engelli - Petinfo Dergi

Transkript

engelli - Petinfo Dergi
PET SAĞLIĞI DERGİSİ
KASIM 2015 SAYI 81
engelli
İstanbul
Veteriner
Hekimler Odası
ilaç sektörünün
liderleri ile bir
araya geldi 22
Küçük Hayvan
Veteriner
Hekimleri
Derneği’nden
gelenekselleşen
profesyonellik 28
Kedi ve
köpeklerin yara
tedavisinde
doğal şeker
kullanımının
yöntemleri 68
hayvanlara
fizik
tedavi
kendinizi ve
mesleğinizi
geliştirerek
hastalarınıza daha
güzel bir dünya
sunmayı deneyin
S.76
İÇİNDEKİLER
26 > ANEMİ; Sebebini Biliyor Muyum?
Anemi, en yaygın gözlenen eritrosit
bozukluğudur ve değişik klinik
semptomlara neden olur. Bazen
subklinik olabilir ve sadece genel
diagnostik çalışmalar sırasında
tespit edilir. Aneminin tespitinden
sonra, tipinin ve şiddetinin
belirlenmesi için retikülosit
sayımından yararlanılır.
8 > DÜNYADAN VE TÜRKİYE’DEN
SON HABERLER
Veteriner hekimlik mesleğinin
ve pet dünyasının tüm güncel
haberlerinin en doğru adresi olan
Petinfo Dergi’de bu ay da ilgi çekici
bilgiler paylaşıyoruz.
14 > İnterhas Hayvan Sağlığı,
VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji
Kongresi gümüş sponsoruydu
İnterhas’ın gümüş sponsorluğunda,
Türk Veteriner Jinekoloji
Derneği’nin düzenlediği VI. Ulusal
Doğum ve Jinekoloji Kongresi 15-18
Ekim 2015 tarihlerinde, Fethiye’de
gerçekleştirildi.
28 > Gelenekselleşen
profesyonellik
Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri
Derneği’nin 06 Kasım - 07 Kasım
2015 tarihleri arasında 10. Sürekli
Eğitim Kongresini Grand Cevahir
Hotel & Convention Center’de
500 veteriner hekimin katılımıyla
gerçekleştirdi.
84 > ENGELLSİZ YAŞAM İÇİN
DOĞRU ÜRÜNLER
Engelli hayvanların yaşamaları
için engellerin ortadan kalkmasına
yardımcı olabilmek adına büyük
bir işe girişen ve bu yolda emin
adımlarla ilerleyen Efe Yörük
ile “Engelsiz Hayvanlar” projesi
hakkında söyleşi yaptık.
64 > fizyolojik yaşam dönemleRe
göre beslenme
Kedi ve köpeklerin değişik
fizyolojik ve yaş dönemlerinde bu
dönemlere uygun özel hazırlanmış
ve dengelenmiş ürünler ile
beslenmeleri gerekmektedir.
18 > Dr.Bayer; Kedilerdeki şeritler
Kediler, yaşamlarında bir ya da
daha çok kez bağırsak paraziti
istilasına uğrarlar. Dr. Bayer
ile kedilerin intestinumunda
bulunan cestodlar ya da şeritlerin
çeşitliliğini inceleyelim.
22 > IVHO, İLAÇ SEKTÖRÜN LİDERLERİ
İLE BİRARAYA TOPLANDI
İlaç üreticileri ve ilaç tedarikçileri
İstanbul Veteriner Hekimler Odası
yönetim kurulu üyeleri ile verimli
bir gün geçirdi.
İstanbul Veteriner Hekimler Odası
Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan
76 > Engelli Hayvanlara
fizik Tedavi
Dünyada uzun yıllardan beri
uygulanan ve bazı hayvanların
hayatını kurtarabilen fizyoterapi ve
rehabilitasyon hangi durumlarda
uygulanır? Veteriner hekimlerin
dikkat etmesi gerekenler nelerdir?
sayfa
68
68 > Yara tedavisinde
DOĞALşeker kullanımı
Dr. Sandor Gal, Indianapolis,
ABD’de bulunan kliniğinde bu
basit ve masrafsız yöntemi, hem
acil vakalarda hem de küçük çaplı
yaralarında uyguladığı durumlarda
iyi sonuçlar elde ederek birçok
sefer kullandı. Vakalarından
örnekler gösterip bu yöntemin püf
noktalarını bize adım adım anlattı.
PETİNFO 2015/11 04-05
sayfa
84
86 > Hospitalize Edilen
Köpeklerde Davranışsal
Sorunlar ve Önlemler
Bu sayımızda Vet. Hek. Gürbüz
Ertürk, tedavi için uzun süredir
kliniklerde yatmak zorunda kalan
köpeklerden bahsetmektedir.
Fiziksel olarak çok iyi bakıldıkları
halde, hospitalize hayvanlarda
sık sık psikolojik sorunlar
görünmektedir.
sayfa
86
EDİTÖR
Bilgi bir hazine ise,
uygulama da bu
hazineyi açan bir
anahtardır.
Veteriner Hekim
YAĞMUR AĞCAOĞLU
Türkiye’deki kongreler hız kesmiyor
Bilgiye ve yeniliklere aç veteriner
hekimler için kasım ayı da boş
geçmedi. Türkiye’nin dört bir yanında
gerçekleştirilmiş toplantıların ve
eğitimlerin yanı sıra, Küçük Hayvan
Veteriner Hekimleri Derneği, 10. Sürekli
Eğitim Kongresi’ni Grand Cevahir Hotel
& Convention Center’de 500 veteriner
hekimin katılımıyla gerçekleştirdi.
Etkinlikte Kongre Başkanı Necla Köprülü,
KHVHD Başkanı Erkut Gören, mesleğimizin
gelişmesi ve ilerlemesinde rol oynayan
bütün meslektaşlarımızı kutladı. Biz de
Petinfo ailesi olarak, veteriner hekimlerin
bu sıcak aile ortamından birkaç kareyi
sizlerle paylaştık.
petinfo
Kasım / Sayı: 81
Pet Sağlığı Dergisi
Ayda bir yayımlanır.
YAYIN TÜRÜ
SÜRELİ YEREL
SAHİBİ
Mat Medya Tanıtım
Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.
MEHMET AKTOP
GENEL KOORDİNATÖR
BARIŞ KOLGU
[email protected]
Dergimizde bu ayın ana konusu olarak
veteriner hekimlerin yardımı ile tamamen
engelsiz olabilen hayvanları seçtik.
Hastaların hareket kabiliyetlerini sağlamak
ve yaşam standartlarını yükseltmek
için dünyanın her yerinde fizyoterapi
uygulamalarına başvurulmaktadır. Bu
uygulamanın püf noktalarını kaçırmayın;
kendinizi geliştirerek hastalarınıza daha
güzel bir dünya sunmayı deneyin. Tedavi
süreci içerisinde emin ellerde olan ve
tedavi için kliniklerde hospitalize edilmek
zorunda kalan köpeklerin davranış
sorunlarını da önlemeyi öğrenmeliyiz.
Saygılarımla
Veteriner Hekim Gizem Kutun
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
VE YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Vet. Hekim YAĞMUR AĞCAOĞLU
[email protected]
YAZI İŞLERİ SORUMLUSU
VET. HEKİM GİZEM KUTUN
[email protected]
KATKIDA BULUNANLAR
Dr. Gürbüz Ertürk
veteriner hekim ENİKÖ KIRALY
vet.hekim sara ece ulutürk
ART DİREKTÖR
EBRU DERELİ
[email protected]
GRAFİK TASARIM
EMEL VURAL
[email protected]
DANIŞMA KURULU
PROF. DR. AHMET ERGÜN
PROF. DR. NİLÜFER AYTUĞ
PROF. DR. TAMER DODURKA
Yrd. Doç. Dr. Özlem Şengöz Şirin
Dr. Banu Dokuzeylül
> syf 22
BASKI
Portakal Baskı İt. İh. San ve Tic. Aş.
Huzur Mh. Tomurcuk Sk.
No: 5/1 SARIYER İSTANBUL
TEL: 0212 332 28 01 PBX
ADRES
YAYINCILAR SK. 10/4 34414
SEYRANTEPE - İSTANBUL
TEL: 0212 324 50 56 - 324 50 59
www.matmedya.com
ABONE
BANU SAYINÇ
[email protected]
Dergimizde yayınlanan röportaj ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.
Petinfo Dergisi veteriner hekimlere ve ecza depolarına yönelik bilimsel içerikli, mesleki, ücretsiz, sektörel bir yayındır.
PETİNFO 2015/11 06-07
İVHO yönetim kurulu,
İlaç sektörünün
liderleri ile buluştu
Fenerbahçe Faruk
Ilgaz Tesisleri’nde
gerçekleştirilen
toplantıda ilaç
üreticileri ve ilaç
tedarikçileri İVHO
yönetim kurulu üyeleri
ile verimli bir gün
geçirdi. Veteriner
ilaç tedarikçileri, ilaç
üreticileri ve VİSAD
katılımlarıyla yapılan
toplantıya, İstanbul
Veteriner Hekimler
Odası da geniş kadrosu
ile katkı sağladı.
NOTLAR
Bağışıklık sistemi kedi alerjisini nasıl algılar?
Yeni bir tedavi yöntemiyle kedilerin neden olduğu
semptomların önüne geçilebileceği konuşuluyor. Cambridge
Üniversitesi’nde Dr Clare Bryant liderliğindeki araştırma ekibi
kedilerin cildinde alerjilerin çoğuna neden olan bir protein cinsi
keşfetti. Alerji yapan bu madde vücuttaki bazı bakteriyel atıkların
bulunduğu belirli bir bölgeyi uyarıyor. Bağışıklık sistemi bu uyarıya
öksürme, hapşırma, burun akıntısı ve hırıltılı solunum ile yanıt veriyor.
Dr Bryant, BBC’ye kedilerdeki alerjik proteinin bağışıklık hücrelerini
nasıl tetiklediğini keşfettiklerini ifade etti. İngiltere’de alerji üzerine
çalışan bir grup olan Allergy UK ise, Cambridge Üniversitesi’nin yeni
ortaya koyduğu çalışmanın kedilerin alerjiyi nasıl tetiklediklerini
anlamak konusunda “büyük bir adım” olduğunu ifade etti.
İspanya’nın insan
olmayan sakinleri
Göz mü burun mu? Kediler hangi
organlarını kullanmayı tercih eder?
Kediler, avlanırken
burunlarından ziyade gözlerini
kullanmayı tercih ederler. İngiliz
araştırmacılar sadece altı adet kedi
kullanmalarına rağmen, önemli
sonuç elde ettikleri konusunda
iddialılar; 4 kedi her zaman gözlerini
kullanmayı tercih ederken, 1 kedi
sürekli burnunu takip etti, diğer
ikisi ise her iki organını kullandı.
Araştırmacılar tarafından inşa
edilmiş T şeklindeki labirentin iki
çıkışına da birer kağıt yapıştırıldı.
Birinci kağıtta görsel işaretler
yerleştirildi, diğer kağıda ise koku
izleri bırakıldı. Pozitif görsel ve koku
işaretleri taşıyan kağıtların
arkasında mama vardı, negatif
işaretli kağıtların arkasında ise
hiç bir şey yoktu. Kediler bu
oyunun kurallarını öğrendikten
sonra araştırmacılar pozitif
görsel işaretlerin yanına negatif
koku işareti yerleştirdiler,
negatif görsel işaret ise pozitif
koku işareti ile eşleştirildi. Bu
değişimin sonucu; pozitif görsel
işareti takip eden kedilerin
sayısı pozitif koku işareti takip
edenlerden daha fazlaydı. Bu
basit araştırma, ileri seviyeli
testlerin başlangıcı olabilir.
PETİNFO 2015/11 08-09
İspanya’nın Trigueros
de Ville kasabasında yaşayan
kedi ve köpeklere insanların
sahip olduğu haklar tanındı.
Kasabada yer alan evcil kedi
ve köpekler ‘insan olmayan
sakinler’ olarak kabul edilecek.
Şehrin sosyal belediye başkanı
“belediye başkanı sadece
insanları değil, herkesi temsil
eder” dedi. Hayvan hakları
savunucuları kararı sevinçle
karşılayıp, başkanın hassasiyeti
ve eşitlik konusundaki algıları
için teşekkür ettiler.
NOTLAR
Veteriner ilaçlarında
yeni düzenleme çağrısı yapıldı
Uluslararası Hayvan
Sağlığı Federasyonu IFAH-Avrupa
tarafından organize edilen hayvan
sağlığı konferansında, küresel
gıda üretiminin % 20’sinin hayvan
hastalıkları nedeniyle kaybedildiği, insanlarda görülen enfeksiyonların yüzde 60’ının ise hayvan
kaynaklı olduğu kaydedildi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
veri tabanında 200’e yakın
zoonotik, yani hayvandan insana
geçebilen hastalığın tanımlandığını belirten IFAH-Avrupa Genel
Sekreteri Roxane Feller, hızla
büyüyen bir nüfusu beslemek
gibi zor görevleri başarabilmek
için hayvan sağlığı endüstrisinin ilaçlarla ilgili ‘daha etkili bir
düzenleyici çerçeveye’ acil ihtiyaç
duyduğunu vurguladı. Veteriner
ilaçlarında daha basit bir ruhsatlandırma sisteminin, yenilikçi veteriner ilaçlarının piyasaya ulaşması üzerindeki idari yükü önemli
derecede azaltacağını kaydeden
Roxane Feller, Avrupa’da güvenli,
kaliteli ve uygun fiyatlı gıdanın
sürdürülebilir tedarikine katkıda
bulunacağını sözlerine ekledi.
PETİNFO 2015/11 10-11
Dünya Sağlık Örgütü’ne
göre, dünyada 200’e yakın
zoonoz hastalık vardır.
NOTLAR
Rakibi olmayan kediler
daha mutlular
Yalnız yaşayan yabancı kedilerin
evcil akrabalarını evde çoğu zaman bir iki
kediyle beraber tutuyoruz. Dört ülkenin
araştırmacıları yalnız, çift ve 2-3 üyelik
guruplarda yaşayan hayvanların stres
düzeyini inceleyip evcil kedilerin uygun yaşam
ortamını araştırdılar. Çalışmada yer alan
toplam 60 hane kedilerinin ne kadar inatçı,
korkak veya dominant olduklarını araştıran
bir anket doldurdu. Araştırmacılar tarafından
toplanılan dışkı örneklerinde ise hayvanların,
stres tarafından da etkilenen metabolizma
seviyelerini kontrol ettiler. Çalışma sonucuna
göre stres, beraber yaşayan kedilerin
sayısından ve kişiliklerinden bağımsız olarak
meydana gelen bir faktördür. Belli bir yaşam
şekline alışan kediler ise alışamadıkları bir
durum ile karşı karşıya kalırken strese girer.
Enfekte fareler kediden korkmaz
Konumuz Toxoplasma gondii’dir. Bu her üçüncü insanda bulunan
parazitin, kemirgenlerin kediye karşı korkusunu azaltabileceği bildirildi.
Minik hayvanları bu şekilde “cesaretlendiren” parazit en kısa zaman
içerisinde kedilerin gastrointestinal sisteminde seksüel siklusuna başlama
şansı bulmaktadır. Toksoplasmanın kist oluşturabilmesi ise tamamen
yanlış bir düşünce olarak gözükmektedir; araştırmacılar enfekte olan
farelerin hiçbir organında kistik oluşuma rastlayamadılar. Bu nedenden
dolayı toksoplazmanın, tarafımızdan daha bilinmeyen bir yöntemle
konaklarının beynini yeniden programlayabileceği düşünülmektedir.
Korkunç, öyle değil mi? Gidip elinizi yıkamaya ne dersiniz?
Kliniğinizin yeterince temiz mi?
The Bella Moss Foundation (BMF)’un dünyanın önde gelen
veteriner hekim ve teknisyenlerle işbirliği yaparak oluşturduğu
ücretsiz bir hijyen denetim testi ile bunu kolayca kanıtlayabilirsiniz.
BMF Hijyen denetim sistemi, internet bazlı bir programdır; muayene
odaları, ameliyathaneler, bekleme odası ve çamaşırhane gibi bölümler
için ayrı ayrı denetim seçenekleri sunmaktadır. Bu, anket formatında
hazırlanmış test, odalarınızın ne kadar hijyenik olduğunu yüzdelik
dilimlerde göstermektedir. Kliniğin yüzdelik hijyen puanını öğrenin
yanı sıra sorular ve sonuçların yardımı ile klinik personelinizi de
eğitebilirsiniz. İkna olmadınız mı? O zaman testi denemeye ne dersiniz?
www.thebellamossfoundation.com/practice-hygiene-self-audit/
PETİNFO 2015/11 12-13
İnterhas Hayvan Sağlığı,
VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji
Kongresi gümüş sponsoruydu
Türk Veteriner Jinekoloji Derneği’nin düzenlediği VI. Ulusal Doğum ve
Jinekoloji Kongresi 15-18 Ekim 2015 tarihlerinde, Fethiye’de gerçekleştirildi.
Kongredeki oturumlarda
Theranekron D6 ile ilgili olarak Y. Doç.
Dr. Nilgün Gültiken’in, ‘’Köpeklerde
meme tümörü cerrahisi ve tedavi
seçenekleri’’ ve Prof. Dr. Kutlay
Gürbulak’ın “Mastitis Tedavisinde
Theranekron D6” konulu sunumları
katılımcılar tarafından beğeniyle
dinlendi. Konuşmacılar, Theranekron
D6’nın demarkasyon, rezorpsiyon,
rejenerasyon ve antifilojistik etkileri
sayesinde her türlü yara, çizik, yarık,
yanık ve travmalar, pneumonia,
dermatozlar, tümörler/ papillomlar,
pododermatitisler, perianal kese
yangıları, doğum kanalı yırtıkları, vaginal
akıntılar, operasyon sonrası proflaksi
gibi çok geniş bir kullanım alanına
sahip olduğunu vurguladılar.
Y. Doç. Dr. Nilgün Gültiken
sunumunda, Theranekron D6’nın köpek
meme tümörlerinde yaşam kalitesini
artırdığı, demarkasyon alanı oluşturarak
büyümesini durdurduğu, hatta bazı
olaylarda tümörlerin küçüldüğü
ve yıllarca nüks etmediğini tespit
ettiklerini açıkladı. Y. Doç. Dr. Gültiken,
tedavi öncesi ve sonrasında alınan
tümör dokuları, immunohistokimyasal
değişiklikler bakımından incelediklerini
ve tedavi sonrasında mitotik aktivitenin
azaldığı ve programlı hücre ölümlerinin
PETİNFO 2015/11 14-15
(apoptozis) arttığını tespit ettiklerini
sözlerine ekledi. Sonuç olarak gerek
beşeri gerekse Veteriner onkolojide ana
hedefin tümör dokusunda apoptozun
indüklenmesi ve dolayısıyla bölünen
hücre oranının azalması olduğu
düşünülürse Theranekron D6’nın bu
etkileriyle umut vadettiği belirtildi.
Son derece zengin programı ve
bilimsel programı içindeki uygulamalı
çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı
geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji
Kongresi’ne Gümüş sponsor olarak
katkı yapan İnterhas Hayvan Sağlığı,
bilimin ve bilginin olduğu yerde her
zamanki yerini aldı.
Kediler, yaşamlarında bir ya da
daha çok kez bağırsak paraziti
istilasına uğrarlar. Dr. Bayer ile
kedilerin intestinumunda bulunan
cestodların çeşitliliğini inceleyelim.
Kedilerdeki
şeritler
Kedilerin ve insanların sağlıklı bir hayat
sürdürebilmesi için düzenli olarak yapılan
anti parazit uygulamaları elzemdir.
PETİNFO 2015/10 24-25
Şeritler, özellikle dışarıda
gezen kedilerin ince bağırsağında
sık bulunan parazitlerdir. Kedilerin
yaşam tarzı, hangi şerit ile enfekte
olduklarının göstergesi olabilir.
Ülkemizde Tanea taeniformis en
sık bulunan şerit türüdür. Kediler
bu paraziti farelerden ve küçük
kemirgenlerden alabilir.
Köpek şeridi olarak bilinen
Dipylidium caninum, en sık bulunan
parazitler arasında ikinci sıradadır.
Parazit, ara konağı olan pire ve bit ile
kedilere bulaşır.
Bilinen en büyük tenya türü olan
Diphyllobothrium latum ise balık
şeridi olarak da bilinmektedir; çiğ
balık tüketen canlıların intestinumuna
yerleşip, bazen 8-10 metre
uzunluğuna da ulaşabilir.
Şeritlerin vücudu baş (skoleks),
boyun ve segmentlere (proglottid)
bölünmüş gövdeden meydana gelir.
Proglottidler, boyun kısmından gelişir.
Boyundan gelişen her proglottid önce
genç halkadır, ardından olgun halkaya
dönüşür son olarak da iyice gelişerek
gebe halka haline gelir. Her gebe
halka dişi ve er üreme hücrelerinden
ikisini taşır. Parazit yumurtaları gebe
halkalarında oluşmaktadır. Döllenmiş
yumurtalar ile dolu gebe halkalar
erişkin parazitten ayrılıp konağın
dışkısı ile dışarı atılır.
Şeritlerin yaşam döngüsü
Kedilerin intestinumunda
bulunan erişkin Tanea taeniformis
ortalama 60 cm boyundadır. Parazit
büyüyünce posterior segmentlerinde
de yumurtalar oluşmaktadır. Ayrılıp
dışkıya geçen segmentler hareket
yeteneğine sahiptir ve konağın
anüsünden perianal deri üzerine
çıkabilirler. Son konaklardan atılan
halkaların parçalanması ile serbest
kalan yumurtalar fare, rat veya
diğer küçük kemirgenler tarafından
tüketilirse parazitin yaşam döngüsü
devam eder. Rodentlerin sindirim
sisteminde larva formunu alan
parazit, karaciğerin parankimasına
geçer ve ara konağın bir kedi
Dipylidium caninum zoonoz
olup, son derece tehlikeli
sonuçlara yol açabilir.
Tanea taeniformis
Türkiye’de en sık
görülen şerit türüdür.
Diphyllobothrium latum
şeridi çiğ balık tüketen
kedilerde görünür.
tarafından yenilmesini bekler. Parazit
bu şekilde bir kediye geçmeyi
başarırsa, yaşam döngüsünü
tamamlamış olup, intestinuma
yerleşir ve parazit tedavilerinin
aksadığı durumlarda iki sene boyunca
yaşayıp konağının yaşam kalitesini ve
sağlığını ciddi şekilde etkiler.
Dipylidium caninum’un yaşam
döngüsü Tanea taeniformis’inkine
benzer üç aşamadan oluşmaktadır.
Fakat bu parazitin yumurtaları ara
konak olarak pire ve bitleri tercih
eder. Hayvanların anüsleri etrafında
yapışık olan yumurtalar, ektoparazitler
tarafından tüketilir ve sistiserkoid
haline geçer. Normal durumda
kedilerin diyetinde olmayan bit ve
pireler son konağın sindirim sistemine,
kedinin kendisini dişlerken veya
yalarken geçebilir. 2-3 hafta sonra
segmentleri ayrılmaya başlayan
parazitin uzunluğu 30 cm’ye ulaşabilir.
Diphyllobothrium latum
parazitin gebe halkaları son
konağın bağırsağında parçalanır
ve yumurtalar dışkı ile beraber
dışarı çıkar. Diğer sestodların
Profender® ‘in kullanımı
Kedinin yaşam tarzına bağlı olarak ayda bir
kere kullunılabilir. Tenya, askarid ve kancalı
kurtların erişkin ve tüm larval formlarına
karşı koruma ve tedavi sağlar. Profender®,
emodepsit ve praziquantel olmak üzere iki
farklı etkin madde içerir. Ense kökündeki
tüyler aralandıktan sonra ense derisine
uygulanır. Etkin maddeler kıl köklerinden
kolaylıkla emilir ve kana karışarak vücuda
dağılır; bağırsaklara ulaşarak parazitlere
doğrudan etkili olur (emodepsit) ya da
karaciğerde bir miktar metabolize olduktan
sonra etki ederler (prazikuantel). Güvenlik
indeksi yüksek bir ilaçtır.
aksine, Diphyllobothrium latum’un
segmentleri erişkin parazitten
ayrılmadan boşalabilir. Bu nedenden
dolayı bu şerit 8-10 metre
uzunluğuna da erişebilir. Dış ortama
çıkan yumurtalar, suya ulaşıp enfekte
hale gelir. Bu parazitler iki ara konağa
ihtiyaç duyar; kopepodlara (yengeç,
karides gibi küçük kabuklular) ve
bunları yiyen balıklara. Parazitleri
taşıyan kopepodlar, ikinci ara
konaklar tarafından yendiğinde
larvalar bağırsak duvarını deler ve
balığın organlarına yerleşip bekleme
aşamasına geçer. Eğer ikinci ara
konaklar son konağı dışında bazı
hayvanlar tarafından yenirse son
konağı bekleyen parazitler onların
vücutlarında da kistlenir.
Klinik semptomlar
Hayvanlar çoğunlukla
asemptomatiktir. Ağır enfeksiyonlarda
parazitin büyüklüğü nedeniyle karın
ağrısı, ishal veya kabızlık gelişebilir.
Bu parazitler bağırsaklarda gıda
içindeki B12 vitaminini absorbe ederek
halkalarına depolar. Bu vitamin
alyuvar yapımında kullanıldığından
B12 vitamini eksikliğine yol açarak
solukluk, halsizlik, ağız ve dil yangısı
ile karakterize pernisiyöz anemi ya da
diğer adıyla makrositik hiperkronik
anemi tablosu oluşturabilir. Parazit
Hayvanlar üzerindeki pireler
ilaç uygulamasından 12 saat
sonra %98-%100 oranında
ölür. Tek uygulama yeni
enfestasyonlarını en az dört
hafta boyunca önler.
Şeritler
insanlar için
tehlikeli mi?
Evet ve hayır. İnsanlar, iyi pişmemiş et yiyerek parazitleri
alabilir. Kedilerden direk yolla
parazitlerin alımı mümkün
değildir, şeritler insanlarda
gelişemez, yaşam döngülerini
tamamlayamadan ölür. Fakat
evde bulunan hayvanların
üzerinde pire veya bitler mevcut ise, nadir de olsa insan
tarafından yutulabilir ve insanlarda enfeksiyon meydana
gelebilir. Bunu önlemenin en
kolay yolu kedilerin düzenli iç
ve diş parazit uygulamasıdır.
mekanik olarak bağırsak tıkanmaları
veya safra kesesi rahatsızlıkları gibi
komplikasyonlara yol açabilir.
Şeritlerin tanısı nasıl yapılır?
Parazitler ciddi klinik
semptomlara yol açmadıklarından
dolayı, hasta sahipleri kedilerini anüs
etrafındaki pirinç ya da salatalık
çekirdeğine benzeyen hareketli
halkaları fark ettikleri zaman
veteriner hekimi ziyaret edecektir.
Genel bir muayeneden veya dışkı
örneğinin incelenmesinden sonra
bu segmentler veteriner hekim
tarafından da kolaylıkla farkedilir.
Bazen birleşik segmentlerin
görünmesi de mümkündür.
Nasıl önleyebiliriz?
Hayvan sahipleri birkaç önlem
alarak kedilerinin sestodlara
yakalanma imkanını azaltabilirler;
Etler hayvanlara verilmeden
önce pişirilmelidir. Kemirgenlerin
avlanması engellenmelidir.
Aynı zamanda iç parazitlerin
önlenmesinde dış parazitlerin
kontrolü de rol oynamaktadır.
Günümüzde kedilerde iç ve dış
parazit enfeksiyonlarının ne kadar
yaygın gözlemlendiği veteriner
hekimler tarafından iyi bilinmektedir.
Kediler için her ayda bir yapılması
gereken iç parazit ilaç uygulaması,
Profender damlatma çözeltisi
yardımıyla, veteriner hekimler ve
kediler için kabus olmakdan çıkıyor. 
TOPLANTI
İVHO ilaç sektörünün
liderleri ile bir araya geldi
20.10.2015 tarihinde gerçekleştirilen toplantıda ilaç
üreticileri ve ilaç tedarikçileri İstanbul Veteriner Hekimler
Odası yönetim kurulu üyeleri ile verimli bir gün geçirdi.
F
enerbahçe Faruk Ilgaz
Tesisleri’nde veteriner ilaç
tedarikçileri, ilaç üreticileri
ve Veteriner Sağlık Ürünleri
Sanayicileri Derneği Yönetim
Kurulu Üyesi İsmail Özdemir
katılımıyla yapılan toplantıya
Veteriner Hekimler Odası’nı temsilen
Başkan Murat Arslan, Yönetim
kurulu üyeleri Edip Kocaman, Hasan
Yıldız, Necati Bozkurt ve Tarık
Akan katılım sağladı. Toplantının
açılış konuşmasını Başkan Murat
Arslan başlatarak katılımcılara
toplantıya verdikleri ilgiden dolayı
teşekkürlerini iletti.
Toplantıda veteriner tıbbi ürünler
yönetmeliği, hekimlerin ilaç satışı ve
kliniklerde ilaç bulundurulması ile
ilgili mevzuatlar ve güncel konular
konuşuldu. Özellikle izinsiz ilaç
satan işletmeler tartışmalara yol
açtı. Söz alan ilaç depo yetkilileri,
ilaç satışının sadece ruhsatlı
PETİNFO 2015/11 22-23
yerlerde yapılabileceğini, bunun
dışında satışın çok büyük cezai
yaptırmaları olduğunu belirttiler.
Ayrıca mevzuata göre ilaç satışlarının
klinikler üzerinden mümkün
olabileceğini hatırlattılar. Katılımcılar
bu mevzuata dahil olmayan
işletmelerin, özellikle petshopların
daha sıkı denetlenmesinin gerekliliği
hakkında hemfikirdiler. Murat Arslan,
petshoplarda ilaç bulundurulması ve
satışıyla ilgili 42 kliniğin toplanarak
TOPLANTI
bulundu. Çiftliklere direk ilaç satışı
konusu da gündeme geldi. Mevzuata
göre veteriner hekim çalıştırmayan
çiftliklere ilaç depoları tarafından
herhangi bir ilaç temin edilmesinin
ya da cihaz satılmasının uygun
olmadığı konuşuldu.
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Üyeleri
dilekçe verdiklerini belirtti. Bu
sorunun çözümü için İstanbul
Veteriner Hekimler Odası tarafından
gereken adımların atıldığını,
temsilcilikler vasıtasıyla bu sürecin
hızlanacağını ifade etti. Kliniklerden
gelen bütün dilekçelerin ise Gıda
Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne
ulaştığının bilgisi verildi.
Firmalara düşen görev büyüktür
Murat Arslan, yeni açılan
veteriner klinikleri ile ilgili olarak,
ilaç firmalarına çok önemli görevler
düştüğünü belirtti. Firmaların
yeni sözleşme yaptıkları esnada
veteriner kliniklerin evraklarını
almadan ve alıcının veteriner hekim
olup olmamasından emin olmadan
ilaç temin edilmemesi gerektiğini
de ekledi. Yapılan denetlemelerde
açılma aşamasında olan kliniklerde
bazen ruhsatın bulunmamasına
rağmen, ilaç ve biyolojik maddelerin
bulunduğuna da dikkat çekmektedir.
Bu durumda da ilaç depolarının
ve dağıtıcılarının dikkatli olması
konusunda bilgi paylaşımında
PETİNFO 2015/11 24-25
Çalışmalar hız kesmiyor
Toplantı sırasında İVHO, sosyal
sorumluluk projesi kapsamında
insanlara hayvan sevgisini
aşılamak ve bilinç uyandırmak
adına 25.000 adet kitap dağıtan
Ataşehir Belediyesi’ne ve Ataşehir
Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü
Necati Bozkurt’a teşekkürlerini
sundu. İVHO, yeni bir merkez
oluşturulmak istendiğini, merkezde
eğitimlerin de daha kolay ve kaliteli
yapılabileceğini, bu konuda da
firmaların desteğinin gerekliliğini
bildirdi. Toplantı ardından bütün
firma yetkilileri ve oda temsilcileri
dergimize etkinliğin verimli
geçtiğini belirttiler; hayvanların
sağlığı ve sektörümüzdeki bütün
meslektaşlarımızın geleceği için bu
tür toplantılara ve firmaların birliğine
ihtiyacımız vardır. 
MVM MEDİKAL
ANEMİ; sebebini
biliyor muyum?
Anemi, en yaygın gözlenen eritrosit
bozukluğudur ve değişik klinik semptomlara
neden olur. Bazen subklinik olabilir ve sadece
genel diagnostik çalışmalar sırasında tespit
edilir. Aneminin tespitinden sonra, tipinin
ve şiddetinin belirlenmesi için retikülosit
sayımından yararlanılır.
R
etikülositler, olgunlaşmamış
eritrosit prokürsörleridir ve
retikülosit ölçümü kemik iliği
eritropoezisinin değerlendirilmesinde
kullanılan en kolay ve rutin
yöntemdir. Anemi, retikülosit
değerindeki artış (retikülositoz)
durumuna göre iki gruba ayrılır.
Kedilerde mutlak retikülosit
sayısının 500,000/mm3’den fazla
olması rejeneratif anemi olduğunun
göstergesidir. Akut anemilerde kemik
iliğinin cevap oluşturması 3 ila 5
günü bulabilir.
Rejeneratif anemi
Rejeneratif aneminin iki
temel sebebi vardır: kan kaybı
ya da hemoliz. İlk yapılması
gereken kanama varlığını tespit
etmektir. Çünkü vücut boşlukları
ya da gastrointestinal sistemde
oluşan kanamalar açıkça görülmez.
Kanama varlığı tespit edilmediği
takdirde hemolitik anemi yönünden
inceleme yapılmalıdır. Kedilerde en
sık rastlanan hemolitik anemi sebebi
feline hemotropik mikoplazmozistir.
Non-rejeneratif anemi
Non-rejeneratif aneminin iki
temel sebebi vardır: primer kemik
iliği bozukluğu ya da eritropoetik
depresyondur. FHM (feline
hemotropik mikoplazmozis) ile
birlikte seyreden FeLV, anemiyi
daha da şiddetlendirebilir. Ayrıca
koenfeksiyonlar, hemopoetik neoplazi
PETİNFO 2015/11 26-27
gelişme olasılığına ya da makrositik
non-rejeneratif anemi gelişmesine
neden olabilir.
Anemisi olan kedilerde görülen
yaygın klinik belirtiler
> Depresyon ve zayıflık
> Solgun mukoz membranlar
> Dehidrasyon
> İştahsızlık
> Kilo kaybı
> Taşikardi
> Kardiak murmur
> Ateş
> Taşipne+dispne
> Splenomegali
> Ikterus
> Senkop
> Hipotermi
Rejeneratif Anemi
Retikülositozis/ polikromazi ile seyreder.
Kan Kaybı
Harici kan kayıpları
Travmaya bağlı kan
kaybı, endoparazite bağlı
gastrointerstinal kanama,
gastrik ülserasyon ya da
gastrointestinal neoplazi,
pire enfestasyonu
Vücut boşluklarına
sızan kanamalar
Dalak yırtılması
Koagulopati
K vitamin antagonisti
rodentisit zehirlenmesi,
şidddetli GI hastalığına
bağlı K vitamin
malabsorbsiyonu,
karaciğer hastalığı, DIC
(Dissemine İntravasküler
Koagülasyon)
Trombositopeni
FeLV, FIV, ITP (İdiopatik
Trombositopenik
Purpura), DIC
Trombopatolojiler
Üremi, ilaç etkisi
(örneğin NSAI tedavisi)
Hemoliz
Feline hemotropik
mikoplasmozis (FHM)
Mikoplazma hemofelis,
Candidatus mikoplazma
turicensis, bağışıklığı
baskılanmış kediler,
Candidatus Mikoplazma
hemominutum.
Non-rejeneratif Anemi
Retikulositozis/ polikromazi durumu yoktur.
Kemik iliği
bozuklukları
Miyeloproliferatif
bozukluklar
Lösemi, lenfoma,
FeLV, FHM ve FeLV
koenfeksyonu
Aplastik anemi
FeLV enfeksiyonu,
erlişiyozis, kloramfenikol
Cytauxzoonosis felis
Heinz body anemi
Soğan/asetaminofen
yeme, lenfoma
İmmun kaynaklı
Birincil olarak ya da
sıklıkla ikincil olarak FeLV,
FHM veya lenfoma
Hücre parçalanması
(mikroanjiyopatolojik)
DIC, vaskulit,
hemangiosarkoma
Şiddetli hipofosfatemi
İnsulin tedavisi ile
birlikte DKA (Diabetik
Ketoasidozis), yeniden
beslenme sendromu
Kalıtsal hastalıklar
Artmış osmotik kırılganlık
ve Abyssinian ve Somalis
ırklarında PK yetmezliği
Non-rejeneratif Anemi
Retikulositozis/ polikromazi
durumu yoktur.
Miyelofibrozis
Toksinler, östrojen
Miyelodisplazi
Hücre olgunlaşma
kusurları, immun kökenli
Eritropoetik
depresyon
Azalmış eritropoetin
Böbrek yetmezliği
Kronik hastalık anemisi
Neoplazi, karaciğer
yetmezliği, kronik
enfeksiyonlar
FeLV enfeksiyonu
FHM ve FeLV
koenfeksiyonu
Hemoglobin
sentezi kusurları
Demir eksikliği
Pre-rejeneratif
Akut kanama ya da
hemoliz durumlarından
sonraki ilk 3-5 gün boyunca
Tabloda da görüldüğü gibi çoğu zaman
anemi, başka hastalıkların sonucunda
sekonder olarak gelişir ve ancak altta yatan
problemler tespit edilebilirse iyileştirilebilir.
Bu yüzden anemi teşhisi kadar, anemi
tipinin ve şiddetinin belirlenmesi de
önemlidir. Tam retikülosit sayımını rutin
diagnostik protokolünüze ekleyerek:
> Subklinik durumlarda anemiyi erken
dönemde teşhis edebilirsiniz.
> Rejenerasyon durumunu gözlemleyerek
aneminin tipini belirleyebilirsiniz.
> Hastalığa farklı bir açıdan bakarak altta
yatan sebebi ortaya çıkarabilir, tedaviyi
buna göre şekillendirebilirsiniz.
> Tedaviye oluşan cevabı izleyebilirsiniz.
Gelenekselleşen
profesyonellik
Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği,
06 Kasım – 07 Kasım tarihleri arasında 10. Sürekli Eğitim
Kongresini Grand Cevahir Hotel & Convention Center’de
500 veteriner hekimin katılımıyla gerçekleştirdi.
KONGRE
1
3
1. KHVHD Başkanı Erkut Gören
2. 10.KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi
Başkanı Necla Köprülü
3. Doç Dr. Iuliana Ionaşcu
4. İstanbul Veteriner Hekimler Odası
Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan
5. İÜ Veteriner Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Halil Güneş
6. Dr Linda Boggie
7. Prof. Dr. Leo Brunnberg
8. Prof. Dr. Mahmut Ok
9. Dr. Jens Linek
10. Prof. Dr. Utku Bakirel
11.Yrd. Doç. Dr. Ruxandra Costea
12. Prof. Dr. İbrahim Demirkan
13. Prof. Dr. Deniz Deyrek İntaş
14. Prof. Dr. Veli Y. Çırak
2
4
Küçük Hayvan Veteriner
Hekimleri Derneği’nin ev sahipliği
yaptığı, 6-7 Kasım tarihleri arasında
Grand Cevahir Hotel & Convention
Center’de gerçekleştirilmiş 10.
KHVHD Sürekli Eğitim Kongresi, Türk
klinisyen veteriner hekimlerinin yoğun
katılımı ve ilgisiyle gerçekleştirildi.
KHVHD’nin her yıl düzenli olarak
uluslararası nitelikteki Sürekli
Eğitim Kongresi, mesleki sorunların
tespiti ve çözümüyle ilgili çalışmalar
yapmakta, mesleki birlikteliğin ve
gelişmesinin sağlanması için her
zaman katkıda bulunmaktadır.
Kongrenin ilk gününde KHVHD
Başkanı Erkut Gören ve 10.KHVHD
Sürekli Eğitim Kongresi Başkanı
Necla Köprülü, organizasyonun
PETİNFO 2015/11 30-31
5
ilk konuşmalarını gerçekleştirdi.
Kongreyi açan her iki konuşmacı da,
organizasyonun başarısını sağlayan,
emeği geçen ve katılımı ile etkinliğe
renk katan herkese teşekkürlerini
sundu. İVHO Başkanı Murat Arslan
ve İstanbul Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Halil
Güneş, ziyaretleri ile kongrenin
ilk gününü onurlandırıp, yaptıkları
açılış konuşmalarında mesleğimizin
gelişmesi ve ilerlemesinde rol oynayan
bütün meslektaşlarımızı kutladı.
Açılış töreninin ardından mesleki
alanda doyurucu bilimsel programlar
başladı; aynı anda 3 ayrı salonda
devamlı gerçekleştirilen İngilizceTürkçe sunumlara ve gün boyu süren
“Peritonial Dializ” ve “Acil Durum
6
7
9
12
Prosedürleri” konulu çalıştaylara
katılım her daim yüksekti.
Petinfo ailesi olarak, bu başarılı
organizasyonda emeği geçen KHVH
Derneği’ne, sponsor fırmalara ve
katılan bütün meslektaşlarımıza
teşekkür ederiz.
İlginç sunumlar arasından
seçim yapmak zordu
Başta Amerika Birleşik
Devletleri, Almanya, Avusturya,
Fransa, Hollanda, İnglitere, Romanya
8
10
13
ve Tayland’tan gelen 12 yabancı
konuşmacı ile Türkiye’nin çeşitli
veteriner fakültelerini temsil eden
7 uzman, katılımcılarla veteriner
hekimlik mesleğinin son gelişmelerini
paylaştı. Ortak alanda kalmayı tercih
eden veteriner hekimler ise sponsor
firmaların standlarını ziyaret edip
piyasaya çıkan en yeni ürünler hakkında
ilk elden bilgi edinme fırsatı buldular.
Tecrübeli veteriner hekimlerin arasında
yeni mezun olan meslektaşlarımızı
görmek de ayrı bir mutluluktu.
11
14
Yurtdışından seçkin
konuşmacılar katıldı
10. Küçük Hayvan Veteriner
Hekimliği Derneği Sürekli Eğitim
Kongresi’nde yoğun bakım
hastalarının klinik beslenmesinden
bahseden Yrd. Doç. Ruxandra Costea,
kritik durumdaki hastaların özel
bakım ve sürekli monitörizasyona
ihtiyaç duyduklarını, yeterli sıklıkla
besin sağlanamadığı durumlarda
iskelet ve kassal bozukluk, infeksiyon
gibi postoperatif komplikasyonların
KONGRE
görülebileceğini belirtti. Beslenmenin
enteral veya parenteral olarak
yapılması gerektiği ve olası
komplikasyonlara karşı sürekli
izlenmesi gerektiğini vurguladı.
Doç. Dr. Iuliana Ionaşcu, üçüncü
göz kapağı cerrahisi hakkında bilgi
paylaşımında bulunurken, üçüncü
göz kapağının vişne göz (cherry
eye) ve kartilago eversiyonu diye
adlandırılan patolojik durumların tek
tedavi yönteminin cerrahi yöntem
olduğunu, özellikle Shar Pei, Martino
Napolitano, Chow-Chow, Cane
Corso, Great Dane, French Bulldog,
English Bulldog, Dachshund, Boxer,
Pekingese ve bunların melezlerinde
sıklıkla görüldüğünü ortaya koydu.
Kuşlar, sürüngenler ve küçük
memelilerde anestezi ve cerrahi
konusunu ele alan Dr. Claudia
Hochleıthner ve Dr. Manfred
Hochleıthner cerrahi laparatominin
kertenkele cerrahisinde en basit
yöntem olduğunu, yılanlarda daha zor
ve kaplumbağalar ile timsahlarda ise
en zor yöntem olduğunu vurguladı.
Kanatlı cerrahisi için hemostaz, hız
ve hassasiyeti temel alarak, scrub
PETİNFO 2015/11 32-33
solüsyonlarının kanatlılar için irritan
olması sebebiyle kullanılmaması
gerektiğini, operasyon sahasının
genel anestezi altında yolunarak alkol
ile silinerek hazırlanması gerektiğine
değindi. Küçük memelilerde ise alkol
bazlı aseptiklerin kullanılmasından
kaçınılması gerektiği, aseptik sıvıların
ise kullanılmadan önce ısıtılması
gerektiğinden bahsetti.
Monika Linek konuşmasında,
alopesinin etiyolojileri arasında
yer alan endokrinopatilerin ve kıl
foliküllerinin enfeksiyöz hastalıklarına
değinilmeden evcil hayvanlardaki
alopesik hastalıklar hakkında bilgi
verdi. Bütün alopesik hastalıkların
genellikle köpeklerde tanımlandığını,
büyük evcil hayvanlar ve küçük pet
hayvanları hakkındaki bilginin kısıtlı
olduğunu vurguladı.
Glokom hakkında bilgi veren
Jens Linek, glokom oluşumunun asıl
sebebinin aköz humor üretiminin çok
olmasa bile direnajının kısıtlanması
olduğu, yapılan operasyonlarda
alanında uzmanlaşmış veteriner
hekim tarafından yapılması üzerinde
durdu. Özellikle son seviyedeki
glokomda ise bulbar eviserasyon ve
intraskleral protez yerleştirme yada
enokleasyona ihtiyaç duyulduğunu
ayrıca belirtti.
Arizona Glendale Midwestern
Üniversitesi’nde Veteriner Cerrahi
Profesörü ve Araştırma ve Stratejik
Girişimleri Başkan Yardımcısı
olan Prof. Dr. Theresa W. Fossum,
yarım gün süren çeşitli sunumları
ile özellikle Türk veteriner hekim
cerrahlarının ilgisini çekti. Prof.
Dr. Fossum ilk olarak ülkemizde
daha ilk adımlarını atan kardiyak
cerrahi konusunda pratikte hangi
prosedürlerin yapılmasının mümkün
olduğunu ve bu prosedürlerin yollarını
anlattı. Kısa bir moladan sonra ikinci
sunum olarak veteriner hekimlikte
sık uygulanan akciğer lobektomi ve
perikardiyektomi konusu ele alındı.
Her iki uygulama için farklı cerrahi
teknikler ile hastaların diyagnozu,
postoperatif bakımı ve prognozu
KONGRE
söz konusuydu. Sunucunun üçüncü,
diyaframa hernisinin ayrıntılarını
anlatan sunumunu takiben her üç
sunumu da kapsayan interaktif bir
oturum gerçekleştirildi. Hekimler
videolar izleyip uygulamaları daha
yakından tanıma fırsatı bulup, Dr.
Fossum ile yöntemler hakkında
bilgi alışverişinde bulundular.
IVAS Sınav Komitesi Başkanı, Dr.
Linda Boggie, Amerikan Veteriner
Akupunktur Akademisi’nin üyesi olup,
Çin şifalı bitkilerini kullanmaktan,
akupunkturdan, Çin tıbbını
öğrenmekten ve Çin veteriner tıbbını
uygulamaktan zevk almaktadır.
Meslektaşlarımıza anlattığı
“Günümüz Klinik Olgularında
Batının Biyomedikal Yaklaşımı,
Çin Tıp Felsefesi ve Bu İki Modelin
Etki Mekanizmaları” adlı sunumu
ile, ülkemizde az sayıda veteriner
hekim tarafından bilinen ve
uygulanan homeopatinin ilkelerini
anlattı. İlgilenen hekimler en başta
akupunkturun nasıl uygulanıldığını,
akupunkturun noktalarını ve
kanallarını öğrenebildiler. Çin bitkisel
tıbbın etkileri ile ilgili olarak ise
Dr. Boggie “Çin bitkisel tıp sanatı
hem iyileştirme özelliğini arttırmak
hem de görülebilecek potansiyel
toksikasyonları minimalize etmek
için birçok bitkinin kombine olarak
kullanılmasını içerir. Tek bitkinin
kullanıldığı reçetelerin sayısı oldukça
azdır” diye ifadede bulundu.
Türk hocalarımızın
ilgi çekici sunumları
Kalp kurdu hastalığı (HWD)’ndan
bahseden Prof. Dr. Utku Bakırel, bu
hastalığın dünyanın birçok ülkesinde
ve ülkemizdeki pet hayvanlarında
PETİNFO 2015/11 34-35
çok tehlikeli olduğu konusu üzerinde
durdu. Şiddetli akciğer hastalığı, kalp
yetmezliği ve diğer organ hasarlarına
neden olan Dirofilaria İmmitis’in kedi,
köpek ve diğer memelileri etkilediği
söylenmektedir. Sivrisineklerle
bulaşan kalp kurtlarının yaşam
sikluslarının çok kompleks olduğunu,
tanı için ise fiziksel muayene, röntgen,
tam kan sayımı ve çeşitli kan testleri
gibi yöntemlerin gerekebileceği gibi
ekokardiyografik muayeneninde
yapılması gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Mahmut Ok hastalıkların
doğru tanısında hematolojik ve
biyokimyasal değerlerin ciddi katkısı
olduğunu, yalnızca parametrelerin
ölçülmesinin yeterli olmayıp
doğru yorumlanmasının da büyük
önem taşıdığını vurgulamaktadır.
Biyokimyasal parametrelerin
özellikle, vücutta hastalık
oluşumunun söz konusu olup
olmadığının belirlenmesine, şayet
oluşmuş ise hastalığın hangi sisteme
veya organa lokalize olduğunu
gösteren önemli belirteçler olduğunu,
bu parametrelerin hastalığın doğru
teşhisi, ayırıcı tanısı, hastalığın
şiddeti, tedavinin takibinde ve
prognozun belirlenmesinde önemli
katkı sağladığını vurguladı. Prof. Dr.
Ok hemogramın değerlendirilmesi
ve kanın şekilli elementleri ile ilgili
normal veya anormalliklerini ortaya
koyabildiğini, biyokimyasal parametre
ölçümü ile organ ve dokularda
hasarların yanı sıra metabolik ve
endokrin sistemle ilgili anormallikler
saptanabildiğini belirtmiştir.
Erciyes Üniversitesi Veteriner
Fakültesi Öğretim Üyesi, Doç. Dr.
Öznur Arslan, sebebi bilnmeyen
anemilerin teşhisi ve tedavisi
hakkındaki güncel yaklaşımlar
hakkında ayrıntılı bir sunum
gerçekletirdi. Doç. Dr. Arslan, son
yapılan araştırmaların hemotropik
mikoplazmanın zoonotik potansiyeli
olduğunu göstermelerini ve invitro
çalışmalarda mikoplazmaların kanser
hücresi oluşturma potansiyelinin
olduğunu vurgulayarak hemoplasma
enfeksiyonlarını ayrıntılı anlattı.
Katılımcılar kan donörlerinin PCR
KONGRE
Vet. Hek. Erkut GÖREN
KHVHD Başkanı
MESLEKTAŞLARIN
GELİŞMESİNE KATKI
SAĞLAMAYA DEVAM
Kongremizi organize etmeye aslında
2015 Ocak ayında başladık. Ülkemizin
bütün takvimlerine bakarak herkese
uygun olan bir tarih seçmeyi amaçlıyoruz. Sergi alanında bize destek olan
firmaların, bu geçirdikleri iki gün içinde
verim almaları, iyi iki gün geçirmeleri
bizim için gerçekten önemlidir. Onların
memnuniyeti meslektaşlarımıza da
fayda sağlıyor ve bir sonraki seneye
referans oluyor. Yıllık artış oranımızı şu
an zaten aşmış durumdayız. Tüm gün
süren workshoplara meslektaşlarımızın katılması, büyük ilgi göstermesi
ve gün boyu salondan neredeyse hiç
çıkmamaları sanırım beğenildiğinin bir
göstergesidir. 10. kongremizi başarıyla gerçekleştirmemiz hepimiz için
büyük bir onurdur. Bizden sonra gelen
meslektaşlarımız umut ediyoruz ki
kongreyi 20’lere 30’lara ulaştırmayı
başaracaktır. Daha iyisi var mı? Tabi
ki var, her zaman daha iyisi vardır.
Önümüzdeki sene biz de daha iyisini
yapacağız ve elimizden gelene kadar
meslektaşlarımızın gelişmesine katkı
sağlamaya devam edeceğiz.
kullanılarak taranmalarını ve
böylece alıcı hayvanlara bulaşmanın
önlenebileceğini de ayrıca öğrenme
fırsatı buldular.
Erciyes Üniversitesi’nden sunucu
olarak katılan diğer öğretim üyesi,
Doç. Dr. Nusret Apaydın’ın sunumuna
katılarak veteriner kliniklerinde
pediatrik ve geriatrik hastalarına
anestezi uygulamalarının önemini
öğrenme fırsatı yakaladık. Pediatrik
terimi kedi ve köpeklerde doğumdan
sonrasi ilk 12 haftayı, neonatal terimi
ise kedi ve köpeklerde ilk 2 haftayı
kapsar. Pediatrik terimini ise kesin yaş
aralıkları ile belirtemezsek bile, genel
bir ifade ile normal yaşam süresinin
yaklaşık %75’ini tamamlayan
hayvanlar geriatrik olarak
adlandırabilir. Özellikle neonatal
dönemde olan hayvanların operasyon
ve anestezi stresine karşı toleransı
oldukça düşüktür. Bu nedenden dolayı
bir veteriner hekimin anestezinin her
aşamasını iyi öğrenmesi gerekir ve
PETİNFO 2015/11 36-37
her şeyi olanakları ölçüsünde optimal
koşullara getirmesi gerekir.
Prof. Dr. Deniz Seyrek İntaş
abdominal ultrasonografide duyulan
sesler hakkında ayrıntılı bilgi verdi.
Veteriner hekimlikte ultrasonografi
tüm abdominal organların,
mezenteriyumun, omentumun,
peritonun, diyaframın ve abdominal
duvarın yapılarını görmek ve abdominal
kitlelerin köken aldığı doku veya organı
ve yayılımını belirtmek için kullanır. Dr.
İntaş, abdominal ultrasonografi öncesi
hastanın hazırlanması ve en uygun
şekilde, stressiz bir ortamda muayene
edilmesinin püf noktalarını dinleyicileri
ile paylaştıktan sonra, abdominal bölge
ultrasonografisini örneklerle göstererek
sergiledi. Teorik olarak uygulamayı
ve görünebilecek anomalileri sunum
sonrası herkes öğrenmiş olsa bile, Prof.
Dr. İntaş “Ultrasonografik muayenede
tekniğe alışmak ve abdominal
organların normal görünümlerine aşina
olmak için muayeneyi mümkün
Vet.Hek. Necla KÖPRÜLÜ
10. KHVHD Sürekli Eğitim
Kongresi Başkanı
KONGREDE EMEĞİ
GEÇEN HERKESE
TEŞEKKÜR EDERİM
Küçük Hayvan Veteriner Hekimler
Derneği olarak gerçekleştirdiğimiz
başarılı bir kongreyi geride bıraktık.
Aylar süren hazırlık aşamasından
sonra hem sponsorlardan hem de
katılımcılardan övgüler aldığımız güzel bir kongre geçirdik. Sunumlara ve
özellikle workshoplara gösterilen ilgi
ve sonrasındaki memnuniyet KHVHD
yönetimi olarak bizleri mutlu etti. Tüm
sponsor ve katılımcılarımıza sonsuz
teşekkürlerimiz sunar gelecek kongrelerde birlikte olmayı dileriz.
KONGRE
olabildiğince tam ve sistematik
yapmakta fayda vardır” dedi.
Hayvanlarda özellikle kedi ve
köpeklerde teşhis edilen kanser
olguları her geçen gün artış
göstermektedir. Metastaz yapmış
hastalarda sağaltım çok agresif
uygulanmaktadır. Günümüzde
kanser sağıltımı üzerine yapılan
araştırmaların zorluklarla dolu
olmasına rağmen Afyon Kocatepe
Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.
Dr. İbrahim Demirkan, sunumunda
girişimlerin ümitsiz olmadığını
vurguladı. Prof. Dr. Demirkan’ın
“Kanser; Nitelikli Başarısızlık” başlıklı
sunumundan son yıllarda yapılan
uluslararası çalışmalarda hedefe
yönelik modern ilaçların geliştirildiğini
ve hastaların bu yeni sağıltımlarda
minimum komplikasyona maruz
kaldıklarını anlatarak, yeni nesil
kanser tedavilerine umutlarla dolu
olarak bakmamızı sağladı.
Uludağ Üniversitesi’nden
Prof. Dr. Veli Y. Çırak, köpeklerde
gastrointestinal helmintlerle
mücadele hakkında ayrıntılı bilgi
verdi. DipEVPC ünvanına sahip olan
Prof. Dr. Çırak köpeklerde uygulanan
iç paraziter mücadele tarzının tekrar
gözden geçirilmesini ve sunumunda
bahsettiği veriler ışığında her köpeğin
kendine özgü yaşı, fizyolojik durumu,
yaşam ortamı ve şekline göre
anti-helmitik mücadelenin ortaya
konmasını önerdi.
PETİNFO 2015/11 38-39
KONGRE
Vet.Hek. Dilruba Pervaz
Prof.Dr.Nilüfer Aytuğ
Prof. Dr. Kürşat Özer
MESLEKTAŞLARIN
BİRARAYA GELMESİ
ÇOK GÜZELDİ
ÜSTÜN BİR
PERFORMANSLA
KARŞILAŞTIM
BÜTÜN SUNUMLARI
BÜYÜK BİR İLGi İLE
TAKİP ETTİM
Özellikle bu sene yapılan iki workshopun da çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu tür çalışmalar, kliniklerde
çoğu insanın yapmakta çekindikleri
konulardır. Burada en azından ne kadar uygulanabilir olduklarını gördük.
Aynı zamanda hem yeni mezun arkadaşlarımızı aramızda görmek hem de
eski meslektaşlarımızla buluşup herkesin gelişmelere ayak uydurmalarını
görmek güzeldir.
Konular gayet iyi seçilmiş. Mesleki açıdan bu etkinliğin kesinlikle yararlı olduğunu düşünüyorum. Gelenekselleşmiş
olması da ayrı bir konu, organizasyonun 10 sene boyunca hiç ara vermeden aynı performansla devam etmesi
veteriner hekimlik adına Türkiye’deki
gelişimin olumlu bir göstergesidir.
Meslektaşlarımız açısından yenilikleri
takip etme fırsatını yakalamak çok
güzel bir olaydır. Kendi meslek alanım
açısından değerlendirmem gerekirse
genel cerrahi alanında ciddi çalışmalar
yapmış bilim insanları var burada. Bu
kongre mesleğimizin kalkınması ve
ilerlemesi açısından çok yararlıdır.
WORKSHOPLAR
EĞLENCELİ VE VERİMLİYDİ
Petinfo ailesi olarak, bu
başarılı organizasyonda
emeği geçen KHVH
Derneği üyelerine ve
katılım gösteren tüm
meslektaşlarımıza
teşekkür ederiz. Bir
sonraki etkinlikte
görüşmek dileğiyle.
Vet.Hek. Gizem Taktak
PETİNFO 2015/11 40-41
Kongreye bu sene 500’e yakın veteriner
hekim katıldı. Workshoplarımıza son anlarda bile kayıt aldık. Ben genelde workshoplarda görevli olduğum için oradaki
memnuniyetleri görebiliyorum. Gelecek
sene workshoplara ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Veteriner hekimlerin sadece
teorik dersleri değil aynı zamanda pratiğin önemli olduğunu ve yararlanmaları
gerektiğini de görmelerini isteriz. Uygulama ne kadar iyiyse, hastalara da o kadar
hizmet verebiliriz.
Vet. Hek. Serkan Güngör
Vet. Hek. Gamze Göl Aksu
Prof. Dr. Monika LINEK
GERÇEKTEN BU
SENE DE VERİMLİ BİR
KONGRE GEÇİRDİK
KLİNİSYENLER
UYGULAMAYA DAHA
ÇOK ÖNEM VERMELİ
KONGREDEKİ BÜTÜN
ÇALIŞMALAR GÜZEL
VE TAKDİR EDİCİYDİ
KHVHD kongreleri klinisyen veteriner
hekimler için en önemli yerel kongrelerden bir tanesidir. 10 yıldır aralıksız devam eden bu güzel çalışma
her sene daha bilinçli yapılmaktadır.
Organizatörlerin, veteriner hekimlerin ne istediklerini dikkate aldıkları
için hepimiz açısından çok verimli
olduğunu düşünüyorum.
Arkadaşlarımızı görmemiz, yeni ürünlerden haberdar olmamız çok güzel.
Ben bu kongrede teorik konulardan
ziyade daha fazla uygulama ve workshoplarla ilgileniyorum. Bunlardan
daha fazla görmek istiyorum. Türk
veteriner hekimlerin okul sıralarından
çıkıp uzman kadro desteğiyle pratiklerini geliştirmeleri gerekir.
Bu kongre gerçekten iyi organize edildi.
Yönetim kurulu gerçekten profesyonel
bir şekilde çalışıyor, konuşmacıların bugün burada olabilmeleri ile ilgili bütün
çalışmaları takdir edicidir. Yerel bir kongre olmasına rağmen organizasyonun bir
uluslararası kongreye yaklaştığını söyleyebilirim. Türk meslektaşların bu kadar
ilgili olmasını görmek güzeldir.
BU TÜR YENİLİKLERE
İHTİYACIMIZ VAR
Vet. Hek. Dr. Gürbüz &
Gülay Ertürk
Gördüğümüz kadarıyla kongre hedefine
ulaşmış bir etkinlik oldu. Sunumlar gayet
güzeldi. Yurtdışından gelen katılımcılarla
tanışma ve özellikle ilgimizi çeken sunumlarını dinleme fırsatını bulduk. Yine
ülkemiz için çok yeni olan homeopati ile
ilgili bir poster sunumu da gördük; bu tür
çalışmalara, yeniliklere ihtiyacımız var.
Yani kısacası ülkemiz içi bu kongre gerçekten çok faydalı oldu. Katılımcıların ve
sponsorların sayısı zaten söylediklerimizi
desteklemektedir.
KONGRE
Ana sponsorluk eşliğinde
keyifli bir kongre
Geçtiğimiz 6 sene üst üste Nestlé Purina PetCare ana sponsorluğunda
gerçekleşen Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği Sürekli Eğitim
Kongresi’nin onuncu ayağı, yine Nestlé Purina ana sponsorluğu’nda
6-7 kasim 2015 tarihlerinde Grand Cevahir Otel İstanbul’da gerçekleşti.
PETİNFO 2015/11 46-47
Nestlé PurIna firması olarak
sektöre her anlamda yaptığımız
yatırımların ortak buluşma noktası,
kategorinin daha da hızlı büyümesine
ve işbirliğimize katkı sağlamaktadır.
Geçtiğimiz senelerde olduğu gibi
bölge bayilerimiz ile yine bir araya
gelerek, dostlarımızla standımızda
keyifle kahvelerimizi yudumlarken
lezzeti ile PRO PLAN markamız ile
örtüşen çikolataları afiyetle tükettik.
İki gün boyunca yoğun ilgi gören,
sektör adına yapılan renkli sohbetlere
ve bilgilendirici konuşmalara sahne
olan standımızda, tüm markalarımız
hakkında görüşmenin yanı sıra, relansmanı ile birlikte PRO PLAN köpek
skalasına yeni bir soluk getirecek
olan OptiNutrition konseptinden de
sıkça bahsetme fırsatı bulduk. Adından da anlaşılacağı gibi bu konsept
köpeklerin tüm gereksinimlerini
karşılamak amacıyla, son teknolojik
gelişmeleri bilimin ışığında kullanarak
besin değerlerini en optimum düzeyde sağlamak üzere formüle edildi.
YENİLİKLERE DEVAM
Lansman sürecini tamamlayan
PRO PLAN köpek mamalarının yeni
ambalajları ile sade ve kolay anlaşılır
bir iletişim sunuşunu, tüketiciler ile
arasında duygusal bir bağ kuracağını
ve aynı zamanda artan lezzetinin
de müjdesini vermeye devam ettik.
Tüm Pro Plan ürünlerinin mükemmel performans sunduğu, bilimsel
yayınlar eşliğinde etkinliklerinin
ispatlandığı ve önde gelen veteriner
hekimler ve yetiştiriciler tarafından
onaylandığı da bir kez daha vurgulanmış oldu. Heri biri özel OptiNutritional yarar sağlayan tüm yeni
PRO PLAN ürünleri kolay anlaşılır
içeriğiyle uygun beslenme seçimi ve
anlaşılması kolay bir fayda sunuyor.
“Haydi Onlara Muhteşem Bir Dünya
Sunalım” sloganı ile sizlerin desteğini
de arkamıza alarak yola çıktığımız
bu projede veteriner hekimlerin de
muhteşem anlarını ölümsüzleştirecek selfie çubuklarımız da eğlenceli
sohbetler eşliğinde tüm katılımcılar
Nestlé PURINA olarak, DOSTLARIMIZ İLE
BİR ARAYA GELDİĞİMİZ BU ORGANİZASYONDA,
GELİŞMELER ÜZERİNE PAYLAŞIMLARDA BULUNURKEN,
ANA SPONSORLUĞUMUZU BU SENE DE DEVAM
ETTİRİYOR OLMANIN MUTLULUK VE GURURUNU DA
MİSAFİRLERİMİZ İLE PAYLAŞTIK.
ile paylaşıldı. Hayli yoğun geçen ilk
günün ardından, 6 Kasım akşamına
organize edilmiş, Gala Gecesi’nde
firmamız, kongre komitesi tarafından
organizasyona olan katkılarımızdan
dolayı plaketle ödüllendirildi. Gala
yemeği boyunca ekibimiz, işimizin çok
önemli bir parçasını oluşturan veteriner hekimler ile uzun yıllara dayalı
kurulmuş güçlü ilişkileri sağlamlaştırmaya devam etti.
MUHTEŞEM GEÇEN İKİ GÜN
İki günlük bu muhteşem serüvenin
sonunda bizler de Nestlé PURINA ekibi
olarak, bu organizasyonun hep birlikte
başarıya ulaşmasında emeği geçen en
başta değerli hocalarımıza ve aynı za-
manda iş ortağımız olarak gördüğümüz
tüm değerli veteriner hekim dostlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunduk.
Olumlu yorumların ve iş ortaklarımızla
gerçekleştirdiğimiz başarılı fikir alışverişlerinin ışığında fark ediyoruz ki,
sürekli gelişen ve değişerek yenilenen
sektörümüzde, bizlere düşen görev,
evcil hayvanların beslenme ihtiyaçları
doğrultusunda geliştirdiğimiz ürünlerle onların daha uzun, mutlu ve sağlıklı
yaşamalarına yardımcı olmaktır. Bu
doğrultuda, Nestlé Purina PetCare
ailesi olarak hız kesmeden tüm çalışmalarımızla veteriner hekimlerimize
ve sektöre, her geçen gün daha da
destek olmaya devam edip kendimizi
aşarak ilerleme kaydedeceğiz.
KONGRE
Mopsan,
Kongreye
yeni
ürünleri
ile katıldı
Mopsan standında tanıtılan
yeni Hill’s Metabolic Urinary
ve Mobility ürünleri veteriner
hekimlerin büyük ilgisini çekti.
Alican İngeç, Mopsan Veteriner
Ürünleri Genel Müdürü
Dr. Müge Örs, Mopsan Veteriner
Ürünleri Pazarlama Müdürü
B
u yıl 10.su düzenlenen Küçük
Hayvan Veteriner Hekimler
Derneği Sürekli Eğitim Kongresine
her yıl olduğu gibi bu yıl da HIll’s
markamız ile destek verdik. Kongre
bizim açımızdan oldukça hareketli
ve verimli geçti. Kongrede, Kasım
ayı içinde lansmanını gerçekleştirdiğimiz Yeni Hill’s Prescription
Diet Metabolic Plus ürünlerimizle
yer aldık. Köpeklerde obezite ve
eklem rahatsızlıklarının, kedilerde
ise obezite ve alt üriner sistem rahatsızlıklarının birlikte yönetiminde
kullanılan ve veteriner hekimlere
tek mama çözümü sunan yeni
Hill’s Metabolic Urinary ve Mobility
PETİNFO 2015/11 48-49
ürünlerimiz büyük ilgi gördü.
Doyurucu bilimsel içeriği, saygın
konuşmacıları ile dikkat çeken KHVHD 10. Sürekli eğitim
Kongresi’nde Mopsan olarak yer
almaktan oldukça mutluyuz. Veteriner hekimlerin mesleki gelişimine
katkı sağlayan bu önemli organizasyonu başarı ile gerçekleştiren
Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri
Derneği yöneticilerine ve bizler
gibi organizasyona destek veren
diğer tüm sponsor dostlarımıza
teşekkürü bir borç biliriz. Daha nice
kongrelerde beraber olabilmek ve
sektörümüzü daha da ileriye taşıyabilmek ümidiyle.
KONGRE
Ürünlerimiz ile
sektördeki boşluğu
dolduracağız
Farmina’nın dünyanın ilk olarak
bilinen doğal veteriner diyet
serisi, kongrede yerini aldı ve
büyük bir ilgi ile karşılandı.
G
rand Cevahir Hotel & Convention
Center’de 6-7 Kasım tarihleri
arasında gerçekleşen 10. Küçük
Hayvan Veteriner Hekimliği Sürekli
Eğitim Kongresi’ne standımızla bizler
de katılım gösterdik.
PETİNFO 2015/11 50-51
Farmina olarak, kongre
beklediğimiz gibi geçti; Türkiye’nin
dört bir yanından kongreye katılan
veteriner hekimlerimizin firmamıza
olan ilgisi ve güveni bizleri son
derece memnun etti. Katılım
sayısı tahminimizden az olsa da,
oldukça keyifli geçen bu iki günde
ilgili klinisyen veteriner hekimlerle
tanışma ve onlara ürünlerimizi
tanıtma fırsatı bulduk. Özellikle kedi
ve köpekler için sunulan ve dünyada
bir ilk olan ‘’İlk Doğal Veteriner
Diyet Serisi-Vetlife” ürünümüze karşı
gösterilen yoğun ilgiden dolayı son
derece memnun olduk. Ürünlerimiz,
Amerika’nın sayılı web sitelerinde
son derece takdir edilerek, hayvan
sahiplerine ve veteriner hekimlere
tavsiye edilmektedir. Farmina
olarak doğa ve bilimin kusursuz
birlikteliği ile reçeteli serimizde
yenilenerek tüm serilerimizde
olduğu gibi suni ve yapay olan hiçbir
içeriği içermemektedir. Bizi hiçbir
şekilde yalnız bırakmayan değerli
hekimlerimize ve organizasyonun
gerçekleştirilmesinde emeği geçen
tüm Küçük Hayvan Veteriner
Hekimler Derneği yönetimine
bir kez daha teşekkür ederiz.
Farmina ailesi olarak, sektörümüzde
yıl içinde düzenlenen kaliteli
kongrelerin birbirimize destek
vererek devamlılık göstermesini arzu
ediyoruz. Bir başka organizasyonda
görüşmek dileğiyle.
KONGRE
Böyle bir organizasyona
destek verdiğimiz için mutluyuz
Lider firmasının ekibi, veteriner hekimlerle bir araya gelmekten mutluluk duyarken,
yeni ürünleri ile yerel sektördeki varlıklarını gelecekte artıracaklarını gösterdiler.
G
eçtiğimiz hafta gerçekleştirilen 10.
Küçük Hayvan Veteriner Hekimliği
Sürekli Eğitim Kongresinde Lider
Petfood ailesi olarak değerli veteriner
hekimlerimizle bir araya geldik. Böyle
bir organizasyonda yer almak bizim
için mutluluk vericiydi.
Keyifle geçen iki gün boyunca
değerli distribütörlerimiz Tavas
Pet Dış Tic. ve Sera Pet Dış Tic.
ekip temsilcileri eşliğinde veteriner
hekimlerimizle hem sektör hakkında
hem de Ultra Premium markamız
olan Türkiye’nin Yeni Nesil Maması
‘’SPECTRUM’’ hakkında önemli
paylaşımlarda bulunduk. Bu anlamda
hekimlerimizden aldığımız olumlu
geri dönüşlerle önerilen bir marka
olarak hızla ilerlemenin mutluluğu
içerisindeyiz. Organizasyonda
mevcut kedi ve köpek maması
ürün grubumuza dahil olan yeni
çeşitlerimiz SPECTRUM Puppy30
Large Breed ve SPECTRUM
Delicate34 mamalarımızın tanıtımını
gerçekleştirdik. Kongre boyunca
adeta bir aile ortamı sıcaklığında
gerçekleştirilen paylaşımlarımıza
sevimli dostlarımız için hazırlamış
olduğumuz küçük lezzetli hediyeler
de ekleyerek keyifli sohbetlerimizi
taçlandırmış olduk. Bu etkinlikte
Lider Petfood ailesi olarak verdiğimiz
desteğin mutluluğunu yaşarken
organizasyonda emeği geçen, bizleri
hem veteriner hekimlerimizle hem
de sektör paydaşlarımızla buluşturan
değerli Küçük Hayvan Veteriner
Hekimleri Derneği üyelerine sonsuz
teşekkürlerimizi sunarız. Bir sonraki
organizasyonda buluşmak ümidiyle.
PETİNFO 2015/00 00-00
KONGRE
YENİ ÜRÜNLERİMİZ İLE
İLGİLİ OLUMLU GERİ
BİLDİRİMLER ALDIK
Boehringer Ingelheim Hayvan Sağlığı, KHVHD 10. Sürekli Eğitim
Kongresin’de yaptığı görüşme ve anket çalışmaları ile gelecek
ile ilgili stratejisini oluşturmaya başladı.
PETİNFO 2015/00 00-00
BoehrInger IngelheIm
Hayvan Sağlığı olarak 2015
içerisinde üç tane başarılı kongreye katıldık. Bu tür organizasyonların, meslektaşlarımız ile bir
araya gelmek ve kendilerinden
geri bildirimler almak konusunda
bizler için çok faydalı olduğunu
söylemek istiyorum. Hali hazırda
pazarda bulunan Vetmedin, geçen
sene lanse ettiğimiz Metacam
Oral Süspansiyon ve bir kaç ay
önce pazara sunduğumuz Canikur
Pro adlı ürünlerimiz ile ilgili meslektaşlarımızdan çok olumlu geri
bildirimler aldık. Bu geri bildirimler aynı zamanda 2016 stratejilerimizin de temelini oluşturacak.
Vetmedin şüphesiz ürün grubumuzun lokomotifi olma özelliği taşıyor ve bu noktada 2016 için çok
farklı planlarımız var. Standımızda
ayrıca spesifik kardiyolojik muayene için hazırladığımız “Kardiyolojik
Değerlendirme Formumuzu” da
meslektaşlarımızın beğenilerine
sunduk.Yine KHVHD 10. Sürekli
Eğitim Kongresi’nde NSAID’ler ile
ilgili bir anket çalışması yaptık ve
sonuçları değerlendiriyoruz. Bildiğiniz gibi Metacam (meloksikam)
Avrupa ülkeleri başta olmak üzere
pek çok ülkede özellikle kedilerde
uzun süreli tekrarlayan dozlarda
kullanım için ruhsatlı ilk ve tek
non-steroid olma özelliği taşıyor.
Canikur Pro ise, prebiyotik, probiyotik ve aktif kömür mantığı ile
çalışan montmorillonite içeren tek
ürün. Bu sayede köpeklerde ishal
ve bağırsak dengesinin sağlanması gereken durumlarda tedaviye
destek olarak kullanılıyor. Ayrıca
2016’nın yaz aylarında çok farklı
bir etkinlik planladığımızı bildirmek
istiyoruz. Zamanı geldiğinde bunu
bütün değerli meslektaşlarımız ile
paylaşacağız. Bu vesile ile kongrenin hazırlanmasında emeği geçen
herkese ve katılan meslektaşlarımıza Boehringer Ingelheim Hayvan
Sağlığı ailesi olarak bir kez daha
teşekkür ediyoruz.
KONGRE
MVM MEDİKAL’DEN MESLEKİ
GELİŞİME BÜYÜK DESTEK
MVM Medikal KHVHD’nin
düzenlediği 10. Sürekli Eğitim
Kongresi’ne katılarak tanı
ve tedaviye giden yoldaki
gelişmeleri geniş bir kitleye
tanıtma imkanı buldu.
K
üçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nin 06 Kasım - 07
Kasım 2015 tarihlerinde Grand Cevahir Hotel & Convention Center’de
gerçekleştirdiği 10. Sürekli Eğitim
Kongresi’nde MVM Medikal olarak
meslektaşlarımızla bir araya geldik.
Yurt içi ve yurt dışından konusunda
uzman konuşmacıların sunduğu
hem küçük hayvan hem de at
hekimlerine hitap eden çalışmaların
yer aldığı kongrede katılımın oldukça yoğun olduğunu gözlemledik.
Güncel teknolojinin öncüsü
MVM Medikal olarak, kongrede
meslektaşlarımızı tanı ve tedaviye
giden yoldaki gelişmeler hakkında
bilgilendirmeye çalıştık. IDEXX
Laboratuvarları’nın klinik içi analiz
cihazlarının yanı sıra daha hafif
ve küçük -yeni- gövde yapısı ile
Carestream bilgisayarlı radyografi
cihazını meslektaşlarımıza sunma
imkanı bulduk.
Veteriner hekimlerin bir araya
gelerek güncel gelişmeleri takip
etmelerini sağlayan ve birbirleriyle
fikir alışverişinde bulunabildikleri
bu tip kongreleri çok faydalı
buluyoruz ve destek vermekten
mutluluk duyuyoruz. MVM ailesi
olarak, kongrenin organizasyonunda
emeği geçen herkese ve
katılımlarıyla standımıza renk katan
meslektaşlarımıza teşekkür ederiz.
PETİNFO 2015/00 00-00
KONGRE
MerIal, Uydu
Sempozyumu’yla
Kongrede Yer Aldı
KHVHD Kongresi’nde tekrar desteklerini sunan Merial Türkiye
meslektaşlarımızın yoğun ilgisiyle karşılandı.
Dünya pet pazarının lideri olarak
Türkiye’de de faaliyetlerimizi öncelikle önemli stratejik ürünlerimizi pazara
vererek büyümek istiyoruz. Bu amaçla Certifect adlı hızlı ve uzun süreli
kene öldürücü damlamızı 2015
Mart ayında pazara vermiştik.
PAZARA YENİ ÜRÜNLER SUNDUK
MerIal Türkiye olarak bu yıl tekrar
katıldığımız KHVHD Kongresi’nde yeni
aşılarımızın lansmanlarını yaparak
veteriner hekimlerden yoğun bir ilgi
gördük. Ayrıca düzenlediğimiz Merial
Uydu Sempozyumu’yla yeni kedi aşısı
serimiz PUREVAX’ın tanıtımını ve
teknik mesajlarını aktardık.
Ardından Eylül ayında iki farklı ve
yenilikçi ürünümüzü veteriner hekimlerimizle buluşturduk. Bunlardan ilki
PRIMODOG adlı pazardaki tek yüksek
titreli monovalan parvovirüs aşısıydı.
Pazardaki diğer monovalan ve karma
köpek aşılarından farklı olarak köpek
parvovirüse karşı (CPV) daha hızlı
ve yüksek titre veren bu aşımızla
özellikle erken dönem parvovirüs
enfeksiyonlarında maternal antikorların düşmesine bağlı immun açığın
(immunity gap) kapatılabileceğini ve
birçok yavrunun kurtarılabileceğini
söylüyoruz. Kongrede lansmanını
yaptığımız diğer bir aşı ise son derece
PETİNFO 2015/11 58-59
yenilikçi kedi karma aşımız PUREVAX
RCPCh oldu. PUREVAX, kedilerin
önemli bulaşıcı enfeksiyonlarından
calicivirüs (FCV), rhinotracheitis (Feline Herpes Virüs-FHV), panleukopenia
(FPV) ve Chlamydophila felis’in neden
olduğu Chlamydiosis’e karşı etkili
koruma sağlayan 4’lü kedi karma
aşısıdır. PUREVAX, pazardaki ilk ve
tek calicivirüs için inaktif ve adjuvansız aşıdır. PUREVAX’ın pazardaki diğer
kedi karma aşılarından farkı, 2 yeni
immunodominant inaktif calicivirüs
suşu içermesi ve inaktif olduğu için
pazardaki diğer canlı calicivirüs aşılarında görülebilen virülans reversiyonu
riskinin olmamasıdır. Bu şekilde kedi
calicivirüsün (FCV), yıllar içinde canlı
calicivirüs aşılarının kullanılmasıyla gelişen antijenik değişime bağlı
Avrupa ve ABD’de yaygınlaşmakta
olan farklı klinik formlarının önlenmesi amaçlanmaktadır. Seçilen bu
yeni calicivirüs suşlarıyla PUREVAX
pazardaki en güncel formülasyona
sahip aşıdır.
PUREVAX’ın en önemli özellikleri
yüksek bir etkinlik sağlarken aynı
zamanda güvenli oluşudur. Adjuvansız olması nedeniyle gerek aşı
yeri reaksiyonları ve gerekse aşı yeri
sarkomalarının oluşum riskini azaltır.
Diğer taraftan inaktif calicivirüs
suşları virulans reversiyonunu önler.
PUREVAX’ın etkinliği yoğun saha
çalışmalarında kanıtlanmıştır. Hızlı
korumaya başlar ve uzun süre yeterli
korumayı sağlar.
BAŞARILI BİR SEMPOZYUM
PUREVAX’ın teknik argümanlarını ve çalışmalarını kongrede
sponsor olduğumuz Merial Uydu
Sempozyumu’nda aktarma fırsatı
bulduk. Kongrede aynı zamanda
Merial’in gelecek dönem projelerini
anlatma imkanımız oldu ve hekimlerin beklentilerini aldık. Bundan
sonraki stratejilerimizde bu beklentiler bizlere yol gösterecektir. Özellikle
yeni lansmanını yaptığımız aşılarımız
olmak üzere güzel bir ilgi gördüğümüzü düşünüyoruz.
KONGRE
SEKTÖRÜMÜZÜN
GELİŞMESİ ADINA
YAPTIĞIMIZ BİR YATIRIM
Meslektaşlarımıza farklı yaklaşımlar ve farklı çözümler
sunan HASVET, KHVHD Kongresi’ne bu sene de geniş
kadrosu ve zengin portfolyosu ile katıldı.
S
ektörümüzün en değerli kongrelerinden olan 10. KHVHD kongresine Hasvet Medikal, E-vet Yazılım,
Safir Cerrahi Aletler ile katılarak;
teşhiste son halka sloganıyla yola
çıktığımız projemiz Datavet’i tanıttık. Bizim işimize bakış açımız; “Farklı
Yaklaşımlar, Farklı Çözümler” esasına
dayalı. Bu organizasyonla tanıtımını
yaptığımız ve sektörümüze henüz
kazandırdığımız Datavet, Veteriner
Hekimliğin datasına pratik, kolay
ve uygulanabilir bir şekilde mobil
platformlardan ulaşmanızı sağlayan,
bilgiye ulaşmayı kolaylaştıran bir
mobil uygulamadır. İki gün boyunca
hem İos hem Android versiyonlarını
deneyen kongre katılımcılarından
PETİNFO 2015/00 00-00
aldığımız geri bildirimler bizleri son
derece memnun etti.
Markamız Safir Cerrahi Aletler’in
üretimi olan hediyelerimizi ve
kongreye özel üretilen cerrahi setlerimizi meslektaşlarımızla buluşturduk ve ürünlerimize gösterilen
yoğun ilgi karşısında kalitemizden
ödün vermeden daima daha iyisini
üreteceğimizin sözünü verdik.
Sektörümüzün gelişmesi adına
yaptığımız her bir yatırımın büyük
bir ilgi ve faydayla karşılanması
bizleri son derece mutlu etmektedir. Hekimlerden aldığımız olumlu
tepkiler, doğru bir yolda olduğumuzu bize bir kere daha gösterdi.
Veteriner Hekimliğimizin gelişmesi
adına bundan sonra da özveriyle
çalışmaya devam edeceğiz…
Değerli vakitlerini ayırarak bizlere
katkıda bulunan bütün meslektaşlarımıza, hekimler ile bizleri buluşturan Küçük Hayvan Veteriner
Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu
Başkanı Sayın Erkut Gören başta
olmak üzere tüm dernek üyelerine,
organizasyonun düzenlenmesinde
emeği geçen tüm görevli ekiplere
teşekkür ederken tüm projelerimizin hayata geçmesi için fedakârca
çalışan Hasvet personeline minnetlerimizi iletiyoruz.
KONGRE
PETİNFO 2015/11 62-63
TALAT GÜLBAY ANLATIYOR
KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ
Kedi ve köpeklerin
fizyolojik yaşam
dönemlerine göre
beslenmeleri
Kedi ve köpeklerin değişik fizyolojik ve
yaş dönemlerinde bu dönemlere uygun
özel hazırlanmış ve dengelenmiş ürünler
ile beslenmeleri gerekmektedir.
K
edi ve köpeklerin değişik yaş
ve fizyolojik dönemlerine göre
besinsel ihtiyaçları da değişiklik
göstermektedir. Yavru ve genç
oldukları büyüme dönemi, yetişkin
dönemleri, yaşlılık dönemi gibi değişik
yaş evrelerine göre beslenmeleri
değiştiği gibi hamilelik ve emzirme
dönemi gibi fizyolojik ihtiyaçlarının
değiştiği dönemlerde de besin
maddeleri ile ilgili gereksinimlerinde
değişiklikler olmaktadır.
Bunun yanı sıra kedi ve
köpeklerin kısırlaştırılma durumları,
yaşadıkları çevre ve iklimle ilgili
ihtiyaçları, aktivite düzeyleri ve
ırk özellikleri de fizyolojik besin
ihtiyaçlarını değiştirmekte buna
uygun spesifik beslenmeyi de
gerekli kılmaktadır.
Yavru ve büyüme dönemlerinde
kedi ve köpek beslenmesi
Doğumdan hemen sonra yavru
kedi ve köpeklerin en önemli besin
maddesi anne sütüdür. Özellikle ilk
bir kaç gün salgılanan kolostrum
(ağız sütü) özellikle sistemik ve lokal
bağışıklık sisteminin oluşmasında
son derece önemlidir. Bu sayede yeni
doğan yavru kedi ve köpekler güçlü bir
bağışıklık sistemi ile ilk hayatta kalma
mücadelelerinde daha dirençli ve
güçlü olurlar.
Doğumdan sonraki 3-4.
haftalarda yavru kedi ve köpekler ilk
olarak annelerinin mamasını keşfeder
ve küçük miktarlarda yemeye
başlarlar. Yine bu dönemde uygun
kuru mamalar, konserve mamalar
ve sıcak suyla hazırlanacak lapalarla
anne sütünden mama ile beslenmeye
geçiş başlatılabilir.
Sütten kesildikleri dönemden
sonra yavru kedi ve köpeklerin büyüme
dönemlerinde vücutlarını oluşturacak ve
gelişmelerini sağlayacak yapı taşlarını
yüksek düzeyde içeren besin maddelerine
ihtiyaç duyarlar.
Büyüme döneminde yavru kedilerin
besin ihtiyaçları açısından ırklar arası
farklılıkları çok değildir. Ancak köpeklerde
ırk çeşitliliğinin çok fazla olması ve köpek
ırklarının kilo ve cüsse olarak büyüklüğüne
bağlı olarak yetişkin dönemlerinde
olduğu gibi yavru dönemlerinde de besin
ihtiyaçları açısından farklılıklar ortaya
çıkmaktadır. Özellikle büyük ırk köpeklerde
hızlı büyümenin ve hızlı kilo artışının
kontrol edilmesi son derece önemlidir.
Kalça displazisi, dirsek hastalıkları ve
M. TALAT GÜLBAY, Veteriner Hekim
diğer eklem problemlerinin önlenmesi
ve kontrolü açısından büyümenin
kontrollü ve uygun zaman süresinde
gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu
dönemde özellikle aşırı kalsiyum ve
fosfor alımının bilinenin tam tersine
fayda yerine zarar verebileceği ve
eklem sorunlarının oluşmasına önderlik
edeceği mutlaka hatırda tutulmalıdır.
Bunun tam tersine yetersiz kalsiyum ile
beslenmenin de raşitizme yol açtığını
unutmamak gerekmektedir.
Yetişkin dönemdeki kedi ve
köpeklerin beslenmesi
Kedi ve köpekler ortalama olarak
12 aylıktan itibaren yetişkindirler.
Büyüme döneminde kazanılan
fizyolojik yapının korunması ve
sağlıklı bir vücut yapısı için temel
besin maddelerinin yeterli düzeyde
alınması gerekmektedir. Yetişkin
dönemlerinde kedi ve köpeklerin
beslenme hatalarına bağlı metabolik
hastalıklardan korunacak şekilde
beslenmeleri uzun ve sağlıklı bir ömür
sürmeleri için son derece önemlidir.
Yaşlılık dönemindeki kedi ve
köpeklerin beslenmesi
Yaşlılık dönemi insanda olduğu
gibi kedi ve köpeklerde de besin
ihtiyaçlarının değiştiği bir dönemdir.
Yaşlılıkla birlikte birçok hastalığın
ortaya çıkma ihtimali artmakta ve
bu hastalıkların önlenmesi veya
ötelenmesi daha uzun bir yaşam
için imkan sağlamaktadır. Özellikle
kanser, böbrek, karaciğer ve kalp
hastalıkları kedi ve köpeklerde yaşlılık
dönemi ile birlikte daha sık görülmeye
başlamaktadır. Bu dönemde yaşam
süresini ve kalitesini arttırmak için
şüphesiz en önemli etkenlerden birisi
CHAMPION'UN
DESTEKLERİYLE
HAZIRLANMIŞTIR.
1969 yılında Ankara’da doğan M.Talat GÜLBAY, 1983 yılında girdiği Kuleli Askeri Lisesi’nden
1987 yılında mezun olmuş ve İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde eğitimine devam
etmiştir. Lisans ve yüksek lisans eğitimlerinin sonrasında 1993 yılında Veteriner Hekim olarak
mezun olmuştur. Aynı yıl İstanbul Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Hayvan Besleme ve
Beslenme Hastalıkları ana bilim dalında Doktora eğitimine başlamış ve 1995 yılında yeterlilik
sınavını başarı ile tamamlayarak kedi ve köpeklerde obezite problemlerinin düzeltilmesi, kilo
kontrolü ve kilo vermeye yardımcı doğal beslenme ilaveleri ve yöntemleri konusunda doktora
çalışmasına başlamıştır. 1993 yılında kurduğu veteriner kliniğinde profesyonel iş yaşantısını
başlatmış ve 1994 yılında kliniğin işletmesini de kapsayan Patiş Veteriner Hizmetleri Limited
şirketini hayata geçirmiştir. Gülbay, 1994 yılında akademik çalışmalarını sürdürürken yerli ve
yabancı birçok firmaya teknik danışmanlık yapmış ve özellikle hasta hayvanların beslenmesi konusunda hazırladığı aylık bültenler ve özel reçete diyetlerin evcil hayvan sağlığında
kullanımı konusunda hem firmalara ve sektöre bilimsel desteklerde bulunmuştur. 1999
yılında ülkemizde Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği’nin kuruluşunda bulunmuş ve
ilk başkanı olarak 2000 yılında WSAVA (Dünya Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği)’ya
üye olunmasını sağlamıştır. Amsterdam’da gerçekleşen bu başarı ile birlikte 4 yıl süre ile
WSAVA Ulusal Temsilciği ve Uluslararası Genel Kurul Üyeliği görevlerini sürdürmüştür. Bu
süre zarfında birçok ulusal ve uluslararası bilimsel konferans ve seminerler düzenlemiş ve
birçok konferansta katılımcı olarak yer almıştır. 2001 ve 2005 yılında dünyada en başarılı ve
prestijli mesleki konferanslardan birisi olan Kuzey Amerika Veteriner Konferansı’na (The North
American Veterinary Conference) Avrupa veteriner hekimlerini temsilen Özel Konuk olarak
katılmıştır. Çeşitli dergi yazıları ve akademik makaleleri bulunmaktadır. Örneğin Doğan Yayın
Grubu’nda Hürriyet Gazetesi “Pako’nun Sayfasında” kendisine ait köşesinde haftalık olarak
evcil hayvan sahiplerine yönelik bilimsel yazılar yayınlamaya başlamıştır. National Geografic
Kids Türkiye Dergisi’nin evcil hayvanlarla ilgili olarak hazırladığı ve çocukların gönderdiği
evcil hayvanlarla ilgili soruların yanıtları ve merak ettikleri konulardaki yazıları ile çocukların bilgi ve birikimlerine katkıda bulunmaya başlamıştır. Türkiye’nin ilk spesifik
kuru kedi ve köpek maması, Premium Champion ve Goody markalarının sahibi
Tropikal Pet’in fabrikasının kuruluş aşamasında bünyesine katılmış ve
tüm ürünlerin tasarım, formülasyon ve üretimlerini gerçekleştirerek ulusal pet sektörüne tamamen yerli ve yüksek kaliteli
ürünlerle büyük bir başarı ile katkıda bulunmuştur.
Tropikal Pet teknik danışmanlık görevini de
devam ettirmektedir.
KEDİ VE KÖPEKLERDE BESLENME VE SAĞLIK DENKLEMİ
beslenmedir. İlerleyen yaşla birlikte
azalan enerji ihtiyacına uygun kalori
düzeyi dengeli bir beslenmenin yanı
sıra hücresel yaşlanmayı geciktiren
bir beslenme sistemi uzun bir yaşam
için çok önemlidir. Yine hücrelerin
onarılması ve sağlıklı kalması için
protein düzeyini arttırmadan protein
kalitesini arttırarak düzenlenmiş bir
beslenme sistemi kedi ve köpeklerin
hayatını uzatmakta çok etkilidir. Yine
bu dönemde vitamin ve mineral
maddelerin yeterli ve aşırıya kaçmadan
alınması, dengeli liflerle bağırsak
sağlığının korunması da çok önem taşır.
Yaşlılıkla birlikte koku duyusunda
ve tat almada ortaya çıkan azalmalar,
ağız sağlığının zayıflaması ve dişlerin
aşınması genel olarak sindirimin
azalması özellikle yaşlı kedi ve
köpeklerde beslenme ürünlerinin çok
lezzetli ve yüksek düzeyde sindirilebilir
olmasını gerekli kılmaktadır.
Kısırlaştırılmış kedi ve
köpeklerin beslenmesi
Kısırlaştırılan kedi ve köpekler
ortalama olarak %25-30 düzeylerinde
olmak üzere daha az enerjiye
dolayısıyla bu düzeyde de daha az
kaloriye ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle
kısırlaştırılmış yetişkin kedi ve
köpeklerin beslenmelerinin de buna
göre düzenlenmesi gerekmektedir.
Aktif ve ev dışında yaşayan kedi ve
köpeklerin beslenmesi
Yoğun aktivite içinde olan (av,
kızak ve koşu köpekleri gibi) ya da dış
ortamda yaşayan kedi ve köpeklerin
kalori ihtiyaçları evde yaşayan ve daha
az aktif olan yetişkin kedi ve köpeklere
göre ortalama %40 daha fazladır.
Üreme döneminde kedi
ve köpek beslenmesi
Kızgınlık dönemi olarak da
adlandırılan çiftleşme döneminde
kedi ve köpeklerin uygun ve ideal
kiloda olmaları, dengeli ve düzenli
beslenmeleri sağlıklı bir üreme için son
derece önemlidir. Kızgınlık dönemindeki
kedi ve köpeklerde genellikle iştahta
ve mama tüketiminde azalma
görülmektedir. Bu dönemde yüksek
kalitede bir mamayla beslenmeleri
kilo kaybını ve besin yetersizliklerini
önlemekte çok faydalı olur.
Hamilelik döneminde kedi
ve köpek beslenmesi:
Yaklaşık olarak 9 hafta (63 gün)
süren gebelik döneminde hamile
kedi ve köpeklerin besin maddeleri
ihtiyaçları ve beslenmeleri hızla
değişmektedir. Anne karnında
yavruların doğuma kadar yeterli
düzeyde beslenip sağlıklı olarak
dünyaya gelmeleri için beslenmenin
son derece önemli olduğu bu
dönemde gerek mamanın kalori
düzeyi gerekse besin maddelerinin
daha yüksek olması ve daha
konsantre bir mama ile (yavru kedi ve
yavru köpek maması gibi) beslenme
uygulanması gerekmektedir. Özellikle
gelişen yavrularla birlikte vücut
içinde çok yer kaplayan rahim çok
yoğun ve konsantre bir beslenmeyi de
beraberinde zorunlu kılar. Bu sayede
az bile yemek yese enerji ve besin
maddelerini karşılayabilen dişi kedi
ve köpeklerin karınlarında taşıdıkları
yavruların sağlıklı bir kiloda dünyaya
gelmeleri de mümkün olmaktadır.
Emzirme döneminde kedi
ve köpek beslenmesi
Emzirme dönemi boyunca
dişi kedi ve köpeklerin en önemli
görevlerinden birisi yavrularını
besleyecek sütü üretmektir. Buna
bağlı olarak beslenmeleri de en çok
süt üretimleri ile ilgili olmaktadır.
İnsana göre yaklaşık olarak iki
kat süt üreten köpekler ve yine
yavru sayısına bağlı olmaksızın süt
üretimi için yoğun besin maddesi ve
enerjiye ihtiyaç duyan kediler için
de bu dönemde en önemli şey süt
prodüksiyonuna uygun bir beslenme
uygulamasıdır.
Beslenme ihtiyacının artığı
bu dönemlerde kedi ve köpeklerin
özellikle sindirilebilirliği yüksek
ve daha konsantre mamalarla
beslenmesi son derece önemlidir.
şeker
yara tedavisinde
kullanımı
İndianapolis’te yaşayıp veteriner
hekim olarak çalışan Dr. Sandor Gal
tarafından rutin olarak uygulanan
şeker tedavisinin ucuz ve pratik
yöntemini adım adım takip edin.
Yara iyileşmesi hekimliğin
en eski ve belki de halen
çözülmesi en karmaşık
konulurdun birisidir
Ş
eker, özellikle kirlenmiş, enfekte yaraların
tedavisi için, herhangi antibiyotik ya da
merhem uygulanmaksızın kullanılabilir.
Sculteus’un yazılarından bildiğimiz üzere,
pudra şekeri, beşeri hekimler tarafından
1697 yılında kullanılarak enfekte yaraların
tedavisinde mükemmel sonuçlar verdi. Ancak bu tedavi
şeklinin bilimsel açıklamasını XX. Yüzyılın başına kadar
beklemek gerekirdi. Günümüzde insanların tedavisinde
yaygın olarak kullanılan şeker tedavisi, veteriner
hekimlikte daha yeni bir olay olarak sayılır (Bu durum
da, veteriner hekimliğin, insan hekimliğini en az 1520 yıl gecikme ile takip ettiğinin iyi bir göstergesidir.
Beşeri hekimlikte rutin olarak kullanılan veya veteriner
araştırmacılar tarafından kanıtlanan yöntemlerin
kliniklerimizin günlük uygulamalarında en kısa zamanda
görmeyi umut ederiz.)
Yara tedavisinde şeker kullanımının avantajları
> Hızlı antibakteriyeldir
> Hızlı ödem ve yangı gidericidir
> Analjezik ve deodorize etki
> Nekroze dokularının eliminasyonunu hızlandırır
> Epitel oluşmasını teşvik eder
> Yaranın yüzeyinde protein içerikli zar meydana getirir
> Hızlı yara iyileşmesi
> Ucuz ve kolay ulaşılır bir malzeme
Peritonitis tedavisinin en etkili
yöntemlerinden birisi; abdomen
boşluğuna şeker uygulamasıdır. abdomen
içine yerleştirilen şeker geri emilip,
dolaşıma katılmaz; hipergliseminin
meydana gelmesi söz konusu değildir.
Şekerin kullanım alanları;
> Enfekte ameliyat yaraları
> Yol kazalarından sonraki yüzülmüş yaralar
> Staphylococcus, Streptococcus, Enterobacter, E.Coli,
Klebsiella, Pseudomonas, Clostridium perfringens,
Corynebacterium, Serratia enfeksiyonları
> Diabetes sonucu meydana gelen ülserler
> Peritonitis (abdomen boşluğunda uygulanır)
> Dokuların yaşam şansının şüpheli olduğu vücudun
herhangi bölgesinde
> Büyük alanı kapsayan yanık yaralara
> Deri naklinden önce
> Paraphimosis, prolapsus uteri gibi durumların tedavisi
sırasında doku ödeminin önlenmesinde
MESLEĞİNİN
HAKKINI VEREN BİR
VETERİNER HEKİM
Macaristan doğumlu Dr. Sandor
Gal, Szent Istvan Üniversitesi
Veteriner Fakültesi’nden 1981
yılında mezun oldu. 1985 yılında
A.B.D.’e taşındıktan sonra İndiana
Eyaletinde çeşitli kliniklerde
tecrübe kazanıp, 1988’de Airpot
Animal Emegency- Center’de
çalışmaya başladı. Dr. Gal
Macaristan, Romanya, Estonya,
Litvanya, Latvia gibi ülkelerin
veteriner kongrelerinde devamlı
eğitim vermektedir. Veteriner
eğitim video serileri A.B.D. ve
İnglitere dahil çeşitli veteriner
fakültelerinde eğitim materyali
olarak kullanılmaktadır.
Şekeri, yarayı tamamen
dolduracak ve yara yüzeyini
en az 1 cm kalınlıkta
kaplayacak şekilde dökmeliyiz
PETİNFO 2015/11 70-71
Dr. Sandor Gal, Indianapolis, Amerika
Birleşik Devletleri’nde bulunan kliniğinde
bu basit ve masrafsız yöntemi, hem acil
vakalarda hem de küçük çaplı yaralarında
uyguladığı durumlarda iyi sonuçlar elde
ederek birçok sefer kullandı. Vakalarından
örnekler gösterip bu yöntemin püf
noktalarını bize adım adım anlattı;
1
1. Yaranın temizlenmesi: Araba kazalarından sonra,
ekstremitelerin derisi yüzülüp fazla kirlendiği durumlarda
sadece bol miktarda temiz su veya fizyolojik çözelti
kullanalım. Nekroze veya aşırı derecede hasar görmüş
dokuları ise cerrahi yolla uzaklaştırmıyoruz. Bu işi bizim
yerimize şeker halledecek. Araba kazaları haricinde
meydana gelen yaralarda klasik yara temizleme yöntemi
gerçekleştirilmeli.
2
2. Şeker uygulanması: Bu durumda “daha
fazlası her zaman daha iyidir” felsefesini rahatlıkla
uygulayabiliriz. Yani şekeri, yarayı tamamen dolduracak
ve en az 1 cm kalınlıkta kaplayacak şekilde dökmeliyiz.
Bunun nedeni; şekerin ozmolaritesi (su emme kapasitesi)
yüksektir ve bakterisid etki sadece bu şekilde oluşabilir.
3
3.Bandaj uygulanması: İlk katmanda steril gazlı
bez ya da herhangi steril, büyük su emme kapasitesine
sahip malzeme kullanılmalı. Bu katman, yaranın sızan
şekerli sıvıyı emebilecek kalınlıkta olmalıdır. İkinci
katman ile birinci katmanı sabitleştiriyoruz. Hazır
bandajın üzerine bandajdan sızan büyük miktarda sıvının
her tarafa bulaşmasını engellemek için bir plastik
poşet ile kaplıyoruz. Bunun için boş serum poşetlerini
değerlendirebiliriz.
4. Bandajın değiştirilmesi: İlk gün, gövdede
uyguladığımız bandajı iki kere değiştirmeliyiz.
Ekstremitelerdeki bandajı bir kere değiştirmek
yeterli olabilir. İkinci günden itibaren bandajı bir kere
değiştirelim. Uygulama sırasında çözünmemiş şeker
görünürse bandajın sık değiştirilmesine gerek yoktur. Her
değiştirme sırasında, yarayı fizyolojik çözelti yerine vücut
sıcaklığında olan temiz su ile yıkayalım. Yıkadıktan sonra
ise yüzeyi kurutup şekeri uygulayalım.
Hafif yaralar 2-4 gün içinde “temizlenir”, ağır,
enfekte yaralar ise 5-7 gün boyunca uygulanan şeker
tedavisinden sonra gelişim göstermeye başlar. Bundan
sonra yaranın yüzeyinde ince bir granulasyon dokusu
meydana gelir. Ağır yaralar söz konusu ise sadece ilk iki
gün ağrıkesici kullanıyorum. Granulasyon dokusu yarayı
tamamen doldurduktan sonra antibiyotikli merhem
PETİNFO 2015/11 72-73
4
(örn.: Furacin) kullanılabilir, fakat vakaların çoğunda
buna gerek kalmaz. Fazla hasar görmüş yara söz konusu
ise, dokuların demarkasyonu iki günden sonra başlar.
Artık kolaylıkla ayırt edebileceğimiz nekroze dokuları bir
bistüri ya da makas yardımıyla, analjezi uygulamadan
uzaklaştırabiliriz. Şeker terapinin uzunluğu yaranın
durumuna bağlıdır. Kliniğe yılan ısırığı ile getirilen bir
köpek hastamızın derisi büyük alanda nekroze olup
ayrıldı. Granulasyon dokusu 19 gün şeker tedavisinden
sonra oluşmaya başladı.
Beşeri tıptan örnekler
Şeker tedavisi, 19 kalp ameliyatı geçiren ve
açık mediastinitisli insan hastaların tedavisinde
uygulandı. Thorakal bölgede bulunan açık
yaraların tümü Staphylococcus, Streptococcus,
Enterobacter, E.Coli, Klebsiella, Pseudomonas ve
Serratia bakterileri ile enfekteydi. Şeker tedavisi,
11 hastada ilk müdahale olarak uygulandı, geri
kalan 8 hastada ise povidon’lu steril salin solüsyon
uygulanmasının sonuç getirmemesinden sonra şeker
Tedavinin amacı,
iyileşme süresini
kısaltmak ve ideal skar
oluşumunu sağlamaktır.
abdomen içi şeker uygulanmasını diffuz
peritonitis ya da antibiyotiklere karşı
reziste bakteriyel enfeksiyon ile karşı
karşıya olduğumuz zaman deneyebiliriz.
abdomendeki yaralara şeker tedavisi
süresince drenaj yerleştirilmelidir
tedavisi denendi. Mediastinumlar 150-400 gr şeker
ile dolduruldu (Şekerin köşedeki bakkaldan alındığı
belirtildi). Antibakteriyel etkiyi yüksek seviyede
tutmak amacıyla, yaraları her 4. saatte şeker ile
dolduruldular. Bandajların değişimi sırasında yaralar
steril salin çözelti ile yıkandı. Yaraların kendilerini
temizlemesi her hastada 5 ila 9 gün arasında
meydana geldi. Nekroze olan dokuların cerrahi
olarak uzaklaştırılmasına sadece 3 hastada gerek
duyuldu. Şeker moleküllerinin dolaşıma katılması söz
konusu olmadığından dolayı hastaların hiçbirisinde
hiperglisemi oluşmadı. Tedaviyi yürüten hekimlerin
gözlemlerine göre yara iyileşmesi geleneksel
Yara iyileşmesi için kullanılan yöntemler, geçmişten
günümüze kendini yenilemiştir. Bu tedavi yöntemlerin
en uygunları, yaranın yapısı, hayvanın türü göz önünnde
bulundurularak seçilebilirler. Tüm bunlara ekonomik
yaklaşımlar eklenirse, bazı vakalar karşısında en uygun yara
sağaltımı seçeneğinden uzaklaşmış oluruz. Ancak şeker
tedavisi hem ekonomik hem pratik ve hem de çok etkilidir. 
Şeker tedavisi, dokuların
yaşam şansının şüpheli
olduğu vücudun herhangi bir
bölümünde kullanılabilir
2. GÜN
Şeker tedavisini herhangi
bir antibiyotik kullanmadan
uygulayabilirz.
PETİNFO 2015/11 74-75
21. GÜN
Kısa bir süre içinde
granülasyon dokusunun
oluştuğunu görebiliriz.
KEDİ&KÖPEK
engelli
hayvanlara
fizik
tedavi
Dünyada uzun yıllardan beri uygulanan ve bazı hayvanların
hayatını kurtarabilen fizik tedavi hangi durumlarda uygulanır?
Veteriner hekimlerin dikkat etmesi gerekenleri nelerdir?
PETİNFO 2015/11 76-77
Hayvanlarda
Hastaların yaşam
standartlarını
yükseltmek
için fizyoterapi
uygulamalarına
başvurulmaktadır.
Fizyoterapi ve rehabilitasyon
dünyada çok uzun yıllardan
beri uygulanmaktadır. 1990
yılından bugüne ciddi ölçüde
ilerlemeler kaydedilmiş ve çeşitli
teknik yöntemler üretilmiştir.
Amerika’da 110 fakültede
fizyoterapi ve rehabilitasyon
ile ilgili bölümler vardır ve hızlı
bir şekilde büyüme ve gelişim
kaydedilmektedir. İnsanlarda
operasyon sonrası ve öncesi
bir sürü hastalık için fizyoterapi
ve rehabilitasyon protokolleri
varken, hayvanlarda bunun
olmamasının bir eksiklik olması
üzerine son 30 yıldır dünya
bu konu üzerine eğilmektedir.
Özellikle köpekler de ve atlarda
fizyoterapi için çok spesifik ve
sık görülen hastalıklarda ciddi
yararlanımlar sağlanmaktadır.
1980’lerin sonuna doğru
başlayan bu gelişim ile birlikte
1990’larda büyük bir ilerleme
kaydedilmiştir. American
Physical Therapy Association
KEDİ&KÖPEK
Bir sürü veteriner operasyon öncesi
ve sonrasında hastanın hareket
kabiliyetlerini sağlamak için
dünyanın her yerinde fizyoterapi
uygulamalarına başvurmaktadır.
(APTA),American Collage of
Veterinary Surgeons (ACVS),
ve veteriner fizyoterapistlerin
birleşimiyle oluşan özel bir grup
kuruldu. Orlando, Florida gibi
birçok bölgede sempozyumlar
düzenlendi. Özel programlarda
kullanılan askeriye ve polis
köpeklerinde uygulamalarda alınan
verimlerin ardından spor hayvanları
içinde köpekler ve atlar üzerinde
uygulamalar yapıldı.
Bir sürü veteriner operasyon
sonrası olumlu neticeler alabilmek
için, operasyon öncesi ve sonrasında
hastanın hareket kabiliyetlerini
sağlamak ve uygun ölçüde gelişimini
yapabilmek için dünyanın her
yerinde fizyoterapi uygulamalarına
başvurmaktadır. Türkiye’de bu
konu fakültelerde dahil bölümü
bulunmayan ve veteriner hekimlikte
maalesef çok üstüne düşülmeyen bir
durumdadır. Operasyon sonrasında
bazı illerimizde veteriner hekimler
tarafından bir takım uygulamalar
yapılmaktadır ve olumlu sonuçlar
alınmaktadır. Ancak bu konuda
eğitimli çok az kişi bulunmaktadır.
Hayvanlarda fizik tedavi ve rehabilitasyon yapılmaya nasıl karar verilir?
Hastayı gözlemlemek için çeşitli
hareketler yaptırılır. Yavaş yürüme,
hızlı yürüme ve merdiven inip
çıkması sırasında denge dağılımları
gözlemlenir. Bunu takiben hastamız
muayene alanına alındıktan sonra, önce
palpasyon kaslar arası yoğunluklar,
sorunlu bölgede doku ve hücre
kayıplarını ölçmek amacıyla özel bir
aletle kas yoğunlukları ölçülerek
hesaplamalar yapılır ve ilk gün
alınan sayısal veriler kayıt altına
alınır. Yapılan bu işlem sayesinde kas
yoğunluğunun tedavi sonrası ne kadar
artığı gözlemlemek için belli aralıklarla
ölçümler tekrarlanır. Veteriner
fizyoterapist hastayı muayene edip,
uygun bir tedavi protokolü oluşturur.
Güven duygusunun
oluşturulması,
hastanın fizik
tedaviden
faydalanması için
önemlidir.
PETİNFO 2015/00 00-00
Köpeklere fizik
tedavide yaklaşım
nasıl olmalıdır?
Öncelikle TENS, NMES, ultrason,
lazer gibi aletlerin köpekler için
kullanım teknikleri konusunda
eğitim almış kişiler zorlanmadan
seanslarları başlıyabilirler.
Köpekler, kedilere kıyasla çeşitli
uygulamaları daha kolay
kabul ederler. Bunların yanında
masaj sırasında iyi bir anatomi
bilgisiyle yapıldığı taktirde ve
bazı özel noktalara yapılan
uygulamalarda köpeğin önemli
oranda rahatladığını ve bazen uyur
pozisyona geçtiğini bile görebiliriz.
Ayrıca köpekler kullanıcağınız
diğer özel aparatlarda da rahatça
hareket edebiliyor. Yürüteç ya da
dışardan takılan atel gibi ürünleri
takıp, yürüyüşleri sırasında
konforlu bir şekilde hareket
etmelerini sağlayabilirsiniz .
Hayvanlarda fizik tedavi ve rehabilitasyon hangi durumlarda uygulanır?
1. İleri yaştaki geriatrik
hastalarda, osteoartrit oluşumları
2. Sinirsel iletim bozukluklarında
(felç, sinir sıkışması, vb.)
3. Operasyon öncesi ve sonrası
dönemde (post operatif bakım,
operasyon sonrası şişlik azaltması ve
yangı düşürme, hareket kabiliyetini
artırma, bölgede kan dolaşımı
artırılarak, hücre içi oksijen miktarının
artışını sağlama, vb.)
4. Patella luksasyonu (eğer erken
koyulmuş bir teşhisse operasyona
gerek kalmadan bağların ve kas
gruplarının güçlendirilmesi hedeflenir,
operasyona karar verildikten sonra
operasyon öncesi ve sonrası için
topallık oluşumunun engellenmesi vb.)
5. Kalça displazisi
6. TPLO operasyonu sonrası
7. Kas atrofileri
8. CCL
Ultrason
Ultrason insanın işitebileceği
seslerden çok daha yüksek frekansa
sahip ses dalgalarıdır. Ultrasonik
dalgaların dokularda absorbsiyonu
esnasında ve kas, kemik, tendon gibi
yapıların ara yüzeylerinde yansıma
esnasında ısı enerjisi ortaya çıkar.
Ultrason uygulaması ile kemik,
eklem, kas, kapsül ve tendonları iyi
bir şekilde ısıtmak mümkündür.
Ultrasonun termal ve non-termal
etkisi vardır. Termal etki sırasında
ultrason dokular tarafından absorbe
edilirken ısı enerjisi ortaya çıkar.
Ortaya çıkan ısı miktarı dokunun
absorbsiyon özelliğine, uygulama
süresine, doza ve uygulama şekline
bağlı olarak değişir. Nontermal etki
sırasında ise içinde erimiş gazlar
fizik tedavide
özel Masajınların
terapik etkisi
bulunan sıvılarda ses dalgalarının
gevşeme fazında ortam basıncı
düştüğü için erimiş gaz parçacıkları
baloncuklar oluşturabilir. Sıkışma
fazında ise ya bu baloncuklar sıvı
içinde dağılır ya da birleşerek büyür.
Bu olaya kavitasyon denir.
Ultrason uygulaması kan akışını
hızlandırır, skar dokuların elastisiyetini
yükseltir, sinir dokuların iletkenliğini
WHO ve fizik tedavi gruplarının
desteklediği, iyi bilinen ürünleri
kullanmaya özen gösterilmeli.
Fizyoterapistler için TENS, NMES, lazer
ve özel oyun aletleri de mevcuttur.
Masaj birçok durumda kendini kanıtlamış
bir tedavi yöntemidir örnek olarak
insanlardaki bel ağrıları gibi ve küçük
hayvanların rehabilitasyonunda sıklıkla
tavsiye edilmelidir. Masajın birçok yararlı
terapik etkisi vardır. Örnek olarak kan
dolaşımının hızlanması oksijen ihtiyacını
artırması ve endojen endorfinlerinin
salınması ki bunlar rehabilitasyonda
etkin olarak kullanılabilir. Literatürde
birçok farklı masaj tekniği
tanımlanmıştır, en yaygın olanları; klasik
teknikler veya İsveç teknikleri.
Efloraj; kan dolaşımını artıran ve
rahatlatan yüzeysel bir tekniktir
Petrisaj; kan ihtiyacını ve fibröz
dokuların uzunluğunu ve hareketliliğini
artırmakta etkilidir. Bu teknik bağlantılı
dokuların gücünü ve esnekliğini artırır.
Fraksiyon; doku ve yüzleri arasındaki
hareketliliğin sağlanmasına yardım eden
bir derin masaj türüdür.
KEDİ&KÖPEK
Veteriner Hekim Fizyoterapist
Sara Ece Ulutürk’e, Türkiye’de
hayvanlarda fizik tedavi ve
rehabilitasyona yaklaşımlarla
ilgili gelişmeleri sorduk.
Türkiye’de
fizik tedavi ve
rehabilitasyon
sizce hangi
düzeyde ve nasıl
karşılanıyor?
geliştirir ve selüler metabolizmayı
artırıp sekresyonların geri emilimini ve
yara iyileşmesini sağlar.
Lazer tedavisi
Kelime anlamı light amplification
by stimulated emissioran radiation.
Lazer radyasyonun uyarılmasıyla
kuvvetlendirilmiş ışın. Lazer boşlukta
radyant enerji halinde yayılır. Çıkış
güçlerine ve dalga boylarına göre
farklı lazerler mevcuttur. Fizik
tedavide düşük güçteki soğuk,
yumuşak lazerler kullanılırlar
(güçleri 1mw=1/1000watt). Lazer
ışını dokuda fotobiostimülasyon adlı
biyolojik tepkimeye neden olur. Bu
tepkime sonucunda hızlı hücresel
yenilenme, normalleşme ve iyileşme
gerçekleşir. Enfeksiyon süreçlerinin
azaltılmasına ve hasarlı dokunun
daha hızlı iyileşmesine yardımcı
olur. Son zamanlarda lazer terapinin
etkilerinin olumlu yönde alındığı
başlıca hastalıklar akut ve kronik
otitis, granulomlar, diş eti yangısı,
stomatit, pyoderma, dejeneratif eklem
hastalıkları, kalça displazisi, dejeneratif
disk hastalıkları sayılabilir. Ayrıca yara
iyileşmesine de olumlu katkı sağlar.
Günlük kullanımı kolay ve kısa sürelidir.
Elektrik akımı ile kas stimulasyonu
Ağrı yönetimi ve kasların atrofiye
olmasını engellemek için kullanılan
akım türleri farklıdır. Ağrı için spesifik
olarak TENS (Transcutaneous
electrical nerve stimulation)
kullanılıyor .Yine yaygın olarak kabul
gören teoriler ağrı reseptörlerini
meşgul ederek duyarsızlaştırma
veya medulla spinalis düzeyinde ağrı
sinyallerini bloke ettiği düşünülüyor.
Atrofiyi önlemek için ise yine
çeşitli akımlar kullanılıyor fakat bu
akımlar ağrı gidermek amacıyla
kullanılmıyorlar. Uygulamanın
fizyolojik etkisi, kas gücünün
PETİNFO 2015/11 80-81
Öncelikle hasta sahipleri ilk başta
şaşırıyor, tedavi süresince onlara
da özel programlar hazırlıyorum
evde yapmaları gereken,
seanslarda yapılan hareketler
vakaya göre değişiyor iki hafta
bir( özel durumlar dışında)mutlaka
değiştiriliyor. Hasta sahiplerimiz
de olumlu gelişimleri gördükçe
mutlu oluyor. Veteriner hekimler
de bu konuya oldukça meraklı,
bazen bilgi alış verişi yapıyoruz
ve onlarında yönlendirdiği hasta
iyileşince, hasta sahipleri olumlu
geri dönüşlerde bulunuyor.
arttırılması ve koruması, motor
kontrol için kasın stimüle edilmesi,
ağrı kontrolü, kan dolaşımının
arttırılması ve desteklenmesi, ödemin
azaltılması için kullanılıyor.
Amerika ve Avrupa basta
olmak üzere tüm dünyada
sakat/felçli hayvanların sağlıklı
ve konforlu bir şekilde aktif
hayatlarına dönebilmeleri için bazı
ürünler kullanılıyor. Bu ürünler
operasyon sonrası ya da ihtiyaç
duyan hayvanlarda fizik tedavi ve
iyileşme süreçlerini de destekliyor.
Bu ürünler ülkemizde de artık
bulunabiliyor ve hasta özelinde
hazırladığımız programlarda da bu
özel aparatlardan da yararlanabiliriz.
Hasta geldiğinde eğer arka
bacaklarda ileri düzeyde felç varsa
ya da operasyon sonrası ayakları
üzerine basmakta zorlanıyorsa,
yürüteç kullanarak egzersizler
yaptırdığımız hastalar da oluyor ve
hastanın durumuna göre gerekirse
arka ayakları bağlanıp kullanmaması
gerekirse de tam yere değecek
şekilde ayarlanıp üstüne basması ve
kullanılması teşvik edilebiliyor. Ayrıca
propioseptik refleks negatif olduğu
durumlarda, ayağa takılan küçük bir
aparat sayesinde pozitif hale getirip
egzersizler de yaptırabiliyoruz.
Hastaların vücutlarında bölgesel
olarak dikkat edilmesi gereken
alanlar nelerdir?
Kollarda ya da bacaklarda sinir,
kemik, ligament, eklem ve kaslar ile
ilgili problemlerle oluşan topallama
yürüyüş bozuklukları var ise hastamızın sorunlu olduğu bölgelerdeki
açıları hesaplanarak hayvanlar için
belirlenmiş ırk boy ve kilolarına göre
normal değer aralığından ne kadar
uzak olduğu belirlenerek değerlendirmeye alınır. Bu uygulamalar belli
aralıklarda tedavi süresince tekrarlanır ve ne kadar ilerleme olduğu
belirlenerek her hasta için özel olarak
açılan kayıtlara kaydedilir. Daha sonra
sorunlu bölgenin oluşum nedenleri
saptanarak her hasta için özel olarak
fizik tedavi ve rehabilitasyon protokollerini belirlenir.
Hastanın mizacınında çok
önemli olduğu ve hekimiyle güven
duygusunun oluşması fizik tedavideki
geri dönüşün kısa sürede ve en
verimli şekilde alınması için en önemli
altın kural olduğunuda unutmamamız
gerekir. Hekim hastanın canını
yakacak yada onu rahatsız edecek
bir uygulamada bulunursa, hastanın
ağrısının artacağından dolayı, hasta
agresyon gösterebilir. Hareketler,
hastayı, zorlamadan sabırlı bir
şekilde kademeli olarak arttırmalı.
Kullandığınız aletleri de bu gidişata
göre derecelendirmeniz gerekir. 
Egzersiz sırasında
uygulanan hareketler,
hastayı fazla
zorlanmayacak şekilde,
sabırla yaptırılmalı.
eğer hasta fazla agrasif ise özellikle
postoperatif dönemde yapılan fizik
tedavide istemsiz yaptığı hareketlerle
çevresine ve kendine zarar verebilir.
Kedilere fizik
tedavide yaklaşım
nasıl olmalıdır?
Kediler için mizaçlarının iyi huylu,
hekimlerine ve hasta sahiplerine
karşı ılımlı olmaları çok önemldir. Fizik
tedavide, fizyoterapist hasta ile direk
temas halindedir. Bundan dolayı ilk
seanslarda bazen fazla hareket yada
çeşitli uygulamalar yapılmadan önce ilk
bir iki seans hastanın hekime alışması
ile geçebilir. Hekim hastanın güvenini
kazandıktan sonra, önce masaj ve
daha sonrasında hastanın durumuna
göre kullanması gereken fizik tedavi
aletlerini kullanmaya başlayabilir. Kediler
tedaviyi daha zor kabul edebilirler
ancak eğitim almış kişiler, kullanacakları
ürünün kediler için özel uygulama
şekillerini uyguladıklarında işleri biraz
daha kolay olabilir. Bunun yanında
kediler için kullanılan çok fazla özel
aparat da mevcuttur. Bunun en önemli
sebebi, kedilerin kullanılan yürüteç
gibi aletleri kolay kabul edemediklerin
kaynaklanmaktadır.
SÖYLEŞİ
i
stanbul Üniversitesi İşletme
Fakültesi’nden mezun olan
1982 doğumlu Efe Yörük,
hayatını çok farklı yönde devam
ettiren bir hayvanseverdir. 7 yıl
kadar bankacılık yaptıktan sonra
elektronik ürünler ithalatıyla ticari
hayatına başlayan Yörük yaklaşık 6
aydır engelsiz hayvanlar projesinin
öncülüğünü yapıyor.
Engelsiz Hayvanlar projeniz nasıl
ortaya çıktı?
Biz ailece hayvanları çok
seviyoruz, evimizde her zaman
köpek, kedi yani hep bir hayvan
vardı. Onları her zaman aile bireyi
olarak gördük ve bu sevgimiz
ile birlikte kardeşim Sara Ece
Ulutürk veteriner hekim oldu. Bir
yandan İstanbul’daki bir hayvan
hastanesinde veteriner hekimlik
yapıyor bir yandan da yurt dışındaki
en önemli üniversitelerden
birinde hayvanlar üzerine fizik
tedavi ve rehabilitasyon eğitimi
alıyor. Aldığı eğitim sırasında da
engelli hayvanların tedavisi için
kullanılan ürünlerle tanışma fırsatı
oluyor. Veteriner fakültelerin de
desteklediği bu ürünlerin ülkemizde
de olması gerektiğini düşündük
ve Amerika menşeili www.
handicappedpets.com firmasının
Türkiye’de tek yetkili distribütörü
olarak ürünleri temin etmeye
başladık. Projemizin ismini Engelsiz
Hayvanlar olarak belirledik.
(www.engelsizhayvanlar.com)
Ne noktadaki hastalara yardımcı
olma şansınız olur?
Aslında ürün bazında değişiyor
tabi ki hastalıklar ama yürüteç
özelinde konuşursak genelde trafik
kazası sonucu, kilo fazlası veya felç
sebebiyle ya da yaşlılıktan arka
ya da ön ayaklarını kullanamayan
hayvanlarda yürüteçlerimiz
kullanılıyor. Bu sayede yatalak
olmasından dolayı vücudunda
oluşacak yaralar da engellenmiş
oluyor. Yürüteçler hem ayağını
Hayvanların
uyutulması hem
sahipleri hem de
veteriner hekimleri
üzüyor. Onların bir
şansı daha olsun
istiyoruz.
Engelsiz yaşam
için doğru ürünler
Engelli hayvanların yaşamaları için engellerin ortadan
kalkmasına yardımcı olabilmek adına büyük bir işe
girişen ve bu yolda emin adımlarla ilerleyen Efe Yörük
ile “Engelsiz Hayvanlar” projesi hakkında söyleşi yaptık.
PETİNFO 2015/11 84-85
kullanma umudu olmayan hastalarda
hem de tedavi surecinde ayağının
üzerine basması sağlanarak
surecin hızlanmasına yardımcı
olacak durumlarda kullanılıyor. Ön
ayaklarında da problem olan köpekler
için 4 tekerlekli yürüteçlerimiz de
çok işe yarıyor. Yürüme destekleyici
arka ve ön tasmalarımız da
benzer durumlarda kullanılıyor.
Ayak düzleştirici dediğimiz ürün
ise propioseptik 4 reflex negatif
olması halinde hayvanın ayağını düz
basamadığı durumlarda kullanılıyor.
Atellerimiz ise cerrahi operasyonlar
sonrasında ya da eklem burkulması
ve kırık çıkık tedavilerinde sabitleme
amaçlı kullanılıyor.
Türkiye’de başka yürüteçler var mı?
Şu anda Türkiye’de profesyonel
olarak üretilen ve veteriner onaylı tek
yürüteç Walkin’ Wheels yürüteçlerdir.
Zaten dünya çapında da birkaç firma
daha olsa, patent korumalı özellikleri
bakımından rakipsiz konumdadır.
Türkiye’de gönüllü ya da ticari
olarak el yapımı yürüteç yapanların
olduğunu duyuyoruz, görüyoruz ama
bu el yapımı yürüteçler için çok sayıda
kompleks ölçümler istenmekte ve tek
bir ölçünün bile yanlış alınması hem
yürüteci kullanılmaz hale getirmekte
hem de hayvanın sağlığını tehdit
etmektedir. El yapımı ya da benzeri
yürüteçlerde belli bir standart
olmadığı ve veteriner onayına
sahip olmadığı için yanlış bir üretim
hayvanın sağlığı için ciddi tehlikeler
oluşturabilir. Hayvanın büyümesi
ya da hastalığındaki değişimlere
de cevap veremeyecektir. Gönüllü
yapanlara saygı duyuyoruz elbette
ama önemli olan hayvan sağlığı ise el
yapımı yürüteçlerin kullanımlarını çok
tavsiye etmiyoruz açıkçası.
Diğer ürünlerinizden de kısaca
bahseder misiniz?
Ayak Düzleştirici diye adlandırdığımız
propioseptikreflex negatif olması
durumuna sahip yani ayağını düz
tutamayan hayvanlarda belirli
Köpek
yürüteç tekerlekli
sandalye
Yürüme
destekleyici
arka tasma
Ayak
düzlestirici
Neden Walkin’
Wheels yürüteç?
Walkin’ Wheels köpek
yürüteçleri Dünya
Veterinerler Birliği’nin
desteklediği veteriner onaylı
tek yürüteçtir ve tamamen
hayvanın sağlığı, konforu
düşünülerek tasarlanmıştır.
Yürüteç, hayvanın devam
eden tedavi süreçlerini
de desteklemektedir ve
gerektiğinde egzersiz
için ayakları hafifçe yere
değecek, gerektiğinde
arkadan bağlanacak şekilde
kullanılabilmektedir. Yani
hayvanı tekrar aktif hayata
döndürmekle beraber,
hastalığının iyileşmesine de
yardımcı olmaktadır.
aralıklarla eğitim şeklinde uygulanan
ve hastalık tedavisine çok yararlı
bir ürünümüz var. Genelde bu
hastalıklarda cerrahi operasyonlar
uygulanıyor ama ayak düzleştirici ile
operasyona gerek kalmadan tedavi
sağlanabiliyor. Bunun dışında yine
yürümekte zorlanan kopekler için
yürümeye yardımcı arka tasmalarımız
var. Bunları ev içerisinde, merdiven
çıkarken ya da kısa gezintilerde
hayvan sahipleri rahatça kullanabilir.
Farklı ürünlerden de zaman
zaman talep geliyor. Mesela
Tekirdağ’da doğuştan ön ayakları
olmayan bir kangal köpeğimiz vardı.
Ona yürümeye yardımcı bir ön tasma
getirdik ve bu sayede sürekli yatan
canimiz şimdi bakıcısı ile birlikte
yürüyüşlere çıkabiliyor.
Bir de görme engelli köpekler
için yönlerini bulmaya yardımcı olan
arkadan kanatlı kafalarına takılan
çemberlerimiz var. Bunun dışında
yatmakla oluşacak yaraları önleyen
ürünler ve hasta bezleri, yıkanabilen
bez kılıfı gibi birçok ürün var bunları da
zamanla getirmeye başlayacağız. 
EĞİTİM
Hospitalize edilen
köpeklerde davranışsal
sorunlar ve önlemler
Bu sayımızda Veteriner Hekim Dr. Gürbüz Ertürk, tedavi için uzun süredir kliniklerde
yatmak zorunda kalan köpeklerden bahsetmektedir. Fiziksel olarak çok iyi bakıldıkları
halde, hospitalize hayvanlarda sık sık psikolojik sorunlar görülmektedir.
Sağlıklı olarak
gelen bütün
petlerin ortamdan
korkmamalarını
sağlamalıyız.
Köpekler grup halinde yaşayan
sosyal canlılardır. Grup üyeleri
arasında güçlü bağlar bulunur. İnsan
aileleri ile yaşarken de aynı duyguları
hisseder ve o şekilde davranırlar.
Gruptan bir bireyin ayrılması veya
kendilerinin gruptan ayrılmaları
psikolojik sorunlar yaşamalarına
neden olur. Günümüz koşullarında
hasta köpekler, sağaltım sırasında
sıklıkla hospitalize edilirler. Aslında
hospitalize edilen köpek, ait olduğu
grubundan izole edilmiş olur. Bu
durumda gerek hospitalizasyon
sırasında gerekse eve gittiklerinde
çeşitli davranışsal sorunlar yaşanır.
Hospitalizasyon sırasında;
anksiyete, korku, huzursuzluk, panik,
aşırı havlama, iştahsızlık, kaçma
eğilimi, volta atma, depresyon,
kendini sakatlama en çok karşılaşılan
durumlardır. Bu belirtilerin çoğu;
gruptan ayrılmanın sebep olduğu
anksiyeteye bağlı olarak şekillenir.
Kafeste kapalı olmak, acı, ağrı
duymak, uyuyamamak, ortam
kokusu, havlayan diğer köpekler,
miyavlayan kediler gibi etkenler de
sebepler arasındadır.
Köpek, yatış sürecini tamamlayıp
PETİNFO 2015/11 86-87
eve dönünce; depresyon, aşırı ilgi
bekleme, eliminasyon sorunları ve
evde başka hayvanlar varsa aynı
zamanda onlarla ilgili agresyon
sorunları da yaşanabilir.
Evcil hayvanlarda depresyon;
Sosyal ilişkinin azalması, yeme
ve uyku düzeninin bozulması, oyuna
karşı ilgisizlik, aktivitenin azalması ile
karakterizedir. Bu tip köpekler; eve
geldiklerinde normalden daha çok
uyurlar, yemek yemez veya çok az
yerler. Köpek sahiplerinin önemli bir
kısmı, köpekleri hastalanınca veya
kliniğe yatırılınca kendilerini de suçlu
hissedebilirler. Bu yüzden köpek
eve gelince şımartmaya başlarlar.
Köpekler bu durumu çok çabuk
kavrar ve kendi lehlerine kullanırlar.
Bu dönemde köpek sahipleri aşırı
hoşgörülüdür. Yapısı gereği biz
öğretmesek bile her an öğrenen
köpeğimiz dikkat çekmenin ve ilgi
odağı olmanın yeni yolunu bulmuştur.
Bir süre de olsa evden ayrılan
köpek eve dönünce gerek bölgesini
işaretleme, gerekse yaşadığı
kaygılardan kurtulma amacıyla
eliminasyon problemleri gösterebilir.
Klinikte kaldığı süre içerisinde
tüylerine sinmiş olan çeşitli kokular
evdeki diğer hayvanları korkutur ve
buna bağlı olarak agresif davranışlar
gösterebilirler. Eve geldikten sonra
oluşan davranış sorunları veteriner
hekime yansıtılınca normal davranış
sorunlarının çözümü prosedürüne
göre olaya yaklaşıp tedavileri yapılır.
Benim burada üzerinde durmak
istediğim, hospitalizasyon sırasında
ortaya çıkacak olan sorunların
giderilmesi konusudur. Bu amaçla
yapılabilecek basit işlemler mevcuttur,
Bu işlemleri şöyle özetleyebiliriz;
Nelere dikkat edelim?
Öncelikle sağlıklı olarak
gelen bütün petlerin ortamdan
korkmamaları ve keyif almalarını
sağlamalıyız. Bunun için muayene,
aşı, tırnak kesimi, tıraş gibi yaptığımız
her işlemde pozitif koşullandırma
yöntemlerini kullanmalıyız. Bu
şekilde alıştırılmış bir köpeğin
hasta olarak gelmesi onu fazla
kaygılandırmayacaktır. Olanaklar
ölçüsünde kedi-köpek veya diğer
hayvanların bekleme, muayene ve
yatış odalarını ayırmalıyız.
Köpekler dünyayı öncelikle
koklayarak tanırlar. Kliniklerde
kullanılan dezenfektanlar ve ortam
kokulandırıcılar özenle seçilmelidir.
Çünkü bazı kimyasallar koku
sinirlerini baskılar. Köpek çevre
hakkında verileri toplayamaz,
iletişim kuramaz. Buna bağlı olarak
da sorunlar çıkar. Hasta yatış
odalarının gürültüden uzak, oda
ısısının optimum, kafeslerin yeteri
büyüklükte ve konforlu olmasına
dikkat edebiliriz. Köpek sahibinden,
yatarken altına sermek için çarşaf
Huzursuzluk, panik,
iştahsızlık, kaçma
eğilimi, depresyon,
kendini sakatlama
en çok karşılaşılan
durumlardır.
veya havlu isteyerek alışık olduğu
koku ile rahatlamasını sağlayabiliriz.
Hastalıkların elverdiği oranda
yatmadan tedavi seçeneklerini
tercih edebiliriz. Kısırlaştırmalar
gibi planlı operasyonlar öncesi yatış
yerine operasyon günü gelmesini
sağlayabiliriz. Her şey normal
ise postoperatif süreçler evde
tamamlanabilir. Kliniklerde görevli
bütün personel, köpeklerin beden dili
konusunda eğitilerek onlara uygun
davranış sergilemelerine yardım
edilebiliriz. Yatan hastaların uzun
sürelerle açık havaya, kafes dışına
çıkmaları sağlanabilir.
Beslenebilen hastalar alışık
oldukları gıdalarla veya iyi kaliteli yaş
mamalarla beslenebilir.
Bu önerilerin dışında yatıştırıcı
feromen(DAP- Dog Appeasing
Pheromene) kullanılabilir. Doğumdan
hemen sonra laktasyondaki dişinin
meme lobları arasında bulunan
sebaseus bezler tarafından Dog
Appeasin Pheromone isimli feromen
salgılanır. Bu feromen Jacobson
organı tarafından algılanır ve
gerek genç köpeklerde gerekse
erişkinlerde birçok stres durumunda
sakinleşmeye yardımcı olur. Feromen
ticari amaçla sentetik olarak
üretilmiştir ve henüz ülkemizde
olmamakla beraber yurt dışında
bu tip sorunların önlenmesinde
yaygın olarak kullanılmaktadır.
Feromen diffüzör şeklinde kullanıma
sunulmuştur. Muayene odaları,
bekleme salonları ve hasta yatışı gibi
alanlarda güvenle kullanılabilir. 
Veteriner Hekim Dr. Gürbüz Ertürk
1988’den bu yana pet sağlığı, köpek eğitimi ve davranışları ile ilgilenen Veteriner Hekim
Dr. Gürbüz Ertürk köpek eğitimi ve rehabilitasyonu konusunda Macaristan İş Köpeği Spor
Kulübü, T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı gibi kurumlardan aldığı diplomaları ile profesyonel
olarak köpek eğitmekte ve kurslar düzenlemektedir. Çeşitli meslek
Gürbüz Ertürk, örgütlerinde yöneticilik de yapan Dr. Ertürk, FCI üyesi Romanya Köpek
Türk Köpek Eğitim
Eğitim Kulübü’nün kurucu onursal üyesidir. Köpek Sağlığı ve Eğitimi
Derneği kurucusu
üzerine bir kitabı bulunmaktadır.
ve başkanıdır.
PETİNFO 2015/11 88

Benzer belgeler

temmuz-2016 - Petinfo Dergi

temmuz-2016 - Petinfo Dergi Son derece zengin programı ve bilimsel programı içindeki uygulamalı çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji

Detaylı

Nisan-2015 - Petinfo Dergi

Nisan-2015 - Petinfo Dergi Son derece zengin programı ve bilimsel programı içindeki uygulamalı çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji

Detaylı

aralik-2015 - Petinfo Dergi

aralik-2015 - Petinfo Dergi veteriner hekim ENİKÖ KIRALY vet.hekim sara ece ulutürk

Detaylı

CavalIer KIng Charles spanIel

CavalIer KIng Charles spanIel hekimler için kasım ayı da boş geçmedi. Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleştirilmiş toplantıların ve eğitimlerin yanı sıra, Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği, 10. Sürekli Eğitim Kongresi’...

Detaylı

Ekim 2015 - Petinfo Dergi

Ekim 2015 - Petinfo Dergi Son derece zengin programı ve bilimsel programı içindeki uygulamalı çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji

Detaylı

Klivet 2015 yılına hızlı başladı 28 Veteriner Hekim

Klivet 2015 yılına hızlı başladı 28 Veteriner Hekim Son derece zengin programı ve bilimsel programı içindeki uygulamalı çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji

Detaylı

mayis-2016 - Petinfo Dergi

mayis-2016 - Petinfo Dergi Son derece zengin programı ve bilimsel programı içindeki uygulamalı çalıştaylar ve kursları ile çok başarılı geçen VI. Ulusal Doğum ve Jinekoloji

Detaylı