İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
cek mi?
e
il
b
e
d
e
e
r
g
e
t
n
e
e
zen
AKP, Alevileri dü
AKP’nin Alevi milletvekili Reha Çamuro¤lu’nun girifli-
askesi TOK‹
m
›n
n
la
a
t
e
v
n
la
a
Y
Her y›l›n belli dönemlerinde televizyonlarda ev sahibi olmak için kuyruklara giren, “ev sahibi olma umudunu” tafl›yanlar›n TOK‹ bürolar› önündeki çilelerini seyrediyoruz. Daha sonraki günlerde ise televizyonlar Baflbakan ya da bir bakan
huzurunda çekilen kuralarda ev sahibi oldu¤u için a¤layanlar›,
havalara uçanlar›, ne yapaca¤›n› bilemez bir flekilde ortada dolaflanlar› gösteriyorlar.
Sayfa 8
miyle haz›rland›¤› belirtilen “Alevilik inan›fl›na yasal statü
kazand›rma” plan›n›n içeri¤inin kamuoyuna yans›mas›n›n ekseninde, özellikle Alevi örgütlerinden ciddi tepkiler yükseldi.
Baz› Alevi örgütlerinin öteden beri savundu¤u ve karfl›lanmas›n› istedikleri talepleriyle çak›flt›¤› anlafl›lan projeye en fazla tepki gösterenlerin bafl›nda Cem Vakf› geldi.
Sayfa 9
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
[email protected]
Say›: 2007-06
06
*Y›l:1 * 14-27 Aral›k 2007 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
lu ve Hükümlü
TUYAB (Tutuk
i)
Yak›nlar› Birli¤
GRAMI
O
R
P
07
19 ARALIK 20
* l6 Aral›k günü Genel-‹fl 3
No’lu flube (Kad›köy) salonunda "19 Aral›k katliam› 7. y›l›nda! Tecrite karfl› direnifl sürüyor" fliar›yla bir panel.
* l8 Aral›k günü saat 13:00’de
Galatasaray Postanesi’nden hapishanelere kart atma eylemi.
* l9 Aral›k günü saat 12:00’de
Bayrampafla Hapishanesi önünde kitlesel eylem.
Gücümüz birli¤imizde
Ankara’da
yarg›s›z infaz
Sosyal güvenlik de¤il, sosyal y›k›m
eçti¤imiz y›l, baz› maddelerine yönelik Anayasa
Mahkemesi’nin iptal karar›yla ertelenen Sosyal Sigortalar Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›, üzerinde
yap›lan birkaç küçük de¤ifliklikle yeniden gündeme girdi. 1
Temmuz itibariyle uygulamaya girecek olan yasa, iflçi, emekçi,
köylü, küçük esnaf tüm ezilen kesimlere yönelik sosyal y›k›m
sald›r›s›ndan baflka bir fley de¤ildir.
Böylesine kapsaml› bir sald›r› karfl›s›nda iflbirlikçi veya reformist önderlikli konfederasyonlar›n harekete geçmeyecekleri ya da
baflta iflçi s›n›f› olmak üzere tüm ezilen emekçilerin enerjisini boflaltaca¤› birkaç eylemle süreci geçirece¤ini daha önceki deneyimlerimizden biliyoruz. Bu genel sald›r› dalgas›n› bofla ç›karacak olan gerçek güç iflçi s›n›f›n›n
birli¤inden ve mücadelesinden geçmektedir. Bu birli¤in ve mücadelenin önünde durabilecek hiçbir güç yoktur.
G
10 Aral›k 2007 tarihinde Ankara’da hücre evi oldu¤u iddias›yla bir
eve bask›n düzenleyen polis bir devrimciyi katletti.
Cebeci Kurtulufl Dede Efendi 1.
Sokak’ta DHKP/C’ ye üye oldu¤u iddias› ile gözalt›na al›nan bir kiflinin ard›ndan ayn› sokakta bir eve sisi bombalar› atarak bask›n düzenleyen polis,
evde bulunan Kevser M›zrak’› infaz
etti. Ayn› sokakta gözalt›na al›nan kiflinin ise emniyette sorgusu sürüyor.
Kevser M›zrak’›n cenazesinin otopsiden sonra Adli T›p Kurumu’na götürüldü¤ü ö¤renildi.
Sayfa 7
‹stanbul’da da
Edî Bes e
eylemleri
Yükseltilen flovenizm ve ›rkç›l›¤a
karfl› demokratik kitle örgütleri,
devrimci, ilerici kurumlar ve DTP
taraf›ndan 9 Aral›k günü yap›lmak
istenen “Emperyalizme, flovenizme ve ›rkç›l›¤a karfl› yaflas›n
iflçilerin birli¤i halklar›n kardeflli¤i” mitingi ‹stanbul Valili¤i taraf›ndan yasakland›.
Valilik “huzur ve güven ortam›n›n bozulaca¤›” ve “yasad›fl›
örgüt militanlar›n›n polise tafl,
sopa ve molotof kokteyli ile
karfl›l›k verece¤i” bilgisinin al›nd›¤›n› ileri sürerek miting baflvurusunu
reddetti ve yap›lmas›n› yasaklad›.
Sayfa 6
‹flçi köylü’den
Geçen say›m›zda yine bu köflemizde yay›n faaliyetinin kitleleri ayd›nlatma faaliyeti oldu¤u vurgusunu yapm›flt›k. Egemenlerin ve onlar›n sat›l›k
medyas›n›n bu ayd›nlatma faaliyetinden
anlad›klar›n› yukar›da s›ralad›k. Peki,
biz ne anl›yoruz ya da ne anlamal›y›z?
‹lk olarak belirtmeliyiz ki devrimci faaliyet en genel anlam›yla genifl kitleleri
ayd›nlatma faaliyetidir. Sayfa 2
Devletin sahte operasyon
çaresizli¤i!
Türk hâkim s›n›flar›n›n ABD
emperyalizmi
öncülü¤ünde
“Büyük Ortado¤u Projesi”
ad›yla yeniden dizayn edilen
Ortado¤u co¤rafyas›nda yer
kapma, uflak konumunu güçlendirme çabalar› sürerken di¤er yandan ise elindekini de
kaybetmeme derdinde oldu¤unu söyleyebiliriz. Zira Irak Kürdistan›’nda özerk bir Kürt yö-
netiminin bulunmas› ve Kürtlerin burada devletleflme yönünde att›¤› ad›mlar en çok da
Kürdistan’›n birer parças›na sahip olan Türkiye, Suriye ve
‹ran’› rahats›z ediyor. Bu nedenle, TC devleti de elde etti¤i
“baflar›”, “avantaj” vs.leri
abartarak, bire bin katarak
kendini pazarlama u¤rafl›na giriyor.
Sayfa 3
Ayazma’da umutlar
çad›rlar›n
alt›nda kald›!
Son günlerde kad›na yönelik fliddet konusunda karfl›m›za ç›kan iki kelime var:
Tarih 28 Kas›m 2007. Saat gecenin 4’ü. Yaklafl›k bir y›l
önce yine bir k›fl günü y›k›lan evlerinin yerine naylon ve tahtalardan yapt›klar› derme çatma barakalarda so¤uk havaya ra¤men derin bir uykuda Ayazma halk›. Az sonra olacaklardan
habersiz yaklafl›k 25 aile tüm zorluklara ra¤men neredeyse bir
y›ld›r y›k›lan evlerinin oldu¤u bölgeyi terk etmeme karar›yla
dald›klar› derin uykudalar.
Sayfa 2
Emekçinin Gündemi
Pusula
Evrensel Bak›fl
‹flçi s›n›f›n›n kazmay›
b›rakmaya hiç niyeti yok!
Hak-‹fl’leflen Türk-‹fl ve
Türk-‹fl Genel Kurulu
Kazanma bilinciyle
pratikte yo¤unlaflmal›y›z!
Efsanelerde sona do¤ru!
Sayfa 4
Özellefltirme
k›skac›nda
fleker eritiliyor!
Dikkat polis
ç›kabilir!
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Sayfa 3
Asgari Ücret Tespit Komisyonu (AÜTK) bir kez daha
bir araya gelerek, genifl emekçi
y›¤›nlar›n›n asgari ücretlerindeki
art›fl› görüfltü. Komisyonun ilk
toplant›s›na bir kez daha, Türkiye ‹flverenler Sendikas› Konfederasyonu (T‹SK) temsilcisinin, en
az art›fl› sa¤lama amaçl› getirdi¤i
“iflsizlik, kay›t d›fl›l›k ve enflasyon” gerekçeleri, özde ise
aç›k tehditleri damgas›n› vurdu.
Sayfa 4
Tar›msal üretimin emperyalist ç›karlara uygun olarak tasfiye
plan›n›n bir arac› olarak özellefltirmeler 22 Temmuz genel seçimlerinden sonra h›z kazanm›flt›r. fieker fabrikalar›n›n özellefltirilmesine dair aç›klanan planlar
bunun en son örneklerinden olmufltur.
Sayfa 5
Yine “haks›z tahrik” adaleti
Haks›z tahrik…
Bu iki kelimenin içinde kad›na yönelik fliddeti meflrulaflt›ran, uygulayanlar›n mahkemelerde hak etti¤i cezay› almas›n›n önüne geçen, yapana
yapt›klar›n›n yan›nda kâr kalmas›n› sa¤layan bir t›ls›m gizli.
Bu iki kelimeyi ‹zmir’de bir erke¤e “cilveli bir flekilde” saati sordu¤u için öldüren “koca”n›n “haks›z tahrik” karar› verilen davas›nda görmüfltük.
Sayfa 12
“Sefalete
mahkumiyet”
görüflmeleri
Sayfa 11
Sayfa 13
Son bir ay içinde yaflanan polis
vahfleti dikkatleri yeniden polisin
icraatlar›na çevirdi. “Polis Vazife
ve Salahiyetleri Kanunu”nun
ç›kar›lmas› ile birlikte gündemi daha fazla meflgul eden polis terörü
s›n›r tan›m›yor. Son iki y›l içinde
34 kifli polis kurflunu ile katledildi.
Polis bu yasa ile sokaklar›n
efendili¤ine soyundu¤unu herkese
gösterdi. Atefl etmek, iflkence
yapmak için her zaman “hakl›”
bir neden bulan polisin sicili oldukça kabar›k.
Sayfa 7
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
Ayazma’da umutlar çad›rlar›n alt›nda kald›!
Y›k›mdan geriye baflta
çocuklar olmak üzere barakalar› y›k›lanlar›n gözyafllar›, enkaz alt›nda kalan eflyalar› ve yitip giden umutlar› kald›. Bir de
gözalt›na al›nan 6 kifli.
ceki y›k›mdan kalan duvar cephesi, destek oldu¤u tahtalar ve üzerini örttükleri naylonlar bütün eflyalar›n üzerine y›k›ld›. Y›k›m yap›lmadan önce orada bulunan belediye yetkilileri göstermelik
birkaç parça eflyalar› kendileri ç›kararak
yapt›lar y›k›m›. Tüm bunlar karfl›s›nda
gözyafllar›yla ve yine sönüp giden umutlar›yla y›k›m izleyen çocuklar vard›. Oysa onlar tüm olanaks›zl›klara ra¤men
Tarih 28 Kas›m 2007. Saat gecenin 4’ü. Yaklafl›k bir y›l önce yine bir k›fl
günü y›k›lan evlerinin yerine naylon ve
tahtalardan yapt›klar› derme çatma barakalarda so¤uk havaya ra¤men derin
bir uykudayd› Ayazma halk›. Az sonra
olacaklardan habersiz yaklafl›k 25 aile
tüm zorluklara ra¤men neredeyse bir
y›ld›r y›k›lan evlerinin oldu¤u bölgeyi
terk etmeme karar›yla dald›klar› derin
uykudalar. Birden d›flar›dan sesler gelmeye bafllad›. D›flar›ya bakt›klar›nda kifli bafl›na yaklafl›k 50 polisin düfltü¤ü bir
manzarayla karfl›laflt›lar. Polisler az sonra aç kurtlar misali sald›r› haz›rl›¤› yap›yorlard› savunmas›z insanlara “buralarda bar›namazs›n›z” diyerek. Saat 5’i
gösterdi¤inde bafllad› y›k›m sald›r›s›.
Hem de daha kendilerine bile gelememifl insanlar›n eflyalar›n› bile almalar›na
izin vermeden yap›ld› y›k›m. Daha ön-
sabah kalk›p gidecekleri okul eflyalar›n›
ve çantalar›n› haz›r etmifllerdi akflamdan. Ama onlar da y›k›m alt›nda kalm›flt›. T›pk› umutlar› gibi. Ev sahipleri ise
gecenin beklenmeyen bu misafirlerine
inat barakalar›n› y›kt›rmamak için direniyorlard›. Tabi kifli bafl›na 50 polisin
düfltü¤ü bir y›k›mda ne kadar direnebilirlerse. Zaten amaç da direnifli engellemek de¤il mi? Onun için gecenin 4’ünde gelmemifller miydi? Hem insanlar›
uykuda yakalamak, hem de di¤er bölgelere haber gitmesini ve oluflabilecek
tepkiyi engellemek. Zaten Ayazmal›lar
Kürt kimliklerinden dolay› terörist etiketini yemifllerdi bile. Tüm bunlar zaten
‹stanbul’u emekçilere kapatmak isteyen
egemenlerin bahanelerinden baz›lar›yd›.
Ama bizler biliyoruz ki bu insanlar›n evlerinin y›k›lmas›n›n as›l sebebi ‹stanbul’u
Y
burjuvaziye peflkefl çekmektir. Çünkü
bu sald›r› furyas›ndan çeflitli milliyetinden emekçi halk›m›z etkilenmektedir.
Ayazma halk›n› terörist olarak lanse etmesinin as›l sebebi ise hem onlar›n
Kürt kimli¤i hem de son süreçte estirilmeye çal›fl›lan ›rkç›-faflist sald›r›lardan
yararlanarak onlar› yaln›zlaflt›rmakt›r.
Y›k›mdan geriye baflta çocuklar olmak üzere barakalar› y›k›lanlar›n gözyafllar›, enkaz alt›nda kalan eflyalar› ve
yitip giden umutlar› kald›. Bir de gözalt›na al›nan 6 kifli.
Gazetemizin bir önceki say›s›nda
Ayazma halk›yla y›k›m öncesi yapm›fl
oldu¤umuz röportajda özellikle son süreçte çocuklar›n okula giderken önlerinin tinerciler taraf›ndan kesildi¤ini, rahats›z edildiklerini ve çocuklar›n› okula
göndermeye korktuklar›n› belirtmifllerdi. Ve konuyla ilgili Milli E¤itim Müdürlü¤ü’ne dilekçe verdiklerini, ama henüz
bir cevap alamad›klar›n› söylemifllerdi,
“zaten bir beklentimiz de yoktu”
diyerek. Ama yan›lm›fllard›. Milli E¤itim
Müdürlü¤ü’nden onlara yan›t gelmiflti.
“Çocuklar›n okula mutlaka gönderilmesi gerekir” diye. Ama ne hikmetse bu cevap y›k›m sabah› geldi. Gelen yetkili y›k›mdan haberi yokmufl gibi
ailelerle çocuklar›n durumlar› görüflmeye gelmiflti. Tabi y›k›m›n flaflk›nl›¤›(!)
sonras› çocuklar›n okul eflyalar›n›n y›k›m›n alt›nda kald›¤›ndan da habersiz ve
bir o kadar umursamaz edayla çocuklar› okula göndermenin öneminden dem
vuruyordu. Gerçi Milli E¤itim Müdürlü¤ü görevlisinin y›k›mdan haberdar olmamas›(!) anlafl›l›r. Zaten y›k›mdan ne
zab›talar›n› gönderen Belediye Baflkan›
ne de yaklafl›k 1.500 çevik kuvvetini
gönderen Emniyet yetkililerinin haberi
varm›fl. Sahi onlar›n haberi yoksa
bu y›k›m› kim örgütlemifl olabilir?
Bizler ‹kitelli ve Alt›nflehir Partizan okurlar› olarak Ayazma’daki y›k›m› duyar duymaz y›k›m yerine gittik.
Oraya vard›¤›m›zda insanlar çaresiz, ne
yapacaklar›n› bilemez durumda bekliyorlard›. Daha sonra bir bölümü ‹nsan
Haklar› Derne¤i’ne giderek ne yapabilecekleri konusunda bilgi edinmek istediler. Di¤erleri ise akflama bafllar›n› sokabilecekleri bir yerleri olmad›¤› için
yeniden tahta ve naylonlarla baraka
yapma ifline girifltiler. Ortak bir flekilde
yap›lan barakalara bizler de Partizan
okurlar› olarak yard›m ettik. Ayazma
halk› bu pratikle “ya bar›nma sorunumuzu çözerler, ya da buralar›
terk etmeyiz” kararl›l›klar›n› bir kez
daha gösterdi. Barakalar›n yap›m› sürerken insanlar›n iafle sorunu oldu¤unu
da düflünerek Partizan okurlar› olarak
yard›m toplamaya karar verdik. Gazi
ve Okmeydan› Mahallelerindeki
yoldafllar›m›zla esnaf ve k›raathaneleri
gezerek hem Ayazma halk›n›n yaflam›fl
oldu¤u sald›r›y› teflhir ettik hem de onlarla dayan›flman›n önemine vurgu yaparak yard›m toplad›k. Özellikle Gazi
Mahallesi’nde k›raathanelerde sesli ajitasyonlarla yard›m toplad›k. Toplad›¤›m›z yard›mlar› ayn› gün akflam Ayazma
halk›na götürüp teslim ettik.
fiimdi Ayazma halk›n›n bafl›n› sokabilecekleri barakalar› var. Ama o barakalarda ne kadar yaflan›labilir, gidip görülmesi gerekir. B›rak›n yaflamay› kurtar›labilen eflyalar›n› bile saklayabilmeleri mümkün de¤il. Ama flimdi baflka çareleri olmad›¤› için oralardalar. Çünkü
gidebilecekleri baflka bir yer yok. Ama
tüm bunlara ra¤men direnecekleri ve
bar›nma sorunlar› çözülene dek orada
kalacaklar› konusunda ›srarl› ve kararl›lar.
Son bir dipnot; Ayazma sakinlerinden birinin anlat›m›yla; “‹nsanlara bu
devlete niye düflman olunur diye
sorarlar hep”. Cevap yine ayn› a¤›zdan: “Vatandafl›n› sokakta b›rakan devlete niye düflman olunmas›n ki!”
‹kitelli ‹K okurlar›
!
ü
t
k
ö
ç
n
ü
z
ü
h
e
y
’
e
l
Suluku
Sulukule’de yaflflaayan Romanlar, bölgenin y›k›lmas› ile birlikte evsiz kalacak
fi
Ü
K
R
Ü
P
Ü
N
D
Ü
K
Sulukuleliler bir süredir tedirginlik
içinde yafl›yordu. Fatih Belediyesi ile
Büyükflehir Belediyesi’nin ortak bir
flekilde yürüttü¤ü proje ile Sulukule yeniden yap›land›r›lacakt›. ‹flte bu yüzden Sulukuleliler her an evlerinin y›k›lmas›, soka¤a at›lma endiflesi ile ezgilerini daha bir
hüzünlü çal›yordu. Ve nihayet Sulukulelilerin korktuklar› bafllar›na geldi. Sulukule’nin y›k›m karar› kesinleflti. fiu anda y›k›m›n önünde yasal anlamda hiçbir
engel yok. Sulukule’de yaflayan Romanlar, bu y›k›m ile birlikte evsiz
kalacak. Belediye’nin ev sahiplerine
yapt›¤› bask›lar sonucunda önemli bir bölümü evlerini satarken, kirac›lar kara kara k›fl› nas›l geçireceklerini düflünüyor.
Gazetemizde daha önce de yer verdi¤imiz Sulukule ve Romanlarla ilgili geliflmeleri takip etmek üzere yolumuz yeniden Sulukule’ye düflüyor. Sulukule’nin
tek katl› ahflap evleri aras›ndan geçerek
Sulukule Roman Kültürünü Gelifltirme Derne¤i’ne giriyoruz. Girer girmez dernekteki Romanlar Tafloluk’ta yaflayan ve TOK‹’nin Tafloluk’taki dairelerinden sat›n alanlar›n mesajlar›n› öfkeyle
gösteriyorlar. Romanlar› afla¤›layan birçok mesaj› bize de okuyan Romanlar aras›nda gitmek isteyenler de vazgeçiyor.
Devletin flovenizmi ve ›rkç›l›¤› gelifltirmek amac›yla yürüttü¤ü çal›flmalar›n
meyvesini verdi¤ini Sulukule’de daha yak›ndan görüyoruz. Tarih boyunca afla¤›lanan, hor görülen Romanlar, ›rkç›l›¤›n
yükseltilmesi ile birlikte daha boyutlu sald›r›lar› gö¤üslemek zorunda. Bize yoksulluklar›n› anlatan Romanlar, Tafloluk’ta
nas›l geçineceklerini, nas›l hayatta kalacaklar›n› soruyorlar.
Mahallede yaflanan geliflmeleri y›k›m›n gündeme girmesinden bu yana konuyu yak›ndan takip eden Roman Kültürünü Gelifltirme Derne¤i Baflkan› fiükrü
Pündük’e sorduk.
- Kura çekiliflleri televizyonlara
Sulukuleliler Tafloluk’a göbek atarak
gidiyor yorumlar›yla yans›d›. Yaflanan
bu mu gerçekten?
- ‹nsanlar zannediyor ki, Belediye bize ev verdi. Oysa 15 sene boyunca bu
paray› ödeyecekler. Birkaç ay ödemeyince kap› önüne koyuluyorsun. Bu insanlar›n okuma yazmas› yok, “sana ev veri-
yorum” de, adam her fleyini b›rak›p gider. Buradaki insanlar parfüm sat›yor, kazak sat›yor, ço¤u müzisyen. Tafloluk’ta
en ucuz evin kira bedeli 280 YTL, en
yüksek kira bedeli 480 YTL. Elektrik, su,
aidat, do¤algaz, yol paras› ile birlikte hesaplad›k, 760 YTL para verecek. Biz en
ucuz haliyle hesaplad›k. 480 YTL’lik ev
alan da 1.100 YTL para verecek. Vatandafl bu süre içinde ayakkab› giymeyecek,
hastalanmayacak, kaza geçirmeyecek,
çünkü bu paran›n içinde bunlar›n hiçbiri
yok.
Biz 600 y›ld›r bu mahallede oturuyoruz. Bu insanlar en fazla 6 ay orada yaflayabilirler. Geri dönmek istediklerinde
paray› nerden bulacaklar? Biz “halk›m›z
burada kals›n, kirac›lara da burada
ev yap›ls›n” dedik. Burada 60 YTL kiray› veremeyen bir insan TOK‹’nin paras›n› nas›l ödeyecek?
- Fatih Belediyesi buran›n örnek
bir proje oldu¤unu söylüyor. Belediye
ile görüfltünüz mü?
- Evet, görüfltük. Cuma günü yeni bir
toplant› olacak. Fatih Belediye Baflkan›
“bu örnek bir projedir” diyor. E¤er bu
örnek proje ise, bu ülkede yaflayan herkes evi y›k›lma tehlikesi tafl›yor demektir.
Bu projeye karfl› Mimarlar ve Mühendisler Odas›’n›n açt›¤› iptal davalar› var. Baflbakan hükümet oldu¤unda “inflaat sektörünü gelifltirece¤iz” diyordu. Bu flekilde
inflaat sektörü büyüyecek. Evleri y›k›p yenisini yapacaklar. TOK‹ bu y›k›mlardan
çok büyük paralar kazanacak.
Herkesin aya¤a kalkmas› laz›m asl›nda. Bu sadece Sulukule’nin ifli de¤ildir.
Buras› tarihi bir yer, sit alan›. Burada bu
ifli yapabiliyorsa her yerde yapabilir. Türkiye halk› bu örnek projelerden korksun.
‹nsanlar orada k›fl k›yamette kar›n alt›nda
nas›l kalacaklar? Evleri y›k›lacak “en
az›ndan k›fl› orada geçireyim” diye
düflünüyor birço¤u. Ama biz bu iflin sonunu b›rakmayaca¤›z. Sadece halk›m›zdan destek bekliyoruz.
(‹stanbul)
14-27 Aralık 2007
işçi-köylü’den
Merhaba
Egemenler cephesinde 2008 bütçesinin tart›fl›lmaya baflland›¤›, aralar›ndaki dan›fl›kl› dövüflün bir örne¤i olarak Baflbakan Erdo¤an’›n “teröristleri eve döndürme” çal›flmas› kapsam›nda aç›klad›¤› plana dair tart›flmalar›n devam etti¤i, Türkiye
Kürdistan›’nda operasyonlar›n yan› s›ra “itirafç›l›¤› özendiren”
bildirilerin de da¤›t›ld›¤› bir süreçte ülkemizde birçok yerde
yap›lan “Edî Bes e” mitinglerinin bir benzeri olarak 9 Aral›k’ta yap›lmak istenen mitingin ‹stanbul Valili¤i taraf›ndan komik gerekçelerle yasaklanmas›n›n ard›ndan, çeflitli semtlerde
kitlelerin meflru haklar›n› kullanarak yapt›klar› eylemlere tan›k
olduk. Ve bu eylemlerin ard›ndan burjuva-feodal medyada yap›lan haberleri de san›r›z birço¤umuz takip etmiflizdir. Sadece bu örnek bile bize burjuva-feodal medyan›n misyonunun ne oldu¤unu, neyi hedefledi¤ini göstermeye
yetmektedir. Geçti¤imiz günlerde baflar› ile sona eren Telekom grevi s›ras›nda gazeteler taraf›ndan yap›lan yalan haberler de hepimizin hat›r›ndad›r. Demokratik talepleri ve en
do¤al haklar› için grevde olan iflçiler “vatan haini” ilan edilmifl, h›rs›zl›kla suçlanm›fl, ailelerine varana kadar çeflitli gerekçelerle suçlanm›flt›. Yine ondan k›sa bir süre önce DTP
milletvekili olan Fatma Kurtulan oldu¤u iddia edilen ancak,
kendisi ve DTP taraf›ndan bunun gerçek olmad›¤› söylenen
gerilla foto¤raf› ile ilgili yaflananlar› ve burjuva bas›n›n tak›nd›¤› tavr› hat›rlayal›m. Israrla yap›lan tüm yalan haberlerin ard›ndan gerçeklerin ortaya ç›kmas›n›n ard›ndan tak›nd›klar› ikiyüzlü tutumu hat›rlayal›m. Daha geriye giderek bir flekilde
halen devam eden ›rkç›-floven sald›r›lar›n t›rmand›r›ld›¤› sürece dönelim. Adeta bir histeri krizi geçirircesine devrimci, demokrat ve yurtsever kurum ve kiflilerin sald›r›ya maruz kald›¤› dönemde de burjuva-feodal medyan›n misyonunu oynad›¤›n› söylemeliyiz. Tüm bunlar asl›nda bize bas›n-yay›n faaliyetine egemenlerin ne kadar önem verdi¤ini, medyay› nas›l kulland›klar›n› ve bunu yaparken de yalanc›l›kta, ikiyüzlülükte, riyakarl›kta bir s›n›r tan›mad›klar›n› göstermektedir.
Geçen say›m›zda yine bu köflemizde yay›n faaliyetinin kitleleri ayd›nlatma faaliyeti oldu¤u vurgusunu yapm›flt›k. Egemenlerin ve onlar›n sat›l›k medyas›n›n bu ayd›nlatma faaliyetinden anlad›klar›n› yukar›da s›ralad›k. Peki, biz ne anl›yoruz
ya da ne anlamal›y›z? ‹lk olarak belirtmeliyiz ki devrimci faaliyet en genel anlam›yla genifl kitleleri ayd›nlatma faaliyetidir. Bugün karfl› karfl›ya oldu¤umuz görev de, do¤ru kullan›ld›¤›nda önemli bir ayd›nlatma, örgütlenme ve örgütleme arac› olan yay›nlar›m›z› daha nitelikli ve güçlü hale getirmektir.
Bu nitelik ve güç ise kitlelerde gizlidir. Genel görüfllerimizi
tek bir a¤›zdan genifl kitlelere ulaflt›rmas› gereken yay›nlar›m›z
ne kadar güncel ne kadar politik olursa olsun kitlelerden beslenmiyorsa ve onlara ulaflm›yorsa misyonunu yeteri kadar oynam›yor demektir. Bu noktada gazetemizin görece daha kitleyle iç içe oldu¤u 1 May›s, 8 Mart, 18 May›s gibi süreçleri örnek almak ve de¤erlendirmek gerekmektedir. Bu süreçlerde
bütün okurlar›m›z bulunduklar› alanlarda çeflitli eylemler örgütlemekte, örgütlenenlere dahil olmakta ve bu faaliyetlerini
gazetemize tafl›maktad›r. Bunun gazetemizde yaratt›¤› olumlu
havay› fark etmek zor de¤ildir. Bu süreçlerin ard›ndan hem
elden hem de Yay-Sat da¤›t›m›nda yaflanan art›fl, kitlelerin gazetemize ulaflma çabalar›, bizlere kitlemizin nas›l bir gazete istedi¤ini göstermektedir. Biz bu canl›l›¤›n gazetenin her
say›s›nda olmas› gerekti¤ini, bunu yapabilece¤imizi
ve yapt›¤›m›zda da yay›nlar›m›z› daha nitelikli bir hale getirebilece¤imizi düflünüyoruz. Yapt›¤›m›z okur toplant›lar›ndan ç›kard›¤›m›z önemli sonuçlardan biri de budur.
Birçok ilde ve bölgede faaliyette yaflanan eksiklik, zaaf ve kimi t›kan›kl›klara ra¤men küçümsenmeyecek say›da insan›n
ça¤r›m›za kulak vermesi, bir araya gelmesi ve yay›nlar üzerine olgun tart›flmalar yürütmesi ve anlama-anlafl›lma çabas›
bize bunu kan›tlamaktad›r. Ayazma’da sokakta kalan emekçilerle birlikte barakalar›n› tamir eden, Gazi Mahallesi’nde
bu insanlar için yard›m malzemesi toplayan, Bursa’da ›rkç›floven sald›r›ya u¤rayan Kürt aileleri ziyaret eden ve desteklerini sunan, Tarsus’ta tar›m iflçilerinin günlüklerinin 18
YTL’den 20 YTL’ye ç›kmas› için eylem örgütleyen, Konya’da
çad›rlardaki tar›m iflçileri ile yaflayan ve söylefli yapan vb. faaliyetleri örgütleyen okurlar›m›z›n bu çal›flmalar› birer örnektir ve bunlar gazetemize yans›d›¤›nda inan›yoruz ki farkl› bölgelere de örnek olacakt›r. ‹flte o zaman yay›nlar›m›z kolektif
örgütleyici misyonunu daha nitelikli bir flekilde oynamaya
aday olacakt›r.
Okur sohbetlerinden birinde bir okurumuzun verdi¤i örnek, örgütlülü¤ün önemi anlam›nda çarp›c›d›r. “Bugün 1 kifliyiz. Yar›n çal›fl›p 10 kifli oldu¤umuzda 1’in yan›na bir
s›f›r koyaca¤›z. 100 kifli oldu¤umuzda iki s›f›r daha koyaca¤›z, 1.000 kifli oldu¤umuzda üç s›f›r koyaca¤›z.
Bu önemlidir. Ancak anlamam›z gereken buradaki
1’i kald›rd›¤›m›zda s›f›rlar›n hiçbir anlam› olmayacakt›r. Oradaki 1, örgüttür” sözleri örgütlenmenin önemini
yans›tmaktad›r. Evet devrimci faaliyetin esas› kitlelere gitmek
ve onlar› gerçekler etraf›nda örgütlemektir dedik. Yine
önemli yanlar›ndan biri de bu faaliyetin ders ve deneyimlerini
yay›nlar›m›za tafl›mak, yol göstermek, faaliyetin aynas› olmak
ve sonuçlar›n›, yani onlar› yüz; yüzleri bin yapan prati¤imizin
örnek olmas›n› sa¤lamakt›r.
K›fl günü evleri bafllar›na y›k›lanlar›, Çukurova’da bütün
gün tarlada çal›flt›ktan sonra tarla sahiplerinin evlerine ekmek
ve temizlik yapmaya giden kad›n tar›m iflçilerini, Telekom grevinde burjuva-feodal medyaya atefl püsküren iflçileri, ürününü
yollara döken köylüleri sayfalar›m›za ne kadar tafl›rsak onlara
gitmemiz ve örgütlememiz de o kadar rahat olacakt›r. Bunu
yapabiliriz/yapmal›y›z!
İşçi-köylü 3
14-27 Aralık 2007
Politika gündem
TC devleti sahte operasyonlarla kendi çaresizli¤ini aç›k ediyor!
Türk hâkim s›n›flar›n›n ABD emperyalizmi öncülü¤ünde “Büyük Ortado¤u Projesi” ad›yla yeniden dizayn edilen
Ortado¤u co¤rafyas›nda yer kapma, uflak
konumunu güçlendirme çabalar› sürerken di¤er yandan ise elindekini de kaybetmeme derdinde oldu¤unu söyleyebiliriz.
Zira Irak Kürdistan›’nda özerk bir Kürt
yönetiminin bulunmas› ve Kürtlerin burada devletleflme yönünde att›¤› ad›mlar en
çok da Kürdistan’›n birer parças›na sahip
olan Türkiye, Suriye ve ‹ran’› rahats›z
ediyor. Bu nedenle, TC devleti de elde
etti¤i “baflar›”, “avantaj” vs.leri abartarak, bire bin katarak kendini pazarlama
u¤rafl›na giriyor. Bu öyle bir hal alm›fl durumda ki, Da¤l›ca sald›r›s›ndan sonra yap›lan sözde diplomasi trafi¤iyle tüm dünya Türkiye’nin ne kadar mazlum, ne kadar hakl› bir pozisyonda oldu¤unu anlam›fl havas› yarat›l›yor, herkesin TC’nin
“terörle mücadelesinde” yan›nda oldu¤u ifadelendiriliyor. Ve tüm bunlar da
dün denmedik söz b›rak›lmayan hükümetin baflar›s› olarak yans›t›l›yor. Oysa durum hiç de böyle de¤ildir! Türk devleti ne
Kürt meselesinde ne de bölgedeki di¤er
sorunlarda tayin edici de¤ildir (olamaz
da). Türk devleti bölgede sadece
ABD’nin politikalar›n›n sad›k bir uygulay›c›s›, sürdürücüsü olup, ancak bu nedenle
bölge ülkeleri taraf›ndan dikkate al›nmaktad›r. PKK’ye karfl› baflar›s›zl›¤›n› dahi di¤er devletlerin yard›m etmeyifliyle aç›klayan bir devlet nas›l olur
da bölgenin “hegemon” devleti, tayin edici gücü, öncüsü olabilir?
Bunun en büyük kan›t› ise PKK ve
Kürt Ulusal Sorununda daha bir ay önceki “S›n›rdan girece¤iz, Kandil’i da¤›taca¤›z, PKK’yi bitirece¤iz” efelenmelerinin, Bush ile yap›lan görüflmelerin
sonucu yerini ABD’nin de yard›m›yla genifl bir tasfiye plan›na b›rakmas›d›r. Plan
ABD’ye ait olunca Irak Kürdistan›’ndaki
iflbirlikçi yönetim de TC devleti ile benzer telden çalmaya bafllam›flt›r. Yoksa ortada ne AKP hükümetinin bir baflar›s› vard›r ne de ABD ile oldu¤u iddia edilen
“stratejik ortakl›k” iliflkilerinin bir sonucu. Olan biten, ifllerin ABD’nin Büyük
Ortado¤u Projesi’ne uygun bir flekilde
düzenlenmesidir. Ve bu Proje dâhilinde
‹ran’› merkeze/hedefe koyan ABD
emperyalizmi Türkiye ve di¤er güçleri bir
araya getirerek projesini güçlendirmeye
çal›flmaktad›r.
Bu noktada TC devletinin Musul ve
Kerkük üzerindeki propagandalar›na da
birkaç cümleyle de olsa de¤inmek bir
noktay› ayd›nlatmak yerinde olur. Öncelikle bölgedeki güçlere ve güçlerin da¤›l›m›na bak›nca TC devletinin s›n›r ötesi
operasyon söylemleri içinde geçen Musul-Kerkük’ü ele geçirme diye bir iddias›n›n varl›¤› dahi kuflkuludur. Her ne kadar
Musul ve Kerkük üzerindeki hak iddias›
ifadelendirilse de (ve tarihsel olarak böyle bir iddian›n varl›¤›ndan söz edilse de)
politik olarak bundan bahsetmek mümkün de¤ildir. Do¤rudur, bu iki flehrin
kontrolü tart›flma konusudur; ancak bu
Türk devleti ile Kürtler aras›nda de¤il,
Kürtler ile Araplar aras›nda geçmektedir. Ayr›ca Araplar›n iste¤i bu flehirlerin
kontrolü de de¤il, ç›kar›lan petrolden
haklar›n› alabilmektir. Yani konu yine
güçlü bir Kürt yönetiminin istenmesinde
dü¤ümlenmektedir.
MHP ve (söylemde MHP’den daha da
militarist bir durufl sergileyen) CHP’nin
tüm s›n›r ötesi operasyon (hatta iflgal) yönündeki bask›lar›, militarist burjuva feodal
medyan›n da hükümeti bu noktada s›k›flt›rma çabalar› yine bu çeliflkilerin bir yans›mas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Ancak
hangi klik bafla gelirse gelsin hepsi aç›s›ndan ABD emperyalizminin plan›na flu ya
da bu flekilde uyaca¤› ve uygulayaca¤› ezilen halk›m›z aç›s›ndan aç›k olmal›d›r. Çünkü bu klik çat›flmalar›n›n daha da üstünde
ABD emperyalizminin politikalar›, bu ko-
verdi¤inin teknik vas›talarla tespit edildi¤i
de kaydedildi. Genelkurmay Baflkanl›¤›
bölgeye ihtiyaç duyulmas› halinde di¤er
unsurlarla da müdahale edilece¤ini aç›klad›.”
2 Aral›k günü burjuva-feodal medya,
manfletlerinden yukar›ya ayr›nt›s›n› ald›¤›m›z haberin üzerinden “Nihayet”, “S›n›r ötesi operasyon bafllad›”, “‹lk
anl›k istihbarat” vb. vb. bafll›klar›yla 17
Ekim 2007 tarihinde Meclis’ten ç›kart›lan
“s›n›r ötesi operasyon yetkisi”nin 1
Aral›k tarihi itibariyle kullan›ld›¤›n› ve
psikolojik
TC devletinin
savafltaki en önemli
PKK’yi tasfiye etmede
klikler aras› anlaflmazl›k
Türk hâkim s›n›flar›n aras›ndaki klik
çat›flmas› son y›llarda özellikle türban, fleriat, laiklik vb. suni gündemler üzerinden
flekillense de özellikle Kürt ulusal sorunu
üzerindeki çeliflki ve çat›flmalar esas gündemlerden birini oluflturmaktad›r. Türkiye’de hakim s›n›flar›n çeflitli kliklerinin
PKK’ye karfl› TC devletinin Osmanl›’dan
günümüze kadar bir devlet politikas› olarak “imha ve inkar politikalar›” de¤iflmemekle birlikte, bunun nas›l yap›laca¤› konusundaki yaklafl›mlar› farkl›d›r. Bugün AKP’nin temsil etti¤i Türk hakim s›n›flar›n›n bir bölümünün sözcüsü olarak
R. T. Erdo¤an’›n, Bush ile görüflmesinin
ard›ndan genifl bir tasfiye plan›ndan bahsetmesi, “da¤dakini silahs›zland›rma” ya da “da¤a ç›kmalar› minimize
etme” söylemleri, bu kapsamda yeni bir
piflmanl›k yasas› imalar›yla “af tart›flmalar›n›n” gündemlefltirilmesi bu anlay›fl farkl›l›klar›n›n ürünüdür.
arac› medya yine çamura
sapland›...
nu özgülünde de Ortado¤u Projesi vard›r.
“S›n›r ötesi operasyon”
bafllad› (m›?)
“Türkiye teröristlere yönelik s›n›r
ötesi operasyon bafllatt›... Operasyon
Genelkurmay Baflkanl›¤›’n›n internet sitesi vas›tas›yla kamuoyuna duyuruldu... Genelkurmay aç›klamas›nda 1 Aral›k günü
istihbari çal›flmalar kapsam›nda, Hakkari
ili Çukurca ‹lçesi’nin güneydo¤usunda,
Irak hudutlar› içerisinde 50-60 kiflilik bir
terörist grubun tespit edildi¤i vurguland›.
Söz konusu teröristler üzerine, bölgeye
yak›n durumda bulunan atefl destek vas›talar› ile yo¤un bir uygulama yap›ld›¤› belirtilen aç›klamada, bu uygulama sonucunda terörist grubun önemli ölçüde zayiat
S›n›fsal Yaklafl›m
‹flçi s›n›f›n›n kazmay›
b›rakmaya hiç niyeti yok
Abart›dan kaç›nmak, öznelcili¤e düflmemek gerek. Buradan yola ç›karak birçok fleyin de¤iflime u¤rayaca¤› ve art›k yepyeni bir sürecin bafllayaca¤›n›
da söylememek gerek. Ancak olan›n da hakk›n›
teslim etmeli ve baz› gerçeklerin alt›n› çizmeliyiz ki
hem önümüzdeki sürece iliflkin oluflturulacak politikalar do¤ru belirlenebilsin, hem de genel soruna
iliflkin öteden beri yarat›lmaya çal›fl›lan kafa kar›fl›kl›klar› ve sald›r›larla mücadelemizde mesafe alabilelim.
44 gün süren Telekom grevinden söz ediyoruz. Taleplerin büyük oranda kabul edilmesi de¤ildir eylemi iflçi s›n›f› aç›s›ndan de¤erli k›lan. Önce bu
belirleme ile bafllamak gerek. Ne var ki bu faktör
ihmal edilemez bir noktada durmaktad›r. Zira
özellikle böylesi eylemlerde, “yenilgiden ç›kar›lan
dersler”le bir yere var›lamad›¤› görülmektedir. Bunun için önderlik mekanizmas›na “s›n›f” sendikac›l›¤›n›n hükmetmedi¤i hat›rda tutulmal›d›r. 12 Eylül
askeri faflizminin her türden örgütlenmeyi düzlemesinin ard›ndan, kitlesel yo¤unluk (26 bin) ve co¤rafi kapsam (81 il 600 iflyeri) aç›s›ndan en büyük
grevlerinden birisi olarak gerçekleflen eylem; önderlik edenlerin de isteyip-beklemedi¤i boyutlardaki sonuçlarla tarih sahnesinde yerini alm›flt›r.
Sorunlar genellikle Toplu ‹fl Sözleflmesi ve görüflmeler aflamas›nda bir biçimde çözülmekte ve
mevcut sendika yönetimleri ile patronlar/hükümet
aras›nda ifl ba¤lanmaktayd›. Grev aflamas›na geçildi¤inde birçok fleyin “raydan” ç›kabilece¤i bilinen
bir olgudur. Bu yüzden hiçbir patron ve iflbirlikçi
sendika bu riske girmek istemez. Buna karfl›n bu
aflamada da sendikalar›n ço¤u kez direnifli bo¤duklar›na/satt›klar›na tan›k olunmakla beraber süreçten
iflçi s›n›f› mücadelesi ad›na elde edilen kazan›mlar›n küçümsenmeyecek yanlar› her zaman için var-
TC ordusu anl›k istihbarat› ABD’den al›yor ama Irak’taki ABD ordusu Irak
Kürdistan›’na yönelik bir harekât oldu¤undan haberi olmad›¤›n› aç›kl›yor “harekât›n” ertesi günü. ‹ddia edilen harekât I.
Kürdistan› topraklar›na yap›l›yor ama
peflmergeler operasyonu do¤rulam›yorlar ve Türk ordu birliklerinin “Güney
Kürdistan” s›n›rlar› içerisinde bulunan
Dola Mir ve Dola Merge alanlar›na top
at›fllar› yapt›klar›n› belirtiyorlar. Ayn›
kaynaklar yaklafl›k iki saat süren top at›fllar› sonucu herhangi bir nokta operasyonu ve askeri hareketlilik gözlenmedi¤ini
vurguluyorlar. Yine Güney Kürdistan Federe Bölge Baflkanl›k Sözcüsü Fuad Hüseyin’in ise çat›flmay› do¤rulamay›p
“Türk askeri içeri girmedi”, “top at›fllar›
olabilir” dedi¤i ö¤reniliyor. Ayr›ca Çukurca ilçesine ba¤l› s›n›r›n s›f›r noktas›nda bulunan Çay›rl› Köyü muhtar› da askeri
bir hareketlilik görmediklerini söylüyor.
Dahas› HPG Anakarargah Komutan›
d›r.
Telekom grevi, ›rkç›-floven kampanyan›n azg›n
biçimde gelifltirildi¤i, linç histerisi ile toplumun kuflat›ld›¤› bir süreçte sahne ald›. Hemen öncesindeki
Hava-‹fl sürecinden grev karfl›t› kampanya ile idmanl› olan para-medyan›n, bu kez dönem hassasiyeti ile “ihanet” temas›n› öne ç›kararak giriflti¤i
yo¤un sald›r›lara maruz kald›. Buna grevdeki iflçilere, sendikac›lara yönelik sald›r›lar, gözalt›lar, tutuklamalar eklendi. Grev k›rma eylemleri, tafleron faaliyetleri, sabotajlar birbirini izledi.
Benzer bütün grev ve direnifllerde oldu¤u gibi
Telekom grevinin en büyük zafiyetini de hiç kuflkusuz bafl›nda bulunan Haber-‹fl oluflturuyordu.
Grev karar›na Telekom patronlar›n›n adeta “zorla” itti¤i Haber-‹fl yöneticileri, direnifli yürüten, her
türlü bask› ve sald›r›y› gö¤üsleyen ve püskürten iflçileri seyretmekten baflka hiçbir fley yapm›yorlar,
aksine örne¤in floven kampanyaya destek verip
içinde bulunduklar› durumdan “utanan” bozguncu demeçlerle eylemin gücünü zay›flatan rol oynuyorlard›.
Telekom grevi, iflçi s›n›f› mücadelesinin uzun bir
dönemdir ciddi bir gerileme içerisine girdi¤i, özellefltirme sald›r›lar› karfl›s›nda mevzi direniflleri ile
gelifltirdi¤i karfl› ataklar d›fl›nda, genel olarak suskunlaflt›¤› bir süreçte devreye girdi. Telekom grevi, yüksek orandaki iflsizli¤in bas›nc›yla beraber sendikal hareketin felç oldu¤u koflullarda, iflçi s›n›f› örgütlenmesindeki sorunlar›n tavan yapt›¤› bir zeminde gerçekleflti.
Telekom grevinin, sendikal hareketin mevcut
durumu nedeniyle iflçi s›n›f› cephesinden aktif ve
güçlü eylemlerle destek almas› beklenen bir durum de¤ildi. Ancak dayan›flma; gerek di¤er iflkollar›ndaki iflçi ve emekçilerden gerekse de mücade-
“operasyonun” bafllad›¤›n› duyurdu.
Militarist medya an›nda senaryolar› yazd›,
manfletlerine tafl›d›. Genelkurmay’›n sitesinden duyurulan haber süslendi, büyük
kahramanl›k öyküleri dizildi. Hükümet ve
ordu aras›ndaki anlaflmazl›klar›n ortadan
kalkt›¤›, bunun sonucunda da haflmetli
ABD’nin de yard›m›yla ilk s›n›r ötesi operasyonun bafllad›¤› ilan edildi. Hükümeti
s›n›r ötesi yetkisini 28 Kas›m tarihinde
Genelkurmay’a devretmiflti ve kahraman
Mehmetçik de hakk›n› vermiflti. Askeri
kaynaklardan haber alan bas›n yaklafl›k
100 kiflilik bir özel birli¤in PKK kamp›n›
vurmak için Kuzey Irak’a geçti¤ini, ayr›ca
4 ila 6 helikopterin kamp› bombalamak
için gönderildi¤ini ve operasyonun ard›ndan birliklerin geri döndü¤ünü duyurdu.
Ama bu iflte bir terslik oldu¤u kesin.
lenin çok çeflitli alanlar›ndan h›zl› biçimde örülmüfl,
“5 liran› paylafl” kampanyas›, iflyeri ziyaretleri, g›da-giyecek yard›mlar› ve destek eylem-gösterileri
ile düflman sald›r›lar›na karfl› koyabilmede etkin bir
tutum sergilenmifltir.
Telekom grevinin iflçi s›n›f hareketine tam da
bu koflullarda verdi¤i moral ve ald›rd›¤› soluk son
derece önemlidir. Bu moral, “s›n›f” olgusunda somutlanan bir gücünün fark›nda olma hali olarak
okunmal›d›r. Grevle kurulan iliflkinin aç›k biçimde
gösterdi¤i, “üretimden gelen güç” esprisi, bu
eylem vesilesiyle, kendini somutlam›fl olmaktad›r.
Esas anlaml› ve önemli olan da bunun dosta, düflmana de¤il, her fleyden önce s›n›f›n kendisine gösterilmesi ve duyumsat›lmas›d›r.
Burada, iflçi s›n›f› hareketinin en önemli tafl›yan›, en etkili eylem biçimi, dahas› mücadele okulu
olan grev silah›n›n bilinçli biçimde silinmeye çal›fl›lmas› karfl›s›nda, bu eylemin ciddi bir direnç noktas› oluflturabilece¤i üzerinde durmak gerekecektir.
Grevler özellikle 12 Eylül’ü takip eden süreçte, ya
suç kapsam›na al›nmak ya da etkisiz unsur konumuna sokulmak suretiyle, s›n›f mücadelesi alan›nda
istisnai bir pozisyona itildiler.
1987’ye kadar süren suskunluk, ‘90’l› y›llara kadar y›lda 30 bini aflk›n iflçinin greve ç›kt›¤› (grev say›s› ortalamas› 210) bir dönemin ard›ndan bahar
eylemleriyle aç›lan süreci getirdi. 1990 ve 1991 y›llar›, iflçi s›n›f› direniflleri için zirveydi. S›ras›yla, 458
ve 398 adet grev yap›l›yor, 166 ve 164 bin iflçi eylemlerde yer al›yordu. Sonras›ndaki düflüfle,
1995’teki ekonomik kriz karfl›s›nda verilen tepki ile
yan›t geliyor, bu y›l içerisinde 120 greve 200 bine
yak›n iflçi kat›l›yordu. ‹flte “gerileme dönemi”
bundan sonra bafllad›. 1996’dan 2007’nin bafl›na kadar tam 11 y›l içerisinde 380 adet grev yap›ld› ve
bunlara kat›lan iflçi say›s› 100 bini ancak buldu ve bu
ortalama 2007 boyunca da de¤iflmedi. (Bilgi olsun,
1980’de yap›lan grev say›s› 220, greve kat›lan iflçi
say›s› 85 bin dolay›ndad›r.)
Gerileme döneminin sonuçlar›, iflçi s›n›f› hareketini dibe vurdurmakla s›n›rl› kalamazd›. Bunun
ideolojik planda daha kritik noktalar› hedefleyece¤i ve s›n›f› can evinden vurmaya çal›flaca¤› beklenmeliydi. Nitekim, “sendikalar›n ifllevsizleflti¤i”nden öteye gidildi ve esas olarak iflçi s›n›f›n›n
Bahoz Erdal da, operasyonlar› yalanlayarak “s›n›r ötesi operasyon ad› alt›nda as›l savafl›n içeride yürütüldü¤ünü” söyledi ve “her türlü sald›r›ya
gerillan›n haz›rl›kl› oldu¤unu da”
sözlerine ekledi.
Ahlak ötesi
psikolojik savafl
Görüldü¤ü üzere bu harekât›n tek flahidi Genelkurmay. Zira ne topraklar›na
operasyon yap›lan Irak yönetiminin, ne
anl›k istihbarat› veren ABD’nin ne de
kendisine yönelik operasyon yap›lan ve
büyük kay›plar veren PKK’nin bu harekâttan haberi olmad›, Türk askerinin s›n›rdan geçti¤ini fark etmediler bile(!)
Ortada henüz bir s›n›r ötesi operasyon olmad›¤› kesin, ama TC devletinin
“k›r›lan gururu” da bu haberle tamir
kimli¤i tart›fl›lmaya baflland›.
Bunun yeni bir tart›flma olmamas› da önemsizdi. Bir tak›m tart›flmalar›n de¤iflik dönem ve koflullarda, hatta de¤iflik ülkelerde ve aktörler aras›nda
yap›lm›fl olmas› hiçbir fleyi de¤ifltirmiyordu. Kullan›lan argümanlar›n kimi zaman benzeflmesi de çok
anlaml› say›lmazd›. E¤er yaflanan bir pratik üzerinden harekete geçilmiflse sorun pekala gündemlefltirilebiliyor ve etkili olunmas› için flartlar olgunlaflt›r›labiliyordu.
‹flçi s›n›f›n›n kaderine bu kadar mahkum ve
pasif, politik aktör olarak bu denli silik, örgütlenme aç›s›ndan bu boyutta tasfiye olmufl hali üzerinden yürüyenler, bu durumu devrimci dinamizmdeki erozyona ba¤l›yorlar(d›). Bunun kendili¤inden bir
süreç olmad›¤›, kapitalizmin baflar›s› ile iflçi s›n›f›n›n üretimdeki rolünde meydana gelen gerilemeye
paralel bir geliflmenin/ilerlemenin bu durumu yaratt›¤›na hükmediliyor(du).
Oysa tam aksine, ortada emperyalist-kapitalist
sistemin vaat ettikleri bak›m›ndan baflar›s› de¤il aksine büyük bir baflar›s›zl›¤› söz konusudur. ‹nsanl›k ve do¤a, mevcut sistem kurulal› ve egemenli¤ini
pekifltireli beri büyük felaketler yaflam›fl, korkunç
k›y›mlara ve savafllara u¤ram›fl, devam etmekte olan
sömürü ve zulüm, açl›k ve kirlenme neticesinde
toplu imhan›n efli¤ine gelmifl bulunmaktad›r.
‹flçi s›n›f›n›n, sömürü çarklar› vahfli biçimde dönen dünyam›zdaki devrimci rolü ve dinamizmi
ise azalmak bir yana daha da artmakta, bilenmektedir. Bunu köreltmek için kurulan her türlü tezgah,
devreye giren iflbirlikçiler, oynanan oyunlar, düzenlenen senaryolar, manipülasyon ve bask›lar›n geçici
bir dönem ifl görmesi dahi söz konusu olmayacakt›r.
S›n›f hareketinin geri ve pasif konumu, s›n›f›n
niteli¤ini/kimli¤ini sorgulatacak bir olgu de¤ildir.
Kimlik, toplumsal bir gerçekli¤in ürünüdür. Üretimdeki rolüyle ilgilidir. Üretimin de¤iflmedi¤i koflullarda, zorlama belirlemeler yoluyla iflçi s›n›f›na baflka
elbiseler giydirmeye çal›flanlar, bilinçli olarak devrimci/ komünist teoriyi geçersiz hale getirmeye çal›fl›yorlar.
Telekom grevi iflte en çok da bu yüzden; iflçi s›n›f› flahs›nda devrimci teoriye karfl› ideolojik sald›r›lar›n gö¤üslenmesinde, s›n›f› canl› canl› mezara gö-
oldu, dosta düflmana TC devletinin nelere kadir oldu¤u gösterildi, TSK ile hükümet aras›ndaki uyumsuzluk giderildi vs.
vs.
Olmayan bir operasyonu olmufl gibi
göstererek psikolojik savafl›n en önemli
unsuru olan halk›n moralini bozma, umudunu kaybettirme üzerinde duran TC
devleti di¤er yandan da ABD’nin ufla¤› olma pozisyonunu gizlemeye çal›fl›yor.
ABD’ye ra¤men, üstelik ABD’nin
kontrolü alt›ndaki bir bölgeye operasyon düzenleyerek “ABD’den sonra,
kendi d›fl›ndaki topraklara operasyon düzenleyebilen tek ülke” oldu¤u
yaygaras›yla Ortado¤u’da hak etti¤ini iddia etti¤i bölgesel güç olma histerisini ve
hayalini de ortaya koyuyor. Ancak gerçekler ac› bir biçimde bu tür Osmanl›’dan
ve TC devletinin ilk kurulufl y›llar›ndan
kalma bu taktikle sadece çaresizliklerini
gösteriyorlar. Di¤er yandan da Bush ile
yap›lan görüflme sonras› asl›nda vazgeçilen s›n›r ötesi operasyon 盤›rtkanlar›na
da sahte bir zafer hediye ederek bu kesimlerin hamlelerinden kaç›n›yorlar.
K›sacas› yalan, sömürü ve kan üzerine
kurulu bu düzenin sahipleri bir kez daha
ABD emperyalizminin planlar›na göre hareket ederken, içte bizzat kendi eliyle k›flk›rtt›¤› ›rkç›-floven dalgan›n eline yeni bir
oyuncak veriyor.
HPG Anakarargah Komutan› Bahoz
Erdal’›n söyledi¤i gibi bu flekilde s›n›r
içindeki katliamlar, bask›lar, devlet terörü
gizlenerek fliddetin dozu art›r›l›yor. Bunun son örne¤i de T. Kürdistan›’n›n birçok ilinde yap›lan Edî Bes e (Art›k Yeter) eylemlerinin ‹stanbul’da birçok devrimci yap› ile birlikte örgütlenen k›sm›na
yönelik yasaklama, emekçi mahallelerde
terör estirilmesi fleklinde yafland›. ‹stanbul’un birçok semti yurtsever ve devrimcilerin molotoflar›yla ayd›nlan›rken, polisin azg›nca sald›r›lar› da gündeme geldi.
Bu eylemlerde oldu¤u gibi Kürt halk›na
yönelik tüm sald›r›larda eylem birlikleri
içinde yer almak, bu do¤rultuda hareket
etmenin önemine bir kez daha dikkat çekelim. Emekçi halk›n birli¤i tüm bu sald›r›lara, yalanlara, operasyonlara verilecek
en güçlü yan›t olacakt›r.
menlere yan›t olmas› bak›m›ndan önemsenmelidir.
Ancak tarihin cilvesidir, MLM teoriye sald›ranlar›n
flanss›zl›¤›d›r ki, grev ve direnifller birbirinden “haberli” biçimde dünyan›n dört bir köflesinden akmaya bafllam›flt›r…
Kabus gibidir: ‹talya’da 9 Kas›m’daki kamu
emekçileri grevine yüz binlerce kifli kat›lm›flt›.
Fransa’da ise demiryolu iflçileri 13 Kas›m’dan itibaren 500 bin kifliyle greve bafllad›. Kamu ulafl›m
emekçileri, enerji iflkolu iflçileri ve kamu emekçilerinin kat›l›m› ve ö¤rencilerin deste¤iyle büyüyen eylem nihayet 20 Kas›m’da (Kara Sal›) 5 milyonluk genel grev ile taçland›. Ayn› dönemde Almanyal›
makinistlerin grevi, di¤er tafl›mac›l›k sektörlerini de
etkileyerek sürüyordu.
Macaristan’da demiryollar›, toplu ulafl›m, sa¤l›k ve e¤itim iflçilerinin 21 Kas›m’da bafllayan grevi,
köylülerin aktif deste¤iyle geliflim gösterdi. Hollanda’da iflçi s›n›f›n›n gerçeklefltirdi¤i “genel eylem” 24
Kas›m’da yap›ld›, liseli gençler polisle çat›flt›lar. Japonya’da Amerikan üslerinde çal›flan 16 bin iflçinin
grevi, 22 Kas›m’dan bu yana sürüyor. Güney Afrika’da 250 bin madenci 5 Aral›k’ta grev yapt›. Yunanistan’da 12 Aral›k’ta genel grev var…
Telekom dahil bütün bu grev ve direnifller iflçi
s›n›f›n›n gümbür gümbür geldi¤ini, birçok ülkede iktidara yürüdü¤ünü ya da iktidarlar› sallad›¤›n› göstermiyor elbette. Bunlar›n süreklileflen bir durum
arz etti¤i de yok. Belli büyük bunal›m dönemleri hariç dünyada durumun böyle seyretmesi de son derece do¤al zaten. Ne var ki bu örneklerin gösterdi¤i önemli bir fley var. Bir ayl›k zaman dilimi içerisinde hiç de küçümsenmeyecek say›da ve yo¤unluktaki bu eylemler iflçi s›n›f›n›n her türden burjuva
çarp›tmas› ve iddias›n›n aksine her zamanki kadar
diri ve aktif oldu¤unu kan›tl›yor.
Ancak bizim cephemizden sorun bir anlamda
tam da bundan sonra bafllamaktad›r. ‹flçi s›n›f› hareketinin ne kadar içinde oldu¤umuzu, soruna ne kadar vak›f durumda bulundu¤umuzu, misyonumuzu
ne oranda bilince ç›karabildi¤imizi sorgulamal›y›z. Bu muhasebe sa¤l›kl› biçimde yap›lmaks›z›n s›n›f›n genel çapl› sorunlar› ile ilgili müdahaleci bir
rol üstlenebilmek mümkün olamayacakt›r. Öncünün, kendine yönelmek ve kendinden bafllamak diye alg›lamas› gereken husus budur.
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
14-27 Aralık 2007
“Sefalete mahkûmiyet” görüflflm
meleri
Asgari Ücret Tespit Komisyonu (AÜTK) bir kez daha bir araya
gelerek, genifl emekçi y›¤›nlar›n›n asgari ücretlerindeki art›fl› görüfltü. Komisyonun ilk toplant›s›na bir kez daha, Türkiye ‹flverenler Sendikas›
Konfederasyonu (T‹SK) temsilcisinin, en az art›fl› sa¤lama amaçl› getirdi¤i “iflsizlik, kay›t d›fl›l›k ve enflasyon” gerekçeleri, özde ise aç›k
tehditleri damgas›n› vurdu. Toplant›ya baflkanl›k eden Çal›flma ve Sosyal
Güvenlik Bakan› Faruk Çelik, bir
yandan asgari ücrete 2002’den bu yana % 134 oran›nda art›fl yapt›klar›n›
söylerken, di¤er yandan da mevcut
asgari ücretin yeterli olmad›¤›n› itiraf
etmek zorunda kal›yordu.
Emekçinin de¤il, sermayenin ç›karlar›n› temsil için orada bulundu¤u
kesin olan Çelik, kimi temsil etti¤ini
ise, 2008 Ocak ay›ndan itibaren yürürlü¤e girecek olan Asgari Geçim
‹ndirimi ad› alt›ndaki uygulamay› aktar›rken ortaya koyuyordu.
Çelik, sanki emekçi y›¤›nlara bir
lütufta bulunuyorlarm›flças›na aktard›¤› uygulamada, 1 Ocak 2008’den
itibaren uygulanacak asgari geçim indirimi ile ücretin y›ll›k brüt tutar›n›n,
çal›flan için yüzde 50, çal›flmayan efl
için yüzde 10, ilk iki çocuk için yüz-
G
örüflmelerde telaffuz edilen art›fl›n % 6 olmas› bile tek bafl›na, emekçi
y›¤›nlar›n sefaletinin devam edece¤inin göstergesidir. Emekçiye yine yoksulluk ve açl›k dayat›lmakta, yoksulun karn›n› doyuran çay ve simit de art›k giderek emekçi y›¤›nlar için
“zengin yeme¤i” s›n›f›na
dâhil olmaktad›r.
de 7.5, di¤er çocuklar için de yüzde
5 oranlar›nda indirim uygulanaca¤›n›
anlat›yordu. Ve hemen ard›ndan da
asgari ücretin belirlenmesinde, ülke
flartlar›n›n dikkate al›narak, buna göre
bir rakam tespit edilmesi gerekti¤ini
söylüyordu.
Toplant›da T‹SK’i temsil eden Ali
Nafiz Konuk ise, tehditkar tutumunu sürdürerek; “Enflasyonun
kontrol alt›nda tutulabilmesinin
en önemli faktörü, maliyetlerin,
bu ba¤lamda ücret art›fllar›n›n
makul s›n›rlar içinde korunabilmesidir” diyor ve asgari ücretin
Dimes iflflççileri direniyor!
Kemalpafla Dimes Fabrikas›’ndan at›lan iflçilerin direnifli sürüyor.
‹zmir Kemalpafla’da kurulu bulunan Dimes Fabrikas›’ndan at›lan iflçilerin direnifli sürüyor. Dimes patronu,
10 iflçiyi sendikaya üye oldu¤u gerekçesiyle iflten ç›kard›. fiirketin Tokat ve ‹zmir’de bulunan fabrikalar›nda örgütlenme çal›flmas› yürüten Türk-‹fl’e ba¤l›
Tek-G›da ‹fl Sendikas›’na üye olan iflçiler, patron taraf›ndan “verimsiz” çal›flt›klar› gerekçesiyle iflten at›ld›. ‹flçilerin iflten at›lmas›n› protesto eden TekG›da ‹fl Sendikas› 28 Kas›m günü fabri-
ka önünde bir eylem yapt›.
Eylemde konuflan Tek-G›da ‹fl Sendikas› ‹zmir Bölge Baflkan Yard›mc›s›
Güral Köse, Dimes patronunun, iflçileri sendikaya üye olduklar› için hukuksuz bir flekilde iflten ç›kard›klar›n› ancak
fabrikaya sendika girinceye kadar direniflin devam edece¤ini söyledi. Eyleme, direniflleri devam eden TÜMT‹S Akdeniz Kargo iflçileri, Petrol-‹fl, Yol-‹fl,
Hava-‹fl, TOLEY‹S ve Tez-Koop ‹fl
üyeleri de destek verdi. (H. Merkezi)
Emekliler “emekli” olmuyor!
Emekli-Sen emekçileri, taleplerini dile getirmeyi sürdürüyor.
D‹SK Emekli-Sen’in yürüttü¤ü
sendikal mücadele, tüm engellemelere
ra¤men devam ediyor.
Bir süre önce hakk›nda kapatma
davas› aç›lan ve kapat›lan Emekli-Sen
emekçileri, taleplerini dile getirmeyi
sürdürüyor. Kapatma karar›n›n düflmesi ile mücadelesine h›z veren sendika, ülke genelinde imza standlar› açarak emeklilerin sesini duyurmaya çal›fl›yor.
29 Kas›m günü emeklilere yüzde
Emekçinin Gündemi
HAK-‹fi’LEfiEN TÜRK-‹fi VE TÜRK-‹fi
GENEL KURULU
Kim kazand› ulusalc›lar m› sermayenin yeni temsilcisi AKP mi yoksa iflçiler
mi?
Bilindi¤i gibi 6–9 Aral›k 2007 tarihleri aras›nda Türkiye’nin 33 iflçi sendikas›n› kucaklayan Türk ‹fl’in Konfederasyonun 20. Ola¤an Genel Kurulu yap›ld›.
Bu süreçte emekçi halk›n ve iflçi s›n›f›m›z›n türlü zorluklarla, özverilerle
ve nice bedellerle elde ettikleri ekonomik-sosyal ve demokratik haklar› gasp
edilmifltir. Ücretlerin düflürülmesi, sa¤l›kta, e¤itimde ve kamu mülkiyetlerinde
özellefltirme, tafleronlaflt›rma, sendikas›zlaflt›rma, iflsizlik, esnek çal›flma, Sosyal Güvenlik kurumlar›n›n tasfiyesi, k›dem tazminat›n›n kald›r›lmas› gibi çeflit-
li sald›r›lar›n yan› s›ra siyasal ve ideolojik sald›r›larla derinleflen krizi atlatmak
istiyorlar.
fiimdi önümüzdeki süreçte “sa¤l›kta
dönüflüm” ad› alt›nda yeni ve köklü bir
sald›r› plan› vard›r. Geçti¤imiz dönem
içinde yasalaflt›r›lan ve baz› maddeleri
Anayasa Mahkemesince iptal edilen
Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›, yeniden yeni kay›plar getirecek maddelerle gündeme getirilmifltir
Tüm bunlar›n bir bir uygulanabilmesi için emekçilerin örgütlü bulundu¤u sendikalar›n da bu uygulamalarda iflbirli¤i ya da uyumu olmas› oldukça
önemlidir. Çünkü bugün ülkemizde hükümette bulunan AKP de, önceki hükümetlerin ekonomik programlar›n›
2+2 zam ve sendikan›n devam eden
kapatma davas› ile ilgili stand açan
Emekli-Sen Antalya fiubesi, polisin
engellemesi ile karfl› karfl›ya kald›.
Standa ilgini yo¤un olmas›ndan rahats›z
olan polis, zab›ta arac›l›¤› ile stand›n
kald›r›lmas›n› istedi. Ancak sendikan›n kararl› duruflu sayesinde geri
ad›m atmak zorunda kald›. Emekliler çal›flt›klar› iflyerlerinden emekli olsalar da mücadeleden emekli olmayacaklar›n› dile getiriyor. (H. Merkezi)
harfiyen uygulamakta. 2008’de uygulamaya sokaca¤› K›dem Tazminatlar›n›n
Düflürülmesi ya da fona devredilmesi,
Yeni Sosyal Güvenlik Yasas›, mevcut
haklar› da t›rpanlayan yeni düzenleme
ile, 2821-2822 Say›l› Greve Lokavt Kanunu ile Sendikalar Yasas› ile daha bir
dizi hak gasp›n› gündemlefltirmektedir.
Bu nedenle AKP’nin son dönemlerdeki “sosyal diyalog” anlay›fl› çerçevesinde oluflturulan anlay›fl ile sendikalara
biçti¤i rolü Türk-‹fl Genel Kurulu’nda
da uygulamaya konuldu. Türk-‹fl Genel
Kurulu’nda karfl› karfl›ya gelen listelerde bunun içinde biri “sosyal diyalog”
çerçevesinde AKP’nin destekledi¤i
Mustafa Kumlu ve ekibi, yani Hak‹fl’leflecek olan Türk-‹fl ile di¤eri geçmiflteki durumunu korumaya çal›flan
ulusalc› Türk-‹fl’ti. Toplumda tüm de¤er yarg›lar›n› yok etmeyi hedefleyen
ideolojik sald›r› sendikal alanda da tamamlanmak istenmektedir. AKP hükümetinin bütün bakanlar›n›n rol oynad›¤›
Genel Kurul’da sendika yöneticileri tek
tek bask› alt›nda tutulmaya çal›fl›ld›.
yüksek belirlenmemesini istiyordu.
Konuk, tehditkar tutumunu “Makul
bir flekle sokulmal›” diyerek k›dem tazminat›n›n da afla¤› çekilmesini
ve ayr›ca 16 yafl ve üstü için belirlenen rakamdaki yafl s›n›r›n›n 20’ye ç›kar›lmas›n› istediklerini söyleyerek
sürdürüyordu. Patronlar cephesinden
gelen tehditler elbette bununla s›n›rl›
kalmad›. “Belirlenecek asgari ücret,
enflasyonu yükseltici rol oynamamal›,
bir türlü önlenemeyen iflsizli¤i daha
da art›rmamal›, iflçi ve iflvereni kay›t
d›fl›na itmemeli, özellikle emek yo¤un
iflkollar›nda fabrikalar› kapatt›ran
uluslararas› yo¤un rekabet karfl›s›nda
sanayimizin gücünü zay›flatmamal›,
T‹S uygulayan yerlerdeki dengeleri altüst etmemeli” yönlü, sermayenin ç›karlar›n› gözeten sözlerle devam etti.
Bu görüflmelere “emek cephesini temsilen”, Türk-‹fl Genel E¤itim
Sekreteri Mustafa Türkel kat›ld›.
Son süreçte yapt›¤› savafl 盤›rtkanl›¤›,
halk› birbirine düflman etme çabalar›n› meflrulaflt›rmaya hizmet eden aç›klamalar› ile emek cephesinden çok
egemenlerin ç›karlar›n› koruyan
Türk-‹fl ad›na gerçekleflen bu kat›l›m,
görüflmelerin kimin lehine sonuçlanaca¤›na dair yeterli ipuçlar› sunmaktad›r. Zaten Türkel’in görüflmelerdeki
yaklafl›m›na damgas›n› vuran tutumun,
difle difl bir hak almay› de¤il, “umut”
ve “beklenti” içinde olmaktan öteye
geçmeyen bir yaklafl›m› içermesi de,
bu tespitin ne kadar yerinde oldu¤unu göstermektedir.
‹nsanca yaflama koflullar›n› sa¤lamaktan çok uzak olan asgari ücret,
halen 16 yafl›n› doldurmufl iflçiler için
brüt 585, net 419.15 YTL olarak
uygulanmakta. Birçok iflyerinin bu
ücretin dahi alt›nda iflçi çal›flt›rd›¤› biliniyor. Asgari ücretten yap›lan kesintiler 165.85 YTL’yi buluyor. Emek örgütleri, asgari ücretin,
kar›n toklu¤una çal›flmak için yap›lmas› gereken g›da harcamas›n› bile karfl›lamad›¤›n› belirtiyor. Bizzat Türk-‹fl’in
araflt›rmas›na göre, açl›k s›n›r› 697
YTL, yoksulluk s›n›r› ise 2 bin 270
YTL. Bu verilere göre, yaklafl›k 7 milyon iflçi, açl›k s›n›r›n›n alt›nda bir
ücrete çal›flt›r›l›yor.
Görüflmelerde telaffuz edilen art›fl›n % 6 olmas› bile tek bafl›na, emekçi y›¤›nlar›n sefaletinin devam edece¤inin göstergesidir. Emekçiye yine
yoksulluk ve açl›k dayat›lmakta, yoksulun karn›n› doyuran çay ve simit de
art›k giderek emekçi y›¤›nlar için
“zengin yeme¤i” s›n›f›na dâhil olmaktad›r.
SCT Turbo’da
mevsimleri aflfla
an direnifl
TTB:
“Meflflrru savunma
hakk›m›z›
kullanaca¤›z!”
TTB Merkez Konseyi Meclis’te tart›flmalar› devam eden
“SSGSS” ve “Kamu Hastane
Birlikleri Pilot Uygulamas›
Hakk›nda Kanun Tasar›s›”na
iliflkin bir bas›n aç›klamas› yapt›.
28 Kas›m günü ‹stanbul Tabip
Odas›’nda düzenlenen toplant›da
TTB Merkez Konseyi üyeleri Sa¤l›k Bakanl›¤›’n›n IMF ve Dünya
Bankas› direktifleriyle Sa¤l›kta Dönüflüm Projesi’ni gerçeklefltirmek
istedi¤ini söylediler.
“Kamu Hastane Birlikleri Pilot
Uygulamas› Hakk›nda Kanun Tasar›s›”n›n kamu sa¤l›k kurulufllar›n›n kâr-zarar hesab›na göre iflletilece¤ini, kamu kurulufllar›na ait
her türlü araç-gerecin, malzemelerin yönetim kurulu taraf›ndan
sat›labilece¤ini, bunun da kamunun tasfiyesi anlam›na geldi¤ini dile getiren Konsey üyeleri, d›fla ba¤›ml›l›¤›n artaca¤›na dikkat çekti.
Bas›n aç›klamas›n› yapan TTB
Merkez Konsey Baflkan› Prof. Dr.
Gencay Gürsoy ise kamu hastanelerinin özellefltirildi¤ini, ABD
ekonomisinin bile kald›ramayaca¤›
bir sistemin uygulamaya sokulmak
istendi¤ini söyleyerek piyasalaflt›rman›n bir an önce durdurulmas›n›
istedi.
(‹stanbul)
fio
fi
oförler eylemde
Mersin’in Tarsus ilçesinde kurulu bulunan SCT Turbo Fabrikas›’nda direnifl iki y›la yak›n bir süredir sürüyor.
Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’n›n yürüttü¤ü sendikalaflma mücadelesi sonucunda toplu sözleflmede
taraf olma yetkisi kazanan iflçiler,
patronun bask›lar› ile karfl› karfl›ya
kald›. Sendikay› kabul etmeyen patron, 50 iflçiyi “üretimin düflmesi,
sipariflin azalmas› ve depolarda
fazla stok bulundu¤u” gerekçesiyle iflten ç›kard›. Bunun üzerine
Birleflik Metal-‹fl Sendikas› da 16
Mart 2006 tarihinde sendikal› 297
ve sendikas›z 13 iflçi olmak üzere
toplam 310 iflçi ile greve ç›kt›. ‹flten
at›lan iflçilerden 39’u Tarsus ‹fl Mahkemesi’nde açt›¤› ifle iade davas›n›
kazand›. Patron iflçilere 4+4 maafl
tazminatlar›n› verirken, iflçileri ifle
geri almad›. 2 A¤ustos 2006 tarihinde de 6 ayd›r grevde olmalar›na
ra¤men 151 iflçi “ifle gelmedikleri
gerekçisiyle” iflten at›ld›. Ancak
sendikan›n grevdeki iflçilerin iflten ç›kar›lamayaca¤›na dair açt›¤› davada
mahkeme iflçilerin ifle iadesine ve 4
ayl›k tazminatlar›n›n verilmesine, ayr›ca grevde olduklar› süre içerisindeki maafllar›n›n ve sigorta primlerinin
ödenmesine karar verdi. Direnifle
bafllayan 310 iflçiden 50’si direnifli
sürdürürken, direnifl 600’lü günleri
geride b›rakt›.
Tarsus’ta takvim yapraklar›n› geride b›rakan direnifl, tüm zorluklara
ra¤men iflçi s›n›f›n›n kararl›l›¤›n› yans›t›yor. ‹flçiler yapt›klar› grev ile
sendikal haklar›na sahip ç›k›yor!
‹flsizlik ve yoksullukla bo¤uflan iflçiler,
tüm engellemelere ra¤men direnifli
devam ettiriyor!
(H. Merkezi)
Gücünü iflçilerden almayan sendikac›lar
hizaya girdi, ço¤u inanmamas›na ra¤men istemedi¤i listeye oy verdi. Bu
Genel Kurul’da buna tan›kl›k ettik. Öyle ki Genel Kurul’da istedi¤i listeyi desteklemekten korkan genel baflkanlar›n
Genel Kurul’a gelemedi¤ini gördük. Bu
örnekleri ço¤altmak mümkün. Dün
Türk-‹fl içinde Salih K›l›ç’la birlikte olan
Mustafa Kumlu ikilisi AKP’nin müdahalesi ile ayr›flt›r›ld›. Bir anda birbirlerine
karfl› inan›lmaz fleyler söylenmeye baflland›. Türk-‹fl Genel Kurulu’nun b›rakt›¤› sonuç bugün aç›s›ndan May›s 2007 tarihindeki sözde sosyal
diyalog sendikac›l›¤›n›n iktidarlaflmas›d›r. Yani Hak-‹fl’leflen Türk-‹fl’ yeni dönemde sahnede olmas›d›r. Bu nedenle kazanan iflçi s›n›f› olmam›flt›r, bugün uluslararas› sermayenin ufla¤› olan
AKP’nin destekledi¤i liste kazanm›flt›r,
iflçiler kaybetmifltir.
Di¤er ad›yla dün bu sistemden beslenen bürokratik-sar› sendikal anlay›fl,
bugün art›k sistemin birebir uygulay›c›s› durumdalar. Türk-‹fl içinde bulu-
nan ilerici sendikac›lar›n toparlanmalar›
ve bir arada durmalar› olumludur. Ancak bunu Salih K›l›ç baflkanl›¤›ndaki listeden yapmalar› ise eksik ve yanl›fl bir
yaklafl›md›r. Kongre de göstermifltir ki
ancak mevcutlardan ba¤›ms›z ve iflçilere dayanacak bir çal›flma gerçek s›n›f
sendikac›l›¤›n önünü açabilir. Belki bu
Gene Kurul’da böylesi bir çal›flma kazanamazd›, ancak gelecekte kazanmay›
sa¤layabilirdi. ‹flçi s›n›f› hareketinin gelecekte kazanmas› için bugünkü mücadele tarz› önemlidir.
Mevcut Türk-‹fl gelecekte iflçi hareketini örgütleyecek ve mücadele ettirecek güç ve gerçekli¤e sahip de¤ildir.
‹flçi s›n›f›na bu kadar kapsaml› sald›r›lar›n oldu¤u bir dönemde Türk-‹fl
Konfederasyonu 4 y›ld›r mücadeleyi
örgütleyememifltir. Türk-‹fl’e ba¤l› Genel Merkezlerin ço¤u da bu sessizli¤e
ortak olmufltur. Peki bu sessizlik ve
tepkisizlik nereye kadar sürecektir?
Belki de en önemli nokta buras›d›r.
Öncelikle mevcut sendikal yap›lar ile
sendikal hareketin kazan›mlar elde et-
5 ayd›r maafllar›n› alamayan
otobüs floförleri Büyükflehir Belediyesi önünde oturma eylemi yapt›.
“Otobüsler çal›fls›n, floförler
bafllas›n, ulafl›m sorunu çözülsün” pankart› açan TÜMT‹S’e üye
250 floför, Gaziantep Demokrasi
Meydan›’nda toplanarak Büyükflehir Belediyesi’ne yürüdüler. Sorunlar› çözülmedi¤i takdirde eylemlerine devam edeceklerini vurgulayan
floförler, yaflad›klar› sorunlardan
Belediye Baflkan› As›m Güzelbey’in
sorumlu oldu¤unu söylüyorlar.
7 Aral›k günü ise bir aç›l›fla kat›lan Belediye Baflkan›n› protesto
etmek isteyen Tümtis üyesi floförlere sald›ran polis önce 3 kifliyi, ard›ndan arkadafllar›na destek vermek için slogan atan ve polise direnen 31 kifliyi gözalt›na ald›. Bunun
üzerine Belediye önüne yürüyen
floförler, önlerini kesen polisin tehditlerine ra¤men geri ad›m atmad›.
Belediye önünde bas›n aç›klamas›
yapan floförler, arkadafllar›n›n serbet b›rak›lmas›n› istedi.
(H. Merkezi)
mesi mümkün de¤ildir. Çünkü sendikal
yap›lar›n önemli bir k›sm› miad›n› doldurmufltur. Kalan baz› ilerici kesimlerin
ise etkisiz olmalar› bu durumu zorlaflt›rmaktad›r. Özellikle sendikalar›n büyük bir bölümünün yüzde 10 baraj›n›n
alt›nda kalmalar›ndan dolay› kapat›lma
tehdidiyle yüz yüze olmalar› mücadelenin önünde engel olarak durmaktad›r.
4 y›ll›k süreçte sendikal örgütlenmelerin önünde engel olarak duran bugünkü sendikal anlay›fl b›rakal›m örgütlenmenin önündeki engelleri kald›rmay›
kendi koltuklar›n› sa¤lama almak için
düzenlemeler yapmaktad›r.
Bugün sendikalar›n büyük bir bölümü kamu alan›nda örgütlüdür ve siyasal
iktidarlara yak›n durarak iflbirli¤i ile
kendi iktidarlar›n› koruman›n hesab›n›
yapmaktad›rlar.
Tüm bunlara ra¤men Hava-‹fl ve
Telekom grevleri ile Deri-‹fl’in
mücadele gelene¤i sendikal harekette nas›l davran›lmas›n› bizlere göstermektedir. Bugün ihtiyaç duyulan bu
anlay›fl› büyütmektir.
İşçi-köylü 5
14-27 Aralık 2007
Kaz da¤lar›
sahipsiz de¤il!
Kazda¤lar›’nda do¤an›n tahrip edilmesi sular›n siyanürle zehirlenmesi topraklar›n kirlenmesine karfl› köylülerin ve
çevre örgütlerinin gerçeklefltirdi¤i
eylem ve etkinlikler kamuoyunda kendine yer bulmufltu. Bunlardan birisi olan
Edirne Kent Konseyi taraf›ndan bafllat›lan imza kampanyas› sonuçland›.
2 Aral›k günü Edirne PTT Baflmüdürlü¤ü önünde Kent Konseyi taraf›ndan düzenlenen bir eylemle alt›n arama
çal›flmalar› davul zurna eflli¤inde protesto edildi. “Kaz da¤lar›nda alt›n aranmas›n” bafll›¤› ile bafllat›lan kampanyada
1.200 imza topland›. Kent Konseyi yönetim kurulu üyesi Dr. Ertu¤rul Tanr›kulu; 5 Haziran 2004’te yürürlü¤e giren yeni maden yasas›yla ÇED raporuna
gerek kalmadan ormanlar›n, k›y›lar›n
yok edildi¤ini söyledi.
(‹stanbul)
Tekkeköy halk›
santral istemiyor!
AKSA ve Cengiz ‹nflaat taraf›ndan
Samsun Tekkeköy ve Çarflamba ilçelerinde yap›lmak istenen 4 adet termik
santral için yap›lan bilgilendirme toplant›s›nda köylüler santrali protesto etti. 28
Kas›m Çarflamba günü Tekkeköy Çavuflo¤lu Otel’de gerçeklefltirilen toplant›da kitle sloganlarla tepkisini dile getirerek, termik santrali istemediklerini hayk›rd›. Konuflmalar s›ras›nda Tekkeköy’den Celal Subafl›, santralin faydalar›n› anlatan konuflmac›ya “bize santrali
anlatmay›n! Biz santralin ne oldu¤unu her gün soludu¤umuz havadan biliyoruz” diyerek tepki gösterdi.
Mobil Santralin de kapat›lmas›n› da isteyen Tekkeköy halk› “Mobil santral kapat›ls›n”, “Termik santral istemiyoruz” sloganlar› ile toplant›y› terk etti.
Halk›n tepkisi üzerine toplant› iptal edildi. Tekkeköy halk›, daha önce de Mobil
Santral’in kapat›lmas› talebi ile birçok eylem düzenlemiflti.
(H. Merkezi)
Sulama zamm›na
tepki
Hatay’›n Samanda¤ Ziraat Odas› Baflkan› Selim Kamac›, Sulama Birli¤i’nin
son kongresinde dönüm bafl›na 75 YTL
ücret al›nmas› yönündeki karar›n› elefltirdi. Kamac›, daha önceki fiyat›n düflürülmesini beklerken, böyle bir zamla karfl›laflt›klar›n› belirterek, “yap›lan bu zamm› çiftçilerimiz ad›na kabul etmeyece¤iz” dedi. Ço¤u köylünün suyu kullanmad›¤› halde, kullanm›fl gibi tahsilat yap›ld›¤›n› aktaran Kamac›, sulama suyunun kalitesinin de özellikle yaz aylar›nda tar›m
alanlar›na zarar verdi¤ini kaydetti.
Sulama Birli¤i’nin kirli sularla ilgili plan
ve proje üretemedi¤ini kaydeden Kamac›,
flunlar› ifade etti: “Sulama sezonunda önce gerekli mercilere bu konuda iflbirli¤i
yap›p çiftçilerimize temiz su sunup, topraklar›m›z› çoraklaflmaktan kurtarmal›d›r.
O zaman tahsil etti¤i paray› hak edecektir. Sulama Birli¤i sulama drenaj kanallar›n› kirleten baflta belediye ve di¤er kurumlardan çiftçilerin haklar›n› aramas› gerekiyor. Asi Nehri’nden ald›¤› kirli sular› drenaj kanallar›na ar›tarak vermelidir. Sadece
tar›m alanlar›n› de¤il bu kirli sular insan
sa¤l›¤›n› da tehdit etmektedir. Çiftçilerimizi ma¤dur edecek olan bu zamm›n biran önce geri al›nmas›n› istiyoruz.”
(H. Merkezi)
IMF ve DB’nin belirlemifl oldu¤u
politikalar do¤rultusunda hareket
eden AKP hükümeti, ülke üretiminin
di¤er sektörlerinde oldu¤u gibi tar›mda da emperyalist flirketleri ve onlarla
iflbirli¤i halindeki yerli özel flirketleri
hâkim hale getirmektedir. Tar›msal
üretimin emperyalist ç›karlara uygun
olarak tasfiye plan›n›n bir arac› olarak
özellefltirmeler 22 Temmuz genel seçimlerinden sonra h›z kazanm›flt›r. fieker fabrikalar›n›n özellefltirilmesine
dair aç›klanan planlar bunun en son
örneklerinden olmufltur.
‹thal edilen tar›m ürünlerinden biri olarak fleker pancar›n›n Türkiye
aç›s›ndan önemi büyüktür. Bunu anlamak için üretimdeki birkaç temel gerçe¤i bilmek yeterlidir. Ülkemizin 64
ilinde 15 milyon ton civar›nda üretilen fleker pancar›ndan 2 milyon ton
fleker elde edilmektedir. Do¤rudan
veya dolayl› olarak 10 milyon insan› ilgilendiren fleker pancar› yem sanayi,
hayvanc›l›k, tafl›mac›l›k, biyoyak›t gibi
yan sektörlere yapt›¤› katk› bak›m›ndan da ülkemizin en önemli tar›m
ürünlerindendir. Ayr›ca en fazla istihdam sa¤layan tar›m ürünü de fleker
pancar›d›r.
Dünya fleker üretiminin yüzde
75’i fleker kam›fl›ndan elde edilirken
yüzde 25’i ise fleker pancar›ndan sa¤lanmaktad›r. Türkiye, dünya fleker
pancar› üretiminde yaklafl›k yüzde
7’lik pay ile Fransa, Almanya ve ABD’den sonra 4. s›rada yer al›yor. Avrupa’da ise yüzde 10’luk bir payla 3. s›rada bulunuyor. Ekonomiye katk›s›
olarak de¤erlendirildi¤inde, fleker
sektörü çal›flan say›s› olarak da ekonomik getirisiyle de Türkiye’de öncelikli s›ralarda yer al›yor. Fakat buna
ra¤men özellefltirme kapsam›na al›n›yor.
a
d
n
›
n
a
z
a
k
e
Özellefltirm
fleker eritiliyor
fiekerde özellefltirme
serüveni
Kotal› üretim sistemi ve özellefltirmelerle flekeri eritme yolunda h›zla
ilerleyen AKP hükümeti, fleker sanayinin özellefltirme kapsam›na al›nmas›yla birlikte ilk olarak Amasya, Kütahya ve Adapazar› fleker fabrikalar›n› özellefltirmifltir. Daha sonra özellefltirilmesi planlanan ve ülkenin en
verimli fleker fabrikalar› olan Ere¤li,
Ilg›n ve Bor fleker fabrikalar› ise
özellefltirme haz›rl›klar› için Sümer
Holding’e devredilmifltir. Bu paralelde
önce üretim kapasitesi düflürülecek
ve daha sonra zarar ediyor gerekçesiyle do¤rudan sat›fla ç›kar›lacak.
Türkfleker’in de özellefltirilmesiyle fleker pancar› üretimi ve üreticileri
daha da zora girecektir. Son y›llarda
üretime dair baz› veriler bugün bile
fleker pancar› üreticisi köylülerin nas›l
bir zorlukla karfl› karfl›ya oldu¤unu
gösteriyor.
fieker pancar› üretimini tehlikeye
sokan di¤er bir durum ise hükümetin
bir türlü (!) önünü kes(e)medi¤i fleker
kaçakç›l›¤›, kay›t d›fl› NBfi (Niflasta
bazl› flekere) üretimi ve kimyasal tatland›r›c› üretimidir. Ülkeye sokulmas›na büyük oranda göz yumulan yüksek miktardaki kaçak fleker, NBfi üretimi ve kimyasal tatland›r›c›lar flekere
olan talebi düflürmektedir.
Devlet her zaman oldu¤u gibi fleker fabrikalar›n› özellefltirirken de ayn› çizgiyi izliyor. Öncelikle kurumlar›n
zarar etti¤i iddia ediliyor veya bilinçli
ad›mlarla gerçekten zarar ettiriliyor.
Böylece devletin s›rt›nda yük oldu¤u,
üreticiye katk›s› olmad›¤›n›n propagandas› yap›l›yor. Daha sonra ise devletin bu yükten kurtularak kaynak yaratmas› ad›yla, ayr›ca üretimin “verimli ve kaliteli” hale getirilece¤i argüman›yla özellefltirmeler gerçeklefltiriliyor. Somut örnekler de aç›kça göstermifltir ki özellefltirilen kurumlar
devlete kazanç sa¤laman›n ötesinde
sat›n alan yabanc› flirketlere büyük
İşçi/köylü
kârlar sa¤lam›flt›r. Çokça propagandas› yap›lmas›na ra¤men özellefltirme
süreçleri hiç de üretimi ilerletmemifl,
tersine geriletmifltir.
Özellefltirmelere
karfl› dur
Geçti¤imiz y›l May›s ay›nda gündeme gelen Ere¤li, Ilg›n ve Bor fleker
fabrikalar›n›n özellefltirilmesine karfl›
Türkiye çap›nda eyleme geçen fieker‹fl Sendikas›, köylüleri alanlara ç›kartabilmifl ve özellefltirme sürecinin ertelenmesini sa¤lam›flt›. Bugün de TümKöy Sen, bu özellefltirmeye iflçiler,
köylüler, üreticiler olarak karfl› duracaklar›n› aç›klamaktad›r. Özellefltirme
süreci çeflitli tepkileri ve mücadeleleri tetikleyecektir. Bu mücadelelerde
tav›rlar daha da netleflecek ve AKP
hükümetinin de foyas› ortaya ç›kacakt›r.
fieker pancar›nda görüldü¤ü gibi
tar›m ve köylülü¤e dönük tasfiye politikalar› önümüzdeki y›llarda etkisini
Uzun süredir özellefltirme kapsam›nda olan fleker fabrikalar›yla
üretim tehdit alt›nda tutulurken
Ekim ay›nda 22 fabrikal› Türkfleker’in 24 ay içerisinde özellefltirile-
22 fabrikal›
Türkfleker
özellefltiriliyor
ce¤i karar alt›na al›nd›. Böylece fleker pancar› üretimine son büyük
darbenin de vurulaca¤› netleflmifl
oldu. Köylünün fleker pancar› sö-
Köylüler, fosfat fabrikas›na karfl›
örgütlenerek direniyor!
Köylerine kurulmak istenilen
zenginlefltirilmifl fosfat tesisine karfl› bir süredir çeflitli eylemler düzenleyen Band›rma Sahil Yenice köylüleri, tesisin köylerinde kurulup kurulmamas›na yönelik referandum yapt›. Köyde yaflayan 550
kifliden 422’sinin kat›ld›¤› referandumda bütün köylüler tesisin yap›lmas›na “hay›r” oyu verdiler. Kurulacak bu tesisle topraklar›n›n kirlenece¤i ve üzerinde yaflanamayacak
hale gelece¤ini belirten köylüler,
tesise karfl› örgütlü bir flekilde mücadele yürüteceklerini vurguluyorlar.
Band›rma Demokrasi Platformu’nun da destek verdi¤i köylüler, Band›rma’dan 20 araçl›k konvoyla referandumun yap›laca¤› Sahil
Yenice köyüne gittiler. Köye 1 km
uzakl›kta Demokrasi Platformu birleflenlerini karfl›layan, tek s›ra halinde bekleyen köylüler, ziyaretçilere
k›rm›z› karanfil da¤›tarak yine tek
s›ra halinde birlikte köyün yolunu
tuttular. Saat 17.30’da sona eren
referandumda, Petrol-‹fl Band›rma
fiube Baflkan› Recep Gökdeniz’in
deklare etti¤i sonuçlara göre fabrikan›n kurulmas› için verilen oy say›s› 0, fabrikan›n kurulmamas› için verilen oy say›s› 422, geçersiz oy say›s› ise 0 ç›kt›.
Oylama sonuçlar›n›n ard›ndan
Sahil Yenice Köyü Muhtar› Yaflar
Panç, köylerinin fabrikaya ihtiyac›
olmad›¤›n› dile getirerek Türkiye’nin ceviz ihtiyac›n›n yüzde
85’inin köylerinden karfl›lad›¤›n›,
a¤açlar›n›n ve çevrelerinin zehirlenmesine izin vermeyeceklerini dile
getirdi.
Oktay Konyar ise Türkiye’nin
her köflesinde benzer görüntülerin
oldu¤unu ifade ederek, daha fazla
kâr için do¤an›n tahrip edildi¤ini
söyledi.
Daha önceleri köylerinde siyanürlü alt›n aramas›na karfl› ç›kan
Bergama köylülerinin direnifllerinde
oldu¤u gibi bir araya gelerek örgütlenen Band›rma Sahil Yenice köylüleri yaflam alanlar›na kâr h›rs›yla yap›lmak istenilen fabrikaya karfl› seslerini duyurmaya devam ediyorlar.
Yap›lan referanduma köyde yaflayan 550 kifliden 422’nin kat›larak
hay›r oyunu kullanmas›, verilen mücadelenin bir sonucudur.
(H. Merkezi)
“Türkiye Kyoto’yu ‹mzala” mitingi sona erdi
Küresel Eylem Grubu’nun Kad›köy Meydan›’nda düzenledi¤i
“Baflka bir enerji mümkün,
Türkiye Kyoto’yu imzala” mitingine binlerce kifli kat›ld›.
KESK, D‹SK, ÖDP, SDP,
EMEP, Feminist Kad›n Çevresi, ‹stanbul Tabip Odas› (‹TO),
Munzur Çevresi Derne¤i gibi çok
say›da kurumun kat›ld›¤› miting oldukça coflkulu geçti. Kad›köy Tepe
Natilius önünde toplanan ve
“Nükleer Santrale hay›r”,
“Kyoto’yu imzala” pankartlar›n›
açan kitle Kad›köy ‹skele Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. S›k s›k,
“Katil Bush, katil ABD gezegenimizi kirletme”, “Savafla hay›r”,
“Baflka bir dünya mümkün”,
“Gitsin Gökçek, gelsin su, gelsin
cop inad›na isyan” fleklinde sloganlar atan kitle, Kad›köy ‹skele Meydan›’nda topland›.
Miting Tertip Komitesi ad›na
aç›l›fl konuflmas›n› yapan Nuray
Yücel, otomotiv ve silah flirketlerinin çevreyi kirletmeye devam etti¤ini söyledi. Çevre kirlili¤inde ilk
üresel ›s›nmaya
karfl› haz›rlanan
Kyoto Sözleflmesini imzalamayan iki ülke: Türkiye ve ABD
K
önce yoksullar›n öldü¤ünü ifade
eden Yücel, Batman’da ve di¤er illerde yaflanan sel felaketine dikkat
çekerek, yaflanan ölümlere nükleer
enerjinin neden oldu¤unu belirtti.
‹stanbul Milletvekili Ufuk Uras ise
yapt›¤› konuflmada, “‹ktidar›n dilinden konuflal›m, tanr›n›n yaratt›¤›
atomu parçalamak en büyük fleytaniliktir” diyerek, Türkiye’nin Kyoto’yu imzalamas›n› istedi.
Bölge’de yaflanan
insanlara zerre kadar
de¤er verilmiyor
fi›rnak Barosu ad›na konuflan
Mehmet Balkan ise, Silopi’de faaliyet gösteren Kar-Key adl› termik
santralin çevre illerde oldu¤u gibi
Bölge illerinde de felaketlere yol
açaca¤›n› belirtti. Kar-Key adl› flirketin fi›rnak ‹l Genel Meclisi’nden
yap› izni almamas›na ra¤men kaçak
olarak faaliyet gösterdi¤ini söyleyen Balkan, “Kar-Key’in çevreye
verdi¤i zararlarla ilgili olarak çevresel denetim yap›lmamaktad›r. Bu
durum tamamen hukuk d›fl›d›r. Bu
noktada yetkilileri sorumlulu¤a davet ediyoruz” dedi.
Balkan konuflmas›na flöyle devam etti: “Bugün Samsun’da bir
termik santral kurulmak istense
Türkiye aya¤a kalkar ‘do¤ay› katlediyorsunuz’ diye k›yametler kopar›r. Oysa Silopi söz konusu olunca
tamamen bir sükunet ve sessizlik
yaflanmaktad›r. Bu durum Bölge’de
yaflayan insanlara zerre kadar de¤er verilmedi¤inin bir göstergesidir.
Biz fi›rnak’a Silopi’ye zehir bacalar›
de¤il, doktor istiyoruz, ö¤retmen
istiyoruz, iflsiz gençlerimize ifl istiyoruz, bu günümüzü de gelece¤imizi de karatt›¤›n›z yeter art›k.”
Kaz›m Koyuncu’nun parçalar›n›n çal›nd›¤› miting müzik dinletisiyle sona erdi.
(‹stanbul)
daha derinden hissettirmeye bafllayacakt›r. Tar›mda d›fla ba¤›ml›l›¤›n getirece¤i ekonomik külfet ekonomiyi geriletirken köylülerin de üretimden
kopuflunu haz›rlayacakt›r. Tar›msal
nüfus, üretimden koptu¤u her yerde
büyük bir istihdam sorunu, ekonomik
ve siyasi kriz nesnesi olmaya devam
edecektir. Kuflkusuz ki bu krizin en
çok yaflanaca¤› yer yine T. Kürdistan›
olacakt›r. T. Kürdistan›’nda üretimin
zaten s›n›rl› oldu¤u ve bu köklü darbelerin açl›k ve sefaleti körükleyece¤i
aç›kt›r. GAP’›n iflas›n›n dillendirildi¤i
bugünlerde bölge aç›s›ndan önemli bir
ürün olan fleker pancar›ndaki gidiflat
da bu iflas› büyütecektir. Bunun anlam› ekonomik, s›n›fsal ve bu temel
üzerinde oluflan çeliflkilerin daha da
keskinleflmesi demektir. Baflta T.
Kürdistan› olmak üzere, ülkemiz köylülü¤ünün düzenle olan çeliflkileri örgütlenmek ve Demokratik Halk Devrimi mücadelesine kanalize edilmek
zorundad›r.
küm ve teslim döneminde aç›klanan
bu özellefltirme karar›yla AKP hükümeti, fleker pancar›n› kökünden
söküp özel flirketlere teslim edece¤ini yans›tm›fl oldu.
fieker pancar› üretiminin özel
flirketlere teslim edilmesine yönelik
ilk ad›mlar, IMF niyet mektuplar›ndaki taahhütlerle at›lm›flt›. Akabinde
de 1998’de kotal› üretim sistemine
geçilmifl, 2000’de fleker sanayi özellefltirme kapsam›na al›nm›flt›. 2001
y›l›nda ç›kar›lan fieker Kanunu ile
niyet mektuplar›ndaki taahhütler
hükme ba¤lanm›fl ve fleker pancar›
üretimindeki gerileme h›z kazanm›flt›.
fiekerin tad› kaçt›
Malatya fieker Fabrikas›’nda 55 gündür süren pancar
al›m ve iflleme dönemi sona erdi.
Fabrika bu y›l köylülerden toplam 237 bin ton pancar al›rken,
geçen y›la göre üreticiden al›nan
pancar miktar›ndaki 50 bin tonluk düflüfl dikkatlerden kaçmad›.
Köylüden al›nan pancar›n bu y›lki kilogram fiyat› 9.5 Ykr (95 bin
lira) iken, geçti¤imiz y›l ise 9.0
Ykr (90 bin lira) fiyat› üzerinden
üreticiden pancar al›nd›. Pancar
fiyat›ndaki art›fl oran›, üreticinin
kulland›¤› mazot, tafl›ma, gübre
ve sulama fiyatlar›ndaki art›fl›
karfl›lamas› anlam›na gelirken,
özellikle pancar ve tütün üretimi
üzerindeki kota ile birlikte köylü
kendi masraf›n› ç›karamaz duruma geldi. Geçti¤imiz 2006 y›l›n›n
verilerine göre fabrika üreticiden toplam 287 bin ton pancar
al›nm›flt›.
ZMO: “Üretici ürününden kâr edemiyor!”
Ziraat Mühendisleri Odas›’n›n (ZMO) yapt›¤› bir araflt›rma sonuçlar› baflta bölge illerinde önemli tar›m ürünlerinden
olan fleker pancar› ve tütün üretimindeki düflüflün cevab› olacak
nitelikte. ZMO’nun yapt›¤› araflt›rmada 1988 y›l›nda 8 milyon
249 bin kiflinin çal›flt›¤› tar›m,
hayvanc›l›k, ormanc›l›k ve bal›kç›l›k sektörünün toplam istihdamdaki pay› % 46.46 iken,
1988-2006 aral›¤›ndaki 18 y›ll›k
dönemde sektörde çal›flan insan
say›s›n›n 2.5 milyon civar›nda
azal›p yaklafl›k 6 milyon civar›na
düfltü¤ü tespit edilmifl. Tohum,
gübre, tar›m ilac›, mazot fiyatlar›
ortalama % 16 oran›nda artmas›na kar›fl›n tar›msal ürünlerin fiyatlar› ortalama % 25 düzeyinde
gerilemifl. ZMO araflt›rmas›nda
bu sonucun ortaya ç›kmas›ndaki
en büyük etken ise üreticinin
ürününden kâr edememesi ile
birlikte tar›m ürünlerine uygulanan kotalar.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 6
Dengê azadî
Sakarya’da linç
provas›
Irkç›-floven dalgan›n yükselifle geçmesiyle birlikte gerçekleflen linç provalar›ndan biri de geçti¤imiz günlerde Sakarya’da yafland›.
Birçok örnekte de yafland›¤› gibi, ilerici-devrimci-yurtsever ö¤rencileri, sokaktaki “Kürt görünümlü” insanlar› da
hedef alan faflist sald›r›lar›n sonuncusu
ise, geçti¤imiz günlerde TMfi taraf›ndan
gözalt›na al›nan 20 yurtsever Kürt gencin sa¤l›k kontrolü için sa¤l›k oca¤›na
götürülmesi s›ras›nda yafland›.
Gençlerin Sa¤l›k Oca¤›’na getirilece¤ini ö¤renen elleri bayrakl› yaklafl›k 100
kifli, burada, içinde Kürt gençlerin bulundu¤u polis midibüsüne sald›rarak,
linç girifliminde bulundular.
Kalabal›¤›n giderek artmas› üzerine
takviye ekipler gelirken, çevrede genifl
önlemler al›nd›. Ancak devrimci-ilericiyurtsever çevrelerin yapt›¤› miting, bas›n aç›klamas› vb. eylemlere cop, panzer, biber gaz› gibi silahlarla azg›nca sald›r›lar gerçeklefltiren polisin, her zaman
oldu¤u gibi, linç girifliminde bulunan bu
azg›n ›rkç›-faflist güruhu sadece “sakinlefltirmekle” yetindi¤i gözlendi. Aralar›nda “flehit annesi” oldu¤unu iddia
eden kad›nlar›n da bulundu¤u kalabal›k,
›rkç›-faflist sloganlar eflli¤inde, linç giriflimindeki ›srar›n› sürdürünce, Kürt
gençler sa¤l›k oca¤›na götürülmeden,
Adapazar› Adliyesi’ne götürüldüler.
(Kartal)
Faflizme ve
polis terörüne geçit
vermeyece¤iz!
PKK’nin 29. kurulufl y›ldönümünü
kutlamak için 25 Kas›m günü ‹kitelli’de
toplanan kitleye polis azg›nca sald›rd›.
Daha yürüyüfl bafllamadan kitleye sald›ran polis gaz bombalar›n›n yan› s›ra
havaya atefl ederek kitleyi da¤›tmaya
çal›flt›. Polisin müdahalesi sonras› ara
sokaklarda toplanan kitle fiili olarak
eylemini sürdürdü. Daha sonra son
süreçte faflist sald›r›lar›n bir parças›
olan Türk bayra¤› as›l› olan baz› ev ve
iflyerlerinin camlar› kitle taraf›ndan k›r›ld›. Eyleme kat›lanlardan baz›lar› gözalt›na al›nd›. Bu s›rada eylem an›nda
Türk bayra¤› as›l› baz› ev ve iflyerlerinin camlar›n›n k›r›lmas›n› bahane eden
sivil faflistler polis taraf›ndan yönlendirilerek Bahçelievler ve Sefaköy’den
toplad›klar› faflistlerle ‹kitelli’de yürüyüfl yapt›lar. Tamam›na yak›n› ikitelli
d›fl›ndan gelen faflist güruh arkalar›nda
polisin deste¤iyle pompal› silahlar ve
sat›r-sopalarla önce Birleflik ‹flçi
Derne¤i, ard›ndan da Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i’nin
camlar›n› ve kap›lar›n› k›rarak içerideki eflyalar› parçalad›lar. Daha sonra
sloganlar atarak bir süre daha mahalle
içerisinde yürüyüfl yaparak da¤›ld›lar.
27 Kas›m günü biraraya gelen
devrimci demokrat kurumlar hem gözalt›lar› hem de polis ve sivil faflist sald›r›lar› protesto etmek için meflaleli
yürüyüfl düzenlediler. Partizan, DTP,
ESP, Birleflik ‹flçi Derne¤i ve
HÖC’ün ortak düzenledi¤i DHP ve
BDSP’nin destek verdi¤i eylemde
“Faflizme ve Polis Terörüne
Son” pankart› aç›larak meflaleler yak›ld›. 100 kiflinin kat›ld›¤› eylemin bafl›nda polis plastik mermiler ve gaz
bombalar›yla kitleye sald›rd›. Sald›r›n›n
ard›ndan barikatlar kurarak sald›r›y›
püskürtmeye çal›flan kitle s›k s›k “Birlik-mücadele-zafer”, “Katil polis ‹kitelli’den defol”, “‹kitelli faflizme mezar
olacak” sloganlar›n› att›. Eylemin öncesinde ve hemen ertesinde polis mahalleyi ablukaya alarak mahalle halk›na
gözda¤› vermeye çal›flt›.
Yine ayn› günlerde polis baz› evlere gece bask›n düzenleyerek HÖC
üyesi 6 kifliyi daha önce yozlaflma ve
çeteleflmeye karfl› yapm›fl olduklar›
kampanyay› ve bu süreçteki bir tak›m
faaliyetleri gerekçe göstererek gözalt›na ald›. Gözalt›na al›nanlar ç›kar›ld›klar› mahkemece tutuklanarak hapishaneye gönderildiler.
(‹kitelli ‹K okurlar›)
Yükseltilen flovenizm ve ›rkç›l›¤a karfl› demokratik kitle örgütleri, devrimci, ilerici kurumlar ve
DTP taraf›ndan 9 Aral›k günü yap›lmak istenen “Emperyalizme,
flovenizme ve ›rkç›l›¤a karfl›
yaflas›n iflçilerin birli¤i halklar›n kardeflli¤i” mitingi ‹stanbul
Valili¤i taraf›ndan yasakland›.
Valilik “huzur ve güven ortam›n›n bozulaca¤›” ve “yasad›fl› örgüt militanlar›n›n polise tafl, sopa ve molotof kokteyli ile karfl›l›k verece¤i” bilgisinin al›nd›¤›n› ileri sürerek miting baflvurusunu reddetti ve yap›lmas›n› yasaklad›.
Mitingi örgütleyen kurumlar 9
Aral›k günü ‹HD ‹stanbul fiubesinde yapt›klar› bir bas›n toplant›s› ile
Valili¤in yasakç› keyfi tutumunu
protesto ettiler. Valili¤in mitingi
yasaklamas›na ra¤men semtlerde
çeflitli eylemler yapan kitle flovenizme ve ›rkç›l›¤a geçit verilmeyece¤ini hayk›r›ld›.
9 Aral›k günü ‹stanbul’u adeta
k›fllaya çeviren polis, emekçi
semtleri abluka alt›na ald›. Ana
caddeleri, ara sokaklar› DTP il ve
ilçe binalar›n› kuflatan polis terör
estirdi. Devlet ald›¤› ola¤anüstü
önlemlere ra¤men eylemlerin yap›lmas›n› engelleyemedi.
Beyo¤lu’nda sloganlarla yürümek isteyen kitleye polis azg›nca
sald›rd›. Bayramtepe’de “Êdî
Bes e” sloganlar› atarak yürüyüfl
yapan kitleye polis sald›rd›. Kitlenin barikat kurmas› ile yaflanan çat›flmada polis havaya atefl açt›.
Gazi Mahallesi’nde devletin mitingi yasaklamas› protesto edildi.
Saat 11.00’de “Özgürlük, adalet; halklara eflitlik” pankart›
14-27 Aralık 2007
Irkç›l›k ve flovenizme karfl›;
ARTIK YETER!
ile Heykel Park’ta toplanan kitle
sloganlarla yürüdü. Akflam saatlerinde düzenlenen eylemde yürüyüfle geçen kitleye polis gaz bombalar› ve panzerlerle sald›rd›. Ara
sokaklara da¤›lan kitle burada polisle çat›flt›. 9 kifli gözalt›na al›nd›.
Esenler’de AKP binas›na yürümek isteyen Esenler DTP ilçe
örgütü polis barikat› ile karfl›laflt›.
Kitlenin yürümesine izin vermeyen polisin bu tutumunun anti-demokratik oldu¤unu dile getiren
kitle “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”
sloganlar›n› hayk›rd›.
Okmeydan›’nda mitingin yasaklanmas›n›, flovenizmi ve ›rkç›l›¤› protesto etmek isteyen kitleye
polis panzerlerle sald›rd›. Okmeydan›’n› havadan ve karadan ablu-
kaya alan polis ara sokaklara kadar girerek biber gaz› s›kt›. Kitle
sald›r›lara molotofkokteyli ile karfl›l›k verirken çat›flmalar Fatma Girik Park›, Sa¤l›k Oca¤› önünde yo¤unlaflt›. Çat›flmalar›n sona ermesinden sonra polis panzerden
mehter marfl› çalarak Okmeydan›
sokaklar›nda “Ne mutlu Türküm diyene” sloganlar› ile yürüyüfl yapt›.
Kanarya Mahallesi’nde Kürt
halk›na yönelik imha ve inkâr politikalar›na karfl› soka¤a ç›kan kitle polis sald›r›s› ile karfl›laflt›. Furkan Market önünde toplanarak
sar›, k›rm›z›, yeflil renkli “Edî Bes e” pankart› açan kitle bir süre
fiahin Caddesinde yürüdükten
sonra polisin gaz bombal› sald›r›s›
ile karfl›laflt›. Sald›r›ya molotofkokteyli ile karfl›l›k veren kitle ara
sokaklarda polisle çat›flt›.
Esenyurt’ta da yasa¤› protesto etmek amac›yla DTP ilçe binas› önünden Cumhuriyet Caddesine kadar “Biji biratiya gelan”
sloganlar› ile yüründü. Alibeyköy’de Veysel Karani park›nda
toplanan kitle buradan Dörtyol’a
yürüdü. Polis kurdu¤u barikat ile
kitlenin yürümesini engellemek istedi ancak kitlenin kararl› duruflu
sonucu geri ad›m atmak zorunda
kald›.
Kartal Meydan›nda biraraya
gelen DTP, Partizan, EMEP, E¤itim-Sen Kartal fiubesi, EKD, U‹DDER mitingin yasaklanmas›n› protesto etti. Bas›n aç›klamas›n› okuyan DTP Kartal ilçe baflkan› Süleyman Özcan; halklar›n birbirine k›rd›r›lmaya çal›fl›ld›¤›n› söyledi.
(H. Merkezi)
Polis terörüne
ve
operasyonlara
Edî Bes e!
Ankara’da Al›nteri, BDSP,
DHP, ESP, EHP, TÜM-‹GD,
Odak ve Partizan 5 Kas›m 2007
tarihinde Yüksel Caddesi’nde bir
araya gelerek s›n›rötesi operasyon
haz›rl›klar›, DTP’nin kapat›lmaya
çal›fl›lmas› ve polisin yetkilerini s›n›rs›z kullanmas›n› protesto etti.
Ankara 78’liler Birlik ve Dayan›flma Derne¤i’nin de destek
verdi¤i aç›klamada yap›lan konuflmalarda inkar ve imha politikas›nda ›srar eden devletin Kürtlerin
iradesinin yans›d›¤› tüm alanlarda
kapsaml› bir sald›r›ya giriflti¤ine
dikkat çekildi. Yine yürürlü¤e konulan Polis Vazife ve Selahiyetleri
Kanunuyla halka dönük sald›r›lar›n
artmas›n›n hedeflendi¤i ve 6 ayda
34 ölümle istenilen hedefe ulafl›ld›¤› vurguland›.
(Ankara)
Jandarma Sar›gazi’de
halklar›n kardeflli¤ine sald›rd›
Sar›gazi’de yap›lmak istenen
protesto eylemine jandarman›n azg›nca sald›rmas› üzerine, çat›flma
ç›kt›. 200’den fazla kiflinin kat›ld›¤›
eylemde, Demokrasi Caddesi
boyunca yürüyüfle geçen kitle, jandarman›n yürüyüfl s›ras›nda sald›r›ya geçmesiyle birlikte barikat kurarak direnifle geçti. K›sa sürede ara
sokaklara yay›lan çat›flmalar s›ras›nda, ana caddeyi trafi¤e kapatan ey-
lemciler, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” slogan›n› hayk›rd›lar.
Jandarma terörüne ba¤l› çat›flmalar, uzunca süre devam ederken,
çok say›da kifli de gözalt›na al›nd›.
Jandarma ayr›ca Sar›gazi yolunu
Samandra’n›n giriflinden itibaren tutarak, araçlarda kimlik kontrolü ve
arama yapt›, böylelikle mahalleye
girifl ç›k›fllar› da engelledi.
(Kartal)
Xwelîye Zindîye Rojname*: Özgür Ülke
4 Aral›k 1994 tarihinde bir gazete
“Bu atefl sizi de yakar” manfletiyle
ç›kt›. Çünkü Türkiye’de bir gazete 3
Aral›k’› 4 Aral›k’a ba¤layan gece bombaland›. “Bu gazeteyi bertaraf edin!”
talimat›yla gerçeklefltirilen Özgür Ülke
gazetesinin bombalanmas›, 1 gazete çal›flan›n›n yaflam›n› kaybetmesine ve 23 gazete çal›flan›n›n da yaralanmas›na neden
oldu. Bombal› sald›r›da hayat›n› kaybeden Ersin Y›ld›z ne yaz›k ki demokrasi ve özgürlükler ülkesi olarak lanse edilen Türkiye’de ne bir ilk ne de son oldu.
Bombalaman›n en dikkat çekici noktas›
ise faillerini devletin güvenlik güçlerinin
de¤il, bombalanan gazetenin kendisinin
ortaya ç›karmas› oldu. Bombalamadan
15 gün sonra ortaya ç›kan “gizli” ibareli
belge, her fleyi anlatmaya yetiyordu.
Çünkü “bertaraf edin” talimat›n›n yer
ald›¤› belgenin alt›nda dönemin Baflbakan› Tansu Çiller’in imzas› vard›. “Özgürlükler ülkesi” Türkiye’de s›n›rs›z bas›n yasa¤›, muhalif olan gazeteleri susturma çabalar› gibi yüzlerce olay yaflanm›flt›r/yaflanmaya da devam etmektedir.
Kimileri bizzat devletin sald›r›lar› ile kimileri ise devlet destekli infaz senaryolar›yla yaflan›yor bu sald›r›lar. Dün bombalayan devlet bugün de susturma çaba-
s› ile tüm muhalif yay›nlara yönelik ya
toplatmalarla ya da kapatmalarla sald›r›lar›n› sürdürüyor. Özgür Ülke Gazetesi’ne yap›lan bombal› sald›r›n›n ard›ndan
gazeteye destek ya¤m›fl, gazetenin bombalamada kullan›lamaz hale gelen ve flu
anda AKP Eminönü ‹lçe Örgütü olarak
kullan›lan binas›n›n önü günlerce Özgür
Ülke dostlar›n›n ak›n›na u¤ram›fl, sahiplenmenin en güzeli yaflanm›flt›.
Sald›r›n›n y›ldönümünde,
ayn› yerde
Özgür Gündem ve Azadiye
Welat gazetesi 4 Aral›k 2007 tarihin-
de bombalanan Özgür Ülke gazetesinin
eski binas›n›n önünde bir bas›n aç›klamas› yapt›. Aç›klama Ersin Y›ld›z flahs›nda tüm demokrasi flehitleri için sayg›
duruflu ile bafllad›. Ard›ndan haz›rlanan
bas›n metnini Özgür Gündem gazetesi
Genel Yay›n Yönetmeni Yüksel Genç
okudu. Yüksel Genç “gazetelerinin ilk
günden bu yana sürekli militarist güçlerin direkt hedefi oldu¤unu” dile getirdi.
Genç, “Tansu Çiller döneminde
‘bertaraf edin’ aç›klamas›yla bombalanan gazete, bugün Genelkurmay Baflkan›n›n söylemleri üzerine defalarca kapatma cezas›yla karfl› karfl›ya kal›yor.
Bunun en tipik örnekleri Ülkede Özgür
fiehit aileleri cenazelerini almak için yollarda
2004 y›l›ndan bu yana fi›rnak’taki çat›flmalarda flehit düflen 45 gerillan›n cenazesi “Cenazenin yerini bilmiyoruz”, “Operasyon bölgesinde kald›”,
“DNA testi gerekiyor” gerekçeleri
sunularak ailelerine teslim edilmedi.
Ölümlerine iliflkin sadece operasyonlarda, çat›flmalarda flehit düfltüklerine dair
bilgileri bulunan aileler, Diyarbak›r’da biraraya gelerek devletin kendilerine ver-
leler içerisinde kaybedilmifl binlerce insan özellikle T. Kürdistan›’na ait olan
topraklarda bulunmakta.
Devletin özellikle 90’l› y›llarda s›kça
baflvurdu¤u uygulamalardan biri olan
toplu mezarlar bugün bir bir a盤a ç›k›yor. O günün koflullar›nda da benzer gerekçelerle ailelerine teslim edilmeyen
cesetlerden bugüne kalan kemik parçalar›ndan dahi anlafl›lmaktad›r hangi ruh
dikleri bilgiler do¤rultusunda fi›rnak’a giderek cenazelerini almak için giriflimlerde bulundu.
Özgürlük düfllerini gerçek k›lmak,
çocuklar›n kendi dilleriyle oyunlar oynad›¤› korkusuzca büyüyece¤i günleri yaratmak için da¤lara ç›kan gençlerin bu
mücadele içerisinde ödedi¤i en a¤›r bedellerden biridir kuflkusuz flehit düflmek.
Toplu mezarl›k ülkesi haline getirilmifl
bir co¤rafyada yüzy›llard›r hakl› mücade-
hali içerisinde neden gizlice gömüldü¤ü
onlarca gerillan›n. Operasyonlarda kullan›lan kimyasal silah gerçekli¤ini gizlemek,
cesetlere yap›lan iflkencelerin ortaya
ç›kmas›ndan do¤acak “infiallerin” önüne
geçmek, genellikle bir operasyonda
15’in üzerinde olan kayb›n (toplu mezarlardan ç›kan ceset say›s›) rakam itibariyle toplumda devletin katliamc› yüzünü
daha net ortaya ç›karacak olan çat›flmalar› gizlemektir bu ruh halinin gerçek ifa-
desi.
Dün yaflananlar›n dünde kald›¤›n›
zannedenler a盤a ç›kan her toplu mezarda ya da infazda, katliamda, gizli operasyonlarda kurumlar›n yada ailelerin bir
süreç bafllatmas›n›n önünde onlarca engel yaratmaya çal›flmaktad›r. fi›rnak’taki
çat›flmalarda evlatlar›n› yitirmifl olan ailelerin cenazelerini kendilerinin almalar›
için yapt›klar› giriflimlerin yan›ts›z kalmas› gibi. 45 flehit biliniyor flu an fi›rnak’ta
al›nmay› bekleyen. 45’inin de isimleri ve
flehit düfltükleri yer net olarak biliniyor.
Daha 2 ay önce “operasyon bölgesidir
biz gidip alam›yoruz, can güvenli¤imiz
yok” denilen aileler yollara düflüp evlatlar›n›n art›k tan›nmayacak olan cenazelerini alm›flt›. Yine fi›rnak yollar›na düflmüfltü 4 flehit gerillan›n ailesi, üstelik
pefllerinde “can güvenli¤i olmayan” konvoylarla birlikte.
3 Kas›m günü ‹HD Diyarbak›r fiubesi’nde bas›n aç›klamas› yapan aileler birçok kez fi›rnak Cumhuriyet Baflsavc›l›¤›na baflvurarak giriflimlerde bulunmalar›na ra¤men her seferinde olumsuz yan›t
ald›klar›n› ancak tüm bu yaklafl›mlar›n
cans›z da olsa evlatlar›na ulaflma çabalar›ndan kimseyi al›koyamayaca¤›n› kararl›
bir flekilde ifade ettiler. Duyarl› tüm kesimleri kendilerinin bafllatt›¤› bu giriflime
destek vermeye ça¤›ran aileler aç›klamadan sonra fi›rnak’a do¤ru hareket ettiler. Öncelikle fi›rnak’taki flehit ailelerine
ziyaretler düzenleyen, hiç tan›mad›klar›
ama egemenlerin kendilerine reva gördü¤ü kader karfl›s›nda bir araya gelen aileler tüm kesimleri sürecin içerisine katmay› hedefleyerek devam ediyorlar yola.
fiehit ailelerinin sürece katt›¤› kesimlerle
birlikte daha kitlesel yapt›¤› baflvurular›n
tümünün sonuçsuz kalmas› üzerine “buras› son de¤il bafllang›çt›r” diyerek açl›k
grevi yapmaya bafllad›lar ve merkezi eylemlilikler örgütlemeyi hedeflediler ve 8
Aral›k günü Çukurova’dan bafllayacak
olan “Yeter art›k cenazelerimizi
verin” slogan›yla gerçeklefltirecekleri
yürüyüflü bir çok kentin kat›l›m›yla birlikte örgütlemeye bafllad›lar.
9 Aral›k Batman, fianl›urfa, Diyarbak›r, Mardin, Siirt gibi Türkiye’nin birçok
ilinden hareket ederek seslerini hükümete de duyurmaya çal›flan ailelerin yürüyüflüne binlerce insan destek vermek
için Cizre’ye ulaflt›. Binlerin karfl›lad›¤›
konvoydakilerin kitleyle bulufltu¤u esnada polisin provokatif tutumu sonucu ç›kan arbedede iki kifli gözalt›na al›nd›.
Konvoy sloganlarla fi›rnak’a u¤urland›.
Yol boyunca z›lg›t ve sloganlarla ilerleyen konvoy güzergah boyunca binlerce
insan›n coflkulu selamlamalar›yla yoluna
devam ediyor. Hareket edilen illerde
yo¤un “güvenlik” önlemleri alan polisin
provokatif tutumlar›na karfl› sa¤duyulu
olmaya çal›flan flehit ailelerinin en son
fi›rnak’ta herkesin kimlik taramas›ndan
geçirilece¤i haberi hala gerginli¤in sürmesine devam ediyor.
Gündem ve Gündem Gazetesi. Genelkurmay Baflkan› Orgeneral Yaflar Büyükan›t, 10 Kas›m 2006’da Gazi Orduevi’nde yapt›¤› bas›n toplant›s›nda
‘PKK’nin dergileri ve günlük gazeteleri
yay›nlan›yor’ aç›klamalar› ile hedef gösteriliyor” dedi. Aç›klama konuflmalar›n
ard›ndan alk›fllarla sona erdi.
(‹stanbul)
*Küllerinden do¤an gazete
Faflist
sald›r›lara izin
vermeyece¤iz!
Elimize posta kanal›yla ulaflan
TKP/ML militanlar› imzal› bir bildiriden ‹stanbul’un ‹kitelli semtinde Parseller Caddesi son dura¤a TKP/ML T‹KKO imzal› bir
pankart as›ld›¤› ö¤renildi. Son süreçte Kürt halk› hedef gözetilerek, genelde ise tüm devrimci,
demokrat ve ilerici insanlara yönelik gelifltirilen ›rkç›-faflist sald›r›lara bir tepki ve özellikle bu sald›r›lar›n emekçi semtlerde bir
parças› olan sivil faflistlere uyar›
amaçl› bir eylem gerçeklefltirildi¤i
söylenen bildiride ‹stanbul Küçükçekmece’ye ba¤l› ‹kitelli semtinde geçti¤imiz günlerde HÖC,
Birleflik ‹flçi Derne¤i ve Anzela
Kültür Merkezi’ne yönelik yap›lan
faflist sald›r›lar baflta olmak üzere
daha önceki sald›r›larda da aktif
rol oynayan Figaro Erkek Kuaförü’nün sahibine uyar› amaçl› bir
not b›rak›lm›flt›r. 10 Aral›k sabah›
b›rak›lan bu mektupta bunun flimdilik sadece bir uyar› oldu¤u, faflist faaliyetlerine devam etti¤i
takdirde bundan sonraki uyar›n›n
sözlü olmaktan ç›kaca¤› ve
TKP/ML-T‹KKO taraf›ndan cezaland›r›laca¤› belirtilmifltir. Uyar›
eyleminin d›fl›nda iflyerinin tam
karfl›s›nda, ayn› zamanda ‹kitelli’nin en ifllek caddesi olan Parseller Caddesi son dura¤a “Faflist
sald›r›lara izin vermeyece¤iz-TKP/ML T‹KKO” yaz›l› bir
pankart as›lm›flt›r” denildi.
İşçi-köylü 7
14-27 Aralık 2007
aj
t
r
o
p
ö
R
Halkın gündemi
F Tipi Hapishanede kalan bir adli tutukluyla röportaj
“Kendi yönetmeliklerini bile lehimize uygulam›yorlar”
“Siyasi tutsaklar›n mücadelesini destekleyen, seslerini duyuran
sivil toplum örgütleri gibi bizim örgütlerimiz yok. Onlardan bizlere ilgili olmalar›n› bekliyoruz.”
- Merhabalar. Adli bir
olaydan dolay› F tipi hapishanede tutuluyorsunuz.
Bize biraz kendinizi tan›t›r m›s›n›z?
- Oldukça uzun bir süre oldu.
Muhtelif kereler yat›p ç›kt›m. F tipinden önce baflka hapishanelerde
de yatm›fll›¤›m var. En son buraya
getirildim.
- Bu deneyimlerinize bakt›¤›n›zda adli tutuklu ve hükümlü-
lerin birbirleriyle
iliflkilerini nas›l
de¤erlendiriyorsunuz?
- Ko¤ufl sistemli kapal› hapishanelerde eskiden arkadafll›k,
dostluk ve birlik adli mahkumlar aras›nda ön plandayd›. Ancak F tipi hapishanelere yani hücre
sistemine geçtikten sonra dostluk, arkadafll›k, birlik
pek kalmad› adliler
aras›nda.
- F tipi hapishaneler bugüne kadar
daha çok siyasi tutsaklar
üzerinden
gündemleflti. Bu uygulamalara
sizler de maruz kal›yorsunuz.
Bize bunlardan bahseder misin?
- Biz adliler de haliyle büyük
oranda tecrit ortam›ndan etkileniyoruz. Bir kere sosyalleflme söz
konusu de¤il. Üç kifliyi idare bir
araya veriyor. Mesela dengesiz bir
eroinmanla nas›l sohbet edersiniz,
güvenirsiniz? Kald› ki senelerce ay-
‹HD’den Ege Bölgesi
hak ihlalleri raporu
Ege Bölgesi’nde son 6 ayda yaflanan
hak ihlallerini bir rapor halinde aç›klayan
‹HD ‹zmir fiube Baflkan› Lütfü Demirk›p›, bölgede Kürtlere yönelik linç giriflimlerinin korkutucu bir boyuta ulaflt›¤›n› söyledi. Hapishanelerdeki uygulamalara da dikkat çeken Demirkap›, polis yetkilerine yönelik ç›kar›lan yeni yasa sonras› polisin bulaflt›¤› hak ihlallerinde büyük
art›fl›n yafland›¤›n›, iflkencenin de art›k
“kay›t d›fl›” hale geldi¤ini dile getirdi.
Ç›kar›lan Polis Selahiyetleri Kanunu’yla iflkencenin daha da artt›¤›n› aktaran Demirkap›, “kay›t d›fl› iflkence gibi yöntemler insan haklar› literatürüne de girmifltir” diyerek kad›nlara
ve çocuklara yönelik fliddet ve ihlallerinde de olanca h›z›yla sürdü¤ünü aktard›.
(H. Merkezi)
‹HD Cezaevi
Komisyonu’ndan eylem
‹HD ‹stanbul fiubesi Cezaevi
Komisyonu taraf›ndan 28 Kas›m
2007 tarihinde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirildi. Son dönemde hapishanelerde artan sald›r›larla ilgili yap›lan aç›klama Galatasaray Postanesi önünde gerçekleflti.
Devletin kan dökerek uygulamaya
koydu¤u, sald›r›lar›n ve keyfi uygulamalar›n yafland›¤›, onursuz aramalar›n dayat›ld›¤› hapishanelerdeki hak gasplar›n›n anlat›ld›¤› aç›klamada, tutsaklara
ayakkab› aramas› dayat›ld›¤›, mektup ve
iletiflim koflullar›n›n engellendi¤i, her
karfl› koyuflta keyfi ceza uygulamalar›n›n
yafland›¤› dile getirildi. Hapishanede yaflanan olaylar›n anlat›ld›¤› aç›klamada
son olarak “Tekirda¤ 1–2 No’lu F Tipi
hapishanelerinde 27.10.2007 Cumartesi
günü tatil gününde genel arama ad› alt›nda hücrelere girilmifl, tutsaklar tekme
tokat dövülerek darp edilmifl, revire ç›kar›lmak isteyen tutsaklar ise 4 gün sonra revire ç›kar›lm›flt›r” denildi.
(‹stanbul)
n› insanla kalmak zorundas›n›z.
Yan hücrelerde kalanlarla bile görüflmemiz olanaks›z. Dertlerimizi,
sevinçlerimizi paylaflamay›z. Yandaki hücrede ölseler haberimiz olmaz.
- Ortak ç›k›lan alanlar yok
mu?
- Spor, sohbet, kütüphane ve
atölye gibi faaliyetlere ç›kmam›z
gerekiyor. Bu faaliyetler bile aramalar, aç›k görüfller öne sürülerek
haftada bir ç›kabilece¤imiz halde
ayda bir ç›kar›l›yoruz. Ve bu faaliyetler idare taraf›ndan “keseriz”
fleklinde tehdit olarak kullan›l›yor.
Tüm bunlar›n yan› s›ra hukuksal
tecriti de yafl›yoruz. Yasal, hukuksal haklar›m›z idarenin keyfine kal›yor. Dilekçe ve mektup yazma
hakk›m›z kanunsuzca elimizden al›n›yor. Postalar›m›z engelleniyor.
Gelenleri vermiyorlar. D›flar›dan
ad›m›za gelen paralar›n kaybolmas›
çok s›k yaflan›yor. Resmi kurumlara sunulmas›n› istedi¤imiz dilekçelerimiz de d›flar›ya ç›kar›lm›yor. En
üzücüsü, adicesi de, temyiz ve ilgili mahkemelere savunmam›z ile ilgili yaz›lar›m›z da ç›km›yor. Bu uygulamalar› kimsesi ve avukat› bulunmayan arkadafllar›m›z çok s›k
yafl›yorlar.
Hastaneye gitmek bafll› bafl›na
bir sorun. Yan›mdaki adli arkadafl
kalp krizi geçirdi. Hastaneye bile
sevk etmediler. Bir tane aspirin getirdiler. Hastaneye sa¤lam giden
arkadafllar bile hasta dönüyorlar.
Bu yüzden ço¤u kimse hastaneye
gitmeyi istemez. Düne kadar ilaç
bedelleri bile hesab›m›zdan kesiliyordu. Siyasi arkadafllar›n mücadelesi sonucunda flimdi kesilmiyor.
- Adli tutuklular aras›nda
tredman uygulamalar› nas›l
yans›yor?
- Bu uygulamalar hiç de Meclis’te nutuk att›klar› gibi de¤il. Keza
siyasi tutsaklara yap›lan alçakça uygulamalar› biz de görüyoruz, maruz kal›yoruz. Adlilere sohbet,
spor vs. sözde kal›yor. Tan›mad›¤›m›z, belki de idarenin adamlar›yla
faaliyete ç›kart›l›yoruz. Faaliyetin
gün ve saatlerini sorgusuz, sualsiz
de¤ifltirir, ertelerler.
- Adli tutuklu, hükümlülerin
siyasi tutsaklara bak›fl› nas›ld›r,
iliflkileri nas›ld›r?
- Ben siyasi tutsaklar›n mücadelesini hep gönülden destekledi¤im
gibi sayg› da duyar›m. Çünkü flu an
buras› Irak hapishanelerine veya
Guantanamo’ya dönmemiflse bunu
siyasi tutsaklara borçluyuz bir anlamda. Ancak adlilerin belirli bir
k›sm› siyasileri aynen jandarma ve
idarenin dayatmas›yla kötü bak›yor. Ama hapishane içinde siyasilerle temas edince flafl›r›yorlar.
- Devlet, hapishanelerin suçlular›n ›slah oldu¤u yerler oldu¤unu iddia ediyor. Gerçekte
böyle bir durum gözlemliyor
musunuz?
- Bu nevi uygulamalarla suçlular› topluma kazand›rmalar› imkans›z
bir kere. Zira kendi yönetmeliklerini bile lehimize uygulam›yorlar.
Ayda bir iki saat atölye, birkaç saat sohbete ç›karmakla ne denli yetenek geliflir, sosyalleflir insan.
- Bizler arac›l›¤›yla devrimcidemokratik kamuoyuna iletmek
istedi¤iniz bir mesaj›n›z var m›?
- Asl›nda çok fley söylemek isterim. Zira bizler sesimizi çok fazla duyuram›yoruz. Bizler ve ailelerimiz F tipi hapishanelerde ma¤dur
oluyoruz, haks›zl›¤a u¤ruyoruz. Siyasi tutsaklar›n mücadelesini destekleyen, seslerini duyuran sivil
toplum örgütleri gibi bizim örgütlerimiz yok. Onlardan bizlere ilgili
olmalar›n› bekliyoruz.
ser M›zrak’›n cenazesinin otopsiden sonra Adli T›p Kurumu’na götürüldü¤ü ö¤renildi.
Çat›flma öncesinde eve geldi¤i
iddia edilen Sezgin Çelik isimli
kifli ise örgüt üyesi oldu¤u iddias›yla gözalt›na al›nd›.
Bas›na ilk yans›yan haberlere göre 1993 y›l›nda ‹zmir’de
gözalt›na al›narak tutuklanan
Kevser M›zrak, Uflak E Tipi Hapishanesinde bulundu¤u s›rada
Ölüm Orucuna kat›lm›fl, sa¤l›k
durumunun kötüleflmesi üzeri-
ne 2002 y›l›nda tahliye edilmiflti.
Olay›n geliflimine dair kesin
bilgiye ulafl›lamaz iken gazetemizin bas›m aflamas›nda oldu¤u
s›rada polisin komplolar›na karfl› Kevser M›zrak’› sahiplenmek
amac›yla HÖC, Partizan, ESP
ve DHP Adli T›p Kurumu morgunun önünde topland›.
Polisin Kevser M›zrak’›n cenazesini kaç›rarak köyüne götürdü¤ü edindi¤imiz haberler
aras›nda.
(H. Merkezi)
Dikkat; polis ç›kabilir!
‹stanbul Avc›lar’da evinin
arkas›ndaki parkta oturan
Feyzullah Ete isimli Kürt
genci, 22 Kas›m günü polis
tekmesi ile öldürülmüfltü. Ard›ndan 25 Kas›m günü ‹zmir’de Baran Tursun, dur ihtar›na uymad›¤› gerekçesiyle
“havaya aç›lan” uyar› atefli sonuç kafas›ndan vurularak öldürüldü. 1 Aral›k günü topra¤a
verilen Baran Tursun’un ailesi
cenazede polise öfkesini dile
getirdi. Tursun’un öldürülmesinden birkaç gün sonra 7
Aral›k’ta ‹zmir Konak’ta arabas›ndan inmeyen Erdinç Yarafl›k polis taraf›ndan kurflun-
land›.
Son bir ay içinde yaflanan
polis vahfleti dikkatleri yeniden
polisin icraatlar›na çevirdi.
“Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu”nun ç›kar›lmas›
ile birlikte gündemi daha fazla
meflgul eden polis terörü s›n›r
tan›m›yor. Son iki y›l içinde 34
kifli polis kurflunu ile katledildi.
Polis bu yasa ile sokaklar›n
efendili¤ine soyundu¤unu herkese gösterdi.
Sokaklar›n efendisi
polis!
Atefl etmek, iflkence yapmak için her zaman “hakl›” bir
neden bulan polisin sicili oldukça kabar›k.
11 May›s 2007 günü F›nd›kzade’de sivil plakal› bir araçtaki bomba imha ekibi “dur”
ihtar›na uymad›¤›n› öne sürdü¤ü bir arabaya atefl açt›. Aytekin Arnavuto¤lu kurflunlanarak öldürüldü. Polisler tutuksuz yarg›lanmak üzere serbest
b›rak›ld›. 8 fiubat 2007’de ‹stanbul Okmeydan›’nda “dur”
ihtar›na uymad›¤› gerekçesiyle
bir araca atefl eden polisler,
Emrah Derviflo¤lu’nu öldürdü. 10 May›s 2007’de Kamil
Erkol, evini basarak asker kaça¤› oldu¤u gerekçesiyle gözalt›na almak isteyen polislerle
tart›fl›nca arabadan inen di¤er
bir polis taraf›ndan kurflunlanarak yaraland›.
Bunlara onlarca örne¤i eklemek mümkün...
Polisler aklan›yor!
Tüm bu yaflananlar polisin
görevinin toplumda korku yaratmak, toplumu sindirmek,
yozlaflt›rmak ve teslim almak
oldu¤unu da gösteriyor. Birkaç
ayda bir medyaya yans›yan ka-
F Tipi hapishanelerde yaflanan sorunlarla ve h›z kazanan sald›r›larla ilgili
DHP, ESP, HÖC, Odak, ÖMP ve
Partizan ortak bir bas›n aç›klamas›
yapt›. Aç›klamada Tekirda¤ F Tipi Hapishanesi’nden ve Gebze M Tipi Hapishanesi’nden yak›n zamanda tahliye olan
tutsaklar ‹nan Do¤an, Hüseyin Irmak,
Özgür Ertürk ve Ayten Öztürk hapishanelerde yaflanan sald›r›lar›n ve
keyfi uygulamalar›n canl› tan›klar› olarak
F Tipi hapishaneleri anlatt›.
Ersel Tutkuner
yaln›z de¤ildir!
Mu¤la’da yaflanan faflist sald›r›lar
bitmek bilmiyor. Daha önce gözalt›na
al›nan 42 kifliden mahkemeye sevk edilen 9 kifli tutuksuz yarg›lanmak üzere
serbest b›rak›lm›flt›. Bu karara itiraz
eden Savc›, 28 Kas›m günü Ersel Tutkuner hakk›nda tutuklama karar› ç›kartm›fl ve arkadafl›m›z tutuklanarak hapishaneye götürülmüfltür. Bunun üzerine aralar›nda YDG’nin de oldu¤u birçok
demokratik kitle örgütü bu durumu 1
Aral›k’ta S›n›rs›zl›k Meydan›’nda protesto ederek Ersel Tutkuner’in serbest b›rak›lmas›n› istedi.
2 Aral›k akflam› ise S›n›rs›zl›k
Meydan›’nda demokrat bir ö¤renci, ülkücü faflistlerin sald›r›s›na u¤rayarak 2
yerinden b›çakland›.
Olay, çevredeki polislerin bir soka¤›n köflesinden dönmesinin hemen ard›ndan yaflanm›fl ve an›nda olay yerine
gelen Çevik Kuvvet, ülkücü faflistleri yakalayaca¤›na yaral› arkadafl›m›z› “sen
kimsin, kimli¤ini ç›kar” gibi söylemlerle olay yerinde sorgulamaya çal›flm›flt›r.
(Mu¤la YDG)
Ferhat Gerçek
yürüyemeyecek!
Ankara’da yarg›s›z infaz!
10 Aral›k 2007 tarihinde
Ankara’da hücre evi oldu¤u iddias›yla bir eve bask›n düzenleyen polis bir devrimciyi katletti.
Cebeci Kurtulufl Dede
Efendi 1. Sokak’ta DHKP/C’ ye
üye oldu¤u iddias› ile gözalt›na
al›nan bir kiflinin ard›ndan ayn›
sokakta bir eve sisi bombalar›
atarak bask›n düzenleyen polis,
evde bulunan Kevser M›zrak’› infaz etti. Ayn› sokakta
gözalt›na al›nan kiflinin ise emniyette sorgusu sürüyor. Kev-
Eski tutsaklar
konufltu!
çakç›l›k ve uyuflturucu operasyonlar›nda sorumlular›n büyük
bir bölümünün polis olmas› da
bu gerçe¤e dikkat çekiyor.
Adalet yarg› mekanizmas›, hakk›n› arayan emekçilere ilerici
devrimcilere yönelik atefl püskürürken polislere dokunmuyor.
Susma sustukça s›ra
sana gelecek!
Yaflanan tüm bu geliflmeler
karfl›s›nda emekçilerin, iflçilerin, köylülerin, ilerici, demokrat ve ayd›nlar›n sesini yükseltmesi, tepki göstermesi büyük
önem kazan›yor. Polis fliddetine, iflkence ve kötü muameleye dikkat çekmek, insan haklar› ihlallerine karfl› ç›kmak acil
bir ihtiyaç. Polisin fliddetine
maruz kalan bu kesimlerle bir
araya gelmek, kamuoyunda duyarl›l›k yaratmak demokratikleflme mücadelesinin önemli
bir parças›n› oluflturuyor. Bunun için oluflturulacak birliktelikler, yap›lacak çal›flmalar polisin yarg›lanmas› içinde önemli
bir bas›nç oluflturacakt›r.
(H. Merkezi)
Ferhat Gerçek, 7 Ekim 2007 tarihine kadar yürüyebiliyordu. Ancak o
tarihten sonra Ferhat, hayat›n›n devam›n› tekerlekli sandalyede geçirmek
zorunda b›rak›ld›. Çünkü O, 07 Kas›m
2007 tarihinde Yenibosna’da Yürüyüfl
Dergisi da¤›t›m› yaparken s›rt›ndan
vuruldu. S›n›rs›z yetkilerini kullanarak,
geniflletilmifl vazifesini yapan polis, Ferhat’› s›rt›ndan vurdu ve felç olmas›na
neden oldu. Ferhat’›n “Beni vuran
polisti. Vuran polisi gördüm” sözlerine ra¤men katil polis hala yarg›lanm›yor-yarg›lanam›yor. Ferhat’› vuran
polisin yarg›lanmas› talebiyle bas›n aç›klamas› yapan Temel Haklar Federasyonu üyeleri 1 Aral›k 2007 tarihinde Taksim Tramvay dura¤›nda bir araya geldi. Eylemde Gerçek’in ilk olmad›¤›n› dile getiren Federasyon üyeleri
“bu ülkede kimse üniformalar›n,
resmi kimliklerin, özel statülerin
kurban› olmamal›. Ne Festus
Okey, ne Esenyurt’taki iflçi, ne de
‹zmir’deki genç kimse öldürülmemeli, sakat b›rak›lmamal›d›r” dedi.
(‹stanbul)
‹ntifadan›n
y›ldönümünde
Filistin’e selam
Filistin Halk›yla Dayan›flma
Derne¤i üyeleri ‹ntifadan›n y›ldönümünde intifaday› ve tafl generalleri selamlad›. Galatasaray Lisesi önünde 1
Aral›k 2007 tarihinde saat 12.00’de bir
araya gelen FHDD üyeleri, “Annapolis
aldatmacas›na son! Filistin’de direnifl kazanacak” pankart› açarak, Annapolis’te, en son 2003’te ilan edilen “Yol
Haritas›” kervan›na bir yenisinin daha
eklendi¤ini belirttiler. FHDD üyeleri ad›na konuflan Füsun Band›r “Annapolis
toplant›s› ABD’nin Filistin’de difle difl süren mücadeleyi sindirme amac›na hizmet ediyor. Ama yüz binlerce Filistinli,
taleplerini ve direniflini hiçe sayarak gerçeklefltirilen Annapolis toplant›s›n› protestolarla yan›tlad›” fleklinde konufltu.
(‹stanbul)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
14-27 Aralık 2007
TOK‹ Baflkan› Erdo¤an Bayraktar: “Göçü yasaklayamay›z ama, paras› pulu olmayan insanlar›n
‹stanbul’da yo¤unlaflmas›n›n engellenmesi için birtak›m tedbirlerin al›nmas› gerekiyor.”
Her y›l›n belli dönemlerinde televizyonlarda ev sahibi olmak için kuyruklara giren, “ev sahibi olma
umudunu” tafl›yanlar›n TOK‹ bürolar› önündeki çilelerini seyrediyoruz.
Daha sonraki günlerde ise televizyonlar Baflbakan ya da bir bakan huzurunda çekilen kuralarda ev sahibi oldu¤u
için a¤layanlar›, havalara uçanlar›, ne
yapaca¤›n› bilemez bir flekilde ortada
dolaflanlar›, ev sahibi olamad›¤› için oldu¤u yere oturup kalanlar›, umudunu
tüketmifllerin çaresizli¤ini, tükenmiflli¤ini gösteriyorlar. Ama öne ç›kar›lan
“ev sahibi” olma flans›n› yakalayan
s›n›rl› say›daki insanlar›n sevinci oluyor, ev sahibi olamayan/ev sahibi olma
imkan› olmayan kitlelerin umutsuzlu¤u, tükenmiflli¤i de¤il.
Gazetelerde, televizyonlarda s›k
s›k TOK‹’den, TOK‹’nin yoksullar› ev
sahibi yapt›¤›ndan, yat›r›mlar›ndan
bahsedilir. Yoksul emekçi halk, kiradan, sürekli tafl›nma derdinden b›k›pusananlar, “flu dünyada bir dikili
a¤ac›” olmayanlar, çocuklar›na “bari bir ev b›rakabilsem” diye çaresizce k›vrananlar TOK‹ umuduyla
“yaflat›lmaya”; tepkileri, protestolar›, isyanlar› TOK‹ umuduyla k›r›lmaya çal›fl›l›yor.
TOK‹ neden kurulur?
1984 y›l›nda Toplu Konut ve Kamu Ortakl›¤› ‹daresi Baflkanl›¤› kurulmufltur.
Toplu Konut ‹daresi Baflkanl›¤›’n›n
temel görevleri 2985 say›l› Toplu Konut Kanunu ile belirlenmifltir. TOK‹’nin kurulufl aflamas›nda 2985 say›l›
Kanunun verdi¤i görevler aras›nda
flunlar bulunmaktad›r:
a) Yurt içi ve yurt d›fl›ndan, Toplu
Konut ‹daresi’nce kullanma alanlar›nda yararlanmak üzere kredi almaya
karar vermek;
b) Konutlar›n finansman› için bankalar›n ifltirakini sa¤layacak tedbirleri
almak, bu amaçla gerekti¤inde bankalara kredi vermek, bu hükmün uygulanmas›na iliflkin usulleri tespit etmek;
c) Özellikle kalk›nmada öncelikli
yörelerde bulunan konut inflaat›yla ilgili flirketlere ifltirak etmek;
06/08/2003 tarih ve 4966 say›l› kanunla yap›lan de¤iflikliklerle, Toplu
Konut ‹daresi’nin 2985 say›l› Kanunla
tan›mlanan görevleri aras›na yeni görevler eklenmifltir. Bu görevlerden
baz›lar› da flunlard›r;
a) Konut sektörüyle ilgili flirketler
kurmak veya kurulmufl flirketlere ifltirak etmek;
b) Ferdi ve toplu konut kredisi
vermek, köy mimarisinin gelifltirilmesine, gecekondu alanlar›n›n dönüflümüne, tarihi doku ve yöresel mimarinin korunup yenilenmesine yönelik
projeleri kredilendirmek ve gerekti¤inde tüm bu kredilerde faiz sübvansiyonu yapmak;
c) Yurt içi ve yurt d›fl›nda do¤rudan veya ifltirakleri arac›l›¤›yla proje
gelifltirmek; konut, altyap› ve sosyal
donat› uygulamalar› yapmak veya yapt›rmak;
d) ‹dareye kaynak sa¤lanmas›n› teminen kâr amaçl› projelerle uygulamalar yapmak veya yapt›rmak;
Yalan ve talan›n maskesi TOK‹
e) Do¤al afet meydana gelen bölgelerde gerek görüldü¤ü taktirde konut ve sosyal donat›lar›, altyap›lar› ile
birlikte inflaa etmek, teflvik etmek ve
desteklemek.
Ayr›ca yine yap›lan yasal düzenlemelerle TOK‹, Hazineye
ait arazileri ba¤l› oldu¤u Bakan
ve Maliye Bakan› teklifi ve Baflbakan onay›yla bedelsiz olarak devralma yetkisine sahip olmufltur.
TOK‹, kitleler nezdinde dar ve orta gelirlilerin konut edinmesine hizmet eden/etmesi öngörülen bir kurum olarak bilinmektedir. Bunun böyle bilinmesinde egemenlerin ve onlar›n bas›n ve yay›n araçlar›n›n kitleleri
bu yönde manüpüle etmesi ve gerçekleri gizlemek amac›yla uygulad›¤› çeflitli politikalar etkili olmaktad›r. Televizyon ve gazetelerde TOK‹’nin birkaç
yüz yoksul emekçiye kurayla verdi¤i
evlerin fliflirilerek yer almas› da bu kuflatman›n tamamlay›c›s› durumundad›r.
Yukar›da kurulufl ve görevlerini
aktard›¤›m›z TOK‹’nin yoksul emekçi
halk› ev sahibi yapma gibi bir görevinin
olmad›¤›n› görüyoruz. TOK‹’nin asli
görevleri içinde “konutlar›n finansman› için bankalar›n ifltirakini sa¤layacak
tedbirleri almak, bu amaçla gerekti¤inde bankalara kredi vermek, Konut inflaat› ile ilgili sanayi veya bu alanlarda
çal›flanlar› desteklemek, Özellikle kalk›nmada öncelikli yörelerde bulunan konut inflaat›yla ilgili flirketlere ifltirak etmek, Konut sektörüyle ilgili flirketler kurmak veya kurulmufl
flirketlere ifltirak etmek; ‹dareye kaynak sa¤lanmas›n› teminen kar amaçl›
projelerle uygulamalar yapmak veya
yapt›rmak” yer al›yor. Bütün bunlardan da görüldü¤ü gibi yoksul emekçi
halka ev edindirmenin kurumu olarak
pazarlanmaya çal›fl›lan TOK‹’nin asli
görevi inflaat sektöründe yer alan flirketlerin ve bankalar›n kasalar›n› doldurmas›n› amaçlamaktan baflka bir fley
de¤il.
TC devleti, en ufak bir rüzgarda
savrulan kum tepelerine benzeyen
ekonomisini sürdürülebilir noktada
tutmak, efendilerinden kredi alabilmek ve emperyalistler ve onlar›n yerli uflaklar›na rant sa¤layabilmek, ülke
içinde nakit para dolafl›m›n› sa¤lamak,
sektörel canlanma yaratabilmek ve
“ekonomik büyüme” hanesinde istatistiki bilgi olmas› amac›yla inflaat sektörüne ve bu sektörü besleyen yan
sektörlere hareket serbestisi sa¤lamaya çal›flmaktad›r.
Bütün bunlardan dolay› bu
iflleri yönetecek ve
gerekli kred i ,
arsa ve yat›r›m araçlar›n› organize ve
koordine edecek bir kuruma ihtiyaç
vard›r. ‹flte bu kurum TOK‹’den baflka
bir fley de¤ildir.
TOK‹ ve
Kentsel Dönüflüm
Kentsel Dönüflüm’ün ne oldu¤u
ve bu çerçevede TOK‹ ve yetkilendirilen di¤er kurumlar›n amaçlar›n› iyi
kavrayabilmek için “dönüflüm” gerçeklefltirilecek bölgelerin özelliklerini
tan›mlamam›z gerekiyor. Devletin dönüflüm gelifltirmeyi amaçlad›¤› bölgeler iflçi ve emekçilerin, yoksul halk›n
yaflad›¤› emekçi mahalleleri ve rant
getirisi yüksek olan bölgelerdir.
Emekçi semtlerinde, düzene muhalif
bir potansiyelin varl›¤›, çeliflkilerin yo¤un olarak yafland›¤› bölgelerden göç
etme gerçeklikleri düzen sahiplerini
kayg›land›rmaktad›r. Ayn› zamanda
devrimci örgütlerin faaliyet gösterdikleri alanlar olmas›, suskunlu¤a, halka
dönük sald›r›lara yükseltilen ilk seslerin, ilk reflekslerin buralardan geliflmesi sald›r›n›n hedefine oturtulmas›n›
anlafl›l›r k›lmaktad›r.
Tehlikeye çözüm olarak devlet gecekondu bölgelerinde yaflayanlar›n
yerlerinden yurtlar›ndan edilmeleri ve
flehre en uzak mekanlarda konumland›r›lmalar›n› sa¤lamaya çal›flt›-çal›fl›yor.
Kentsel Dönüflüm sürecide
kurulufllar›n yoksul emekçi halk›n
mülkiyetlerinin de¤erlendirilmesi ve
yeniden yap›land›r›lmas› üzerindeki
tek tarafl› karar verme haklar› ve tasarruf imkanlar› daha da art›r›lmakta,
halk›n tek tarafl› olarak yap›lan bu düzenlemelere itiraz› durumunda, itiraz
eden kiflinin mal›n›n kamulaflt›r›lmas›na karar verilebilmekte, kiflinin bu karara itiraz› ise sadece bedele itirazla
s›n›rl› tutulmaktad›r.
‹darenin tek tarafl› bir karar› ile
yerlerinden yurtlar›ndan edilecek insanlara herhangi bir yard›m yap›l›p yap›lmayaca¤›, yap›lacaksa flartlar›n›n ve
kimlere yap›l›p kimlere yap›lmayaca¤›n›n tespiti tamam›yla idarenin tasarrufuna b›rak›lmaktad›r. Dönüflüm alanlar›nda hak sahipli¤inin tespiti ve hak sahibi olarak tespit edilen kiflilerin, proje sürecine sadece bilgilenmek amac›yla dahi kat›l›m›n› sa¤lamaya yönelik
hiçbir yönteme madde metninde yer
verilmemifltir.
Paray› ver düdü¤ü çal!
Herkesi ev sahibi yapt›¤› söylenen TOK‹’nin ev sahibi olmak isteyen yoksul
emekçi halk›m›zdan baz› istekleri var. Yani
TOK‹’den ev sahibi olabilmek için baz› niteliklerde olman›z gerekli. Alt Gelir grubu olarak belirledi¤i kesimde TOK‹’nin en
önemli iste¤i 30
yafl ve üzerinde
olup
ayl›k hane halk›
hem “tehlike”nin uzaklaflt›r›lmas› hem
de rant sa¤layacak bu bölgelerin emperyalistlere ve onlar›n uflaklar›na
peflkefl çekilmesi sürecidir. TOK‹ ve
büyükflehir belediyeleri baflta olmak
üzere birçok belediye flu veya bu ölçekte, gecekondu bölgelerinden bafllay›p, emperyalistlerin ve rantiyeci
asalaklar›n ilgisini çeken büyük projelere kadar uzanan bir yelpazede projeler haz›rl›yor. AB, Dünya Bankas› ve
uluslararas› kredi kurulufllar› ile bankac›l›k sistemi bu projelerin finansman›na yönelik giriflimlerde bulunmaktad›rlar. Bu plan çerçevesi içinde
22.06.2006 tarihli Baflbakanl›k yaz›s›
ekinde TBMM’ye gönderilen “Dönüflüm Alanlar› Hakk›nda Kanun Tasar›s›” haz›rlanm›flt›r. Bu yasa tasar›s›n›n
7. maddesi “Dönüflüm alanlar›nda uygulama” bafll›¤›n› tafl›maktad›r.
Bu maddeye göre yerel
yönetimler, halk›n vergileriyle
ve halk›n arsas› üzerinde hiç bir izin
veya denetime tabi olmadan inflaat
yapmak üzere flirket veya ortakl›klar kurabilecekler. Bu inflaatlar›
kuracaklar› “Gayrimenkul Yat›r›m Ortakl›klar›” vas›tas› ile
menkul k›ymet haline getirip
pazarlayabileceklerdir.
Ayn› madde ile, Mahalli
‹dareler ve orta¤› olacak özel
Ayr›ca yasan›n di¤er bölümlerinde
üzerinde kamu kuruluflu olan (okul,
hastane vb) ve özel mülkiyetteki arazilerin al›m›, üzerindeki binalar›n baflka bir yere yapt›r›l›p yapt›r›lmayaca¤›
tamam›yla keyfiyete b›rak›lm›fl durumda.
TOK‹’nin, Hazineye ait arazileri
ba¤l› oldu¤u Bakan ve Maliye Bakan›
teklifi ve Baflbakan onay›yla bedelsiz
olarak devralma yetkisine sahip oldu¤unu yukar›da belirtmifltik. Tüm bunlar birlikte düflünüldü¤ünde ortaya ç›kan ya¤ma ve talan›n büyüklü¤ü daha
net bir flekilde ortaya ç›k›yor. Koç
Üniversitesi üniversite kampusu için
orman arazisini talep etti¤inde dönemin Cumhurbaflkan› Süleyman Demirel’in arazinin verilmemesi halinde
üniversiteyi Çankaya Köflkünün bahçesine kurduraca¤›n› söylemesi hala
haf›zalarda tazeli¤ini koruyor. Ayr›ca
TOK‹ baflkan›n›n ‹stanbul’da “paras›
pulu olmayan” insanlar› istememesiyle
Kentsel Dönüflüm Projesi’ni yan yana
getirdi¤imizde süslü sözlerin üzerindeki yald›zlar› kaz›m›fl ve gerçekli¤in
ne oldu¤unu daha iyi anlam›fl oluruz.
Bu Kentsel Dönüflüm Projesi çerçevesinde en s›k kullan›lan yalanlardan
bir tanesi de “deprem” korkusu. Y›llard›r bu konuda herhangi bir fley yapmam›fl olan, Düzce-Kaynafll› depre-
minden sonra hasarl› binalar›n onar›lmas›nda k›l›n› k›p›rdatmayan, içlerinde
yaflayanlarla birlikte her gün y›k›lan binalar› seyreden devlet ve yerel yönetimler “dönüflüm” projesi kapsam›nda
halk›n “deprem” korkusunu kullanmakta ve “daha iyi yerlerde yaflamalar›” gerekti¤i propagandas›n› yapmaktad›r. “Planl› kentleflme ve konut üretimi” program› kapsam›nda en büyük
projelerden biri ve deprem döneminde çad›rkentler kurdurulan Küçükçekmece Ayazma-Tepeüstü Mevkileri
Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda
infla edilen “Bezirganbahçe Konutlar›”. Protokolün imzalanmas›ndan tam
üç y›l sonra anahtarlar›n› al›rken büyük bir coflku ile belediye baflkanlar›na hay›r dualar› ederek Ayazma’dan
göçüp Bezirganbahçe’ye yeni yerleflmifl olan ve taksitlerini ödeyemeyen,
imzalam›fl olduklar› sözleflme do¤rultusunda yeni yerleflmifl olduklar› dairelerden hemen ayr›lmak zorunda
kalacak 123 aile... Ve gazetelerin ilan
gelirinin en fazla net 1.090 YTL olmas› gerekiyor. Yoksul grubu baflvuru flart› olarak
da Sosyal Güvenlik Kurumlar›na tabi olunmamas› ( SSK, Ba¤-Kur, Emekli Sand›¤›’na
tabi olunmamas›) aran›rken yeflil kart sahipleri ev sahibi olma “ayr›cal›¤›ndan” yararlanabiliyorlar. Tabi ev sahibi olmak isteyenlerin ailelerinde (efl, çocuk) hiç kimsenin üzerine tapu kay›tl› bir ev olmamas› gerekiyor. Zenginseniz TOK‹’nin lüks konutlar›na zaten ulaflabilirsiniz. Hatta TOK‹’ye
gerek bile kalmadan TOK‹’nin destekledi¤i
yada orta¤› flirketlerden birinden istedi¤iniz büyüklükte ev alabilirsiniz. Ama fakirseniz hem flartlar› sa¤laman›z hem de 100
metrekarelik evlerden fazlas›n› hayal etmemeniz gerekir.
Birçok sendika, demokratik kitle örgütü düzenli olarak yaflad›¤›m›z topraklardaki açl›k ve yoksulluk s›n›r›n› araflt›r›yor ve
bu ba¤lamda aç›klamalar yap›yor. Bu arafl-
sayfalar›nda Bezirganbahçe’deki konut
hakk›n› ayl›k 500 YTL’ye devretmek
isteyen yüzlerce ailenin ilanlar›. Küçükçekmece sahilinde ise gerçek
kentsel dönüflüm var. Dubai fleyhlerine pazarlanacak dünyan›n en özel kumul alan›nda yetmifl katl› yedi y›ld›zl›
oteller, Sinpafl taraf›ndan Hitlerin mimar›n›n o¤luna ›smarlanm›fl yal›lar, villalar, al›fl verifl merkezleri...
Bu ya¤ma ve talan sadece ‹stanbul’da m› gerçeklefliyor? Elbette ki hay›r! Ülkenin her taraf›nda ayn› manzara. TOK‹ önderli¤inde Bimtafl, Kiptafl,
Sinpafl gibi flirketlere yapt›r›lan Kentsel Dönüflüm Projesi çerçevesindeki
yoksul emekçi halka “umut” olarak
pazarlanan evler özünde yoksul
emekçi halk› flehirlerin d›fl›nda tutma
projesinden baflka bir fley de¤ildir.
Yoksullar zenginlerin gözlerinin önünde olmas›nlar da nerede olurlarsa, ne
yaparlarsa yaps›nlar.
Bizi bölmelerine
izin vermeyelim!
Sürekli olarak duyuyor ve televizyonda, gazetede görüyoruz: polis, jandarma, zab›ta eflli¤inde günün her
hangi bir saatinde y›k›lan evleri, y›k›nt›lar aras›nda gözyafllar›n› ak›tan analar›, babalar›, gelinleri… Yoksul emekçi
insanlar›n, evlerine ekmek götürmek
için çal›flan ayda 400 YTL gelirle ömrünü tüketen insanlar›n çaresizli¤ini,
y›k›lm›fll›¤›n›. Akan gözyafllar› emperyalistleri ve onlar›n yerli uflaklar› için
hiçbir anlam ifade etmiyor. Onlar için
önemli olan fley, sefahatlar›, kazand›klar› ve kazanacaklar› para. Yoksul,
emekçi insanlar› görmeye dahi tahammülleri yok. Kendilerine yapt›rd›klar›
orta ça¤ dönemindeki kalelerin surlar› gibi surlar içindeki evlerinde rahatça oturup y›k›mlar›, gözyafllar›n› televizyondan izliyorlar.
Bizler ise y›k›m s›ras›n›n ne zaman
gelip kap›m›z› çalaca¤›n› düflünerek geçiriyoruz ömrümüzü. TOK‹ ve benzeri kurumlar›n gözlerimizi boyamas›na
izin veriyoruz. Yalanc› bir umut eflli¤inde bugünlerde belki de bizlerden
uzakta bulunan y›k›mlar› umursamaz
gözlerle izliyoruz. Y›k›mlara s›rt›m›z›
dönmek sadece y›k›mlar› görmemizi
engeller. Y›k›m gerçekli¤ini ve bir gün
bizimde kap›m›z› çalaca¤› gerçe¤ini
bizden uzaklaflt›rmaz. Yoksul emekçi
halk› flehirlerden, oturduklar› yerlerden uzaklaflt›rmak istiyorlar. Bunun
için her gün yeni yeni projelerle karfl›m›za ç›k›yorlar. Bu y›lan bize de bir
gün dokunacak, bize dokunmamas›n›
umarak yaflamak çare de¤il, çaresizlikten baflka bir fley de¤ildir. Yaflam›n
her alan›nda birlikte hareket etmek
“hakk›m›z›” koruman›n tek ç›kar yolu.
Bugün flehirlerde binlerce insan “y›k›m” sorunuyla karfl› karfl›ya. Fakat bu
binler biraya gelme noktas›nda s›k›nt›l› ve sorunlu günler yafl›yorlar. Karfl›lar›nda birlikte hareket eden bir kitleyi görmeyen devlet gözü dönmüfl kurdun sürüdeki koyunlar› teker teker
t›rmalar kapsam›nda ayda 2.000 YTL’den
az para giren 4 kiflilik evlerde yaflayanlar
yoksulluk s›n›r› alt›nda yaflamlar›n› idame
ettiriyorlar. 1.500 YTL’den az para kazanan 4 kiflilik bir aile ise açl›k s›n›r› alt›nda
yafl›yor. Bütün bunlar›n d›fl›nda asgari ücret ise 400 YTL civar›nda. Bu flartlar alt›nda yaflayan ailelerin TOK‹’den ev alabilmeleri mucize kabilinde. Toplu Konut ‹daresi
(TOK‹) ve Urban Land Institüte (ULI) iflbirli¤iyle düzenlenen “Mimar Sinan’dan
Olimpiyat Kentine Kentsel Dönüflüm ve
Gayrimenkul Yat›r›mlar›” bafll›¤›yla düzenlenen Forum ‹stanbul Yar›y›l Konferans›’nda TOK‹ Baflkan› Erdo¤an Bayraktar,
“Göçü yasaklayamay›z ama, paras› pulu olmayan insanlar›n ‹stanbul’da yo¤unlaflmas›n›n engellenmesi için birtak›m tedbirlerin
al›nmas› gerekiyor.” diyerek gerçek niyetlerinin ne oldu¤unu aç›klam›fl bulunuyor.
(haber7com-17 Kas›m 2007)
avlamas› gibi teker teker, bölüm bölüm, bölge bölge evlerimizi y›kmaya
çal›fl›yor-y›k›yor. Evlerimizi, çocuklar›m›z›n geleceklerini koruyabilmek için
y›k›m sorunuyla karfl› karfl›ya olan
yoksul emekçi halk›n birlikte hareket
etmesi gerekiyor. Y›k›mlara karfl› birlikte isyan etmek, karfl› koyuflu gerçeklefltirmek gerekiyor. Y›k›m sorunu
etraf›nda bir araya gelip, örgütlenip
karfl› koyuflu örgütlü bir flekilde gerçeklefltirmek gerekiyor. Kad›n-erkek,
kol kola, omuz omuza yan yana geldi¤imizde önümüzde duracak hiçbir güç
olamaz. Bunun tarih içinde hem yaflad›¤›m›z topraklarda hem de dünyan›n
baflka yerlerinde birçok örne¤i var.
Önemli olan hakk›m›z olan› alma kararl›l›¤› ve zalimlere ve zulmedenlere
karfl› ortak karfl› koyuflu örgütleyebilmede. Ayn› anda onlarca, yüzlerce
binlerce kifliden yükselen “evimizi y›kt›rmayaca¤›z” hayk›r›fl› bizleri evimizden, yurdumuzdan, do¤du¤umuz, evlendi¤imiz, yerlerden atmaya kalkanlar›n yüreklerine korku salacakt›r. Yoksul emekçi halktan korkanlara korkular›n›n sebepsiz olmad›¤›n› göstermeli,
gelece¤imize sahip ç›kmal›y›z. Bu topraklar, yaflad›¤›m›z bu evler bizimdir,
bir olmal›, birlikte olmal› kimseye vermeyece¤imizi, kararl›l›¤›m›z› göstermeliyiz.
İşçi-köylü 9
14-27 Aralık 2007
Politik gündem
AKP, Alevileri düzene entegre edebilecek mi?
AKP’nin Alevi milletvekili Reha
Çamuro¤lu’nun giriflimiyle haz›rland›¤› belirtilen “Alevilik inan›fl›na yasal
statü kazand›rma” plan›n›n içeri¤inin
kamuoyuna yans›mas›n›n ekseninde,
özellikle Alevi örgütlerinden ciddi tepkiler yükseldi.
AKP’nin “Alevilik sorununa” reformist çözüm plan› ya da
Alevilerin a¤z›na bir parmak bal çalma girifl
fliimi…
Hz. Muhammed’in ölümü
nün ard›ndan,
do¤du¤u ve kuruldu¤u Ar
ap Yar›madas›’n›n
s›n›rlar›n› aflarak hayli gen
ifl bir co¤rafyaya yay›lan ‹slam Devleti içerisind
eki s›n›f çat›flmalar›, devletin kurucu ideolo
jisi olan ‹slam Dini
içerisinde mezhep ayr›l›k
lar›na yol açar. ‹slam
Dini içerisindeki en büyük
ve derin mezhep
ayr›l›¤› fiii (fiia) mezhebi
ile Sünni mezhebidir.
Baz› Alevi örgütlerinin öteden beri
savundu¤u ve karfl›lanmas›n› istedikleri
talepleriyle çak›flt›¤› anlafl›lan Çamuro¤lu’nun ve hayata geçerse hükümetin
projesine en fazla tepki gösterenlerin
bafl›nda Cem Vakf› geldi.
Cem Vakf›’n›n ve kimi Alevi örgütlerinin öteden beri savunduklar›, devletten ve hükümetten karfl›lanmas›n› istedikleri talepler özetle flöyle:
* Alevilik de Sünnilik gibi ‹slam
içi dini bir inan›flt›r.
* Devlet, Alevilerin inançlar›n› özgürce yayma ve ibadetlerini yapmalar›na karfl› olan uygulamalar›na son vermelidir.
* E¤itim müfredat›ndaki Alevili¤i afla¤›lay›c›, bu inanca mensup
insanlar› d›fltalay›c› ve rencide edici anlat›m ve ifadeler ay›klanmal›d›r.
* Sünni-‹slam mezhebinin ö¤retilmesine dayal› zorunlu din dersi uygulamas›na son verilmelidir.
* Alevilere inançlar›n› yayma
ve ibadetlerini gerçeklefltirebilmek için kamusal destek sa¤lanmal›d›r.
Evet, özellikle 1980’lerin ortalar›ndan itibaren sosyal aktivitelerini h›zland›ran ve örgütlenerek kurumlaflan Alevi örgütlerinin devletten (hükümetlerden) talepleri bunlard›r. (Bu talepleri
hayli yetersiz bulan, özellikle Diyanet
‹flleri Baflkanl›¤›’n›n tamamen la¤vedilmesi dâhil, daha ileri taleplerde bulunan
Alevi örgütlerinin oldu¤unu da belirtmek gerekiyor.)
Bugüne kadar baflta CHP olmak
üzere, Alevilerden ald›klar› oylar ile
parlamentoya giren ya da hükümetlerde bulunan sözüm ona “solcu” partilerden hiçbirisi Alevilerin özetlenen taleplerinin karfl›lanmas› yönünde hiçbir
somut giriflimde bulunmad›¤› halde,
a¤›rl›kl› olarak Sünni-‹slam mezhebine
mensup insanlardan oy alan ve sözüm
ona “fleriatç›” olan AKP’nin “Alevi
duyarl›l›¤›” gelifltirmesi, elbette pek
çok kesime flafl›rt›c› geliyor. AKP’nin
“Alevi duyarl›l›¤›n›n” nedenlerine ileride de¤iniriz. fiu an önemli olan flu: Reha Çamuro¤lu’nun giriflimiyle haz›rland›¤› belirtilen plan, özellikle
Aleviler içerisinde a¤›rl›¤› olan
Cem Vakf›’n›n tepkisini neden çekiyor?
Bu meseleyi irdelemek için, bas›na
yans›d›¤› kadar›yla Reha Çamuro¤lu’nun
haz›rlad›¤› ve AKP’nin destekledi¤i belirtilen “Alevilik plan›”na göz atal›m:
“… Alevili¤in devlette temsili için
bir Alevi kurumu kurulacak. Bu kurumun Baflbakanl›¤a ba¤l› ‘Genel Müdürlük’ olarak oluflturulmas› gündemde.
Oluflturulacak genel müdürlük için kadro say›s›n›n 3 bin, bütçesinin ise 2 milyon YTL olarak belirlendi¤i ö¤renildi.
Kurum bünyesinde ya da ayr› olarak
kurulmas› planlanan Alevilik Enstitüsünde iki cemevi aç›lmas› planlan›rken, Alevi toplumu ile hükümet aras›nda iliflkileri yürütmek üzere 40 kiflilik bir kurul
oluflturulmas› da gündemde.
Hükümetin 2008 Ocak ya da fiubat
ay›nda Ankara’da genifl kat›l›ml› bir Alevi Kongresi düzenlemesi bekleniyor…”
(24 Kas›m 07 Evrensel)
Evet, bas›na yans›d›¤› kadar›yla Çamuro¤lu taraf›ndan haz›rland›¤› belirtilen AKP’nin “Alevilik Plan›” böyle.
Yukar›da belirttik. AKP’nin “Alevilik
Plan›” ile Cem Vakf›’n›n öteden beri savundu¤u talepler fazlas›yla örtüflüyor.
Peki ‹zzettin Do¤an baflkanl›¤›ndaki Cem Vakf›, niye yüksek perdeden karfl› ç›k›yor? Çünkü Cem
Vakf› ve ‹zzettin Do¤an, CHP’nin
–özellikle de Deniz Baykal ve ekibinin- Aleviler içerisindeki uzant›s› da
ondan.
Gelinen aflamada hiçbir reformist
plan, proje toplumdaki hiçbir kutuplaflmay› gidermez, bilakis daha da derinlefltirir. Çünkü ad›na “Demokratik kat›l›mc›, ço¤ulcu parlamenter sistem” denilen
sistem, toplumsal kutuplaflmalar›n çözümü-giderilmesi üzerine de¤il, bilakis
kutuplaflmalar›n derinlefltirilmesi ve gerilimi üzerine kuruludur.
Çok aç›k ve nettir; DTP henüz
düzene entegre olmam›fl reformist siyasi bir partidir. Samimiyetinden asla
kuflku duymaks›z›n “Kürt sorunu”nun
reformist düzlemde ve parlamenter zeminde çözümünden yanad›r. Düzenin
siyasi partileri taraf›ndan de¤il, bütün
kurumlar› taraf›ndan nelere maruz kald›¤›, nas›l topyekün seferberlik kampanyas› eflli¤inde linç edilmeye çal›fl›ld›¤›,
vicdan ve namus kavram›ndan haberdar
olan herkesin malumudur. Çünkü Türkiye’deki “Demokratik kat›l›mc›,
ço¤ulcu parlamenter sistem” diye
yutturulmaya çal›fl›lan siyaset yapma
alan›/arenas›, sosyal, siyasal, kültürel çeliflkileri çözme, giderme üzerine de¤il,
çeliflkileri kutuplaflt›rma, çat›flt›rma, ezilenleri kendi kendilerine haz›mlaflt›rma
ve böylelikle de bask›c›, faflist bir otoriteye de “hakemlik/tarafs›zl›k” rolü
tayin etme, meflrulaflt›rma üzerine kuruludur. Hiç kuflkusuz bu da Kemalist
Cumhuriyet projesinin niteli¤i ile karakteriyle ilgili bir durumdur.
As›rlard›r ezilen, trajedilerle dolu
bir tarihe sahip olan Alevi inanc›na
mensup milletvekili Reha Çamuro¤lu’nun niyetini, samimiyetini sorgulamaya hiç gerek yok. Haz›rlad›¤› projenin
Bugün TC devleti s›n›rlar›
içerisinde kimi
araflt›rmac›lara göre 12 ila
15, kimilerine göre ise 20 ila 25 milyon civ
ar›nda insan›n etkisi alt›nda oldu¤u öne sür
ülen K›z›lbafll›kAlevilik inan›fl›n›n tarihi
kökleri, fiii (fiia)
mezhebi ile çak›fl›r. Ne
ki, fiiilik ve Alevilik
mezhepleri aras›ndaki ben
zerlikler çok azd›r.
Ki belirtmek gerekir, hem
bizzat kendilerini
Alevi olarak tan›mlayanla
r›n baz›lar› hem de
baz› araflt›rmac›lar ile ule
hükümet taraf›ndan sahiplenilip samalar, Alevilik’i ‹slamiy
et’ten de ba¤›ms›z apayr›
hiplenilmeyece¤ini ve hayata geçirilip
bir din olarak tan›mlarlar. Ama sosyolojik
geçirilmeyece¤ini hep beraber göreolarak Alevilik, Semavi tek tanr›l› dinlerden
ce¤iz. Ama gerçekleflmesi durumunolan ‹slamiyet içi bir
ak›
md›r ve fiiilik mezhebinin
da dahi, Alevilik inan›fl› ile Sünni-‹sbir koludur.
fiiilik, yay›lma ve geniflleme
lam mezhebi aras›ndaki tarihsel gedöneminde, ‹slam Devleti içerisindeki
rilimlerin giderilmesine, yumuflat›liktidar hiyerarflisinden d›fltalananlar›n, tasfiye
mas›na hizmet etmeyece¤ini, bilakis
edilmeye çal›flan
sosyal tabakalar›n ‹slami
yorumu olarak a盤a
daha da kutuplaflt›r›lmas›na hizmet
ç›kar. Mezhebin kurucusu
olarak da, ancak
edece¤ini maalesef yeni trajedilere
Ebu Bekir, Ömer ve Os
man’dan sonra ‹stan›kl›k edece¤imizi hep beraber
lam Devleti’nin bafl›na
geçebilen ve Halife
görece¤iz.
olan Ali kabul edilir. Ne
var Ali’nin halifeli¤i
Neden sorusunun cevab› Reha
çok k›sa sürer. Çünkü, gid
erek mezhep ayr›l›Çamuro¤lu’ndan ba¤›ms›z olarak,
¤›na bürünen iktidar savafl›
nedeniyle düzenlesab›k düzen partisi ve emperyaliznen bir suikast sonucu
öldürülür. Ki fiiili¤in
min ufla¤› olan AKP’nin ve hükükurulmas› ve doktrinleflm
esi de esas olarak
metin “Alevilik sorunu”na el atbu dönemden sonra bafl
lar. Her iki mezhep
mas›nda gizlidir.
aras›nda, art›k kapanmas›
mümkün olmayan
kanl› bir ayr›flma yaflan›r.
Bir: Düzen partileri sosyalBugün ‹slam Dininin
etkisi alt›ndaki insanlar›n
siyasal çeliflkileri çözmek için deyaflad›¤› co¤rafyay›
(O
rtado¤u’yu) emperyalist em
¤il, bütün sosyal çeliflkilerin kayeller temelinde
yeniden dizayn etmeye
na¤› olan Maoist literatürle bafl
çal›flan sömürgeci
devletler, fiiilik ve Sünnili
çeliflkisi olan çeliflkiyi gizlemek,
k aras›ndaki mezhep
çat
›flmas›n› körüklemekten kaç
bafl çeliflkinin tezahürü olan sos›nmazlar.
yal, siyasal, kültürel çeliflkileri istismar edip oya tahvil etmek için vard›r.
asAKP, sab›k bir düzen partisidir.
keri ba¤›ml›l›k iliflkilerinin Avrupa emperyalizmi lehine derinlefltirilmesi ama‹ki: “Alevi sorunu”na el atan
c›ndan kaynaklanmaktad›r. EmperyalistAKP’nin Alevilerin tarihsel trajedileri
ler, ba¤›ml› ülkelerin (sömürge, yar›umurunda bile de¤ildir. Maruz kald›klasömürgelerinin) yap›sal sosyal, siyar› uygulamalar› A‹HM’ne tafl›yan Alevisal, kültürel çeliflkilerinin ve kutuplafller, Türkiye’yi tazminat ödemeye mahmalar›n›n afl›lmas›n› istemezler. ‹radi
kûm ettirmektedirler. Avrupa emperolarak bu yönlü bir hamlede bulunmazyalist devletlerinin Türkiye’nin sosyallar. Emperyalizmin yar›-sömürgesi olan
siyasal-kültürel sorunlar›na müdahil olTürkiye bir istisna olamayaca¤›na göre,
mas›, Türkiye’deki sosyal-siyasal-kültüyap›sal sosyal-siyasal-kültürel sorunlar›n
rel sorunlar›n giderilmesini arzulamaaflm›fl bir Türkiye de¤il, daima bu tip kus›ndan de¤il, Türkiye’nin iktisadi, siyasi,
tuplaflmalar› bar›nd›ran ve bunlarla bo¤uflan, bu yap›sal çeliflkilerin alt›nda kalmamak için de emperyalist devletlerin
ekonomik, siyasi, askeri, diplomatik
deste¤ine mahkûm olan bir Türkiye isterler.
Bu iki temel gerekçe nedeniyle
AKP’nin “Alevilik plan›”, tarihsel
kökleri hayli derinlerde olan ve yak›n tarihteki trajedileri de canl›l›¤›n›
hala koruyan Alevilerin yaflad›klar›
ac›lar›n giderilmesine, bask› alt›na
al›nmas›n›n sona erdirilmesine, Aleviler ile Sünnilerin kaynaflmas›na,
ortak ve daha büyük ç›karlar temelinde buluflmalar›na de¤il, bilakis daha fazla kâr, rant ve iktidar h›rs›yla
birbirlerini yiyen egemen s›n›f kliklerinin provokasyonlar›na hayli müsait
hale gelmifl Alevi-Sünni kutuplaflmas›na hizmet edecektir.
Alevilerin yüzy›llard›r ezilmelerinin ve trajedilerle dolu bir tarihe sahip olmalar›n›n sorumlusu Sünni-‹slam
mezhebi ve bu mezhebin inananlar›
de¤ildir. Alevilik inan›fl›n›n farkl› ekollerinden olan inan›fllara mensup insanlar, çeflitli ülkelerde iktidardad›rlar. Bu
ülkelerin egemen s›n›flar›, kendi halklar›na ve Sünni-‹slam mezhebinden insanlara zulüm uygulamaktad›rlar. Bask›c› egemen devletlerin herhangi bir din
ideolojisini benimsemeleri, halklar›n
bask› alt›na al›nmas›n›n, sömürülüp ezilmesinin yegâne gerekçesi de¤ildir.
Çin’de devlet, hiçbir dinsel inan›fl› referans almaz, ama Çin’de halklar müthifl
bir devlet bask›s› ve cenderesi alt›ndad›r.
Dindar ya da dinsiz; halklar›n
tarih boyunca yaflad›klar› trajedilerin yegâne sorumlulu¤u sömürücü, bask›c›, zorba s›n›flard›r. Nas›l ki, a¤›tlar›n dini, dili, cinsiyeti yoksa
bask›n›n, sömürünün ve zorbal›¤›n da
dini, dili, cinsiyeti yoktur.
Sonuç olarak; AKP’nin bas›na
yans›yan “Alevilik plan›”na karfl› baflta
Alevi topluluklar›ndan ve di¤er tüm düzen d›fl›-karfl›t› parti ve örgütlülüklerden yükseltilen itirazlar, politik düzlemde hakl›d›r, meflrudur. Çünkü Aleviler
yüzy›llardan beri ezilmektedir. Ne var
ki, ezilen Aleviler devletin ezdi¤i di¤er
sosyal kesimler ile demokratik bir birliktelik sa¤layamad›kça, yaflad›klar› trajedilerin düzen partilerince istismar
edilmesinin, umutlar›n› bir baflka bahara
ertelemelerinin önünü alamayacaklard›r. Bu salt Aleviler için de¤il, ezilen
tüm sosyal s›n›f ve tabakalar için geçerli bir durumdur.
Sosyal güvenlik de¤il, aflfla
amal› genel sald›r›
‹flçi-emekçi y›¤›nlara dönük kapsaml› bir sald›r›y› içeren SSGSS (Sosyal Sigortalar ve Genel Sa¤l›k Sigortas›) yasas›, bilindi¤i gibi geçti¤imiz y›l mecliste
kabul edilmifl, ancak Anayasa Mahkemesi’nce verilen yürütmeyi iptal karar›
nedeniyle, ertelenmek durumunda kalm›flt›. Bu ertelemenin bir di¤er nedenini de seçimlerin yaklaflmas› oluflturmaktayd›.
IMF ve DB, emperyalist patentli
neo-liberal politikalar›n, ülkemizde hayata geçirilmesine h›z verme anlam›na
gelen yasan›n ç›kar›lmas› yönlü bas›nc›n›
art›r›nca, yasa tekrar, bir tak›m sözde
iyilefltirici düzenlemelerle gündeme tafl›nd›. Göstermelik oldu¤u çok aç›k bir
biçimde, sözde taraflar›n incelemesine
sunulan yasa, Kas›m ay›n›n son günlerinde görüflüldü ve meclise gönderildi.
SSGSS her fleyden önce, IMF, DB ve
DTÖ gibi emperyalist kurulufllar›n, sosyal haklar› ve sosyal güvenli¤i özel mali
kurulufllara terk etmeyi öngördü¤ü, bir
sosyal y›k›m sald›r›s›d›r.
1 Temmuz 2008’den itibaren yürürlü¤e sokulmak istenen ve Anayasa
de¤iflikli¤i çabalar›nda da yasalarla güvence alt›na al›nmaya çal›fl›lan bu yasa
sosyal güvenlik harcamalar›n› bütçenin
“kara deli¤i” olarak tan›mlamaktad›r.
Bununla birlikte sosyal güvenlik kurumlar› birer ticari iflletmeye dönüfltürülmek, sosyal haklar “gelir art›r›c›, gider
azalt›c›” anlay›fl gere¤i k›s›tlanmak istenmektedir.
Bu yasa çok aç›k ki kazan›lm›fl bir
dizi hakk›n gasp edilmesinin ad› oldu¤u
gibi, yeni hak kazan›mlar› için mücadele edilmesinin önünü kesmenin de
önemli bir ad›m›d›r. Grev ve örgütlenme hakk›na dönük bir dizi s›n›rlama
(sald›r›) da, yine bu yasaya paralel olarak, yasan›n hayat bulmas›n› kolaylaflt›rmak ad›na, yasalaflt›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r.
Hedefte tüm emekçi
kesimler var
SSGSS ad› alt›nda yürürlü¤e konmak istenen yasa tüm emekçi kesimlere dönük, aflamal› olarak hayata geçirilmek istenen bir dizi hak gasp›n› içermekle birlikte, özellikle de çal›flanlara
“mezarda emeklilik” ve sigortal› çal›flanlara paral› sa¤l›k hizmetini dayatmakta.
Y›pranma ve k›dem tazminatlar›n›n
k›s›tlanmas› ve/veya tamamen ortadan
kald›r›lmas› gibi önemli kazan›mlar› da
ortadan kald›rmaya dönük, bu genifl
kapsaml› sosyal y›k›m sald›r›s›n›n ne kadar hayat bulaca¤› ise, bafll› bafl›na emek
cephesinin nas›l bir karfl› koyufl örgütleyece¤iyle ilintili bir durumdur.
Bilindi¤i gibi yasan›n meclise getirildi¤i ilk dönemlerde bu yönlü ciddi bir
karfl› koyufl gerçekleflmemifltir. Sar›-reformist sendika konfederasyonlar› sa-
dece “dostlar al›flveriflte görsün” türünden c›l›z eylemliliklerle süreci “geçifltirme” e¤iliminde olmufllard›r.
Bu “geçifltirme” e¤ilimi, geçti¤imiz
aylarda hükümetin “toplumsal uzlaflma”
görüntüsü yaratma giriflimlerine de
damgas›n› vurmufltur. Emek cephesini
temsil etme iddias›nda olanlar, yasay›
sözde incelemifllerdir. Ancak bu incelemeden ç›kan sonuç, bu sosyal y›k›m sald›r› yasas›n›n bütününe itiraz etme biçiminde olmas› gerekirken, sadece “iflçiler aç›s›ndan kabul edilemez” bulunan birkaç maddeye itirazla s›n›rl› kalm›flt›r. Yasan›n meclise sunuldu¤u biçimine bak›ld›¤›nda ise, bu itirazlar›n pek
de dikkate al›nmad›¤› ve yap›lan incelemenin de hükümetin görüntüyü kurtarma amac›na hizmet etmekten öte
bir ifle yaramad›¤› ortaya ç›km›flt›r.
Örne¤in eski taslakta malullük sigortas›ndan yararlanma flartlar›nda, en
az on y›l çal›flma ve en az 3 bin 600 gün
prim ödeme flart› aran›yordu. 10 y›l
flart› son taslakta da aynen duruyor,
sadece prim ödeme gün say›s› 3 bin
600’den 1800 güne indirilmifl. On y›l
çal›flma flart›n›n de¤iflmedi¤i koflullarda
ise, prim ödeme gün say›s›ndaki bu oynama fazla bir anlam tafl›m›yor.
Tasar›n›n en çok tart›fl›lan maddelerinden birisi de, emekli olman›n koflullar›n›n a¤›rlaflt›r›lmas›, “mezarda
emeklilik” anlay›fl›n›n oturtulmas›yd›.
‹lk tasar›daki bu durum da yine taslakta
yap›lan sözde de¤iflikliklerde aynen korunmufl. Tasar›n›n eski hali, emeklilik
için prim ödeme gün say›s›n› 7 bin günden 9 bin güne ç›kar›yordu, bu art›flta
da bir de¤ifliklik yap›lmam›fl.
Emeklilik yafl› kad›nlarda 58, erkeklerde ise 60 yafl olarak düzenlenmifl.
Geçifl sürecinin sonunda, yani 2048 y›l›nda ise hem erkek hem de kad›nlar
için emeklilik yafl›n›n 65’e ç›kart›lmas›
öngörülüyor.
Sa¤l›k hizmetlerinden yararlanma
koflullar›nda da durum ayn›. ‹flçi ve
emekçilerin sa¤l›k hizmetlerinden yararlanabilmesi için, ücretinin % 12’sini
genel sa¤l›k sigortas› için prim olarak
ödemesi gerekecek. Üstelik sa¤l›k hizmetlerinden faydalanmak isteyenlerde
prim borcunun olmamas› flart› da aranacak. Prim borcu bulunanlar sa¤l›k hizmetlerinden yararlanamayacak.
K›sacas›, tasla¤›n ilk hali neredeyse
oldu¤u gibi korunmakta. Yasan›n birçok
maddesinin aflamal› olarak hayata geçirilmesi düflünülmekte. Gerçekte aflamal› olarak hayata geçirilmek istenenin,
iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük, aflamal› genel sald›r›lar oldu¤u ise kesin.
Çözüm ortak mücadelede
Bu genel sald›r›lar bugün, gerek emperyalist ülkelerde gerekse emperyalizme ba¤›ml› ülkelerde de olanca h›z›yla
Bu yasa çok aç›k ki kazan›lm›fl bir dizi hakk›n gasp edilmesinin ad› oldu¤u gibi, yeni
hak kazan›mlar› için mücadele
edilmesinin önünü kesmenin
de önemli bir ad›m›d›r.
B
hayata geçirilen sosyal y›k›m sald›r›lar›n›n bir parças›d›r. Emperyalist patentli
neo-liberal politikalar›n ürünü olan bu
sald›r›lar›n getirdi¤i ve daha boyutlular›n›n beklendi¤i y›k›mlara karfl› ise tüm
dünyada ciddi karfl› koyufllar söz konusudur. Özellefltirme, tafleronlaflt›rma,
esnek çal›flma vb. sald›r›lar eflli¤inde
gerçekleflen sosyal y›k›m sald›r›lar› sonucu giderek yoksullaflan, iflsizli¤e açl›¤a
mahkûm edilen emekçi y›¤›nlar, gerçeklefltirdikleri süreli süresiz ve/veya genel
grevlerle, egemen s›n›flar›n bu kapsaml›
genel sald›r›lar›n› bofla ç›karmaya çal›flmaktalar. Giderek s›n›fsal bir karaktere
dönüflmesi kaç›n›lmaz olan bu yönlü
mücadeleler söz konusudur.
Bu genel sald›r›lara karfl› ülkemiz
özgülünde de ciddi bir karfl› koyufl örgütlenmesi art›k kaç›n›lmaz olmufltur.
Yasan›n önümüzdeki y›l›n Temmuz
ay›nda yürürlü¤e girmesine kesin gözüyle bak›ld›¤› flu günlerde, emek cephesinde yaflanan hareketlenmenin, ciddi
bir karfl› koyuflu örgütleyip örgütlemeyece¤ini ise, önümüzdeki günlerde görece¤iz.
Gerek iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük
bu vb. genel sald›r›lar›, gerekse bu sald›r›lar› gölgelemeye hizmet eden ›rkç›-faflist sald›r›lar› bofla ç›karacak olan yegane güç iflçi-emekçi y›¤›nlar›n, militanca
ve s›n›fsal temelde yükseltecekleri, ortak mücadelesidir.
İşçi-köylü 10
Enternasyonal
14-27 Aralık 2007
“Biz burada Mezopotamya topra¤›nday›z, internet sayfalar›nda de¤il. Gerçekli¤i buradaki zeminde alg›l›yoruz, TV kanallar›nda, web sitelerinde, Avrupa’da yaflam›yoruz.
Anavatan›m›zda partizanlar, yoldafllar, proletarya olmadan devrim hayalleri kurmuyoruz. Devrimci Marksist-Leninist analiz, diyalektik analiz olmadan bu bir hayal olurdu. Maoist proleter halk savafl›n›n silahl› mücadele kanad›n› yürüten DKY’yi kuran yoldafllar, devrimci mücadeleyi geniflletmek ve gelifltirmek, ayn› zamanda tüm alanlarda örgütsel
metotlar›n› yükseltmek ve devrimi gerçeklefltirmek için öznel kabiliyetlerini gelifltiriyor, tüm alanlarda örgütsel yöntemlerimizi daha yüksek bir düzeye tafl›mak için silahlar›
omuzlar›nda durmadan çal›fl›yorlar.”
B
Irak
n
ü
n
’
ü
t
ü
g
r
Ö
t
s
i
o
a
M
i
c
rim
Dev
i
s
e
g
r
i
d
l
i
kurulufl b
(Irak–16 Kas›m 2007) Irak
Devrimci Maoist Örgütü (IDMÖ), sosyalist devrimi gerçeklefltirmek ve proletarya diktatörlü¤ünü kurmak, ayn› zamanda insani
bir sosyalist toplum ve uygar bir
dünya kurma görevlerini gerçeklefltirmek için teorik ve silahl› mücadeleyi örgütleme amac›nda olan,
devrimci, enternasyonalist, Marksist-Leninist-Maoist bir örgüttür. Amac›m›z, insan›n insan taraf›ndan sömürülmesine ve kölelefltirilmesine bir son vermek, ekme¤i üreten ve bar›fl› kuracak olan iflçi s›n›f›n›n zincirlerini ve prangalar›n› k›rmakt›r.
ölümsüz flehidimiz yoldafl Elwan
da bulunuyordu. Yüksek akademik
baflar›lar›na karfl›n, o proleter insan›n bir örne¤i olarak durdu, bu
nedenle de habis güçler kendi s›radan i¤renç yöntemlerini kullanarak
onu katlettiler. Kalbi art›k çarpm›yor ama devrimin kalbi, Elwan’›n,
yolunu izleyen yoldafllar›na b›rakt›¤› devrimci miras olan ölümsüz tarihiyle birlikte atmaya devam ediyor.
Burjuvaziden, yerel ve uluslararas› kapitalizmden, bu s›n›f köleli¤inden kurtulman›n ve özgürleflmenin yolu, iflçi s›n›f›m›z› ve köylülerimizi emperyalist kapitalizmin
insan› aç›kça kölelefltiren adaletsizli¤i karfl›s›nda e¤itmek için verilen entelektüel mücadele oldu¤u
kadar, onlar›, dolayl› ya da dolays›z
flekilde Anglo-Amerikan iflgalinin
yan›nda olan gerek sekter ba¤nazlar, milliyetçiler, afliret liderleri,
Baasç›lar, siyasi ‹slamc›lar konusunda, gerekse –daha tehlikelisi–
burjuvazinin ve Amerikal›lar›n ajan› gibi davranan oportünist revizyonist solcular konusunda ve iflgalle birlikte ortaya ç›kan Irakl› kuklalar›n adaletsizli¤i hakk›nda bilinçlendirmektir. Daha önce Saddam’›n faflist Baasç› rejimiyle birlikte çal›flan bu ayn› sol, flimdi iflgal güçleriyle birlikte çal›flmaktad›r.
Ölümsüz kahraman flehit yoldafl›m›z Cangöz (‹brahim
Ali), öncü bir kadro, kahrolas›
sekterli¤in, Nazi milliyetçili¤inin ve
etnik çat›flmalar›n karfl›s›nda cesaretle duran bir proleter entelektüeldi. [O], Irak’›n ve dünyan›n di¤er
yerlerinin emperyalist iflgaline karfl› ç›kan biri olarak, s›n›f mücadelesinin meflalesini iflçilerin üzerine
tuttu. Ta ki ö¤retim görevlisi oldu¤u ifline son verilinceye kadar. Ve
nihayetinde kol iflçileriyle birlikte
çal›flmaya gönderildi. Yoldafl›m›z,
Maoist K›z›l Y›ld›zlar Cephesi’nin mühim bir üyesiydi. B›rakt›¤›
boflluk, bilhassa bu istisnai koflullar
alt›nda, asla doldurulamayacak bir
yoldaflt›.
Bir baflka flehit yoldafl›m›z, silahl› proleter devrimin k›v›lc›m›na
ba¤l› kalan, IDMÖ’nün kuruluflunda yer alan siyasi kadrolardan olan
proleter yoldafl Ebu Aflhar’d›.
S›n›f bilincini yaymaya çal›flman›n ötesinde, iflçiler, köylüler, iflsizler, ö¤renciler, kad›nlar, sendikalar, iflçi örgütleri aras›ndaki
müttefiklerimizi ve devrimci entelektüelleri de kapsayan Halk Savafl› ise hareketimizin kendi silahl› kanad› ile sürmektedir.
Örgütümüz önderlik düzeyinde oldu¤u kadar, entelektüel faaliyet düzeyinde de önde ç›kan pek
çok öncü devrimci kadrosunu,
pek çok gerillas›n› kaybetti. Ek
Görevler Kurulu’nun bir üyesi
olan yoldafl Fahad da bunlar aras›nda idi. Anglo-Amerikan güçleri,
Mossad uzmanlar› ve çeteleri taraf›ndan desteklenen Caferi ve Maliki’nin çürümüfl, cani, faflist, ›rkç›
çeteleri öncü yoldafl›m›z› katlettiler.
Hareketimiz, geçmiflte de Mezopotamya’da varl›¤›n› sürdürmüfl,
iflgalcilere, onlar›n kuklalar›na ve
Mossad’›n, Amerika’n›n, ‹ran’›n
kuklas› olan paral› polislere, askerlere ve onlar›n güvenlik ayg›tlar›na,
cani sekter militanlara karfl› gururlu ve kahramanca bir mücadele
yürütmüfltür. Irak vatanseverli¤i
ruhunun, Irak devrimci komünist
hareketinin, Irak iflçi s›n›f›n›n ve
Irak köylülerinin flehitleri olarak
onurlu ve gururlu bir biçimde can
veren en onurlu ve en muzaffer
yoldafllar›m›z›, adalet ve refah, ulusal, ekonomik, sosyal ve kültürel
ba¤›ms›zl›k, Irak kad›nlar›n›n toplumdaki adaletsizlik ve eflitsizlikten
kurtar›lmas› prensipleri ve istekleri do¤rultusunda kurban verdik.
Devrimci Maoist örgütümüz en iyi
kadrolar›n›, ölümsüz kahramanlar›n› feda etti; aralar›nda önderimiz,
devrimci komünist entelektüel,
Maoist Devrimci K›z›l Y›ld›zlar (DKY) cephesinden kahraman yoldafllar›m›z, iflgalcilere ve
kukla rejiminin ayg›tlar›na karfl›
(ordu, polis, güvenlik güçleri) birtak›m askeri operasyonlar yapt›.
Bunlar›n aras›nda 26 Ekim 2005
Spartaküs Operasyonu (kölelerin özgürlük ayaklanmas›) ve 2
Mart 2006’daki Ekmek ve Bar›fl
Operasyonu var. 18 Mart
2006’da Samara’da üniversite ö¤rencisi yoldafl›m›z Newroz (Rezgar Muhammet) kar›s› ile birlikte karfl›dan karfl›ya geçerken tutukland›. Ulusal muhaf›zlar “pesh
pesh marga”n›n [pesh marga: peflmerge-ç.n] domuzlar›, Bader’in
kurtlar› ve ‹ran gizli servisinin kal›nt›lar›ndan oluflan faflist cephe taraf›ndan zalim iflkencelere maruz
b›rak›ld›. fian fleref seninle olsun
kahraman flehit yoldafl Rezgar
Muhammed.
Mart’›n 19’unda iflçi yoldafl
Ahwar tutukland› ve ayn› zalim
iflkenceleri gördü. O da yoldafl
Rezgar gibi kahramanca bu kirli ve
korkak iflkencelerin karfl›s›nda dayand›. Rezgar’la ayn› gün 20 Mart
2006’da yoldafl Ahwar flehit oldu. IDMÖ, kad›nlar›, iflçileri, ö¤rencileri, köylüleri, sendikalar›, iflçi
örgütlerini ve entelektüelleri temsil ediyor. Faflist-Nazi ajanlar›n›n
insanl›k karfl›t› politikalar› ve flu
anki politik durumun gerekleri yüzünden yeralt›nda faaliyet yürütüyoruz.
Devrimci komünist ilkelerimizi
destekleyen politik faaliyetlerimizin devam›n› sa¤lamak, ayn› zamanda askeri kanad›m›z› güçlendirmek, korumak, yoldafllar›m›z›n
DKY’yi geniflletmesine zemin haz›rlamak, ölümsüz kahramanlar›m›z›n cephesini, bölgesel, ulusal ve
uluslararas› alanda tan›n›r hale getirmek için tamamen gizli olarak
çal›flt›¤›m›z› beyan ediyoruz.
Örgütümüz yeralt›nda olmas›-
Marksizm-Leninizm-Maoizm anlay›fl›n› ve Irak’›n içinde bulundu¤u
istisnai durumu kavray›fl›n›, s›n›f
mücadelesine iliflkin görüfllerini ve
s›n›f sömürüsünden, emperyalist
iflgalden kurtulmakta hangi s›n›flar›n ç›kar› oldu¤una hangilerinin olmad›¤›na iliflkin çal›flma ve çözümlemelerini selaml›yoruz. Bu analizlere göre Irak Maoist hareketinin
stratejik slogan›n› berraklaflt›rm›flt›r. Lenin’in çok do¤ru olarak söyledi¤i gibi: “Tarih boyunca egemen
olmak isteyen s›n›f›n bir lidere ihtiyac› olmufltur. Öncü grup bir hareket
organize etmeye ve ona yol göstermeye muktedirdir.” Lenin flöyle ekler: “Etkili ve deneyimli parti liderleri
zorlukla ve yavaflça belirir. Bu olmadan proletarya diktatörlü¤ü bofl laftan baflka bir fley de¤ildir.” Böylelikle Marksist-Leninistler gördü ki
devrimci parti, proletaryan›n gerçek bir ö¤esi, gerçek bir üyesidir.
Böyle bir parti lider ile parti aras›ndaki, yine halk ve s›n›flar aras›ndaki sorunlar› merkezi demokrasinin ilkelerine göre çözmelidir.
Parti, devrimin günlük pratikleri ile
Marksizm-Leninizm-Maoizm’in evrensel ilkelerini bir arada tutacak
deneyimli liderlerden oluflacak bir
çekirdek kadroya sahip olmal›d›r.
Bu liderler s›n›f mücadelesinin
içinden ya da halk›n devrimci mücadelesinin içinden ç›karlar ve ister merkez ister yerel komiteye
üye olsunlar, kitleye kanlar› ve bedenleri ile ba¤l›d›rlar. Liderler kitleyi somut olarak ifade eder ve
düflüncelerini eyleme koyabilir. Liderler kitlenin gerçek temsilcileridir. Bu konuda Çin Komünist Partisi’nin, tarih içinde kitle ve bireyin
rolünü, parti-lider, s›n›f-kitle iliflkilerini belirlemek konusunda Marksist-Leninist teori uyar›nca alt›n›
dedildi. Bütün bu uygulamalara
ra¤men Irak’›n içinde bulundu¤u
durum göz önüne al›nd›¤›nda tüm
hukuksuzluklar› a盤a vurman›n,
teflhir etmenin uygun bir hareket
olmayaca¤›na, devrimci komünist
mücadeleye bir yarar getirmeyece¤ine karar vermifltik. Burada
IMLDO’daki yoldafllara aç›kça sald›rmak istemiyoruz. Mücadelenin
zeminini vurgulamak istiyoruz.
Biz burada Mezopotamya
topra¤›nday›z, internet sayfalar›nda de¤il. Gerçekli¤i buradaki zeminde alg›l›yoruz, TV kanallar›nda, web sitelerinde, Avrupa’da
yaflam›yoruz. Anavatan›m›zda partizanlar, yoldafllar, proletarya olmadan devrim hayalleri kurmuyoruz. Devrimci Marksist-Leninist
analiz, diyalektik analiz olmadan bu
bir hayal olurdu. Maoist proleter
halk savafl›n›n silahl› mücadele kanad›n› yürüten DKY’yi kuran yoldafllar, devrimci mücadeleyi geniflletmek ve gelifltirmek, ayn› zamanda tüm alanlarda örgütsel metotlar›n› yükseltmek ve devrimi gerçeklefltirmek için öznel kabiliyetlerini gelifltiriyor, tüm alanlarda örgütsel yöntemlerimizi daha yüksek
bir düzeye tafl›mak için silahlar›
omuzlar›nda durmadan çal›fl›yorlar. IDMÖ’nun örgütlü bir çekirdek ile, Ortado¤u’daki ilk Maoist
proleter halk devriminin k›v›lc›m›
ve Ortado¤u’daki hareketlerin öncü kolu olmas› itibariyle gereken
tüm sorumluluklar› üstlenmesi ve
mücadele/çat›flma anlam›nda ne
gerekiyorsa yapmas› gerekir.
K›v›lc›mlar›m›z›n Ortado¤u’ya
ve dünyaya s›çrad›¤›n› fark ettik.
Hareketimiz do¤unun önderli¤inde devrimci Marksist-Leninist-Maoist ba¤l›l›¤›n bir örne¤i olabilir.
Politik kadrolar›m›z ve K›z›l Y›ld›z-
y›kacak. Mücadelemize prensiplerimize ba¤l› olarak devam edece¤iz. fiehitlerimizin öcünü alacak ve
zorluklara dayanman›n garantisi
olarak onlar›n devrimci miras›n›
gerçeklefltirece¤iz. Yoldafl Hamorabi’yi örgütün ve silahl› kanad›n›n
kuruluflundaki devrimci proleter
öncü rolü için tüm kalbimizle selaml›yoruz.
Yaflas›n Marksizm-Leninizm-Stalinizm-Maoizm!
Yaflas›n Irak ve enternasyonal
Maoist hareketi!
Yaflas›n Irak iflçileri ve köylüleri!
Yaflas›n silahl› Maoist enternasyonal devrimci proleter halk hareketi!
fian ve fleref Irak Devrimci
Maoist Örgütü’nün ölümsüz
flehitleriyle olsun!
Nepal, Filipinler, Hindistan,
Kolombiya, ‹ran, Türkiye ve Peru’daki silahl› halk hareketlerine
selam olsun!
Fas, Suriye, Lübnan ve
Arap Körfezi’ndeki Maoist
komünistlere selam olsun!
Yaflas›n Irak Maoist proleter
halk savafl›!
Yaflas›n siyonist ‹srail ve
Amerikan iflgalcilerine karfl›
savaflan Lübnan ulusal direnifli!
Yaflas›n Filistin halk›n›n ‹srail’in
barbarca ve canice sald›r›lar›na
karfl› direnifli!
Irak Devrimci Maoist Örgütü
Siyasi Büro
K›z›l Y›ld›zlar Cephesi
[Kaynak: Maoist Resistance
Çev: Solun Do¤usu, ‹ngilizce]
“Faflist komplolar› parçalayan devrimci okullar›m›z
yar›n kana susam›fl barbar düzeni y›kacak!”
na ra¤men, Irak Marksist Leninist Devrimci Oluflumu (IMLDO) [Marksist-Leninist çizgide
birden çok örgütün bir araya gelerek oluflturdu¤u koalisyoner bir
oluflum oldu¤u düflünülmektedirçn.] geçmiflte oldu¤u gibi flimdi de
inisiyatif gelifltirerek bilgi ve medya düzeyinde koordinasyon teklif
etti. Ne yaz›k ki IMLDO bu koordinasyonu, K›z›l Y›ld›zlar Cephe’sinin kurulmas›na katk›da bulunmufl,
bilinçli yoldafllar›m›z›n mücadelesi
pahas›na sömürdü. Burada yoldafl
Hamorabi’yi selamlamam›z gerekir. Onun Marksist-Leninist silahl›
stratejiyi kucaklayan kahraman
devrimci öncü rolü bu uzun yürüyüflte ölümsüz flehitlerimiz taraf›ndan takip edildi. Onun mükemmel
çizdi¤i vurgular ve bu iliflkilerde iflletti¤i merkezi demokrasinin ilkeleri önemlidir.
fiehit yoldafllar›m›z kapitalist
yerli-yabanc› düflmanlar› yenmek
için kitle içinde politik-pratik-teorik olarak silahl› mücadeleyi benimseyerek mücadele etmeyi
planlam›flt›. Psiko-teknoloji stratejisi, s›n›f›n düflmanlar›n› medyay›
kullanarak zay›flatmaya dayan›yordu. Ama Irak Marksist-Leninist
Devrimci Oluflumu (IMLDO) kendi isteklerini bizim kararlar›m›zm›fl
gibi yans›tmaya çal›flt›. Onlar›n
web sitelerinde yay›nlanan ve IDMÖ’nun yazd›¤› birçok makalede
bize dan›flmadan de¤iflikli¤e gittiler. Buna ek olarak verdi¤imiz birçok makale gerekçesiz olarak red-
lar›n önderli¤i ilk Irak Maoist
silahl› proleter
halk devriminin
yolunu açarken
güvenilirliklerini
kan›tlad›.
Sesimiz ve mücadelemiz, kadrolar›m›z› ve
hareketi y›kmak için planlad›klar› kirli faflist komplolar›n› aç›klayan Nazi AngloAmerikan hükümeti olan Caferi ve Maliki’nin dikkatini çekiyor. Buna ra¤men hareketimiz
büyüyor ve güçleniyor. Faflist
komplolar› parçalayan
devrimci
okullar›m›z yar›n kana susam›fl
barbar düzeni
İşçi-köylü 11
14-27 Aralık 2007
Kavga okulu
“Ölüler insanlarla yal›n ve aç›k konuflfluurlar”
“Ölüler insanlarla yal›n ve
aç›k konuflurlar” böyle diyordu
Nikolay Ostrovski F›rt›na Çocuklar› roman›nda. fiehitlerimiz de
kufland›klar› feda ruhuyla en dolays›z, en net mesaj› verir biz geride
kalanlara.
Onuru, erdemi ve eme¤i dünyam›za hakim k›lma çabas›nda olan,
özgür gelecek mücadelesinin temel
tafllar›n› döfleyen, bize ilkeli, namuslu yaflamay› ö¤reten flehitlerimiz en
amans›z f›rt›nalarda bile k›r›lmayan
umut ve inançlar›yla bize örnek olmaktad›r. Onlar hayat› yaratanlar›n
hakl› davalar›na gösterdikleri ba¤l›l›¤›n bedelini canlar›yla ödeyenlerdir.
Proletaryan›n sömürüsüz ve s›n›rs›z
aflk›na leke sürmemek ve insanl›¤›
insanl›ktan ç›km›fl haydutlar›n sisteminden kurtarmak için bedenlerini
yeni demokratik dünyan›n temellerinde harç etmifllerdir.
Onlar flairin söylemiyle aflklar›n
külüdür ve kendilerini küllerinden
yeniden yarat›rlar. Madem ki onlar
bu batakl›k sistemde bo¤ulmamak
için tutundu¤umuz dal ve özgürlükler dünyas›na ulaflmam›zda köprü ifllevi görüyorlar, o zaman onlar› büyük bir tutkuyla sahiplenmektir görevimiz.
fiehitlerimizi sahiplenmek
fie
günün görevlerini yerine
getirmektir
13 Aral›k 1980 tarihi size neyi
hat›rlat›yor? E¤er belleklerimizin
üzerindeki tozu biraz silkelersek 17
yafl›ndaki bir gencin, Erdal Eren’in
ince, narin boynuna darbeci generallerin emriyle ya¤l› ilme¤in geçirildi¤i tarih oldu¤unu hat›rlar›z 13
Aral›k 1980’in. Erdal Eren’in idam›
genifl kitleler üzerinde estirilen bask› ve terör dalgas›n›n somut bir ifadesiydi. Darbecilerin demokrasi ve
özgürlük mücadelesi hakk›ndaki karar›, Erdal Eren’e giydirilen idam
gömle¤i olmufltu.
7 Ekim 2007… Peki bu tarih
neyi hat›rlat›yor size? ‹stanbul’un
Yenibosna semtinde Yürüyüfl dergisi da¤›tarak “yasa d›fl›” bir ifl yapt›¤›
gerekçesiyle polis kurflunuyla vuruldu 17 yafl›ndaki Ferhat Gerçek. Ve
O art›k yürüyemeyecek. Dün 17 yafl›ndaki Erdal Eren’i asanlar bugün
17 yafl›ndaki Ferhat Gerçek’leri tekerlekli sandalyeye mahkum ediyor.
Geçmiflten günümüze faflizm dur
durak bilmeden görevini yerine getirmeye devam ediyor.
Son zamanlarda h›zla artan, giderek yayg›nl›k kazanan ›rkç›-floven-faflist sald›r›larla, Türk milliyetçili¤iyle
çeflitli milliyetlerden emekçilerin bilinçleri ve düflünsel dünyalar› zehirlenmek, Kürt ve Türk halk› aras›nda
kal›n çitler örülmeye çal›fl›lmak isteniyor faflist sistem taraf›ndan.
“Türkiye’de Zo diyenleri temizledik. Lo diyenlerin köklerini de ben temizleyece¤im” diyen Sakall› Nurettin Pafla’lardan
devral›nan ›rkç›-floven düflüncenin
mirasç›lar› bugün de ayn› anlay›flla
uygulamaya devam ediyorlar zulüm
politikalar›n›.
Öldüren kimlik
Faflizm için bugün kimli¤imiz bile
ölüm nedeni olabiliyor. Parkta otururken, sokakta dolafl›rken bir polis
gelip “rutin kontrol” gere¤i kimli¤inizi sorabilir. E¤er do¤um yerinizde
Diyarbak›r, Van, Siirt gibi “belal›”
bir flehir yaz›yorsa, gö¤sünüze ye¤diniz tekme sonucu yaflam›n›z› yitirebilirsiniz. T›pk› göç ma¤duru Feyzullah Ete gibi. Ya da Kürt olman›z
çal›flt›¤›n›z okulun müdüründen dayak yemenize ve karn›n›zdaki çocu¤unuzu düflürmenize sebep olabilir.
Kolay günlerden geçmiyor co¤rafyam›z. Nurettin Pafla’lardan 12
Eylüllere, 12 Eylüllerden günümüze
kadar faflizm artan sald›r›lar›yla devam ediyor halklar›n üzerinde bask›
Ali Y›lmaz: 1956 Bingöl do¤umlu Ali
Y›lmaz, birçok askeri eyleme kat›lm›fl, ‹brahim Kaypakkaya’n›n katledilmesinde büyük rol oynayan S›k›yönetim Savc›s› Yaflar
De¤erli’nin cezaland›r›lmas›nda görev alm›flt›r. Proletarya Partisi üyesi T‹KKO ‹stanbul bölgesi gerilla komutan› olarak faaliyet
yürüten Y›lmaz, 30 Kas›m 1978’de kendi
imal etti¤i bomban›n patlamas› üzerine yaralanarak düflman eline geçti. Yaral› olarak iflkenceye al›nan Y›lmaz, halka ve devrime
Kazanma bilinciyle pratikte
yo¤unlaflmal›y›z!
Bugün aç›s›ndan soruna bakt›¤›m›zda, her fleyden önce s›n›f savafl›m›nda böylesi zorlu süreçlerin yafland›¤› tarihsel bilincine sahip olunmal›d›r. Yaln›z bu bilince sahip olmak de-
unsuru olmaya. Bugün, geçmiflte oldu¤u gibi kendilerine yönelik sayg›da kusur edenler hala faflizmin hedefinde.
Faflizmin artan sald›r›lar›yla içinden geçti¤imiz zorlu süreç hiç flüphe yok ki ancak devrimci bir militanl›kla afl›labilir. fiehitlerimiz yaflam
pratikleriyle bize bunu ö¤retiyorlar.
T›pk› ‹brahim Kaypakkaya’n›n katledilmesinde rol oynayan S›k›yönetim
Savc›s› Yaflar De¤erli’nin cezaland›r›lmas›nda görev alan Ali Y›lmaz
gibi, ser verip s›r vermeme gelene¤inin devamc›s› olan ‹brahim
K›r’›n iflkencede düflmana kök söktürmesi gibi. Onlar günün görevlerini yerine getirmek için kendilerini
tereddütsüzce adad›lar devrim mü-
cadelesine.
Bugün de ihtiyaç duyulan
fley, iflin mutfa¤›nda yer alacak
kurucu ve rotas›n› önderleflmeye çeviren, günün ihtiyaçlar›na
yan›t olabilecek militanlaflan
devrimcilerdir. Faflizmin artan
sald›r›lar›na karfl› ancak militan bir
duruflla karfl› koyabiliriz. Öyleyse
ilk sormam›z gereken soru militanl›¤›n ne oldu¤udur.
Özlemini çekti¤imiz s›n›rs›z, s›n›fs›z, sömürüsüz bir dünyan›n kap›lar›n› aralamak için gereken her
fleyi yapmakt›r militanl›k.
Devrimci örgütlü yaflam›m›z›n
ve varoluflumuzun her bir kesitinde,
u¤raflt›¤›m›z her iflte, düflündü¤ümüz her fleyde, devrimci dönüfltür-
Pratik çal›flflm
mam›zda
yaflfla
ad›¤›m›z t›kan›klar›
aflflm
mak için reçetemiz; poli tik çal›flflm
ma
E¤er günün ihtiyac›, faflizmin artan sald›r›lar›yla, kitlelerde oluflan
hoflnutsuzlu¤u örgütlü güce dönüfltürecek militanlarsa, yap›lmas› gereken baflar›l› bir pratik için hayata geçecek do¤ru politikalar›n üretilmesidir.
Kendimizi gelifltirme ve düflünsel
ufkumuzu geniflletmeyi, t›pk› eyleme
gider veya herhangi baflka bir örgütsel faaliyeti yapar gibi, bir örgüt faaliyeti olarak alg›lamal›y›z. Okuman›n, kendimizi gelifltirmenin asl›nda
örgütü ve örgütsel faaliyeti gelifltirmek oldu¤unu bilmeliyiz. Kendimizi
gelifltirmedi¤imizde örgütü de gelifltirmemifl oldu¤umuzu, düflünsel
tembellik yapt›¤›m›zda, örgütün de
Aral›k ay›nda flfleehit düflfleen Proletarya Partisi militanlar›...
Pusula
Yeni kadro ve militanlar›n asgari
düzeyde görev ve sorumluluklar›n›
yerine getirmek için, geliflme dinami¤ine ve potansiyeline sahip olmalar› gerekir. Ayn› zamanda iddia ve
istemlerinde dürüst, Proletarya Partisi’ne karfl› da aç›k ve samimi olmal›d›rlar. Sahip olunan iyi meziyetlerin, parti çal›flmas›na her bak›mdan
olumlu katk›lar sunaca¤› muhakkakt›r. Bu niteliklere sahip ileri militan ve kadrolar›n say›sal bilefliminin artmas›n›n, günümüz sorunlar›n› çözme bak›m›ndan ortaya daha avantajl› imkanlar sunaca¤› kesindir. Kesin olan di¤er
bir fley ise; bu nitelikte militanlar›n
yarat›lmas›n›n öncelikli bir görev oldu¤udur. S›n›f düflmanlar›na karfl› her
bak›mdan uzlaflmaz, halka karfl› hoflgörülü ve parti içi sorunlar›n çözümünde yap›c› olan faaliyetçilerin nicel
anlamdaki art›fl›, tüm dezavantajlara
ra¤men s›n›f savafl›m›n›n kararl›ca yürütülmesinin teminat›d›r.
me, geliflme, irade, olaylar›n ve olgular›n görünen yönlerinin üzerine
ç›kma, kendili¤inden bilincin s›n›rland›r›c› etkisinden kurtulma, devrimci teori ve devrimci prati¤in iç
içe geçirilmesi, yüksek bir örgütlü
yaflam disiplini ve enerjisidir militanl›k. Kitle çal›flmas›nda militanl›k, yoldafl iliflkilerinde militanl›k,
teorinin ve politikalar›n gelifltirilmesinde militanl›k…
Günün görevlerini yerine getirmek, görevini hiçbir fedakarl›ktan
ve zorluktan kaçmayarak eksiksiz ve
lay›k›yla yapmakt›r militanl›k. fiehitlerimize lay›k olup olmad›¤›m›z›
belirleyecek olan iflte tam da budur.
Yani prati¤imiz.
¤il, ayn› zamanda da böylesi dönemlerde partiler içinde yaflanan sorunlar
ve bu sorunlar›n nas›l afl›larak ilerlendi¤i tarihsel tecrübeyi de özümsemek gerekir. Örne¤in; Rusya’daki
1905 devrim yenilgisinde artan geçici
yol arkadafllar›n›n varl›¤›, ayd›n ve küçük burjuva unsurlar›n içine düfltükleri karamsar ruh halleri sonucu h›zla saflar› terk etmeleri ve giderek
bunlar›n bir k›sm›n›n karfl› devrim
saflar›na geçmeleri vb. dikkat edilirse,
tüm bu küçük burjuva ayd›n unsurlar,
devrimin yükselifl dönemlerinde yarat›lan coflku ve heyecandan etkilenerek sürece kat›lm›fllard›r. Ama ideolojik anlamda gereken dönüflümü
sa¤layamamalar›ndan dolay›, devrim
coflkusunun geriye çekilmesi dönemindeki çetin koflullar› gö¤üsleme
iradesini ortaya koymada baflar›l› olam›yorlar.
Devrimci hareketin yak›n tarihine
bakt›¤›m›zda, tam da Rusya’da yaflanan y›k›ma benzer bir y›k›m›n yafland›¤› gerçe¤ini görebiliyoruz. Gereken
ideolojik donan›ma sahip olmayan
küçük burjuva unsurlar›n zorluklar
karfl›s›nda nas›l y›k›m yaflad›klar›n›,
ezilenlerin kurtulufl kavgas›ndan çok,
olan inanc›yla iflkencecilere kök söktürdü.
24 Aral›k 1978 katledilerek flehit düfltü.
Mustafa fiiflman: Aslen Sivasl› olan
Mustafa fiiflman, Proletarya Partisi’nin 24
Aral›k 1978’de yürüttü¤ü “MHP, ÜGD
kapat›ls›n, M‹T Kontrgerilla da¤›t›ls›n” adl› kampanyan›n afifllerini ast›¤› s›rada
Topkap› Mithatpafla’da, fabrika bekçisi bir
gericinin açt›¤› atefl sonucu katledildi.
Ali Kepez: Elbistan do¤umlu olan Kepez, Proletarya Partisi’nin düflünceleriyle ‹s-
kendi bireysel kurtulufllar›n›n derdine düfltüklerini izlemek mümkündür.
Evet bu bir gerçek. Ama gerçek olan
di¤er bir fley de; tarihin s›n›f mücadeleleri tarihi oldu¤u ve dolay›s›yla tüm
zorluklara, geçici yol arkadafllar›n›n
varl›klar›na, yaflanan ihanet ve yenilgilere ra¤men s›n›f mücadelesinin sürece¤i ve süren bu savafla kan ve can
verecek ezilenlerin onurlu evlatlar›n›n asla tükenmeyece¤idir. Bu gerçe¤i iyi kavramal›y›z. Tarihin çark›n› ileriye döndürenler oldu¤u gibi; bunun
önünde engel olanlar›n ve ayn› zamanda tarihin bu ileriye do¤ru at›lan
hamlesine emek vermekte yorulan,
yorgun düflen bireylerin, gruplar›n
olabilece¤i gerçe¤i s›n›f savafl›m›n›n
yasalar›na ayk›r› de¤il, uygundur.
Bu konulardaki niteliksel düzeyde
ileri bir konumda olmak, sürecin zorluklar› karfl›s›nda pani¤e ve karamsarl›¤a kap›lmadan kararl› bir flekilde
partiye ve halka hizmet etmek için
tereddütsüzce çal›flmakt›r. Daha da
önemlisi, devrim rotas›n›, Parti çizgisini bulan›klaflt›rmaya, dejenere etmeye çal›flan küçük burjuva karars›z
unsurlara karfl› ideolojik olarak ilkeli
ve kararl› bir tarzda mücadele etme
silah›n› elde b›rakmamakt›r. Tüm bu
pratik hamleler ve çabalar s›n›f mücadelesinin prati¤inden ba¤›ms›z olarak
ele al›namaz. Di¤er bir ifadeyle; söylemlerimizin anlam ve de¤er kazanmas›, yani okun hedefe gitmesi için,
pratikte savaflç› ve militan bir tutum
tanbul’da tan›flt›. Ümraniye gecekondu yap›m›nda çal›flt›. 23 Aral›k 1979 tarihinde kald›¤› evde ç›kan yang›nda yaraland›. Ali Kepez, kald›r›ld›¤› hastanede yaflam›n› yitirdi.
‹brahim K›r: Dersim Ovac›k do¤umlu
olan ‹brahim K›r, Proletarya Partisi ile ‹stanbul Kazl›çeflme’de 1975 y›l›nda iflçilik yapt›¤›
s›rada tan›flt›. ‹flçiler aras›nda örgütlenme faaliyeti yürüttü. Aral›k 1980’de faaliyetlerinden dolay› gözalt›na al›nd›. Günlerce süren
a¤›r iflkencelerden sonra ‹brahim K›r’dan
izlememiz gerekir. Özellikle tasfiyecili¤in artt›¤›, devrim düflüncesinin sistem içi reformlara feda edilmeye çal›fl›ld›¤› süreçlerde, devrimin kaç›n›lmazl›¤›n› hayk›rarak bu u¤urda her
türlü özveride ve fedakarl›kta bulunmak tarihsel bir görevdir. Bu görevden kaç›lmaz.
Bugün dünyada bu görevi
omuzlar›nda tafl›yanlar›n say›s›
az olabilir. Bu onlar›n, hakl› ve
meflru olmad›klar› anlam›na
gelmez. Ve daha da önemlisi, emperyalist-kapitalist sistemin ve dünya
gericili¤inin, ezilenlere dönük yürüttükleri sömürü ve zulüm politikalar›,
bir hoflnutsuzlar ordusu yaratarak
kitleleri yeni aray›fllara do¤ru yöneltmektedir. ‹flte tüm sorun, yerinde ve
zaman›nda do¤ru taktik ve pratik
hamlede bu orduyla buluflma noktas›nda dü¤ümleniyor. Bu buluflma enternasyonal bir bilinci gerektiriyor.
Bu buluflma, her türlü kuflatmaya teslim olmamay›, kitlelere dayanmay›,
onlar›n gücüne inanmay› zorunlu k›l›yor. E¤er kendimizi bu silahlarla donat›rsak hiçbir sald›r›, hiçbir zorluk
kazanma ve direnme gücümüzü teslim alamaz. Daha önce de yay›nlar›m›za yans›tt›¤›m›z flu bak›fl aç›s›ndan
ö¤renmeliyiz.
‘Tarih bize gösteriyor ki, bütün
devrimcilerin –tabii burjuva devrimcilerinin de- devrimci olmalar›n›n
bafll›ca nedeni; düflman› küçümsemeye, mücadele etmeye ve zafer kazan-
asl›nda o çal›flma alan›nda tembellik
yap›yor oldu¤unu görmeliyiz. Bu durum günün pratik ihtiyaçlar›na yan›t
olmam›z›n önünde önemli bir engeldir. Öyleyse militanl›k, günün ihtiyaçlar› için her türlü ideolojik-politik donan›ma sahip olmakt›r.
Düflenlerimizin hesab›n› sormak,
u¤runa flehit düfltükleri davay› gelifltirip büyütece¤imize sözümüdür
prati¤imiz. Onlar ki eflitli¤in, özgürlü¤ün hakim oldu¤u bir dünya için
bedel ödemekten çekinmediler.
Da¤ bafllar›nda son mermisine kadar çat›fl›rken, dara¤açlar›nda cellatlar›n surat›na özgürlük slogan› hayk›r›rken, zindanlarda, iflkencelerde
ser verip s›r vermeyerek, faflizmin
yüzü gibi karanl›k dehlizlerde “kaybedilirken” yaflamaya devam edeceklerini çok iyi biliyorlard›. Ölerek yaflamak ve yaflatmak onlara özgüydü çünkü. Ölen sadece
bedenleriydi. U¤runa flehit düfltükleri düflüncenin tohumlar› boy vermeye devam ediyor.
‹flkencecilerin, üniformal› katillerin, sivil faflistlerin dokunulmazl›¤›
karfl›s›nda defalarca kez çektik isyan
bayraklar›m›z›. Bu yüzden “vatan
haini”, “bölücü”, “terörist” yaftalar›yla onurland›r›ld›k. Çünkü örtbas
edilmek istenen zulüm karfl›s›nda
sessiz kalmad› vicdanlar›m›z. Vicdan›
sessiz kalanlar› da anlamakta zorland›k.
‹flte bu yüzdendir ki devrimin s›ra neferleri bu haks›zl›k ortadan kald›r›lana kadar yaflayarak ya da ölerek bu kavgay› sürdürüyorlar/sürdürecekler.
hiçbir fley alamayaca¤›n› anlayan iflkenceci
katiller çareyi O’nu katletmekte buldular.
Sedat Özkarada¤: Urfa Siverek do¤umlu olan Sedat Özkarada¤ Mersin’de Proletarya Partisi saflar›nda mücadele ederken
tutsak düflmüfltü. Sedat Özkarada¤, 27 Aral›k 1980’de iflkencede katledildi. Adana Kiremithane’deki hapishanede merdivenlerin
her iki taraf›na dizilmifl askerlerin dipçik darbeleri alt›nda kararl›l›¤›n›, devrime olan inanc›n›, Partisine olan ba¤l›l›¤›n› asla yitirmedi.
Abdurrahman Meral: Proletarya Partisi taraftar› olan Abdurrahman Meral, Aral›k 1993’te ‹stanbul’da yakaland›¤› kanser
hastal›¤›na yenik düfltü.
maya cesaret etmeleridir. Düflmandan korkanlar, mücadeleye cesaret
edemeyenler, zafer kazanmaya cesaret edemeyenler ancak ödleklerdir;
onlar ancak reformist ya da teslimiyetçi olabilirler; ama asla devrimci
olamazlar.
Tarihi aç›dan bak›ld›¤›nda, bütün
devrimciler gericileri küçümsemek,
gerici egemen s›n›flar› küçümsemek,
düflman› küçümsemek cesaretini
göstermifllerdir. Çünkü, halka yeni
bir tarihi görev yükleyen o zaman›n
tarihi flartlar› alt›nda, eski sistemi yeni bir sistemle de¤ifltirme zorunlulu¤unu görmüfllerdir. De¤iflim, gerekli
oldu¤u zaman, karfl› konulmaz bir hale gelir, ve istensin ya da istenmesin
ergeç ortaya ç›kar. Marx flöyle der:
“‹nsanlar›n varl›klar›n› belirleyen bilinçleri de¤il, tersine bilinçlerini belirleyen sosyal varl›klar›d›r.” Sosyal de¤iflme zorunlulu¤u insanlarda devrimci bilinci ortaya ç›kar›r. Tarihi
flartlar bir de¤iflimi zorunlu hale getirmedikçe, hiç kimse ne kadar çabalarsa çabalas›n, keyfi olarak devrim
görevi üstlenemez ya da devrim yapamaz. Ama tarihi flartlar bir de¤iflimi
zorunlu hale getirdi¤i zaman, gerici
egemen s›n›flara karfl› ç›kmak cesaretini gösteren ve bu s›n›flar› ka¤›ttan
kaplanlar olarak görme cesaretini
gösteren devrimciler ve halk›n öncü
savaflç›lar› ortaya ç›kar. Bu devrimciler, yapt›klar› her iflten daima halk›n
moral gücünü yükseltir ve düflman›n
gururunu k›rarlar. Bu, tarihi bir zorunluluktur; bu, sosyal devrimin kaç›n›lmazl›¤›d›r. Devrimin ne zaman patlak verece¤i ya da patlak verdikten
sonra k›sa sürede baflar›ya ulafl›p
ulaflmayaca¤›, birçok ciddi güçlüklerle, tersliklerle ve hatta yenilgilerle
karfl›lafl›p karfl›laflmayaca¤› vb. –bütün bu sorular, çeflitli özgül tarihi unsurlara ba¤l›d›r. Ama, devrim s›ras›nda ciddi güçlüklerle, tersliklerle ve
yenilgilerle karfl›laflsalar bile, bütün
gerçek devrimciler, yine de düflman›
küçümseme cesaretini gösterirler ve
devrimin zaferine olan inançlar›n› yitirmezler.’ (Leninizm ve Modern
Revizyonizm. s. 157)
Evet, koflullar nas›l olursa olsun
kazanma bilincini asla yitirmemek.
Düflman›n gücünün, bizim güçsüzlü¤ümüzden, yani tarihin yarat›c›s› olan
kitlelerle buluflmamam›zdan ve siyasal iktidar yürüyüflüne yöneltemememizden kaynakland›¤›n› görmektir.
Bu konuda at›lacak her olumlu ad›m›n, yaln›z düflmana s›k›lan bir kurflun de¤il, ayn› zamanda umutsuzlu¤a
ve karamsarl›¤a da s›k›lan bir kurflun
oldu¤u gerçe¤ini görmektir. Her fleyden önce bizlerin yeniyi ve gelece¤i
temsil eden güçlerin temsilcileri oldu¤umuz bilincinden asla tereddüte
düflmemektir. Bu tereddütü tafl›mamak, gelece¤i bugüne feda etmeden,
y›¤›nlarla ba¤ kurmak için yarat›c› bir
temelde b›kmadan usanmadan çaba
sarf etmek anlam›na gelir.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
Yine “haks›z tahrik” adaleti!
Son günlerde kad›na yönelik fliddet
konusunda karfl›m›za ç›kan iki kelime
var: Haks›z tahrik…
Bu iki kelimenin içinde kad›na yönelik fliddeti meflrulaflt›ran, uygulayanlar›n mahkemelerde hak etti¤i cezay›
almas›n›n önüne geçen, yapana yapt›klar›n›n yan›nda kâr kalmas›n› sa¤layan
bir t›ls›m gizli. Bu iki kelimeyi ‹zmir’de
bir erke¤e “cilveli bir flekilde” saati
sordu¤u için öldüren “koca”n›n “haks›z tahrik” karar› verilen davas›nda
görmüfltük. Yine Adana’da beyaz tayt
ve tiflört giydi¤i gerekçesiyle o¤lunun
gözleri önünde kar›s›n› b›çaklayarak
öldüren Halil ‹brahim Uçan’›n davas›nda cezas›n›n indirilmesinin gerekçesinde karfl›laflm›flt›k. Eylül ay›nda ise “haks›z tahrik” nedeni karfl›m›za eflinin baflka erkeklerle birlikte oldu¤unun “kula¤›na gelmesi”, eflinin çantas›ndan do¤um kontrol hap› bulmas›, göbe¤inde
piercing bulunmas› fleklinde ç›k›yordu.
Her birinde de “namus” temizleniyor, al›nlar apak oluyor… Eh,
yarg› da bu katillerden yana olunca, geriye pek de bir sorun kalm›yor…
“Kad›nl›k” görevini yapmamak,
cinayet gerekçesi.
Ödülü de ceza indirimi
Kad›nlara daha küçük yafllardan
“kocalar›n›” nas›l memnun edecekleri
anlat›l›r, evli kad›nlar, k›z çocuklar›n›n
yan›nda yapt›klar› sohbetlerde efllerinden neler çektiklerini (boyun e¤me
pozisyonunda) anlat›rlar. Bizler küçükken ö¤reniriz, kad›n olarak birinci görevimizin erke¤i memnun etmek
Polis, kad›na yönelik flfliiddeti
durduracakm›flfl…
…
Her yeni geliflmede Aziz Nesin’lik bir öykü daha diyebilece¤imiz
bir unsur bulmak mümkün bu ülkede. Kara mizah örnekleri öylesine
fazla ki, neresinden tutaca¤›n› flafl›r›yorsun. Bunun son örne¤i de “kad›na yönelik fliddet” meselesinde
yaflan›yor. Töre gibi feodalizmin gerici “de¤er” yarg›lar›yla mücadele
etmeyen, kendine s›¤›nan kad›nlar›
evine, “kocas›n›n” yan›na gönderen, gözalt›na ald›¤›nda di¤erlerinin
yan› s›ra cinsel iflkence metodlar›n›
uygulayan, hakaretlerinde, küfürlerinde kad›n› “bafl s›raya” yerlefltiren
gerici, burjuva-feodal devlet ve
onun yetkilileri kad›n sorununa el
atm›fl!
Ç›kard›¤› yasalarla kad›n›n toplumdaki ikinci s›n›fl›¤›n› tescil eden
devlet, di¤er yandan eflini döven, öldüren efllere “haks›z tahrik” indirimi uygulayarak yarg›n›n da anlay›fl›n›n ayn› oldu¤unu gösteriyor. Bu
“haks›z tahrik” kimi zaman erke¤e “kad›nl›k görevlerini” yerine
getirmemek oluyor, kimi zaman da
giydi¤in dar bir pantolon, baflka bir
erke¤e saat sormak oluyor. Gerekçeler de¤iflse de hepsinde ortak
olan yan; kad›n›n erke¤in kölesi olmas› gerçekli¤ini devletin de yasama, yürütme ve yarg›daki tutum ve
kararlar›yla onaylamas›, desteklemesi…
‹flte bu bahsetti¤imiz devlet,
flimdi de kad›na yönelik fliddeti durduracak bir yöntem gelifltirmifl. Bu
konuda polis daha “aktif” görev
alacakm›fl. fiiddet riski alt›nda yaflayan kad›nlar›n durumu “yak›ndan”
izlenerek, ma¤dur kad›nlar için ifllem yapmayan polislerin flikâyet edilebilece¤i bir de merkez kurulacakm›fl. Yani art›k eflinizden dayak yeme ya da öldürülme tehdidi alt›ndaysan›z solu¤u karakolda alacaks›n›z ve onlar da sizi koruyacak…
“Kad›na Karfl› fiiddetin Önlenmesinde Polisin Rolü ve Uygulanacak Prosedürler E¤itimi”
ad›yla yürütülen bu projede 40 bin
polis e¤itilerek “fark›ndal›k ve duyarl›l›k” art›r›lacak…
fiiddete maruz kalan insanlar›n
yüzde 87’sinin kad›n oldu¤u bu ülkede kaç fail cezaland›r›lm›fl, fliddet
gören kad›n›n kaç›na hukuki destek
sunulmufl, patronunun tacizlerine
u¤rayan kaç kad›n bunu aç›klayabilmifl, aç›klayanlardan kaç› açt›klar›
mahkemeleri kazanarak ifllerine geri dönebilmifller, polis ya da devletin
herhangi bir baflka kurumu kaç olay›n önüne geçmifl ya da daha önemlisi kaç polis, uygulad›klar› fliddetten
dolay› ceza alm›fl vb.? Tüm bu gerçeklerin kad›n›n aleyhine iflledi¤i bir
ülkede polisin e¤itilerek fliddetin
önüne geçilmesi, dayak yiyen kad›n›n “koca”n›n elinden kurtar›lmas›
mümkün mü? “Cinnet geçirerek”
eflini ve çocuklar›n› öldürdükten
sonra intihar eden, parkta oturan
bir kifliyi tipini be¤enmeyip tekmeyle öldüren, “dur dedim, durmad›”
deyip silah› kafas›na s›k›p gencecik
bir yaflam› söndüren polis teflkilat›
için verilebilecek son görev de verilmifl ve toplumun içi rahatlat›lm›fl
olacak bu e¤itimle. Kad›n polislerin
dahi kad›nlara yönelik fliddet uygular ve cinsel tacizde bulunurken
böylesi bir e¤itim, mevcut kurumun
özüne de ayk›r›d›r.
Kad›na kim yard›m eder?
Kad›n›n gerçekten eflit, huzurlu,
fliddetten uzak vb. bir flekilde yaflamas› ancak sosyalist bir düzende
mümkündür. Ancak sosyalizm kuruluncaya kadar kad›nlar›n buna
karfl› koymamas›n›, her fleyi sineye
çekmesini, mevcut yasalara karfl›
mücadele etmemesini beklemek de
kad›n› ayn› statüsü içinde tutman›n
bir baflka yoludur. Bu nedenle
emekçi kad›nlar›n, (özellikle de iflyerinde, evde, sokakta vb. sadece kad›n oldu¤u için yaflad›¤›
sorunlara karfl›) örgütlenmeler
oluflturmas›, dayan›flmay› gelifltirmesi önemlidir. Kad›nlar›n bilinçlendirilmesini küçümsemek
mümkün de¤il. Zira bu ülkede
yap›lan bir araflt›rmaya göre 15-19
yafl aras› genç kad›nlar›n yüzde 63’ü
aile içi fliddeti kabul edilebilir gördüklerini söylemifllerdir. Yani öncelikle emekçi kad›n›n kendisinden
bafllamak, yaflad›klar›n›n-gördüklerinin kendine reva ve kader olmad›¤›n› göstermek gerekiyor. Kad›na
karfl› yasalar ç›kartan, eflit ifle eflit
ücret gibi en meflru hakk› dahi ihlal
eden, bizzat emekçi kad›n›n düflman› olan bir düzenin koruyucular›ndan fliddet sorununu çözmesini
beklemek ve sorunlar›m›z› onlara
havale etmek “kurda kuzu emanet etmek”le birdir. Bu nedenle
emekçiler ama özelde de kad›n
emekçiler, ezilenler olarak dayan›flal›m, örgütleflelim.
(‹K okuru bir kad›n)
oldu¤unu. Bunun içine akla gelebilecek
tüm hizmetler girer…
Belki 23 yafl›nda kocas› taraf›ndan
öldürülen Özlem Yap›c›o¤lu’na da
bunlar ö¤retilmiflti. O da, “aman kavga ç›kmas›n”, “aman sinirlenmesin” diyerek yüzlerce meseleyi sinesine çekmiflti. Muhtemelen annesi de
kendi yerinde olsa öyle yapard›.
Yarg›tay, Özlem Yap›c›o¤lu’nun
kendini öldüren kocas›n› yataktan itti¤ini belirtmifl ve bunu ceza indirimine
gerekçe yapm›flt›. 23 yafl›nda öldürülen
ve bir yarg› karar›yla ad› gündeme gelen Özlem Yap›c›o¤lu’nun k›sa ama ac›larla dolu bir hayat hikâyesi var. Yuvas› y›k›lmas›n diye, yazg› budur diye ayr›lmay› akl›n›n ucundan geçirmemiflti.
‹mam Hatip Lisesi mezunu olarak da
kendini “erke¤in kaburgas›ndan”
yarat›lm›fl bir varl›k olarak kabul etmesi ve kaderine boyun e¤mesi gerekti¤i
inanc› vard› büyük ihtimal…
Görücü usulü ile 2002 y›l›nda evlendi¤i inflaat iflçisi eflinin kendi katili
olaca¤›n› nereden bilebilirdi ki! Yoksulluk bir yandan “k›skanç koca” derdi bir
yandan… Yeni elbise giyemezsin, balkonda oturamazs›n… Kuran okumaktan ve bebeklerine bakmaktan baflka
yapacak bir fleyi de yoktu.
Asl›nda yapabilece¤i fleyler vard›
elbette. O da öyle yapt›. Dayak yedi¤i
bir gün akrabalar›n›n yan›na giderek
“art›k dayanamayaca¤›n›” söyledi.
Doktordan üç günlük ifl göremez raporu ald› ve Kocaeli Cumhuriyet Savc›l›¤›’na baflvurdu. Boflanmak istiyordu.
Buraya kadar yapmas› gerekenleri yapt› ama yine devreye bugünlerde ad›na
“mahalle bask›s›” denilen ve fakat gerçekte feodalizmin bask›s› sonucu flikayetini geri al›p evine döndü, dava kapand›… Ama Özlem’in çilesi bitmedi.
Efli yine dövmeyi sürdürdü. Annesinin
evinde dahi odunla dayak yedi. Yine de
döndü evine. Döndükten üç gün sonra
da (31 May›s 2004) kocas› taraf›ndan
öldürüldü.
Asl›nda hikaye, Özlem için son
olan o geceden bafll›yor. Katil kocaya
ceza indirimi getiren olay› kendisinden
dinleyelim: “... yatak odas›nda yatt›¤›m›z
s›rada kendisini özledi¤imi söyledim, sar›lmak istedim. Ama beni yataktan afla¤› itti. Birkaç tane vurdum. Bana engel olmaya bafllay›nca, mutfaktan b›çak ald›m. Yatak odas›nda pencerenin alt k›sm›nda yerdeydi. Say›s›n› hat›rlamad›¤›m kadar b›çak darbesi vurdum. Eflim kurtulmaya çal›fl›yordu...”
Özlem kurtulamad› ve öldü. Ama
ölen sadece o de¤ildi. Egemenler taraf›ndan milyonlarca kez i¤difl edilmifl,
kelime olarak dahi bir de¤eri ve anlam›
kalmam›fl adalet duygusu da bir kez daha ölüyordu Özlem ile birlikte. Eflinin
tutuklu olarak yarg›land›¤› davada katil
kocaya verilen ceza “haks›z tahrik”
indirimine u¤rad›. Kocan›n avukat›n›n
savunmas› tam da ibretlik denilecek
cinsten: “.. san›k gecenin ilerleyen saatlerinde yatakta duran eflinin yan›na
girmek istedi¤inde maktulün sert ve
a¤›r sözlerine maruz kalm›flt›r. San›k,
evlilik birli¤inin en önemli parças› olan
cinsi münasebette bulunmak için efliyle
birlikte olmak istedi¤inde olumsuz cevaplarla birlikte tehdit edilmifl ve itilerek yataktan at›lm›flt›r, yata¤a al›nma-
14-27 Aralık 2007
m›flt›r. A¤›r tahrikte kalm›flt›r.” Toplumdaki yarg›lar› ve kad›n›n konumunu
bir yana b›rakal›m ama yasalarda bir
kad›n›n kocas›n›n cinsel isteklerine cevap verme yükümlülü¤ü kesinlikle yoktur. Ancak buna ra¤men 3’e 2 oy çoklu¤uyla katil kocaya bu ceza indirimi
uygulanm›flt›r. Kad›na yönelik fliddet ya
da hak ihlalleri sadece toplumda bitmiyor yani. Karakoldan, mahkemelere,
sokaktan fabrikalara kadar bu eflitsizlik, bu anlay›fl zincirleme sürüyor.
“Keflke ona destek olsayd›k!”
Özlem’in komflular› onun dayak
yedi¤ini biliyordu, hatta belki adam›n
onu öldürece¤ini bile düflünüyorlard›.
Ama hiçbiri hiçbir fley yapmam›flt› Özlem için. Neden? Çünkü bu, aile içi bir
meseleydi ve kar›flamazlard›. Ölümünden sonra ise “Keflke ona destek olsayd›k, dönme deseydik” diyorlarm›fl. Yani piflmanlar ona eve dönmesini telkin ettiklerinden. Peki bundan
sonra karfl›laflt›klar› bu tür durumlarda
nas›l davranacaklar, Özlem’in hemcinsleri? Dayak yiyen bir kad›na, “evine
dönme” diyebilecekler mi? Ya da aile
içi mesele de olsa fliddete u¤rayan kad›n›n yan›nday›z m› diyecekler? Peki
biz kad›nlar birbirimize destek olmazsak, ezilen kad›nlar›m›za yönelik fliddet
ya da baflka bir sald›r›da yanlar›nda olmazsak sonras›nda “keflke” dememiz
ne ifle yarayacak? Ya da belki biz de
fliddet gören bir kad›n›z. Bize destek
olunmas›n› istemez miyiz?
‹flte ezilen kad›nlar için dayan›flmak, örgütlenmek, bu kadar önemli
bir meseledir. Bunlar aile içi mesele
de¤ildir. Ezilen kad›nlara yönelik aile içi
ya da d›fl› fliddetin, sald›r›lar›n, tacizin
hakl› hiçbir yan› olamaz. Biz birbirimize yard›m etmezsek kimse bize yard›m
edemez!
Adana’da 11 ayda 11 kad›n intihar etti!
Adana’da 2007 y›l›nda gazete sayfalar›na 11 kad›n intihar›, 3 kad›n cinayeti yans›d›.
Hukukçular›n ve kad›n çevrelerinin
flüpheli yaklaflt›¤› intiharlar›n say›s›n›n artmas›n› yorumlayan Sosyolog ‹smet Tekmek, intiharlar›n alt›nda fiziki ve psikolojik
fliddetin yatt›¤›n› söyledi. Büyük kentlerdeki kad›n cinayetleri ile intiharlar›n temelinde a¤›r psikolojik travmalar yatt›¤›n› belirten Tekmek, “Bir yandan toplumsal sorunlar di¤er yandan erkek egemenli¤inin yaratt›¤› bask› kad›n intihar›n›
tetikliyor” dedi.
Kad›n›n toplum ve ailenin ördü¤ü çitlerin d›fl›na ç›kamad›¤› zaman “ben neden
yafl›yorum?” sorusuyla cebelleflti¤ine dikkat çeken Tekmek, flunlar› söyledi:
“Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu Bölgesi’nden göç eden Kürt kad›nlar› yaflad›klar›ndan daha fazla etkileniyor. Kültürel yabanc›l›k yafl›yor. Büyük kentlerde yaflama
tutunmak isteyen göçzede kad›nlar›n etraf›nda hem aileleri hem de toplum adeta çit
örüyor. Yaflama tutunmaya çal›flan kad›nlar
aileleri ve toplum taraf›ndan etraflar›nda
örülen çitin d›fl›na ç›kmaya çal›flt›kça duvara çarp›yor. Ailesinden ve yak›n çevresinden güç alamayan kad›n intihara yak›nlafl›yor.”
Yaflananlar› de¤erlendiren Av. Fatofl
Hac›velio¤lu da, kad›nlar›n çaresiz b›rak›larak, adeta intihara teflvik edildi¤ini söyle-
di. Yarg›çlar›n kad›n cinayetleri konusundaki tavr›n› elefltiren Hac›velio¤lu, “TCK’n›n
84. maddesinde ‘intihara teflvik’ suçu ilgili
madde bulundu¤u halde bu uygulanm›yor.
Adana’da 2007 y›l›nda gazete sayfalar›na yans›yan baz› kad›n intihar ve
cinayetleri flöyle:
* 12 Nisan’da Toros Mahallesi’nde
yaflayan Filiz E. (46), efli evde uyudu¤u s›rada, mutfaktaki dolaba ba¤lad›¤› kravatla
kendisini ast›.
* 19 Ocak’ta evli ve bir çocuk annesi
Yeliz Özkale (21) misafirli¤e gitti¤i kay›nvalidesinin 3. kattaki evinin balkonundan atlayarak yaflam›na son verdi.
* 26 Ocak’ta Küçükdikili Beldesi’nde
oturan 24 yafl›ndaki Necla Yalç›n, çocuklar›yla birlikte kahvalt› yapt›ktan sonra, Ka-
Yorumsuz...
basakal Mezarl›¤›’nda, 11 y›l önce eceliyle
ölen babas› Abdullah ‹fller’in mezar›nda bafl›na silahla atefl ederek intihar etti.
* 1 fiubat’ta Yüre¤ir’de oturan Ali ve
Hayriye G.’nin k›z› 23 yafl›ndaki Neslihan
G. Seyhan Nehri’ne atlayarak intihar etti.
* 17 fiubat’ta 19 May›s Mahallesi’nde
tar›m iflçisi Halil Taflk›ran (25) ile evlenen
Zeliha Taflk›ran (18), bilinmeyen bir nedenle yatak odas›nda kendisini iple tavana
asarak yaflam›na son verdi.
* 18 Mart’ta 19 yafl›ndaki Atiye A., aile üyelerinin evde olmad›¤› s›rada, babas›na
ait ruhsats›z tüfekle kafas›na atefl ederek,
intihar etti.
* 21 May›s’ta Oya Can (17) adl› kad›n,
7 ayl›k çocu¤u Feritcan’›n gözleri önünde,
kaçt›¤› efli taraf›ndan öldürüldü.
* 19 Temmuz’da Adana’da Süleyman
Ariç (31), fliddetli geçimsizlik yüzünden boflan›p bir y›l önce bar›flarak yeniden birleflti¤i eflini ç›kan tart›flma sonucu b›çaklayarak öldürdü.
* 15 Kas›m’da Emire Saraço¤lu (20),
bilinmeyen bir sebeple oturdu¤u daireden
atlayarak yaflam›n› yitirdi.
* 20 Kas›m’da Adana’da, babas› taraf›ndan makyaj malzemeleri ve cep telefonuna el konulan Lise 2. s›n›f ö¤rencisi olan
Ebru Erikli (15), okula gitme saatinde oturduklar› binan›n 8. kat›na ç›karak merdivenlerdeki pencereden kendisini bofllu¤a b›rak›p yaflam›na son verdi.
(H. Merkezi)
14 yaflfl››nda
ikinci kez anne oldu
Samsun’da, 4 y›l önce, nüfus kay›tlar›na göre 10, kemik yafl›na göre ise 12 yafl›ndayken 37 yafl›ndaki üvey babas›n›n tecavüzü sonucu bir erkek çocuk dünyaya
getiren H.K.’n›n, geçen y›l evlendirildi¤i
nikâhs›z efli Gökhan Karaçal’dan bir o¤lu
daha oldu. H.K.’ya tecavüzden yarg›lanan
üvey babas› Erkal K. 3 ay önce, 18 y›l 9
ay hapis cezas›na çarpt›r›lm›flt›.
“15 yafl›ndan küçük k›zla r›zas›yla cinsel iliflkiye girmek” suçundan 15 y›la kadar hapis istemiyle tutuksuz yarg›lanan
H.K’n›n “imam nikahl›” efli Karaçal’›n duruflmas›nda Savc›ya ifade veren anne Perihan Y., k›z›n› korumak için evlendirdi¤ini belirterek, “K›z›m›n bafl›na gelen talihsiz olaydan sonra y›k›ld›k. Komflular k›z›m›n dedikodusunu yapmaya bafllad›. Yafl›
küçük oldu¤u için birileri kand›r›r kötü
yola düflürür diye, k›z›m› korumak için
gayri resmi olarak evlendirdim. Gökhan’dan da flikayetçi de¤ilim” demiflti.
Yurttan kaçan k›za
fuhufl tuza¤›
Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan kaçan S.A. adl› k›z, s›¤›nd›¤› genç
taraf›ndan 40 YTL’ye pazarland›¤›n› söyledi. Zanl›lar tutukland›.
Ailesi taraf›ndan kendisinden büyük
bir kifliyle evlendirilmek istendi¤i için evden kaçan ve daha sonra yerlefltirildi¤i ‹stanbul Bahçelievler Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan da kaçan S.A. adl› genç k›z, s›¤›nd›¤› Aziz Çetin adl› genç taraf›ndan para karfl›l›¤› sat›lmaya bafllad›¤›n› söyledi.
‹ran’da “ahlak polisi”
cinayeti
‹ran’da niflanl›s›yla parkta otururken
ahlak polisi taraf›ndan tutuklanan Zehra
Baniyakub (27) adl› kad›n doktor, gözalt›ndayken hayat›n› kaybetti. Polis, Baniyakub’in intihar etti¤ini öne sürerken,
ailesi, k›zlar›n›n öldürüldü¤ü gerekçesiyle
dava açt›.
‹ngiliz The Observer gazetesinin haberine göre, ‹ran’›n dini lideri Ayetullah
Ali Hamaney’e ba¤l› ahlak polisi, Baniyakub’u, 12 Ekim’de Hamedan kentinde
niflanl›s› Hamid Chitsaz’la birlikte bir
parkta otururken “‹slami yasalara göre birlikte oturamayacaklar›” gerekçesiyle gözalt›na ald›.
Tahran Üniversitesi T›p Fakültesi
mezunu bir doktor olan Baniyakub, radyo programc›s› olan niflanl›s›yla birlikte
hakim önüne ç›kar›ld›ktan sonra tutukland›.
fliddete son
Medyada kad›na yönelik fli
25
Kas›m Kad›na Yönelik
fiiddetle Mücadele Günü’nde
Londra’da “Medyada Kad›na Yönelik fiiddete Son” bafll›¤› alt›nda
bir konferans yap›ld›.
AT‹K-Yeni Kad›n-Londra,
Demokratik Kad›n Hareketi, Göçmen ‹flçiler Kültür Derne¤i-Kad›n Komisyonu, Roj Women örgütlülükleri taraf›ndan yaklafl›k bir
önce Londra’da “sauna ve masaj
salonu” ad› alt›nda yer alan ve esasta kad›n bedeninin ticaretinin yap›ld›¤› yerlerin reklâmlar›n›n Türkiyelilere seslenen gazetelerde yer almas›
üzerine bir kampanya bafllat›lm›flt›.
Kampanya süresince yürüyüfller, yerel Türkçe yay›n yapan gazeteler ile
görüflmeler ve onlara yönelik protesto gösterileri gerçeklefltirilmiflti.
Kampanyan›n son etkinli¤i olarak
25 Kas›m günü “Medyada Kad›na
Yönelik fiiddete Son” slogan› ile
bir konferans örgütlendi. Konferans
kampanya raporunun sunulmas› ile
bafllad›. Sonras›nda üç temel bafll›k
alt›nda gündemler ifllendi. ‹lk konu
“Medyan›n Kad›n Yaflam›na Etkisi” bafll›¤› Demokratik Kad›n Hareketi temsilcisi taraf›ndan sunuldu.
‹kinci bafll›k Medya-Kad›n ve Savafl, AT‹K-Yeni Kad›n-Londra’dan
bir temsilci taraf›ndan sunuldu. ‹kinci bafll›k esasta ülkemizde yaflanan
›rkç›-floven dalgan›n Kürt siyasetçi
kad›nlar› üzerinde medyada nas›l iflletildi¤inin konferans gündemine ta-
fl›nmas› amaçl›yd›. Konferansa ayr›ca
ayn› bafll›k alt›nda Uluslararas›
Özgür Kad›nlar Vakf› Yönetim
Kurulu üyesi Ann Kristin Kowarsch da Kürt kad›nlar› üzerinde
yapt›¤› araflt›rmalar ile yer ald›.
Son olarak ise Göçmen ‹flçiler
Kültür Derne¤i-Kad›n Komisyonu
temsilcisi taraf›ndan “Kad›na Yönelik fiiddetin Olmad›¤› Bir
Dünya Mümkün mü?” tart›flmas›
yürütüldü. Konferans, sonuç bildirgesinin ve ülkemizdeki ›rkç›-floven
dalgaya yönelik ele al›nan bir bildiri
tasla¤›n›n onaylanmas› ile son buldu.
(AT‹K-Yeni Kad›n-Londra)
İşçi-köylü 13
14-27 Aralık 2007
ABD bir
müttefikini
yitirirken,
yenisini
kazand›!
Avustralya’da 24 Kas›m’da
yap›lan seçimler, ABD’nin iflgal
politikalar›n›n bafll›ca destekçilerinden biri olan Howard’› koltu¤undan etti. Alt› partinin kat›ld›¤›
seçimlerde küçük partilerin hemen hiçbiri parlamentoda koltuk
elde edemedi. Liberal Parti’nin bu
seçim yenilgisinin bafll›ca nedenlerinden birini yeni ifl yasalar›na
duyulan tepkinin oluflturdu¤u
söyleniyor. Yasa nedeniyle 2005
ve 2006 y›llar›nda Avustralya tarihinin en kitlesel eylemleri gerçekleflmiflti. Eylemlere kat›l›m yar›m milyonu geçmiflti.
Seçimlerin galibi, Sosyal Demokrat ‹flçi Partisi ve lideri Kevin Rudd. Rudd, gerek seçim
kampanyalar›nda gerekse hemen
seçim sonras› yapt›¤› aç›klamalarda, Avustralya askeri birliklerini
Irak’tan çekme ve Kyoto Protokolü’nü imzalama sözü verdi. Ancak bu vaatlerine ra¤men, O’na
oy verenlerin birçok beklentisi
karfl›lanmayacak gibi görünüyor.
Çünkü Rudd daha seçim akflam›, Bush’la yapt›¤› bir görüflmeyle ilgili flunlar› söyledi: “O’na
(Bush’a), ABD ile ittifak›n
bundan böyle de d›fl politikam›z›n merkezinde olaca¤›
garantisini verdim.”
Görünen o ki, emekçi y›¤›nlar›n, emperyalist neo-liberal politikalara ve ABD emperyalizmi öncülü¤ünde gerçekleflen iflgal sald›r›lar›na duydu¤u tepkiler, yine
sahte bir “sol” aldatmacay› da beraberinde getirdi. Çünkü Rudd
da t›pk› birçok Latin Amerika ülkesinde yaflanan örneklerde oldu¤u gibi, emekçi y›¤›nlar›n özde
sisteme karfl› geliflen hoflnutsuzlu¤u ve bu hoflnutsuzlu¤un solu
yine emekçi y›¤›nlar nezdinde
umut haline getirmesini iyi kullanarak, bunu oya çevirmifl ve kendini iktidara tafl›m›flt›r.
Annapolis fiyaskoyla sonuçland›
Ortado¤u merkezli toplant›lar›n en
sonuncusu, 27 Kas›m’da ABD’nin
Annapolis kentinde gerçekleflti. Bu
toplant› da yine benzerleri gibi sözde
Ortado¤u halklar›na “bar›fl” getirmeyi
hedefliyordu.
ABD emperyalizminin en yetkili a¤z› Baflkan Bush, yan›na Siyonist ‹srail’in
Baflbakan› Olmert’i ve Filistin özerk
yönetimi Baflkan› Abbas’› alarak, zirvenin hemen ard›ndan yapt›¤› aç›klamada, yeni bir “bar›fl, özgürlük ve
güvenlik” dönemine girildi¤ini söyledi. ABD emperyalizmi merkezli bu
yönlü aç›klamalar›n gerçekte ezilen
halklara dönük yeni sald›r›lar› içerdi¤ini
ise art›k dünyan›n ezilenleri çok iyi kavram›fl bulunmaktalar.
Zirvenin sonucuna bak›ld›¤›nda,
emperyalistlerin beklentilerini karfl›lamaktan çok uzak oldu¤u görülmektedir. Çünkü Annapolis Ortado¤u Konferans›’ndan, “bir Filistin Devleti
kurulmas›”na ve 12 Aral›k’ta yeni görüflmelere bafllanmas›na dair “temenniler”den baflka bir fley ç›kmad›. Filistin halk› baflta olmak üzere, Ortado¤u
halklar›na dönük yeni bir teslimiyet dayatmas›ndan baflka bir anlam› olmayan
konferans, gerçekte tam bir fiyaskoyla sonuçland›.
Annapolis öncesi Peres ve Abbas
taraf›ndan gerçeklefltirilen Türkiye ziyareti de, yine bu zirvenin alt yap›s›n›
oluflturmaya hizmet ediyordu. Türkiye
egemenleri böylelikle, bir kez daha emperyalistlerin kendilerine biçtikleri
Truva at› rolünü yerine getirmeye çal›fl›yordu. Bu rol, bir yandan Filistin halk›n› teslimiyete zorlamay›, di¤er yandan da emperyalistlerin ve ‹srail’in elini
Ortado¤u’da daha da güçlendirmeyi
kaps›yordu. Emperyalistler, baflta da
ABD emperyalizmi, Filistin sorununun
çözümünü ve bu yönlü görüflmeleri tamamen kendi inisiyatiflerine almak istiyorlard›.
Amaç Filistin direniflfliini bitirmek
Daha bafllamadan tart›flmalara neden olan bu zirve, ABD’nin Filistin sorununda inisiyatifi elde tutma çabalar›n› da iyice gün ›fl›¤›na ç›kard›. Ancak
ABD emperyalizminin Filistin sorunu
ve bu ba¤lamdaki görüflmeler noktas›nda inisiyatifi elinde tutma çabalar›,
ayn› zamanda bugüne kadar hayata geçirilen Ortado¤u politikas›n›n iflas etmesinin ürünüdür. Çünkü “Süper
güç ABD”, aç›k yenilgisine ra¤men
hala korumaya çal›flt›¤› “dünya hâkimiyeti” iddias›n›n sonucu olarak, Irak,
Afganistan, Lübnan ve Filistin’de tam
bir ç›kmaza girmifltir.
ABD emperyalizminin temsilcileri,
zirve öncesi yapt›klar› aç›klamalarda,
Annapolis’in olmamas› durumunda, yeni nesil Filistinlileri radikallere ve afl›r›lara kaybetme tehlikesinden söz edi-
yorlard›. Ve böylece zirvenin as›l hedefinin Filistinlilerin meflru direnifli k›rmak oldu¤unu da ilan ediyorlard›. fiu s›ralar hayata geçirmeye çal›flt›klar› taktik, Filistin sorununa dönük emperyalist bir “çözüm” olmadan, emperyalistlerin tüm Ortado¤u’da huzur bulamayaca¤› hesaplar› üzerinden geliflmekte.
ABD’nin Filistin özgülündeki amac›
tamamen kendine ba¤l› ve kendi güdümünde bir Filistin devleti yaratmakt›r.
Bunun içindir ki, bu yönlü tüm görüflmelerin “ABD gözetiminde” yap›lmas›
için gayret ediliyor.
Filistin’i satanlar
Filistinlileri temsil
edemez!
Annapolis görüflmeleri yap›l›rken,
Gazze fieridi’nde ve Kudüs’te binlerce
Filistinli protesto gösterileri yap›yordu.
Ve bu gösteriler Hamas, ‹slami Cihad
Avrupa’da “demokrasi” iflflb
baflfl››nda
Avrupa, tüm dünyada demokrasinin en ileri düzeyde oldu¤u, hak ve özgürlükler cenneti olarak yans›t›l›r, böyle propaganda edilir. Ancak Avrupa ülkelerinin demokrasiden anlad›klar› fleyle bizimki çok farkl›d›r. Bunun böyle oldu¤u defalarca kez kan›tlanm›flt›r. Son
y›llarda 1 Nisan operasyonu ile
DHKP/C operasyonu ad› alt›nda devrimci, demokratik kurumlar›n bas›lmas›, birçok politik tutsa¤›n ülkelerine iade edilmelerinin gündeme gelmesi ve
son olarak da 5 Aral›k operasyonu Avrupa demokrasisinin nas›l bir fley oldu¤u gözler önüne serilmifltir.
5 Aral›k 2007 sabah›, erken saatlerde, efl zamanl› ani bask›nlarla Almanya’n›n üç eyaletinde 8 flehirde 13 yere
polis bask›nlar› düzenlenmifltir. Karlsuhe’deki Federal Baflsavc›l›¤›n emriyle
düzenlenen bu kapsaml› operasyonda
AT‹F-AT‹K’e ba¤l› 2 dernek ve 10 ev
olmak üzere toplam 13 noktaya bask›nlar düzenlenerek buralarda aramalar gerçeklefltirilmifltir.
Türkiye Komünist Partisi/MarksistLeninist’e üyelik ve yöneticilik suçlamalar›yla yap›lan bask›nlarda emri veren
Federal Baflsavc›l›¤›n bask›n gerekçesinde “TKP/ML’nin Türkiye’de yasak
oldu¤u ancak ne bu örgütün ne de
yan kurulufllar›n›n Almanya’da
yasak olmad›¤›” ifade edilmektedir.
Fakat buna ra¤men ne hikmetse bu
bask›nlar gerçeklefltirilmektedir. Ne
var ki, bu demokratik kurumlar›n hiçbir
örgütle de ba¤lant›s› noktas›nda polisin
elinde tek bir delil bulunmamaktad›r.
Avrupa ülkelerinin göçmen iflçilere
ve onlar›n AT‹K gibi örgütlenmelerine
olan düflmanl›¤› özellikle de son ç›kar›lmaya çal›fl›lan sosyal y›k›m yasalar›na
karfl› dirençten gelmektedir. Göçmenlere yönelik bask›, s›n›rd›fl› tehdidi, vatandafll›ktan ç›kartma gibi yöntemlerle
Bu slogan alt›nda 5 Aral›k 2007
tarihinde Hamburglu ö¤renciler bir
kez daha ö¤renci harçlar›na karfl› pretestolar›n› soka¤a tafl›d›lar. Yaklafl›k
700 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfl, yap›lan
konuflmalarla ve at›lan sloganlarla can-
Efsanelerde sona do¤ru
de solcu liderleri, iktidara tafl›yan da,
iflte kitlelerde ortaya ç›kan bu umut olmufltur.
Venezüella’daki “Bolivarc› Devrim”in mimar› olan Chavez, sosyalizmle uzaktan yak›ndan alakas› olmayan
Bolivarc› anlay›fl› hayata geçirerek,
“burjuva s›n›fla iflçi s›n›f›n›n uzlafl›labilirli¤i” üzerinden yükseltmeye çal›flt›¤›, “21. yüzy›l›n sosyalizmi”ni infla etme iddias›ndad›r. Ancak gerçekte
infla etmeye çal›flt›¤›n›n ne oldu¤u, anayasada yapmaya çal›flt›¤› de¤iflikliklerde
görülmüfltür. O’nu anti-Amerikanc› görünen tutumuna bakarak, anti-emperyalist ilan edenler, nedense Chavez’in,
Rusya, Çin, AB gibi emperyalist güçlerle iliflkilerini sorgulamaya yanaflmamaktalar. Bugün Latin Amerika’daki silahl›
halk hareketlerini tasfiye etme gibi bir
ve Filistin Halk Kurtulufl Cephesi gibi
birbirine rakip örgütler taraf›ndan ortak organize ediliyordu. Protestolar
“Filistin’i satanlar, Filistinlileri
temsil edemez” ortak fliar› alt›nda
gerçeklefliyor ve zirve Abbas’›n Filistin
halk›n› satmas› olarak nitelendiriliyor,
“Annapolis’deki teslimiyete hay›r!” deniyordu.
Annapolis Konferans› ile birlikte,
Ortado¤u’da kaybedenler, yine Ortado¤u halklar›na teslimiyeti dayatmaya
çal›flmaktalar. Ancak ne Ortado¤u
halklar› ne de dünyan›n tüm ezilenleri
teslimiyeti kabul etmemekteki ›srarlar›n› sürdürmekteler. Onlar kazanacaklar›ndan emin olduklar› bir savafl› bafllatt›lar bile.
Anlafl›lan Ortado¤u’yu yang›n yerine çevirenler, ayn› zamanda kendilerini
de yang›n›n alevleri içine hapsettiklerinin hala fark›na varamad›lar.
sindirmeye çal›flan Avrupa ülkeleri kendi iflçisi ile göçmen iflçilerin bir araya
gelmelerini engellemek, göçmen iflçileri
marjinallefltirmek için elinden geleni
yapmaktad›r. Bu nedenle de demokratik kurumlara yapt›klar› bask›nlar› “terörist gruplara” sol afl›r› örgütlere” yönelik operasyon olarak yans›tmaktad›r.
Üstelik tüm bunlar› da hukuki bir yarg›
karar› olmaks›z›n gerçeklefltirmektedir.
Ancak çok aç›k ki ne AT‹K ne de
ona ba¤l› olan demokratik, devrimci
kurumlar bu bask›nlarla y›lmayacaklar,
demokratik mücadelelerine kararl›l›kla
devam edeceklerdir. Bugüne kadar ezilenleri temsil eden hiçbir örgüt bask›larla susturulamam›fl, ortadan kald›r›lamam›flt›r.
l› bir flekilde bafllad›. Yürüyüfl saat
16:00’da Üniversite Kampüsü’nde ö¤rencilerin toplanmas›yla bafllad›. Yürüyüfle genel ö¤renci kurumlar›n yan› s›ra belli sendikalar da destek verdi.
Hat›rlanaca¤› gibi ö¤renciler geçen
sömestr Hamburg’daki bütün yüksek
okullarda harçlar› boykot ettiler. Birçok yüksek okulda yakalanmas› gereken say›ya çok az bir rakam kala boykot bitirilmek zorunda kal›nd›. Buna
ra¤men Hamburg’da 10 bin ö¤renci
harçlar› ödemeyerek boykot etmiflti.
Okul idaresi ise boykota kat›lan yaklafl›k 300 ö¤renciyi harçlar›n› ödemedikleri gerekçesiyle okuldan att›. Daha
sonraki aylarda avukatlar arac›l›¤›yla
ö¤rencilerin okula yeniden kay›tlar›
yap›ld›.
Bütün bu geliflmelere karfl› tav›rs›z
kalmayan Hamburglu ö¤renciler bu y›l
da Hamburg Üniversitesinde ve
HFBK’da yeniden boykot kampanyas›
bafllat›lar. Önümüzdeki haftalarda so-
nuçlanacak olan boykot kampanyas›n›n sonucu ne olursa olsun, gösterilen
tepkiler ö¤rencilerin durumdan hoflnut olmad›¤›n› göstermektedir.
5 Aral›k’taki yürüyüfle YDG’liler
de “HAW HFBK ve Üniversite
boykotuyla dayan›fl›yor!’’ pankart›yla kat›ld›lar. YDG’liler yürüyüflte Almanca dergilerini ve boykot pullamalar›n› ö¤rencilere da¤›tt›lar. Geçen dönemlerde de oldu¤u gibi YDG’nin pullamalar›n› birçok ö¤rencinin çantas›nda ya da parkelerinde görmek mümkündü. Polisin genifl güvenlik önlemi
ald›¤› yürüyüfl saat 19:00 gibi flehir
merkezinde bitirildi.
misyona soyundu¤unu görmezden gelmekteler.
“Sosyalist” Chavez önderli¤indeki
bu ülke, 2 Aral›k’ta referanduma gitti.
Daha referandum öncesinden bafllayan, eylemlerle sars›ld› tüm ülke. Eylemlerin ço¤unun hayata geçirilen bir
dizi anti-demokratik uygulama nedeniyle yükselifle geçti¤i bilinmekte. Bu anti-demokratik uygulamalar›n bafl›nda ise, Chavez’i elefltiren bas›nyay›n organlar›n› susturmak geliyor. Ayr›ca Chavez iktidar›nda devlet
mekanizmalar›nda a¤›rl›kl› olarak yer
alan burjuva unsurlar›n, rüflvet vb. pratikleri, iflleyifle damgas›n› vuran bürokratizm, halk y›¤›nlar› taraf›ndan bilinmekte ve tepkiyle karfl›lanmaktad›r.
Bu tepkilerin eflli¤inde gerçekleflen
ve Chavez’in yenilgisiyle sonuçlanan referandum, anayasada birçok maddenin
de¤iflikli¤ini öngörmekteydi.
Bu referandum, ekonomide ve sosyal yaflamda, sosyal güvenlik, çal›flma
saatlerini 36 saate düflürme gibi emekçiler lehine denebilecek baz› avantajlar
içeriyor gibi görünse de, de¤ifliklik
maddelerine biraz dikkatli bak›ld›¤›nda,
bunlar›n iflçi-emekçi y›¤›nlar ad›na avantajdan çok ileriye dönük tehlike oluflturdu¤u görülmektedir. Her fleyden
önce, anayasada yap›lmak istenen de¤iflikliklerin merkezinde, Chavez’in yetkilerinin geniflletilmesi yat›yor.
Bu de¤ifliklikler özde, orduya ve
popülist söylemlerin etkisindeki en
yoksul tabakalara dayanan, yetkilerin
tek kiflide topland›¤› burjuva bir rejim
yaratmay› hedefliyordu. Baflkan›n görev
süresini 6 y›ldan 7 y›la ç›kar›yor ve bu
makama tekrar tekrar seçilmesine,
böylece ömür boyu iktidarda kalmas›na
olanak sa¤l›yor. De¤ifliklik önerilerinin
yo¤un olarak, “sosyalist” rotaya hizmet
etti¤i yönlü propaganda edildi. Oysa
Anayasa de¤iflikli¤i, çok net bir dille
üretim araçlar› üzerindeki özel kapitalist mülkiyetini, yabanc› sermayenin
varl›¤›n› garanti alt›na almakta.
En önemli noktalardan biri de, anayasadaki baflka de¤ifliklik maddeleriyle
birlikte Venezüella Ordusunun “antiemperyalist halk ittifak›”, ulusal
muhaf›zlar›n ise “Bolivarc› Halk Mi-
lisleri” olarak adland›r›lmas›. Ancak bu
organlar, mevcut burjuva silahl› güçlerinin hiyerarflisi ve disiplini alt›nda kalmaya devam ediyor. En önemli de¤ifliklik
ise, ordu atamalar› da dâhil, tüm yetkilerin baflkanda toplanmas›.
Chavez ve taraftarlar› taraf›ndan
“Halk iktidar›” veya “Sokak Parlamentosu” olarak adland›r›lan belediye
meclisleri, göstermelik olarak anayasaya ekleniyor. Gerçekte ise bunlar, kapitalizmi y›kmak ve yeni bir devlet kurmak amac›yla verilen bir mücadele içinde tabandan oluflan, iflçi-köylü meclisleri de¤il. Bunlar baflkana ba¤l›d›r ve ifllevleri s›n›f mücadelesini örgütlemek de¤il, bilakis s›n›f mücadelesini bast›rmak ve kitleleri hükümete yedeklemektir.
Yeni düzenlemeyle birlikte oluflabilecek en tehlikeli durumlardan biri de,
baflkana OHAL ilan etme yetkisi verilmesi ve OHAL’in süresindeki s›n›rlaman›n kald›r›lmas›yd›. Böylece hükümet, yarg›lama ve savunma hakk› olmaks›z›n tutuklama yetkisine sahip olacakt›. Ancak Venezüellal› emekçi y›¤›n-
E¤itim karanl›¤a ›flfl››k taflfl››r!
Evrensel Bak›fl
Emperyalist patentli neo-liberal politikalar›n ‘70’li y›llar boyunca Latin
Amerika ülkelerinde yo¤un olarak hayata geçirilmesi, bu ülkeleri büyük bir
ekonomik-siyasal çöküntüye götürdü.
Bu büyük çöküntü, kaç›n›lmaz olarak yoksulluklar› her geçen gün daha da
büyüyen emekçi y›¤›nlar›n harekete
geçmesini, çok say›da halk hareketi
oluflmas›n› da beraberinde getirdi. Ancak büyük bölümü s›n›fsal temelden
yoksun olan bu hareketlerin içinde yer
alan, soka¤a dökülen y›¤›nlarda en belirgin olan fley, halkç› ve sol söylemlere s›k› s›k›ya sar›lmalar›yd›. Bunun anlam› ise
solun, di¤er bir deyimle de sosyalizmin,
yoksul y›¤›nlar aç›s›ndan yeniden umut
olmaya bafllamas›yd›. Bu söylemlerin ard›na s›¤›narak iktidara gelen Lula,
Kirchner, Morales, Chavez gibi, söz-
Dünya
‹talya
‹talya’daki demiryolu, deniz ve
hava tafl›mac›l›¤› çal›flanlar› 8 saatlik bir genel grev gerçeklefltirdiler. 30 Kas›m günü, saat 09.00
ile 17.00 aras›nda gerçekleflen
greve kamudaki yak›n mesafe
toplu tafl›ma çal›flanlar› da kat›ld›lar. Grevin bafll›ca nedeni ise, hükümetin 2008 bütçesi kapsam›nda, toplu tafl›mac›l›kta getirmeye
çal›flt›¤› k›s›tlamalar. Grev bütün
karayollar›nda kuyruklar oluflmas›na neden olurken, Alitalia Hava Yollar› 200 uçuflunu iptal etmek zorunda kald›. Ayr›ca baflkent Roma’da da taksi floförleri 4
günlük grev gerçeklefltirdiler.
Vietnam
Vietnam’›n Dong Nai kentinde bulunan Tae Kwang Ayakkab› Fabrikas›’nda çal›flan 14 bin
iflçinin 10 binden fazlas› daha yüksek ücret, prim ödemesi gibi taleplerle greve gitti. ‹flçilerin ayl›k
ücretleri ortalama 43 Euro. Çal›flanlar›n büyük ço¤unlu¤unu ise
k›rsal kesimden gelen kad›nlar
oluflturmakta. Güney Kore s›n›rlar› içindeki topraklarda bulunan
fabrika, Vietnam’da üretilen 75
bin çift Nike ayakkab›lar›n›n %
10’unu üretiyor.
Yunanistan
Yunanistan’daki tüm ilkö¤retim okullar› ve liseler, 26 Kas›m
günü aç›lmad›. Çünkü ö¤retmenler, ilkokul, ortaokul ve üniversite
ö¤rencileri, hükümetin “tasarruf
planlar›”na ve emeklilik yafl›n›n
yükseltilmesine karfl› soka¤a ç›kt›lar. Protestolar ertesi gün de sürdü ve radyolar, televizyonlar haberleri sunmad›, gazeteler ç›kmad›. Protestolar›n hedefinde özellikle de “emeklilik yasas› reformu”
var.
Avustralya
Avustralya’n›n Victoria Eyaleti’ndeki yaklafl›k 20 bin ö¤retmen
ücretlerine % 30 zam yap›lmas›
talebi ve s›n›flar›n küçüklü¤ü, süreli sözleflmelerdeki s›n›rlamalar
gibi nedenlerle greve gitti. Ayr›ca
10 binden fazla ö¤retmen Melbourne Parlamentosu önünde eylem
yapt›.
Japonya
ABD’nin ard›ndan Japonya da
ülkeye girifl yapan yabanc›lardan biyometrik parmak izi almaya bafllad›. Bu ifllemde foto¤raf ve parmak
izleri, baflka kay›tlarla karfl›laflt›r›lmak üzere, bilgisayar haf›zas›na
kaydediliyor. Japon insan haklar›
örgütleri uygulamay› protesto ediyorlar.
lar, üzerilerine oynanmak istenen bu
oyunu fark etmifl olacaklar ki, Chavez
3 milyonluk bir oy kayb›yla referandumu kaybetti.
Chavez karfl›t› eylemlerin ABD ve
Venezüella burjuvazisi taraf›ndan k›flk›rt›ld›¤› yorumlar› yap›lsa da, gerçek neden artan s›n›f çeliflkileridir.
Ve nas›l ki, Latin Amerika’daki birçok “sol” maskeler düflmüfl, “sol efsaneler” y›k›lm›flsa, öyle görünüyor ki,
Venezüella’daki “sosyalizm efsanesi”nde de sona do¤ru gidilmektedir.
Efsanelerde yaflanan bu sona do¤ru
gidiflin, Latin Amerika halklar›nda yeni
bir uyan›fl› getirmesi, di¤er halklar›n da
önünü açacak olan s›n›fsal temeldeki
mücadeleleri yükseltmesi ise kaç›n›lmaz gibi görünmekte. Hem Latin Amerika’daki hem de tüm dünyadaki ezilen
y›¤›nlar, gerçek anlamda eflitli¤in ve özgürlü¤ün, sosyalizmin inflas›n›n, burjuvaziyle iflbirli¤i halindeki iktidarlar›n
gerçeklefltirdi¤i seçimlerle, reformlarla
de¤il, difle difl bir s›n›f mücadelesiyle yarat›laca¤›n›, er ya da geç bilince ç›karacakt›r.
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
14-27 Aralık 2007
‹flçi-Köylü Gazetesi
Yaz› ‹flleri Müdürlü¤ü’ne
Dostlar,
Gazetenizin Kas›m 2007,
say›: 2007-03, sayfa 14’te Kültür-Sanat konusunu
iflleyen sayfan›zda “Eme¤in Ressam› Avni Memedo¤lu”na ve Kolektifimiz taraf›ndan üretilen kitab›na, ayr›ca, Sorun Yay›nlar› Kolektifi Kültür Etkinlikleri Salonu’nda Sanat Cephesi taraf›ndan organize edilen Resim Sergisi Olay›na Sol cenah›m›zdan
yaln›zca ‹flçi-Köylü Gazetesi’nin yer vermifl oluflu
son derece önemlidir. Nesnel gerçekli¤i yans›tan
duyarl› ve devrimci bir gazetecilik anlay›fl›n›n belgelenmesidir.
Öncelikle bu türden bir gazetecilik anlay›fl›n›n
yayg›nlaflmas›n› ve bu olay› suskunlukla geçiren Sol
cenah›m›za örnek olmas›n›; ayr›ca, ‹flçi-Köylü Gazetesi’nin yar›m sayfa yer verdi¤i de¤erlendirme
yaz›s›n›n di¤er ilerici-devrimci bas›n-yay›n faaliyetlerini de düflündürmüfl olmas›n› diliyoruz.
...
Kara gerici, ›rkç›, floven, militarist savafl histerilerinin “yeni” k›y›m ve k›r›mlar›n manipüle edildi¤i anlaml› bir dönemden geçiyoruz. Avni Memedo¤lu; politika-sanat-estetik faaliyetlerinin bir ve
ayn› yerde oldu¤unun kavgas›n› vermifl, tablolar›yla birlikte tutuklan›p yarg›lanm›fl, kimileri gibi burjuvazinin salonlar›n› süsleyen resimler yapmam›fl,
piyasan›n belirleyicili¤ine karfl› ç›km›fl, “Dönen
dönsün ben dönmezem yolumdan” diyebilmifl,
burjuva sanat ak›mlar› karfl›s›nda “Sosyal Realizm”
ekolünün Yeni Dal Grubu’nu kurmufl, yoksulluk ve
yoksunluk içinde yaflam›fl, devrimci sanat anlay›fl›ndan ödün vermemifl, bedel ödemifl biriydi.
O, burjuva ve küçük burjuva “sol” cenah taraf›ndan kuflat›lmak istenmiflse de, “Eme¤in Ressam›” olabilmeyi hak etmiflti. Tablolar› ve hakk›nda
yaz›lan kitab› bunun biricik kan›t›d›r.
‹deolojik ve s›n›fsal konumlar›yla burjuva ve
küçük burjuva “sol” ak›mlar burjuvaziden önce
“Eme¤in Ressam›”n› ve Yeni Dal Grubu’nu kuflatmak isteyifli bofluna de¤ildir.
Avni Memedo¤lu ve öteki emekçi halk çocuklar› Güzel Sanatlar Akademisi’ne tema olarak Yukar› Mezopotamya, Dersim ve Anadolu emekçi
halklar›n›n yaflam›n›, emek insanlar›n› getirmifltir.
Yeni Dal Grubu, Bat› öykünmeci, popülist, kapitalizmin yoz ve kozmopolit “kültür” ve sanat anlay›fl›na karfl› oluflturulmufl, çeflitli etkinlikleriyle de
sistemin bask› ve terör flimfleklerini üzerlerine
çekmifltir.
Burjuva diktatörlü¤ünün bin bir çeflit bask› ve
terörüne karfl› Devrimci ve Marksist Sol Kadrolar›n ideolojik, politik ve örgütsel konumu bir kez
daha yeniden s›nanmaktad›r. Bu koflullarda ‹flçiKöylü Gazetesi’nin tutarl› bir tarih ve s›n›f bilinci
ve “ahde vefa” duygusuyla Memedo¤lu’nun devrimci sanat anlay›fl›na, çileli yaflam›na ve mücadelesine yer vermesini son derece sevindirici bir geliflme olarak görüyor, kutluyor ve teflekkür ediyoruz.
‹flçi-Köylü Gazetesi, politika-sanat-estetik yolunda eme¤i geçenlere anlaml› bir yer ay›rarak, “k›l›ç hakk›n› teslim ederken” sol, solcu, sosyalist ve
komünist geçinenlere de böylece anlaml› bir gazetecilik dersi vermifltir.
Memedo¤lu’nun sergisine de yaln›zca ‹flçi-Köylü Gazetesi çal›flanlar› bilinç ve dayan›flma duygular›yla kat›lm›flt›r...
‹flçi-Köylü Gazetesi’nin sergilemifl oldu¤u duyarl›l›k ve dayan›flma duygular›n› ayn› duygularla
karfl›l›yor; burjuvazinin resmî tarih anlay›fl› ve resmî ideoloji konusundaki net tav›rlar›n›; eme¤in ve
emekçinin sosyal/enternasyonal kurtuluflu yolundaki katk›lar›n› takdir ediyor, çal›flmalar›nda baflar›lar diliyoruz.
Devrimci selâmlar›m›zla.
Sorun Yay›nlar› Kolektifi ve SORUN Polemik Dergisi Çal›flanlar› Ad›na S›rr› Öztürk
Faflfliizmin ilgi oda¤› hapishaneler ve direnenler... ✎
Toplumun ilerici-dinamik yap›s›n› oluflturan devrimci ve komünistler, gerici sistemler için her zaman “tehlikeli” statüsünde görülmüfl, ortadan kald›r›lmalar› için çeflitli yol ve yöntemler denenmifltir.
‹nand›klar› yoldan geri döndürmek
için iflkenceler, katliamlar vb. bask›
araçlar›n›n yan›nda, devrimci ve
komünistleri kendi deyimleriyle
“kontrol” alt›nda tutman›n en
önemli araçlar›ndan biri de hapishaneler olmufltur. Öldüremedikleri, kendi sistemleri için tehlikeli
olan devrimci ve komünistleri
kontrolleri alt›ndaki hapishanelere
kapatarak ak›llar› s›ra kontrol etmeyi amaçlamaktad›rlar burjuvafeodal, faflist sistemler.
Ancak özellikle ülkemiz faflist
sistemi aç›s›ndan durum hiç de bu
kadar basit de¤ildir. Hapishaneye
att›¤› “tehlikeli varl›klar” burada
da bofl durmamaktad›r çünkü. Sistemin amaçlad›¤› “zararl›” düflüncelerinden ar›nd›rma politikalar›
tutmamakta, aksine devrimci ve
komünistler hapishaneleri birer
e¤itim
alanlar›na
çevirmeyi
baflarmaktayd›, t›pk› yaflam›n her
alan›n› oldu¤u gibi. Mücadelenin
yeri ve zaman› olmazd›. Bulunulan
her yer devrim mücadelesinin birer kalesi haline getirilmeliydi.
Faflizm bunu bildi¤i için içeride
de rahat b›rakm›yordu tutsaklar›.
Çeflitli zor ve bask› yöntemleriyle
(tek tip elbise, F tipi) teslim almaya
çal›flmakta, bunu baflaramad›¤› zaman da “kendi kontrolündeki”
hapishanelere a¤›r silahlarla sald›rmakta ve katliamlar yapmaktad›r.
95’den 2000’e
hapishane katliamlar›
giderek sistemlefliyor
Tarih 19 Eylül 1995. Yer Buca Hapishanesi. Birkaç ayd›r hapishaneye sald›r›n›n zeminini haz›rlamaktad›r faflizm. Mahkemelere
ya da hastaneye götürülen tutsaklara sald›r›lmakta, tedavileri engellenmekte, ihtiyaçlar› k›s›tlanmaktad›r. Sald›r›n›n zemini haz›rland›ktan
sonra 19 Eylül günü yüzlerce asker, polis ve özel timiyle; ifl makineleri ve a¤›r silahlarla sald›r›ya
geçer faflist TC devleti. Sald›r›ya
elbette direniflle karfl›l›k vermektedir devrimci tutsaklar. Sonuç: 4 devrimci tutsak katledilir-
at
Kültür -San
fiu an ‹stanbul’da bir galeride
sergisi devam eden ‹brahim Balaban ile sanat yaflam› hakk›nda
görüfltük. Köylü figürleriyle tan›nan ressam Balaban,1921’de Bursa
Seçköy’de dünyaya gelir. Henüz 16
yafl›ndayken “ay›ngac›l›k” suçlamas› ile tutuklan›r. Cezas› paraya
çevrilir ama ödeyemeyece¤i kadar
yüksek mebla karfl›l›¤›nda 3.5 y›l
hapis yatmak zorunda kal›r. Resim
yapmak daima en büyük tutkusu
olmufltur ve bu sayede Bursa Hapishanesi’nde büyük flair Naz›m
Hikmet’le tan›flm›flt›r. Biz de Balaban ile görüflmemizde sanata tutkusunun nas›l bafllad›¤›n› ve Naz›m
Hikmet ile olan yak›nl›¤›n› sorduk.
ken onlarcas› da a¤›r yaraland›.
4 Ocak 1996 günü ise benzer
yöntemler ve sald›r›larla Ümraniye Hapishanesi’ne sald›ran faflist
sistem burada da 4 devrimci tutsa¤› katletmifltir.
24 Eylül 1996 tarihinde bu
kez katliamc› devlet Diyarbak›r
zindanlar›na sald›rm›fl burada da
10 tutsak katledilmifltir.
26 Eylül 1999’da ise katliam›n
merkezi Ulucanlar Hapishanesi’ydi. Aylard›r 40 kiflilik ko¤ufla
yerlefltirilmifl olan 120 tutsak, kendilerine yeni bir ko¤ufl aç›lmas› için
hapishane idaresiyle diyalog kurmaya çal›flmakta, ancak tüm giriflimler bofla ç›kar›lmaktad›r. Yaflam
standard› çok alt düzeydedir. Ve
baflka bir ko¤uflu iflgal ederek sorunlar›n› çözmekten baflka çareleri
yoktur. Ve böyle de yaparlar.
Bu durumda sistemin aylard›r
yapmak istedi¤i katliam›n zemini
de kendilerince oluflmufltu. Sald›r›ya karfl› barikatlar›n› kuran, teslim
olmayacaklar›n› hayk›ran devrimci
tutsaklar›n üzerine devlet hunharca sald›rm›fl, ateflli silahla öldüremediklerini de çivili sopalarla, yapt›¤› iflkencelerle katletmifltir. Sonuç: 10 tutsak katledilirken, onlarcas› da a¤›r yaralanm›fl ve baflka hapishanelere sevk edilmifltir.
Efli benzeri görülmemifl
bir hapishaneler
katliam›;
19 Aral›k 2000
‘96 y›l›nda geri püskürtülen
hücre tipi hapishane sald›r›s›n›n ard›ndan, 2000 y›l›na do¤ru yeniden
gündeme getirildi F Tipi hapishaneler. “Yüksek güvenlikli”, “befl
y›ld›zl› otel odalar›” olarak topluma tan›t›lmaya ve as›l yönlerinin
sakland›¤› ABD modeli hapishanelerin yap›m›na h›zla bafllanm›flt›.
Sald›r› çok büyüktü. Hücrelerle
hedeflenen sadece devrimci ve komünist tutsaklar› teslim almak de¤il, tüm halk katmanlar›n› teslim almak, ülkeye kocaman bir F Tipi hapishaneye çevirmekti.
Tüm bunlara karfl› d›flar›da eylemler bafllat›lm›flt›. Partizanc›lar›n
her Cumartesi Galatasaray Lisesi önünde yapt›klar› eylemlere
azg›nca sald›r›lmaktayd›. Bu sald›r›lara karfl› eylemler kararl› bir flekilde daha da büyütülerek sürüyor-
du. Ancak d›flar›daki ses çok c›l›zd›. Genifl halk y›¤›nlar›na bu sorunu anlatarak sahiplenmelerini sa¤lamak, güçlü bir muhalefet yaratmak gerekiyordu. Ne yaz›k ki, o
süreçte tam anlam›yla bu sa¤lanamam›flt›.
Di¤er taraftan içeride ise bu
sald›r›lara karfl› yap›labilecekler
tart›fl›l›yordu. Bu tart›flmalarda üç
siyaset 20 Ekim 2000 tarihinde
açl›k grevi bafllat›p, daha sonra bunu Ölüm Orucu’na çevirdiler.
Devletle bafllat›lan görüflmeler bir
yerde t›kanm›flt›.
Bu üç siyasetin d›fl›ndaki di¤er
t›klar› hapishanelere girmek için
MGK, Polis, M‹T, J‹TEM, Özel Hareket ve emperyalist efendilerinin
uzmanlar›yla özel haz›rl›klar yap›l›yordu. Dönemin Baflbakan› Ecevit
ve ortaklar› Mesut Y›lmaz ve Devlet Bahçeli faflistleriydi. Bir pitbul
köpe¤ini and›ran gözleri ve bak›fllar›yla Adalet Bakanl›¤› görevini
yürüten Hikmet Sami Türk, y›llar›n azg›n tescilli katili ‹çiflleri Bakan› Sadettin Tantan katliam›
büyük bir baflar› olarak görüyor ve
katliama kat›lan katilleri tebrik ediyorlard›.
Günlerdir süren sinsi bekleyi-
yap›lar önce 3 günlük uyar› açl›k
grevi yapm›fl, ard›ndan 10 Aral›k
2000 tarihinde süresiz açl›k grevine bafllam›flt›. Görüflmelerin t›kand›¤› süreçte Ankara’da yap›lan eyleme polis azg›nca sald›rm›flt›.
Devletin zirvesinden yap›lan aç›klamalardan katliam›n sinyalleri verilmekteydi.
flin arkas›ndan bir katliam girifliminin olaca¤›n› tahmin ediyordu devrimci ve komünist tutsaklar. Ancak
boyutunun ne olaca¤› konusunda
bir fikirleri yoktu. Yine de ilk baflta birkaç dakikal›k bir flokun ard›ndan hemen toparlan›lm›fl, bulduklar› her fleyi kendilerini savunmak
için barikatlara tafl›yorlard›.
Faflizm “ne kadar çabuk içeri girer amac›ma ulafl›rsam o
kadar iyidir” mant›¤›yla aceleci
davran›yor, kan kusan silahlar›n›
tutsaklara çevirmifl durmadan atefl
ediyordu. Bir yandan da ad› san›
duyulmam›fl nitelikte bombalar›n›
tutsaklar›n üzerine at›yordu. Biber
gaz›, sinir gaz› derken düfltü¤ü yeri
yakan kimyasal bombalar ya¤maya
bafllam›flt› dört bir yandan. Çat›lar
ifl makineleriyle deliniyor, delinen
bu yerlerden mermi ya¤›yordu
üzerlerine.
Hiçbir güç devrimci iradenin önünde duramaz ve onu
teslim alamazd›/alamad› da.
Daha önceki her sald›r›da oldu¤u
Katliam bafll›yor
Saat sabah›n 5’i, günlerden 19
Aral›k 2000. Silah sesleriyle yataklar›ndan f›rl›yor 20 hapishanede
ayn› anda devrimci ve komünist
tutsaklar. Pervas›zl›k had safhadad›r. Kendi kontrolünde olan, onlarca jandarmas›, memuruyla korudu¤u, “kontrol” etti¤i hapishanelere azg›nca sald›rmakta neydi böyle? Hani “güçlü”, “kudretli”ydi
devletimiz. Dört duvar aras›nda
bulunan tutsaklara a¤›r silahlarla, ifl
makineleriyle, bombalarla sald›rmak da ne oluyordu böyle?
Cevap aç›kt›. Zay›ft›, zavall›yd›
faflizm. Bir y›ld›r kendilerinin yap-
gibi yine direnifl ön plana ç›km›flt›.
20 hapishanenin tamam›nda da direnifl vard›. Kimi yap›s›ndan ve içerideki tutsaklar›n say›s›n›n azl›¤›ndan kaynakl› çabuk düflmüfl, Ümraniye, Çanakkale, Bayrampafla gibi
hapishanelerdeki direnifl daha
uzun sürmüfltü.
Ad›na “Hayata Dönüfl Operasyonu” demifllerdi. Yaflam›n
ad›n›n de¤ifltirildi¤i bir katliama
bulduklar› isim de anlaml›yd› onlar
için. Kimi, nas›l hayata döndürdüklerini tüm dünya kamuoyu görmüfltü bir kez daha.
Direnifl sürüyor, düflenler ço¤al›yordu. Barikat bafllar›ndaki tutsaklar ise “Kan›m›z›n son damlas›na kadar direnece¤iz” diyerek çat›fla çat›fla geri çekiliyorlard›.
Bir yandan da yaral›lar› tedavi etmeye çal›fl›yorlard›. Neredeyse yaralanmayan kimse kalmam›flt›. Düflenlerin yerlerini hemen yenileri
al›yordu. Yaras›n› saran yeniden
barikat bafl›na kofluyordu. Yaralananlar ise ac›lar›n› sloganlar›na
yans›tarak hayk›r›yorlard›. “Yaflas›n direniflimiz”, “Devrimci
irade teslim al›namaz” sloganlar› y›k›lm›fl, delinmifl, kurflunlanm›fl zindan duvarlar›nda yank›lan›yordu. Yank›lanan her sloganda
düflman›n korkusu biraz daha büyüyordu.
Tarihe faflizm aç›s›ndan kara
bir leke, devrimciler aç›s›ndan ise
müthifl bir direnifl destan› olarak
geçecek olan 19 Aral›k 2000 hapishaneler katliam› ve direnifli sonras›, apar topar aç›lan, inflaat halindeki F Tipi hücrelere götürüldü devrimci ve komünistler. Sevkler s›ras›nda akla hayale gelmeyecek iflkenceler yap›ld› faflizm taraf›ndan.
Zafer naralar› at›yorlard›. Ancak
istedikleri olmam›flt›. Direnifl esast›, tek bafl›na kal›nsa bile devrimciler aç›s›ndan. Esas olan yeniden hayata geçiriliyordu. Yara bere içindeki tutsaklar açl›k grevlerini devam ettirmekteydiler. Yeni bir alan
ve yeni bir direnifl bafllam›flt›. Bundan sonra burada yükselecekti direnifl. Öyle de oldu. Fiziki olarak
belli dönemlerde yenilgiler alsa da
devrimci ve komünistler, iradi olarak hiçbir zaman teslim al›namayacaklar›n›, ideallerinden vazgeçmeyeceklerini bir kez daha dosta da
düflmana da göstermifl oluyorlard›.
Ressam Balaban’›n hikayesi
Buradan sonra sözü Ressam Balaban’a b›rak›yoruz..
- Ben çok küçük yafltan resme
bafllad›m. Çocukken çevremde
gördü¤üm herfleyin resmini çizerdim. O zaman köyümüze say›l› olarak aç›lan ilk okullardan biri aç›ld›
ve ben de okula bafllad›m. Beni
hayvanlar› otlatmaya gönderirlerdi.
O ifli severdim. Sürekli öküzlere
bakar resimlerini çizerdim.
Haflhafl tohumu toplamaktan
kaynakl› birgün tutukland›k, Bursa
Hapishanesi’ne götürüldük. Ben
orada da sürekli maphuslar›n resmini çiziyordum. Bana dediler ki
sesin gibi resim yapan biri var burada. Ben dedim “beni yan›na
götürün”. Onlar da “zor” dediler. “O komünisttir, baflkalar›n› da kendi gibi yapmaya çal›fl›r diye herkesi onun yan›na
salmazlar.” Ben onun yan›na gitmenin bir yolunu buldum yine de.
Naz›m Hikmet maphuslardan sadece gereken boyan›n paras›n› al›yor ve onlar›n resmini yap›yordu.
Ben de “ne iyi” dedim ve kendi
portremi yapmas›n› istedim. Naz›m Hikmet ya¤l› boya ile yaklafl›k
bir haftada bana bakarak portremi
yapt›. Bana gösterdi, ben be¤enmedim, o da yüzümün fleklinden anlad› ve sordu “neden” diye. Ben de
benim boynumda kravat›m oldu¤u-
nu, onun güzel oldu¤unu ve neden
yapmad›¤›n› sordum. Bana “sen
köyüne gelen tahsildarlar› sever
misin?” diye sordu, “hay›r” dedim.
“‹flte” dedi “kravat› onlar tak›yorlar, sen gene de be¤eniyor musun?” dedi. “Ben yine de istiyorum” dedim. Ceketimi de eski yapm›flt›. Bunun nedenini sorunca da,
“sen genç ve güzelsin, onu parlak
yaparsam senin güzelli¤ini kapat›r,
böyle iyi” dedi. Ben o güzel aç›klamalar›na ra¤men ikna olmad›m ve
yan›ndan ayr›ld›m. Zeytinya¤›na bat›rd›¤›m kuru kalemler ile onun
yapt›¤› portreme kravat› kendim
çizdim.
O y›llarda 2. Dünya Savafl› patlak vermiflti. D›flar›da da maphushanede de açl›k vard›. O zaman
devlet bize hiç bir fley vermiyordu.
Sadece ekmek, “ne yaparsan yap”
diyordu. Ekme¤i yiyip Allah’a flükredecektin, art›k sade ekmekle nas›l yaflan›rsa yaflayacakt›n. O dönemde hapishanede olan 500-600
kiflinin 50-60’› Adem Baba olmufltu. Nedir Adem Baba? Üzerindeki
herfleyi yokluktan sat›p, kafalar›nda
bir çulla ç›plak kalanlar. Yokluk ve
açl›k yüzünden hapishanenin %
10’u Adem Baba olmufltu. Benim
ailem zengindi, ama ben içerideydim, babam askere gitmiflti, çifti süren yoktu. Koyunlar, keçiler y›ldan
y›la ço¤alma yerine azal›yordu. Ben
de para kazanmak için berberlik
yapmaya karar verdim. Kimsenin
trafl etmek istemedi¤i Adem Babalar› üzerlerindeki pisli¤e ve bitlere
bakmadan trafl ettim, trafl etmeyi
güzelce ö¤rendim. ‹flte o günlerde
iflimin olmad›¤› bir zamanda aynan›n karfl›s›na geçip kendimi çizmeye karar verdim. Tam nas›l çizerim
diye düflünürken içeri Naz›m Hikmet girdi. “Trafl›n›z keskin olsun berberler” dedi. Berberler
“hoflgeldin üstad” dediler. Sonra
geldi, tam benim arkamda durdu,
“merhaba ‹brahim” dedi. Ben
de “merhaba” dedim ama ben hala
portremi istedi¤im gibi yapmad›¤›
için ona küskünüm. Bana
“senin portreni yeniden
yapmak istiyorum” dedi.
Ben hiç bir fley söylemedim
ilk baflta sonra “ben sana
portremi yapt›rmam” dedim. Ben böyle deyince Naz›m Hikmet kendisi hakk›nda söylenlerden kaynakl›
portremi yapt›rmak istemiyorum kuflkusuna kap›ld›.
Yüzü endifleli bir hal ald›.
“Ama evlad›m daha önce ne
güzel yapt›m, peki flimdi neden yapt›rm›yorsun?” diye
sordu. Ben de “çünkü ben
de resim yap›yorum” de-
dim. Çok flafl›rd› ve sevindi. Yüzü
sevinçle ayd›nland›. “Benim resmimi yaparm›s›n?” dedi ve ben de
yapt›m. Daha resmin ne oldu¤unu
bilmeden resim yapan çocuk, dünyan›n en büyük flairinin resmini
yapt›. O gün ona ç›rak oldum. O
öyle bir hocayd› ki, bir gün olsun
flöyle yap demedi, hep yeni tarzda
yap›lan fleylere çok aç›kt›. Ben ilk
okuldan sonras›n› okumad›m diye
beni ç›rakl›¤›na kabul etmez sand›m, ama istemez dedi ve beni kucaklad›. Neredeyse a¤layacakt›m.
Benim dünyan›n en büyük adam›na
kofluflum, onun ç›ra¤› oluflum böyle oldu iflte. Benim yapt›klar›m› hep
destekledi ve be¤endi. (‹stanbul)
✎
Merhaba,
Sanat Cephesi’nin organize
etti¤i Eme¤in Ressam› Avni Memedo¤lu Resim Sergisi için 2-15 Kas›m tarihli ‹flçi-Köylü gazetesinde yazm›fl oldu¤unuz güzel yaz› için teflekkür
ediyoruz. Bilindi¤i gibi bu zamana kadar büyük
bir kuflat›lm›fll›kla ad› an›lmayan Eme¤in Ressam› Avni Memedo¤lu sosyalist resim sanat›n›n
Türkiye’de ilk temsilcilerindendir. Memedo¤lu,
içinde bulundu¤u Yeni Dal Resim Grubu ile
birlikte büyük bask›lara u¤ram›fl, resimleri yasaklanm›fl, eserlerinden dolay› yarg›lanm›flt›r. Türkiye’de Sosyalist Gerçekçili¤in resim alan›nda ilk örgütlü grubu olan Yeni Dal Resim
Grubu’nun kurucular› aras›nda olan A. Memedo¤lu düflüncelerinden asla vazgeçmemifltir.
Bu de¤erli sanatç›m›z›n ölümünün 9. y›l› nedeniyle organize edilen resim sergisine ve onun
düflüncelerine gazete sayfalar›n›zda yer verdi¤iniz için teflekkür ediyoruz.
Devrimci selamlar›m›zla...
www.sanatcephesi.org
www.avnimemedoglu.com
İşçi-köylü 15
14-27 Aralık 2007
Gazete/Okur
Örgütlenme faaliyetinin bir parças› olan gazetemiz üzerine okurlar›m›zla ‹zmir, Bursa, Mersin, Tarsus, Adana, ‹stanbul (Gülsuyu, Sar›gazi, 1 May›s, ‹kitelli, Alt›nflehir, Gazi Mahalleleri)’da yapt›¤›m›z toplant›lar›n temel hedefi daha nitelikli, kitlelerle bütünleflmifl bir
gazete ç›karmak olarak flekillendi.
Okur söyleflilerine
bir de¤ini
Gazetemizin ‹flçi-köylü’den
köflesinde bir süredir gazetemizin
sahiplenmesine iliflkin yaz›lar ç›k›yor.
Gazetemizin isminin de¤iflmesi ile birlikte sayfalar›na da yans›yan bu de¤ifliklerin hedefi daha
nitelikli bir yay›n ç›karmak. Bu
ancak okurlar›m›z›n katk›s› ile
olacakt›r. Biz de bir süredir okurlar›m›z›n gazetemize dair düflüncelerini do¤rudan almak, elefltiri
ve önerilerini tart›flmak hedefiyle
birçok semtte ve ilde okurlar›m›zla bulufltuk. Gazetemizin semtlerde, fabrikalarda da¤›t›m›n› yapan,
Deneyimlerimizi
yayg›nlaflt›rmal›y›z!
Tarsus’taki okurlar›m›zla
yapt›¤›m›z toplant› oldukça
verimli geçti. Buradaki okurlar›m›z›n halkla kurduklar›
genifl iliflkiler ve mütevaz›
yaklafl›mlar› bizi oldukça etkiledi. Özellikle tar›m iflçileri
ile gelifltirdikleri iliflkilerdeki
at›lganl›klar› örnek al›nmas›
gereken davran›fllar. Örne¤in;
tar›m iflçilerinin yevmiyelerini yükseltmek için yapt›klar›
çal›flma s›ras›nda 3 bine yak›n insan, harekete geçmek
için yoldafllar›m›z›n ça¤r›s›n›
beklemifl. Bir okurumuz tar›m iflçilerinin koflullar›n› yerinde görmek amac›yla bir
hafta boyunca Konya’da akrabalar› ile birlikte çal›flm›fl.
Semtte toplad›klar› elbiseleri
yoksul insanlara da¤›tm›fl,
sa¤l›k oca¤› kurmak için çal›flma bafllatm›fl olan yoldafllar›m›zdan örnek almam›z
gerekiyor. Mahallede harabe
bir binay› el birli¤i ile ve halk›n yard›mlar› ile kullan›l›r
hale getiren okurlar›m›z gelece¤e dair flimdiden onlarca
plan kurmufllar bile. Çocuklara dersler, kad›nlar için paneller, cenazelere sandalye bunlardan sadece birkaç›. Ancak
tüm bu çal›flmalar›n yay›nlar›m›za yeterince tafl›nmamas›
çevremizin bu çal›flmalar› örnek alarak bilgilenmesinin
önünde de bir engel olmaktad›r.
DUYURU
Umut Yay›mc›l›k’a
ait e-posta
adresimiz de¤iflmifltir.
Yeni adresimiz:
[email protected]
kitlelerle yak›n iliflki halinde olan
okurlar›m›z› dinlemenin, onlarla
tart›flman›n ve düflüncelerini alman›n gazeteye daha bütünlüklü
bakmay› da beraberinde getirdi¤ini söyleyebiliriz. Gitti¤imiz birçok bölgede okurlar›m›za gazeteye dair düflüncelerimizi ve gelifl
amac›m›z› anlatt›k.
Öncelikle her bölgede onlarca
y›ld›r gazetemizi, siyasi görüfllerimizi takip eden emekçilerin oldu¤unu görmek bizleri oldukça sevindirdi. Eksiklerimizden s›kça
söz etti¤imiz bu süreçte, bunlarla
birlikte bir gelenek yaratt›¤›m›z
ve tarihimizden daha fazla beslenmemiz gerekti¤ini bir kez daha
gördük. ‹stedi¤imiz düzeyde olmasa da okurlar›m›z gazetemizin
içeri¤ine dair önemli yorumlar
yapt›lar. Bugüne kadar ‹zmir,
Ankara, Bursa, Mersin, Tarsus
Adana, Sar›gazi, Gazi Mahallesi, ‹kitelli-Alt›nflehir, 1 May›s
Mahallesi, Gülsuyu’nda yapt›¤›m›z toplant›larda okurlar›m›z›n
getirdikleri elefltiri ve önerileri k›saca özetlemeye çal›fl›rsak;
Okurlar›m›z genel olarak
“Denge Azadî” ve “Gö¤ün Yar›s›” sayfalar›nki de¤ifliklikleri
olumlu buldular. Gazetenin günceli yakalayamad›¤›, yaz›lar›n
uzun oluflu, kullan›lan dilin a¤›r
olmas›, flehitler sayfas›n›n kendini
tekrar etti¤i, köylü haberlerinin
köylülerden kopuk oldu¤u, yay›-
n›n köylük bölgelerden beslenmedi¤i ortaklafl›lan elefltiriler aras›nda. Gazetenin tan›t›m›na dair bir
kampanyan›n örgütlenmesi, periyodun haftal›k olmas› ise bize ulaflan önerilerden. Adana’daki okurlar›m›z gazetedeki resimlerin iyi
olmad›¤›na, sitenin kullan›fll› olamad›¤›na, gazetemizin Yay-sat
bayilerinde zor bulundu¤una de¤indi. Ayr›ca ‹flçi-köylü’den köflesinin içeri¤inin okurla iliflki kuran
bir formata sahip olmas›n›n olumlu oldu¤unu belirttiler. Ankara’daki okurlar›m›z özellikle Denge
Azadî sayfas›n›n Kürtçe yaz›larla
beslenmesi gerekti¤i üzerinde
durdu.
1 May›s Mahallesi’ndeki
okurlar›m›zdan Marafl, Çorum,
Sivas katliamlar› gibi tarihsel anlam› olan günlerin daha iyi ifllenebilece¤i, dönemin tan›klar› ile görüflülebilece¤i; co¤rafyam›zda yaflayan de¤iflik kültürlere dair araflt›rma yaz›lar›n›n yay›nlana bilece¤i; bizleri derinden etkileyen kifliliklere dair (fieyh Bedrettin, Pir
Sultan Abdal vb.) yaz›lar›n haz›rlanabilece¤i önerileri de geldi.
Mersin’deki okurlar›m›z gazetemizin ajitasyon yönünün zay›f
kald›¤›n›, politik atmosfere yönelik yorumlar›n güncelle ba¤›n›n
daha iyi kurulmas›n›n önemli oldu¤unu, kültür sanat ve kad›n sayfas›n›n haber a¤›rl›kl› ç›kt›¤›n› oysa bu sayfalarda daha çok yorum
a¤›rl›kl› yaz›lar›n yer almas› gerekti¤ini belirttiler. Pusula ve S›n›fsal Yaklafl›m köflelerini be¤enen Mersin’deki okurlar›m›z
“Denge Azadî” sayfas›nda bir köfle olmas›n›n olumlu olaca¤›na de¤indiler. Okurlar›m›z gazete ile
kitleye gittiklerini ancak gazete
arac›l›¤› ile kitleyi örgütlemede
ad›m atamad›klar›na dikkat çektiler. Bu sorun sadece Çukurova’da
de¤il di¤er bölgelerde de yaflan›yor. Gazetemiz kendi bafl›na
içinde ne kadar nitelikli yaz›lar
ç›karsa ç›ks›n kitleleri örgütleyemez. Bu noktada yapt›¤›m›z
sohbetlerde, gazetemizin örgütlenmede bir araç oldu¤unu, örgütleyicilerin elinde oldu¤u ve
kitlelerle buluflturuldu¤u oranda
bu misyonu karfl›layaca¤› üzerinde durduk. Ve örgütlenmenin di¤er araçlar›yla birlikte kullan›ld›¤›nda anlam›n› bulaca¤›n›n alt›n›
çizdik. Gazetemizi alan kitleye
anlamad›klar›-
böyle olmufltur. Bu tart›flma asl›nda beraberinde “okurun misyonu
nedir?” sorusunu da getirmektedir. Kendini ‹K okuru olarak tan›mlayan bir kiflinin üzerine düflen sadece gazeteyi okumak ve
paras›n› vermek de¤ildir. Gazetenin okurlar›n›n, da¤›t›mc›lar ile
bir bütün oldu¤unu öncelikle söylemeliyiz. ‹K okurlar› yay›nlar›m›z› beslemeli, gördü¤ü her türlü geliflmeyi sayfalar›m›zda yer
alabilecek haber materyali olarak görmeli, bulundu¤u bölgede
bir okur a¤› kurmal›d›r/kurabilir. Bunlar› yapabilirsek s›kça sözünü etti¤imiz kitlelerin gündeminden kopuklu¤umuzu giderebilir ayn› zamanda örgütlenme çal›flmas›n›n da önemli bir aya¤›n›
örmüfl olabiliriz.
Yay›n faaliyetinin örgütleyici
misyonuna dair prati¤imizden birkaç örnek verebiliriz.
3 Kas›m seçimleri sonras›nda gazetemizde boykotun bu süreçteki en devrimci tav›r oldu¤una dair
vurgu yapm›fl ve seçimleri boykot eden köylülere
gazetemizin o say›s›n›
göndermifltik. K›sa bir süre sonra
a¤aya karfl› topraklar›n› savunan
Sinan köylüleri, Kars’a ba¤l› bir
mezradan köylüler gazetemizi
arayarak bize teflekkür ettiler.
Köylüler sorunlar›n› iflledi¤imiz
için çok mutlu olmufllard›. Sinan
köylüleri ard›ndan gazetemizi de
ziyaret ettiler. Halen gazetemizi
gönderdi¤imiz ve iliflkimizi devam ettirdi¤imiz bu köylülerin
durumu yay›n faaliyetinin önemini de gösteriyor.
Genel anlamda gördük ki, gazetemiz, inceleyen-araflt›ran-elefltirel bir gözle okunmuyor. Öte
yandan okurlar›m›zda a¤›rl›kl›
olarak yay›n›n ulaflmas›n› da¤›t›mc›lardan beklemek gibi bir anlay›fl hâkim. Oysa yay›na gündem önerileri sunma, haber ak›fl› sa¤lama, do¤al muhabirlik
yapma her okurumuzun görevi
olmal›d›r.
Bugün emekçilere gitti¤imizde
en önemli araçlar›m›zdan biri gazetemiz olmaktad›r. Bunun da¤›t›m›n›n haber ak›fl›n›n güçlendirilmesi zenginlefltirilmesi düflüncelerimizin de daha genifl y›¤›nlara
ulaflmas› demektir. Bu da daha genifl bir örgütlenme zemini yaratacakt›r. Bizi her fleyden önce
güçlü ve yenilmez k›lan da bu ba¤›n
d ü z e y i d i r.
(Bir ‹K çal›flan›)
n› anlatmak, düflüncelerini almak
okurlar›m›za ve da¤›t›mc›lar›m›za ve de elbette ki bizlere düflmektedir. E¤er bunlar yap›l›rsa
gazete üzerine düflen örgütleyici
misyonunu yerine getirebilir. ‹stisnalar d›fl›nda birço¤umuzun
devrimci saflarda örgütlenifli de
Fedakarl›k, alçakgönüllülük ve mücadele azmi
Gazetemizi uzun süredir okuyan
daha deneyimli okurlar›m›zla gazetemizle yeni tan›flan YDG’li genç arkadafllar›m›z›n kat›ld›¤› ‹zmir buluflmas›nda ülke ve devrim sorunlar›yla
birlikte ‹zmir yerelindeki gerçekli¤imiz üzerine görüfl al›flveriflinde bulunduk.
Toplant› genel olarak verimli
geçmesine ra¤men planlanan süre
içinde sonlanmamas› ve hemen ard›ndan YDG Toplant›s›n›n gerçeklefltirilece¤i için son bölümünde kat›l›m ve ilgide azalma oldu.
‹zmir’deki okurlar›m›z›n merkez
bürodan arkadafl›m›z›n kat›l›m›yla
gerçeklefltirdi¤i bu ikinci toplant›da
öncelikle toplant›n›n misyonu ve
hedefi üzerinde duruldu. Büromuzun uzun süre kapal› kalmas› ve yaflad›¤› maddi sorunlar nedeniyle bir
araya gelen okurlar›m›z›n kendi inisiyatifleri ile kararlar al›p büromuzu
sahiplenmeleri, büromuzun düzenli
aç›lmas›n› sa¤lamalar›, maddi s›k›nt›lar›n› çözmek için somut ad›mlar
atmalar›, gazetemizin da¤›t›m›na
önem vermeleri bizleri oldukça mutlu etmekte ve okurlar›m›z›n bu sahipleniflinin örnek oldu¤unu düflünmekteyiz. Okurlar›m›z›n büromuza
yönelik olumlu tutumlar›n› gelifltirmek için merkez büroyla iliflkilerini
daha fazla gelifltirmek istemeleri,
öneri ve elefltirilerini aktarma ve
merkez büronun beklentilerini ö¤renme talebinde bulunmalar› oldukça de¤erlidir.
Okurlar›m›z›n iste¤i üzerine di¤er birçok bölgede yap›lan okur toplant›lar›ndan farkl› olarak toplant›n›n yaln›zca gazetenin de¤erlendirmesi ile s›n›rl› tutulmamas› ve ‹zmir’de neler yap›laca¤›n›n da tart›fl›lmak istenmesi ‹zmir yerelinde
okurlar›m›z›n gösterdi¤i inisiyatifin
daha da ileriye tafl›nmas› aç›s›ndan
oldukça önemlidir. Okurlar›m›z ver-
dikleri emeklere ra¤men kendilerini
yeterli görmemekte ve okur inisiyatiflerinin daha örgütlü bir durufl sergilemesinin gereklili¤ini de vurgulamaktalar. Yine okurlar›m›z›n ‹zmir’de son süreçte baflta DTP ve
ESP olmak üzere devrimci demokratik kurumlara yönelik sald›r›lara karfl› aktif flekilde dayan›flma içine girmesi de olumlanan ve daha da gelifltirilmesi gereken bir yaklafl›m olarak
benimsendi.
Devrimin genel sorunlar› ve içinden geçti¤imiz süreç üzerine analiz
ve de¤erlendirmelerin zaman almas›
nedeniyle gazete çal›flanlar› olarak
ihtiyac›n› hissetti¤imiz gazetemizin
de¤erlendirilmesi ve elefltirilerle önerilerin sunulmas› gündemini ele alamad›k. Yine, okurlar›m›z›n yeterince
haz›rl›¤› olmad›¤› için önümüzdeki
süreçte yerel okur inisiyatifinin kendi içinde daha örgütlü bir durufl sergilemesine hizmet etmesi amac›yla
neler yap›labilece¤i üzerinde de durulamad›, somut kararlar al›namad›.
Bu gündemlerin eksik kalmas›na
ra¤men okurlar›m›z›n bu toplant› vesilesiyle bir araya gelmeleri ve birbirlerini daha iyi tan›malar› yararl›
olmufltur. Bununla birlikte politikteknik, küçük-büyük ifl ayr›m› yapmadan devrimci mücadeleye katk›
sunmak amac›yla önemli fedakarl›klar yaparak büromuzun düzenli flekilde aç›lmas›n› sa¤layan, büromuzun çeflitli ihtiyaçlar›yla ilgilenen,
gazetemizin da¤›t›m›n› örgütleyen,
haber ve yaz›larla katk› sunan, büromuzu ziyaret edenlerle ilgilenen,
karfl›laflt›¤› sorun ve s›k›nt›lar› çözme bilinciyle hareket eden ve tüm
bunlar› gerçeklefltirirken gerçekten
alçakgönüllü ve samimi bir durufl
sergileyen, devrimci faaliyete kat›lma konusunda flartlar dayatmayan
okurlar›m›za çok teflekkür ediyoruz.
Ustalardan
mücadelemize
›flfl››k tutan sözler
Bize gerekli olan fley,
heyecanl› fakat sakin bir
ruh hali ve s›k› fakat düzenli bir çal›flmad›r.
(Mao, seçme sözler, s.130)
Çal›flmalar›m›zda çok
büyük baflar›lar bile kazansak, bunlarla övünmemize ve böbürlenmemize hiçbir sebep yoktur.
Alçakgönüllülük insan›n
ilermesini sa¤lar, övünme insan›n geri kalmas›na sebep olur; bu gerçe¤i
her zaman ak›lda tutmal›y›z.
(Mao, seçme sözler, s.135)
işçi-köylü
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
Genel Da¤›t›m: YAY-SAT ISSN: 1307-878X
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
e-mail: [email protected]
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02
ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 544 932 24 15
MALATYA: ‹SMET‹YE MAH. N‹YAZ‹ M‹SR‹ CADDES‹ ERSOY APT. NO:9 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 542 216 48 00
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Son sözü bir kez daha D‹RENENLER söyledi!
B
“Biz flu süreçte flunu anlad›k ki,
Türkiye’de iflçi grevleri var, ancak
birileri bunlar› fiili olarak engellemeye çal›fl›yor.”
12 Eylül sonras› en kitlesel iflçi
eylemi olarak adland›rabilece¤imiz,
Telekom grevi, 44. gününde sona
erdi.
26 bin Telekom çal›flan›n›n kararl›l›kla sürdürdü¤ü bu grev, ayn›
zamanda özellefltirilmifl bir kamu kuruluflundaki ilk büyük grev
olma özelli¤i tafl›yordu.
Telekom grevi, ülkenin 81 ilinde
ve yüzlerce ilçesinde yap›lan bir
grev olarak, Türkiye tarihindeki en
yayg›n grevdi ayn› zamanda.
Bu grev, yükseltilen ›rkç›-floven
dalgan›n sokaklarda linç giriflimleriyle devam etti¤i, ülke emekçi halk›n›n
birbirine karfl› k›rd›r›lmaya çal›fl›ld›¤›
bir dönemde yap›lm›flt›r. Ancak iflçi
s›n›f›na dönük sald›r›lar› ve s›n›f›n
hak alma mücadelesini gölgelemeyi
de amaçlayan bu süreç iflçilerin kararl› tutumu sayesinde, grevin sonuna kadar baflar›yla sürdürülmesini
engelleyememifltir.
Ne egemen s›n›flar›n borazanl›¤›n› yapan medyan›n, “sabotaj yap›yorlar”, “kablolar› çal›yorlar”,
“vatan hainleri” gibi, eylemi karalamaya dönük çabalar›, ne patronlar›n tafleronlar arac›l›¤›yla gerçeklefltirdi¤i grev k›rma giriflimleri,
ne de yine on-
lar›n hizmetindeki kolluk güçlerinin
gözalt›, tutuklama sald›r›lar›, ço¤u
hayat›nda ilk kez böylesi bir eyleme
kat›lan iflçilerin büyük ço¤unlu¤unun kararl›l›¤›n› etkilememifltir.
45. güne girerken, 29 Kas›m
gece saat 00:30’da Haber-‹fl Sendikas› ve Türk Telekom aras›nda
var›lan anlaflman›n özeti ise flöyledir:
* Toplu sözleflmenin ilk y›l›nda
enflasyon art› yüzde 10, ikinci y›l›nda ise enflasyon oran›n›n üzerinde
% 6.5’lik zam yap›lacak,
* Di¤er ücret kalemlerinde de
ayn› oranlarda zamma gidilecek,
* Çal›flma süreleri ile ilgili olarak
haftada 5 gün 45 saat ve 6 gün 45
saat olmak üzere iki sistem getirilmifl olacak, ikinci koflulda çal›flanlara
200 YTL ekstra ödeme yap›lacak,
* Bir defaya mahsus olmak üzere bayram öncesinde her iflçiye 200
YTL ek ödeme yap›lacak,
* Tüm iflçiler y›lda toplam 112
günlük ikramiye alacak,
* Grev süresince ifl akdi feshedilenler ifllerine geri dönecek, bu süre içerisinde yarg›ya
intik a l
B
“Bundan sonra grevleri daha da
zorlaflt›rmaya çal›flacaklar. Yasalar
ç›kararak, greve gidilmesini engellemek isteyecekler gibi görünüyor.”
B
“Biz yak›nda emekli olaca¤›z, ancak bizden sonra gelecek olan genç
insanlar›n örgütlenmelerinin önündeki engel azalm›fl oldu.”
larak
o
i
erdi.
m
a
e
l
n
o
y
s
e
i
e
ç
d
fl
44. gün
itlesel i
,
k
i
v
n
e
e
r
›
g
s
l sonra
LEKOM
E
T
,
z
i
12 Eylü
m
bilece¤i
a
r
›
d
n
a
l
ad
etmifl bulunan akit fesihleri ile ilgili
olarak mahkemenin karar› beklenecek,
*Kapsam sorunu ile ilgili olarak,
sadece idari çal›flanlar› kapsam d›fl›nda b›rakacak düzenlemeler yap›lacak.
Grevden sonraki günlerde, yap›lan bu anlaflman›n sonucuna iliflkin
de¤erlendirmelerini almak üzere,
bir kez daha greve kat›lan iflçilerin
yan›na gittik.
“Sendikan›n gelece¤ini
kurtard›lar!”
Pendik Telekom Müdürlü¤ü’nde
görüfltü¤ümüz greve kat›lm›fl iflçilerden Turan Ayar’›n, grevin sonucuna iliflkin ilk sözleri: “Önemli
olan ne kadar maafl art›fl› ald›¤›m›z de¤il. Sonuç sendikan›n
gelece¤i aç›s›ndan iyi oldu, önü
aç›ld›” oluyor. Ve ard›ndan ekliyor:
“Biz yak›nda emekli olaca¤›z,
ancak bizden sonra gelecek
olan genç insanlar›n örgütlen-
melerinin önündeki engel azalm›fl oldu.” Ayar, grev süresince
verilen destekten de mutlu olduklar›n›, gerek içerde çal›flan arkadafllar›ndan gerekse d›flar›daki kamuoyundan deste¤in iyi oldu¤unu düflünüyor. Kendilerini karalayan egemen güdümlü medya d›fl›nda tabii
ki!
Görüfltü¤ümüz bir di¤er iflçi ise,
Süleyman Do¤an. O en çok da
grev süresince “sabotajc›”, “vatan haini” vb. nitelemelerle an›lmalar›na tepkili. Ancak bunun kimler taraf›ndan yap›ld›¤›n›n bilincinde.
“Bize kablo h›rs›z› dediler.
Ancak grev bittikten sonraki
günlerde A¤r› ve Erzurum’da
kablo çal›nd›¤› ortaya ç›kt›. Demek ki gerçek h›rs›z bizler de¤il, baflkalar›ym›fl!” diyor. Sonuca
iliflkin biraz temkinli yaklafl›yor.
“Sözleflmenin içeri¤ini henüz bilmiyoruz. Ne getirdi ne
götürdü, flu an bir fley demek
zor” diyor ve ekliyor: “Ancak biz
flu süreçte flunu anlad›k ki, Türkiye’de iflçi grevleri var, ancak
birileri bunlar› fiili olarak engellemeye çal›fl›yor.” Bu engelleme çabalar›na ise, patronun grev
k›rma giriflimlerini gösteriyor. Önümüzdeki süreçte iflçi-emekçi cephesinden benzer grevler yaflan›p yaflanmayaca¤›na dair düflüncesini ise
flu sözlerle aktar›yor: “Bundan
sonra grevleri daha da zorlaflt›rmaya çal›flacaklar. Yasalar
ç›kararak, greve gidilmesini
engellemek isteyecekler gibi
görünüyor.”
Do¤an, grev s›ras›nda kendilerini en olumsuz etkileyen fleyin, valilik, çevik kuvvet, savc›l›k arac›l›¤›yla
gerçekleflen grev k›r›c›l›¤› oldu¤unu
söylüyor.
Anlaflman›n sonucuna iliflkin
temkinlili¤ini ise bir kez daha flöyle
özetliyor: “Bekleyip görece¤iz!”
Telekom Pendik ‹lçe Müdürlü¤ü’nde görüfltü¤ümüz son kifli ise,
iflyeri bafl temsilcisi Selamet
Ero¤lu’ydu.
Ero¤lu da, ilk görüfltü¤ümüz Turan Ayar gibi, sonucun her fleyden
önce sendikal örgütlenme aç›s›ndan
bir kazan›m oldu¤unu söylüyor ve
düflüncelerini: “Anlaflmay› % 51 gibi
k›l pay› bir yetkiyle yapt›k. Yoksa
yetkimizin elimizden al›nmas› gibi
bir durum ortaya ç›kacakt›. Yap›lan
T‹S (Toplu ‹fl Sözleflmesi), sendikan›n gelece¤ine ›fl›k tutacak nitelikte
bir anlaflma oldu. Bunun içindir ki
ücret art›fl›n› 2. planda de¤erlendiriyoruz” sözleriyle aç›kl›yor.
Kapsam d›fl›-kapsam içi personel
noktas›nda da olumlu bir sonuç
al›nm›fl. Bundan böyle ifle giren mühendisler dâhil kapsam içi olacakm›fl. Bu da en baflta örgütlenme
hakk› demek.
Ero¤lu da emeklili¤i yaklaflan iflçilerden. Ve gelece¤i düflündüklerini
söylüyor. Diyor ki: “Bizler emekli
olaca¤›z, ama bizden sonra gelenleri
düflünmek laz›m. Bunlar burada örgütlenme ad›na hiçbir fley yapmam›fllar diye, arkam›zdan küfür ederler. Bunun içindir ki, grev, örgütlenme aç›s›ndan önemli bir kazan›mla
sonuçlanm›flt›r.”
Temsilci odas›nda yapt›¤›m›z bu
görüflme s›ras›nda odaya girip ç›kan
iflçiler de söze kar›fl›yorlar ara s›ra.
‹çlerinde greve gittikleri süre içindeki maddi kay›plar› noktas›nda anlaflmada hiçbir fleyin yer almad›¤›ndan yak›nanlar oluyor. Ya da fazla
mesai say›lan Cumartesi çal›flmalar›
noktas›ndaki konumland›rmalar›n
belirsizli¤inden söz ediyorlar. Çay
oca¤›na bakan çal›flan ise, ald›¤› 450
milyon maafltan ve yol paras› vs.
ç›kt›¤›nda elinde bir fley kalmamas›ndan yak›n›yor ve “Biz ne olaca¤›z?” diyerek son noktay› koyuyor.
(Kartal)
“Kavga bitmedi, daha yeni baflflll›yor!”
Hep ayn› yalanlar
Ülkenin stratejik önemde say›labilecek kurumlar›n›n özellefltirilmesine dönük en son pratiklerden biri de PETK‹M’in özellefltirilmesiyle birlikte gerçekleflti. Neo-liberal politikalar›n ülkedeki ilk uygulay›c›lar›ndan olan Özal’la
birlikte alt yap›s› oluflturulan, Çiller döneminde gerçekleflmesi yönünde büyük
çaba içine girilen özellefltirmeler, AKP
hükümeti döneminde adeta yang›ndan
mal kaç›r›rcas›na bir h›zla gerçeklefliyor. Hem de ortaya saç›lan usulsüzlük
vb. flaibeli durumlara ra¤men, AKP hükümeti ve temsil etti¤i Türkiye egemen
s›n›flar›, ülkenin en kârl› kamu kurulufllar›n› uluslararas› tekellere peflkefl çekme
gayretini sürdürüyor.
Türk Telekom, Tüprafl ve Erdemir’in
ard›ndan, Türkiye’nin en büyük kamu
kurulufllar›ndan Petkim’in özellefltirilmesi ile birlikte, telekomünikasyon, akaryak›ttan sonra, petrokimyadaki kamu ç›karlar› da yerini, flirket ç›karlar›na, hem
de emperyalistlerle ba¤lant›l› flirketlerin
ç›karlar›na b›rakm›fl bulunmakta.
% 34.5 hissesi Nisan 2005’te borsada sat›lan Petkim’in % 51’lik kamu hissesinin sat›fl› seçimlerden hemen önce,
Haziran ay›nda, alelacele gündeme getirildi.
Ve Özellefltirme Yüksek Kurulu taraf›ndan aç›lan ihaleyi, 2 milyar 40 milyon Dolar veren Socar-Turcas-Injaz
Ortak Giriflim Grubu kazand›. Ancak bu ihaleyi kazanan asl›nda bu flirket
de¤ildi. ‹hale gerçekte Trans CentralAsia adl› flirkete kalm›flt›. ‹haleden k›sa
bir süre sonra bu flirketin Ermenilere
ait oldu¤u a盤a ç›k›nca, kamu kurulufllar› baflta olmak üzere, vatan›n tafl›
topra¤› emperyalist tekellere yok pahas›na sat›l›rken sesini ç›karmayan ›rkç›-faflist çevreler birdenbire “vatanseverliklerini” hat›rlayarak, art arda
tepkilerini koymaya bafllam›fllard›. Özü
vatan hainli¤i olan bu sahte vatanseverlerin gösterdi¤i tepkiler sonuç vermifl,
ihale ikinci en iyi teklif veren Azeri Socar-Turcas-Injaz’a kalm›flt›.
Petkim’in sat›fl›nda da, di¤er kamu
sektörlerinin özellefltirilmesini meflrulaflt›rmaya dönük dile getirilen “zarar
ediyor” söylemleri yinelenmeye çal›fl›ld›.
Bununla da yetinilmeyerek, t›pk› Tüprafl’ta oldu¤u gibi, sat›fl öncesi Petkim’in
üzerinde bulundu¤u arazinin depreme
dayan›ks›z oldu¤u ve bunun da büyük bir
tehlike oluflturdu¤u söylemleri yay›lmak
istendi. Oysa uzmanlar hem Tüprafl,
hem de Petkim tesislerinin 9 fliddetindeki bir depreme bile dayanacak biçimde
infla edildi¤i noktas›nda hemfikirler. Zaten bu iddialar da arada kaynad› gitti.
Özellefltirmeler s›ras›nda emekçilerin üretimden gelen gücünü soka¤a dökerek, güçlü bir karfl› koyufl sergileme
yerine, süreci, c›l›z eylemler ve aç›klamalarla geçifltiren Petrol-‹fl Sendikas›,
özellefltirmenin ard›ndan, daha çok da
ihaleyi alan flirketin bir y›ll›k ihaleye girme yasa¤›n› gerekçe göstererek, “yürütmeyi durdurma” davas› açt›. Dava
30 Ekim’de Dan›fltay 13. Dairesi taraf›ndan ret edildi ve Özellefltirme Yüksek Kurulu, ihalenin iptali için aç›lan
esas davan›n sürdü¤ü flu günlerde kurumun özellefltirilmesini onaylad›. Bu
onay›n, Gül’ün Azerbaycan ziyareti s›ras›nda yapt›¤› konuflmada, daha dava
sürmesine karfl›n “Azerbaycan’›n art›k Türkiye’de bir Petkim’i var”
aç›klamas›ndan sonra gerçekleflmesi ise,
hem bu onay›n nedenine hem de esas
davan›n nas›l sonuçlanaca¤›na dair yeterli veri sunmaktad›r.
Türkiye egemenlerinin onca flaibeli
duruma karfl›n Petkim’i Socar-TurcasInjaz Ortak Giriflim Grubu’na satma
gayretini daha iyi anlamak için, grubun
içinde yer alan Turcas’›n ABD’nin Irak
ve Afganistan’da da¤›tt›¤› savafl ihalelerinden en çok kazanan 100 flirket
aras›ndan 46. s›rada oldu¤una bakmak yeterlidir san›r›z.
Direnen iflçi yenilmez
Tüm bu geliflmelere karfl›n Petkim
iflçisi iflyerine sahip ç›kmakta kararl›.
Gerici sendika önderliklerine ra¤men,
40 günü aflk›n süre devam eden Telekom grevinin, iflçilerin zaferiyle sonuçlanmas›, tüm emek çevrelerinde oldu¤u gibi, Petkim iflçisine de büyük bir
moral kayna¤› olmufl, mücadele azmi
afl›lam›fl gibi görünmekte. Özellefltirme
Yüksek Kurulu’nun sat›fl› onaylamas›n›n ard›ndan Alia¤a’daki Petkim tesislerine gelen iflçiler burada kararl›l›klar›n›
hayk›rd›lar. Ayn› s›rada kapsam d›fl›
olarak tan›mlanan idarecilerle görüflmeye gelen Turca yetkililerini,
önünde bulunduklar› misafirhanenin
kap›lar›n› tutma suretiyle, içeri sokmad›lar. Dillerinde ise flu sloganlar
vard›: “PETK‹M halk›nd›r halk›n kalacak”, “Direnen iflçi asla yenilmez”
ve özellikle de “Kavga bitmedi,
daha yeni bafll›yor!”
Evet, sadece Petkim iflçisinin de¤il, tüm Türkiye iflçi s›n›f›n›n ve
emekçi halk›n›n kavgas› yeni bafll›yor. Özü, iflçi-emekçi y›¤›nlara dönük, ›rkç›-faflist dalga eflli¤inde geliflen sald›r›lara karfl› koymak anlam›na gelen bu kavgada bize düflen görev ise, onun destekleyicisi de¤il,
omuzlay›c›s› olma yönündeki ad›mlar› s›klaflt›rmakt›r!
‹flfltten atmak
serbest…
PETK‹M, bugün 14 fabrikas›,
8 ortak tesisi, elektrik üretim
ünitesi, at›k giderme ünitesi, liman ve baraj›yla, Türkiye’nin en
gözde kamu mallar›ndan biridir.
Türkiye’nin en büyük entegre
petrokimya flirketi olan Petkim,
50’yi aflan petrokimya ürünü
yelpazesiyle Türkiye’nin vazgeçilmez bir hammadde üreticisi durumundad›r. Petkim’in
net sat›fllar›na iliflkin veriler,
2005 y›l›ndaki net sat›fl›n 1 milyar dolar, 2006’da ise 1.5 milyar
dolar oldu¤unu göstermektedir.
Bir y›l önce 73 milyon dolar zarar etti¤i söylenen kurulufl, geçen y›l 41 milyon dolar kâr etmifltir. Petkim’in pazar pay› da %
27 düzeyindedir ve iflletmede
halen 3 bin 700 iflçi çal›flmaktad›r. Petkim özellefltirmesinde
yat›r›m ve kapasite flart› bulunurken, buna karfl›l›k istihdam
flart› bulunmamakta. Bunun anlam› ise çok aç›k: ‹haleyi kazanan firma diledi¤i say›da iflçiyi iflten atabilecektir.

Benzer belgeler