BAKAN JO VANDEURZEN`ÜN KONUŞMASI

Transkript

BAKAN JO VANDEURZEN`ÜN KONUŞMASI
Bayanlar ve Baylar , saygıdeğer arkadaşlar,
Bizler 50 yaşımıza girdiğimizde vaya 50. evlilik yıldönümüne eriştiğimizde bunu bir bayram gibi kutlarız. 50 bizim için
güzel ve özel bir rakam, bir an durup geriye bakıp geçmiş senelerde neleri yaşadığımızı düşündüğümüz ve ayrıca
durup geleceğe baktığımız bir an.
Bugün içinde aynı şey geçerli: Şimdi ve burada Türkler’in göçünün 50. yılını kutluyoruz. 50 sene önce ilk Türkler
madenlerde çalışmak için Genk’e gelmişlerdi.
O zaman yaşananları tahmin etmemiz hemen hemen imkansız: İnsanların,sıcak ve güneşli Türkiye’den, ailesini, evini,
arkadaşlarını geride bırakıp Belçikaya gelmelerini.
Kimse gelecekleri ülkeyi, kalacakları şehri, lisanı, havayı ve kalacağı ortamı bilmiyordu.
Yeni bir yaşam kurmak neredeyse imkansızdı.
Fakat başardılar, pes etmediler, bol mesayi yaparak çok çalışartılar, birbirileriyle ev ararken yada belediye, sigorta için
resmi evrakların doldurulmasında yardımlaştılar.
Geriye baktığımızda, buraya gelen ilk ve öncü insanlara hayranlıkla saygı duymamız gerekir.
Hepsinin bir hayali vardı, oda kendileri ve aileleri için güzel bir yaşam. Ve bu hayallerini günlerce çok çalışarak
gerçekleşirdiler.
Ve bizler’de Limburg’lular olarak onların burada olmalarından, Limburg’un ve Genk’in kalkınmasına katkıda
bulunduklarından dolayı mutluyduk.
Kim madende omuz omuza kömür kazdıysa bilirki insanlar arasında hiçbir fak yoktur. Belçika’lıymış, Türk’müş,
İtalyan’mış yada Fas’lı. Orada geçerli olan alnındaki ter ve elindeki nasırdır.
Şükürler olsunki o zamanki verilen emekler ile, Genk belediyesi modernleşti, yeni yollar yapıldı ve evler inşaa edildi,
sadece Belçika ürünleri bulunmayan, artık Güney ülkelerine has meyve ve ürünlerininde satıldığı bakkallar geldi.
Kısacası, Genk çok kültürlü, herkesin, çeşitli etnik kökenlerden olmasına rağmen, birbirini saydığı ve beraberce
yaşadığı bir şehir oldu.
Fakat, 50 seneye baktığımızda, herşeyinde güllük gülistanlık olduğunu söyleyemeyiz. İlk büyük darbe 1966 yılında
Zwartberg madeninin kapanmasıyla geldi.
Daha kötüsü 1987-88 yıllarında Winterslag ve Waterschei madenlerinin kapanmasıydı. Herkesi bir tedirginlik ve korku
sardı, kimse ne olacağını bilemiyordu, herkes işini kaybedeceğinden korkuyordu.
Ama yinede, herşey atlatıldı ve yeni planlar yapılmaya başlanıldı. Eyalet hükümetleri arasında yapılan antlaşmalar ile
Limburg ve Genk tekrar dirilip bu zorlukları aşacaktı, ve herkes yeniden ileriye yönelik planlar yapabileceklerdi.
Tabiiki Ford Genk ve ALZ Arcelor gibi büyük şirketlerin bölgemizde bulunup işyeri imkanı sağlamaları bizler için bir
şanstı.
Tam sorunları aştık derken, geçen sene yine kötü bir haber geldi: Ford Genk bu sene sonunda fabrikasını kapatacaktı.
Tekrar hayal kırıklığı, inanamama, öfke ve özellikle belirsizlik: bize ve işimize ne olacak, evimizin taksitlerini
ödeyebilecekmiyiz, çocuklarımız eğitimlerine devam edebileceklermi?
Ama şimdi de dik duracağız, kesinlikle pes etmeyip yeni bir gelecek için planlar yapacağız.
Ve bunu beraberce elbirliğiyle yapacağız. Flaman hükümeti acımızı azaltmak için birçok kaynağı bizler için hazırladı.
Tabii buradan Türk toplumuna elimi uzatıyorum, özellikle Türk gençlerine. Gelin geleceğimizi beraberce inşaa edelim.
Bunu yapabiliriz, yeterki buna inanalım. Şöyle birkaç ay geriye bakıp neler olduğunu görmemiz gerek.
Belediye başkanımız Wim Dries ve encümenleri büyük işler başardı ve bu başarının ilk örnekleride görünmeye
başladı. C-Mine Genk şehrinin ilk tacından biri. Thor Parkına bir bak, 4000 işyeri imkanı sağlayabilecek yüksek kaliteli
bir sanayi parkı.
Genk aktif ve dinamik bir şehir. Herkes Genkli. Herkes yeni zorlukların farkında ve zorlukları yenmeye azimli.
Bunun için Türk toplumunun’da desteğine ihtiyacımız var, çünki sizlerin, önümüzdeki yıllarda
değerlendirebileceğimiz, birçok kaabiliyetleriniz var.
Gelecek Limburg’da başlıyor, gelecek Genk’te başlıyor.
J.V./11.02.2014
1