Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - O OBRUK

Transkript

Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - O OBRUK
Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - O
OBRUK, 1) Kireç taşları içinde, bacaya benzeyen 30m ya da daha çok
derinlikte, genel olarak altında bir yeraltı mağarası (ini) bulunan tabii
kuyu. 2) Đçinde su biriken çukur yer, doğal kuyu. 3) Đçbükey, konkav.
OCAK, 1) Açık (yerüstü) maden işletmesi yapılan yer. 2) Dik kuyu ve
diğer girişler, meyilli kuyular, düz ve meyilli galeriler ile birlikte, yeraltı
hafriyat ve imalâtını kapsayan; madencilik faaliyetini yapmak için belli bir
projeye göre hazırlanmış iş yeri. Aynı işverene ait olmak şartı ile ayrı ayrı
havalandırma tesisi bulunan birbirine yakın iki veya daha fazla ocak da bir
ocak sayılır. 3) Yakıtta bulunan enerjiyi ısı enerjisine dönüştürmeye
yarayan (yanma yeri) sistem. 4) —> Maden. —> Şekil. 5) Mermer
işletmeciliğinde her cins taşın tabiî olarak, bulunduğu yerden istenilen
özellikte çıkarılması için zemine, üstü havaya açık veya kapalı özel şekil
verilmesi.
OCAK AĞZI, 1) Yeraltı işletmesine, yer yüzünden galeri veya kuyu
şeklindeki giriş yeri. 2) Mermer işletmeciliğinde ocak açılırken yabancı
veya çürük zeminden geçilip istenilen kaliteye varıncaya kadar zemine
şekil verilmesi.
OCAK AĞZI MALZEME, Mermer işletmeciliğinde ocak ağzı kazısından
çıkan düşük özellikteki malzeme.
OCAK AMĐRĐ, Bir veya birkaç ocağın
yönetiminden sorumlu maden mühendisi.
işletmesinden
ve
teknik
OCAK ARABASI, 1) Maden işletmelerinde maden ve malzeme naklinde
kullanılan, demiryolu üzerinde hareket eden, yandan veya önden tumba
etmek üzere yan veya ön kapaklı olarak da imal edilebilen özel araç.
Taşınacak maddenin yoğunluğuna, kullanış şekline ve amacına göre
değişik hacimlerde imal edilir. Kömür arabası (kömür vagonu), direk
trikosu, beşik araba, kuyruklu araba gibi isimler verilir. Kömür
madenciliğinde genellikle tonluk, üç tonluk ve beş tonluk ocak arabası
kullanılır. 2) Vagonet (küçük vagon). 3) Araba.
OCAK ARTIĞI, Mermer işletmeciliğinde muayyen bir maksada hizmet
edecek özellikte açılmış ocaklarda o maksada yaramayan taşlar.
OCAK ÇIKIŞ HAVASI, Havalandırma amacı ile ocak içinde dağıtıldıktan
sonra, ocaktan çıkan kullanılmış hava.
OCAK DĐBĐ, Mermer işletmeciliğinde esas taşın, istenilen kalitesinin sona
erip, başka bir zemine eriştiği yüz.
OCAK EMNĐYET LAMBASI, —> Ocak havasındaki metan varlığını ve aynı
zamanda oksijen yetersizliğini saptamak için kullanılan, hava giriş aralığı
tel kafesli, ayrıca gaz çıkış kısmı da yanmadan dolayı meydana gelen
sıcaklığı dağıtmak ve içerdeki alevin dışarı sirayetini önlemek üzere içteki
bakır ve dıştaki çelik olmak üzere iki tel kafesli ve ayrıca muhafazalı,
hazne ile üstyapının bağlanması sırasında otomatik olarak kilitlenen
lamba. Kırmızı fanuslu akülü lamba da işaret için kullanılır.
OCAK GAZLARI ĐLE MÜCADELE, —> Maden ve taş ocakları ile açık
işletmelerde alınacak işçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri hakkında tüzük.
OCAK GĐRĐŞ HAVASI, Havalandırma amacı ile ocağa verilen temiz hava.
OCAK HAVASI, Ocakta dolaşarak havalandırmayı sağlayan hava.
OCAK ĐKLĐMĐ, Ocak havasının kuru temperatürü, relatif rutubeti, sürati,
endirekt basıncı, arazi sıcaklığı (jeotermik derinlik ısısı her  30 m’de
1½C), derinlikle ilişkili kompresyon ısısı (her 100 m’de 0,9½C), odaksiyon
ısısı, üretilen madenin ısı kaybı, taşıma aracı ve taşıma süratine bağlı
olarak çalışan makinelerden çıkan ısı, basınçlı hava boruları, ateşlemeler
ve çalışan insanların ocak havasına verdiği ısı gibi çeşitli faktörlerin etkisi
ile oluşan ortam. Đyi bir ocak iklimi, madencinin yeraltında kendini rahat
hissederek çalışabileceği ortam olarak tanımlanır. Đklimi çalışmaya müsait
olmayan ocaklarda ocağa verilen havanın tamamı soğutularak verildiği
gibi, yeraltında soğutma tesisi kurularak pano, lağım vb. yerlere verilen
hava da özel olarak soğutulabilir.
OCAK KATĐBĐ, 1) Đşçilerin işe gelip gittikleri tesbit ederek yevmiyelerini
puantaj defterine kaydeden kişi. 2) Puantör.
OCAK LAMBASI, 1) Madenlerde çalışanlara verilen elde taşınabilen veya
barete takılabilen lamba. 2) Madenci lambası. 3) Baş lambası.
OCAK LOKOMOTĐFĐ, Ocaklarda ray üzerinde nakliyatı sağlamak üzere
vagonlarla teşkil edilen katarları veya ocak arabalarını çekmek için
kullanılan çekme aracı. Ocak lokomotifleri kullandıkları enerji kaynağına
göre dizelli, akülü, elektrikli (troley) ve basınçlı havalı olarak
sınıflandırılabilir.
OCAK PLANLARI, Bir harita mühendisi veya topograf tarafından,
mevzuata uygun olarak hassas bir şekilde hazırlanan, ocak içindeki
imalatın tamamını gösteren ve gelişmeler işlenmek suretiyle —>Ajur
edilen plan ve kesitler.
OCAK SUYU, Mermer işletmeciliğinde taşın, ocaktan çıktığı anda sahip
olduğu nem.
OCAK TAŞLARI, —> Posta.
ODA, Genellikle taban alanı dikdörtgen şeklinde, muntazam bir biçimi olan
üretim yeri. Bir odanın boyutları her zaman galeri, taban ve kılavuz
boyutlarından büyüktür. Odaların boyutları üretimden önce tavan, taban,
yantaş ve cevherin yapısına göre saptanır. Odalar arasında topuklar
bırakılır. Az meyilli (yatımlı) ve fazla kalın olmayan maden yataklarında
odanın tavan ve tabanını, madeni sınırlayan kayaçlar teşkil eder. Dik ve
kalın damarlarda odanın etrafı maden ile çevrilidir. Üretim sonucu damar
içinde meydana getirilen boş hacme az meyilli damarlarda oda, dik
damarlarda ise boşluk denir. Az yatımlı cevher yataklarında kazı işlemi
odanın içinde yapıldığı halde emniyet bakımından dik damarlarda kazı,
boşluğun içinde yapılmayıp yan kısmında boşluğa doğru sürülmüş olan
kılavuzların tavan, taban ve yanlarına delinmiş olan lağım deliklerinin
doldurulup ateşlenmesi suretiyle yer çekiminden yararlanılarak, cevherin
oda içinde oluğa kadar akışı sağlanır. Yani damar içinde açılmış olan
boşluğun içinde işçi çalışmaz.
ODA TARZINDA ĐŞLETME, Đstihsalin odalar teşkil edilerek belli bir nizam
içerisinde, aynı zamanda veya arka arkaya gerçekleştirilmesi. Oda
tarzındaki işletme metodunda kazı yeri hareketli değildir.
ODA VE TOPUK AÇIKAYAK ĐŞLETME METODU, Bünyesi mütecanis ve
tenörü düşük ufki veya çok az yatımlı masif maden yataklarında topuk
bırakmanın, sun’i tahkimata nazaran daha ucuz olduğu veya tavanın
göçerek bozulması istenmeyen hallerde madenin üzerini örten tabakanın
kalınlığı, kendini taşıma kabiliyeti, göçmeden durabileceği azami açıklık,
taban taşının taşıma mukavemeti ve evsafı ile madenin mukavemeti
dikkate alınarak tesbit edilen oda ve topuk genişliğine göre çalışma
esasına dayanan tahkimatsız (üretim) işletme metodu. Bu usülde
bırakılacak topuklar müstakil sütunlar halinde bırakılacağı gibi devamlı da
olabilir. Bu takdirde maden muntazam odalar açılarak alınır.
OFĐTĐK TEKSTÜR, 1) Gözle görülecek derecede büyük ve uzunca
kristaller (feldispat) ihtiva eden mikrolitik yapı. 2) Ofitik doku.
OFĐYOLĐT, Jeosenklinal sedimanların eşlik ettiği bazik intruzif kayaç.
Genellikle ofiyolit altere olarak serpantine; klorit, epidot ve albitçe zengin
kayaca dönüşür.
OK, Tavan kuvvetlerine karşı koymak amacıyla ayaklarda kullanılan bir tür
sarma.
OKSĐDASYON ZONU, Yeraltı su seviyesinin üstünde bulunan kayaçların
veya madenlerin, yeraltı sularının etkisi altında oksitlenerek değişime
uğradıkları (bölge) zon.
OKSĐJEN (O), Havanın hacim bakımından yaklaşık % 21’ini oluşturan,
solunum için zorunlu olan renksiz, tatsız, kokusuz gaz madde. Atom
numarası 8, atom kütlesi 16 olan, havaya göre ağırlığı 1,1 (O°C ve 760
mm civa basıncı altında), yoğunluğu 1,429 kg/m3 olan kimyasal element.
Oksijen, fluor hariç olmak üzere doğada hemen her madde ile birleşerek
oksidasyon denilen kimyasal bir birleşme özelliği gösterir. Bu birleşme
yavaş yürüdüğü takdirde oksidasyon (spontane yanma —> Kızışma) adını
alır. Ancak bu birleşme nisbeten hızlı yürür ve ısı-ışık verirse yanma (—>
Yanma olayı), şiddetli bir ısı ve ışık yayımı verecek kadar da âni olursa
patlama olayını yaratır.
Maden ocaklarında; insan ve hayvanların teneffüsü, alevli (benzinli)
emniyet asetilen vb. lâmbaların yanmasında, maden direklerinin
çürümesinde, kömürlerin ve piritin yavaş oksidasyonu ile önemli miktarda
oksijen tüketilir. Đnsanın verdiği nefeste yaklaşık % 79 azot, % 17 oksijen
ve % 4 karbondioksit bulunur. Yüzde 17 oksijen bulunan havada lâmba
söner, oksijen oranı % 15’e inerse insanda nefes darlığı olur. Nefeslikten
dışarıya atılan havada oksijen oranının % 20-21 arasında olması istenir.
Bu oranın % 19-20 ye düşmesi ocağın kötü bir şekilde havalandırıldığını
gösterir.
OKSĐJEN CĐHAZI, 1) Oksijen vererek tedavi etme ve boğulanları
canlandırma için kullanılan cihaz. 2) Pulmotor —> Teneffüs cihazı.
OKSĐJEN ÜRETEN FERDĐ MASKE, Nefes almak için içinde basınçlı
oksijen bulunan ve nefesi kimyasal olarak oksijen bakımından
zenginleştirmek suretiyle temizleyen ve böylece dışardan hava
alınmaksızın yaşamı bir süre sürdürmeye yarayan cihaz.
OKSĐTLEYĐCĐ ALEV, Bir mineralin tanınması için mum ve üfleç
vasıtasıyla kuru usülle yapılan testte; üflecin ucu mum alevinin içine
sokulması ve böylece mavi bir alev hasıl edilmesi.
OKSĐTLEYĐCĐ KAVURMA, Genellikle sülfürlü cevherden kükürdü
uzaklaştırmak için hava ile temas halinde yapılan kavurma işlemi.
OLĐVĐN , Minarolojik formülü (Mg, Fe)2 Si O4 olan, zeytin yeşili renkte
doğal mağnezyum ve demir silikat. Mağnezyumlu minerali forsterit (Mg2
SiO4) olup ; %85 ‘den az forsterit ve %14’den fazla fayalit (Fe2 SiO4)
içeren olivinlerin fazla bir değeri yoktur. Olivin çoğunlukla demir-çelik
sanayiinde eritken ve cüruf düzenleyici hammade olarak kullanılır. Az silisli
demir cevherlerinin izabesinde —> Dolomit yerine olivin tercih edilir.
Bunun yanında, silikoz hastalığına yol açmadığı için, döküm kumu olarak;
refrakter forsterit tuğla üretiminde, deniz petrol platformlarında balast
(Özg. ağ. = 3.2 gr/cm3) malzemesi olarak, abrazif olarak, demir tozları ile
karıştırılarak sinter tesislerinde kullanılır.
OLTU TAŞI, Türkçede oltutaşı olarak bilinen siyah (kara) kehribar.
Minerolojide gagat, jayet ve jet olarak geçer. Ayrıca metamorfizmaya
uğramış linyit, bitümce zengin kompakt mineraller, nebat ziftinin
karbonlaşması sonucu oluşan mineraller de oltu taşı olarak bilinir. Oltu
civarındaki Dutlu Dağ’ da, neojen formasyonları içerisinde, yatakları
bulunur. —> Karakehribar.
OLUK, Maden, taş ve gereğinde malzemeyi, yerçekiminden yararlanılarak,
aşağı düzeylere taşımak için kullanılan, kesiti genellikle yarım daire veya
yamuk şeklinde olan kıvrılmış sac.
OLUK DEĞĐŞTĐRME, Ayaklarda sabit oluk veya zincirli konveyörlerin
sökülerek alındaki haveye alınması.
OLUKLU YIKAYICI, Zenginleştirilecek malzemenin suyla karıştırılması ve
oluklardan akıtılarak yoğunluğu fazla olanların oluk tabanında konsantre
olup hafif malzemenin daha ileri taşınması prensibine dayalı
zenginleştirme cihazı.
ONĐKS, Genellikle siyah-beyaz veya kahverengi-beyaz renkli düzgün
şeritli bir —> Akik. —>Kalsit.
ONĐKS MERMERĐ, 1) Madensel tuzlar bakımından muhtevası fazla,
sıcaklığı düşük mağmatik suların çok yavaş bir şekilde meydana
getirdikleri çökellerden oluşan kristalize, yoğun ve oldukça saydam taş. 2)
Su mermeri. 3) Albatr. —> Mermer cinsleri.
OOLĐTLĐ KALKER, Balık yumurtasına benzeyen ufak kalker küreciklerinin
kalkerli bir çimento ile birleşmesinden hasıl olan tortul kayaç. Çapları bir
milimetreyi geçmeyen bu kürecikler aynı merkezli küreciklerden meydana
gelmiş olup, merkezlerinde bir kuars kumu veya bir mikroorganizma
parçası bulunur. Yani bunlar kum veya ufak bir kavkıyı kaplayan kalker
konkresyonlarıdır.
OPAK MĐNERAL, 1)Đnce kesitte bile saydam duruma gelmeyen minerâl.
2) Şeffaf olmayan mineral. Böyle mineraller bir yüzeyi parlak bir duruma
getirilerek yukarıdan inen ışık altında incelenir. Böyle ışık belli
mikroskoplara yerleştirilen opakilüminatör ile elde edilir.
OPAK MĐNERALLER, (ŞEFFAF OLMAYAN MĐNERALLER),
absorpsiyon özelliği kuvvetli olan, saydam olmayan mineraller.
Işığı
OPAL,—> Kuars (SiO2).
OPAL CAM, Soğutulma sırasında camın içinde çok sayıda mikroskopik
billûr taneciklerinin (kalay oksit, kalsiyum fosfat ve özellikle sodyum ve
kalsiyum florürler) çökelmesiyle opal taşına benzer bir görünüm kazanan
yarı saydam cam.
OPERATÖR, Madencilikte genel olarak bir maden veya iş makinasını
çalıştırmakla görevli usta işçi.
OPTĐK ÖZELLĐK, —> Minerallerin optik özelliği.
OPTĐK PĐROMETRE, Bir fırının içinin sıcaklığını ölçmeye yarayan elektrik
ceryanı ile ısıtılan ve sıcaklığı belli bir flamanın rengi ile karşılaştırma
esasına dayanan (optik) sıcaklık ölçme cihazı.
ORGANĐK ÇÖKELLER, Organik maddelerin birikmesinden meydana gelen
tortul kayaç.
ORĐFĐS EKĐVALAN, Muadil ocak açıklığı.
ORMAN ĐRTĐFAK HAKKI, Maden işletme faaliyetlerinde kullanılması
zorunlu orman arazileri için verilen geçici intifa (yararlanma) hakkı. Bu hak
Orman Bakanlığı tarafından verilir.
Mevkii ve hudutları gösterilen orman arazisi toplam 2 adet h (m2) alan
üzerinden maden sahibi adına intifa hakkı tesis edilir. Sözkonusu
Bakanlığın tip taahütname senedi doldurulup, noterlikçe tasdik ettirilerek
bakanlığa teslim edilir. Đntifa hakkında konu olan Devlet orman sahası,
mahalli maliye ve orman idaresi yetkililerince birlikte, orman irtifak hakkı
lehdarına veya kanuni temsilcisine bir tutanakla teslim edilir. Teslim edilen
saha üzerinde kesilecek ağaçlar orman idaresince usulüne göre kesilir.
Đntifa hakkı sahibi, adına tahsis edilen orman sahası için her yıl peşin
olması kaydıyla, yıllık tahsis bedeli öder.
ORPĐMENT,—> Arsenik.
ORSAT APAREYĐ, Đlk defa 19. yüzyılın ortalarında bulunmuş olan ve ocak
havasından alınan numunelerdeki CO2, O2, CO, CH4, H2 ve N2 oranlarını
tesbit etmek için kullanılan alet. Bu alet (—> Şekil) kolayca taşınabilir bir
kutu içine yerleştirilebilmektedir. Alette etrafı su ile örtülü, A gaz büreti
alttan lastik bir hortum ile B şişesine, üst taraftan da hem gaz toplama
aletine hem de reaksiyon kaplarına bağlantı yapılabilecek bir musluğa
bağlıdır. B şişesine, gazları en az erittiği için, asitli su konur. Reaksiyon
şişeleri şekilde görüldüğü gibi U şeklinde ve çifttir. | No.lu tüpte CO2 yi
emen KOH eriyiği, || Nolu tüpte O2 yi emen potasyum pirogallat “
Pirogallik asidi C5 H3 (OH)11 bir gramı 190 cm3 O2 emer. || nolu tüpte CO2
yi emen bakır eriyiği (Cu CI2+CO+H2O —> Cu CI. CO.H2O) vardır. Cu CI
eriyiğinin çabuk bozulmaması için bu tübe bakır teller de konur.
Bu apareyle, gaz veya hava numunesinde bulunan metan tesbit
edilecekse, |V No.lu platin telli tüp de bulunur. Platin telli tüpte meydana
getirilen patlamada meydana gelen CO2’nin hacmi CH4'ün hacmini verir.
(CH4+2O2 —> H2O+CO2, H2+ 1/2 O2 —> H2O) CH4'ün patlaması sonunda
azalan hacim ise numunede bulunan H2' nin hacmidir.
ORTA, Yeraltında sürülen bir
koparılması gerekli göbek kısmı.
galeri
alnında
öncelikle
patlatılarak
ORTA ÇEKME, 1) Alında, daha sonra ateşlenecek çevre deliklerine serbest
yüzey sağlamak için, belli bir biçim verecek şekilde yönlendirilmiş
deliklerle yapılan ön ateşleme. Orta çekme sonunda delik sistemine göre
silindirik, ters koni, ters kare ve ters dikdörtgen piramidi şekillerinde
boşluk elde edilir. Orta çekme yelpaze şeklinde delik delme suretiyle de
yapılabilir. 2) —> Gevşetmeli orta. —> Şekil.
ORTA DELĐĞĐ, Orta açmak için delinen lağım delikleri.
ORTA DERĐN DEPREMLER, —> Deprem odak derinliği.
ORTA DĐREK, Galerilerde tahkimatı takviye için boyundurukla taban
arasına vurulan —> Çatal (destek) direk.
ORTA EMDĐRME, —> Su enjeksiyonu.
ORTA KARBONLU ÇELĐK, —> Çelik.
ORTALAMA DAMAR KALINLIĞI, Üretim yerlerinin herbirinde ölçülen
damar kalınlıkları toplamının üretim yeri sayısına bölümü ile hesaplanan
kalınlık.
Đşletilen (dengelenmiş) ortalama damar kalınlığı (M) ise;
Ocağın çeşitli yerlerinden (n yer) yapılan üretim (f) ve buralardaki damars
kalınlıkları (m) dikkate alınarak hesaplanır.
Bunun hesabı da;
n
 f1 + .... + fn
1
M = ––––––––––––––––
n
f1
fn
 ––– + .... + ––––
1
m1
mn
Üretim;
ÜretimÜretim Damar kalınlığı
AyaklarıMiktarı (ara kesme ve
Adet
f yalancı tavan hariç)
m
1
1.200 t
1.00
2
2.400 t
1.20
3
4.200 t
1.50
f/m
1.200
2.000
2.800
6.000
f
7800
M = ––– = –––––– = 1,30 metre
f
6000
–––
m
ORTALAMA GÜNLÜK AYAK ĐLERLE-MESĐ, Bir ayakta veya panoda
yapılan günlük ilerleme. Aylık ayak veya pano ilerlemesi (a) ölçülüp ay
içinde çalışılan gün (g) sayısına bölünerek günlük ortalama ayak ilerlemesi
bulunur.
ORTALAMA ĐŞÇĐ SAYISI, 1) Aylar itibariyle bordroda ücret ödenen işçi
sayıları toplamının onikide biri. 2) Yıl boyunca yapılan fiili yevmiye + yıllık
ücretli izin ve hafta tatili yevmiyelerinin yıllık fiili toplam işgününe bölümü.
ORTOGONAL KOORDĐNAT SĐSTEMĐ, Arazide ölçümü yapılan bir P
noktasının, yatay düzlem üzerindeki izdüşümünün metre olarak y eksenine
olan (x’), x eksenine olan (y’) ile x ve y eksenlerinin bulunduğu düzleme
olan uzaklıklarının belirlenmesine yarayan yer belirleme sistemi, P (x’, y’,
z’). Bu sistem haritaya geçirilebilen ölçülere dayanır.
ORTOKUARSĐT, —> Kuarsit.
OSWALD ĐŞLEMĐ,—> Amonyak.
OTOJEN DEĞĐRMEN, Cevheri, kendi tane büyüklüğü farkından
yararlanarak öğütmeye yarayan değirmen. Bu değirmen, serbest düşen iri
parçaların kinetik enerjisinden istifade etmek için, büyük çaplı, (7-9 m
kadar) ve dar olarak imal edilir; kuru veya yaş öğütme yapar.
OTOJEN SĐKLON (SU SĐKLONU), Boyutları 150-600 mikron arasındaki
kömürlerin yıkanmasında (zenginleştirilmesinde) kullanılan, yapı olarak
ağır ortam (ağır mayi) siklonlarından farklı olup en belirgin özelliği koni
açısının 60° den büyük (bazen 120° ye kadar); performansı diğer
ayırıcılara nazaran daha düşük, fakat kendiliğinden yaratılan otojen ağır
ortamın geri kazanılması söz konusu olmadığı için, yatırım ve işletme
maliyetleri düşük olan kömür zenginleştirme (yıkama) ünitesi, —>
Santrifüj ayırıcılar, Ağır mayi ile ayırma, Kömür yıkama sistemleri.
OTOMASYON, El emeğine gereksinme olmadan işi teknik araçlarla
yapma. Yani endüstride, yönetimde ve bilimsel işlerde insan aracılığı
olmadan işlerin otomatik olarak yapılmasının sağlanması.
OTOMATĐK NĐVO, —> Kompansatörlü nivo.
OTOKTON KÖMÜR YATAKLARI, —> Otokton-, Bakiye maden yatakları.
OTOKTON MADEN YATAKLARI, 1) Bitki kütlelerinin yetiştiği yerde
kömürleşmesi sonucu meydana gelen kömür yatağı. 2) Kayaçların
çürümesi (alterasyon) sonucu kayacın bulunduğu yerde meydana gelen
maden yatağı.
OTOMATĐK, 1) Elektrik şebekesinde olan kısa devre anında herhangi bir
müdahale olmadan elektrik devresini kesen (sigorta) şalter. 2) Kendi
kendine işleyen aygıt.
OTOMETAMORFOZ, —> Metamorfoz.
OTURUŞMA ÇATLAĞI, Tavan taşının oturması ile tavan taşında meydana
gelen çatlaklar. Kömürün üretilmesiyle oluşan ve kömür alnına paralel
olarak devam eden çatlaklara ise “ Basınç çatlakları” denir.
OVAL DAMARLI HALAT, Çelik halatı teşkil eden halat damarlarının en
kesitleri yaklaşık olarak oval biçimini haiz halatlar. Damar sayıları en az 6
olur.
OVERŞOT, 1) Halatlı karotiyer sisteminde vayrlayn halatı ucuna bağlanıp
kuyuya indirilen karotiyerin iç gömleğini yakalayan ve yeryüzüne
çekilmesini sağlayan teçhizat. 2) Kuyuda kopan tiji yakalayıp bırakmayan
tahlisiye takımı.
OYNAK CĐLA,—> Elmas cila.
OYTEKTĐK (Eutectic) ALAŞIM, Đki ve bazan da daha fazla metalin, en
düşük erime derecelerinde eriyebilen alaşımı. Ötektik karışım.

Benzer belgeler

Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - Đ

Resimli Madencilik Terimleri Sözlüğü - Đ ve hizmet üreten ve hükmi şahsiyeti haiz olmayan fabrika ve diğer birimleri. ĐŞLETME BÜTÇESĐ, 1) Đktisadi faaliyet gösteren bir kuruluşun gelecek bir yıl içinde yapacağı işletmecilik faaliyetleri i...

Detaylı