İşçi-köylü 4 - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi-köylü 4 - Özgür Gelecek
fi‹‹
SÖYLEfi
POL‹T‹K-GÜNDEM
Ordunun sesi medya
POL‹T‹K-GÜNDEM
Bahar› militanca karflfl››layal›m!
Rejim, dinci gericili¤e ihtiyaç duyar
Eskiden komünizm insanl›¤›n
kurtuluflu için gerekliydi. fiimdilerde bizzat insanl›¤›n varl›¤›n›
kurtarmak için gerekli... Zira insanl›k ve uygarl›k ciddi bir tehdit alt›nda...
❐Sayfa 10
Türk ordusu taraf›ndan Irak
Kürdistan›’na yönelik bafllat›lan
operasyonda burjuva-feodal medya
yine performans› ile dikkatleri üzerine çekmeyi baflard›.
❐Sayfa 9
Önümüzdeki sürecin görevlerini en iyi flekilde yerine getirmek
için “örgütlenerek örgütleme” anlay›fl›na uygun olarak hareket etmeliyiz.
❐Sayfa 9
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 12
*Y›l:1 *7-20 Mart 2008 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Harekat›n süresini gerilla ve Türkiye Kürdistan›’ndaki halk direnifli belirledi
Her yer operasyon, her yer direnifl alan›!
Köylüler toprak
reformuna
hücum etti!
Sald›r›lara karflfl›› örgütlenip
birleflfliik mücadeleyi örelim!
Emekçiler sald›r›
dalgas›yla
karfl› karfl›ya
✔ Tuzla’da ifl cinayetlerinin gözlerden gizlenemez boyutuyla sürmesine
karfl› devlet, bir yandan sorunu
çözmek ister gibi flov yaparken, di¤er
yandan gerçek yüzünü gösterdi.
✔ TEKEL iflçileri de özellefltirmeye
karfl› yapt›klar› eylemlerde sald›r›lardan pay›n› ald›.
✔ Gecekondu sakinleri, Kentsel
Dönüflüm’ün ne demek oldu¤unu en
son Bafl›büyük Mahallesi’nde gördü.
Halk›n evini bafl›na y›kmak isteyenler
direniflle karfl›laflt›.
✔ Kara harekat›n›n bitiminin hemen
ard›ndan yap›lan gösterilere sald›ran
polis, Mersin’de, Van’da, ‹stanbul’da
terör estirdi. Panzerlerle, tazyikli
suyla, coplarla sald›ran devlet güçleri, onlarca kifliyi yaralad› ve
gözalt›na ald›.
✔ Bu sald›r›lar›n bununla kalmayaca¤› aç›kt›r. Sald›r›lara karfl›
örgütlenip birleflik mücadeleyi
örelim!
Urfa’da toprak reformu yap›ld›¤› haberi
üzerine köylüler ça¤r›ya ak›n etti. fiubat ay›n›n ortalar›nda Urfa’da hazineye ait arazilerin köylülere da¤›t›ld›¤› haberinin yay›lmas›
üzerine binlerce köylü Urfa’da bulunan
Toprak Reformu Bölge Müdürlü¤ü’nün önünde kuyru¤a girdi.
Köylüler, müdürlü¤ü haberin as›ls›z oldu¤u aç›klamas›na ra¤men toprak sahibi olma
umudu ile dilekçe verdi. fianl›urfa, Gaziantep, Mardin, Ad›yaman, Kahramanmarafl ve Adana’dan 30 bin’e yak›n köylü, müdürlük binas›n›n önünde uzun kuyruklar
oluflturdu. 650 YKr’luk pulun karaborsada
5-6 YTL’ye sat›ld›¤› izdihamda köylüler tar›m iflçili¤i ve mevsimlik iflçilikten kurtularak
toprak sahibi olmay› hayal ediyor. Urfa’da
ortaya ç›kan bu tablo özellikle T. Kürdistan›’nda toprak sorununun ne kadar yak›c› oldu¤unu bir kez daha göstermifl oldu.
❐Sayfa 5
Gizlenemeyen bir uflakl›k öyküsü
TSK, ABD Savunma Bakan› Gates
daha aya¤›n›
ülkesine basmadan, talimat›
yerine getirdi...
Çok zor bir süreçten
geçmekteyiz.
Sürecin
zorluklar› bize hem var
olan mevcut durumun
1857 y›l›nda Amerikal›
kad›n tekstil iflçilerinin
yakt›klar› meflaleyi alazland›rmak için, cinselulusal-s›n›fsal sömürüye
dur demek için
9 Mart’taKad›köy’deyiz!
Tarih: 9 Mart 2008 Pazar
Saat: 14.00
Toplanma Yeri: Tepe
Natilius önü
PART‹ZAN
TEKEL
emperyalistlere
peflkefl çekildi!
✔ ABD Savunma Bakan› Gates’in ve ABD Baflkan› Bush’un “k›sa sürede
çekilme” talimat›n›n ard›ndan apar topar bitirilen operasyon, ülke içinde her
yerde sürüyor...
Köylüler, müdürlü¤ün haberin as›ls›z oldu¤u aç›klamas›na ra¤men toprak sahibi olma umudu ile dilekçe
verdi.
‹flçi köylü’den
Emekçi Kad›nlar Günü
mitinginde buluflal›m
do¤ru analizini ve hem de
bu analizler sonucunda
ortaya ç›kan devrimci sonuçlara uygun olarak militanca bir prati¤in izlenmesini dayat›yor.
❐ Sayfa 2
5 Kas›m 2007 tarihinde TC Baflbakan›
Erdo¤an’›n ABD ziyaretinde Bush ile nelerin “pazarl›¤›n›n” yap›ld›¤›, ard›ndan geliflen süreçle birlikte tek tek ortaya ç›kmaya
devam ediyor. Övünüle dövünüle “stratejik ortaklar›” ABD ile olan iliflkilerinin geliflim seyri üzerine onca propagandas› yap›lan görüflmelerde sözde restler çekilmifl,
ABD dize getirilmifl ve PKK’ye karfl› ortak
hareket etme kararlar› al›nm›flt›. Tüm süreç
boyunca yaflanan geliflmelerden apaç›k olan
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Çözümü merhamette arama,
da¤lar merhem olur yarana!
Sayfa 3
gerçekleri göremeyenler, en sonunda I.
Kürdistan›’ndan çekilmenin “zamanlamas›” ile birlikte bir kez daha bulutlar›n
üzerinden inmek ve üç-dört ay sürmüfl olan
rüyadan uyanmak zorunda kald›lar. Neydi
bu “ac›” gerçek; Türk egemen s›n›flar›n›n baflta ABD olmak üzere emperyalizmin karfl›s›nda her zaman uflak
pozisyonunda oldu¤u ve ancak onun
izin verdi¤i ölçüde “ba¤›ms›z” olabilece¤i…
❐Sayfa 3
Emekçinin Gündemi
Emperyalizm ve
uflaklar›n›n korkular›n›
büyütelim!
Sayfa 4
IMF patentli özellefltirme
sald›r›lar›n›n önemli halkalar›ndan biri olan TEKEL’in özellefltirilmesine iliflkin süreç, 18 fiubat’ta, jet h›z› denebilecek bir
sürede gerçeklefltirilen ihaleyle
tamamland›.
❐Sayfa 2
Hasta de¤ilsin!
F Tiplerinde son dönemlerde artan keyfi uygulamalar›n
son örne¤i Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde yafland›.
❐Sayfa 7
YDG Genç kad›n
buluflmas›
gerçekleflti
YDG Genç Kad›n Buluflmas›, Ankara’da 2 Mart’ta kad›n sorunlar›na dair yo¤un gündemlerle gerçeklefltirildi.
❐Sayfa 12
Arçelik iflçisi
sendikal
haklar›n› istiyor
Arçelik’te çal›flan 160 iflçi,
Nakliyat-‹fl bünyesinde sendikal
örgütlenmeye gittikleri için iflten ç›kar›lm›fllard›.
Direniflin 60’l› günlerinde
görüfltü¤ümüz Arçelik iflçileri,
direnifllerini ilk günkü kararl›l›klar›yla sürdürdüklerini ve sendika haklar›n› ve ifllerini geri alana
kadar direnmekte kararl› olduklar›n› söylüyorlar.
❐Sayfa 4
Pusula
Evrensel Bak›fl
Tart›flmalar›m›z› pratik
Halklar›n ç›kar›
üzerinden yürütmeliyiz!
devrimci de¤iflimdedir!
Sayfa 11
Sayfa 13
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
TEKEL emperyalist tekele peflkefl çekildi!
Kuruluflu 1862 y›l›na dayanan, 1932
y›l›nda devlet kurumu kimli¤ini kazanan
TEKEL Sigara da özellefltirildi. TEKEL’in
özellefltirilmesi ihalesinde en yüksek
teklifi, 1 milyar 720 milyon dolarla British American Tobacco (BAT) verdi. BAT ihalede teklif etti¤i bedeli peflin
olarak ödeyece¤ini aç›klam›fl. Böylelikle
bir kamu kuruluflu daha emperyalist tekellere peflkefl çekilmifl oldu.
Bu emperyalist flirket, TEKEL’in
özellefltirilmesine dönük 2003 y›l›nda
gerçekleflen ilk ihaleye de kat›lm›flt›. 18
fiubat’ta yap›lan son ihaleye ise, BAT’›n
d›fl›nda, Limak- PI Turkey Ortak Giriflim Grubu, Strand Investment, ve
CVCI-Do¤an-TÜTSAB Ortak Giriflim
Grubu da kat›ld›.
‹hale sonucunun, Rekabet Kurulu ve
Özellefltirme Yüksek Kurulu taraf›ndan
onaylanmas› durumunda, BAT’nin Türkiye pazar›nda % 7’nin üzerinde olan
pay› da % 36’ya yükselmifl olacak.
Dünya sigara pazar›nda Kent, Dunhill, Lucky Strike ve Pall Mall marka sigaralar›yla tan›nan BAT, 180 ülkede faaliyette. Türkiye’de ise, merkezi ‹stanbul’da olan ve ‹zmir’in Tire ilçesinde
üretim yapan bir sigara fabrikas› bulunmakta.
BAT yöneticileri, ihaleyi kazand›klar› gece, yanlar›na, K‹T’leri emperyalist
tekellere peflkefl çeken ülke egemenlerinin temsilcilerini de alarak, Reina, Laila gibi, ülke komprador burjuvazisinin
ve onlar›n fl›mar›k çocuklar›n›n her türden yozlu¤u içeren yaflamlar›n›n bafl
mekânlar›n› gezmifller. Buralarda sadece e¤lenmemifller, ayn› zamanda bu mekânlar›n sahipleriyle, bir dizi sigara sat›fl
anlaflmas› gerçeklefltirmifller. (Hat›rlanacak olursa, bundan birkaç ay öncesinde kapal› mekânlarda sigara içmeyi yasaklayan ve kapsam› daha da geniflletilmek istenen bir yasa tasar›s› vard› ve bu
tasar›dan nedense son günlerde hiç söz
edilmez oldu.)
Efendilere ve uflaklara
kutlama, iflçilere
tazyikli su ve cop!
TEKEL iflçisinin, özellefltirme hamlesine h›z verilmesinden bu yana sürdürdü¤ü direnifl, ihale günü de sürdü. Çorum, Tokat, Samsun, Adana, Diyarbak›r, Bitlis gibi illerden Ankara’ya gelen binlerce TEKEL iflçisi, ihalenin yap›ld›¤› saatlerde Özellefltirme ‹daresi
önünde toplanarak eylemlerine devam
ettiler.
Eylem s›ras›nda s›k s›k “TEKEL
vatand›r, sat›lamaz!”, “Ankara, Ankara duy sesimizi, bu gelen TEKEL’in
ayak sesleri!”, “Ölmek var dönmek
yok!”, “Hükümet TEKEL’i al bafl›na
çal!”, “‹flçilerin birli¤i sermayeyi
yenecek!” gibi sloganlar atan iflçiler,
Özellefltirme ‹daresi’ni çevreleyen demirlere yüklendiler.
Özellefltirme ‹daresi önündeki kitle
ö¤leden sonra daha da artt›. Gelenler
sadece TEKEL iflçileri de¤ildi. Ayn› zamanda, Türk-‹fl’e ba¤l›, Harb-‹fl, Haber‹fl Genel Merkezi, Petrol-‹fl, TÜMT‹S,
Tez Koop-‹fl, Türk Metal, Liman-‹fl,
Çimse-‹fl, Tes-‹fl, Belediye-‹fl, A¤aç-‹fl gibi sendikalar›n yan› s›ra, yine Türk-‹fl
Ankara fiubeler Platformu, KESK ve Et
Bal›k Kurumu iflçileri de TEKEL iflçilerini desteklemek için eylem yerine gelmifllerdi.
Kitleye dönük ilk konuflmay› Tek
G›da-‹fl Genel Sekreteri Mecit Amaç yaparken, iflçiler Amaç’›n konuflmas› s›ras›nda s›k s›k “Türk-‹fl uyuma iflçine
sahip ç›k!”, “Hükümet istifa!” vb.
sloganlar hayk›rarak, tepkilerini dile ge-
ra da devam ediyor. ‹haleden sonraki
günlerde kendilerini fabrikalara kapatan
iflçiler, Rekabet Kurulu ve Özellefltirme
Yüksek Kurulu’nun ihaleyi onaylamas›n›
engellemekte, kazan›lm›fl haklar›n› gasp
ettirmemekte kararl› olduklar›n› hayk›rmay› sürdürüyorlar.
Fabrikalar›n içinde süren eylemlere
dönük polis ablukas› da devam ediyor.
Örne¤in Cevizli TEKEL fabrikas› bahçesinde 24 saat konuflland›r›lan çevik kuvvet polisleri, girifl ç›k›fllar› sürekli denetleyerek, bir yandan d›flar›dan gelecek
deste¤i kesmeyi, di¤er yandan da iflçiler
üzerinde psikolojik bask› kurarak, gözda¤› vermeyi hedefliyorlar.
Bas›n›n, özellikle de devrimci bas›n›n haber almas›n› engellemeye dönük
çabalar oldu¤u gözlemlenirken, iflçilerin
bas›nla görüflmesine ambargo konmaya,
eylem kamuoyunun gündeminden uzak
tutulmaya çal›fl›l›yor.
Özellefltirmeyi daha bafltan kabullendi¤i bu süreçte iyice a盤a ç›kan ve
ihale günü polisle iflçiyi “bafl bafla” b›rakan bürokrat-sar› sendika yönetimi ise,
göstermelik ç›k›fllar›n› saymazsak, “suskunlu¤unu” koruyor!
Adana’da iflçilere sald›r›
tirdiler.
Öfkeli iflçilere dönük konuflma yapan bir di¤er isim ise Tek G›da-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Mustafa Türkel’di. Her iki sendika bürokrat› da yapt›klar› konuflmalarda “fabrikalar› kurtaraca¤›z” sözü veriyorlard›. Oysa ayn› saatlerde ihale bitmek üzereydi ve büyük
olas›l›kla birkaç saat önce yapt›klar› görüflmelerde sonuca iliflkin bilgileri de
vard›. Çünkü Türkel, “Allah›n üzerine
yemin ettik. Bu fabrikalar› beraber koruyaca¤›z!” sözleriyle bitirdi¤i konuflmas›ndan sadece birkaç dakika sonra, kitleyi da¤›tmaya çal›flacakt›. Çok aç›k ki,
iflçiler bir kez daha sendikal ihanete u¤ram›fllard›.
Ancak aç›k bir s›n›f düflman› tutum
içinde olan sendikac›lar›n kitleyi da¤›tma giriflimleri baflar›ya ulaflmad›. Sendikac›lar›n ihaneti karfl›s›nda öfkeleri daha
da artan ve “Biz yola bafl koyduk,
bedel öderiz!” slogan›n› hayk›ran iflçiler, Özellefltirme ‹daresi’nin demirlerine yüklenerek, sallamaya bafllad›lar.
Çok geçmeden, sendikac›lar›n da¤›tamad›¤› eylemi da¤›tmak üzere çevik
kuvvet devreye girdi ve iflçileri kalkanlar›yla eylem yerinden uzaklaflt›rmaya çal›flt›.
Polisin bu giriflim pek baflar›l› olmad›, çünkü iflçiler eylemi sürdürmekte
kararl›yd›. Bir yandan sendikac›lara öfkelerini dile getirmeyi, sendikac›lar› teflhir etmeyi sürdürürken, di¤er taraftan
da, “Biz kefenleri giydik!” diyerek,
“Gemileri yakt›k geri dönüfl yok!”
sloganlar› eflli¤inde kürsünün önünde
oturma eylemi bafllatt›lar. Bu süre içinde polisin iflçileri eylem alan›ndan uzaklaflt›rma çabas› artarak sürerken, iflçiler
Ça¤r›m›zd›r!
Devrimci ve sosyalist bas›na yönelik
engellemeler çeflitli biçimlerde devam
ediyor.
Yasaklama, toplatma, da¤›t›m›n› engelleme gibi yöntemlerle devrimci ve
muhalif bas›n›n sesi k›s›lmaya çal›fl›l›yor.
Egemenler, emekçilere umudu ve direnifli tafl›yan gerçeklerin gücüyle kuflanan
bizlerin halka ulaflmas›ndan korkuyor.
Son olarak Do¤an Da¤›t›m taraf›ndan kabul edilemeyecek bir anlaflma ile bu sürece yeni bir halka eklenmifl oldu.
Ancak devrimci ve sosyalist bas›n,
okurlar›n›n, emekçilerin, ezilenlerin sahiplenmesi ile bu engelleri aflacak güçtedir.
Gerçeklerden, iflçi s›n›f›n›n ve emekçilerin, ezilenlerin örgütlü gücünden korkanlar›n korkular›n› hep birlikte büyütelim!
tepkilerini sloganlarla dile getirdiler.
Öfkelerini yenemeyen iflçiler, bir
süre sonra Kurtulufl yolunu trafi¤e kapat›nca, polisin ablukas› da daralmaya
bafllad›. Bunun üzerine “‹flçiye de¤il
IMF’ye barikat!” slogan› atan iflçilerle
polis aras›ndaki gerginlik t›rmand›. Eylem alan›n› çoktan terk etmifl olan sendikac›lar ise, iflçilerin hakl› öfkesinin hedefi olmaya devam etti.
Bu süre içinde eylemcileri taciz etmeyi sürdüren polis, iflçilerin da¤›lmayarak direnifli sürdürmeleri karfl›s›nda, gaz
Tüm okurlar›m›z› yay›nlar›m›za abone olmaya, yeni abonelere ulaflmaya, gazetemizi emekçilere, iflçilere ulaflt›rabilece¤imiz yeni kitapevleri, bayiler bulmaya
davet ediyoruz.
Sesimiz iflçi ve emekçilerin, ezilen
milyonlar›n bilinçli, örgütlü sesidir! Sesimize ses kat›n, gerçeklerin ›fl›¤›n› milyonlara ulaflt›ral›m!
Abonelik koflullar›m›z;
‹flçi-köylü
6 Ayl›k; 20 YTL
1 Y›ll›k; 40 YTL
Yeni Demokrat Gençlik
6 Ayl›k; 10 YTL
1 Y›ll›k; 20 YTL
Partizan
6 Ayl›k; 15 YTL
1 Y›ll›k; 30 YTL
bombalar› ve tazyikli su eflli¤inde sald›r›ya geçti. Çok say›da iflçi bu sald›r›larda
yaralanmas›na karfl›n, yerlere yatarak,
direnifllerini kararl›l›kla sürdürdüler.
Böylece iflçiler sendikal ihanete ra¤men, militanca bir durufl sergileyerek,
bir yandan sendikal bürokrasiye bir
ders verirken, di¤er yandan da iflçi s›n›f›n›n mücadelesine küçük de olsa bir deneyim katm›fl oldular.
Direnifl fabrikalarda sürüyor
TEKEL iflçilerinin, fabrikalar›n›n sat›lmas›na karfl› mücadelesi ihaleden son-
Di¤er yandan 2 Mart günü Adana’da
düzenlenen “Tekel Adana Sigara Fabrikas›na Sahip Ç›k” yürüyüflü s›ras›nda iflçilerle polis aras›nda arbede yafland›.
Arbedede 3’ü polis 6 kifli yaraland›. Yürüyüfl ve miting için ‹nönü Caddesindeki Türk-‹fl 4. Bölge Temsilcili¤i önünde
toplanan iflçiler, Tekel Sigara Fabrikas›na do¤ru yürüdü.
Karayolunu trafi¤e kapatmak isteyen iflçilere polisin sald›r›s›na iflçiler ellerindeki bayrak sopalar›yla karfl›l›k verdi. Yürüyüfl boyunca gerginlik devam
ederken polis zaman zaman biber gaz›yla iflçilere sald›rd›. Fabrika önünde de
yolu kapatmak isteyen iflçilere sald›ran
polis 3 iflçiyi yaralad›. Olaylar›n ard›ndan
miting gerçeklefltirildi.
Tekel iflçisi yaln›z de¤ildir!
24 fiubat 2008 Pazar günü Adana’da
direniflte bulunan TEKEL iflçilerine bir
ziyaret gerçeklefltirildi. Bir araya gelen
D‹SK, KESK, TMMOB, TTB, ‹HD,
Partizan, Halkevleri, EMEP, ÖDP,
SDP, SHP, TKP, Alevi Bektafli Birlikleri, Al›nteri, Ça¤r›, ATAK, BDSP
ve DHP Adana TEKEL fabrikas›nda bir
bas›n aç›klamas› yapt›. “Kurtulufl yok
tek bafl›na ya hep beraber ya hiç
birimiz”, “TEKEL iflçisi yaln›z de¤il-
Abone olabilmek için ödeme yapt›ktan sonra banka dekontunu yay›nevimize fakslay›n ya da posta yoluyla ulaflt›r›n. Abonelik bedeline posta ücreti dahildir.
Adres: Gureba Hüseyin A¤a Mahallesi. ‹mam Murat Sok. No: 8/1 Aksaray/Fatih ‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212)
621 61 33
Hesap Numaralar›m›z;
Yurtiçi: Selma fiahin
Ziraat Bankas› Aksaray ‹stanbul fiubesi
48209849-5002
Yurtd›fl›: Euro hesap numaras›
Selma fiahin
Ziraat Bankas› Aksaray ‹stanbul fiubesi
48209849-5001
Vak›flar Bankas› Aksaray ‹stanbul fiubesi
Euro Hesab›
00158048000527074
dir”, “TEKEL iflçisi direniflin simgesi”, “Y›lg›nl›k yok direnifl var”
vb. sloganlar›n at›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda okunan bas›n metninde; “TEKEL
sigara fabrikalar›n›n özellefltirilmesine
iliflkin planlar özellefltirme sevdal›s›
AKP hükümeti döneminde uzun bir süredir uygulanmak isteniyordu. 22 fiubat
2008 itibar›yla bu ad›m›n at›lm›fl oldu¤unu ö¤renmifl bulunuyoruz.
…
Dün Adana TEKEL’in ve SEKA’n›n
yak›n zamanda Telekom iflçilerinin,
YÖRSAN iflçilerinin, Ankara sokaklar›nda 18 fiubat’ta Türkiye’nin her yerinden gelen Tekel iflçilerinin ortaya
koyduklar› tutum bizler aç›s›ndan ö¤reticidir. Haydi, o zaman TEKEL iflçileri
ile dayan›flmaya. Haydi, birleflik mücadeleyi örmeye” ifadelerine yer verildi.
Eylem at›lan sloganlarla son buldu.
(Adana)
Gazetemizi bulabilece¤iniz kitapevleri;
Ozan Kitapevi
Hal Cad.19/1 Band›rma- Bal›kesir
Tel: (0266) 714 39 11
Faks: (0266) 713 67- 70 Cep: 0536
475 00 36
Ad›mlar Kitapevi
Hoflnudiye Mah. Doktorlar Cad.
Bayrak Sok. No: 9 (Akbank aral›¤›) Eskiflehir
Tel: (0222) 221 62 29
Ferda Kitapevi
Yeniflehir Mah. 19.Sok No: 11
‹skenderun- Hatay
Tel: (0326) 614 42 90
Merdiven Kitapevi
Meflrutiyet Mah. Turhan Sok. No:
5/A Zonguldak
Tel: (0372) 252 51 58
7-20 Mart 2008
işçi-köylü’den
Geneli güncelle birlefltirerek,
pratik görevlerimizi yerine getirelim!
Çok zor bir süreçten geçmekteyiz. Sürecin zorluklar› bize hem var olan mevcut durumun do¤ru analizini
ve hem de bu analizler sonucunda ortaya ç›kan devrimci sonuçlara uygun olarak militanca bir prati¤in izlenmesini dayat›yor. Egemenler ve ezilenler cephesindeki tüm
geliflmeleri ve de¤iflimleri izlemeyi, do¤ru ve yanl›fl, gerçek ve yalan olan›n aras›ndaki ayr›m› net olarak ortaya
koymay› ve bu yönlü bir ayd›nlatmay›, militan›, emekçi
olmay› dayat›yor. Bunun da ilk ad›m›, örgütlenmeyle ve
örgütlemeyle bafllar. E¤er biz sorgulama-inceleme gücünden yoksun kal›rsak, çevremizde olan bitenlerin nedenlerini anlamam›z, egemen s›n›flar›n ideolojik cephede yaratt›¤› zehirlenmeyi, yapt›¤› demagojileri bofla ç›karmam›z, bu yönlü kitleleri ayd›nlatmam›z mümkün olmaz. Çünkü sorgulamadan, ayd›nlanmadan, ne ezilenler
sorgulamaya ne de ayd›nlatmaya sevk edilemez.
Burada flunu gözden kaç›rmamal›y›z ki; bizlerin bu
gerçekleri görmesi tek bafl›na bir anlam ifade etmez.
Önemli olan, bizlerin gördü¤ünü kitlelerin de görmesini sa¤lamakt›r. Bu da ancak yo¤un bir devrimci
propaganda ve ajitasyon faaliyetiyle, militanca
bir yürüyüfl temposuyla sa¤lanabilir. Demek ki
bizler zorlu koflullara teslim olmadan, gerçekleri b›kmadan-usanmadan genifl y›¤›nlara tafl›ma ve bu u¤urda savaflma gücünü, özgüvenini kazanmal›y›z. Bunun önemli
ayaklar›ndan biri de gazetemizdir daha genel anlam›yla
yay›nlar›m›zd›r. Örne¤in türban tart›flmas› temelinde
yaflan›lan ya da yaflat›lmaya çal›fl›lan saflaflma takti¤i, asl›nda yeni bir taktik de¤ildir. Osmanl›’n›n y›k›nt›lar› üzerine kurulan TC, kuruldu¤undan günümüze kadar egemenler aras›nda süren iktidar savafl›n› perdelemek için
her zaman kitleleri oyalayacak, aldatacak bir düflman
yaratm›flt›r. Bugün bu oyalama takti¤inin bafl argüman›
“türban”d›r. Öyleyse bu konudaki gerçekleri ve bizlerin
tutumunu en genifl kitlelere ulaflt›rmak önümüzdeki sürecin önemli çal›flmalar›ndan biridir. Baflbakanl›k’a ba¤l›
bir Diyanet ‹flleri Bakanl›¤›’n›n ve ona ba¤l› 80 bine yak›n din görevlisinin oldu¤u, din derslerinin halen zorunlu oldu¤u, devletin gözetiminde yaz›l› ve görsel medyada sürekli din propagandas›n›n yap›ld›¤›, hakim mezhep
d›fl›ndakilerin yok say›ld›¤›, asimile edilmeye çal›fl›ld›¤›,
her türlü özgürlü¤ün k›s›tland›¤›, yasakland›¤› ülkemizde
egemenlerin “türban bir özgürlük meselesidir” 盤l›klar›n›n gerçek yüzünün gösterilmesi ve genifl kesimlere
ulaflmas›n›n yolu genifl ajitasyon ve propagandadan geçer. fiuras› aç›k ki, Kürt halk›na bombalar ya¤d›ranlar,
özellefltirme ad› alt›nda ülkenin kurulufllar›n› emperyalist tekellere peflkefl çektirenler, baflta iflçi s›n›f› olmak
üzere tüm emekçileri IMF’nin reçeteleriyle yoksullu¤a
mahkûm edenlerin özgürlükten-demokrasiden, hak-hukuktan söz etmeleri gülünçtür. Tüm bu gerçekleri kitlelere anlatmak, kitleleri kendi ç›karlar› için aldatmaya
çal›flanlar›n ikiyüzlülü¤ünü teflhir etmek güncel bir görevdir. Yukar›da da de¤indi¤imiz gibi bunun önemli
araçlar›ndan biri de yay›nlar›m›zd›r.
Gazetemizin bu köflesinde uzun bir süredir alt›n›
çizmeye çal›flt›¤›m›z gibi devrimci yay›nlar›n bu noktadaki önemi vazgeçilmezdir. Yine hepimizin bildi¤i gibi, söz
konusu yay›nlar üzerindeki devletin bask›s›, terörü de
süreklidir. Bunun örneklerini son süreçteki toplatma ve
kapatmalarda, bask›nlarda ve Yay-sat üzerinden da¤›t›mlar›n engellenmesinde görmekteyiz. Genifl halk kitlelerine yönelik ciddi sald›r›lar› arka arkaya uygulayan, en
küçük eyleme, direnifle azg›nca sald›ran egemenlerin bir
yandan devrimci ve sosyalist bas›n› engelleme çabalar›,
di¤er yandan ise burjuva-feodal bas›n› nas›l kulland›klar›n› gözlemlemek bu konunun önemini bize gösterecektir. Özellikle s›n›r ötesi operasyonlar s›ras›nda boyal›
bas›n›n oynad›¤› misyon ortadad›r.
Bizler bugün bir yandan devletin tüm sald›r›lar› karfl›s›nda emekçi halk›m›z›n saflar›nda yerimizi al›rken, di¤er yandan da onlara yay›nlar›m›z› götürmeli, sistemin
teflhiri üzerinde yo¤unlaflmal›y›z. Öncelikli görevimiz
yaklaflan Mart gündemleri ile birlikte devletin bafllatt›¤›
imha plan›na karfl› mücadele etmektir. Devletin imha
plan›n› bozmak demek, bulundu¤umuz her alanda tüm
pratik eylemlerin aktif öznesi olma görevini yüklenmek
demektir. Önümüzde 8 Mart, 12 Mart, 16 Mart, 21
Mart gibi önemli tarihler bulunmaktad›r. Tüm bu tarihsel günleri somut sald›r›lar ile birlikte ele alarak, genifl
kesimleri sürece dahil etmek için propaganda ve ajitasyon faaliyetlerine h›z vermeliyiz. Di¤er bir ifadeyle, günceli, genelle birlefltirmeliyiz. Genelin, bugünkü güncel
sorunlar içindeki önemini ve anlam›n› ortaya koyarak
pratik görevleri saptamal›y›z. Ülkemizin birçok yerinde
yap›lacak olan bu tarihsel etkinliklerde bizler de yer almal›, öznesi olmal› ve bu eylem ve etkinliklerimizi gazetemiz sayfalar›na tafl›yarak yay›nlar›m›z›n misyonunu oynamas›na vesile olmal›y›z.
İşçi-köylü 3
7-20 Mart 2008
Politika gündem
Gizlenemeyen bir uflfla
akl›k öyküsü daha sona erdi
5 Kas›m 2007 tarihinde TC Baflbakan› Erdo¤an’›n ABD ziyaretinde Bush
ile nelerin “pazarl›¤›n›n” yap›ld›¤› ard›ndan geliflen süreçle birlikte tek tek
ortaya ç›kmaya devam ediyor. Övünüle dövünüle “stratejik ortaklar›” ABD
ile olan iliflkilerinin geliflim seyri üzerine onca propagandas› yap›lan görüflmelerde sözde restler çekilmifl, ABD
dize getirilmifl ve PKK’ye karfl› ortak
hareket etme kararlar› al›nm›flt›. Tüm
süreç boyunca yaflanan geliflmelerden
apaç›k olan gerçekleri göremeyenler,
en sonunda I. Kürdistan›’ndan çekilmenin “zamanlamas›” ile birlikte bir kez
daha bulutlar›n üzerinden inmek ve
üç-dört ay sürmüfl olan rüyadan uyanmak zorunda kald›lar. Neydi bu “ac›”
gerçek; Türk egemen s›n›flar›n›n
baflta ABD olmak üzere emperyalizmin karfl›s›nda her zaman
uflak pozisyonunda oldu¤u ve ancak onun izin verdi¤i ölçüde “ba¤›ms›z” olabilece¤i…
Kara de¤il,
psikolojik harekât
Hedefin PKK oldu¤u, üzerine bas›la bas›la bildirilen ve (ABD ve Irak yönetimine) güvence verilen s›n›r ötesi
kara harekât›, bahar aylar› beklenmeksizin, “bask›n” gerçeklefltirebilmek
amac›yla erkenden bafllat›lm›flt›. Ancak
daha önce 24 kez daha oldu¤u üzere
25. seferde de sahte 盤l›klar›n ötesinde bir “zafer” elde edemedi TC egemenleri.
Çat›flmada yaflam›n› yitiren bir uzman çavuflun, Kürt halk›n›n yoksullu¤unu yüzümüze çarpan ç›plak ayakl›
çocu¤unun ad›n›n verildi¤i harekâtta
her fley kötü yaz›lm›fl bir senaryonun
ötesine geçmedi. Anlafl›lan öylesine ani
bir bask›n yapmay› planl›yorlard› ki, figüranlar›na rolleri ezberletilememifl,
herkes bildi¤ini okur vaziyette b›rak›lm›flt›. Hava s›cakl›¤› uydurmalar›ndan
tutun (“-45 derecede günefl do¤du”),
çat›flma bölgelerinin tespitine kadar
herkes kendi duydu¤unu kendince yorumlad›, aktard›. Canl› yay›nda olmasa
da, arfliv görüntüleriyle 24 saat flovenist e¤itime tabi tutulduk, general eski-
lerinin bilirkifli pozisyonunda yorumlar›n› dinledik operasyonun sürdü¤ü 8
gün boyunca. Ama ne var ki, kerameti
kendinden münhas›r “terör ve askeri”
uzman generallerin, harita ve grafiklerle Zap’› zapt eden askerlerin Kandil’e
yöneldi¤ini anlat›rken, askerlerin “evin
yolunu” tuttu¤unu ö¤rendikleri andaki
yüz ifadeleri mutlaka görmeye de¤erdi.
21-29 fiubat aras› 8 gün boyunca
çeflitli milliyetlerden halk›m›za çektirilen çileydi bu. Bu yorumlar› dinlemek
istemeyenler ise, türban soslu laik-fleriat tart›flmalar›na gömülmeye çal›fl›ld›.
Zira kara harekât›n›n bafllad›¤› gün türban yasas› da Cumhurbaflkan› Gül’den
imzay› al›vermiflti. “Hiç fl›k olmad›”
yorumlar› gereksizdi. Zira Osmanl›’dan günümüze devlet iflleri hep böyle yürütülürdü.
bahsetmeyin bana... Hangi onur?”
(Hürriyet, Y›lmaz Özdil) diyenlerin yan›nda, “sa¤duyulu” davran›p durumu kabul etmeye ve ettirmeye çal›flanlar da vard›: “Ortada besbelli ki,
kocaman bir ‘yanl›fll›k’ söz konusu. …
‘yanl›fll›k’ geri çekilmede de¤il, geri çekilmenin zamanlamas› ve fleklinde.”
(Cengiz Çandar, Referans)
Ne hiddete gerek var, ne de onurdan bahsetmeye! NATO’ya girme karfl›l›¤›nda Kore’ye asker gönderen de
bu ülkenin egemenleri de¤il miydi? Afganistan’da Türkiye askerlerinin ne ifli
var? Irak’a gitmemeyi “hata” telakki
edip, iflgalcilere her türlü yard›m› yapan, bugün onurdan bahsedenlerle ay-
“Zaten inecektik”
Operasyon bafllad›¤›ndan itibaren
sürekli bunun s›n›rl› bir operasyon olaca¤› egemenler ve sözcüleri taraf›ndan
dillendiriliyordu. Zira Irak’› iflgal alt›nda
tutan ABD emperyalizminden al›nan
izin bu kadard›. Bunun s›n›r› günlerle
ifade edilmemifl olsa da, TC’nin yapt›¤›
görüflmelerde operasyonu “s›n›rl› ve
k›sa” tutaca¤›na dair taahhütleri emperyalist efendileri ve kendileri taraf›ndan aç›klanm›flt›.
Operasyonun bafllamas›ndan itibaren de gerek ABD olsun, gerek ‹ngiltere, BM Genel Sekreteri ve di¤er
müdahiller olsun bir yandan sald›r›ya
göz yumarken, di¤er yandan süresi ve
s›n›rlar› konusunda sürekli uyar›da bulunmay› ihmal etmemifllerdi. Öncesinde anlafl›lm›fl bir konunun bu kadar
s›kl›kla gündeme getirilmesinde kukla
Irak hükümetinin ve Irak Kürdistan›’ndaki iflbirlikçi Kürt Yönetimi’nin
bask›s› önemli bir rol oynam›flt›r.
Yoksa TC’nin söz dinlemez bir pozisyona girmesi çok da beklenir bir durum de¤ildir.
Yine de zamanlama konusunda TC
devleti en kötüsünü yapm›flt›. ABD Savunma Bakan› Gates’in yapt›¤› görüflmelerde “k›sa süre içinde çekilme”nin
gerçeklefltirilmesi iste¤ini aç›kça ifade
S›n›fsal Yaklafl›m
Ölümü dayat›rlar s›tmay› raz› ederler sana,
Çözümü merhamette arama,
da¤lar merhem olur yarana!
ABD’nin Kandil’i de kapsayacak
boyutta büyük çapl› bir harekata izin
vermedi¤i/vermeyece¤i kestirilebiliyordu ama, 21 fiubat’ta bafllayan iflgal/kara
harekat›n›n
süresini
HPG’nin direnifli ile beraber Türkiye
Kürdistan›’ndaki halk direnifli belirledi (Tali de olsa Irak Kürdistan›’ndaki halk muhalefeti ve iklim koflullar›n›
anmak gerekir). Önce bu gerçekli¤i
tespit etmeliyiz. “Operasyon” boyunca sözü geçen otoritelerin a¤z›ndaki
süre azami iki haftayd› ve sald›r›ya
sevk edilen güçlerin durumu da bunu
do¤rulamaktayd›.
Da¤l›ca bask›n› sonras›, Erdo¤an’›n Kas›m ‘07 Bush görüflmesinde
PKK’ye yönelik oluflturulan plan gere¤i bafllat›lan hava sald›r›lar›na, s›n›rl› bir kara operasyonunun eklenmesi
sürpriz de¤ildi. S›n›rl› olmas›, ABD’nin
Irak’ta KYB ve KDP ile kurdu¤u stratejik ittifaktan kaynaklan›yor, bu durum sürecin bafl›ndan itibaren TC ile
bu güçler aras›ndaki iliflkiler bak›m›ndan ABD’yi hassas bir politika izlemek zorunda b›rak›yordu.
ABD iflgali alt›ndaki topraklara,
esas iflgalcinin oluru ile bir baflka devletin ordular› ile harekât düzenlemesi
de elbette ki yeni biçimiyle de olsa
“iflgal” say›lmal›d›r. Ancak burada
sorun, bunun iflgal olup olmamas›ndan öte neden yap›ld›¤›, daha do¤rusu yapt›r›ld›¤› üzerinden tart›fl›lma-
etmesinin ard›ndan, baflta Y. Büyükan›t
olmak üzere devlet erkân›n›n efelenmeleri, sonras›nda düfltükleri rezil duruma komedi havas› verdi. “K›sa süre izafidir. Bir y›l da olabilir, bir
gün de. Amerikal›lar, Afganistan’da terörizme karfl› y›llard›r
savafl›yorlar” aç›klamas›n› yapan Büyükan›t’a göre (izafen) k›san›n aç›l›m›
me¤er tam bir gün bile de¤ilmifl. Çünkü Gates’in aç›klamas›n›n üzerinden
bir gün bile geçmeden geri çekilme
bafllay›verdi. Zaten Gates de, ülkesine
dönüflte uçakta “san›yorum Türkler mesaj›m›z› ald›” diyordu. Evet
Türkler mesaj› alm›flt›. Gates bu sözleri söylerken, Bush da kameralar›n kar-
l›d›r. Zira, 25. kez gerçeklefltirilmifl
olan bu s›n›r ötesi harekatlar bafll› bafl›na özel bir inceleme konusu haline
de gelmifltir.
Sorunu, “ABD (AKP) askeri çözümsüzlü¤ü göstermek için bunu yapt›” diye tart›flmak isteyenler oldu¤u
gibi, “Türk devleti iç ve d›fl kamuoyunun tepkilerini ölçmek istedi, bölgeyi
tamamen temizleyene kadar bunu s›k
s›k yapacak” diyenler de vard›r. Yorumlar› çok genifl bir düzlemde yayarak çeflitlendirmek mümkündür ama
emperyalistlerin planlar› ile örtüflen
ve Türk hakim s›n›flar›n›n politikalar›na denk düflenin ne oldu¤unu anlamak için mevcut konjonktür ve parametreler içerisinde neler olup
bitti¤ine bakmak laz›m gelir.
Tekrar pahas›na olsun; ABD emperyalizminin Irak’ta bata¤a saplanan
iflgal gemisi, Afganistan’da batmak
üzeredir. Nitekim 44. Münih Güvenlik Konferans›nda ABD Savunma Bakan› R. Gates müttefiklerin Afganistan’a takviye kuvvetleri göndermemeleri durumunda NATO’nun sonunun gelece¤ini belirtmifltir. Bu talep Türk devleti için muharip güçler
ba¤lam›nda “emir” olarak telakki
edilmektedir. Konu, Erdo¤an, Gül ve
Büyükan›t’la “müzakere” edilmifltir!
Irak’ta Kürtler d›fl›ndaki müttefiki/iflbirlikçisi fiiiler olan ABD iflgal gücünün alt› ‹ran taraf›ndan oyulmakta-
fl›s›na geçerek stratejik ufla¤›na verilen
direktifi yineliyordu: “H›zla hareket
ederek amaçlar›n› elde etmelerini ve ard›ndan mümkün olan en
k›sa sürede ç›kmalar›n›” istiyordu.
Gazetecilerin “ne kadar çabuk?”
sorusuna yan›t da netti; “mümkün
oldu¤unca çabuk”. Yani en k›sa süreyi Bush daha net ifade ediyordu;
Mümkün olan en k›sa süre… Anlafl›ld›… Yar›m gün!
Bu talimat karfl›s›nda gere¤inin yap›lmas› baflta medya olmak üzere tüm
operasyon destekçilerinde derin bir
k›r›lma yaratt›. Öfkeyle kendini kaybedip “Sak›n ola, onurdan monurdan
d›r. Di¤er yandan ‹ran, Körfez’de,
Lübnan (Hizbullah) ve Filistin (Hamas) bölgesinde de etkin bir konumdad›r. ‹ran’a yönelik Irak benzeri nükleer silah üretimiyle iliflkilendirmeden
yola ç›k›larak gelifltirilecek bir sald›r›
plan›, “aklama raporu”nun ard›ndan flimdilik geri b›rakt›r›lm›flt›r. Raporun bu yönde ç›kmas›n›n, bu aflamada ‹ran’a sald›r›y› göze alamayan
ABD aç›s›ndan “hay›rl›” olmas› baflka bir gerçekliktir. Bu durumda, bölgede dengelerin ABD lehine kurulmas› için di¤er faktörlerin devreye
girmesi gerekmektedir. Bu faktörler
ise bölgesel, yerel ve etnik güçlerdir.
ABD emperyalizmi bu s›k›flm›fll›k
ve kuflatma alt›nda, hem Müslüman
kimli¤i hem de askeri gücünün tecrübesi ve potansiyeli ile sad›k ufla¤›
Türk devletini, bu cephede de elbette ki tepe tepe kullanacakt›r. Bunun
için Irak’›n gelece¤ine iliflkin hesaplar
ile Kürt ulusuna gerek Türkiye gerekse de Irak’ta uygun bir konumlan›fl
aramaktad›r. Bu konumlan›fl Irak’ta
belli ölçüde flekillenmiflse de Türkiye’deki durum belirsizli¤ini korumaktad›r.
Türk hâkim s›n›flar›, CHP ve
MHP’nin temsil eder pozisyonda durdu¤u “vur-kurtul”cu kesimler hariç,
bask›n bir ittifakla “siyasi çözüm”den yanad›r. Ne var ki herkesin a¤z›na dolad›¤› “siyasi çözüm”
farkl› oldu¤u için bunu açmakta fayda
bulunmaktad›r. ABD’nin AKP ve
TSK’ya uygulatt›¤› operasyonlar›n,
AB’nin destek verdi¤i plan›n gelip
dayand›¤› noktada, sözünü etti¤imiz
bu “siyasi çözüm” vard›r. Fikret Bila’n›n general eskilerine söyletti¤i,
AKP’li kimi bakanlar›n aylard›r telaffuz etti¤i, para-medyada bir dizi köfle
yazar›n›n parça-bölük dile getirdi¤i bu
n› s›n›flar de¤il mi?
K›saca durumda bir yanl›fll›k yok.
Gerekenler gerekti¤i gibi yap›lm›flt›r.
Uflak, tabi ki uflakl›¤›n› kabul etmeyecektir. Bunun için de efle¤inden
düflen Nasrettin Hoca gibi “zaten inecektim” aç›klamalar› yapacakt›r.
Operasyonun daha fazla devam etmemesinin esas nedeni elbette bu de¤il. Irak Kürdistan› topraklar›nda PKK
aç›klamalar›na göre 125 askerini ve
ciddi oranda teçhizat›n› kaybetmesi,
buna karfl›n gerillalar›n ciddi direnifli ve
baflta T. Kürdistan› olmak üzere tüm
ülkedeki baflkald›r› ve eylemler, çekilmenin önemli bir nedenidir. Bu kadar
“çözüm plan›”nda; kademeli k›smi
aftan, daha uzun süreli televizyon yay›n›na, seçmeli dil dersinden, yerel
yönetimlerdeki düzenlemelere; daha
ötesi, anayasada bireysel kültürel
haklara uzanacak boyutta aç›l›mlardan söz edilmektedir.
Bu çözüm plan›, Ulusal Hareket’in
–silahs›zland›r›larak- iradesinin k›r›lmas› eksenine oturmaktad›r. Asimilasyonu Avrupai versiyonu ile merkeze alan bu plan›n amac›, ulusal haklar›n bireysel kültürel kodlara indirilmek suretiyle yozlaflt›r›lmas› ve ulusal
kimlik hedefinden uzaklafl›lmas›d›r.
Ayr› devlet, federasyon, özerklik vb.
haklar›n niteli¤i ve kapsam› bir yana,
kendi kaderini tayin hakk› ile “siyasi
çözüm” düzeyinde en ileri boyutta
telaffuz edilen tüm hususlar aras›ndaki özlü ve temel fark, birincisinde
iradenin yaln›zca Kürt ulusu taraf›ndan kullan›laca¤›, di¤erinde ise buna
hiçbir hakk› olmayan iradelerin de kar›flaca¤›d›r.
Tam da bu noktada gerek emperyalistler gerekse de Türk hakim s›n›flar› aç›s›ndan esas sorun, bu çözüme
çok da uzak bir mesafede durmayan
Ulusal Hareket’in tam teslimiyet
çizgisine çekilmesidir. ABD aç›s›ndan
kullan›lacak en önemli güç, iflbirlikçileri KDP ve KYB’dir. Onlar›n bask› ve
telkinlerinden yarar umulmaktad›r.
Türk hâkim s›n›flar› ise AKP eliyle
Türkiye Kürdistan›’nda daha fazla güç
kazanma peflindedir. Diyarbak›r baflta
olmak üzere bölgedeki yerel yönetim
seçimleri stratejik önemde de¤erlendirilmektedir. Erdo¤an’›n henüz
süreç taze iken hem de Newroz haftas›nda Diyarbak›r dâhil Kürt illerine
gezi planlamas› dikkate de¤er görülmelidir.
Bu ba¤lamda, askeri operasyonla-
fazla asker cenazesinin gizlenemeyece¤i aç›kt›r. Cenaze törenleri flovenizm
flovuna dönüfltürülürken, Bülent Ersoy’un “evlad›m olsa askere göndermem” sözlerine ciddi bir tepkinin
geliflmemifl olmas› halk içinde bu flovlar›n çok da ifle yaramad›¤›n› göstermekte. Askere göndermelerde yaflanan
bayram havas›n›n da korkular›n ve kayg›lar›n gizlenmeye çal›fl›lmas›ndan, mezarl›ktan geçerken ›sl›k çalmaktan baflka bir anlam› yoktur. Kendilerinin olmayan ve inanmad›klar› bir savafla evlad›n› vermek hiçbir annenin gönlünün
raz› gelece¤i bir fley de¤ildir çünkü.
Büyük Ortado¤u’da
Türkiye
5 Kas›m Bush-Erdo¤an görüflmesinde tam olarak nelerin konufluldu¤u,
yap›lan anlaflma ve pazarl›klar, Kürt
meselesinde çizilen planlar gizli tutulmufl, tahminler yürütülmüfltü. ABD,
Türkiye’yi Büyük Ortado¤u Projesi
içinde daha iyi konumland›rmak için
daha iyi planlar yaparken Türk hâkim
s›n›flar› da bölgeden kendilerine düflebilecek pay üzerinden Ortado¤u halklar›na zulümden baflka bir fley getirmeyecek olan projeye dahil olmaya çal›fl›yor. ‹ran’la dostlu¤unu her daim dile
getiren ve iliflkilerini gelifltiren TC’nin
D›fliflleri Bakanl›¤› sözcüsü Levent
Bilman’›n 26 fiubat tarihinde (kara
harekât›n›n 5. gününde) yap›lan “…
son dönemde ‹ranl› yetkililerin ‹srail’e yönelik baz› yap›c› olmayan
ifadeleri üzüntüyle müflahede
edilmektedir” aç›klamalar› ilgi çekicidir. ‹ran her daim ‹srail’e olan tepkisini
en sert ifadelerle dile getirirken, bunun flimdi fark edilmifl (!) olmas›, zamanlama aç›s›ndan dikkat çekiyor.
ABD emperyalizmi taraf›ndan hedef
tahtas›ndaki ilk isim olan ‹ran’a karfl›,
üstelik ‹srail’in yan›nda olundu¤unun
göstergesi olan bu sözler, operasyon
karfl›l›¤›nda nelerin gündeme geldi¤ini
ortaya koymaktad›r. Afganistan’da iyice s›k›flan ABD emperyalizminin
TC’den daha fazla asker istedi¤i ise zaten aç›ktan tart›fl›lan bir olgudur. Ek
bir bilgi olarak bu operasyon sürerken
r›n PKK’yi bitirmek ya da teslimiyete
sürüklemek gibi bir ham hayal tafl›d›¤›n› düflünmek safl›k olacakt›r. Bunun
iç ve d›fl kamuoyuna mesaj veren yan
tafl›d›¤›, psikolojik üstünlükle ilgili oldu¤u, muhtemel askeri eylemleri önleyici ve belli mevzileri bertaraf edici
özelli¤i bulundu¤u elbette do¤rudur
ama daha büyük foto¤raf/hesaplar
aç›s›ndan oluflturdu¤u yeri yukar›daki
çerçeveye ba¤l› okumak gerekmektedir.
Burada mesaj› ve ayn› zamanda
ça¤r›y› iki ayr› adrese yapmak gerekmektedir. Birincisi Ulusal Hareket’e
dönüktür. Çeyrek as›rd›r yürüttü¤ü
savafl neticesinde oluflan birikimin dinamizmi, mevzileri ve muazzam halk
deste¤i sayesinde düflmana korku
salmakta, ancak izlemekte oldu¤u politikalar nedeniyle de emperyalist-faflist koalisyona cesaret vermektedir.
Bu politikalar› tart›flmak bu yaz›n›n
konusu de¤ildir. Bilinir ki, bin bir
emekle yarat›lan en büyük ve muhteflem de¤erler, proleter devrimlerin
en görkemli an›tlar› bile tuzla buz oldular. Yaratmak kadar zor olan yaflatmak, yeniden ve yeniden üretmek,
ço¤altmak ve ileri tafl›makt›r. Hele ki
tamamlanmam›fl olan bir süreç varsa
bunu sonuca ulaflt›rmay› baflarabilmektir…
S›n›fsal yap›lar› ve dolay›s›yla ideolojik yönelimleri nedeniyle Ulusal
Hareket’ten sonuna kadar tutarl› bir
durufl beklentisi içerisinde olunamayaca¤› gerçe¤i, onlar›n emperyalizme ve faflizme karfl› do¤ru bir tutum
almaya ça¤r›lmayaca¤›n› gerektirmez.
Yine bu durum, ulusal sorunun çözümünü onlar›n gelifltirmekte oldu¤u
hareketin kollar›na terk etmek ve onlardan beklenti içerisine girmek anlam›na hiç gelmez. Aksi halde, “tav›r-
“Dünya Bankas›’n›n, stratejik iflbirli¤i
çerçevesinde, Türkiye’ye 6.2 Milyar
Dolar kredi verilmesini onaylamas› da”
bu sürecin bir ürünü olarak karfl›m›za
ç›kmakta.
Ancak, I. Kürdistan›’nda sa¤lad›¤›
istikrar› kaybetmek istemeyen ABD
emperyalizmi Irak ve Kürt yönetimi ile
TC egemenlerini yak›nlaflt›rmak için
çaba harcamakta. ‹ki ufla¤›n› da uygun
biçimde konumland›rma kayg›s›yla ama
ileriye dönük olarak tamamen yak›nlaflmalar›n› da engelleyerek iki ülke
aras›ndaki iliflkilerin gelifltirilmesi bölgeye dönük, (özellikle de ‹ran gündemi
ile ilgili) planlar›nda önemli bir yer tutuyor. Bu planlar içinde PKK’ye bir rol
verilip verilmeyece¤i ise önümüzdeki
süreçte net olarak görülecektir.
Sald›rganl›k s›n›r içinde
devam edecek!
S›n›r ötesi kara harekât› k›sa süreli
bir macera olarak sona ererken, bu
sald›r›lar›n sürece¤i kesindir. Nitekim,
operasyonun sona ermesinin hemen
ard›ndan yap›lan “s›n›r ötesi harekat karfl›t›” eylemlere devletin dizginlerinden boflan›rcas›na sald›r›s› da
bunun göstergesidir. Hem yaflad›klar›
yenilginin ac›s›n› s›n›r içindeki yurtsever, devrimci ve demokratik kesimlerden ç›karmak ve hem de ülke içindeki
muhalefeti kabul edilebilir bir düzeye
getirmek için sald›r›lar sürecektir.
Kara harekat›n›n sonland›r›lm›fl olmas›, her fleyin bitti¤i anlam›na gelmiyor elbette. Hem bu harekatlar›n tekrarlanmas› ve hem de yukar›da da belirtti¤imiz gibi ülke içindeki muhalefete
dönük sald›r›lar sürece damgas›n› vuracakt›r. Operasyonlar sürecinde bir
araya gelen devrimci, yurtsever ve demokratik kurumlar ve çevrelerin bu
birlikteliklerini sürdürmeleri için gerekli nedenler varl›¤›n› korumaktad›r.
Kürt ulusunun demokratik taleplerini sahiplenirken, devletin karfl› sald›r›lar›na ortak duruflu örgütlemek ihtiyac› devam ediyor. Çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›n›n bu sald›r›lara karfl› örgütlü mücadelesi devleti bozguna
u¤ratacak tek güçtür.
s›z” kalan, “yenilsin/ezilsin” düflüncesinde olanlar ya da “uzlafls›n” diyenler
için de baflka beklentiler/hesaplardan
söz etmek gerekecektir (ki belli bir
bölümü için gerekir de!).
‹kinci ça¤r›m›z, yaz›m›z›n bafl›nda
da sözünü etti¤imiz ve yaklafl›k iki
haftal›k planlanan iflgal/kara harekat›n›n yar›da kesilmesinde bafl rollerden
birisine sahip Kürt ulusundan halk›m›zad›r. Diyarbak›r’dan bafllay›p di¤er
Kürt illerine yay›larak süren serh›ldanlarla alanlar› ve sokaklar› kuflatan
tepki dalgas›, muazzam bir etki yaratm›flt›r. Madalyonun bir yüzünde
da¤larda silah elde çarp›flan, uçak,
tank, top deste¤iyle yüklenen on binlerce Türk askerini püskürten gerilla
güçleri varken; di¤er yüzünde yafll›,
çocuk, kad›n, erkek her meslekten,
her kesimden Kürt ulusuna mensup
halk›m›z›n “AKP flafl›rma, bizi da¤a
tafl›rma!”, “PKK halkt›r, halk burada!” sloganlar›yla alanlar› zapteden
iradesi vard›r.
AKP, son seçimlerde bölgede
Kürt postu giymifl, ayak oyunlar› düzenlemifl, afliretlere s›¤›nm›fl, dilenci
ekonomisinden beslenmifl ve ciddi bir
oy art›fl› sa¤lam›flt›. fiimdi, bir yandan
yerel seçimler için daha büyük hesaplarla yüklenecek, ama daha da önemlisi “siyasi çözüm” hesab› için kitle
deste¤i aray›fl›na girecektir. Kürt
halk›, ölümü gösterip, “çözüm” için
s›tmaya raz› eden bir politika ile kap›s›na dayanacak olan katillere ve onlar›n (dolayl›-dolays›z) iflbirlikçili¤ine
soyunan bilumum kalpazanlara ald›r›fl
etmemelidir. Hiçbir gücün kendisini
büyük bedellerle elde etti¤i mücadele
kazan›mlar› üzerinden, bireysel kültürel haklar u¤runa teslimiyete zorlamas›na, “modern” kölelik boyunduru¤u takmas›na izin vermemelidir!
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
7-20 Mart 2008
Arçelik iflçisi
sendikal haklar›n› istiyor
Direniflin 60’l› günlerinde görüfltü¤ümüz Arçelik iflçileri, direnifllerini ilk
günkü kararl›l›klar›yla sürdürdüklerini
ve sendika haklar›n› ve ifllerini geri alana kadar direnmekte kararl› olduklar›n› söylüyorlar.
Yaklafl›k iki ayd›r grevde olan Arçelik
iflçileri, bir dizi eylemle sorunlar›n›
kamuoyuna duyurmaya çal›fl›yorlar. Arçelik’te çal›flan 160 iflçi, Nakliyat-‹fl bünyesinde sendikal örgütlenmeye gittikleri
için iflten ç›kar›lm›fllard›.
Direniflin 60’l› günlerinde görüfltü¤ümüz Arçelik iflçileri, direnifllerini ilk günkü kararl›l›klar›yla sürdürdüklerini ve
sendika haklar›n› ve ifllerini geri alana kadar direnmekte kararl› olduklar›n› söylüyorlar.
Görüfltü¤ümüz iflçilerden, 20 y›ll›k
Arçelik iflçisi Bekir Ünal, Arçelik’teki
çal›flma koflullar›n› flöyle aktar›yor: “Buras› toplama kamp› gibi. D›flardan
bakan da ad›n› duyunca koflullar›n
rahat oldu¤unu düflünür. Oysa günde 16 saate varan çal›flma koflullar›
var ve de yeni-eski iflçi ayr›m› olmaks›z›n, hepimize en fazla 490
Mersin Liman›’nda yine ayn› manzara 19 fiubat günü bir iflçinin ölümü ile
kendini gösterdi. Bir gemi boflalt›m› s›ras›nda gemiden mal al›rken, a¤›rl›¤a
dayanamayarak kopan vinç parças›n›n
bir temizlik iflçisinin üzerine düflmesiyle iflçi olay yerinde ölmüfltür. “Kazan›n” nedeni limandaki ifl araçlar›n›n bak›ms›zl›¤› ve kontrol ihmalkârl›¤›d›r. Sorun ise milyon dolarla sat›lan liman›n hiçbir bak›m ve tertibata
gerek duymadan çal›flt›r›lmas›, iflçilerin
sa¤l›k ve can güvenli¤i hiçe say›larak faaliyete bafllamas›d›r. Devletin aç›klad›¤›
resmi rakamlara göre Türkiye iflsizlik
s›ralamas›nda dünya ikincisiyken, ifl kazalar› ve ölümlerin nedeni yeterli iflçi
kadrosunun olmamas›d›r. Kütahya’daki
tren kazas› da, Tuzla’daki ifl kazalar› ve
ölümleri de, Mersin liman›ndaki iflçi
ölümleri de iflçi yaflam›n›n ne kadar
ucuz oldu¤unu bizlere göstermektedir.
(Mersin)
Güzelbey’i protesto etti
Gaziantep Büyükflehir Belediyesi taraf›ndan
yap›lan toplu tafl›ma ihalesini alan Kevser Turizm’in belediyeye olan borcunu ödemedi¤i gerekçesiyle iflten at›lan iflçiler, ifle geri al›nacaklar› sözünü veren AKP’li Büyükflehir Belediye Baflkan› As›m Güzelbey’in sözünü yerine getirmemesini protesto etti. Bal›kl› Park›’nda 21 fiu-
bat günü bir araya gelen iflçiler ve aileleri AKP
Gaziantep ‹l Baflkanl›¤›’na do¤ru “‹flçi k›y›m›na
son, ya¤maya hay›r” pankart›n› açarak yürüyüfle geçti. ‹flçiler yürüyüfl s›ras›nda, “Güzelbey
bitirdi Antep’e el Fatiha”, “AKP ya¤mal›yor,
vekiller bak›yor”, “AKP’yi istemiyoruz” dövizlerini tafl›yarak, “AKP flafl›rma, sabr›m›z›
tafl›rma”, “AKP istifa” sloganlar›n› att›. Yürüyüfle çevreden geçen araç floförleri korna çalarak, halk da alk›fllarla destek verdi. Yürüyüfl s›ras›nda TÜMT‹S yöneticileri ile polisler aras›nda
k›sa süreli tart›flmalar yafland›.
AKP ‹l binas› önünde bas›n aç›klamas›n› okuyan TÜMT‹S Genel Baflkan› Kenan Öztürk, iki
y›ld›r Gaziantep’in gündeminde olan ulafl›m sorununun bir türlü giderilmedi¤ini hat›rlatarak,
“Bizim hak aray›fl›m›z sonunda Ankara’da AKP’li
Belediye Baflkan› Asim Güzelbey ve Gaziantepli
Milletvekilleriyle iflçilerin ifllerine geri dönmesi
noktas›nda protokol imzalad›k. Ama protokol
imzas›n›n ard›ndan iki ay geçmesine ra¤men hiçbir sonuç alamad›k. AKP imzas›na sahip ç›kmayarak ikiyüzlü tutum sergilemifltir”
fleklinde konufltu.
Güzelbey’in ve AKP’nin yandafllar›na ihale
açt›¤›n› iddia eden Öztürk, flunlar› belirtti:
“Ocak ay›n›n 15’inde yap›lan ihale sonucunda,
Güzelbey kendi yandafl› olan bir firmaya ihaleyi
vermifltir. Ve ihaleyi alan firma 400 YTL’ye iflçi
çal›flt›rarak, haks›z yere iflten ç›kar›lan iflçileri almam›flt›r. Belediye ise ihaleyi alan firmaya ayda
iflçi bafl›na bin 300 YTL ücret ödüyor. Hem ifle
al›nan floförler haks›zl›¤a u¤ruyor, hem de iflten
ç›kar›lan iflçilerin haklar› verilmiyor. Bu AKP ve
yerel yönetiminin nas›l ikiyüzlü oldu¤unun somut göstergesidir. Bu halk bu ikiyüzlü yaklafl›m›
mahkûm edecektir” diye konufltu.
(H. Merkezi)
OLEY‹S ifl
flç
çileri:
“Sendikadan bafl
flk
ka arac› tan›may›z!”
Kocaeli Üniversitesi’nde çal›flan OLEY‹S üyelerinin yeni y›l öncesi bafllatt›klar› direnifl, patronun tüm grev k›rma çabalar›na karfl›n kararl›l›kla
sürüyor.
Grevin 59. gününde görüfltü¤ümüz iflçiler,
patronun bask›lar›n›n azalmadan sürdü¤ünü söylediler.
Hala resmi bir görüflme yap›lmad›¤›n› da söyleyen iflçiler, sorunun arac›lar üzerinden çözülmeye çal›fl›ld›¤›n› belirtmekteler.
Görüfltü¤ümüz iflçilerden, 3 y›ld›r Üniversite
bünyesindeki Derbent Uygulama Oteli çal›flan›
Niyazi Kuzgun, son 25 gündür jandarman›n
engellemesi sonucu direnifl yerlerine giremediklerini, direnifli d›flar›da sürdürmek zorunda kal-
Emekçinin Gündemi
Emperyalizm ve uflaklar›n›n
korkular›n› büyütelim!
Yarat›lan “türban” polemikleriyle
(bir taflla birkaç vurma) genel olarak iflçi, emekçi ve Kürt halk›na sald›r›lar› örtbas etme hedefiyle hareket eden egemen s›n›flar›n sald›r›lar›n› katmerlefltirmesi, esas›nda içinde bulundu¤u ç›kmaz›n ve göreceli üstünlü¤ü kaybetmeme
telafl›ndan baflka hiçbir fley de¤ildir. S›n›f
mücadelesinin süreç dâhilinde zay›fl›¤›ndan kaynakl› ard›fl›k gündemler ve sald›r›lar› devreye sokan ülkemizdeki emperyalizmin çanak yalay›c›lar› s›n›flar,
efendilerinin talimatlar›na harfiyen uyarak uflakl›klar›n› pekifltirmek için canla
baflla çal›fl›yorlar! Öyle ki son 7 ayda 22
tane iflçinin öldü¤ü, çok a¤›r koflullarda
ve düflük ücretle iflçilerin çal›flt›r›ld›¤›
Tuzla Tersanelerinde güvenli çal›flma
koflullar› ve yüksek ücret taleplerini kabul ettirmek için üretimden gelen güçle-
Metal-‹fl’e üye yapmak istemesi oldu¤unu
söylüyorlar. Direniflteki 5-6 iflçi bask›lara
dayanamayarak, sendikadan istifa etmifl
ve iflbafl› yapm›fllar. Ancak direnifli sürdüren iflçiler, “6 ay da sürse 1 y›l da sürse, direnmekte kararl›y›z” diyorlar.
(Kartal)
‹fl
flç
çiler Gaziantep Büyükfl
fle
ehir Belediye Bafl
flk
kan›
Yine mi
ihmalkârl›k?
K›sa bir süre önce Kütahya’da meydana gelen tren kazas›nda devlet ve
medya arac›l›¤›yla ihmalkârl›k sonucu
olan kazan›n sorumlusu iflçiler olmufl
ve yarg›lanmaya kadar götürülmüfltü.
Fakat sorunun özünün bak›ms›zl›k ve
yeterli iflçi kadrosunun bulunmay›fl› oldu¤u bizlerce nettir. Devlet az iflçiyle
çok ifl yapma derdine düflmüflken iflçilerin ise canla baflla ifl yapt›klar› ortadad›r. Ayn› ihmalkârl›k bu kez Mersin Liman›’nda kendini gösterdi. Mersin Liman›’n›n özellefltirilmesinden bu yana
birçok ifl kazas›n›n oldu¤unu, ço¤u iflçinin ise can ve sa¤l›k güvenli¤i olmadan
çal›flt›r›ld›¤›n› ve iflten at›lmalar›n
yafland›¤›n› biliyoruz.
milyon maafl veriyorlar” diyor. Y›lda
en fazla 10-15 milyonluk bir art›fl oluyormufl maafllarda. ‹flten at›lan iflçilerin tümü
tafleronda çal›fl›yormufl. Ve iflyerinde büyük bir ayr›mc›l›¤a tabii olduklar›n› söylüyorlar.
“Mesela” diyor bir iflçi, “zaman
zaman yemekli toplant›lar yap›l›yor. Ancak tafleron iflçiler bir kenarda izliyor. Gözümüzün önünde
yiyorlar, ancak tafleronday›z diye
bize yedikleri yemekten bile vermiyorlar. Servislerde ayakta gitmek
zorunda kal›yoruz.” Yani tafleron iflçilere fazla çal›flt›r›l›p, az ücret ödenmesinin yan› s›ra, tam bir üvey evlat muamelesi yap›l›yor.
‹flten ç›kar›lmalar›n›n bafll›ca nedeninin, patronun örgütlü olduklar› sendikay›
istemeyip, kendilerini sermayeye yak›n,
gerici bir sendikal örgütlenme olan, Türk
Ben çelik Arçelik
reklam›n› b›rak,
iflçiye bak!
rini fiili ve meflru haklar› olan “grev” ilan
ederek “art›k yeter” diyen tersane iflçilerine azg›nca sald›r›yor. Üstelik konunun en yak›n muhatab› olan hükümetten
Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› F.
Çelik “sorumlular› cezaland›rmayan namerttir” aç›klamas›n› yaparak,
esas›nda kimin “mert” kimin “namert”
oldu¤unu da göz önüne sermifl oluyor.
Bu arada bir dipnot olarak AB’den demokrasi ve insan haklar› konusunda hala medet umanlar›n bofl bir hayalden öte
olmad›¤›n› da bir kez daha polisin müdahalesi ironik bir flekilde göstermifl olmal›!
Özellefltirme sald›r›s›n›n en kapsaml› alanlar›ndan olan TEKEL’in ülkenin de¤iflik yerlerinden gelen iflçilerin 18 fiubat’taki Ankara eylemindeki sald›r› sistemin en küçük hak talep etmeye ta-
d›klar›n› söylemekte. Ancak engelleme çabalar›
sadece bununla s›n›rl› de¤il.
‹flçiler, “Valinin emri ve bölge çal›flma
müdürlü¤ü ve jandarman›n iflbirli¤i ile
grev k›r›c›l›k yap›lmaya çal›fl›l›yor” diyor.
Bunun hangi yöntemlerle gerçekleflti¤i sorusu üzerine ise flunlar› aktar›yor: “Rektör direniflteki iflçilerin evlerine adam gönderiyor.
Ya ev sahibi ile ya da o kiflinin ailesi ile görüflüyor gidenler. Ev sahibine ‘kirac›n greve ç›kt›, çal›flm›yor, kiran› ödeyemeyecek’
diyorlar, aileye ise ‘eflin çal›flmazsa kiran›z› nas›l ödersiniz, aile nas›l geçinir’ vb. biçimlerde bask› uyguluyorlar.” Ancak tüm
bu bask›lara ra¤men grevi sürdürmekte kararl›
hammülünün son s›n›rlar›n› gösteriyordu. Öyle ki Anakara’da Tek G›da-‹fl Sendikas› yöneticilerinin iflçilere ihanetine
ve devlet terörüne ra¤men eylemde kararl› olan TEKEL iflçileri halen yerellerde eylemliliklerine devam ediyorlar. 2
Mart’ta Adana TEKEL iflçileri ve ilerici
devrimci-demokrat kurumlar›n özellefltirme karfl›t› yürüyüfllerine yine polis azg›nca sald›rd›. Burada görülmesi gereken iki noktadan birisi; Türk-‹fl’e ba¤l›
Tek G›da-‹fl’in iflçileri eylem alan›nda
yaln›z b›rakmas› ve baz› illerde eylemlilikleri iflçileri pasifize edici, öfkesini daha
geri düzleme indirgeyen eylem biçimleri
seçmifl olmalar›d›r. ‹kinci ve olumlu olan
nokta ise Ankara eyleminin de gösterdi¤i gibi iflçilerin sendikan›n ihanetçi yüzünü daha aç›k görmeleri,
buna tepki vermeli ve sendikal bürokrasiye ra¤men militanca eylemde ›srarl› olmalar›d›r. Yine iflten
at›lan yaklafl›k 400 Yörsan iflçisi ve 200
Arçelik iflçilerinin sendikalaflma mücadelesindeki ›srar kayda de¤er notlard›r.
Milyonlarca iflçi ve emekçinin nice
olduklar›n›, bafll›ca taleplerinin ise, örgütlü olduklar› OLEY‹S Sendikas›n›n tan›nmas› oldu¤unu
vurguluyorlar. Çünkü patronun esas sorunu
sendikay› tan›mamak. Bunun için de sendikay›
muhatap almak yerine, arac›larla anlaflma olanaklar› ar›yor. ‹flçiler ise “sendikadan baflka
arac› tan›may›z ve tan›n›ncaya kadar da
grevi sürdürmekte kararl›y›z” diyorlar.
(Kartal)
bedeller ödeyerek kazand›¤› haklara
olan sald›r›lar›n en kapsaml›lar›ndan birisi olan Sosyal Sigortalar ve Genel
Sa¤l›k Sigortas› Yasas›n› (SSGSS)
ç›karmak için egemenler son rötufllar›
yapmaktad›r. Yasay› ç›karmak için hiçbir
engel tan›mad›klar›n› dillendiren AKP
hükümeti için yasay› ç›karmak ne kadar
önemliyse iflçi ve emekçiler için de en az
o kadar önemlidir. Emperyalizmin uluslararas› yap›sal krizinin derinleflmesini
engelleme ve “sa¤l›k ve sosyal haklar›n
piyasalaflmas›” temelinde haz›rlanan yasa karfl›t› hareket (Herkese Sa¤l›k ve
Herkese Güvenli Gelecek Platformu)
daha genifl halk kitlelerini örgütleme ve
harekete geçirme hedefli politika ve eylemlilikler gelifltirmelidir. Öyle ki SSGSS
yasas› gündemi, ilerleyen günlerde daha
ateflli çat›flmalara ve daha ciddi sald›r›lara gebedir. Tüm DDSB’liler bu noktadan hareketle bulunduklar› her alanda
azami ölçüde SSGSS karfl›t› çal›flmalara
destek vermekle kalmamal› bizzat eylemin örgütleyicisi olmal›d›rlar.
Gerek Tuzla Tersanelerinde gerek
Ankara’da, Adana’da gerekse co¤rafyan›n dört bir yan›nda estirilen adeta terör havas› aç›kt›r ki sistemin; s›n›f mücadelesinin yükselmesinden duydu¤u derin kayg› ve korkunun boyutunu
ifade etmektedir. Görece üstünlü¤ünü
korumak ve krizini dengede tutmak için
iflçi ve emekçilere yönelik ekonomik,
askeri ve faflist sald›r›lar›n› art›raca¤›n›
dillendirmekten çekinmeyen emperyalizmin çanak yalay›c›lar›na karfl› oluflturulacak mücadele hatt›n›n anti-emperyalist, anti-faflist içeri¤ine dikkat edilerek
örülmesi önemlidir. Her ne kadar güncel iflçi eylemleri sendikalar›n ideolojik
duruflundan kaynakl› siyasal bir niteli¤i
bar›nd›rmasa da (baz› sendikalar hariç)
tazyikli suyun alt›nda yerde öfkeyle ba¤›ran, her ne kadar hala geri bir noktada
özellefltirmeye baksa da “s›k›ysa gelsin
sats›nlar” diyen Adana TEKEL’de çal›flan kad›n iflçisi yaflayarak ö¤reniyor. ‹flçiler kendili¤inden harekete geçiyorlar.
Egemenler, korktuklar› kadar sald›r›yorlar. Öyleyse örgütlenerek, örgütleyerek
korkular›n› büyütelim!
Arçelik iflçileri, 23 fiubat günü Taksim’de yürüyüfl düzenledi. Gezi Park›’nda bir araya gelen iflçiler, “Arçelik’te iflçi k›y›m›na son, Yaflas›n
Arçelik direniflimiz” yaz›l› pankart
açarak, Koç Holding’e ait Divan Hotel’in önüne yürüdü. Yürüyüfl boyunca
s›k s›k “Ben çelik Arçelik, reklam›
b›rak soka¤a att›¤›n iflçiye bak”,
“Yaflas›n s›n›f mücadelemiz” vb. sloganlar
at›ld›. Divan Oteli
önünde iflçiler ad›na
konuflan Nakliyat-‹fl
Genel Baflkan› Ali R›za Küçükosmano¤lu, flimdiye kadar Koç
Holding’e ait bütün
kurulufllar›n önünde
eylem yapt›klar›n› hat›rlatarak, eylemlerine
devam edeceklerini
söyledi. (‹stanbul)
‹lbek Tekstil
iflçileri direniflte!
‹lbek Tekstil’de iflçiler
15 fiubat tarihinden bu yana direniflte.
Gaziosmanpafla’da kurulu bulunan ‹lbek Tekstil’de iflçiler 15 fiubat tarihinden bu yana haklar› için
direniyor. ‹flçiler patronun fabrikay›
kapatmas›, iflçi ücretlerini ödememesi ve makineleri kaç›rmaya çal›flmas› üzerine fabrika önünde direnifle geçti.
‹çerde kalan alacaklar›n›, k›dem
ve ihbar tazminatlar›n› almak amac›yla fabrikan›n önünden ayr›lmayan iflçilere ra¤men patron ‹lyas
Bektafl fabrikay› devretti. ‹flçiler
20 günlük ücretlerini almak amac›yla direnifli sürdürürken patron makineleri TIR’larla tafl›mak istedi, ancak direniflle karfl›laflt›. ‹flçiler
TIR’lar› engelleyerek makineleri yeniden fabrikaya indirdi. Bu olay›n
ard›ndan fabrika önünde nöbet tutmaya bafllayan iflçiler günde 11 saat
çal›flt›klar›n›, sosyal haklar›n›n gasp
edildi¤ini, fabrikada tuvalete gitmenin bile paral› oldu¤unu ve maafllar›ndan kesildi¤ini dile getiriyor.
(‹stanbul)
K›dem tazminat›
kald›r›l›yor
‹flçilerin kazan›lm›fl hakk› olan k›dem tazminat›n›n
yasalarla gasp edilmesi
amaçlan›yor.
Hükümetin haz›rlad›¤› SSGSS
yasas›na göre yasa maddeleri içerisinde yer alan ‘k›dem tazminat›’
yerine, her çal›flan için, çal›fl›rken
ald›¤› maafl tutar›n›n üzerinden yap›lacak kesintiye göre bir fon oluflturulacak. ‹flçilerin kazan›lm›fl hakk›
olan k›dem tazminat›n›n yasalarla
gasp edilmesi amaçlan›yor. Çal›flan›n iflsiz kalmas› durumunda bu
fondan para almas› sa¤lanacak. Hükümet “k›dem tazminat›” yerine
yeni bir düzenlemeye gidiyor. Bir
tür “iflsizlik bankas›” oluflturulacak.
Bu düzenleme, emekçilere yönelik
önemli bir sald›r›d›r.
(Mersin)
İşçi-köylü 5
7-20 Mart 2008
Cargill için
hukuk de¤ifliyor!
Uluslararas› m›s›r tekeli Cargill’in ihtiyaçlar› do¤rultusunda bir kez daha yasa
ç›kar›ld›¤› ortaya ç›kt›. ‹flgal etti¤i verimli
arazileri betonlaflt›ran Cargill için 9 fiubat 2007 y›l›nda ç›kar›lan bir yasa ile af
getirildi¤ini ve faaliyetleri için Bursa Valili¤inden izin al›nd›¤›n› kamuoyuna aç›klayan
Ziraat Mühendisleri Odas›, ülke topraklar›n›n talana aç›ld›¤›n›n alt›n› çizdi.
Mahkeme kararlar›na ayk›r› yat›r›mlara af getirilmesini sa¤layan yasa 14 fiubat
günü Meclis Tar›m, Orman ve Köyiflleri
Komisyonu’nda kabul edildi.
Ziraat Mühendisleri Odas› ç›kart›lan
yasan›n Anayasa Mahkemesi, Dan›fltay ve
‹dare mahkemelerince verilmifl olan yarg›
kararlar›n› yok sayd›¤›na dikkat çekerken
bir tüzel kiflili¤e yarar sa¤lamak için yasan›n de¤ifltirildi¤ini belirtti. (H. Merkezi)
M›s›r üreticilerinden
m›s›r ithalat›na tepki
Adana Tah›l Üreticileri Birli¤i’nin ev
sahipli¤i yapt›¤› “2007-2008 M›s›r piyasas›
de¤erlendirme toplant›s›” Seyhan Oteli’nde yap›ld›. Toplant›ya, TMO Genel Müdürü ‹smail Kemalo¤lu, Tar›m ‹l Müdürü Abdullah Keskin, Çiftçiler Birli¤i
Baflkan› Cumali Do¤ru, Çukurova Tah›l
Üreticileri Birli¤i Baflkan› Nur Özkan,
yem ve niflasta sektörü temsilcileri ile çok
say›da m›s›r üreticisi kat›ld›. Toplant›n›n
aç›l›fl konuflmas›n› yapan Nur Özkan, hükümetin m›s›r ithal edece¤ine iliflkin duyumlar edindiklerini belirterek, yerli üreticinin üretti¤i m›s›r› piyasaya sürdü¤ü bir
dönemde m›s›r ithal edilmesinin yerli üreticiye zarar verece¤ini söyledi. Gübre fiyatlar›n›n yüzde 100 artt›¤›na iflaret eden
Özkan, resmi olarak kabul edilmeyen
“Tarla kiras›” maliyeti ile birlikte üretim
maliyetlerinin üreticinin alt›ndan kalkamayaca¤› boyutlara ulaflt›¤›na iflaret etti.
Hükümeti m›s›r konusunda popülist
politikalar yapmakla elefltiren Özkan,
“Seçim döneminde verilen 6.7 kuruflluk prim, seçimden sonra 2 kurufla düflürüldü” dedi. Üretimin artmas›
için Geneti¤i De¤ifltirilmifl (GDO) m›s›r
tohumlar›n›n Türkiye’ye giriflinin serbest
b›rak›lmas› gerekti¤ini iddia eden Özkan,
aksi takdirde verimin düflük olaca¤›n› savundu.
Toplant› aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan
bas›na kapal› devam etti. (H. Merkezi)
Köylüler toprak reformuna hücum etti!
Urfa’da toprak reformu yap›ld›¤›
haberi üzerine köylüler ça¤r›ya ak›n
etti.
fiubat ay›n›n ortalar›nda Urfa’da
hazineye ait arazilerin köylülere da¤›t›ld›¤› haberinin yay›lmas› üzerine binlerce köylü Urfa’da bulunan Toprak
Reformu Bölge Müdürlü¤ü’nün
önünde kuyru¤a girdi.
Köylüler, müdürlü¤ü haberin as›ls›z oldu¤u aç›klamas›na ra¤men toprak sahibi olma umudu ile dilekçe
verdi. fianl›urfa, Gaziantep, Mardin, Ad›yaman, Kahramanmarafl
ve Adana’dan 30 bin’e yak›n köylü,
müdürlük binas›n›n önünde uzun kuyruklar oluflturdu. 650 YKr’luk pulun
karaborsada 5-6 YTL’ye sat›ld›¤› izdihamda köylüler tar›m iflçili¤i ve mevsimlik iflçilikten kurtularak toprak sahibi olmay› hayal ediyor. Urfa’da ortaya ç›kan bu tablo özellikle T. Kürdistan›’nda toprak sorununun ne kadar
yak›c› oldu¤unu bir kez daha göstermifl oldu.
GAP ile birlikte bölgenin kalk›nd›¤›, feodalizmin çözüldü¤ü ve köylülerin toprak sahibi oldu¤u iddia edilse
de Urfa’da yaflananlar gerçe¤in böyle
olmad›¤›n› gösteriyor. GAP kapsa-
Köylüler, müdürlü¤ün haberin as›ls›z
oldu¤u aç›klamas›na
ra¤men toprak sahibi olma umudu ile
dilekçe verdi.
m›nda köylülerin topra¤› büyük toprak a¤alar›n›n eline geçerken, köylüler
de mevsimlik iflçilik yap›yor. Bölgede
binlerce insan topraklar›ndan olurken
çareyi büyük flehirlere göç etmekte
bulmaktad›r. Yap›lan araflt›rmalara
göre bölgede yaflayan halk›n büyük
bir ço¤unlu¤unun topra¤› yok. Toprak bir avuç a¤an›n elinde birikmifl durumda.
Bölgedeki topraks›z köylü aileleri,
toplam nüfusun yüzde 40’› kadar. Bu
oran Diyarbak›r ve Siirt’te yüzde 45,
Urfa’da yüzde 42. Öte yandan GAP
genelinde 1000 dekar ve daha fazla
araziye sahip aileler toplam aile say›s›n›n binde 6’s›n› olufltururken bunlar›n
elinde bulunan arazi, toplam arazinin
yüzde 17,5’ini oluflturuyor.
T. Kürdistan›’n›n hemen hemen
her bölgesinde köylülerin topraklar›na el koymufl olan toprak a¤alar›na
rastlamak mümkün. Bir süredir kamuoyunda kendine yer bulan Diyarbak›r Bismil Sinan köylülerinin
mücadelesi de toprak sorununun ya-
k›c›l›¤›n› gösteriyor. Köylüler sadece
Sinan köyüne yak›n onlarca köyün ayn› ak›beti paylaflt›¤›n› dile getiriyor.
Topraklar›ndan
olan köylüler
›rgatl›k yap›yor!
Köylüler büyük zorluklar ve sefalet içinde yaflamlar›n› idame ettirmeye çal›fl›rken ayn› oranda da örgütsüzlük yafl›yor. Di¤er bölgelerdeki
köylüler a¤aya karfl› koymak için Si-
SSGSS’ye karfl› tepkiler...
SSGSS Yasa Tasar›s› karfl›t› çal›flmalar›n› sürdüren
“Herkese Sa¤l›k Güvenli
Gelecek” Platformunun
çal›flmalar› yerelleri de
kapsayarak sürüyor.
Kartal
SSGSS Yasa Tasar›s› karfl›t› çal›flmalar›n› sürdüren “Herkese Sa¤l›k Güvenli Gelecek”
Platformunun çal›flmalar› yerelleri de kapsayarak sürüyor. Platformun Kartal aya¤›, bu çal›flmalar kapsam›nda bir bilgilendirme toplant›s›
gerçeklefltirdi. 22 fiubat tarihinde Hasan
Ali Yücel Kültür Merkezi’nde yap›lan etkinlik çok say›da yasa karfl›t›n› bir araya getirdi. Etkinlik, saat akflam 19.00’a do¤ru, GSS içerikli bir
sinevizyon gösterimi ile bafllad›.
Sinevizyonun ard›ndan, son günlerde gelen
art arda ölümler nedeniyle, baflta tersanelerde
yaflam›n› yitiren iflçiler olmak üzere, insanl›k yürüyüflünde flehit düflenler ad›na sayg› duruflu yap›ld› ve Kartal Platformu ad›na bir konuflma gerçeklefltirildi. Konuflmada, SSGSS sald›r›s›n›n emperyalizmin iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük genel
sald›r›s›n›n bir parças› oldu¤una vurgu yap›ld›.
Konuflma, bu kapsaml› soysal y›k›m sald›r›s›n›n,
s›n›r ötesi operasyon, türban tart›flmalar› vb.
gündemlerle üzerinin örtülmeye, gündem sapt›r›lmaya çal›fl›ld›¤›n›n vurgulanmas›yla sürdürüldü.
Etkinlik, ‹stanbul Tabip Odas›’ndan Dr.
Güray K›l›ç’›n yapt›¤› “Genel Sa¤l›k Sigor-
tas› ve Sa¤l›k hakk›na etkileri” bafll›kl› dia
gösterimi eflli¤inde sürdü.
Kürsüden yap›lan konuflmalar›n ard›ndan forum bölümüne geçildi. Bu bölümde çok say›da
kat›l›mc› söz alarak, yasayla ilgili düflüncelerini
dile getirdi.
Ayn› saatlerde özellefltirmeyi protesto etmek için fabrikalar›na kapanan TEKEL iflçilerinin
de selamland›¤› etkinlik, forum bölümündeki
konuflmalar›n ard›ndan sona erdi.
Kad›köy
Platformun yasa karfl›t› eylemlerinden biri
de, 28 fiubat’ta Kad›köy’de gerçeklefltirilen
kitlesel bas›n aç›klamas›yd›.
Yaklafl›k befl bin kiflinin kat›ld›¤› eylem, Haydarpafla Numune Hastanesi önünde bafllad›. Burada bir araya gelen kitle, hastane bahçesi
içinde bafllatt›klar› yürüyüflü, Kad›köy ‹skele
Meydan›’na kadar, coflkulu bir biçimde sürdürdüler.
D‹SK, KESK, Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar›n ‹stanbul fiubelerinin ve çok say›da devrimci, demokratik kurumun kitlesel bir kat›l›m sa¤lad›¤›
eyleme, grevde olan Tersane iflçileri de kat›ld›.
Grevin bitiminden sonra trenle toplu olarak
Tüprag Alt›n Madencilik Afi’nin yarg› yorumu
Siyanürle alt›n arama sab›kal› Tüprag Alt›n Madencilik’e ait internet
sitesinde, Dan›fltay 6. Dairesi’nin ÇED
Olumlu Belgesi’nin iptali ve yeniden
düzenlenmesi karar›n›n kald›r›ld›¤›n›n
ileri sürülmesi, çevrecilerin tepkisine
neden oldu. Avukat Arif Ali Cang›,
10 fiubat’ta sitede yer alan aç›klaman›n
düzeltilmesi için Çevre ve Orman Bakanl›¤› ile Tüprag Genel Müdürlü¤ü’ne
baflvurdu. Haber çevrecilerin “Tüprag
yarg› kararlar›n› tersten okuyor”
yorumlar›na neden oldu.
Dan›fltay 6. Dairesi’nin 6 fiubat
2008 tarihinde maden ile ilgili ÇED
Olumlu Belgesi’nin iptaline, bilirkifli heyeti oluflturularak, yeniden düzenlenmesine karar verdi¤ini hat›rlatan Cang›,
“Bu karar›n Tüprag taraf›ndan yürütmeyi durdurma karar›n› da ortadan
İşçi/köylü
“Bu karar›n Tüprag taraf›ndan yürütmeyi durdurma
karar›n› da ortadan kald›racak flekilde yorumlanmas›
flirketin hisse sahiplerini yan›ltma giriflimidir”
kald›racak flekilde yorumlanmas› flirketin hisse sahiplerini yan›ltma giriflimidir” dedi.
Cang›, ‹dari Yarg›lama Usulü Kanunu’nun 28. ve 52. maddelerine göre,
Yarg›tay 6. Dairesi’nin verdi¤i karar›n
devam etti¤ini söyledi. Kanadal› bir flirket olan Eldorado’nun yapt›¤› aç›klaman›n Kanada Ceza Kanunu’na göre de
suç oldu¤una dikkat çeken Cang›, “Söz
konusu yaz› internet sitesinden kald›r›lm›fl. Ancak biz düzeltilerek, yeniden
yay›nlanmas›n› istiyoruz. fiirkete yapt›-
¤›m›z yaz›l› baflvuruda bunu dile getirdik ve konuyla ilgili bir aç›klama bekliyoruz” diye konufltu.
Madenle ilgili geliflmeler ile hukuki
sürecin takipçisi olacaklar›n› belirten
Cang›, flunlar› söyledi: “Bergama örne¤i halen haf›zalar›m›zda. Al›nan her türlü yarg› karar›na ra¤men maden faaliyetleri durdurulamam›flt›. Eldorado da
her türlü yarg› karar›na ra¤men, sanki
iflletme her an faaliyete geçecekmifl gibi altyap› tesislerini kurmaya devam
ediyor. Bilindi¤i gibi bizim yöneticilerimizin bir k›sm› madencilerle dost. Eldorado da bu dostlu¤a dayanarak faaliyete geçmek isteyebilir. Bunu durdurman›n tek bir yolu var. O da ‹nay köylüsünün kutsal mücadelesinin devam›
ve bu mücadeleye sahip ç›kmakt›r.”
(‹zmir)
Haydarpafla’ya gelen, Limter-‹fl Sendikas› yöneticileri ve tersane iflçileri, buradan, “Grev
Grev Grev!” sloganlar› eflli¤inde, SSGSS karfl›t› yürüyüfl kortejiyle buluflmak üzere yürüyüfle
geçtiler.
Kad›köy ‹skele Meydan›’na gelindi¤inde,
Platform ad›na bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Aç›klamay› yapan KESK dönem sözcüsü Dursun
Y›ld›z, hastanelerde kuyruklar›n devam etti¤ini,
ilaç tekellerinin ve özel sa¤l›k iflletmelerinin gün
geçtikçe daha çok palazland›¤›n› ve h›zla büyüyen bir hastane patronunun AKP’li olmas›n›n bu
durumdan kimlerin nemaland›¤›n› gösterdi¤ini
söyledi.
Kocaeli
Kocaeli Herkese Sa¤l›k ve Güvenli Gelecek
Platformu, Meclis gündemindeki SSGSS’ye karfl›
20 fiubat günü protesto yürüyüflü gerçeklefltirdi.
Kocaeli Devlet Hastanesi önünde bir araya
gelen platform üyeleri ad›na aç›klamada bulunan
Kocaeli Tabipler Odas› Sekreteri Nilay Etiler,
AKP döneminde sa¤l›k harcamalar›n›n h›zla artmas›na ra¤men sorunlar›n çözülmedi¤ini belirtti. Platform üyeleri bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan
çeflitli sloganlar atarak bildiri da¤›tt›.
nan köylülerinin mücadelesinin seyrini takip ediyor. Sadece bu örnek bile
bölgede yaflanan toprak sorununa,
köylülerin toprak talebine dair yeterince veri sunuyor. Köylü-a¤a iliflkilerinde ciddi de¤iflimler yaflansa da tar›m›n yap›ld›¤› köylük bölgelerde topraklar›n önemli bir bölümü büyük
toprak sahiplerinin elinde. Köylüler
bir zamanlar kendilerine ait olan bu
topraklarda flimdi ›rgatl›k yap›yor.
Çukurova Bölgesi’nde yo¤un olarak
bulunan mevsimlik iflçilerin önemli bir
kesimi de topraklar›na el konulmufl
topraks›z köylülerden olufluyor.
Urfa’da köylülerin Reform Müdürlü¤ü’ne ak›n etmesi son y›llarda
artan tar›m›n tasfiye sald›r›lar› ile birlikte köylülerin nas›l yoksullaflt›¤›n› da
ortaya koyuyor. IMF ile yap›lan anlaflmalar önümüzdeki süreçte bu tasfiye
ve yoksullaflman›n artaca¤›na iflaret
ediyor. Tar›m›n yayg›n bir flekilde yap›ld›¤› Ege Bölgesi’nde yap›lan kitlesel
köylü eylemleri, Karadeniz’de düzenlenen mitingler köylülü¤ü zor günlerin bekledi¤ini gösteriyor. Bölgelere
göre önemi de¤iflse de özellikle T.
Kürdistan›’nda toprak, köylüler için
hala büyük bir umut.
Mersin
20 fiubat Çarflamba günü saat 13.00’te KESK’in
örgütledi¤i bir eylem gerçekleflti. Yaklafl›k 150 kiflinin kat›ld›¤› eylemde s›k s›k “SS ve GSS yasa
geri çekilsin”, “Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz” sloganlar› at›ld›. Bununla beraber bas›n metninde; “ülkenin her yerinde sa¤l›k kurumlar› özellefltirilmektedir. Halk›m›z art›k en do¤al hakk› olan sa¤l›k hakk›ndan tamamen mahrum b›rak›lmaktad›r” vurgusuyla beraber eylem alk›fl ve sloganlarla son buldu.
Eyleme Halkevi, DHP, HÖC, 78’liler Derne¤i ve
Partizan destek verdi.
Ankara
Ankara’da 20 fiubat’ta yap›lan eylemin adresi Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n önüydü. Numune Hastanesi’nde bir araya gelen SGGSS karfl›tlar› hastane
bahçesinde “Sa¤l›kta ve sosyal güvenlikte y›k›m GSS geri çekilsin” pankart› açarak bir süre burada sloganlar eflli¤inde bekledi. Saat
12.00’de kortejler oluflturularak Mithat Pafla Caddesi’nde bulunan Sa¤l›k Bakanl›¤›’na do¤ru yürüyüfle geçildi. Polisin kitleyi kald›r›ma s›k›flt›rma çabas›na karfl›n yürüyüfl, yol trafi¤e kapat›larak devam etti.
Sa¤l›k Bakanl›¤› önüne gelindi¤inde burada bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Aç›klamay› Adana
Tabip Odas› Baflkan› Önder Okay okudu. Eyleme birçok sendika, dernek ve devrimci kurum kat›ld›.
Bursa
SSGSS’ye karfl› birçok yerde oldu¤u gibi Bursa’da eylem yap›ld›.
20 fiubat günü D‹SK, Türk-‹fl ve KESK’e ba¤l›
sendikalar TTB, Difl Hekimleri Odas›, Eczac›lar
Odas› ve TMMOB Ünlü Caddesi’nde biraraya gelerek belediye binas›na kadar “Sa¤l›k hakt›r sat›lamaz”, “Direne direne kazanaca¤›z” sloganlar› ve alk›fllarla yürüdü.
Bursa Tabip Odas› Y›lmaz Özen kurumlar ad›na bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klamada reform
olarak sunulan düzenlemenin iflçi emekçilerin
haklar›n› iyilefltirmedi¤i yerli ve yabanc› sermayenin iste¤i do¤rultusunda yap›ld›¤› dile getirildi.
Yürüyüfl yapmak isteyen köylülere engelleme
‹zmir’in Beyda¤ ‹lçesi’nde geçen
y›l yaflanan kurakl›k, birçok köylünün zarar etmesine neden oldu.
Köylüler, ‹lçe Tar›m Müdürlü¤ü’nden gönderilen Dünya Bankas›
fonlar›n›n adaletsiz da¤›t›ld›¤›n› belirterek isyan etti. Beyda¤’da da¤›t›lan 453 bin YTL’lik kurakl›k fonundan yararlanmak için 800 üretici
baflvuru yapt›, ancak sadece 141
üretici fondan yararlanabildi. Köylüler, tespitlerin masa bafl›nda ve
tarafl› flekilde yap›ld›¤›n›, fondan
faydalanacak kiflilerin listelerinin
as›lmas›ndan dahi haberdar olmad›klar›n› ifade etti. Baz› köylüler ise,
yapt›klar› itirazlar›n yasal süresi
doldu¤u gerekçesiyle reddedildi¤ini
belirtti. Ayr›ca baz› köylülerin gelirinin fazla gösterilerek, fondan ya-
Beyda¤’da da¤›t›lan kurakl›k fonundan yararlanmak için 800 üretici baflvuru
yapt›, ancak sadece 141 üretici fondan yararlanabildi.
rarlanmas›n›n önüne geçildi¤i iddia
edildi.
Bunun üzerine köylülerin, zararlar›n›n karfl›lanmas› ve fonlar›n
adaletsiz da¤›t›lmas›n› dile getirmek
için 20 fiubat günü yapmak istedikleri yürüyüfl, kaymakaml›¤a tak›ld›.
Beyda¤ Kaymakam› Serdar Kartal’›n makam›na ça¤›rd›¤› köylülere,
“Biri aran›za girer, PKK bayra¤›
açar. Hem ceza al›rs›n›z, hem de
Beyda¤ bir daha yard›m göremez”
dedi¤i iddia edildi.
Beyda¤ Ziraat Odas› Baflkan›
Ünal ‹çmesu ise, fonlar›n da¤›t›m›nda uygulanan kriterleri uygun
bulmad›klar›n› söyledi. Da¤›t›mda
uygulanan kriterlerin eksik oldu¤unu belirten ‹çmesu, köylülerin flikayetlerini Tar›m ve Köyiflleri Bakanl›¤› ile Ziraat Odalar› Genel Merkezi’ne yaz›l› olarak ilettiklerini kaydetti ve flunlar› söyledi; “Kimi çiftçilerin baflvurular› traktörü var,
inekleri var gibi gerekçelerle reddedilmifl. Kurakl›k nedeniyle zarar
gören çiftçi, bu zarar›n› traktörünü
satarak, ine¤ini satarak karfl›lamak
zorunda de¤il” dedi. Aksakl›klar›n
giderilmesi için çaba harcayacaklar›n› dile getiren ‹çmesu, olayda kas›t olmad›¤›n› ifade etti.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
S›n›rd›fl›
operasyon
protesto edildi
ADANA
26 fiubat Sal› günü ö¤le saatlerinde
Irak Kürdistan›’na düzenlenen operasyonu protesto etmek amac›yla ‹nönü Park›’nda bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. Eyleme
kat›lan kurumlar ad›na bas›n metnini ‹HD
fiube Yöneticisi Mustafa Ba¤çiçek
okudu. Okunan bas›n metninde “Operasyon halklar›n kardeflli¤ini ciddi bir
tehlike ile karfl› karfl›ya b›rakacak, toplumda yeni ac›lar yaratacak ve nefret
duygular›n› da körükleyecektir. ‹nsanca
ve onurlu yaflamdan yana olan bütün kurumlar›, ölüm, kan, gözyafl› ve y›k›mdan
baflka bir sonuç yaratmayacak olan s›n›r
ötesi harekâta dur demek için bir araya
gelmeye ça¤›r›yoruz” ifadelerine yer verildi. Eylem Partizan, Adana Bar›fl Meclisi, ‹HD, E¤itim-Sen, SES, DTP, ESP,
SDP, ÖDP, EMEP, D‹P-G, TÖP, DHP,
Halkevleri, Odak, Al›nteri, Y.S.K.M.
Kurtulufl, ÇHKM, Tekstil-Sen, 78’liler
Giriflimi ve Tay-Der taraf›ndan ortak
olarak örgütlendi.
BURSA
21 fiubat’ta bafllat›lan s›n›r ötesi operasyon DHP, ESP, BDSP, ‹HD, DTP,
SDP taraf›ndan yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile protesto edildi. 1 Mart günü
Bursa Büyükflehir Belediyesi binas› arkas›nda biraraya gelen kurumlar burada bas›n aç›klamas› okudu. Aç›klamay› ‹HD fiube Baflkan› Abdulaziz Akyol okudu.
Akyol “bugün 1 Mart tezkeresinin y›ldönümü. ABD emperyalizminin Irak iflgaline emekçi yoksul çocuklar›n katledilmesine karfl› yüz binlerin alanlara ç›karak hay›r
dedi¤i gün. Ayn› kararl›l›¤› bugün yerli uflak
ve iflbirlikçilerine karfl› da göstermelidir”
dedi ve imha ve inkar›n Kürt sorunun çözümüne katk› sunmayaca¤›n› söyledi.
‹STANBUL
Türk devletinin 20 fiubat günü
Irak Kürdistan›’na yönelik gerçeklefltirdi¤i s›n›r ötesi kara harekât› sona
erdi. S›n›r ötesi hava harekât›ndan
sonra gerillan›n haz›rl›ks›z yakalanmas› ve imhas› hedefi ile yap›ld›¤› aç›klanan operasyon, Kürt halk›n›n birçok
yerde yapt›¤› eylemlerle de protesto
edildi.
Türk hâkim s›n›flar›n›n ABD ile
yapt›klar› “diplomatik” görüflmelerin
ard›ndan gelen ve “zafer naralar›”
eflli¤inde gerçekleflen operasyon iddia
edildi¤inin aksine fiyasko ile sonuçland›. Yaklafl›k 9 gün süren operasyonda
Türk ordusu Irak Kürdistan›’n›n altyap›s›n› yok etmek amac›yla bölgedeki sivil yerleflim yerlerini de bombalad›. Köprüleri ve köyleri bombalayan
Türk ordusu, 250 gerillan›n öldürüldü¤ünü iddia etti. Ancak operasyon
devam ederken Türk ordusundan kamuoyuna yans›yan bilgilerin bir süre
sonra yalanlanmas› aç›klanan say›lar›n
güvenilirli¤ini de tart›fl›l›r hale getiriyor.
Operasyon devam ederken Türkiye’yi ziyaret eden ABD Savunma
Bakan› Gates, Türk devletinin operasyonu bir an önce durdurmas›n› istemifl, bu aç›klaman›n hemen ard›ndan operasyon sona ermiflti. Operasyonun sona erdi¤ini ve Türk ordusunun geri çekildi¤ini Irak kaynaklar›ndan ö¤renen kamuoyu bundan Baflbakan›n bile bilgisi olmad›¤›nda ö¤renmifl oldu.
Türk hâkim s›n›flar› operasyonu
büyük bir baflar› olarak de¤erlendirirken gerçekte yaflananlar ise bunun
tam aksi oldu. Yaflanan kay›plarla birlikte ciddi hiçbir baflar› kazanamayan,
ABD’nin emriyle çekilmekle de daha
fazla prestij kaybeden Türkiye için
operasyon tam bir fiyasko oldu.
Milyonlarca dolar harcanarak gerçeklefltirilen operasyonda devlet, gerilla karfl›s›nda aciz kald› ve iddialar›n
7-20 Mart 2008
mayaca¤›n›, süren çat›flmalar›n ölümlere sebebiyet vermekten baflka hiçbir niteli¤inin olmad›¤›n› söyledi.
S›n›r ötesi fiyasko!
Mersin
“Operasyonlara so
n
Kürt halk›na özgürl
ü
k”
aksine bozguna u¤rad›. Türk hâkim s›n›flar› operasyon için milyonlarca dolar harcarken harekât›n maliyeti ise
yine emekçilerin cebinden karfl›lanacakt›r. Bu durum önümüzdeki günlerde yeni zamlar›n yap›laca¤›na da iflaret
etmektedir.
Operasyon sürürken Kürt halk›
da sokaklara, alanlara ç›karak operasyona karfl› tepkilerini gösterdi.
Binler alanlarda!
* 29 fiubat günü DTP K›z›ltepe ilçe örgütü önünde biraya gelen kitle
“AKP flafl›rma bizi da¤a tafl›rma”, “Katil Erdo¤an”, “Münaf›k Erdo¤an” sloganlar› ile AKP ilçe örgütü önüne do¤ru yürüyüfle geçti. Siyah
bir çelengi AKP önüne b›rakmak isteyen kitlenin önü polis taraf›ndan kesildi. Yaflanan gerginli¤in ard›ndan DTP
‹lçe Baflkan› Reflat Kaymaz bir bas›n
aç›klamas› yapt›.
2 Mart günü saat 13.00
’te Galatasaray Lisesi önünde bir bas›n aç›
klamas› yapmak isteyen
aralar›nda DTP, ESP, BD
SP ve Partizan’›n da bulundu¤u, s›n›r ötesi opera
syonlara karfl› oluflturulan birliktelik polis terörü
ile karfl›laflt›.
“Operasyonlara son
Kürt halk›na özgürlük” yaz›l› pankart›n
aç›ld›¤› eylemde bas›n
aç›klamas›n›n yap›lmas›n›
engellemek isteyen polis kitlenin biraraya gelme
sini engellemek amac›yla ‹stiklal Caddesi’nin tüm
ara sokaklar›na barikat
kurdu. DTP milletvekille
ri S›rr› Sak›k ve Bengi
Y›ld›z’›n da kat›ld›¤› eyl
emde “Savafla hay›r”
sloganlar›n› hayk›ran kitlen
in Taksim’e yürümesine izin vermeyen polis,
kitlenin Tünel’e do¤ru
yürümesi üzerine sald›r
›ya geçti. Gaz bombalar›
s›kan ve havaya atefl eden
polis 10 kifliyi gözalt›na ald›. Da¤›lan kitle Do
lapdere’ye do¤ru çekilir
ken birçok yerde polisle
çat›flmalar yafland›.
* Siirt’te 29 fiubat
günü yap›lan eylemle
s›n›r ötesi operasyonlar› protesto eden kitle polisin sald›r›s›na u¤rad›.
* Dersim’de s›n›r ötesi operasyonlara karfl› bir aç›klama yapan kitle
“Katil Erdo¤an” sloganlar›n› hayk›rd›. 28 fiubat günü Sanat Soka¤›nda biraraya gelen kitle, “S›n›r ötesi operasyonlara hay›r, ›rkç›l›¤a ve flovenizme karfl› yaflas›n halklar›n
kardeflli¤i” yaz›l› pankart açarak
“Operasyonlar durdurulsun” sloganlar›n› da hayk›rd› ve AKP il binas›na yürümek istedi. Kitlenin bir süre
yürümesine izin veren polis barikat
kurdu. Yaflanan gerginli¤in ard›ndan
polis, barikat›n› geriye çekti.
Burada bir bas›n aç›klamas› yapan
DTP il baflkan› Murat Polat; 24 kez
denenmifl bir yöntemin yeniden denendi¤ini ve uluslararas› hukukun
ayaklar alt›na al›nd›¤›n› dile getirdi.
* Beyo¤lu Halk ‹nisiyatifi ise operasyonlar› protesto etmek için DTP
Beyo¤lu ‹lçe Örgütü’nde 4 günlük açl›k grevi eylemi gerçeklefltirdi.
* Kocaeli’de Sabri Yal›m Park›’nda
yap›lan bir eylemle operasyonlar›n
çözüm getirmeyece¤i dile getirildi. 27
fiubat günü gerçeklefltirilen DTP,
SDP, EMEP, EHP, E¤itim-Sen ve
Tüm Bel-Sen’in aralar›nda bulundu¤u sendika ve demokratik kitle örgütlerinin kat›ld›¤› bas›n aç›klamas›nda
“Edi bese” pankart› aç›ld›.
Burada DTP Kocaeli ‹l Baflkan›
Kadriye Alptekin taraf›ndan yap›lan
bas›n aç›klamas›nda s›n›r ötesi operasyonlar›n ve kara harekât›n›n Kürt
sorununun çözümüne katk›da bulun-
Gündo¤du Mahallesi’nde operasyonlar› protesto etmek amac›yla yürüyüfle geçen binlerce kifli, polis panzerleri taraf›ndan gaz bombas› kullan›larak da¤›t›ld›. Akdeniz ve Toroslar
beldesine yay›lan olaylarda 20 kiflinin
gözalt›na al›nd›¤› bildirildi.
Adana
* Barbaros Mahallesi Newroz
Caddesi’nde bir araya gelen yüzlerce
genç, TSK’n›n operasyonunu protesto etti. “Gerillan›n iflgale onurlu
direniflinde, zafer gerillan›n. Her
genç bir Zap gerillas›d›r. Zap
Gençlik ‹nisiyatifi” yaz›l› pankart
açan eylemciler, mahalleyi ablukaya
alarak sald›ran polise, molotofkokteyli ve tafllarla karfl›l›k verdi.
* fiakirpafla Mahallesi’ndeki
Sal› Pazar› Caddesi’nde bir araya gelen gruplar atefl yakarak halaylar çekti. “PKK halkt›r halk burada”,
“Katil Erdo¤an”, “Buras› Zap’t›r
buradan geçit yok” sloganlar› atan
kitleye polis panzerlerle sald›rd›. Gaz
bombalar›n›n kullan›ld›¤› sald›r›ya kitle de tafl ve molotofkokteylleriyle
karfl›l›k verdi. Sokak aralar›nda bir süre devam eden çat›flmalar›n ard›ndan
mahalle abluka alt›na al›nd›.
* Gülbahçesi Mahallesi’nde ise
Gülbahçesi-Karasu Kavfla¤›’nda 100
genç, havai fiflek patlatarak atefller
yakt›.
Batman
DTP Batman ‹l Örgütü taraf›ndan
düzenlenen s›n›rötesi kara operasyonu protestosuna binlerce kifli kat›ld›.
Yürüyüfl esnas›nda s›k s›k “Katil Erdo¤an”, “Münaf›k Erdo¤an” slogan›n› atan kitle, operasyonu protesto
eden pankartlar tafl›d›.
Yahya Menekfle, polis
panzeri alt›nda can verdi!
Abdullah Öcalan’›n Türkiye’ye
getiriliflinin y›ldönümünde yap›lan
eylemlerde polis Yahya Menekfle
isimli genci panzerle ezmiflti.
fi›rnak’›n Cizre ilçesinde 15 fiubat’›n y›ldönümünde yap›lan eylemlere sald›ran devlet, kitleye gaz
bombalar› ve panzerle sald›rm›fl 40
kifliyi gözalt›na alm›fl, onlarca insan›
yaralam›fl, Yahya Menekfle’yi de
ezerek öldürmüfltü.
Olay›n ard›ndan yap›lan aç›klamalarda Menekfle’nin kafas›na çarpan taflla hayat›n› kaybetti¤i iddia
edilmiflti.
Yahya Menekfle’nin a¤abeyi Orhan Menekfle polislerin önce “Sivil
bir arac›n alt›nda kalarak öldü”
ard›ndan da “Yahya taflla öldürüldü, farkl› söylerseniz bafl›n›z
belaya girer. Bu olay kapans›n”
dedi¤ini aç›klam›flt›. Devletin Me-
nekfle’nin öldürülmesinin gerçek
nedenini gizlemek için kamuoyuna
yapt›¤› bu aç›klama, haz›rlanan Adli
T›p raporu taraf›ndan da yalanland›.
Adli T›p Kurumu haz›rlad›¤› rapor ile Yahya Menekfle’nin ezilerek
öldü¤ünü tespit etti. Raporda; “Kiflinin ölümünün etraf kemik k›r›klar› ile müterafik genel beden
travmas›na ba¤l› kafatas› parçal› k›r›¤› beyin doku harabiyeti
beyin kanamas› ve iç organ y›rt›lmalar›ndan geliflen iç ve d›fl
kanma sonucunda meydana
geldi¤i kanaatindeyiz” denildi.
Devlet, demokratik haklar›n›
kullanan Kürt halk›na yönelik fliddet
ile teslim alma politikas›n› sürdürüyor. Yükseltilen flovenizme ile Kürt
halk›n›n üzerine bomba ya¤d›ran
egemenler Kürt halk›n›n direnifl dinamiklerini k›rmak istiyor.
Kürt halk› 15 fiubat’ta oldu¤u gibi bedeller ödeyerek direnifl gelene¤ine sahip ç›kmaya devam edecektir. Devletin gerçekleri gizleme çabas›na ra¤men Kürt halk› sorumlular› çok iyi bilmektedir.
(H. Merkezi)
Polisler suç ifllemeye, yasalar da korumaya devam ediyor!
23 fiubat Cumartesi günü Tarlabafl›’ndaki DTP ‹l Baflkanl›¤› önünde “S›n›r
Ötesi Operasyona Hay›r” pankart›
açan kitle operasyonlar› protesto etti.
Dövizler ve çeflitli sloganlarla bina önünde toplanan kitle ad›na aç›klama yapan
Partinin ‹stanbul ‹l Baflkan Yard›mc›s›
Dursun Y›ld›z, “s›n›r ötesi harekât›n
çözüm yerine çözümsüzlük getirece¤ini
ve telafisi mümkün olmayacak sonuçlara
neden olaca¤›n›” belirtti.
Aç›klamada “Kürtlere yönelik sald›r›lar sadece s›n›r ötesinde olmad›¤› gibi,
sadece askeri operasyonlarla s›n›rl› de¤il.
Daha bu operasyon bafllamadan evvel
operasyona karfl› tepkisini ifade eden kitleler kurflunland›… Sald›r›lar sadece
Kürtlere veya onlarla dayan›flma içinde
olanlara da de¤il. Bir yandan da elektri¤e,
benzine, do¤algaza, suya üst üste zamlar
yap›lmakta, özel tüketim vergisi yükseltilerek her türlü temel ürünün fiyat› artt›r›lmaktad›r” denilerek tüm halka yönelik
sald›r›lara vurgu yap›ld›.
Eylem, polisin uyar›s›yla olays›z sona
ererken, bu s›rada dergi da¤›t›m› yapan
DTP Üsküdar ‹lçe Baflkan› Nusrettin
Barak gözalt›na al›narak k›sa süre çevik
kuvvet polisine ait otobüste bekletildikten sonra serbest b›rak›ld›.
Abdullah Öcalan’›n Kenya’da
uluslararas› komplo sonucu yakalan›p Türkiye’ye iade edildi¤i tarih
olan 15 fiubat, tüm ülke genelinde
oldu¤u gibi Mersin’de de protesto
edildi. Her y›l oldu¤u gibi yap›lan
gösterilere bu y›l da kolluk kuvvetleri azg›nca sald›rm›flt›r. Önceki y›llarda Mersin’de polis taraf›ndan katledilen Ümit Gönültafl
ve Murat Demir’de oldu¤u gibi
fi›rnak Cizre’de de 15 yafl›ndaki
Yahya Menekfle polis panzeri
alt›nda ezilerek katledilmifltir.
Burjuva bas›n taraf›ndan sözde
eylemcilerin atm›fl oldu¤u taflla öldürüldü¤ü öne sürülse de halk taraf›ndan gerçek ortaya ç›kar›lm›flt›r.
Mersin’in Çilek Mahalle-
si’nde yap›lan gösterilere ise polis
azg›nca sald›rm›flt›r. Polisin Mahalleye gelme amac› eylem esnas›nda
ortaya ç›km›flt›r. Mahalledeki birçok genç polisin sald›rgan tutu-
muna maruz kalm›fl, mahalledeki
kad›nlara sözlü tacizde bulunulmufl ve küçük çocuklar ç›r›lç›plak
soyularak sokak ortas›nda polis
taraf›ndan copla dövülmüfltür. Ay-
r›ca çocuklar›n k›yafetleri sokak
ortas›nda yak›lm›fl, evlerine ç›r›lç›plak gönderilmifl ve ço¤u gencin
de kimlikleri yak›lm›flt›r. Burjuva
bas›nda yer alan polisin “flirinlik”
gösterilerinden çok farkl› olarak
mahallede polis gerçek yüzünü bir
kez daha göstermifltir.
Bizler çok iyi biliyoruz ki Ümit
Gönültafl’›, Murat Demir’i, Yahya
Menekfle’yi katledenlerle Çilek
Mahallesi’nde halka azg›nca sald›ranlar aras›nda hiçbir fark yoktur.
Bir yandan halk›n e¤itim ve sa¤l›k
haklar›n› çalarken di¤er yandan da
kolluk kuvvetleriyle halka fiziksel
olarak sald›rmaktad›r. Bizler halka
yönelik yap›lan sald›r›lara karfl›
tüm kesimleri duyarl› olmaya ça¤›r›yoruz.
(Mersin YDG)
Operasyona gitmek istemeyen 60 korucuya gözalt›
›rnak’›n Beytüflflebap ‹lçesi’nde s›n›r ötesi
kara harekât›na kat›lmak istemeyen yaklafl›k 60 korucu, Beytüflflebap ‹lçe Jandarma Karakolu taraf›ndan gözalt›na al›nd›. Mamxuran ve Jirki afliretlerine mensup korucular,
‹lçe Jandarma Karakolu’na ça¤r›ld›. Burada
kendilerine kara harekât›na kat›lacaklar› bilgisi
verilen Jirkî afliretine mensup korucular, operasyona kat›lmayacaklar›n› belirtirken, Mamxuran afliretine mensup korucular ise, operas-
fi
yona gönüllü olarak kat›lacaklar›n› bildirdi.
Mamxuran aflireti baflkan› ve ayn› zamanda
Mezra Beldesi Belediye Baflkan› Hüsnü Timûr’ûn kardefli Nesîm Timûr’ûn korucu
bafl› olarak operasyona kat›ld›¤› belirtildi.
Afla¤› Dere (Gelîyê Jêr) Köyü’nde görev
yapan 60 korucunun kesinlikle operasyona kat›lmayaca¤›n› belirtmesi üzerine Beytüflflebap
‹lçe Komutanl›¤›’na ba¤l› askerlerce gözalt›na
al›nd›¤› ö¤renildi.
60 korucu 23 fiubat günü serbest b›rak›ld›. ‹ddia göre, gözalt›ndayken operasyona kat›lmak istedi¤ini belirten iki korucu ise operasyon bölgesine götürülmedi.
2 korucuya, “Size ihtiyac›m›z yok, operasyon dönüflünde hepinizle bir bir görüflece¤iz” denildi¤i iddia edildi. Korucular›n,
kendi aralar›ndan ikifler kifliyi seçip operasyonlara gönderdikleri de öne sürüldü.
(H. Merkezi)
‘Bar›fl’a
bir ses
‹HD Genel Merkezi’nin ald›¤› bir
kararla ‹HD’nin tüm flubeleri, TSK’nin
s›n›r ötesi operasyonunun son bulmas›
için 24 saat boyunca “Bar›fl için nöbet eylemi” düzenledi. Mersin’deki
bar›fl nöbeti eylemi öncesi ‹HD önünde bir araya gelen üyeler ve kat›l›mc›lar, yakalar›na beyaz kurdele takt›.
“Bar›fla bir flans ver” yaz›l› pankart
aç›lan eylemde “Yaflas›n halklar›n
kardeflli¤i” vb. sloganlar at›ld›. Bas›n
aç›klamas›n› yapan ‹HD Mersin fiube
Baflkan› Celal Sonuvar, Türkiye’nin
temel sorununun insan haklar› ve demokrasi oldu¤unu, bu temel sorunun
en önemli halkas›nda da Kürt sorununun yer ald›¤›n› ifade etti.
(Mersin)
İşçi-köylü 7
7-20 Mart 2008
Eksen Yay›nc›l›k’a
polis bask›n›
protesto edildi
‹stanbul Haseki’de bulunan Eksen Yay›nc›l›k Merkez Bürosu polis
taraf›ndan bas›larak talan edilmifl ve
büroda bulunan Eksen Yay›nc›l›k çal›flan› Ferdi Özmen’i darp ederek
gözalt›na alan polis bürodaki eflyalar›
da talan etmiflti.
Polis Ferdi Özmen’in ayakkab›lar›n› bile giymesine f›rsat vermeden
fiehremini polis karakoluna götürmüfl
ve Özmen, burada iki saat tutulduktan büroya uzak ›ss›z bir yerde serbest b›rak›lm›flt›.
Eksen Yay›nc›l›k’a yönelik polis
bask›n› 19 fiubat günü yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile protesto edildi. Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelen K›z›lbayrak, Devrimci Hareket,
EHP, Kald›raç, Odak, Yürüyüfl, Barikat ve ‹flçi köylü çal›flan ve okurlar›
“Bask› terör sansür. Devrimci
bas›n susturulamaz” pankart› açarak “Sansüre geçit vermeyece¤iz”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” sloganlar›n› hayk›rd›.
Yap›lan bas›n aç›klamas›nda sosyalist bas›n›n emekçilerin mücadelesini yans›tmaya devam edece¤i ifade
edildi. Eylemde Tersane ‹flçileri Birli¤i Derne¤i baflkan› Zeynel Nihadio¤lu da söz alarak yeni bir ifl cinayetinin
duyurusunu yapt›.
(‹stanbul)
Hrant Dink davas›
yerinde say›yor!
“Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z!”
Bafl›büyük’te, uzunca zamand›r devam eden y›k›m gerginli¤i, geçti¤imiz
günlerde y›k›m ekiplerinin, yüzlerce polis eflli¤inde mahalleye gelmesiyle, bir
kez daha hayata geçirilmeye çal›fl›ld›.
Sulukule, Ayazma, Tuzla-fiifa Mahallesi baflta olmak üzere, Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda, çok say›da
evin y›k›lmaya çal›fl›ld›¤› mahallelerden
biri de ‹stanbul Maltepe’deki Bafl›büyük Mahallesi. Bafl›büyük’te, uzunca
zamand›r devam eden y›k›m gerginli¤i,
geçti¤imiz günlerde y›k›m ekiplerinin,
yüzlerce polis eflli¤inde mahalleye gelmesiyle, bir kez daha hayata geçirilmeye çal›fl›ld›. Ancak 27 fiubat’ta, sabah›n
erken saatlerinde bölgeye gelen çok sa-
y›da çevik kuvvet polisi ile mahalle halk›
aras›nda çat›flma ç›kt›. Mahalle halk›n›n
“Bafl›büyük halk›nd›r, halk›n olacak!”,
“Evlerimizi y›kt›rmayaca¤›z” sloganlar›
aras›nda gerçeklefltirdi¤i direnifl gece
yar›lar›na kadar sürdü.
Polisin coplar ve gaz bombalar› eflli¤inde gerçeklefltirdi¤i sald›r›lara barikatlar kurup, tafl atarak yan›t veren mahalleliler “Evlerimizi y›kt›rmamakta
kararl›y›z!” diyorlar.
Çat›flmalarda çok say›da kifli yarala-
n›rken, birçok insan da gözalt›na al›nd›.
Çat›flman›n ard›ndan bir kez daha mahalleden geçici olarak çekilen y›k›m
ekipleri, önümüzdeki günlerde tekrar
geleceklerini söylediler.
Bundan birkaç ay önce de mahallede, yine y›k›m giriflimleri nedeniyle çat›flmalar yaflanm›fl ve çat›flmalar›n akabinde polis çekilmek zorunda kal›rken,
y›k›mlar ertelenerek, TOK‹ flantiyeleri
kurulmak istenmiflti.
Son y›kma girifliminde 19 evin y›k›lmak ve bu evlerin yerine TOK‹ binalar›
infla edilmek istendi¤i ö¤renildi.
Ço¤unlu¤u 20 y›l› aflk›n süredir mahallede oturan mahalle sakinleri, Maltepe Belediye Baflkan› Fikri Köse’ye de
büyük bir öfke duyduklar›n›, çünkü ken-
dilerine tapu sözü verdi¤i halde, bugün
evlerinin y›k›lmas›yla karfl› karfl›ya olduklar›n› söylemekteler.
‹stanbul Büyükflehir Belediyesi ile
TOK‹ ve Maltepe Belediyesi aras›nda
daha önce Bafl›büyük Mahallesi’nin gecekondu dönüflümüyle ilgili protokol
imzalanm›flt›. Protokole göre, mahallede yaklafl›k 90 hektar› kapsayan parseller, kentsel yenileme alan› olarak belirlendi.
Mahalle halk› y›k›m ekipleri ve polis
yetkililerinin kendilerine evlerin boflalt›lmas› için 20 gün süre tan›nd›¤›n› söylemekteler. 20 gün sonras›nda olacaklar
için gözler Maltepe’ye ve TOK‹’ye çevrildi. Mahallede gerginlik devam ederken, y›k›m ekiplerinin de kendilerine ve-
Belediyeleri böl-parçala-birlefltir-yönet politikas›
Önümüzdeki y›l yap›lacak olan
yerel seçimler öncesi yeni bir hamle yapan AKP, kimi yerlerde nüfusu
2 binin alt›nda olan çok say›da belde belediyesini kapat›rken, kimi
yerlerde ise ya belediyeleri bölüyor
ya da birlefltiriyor. Bu bölme-kapatma-birlefltirme uygulamas›
ise bunun hayata geçirilmeye çal›fl›ld›¤› bölgelerde daha flimdiden tepkileri de getirmifl bulunmakta.
Belediye olma statüsünden ç›kacak olan beldelerin halk›, böylelikle mahalleye dönüflecekleri ve
art›k alt yap› vb. hizmetlerden ya-
rarlanamayacaklar› kayg›s› tafl›makta. Belde belediyesi olan ve ilçe yap›lmas› düflünülen 300 bin nüfuslu
Esenyurt sakinlerinin kayg›lar› ise
daha farkl›. Bu durumda nüfusun
yar›m milyonu bulaca¤›n› ve yerel
yönetimlerin zaten hizmet götürmekte zorland›¤› (ya da götürmedi¤i) bölgenin hizmet sorununun daha da büyüyece¤ini, bu yaklafl›m›n
özde ideolojik oldu¤unu düflünüyorlar. Bahçeflehir ve K›raç halk›
da yine Esenyurtlular gibi, ayn› kayg›larla bu birleflmeye karfl›lar ve birleflme olmamas› için imza toplama
karar› alm›fllar.
Haz›rlanan yeni tasar›ya göre
Eminönü ilçesi Fatih’e ba¤lanacak,
Kad›köy ve Gaziosmanpafla ikiye
bölünecek, Samand›ra, Esenyurt ve
Sar›gazi beldeleri ise ilçe olacak.
Belediyelere iliflkin bu yeniden
yap›land›rma giriflim sadece ‹stanbul’u kapsam›yor. Adana, Antalya,
‹zmir, Diyarbak›r ve daha çok say›da ilde benzer giriflimler söz konusu. AKP’nin yerel seçimler öncesi
bu giriflimi, “hangi ilçeyi bölsem,
hangisini birlefltirsem de kazansam”
telafl› olarak adland›r›l›yor.
“Hasta De¤ilsin”
Ermeni gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesi davas›n›n 4. duruflmas› görüldü. Befliktafl 14. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen duruflma bir öncekinde oldu¤u gibi san›klar›n rahat
davran›fllar›na ve hakaretlerine sahne
oldu.
Hrant Dink’i katleden Ogün Samast, Dink’in avukatlar›na sözlü sataflmada bulunurken azmettirici oldu¤u iddias› ile yarg›lanan Yasin Hayal’in
avukat› Fuat Turgut Ermenilere ve
Dink ailesine hakaret etti.
Duruflmada Hrant Dink’in efli Rakel Dink, k›z› Delal ve kardeflleri Orhan ve Lervant haz›r bulundu. Duruflmaya tutuksuz yarg›lanan BBP eski
MYK üyesi Halis Egemen ve BBP
Trabzon eski il baflkan› Yaflar Cihan
da kat›ld›.
Duruflma s›ras›nda san›klar›n rahat davran›fllar› ve Dink ailesine hakaretleri mahkeme heyeti taraf›ndan
görmezden gelindi. Avukat Fuat Turgut’un Ermenilere yönelik söyledikleri de hâkim taraf›ndan “duyulmad›”.
Mahkeme davan›n ilerlemesi için
müdahil avukatlar›n Ogün Samast’›n
kemik yafl›n›n 19 oldu¤unun kabul
edilmesi, Hrant Dink’le ‹stanbul Valili¤i’nde görüflen istihbaratç›larla ilgili
valilikten tekrar yaz› istenmesi, Trabzon ve Samsun’daki davalar›n ana davayla birlefltirilmesi, Yasin Hayal ile
Mustafa Öztürk’ün kay›tlar›n›n istenmesi ile ilgili taleplerinden sadece sonuncusunu kabul etti.
Ogün Samast’›n 18 yafl›n›n alt›nda
oldu¤u gerekçesiyle görülen duruflmas› bas›na kapal› gerçeklefltirildi.
Hrant Dink davas›n›n görüldü¤ü
s›rada Befliktafl Meydan›’nda biraraya
gelen kitle “Hrant için, adalet
için” yaz›l› bir pankart açarak adalet
talebinde bulundu. Yap›lan aç›klamada bir y›l› aflk›n bir süredir devam
eden davada hiçbir ilerleme kaydedilemedi¤ini ifade edildi.
(‹stanbul)
Halkın gündemi
F tiplerinde hak ihlalleri son dönemlerde artarak devam ediyor. Keyfi uygulamalar, yay›n yasaklar›, disiplin cezalar›
ve sa¤l›k sorunlar›… Yaflanan sa¤l›k sorunlar›na her geçen gün bir yenisi ekleniyor.
Bunlar›n en sonuncusu Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde tutuklu
bulunan Resmiye Vatansever’in yaflad›¤› sa¤l›k sorunu. Duruflmaya getirilirken askerler taraf›ndan fliddete maruz
kalan ve Adliye alt›ndaki hücrelerde ›slak zeminde saatlerce bekleyen tutsaklar ciddi sa¤l›k sorunlar› yaflamaktalar.
Bu yaflanan sorunlar çerçevesinde bir
bas›n toplant›s› yapan ‹HD Ankara
fiubesi yaflanan sorunlara dikkat çekmek istedi. Yap›lan aç›klamada; “Tret-
man ve tecrit her geçen gün hapishanelerde a¤›rlaflt›r›larak devam etmekte,
yaflam hakk› dedi¤imiz en kutsal hak bile Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan keyfi bir
flekilde geri al›nmaktad›r. Hastaneye giden tutsaklar hapishane idaresi ve askerin keyfi uygulamas› (kelepçe açmama, ayakkab› ve üst aramas›) sonucunda tedavi olmadan üstelik gidifl-gelifllerde fliddete maruz kalarak geri dönmektedir. Hapishane idaresi ve askerin çeflitli yalanlarla tutsaklar› revire ç›karmama ya da hastaneye sevk etmeme tavr›
ciddi bir sald›r› olarak önümüzde durmaktad›r” denildi.
Aç›klaman›n devam›nda; “derne¤imize yap›lan son baflvuruda Sincan Kad›n Kapal› Hapishanesi’nde tutuklu bulunan Resmiye Vatansever rahats›zl›¤›
nedeniyle revire ç›kmak istemifltir.
Ayakta dahi durmakta zorlanan Vatansever hücre arkadafllar› taraf›ndan revire tafl›nmak durumunda kalm›flt›r. Kar›n
a¤r›s›, gözlerde ve tende sararma, halsizlik, yorgunluk hissi ve bunlar›n yan›nda ciddi bel a¤r›s› flikâyetleri bulunmaktad›r. Revire ç›kar›lan Vatansever yerde
yatmas›na karfl›n doktorun ‘hasta
kim?’, ‘senin hastal›¤›n psikolojik’
diyerek tedavi etmemifl ve hücresine
geri yollam›flt›r. Rahats›zl›¤› artan Vatansever’in 3 gün sonra hastaneye sevki
yap›lm›fl fakat Sincan Devlet Hastanesi
Nöroloji bölümü doktorunun kelepçeyi
açt›rmamas› ve gerekçe olarak da ‘sen
bana ya sald›r›rsan’ demesi. Resmiye
Vatansever özgülünde yaflanan bu sorun ve sald›r› ne münferit bir durumdur
ne de bireyseldir. Zira son süreçte Sincan Hapishanesi’nin tümünde adli ya da
siyasi ayr›m› yap›lmaks›z›n hasta tutsaklar hastaneye götürülmemektedir. Örne¤in daha önce de Hepatit B hastal›¤›
nedeniyle defalarca gündeme getirilmeye çal›fl›lan Yaflar ‹nce’nin kula¤› iltihaplan›p kanama bafllam›fl olmas›na karfl›n, bu iltihab›n Hepatit hastal›¤› üzerinde de olumsuz etkide bulunaca¤› bilinmesine karfl›n ‘asker yok’ denilerek
hastaneye götürülmemifltir” denildi.
Aç›klamadan sonra Resmiye Vatansever’in kardefli Gülgün Vatansever de
görüflte yaflad›klar› s›k›nt›lar› ve ablas›n›n
sa¤l›k durumu ile ilgili bilgi vererek endiflelerini dile getirdi.
(Ankara)
Kawalar›n direnifliyle bahara merhaba…
Teleferik Kültür ve Sanat Merkezi olarak 1 Mart’ta düzenledi¤imiz
Bahara Merhaba fienli¤i tüm bask›,
tehdit ve y›ld›rma çabalar›na ra¤men
coflkuyla gerçekleflti. fiubat ay› içerisinde düzenledi¤imiz yöresel yemek gününden sonra bir iç etkinlik yapmaya
karar verdik. Yerimizin yetersiz olmas›ndan kaynakl› bu flenli¤i bir salona tafl›mak istedik ve çal›flmalara bafllad›k.
Semtimizde bulunan ‹flgir ‹lkö¤retim
Okulu ile salonlar› için görüfltük. Bizzat
okul müdüründen olumlu cevap ald›k.
Okul müdürü durumu ‹lçe Milli E¤itime
bildirip salonun ücretsiz verilmesini istedi. Milli E¤itim salonu vereceklerini,
fakat ücretli olaca¤›n› bildirdi. Bizler de
bunu kabul edip protokol imzalad›k.
Mahalleye duyurular›m›z› ast›k, davetiyelerimizi da¤›tt›k. Etkili¤e üç gün kala
okuldan ça¤r›ld›k. Yapt›¤›m›z görüflmede okul müdürü okulu veremeyeceklerini, üstten emir geldi¤ini dile getirip
bizden özür diledi.
Bizler de bu engellemeden sonra
yeni bir yer aramaya bafllad›k. Ve mahallede bulunan Çam Dü¤ün Salonunu
tuttuk. Yine bir engelleme olur diye
sözleflme yapt›k. Yeniden ilan bas›p davetiye da¤›tt›k. Ev ev dolafl›p etkinlik
yerinin de¤iflti¤ini haber verdik. Etkinli¤e bir gün kala dü¤ün salonu sahibi bizi
arad›. Polisin kendilerini tehdit etti¤ini öne sürerek salonu veremeyece¤ini
bildirdi. Biz de önce emniyete gidip izin
ald›k ve oradaki Güvenlik fiube yetkililerine neden gidip salonlar› tehdit ettiklerini sorduk. “Biz yapmad›k, yapsayd›k size izin vermezdik” dediler.
Ard›ndan salona gidip sahibini ikna et-
meye çal›flt›k. Sahibi önce çeflitli bahaneler öne sürse de sonra “Ben de Kürdüm, birileri beni aray›p tehdit ediyor,
masraf›n›z neyse karfl›lar›m, ama ben
buray› veremem. Siz bir kurumsunuz.
Bunlara karfl› durabilirsiniz, ben duramam” deyince bizler de yeni yer aramaya bafllad›k. Vakit dar hava bozuktu.
Üstelik mahallede baflka yer de yoktu...
Ferman padiflah›nsa
sokaklar bizimdir!
Son çare olarak etkinli¤imizi Kültür
Merkezinin bulundu¤u Bademli Sokak’ta yapmaya karar verdik. ‹nsanlar›n
kat›l›m sa¤lamas› bizim için çok önemliydi. Üst üste salonlar›n iptal edilmesi
semtte farkl› alg›lanmalara yol açm›flt›.
‹zinli bir flenlik, illegal bir havaya sokuluyordu. Üstelik polisin etkinli¤e müda-
Yeni rant alanlar›
aç›l›yor
Ülke genelinde baz› beldelerin
kapat›lmas›na ve yeni ilçelerin kurulmas›na iliflkin bu yaklafl›m, TBMM
‹çiflleri Komisyonu’nun geçti¤imiz
günlerde yapt›¤› toplant›da ele al›nd›. Komisyon bu toplant›da, “Büyükflehir Belediyesi S›n›rlar›
‹çerisinde ‹lçe Kurulmas› ve
Baz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›lmas› Hakk›nda Kanun Tasar›s›”na iliflkin görüflmeleri tamamlad›. Tasar›, 43 yeni ilçe kurulmas›n›
rilecek y›k›m emrini bekledikleri, y›k›m
emri ald›klar›nda tekrar mahalleye girecekleri ö¤renildi. Polis ise mahalleye girifl ç›k›fllarda kimlik kontrolü yaparak,
gerek mahalleliyi gerekse bölgeye gelenleri taciz etmeyi sürdürüyor.
Di¤er taraftan, polisin gaz bombalar› ile gerçeklefltirdi¤i sald›r› s›ras›nda,
olaylar› evinin balkonundan izleyen 17
yafl›ndaki Erdal Bak›rc›’n›n, polisin att›¤› gaz bombas› ile a¤›r yaraland›¤› ö¤renildi. Gaz bombas› aln›nda patlayan
Bak›rc›’n›n, kafatas›n›n çatlad›¤› ve beyin
kanamas› geçirdi¤i bildiriliyor. Yo¤un
bak›mda tutulan Bak›rc› sürekli uyutuluyor. Polisten flikâyetçi olmaya haz›rlanan aile ise, polisin kendilerine bask›
yapt›¤›n› söylüyor.
(Kartal)
ve çok say›da beldenin kapat›lmas›n› öngörmekte. Tasar›, önümüzdeki
günlerde Genel Kurula gelecek.
Bu giriflim, AKP’nin yerel yönetimlerdeki etkisini art›rmay› hedefledi¤i kadar, yeni yandafllar ve rant
alanlar› yaratma giriflimi olarak da
yorumlan›yor. Örne¤in, köy veya
mahalleye dönüflecek olan beldelere bundan böyle “Köylere Hizmet Götürme Birlikleri” olarak
adland›r›lan ekiplerin hizmet götürmesi planlanmakta. Bu ekiplerin,
söz konusu rant ve yandafllar yaratma çabalar›nda büyük iflleve sahip
olabilece¤i ve bu amaçla görevlendirilecek olmalar› ihtimali ise oldukça
yüksek.
“S›n›rl› bir yaflam› s›n›rs›z
bir davaya adayanlara”
Partizan fiehit ve Tutsak Aileleri’nin flehitlerimizin mezarlar›n› yapt›rmak
için bafllatt›¤› kampanya
çerçevesinde 1 Mart Cumartesi günü Ankara’da
Ekin Sanat Merkezi’nde bir
etkinlik yap›ld›. fiehit ve
tutsak ailelerinin kat›l›m›n›n
oldu¤u etkinlik Parti ve
devrim flehitleri için yap›lan
sayg› durufluyla bafllad›. PfiTA ad›na yap›lan konuflmada flehitlerin mücadelesine sahip ç›k›lmas› vurgulan›rken bunun yolunun örgütlü mücadeleden
geçti¤i söylendi.
“Umudun Atefl Toplar›” isimli sinevizyon gösteriminin ard›ndan
Ozan Ormani’nin türküleriyle destek verdi¤i etkinlikte Sincan’da tutsak
edilen Partizanlar›n flehit ve tutsak ailelerine gönderdi¤i resimler Özgür
Kemal Karabulut’un annesi Sultan Karabulut, Ali ‹hsan Özkan’›n annesi Hayriye Özkan, Gökçe fiahin’in babas› Bayram fiahin ve Cengiz Kahraman’›n akrabas› Handan Yaz›c›’ya hediye edilirken, ailelerin yapt›¤› konuflmalarda bugün sahiplenmenin, mücadele etmenin zorunlulu¤u anlat›ld›.
fiiirlerle ve içerden d›flardan gönderilen mesajlarla renklenen etkinlikte
Nimet Y›ld›z/H›d›r Çelebi ve Yavuz Capolat türküleriyle müzik dinletisi sundu. 8 Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’ne yap›lan ça¤r›yla sonlanan etkinlikte “Analar›n öfkesi katilleri bo¤acak”, “Devrim flehitleri
ölümsüzdür”, “Önderimiz ‹brahim ‹brahim Kaypakkaya” sloganlar›
at›ld›.
(Ankara)
hale edece¤i söylentisi kulaktan kula¤a
yay›l›yordu. Sabah erkenden çal›flmalara bafllayacakt›k.
Sabah kalkt›¤›m›zda s›cak bir günefl
evlerimizin camlar›ndan içeri girmiflti.
Önce belli haz›rl›klara bafllad›k. Semtin
ortas›ndaki trafoya ve etkinli¤in yap›laca¤› soka¤a Teleferik Kültür ve Sanat Merkezi imzal› afifller ast›k. Daha
sonra megafonlarla sokak sokak dolafl›p etkinli¤e ça¤r›m›z› yineledik.
Etkinlik saati gelmiflti, gün boyu süren güneflli hava yerini hafif, ›l›k bir rüzgâra b›rakm›flt›. “Bugün rüzgar bizden
yana esiyordu!” ‹nsanlar bizimleydi.
Her fleye ra¤men bizimle… Bunca yorgunlu¤a de¤erdi. Aç›l›fl konuflmas›ndan
sonra davul zurna eflli¤inde halaylar çekildi. Rüzgâr h›z›n› git gide art›r›yordu.
Toz toprak içinde kalm›flt›k. Buna ra¤men yafll›s›ndan gencine kadar herkes
bizimleydi. Daha sonra Kültür Merke-
zimizin kurucular›ndan Bursa Tuncelililer Derne¤i Baflkan› Özkan Arslan k›sa bir konuflma yaparak
halk› selamlad›. Ard›ndan Teleferik Kültür ve Sanat Merkezi halk oyunlar› ekibi sahneye ç›kt›. fiiir dinletisinden sonra sahneyi Tuncelililer Derne¤i müzik
grubu “Grup Ekim” ald›. Rüzgâr›n
iyice artmas›yla programa Kültür Merkezinde devam edildi. 38 Belgeseli
gösterildi. Sonlara do¤ru elektrikler
kesilince program sona erdirildi. Bizler
için zorlu ve yorucu bir etkinlikti. Yapmak için adeta savafl vermifltik. Mutluyduk çünkü dostlar›m›z bizleri yaln›z b›rakmam›flt›. Mutluyduk çünkü amac›m›za ulaflm›flt›k... Etkinli¤e kat›l›mlar› ve
mesajlar›yla destek veren baflta Tuncelililer Derne¤i, DTP, Partizan
ve Yeni Demokrat Gençlik okurlar›na teflekkürlerimizi sunuyoruz.
Teleferik Kültür Sanat Merkezi
İşçi-köylü 8
Politik gündem
7-20 Mart 2008
Munzur’da barajlar ve siyamürlü alt›n aramac›l›¤›
“Son ›rmak kurudu¤unda, son a¤aç yok oldu¤unda, son bal›k öldü¤ünde, beyaz adam paran›n yenmeyen bir fley oldu¤unu anlayacak” (K›z›lderili Atasözü)
Munzur’da baraj projesi
Devletin o kadar
katliam›, köy
yakmalar› baraj
projeleri yetmezmifl
gibi flimdi de
siyanürle alt›n
ç›kartarak Dersim’i
yok etmeye
çal›flmaktad›r.
Dünyan›n say›l› milli parklar›ndan biri olan Munzur Milli Park›
devlet taraf›ndan kendi yasalar›n› da
çi¤neyerek neden yok etmek istemektedir? Gerçek amaç barajlar yap›p elektrik üretip burada kar elde
etmek midir? Tabi ki hay›r. Bilim
adamlar›n›n yapt›¤› araflt›rmaya göre
Munzur Milli Park›nda yap›lacak
olan barajlardan elde edilecek gelir
barajlar›n yap›m maliyetini dahi karfl›lamaya yetmemektedir ve Türkiye’de barajlar›n ömrü 50 y›ld›r. O
halde devlet MVMP da neden baraj
yapmakta bu kadar ›srar ediyor? Bunun nedeni 1935 y›l›ndaki Dersim
kanununa dayanmaktad›r. M. Kemal
1935 y›l›nda mecliste yapt›¤› bir konuflmada “Dersim ç›banbafl›d›r bu
ç›banbafl›n› kopar›p atmad›¤›m›z sü-
dundan sürmüfl birçok aileyi metropollerde yoksulluk ve sefalet içinde
yaflamaya mecbur etmifltir. TC
Devleti Osmanl›dan devrald›¤› katliamc› gelene¤ini sürdürmektedir. Faflizmin mant›¤› kendisinden olmayan
veya kendisine karfl› gelen, boyun
e¤meyen herkesi yok etmek ve ortadan kald›rmakt›r. Dersim ta Anadolu Selçuklular›ndan, Osmanl›dan
günümüze kadar hiçbir otoriteye
boyun e¤memifl defalarca k›y›ma u¤ram›fl ama yine de teslim olmam›flt›r. Katliamlarla ve sürgünlerle yokedilemeyen Dersim insan› son y›llarda esrar, bali ve fuhuflla yozlaflt›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Dersim’in
üstünde bu kadar durulmas›n›n sebebi Dersim halk›n›n muhalif olmas›ndan, devrimci bir potansiyel tafl›yarak s›n›fsal ve ulusal harekete destek vermesinden ileri gelmektedir.
Sistemin amac› denizi kurutup bal›¤›
avlamakt›r. Barajlar›n yap›lmas›yla
birlikte il merkeziyle ilçeler aras›nda
ba¤lant› kopacak ve bölge halk› göç
etmek zorunda b›rak›lacak ve bölge
insans›zlaflt›r›lacakt›r. Barajlar›n yap›lmas›yla gerillan›n geçifl alanlar›
kesilecek, gerilla hareketsiz k›l›nacak ve böylelikle imha edilmesi hedeflenecektir. Barajlar›n üzerinde
bu kadar önemle durulmas›n›n sebebi budur.
Barajlar›n yap›lmas›yla birlikte
iklim ›l›manlaflacak ve bundan kaynakl› birçok canl› türü yok olacakt›r.
‹klimin ›l›manlaflmas›yla birlikte kar
ya¤mayacak ve Munzur suyu ciddi
oranda azalacakt›r. Çünkü Munzur
suyu kardan beslenmektedir. 21
yy’da petrol savafllar›n›n yerini su
savafllar› alaca¤› aflikârken emperyalistler flimdiden su havzalar›na hâkim olmaya çal›fl›rken ve insanlar
dünya üzerinde içmeye temiz su bulamazken ve binlerce insan kirli su
içmekten ölürken, böyle önemli bir
kayna¤›n kurutulmas›n›n hiçbir mant›¤› yoktur. Munzur Milli Park›’n›n
yan› s›ra Hasankeyf, F›rt›na Vadisi,
ALL‹NONA‹ (Bergama) gibi önemli
yerler de tehlike alt›ndad›r.
Dersim üzerine
yeni seferin ad›:
Siyanürle alt›n arama
Dünya üzerinde yaratt›¤› tahribatlarla
sicili bozulan Rio
Tinto’nun Dersim
topraklar›ndaki
faaliyetlerinin
burjuva medyada
yer bulmamas›
katliam seyircili¤ini
ele vermektedir.
rece bize rahat yok” demifltir. Dersim kanununa göre Ovac›k ve Pülümür Erzincan’a, Nazimiye ve Mazgirt Bingöl’e, Pertek, Çemiflgezek ve
Hozat Elaz›¤’a ba¤lanacak sadece
ortada küçük bir alan kalacakt›r.
Amaç bölgeyi ve insan›n› yok etmektir. Nitekim 1937–38 y›llar›nda
köylüler vergi ödemiyor ve isyan
ediyor bahanesiyle katliama bafllanm›fl ve 60 bin insan vahflice katledilmifltir. Kalanlar›n ço¤u da ‹ç Anadolu ve Bat›ya sürgüne gönderilmifltir.
Buna ra¤men bölge insan› sindirilememifl ve boyun e¤dirilememifltir.
‘38 katliam›yla Dersim’i yok edemeyen devlet 1993–94 y›l›nda yeni bir
katliama giriflmifl yüzlerce köyü yakarak binlerce insan› köyünden yur-
Devletin o kadar katliam›, köy
yakmalar› baraj projeleri yetmezmifl
gibi flimdi de siyanürle alt›n ç›kartarak Dersim’i yok etmeye çal›flmaktad›r. Madencilik; bafll› bafl›na su
havzalar›n› ve topra¤› yok eden bir
faaliyettir. Maden aramada kullan›lan siyanür gibi zehirli kimyasallar
suyu ve topra¤› zehirlemektedir.
Ya¤›fl alan e¤imler üzerinde yap›lan
madencilikle toprak kaymalar› ve
heyelanlar yaflanmakta, dere ve nehirleri yataklar› molozlarla dolmaktad›r. Çok genifl alanlarda maden
arayan flirketler afl›r› miktarda büyük hacimli kaz›lar yap›p milyonlarca metreküp kayay› yerinden ç›kar›p
toz haline getirmektedir. Alt›n iflletmelerinde bir ton alt›n ç›karabilmek
için 0,5–3,5 milyon aras›nda kayan›n
ç›kar›lmas› gerekmektedir.
Arsenik, siyanür, asit gibi zehirli
kimyasallar a¤›r metallerle ifllenmifl
kaya ve topraklara, su kaynaklar›na
s›zacak ç›kar›lan kayan›n cevhersiz
bölümleri zehirli y›¤›nlar halinde depolanacakt›r. Borular›n patlamas›,
siyanür havuzlar›n›n taflmas› gibi büyük ölçekli kazalar meydana gelmese bile hiçbir depolama tekni¤i zehirin sulara ve topra¤a kar›flmas›n› tamamen engelleyememektedir. Madencilik nedeniyle yeralt› ve yüzey
sular›na kar›flan arsenik, kobalt gibi
kanser yap›c› maddelerin ölümcül
etkileri Munzura baraj yap›ld›¤› takdirde kat be kat artacak, e¤er siyanürlü alt›n arama faaliyetleri durdurulamazsa Dersim topraklar›nda ge-
nifl kraterler kalacakt›r. Bunlar›n içi
kimyasal sularla dolarak hastal›k
üreten çukurlar haline gelecektir.
Bergama’dan Hakkâri’ye, Artvin’den, Munzur’a, Kaz Da¤lar›na,
Uflak Eflme’ye ülkenin dört bir yan›n› adeta istila eden maden flirketleri
neden bu kadar rahat hareket edebiliyorlar? Bergama köylüleri Eurgold firmas› hakk›nda açt›klar› onlarca davay› kazand›klar› halde mahkeme taraf›ndan alt›n arama lisans›
iptal edildi¤i halde hiçbir yasa tan›madan siyanürle alt›n ç›karmaya devam ediyor.
Rio Tinto flirketi kimdir?
Dünyan›n dört bir köflesinde talanla, gaspla, ölümle birlikte an›lan
Rio Tinto’nun alüminyum, bak›r,
kömür, uranyum, alt›n endüstriyel
mineraller ve demir cevheri alanlar›nda maden ç›karma ve mineral iflleme ifli yapan Rio Tinto, bugün
dünyan›n en büyük maden firmas›
ve tek bafl›na dünya maden üretiminde %12.5’lik pay ile birinci s›radad›r. 40 ülkede 60’tan fazla faaliyeti bulunuyor. Madencilik yapt›¤›
alanlarda yerli halka uygulad›¤› zulüm, sendikalaflmaya karfl› koyuflu
ve do¤a tahribat›yla, Rio Tinto kanl› ismini gizlemek için ço¤u zaman
yerel flirketleri tafleron olarak kullanarak, yeni alt flirket kurarak ya
da küçük maden flirketlerinden
topraklar› sat›n alarak ifl yap›yor.
Dersim’de de Kanada ve ABD borsalar›nda yer alan Anadolu Madenleri Gelifltirme LTD. flirketini kullan›yor. YAMAfi adl› flirket
üzerinden Dersim de 82.000 hektarl›k ruhsat alan›na sahip olan
AMDL Tunceli merkez ile Ovac›k
aras›nda Bak›r ve Alt›n yata¤› aramaya Sin ve K›z›lviran köylerinde
600 m. derinli¤inde sondaj çal›flmas› yaparak bafllad›.
fiirket Jardine Matheson firmas›n›n afyon ticaretinden kazan›lan paras›yla 1873’te ‹berya’n›n Andalusia
-Rio Tinto (renkli nehir) bölgesinde
maden ç›karmak için kuruldu ve ad›n› bu bölgeden ald›. Birçok iflçi kar›n
toklu¤una çal›flt›r›ld› ve 1877–78
aras›nda yüzlercesi silikoz gibi akci¤er hastal›klar›ndan hayatlar›n› kaybettiler. 1936–39 ‹berya Anarflist
Devrimi s›ras›nda Rio Tinto bölgesindeki maden havzas› Faflist Franko’nun askerleri taraf›ndan korunuyordu. Rio Tinto’nun Baflkan›
1937’de flirketin genel kurul toplant›s›nda flöyle demiflti: “Maden bölgesi General Franko taraf›n zaptedilmifl
durumda oldu¤undan iflçilerle problem
yaflamad›k. Sorun ç›karan iflçiler Askeri Mahkeme’ye ç›kar›ld› ve öldürüldü.”
Bu politika, daha sonra flirketin G.
Afrika’daki ›rkç› yönetimle fiili diktatörü Pinochet ve Endenozya diktatörü Suharto ile kurduklar› iliflkiler
için örnek teflkil etti.1984’te Rio
Tinto’nun Baflkan› katil maden flirketlerinin ve baraj inflaatç›lar›n›n bak›fl›n› ortaya koyarak flöyle demiflti:
“Topraktaki hak onu elde tutma gücünden gelir.” Bu yaklafl›m do¤rultusunda Rio Tinto bazen do¤rudan
fliddet uyguluyor; ya da faflistlerle ifl
birli¤i yaparak onlar› koruyor, bazen de faaliyetlerine karfl› ç›kan yerli halk›n içinden gruplarla tek tek
görüflüyor ve sat›n al›nabilinecek
gruplar› halk›n gerçek temsilcisi kabul edip di¤erlerini tan›m›yor ve
böylece birli¤i bozuyor.
Bergama’dan sonra
s›ra Dersim’de
Bu politikay› Eurgold Bergama’da uygulad›, kimilerini para ile
kimilerinide ifl vadiyle sat›n ald›. Alt›n aramaya karfl› ç›kanlar›, Bergama
köylülerini ise burjuva bas›n arac›l›¤›yla bunlar Almanya’dan para ald›,
bunlar Alman ajan› diye karalamaya
çal›flt›. Bugün Dersim’de siyanürlü
alt›n ç›karmaya gelen firma da ayn›
argümanlar› ve yöntemleri kullanmaktad›r. Özellikle bölge halk›n›n
yoksullu¤unu, iflsizli¤in had safhada
oluflunu varl›klar›n› sürdürmek için
bir gedik olarak görmektedirler.
Yoksullu¤un ve iflsizli¤in girdab›nda
yüzen, siyanürle alt›n arama çal›flmas›n›n bölge halk› aç›s›ndan nas›l
bir y›k›m yarataca¤›n›n bilincinde olmayan baz› Dersimlilerin küçük
ekonomik ç›karlar u¤runa flirketin
çal›flmalar›na yedeklenmeleri, destekçisi olmalar› kabul edilebilir de¤ildir. Dersim ve siyanürle alt›n arama çal›flmas›n›n yap›ld›¤› bölge halk›n›n karfl›tl›¤›n› referans almayan
flirket ekonomik ç›kar amaçl› kendisine yedekledi¤i bölge insan›n› halk›n gerçek temsilcileri olarak görmekte ve çal›flmalar›na devam etmenin gerekçesi olarak ileri sürmektedir. Buradan hareketle bölgedeki yozlaflman›n vard›¤› boyutu anlamak olanakl› olmaktad›r. Özellikle
flirketin faaliyetlerine ekonomik ç›kar amaçl› s›cak bakan insanlar›n bilinçlendirilmesi, kazan›lmas›, halk›n
toplumsal ç›karlar›n› ve Dersim’in
do¤as›n› esas alan bir tav›r almalar›n› sa¤layacak çal›flmalar›n yürütülmesi gerekmektedir. Mevcut karfl›tl›¤›n bilinçli, iradi ve örgütlü bir harekete dönüfltürülmesi ise flirketin
faaliyetlerinin Dersim topraklar›ndan sökülüp at›lmas› için olmazsa
olmaz bir yerde durmaktad›r.
Yer Dersim olunca
burjuva medya
suskun…
Dünya üzerinde yaratt›¤› tahribatlarla sicili bozulan Rio Tinto’nun Dersim topraklar›ndaki faaliyetlerinin burjuva medyada yer
bulmamas› katliam seyircili¤ini ele
vermektedir. Bu gün Dersim’de siyanürle alt›n ç›kar›lmas›na karfl›
verilen bölgesel tepki d›fl›nda kamuoyunda yaprak k›p›rdamamaktad›r. Bugün burjuva medya Kaz
Da¤lar› için aya¤a kalkarken neden
Munzur’da çevresel tahribattan
tek bir sat›rla bahsetmemektedirler. (Kaz Da¤lar› için oluflan duyarl›l›¤a tabi ki karfl› de¤iliz) Yaz aylar›nda artan orman yang›nlar›na
karfl› medya ve burjuva çevreler o
kadar ilgi gösterirken ve bir an evvel ormanlar›n söndürülmesi için
seferber olurken devletin Dersim’de yakt›¤› ormanlardan tek sat›rla bile bahsedilmemektedir.
Bunun nedeni Dersimi di¤er
bölgelerden ay›ran muhalif özelli¤i-
dir. Sosyal ve toplumsal olaylara
karfl› duyarl› bir halk›n›n olmas› en
büyük sebeptir. Osmanl›dan bu yana Dersim üzerine yap›lan seferlerin devam etmesindendir.
Son olarak;
* Çeflitli bilimsel disiplinlerde
(biyoloji, çevrebilim, arkeoloji,
co¤rafya, sosyoloji vb.) oluflan bir
bilimsel heyet taraf›ndan acilen
ÇED raporu düzenlenmelidir.
* Baflta devrimci-sosyalist bas›n
olmak üzere görsel ve yaz›l› bas›n
arac›l›¤› ile bölge insan›na dayat›lan
sosyal ve çevresel y›k›m kamuoyuna tafl›nmal›d›r.
* Baflta Dersim yöre dernekleri olmak üzere, çevre örgütlerini
ve tüm duyarl› tüm duyarl› kesimleri bir araya getirerek soruna karfl› ortak hareket etmenin zemini
yarat›lmal›d›r.
* Konunun uzman› bilim adamlar› ve akademisyenlerle paneller
ve söylefliler düzenleyerek bölgede oluflacak vahim sonuçlar hakk›nda baflta yöre halk› olmak üzere tüm halk›m›z bilgilendirilmelidir.
* Baflka bölgelerde, siyanürlü
alt›n ç›kar›lmas›na karfl› oluflturulan platformlarla ve çevre platformlar›yla görüflülerek mücadelenin ortaklaflt›r›lmas› örülmelidir.
* Bölge halk›n› harekete geçirmek için Dersim’de acilen siyanürlü alt›n aramaya barajlara karfl› bir
platform oluflturulmal›d›r. Ekono-
mik ç›kar amaçl› flirketin faaliyetlerine yedeklenmifl insanlar›n bilinçlendirilmesi ve tavr›n› de¤ifltirmesi
için çal›flmalar kurulan bu platform
üzerinden yürütülmelidir. Alan›nda
uzman› akademisyenler bölgeye götürülerek siyanürün insan ve çevre
üzerindeki etkisi anlat›lmal›d›r.
* Konuyu uluslar aras› kamuoyuna tafl›mak için baflta Dersim’de olmak üzere özellikle Dersimlilerin, yaflad›klar› yerlerde soka¤a ç›karak tav›r al›fl içerisine girmeleri gerekmektedir.
* Dünya üzerinde at oynatan,
çeflitli ülkelerde iflçi ve emekçilerin katledilmesinde eli bulunan,
çevresel katliama yol açan, faflist
diktatörlüklerle birlikte iflçi ve
emekçilerin örgütlenmesine ve
mücadelesine azg›nca sald›ran Rio
Tinto’nun tafleron olarak kulland›¤› AMDL’ye karfl› örgütlü ve birleflik bir mücadele yürütülmesi zorunludur.
Kaynak: Partizan dergisi 35–36. say›,
Çevre Bakanl›¤› 2006 y›l› raporu, Munzur Çevre Derne¤i bülteni, ‹flçi köylü gazetesi arflivi
İşçi-köylü 9
7-20 Mart 2008
Politik gündem
Ordunun sesi Türk medyas›!
Türk medyas› televizyon ve yayg›n da¤›t›m a¤lar› sayesinde genifl kitlerle ulafl›rken ideolojisini de götürüyor. Milliyetçili¤i flovenizmi yükselten halk›m›z aras›nda nefret tohumlar› ekmeye çal›flan medya muhalif bas›na ulaflamayan genifl bir kesimi peflinden sürüklüyor.
Türk ordusu taraf›ndan Irak Kürdistan›’na yönelik bafllat›lan operasyonda burjuva-feodal medya yine performans› ile dikkatleri üzerine çekmeyi baflard›.
21 fiubat günü büyük bir gürültü
ile bafllat›lan kara harekât›nda silah› ilk
kuflanan yine tahmin edilece¤i üzere
medya oldu.
Türk medyas› komutanlar›n›n emir
telakki etti¤i sözleri ile teyakkuza geçti. K›sa bir zamanda bölgenin haritas›
ç›kar›ld›, konunun anl› flanl› uzmanlar›
kara harekât›n›n kamuoyuna aç›klanmayan gizil s›rlar›n› televizyonlardan
deflifre etti. Hemen her konuda bir uzman bulma ve söz söyleme kabiliyetine
ve ‘özgürlü¤üne’ sahip Türk medyas› yine üzerine düfleni fazlas› ile yapt›.
Öyle ki bu kadar›n› Genelkurmay Baflkan› bile beklemiyordu. Harekâttan k›sa bir süre sonra “baflkomutanl›k”
medyaya nota vererek aç›klamalar›n›n
gerçeklere uygun olmas›n›, “objektif”
habercili¤in yap›lmas›n› istedi.
Genelkurmay’›n bir süredir üzerinde çal›flt›¤› ve uygulamaya soktu¤u
“Baflar› umudunun k›r›lmas›”
olarak tan›mlanan psikolojik savafl›n
en önemli aya¤›n› oluflturan burjuvafeodal medya bas›n eti¤i konusunda
hiçbir s›n›r tan›mad›.
Operasyonun bafllad›¤› ilk günden
“Karak›flta günefl do¤du”, “K›fl
uykusunda bask›n”, “Temizlik
bafllad›” manfletlerini atan medya,
savafl› bafl›ndan kazanm›flt›. Ancak harekât›n üzerinden k›sa bir süre geçmeden medyan›n yalanlar› da bir bir
ortaya ç›kmaya bafllad›.
Türk medyas› gemi az›ya iyice al›rken s›n›r› geçen asker say›s› için resmi
bir aç›klamay› bekleme ihtiyac› bile
duymad›. Kimi yay›n organlar› 10 bin
derken kimisi bu say›y› Genelkurmay’›n aç›klamalar› sonras› 3 bine kadar düflürdü.
Türk medyas› her asker görüntüsünü flanl› Türk ordusunun meziyetlerini dökmeye gerekçe yaparken bölgede gerçek durum hakk›nda ise inand›r›c› en ufak bir bilgi vermiyordu.
Operasyonun -30 derecede yap›lmas›n› bile bir övünç kayna¤› olarak takdim eden Türk medyas› haritaya esasl› bakma zahmetine bile katlanmad›.
Kimi kanallar›n Çukurca’da s›f›r
noktas›ndan yay›n yaparak “en s›cak” geliflmeleri vermesi ise aymazl›¤›n boyutlar›n› gözler önüne serdi.
Türk medyas› Genelkurmay’›n “hedeflere ulafl›ncaya kadar devam edece¤iz” aç›klamalar›na tekmille yan›t
verirken hedeflerin ne oldu¤unu sormak ise kimsenin akl›na gelmedi. BBG
evi gibi izlendi¤i iddia edilen bölgede
hava operasyonlar›ndan sonra yerinde keflif yap›lmak istenmesinin mant›-
¤› sorgulanmad›. “Yastan cepheye”,
“Bin terörist namlunun ucunda”
manfletleri ile savafl borular› çalanlar›n
her biri baflka bir bölgede savaflt›.
Kimi bas›n, yay›n organlar› gerillan›n kaçt›¤›n›, da¤›ld›¤›n› iddia ederken
Zap bölgesinin Çukurca’n›n karfl›s›nda
oldu¤unu savundu. Kimisi Zap’tan
30–40 kilometre ileri gitti.
Gerillan›n kay›plar› konusunda da
medya yine s›n›r› aflt›.
Baz›lar›na göre gerilla 400 kay›p
verirken kimilerine göre 300 kay›p
verdi. Bilgilerin neye dayand›¤›, nas›l
edinildi¤i ise hiçbir zaman aç›klanmad›. Ana haber bültenlerinde PKK gerillalar›n›n arkas›na bile bakmadan
kaçt›¤›, büyük darbeler ald›¤› tespitleri yap›l›rken ayn› saatlerde Roj TV’de
gerillan›n düflürdü¤ü helikopterin görüntüleri yay›mland›. Medyan›n yalan,
ikiyüzlülük ve aldatma üzerine kurulu
haber ve yay›n anlay›fl› bir kez daha
deflifre oldu.
Ölen asker ailelerini konuflturarak
duygular›n› sömüren medya ailelerin
tepkilerini ise hiç yans›tmad›.
Medya gerçekleri gizliyor!
Burjuva-feodal medya operasyonun perde arkas›n›, yap›lan pazarl›klar› ise kamuoyundan gizliyor.
Baflbakan Erdo¤an’›n ve Genelkurmay ikinci baflkan›n›n ve Cumhurbafl-
kan› Abdullah Gül’ün ABD ziyaretlerinden hemen sonra gerçekleflen
operasyonda ne tür pazarl›klar›n yap›ld›¤› bilinçli bir flekilde gizlendi.
ABD’nin operasyon iznini neyin
karfl›l›¤›nda verdi¤i aç›klanmad›. Afganistan ve Irak’ta iyice ç›kmaza giren
ABD’nin bu bölgelere yönelik Türkiye
halk›na yeni ac›lar getirecek projeleri
vatan-millet-Sakarya 盤l›klar› alt›nda
bo¤uldu. Gates’in aç›klamalar› ile birlikte b›çak gibi kesilen operasyonda
Türk medyas› kuyru¤u yine dik tuttu.
Türk ordusunu efendilerinin ufla¤› oldu¤u ve çizdi¤i s›n›rlar› geçemeyece¤i
sat›r aralar›nda kendine yer bulmad›.
Kara harekât›nda yaflananlar medyan›n ilk vukuat› da de¤il.1992 y›l›nda
gerçeklefltirilen operasyonda Genelkurmay kay›plar›n say›s›n› çok yans›tmak amac›yla köylü ve korucular› gerilla k›l›¤›na sokarak foto¤raflar›n›
çekmiflti. Hürriyet gazetesinde yay›nlanan bu haberler yine tahmin edilece¤i gibi flanl› Türk ordusunun zaferi
olmufltu. Hakkâri Da¤l›ca’da 8 askerin
esir edilmesi s›ras›nda Genelkurmay
yine medya arac›l›¤› ile askerlerden
haber al›nmad›¤›n› kamuoyuna aç›klam›flt›. Oysa askerlerin canl› görüntüleri ekranlara yans›m›flt› bile.
Apoletli medyaya karfl›
muhalif bas›n!
Son y›llarda gelifltirilen konsept ile
psikolojik savafltaki rolü giderek artan
medya halk› manipüle ediyor.
Türk hâkim s›n›flar› bir yandan muhalif bas›n› engellemek için yeni yasalar
ç›kar›rken öte yandan medyaya yat›r›m
yap›yor. Gündem gazetesinin yay›nlanmam›fl say›lar› bile toplat›l›rken televizyon ve yay›n organlar› kin kusuyor.
Milliyetçi dalgan›n yükseltilmesinde
çok etkili bir konumda olan ve görsel
bas›n ile desteklenen burjuva-feodal
medya gerçekleri halktan gizliyor.
Tüm bu yaflananlar dikkatleri medyan›n, bas›n, yay›n organlar›n›n üzerine
çekiyor. Sosyalist, devrimci, muhalif
bas›n› engellemek için her gün yeni bir
yasa ç›karan egemenler, halk›n gerçeklere ulaflmas›n› engelliyor. Ekonomik
olarak ablukaya almaya çal›flt›¤› muha-
lif bas›n›n sesinin halka emekçilere
ulaflmas›n› engellemeye çal›fl›yor.
Yaflanan bu psikolojik savafl ortam›nda gerçekleri ö¤renmek, haber alma hakk›na sahip ç›kmak daha bir anlam kazan›yor. Türk medyas›n›n, ordunun sesi yay›nlar›na yalan ve ikiyüzlü
haberlerine karfl› gerçekleri halk›n gelece¤ini ve umudunu resmeden muhalif yay›na ulaflmak acil bir görev olarak
önümüzde duruyor. Türk medyas› televizyon ve yayg›n da¤›t›m a¤lar› sayesinde genifl kitlerle ulafl›rken ideolojisini de götürüyor. Milliyetçili¤i flovenizmi yükselten halk›m›z aras›nda nefret
tohumlar› ekmeye çal›flan medya muhalif bas›na ulaflamayan genifl bir kesimi peflinden sürüklüyor.
Bunun engellenmesi muhalif bas›n›n kitlelere yayg›n bir flekilde ulafl›m›n› sa¤lamak gelifltirilecek araçlar ile
gerçeklerin ›fl›¤› ile donatmak olmal›d›r. Abone kampanyalar› sesli ajitasyonlar merkezi da¤›t›mlar vb. araçlar
muhalif bas›n›n Türk medyas›n›n milliyetçi flovenist çemberini k›rmada
önemli ad›mlar olacakt›r.
Devrimci bas›na tahammülleri yok
Mersin Üniversitesi’nde son zamanlarda Mersin Üniversitesi Rektörlü¤ü üniversitedeki devrimci, demokrat, yurtsever ö¤rencilerin
okuduklar› ve tan›t›m›n› yapt›klar›
devrimci yay›nlar› illegal yay›n sayarak örgüt propagandas› yapt›klar›
gerekçeleriyle birçok ö¤renciye soruflturma açt›. Son zamanlarda artan ›rkç› floven gösteriler ile savafl
盤›rtkanl›¤› yap›lan döneme denk
bir flekilde ö¤rencilere yönelik sal-
d›r›lar›n da ard› arkas› kesilmiyor.
27 fiubat tarihinde Mersin Üniversitesi yerleflkesi içerisindeki
Cumhuriyet alan›nda, üniversitede
okuyan YDG, SGD ve Yurtsever
Gençlik Hareketi’nden ö¤renciler bir bas›n aç›klamas›yla yaflanan
geliflmeleri, soruflturmalar› ve operasyonlar› protesto ederek sosyalist yay›nlar› elden ele da¤›tarak bir
eylem gerçeklefltirdi. Yaklafl›k 100’ü
aflk›n ö¤rencinin kat›ld›¤› protesto
eyleminde polis ve idare provokasyon yaratmak istedi. Fakat ö¤renciler eylemlerini alk›fllar ve ›sl›klar ile
devam ettirdi. Bas›n aç›klamas›nda
son zamanlarda operasyonlara ve
birçok yasadaki sald›r›lara de¤inilerek, operasyonlar›n ve sald›r›lar›n
durdurulmas› talep edildi. Yap›lan
bas›n aç›klamas›nda s›k s›k “YÖK,
polis, medya bu abluka da¤›t›lacak”, “Bask›lar bizi y›ld›ramaz” vb. sloganlar at›ld›. (Mersin)
B a h a r › m i l i t a n c a k a r fl
fl›› l a m a n › n z a m a n › d › r !
Egemenlerin parlamentodaki siyasi sözcülerinin türban eksenli bafllatt›klar› “demokrasi”, “özgürlük”,
“laik cumhuriyet” vb. gündemli
tart›flmalar›n gündemde oldu¤u, ezilen halk kitleleri aras›nda düflmanl›k
tohumlar›n›n ekilmeye çal›fl›ld›¤› bir
süreçten geçiyoruz. Bunlar egemen
s›n›flar›n tarihte s›kça baflvurduklar›
yöntemlerdir. Çünkü onlar, emekçilerin birli¤ini parçalamak, ezilenlerin
tepkilerini s›n›rlamak, öfkelerini farkl›
kanallara ak›tmak için bu ve benzeri
hileli yaklafl›mlardan asla vazgeçmemektedirler. Her fleyden önce, egemen s›n›flar bu tür gündemlerle hem
emekçi s›n›flar› bölüyorlar hem de
emperyalist efendilerinin ç›karlar›na
uygun olarak halk kitlelerini arkalar›ndan sürüklüyorlar.
Emekçilerin, ezilenlerin, ezilen
Kürt ulusunun ve az›nl›k milliyetlerin
ekonomik, demokratik, dahas› en s›radan insani taleplerine kulaklar›n› t›kayanlar, üzerlerine militarist güçlerini sürenler, milyonlar karfl›s›nda “demokrasi”, “özgürlük” nutuklar› at›yorlar. Tam da bu yüzden iki yüzlülüklerini teflhir etmek için tarihi ve
güncel sorunlar› iç içe ele alacak temelde devrimci pratiklere yönelmek kaç›n›lmaz bir görev olarak karfl›m›zda durmaktad›r. Ve önümüzdeki
aylar da, böylesi devrimci görevlerin
tereddütsüzce yerine getirildi¤i a¤›r
bedeller ödenerek kahramanl›klar›n
yarat›ld›¤› aylard›r.
Bu aylarda yarat›lan devrimci
de¤erleri sahiplenmek, s›radan
pratik tutumlarla olmaz. Bunun
için yaflanan tarihsel olaylar›, güncel
sorunlarla birlefltirecek bir kavray›fl
ve bu kavray›fla paralel olarak, koflul-
lara uygun militanca bir durufl sergilemek flartt›r. Her birimiz, sürece bu
bilinç ve tarihsel sorumlulukla yaklaflmal›y›z. Mart ay› içinde varolan bu tarihsel olaylar› güncel sorunlarla birlefltirecek tarzda ele alarak ortaya
koyaca¤›m›z devrimci militanca durufl, önümüzdeki süreçte belirledi¤imiz devrimci görevleri yerine getirmenin özgüvenini de yaratacakt›r.
Mart ay› uyan›fl›n ve
baflkald›r›n›n simgesidir
Mart ay› sömürü ve zulme
baflkald›ran emekçi kad›nlar›n
özgürlük-eflitlik 盤l›¤›n›, militanca durufllar› içeren tarihsel
ve özgün bir süreci, k›y›ma u¤rayan halklar›n isyan›n›, ac›lar›n›, idealleri u¤runa kahramanca
yarat›lan direniflleri içeriyor.
Dolay›s›yla bugün bu tarihsel
eylemlerden ö¤renme ve günün bize dayatt›¤› görevleri en
üst düzeyde yerine getirme sorumlulu¤uyla yüz yüzeyiz.
Bu sorumluluk bize 8 Mart
Dünya Emekçi Kad›nlar
Günü’nü, 21 Mart Newroz’u, 12 Mart Gazi Direnifli’ni, 31 Mart K›z›ldere Direnifli’ni alanlarda, ruhuna uygun olarak, militanca kutlamay›,
16 Mart Halepçe katliam›n›n
sorumlular›n› lanetlemeyi emrediyor. fiimdi görev, bu tarihsel sorumluluklar›m›z› militanca
yerine getirmektir. Her devrimci militan Mart, Nisan ve
May›s aylar›n› bu bilinçle karfl›lamal›d›r.
Bahar›n s›cakl›¤›yla kavgan›n s›cakl›¤›n› birlefltirmek için, 8 Mart Dünya
Emekçi kad›nlar Günü’nü militanca
kutlama çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›rmal›y›z.
8 Mart ezilenlerin kurtulufl mücadelesinde s›n›fsal, cinsel, ulusal bask›
alt›nda olan töre cinayetlerine kurban
giden, iflsizlikle bo¤uflan, yaflam›n her
alan›nda ikinci s›rada an›lan emekçi
kad›nlar›n isyan›n›n, özgürlük 盤l›¤›n›n ad›d›r.
Bu bilinçle da¤ bafllar›nda, zindanlarda, sokaklarda erkek yoldafllar›yla,
kavga dostlar›yla omuz omuza savafla-
rak flehit düflen tüm devrimci, yurtsever ve komünist kad›nlar›n pratikleri,
hangi yolda nas›l yürünmesi gerekti¤inin somut ve e¤itici kan›tlar›d›r.
Newroz isyand›r,
isyan sürüyor!
Newroz, ezilenlerin zulme ve
zorbal›¤a baflkald›rmas›n›n ad›d›r.
“Böyle gelmifl böyle gider” anlay›fl›n›n
reddidir. Aradan bin y›llar geçti. Ama
her yeni y›l, Demirci Kawa’lar ile zalim Dehak’lar aras›nda süren savafl›m›n somut ifadesi oldu. Di¤er bir ifadeyle zalimlerin zulmü, karfl›s›nda hep
ezilenlerin öfkesini gördü. Ve tarih
de, bu çat›flmalar üzerinden yol alarak ilerledi, ilerleyecektir de. Evet,
kavga sürüyor. Ve ça¤›m›z›n zalim Dehak’lar› da emperyalistler,
iflbirlikçileri ve uflaklar›d›r.
Bugün Newroz bayram›n›
kutlayacak olan Ortado¤u halklar› emperyalistlerin kuflatmas› alt›ndad›r. ‹flgalciler böl-yönet politikalar›yla halklar› birbirlerine
bo¤azlat›yorlar. Yoksulluk, sefalet, sürgün ve göçler bölge halk›n›n günlük yaflam›n›n bir parças›
haline geldi. Bu durumu tersine
çevirmenin yolu, “demokrasi”,
“özgürlük” ad›na bölgeyi iflgal
eden sömürü ve zulüm politikas›nda hiçbir s›n›r tan›mayan emperyalistlere ve bölgedeki iflbirlikçilerine ve uflaklar›na karfl› her
milliyetten emekçilerin birli¤ini
sa¤lamaktan geçer: E¤er bu birlik
sa¤lan›rsa, ça¤›m›z›n yeni Dehak’lar›n›n ak›beti öncekilerden
farkl› olmayacakt›r.
Bu aç›dan bak›ld›¤›nda Newroz’un içeri¤ini boflaltmaya çal›flan her türlü anlay›fla karfl› da
mücadele etmeliyiz. Newroz isyand›r
ve O’nu özüne uygun kutlamak, Irak
topraklar›nda iflgalcilere suç ortakl›¤›
yapmay› de¤il, savaflmay› emreder.
Newroz ezilenlerin kardeflli¤idir; zalimlerle ayn› sofrada oturmay› de¤il,
ezilen halklarla ac›lar›, sevinçleri paylaflarak savaflmay› zorunlu k›lar.
Yaflad›¤›m›z topraklarda Newroz
bayram›n› kutlamak, uluslar›n kendi
kaderini tayin hakk›n› kay›ts›z-flarts›z
savunarak, TC’nin içerde ve d›flar›da
Kürt halk›na dönük yürüttü¤ü imha
ve inkar politikas›na karfl› mücadele
etmektir. Bu tarihsel sorumlulukla
›rkç›l›¤a, flovenizme, imha operasyonlar›na karfl›, Kürt halk›n›n somut taleplerini içeren pankartlar›m›zla, sloganlar›m›zla alanlara ç›kal›m.
K›z›ldere direnifli
devrimci dayan›flman›n
ve bafl e¤mezli¤in
tarihidir!
31 Mart K›z›ldere direnifli; düflman›n kuflatmalar›na, “teslim ol”
ça¤r›lar›na karfl› “biz buraya dönmeye de¤il, ölmeye geldik” diyen devrimci bafl e¤mezli¤in fliar›n›
hayk›r›yordu. Di¤er bir ifadeyle, katillerin ça¤r›lar› direnifl duvar›na çarparak parçalan›yordu. K›z›ldere; yaln›z direniflin de¤il, ayn› zamanda devrimci dayan›flman›n da en güzel örneklerinden biridir. Deniz, Hüseyin
ve Yusuf’lar›n idamlar›n› engellemek
için THKP-C ve THKO önder kadrolar›, militanlar› hayatlar›n› seve seve feda ettiler. Devrimci militanl›¤›n,
devrimci dayan›flman›n, yoldaflça
ba¤l›l›¤›n zay›flad›¤› günümüz koflullar›nda bu tarihsel pratikten ö¤renmek
bir görevden öteye, zorunluluktur.
Bu kahraman devrimcileri bugün anman›n anlam› da yarat›lan de¤erleri
sahiplenmekten geçer. Bu de¤erlerden uzak bir duruflla ne K›z›ldere an-
lafl›l›r ne de an›l›r. Çünkü K›z›ldere’yi
anlamak küçük hesaplar›n de¤il, büyük davan›n militan› olmakt›r.
Sonuç olarak; bu özgün sürecin
görevlerini en iyi flekilde yerine getirmek için “örgütlenerek örgütleme” anlay›fl›na uygun olarak hareket
etmeliyiz. Güçlerimizi örgütlemeden, kolektif bir hareketi yaratmadan ne yeni güçlere ulaflabiliriz ne de
da¤›n›k ve hareketsiz olan güçlerimizi harekete geçirebiliriz. Ayn› zamanda harekete geçmeden, örgütlenmemizi de sa¤lamlaflt›ramay›z. Çünkü;
bu pratikler karfl›l›kl› olarak birbirini
besler ve güçlendirir.
Bu tarihsel günlerin ileri kitlelerin
haf›zalar›nda önemli bir yer tuttu¤unu biliyoruz. O halde bu dönemlerde planl› bir kitle çal›flmas›nda yo¤unlaflmal›y›z. Daha genifl kesimleri
alanlara, anma toplant›lar›na katmak
için, genel ça¤r›larla yetinmemeliyiz.
Somut görevlendirmeler, geçici özgün örgütlenmeler yaratmal›y›z. Bu
örgütlülükler vas›tas›yla her tarihsel günün anlam› ve bugün
bize yükledi¤i sorumluluklar
üzerinde tart›flmal›y›z. E¤er bu
de¤erlendirmeleri güncel görevlerle
bütünlefltiremezsek, yetersiz ve eksik kalaca¤› aç›kt›r. Çünkü sorun
yaln›z yaflanan› hat›rlama de¤ildir. Daha da önemlisi, tarihi tecrübeleri bugünkü görevlerimizi baflarmak için güçlü bir silaha dönüfltürmektir. Görevlerimize bu bilinç ve
sorumlulukla yaklaflt›¤›m›zda her fleyin var olandan daha iyi olaca¤›n› yaflayarak görece¤iz. Buna inanmal›y›z.
Ve bu inançla çal›flmalar›m›z› yo¤unlaflt›rmal›y›z.
İşçi-köylü 10
Söyleşi
7-20 Mart 2008
Rejim, dozunu kendi ayarlad›¤› dinci gericili¤e ihtiyaç duyar
S
Ö
Y
L
E
fi
‹
- Emekçi halk y›¤›nlar›n›n
yoksullaflmas›na,
kazan›lm›fl
haklar›n ellerinden al›nmaya
baflland›¤›, kitlelerin s›n›rötesi
operasyona kilitlendi¤i bir dönemde ortaya ç›kan ve egemen
kliklerin çat›flmas›yla gündeme
oturtulan türban meselesinin
böylesi bir dönemde tart›fl›lmas›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Bir kere hangi zemin üzerinde
durdu¤umuz, neyi tart›flt›¤›m›z, neden
bahsetti¤imiz konusunda kafam›z›n
aç›k olmas› gerekir. Sürekli bir türban
sorunu var ama tart›flma son dönemde alevlenmifl durumda. fiimdi bu tart›flman›n taraflar› var. Bir tanesi hükümet, bir tanesi YÖK, bir tarafta rektörler vs. Bir kere bu türban› savunanlar bizzat kad›nlar›n kendisi de¤il.
Onlar ad›na erkekler konufluyor do¤al olarak. Bu kad›nlar ad›na konuflanlar›n özgürlük diye bir problemi yok.
Birincisi bu, ikincisi üniversite denilen
kurumlar›n, rektörlerin bilimle bir ilgisi yok. Hükümetin demokrasi ve özgürlükle ilgisi yok. Fakat türban› araçlaflt›ran siyasal ‹slamc›lar›n da esas
olarak dinle bir ilgisi yok veya dinle
iliflkileri retorik düzeyde kal›yor... As›l
sorunumuza gelirsek, bu tart›flmalarla
ne kotar›lmak isteniyor. Kim burada
neyi hesap ediyor. fiöyle bir parantez
açmak laz›m. Rejimin dozunu kendi
ayarlad›¤› bir dinci gericili¤e her zaman ihtiyac› oldu. Dolay›s›yla ortada
laik bir rejim hiçbir zaman olmad›. Fakat laiklikten çokça bahsediliyor. Türkiye laik de¤ildir, dinin ifllevi, konumu
Osmanl› ‹mparatorlu¤undakinin bir
benzeri, bir varyant›d›r ki o dahi Bizans’takinin bir varyant›d›r. Yani din
devletin tam da göbe¤indedir ve iktidar taraf›ndan araçlaflt›r›l›yor... Dini
araçlaflt›r›yor çünkü rejim kendi ideolojisine dayanarak yönetemez. Kitleleri aldatma yetene¤i yetersiz kal›yor.
O zaman modernist ideolojiye dinin
efllik etmesi gerekiyor(…) Bu flu demek devlet dine bu kadar kar›fl›rsa istesen de istemesen de din de devlete
kar›fl›r... Fakat bunu da aflan bir fley
daha var: Söz konusu olan politik ‹slam’d›r. Yani iktidara aday olan siyasi
amaçlar› olan bir ekip taraf›ndan din
araçlaflt›r›l›yor. Yani dini laikçi cephe
kendi amaçlar› için araçlaflt›r›rken di¤er taraf, Politik ‹slamc›lar da ayn› dini iktidara gelmek üzere araçlaflt›r›yor... Daha kapsay›c› bir flekilde araçlaflt›r›yor. Dolay›s›yla bir taraf laik de¤il. Öbür taraf›n da dinle bir iliflkisi tamamen söylemden ibaret yani. Dinin
as›l kaynaklar›na gönderme yapt›klar›
yok. Bir iktidar mücadelesi var arada.
Bu durum gözden kaçarsa, tart›flmalar›n da yanl›fl bir mecraya sürüklenmesi kaç›n›lmaz hale gelir, nitekim öyle
oluyor. Kendine laik diyen cepheyle
türban› araçlaflt›ran cephe aras›ndaki
mücadele bir rant ve iktidar kavgas›.
Fakat bunu bir taraf özgürlük olarak
sunarken bir taraf da diyor ki bu laikli¤e ayk›r›d›r. ‹flte laiklik de cumhuriyetin temelidir vs. vs. Bu tart›flma
bafll› bafl›na toplumda bir yan›lsama
yaratmakla birlikte son zamanlarda
bunun gündeme gelmesi baflka bak›mlardan birçok fleyin üstünü örtmek,
birçok fleyi geri plana atmak veya tart›fl›lmas› gereken birçok fleyin gözden
kaçmas›n› sa¤lamak amac›na hizmet
ediyor. Veya sonuç itibariyle durum
Ülke gündemi, bir yandan Kürt halk›na yönelik s›n›r ötesi ve içi askeri, politik vb. sald›r›larla yo¤unken di¤er yandan Türk hakim s›n›flar› aç›s›ndan iktidar-rant kavgas›
durumundaki türban tart›flmalar›yla ilerliyor. Araflt›rmac›-yazar Doç. Dr. Fikret
Baflkaya’yla, gündemdeki sorunlar› konufltuk ve görüfllerini ald›k...
budur. Demokratikleflmeden, özgürlükten, insan haklar›ndan bahsediyorlar. Ben de diyorum ki Tuzla Tersanelerine bak anlars›n. Daha onun gibi say›s›z örnekler var. Bu rejim tamamen
kompradorlaflm›flt›r. Rejimin kompradorlaflmas› demek o rejimin o topluma ve onun sorunlar›na külliyen yabanc›laflmas› demektir. Yani emperyalist oligarflinin bir parças› olan yerel
oligarfli tamamen kompradorlaflm›fl
durumdad›r ve baflka türlü olmas› da
mümkün de¤ildir. Velhas›l bu ülke insan›na ve onun sorunlar›na yabanc›laflm›fl bir rejim demeye geliyor. Dolay›s›yla sorunu tart›fl›rken çok daha
kapsay›c› bir bütün içine oturtmak
gerekir. O zaman bu kay›kç› kavgas›n›n kimin için ne anlama geldi¤ini anlamak kolaylafl›r...
- Önceki senelerde Genelkurmay Baflkanl›¤›’n›n AKP’nin yürürlü¤e koymak istedi¤i yasalar
karfl›s›nda kulland›¤› söylemler
oldukça sertti. Ancak türban sorunuyla ilgili Genelkurmay Baflkanl›¤› taraf›ndan difle dokunur
bir aç›klama olmad›¤› gibi o cephede sessizlik hâkim. Bunu nas›l
de¤erlendiriyorsunuz?
Cumhurbaflkanl›¤› seçimi arefesinde biliyorsunuz Genelkurmay taraf›ndan kendi internet sitesine bir bildiri
konulmufltu. O bildirinin yay›nlanmas›ndan sonra ikinci günde Dolmabahçe’de Baflbakanla Genelkurmay Baflkan› ikili bir görüflme yapm›fllard›. San›yorum o toplant›da Genelkurmay’la
hükümet anlaflt›. Genelkurmay hükümete dedi ki “siz türban konusunda
istedi¤inizi yapabilirsiniz. Fakat Kürt
sorunu konusunda da herhangi bir
dahliniz olmas›n”. Tabi bu Amerika’n›n istekleri ve siyasetiyle örtüflüyor. Bu bir NATO ordusu. Netice itibariyle Amerika hilaf›na bir fley yapma
flans› yok. Hükümet zaten Amerika’n›n paketleyip sundu¤u bir hükümet. Bunlar› yan yana koydu¤unuz zaman durum netlefliyor... Dolay›s›yla
Genelkurmay’›n tavr› anlafl›l›r hale geliyor. Genelkurmay Kürt sorununu
bana b›rak dedi¤i zaman bunu çözece¤i anlam›na gelmiyor. Böyle bir
amac› yok. Tam tersine çözmemek
için bana b›rak diyor. Çünkü Kürt sorununun çözümü ordu bak›m›ndan
çok büyük bir flans›n kaybedildi¤i anlam›na gelir. Çözülmesin demezler
ama onlar›n çözümü kendi kafalar›ndaki çözümsüzlüktür...
- Türban›n serbest olmas› ya
da olmamas› konusuna siz nas›l
yaklafl›yorsunuz?
Üniversite’de türban diye bir fleyin tart›fl›l›yor olmas›, onun üniversite
olmamas›ndan ileri geliyor. Üniversite
denilen kurumlar esas itibariyle 12
Eylülde dizayn edilmifl yar›-askeri kurumlard›r ve bilimle pek ilgileri oldu¤u söylenemez. Bunlar sivil elbiseyle
askerlik yap›lan kurumlar gibi... 12 Eylülle birlikte Türkiye’deki yüksek ö¤retim kurumlar› militarize edildi. Rektörler laiklik için kazan kald›rd›¤›nda
as›l kayg›lar› kendi statülerini, ayr›ca-
l›klar›n›, iktidarlar›n› korumakt›r.
Yoksa bilim, laiklik gibi kayg›lar› yok
ve olamaz... Dolay›s›yla üniversite,
üniversite olmad›¤› için baflörtüsü sorunu gündeme geliyor. O zaman yap›lacak fley türbandan önce üniversiteleri tart›flmakt›r. Üniversiteleri siz gerekti¤i gibi tart›fl›rsan›z türban da
önemsiz bir ayr›nt› haline gelir... Dolay›s›yla burada da bir kafa kar›fl›kl›¤›
var. Mesela k›zlar için imam hatip
okulu açarsan›z bafllar› kapal› olursa,
üniversite kap›s›na geldi¤inde kafan›
aç demek abes olur... O zaman yap›lacak fley, devlet gerçekten laik bir
devlet gibi davranacak ve asla din alan›na kar›flmayacak. Yani siyaset hiçbir
dini ifllev görmeyecek. Din de hiçbir
siyasi ifllev görmeyecek. Böyle oldu¤u
zaman bu tür tart›flmalara gerek kalmaz. Ben üniversiteye bilimin girmemesinden dolay› bu tür tart›flmalar›n
yap›ld›¤›n› düflünüyorum(…) Onun
için bu kurumlar›n kendisini tart›flmadan k›yafeti, baflörtüsünü tart›flmak
abesle ifltigal.
- Türban sorunu, s›n›r ötesi
operasyon, SSGSS gibi emekçilere dönük sald›r›lar›n ve kriz
söylentilerinin artt›¤› gündeme
yönelik son olarak söyleyecekleriniz nelerdir?
Krizden söz etti¤iniz zaman herkesin krizi kendine asl›nda. Sermaye
için ifade etti¤i anlamla, iflsiz olan ve ifl
bulma umudunu yitirmifl olan iflçi ya
da üretti¤ini yok pahas›na satmak zorunda kalan köylü için farkl› anlamlara
sahiptir. Türkiye’nin büyüme konusunda 2002’den sonra harikalar yaratt›¤› söyleniyor. Bu söylemi irdelerseniz o kadar da parlak fleyler olmad›¤›
görürsünüz. Finans oyunlar›yla mesela daha yüksek bir büyüme rakam› ilan
edebilirsiniz. Bunu yap›yorlar. O zaman fluna bakacaks›n›z. Bu zaman zarf›nda ne kadar insan yeni ifl bulmufl,
bu zaman zarf›nda insanlar ne kazanm›fl, gelirlerindeki art›fl ne kadar olmufl, ne kadar esnaf iflas etmifl. Dolay›s›yla ekonomik büyüme kalk›nma
de¤ildir. Sermayenin büyümesinin de
toplumsal refahla bire bir iliflkisi yoktur. Bir tak›m rakamlar›, finansal
ak›mlar› fliflirerek s›cak paraya yüksek
faiz vererek vaziyeti kurtard›lar. fiimdi yavafl yavafl denizin kurumakta oldu¤unu görüyorlar. Zaten bu sadece
Türkiye’de de¤il d›flar›da da böyledir.
Baflta Amerika olmak üzere tabii. Yani bundan sonra bu aç›dan dahi problemli bir döneme girilece¤i anlafl›l›yor.
Rejim bu aflamada bask›c› gücünü daha da art›racakt›r. Devlet terör rejimi
daha da tahkim edilecektir. Niyetleri
o, baflka bir fley yapamazlar. O yüzden emekçileri bekleyen tablo önümüzdeki dönemde daha da kötüleflebilir. Fakat tabi flöyle bir fley var. Sald›r› olan yerde karfl› sald›r› da vard›r.
Bu eflyan›n do¤as›nda olan bir fleydir.
Tarih bilinci bize bunu gösteriyor.
Sald›r› an›nda bir karfl› sald›r›yla karfl›laflmayabilir. Biraz gecikebilir ama bu
sald›r› karfl›l›ks›z kalmayacakt›r. Karfl›l›ks›z kalmamas› emekçi s›n›flar aç›s›ndan mutlaka ayd›nl›k bir yere yol ala-
bilir mi bu ayr› bir tart›flma konusu
ama o zaman sizin daha fazla haz›rl›kl› olman›z laz›m. Tutarl› bir politik
sosyal ekonomik program›n›z›n olmas› laz›m. Yani bir umut oda¤› haline
gelmifl olman›z laz›m ki, sonuç emekçi s›n›flar lehine çevrilebilsin. Dolay›s›yla bir kriz olur otomatik olarak buradan siz kârl› ç›kacaks›n›z diye bir kaide yok. Tarihte de böyle. Bu sald›r›
karfl›s›nda insanlar sessiz ve tepkisiz
kalmaz, kalmayacak. Bu demek de¤ildir ki, bunun sonucunda bunak burjuva düzenini aflacak bir rotaya girilecek. Böyle bir kesinlik yok.
Muhalefet bölük pörçük ve hiç birinin do¤ru dürüst bir politikas› yok.
‹nand›r›c› bir toplum projesi, insanlara umut verecek bir yan› yok. Ama
buna ra¤men mücadele tabii ki devam
edecek. Küreselleflme denilen emperyalist sald›r›, kapitalizmin tarihindeki en büyük sald›r›lardan biri. Dolay›s›yla karfl›l›ks›z kalmayacak. Ancak
bu sefer ilave bir fley var: Durum bu
sefer çok daha vahim, çok daha ciddi
ve çok daha tehlikeli. Sermaye uygarl›¤› sadece sosyal kötülükler yaratmakla kalm›yor. Ekolojik kötülükler
de yarat›yor. Yaflam›n kayna¤›n› yok
etme yönünde h›zla yol al›yor. Bu da
flunu gösteriyor, vakitlice hareketi geçip, elimizi çabuk tutup bu süreci önce durdurmak sonra da tersine çevirmek... Eskiden komünizm insanl›¤›n
kurtuluflu için gerekliydi. fiimdilerde
bizzat insanl›¤›n varl›¤›n› kurtarmak
için gerekli... Zira insanl›k ve uygarl›k
ciddi bir tehdit alt›nda...
Kürt sorununu çözmek için s›n›rlar› aflmaya gerek yok
Bu tart›flmalar›n ortas›nda
PKK’ye yönelik oldu¤u söylenen
S›n›r ötesi operasyon gerçeklefltiriliyor. Bu operasyon Ortado¤u
projesini hayata geçirmek olarak
m› görülmeli. Bu operasyonda
ABD’nin rolü nedir?
S›k s›k diyorlar ki Türkiye Amerika’n›n stratejik orta¤›. Dünyada birçok yalan var ama bu kadar› zor bulunur. Emperyal bir gücün stratejik orta¤› olmaz. Sadece vasali, uydusu, kuklas› olur ama asla stratejik orta¤› olmaz. Amerika gibi bir güç ne yaps›n
stratejik ortakl›¤›. Ne yaps›n Türkiye’nin stratejik ortakl›¤›n›. Sadece seni kullan›r ve atar. B›rak›n emperyal
Amerika’n›n Türkiye stratejik orta¤›
olmas›n› ‹ngiltere bile onun stratejik
orta¤› olamaz. Çünkü bu imparatorlu¤un mant›¤›na ters bir fleydir. Durup
dururken karfl› tarafa niye angaje olsun. Gerekti¤inde kullanabilece¤iniz
bir taraf varsa kullan›rs›n›z. Amerika’n›n, bir dünya hegemonya projesi
var. Ad› Ortado¤u Projesi olsa da,
baflka fley olsa da fark etmez, yar›n ad›
de¤iflir bunun bir önemi yok... Ama
Amerika’n›n Ortado¤u’yu denetlemeye oradan muhtemelen baflka ülkeleri,
‹ran’›, Çin’i, Hindistan’› kuflatmaya ihtiyac› var. Amerika’n›n global ç›karlar›
aç›s›ndan Ortado¤u’ya ihtiyac› var.
fiimdi buna Büyük Ortado¤u Projesi
deniyor. Daha önce bir Ortado¤u ‹slam Ortak Pazar› vard›. Mant›¤› ayn›yd›. Amerika’n›n 21. yy’da planlad›¤›
yüzy›l›n kendi yüzy›l› olmas›n›n yolu
Ortado¤u’dan geçiyor. Yani niyet bu.
Orada en güvenilir olarak Irak’›n kuzeyi olan Kürtlerin yaflad›¤› bölge var.
fiimdi oray› kullan›yor ama ilerde de
kullanmak üzere orada bulundu¤u
belli. Yani çekilirse orada konumlanmak istiyor. Dolay›s›yla Kürtlerle iyi
geçinmesi laz›m. Fakat Türkiye’nin bu
proje bak›m›ndan baflka önemi var
(asker yollamak vb). O nedenle Türkiye’yi de gücendirmeyecek ara bir
yol bulmas› gerekiyor. Mesela diyor ki
siz PKK ile mücadele için hava operasyonu yapabilirsiniz ben de size istihbarat temin ederim. Ondan sonra
gerekirse s›n›rl› bir kara operasyonu
da yapabilirsiniz. Ondan sonra Irak
Kürtlerine de siz biraz anlay›fll› olun
diyor. Bir taraftan da bir denge politikas› söz konusu. Hem bu taraf› idare
etmek hem o taraf› idare etmek.
Yüzy›ll›k Kürt tarihine bakt›¤›m
zaman Kürt hareketine önderlik
edenlerin maalesef siyaseten son derece basiretsiz oldu¤unu söyleyebilirim. Yani emperyalist bir güce dayanarak bir fleyler kazanmak bu dünyada olacak bir fley de¤il. Eflyan›n tabiat›na ayk›r› olan bir fley. Tabi buna raz›
olanlar›n s›n›fsal durumuna bakmak laz›m. Emekçi Kürt halk›n› m› temsil
ediyorlar yoksa kendilerini mi? Bu ayr› bir sorun ama önemli bir sorun.
Türkiye aç›s›ndan bakt›¤›m›z zaman
ne hava ne de kara operasyonu Kürt
sorununu çözmek için yap›lan bir fley
de¤il. Baflka amaçlar›n hizmetinde
olan bir operasyon bence. Çünkü
Kürt sorununu çözmek için s›n›rlar›
aflmaya gerek yok. E¤er gerçekten
böyle bir niyeti olsa, sorunu kayna¤›nda ele al›r... Fakat sakatl›k daha sorunun ad›n› koyarken bafll›yor. Çözüm
için ne öneriyorlar? ‹flte oraya yat›r›m
yap›ls›n, oraya daha çok kaynak aktar›ls›n. Kürt sorunu böyle mi çözülür?
Hiçbir zaman bu kafayla çözüm olmaz... Fakat içe yönelik bir operasyon
oldu¤unu söyleyebilirim ayn› zamanda. Böylece kamuoyunu rahatlat›yor.
PKK’nin kökünü kaz›yoruz, terörle
mücadele ediyoruz diyorlar... Tabi bunun ayn› zamanda toplumu militarize
eden, ordunun konumunu da takviye
eden bir ifllevi var. Daha çok ekonomik kayna¤›n ordu taraf›ndan kullan›lmas› anlam›na da geliyor. Durum budur. Hava operasyonu olsun kara
operasyonu olsun bence içe dönük
yan› daha önemli. Kamuoyunu etkilemek üzere bu tür operasyonlara ihtiyaçlar› var... Önce toplumda bir milliyetçi histeri yarat›yorlar. Kendi yaratt›klar› histeriyi bahane ederek baflka
fleyler yap›yorlar. Netice itibariyle
devletin bask›c› karakterini takviye
için bir f›rsat ele geçiriliyorlar... Bir tak›m bask›c› yasalar› dayatmak için zemin yarat›yorlar. Bir kere bu rejimin
niteli¤i hakk›nda kafalar›n net olmas›
laz›m. Egemenlerin oluflturdu¤u ve dayatt›¤› gündemlerin d›fl›nda kendi gündemimizi yarat›r bir duruma gelmemiz gerekiyor.
Türkiye’nin ABD’nin ‹ran’a
sald›rmak için gerekçeler yaratt›¤› dönemde ‹ran’la yapt›¤› dostane ziyaretlerden sonra son
yapt›¤› ‹ran’› elefltiren ‹srail’i
destekleyen aç›klamalar› düflündü¤ümüzde yap›lan ABD ziyaretlerinde uzlaflmaya var›lan anlaflmalar›n bugün ortaya ç›kt›¤›
ve uygulanmaya bafllad›¤›n› söylemek mümkün mü sizce?
Kuruldu¤u günden beri TC devleti ‹srail’in en yak›n destekçisi oldu.
Bölge halklar› ne zaman Siyonizm’le
çat›flmaya girse, hep Siyonizm’in yan›nda yer ald› Türkiye. Tabi bunu her
zaman aç›kça ifade etmedi ama bu hep
böyleydi. Bugün de¤iflen bir fley yok.
fiimdi her zamankinden daha çok Siyonist rejimin destekçisi. ‹srail de zaten tipik bir bölge devleti olmaktan
çok emperyal gücün Ortado¤u’ya taflm›fl bir versiyonu. Tuhaf bir devlet.
Amerika size istihbarat imkan› sa¤lad›¤›nda onu bedava yapmaz. Dolay›s›yla
BOP denilen projenin çerçevesinde
buna izin veriyor. Ve bir tak›m fleyler
karfl›l›¤›nda tabii. Türkiye’nin ‹ran’la
iliflkilerini kesmesini, Afganistan’a daha çok asker, baflka fleyler istiyor. Her
zaman verilen tavizler emekçi halka
fatura edilmek flart›yla... Yani Amerika
durup dururken size hava operasyonu
yap demiyor. fiunu yap ama karfl›l›¤›nda da bunu yap diyor. Dikkat ederseniz müthifl bir trafik var. D›fliflleri Bakan› gidiyor. Baflka birisi geliyor. Amerika Baflkan Yard›mc›s› gelecek, vs.
Ki, zaten bu trafik son bir buçuk senedir oldukça yo¤un. Hayra alamet bir
durum olmas› mümkün de¤il bu trafi¤in. Türkiye’de önümüzdeki günlerde
daha fazla insan›n yaflam›n› ve gelece¤ini angaje eden daha netameli fleyleri
beklemek sürpriz olmamal›. Süreç yol
al›yor, o kadar uzak ihtimal de¤il. Çok
k›sa zamanda bir bir ortaya ç›kacak.
İşçi-köylü 11
7-20 Mart 2008
Kavga okulu
Parti de¤erlerini sahiplenmenin ad›d›r Ahmet Muharrem Çiçek
Her yoldafl›m›z farkl› özellikleriyle var olmufllard›r s›n›f savafl›m›nda. Her biri bugün eksiklerimizin ve yetmezlerimizin ortadan kald›r›lmas›nda bizlere ›fl›k tutacak birer meflale olan bu özellikleri sahiplenmek ve onlar› yaflama geçirmek son derece önemlidir. Bu olgu ayn› zamanda pratikten ö¤renmektir.
A. Muharrem Çiçek
Parti ve devrim flehitlerinin ideallerini kuflanmak kuflkusuz çok önemli
bir olgudur. Ancak sürekli yaz›lan, vurgulanan bir gerçek vard›r ki, o da flehitlerimizi sahiplenmenin onlar›n kavgalar›n› devralmadan, kavgalar›n› bizlere
devrettikleri yerden sürdürmenin bilincini a盤a ç›karmadan ve bunu prati¤e
uygulamadan bu sahiplenmenin en
önemli aya¤›n›n eksik oldu¤udur. Bizim
için as›l ve önemli olan bu noktay› kavramadan flehitlerimizi sahiplenmek
duygusal bir sahiplenmekten öte bir
anlam ifade etmemektedir. fiehitlerimizin son anlar›nda hayk›rd›klar› sözleri
hat›rlad›¤›m›zda hep bu gerçeklikle karfl›lafl›r, flehitlerimizin de bizlerden bunu
bekledi¤ini görebiliriz. Bu konudaki en
somut örnek Halil Çak›ro¤lu yoldafl›n “Partiyi güçlendirin, sizlere gü-
Ustalardan
mücadelemize
›flfl››k tutan sözler
✔Dünya ilerliyor, gelecek ayd›nl›kt›r, tarihin bu genel ak›m›n› hiç kimse de¤ifltiremez. Halk›n zafere güvenini sa¤lamaya yard›m etmek amac› ile
dünyan›n geliflmesi ve parlak gelece¤i
hakk›nda halk aras›nda durmadan
propaganda yapmal›y›z.
Mao, Seçme Sözler, s. 46
✔Nereye giderlerse gitsinler, yoldafllar›m›z y›¤›nlarla iyi iliflkiler kurmal›d›rlar, y›¤›nlarla ilgilenmelidirler ve
karfl›laflt›klar› zorluklar› yenmeleri için
onlara yard›m etmelidirler. Halk y›¤›nlar›yla birleflmeliyiz ve ne kadar çok
kifliyle birleflirsek, o kadar iyi olacakt›r.
Mao, Seçme Sözler, s. 89
veniyoruz” fliar›nda somutlanmaktad›r. Bu fliar asl›nda tüm flehitlerimizin
bizlerden bekledi¤i görevlerin hayk›r›lmas›d›r. Bu anlamda bizlere düflen görev de bu gerçekli¤e uygun hareket etmektir. Çünkü s›n›f mücadelesinin engin denizinde yaflam›n› feda edenler ancak s›n›f mücadelesinin kabaran dalgalar›nda yaflat›labilirler.
Bizlerin flehit yoldafllar›m›z›n yaflamlar›n› ele al›rken üzerinde durmam›z gereken en önemli olgu, yaflamlar›n› feda edebilecek kadar ba¤l› olduklar›
kavgada öne ç›kan özelliklerini ileriye
tafl›mak ve onlardan ö¤renmesini bilmektir.
Her yoldafl›m›z farkl› özellikleriyle
var olmufllard›r s›n›f savafl›m›nda. Her
biri bugün eksiklerimizin ve yetmezlerimizin ortadan kald›r›lmas›nda bizlere
›fl›k tutacak birer meflale olan bu özellikleri sahiplenmek ve onlar› yaflama geçirmek son derece önemlidir. Bu olgu
ayn› zamanda pratikten ö¤renmektir.
‹flte bu anlamda her yoldafl›m›z gibi
Ahmet Muharrem Çiçek yoldafl›m›z›n da bizlere devretti¤i büyük bir
gelenek vard›r. Muharrem yoldafl Proletarya Partisi’nin sokak çat›flmas›nda
flehit düflen ilk savaflç›s› ve üyesi olmas›n›n yan› s›ra parti de¤erlerinin korunmas› ve sahiplenilmesinin de en önemli
örne¤ini sergileyerek ölümsüzleflti. Çiçek, TKP/ML üyesi ve ‹stanbul bölgesi
gerilla komutan› olarak 19 Mart 1973
tarihinde ‹stanbul fiehremini’de ölümsüzler kervan›na kat›ld›. “... ‘Teslim ol’
devrimci sloganlarla y›rt›l›yordu Kaflgarl› Mahmut Soka¤›’n›n boyun e¤mifl
suskunlu¤u. Bir an geldi ki silahlar sustu. Belli ki yeni bir taktik deneyeceklerdi. ‹lhan’›n yan›na kofltu Apo (A. Muharrem) ‘nas›ls›n ‹lhan arkadafl’ dedi,
gözlerini açam›yordu ilhan, ‘iyiyim merak etme beni’ diye zorlukla yan›tlad›
Onu. Devam etti Apo; ‘‹lhan arkadafl
ben galiba burada ölece¤im, öyle görünüyor. Göreyim seni iflkenceden bafl›n
dik ç›k ve hakk›n› helal et.’ Bu bir veda
an›yd›. ‹ri sözleri yoktu ki söyleyecek.
Hem sevmezdi de böylesini Apo. Paylafl›lan ortak de¤erleri, kavgay› emanet
etmeyi, birlikte dökülmüfl al›nterini ve
yaflan›lan güzellikleri s›¤d›racak baflka
sözcük bulamam›flt›… Nihayet camlar
k›r›ld›, içeri dolmufllard›. Yaral› Apo’yu
öldürdüler. Kafas›na ard› ard›na iki kurflun s›kt›lar.” Böyle anlat›yordu ayn› evde yakalanan Kutsiye Bozoklar, Ahmet
Muharrem’i. Son mermisine kadar düflmanla girilen çat›flmada mermisi bittik-
Pusula
Tart›flmalar›m›z› pratik
üzerinden yürütmeliyiz!
S›n›f mücadelesinde genel anlamda
geliflmelerin ana yönünü ve ortaya ç›karaca¤› sonuçlar› tespit etmek tek
bafl›na bir anlam ifade etmez. Yap›lan
bu belirlemelerin anlam kazanmas›
için, bu geliflmelere uygun olarak çok
yönlü ve kapsaml› pratik ad›mlar atmak gerekir. Çünkü bu ad›mlar, bizim
sorunlara daha çok vak›f olmam›za,
tart›flmalar› akademik düzeyden ç›kararak daha somut noktalar üzerinde
yo¤unlaflt›rmam›za vesile olacakt›r.
Bugün aç›s›ndan bakt›¤›m›zda neredeyse her devrimci yap›, devrimci
saflardaki yozlaflmadan, önderlik sorunundan, mücadelenin ve koflullar›n
zorlu¤undan söz ediyor. Elbette ki
bunlar›n tart›fl›lmas›na yol açan bu sorunlar›n varl›¤›d›r. Dolay›s›yla sorunlar›n varl›¤›na dikkat çekmek, bu yönlü
tart›flmalar yürütmek gereklidir. Ama
daha da gerekli olan ortaya ç›kar›lan
sonuçlar do¤rultusunda pratik ad›mlar
atmakt›r. Prati¤in önemi, prati¤in belirleyicili¤ine dair yap›lan vurgular›n
nedeni de budur.
Aç›k olan flu ki; tespit edilen olumsuzluklar›n, somut pratikler üzerine
tart›fl›lmas› daha e¤itici ve kavrat›c›
olur. Örne¤in yozlaflmadan söz ediyoruz. Bu yozlaflman›n ideolojik planda,
çal›flma tarz›nda, özveri ve fedakârl›k
noktas›nda, kolektivizm sorununda,
birey veya bireyler üzerinde kendisini
nas›l gösterdi¤ini net olarak ortaya
koymal›y›z.
Ama tüm bunlar› diyebilmek için
yukarda alt›n› çizdi¤imiz konulara dair
genel anlamda MLM bir bak›fl aç›s›na
sahip olmam›z gerekir. E¤er bu konularda yeteri kadar bir birikime ve pratik tecrübeye sahip de¤ilsek, de¤erlendirmelerimizde subjektivizme düflebiliriz. Bu anlam›yla günümüz koflullar›nda
kolektivizme, özveri ve sorumluluk olgular›na s›kça vurgu yaparken, kolektif
ten sonra düflmana sa¤lam hiçbir de¤erin geçmemesi için silah›n› parçalad›¤›
çat›flmada yoldafllar›na parti de¤erlerinin korunmas› ve düflmana teslim edilmemesi konusunda önemli bir gelenek
b›rakt›. Bugün belli noktalarda bulan›kl›k yaflanan parti de¤erlerinin korunmas› ve sahiplenilmesi Ahmet Muharrem’de somutlaflmaktad›r. Neydi onu
silah›n› k›r›p düflman›n eline geçmesini
engellemeye iten bilinç ve pratik? Bu,
Parti de¤erlerinin kan ve can bedeli kazan›ld›¤›n› bilince ç›karmakt›r. ‹flte bu
de¤erleri korumak ve sahiplenmek de
bazen kan ve can bedeli olabilir. Ahmet
Muharrem Proletarya Partisi saflar›nda
tam da 8 Mart günü silah elde topra¤a
düflmeleri daha da bir anlamlaflt›rm›flt›r
8 Mart’›n özünü. Onlar yaflamda edilgenlefltirilmeye çal›fl›lan, ikinci s›n›f muameleye ve çifte sömürüye maruz kalan kad›nlar›n s›n›fs›z toplumlar oluflturulmadan kurtulamayaca¤›n› anlatt›lar
yaflamlar›yla. 8 Mart’ta Tokat Ba¤dere’sinde erkek yoldafllar›ndan Kemal
Tutufl’la birlikte karfl›larken ölümü kad›n›n kurtulufl türküsünü de yazd›lar bir
kez daha. Ve 8 Mart’ta tüm emekçi kad›nlara yaflamlar›n› arma¤an ederek
u¤urland›lar ölümsüzlük diyar›na. S›n›rl› yaflamlar›nda bir kad›n›n neler yapabilece¤ini, kad›nlar›n maruz kald›¤› her
ihbarc›s›n› cezaland›rma eyleminde teti¤e basarak. S›n›f mücadelesi içerisinde
yer alan birçok kad›n yoldafl›n edilgenlik yaflad›¤› koflullarda o bir komutan
olarak bir kad›n›n neler yapabilece¤ini
somutlam›flt›r. 1990 y›l›nda tan›flt›¤›
Proletarya Partisi saflar›nda 8 Mart
1999’da flehit düfltü¤ünde TKP/ML
üyesi ve T‹KKO’nun komutanlar›ndand›.
Abisi Yaflar Sa¤d›ç da Proletarya
Partisi flehidi olan Münire Sa¤d›ç ‹stanbul Ümraniye’de tan›flm›flt›r devrimci düflüncelerle. ‘93 y›l›nda TMLGB iflçisemt alan›nda faaliyet sürdürmeye bafllayan Münire Sa¤d›ç ‘95 y›l›nda yap›lan
KAVGADA
ÖLÜMSÜZLEfi
fiE
ENLER
B i n a l i
Y‹⁄‹T: Dersim Pülümür
do¤umludur.
Yoksulluk nedeniyle Almanya’ya gider. Burada örgütlü mücadelenin önemini kavrayarak militan bir örgütleyici olur, AT‹F’in örgütlenmesinde
büyük çaba harcar. Almanya’dan
dönerken 12 Mart 1979’da fiereflikoçhisar yak›nlar›nda geçirdi¤i
trafik kazas›nda yaflam›n› yitirir.
Münire Sa¤d›ç-Kemal Tutufl
fl--Ayfer Celep
Mustafa
AKDAL: 19
Mart 1982’de
Almanya’da geçirdi¤i bir trafik
kazas›nda hayat›n› kaybetti.
Niyazi
Prangalar›n› parçalam›fl kad›nlar›n
türlü fliddetin al›n yazg›s› olmad›¤›n› ve
bunlar›n çözümünün de yine kad›n›n
kendi ellerinde s›n›f mücadelesinde somutlaflt›¤›n› gösterdiler Zilanlar, Sabolar, Barbaralar, Meraller ve ad›n› sayamad›¤›m›z yüzlerce, binlerce devrim
flehidi kad›nlar›m›z gibi. Özellikle Proletarya Partisi saflar›nda yüklendikleri görev ve sorumluluklar›n bilinciyle hareket ederek kad›n partizanlar› mücadelenin her alan›nda öne ç›karma, aktiflefltirme politikalar›na güçlü bir yan›t
olmufllard›r Ayfer Celep ve Münire
Sa¤d›ç. Onlar hemen her gün burjuva
medyada yüzü boyal› metalar haline getirilmeye çal›fl›lan kad›nlar›n aksine elde
silah emekçi kad›nlar›n kurtulufl yolunu
iflaret etmektedirler. Ayn› zamanda
T‹KKO’nun kad›n komutanlar›ndan olmas› nedeniyle bir tak›m statükolar›
parçalaman›n ad› da olmufltur Ayfer
Celep. Proletarya Partisi saflar›nda örgütlendikten sonra her türlü görevi kabul etme noktas›nda tereddüt yaflamayan Ayfer Celep hesap sorma bilincinin
de önemli bir prati¤ini yaflam› geçirmifltir, Özgür Kemal Karabulut yoldafl›n
bir operasyon s›ras›nda gözalt›na al›nm›flt›r. ‹flkencehanelerde ser verip s›r
vermeme gelene¤ini sürdüren Sa¤d›ç
iki y›l kald›¤› hapishane yaflam›n›n ard›ndan bir süre daha TMLGB bünyesinde
faaliyet sürdürür. 1998 y›l›nda Karadeniz’deki gerilla faaliyetine kat›lm›flt›r.
Kemal Tutufl ise Tokat’ta lise y›llar›nda tan›flm›flt›r Proletarya Partisi
düflünceleriyle. Küçük yafl›na ra¤men
17 yafl›nda yerini alm›flt›r gerilla saflar›nda. Kemal Tutufl gerilla faaliyeti s›ras›nda gerek askeri gerekse de siyasal
aç›dan pratik süreç içerisinde geliflim
gösteren özelli¤iyle dikkat çekmifltir.
8 Mart’›n yaklaflt›¤› bugünlerde Münire ve Ayfer’in 8 Mart 99’da hayk›rd›klar› kavga fliarlar›n› tafl›mal›y›z kitlere. 8
Mart çal›flmalar›m›zda çald›¤›m›z her
kap›da, yapt›¤›m›z her konuflmada, da¤›tt›¤›m›z her bildiride, yapt›¤›m›z her
afiflte, 8 Mart günü alanlarda att›¤›m›z
her sloganlarda bu fliarlar› hayk›rmal›y›z. Hayk›rmal›y›z ki “Kad›n›n kurtuluflunun devrim olmadan, kad›n
olmadan da devrimin olmayaca¤›n›” anlatabilelim.
bir çal›flma prati¤i içinde bireyin rolünü de ortaya koymaktan geri durmamal›y›z. Elbette ki kolektif çal›flmay› pratik olarak yads›yan bireyci yaklafl›mlarla s›n›f mücadelesinde bireyin rolü gerçekli¤ini
asla birbirine kar›flt›rmamal›y›z.
Bunlar tamamen farkl› fleylerdir. Yine
sorumluluk, disiplin, zorluklarla mücadele vb. tüm de¤erlendirmeler ideolojik durufltan, ideolojik kavray›fltan ba¤›ms›z olgular de¤ildir.
fiuras› aç›k ki, devrimci mücadelede, örgütlü yaflamda her bireyin önemi vard›r. Her birey dönen çark›n
bir difllisidir. Difllinin birinin bozulmas› makinenin iflleyiflini direkt etkiler.
Burada iki fley oldukça önemlidir. Birincisi, bireyin kendi rolünü ve önemini objektif olarak kavramas›. ‹kincisi bu çark›n difllileri olan her bireyin
do¤ru yerde görevlendirilmesi. E¤er
çarka uygun bir diflli de¤ilse, oynamas›
gereken rolü oynayamaz. Ve makinenin ifllerini direkt olarak etkiler.
Daha da somutlayacak olursak, örgütlü mücadelede herkesin mutlaka
yapaca¤› bir ifl vard›r. Yani “hiç kimse
gereksiz de¤ildir.” Tüm mesele bireyin
yapaca¤› o ifli do¤ru tespit edip, a盤a
ç›karacak bir önderlik, bir yönlendir-
me noktas›nda dü¤ümlenmektedir.
Yetenekleri a盤a ç›karmak, pratik bir
çal›flma, pratik bir denetim ve bütünün
ifllerini-ihtiyaçlar›n› asgari düzeyde
kavramakla mümkün olur.
Önemli bir di¤er nokta da, her
devrimci militan›n zorluklar ve
sorumluluklar›n bilincinde olmak
zorunda oldu¤udur. Zorluklar› teorik düzeyde bilmek ile onlarla birebir
yüzleflmek ve bu yüzleflme neticesinde
onlarla savaflmay› bir yaflam tarz› haline getirmek aras›ndaki fark› do¤ru
kavramal›y›z. Sorunlarla yüzleflmek,
çözüm gücümüzü, s›n›f savafl›m›n›n bir
öznesi olmay› ne ölçüde içsellefltirdi¤imizi test eder bir niteli¤e sahiptir.
E¤er devrimcili¤i bir yaflam tarz› haline
getirmiflsek, bu zorlu s›navda baflar›l›
oluruz. Ama bu konuda zaafl› bir durufl içindeysek, zorluklar karfl›s›nda direnme-de¤ifltirme gücünü gösteremeyiz.
Çünkü o direnmeyi gösterecek bir
flekillenifle, tarihsel sorumlulu¤a sahip
de¤iliz. “Özgürlük zorunlulu¤un
bilincine varmakt›r” zorluklarla
mücadele ise, tarihsel sorumluluk bilincinde olmakt›r. Dolay›s›yla bu iki olgu aras›ndaki iliflkiyi, diyalektik ba¤›
do¤ru kurmal›y›z. fiöyle ki, s›n›f müca-
delesinde yenilgilerin, imkâns›zl›klar›n
dahas› her bak›mdan kuflat›lm›fll›klar›n
olabilece¤i gerçe¤ini kavrayanlar, bunun s›n›f mücadelesinin bir parças› oldu¤u tarihi bilincine sahip olanlar, tüm
bu zorluklar karfl›s›nda diz çökmezler.
Bilakis bu zorluklarla savafl›lmas› gerekti¤i tarihi sorumluluklar›n› hat›rlayarak ileriye at›lma cüretini gösterirler. Hiç kuflkusuz günlük sosyal yaflam›m›zda s›kça kulland›¤›m›z “sorumlu
davranma, sorumluluk alma, sorumluluk alt›na girme” vb. tüm bu söylemlerin bir karfl›l›¤›, bir bedeli vard›r. ‹flte
bu eme¤i, bu bedeli ödemek için onun
gereklili¤ine inanma, o sorumlulu¤u tafl›mak bir ön kofluldur. E¤er bu noktalarda problemli bir durum söz konusu
ise, sorumlulu¤a dair söylenen tüm bu
söylemler anlams›zlafl›r. Çünkü sarf
edilen sözcüklerin pratik karfl›l›¤› yoktur. Ve sadece söylemden ibarettir.
Oysa s›n›f mücadelesinde-partili
yaflamda sorumluluk ve disiplin olgular›, tüm örgütlü güçler taraf›ndan kavranmak zorundad›r. Burada sözünü
etti¤imiz mekanik de¤il, bilimsel sorumluluk ve disiplindir. Bilinçli sorumluluk, at›lan her ad›m›n, yap›lan tüm ifllerin sorumlulu¤unun bilincinde olmak
anlam›na gelir. Ayn› durum disiplin için
bu gelene¤in yarat›lmas›nda mütevaz›
bir ad›m atm›flt›r. Ve bu gelenek daha
sonra t›pk› “Ser verip, s›r vermeme” gelene¤i gibi flekillenmifltir saflar›m›zda da. Ve Mehmet Demirda¤ yoldafl›n dedi¤i gibi “Partinin her türlü
malzemesini gözbebe¤imiz gibi
koruyal›m” ifadesi bu gelene¤in devamc›s› olmufltur. Kuflkusuz Parti bilincini a盤a ç›karmadan parti de¤erlerini
koruma ve sahiplenmede de sorunlar
yaflan›lmas› kaç›n›lmazd›r. Bugün böylesi bir gerçeklikle karfl› karfl›yay›z. Belli
noktalarda yaflanan bulan›kl›klar bizlerin parti de¤erlerine yeterli önemi veremememizi de beraberinde getirebilmektedir. fiu soruyu hepimizin kendisine sormas› laz›m. Birilerinin can ve
kan bedeli sahiplendikleri parti de¤erlerini bizler ne kadar sahipleniyoruz. Bu
soruya verdi¤imiz yan›t ne ise asl›nda
Muharrem flahs›nda flehitlerimizi de o
boyutta sahipleniyoruz demektir.
8 Mart bir kez daha
anlamlaflt› onlarla!
GÜNDO⁄DU:
1956 y›l›nda Sivas
Hafik’te
do¤du. ‹stanbul’da mücadele
yürüttü. Okmeydan› Kültür ve Dayan›flma Derne¤i (Ok-Der) baflkanl›¤› yapt›. 1977’de gözalt›na al›narak tutukland›. Hapishaneden
ç›k›nca askere al›nd›. Memleketine
döndü¤ünde 16 Mart 1983’te
tekrar gözalt›na al›narak bir gün
sonra iflkencede katledildi.
H›d›r YILDIZ: 1968 Dersim
Hozat Amutka
köyünde do¤du. Yoksulluk
nedeniyle okuyamad› ve hayvanc›l›k yapmaya bafllad›. Gerillayla iliflkisi küçük yafllarda bafllar ve aralar›na kat›lmak için can
atar. 17 yafl›ndayken gerillaya kat›l›r. 17 Mart 1985’te içinde bulundu¤u birlik Hozat Mistiken’de
pusuya düfler. Burada vurulur ve
yaral› olarak düflman›n eline geçer. Düflman sorguda kendisinden
bir fley alamay›nca kurfluna dizerek katleder.
de geçerlidir. Devrimci çal›flmalar›m›zda birileri söyledi¤i için disipline uymuyoruz. Devrimci çal›flmada disiplin zorunlu oldu¤u için uyuyoruz. Devrimcili¤i bir yaflam tarz› haline getiren her
militan disiplin ve sorumluluk bilinci
noktas›nda ciddi sorunlar yaflamaz. Bu
iki olgu böylesi niteliklere sahip olan
militanlar için su ve hava gibidir. Bencil-bireyci-anarflist tutumlar›n temelinde sorumluluk de¤il, sorumsuzluk
vard›r. Sorumsuz tutumlar, kolektifin
yaflam›, kolektif hareket tarz›n› yads›r,
onlar için her fleyin temelinde önce
“ben” olgusu vard›r. Bu da her koflulda bencilli¤i, bireycili¤i körükler. Burjuva feodal egemenlik sistemin sürekli
bencilli¤i bireycili¤i, yabanc›laflmay› körüklemesi tesadüfî bir durum de¤ildir.
Tam aksine s›n›fsal konumlan›fl›na uygun bir tutumdur. Proletaryan›n s›n›fsal konumlan›fl› ise tam bunun karfl›t›d›r. Onun temelinde emek var,
emekçiler vard›r. Ezilen y›¤›nlar›n
kurtuluflunu sa¤layacak kolektif sorumlu bir s›n›fsal bak›fl aç›s› vard›r. Bu
bak›fl aç›s›nda ben de¤il, biz vard›r. Bireyin rolü “biz”in içinde anlam kazan›r.
Biz’i yads›yan, onu d›fllayan her yaklafl›m proleter bak›fl aç›s›ndan uzak bir
tutumdur.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
7-20 Mart 2008
YDG kad›n buluflflm
mas› gerçekleflflttirildi
YDG Genç Kad›n Buluflmas›,
Ankara’ da 2 Mart’ta kad›n sorunlar›na dair yo¤un gündemlerle gerçeklefltirildi. Yaklafl›k 3 ayd›r YDG’nin
gündeminde olan buluflma, kad›n sorununun temellerine, günümüzdeki
flekillenifline, buna dair yap›lmas› gereken çal›flmalara, mücadelenin flekline dair tart›flmalarla flekillendi. Baz› alanlardan gelen arkadafllar›n buluflmaya program saatinde yetiflememifl olmalar›ndan ötürü gecikmeli
bafllamam›z, ilk bölümün dura¤an, az
tart›flmal› geçmesi buluflman›n baz›
olumsuzluklar›yd›.
‹lk gündem, YDG’nin genç kad›n sorununa bak›fl› ve de¤erlendirmeleri üzerine oldu. Kad›n sorunlar›n›n sistemin bir uzant›s› oldu¤una
de¤inip, çözümü için anti-emperyalist, anti-faflist, anti-feodal bir kad›n
örgütlülü¤üne olan ihtiyaç vurguland›. Kad›nlar›n genelde s›n›fsal tabanda sömürüldüklerini, özeldeyse cinsiyetlerinden ötürü sömürüldüklerini ve yarat›lmas› gereken kad›n mücadelesinin bu bak›fl aç›s›yla flekillendirilmesinin ve ezilmiflliklerinin, toplumdan soyutlan›fllar›n›n, kimliksizliklefltirildiklerinin bu temellerde al-
g›lanmas›n›n gereklili¤i üzerinde duruldu. Toplumun ataerkil yap›s›n›n
getirisinin sadece kad›nlar›n erkekler taraf›ndan bask› ve denetim alt›nda tutulmas› olarak görülmemesi gerekti¤i vurgulanarak, egemenlerin
her türden bask› ve denetimi meflrulaflt›rmak için bir araç olarak görülmesi gerekti¤ine de¤inildi.
Kad›n sorununun özelinde bir
örgütlülü¤ün var oldu¤u ve bu örgütlülü¤ün, devletin faflizan yap›s›ndan ötürü anti-faflist oldu¤u, verilmesi gereken mücadelenin anti-emperyalist olmas› gerekti¤i üzerinde
duruldu. Töre cinayetleri, aile bask›s› gibi gerici anlay›fllar›n devam etti¤i
günümüzde, feodaliteye karfl› verilmesi gereken mücadele vurguland›.
Bu sunumun ard›ndan, YDG’nin
bu süreçte önünde duran kampanya
tart›fl›ld›. Ç›kar›lan emperyalist yasalar, bunlara karfl› verilmesi gereken
mücadele, bu mücadelenin yönünün,
üniversiteli ö¤rencilerin üniversite
yönetiminde, yurtlarda bar›nan ö¤rencilerin yurt yönetiminde, iflçiler
sendikalaflarak patronlara, ev emek-
Ezilen s›n›f›n en fazla ezilen, en fazla sömürüye
maruz kalan, biz emekçi kad›nlara, dostlara…
Günümüzde emekçi kad›nlar çok
büyük sald›r›lar görmektedir. Bence
kad›nlar flu anda sadece yaral› bir
kufl. Ben inan›yorum ki, yaras›n›n
uyufluklu¤u geçtikten sonra ac›s›yla
beraber iyileflip uçmaya bafllayacak.
Kad›nlar›m›z da öyle de¤il midir? Eme¤iyle, çabas›yla iyileflip uçacak, isyankârlaflacak, iflte o zaman
gökyüzü bambaflka bir gökyüzü, dünya ise bambaflka bir dünya haline gelecektir.
Sizce biz emekçi kad›nlar
gerçek bir hayat yaflayabiliyor
muyuz? Yoksa kendi hayat›m›z›n d›fl›nda uyufluk bir yaflama m› al›flt›rd›lar bizi? Töre cinayetleri bunlara en
güzel örnektir. Gençler, kad›nlar,
isyan ettikleri için mi töre cinayetleri oluyor? Kendi yaflam›n›, hayat›n› istedikleri için birçok fleye maruz kal›yorlar.
Bugün kad›nlar gerek yolda, gerek arabalarda s›rf kad›n olduklar›
için gerekse de iflyerlerinde her türlü tacize u¤ruyorlar. Yabanc› eller
vücutlar›m›za de¤iyor. Bu ellerin k›r›-
l›p, yak›lmas› yerine o ellerden sadece ve sadece 57 YTL istiyorlar. Bu
mudur kad›n› korumak?
Emekçi, isyankar
kad›nlar›m›z!
Siz ne patron ne devlet ne de koca veya yabanc› erkekler taraf›ndan
ezilmeye, sömürülmeye mahkûm de¤ilsiniz. Korkmaya, kaçmaya, gizlenmeye, bir kenara çekilip susmaya hiç
Güldünya Tören
unutulmad›!
Güldünya Tören, ad›na “namus” denilen bir cinayetle yaflamdan kopart›l›fl›n›n 4. y›ldönümünde unutulmad›. Onun ismi töre ve namus cinayetlerinde bir simge haline geldi. 25 fiubat 2004’te, ‹stanbul Bak›rköy
Devlet Hastanesi’nde 21 yafl›ndayken, kardeflleri taraf›ndan katledilmiflti. Teyzesinin k›z›n›n kocas› taraf›ndan tecavüze u¤ray›nca intihara zorlanan ama bu yazg›y› kabul etmeyen Güldünya kurtulufl umuduyla gelmiflti Bitlis’ten ‹stanbul’a… Büyük flehir onu da içine
al›r, korurdu belki. Tecavüz sonucu hamile kalm›fl ve
do¤urdu¤u o¤lunun ad›n› Umut koymufltu. Belki de en
hasret oldu¤u isimdi bu onun için. Umudunu yitirmek
istemiyordu. Ama töreler onu burada da rahat b›rakmad›. Küçükçekmece’de sokak ortas›nda vuruldu. Kald›r›ld›¤› hastanede, kap›da polisin durdu¤u bir odada
yar›m kalan “ifl” tamamland›. ‹stanbul’un orta yerinde
iki kurflunla hiç yaflayamad›¤› yaflam›na son verildi.
Baflka Güldünyalar olmas›n diye verilen bir mücadelenin ifadesi olarak Bitlis’te kurulan Güldünya Kad›n Derne¤i, onu ölüm y›ldönümünde unutmad›.
Dernek binas›nda düzenlenen anmada konuflan Dernek Yöneticisi Mine fierefhano¤lu, kad›nlar olarak
Güldünya Tören’in an›s›n› yaflatmak için Güldünya Tören’in ad›n› derneklerine verdiklerini söyledi. fierefhano¤lu, amaçlar›n›n bölge kad›nlar›na uygulanan vahfleti
engellemek ve Türkiye toplumunun bölge kad›n›n›n yaflad›¤› bu trajediye duyarl›l›¤›n› sa¤lamak oldu¤unu da
dile getirdi. fierefhano¤lu’dan sonra söz alan kad›nlar,
kad›na yönelik fliddetin önüne geçme yöntemlerini tart›flt›. 3 saat süren toplant› sorular›n yan›tlanmas›yla son
buldu.
mahkûm de¤ilsiniz, de¤iliz. Ben henüz 16 yafl›nda olup korkmuyorsam,
küçüklerime, gençli¤e örnek, siz büyüklerimize de yeni fikir, yeni bir
ders olmak isterim.
Elimde Dilek’ten, Barbara’dan,
Zilan’dan, Nergiz’den ald›¤›m hala
gür bir alevle yanan meflalem, meflalemiz var. Benim meflalem topra¤a
kadar yani ölüme kadar yanacak. Bir
tünel vard› eskiden, korkunç ve karanl›k. Dilanlar, Zilanlar, Nergizler,
Barbaralar meflaleleriyle o tüneli ayd›nlatt›lar ve tünelin sonunda da
bizleri bekliyorlar. Emekçi s›n›fdafllar›m›zla beraber tüneli tamamen
ayd›nlatal›m. Meflalelerimiz hiç sönmesin. 8 Mart’lara ve daha nice tarihlere sahip ç›kal›m, meydanlara inelim. Tünelimizi ayd›nlatal›m ki meflalemiz gür yans›n. Nice emekçi yoldafllar›m›z o meflalelerde alevlensinler. Art›k tünele meflale tafl›ma s›ras›
bizlerde, örgütlenmede. Haydi kad›nlar, genç yoldafllar!
(Gazi Mahallesi’nden ‹K
okuru bir genç kad›n)
GSS haklar›m›z› buduyor!
Bugüne kadar gerçekleflen en kapsaml› sosyal y›k›m
sald›r›s› olarak adland›r›labilecek SSGSS Tasar›s›’na
karfl› oluflturulan Platform taraf›ndan gerçeklefltirilen
çok say›da eylem ve etkinli¤in yan› s›ra tek tek kurumlar da yapt›klar› eylemlerle yasay› protesto ediyorlar.
SSGSS karfl›t› eylemlerden biri de, 22 fiubat’ta,
EKD Kartal fiubesi taraf›ndan gerçeklefltirildi. Saat
13.00’de, Kartal Sa¤l›k Oca¤› önünde toplanarak, üzerinde “GSS haklar›m›z› ellerimizden al›yor” yazan bir
pankart açan EKD’li kad›nlar, tasar›n›n kad›nlara dönük
büyük hak gasplar› içerdi¤ine vurgu yapan bir aç›klama
yapt›lar.
Yasan›n, kad›nlar›n emzirme hakk›ndan, krefl hakk›na kadar bir dizi hakk›n› elinden ald›¤›na vurgu yap›lan
aç›klamada, ayr›ca sa¤l›ktan k›s›lan paran›n, savafla harcand›¤›na da de¤inilerek, Kürt Ulusal Hareketi’ne dönük flu süreçte gerçeklefltirilen s›n›r ötesi harekâta da
vurgu yap›ld›.
(Kartal)
çilerinin ev içinde yapt›r›m›n›n olmas›, k›saca; söz, yetki, karar haklar›m›z›n savafl›m›n› vermemiz gereklili¤i
belirtildi.
Sunumlar›n ard›ndan, serbest
kürsü bölümüne geçildi. Zaten kat›lacak arkadafllar›n haz›rl›kl› gelmelerinden ötürü bizler aç›s›ndan oldukça olumlu geçti. Buluflma serbest
kürsüdeki konuflmalar›n ard›ndan
yap›lan yorumlarla, eklerle eksikliklerin giderilmesi fleklinde devam
etti.
‹kinci bölüm ‹stanbul YDG’den
kurulan müzik grubunun müzik dinletisiyle bafllad›. Ard›ndan örgütlü
kad›n sunumuyla YDG’nin örgütlü
kad›ndan beklentileri, verdi¤i s›n›f
mücadelesinin yan›nda, özelde kad›n
sorununa dair çözüm aray›fl›nda bulunmas› gerekti¤i üzerinde duruldu.
Ataerkil toplum bilincinin sadece erkeklerde bulunmad›¤›, kad›nlar›n da
bu bilinçle yetifltirildikleri gerçekli¤iyle kendi içindeki devrimin ›fl›¤›yla
mücadelenin yolunun aç›labilece¤i
vurgusu yap›ld›.
Program›n
son
k›sm›nda,
YDG’nin bir önceki say›s›nda yay›nlanm›fl olan, Kad›n Komisyonu
Tasla¤› tart›fl›ld›. Baz› ekler ve düzeltmeler tart›fl›l›p, onayland›. Öneri
üzerine oylama yap›larak, “8 Mart’›
Dünya Emekçi Kad›n Günü olarak kabul eder ve 8 Mart’›n ücretli resmi tatil olmas› için çaba
harcar” maddesi eklendi.
Oylama bitiminin ard›ndan Türkiye Kürdistan›’ndan gelen arkadafl›n
Kürtçe ve Türkçe parçalardan oluflan müzik dinletisi yap›ld›.
Yaflanan bu tecrübe, YDG’nin
kad›n mücadelesine bak›fl›n› netlefltirmifltir. “Kad›n olmadan devrim olmaz, devrim olmadan
kad›n kurtulmaz” söyleminin bizler taraf›ndan daha fazla bilince ç›kart›lmas› gerekti¤i, bu bilincin egemenlerde geliflmiflli¤ini kad›na yönelik tüm sald›r›lar›ndan anlafl›ld›¤›, bu
yönüyle kad›nlar›n ve erkeklerin
mücadeleyi büyütme, her türden
hak aray›fl›na sahip ç›kma ve hatta
bunun öncüleri olabilme vurgusuyla
sonland›.
(‹stanbul’dan bir YDG’li)
Eflfliit iflflee eflfliit ücret!
“2008 8 Mart’› yaklafl›rken yaflam›n her alan›nda bask›y› yaflayan, sömürüyü iliklerine kadar hisseden, ezilen,
horlanan, afla¤›lanan emekçi kad›nlar›n çaresiz ve çözümsüz olmad›¤›n› bir kez daha hayk›raca¤›z”
Fabrikada, atölyelerde azg›nca
sömürülenler… Her gün yoksul
semtlerin çamurlu sokaklar›ndan
zengin semtlerine gündeli¤e gidenler…
Ev ifllerinin, çocuk bak›m›n›n de¤iflmez kölesi olan, emperyalist savafllarda açl›¤a, yoksullu¤a mahkûm
edilen, tecavüze u¤rayan, yaflam›
dört duvar aras›na hapsedilenler,
Kürt oldu¤u için kimli¤i inkâr edilen,
dilini kullanamayan, tacizlere ve tecavüzlere u¤rayan, evde sokakta iflyerlerinde gözalt›nda fliddete maruz
kalan kad›nlar!
Al›nteri, BDSP, DHD, HÖC,
Kald›raç, Odak ve Partizan 8
Mart Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nde yapacaklar› eylemi Yüksel
Caddesi’nde yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile duyurdular. Bas›n aç›klamas› 8 Mart gibi onu do¤uran koflullar›n da dünde kalmad›¤›n›n vurgulanmas›yla bafllad›. Aç›klamada “8 Mart
1857’de 40 bin dokuma iflçisi kad›n›n insanca çal›flma koflullar› için
yükseltti¤i mücadele bugünde
emekçi kad›nlar›n kurtuluflu için yol
göstermeye devam ediyor. 1857 y›l›nda Amerikal› tekstil iflçisi kad›nlar›n ‘Eflit ‹fle Eflit Ücret’, ‘8 Saatlik
‹flgünü’, ‘Sendika Hakk›’, ‘‹nsanca
yaflam’ gibi taleplerle aya¤a kalkmas›ndan bugüne emekçi kad›nlar›n sömürüsü ve ezilmiflli¤i artarak devam
etmekte” denildi.
Dünya Emekçi Kad›nlar Günü’nün tarihsel ve s›n›fsal özüne
vurgular›n yap›ld›¤› aç›klamada
“2008 8 Mart’› yaklafl›rken yaflam›n
her alan›nda bask›y› yaflayan, sömürüyü iliklerine kadar hisseden, ezilen, horlanan, afla¤›lanan emekçi kad›nlar›n çaresiz ve çözümsüz olmad›¤›n› bir kez daha hayk›raca¤›z” denildi. Bas›n aç›klamas› 8 Mart Cumartesi günü düzenlenecek eyleme
yap›lan ça¤r› ile sonland›r›ld›. Bas›n
aç›klamas›nda “Yaflas›n 8 Mart
Dünya Emekçi Kad›nlar Günü”,
“Cinsel, ulusal, s›n›fsal, sömürüye
son”, “Kad›n›n kurtuluflu devrimde sosyalizmde” sloganlar›
at›ld›.
(Ankara)
“Özgürlük ve eflfliitlik için bir ad›m ileri”
Emekçi Kad›n Komisyonlar› taraf›ndan düzenlenen “Emekçi Kad›n Kurultay›” 24 fiubat’ta Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’n›n Bostanc›’da bulunan toplant› salonunda
gerçeklefltirildi.
Saat 11.00’de, salonda bulunanlar›n “Emekçi Kad›nlar özel mülkiyetin boyunlar›na takt›¤› prangalar›
k›r›yor! Yüzy›llard›r hüküm süren
karanl›k, sömürü cehennemi ve sefalet koflullar›, kad›n emekçilerin
ad›mlar› ile sars›l›yor. Evde fabrikada tarlada köle ilan edilenler, efendilerinin taht›n› y›kmak için bir kez
daha sahneye ç›k›yorlar!” sözleriyle
selamlanmas›n›n ard›ndan bafllayan
Kurultayda, kad›n›n kurtuluflunun
kad›n-erkek omuz omuza mücadeleden geçti¤i vurgusu öne ç›kt›.
Kürsüden yap›lan konuflmalarda
a¤›rl›kl› olarak, kad›n›n üzerindeki
çifte sömürüye, eflitsizli¤e ve çok
yönlü bask›ya vurgu yap›larak,
emekçi kad›nlar mücadeleye ça¤r›ld›.
S›k s›k 8 Mart vurgusu yap›lan
ve 8 Mart’›n önemine de de¤inilen
konuflmalar, çeflitli ifl alanlar›ndan
kat›lan kad›nlar taraf›ndan gerçeklefltirildi. Çal›flan kad›nlar›n yan› s›ra, ev emekçisi kad›nlar›n da, kendi
Yorumsuz...
✔14 yafl›ndaki k›za tecavüz
iddias›: Samsun’da oturan 14 yafl›ndaki H.K. adl› k›za tecavüz ettikleri öne sürülen 3 zanl› yakaland›.
✔Tecavüzcü katil ve sevgilisi yakaland›: Eskiflehir’de’de
43 yafl›ndaki Seniha Özsakç›’y› 52
yerinden b›çaklayarak öldürüp 16
yafl›ndaki k›z› A.Ö.’ye tecavüz
eden 27 yafl›ndaki Gülbey Nadi
Gölpek ile bofland›¤› efli 20 yafl›ndaki Sevgi K›z›lda¤’›n polis taraf›ndan ‹zmir Narl›dere’de yakaland›¤› bildirdi. 15 fiubat 2008 tarihinde meydana gelen olayda Seniha
Özsakç›, eski kirac›s› Gülbey Nadi
Gölpek taraf›ndan b›çaklanarak
öldürülmüfl k›z› A.Ö.’de tecavüze
u¤ray›p fare zehiri içirtilerek öldürülmek istenmiflti. 2 gün annesinin
cesediyle ayn› evde kal›p, polisler
taraf›ndan yar› bayg› ve flok geçirmifl halde bulunan lise ö¤rencisi
A.Ö.’nün halen Eskiflehir Osmangazi Üniversitesi T›p Fakültesi
Hastanesi’ndeki tedavisinin sürdü¤ünü bildirildi.
✔Kendisini döven kocas›n›
tüfekle öldürdü: ANTALYA’n›n
Badema¤ac› Köyü’nde yaflayan 36
yafl›ndaki 2 çocuk annesi Esma
Oktay, kendisini sürekli dövdü¤ü
gerekçesiyle 41 yafl›ndaki efli Osman Oktay’› av tüfe¤iyle vurarak
öldürdü. Çocuklar›n›n gözü önünde kocas›ndan dayak yiyen Esma
Oktay, iki çocu¤unu uyuttuktan
sonra yeniden eflinin fliddetine u¤rad›. Genç kad›n yatak odas›nda
bulunan av tüfe¤ini alarak evin
oturma odas›nda alkol alan kocas›n› vurdu. Kimseye haber vermeyen Esma Oktay, tüfekle birlikte
Da¤beli Jandarma Karakolu’na giderek teslim oldu.
✔Fuhufla zorlanan kad›nlardan biri AIDS’li, di¤eri 6
ayl›k hamile: Mu¤la Emniyet
Müdürlü¤ü ekipleri, Fethiye ‹lçesi’nde düzenledi¤i operasyonda,
ço¤unlu¤u Rus ve Ukraynal› yabanc› uyruklu kad›nlara zorla fuhufl yapt›rd›¤› belirlenen 10 kifli
yakaland›. Kad›nlardan birinin
AIDS hastal›¤›na yol açan HIV virüsü tafl›d›¤›, di¤erinin ise 6 ayl›k
hamile oldu¤u belirlendi. Çetenin,
ifl bulmak için Türkiye’ye gelen yabanc› kad›nlar› havaalan›nda, Rusça ‘Çocuk bakmak ister misiniz?’
yaz›l› tabelalarla karfl›lay›p a¤›na
düflürdü¤ü belirtildi.
sorunlar›n› dile getirdi¤i Kurultayda
bir de sinevizyon gösterimi gerçeklefltirildi.
Tersane iflçileri ad›na da bir konuflma yap›lan kurultay›n birinci bölümü, “Kad›nlar›n örgütlenme
ve mücadele sorunu!” bafll›kl›
tebli¤in sunumuyla bitti. Kurultay›n
ikinci bölüm ise, 8 Mart üzerine yap›lan bir konuflmayla bafllad› ve sinevizyon gösterimi ile devam etti.
Partizan, Demokratik Kad›n
Hareketi, Emekli-Sen Kartal
fiubesi, Novamed iflçileri taraf›ndan gönderilen mesajlar›n da okundu¤u Kurultay›n son bölümdeki konuflmalara, mücadele deneyimlerinin aktar›lmas› a¤›rl›¤›n› vururken,
Kurultay bir müzik dinletisi ile sona
erdi.
(Kartal)
İşçi-köylü 13
7-20 Mart 2008
Dünya
Almanya
Gazze fi
fie
eridi’nde binlerce kifl
fliilik insan zinciri
Siyonist ‹srail’in Gazze’ye dönük
sald›r›lar› olanca h›z›yla sürüyor. Roket ve füzelerle gerçekleflen son sald›r›larda, ço¤unlu¤u bebek ve çocuk olmak üzere, çok say›da Filistinli yaflam›n› yitirdi. Filistin direnifli ise, bir yandan bu sald›r›lara karfl› bir dizi askeri
eylem gerçeklefltirirken, di¤er yandan
kitlesel eylemler düzenliyor. En son
kitlesel eylem, Gazze’de yaflayan Filistinlilere dönük kuflatma-ambargo eksenli gerçekleflti ve Gazze’yle Dayan›flma Günü ilan edilen 23 fiubat’ta hem
dünyada hem de Gazze’de çok say›da
eylem yap›ld›.
Gazze fieridi’nde “Ablukaya
Karfl› Halk Komitesi” taraf›ndan
örgütlenen “insan zinciri”ne ise 40 bin
civar›nda Filistinli kat›ld›. Bu insan zinciri ayn› zamanda dünyada bugüne kadar oluflturulan en büyük insan zinciri
olma özelli¤i tafl›yor.
Eyleme özellikle okullardan ç›kan
ö¤renciler yo¤un bir kat›l›m sa¤lad›.
Eylemde tafl›nan çok say›da dövizin
üzerinde “Abluka bizi sadece güçlendirir”, “Dünya Gazze’yi ölüme
mahkûm etti” ve “Gazze’yi kurtar›n” gibi yaz›lar bulunurken, eylemde
bir konuflma yapan “Ablukaya Karfl›
Halk Komitesi” Baflkan› Cemal El Kudari, “Bu protesto çok önemli. Filistin
halk› yasal olmayan bir abluka alt›nda
ve bundan büyük ac› çekiyor. Protestonun amac›, ablukan›n kald›r›lmas›
için ‹srail’e bask› yapmakt›r” dedi.
Eylemciler abluka kalk›ncaya kadar
eylemlerini sürdüreceklerini aç›klad›lar. Eyleme aktif bir kat›l›m sa¤layan
FHKC, Filistin halk›n›n ambargoya
karfl› birleflti¤ini söyledi ve tüm Filistin
direniflinde de ayn› flekilde birleflme
ça¤r›s› yapt›.
Gazze fieridi’nde oluflturulan insan zincirinin yan› s›ra, Filistin’in birçok yerinde de çok say›da eylem gerçekleflti. Ayr›ca dünya genelinde de
90’dan fazla flehirde eylemler yap›larak, Filistin halk›yla dayan›flma fliarlar›
hayk›r›ld›.
AB’deki her befl çocuktan
biri yoksul!
fiu süreçte dünyan›n birçok ülkesinde
oldu¤u gibi, AB ülkelerinde de ›rkç›-faflist
politikalar eflli¤inde gerçekleflen sosyal
y›k›m›n sonucu olarak ortaya ç›kan yoksullaflmadan en fazla çocuklar etkileniyor.
AB-Sosyal Komiserli¤i taraf›ndan yap›lan
bir araflt›rman›n sonuçlar›, AB ülkelerinde
yaflayan her befl çocuktan birinin yoksul
oldu¤unu göstermekte. Araflt›rma sonucu,
bu say›n›n alarm verici oldu¤u kadar, Avrupa’daki toplumsal sorunlar›n ne kadar
büyük oldu¤una da iflaret etmekte. Almanya
ise yoksulluk oran› en yüksek ülke ise
Almanya. Almanya’daki çocuklar›n % 12’si
yoksulluk s›n›r›n›n alt›nda yafl›yor.
Ülke grevlerle sars›l›rken,
yoksullu¤un faturas›
göçmenlere ç›kar›l›yor
Alman emperyalizminin temsilcileri ise,
bu büyük yoksullaflmay›, iflsizli¤i ve sosyal
y›k›m› burada yaflayan göçmen iflçilere fatura etme çabalar›n› sürdürüyorlar. Bu
çabalar›n bir parças› olarak hayata geçirilen
›rkç›-floven politikalara ba¤l› kundaklama vb.
olaylara ise her gün yenileri ekleniyor, birbiri ard›na yeni yang›n vakalar› yaflan›yor.
Genifl y›¤›nlar›n dikkati ›rkç› sald›r›lar ve
halk›n ç›karlar›ndan uzak gündemlerle
meflgul edilirken, Siemens, BMW, Ver Di,
Nokia gibi büyük sermayeye ait iflyerleri, bir
yandan kârlar›n›n her y›l artt›¤›n› ilan ediyor,
di¤er yandan da birbiri ard›na iflyerlerini tasfiye ederek, binlerce iflçiyi soka¤a at›yor.
Ancak, bu sald›r› dalgas›n› geri püskürtmeye
çal›flan iflçi-emekçiler, Almanya’n›n dört bir
yan›nda gerçeklefltirdikleri grevlerle, Alman
emperyalist sermayesine zor günler
yaflatmaya, onlar›n korkulu rüyas› olmaya
devam ediyorlar.
nist ordu, Ebu Ali Mustafa Tugaylar›’n›n üst düzey komutanlar›ndan biri
oldu¤unu iddia etti¤i Majdi Mabrouk’u
gözalt›na ald›.
FHKC iki önder
kadrosunu yitirdi
Filistin halk›n›n emperyalist-Siyonist ablukaya karfl› direniflini sürdürdü¤ü günlerde, Filistin davas›n›n öncü
güçlerinden FHKC, bir yandan ‹srail’in
Fransa ifl
flg
galler ve grevlerle sars›l›yor
Dünyan›n önde gelen otomobil lasti¤i üreticisi Michelin’in, Fransa’n›n Toul kentinde bulunan fabrikas›n› kapataca¤›n› aç›klamas› üzerine,
fabrikada çal›flan 826 iflçi fabrikay› iflgal etti.
Fabrikay› iflgal eden iflçiler ayr›ca 2 fabrika
yöneticisini de rehin ald›lar. Fabrikaya girifl ç›k›fllar› da engelleyen iflçiler, giriflleri yakt›klar› lastiklerle kapatt›lar.
‹flgal eylemi 4 gün boyunca sürdü. Bu radikal eylemin ard›ndan iflçilerle anlaflmaya yanaflan Michelin yöneticileri, iflçilere çal›flt›klar› her
y›l için 2600 Euro tazminat vermeyi veya fabri-
kaya ait baflka ifl yerinde çal›flmaya devam etmelerini kabul etti.
Bir baflka iflçi eylemi ise, Paris’in en lüks
restoranlar›ndan La Grande Armee-Nine’de
kaçak çal›flt›r›lan iflçiler taraf›ndan gerçeklefltirildi. ‹flçilerin çal›flt›klar›n›n tespit edilmesiyle
birlikte, s›n›r d›fl› edilme karar› al›nmas› üzerine
5 gün boyunca restoran› iflgal ettiler. ‹flçiler s›n›r d›fl› edilmelerinin engellenmesinin yan› s›ra,
afl›r› çal›flma saatlerinin kald›r›lmas›n› ve ödenmeyen fazla mesai ücretlerin ödenmesini talep
ettiler.
Hamburg’da
Har(a)çs›z bir
e¤itim için yürüyüfl
Yaklafl›k 500 üniversiteli, ö¤renci ve aile 21 fiubat günü har(a)çs›z bir e¤itim için yürüdüler. Yürüyüfl boyunca
konuflmac›lar sosyal d›fllanma yerine sosyal dayan›flma
noktas›nda s›k s›k vurgu yapt›lar. Hamburg e¤itim politikas›n›n sosyal olmad›¤› da s›k s›k dile getirildi. Üniversiteden konuflan bir temsilci; ö¤renci harçlar›n› boykot ettikleri için okuldan at›lan ö¤rencilerin CDU (H›ristiyan Demokrat Birlik) Partisi için bir anlam tafl›mad›¤›n› söyleyerek “Bunun için 24 fiubat Pazar günü yap›lacak seçimlerde, senatonun e¤itim politikas›n›n yanl›fl oldu¤u görülecektir” dedi.
K›sa bir süre önce s›rf merkezi Hamburg Üniversitesinde harç ödeyemedikleri için yaklafl›k 1000 ö¤renci
okuldan at›ld›. Geçen y›l da yaklafl›k 2000 ö¤renci har(a)ç
paras› bulamad›¤› için okuldan at›lm›flt›.
S›k s›k “Herkese har(a)çs›z e¤itim”, “Biz buraday›z ve
sesimiz gür ç›k›yor, çünkü e¤itim hakk›m›z› çal›yorlar”
sloganlar›n at›ld›¤› yürüyüflte Hamburg YDG olarak da yerimizi ald›k. Haz›rlam›fl oldu¤umuz “Belediye baflkan›n› ve
e¤itim senatörünü üniversiteden at›n!”, “Har(a)çlar› kald›r›n!” YDG imzal› dövizlerinin yan› s›ra AT‹K ve ILPS bayraklar›yla yürüyüfle kat›l›m sa¤lad›k.
AT‹K YDG
Evrensel Bak›fl
Halklar›n ç›kar› devrimci de¤iflimdedir
Emperyalist k›flk›rtmalar sonucu büyük bir kaos ortam›na sürüklenen, iç savafl›n efli¤ine gelen Pakistan, geçti¤imiz
günlerde genel seçimlere gitti. Bu seçimler, ABD ile yap›lan anlaflma sonucu ülkesine dönen Benazir Butto’nun, geçti¤imiz
y›l›n sonlar›na do¤ru bir suikastle öldürülmesinin ard›ndan t›rmanan çat›flmalar
nedeniyle ertelenmifl ve ancak 18 fiubat’ta gerçeklefltirilebilmiflti.
Seçimler ABD kuklas› Müflerref aç›s›ndan tam bir hezimete dönüfltü. Seçimlerden zaferle ç›kanlar ise, Butto’nun
Halk Partisi ile Nevaz fierif’in Müslüman
Ligi oldu. Her ikisi de egemen s›n›flar›n
temsilcisi olan bu partilerin, bugüne kadar sürdürülen emperyalist patentli politikalardan bir kopuflu getirmesi ise beklenmiyor.
Seçim sonuçlar›n› dikkatle izleyenle-
Filistin halk›na uygulanan ambargo
kapsam›nda gerçekleflen elektrik kesintisi uygulamas› ise, M›s›r, Lübnan ve
Filistin baflta olmak üzere, yine dünyan›n birçok yerinde Filistin yerel saatine göre sekizde befl dakika süreyle
elektrikleri kapatma ve mum yakma
biçiminde protesto edildi.
Bu eylemlerin gerçekleflti¤i gün
Bat› fieria’n›n kuzeyindeki Nablus kentinde bulunan Ayn Beyt Alma mülteci
kamp›na bir bask›n düzenleyen Siyo-
sald›r›lar›na karfl› eylemlerle cevap verirken, di¤er yandan da iki önderini
daha kaybetti.
FHKC Gazze fieridi Merkez Komitesi üyesi Abdelazim Audeh Khader
‘Anees,’ Siyonist ‹srail taraf›ndan tedavisi engellendi¤i için 18 Mart’ta Gazze’de yaflam›n› yitirdi. Uzunca zamand›r hasta olan Khader, Gazze’den ayr›lmas› engellendi¤i için yaflama gözlerini yumdu. Kendisi 1969’da ilk kez tutuklanarak, 12 buçuk y›l Siyonistlerin
hapishanelerinde kald›. Serbest b›rak›ld›ktan sonra ise, ‹srail taraf›ndan M›s›r’a, M›s›r hükümeti taraf›ndan da Suriye’ye sürgün edildi.
Bir di¤er FHKC önderi olan, Abdel Rahim Mallouh ise, Filistin’de, Abbas yönetimindeki Filistin hükümetine
ba¤l› bir hapishanede, flüpheli bir biçimde yaflam›n› yitirdi. Yapt›¤› aç›klamada Mallouh’un ölümünden Abbas
yönetimini sorumlu tutan FHKC, bu
flüpheli ölümle ilgili bir araflt›rma komisyonu kurulmas›n› talep etti.
rin bafl›nda ise ABD geliyor. Pakistan’da
birçok gizli-aç›k askeri operasyon gerçeklefltiren ABD emperyalizminin en büyük kayg›s›n› ise, bu operasyonlar› bundan böyle rahatl›kla sürdürüp-sürdüremeyece¤i vb. kayg›lar oluflturuyor. Özellikle de Afganistan s›n›r›ndaki bölgelerde
gerçeklefltirilen bu operasyonlar ayn› zamanda Pakistan hükümetinin bilgisi dâhilinde gerçeklefliyordu.
Ancak seçimlerden zaferle ç›kan ve
özde ABD karfl›t› olmayan her iki partinin de, Müflerref’i seçim kampanyalar›
boyunca ABD kuklas› olarak niteleyerek,
halktan oy toplamas›, yap›lan kamuoyu
yoklamalar›nda Pakistan halk›n›n % 90’lara varan bölümünün ABD karfl›t› oldu¤unun ortaya ç›kmas›, hem bu iki partinin
hem de ABD’nin iflini zora sokacak gibi
görünüyor. fiimdi, resmi aç›klamalar›nda
Bir di¤er grev ise, Carefour’un Grand Littoral’de bulunan ifl yerinde çal›flan iflçiler taraf›ndan gerçeklefltirildi. Burada çal›flan iflçiler 16
gün boyunca sürdürdükleri grevin sonucunda
ücret art›fl›, haftal›k çal›flma saatlerinin azalt›lmas› gibi taleplerini kabul ettirdiler. Buradaki
grev s›ras›nda iflçiler iki kez polisin sald›r›s›na
u¤ram›fl ve çok say›da iflçi yaralanm›flt›.
Bu grev ve direnifllerin yan› s›ra, otobüs floförleri, ulusal matbaa iflçileri ve L’oreal, Air
France ve Air Senegal iflçileri de ücret art›fl› ve
daha bir dizi taleple greve gittiler.
Tekstil ifl
flç
çileri yüksek
ücret için alanlarda
M›s›r’›n Mahalle bölgesindeki çal›flan
27 bin tekstil iflçisi hem ekonomik taleplerini dile getirdikleri hem de ABD
güdümlü Mübarek rejiminin son bulmas›n› hayk›rd›klar› bir eylem yapt›lar. Ortado¤u’nun en büyük fabrikas›
olan tekstil fabrikas›n›n
iflçileri geçmifl dönemlerde de güçlü eylemler yaparak, hükümete taleplerini kabul ettirmifllerdi.
Bu son eylemde kitlesel
olarak fabrikadan ç›kan
iflçiler, “Kahrolsun Mübarek” sloganlar› atarak
yürüyüfle geçtiler. ‹flçilerin yürüyüflüne halktan
da yo¤un bir destek gelirken, en az 10 bin kifli iflçilerin kortejine kat›larak, destek verdi.
Eylem fabrika içinde gizlice ve solcular
taraf›ndan örgütlenmiflti. Eylemle birlik-
ABD karfl›tl›¤›n› kullanan bu partilerin, bu
söylemlerine uygun hareket edip-edemeyece¤i, bu süreçten sonra Pakistan’›n politik yaflam›nda uzun süre kalabilmenin
tek yolu olan, halk›n büyük ço¤unlu¤unun
e¤ilimini dikkate al›p almayacaklar› merakla bekleniyor.
Buradaki iktidar de¤iflikli¤ini kendi lehine bir de¤ifltirime dönüfltürme çabas›
içinde olan ABD emperyalizmi için Pakistan’›n önemi hala oldukça büyük. Çünkü
burada kendi aleyhine oluflabilecek bir istikrars›zl›¤›n, baflta Afganistan ve Irak olmak üzere, bir bütün olarak Ortado¤u’daki iflgal politikalar›nda, bugün yaflanandan daha büyük bir istikrars›zl›¤› getirece¤ini biliyor. Bunun içindir ki, Pakistan’da ortaya ç›kan “de¤iflimi” olabildi¤ince kendi lehine çevirmeye çal›fl›yor.
Emperyalistlerin son dönemde kendi
lehlerine bir “de¤iflim” beklentisine girdikleri bir di¤er ülke ise Küba. Küba
Devlet Baflkan› Fidel Castro geçti¤imiz
günlerde tüm görevlerinden çekildi¤ini
aç›klad›.
Castro’nun görevden çekilme karar›
tüm dünyada yank› bulurken, bu durumu
en yak›ndan izleyen ülke hiç kuflkusuz yine ABD emperyalizmi oldu. ABD, Castro’nun çekildi¤ini aç›klamas›n›n hemen
ard›ndan “Küba’n›n demokrasiye geçifline yard›mc› olmaya haz›r oldu¤unu” aç›klad›.
Ancak Küba halk› ABD’nin “demokrasi”den neyi kast etti¤ini çok iyi bilmekte. Çünkü ne 1961’deki iflgal denemesini
ne on y›llard›r süren ambargoyu ne de ülkeyi istikrars›zl›¤a sürükleme ad›na, CIA
taraf›ndan Castro’ya dönük gerçeklefltirilmeye çal›fl›lan, say›s›z suikast giriflimini
unutmufl de¤iller.
fiimdi Castro’nun çekilmesi, AB emperyalistlerinin Küba’ya dönük ifltah›n› da
kabartm›fl bulunuyor. Küba ile iliflkileri
zaten öteden beri ABD kadar kötü olmayan bu güçler de “Küba’da de¤iflim bafllad› ve Avrupa, bundan böyle ülkeyi yönetecek olan politik önderlere, bar›flç›l bir
de¤iflime geçmek üzere yard›mc› olmaya
haz›rd›r” türünden aç›klamalar yapmakta
gecikmediler.
fiunu vurgulamak gerekiyor ki, Castro ve Che Guevara bundan 50 y›l önce
adadaki yönetimi ele geçirdiklerinde
te patron polis ça¤›r›rken, eylemciler
patronun üzerine yürüyerek, polisi de
geri püskürttüler.
M›s›r’da son dönem artan iflçiemekçi eylemleri ise,
sadece M›s›r hükümeti
taraf›ndan de¤il, emperyalist güçler taraf›ndan da tedirginlikle izleniyor.
Çünkü geçti¤imiz
haftalarda ambargoya
karfl› ayaklanan Filistinliler, M›s›r’›n s›n›r duvar›n› havaya uçurarak,
buraya geçtiklerinde
M›s›rl› emekçiler Filistin halk›yla dayan›flma
eylemleri yapm›fl ve s›n›r› geçen Filistinlilere
dönük fliddete baflvuran Mübarek hükümeti geri ad›m atarak, Filistinli direniflçilerle görüflmek zorunda kalm›flt›.
Diktatör Batista ifl bafl›ndayd›. Ada Batista döneminde zengin Amerikal›lar›n
seks cenneti ve büyük toprak sahiplerinin
kitleler üzerindeki zulmünün had safhada
oldu¤u bir yerdi. Küba devrimiyle birlikte halk›n günlük yaflam›nda, ifl güvencesi,
ücretsiz sa¤l›k hakk›, e¤itim, bar›nma gibi
konularda kazan›mlar oldu.
Ancak reformistlerin iddialar›n›n aksine, Küba hiçbir zaman sosyalist olmad›.
Burada sosyalizm ad›na hâkim olan en
fazla, Sovyetlerde 1956’da SBKP’nin 20.
Kongresiyle birlikte bafllayan, modern
revizyonizmin ya da bir baflka deyimle,
kapitalizmin restorasyonu sürecinin, yans›malar› oldu. Bu süreçte RSE’ne ba¤›ml›l›k ortaya ç›kt›. Küba halk› on y›llar boyu
bu ba¤›ml›l›¤›n faturas›n› ödemek zorunda kald›.
Ekonomik ve toplumsal çöküntü bürokratik-kapitalist kamp›n (modern revizyonizmin) çökmesinden sonra da sürdü. Küba halk› eskiden oldu¤u gibi, flu anda da çok fakir. Örne¤in hastanede çal›flan herhangi bir psikoterapistin ayl›k ücreti 260 Peso, yani 10 dolar. S›radan bir
iflçinin ayl›k kazanc› ise 160 Peso. Bu pa-
Faflist Türk devletinin haftalard›r
hava sald›r›lar›yla devam ettirdi¤i iflgal
ad›mlar›n› bir ad›m daha büyüterek
geçti¤imiz hafta içinde kara harekât›na
bafllamas› Ulm’de yap›lan eylemle
protesto edildi.
Bu amaçla bir yürüyüfl düzenlendi.
Oluflturulan komitede yer alan Yek
Kom. AT‹F, AG‹F, ADHF ve
MLPD ortaklaflt›rd›klar› etkinlik sonucu 1 Mart Cumartesi günü Ulm’de
yüzlerce insan›n kat›l›m›yla yürüyüfl
düzenlendi. Konu ile ilgili aç›klamalar›n, Almanca ve Türkçe ortak bildirilerin ard›ndan bafllayan yürüyüfl at›lan
canl› ve öfkeli sloganlar eflli¤inde son
buldu.
Ulm AT‹K
Filipinler
Filipinler halk›, ABD güdümlü Filipinler Baflkan› Gloria Macapagal Arroyo’ya karfl› öfkesini giderek yükseltiyor. Son günlerde s›k s›k düzenlenen
ve binlerce kiflinin kat›ld›¤› sokak gösterilerinin en sonuncusu 25 fiubat’ta,
baflkent Manila’da gerçekleflti. Arroyo’ya karfl›, seçimlere hile kar›flt›rmak, yolsuzluk, rüflvet gibi suçlamalar
getiren genifl y›¤›nlar eylemlerde “Bizi bu fieytandan kurtar›n!” diye
hayk›rd›lar.
Porto Riko
Karayipler’de bulunan Porto Riko adas›ndaki 42 bin e¤itim emekçisi, s›n›flar›n küçük olmas›n› ve okul
binalar›ndaki tadilatlar› protesto etmek, e¤itim plan› ç›karmak için daha
genifl zamana sahip olmak ve ücretlerinin art›r›lmas› gibi taleplerle grev
karar› ald›lar. Porto Riko ABD’ye ait
olmas›na karfl›n, buradaki ö¤retmen
maafllar› ABD’dekinden 1/3 daha
düflük. Grev genifl bir kat›l›mla hayata geçirilirken, okul yönetimleri greve kat›lan olan ö¤retmenleri iflten
atmakla tehdit ettiler.
‹spanya
Correos posta idaresine ba¤l›
binlerce postac›, ‹spanya’n›n baflkenti Madrid’de bir araya gelerek, daha
iyi çal›flma koflullar› ve ücretlerinin
art›r›lmas› için kitlesel bir eylem gerçeklefltirdiler. Posta çal›flanlar›, ifl
koflullar›n›n giderek a¤›rlaflmas›ndan,
buna karfl›n ald›klar› ücretin en fazla
900 Euro olmas›ndan flikâyetçiler.
Venezüella
Venezüella’daki Ternium Sidor
Çelik iflletmesinde çal›flan binlerce
çelik iflçisi daha iyi bir ücret tarifesi
için greve ç›kt›lar. ‹flçilerin greve
ç›kmas›yla birlikte tüm üretim durdu. Devlete ait olan iflletme Venezüella’n›n en büyük çelik üreticisi ve
y›lda 4,5 milyon ton ham çelik üretiyor. ‹flletmede 5.400 kadrolu ve 9
bin sözleflmeli iflçi çal›fl›yor. Sözleflmeli iflçiler 350 küçük flirkete da¤›t›lm›fl durumdalar.
rayla yaflamak ise mümkün de¤il. Bunun
içindir ki çok say›da Kübal› ek ifllerde çal›flmak zorunda kal›yor.
Küba sadece Rusya ile iyi iliflkiler içinde olmad›. Örne¤in Çin’e olan ekonomik ba¤›ml›l›¤›n giderek artmas›
söz konusu.
Bugünlerde, Castro’nun görevden
çekilmesiyle birlikte ortaya ç›kan durumdan yararlanmaya çal›flan baflta ABD ve
AB emperyalistleri olmak üzere, emperyalist güçler, t›pk› Pakistan gibi, burada da
“de¤iflim” olarak adland›rd›klar› bu süreci, kendi lehlerine çevirmek için tüm güçlerini seferber edeceklerdir.
K›sacas›, söz konusu “de¤iflim” süreçleri, ne Pakistan halk›n›n ne de Küba
halk›n›n ç›karlar›na dönük bir “de¤iflim”
olmayacakt›r. Gerçekte de zaten hiçbir
fley de¤iflmeyecektir. Gerçek ve halklar›n
ç›karlar›n› gözeten bir de¤iflim, ancak
köklü ve toplumsal bir alt-üst yaratacak olan, devrimci bir de¤iflimle mümkündür. Bu devrimci de¤iflimi yaratacak
olan ise, ezilen halklar›n, baflka hiçbir gücün üstünlük sa¤layamayaca¤›, örgütlü
gücü olacakt›r!
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
“O zaman geldi¤inde,
Hiç bir ailenin
Çocu¤u olmayacak
ç›plak ayaklar›n›
Çaputlar içinde sürüyen.
Herkesin biraz ekme¤i olacak,
Bir ifli, iyi flarab›.
Yaflas›n Komün!
Çocuklar!
Yaflas›n Komün!”
Proletaryan›n burjuvaziye karfl› giriflti¤i ilk iktidar denemesi olan Paris Komünü; bugün de uluslararas› proletaryan›n ve onun önderli¤indeki ezilen
dünya halklar›n›n sosyal ve ulusal kurtulufl mücadelelerinin ilham kayna¤› olmakta ve bu mücadelenin yolunu ayd›nlatmaktad›r. Marks’›n; “‹nsan neslini
s›n›f egemenli¤inden ebediyen
kurtaracak büyük sosyal devrimin
flafa¤›” olarak tan›mlad›¤› Paris Komünü 18 Mart 1871’den 23 May›s’a kadar
geçen 73 gün yaflam›flt›r. Komünü ortaya ç›karan zemine bakt›¤›m›zda karfl›m›za belli bafll› iki gücün var oldu¤u bir
Fransa ç›kmaktad›r: Çökmekte olan, bunal›m içindeki imparatorluk rejimi ve
yükselmekte olan iflçi s›n›f›!
Difle difl verilen mücadele ile 18
Mart günü Paris’te devrim gerçeklefltirilmifl, akflama do¤ru bütün devlet kurulufllar› ele geçirilmifl, belediye binas›na ve
savafl bakanl›¤›na devrimin simgesi flanl›
k›z›l bayrak çekilmiflti. Merkez Komite,
19 Mart günü Parislilere ne yapmak istedi¤ini bir programla bildirdi. Komite bir
hükümet olma iddias›nda de¤ildi. Yaln›zca ihanet eden bir hükümeti görev bafl›ndan uzaklaflt›rmak ve komün seçimlerini haz›rlamak istiyordu. Merkez Komite seçimler öncesinde yay›mlad›¤› bir
baflka bildiride de; düzeni yeni temeller
üstüne kurman›n ilk koflulu olarak, eme¤in yeni bafltan örgütlenmesi gereklili¤ini, bununsa ancak özgürlük, eflitlik ve
dayan›flmayla sa¤lanaca¤›n› aç›kl›yordu.
26 Mart 1871 günü seçimler gerçeklefltirildi. “Mülksüzlefltirenlerin mülksüzlefltirilmesini hedef alan” Komün Meclisi üyelerinden yaln›zca biri
Marks’ç›yd›. Yönetimde Jakobenler,
Proudhoncular, Blanquiciler, federalistler ve sosyalistlerle birlikte burjuva e¤ilimli olanlar da vard›. Komün on komisyondan olufluyordu. Bunlar›n aras›ndan
P r o l e t e r d e v r i m i n fl a f a ¤ › :
Paris Komünü
çal›flma komisyonunun amac›, emekle
ücreti eflit k›lmak ve toplumcu ö¤retileri yaymakt›. Ayr›ca komün diyanet ifllerine ayr›lan bütçenin kald›r›lmas›n› ve kilise mallar›na el konulmas›n› emretti.
Okullardan dinsel e¤itim kald›r›ld›. Öncelikli olarak, e¤itim ve adalet dâhil, bütün yönetim mekanizmalar›nda çal›flanlar›n seçimle ifl bafl›na gelmesi kararlaflt›r›ld›. 18 Mart’›n ard›ndan Vercailles hükümetinin ve ordusunun durumu zay›ft›.
Ama Ulusal Muhaf›z Komiteleri bu durumdan yararlanamad›. Komünün gösterdi¤i bu gevflek ve zay›f tav›rdan yararlanan Thiers,
hükümete sad›k kalan tüm birlikleri Paris’ten Vercailles’e ça¤›rd›. Fransa bankas›ndaki paralar Vercailles’e kaç›r›larak
maddi ve askeri güçler bu flekilde sa¤land›. 20 May›s günü Vercaillesliler kente
sald›r›ya geçti. Bir hain onlara k›lavuzluk
ediyor ve Komünün zay›f yanlar›n› gösteriyordu. Karfl› güçler 21 May›s’ta Paris’e girmeyi baflard›. Komüncülerin ilk
ifli Parislileri savafla ça¤›ran bildiriler yay›mlamak oldu. Ama Versaillesl› birlikler
aral›ks›z sald›rmakta, önemli noktalar›
ele geçirmekteydi. Baz› sokaklarda birden bire direnmelerle, barikatlarla karfl›lafl›l›yor, Paris halk›, kad›n›yla erke¤iyle
mücadele ediyordu. Komüncüler en
amans›z savafllar›n› iflçi mahallelerinde verdiler. Burada çocuklar bile
savafla kat›lm›fllard›. Barikatlarda çarp›flan iflçi say›s› 10.000’i buluyordu. 21’inden 28’ine uzanan haftada Komüncüler
kendilerini siper ederek Versaillesliler’e
karfl› amans›zca çarp›flt›lar. Vercaillesliler ele geçirdikleri bütün tutsaklar›, sorgusuz sualsiz kurfluna diziyorlard›. Paris
halk›n›n düzenli birliklerce katliam›na
karfl› Komün, 24 May›s’ta aralar›nda Paris Baflpiskoposu Darboy’n›n da bulundu¤u 52 rehineyi kurfluna dizerek yan›t
‹flçi s›n›f›, tarihsel rolünü oynama yetisine sahip
oldu¤unu henüz tarihinin bafllar›nda ola¤anüstü
bir giriflkenlikle göstermifltir.
verdi. 27 May›s günü Komüncülerin s›k›fl›p kald›¤› çember iyice daralm›flt›. Son
Komüncüler de çarp›fla çarp›fla can vermekteydi. Direnmenin son dayanak
noktalar›ndan biri 200 Komüncünün
topland›¤› Pére-Lachaise Mezarl›¤›’›yd›.
Vercaillesl›lar, mezarl›¤›n kap›s›n› k›rd›larsa da Komüncüler savafllar›n› sürdürdüler. Sa¤ kalanlar, mezarl›¤›n duvarlar›
dibinde kurfluna dizildi. 28 May›s günü,
iflçi mahallesinde ayakta kalan son barikat da düfltü. Tüm çabalara karfl›n 28
May›s 1871’de komün y›k›lm›fl oldu.
Karfl› devrim zafer kazanm›flt›. Binlerce
insan›n öldü¤ü bu sokak savafl› da tarihe
“Kanl› Hafta” olarak geçmifltir.
Komün’ün
ö¤rettikleri…
“Paris Komünü’nde yaflanan yenilgiyi pek çok nedene ba¤layabiliriz. Öncelikli olarak pek çok aç›dan Fransa 19.
yy.da 18. yy’› yafl›yordu. Kapitalizmin evrimi sürüyordu ve geliflmifl bir iflçi s›n›f›ndan söz etmek olanaks›zd›. Fransa daha çok bir küçük burjuva ülkesi statüsündeydi. Nesnel koflullar ve halk›n örgütlenmesi bir devrim yapacak nitelikte
de¤ildi. “‹flçi s›n›f›n›n Partisi yoktu; iflçi
s›n›f›n›n ne haz›rl›¤›, ne de uzun al›flkanl›¤› vard› ve y›¤›n olarak görevleri ve
bunlar› gerçeklefltirme amaçlar› üzerinde çok aç›k bir düflüncesi bile yoktu.
Proletaryan›n ne ciddi siyasal örgütlenmesi vard›, ne de y›¤›n sendikalar› ya da
kooperatif birlikleri…” ( Marks, Engels,
7-20 Mart 2008
Lenin/Paris Komünü Üzerine). Komün
üyeleri aras›nda görüfl ortakl›¤› yoktu.
Ayr›ca Komün ne k›rsal bölge halk›yla
ne de di¤er bölgelerin komünleriyle iliflkide de¤ildi. Bunlara ek olarak, Komünün yapt›¤› pek çok hata da kendi sonunu haz›rlayan nedenler aras›nda yer al›yordu. Daha Komün düflmeden 1.5 ay
önce onun muhtemel yenilgisinin fark›nda olan Marks, bunu flu flekilde aç›kl›yor:
“E¤er onlar yenilirse, kabahat sadece
onlar›n ‘iyi tabiatlar›’nda olacakt›r. Derhal Vercailles üzerine yürümeleri gerekirdi. fianslar›n›, vicdanlar› el vermedi¤i
için yitirdiler. ‹kinci hata; Merkez Komitesi Komün’ün icraat yapabilmesine imkan verebilmek için iktidar› çok erken
teslim etti. Yine çok onurlu bir vicdanl›l›k yüzünden!” (Marksizm ve Devlet
Üzerine). Bütün bunlar göz önünde bulunduruldu¤unda Paris Komünü’nden
ç›kar›lacak pek çok ders bulunmaktad›r.
Paris Komünü
tarihe ait de¤ildir
Bir masal gibi inan›lmaz derecede güzel, zamans›z ve mekâns›z
bafllayan bir anlat› de¤ildi Paris
Komünü. Dünyan›n tüm sömürücü s›n›flar› için bir karabasan ve dünyan›n
tüm sömürülen s›n›f ve ezilen halklar›
için kollar› s›vamaya ça¤›ran, kurtuluflun
yolunu gösteren bir aya¤a kalk›flt›. Yüzy›llar›n ezilmiflli¤inden, horlanm›fll›¤›ndan, boyun e¤dirilmiflli¤inden, kör cahilli¤inden silkinip bendini y›karak patlamal› bir ak›flla özgürleflerek düzlediler özgürlük yolunu.
Komün geçmifl, tarihte kalm›fl de¤ildir. Tarihsel olan›n tarihte kalmad›¤›n›
ve bugüne nas›l tafl›nabilece¤ini gösterir
bize. Paris Komünü’nün öznesi
proletaryad›r, Paris’in emekçi halk›d›r. Komünün kahramanlar›, bu s›n›f›n, bu halk›n kahramanlar›d›r. Emekçi
halklar, tarihin uzun dönemlerinde sadece yoksul de¤illerdir, sefaletle birlikte
cehaletin de içerisine itilirler ve düflürüldükleri batakl›kta uzun zaman onlar›
burada yaflamaya mahkûm b›rakanlara
beyinlerini ve ruhlar›n› teslim ederek
yaflarlar. Fakat flu da çok iyi bilinmelidir
ki, hiçbir tarih onlars›z yaz›lamaz. Piramitleri de yapan onlard›r, devrimleri de!
Ne sefalet, ne de cehalet onlar›n tercihleridir. Piramitleri yaparken, fabrikalarda boyun e¤mifl, birbirine düflmüfl çal›-
fl›rken köle olan onlar, isyan atefllerini
yakt›klar›nda, devrimleri yaparken özgürdürler. “Devrimler, tarihin lokomotifidirler.” Devrimlere bu gücü
kazand›ran ise kitlelerdir. Her
devrim ancak ve ancak onlar›n
eseri olabilir. Bundan dolay› da, önderlik kavray›fl› olarak da devrim bilinci,
soyut ve genel bir bilinç de¤il, devrimin
kitlelerin eseri olaca¤› gerçe¤iyle birlikte
proletaryayla özdeflleflen bir bilinç olmal›d›r. Ve bu bilinç, politika ve stratejisiyle oldu¤u gibi yöntemleriyle de bugünkü çal›flmalar›m›z› belirlemelidir. S›n›f mücadelesinin bugünkü geri koflullar›nda kitle inisiyatifini gelifltirici, harekete geçirecek yöntem ve araçlar›n gelifltirilmesini, bunlarda ›srar›, sadece gelece¤e dönük yeni bir kültürün oluflturulmas› sorunu olarak de¤il; kitleleri mücadeleye çekmenin, onlardaki güven ve özgüven sorununu çözmenin anahtarlar›ndan biri olarak görmeliyiz.
Komün bilinci, s›n›f bilincidir. ‹flçi s›n›f›, tarihsel rolünü oynama yetisine
sahip oldu¤unu henüz tarihinin bafllar›nda ola¤anüstü bir giriflkenlikle göstermifltir. Bununla birlikte, komün bilinci
iktidar bilincidir. Her devrimin temel
sorununun iktidar sorunu oldu¤unu, bir
s›n›f›n sadece ezilmesini sona erdirmek
ve sömürülmemek için de¤il, bunlar dahil yapmak istediklerinin çok az›n› dahi
yapabilmesi için, iktidar› ele geçirmesinin flart oldu¤unu Komün gösterdi. Onlar ve daha sonra Sovyet ve Çin iflçi ve
köylüleri iktidar› al›p yeni bir yaflam›
kurmaya giriflerek ve kurarak bize yepyeni bir yaflam›n olabilece¤ini gösterdiler. Köhnemifl ve eskiye ait olan› korkusuzca y›kabilme bilinci, ayn› zamanda yeniyi kurma bilincidir. Dolay›s›yla, komün bilinci ayn› zamanda tarih
yapma, gelece¤i kurma bilincidir.
Üstelik henüz tüm koflullar›n oluflmad›¤›
bir dönemde ola¤anüstü bir giriflkenlikle tarih yapmaya giriflen bir bilinç. ‹flte
bugün en çok da gelece¤i yaratma cüretini kuflanan bu bilinç üzerine düflünmeliyiz. Ola¤an koflullar›n davran›fllar›m›z›
belirledi¤i bir hareket tarz›m›z m› olacak, di¤er bir deyiflle koflullar m› bize
hükmedecek, yoksa koflullara biz mi
hükmedece¤iz; ad›mlar›m›z›n sa¤laml›¤›n› ve h›z›n› belirleyecek olan ne? Koflullara boyun e¤meyen dönüfltürücü bir
atakl›k gösterebilecek miyiz?
Kültür -Sanat
Günümüzde sinema ve kitaplarda fantastik teman›n yeri
Son y›llarda film ve kitaplarda estirilen fantastik rüzgar›n›n “duayeni” olarak lanse edilen Harry Potter, serisinin son kitab›yla birlikte serinin 5. filmi
izleyici ve okurlar›n›n “be¤enisine” sunulmufl, haberlerde ve gazete köflelerinde Harry Potter “ç›lg›nl›¤›” ifllenmeye bafllanm›fl, sonras›nda kitab› sat›n alabilmek amac›yla oluflturulan kuyruklar,
çocuk ve gençlerin sevinç 盤l›klar› kitab› bilen-bilmeyen herkesin kafas›na yerlefltirilmiflti. Kitab›n “çekici” ya da “etkileyicili¤i” bir yana, oluflturulan reklam
ablukas›; yar›m, tam sayfa ilanlar, köfle
bafllar›nda billboardlar, Harry Potter
oyuncaklar›, filmde kullan›lan k›yafetler,
H. Potter resimli bardaklar vs. daha kitap piyasaya sürülmeden ve filmi gösterime girmeden hayat›m›za girmiflti.
Harry Potter serisi de di¤er benzer
örnekleri gibi beraberinde kimi tart›flmalar› gündeme getiriyor. Bu derece
reklam ve propagandas› yap›lan, çekilen
filmleriyle beraber milyon dolarlar›n
konufluldu¤u bir konunun tart›fl›lmas›
do¤ald›r da. Fakat bu tart›flma kitab›n
içeri¤i ve edebi yönünden daha çok neden bu kadar öne ç›kar›ld›¤› üzerine
odaklanmal›d›r. Ancak o zaman kitab›n
masum, masal›ms› bir kurgu gibi gelen
içeri¤inin, kitlelerin uyuflturulmas› ve
yönlendirilmesi bak›m›ndan nas›l bir rol
tafl›d›¤› anlafl›labilecektir.
“Her kültür belli bir toplumun
siyaset ve ekonomisinin, ideolojik
yans›s›d›r.” (1) Bu ideolojik yans›ma
egemen s›n›flar›n yaflam›n her alan›nda
bizlere empoze etmeye çal›flt›¤› burjuva-feodal, gerici ve yoz kültürde de alabildi¤ine görülmektedir. Bizlere empoze edilmeye çal›fl›lan bu yoz kültürün en
sinsi ve fark edilmez aya¤› kuflkusuz ki
yaz›l›-sözlü, görsel-iflitsel sanat ve edebiyat alan›d›r. Egemen s›n›flar›n sanat ve
edebiyata yükledikleri misyon kendi
ideolojisini, siyasetini benimsetmek, kan
emici-sömürücü yönünü hakl› ve meflru
göstermektir. Sanat bunun bir arac›d›r
ve bundan öteye gitmemektedir.
Bu ba¤lamda egemen s›n›flar›n “usta
romanc›lar›”, “usta yönetmenleri-senaristleri” yani “has adamlar›”n›n kulübü
olan Hollywood ifl bafl›nda görevini
“lay›k›yla” beyaz perdede yerine getirmektedir. Milyon dolarlar harcanarak
has›lat rekorlar› k›ran filmler ard› arkas›na gözümüze sokulurken, her birinin
tafl›d›¤› misyon; iflledi¤i konu itibar› ile
do¤ald›r ki egemen s›n›flar›n çark›na
su tafl›maktad›r. Mesela bir bilim kurgu gibi gözükse de düflüncenin maddeye
üstünlü¤ünü iflleyen Matrix filmi ve serisi her sahnesinde idealizmin kitlelere
sunulmas›ndan baflka bir fley de¤ildir.
Egemen s›n›flar›n “ustalar›” son döneme damgas›n› vuran fantastik temal›
filmlerle de (ki bu filmleri üst üste seri
halinde yay›mlayarak) flirin ve masum
bir flekilde çocuklar›, gençleri ve yetiflkinleri “farkl› dünyalar”da gezindirmektedir. Farkl› dünyalarda gezindi¤ini ve
dertlerinden s›k›nt›lar›ndan bir an uzaklaflt›¤›n› düflünen izleyici-okur, bu haliyle tam da istenilen k›vamda oluyor. Örne¤in; medeniyeti, ilerici-güzel dünyay›
istila etmek için toplanan “kötüler” ve
onlara karfl› birleflmek zorunda olan ve
kahramanca savaflarak dünyay› kurtaran
“iyiler” olarak izledi¤imiz Yüzüklerin
Efendisi film ve serisi fantastik filmde bize s›radan basit bir kurgu ile Bat›n›n,
Do¤u medeniyeti ve halklar› üzerindeki
hâkimiyetinin de propagandas›d›r. Filmdeki “kötülerin” vahfli karakterlerle
Do¤uyu temsil etmesi; “iyilerin” ise bütün cihan› kurtarmalar› ve Bat›y› temsil
etmeleri tesadüf de¤ildir. Emperyalistkapitalist sistem görsel-iflitsel, yaz›l›sözlü sanat ve edebiyat alan›nda, özellikle de 7. Sanat olarak kabul edilen sinema alan›nda, korku, macera, fantastik
türlerde çekilen hemen hemen her
filmde ifllenen “Do¤u” düflmanl›¤› (örne¤imizde de oldu¤u gibi) ile kitlelere
kendi hakl› ve meflrulu¤unun propagandas›n› yapmaktad›r.
Görüldü¤ü gibi, “farkl› dünya” diye
tabir edilen fantastik filmler, verdi¤i mesajlar, kullan›lan simgeler-semboller,
karakterleriyle gerçek yaflam›n ta kendisi olmaktad›r. Görsel efektler, ilginç
ve korkunç yarat›klar›, sisli ve gizemli
kurgular›yla, gerçekle-hayali dünyan›n iç
içe verilmesiyle, gerçek olan› fantastik
alg›lay›p gerçek yaflamdan kopmam›z›
sa¤lamaktad›r. Böylece fantastik film ve
kitaplar, kiflileri etkisi alt›na al›p onlara
e¤lenceli bir düfl dünyas› sunmaktad›r.
Art›k egemen s›n›flar›n “usta” yönetmenlerinin, yazarlar›n›n etkisinin alt›ndas›n›zd›r. Mesela “ilgi çekici” diye ortalama 1 saat 40 dk çekilen Harry Potter serisinden bir tanesini izledi¤inizde,
size e¤lenceli bir düfl dünyas›n›n arkada
egemen s›n›flar›n zorla kabul ettiremeyece¤i faflist ideolojiyi kolayl›kla ve estetik bir flekilde bulabilirsiniz. Yrd. Doç.
Dr fiükran Kara’n›n deyimiyle “faflist
ideolojinin ele ald›¤› konu ve motifler ile Harry Potter kitap ve
filmleri aras›nda flafl›rt›c› benzerlikle göze çarpar… Faflist ideolojinin
kulland›¤› komplo saplant›s›, kuflat›lm›fl-
l›k, yabanc› düflmanl›¤›, ortak iradeyi tek
bir kiflinin belirlemesi, farkl› olana karfl›
duyulan korku, ak›l ve bilimi yads›ma
günümüz fantastik çocuk ve gençlik kitaplar›n›n ve sinemalar›n›n kulland›¤› temel unsurlard›r.” (2) Mesela Harry Potter Zümrüdü Anka Yoldafll›¤› filminde;
Haywards Büyücülük okulunun baflkanl›¤›n› ele geçiren kötülere karfl› iyi kahraman ve seçilmifl kifli olan Harry Potter etraf›ndan Dumbledore’un ordusu
adl› gizli bir örgüt kurulup mücadele veriliyor. Ya da filmin ana karakterlerinden olan karanl›k güç Lort Voldermord’a karfl› durabilecek tek kiflinin
Harry Potter olmas›. Her iki örnekte
de tek bir kifli ortak iradeyi belirliyor ve
her iki örnekte de “kötüler” taraf›ndan
kuflat›lm›fll›k söz konusu.
Bafl›ndan sonuna kadar emperyalist
kültürün ürünü olan bu filmler bir yandan örtülü ve estetik bir flekilde, kötü,
vahfli, barbar olarak yans›t›l›p bilinçli bir
flekilde kitlelerde korku uyand›rarak
Do¤ulu halklar›n hatta göçmenlerin fliddete maruz b›rak›labilece¤i, öldürülebilecekleri düflüncesi oluflturuluyor. Böylece insanlar›n bu fliddet ve katliamlar›n
do¤al-gerekli görmeleri sa¤lan›yor.
Fantastik çocuk ve gençlik film ve
kitaplar›, kiflileri gerçek dünyadan kopart›p oradan oraya sürüklerken ayn›
zamanda onlar› d›fl ortamdan kopartarak asosyalleflmelerine, çevresine
yabanc›laflmalar›na neden ol-
maktad›r.
Mesela insan›n ya da bireyin do¤al gereksinimi olan ilgi, sevgi, yak›nl›k, güven duygusu vb. gereksinimle-
rin her fleyin parayla ölçüldü¤ü toplumsal yap›da karfl›lanmamas›, kendini bu
film ya da kitap kahramanlar›na özenti
ve orada ifade etme fleklinde d›fla vurabiliyor. Ve do¤al olarak da aranan bu
fantastik ürünlerde bulunmufl oluyor.
Böylece yavafl yavafl çevresinden, de¤erlerinden, kültüründen kopmalar bafl
gösteriyor. Bu da yabanc›laflman›n ta
kendisi oluyor.
Fantastik çocuk ve gençlik filmi-kitab› ad› alt›nda bizlere seri seri sunulan
yap›tlar bafltan afla¤› egemen s›n›flar›n
kendi çirkefli¤ini manüpile etme arac›d›r.
Burjuvazinin
her f›rsatta sald›rd›¤› ezilen emekçi kitleleri, çocuklar›m›z›, herkesimden insanlar›m›z› emperyalist
kültüre göre flekillendiren bu filmlerden
uzak
tutmaya çal›flmal›y›z. Ama kesinlikle “izlenmesin” demek bu durumda do¤ru
bir yöntem olmayacakt›r. Önemli olan
bilinçli bir flekilde izlenmesini veya ders
ç›kar›labilmesini sa¤lamakt›r. Kültürel
alandaki sald›r›lar ayn› zamanda
ideolojik sald›r›lard›r. Burada da ideolojik mücadelenin araç ve yöntemleri
esas al›nmak zorundad›r.
S›n›fl› toplumlarda egemen kültür
hâkim s›n›flar›n kültürüdür. Egemen s›n›flar›n kültürel hegemonyas› toplumsal
düzen bir devrimle de¤iflmedi¤i sürece
bu kültürel hegemonya çeflitlenerek ve
yo¤unlaflarak kendini devam ettirecektir. Buna karfl› mücadelenin de sürekli
olmas› kaç›n›lmazd›r. Bu mücadelede
y›kma ve infla etme iç içedir. Teflhir ve propagandan›n yan› s›ra alternatif kültürün sunulmas›, çeflitli araç ve
yöntemlerle hayata geçirilmesi bir zorunluluktur.
Egemen kültürü, alt ve üst yap›y›
iktidarlaflt›kça de¤ifltirebilece¤imiz aç›kt›r. Bu ba¤lamda kültür alan›nda da halk›n düflüncesinde iktidarlaflma
mücadelesi, bilinci verilmesi gerekmektedir. Ki
ancak bu flekilde halk›n
burjuva gerici kültürden
daha az etkilenmesi, egemen kültüre göre flekillenmesi engellenebilir.
(1) Kültür Sanat ve Edebiyat Üzerine, M. Zedung
Sf: 19)
(2) Harry Potter’›n
fiiddet Büyüsü” Yrd.
Doç. Dr. fiükran Kara,
Evrensel
20.08.07)
İşçi-köylü 15
7-20 Mart 2008
Okur
Yeni Demokratik Gençlik 18. Ola¤an Kongresi
Bafl
fla
ar›yla Sonuçland›r›ld›
23-24 fiubat 2008 tarihlerinde, Almanya’n›n Frankfurt flehrinde 18.si gerçeklefltirilen YDG Kongresi’ne, Almanya, Avusturya, Hollanda, ‹sviçre, Belçika, Fransa ve
‹ngiltere’den kat›lan YDG’liler ve delegelerin yan›nda Türkiye Yeni Demokrat Gençlik’ten bir temsilci de kat›ld›. Bunun yan› s›ra
Avrupa’n›n çeflitli ülkelerinden dinleyici ve
misafir olarak kat›lan onlarca kat›l›mc›n›n yer
ald›¤› Kongre, 2 gün boyunca yo¤un tart›flmalar sonucu baflar› ve coflkuyla sonland›r›ld›.
(23 fiubat Cumartesi)
Kongre saat 12.00’de, bir saatlik gecikmeyle bafllat›ld›. 17. Dönem YDG- MYK’s›
ad›na aç›l›fl› yapan arkadafl, özelde ILPS kurucu üyelerinden El-Hakim Arap Ulusal Hareketin kurucusu ve FHKC lideri Dr. George
Habbas, genelde ise ülkemizde ve dünyadaki demokrasi ve devrim mücadelesinde flehit
düflenler için kitleyi sayg› durufluna davet etti. Ard›ndan sözü 17. Dönem YDG-MYK’s›
ad›na konuflma yapmas› için bir baflka arkadafla b›rakt›.
Genelde kapitalist-emperyalist burjuvazi-
Kongrenin 1. Günü
Süreci
do¤ru kavrayarak
pratik ad›mlar atal›m
Merhaba;
‹çinden geçti¤imiz süreçte ülkemiz topraklar›nda gitgide sertleflen s›n›f mücadelesi
daha da boyutlanarak sürmektedir. Özellefltirmelere karfl› TEKEL iflçilerinin militanca direnifli, SSGSS yasa tasar›s›na karfl› geliflen kitle eylemleri, AKP hükümetinin Alevi
mezhebinden olan halk›m›z› sisteme yedekleme çabalar› ve Alevi halk›m›z›n bu oyunlar› bofla ç›kararak verdi¤i tepkiler, Kürt Ulusal Sorunu karfl›s›nda burjuva-feodal faflist
diktatörlü¤ün Kürt halk›n›n temsilcilerine
karfl› uygulad›¤› imha ve inkâr operasyonlar› tüm h›z›yla sürüyor. Bunlar›n yan› s›ra yeni y›lla beraber hayat pahal›l›¤›n›n artmas›,
elektrik, do¤al gaz, su, ulafl›m ve yiyecek fiyatlar›n›n zamlarla beraber daha da boyutlanarak sürmesi, iflsizli¤in, yoksullu¤un açl›¤›n her geçen gün artmas› iflçilerin asgari
ücretlerine yap›lan komik zamm›n IMF taraf›ndan çok görülmesi, kotalarla gitgide köylünün yaflam›n›n daha da yaflanmaz hale gelmesi, ayd›nlara-ilerici insanlara yönelik uygulanan linç kampanyalar›, üniversitelerin
özellefltirilme çabalar› vb. durumlar kitleleri kendili¤inden de olsa eylemlere itmesi hiç
de küçümsenecek bir durum de¤ildir.
Proletarya Partisi’nin 1 y›l önce yapm›fl
oldu¤u 8. Konferans›’nda s›n›f hareketinin
geliflece¤ini, kitle eylemlerinde art›fl›n olaca¤›n› vb. nedenlerin ve de süreci iyi tahlil
etmesiyle yap›lan bu tahlillerin pratik yaflamda hayat bulmas› önemli geliflmelerdir.
Bir Komünist Partisinin uza¤› görebilme yetene¤i her zaman olmas› gereken bir durumdur. Bu kendili¤inden de olsa geliflen
eylemleri do¤ru bir kanala ak›tabilmek ve
de kitlelerin daha örgütlü, daha politik hale
gelebilmesi için Maoistlere çok büyük görevler düflmektedir. Sürece müdahale edebilme noktas›nda yenilmez ideolojimiz olan
MLM biliminin bize yol göstericili¤inde,
merkezi halkay› unutmadan, esas-tali yönleri unutmadan, halk kitlelerinin sorunlar› etraf›nda kitleleri örgütleyerek mücadeleyi
daha ileri mevzilere tafl›mak oldukça önemlidir. MLM’lerin bu sürece kendilerini iyi haz›rlamalar›, ideolojik, politik olarak yetkinleflmeleri, de¤iflirken de¤ifltirme ve k›sacas›
devrimin kaderinin Maoistlerin elinde oldu¤unu unutmamak gerekir. Önemli olan ak›l
ve cesaretimizi birlefltirerek, kendi bulundu¤umuz alanlarda gerilla gibi düflünerek,
yaflayarak ve de en önemlisi cüret ederek
kal›c› baflar›lar sa¤lamakt›r. Bu cüret Maoistlerde her zaman vard›r. Mehmet Demirda¤ yoldafl›n dedi¤i gibi gerçekler devrimcidir ve de devrimci olan her fley yine
cüret ister. (‹kitelli’den bir ‹K okuru)
nin kâr amac›yla dünya halklar›na ve emekçi
y›¤›nlara vahflice sald›r›lar›n› art›rarak, isçi s›n›f›n›n bilinçsizli¤i ve örgütsüzlü¤ünden faydalanarak bugünlere geldi¤ini belirten arkadafl özelde ise kapitalist emperyalistlere
uflakl›k etmekte tereddüt ve kusur etmeyen
faflist Türk devletinin ezilen Kürt ulusuna yönelik bafllatm›fl oldu¤u kapsaml› operasyonlar›n kan ve barutla sürdü¤üne dikkat çekti.
Böylesi bir süreçte YDG’li olman›n ayr›cal›¤›na de¤inen arkadafl›m›z, ezilen dünya halklar›n›n saf›nda olmakla, halk gençli¤inin özlemlerini ve hayallerini gerçeklefltirme mücadelesini yükseltmekle devrimcileflebilece¤imize de¤inerek sözlerini bu y›lki perspektif
yaz›s›n›n görev sorumluluklar›m›z› yerine getirmemiz gerekti¤i, eksik ve yanl›fllar›m›z›
a盤a ç›kararak tart›flmam›z, bilince ç›karmam›z ve çözümler üretmeye çal›flmam›z gerekti¤ine vurgu yaparak tamamlad›.
Divan, 17. Dönem YDG- MYK’s› taraf›ndan Kongreye sunulan 11 maddelik gündemleri delegelerin onay›na sunarak, gündemlerin delegeler taraf›ndan kabul edilmesi üzerine siyasi perspektif yaz› tasla¤›n›n sunulup
tart›fl›lmas› öncesinde geçmifl dönem Faaliyet Raporu tart›flmaya aç›ld›.
Ayn› gün faflist Türk devletinin sald›r›lar›n› k›namak için Frankfurt’ta düzenlenen mitinge YDG’liler yo¤un bir flekilde kat›l›m sa¤layarak, Kürt halk›n›n yaln›z olmad›¤›n› pratikleriyle göstermifllerdir.
Kongre faaliyet raporunun sunulup tart›-
fl›lmas›ndan sonra ikinci gündem olan
“YDG’nin mevcut durumu ve ileriyle
tafl›nmas›n›n araçlar› neler olmal›d›r?”
bafll›kl› siyasi perspektif yaz›s›n›n tasla¤›n›n
tart›flmas›na geçildi. Bu gündem de oldukça
yo¤un bir biçimde ele al›nd›.
Bunun ard›ndan, Türkiye Yeni Demokrat
Gençlik’ten Kongreye kat›l›m sa¤layan arkadafl Bologna sürecine iliflkin bir sunum yap›p,
emperyalist sald›rganl›¤›n e¤itim hakk› üzerindeki izdüflümlerine de¤indi. Bu sürecin
emperyalist yan›na vurgu yapan arkadafl›m›z,
ç›kar›lan bu yasalar›n karfl›s›nda durman›n
önemli oldu¤unu, gündemden kopuk ele
al›nmamas› gerekti¤ini, genifl kesimlerle antiemperyalist sald›r›lar› püskürtmek hedefiyle
bu yasalara karfl› durman›n gereklili¤ini belirtti.
Kongrenin 2. Günü
(24 fiubat Pazar)
‹kinci gün bir y›ll›k siyasi perspektif yaz›s›n›n tart›fl›lmas›na serbest kürsü bölümünde
devam edildi. Daha sonra 17. Dönem YDGMYK’n›n mali raporu delegeler taraf›ndan
oylanarak kabul edildi. Bu gündemin de ard›ndan sunulan Denetim Kurulu raporundan
sonra, yeni organlar›n seçimleri izledi. Merkezi Yönetim Kurulu ve Denetim Kuruluna
kendilerini öneren ve önerilen arkadafllar
delegelere sunularak, yeni organ seçimleri
de son buldu. Kongre YDG Almanca dergi
redaksiyonu için de 10 kiflilik bir ekip seçti.
Merhaba…
Ben Sar›gazi’den, ‹flçi-Köylü
Gazetesi’nin yeni bir okuruyum.
Tekstil iflçisiyim. ‹flyerinde yaflad›klar›m› sizinle paylaflmak istiyorum.
‹flyerinde yakacak odun-kömürümüz olmad›¤›ndan iflçiler hastalan›yorlar. Ben de hastaland›m, 2 gün
ifle gidemedim. Patron 4 günlü¤ümü kesti. Ben yapt›klar›n›n haks›zl›k oldu¤unu söyledim, onlar “bizi
ilgilendirmez” dediler.
Bu nas›l bir adalet oluyor ki?
Yaz›hanelerinde oturup, elektrikli sobayla ›s›n›yorlar. Biz iflçiler
ise çok so¤ukta çal›fl›yoruz. Bu
adalet mi?
Bizim gibi zor koflullarda çal›flan iflçi arkadafllara flunu söylemek istiyorum. Haks›zl›¤a u¤ruyorsak, haks›zl›¤a karfl› direnmek
gerekiyor. Bu bizim en do¤al hakk›m›z. E¤er bu bilinçle hareket
edersek, yani örgütlü hareket
edersek, kazan›r›z. Kazanmak
umuduyla...
Sar›gazi’den bir
tekstil iflçisi
Tarih: 10 Mart Pazartesi
Toplanma yeri: Eski Karakol’dan
Cemevine meflaleli yürüyüfl
Toplanma Saati: 19:30
Tarih: 12 Mart Çarflamba
Toplanma yeri: Eski Karakol
Toplanma saat: 10.00
Yürüyüfl saati: 11.00
PART‹ZAN
1 May›s Mahallesi
flfleehitlerini an›yoruz
Tarih: 15 Mart Cumartesi
19:30- Mezar ziyareti
12:00- Yemek
Yer: Pir Bultan Abdal
Derne¤i ve Cemevi
14:00- Yürüyüfl
Yer: Cennet Dü¤ün Salonu
PART‹ZAN
Bunlar›
biliyor musunuz?
Cam neden
saydamd›r?
Umut Yay›mc›l›k kad›n emekçilerinin 8 Mart Dünya Emekçi Kad›n
günlerini kutluyor, cinsel bask› ve sömürüye karfl› yürütülen mücadelede kalplerimizin kalplerinizin yan›nda oldu¤unu ifade ediyoruz.
Sevgilerimizle Sincan F Tipi Hapishanesi
Tutsak Partizanlar
Bu yay›nlar› dernekte bulunduramay›z
“Bizim insanlar›m›z veya bizimle iliflkiye geçme ihtimali olan
insanlarla dahi iliflkiye geçmenize
izin vermeyiz. Gidin cemaatçilerin
Kemalistlerin içinde faaliyet yürütün.
Sadece bizi bilen, bizden baflkas›n› tan›mayan insanlarla da görüflmenize izin vermeyiz. De¤il sizinki gibi bir hareketin burada faaliyet yürütmesine, herhangi bir
Kürt devrimcisinin dahi burada faaliyet yürütmesine izin vermeyiz.”
Bunlar›n hepsi protokol b›rakmak için gitti¤imiz demokratik kitle örgütü olmas› gereken fakat
bundan çok daha uzak bir konuma gelmifl olan YÖDER’deki (Yüzüncü Y›l Üniversitesi Ö¤renci
Derne¤i) sorumlu arkadafllar›n bize söyledikleridir. Bu söylenenler
demokrasi, düflünce özgürlü¤ü ve
benzeri kavramlar için yola ç›kan
bir kurumun yapmamas› gereken
fleyler oldu¤u gibi her alanda dayan›flma ça¤r›lar› yapt›¤›m›z, her
zaman yard›m edece¤imiz ve yard›m alabilece¤imiz Yurtsever
Gençlikle aram›z›n aç›lmas›na sebep olmufltur. fiunu da belirtelim bu durum sadece Van için geçerlidir. Fakat bugün burada yapaca¤›m›z elefltiri YÖDER’in durumu de¤il Yurtsever Gençli¤in
farkl› kurumlar›n gençli¤i ile ideolojik bir tart›flmaya girmeme ve
insanlar›n› bir odaya kapat›r gibi
onun farkl› düflünceleri görmesini
Gazi Mahallesi
flfleehitlerini an›yoruz
ve tan›mas›n› engelleme çabas›d›r.
Tarihi ilerleten çeliflkiler,
devrimcilerin geliflmesine ve kendilerini ideolojik anlamda ilerletmesine yard›mc› olmaktad›r. ‹deolojik tart›flmalar devrimci kurumlar aras›nda da belli ilkeler
çerçevesinde her zaman olmas›
gereken bir olgudur çünkü devrimcilerin yarar›nad›r, halk›n yarar›nad›r. Türkiye devrimci hareketi
de bunun örneklerini tarihinde
bar›nd›rmaktad›r. Bunun en güzel
örne¤i de Do¤u Perinçek revizyonizmine karfl› ideolojik tart›flman›n ürünü olan Proletarya Partisi ve bu süreçte komünistlik s›fat›n› kazanan ‹brahim Kaypakkaya’d›r.
Bugün Yurtsever Gençli¤in
belirtti¤imiz tutumu ancak ideolojik anlamda kendilerine güvenmemekten kaynaklanmaktad›r. Partizan saflar›nda mücadele yürüten
insanlar olarak, kurumlar›m›za gelen di¤er devrimcileri olumlu bir
yaklafl›mla karfl›l›yor olmam›z
ulaflt›¤›m›z ideolojik bilinçten ve
kültür haline gelmifl olan “iyiyi al
kötüyü at” yaklafl›m›ndan kaynaklanmaktad›r. Partizan, ilkeli elefltirilere her zaman kendini açm›flt›r
ve bu bütün devrimci kurumlar›n
da yapmas› gereken bir özelliktir.
Hatalar ancak ideolojik tart›flmalarla ortaya ç›kar ve yine ideolojik
çal›flmalarla ortadan kald›r›l›r.
Komünistler tüm ezilenleri
kendi saflar›nda birlefltirmek için
çal›fl›rlar. Bugün T. Kürdistan›’nda
ve di¤er alanlarda faaliyet yürütmemiz gerekmektedir, çünkü bu
Demokratik Halk Devrimi’nin bir
zorunlulu¤udur. Biz kimseyi baflka bir devrimci kurumla iliflkisi
olabilme ihtimali veya sadece bir
kurumu biliyor diye hedef kitlemiz d›fl›na ç›karmay›z. Ama flöyle
bir gerçek de vard›r; bugüne kadar pek çok kurum farkl› kurumlar›n kitlesini hedef alm›fl ve halka
gitmektense di¤er devrimci kurumlara yönelmifltir. Fakat bu konuda Partizan her zaman örnek
olmufl ve halka yönelmifltir. ‹stanbul 1 May›s Mahallesi 2 Eylül direniflinde, Dersim’de ve daha pek
çok alanda da bu özelli¤ini göstermifltir ve Partizan’› tan›yan her
insan da bunu bilmektedir…
Bugün tarihten ders ald›k ve
daha kararl›, daha inançl›y›z. Çeflitli milliyetten halk›m›z bizim temel kitlemiz ve dayana¤›m›zd›r. Komünist kararl›l›k
halk için ölmeyi gerektirir ve yine
komünist kararl›l›k düflünceleri
için ölmektir. Önderimiz ‹brahim
Kaypakkaya bu konuda bir örnektir.
(Van’dan bir Partizan okuru)
Cam flafl›lacak derecede basit bir maddedir.
Dünyan›n her köflesinde rahatça bulunabilen
kum, kuvars ve sodadan meydana gelmifltir. Fakat
cam›n as›l flafl›rt›c› özelli¤i ne tam bir s›v› ne de
gerçek bir kat› olufludur. Asl›nda s›v›ya daha yak›nd›r, çünkü atomik yap›s›ndaki düzen s›v›lardaki
rastgele düzeni and›r›r. Kat›lar›n atomlar›n›n
kristal yap›s› ise düzgündür.
Kat› bir cisimde atomlar›n bir dizilifl düzeni
vard›r. Yani bu dizilifl düzeni belli aral›klarla kendini tekrarlar. Camda ise bu özellik yoktur.
Çok kuvvetli mikroskoplarla yap›lan incelemelerde bile cam›n yap›s›nda hiç bir kristal oluflumuna
rastlanmaz. Arada s›rada görülen baz› kristaller
ise camdaki kusurlard›r.
Cama çok a¤dal› bir s›v› diyebiliriz. O kadar
a¤dal›d›r ki, normal d›fl etkenlerde bile fleklini de¤ifltirmez. Bir s›v›da iç s›n›rlar bulunmad›¤›ndan
cam›n içinden geçen bir ›fl›k demeti k›r›lma ve
yans›maya u¤ramaz, do¤rudan geçer. Bu nedenle
bir cama bakt›¤›m›zda arkas›ndakileri oldu¤u gibi
görürüz. Ifl›k sadece cam›n yüzeyini aflarken hafifçe k›r›l›r.
Cam saydamd›r, su da saydamd›r, öyleyse
donmufl su olan kar taneleri niçin beyazd›r ve niçin kar örtüsü saydam de¤ildir? Bir cismin üzerine gelen ›fl›¤›n tümünü yans›tt›¤›nda beyaz, hepsini tutup hiçbirini yans›tmad›¤›nda siyah renkte göründü¤ünü biliyoruz. Cam saydamd›r ancak k›r›ld›¤›nda, tuzla buz oldu¤unda yerdeki küçük cam
parçalar› y›¤›n› beyaz renkte görünür, çünkü her
bir cam parças› ›fl›¤› de¤iflik yönde geçirmektedir.
Merhaba,
Devletin eli kanl› kolluk gücü polisle direngen Kürt gençli¤i aras›nda
Van’da çat›flma ç›kt›. S›n›r ötesinde ve
ülkenin di¤er alanlar›nda özelde Kürt
ulusal hareketi olmak üzere genelde
tüm devrimci kurumlara bir sald›r›
dalgas› gerçeklefltirilmektedir. Tüm bu
sald›r›lara karfl› olarak da Van’da
DTP’nin düzenledi¤i bas›n aç›klamas›ndan sonra Cumhuriyet Caddesi’nde
toplanan gençlikle polis aras›nda çat›flma ç›kt›. Dokuz kiflinin yaraland›¤› eylemde 4 polis de kendini Kürt gençli¤inin öfkesinden kurtaramad›. Ayr›ca
eylem s›ras›nda aniden bafllayan tafll›
sald›r›da polislerin kaç›flt›¤› da görüldü. Olay sonras›nda tüm çarfl› polis
ablukas›nda ve panzerler çarfl› içinde
bekliyor. Ayr›ca ara sokaklardaki esnaf
da kepenk kapatt›.
T. Kürdistan›’nda gerçek yüzünü
saklayamayan faflizm karfl›s›nda her
zaman direnen Kürt gençli¤i art›k bir
tak›m sorunlar›n katillerle diyalog yap›larak çözülemeyece¤ini anlam›fl ve
her alanda Serh›ldanlara yönelmektedir. ‹flte böyle bir süreçte temel yönelimimiz gerilla savafl›n› örgütlemek ve
güçlendirmek olmal›d›r. Bunun için de
stratejimiz olan Halk Savafl› T. Kürdistan›’nda daha çok dillendirilmeli ve
söylemlerimize uygun bir pratik izlenmelidir. Bölgede etkin bir güç olman›n
yolu bundan geçmektedir.
(Van ‹K okurlar›)
iflçi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
e-mail: [email protected]
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N Cep: 0545 685 25 27
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Gemilerde talim yok, grev var!
h›z kazanana dek. Ayn› günlerde peflpefle yap›lan eylemler, kamuoyunda
tersanelere iliflkin duyarl›l›kta da bir
s›çrama yaratm›flt›. D‹SK Genel Merkezi ayn› günlerde, olgunlaflan bu zemin üzerinden, 27 fiubat tarihinde 1
günlük grev karar› al›yordu. D‹SK’in
grev karar›na paralel olarak, tersanelerdeki sorunlar› kamuoyuna duyurma çabas›n› aral›ks›z sürdüren Limter-‹fl Sendikas› da, 27-28 fiubat’ta
grev yapaca¤›n› duyuruyor ve tersane
iflçisi “art›k yeter!” diyordu.
Engelleme çabalar›,
gözalt›lara ra¤men
bofla ç›k›yor
Türkiye’de tersanecilik 610 y›ll›k
geçmifle sahip. ‹lk tersane Osmanl›
‹mparatorlu¤u döneminde, 1390’da
Gelibolu’da kurulmufl. Temelleri
1455’de at›lan Haliç Tersanesi, 16’›nc› yüzy›lda “dünyan›n en büyük tersanesi” olarak adland›r›l›yormufl. Ancak
sektör sonraki y›llarda geliflmesini
sürdüremeyince, 1969 y›l›nda Bakanlar Kurulu karar› ile Tuzla’ya tafl›nmas›na karar verilmifl. Tuzla Tersanelerine ilk yat›r›mlar, 70’lerin ikinci yar›s›ndan itibaren gerçekleflmifl, bütünüyle tafl›nmas› ise, 1980’lerin ikinci
yar›s›ndan sonra olmufl.
Tuzla tersanelerinde 1995’te yaln›zca 17 gemi infla edilirken, 2004’te
bu rakam 113’e yükselmifl. Bugün infla edilen gemi say›s› bu rakam›n da
çok üzerinde.
Türkiye gemi inflas›nda birinci derecede etkili olan iklim koflullar› da
sektör aç›s›ndan oldukça uygun bir
ülke. ‹nfla edilen gemiler ise, baflta
Avrupa ülkeleri olmak üzere, Polonya, ABD, Rusya, Ukrayna ve Romanya’ya sat›l›yor.
Tafleronluk sistemi
rekabeti kolaylaflt›r›yor
Tuzla’da faaliyet gösteren tersanelerin say›s›, kay›t d›fl› çal›flmadan
dolay› tam olarak bilinmiyor. Bu konuda haz›rlanan çok say›da rapor
birbiriyle çelifliyor. Devlet Planlama
Teflkilat› raporundan hareketle söyleyecek olursak, Tuzla’daki tersane
say›s› 48.
Bunlar›n 41 tanesi G‹SB‹R (Gemi
‹nfla Sanayicileri Birli¤i) üyesi. Bu 41
iflletme biraz daha yak›ndan incelendi¤inde, bunlar›n esas olarak 7 aile
aras›nda paylafl›ld›¤› görülüyor. Bunlar Kalkavan, Yard›mc›, Sad›ko¤lu, Torlak, Bayrak, Çiçek ve Üner
aileleri.
Türkiye’deki tersanelerin dünyan›n di¤er bölgelerindeki tersanelerle
rekabetini kolaylaflt›ran en önemli
nedenlere gelince, bunlar›n bafl›nda,
çal›flma temposunun h›zl› olmas›,
ucuz iflgücü ve de düflük maliyet geliyor.
Ancak tersanelerde rekabeti kolaylaflt›ran esas unsur tafleronluk sistemi.
12 Eylül AFC sonras›nda, neo-liberal politikalar›n ülkede hayata geçirilme çabalar›n›n ürünü olarak özel
sektör teflvik edilmeye bafllanm›fl ve
bunun yans›malar› tersanelerde de
ortaya ç›km›flt›. Bu süreç ayn› zamanda tafleronlar›n da tersanelerde a¤›rl›k kazanmaya bafllad›¤› bir süreçti.
Böylece tersanelerdeki çal›flman›n %
90’dan fazla bir bölümü tafleronlar
üzerinden yap›lmaya bafllad›.
Maliyeti ve de üretime iliflkin riski
asgariye indiren tersane patronlar›n›
giderek dünyayla rekabet edebilecek
pozisyona getiren de iflte buydu.
Patronlara ucuz emek
cenneti, iflçiye cehennem
Maliyeti düflürme vb. kâr amac› güdülerek getirilen tafleronluk sistemi, iflçiye normalin çok üzerinde çal›flma
saatleri, ifl güvenli¤inden ve de güvencesinden yoksunluk, düflük ücret vb.
biçimlerde yans›man›n yan› s›ra, iflçinin yaflam hakk›n› elinden alan bir boyut almakta gecikmiyor. Ve böylece
patronlara ucuz emek “cenneti”
olan tersaneler, iflçiye “cehennem” olmaya bafll›yor.
‹nsanl›k d›fl› çal›flma koflullar›, iflçilerin birbiri ard›na ifl cinayetlerinde
yaflam›n› yitirme sürecini bafllat›yor.
Tersanelerde kay›tl› ilk ifl cinayeti
1985 y›l›nda gerçeklefliyor. Tuzla Turizm A.fi.’de çal›flan fiükrü Gülgeç
isimli iflçi, boru patlamas› sonucu yaflam›n› yitiriyor. Ve ölümlerin arkas›
kesilmiyor.
‹fl cinayetlerinde bugüne kadar yaflam›n› yitirdi¤i tespit edilebilen iflçi
say›s› 83. Tespit edilememifl ya da nas›l öldü¤ü mu¤lâk olan çok say›da
ölüm vakalar› oldu¤u düflünülüyor.
Bunun en son örneklerinden biri de
geçti¤imiz y›l yaflanm›fl. ‹flten eve dönmeyen Sadi Üstünbafl isimli iflçinin
cesedi tersanede bofl bir odada, bütün kemikleri k›r›lm›fl halde bulunmufl.
Tersane iflçisi
“art›k yeter” dedi
Tersanelerdeki ifl cinayetlerinde
grevde olan OLEY‹S üyelerinin yan›
s›ra, KESK, TMMOB, TTB, TekstilSen, Alman Sendikalar Birli¤i, Petrol‹fl Sendikas›, Nakliyat-‹fl Sendikas›,
Emekli-Sen, Kristal-‹fl Gebze fiubesi,
TÜMT‹S, ÇHD gibi kurum ve sendikalar ve de çok say›da devrimci çevre de destek için oradayd›. Destek
için gelen sendika ve kurum temsilcilerinin yapt›¤› konuflmalar›n yan› s›ra,
grev alan›na gelen Grup Yorum da k›sa bir dinleti verdi.
Grevci iflçiler ise, Limter-‹fl Sendikas›’n›n açt›¤› ve üzerinde “‹fl cinayetlerinin sorumlular› yarg›lans›n; ‹fl güvenli¤i, iflçi sa¤l›¤› tedbirleri al›ns›n;
Gurbetçiler için sa¤l›kl› bar›nma evleri, soyunma dolaplar›, kaliteli yemek;
Tafleronluk sistemi kald›r›ls›n, tersanelerde sendikam›za temsilcilik açma
hakk› verilsin” gibi taleplerin s›raland›¤› pankart›n arkas›nda toplanm›fllar
ve s›k s›k “Art›k ölmek istemiyoruz”, “Susma sustukça s›ra sana gelecek”, “Grev grev grev”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” gibi sloganlar hayk›r›yorlard›. Bu sloganlar grev süresince
at›lmaya devam edecekti.
Tersane iflçilerinin bu onurlu direniflinden nemalanmaya çal›flanlar da o
gün oradayd›. Bunlardan en öne ç›kanlar ise, DSP Genel Baflkan› Zeki
Sezer ve sahibinin sesi medyadan,
Tuncay Özkan gibi isimlerdi.
Grevin yap›laca¤› 27 fiubat sabah›
Limter-‹fl Sendikas› yöneticileri ve bir
grup iflçi saat 6.00’dan itibaren tersanelere giden yolu keserek, ifle giden
iflçileri greve katmaya çal›flt›lar. ‹flçilerin say›s› giderek art›yordu. Bu s›rada
sendikac›lar ve tersane iflçileri tersane bölgesinin girifl yollar›n› kesmifller
ve iflçilere hitaben, onlar› greve kat›lmaya ça¤›ran konuflmalar yap›yorlard›. Bu geliflmeler üzerine, yine erken
saatlerden itibaren bölgeye y›¤›nak
yapm›fl olan çevik kuvvet, sendikac›lar› ve iflçileri engellemek üzere harekete geçti. Böylece tersane iflçileri ile
çevik kuvvet ekipleri aras›nda gerginlik bafllad› ve polis sendikac›lar› ve iflçileri gözalt›na almaya çal›flt›. EylemciGrev, gemi patronlar›n›
ler bunun üzerine birbirlerine kenetdize getiriyor
lenerek, oturma eylemine bafllad›lar
Gözalt›na al›nanlar›n akflam saatleve polise karfl› direnifllerini sürdürdürine
do¤ru b›rak›lmas›yla grev coflkuler. Bu direnifl karfl›s›nda coplarla eysu
daha
da art›yor. Serbest b›rak›lan
lemcilere sald›ran polis, 80 civar›nda
sendikac›lar kitleye hitaben konuflmaiflçi ve sendikac›y› gözalt›na ald›.
lar yap›yorlar. Destek ziyaretleri ve
Gözalt›na al›nanlardan biri de 3
destek için gelenlerin konuflmalar› gey›ll›k tersane iflçisi Önder Ça¤lar.
ce geç saatlere kadar sürüyor. HalaySerbest b›rak›ld›ktan sonra görüfltülar çekiliyor, sloganlar at›l›yor…
¤ümüz Ça¤lar, yaflad›klar›n›, oldukça
Greve kat›lan iflçilerle konufltu¤ucoflkulu bir biçimde ve flu sözlerle akmuzda,
hepsinin grevden umutlu oltar›yor: “Sabah önce yolu kestik ve
duklar›
gözleniyor. Ve de oldukça
k›sa sürede kalabal›klaflmaya bafllacoflkulular. Patronun iflten atma olad›k. ‹flçiler üçer-befler kat›l›yordu bize. Büyük bir grup da yolun di¤er taraf›nda birikmifl ve bir:
zim yan›m›za gelmeye çal›fl›revden notla
G
as› nedeyordu. Bunu fark eden polis
›n yüksek olm
›m
t›l
ka
ve
re
G
tersanede
gücümüzü bölmek ve iflçilere
s›nca birçok
niyle, grev s›ra
gözda¤› vermek için sald›rd›.
üretim aksad›.
u ziyaretin
Bir arkadafl›m›z›n kafas›nda cop
ci yap›n›n, topl
- Birçok devrim
lünde ç›kark›r›ld›. Bizi otobüslerde de döve sorunu özgü
d›fl›nda, tersan
.
meye devam ettiler.” Tuzla Ka¤›tt›¤› gözlendi
d›¤› bildirileri da
rmek için
di
rakolu’na götürülmüfller ve kaeri de¤erlen
- G‹SB‹R talepl
labal›k olduklar› için bahçede tutedi.
bir hafta süre is
eve kat›ltulmufllar. “Bizi bir ara Vatan’dak say›da iflçi gr
ço
a
t’t
ba
fiu
29
ld›. ‹flten
ki Emniyet’e götürmek istediler,
iyle iflten ç›kar›
d›klar› gerekçes
or.
ancak biz karfl› ç›kt›k. Çünkü bir
rdü¤ü söyleniy
ç›karmalar›n sü
yet, inbi
en oluflan r he
an evvel d›flar› ç›k›p, greve kat›lnd
ri
lle
ki
ve
et
ill
-M
a bölgemak istiyorduk ve baflard›k, flimdi
üzere 29 fiubat’t
celeme yapmak
buraday›z” diyor gözlerinin içi güye geldi.
bat’ta
ve DTP 29 fiu
lerek.
P
S
E
,
n
za
ti
- Par
eklefltirdi.
ek ziyareti gerç
Limter-‹fl’e dest
Greve destek
ya¤›yor
en büyük art›fl 2007 y›l›nda yafland›.
Sadece A¤ustos 2007’de, bir ay içinde
8 iflçinin yaflam›n› yitirmesiyle birlikte,
Tuzla Tersaneleri gerçe¤ini kamuoyunun gündemine daha yo¤un olarak
girmeye bafllad›. Bu süreçte bir dizi
eylem yapan tersane iflçileri seslerini
duyurmak için yo¤un bir çaba içine
girdiler. Bu çabalara karfl›n, ölümler
dur-durak demeden sürüyor, tersane
patronlar›, ülke egemen s›n›flar›ndan
ve de onlar›n temsilcisi hükümetten
ald›klar› güçle, iflçilerin feryatlar›na
kulak kapamay› sürdürüyordu.
Ancak, iflçilerin feryatlar›na kulak
t›kayan sadece patronlar ve de bir bütün olarak egemen s›n›flar de¤ildi.
Sendika konfederasyonlar› da, özellikle de D‹SK Genel Merkezi, bölgede
yaflanan had safhada sorunlara karfl›
üretimden gelen gücünü kullanmak
yerine, bu süreçte destek eylemleri
ile yetiniyordu.
Ta ki, Ocak 2008’de ölümler iyice
Sabah saatlerinde yaflanan bu
gözalt›lar, grevi engellemeye yetmemifl, aksine direnifli ve de deste¤i art›rm›flt›. Grev alan› yap›lan Tuzla
Gemi önü giderek dolup-taflmaya
bafllam›flt›. Yine erken saatlerde greve
kat›lmak üzere tersanenin ara yollar›ndan birinde toplanan T‹B-DER’liler ve çok say›da iflçinin yolu çevik
kuvvet taraf›ndan kesilmifl ve iflçilerin
sloganlar eflli¤inde ve de halaylar çekerek karfl› koymalar› karfl›s›nda polis
barikat› kald›rmak zorunda kalm›flt›.
Grev alan›na toplanan eylemciler,
D‹SK yöneticilerinin gelece¤i saat
olan 11’e kadar eylemlerine konuflmalar ve sloganlarla devam ettiler.
SES, Emekli-Sen Kartal fiubesi, Deri-‹fl
Tuzla fiubesi ve daha çok say›da sendika, günün ilk saatlerinden itibaren,
destek amac›yla grev alan›na gelmifller
ve kitleye hitaben konuflmalar yap›yorlard›.
Ve greve ak›n ak›n destek gelmeye devam etti. Direniflteki Arçelik iflçileri ve Kocaeli Üniversitesi’nde
s›l›¤›n› bile flu sözlerle karfl›l›yorlar:
“‹flten atarlarsa ats›nlar. Zaten
ne insanca yafl›yoruz ne de insanca çal›fl›yoruz. Neredeyse her
gün bir arkadafl›m›z ölüyor.”
En zor koflulda olanlar, ço¤unlu¤u
Urfa’dan gelmifl olan, gurbetçi iflçilermifl. ‹flçiler “Kald›klar› yerleri bir
görseniz, insan›n yaflayaca¤› gibi
de¤il” diyorlar.
28 fiubat sabah›, destek için gelenlerin konuflmalar›, at›lan sloganlar eflli¤inde sürüyordu. En önemli geliflme
ise, G‹SB‹R’in görüflmeyi kabul ederek, D‹SK Genel Baflkan› Süleyman
Çelebi ve Limter-‹fl Genel Baflkan›
Cem Dinç ile görüflme masas›na
oturmas›yd›. Üretimden gelen gücün
üstünlü¤ü bir kez daha kan›tlanm›fl ve
yine direnenler kazanm›flt›.
Görüflme sürerken, grev coflkusu
da artarak devam ediyordu. Grev saat 11.00’de bitirildi. Oradan toplu
olarak Kad›köy’de yap›lacak olan
SSGSS eylemine gitmek üzere yola ç›k›ld›.
(Kartal)
Belediye iflçilerinden
Tuzla’ya destek eylemi!
Tuzla Tersanelerinde
yaflanan ifl cinayetlerini
protesto etmek ve iflçilerin direnifline omuz vermek amac›yla bir yürüyüfl
gerçeklefltirildi.
27 fiubat Çarflamba
günü Saraçhane’de bulunan Belediye-‹fl binas›
önünde biraraya gelen iflçiler “Patronlar›n kâr
h›rs›na kurban ediliyoruz” yaz›l› Belediye-‹fl 1, 2, 3
No’lu fiubeler imzal› bir pankart
açt›.
“Kaza de¤il cinayet”, “Birlik
mücadele zafer” yaz›l› dövizler
tafl›yan iflçeler “Tuzla iflçisi yaln›z de¤ildir”, “‹flçi k›y›m›na
son” sloganlar›n› hayk›rd›lar.
Belediye-‹fl binas› önünden yolun bir fleridini trafi¤e kapatarak
Unkapan›’nda bulunan ‹stanbul Çal›flma Bölge Müdürlü¤üne yürüyen
iflçilerin coflkusu dikkat çekti.
Belediye iflçilerinin eylemine
destek veren Gaziosmanpafla’da
bulunan fabrikada sendikalaflt›klar›
için iflten ç›kar›lan ‹lbek Tekstil iflçileri de “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›” sloganlar›n› hayk›rd›.
Burada bir konuflma yapan Belediye- ‹fl 2 No’lu fiube Baflkan›
Hasan Gülüm ölümlerin durdurulmas› için bir an önce çal›flma
bafllat›lmas›n› istedi.
Yürüyüfl boyunca iflçiler, SSGSS
ile birlikte k›dem tazminatlar›n›n
kald›r›lmas›n› da protesto ettiler.
(‹stanbul)
Kaza de¤il cinayet!
Önce Davutpafla’da sonra da
Tuzla Tersanelerinde üst üste
yaflanan ifl cinayetleri Ankara’da
Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Ba-
kanl›¤› önünde yap›lan
bir bas›n aç›klamas› ile
protesto edildi. Eylemde “Bursa’da yand›k,
Davutpafla’da patlad›k,
Tersanelerde
her gün ölüyoruz”
yaz›l› pankart açan
Al›nteri, BDSP, DHD,
EHP, ESP, Kald›raç,
Partizan Bakanl›¤›n
önüne kadar yürüdü.
Bakanl›¤›n önünde
yap›lan aç›klamada; “Tersane
havzas› bir iflçi ö¤ütme merkezi.
8 ayda 20 iflçi ifl cinayetine kurban gitti” denildi.
(Ankara)
“Tuzla tersane direnifl
fliini selaml›yoruz!”
‹zmir Emek ve Demokrasi
Güçleri, 28 fiubat’ta Kemeralt› giriflinde yapt›klar› bas›n aç›klamas›yla, Limter-‹fl Sendikas›’n›n öncülü¤ünde greve ç›kan Tuzla tersane iflçilerini selamlad› ve “Tuzla tersane direniflini selaml›yoruz, ifl cinayetlerine son”
dedi.
Kemeralt› giriflinde bir araya
gelen KESK ‹zmir fiubeler
Platformu, D‹SK/Genel-‹fl Sendikas› 3 ve 5 Nolu flubeler, ESP,
DTP, ‹HD, Partizan, Devrimci
Demokrasi, Yenikap› Tiyatrosu,
Tekstil-Sen ‹zmir fiubesi gibi
kurumlardan oluflan Emek ve
Demokrasi Güçleri, “Tuzla
tersane direniflini selaml›yoruz, ifl cinayetlerine son” pan-
kart› ve “Çal›flma Bakan› Faruk
Çelik istifa”, “‹fl cinayetlerine
son”, “Tuzla’da ifl cinayetlerinin
katili tafleronlaflt›rmad›r” dövizleri açt›lar.
BES ‹zmir fiube Baflkan› Rahmiz Sa¤lam, kurumlar ad›na yapt›-
¤› aç›klamada, Limter-‹fl üyesi iflçilerin iki gündür sürdürdü¤ü direniflin kazan›mla sonuçland›¤›n› duyurdu ve “Tuzla iflçilerinin zaferi,
iflçi s›n›f›n mücadelesi bak›m›ndan
önemli bir kazan›md›r” dedi.
(‹zmir)

Benzer belgeler