmak” eylemiyle ilgilidir (Borgoyakov
1998: 32). Altay Türkçesinde bir yabanî hayvanın adının, kendisine benzer olan bir
hayvanın adı ya da türün genel adı ile değiştirildiği örtmece türü sıγın “geyik” için de
söz konusudur: añ “yabanî hayvan” (Baskakov 1975: 4).
1.4. Samur için kullanılan örtmece sözler
Samur da Hakas av kültüründe özel bir yere sahip olduğu gibi çok sayıda da örtmece
ada sahiptir. Hakaslarda, samur avından sonra, albağı toy adı verilen şenlik
düzenlenmektedir. Bu toyda, abırtxı adı verilen tahıl içeceği samuru öldüren avcıya
ikram edilir. Yine bu toy için, salamat adı verilen arpa ununun yağda kavrulması ile
yapılan yiyecek hazırlanır. Avcıların akşamleyin ağaç dallarından hazırladıkları
küçük kulübede kutladıkları bu bayramda, gece boyunda ağız kopuzu çalınıp,
destanlar anlatılır (Butanayev vd. 1999: 31).
“Samur” sözcüğü de bugün tabu sözler arasındadır. Samurun eski adı sadece kĭs
57
58 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
ton “samur kürk” (Krş. Alt. kiş “samur”) tamlamasında korunmuştur. Bugün eskiden
örtmece söz olmakla birlikte samur için artık samurun doğrudan adı hâline gelmiş
olan albığa, alabuğa, albağı (Butanayev 1999: 22) sözcükleri (< a:l “al” veya ala “ala”+
buγa “boğa”, Krş. Mo. bulagan “samur”. Bkz. Räsänen 1969: 16) kullanılmaktadır.
Bugün, samur için örtmece olarak yabanî hayvanın adının, kendisine benzer olan bir
hayvanın adı ya da türün genel adı ile değiştirildiği asxır añ “erkek (yabanî) hayvan”
ile hayvanı karakterize eden özelliğin vurgulandığı xarsaxtığ añ “tırnaklı (yabanî)
hayvan” örtmece sözleri kullanılmaktadır (Borgoyakov 1998: 32). Altay Türkçesinde
kiş “samur” için de bir yabanî hayvanın adının, kendisine benzer olan bir hayvanın
adı ya da türün genel adı ile değiştirildiği örtmece de söz konusudur: kiş için albaγa
“av ganimeti” (Baskakov 1975: 4).
1.5. Sincap için kullanılan örtmece sözler
Sincap da Hakas av kültüründe önemli bir yer tutan hayvanlardan biridir. Hakas
Türklerinde sincap avından sonra da kutlama yapılır. 100 sincap avladıktan sonra
gerçekleştirilen bu kutlamaya tuncux toy adı verilirdi. Hakas avcılar 100 sincap
kürkünü bir samura denk görmüşlerdir (Butanayev vd. 1999: 31).
Hakaslarda tiin “sincap” için sarbax “yaramaz, afacan” sözcüğü örtmece söz
olarak kullanılmaktadır (Borgoyakov 1998: 32). Altay Türkçesinde tiyiñ “sincap” için
sincabı karakterize eden özelliğinden yola çıkarak yapılan örtmece söz konusudur:
çırbax “yirik” (Baskakov 1975: 4).
1.6. Tavşan için kullanılan örtmece sözler
Pürüt soyunun totemi olan xozan “tavşan” için alıs “elde etme, borç” örtmece söz
olarak kullanılmaktadır (Butanayev 1999: 23). Altay Türkçesinde qoyon “tavşan” için
tavşanı karakterize eden özelliklerinden yola çıkarak yapılan örtmece söz konusudur:
tulay “zıplayan” (Baskakov 1975: 4).
1.7. Yılan için kullanılan örtmece sözler
Çılan “yılan” için kullanılan örtmece sözler, yılanın hareketini karakterize eden soylaas
“sürünen” (Butanayev 1999: 116) ve biraz aşağılama içeren uzun xurt “uzun kurt”tur
(Çankov 1987: 86).
1.8. Tilki için kullanılan örtmece sözler
tülgü “tilki” için tilkiyi karakterize eden özelliklerden yola çıkılarak oluşturulmuş
idektĭg tonnığ “etekli paltolu”, uzun xuzurux “uzun kuyruk”, sümelĭg “kurnaz”
Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve Örtmece
Gülsüm Killi
(Borgoyakov 1998: 32). Altay Türkçesinde de arγaçı “kurnaz” sözcükleri örtmece ad
olarak kullanılmaktadır.
1.9. Diğer yabanî hayvanlar için kullanılan örtmece sözler
Diğer hayvanlar için kullanılan örtmece sözler şöyledir: xolnax “vizon < Ru. qolonoq)
için sarasxır “sarı aygır”; vaşak için kullanılan ve kendisi de aslında bir örtmece olan
çoxır añ “benekli (yabanî) hayvan”, tekrar tabulaşmış ve tırğaxtığ añ “tırnaklı (yabanî)
hayvan” sözcüğü örtmece söz olarak kullanılır olmuştur (Borgoyakov 1998: 32). Genel
olarak balık (palıx) için ise, suğ xurtı “su kurdu” (Butanayev 1999: 196) örtmece söz
olarak kullanılır.
Sadece yabanî hayvanların adları değil, eylemleri de tabu sayılmıştır. Örneğin, ayı
ya da kurt evcil hayvanlara saldırdığında genellikle nime tutxan “şey saldırdı” denir
(Borgoyakov 1998: 32).
1.10. Av malzemesi vb. için kullanılan örtmece sözler
Av âletleri için de örtmece sözler kullanılmıştır. Av sırasında kullanılan at “at” için
uzun azax “uzun bacak”, mıltıx “silâh” için tırlos “cırcır”, sıxırtos “ıslık”, atılcañ “atılan”,
ulacañ “ulanan”; ux “mermi” için toğılax “yuvarlak”; aday “köpek” için pĭdengen
“kirlenmiş”; it “et” için xızarğan “kızaran”; paltı “balta” için sapaçax “vuracak”, keskĭs
“kesecek”; pıçax “bıçak” için kistĭg “keski”, orçıs “kemikleri ayıracak şey”; kül “kül”
için tipseceñ “tepilecek şey”; odıñ “odun” için pütpes “bitmez” (Borgoyakov 1998: 32).
1.11. Ev hayvanları için kullanılan örtmece sözler
Ev hayvanları için dekullanılan örtmece sözler vardır: Horoz (petux) için tĭrĭg sağat
yani “canlı saat” sözü örtmece söz olarak kullanılır (Butanayev, 1999: 103), domuz
(sosxa) için kulanılan xır mal “kır mal” (Butanayev 1999: 201) bu hayvanları karakterize
eden özelliklerden yola çıkılarak oluşturulmuş örtmece adlardır.
2. Ölüm ile ilgili örtmece sözler
Üzüntü ile ilgili tabulara ölüm ve ölüm ile ilgili kavramlar, hastalıklar vs. girerler.
Kişilerin ölümle ilgili duydukları korkular şu şekilde sınıflandırılmıştır:
Sevilen bir kişiyi ölüm sebebiyle bir daha görememe korkusu;
Ölümle birlikte bedenin bir bölümünün parçalanarak yok olması korkusu;
Ölümle hayatın son bulacağı korkusu ve ölümden sonra kişiyi bekleyen hayatın
belirsizliğinden dolayı yaşanan endişeler;
59
60 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
Ölümden sonra kötü bir ruhanî durumun ortaya çıkacağı endişesi (Allan,
Burridge 1991: 3).
İnsanlar, ölümün getirdiği belirsizlikten dolayı “ölüm” sözünü telâffuz etmekten
çekindiklerinden ölümü çağrıştıran “bir gün bana bir şey olursa” ifadesi pek çok dilde
“bir gün ölürsem” yerine kullanılır olmuştur (İng. “If anything should happen to me”,
Hks. Pĭree nime pol parza). Bu ifadenin insanlar tarafından sıkça tercih edilmesinin
sebebi aslında daha uzun ömürlü olmayı istemelerinden kaynaklanmaktadır. Burada,
konuşmacı, üstü kapalı bir şekilde ölümün kendisinden uzak durmasını istemektedir
(Allan, Burridge 1991: 156).
Günümüzde her dilde ölümle ilgili kullanılan örtmece ifadelere sıkça
başvurulmaktadır. Hakas Türkçesinde öl- fiili hiçbir zaman insan için
kullanılmamakta, bu fiil ancak hayvanlar için telâffuz edilmektedir. Hakas
Türkçesinde ölüm için kullanılan örtmece adlar şöyledir: xıñ pol pararğa «toz olmak»
(Butanayev 1999: 201), nanıbızarğa “geri dönmek”, parıbızarğa “gitmek”, ürep pararğa
“eskidi/aşındı” (Kazaçinova, Tatarova 1997: 12), tĭgĭ çirzer pararğa “diğer tarafa gitmek”
(YM., EK.), sın çurtassar pararğa “gerçek hayata gitmek”(YM.). Bu örtmeceler
Hakasların varlığı, ölümü, öte dünyayı algılayışını da ortaya koymaktadır. Asıl
yaşamı sağlayan ruhun üzerinde bir kılıftan ibaret olan beden “aşınıp eskidiğinde”
ölüm gerçekleşmekte, ruh öte tarafta, gerçek yaşantısına devam etmektedir.
Mezar (söök) sözcüğü de tağ “dağ” örtmece adı ile yer değiştirir. Mezarı ziyaret
etmek anlamında da tağzar pararğa “dağa gitmek” (Butanayev 1999: 132), tağa sığarğa
“dağa çıkmak” (EM.) ifadesi örtmece olarak kullanılır
3. Doğum ile ilgili örtmece sözler
Ölüm gibi doğum da insanlarda endişe yaratan bir durumdur. Hamile olma durumu
ve doğum için de çeşitli örtmece ad ve fiiller kullanılmaktadır. Hakas Türkçesinde
“hamile kalmak” için çoon çörerge “şişman gezmek” (YM.), aar pol pararğa
“ağırlaşmak”, “hamile” anlamında azaxxa aar “ayağı ağır” (Butanayev 1999: 15; YM.)
örtmece olarak kullanılır. Doğum için ise tabarğa “bulmak”(YM.), pos pol pararğa
“boşalmak” (TD.) ifadeleri töret- yerine kullanılan örtmece ifadelerdir. tuğ- ise, sadece
hayvanlar için “doğurmak” anlamında kullanılmaktadır.
4. Hastalıklar ve fiziksel yetersizlikler ile ilgili örtmece sözler
Hastalanmak anlamındaki ağırarğa fiili de, hastalanmak gibi ağır ve rahatsız edici bir
ifade yerine izǐ çoxtanarğa “rahatsızlanmak” (TD., YM.) fiili örtmece olarak
kullanılmaktadır.
Hastalık adlarında da örtmece söz konusudur. Xoğda “izleyen, takip eden”
Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve Örtmece
Gülsüm Killi
anlamındaki söz bulaşıcı hastalık (çuğıncax) için kullanılır: “Xoğda kiltǐr= Bulaşıcı
hastalık gelmiş” (Butanayev 1999: 185). Apsıl yani “pamukçuk” hastalığına saygı ile
yaklaşan Hakaslar, bu hastalığın adını pozıni “kendininki” şeklinde örtmece ad ile
anmışlardır (Butanayev 1998: 253). Suçiçeği için kullanılan kǐçǐg aalcı “küçük misafir”,
çiçek için kullanılan uluğ aalcı “büyük misafir” (Butanayev 1998: 255), sarılık (sarığ
ağırığ) için kullanılan xaas ağırii “Kaç hastalığı”, grip (tımo) için kullanılan xazax ağırii
“Rus hastalığı” (Butanayev 1999: 17) da birer örtmece addır.
Bazı fiziksel yetersizlikler ve sakatlıklar da sıkça örtmece adlarla değiştirilir.
“Sakat” anlamındaki kinek sözü yerine de konuşma dilinde ağırığ “hasta” ya da çitpes
“yetersiz”, “sağır” anlamındaki tunıx yerine ǐspes “duymayan” ya da aar ĭster “ağır
işiten”, “kör” anlamındaki xarax çox yerine körbes “görmeyen” ve xarax odı çox “gözü
ateşsiz” (YM.) örtmece adları kullanılır. Yine zihinsel özürlülüğü gösteren alığ yerine
de çitpes “yetersiz”, sağıstañ uyan “aklı zayıf”, sağıstañ kinek “aklı özürlü”, pazınañ
xomay “başı kötü” (EK.) ifadeleri örtmece olarak kullanılır. “Deli” anlamındaki alığ ya
da alax parğan yerine sağızın çĭdĭr sağlan kĭzĭ “aklını kaybetmiş kişi”; “delirmek”
anlamındaki alax pararğa yerine sağızın çidĭrerge “aklını kaybetmek”(YM., T.D.)
örtmece ifadeleri kullanılmaktadır.
5. Cinsellikle ilgili örtmeceler
Hakas Türkçesinde genel olarak cinsel organlar için ızıx it “mukaddes et” ya da kĭzĭnĭñ
ızıx çirĭ “insanın mukaddes yeri” (Butanayev 1999: 229), nimezĭ “şeyi” (YM.) örtmece
ifadeleri kullanılmaktadır.
Hakas Türkçesinde bu tür örtmecelere erkeklik organı için kullanılan sorax “koni
biçiminde” (Butanayev 1999: 118; YM.), közö / közee “obelisk, dikili taş” (Butanayev
1999: 49) sözleri, çocuğun erkeklik organı için kullanılan sorğa “musluk, ibik” sözü bu
tür örtmecelere örnektir. Yabancı dillerden alıntı sözcüklerin dilin taşıyıcılarının
çoğunun bilemeyeceği düşüncesinden hareketle asıl söylenmek istenen şeyin
maskelenerek ifadesi de örtmece adların oluşturulmasında sıkça karşılaşılan bir
yöntemdir (www.krugosvet.ru/articles/69/). Hem kadın hem de erkeğin cinsel organı
için Hakas Türkçesinde Batı dillerinden geçen bilimsel adlandırmaların kullanılması
da (penis, vagina) ayıp sayılan konuşma konusunun daha az anlaşılır olduğu
düşünülen bilimsel terimler kullanılarak maskelenmesi amacına dayanmaktadır.
Yine, cinsel birleşme için xınızarğa/ xınıs iderge “sevişmek”, çabızarğa
“kapanmak”(TD., YM.) fiilleri örtmece olarak kullanılmaktadır.
6. Bazı fizyolojik süreç ya da durumlar ile ilgili örmeceler
Boşaltım ve diğer fizyolojik süreçlerle ilgili sözler de bütün dillerde olduğu gibi Hakas
61
62 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
Türkçesinde de örtmece adlar ile anılırlar:
Tuvalete gitme isteği duymak için xıstılarğa “sıkışmak” (TD.), xızıl pararğa
“sıkışmak” (EK.), kireksĭnerge “gereksinmek” (TD., EK), tuvalete gitme eylemi için
tasxar sığarğa (TD.), tasxın sığarğa (EK., YM.) “dışarı çıkmak”, tuvalet gereksinimini
karşılamış olma eylemi için niiktenerge “hafiflemek”, altını ıslatmak ya da altına
kaçırmak anlamında öldet salarğa “ıslatmak” (TD., EK.), sĭden- “ıslanmak” (YM.)
ifadeleri örtmece olarak kullanılan ifadelerdir. Başka bir fizyolojik durum olan aybaşı
hali için kĭr kilerge “kir gelmek” (YM.), kusmak (xuzarğa) için postañ sığarğa “kendinden
çıkmak”, pray sıx pararğa “her şey çıkmak” (EM., YK.) ifadeleri kullanılır.
7. İnsan ilişkileri ile ilgili örtmeceler
Hakas Türkçesinde evlilik ilşkisi ile ilgili olarak koca (apsax, ir) veya karı (ipçĭ) için arğıs
“yoldaş” (Butanayev 1999: 26; TD., YM., EK.), “koca” anlamında kĭzĭ “kişi” (YM.)
sözcüğü örtmece olarak kullanılır.
“Evlilik dışı çocuk doğurmuş kadın için sümekçĭn veya sĭbekçĭn “hizmetçi” sözü
kullanılırken (Butanayev 1999: 124), bugün çalğıs ĭce / ine “yalnız anne” (TD., YM.,
EK.) örtmece söz olarak kullanılır.
Hakas Türkçesinde evlilik dışı çocuk (suras pala) için de örtmece olarak xoğda
“izleyen, takip eden” (Örneğin; xıs palanıñ xoğdazı “kız çocuğun evlilik dışı çocuğu”
(Butanayev 1999: 185)) veya xoğdırğan pala “takip eden çocuk” (YM.) ifadeleri
kullanılır. Bunun dışında pabazı çox, abazı çox “babasız” (EK.) da evlilik dışı çocuk için
daha sık olarak kullanılan örtmecelerdir.
8. İnsanın çeşitli özellikleri ile ilgili örtmeceler
İnsanların yaşları ya da çeşitli fiziksel özellikleriyle ilgili özelliklerini doğrudan belirten
sıfatların yerine söz konusu özelliği daha yumuşatarak belirtmeye yardımcı olan
örtmece adlar kullanılır. Hakas Türkçesinde yaşlılardan ya da yaşlanma durumundan
bahsedilirken kişinin yaşıyla ilgili büyüklüğü ifade eden ve “ihtiyar” sözünün kişide
uyandıracağı hoş olmayan durumu bertaraf etmek üzere “ihtiyar” anlamındaki kirǐ
yerine uluğ “büyük” (TD., YM., EK.) ve çastığ “yaşlı”(YM.), sözcüğü tercih
edilmektedir. Yine yaşlanmak anlamında kirirge yerine uluğlan pararğa “büyük olmak,
büyümek” (YM., EK.; Torokova 2002: 80) fiilleri örtmece olarak kullanılır.
Kişinin kiloca fazlalığını belirten simĭs ve ço:n “şişman” kelimesi yerine de
genellikle ittĭg “etli”, şişmanlamak için de simĭrerge ya da ço:nnap pararğa
“şişmanlamak” yerine ittenerge “etlenmek” kelimeleri kullanılır (AT., EK.).
Kilo kaybını belirten ararğa- “zayıflamak” fiili insan ve hayvan için kullanılan
tarafsız bir kelime iken, türirge ya da türep pararğa “endişe ya da açlıktan zayıf
Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve Örtmece
Gülsüm Killi
düşmek, kurumak” kelimesi daha çok insanlar için kullanılmaktadır. Zayıf
anlamındaki arıx “zayıf” sıfatı da daha çok hayvanlar için tercih edilirken türeñmey
“zayıf düşmüş, kurumuş” (EK., AT.; Torokova 2002: 79) sıfatı daha çok insanlar için
kullanılmakta, bu şekilde kişinin söz konusu fiziksel özelliğinin belirtilmesinden
duyabileceği muhtemel rahatsızlık giderilmeye çalışılmaktadır.
9. Sonuç
Hakas Türklerinde olduğu gibi Güneydoğu Sibirya Türklüğünün diğer parçalarında
da bazı nesnelerin dolaylı olarak adlandırılması geleneksel hayatın önemli bir
parçasını oluşturmaktadır. Bununla ilgili hem Hakaslarda hem de diğer Güneydoğu
Sibirya Türklüğünde birbirinden az çok farklılaşan güldürücü anlatılar bile ortaya
çıkmıştır. Dilsel tabulardan ötürü sürüye kurdun saldırmakta olduğunu
kayınvalidesine dolaylı olarak anlatmaya çalışırken bütün sürünün telef olmasına
sebep olan gelin hakkındaki anlatı oldukça yaygındır. Güneydoğu Sibirya
Türklüğünün bir parçasını oluşturan Hakaslarda özellikle avcılık ve av hayvanları ile
ilgili örtmecelerin zenginliği dikkati çekmektedir. Av hayvanlarından duyulan korku
yanında av hayvanlarının Sibirya halklarının dünya görüşünde özel bir yeri olması
sebebiyle özellikle ayı, kurt gibi hayvanların örtmece adlarında daha büyük bir
yoğunluk göze çarpmaktadır. Kişide üzüntü ve korku uyandıran ölüm, hastalık,
endişe uyandıran gebelik ve doğum, kişide özellikle utanma hissi uyandıran
cinsellikle ilgili kavramlar ve fizyolojik süreçler yanında kişiyi rahatsız edebilecek
çeşitli özelliklerinin belirtilmesinde de Hakas Türkçesinde örtmecelere
başvurulmaktadır. Bugün avcılık ve hayvanlarla ilgili örtmeceler geleneksel hayata
yabancılaşmış kesim tarafından pek bilinmese de, özellikle üzüntü verici ya da ayıp
sayılan kavramlarla ilgili tabular günlük hayatta bugün de önemli bir rol oynamakta
ve bu alanlarda sıkça örtmeceler kullanılmaktadır. Tüm toplumlarda olduğu gibi
Güneydoğu Sibirya Türklüğünde de tabu sözleri ve bu sözlere karşılık olarak
kullanılan örtmeceleri bilmek ve yerinde kullanmak, hem konuşanı hem de dinleyeni
rahatsız edici durumlara düşmekten kurtarmasının yanında, yazın alanında da
stilistiğin önemli bir parçası olarak yazarın çeşitli durumlara bakışını, yaklaşımını
değerlendirmede büyük bir öneme sahiptir.
Kaynaklar
AKSAN D. (1998) Her Yönüyle Dil (Ana Çizgileriyle Dilbilim). Cilt 3, Ankara: Türk Dil Kurumu.
BASKAKOV N.A. (1975) Perejitki tabu i totemizma v yazıkax narodov Altaya. Sovetskaya
Tyurkologiya, №: 2, 3-8.
BASKAKOV N.A., T.M. TOŞÇAKOVA (1947) Oyrotsko-russkiy slovar’. Moskva: Gosudarst-
63
64 Modern Türklük Araştırmaları Dergisi
Cilt 3 . Sayı 3 . Eylül 2006
vennoye izdatel’stvo inostrannıx i natsional’nıx slovarey.
BORGOYAKOV V. (1998) Tabu i evfemizmı v oxotniç’yem promısle xakasov. Yejegodnik İnstituta
Sayano-Altayskoy Tyurkologii II – Soyan-Altay Tyurkologiya İnstudıdınıñ Çıl Çıındızı, Abakan:
Xakasskiy gosudarstvennıy universitet im. Katanova, 31-33.
BRANDS H.W. (1973) Studien zum Wortbestand der Türksprachen. Leiden: E.J.Brill.
BUTANAYEV V.Y. (1998) Etniçeskaya kul’tura xakasov. Abakan: İzdatel’stvo Xakasskogo
gosudarstvennogo universiteta im. N.F. Katanova.
BUTANAYEV V.Y. (1999) Xakassko-russkiy istoriko-etnografiçeskiy slovar’. Abakan: Laboratoriya
etnografii NİÇ XGU.
BUTANAYEV V.Y., A.A. VERNİK, A.A. ULTURGAŞEV (1999) Narodnıe prazdniki Xakasii.
Abakan: İzdatel’stvo Xakasskogo gosudarstvennogo universiteta im. N.F. Katanova.
ÇANKOV D.İ. (1987) Sinonimi v xakasskom yazıke. Leksikologiya i slovoobrazovaniye xakasskogo
yazıka, Abakan: “Xakasiya”, 82-90.
DLT= DANKOFF R., J. KELLY (1982) Mahmud El Kaşgari, Compendium of the Turkic Dialects
(Diwân Lûγat at-Turk). I. Kısım, Duxbury: Harvard University Printing Office.
DOMOJAKOV D.İ. (Haz.) (1956) Xakas çonınıñ nımaxtarı. Abakan: Xakizdat.
ERDEM M. (2000) Kırgız Türkleri, Sosyal Antropoloji Araştırmaları. Ankara: Avrasya Stratejik
Araştırmalar Merkezi Yayınları.
EREN H. (1999) Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü. Ankara: Bizim Büro Basımevi.
HAVILAND W. A. (2002) Kültürel Antropoloji. (Çev. H. İNAÇ, S. ÇİFTÇİ), İstanbul: Kaknüs
Yayınları.
KAZAÇİNOVA G.G., V.K. TATAROVA (1997) Çıl Pazı - Golova Goda. Abakan: İzdatel’svo
“ROSA”.
KEITH A., K. BURRIDGE (1991) Euphemism & Dysphemism. New York-Oxford: Oxford
University Press.
KİL’ÇİÇAKOV A.G. (1995) Xakas çirĭniñ añ-xustarı. Ağban:Xakasskoye knijnoje izdatel’stvo.
KOPILENKO M.M. (1997) Osnovı etnolingvistiki. Almatı: “Akıl Kitabı”.
KOTTAK C.P. (2001) Antropoloji, İnsan Çeşitliliğine Bir Bakış. Ankara: Ütopya Yayınevi.
KRISİN L.P. (1994) Evfemizmı v sovremennoy russkoy reçi. Rusistika, No: 1-2, Berlin, 28-49.
LAUDE-TSİRTAUTAS İ. (1976) K voprosu o tabu i evfemizmax v kazaxskom, kirgizskom i
uzbekskom yazıkax. Sovetskaya Tyurkologiya, 1976, No:4, 72-86.
MEL’NİKOVA L.V. (1994) Tofı, İstoriko-etnografiçeskiy oçerk. İrkutsk: Vostoçno-sibirskoye knijnoye
izdatel’stvo.
ÖZYILDIRIM (İNCE) I. (1996). Türkçede Örtmece Sözcükler Üzerine Bir Araştırma. Dil Dergisi,
Ankara: Aralık 1996, 15-21
RAHMAN A. (1996) Uygur Folkloru. (Çev. S. YALÇIN, E. EMET), Ankara:Kültür Bakanlığı
Yayınları.
RÄSÄNEN M. (1969) Versuch eines etymologischen Wörterbuch der türkischen Sprachen. Helsinki:
Suomalais-Ugrilainen Seura.
REFORMATSKİY A.A. (1996) Vvedeniye v yazıkovedeniye. Moskva: Aspekt Press.
TOROKOVA İ.S. (2002) Glagol’naya sinonimiya xakasskogo yazıka. Ufa: İzdatel’stvo “Gilem”.
VARDAR B. (Yön.) (1998) Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul, Ankara, İzmir: ABC
Kitabevi A.Ş.
VENDRYES J.V. (2001) Dil ve Düşünce. (Çev. B. VARDAR), İstanbul: Multilingual Yayınları.
ZAHİDOĞLU V., S. BEKKİ (2002) A.N. Samoyloviç (1880-1938) ve “Altay Türklerinde Kadınlara
Özgü Kelimeler” Adlı Makalesi. Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, Sayı 13, Bahar, 2002,
Ankara, 155-166.
Hakas Türkçesinde Tabu Sözler ve Örtmece
Gülsüm Killi
www.krugosvet.ru/articles/69/ (25 Mart 2003)
www.rusexpert.ru.books/slovo/0028.htm (25 Mart 2003)
www.pragmatika i semantika evfemizmov.htm (25 Mart 2003)
Kaynak Kişiler
TD.= DAVLETOV, Timur, 1974 Askiz rayonu, İs Piltiri köyü, , tercüman.
EK.=KIRJİNAKOVA, El’vira, 1976 Taştıp rayonu, Butraxtı köyü, laborant.
AT=TOLMAŞEVA, Antonina, 1975, Askiz rayonu doğumlu, gazeteci.
YM.= MAMIŞEVA, Yelena, 40 yaşlarında, Askiz rayonu İs Piltiri köyü doğumlu, gazeteci.
Gülsüm KİLLİ
Yrd.Doç.Dr., Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Çağdaş Türk
Lehçeleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. Araştırma alanı Kuzey ve
Güney-doğu Sibirya Türklerinin dilleri ve edebiyatlarıdır.
Adres: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Çağdaş Türk Lehçeleri ve
Edebiyatları Bölümü, 06530 Sıhhiye - Ankara. Türkiye.
E-posta: [email protected]
Yazı bilgisi :
Alındığı tarih: 15 Mart 2006
Yayına kabul edildiği tarih: 4 Temmuz 2006
E-yayın tarihi: 29 Eylül 2006
Çıktı sayfa sayısı: 16
Kaynak sayısı: 37
65

Benzer belgeler

KÖKSAV E-Bülteni Ocak 2008

KÖKSAV E-Bülteni Ocak 2008 Hakas Türklerinin 1995 yılından beri kutlaya geldikleri Türk yazı ve kültürü günlerine resmi statü kazandırarak hem Rusya, hem Türk dünyası hem de bütün gezegenimiz çapında gerçekten örnek olabilec...

Detaylı