ramazanda yapılan bazı özel harcamaların gider

Transkript

ramazanda yapılan bazı özel harcamaların gider
RAMAZANDA YAPILAN
BAZI ÖZEL HARCAMALARIN
GİDER YAZILMASI
R A P O R
07/34-35-36-37-38
1 5 AĞUSTO S 20 07
31
RAMAZANDA YAPILAN BAZI ÖZEL HARCAMALARIN
GİDER YAZILMASI
Ramazan ayları bütün İslam aleminde olduğu gibi yurdumuzda da
adeta kutlamalar yapılarak yaşanır.
Yaşanan olaylar için yapılan harcamaların özellikle gelir ve kurumlar
vergileri yönünden tereddütler uyandıran durumları vardır. Yazımızın konusu tereddüt uyandıran bu hususların açıklanması ve tartışılmasıdır.
Ramazan ayında, vergi uygulamalarını ve tereddüt uyandıran harcamalar şunlardır,
- Oruç tutan personele öğle yemeğine karşılık olarak verilen erzak’ın
aynî ücret ödemesi olarak vergilendirilip vergilendirilemeyeceği,
- Genel olarak bütün personele bir ikram olarak Erzak Paketi verilmesi halinin değerlendirilmesi,
- Dışarıda bir lokantada, bütün personele verilen iftar yemekleri,
- Personel dışında, eşe, dosta, müşterilere v.s. dağıtılan erzak paketinin masraf yazılıp yazılamayacağı,
- Dışarıda bir lokantada, eşe, dosta ve müşterilere verilen iftar yemekleri,
- Belediyelerin kurdukları iftar çadırları için Belediyeye resmen yapılan bağışlar veya Belediye değil de, Belediyenin bu amaçla kurduğu bir
Dernek veya Vakfa bağışta bulunulması veya çadırda verilen bir iftar yemeğinin bütün masraflarının doğrudan Kurum tarafından yapılması,
Şimdi bu konuları teker teker ele alıp, değerlemeler yapmaya çalışalım.
1) Oruç tutan personele öğle yemeğine karşılık olarak verilen erzak
Vergi kanunlarımızda, işyerinde hazırlanan veya bir yemek fabrikasından getirtilen ve işyerinde verilen yemeklerle, belirli lokantalardan kanunda belirlenen günlük miktarı (2007 için 8,80 YTL) aşmamak ve lokantalardan fatura alınmak şartıyla yedirilen yemeklerin bedelleri masraf yazılabilmektedir.
Bu sınırlamaların dışına çıkılması halinde, ödenen nakdi veya ayni bedeller ancak ücret olarak vergilendirildikten sonra gider yazılabilmektedir.
Olaya, mevzuat açısından baktığımızda, oruç tutan personele verilen
erzak bedellerinin doğrudan gider yazılması mümkün görünmemektedir.
R A P O R
07/34-35-36-37-38
1 5 AĞUSTO S 20 07
Eşitlik ilkesi ışığında oruç tutanları emsallerine göre cezalandırılması
olarak nitelendirilebilecek bu uygulama mutlaka düzeltilmelidir.
Çözümü de son derece basittir. Nasıl ki, 2007 yılı için 8,80 YTL’yi
geçmeye lokanta faturaları geçerli sayılmaktadır, o halde günlük 8,8 YTL’yi
toplamda ise (8,80 x iş günü örneğin 22 gün) 193,60 YTL’yi geçmeyecek
32
şekilde, vergi mükellefi marketlerden fatura ile alınacak erzakın oruçlu
personele verilmesi halinde, bunların bedellerinin doğrudan gider yazılması kabul edilmelidir.
2) Genel olarak bütün personele bir ikram olarak erzak paketi verilmesi
Bu durumun, bayramlarda verilen şekerleme, yılbaşında verilen
mütevazi ölçülerde çerez paketi ya da kandillerde verilen simitlerden farkı
yoktur.
Aslında, bütün bu harcamaların mevzuatta yeri yoktur.
Bu ve bunlara benzer harcamaların değerlendirilmesinde “işle ilgili
olması” kriteri aranmaktadır.
İşçilere en azından, moral verecek ve çalışma verimliliğini artıracak bu
tip harcamaların, işle ilgili olduğunu iddia etmenin pekte mantık dışı olduğu söylenemez.
Mevzuatımızda, bu konuda açık bir ifade bulunmamaktadır. Ancak,
belirli büyüklükteki işletmelerin, belirli ölçüleri aşmayan bu tip harcamalarının doğrudan gider yazılması için, Bakanlığın bir düzenleme yapmasında
fayda görmekteyiz.
3) Dışarıda bir lokantada, bütün personele verilen iftar yemekleri
Böyle bir iftarın, yukarıda, personele dağıtılan erzak paketi ile aynı
mantıkla değerlendirilip, işle ilgili gider olduğunu kabul etmekte fayda
görmekteyiz.
4) Personel dışında, eşe, dosta, müşterilere v.s. dağıtılan erzak paketleri
Burada durum biraz farklıdır. Elbette eşe dosta hatta fakir ve fukaraya
dağıtılan erzak paketleri için yapılan harcamaların, işle ilgili olmaması yüzünden, kanunen kabul edilmesi mümkün olamaz.
Ancak, müşterilere ya da bayilere gerçekten hediye olarak gönderilen
erzak paketlerinin işle ilgili olmadığını iddia etmek güçtür. Eş dost ile müşterileri ayırt etmenin mümkün olduğu varsayılırsa, bu harcamaların da pazarlama gideri olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
5) Dışarıda, eşe, dosta ve müşterilere verilen akşam yemekleri
Bu da yukarıdaki erzak paketi dağıtmakla eşdeğerdir.
Eşe, dosta veya gösteriş olsun diye sosyetede tanınmış kişilere v.s.
verilen iftarların prensip olarak gider yazılması mümkün olamaz.
Ancak, ayrım yapılabilirse, müşterilere ve işle ilgili işletmeye fayda
sağlama potansiyelline sahip kişilere verilecek iftarlar ya da herhangi zamanda verilecek ziyafetlerin, pazarlama ya da temsil gideri olarak yazılması sakıncalı olmamalıdır.
33
R A P O R
07/34-35-36-37-38
1 5 AĞUSTO S 20 07
Tabi burada, bu tip masrafların işletme büyüklüğü ile mütenasip olması da gerekir.
6) Belediyelerin kurdukları iftar çadırlarında verilen iftar yemekleri için,
bağış yapılması, ya da bu iftarların bir veya bir kaçının harcamalarının
doğrudan üstlenilmesi
Bu tip iftarların, işle herhangi bir şekilde ilgisi olmadığından, doğrudan
finanse edilmesi halinde gider yazılmasının mümkün olmayacağı açıktır.
Ancak, sebep ne olursa olsun, yani iftar amacıyla olmasa dahi, Belediyelere resmen yapılacak bağışlarla, Belediyelerin kuracakları “ Kamu Yararına Çalışan Dernek” vasfına haiz dernekler ve Bakanlar Kurulunca “vergi muafiyeti tanınan Vakıf” mahiyetindeki vakıflara yapılacak ancak, o yıl
beyan edilecek gelirin %5’ini (kalkınmada öncelikli yöreler için %10’unu)
geçmeyecek bağışların gider yapılabileceği tabiidir.
Bunun dışında, Belediyelerin yapacakları özel organizasyonlar veya
yukarıdaki vasıflara sahip olamayan dernek veya vakıflar kanalı ile toplanacak bağışlar, iftar yemekleri için harcansa dahi bağışı yapan işletmeler
için gider yazılması mümkün olamaz.
Yukarıda yaptığımız bütün açıklamalar şahsi görüşlerden öte değildir.
Mevzuatımız bu konularda son derece yetersizdir. Bakanlık adeta, bu
gerçekleri görmezden gelmekte ancak, İnceleme Elemanlarınca tarhiyat
konusu yapılmaya devam edilmektedir. Oysa ramazan aylarında hemen
hemen bütün işletmeleri ilgilendiren özellikle oruç ve bayramla ilgili bu tip
harcamalar için kapsamlı bir açıklama yapılmasında fayda vardır.
Bu konuda, emsal olabilecek eski bir Danıştay kararı (Danıştay,
11.Daire esas no:1997/7450, karar no: 1998/1120) incelendiğinde de enteresan bir durum söz konusu olmuştur.
Bir şirketin müşterilerine verdiği iftar yemeği, işçi yemeği için koyun alımı ve yılbaşı hediyeleri ile ilgili harcamaların işle ilgili olmadığı iddiası ile,
K.D.V.’lerinin indirimini reddeden inceleme elemanının raporu üzerine salınan Katma Değer Vergilerini, harcamaların işle ilgili olduğunu kabul eden
ve cezalı tarhiyatı terkin eden mahkeme kararı Danıştay tarafından, azınlık
oyuna rağmen, ekseriyetle bozulmuştur.
Ancak, bozma nedeni ilginçtir. Danıştay bu harcamaların işle ilgili olup
olmadığını tartışmamış, inceleme raporuna ekli tutanakta, mükellefin bu
harcamaların işle ilgili olmadığını itiraf etmesini esas almıştır.
Yani, neticede yine konu ortada kalmıştır. Ancak, mahkeme kararı genel bir fikir verebilecek mahiyettedir ve en azından personele verilen iftar
yemeğinin ve yılbaşı hediyelerinin işle ilgili olduğu kabullenilmiştir.
R A P O R
07/34-35-36-37-38
1 5 AĞUSTO S 20 07
34