Kuyucuoğlu, “Kafalarda cevapsız sorular var”

Transkript

Kuyucuoğlu, “Kafalarda cevapsız sorular var”
l Bülent Ecevit
Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Mahmut Özer’den
görevi devralan
Çamsarı, Başkanlığı bir yıl
yürütecek.
2’de
Ahmet
Çamsarı
ÜÜ
HAFTALIK BAĞIMSIZ SİYASİ GAZETE
Kuyucuoğlu, “Kafalarda cevapsız sorular var”
l Türkiye’nin önemli bir
süreçten geçtiğini vurgulayan CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu,
“Yaşanan darbe girişiminin birçok yönü var. İnsanların kafasında cevaplarını
bulamadıkları çok soru
var” dedi.
www.mersintercuman.com
l Türkiye’nin bugünlere adım
adım yaklaştığını vurgulayan
Kuyucuoğlu, “Türkiye daha
önceden yalnızlaşmıştı. Tüm
komşularıyla, AB ile, Rusya ile,
Amerika ile ilişkilerimiz bozuktu.
Öyle lafla dünya lideriyim
demekle bu işler olmuyor” diye
konuştu.
Perakende Satış Fiyatı : 1 TL
8 AĞUSTOS 2016
Sayı : 662
l OHAL ile ilgili olarak CHP’nin
endişelerini dile getiren Kuyucuoğlu, “Şimdi bunlar, tüm bu
yapılanmayı temizleyeceğiz diye
yola çıktılar. Tamam bu yapılsın
ama, kurunun yanında yaş
yanmasın. Bizim tek endişemiz bu. Suçlular
cezalandırılsın ama
eziyette yapılmasın.
Bu uygulandığı
Serdal
takdirde bır
Kuyucuoğlu
sıkıntı yaşanmayacaktır”
şeklinde
konuştu.
ÜÜ
Üniversitelerarası Kurul
Başkanlığı’na Çamsarı getirildi
5’te
Kocamaz, “Mersin’i en son MHP terk eder”
Ankara’ya gidişini fırsat bilen çıkarcıların, sanki kendisinin Mersin’den kaçmış gibi yanlış bilgilendirme yaptığının altını çizen
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, “Şunu herkes iyi bilmelidir ki bu ülkeyi, bu şehri en son Milliyetçi
Hareket terk eder. Bizim demokrasiden ayrılmamız, Cumhuriyeti göz ardı etmemiz düşünülemez bile” şeklinde konuştu.
Ülkenin sigortasıyız
Darbe girişimi sonrasında başlatılan operasyonlar çerçevesinde, adının ısrarla örgüt ile
ilişkilendirilmeye çalışıldığının altını çizen
Kocamaz, “Biz bu ülkenin sigortasıyız. Biz
ölürsek Türkiye ölür. Biz kendimize ‘Bozkurt’ diyoruz, ‘Ülkücü’ diyoruz. Bozkurt’un
tüyü dökülse de huyu değişmez” diye
konuştu.
Alnımın akıyla geldim
Demokrasi düşmanı bir takım gruplar tarafından, sosyal medyada insanların kafasını
karıştırmaya yönelik paylaşımlar yapıldığını
söyleyen Kocamaz, “İhanet şebekeleri,
Burhanettin Kocamaz’ın bir an evvel görevden alınması için kafa karıştırmaya çalışıyorlar. Ben bu günlere alnımın akıyla geldim” dedi.
MHP’de öleceğiz
Operasyonlar sonrasında ‘MHP’ye sığındı’
şeklinde yorum yapanlara sert çıkan Kocamaz, “Ey cahil, biz MHP’de doğduk, bugüne kadar MHP’de olduk ve MHP’de de öleceğiz. Orası bizim yuvamız. Biz geçmişte
neysek, bugünde oyuz” diyerek, MHP’li
belediye başkanlarının toplantısı için Ankara’da olduğunun bilgisini verdi.
6’da
ÜÜ
l CHP Mersin Milletvekili Hüseyin
Çamak, Genel
Sağlık Sigortası
primi adı altında
işsiz vatandaşların borçlandırılması uygulamasının
kaldırılmasını
talep etti.
4’de
Bakan
Ağbal’dan
Vergi affı ile
ilgili önemli
açıklamalar
Ağbal, “Vergi cezalarını tamamen kaldırıyoruz.”
4’de
ÜÜ
EKAV, Anaokulu
ihalesine çıkıyor
Mahiye Morgül
Melike Zafer
Gürgen
M.Emin Aydınbaş
Şinasi Şirin
Gülsen Metin
Midemizi
Bulandırmayın
Milli Eğitimde
‘Yeni Sistem’
Ne Getirecek?
Kabak İken
Kavak Olma
Arzusu
Darbe Süreci
Bitmedi
Rehavet Olursa
Tehlike Olur...
Sorunlar, Tek Tip
Kıyafet İçine
Saklanarak
Çözülemez
7’de
6’da
2’de
5’de
4’de
Av.Ersin
Parlat
Diyanet
Evleri
2’de
Nisan 2016’da
imzalanan protokol
çerçevesinde 11
okulun bahçesine
yapılacak anaokulları için ihale 10
Ağustos’ta gerçekleştirilecek.
8’de
ÜÜ
ÜÜ
Abdi Satıroğlu
3’de
Vergi
rekortmenleri
2’de açıklandı
ÜÜ
ÜÜ
Hüseyin
Çamak
7’de
Mut ve Erdemli’de
sulama borusu
dağıtıldı.
3’de
ÜÜ
Çamak, “Adeta Çakacak, “Fahri konsoloslar ülkelerine gerçekleri anlatmalı”
görev yapan çeşitli ülkelerin fahri konsolosları, devlete ve milvatandaşlık Mersin’de
lete olan desteklerini iletmek için Vali Özdemir Çakacak’ı ziyaret ettiler.
aidatı
isteniyor”
Büyükşehir’den
çiftçiye destek
2
8 AĞUSTOS 2016
M.Emin Aydınbaş
[email protected]
15 Temmuz meş'um Darbe teşebbüsü
üzerinden bir hafta geçti. Ama hala yapılan tutuklamalar ve soruşturmalar dan
ortalığa dökülen bilgiler tüm Türkiyeyi
hayretten hayrete ve şoktan şoka sokuyor. Adeta duygusal kapasitemiz aşırı
yüklenmekten dumura uğrayacak.
Herkes uçurumun kenarından döndüğümüzü ve büyük bir tehlikeyi atlattığımızı konuşuyor. Acaba öyle mi? Başlıkta Türkiyenin karşılaştığı darbeyi bir süreç olarak
olarak ifade ettim. Biliyorsunuz 28 Şubat
postmodern darbesi de hep "süreç" olarak
anıla gelmiştir.
Çağımızda darbeler de başı ve sonu
olan planlanmış uygulanmış bitmiş fenomenler değildir. Refah yol hükümeti devrilip Ecevit Başbakanlığında kurulan 25.
Hükümetin katıldığı 28 Ocak 1999 tarihli
ilk MGK toplantısında zamanın GenelKurmay Başkanı Kıvrıkoğlu aynen şunları söylemişti; "Bu 10 senedir, 20 senedir, 100
senedir veya 500 senedir. O nedenle 28
Şubat defteri, irtica devam ettikçe asla
kapanmamalıdır diye düşünüyoruz" Bu
ifade kamuoyuna "28 Şubat gerekirse bin
yıl sürer". şeklinde yansımıştı.
Evet, Milli irade 28 Şubat uygulamalarına İlk seçimde AK Partiyi tek başına iktidar yapmak sureti ile cevap verdi… Fakat
28 Şubat sürecinin arkasındaki üst akıl
"tamam bu iş bitti kaybettik" deyip köşesine çekildi mi? Eğer öyle düşünüyorsanız,
AK Partiyi kapatma davasını, 28 Nisan emuhtırasını, 17-25 Aralık sürecini, Gezi
kalkışmasını, 7-8 Ekimde Kobani gerekçesiyle yapılan katliamı, 19 Ocak 2014 MİT
Üniversitelerarası
Kurul Başkanlığı’na
Çamsarı getirildi
Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı'na
Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Ahmet Çamsarı getirildi. Prof. Dr. Çamsarı, Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Mahmut Özer'den devralacağı görevi
bir yıl yürütecek.
Prof. Dr. Ahmet Çamsarı, Ankara’da
gerçekleşen Üniversitelerarası Kurul Toplantısı’na ilk kez başkanlık yaptı.
Prof. Dr. Çamsarı, üniversitelerin eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım
faaliyetlerini koordine etmek, uygulamaları değerlendirmek, Yükseköğretim
Kuruluna ve üniversitelere önerilerde
bulunmak, teşkilat ve kadro yönünden
ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) kararları
doğrultusunda üniversitelerin öğretim
üyesi ihtiyacını karşılayacak önlemleri
teklif etmek, üniversitelerin tümünü ilgilendiren eğitim-öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetleri ile ilgili yönetmelikleri hazırlamak veya görüş bildirmek, doktora ile ilgili esasları tespit
etmek ve yurt dışında yapılan doktoraları, doçentlik ve profesörlük unvanlarını
değerlendirmek gibi görev ve hizmetleri
yönetecek.
Darbe Süreci Bitmedi
TIR'ları baskınını, 14 Temmuz 2015 te
PKKnın ateşkes sürecini bitirdiğini açıklaması kısa süre içinde 10 terör örgütünün
Türkiyeye karşı savaşta birleştiğini ilan
etmesini, nereye koyacağız? Detaylara
inilirse bu liste daha çok uzayabilir. Sürecin adını açıkça koyalım "100 yıl erteleme
ile SEVR'i uygulama saldırısı"
Bunları bir süreç bütünlüğü içinde ele
alıp değerlendiremezsek, hangi düşmanla karşı karşıya olduğumuzu doğru olarak
teşhis edemeyiz. Nefesimizi ufkumuzu
enerjimizi dikkatimizi ona göre uzun
soluklu olarak donatmak zorundayız. 28
Şubat sürecine o dönemde bir milletvekili
olarak içeriden maruz kaldım. RP olarak
en büyük zaafımız bu tür saldırılar karşısında ne yapacağımıza ilişkin hiçbir fikrimiz
planımız öngörümüz olmaması idi Gündemi biz belirleyemiyorduk. Tabiri caiz ise
olayların öznesi değil nesnesiydik, maruz
kalanıydık. Bir adım sonra başımıza ne
geleceğini, buna karşı ne yapabileceğimizi bilemiyorduk.
Evet Milletimiz o eşsiz sağduyusu ve
iradesine sahip çıkma içgüdüsüyle, bu saldırıları bu güne kadar etkisizleştirmeyi
bildi. Fakat ben hala o "üst akıl" diye adlandırdığımız heyulanın bir adım önüne
geçebildiğimiz kanaatinde değilim. 15
Temmuz darbe girişimi, bu süreçte yaşanan şaşkınlık, istihbarat zafiyetleri bunun
en büyük belirtisidir. Evet eskiye göre çok
daha donanımlıyız daha tecrübeliyiz.
Ama bunun analizini stratejisini hazırlayacak muhtemel saldırı senaryolarına göre
atılacak adımları planlayacak lider kadrolardır, Genel kurmaydır. Yoksa her zaman
Halkımızın iradesine sahip çıkma kararlılığına, şehadete koşmasına mı yaslanacağız.
Daha iki yıl öncesine kadar gözümüzün önünde TSK hiyeyarşisini alt üst eden
Balyoz komplosunu Türkiyeyi yöneten
kadrolar dahil yiyip yutmadık mı? Açılan
boşluktan Ordunun en kılcal damarlarına
kadar FETÖ örgütünün sızdığını farkedebildik mi? Bunlar Pensilvanyadaki bir
meczubun kapasitesinin çok ama çok
üstünde bir aklın strateji ve planlamanın
ürünüdür. Meydanlarda demokrasi nöbeti tutan fedakar mazlum milletim bayram
yapmayın endişelenin Zira ben de endişeliyim. Endişeli ve müteyakkız olmak
zorundayız.
Bundan birkaç ay öncesine kadar "Türkiye Suriyeleşebilir mi?" diye sorulsa "Hadi
oradan kardeşim saçmalama" derdim.
Ama şimdi açık ve yakın tehdit görüyorum. Süreç devam ediyor. Bundan sonraki hamlenin ne olacağını önceden muhtemel senaryolar üzerinden planlayıp
savunma stratejileri hazılramak zorundayız. Mesele sadece dışarıdaki açık düşman olsa işimiz kolay. Bir atasözümüz var
"işbirlikçi hain içerden olunca kapı kilit tutmaz" diye.
Bu iç düşmanı tasfiye ederken bile çok
köklü olduğunu varsaydığımız bütün
devlet kurumları TSK dan Güvenlik ve
İstihbarat teşkilatına Yargıya, Bürokrasiye,
Eğitime kadar bütün kurumlarımız hasar
görecek. Çünkü bağrımıza saplanmış
okun temrenini çıkarma operasyonu yapmak zorundayız. Suriye sınırımızda bu
zafiyetten istifade edip bir oldu bitti ile
PKK devleti kurulursa ne yapacağız?
Bundan sonraki hamlenin "iç savaş
başlatmak" olacağı yönünde sezgilerim
var. Buna teşne olan bir PKK belası zaten
var Buna İŞİD'i de katın . İçerdeki hainlerin
de bunlara destek olabilecek kadar gözü
dönmüş olduğunu da hesaba katın.
Bunun için Türkiyemizde yeteri kadar nefret biriktirdik. Sadece bir kıvılcıma bakıyor.
Bunu devlet büyüklerine yapılacak
suikastlerle, faili meçhullerle, kutuplaşmiş
toplum kesimlerini birbirine düşürecek
"Sivas-Başbağlar" türü provokasyonlar ile
tetiklemeye çalışacaklar. Düşmanın ve
içerdeki işbirlikçilerinin bunu yapacak kapasiteleri var. '80 sonrasını bir hatırlayacak
olursanız karanlık odakların bir hayli deneyim sahibi olduklarını görebilirsiniz. Bu
ortamda bir Cumhurbaşkanı Başdanışmanı çıkıp "Halka kendini savunması için
pompalı ruhsatı almayı kolaylaştıracağız"
diyebiliyor.
Bu kin ve nefreti ve kutuplaşmayı
daha da tırmandıracak en büyük yanlış
idam cezasının tekrar getirilmesi olacaktır.
Halkımızdaki gerilim ve heyecan fırtınası
dindiğinde bunun doğru bir yaklaşım
olmadığına ikna olacaktır. Merak etmeyin
AB ve Avrupa Konseyini, NATO yu gündeme getirmeyeceğim. Türkiye tarihine
bir bakın idamlar hangi sorunumuza
çözüm getirmiş; İstiklal Mahkemelerinin
idamları mı, İskilipli Atıf Hoca mı? Dersin
Katliamları mı ,Seyit Rıza mı, Şeyh Said
mi, Adnan Menderes, Polatkan, Zorlu
idamları mı,? Deniz Gezmiş Hüseyin İnan,
Yusuf Aslan mı? 12 Eylül darbesinde bir
sağdan bir soldan hesabıyla asılan 50
gencecik fidan mı.? Hangisi bu ülkenin
yaralarının sarılmasını sağladı.Tam tersi
toplumumuzdaki yarılmaları bilenmeleri
artırdı.
İş birlikçi ve darbeci hainler mevcut
hukuk sistemimizi öngördüğü en ağır
cezalara çarptırılmasında yüzde 90 insanımız hemfikir. Bunda ayrılık yok. Fakat acilen yerine getirilmesi gereken en önemli
hamle Lider kadrolarımızın, siyasi parti
liderlerimizin Hükümetimizin, amma ve
İlla Cumhurbaşkanımızın bir toplumsal
uzlaşma, ortak Milli değerler etrafında birleşme hamlesi başlatması olacaktır. Zaten
milletimiz bunu meydanlarda gerçekleştirdi. Geriye Liderlerimizin bu fırsatı provokasyonlar başlamadan değerlendirmesi kaliyor.
Vergi rekortmenleri açıklandı
Mersin Vergi Dairesi Başkanı Adem
Güngör, Mersin'in vergi rekortmenlerini yaptığı yazılı açıklamayla kamuoyuna duyurdu.
Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi'nde ilk 100'e giren kişi ve kurumların
listesini yayınlayan Güngör, 2015 yılı
vergilendirme dönemine ilişkin Yıllık
Gelir Vergisi Beyannamesi'nin verilme
süresinin 31 Mart 2016, Kurumlar Vergisi Beyannamesi'nin verilme süresinin
ise 2 Mayıs 2016 günü sona erdiğini
anımsattı.
Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı'na
bağlı vergi dairelerine 2015 yılı için 56
bin 888 mükellef tarafından yıllık gelir
vergisi beyannamesi verildiğini belirten Güngör, "Verilen beyannamelerden yıllık gelir vergisi beyannamesi ile
688 milyon 178 bin 461 TL matrah
beyan edilmiş ve bu tutar üzerinden
160 milyon 591 bin 415 TL gelir vergisi tahakkuk ettirilmiştir.
Mersin genelinde gelir vergisi matrah toplamında bir önceki döneme
göre yüzde 42,21, tahakkuk eden gelir
vergisi toplamında ise yüzde 40,98
oranında artış meydana gelmiştir"
dedi.
Kurumlar vergisinde ise 2015 yılı
için 12 bin 335
mükellef tarafından
beyanname verildiğini bildiren Güngör,
"Verilen kurumlar vergisi beyannameleri ile
1 milyar 162 milyon
733 bin 596 TL
kurumlar vergisi matrahı beyan edilmiş ve
bu tutar üzerinden
231 milyon 310 bin
108 TL kurumlar vergisi tahakkuk ettirilmiştir.
Mersin genelinde
2015 vergilendirme
dönemine ilişkin beyan edilen kurumlar vergisi matrah toplamında bir önceki döneme göre yüzde 9,12, tahakkuk
eden kurumlar vergisi toplamında ise
yüzde 11,18 oranında artış meydana
gelmiştir" ifadelerini kullandı.
Vergi Dairesi Başkanı Güngör,
gerekli hassasiyeti gösterip, vergisini
sürekli ödeyen ve yatırımları ile istihdam sağlayarak katkıda bulunan, il
genelinde ödedikleri vergilerle ilk
100'e giren mükellefler başta olmak
üzere tüm mükelleflere teşekkür etti.
Adem Güngör'ün açıkladığı ilk 100 kişilik listeye
göre, Kurumlar Vergisi'nde
43 milyon 433 bin 654 lira
vergi beyanında bulunan
MIP, 8 milyon 686 bin 730
liralık vergiyle Mersin'in
vergi rekortmeni oldu.
Kurumlar Vergisi'nde ikinci
sırada 36 milyon 336 bin
226 lira matrah ve 7 milyon
267 bin 245 lira tahakkuk
eden vergiyle CMA CGM
Adem South Turkey Gemi AcenteGüngör liği A.Ş. yer alırken, Mersin
Denizcilik Faaliyetleri ve
Ticaret A.Ş ise 34 milyon
563 bin 243 lira matrah ve 6 milyon
912 bin 648 lira tahakkuk eden vergi
ile üçüncü oldu.
Öte yandan, Gelir Vergisi şampiyonu ise 6 milyon 951 bin 409 lira matrah ve 2 milyon 425 bin 83 lira ile bu
yıl da yine son yılların öne çıkan ismi
İskenderBotros oldu. Mişel Şaşati de 4
milyon 930 bin 169 lira matrah ve 1
milyon 717 bin 649 lira tahakkuk eden
vergi ile Gelir Vergisi ikincisi oldu. Listede üçüncü sıradaki mükellef ise isminin açıklanmasını istemedi.
Halkla Beraber... Halk İçin !!!
Av.Ersin
Parlat
0.537.445 53 94
Diyanet Evleri
Geçen gün Mersin’de ilk defa
Diyanet Evine gitmek istedim.
Ancak yerini bilmediğim için bazı
kişilere sordum. Yerini bilen çıkmadı.
Sorduğum kişilerden bir tanesi:
- Mersin’de öyle bir yer yok. Olsa
bile bizleri oraya almazlar, dedi.
- Neden, diye sordum.
- Şu anda din adamlarımız, bizim
bulunduğumuz ortamlara gelmiyorlar. Öyle olunca Diyanet Evlerine de
bizleri almazlar, dedi. Zaten şu anda
da öyle bir yer yok.
Çok şaşırdım. Bundan üç-dört yıl
önce ben böyle yerlerin açılması
gerektiğini düşünmüştüm. Çünkü
aklım erdiğinden beri Orduevleri var.
12 Eylül 1980’den sonra da Polis
Evleri ve Öğretmen Evleri açıldı. Çok
da iyi oldu. Şu ana kadar olumsuz bir
durumlarını duymadım. Son yıllarda
Öğretmen Evleri halka da açıldı.
Önceleri sadece öğretmenlere hizmet veriyordu. Şimdi daha iyi oldu.
Sorun yok.
Diyanet Evleri açılması gerektiğini
bundan birkaç yıl önce düşündüm.
Aynı öğretmen evleri gibi. Yurt
genelinde tüm il ve ilçe merkezlerinde açılmalı. Pek çok yerde de bundan söz ettim. Peki, Ankara’daki
etkili ve yetkili kişiler neden bunu
düşünmezler? Halkımız, din adamlarımızla aynı ortamda oturup sohbet
etse kötü mü olur? Din adamlarımızın bir yerleri eksilir mi?
Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk,
tv’lerdeki açık oturumlara katıldığında kendisine soru soran yurttaşları,
doğduğuna pişman edercesine tersliyordu. Ben de onun bu tutumunu
bir türlü kabullenemezdim.
Derken, bundan iki yıl önceki
Ramazan ayında tv’de emekli müftü
Necmettin Nursaçan’ı tanıdım. Nur
yüzlü, tatlı dilli, hoş bir din adamı.
İzleyenlerin yönelttiği en aptalca
soruları bile çok sakin ve büyük bir
sabırla cevaplandırıyor.
İzleyenlerin ellerinde telefon, karşılarında televizyon ve televizyonda
da Necmettin Nursaçan var. Bütün
sorulara ince ince cevap veriyor.
Artık kendilerinin okuma yazma bilmelerine gerek yok. Evlerinde herhangi bir kitap bulunmasına gerek
yok. Artık herşey çok kolay. Oysa
Yaşar Nuri Öztürk öyle mi?
- Ben bu konuyu bundan on yıl
önce falan kitabımın filan sayfasında
yazmıştım. Açın okuyun, diyordu.
Ben de ona çok kızıyordum.
Neden soran insanları rezil ediyor,
diye. Şimdi düşünüyorum da az bile
yapıyormuş. Oysa N.Nursaçan öyle
mi; en aptalca soruları sabırla cevaplandırıyor. İnsanların yorulmalarına,
düşünmelerine hiç gerek yok. Sıkıysa
cevaplamasın. Tv kanalı, Necmettin
Hoca’yı kapının önüne koyar hemen.
Din adamlarımız halen Mekke ve
Medine’den dışarıya çıkamadılar.
Türkiye’ye gelemediler. 2016 yılına
da gelemediler. Hala 622 yılında
yaşıyorlar. Sanki günümüzde hiç birşey olmuyor. Bu toplum yaşamıyor.
Eğer bir gün Diyanet Evleri açılırsa ve halka da açık olursa belki o
zaman din adamlarımız Arap yarımadasından ve 622 yılından çıkıp,
Türkiye’ye ve 2016 yılına gelebilirler.
Bunların gerçekleşmesi için dua edelim. Sağ olursak o günleri de görürüz. Eğer Diyanet Evleri halka açık
olursa, din adamlarımıza çok sorumuz olacak. Yaşar Nuri Hoca nur
içinde yat! Sana kızmış olduğum için
beni affet!
Esen kalın!
3
8 AĞUSTOS 2016
MTOSB heyeti toplandı
Abdi Satıroğlu
Mersin Valisi Çakacak başkanlığında toplanan Müteşebbis Heyeti’nin genel konusu darbe girişimioldu.
0.506. 443 37 30
[email protected]
Mersin-Tarsus Organize Sanayi
Bölgesi (MTSOB) Müteşebbis
Heyeti Temmuz ayı olağan toplantısı Vali Özdemir Çakacak başkanlığında gerçekleştirildi.
Valilik Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Büyükşehir
Belediye Başkanı Burhanettin
Kocamaz, MTOSB Yönetim Kurulu
Başkanı Sabri Tekli ve müteşebbis
heyeti üyeleri katıldı.
Toplantı öncesinde Milletimizin
dik ve vakur duruşuyla kısa sürede
püskürtülen ancak etkileri halen
hissedilen darbe girişimi ile ilgili
açıklamalarda bulunan Vali Çakacak, atlatılan bu badirenin ülkemizde şimdiye kadar yaşanmamışların
yaşanmasına neden olduğunu
ifade ederek “Türkiye çok darbeler
gördü, ama böylesini hiç görmedi.
Çünkü bu hain girişim darbenin
de ötesindeydi. Bu girişimde gözü
dönmüş teröristler, Milli İrade’nin
temsilcilerinin bulunduğu ve tüm
halkımızın temsil makamı olan
meclisimizi dahi hedef aldılar.
Vatandaşlarımızın vergileriyle alınan araçlarla, yine kendi insanlarımızı vurdular” diye konuştu.
Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe
teşebbüsünün hemen başında
telefon ile canlı yayına bağlanarak
söz konusu olayın bir kalkışma
olduğunu açıklaması ve halkımızı
meydanlara davet etmesinin darbenin püskürtülmesi açısından son
derece önemli olduğunu vurgulayan Vali Çakacak, “Sayın Cumhur-
Kent merkezinde
denetimler arttı
Editör’den İki Satır
başkanımızın dirayetli duruşu
sayesinde etnik yapısı ve siyasi
görüşü ne olursa olsun toplumun
her kesiminden vatandaşımız bu
çağrıyla sokaklara inmiş ve
demokrasimize sahip çıkmıştır”
şeklinde konuştu.
Milletimizin bu olay sırasında
son derece sağduyulu davrandığının altını çizen Vali Çakacak, “Bizim
Milletimiz yanlış yönlendirilmelere
kolay kolay kanmaz. Milyonların
sahada olduğu bir gecede herhangi bir olumsuzluğun yaşanmaması,
Milletimizin ne kadar asil bir Millet
olduğunu apaçık bir şekilde ortaya
koymuştur. O kara gecede Milli
İrade’ye canı pahasına sahip çıkan
Milletimizle ne kadar gurur duysak
azdır.
Darbenin de ötesinde Milletimizi kırdırmaya, ülkemizde iç savaş
çıkarmaya, vatanımızın parçalanmasına ve işgaline yönelik olan bu
girişimde Çanakkale ruhu bir kez
daha tezahür etmiştir” ifadelerini
kullandı.
Toplantıda bir önceki ay alınan
yönetim kurulu kararları gözden
geçirildikten sonra, Haziran ayı
gelir- gider tablosu incelenip onaylandı.
Mut ve Erdemli’de sulama borusu dağıtıldı
Büyükşehir’den çiftçiye destek
Dağıtılan sulama boruları ile üreticiler, yaklaşık 8 bin 560 dekar
araziyi sulama ve tarıma elverişli hale getirme imkanına sahip oldu.
Akdeniz Belediyesi Zabıta Müdürlüğü
ekipleri, sokak ve kaldırımları işgal eden
esnaflara yönelik denetimlerini sürdürüyor.
Ekipler, son olarak Kuvva-i Milliye Caddesi ve Silifke Caddesi ile vatandaşların
yoğun olarak ziyaret ettiği iş merkezlerinin
girişlerinde denetim yaptı.
Eksik belgeleri olduğu tespit edilen
esnafları, belgeleri en kısa sürede tamamlamaları yönünde uyaran Zabıta Müdürlüğü
ekipleri, sokak ve kaldırımların üzerine
konulan işyerlerine ait tabela, tezgâh, masa,
sandalye ve sehpaları kaldırmalarını istedi,
ekipler; kaldırım ve koridorlarda yürüyüşü
güçleştiren bu malzemeleri yer yer kendi
elleriyle kaldırıp işyerlerinin kapısına bıraktı.
Esnafla sohbet eden Müdürlük yetkilileri,
amaçlarının ceza keserek onları zor durumda bırakmak olmadığını, ancak yurttaşların
güvenliğini ve esenliğini tehdit eden her
türlü işgal ve olumsuzluğu ortadan kaldırmakla görevli olduklarının altını çizdi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi,
kırsalda üretimi artırarak çiftçinin
kalkınmasına katkı sağlamak
amacıyla üreticilerin yanında
olmaya ve kaliteli tarım yapılabilmesi için üreticiye her türlü desteği sağlamaya devam ediyor.
Mersin Büyükşehir Belediyesi
tarafından Erdemli ve Mut ilçesinde devam eden sulama borusu dağıtımı ile suyun, sulama
yapılacak bölgeye daha hızlı,
engelsiz ve kayıpsız bir şekilde
ulaşımı sağlanıyor. Üreticiler
daha fazla tarımsal ürünü daha iyi
kalitede ve daha az su kullanarak
üretme imkanı buluyor.
Erdemli ilçesine bağlı Çiriş,
Kızılen, Küstüllü, Elvanlı, Hacıhalilarpaç Mahalleleri ve Mut ilçesine bağlı Esençay, Kelceköy ve
Yıldız Mahallelerinde çapları 100
mm, 125 mm, 150 mm, 250
mm, 400 mm ve 450 mm olmak
üzere toplam 24 bin 380 metre
sulama borusu dağıtıldı.
Dağıtılan sulama boruları ile
üreticiler yaklaşık 8 bin 560
dekar araziyi sulama ve tarıma
elverişli hale getirme imkânı
buldu.
Dağıtılan sulama borularının
yanı sıra yapılan tespit ve ölçümler sonucu ile üreticiye sulama
havuzu desteği de sağlayan
Mersin Büyükşehir Belediyesi,
Tarsus ilçesi Çiriştepe Mahallesi’nde bölge halkının ihtiyaçlarını
karşılayacak 11 x 15 x 1,5 m
boyutlarında ve 231 m3 kapasiteye sahip sulama havuzunun
yapımını tamamladı.
Ayrıca Mersin Büyükşehir
Belediyesi tarafından üreticilerin
hasat ettikleri ürünleri, yükleme
ve boşaltma esnasında yaşadıkları sıkıntıları gidermek ve insan
gücünden tasarruf etmek amacıyla Erdemli ilçesi Çerçili Mahallesi’nde kurulan Sebze Meyve
Yükleme ve Boşaltma Rampası,
Erdemlili üreticilerin hizmetine
sunuldu.
Sokaklar kilit parke Bilim Sanat Merkezi’nde sona yaklaşıldı
ile yenileniyor
Toroslar Belediyesi’nin ilçe sınırları içerisindeki mahallelerde sürdürdüğü yol yapım, asfalt ve kilit parke kaldırım çalışmaları hızla
devam ediyor.
Köy ve beldelerden mahalleye dönüşen yerleşim yerlerinin yanı
sıra merkez mahallelerde de tespit ettiği kaldırım eksiklerini giderme noktasında büyük mesafe kat eden Toroslar Belediyesi, Tozkoparan Mahallesi’nde kilit parke kaldırım çalışmalarını gerçekleştiriyor.
87058, 87060, 87061, 87063, 87065 ve 87067 numaralı
sokaklarda 1300 metre kaldırım çalışması yapan Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, bir yandan da tahrip olmuş kaldırımları da onararak
yeniliyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Toroslar Belediye Başkanı Hamit
Tuna, vatandaşların yılın her mevsiminde tüm hizmetlerden rahatça
yararlanabilmesi için çaba harcadıklarını belirtti.
Yaz aylarına girilmesiyle birlikte asfalt, kaldırım, yol açım ve
düzenleme çalışmalarına daha da ağırlık verdiklerini kaydeden Başkan Hamit Tuna, vatandaşlardan gelen talep ve istekleri de dinleyerek aciliyet sırasına göre çalışmalarını sürdürdüklerini vurguladı.
Başkan Tuna, 6360 sayılı Büyükşehir yasası ile ilçe sınırları genişleyen Toroslar’da tüm eksiklikleri tespit ettiklerinin bilgisini vererek,
vatandaşlardan hizmet konusunda biraz sabırlı olmalarını ve imkanları ölçüsünde tüm mahallelerde hizmetlerin aksamadan yerine
getirileceğine dikkat çekti.
Yenişehir Belediye’sinin önemli
projeleri arasında yer alan Bilim
Sanat Merkezi inşaat çalışmasında
sona yaklaşıldı.
Eylül ayı sonuna kadar bitirilerek
yeni eğitim ve öğretim yılında hizmete girmesi planlanan Bilim Sanat
Merkezi’nin yüzde 80’i tamamlanmış durumda.
Kuşkusuz eğitim her işin başıdır.
Her türlü sosyal ve kültürel gelişmenin temeli eğitimdir. Bu itibarla bizler
ne kadar çağdaş tekniklerle eğitim
verirsek, yavrularımızı donanımlı olarak geleceğe hazırlarsak ülkemizin
de geleceği o denli parlak olacaktır,
diyen Yenişehir Belediye Başkan’ı
İbrahim Genç; Şu an peyzaj ve çevre
düzenleme çalışmaları devam eden
bu projeyi çok kısa bir süre içerisinde
eğitimin hizmetine sunacağız, dedi.
Kocavilayet Mahallesi 2927 sokak
üzerinde 6 bin metre kare alan üzerine kurulan ve 3 bin 200 metre kare
kapalı inşaat alanı bulunan Bilim
Sanat Merkezi’nde, çeşitli bilim ve
sanat eğitimlerinin verileceği derslikler, laboratuvarlar, müzik, resim ve
fen salonlarının yanı sıra drama salonu, oyun salonu, çalışma odaları,
kütüphane ile idari ve teknik birimler
bulunacaktır.
Projenin bahçe kısmında ise peyzaj alanları, açık otopark, ve tören
alanın bulunduğu geniş bir çevre
düzenlemesi olacak.
Midemizi
Bulandırmayın
Darbe girişiminin gerçekleştiği
günden beri, ortalık birbirini suçlayan, kazık atanlarla dolu.
Tam manasıyla kim dost kim
düşman belli değil.
Herkes birbirinin kuyusunu kazmakla meşgul.
Suçlu-suçsuz birbirine karıştı.
Öyle bir hale geldik ki, yan
komşumuza, yıllardır alışveriş ettiğimiz bakkala bile şüpheyle bakar
olduk.
Bu işin sonu nereye varır,
Allah bilir.
Ancak gidişatın iyi olmadığı
ortada.
Elhamdülillah Müslümanız. Söz
konusu dinimiz olduğunda, hiç
birimiz laf söyletmeyiz.
Bu yapılanların ardından, insanların tavırları yanlışları da beraberinde getiriyor.
Şimdi her namaz kılana
FETÖ’cü diyebilir miyiz? Mümkün
değil. O halde, sapla samanı
doğru bir şekilde ayırt etmek
lazım.
Darbe girişimi öncesinden de,
Mersin Büyükşehir Belediyesi
üzerinde bir takım oyunlar oynanmaya çalışılıyordu.
Son gelişmelerin ardından bu
ayyuka çıktı.
Hemen hemen aklınıza gelen
her kurum ve kuruluşta olduğu
gibi, burada da bir takım isimler
soruşturma kapsamında gözaltına
alındı.
Yargı süreci sonunda kimin
suçlu kimin suçsuz olduğu ortaya
çıkacak elbette.
Ancak yaşanan gelişmelerin
sonucunu beklemeden, ortalığı
karıştıranlara ne demeli.
Son 10 gündür, ısrarlı bir şekilde sürdürülen ‘Burhanettin Kocamaz’ aleyhtarlığı, sıkıntı yarattı.
Sosyal medyada, Belediyenin
adı geçen her ortamda ‘açığa’
alınması ile ilgili bir takım paylaşımlar yapılıyor.
Tek taraflı ...
Yanlı....
Elde bilgi varsa, belge varsa
gidilecek adres bellidir. Cumhuriyet Savcılığa başvurursun, ilgili
mercilerde gereken neyse yaparlar.
Sadece lafla, içi boş ithamlarla
suyu bulandırarak ne elde edilmek
isteniyor?
Delinin biri kuyuya bir taş atıyor,
değil 40, 400 akıllı çıkaramıyor.
‘Kaçtı’ dediler. ‘FETÖ’cü dediler. ‘Bu işlerin arkasında o var’
dediler. Ne olsa dediler.
Sonuç; kaçtı dedikleri isim,
arkasında binlerce insanla Taş
Bina’da halka seslendi.
‘Buradayım’ dedi.
Artık zaman ‘birlik’ zamanıysa;
Zaman ‘beraberlik’ zamanıysa... Kuyu kazmayı bırakıp, bina
yapmaya başlamanın da zamanıdır.
Gereksiz şeylerle, aslı astarı
olmayan, içi boş ithamlarla milletin midesini bulandırmanın kimseye faydası yok.
Saygılarımla...
4
8 AĞUSTOS 2016
Sorunlar, Tek Tip Kıyafet İçine Saklanarak Çözülemez
Farklı Pencereden
Gülsen Metin
[email protected]
Uzmanlar, çocuklarda görülen davranış problemini analiz ederken ‘kök’ probleme inmeye çalışır. ‘Yansıyan’ problemlerle uğraşmazlar.
Anne babalar ise çocuklarında gördükleri problemlerin temeline inmek yerine,
problemin dışa yansıyan kısmını ortadan
kaldırmaya çalıştıkları için, çocukları ile her
dönemde yeni ve enteresan sorunlarla
karşı karşıya kalıyor.
Mesela, tırnaklarını yiyen bir çocuğun
ebeveyni, bu problemi ortadan kaldırmak
için kimi zaman çocuğun tırnaklarına acı
biber sürer, kimi zaman parmaklarına yara
bandı yapıştırır, kimi zaman da kızar, azarlar ve böylece çocuğun tırnak yemesinin
önüne geçmeye çalışır. Bu yöntemler
bazen işe yaramış gibi görünse de tırnak
yemeyi bırakan çocukta bir süre sonra alt
ıslatma veya tikler görülmeye başlayabilir.
Bu defa ebeveyn çocuktaki bu problemleri yok etme gayretine girmişken, hiç beklenmedik bir anda okulda yeni bir sorun
patlak verir: “Çocuğunuz arkadaşları ile
kavga ediyor, derslerini hiç dinlemiyor.”
İşte ebeveynler çoğu defa böylesi bir
kısır döngünün içine girdiklerini fark ettiklerinde artık bir uzman desteğine ihtiyaç
duyduklarına inanır. Uzmanlar ise böylesi
problemlerle karşılaştıklarında, mesela,
tırnak yemeyi bir problem olarak görmez.
Alt ıslatma da bir problem değildir aslında.
Veya çocukta görülen tikler de bir uzman
için asıl problem değildir. Bunların her biri
‘yansıyan’ problemdir ve çocuğun “duygu
dünyası”nda var olan bir “kök” problemin
habercisidir. Eğer uzman, bu haberciyi
ortadan kaldırmaya çalışırsa, o zaman
kökte yatan asıl probleme ulaşamaz. Tırnak yemek bir habercidir ve bir çocuğun
duygu dünyasına derinleşen uzman, çoğu
defa tırnak yeme davranışının kökeninde
çocuğun kendisini yetişkinlerin yanında
‘güçsüz, yetersiz, değersiz’ hissetmesin
yattığına erişebilir. Böylece uzman, aslında kökte yatan bu ‘yetersizlik’ hissi ile
mücadele eder, çocuğa yetersizlik hissi
veren yetişkinleri daha duyarlı hâle getirirse, tırnak yeme olarak dışarıya yansıyan
problemin de kendiliğinden ortadan kalktığı görülür.
Bütün bunları neden söyledim…
Geçen günlerde okullardaki tek tip kıyafet
uygulaması kaldırıldı, kıyafet serbestisi
getirildi. Ben de geçen haftaki yazımda
“Ülkemiz çocuklarının üzerindeki deli
gömleği nihayet çıkartıldı” diyerek bu
durumun çocuk dünyasına nasıl olumlu
yansıyacağını işlemiştim.
Ancak gelen maillerden gördüm ki
ebeveynler ve yöneticiler okullarda kıyafet
serbestisi getirilmesinden dolayı endişe-
li…
Kimi ebeveyn “Kıyafet serbestliği ile
çocuklar okula her gün başka kıyafetle gitmek için birbiriyle yarışacaktır” derken,
kimi yönetici, “Fakir çocuklar eski ve yıpranmış kıyafetlerle okulda mahcup duruma düşecek” diyor… Bir başka ebeveyn
marka tutkunu olan çocuklarının kendilerini nasıl da zora sokacağının endişesini
yaşıyor.
Ve daha onlarca endişeli mail.
Her ne kadar bazı ebeveynler kıyafet
serbestliğine böyle baksa da ben bir
uzman olarak bu endişelerin temelinde,
anne-babaların çocuklarındaki kök problemlerin üzerini ‘okul önlüğü’ ile örtmeye
çalıştıklarını üzülerek görüyorum. Bir
çocuk marka bağımlısı ise marka bağımlılığı bir ‘kök’ problem değildir, bu ‘yansıyan’ bir problemdir. Ebeveynler kıyafet
serbestisi ile marka bağımlılığının daha da
üst seviyeye çıkacağını düşündüğü çocuğunun bu durumunu tek tip okul kıyafetiyle örtmek yerine, korkusuzca problemin
Çamak, “Adeta vatandaşlık
aidatı isteniyor”
Çamak, vatandaşlar tarafından ‘İşsiz Evlat Vergisi’ olarak tanımlanan
yeni uygulamadan kaynaklanan sıkıntıları meclis gündemine taşıdı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin
Çamak, işsiz vatandaşların Genel
Sağlık Sigortası primi adı altında
borçlandırılması uygulamasının
kaldırılması için hükümete çağrıda bulundu.
Çamak, işsizlerden adeta
vatandaşlık aidatı istendiğini
belirtti ve sorunun borç erteleme
ya da taksitlendirmeyle çözülemeyeceğini vurguladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
Mersin Milletvekili Dr. Hüseyin
Çamak, milyonlarca işsizi ve
ailesini mağdur eden, vatandaşlarca ‘İşsiz Evlat Vergisi’ olarak
tanımlanan zorunlu Genel Sağlık
Sigortası (GSS) primlerinden
dolayı yaşanan sıkıntıları meclis
gündemine taşıdı.
Hükümetin, 25 yaş altındakilerin zorunlu Genel Sağlık Sigortası borçlarının silinmesine karar
verdiğini ancak 25 yaş üstündeki
on binlerce işsizin borçlarının
silinmediğini kaydeden Hüseyin
Çamak, bu borçların tutarının
milyonlarca liraya ulaştığını,
zaten işsiz olan, geliri olmayan
vatandaşlara yeni yükler getirildiğini vurguladı.
Çamak, “GSS mağdurlarının
sosyal medyadaki tepkilerinin
ortak bir noktası var. ‘Gelsinler,
neyimiz varsa alsınlar ama yine
Kırsalda yol çalışmaları sürüyor
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin merkez
ve kırsal bölgelere yönelik yol yapım, bakım ve
onarım çalışmaları devam ediyor.
Demirışık-Değirmençay mahalleleri arasında yürütülen yol genişletme bakım ve onarım
çalışmaları tamamlanırken, Mezitli Bozön, Fındıkpınarı-Arslanköy (Durnaz yolu) mahallelerinde yol genişletme, bakım ve onarım çalışmaları
devam ediyor.
Asfalt çalışmaları ise Çamlıyayla Sebil,
Erdemli Kösbucağı ve Silifke İmamuşağı-Tokmar mahallerinde tamamlandı.
Mersin Büyükşehir Belediyesi kentin birçok
noktasında kaldırım tamirat çalışmalarını da
tüm hızıyla sürdürüyor.
Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından
2016 yılının ilk 6 aylık dönemi içerisinde kırsalda 77,1 km 1. kat asfalt sathi kaplama ve 32,05
km 2. kat asfalt sathi kaplama çalışması yapıldı.
Ayrıca 14.371,13 ton sıcak asfalt yama
çalışması tamamlanarak, yollar kullanıma açıldı.
Stabilize malzemeli 437,85 km yol bakım
ve onarım çalışmaları tamamlanırken, 85,1 km
yol genişletme, bakım ve onarım çalışması
yapıldı. 94,6 km serme, sulama, sıkıştırma çalışmalarının yanı sıra 2.175,15 km greyderli yol
banket bakım uygulamaları da tamamlandı.
Öte yandan Mersin Büyükşehir Belediyesi
tarafından farklı ebat ve ölçülerde 1997 adet
büz boru üretildi.
de böylesi adaletsiz bir borcu
ödeyemeyiz’ diyorlar. İşsizlere
âdeta vatandaşlık aidatı olarak
kesilen bu borcu erteleyerek,
yapılandırarak, taksitlendirerek
veya faizlerini silerek bu sorun
çözülemez. İktidar böylesi bir
havadan borçlandırma uygulamasını neden tamamen ortadan
kaldırmayı düşünmüyor” diye
konuştu.
CHP Mersin Milletvekili Dr.
Hüseyin Çamak, Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından yabancı
ülkelere gönderilen doktora
öğrencilerinin, burs faizlerinde
indirim taleplerini de meclis
gündemine taşıdı.
Hüseyin Çamak
Çamak, yurtiçi burslarına
uygulanan faiz affının yurtdışı
doktora öğrencilerine de uygulanması gerektiğini söyledi.
Çamak, benzer uygulamaların
2011 ve 2014 yılında yapıldığını
vurguladı.
Çevreyi kirletenlere acımadılar
Mezitli Belediyesinin bu
yaz meclis kararı ile uygulamaya başladığı çevreyi kirletenlere ve özellikle yerlere çekirdek kabuğu atanlara
ceza kesimlerine başladı.
Vatandaşlara çevrenin
temiz tutulmasına ilişkin bir
süredir sözlü uyarılarda
bulunan Mezitli Belediyesi
Zabıta Müdürlüğü; akşam
gerçekleşen operasyonda
Mezitli Belediyesi ilçe sınırları içinde bulunan sahil
boyunca denetim gerçekleştirildi.
Akşam geç saatlerde
başlayan denetim süresince, Zabıta Müdürlüğüne
bağlı ekiplerimiz çevre
temizliğine önem vermeyen vatandaşlara cezai
işlem uyguladı. Zabıta ekipleri Kabahatler Kanunun 5326 sayılı kanunca 41/1 maddesi Çevre Kirletme Yasası gereğince özellikle yerlere çekirdek
kabuğu atanlara ise 35 TL para cezası uygulayan
ekiplerimiz, denetimlerine yaz mevsimi bitene
kadar devam edecek.
Zabıta ekiplerinin gerçekleştirdiği uygulamalar
sırasında bir seyyar satıcıya da Kabahatler kanunun 5326 sayılı kanunu 32. maddesi gereğince
Emre Aykırı davranıştan da 319 TL para cezası da
kesildi.
Sahil temizliği konusunda gerçekleştirilen
operasyonla ilgili kısa bir bilgi veren Mezitli Belediyesi Zabıta Müdürü Attila Bal; “Daha temiz bir
çevre ve Mezitli için bu uygularımız devam edecektir. Vatandaşlarımızdan çok olumlu tepkiler
aldık. Özellikle Suriye kökenli vatandaşlarımız dil
konusunda yetersizlik yaşasa da biz onlara da bu
cezayı uyguladık. Sahillerde Zabıta ekiplerimiz
sürekli denetim gerçekleştirmektedir. Dileyen
derininde neler yatıyor diye durup düşünmesi pedagojik olarak daha sağlıklı olur.
Veya bir fakir çocuğu tek tip kıyafet içinde
‘gizlemek’ yerine, o çocuğun bu hali, o
okuldaki ebeveyni harekete geçirmeli ‘sağ
elin verdiğini sol el görmemeli’ düsturu ve
el birliğiyle o çocuğun kök problemini
çözme gayretine girilmelidir. Evet, endişeler yersiz değil, ancak tırnak yiyen çocuğun sorunu tırnağına bant yapıştırarak
çözülemeyeceği gibi, her gün yeni bir
kıyafet isteyen çocuğun sorunu da tek tip
kıyafetle çözülmez.
Kıyafet serbestisi ebeveynlere ve
yöneticilere çocuklardaki kök problemlerin görünmesi ve çözümü için bir fırsat
verecek. Bu fırsatı kazanca dönüştürmek
lazım...
Sayın Adem GÜNEŞ’in 10 Aralık 2012
tarihli Aksiyon Haftalık Haber Dergisi yazısıdır.
Bu haftaki mutluluk sırlarımız sevgili
yeğenim Onat Kaan KINDAN’dan… Rehberiniz hayalleriniz olsun…☺
Mutlu olmak için;
• İyilik yapmalı,
• Yaşlılara yardım etmeli,
• Doğaya zarar vermemeli…
Bakan Ağbal’dan
Vergi affı ile ilgili
önemli açıklamalar
Maliye Bakanı Naci Ağbal Genel Kurul’da görüşülen “Kamu Alacaklarının Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Tasarısı”, yani vergi affı düzenlemesi hakkında açıklamalar yaptı.
Maliye Bakanı Ağbal vergi affı düzenlemesiyle
ilgili yaptığı açıklamada affın
KYK borçlarından Emlak Vergisi borçlarına kadar birçok
borçluyu ilgilendirdiğini ifade
etti. Ağbal, GSS konusunda
da gelir testi yaptırma çağrısında bulundu.
Maliye Bakanı Naci
Ağbal’ın açıklamasında öne
çıkan başlıklak şöyle:
Naci Ağbal
“Vergi cezalarını tamamen
kaldırıyoruz, 6,3 milyon
vatandaşımız bu kanundan yararlanacak. Yeniden
yapılandırma kanunu ile vatandaşların vergi daireleri
ile olan davalarını ortadan kaldırmayı da amaçlıyoruz.
Varlık barışı düzenlemesi önümüzdeki dönemde Türkiye'ye önemli bir kaynak getirecek bir düzenleme. Vatandaşlara pişmanlık hükümlerinden yararlanma imkanı tanıyacağız. Vatandaşların kamuya
olan borçlarını kolaylıkla ödemesi imkanı temin ediyoruz.
Vergi cezalarını tamamen kaldırıyoruz, gecikme
faizi ve gecikme zammı tahsilinden vazgeçiyoruz.
6,3 milyon vatandaşımız bu kanun hükümlerinden
yararlanacak. 6,3 milyon borçlu içinde 3,9 milyon
vatandaşımızın borcu MTV'den geliyor. 3,9 milyon
mükellefin borcu 1000 TL'nin altında.
Öğrenim kredisi borçları kanun kapsamında
ödenebilecek. Belediyeye ait olan borçlar da yapılandırılacak. Emlak Vergisi borçları, Çevre Temizlik
Vergisi borçları var. Bunlar bildiğimiz borçlar. Belediyelere Emlak Vergisi, Çevre Temizlik Vergisi borçları
olanlar yararlanabilecek.
50 TL ve altı borçlar siliniyor
Borç var ama çok düşük mesela 50 TL. Bu tutar
50 TL altındaysa biz bu borçları siliyoruz. Yani 29
milyon dosyada borç silinecek. Kanun kapsamındaki
alacaklar büyük oranda bin TL altında. 2011 yılından
önceki dönemlere ait borçlarından mutlaka vatandaşlarımız kurtulacak. 1.2 milyar liralık bir kamu alacağından vazgeçiyoruz.
5 yıl süre için
faiz alınmayacak
vatandaşlarımızda büromuzu arayarak şikayetlerini dile getirebilirler” dedi.
Yeni bir kültür kazandıracağız
Çevre temizliği denetimleri ile ilgili açıklama
yapan Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan;
“Belediyemize bağlı Zabıta ekiplerimizin akşam
gerçekleştirdiği operasyonla ilgili bugün gerek
şahsıma gerek belediyemize olsun birçok teşekkür mesajı aldık. Göreve geldiğim ilk günden beri
her zaman temiz bir çevre bilincini önemsedim.
Akşam gerçekleşen denetimlerde bazı vatandaşlarımıza cezalar kesildi, elbette bizler ceza
kesme taraftarı değiliz ama temiz bir kent için bu
uygulamayı meclis kararı ile gerçekleştiriyoruz.
Bu şekilde Mezitli'de yeni bir kültür kazandıracağız. Çöpünü çöp tenekesine atanlara, plajları
temiz tutanlara ve yerlere çekirdek kabuğu atmayan duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Tüm uyarılarımıza karşın çevreyi kirletenleri tespit
ederek cezai işlem uygulamaya devam edeceğiz.'” ifadelerini kullandı.
Tarımsal amaçlı kooperatiflerin Tarım Bakanlığından aldığı kredi var. Bakanlığa olan borçlarını kanun
kapsamında yeniden yapılandırabilecekler. Bir kere
5 yıllık taksitlendirme ve yılda 1 kez ödeme kolaylığı
getirdik. 5 yıllık süre içinde herhangi bir faiz almayacağız.
Kendi üyelerinden alacakları var. Benim kooperatife borcum var. Kanundan yararlanabilecek
miyim? Evet yararlanabileceksiniz.
OSB'ler için de yeniden yapılandırma geliyor.
Orman köylüleri için de 5 yıl taksitlendirme, yılda 1
kez ödeme kolaylığı ve faiz uygulanmadan borç
ödeme kolaylığı getirdik.
Geniş toplum kesimleri için meslek örgütü üyelerimizin meslek kuruluşlarına olan borçlarımızı yeniden yapılandırıyoruz. Yeniden yapılandırma kanun
çerçevesinde sosyal güvenlik kurumuna olan borçlar
da önemli bir nokta. 3 milyon işveren var borcu
olan. Bunların 57.4 milyar lira borcu var. Toplam
GSS ile 67 milyar lira ediyor. Bu prim borçları da
yapılandırılıyor. Bu kapsamda sigorta, işsizlik sigortası, emeklilik, genel sağlık sigortası, idari para cezaları yer alıyor.
Gelir testini yaptırın
GSS olan ve henüz gelir testi yaptırmayan vatandaşlarımıza bu kanun çerçevesinde farklı seçenekler
sunuyoruz. Kanun yayınlandıktan sonra ay başından
yani eylül ayından itibaren 4 aylık süre içinde gelir
testine başvururlarsa asgari ücretin 1/3'ünden az
çıkarsa bütün sağlık sigortası primlerini sileceğiz.
Gelir testini yaptırın. Devlet olarak biz sizin
bütün sağlık harcamalarınızı karşılıyoruz. Müracat
yapılmayınca daha yüksek bir gelir aldığını düşünerek primi yüksek sayıyoruz. Geliri asgari ücretin
1/3'ünden daha yüksek tam GSS ödemek zorunda
değil.
5
8 AĞUSTOS 2016
Kuyucuoğlu, “Kafalarda
cevapsız sorular var”
Kuyucuoğlu, CHP’nin Genel Merkez ve İl Teşkilatı düzeyinde hukukçulardan oluşan bir
komisyon kurduğunu belirterek, “OHAL çerçevesinde mağdur olduğunu, kendisine hata
yapıldığını düşünen vatandaşlarımızın bu komisyonlara başvurmalarını istiyoruz” dedi.
Mersin Tercüman Özel Haber
Bağ-Kur’unu yatırıp, primini öderken
onlar elleri ceplerinde, dükkanlarını
açıp masanın başına oturdular. Böyle
olunca da bizim esnafımız rekabet
edemez hale geldi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)
Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, yaşanan son gelişmeleri değerlendirmek ve nezaket ziyaretinde bulunmak amacıyla Gazetemiz Genel
Yayın Yönetmeni Abdi Satıroğlu’nu
ziyaret etti.
Türkiye’nin önemli bir dönemden
geçtiğini, yaşanan darbe girişimi sonrası insanların kafasında cevaplanamayan çok sorular oluştuğunu vurgulayan Kuyucuoğlu, parti olarak bir
takım endişelerinin bulunduğunu
söyledi.
Kıpırdayacak
halleri kalmamış
Kuyucuoğlu, “Şimdi bunlar, tüm
bu yapılanmayı temizleyeceğiz diye
yola çıktılar. 10 sene beraber bir
yolda yürüdüler. Bu yüzden de birbirlerini iyi tanıyorlar. Bu açıdan baktığımızda da, araştırma yaptıkça bir ucunun kendilerine dokunduğunu
görüp, daha çok kinleniyorlar.
Bakıyorsunuz Ak Partili milletvekilinin kardeşi darbeci, Cumhurbaşkanı’nın özel yaveri darbeci, Genelkurmay Başkanı’nın özel kalemi dar-
Alınan insanların yerine getirilenlere dikkat edilmeli. O koltuğa alakasız birini getirmek,
uygun olmayan birini atamak var
olan yanlışı katlayarak devam ettirmek olacaktır.
beci. İç içeler yani. Kıpırdayacak,
adım atacak halleri kalmamış.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
bizim endişemiz bu temizlik harekatı
esnasında kurunun yanında yaş’ın
yanmaması. Sürecin cadı avına
dönüşmemesi.
OHAL’e karşı çıktık
OHAL kanunu meclise getirildiğinde de, parti olarak herşeyin hukuk
çerçevesi içerisinde yapılması gerektiğini defalarca söyledik. Elbette suçlular cezalandırılsın, ama eziyette
yapılmasın. Parti olarak OHAL’e karşı
Türkiye yalnızlaştı
CHP Mersin Milletvekili Serdal Kuyucuoğlu, Genel Yayın Yönetmenimiz Abdi Satıroğlu’na yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi.
Müdürü ile de görüşüp, herşeyin
hukuk çerçevesi içerisinde yürütülmesinden yana olduğumuzu ifade
ettik.
Elbette bu noktada herkese
önemli görevler düşüyor. Bizler de
milletvekili olarak, gelen şikayetleri
iyi araştırmak durumundayız. Zira
geldiğimiz noktada kimin ne olduğu
çokta belli değil. Gelen her şikayeti,
anlamadan dinlemeden ortaya
atmakta, şu noktada doğru bir hareket değil.
Bu çerçevede Genel Merkez nezdinde ve İl Teşkilatı nezdinde, hukukçulardan oluşan bir komisyon kurduk. Gerçekten mağdur olanların
oraya başvurmalarını istiyoruz.
Komisyondaki hukukçularımız, gerçekten mağduriyete uğrayanların
işlerini takip etmelerini amaçlıyoruz.
Kayda girmeyenler var
Darbe teşebbüsünden önce de
ülke olarak sıkıntılar yaşıyorduk. Hem
ekonomik açıdan, hem siyaseten bir
çok sıkıntı yaşanıyordu. Özellikle
Suriye ağırlıklı yabancıların Türkiye’ye
göç etmesi nedeniyle birçok sıkıntı ile
karşı karşıya kaldık.
Ülkemize gelen Suriyeli sayısı ile
ilgili de büyük bir sıkıntı var. Devlet,
elindeki verilerle bu sayının 3 milyon
olduğunu söylüyor. Ama bu rakamlarda gerçekçi değil. Çünkü kayıtsız
çok kişi var.
O döneme bakacak olursak, sınır
Şimdi bu yapılanma her yere girmiş, her kademede görev
almış. Öyle bir şey ki, elle tutulur gözle görülür bir şey de
değil. Böyle bir durumda kin ile hareket ederseniz, birçok insanın canını boş yere yakarsınız. Bu anlamda çok dikkatli adım
atmakta fayda var. İtidalli davranmak en doğrusu...
çıktık. Çünkü OHAL kapsamında
yasa çıkarmıyorsun. Kanun Hükmünde Kararname ile herşeyi yapıyorsun.
Burada yaşanan sıkıtı da bu.
OHAL’de Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi askıya alınır. Avukatın
bile tutuklu ile, gözaltındaki insan ile
görüşme hakkı yok. 30 gün gözaltı
yetkisi var. Binlerce insan açığa alındı.
Bunlar önce bir açığa alalım, sonra
bakarız mantığındalar.
Normal şartlarda, bu Kanun Hükmünde Kararname’ye karşı yürütmeyi durdurmak için mahkemeye gitme
hakkın var. Ama OHAL kapsamında,
hukuki olarak hakkını arayamıyorsun.
Bu hakkın elinden alınıyor. İşte bu
yüzden OHAL’e karşıyız.
Kimin ne olduğu
belli değil
Bu noktada Vali ile de, Emniyet
şın çıkması ve bu sığınmacıların ülkemize gelmesi ile birlikte bu bu tabir-
Türkiye son dönemde, ciddi bir
şekilde dünyada yalnızlaşmıştı. İsrail
ile ilişkiler kötü, Suriye ile neredeyse
savaşa girecek. Irak’la bozuk, Rusya’yla bozuk, AB ile insan hakları
meselesinden bozuk, Amerika ile bir
iyi bir kötü, İran’la zaten hiç iyi olmadık. Kısacası herkesle düşman olduk,
dostumuz kalmadı ve böylelikle yalnızlaştık.
Hükümet bunu görünce ilk olarak
İsrail’e döndü. Mavi Marmara olayı
sonrasında İsrail’den özür beklenirken, neredeyse biz özür diler hale
geldik. Gazze’ye ambargonun kaldırılması falan hepsinden bir anda vazgeçildi. O dönemde çekilen onca
Kurum ve kuruluşların başındakilere süre veriliyor, 3-5 gün
içinde FETÖ’cülerin listesinin çıkartılması isteniyor. 4 bin 5
bin kişinin bulunduğu yerlerde 5 günde kimi, nasıl ayıklayacaksınız? Bunlar doğru davranışlar değil. Korku ile, endişe
ile hareket ediyorlar çünkü neyin nerede olduğunu kendileri
de bilmiyor. Böyle olunca da herkesi sorgusuz sualsiz görevden alıyorlar. Bu çok yanlış.
lerle tanıştık. Tabii ki bu 3 milyon
insanın içerisinde, adı-adresi belli
olmayanların içinde teröristi de var,
tamamen masum sivil vatandaşı da.
Avrupa samimi değil
İşin bir başka boyutu ise, Avrupa’nın sığınmacılar konusunda samimi davranmaması. Tamamen çıkarcı
bir yaklaşım içindeler. Zaten aldığı
rakam çok az. Türkiye 3 milyon sığınmacı almışken, toplamda Avrupa’nın aldığı sayı 1 milyon bile değil.
Aldıklarına da vatandaşlık vermiyorlar, göçmen statüsünde tutuyorlar.
Şimdi bilindiği gibi geri iade
anlaşması yapıldı. 3 milyar Euro para
verilecek. Bu iade de bizden alacakları rakam daha bin’e ulaşmadı. Anlaşma gereğince bize geri gönderdiği
gibi, bizden de sığınmacı alması
gerekiyor.
Ancak baktığınızda bize gelen var
ama, bizden kimseyi almıyorlar.
Komik komik tavırlar söz konusu.
Bakın aldık diye 3-5 kişiyi gösteriyorlar. 3 milyon kişinin arasında 5 kişiyi
alsan ne olur, almasan ne olur.
Sorun rafa kaldırıldı
eziyet bir kenara bırakıldı. Gittiler
tamam biz bu işi kapattık, dediler.
Sorun halledildi.
Sonra döndüler Rusya’ya. Önce
uçağı biz düşürdük dediler, emri biz
verdik dediler. Sonra lafı döndürdüler, özür dilediler. Hatta tazminatta
verecekler. Şimdi yavaş yavaş Suriye’de de Esad’la anlaşma yoluna
gidecekler. Mısır’a da heyet gönderdiler. Tüm bu geri adım atmalarının
sebebi, yalnızlaşmaları.
Aslında bu kırılma Arap baharı ile
başladı. Sonrasında Mısır ile bozulan
ilişkiler ve devamında Suriye politakısnda, Amerika politikasını değiştirmesine karşın, bizimkiler değiştirmeyince biz bu noktalara geldik.
Dünya Lideri
sözle olmuyor
O dönemde bir tarafta da Rusya
ardı ve onlarla olan ilişkilerin bozulmaya doğru gidileceği görünüyordu.
Çünkü karşı taraf savaşa aktif olarak
katılmış. Dolayısıyla burada Amerika
geri adım attı ve politikasını değiştirdi. Ancak bizim hükümetimiz yanlış
Darbe girişimi öncesinde bilindiği
Koskoca üniversite hocalarını al
gibi bu sığınmacıların vatandaşlığa
içeri, yıprat, ez. Aynı şekilde asaçıldı ve herkes elini kolunu sallayaalınması konusu gündemdeydi.
rak kimlikli-kimliksiz, kayıtlı-kayıtsız
keri yıprat. Sonra geç karşısına
Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülke
yurda girdi. Girenlerde bir yerde top- bu kadar büyük rakamda sığınmacıyı ‘kusura bakma’ de. Askere de ki
lanmadı, ülkenin dört bir yanına
vatandaşı yapmaz. Vatandaşlığın
‘git vatanı savun’. Böyle bir şey
dağıldı. Şimdi bu dağılan insanlarda, kuralları vardır, nasıl olacağına ilişkin
olamaz.
gittikleri yerlerde Valiliğe gidip yarbelirlenmiş ilkeleri vardır. Bu konu
dım alma, sığınma gibi bir talepte
çok iyi irdelenip, tartışılarak sonuçlanbulunduklarında kayda giriyorlar.
dırılmalıdır. Bu da Türkiye’nin başınBunların arasında böyle bir talepte
da ciddi bir sorun olarak duruyor.
politikada ısrar edip, Suriye’deki iç
bulunmayanlarda oluyor, dolayısıyla
savaşı da körükleyince tüm ilişkiler
da onlar kayda girmiyorlar.
Ekonomiyi de etkiliyorlar bozuldu. Ve sürdürülen yanlış politiBir dönem Suriyeliler ucuz iş gücü kalar yüzünden, ekonomik anlamda
Teröristi de var,
da büyük sıkıntıya girdik.
olarak düşünülüyordu. Sigortasız,
Yani öyle ben dünya lideriyim
masumu da
çok düşük yevmiyelerle çalıştırılan
demekle bu işler olmuyor. DünyadaBu gelenlerin arasında terörle
insanlardı. Şimdi bir kısmı işveren
ki süper güçler belli. Sen arkanda
bağlantılı olanlarının da olduğunu, ne oldu. Ancak, başta Hükümetin bu
ekonomik anlamda, dünyayı etkileyazık ki yaşadığımız acı olaylarda hep sığınmacılara tolerans gösterilmesi
birlikte gördük. Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili olarak ilgili merciilere talimat- yebilecek bir güce sahipsen, ancak o
Devleti tarihinde, Osmanlı dönemi
lar verdi. İş yapsınlar, çalışsınlar diye. zaman çıkıp dünya lideriyim diyebilirsin. ‘Ben büyük destek alıyorum’,
de dahil bizler canlı bomba tabiri ile
Zaten bu noktada da haksız bir
‘ben dünya lideriyim’ demekle bu
karşılaşmamıştık. Bomba yüklü araç- rekabet ortamı oluşturulmuş oldu.
işler olmuyor.
ları da tanımıyorduk. Suriye’de sava- Benim esnafım vergisini verirken,
Benim Düşüncem
Şinasi Şirin
[email protected]
Rehavet Olursa
Tehlike Olur...
Bu güne kadar hafife alınan; her
insan, her gurup, her ifade ve her
tehdit hafife alındığı için, bu gün
hem Allah’tan hem de milletten
(haşa) af dilemek zorunda kalınıyor.
Henüz hiçbir tehlike geçmiş
değil, daha yeni başlıyor denebilir.
14 Ağustos tehditlerini hafife almamak lazım.
Bunlar, gözü dönmüş caniler.
Milletine, inanç kardeşine, kendi
kanına, kendi canına mermi sıkacak,
bomba yağdıracak kadar hem de. Bu
yüzden “su uyur, düşman uyumaz”
atasözünü unutmamak lazım.
Bu nedenle, yarın yapılacak
(Pazar günü) mitinge; siyasi görüşü,
inancı, etnik kökeni ne olursa olsun,
Türkiye’nin bütünlüğüne inanan,
Atatürk İlkeri ve devrimlerine inanan, Cumhuriyete, demokrasiye ve
laik sistemin bir teminat olduğuna
inanan her insan, her görüş ve her
S.T.K.lar o meydanda olmuştur
inşallah.
Siyasi liderler Kürsüye el ele çıkmıştır, kucaklaşmıştır, milletine birlik
beraberlik çağrısı yapmıştır. Başka
çaresi, başka çıkış yolu yok.
Fakat; Cumhurun başına düşen
de “Benim dediğim olur, benim fikirlerimin etrafında toplanırsanız olur”
deyip de inatlaşmamalı. Bu inadın
nelere mal olduğunu hep birlikte
görmekteyiz.
Madem Cumhurun başı, madem
başkomutansın, o zaman öyle davranmalı, öyle tavır takınmalısın.
Şeyh Edebali’nin Osman Bey’e
nasihatlerini hatırla;
“AcizIik bize, yanıIgı bize; hoş
görmek sana.
GeçimsizIikIer, çatışmaIar, uyumsuzIukIar, anIaşmazIıkIar bize; adaIet
sana.
CahiI iIe dost oIma: iIim biImez,
irfan biImez, söz biImez; üzüIürsün.
Sen seni biI; ömrünce bu yeter sana.
UkaIayIa dost oIma: çok konuşur,
boş konuşur, kem konuşur; üzüIürsün. Aç gözIü iIe dost oIma: ikram
biImez, kuraI biImez, doymak biImez; üzüIürsün,
Kimsenin umudunu kırma. Öfken
ve nefsin bir oIup akIını yener, daima
sabırIı, sebatIı ve iradene sahip oIasın.
Geçmişini biImeyen, geIeceğini
de biIemez. Üç kişiye acı; cahiIIer
arasındaki aIime, zenginken fakir
düşene, hatırIı iken itibarını kaybedene.
SuçIamak bize; katIanmak sana.
HaI biI, ahvaI biI, gönüI biI.
YaInızIık korkanadır. Toprağın
ekim zamanını biIen çiftçi başkasına
danışmaz. YaInız başına kaIsa da!
Yeter ki toprağın tavda oIduğunu
biIebiIsin. Sana yükünü taşıyacak güç
, ayağını sürçtürmeyecek akıI ve kaIp
versin.
Mert oI, yürekIi oI.”
Bu ülkenin birliği beraberliği için,
kim neyi yapması gerekiyor ise onu
yapsın.
Rehavete düşürmeyin milleti,
rehavet olursa tehlike de olur. !!!
Millet görevini yaptı, emaneti
salimen size teslim etti. Sıra sizde
emaneti devralın ve onu EBEDİYEN
Muhafaze ve müdafayı el birliği,
gönül birliği içinde yapın.
Yoksa bu Millet, zamanı gelince
hesabını sormasını bilir.
6
8 AĞUSTOS 2016
Yaşam Gemisi
Melike Zafer
Gürgen
[email protected]
:)
Ulu bir kavak ağacının yanında
bir kabak filizi boy göstermiş.
Bahar ilerledikçe bitki; kavak
ağacına sarılarak yükselmeye başlamış.
Yağmurların ve güneşin etkisiyle
müthiş bir hızla büyümüş ve neredeyse kavak ağacı ile aynı boya
gelmiş.
Kabak İken Kavak Olma Arzusu
Bir gün dayanamayıp sormuş
kavağa:
- Sen kaç ayda bu hale geldin
ağaç?
- On yılda, demiş kavak.
- On yılda mı? Diye gülmüş ve
çiçeklerini sallamış kabak.
- Ben neredeyse iki ayda seninle aynı boya geldim bak!
- Doğru, demiş kavak…
doğru…
Sonrasında;
Günler günleri kovalamış ve
sonbaharın ilk rüzgârları başladığında kabak üşümeye sonra yap-
raklarını düşürmeye, soğuklar arttıkça da aşağıya doğru inmeye
başlamış.
Sormuş endişeyle kavağa:
- Neler oluyor bana ağaç?
- Ölüyorsun, demiş kavak.
- Niçin?
- Benim on yılda geldiğim yere,
iki ayda gelmeye çalıştığın için.
.....
Özünden fazlaca ders çıkarabileceğimiz bu hikayeyi defalarca
paylaşmış olabilirim sizlerle…
Paylaşmaktan vazgeçebileceğimi zannetmediklerimdendir bu
hikaye…
Çıkarabildiğimiz en net kıssadan hisse;
Emek harcamadan, sırtını başkalarına dayamak sureti ile gelinen
noktanın başarı sayılmayacağıdır.
Biliriz ki kolay kazanılan kolay
kaybedilmektedir.
Zamanın doğal akışı ile uyumlu,
emek ve alın teri ile ulaşılan nokta
en güzel başarıdır.
Uyumunu reddeden ,kendini
kendinden başka göstermek isteyen varlığın sonu hep hüsrandır.
Hikaye de kabağın kabak oldu-
ğunu kabullenmeyip de kavaklığa
merak salması ve kabak iken kavak
olma arzusunun kısa sürede
ölümü ile sonuçlandığı ve bu
süreçte kendi özünde ne olduğunu bilmeden yaşadığı, yaşamın
anlam farkındalığına erişemediği
gibi…
Kendini keşfedip de ; olduğu
hali ile kabul eden ve özünün
yapabileceği tüm performansları
sergilemekten çekinmeden yaşayan ,başarılı olduğu alanı keşfeden
ve bu yolda ilerleyen insandan
mutlu bir kimse varmıdır ki mesela?........
Mutlulukla kalmak dileğiyle…
Sevgiyle...
Kocamaz, “Mersin’i en son MHP terk eder”
Başkan Kocamaz, yaşanan zorlu süreçte
demokrasiye, Cumhuriyeti ve Mersin’e
sahip çıkan Mersin halkına teşekkür etti.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, demokrasiye sahip çıkan Mersinlilerle bir
araya geldi. Taş Bina önünde toplanan vatandaşlara hitap eden Başkan
Kocamaz, gündemi değerlendirerek,
‘Demokrasi ve beraberlik’ mesajı
verdi.
MHP Mersin Milletvekili Baki Şimşek, Gülnar Belediye Başkanı Ahmet
Günel, Tarsus Belediye Başkanı Şevket Can, Anamur Belediye Başkanı
Mehmet Türe, Mut Belediye Başkanı
Nebi Yılmaz, Erdemli Belediye Başkanı Mükerrem Tollu, Çamlıyayla
Belediye Başkanı İsmail Tepebağlı ile
birlikte vatandaşlara seslenen Başkan
Kocamaz, ülkenin yaşadığı zorlu
süreçte demokrasiye, cumhuriyete
ve Mersin’e sahip çıkan Mersin halkına teşekkür etti.
Hainler amacına
ulaşamayacak
15 Temmuz gecesi yaşanan darbe
girişimini değerlendirerek sözlerine
başlayan Mersin Büyükşehir Belediye
Başkanı Burhanettin Kocamaz, “Maalesef 15 Temmuz gecesi yıllardır bu
ülkede yapılanan, sinsice yerleşen bir
terör örgütü FETÖ ile ülkemiz karşı
karşıya geldi. Ordumuzun içerisine
gizlenen bu hainler, maalesef 15
Temmuz gecesi ülkemizi kaos ortamına dönüştürüp, demokrasinin
kalesi TBMM’ye polise ve halkımıza
saldırdılar, maalesef yüzlerce insanımız hayatını kaybetti.
Ama 15 Temmuz dosta, düşmana, herkese bir şey öğretti. Artık bu
ülkede ihtilal dönemleri bitmiştir. Bu
ülkede hiç kimse demokrasiyi askıya
alamayacaktır. Bu millet bu şekilde
bayrağına, devletine ve demokrasiye
sahip çıktığı sürece, bu ülkeyi parçalamak isteyen hainler hiçbir zaman
amacına ulaşamayacaktır” dedi.
15 Temmuz gecesi ve sonrasında
Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve milliyetçilerin duruşunun belli olduğunun
ve ilk tepkiyi veren siyasi grup olduklarının atını çizen Başkan Kocamaz,
milliyetçilerin demokrasiye sahip
çıkacaklarını ve ülkede birlik, beraberlik ortamının sağlanması konusunda
üzerlerine düşeni yapacaklarını ifade
etti.
Terörün her türlüsünü
lanetliyoruz
Başkan Kocamaz, “15 Temmuz
akşamı ülkemin geçmişten bu yana
sigortası olan Milliyetçi Hareketin
lideri Sayın Dr. Devlet Bahçeli bu ihtilalin önlenmesi hususunda ilk çıkışı
yapmıştır. Sayın Genel Başkanımız
daha hiçbir siyesi partinin genel başkanı açıklama yapmadan, Sayın
Cumhurbaşkanını arayarak demokrasinin yanında olduklarını ifade edip
desteğini bildirmiştir. İnşallah bundan sonra tüm milletimizle birlikte
siyasi parti genel başkanları, bu partiye, bu ülkeye gönülden bağlı vatandaşlarımız üzerine düşeni yapar ve
bu ülkede birlik ve beraberlik içerisinde yaşamaya devam ederiz. Yıllardır
‘Terörün her türlüsünü lanetliyoruz’
demiştik, bugün de FETÖ terör örgütünü hep birlikte lanetliyoruz” şeklinde konuştu.
“Sonuna Kadar
Demokrasi, Sonsuza
Kadar Cumhuriyet”
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet
Bahçeli başkanlığında Salı günü yapılan MHP Grup Toplantısı’na katıldıklarını ifade eden Başkan Kocamaz,
basında yer alan asılsız haberler ile
yanlış algı oluşturanlara da yanıt
vererek konuşmasında, “Salı günü
partimizin grup toplantısı vardı. Ayrı-
ca Belediyemizle ilgili takip edeceğimiz işler nedeniyle Ankara’daydık.
Sayın Genel Başkanımızın konuşmalarını dinlemek üzere tüm Çukurova’daki MHP’li belediye başkanlarımızla grup toplantısına katıldık.
Ankara’ya gidişimizi fırsat bilen, maalesef bizim hata yapmamamızı bekleyen bir grup muhalif basın, adeta biz
Mersin’den kaçmışız gibi insanlarımızı yanlış bilgilendirmeye kalktı.
Şunu herkes bilmediler ki bu ülkeyi, bu şehri en son Milliyetçi Hareketçiler terk eder. Çünkü biz yıllardır bu
ülkenin bekası için can veriyoruz, kan
veriyoruz ve demokrasi mücadelesi
veriyoruz. Dolayısıyla demokrasiden
ayrılmamız, cumhuriyeti göz ardı
etmemiz düşünülemez, onun için
diyorum ki ‘Sonuna Kadar Demokrasi, Sonsuza Kadar Cumhuriyet” ifadelerine yer verdi.
İnsanlar bir şekilde yargılanır ve ceza
almadan suçlu ilan edilemez. Bazı
çalışma arkadaşlarımız şu anda gözaltına alınmıştır. Biz devletimizin polisine güveniyoruz. Sorgular mutlaka
yapılacaktır. Bağımsız adliyemize
güveniyoruz. Çünkü bir ülkede adaleti ortadan kaldırırsanız, o ülkede
huzuru tesis etmek kolay olamaz.
Dolayısıyla birlikte çalıştığımız bu
arkadaşlarımız sorgulanacak ve
cevapları verecekler, neticede doğrular ortaya çıkacaktır.
Şu bilinsin ki Mersin Büyükşehir
Belediyesi’nde hiçbir haine yer verilmemiştir. Arkadaşlarımızın sorguları
bittikten sonra suçsuzlukları ispatlanırsa görevlerine devam edecekler.
Yargılama sonucunu bekleyeceğiz. Bu
arkadaşlarımız mutlaka hesaplarını
verip, suçsuz oldukları halde tekrar aramıza dönecekler” şeklinde konuştu.
“Biz Devletimize
Güveniyoruz”
“Bugünlere Alnımın
Akıyla Geldim”
Mersin Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına yapılan FETÖ operasyonu
ile ilgili değerlendirmelerde bulunan
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı
Burhanettin Kocamaz, devletin polisine ve bağımsız mahkemelere
güvendiklerini ifade ederek, süreç
sonunda doğruların ortaya çıkacağını
söyledi.
Başkan Kocamaz, “Biz dün Ankara’dayken operasyon başlatıldı. Tabi
hukukta suçsuzluk karinesi vardır.
Demokrasi düşmanı bir takım
gruplar tarafından sosyal medyada
insanların kafalarını karıştırmaya
yönelik paylaşımlar yapıldığını söyleyen Başkan Kocamaz, “Bu süreci fırsat bilen bazı demokrasi düşmanları,
ihanet şebekeleri Burhanettin Kocamaz’ın bir an evvel görevden alınması ile ilgili sosyal medyada insanlarımızın kafalarını karıştırmaya çalışıyorlar. Ben 62 yaşındayım, 23 yıldır Tarsus ve Mersin’de hemşehrilerime
hizmet vermeye çalışıyorum, ben bu
günlere alnımın akıyla geldim” dedi.
“Bozkurt’un Tüyü
Dökülse de Huyu
Değişmez”
Ülkücülerin bu ülkenin sigortası
olduğunu, milletini, bayrağını ve
vatanını seven bu insanların ülkenin
bölünmesine ve kaos ortamına
müsaade etmeyecek kesim olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Kocamaz, konuşmasının devamında, “Biz
bu ülkenin sigortasıyız. Biz ölürsek
Türkiye ölür. Bazıları bizi kendilerine
benzetmeye çalışıyor. Oysa biz bu
camiada doğduk, büyük milletimize
hizmet ediyoruz. İnşallah Cenab-ı
Allah ömrümüzü sonlandırınca da bu
camiayla birlikte kara toprağa gireceğiz.
Biz kendimize ‘Bozkurt’ diyoruz,
‘Ülkücü’ diyoruz. O bizi kendilerinden zannedenler, bu ülkede kaos
çıkaracağımızı zannedenler bir kere
daha hatırlasınlar, biz bu ülkenin
sigortasıyız. Bozkurt’un tüyü dökülse
de huyu değişmez. Biz Türk milliyetçisiyiz. Doğudan batıya, kuzeyden
güneye bu topraklar üzerinde yaşayan herkes Türk milletinin eşit bir
vatandaşıdır” ifadelerini kullandı.
Türkeş sayesinde bugün
beraberiz
Son olarak basında ve sosyal
medyada yer alan ‘Başkan Kocamaz
MHP’ye sığındı’ haberleri hakkında
konuşan Mersin Büyükşehir Belediye
Başkanı Burhanettin Kocamaz, “Birileri ‘Başkan Kocamaz MHP’ye sığındı’ demiş. Ey cahil, biz MHP’de doğduk, bugüne kadar MHP’de olduk,
olacağız ve MHP’de öleceğiz. Orası
bizim yuvamız, MHP bizim yuvamız.
Sizler fitne, fesat ve dedikoduyla bizi
yuvamızdan ayırmak düşüncesindeyseniz yanılıyorsunuz. Biz geçmişte neysek, dün neysek bugün oyuz,
Allah’ın izniyle yarın da o olacağız.
Ölümsüz liderimiz Alparslan Türkeş’e de şükranlarımı sunuyor,
Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
Onun sayesinde bugün Türkiye ayakta. Bu ülkeyi 80 öncesi kaos döneminde bölüp parçalamak isteyen
hainler fırsat bulsalardı, belki bugün
bir araya gelemezdik. Türkiye’nin en
büyük sigortası Alparslan Türkeş’in
sayesinde bugün beraberiz, hala da
beraberiz. Demokrasiye ve kentimize
sahip çıktığınız için Sayın Milletvekilimiz ve ilçe belediye başkanlarımızla
birlikte sizlere teşekkür ediyoruz”
şeklinde konuştu.
7
8 AĞUSTOS 2016
Haberin başlığı; “Öğrenciler sevinecek! Ders saatleri azalıyor.”
Siz bunun ne demek olduğunu bir
de velilere sorun.
Eski bakanlardan Hüseyin Çelik
16.11.2005’de ekranlarda “Desantralizasyona geçiyoruz” demişti. Yani
“Merkezi dağıtmaya geçiyoruz”
demişti. Ben de 2006’da Otopsi
yayınlarında basılan “Milli Eğitimde
Emperyalist Kuşatma” kitabımda o
konuşmayı aynen yazdım. (Arama
motoruna yazarsanız karşınıza gelir.)
Milli Eğitimi dağıtma işi demek ki
bitmemiş. Ders konuları azaltılmıştı,
daha da azalacak, bir de öğrencinin
okulda kalacağı eğitim saati azalacak.
Sebebi belli; veli sertifika toplamaya
piyasaya çıkacak. Sertifikalı eğitim
piyasası kuracaklar.
Tansu Çiller’den beri bütün hükümetler bununla görevlidir. Tansu
Hanım nerde diye soranlara söyleyeyim, aynı göreviyle başbakan danışmanı olarak bugüne kadar devam etti.
2017-2018’de yaşayacağımız eğitim depremine velileri hazırlamak için
manşet şöyle:
“MEB, Avrupa Birliği, OECD ülkeleri ile ABD ve Japonya müfredatlarını
inceledi. Bu ülkelerdeki müfredatlara
yönelik inceleme yapılarak bir rapor
hazırlandı.”
En iyi eğitim programı Finlandiya’daydı hani. O zaman soralım;
neden oradan model almadınız?
Almazlar, çünkü Finlandiya bizim
1968 müfredatımıza devam ediyor,
biz terk ettik, batıyoruz. Bizimkiler
emperyalist Dünya Bankasının OECD
ülkelerine dayattığı programı aldılar.
Tansu Çiller 1995’de o programa
tamam demişti.
Bir de bu hatunun imzaladığı hizmetlerin serbest dolaşım anlaşması
GATS var ki, onun belasını yakında
yabancıları devlet dairelerinde memur
olarak gördüğümüzde yaşayacağız.
İlahiyat mezunu kızımızın yerine
Endonezyalı kız girecek Kuran dersine.
Camiye imam da, İngilizce öğretmeni
de, her eleman dışarıdan gelebilecek.
Artık Katolik İmam mı olur, Protestan
Arapça öğretmeni mi olur, her yerde
misyonerlik kol gezer.
Milli Eğitimde ‘Yeni Sistem’ Ne Getirecek?
2004’de Hüseyin Çelik matematik
dersinden havuz hesaplarını kaldırırken gazetelere “havuz hesaplarının ne
gereği var” diye manşet attırdı. Havuzun dibi geometridir, içi sudur, buna
mühendislik temel bilgisi denir, diye
az çığlık atmadım. Geldik, 2016’da
YGS’de Geometri sorusu çözen tek
evladımız yok. Mühendislik Fakültesinde Trigonometri cetvellerini arayan
benim Mayana internet kitaplığımda
buluyor.
Desantralizasyonu başlatan Çelik’in
Talim Terbiyesinin başı Ziya Selçuk da
bakanla paralel çalışıyordu, paralelcilerle çalıştığını söyleyenler de vardı,
aynı günlerde SPAN adlı Amerikan
eğitim tekelinin adamlarını Ankara’da
ağırlıyordu. TRT Eğitim Kanalına çıkıp
öğretmenlere ve velilere SPAN’cılardan aldığı “Az olan iyidir” dersleri veriyordu. Ata ata tuta tuta uyuta uyuta
yola devam ediyorlar.
2005’den beri bütün konuları çaktırmadan birer ikişer budadılar, parçaladılar, konular birbirini desteklemez
oldu. İlkokul boyunca çocuklar insan
resimleriyle kes-yapıştır oynatılıyor.
Suyun litre ile ölçüleceğini öğrenmeden 8.yıl bitiyor. Dilbilgisi görmeden
ortaokul, pergel cetvel iletki kullanmadan lise bitiyor. Ve şimdi, 2005’de ilkokula başlayan nesil bu haldeyken,
daha beteri 2018 programına bizi
hazırlıyorlar.
Yeni parçacı sistemde dersler gruplanacak, aileler bilmiyor. Ana dersler
(Türkçe, Matematik, Fen Bilgisi ve Sosyal Bilgiler) okulda, diğer dersler parçalı seçmeli kurslar haline piyasada
görülecek. 2004 Kasım ayı Tebliğler
Dergisinde bu seçmeli derslerin adları
şöyleydi: Resim, Müzik, Beden Eğitimi, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Bilgisayar, Yabancı Dil. Bunlardan başka
eklenmiş Kültürel değerler dersi ve
kulüp faaliyetleri geliyor.
Seçmeli dersler de kendi içinde
parçalanarak aynı sınıfta okuyan iki kardeş bile aynı derslerle eğitim görmemiş olacak. Yani sadece eğitimde birlik
parçalanmıyor, aynı zamanda çocukla-
rımız kendi aralarında defalarca parçalanıyor.
Seçmeli dersler okul dışında isteğe
bağlı olarak alınacak ve ayrıca çocuğun
katıldığı her türlü sosyal ve kültürel
etkinlik karnesine “sosyal puan” olarak
eklenecek. Hatta Türkçe dersinden bile
geçer notu olmayan çocuk topladığı
sertifika notlarıyla sınıf geçebilecek.
Puan toplama başladı bile. Bu sene
yapılan Polifonik Korolar Şenliğinde
(Haziran 2016) basılan kitapçıkta korolarda görev alan çocukların adları vardı
ve veliler çocuğuna sosyal etkilik
puanı getirsin diye bu kitapçığı satın
aldılar. Yani isterse çocuk Kuran yaz
okuluna gitsin, bunlar yakında puan
olacak.
Ancak sormanızı beklerim, yaz
okulunda çocuğa verilen bilginin eğitsel denkliği nasıl olacak? Parayı veren
sertifikayı alır puanı toplar; budur
Amerikan eğitim sistemi. Lise mezunu
olursun ama ülkeni haritada gösteremezsin. Bizimkiler 1995’den beri
bunu örnek aldılar.
Müzik ve Resim (Güzel Sanatlar)
liseleri de Spor liseleri de piyasada
diğer meslek liseleriyle birlikte kendi
öğretmenini kendisi temin edecek!!!
Buna “eğitimde devrim” dediler.
Dahası, özel şirketler kendi ihtiyacı
olan insan kaynağını kendi açtığı özel
okulda eğitecek ve ona iş verecek! Bu
yol devlet kurumlarını ve konservatuarları kapatır. Kültür Bakanlığı, TRT radyoları, opera bale senfoniler, vd. Yani
merkezi devlet lağvolur. Desantralizasyon budur.
Yeni sistemde teknik meslek liseleri
satılacak, anlatmayayım. “Meslek lisesi, memleket meselesi” demişti ünlü
bir şirket patronu. Orta kısımları 28
Şubatla kapatılmıştı. Müfredatları
modül sistemle paramparça edildi.
Şimdi piyasaya devredilerek buhar
olacaklar; çünkü çok şey bilmesinler,
yabancılar gelsin bu işleri yapsınlar,
bizimkiler tornavida tutsun yeter, artık
daha az şey bilsinler...
Bakan İsmet Yılmaz cumhurbaşkanımızın yurt dışı gezilerine katılırken
kendisinden duymamız gereken bu
tür açıklamaları MEB müsteşarı Yusuf
Tekin’den duyuyoruz. Bunun da bir
anlamı olsa gerek. Bu arada kitapları
daha da hafifletmenin gerekçesini
öğretmenin üzerine attılar, bu şekilde
rol yüklemeye de bravo doğrusu.
http://www.haber7.com/egitim/haber/2035
576-ogrencilere-mujde-ders-saatleri-azalacak
Öğretmenler eleştirdi biz de değiştiriyoruz, diyorlar. Oysa İlkokul öğretmeni şunu diyordu; “Resimlere bak
bak dur, okuyup anlatacak konu yok,
dersler boş geçiyor. Kitaplarda bilgi
yok, abuk sabuk resimler, ürkütücü
masallar, biz de ne anlatacağımızı
şaşırdık.”
Açtığım davalardan biliyorum, pornosundan kâbus görmeye kadar,
mide bulandırmaktan baş döndürmeye kadar, kitapların içeriğinde her türlü
çöplük var. Şimdi bu kitaplarda çok
konu varmış, hafifletilecekmiş... İyi
yalan.
Hani bir bakan vardı, “Okullar
olmasa Milli Eğitim ne güzel yönetilir”
demişti de alay etmiştik. Hayaldi gerçek oldu.
Bitiriyorlar, az kaldı. 2023 de devlet
de yok okul da yok.
........
Çocuk Koruma Kanunu
açısından yeni müfredat:
Yeni sistemde, daha fazla çocuk
okul dışına atılacak;
Yeni sistemde, yoksul-zengin sınıf
ayrımı keskinleşecek. (ABD halkı bu
acımasız eğitimin sonuçlarını son günlerde yaşıyor.)
Yeni sistemde; büyük bir kesim
tamamen okul dışında eğitimsiz kalacak.
Yeni sistemde; eğitim alabilenler
bile daha düşük seviyede eğitilecek.
Yeni sistemde; eğitimde fırsat eşitliği tamamen ortadan kalkacak.
Yeni sistemde; eğitimde birlik
tamamen ortadan kalkacak.
Yeni sistemde; okul saatinde
sokaklarda çocuklar dolaşacak.
Başkent Mektubu
Mahiye Morgül
[email protected]
www.mahiye.net
Yeni sistemde; yeni nesil suç işlemeye açık hale gelecek.
Yeni sistemde; parasız Eğitim
Hakkı ortadan kalkacak.
Yeni sistemde, düne kadar beraber
eşit sanat-spor eğitimi alan çocuklardan bir bölümü artık bu derslerden
mahrum bırakılacağından, sanata ve
sanatçıya, spora ve sporcuya karşı nefret duyanlar çoğalacak.
Yeni sistemde; sanat eğitimi alamayan çocukları muhtemel suçlu
çocuklar olarak göreceğiz.
Yeni sistemde; kamucu eğitim
şemsiyesiyle korumaya almadığımız
çocukları hapishanelerde göreceğiz.
Yeni sistemde; Çocuk Koruma
Kanunu da yok olacaktır.
Kanuna aykırı bir eğitim sistemi
olamaz. Aksi halde bu kanun bu topluma fazla gelir ve kanunu kaldırmak
zorunda kalırsınız, hatta ÇKK’na hukuki
zemin oluşturan mevcut kamucu sosyal anayasayı da kaldırmanız gerekir.
Ki; hazin gidişat çocuklarına anayasal
düzlemde sahip çıkamayan bir devlet
olma yönündedir.
Ve...
Yeni sistemde; Eğitim dışına itilen
her çocuk istismara açık hale geleceğinden, TBMM Çocuk İstismarı
Komisyonu da lağvedilecektir.
Bu komisyonda çalışan özellikle
bayan milletvekillerine bu yönde uyarı
iletisi göndermenizi rica ediyorum.
Ancak e-postaya bakmıyorlar, bizzat
telefon etmenizi ya da ziyaret etmenizi
öneriyorum.
.......
Son söz:
Çocuklarımızı sahipsiz bırakmayalım. Her çocuk hepimizindir.
Oğuzlu atasözü: “Çocuklarını korumayan devlet çöker.”
Çakacak, “Fahri konsoloslar ülkelerine gerçekleri anlatmalı”
konuşan Vali Çakacak, konsolosların devleTollu, ‘Yol medeniyettir’ Toplantıda
te ve millete yapılmak istenenlerin ülkelerine doğru
anlatmaları gerektiğini söyledi.
Erdemli Belediyesi tarafından sürdürülen
yol çalışmalarını Erdemli Belediye Başkanı
Mükerrem Tollu, yerinde inceleyerek, çalışmalar hakkında bilgi aldı.
Büyükşehir yasasıyla köy statüsünden
ayrılıp Erdemli Belediyesine bağlanan Kayacı Mahallesinde bulunan Küllühayat mevkii
yolunda bulunan yol çalışmasını yakından
takip eden Belediye Başkanı tollu, bu yolun
yıllardır bu bölgenin kanayan bir yarası olduğunu vurgulayarak, Erdemli Belediyesi olarak program dâhilinde bu tür sorunları tek
tek çözdüklerinin altını çizdi.
Erdemli’nin her mahallesinde yol çalışması yaptıklarının altını çizen Başkan Tollu,
bundan sonraki süreçte bu çalışmaların artarak ve hızlanarak devam edeceğini müjdeledi.
Geçen süre içerisinde zamanın bir kısmını
hazırlık safahatı olarak geçirdiklerini ifade
eden Tollu, tüm hazırlıkların tamamlandığını
ve şu an hızlıca asfalt ve parke yol çalışmalarını sürdürdüklerini vurguladı. Eş zamanlı
olarak 5-6 ayrı noktada asfalt ve 3-4 noktada
da parke yol çalışması yaptıklarını kaydeden
Tollu, kısa bir süre sonra Erdemli’nin yol
probleminin kalmayacağını iddia etti.
Mersin Valisi Özdemir
Çakacak, 15 Temmuz
darbe girişiminin ardından devlete ve millete
desteklerini iletmek
üzere ziyarete gelen fahri
konsoloslardan, darbe
girişimiyle Türkiye'de
yapılmak istenenleri ve
gerçekleri temsil ettikleri
ülkelere anlatmalarını
istedi.
Mersin'de görev
yapan çeşitli ülkelerin
fahri konsolosları, 15
Temmuz darbe girişimi sonrasında devlete ve
millete olan desteklerini iletmek üzere Vali Çakacak'ı makamında ziyaret ettiler.
Ziyarette, 15 Temmuz gecesi Türkiye'nin ve
milletin çok önemli bir badireyi atlattığının altını
çizen Çakacak, "Ülkemiz son dönemlerde hak ve
özgürlükler anlamında çok büyük yol kat etmiştir.
Dolayısıyla gerçekleştirilen bu hain girişimle cennet vatanımızı bölmek, parçalamak, iç savaş
yoluyla yönetilemez hale getirip işgal etmek
amaçlanmıştır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın bütün vatandaşlarımızı meydanlara davet etmesi, aziz milletimizin
bu davete anında icabet ederek, hangi düşünceden olursa olsun 79 milyon insanımızın meydanlara akması, tanklara, zırhlı araçlara ve silahlı teröristlere karşı sadece ellerindeki Türk bayraklarıyla
dur demesi, ülkemizin bu büyük badireyi çok kısa
sürede atlatmasını sağlamıştır.
Ellerinde Türk bayraklarıyla tanklara, tüfeklere
dur diyerek adeta yeni bir destan yazan aziz milletimiz her şeyin en güzeline layıktır. Bu durum
Türk Milleti'nin ne kadar asil ve onurlu bir millet
olduğunun, sağduyusunun ve vakur duruşunun
da en somut göstergesidir" dedi.
Yerel Süreli Yayın
Kuruluş Tarihi : 25.03.2002
Sayı : 662
8 AĞUSTOS 2016
Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni
Abdi Satıroğlu
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ayşegül Satıroğlu
Hukuk Danışmanı : Av.Erhan Karapınar (0324) 232 60 90
Hukuk Danışmanı : Av.Hakan Zafer (0324) 336 24 42
Fahri konsoloslara temsil ettikleri ülkelere gerçeklerin anlatılması noktasında büyük görevler
düştüğünü de belirten Çakacak, "Türkiye Cumhuriyeti'nin bir vatandaşı olarak ülkemizin birliğinin,
beraberliğinin ve demokrasimizin devamı için
yapılması gerekenleri el birliği içerisinde sürdürmekteyiz. Fahri konsolos olarak sizler ayrıca temsil ettiğiniz ülkelere, devletimize ve milletimize
yapılmaya çalışılanları anlatmak ve gerçekleri
görmelerini sağlamak gibi ikinci bir görevi de üstlenmektesiniz" diye konuştu.
Türkiye Fahri Konsoloslar Birliği İl Başkanı ve
Arnavutluk Fahri Konsolosu Levent Dölek ise
"Demokrasimize, milli irademize ve bütünlüğümüze karşı geçekleştirilen darbe girişimini şiddetle kınıyor ve lanetliyoruz.
Aynı zamanda bu kalkışma harekatı süresince
vatanının, milletinin, bayrağının ve ülkesinin
geleceğini savunmak üzere canını feda eden
şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Bundan sonra da milletin bütünlüğünün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin seçilmiş hükümetinin koşulsuz olarak yanında olacağımızı belirtmek istiyoruz. Ülkemizin bu
zorlu süreçten güçlenerek çıkacağından kuşku
duymuyoruz" şeklinde konuştu.
İdare Yeri : Kiremithane Mah.
İstiklal Cad. Atlas Apt. No:87 Kat:1
No:4 Akdeniz / MERSİN
(Özgür Çocuk Parkı - Atlıhan Oteli karşısı)
Tel : 0.506. 443 37 30
E-mail : [email protected]
Web Site : www.mersintercuman.com
Ofset Hazırlık : Mersin Tercüman Gazetesi
Baskı : Yükselişim Basın Yayın Matbaa
Gazetecilik San.Tic.Ltd.Şti Tesisleri / MERSİN
Mersin Tercüman
Basın Meslek İlkelerine Uyar. Sözleşmesi olmayan yazar ve çizerlere ücret ödenmez. Yazılar kaynak gösterilerek kullanılabilir. Köşe yazarlarının
görüşleri, gazetenin genel görüşü değildir.
İLAN FİYATLARI
Siyah beyaz tam sayfa : 1.400 TL
Siyah beyaz yarım sayfa: 700 TL
Siyah beyaz çeyrek sayfa 350 TL
Renkli tam sayfa : 2.800 TL
Renkli beyaz yarım sayfa: 1.400 TL
Renkli çeyrek sayfa 700 TL
st/cm siyah-beyaz: 3 TL
st/cm renkli: 6 TL
Ticari reklamlar pazarlığa tabidir.
EKAV, Anaokulu
ihalesine çıkıyor
Nisan 2016’da imzalanan protokol çerçevesinde 11 okulun bahçesine yapılacak anaokulları için ihale 10 Ağustos’ta gerçekleştirilecek.
Eğitim Müdürü Adem Şimşek de
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası
katıldı.
(MTSO) Eğitim ve Kalınma Vakfı,
Toplantının başında 15 Temmuz
geçen Nisan ayında imzalanan prodarbe girişimini nefretle kınadıklarını
tokol çerçevesinde 11 okulun bahbelirten Kiper, yaşanan süreçte
çesine yapacağı anaokullarının
hayatlarını kaybeden vatandaşları da
inşaatına başlıyor.
saygıyla andıklarını söySosyal Hizmetler
ledi.
İlkokulu bahçesine
Kiper, “Bu girişim
yapılacak ilk anaokuluiçerisinde yer alanların
nun ihalesi 10 Ağusve bağlantılı olanların en
tos'ta gerçekleştirilecek
kısa zamanda adalet
ve okul 45 günde
önünde hızlı bir şekilde
tamamlanacak. İlk okul
yargılanacaklarına ve
vakıf üyelerinin, diğersuçlulara gereken cezaleri ise hayırseverlerin
ların verileceğine inanıbağışlarıyla yapılacak.
yoruz” dedi.
MTSO Eğitim ve
Kalkınma Vakfı Başkanı
İbrahim Kiper, Vakıf
Dosya bedeli 250 TL
Yönetim Kurulu Üyeleri
Akdeniz ilçesinde
İbrahim Kiper
ile birlikte düzenlediği
büyük bir anaokulu açığı
basın toplantısında,
olduğunu öğrendikleri
merkez Akdeniz ilçesinde eğitim
anda harekete geçtiklerini dile getiveren ilkokul ve ortaokulların bahçe- ren Kiper, bu çerçevede Mersin Vali
sine yaptıracakları anaokullarının
Özdemir Çakacak ve İl Milli Eğitim
inşaat sürecinin başladığını açıkladı.
Müdürü Adem Koca ile 11 Nisan
MTSO Meclis Salonu'nda gerçekleş- 2016 tarihinde 11 ilkokul ve ortatirilen toplantıya, Akdeniz İlçe Milli
okulun bahçesine 2, 3 ve 4 derslikli
prefabrik anaokulları yaptırmak için
protokol imzaladıklarını anımsattı.
Projeleri ve dosyaları hazırladıklarını aktaran Kiper, “Okulların inşaatı
sırasında Mersin ilindeki hayırsever
yurttaşlarımızdan malzeme veya
maddi bağışlar almaya ve bu bağışçılarımızın isimlerini okullarımıza
vererek yaşatmaya gayret göstereceğiz. Umuyoruz ki, Mersin'deki
hayırsever yurttaşlarımız bizi yalnız
bırakmayacaktır.
Okulların projeleri ve teknik şartnameleri, ihale şartnamesi MTSO 4.
katta Eğitim ve Kalkınma Vakfı bürosundan temin edilecektir. İhale şeffaf
olarak denetlenebilir şekilde yeterliliği olan herkese açıktır.
Yapılacak olan inşaatın teknik
kontrollük işleri Mersin İl Milli Eğitim
Müdürlüğü teknik elemanlarınca
yürütülecektir. İhale MTSO Eğitim
ve Kalkınma Vakfı tarafından yapılacaktır.
Tüm ödemeler vakıf tarafından
bağış ya da nakit olarak yapılacaktır.
İhale dosya bedeli 250 TL'dir” diye
konuştu.
“45 gün içinde tamamlanacak”
Anaokulu inşaatını 2016-2017
öğretim yılına yetişecek şekilde
tamamlayacaklarını ifade eden
Kiper, bunun için taleplilerden okul
inşaatını 45 gün içerisinde tamamlamalarını isteyeceklerini vurguladı.
İhaleye katılacak firmaların 5 Ağustos 2016 günü saat 16.00'ya kadar
ihale dosyasını alabileceklerini kaydeden Kiper, “İlk ihale Sosyal Hizmetler İlkokulu bahçesine yapılacak
anaokulu için olacaktır. Zarflar 10
Ağustos 2016 tarihinde basın huzurunda açılacaktır. İnşaata beklemeden başlanılacaktır” ifadelerini kullandı.
“Hayırseverlerin isimleri
okullara verilecek”
İhalenin vakıf üyelerinden bağışla
yürütüleceğine işaret eden Kiper, işe
başlamak için ilk bağışı da 100 lirayla
vakfın yapacağını söyledi. Tüm vakıf
üyelerini, ilgili hesaba bağış yapmaya davet eden Kiper, diğer okullar
ise hayırsever vatandaşların bağışlarıyla yaptırılacağı bilgisini verdi.
Okula veya sınıfa bağış miktarına
göre bağış yapanların isimlerinin
verileceğini belirten Kiper, “İhale
açık usulde teklif alma yolu ile yapılacaktır. Teklifler 9 Ağustos 2016
tarih ve saat 16.00'ya kadar verilecektir. Bu ihalede fiyat farkı verilmeyecektir. Ortak girişimler ihaleye
teklif veremeyecektir” diyerek, anaokullarının hayırlı olması diledi.
En güzel yatırım insana yapılandır
Akdeniz İlçe Milli Eğitim Müdürü
Şimşek ise Eğitim ve Kalkınma Vakfı
yönetimine teşekkür etti. İlçede,
okul öncesi eğitime yönelik vatandaştan çok yüksek bir talep olduğunu ifade eden Şimşek, “Bu noktada
anaokulu ihtiyacımızı vakıf ile paylaştığımızda yardımcı oldular. 11
okul az bir okul değil. Ayrıca, bu
hayırseverlere örnek olması bakımından da çok önemli. Yapılacak en
güzel yatırım insana yapılan yatırımdır ve paylaştıkça varlıkları artar. Projemizin hayırlı olmasını diliyorum”
şeklinde konuştu.
‘Dilerim çocukların hep
Neşet Amcası olurum’
‘Mutlu Çocuklar Mutlu Mezitli’ projesinin
ikincisinin tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.
Mezitli Belediyesinin geçen
yıl başlattığı “Mutlu Çocuklar
Mutlu Mezitli” projesinin ikincisinin tanıtım toplantısı gerçekleşti.
“Mutlu Çocuklar Mutlu
Mezitli'” projesi üç genç sosyolog olan Eda Sümeyye Ünsal,
İlknur Gülçür ve Ayça Avuloğlu
tarafından düzenlenen programlarla çocukların yaz dönemini daha verimli geçirmeleri
hedefleniyor.
Program süresincee çocuklar tiyatro, dans, spoa ve kültürel bir çok etkinlik ile çocukların
sosyalleşmesi düşünülüyor. 427 Ağustos tarihleri arasında
gerçekleşecek olan “Mutlu
Çocuklar Mutlu Mezitli” projesi
tanıtım toplantısına Mezitli
Belediye Başkanı Neşet Tarhan
ve aileleriyle birlikte gelen
çocuklar katıldı.
Mezitli Belediye Başkanı
Neşet Tarhan proje ile ilgili şu
açıklamaları yaptı; “Geçen yılın
devamı olarak bu yıl da “Mutlu
Çocuklar Mutlu Mezitli” projesinin ikincisini gerçekleştiriyoruz. Bizim tüm yaptıklarımız
belediye hizmetlerinin hepsinde ortak noktamız insanlara
yönelik olmasıdır. En zor olan
insanları mutlu etmektir, bizde
göreve gelirken dedik ki en
büyük hedefimiz “Mutlu
Mezitli”yi yaratmak fikrini
benimsemek.
Sosyolog arkadaşlarımız bu
konuda çaba gösterip, çocuklarımız daha sağlıklı ve mutlu
olsunlar diye bu projede emek
sarf edip kendi kişisel zamanlarından fedakarlık ediyorlar.
Çocuklarımız eve kapanıp tel-
evizyon izlemek, bilgisayarda
oynamak, ellerinde tablet veya
telefonla uğraşmak yerine sosyal aktiviteler gerçekleştirerek
yaz dönemlerinde mutlu anıları
olsun istiyoruz.
Sporla ve sanatsal çalışmalarla herkesin ilgilenmesini istiyoruz. Mezitli'de baya bir yol
katettik, bazen bisiklet ile gerçekleştirdiğim turlarda çocuklar bana '”Neşet Amca merhaba” diyorlar. İşte o zaman
rahatlıyorum ve mutlu oluyorum. Umarım hep sizlerin
Neşet Amcası olurum. Tekrardan katılan çocuklarımıza,onları bizlere güvenerek emanet
eden ailelerine ve bu projeyi
organize eden genç sosyolog
arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.” dedi.
Mersina Halk oyunları Prag’dan ödülle döndü
sini daha ekledi.
Festival sonrası Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan'ı
makamında ziyaret eden Mersina Halk Oyunları Topluluğu,
kazandıkları birincilik sertifikasını
Başkan Tarhan'a takdim etti.
Konu ile ilgili görüşlerini açık-
Mezitli Belediyesi Mersina
Halk oyunları topluluğu Çek
Cumhuriyetini başkenti Prag'da
14-17 Temmuz tarihleri arasında
düzenlenen IFDF “Zlate Barvy
Prahy” Praque-Czech Republic
festivalinden ödül ile döndü.
Prag'da düzenlenen festivale
yaklaşık 9 ülke katıldı. Türkiye'den ise 2 ekibin katıldığı
organizasyona Mersina Halk
Oyunları damga vurdu. Katıldıkları organizasyonda hem ülkemizi hem de Mezitli'yi tanıtan
ekip, halk oyunlarında birincilik
elde ederek başarılarına bir yeni-
layan Mezitli Belediye Başkanı
Neşet Tarhan; '”Son dönemlerde ülkemizde yaşanan üzücü
olayların arasında bizleri en iyi
şekilde temsil eden Mersina
Halk Oyunları ekibine teşekkürlerimi ilettim.
Böylesi güzel çalışmalarımız
ilçemizin ve ülkemizin tanıtılmasında büyük katkı sağlamaktadır. Bizler de kültürel değerlerimizin güçlenmesi adına katkı
sağlayan bu tarz etkinliklerimize
desteklerimizi her fırsatta
devam ettireceğiz” şeklinde
konuştu.

Benzer belgeler

4 - Mersin Tercüman

4 - Mersin Tercüman Operasyonlar sonrasında ‘MHP’ye sığındı’ şeklinde yorum yapanlara sert çıkan Kocamaz, “Ey cahil, biz MHP’de doğduk, bugüne kadar MHP’de olduk ve MHP’de de öleceğiz. Orası bizim yuvamız. Biz geçmişt...

Detaylı