Mesnevî`den Seçmeler BİRİNCİ CİLT 1 Şu Ney`in neler söylediğini

Transkript

Mesnevî`den Seçmeler BİRİNCİ CİLT 1 Şu Ney`in neler söylediğini
www.muhammedi.net
Mesnevî'den Seçmeler
BİRİNCİ CİLT
1 Şu Ney'in neler söylediğini can kulağı ile dinle, o ayrılıktan şikâyet etmededir.
2 Ney kendine has bir dille, hal dili ile diyor ki; “beni kamışlıktan kestiklerinden beri,
feryadımdan, duygulu olan erkekte, kadın da inlemekte, ağlamaktadır. Şu var ki beni
dinleyen her insan, benim neler dediğimi anlayamaz.”
3 Benim feryadımı duyamaz. Beni anlamak, beni duymak için, ayrılık acısı çekmiş, gönlü
yaralanmış, içli bir insan isterim ki, acılarımı, dertlerimi ona anlatayım.
4 Aslından vatanından ayrı düşmüş, oradan uzaklaşmış kişi, orada geçirmiş olduğu mutlu
zamanı arar, o zamanı tekrar yaşamak ister, ayrıldığı sevgiliye tekrar kavuşmak arzu
eder.
5 Ben her mecliste, her toplulukta, inledim, ağladım, durdum. Ben huysuz insanlarla da, iyi
insanlarla da düşüp kalktım.
6 Herkes, kendi anlayışına, zannına göre benim yaranım dostum oldu. Ama kimse benim
gönlümde ki (Esrarı) sırları araştırmadı, öğrenemedi.
7 Hâlbuki benim sırrım, feryadımdan uzak değildir. Fakat her gözde onu görecek nur, her
kulakta, onu işitecek, duyacak güç yoktur.
8 Ten candan can da tenden gizli değildir. Fakat kimseye canı görmek izni verilmemiştir.
9 Ney'in şu sesi, gönlü yakan bir ayrılık, bir aşk ateşidir. Kimde bu ateş yoksa o,maddi
varlığından kurtulsun. Yok olsun.
10 Ney'in sesinde ki tesir, yakıcılık, onun içine düşen aşk ateşindendir. Hakikat şarabında
bulunan, insanı mest eden halde, aşk coşkunluğundandır.
11 Ney, sevgilisinden ayrılmış olanın arkadaşıdır, dostudur. Onun yakıcı sesi, bizim Hakk'ka
kavuşmamıza engel olan perdelerimizi yırtmıştır.
12 Ney gibi bir zehri, ney gibi bir pan zehri, ney gibi bir dostu, ney gibi bir aşıkı kim
görmüştür?
13 Ney, kanlarla dolu bir yoldan, aşk yolundan bahsetmektedir. O sevgi yüzünden çöllere
düşen Mecnun'un aşk hikâyelerini anlatmaktadır.
14 Bize, hak yolunu gösteren gerçek aşkın mahremi, dostu, aklını yitirmiş âşıklardan başkası
değildir. Konuşan dile, kulaktan gayri müşteri, talip yoktur.
15 Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. 0 günler, mutsuzluk, acılar ve ayrılık
ateşi ile arkadaş oldu da, yandı, gitti.
www.muhammedi.net
16 Günler geçip gitti ise varsın geçsin. Gam yeme, onlara de ki “Geçin, gidin., sizin
gidişlerinizden bizim korkumuz yoktur... Ey mübarek, ey temiz dost... Sen kal, Sen var
ol.
17 Hakk âşıkları, muhabbet deryasının balıklarıdır. Onlar vuslat suyuna kanmazlar, bu
sebeple balıktan başka herkes suya kandı, nasibi olmayanın da günü, uzadıkça uzadı.
18 Ruhen yükselmemiş, ham kalmış kişi, yetişkin, olgun kişinin halinden anlamaz. Öyleyse
sözü kısa kesmek gerekir vesselâm.
19 Dünya bağını kopar, maddeye olan bağlılıktan kendini kurtar da, hür ol. Ey oğul, ne
zamana kadar altının, gümüşün esiri olacaksın?
20 Rızıklar denizini, bir testiye dökecek olsan, ne kadarını alır? Ancak bir günlük kısmet, bir
günlük su.
21 Harislerin, dünyayı çok sevenlerin göz testileri hiç dolmaz. Sedefte kanaat edici olmayınca
içi inci ile dolmaz.
22 Hâlbuki ilahi aşk yüzünden nefsaniyetten kurtulan, benlik elbisesi yırtılan kimse, hırstan
da, ayıptan da, kötülüklerden de tamamıyla temizlenir.
24 Ey bizim gurur ve kibir hastalığımızın, böbürlenmemizin devası olan aşkımız! Ey bizim
hasta gönlümüzün Eflatunu, Calinusu!
25 Topraktan yapılmış olan bedenimiz, aşk yüzünden göklere yükseldi. Dağ bile çevikleşti
oynamaya başladı.
26 Ey âşık! Aşk Tur Dağı'na can olunca, Tur mest oldu, kendinden geçti, Musa'da düşüp
bayıldı.
27 Ben de, bütün beşeri kirliliklerden kurtulup, beni yaratana ve yaşatana yakın olsaydım da
kendimi onda bulsaydım.. Kamil bir insan olarak, ney gibi aşkın söylenmesi gereken
bütün sırlarını ve hakikatlerini söylerdim.
28 Fakat kendi dilinden anlayanlardan, kendi dilinden konuşanlardan uzak düşen kimse,
yüzlerce dil, yüzlerce nağme bilse, yine dilsiz olur, susar.
29 Gül gidip, gül bahçesinin mevsimi geçince, artık bülbülün başından geçenleri işitmez
olursun.
30 Şunu iyi bil ki, kâinatta var olan her şey, Sevgilinin tecellisinden ibarettir, onun
yarattıklarıdır. Onun kudretini, yaratma gücünü göstermektedir. Aslında âşık bir
perdedir. Var olan, diri olan ancak sevgilidir. Âşık ise bir ölüdür. Var gibi görünen bir
yoktur.
31 Bu hakikati sezemeyen, ilahi aşka meyli, isteği olmayan kimse, kanatsız bir kuş gibidir.
Vay onun haline, yazıklar olsun ona...
www.muhammedi.net
32 Aşk, bu sözün, bu gerçeğin söylenmesini, açığa vurulmasını ister, fakat can aynası
gammaz olmasında ne yapsın? Gerçeği nasıl göstersin?
977 İman yolunda, kulluk ve insanlık yolunda yürüyen bir kimse bir nefes ziyan ederse ben
kâfirim.
1514 Yazıklar olsun o diriye ki., ölü ile oturmuş, manen ölmüş, hayatını kaybetmiştir.
1709 İnsanın hakikatini bilmeyen ve manevi zevkten habersiz olan kişi her zaman mihnete
aşıktır. Kalk ta “And olsun ki şehre” ayetinden “İnsan mihnet içinde yaratılmıştır”
ayetine kadar oku. (90 Beled Süresinin l-4Ayetleri)
1711 Bu vah vah demeler, bu sızlanmalar, bu yanıp yakılmalar, ezeli sevginin güzelliğinin
hayal edilmesinden ve her şeyde devamlı olarak O'nun zat ve sıfatlarının tecelli
nurlarının müşahede kılınmasındandır. Bu görüşe varmak o tür şeyde müşahede etmek
zevkine ermek ise, sen seninle oldukça “Beni Göremezsin” ayetinin sırrına ererek,
varlıktan ve benlikten ayrılışın bir ifadesidir. (Burada Cenabı Hakk'ın Musa
Aleyhisselam için buyurduğu “Len Terani Beni göremezsin” buyruğuna işaret vardır.
1735 Ben varlığı yoklukta buldum. Onun için varlığı yokluğa feda ettim.
1740 Kimi “Âşık” görürsen bil ki O Maşuktur. Yani seven kişi ayın zamanda sevgilidir.
Çünkü seven kişi bir bakıma âşık ise, bir bakımdan da maşuktur.
1747 Ey gönül, eğer sen neşeyi beladan ayırt edersen, vesvese tarafından param parça
edilirsin.
1748 Murada ermekte, şükür tadı bile olsa, murada erişmemek sevgilinin muradı olunca,
vazgeç murattan.
1787 Çeşitli varlıklarda ki VAHDETI, tecelli birliğini göstermek için, bu “Ben” ile “Biz”i
meydana getirdin.
1788 Böylece benler ve senler, vahdetin zuhuru ile tek can olur ve sonunda; cananın
birliğinde yok olurlar.
1804 İçinde bulunduğumuz hal, bize mahsus, pek az bulunur bir haldir. Bunu inkâr etme,
Çünkü akıllı ve bilgili insanlara verilmeyen Hakk'ı idrak etme hali, ancak Hakk
âşıklarına lütfedilmiştir.
1807 Sabah oldu, Ey sabahları hazırlayan ve koruyan Allah'ım, Bize çok hizmeti dokunan
Hüsamettin Çelebiden Sen özür dile.
1833 Tane olursan seni kuşlar devşirirler, yerler. Gonca olursan seni çocuklar koparırlar.
1834 Taneyi gizle, tamamıyla tuzak ol, tuzaktaki tane gibi görün. Goncanı sakla, kendini
damda bitmiş bir ot gibi göster.
1835 Kim güzelliğini meydana çıkarırsa, şöhret peşinde koşarsa, başına yüzlerce bela gelir,
yüzlerce kötü kaza yüz gösterir.
www.muhammedi.net
1836 Kıskançlıklar, öfkeler, kötü gözler tulumlardan boşalan sular gibi meşhur olan kimsenin
başına boşalır.
1837 Düşmanları kıskançlıkla onu yaralar, yırtıp parçalarlar. Dostları ise ihtiyaçları yüzünden
onun başını ağrıtır durular.
1867 Nefis çok övülme yüzünden firavunlaştı. Sen alçak gönüllü ol; hor, hakir ol; ululuk
taslama.
1768 Elinden geldikçe kul ol, sultan olma. Top gibi zahmetler çek, mihnetlere katlan, çevgen
olma...
1876 Fakat sen şeytanlaşınca, sende şeytanlık huyu hâkim olunca, hiçbir işe yaramayan
şeytan bile senden kaçar.
1889 Aman Ya Rabb'i, her an yokluk aleminden,, varlık alemine katar katar yüz binlerce
kervanlar gelir durur.
1906 Nazlanmak için gül gibi bir yüz sahibi olmak gerek. Böyle bir yüzün yoksa boş yere
huysuzluk etme.
1908 Yusuf gibilerin karşısında nazlanma, güzellik taslama. Yalvarıp yakarmaktan, Yakup
gibi Ahh etmekten başka bir şey yapma.
1910 Sende aşk uğrunda kendini öldür de, Hz. İsa'nın nefesi seni diriltsin. Kendisi gibi güzel
ve mübarek bir hale getirsin.
1911 Baharlarda hiç taş yeşerir mi? Sende toprak olda senden renk renk güller yetişsin.
1912 Yıllardır gönüller inciten, kalpler kıran taş oldun; Denemek için bir zaman da toprak ol.
2199 Hz. Ömer Çalgıcı'ya dedi ki,”Senin bu ağlayıp sızlayışın senin kendinde oluşunun,
ayıklığının belirtisidir.
2200 Allah'ın aşkında fani olmuş, kendinden geçmiş, aklını yitirmiş bir kimsenin yolu bir
başka yoldur. Bu sebepledir ki, kendinde olmak, aklı başında bulunmak bir günah
sayılmıştır.
2201 Kendinde olmak, aklı başında bulunmak, yıkılıp giden geçmiş zamanları aramak
demektir. Aslında geçmişi aramakta, gelecekten korkmakta Allah'a karşı bir perdedir.
2202 Her ikisini de, geçmiş zamanı da gelecek zamanı da ateşe at, yak. Bu ikisi yüzünden ne
zamana kadar ney gibi düğümlü kalacaksın?
2203 Sen benliğe kapılıp, kendi etrafında döndükçe, kendini tavaf eder sayılırsın. Böylece
sen, kendi kendini tavaf etmekle, dinden dönmüş bir kâfirsin. Bu halde nasıl olur da sen
Kâbe'ye varmış sayılırsın? Sen kendindesin, sen kendinden kurtulmadın.
www.muhammedi.net
2204 Hem Allah evine gelmek, hem kendi benliği etrafında dönmek, kendini tavaf etmek olur
mu?
2205 Senin haberlerin ve bilgin, o haberleri verenden habersizdir. Sen bilgileri, haberleri
kendinin zannediyorsun. Bu benliğe kapılıyor, şirke düşüyorsun. Senin tövben de
günahından beterdir. Çünkü sen, tövbe etmekle, kendinde bir varlık buluyor, sanki senin
elinde imiş gibi, bu işi bir daha yapmayacağım diye şirke düşüyorsun. Böylece de bir
türlü kendinden geçmiyor, kendini terk etmiyorsun, benlikten varlıktan
kurtulamıyorsun.
2206 Ey geçmiş günahlarına tövbe etmeye kalkışan kişi, sen şu tövbe etmekten ne zaman
tövbe edeceksin?
1928 Eğer velilerin gönül nağmelerinden birazcık söylersem, çürümüş bedenlerdeki canlar,
mezarlarından baş kaldırır.
1934 Allah'ın sesi ister perde ardından gelsin, ister perdesiz gelsin... Kamil insanın gönlüne,
Hz. Meryem' in yakasından üflemek suretiyle verilmiş feyzi Ihsan eder. (Şura S.A. 51,
Meryem S. A. 16–21)
1936 0 ses bir Allah kulunun ağzından çıktı ama aslında o ses, kesin olarak padişahlar
padişahının sesidir.
1940 Cenabı Hakk has kullarına ”Ey Kamil İnsan, kulluğun yüzünden bazen sana, “BEN”
diye hitap ederim. Bazen de, senin yaratıcın olduğum, sende ilahi nevha bulduğum için
sana “BEN” diye seslenirim. Her ne dersem diyeyim, Ben, bütün kâinatı aydınlatan
“Vahdet Güneşiyim” diye buyurdu.
1943 Cenabı Hakk, Hz. Âdeme, kendi esma sıfatlarını bizzat gösterdi ve bildirdi. Başkalarına
ise, O esmayı Âdem vasıtasıyla açığa vurdu.
1944 Allah'ın nurunu ister Allah'tan al, ister Kamil insandan, Aşk şarabını, ister küpten iç,
ister testiden.
1946 Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) efendimiz, “Benim yüzümü görenler, beni görmüş
olanları görenler ne mutlu kişilerdir.” Diye buyurmuştur.
1947 Bir mumdan yakılan mumu gören, gerçektende asıl mumu görmüş olur.
1948 Böylece o mumun ışığı, yüz muma nakledilse, o mumdan yüzlerce mum yakılsa
sonuncu mumun aydınlığını gören bile asıl ilk mumu görmüş olur.
1949 İstersen, aradığın hidayet mumunu, son mumdan al; istersen bizzat O'ndan, can
mumundan al, arasında hiçbir fark yoktur.
1950 İstersen son mumun nurunu gör, ondan feyiz al, istersen gelip geçmiş velilerin
mumlarından manen aydınlan, nurlan.
1955 İnsanlarda ayıplardan başka hiçbir şey göremeyene ayıplar olsun. Gayb âleminden gelen
temiz ruh, aynı yerden gelen kardeşlerde nasıl olurda ayıp görür?
www.muhammedi.net
1996 Ayıp, hiç bir şey bilmeyen kişiye göre ayıptır. Fakat her şeyi hoş gören, olduğu gibi
kabul eden, Cenabı Hakk'a karşı ayıp değildir.
1997 Bize göre “Kâfirlik” afettir, ama Hakk'a göre ondan bir hikmet vardır.
1998 Birisinde yüzlerce faziletle beraber, birde ayıp bulunsa, o ayıp, armudun sapı, üzümün
çöpü gibi kınanmaz bir ayıptır.
1999 Terazide her ikisini de beraber tartarlar, çünkü sapla yahut çöple meyve, beden ile can
gibi bir binen ile uyuşmuşlar, birbirlerinden hoşlanmaktadırlar.
2036 Gayb Alemi'nin ahvali, yalnız Hakk'ın has kullarına malumdur. Onlardan başkaları
“Ölümden sonra dirilişten” şüphe ederler.
2046 Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki “Ey ashabım, ey benim dostlarım, sakın, ilkbahar
serinliğinden ürkerek bedenlerinizi örtmeyiniz.”
2047 Çünkü ilkbahar rüzgârı, ağaçlara yaptığı tesiri bedenlerinize de, canlarınıza da yapar.
2048 Fakat son bahar soğuğundan kaçının, çünkü son bahar soğuğu, üzüm bağlarına yaptığını
size de yapar.
2051 Bu hadiste buyrulan, Son Bahar “NEFİSTİR”, nefsin istediğidir. Akıl ile can da,
ilkbaharın ta kendisidir, sonsuzluktur.
2052 Şu halde, hadisin manası şöyle yorumlanır. Velilerin pak temiz nefesi, bahar gibidir.
Yaprakların, filizlenin hayatıdır.
2227 Yardım etme, verme durumu, verme durumu müsait olan nice kişiler vardır ki, onların
layık olmayanlara vermemeleri, vermelerinden daha hayırlıdır. Sende bu yüzden
Allah'ın verdiği malı, ancak Allah'ın emrine göre harca.
2239 Ekin ekenin ambarı boşalır ama bu işin iyiliği tarlada belli olur.
2433 Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki, “Kadın akıllı kişilere ve gönül ehline fazlasıyla galip
olur.”
2434 Cahil kişilerde kadına galip gelirler. Çünkü onlar pek sert, pek kaba kişilerdir.
2437 Kadın sadece bir sevgili değildir, Kadın Hakk'ın ışığıdır, nurudur. Sanki o mahlûk değil
de halıktır.
2516 Salih kişinin ruhu afetlere uğramaz. Deve yaralanabilir, ölebilir fakat salihin özüne,
ruhuna bir şey olmaz.
2517 Böyle bir ruha sahip olanlara kimse üstün gelemez. Gelse bile. Sedefe kabuğa gelirde
öze inciye gelemez.
www.muhammedi.net
2520 İnsanı inciten kişinin, Allah'ı incittiğinden haberi yoktur. 0 bilmiyor ki, bu küpün suyu,
Hakk ırmağının suyu ile birleşmiştir.
2522 Sende bir velinin beden devesine kul köle kesil de, Salih Peygamberin ruhu ile kapı
yoldaşı ol.
2532 Devenin yavrusu nedir? Salih Peygamberin gönlü nedir. İhsanlarda bulunun, iyilikler
ediniz de onun gönlünü ele alın.
2533 Eğer onun gönlü alınır, hatırı hoş edilirse, azaptan kurtulursunuz. Yoksa ümitsizliğe
düşersiniz de ellerinizi kollarınızı ısırır durursunuz.
2750 Şu halde, yoksullar Hakk'ın cömertlik aynalarıdır. Hakk ile Hakk olanlar, yani Hakk'ta
fani olanlar, varlıktan tamamıyla geçen gerçek yoksullar; Hakk mana yoksulları ise,
ilahi cömertliğin kendisi olmuşlardır. Hakk gibi tamamıyla cömert kesilmişlerdir.
2751 Varlığı olmayanlarla, varlıktan geçenlerden başkaları, aslında ölüdürler. Bu çeşit adam,
Hakk kapısında değildir, kapı perdesinin üstündeki nakıştan suretten ibarettir.
2953 Sen bir an gaflete düşerde, nefis eşeğinin yularını bırakacak olursan, o çayırlığa yol alır
gider.
2956 Eğer sen yolun doğrusunu bilmiyorsan, üstüne bindiğin eşek (Nefis) neyi isterse, sen
onun aksini yap. Zaten kurtuluş yolu, nefis eşeğinin gitmediği yoldur...
3003 Varlıktan kurtulmuş olanlara, gökyüzü de secde eder. Güneşte ayda.
3004 Kimin bedenindeki kalk nefis öldü ise, güneşte onun buyruğuna girer, ayda.
3005 Gönlünde ilahi aşk ateşini uyandıran ve çevresini aydınlatmayı öğrenen kişiyi, artık
güneş bile yakamaz.
3007 Küll'e doğru varan, küll'e ulaşan, cüz'ün bütün dikenleri birer gül olur.
3008 Cenabı Hakk'ı yüceltmek, ta'zim etmek nasıl olur? Kendini hor, hakir bilmek ki, kendini
toprak gibi ayakaltında çiğnetmeye layık görmekle olur.
3009 Tevhid, Allah'ı bilmek nedir? Kendini Vahid'in, Bir'in önünde yakıp yok etmektir.
3011 Bakın kimyada eritir gibi, varlığını, sana o varlığı verenin varlığında erit, yok et.
3012 Sen sıkı sıkıya “Ben” ve “Biz”e yapışmışsın. Yokluğa ve birliğe ulaşamamışın,
karşılaştığın bütün bozuk düzen işler, bütün bu perişanlıklar, bu yıkıntılar hep bu
ikilikten meydana gelmektedir.
3052 Allah'ın zatından başka her şey fanidir. Mademki O'nun zatında yok olmamışsın, artık
varlık arama.
3053 Kim bizim zatımızda, hakikatımız da yok olursa, “Yok olmak”tan kurtulur, beka bulur.
www.muhammedi.net
3062 Sevgili içerden; “Kapıyı çalan kimdir” diye bağırdı. Adam “Ey gönlümü almış olan!
“Kapıdaki de sensin” cevabını verdi.
3063 Sevgilisi “Mademki şimdi ‘sen'‘ben'sin ey ‘Ben'‘Ben'den ibaret olan; içeri gir. Bu ev
dardır. Bu evde iki ‘Ben'i alacak yer yoktur. (Ha. Cabir'in Hz. Peygamberimizi ziyaret
etmesi olayı anlatılmaktadır.
3099 Sen eğer birliği, o birlik alemini istiyorsan, o duyguları iyi kullan da, kesret aleminden
kurtul., vahdet alemi (=Birlik Alemi) yönüne gel.
Nuh Aleyhisselam “Benimle uğraşmayın, Allah ile uğraşmış olursunuz.; Çünkü, şu benim
görünen varlığım Hakk'a perde olmuştur” buyurmaktadır.
3124 Nuh Aleyhisselam dedi ki “Ey benim sözümü dinlemeyenler, ey baş çekenler, ben, ben
değilim, ben nefsanî candan öldüm, benlikten kurtuldum, canan ile dirildim, canan ile
yaşamaktayım”.
3125 Ben her insanda bulunan, aşağı duygulardan, beşeri hislerden kurtulduğum, Hakk'ın
varlığında yok olduğum içindir ki, Cenabı Hakk “Gören Gözüm, işiten Kulağını ve
anlayışım” olmuştur.
3126 Çünkü; ben artık ben değilim; bu ses, bu nefes “HU” dan yani Allah'tandır. Bu sözün
karşısında, söz söyleyen, inkârda bulunan kâfirdir.
3127 Hz. Nuh'ta, Cenabı Hakk'ın kudret eli bulunmasaydı, şirk âlemini bir tufan ile nasıl
karma karışık ve alt-üst edebilirdi?
3145 Suretten, şekilden geçip gönlünü dünya sevgisinden ve kötü huylarından arıtan kişi,
gayb suretlerine gizli şeylere ayna olur.
3154 Onlar, gönül aynasında, hiç görülmemiş, dokunulmamış şekiller hayaller belirsin diye,
gönüllerini zikirle ve tefekkürle cilalamışlardır.
3159 Misafir Hz. Yusuf'a, kardeşlerinin ettikleri cefaları, hasetleri hatırlattı. Yusuf(a.s) da o
haset bir zincirdi, bizde aslandık bu yüzden bizim boynumuza takılmıştı.
3160 Aslana zincir vurulmaktan utanç gelmez, 0 tecelli ilahi bir kaza idi. Biz Hakk'ın
kazasından şikâyet etmeyiz.
3162 Misafir, ‘Kuyuda zindan da halin nice idi?” diye sordu. Yusuf(a.s) “Ayın aksilip hilal
haline gelmesi gibi idim. “cevabını verdi.
3194 Bir tane büyüklüğünde ki altın kırıntısını, bir madene, bir damlayı bir denize armağan
olarak nasıl götürürüm? Diye düşündüm.
3197 Ey güneş gibi gök yüzünün nuru olan Yusuf, sana gönül nurundan bir ayna getirdim ki,o
aynaya baktıkça kendi güzel yüzünü göresin ve kendinde bulunan güzelliği görerek
hayran olasın.
www.muhammedi.net
3199 Ey gözümün nuru, sana ayna getirdim ki, ona baktıkça ve güzel yüzümü gördükçe beni
hatırlayasın..
3201 Varlığın aynası nedir? Varlığın aynası yokluktur. Ey Hakk aşıkı! Eğer ahmak değil isen,
Hakk'ı huzuruna yokluk götür.
3202 Dostların yanına eli boş gelmek, değirmene buğdaysız girmeye benzer.
3203 Cenabı Hakk, mahşer gününde halka! Kıyamet günü için ne armağan getirdiniz? Diye
soracak.
3204 “Sizi ilk yarattığımızda olduğu gibi eli boş, azıksız olarak, tek başınıza muhtaç bir halde
diye” buyuracak. (En'am S. A 94)
3205 “Haydi, söyleyin kıyamet günü için armağan olarak ne getirdiniz?
3175 Yoksa sizde dünyadan ahirete dönmek ve Allah'ın huzuruna çıkmak ümidi yok mu idi?
Kur'an ‘ın kıyamet hakkındaki ayeti size boş mu görünmüştü?
3176 Kıyamet gününü inkâr etmiyorsan, 0 dostun kapısına böyle eli boş olarak nasıl ayak
atıyorsun?
3177 Azıcık olsun uykuyu, yemeyi, içmeyi bırak ta Hak'la buluşacağım zaman için bir
armağan hazırla.
3178 Ey Hakk aşıkı, geceleri az uyuyanlardan, seher vakitleri günahlarının bağışlanmasını
isteyenlerden ol.
3180 Ana rahmindeki çocuk gibi azıcık oyna, kımılda da sana nur gören duygular bağışlansın.
3181 Ana rahmine benzeyen şu sıkıntılı kasvetli kederlerle dolu dünyadan dışarı çıkarsan,
yeryüzünden daha geniş, daha ferah bir âleme çıkmış olursun.
3182 “Allah'ın Yarattığı yeryüzü geniştir. Kulluk ibadet edilecek yerleri çoktur” demişlerdir
ya, işte o geniş yer Peygamberlerin gitmiş oldukları yerdir. Mana âlemidir.
3183 O geniş sahada, gönül daralamaz. Yaş ağacın dalı orada kurumaz.
3184 Ey Hakk yolcusu, sen şimdi duyguların yükü altında ezilmektesin. Bu yüzdendir ki
yorgunsun, bitkinsin, zayıfsın, düşecek gibisin.
3186 Biz gafiller, ancak uykuya dalarak duygularımızın etkisinden kurtulurken, veliler uyanık
iken de duygularının etkisinden kurtulmuşlardır. Bu yüzdendir ki, biz üzeri perişan eden
olaylar onları hiçbir zaman üzmez. Onlar hiçbir zaman korkmazlar, mahzun olmazlar.
3187 Ey inatçı kişi, veliler “Ashabı kehf” tir. Onlar ayakta da dönüp dolaşırken de
uykudadırlar.
3188 Cenabı Hakk onları, kendilerinin haberi olmadan, durmadan sağa sola çevirir. İşe güce
sokar. (Kehf S. A. 18)
www.muhammedi.net
3189 Sağ yana çevirmek nedir? İbadetler, iyilikler, güzellikler, hayırlı işlerdir. Sola çevirmek
ise, yemek içmek ve bedene ait işlerdir.
3190 Bu iki çeşit iş, peygamberlerde de kendilerinin haberi olmadan, sesin dağa çarparak geri
gelmesi gibi meydana gelir.
3191 Dağ, hayır olsun şer olsun; senin sesini sana geri gönderir. Ama dağın bu iki sesten de
haberi yoktur.
3226 Ben hangi makamda, hangi mertebede olursa olsun, kendini hakikat sofrasına ulaşmamış
ve Allah'a yakınlık nimetine ermemiş gören kişinin kuluyum kölesiyim.
3261 Kardeşim, Hakk'a yakınlık, sonu olmayan bir dergâhtır. Böyle olduğu için, hangi
makama, hangi mertebeye varırsan sakın durma, Allah aşkı ile ilerle.
3430 İlahi aşk şarabıyla mest olmuş kişilerden başka, bütün halk çocuktur. Nefsin
isteklerinden kurtulandan gayri erkeklik çağına girmiş, ergin kimse yoktur.
3445 Vehminizi, duygunuzu, düşüncenizi, anlayışınızı çocukların kamıştan atı gibi bilin.
3446 Gönül ehlinin bilgileri, kendilerini taşır; beden ehlinin bilgileri ise, kendilerine yük olur.
3447 Gönüle aks eden, gönülü nurlandıran biri insana yar olur, yararlı olur. Fakat bedene
vuran bedende kalan bilgi sahibine yük olur.
3448 Çünkü cenabı Hakk “Din kitabını taşıyıp ta O'nunla amel etmeyenler, kitap taşıyan
eşeğe benzer” diye buyurdu. (Cuma S. A. 5)Hakikati bildirmeyen, Hakk'tan olmayan
bilgi insana yük olur.
3449 Cenabı Hakk'tan vasıtasız olarak ilham yolu ile gelmeyen bilgi, gelin süsleyen kadının
ona sürdüğü renk gibi durmaz uçar gider.
3450 Fakat, çalışarak elde ettiğin bu bilgi yükünü, iyi taşırsan ve öğrendiğini yaşarsan,
etrafına yararlı olursun.; Yükünü alırlar, sana manevi zevkler, boşluk bağışlarlar.
3451 Aklını başına al da, bu bilgi yükünü şöhret için, dünyalık için, nefsanî arzular için
taşıma, taşımada gönlündeki ilahi bilgi hazinesini gör.
3452 Böylece, bilginin rahvan atına bindikten sonra sırtındaki yük düşer gider.
3453 Ey “O”nu bulmadan sadece “O”nun adını yeterli bulan kişi “HU” kadehinden içmeden
nasıl olurda benlik arzularından kurtulabilirsin?
3454 İsim ve sıfattan ne doğar? Ancak hayal. O'nun hayalide ulaşmaya buluşmaya kılavuz
olur.
3458 Eğer, addan, harften öteye geçmek istersen, kendini kendinden çıkar, kendini tertemiz
arıt, kendi nefsinden tamamıyla kurtul.
www.muhammedi.net
3460 Kendini, kendi kötü huylarından, nefsani isteklerinden kurtar, temizle de, saf temiz
gerçek varlığını, lekesiz, zatını, ilahi özünü gör. 0 vakit kitapsız, yardımcısız hocaya
başvurmadan, peygamberlerin bilgilerini gönlünde görebilirsin.
3461 Resulullah Efendimiz “Ümmetimden öyle kişiler vardır ki, benimle aynı yaratılıştadır,
aynı himmettedir” diye buyurdu.
3462 “Ben onları hangi nurla görüyorsam, onlarda beni aynı nurla görürler.”
3463 Buhari ve Müslim'in kitaplarındaki hadisler ve onları rivayet edenler olmaksızın
BUNLAR, Uz. Peygamberi, Ab-ı Hayat kaynağı olan gönüllerinde görürler.
3464 “Kürt olarak akşamladık” sözün sırrını bil, “Arap olarak sabahladık” sırrını oku.
3499 Allah'ın gerçeklik durağında oturup orayı yurt edinenlerin yerleri,arştan da, ferşten de,
kürsiden de yücedir. (Kamer 5. A. 54,55)
3503 Mızrağın ucu kalkanı nasıl deler geçerse, mende gündüzlerden gecelerden öyle geçtim.
Onlara ve onlarda geçen hadiselere bağlanıp kalmadım. (Hz. Zed'in SÖZÜ)
3504 Bu yüzden gecesi- gündüzü olmayan öyle bir âleme, (Ehadiyet Alemine) ulaştım ki,
orada bütün şeriatlar, bütün dinler birdir. Bir saat ile yüz binlerce yıllar birdir.
3544 “Kendine gel Ey Zeyd” diye buyurdu “Atın gemi azıya aldı dizginleri çek”“Allah
gerçeği söylemekten çekinmez'‘ayeti tecelli etti de sakınma ortadan kalktı. (Ahzap S.
Ayet 53.)
3570 Gönül dilerse, el parmakları ile hesap yapar yahut o parmaklarla kitap yazar
3571 Dikkat ediniz, bütün bu işleri yapan hünerli el, içte bulunan gizli bir elin emrindedir. 0
gizli el, bedenimizin şu görünen elini maşa gibi kullanarak, bu işleri yapmaktadır.
3572 Eğer gizli el isterse, şu görünen el, düşmana karşı yılan gibi öldürücü olur. Yine gönül
isterse o el bir dosta karşı yardımda bulunur.
3573 Acaba gönül bizde bulunan bu beş duyguya neler söylüyor, onlarla aralarında ne de gizli
akıl almaz bir anlaşma, ne şaşılacak bir buluşma var.
3601 Kireç taşı ateşle yumuşatıldığı gibi, kâfirlerde cehennem ateşi ile cezalandırılır.
3602 Biz o taş gibi kalbe, kaç kere yumuşak yumuşak sözler söyledik ama öğüt kabul etmedi.
3603 Kötü sözler ve çirkin işler, kötü kimseler içindir. (Nur S. A 26) Ayeti, tanı hikmeti,
hakikati beyan buyurmaktadır. Çirkinin çirkine eş olması yaraşır.
3605 Öyle isen, sende hangi işi istiyorsan ona git, onda yok ol, onun şekline, onun huylarına
bürün, onunla aynı ol.
3606 Nur istiyorsan, gönül aynanı kirden, pastan temizle de nur al, nurlanmaya çalış.
Hakk'tan uzaklaşmak istiyorsan, kendini gör, kendini sev, Hakk'tan uzak düş.
www.muhammedi.net
3607 Yok, eğer şu yıkık zindandan, benlik gururundan kurtulmak istersen, dosttan baş
çevirme, Allah'a secde et de, O'na yaklaş.
3640 Allah'a iman ve ibadet ancak şimdi makbuldür, ölümden sonra gayb âlemi bütün
güzelliği ile meydana çıkınca; “Şimdi inandım” demek manasızdır.
3643 Güneşin varlığına şahit yine güneştir. Allah'ın varlığının yine en büyük şahidi, yine
Allah'tır.
3644 Hayır, söyleyeceğim, çünkü Kuran'ı Kerim de, Allah'ın şahit oluşuna hem bilginlerin,
hem meleklerin şahitlikleri beraberce alınmıştır. (Ali İmran S. A 18)
3645 “Allah'tan başka sonsuz, daim ve baki olan yoktur. “diye Allah, melekler ve Ledün
ilmi'ni bilen bilginler şahadet eder. (Ali Imran S. Ayet 18)
3648 Gökyüzünde nur saçan, kâinata hayat dağıtan hakikat güneşine şahitlikte, Hakk'ın
gökyüzü dostları ve hizmetçileri olan melekleri de bizimle dost bil.
3567 Eğer herkesin gözünde doğrudan doğruya güneşten nur alacak güç ve görme kabiliyeti
olsaydı,
3568 İnsanlar güneşi bırakıp ta, güneşten nur edinerek bize ulaştıran ve güneşin nuruna
şahitlik eden aya ve yıldıza hiç bakar mı idi?
3664 Ey hasta kişi, manevi hastalıktan kurtulunca, beşeri sıfatları bırak, ruhani sıfatlan
benimse.
3665 Şunu iyi bil ki, gönül tahtı, nefis isek1erinden, şehvet duygularından arınınca, artık
“Rahman arşa hakimdir, dilediği gibi hükmeder.”ayetinin sırrı meydana çıkarda, ilahi
tecelli kendini gösterir. (Ta-Ha S., Ayet 5)
3666 Bundan sonra Cenabı Hakk, gönüle vasıtasız hükmeder, çünkü gönül, bu manevi
bağlantıyı elde etmiştir.
3693 Ölüm gibi ağır olan uyku, (gaflet), haram lokma (günah), bir binen ile sıkı dost oldular
da, ev sahibini uyuttular. Gece hırsızı (Şeytanda) bu halden yararlandı. Gönül evine
girdi, işe girişti.
3815 Şehvete kul olan, köle olan kimse, Allah'ın indinde, kölelerden, çalınıp satılan
esirlerden, daha değersizdir.
3816 Çünkü harp esiri yahut satın alınmış bir köle, efendisinin bir sözü ile kölelikten çıkar,
hür olur. Hâlbuki şehvet esiri olan bir kişi, tatlı yaşar fakat çok acılar çekerek ölür.
3718 Allah'ın Ihsan ettiği malı nefsine uymuş kötü kişilere vermek, yol kesen eşkıyanın eline
kılıç vermek gibidir.
3719 Din ehlini., kin ehlinden ayır, Allah'a dost olanı ara bul; onunla düş kalk.
www.muhammedi.net
3796 Ben bir dağım, benim varlığım O'nun binasıdır. Beni O yaratmıştır. Saman çöpü olsam
bile, beni kımıldatan, uçuran O'nun rüzgârıdır.
3810 Halka bundan fazlasını söylemek doğru değildir. Çünkü deniz bir ırmağın yatağına
sığmaz.
3829 Ey muhteşem pehlivan, artık sen bensin, bende senim. Sen Ali oldun, ben Ali'yi nasıl
öldürebilirim?
3976 Yapacağım savaşın yarısı Allah'ın rızası için, yarısı da öfkem zoru ile nefsim için,
intikam almak için olacaktı. Hâlbuki Allah'a ait işlerde ortaklık uygun değildir.
3977 Allah'ın yarattığını yine Allah'ın emri ile kır dök, “Dostun camına, dostun taştı at”
demişlerdir.
3853 Sen Hakk'ın aletisin, işi yapanda Hakk'ın eli. Hakk'ın aletini nasıl kınaya bilirim? Ona
nasıl karşı gelebilirim?
3854 İbni Mülcam “Öyleyse kısas niçin gerekiyor” diye sordu. Hz. Ali'de O da Hak'tandır, o
da Hakk'ın gizli bir sırrıdır. Diye cevap verdi.
3856 Kendi işine itiraz etmesi, kendi takdirine karşı gelmesi, ancak O'na yakışır., kendi
takdirine vasıta olan katili kısasla öldürmekte O'nun takdiridir. Kahırda, lütuf da birdir.
3960 Atlı, atını koşturunca yerden toz kaldırır. Sen Allah adamının sembolü olan atlıyı
görmüyorsun da, kaldırdığı tozu, Allah adamı sanıyorsun.
3961 İbliste tozu toprağı gördü de, “Topraktan yaratılan adam, benim gibi ateşten yaratılana
nasıl üstün olabilir?” dedi.
3962 Sen nebileri, velileri; o aziz varlıkları her hangi bir insan gibi gördükçe, bilmiş ol ki
senin bu görüşün, sana şeytanın mirasıdır.
3963 Ey inatçı gafil, eğer sen İblis'in Oğlu olmasaydın, sana o köpeğin mirası kalır mıydı?
3965 Dünya aslanı av arar, rızık arar. Allah aslanı ise hürriyet arar, ölüm arar.
3876 Hakk'ın bu Ledün Şerbetini, ancak nefis savaşında şehit olanlar içer, her kesilen boğaz
içmez. Bu şerbeti içmek için Lâ'dan yani inkârdan kurtulmak, “Bela' da tasdik ve
insanda yok olmak gerekir.
3877 Ey himmeti kıt beceriksiz, sakat kişi, ne vakte kadar yalnız ekmekle besleneceksin?
Ruhani gıdalardan, ilahi zevklerden habersiz yaşayacaksın?
3906 Çünkü daha dünyada iken sevgiliye ulaşamayan canın gönül gözü kördür. Ve kendi
kendine karanlıklar içinde kalmıştır.
3907 Sen vuslata yol vermedikten sonra cam çıkmış gitmiş bil. Sen yaşayan cam ölü say.
www.muhammedi.net
3918 Hepimizde “Nefsim, Nefsim” deyip durmakta, hepimizde yalnız kendimizi
düşünmekteyiz. Allah'ım sen bize lütufta bulunmazsan hepimizde azıtırız, şeytanlaşırız.
3990 Yazıklar olsun ki, bir İki lokma yemek fazla yemek yendi de bu yüzden düşüncenin
coşkunluğu dondu kaldı.

Benzer belgeler

Mesnevide İlk 18 Beyt

Mesnevide İlk 18 Beyt 4 Aslından vatanından ayrı düşmüş, oradan uzaklaşmış kişi, orada geçirmiş olduğu mutlu zamanı arar, o zamanı tekrar yaşamak ister, ayrıldığı sevgiliye tekrar kavuşmak arzu eder. 5 Ben her mecliste,...

Detaylı