Sayı 1 - Tümevarım Temel Lisesi

Transkript

Sayı 1 - Tümevarım Temel Lisesi
TÜM’den
Haberler
02
03
04
07
içindekiler
08
10
11
12
14
16
20
25
26
27
31
34
Temel Lise Nedir ?
Öğrencilerimizin Okulumuz
Hakkındaki Görüşleri
Huzur Evine Ziyaret
Sokak Hayvanları İçin
Yapılabilecek Altı Mükemmel
Hareket
Vizyon Filmleri
İlklerin Adamı: İbrahim Şinasi
Dilemek
Hasan Tan BEKTAŞ
Teknoloji Haberleri
Bunları Biliyor musunuz ?
Sosyal Etkinliklerimiz
How can we Learn English ?
The World Is Too Much With Us
William Wordsworth
Annabel Lee
Egdar Allan Poe
Nostalgia; The Pursuit of Happyness
&
The Color Purple
Travel Guide
Okulumuz Sporcuları
TÜM’DEN HABERLER
Sekiz sene önce eğitimi ve okulu bir ticarethane olarak değil; aile, öğrenci, öğretmen üçlüsünün
ortak hedeflerini gerçekleştirebilecekleri bir başarı ve mutluluk ortamı olarak düşünerek Tümevarım
Dershanesini kurduk.
Tüm öğrencilerimizin, Türkiye birincisi olacakları gibi gerçekçi olmayan söylemler yerine her
öğrencimizin mutlaka ve mutlaka kendi yetenek ve sınırlarının en üst noktasına ulaşabileceklerine
güçlü bir şekilde inandığımız bu yola 2015/2016 eğitim ve öğretim yılında Özel Tümevarım Temel
Lisesi olarak adımımızı attık. Hedefini yüksek tutan ve başarı beklentisi büyük olan öğrenciler
tarafından tercih edileceği bilinciyle okul /dershane konseptini oluşturduk.
Tüm’den Haberler, temelleri sevgi üzerine atılmış olan bir dergi ve amacımız iyiyi, güzeli ,
doğruyu yararlı olanı daha da önemlisi sevgiyi paylaşmak. Elinizdeki dergi Tüm’den Haberler’in ilk
sayısı ama inanıyoruz ki dergimiz sizin de katkılarınızla kulaktan kulağa, kalpten kalbe yayılan
süreli bir yayın haline gelecektir.
Dergimizde, sınıflarımız ile birlikte gerçekleştirdiğimiz sosyal etkinlikleri, sosyal sorumluluk
projelerini, güncel edebiyat, sinema, tiyatro haberlerini, öğrencilerimizin ilgilendikleri spor
dallarını, öğretmenlerimizle yapılan röportajlarda öğretmenlerimizi daha yakından tanıma fırsatını
bulacaksınız.
Dergimizi özveri ile mesai harcayarak bu hale getiren, öncelikle sevgili meslektaşlarım Aslı Akın
ve Deniz Aysu Akyıldız’a ve sevgili öğrencilerim Arda Nurioğlu, Sena Nur Cavsak, Nadire İkra
Eroğlu, Devrim Kartal, Türkay Oğuz Ocak, Baran Çakır, Fatih Avcı, Didem Büşra Kara’ya sonsuz
teşekkürlerimi sunuyorum hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aydın Tolga TAVUKCU
Kurum Müdürü
1
3
TÜM’DEN HABERLER
Temel Lise Nedir ?
Temel Lise, dershaneden dönüşen hem üniversiteye hazırlık hem Milli
Nadire İkra EROĞLU
Eğitim müfredatını sunan liselerdir. Temel Liseler öğrencilere okullarında
akademik anlamda kendilerine katkısı olmayan, üniversite hazırlıkta da ihtiyaç duymayacakları
dersleri uzaktan eğitimle alma şansı sağlayacak ve zaman kaybına yol açan gereksiz ders
yoğunluğunun sıkıntılarını yaşatmayacaktır.
Temel liseyi, devlet lisesinden ayıran olumlu
yönleri fazlayken olumsuz özellikler de mevcuttur.
Bu olumlu veya olumsuz yönler kişiden kişiye
farklılık göstermektedir.
Benim bulunduğum Tümevarım Temel Lisesi’nin
bana göre olumlu bazı yönlerinden bahsetmek
istiyorum. Temelde var olan eksikliklerimi
gidermeme yardımcı oluyorlar. Bunun dışında
okulumda öğrenci sayısının az olması sayesinde
butik tarzda eğitim verilmesi, ders bitiminden sonra
anlamadığımız konularla ilgili, öğretmen ile birebir
etütlerin olması, yetenek ve becerilerimiz
doğrultusunda rehberlik hizmeti verilmesi, sınav
öncesi ve sonrası en verimli şekilde hedefe
ulaşılmasını sağlıyor. Bunların yanı sıra üniversiteye
hazırlık deneme sınavlarıyla ilerlememiz takip
edilebiliyor.
Öğretmenlere birebir ulaşma imkanı bulmamız,
sorunlarımızı birlikte çözebilmemiz bizi diğer
okullardan ayıran bir diğer özellik. Olumsuz
özelliklere gelirsek, okulumuzun bir bahçesi yok.
Yani tenefüste voleybol, basketbol gibi sportif
faaliyetler yapamıyoruz ama bu deşarj ortamımız
olmadığı anlamına gelmiyor. Aksine sürekli deşarj
ortamları yaratılıyor. Bunun dışında konferans
salonumuz yok. Tiyatro, konferans gibi aktiviteler
gerçekleştirilirse Sarıyer Belediyesi’nin konferans
salonunu kullanacağız.
Onun yanında motivasyonu arttırmak için düzenlenen üniversite gezilerinde hedefimiz olan
üniversiteyi ve tercihlerimizde düşündüğümüz üniversiteyi yakından tanıma şansı elde edip
yetkililerle görüşerek daha çok bilgi sahibi oluyoruz.10 Kasım’da Sarıyer Meydan’da düzenlenen
törende bulunduk. 9.sınıflar ödevleri için Arkeoloji Müzesi’ne gittiler. Bunun dışında hepimizin
toplumsal sorumluluğu olan Huzur Evi ziyaretimizde yaşlılarla sohbet ettik. Türkiye’nin ilk kadın
mimarıyla tanışma fırsatı bulduk.
2
Hem sosyal hem psikolojik hem de zihinsel gelişimine katkıda bulunan Temel Liselerde eğitim
görmek isteyen arkadaşlarıma tercihleri noktasında bilgi vermek istedim. Umarım kafanızdaki
Temel Lise kavramına biraz da olsa açıklık getirebilmişimdir.
TÜM’DEN HABERLER
Öğrencilerimizin Okulumuz
Hakkındaki Görüşleri
Okula gelmeden önce sınava hazırlık
sürecimde ve okulda bana yük olacak
vaktimi çalacak derslerden, ödevlerden
kurtulma imkanı bulacağımı düşündüm.
Mevcudun düşük olması ve öğretmenlerimin bana
bolca vakit ayırabilmesinden dolayı, ekstra
takviyelerle sınava daha geniş ve güçlü imkanlarla
hazırlanabileceğim için memnundum.
Okul ortamına gelince, öğretmenlerimizin
yaklaşımları, bizler için gösterdikleri çaba ve
öğrenciyle birlikte, öğrenciye yönelik bir çok opsiyon
sunarak en doğru yolun bulunmasında verdikleri emek
ve rehberlik yapmalarını, her öğrenci için muhteşem
bir şans olarak görüyorum. Sadece sınava hazırlanılan
ortamdan öte öğrenciyi birey olarak ele alan ve daha
komplike yaklaşan bir ortamın oluşu öğrenciye azim
veren bir durum.
Okula geldikten sonra düşündüğüm şeylerin
gerçekleşmesi beni elbette mutlu etti ancak samimi
bir ortamla disiplinli bir ortam arasında ince bir çizgi
olduğunu düşündüğüm için fikrimce daha disiplinli bir
ortam tasvir etmiştim. Yaratılan samimi ortamın bazı
zamanlarda suistimal edilmesi dışında gayet
memnunum.
Hasan Tan Bektaş
İki seneden beri bu dershanede
.
iyi bir eğitim gördüğüm için
Temel Lise’ ye dönüştüğünde
hiç düşünmeden burayı tercih
ettim. Yaptığım tercihten hiç
pişman değilim ve çok
memnunum.
Ege Yılmaz
Zaten temel lise
olmadan önce bu
dershanede eğitim
görmüştüm. Dershanede eğitim
görürken, öğretmenlerin
ilgisinin, kurumda çalışan
herkesin samimiyetini ve
içtenliğini gözlemledim.
Üniversite sınavlarında başarı
ve sosyalleşmek bir arada bu da
okula gelmeden önce
düşündüğüm beklentilerimi
karşıladı diyebilirim. Herkes iç
içe ve gerektiğince samimi. Tam
olarak bir aile ortamı var.
Yeterince sosyal etkinlik var. Her
şey olması gerektiği gibi.Gerek
eğitim, gerek öğretim. Kısacası
hocalarımız ile abla/abi kardeş
gibiyiz tabi ki bu ilişki çok fazla
cıvıtarak olmuyor. Yeri
geldiğinde resmi ve ciddi
olabiliyoruz.
Devrim Kartal
Temel Lise
öğrencilerin daha
verimli, öğretmenlerle
daha iç içe ve daha
üniversite odaklı bir
eğitim alabilecekleri yegane
yerdir. Yıllardır öğrencilere
sunulmamış bu olanaklara sahip
olan ilk nesil olarak Temel Lise
’ye gelmeden büyük bir kuşku
içerisindeydim ancak
Tümevarım Temel Lisesi’nin
samimi ortamında kendimi rahat
hissettiğimi ve derslerin devlet
okullarına göre çok daha verimli
geçtiğini gördüğümde yaptığım
tercihten gayet memnun oldum.
Gaye Çetin
3
TÜM’DEN HABERLER
Nadire İkra EROĞLU
Huzur Evine
Ziyaret
Tümevarım Temel Lisesi
11.sınıf öğrencileri olarak
28.12.2015’te bize eşlik eden
Türkçe öğretmenimiz Aslı Akın
ve İngilizce öğretmenimiz
Deniz Aysu Akyıldız ile beraber
İzzet Baysal Huzur Evine
ziyarette bulunduk.
İçeri girdiğimizde bizi
karşılayan hemşire,
yaşlılarımızın yaşadıkları binayı
bize tanıttı. İçeride yemekhane,
kütüphane, dinlenme odaları,
kuaför ve üst katta yatakhaneler
olduğunu gördük. Bizi
bilgilendiren görevli toplamda
110 yaşlının yaşadığını söyledi.
Ziyarette bulunduğumuz gün
kimi yaşlımız hastanede kimisi
de aileleri ile beraber huzur evi
dışında bulunduğundan
ziyaretimizi ve sohbetimizi çok
fazla kişiyle
gerçekleştiremedik.Ellerimizde
çiçeklerle içeri girdiğimizi
gören Gülizar Teyze bizi şarkı
söyleyerek karşıladı. Hepsinin
elini teker teker öptükten sonra
4
dinlenme odalarına geçerek
onlarla sohbet ettik. Bize
hayatlarından hikayeler
anlattılar ve en çok
etkilendiğimiz hikayeler şunlar
oldu.
Gülizar Teyze (82)
‘’ Rize/ Çamlıhemşinliyim.
Eşimi altı sene önce kaybettim.
Onu çok seviyorum. Yaşadığı
süre boyunca Sarıyer Bebek’te
oturuyorduk ve kendisi taksi
şoförüydü. İlk yıllarda maddi
durumumuz çok iyiyken
sonradan bazı mal varlıklarımızı
kaybettik. Eşim bu kötü
gidişattan çok etkilendi ve bir
gece geçirdiği kalp krizinden
dolayı hayatını kaybetti. Bizim
hiç çocuğumuz olmadı o yüzden
eşim öldükten sonra İzzet
Baysal Huzur Evine yerleştim.
Ailem zamanın muhafazakar
sayılan ailelerindendi. Babama
konservatuar okumak istediğimi
söylediğimde “ Onlar şeytan işi,
önce ilahi okumayı öğren.”
diyerek benim konservatuar
hayalimi suya düşürdü. Belki
eğitim alamadım ama hem
baba evinde hem de eşimle
olan hayatım boyunca evimde
sürekli kendi kendime şarkı
söylemeye devam ettim.
Gençliğimde Beyoğlu’nda bir
eczanede çalışırken bir çok
defa Müzeyyen Senar ve Zeki
Müren’le karşılaştım ve
sesimin güzel olduğunu
onlara göstermek için sürekli
yanlarında şarkı söyledim.
Müzeyyen Senar sesimin
güzel olduğunu ve şarkı
söylemeyi bırakmamam
gerektiğini nasihat etti.”
TÜM’DEN HABERLER
Makbule Teyze (102)
Makbule Teyzemiz Türkiye’nin
ilk kadın mimarı. 1914 yılında
doğmuş. Fatih’in ilk
hanımefendilerinden.Makbule
Teyze hep doktor olmak istemiş
ama kız kardeşinin ısrarıyla
mimarlık okumaya karar vermiş.
Makbule Teyze hayatını bize
şöyle özetledi:“Onlarca erkek
öğrenci arasında tek
başımaydım. Öğretmenlerim hep
rahat edip etmediğimi sorarlardı.
Her zaman çok bakımlı bir
kadındım boyum da kısa
olduğundan her zaman topuklu
ayakkabıyla gezerdim. Hanımlık
kadınlıktı o günlerde.
İstanbul’daki pek çok camiyi
ben restore ettim. Sultantepe’de
bir camiyi kendim çizdim ve
kendim yaptım.
Hayatta hiç rüşvet almadım.
Aldığım tek rüşvet bu caminin
imamından teşekkür
mahiyetinde aldığım bir sepet
erikti. Ben hiç hazır elbise
almadım. Elbiselerimi ve
tayyörlerimi hep kendim
diktim. ”Makbule Teyze’nin
bizi karşıladığı gün giydiği
kıyafetler kendi el emeğiydi.
5
TÜM’DEN HABERLER
Ali Amca
(85)
Ali Amca Rumeli Kavağının
eski çiftçilerinden. Kendi
bahçesinde her türlü organik
meyve ve sebze yetiştiren Ali
Amca geçimini de bundan
sağlıyormuş ve tüm esnafa
kendi ürünlerinden satıyormuş.
Yaşı ilerledikçe ailesine yük
olmamak için İzzet baysal
Huzur Evi’ni tercih etmiş.
Ahmet Amca
Biz huzur evinden ayrılmak
üzereyken Ahmet Amca kesti
yolumuzu. Dedi ki :“Eski
hukukçulardanım ben. Söyleyin
bakalım nerden geliyor bu pi
sayısı? Öyle abartıldığı kadar
karışık değil aslında pi sadece
bir harftir Kiril Alfabesinde.
Şimdiki hocalar bu kadar basit
anlatmıyor, çocukların kafası
karışıyor.” daha sonra da bizlere
birkaç soru yöneltti ve
konuşmasını devam ettirdi.
Mediha Teyze (96)
“Beş yıl öncesine kadar
tüm hayatımı Amerika
Teksas’ta geçirdim. Kızımın
isteğiyle Türkiye’ye dönüş
yaptık fakat Türkiye’de
aradığımız düzeni ve
mutluluğu bulamadık.
Gençlik yıllarımı çok
özlüyorum.”
Devrim Kartal’ın düzenlediği bu gezide bizler kah eğlendik kah hüzünlendik. Onlar ziyaretçileri çok
seviyorlar. Lütfen siz de ziyaretinizi ve sevginizi onlardan esirgemeyin.
6
TÜM’DEN HABERLER
Sokak Hayvanları İçin
Yapılabilecek Altı
Mükemmel Hareket
Aslı AKIN
1
Sokağa Su Kabı Koyun
2
Sokağa Mama Kabı Koyun
Sokak hayvanları da bizler gibi yiyip
içen canlılar. Onlar da günlük olarak suya ihtiyaç
duyuyor. Onların bu durumlarına seyirci
kalmayıp sen de bir şeyler yapmak istiyorsan bir
kap suyu kapının ya da dükkanının önüne
koyabilirsin!
Su kabı koymak yetmiyor. Karınlarını
doyurabilmeleri için sokaklara mama kabı da
koymalıyız.
Tabi koyduğunuz
Mama kabına günlük
olarak mama ya da
yemek artığı koymayı
da unutmamalısınız!
3
4
Bilinçlenin - Bilinçlendirin
Sokak canları konusunda kendinizi
yetersiz görüyorsanız siz de belediye
veterinerlerinden bilgi alarak bilinçlenebilir ve
etrafınızdaki insanları bu konuda
bilinçlendirebilirsiniz! Unutmayın onlar da
canlı ve her canlı gibi onlar da sevgiye ve
anlayışa muhtaç!
5
Otomatik Su ve Mama Kabı Aldırın
Evet aldırın diyorum çünkü bu sizin değil
belediyenin yasalarla yapmak
zorunda olduğu bir hareket.
Her belediye sınırları
içerisindeki sokak
canlarının bakımında
sorumludur. Bu hareketi
bugüne kadar gerçekleştiren
70’ten fazla belediye oldu.
Neden sıradaki sizin
belediyeniz olmasın(?)
Barınaktan Bir Can Sahiplenin
Petshoplar bugün mantar gibi her yerde
türemekte ve sözde hayvan sever milletimiz
oradan kedi köpek alıp evinde beslemekte.
Bunun yerine belediye barınaklarına gidip aşıları
tam olarak yapılmış bir can sahiplenmek sizce de
en güzeli değil mi? - Tabi barınakta bir şivava ya
da golden bulmak zor, eh barınaktan alınan cinsi
karışık köpekle sokakta da gezilmez(!) İşte bizim
hayvan severler böyle mantıklı ve bu mantıkla
da petshopa koşuyor lar…
6
Kulübe Yapın
Sokak hayvanları için kulübe yapmak
yüksek maliyetli ya da çok zaman alan bir şey
değil! Sadece istek gerektiriyor!
7
TÜM’DEN HABERLER
Vizyon Filmleri
Sena Nur CAVSAK
Delibal
Delibal filmi bildiğiniz üzere 25 Aralık’ta vizyona girdi.
Ben, Çağatay Ulusoy fanı olarak ilk gün, ilk seansta gittim.
Aylardır beklediğim bu filmi izlememe sadece dakikalar
kalmıştı. Gerçekten çok heyecanlıydım. Sadece ben
heyecanlı değilmişim. Bu filme giden herkes çok
heyecanlıydı çünkü herkes merakla bu filmi bekliyordu.
Çok iyi reklam yapmışlardı. Fragman, dergilerdeki
tanıtımlar, metroda veya otobüs duraklarındaki reklam
afişi… Filme giden herkes, filmden önce ve sonra bana
mesaj attılar. Film hakkında düşüncelerini belirttiler. Bana
mesaj atmaları gerçekten çok hoşuma gitmişti. Evet, biraz
filmden bahsedelim. İlk görüşte aşk… Barış, Füsun’u ilk
gördüğü andan itibaren ona aşık olur. Onunla tanışmak için
elinden gelen her şeyi yapar ve onunla tanışır, hatta sevgili
bile olur. Aradan belirli bir vakit geçer ve evlenirler. Barış
düğünlerinde kendi bestelediği “Mutlu Sonsuz” şarkısını
söyler. Şarkı gerçekten çok güzel. Kesinlikle
dinlemelisiniz. Zaten söz ve müziği Sezen Aksu’ya ait.
Söyleyen de Çağatay Ulusoy olunca ortaya harika bir şey
çıkıyor. Filmin sonunda herkesin ağladığına eminim.
Filmin sonu kötü bitti maalesef ama iyi bitseydi, klasik
Türk filmi gibi bitti derlerdi. Bu film gerçekten sıradan bir
film değil,aynı anda bir sürü duyguyu yaşayabiliyorsunuz.
Bu yüzden bu filme kesinlikle gidilmeli.
Filmin adı neden ‘Delibal’ ?
Karadeniz’e ait bir bitki aslında. Bu bitki hastalığa çok
iyi geliyor ama fazla da yersen seni ölüme kadar götürüyor.
Buradaki bitkiyi aşka benzetiyoruz. Aşkın fazlası zehir…
8
TÜM’DEN HABERLER
013’te seyirciyle buluşan ve
tam bir Sivas güzellemesi olan
Düğün Dernek’in devam filmi
olan yapımın Düğün Dernek 2
yönetmenliği yine Selçuk
Aydemir’e ait. Herkesin beklediği
Düğün Dernek’in devamı olan
Düğün Dernek:2 Sünnet, 4 Aralık
2015 de vizyona girmiş
bulunmaktadır. Filmin başrollerini
ilk filmde de olduğu gibi Murat
Cemcir ve Ahmet Kural
paylaşırken kadroda kendilerine
2
eşlik eden diğer isimlerse Rasim
Öztekin, İnan Ulaş Torun, Devrim
Yakut, Barış Yıldız ve Şinasi
Yurtsever’dir. İlk filmde oğlunun
düğününü yapan İsmail bu kez
torununun sünnet düğünü için
kolları sıvarken ekip tekrar bir
araya gelir ve işler iyice karışır!
Eski takım bir araya geliyor, başını
olmadık belalara sokuyor, sünnet
düğünü şehir çapında bir hadise
halini alıyor. İşler karışacak, acele
düğüne aşk bile karışacak ve
o sünnet illa ki yapılacak! Geçen
hafta İkra ve Devrim
arkadaşlarımla bu filme gittik. Her
ne kadar gitmek istemesem de
gitmek zorunda kaldım. Komedi
filmlerini çok sevmediğim
için gitmek istemedim. Ama Cem
Yılmaz’ın ‘CM101MMXI
FUNDAMENTALS’ filminden
sonra en çok sevdiğim komedi
filmlerin arasına girdi. Dört dörtlük
bir film değildi tabiî ki de
ama güzeldi…Film de çok kaliteli
espriler, sözler bulunmakta bir o
kadar da (maalesef) çok küfür
içermekte. Biz Türkler maalesef
küfürsüz komedi filmi
yapamıyoruz aslında biz ağlanacak
halimize gülüyoruz.
9
TÜM’DEN HABERLER
İlklerin Adamı:
İbrahim Şinasi
İbrahim Şinasi 5 Ağustos
1826’da İstanbul'da doğdu, 13
Eylül 1871’de aynı kentte
öldü. Topçu yüzbaşısı olan
babası Mehmed Ağa 1829’da
Osmanlı Rus savaşı sırasında
vurularak ölünce, annesi onu
yakınlarının desteği ile
büyüttü.
Şinasi ilk öğretimini Mahalle
Sübyan Mektebi’nde ve
Fevziye Okulunda
tamamladıktan sonra Tophane
Müşiriyeti Mektubi Kalemi’ne
katip adayı olarak girdi.
Burada görevli memurlardan
İbrahim Efendi’den Arapça,
Farsça ve Osmanlıca’nın yazı
kuralarını öğrendi, yine aynı
kalemde görevli eski adı
Chateaneuf olan Reşat
Bey’den Fransızca dersi aldı.
Bu görevindeki çalışkanlığı ve
başarısı nedeniyle önce,
memurluk sonra hulefalık
derecesine yükseltildi. 1849’da
bilgisinin artması için devlet
tarafından Paris’e gönderildi.
Burada matematik, tarih,
doğabilim ve toplumsal
bilimlerle ilgilendi. Edebiyat
ve dil konularında
10
çalışmalarını sürdürdü.
Doğabilimci De Sacy ailesiyle
dostluk kurdu Ernest Renan’la
tanıştı. Lamartine’nin
toplantılarına izledi.Doğubilimci
Pavet de Courteille’e bilimsel
çalışmalarında yardım etti.
Dilbilimci Littré ile tanıştı.
1851’de Société Asiatique’e üye
seçildi. 1854 Paris dönüşünde bir
süre Tophane Kalemi’nde çalıştı.
Daha sonra Meclis-i Maarif
üyeliğine atandı. Encümen-i
Daniş’te (ilimler akademisi)
görev yaptı. Koruyucusu Mustafa
Reşit Paşanın görevinden
ayrılması üzerine, eğitim ve
öğretim kurultayına sakalını
keserek geldiği için üyelikten
çıkarıldı. Raşit Paşa 1857’de
Baran ÇAKIR
Baran ÇAKIR
yeniden sadrazam olunca,
Şinasi de eski görevine döndü.
1860’da Ağah Efendi ile
Tercüman-ı Ahvâl gazetesini
çıkardı…
Eleştirileri ve Sultan
Abdülaziz’e karşı girişilen
eylemin düzenleyicilerinin
yanında yer alması nedeniyle
1863’teki Meclis-i Maarif’teki
görevine son verildi. Gazeteyi
Namık Kemal’e bırakarak
1865’te Fransa’ya gitti. Orada
sözcük çalışmalarına
yöneldi. Société Asiatique
üyeliğinden ayrıldı. 1867’de
İstanbul’a dönünce bir
basımevi açtı, yapıtlarının
basımıyla uğraşmaya başladı.
Kısa bir süre sonra beyin
tümöründen öldü.
TÜM’DEN HABERLER
Dilemek
Evler, arabalar, insanlar
Uğramasaydı keşke hiç
Geçmeseydi kapımdan bile
Bizi ürküten bu karanlık,
Yüzümüzü ıslatan riyakarlık
Bir oyun kadar masum ve neşeli
Kalabilseydi keşke aşk
Yapılan kavgalar oyundan çıksaydı
keşke sadece…
Sonra hemen
Sarıl barış…
Keşke hiç girmeseydiniz
Girmeseydim dünyana/dünyama
Hissetmeseydim hiç
Ne ben ayıplı olurdum.
Ne siz ne de dünya.
O zaman kararmazdı
dünya
Her gün yeniden
ölmezdim
Sessiz çığlıklar atmazdım…
Keşke,
Kendimden bir kez daha
Vazgeçtiğim o akşamda
Çıkmasaydın karşıma,
Görmeseydim seni…
Kapılmasaydı yüreğim sana,
İyileştiğimi hissetmeseydim.
Zincirlerin kırılıp
Parmaklıkların yok olduğunu
Özgür olduğumu hissetmeseydim.
Keşke bir melek gibi,
Sonsuzluğun tatlılığı gibi
Çıkmasaydın karşıma.
Hasan Tan BEKTAŞ
O zaman seni dilemek zorunda
kalmazdım
Bir akşam bile görmediğimde
Boşluklara dalıp kalmazdım.
Sadece adını biliyorum,
Bir de yüzünü ve üstündekileri,
Zaten nasıl unutabilirim ki
Karanlıktaki aydınlığı.
Çocukça kalmadığı için dünya
Hep bir şeyler diliyorum çocukça.
Tükenmiş nefesim,
Kaçıvermiş hevesim.
Ben de diliyorum işte.
Pis gecenin ayazlı
kuytularında
Keşke bir şey olsa da
Bağlasan beni yaşama.
Keşke duysan boğuk
haykırışlarımı,
Karanlıktan kaçışımı,
Arınmak için yakarışımı.
Dokunsan sihirli elinle bana,
Güçlendirsen iyileştirsen beni.
Güneş gibi gülsen bana,
Aydınlatsan dünyamı,
Boğsan karanlığı,
Isıtsan titreyen yüreğimi.
Başını omzuma koysan.
Kanatlansam senin gibi.
Sarılsan bana…
Uçsak ayıpsız beyaz bulutlara
Uğramasak bir daha buraya
Unutsak her şeyi.
11
TÜM’DEN HABERLER
Teknoloji
Haberleri
Türkay Oğuz OCAK
Çi li İ ter et Şirketi, Ülke i İlk Sürücüsüz Aracı ı Üretti
Çin’in en büyük internet şirketlerinden biri,
ülkenin ilk sürücüsüz aracını üretti. Araç, sürücüye
ihtiyaç duymadan yön değiştirme ve araç sollama
kabiliyetlerine sahip. Çin’in en büyük internet
şirketlerinden Baidu’nun, ülkenin ilk sürücüsüz
aracını ürettiği bildirildi. Baidu’nin BMW ile
ortak ürettiği sürücüsüz aracın, sürücüye ihtiyaç
duymadan yön değiştirme, araç sollama, düşük ve
yüksek hızda ilerleyebilme yeteneklerine sahip
olduğu belirtildi.
• Sürücüye İhtiyaç Duymadan Yön Değiştirebiliyor
Baudi’nin BMW ile ortak ürettiği aracın, sürücüye ihtiyaç duymadan yön değiştirme, araç
sollama, düşük ve yüksek hızda ilerleyebilme kabiliyetlerine sahip olduğu belirtildi. Aracın,
Baidu firmasının “autobrain” adlı yazılımıyla donatıldığı, bu sayede nesne tanıma, çevre, yol
şeritleri ve diğer araçları algılama gibi fonksiyonları yerine getirebildiği ifade edildi.
• Aracı Çin’in Google’ı Baudi Üretti
China Daily gazetesinin haberinde, Çin’in Google’ı olarak da adlandırılan Baidu tarafından
geliştirilen ülkenin ilk ve tam otonom aracının, karmaşık yol şartlarında yapılan testlerde başarılı
sonuçlar verdiği kaydedildi.
• Sürücüye İhtiyaç Duymadan Yön Değiştirebiliyor
12
Baudi’nin BMW ile ortak ürettiği aracın, sürücüye ihtiyaç duymadan yön değiştirme, araç
sollama, düşük ve yüksek hızda ilerleyebilme kabiliyetlerine sahip olduğu belirtildi. Aracın, Baidu
firmasının “autobrain” adlı yazılımıyla donatıldığı, bu sayede nesne tanıma, çevre, yol şeritleri ve
diğer araçları algılama gibi fonksiyonları yerine getirebildiği ifade edildi.
TÜM’DEN HABERLER
Beyin Gibi Çlalışa Çip
Çinli bilim adamları, insan beyni gibi çalışan bilgisayar çipi geliştirdi. Şinhua ajansının
haberine göre, Hangcou Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ve Cıciang Üniversitesi
araştırmacılarının bir yıllık çalışmayla geliştirdiği çipe “ Darwin” adı verildi.
Küçük madeni para büyüklüğünde ve siyah renkli Darwin, 4 milyondan
fazla sinaps bağlantı noktası ve 2 bin 48 nöronla donatıldı. Hangcou
Bilim ve Teknoloji Üniversitesinden Dr. Ma Dı, “Darwin, nöronların
sinaps bağlantı noktalarını kullandığı beyindeki sinir ağını taklit ederek
akıllı bilgisayar görevlerini yerine getiriyor” dedi.Darwin’in robotik
çalışmalarda, akıllı donanım sistemlerinde ve beyin-bilgisayar
Ara yüzlerinde kullanılmasının beklendiğini söyleyen Ma, çipin
gelişiminin daha başlangıç safhasında olduğunu vurguladı. Cıciang Üniversitesinden bilim adamı
Şın Jünçıng da yeni çiple çalışan bilgisayarların daha az elektrik harcadığını kaydetti. Darwin’in
bilinen diğer bilgisayar çiplerinin çözemediği zor işlemleri yapabildiğini aktaran Şın, çipin farklı
insanlar tarafından yazılan rakamları tanımlamak, farklı görüntüleri ayırt edebilmek ve
kullanıcının beyin dalgalarına göre ekrandaki nesneleri hareket ettirmek gibi karmaşık bilgileri
işleyebildiğine dikkati çekti. Çin’de beyinden esinlenilerek yapılan bilgisayar çalışmalarında
dönüm noktası olarak nitelenen araştırma, “Science China” dergisinde yayımlandı.
Dü ya ı E Küçük Ka era Do a ı lı Dronu
Çok küçük ve FAA’ya kayıt zorunluluğu olmayan
dünyanın en küçük kamera donanımlı insansız hava aracı.
Sadece 1.5 inç kare ve ağırlığı ise 249 gr. The Axis Vidius
sadece avuç içi kadar bir drone onu diğerlerinden farklı kılan
ise 420p canlı video kaydı yapabilen kamerası. Federal
Havacılık ile uğraşmak istemeyenler için ideal gibi. 20 dk.
USB Şarjı ile 7 dk. uçuşlar mümkün ve WiFi üzerinden canlı
video yayınını aktarabilirsiniz.Vidius 2.4 Ghz bir uzaktan
kumanda ile birlikte geliyor. Ancak kullanıcıların akıllı
telefonları ve tabletleri de uçuşu kontrol etmek için
kullanılabilir. 7 Ocak tarihine kadar 75$’dan satışa sunuluyor.
Daha sonra 95$ olacak. 29 Ocak’ta siparişler sahiplerine
gönderilmeye başlanacak. Bu küçücük Axis Vidius Drone
eğlenmek için iyi bir yol olabilir.
Gerçek Uça Kaykay Üretildi
Hoverboard teknolojisi tekerleklerden sonunda
kurtuldu. Oldukça uzun bir zamandır bilim kurgu
senaryolarına konu olan uçan kaykaylar sonunda gerçek
oluyor. ARCA Uzay şirketi elektrik ile çalışan ve
gerçekten uçan kaykay üretmeyi başardı. Arca Board
isimli uçan kaykay 272 beygir ve 203.000 watt gücü ile
en güçlü insan taşıyan araç olma özelliğine de sahip. Ürün
hala prototip aşamasında . Arca Board 19.900 dolarlık
fiyatı ile nisan ayında siparişleri kabul etmeye
başlayacak.
13
TÜM’DEN HABERLER
¾ Beğenilmek isteyen bir yazar: Cahit Sıtkı Tarancı
Bazı insanlar sürekli bir beğenilme, onaylanma telaşı içindedir.
Beğenilmediğini düşünüp hep bir eksiklik duygusuyla yaşar. İşte Cahit
Sıtkı Tarancı da -tıpkı Ahmet Haşim ve Reşat Nuri gibi- çirkin
olduğunu düşünerek içine kapanmış yazarlarımızdandı. Şiirlerinin
yalnızlık, karamsarlık ve ölüm kokması bundandı oysa çirkin bir adam
değildi Tarancı. Her daim bakımlı ve şıktı. “Yaş otuz beş yolun
yarısı eder, Dante gibi ortasındayız ömrün” diye yazan biri ne kadar
çirkin olabilir ya da çirkin olsa ne yazar!
¾ Örgü ören, reçel yapan bir romancı ,İflah olmaz bir kedi sever:
Hüseyin Rahmi Gürpınar
80 yaşında son nefesini verirken “Kedilerimi iyi doyurunuz” dedi, son sözü bu
oldu. Kedilerinin adları: Sarı, Hüsnü, Nazlı... Hiç evlenmedi. Yüz tane eldiveni
vardı. Sokakta eldivensiz görülmedi. 'Aşırı şıklık' merakından değildi eldiven
düşkünlüğü... Mikrop korkusundandı. Sokakta hiçbir yeri katiyen çıplak elle
tutmazdı. Çıplak elle dolaşanlara çok şaşırır, bu durum için “Manasız bir cesaret”
yorumunu yapardı. Örgü örmesini bilirdi. Hem de şişle örmez, çok daha eski
usulde, tığla. Nakış modelinden şekiller çıkarır ve bütün örgülerden anlardı. Hangisi
saç örgüdür, hangisi haraşo örgüdür, hepsini bilirdi.50 yaşından sonra Türkiye’nin
en hararetli bisiklet tiryakilerinden biri oldu. Kadıköy’den Bostancı’ya kadar
bisikletle giderdi.
¾ Hayvanseverleri kızdıracak yazar: Anton Çehov
Dickens hayvanlara düşkündü ama Anton Çehov için aynı şeyi
söyleyemeyeceğiz. Ünlü Rus yazarın “Slovoç” adını verdiği bir
kuyruksüreni -böyle bir hayvan olduğunu biz de bilmiyorduk, açtık
Google’ı öğrendik- vardı. Çehov bir mektubunda, “sıçan ve
timsah, kaplan ve maymun karışımı” olarak tarif ettiği
Slovoç’unu yaklaşık bir yıl neredeyse hiç yanından ayırmadı. Ancak
sonra onu seyahate çıkacağı gerekçesiyle, daha önce kötü koşulları
nedeniyle “hayvan mezarlığı” diyerek şiddetle eleştirdiği Moskova
Hayvanat Bahçesi’ne bağışladı. Normal ömrü ortalama 20 yıl olan
kuyruksüren, burada ancak iki yıl yaşayabildi. Ne diyelim, ayıp
etmişsin be Çehov Abi!
¾ Pablo Picasso
Kübizm akımının temelini atan ve başlatan İspanyol ressam Pablo Picasso,
ünlü olmadığı ve maddi sıkıntı içinde olduğu gençlik yıllarında yaptığı resimleri
yakarak ısınırdı.
14
TÜM’DEN HABERLER
¾ AZİZ NESİN
Bir asker olduğunu biliyor muydunuz? Ordudan Komutan
rütbeli olduğu zamanda atılmıştır. Ayrıca yazarımız bir
süre bakkallık yapmıştır. Mezarını adını taşıyan okulun
bahçesinde belirsiz bir yere kazılmasını vasiyet etmiş öyle
de yapılmıştır.
¾ Az kalsın Titanic’te Batacaktı : Besim Ömer Paşa
O bir doktor... Türkiye’de modern tıbbın kurulmasında emeği büyük...Evlenmemeyi
çocukluğundan beri takıntı yapmış biri... Ama hiç evlenmedi. Rivayete göre onun
pek çok hastasını göre göre insandan iğrendiği için evlenmediği söylenir. Amerika
Boston’da düzenlenen uluslararası bir tıp kongresine katılmak üzere yola çıktı.
Marsilya Paris Cherboug New York yoluyla Yeni Dünya’ya gidiyordu. Vapurla
Marsilya yoluyla Paris’e ulaştı. Paris’te konakladı. Ertesi gün Cherboug’a gidecek.
Ancak uyanamadığı için treni kaçırdı. Sinirlendi, üzüldü. Çünkü Amerika vapuruna
yetişememişti. Ertesi gün gazetelerin yıldırım baskılarından biri dikkatini çekti.
Manşette şu haber vardı: “Titanik vapuru battı”. Besim Ömer Paşa’nın bilet aldığı
ve kendine kamara ayırttığı vapur! Besim Ömer, devrinde en çok çocuk doğurtan
hekimdi. Hatta bir kere 48 saat içinde dokuz doğum vakasında bulunmuş. Bundan
söz ederken, “Dokuz doğurmadım ama dokuz doğurttum” diye şaka yapardı. Onun
doğurttukları arasında aynı aileden üç nesle rastlamak mümkündür.Her şeyde olduğu
gibi haberleşmede de son derece Avrupai idi. Mesela mektuplara daima mektupla,
kartlara kartla, telgraflara telgrafla cevap verirdi.
¾ İyi ama Zor Yazan Bir Yazar: Recaizade Ekrem
Devir kamışla yazı yazılan devir.Ekrem Bey,kağıdı dizlerine dayar, kamış kalemle
yazardı. Gayet zor bir şekilde yazardı. En ufak bir mektup için bile müsveddeler
yapardı. Yazar, çizer, düzeltir; bir başka cümle kurar, kelimeyi beğenmez,
değiştirir, saatlerce 'işitilmemiş bir kelime' arardı.İnce idi, pek zarifti, şairdi ve genç
yaşta çok meşhur olmuştu. Tanzimat döneminde Çamlıca, bir gençlik rüyası kadar
güzel ve şiirliydi. O da Çamlıca’nın müdavimi... 'Araba Sevdası' adlı kitabını
Çamlıca’da kiraladığı köşkte yazdı. Romanın bütün kahramanları, Çamlıca’da
yaşayanlardı.
¾ Tolstoy’a özenip kıyafet tasarladı: Tevfik Fikret
Şikâyet etmeyi severdi. Her şeyden şikâyet ederdi. Büyük
bir şairdi. Fakat nesir yazamazdı. Sakın “Dans etmeyi bilen
yürümesini bilmez mi?” demeyin. Acı gerçek buydu: Tevfik
Fikret nesir yazamazdı. Buzlu kompostoya bayılırdı. Bilhassa
taze kayısı ve şeftaliden yapılana... Fikret, evinde şeklini
kendi tasarladığı dik yakalı, omuzdan düğmeli, yakası
işlemesiz gömlekler giyerdi. Bu gömleklerin ilhamını
Tolstoy’dan almıştı.Bir kadın çarşafı icat etti. Pek küçük bir
pelerin, arkadan uzun bir iğneyle tutturuluyor. Bu iğne
çıkınca çarşaf, bir an içinde gayet şık bir kostüm tayyör
oluyor. İlk defa Tevfik Fikret’in eşi Nazime Hanım’ın giydiği
bu çarşaf modeli, o dönem İstanbul’un kibar muhitlerinde
derhal moda oldu ve alıp yürüdü. Eskiden bizde bir şair
laubaliliği, derbederliği vardı. Şairler kıyafetlerine özen
göstermezlerdi. Tevfik Fikret, şık giyimiyle 'perişan şair
kıyafetini maziye karıştıranların başında gelir.
15
TÜM’DEN HABERLER
Sena Nur CAVSAK
10 Kasım
Atatürk’ün ölümünün 77.
yılında tüm Türkiye’de olduğu
gibi lisemizin bulunduğu Sarıyer
ilçesinde de saat 09.05’te hayat
durdu. 10 Kasım günü milletçe
tutulan yasa rağmen Atatürk’ün
fikirlerini ve düşüncelerini daha
iyi anlamak adına Sarıyer/ Atatürk
Meydanı’nda kısa bir merasim
düzenlendi. Törende Gazi Mustafa
Kemal adına sirenler eşliğinde iki
dakikalık saygı duruşu ve hemen
ardından İstiklal Marşı okundu.
Sarıyer İlçe Belediye Başkanlığı,
Gaziler Odası ve bazı siyasi parti
çelenkleri Atatürk Büst’üne
bırakıldı. Lisemizin ilk yılında
bizler de öğrencilerimiz ve
öğretmenlerimizle orada
16
bulunduk.Sarıyer/ Atatürk
Medanı’nda yapılan törenden
sonra okul müdürümüz Aydın
Tolga Tavukcu, Sarıyer Halk
Eğitim Merkezi’nde düzenlenen
merasime katıldı.
Arkeoloji Müzesi Gezisi
Geçmiş dönemlere ait
kalıntıların bulunduğu ve tarihin
anlaşılmasını kolaylaştıran
arkeolojik eserlerin bir kısmı
İstanbul Topkapı Sarayı’ndaki
arkeoloji müzesinde
sergilenmektedir.
9. sınıflarımız hem eğelenmek
için hem de ödevlerine yardımcı
olması için müzeye gittiler.
29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı
TBMM’nin 29 Ekim 1923’te
Cumhuriyet rejimini ilan
etmesi anısına her yıl 29 Ekim
günü Türkiye’de ve KKTC’de
kutlanan bir bayramdır.”
Cumhuriyetimizin 92. yılında
Tümevarım Temel Lisesi’nde
9. sınıf öğrencilerimizin
yardımıyla Atatürk Köşesi
hazırlandı. Köşemiz hem
İngilizce hem Türkçe
sunumlardan oluştu.
Hazırlanan sunumlarda
Atatürk’ün kişisel özellikleri,
inkılapları, yapılan devrimler;
hem Cumhuriyet hem de
eğitim - öğretime verdiği
değerleri ve önemi vurgulayan
sözleri yer aldı. Hazırlanan
pano haricinde okulumuz Türk
Bayraklarıyla ve Atatürk
resimleriyle süslendi.
TÜM’DEN HABERLER
Üniversite Fuarı
İstanbul da her sene Aralık
ayının son haftasında
Harbiye/Lütfü Kırdar Kongre
Merkezinde düzenlenen
üniversite tanıtım fuarına
Tümevarım Temel Lisesi 11 ve
12.sınıf öğrencileri olarak
katılım gösterdik. Bu fuar lise
öğrencilerinin tercih edeceği
üniversiteyi yakından tanıma
ve diğer üniversiteler hakkında
bilgi edinmek için yapılan bir
etkinliktir. Her ne kadar devlet
üniversitesini tercih etsek de
özel üniversiteler de artık
tercihlerimizin arasında.
Mesela İstanbul Ticaret
Üniversitesi, İstanbul Aydın
Üniversitesi, Haliç
Üniversitesi, Beykent
Üniversitesi,İstanbul Ticaret
Üniversitesi’ndeki Prof. Dr.
Özgür Çengel okulumuza ayrı
bir sunum yaptı. Yaptığı
konuşma beni çok etkiledi.
Özgür Bey başarılı olmak için
çok çalışmanın önemini
vurgularken üniversite seçimi
konusunda dikkatli olmamız ve
fark yaratmamız gerektiğini
dile getirdi. Konuşmasına bir
örnek vererek başladı. Sabancı,
Koç, Doğuş… Hiçbiri mastırı
tamamlamış veya yurtdışında
eğitim görmüş insanlar değil.
Onlardan bazıları iş hayatına
atılmadan önce belki de
üniversite eğitimlerini bile
tamamlayamamışlardı ama
şimdi Türkiye'nin hatırı sayılır
iş adamlarından. Elindeki her
fırsatı değerlendiren, hayata
farklı bir bakış açısıyla bakan,
hiçbir zaman pes etmeyen
, gecesini gündüzüne katan
kişiler. İşte bu yüzden çok
başarılılar. Mümin
Sekman’ın da dediği gibi
‘”Baş+arı: “Baş” olmak için
“arı” gibi çalışmak gerekir.”
17
TÜM’DEN HABERLER
Öğretmenler Günü
Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürk’ün dediği gibi
“Dünyanın her tarafında
öğretmenler insan
topluluğunun en özverili ve
saygıdeğer unsurlarıdır”. Çok
şanslıyız çünkü Türkiye’deki
en iyi öğretmenler bizim
okulumuzda toplanmışlar.
Komik, ciddi, sevecen,
yardımsever… Hepsi
birbirini tamamlıyor.
Okulumuzdaki öğrenciler,
öğretmenler gününde
öğretmenlere hitap edecek
eğlenceli karton hazırladılar
ve evde yaptıkları yemekleri
okula getirdiler. Öğretmenler
gününde, kurumumuzu
temsilen Türk Dili ve
Edebiyatı öğretmenimiz Aslı
Akın ve okul müdürümüz
A.Tolga Tavukcu törene
katıldılar. Önce Sarıyer
Meydanında Atatürk Anıtı
önünde düzenlenen çelenk
sunma töreni daha sonra
saygı duruşu ve hemen
18
ardından İstiklal Marşı okundu.
Sonra salon törenine geçildi.
Sarıyer Belediyesi Yaşar
Kemal Kültür Merkezi’nde
Demirciköy Ali Akkanat
Anadolu Lisesinin sunduğu
program Saygı duruşu ve
İstiklal Marşı’yla başlayan
tören çeşitli etkinliklerle
devam etti. Törene açılış
konuşması ile başlandı sonra
en genç ve en yaşlı
öğretmenler konuşmalarını
yaptılar .Emekli öğretmenlere
şeref belgesi verildi. Daha
sonra
resim, şiir ve kompozisyon
alanlarında dereceye giren
öğrencilere ödüller verildi.
Ödül verildikten sonra
Sarıyer Halk Eğitim Merkezi
korosu Şef Mustafa Şahin
yönetiminde katılımcılara
unutulmayacak bir müzik
ziyafeti yaşattı. Programın
sonunda da Aday
öğretmenlik süreleri dolan
aday öğretmenler,
düzenlenen programda
yemin ettiler. Yemin
töreninin ardından program
son buldu.
TÜM’DEN HABERLER
As opposed to common belief, learning a new language is neither difficult nor
complicated. Both learners and teachers have to take some responsibilities during
language training. Learners should be curious and willing because learning a
Deniz Aysu AKYILDIZ
new language wants interest and regular practice. Furthermore, a teacher has to
supply all materials for his/her learners. Moreover, a teacher has to be energetic and equipped
because he/she must cover all demands. I mean that, if a foreign language teacher be aware of all
teaching methods and materials, he/she can create an appropriate atmosphere which is suitable to
learn a language.
In our high school, both my students and I make an effort to enhance our English level. While our
9th grade students focusing on grammar and gaining new words, 11th grade students start to apply,
what they learn, in real life. Although they still revise some grammatical subjects, they also try to
make presentations, film reviews, writing poems and essays about different topics, and even they
translate.
In this school magazine, they want to prove that whether they can learn English or not They made
interviews with their teachers and they tried to introduce a field of profession by interviewing with a
pilot, they introduced some street performers and their instruments, they toured around the Istanbul
and they chose Ortaköy to present our readers. They began to recognize foreign poets and novelists
and they learnt to get enjoy from their works. In addition, they watched movies and dramas in
English. All these activities helped them in their development process.
I hope you will read our magazine with huge pleasure because we got enjoy while preparing it.
Thanks a lot already now.
19
TÜM’DEN HABERLER
How Can We
Learn English ?
Nadire İkra EROĞLU
People, who wants to learn foreign language, believes that learning new language is difficult. There are
some tips that makes learning easier than people think. If you try to follow these tips, you can achieve to
learn any foreign language whatever you want. Of course, you have to make an effort to learn new
languages. If you believe yourself , YOU CAN!
LISTEN TO ENGLISH EVERY DAY
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Listen to English radio.
Watch English TV.
Watch English movies.
Use online lessons.
READ ENGLISH STORIES
ƒ Start with children’s storybooks.
ƒ Try ESL readers.
ƒ Read advertisements, signs and
labels.
MAKE AN ENGLISH/ESL FRIEND
ƒ Make up conversations.
ƒ Practise dialogues.
ƒ Use beginner textbooks.
VISIT AN ENGLISH SPOKEN COUNTRY
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Learn English more quickly.
Stay with an English family.
Hear native speakers talk.
Have a fun experience.
WRITE DOWN NEW WORDS
ƒ Start a vocabulary (new word)
notebook.
ƒ Write words in alphabetical order
(A...B...C...).
ƒ Make example sentences.
ƒ Always use an English-English
dictionary first.
20
KEEP AN ENGLISH DIARY
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
ƒ
Start with one sentence.
How do you feel?
How is the weather?
What did you do today?
Write another sentence tomorrow.
TÜM’DEN HABERLER
How Do We Learn English in Our School ?
When Arda Nurioğlu makes a
presentation about Star Trek.
While we were watching
English movies.
Conversation club helps
foreign language learners
about speaking fluently,
forming a sentences,
defending a subject,
understanding the subject in
different ways. On the other
hand, a person gains self
confidence, a person learns
thinking more efficiently.
Our discussion topic was “Which one is important; spending money or saving
money.” We all shared our ideas and we tried to persuade opposing team.
21
TÜM’DEN HABERLER
Interview With Capt. Barbaros H. EMSEN
Sena Can you give some information
about yourself ?
Barbaros Sure, I was born in Erzurum in 1987
and I have graduated from Erzurum Lisesi in
2004. My department was physics.
Sena After your graduation, what did you
do for your career ?
Barbaros.
Flying was one of the
magnificent idea for me and I wanted to improve
myself about this proficiency but I hat to graduate
from any university to reach my dreams. After
that I started to Anadolu University in 2004 and I
finished it in 2008 then I have joined AYJET in
2009 to get an airline pilot licance to work in an
airline company.
Sena Do you mean that you are a pilot,
aren’t you ?
Barbaros. I think so Sena Can you share your flight
experiences which you are gained in your flight
academy ?
Barbaros. First of all,we learnt flying with single
engine aircraft which one has unique propeller is
placed in front of it and let you think you are
alone in a powerfull training aircraft you can feel
the real freedom in that machine that is you can
set your heading where you want. IT IS A
MAGIC Sena How did you feel yourself when you
took your first flight ?
Barbaros. It is a big memory for myself which I
can’t forget it during my life. Until that moment, I
was looking those pretty clouds from the ground
and I had a chance to touch them an I had a luck
to move myself, east to west and north to south. I
felt like that.
22
Sena
In which airline company do you
work?
Barbaros. It’s a cargo company which has a lot of
hubs around the Europe and Middle East.
Sena How long did your the longest flight
take and where was it ?
Barbaros. Actually, we had three long haul flights
to middle east which takes at around 4 to 5 hours.
There are Doha (Qatar), Abu Dhabi (UAE) and
Manama (Bahrain)
Sena Have ever felt and fear ?
Barbaros.
When I was a student pilot in
flight school, I had a flight to Edremit which I had to
cross Marmara Sea from north to south and suddenly
sky was covered with storm clouds. Aircraft was
shaking itself and hard to control it. Especially this
problem was occured on my flight route I had to
make a decision. I’d be faced with a fuel problem
then I calculated my remained fuel for cruising and I
followed a different route to escape storm.
TÜM’DEN HABERLER
Interview With Capt. Barbaros H. EMSEN
Sena What type aircraft of yours ?
Barbaros It’s an Airbus which is the bigest
aircraft to carry something. That model is called
as A300-600R and it’s really heavy and huge it’s
lenght is 54 meters and it’s wing span is 45
meters. it’s take off weight is 170 tones. Actually,
I have a special name for my aircraft, I mean it’s
kind of a nickname «Loudy and Angry» Because,
it’s too noisy when you use thrust for take-off and
I like to hear it.
Sena Do you have any sugestions for our
students ? Because we know that they are
really get in trouble with their career plans
Sena
Do you think that you learnt and useful
lessons in your high school ?
Barbaros Yes, physics and maths siginifcant points
in aviation, such as and aircraft can land if it follows
a triangle or we calculate our routes with a range of
circle. Furthermore, there are four forces placed
around aircraft to fly, These are F (Force), D (Drag),
L (Lift) and W (Weight). I learnt them in high
school.
Barbaros In this era, having a career is the most
important problem for a teenagers and I think that an
university diploma is not enough to find a good job.
However, I suggest that you can improve your skills
after university, that is, you have to know a foregein
language if you want to catch the job opportunities in
the internetional areas.
23
TÜM’DEN HABERLER
Interview with Ali Ay
Sena How was your lessons when you were
in High School?
Ali Ay My math and physics lessons were
better than the others such as Turkish
but my Geography was good.
Sena What did you want to be when you
were young?
Ali Ay I wanted to be a scientist about biology
who have proved himself in his
department.
Sena Which university and which faculty
did you attend?
Ali Ay Istanbul University /Science Faculty,
Biology Department
Sena What kind of activities have you
experienced after graduation?
Ali Ay I took master degree for 1.5 years. After
that I started to give lessons with my
teacher friend “Yusuf Karaaslan”. After
a year we founded “Tümevarım
Dershanesi” This private institution
lasted 2015. In 2015 this instruction
change its name and education habit as a
Tümevarım High School.
Sena How did you meet “Yusuf
Karaaslan”?
Ali Ay I met him in İstanbul University,
especially in the term of master degree.
Sena You are also interested in other
branches, how do you achieve that?
Ali Ay I am only bad at English. Both my
knowledge which comes from high
school and my afford to learn new things
made me successful.
Sena Are you married?
Ali Ay Yes, I have married for six years.
Sena Have you got any child?
Ali Ay Yes, I have two daughters, their names
are Berfin and Beril.
24
Sena
Have you
ever cheated
when you were
in high school?
Ali Ay Yes, I have cheated a few times but
unfortunately my teachers saw me they
were physics, English and religion
lessons.
Sena Where do you live?
Ali Ay Bahçelievler.
Sena Is it a problem to arrive Sarıyer?
Ali Ay Of course it is. Because Sarıyer is far
away from Bahçelievler. Traffic jam is a
big problem in Istanbul, I use all kinds of
public transportations, but I learnt that
how can I get an enjoy from this
problem.
Sena How did you achieve to get enjoy from
this traffic jam?
Ali Ay Struggles of people to get on metrobüs
and their discussion make me please.
Sena How is your classes’ atmosphere?
Ali Ay It is sometimes boring and sometimes
enjoyable.
Sena What was your favorite class in high
school?
Ali Ay Maths.
Sena Have you ever played an instrument?
Ali Ay I tried but I couldn’t. I tried to play
guitar but it didn’t last too long.
Sena Is there anything that you wanted to
do but you couldn’t?
Ali Ay I wanted to tour around the world but it
was just a dream which never comes
true.
Sena Why did you choose biology?
Ali Ay I wonder about living beings.
Especially my teacher supported me.
TÜM’DEN HABERLER
Interview with Street Performers
We went to University Fair with 11th and 12th classes with our school.
Devrim KARTAL
There were some university students who play musical instrument and
sing songs. I wanted to make an interview with them and they approved that. I asked
something about music and music’s effects on their education. They answered for me. I did
interview with Istanbul Aydın University’s Music Clop Employed. I got informations about
university and music. Here is my questions and their answers:
Question 1:
music?
1.
2.
3.
4.
5.
How did you decide to make
I was teenager and I felt moddy myself.
Day by day I fell that the music can
change my life style. I understood that I
can be a musician.
I don’t know but it comes from completely
boredom.
My cousin was playing the guitar so she
started to teach me.
I was interested in sport when my father
was interested in music then I hurt my
arm so I couldn’t spend time with sport
and I started to take music courses from
my father.
I didn’t remember how I started.
Question 2: If you have a chance to play
another instrument which one would you
prefer?
1.
I am playing bağlama, saxophone, zither
and drums but I want to play tambour.
2.
Definitely cello.
3.
Clarinet.
4.
Drum.
5.
Piano.
Question 4: How old were you when you
started to music?
1.
14
2.
15
3.
13
4.
10
5.
11
Question 5: How did you learn playing
your instruments.
1.
I learned by myself but then I took a
course.
2.
In course.
3.
I didn’t take any course.
4.
I take only 6 month course.
5.
I learned by myself.
I want to introduce you an instrument which I
didn’t know until I met this group. I’s called
Cajon.“Cajon is used in flamencos music.
Cajon is one of the precision instrument. Cajon
is a percussion instrument and the artist sits on
it, uses his/her hands and foods to make to
music. There are cords inside the box.”
Question 3: Do you earn money from
music?
No, we don’t because making music is too
expensive but we play generally in summer
also in Ramadan.
25
TÜM’DEN HABERLER
THE WORLD IS TOO MUCH WITH US
The world is too much with us; late and soon,
Getting and spending, we lay waste our powers;
Little we see in Nature that is ours;
We have given our hearts away, a sordid boon!
This Sea that bares her bosom to the moon,
The winds that will be howling at all hours,
And are up-gathered now like sleeping flowers,
For this, for everything, we are out of tune;
It moves us not. --Great God! I'd rather be
A Pagan suckled in a creed outworn;
So might I, standing on this pleasant lea,
Have glimpses that would make me less forlorn;
Have sight of Proteus rising from the sea;
Or hear old Triton blow his wreathèd horn.
Devrim KARTAL
William Wordsworth
DÜNYA ÇOK YORUYOR BİZİ
Dünya çok yoruyor bizi; er ya da geç,
Kazanarak ve harcayarak, tüketiriz güçlerimizi:
Ne kaldı ki doğada bize ait olan;
Kaybettik yüreklerimizi, yok yere!
Çıplak bağrını aya açan bu deniz;
Tüm saatlerde uğulduyor olacak rüzgârlar,
Ve şimdi yukarda bir araya gelmiş uyuyan çiçekler gibi;
Bunun için, her şey için, ahengimiz bozuldu bizim;
O bize hamle yapmaz.—Yüce Tanrı! Tercih ederdim
Modası geçmiş bir inançla beslenen bir pagan olmayı
Böylece durabilirdim bu hoş çayırın üzerinde
Beni sahipsiz kılacak olan anlık bakışlarla;
Görerek Proteus’u yükselirken denizden;
Ya da duyarak üfleyişini kıvrımlı borusundan yaşlı
Triton’un.
26
William Wordsworth
TÜM’DEN HABERLER
ANNABEL LEE
ANNABEL LEE
It was many and many a year ago,
In a kingdom by the sea,
That a maiden there lived whom you may know
By the name of Annabel Lee;
and this maiden she lived with no other thought
Than to love and be loved by me.
Uzun, çok uzun seneler önceydi,
Deniz kıyısında ki bir krallıkta
Didem Büşra KARA
Bir kız yaşardı, bilirsiniz belki
İsmi Annabel Lee;;
Ve hiçbir düşüncesi yoktu yaşarken
Sevmek ve benim tarafımdan sevilmekten başka.
I was a child and she was a child,
In this kingdom by the sea;
But we loved with a love that was more than loveI and my Annabel Lee;
With a love that the winged seraphs of heaven
Coveted her and me.
O çocuk ve ben de çocuktum
Bu deniz kıyısında ki krallıkta;
Ama aşkın ötesinde bir sevdayla sevdik biz
Ben ve benim Annabel Lee;;
Cennetin perileri bile imrenirdi
Bizim aşkımıza.
And this was the reason that, long ago,
In this kingdom by the sea,
A wind blew out of a cloud, chilling
My beautiful Annabel Lee;
So that her highborn kinsman came
And bore her away from me,
To shut her up in a sepulchre
In this kingdom by the sea.
Ve işte bu yüzden, uzun yıllar önce,
Bu deniz kıyısında ki krallıkta,
Bir rüzgâr esti bulutların arasından, üşüterek
Benim güzel Annabel Lee;’mi.
Bu yüzden geldi onun soylu akrabaları
Ve alıp götürdüler onu benden çok uzaktaki
Bir mezara kapatmaya
Bu deniz kıyısında ki krallıkta.
The angels, not half so happy in heaven,
Went envying her and meYes!- that was the reason (as all men know,
In this kingdom by the sea)
That the wind came out of the cloud by night,
Chilling and killing my Annabel Lee.
Cennette ki melekler bile bizim kadar mutlu
olamadıklarından
Gittiler kıskanarak onu ve beniEvet!- işte buydu sebep (herkesin bildiği gibi,
bu deniz kıyısında ki krallıkta)
Bulutların arasından gece gelen bu rüzgâr
Üşüterek ve öldürerek benim Annabel Lee’mi.
But our love it was stronger by far than the love
Of those who were older than weOf many far wiser than weAnd neither the angels in heaven above,
Nor the demons down under the sea,
Can ever dissever my soul from the soul
Of the beautiful Annabel Lee.
For the moon never beams without bringing
me dreams
Of the beautiful Annabel Lee;
And the stars never rise but I feel the bright eyes
Of the beautiful Annabel Lee;
And so, all the night-tide, I lie down by the side
Of my darling- my darling- my life and my bride,
In the sepulchre there by the sea,
In her tomb by the sounding sea.
Edgar Allan Poe
Ama bizim sevdamız çok güçlü ve çok öteydi aşklarından
Bizden daha tecrübeli
Ve daha bilge olanlardan
Ne gökteki cennetin melekleri
Ne de şeytanları altında ki denizin
Ayıramaz asla ruhumu ruhundan
Benim güzel Annabel Lee;’min.
Çünkü ay asla parlamaz, getirmedikçe hayallerini
Güzel Annabel Lee;’nin.
Ve yıldızlar asla yükselmez, ama ben hissederim parıldayan göz
Güzel Annabel Lee;’nin;
Ve bu yüzden, uzanırım yanına tüm gece boyunca
Sevgilimin- sevgilim- hayatım ve gelinim,
Deniz kenarında ki bu mezarda
Azgın denizin kıyısında ki mezarında.
TÜM’DEN HABERLER
Nostalgia;
Fatih AVCI
When the movie end, it is
possible to think about the
theme. Actually the theme is so
simple because the plot based
upon difficulties in real life.
‘’ The Pursuit of Happyness’’
tries to teach how wrong to give
up when get into the difficulties.
A person, who thinks give up,
should watch it, because I am
sure that you will be thank god
for your life and your
opportunities.
The movie approximately takes
two hours but you will never
understand when the movie
starts and ends.
28
Chris Gardner; he is a good
husband and father but
unfortunately he is exposed to
a troubles. First, he is left by
his wife, and he tries to adapt
to a new life with his son.
After that, he sells some
electronical machines to tahe
hospitals but he never spend
his earned money. His bank
accounts are seized because of
his parking debts.
He is kicked out his house
because of his renting debt.
He stays at public toilets or
asylums.
He is ashamed of his son and
he thinks that he must
provide a better life to his
son. Moreover, he never
loses his confidence about
everything will be okay one
day.
TÜM’DEN HABERLER
In the movie, always in a hurry.
Although this rush scenes a bit eyestraining, there is a hidden message
in these scenes ‘’ If you live life in
the fast lane, you can overcome all
miserablenesses.
There are not lots of celebrities in
this movie even the movie is lowpriced. However, Will Smith (Chris
Gardner) acts a part with his real son
Jaden Smith (Christopher Gardner).
When audience realize that, they stop
thinking about any other celebrities
and price of movie.
This family environment contributes to
movie in a good way. The relationship
between father and son so sincere and
openhearted.
However, some critics insist that it is
not true to act a part in a movie with
first degree relatives, Will and Jaden
Smith destroy this perception.
I wish you watch this movie in the
soonest time.
29
TÜM’DEN HABERLER
The Color Purple
Deniz Aysu AKYILDIZ
Alice Walker, who is the
creator of ‘The Color Purple’,
is an African-American author
and poet. She put signature to
many work that mostly about
gender and race. She comes
from the world as eighth
children of her poor family and
he loses her right eye, so she
becomes blind. Even though all
these difficulties, she never
gives up and she joins too
many activities such as Civil
Rights Movements with Martin
Luther King Jr. Because of she
is a feminist, she always
defends women, and she
endeavors to equality of both
women and men. Her one of
the works is titled ‘The Color
Purple’ that is about low
position of female black
women in American society.
Considering Walker’s feminist
side, she concludes this novel
with the triumph of women.
The Color Purple includes
seven main characters who are
Celie, Nettie, Mr.__, Harpo,
Alphonso, Shug, and Sofia.
Celie, is the both protagonist
and narrator in the novel. She
is uneducated, ugly, black, and
30
fourteen years old in the
beginning of the novel. During
thirty years, she serves a man
and she is exposed to be
abused by men. At the end of
the novel, her life changes
thanks to a woman, Shug.
Celie has a sister, Nettie,
Nettie is prettier than Celie,
and she is the one who has an
opportunity of education.
Their father is Alphonso, and
he forces Celie to pregnancy
two times before sells Celie to
Mr._. Mr._ is a grass widower
with three children, and sees
Celie as an object, not like
human. He cheats Celie and
brings home a woman Shug,
but Shug leaves from him and
helps Celie about shape her
femininity. Mr._’s son, Harpo
is not like a man, his feminine
side is overbalance, and his
wife, Sofia, belittles him
always. Sofia is older than
Harpo; therefore, she is
dominant and she is sturdy.
If it is need to mention
briefly about the plot, it takes
place mostly in rural Georgia,
and it focuses on female black
women lives and their low
positions in American culture.
Celie is the protagonist and
narrator, and her father rapes her
when she is fourteen, and she
gives two
children to him. Her father,
Alphonso steals children and
advises Celie “better not ever tell
nobody but God”. With this
advice, Celie starts to write letters
to God. One day, Mr._ sees and
likes Nettie and wants to marry
with her, but Alphonso does not.
Alphonso’s aim is to rape Nettie,
because he sells Celie to Mr._ and
says, “She is not a virgin, and you
can do whatever you want to her”.
Celie serves this man and his
children unwillingly and
unhappily, but when Nettie runs
away from Alphonso and comes
near to Celie, Celie reaches happy
for a short time. It is short time
because, when Mr._ tries to rape
Nettie, she refuses him; therefore,
Mr._ kicks out her from home.
While Nettie is leaving from the
home, she gives promise to Celie
that is “Only death can leave us”.
Remembering this promise, Nettie
writes lots of letter during thirty
years, but unfortunately, Mr.
never gives these letters to Celie.
TÜM’DEN HABERLER
Dominant character of
Shug, protects and defends
Celie; therefore, both of these
women find letters. All these
disrespectful events, helps Celie
about to increase her hatred
toward her husband, and she
learns her father’s death. Celie
inherits a house and come
together with both Nettie and her
two children leaving Mr. All
themes, motifs and symbols that
novel’s include, refer to this
novel’s power. Novel gives the
power of narrative and voice
showing Celie’s independency.
Celie, starts to share her feelings
without shy, also she challenges
her husband. Moreover, it is
possible to see strong female
characters in this novel such as
Shug and Sofia. As I mentioned,
Sofia beats her husband Harpo,
and Shug saves Celie’s life
carrying her away. Therefore,
Celie understands the meaning
of femininity and freedom. Even
though, there racism, and sexism
in this novel, it again breaks
traditional concepts. Celie no
more stay with her husband who
says to her “you are ugly, you
are black, you are women, and
you are nothing”.
Different from these themes,
there are motifs and symbols
such as letters, colors, sewing
and quilts, and God. In this
novel, letters emphasizes the
power of communication. Also,
letters that come from Nettie,
give hope to Celie about she will
be reunited with her sister again.
In addition, Alice Walker uses
the colors according to feelings
of charactersi for instance, when
Celie and Nettie are together
they enjoy among purple flowers
and also when Nettie comes
together with Cellie after thirty
years, she waves a flag or
something like flag in the color
of pink and purple. On the other
hand, when they are separate, the
atmosphere of the house is seen
very dark and boring. As a sign
of Celie’s economic
independency and reunion of
several different people from
several different races, Alice
Walker uses scene of sewing and
quilt. Quilts consist of several
different patterns similar with
people from different cultures
and races, and Celie opens a
dress shop to show her economic
independency. I think, the most
important symbol is God. Celie
sees God as her friend, because
she can only communicate with
God. She can only share her
feelings with him, and she says
she resembles God to white man.
Shug teaches Celie that God is
unknown and he has no race and
gender. Therefore, Shug helps
Celie about to shape her faith.
As last, two quotations attract
attention by readers. First one is
“Us sleep like sisters, me and
Shug”, and it states that even
though Shug and Celie
havesexual affair, Shug behaves
like both mother and sister. With
these feelings, Shug forgets the
sexual side and they sleep
friendly. The second one is,
Shug act more manly than most
men . . . he say. You know Shug
will fight, he say. Just like
Sofia. She bound to live her life
and be herself no matter what.
Mr. ______ think all this is
stuff men do. But Harpo not
like this, I tell him. You not like
this. What Shug got is womanly
it seem like to me. Specially
since she and Sofia the ones got
it.This quotation depends on
Mr’s speech about Shug. He
compares Shug with his son and
states that his son is like a
women and Shug is lake a man.
Also Sofia struggles to survive
and shows more resistance
against hard life conditions. But
Harpo is not like that. He gets a
beating from Sofia he always
submits to her. Therefore Mr.
thinks that Harpo becomes
feminized. To sum up, BEING
POOR IS BAD, BEING BOTH
POOR AND FEMALE ARE
WORSE, BEING POOR,
FEMALE, AND BLACK ARE
MUCH WORSE, THE WORST
THING IN THE WORLD
BEING POOR, FEMALE, and
BLACK AND CHILD. PURPLE
IS THE COLOR OF THE
WORST. Alice Walker achieves
to save purple from being the
color of pain, and all women
get victory.
31
TÜM’DEN HABERLER
Travel Guide
Ortaköy
Ortaköy is one of the most
famous neighborhoods of
Istanbul and it takes places in
near the Bosphorus. This
Bosphorus makes Ortaköy
attractive so especially in
summer time Ortaköy becomes
the most preferential place by
tourists. Also, Ortaköy is a
suitable place for not only adults
but also children or old people.
Because this place both
favourable for have a peace of
mind and entertainment at the
same time. In the length of time,
Ortaköy Mosque had became
the symbol of Ortaköy.
Moreover, Ortaköy achieved to
center of culture with its nerdy
bazaars, baked potatoes shops
and restaurants. Ortaköy is one
of such neighborhoods, which
still carry on with its history and
explicitly shows Istanbul’s
identity as a place to spend good
times benefiting from its
ownfeatures such as sitting
places to relax, eating places or
entertainment places.
32
One of the important thing
which cause to people about
coming into the Ortaköy is
harmony of Ortaköy Mosque
with Bosphorus. Ortaköy
Mosque is a beautifully ornate
structure, right on the jetty of
Ortaköy, bordering the waters of
the Bosphorus and thus highly
visible from the passing boats.
“Nigoğos Balyan built this NeoBaroque style Ortaköy Mosque
in period of Sultan Abdülmecit
in 1853”. http://www.ibb.gov.tr).
This mosque is a place that is
suitable for Muslim’s worship.
Actually, not only Muslims but
also people from other religions
visit this historical structure.
They do not worship as Muslims
undoubtedly, but Muslims take
pride from this visit. Along with
the Ortaköy Mosque, the other
reason about why people visit
here, is the nerdy bazaars. With
the energy that comes from the
Bosphorus, sellers feel happy
and relax during the day they
become demon and warm
Arda NURİOĞLU
hearted. These behaviors of
these sellers reflects to buyers
and they feel themselves
peaceful and relax when they
are hopping. When we tour
around Ortaköy, we have a
chance to make an interview
with an artisan, Erol
Kayaoğlu and he said;
“Ortaköy consists of different
kinds of people from different
origins so lots of artisan
prefer to show and sell their
products in Ortaköy. I make
my art on stones which are
broken or worn out, and
especially I use special stones
which are existed only in
Muğla and called flagstone.
TÜM’DEN HABERLER
flagstone. I do not benefit
from any kinds of technology,
they are exactly hand made
products. My purpose is to
give them meaning of broken
or boulder from any historical
place or a church”.
What is more, as we observe
that sellers firstly serve to
themselves. In other words, they
works approximately 13-14
hours in a day especially in
summer times. If we think that
Ortaköy as a place, where
appear the sun both morning and
evening with its the best shape,
these sellers can watch cock
crow and sundown in Ortaköy
thus, they feed their souls. It is
possible to forget concept of
time in here. While are selling
their products in the streets of
Ortaköy, they do not waste of
time, for instance, they read a
book and when they sell their art
the can develop their general
culture at the same time.
Different from the nerdy
bazaars, the famous cousin of
Ortaköy coast generally formed
from baked potatoes, waffles
and pancakes which are another
important side of Ortaköy.
These foods can be found both
in restaurants which located in
Ortaköy or in the stands of the
coast. These can be understood
that they target to young and
adults who come here with
their families. Generally young
people prefer to buy these foods
from the stands because it is
cheap and they want to eat these
foods sitting in the coast, and
enjoying the view. On the other
hand families prefer to sit in
these restaurants or cafes
because of their children, but
again from these restaurants
they can enjoy and relax seeing
the view.Ortaköy has an
another important advantage
to people, if there are any
people who are bored from
crowded or heavy traffic of
İstanbul, it is perfect time to
voyage in Ortaköy. Nearly in
every hour a small ship takes
through people over
Bosphorus. This voyage takes
only one hour but it is enough
to decrease stresses of people.
Every people can try this
voyage with these small ships,
it is very cheap but it is so
wonderful. Watching to nature
and scene is unaccountable.
People who delight with
taking photo can capture
magnificent exposures during
these voyage.
Ortaköy coast and this is
another reason that makes
people to flock in this coast
especially at the summer time.
For example, Reina, Sortie are
the most famous bars of this
33
TÜM’DEN HABERLER
coast. These bars welcomed young and
adults groups to come in this
neighborhood. Being in the coast,
having in your hands a beer and seeing
the sunset with a little music, it is
another pleasure to the both groups of
people. Also people can have this
pleasure listening to the famous singer
that songs in Arena which is again
located in Ortaköy coast This cost
Does not suitable only for young or
adult, but also for children. Near to
the sea, we can see a little playing parks for children to enjoy, when their families drink their tea, looking
to the sea.
When we come to the end, it is possible to see Ortaköy with its own features. Especially
feature of Bosphorus makes Ortaköy more interesting and attractive one. Thus, Ortaköy becomes most
preferential area by especially tourists. Even though, there are lots of public places in Istanbul, the places
which are placed in seaside comes into favour. If it is essential to make a decision among to these seaside
places, there is no doubt about championship of Ortaköy.
34
TÜM’DEN HABERLER
Okulumuz
Sporcuları
Ömer Faruk
KAYMAKÇIOĞLU
Aikido
Okulumuz öğrencilerinden Ömer Faruk Kaymakçıoğlu profesyonel olarak yaptığı aikido hakkındaki yazısı
Aikido Japonca üç heceden
oluşur. Ai-harmoni (uyumlu
hareket etme), ki-ruh
(düşünce), do-yol. O halde
aikido evrensel enerji ile
uyumun yoludur. Başka bir
bakış açısı ile aikido,
saldırganın sizi sarsmasına ya
da vuruşuna başlamasına
imkan vermeden uygulanan
savunma sanatıdır. Aikido,
O'Sensei Marihei Ueshibo
(1883-1969) tarafından
Japonya'da 20. yy'ın ilk
yarısında doğmuş ve
geliştirilmiş bir Japon savaş
sanatıdır. Ueshibo, yaklaşık
900 yıllık Daito Ryu Aikigutsu
teknikleri, kendi aydınlanma
yolunda kazandığı anlayışla
yoğurarak farklı bir savaş
sanatı olan günümüz aikido
formunu ortaya koymuştur.
Aikido; kendini savunmanını
ve taktik bilimi olmanın
ötesinde bireyin entegre bir
insan olarak ortaya
çıkabilmesi için ruhu
mükemmelleştirmenin,
vücudu ve aklı
güçlendirmenin, bireyin
fiziksel ve zihinsel gücünü
birleştirmenin yoludur. Aikido,
bükme-fırlatma tekniklerinin
kullanılması ve saldırganın
yer alır. Ueshibo'nun da
anlattığı gibi dövüş ve savaş
bizi kesinlikle mahvedebilir,
bizim ihtiyacımız olan çekişme
değil, uyum ve tekniklerdir.
İstenilen savaş sanatı değil barış
sanatıdır. Aikido'nun asıl hedefi
kişisel değişim ve gelişimdir.
Aikido her alanda insanın
içinde buluna potansiyelini
dışarıya çıkarmasına yardım
eden içsel olgudur. Aikido'da
belli bir yaş, cinsiyet ya da
fiziksel güç sınırı gereksinimi
yoktur. Her yaşta kadın, erkek
ve çocuklar yapabilir.
gücünü, hamlelerini ona karşı
kullanmayı amaçlaması
bakımından bir çok savaş
sanatından ayrılır. Ayrıca rakibin
sizi tutmasına, sarsmasına,
itmesine, vurmasına izin
vermeden onu ekarte edebilecek
şekilde savunmayı ve tekrarlanan
ataklara cevap verebilmeyi
amaçlar ve uygulamaya sokar.
Bu sistemde ayrıca yaşamsal
sinir
35
TÜM’DEN HABERLER
Gizem BALTACI
Voleybol
Okulumuz öğrencilerinden Ömer Faruk Kaymakçıoğlu profesyonel olarak yaptığı aikido hakkındaki yazısı
VOLEYBOL NEDİR?
NASIL OYNANIR? OYUN
KURALLARI NEDİR?
Voleybol, file ile ikiye
bölünmüş bir oyun alanı
üzerinde iki takım tarafından
topla oynanan bir spordur.
Oyunun amacı, topu filenin
üzerinden göndererek rakip
takımın oyun alanına
değmesini sağlamak ve rakip
takımın bu amaca ulaşmasını
önlemektir. Takımların topu
rakip alana gönderirken topla
üç kez vurma hakkı vardır.
(blok teması dışında) Top
oyuna servis ile sokulur
servisi atan oyuncu topu
filenin üzerinden rakip
alana gönderir. Rally, topun
oyun alanına değmesi harice
gitmesi veya bir takımın hata
yapmasına kadar devam eder.
Voleybolda bir rally kazanan
takım bir sayı alır. Servisi
karşılayan takım rally'i
kazandığında bir sayı ve
servis kullanma hakkı kazanır.
Oyuncular saat yönünde bir
pozisyona dönerler. Voleybol
36
spor salonlarında, plajda veya
çimde oynanabilir.
OYUNCULAR VE
YERLERİ:
Pasör: Smaçörlere top dağıtan
oyuncudur. Oyunu asıl
yönlendiren oyuncudur yani
aslında takımın beynidir.
Pasör Çaprazı: Pasör servise
geçtiğinde öne gelen ve
genellikle uzun pasla hücum
eden oyuncudur.
Smaçör: Dört numarada
oynayan ve genellikle uzun
pasla hücum eden oyunculara
denir. Sahada bu görevde
oynayan iki oyuncu bulunur.
Biri servise geçtiğinde diğeri
(yani çaprazı) öne geçer, bu
nedenle dört numaradan
sürekli olarak hücum
yapabilir.
Orta Oyuncu: Üç numaradan
oynayan ve kısa, kurşun
paslarla hücum eden
oyunculara denir. Bu görevde
iki oyuncu sahada yer alır.
Biri servise geçtiğinde
diğeri öne geçer bu nedenle
üç numaralı bölgede sürekli
hücum bölgesidir.
Libero: Genellikle takım
formasının tam zıt
renginde bir forma giyer
ve diğer oyunculardan farklı
olarak oyuncu listesinde
adının yanında bir "L" ibaresi
bulunur. Bu ibare oyuncunun
o maç sırasında başka bir
görevde kullanılmayacağını
gösterir. Takımın savunma
TÜM’DEN HABERLER
oyuncusudur. Oyun sırasında
servis atılmadan
önce, takımın o sırada
savunmada olan oyuncularından
biriyle yer değiştirebilir. Bu yer
değiştirme sahanın arka
alanından gerçekleştirilir. Arka
alanda parmak pas ve manşet
olabilirken, topu üç metre içinde
parmak pasla alamaz. Yerine
geçtiği oyuncu dört numaraya
geldiğinde ya da başka bir
oyuncuyla değişmesi
gerekiyorsa oyundan çıkar. Her
iki durumda da oyuna tekrar
girebilmesi için bir sayı
beklemelidir. Servis atamaz ve
üç metre içinden hücum
yapamaz. Arka alandan hücum
yapabilir ancak zıplayamaz.
MEVKİİLER:
Oyunda olmayan oyuncular
oyun esnasında, ısınma
sahasında, molalarda ve teknik
molalarda kendi oyun alanlarının
arkasındaki serbest bölgede
topsuz olarak, set aralarında
serbest bölge içinde top
kullanarak ısınabilirler.
yakalama amacı taşır.
PAS ÇEŞİTLERİ:
Uzun Pas: Genellikle dört ve iki
numara oyuncularına atılan uzun
pastır.
Kurşun Pas: Dört ve iki
numara oyuncularının
hücumlarını hızlandırmak
amacıyla atılan, file köşelerine
doğru ve fileye paralel olarak
atılan pastır.
Kısa Pas: Üç numara
oyuncularına atılan pastır, hızlı
hücumu sağlar ve karşı takımı
savunması yerine yerleşmeden
GİZEM BALTACI
VOLEYBOLA NASI
BAŞLADI?
2008 yılında voleybola
başladım, ve o sene lisansım
çıktı. Voleybol benim tüm
yaşantıma yansıdı. Beni
sorumluluk sahibi yaptı,
hayatımı bir düzene soktu.
İlkokulun son senesinde hem
okul hem de kulüp olarak
Türkiye Şampiyonası'na gittim.
Okul takımında İstanbul 4.'sü
ve Afyon'da olan grup
elemelerinde grup 1.'si, yarı
final Isparta'da yarı final 1.'si
daha sonra da finallerde
Türkiye 6.'sı olduk. Kulüp
olarak İstanbul ikinciliği,
finallerde ise Türkiye beşincisi
olmaya hak kazandık. Bunlar
bana çok büyük tecrübe oldu.
En önemlisi çok iyi
arkadaşlıklar edindim.
Voleybola hala devam
ediyorum. Şu an Anka Spor
Kulübü'nde oynuyorum.
Şimdilik 3. ligdeyiz fakat benim
hedefim 1. lige çıkmak çünkü
voleybol benim hayatım.
Sakatlanmadığım sürece
voleybolu bırakmam neredeyse
imkansız. Ailemin ve
antrenörlerim sayesinde buralara
kadar gelebildim .
Hedeflerime ulaşmak için her
zaman elinden gelenin en
fazlasını yapıyorum ve
yapacağım.
37
TÜM’DEN HABERLER
Doktorunuz size 3 hap verir ve bunları yarımsar saat arayla almanızı tavsiye ederse,
ilaçların tamamını bitirmeniz ne kadar sürer?
>>1sSaat
Bazı aylar 30, bazıları 31 çeker; kaç ayda 28 gün vardır?
>>Tüm aylarda 28 gü vardır
Bir çiftçinin 17 koyunu vardı. Sürüde salgın hastalık oldu, dokuzu agır hastalandı,
digerleri öldü. Çiftçinin kaç koyunu var?
>>9 koyun kaldı
Sadece bir tek kibritiniz var, içinde bir gaz lambası, bir gaz sobası, ve bir de mum bulunan
karanlık ve soguk bir odaya girdiniz… Önce hangisini yakarsınız?
>>Önce kibriti yakmanız gerekir
Hz.Musa gemisine her hayvandan kaçar adet aldı?
>>sıfır adet çünkü gemisine hayvan alan Nuh Peygamber’di
38
TÜM’DEN HABERLER
OKULUMUZDA N KA RE LE R
36
39
Genel Yayın Yönetmeni:
Türkçe Sayfa Editörü:
İngilizce Sayfa Editörü:
Dizgi ve Grafik:
İçerik:
Aydın Tolga TAVUKCU
Aslı AKIN
Deniz Aysu AKYILDIZ
Nuri Arda NURİOĞLU
Nadire İkra EROĞLU
Sena Nur CAVSAK
Devrim KARTAL
Didem Büşra KARA
Türkay Oğuz OCAK
Baran ÇAKIR
Fatih AVCI
Tümevarım Temel Lisesi İletişim Bilgileri
Merkez Mahallesi Sarıyer Deresi Sokak No:12A Kat: 2, 3, 4 34450 Sarıyer/ İstanbul
0212 242 44 13
www.tumevarimlisesi.k12.tr

Benzer belgeler