proje - Arma Elektropanc

Transkript

proje - Arma Elektropanc
PROJE : İŞYERİNDEN YAŞAM MERKEZİNE
PALLADIUM TOWER
SEYYAHNAME : FIRSATLAR ÜLKESİ
AMERİKA
RÖPORTAJ : SMMM
YAKUP ŞENTEKİN
MEDYA : İLETİŞİMİN YAPI TAŞI
HEDEF KİTLE
» editörden
Necmi YILDIZ
Müdür
Satın Alma & Lojistik Departmanı
Konfüçyüs’ün “Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmamıştır.”
demesinin üzerinden neredeyse 2.500
sene geçmiş ama her duyanın hayranlıkla içinden defalarca tekrar ettiği bu ve
buna benzer yüzlerce sözün doğruluğudur Çinli filozofu ölümsüz kılan.
nışmanı SMMM Yakup Şentekin. Kendisine sorduğunuz en basit bir soruyu bile
size kanunlarla, fotokopilerle destekleyerek tüm ayrıntıları ile açıklamayı ilke
edinmiş, işini çok severek yapan Yakup
abimizinden asla yanıtsız ya da tatmin
olmamış halde ayrılamazsınız.
Üç kıtada birden iş yapan AE ArmaElektropanç, farklı coğrafyalarda olmasının avantajı ile bölgesel krizlerden
etkilenmemeyi başararak yoluna devam
ediyor. 2014 yılında Rusya, Azerbaycan,
Cezayir, Türkiye ve Birleşik Arap Emirliklerinde toplam kapalı alanı 1 milyon
metrekare, kontrat bedeli 250 milyon
USD’yi geçen 8 proje alarak başarı merdivenlerini tırmanmaya devam ediyor.
Dergimizin seyyahname bölümünde ise
bir diğer değerli abimiz Makine Mühendisi Murat Alkım’ın 25 yıllık Amerika
yaşamından süzülen damlalarla kaleme
aldığı Amerika yazısını keyifle okuyacaksınız. Amerika için anlatılacak çok
şey olduğunu düşündüğümüz için gelecek sayımızda da Amerika’yı yakın
zamanda ziyaret eden başka bir arkadaşımızın “turist” gözünden deneyimlerine
yer vereceğiz.
2015 yılının sektörümüze yeni fırsatlar
getirmesini temenni eder; siz değerli
okuyucularımıza ailelerinizle birlikte
sağlık ve mutluluk dileriz.
1
Ekim - Kasım - Aralık
Bu sayımızın proje bölümünde, elektromekanik olarak teslimatını gerçekleştirdiğimiz Palladium Tower projesinin
detaylarını proje müdürümüz Aydın
Kuran’ın kaleminden okuyabilirsiniz.
Röportaj konuğumuz ise şirketimizin da-
içindekiler
Dergi Adı: AE Magazin
4
İmtiyaz Sahibi
AE Arma-Elektropanç adına
Demir Özkaya
Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni ve
Yazı İşleri Müdürü
Necmi Yıldız
Yayın Kurulu
Necmi Yıldız, Burak Kızılhan, Merve Çıkrıkçıoğlu,
Burcu Kızılhan, Atakan Naçar
Yönetim Yeri
Fulya Mah. Vefa Deresi Sok. No.11 34394
Şişli / İstanbul
T: +90 212 275 54 84 (pbx) • F: +90 212 274 06 41
[email protected]
Kısa Kısa
Rusya Federasyonu Temsilcisi
Hakan İnce
T: +7 495 775 01 49
[email protected]
Birleşik Arap Emirlikleri Temsilcisi
Yavuz Güvener
T: +971 2 628 22 40
[email protected]
10
Görsel Yönetmen
Atakan Naçar
Basım
İkon Yay. ve Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
Çoban Çeşme Cad. No:14
Kağıthane / İstanbul
T: 0212 294 23 31 • F: 0212 294 46 32
Yayın Türü
Yerel süreli yayın. Üç ayda bir yayınlanır.
Ekim - Kasım - Aralık
Basım Tarihi
Ocak 2015
Proje / Palladium Tower
Aydın Kuran
2
18
24
Röportaj / Yakup Şentekin
Burcu Kızılhan
Teknoloji / KNX
Sinan Demiralay
28
32
Hukuk Penceresi / Sözleşmelerdeki Ceza
Koşulu - Merve Çıkrıkçıoğlu
Seyyahname / Amerika Birleşik Devletleri - 1
Murat Alkım
38
42
Kültür & Sanat / Fyodor Dostoyevski
Buket Altaç
Medya / Hedef Kitle
Atakan Naçar
AE Magazin Yıl 8 Sayı 32 / www.arma-elektropanc.com.tr
1 Başlarken / Editör
Necmi Yıldız
4 Kısa Kısa
10Proje / Palladium Tower
Aydın Kuran
18Röportaj / Yakup Şentekin
Burcu Kızılhan
24Teknoloji / KNX
32Seyyahname / Amerika - 1
Murat Alkım
38Kültür & Sanat / Fyodor Dostoyevski
Buket Altaç
42Medya / Hedef Kitle
Atakan Naçar
44Basında Biz
48 AE Ailesi’nden
28Hukuk Penceresi / Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu
Merve Çıkrıkçıoğlu
3
Ekim - Kasım - Aralık
Sinan Demiralay
» kısa kısa
AE Arma-Elektropanç 2014’te Kontrat Bedeli 250 Milyon
Dolar’ı Aşan 8 Proje Üstlendi
AE Arma-Elektropanç, 2014 yılını Rusya’dan Cezayir’e
uzanan coğrafyada ve kapalı alan toplamı 1 milyon m2;
kontrat bedelleri 250 milyon USD’nin üzerinde olan sekiz
büyük proje ile tamamladı.
Cezayir Camisi K Binası (Cezayir), Dubai Üniversitesi (Dubai), Al Maktoum Çok Amaçlı Yaşam Kompleksi (Dubai)
isimli projelerin toplam kapalı alanı yaklaşık 1 milyon m2
ulaştı ve toplam kontrat bedeli 250 milyon USD’yi aştı.
Türkiye, Rusya Federasyonu ve Orta Doğu’nun en güçlü
teknik müteahhitlik şirketi AE Arma-Elektropanç, 2014 yılını uluslararası arenada ses getiren sekiz büyük projeyi
üstlenerek tamamladı. Kurum, Dubai ve Moskova’da iki,
İstanbul, Abu Dabi, Bakü ve Cezayir’deki birer olmak
üzere birbirinden büyük sekiz inşaat projesinin elektrik,
elektronik ve mekanik (MEP) işlerin teknik müteahhitliğini
üstlendi.
AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Üyesi Burak Kızılhan “Kurum olarak 2014 yılını başarılarla geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 3 kıtada üstlendiğimiz
projelerle uluslar arası inşaat sektöründe ülkemizi gururla
temsil ediyoruz. 2015 yılı için kendimize zor hedefler koyarak başarı çıtamızı yükseltmek istiyoruz” dedi.
Ekim - Kasım - Aralık
AE Arma-Elektropanç’ın 2014 yılında üstlendiği Bakü White City (Bakü), Abu Dabi Marina City Development-Plot
C2 (Abu Dabi), Oasis Çok Amaçlı Ofis Kompleksi (Moskova), Garanti Bankası Pendik Teknoloji Kampüsü (İstanbul),
Algorithm Çok Amaçlı Ofis Kompleksi (Moskova), Büyük
4
AE Arma-Elektropanç bu yıl inşaat sektörünün en prestijli
uluslararası dergisi Engineering News Record (ENR) tarafından yayımlanan “Dünyanın En Büyük 250 Müteahhitlik
Firması” listesinde yer alan Türkiye’deki 42 müteahhitlik
firması arasındaki tek teknik müteahhitlik firması olarak
yer alma başarısı göstermişti.
kısa kısa «
Dubai’deki Dev Yaşam Kompleksi AE ile Hayat Bulacak
Ana müteahhitliğini Hintli inşaat devi Shapoorji Pallonji Mideast LLC’nin üstlendiği projenin tüm MEP işlerinin
anahtar teslimi AE Arma-Elektropanç tarafından yapıla-
cak. Toplam dört binadan oluşan kompleksin içerisinde
311 oda kapasiteli 5 yıldızlı bir otel, rezidans ve ofis alanları yer alacak. Dubai şehrinin merkezinde yükselecek Al
Maktoum, tamamlandığında 141 bin 674 m2’lik alana sahip olacak.
MEP işlerinin kontrat bedeli 39 milyon 617 bin USD olan
projenin 2016’nın Mayıs ayı sonunda tamamlanması planlanıyor.
5
Ekim - Kasım - Aralık
Türkiye’nin en güçlü teknik müteahhitlik şirketi AE Arma-Elektropanç; Ortadoğu’da önemli projelere imza atmaya devam ediyor. AE son olarak Dubai’de yapımı devam
eden Al Maktoum çok amaçlı yaşam kompleksi projesinin
tüm elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) tesisat işlerinin
teknik müteahhitliğini üstlendi.
» kısa kısa
Nurol Tower’da İşlere Hız Verildi
AE Arma-Elektropanç’ın mekanik tesisat işlerinin teknik
müteahhitliğini üstlendiği Nurol Tower’da işler hızlandı.
Ekim - Kasım - Aralık
68 bin m2 kapalı alana sahip olan ve Nurol GYO’nın ana
müteahhitliğini yürüttüğü Nurol Tower, nitelikli bir iş merkezinin sunduğu ayrıcalıklarla, lüks bir residence’ın konforunu tek bir yapı içinde buluşturarak “evofisev” konseptini
6
Türkiye’ye kazandıracak. Ayrıca çevre dostu uygulamalarıyla LEED Gold sertifikasının tüm kriterlerine uyarak,
benzer nitelikteki binalara göre enerji tüketiminde %40’a
varan verimlilik sağlamayı amaçlayan yapı AE Arma-Elektropanç’ın teknik müteahhitliği üstlendiği 8 yeşil bina projesinden biri.
kısa kısa «
Algorithm Çok Amaçlı Ofis Kompleksi’nde İşler Sona
Doğru Yaklaştı
43 bin 500m2’lik kapalı alana sahip olan çok amaçlı ofis
kompleksinin bünyesinde; ofis, kantin ve kafe fonksiyon-
larını bulunmakta. Bina; 2 yer altı ve 19 yer üstü olmak
üzere toplam 21 kata sahip.
Elektrik ve elektronik işlerinin teknik müteahhitliğinin
kontrat bedeli 6 milyon 500 bin USD tutarında olan projenin 2015 yılının ilk çeyreğinde tamamlanması planlanıyor.
7
Ekim - Kasım - Aralık
AE Arma-Elektropanç tarafından elektrik ve elektronik işlerinin teknik müteahhitliği yapılmakta olan Moskova Ticaret ve Sanayi Odası’nın Algorithm isimli çok amaçlı ofis
kompleksinde işler sona doğru yaklaştı.
» kısa kısa
A. Medih Ertan ETMD Deneyimler Toplantısı’nın
Beşincisine Konuşmacı Oldu
AE Arma-Elektropanç Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Ahmet Medih Ertan, Elektrik Tesisat Mühendisleri Derneği Deneyimler Toplantı serilerinin beşincisine konuşmacı
oldu. Sektörün duayenlerinden, derneğin kurucu üyesi ve
aynı zamanda 2. dönem Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış olan Ahmet Medih Ertan’ın katılımıyla 20 Aralık 2014
Cumartesi günü ETMD dernek merkezinde düzenlendi.
Ekim - Kasım - Aralık
08 Nisan 1952 İstanbul doğumlu olan A. Medih Ertan,
1974 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesini bitirdikten sonra ilk mühendislik hayatına, aldığı
burs sebebiyetiyle Başbakanlık Atom Enerjisi Komisyonu
ÇNAEM (Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi)
TR-2 Reaktör Tevsii Grubunda başladı.
8
1976 yılında serbest hayata geçiş yaparak sırasıyla 1976
da Elektropanç Elektronik,1992 de Elektropanç Elektrik ve
2001 de AE Arma-Elektropanç’ın Kurucu ortağı olarak görev aldı.
Keyifli geçen söyleşide A. Medih Ertan “Sistemli olarak çalışan mühendisin, hayat dahil her alanda belirlediği hedefe en kısa yoldan ulaşabilir” diye belirtti. Ayrıca söyleşinin
ikinci yarısında katılımcılara “Elektrik tesisat mühendisliği
nereye gidiyor?” sorusunu yönelten Ertan, katılımcılar ile
bu mesleğin geleceğini tartıştı.
9
Ekim - Kasım - Aralık
kısa kısa «
» proje : Palladium Tower
Ekim - Kasım - Aralık
Aydın Kuran
Proje Müdürü
Palladium Tower
10
proje : Palladium Tower «
İşveren, Tahincioğlu Holding Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım olup,
işin ana müteahhitliğini aynı grubun
firması Nida İnşaat üstlenmiştir. Binanın mimari projesi, birçok ödül sahibi uluslararası bir mimarlık firması
olan Swanke Hayden Connell Architects imzasını taşımaktadır. Ataşehir,
Küçükbakkalköy mevkii, Palladium
AVM karşısında bulunan bina 100 bin
m2 inşaat alanına sahiptir.
Binanın Geneli
Zemin, lobby ve kiralık alanlar ile zemin üzeri 43 kat, toplam 55 bin m2
kiralanabilir ofis alanları, zemin altı
4 kat otopark, depo alanları ve sosyal
hizmet bölümleriyle birlikte işletme
ve idari ofisler, güvenlik merkezi, 43.
kat panoramik İstanbul manzaralı VIP
lounge, ortak 9 adet toplantı salonları,
seminer salonu, özel yemek salonları,
mutfak, yemekhane, açık, kapalı restoran ve kafeler, 1012 araç kapasiteli kapalı otopark, vale park hizmeti,
bisiklet park alanları, spor merkezi,
kuru temizleme, kuaför, lostra, kırtasiye hizmetleri, depolama alanları ve
ATM hizmetleri binanın genel yapısını belirlemektedir. 1. bodrum - 43. kat
arası hizmet veren 8 adet ve zemin -
4. bodrum arası hizmet veren 3 adet
yolcu ile 4. bodrum - 43. kat arası hizmet veren, yük ve yangın rejiminde
kullanılabilen asansörler bulunmaktadır. Çevreye duyarlılık hedefi, Leed
Gold sertifikasıdır.
Elektrik İşleri Kapsam ve İmalatlar
Binanın kurulu gücü, 4 adet 1600 kVA
ABB marka, yağlı, hermetik, elit A tip
trafolar ile sağlanmaktadır. Trafoların
34,5 kV tarafı Ulusoy marka, 1250A
iki giriş ve 630A dört çıkış hücreler ile
beslenmektedir. 0,4 kV trafo çıkışları
açık bara sistemi ile ilk bağlantı noktası TR-DP panolarına yapılmaktadır.
Kurulu güç %100 oranında 4 adet
1650 kVA standby, Aksa marka jeneratörler ile yedeklenmiştir. 4 jeneratör
1 adet senkron panosu üzerinden,
şebeke-jeneratör ana transferlerin yapıldığı JTP panoları ile yangın pompa
11
Ekim - Kasım - Aralık
Palladium, kimilerine göre bir element, bazıları için güvenlik unsuru,
meraklıları için ise tanrıça Pallas’ın
Truva’yı koruyan heykeli anlamındadır. Anlamı, herkes için farklı olsa da
Palladium Tower projesi bizler için
tek bir anlam taşımaktadır; o da AE
Arma-Elektropanç eserlerine bir yenisinin eklenmiş olmasıdır. Firmamız bu
eserin, teknik müteahhitliğini üstlenmiş olup, elektrik, elektronik ve mekanik (MEP) tesisat işlerine imzasını
atmıştır.
» proje : Palladium Tower
panolarının otomatik transfer girişlerine bağlanmaktadır.
Bina içi kuvvet dağılımı genel olarak
4 adet ADP panoları üzerinden yapılmaktadır. Katlarda, müşterek alan
tesisatlarını ve kiralık alanları besleyen sayaç panoları, mekanik odalarda, asansör makine dairesinde ve Jet
Fan sisteminde, MCC sistem panoları
bulunmaktadır. Ana dağıtım, dikeyde
ve yatayda EAE marka busbarlar ile
yapılmış olup, tesisat altyapısında, gereğine göre EAE marka sıcak daldırma
veya pregalvaniz kablo kanalları kullanılmıştır. Tali panolar, bulundukları
noktada busbardan çıkış kutuları üzerinden kablo ile beslenmiştir.
Aydınlatmada, genel ve sosyal alanlarda EAE marka, led armatürler kullanılmıştır. Anahtar priz serisi olarak
Viko Karre ve Novella serileri tercih
edilmiştir.
Ekim - Kasım - Aralık
Enerji sarfiyatını kontrol altında tutmak ve işletmede konfor sunması
amacıyla aydınlatma tesisatının büyük bölümünde, Schneider KNX sistem aydınlatma otomasyon sistemi
kullanılmıştır. Kontrol tek bir merkeze
bağlıdır. Depolar, otoparklar, müşte-
12
rek kullanım mahalleri, ofisler, toplantı odaları, dış cephe aydınlatması
bu sistem tarafından kontrol edilmektedir. Sistem konfigurasyonunda projesine göre, hareket sensörleri ve
kontrol noktalarında ise otomasyon
anahtarları kullanılmıştır. Sistemin
devreye alınması ve supervisorluk
hizmeti Schneider entegratörü Mas
otomasyon tarafından yapılmıştır.
Enerji tüketimini izlemek ve raporlama yapabilmek amacıyla enerji
otomasyon sistemi kurulmuştur. Ana
dağıtım ve tali panolarda, Socomec,
diris serisi enerji analizörleri kullanılmıştır. Sistem modbus haberleşme
protokolu üzerinden tek bir merkezde
bulunan 5.000 I/O kapasitesine sahip
scada bilgisayarı ile kontrol edilip, izlenmektedir. Sistem devreye alma ve
supervisorluk hizmeti Socomec tarafından sağlanmıştır.
Seslendirme ve acil anons sistemi
Elektropanç imzalıdır. Sistem tek
merkezden oluşmakta olup, yangın
sinyalizasyon sistemi ile entegredir.
Sistemin amacı, herhangi bir acil durumda veya yangın durumunda binanın istenilen mahallerine ve yangın
zonlarına anons, normal şartlarda ise
isteğe bağlı müzik yayını ve amacına
uygun anons yapılabilmektedir. Müşterek ve kiralık alanlar olarak ayrılan
zonlarda, mahallerin mimari ve teknik özelliklerine bağlı olarak, sıva altı,
sıva üstü, kolon tiplerde hoparlörler
kullanılmıştır. Sistem çalışma gerilimi
100V dur.
TV yayın sistemi, binanın 45. katında kurulmuştur. Yayın kaynağında,
Türksat, Hotbird ve Digiturk olarak 3
adet 120 cm çapında offset tip çanak
antenler kullanılmıştır. Sistem konfigurasyonunda ikisi markası seçilmiş
olup, devreye alma ve supervisorlük
hizmeti Elektropanç Elektronik tarafından sağlanmıştır.
1.bodrumda bulunan 9 adet toplantı
odalarında ses ve görüntü sistemleri
tesis edilmiştir. Sistemde, odaların yapısına göre, motorlu perdeler, projeksiyonlar, led monitörler ile bağlantı ve
dağıtım tesisatında aktif ve pasif ürünler kullanılmıştır. Odalarda, değişken
tefrişe cevap verebilecek tarzda döşemede, yer kutularında kaynak bağlantıları için ses ve görüntü giriş noktaları
yaratılmıştır. Projeksiyon cihazlarında
Panasonic, sistem entegrasyonunda
Kramer matrix switchler, ses siste-
proje : Palladium Tower «
minde ise Elektropanç marka aktif
ürünler kullanılmıştır. Sistem konfigurasyonu ve supervisorluk hizmetleri
Elektropanç tarafından yapılmıştır.
Kapalı devre kamera güvenlik sistemi
Honeywell olarak seçilmiştir. Kameraların dağılımı, bina çevresi, zemin
kat giriş, otopark alanları, asansör holleri ve kabinleri, müşterek alanlar ve
koridorlar şeklindedir. Kullanım yerlerine uygun farklı özelliklere sahip toplam 185 adet kamera kullanılmıştır.
Görüntüler, merkezde toplam 10 adet
led monitor ile izlenmekte ve sürekli
görüntü kaydı gerçekleşmektedir.
Bina zemin kat giriş turnikeleri, mekanik ve elektrik A.G/O.G odaları, işverenin belirlediği kritik mahaller, sistem
ve zayıf akım odaları, yangın kapıları,
kartlı geçiş, geçiş izleme ve acil geçiş
butonu sistemi ile donatılmıştır. Sistem markası Honeywell olup, geçiş
sistemi mifare özellikli kartlar ile çalışabilmektedir. Kartlı geçiş sisteminin
entegre edildiği 10 kulvarlık turnikeler Tansa LTT111 modeldir.
13
Ekim - Kasım - Aralık
Yangın sinyalizasyon sistemi Honeywell-Esser markadır. Sistemde
mahal özelliklerine göre dedektörler
ve görsel amaçlı flaşörler kullanıl-
» proje : Palladium Tower
Ekim - Kasım - Aralık
mıştır. Yangın loopları, müşterek ve
kiralık alanlar olarak bölünmüştür.
Bina genelinde senaryo uygulaması
10 adet kontrol, 2 adet tekrarlama
panellerinin birbirleri ve merkez ile
haberleşmesiyle çalışmaktadır. Yangın senaryosuna bağlı olarak, alarm
durumunda, havalandırma sistemi
iptali, yangın egzoz ve basınçlandırma fanlarının devreye girmesi, yangın damperlerinin ve seksiyonel zon
ayrım kapılarının kapatılması, araç
bariyerlerinin ve turnikelerin açılması, binada zonlamaya uygun yangın
ihbar anonsunun yapılması gerçekleştirilmektedir. Yangın sinyalizasyon,
kartlı geçiş ve kapalı devre kamera
sistemlerine ait ürün temini ve supervisorluk hizmeti İntermobil tarafından
sağlanmıştır.
14
Telefon-data tesisatı TE/AMP marka
ürünler ile yapılmıştır. Tesisat, omurga
proje : Palladium Tower «
Mekanik İşleri Kapsam ve İmalatlar
Isıtma / Soğutma Sistemi
Binanın ısı ihtiyacı, toplamda
3190KW lık 3 adet kazan ile sağlanmaktadır. Isıtılan su; sirkülasyon pompaları vasıtasıyla, bodrum kat radyator, lobby yerden ısıtma, alçak basınç
ısıtma esanjoru ve yüksek basınç ısıtma esanjorune gönderilir. Esanjorden
ise; 1-22. katlar arası (alçak basınç
zonu), 23 - 43. katlar arası (yüksek basınç zonu)ofis içlerinde bulunan dört
borulu FCU’ler ve santral dairelerindeki santrallere gönderilir.
Binada soğutma işlemi, yazın 3 adet
1650 KW’lık su soğutmalı chiller tarafından, kışın ise 2 adet 1100KW’lık
free-cooling esanjorleri vasıtasıyla
yapılmaktadır. Sistemde soğutulan
su pompalar vasıtası ile 1. bodrum 22.kat (alçak basınç zonu) ve yüksek
basınç esanjorlerine gönderilir.
Yüksek basınç esanjorlerinden ise 23
- 43. katlar arası (yüksek basınç zonu)
ofis içlerinde bulunan dört borulu
FCU’ler ve santral dairelerindeki santrallere gönderilir. Kışın ve geçiş aylarında binanın soğutulması, free-cooling esanjorleri ile açık tip soğutma
kulesi ile yapılmaktadır. Ayrıca kışın
free cooling kapasite olarak yetmediği yerlerde yedekli iki adet chillerde
devreye girmektedir.
Sıhhi Tesisat Sistemi
Temiz su sistemi, bina da 2 adet toplamda 564 m3’lük temiz su deposu
mevcuttur. Temiz su 43. kata kadar,
bodrum 4, 11 .kat, 22. kat ve 34. katta bulunan hidroforlar tarafından basılmaktadır.
Ayrıca, ısıtma-soğutma sisteminde ve
mutfakta kullanılmak üzere yumuşak
su, bodrum 4 ve 34. katta ki yumuşak su cihazlarında üretilmektedir ve
15
Ekim - Kasım - Aralık
ve dağıtımda fiber optik, UTP Cat6,
Cat3 tip kabloların kullanımı ile server merkezi, bina içi rack kabinler ve
telefon regletleri arasında yapılarak,
kullanıcı prizleri ile sonlandırılmıştır. Binanın telefon sistemi IP tabanlı
olup, santral Alcatel marka seçilmiştir. Aktif ve pasif ürünlerin temini,
supervisorluk hizmetleri Neocom ve
Sistaş tarafından sağlanmıştır. Tüm
zayıf akım sistemleri ve tesisat içeriği
UPS prizleri, 2 adet UPS ana dağıtım
ve bu panoların beslemiş olduğu bina
içerisinde dağılmış olan tali UPS panoları üzerinden beslenmektedir. Sistemlerin kurulu gücü, 1 adet 20kVA
ve 1 adet 30 kVA olmak üzere toplam
2 adet Inform marka UPS üzerinden
beslenmektedir.
» proje : Palladium Tower
buralardan binada ki ihtiyaç yerlerine
basılmaktadır.
Bina da ayrıca, ilk 12 katta pisuar ve
gömme rezervuarlarda ve bahçe sulama hattında kullanılmak üzere, bina
yağmur suyunu değerlendirmek amacı ile kurulmuş gri su sistemi mevcuttur. 430 m3’lük yağmur suyu tankına
gelen su, buradan kum filtresinden
geçirildikten sonra 60 m3’lük ham su
deposuna gönderilir. Buradan da hidroforlarla birlikte kullanma yerlerine
basılır.
Ekim - Kasım - Aralık
Yangın Sistemi
16
Ana yangın pompa dairesinde sulu
söndürme sistemleri için (1 asıl + 1
yedek) iki adet elektrik motor tahrikli pompa ve bir adet jokey pompa
vardır. Ara yangın pompa dairesinde
sulu söndürme sistemleri için (1 asıl
+ 1 yedek) iki adet YS-EP-3/4 kodlu
elektrik motor tahrikli pompa ve bir
adet YS-JP-4 kodlu jokey pompa vardır. Dördüncü bodrum katta yer alan
yangın pompa dairesi, dördüncü bodrum kat (-14.40) ile 21. kat (tavan kotu
+87.80) arası sulu söndürme sistemlerine hitap eder.
Ana yangın pompa dairesinden alınan
ve üzerinde basınç düşürücü olan ilk
basınç zonu dördüncü bodrum kat
(-14.40 kotu) ile dokuzuncu kat (tavan
kotu +41.0) arasıdır. Ana pompa dairesine bağlı olan ikinci basınç zonu
ise onuncu kat (+41.0) ile 21. katları
(tavan kotu +87.80) arasıdır.
Kulenin 22. katında (+87.80 kotu) ara
yangın pompa dairesi yapılan pompa
grubu kulenin +87.80 ile +180.07
(asansör makina dairesi tavanı) kotları
arasına hitap eder. Ara yangın pompa
dairesinden alınan ve üzerinde basınç
düşürücü olan ilk basınç zonu üçüncü
basınç zonudur. 22. kat (+87.80 kotu)
ile 33. katları (tavan kotu +134.60)
arasıdır.
Ara yangın pompa dairesinden alınan
ve üzerinde basınç düşürücü olan
ikinci basınç zonu dördüncü basınç
zonu 34. kat (+134.60) ile asansör
makina dairesi (tavan kotu 180.07)
arasıdır.
4.bodrum katta bulunan ana yangın
pompa dairesinde yangın için beton
olan 2 adet 180 m3 su deposu vardır.
Bakım, onarım gibi nedenlerle kullanılmadığı zamanlarda, sulu söndürme
sisteminin devre dışı kalmaması için,
depolardan ayrı hatlar ile pompa grubu emme kolektörüne bağlantılıdır.
22. kattaki ara yangın pompa dairesinde her biri 15 m3 kapasitesinde iki
proje : Palladium Tower «
Telefon santral odası, AG odası, güvenlik odasına çift kilitlemeli pre-action sprinkler sistemi uygulanmıştır.
Ayrıca zemin kat açık alanda bulunan
jeneratör odasına da ayrı bir çift kilitlemeli pre-action sprinkler sistemi uygulanmıştır. Sistem de toplam 2 adet
çift kilitlemeli pre-action vanası bulunmaktadır. Server odasına ise gazlı
söndürme sistemi yapılmıştır
Her bir riser kolonundan kata bağlantı
yapılan noktalarda birer adet izlenebilir kelebek kesme (açma-kapatma)
vanası, birer adet çek valf, birer adet
manometre ve boşaltılabilmesi için
her bir riser yanından 2” çapında
ana drenaj hatları çekilmiştir ve kat
sprinkler hatlarına konulacak olan test
ve drain vanaları (1¼”) ile drenaj borularına bağlantı yapılmıştır.
Bodrum katlar için her katta dörder
adet (S2, S4, S5 ve S6 merdivenleri
veya merdiven yangın güvenlik holleri içerisinde) kule katlarında ise her
katta birer adet (S2 merdiven yuvası
içinde) itfaiye su alma ağızları vardır.
İtfaiye su alma ağızlarının bağlantısı doğrudan sprinkler sistemi riser
borularına yapılmıştır. İtfaiye geldiği
zaman dış kısımdan içeriye su verebilmesi için, itfaiye araçlarının yanaşabileceği dış kısma 2½” boyutunda
itfaiye normlarına uygun iki çıkış ağzı
konulmuştur. Bu çıkış ağızlarına bağlı
bir bağlantı borusu doğrudan binanın
sulu yangın söndürme sistemleri hattına bağlanmıştır. Böylece, hatta verilen su, yangına müdahale için kullanılabilecektir. Kule genelinde hizmet
verecek her bir yangın pompa dairesi
için birer adet itfaiye su verme ağzı
vardır. Hidrant sistemi için ana yangın
pompa dairesi sulu söndürme sistem-
leri kolektörü birinci basınç zonundan
ayrı bir hat almıştır ve bina çevresinde
ring sistemi oluşturularak, bina çevresinde toplam 8 adet hidrant yerleştirilmiştir.
Palladium Tower projesinde, emeği,
bilgisi olan, çalışma ortamında hiçbir
fedakarlığı esirgemeyen, gereken özveriyi gösteren, ofiste ve sahada görev
almış, elektromekanik takım arkadaşlarıma teşekkürü bir borç bilirim. Değerli yöneticilerimiz ve bizlerle tüm
zorluk ve sıkıntıyı paylaşan merkezde
görevli arkadaşlarımız ile yaratılan bu
eserin gururunu paylaşırım.
Aydın Kuran
Proje Müdürü
Palladium Tower
17
Ekim - Kasım - Aralık
adet paslanmaz depo vardır.
» röportaj : Yakup Şentekin
Burcu Kızılhan
Müdür
Halkla İlişkiler Departmanı
Yakup Şentekin
SMMM
Yakup Bey sizi tanıyabilir miyiz ?
Ekim - Kasım - Aralık
Ankara/Beypazarın’da 1950 yılında
doğdum, İlk ve orta okulu Beypazarın’da okudum. O zamanlar Beypazarın’da lise olmadığı için ve maddi
imkansızlıklar nedeni ile 1964 yılında
İstanbul’a geldim. Gündüz çalışmam
gerektiği için o zamanlar İstanbul’da
18
normal lise statüsünde Vefa Akşam
Lisesi vardı. Akşam Ticaret Lisesine
girmemim nedeni şu andaki yaptığım
mesleğimin tabanını oluşturmaktı.
Yani bu mesleği seçmeye o zaman karar verdim ve Akşam Ticaret Lisesi’ne
kaydoldum. O zamanlar gece lisesi
4 yıldı. Dersler akşam 18’de başlar
22.10 da sona ererdi. Kalmadan 4 yılı
başarı ile tamamladım. Okul gece devamlı olduğundan gündüzleri hayatımı devam ettirmem için çeşitli işlerde
çalışmak zorunda kaldım. 18 yaşımda
devlete ait kurumlarda çalıştım. Liseyi
bitirdikten sonra muhasebe bürolarında çalıştım. Üniversite imtihanlarına
girdim. O zamanlarda meslek liselerinden mezun olanlar klasik liselerin
röportaj : Yakup Şentekin «
Çalıştığım şirkette yükselme imkanım
oldu. Bu deneyimlerim sonucu kendi
muhasebe büromu açtım. O zamanlarda sadece bu mesleği yapanlar
muhasebeci olarak değerlendirilirdi.
1980 sonrası merhum Turgut Özal’ın
hükümeti zamanında vergi ve sigorta
v.s kanunlarında büyük değişiklikler
meclisten geçerek kanunlaşması dolayısıyla muhasebe mesleği de sadece
kayıt tutan bir meslek değil okuyup
yorum yapacak bir meslek haline
geldi. Özellikle 1985 yılında Katma
Değer Vergisi uygulamaların başladığından itibaren, mesleğe küçük yaşta
başlamam ve her nedense muhasebe
ve vergi, sigorta, Türk Ticaret Kanunu
vs. okumak, okuduğumu karşı kişilere
aktarmak bana büyük zevk vermeye
başladı. Ve bu dönemde bu mesleği
sadece kayıt yapan ve beyanname veren bir kimse olarak değil, bilgi veren
ve bugünkü adıyla müşavirlik yapan
bir kişi olarak o günün şartlarında yayınlanan hemen hemen bütün mesleği dergileri ve kitapları almağa başladım. Çünkü o dönemlerde mevzuat
yayınları ve bu husustaki bilgiye ulaşmak bir hayli zordu. Bu hususta yayın
yapan Lebib Yalkın yayınevine abone
oldum. Belki inanılması zor ama yayınevi tarafından gönderilen zarflar geldiğinde çok mutlu oluyordum. Çünkü bilgim artıyordu. Hemen hemen
her ay Cağaloğlunun’daki kitapçıları
dolaşıp, mesleğim ile ilgili kitapları takip edip satın alıyordum. Klasik
muhasebe bürosu değil bilgi veren o
zaman henüz mali müşavirlik kanununa istinaden müşavirlik müessesesi oluşmamıştı. Kendimi bu hususta
yetiştirmem gerektiğini düşündüm ve
hem muhasebe işleri yapmak şirketlerde mali müşavirlik hizmeti vermeğe başladım. Bu hizmeti şirketin kendi
işyerinde vermem daha doğru olduğunu düşündüm. Müşavirlik hizmetinin düzgün ve kaliteli olması içinde
müşteri sayısının da fazla olmaması
gerekmektedir. Bu nedenle her müşteriye haftanın aynı gün ve saatinde şirkette bulunmak üzere program yaparak hizmet vermeye devam ediyorum.
Bu durumda hizmet verdiğim işveren
ve muhasebe de çalışan çalışma arkadaşlarım memnun oluyor.
AE Arma-Elektropanç’ın 30 yılı aşkın
süredir mali müşavirliğini yapıyorsunuz, bu kadar uzun süredir bir firmayla çalışabilmenizin sırrı nedir?
Sayın Kemal Beyi 1983 yılından beri
tanımaktayım. Kendisini tanıdığım
19
Ekim - Kasım - Aralık
girebileceği okullara girme hakları
yoktu . Ticaret lisesini bitirenler sadece İktisadi Ticari İlimler Akademisi ve
o zamanlarda akademiye bağlı yüksek
okullara girebiliyorlardı ve bu okulu
bitirenlerde okul kontenjanlarının sadece % 50’si sınırlı idi. Yine gündüz
çalışarak akşam İstanbul’da bulunan
İktisadi ve Ticari İlimler Akademisine
devam ettim. Bu dönemde şirketlerde
çalışmaya başladım. Muhasebe mesleğinin çıraklığından başladım demek
yanlış olmaz.
» röportaj : Yakup Şentekin
için gerçekten çok mutluyum. Muhasebe mesleğine çok çok önem veriyor. Kendisi çok disiplinlidir. Yaptığımız bu meslek işletmenin var veya
yok oluşunda önemli rol oynar. Bir
anlamda mühendislik mesleği gibidir. Nasıl ki inşaatın temelinin sağlam
atılması inşaat için ne kadar önemli
ise, bizim de kanunları uygularken
doğru bilgi ve belgelerle yasal defter
ve beyannamelere intikal ettirmemiz
o kadar önemlidir. Kemal Bey ve şir-
ketin diğer sayın ortakları bu hususları
çok önemsedikleri için bu şirkete muhasebe hizmeti vermek bana sonsuz
mutluluk ve haz veriyor.
İşverenlerin sorularının yasal dayanaklarla kendilerine anlatılması veya
yazılı görüş verilmesi işverenlerin tereddütlerini ortadan kaldırıyor.
İşverenler yoğun işleri dolayısıyla ve
her an değişen kanun, tebliğ, yönet-
melik, sirküler ve özelgelerin takip
edildiğini ve bu bilgilerin zamanında
kendilerine ve muhasebe servislerinde çalışan arkadaşlara ulaşıldığını
görmelerin kendi esas işlerine yoğunlaşmalarını sağlıyor.
Benim çalışma sisteminde haftanın
belirlenen günleri ve saatlerinde şirket merkezinde bulunmam veya şirket
yönetiminin istediği gün ve saatlerde
şirkette bulunmam şirket yönetimince
kabul görmektedir.
Her şeyden önemli karşılıklı saygı ve
sevgiye asla bozmamak için gerekli
özeni ben ve şirket ortak, yönetici ve
çalışma arkadaşlarım karşılıklı olarak
göstermekteyiz.
Sizi tanıyanlar, sizden kitap gibi insan diye bahsediyor. Başarınızın sırrı
nedir?
Okumak gerçekten zor iştir. Hayatımın başlangıcında hayat ile mücadelede mutlaka bir şeyler yapmak
gerekli olduğunu düşündüm. Fazlaca konuşmayan, sakin, heyecanlı bir
kişiliğe sahip olduğumdan okumanın daha uygun olduğundan düşündüm. Hem meslekte başarılı olmak
için mutlaka okumanın öne geçtiğini
gördüm. Çünkü, yaptığımız iş çoğu
zaman kanun, yönetmelik v.s mevzuatlar yayınlandığı gün yürürlüğe
girmektedir. Bu gün için değil ama
önceleri kanunlar tebliğler vs. Resmi
Gazetede yayınlanır, gazete bir hafta
on gün sonra elimize ulaşır, bunları
okuyup anlayacaksınız ve ona göre
yorum yapacaksınız. Mesleğin gerektirdiği bilgilerin aktarılması gerekir.
Ekim - Kasım - Aralık
Çalışma arkadaşlarıma her şirkete geldiğimde değişen mevzuatlar
hakkında mutlaka sözlü olarak bilgi
veririm. Gerektiğinde fotokopi çekerek kağıt bazında bilgilendiririm.
Mesleğimizle ilgili her türlü sorunun
sorulmasını özellikle isterim. Anlaşılmayan hususların defalarca sorulması
kendilerinden rica ederim. Arkadaşların olayı sadece o an bilgi sahibi
olmasını değil bu bilginin kaynağının
detaylı bir şekilde (Kanun maddeleri,
yönetmelik, tebliğ, sirküler tarihlerini de söyleyerek hafızada kalmasını
öneririm.)
20
röportaj : Yakup Şentekin «
İşinizle ilgili en yeni bilgileri genç
arkadaşlarınızla paylaşmayı seviyorsunuz, üniversitede akademisyen
olarak görev almayı hiç düşündünüz
mü?
Öğrenim zamanında üniversitede
akademisyen olarak görev yapmayı
düşünüyordum. Bu hususta gereken
ortamı oluşturamadım.
Sizin branşınızı seçmek isteyen genç
arkadaşlarınıza, mesleğiniz ile ilgili
öğütleriniz ne olur?
Bilindiği üzere bu meslek her halde
Türkiye de böyle bir mesleğe girişi
çok az veya yoktur.
Şöyle ki, asgari lisans düzeyinde sosyal eğitim yapan bir fakülteyi bitireceksiniz, bitirmek; diploma almak
mesleği yapmak anlamına gelmiyor.
Türkiye gibi bir ülkede iş bulacaksınız, bu işte mutlaka sigortalı olacak,
mesleğe girmek için meslek kuruluşu
tarafından staja başlama imtihanına
gireceksiniz ve bu imtihanı kazanacaksınız. Stajda 3 yılınızı dolduracaksınız. Staj bitiminden sonra Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik sınavına
gireceksiniz ve de bunu başaracaksınız sonuçta bu ünvanı kazanacaksınız. Her meslekte olduğu gibi gelişen
bir ülkede kanunlar yönetmelikler,
tebliğler, tüzükler devamlı değişmektedir. Bunları günü gününe takip edeceksiniz. Muhasebe ve mali müşavirlik mesleği sadece vergi, defter ve
belge işleri olarak görülmektedir. Bu
meslekte vergi kanunları denildiğinde
yaklaşık 18 kanun bunların tebliğleri,
tüzükleri, yönetmelikleri, özelgeleri
ve kurum uygulamaları, Sosyal Sigortalar Kanunu, İş Kanunu, İş Güvenliği
Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, T. Borçlar Kanunu, Bağımsız Denetim vs.
hakkında bir çok kanun hakkında çok
kapsamlı bilgilerin olması gerekmek-
tedir. Bu nedenle bu kanunları ve eklerini günü gününe takip etmek yani
çok çok okumak, sadece bu kanunlar
değil bu konuda yayınlanan aylık dergileri, internet ortamında yazılan ve
uzman kişilerin görüşlerini mahkeme
kararlarını mutlaka öncelikle okumak.
Bu hususlarda düzenlenen kurs, seminer, toplantılara katılmak. Öncelikle
yapılması gereken mesleğin her gün
değişin konuları kapsadığını bu hususlarda yayınlanan mesleki yazıların
okunmasını tavsiye ediyorum.
Kanunlar ve vergi mevzuatları sürekli
değişiyor, takiplerini nasıl yapıyorsunuz?
Türkiye bugün için basılı ve internetten muhasebe ile ilgili kanunları
yönetmelikleri, tebliğleri, özelgeleri
vs. yayınlayan Lebib Yalkın yayınevine aboneyim. Bu kurum ayrıca aylık
bir mesleki dergide yayınlamaktadır.
Vergi Dünyası dergisi, Vergi Sorunları dergisi, Yaklaşım Dergisi, Diyalog
21
Ekim - Kasım - Aralık
Her ay bu ay yapılacak işler ve genel
bilgiler adı altında sirküler çıkarırım.
» röportaj : Yakup Şentekin
dergisi,Lebib yalkın mevzuat dergisi
internet üzerinden yayınlanan muhasebe vergi sigorta iş Türk Ticaret ile ilgili internet sitelerini takip ediyorum.
Her gün resmi gazeteyi okuyorum.
Yaklaşık her ay kitapçılardan mesleğim ile ilgili bütün kitapları satın alıp
okuyorum.
İşinizde karşılaştığınız zorluklar nelerdir?
Ekim - Kasım - Aralık
2004 yılından önce vergi beyannameleri kağıt ortamında verilmekte
idi. Bazı beyannameler nüsha olarak
isteniyordu aralarına karbon kağıdı
olarak düzenleniyordu, vergi dairesine elden veriliyor çok sıra bekleniyor
zaman kaybı çok oluyordu. Bu gün
ise internet ortamında beyanname
verilmesi gerçekten çok kolay oluyor.
22
Keza sigorta giriş işlemleri aylık ve 4
aylık bildirgeler sigorta kurumuna elden verilip tahakkuk fişi alınması zor
ve zaman alıcı idi. Bu gün bu zorluk-
lar ortadan kalktı. İnternette bilgiye
ulaşmak çok kolaylaştı ve bu gelişme
çok olumlu oldu.
Her kurumun internet sitesinde Kanun, yönetmelik, tebliğ, özelge vs.
kolaylıkla her an ulaşılabilinmesi
bilgiye ulaşmayı kolaylaştırdı. Taraf
olduğumuz kamu kurumlarındaki görevlilerle uygulamalar hakkında bilgi
paylaşımlarımızın istenilen düzende
değildir. Karşı taraf her şeyi ben bilirim düşüncesinden çıkmış değildir.
Ülkenin gelişmesi ile kamu kurum ve
kuruluşları da gelişeceğinden kısa zamanda zorluklar daha da asgari düzeye indirilecek.
Türkiye’de mali müşavirlik kavramı
oturdu mu sizce ve bu konuya nasıl
bakılıyor?
Türkiye de 1989 yılında yasa ile düzenlenen mali müşavirlik kavramı
henüz tam olarak istenilen seviyede
bulunmamaktadır. Meslek ilk düzenlendiğinden meslek içinde 3 farklı
meslek mensubu yer almakta iken,
bugün bu sayı 2 ye düşmüştür.
1. Serbest Muhasebeci Mali Müşavir
2. Yeminli Mali Müşavir
Türkiye de bir meslek içinde 2 farklı
meslek mensubu var mı dır bilmiyorum.
Bu iki meslek mensubu dayanışması
maalesef yok. Bence iki meslek mensubunun tek unvan ve yetki altında
toplanması gerekmektedir.
Yurtdışında mali müşavirliğe nasıl
bakılıyor ?
Yurt dışında her ülkenin kendi özel
kanunlarına göre işlem yapılması zorunlu olduğundan, Yurt dışı mali müşavirliğinde hizmet vermek ilgili ülke
kanunlarına öncelikle hakim olmak
gerekmektedir.
röportaj : Yakup Şentekin «
Yeminli Mali Müşavirlik sınavların
büyük bölümü vergi kanunlarının
uygulaması ile ilgilidir. Mali Müşavir
ise Vergi Kanunları, Sosyal Sigortalar,
İşsizlik, İş Güvenliği, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu v.s kanunlarına
hakim olması söz konusudur. Üstelik
Yeminli Mali Müşavirler defter tutamazlar, ama tutulan defterleri Maliye
Bakanlığın vs. yetkilendirildiği işlemler hakkında rapor düzenlerler. Yeni
Türk Ticaret Kanunu ile Bağımsız
Denetim yetkilendirilmesinde Yeminli Mali Müşavirler ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler aynı unvan
ile aynı işi yapmaktadırlar. Yani eşit
yetki ve sorumlulara tabidirler. Gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi
bizim ülkemizde düzenlenen yasaların kontrol ve denetiminin gereği gibi
yapılmamaktadır. Öncelikle yürürlük-
te olan kanunların denetiminin kamu
otoritesinde denetimin yapılması,
denetim sonucu eksiklerin giderilmesi için yeniden meslek mensuplarına
yaptırımların arttırılması zorunludur.
İyi ile kötünün tespitinde mutlaka denetimin yapılması gerekmektedir.
Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yaptığım işin kaliteli olmasını istiyorum. Her iş için belirli bir zamanın
ayrılması gerekiyor. Özellikle okumaya karşı aşırı bir tutkum var. Aylık dergilerimin gelmesini veya internetten
yayınlanması ayın başından itibaren
yemek içmek gibi bekliyorum. O dergileri her akşam mutlaka okuyorum.
Tabiî ki bahsettim dergiler yaklaşık
her ay 2.000 sayfa civarından, zaman
içinde aldığım kitapları da göz önüne
alırsam her ay 2.000 sayfa üzerinde
mesleki kitap ve dergi okuyorum. Her
gün mutlaka Resmi Gazeteye bakıyorum. Bunun haricinde vergi, sosyal
sigortalar ve diğer kurumların internet
sitelerindeki günlük yazıları okuyorum. Ailemin bana göstermiş olduğu
olağan üstü özverileri sayesinde bu
fırsatı yakalıyorum. Sonuçta her boş
kaldığım zamanlarda mutlaka, mesleğim ile ilgili kitap dergi, makale,
tebliğ, sirküler, özelge, yönetmelik,
mahkeme kararlarını takip ediyorum.
Ailemle geçirdiğim her an benim için
en mutlu olduğum zamandır. Haftanın 4-5 günü günde 1 saatten aşağıda
olmak üzere yürüyorum. Hafta sonlarında mümkün olduğunda İstanbul
dışında geçiriyorum. Genelde televizyonda ekonomi haber ve yorumlarını,
belgesel izlemeyi seviyorum.
Burcu Kızılhan
Müdür
Halkla İlişkiler Departmanı
23
Ekim - Kasım - Aralık
Yeminli mali müşavirlerin sayısı gün
geçtikçe artıyor, sınavlar hakkında ne
düşünüyorsunuz, yaptırımlar artmalı
mı sizce ?
» teknoloji : KNX
Sinan Demiralay
Bina Otomasyon Sistemleri Proje Uzmanı
Viko
Uzun zaman önce hayatımıza giren
ve sayısız faydaları olduğu anlatılan,
her derde deva gösterilen, insanların
farklı amaçlarla da olsa kullanmak
istediği bir teknoloji olan ve “akıllı”
diye tanıtılan ev otomasyon sistemlerinden bahsedeceğiz yazımızda.
Kimisi için tasarruf sağlayan teknoloji,
bir diğeri için konforu sunarken, bir
başkası da lüksü aradı kullandığı sistemlerde. Tek dokunuşla her şeyi yapabilen bu sistemin yıldızı parladıkça,
firmalar kendine özgü yöntemlerle bu
hayallerde yer almaya çalıştı. Kimisi
de ısrarla KNX, nam-ı diğer EIB ya da
ilk adıyla Instabus’u sundu sorulduğunda. Çok isimli olunca da dikkati
çekildi teknoloji severlerin.
Ekim - Kasım - Aralık
Peki, nedir bu sistemi bu kadar popüler yapan? Sistemi kurarken nelere
dikkat edilmesi gerekir? Teknik detaylara çok girmeden, genel kullanımda
dikkat edilmesi gereken ve çoğu zaman gözden kaçan bazı noktalara değinmeye, kullanım alanlarından kısaca bahsedip fikir vermeye çalışacağız
yazımızda.
24
Yıllar önce, birçok firmanın kendi geliştirdiği teknolojilere daha sonra des-
tek verememesi ve kullanıcıların onca
para verdikleri bu sistemlerden verim
alamaması, hatta arıza durumunda
servis dahi verilememesi, ortak bir
dil konuşan, herkesin geliştirebileceği
ve firmalardan destek alabileceği bir
sistem arayışına itmiş Alman firmalarını. ve Insta isminde bir firma bulmuş
beklenen BUS sistemini (Instabus).
Ardından, Avrupa’yı saran bu sistem
EIB (European Installation Bus) adıyla standart olarak anılmaya başlamış.
Amerika’nın da sistemi kullanmaya
başlaması ile KNX (Konnex) isminde
karar kılınmış.
KNX, iki tel üzerinden haberleşmekte
ve birçok farklı otomasyon protokolünü de desteklemektedir. (Lonworks,
Bacnet, Modbus, OPC ve Profi bus).
Sistemi bu kadar popüler yapan,
elektrik piyasasındaki büyük firmaların buna uygun ürünler üretmesidir
demek yanlış olmaz. Sayıları gün geçtikçe artan KNX üreticileri de farklı
ürünleri ile öne çıkmaya çalışmaktadır. Hal böyle olunca tüketiciler, çok
sayıda ürün seçeneğini, daha rekabetçi fiyatlara bulabilirken, uygulama
yapabilen servis sayınını artması da
hizmet kalitesini olumlu yönde etkilemiştir. Endüstriyel alanlarda kalan
diğer sistemlerin aksine, son kullanıcıya da hitap eden ürünleri ile KNX
sistemleri, yükselen bir trendin içinde
ve hatta başındadır.
KNX olmayan sistemler de var ve olacak da mutlaka. Bununla birlikte, kablosuz olarak ya da sadece kendi protokolü ile haberleşen ürünlere sahip
birçok firmanın, KNX üretici listesinde yer arıyor olmaları da göze çarpan
bir başka konu.
Bu kadar methettik de ne yapar bu
KNX? Yaptığı projelerle ses getiren
bir müteahhit, son teknoloji ile donatılmış bir ev sunarken kullanıcılarına
ya da hayalleri tasarlarken bir mimar,
güven tesis ederken bir mühendis neleri katmalı hesabına da herkese uygun bir sistem ortaya çıksın ve uzun
yıllar sonra bile adından olumlu söz
ettirsin.
Bir mekanda kullanılan ve manuel
olarak da kullanılabilen sistemlerin,
kullanıcı alışkanlıklarını da dikkate
alarak, merkezi bir noktadan ya da
uzaktan, dış etkenlere ya da zamana
bağlı olarak kontrol edilmesini, birbirleri ile entegre edilmesini sağlayan
sistemleri tarif ediyoruz otomasyon
teknoloji : KNX «
olur. Ayrıca her aç-kapa yaptığında
röleden gelecek ses, bir süre sonra ev
sahibini de rahatsız edebilir. Elektronik switch (triac) tamamen sessiz çalışması ve mekanik ömür sınırlaması
olmadığından tercih edilmelidir.
Mermer ve ahşap farklı ısı geçirgenliği
olan malzemelerdir. Ve yerden ısıtma
sistemlerinde homojen bir ısı dağılımı
sağlamak amacıyla zemin sıcaklığı da
eşit seviyede planlanması gereken bir
diğer konudur.
Projelerde en çok karşılaşılan konulardan biri klima kontrolüdür. Sistem,
kendi kumandalarıyla ihtiyaç duyulan
kontrolleri (aç/kapa, fan hızı kontrolü,
sıcak-soğuk-nem alma gibi mod değişimi, arıza bilgileri görüntüleme vs.)
sağlarken, otomasyon ile bu fonksiyonlara ilave olarak, merkezi kontrol
ve uzaktan yönetimi katılır ve mimari açıdan uygun bir ürünle birleştirilirse başarılı bir sonuç elde edilmiş
olur. Bunu yaparken; cihazların kendi kumandalarını başka bir noktada
konumlandırmak ve beğenilen otomasyon ürünü ile kontrol edilmesini
sağlamak gerekir.
Özellikle villalarda öne çıkan alarm
sistemi kurgulanırken, tüm senaryolar düşünülmeli, bir alarm sonrasında
geçmişe yönelik kayıtlara erişilebilir
olmalıdır ki sinyalin nereden geldiği
bulunabilsin. Kullanılacak ana ekranda bu özellik yok ise, alarm paneli
görünmeyen bir noktaya mutlaka konulmalıdır.
Hepsi bir arada olan kombine ürünlerin kullanımı göze hoş gelebilir.
Bununla beraber, kullanım amacına
uygun olarak konumları iyi tasarlanmalı, kurulan sistem hayatı zorlaştırıcı
olmamalıdır. Mesela, termostatın tavsiye edilen yerden yüksekliği 150cm
iken, sadece şık olsun diye aydınlatma anahtarını da aynı seviyede kullanmak, 3 yaşındaki bir çocuğun odasından oyuncak almak ya da ellerini
yıkamak için ebeveynin ışığı yakmasını gerektiriyorsa, burada tasarlanan
sistemin amacını yeniden gözden
geçirmek gerekebilir. Tersi durumda
geçerlidir elbet. Herkes kullansın diye
termostatı da 110 cm seviyesine çeken bir bakış, teknik gereklilikleri de
ihmal ediyor olabilir. Bu nedenledir ki
otomasyon, fonksiyonların kullanımına engel değil, kolaylaştırıcı olmalıdır.
Sistemin tamamına bu bakışı yaymak
mümkündür ve olması gerekendir.
Isıtmada konforu sağlamak amacıyla,
her odada ayrı ayrı kontrol yapılabilmektedir. Yerden ısıtma ya da radyatör kullanılan sulu ısıtma sistemlerinde kullanılan selenoid vanalar
kontrol edilirken mutlaka elektronik
switch(tirac)’li ürünler tercih edilmelidir. Çünkü ortam ısısını ayarlanan
seviyede tutmaya çalışan sistem, sürekli aç-kapa yaparak bunu sağlar ve
bu durum mekanik kontrol sağlayan
rölenin ömrünün kısalmasına neden
Tüm teknik hassasiyetler ve kullanıcının istekleri dikkate alınarak tasarlanmış bir sistemin faydaları ise
oldukça fazladır. Özellikle, otomasyonun tasarrufa yönelik kullanımını
desteklemek amacıyla çalışmalar da
yapılmakta. Binaların enerji kimliğinin oluşturulması ve derecelendirilmesi neticesinde, elektrik, su, gaz
vb. kaynakların ucuza temin edilmesi
mümkün olmaktadır. Son dönemlerde
duyduğumuz; az yakıt harcayan araç-
25
Ekim - Kasım - Aralık
denilince. Bu sistemleri; aydınlatma,
perde/panjur, iklimlendirme (ısıtma/
soğutma/havalandırma), multimedya
(tv, müzik sistemi vs.) güvenlik (yangın-hırsızlık alarmı/kamera) olarak
genel başlıklar altında toplayabiliriz.
Dikkat edilmesi gereken konu; entegrasyon yapılırken sistemlerin standart
çalışmasına bir müdahale edilmemelidir ki; herhangi bir servis, kendi ürünü ile ilgili bakıma geldiğinde başka
bir ekibe ihtiyaç duymadan işini yapabilsin. Bunu bir kaç örnekle açıklamak istiyorum.
Tercih edilecek cihazların teknik değerleri de ayrı bir öneme sahiptir. Zira
kullanımı oldukça yaygınlaşan led
ürünlerinin ilk açılış anında çektiği
yüksek anma akımları ile motorların
kalkış anındaki güç ihtiyacı oldukça
fazladır. Bu ürünlerin gruplandırılması iyi hesaplanmalı, kontrol edecek
ürünlerin ise güç değerlerinin yüksek
tercih edilmesi gerekir ki, cihazların uzun yıllar sorunsuz çalışmasını
mümkün olsun.
» teknoloji : KNX
Kullanıcılar, evlerinde ya da ofislerinde bulunan perde/panjurları ayrı ayrı
kontrol etmek yerine, tek tuşla hepsini
açıp-kapatmak istemektedir. Güvenlik
ile de entegre edilebilen sistemin güvenliğini sağlamak da otomasyon sayesinde mümkün olabilir. Bu konuyla
ilgili şöyle örnek verebiliriz: Yüksek
katlı binalarda kullanılan panjur sistemleri, yüksek rüzgar hızlarına maruz kaldığında zarar görebilmektedir.
Mekanizmaların bozulmasını önlemek amacıyla, rüzgar hızı belirlenenin üzerine çıktığında panjurlar otomatik olarak açılır ve sistemin zarar
görmesi engellenmiş olur. Bu durum
ev hanımların çok hoşuna gitmese de
güvenlik, öncelikli konudur.
İklimlendirme
lara, daha az elektrik harcayan beyaz
eşyalara vergi avantajı sağlanması örnek olarak gösterilebilir. Başlıklar halinde sıralamaya çalışalım;
da izlenebilmekte, böylece sisteme
erken müdahale yapılabilmektedir.
Aydınlatma
Farklı kullanım alanları olmakla birlikte perde/panjur kontrolü; konutlarda daha çok mahremiyeti korumak
amaçla tercih edilirken, ticari alanlarda ise çalışan konforunu sağlamak ve
yaz aylarında soğutma performansını
arttırmak amacıyla kullanılabilmektedir. Detayları diğer bölümde izah
edeceğiz.
Aydınlatmada enerji tasarrufunun ilk
örnekleri sensörlü aydınlatmalar olarak ortaya çıktı sahneye. Hareket varsa ışık açılır yoksa kapanır. Oldukça
yaygın olan kullanım şekli bugünlerde daha da gelişti. Algılama hassasiyeti oldukça yüksek olan sensörler,
aydınlık seviyesini ölçerek ve varlık
kontrolü yaparak, ışığı sadece ihtiyaç
kadar açabilir duruma geldi. Böylece
tasarruf maksimum seviyeye çıkarılmış oldu. Bir başka konu ise ürünler düşük seviyelerde de çalıştığında
ömürlerinin uzaması olarak karşımıza
çıkıyor ki işletmeler için dikkate alınası bir fayda olabilir.
Ekim - Kasım - Aralık
Işık seviyesini ayarlayabilen ürünlerin ilk örnekleri tasarruf sağlamazken,
yeni teknolojiye sahip cihazlar kullanıldığı kadar enerji harcarlar. Böylece
evlerimizde düşük ışık seviyesi ile
gözler dinlenirken, gerçek tasarruf da
sağlanmış olmaktadır.
26
Aydınlatmalar merkezi olarak yönetildiğinde; arızalı aydınlatma bilgisi, kitli aydınlatmaların akü şarj durumları
Perde / Panjur
Akıllı ev sistemlerine yönelik talepler
incelendiğinde öne çıkan isteklerden
bir tanesi de uzaktan klima ya da
kombi kontrolü olarak çıkar. Temelinde yatan konfor ihtiyacı, beraberinde
birçok avantajı da getirir.
Oda bazında iklimlendirme kontrolü, farklı cephelere bakan odalarda
ortam ısısını eşit seviyede tutarken,
istenilen sıcaklığa ulaşan odanın kapanması, diğer odaların daha çabuk
ısınmasını, dolayısıyla daha az enerji
harcanmasını da beraberinde getirir.
Daha az çalışan cihazların mekanik
ömürlerinde uzama, bakım maliyetlerinde de azalma sağlanmış olur.
teknoloji : KNX «
Ofis kullanımda yaygın uygulama ise
aydınlatma ile iklimlendirmeyi varlığa
bağlı kontrol etmektir. Hassas sensörler, varlığa ve aydınlığa bağlı olarak
ışığı kontrol ederken, ışıktan bağımsız
olarak iklimlendirmeyi kontrol edebilirler. Çalışan odasında iken “comfort
mod” (Örn: 24°C) da olan termostat,
oda boşaldığında “stand-by mod”
(Örn: 18°C) a geçer. Benzer kontrol
zaman bağlı olarak da yapılabilir. Yemek ya da paydos saatlerinde, hatta
daha öncesinde stand-by konumuna
alınır, mesai öncesi de ortam sıcaklığı istenen seviyeye ayarlanabilir. Ofis
kullanılmadığı zamanlarda tasarruf
sağlanırken, çalışan konforundan
ödün verilmez.
Güvenlik
Güvenlik sistemlerinin otomasyona
entegre edilmesi ile uzaktan kontrol
de sağlanmış olur. Ev kullanıcıları
açık unuttukları (ya da öyle zannettikleri) suyu, gazı, prizde unuttukları
ütüyü cep telefonundan kapatabilirler. Sistem bir alarm algıladığında da
bu kontroller sağlanırken, ilgili uyarı
güvenlik birimlerine de iletilebilir.
Böylece en özel alanlarımız güvence
altına alınmış olur.
Bu kadar faydası olan sistemin hiç
dezavantajı yok mu diye soranlar olacaktır. Sistemin kontrol ekipmanları
panoda olunca, kablolama da bir artış
söz konusu olmaktadır. Bu, kurulacak
sistemin içeriğine bağlı olmakla birlikte %10-20 arasındadır diyebiliriz.
Bununla birlikte pano boyutlarının da
ekipman sayısına bağlı olarak büyüdüğünü de belirtelim. Sayıları giderek
artan (şu an 300 civarında) KNX markaları sayesinde kurulum maliyetleri
giderek gerilemektedir. %18-49 arası
tasarruf potansiyeli taşıyan sistemin
yatırım geri dönüşü 5-7 yıl arasına
olabilmektedir. Yatırım geri dönüşlerinin 8-10 yıl olduğu düşünülürse, otomasyon lüks olmaktan çıkıp ihtiyaç
haline gelmiştir.
Kullanım amacı dikkate alınarak yapılmış sistemlerin nasıl tasarruf ve
konfor sağladığını özetlemeye çalıştık
yazımızda. Oldukça şık ürünlerin yer
aldığı alanda, lüks severler de kendilerine uygun çözümler bulabilirler.
Yapılabilecekler ve faydaları burada
anlattıklarımızla sınırlı değil elbet.
Ancak sayfalarımız sınırlı Size özel ve
daha detaylı bilgiler için işin uzmanlarına danışmanızı öneririm... Sağlıcakla kalın...
27
Ekim - Kasım - Aralık
Başka bir yöntem ise, yaz aylarında
klima kontrolü ile yapılabilir. Neredeyse tamamı cam olan ofislerde cepheden gelen güneş çalışanın hem ışık,
hem de sıcaklık olarak rahatsız eder.
Perde kontrolü otomasyona bağlanıp,
sensörler ile otomatik kontrol sağlanabilir. Işık alan cephenin perdeleri kapatılarak ortamın daha hızlı soğuması
ve kontrollü bir aydınlık seviyesini de
beraberinde getirir. Klimaların daha
az çalışması, enerji ve bakım maliyetlerini düşürürken, ortam ses seviyesinde de azalma sağlanmış olur.
» hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu
Merve Çıkrıkçıoğlu
Avukat
YükselKarkınKüçük Avukatlık Ortaklığı
Sözleşmelerdeki
Ceza Koşulu
Ekim - Kasım - Aralık
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“Borçlar Kanunu”) 179-182. maddelerinde “Ceza Koşulu” düzenlenmiştir. Ceza koşulunda borçlu alacaklıya
belli bir ödemede bulunmayı taahhüt etmekte ancak borçlu bu ödemenin
yapılmasını borca aykırı davranması koşuluna bağlamaktadır. Borç ilişkisinde alacaklının amacı borcun bu ilişkiye uygun olarak yerine getirilmesini sağlamaktır. Bu amaçla sözleşmeden doğan borçlarda alacaklı borçludan
çeşitli güvenceler vermesini isteyebilir. Borçlar Hukukunda sözleşmeden
doğan borçlarda bu güvencelerden birisi de ceza koşuludur. Açıkça görüldüğü üzere ceza koşulunun amacı borçluyu borca uygun davranmaya sevk
etmektir.
28
hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu «
Hukuki Niteliği
Ceza koşulunun kendisi başlı başına bir borcun konusu değildir. Ceza
koşulunda daima ifası gereken bir
borcun varlığını şart koşar. Ortada
ifası gereken bir borç bulunmalıdır
ki bunun yerine getirilmemesi halinde talep edilebilecek bir ceza koşulu
bulunsun.
Ceza koşulu, hukukî niteliği itibariyle
asıl borca bağlıdır. Bir başka ifadeyle,
ceza koşulu fer’i bir nitelik taşır. Asıl
borç yoksa ceza koşulu da yoktur. Asıl
borç herhangi bir sebeple geçerli olmazsa, ceza koşulu da geçerli olmaz.
Aynı şekilde, asıl borcun herhangi bir
sebeple sona ermesi de, ceza koşulunu kendiliğinden sona erdirir.
Ceza Koşulunun Türleri
a. Seçimlik Ceza Koşulu
Borçlar Kanunu madde 179/1 seçimlik ceza koşulu düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre bir sözleşmenin hiç
veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa,
aksi de sözleşmeden anlaşılmadıkça,
alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. Alacaklı, seçimlik bir
hakka sahiptir. Bu bağlamda, seçimlik
ceza koşulu söz konusu ise, alacaklı
hem borcun ifasını hem de cezanın
ödenmesini talep edemez.
b. İfaya Eklenen Ceza Koşulu
Borçlar Kanunu madde 179/2 ifaya
eklenen ceza koşulu düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeye göre ifaya eklenen
ceza koşulunda, alacaklıya, borç belirlenen zamanda veya yerde ifa edilmediği takdirde hem borcun ifasını,
hem de bu yüzden maruz kaldığı zararlarının tazminini isteyebilme yetkisi tanınmıştır. Ancak alacaklı, borçlu
edimini zamanında ifa etmemesine
rağmen ceza koşulu talep etmeyeceğini beyan etmişse ya da borçlunun
geç ifasını ceza koşulu alacağını saklı
tutmadan kabul etmiş ise, artık ceza
koşulu talep edemez.
c. İfa Yerine Ceza Koşulu
Borçlar Kanunu madde 179/3 dönme
cezası düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre dönme cezası esasen bir
ceza koşulu değildir.Ceza koşulunun
amacı borçlunun borcuna uygun hareket etmesini temin iken; dönme
cezasında borçlu, borcu ifa yerine
bizzat ceza koşulu ödemek suretiyle
borçtan kurtulma olanağına sahiptir.
Bir başka ifadeyle, burada borçlu borcuna aykırı davranmamakta, borcu ifa
etmek yerine ceza koşulunu ödeyerek
sözleşmeden dönebilmektedir. Bir ba-
29
Ekim - Kasım - Aralık
Ceza koşulu borçlunun alacaklıya
karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi
üstlendiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir.
Ceza koşulu zararı tazmin amacı değil, sözleşmeden doğan borcun ifasını
sağlama amacı güder. Ceza koşulunda borçlu genellikle yüksek miktarlarda tayin edilen cezayı ödememek
için borca uygun davranmaya gayret
gösterir. Günümüzde akdedilen sözleşmelerin bir çoğunda ceza koşulu
hükümlerine rastlamak mümkündür.
Son dönemde sözleşmenin feshi yoluna giden birçok sözleşme tarafı
açısından ceza koşulu konusu büyük
önem taşımaktadır. Taraflarca kararlaştırılan ceza koşulunun aşırı olması
oldukça sık karşılaşılan bir durumdur.
Taraflar alacak borç ilişkisine girerken; alacaklı alacağını güvence altına
almak için borçluya gözdağı vermek
amacıyla sözleşmeye ceza koşulu
maddesi koydurmaktadır.
» hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu
kıma, ceza koşulu ifanın yerini almaktadır. Dönme cezasında, seçimlik ve ifaya eklenen ceza koşulundan farklı olarak, borçlunun
borca aykırı davranması koşulu aranmamaktadır. Borçlu, borca
aykırı davranışı bulunmadığı hâlde, ceza koşulu ödeyerek sözleşmeden dönme olanağına kavuşmaktadır. Diğer yandan, seçimlik
ceza koşulunda seçim hakkı alacaklıya tanındığı hâlde, ifa yerine
ceza koşulunda seçim hakkı borçluya aittir.
Ceza ile zarar arasındaki ilişki
Borçlar Kanunu madde 180 uyarınca, alacaklı hiçbir zarara uğramamış olsa bile, kararlaştırılan cezanın ifası gerekir.
Alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklı, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemez.
İspat yükümlülüğü
Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre, borçlunun
edimini yerine getirmemesi halinde alacaklının aynen ifa
ve tazminat talep hakkı olsa da, alacaklı öncelikle uğramış
olduğu zararı ve miktarını ispat etmekle yükümlü olacaktır.
Halbuki ceza koşulu ödemesinde durum tazminat meselesinden farklıdır. Ceza koşulu alacaklı yönünden zarar koşulunun ispatını gerektirmeksizin talep edilebilmesi sonucunu
doğurur. Diğer bir deyişle, sözleşmede düzenlenecek ceza
koşulu alacaklıya ispat yükümlülüğü yüklemeden doğrudan kararlaştırılan miktarı talep etme hakkı vermektedir.
Ceza koşulu genellikle alacaklıya bir miktar paranın
ödenmesi şeklinde ortaya çıkar.
Ceza Koşulun Geçersizliği
Asıl borç herhangi bir sebeple geçersiz ise veya aksi kararlaştırılmadıkça sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı
bir sebeple imkânsız hâle gelmişse, cezanın ifası istenemez.
Ceza koşulunun geçersiz olması veya borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple sonradan imkânsız hâle gelmesi,
asıl borcun geçerliliğini etkilemez.
Ekim - Kasım - Aralık
Cezanın miktarı ve indirilmesi
Sözleşmeler hukukunun hakim olan temel ilkesi
sözleşme serbestisi olup, bu serbestinin
bir görünümü de tarafların - kanunun
çizdiği sınırlar içinde kalmak kaydıylasözleşmenin içeriğini belirleme özgürlüğüdür. Ceza koşulun miktarını taraflar
sözleşmede açıkça belirlemektedirler.
Taraflarca kararlaştırılan ceza koşullarının
aşırı olması oldukça sık karşılaşılan bir
durumdur. Her ne kadar taraflar cezanın
miktarını belirlemekte serbest olsalar da, hâkim, aşırı gördüğü ceza
koşulunu kendiliğinden indirir. Yasa koyucu bu olumsuzlukların önüne
geçmek ve zayıf olan sözleşme tarafını korumak için, hakime aşırı gördüğü ceza koşulu indirme yetkisi vermiştir. Hakim aşağıdaki şartların
gerçekleşmesi halinde aşırı ceza koşulun indirilmesine karar verecektir.
1. Ceza koşul borcunun muaccel olması: Ceza koşul muaccel olmadan
önce bağımsız bir alacak niteliği taşımadığı için böyle bir ceza koşulun indirilmesi de istenemeyecektir.
30
hukuk penceresi : Sözleşmelerdeki Ceza Koşulu «
3. Ceza koşulun aşırı fahiş olması:
Her ceza koşulun aşırı olduğu iddiası kabul edilemez. Hakim, adalet ve
hakkaniyet esaslarına uyarak, ceza
koşulun aşırı olup olmadığına karar
verecektir. Kanun koyucu, hakimin
ceza koşulun aşırı olup olmadığını
belirlemede kullanacağı özel bir takım ölçüler belirlememiştir. Ancak
pratikte uygulama alanı bulan birtakım ölçüler vardır.
Örneğin ceza koşulun korunması gereken menfaatlerle karşılaştırıldığında, hakkaniyete açık bir şekilde aykırı
düşmesi halinde onun aşırılığından
söz edilecektir. Aynı şekilde alacaklının göz önünde tutulması gereken
menfaatleriyle kıyaslandığında, açık
bir oransızlık içinde bulunan ceza
koşulu da aşırı sayılır. Aşırılığın tespitinde kullanılan başlıca ölçütler şunlardır;
a. Alacaklının Menfaatleri
Aşırılığın tespitinde hakim ilk olarak
alacaklının menfaatlerini göz önünde
tutmalıdır. Gerçekten, ceza koşulun
yüksekliğinin, adalet ve hakkaniyet
hislerini incitecek derecede olmaması gerektiği gibi, yapılacak indirimin,
alacaklı bakımından aynı şekilde adaletsiz olmamasına dikkat edilmelidir.
Aşırılığın tespitinde tarafların ekonomik durumlarının ve özellikle borçlunun ödeme gücünün de dikkate
alınması gerekmektedir. Ceza koşulun
yerine getirilmesi, borçlunun ekonomik yönden yıkımına sebep olmamalıdır.
b. Borcun ihlalinin ağırlığı
Ceza koşulun aşırılığının tespitinde
göz önünde tutulması gereken bir diğer önemli husus da, borçlunun, taahhüdüne ne ölçüde uygun davrandığı
ve özellikle borcun ihlalinin ağırlık
derecesidir.
Alman Medeni Kanunu’nda aşırı ceza
koşulunun hakim tarafından indirilebilmesi için borçlunun talepte bulunması gerektiği hükme bağlanmış
olmasına karşılık Türk/İsviçre Borçlar
Kanunu bu konuda herhangi bir hükme yer vermemiştir. Bu yüzden görülmekte olan bir davada hakimin dosya içeriğinden ceza koşulunun aşırı
olduğunu görmesi halinde borçlunun
bir talebine gerek kalmadan re’sen
indirim yoluna gidip gidemeyeceği
tartışmalıdır. Kanun metninin ifadesi
karşısında hakim görüş ceza koşulunun hakim tarafından re’sen indirileceği doğrultusundadır. Bu çerçevede
borçlu tarafından ileri sürülmese bile
hakimin aşırı bulduğu ceza koşulunu
indirmesi gündeme gelecektir.
c. Kusurun ağırlığı
Hakkaniyetin söz konusu olduğu her
yerde, borçlunun kusurlu olup olmadığının büyük önemi vardır. Borçlunun, kusursuzluğunu ispat etmesi
suretiyle, ceza koşulun muaccelliyetine engel olması, yani ceza koşulu
ödemekten kurtulması mümkündür.
Bu durumda kusurun miktarının az
olması halinde de ceza koşulu miktarını indirmek mümkün olacaktır.
Borçlunun Talepte Bulunması
Merve Çıkrıkçıoğlu
d. Tarafların ekonomik durumları
YükselKarkınKüçük Avukatlık Ortaklığı
31
Ekim - Kasım - Aralık
2. Ceza koşulu borcunun henüz ifa
edilmemiş olması: İndirim ancak ifa
edilmemiş bir ceza koşulu borcunda
mümkün olacaktır. Bu bağlamda ceza
koşulu borcunu ödeyen borçlu, sonradan ceza koşulun indirilmesi için
hâkime başvuramayacaktır.
» seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I
Ekim - Kasım - Aralık
Murat Alkım
PE, LEED AP, CFPS
Müdür - Mekanik İşler
Proje Dizayn Departmanı
32
seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I «
Devletin kökü Washington DC`den
işlevini sürdürür. Washington DC,
hiçbir eyalete bağlı olmayan, federal
devletin arazisi sayılabilecek bağımsız bir bölgedir. Beyaz saray ve senato
binası burada yer alır. Eskiden halka
açık olan her iki bina da, ikiz kulelere
yapılan saldırıdan sonra ziyaretçilere
artık kapalı.
Coğrafya olarak – ABD çok büyük bir
ülke. Doğu kıyısıyla batı kıyısı arasında 3 saat saat-farkı var. Kuzeyde kar
kış sürerken, güneyde denize girilebiliyor. Buzulların erimediği iklim bölgelerinden çöl iklimleri içeren bölgelere geçebiliyorsunuz. Yüzyıllardır
kese kese, yaka yaka hala ormanlar
bitirilememiş, yeşilin çok bol olduğu
bir ülke. Öyle ki, ciddi statik tasarım
gerektirmeyen her yapı, ucuz olduğu
için kereste kullanılarak yapılmakta.
Fazlaca başınızı ağrıtmadan, ilginç,
görülmeye değer, neşeli konulara girelim. Tabi en başta New York City.
New York, eyaletin adı. New York
City, bizim New York olarak bildiğimiz şehir. Gökdelen zafiyeti geçiren
bir şehir.
Arazi inanılmaz pahalı, öyle olmasına
rağmen Central Park (merkezi park)
denilen inanılmaz büyük bir park alanı var şehrin göbeğinde, değeri paha
biçilmez. Bugüne değin en ufak bir
parçasına, ne olursa olsun, kim olursa
olsun hiç kimse göz dikememiş. Tüm
parklar öyle ki ben; 25 senelik ABD
yaşamımda nerede olursa olsun en
ufak bir parkın yerine bina dikildiğini
görmedim.
New York City dünyanın her köşe-
33
Ekim - Kasım - Aralık
ABD kendi iç işlerinde bağımsız, dış
işlerinde federal bir devlete bağlı 50
eyaletten oluşuyor. Eyaletleri seçimle
iş başına gelen valiler yönetiyor. Devletin kökü devlet başkanı, senato ve
meclisten oluşmakta. Yasama, meclisin geçirdiği kanunların senatoda da
kabul edildikten sonra devlet başkanının da onayına sunumuyla oluşmakta.
Devlet başkanı bağımsız bir seçimle
iş başına gelmekte. Yürütme, devlet
başkanı ve bağlı devlet kuruluşları tarafından yapılmakta. Yargı, bağımsız
bir seçimle iş başına gelen yargıçlarca
yürütülmekte. Yasama, yargı ve yürütmenin birbirinden bağımsız işlemesi,
demokrasinin temeli dediğimiz ilkeler
olduğu için, yapının demokratik olarak işlediği varsayılabilir.
» seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I
sinden insanların yaşadığı, kendi
mahallelerini kurdukları, kültürlerini
sundukları inanılmaz bir şehir. Her
türlü dile rastlayabileceğiniz bir yer.
Bu kültürel zenginlik, insanların yaşamları boyu her gün yeni bir deneyim yaşamasını sağlayabilir. Bir hafta
Çinlilerin yeni yıl kutlamasını, diğer
hafta zencilerin karnavalını, sonraki
hafta Tarkan’ın yada Celine Dion’un
Central Parktaki (ücretsiz) gösterisini
izlemeye gidebilirsiniz.
Ekim - Kasım - Aralık
New York City semt semt paylaşılmış
gibi. Hemen hemen tüm yaşayanların
Rus olduğu yada İtalyan, Yahudi, Hispanik olduğu semtler var. Öyleki Hispanik kökenli bir insan New York’ta
bir kelime İngilizce öğrenmeden tüm
yaşamını kurabilir, çarşısı pazarı okulu hastanesi herşey var o mahallede.
34
Türk ve Yunanlıların yoğun olarak
yaşadığı bölge Astoria. Burada bizim
alışık olduğumuz her türlü yiyeceği
marketten almak, lokantalarda bulabilmek mümkün. Şehir merkezine de
oldukça yakın.
ABD’de müzeler parasız, bağış esasına göre işliyor. New York’ta en görülmeye değer Guggenheim Müzesi
(özellikle mimari yapısının ödüller
aldığı bir müze), Museum of Natural
History (Doğal Tarih Müzesi) ve Metropolitan Museum of Art (Sanat Müzesi) görülmesi gerekli yerlerden biri.
Guggenheim’daki program sık sık değişir. Genelde modern sanat müzesi
olan müzenin bir köşesinden Picasso ve benzeri ressamlar eksik olmaz.
Museum of Natural History, dinazorlardan, Afrikadaki kabilelerin kuruttu-
ğu kafataslarına kadar çok zengin sunumların olduğu bir tabiat müzesidir,
buradaki program genellikle aynıdır.
Darwin - Evrim meraklıları için de
zengin bir sunuma sahiptir. Metropolitan Museum of Art, bir kısmı zaman
zaman değişen, bir kısmı sabit sanat
yapıtlarının bulunduğu bir müze. Eski
mısırdaki yazıtlardan, klasik resme,
klasik heykellerden günümüz sanatına uzanan bir sunum içerir. Gezme
süresi için Guggenheim hariç birer
gün ayırmanız lazım. Guggenheimi
birkaç saatte görebilirsiniz.
Özgürlük abidesini uzaktan görseniz
yeter. Eskiden en tepesine kadar çıkılabiliyordu, o nedenle gidip yakından incelemek eğlenceliydi ama son
zamanlarda çıkılmasına izin vermiyorlar. Yapabileceğiniz en uygun şey
seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I «
yorlar. En az 2 saat ayırmanız lazım.
Biz gittiğimizde çiçekleri büyüterek
yaptıkları bir orkestra vardı, viyolonsel, harp, keman, piyano, bateri, öyle
şekillendirmişler ki oturup dinleyesiniz geliyor.
Washington DC görülmeye değer.
Hem mimari olarak hem de müzeler
açısından çok zengin bir şehir. Her
ne denli içine artık giremiyorsanız da
hem senato binasını hem de beyaz
sarayı yakından görmek güzel bir deneyim.
Washington DC’de müzeler arasında
benim en sevdiğim The National Air
and Space Museum (Milli Havacılık
ve Uzay Müzesi). Burada The Wright Brothers`ın (ilk uçağı tasarlayan
kardeşler) yaptıkları ilk maket uçaklardan, aya inip dönmüş uzay kapsüllerine kadar uzanan tarihsel bir
sıralamayla havacılığın geçmişini görebilmek mümkün. İlginç gelen diğer
müzeler - Madame Tussauds tanınmış
insanların gerçek boy balmumundan
yapılmış heykellerini sunuyor, National Postal Museum (Milli Posta Müze-
Senato binasının bahçesinde botanik
park mutlaka görülmeli. Çöl bitkilerinden tropik bitkilere uzanan çok
zengin bir bitki yapısını, türlerin yetişme ortamına göre mekanik olarak
şartlandırılmış bölümlerde yetiştiri-
si) yüzyıllardır ABD’deki posta servisini özetliyor. Kovboy filmlerinden bir
şerit izler gibisiniz bu müzede.
En kuzeyde Kanada sınırında Niagara
şelalesi görülmesi gereken bir doğa
harikası. Çok soğuk geçen kışlarda
şelalenin donması, belki de akan halinden daha ilginç gelebilir.
Niagara’dan biraz güneye inince,
Boston uzun zamandır ABD’nin
R&D merkezi. Özellikle ecza firmalarıyla başlayan, değişik teknolojiyle
dallanıp budaklanan, MIT’nin (Massachusetts Institude of Technology)
katkısıyla gelişen bir teknoloji şehri
denilebilir. MIT ve Harvard başta olmak üzere ABD’nin hemen hemen en
fazla üniversitesi bu bölgede. Genç
ve aydın nüfusu, teknolojiye yapılan
35
Ekim - Kasım - Aralık
Manhattan’ın en güney ucundan Staten Island Ferry denilen feribota binip
(ücretsiz) yarım saatlik bir yolculuk
yapmak. Özgürlük abidesinin oldukça yakınından geçiyor, görmek ve fotoğraf çekmek için mükemmel.
Ekim - Kasım - Aralık
» seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I
36
yatırım, geçmişte ve gelecekte Massachusetts’i çok uzun seneler ABD’nin
teknolojik önder eyaleti olarak belirlemiş.
tarda kartal ve timsah görmek mümkün. Kartallar uçup gidiyor yaklaşınca
ama arabadan inip timsahları sevmek
isterseniz, onlar kaçmıyor...
Boston’dan Miami’ye bir araba seyahati yapmak isterseniz yol 3 yada 4
gün sürer… Ama yol üstünde New
York’ta 3 - 4 günlüğüne konaklamak
lazım. Sonra Washington DC için 2
gün yeter. Arkasından Florida eyaleti
(Orlando ve Miami). İlk durak Cape
Canaveral - NASA’nın merkezi. Uzay
mekiğinin içine girmek hoş bir deneyim. Uzay gemilerinin inşa edildiği
bina, büyüklüğünü anlamak için bina üstünde görünen Amerikan bayrağındaki şeritlerdeki her değişik renk
bir otobüs genişliğinde. Yerleşime kapalı olduğu için Cape Canaveral bir
doğal tabiatı koruma alanı. Bol mik-
Orlando eğlence merkezi. Çocuklar
için Disney World, yetişkinler için
Universal Studios… Çocukların yönetimi sizde olduğu için doğrudan Universal Stüdyolarını tavsiye ederim. İki
günde ne kadar delice roller coaster
varsa hepsine binebilirsiniz. İnsan binerken korkudan ölüyor ama inince
tadılan o zevk çocuklarınızı Disney
World’den mahrum etmeye değiyor...
Tamam ille de bencil olmayalım derseniz, çocuklara da Disney World’de
ömürleri boyunca unutamayacakları
bir macera yaşatın. Çevredeki tatil
köylerinde kalabilirsiniz veya önceden bir ev ayarlayabilirsiniz. Tatil si-
teleri genelde pek pahalı değil, ama
evler çok daha ekonomik ve rahat. En
güneyde Miami var, Miaminin güzelliği buradan Karayiplere kalkan cruise gemileri... İnanılmaz bir denize
inanılmaz lüks bir gemide inanılmaz
bir fiyata (herşey dahil) krallar gibi
ulaşabilirsiniz. Genelde turlar bir hafta, mevsimine göre adam başı günlük
100 - 150 dolar civarında, hem otel
hem seyahat hem de yemek içmek
dahil, çok pohpohlandığınız baş tacı
edildiğiniz bir deneyim...
Gemiler genelde 12 katlı, içinde
asansörler, yemek salonları, çeşitli lokantalar, 3 öğün yemek servisi dışında
24 saat açık büfe, diskotek, spor salonları, gazinolar, yüzme havuzları,
çocuklar için oyun alanları vb. alanlar var. Odalar günde 3 kez düzelti-
seyyahname : Amerika Birleşik Devletleri - I «
Yada bir yerde serenat eşliğinde tekila
balık yaparsınız (biraz cahil kalmışlar
daha rakı balığı bile bilmiyorlar...)
Doğu yakasından iç bölgelere geçildiğinde en görülmeye değer yer
Grand Canyon. Nehrin yüzbinlarce
yıl oyarak oluşturduğu bir vadi. Hemen hemen tüm kovboy filmlerinde
görmüşsünüzdür. Grand Canyon doğal güzelliğinin yanı sıra tükenmekte
olan bazı hayvan türlerinin yaşam
alanı olarak koruma altında.
ABD’nin kara sınırları içinde olmayan ama eyaleti iki turizm cenneti de
Hawaii ve Porto Riko (Puerto Rico),
Hawaii Pasifik okyanusunun ortasında, mercan adaları ve harika deniziyle kış mevsimi tanımayan bir eyalet.
Porto Riko, Karayipler’de Küba’nın
doğusunda kalıyor. Her iki eyalet de
deniz ve dalma meraklıları için mükemmel adalar.
Alaska doğrudan ABD ile sınırı olamayan diğer bir eyalet, Kanada’nın
batısında yer alıyor. Soğuk hava, kar
ve buz seviyorsanız tercihiniz olabilir.
Eğer bir gün ziyaret etmeyi düşünürseniz, daha ayrıntılı bilgi için her zaman bana ulaşabilirsiniz. Seyahat için
birkaç faydalı bilgi; uçak rezervasyonlarınız için Travelocity web sitesini muhakkak ziyaret edin, en uygun
fiyatları ben oradan ediniyorum:
www.travelocity.com
ABD’de
arabasız
yapamazsınız,
en uygun fiyatları ben budget kiralama firmasından ediniyorum:
www.budget.com
Otel rezervasyonları için genelde Travelocity veya Expedia sitelerini kullanıyorum: www.expedia.com
Murat Alkım
PE, LEED AP, CFPS
Müdür - Mekanik İşler
Proje Dizayn Departmanı
37
Ekim - Kasım - Aralık
liyor, odaya her girişte havlulardan
yapılmış değişik hayvan figürleriyle
karşılaşıyorsunuz. Gemi geceleri seyahat ediyor, gündüzleri bir limanda
geçiriliyor. Benim son gezimde önce
Meksika (Cozumel), sonra Honduras,
arkasından Beliz ve en son Cayman
Islands’da mola verildi. Tüm bu molalarda, tropik parkları ziyaret edebileceğiniz gibi, dalarak deniz altındaki
mercan adalarına da ulaşabilirsiniz.
» kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski
Ekim - Kasım - Aralık
Buket Altaç
Makine Mühendisi
Teklif Departmanı
38
kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski «
Tam adıyla Fyodor Mihayloviç Dostoyevski.. 1821’de, Moskova’da, kendi
babasının da cerrah olarak çalışmakta olduğu bir yoksul hastanesinde
dünyaya gelir. (Yazarın tam doğumgünü tarihinin 30 Ekim mi 11 Kasım
mı olduğu muallak olmakla beraber,
30 Ekim günü dünyada Dostoyevski
günü olarak kutlanmaktadır). Altı çocuklu ailenin ikinci çocuğuydu.
Dostoyevski, 13 yaşındayken Moskova’nın en iyi okullarından birine yatılı olarak verilir. 16 yaşına geldiğinde
babasının ısrarları üzerine Petersburg
Askeri Okulu’na girer. Aynı yıl annesini kaybeder. Dostoyevski babasından
hayatı boyunca nefret etmiş, kitaplarında bahsettiği gibi babasını öldürme
isteği de duymuştur. Babasının muhtemelen köylüler tarafından öldürülmesinden sonra Dostoyevski büyük bir
suçluluk duygusuna kapılmıştır. Dostoyevski’nin epilepsi hastalığı ve ilki
Petersburg’da sokaktan geçen bir cenaze alayını gördüğü zaman geçirdiği
epilepsi nöbetleri bu zor çocukluğuna
bağlanır. Budala’daki Prens Mişkin ve
Karamazov Kardeşler’deki Smerdyakov karakterleri kendisi gibi epilepsi
hastalığını anlatmıştır.
1837’de girdiği Petersburg Askeri Mü-
hendis Okulu’nu bitirdi. Öğrencilik
yıllarını Rus ve Avrupa edebiyatının
önde gelen yazarlarının eserlerini
okuyarak geçirdi. Kısa bir süre askerlik yaptıktan sonra ayrılıp edebiyatla
uğraşmaya başladı. Topraklarında
çalışan köylüler tarafından öldürülen babasından az bir miraz kalmıştı. İlk romanı “İnsancıklar”ı 1846’da
yazdı. Bu eserin basılmasından sonra
ünlendi. 1846’da yazdığı ikinci romanı “Öteki” yeterli ilgiyi görmedi.
Ünü giderek kayboldu. “Ev Sahibesi”,
1848’de yazdığı “Beyaz Geceler” ile
“Yufka Yürekli” romanları da ilgi görmedi. 1849’da yazdığı “Netoçka Nezvanova” romanı da beklenen başarıyı
getirmedi.
Politikayla ilgililenmeye başladı genç
liberallere katıldı. Çar 1. Aleksandr’ın
güvenlik güçleri tarafından, “devleti
39
Ekim - Kasım - Aralık
Gerek ilmek ilmek işleyip oluşturduğu eşsiz karakterlerle, gerek karakteri
bizden biriymişçesine benimseyebilmemizi sağladığı derin ruh çözümlemeleriyle, gerekse geniş çerçevede
yaptığı ruhsal analizleriyle, benim hayatım boyunca okuduğum yazarların
en derine dokunanı ve bugün “klasikleri okumak” denince hepimizin aklına gelen, gerçekçilik akımının öncüsü yazarlardan birisidir Dostoyevski.
Ekim - Kasım - Aralık
» kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski
40
yıkmaya çalıştığı” suçlamasıyla arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı. İdama
mahkum edildiler. Kendisinin kurşuna dizilmesi hazırlıklarını izlemek
onda derin etkiler bıraktı. İdamdan
son anda vazgeçildi, Sibirya’da 4 yıl
ağır hapse ve 4 yıl askerlik yapmaya
mahkum edildi. Sibirya’daki cezaevi
günlerinde birlikte yaşadığı mahkumları gözlemleyerek Rus halkını daha
yakından tanıma fırsatı buldu. Ancak
zor koşullar nedeniyle sara nöbetleri
geçirmeye başladı. Bu rahatsızlığın
etkileri de birçok eserine yansıdı.
1854’te cezaevinden çıkıp askerliğe
başladı. Subaylığa kadar yükseldi.
1857’de dul bir kadınla evlendi. Bu
evlilik maddi sorunlarını artırdı. Tekrar yazmaya karar verdi. Askerlik
cezasının da bitmesi üzerine Petesburg’a döndü. Yeni Çar 2. Aleksandr’ı
destekledi. Kardeşi Mihail ile birlikte
“Vremya” adlı bir dergi çıkardı. Bu
dergi ve dergide yayınlanan romanları yeniden tanınmasını ve eski ününü
kazanmasını sağladı. 1862’de Fransa,
İngiltere ve İtalya’yı kapsayan bir yurtdışı gezisi yaptı. Aynı yıl dergikapatıldı. Dostoyevski, Almanya’nın Wiesbaden kentine gitti. Burada kumara
başladı.
Rusya’ya dönüşünde “Epoha” isminde yeni bir dergi çıkardı. 1864’te eşini ve kardeşi Mihail’i kaybetti. Borca
battı. Kurtulmak için Avrupa’ya kaçtı.
Wiesbaden’de kumarda bütün parasını kaybetti. Yayıncısından borç alıp
1865’te Rusya’ya döndü. 1867’de
steno ile romanlarının yazımında
kendisine yardım eden Anna Snitkina ile evlendi. Bir kere daha borca
boğulduğu için yeni eşiyle yine yurt
dışına çıktı. Yoksulluk ve para peşin-
de ülke ülke dolaştı. Ama romanlarını
yazmayı da sürdürdü. Bir kere daha
yayıncısının desteğiyle Petersburga’a
döndü. Tutucu bir haftalık dergi olan
“Grajdanin”in başına geçti. 1 yıl sonra bıraktı. Bu dönemde eksi itibarını
ve ününü tekrar kazandı. En büyük
romanı “Karamozof Kardeşleri” yazmaya 1879’da başladı. 1880’de şair
Aleksander Puşkin’in ölüm töreninde
konuşmayı o yaptı. Petersburg Bilim
ve Sanat Akademisi’nin edebiyat bölümüne seçildi.
Yaşamının son döneminde Petersburg yakınlarında küçük bir kasaba
olan Staraya Russa’da yaşadı. 9 Şubat
1881’de burada yaşamını yitirdi. Günümüzde de en çok okunan yazarlar
arasında yer alır. Eserlerinde iki dünya savaşı arasında yaşayan bir kuşağı
rahatsız eden ahlaksal, dinsel, siyasal
kültür & sanat : Fyodor Dostoyevski «
kaygıları Dostoyevski ile başlar. Ünlü
yazar Herman Hesse göre ise “Dostoyevski’yi ne zaman okumalıyız” sorusuna yanıt olabilecek şekilde şöyle
tespitte bulunur: “Ancak tükenmişsek
artık, acı çekme yetimizin sonuna değin acı çekmişsek ve yaşamın bütününü kor gibi yakan tek bir yara olarak
duyumsuyorsak, eğer çaresizlik soluyorsak ve umutsuzluğun ölümlerini
ölmüşsek işte o zaman okumalıyız
Dostoyevski’yi.”
Edebi anlamda, kendisine kadar olan
gerçekçilik anlayışında bir yeniliktir
“Suç ve Ceza”. Roman sanatının dış
dünyayı anlatma konusunda düştüğü
tekdüzelikten, yani nesnel dünyanın
sadece yansıtılmasından, insanın iç
dünyasında olup bitenlerin de işin
içine sokulmasıyla kurtulması, insan
psikolojisinin derinliklerine inme
Dostoyevski; eserlerindeki insanlık
durumlarının, kahramanı olarak seçtiği karekterlerin en uç davranışlarını,
sahip olabilecekleri en abartılı zaafları anlatır. Dahiliği de bu sefil yaşamları olabilecek en sıradan, en doğal şeyler gibi anlatmasındadır. Dostoyevski
kahramanlarının davranışlarındaki bu
tutarsızlıklar, kişiliklerinde barındır-
dıkları tüm çelişkiler ve zayıflıklar birçok sıradan insanda da bir bir ortaya
çıkar. Bazı eleştirmenlere göre, Dostoyevski okurları, “Dostoyevski’ciler”
ve onu anlamayanlar karşı gruptakiler
olarak ayrılmaktadır.
Bugünün bazı hekimleri Dostoyevski’nin kendi hastaları olması halinde
onu iyileştirmek istemeyebileceklerini, sağlıklı ama, ortalama kabiliyetli
bir insan için bir edebiyat devini yere
seremeyeceklerini söylemekteler.
Dostoyevski epilepsi hastası olmasaydı, bir “Budala” literatüre girmeyecek,
ya da Raskolnikov olmayacaktı.
Buket Altaç
Makine Mühendisi
Teklif Departmanı
41
Ekim - Kasım - Aralık
konuları etkileyi bir dil ve ustalıkla
dile getirdi. Gözlemlerinin keskinliği, ayıntılara verdiği önem, karmakarışık yaşamından çıkardığı sağlam
karakterleri ve roman kurgulamadaki
ustalığıyla Avrupa’da ve ülkesinde
kendisinden sonra gelen hemen tüm
yazarlar üzerinde etkili oldu. Batılı ülkelerin edebiyat ve düşün yaşamında
önemli bir rol oynadı. Varoluşçuluk
akımının temel kaynaklarından biri
sayılır.
» medya : Hedef Kitle
Atakan Naçar
Müdür Yardımcısı
Halkla İlişkiler Departmanı
Ekim - Kasım - Aralık
Herhangi bir marka yada kuruluşun,
iletişim sürecinin başarısını belirleyecek en önemli unsurlardan biri hedef
kitledir. Öyle ki; hedef kitlenin doğru
belirlenmesi ve özelliklerinin doğru
bilinmesi, iletişim ve tanıtım sürecinin nasıl şekilleneceğinden başlayıp
ne kadar başarılı olabileceği sonucuna kadar gidebilmekte. Hedef kitlenin
belirlenmemesi ve tüm nüfusa oynarcasına yapılan iletişim çalışmalarının
başarılı olabilme şansı, hedef kitlenin
belirlenerek yapılması karşısında oldukça düşük kalacaktır.
42
Örneğin Türkiye’nin önde gelen GSM
operatörlerinden birini ele alalım;
büyük ve ulusal bir marka olmasına
karşın yaptığı iletişim ve tanıtım çalışmalarını kitle açılımını genişleterek
çeşitli gruplara ayırmıştır. Bu gruplara örnek vermek gerekirse genç, yaşlı, çalışan, çiftçi, aile gibi toplumu
oluşturan temel insan grupları diyebiliriz… Bu büyüklükteki markaların
bilinirliğini devam ettirebilmesi ve konumunu pekiştirebilmesi içinde doğru
olan yol bu olmakta…
Hedef kitlenin özelliklerini göz önünde bulundurulmadan yapılan iletişim
çalışmaları, çalışmalarının başarısız
olmasına ve iletişim kaynaklarının
boşa harcamasına neden olur. Günümüzde hedefte bulunan gruplar dahi
içlerinde ayrılarak “hedef kitle” kavramını “hedef birey” kavramına doğru
kaydırmaya başlamıştır. Çünkü her
bireyin zevki ve iradesi birbirinden
farklı özellikler gösterebilmekte.
Gelişen teknoloji ile kişisel olarak
kullandığımız her cihaz hedef birey
olmamızın önünü açan gelişmelerin
başında gelmekte. Ellerimizden düşürmediğimiz akıllı telefonlar, evimizde ve iş yerinde kullandığımız bilgisayarlar hedef birey olmamızı sağlayan
en büyük araçlardır.
Bu cihazlar ile ziyaret ettiğimiz internet sitelerinin (ki bunlar bir giyim
markasının sitesinden tutun bir futbol
yorum sayfasına kadar uzanabilir)
cihazlarınızda barındığı çerezler ve
toplanan bilgiler ile başta servis sağlayıcı ve GSM operatörleri tarafından
ardından büyük sosyal ağ ile gezdiğiniz diğer bu teknolojiye sahip internet
siteleri ve kullandığımız mobil uygulamalar tarafından okunmasıyla karşınıza çıkan reklamlar sayesinde hedef
birey olabiliyoruz.
Bir örnek vermek gerekirse Galatasaray resmi internet sayfasında bir
haber okudunuz ve ertesi gün ürün
yelpazesi geniş bir giyim e-ticaret sitesine girdiniz. Bu e-ticaret sitesinin
ana sayfasında Galatasaray formasını
görmeniz daha önce ziyaret ettiğiniz
Galatasaray resmi internet sayfasının
bilgisayarınızda bıraktığı çerezler sayesinde gayet mümkün. Tabi bu her
internet sitesi için geçerli... Eğer bu
gezintiyi akıllı cihazınız ile yaptıysanız kullandığınız GSM operatörünün
topladığı kişisel bilgilerinizi 3. parti
firmalar ile paylaşması ile durup dururken “Galatasaray forması sadece
49 TL” gibi bir SMS almanız işten
bile değil… Hiç “çıkış” yapmadığınız
sosyal ağlarda beğendiğiniz her şeyin
size reklam olarak dönebileceğinden
de emin olabilirsiniz…
medya : Hedef Kitle «
bir reklama tıklamamızın bizi nasıl
“hedef birey” yaptığının adeta hayata
geçmiş hali…
Twitter ise geçtiğimiz günlerde reklam verenler için hedef kitle iletişim
sistemini bir tık öteye taşıdı. Bu sistem
sayesinde bir ülkedeki GSM operatörlerinden sadece istediklerinizde reklam yayınlatabiliyorsunuz. Örneğin
bir GSM operatörü “Sizin operatör
az çekiyorsa bize gelin” diye rakip
firma kullanıcılarına yönelik reklam
yapabilecek iken diğer operatör ise
“Sizde 500 dakika çok pahalı, bizde
daha ucuz” diye reklam yapabilme
şansı elde etmiş durumda. Tabi bu
reklam veren sizde olabilirsiniz başka
bir marka da… Buna benzer pek çok
sistem hali hazırda kullanımda iken
bu ve benzeri sistemlerin gelişmesi,
markaların yapacağı iletişim çalışmalarının geleceğini, başarı şansını ve
göreceğimiz reklamların, haberlerin
daha “bize özel” olmasına ön ayak
olmakta… Görüşmek üzere…
Atakan Naçar
Müdür Yardımcısı
Halkla İlişkiler Departmanı
43
Ekim - Kasım - Aralık
Google yakın bir zamanda online reklam gösterimlerinin ve tıklamaların
normal mağaza satışlarına katkısını
göstermek için Google reklamları ile
mağaza ziyaretleri arasındaki ilişkiyi
anlamak adına kullanılabilecek yeni
bir ölçütü kullanıma açmayı hedefliyor. “Mağaza Ziyaretleri” adı verilen
bu sistem, veriyi iOS ve Android işletim sistemli cihazlarında lokasyon
geçmişini aktifleştirmiş olan Google
Maps kullanıcılarının, reklam verenlerin fiziki mağazalarına yakınlıklarından yola çıkarak hesaplama
algoritmasına dayanıyor. Bu sistem
Ekim - Kasım - Aralık
» basında biz
44
Yayın Adı : Indergi
Tarih : 01.09.2014
Yayın Adı : Electricity Turkey Dergisi
Tarih : 01.09.2014
basında biz «
Tarih : 25.10.2014
45
Ekim - Kasım - Aralık
Yayın Adı : Vatan Gazetesi
Ekim - Kasım - Aralık
» basında biz
46
Yayın Adı : Indergi
Tarih : 01.09.2014
Yayın Adı : Electricity Turkey Dergisi
Tarih : 01.09.2014
47
Ekim - Kasım - Aralık
basında biz «
» AE Ailesi’nden
Kemal Kızılhan Yeni Yaşını Kutladı
AE Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Kızılhan yeni yaşını
Bakü White City projesi çalışanlarıyla beraber kutladı.
AE Arma-Elektropanç Bakü White City personelinin orga-
nize ettiği sürpriz partide Kemal Kızılhan“Bu güzel kutlama için hepinize çok teşekkür ederim, birlikte nice yıllara ve projelere” dedi. AE Arma-Elektropanç ailesi olarak,
Kemal Kızılhan’a nice sağlıklı ve mutlu seneler diliyoruz.
İstanbul merkez ofisimiz Mühendislik
Departmanımızda Elektrik Panoları Müdürü
olarak görev yapan Sn. Yusuf Çakmak’ın
14 Ekim 2014 tarihinde biricik oğlu Umut
Ali Çakmak dünyaya geldi. Çakmak ailesini
tebrik ediyoruz.
İstanbul merkez ofis Mühendislik Departmanı’mızda Mekanik İşler
Müdürü olarak görev yapan Sn. Samuray Çavdar’ın annesi,
Tülay Çavdar
Ekim - Kasım - Aralık
vefat etmiştir. Merhumeye Allah’tan rahmet
kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz.
48

Benzer belgeler

Röportaj / Haluk Yanık

Röportaj / Haluk Yanık Dergi Adı: AE Magazin İmtiyaz Sahibi AE Arma-Elektropanç A.Ş. adına Demir Özkaya Sorumlu Genel Yayın Yönetmeni ve Yazı İşleri Müdürü Necmi Yıldız Yayın Kurulu Necmi Yıldız, Burak Kızılhan, Turgay E...

Detaylı