Hakim Tirmizi Web.qxp

Transkript

Hakim Tirmizi Web.qxp
MEKTÛB-Ý TÝRMÝZÎ
ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD
Ýstanbul
2008
Bismillahirrahmanirrahim
Hâkîm Tirmizî Afganistan'ýn kuzeyinde, bugünkü Özbekistan topraklarýnda yer alan Tirmiz þehrinde doðmuþtur. Esas adý Ebû Abdillah, Muhammed b. Ali b. el-Hasen b. Biþr olup daha çok "elHakîm et-Tirmizî" lakap ve nispetiyle meþhur olmuþtur. Kaynaklarda doðum tarihi hakkýnda bilgi
verilmeyen Hâkîm'in hicri III. asrýn baþlarýnda doðduðu tahmin edilmektedir. Onun vefat tarihi hakkýnda ise, hicri 255-320 arasýnda deðiþen birbirinden
farklý tarihler verilmektedir.
Kütüb-i Sitte adý verilen 6 hadis kitabýndan
Câmiü's-Sahih adlý eseri yazan ve asýl adý, Muhammed b. Ýsâ olan Tirmizî ise Hicri 209 yýlýnda
doðmuþ ve (hicri 279) 893 yýlýnda ise vefat etmiþtir.
Bu zât da Ýmam Tirmizi olarak anýlmaktadýr. Ancak
bu ikisi birbirinden farklý kimselerdir.
Hâkim Tirmizî, Ebu Turab Nahþebî, Ahmed b.
Hadraveyh, Yahya b. Muaz Razî gibi dönemin meþhur mutasavvýflarýndan istifade etmiþtir. Bazý fikirlerinden dolayý tepki alan ve sürgüne gönderilen Tirmizî, Hac yolculuðu münasebetiyle Niþâbur, Baðdat,
Þam, Mekke ve Medine'de bulunduðu zamanlarda
âlim ve ariflerle fikir alýþ-veriþinde bulunmuþ, farklý
coðrafyalarýn farklý yorumlarýyla tanýþmýþtýr.
1
Hânefî fýkhýný ve Ýslâm'ýn zâhirî ilimlerini tahsil eden, Hakîm Tirmizî, nübüvvetin hatemi olduðu
gibi velâyetinde hatemi var mýdýr? Sorusundan yola
çýkarak kendisinin en önemli eseri sayýlan ve kendisinden sonra gelen birçok kimseyi etkileyen, Hatmü'l-Evliyâ adý verilen eseri yazmýþtýr. Muhyiddin-i
Ýbn Arabî onun eserlerinden etkilenmiþtir.
Nübüvvet-velâyet meselelerini anlatan bu eserin en dikkat çekici yönü ise velâyetin hatemi olarak
görünecek olan Hatemül Veli'ye sorduðu suallerdir.
Muhyiddin Ýbnü'l-Arâbî bu suallere cevap vermek istemiþ ve bunun için, el-Cevab'ul-Mustakim ismiyle müstakil bir eser kaleme almýþtýr. Ayrýca meþhur
eseri Futuhat'ul-Mekkiye isimli eserinde de bu konuyla ilgilenmiþtir. Ancak On bir asýrdan beri cevaplarý aranan bu suallere tam olarak hiç kimsenin cevap veremediði görülmüþtür.
Ýbnü'l-Arâbî Fütûhâtü'l-Mekkiyye adlý eserinde Hâtemü'l Evliyâ olan zâtýn "Arab'ýn en þerefli soyuna mensup olacaðýný" haber verdiði
halde, Resulullah Aleyhisselâm'ýn huzurunda Arapça
deðil, baþka bir milletin diliyle konuþtuðuna dikkati
çekerek;"Hatm O’nun (Resûlullah'ýn) huzurunda
diz çökmüþtü ve O’na bir kadýnýn sözünü haber veriyordu. Ali’de (r.a) Hatm'in konuþtuðu
dili tercüme ediyordu." demiþtir. ("Fütûhâtü'lMekkiyye", c. 1, s. 114. bas.: Beyrut, 1994)
2
Yaklaþýk on bir asýr önce kaleme aldýðý "Hatmü'l-Evliyâ" adlý eserinde, kýrklarýn tümünün
zuhûrundan sonra "Hâtemü'l-Evliyâ" olan zâtýn
kâim olacaðýný haber veren Hakîm Tirmizî, yaþadýðý
mânevî tecellîleri anlattýðý "Büdüvv-ü Þe'n" adlý
risâlesinde, kýrklarýn zuhûrundan sonra kâim olacak
olan bu zâtýn, halkýn fesada düþtüðü bir zamanda
Türk'e gönderileceðini keþfetmiþti.
Bir manevî gönülde zuhur eden “KAYAD ELASR ELL H.V” beyan-ý ilâhîyesi bu noktayý iþaret
etse gerektir. KAYAD: Eski Türk boylarýndan olan
Kayý boyunda gelecek nesle ve Kayý çocuklarýna
verilen addýr.
3
4
DÝBACE
Bismillahirrahmanirrahim
Bu suallere cevap vermekteki maksadýmýz þudur:
Hakîm Tirmizî zamanýndaki velâyet anlayýþý ile bugün
Allah'ýmýzýn lütfettiði velâyet anlayýþý arasýndaki farký anlaþýlýr hale getirmektir. Netice itibarý ile, Allah'ýmýzýn
velâyeti ne kadar terakki ettirmiþ olduðu görülecektir.
Ýslam tarihi boyunca pek azý müstesna, ilim ve irfan sahipleri, Hâkim Tirmizî hazretlerinin bu suallerine
cevap vermekten çekinmiþlerdir. Suallerin sýfatî olmasý;
muhtelif sayýlarýn, mekân ve makam isimlerinin sorulmasý bunlara cevap verilmesinde tereddüt oluþmasýna sebep olmuþ, bir anlamda sorular kendilerini kuþatan sýfat
ile korunmuþlardýr. Ýlim ve irfan sahipleri bu sualleri sýfatî açýdan deðerlendirmiþlerdir. Hâkim Tirmizî hazretlerinin bu suallere cevabý Hatmül Velâyet'ten beklemesi
de, onun hakký olduðunu göstermektedir. Çünkü bu suallere gerçek bir cevap ancak Zatîyet noktasýndan olabilir.
Zatîyet noktasýndan bakýldýðýnda bu suallere verilen cevaplar, suallerin zahirine göre deðil, suallerin mahiyetinin nasýl olmasý gerektiðine göredir.
5
Bu sualler genelde, kuldan Allah'a gidiþ olarak düzenlenmiþtir. Bu ise tevhide uygun düþmez. Esasta Allah'ýn kullardaki tecellisine göre düþünmek daha doðru
olur. Biz de bu þekilde düþünerek bu sualleri cevapladýk.
Sualleri hazýrlayan Hâkim Tirmizî, muhakkak ki
Allah yolunda güzel bir noktaya gelmiþ velidir. Ancak
bütün bu sualler zaman içinde bize kadar intikal ederken, bu vadide pek malumatlý olmayan kimselerin, tabirleri tam olarak ifade edemediklerinden anlatýmda da
farklýlýklar görülmüþtür. Tercüme ve intikallerde aksamalar olabilir.
Kullarda hep bir istek vardýr, nefis daima ister.
Manevî makamlarý da ister. Bu noktada kullar, ben bir
þey yapayým da, hak kazanayým der. Dua bir teslimiyet
ve ilticadýr. Dua ederken, ya Rabbi, bize ver deriz. Bu talepler birer istektir. Ancak burada hiçbir kul ben þunu
yaptým da bunu aldým diyemez. Nefsini Müslüman eden
gönüllerdeki arzu, Allah'ýn kendisini talep etmesidir
Ilâhîte, "Umulur ki kurtuluþa erersiniz" buyrulmuþtur. Ancak, Allah'ýn rahmetine iltica edilir.
Geçmiþ zamanlardaki velâyet makamlarýnda da bu
arzular zuhur bulmuþtur. Ancak her terakkide evvelki
makamlarý terk edip daha ileri geçmiþlerdir. Bu, Allah'ýn
rahmeti icabýdýr.
6
Allah'ý sýfatla tahdit etmek mümkün deðildir. Bugün maneviyat anlayýþý, iki noktada yoðunlaþmýþtýr; Akli
idrak, ruhi idrak. Ýkisi de tatbikattadýr. Ancak maneviyatý Allah'ýn bugün lütfettiði bilgi ve idrak ile ifade etmek
icap eder.
O gün bir tek kurtarýcý vardýr. O da Allah'týr. Burada ancak, Allah'ta mahiv olmuþ gönül ehli kelam eyler.
Kul, Allah'a nasýl teþekkür edeceðini ifade edemez. Allah
kuluna yakýnlýk verdiði zaman ona, "Sen olan da benim" buyurur. Bu noktadan sonra hangi kul kendisini
Hakk'tan gayri olarak mütalaa edebilir. Onun için bütün
velilerin teveccüh ettikleri nokta budur.
Bu sorular dünyevi bakýþ açýsýyla sorulmuþtur. Makam sýfatî olduðunda dünyayý ilham eder. Ancak sorulara verilen cevaplar, zâtîyet anlayýþý ile verilmektedir. Bu
bakýmdan sýfat ile zâtîyyeti ifade etmek mümkün deðildir.
Sorulara verilen cevaplarýmýz, Peygamberimiz Hz.
Muhammed'in (s.a.v) buyurduðu Ýslamiyet'teki asliyyetin
hususlarýný idrak edilsin düþüncesi ile ifade edilmiþtir.
Maalesef insanlar, ruhi âlemi de Peygamberimiz Hz.Muhammed'in (s.a.v) buyurduðu gibi deðil de, kendi dünyevi yaþam ve görüþleri ölçüsünde deðerlendirmiþlerdir.
Sualler o zamanki manevî anlayýþa göre hazýrlan-
7
mýþtýr. Zamanýmýzdaki manevî idrak ve anlayýþa hitap etmemektedir. Þüphesiz ki Allah her an yeni bir þandadýr.
Sorularda rakamlardan bahsedildiðini görmekteyiz. Allah'ýn Zâtîyet-i ilâhiyesi açýlmýþ olan gönül Allah'ý
anlatmak hususunda rakamlardan münezzehtir.
Manevîyat rakamla tahdit olunmaz. Rakamlar
dünya içindir. Kur'an-ý Kerîm nazil olduðu zaman âyetlerin numaralarý yoktu. Sonralarý kolaylýk olmasý açýsýndan
âyet numaralarý konmuþtur. Rakam deðerlendirmeleri,
dünya içindir. Ýlâhî âlemi sýnýrlayamaz. Rakamlarla tahdit etmek zâtîyeti sýfata indirgemek demektir.
Manevîyatta Allah'ýn rahmetini rakamlarla kýsýtlamak doðru deðildir. Allah birdir ve tektir. Bu sayý olarak
‘bir’ anlamýnda anlaþýlmamalýdýr, Allah'ýn Vahdaniyetini,
yani Allah'ýn birliðini idrak etmek gerekir. Allah'ýn vahdaniyeti rakamlar ile nispet edilemez. Bütün rakamlar, o
‘Bir'in içinde olduðuna göre, deðerlendirme O'na aittir.
Ölçü ve rakamlar ise kýsýtlý ve sýnýrlýdýr.
Bu sualler ile Hatmül Evliyayý tespit etmeye çalýþmýþlardýr. Bu suallere Muhyiddin-i Arabî Hazretleri de
cevap vererek, belki de Hatmül Evliya’nýn kendisi olacaðýný ima etmiþ olmaktadýr.
Allah'ýn öyle kullarý vardýr ki, kendisinden baþka
8
kimse bilemez. Ancak zuhur ettiði zaman bilinebilir. Bu
suallere cevap vermemizin sebebi þahsiyet peþinde olduðumuzdan deðil, Allah'ýmýzýn her zamanda yeni bir bilgi
ve rahmet sunduðunu ifade etmek içindir.
Efendimiz Miraçta âlemleri geçerken o âlemlerin
tecelliyatý zuhur eder. ‘Burak’ ile baþlar, ‘Refref’ ile devam eder. Her makamý geçiþte o makamýn tecelliyatýnýn
ismi olarak zuhur eder. Âlem-i Ama'da arzu çoktur fakat
isim yoktur. Ýdrak vardýr. Refref ile gitti, anlatýmý sözde
kalýr. Bunlar Allah'ýn Musavvir'inden bir yansýmadýr. Allah'ýn arzusunun bir neticesi olarak ifade edilebilir.
Bu sorular Hz. Hâkim Tirmizî zamaný icabý Makam-ý sýfatîden sorulmuþ ve dünya yaþamýndan ahiret tarif edilmek istenmiþtir. Sýfatî makamdan sorulan sorulara
verilen cevaplar, Allah’ýmýzýn Hatmül Velâyet makamý
olan ‘Zat uz Zat’ idraki ile ifade edilmiþtir. Sorular ve
cevaplar arasýndaki makam farkýna dikkat çekmek isteriz.
Huve’t tevfiku’r refîk
ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD
9
10
Hakim Tirmizi Hazretlerinin
Sorularýna Cevaplar
Bismillahirrahmanirrahim
1) Sýdkla ilgili bütün gayretlerini ortaya koyduktan
sonra evliyanýn nâil olduklarý makamlarýn niteliklerini (menzilleri) ve sayýsýný söyler misin?
Allah'ýn velilerinin sayýsýný, Allah'tan baþka
kimse bilemeyeceðine göre, onlarýn makam ve menzillerini de O'ndan baþka kimse bilemez. Manevîyat
hiçbir rakam ve ölçü ile sýnýrlandýrýlamaz. Hüve her
an yeni bir þanda olduðuna göre, her an baþka zevk
ve neþeyle evliyasýnda tecelli eder. O' nu hiçbir kayýtla tavsif edemeyiz. Kayýtlar kullar içindir.
Allah'ýmýz her an âlemleri, feyz sunarak terakki ettirmektedir. Bu terakki nereye kadar diye düþünebiliriz. Allah feyz sunduðu müddetçe terakkinin
nihayeti yoktur.
Ancak, Allah’ýn isimlerdeki arzusu ne ise, o ismin temsil noktasýnýn terakkisi de o kadar olacaktýr.
Yani her isim almýþ kul noktasý, Allah’ýn ondaki arzusu kadar feyz alýr ve terakki edebilir.
11
2) Yakýnlýk (ehl-i kurbet) ehlinin menzilleri (makamlarý) nerededir?
Yakýnlýk verdiði gönüllerin her hali O'na aittir.
Yakýnlýk verdiðine göre Hakk ile Hakk olmuþlardýr.
Bu, "Sýrrý Lahmik" dir. Onlarýn menzilleri Hüve'dedir.
3)Askerler(asakir=erler)neredeki kimseler için mümkündür, hangi þeyle onlara
mümkün kýlýnmýþtýr?
" Ve m a y a ' l e m u c u n u d e r a b b i k e i l l a
h ü ve"
"Rabbinin ordularýný ancak Hüve bilir."
(74/31)
"Ve inne cundena lehumul galibun"
Muhakkak ki bizim ordumuz, galibiyet
onlaradýr." (37/173)
Manevîyatta "tam er" olanlar Hz.Süreyya'nýn
buyurduðu "Muhali mümkün eylerler Süreyya
çünkü andýrlar" sýrrýndan görünenlerdir. Onlar
Kuraný Kerimde övülmüþ olan "Sabikun=öne geçenler" zümresindendirler. Onlar Hüve'nin sonsuz
12
arzularýnýn zuhurudur. Bu da Hakk'ýn kendisinden
kendisine olan talebinden kaynaklanýr.
4) Onlarýn nihayeti nereyedir?
Onlar ‘Hayyul Ebed’ sahibidir. Nihayet demek, terakkinin bitmesi demektir ki, ebedi olanýn terakkisi de ebedidir.
5)Nazar ehlinin (menzar)makamlarý nerededir?
Menzar Allah'ýn nazar ettiði gönül ehlidir.
Hz.Süreyya buyurur:
"Nazar ettim bana ben kendimi bildim ki neyim
Yaradanýmla biliþtim dediðim oldu benim"
Yani "Allah'ýn bana verdiði arzuyu bildim." Onlarýn makamlarý Hüve'ye aittir.
6)Onlarýn kaç makamý vardýr?
Hatmül Velâyet noktasýnda makamdan bahsetmek Allah'ýn feyzini tahdit etmek gibi olur.
7) Meclisler (sohbet ehli) ve hadis
nin(muhaddes) makamý nerededir?
ehli-
13
Hüve' de mahif olmuþ gönüller makamlarla
tahdit edilemezler. Onlardan birinden bir kelam sadýr olsa, diðerleri de tasdik ederler. Çünkü hepsi
Hakkýn kendinden kendine sohbetindedirler. Eðer
makamlar söz konusu olsaydý, herkes kendi makamýndan idrak edeceði için itiraz vaki olurdu.
8) Sayýlarý kaçtýr?
Velâyet Hüve'den görünür. Hüve'nin arzularýnýn sayýsý olmaz. Sevgili Peygamberimiz, "Ashabým
gökteki yýldýzlar gibidir. Hangisine uyarsanýz
hidayet bulursunuz" buyurmuþtur. Gökteki yýldýzlarý saymak mümkün olmadýðýna göre Allah'ýn velilerini de saymak mümkün deðildir.
9)Rablerine karþý bunu hangi þeyle gerekli kýldýlar?
(Rab'lerinden, bunu hangi þeye karþýlýk olarak hak
kazandýlar)
Hüve'nin arzusu olarak hak kazandýlar. Hüve'nin onlardaki arzusu öyle idi.
Kullar için "þunlarý yaptým da Allah bana bunlarý verecek" demesi makbul deðildir. Allah dilerse
lütfeder. Kul, Allah’ý mecbur tutamaz. Allah'a teslimiyet göstermek gerekir. Hiçbir konuda Allah ile pazarlýk yapýlmasý mümkün deðildir.
14
10)Onlarýn Hakk ile konuþmalarý ve karþýlýklý kelam etmeleri ne demektir?
Hz.Süreyya buyurur:
Kelam ettikçe kendimle bana divane derlermiþ
Menem yoksa deyenler mi þunun tarifi pek müþkül
Dilimle kisvelenmiþ sözlere efsane derlermiþ
Sukutumdan konuþmaz mý sanýr âlem beni heyhat
Kemâl ehli diye þan vermeyen sultana derlermiþ
Hitabý evliyaullahý bilmezler muhatýb kim
Sýrrý anlamak vabestedir irfana derlermiþ
Allah'ýn ilhamýný bir þekilde tahdit etmek
mümkün deðildir. Yani Kelam Kendinden kendine
olmaktadýr.
11)Münacaatý hangi þeyle baþlatýrlar(açýlýþ)?
Hüve'nin kendisinden kendisine olan talebidir.
12)Hangi þeyle bitirirler (hatmederler)?
13)Onlara ne ile cevap verilir?
O gönüllerde "Benden bana" hitabý izzeti zuhur eder.
Münacaatý baþlatan da hatme erdiren de kul
deðil Allah'týr.
15
14)Onlarýn siretlerinin sýfatý nasýl olur?
Allah'ýn o isimdeki arzusu o gönlün sýfatý olarak görünür. Hatmül Velâyet’te ise "Lillahil Vahidil Kahhar" zuhur eder ki, "Limenil mülkil yevm,
lillahil vahidil Kahhar'a gidiþin bir yansýmasýdýr.
15)Hz. Muhammed (s.a.v) Hatemün Nübüvvete hak
kazandýðý gibi Hatemul evliya olmaya kim hak kazanmýþtýr?
16)Bu kimse hangi sýfatla buna hak kazanmýþ olur?
17)Hâtimin sebebi ve manasý nedir?
Hz.Muhammed nasýl nübüvvetin hatmine hak
kazandý ise velâyetin hatmi de öyledir. Yani Hüve'nin arzuyu ilâhîsidir. Bu nokta kiþinin çalýþmasý
ile deðil Hüve'nin arzusu ile gerçekleþir. Hüve önce
layýk hale getirir, sonra ihsan eder.Bu noktada kulun
çalýþmasý Onun ihsanlarýna hamdu þükür etmesidir.
Bu soruda “sýfat” kullanýlmasý ile gerek Hatemün Nübüvvet, gerek Hatemül Velâyet sýfatî makamdan deðerlendirilmiþtir. Bu eksikliktir. Çünkü o
makamlarý zâtîyet noktasýndan düþünmek icap eder.
Bir varlýðýn meydana gelmesi nasýl olabilir? O
varlýðýn meydana gelmesi için kudret sahibi olmasý
icap eder. Hiçbir varlýk kendi baþýna kudret sahibi
16
olmadýðýna göre bu mümkün deðildir. Kudret sahibi
ancak Hüve'dir.O arzu eder ve kudreti ile meydana
getirir. Bu durumda kiþi Allah'ýn ona lütfettiði kadar
imkan sahibidir. Ýnsanýn terakkisi de böyledir; uzun
yýllar sayu gayret gösterir ama istenilen noktaya gelemez ancak Allah'ýn arzu ettiði bir anda o noktaya
ulaþýr. Asýl olan bu Allah'ýn nizamýný kabul etmektir.
Hüve'nin musavvirindeki Nübüvvet arzusu
Hz.Muhammed ile tamamlanarak hatme ermiþtir. Yine Hüve'nin musavvirindeki Velâyet arzusu da Hatmül Velâyet ile tamamlanarak hatme erecektir. Hüve'nin Velâyet arzusunun hitamý ile dünya hayatý da
nihayete erecek ve ilâhî âlemde Hüve'nin sonsuz arzularýna doðru devam edecektir. Velâyet Allah yakýnlýðýdýr. Allah sonsuz olduðuna göre, O’nun yakýnlýðý olan velâyet de sonsuzdur.
18)Melikil Mülke vasýl kýlan mülk sahibinin (el-melikin) meclisleri kaçtýr?
Allah sonsuzdur mahlûkatý da sayýlamaz.
Hatmül Velâyet için kendisinden kendisine olan Vedud aleminin mülkü Aþk'týr; Hüve 'nin Musavvir'indeki arzu Vedud'dur; yani Aþk'týr. "Allah âlemleri
aþk ile yarattý" denilen sýrr da budur.
Hüve'deki bu aþkýn yani Vedud sýrrýnýn tatbi17
kat ismi ise Hatmül Velâyet ile olmaktadýr. Allah'ýn
zatiyetini bilmek isteyen için Vedud,Hüve'nin aþkýnýn bir ifadesi olarak Hatmül Velâyette görünmüþtür
ki "Velilerin cümlesi velâyet nurunu Hatmül
Velâyet miþkatinden alýr" denilen sýr da budur.
Hüve'nin Vedud arzusundaki mülkü Aþk olmasýndan dolayýdýr ki Hatmül Velâyetin Malikül Mülk
sýfatýna sahibiyeti vardýr. Ancak onun mülkü dünyevî ve uhrevî olmayýp alemlerin yaratýlmasýndaki
arzu olan Aþk'týr.
Hatmül Velâyetin zat olarak görünmesi ihtimaldir ki Vedud arzusunun özdeþi olan bir isim olabilir.
Hüvenin varlýklarý aþk ile yaratmasýndan dolayý her varlýkta seven de sevilen de yine kendi olmaktadýr. Ancak kullar Onu varlýk olarak düþündüklerinden Ona "Rabbim" demektedirler. Kul, dua ederken
"Rabbim sana iltica ederim" der. Rab ismi burada herkesin kendi Rabbi olarak Allah'ýn o andaki ve
ondaki tecellisidir. Her varliktaki Allah'ýn tecelliyatý
olarak Rab , Malikül Mülk olan zatiyetidir.
Ýlahi âlemde her kul kendi Rabbini kendi zatý
gibi görecektir. Hakikatte Zat bir ama görünmeleri
namütenahidir. Ýlahi âlemde Allah sakýný açacak ve
18
her kuluna tecelli edecek ve her kul iþte benim Rabbim budur diyecek þeklinde beyan olunan Hadisi
Þerifteki bir anlam da böyledir.
Bütün bu tecelliler tek bir Zatta idrak olunuyorsa, hakikat; "Malikül Mülk" O'dur
19)Nebilerin makamýna göre Resullerin makamý nerededir?
20)Velilerin makamýna göre Nebilerin makamý nerededir?
Bir Peygamber evvela veli sonra nebidir. Önce
Hakk ile buluþacak ki Hakktan aldýðýný halka intikal
ettirebilsin. Resuller Allah Dininin ilâhî þeriatýný bildirmeye mezundurlar. Nebiler o þeriat üzere yürümek ve bozulan þeriatý düzeltmek içindir.
Varlýklar Allah'ýn onlara verdiði vazifeyi yerine
getirmekle mükelleftir. Bu durumda Risalet,Nübüvvet, Velâyet hepsi Allah'ýn onlara yüklediði vazifeyi
yerine getirmekle görevli isimlerdir. Onlarý birbirlerine göre deðerlendirmek eksikliktir. Ýnsanlar onlarý
dünyevi bakýþ açýsý ile deðerlendirmektedir. Allah'a
göre deðerlendirmek gerekir ki hepsi de merkezindedir. Nitekim Kur’an'da buyruldu ki: "Resûllerden
hiçbirini tefrik etmeyiz"
19
21)Her resul Rabbinden manevî hisse olarak hangi
þeyi elde etmiþtir?
Peygamberlik Allah’ýn bir lütfu olduðuna göre
kiþilerin bu konudaki deðerlendirmeleri eksik kalýr.
Allah’ýn her peygamber ve velisindeki arzularýný kim
bilebilir ki? Peygamberlik Allah’ýn arzusu ile olduðuna göre, kulun bunda bir müdahalesi olamaz. Nitekim Sevgili Efendimiz peygamberlik kendi nasibinde
olduðu halde, kýrk yaþýna kadar beklemiþtir. Allah’ýn
O’ndaki arzusu öyle idi. Kur’an’da buyrulmuþtur ki:
“Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz” (Ýnsan
30.)
22)Allah, isimlerinden hangi ismi ona ihsan etmiþtir?
23)Veliler onun isimlerinden manevî hisse olarak
hangi þeyi elde etmiþlerdir?
Kiþiler doðan çocuðun ismini onun arzusu ile
mi veriyor? Ona isim veren kiþinin, ismini verdiði
kimseden alacak ne hissesi olur? Kulun Allah’tan
hisse almasý olmaz, bilâkis, velâyette ancak Allah’ýn
rahmeti ve lütfu ile yürünür. Allah’ýn Musavvir’inde
takdir edilen arzu ne ise tatbikat ona göre olur.
Hüve hangi velide ne arzu ederse veli o arzudadýr. Bu hal Allah'ýn ilâhî nizam ve programýna gö20
re zuhur etmektedir. O arzu âlemlerde tatbik olunur
ki, o ismi o gönül zevk eder.
24)Baþlangýç ilmi nedir?
Allah'ýn "Ben bir gizli hazine idim irfan
olunmayý arzu ettim..." ilmidir.
25)Onun "Allah var idi ve onunla beraber hiçbir þey
yoktu" buyruðundan maksat nedir?
Varlýklar Allah'ta var idi. Yani Hüve'nin musavvirinde var idi. Onlara isim verdi ve onlar varlýk
neþesi tattýlar. Ýsim vermedikleri de vardýr onlar da
varlýk neþesi tatmamýþlardýr. Bu hal "La taayyun"
olarak bilinir.
26)Ýsimlerin baþlangýcý nedir?
27)Vahyin baþlangýcý nedir?
28)Ruhun baþlangýcý nedir?
29)Sekinetin baþlangýcý nedir?
Ýsimlerin baþlangýcý "Lâ ilahe illallah" týr.
Hüve risalet noktasýný yarattý ve risalet noktasý" la ilahe illallah" dedi ismi azam olarak Allah tatbikatý oldu. Allah, risalet noktasýna "Muhammedun
Re s u l u l l a h " o l a r a k h i t a p b u y u r d u . H a k i k a t - ý
21
M u hammediye iþte budur. Ýsimlerin de, vahyin de,
ruhun da, sekinenin de baþlangýcý böyledir.
Ancak vahiy konusunda birkaç kelime söylemek durumundayýz: Allah her varlýða vahyeder. Ancak her varlýk kendi makamýndan vahiy alýr. Peygamber , Peygamber makamýndan vahiy alýr; arý da
arý makamýndan vahiy alýr. Bakýnýz Kuraný kerimde
"Rabbin, bal arýsýna þöyle vahyetti: "Daðlardan, aðaçlardan ve kurduklarý çardaklardan
evler edin!" (16/68) buyrulmaktadýr.
Bütün varlýklarda Allah'ýn vahyi devam edecektir. Ancak vahyin hakikati Hz.Muhammed (s.a.v)
ile bilinmiþ ve bildirilmiþtir.
Vahiy Allah’ýn o varlýktaki tecellisidir. Kulaktan iþitilen ses hayýr da olabilir mekir de... Ama vahyin aslý Allah'ýn insan kalbine indirdiði beyandýr.
Allah'ýn selamý kalpten alýndýðý zaman ki ‘esSelam’ ismiyle alýnýr, insana sekinet verir.
Rabbimizin ilhamlarý dalgalar halinde gelir. Ýki
dalga arasýnda bir bekleme devresi vardýr. Bu da sekinettir. Ruhun hazýrlanmasýdýr, Olgunlaþma halidir.
Peygamber ve veli Allah'ýn vakar-ý ilâhîyesine uygun
olarak bekler. Sekinette Allah'ýn lutfunu beklemek
Allah'tan kula geliþi iþaret etmektedir.
22
30)Adl nedir?
Allah'ýn nizamýný kabul ve tasdiktir.
31)Allah’ýn, peygamberlerin ve velilerin
kimini kiminden üstün kýlmasý ne demektir?
Bu makamda her þey tevhiddedir. Bir Peygamber ve velinin Allah tarafýndan deðerlendirilmesi
ona daha ileri vazifeler verileceðine iþaret eder.
Dünya insanlarýnýn bunu tespit etmeleri mümkün
deðildir.
Bir anne evlatlarý arasýnda tefrik yapabilir mi?
Her Peygamber Allah'ýn onlardaki arzusudur. Allah'ýn zevk-i ilâhîsine tahdit getirmek mümkün deðildir.
32)"Allah mahlukatý zulmette yarattý" ne manaya
gelir?
33)Onlarýn oradaki durumlarý nedir?
34)Makâdirin (mikdarlar)vasfý nasýldýr?
Allah'ýn her mahluku kendisine göre deðerlendirildiðinde ,Allah onda kendisini bildirinceye kadar
zulmettedir. Onlar zulmette sekine ile beklerler. Zulmet ve Mekadir Hüve'nin Musavvirini iþaret eder.
23
Yani Hüve'nin zuhur yapmamýþ isimlerine iþarettir.
Onun arzusunda var ama zuhur yapmadýðýndan
kimse bilemez. Ancak ilâhî takdire göre zuhur edince ayan olacaklardýr.
35)Allah'ýn, rasûlünden ve daha aþaðýdaki kimselerden gizlediði kader ilminin sebebi nedir?
36)Bu ilim hangi sebeple gizli tutulmuþtur ?
37)Onlara, kader sýrrý ne zaman açýklanýr?
38)Bu sýr onlara nerede ifþâ (keþf) edilir?
39)Bu sýr, onlardan kime açýklanýr?
Kader Allah’a aittir. Kaderin açýklanmasý yaþam tatbikatýný bozar. Kader tatbikatý herkesin makamýný belirler. Kaderi bilmeyen kaderini yaþayarak
makamýný meydana getirir. Kaderi bilmeyen Allah'tan rahmet talep ederek kaderini yaþar. Kaderi
bilselerdi kendilerinde tanrýlýk duygusu hissederlerdi.
Allah yakýnlýk verdiði gönülden kaderi saklamaz. Onlar da kaderi saklý tutarlar. Peygamber Allah'ýn nizamýdýr. Peygamber kaderi açsa kendi nizamýný ifþa etmiþ olur. Allah bu sýrrý kaldýramayacak
olanlara kaderi açmaz.
Keþif Allah'ýn açtýðýdýr. Kul deðil Allah açýklar.
Allah ne zaman arzu ederse o zaman açýklar.Keþif ilhamla gönülde olur. Allah kendi nizamýna ters düþ24
meyecek bir makama getirdiði gönülleri kader sýrrýndan hissement kýlar. Ancak kaderi açsa bile Allah'ýn
nizamý deðiþmez.
40)Rabbimizin taat ve masiyet konusundaki izni
nedir?
Müspetin olmasý için menfinin de olmasý lazým
gelir ki müspet idrak edilebilsin. Þeytan menfiyi gösterir. Ýnsanýn doðruyu bulmasýnda þeytanýn hizmetinin var olduðu anlaþýlmaktadýr. Ýnsanlar þeytaný suçlamaktadýr ama þeytan mekri olmasýna raðmen insanlarýn hayrý bulmalarýnda vazife görmektedir. Onlarýn da varlýklarýný sürdürmeleri lazýmdýr. Çünkü
müspetin ortaya çýkmasý için menfinin de varlýðýný
sürdürmesi gerekir.
41)Onun bütün mahlukatýnýn akýllarýný kendisinden
paylaþtýrdýðý el-Aklul Ekber yani en büyük akýl nedir?
Deryayý Nuru Muhammed'dir. Yani "Akl-ý
Küll'dür."
42)Âdem (A.S) in yaratýlýþ sýfatý nedir?
Allah'ýmýzýn; "Ben yeryüzünde bir halife
yaratacaðým" arzusundan olarak Âdem'in yaratýlýþý
sýfat, asliyeti zât'týr.
25
43)Ona yönelmesi(tevliyet)nedir?
Allah Ademdeki velâyetini temaþa etmek istedi.
44)Onun fýtratý nedir?
Ademdeki fýtrat velâyettir.
45)Fýtrat ne demektir?
Allah'ýn arzusuna uygun yaratýlmasýdýr.
46)Ona niçin beþer ismi verildi?
Beþer dünyadaki diðer varlýklarýn üzerindeki
bir yaratýlýþtýr, ama yine de dünyevîdir. Peygamberimiz" Ben de sizin gibi bir beþerim. Ancak bana vahyolunuyor." (Kehf 110) buyurmaktadýr. Ýnsandaki asýl maksat Allah'ýn sohbetinin açýlmasýdýr.
47)Kendisine secde etmekle emrolunduklarýna göre meleklerden daha öne geçmeye hangi þeyle ulaþtý?
Allah "Beni yer ve gök sýðdýramadý, mümin kulumun kalbine sýðdým" sýrrý icabý Ademde tecelli etti. Çünkü Adem Velâyet, Nübüvvet ve
26
Risalet sýrlarýnýn tecelligahýdýr. Adem sureta beþer
görünür ancak bu sýrlardan dolayý Allah'ýn açýldýðý
ve göründüðü noktadýr.
48)Allah'ýn Âdem (a.s.)'e baðýþladýðý
ahlâkýn sayýsý kaçtýr?
49)Ahlak hazineleri kaçtýr?
50)Resulullah (s.a.v) ýn Allah tebareke ve
teala yüz on yedi ahlaklýdýr buyurduðu bu
ahlak nedir?
51)Onun kaçý resullerindir?
52)Kaçý Muhammed(s.a.v)indir?
Hz. Peygamberimizden rivayet edildiði söylenen "Allah yüz on yedi ahlâklýdýr" þeklindeki hadisin kaynaðý ve sýhhati belirsizdir. Keza "Allah'ýn
ahlâký üç yüzdür, yahut üç yüz altmýþtýr" þeklinde tevatüren söylenmiþ sözler günümüze kadar
ulaþmýþ olmakla beraber, bunlarýn sýhhat derecesi ve
kaynaklarý da þüphelidir. Üstelik Allah'ýn sonsuzluðu
karþýsýnda onun ahlâk-ý ilâhîyesine sýnýr koymak
mümkün deðildir.
Ahlak, Allah'ýn varlýklar üzerindeki tatbikatý ile
ilgili bir konudur. Bu bakýmdan Ahlak konusunu
herhangi bir rakamla telaffuz etmek mümkün olmasa gerekir.
27
Allah Peygamber ve velisine yakýnlýk verdiði
zaman kendi ahlaký ilâhîyesine mazharý tam kýlar.
Onlardaki ahlak ilâhî ahlak olduðuna göre onu ölçmeye kalkmak makbul ve mümkün olmaz. Ancak
Peygamberi ve Velisi ile hangi zamana hitap edecek
ise kendi arzusunu Ahlak olarak lütfeder. Her zamanýn sahibi olan gönül o zamana hitap edecek halde
Ýlahi Ahlak'tan hissement olur.
Ýlahi Ahlak Deryayý Nuru Muhammeddir. O
Ahlakýn tamamýdýr. Zaten "Ben ahlaký ilâhîyeyi
ikmal için gönderildim" buyurmaktadýr. Hatmün
Nübüvvet olmasý hasebiyle herkes ahlakýný Hz.Muhammed'den ikmal eyler. Bu da Sevgili Efendimizin
"Tahallaku bi ahlakîllah vettesifu bi sifatillah
- Allah'ýn ahlaký ile ahlaklanýnýz ve sýfatý ile
sýfatlanýnýz" emri ilâhîsi ile bildirilmiþtir.
53)Ýhsan hazineleri nerededir?
54)Þifa hazineleri nereden gelir?
55)Nefislerin say hazineleri nerededir?
56)Velilere nereden verilir?
57)Peygamberlere nereden verilir?
58)Nefislerin hazineleri nerededir?
Peygamberler ve Veliler "HÜVE" 'den görünürler. Dolayýsýyla onlar hakkýnda kayýt ve kýsýtlama
yapmak doðru olmaz. Onlar Hüve'den alýrlar ve
28
halka daðýtýrlar. Þifa ve nefis hazineleri "Nefsini bilen Rabbini bildi" ilâhî beyanýnda bellidir. O halde kiþinin hazinesi kendi gönlündedir.
59)Muhaddes(Allah'tan ilham alan) velilerin hazineleri nerededir?
Zatýnda mündemiçtir , Zat bilinemeyeceðine
göre onu deðerlendirebilmek de mümkün deðildir.
Bu deðerlendirme ancak Allah'ýn zatýndan zatýna
olan bir keyfiyettir. Nitekim Peygamber Efendimiz
Miraç hakkýndaki konuþmalarýnda "Öyle alemler
gösterdiler ki hesabýný Allah'tan baþka kimse bilmez" buyurdular. Allah'ýn vahdaniyeti
ilâhîyesini kýsýtlamak doðru olmaz.
60)Hadis (muhaddesin ilhamý anlamýnda)
nedir?
61)Vahiy nedir?
62)Peygamberlerle Muhaddesler(Allah'tan
ilham alan veliler) arasýndaki fark nedir?
63)Onlarýn yerleri neresidir?
64)Onlardan diðer velilerin yeri neresidir?
Vahiy çok yönlüdür. Allah her varlýðýna ondaki makam ve arzusuna göre vahyeder. Allah'ýn varlýklardaki feyzi Peygamberde vahiy Evliyada ilham
29
ve beyan adýný alýr. Allah arýya da vahyeder. Ancak
ondaki arý makamýndadýr. Nahl suresi 68. âyetinde
þöyle buyrulur: "Rabbin, bal arýsýna þöyle vahyetti: "Daðlardan, aðaçlardan ve kurduklarý
çardaklardan evler edin!"
Peygamberler açýk bir risalet ile gönderildiler.
Muhaddesun Allah'tan ilham ve beyan alýr. Ancak
açýk bir nübüvveti yoksa halka açmaz. Bir zaman dilimindeki bütün veliler Zamanýn Sahibine tabidirler.
Allah'ta yakýnlýk bulanlarýn makamlarýný tayin
nasýn iþidir. Ama bu durum Allah'ýn iþine müdahaledir. Hangi makamý kime verdiðini O bilir. Allah ondan konuþur insanlar ise kendi makamlarýna göre
alýrlar. Anlayýþtaki farklýlýklar insanlarýn makamlarýna göredir. Ýnsanlarýn makamý nedir? Ne kadar insan varsa o kadar da makam vardýr.
65)Havzul Vukuf nedir?
Mahþer gününde herkes kendi havuzundadýr.
Ayný imandaki ve makamdaki insanlar ayný havuzda
beraber toplanýrlar. Hz.Pirimiz Seyyid Abdülkadir
Geylânî,"Allah'ým! Tevhidin gönlümüzde olduðu halde, bizi, senin için sevmediðimiz bir
toplulukla bir araya getirip toplar ve azap
eder misin? Þüphesiz ki etmezsin" diye iltica
etmiþlerdir.
30
66)Allah'ýn göz açýp kapar gibi çok kýsa
süren emri nasýl olur?
Allah bir boyuttan ötekine geçirir. Allah ayrýca
sonsuz bir enerjidir. Enerjiyi maddeye, maddeyi de
enerjiye tahvil eder. Bu tebebddulat hiçbir þeyle ölçülemez.
67)Göz açýp kapamaktan daha yakýn olan
saat(kýyamet) emri nasýldýr?
Düþünce gibidir. Onu düþünmek onun olmasý
demektir. Hz.süleyman'ýn veziri Asaf bin Berhiya'nýn
Belkýs'ýn tahtýný getirmesi gibi. Asaf kendi düþüncesini(enerjisini) madde haline getirmiþtir.
Allah'ýn kýyamet arzusu zamanýn velisinde tecelli edecektir. O arzuyu istemesi demek, açýldýðý gönül noktasýndan duymasý ve bilmesi demektir.
68)Allah tealanýn mahþer halký ammesine
kelamý nedir? (Allah’ýn mahþer meydanýnda toplanmýþ olan bütün varlýklara hitabý
nedir?)
"Lillahil vahidil kahhar"( Mü’min 16 ) zuhur
edecektir. Kendisinden kendisine sorar ve cevap verir. Bu seda bütün varlýklarda yansýr.
31
69)Tevhid ehline söyleyeceði nedir? Nitekim O indirdiði âyeti kerimede düþmanlarýný zikrederken bir yerinde "Allah kýyamet gününde onlara hitap etmeyecek ve
kendilerini temize de çýkarmayacaktýr"
buyurmuþtur. (2/174)
Allah tevhid ehline "Sen olan da benim" buyuracaktýr. Tevhid ehli mahþer meydanýnda þefaat
için bulunacaktýr.
70)Resullere(AS) ne söyleyecektir?
Allah daha dünyada iken Resulleri için "Onlardan konuþan benim" buyurmuþtur. Ahirette de
onlardan konuþan yine kendi olacaktýr.
71)Kýyamet gününde onlar Arasat'ta nereye sýðýnacaklardýr?
Allah'ýn Rahmeti ilâhîyesine sýðýnacaklardýr.
Efendimizin "Liva-ül-Hamd" sancaðýnýn altýnda
toplanacaklardýr.
72)Ziyaret gününde peygamberlerin ve velilerin mertebeleri nasýldýr?
73)Allah Teâlâ'ya nazar hususunda enbiyânýn payýna düþen nedir?
32
74)O'na nazar hususunda muhaddeslerin
payýna düþen nedir?
75)Diðer velilerin O'na nazardan payýna
düþen nedir?
76)Ona nazardan halkýn payýna düþen nedir? Cennet için dereceler bulunduðu gibi
onlarýn da bu ziyarette, aralarýndaki derece farkýna göre tarifine beþerin takat getiremeyeceði birtakým paylarý vardýr.
77)Haberdeki
"Allah'a nazar etmekten
dolayý onlardan her biri Rabbinden kendi
payýna düþenden vazgeçer , cennetler ehli
kendi hisselerini unuturlar." cümlesinin
anlamý nedir?
Allah Peygamberlerde, velilerde ve müminlerde kendini temaþa etmekten hoþlanýr. Bu zevk-i hususi Allaha aittir. Allah'ýn her kuluna verdiði meþrep
paralelinde onlarda neþe ve zevk zuhur eder. Burada umumi bir tarif olamaz.
"Lillahil vahidil kahhar" zuhur edince bir
makam biçmek doðru olmaz. Makam ifadesi dünyada bunlarý tarif ve anlatmak içindir. Âlem-i Ýlahide
ise, o âlemin þartlarý içinde mütalaa etmek gerekir.
Cennet ve cehennem ehli olmak tam olarak
nedir? Nasýldýr? Allah kime neyi nasip edersedir. Bu
ise Allah’ýn hükmündedir. Bu hüküm verilmediði
33
için biz onun arzusunu bilemeyiz. Kiþiler esfele safilinin dýþýna çýkmadan, oradaki yaþamý idrak edemez
ve vücûd olarak kaldýramaz. Onun için insanlar öldükten sonra o âlemin þartlarýna göre tekrar canlanýr. Bu âlemdeki vücûd o âleme tebeddül olur.
Bizim anlayýþýmýza göre bu sorularda tevhid
yoktur. Allah'ýn kime ne pay vereceðinin takdiri
mümkün deðildir. Ýlahi âlemdeki hisseleri bu dünyada görmek istemenin ne manasý olabilir?
78)Makamý Mahmud nedir?
79)Ona hangi þeyle ulaþýlabilir?
Makamý Mahmud manevî terakkide belli bir
makamý iþarettir ki tam tevhidde ve tam doðru bir
inançta olunduðu zaman bu makamý ikram ederler.
Bu makamda olanlarýn Peygamber Efendimize tabiyetleri tamdýr ki Kevser Havuzunda buluþacaklardýr.
Vesile makamý, insanlarý Allah'a ulaþtýranlara verilir.
Allah ile buluþturma yetkisinde olanlar Vesile makamýndadýrlar.
Allah'ýmýz "Ben ilâhî alemde müminleri
memnun edeceðim." buyurmaktadýr. Bugünden
makam biçmek doðru olmaz. Eðer bugünden bir makam biçilirse ve Allah o makamý verirse Ýlahi Alemin
þartlarý içinde o makamdan memnun kalýnacak mýdýr.
34
80)Muhammed(SAV) ile diðer enbiya (AS)
nýn hisseleri arasýnda ne fark vardýr?
Efendimiz Hz.Muhammed; "Allah herþeyi
benim nurumdan halk etti" buyurmaktadýr. Kimde ne varsa hepsi O'ndandýr. Buradaki nur, "Deryayý Nuru Muhammeddir.
81)Liva-ül-Hamd nedir?
82)O aziz ve celil olan Rabbini hangi þeyle sena eder ki Liva-ül-Hamdi ona vacip
olmuþtur?
Allah O'ndan razý olduðunu ve kendisine Muhammed ismi lütfetmekle "Allahý en çok hamdeden" anlamýnda, Allah'a iman sancaðýný Hz. Muhammed'e lütfetti. Gerçek iman Allah'ýn Zatiyyetinin
ancak Zat makamý ile idrak edilmesi gerekir ki,
Hz.Muhammed "Zat uz-Zat'týr."
Allah'ý, Hz.Muhammed'in lütfetmiþ olduðu Zatiyyet idraki ile hamd etmek gerekir ki hamdiyyet
yerine getirilmiþ olsun.
83)Hz.Muhammed Rabbine kulluktan ne
takdim eder? Nihayet Rabbulizzet onu
över ve ona "Kademi Sýdk" ile þahit olur.
35
Hz.Muhammed Allah'ýn görünmesidir. Bütün
isimler Deryayý Nuru Muhammed'den göründüðüne
göre O, kulluk makamýndan olarak "Ya Rabbi ben
olan da sensin"der. O zaman Rabbim izzeti ile o
sözü kabul buyurur. Makam-ý Kademi Sýdk'tan kabul
eder ve bu hal kendisinden kendisinedir.
Hz.Muhammed "Ben kullarýmý ibadet için
yarattým" arzusu ikrarý olarak secdeye varýr ve
Rab'den ümmeti için þefaat talebinde bulunur.
84)Hangi þeyle onu hatmedip kerem anahtarlarýný daðýtýr?
85)Kerem anahtarlarý nedir?
86)Rabbinin baðýþlarýný kimin üzerine
paylaþtýrýr?
Kerem anahtarý Hz.Muhammeddir. Çünkü
Onun için "Biz seni illa Rahmeten lil alemin
olarak irsal eyledik" buyrulmuþtur. Allah'ýn arzuyu ilâhîsi olarak ilâhî rahmet bütün varlýklara Deryayý Nuru Muhammed sýrrý icabý Ondan daðýlýr.
87)Nübüvvetin cüzleri kaçtýr?
88)Nübüvvet nedir?
Allah'ýn peygamberlik vazifesidir. Allah'ýn Peygamberlerini rakam ile tahdit mümkün deðildir. Nübüvvet Allah'ýn Peygamberi anlamýný taþýr. Allah'ýn
36
nübüvvet arzusunu rakamla tahdit etmek doðru olmasa gerekir.
89)Sýddýkiyyetin cüzleri kaçtýr?
90)Sýddýkiyyet nedir?
Sýddýkiyet, kendi varlýðýndan Allah rýzasý için
vazgeçmek demektir. O'na olan dostluðunda kendi
varlýðýný bile terk etmek demektir. Her þeyinden Allah rýzasý için feragat etmek demektir. Sadakat insanýn asliyetine baðlý olmasýdýr.
Kendinden vazgeçenin cüzü olmaz. Ne kadar
fedakârlýk yaptý diye düþünmek cüz ise o zaman Sýddýkiyet olmazdý. Gerçek sadakat da budur.
91)Ubudiyet kaç kýsým üzerine kurulmuþtur?
Ubudiyyet Allah'ýn ne kadar kulu varsa o kadar kýsým üzerine kurulmuþtur. Burada "Nefsini bilen Rabbini bildi" sýrrý meydana çýkmaktadýr. Bu
durumda nefsini bilen Veli olur. Velâyet kendini bilmek yani nefsin de kulluðun da hakikatinin Allah olduðu idrakine gelmektir. Allah'ýn kendi vücud-u
ilâhîyesinden teþkilatlandýrdýðý varlýklarý saymak
mümkün deðildir.
37
92)Hakk, Tevhid Ehlinden neyi iktiza
eder?
Hiçbir þeyi ona ortak koþmamak yani vücut
günahýndan kurtulmak. Nitekim haberde varid oldu
ki " Vücut (varlýk) günahý öyle bir günahtýr ki
hiçbir þey onunla mukayese olunamaz."
93)Hak nedir?
94)Onun baþlangýcý nedir?
Musavvirindeki arzusunun meydana gelmesidir. Hakk bütün varlýklarý arzusundaki nizam üzerine
yarattý. Onlarý Hakk ismi ile yaratmasý her varlýða
hakkýný vermesindendir. Herkesin hakký ise O'nun
varlýklardaki arzusudur.
95)Halk içindeki fiili hangi þeydir?
96)Buna neyi vekil kýlar?
Vekil Deryayý Nuru Muhammed’dir. âlemlerdeki tatbikat O'nun göründüðü noktadýr. Yani Nübüvvet ve Velâyettir. Zat-ý Hakk sýfat-ý zatiyeyi Cenabý Muhammediye ile her an için tenezzülen meþhudiyeti dilek buyurmuþtur. Deryayý Nuru Muhammed’de beliren ilâhî arzu her zamanýn velisinde zuhur bulur. Ve o gönülden âlemlerde tatbikata girer.
38
97)Semeresi nedir?
(94. sorunun cevabýdýr.)
98)Muhakk nedir?
99)Muhakkýn makamý nerededir?
Allah kün emri ile halk etti. Bütün varlýklarýna
Musavvirinde bir Hak verdi. Kulun hakký Allah'ýn elHakk ismine tabidir. Yani kulun kulluðu da Hakka
tabidir.
100)Peygamberlerin sekineti nedir?
101)Velilerin sekineti nedir?
"Elâ bi zikrillahi tatmainnul kulûb" Âyeti
(Rad 28) sýrrý icabý olarak "Kalbin zikri kalbi
mutmain kýlar" makamýndadýrlar.
102)"O evveldir ahirdir zahirdir batýndýr"
(hadid3) âyetinden müminlerin elde ettikleri hisse nedir?
103)"Onun vechinden baþka herþey helak
olucudur" (Kasas 88) âyetinden elde edebilecekleri hisse nedir?
104)Onun vechinin zikredilmesinde nasýl
bir hususiyet söz konusudur?
Kur’an’da: “Hüve’dir el Evvel ve el Ahir
39
ve ez Zahir ve el Batýn ve "Hüve"dir her þeyi
alîm” ( Hadid 3 ) buyrulmaktadýr ki, O’ndan baþka
varlýk yoktur. O herþeyi bilendir. Varlýklarýn hissesi
Allah’ýn ondaki arzusudur.
Allah'ýn vechi nedir? Peygamber Efendimiz
miraçta,"Ben Rabbimi Ali gibi genç bir civan
olarak gördüm," buyurmuþtur. Baþka velilere de
daha deðiþik suretlerde görünmüþtür.
Allah'a suret anlamýnda bir vecih atfedersek
Hüve'yi bir vecih ile tahdit etmiþ oluruz. Allah'ýn her
varlýktaki görünmesi de onun vechidir. Onun vechini bir þekilde tahdit edemeyiz. Maksat, Allah'ýn vechini görmek mi yoksa her varlýðýn ondan göründüðünün idrakine gelmek midir? Nitekim bu düþünceler Efendimiz zamanýnda da vardý ve Efendimiz,
"Beni gören Hakk'ý gördü" buyurarak bu fikriyatý
zatiyyet noktasýna getirmiþtir.
Son devrin Kibarý Evliyasýndan Mehmet Ali
Bey Hazretleri buyurdu ki,"Allah'ý nerde arayacaðýz? Allah her þeyle beraber mi ? Evet. O halde ben Allah'ý kendimdeki þeyde arayacaðým"
Hakim Tirmizi hazretlerinin suallerinde, Allah'ý
dünya anlayýþý ile aramayý ve dünya vasfýna indirerek O'nu görmeyi istemek fikriyatý vardýr ki bu gö40
rüþ, doðru deðildir. Hz Musa'da da bu düþünce vardý Allah'ýn vechini sýfat olarak görmek istedi ve Rabbim bana kendini göster" diye niyaz edince Allah'ýmýz "Len terani - Beni asla göremezsin" buyurmuþtur.
Bütün varlýklarýn asliyeti ilâhîyesinin Hüve olduðunu zikretmek , O'nun vechini kabul ve idrak etmek demektir.
Mümin kendi asliyyetini bulduðu makama
erince orada büyük bir huzur duyar ve selamete
erer. Hakký bulmuþ kiþinin ismi de Hakka ait olarak
Hayyul Ebed sýrrýndan hissement olur ve ebediyete
erer. Hakk onda kendini zikreder. Mezkur makamýna
ermiþtir. Artýk onun vechinden görünen de Hakkýn
kendisidir.
105)Hamdin baþlangýcý nedir?
Deryayý Nuru Muhammed'dir. Muhammed ismi lugat itibarýyla hamd kökünden gelmektedir.
Efendimize Muhammed ismini Allah verdiðine göre
onun hamdiyyeti iþaret ettiðini bizzat Allah tasdik etmektedir.
106)Amin sözü ne demektir?
41
Hadis-i þerifte buyruldu ki: "Dualarýn nihayetinde Amin demek alemlerin Rabbi olan Allah'ýn müminlerin dillerindeki mührüdür." (ibni Adiyy) Yani kullar için bir ikrardýr.
107)Secde etmek ne demektir?
108)Baþlangýcý nedir?
Secde aslýný ikrar ve kabul etmektir. Onun baþlangýcý Deryayý Nuru Muhammed'in aslý olan Allah'ý
ikrarýdýr. Bu da Allah'ýn kendisinden kendisine olan
ikrarýnýn tasdikidir.
109)"El-Ýzzet benim izârýmdýr" hadisinden
maksat nedir? (el-izzetu izârî)
110)"el-Azamet benim ridâmdýr" hadisi ile
ne denilmek istenmiþtir? (vel-azametu
ridâî)
111)Ýzâr nedir?
112)Ridâ nedir?
113)Kibriya nedir?
Ýbn-i Abbas'tan gelen bir Hadisi Kudside buyruldu ki "Kibriya Benim Ridamdýr, Azamet Ýse
Ýzarýmdýr (Müslim)
Hüve kendisindeki arzusunu sýfati olarak meydana getirip temaþa etmek istedi. Yarattýðý suretlere
42
baktýðý zaman kendi arzusunun meydana gelmesinden dolayý zevk duydu. Allah kendi arzusunu yarattýðý varlýklarda temaþa eder. Hadiste geçen Rida ve
Ýzhar kelimeleri ile ifade edilen elbise Hüvenin sýfat
almýþ görünmesidir ki "Ýnsan" dýr. Hüve insan varlýðýndan da âlemleri temaþa etmektedir. Nitekim haberde varid oldu ki "Allah ridasýna büründü de
âlemleri temaþaya çýktý" Peygamberimizin Hacda giydiði rida ve izhar bu sýrrý iþaret eden remizlerdir.
114)Melikin tacý ne demektir?
Miraç yapmýþ velinin Tacý Telvini takmasýdýr.
Telvin Allah'ýn rengine boyanmýþ anlamýnda "Sýbgatullah" beyaný ile ifade edilir. Yani artýk o gönülde Allah'ýn arzusu ve meþrebi zuhur eder.
Melikin tacý, makam-ý velâyettir.
115)Vakar nedir?
Vakar-ý Muhammeddir. Allah'ýn vermiþ olduðu
makamýn ve hususiyetin idraki içinde yaþamaktýr.
Vakar Allah'ýn verdiði hususi bir haldir ki izahý sayfalara sýðmaz.
116)Heybet meclislerinin vasýflarý nelerdir?
43
Vakar sahiblerinin sohbetleridir. Efali ve sifati
velilerin fevkinde Zatî ve Zat uz Zatî velilerin ve hatta "ma fevkal fevk alemi ama" Velâyetin sohbetleridir.
117)Mülkül ala nýn sýfatý nedir?
118)Mülküz ziya ne ile vasfedilebilir?
119)Mülkül kadr ne þekilde vasfedilir?
Bunlar sýfata ait deðildir. Zata aittir. Zatiyettir.
Deryayý Nuru Muhammede aittir. Allah varlýklarý sýfat olarak yaratmýþtýr. Eðer varlýklarý zat noktasýnda
mütalaa etseydi onlarý yaratmazdý. Çünkü Zati kalýrlardý ki yine kendisi olurdu. Onlarý sýfat haline getirmeliydi ki temaþa etsin.
Hatmül Velâyet zâtü'z zât'týr. Sorularýn O'nun
makamýna hitap edecek seviyede olmasý icap eder.
Her gönül kendi makamýndan konuþur.
120)Kuds nedir?
Allah velisini takdis eder. Kuds makama göre
idrak edilir. Kudsiyet Allaha aittir. Allah velisini nasýl takdis ediyor diye sorulursa; Allah ondaki kendi
Velâyetini tasdik ediyor diye cevap veririz. Ýnsan kusur iþleyecek þekilde yaratýlmýþtýr. Hata yapabilir.
Ancak hatalar Allah’ýn kulunu terakki ettirmesi için44
dir. Velinin yapmýþ olduðu halka göre günah olabilir
ama Hakka göre sevaptýr. Çünkü Veli onu Hakk ile
yapmýþtýr. Hz.Abdülkadir Geylani'ye þeriat nedir diye sordular. "Bana uymak þeriattir" diye cevap
verdi. Çünkü onun her hali Hakk iledir.
Hz.Muhammed'e Rabbimiz "Onu sen atmadýn fakat Allah attý" buyurdu. Kuds, Peygamber
ve Velilerdeki "Hakkýn velâyet tatbikatýdýr"
121)Vechin parlaklýðý nedir?
Hadisi Þerifte buyruldu ki "Men raani fekad
raal Hakka" - Beni gören muhakkak ki Hakký
görmüþtür."
122)Aþk þarabý nedir?
Þarap temsilidir. Ýnsan Rabbinin kalbine indirdiði "Selam" ile sarhoþ olur. Ama bu sarhoþluk esasýnda "Ýlahi uyanýklýktýr."
Kulun yaradanýna yakýn olduðu idrakýna vardýðý zaman, insan tatbikatýnýn üzerindeki sevinç,
onu aþka getirir. Bu sevinç onu madde aleminin fevkinde bir neþeye kavuþturur. Ruhun bu duyguda olmasý ona sarhoþluk verir. Bu,ruhun sarhoþluðudur.
Ancak manevî sarhoþluk kelimesi hiçbir zaman maddi sarhoþlukla karþýlaþtýrýlmamalýdýr.
45
123)Aþk kâsesi ne demektir?
Kalptir.
124)Nereden gelir?
Allah'ýn Zatiyeti ilâhîyesinden gelir.
125)Seni, O'na olan muhabbetini dahi
unutturacak derecede sarhoþ eden aþk þarabý nedir?
Manevîyatta önce el tutulur. Mürþid ,derviþin
'müzmeri zatisi'dir , yani onu Hakk'a çeken simadýr.
Mürþid derviþe, kendi gönlünde Hakk'ý buldurur. Artýk derviþ kendi gönlünde Hakk'ý bulmuþtur. Ama
öyle bir hale gelir ki kendisini de mürþidini de
Hakk'tan ayýramaz. Hepsi, bir vücut olmuþlar tevhide gelmiþlerdir. Leyla Mecnun'a,"Ben Leyla'yým"
dediðinde, Mecnun L eyla'ya,"Sen kimsin ki?
Þimdi bana her þey Leyla" dedi. O, Leyla ismi ile
Allah'ý idrak etti.
126)Kabza nedir?
127)Kabzayý hak edenler ve kabzedilenler
kimlerdir?
128)Allah onlarý kabzettiðinde onlara ne
yapar?
46
Manevîyatta Allah'ýn feyzi ve rahmeti dalgalar
halinde gelir. Her iki dalga arasý kabz halidir. Aþktan
kabza gelinir. Kabz haline gelmesi terakkide geri kalýnmasý anlamýnda deðildir. Bilakis daha ileri terakkiler için bir dinlenme zamanýdýr. Ruhun hazýrlanmasýdýr. Olgunlaþma halidir. Her þeyden vazgeçme
halidir. Ýki rahmet dalgasý arasý kabz halidir ki orada
vüsat arttýrýlýr. Kabza, velâyet terbiyesinde Hakk'ýn
bir tertibidir.
Bir kimse el tutup da manevîyata dahil oldu
mu ondaki her hal manevîdir.
129)O velilere günde kaç kere nazar eder?
130)Allah onlarýn neyine bakar?
131)Allah enbiyânýn neyine nazar eder?
132)Allah, seçtiklerine (hususi kullar)
günde kaç defa yönelir?
Sýrrý Lahmik icabý Allah onlara nazar
e d e r. A l lah'ýn nazarýna rakam koymak mümkün deðildir. Allah her Peygamber ve velisinde yeni bir
þanda ve zevktedir. Allah kendi arzularýný Peygamber ve Veli aynasýnda zevk eder. Bu, Allah'ýn arzusudur. O'nun arzularýna tahdit olmaz. Allah’ýn velisindeki herþey Allah’ýndýr. Allah onunla bakar.
Peygamber ve Velileri ayrý telakki etmek mak47
bul deðildir. Çünkü Her Peygamber önce Veli sonra
nebidir. Peygamberin Allah'tan aldýðýný kullara intikal ettirmesi nübüvvettir. Her Velide nübüvvet sýrrý
vardýr. Her Nebide de Velâyet sýrrý vardýr. Tatbikat
ise Allah'ýn onlardaki arzusuna göre deðiþir. Velâyet
sahiplerinin uykusu bile ibadettir. Onlara sual yoktur. Allah'ýn ferdiyyet verdiði gönüller hususidir. Onlar "Ferdiyet" makamýndan görünürler.
133)Halk, asfiya, peygamberler ve has
kullarla (seçkinler) beraberlik ne demektir? Onlarýn arasýnda nasýl bir farklýlýk
vardýr?
Varlýklarda Allah tecelli eder. Allah'ýn her varlýktaki görünmesi ayrý ayrý telakki edilecek olursa
çokluk olur. Allah her varlýkta nasýl isterse öyle görünür. Her insanda ayrý bir tecellisi vardýr. Her insanýn parmak izi bile deðiþik olduðuna göre Allah'ýn
kullardaki görünme ve tecellisini tahdit etmek mümkün deðildir. Aslýnda bütün varlýklarýn bir Allah olduðu idrakidir ki, bu manevî bir makamdýr.
134)Onun hakkýnda "Dikkat Allah'ýn zikri
en büyüktür." (Ankebut 45)buyurduðu zikri nedir?
135)"Beni zikredin ki ben de sizi zikredeyim"(Bakara152) âyeti ile kastettiði zikri
nedir?
48
Kulun Allah'ý zikretmesi Zakir makamýdýr. Allah'ýn kulunda kendini zikretmesi ise Mezkur makamýdýr. Hadiste, "Kulum beni zikreder nihayet
ben de onu zikrederim" buyrulmaktadýr. Allah'ýn
kulunda kendini zikretmesi en büyük zikirdir.
Aslýnda Allah'ýn zikri de kulun zikri de hepsi
Allah'a aittir. Allah'ýn kendisini kulunda zikrettirmesi
O'nun kula ikramýdýr.
136)Ýsmin manasý nedir?
Allah'ýn sýfatý ilâhîyesidir. Allah hangi isimde
görünmek istiyorsa, göründüðü her isim için Levhi
Mahfuzda bir hususiyet belirlemiþtir.
137)Bütün ilâhî isimlerin kendisinden çýkartýldýðý "Baþ Ýsim" nedir?
138)Kendisiyle, halktan ancak onun has
kullarýnýn ziynetlendirildiði ilâhî isim nedir?
Bütün esmanýn baðlý olduðu isim Ýsmi Cami
olan Allah ismidir. O halde Ýsmi Azam Allah ismi olmaktadýr. Ancak isimler sýfattýr. Onun sýfat ve isimlerden münezzeh olduðu nokta Kuranda "Hüve" zamiri ile iþaret edilmiþtir. Velâyet Hüve'den görünmektedir.
49
139)Resullerden bir resul olmasýna raðmen Süleyman (AS) dan dahi gizlenen bu
þeye, Süleyman(AS)ýn arkadaþý ne þekilde
eriþebilmiþtir?
140)Bundaki sebep nedir?
141)Bu isme harfleriyle mi, yoksa manasý
ile mi muttali olmuþtur?
142)Kapýlarý halktan gizlenen bu isme
açýlan kapý nerededir?
143)Kisvesi nedir?
144)Sözlük harflerine göre, harfleri nelerdir?
Hz. Hakim Tirmizi zamanýnda Ýsmi Azam sanki sihirli bir kelime ve Onu ele geçiren istediðini yapabilir gibi bir düþünce vardý. Asaf bin Berhiya'nýn
Belkýs'ýn tahtýný Yemen'den Kudüs'e bir göz açýp kapama zamanýndan daha önce getirmesini de onun
ismi azamý bilmesine baðladýlar.
Ýsmi Azamý ele geçiren istediði þeyi yapar þeklinde düþünülmemelidir. Allah'ý hiçbir þeyle icbar etmek mümkün deðildir. Yani ismi azam ile dua edip
de Allah mutlaka yapacak düþüncesi hem hakikate
hem de ilâhî terbiyeye aykýrýdýr.
Asaf bin Berhiya'nýn tahtý getirmesi hadisesi
onun düþünce gücü ile olmuþtur. Yani Asaf tahtý dü50
þündü ve getirdi. Bu hadise Allah'ýn kün emrinin bir
yansýmasýdýr. Þöyle ki: Hüve Musavvirinde âlemleri
tasavvur etti. Onlarý yaratmayý arzu etti. Kün (ol)
dedi ve her þey bir anda oldu. O'nun düþüncesi yani Musavvir'indeki tasavvuru bir anda tatbikat buldu.
Allah insaný yarattýðýnda pek çok yönler ve kabiliyetler vermiþtir. Bundaki hususiyet alemlerin insana göre halkedilmesinden, ona nazire olmasýndan
kaynaklanmaktadýr. O halde insanda büyük bir
enerji var demektir. Bu durum, Allah'ýn bazý isimlerde arzu ettiði bir hal olsa gerekir ki bu da günümüzde teknolojik olarak ispatlanmýþ durumdadýr. - yani
enerjinin maddeye, maddenin enerjiye dönüþmesiBu, dünyevi bir güç olarak da düþünülebilir.
Ancak þurasý muhakkak ki, Asaf bir vezirdir.
Hz.Süleyman ise peygamberdir. Çünkü Allah'ýn
Hz.Süleyman'daki arzusu peygamberlikti. Asaf'taki
bu hal, Hz. Süleyman'daki Allah'ýn arzusunun bir
yansýmasýdýr.
Bu sorular manevîyatý dünyaya indirgeyerek
sorulmuþ gibi görünmektedir. Manevîyatta sihirli kelimeler deðil ilim ve idrak önemlidir. Kiþi hangi idrakte ise o makamdadýr. Eðer velâyetin tamamýnýn
açýldýðý bir kapý aranýyorsa o da "Hatmül
Velâyet'tir."
51
145)Hurûf-u mukattaa, Allah'ýn her bir isminin anahtarýdýr. Bu isimler nerededir.
28 tane olan bu harfler nerededir?
146)Elif nasýl harflerin baþlangýcý olmuþtur?
147)Lam ve Elif onun sonunda tekrarlanýp, nasýl Lamelif denilir? Nitekim onun
harfler hakkýndaki iþi zikredilmemiþ miydi?
148)Onun sayýsý hangi hesaba göre yirmi
sekiz olur?
Allah bütün mükevvenatý isimlerle yaratmýþtýr.
Her isim Levhi Mahfuzda kayýtlýdýr. Elif Allah ismini
iþaret eden bir harftir. Allah, ismi camidir. Bütün
isimler Allah ismine baðlýdýr. Lamelif yani "Lâ mevcude illa hu" Hüve'den baþka bir mevcud yok hakikatine iþarettir.
Harfler dünya yaþamý ile ilgili bir konudur. Ýnsanlarýn anlaþmalarý için harflere ihtiyacý vardýr. Ancak ilâhî alem için harflere ihtiyaç var mýdýr? Mirac
gecesi Allahû Teala'nýn harfsiz, kelimesiz, sessiz,
yönsüz ve mekânsýz olarak ve arada hiç bir melek ve
vasýta olmadan Efendimiz âlem-i ilâhîde iken O'na
vahyetmelerinde har flere ihtiyaç olmuþ mudur?
Þüphesiz ki hayýr. Bu kudret-i ilâhiyi harflere ve
maddeye baðlamak gibi bir þey olur ki, ilâhî tatbikata uymaz.
52
149)"Allah Âdemi kendi suretinde yarattý"
hadisinden maksat nedir?
Allah Âdemi kendi suretinde yarattý. Yani
Âdem Allah'a bir ayna oldu. Allah kendini Âdem aynasýnda seyretti. Burda dikkat edilmesi gereken bir
önemli nokta da þudur: Bir Allah var bir de ayna gibi düþünülmesi yanlýþ olur. Âdem Allah'a bir akis olmuþtur.
Allah kendi vücudu içinde insan teþekkülü
meydana getirdi. Musavvir yani Allah'ýn tasavvurunu, kendi vücudunun dýþýnda gibi de düþünmemek
lazýmdýr. Allah'ýn "Musavvir"i de kendi varlýðý içindedir. Allah'ýn kendi tasavvurunu teþkilatlandýrmasý;
âlemleri yaratmasý demektir.
150)"On iki peygamber ümmetimden olmayý temenni ederler." hadisi ile anlatýlmak istenen nedir?
151)Musa (AS) nýn "Rabbim beni Muhammed(SAV) ümmetinden kýl" sözü ne þekilde açýklanýr?
Nübüvvet gönülleri velâyet makamýnda daha
ileri terakki etmek ve tam olmak talebindedirler. Onlarýn Muhammed ümmetinden olmak istemeleri Hz.
Muhammed ile açýlan Zatiyyeti taleptir.
53
152)"Þüphesiz Allah’ýn peygamber olmayan öyle kullarý vardýr ki peygamberler
onlarýn makamlarýna ve Allahu Tealaya
olan yakýnlýklarýna gýpta ederler" hadisinin tevili nedir?
Allah'ýn öyle kullarý vardýr ki, Allah o isimlerle
âlemlerde icraat yapar. Peygamberler ümmetlerine
karþý vazifelidir. Ancak Allah hususi yakýnlýk verdiði
o gönüller bilinen ve bilinmeyen âlemler üzerinde
Allah tarafýndan vazifelendirilmiþtir.
Bu sualler Allah'ýn yaratmýþ olduðu âlemlerdeki teþkilatý ile ilgili bir konudur.
153)Bismillah sözünün anlamý nedir?
Allah'ýn ismi ile baþlamak her varlýðýn ve her
þeyin Allah tarafýndan yaratýldýðýný ikrar ile Allah isminin her madde ve mana üzerindeki anahtarýný
söylemektir.
O bir anahtardýr. Maddenin insana nafi olmasýný saðlar ki, her varlýðýn yaratýcýsý olan Allah ismine ihtiyacý vardýr.
154)"Esselamu aleyke eyyühennebi ve
rahmetullahi ve berakatihi" sözünün anlamý nedir?
54
155)"Esselamu aleyna ve ala ibadillahissalihin" sözünün manasý nedir?
Allah'ýn "Rahmeten lil alemin" olarak lütfettiði Peygamberimizdeki rahmeti "es-Selam ismiyle
bizlere bereket eyle! Bize ve salih kullarýna o
makamýn feyzinden lütfet! demektir.
156)"Ehli beytim ümmetim için bir emniyettir" hadisi ile kastedilen nedir?
157)"Al-i Muhammed" sözü ne anlama gelir?
Ehli Beytin ve onlarýn isrinden yürüyen Velilerin (Al-i Muhammed) olmasý ümmet için bir rahmet
ve merhamet vesilesidir. Onlarýn hatýrýna ümmete
eman verilir.
158)Ýlahi hücceti ayakta tutmak ne demektir?
159)O, Allah'ýn hüccetini ikame etmek
için insanlara nereden konuþur? Allah
Teâlâ onlara ubûdiyeti hüccet kýlmýþtýr.
Kâim için de kelam hazinelerine giden bir
yol kýlmýþtýr.?
160)Kelam hazinelerine göre ilâhî hüccet
hazineleri nerededir?
161)Tedbir ilmi hazinelerine göre Kelam
hazineleri nerdedir?
55
162)Baþlangýç ilminin hazinelerinden
olan Allah ilminin hazineleri nerededir?
Allah ilâhî hücceti her zamanda irsal eylemiþ
olduðu gönül noktasý ile ayakta tutar. Ona zamanýn
sahibi de denir. Allah kullarýna bütün esmasýný öðrettiði sýrr-ý Âdem noktasý olan gönülden hitap eder.
Allah'ýn hazineleri Der yayý Nuru Muhammed'dedir. Rahmeten lil Âlemin olduðu için bütün
hazineler ondan taksim olunur. Hangi gönül Nuru
Muhammed Deryasýna dâhil olursa rahmet hazinelerinden hissement olur.
Bu sorularda hazineler nerededir denmektedir.
Allah'a ait olan bu hususiyetleri dünya düþüncesi ile
deðerlendirmek mümkün deðildir. Çünkü her mevzu
için bir hazine sorulmaktadýr. Bu, Allah'ýn tatbikatý
ilâhiyesi ile ilgilidir. Allah tatbikatý için lüzumlu olan
hususiyetleri yaratmýþtýr.
Allah sanki bir yerden alýp veriyormuþ gibi hazine kelimesi kullanýlmýþtýr. Allah her an yeni bir
þanda olduðuna göre, her anda namütenahi yaratmaktadýr. O halde Allah'ýn hazinelerine bir tarif koymak mümkün deðildir. Sanki kullar hazineleri ele
geçirirse herþeyi halledeceklermiþ gibi bir anlam çýkmaktadýr. Hâlbuki Allah her an kendi enerjisini ilhamlar ve bilgiler þeklinde kullarýna lütfetmektedir.
56
Allah Kur'an-ý Kerim'de namütenahi olduðunu
beyan ettiði halde bu gibi suallerle Allah'ý ve Resulünü kýsýtlamak ve bir kayda baðlamak doðru olmasa gerektir.
Bu fikriyata baðlanýlýrsa Ýslamiyet yanlýþ anlaþýlýr ve geri kalýnýr. Bu anlayýþ ve idrak dünya ile kýsýtlý kalmaktadýr. Ancak Zatiyyet, âlemleri kapsayan
bir idraktir.
163)"Ümmü'l-Kitâb"ýn anlamý nedir? Allah
onu, Hz. Muhammed ve ümmeti için diðer
peygamberlerden saklamýþtýr.
Ümmül Kitap Hüve'nin Musavvirindeki arzusudur ki Deryayý Nuru Muhammed olarak görünmüþtür. Tekmil Enbiya ve Evliya Nuru Muhammed ile
Ümmül Kitaptan hissement olmuþtur. Allah'ýn onu
saklamasý deðil her gönlün Allah'ýn arzusu kadar feyizment olmasýdýr.
Ümmül Kitap, maddi bir kitap olarak düþünülmemelidir. O Allah'ýn arzusudur ve bir programýdýr.
Ancak Hz. Muhammed (SAV),"Ben Allah'ýn dinini ve
ahlaký ilâhîyeyi ikmal için gönderildim." buyurduðuna göre Ümmül Kitab arzusu Peygamber Efendimiz
ile ifade edilecek demektir.
57
Ümmül Kitap peygamberimizin kendisidir.
Ümmül Kitap tatbikatý Peygamberimizden sonra da
onun evliyasýndan Allah'ýn arzusu ile açýlýp bildirilmektedir.
Hz Süreyya; "Bak her yerde akmakta envar-ý kemal" buyurmaktadýr. Her þey açýktýr, ancak
gören göz ve idrak edecek gönül gerekir.
164)Allah'ýn Peygamberimize baðýþladýðý
ve onun da diðer enbiyaya müjdelediði
"maðfiret"in anlamý nedir?
Allah'ýn varlýklar üzerindeki tecellisi onlara
maðfiretidir. Peygamberimiz ile Allah'ýn nübüvvet
hususundaki arzularýnýn diðer peygamberlere teþmil
edilmesi ile onlar da maðfiretten hissement oldular.
Allah dini tamam olunca bütün peygamberler bu kemalattan nasibedar olarak kemale erdiler.
Hatmül Velâyet ile Velâyet hatme erince bütün Evliya kemal bularak Velâyetin hatminden hissement olurlar.
Allah bütün âlemleri kendisinden kendisine
yarattýðýna göre, afv eden kim afv edilen kim? Allah'ýn kendisinin irfan olunmayý arzusundaki yani
kendisinden kendisine bilinmekliðini istemesindeki
58
arzu nedir? Allah'ýn kendinden kendine olan baðýþlamasýdýr. Allah'ýn kendinden kendine olarak, kendi
icraatýný hoþ görmesi, O'nun maðfiretidir.
Maðfiret olundum diyen kul, kendini Hak'tan
ayýrmýyorsa, ben O'nunla bir bütünüm tevhiddeyim
diyorsa, o kul kendinde bir hal (günah olsun sevap
olsun) atfetmiyorsa; O halde bu idraka gelmek, vücut günahýndan geçmek demektir.
Maðfiret, bir varlýðýn diðer bir varlýða olan affý
þeklinde düþünülürse ikilik meydana gelir. Maðfireti
Allah'ýn kendisinden kendisine rahmeti olarak düþünmek gerekir.
Peygamber Efendimizin duasýnda: "Ya Rabbi
sen kendini övdüðün gibisin." diyerek kendisinden kendisine hamd etmesi O'nun maðfiretidir.
59
60
SONSÖZ
Ýþte bu ve bunun benzerleri peygamberlerin ve
velilerin ilmidir. Onlar O'nun tedbirine iþte bu ilimle
muttali olurlar. O'na karþý ubudiyeti de bu ilimle kaim kýlarlar.
O KÝMSE ise ilmin bu nevinden perdesi kaldýrýldýðý için "gaybul a'lâ" da onu çözer, hatta mülkün sahibini dahi mülahaza eder. Sonra da düzeltilir, ýslah edilir, edeplenir, sakýndýrýlýr, arýnýr, güzelleþir, geniþletilir ve fakirliðe eriþir. Evliya meclislerinden olan "meclisül a'lâ" da Rabbinin huzurunda ýslah edilerek Allah velâyetinin tamamlanmasý onunla
gerçekleþir. O'na yüz yüze gelerek münacat eder ve
artýk kendisi için ayrýlmýþ olan en ulu ilâhî meclise
girer. O'nun katýndan "fena ül-ekber" ile dönerek
yeryüzünde ubudiyet onunla kaim olur.
61
SONSÖZ'E CEVAP
Hakim Tirmizi Hazretleri'nin Hatmül Evliya'dan sormuþ olduðu sorular bu son söz ile nihayete ermektedir. Hakim Tirmizi, bu sualler ile Hatmül
Evliya vasfýný anlatmaya çalýþmýþtýr.
O halde bu sualler neden sorulmuþtur? Bu anlatým ve sualler onun makamý itibariyle, Hatmül Evliya ile ilgili, idrakini ve irfanýný ifade etmektedir.
Bu sualler Hatmül Evliya deðil, Hatmül
Velâyet makamýnýn anlayýþ ve idrakine göre deðerlendirilmeye çalýþýlmýþtýr. Böylelikle Allah'ýn velâyetinin hususiyeti ifade edilmeye çalýþýlmýþtýr.
Hakim Tirmizi hazretlerinin sorularý genel olarak sýfatî Velâyet makamýndan sorulmuþtur. Ancak
sorularýn tevcih edildiði makam Zati Velâyet makamýdýr. Bu bakýmdan sorular ile cevaplar arasýnda ki
makam farkýna dikkat çekmek isteriz.
Hakim Tirmizi Hazretleri sorularýnýn nihayetindeki paragrafta, Hatmül Veli'nin makam ve derecesini ifade etmiþtir. Ancak o makama tevcih edilen
sorular ifade edilmek istenen makamýn seviyesinde
deðildir.
62
Hatmül Evliya yeryüzünde belirmiþ olan bir
gönlü iþaret eder. Hatmül Velâyet ise Allah'ýn, "Ben
yeryüzünde bir halife yaratacaðým" arzusundaki
tecelliyat ve tatbikatýn ana fikridir.
Hatmül Evliya bir kiþiyi iþaret eder. Hatmül
Velâyet ise Allah'ýn velâyet arzusunun âlemleri kapsayan tecelliyatýnýn ifade edilmesidir. Hatmül
Velâyet Allah'ýn velâyet arzusunun düsturudur.
ELL HACC HÜSEYÝN VEDAD
63

Benzer belgeler