SPIRULINA Spirulina`nın Tarihi: Spirulina`nın insanoğlunun
Transkript
SPIRULINA Spirulina`nın Tarihi: Spirulina`nın insanoğlunun
SPIRULINA Spirulina’nın Tarihi: Spirulina’nın insanoğlunun tarihinde bilinen ve kanıtlanmış ilk kullanımı Maya’lar tarafından M.S. 300-900’lü yıllara dayanmaktadır. 9. yüzyıldaki Kanem İmparatorluğunda Çad Gölü çevresinde yetiştirilmiştir ( Abdulquader ve ark., 2000). 13. yüzyılda Çad Gölü çevresinde yaşayan Kanembu insanları tarafından da protein ve vitamin kaynağı olarak tüketmek üzere yetiştirilmekte olduğu bilinmektedir. Aztek’ler tarafından yıkılan Toltec’ler de Texcoco Gölü ve çevresinde Spirulina’i üretip gıda olarak kullanmaktalardı. Aztek’ler ve Afrika’lılar tarafından 15. yüzyılda da kültürlendiği ve tüketildiği de bilinmektedir (Diaz Del Castillo, 1928).1960’larda Fransızlar tarafından kullanılmaya başlandığı düşünülse de bununla ilgili yeterince referans bulunmamaktadır. 16. yy’da Texcoco Gölünden “tecuitlatl” (spirulina) toplanması (Florentine Codex, Book 11) Kanembu kadınlarının Çad Gölünden spirulina toplamasının Human Nature Mart 1978’de yayınlanan bir çizimi (Peter T. Furst) Spirulina’nın Kullanım Referansları: Günümüzde NASA dahil olmak üzere birçok gelişmiş kuruluş Spirulina’i dünyada ve uzay gibi farklı ortamlarda üretmeye çalışmaktadırlar (Spirulina Nature’s SuperFood, 2001; http://ntrs.nasa.gov/archive/nasa/casi.ntrs.nasa.gov/19890016190_1989016190.pdf). NASA ve Avrupa Uzay Kurulu (MELISSA) tarafından uzun görevlerde kültürlenmek ve tüketilmek üzere kullanılacak diyetin birincil gıdası olarak kullanılması üzerine çalışmalar yapılmaktadır. ( Cornet ve ark., 1990; Characterization of Spirulina biomass for CELSS diet potential. Normal, Al.: Alabama A&M University, 1988 ) Ayrıca yetersiz beslenme problemlerini gidermek amacıyla Birleşmiş Milletler gibi kuruluşlar gelişmemiş 3. Dünya ülkelerinde Spirulina yetiştirilmesini teşvik edip insanları bu konularda eğitmektedir. Ayrıca, 1974 yılında Birleşmiş Milletler - Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO) Dünya Gıda Konferansı’nda Spirulina’nın geleceğimizin en iyi gıdası olduğunu açıklamıştır. 1981 yılında ABD’in, Gıda ve İlaç Bakanlar Kurulu (FDA) Spirulina’yı “En iyi besin takviyesi” olarak tanımıştır. 1993 yılında Uluslararası Gıda Konferansı’nda “En iyi doğal besin” ödülüne layık görülmüştür. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 08.07.1993 yılında Cenova-İsviçre’de “Birçok nedenden dolayı yararlı olan Spirulina herhangi bir risk olmadan çocuklara verilmesi uygundur” açıklaması yapmıştır. Spirulina’nın İçeriği ve Etkileri Mavi-yeşil bir Cyanobacterium olan Spirulina platensis / Arthospira platensis (Spirulina), yüksek ve kaliteli protein içermeleri (500-700 g/kg ham protein) yanında demir, selenium, magnezyum, kalsiyum gibi birçok mikro ve makro minerallerin kaynağı durumundadır. Bununla birlikte doğadaki en zengin provitamin A, E vitamini, tiamin, kobalamin, biyotin, inositol kaynağıdır (Kay, 1991; Belay ve ark., 1996). Aynı zamanda son zamanlarda ön plana çıkan 2000’den fazla enzim (SuperOxide Dismutase (SOD), katalaz, askorbatperoksidaz, non-spesifik peroksidaz, vb.), gamma-linolenik asit (GLA), alpha-linolenik asit (ALA), linoleik asit (LA), stearidonik asit (SDA), eicosapentaenoik asit (EPA), docosahexaenoik asit (DHA), and araşidonik asit (AA) gibi birçok esansiyel yağ asitleri, antioksidan pigmentler (klorofil-a, xanthophyll, betakaroten, echinenone, myxoxanthophyll, zeaxanthin, canthaxanthin, diatoxanthin, 3'hydroxyechinenone, beta-cryptoxanthin, oscillaxanthin; phycobiliproteinler c-phycocyanin, allophycocyanin) içermektedir (Vonshak ve ark., 1997). Büyütme faktörleri ve nükleik asitlerin yanı sıra dengeli, yüksek biyolojik değerlikli esansiyel aminoasit içermesi de bu mikroalgi benzersiz kılmaktadır (Belay ve ark., 1996). Yıllar boyunca besin özellikleri bakımından dikkat çeken Spirulina, günümüzde farmakolojik etkileri nedeniyle de ilgi odağı haline gelmiştir. Hem bilim insanları, hem de mikroalg üreticileri, mikroalglerin insan sağlığı üzerindeki pozitif etkilerini ortaya koymaya çalışmaktadır. Bu araştırmalar sonucunda; Spirulina’in antiviral, antikanser, antidiyabetik, antibiyotik, antioksidan, prebiyotik, probiyotik, bağışıklık sistemi güçlendirici, kardiyovasküler sistem koruyucu, hipokolesterolomik ve antialerjik etkileri bulunmuş ve bu pozitif etkinin nedeni de olarak da içerdikleri biyoaktif maddelerin yüksekliği gösterilmiştir (Henrikson, 1997; Chamorro ve ark., 2002). Aynı zamanda Spirulina’nin intestinal kanaldaki laktobasillerin sayılarını arttırarak sindirim sistemi fonksiyonlarını düzenlediği de bildirilmiştir (Pulz ve Gross 2004). Spirulina yapısında bulunan phycocyanin adlı bir madde sayesinde etkin bir antioksidan özelliği sergilediği bilinmektedir. Phycocyanin denilen bu pigmentin antioksidan özelliğinin yanısıra, serbest radikallerin eliminasyonu ve yangı giderici etkilerinin de bulunduğu görülmüştür (Romay ve ark., 1998, 2003). Oksidatif stresin hücre bileşenleri üzerine olan olumsuz etkilerinden korunmada Spirulina’nin yüksek antioksidan özelliğinden dolayı etkin olarak kullanılabileceği bildirilmiştir (Mohan ve ark., 2006). Bir başka çalışmada ise Spirulina hidroksil, peroksil gibi serbest radikallerin elimine edilmesini sağlamış ve lipid peroksidasyonuna karşı inhibe edici özellik göstermiştir. Serbest radikallerin ve yarattıkları oksidatif stresin önlenmesinde Spirulina’in oldukça etkili olduğu gözlemlenmiştir (P. Bermejo ve ark., 2008). 1 porsiyon Spirulina’nın Karşılaştırılması 6 g Spirulina=1 porsiyon Spirulina’dan alınacak ; beta karoten miktarı = 550 elma veya 28 bardak süt veya 4 orta boy havuç B1 vitamini miktarı = 16 sardalya balığı veya 40 biber B2 vitamini miktarı = 47 çilek veya 420 üzüm tanesi Niyasin (B3 vitamini) miktarı = 8 limon B6 vitamini miktarı = 90 gr ekmek veya 4 adet kuşkonmaz E vitamini miktarı = 5 dilim tavuk veya 7 bardak süt