E.Ü. HYO Dergisi Cilt 26 - Sayı 1 - 2010
Transkript
E.Ü. HYO Dergisi Cilt 26 - Sayı 1 - 2010
EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK YÜKSEK OKULU DERGİSİ Cilt: 26 Say×: 1 V 2010 ISSN – 1300 – 3046 Cilt 26, Say× 1 2010 Yayın Sahibi Prof. Dr. Çiçek FADILOøLU Hemüirelik Yüksek Okulu Ad×na Sorumlu Müdür Prof. Dr. Ahsen ûúRúN Yayın Alt Komisyonu Prof. Dr. Çiçek FADILOøLU (Baükan) Prof. Dr. Gülümser ARGON Prof. Dr. Ayla BAYIK TEMEL Prof. Dr. Zümrüt BAûBAKKAL Doç. Dr. Meryem YAVUZ Dergi Yayın Kurulu Prof. Dr. Olcay ÇAM (Editör) Prof. Dr. Leyla KHORSHID (Editör Yrd) Prof. Dr. Ahsen ûúRúN Prof. Dr. Aynur ESEN Prof. Dr. Süheyla ALTUø ÖZSOY Prof. Dr. Zümrüt BAûBAKKAL Doç. Dr. Meryem YAVUZ Basım Yeri Ege Üniversitesi Bas×mevi Bornova - úzmir Baskı Tarihi 15.10.2010 ??????????????????????????????????????????????????????????? Yönetim Yeri Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu (EÜHYO) taraf×ndan y×lda üç say×/bir cilt olarak yay×nlan×r. HAKEMLİ DERGİ VII AÇIKLAMALAR Bu dergi 22 Ekim 1984 gün ve 18553 say×l× Resmi Gazetede yay×nlanan "Üniversitelerde Ders Arac× Olarak Kullan×lan Kitaplar, Teksirler ve Yard×mc× Ders Kitaplar× D×ü×ndaki Yay×nlarla úlgili Yönetmelik" baùlam×nda yay×nlanmaktad×r. Yayın Türleri Ad× geçen yönetmeliùin 2. ve 3. maddeleri uyar×nca dergide eùitim ve araüt×rma çal×ümalar×na paralel olarak orjinal araüt×rma raporlar×, bilimsel tarama yaz×lar×, yeni bir yöntem veya teknik tan×mlayan k×sa bildiri yaz×lar× ve çok önemli bilimsel çeviriler yay×nlanabilir. Yayın Hakları Yay×nlanacak yaz×lar×n bilim dil bak×m×ndan sorumluluùu yazarlara aittir. Yay×n Kurulu gerekli deùiüiklik veya k×saltmalar× yazardan isteyebilir veya yazar×n izni al×narak içeriùi bozmayacak deùiüiklikler yapabilir. Bas×lmayacak yaz×lar için bir ay içinde yazara bilgi verilir. HEMŞİRELİK YÜKSEKOKULU DERGİSİ DERGİ HAKEM KURULU PROFESÖRLER AKBAYRAK Nalan AKYOLCU Neriman ARGON Gülümser ARSLAN Hediye AûTI Nesrin AûTI Türkinaz BAHAR Zuhal BAûBAKKAL Zümrüt BAYIK TEMEL Ayla BAYRAKTAR Nurhan BEDÜK Tülin BULDUKOøLU Kadriye BUZLU Sevim ÇAM Olcay ÇAVUûOøLU Hicran ÇúMETE Güler ECEVúT ALPAR ûule EMúROøLU Oya Nuran ENÇ Nuray ERCú Behice ERDOøAN Semra EROøLU Kafiye ESEN Aynur EûER úsmet ETú ASLAN Fatma FADILOøLU Çiçek GÖKDOøAN Feray GÖRGÜLÜ Selma GÖZÜM Sebahat HATúPOøLU Sevgi KANAN Nevin KARADAKOVAN Ayfer KARANúSOøLU Hacer KARATAû Nimet KHORSHID Leyla KOCAMAN Gülseren KÖMÜRCÜ Nuran NAHÇúVAN Nursen OCAKÇI Ayüe OKUMUû Hülya OLGUN Nermin ÖZ Fatma ÖZBAûARAN Ferda ÖZHAN ELBAû Nalan ÖZSOY Süheyla PASúNLúOøLU Türkan PINAR Rukiye SABUNCU Necmiye SAVAûER Sevim SEVúø Ümit SEVúL Ümran ûúRúN Ahsen TAûOCAK Gülsün ÜSTÜN Besti YILDIRIM Aytolon YILDIZ Suzan DOÇENTLER ABAAN Süheyla ACAROøLU Rengin AKYOL Asiye ALTUN únsaf ÇELúK Sevilay DúNÇ Leyla ERDEMúR Firdevs KAPTAN Gülten KARAÇAM Zekiye KARADAø Ayiüe KULAKAÇ Özen KUKULU Kamile UÇAR Hülya TERZúOøLU Füsun YAVUZ Meryem V İÇİNDEKİLER Editörden Araştırmalar - Kanser Hastalar×na Bak×m Veren Yak×nlar×n×n Uyku Kalitesi ve Depresyon Düzeyleri Sleep Qualıty and Depressıon Level in Cancer Caregıvers Dilek SARI, úsmet EûER, Leyla KHORSHID………………………...………….1-10 - Hemüirelerin ve Kanserli Hastalar×n Aùr× Deùerlendirmelerinin Karü×laüt×r×lmas× Comparıson of the Paın Assessment of the Nurses and Cancer Patıents Hanife BAøTATLI AYDIN, úsmet EûER …………………..…...…..…………11-23 - Ruh Saùl×ù× Hastal×klar× Hastanesi’nde Çal×üan Hemüirelerin Sosyal Destek Düzeylerini Etkileyen Faktörler Factors That Effect Sosial Support of Nurses Who Work in Mental Health Hospital Gönül ÖZGÜR, Sevgi NEHúR, Döndü ÇUHADAR…………………….……..25-38 - St Segment Yükselmesi Olmayan Akut Koroner Sendromlarda Vücut S×cakl×ù× Deùiüikliklerinin Hasta Sonuçlar×na Etkisi The Effect of Body Temperature Varıatıons in Non-St Segment Elevatıon Acute Coronary Syndromes on Patıent Outcomes Serap ÖZER, Gülümser ARGON, Cemil GÜRGÜN………………….………39-52 - Gebelerin Genital Hijyen Davran×ülar×n×n Belirlenmesi Determınatıon of Genıtal Hygıene Behavıors of Pregnant Women Oya KAVAK, Aynur SARUHAN, Sezer ER, Emine ûEN, Ümran SEVúL………………………………………………………………………..53-63 Derleme Yazılar - Hemüirelik Eùitiminde Maneviyat ve Manevi Bak×m Kavramlar× Nerede? Ne Zaman? Nas×l? The Concepts of Spırıtualıty and Spırıtual Care in Nursıng Educatıon Where? When? How? ûafak ERGÜL……………………………………………………………….……….65-75 - Aç×k Kalp Cerrahisi Sonras× Hemüirelik Bak×m× Nursıng Care After Open Heart Surgery Hossein ASGAR POUR, Fatma DEMúR KORKMAZ…………….……………77-86 - Psikososyal Aç×dan Kanser Ve Psikiyatri Hemüiresinin Rolü Psychosocıal Aspects of Cancer and the Role of Psychıatry Nurse Serap YILDIRIM, Ayça GÜRKAN……………………………….……..…………87-97 VII Editörden Okura, Değerli Okuyucularımız, Dergimizin 2010 y×l× ilk say×s× elimizden gelen tüm çabalara karü×n, bizim d×ü×m×zdaki, bas×m sürecinden kaynaklanan aksakl×klar nedeniyle, gecikerek yay×nlayabildiùimiz için üzgünüz. Dileriz ki bundan sonraki sayalarda benzer s×k×nt×larla karü×laümayal×m. Dergimizin bu say×s×nda 5 araüt×rma ve 3 derleme makale olmak üzere, 8 deùerli bilimsel makale yer almaktad×r. Bu makalelerin üçü, çaù×m×z×n yayg×n ve zorlu hastal×ù× olan kanser konusundad×r. Bu makalelerin, hastal×kla bilimsel mücadele ve bilgi birikimine katk×s×n×n olacaù×n× umut ederim. Tüm makaleler için, emeùi geçen yazarlar×m×za, hakemlerimize ve siz okurlar×m×za teüekkür eder, saùl×kl× ve verimli günler dileyerek sevgi ve sayg×lar×m× sunar×m. Prof. Dr. Olcay ÇAM EDİTÖR [email protected] [email protected] İletişim Mail Adresi: Özen DURAKOøLU [email protected] Posta Adresi: Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Yay×n úüleri 35100 Bornova/úZMúR IX Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 1-10, 2010 KANSER HASTALARINA BAKIM VEREN YAKINLARININ UYKU KALİTESİ VE DEPRESYON DÜZEYLERİ SLEEP QUALITY AND DEPRESSION LEVEL IN CANCER CAREGIVERS Yard.Doç.DrDilek SARI * Prof.Dr. İsmet EŞER ** Prof.Dr. Leyla KHORSHID ** * Ege Üniversitesi úzmir Atatürk Saùl×k Yüksekokulu, Hemüirelik Bölümü ** Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu, Hemüirelik Esaslar× Anabilim Dal× ÖZET Giriş: Kanser tan×s× alma hem hasta hem de aile için önemli bir yaüam olay×d×r. Depresyon, aile üyesinin kanser tan×s× almas×na verilen normal bir yan×tt×r. Bununla birlikte, bu durum kronik uyku kayb× gibi diùer faktörlerle kötüleüebilir. Amaç: Bu araüt×rman×n amac×, kanser hastalar×na bak×m veren yak×nlar×n×n uyku kalitesi ve depresyon düzeylerini ve aralar×ndaki iliükiyi saptamakt×r. Gereç ve Yöntem: Tan×mlay×c× tipte yap×lan araüt×rman×n verileri, 102 hasta yak×n×ndan soru formu, Pittsburgh Uyku Kalitesi úndeksi (Pittsburgh Sleep Qualitiy Index) (PUKú) ve Beck Depresyon Envanteri kullan×larak toplanm×üt×r. Bulgular ve Sonuç: Bak×m verenlerin yaü ortalamas× 39.49r11.55’dir. Bak×m verenlerin büyük çoùunluùu uyku problemi (%85.3) olduùunu ifade etmiü ve bunlar×n %40.2’sinin depresyon semptomu deneyimlediùi belirlenmiütir. Bu bulgular kanserli bireylere bak×m verenlerin klinik depresyon riski taü×d×ù×n× göstermektedir. Bu nedenle, uyku problemleri ve depresyon aras×ndaki iliükinin fark×nda olmak hemüireler için önemlidir. Anahtar Kelimeler: Uyku, depresyon, kanser, bak×m veren ABSTRACT Introduction: Receiving a cancer diagnosis is a significant life event for both the patient and family. Depression is a normal response when a family member receives a diagnosis of cancer. However, this response may be exacerbated by other factors such as chronic sleep loss. Objective: The purpose of this study was to describe the sleep problems and depression levels of cancer caregivers and to explore the relations between these two variables. Methods: Survey data which is descriptive type were collected by survey questionnaire, Pittsburgh Sleep Quality Index and Beck Depression Index from 102 practicing caregiver. 1 Results and Conclusion: The mean age of the caregivers was 39.49r11.55 years. Most of the caregiver (85.3%) expressed sleep problems, and 40.2% of them were experiencing depressive symptoms. Significant strong positive correlations were found between caregiver total sleep problem scores and caregiver level of depression (r=0.531, p=0.000). These findings show that caregivers of persons with cancer are at risk for clinical depression. For this reason, it is important for nurses to be cognizant of relation between sleep problems and depression. Key Words: Sleep, depression, cancer, caregiver GİRİŞ Kanser her ülkede, her yaütaki insan×n yakalanabileceùi, coùrafi s×n×r tan×mayan evrensel bir sorundur. Kanser dünyada olduùu gibi, ülkemizde de önemli bir saùl×k sorunu olarak karü×m×za ç×kmaktad×r (Babaoùlu ve Öz 2003). Bugün dünyan×n birçok ülkesinde ve Türkiye’de kalp hastal×klar×ndan sonra ikinci s×rada yer almaktad×r (Babaoùlu ve Öz 2003, K×z×lc× 1999). Kanser, hasta ve ailesinin yaüam kalitesini olumsuz etkileyen, fiziksel, psikolojik, sosyal, ekonomik, manevi olarak pek çok s×k×nt×ya neden olan bir hastal×kt×r (Carter ve Chang 2000, Carter 2002, Carter ve Action 2006, Chang ve ark 2007, Kurtz 1994, Malak ve Dicle 2008). Hastal×k tümü ile aile üyelerinin günlük yaüam×na girerek ve günlük rutinlerinin bozulmas×na neden olmaktad×r. Bu nedenle aile üyelerinde rol kayb× ya da rol deùiüikliùi olabilir, ailenin dengesi bozulabilir (K×z×lc× 1999, Kozachik ve ark 2001). Bak×m veren aile üyesinin kanserli hastan×n artan yoùun bak×m ihtiyac×n× saùlaman×n sonucu çok fazla strese maruz kald×ù× belirtilmektedir. Ayr×ca bak×m veren aile üyesinin günlük fonksiyonlar×n×, yaüam kalitelerini etkileyen ve sürekli bak×m verme yeteneùini azaltan ciddi düzeyde depresyon deneyimledikleri belirtilmiütir (Kozachik ve ark 2001, Carter 2002, Carter 2003, Carter 2006). Babaoùlu ve Öz’ün (2003) çal×ümas×nda, terminal dönem kanser hastas×na bak×m veren eülerin en fazla yaüad×ù× duygusal sorunun depresif duygulan×m olduùu bulunmuütur (Babaoùlu ve Öz 2003). Depresyon aile üyesinin potansiyel öldürücü hastal×k tan×s× almas×na verilen normal bir yan×tt×r Bununla beraber, bu durumun kronik uyku kayb× gibi diùer faktörlerle kötüleüebileceùi belirtilmektedir (Carter 2002, Carter 2003). Ortalama olarak insan yaüam×n×n üçte biri yeterli dinlenme ve negatif saùl×k sonuçlar×ndan korunmak için uykuda geçer (Carter 2003). Uyku bireylerin fizyolojik ve emosyonel yenilenmesini saùlayan onar×c× bir mekanizmad×r (Carter ve Clark 2005) ve al×ü×lm×ü uyku rutinin kesintiye uùramas×n×n bireyde s×k×nt× yaratabileceùi belirtilmektedir (Daniels 2004, Hearson ve McClement 2007). 2 Kanserli hastalar ihtiyaçlar×n×n karü×lanmas× (yemek yeme, tuvalet ihtiyac× vb) ve düzenli aralarla ilaçlar×n×n verilmesi (her 4 sa bir vb) gibi nedenlerle s×kl×kla yard×ma gereksinim duyarlar (Kurtz 1994, Flaskerud ve ark 2000, Carter 2002, Carter ve Chang 2000). Bu gereksinimler gündüz saatlerinde olduùu kadar, gece saatlerinde bak×m verenin uyan×k kalmas×n× gerektirir (Carter 2002, Carter ve Chang 2000, Carter ve Action 2006). K×sa dönem uyku kayb× (2-3 hafta) kortizol düzeyinin artmas×yla iliükilidir. Uzun dönem uyku kayb× (3 haftadan fazla) glukoz metobolizmas×nda yetersizlik ve azalm×ü immun sistem fonksiyonu, anksiyete ve depresyon, konsantrasyon güçlüùü ve yaüam kalitesinde azalmayla iliükilidir (Chang ve ark 2007, Carter 2003, Carter ve Clark 2005, Hearson ve McClement 2007). Uzun dönem uyku kayb×n×n fiziksel ve ruhsal belirtileri aile üyesinin bak×m×nda bak×m verenin yeterliliùini, inanc×n× ve bak×m veren rolü memnuniyetini etkileyebilir (Carter ve Clark 2005, Hearson ve McClement 2007). Uyku yetersizliùinde negatif emosyonel ve fiziksel sonuçlar meydana gelebileceùi (Carter 2003) ve uyku kalitesinin günlük fonksiyonlar×, yaüam kalitesini, mental, ruhsal ve fiziksel saùl×ù× etkilediùi belirtilmektedir (Hearson ve McClement 2007). Ayr×ca, her birinin diùerini üiddetlendirmesiyle depresif ruh hali, anksiyete ve uyku aras×nda dinamik bir sinerji olduùu belirtilmektedir (Flaskerud ve ark 2000). Carter ve arkadaülar× (2000-2002-2006) ileri evre kanserli bireylere bak×m veren aile üyelerinin, çoùunun orta düzeyden ciddi düzeye deùiüen uyku problemleri ve yar×s×ndan fazlas×n×n ciddi depresif semptomlar× olduùunu, bireylerin bak×m vermeyi sürdürme yetilerini ve ruhsal durumlar×n× etkileyen gittikçe artan uyku yoksunluùundan muzdarip olduklar×n× saptam×ülard×r (Carter ve Chang 2000, Carter 2002, Carter ve Action 2006). Chang ve arkadaülar× (2007) meme kanserli hastalara bak×m verenlerin çoùunluùunun (%89) uyku kalitesinin kötü olduùu ve PUKú puanlar× ile yaüam kalitesi aras×nda negatif yönlü bir korelasyon olduùunu bulmuülard×r (Chang ve ark 2007). Yap×lan bir çal×ümada, ailesine bak×m verenlerin %68’inin uykuyu baülatma ve sürdürme problemleri ya da gündüz yorgunluùu gibi uyku bozukluklar× yaüad×ù× saptanm×üt×r. Azalm×ü REM latensli bak×m veren yak×nlar aras×nda depresyon riski normal REM latenslilere göre yaklaü×k 3 kez daha fazla bulunmuütur (Carter ve Chang 2000, Carter 2002). Kanserli bireye bak×m veren aile üyesinin uyku al×ükanl×klar×ndaki deùiüimi ve bu deùiüimlerin depresyon düzeyine etkisini inceleyen az say×da çal×üma bulunmaktad×r (Carter ve Chang 2000, Carter 2002, Carter 2003, Carter 2006). Kanserli hastalara bak×m veren yak×nlar×n×n fiziksel ve ruhsal saùl×klar×n×n korunmas× önemlidir. Bu çal×ümada; 3 kanser hastalar×na bak×m veren yak×nlar×n×n uyku kalitesi ve depresyon düzeyleri aras×ndaki iliükiyi saptamak amaçlanm×üt×r. GEREÇ VE YÖNTEM Tan×mlay×c×, geriye dönük ve kesitsel olarak planlanan araüt×rman×n evrenini Temmuz-Aral×k 2004 tarihleri aras×nda Ege Üniversitesi T×p Fakültesi Araüt×rma ve Uygulama Hastanesi’nde úç Hastal×klar×, Radyasyon Onkolojisi, Üroloji, Nöroüirürji, Kad×n Hastal×klar× ve Doùum ile Çocuk Saùl×ù× ve Hastal×klar× Anabilim Dallar×nda yatarak kanser tedavisi gören hastalara bak×m verenler, örneklemini ise araüt×rman×n s×n×rl×l×klar×na uyan ve çal×ümaya kat×lmay× kabul eden 102 kanserli hasta bak×m veren yak×n× oluüturmuütur. On sekiz yaü ve üzerinde olan ve en az bir aydan beri kanser tan×s× alm×ü hastaya bak×m veren hasta yak×nlar× çal×ümaya dahil edilmiütir. Veri toplama arac× olarak araüt×rmac×lar taraf×ndan geliütirilen soru formu, Pittsburgh Uyku Kalitesi úndeksi (Pittsburgh Sleep Qualitiy Index) (PUKú) ve Beck Depresyon Envanteri kullan×lm×üt×r. Araüt×rmac×lar taraf×ndan geliütirilen soru formunda, bak×m verenleri ve hastalar× tan×t×c× sorular ile hastal×ùa ve bak×ma iliükin bilgilerin sorguland×ù× sorular yer almaktad×r. PUKú, bir ayl×k bir zaman aral×ù×ndaki uyku kalitesi ve bozukluùunu deùerlendiren bir öz bildirim ölçeùidir. PUKú, 1989’da Buysse ve arkadaülar× taraf×ndan geliütirilmiü ve yeterli iç tutarl×l×ùa (Cronbach alfa: 0.80), test-tekrar test güvenilirliùine ve geçerliliùe sahip olduùu gösterilmiütir (Ç×nar 2004). Aùargün ve arkadaülar× (1996) taraf×ndan PUKú’nin Türk toplumu için geçerliùi ve güvenirliùi çal×ü×lm×üt×r (Cronbach alfa: 0.80). Alt ölçekler aç×s×ndan Cronbach alfa deùeri; uyku süresi için 0.92, gündüz iülev bozukluùu için 0.35, uyku kalitesi için 0.88, uyku latenti için 0.87, al×ü×lm×ü uyku etkinliùi için 0.91, uyku bozukluùu için 0.84 ve uyku ilac× kullan×m× için 0.67 olarak hesaplanm×üt×r (Aùargün ve ark 1996). PUKú toplam puan×n×n 5’ten büyük olmas×, uyku kalitesinin en az 3 bileüende orta düzeyde uyku problemi olduùunu ya da 2 bileüende ciddi uyku problemleri olduùunu gösterir. Her bir madde 0-3 puan üzerinden deùerlendirilir. Yedi bileüen puan× toplam× PUKú toplam puan×n× verir. Toplam puan, 0-21 aras×nda bir deùere sahiptir. Toplam puan×n yüksek olmas× uyku kalitesinin kötü olduùunu gösterir (Aùargün ve ark 1996, Ç×nar 2004). Beck Depresyon Envanterinin Türkçe’ye uyarlamas× Teùin (1980) ve Hisli (1989) taraf×ndan yap×lm×üt×r (Öner 1997, Köroùlu ve Aydemir 2007). Cronbach Alfa Katsay×s× 0.80, yar×ya bölme güvenirliùi 0.74 olarak bulunmuütur (Köroùlu ve Aydemir 2007). Ölçekteki her madde 0-3 aras×nda giderek artan puan al×r ve toplam puan 0-63 aras×ndad×r. 4 Ölçeùin Türkçe için geçerlilik ve güvenirlik makalesinde kesme puan× 17 olarak kabul edilmiütir (Öner 1997, Köroùlu ve Aydemir 2007). Araüt×rma yap×lan kurumdan yaz×l× izin ve hasta yak×nlar×ndan sözel onay al×nm×üt×r. BULGULAR VE TARTIŞMA Tablo 1: Kanserli Hastaya Bak×m Verenlerin Tan×t×c× Özellikleri Cinsiyet Kad×n Erkek Medeni durumu Evli Bekar Eğitim durumu úlkokul ve alt× Ortaokul ve üzeri Gelir Durumu Gelir giderden az Gelir gidere denk Yaşamını Geçirdiği Yer úlçe úl Yakınlığı Eü Kardeü Anne-Baba Çocuk Teyze/Hala/Amca/Day× Toplam n % 82 20 80.4 19.6 78 24 76.5 23.5 40 62 39.2 60.8 39 63 38.2 61.8 36 66 35.3 64.7 28 12 20 30 12 102 27.4 11.8 19.6 29.4 11.8 100.0 Tablo 1’de kanserli hastaya bak×m verenlerin tan×t×c× özellikleri yer almaktad×r. Bak×m verenlerin %80.4’ü kad×n, %76.5’i evli, %60.8’i ortaokul ve üzeri bir eùitim kurumundan mezun, %61.8’inin geliri giderine denk olup, %64.7’si ilde yaüamakta, % 29.4’ü çocuùuna, %27.4’ü eüine bak×m vermektedir (Tablo 1). Bak×m verenlerin çocuk ve eü olmak üzere aile üyelerine bak×m vermesi, hastalar×n sosyal desteùinin ve aile içi dayan×üman×n iyi olduùunu göstermektedir. Bak×m verenlerin yaü ortalamas× 39.49r11.55’dir (20-65). Bak×m alanlar için ayr×lan zaman ortalamas× 16.62r7.51 saattir (2-24). Bak×m verenlerin %76.5’i hastan×n daha önceki hastaneye yat×ülar×nda hastalarla birlikte kalm×ülard×r. Carter’×n (2000-2003) kanserli hastaya bak×m verenlerle yapt×ù× çal×ümalarda, bir gün içinde bak×ma ayr×lan zaman ortalamas× 15.7819.7 saat olarak bulunmuütur (Carter ve Chang 2000, Carter 2003). Çal×ümam×zdan elde ettiùimiz bak×ma ayr×lan zaman ortalamas× 5 Carter’×n çal×ümalar×yla benzerlik göstermektedir. Hasta yak×nlar×n×n hastaya bir günde ay×rd×klar× zaman iki iü günü dolay×nda olduùu görülmektedir. Bak×m verenlerin kendilerine ay×rmalar× gereken zaman× bak×m verdikleri kanserli yak×nlar× için harcad×klar× görülmektedir. Tablo 2: Hastalar×n Tan×t×c× Özellikleri Tanı Hematolojik Ca Sindirim Sis. Ca Meme Ca Baü boyun Ca Akciùer Ca Rahim Ca Prostat Ca Cilt Ca Diùer Ca Daha Önce Hastaneye Yatan Yatmayan Toplam n % 32 13 24 7 9 7 3 3 4 31.4 12.7 23.5 6.9 8.9 6.9 2.9 2.9 3.9 72 30 102 70.6 29.4 100.0 Tablo 2’de hastalar×n tan×t×c× özellikleri görülmektedir. Hastalar×n %31.4’ü hematolojik kanser, %23.5’i de meme kanseri tan×s× alm×üt×r. Yüzde 70.6’s× daha önce hastaneye yatm×üt×r. Hastalar×n yaü ortalamas×n×n 41.06r22.38 (1-79) olduùu, daha önce 3.15r2.88 kez hastaneye yatt×ù×, tan× konulduùundan beri geçen süre (ay) ortalamas×n×n 16.75r22.07 ay olduùu bulunmuütur. Tablo 3: Bak×m Verenlerin Depresyon ve PUKú Puan Ortalamalar× Beck Depresyon Ölçeùi Öznel Uyku Kalitesi Uyku Latensi Uyku Süresi Al×ü×lm×ü Uyku Etkinliùi Uyku Bozukluùu Uyku úlac× Gündüz úülev Bozukluùu PUKú Toplam Mean 17.12 1.53 1.56 1.30 0.68 1.50 0.56 1.30 8.43 SD 11.41 0.77 0.95 0.98 1.04 0.62 0.97 0.92 3.97 Min-Max 0-63 0-3 0-3 0-3 0-3 0-3 0-3 0-3 0-21 Çal×ümaya kat×lan bak×m verenlerin Beck Depresyon Envanteri toplam puan ortalamas× 17.12r11.41 (3-53), %40.2’sinin puan× 17 ve üzerindedir. Carter yapt×ù× çal×ümalar×nda, bak×m verenlerde depresyon görülme oranlar×n×n %52.9-57 aras×nda olduùunu bulmuütur (Carter 2002, Carter ve Chang 2000, Carter ve Action 2006). Konuyla ilgili literatür incelendiùinde, kanserli hastaya bak×m veren eülerde 6 depresyonun en s×k rastlanan duygusal sorun olduùu vurgulanmaktad×r (Babaoùlu ve Öz 2003, Carter ve Action 2006). Ayr×ca literatürde, kanserli hastaya bak×m veren aile üyesinin günlük yaüam×na hastaù×n×n tümü ile girmesiyle, günlük rutininin deùiütiùi ve kanserli hastan×n artan yoùun bak×m ihtiyac× nedeniyle çok fazla strese maruz kald×ù× belirtilmektedir (K×z×lc× 1999, Carter 2002). Bunun sonucunda da, bak×m veren aile üyesinin günlük fonksiyonlar×n×, yaüam kalitesini etkileyen ve sürekli bak×m verme yeteneùini azaltan ciddi düzeyde depresyon deneyimledikleri üzerinde durulmaktad×r (Carter 2006, Carter 2002, Carter 2003). Bu durumun kronik uyku kayb× gibi faktörlerle de kötüleüebileceùi belirtilmektedir (Carter 2002, Carter 2003). Nitekim araüt×rmam×zda bak×m veren yak×nlar×n hasta yak×nlar×na ay×rd×klar× süre ortalamas×n×n 15 saatin üstünde olmas× araüt×rma bulgular×n× ve literatürü desteklemektedir. Araüt×rmam×zda bak×m verenlerin sosyodemografik özellikleri karü×laüt×r×ld×ù×nda, sadece gelir düzeyi ile Beck Depresyon Ölçeùi toplam puan× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir iliüki bulunmuütur (t=2.644, p=0.01). Gelir düzeyi düüük olanlar×n depresyon puanlar× daha yüksek bulunmuütur. Carter ve Chang’×n (2000) çal×ümas×nda da bizim çal×ümam×zda olduùu gibi bak×m verenlerin sosyodemografik özellikleriyle (yaü, cinsiyet vb), depresyon düzeyleri aras×nda bir iliüki bulunmam×üt×r (Carter ve Chang 2000). Carter’×n (2002) diùer bir çal×ümas×nda, bak×m verenlerin tümünün gelir düzeyinin orta ve üst düzey olduùu belirtilmiü ve iliüki incelenmemiütir (Carter 2002). Gelir düzeyi düüük olan bak×m verenlerin, hastan×n artan yoùun bak×m ihtiyac×n× saùlama sonucunda maruz kald×ù× strese ek olarak maddi s×k×nt×lar× yaüamas×ndan dolay× kendilerini daha fazla depresif hissettikleri düüünülmektedir. Çal×ümaya kat×lan bak×m verenlerin PUKú toplam puan ortalamas× 8.43r3.97 (0-19), %82’sinin puan× 5 ve üzerindedir. Bu bulgular, bak×m verenlerin uyku kalitesinin kötü olduùunu göstermektedir (Aùargün ve ark 1996, Ç×nar 2004). Carter yapt×ù× çal×ümalarda (2000-2002-2006), kanserli yak×nlar×na bak×m veren bireylerin PUKú puanlar×n×n 9.3-11.4 aras×nda olduùunu ve çoùunun ciddi uyku problemleri olduùunu bildirmiütir (Carter ve Chang 2000, Carter 2002, Carter 2006, Carter ve Action 2006). Benzer üekilde, Chang ve arkadaülar×n×n (2007) çal×ümas×nda da meme kanserli hastalara bak×m verenlerin %89’unun uyku kalitesinin kötü olduùu bulunmuütur (Chang ve ark 2007). Bu sonuçlar çal×ümam×z ile benzerlik göstermektedir. Literatürde, bak×m verenin uyku kalitesinin fiziksel, emosyonel ve sosyal faktörler taraf×ndan etkilenebileceùi belirtilmektedir (Carter 2006). Bu faktörlerin bak×m verenin kendini dinlenmiü ve yenilenmiü olarak uyanmas×n× ve yeterli miktarda uyumas×n× etkileyebileceùi ifade edilmiütir (Carter ve Clark 2005). 7 Çal×ümam×zda bak×m verenlerin PUKú toplam puan× ile sosyodemografik özellikleri aras×nda iliüki incelendiùinde; yaü ve eùitim düzeyi ile PUKú toplam puan× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir iliüki olduùu saptanm×üt×r (r=-0.239, p=0.01; t=-2.139, p=0.03). Bak×m verenlerin yaü× ile PUKú puan× aras×nda negatif yönlü korelasyon saptanm×üt×r. Eùitim düzeyi ilkokul ve alt× olan bak×m verenlerin de al×ü×lm×ü uyku etkinliùinin daha az etkilendiùi bulunmuütur (t=-2.257, p=0.02). Liteatürde, yaü ilerledikçe uyku kalitesinin kötüleütiùi ve gece uyan×kl×k sürelerinin artt×ù× ifade edilmektedir (Potter ve Perry 2005, Daniels 2004). Çal×ümam×zdan elde ettiùimiz sonuç literatür bilgisi ile benzerlik göstermemektedir. Araüt×rmam×zda bak×m verenlerin PUKú ile Beck Depresyon Envanteri toplam puan ortalamas× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× pozitif yönlü korelasyon bulundu (r=0.531, p=0.000). Uyku kalitesi kötü olan bak×m verenlerin, depresyon düzeylerinin de daha yüksek olduùu saptand×. PUKú alt boyutlar× ve depresyon puan× aras×ndaki en güçlü iliükiler gündüz iülev bozukluùu (r=0.423, p=0.000), uyku ilac× (r=0.497, p=0.000) ve öznel uyku kalitesi (r=0.397, p=0.000) aras×nda bulundu. Bu sonuç, Carter’×n (2000-2006) çal×üma sonuçlar× ile benzerlik göstermektedir. Carter uyku kalitesi düzeyi daha kötü olan bak×m veren bireylerin daha depresif olduùunu (Carter ve Chang 2000, Carter ve Action 2006) ve PUKú alt boyutlar× ile depresyon düzeyleri aras×nda önemli iliüki olduùunu bulmuütur (Carter ve Chang 2000). Daha önce yap×lan çal×üma bulgular× kanserli bireylerin bak×m×n×n zaman al×c×, yoùun hizmet gerektiren ve stresli olabileceùine iüaret etmiütir (Carter ve Chang 2000, Carter 2002, Carter 2006). Bak×m verenin var olan rollerine yeni rol ve sorumluluklar×n×n eklenmesiyle, tüm enerji ve zaman×n× bak×m vermek için harcad×ù× ve bu durumun depresyon ve ümitsizlik gibi negatif duygulan×mlar×n oluümas×na neden olduùu vurgulanmaktad×r (Babaoùlu ve Öz 2003). Ayr×ca, kronik uyku bozukluùundan kaynaklanan kötü uyku kalitesinin anksiyete ve depresif semptomlarda art×ü ve yaüam kalitesinde azalmayla iliükili olduùu da bildirilmektedir (Carter 2006). Araüt×rmam×zda hastaya ait özellikler ile PUKú ve Beck Depresyon Ölçeùi toplam puanlar× karü×laüt×r×ld×ù×nda, sadece hastan×n yaü× ile aralar×nda negatif yönlü istatistiksel olarak anlaml× iliüki bulundu (r=0.211, p=0.03; r=-0.227, p=0.02). Genç yaütaki bir aile üyesini potansiyel olarak kaybetme endiüesinin bu semptomlar× artt×rd×ù× düüünülmektedir. SONUÇ VE ÖNERİLER Araüt×rman×n verileri deùerlendirildiùinde kanser hastalar×na bak×m veren yak×nlar×n×n uyku kalitesinin kötü olduùu ve uyku kalitesi ile depresyon aras×nda iliüki olduùu saptanm×üt×r. Bak×m veren aile 8 üyeleri kanserli yak×nlar×n×n bak×mlar×nda büyük sorumluluk almakta ve zaman ve enerjilerinin büyük bölümünü bak×m için harcamaktad×rlar. Hemüirelik giriüimleri ile bak×m veren aile üyelerinin bu deùiüime uyum saùlamalar× için yak×nlar×n×n hastal×ù× ve tedavisi hakk×nda bilgi ve eùitim verilmesi, semptom yönetimi stratejisi ve uyku hijyeni eùitimi verilmesi, uyumalar× için fizik koüullar saùlanarak uyku kaliteleri artt×r×lmas×n×n yan× s×ra depresyonla baü etmeleri için psikolojik destek saùlanmal×d×r. KAYNAKLAR 1. Aùargün Yücel M, Kara H, Anlar Ö (1996). Pittsburg Uyku Kalitesi úndeksi’nin Geçerliùi ve Güvenirliùi. Türk Psikiyatri Dergisi, 7:2, 107-115 1. Babaoùlu E, Öz F (2003). Terminal dönem kanser hastas×na bak×m veren eülerin duygusal ve sosyal sorunlar× aras×ndaki iliüki. HEMARGE Dergisi, 2, 24-33. 2. Carter PA (2002). Caregivers’ descriptions of sleep changes and depressive symptoms, Oncology Nursing Forum. 29:9, 1277-1283. 3. Carter PA (2003). Family Caregivers’ sleep loss and depression over time. Cancer Nursing, 26:4, 253-259. 4. Carter PA (2006 ). A brief behavioral sleep intervention for family caregivers of persons with cancer. Cancer Nursing, 29:2, 95-103. 5. Carter PA, Action GJ (2006). Personality and coping: Predictors of depression and sleep problems among caregivers of individuals who have cancer. Journal of Gerontologial Nursing, 32:2, 45-53. 6. Carter PA, Chang BL (2000). Sleep and depression in cancer caregivers. Cancer Nursing, 23:6, 2000, 410-415. 7. Carter PA, Clark AP (2005). Assessing and Treating Sleep Problems in Family Caregivers of Intensive Care Unit Patients. Critical Care Nurse, 25:1, 16-25 8. Chang EW, Tsai YY, Chang TW ve ark (2007). Quality of sleep and quality of life in caregivers of breast cancer patient, Psychooncology, 16:10, 950-955. 9. Ç×nar S (2004). Huzurevinde kalan yaül×larda s×rt masaj×n×n uykuya etkisinin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, úzmir: Ege Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü. 10. Daniels R (2004). Nursing Fundamentals Caring and Clinical Decision Making. Thomson Learning Inc., 1307-1317. 11. Flaskerud JH, Carter PA, Lee P (2000). Distressing emotions in female caregivers of people with AIDS, age-related dementias, and advanced stage cancer. Perspective in Psychiatric Care, 36:4, 121-130. 12. Hearson B, McClement S (2007). Sleep disturbance in family caregivers of patients with advanced cancer. International Journal of Palliative Nursing,13:10, 495-501. 13. K×z×lc× S (1999). Kemoterapi alan kanserli hastalar ve yak×nlar×n×n yaüam kalitesini etkileyen faktörler. C.Ü. Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 3:2, 18-26 14. Kozachik SL, Given CW, Given BA ve ark (2001). Improving depressive syptoms among caregivers of patients with cancer: results of a randomized clinical trial. Oncology Nursing Forum, 28:7, 1149-1157. 9 15. Köroùlu E, Aydemir Ö (2007). Psikiyatride Kullan×lan Klinik Ölçekler, Hekimler Yay×n Birliùi, 121-125. 16. Kurtz ME, Given B, Kurtz JC ve ark (1994). The interaction of age, symptoms, and survival status on physical and mental health of patients with cancer and their families. Cancer Supplement, 74:7, 2071-2078. 17. Malak Tuna A, Dicle A (2008). Beyin tümörlü hastalarda bak×m verenlerin yükü ve etkileyen faktörler. Türk Nöroüirürji Dergisi, 18:2, 118-121. 18. Öner N (1997). Türkiyede kullan×lan psikolojik testler; bir baüvuru kaynaù×. Boùaziçi Üniversitesi Yay×nevi, 3. Bask×, 301-303 19. Potter PA, Perry AG (2005). Fundamentals of Nursing. Mosby Inc., 6 th Edition, 11981223. 10 Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 11-23, 2010 HEMŞİRELERİN VE KANSERLİ HASTALARIN AĞRI DEĞERLENDİRMELERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI COMPARISON OF THE PAIN ASSESSMENT OF THE NURSES AND CANCER PATIENTS Uz. Hemşire Hanife BAĞTATLI AYDIN* Prof.Dr. İsmet EŞER** *Uludaù Üniversitesi Saùl×k Uygulama ve Araüt×rma Merkezi **Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu, Hemüirelik Esaslar× Anabilim Dal× ÖZET Yetersiz aùr× yönetimi kanserli hastalar için önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu çal×üma hemüirelerin ve kanserli hastalar×n aùr× deùerlendirmelerini karü×laüt×rmak ve hemüirelerin aùr× deùerlendirmelerini etkileyen etmenleri incelemek amac×yla tan×mlay×c× olarak yap×ld×. Araüt×rman×n örneklemini, bir devlet ve bir eùitim hastanesinin onkoloji kliniklerinde çal×üan hemüireler (n=40) ve araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden 80 hasta oluüturdu. Araüt×rma verilerinin toplanmas×nda Hastalara Yönelik Anket Formu, Hemüirelere Yönelik Anket Formu ve Görsel K×yaslama Ölçeùi kullan×ld×. Araüt×rma sonucunda; onkoloji hemüirelerinin aùr× deùerlendirmesinde en fazla hastalar×n sözel ifadelerini dikkate ald×klar× ve aùr× ölçeùi kullanmad×klar×, hastalar×n aùr×s×n× hastalardan daha düüük deùerlendirdikleri, hemüirelerin eùitim düzeyi ve aùr× konusunda eùitim almalar×n×n aùr× deùerlendirmelerini etkilediùi saptand×. Aùr× deùerlendirme standartlar×n×n belirlenmesi, lisans eùitimi ve hizmet içi eùitim veya sertifika programlar×n×n hemüirelerin aùr×y× doùru deùerlendirmelerinde etkili olacaù× düüünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Aùr× deùerlendirme, hemüire, kanser hastas×. ABSTRACT The inadequate management of pain continues to be a significant problem for cancer patients. The purpose of this descriptive study was to compare the pain assessments of the nurses and cancer patients, and analize the factors affecting the pain assessments. The sample of study was consisted of nurses (n=40) working in oncology clinics of a state hospital and a training hospital and eighty cancer patients hospitalized in these clinics. The Questionaire Form for Patients, Questionaire Form for Nurses and Visual Analogue Scale were used in the collection of the study data. It is found that oncology nurses mostly considered verbal expressions of patients and no one of them used pain scale, less assessed pain than the cancer patients. Nurses’ education level, training about pain and working duration in oncology clinic effected their pain assessment. 11 Bachelor's degree, continuous education and certificate programmes about pain assessment could be beneficial for nurses to assessment pain of cancer patients. Key Words: Pain assessment, nurse, cancer patient GİRİŞ Kanser günümüzün en önemli saùl×k sorunlar×ndan birini oluüturmaktad×r. Saùl×k bak×m hizmetleri ve teknolojideki geliümeler, palyatif bak×m×n geliümesini ve dolay×s×yla kanserli hastalar×n yaüam süresinin uzamas×n× saùlamaktad×r (Eti Arslan 2001). Bunun bir sonucu olarak erken evredeki kanserli hastalar×n yaklaü×k %45’inde, ilerlemiü kanser hastalar×n×n %60-90’n×nda aùr× görülmektedir. (Boström ve ark. 2003, Eti A 2001, Pargeon K, Hovi ve Laury 1999, Higginson ve Hearn 1997, Kocaman 1994, Klepstad ve ark.2005). Kanser aùr×s× ile ilgili olarak pek çok çal×üma yap×lmas×na ve geliütirilen teknolojilere raùmen aùr× tedavisinde hala ciddi bir yetersizlik söz konusudur. (Kuzeyli ve ark. 2005, McMillan ve ark.2005, Kocaman 1994). Her y×l dünya genelinde 4-5 milyon hastan×n kanserden öldüùü varsay×l×rsa, bu hastalar×n yaüamlar×n×n son dönemlerini aùr×lar ve ac×lar içinde geçirmeleri hem bir t×p sorunu hem de sosyal sorun olarak kabul edilmelidir (Önal 2000). Aùr×lar×n×n kontrol alt×na al×nmas×n× beklemek kanserli hastalar×n hakk×d×r (McMillan ve ark. 2000, Higginson ve Hearn 1997). úyi bir aùr× kontrolü, hastay× rahatlatma ve yaüam kalitesini yükseltmenin yan×s×ra komplikasyon insidans×n× azaltma ve hastanede yatma süresini k×saltmada önemli bir etkiye sahiptir (Erhan 1996, Kocaman 1994). Aùr×l× hastan×n tan× ve tedavisinin doùru yönlendirilmesi ve beklenen aùr× kontrolünün saùlanmas×nda ilk ad×m aùr×n×n doùru bir üekilde deùerlendirilmesidir (Yücel 2000, Eti A 1998, Kömürcüoùlu ve Saù×roùlu 1996). Çok boyutlu bir sendrom olan aùr×n×n kontrolü birçok disiplinin iübirliùini gerektirir. Hemüireler ve hekimler aùr×l× hastaya diùer saùl×k görevlilerine göre daha fazla zaman ay×r×rlar (Eti Arslan 2001, Olgun ve Eti A 1998). Gün içinde hastay× en yak×ndan izleyen, onunla en çok zaman geçiren kiüi olarak hemüirelerin aùr× deùerlendirilmesi ve analjeziklerin uygulanmas×nda önemli sorumluluùu bulunmaktad×r (Miller ve Newton 2006, Yücel 2000, Kocaman ve ark. 1997). Bu baùlamda aùr× kontrolünde üç önemli kiüi vard×r; hasta, hekim ve hemüire. Hasta, ekip üyeleri içinde aùr×y× hisseden tek kiüidir (Özer ve Bölükbaü 2001, Olgun ve Eti A 1998). Aùr×n×n giderilmesinde en önemli ad×m, aùr×n×n saùl×k ekibi ve hasta taraf×ndan ayn× yorumlanmas×d×r (Yücel 2000, Eti Arslan 1998a). 12 Ancak, çal×ümalar hemüirelerin hastalar×n aùr×s×n× olduùundan daha düüük deùerlendirdiklerini göstermektedir (Sloman ve ark. 2004, McMillan ve ark.2000, Zalon 1993). Ülkemizde kanserli hastalar ve hemüirelerin aùr× deùerlendirmelerinin karü×laüt×r×lmas×yla ilgili çal×ümaya rastlanmamas× nedeniyle çal×üman×n yap×lmas×na gerek duyulmuütur. Araüt×rma, hemüirelerin ve kanserli hastalar×n aùr× deùerlendirmelerini karü×laüt×rmak ve hemüirelerin aùr× deùerlendirmesini etkileyen etkenleri incelemek amac×yla planlanm×ü, tan×mlay×c× bir çal×ümad×r. MATERYAL VE METOD Araüt×rma Bursa’daki biri devlet, diùeri eùitim hastanesi olan iki hastanenin onkoloji servislerinde yürütüldü. Araüt×rman×n örneklemini onkoloji kliniklerinde çal×üan ve araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden 40 hemüire ve bu kliniklerde yatan, araüt×rman×n s×n×rl×l×klar×na uyan ve araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden 80 eriükin hasta oluüturdu. Görsel K×yaslama Ölçeùi’nin geçerlilik ve güvenirlik çal×ümas× en az ilkokul mezunu olan ve 18-60 yaü grubundaki bireylerle yap×ld×ù× (Eti Arslan 1998b) için, çal×üma kapsam×na bu s×n×rl×l×klara uyan hastalar al×nd×. Araüt×rma verileri, 1 Kas×m 2001 - 1 Ocak 2002 tarihleri aras×nda topland×. Veri Toplama Yöntemi Araüt×rma verilerinin toplanmas×nda araüt×rmac×lar taraf×ndan haz×rlanan; Hastalara Yönelik Anket Formu (7 soru) ve Hemüirelere Yönelik Anket Formu (7 soru) kullan×ld×. Hastalara Yönelik Anket Formunda; hastalar×n sosyodemografik özellikleri, tan×lar× ve aùr×lar× ile ilgili sorular, Hemüirelere Yönelik Anket Formunda ise; hemüirelerin sosyodemografik özellikleri, onkoloji kliniùinde çal×üma süresi, aùr× konusunda eùitim alma durumu, aùr× deùerlendirme uygulamalar×na iliükin sorular yer ald× ve hemüirelerden aùr× göstergelerini en güvenilir bulduklar×ndan baülayarak s×ralamalar× istendi. Aùr× deùerlendirmesinde ise Görsel K×yaslama Ölçeùi (GKÖ) kullan×ld×. GKÖ’nin duyarl×k ve seçiciliùi Eti Arslan (1998a) taraf×ndan çal×ü×lm×ü ve Cronbah alpha = 0,88 olarak bulunmuütur. Hastalara yönelik anket formu araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden hastalarla yüz yüze görüüülerek, aùr×s×z bir dönemde dolduruldu, GKÖ hakk×nda bilgi verildi ve aùr×lar× olduùunda aùr×lar×n× deùerlendirmeleri istendi. Hastalara bir ucunda ‘’aùr× yok’’ diùer ucunda ‘’dayan×lmaz aùr×’’ yazan 10cm’lik cetvel üzerinde, bu iki nokta aras×nda aùr×s×n×n üiddetine uyan bir yeri iüaretlemesi söylendi (Eti Arslan 2006). Hemüirelere, GKÖ hakk×nda bilgi verildi, daha sonra anket formunu doldurmalar× saùland×. Her hemüireden GKÖ’ni kullanarak 13 yat×ü s×ras×na göre iki farkl× hastan×n aùr× deùerlendirmesini yapmas× istendi. Hastalar da kendi aùr×lar×n× deùerlendirdiler. Aùr×n×n hastalar ve hemüireler taraf×ndan iki kez deùerlendirmesinin nedeni araüt×rman×n güvenirliùini artt×rmakt×. Etkileüimi önlemek için, aùr× deùerlendirmesi önce hasta taraf×ndan, daha sonra odaya gelen hemüire taraf×ndan yap×ld×. Aùr× puanlar× araüt×rmac× taraf×ndan formlara kaydedildi. Araüt×rman×n yap×labilmesi için hastanelerden yaz×l× izin, hasta ve hemüirelerden sözel onam al×nd×. Verilerin Değerlendirilmesi Araüt×rma verileri, SPSS paket program×nda deùerlendi. Hasta ve hemüirelerin tan×t×c× özelliklerinin say× ve yüzde daù×l×mlar× verildi, verilerin analizinde iki ortalama aras×ndaki fark×n önemlilik testi, Wilcoxon analizi ve Pearson korelasyon analizi kullan×ld×. BULGULAR Hemşirelerin Tanıtıcı Özellikler Tablo 1: Hemüirelerin Tan×t×c× Özelliklerine Göre Daù×l×m× Hemşirelerin Tanıtıcı Özellikleri Sayı Yaş Grubu 22-27 23 28 ve üzeri 17 Onkoloji Hemşiresi Olarak Çalışma Süresi 1 y×ldan az 10 1-5 y×l 21 6-10 y×l 9 Medeni Durumu Evli 17 Bekar 23 Eğitim Durumu Saùl×k Meslek Lisesi 12 Ön Lisans 21 Lisans 7 Toplam 40 % 57.50 42.50 25.00 52.50 22.50 42.50 57.50 30.00 52.50 17.50 100.00 Hemüirelerin, %57.50’sinin 22-27 yaü grubunda ( x =27.2± 0.60); %52’sinin ön lisans mezunu olduùu; %52’ sinin 1-5 y×ld×r ( x = 3.16 # 4.85) onkoloji kliniùinde çal×üt×ù× saptanm×üt×r (Tablo 1). Hemşirelerin Ağrı Değerlendirme Özellikleri Aùr×y× hemüirelerin; s×ras×yla hastan×n sözel ifadesine, sözsüz ifadesine, sözel ve sözsüz ifadesine göre deùerlendirdiùi, hiç birinin aùr× deùerlendirmesinde aùr× ölçeùi kullanmad×ù× saptanm×üt×r (Tablo 2). Hastan×n aùr×s× olduùu zaman hemüirelerin; % 85’inin doktora haber verdiùi, % 10’unun doktor istemine göre ilaç verdiùi saptanm×üt×r. 14 Tablo 2: Hemüirelerin Hastalar×n Aùr×s×n× Deùerlendirme Biçimine Göre Daù×l×m× Ağrı Değerlendirme Biçimi Hastan×n sözel ifadesine göre Hastan×n aùr×s×n× sorarak Hastan×n sözsüz ifadesine göre Hastan×n sözel + sözsüz ifadelerine göre Hastan×n sözel + sözsüz ifade. + aùr×y× sorarak Aùr× ölçeùi kullanarak Toplam Sayı 17 5 8 5 5 40 % 42,50 12,50 20,00 12,50 12,50 100,00 Tablo 3: Hemüirelerin Aùr×y× Deùerlendirmede En Güvenilir Bulduklar× Göstergelerin Önem S×ras×na Göre Daù×l×m× Önem Sırası Göstergeler Aùr× ölçekleri Fizyolojik belirtiler Hastan×n aùr× ifadesi Davran×üsal tepkiler Toplam 1 Sayı 9 21 10 40 2 % 22,50 52,50 25,00 100,00 Sayı 2 11 13 14 40 3 % 5,50 27,50 32,50 35,00 100,00 Sayı 3 19 5 13 40 4 % 7,50 47,50 12,50 32,50 100,00 Sayı 35 1 1 3 40 % 87,50 2,50 2,50 7,50 100,00 Hemüireler, aùr× deùerlendirmede en güvenilir göstergeleri s×ras×yla; hastan×n aùr×s×n× ifade etmesi, hastan×n davran×üsal tepkileri, fizyolojik belirtiler ve aùr× ölçekleri olarak göstermiülerdir (Tablo 3). Hemüirelerin saptanm×üt×r. %27.57’sinin aùr× konusunda eùitim ald×klar× Hastaların Tanıtıcı Özellikleri Hastalar×n % 55’i erkek, %45’i kad×n, % 92,50’si evli, % 37,50’si ilkokul, %30’u ortaokul, % 30’u lise ve % 2,50’si üniversite mezunuydu. Hastalar×n %92.50’sinin daha önceden aùr× deneyimlediùi; aùr×s× olduùunda %86.25’inin hemüireye, %5’inin doktora haber verdiùi, %6.25’inin geçmesini beklediùi, %2.50’inin aùr×y× kendi yöntemleri ile gidermeye çal×üt×ù× saptand×. Hastalar×n %77.50’i aùr×lar×n×n kontrol alt×na al×nabileceùine inanmad×klar×n×, %53.75’i gün içinde hemüirelerin kendilerine aùr×lar×n×n olup olmad×ù×n× sorduùunu ifade etti. Hastaların Karşılaştırılması Tanıtıcı Özelliklerine Göre Ağrı Puanlarının Hastalar×n cinsiyetlerine göre aùr× puan ortalamalar× karü×laüt×r×ld×ù×nda; kad×nlar×n aùr× puan ortalamalar×n×n ( x =6.36), erkekler ( x =5.78)den yüksek olduùu, iki grubun aùr× puan ortalamalar× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir fark bulunmad×ù× saptanm×üt×r 15 (t=1.07, p>0.05). Hastalar×n yaü×na göre aùr× puan ortalamalar× aras×nda yap×lan Pearson Korelasyon analizi sonucunda anlaml× bir iliüki bulunmuütur (r = -0.15, p>0.05). Hasta ve Hemşirelerin Ağrı Puanlarının Karşılaştırılması Tablo 4: Hemüirelerin Eùitim Durumlar×na Göre Hastalara Verdikleri Aùr× Puanlar×n×n Ortalamalar× úle Hastalar×n Aùr× Puan Ortalamalar×n×n Karü×laüt×r×lmas× Hemşirenin Eğitim Durumu Lise Ön Lisans Lisans Hemşirenin 1.Hastaya Verdiği Puan n Ss x 12 5.00 0.65 Z = -1.07 21 5.02 0.53 Z = -2,20 7 4.93 0.67 Z = -1.48 1. Hastanın Verdiği Puan Ss x 5.40 0.83 p =0.29 21 5.85 0.61 p=0.03 7 5.53 0.47 p=0.14 n 12 Hemşirenin 2.Hastaya Verdiği Puan n Ss x 12 5.76 0.63 Z=-2.32 21 5.57 0.40 Z=-2.90 7 5.36 0.95 Z=-1.02 2. Hastanın Verdiği Puan n 12 7 21 Ss x 6.74 0.56 p=0.02 6.32 0.49 p=0.00 6.23 1.00 p=0.31 Wilcoxon analizi Lise mezunu hemüireler ile deùerlendirdikleri ilk hastalar×n aùr× puan ortalamalar× aras×nda istatistiksel olarak fark bulunmazken, ön lisans mezunu hemüireler ve deùerlendirdikleri ikinci hastalar×n aùr× puan ortalamalar× aras×nda anlaml× fark bulundu (p>0.05, p<0.05). Ön lisans mezunu hemüireler ile her iki hastan×n aùr× puan ortalamalar× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× fark bulundu (P<0.05, P<0.05). Lisans mezunu hemüireler ile her iki hastan×n aùr× puan ortalamalar× aras×nda istatistiksel olarak fark bulunmad× ((P>0.05, P>0.05), (Tablo 4). Tablo 5: Hemüirelerin Aùr× Konusunda Eùitim Alma Durumlar×na Göre Hastalara Verdikleri Aùr× Puanlar× Ortalamalar×n×n Karü×laüt×r×lmas× Hemşirelerin Ağrı Eğitimi Durumu Ağrı Eğitimi Alan Ağrı Eğitimi Almayan Hemşirenin 1.Hastaya Puanı n Ss x 11 5,01 0,62 Z= -1,78 29 4,99 0,43 Z= -2,2644 1. Hastanın Verdiği Puan n 11 29 Ss x 5,62 0,65 p=0,74 5,67 0,50 p=0,02 Hemşirenin 2.Hastaya Puanı n Ss x 11 5,03 0,68 Z=-1,73 29 5,08 0,35 Z=-3,249 2. Hastanın Verdiği Puan n 11 29 Ss x 5,72 0,62 p=0,08 6,76 0,40 p=0,00 Wilcoxon analizi Aùr× konusunda eùitim alan hemüireler ile her iki hastan×n aùr× puanlar×n×n ortalamalar× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptanmad× (p>0.05) Aùr× ile ilgili eùitim almayan hemüireler ile ilk ve 16 ikinci hastan×n aùr× puanlar×n×n ortalamalar× aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptand× (p<0.05) (Tablo 5). Hemüirelerin çal×üma y×l× ile her iki hastaya verdikleri aùr× puanlar× aras×nda yap×lan Pearson korelasyon analizinde anlaml× bir iliüki saptanmad× (r1=-0.18, p>0.05; r2=-0.16, p>0.05). TARTIŞMA Hemşirelerin Hastaların Ağrısını Değerlendirme Özellikleri McCaffery’nin tan×m×na göre “Aùr× bireyin söylediùi üeydir, eùer söylüyorsa vard×r” (Innis ve ark. 2004, Acello 2001, Potter ve Perry 1993). Bu tan×ma göre, aùr× tan×lamas×n×n temeli hastan×n ifadesine inanmakt×r. Araüt×rmam×zda hemüirelerin yar×s×ndan çoùunun aùr× deùerlendirmesini hastan×n sözel ifadesine göre yapt×ù× görülmektedir (Tablo 2). Bu oran, sözlü ve sözsüz ifadeleri birlikte deùerlendiren hemüirelerin oran× da kat×ld×ù×nda artmaktad×r. Hastan×n aùr×s×n×n olduùunu ifade etmesi aùr× deùerlendirmesinin alt×n kurallar×ndan biridir (Herr 2002). Hemüirelerin bu kural× benimsedikleri ve hastalar×n aùr× ifadelerine inand×klar×n× göstermektedir. Olgun ve Eti Aslan (1998) hastalar×n sözel ifadelerini dikkate alan hemüirelerin oran×n× %48.4 olarak bulmuülard×r. Araüt×rmalar aras×ndaki farkl×l×ù×n hasta ve klinik özelliklerinin farkl× olmas×ndan kaynakland×ù× düüünülmektedir. Aùr×n×n duyusal, emosyonel, motivasyonel, biliüsel ve davran×üsal boyutlar× vard×r ( Eti Arslan 2006 ). Aùr× evrensel bir fenomen olmakla birlikte, çeüitli psikolojik ve sosyal etkiler nedeni ile alg×lanmas×, ifade edilmesi ve tolerans× bireylere göre farkl×l×k gösterir (Miller ve Newton 2006). Bu nedenle, iyi bir aùr× deùerlendirmesi için hastan×n sözel, sözel olmayan ifadeleri ve aùr×s×n× sormay× içine alan geniü kapsaml× bir aùr× deùerlendirmesi yap×lmal×d×r (Olgun ve Eti Arslan 1998). Ancak, araüt×rmam×zda aùr× deùerlendirmesinde hastan×n sözel ve sözsüz ifadelerini birlikte dikkate alan, hemüirelerin oran× oldukça düüüktür (Tablo 2). Özer ve Bölükbaü (2001) hemüirelerin %47.62’sinin aùr× deùerlendirmesinde hastalar×n sözel-davran×üsal ifadelerini dikkate ald×klar×n× saptam×ülard×r. Çal×ümam×zda, aùr×l× hastalar×n sözsüz ifadelerini dikkate alan hemüirelerin oran× çok düüüktür (Tablo 2). Olgun ve Eti Arslan (1998) ile Özer ve arkadaülar× (2006) aùr× deùerlendirirken hemüirelerin yar×s×na yak×n×n×n hastalar×n sözsüz ifadelerini dikkate ald×klar×n× belirtmiülerdir. Aùr×s×n×, “iyi hasta” olma kayg×s×yla ifade etmekten çekinen veya ifade edemeyen hastalar×n aùr×s×n×n deùerlendirilmesinde hastalar×n sözsüz ifadeleri önemlidir (Kocaman 1994, Potter ve Perry 1993, Ferrell ve ark. 1991). Ancak bireylerin aùr×ya yan×t× farkl×l×k gösterdiùinden hasta davran×ülar× zay×f bir aùr× göstergesidir. Davran×ülar, hasta ifadelerinin 17 yerini tutmaz (Acello 2001, McCaffery ve Ferrell 1999). Bu nedenle, aùr× deùerlendirmesinde hastan×n sözsüz ifadeleri diùer aùr× göstergeleri ile birlikte kullan×lmal×d×r. Ancak çal×ümam×zda hemüirelerin çoùunlukla tek bir aùr× deùerlendirme ölçütü kulland×klar× görülmektedir. Bu durum aùr× deùerlendirme ölçütlerinin hastalar×n bireysel özelliklerinden kaynaklanabilecek deùerlendirme hatalar×n× önlemedeki öneminin fark×nda olmad×klar×n× düüündürmektedir. Aùr×l× hastan×n tan× ve tedavisinin doùru olarak yönlendirilmesinin en önemli koüulu; subjektif bir deneyim olan aùr×n×n, aùr× ölçekleri kullanarak objektif hale getirilmesidir (Eti Aslan 2001, Erhan 1996). Ancak, araüt×rmam×zda hemüirelerin hiçbirinin aùr× deùerlendirmesinde aùr× ölçeùi kullanmad×klar× ve en güvenilir gösterge s×ralamas×nda son s×rada gösterdikleri görülmektedir (Tablo 2), (Tablo 3). Bu durumun hemüirelerin aùr× ölçekleri konusundaki bilgi yetersizliùinden kaynakland×ù× düüünülmektedir. Nitekim, hemüirelerin sadece % 27.57’sinin aùr× konusunda eùitim ald×klar× görülmektedir. Olgun ve Eti Aslan’×n (1998) çal×ümas×nda da aùr× ölçeklerinin en güvenilir gösterge olduùunu belirten hemüire ve hekimlerin oran×n×n düüük (%19.60) olduùu bulunmuütur. Özer ve arkadaülar× (2006) hemüirelerin %25.3’ünün aùr× ölçeùi kulland×ù×n× belirtirken, bu oran× Ferrell ve ark. (1991) %59, McMillan ve ark. (2000) ise %42 olarak belirtmektedirler. Ülkemizde aùr× ölçeùi kullanan hemüirelerin oran×n×n yurtd×ü×ndaki meslektaülar×ndan daha düüük olmas×n×n aùr× yönetimi konusundaki bilgi eksikliùi ve standartlar×n belirlenmemiü olmas× ile ilgili olduùu düüünülmelidir. Hemüirelerin aùr× deùerlendirmesinde en güvenilir bulduklar× ve en fazla kulland×klar× aùr× göstergeleri aras×nda paralellik bulunmas× (Tablo 2, Tablo3) hemüirelerin pratikte, güvenilir bulduklar× göstergeleri kulland×klar×n× ortaya koymaktad×r. Ferrell ve ark. (1991) hemüirelerin çoùunluùunun s×ras×yla, hastaya aùr×s×n×n üiddetini sorduklar×n×, hareketlerini, davran×ülar×n× gözlediklerini saptam×ülard×r. Ferrell ve ark. (1991) ile McMillan ve ark. (2000) hemüirelerin yaklaü×k yar×s×n×n aùr× ölçekleri kulland×ù×n× saptam×ülard×r. Hemüirelerin subjektif deùerlendirme yöntemlerini daha yayg×n kulland×klar× görülmektedir. Hemüireler, aùr×l× hastalara sahip olduklar× bilgiler doùrultusunda bak×m verirler. Araüt×rma kapsam×na al×nan hemüirelerin özellikle aùr× ölçekleri baüta olmak üzere aùr× deùerlendirmesi konusunda eùitime gereksinimi olduùu görülmektedir. Hastaların Tanıtıcı Karşılaştırılması Özelliklerine Göre Ağrı Puanlarının Hasta ve hemüirelerin aùr× deùerlendirmeleri aras×nda uyum olmas× aùr× kontrolünde önemlidir. Araüt×rmam×zda da hastalar×n neredeyse tamama yak×n× daha önce de aùr× deneyimlediùini belirtirken, büyük 18 çoùunluùu aùr×lar×n×n kontrol alt×na al×nabileceùine inanmad×klar×n× belirtti. Hastalar×n geçmiüteki aùr× deneyimlerinin aùr×lar×n×n kontrol alt×na al×nmas×na iliükin inançlar×n× etkilediùi düüünülmektedir. Beck ve Falkon (2001) kanserli hastalar×n sadece %21’inin aùr×lar×n×n tamamen giderilebildiùini belirtmiülerdir. Hastan×n aùr×s× olduùunda; hemüirelerin büyük çoùunluùu hekime haber verdiùini belirtirken, doùrudan doktor istemine göre ilaç veren ya da ilaç d×ü× yöntemler uygulad×ù×n× belirtenlerin oran× oldukça düüüktür. úlaç istemlerinin hekim sorumluluùunda olmas×, kanser aùr×s×n×n çok üiddetli olmas×, zaman zaman analjezik dozlar×n×n deùiütirilmesine gerek duyulmas× ve hemüirelerin baù×ms×z olarak uygulayabilecekleri ilaç d×ü× yöntemler konusunda bilgilerinin yetersiz olmas×n×n hemüirelerin büyük çoùunluùunun aùr× konusunda hekime dan×ümas×nda etkili olduùu düüünülmektedir. Ferrel ve ark. (1991) da hemüirelerin %68’inin hastalar×n aùr×s× ile ilgili olarak hekimle görüütüklerini belirtmiülerdir Araüt×rmada aùr×s×n× hemüireye haber veren hastalar×n oran×n×n yüksek olmas× hemüirelerin 24 saat hastalarla birlikte bulunmalar×na, analjeziklerin uygulanmas× ve etkililiùinin izlenmesinden sorumlu olmalar×na, kanserli hastalar×n uzun süreli ve tekrarlayan hastaneye yat×ü dönemleri nedeniyle hemüirelerle iyi bir iletiüim içinde olmalar×na, hastal×klar× ve tedavileri ile ilgili deneyimlerine baùlanabilir. Analjezik uygulama karar×n×n hemüireye b×rak×ld×ù× “gerektiùinde” üeklindeki doktor istemlerinin etkili bir üekilde uygulanmas× için; hastan×n aùr× ve tedavi sonuçlar×n×n sürekli deùerlendirilmesi gerekir (Eti Aslan 2001). Hemüirelerin çoùunluùunun, hastalar×n aùr×s×n×, onlar×n sözel ifadesine (sadece sözel ve sözel+sözsüz) göre deùerlendirdiklerini belirtmelerine karü×l×k (Tablo 2) hastalar×n sadece yaklaü×k yar×s× hemüirelerin kendilerine gün içinde aùr×lar× olup olmad×ù×n× sorduùunu belirttiler. Hemüireler ve hastalar×n ifadeleri aras×ndaki bu farkl×l×ù×n, baz× hemüirelerin hastalara aùr×s×n× düzenli aral×klarla sormak yerine, hastalar×n aùr×y× kendilerinin bildirmesini beklediklerini düüündürmektedir. Hemüireler aras×ndaki bu uygulama farkl×l×ù×n×n kliniklerde bir aùr× deùerlendirme standard×n×n bulunmamas×ndan kaynakland×ù× düüünülmektedir. Dihle ve ark. (2006), hemüirelerin sistemli ve yeterli aùr× tan×lamas× yapmad×klar×n× belirtirtmektedirler. Paice ve ark. (1991) ise hemüirelerin %38.2’sinin hastan×n aùr×s×n× sormad×ù×n× saptam×ülard×r. Hastaların ve Hemşirelerin Ağrı Puanlarının Karşılaştırılması Hastalar×n yaü ve cinsiyetlerine göre aùr× puan ortalamalar× aras×nda anlaml× bir fark saptanmad× (p>0.05). Rustoen ve ark (2003), Özer ve Bölükbaü (2001) çal×ümalar×nda araüt×rmam×zla benzer sonuçlar elde etmiülerdir. Ancak yaü ve cinsiyetin aùr× üzerine etkisi ile ilgili 19 bilgiler çeliükilidir (Kuùuoùlu 2006, Granot ve ark. 2004, Gökoùlu ve ark. 2001, Vallerand ve Polomano 1995). Hastan×n yaü×n×n aùr× ifadesini etkileyebileceùi belirtilirken baz× kaynaklarda ise yaü×n aùr×ya etkisine iliükin farkl× sonuçlar belirtilmektedir (Kocaman ve Karayurt 2001, Olgun ve Eti Aslan 1998). Hemüire, hekim ve hastan×n aùr×y× benzer deùerlendirmeleri aùr× kontrolünün temel ögesidir. Aùr× deùerlendirmeleri karü×laüt×r×ld×ù×nda; hemüirelerin hastalar×n aùr×s×n× daha düüük deùerlendirdikleri görülmektedir (p<0.05) (Tablo5). Bu durumun aùr×y× deùerlendirirken hemüirelerin yar×ya yak×n×n×n gün içinde hastalara aùr×s× olup olmad×ù×n× sormamalar×, aùr× ölçeklerini hiç kullanmamalar×, farkl× aùr× tan×lama parametrelerini bir arada kullanmamalar×ndan kaynakland×ù× düüünülmektedir. Bu sonuç pek çok araüt×rma ile benzerlik göstermektedir. (Kocaman ve Karayurt 2001, Hovi ve Laury 1999, Olgun ve Eti Aslan 1998, Paice et all 1991, Zalon 1993, Faries ve ark. 1991). Araüt×rmam×zda lisans mezunu ve aùr× konusunda eùitim alm×ü hemüirelerin oran×n×n düüük (Tablo 5, Tablo 6) olmas×n×n da aùr× deùerlendirmesini olumsuz etkileyen bir diùer etken olduùu düüünülmektedir. Bilgi düzeyi yetersiz olan hemüireler aùr×y× düüük düzeyde deùerlendirir (Hovi ve Laury 1999). Saùl×k meslek lisesi ve önlisans mezunu hemüirelerin hastalara verdikleri aùr× puanlar× hastalar×nkinden düüük iken (p<0.05), lisans mezunu hemüireler ile hastalar×n aùr× puan ortalamalar× aras×nda fark olmamas× (p>0.05) (Tablo 4) lisans eùitiminin hemüirelerin aùr× deùerlendirmesini olumlu yönde etkilediùini göstermektedir. Bu bulgu Zalon’un (1993) çal×üma sonuçlar× ile benzerdir. Sloman ve ark.(2004) ise çal×ümalar×nda hemüirelerin eùitim düzeyinin aùr× deùerlendirmelerini etkilemediùini belirtmiülerdir. Aùr× konusunda eùitim alan hemüireler ile hastalar×n aùr× puan ortalamalar× aras×nda anlaml× fark olmad×ù× görülmektedir (p>0.05) (Tablo 5). Aùr×n×n kontrol alt×na al×nabilmesi için aùr× fizyolojisi, deùerlendirmesi ve kontrolünün iyi bilinmesi gerekmektedir (Yücel 2000, Carpenter ve Brockopp 1995). Araüt×rma sonuçlar×na göre aùr× eùitimi alman×n hemüirelerin aùr× deùerlendirmesini olumlu yönde etkilediùi görülmektedir. Literatür bilgileri bu görüüü desteklemektedir (Holley ve ark. 2005). Hemüirelerin onkoloji servisinde çal×üma süreleri artt×kça hastalara verdikleri aùr× puanlar×n ortalamas× azalmaktad×r (p<0.05). Literatürde hemüirelerin kronik aùr×s× olan hastalar×n aùr×s×n×, akut aùr×s× olan hastalardan daha düüük deùerlendirdikleri belirtilmektedir (Potter ve Perry 1993). 20 SONUÇ VE ÖNERİLER Araüt×rma sonucunda; onkoloji hemüirelerinin, aùr× deùerlendirmesinde subjektif aùr× göstergelerini kulland×klar×, aùr× ölçeklerini kullanmad×klar× hastalar×n aùr×s×n× hastalardan daha düüük deùerlendirdikleri, hemüirelerin eùitim düzeyi ve aùr× konusunda eùitim almalar×n×n aùr× deùerlendirmelerini olumlu yönde etkilediùi saptanm×üt×r. Aùr× deùerlendirme standartlar×n×n belirlenmesi, lisans eùitimi ve hizmet içi eùitim veya sertifika programlar×nda aùr× deùerlendirmesi ve kontrolü konusunda eùitim verilmesinin, hemüirelerin aùr×y× doùru deùerlendirmelerinde etkili olacaù×, kanserli hastalar×n memnuniyetini ve yaüam kalitesini artt×racaù× düüünülmektedir. KAYNAKLAR 1. Aùargün Yücel M, Kara H, Anlar Ö (1996). Pittsburg Uyku Kalitesi úndeksi’nin Geçerliùi ve Güvenirliùi. Türk Psikiyatri Dergisi, 7:2, 107-115 2. Babaoùlu E, Öz F (2003). Terminal dönem kanser hastas×na bak×m veren eülerin duygusal ve sosyal sorunlar× aras×ndaki iliüki. HEMARGE Dergisi, 2, 24-33. 3. Carter PA (2002). Caregivers’ descriptions of sleep changes and depressive symptoms, Oncology Nursing Forum. 29:9, 1277-1283. 4. Carter PA (2003). Family Caregivers’ sleep loss and depression over time. Cancer Nursing, 26:4, 253-259. 5. Carter PA (2006 ). A brief behavioral sleep intervention for family caregivers of persons with cancer. Cancer Nursing, 29:2, 95-103. 6. Carter PA, Action GJ (2006). Personality and coping: Predictors of depression and sleep problems among caregivers of individuals who have cancer. Journal of Gerontologial Nursing, 32:2, 45-53. 7. Carter PA, Chang BL (2000). Sleep and depression in cancer caregivers. Cancer Nursing, 23:6, 2000, 410-415. 8. Carter PA, Clark AP (2005). Assessing and Treating Sleep Problems in Family Caregivers of Intensive Care Unit Patients. Critical Care Nurse, 25:1, 16-25 9. Chang EW, Tsai YY, Chang TW ve ark (2007). Quality of sleep and quality of life in caregivers of breast cancer patient, Psychooncology, 16:10, 950-955. 10. Ç×nar S (2004). Huzurevinde kalan yaül×larda s×rt masaj×n×n uykuya etkisinin incelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, úzmir: Ege Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü. 11. Daniels R (2004). Nursing Fundamentals Caring and Clinical Decision Making. Thomson Learning Inc., 1307-1317. 12. Flaskerud JH, Carter PA, Lee P (2000). Distressing emotions in female caregivers of people with AIDS, age-related dementias, and advanced stage cancer. Perspective in Psychiatric Care, 36:4, 121-130. 21 13. Hearson B, McClement S (2007). Sleep disturbance in family caregivers of patients with advanced cancer. International Journal of Palliative Nursing,13:10, 495-501. 14. Acello B: Controlling pain-breaking down cultural barriers. Nursing 2001; 31(2): 26. 15. Beck SL, Falkson G: Prevalence and management of cancer pain in South Africa. Pain 2001; 94(1): 75-84. 16. Boström B, Sandh M, Lundberg D, Fridlund B: A comparison of pain and healt related quality of life between two groups of cancer patients with differing average levels of pain. J Clin Nurs 2003; 12: 726-735. 17. Carpenter J, Brockopp D: Comparison of patients rating and examination of nurses responses to pain ×ntensity rating scales. Cancer Nurs 1995; 18(4): 292-298. 18. Dihle A, Bjolseth G, Helseth S: The gap between saying and doing in postoperative pain management. J Clin Nurs 2006; 15: 469-479. 19. Erhan E, Kanser aùr×s× ve epidemiyolojisi. Yegün ú, editör. Kanser Aùr×s×. úzmir, E. Ü. ú. T. F. Yay×n Bürosu. 1996. ss. 1-3. 20. Eti Aslan F, Aùr× deùerlendirilmesi ve ölçümü. Eti A. F., editor. ústanbul, Avrupa T×p Kitapç×l×k. 2006. ss. 69-99. 21. Eti Aslan F, Aùr× Yönetimi. ûelimen D, editör. Acil Bak×m. ústanbul, Çevik Matbaas×. 1998a. ss. 382-414. 22. Eti Aslan F, Kanserli hastalarda aùr×, yorgunluk ve uykusuzluk sorunlar×. Hemüireliùi Hizmet úçi Eùitim Kursu Kitab×. ústanbul, 2001. ss.15-24. Onkoloji 23. Eti Aslan F, Postoperatif aùr× deùerlendirmesinde görsel k×yaslama ve basit tan×mlay×c× ölçeklerin duyarl×l×k ve seçiciliklerin karü×laüt×r×lmas×. Uluslararas× Kat×l×ml× 6. Ulusal Hemüirelik Kongresi Kitab×. Ankara, 1998b. ss. 178-183. 24. Faries JE, Mills DS, Goldsmith DS, Phillips KD, Orr J: Systematic pain records and their impact on pain control. Cancer Nurs 1991; 14(6): 306-313. 25. Ferrell BR, Eberts MT, McCaffery M, Grant M: Clinical desicion making and pain. Cancer Nurs 1991; 14 (6): 289-297. 26. Gökoùlu H, Erdem HR, Ceceli E, Ak×nc× úC, Yorganc×oùlu ZR: Yaül× populasyondaki bas×nç aùr× eüiùinin analizi. Aùr× Dergisi 2001; 4 (3): 113-115. 27. Granot M, Goldstein-Ferber S, Azam S: Gender differences in the perception chest care. J Pain Symptom Manage 2004; 27 (2): 149-155. 28. Higginson IJ, Hearn JA: Multicenter evaluation of cancer pain control by palliative care teams. J Pain Symptom Manage 1997; 14(1): 29-35. 29. Holley S, McMillan SC, Hagan SJ, Palacios P, Rosenberg D: Pain resource nurse: Believig the patients, believing in themselves. Oncol Nurs Forum 2005;32 (4): 843848. 30. Hovi SL, Laury S: Patients’ and nurses’ assessment of cancer pain. European Journal of Cancer Pain 1999; 8: 213-219. 31. Innis J, Bikaunieks N, Petrysben P, Zellermeyer V, Ciccarelli L, Patients satisfactions and pain management J Nurs Care Qual 2004; 19 (4): 322-327. 32. Klepstad P, Kasa S, Cherny N, Hanks G, Conno F, Pain and pain treatments in European Association for Palliative Care Research Network. Palliat Med 2005; 19: 477484. 33. Kocaman G, Karayurt Ö, Özmen D: Hizmet içi eùitimin hemüirelerin aùr× kontrolü davran×ülar×na etkisinin incelenmesi. 2. Hemüirelik Eùitim Sempozyumu Kitab×, ústanbul, 1997. ss. 210-214. 22 34. Kocaman G, Karayurt Ö, Postoperatif aùr×n×n hasta ve hemüireler taraf×ndan deùerlendirilmesi. 3. Ulusal Cerrahi Kongresi, ústanbul, 2001. 35. Kocaman G: Aùr× hemüirelik yaklaü×mlar×. 1. Bask×, Saray Medikal Yay×nc×l×k San. ve Tic. Ltd. ûti. úzmir. 1994. 36. Kömürcüoùlu A, Saù×roùlu E, Aùr× ve tedavisi, úlicin, G, (ed.) Temel úç Hastal×klar×, Ankara, Güneü Kitapevi. 1996. ss. 82-90. 37. Kuùuluoùlu S: Aùr× alg×s×n× etkileyen faktörler. Aùr× doùas× ve kontrolu, Eti Arslan F, editor. ústanbul, Avrupa T×p Kitapç×l×k. 2006. ss. 51-52. 38. Kuzeyli Y, Uyer M, Fad×loùlu Ç: Kanser aùr×s× ve yaüam kalitesine etkisi. Aùr× 2005; 17 (4): 17-22. 39. McCaffery M, Ferrel BR, Opioid and management-What do nurses know? Nursing 1999; 48-52. 40. McMillan SC, Tittle M, Hagan S, Small BJ: Training pain resource nurses: Changes in their knowledge and attitudes. Onc Nurs Forum 2005; 32 (4): 835-842. 41. McMillan SC, Tittle M, Hagan S, Laughlin J: Management of pain and pain-related symptoms in hospitalized veterans with cancer. Cancer Nurs 2000; 23 (5): 327-335. 42. Miller C, Newton SE: Pain perception and expression: The influence of gender, personal self-efficacy, and lifespan socialyzation. Pain Management Nursing 2006; 2 (4):148-152. 43. Olgun N, Eti AF.: Hemüire ve hekimlerin aùr×ya yaklaü×mlar×. Aùr× Dergisi 1998; 10 (1): 32-36. 44. Önal A: Kanser aùr×s×, Erdine S, editör. Aùr×. ústanbul, Alemdar Ofset. 2000. ss. 397-401. 45. Özer S, Akyürek B, Baübakkal Z, (2006) Hemüirelerin aùr× ile ilgili bilgi, davran×ü ve klinik karar verme yeteneklerinin incelenmesi. Aùr×, 18:4, 36-43. 46. Özer N, Bölükbaü N: Postoperatif dönemdeki hastalar×n aùr×y× tan×mlamalar× ve hemüire ve hemüirelerin aùr×l× hastalara yönelik giriüimlerinin incelenmesi. Atatürk Üniversitesi HYO Dergisi 2001; 4 (1): 7-16. 47. Paice JA, Mathon SM, Faut-Callahan M: Factors associated with adequate pain control in hopitalized postsurgical patients diagnosed with cancer. Cancer Nurs 1991;14 (6): 298-305. 48. Pargeon KL, Hailey J: Barriers to effective pain care management: A review of the literature. J Pain Symptom Manage 1999; 18 (5): 358-368. 49. Potter PA, Perry AG: Fundamentals of nursing consepts process practice, Third Edition, By Mosby. 1993. pp. 1176-1177. 50. Rustoen T, Fossa SD, Skarstein J, Moum T: The impact of demographic and diseasespecific variables on pain in cancer patients. J Pain Symptom Manage 2003;26 (2):696-704. 51. Sloman R, Rosen G, Rom M, Shir Y: Nurses’ assessment of pain in surgical patients. J Adv Nurs 2004; 52(2): 124-132. 52. Vallerand AP, Polomano AP: The relationship of gender to pain. Pain Management Nursing 2000; 1 (3): 8-15. 53. Yücel A: Aùr× kontrolünde hemüirenin rolü. Edirne S, editor. Aùr×. ústanbul, Alemdar Ofset. 2000. ss. 695-698. 54. Zalon M. C.: Nurses assessment of post-operative patients’ pains. Pain 1993; 54: 329334. 23 Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 25-38, 2010 RUH SAĞLIĞI HASTALIKLARI HASTANESİ’NDE ÇALIŞAN HEMŞİRELERİN SOSYAL DESTEK DÜZEYLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER FACTORS THAT EFFECT SOSIAL SUPPORT OF NURSES WHO WORK IN MENTAL HEALTH HOSPITAL Yard.Doç.Dr. Gönül ÖZGÜR Ar.Gör. Sevgi NEHİR Ar.Gör. Döndü ÇUHADAR Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Psikiyatri Hemüireliùi Anabilim Dal× Çal×üma 4-6 Haziran 2009 tarihinde III.Ulusal Psikiyatri Hemüireliùi Kongresi’nde Poster bildiri olarak sunulmuütur. ÖZET Giriş ve Amaç: Stresi önlemenin en etkin yollar×ndan biri, yaüam×n bütün alanlar×nda sosyal desteùe sahip olmakt×r. Sosyal destek araçsal, bilgisel veya duygusal etkileri olan kiüileraras× bir etkileüim durumudur. Sosyal destek kiüileraras× yak×nl×k ve psikolojik destek saùlar. Bu çal×üma Ruh Saùl×ù× ve Hastal×klar× hastanesinde çal×üan hemüirelerin sosyal destek düzeylerinin ve etkileyen faktörlerin belirlenmesi amac×yla tan×mlay×c× olarak planlanm×üt×r. Gereç ve Yöntem: Çal×üma 22 Aral×k 2008-9 Ocak 2009 tarihleri aras×nda Manisa’daki Ruh Saùl×ù× ve Hastal×klar× Hastanesi’nde yap×lm×üt×r. Çal×ümada örneklem seçimine gidilmemiütir. Bu tarihlerde çal×üan bütün hemüireler aras×ndan (N=173) çal×ümay× kabul eden ve gönüllü 107 hemüire araüt×rma örneklemini oluüturmuütur. Verilerin toplanmas×nda SosyoDemografik Bilgi Formu, Alg×lanan Arkadaü Desteùi Ölçeùi, Alg×lanan Aile Desteùi Ölçeùi kullan×lm×üt×r. Verilerin analizi, SPSS for Windows version 10.0 program×nda, say×-yüzde daù×l×mlar×, ortalama, student t-testi, Kruskal-Wallis, Mann- Whitney U testi ve oneway ANOVA analizleri kullan×larak yap×lm×üt×r. Bulgular: Hemüirelerin iüyerinde karü×laüt×klar× problemlere bak×ld×ù×nda, %69.2’sinin fiziki ortam, %43.0’ünün kiüileraras× iletiüim, %10.3’ünün mesleki bilgi ve beceri, %12.1’inin tedavi koüullar×, %27.1’inin yönetim biçimiyle sorun yaüad×ù× bulunmuütur. Ayr×ca hemüirelerin mesleki sorunlarla karü×laüt×klar×nda, bu sorunu %34.6’s× eüiyle, %31.8’i akraba ve arkadaülar× ile, %79.4’ü meslektaülar× ile, %39.3’ü yöneticisiyle, %15.0’i doktor/psikolog ile paylaüt×ù× belirlenmiütir. Bu çal×ümada hemüirelerin arkadaülardan alg×lanan sosyal destek puan ortalamas× 37.61± 7.10, aileden alg×lanan sosyal destek puan ortalamas× 34.26± 6.69 olarak bulunmuütur. 25 Sonuç: Çal×üman×n sonunda, hemüirelerin arkadaülardan alg×lad×klar× sosyal desteùin, aileden alg×lanan sosyal destekten fazla olduùu ve hemüirelerin sosyodemografik ve mesleki özelliklerine göre sosyal destek düzeylerinin anlaml× farkl×l×k göstermediùi belirlenmiütir. Anahtar Kelimeler: Sosyal Destek, Hemüire, Ruh Saùl×ù× ABSTRACT Aim: Oneof the most effective way to protect stress is having social support in all of the areas of life. Social support is an interpersonal interaction statue tha has instrumental, informational and emotional effect. Social support provide interporsanal intimacy and psychological support. This study planned as descriptive for to determine social support level of nurses who work in mental health hospital. Material and Method: Study was done between 22 December 2008- 9 January 2009 in Mental Health and Diseases Hospital in Manisa. We didn’t go to sample choosen Among nurses (173) who working in this hospital between tis date, nurses (107) who want to participate study and who were voluntary constitute the sample of study. While collecting data, sociodemgraphic knowledge form, social support perceived from family and social support perceived from friends scale were used. Analiyze of data were done in SPSS for Windows version 10.0 programme by using frequency, mean, student t test, Mann Whitney U test, Kruskall Wallis an done way ANOVA test. Findings: %57.9 of nurses in 22-32 age group, %72.9 married, %43.0 of them being working in mental health hospital between 1-9 years, %60.7 of them be satisfied from their job, %73.8 took mental health education, %10.3 took orientation education, % 81.3 were working as clinic nurse. When looked at their problem which they faced in clinic, it is found that %69.2 having problem with physical environment, %43.0 with interpersonal communication, %10.3 with occupational knowledge, %12.1 with treatment condution, %27.1 with administration style. Also it is detected that when nurses faced with a occupational problem, %34.6 share with his/her partner, %31.8 with relatives or friends, %79.4 with colleagues, %39.3 with administir, %15.0 with doctor. İn this study social support perceived from friends scale point mean of nurses found as 37.61± 7.10 social support perceived from family scale point mean found as 34.26± 6.69. Conclusions: At the end of the study, it is determided that; social support of nurses perceived from friends was more than social support perceived from family and social support level of nurses weren’t show significantly differentices according to their sociodemographic and occupational charactheristics. Key Words: Social Support, Nurse, Mental Health. GİRİŞ úü yerinden kaynaklanan stresin hemüireler aras×nda yayg×n olduùu bilinmektedir (Elfering ve ark. 2002, Lee ve Wang 2002, Santos ve ark. 2003). Hemüirelerde iü stresi, yap×lan iüten memnuniyetsizliùe 26 neden olarak, iüin kalitesini olumsuz yönde etkileyen önemli bir faktördür (Burke ve ark. 2000). Ayn× zamanda yapt×klar× iüten memnun olmayan hemüirelerin hem bak×m verdikleri hastalardan hem de mesleki sorumluluklar×ndan uzaklaüt×ù× bildirilmektedir (Demerouti ve ark. 2000). Ancak hemüireler için iü stresinin her iü ortam×nda birbirinden farkl× olduùu; yoùun bak×m ünitelerinde çal×üanlarda ölmekte olan hasta ve ölüm olgusunun, cerrahi ve dahiliye kliniklerinde çal×üanlarda iü yükü ve personel yetersizliùinin, hematoloji ve onkoloji ünitelerinde çal×üanlarda ise duygusal yüklenmenin stres kaynaù×d×r (Foxall ve ark. 1990, Tyler ve Ellison 1994, Ebrinç ve ark. 2002, Alt×ntoprak ve ark. 2008). Hemüireler için bir diùer iü yeri stres kaynaù× üiddete maruz kalmakt×r. ABD’de yap×lm×ü bir araüt×rmada saùl×k personelinin üiddete uùrama riskinin diùer hizmet sektörlerinde çal×üanlara göre 16 kat fazla olduùu saptanm×üt×r (Alçelik 2005). Engin’in (2004) psikiyatri kliniklerinde çal×üan hemüirelerle yapt×ù× çal×ümada hemüirelerin %75.9’unun, Samsun Ruh ve Sinir Hastal×klar× Hastanesinde Gökçe ve arkadaülar×n×n (2008) yapt×ù× çal×ümada hemüirelerin %90’n×n hastalar×n üiddetine maruz kald×ù× belirlenmiütir. Hemüireler de herkes gibi stresli durumlarda savunma mekanizmalar×n× kullanarak yaüad×klar× durumla baüa ç×kmaya çal×ü×rlar. Bu sürecin uzun ve üiddetli olmas×, yaüanan anksiyete ve depresyonun zaman zaman patolojik boyuta ulaüarak, ruh saùl×ù×n×n bozulmas×na neden olabilmektedir (Ebrinç ve ark. 2002, Raggio ve Malacarne 2007). Stresle baü etme de en etkin yollardan biri de yaüam×n tüm alanlar×ndan sosyal desteùe sahip olmakt×r. Sosyal desteùin, stresin oluüumunu önlediùi; stresin var olduùu durumlarda ise olay×n alg×lan×ü biçimini olumlu yönde deùiütirdiùi, kiüinin zorland×ù× durumlarda baüa ç×kma yollar×n× etkileyerek yard×mc× olduùu bilinmektedir (Sorias 1988b, Sorias 1992). Sosyal destek genel olarak, bireyin stresle baüa ç×kma çabalar×na, onun için önemli olan diùer insanlar×nda kat×lmas×d×r. Bu nedenle, sosyal destek, kiüinin içinde bulunduùu durumun anlam×n×n ve gösterilen duygusal tepkinin deùiümesine yol açan etkili bir baüa ç×kma mekanizmas×d×r (Thoits’e 1986). Genellikle bireyler sosyal destekleri farkl× kaynaklardan saùlayabilirler. Bu kaynaklar; öznel, niteliksel ve ölçülebilir objektif deùerlendirme olabileceùi gibi, iletiüim kurulan kiüilerden saùlanan ve daha çok bireyin psikolojik gereksinimlerini karü×layan subjektif deùerlendirme olabilmektedir (Stokes 1985, Zaimoùlu ve ark. 1992, Ekinci ve Ekici 2003). Sosyal destek kaynaklar×, bireye genellikle üç farkl× biçimde yard×m saùlamaktad×r. Maddi Destek: Günlük sorumluluklar×n 27 gerçekleütirilmesi için baükalar× taraf×ndan saùlanan eylem ya da araçt×r. Duygusal Destek: Kiüinin sevgi, üefkat, sayg×, empati ve bir gruba ait olma gibi temel sosyal gereksinimleri karü×lar. Etkili bir sosyal destek için iliükinin empatik anlay×üa, içtenliùe ve sayg×ya dayanmas× gerektiùini belirtmektedir. Biliüsel Destek: Öùüt, bilgi verme ve davran×ülar konusunda geri iletim gibi yararl× bilgilerin kiüiye iletilmesiyle yard×mc× ve destek olmakt×r. Baüka bir anlat×mla insanlar×n, kiüiye içinde bulunduùu durumu yeniden yorumlamas×na yard×m eden bilgilerin saùlanmas×d×r (Thoits 1986). Diùer taraftan sosyal destek kiüilik ve kültürel özellikler, yaüam olaylar× yan× s×ra cinsiyet, yaü, sosyoekonomik düzey ve diùer sosyodemografik faktörlere göre deùiüebilir. Örneùin erkeùin toplumsallaüma sürecinde otonomi, kendine güven ve baù×ms×zl×ùa fazla önem verilmesi, sosyal desteùi geliütirmelerini ve rahat kullanmalar×n× engeller. Bu nedenle de sorunlar×n× aç×klama ve sorunlar× için yar×m istemekte zorluk yaüad×klar× bildirilmektedir. Oysa kad×nlardan sosyalleüme sürecinde s×cak duyarl× ve sorunlar×n× baükalar× ile paylaüan insanlar olmalar× beklendiùi için sosyal kaynaklar× daha rahat kulland×klar× düüünülmektedir (Özgür 1993, ûahin 1999). Çal×üanlar×n yaüad×klar× stresle baü edebilmeleri için sosyal hayata daha fazla kat×lmalar×, iletiüim ve etkileüimlerini artt×rmalar× gereklidir. Sosyal destek, çal×üanlar×n stresten etkilenme düzeyini azaltarak, ruh ve fizik saùl×ù×n bozulmas×n× önler. Baüka bir anlat×mla, sosyal desteùin stresin olumsuz etkilerini önlemeye veya azaltmaya yönelik önemli bir teknik olarak kullanmas× desteklenmelidir (Ekinci ve Ekici 2003). Ülkemizde hemüirelerle Say×l ve arkadaülar× taraf×ndan (1997) sosyal destekle ilgili çal×üma yap×lm×üt×r. Bu çal×ümada çok boyutlu alg×lanan sosyal destek ölçeùi kullan×lm×ü ve sadece ölçek puan ortalamas× verilmiütir. Diùer deùiükenlerle aras×ndaki iliükiye bak×lmam×üt×r. Ülkemizde hemüireler üzerinde sosyal destek çal×ümalar× yap×lmam×üt×r. Sosyal destek çal×ümalar× daha çok öùrenciler üzerinde yap×lm×üt×r (Say×l 1997, Okanl× 1999, Sertbaü 2004). Psikiyatri kliniklerinde çal×üan hemüirelerle yap×lm×ü sosyal destek çal×ü×lmas×na da ulaü×lamam×üt×r. Psikiyatri hemüirelerinin daha iyi ruh saùl×ù× hizmeti verebilmeleri için sosyal desteùe ihtiyaçlar× vard×r. Ruh saùl×ù× ve hastal×klar× hastanesinde çal×üan hemüirelerin; sosyal desteklerinin belirlenmesi, hemüirelerin sosyal destekleri ve etkileyen faktörlerinin bilinmesi gerekir. Bu baùlamda araüt×rman×n amac×, ruh saùl×ù× ve hastal×klar× hastanesinde çal×üan hemüirelerin sosyal desteklerinin ve etkileyen faktörlerin belirlenmesidir. 28 GEREÇ VE YÖNTEM Çal×üma 22 Aral×k 2008-9 Ocak 2009 tarihleri aras×nda Manisa’da bulunan Ruh Saùl×ù× ve Hastal×klar× Hastanesi’nde yap×lm×üt×r. Tan×mlay×c× tipteki bu araüt×rman×n evrenini Manisa úli Ruh Saùl×ù× ve Hastal×klar× Hastanesi’nde çal×üan 173 hemüire oluüturmuütur. Örneklem seçimine gidilmemiü, kat×lmay× kabul eden 107 hemüire ile araüt×rma yürütülmüütür. Kat×l×m oran× % 62’dir. Verilerin toplanmas×nda araüt×rmac×lar taraf×ndan geliütirilen, hemüirelerin sosyo-demografik ve mesleki özelliklerin yer ald×ù× “Hemüire Tan×t×c× Bilgi Formu” kullan×lm×üt×r. Hemüirelerin çevrelerinden alg×lad×klar× destek düzeyini belirlemek için de Procidano ve Heller (1983) taraf×ndan geliütirilen, Eskin (1993) taraf×ndan da Türkçeye uyarlanan Alg×lanan Aile ve Alg×lanan Arkadaü Desteùi Ölçeùi kullan×lm×üt×r. Alg×lanan Aile desteùi 20 madde, alg×lanan arkadaü desteùi 20 madde, toplam aile ve arkadaü destek ölçeùi 40 maddeden oluümaktad×r. Toplam 20 maddeden oluüan Alg×lanan Arkadaü Destek ölçeùi ve Alg×lanan Aile Desteùi Ölçeùi maddeleri “Evet”, “K×smen”, “Hay×r” üeklinde cevapland×r×lmaktad×r. Alg×lanan Arkadaü Desteùi ölçeùinde 2, 6, 7, 15, 18 ve 20 inci maddeler için “evet” (0 puan), “k×smen” (1 puan), “hay×r” (2 puan) olarak deùerlendirilmektedir. Alg×lanan Aile Desteùi Ölçeùinde ise 3, 4, 16, 19, 20. inci maddeler için “evet” (0 puan), “k×smen” (1 puan), “hay×r” (2 puan) olarak deùerlendirilmektedir. Her iki ölçekte diùer maddeler ise “evet” (2 puan), “k×smen” (1 puan), “hay×r” (0 puan) olarak deùerlendirilir. Tüm maddelerden al×nan puanlar×n toplanmas×yla toplam puan elde edilmektedir. Ölçeklerden al×nan puanlar 0-40 aras×nda deùiüir ve elde edilen puan×n yüksekliùi sosyal desteùin daha yüksek alg×land×ù×n×, ölçekten al×nan puan×n düüüklüùü ise, alg×lanan sosyal desteùin düüüklüùünü yans×tmaktad×r. Böylece kiüinin aile ve arkadaü iliükilerinden ald×ù× doyum düzeyi saptan×r (Procidano ve Heler 1983, Eskin 1993, Altunbaü 2002, Bayram 1999). Verilerin dökümü say×-yüzde daù×l×mlar×, standart sapma ve ortalamalar ile verilmiütir. Baù×ms×z deùiükenlerin baù×ml× deùiükenlere etkisi parametrik testlerden “t”-testi ve varyans testi yan× s×ra nonparametrik testlerden Kruskal-Wallis, Mann-Whitney U testi kullan×larak yap×lm×üt×r. BULGULAR Hemüirelerin sosyodemografik özellikleri incelendiùinde, %57’9’unun 22-32 yaü grubunda olduùu, %89.7’sinin kad×n, %72.9’unun evli, % 62.6’s×n×n Ege Bölgesi doùumlu olduùu, % 71’nin çocuk sahibi olduùu, % 87.9’unun çekirdek ailede yaüad×ù×, % 44.9’unun önlisans mezunu olduùu, %76.6’s×n×n maaü ve ek gelire sahip olduùu, % 50.5’ inin kendi evinde oturduùu, kirada oturanlar×n % 37.7’nün maaü×n×n 1/3’ü kira 29 olarak verdiùi ve % 83. 2’ nün en uzun süreyle üehirde yaüad×ù× bulunmuütur (Tablo:1). Tablo 1: Hemüirelerin Sosyal Destek Puan Ortalamalar×n×n Tan×t×c× Özelliklere Göre Daù×l×m× ( N= 107 ) Sosyodemografik Özellik n ( %) Yaş 22-32 62(57.9) 33-42 30(28.0) 43 ve 15(14.0) Cinsiyet Kad×n 96(89,7) Erkek 11(10.3) Medeni Durum Evli 78(72.9) Bekar 29(27.1) Doğduğu Bölge Ege Böl. 67(62.6) Ege Böl. D×ü× 40(37.4) Ailede çocuk Var Olan 76(71.0) Yok Olmayan 31(29.0) Aile tip Çekirdek aile 94(87.9) Geniü aile 9(8.4) Parçalanm×ü aile 4(3.7) Eğitim düzeyi Lise 36(33.6) Önlisans 48(44.9) Lisans 23(21.5) Aylık gelir Maaü 25(23.4) Maaü + ek gelir 82(76.6) Oturulan Ev Ev Sahibi 54(50.5) Kira 53(49.5) Evin kira ücreti Maaü×m×n ½ ‘si 15(28.3) Maaü×m×n 1/3’ü 20(37.7) Maaü×m×n ¼’ü 18(34.0) Aileye uzaklık Ayn× üehir 25(23.4) Yak×n üehir 58(54.2) Uzak üehir 24(22.4) Uzun süre yaş.yer Köy-kasaba 18(16.8) ûehir 89(83.2) 30 Aile Dest. Puan Ort. 32.04±6.52 F, t, KW, MWU P Arkş Dest. Puan Ort. 36.44±7.68 F, t, KW, MWU P 31.79±6.25 32.33±7.76 32.53±5.11 KW=0.664 P=0.717 35.54±7.56 36.90±8.37 39.26±6.35 KW=3.445 P=0.179 31.96±6.68 32.72±5.10 MWU=455.0 P=0.453 36.48±7.91 36.09±5.53 MWU=519.5 P=0. 930 31.51±6.41 33.48±6.71 MWU=586.0 P=0.275 36.94±7.78 35.10±7.35 MWU=568.0 P=0.208 31.70±6.29 32.62±6.93 t=-0.707 P=0.481 36.28±7.65 36.72±7.83 t=-0.286 P=0.775 32.09±6.61 31.93±6.38 t=0.112 P=0.911 37.09±7.76 34.87±7.38 t=1.362 P=0.176 32.07±6.57 33.11±6.64 29.00±5.22 KW=1.230 P=0.541 36.82±7.86 34.33±6.04 32.25±5.50 KW=2.647 P=0.266 31.69±7.26 32.47±6.79 31.69±4.63 KW=0.695 P=0.706 37.44±8.80 36.72±7.55 34.30±5.73 KW=2.198 P=0.333 33.56±7.32 31.58±6.23 MWU=877.0 P=0.274 36.08±7.35 36.56±7.82 MWU=991.5 P=0.805 31.44±6.23 32.66±6.80 t=-0.964 P=0.337 36.62±7.72 36.26±7.71 t=0.245 P=0.807 32.60±7.43 34.40±7.50 30.77±5.10 KW=1.993 P=0.369 34.40±8.05 40.95±7.33 32.61±5.06 KW=12.622 P=0.002 32.60±6.96 31.48±5.73 32.83±7.87 KW=0.313 P=0.855 34.08±8.72 37.05±6.95 37.45±8.05 KW=3.848 P=0.146 31.66±5.79 32.12±6.68 MWU=787.0 P=0.907 37.00±5.57 36.33±8.06 MWU=737.5 P=0.597 Tablo 2: Hemüirelerin Sosyal Destek Puan Ortalamalar×n×n Mesleki Özelliklerine Göre Daù×l×m× (N=107) Mesleki Özellikler Aile Dest. n (%) Puan Ort. F, t, KW, MWU P Arkş. Dest. Puan Ort. F, t, KW, MWU P Hast.Çalış. süresi 1-9y×l 46(43.0) 32.19±6.73 KW=0.692 36.95±7.78 KW=1.369 10-18 y×l 37(34.6) 32.78±7.27 P=0.707 35.37±8.33 P=0.504 19 ve üzeri 24(22.4) 30.62±4.64 Kadrolu 76 (71.0) 31.96±6.44 t=-0.213 36.07±7.52 t=-0.778 Sözleümeli 31(29.0) 32.25±6.82 P=0.832 37.35±8.12 P=0.439 40 saat 31(29.0) 31.70±6.75 KW=2.375 35.16±7.28 KW=5.044 45 saat 49(45.8) 31.30±5.96 P=0.305 35.79±8.07 P=0.080 48 saat Ń 27(25.2) 33.77±7.12 Gündüz ve gece 70(65.4) 31.57±6.49 KW=2.677 36.55±7.90 KW=0.080 Sadece gece 4(3.7) 29.00±3.55 P=0.262 36.25±9.42 P=0.961 Sadece gündüz 33(30.8) 33.42±6.72 Memnun deùil 42(39.3) 31.92±5.95 t=-0.150 37.02±8.01 t=0.621 Memnun 65(60.7) 32.12±6.90 P=0.881 36.07±7.50 P=0.536 ústeyerek 43(40.2) 31.00±6.42 t=-1.136 34.09±7.59 t=-2.673 Rastlant×-atama 64(59.8) 32.75±6.54 P=0.175 37.02±7.38 P=0.009 Alan 79(73.8) 32.21±6.83 MWU=1071.5 37.24±8.03 MWU=874.5 Almayan 28(26.2) 31.57±5.64 P=0.806 34.21±6.19 P=0.100 Alan 11(10.3) 36.18±7.56 MWU=337.5 34.54±4.65 MWU=446.5 Almayan 96(89.7) 31.57±6.26 P=0.040 36.66±7.94 P=0.403 Yönetici hemüire 20(18.7) 33.55±7.28 MWU=740.5 36.35±8.30 MWU=843.5 Servis hemüiresi 87(81.3) 31.70±6.32 P=0.299 36.47±7.58 P=0.832 37.12±6.48 Çalışma şekli Çalışma saati 39.11±7.00 Vardiya Şekli 36.24±7.24 İş Memnuniyeti Hast. geliş şekli Ruh Sağ. Eğitimi Oryant. eğitimi Mesleki Pozisyon Hemüirelerin mesleki özellikleri incelendiùinde ise, % 43’ünün 1-9 y×l aras× ruh saùl×ù× hastanesinde çal×üt×ù×, % 60.7’sinin iüinden “memnun” olduùu, % 73,8’inin ruh saùl×ù× konusunda eùitim ald×ù×, % 10.3’ünün ise kuruma uyum eùitimi ald×ù×, % 71’nin kadrolu hemüire olarak, % 45.8’nin haftada 45 saat, % 65.4’ünün hem gündüz ve hem de gece, % 81.3’ünün ise servis hemüiresi olarak çal×üt×ù×, % 59.8’ nin de rastlant×yla tayin olduùu saptanm×üt×r (Tablo 2). 31 Tablo 3: Hemüirelerin Sosyal Destek Puan Ortalamalar×n×n Mesleki Zorlanma Alanlar×na Göre Daù×l×m× ( N= 107) Mesleki Sorun Alanları n(%) Fizik ortam Sorun var 74(69.2) Sorun yok 33(30.8) İletişim Sorun var 46(43.0) Sorun yok 6(57.0) Mes. Bilgi- Beceri Sorun var 11(10.3) Sorun yok 96(89.7) Tedavi koşulları Sorun var 13(12.1) Sorun yok 94(87.9) Yönetim biçimi Sorun var 29(27.1) Sorun yok 78(72.9) F, t, KW, MWZ P Aile Dest. Puan Ort. Arkş Dest. Puan Ort. F, t, KW, MWZ P 32.39±6.81 31.27±5.83 t=-0.819 P=0.415 36.36±7.34 36.63±8.51 t=0.168 P=0.867 32.10±6.08 32.00±6.87 t=-0.085 P=0.932 37.26±8.16 35.83±7.31 t=-0.949 P=0.345 31.90±5.43 32.06±6.65 MWZ=509.0 P=0.845 36.54±7.55 35.63±9.12 MWZ=496.5 P=0.746 31.00±6.17 32.19±6.58 MWZ=551.5 P=0.569 36.15±8.78 36.48±7.57 MWZ=580.0 P=0.767 32.68±6.48 31.80±6.56 MWZ=1040.0 P=0.522 39.17±6.80 35.43±7.78 MWZ=817.5 P=0.028 Hemüirelerin % 69,2’sinin fiziki ortam, % 43’nün kiüileraras× iletiüim, %10,3’ünün mesleki bilgi ve beceri, %12,1’inin tedavi koüullar×, %27,1’inin kurumun yönetimiyle sorun/zorlanma yaüad×ù× bulunmuütur (Tablo 3). Tablo 4: Hemüirelerin Mesleki Sorunlar×n× Paylaüt×klar× Kiüilere Göre Daù×l×m× ( N=107) Mesleki Sorun Paylaşılan Kişi Eü Akr.ve ark. Meslektaü Yönetici Doktor/Psikolog N 37 34 85 42 16 %* 34.6 31.8 79.4 39.3 15.0 * Birden fazla yan×t olduùu için sat×r yüzdesidir. Ayr×ca hemüirelerin mesleki sorunlarla karü×laüt×klar×nda, bu sorunlar×n× %34,6’s× eüiyle, %31.8’i akraba ve arkadaülar×yla, %79.4’ü meslektaülar×yla, %39.3’ü yöneticisiyle, %15.0’× doktor/psikolog ile paylaüt×ù× belirlenmiütir (Tablo4). Hemüirelerin alg×lad×klar× aile destek puan ortalamas× 32.04 ± 6.52, arkadaü destek puan ortalamas× ise 36.44 ± 7.68’dir. Hemüirelerin arkadaülardan alg×lad×klar× sosyal destek puan ortalamas×n×n, ailelerinden alg×lad×klar× sosyal destek puan ortalamas×ndan anlaml× olarak daha yüksek olduùu belirlenmiütir (t=5.62, p<0.05). 32 Hemüirelerin alg×lad×klar× aile desteùi puan ortalamas× 43 yaü ve üzerindekilerde (32.53) erkek hemüirelerde (32.72), bekarlarda (33.48), Ege Bölgesi doùumlu olmayanlarda (32.62), çocuùu olanlarda (32.09), geniü ailede yaüayanlarda (33.11), önlisans mezunu olanlarda (32.47), ayl×k geliri sadece maaü olanlarda (33.56), evi kira olmayanlarda (32.66), ev kiras× olarak maaü×n×n 1/3’ünü verenlerde (34.40), ailesi çal×üt×ù× üehre uzak olanlarda (32.83), en uzun süre üehirde yaüamayanlarda (32.12) yüksek bulunmas×na karü×n, bu sosyodemografik özelliklerin aile desteùinde etkili olmad×ù× bulunmuütur (p>0.05) (Tablo 1). Hemüirelerin sosyo-demografik özelliklerinden, 43 yaü ve üzerindekilerde (39.26) kad×n hemüirelerde (36.48), evlilerde (36.94), Ege Bölgesi’nde doùmayanlarda (36.72), çocuùu olanlarda (37.09), çekirdek ailede yaüayanlarda (36.82), saùl×k meslek lisesi mezunu olanlarda (37.44), maaü yan× s×ra ek geliri olanlarda (36.56), kendi evinde oturanlarda (36.62), ailesi çal×üt×ù× üehirden uzak olanlarda (37.45), en uzun süre köy/ilçede yaüamayanlarda (37.00) yüksek bulunmas×na karü×n, bu özelliklerin alg×lanan aile desteùinde etkili olmad×ù× bulunmuütur (p>0.05). Sadece ev kiras× olarak maaü×n×n 1/3’ünü veren hemüirelerin puan ortalamas×(40.95) s×ras×yla maaü×n×n 1/2 ve ¼’ ü verenlerden yüksek bulunmuü ve gruplar aras×ndaki bu fark istatistiksel olarak anlaml× bulunmuütur. (p<0.05)(Tablo 1). Hemüirelerin alg×lad×klar× aile desteùi puan ortalamas×n×n, hastanede 10-18 y×ld×r çal×üanlarda (32.78), sözleümeli çal×üanlarda (32.25), haftada 48 saat ve daha fazla çal×üanlarda (33.77), sadece gündüz çal×üanlarda (33.42), iüinden memnun olanlarda (32.12), hastaneye rastlant× sonucu atananlarda (32.75), ruh saùl×ù× eùitimi alanlarda (32.47), ve yönetici hemüiresi olarak çal×üanlarda (33.55) yüksek bulunmas×na karü×n uyum (oryantasyon) eùitimi alanlar (36.18) (p<0.05) d×ü×nda mesleki özelliklerden etkilenmediùi bulunmuütur (p>0.05)( Tablo 2). Araüt×rmaya kat×lan hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùi puan ortalamas×n×n ise, hastanede 19 y×l ve daha fazla çal×üanlarda (37.12), sözleümeli çal×üanlarda (37.35), haftada 48 saat ve daha fazla çal×üanlarda (39.11), hem gündüz hem de gece çal×üanlarda (36.55), iüinden memnun olmayanlarda (37.02),), ruh saùl×ù× eùitimi alanlarda (37.24), uyum (oryantasyon) eùitimi almayanlarda (36.66) ve servis hemüiresi olarak çal×üanlarda (36.47) yüksek bulunmas×na karü×n, hastaneye rastlant× sonucu atananlar (37.02 (p<0.05) d×ü×nda mesleki özelliklerden etkilenmediùi bulunmuütur (p>0.05) (Tablo 2). Hemüirelerin fizik ortam koüullar×ndan (32.39), iletiüim konusundan (32.10) ve yönetim biçiminden (32.68) zorlananlar ile mesleki bilgi ve beceri (32.06) ve tedavi koüullar×ndan (32.19) zorlanmayanlarda alg×lanan aile desteùi puan ortalamalar× yüksek olarak saptanm×üt×r. Ancak bu 33 deùiükenler aras×nda istatistiksel olarak anlaml×l×k bulunmam×üt×r (p>0.05) (Tablo 3). Hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùi puan ortalamalar×, fizik ortam koüullar×ndan (36.63) ve tedavi koüullar×ndan (36.48) zorlanmayanlarda diùer taraftan, iletiüim konusunda (37.26), mesleki bilgi ve beceriler de (36.54) ve yönetim biçiminde (39.17) zorlananlarda yüksek bulunmuütur. Ancak yönetim biçiminden zorlanma yaüayanlar (p<0.05) d×ü×ndaki deùiükenler aras×nda istatistiksel olarak anlaml×l×k bulunmam×üt×r (p>0.05) (Tablo 3). Hemüirelerin sosyal destek puan ortalamalar×n×n mesleki sorunlar×n× paylaüt×klar× kiüilere göre daù×l×m×na bak×ld×ù×nda; %34.6’s× eüiyle, %31.8’i akraba ve arkadaülar× ile, %79.4’ü meslektaülar× ile, %39.3’ü yöneticisiyle, %15.0’× doktor/psikologu ile paylaüt×ù× belirlenmiütir (Tablo 4). TARTIŞMA Araüt×rmada Hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùi puan ortalamas× (36.44) aile destek puan ortalamas×ndan (32.04) yüksek bulunmuütur. Bu sonuç, hemüirelerin sosyal desteklerinin iyi olduùu göstermektedir. Çoùunluùunu kad×nlar×n oluüturduùu ve uzun süredir birlikte çal×üan hemüireler için beklenen bir sonuçtur. Bu konuyla ilgili kaynaklarda da kad×nlar×n arkadaü desteùinin erkeklerden daha fazla olduùu belirtilmiütir. Bu anlamda kad×n×n arkadaülar× ile birlikte duygu paylaü×mlar× ve sözel etkileüime daha eùilimli olduùu söylenebilir (Neff Karney 2005, Zaimoùlu 1992). Hemüirelerin sosyo-demografik özelliklerinden, cinsiyetin, medeni durumun, doùum yerinin, çocuk sahibi olman×n, aile tipinin, eùitim düzeyinin, ayl×k gelirin, maaülar×n×n üçte birini ev kiras× olarak ödeyenlerin, oturduklar× evin aileye uzakl×ù×n×n, en uzun süreyle yaüan×lan yerin alg×lanan aile desteùinde etkili olmad×ù× belirlenmiütir. Benzer üekilde hemüirelerin sosyo-demografik özelliklerinden maaülar×n×n üçte birini ev kiras× olarak ödeyenlerin d×ü×nda yaü×n, cinsiyetin, medeni durumun, doùum yerinin, çocuk sahibi olman×n, aile tipinin, eùitim düzeyinin, ayl×k gelirin, oturulan evin aileye uzakl×ù×n×n, en uzun süreyle yaüan×lan yerin alg×lanan arkadaü desteùinde etkili olmad×ù× belirlenmiütir. Çal×ümam×zda ev kiras×n× maaü×n×n üçte biriyle ödeyenlerin, diùer oranlarda ödeyenlerden alg×lad×klar× arkadaü destek puan ortalamas×n×n anlaml× olarak daha yüksek olduùu belirlenmiütir. Maaü×n üçte birinin kiraya verilmesi, iktisatç×lar aç×s×ndan onaylanan bir miktard×r. Evin kira olup olmamas× ya da kira oran×, maddi destek olarak sosyal desteùin içinde deùerlendirilmektedir (Tosun 2009). 34 Hemüirelerde ekonomik aç×dan yeterli olma, kiüileraras× iliükilerde güven duygusu yaratarak arkadaü iliükilerine yans×d×ù× düüünülmektedir. Hemüirelerin mesleki özelliklerinden, uyum (oryantasyon) eùitimi alanlar d×ü×nda, hastanede çal×üma y×llar×n×n, çal×üma üeklinin (kadrolukadrosuz), haftal×k çal×üma saatlerinin, çal×üma üeklinin, iüinden memnun olma durumunun, hastaneye tayin olma üeklinin, ruh saùl×ù× eùitimi alma durumunun, çal×üma pozisyonlar×n×n alg×lad×klar× aile desteùinde etkili olmad×ù× saptanm×üt×r. úü yerine uyum programlar×, hizmette kalitenin artmas×n×n vazgeçilmez bir uygulamas×d×r. Oryantasyon eùitiminin aile desteùinde etkili olmas×nda, hem eùitimin iü yeri sorunlar×n× en aza indirmesinin hem de yaüanabilecek kayg×lar× azaltmas×n×n aile ile paylaü×m× artt×rmada önemli rol oynad×ù× üeklinde yorumlanabilir. Hemüirelerin mesleki özelliklerinden, hastaneye isteyerekatamayla tayin olma durumu d×ü×nda, hastanede çal×üma y×llar×n×n, çal×üma üeklinin (kadrolu-kadrosuz), haftal×k çal×üma saatlerinin, çal×üma üeklinin, iüinden memnun olma durumunun, uyum eùitimi alanlar×n, ruh saùl×ù× eùitimi alma durumunun, çal×üma pozisyonlar×n×n alg×lad×klar× arkadaü desteùinde etkili olmad×ù× saptanm×üt×r. Hastaneye rastlant×sal atamayla gelen hemüirelerin arkadaü desteùi puan ortalamas×, isteyerek atananlardan daha fazlad×r. Hemüireler aile ve akrabalar×n×n bulunmas× nedeniyle isteyerek bu üehre atanmalar×n×n arkadaü desteùini olumsuz yönde etkilediùi, rastlant×yla atananlarda ise arkadaü desteùini olumlu yönde etkileyerek artt×rd×ù× düüünülmektedir. Hemüirelerin sosyal destek puan ortalamalar×n×n mesleki sorun/ zorlanma alanlar×n× da etkileyip etkilemediùi incelenmiü, alg×lanan aile desteùinin; sorun alanlar×ndan fizik ortam×n koüullar×n, iletiüim, yönetim biçimi, tedavi koüullar× ve mesleki bilgi ve becerilerden etkilenmediùi saptanm×üt×r. Alg×lanan arkadaü desteùinin yönetimle sorun var diyenlerin d×ü×nda fizik ortam×n koüullar×, iletiüim, tedavi koüullar× ve mesleki bilgi ve beceriler gibi sorun alanlar×ndan etkilenmediùi saptanm×üt×r. Alg×lanan arkadaü desteùinin yönetimle sorun yok diyenlere göre sorun var diyenlerde daha yüksek bulunmas× meslektaü dayan×ümas× olarak deùerlendirilebilir. Bu bulgu ayn× zamanda çal×üanlar×n arkadaü desteùinde meslektaülar×n önemli bir yeri olduùunu göstermektedir. Zor durumlarda baükalar×n×n bireyin yaüam×n× kolaylaüt×r×c× nitelikte öùütler vermesi, önerilerde bulunmas×, geribildirim vermesi ve güncel güçlüklere yönelik bilgi iletmesi sosyal desteùin biliüsel destek iülevini oluüturur (Altunbaü 2002) Hemüirelerin mesleki sorunlar×n×/ zorlanmalar×n× en fazla paylaüt×klar× kiüiler ise s×ras×yla meslektaülar, yöneticiler, eüler, arkadaü ve akrabalard×r. En az paylaüt×klar× kiüiler ise psikolog ve doktorlard×r. Hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùinin aile desteùinden fazla olmas× bu sonucu desteklemektedir. Hemüireler 35 günlerinin büyük bir bölümü arkadaülar× ile geçirmekte ve genellikle benzer ve ortak sorunlar yaüamaktad×r. Bu birlikteliùin onlar×n arkadaülar ile paylaü×mlar×n× artt×racaù× beklenen bir sonuçtur. SONUÇ VE ÖNERİLER Araüt×rma sonuçlar×, ruh saùl×ù× ve hastal×klar× hastanesinde çal×üan hemüirelerin çoùunun 22-32 yaü grubu, kad×n, evli ön lisans mezunu, çekirdek ailede çal×üt×ù×, hastanede çal×üma süresi 1-9 y×l olduùu, kadrolu çal×üt×ù×, gündüz ve gece üeklinde çal×üt×ù×, hastaneye rastlant× atama sonucu geldiùi, hemüirelerin alan× ile ilgili eùitim ald×ù×, en çok fiziksel ortam ve iletiüim ile ilgili sorun yaüad×ù×, belirlenmiütir. Hemüirelerde arkadaülardan alg×lanan sosyal destek puan ortalamas×n×n aileden alg×lanan sosyal destek puan ortalamas×ndan yüksek olduùu bulunmuütur. Hemüirelerin alg×lad×klar× sosyal destekleri sosyodemografik özelliklerinden; yaü, cinsiyet, medeni durum, doùum yeri, çocuk sahibi olma aile tipi, eùitim düzeyi, gelir konut durumu, aileye yak×nl×k, en uzun süre yaüan×lan yere göre, mesleki özelliklerinden ise oryantasyon eùitimi alanlar×n d×ü×nda, hastanede çal×üma süresi, kadro durumu, çal×üma saati, çal×üma üekli, iü memnuniyeti, hastaneye atanma üekli, mesleki pozisyonu ve ruh saùl×ù× eùitimi alma durumuna göre deùiümemektedir. Hemüirelerin alg×lad×klar× arkadaü desteùi de alg×lad×klar× aile desteùi ile benzerlik göstermektedir. Diùer bir deùiüle hemüirelerin, sosyodemografik ve mesleki özellikleri aile desteklerinde bir deùiüikliùe neden olmam×üt×r. Ancak bu özelliklerden alg×lanan arkadaü desteùinde ev kiras× gelir oran×n×n, mesleki özelliklerden ise hastaneye atanma üeklinin etkili olduùu görülmektedir. Sonuç olarak aile desteùinde ev kiras×na gelire oran× arkadaü desteùinde ise hastaneye atanma üeklinin anahtar belirleyiciler olduùu ortaya ç×km×üt×r. Bu sonuçlar doùrultusunda, ruh saùl×ù× ve hastal×klar× hastanesinde çal×üan hemüirelerin, daha üretken ve doyumlu bak×m verebilmeleri için öneriler üunlar olabilir; x Hemüirelerin ruh ve fizik saùl×ù× sosyal özellikleri konusunda fark×ndal×klar×n×n kazand×r×lmas×, x Sosyal iliükiler yan× s×ra hastane d×ü× sosyal etkinliklerin artt×rmalar×n× saùlayacak hastane birimlerinin kurulmas×, x Hemüirelerin edilmemesi, atanmalar×nda istekli olman×n önemi göz ard× x Hastanedeki fizik ortam×n çal×üma koüullar×na göre düzenlenmesi, x Hemüirelerin oryantasyon eùitimlerinin düzenli aral×klarla yap×lmas×, 36 x Çal×ümaya kat×lan hemüirelerin anket sorular×n× cevaplarken, araüt×rmalara destek olmalar×, yarat×c×l×klar×n× kullanmalar×, çal×ümaya zaman ay×r×p daha içten cevaplar vermeleri, x Bu konudaki araüt×rmalar×n daha geniü örneklem gruplar×yla yap×lmas× önerilebilir. KAYNAKLAR 1. Alçelik A., Deniz F., Yeüildal N., Mayda A.S., ûerifi B.A. (2005). AúBÜ T×p Fakültesi Hastanesinde Görev Yapan Hemüirelerin Saùl×k Sorunlar× ve Yaüam Al×ükanl×klar×n×n Deùerlendirilmesi, TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 4 (2). 2. Alt×ntoprak E., Karabilgin S., Çetin Ö., Kitapç×oùlu G., Çelikkol A. (2008) Hemüirelerin úü Ortamlar×ndaki Stres Kaynaklar×; Depresyon, Anksiyete ve Yaüam Kalitesi Düzeyleri: Yoùun Bak×m ve Yatakl× Birimlerde Hizmet Veren Hemüireler Aras×nda Yap×lan Bir Karü×laüt×rma Çal×ümas×, Türkiyede Psikiyatri 10 (1): 9-17. 3. Altunbaü G (2002) Üniversite Öùrencilerinin Sosyal Destek Düzeylerinin Baz× Kiüisel Özellikleri Ve Sosyal Beceri Düzeyleri úle úliükisi, Anadolu Üniversitesi Eùitim Bilimleri Enstitüsü. 4. Bayram D (1999) Bir Grup Gençte Ruhsal Belirti úle Sosyal Destek úliükisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Eùitim Bilimleri Anabilim Dal×. 5. Burke TA, McKee JR, Wilson HC, Donahue RM, Batenhorst AS ve Pathak DS (2000) A comparison of time-and-motion and self-reporting methods of work measurement. J Nurs Adm. 30: 118-125. 6. Demerouti E, Bakker AB, Nachreiner F, Schaufeli WB (2000) A model of burnout and life satisfaction amongst nurses. J Adv Nurs 32: 454-464. 7. Ebrinç S, Aç×kel C, Baüoùlu C, Çetin M, Çeliköz B (2002) Yan×k merkezi hemüirelerinde anksiyete, depresyon, iü doyumu, tükenme ve stresle baüa ç×kma: Karü×laüt×rmal× bir çal×üma. Anadolu Psikiyatri Dergisi; 3: 162-168. 8. Ekinci H., Ekici S. (2003) úületmelerde Örgütsel Stres Yönetim Stratejisi Olarak Sosyal Desteùin Rolüne úliükin Görgül Bir Araüt×rma, Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Dergisi, May×s, Cilt:27 No: 1; 109-120. 9. Elfering A, Grebner S, Semmer NK ve Gerber H (2002) Time control, catecholamines and back pain among young nurses. Scand J Work Environ Health 28: 386-393. 10. Engin E. (2004) Psikiyatri Kliniùinde Çal×üan Hemüirelerin Öfke Düzeyleri úle úü Motivasyonlar× Aras×ndaki úliükinin úncelenmesi.Ege Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü, Psikiyatri Hemüireliùi,Doktora tezi, úzmir. 11. Eskin M (1993) Reliability of the Turkish version of the perceived social support from friends and family scales, scale for interpersonal behavior and suicide probability scale. J Clin Psychol. 49(4): 515-522. 12. Foxall MJ, Zimmerman L, Standley R ve Bené BA (1990) Comparison of frequency and sources of nursing job stress perceived by intensive care, hospice and medical-surgical nurses. J Adv Nurs 15: 577-584. 13. Gökçe T., Dündar C. (2008) Samsun Ruh ve Sinir Hastal×klar× Hastenesi’nde Çal×üan Hekim ve Hemüirelerde ûiddete Maruziyet S×kl×ù× ve Kayg× Düzeylerine Etkisi, únönü Üniversitesi, 15(1) 25-28. 37 14. Lee I ve Wang HH (2002) Perceived occupational stress and related factors in public health nurses. J Nurs Res 10: 253-260. 15. Neff, L. A. & Karney, B. R. (2005).Gender differences in social support: A question of skills or responsiveness?Journal of Personality and Social Psychology, 88, 79-90. 16. Okanl× A., (1999) Hemüirelik Öùrencilerinin Aile Ve Arkadaülar×ndan Alg×lad×klar× Sosyal Destek úle Anksiyete Düzeyi Aras×ndaki úliüki, Atatürk Üniersitesi. 17. Özgür G (1993). Sosyal Destek ve Saùl×k, Türk Hemüireler Dergisi, Cilt. 43, Say×: 2, 2526. 18. Procidano ME, Heler K (1983) Measures Of Perceived Soial Support From Friends And From Family:Three Validation Studies, Am.J.Comm.Psych.,11,1,1-24. 19. Raggio B, Malacame P (2007) Burnout in intensive care unit. Minerva Anestesiol 73: 195-200. 20. Santos SR, Carroll CA, Cox KS, Teasley SL, Simon SD, Bainbridge L, Cunningham M, Ott L (2003) Baby boomer nurses bearing the burden of care; A four-site study of stres, strain, and coping for inpatient registered nurses, J Nurs Adm 33: 243-250. 21. Say×l I., Haran S., Ölmez û., Özgüven D.H. (1997) Ankara Üniversitesi Hastanelerinde Çal×üan Doktor ve Hemüirelerin Tükenmiülik Düzeyleri, Kriz Dergisi 5 (2):71-78. 22. Sertbaü G., Çuhadar D., Demirli F., (2004) Gaziantep Üniversitesi Saùl×k Yüksekokulu Hemüirelik Bölümü Öùrencilerinde Aile ve Arkadaülardan Alg×lan Sosyal Destek úle Anksiyete Düzeyi Aras×ndaki úliükinin Belirlenmesi, Hemüirelik Forumu Dergisi, Kas×m-Aral×k:42-8. 23. Sorias O (1988b) Sosyal destek ve ruh saùl×ù×, Ege Üniversitesi T×p Fakültesi Dergisi. 27(1): 359-363. 24. Sorias O (1992) Hasta ve saùl×kl× öùrencilerde yaüam stresi, sosyal destek ve ruhsal hastal×k iliükisinin incelenmesi. Psikoloji-Seminer. E.Ü. Edebiyat Fakültesi Yay×nlar×, 9: 33-49. 25. Stokes JP ( 1985) The relation of social network and individual difference variables to loneliness. Journal of Personality and Social Psychology, (48), 981-990. 26. ûahin D, (1999). Sosyal Destek ve Saùl×k (içinde) Okyayuz HÜ (ed) Saùl×k Psikolojisi, Türk Psikologlar Derneùi Yay×nlar× No: 19, Ankara, 79-106. 27. Thoits P.A; (1986) Social Support as Coping Assistance; Journal Clinical Psychology 54/4; 416-423. 28. Tosun K.E. (2009) Türkiye’de Konut úhtiyac× Ve Konut Finansman×, PARADOKS Ekonomi, Sosyoloji ve Politika Dergisi (e-dergi), http://www.paradoks.org Y×l:2 Say×:2, ISSN 1305-7979 29. Tyler PA ve Ellison RN (1994) Sources of stress and Psychological well-being in highdependency nursing, J Adv Nurs 19:469-476. 30. Zaimoùlu û, Büyükberker Ç. (1992) Adolesanlarda Toplumsal Destek Alg×s×; Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Günleri Kongre Kitab×;úzmir; Saray T×p Kitabevleri:232-240. 38 Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 39-52, 2010 ST SEGMENT YÜKSELMESİ OLMAYAN AKUT KORONER SENDROMLARDA VÜCUT SICAKLIĞI DEĞİŞİKLİKLERİNİN HASTA SONUÇLARINA ETKİSİ THE EFFECT OF BODY TEMPERATURE VARIATIONS IN NON-ST SEGMENT ELEVATION ACUTE CORONARY SYNDROMES ON PATIENT OUTCOMES Ar.Gör.Dr. Serap ÖZER * Prof.Dr. Gülümser ARGON* Prof.Dr. Cemil GÜRGÜN ** *Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu-úç Hastal×klar× Hemüireliùi Anabilim Dal× **Ege Üniversitesi T×p Fakültesi-Kardiyoloji Anabilim Dal× IV. Kardiyoloji&Kardiyovasküler Cerrahide Yenilikler Kongresinde (28 Kas×m-2 Aral×k 2008-Sungate Port Royal/Antalya) sözel bildiri olarak sunulmuütur. Ayr×ca Clinical Cardiology September 2008; 38 (Supp2) dergisinde özet olarak yay×nlanm×üt×r. ÖZET Amaç: Akut koroner sendromlarda (AKS) miyokard nekrozuna yan×t olarak geliüebilen vücut s×cakl×ù× yüksekliùi ilk günlerde yayg×n olarak görülen ve prognostik deùeri sorgulanmayan klinik bir özelliktir. Vücut s×cakl×ù×ndaki yükselmeler kalp yetersizliùi ve disritmi geliüme riskini artt×rd×ù× için büyük önem taü×maktad×r. Bu araüt×rmada; karars×z anjina pektoris (KAP) ve ST yükselmesiz miyokard infarktüsünü (NSTEMI) içeren AKS’larda vücut s×cakl×ù× deùiüikliklerinin hasta sonuçlar×na (yaüamsal bulgular ve klinik parametreler) etkisini belirlemek amaçlanm×üt×r. Gereç-Yöntem: Araüt×rmaya 113 hasta (yaü ortalamas× 62.87r12.40, 35’i kad×n 78’i erkek) dahil edilmiütir. Hastalar×n koroner yoùun bak×m (KYB) ünitesine yat×ü× s×ras×nda vücut s×cakl×ù× (timpanik termometre), kalp h×z×, kan bas×nc×, göùüs aùr×s× üiddeti ve CK, CK-MB düzeyleri ölçülerek ölçüm çizelgesine göùüs aùr×s×n×n baülang×c×ndan sonraki saat ve de ölçüm saatiyle birlikte kay×t edilmiütir. Daha sonra da veri toplama formunda yer alan veriler ve hastan×n durumuna uyan zaman dilimlerinde diùer ölçüm verileri toplanm×üt×r. Ayr×ca göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n 24. ve 48. saatinde tekrar CK, CK-MB düzeylerine bak×lm×üt×r. Bulgular: Hastalar×n yat×ü vücut s×cakl×ù× ile CK-MB düzeyi, göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ilk 24 saatindeki vücut s×cakl×ù× ile sistolik kan bas×nc×, CK ve CK-MB düzeyleri, göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ikinci 24 39 saatindeki vücut s×cakl×ù× ile CK-MB düzeyi, göùüs aùr×s×n×n ilk 48 saati sonras× KYB vücut s×cakl×ù× ile sistolik kan bas×nc× aras×nda istatistiksel aç×dan önem taü×yan bir fark bulunmuütur. Sonuç: Bu araüt×rman×n sonucunda; KAP ve NSTEMI tan×l× AKS hastalar×nda vücut s×cakl×ù×ndaki yükselmelerin yaüamsal bulgular× deùiütirdiùi ve infarkt büyüklüùünün göstergeleri olan biyokimyasal belirteçleri etkilediùi görülmüütür. Anahtar Kelimeler: Karars×z Anjina Pektoris, ST Yükselmesiz Miyokard únfarktüsü, Vücut S×cakl×ù×, Hasta Sonuçlar× ABSTRACT Objective: High body temperature as a response to myocardial necrosis in acute coronary syndromes (ACS) emerges as a clinical characteristic, commonly seen in the early phases of the syndrome, though its prognostic value remains unquestioned. Increasing body temperature is considered to be highly significant since it eventually increases the risk of cardiac failure and dysrhytmia. This particular study aims to analyze the effects of the changes in body temperature on patient outcomes (vital findings and clinical parameters) in acute coronary syndromes including unstable angina pectoris (UAP) and non-ST segment elevation myocardial infarction (NSTEMI). Material and Method: The study sample included 113 patient (mean age of 62.87r12.40, 35 women and 78 men). The body temperature, pulse, blood pressure, chest pain severity and CK, CK-MB levels of the patients were measured when the patient was first admitted to the coronary intensive care (CIC) unit and the results were noted in the chart along with the onset time of the chest pain and the measurement time. Afterwards, the data in the data collection form and other measurement data were collected when it was convenient for the patient. Besides, at the 24th and 48th hour of the chest pain, CK and CK-MB levels were tested again. Results: Statistically significant differences were found between the patients' admission body temperature and their CK-MB level, between the first 24 hour body temperature and sistolic blood pressure, CK and CK-MB levels, between the second 24 hours body temperature and CK-MB level, and between CIC body temperature and sistolic blood pressure. Conclusion: In light of the results, it was found that the increases in body temperature potentially alter the vital findings of acute coronary syndrome patients with UAP and NSTEMI and affect the biochemical markers as the leading indicators of the infarct magnitude. Key Words: Unstable Angina Pectoris, Non-ST Segment Elevation Myocardial Infarction, Body Temperature, Patient Outcomes GİRİŞ Fizyolojik dengeyi yans×tan yaüamsal bir fonksiyon olan vücut s×cakl×ù×n×n deùerlendirilmesi bilinen en eski tan× yöntemlerinden 40 birisidir ve hem bireysel yaüamda hem de t×bbi bak×m sürecinde saùl×k ve hastal×ù×n önemli bir belirtisidir (Brown ve ark 2000, Sund-Levander ve ark 2004). AKS’larda doku y×k×m× sonras×nda oluüan inflamasyona yan×t olarak vücut s×cakl×ù× yükselebilmektedir. 1937 y×l×nda yap×lan bir çal×ümada vücut s×cakl×ù× yüksekliùi miyokard infarktüsünün ilk dökümante edilen bulgusu olarak gösterilmiütir. 1974 y×l×nda 334 hasta üzerinde yap×lan prospektif bir çal×ümada ise; önemli bir belirti olarak deùerlendirilmiütir. Bu çal×ümaya göre; akut miyokard infarktüsü (AMI) en yayg×n olarak iki gün vücut s×cakl×ù× yüksekliùine neden olmakta, nadiren 39.5 ºC’yi aümakta ve subendokardiyal infarktüsden çok s×kl×kla transmural infarktüslü hastalarda ortaya ç×kmaktad×r. Bununla beraber vücut s×cakl×ù× yüksekliùi Dressler’s Sendromunun bir özelliùi olarak AMI döneminden sonra ortaya ç×kmaktad×r. Ayn× zamanda postperikardiyotomi sendromunun bir belirtisi olarak kardiyotorasik cerrahi sonras×nda da geliüebilmektedir. Vücut s×cakl×ù× ancak fibroblastlar lökositlerle yer deùiütirmeye ve skar dokusu oluümaya baülad×ù×nda düümektedir (Black, Matassarin-Jacobs 1993, Andreoli ve ark 1997). Vücut s×cakl×ù×n× da içeren yaüamsal bulgular×n gözlenmesi ve ortaya ç×kan deùiüikliklerin sonuçlar×n×n deùerlendirilmesi AKS’lu hastalar×n bak×m×nda oldukça önemlidir (Giuliano ve ark 1999, SundLevander ve ark 2004,). Bak×m ve tedavinin sistematik bir üekilde gerçekleütirilmesini saùlamak için yeterli ölçüm ve deùerlendirmeler ile sorunlar×n tan×lanmas×, beklenen hasta sonuçlar×n×n belirlenmesi, planlama yap×lmas×, giriüimlerin uygulanmas× ve sonuçlar×n deùerlendirilmesi gerekmektedir (Sund-Levander ve ark 2004). Bu doùrultuda araüt×rman×n temel amac×; KAP ve NSTEMI’den oluüan AKS’larda vücut s×cakl×ù× deùiüikliklerinin hasta sonuçlar×na (yaüamsal bulgular: kalp h×z×, kan bas×nc×, klinik parametreler: göùüs aùr×s× üiddeti, sendrom lokalizasyonu, tedavisi, biyokimyasal belirteçler, KYB ünitesinde yat×ü günü, hastanede yat×ü günü, komplikasyon geliüimi ve hastane mortalitesi) etkisini belirlemektir. GEREÇ-YÖNTEM Araştırma Grubu Eylül 2005-2006 tarihleri aras×nda Ege Üniversitesi T×p Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Kliniùi KYB ünitesine KAP ve NSTEMI tan×s× ile yatan 113 AKS’lu hasta araüt×rman×n örneklemini oluüturmuütur. Evren içerisinden, araüt×rmaya dahil edilme kriterlerine (göùüs aùr×s×n×n baülang×c×ndan sonraki ilk 48 saat içerisinde KAP ve NSTEMI tan×s× ile KYB ünitesine gelen, 18 yaü ve üstü, görme ve iüitme sorunu olmayan, biliüsel bozukluùu olmayan, sorular× yan×tlayabilen, s×k 41 aral×klarla vücut s×cakl×ù×, kalp h×z× ve kan bas×nc× ölçümünü, rutin d×ü×nda kan al×nmas×n× ve araüt×rmaya kat×lmay× kabul eden hastalar) uygun olarak seçilen hastalar örneklem kapsam×na al×nm×üt×r. Aktif enfeksiyonu olan, sistemik hastal×ù× bulunan, bilinci kapal× olan, resüsitasyon ve defibrilasyon uygulanm×ü, tiroid fonksiyon bozukluùu olan, ekstrakardiyak ilaç kullanan, kulak ak×nt×s× ve enfeksiyonu olan hastalar örneklem d×ü×nda b×rak×lm×üt×r. Prosedür Betimleyici (iliükisel) tipte olan araüt×rman×n verileri (gerekli etik kurul ve kurum izni al×nd×ktan sonra) “Veri Toplama Formu” ve “Ölçüm Çizelgesi” arac×l×ù× ile toplanm×üt×r. Üç aüamada yürütülen veri toplama sürecinin ilk aüamas×nda; KAP ve NSTEMI tan×s× ile yatan, araüt×rmaya dahil edilme kriterlerini karü×layan hastalar×n KYB ünitesine geldiklerinde bilgilendirilmiü onam formunu imzalamalar× saùlanarak vücut s×cakl×ù×, kalp h×z×, kan bas×nc×, göùüs aùr×s× üiddeti ölçümü yap×lm×ü ve ölçüm çizelgesine göùüs aùr×s×n×n baülang×c×ndan sonraki saat ve de ölçüm saatiyle birlikte kay×t edilmiütir. Venöz kan örnekleri al×narak infarktüs büyüklüùünün göstergeleri olan biyokimyasal belirteçlerden CK ve CKMB düzeylerine bak×lm×üt×r. Daha sonra da ikinci aüama olarak veri toplama formunda yer alan veriler toplanm×üt×r (hastan×n durumu stabil olduùunda-yat×ü×n ikinci yada dördüncü saatinde). Üçüncü aüamada ise; hastan×n durumuna uyan zaman dilimlerinde diùer ölçüm verileri toplanm×üt×r. Göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ilk 24 saatlik sürecinde ölçümler iki saatlik, ikinci 24 saatinde dört saatlik, KYB’da kal×nan diùer günler içinde alt× saatlik, KYB sonras× dönemde ise 12 saatlik aral×klarla yap×larak kay×t edilmiütir. Göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n 24. ve 48. saatinde tekrar venöz kan örneùi al×nm×ü (rutine denk gelen saatlerde rutin için al×nan kanlar×n sonuçlar× kullan×lm×üt×r) ve CK, CK-MB düzeylerine bak×lm×üt×r. Araüt×rma kapsam×na al×nan hastalar×n vücut s×cakl×ù× ölçümlerinde FirstTemp Genius™ Timpanik Termometre kullan×lm×üt×r. Timpanik membrandan yay×lan k×z×l ötesi ×ü×nlar× ölçen timpanik membran termometrelerinin en büyük avantaj×, vücut s×cakl×ù× ölçümü için gerekli zaman× çok azaltmas× ve kullan×m×n×n kolay olmas×d×r. Ayn× zamanda bu termometrelerde enfeksiyon riski yok denecek kadar azd×r. Timpanik zar×n ×s× merkezi olan hipotalamus ile ayn× kan× paylaümas×ndan dolay×, timpanik membran termometreleri ile elde edilen vücut s×cakl×ù× gerçeùe en yak×n (core vücut s×cakl×ù×) deùer olarak kabul edilmektedir (Khorshid ve ark 2004) ve bu termometrelerin oldukça güvenilir olduklar× belirtilmektedir (Staven ve ark 1997, Amoateng-Adjepong 1999). Bu nedenlerle araüt×rma kapsam×na al×nan hastalarda vücut s×cakl×ù× ölçüm yöntemi olarak timpanik termemotre tercih edilmiütir. 42 İstatistiksel Analiz Araüt×rmada örneklem büyüklüùünü belirlemek için geçerlikgüvenirliùi yüksek bir araüt×rma planlamay×, araüt×rma sonucunda al×nacak kararlar×n geçerliùini, güvenirliùini ve duyarl×ù×n× garanti alt×na almay× saùlayan bir yöntem olan power analiz (güç analizi) yöntemi kullan×lm×üt×r (Portney, Watkins 1993, Özdamar 2003). Örneklemden elde edilen veriler ise; özel bir bilgisayarda Statistical Package for Social Science (SPSS) 15.0 paket program×nda analiz edilmiütir. Ölçüm çizelgesinde yer alan vücut s×cakl×ù× deùerleri aç×k olarak kodland×ktan sonra ortalamalar× hesaplanm×ü ve üç baül×k alt×nda s×n×fland×rma yap×lm×üt×r (S×n×fland×rma Reith ve arkadaülar×n×n (1996) çal×ümas×ndaki s×n×fland×rma esas al×narak yap×lm×üt×r). Bu doùrultuda; 36,5 ºC ve alt×ndaki deùerler hipotermi, 36,5 ºC üzeri ve 37,5 ºC ve alt×ndaki deùerler normotermi, 37,5 ºC üzerindeki deùerler ise hipertermi s×n×f×na dahil edilmiütir. úlk 24 ve ikinci 24 saatte vücut s×cakl×ù× her saat için rakamsal deùerler doùrultusunda deùerlendirilmiü, ayr×ca s×n×f ve ortalamalara göre daù×l×mlar verilmiütir. úliükisel karü×laüt×rmalarda ise; yine bu üç s×n×f üzerinden deùerlendirme yap×lm×üt×r. Araüt×rman×n amac×na uygun olarak toplanan verilerin analiz edilmesi sonucunda; hastalara iliükin tan×t×c× verilerin, klinik verilerin ve ölçümle elde edilen verilerin say× yüzde daù×l×mlar× ve ortalamalar× verilmiütir. Ayr×ca Ki-kare Analizi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve Tukey-HSD Post Hoc Testinden yararlan×lm×üt×r. BULGULAR Araüt×rma kapsam×na al×nan 113 hastan×n tan×t×c× ve klinik özellikleri Tablo-1’de gösterilmiütir. Buna göre; 62.87r12.40 yaü ortalamas×yla çoùunluk (% 69.0) erkek hastalardan oluümuütur. Hastalar×n ortalama 3.84r1.41 risk faktörü say×s×yla en fazla oranlarla hipertansiyon (% 25.1), hiperlipidemi (% 23.3) ve aile öyküsü (% 18.6) risk faktörlerine sahip olduùu, komplikasyon geliüme oran×n×n % 15.0 olduùu ve geliüen komplikasyonlar×n s×ras×yla kalp yetersizliùi (% 23.5), atrial fibrilasyon/flatter (% 23.5) ve paroksismal supraventriküler taüikardi (% 23.5) olduùu saptanm×üt×r. Araüt×rman×n temel deùiükeni olan vücut s×cakl×ù×n×n göùüs aùr×s× baülang×c×n×n ilk 48 saattindeki her saat için ortalama daù×l×mlar× Grafik-1 ve Grafik-2’de verilmiütir. Bu daù×l×mlara göre; ilk 24 saatte en düüük vücut s×cakl×ù× ortalamas× 6. saatte elde edilen ortalama olup 35.98r0.86 ºC iken, en yüksek vücut s×cakl×ù× ortalamas× 19. saatte elde edilen ortalama olup 36.81r0.83 ºC’dir. úkinci 24 saatteki her saat için ise; vücut s×cakl×ù× ortalamas×n×n en düüük deùeri 30. saatte 36.20 ºC, en yüksek deùeri 27. saatte 36.81r0.77 ºC’dir. 43 Tablo-1: Hastalar×n Tan×t×c× ve Klinik Özellikleri Özellikler Yaş (ortalama/yaü) Erkek cinsiyet (%) Risk faktörü (ortalama/say×) Acil servise geliş zamanı (Semptomlar baülad×ktan sonra) (ortalama/saat) KYB ünitesine geliş zamanı (Semptomlar baülad×ktan sonra) (ortalama/saat) KYB ünitesinde yatış süresi (ortalama/gün) Hastanede yatış süresi (ortalama/gün) Komplikasyon gelişimi (%) Hastane içi mortalite (%) 62.87r12.40 69.0 3.84r1.41 11.07r13.01 21.57r15.27 2.82r1.62 5.56r3.00 15.0 0 Grafik-1: Hastalar×n úlk 24 Saatteki Her Saat úçin Vücut S×cakl×ù× Ortalamalar×n×n Daù×l×m× 37 V ücut Sıc aklığ ı (ºC ) 36,8 36,6 36,4 36,2 36 35,8 35,6 35,4 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 Za ma n ( sa at) Grafik-2: Hastalar×n úkinci 24 Saatteki Her Saat úçin Vücut S×cakl×ù× Ortalamalar×n×n Daù×l×m× 36,9 36,8 Vücut Sıca klığı (ºC) 36,7 36,6 36,5 36,4 36,3 36,2 36,1 36 35,9 35,8 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 Zaman (saat) 44 Hastalar×n vücut s×cakl×ù× s×n×flar× ve ortalamalar×n×n ölçüm zamanlar×na göre daù×l×mlar× Tablo-2’ye göre deùerlendirildiùinde; KYB ünitesine yat×ü s×ras×nda hastalar % 54.0 oran×yla hipotermi, göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ilk 24 saatinde % 52.6 oran×nda normotermi, göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ikinci 24 saatinde % 54.0 oran×nda normotermi, ilk 48 saat sonras× KYB günlerinde % 53.3 oran×yla normotermi, KYB sonras× dönemde de; % 48.9 oran×yla hipotermi s×n×f×nda yer alm×üt×r. Tablo-2: Hastalar×n Vücut S×cakl×ù× S×n×flar× ve Ortalamalar×n×n Ölçüm Zamanlar×na Göre Daù×l×m× Vücut Sıcaklığı Sınıfı Ölçüm Zamanları Yatış N 61 44 8 % 54.0 38.9 7.1 İlk 24 N 28 41 9 Saat İkinci 24 Saat % N % 35.9 44 38.9 52.6 61 54.0 11.5 8 7.1 KYB N 37 48 5 % 41.1 53.3 5.6 KYB Sonrası N % 44 48.9 43 47.8 3 3.3 Hipotermi Normotermi Hipertermi Vücut Sıcaklığı (X:36.50r0.61) (X:36.96r3.06) (X:36.64r0.59) (X:36.65r0.57) (X:36.50r0.61) Ortalama TOPLAM 113 100.0 78 * 100.0 113 100.0 90 ** 100.0 90 ** 100.0 *Say×lar göùüs aùr×s× baülang×c×n×n ilk 24 saati içerisinde KYB ünitesine gelen hastalar için geçerlidir. **Say×lar KYB ünitesinde ve KYB sonras× dönemde izlenen hastalar için geçerlidir. Araüt×rmaya dahil edilen hastalar×n kalp h×z× ortalamalar× KYB ünitesine yat×ü s×ras×nda 75.44r12.70/dk, göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ilk 24 saatinde 75.07r11.85/dk, ikinci 24 saatinde 74.14r10.99/dk, KYB’da 74.58r10.46 ve KYB sonras×nda 75.23r7.75/dk olarak bulunmuütur. Kan bas×nc× (KB) ortalama deùerleri ise; KYB ünitesine yat×ü s×ras×nda sistolik kan bas×nc× (SKB) için 139.07r23.76 mmHg, diyastolik kan bas×nc× (DKB) için 80.75r13.40 mmHg, ilk 24 saatte SKB için 133.91r69.70 mmHg, DKB için 75.70r8.89 mmHg, ikinci 24 saatte SKB için 122.38r15.67 mmHg, DKB için 71.61r10.46 mmHg, KYB’da SKB için 119.82r15.01 mmHg, DKB için 71.33r7.85 mmHg, KYB sonras×nda SKB için 118.17r13.15 mmHg, DKB için de 70.56r6.65 mmHg olarak saptanm×üt×r. Hastalar×n ilk 24 saat vücut s×cakl×ù× ile kalp h×z× ve DKB aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptanmazken (F:1.147; p>0.05, F:0.278; p>0.05), ilk 24 saat vücut s×cakl×ù× ile SKB aras×nda istatistiksel aç×dan önem taü×yan bir fark saptanm×üt×r (F:4.171; p<0.05). TukeyHSD Post Hoc Testi sonucunda bu fark×n; hipotermik ile hipertermik ve normotermik ile hipertermik hastalar aras×ndaki farktan kaynakland×ù× belirlenmiütir. 45 Araüt×rman×n örneklemine giren hastalar×n göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ikinci 24 saatindeki vücut s×cakl×ù× ile yaüamsal bulgular aras×ndaki iliükiye göre; hastalarda ikinci 24 saat vücut s×cakl×ù× ile kalp h×z×, SKB ve DKB aras×nda istatistiksel aç×dan anlaml× bir fark saptanmam×üt×r (F:1.563; p>0.05, F:0.429; p>0.05, F:3.064; p>0.05). Aradaki fark istatistiksel aç×dan anlaml×l×k taü×mamas×na karü×n, hipertermik hastalarda hipotermik hastalara k×yasla kalp h×z× daha yüksek bulunmuütur. KYB ünitesinde kal×nan ilk 48 saat sonras× günlerde ölçülen vücut s×cakl×ù× ile yaüamsal bulgular aras×ndaki iliükiye ait veriler incelenecek olursa; hastalar×n KYB vücut s×cakl×ù× artt×kça kalp h×z×n×n da k×smen artt×ù× fakat aradaki fark×n istatistiksel aç×dan bir anlaml×l×k ifade etmediùi (F:0.617; p>0.05), KYB vücut s×cakl×ù× ile SKB aras×nda anlaml× bir fark olduùu (F:3.393, p<0.05), DKB aras×nda ise anlaml× bir fark olmad×ù× (F:1.032; p>0.05) görülmüütür. Hastalar×n KYB sonras× vücut s×cakl×ù× ile yaüamsal bulgular aras×ndaki iliükiye bak×ld×ù×nda ise; hastalarda KYB sonras× vücut s×cakl×ù×n×n hipotermik, normotermik ve hipertermik s×n×rlarda olmas×n×n yaüamsal bulgular× deùiütirmediùi, KYB sonras× vücut s×cakl×ù× ile yaüamsal bulgular aras×ndaki fark×n istatistiksel olarak anlaml× olmad×ù× sonucu bulunmuütur (Kalp h×z× için F:0.342; p>0.05, SKB için F:0.054; p>0.05, DKB için F:0.739; p>0.05). únfarktüs büyüklüùünün göstergeleri olan biyokimyasal belirteçlerden CK ve CK-MB düzeylerinin ortalamalar× ölçüm zamanlar×na göre üu üekilde daù×l×m göstermiütir; ortalama CK deùeri yat×ü s×ras×nda 201.79r382.94 U/L, ilk 24 saatte 199.24r284.36 U/L, ikinci 24 saatte 195.94r371.18 U/L, ortalama CK-MB deùeri yat×ü s×ras×nda 25.41r30.87 U/L, ilk 24 saatte 32.84r47.54 U/L, ikinci 24 saatte 22.46r18.17 U/L olarak bulunmuütur. Yat×ü s×ras×ndaki vücut s×cakl×ù× artt×kça CK düzeyleri de art×ü göstermiütir fakat yat×ü vücut s×cakl×ù× ile CK düzeyi aras×ndaki fark tek yönlü varyans analizi ile deùerlendirildiùinde; istatistiksel aç×dan bir önemlilik bulunmam×üt×r (F:2.302; p>0.05). Buna karü×l×k yat×ü vücut s×cakl×ù× artt×kça CK-MB düzeyi de artm×üt×r ve yat×ü vücut s×cakl×ù× ile CK-MB düzeyi aras×ndaki fark istatistiksel olarak anlaml× bulunmuütur (F:4.645; p<0.05). Tukey-HSD Post Hoc Testi sonucuna göre ise; hipotermi ile hipertermi s×n×f× aras×nda farkl×l×k bulunmuütur. Hastalarda ilk 24 saatteki vücut s×cakl×ù× ile CK ve CK-MB düzeyleri aras×nda istatistiksel aç×dan anlaml× bir fark olduùu belirlenmiütir (F:3.331; p<0.05, F:3.390; p<0.05). Farkl×l×ù×n kaynaù×n×n hangi gruplar aras×nda olduùunu belirlemek için ileri analiz yap×lm×ü ve normotermik hastalarla hipertermik hastalar aras×nda CK ve CK-MB ortalamalar× aç×s×ndan farkl×l×k saptanm×üt×r. 46 úkinci 24 saat vücut s×cakl×ù×n×n art×ü göstermesiyle biyokimyasal belirteçlerden CK düzeyinin de art×ü gösterdiùi fakat yap×lan varyans analizinde bu art×ü×n istatistiksel bir anlaml×l×k oluüturmad×ù× (F:0.620; p>0.05) görülmüütür. CK-MB düzeyi ise ikinci 24 saat vücut s×cakl×ù× deùerlerinin artmas×yla istatistiksel aç×dan önem taü×yan bir art×ü (F:5.238; p<0.05) göstermiütir. Tukey-HSD Post Hoc Testi ile gruplar aras×ndaki farkl×l×ù×n kaynaù× araüt×r×ld×ù×nda bu farkl×l×ù×n hipotermi ile hipertermi s×n×f× aras×nda olduùu saptanm×üt×r. Araüt×rmaya dahil edilme kriterlerini karü×layan hastalarda vücut s×cakl×ù× ile göùüs aùr×s× üiddeti, sendrom lokalizasyonu, tedavisi, KYB ünitesinde yat×ü günü, hastanede yat×ü günü ve komplikasyon geliüimi klinik parametreleri aras×ndaki iliüki de araüt×r×lm×üt×r. Fakat vücut s×cakl×ù× ile bahsedilen deùiükenler aras×nda istatistiksel önemi olan bir iliüki bulunmam×üt×r (p>0.05). TARTIŞMA KAP ve NSTEMI tan×s× konulan AKS’lu hastalar×n KYB ünitesine yat×ü s×ras×nda çoùunlukla hipotermik vücut s×cakl×ù×na, ilk 48 saatte ve ilk 48 saat sonras× KYB günlerinde çoùunlukla normotermik vücut s×cakl×ù×na sahip olduùu belirlenmiütir. KYB sonras× dönem vücut s×cakl×ù× ise; çoùunlukla hipotermik s×n×rlarda bulunmuütur. Literatürde AKS’da miyokard nekrozuna nonspesifik bir yan×t olarak vücut s×cakl×ù×n×n yükseldiùi, bu yüksekliùin infarktüsün dörtsekizinci saatlerinde baülad×ù×, 38.9 ºC’ye kadar yükselebilen düzeyde olduùu ve dört-beü günde normale döndüùü belirtilmektedir (Pereira ve ark 1993, Pehlivanoùlu, ûuekinci 2003, Argon 2004, Balbay 2004). Elde edilen sonuçlar literatürle uyumlu bulunmam×üt×r. AKS’lu hastalarda vücut s×cakl×ù× deùiüiklikleri ve etkileri konusunda yap×lm×ü baz× araüt×rmalar×n sonuçlar×na bak×ld×ù×nda; bu araüt×rman×n sonuçlar× ile benzerlikler gösteren sonuçlar elde edildiùi görülmüütür. Lofmark ve arkadaülar×n×n (1978) AMI’den sonra vücut s×cakl×ù×n× rektal yolla izledikleri çal×ümada; hastanedeki ilk günün sabah×ndaki s×cakl×ù×n nadiren 38.2 ºC’nin üzerine ç×kt×ù× (50 vakan×n dördünde), hastanedeki beüinci günden sonra vücut s×cakl×ù×n×n nadiren maximal düzeye ulaüt×ù× (150 vakan×n beüinde), maximal sabah vücut s×cakl×ù×n×n ise nadiren 39 ºC’nin üzerine ç×kt×ù× (150 vakan×n birinde), sabah vücut s×cakl×ù×n×n bir veya daha fazla say×daki ölçümlerde beü gün sonra nadiren 0.6 ºC’den daha fazla bir art×ü gösterdiùi (150 vakan×n dokuzunda) ve hastalar×n % 11’inde ise hiç vücut s×cakl×ù× yüksekliùi görülmediùi bulunmuütur. Yap×lan diùer çal×ümalarda ise; hastalar×n ortalama vücut s×cakl×ù×n×n 37.3 ºC-37.6 ºC aras×nda deùiüen deùerlerde olduùu saptanm×üt×r (Herlitz ve ark 1988, Ben-Dor ve ark 2005, Naito ve ark 2007). 47 AKS’lara benzer bir mekanizmayla ortaya ç×kan inmede de vücut s×cakl×ù×n×n artt×ù× yap×lan çal×ümalar×n sonuçlar×nda bildirilmektedir (Georgilis ve ark 1999, Knoll ve ark 2002). AKS’larda iskemik olay×n direkt bir sonucu olarak ve yetersiz kardiyak pompa fonksiyonuna bir yan×t olarak geliüen sempatik aktivite art×ü×na baùl× belirtiler s×kl×kla görülmektedir. Kalp h×z×n×n artmas× da bu belirtiler aras×nda yer almaktad×r. Son y×llarda AMI sonuçlar× için kalp h×z×n×n tahmini gücü konusunda çal×ümalar yap×lm×ü ve taüikardinin yaüayan AMI’lü hastalarda mortalitenin önemli bir göstergesi olduùu bulunmuütur. Yap×lan çok say×daki çal×üma AMI nedeniyle koroner veya yoùun bak×m ünitelerine kabul edilen hastalar aras×nda kalp h×z×n×n 80’in üzerinde olmas×n×n hem hastanede hem de hastane d×ü× izlem s×ras×nda büyük bir ölüm riski oluüturduùunu göstermiütir. Artm×ü kalp h×z×n×n ayn× zamanda kalp yetersizliùinin de bir belirleyicisi olduùu ifade edilmektedir. Palatini (2000); Hjalmarson ve arkadaülar×n×n yapt×klar× bir çal×ümada tüm nedenlerle ortaya ç×kan mortalite oran×n× yat×ü s×ras×ndaki kalp h×z× 60’×n alt×nda olan hastalarda % 14, 90’×n üzerinde olanlarda % 41 ve 110’un üzerinde olanlarda % 48 olarak bulduklar×n× belirtmiütir. Ayn× zamanda Disegni ve arkadaülar×n×n çal×ümalar×nda; kalp h×z× 90’×n üzerinde olan, AMI’den sonra yaüamda kalanlar aras×nda ölüm oran×n×n kalp h×z× 70’den az olanlara göre iki kat daha fazla olduùunu gözlemlediklerini ifade ederek, bu sonuçlar×n GUSTO ve GISSI gibi büyük çapl× çal×ümalar×n sonuçlar×yla da uyumlu olduùu üzerinde durmuütur. Bu bilgiler ×ü×ù×nda; araüt×rma kapsam×na al×nan hastalar×n kalp h×z×n×n 74-81 aras×nda deùiükenlik göstermesi (taüikardik s×n×rlarda olmamas×) hastane içi ve hastane d×ü× mortalite risklerinin ayn× zamanda da kalp yetersizliùi risklerinin bu deùiüken aç×s×ndan düüük olacaù×n× düüündürmektedir. Bilindiùi gibi; AKS geçiren hastalarda KB genellikle saatler veya günler içinde progresif olarak düümekte, ilk hafta içerisinde en düüük seviyesine ulaümakta ve sonraki iki-üç hafta boyunca normale dönmektedir. Ancak infarktüsün baülang×c×nda ani hipotansiyon oluüabilmekte ve bu da kardiyojenik üokun üiddetli hipotansiyonuna dönüüebilmekte yada kendiliùinden düzelmektedir. Bazen de yoùun aùr×ya baùl× olarak geçici hipertansiyon görülmektedir (Pehlivanoùlu, ûuekinci 2003, Balbay 2004, Berkalp 2004). Vücut s×cakl×ù× artt×ù× zaman, vücudun metabolizmas× da büyük oranda artmaktad×r. Artm×ü metabolizman×n bir sonucu olarak da vücudun oksijen tüketimi artmakta, febril epizodun aü×r× stresine baùl× olarak solunum ve kalp h×z× da art×ü göstermektedir (Potter, Perry 1985, Ikematsu 2004). 48 Naito ve arkadaülar×n×n (2007) çal×ümas×nda çal×üma sonuçlar×na benzerlik gösteren sonuçlar elde edilmiütir. Belirtilen çal×ümada; yat×ü vücut s×cakl×ù× ile SKB ve DKB aras×nda anlaml× bir farkl×l×k bulunmazken, yat×ü vücut s×cakl×ù× ile kalp h×z× aras×nda önemli pozitif bir iliüki bulunmuütur. Yap×lan birçok çal×ümada; vücut s×cakl×ù× ve biyokimyasal belirteçlerle tahmin edilen infarktüs büyüklüùü aras×nda pozitif bir iliüki bulunmuütur (Herlitz ve ark 1988, Pereira ve ark 1993, Hale, Kloner 2002, Ben-Dor ve ark 2005). Naito ve arkadaülar×n×n (2007) çal×ümas×nda ise; vücut s×cakl×ù×n×n CK düzeyi ile önemli bir iliükisi olmad×ù× gösterilmiütir. Bu çal×ümadan elde edilen sonuçlar belirtilen çal×üma sonuçlar×yla benzerlikler göstermektedir. AKS’lu hasta grubunda olduùu gibi inmeli hasta grubunda da; vücut s×cakl×ù× ile infarkt volümü ve ciddiyeti aras×nda iliüki olduùu çeüitli çal×ümalar×n sonuçlar×yla kan×tlanm×üt×r (Reith ve ark 1996, Ginsberg, Busto1998, Georgilis ve ark 1999, Del Brotto 2004, Zaremba 2004, Leira ve ark 2006). Elde edilen sonuçlara bak×l×rsa vücut s×cakl×ù× ile komplikasyon geliüimi aras×nda istatistiksel önemi olan bir iliüki olmamas×na karü×n, hipertermik olan hastalarda komplikasyon geliüimi hiç de az say×lmayacak oranlardad×r. Konu ile ilgili çal×ümalar incelendiùinde; AKS’lu, inmeli hatta ventilatörle iliükili akciùer sorunu olan hastalarda vücut s×cakl×ù×ndaki art×ülar ile kötü hasta sonuçlar× aras×nda bir iliüki olduùu görülmektedir (Reith ve ark 1996, Pereira ve ark 1993, Lofmark ve ark 1978, Herlitz ve ark 1988, Ben-Dor ve ark 2005, Naito ve ark 2007, Georgilis ve ark 1999, Leira ve ark 2006, Diringer ve ark 2004, Suzuki ve ark 2004). Bu araüt×rmadan elde edilen bulgularla “AKS’larda hastalar×n KYB ünitesine yat×ü× s×ras×ndaki, göùüs aùr×s×n×n baülang×c×n×n ilk 24 saatindeki, ikinci 24 saatindeki, ilk 48 saati sonras× KYB’daki ve KYB sonras×ndaki vücut s×cakl×ù× yaüamsal bulgular× ve klinik parametreleri etkilemektedir” hipotezi yaüamsal bulgular aç×s×ndan tam, klinik parametreler aç×s×ndan da k×smen desteklenmiütir. ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI Araüt×rmada hastalar×n vücut s×cakl×ù× izlemlerinin acil servise baüvuru an×ndan itibaren yap×lamamas×, önemli inflamasyon göstergeleri olan c-reaktif protein (CRP), lökosit gibi kan düzeylerine bak×lamamas×, ekokardiyografik ve anjiyografik analizlerinin deùerlendirilememesi s×n×rl×l×klar× oluüturmaktad×r. Ayr×ca araüt×rma kapsam×na ST segment yükselmeli miyokard infarktüslü hastalar×n dahil edilmemesi ve vücut s×cakl×ù×n×n uzun dönemli mortalite üzerine etkisinin deùerlendirilememesi diùer s×n×rl×l×klard×r. 49 ST segment yükselmesi olmayan AKS (KAP ve NSTEMI) kardiyak ölüm ve AMI geliümesi aç×s×ndan yüksek risk taü×yan klinik sendromlard×r. Dolay×s×yla bu klinik sendromlarda vücut s×cakl×ù× deùiüikliklerinin sonuçlar×n×n bilinmesinin olas× risklerin erken dönemde tan×lanmas× ve gereken önlemlerin al×nmas× aç×s×ndan yararl× olacaù× düüünüldüùünden bu araüt×rman×n örneklemi ST segment yükselmesi olmayan AKS’la s×n×rland×r×lm×üt×r. SONUÇ ve ÖNERİLER Bu araüt×rmada; basit ve uygulanmas× kolay bir yöntem kullan×larak hastalar×n prognozu hakk×nda önceden ve hastaya zarar vermeden bilgi edinilmesi saùlanmaya ve pratik anlamda da yararl× sonuçlar elde edilmeye çal×ü×lm×üt×r. Ayr×ca KYB hizmetlerinde gözden kaçan bir noktaya da dikkat çekilmiütir. Sonuç olarak; KAP ve NSTEMI tan×l× AKS hastalar×nda vücut s×cakl×ù×ndaki yükselmeler yaüamsal bulgular× deùiütirmekte ve infarkt büyüklüùünün göstergeleri olan biyokimyasal belirteçleri etkilemektedir. Bu doùrultuda; x Hemüireler taraf×ndan yap×lan yaüamsal bulgu izlemlerinde dikkatli olunmas× ve izlemlerin daha s×k aral×klarla, standardize edilerek yap×l×p kay×t edilmesi, x Vücut s×cakl×ù× izlemlerinin hassas ve güvenilir araçlarla yap×lmas×, x KYB ünitesinde çal×üan hemüirelerin AKS’larda vücut s×cakl×ù×n×n yaüamsal bulgular ve klinik parametreler üzerindeki etkileri ile ilgili olarak bilgilendirilmeleri, x Hemüirelik bak×m×n×n sistematik ve yap×sal bir üekilde gerçekleütirilmesi için vücut s×cakl×ù× ile ilgili sorunlar×n tan×lanmas×, uygun planlaman×n yap×lmas×, giriüimlerin uygulanmas× ve sonuçlar×n deùerlendirilmesi, x AKS’lu hastalarda vücut s×cakl×ù× ile inflamasyon göstergeleri, ekokardiyografik/anjiyografik bulgular ve uzun dönemli mortalite aras×ndaki iliükilerin belirlendiùi araüt×rmalar×n yap×lmas× önerilebilir. TEŞEKKÜR Araüt×rma verilerinin analizinde bilgi ve deneyimlerini paylaüan Ege Üniversitesi Biyoistatistik Bölümü Öùretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet ORMAN’a, araüt×rmay× maddi aç×dan destekleyen Ege Üniversitesi Bilimsel Araüt×rma Projeleri ûube Müdürlüùü’ne (Proje No: 2005 HYO/007) teüekkürlerimizi sunar×z. 50 KAYNAKLAR 1. Amoateng-Adjepong Y, Del Mundo J, Manthous CA. (1999). Accuracy of an infrared tympanic thermometer. Chest, 115: 1002-05. 2. Andreoli TE, Bennett JC, Carpenter CJ ve ark. (1997). Ateü ve ateüli sendromlar. (içinde) Çalangu S, S×va A, Tuzcu M (ed). Cecil Essentials of Medicine Türkçesi. 4. Edisyon. W.B. Saunders Company/Nobel T×p Kitabevleri, 663-76. 3. Argon G. (2004). Akut miyokard infarktüsünde bak×m. (içinde) Fad×loùlu Ç (ed). III. Ege Dahili T×p Günleri-úç Hastal×klar× Hemüireliùi Kitab× III. úzmir, 105-21. 4. Balbay Y. (2004). Akut koroner sendrom semptomlar×n×n ve fizik muayene bulgular×n×n deùerlendirilmesi ve ay×r×c× tan×. Türkiye Klinikleri Kardiyoloji, Akut Koroner Sendromlar Özel Say×s×, 17(2): 76-80. 5. Ben-Dor I, Haim M, Rechavia E ve ark. (2005). Body temperature-a marker of infarct size in the era of early reperfusion. Cardiology, 103(4): 169-73. 6. Berkalp B. (2004). ST segment yükselmeli miyokard infarktüsü. (içinde) Komsuoùlu B (ed). Klinik Kardiyoloji. MN Medikal&Nobel T×p Kitap Saray×, Ankara, 53-80. 7. Black JM, Matassarin-Jacobs E. (1993). Nursing care of clients with disorders of cardiac function. (in) Black JM, Matassarin-Jacobs E (eds). Medical-Surgical Nursing A Psychophysiologic Approach. Fourth Edition. W.B. Saunders Company, 1139-64. 8. Brown S, Coleman H, Geary E. (2000). Accurate measurement of body temperature in the neonate: a comparative study. Journal of Neaonatal Nursing, 6(5): 165-68. 9. Del Brotto OH. (2004). Relationship between body temperature and prognosis, and neuroprotective effect of hypothermia in acute stroke patients. Rev Neurol., 1-15: 38(11): 1050-55. 10. Diringer MN, Reaven NL, Funk SE ve ark. (2004). Elevated body temperature independently contributes to increased length of stay in neurologic intensive care unit patients. Critical Care Medicine, 32(7): 1489-95. 11. Georgilis K, Plomaritoglu A, Dafni U ve ark. (1999). Aetiology of fever in patients with acute stroke. Journal of Internal Medicine, 246(2): 203. 12. Ginsberg MD, Busto R. (1998). Combating hyperthermia in acute stroke. Stroke, 29: 529-34. 13. Giuliano KK, Scott SS, Eliot S ve ark. (1999). Temperature measurement in critically ill orally intubated adults: a comparison of pulmonary artery core, tympanic, and oral methods. Critical Care Medicine, 27(10): 2188-93. 14. Hale SL, Kloner RA. (2002). Elevated body temperature during myocardial ischemia/reperfusion exacerbates necrosis and worsens no-reflow. Coronary Artery Disease, 13(3): 177-81. 15. Herlitz J, Bengtson A, Hjalmarson A ve ark (1988). Body temperature in acute myocardial infarction and its relation to early intervention with metaprolol. Int J Cardiol., 20(1): 65-71. 16. Ikematsu Y. (2004). Characteristics of and interventions for fever in Japan. International Nursing Review, 51(4): 229. 17. Khorsh×d L, Eüer ú, Zaybak A ve ark. (2004). Saùl×kl× eriükin bireylerin beden s×cakl×ù×n×n ölçümünde cival×, timpanik ve tek kullan×ml×k termometrelerin karü×laüt×r×lmas×. C.Ü. Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 8(1): 26-30. 51 18. Knoll T, Wimmer MLJ, Gumpinger F ve ark. (2002). The low normothermia conceptmaintaining a core body temperature between 36 and 37 ºC in acute stroke unit patients. Journal of Neurosurgical Anesthesiology, 14(4): 304-08. 19. Leira R, Rodriguez-Yanez M, Castellanos M ve ark. (2006). Hyperthermia is a surrogate marker of inflammation-mediated cause of brain damage in acute ischaemic stroke. Journal of Internal Medicine, 260: 343-49. 20. Lofmark R, Nordlander R, Orinius E. (1978). The temperature course in acute myocardial infarction. American Heart Journal, 96(2): 153-56. 21. Naito K, Anzai T, Yoshikawa T ve ark. (2007). Increased body temperature after reperfused acute myocardial infarction is associated with adverse left ventricular remodeling. Journal of Cardiac Failure, 13(1): 25-33. 22. Özdamar K. (2003). Modern bilimsel araüt×rma yöntemleri. Kaan Kitabevi, 1. Bask×, Eskiüehir, 109. 23. Palatini P. (2000). Heart rate in myocardial infarction. (in) Palatini P, (eds). Heart Rate A Major Cardiovascular Risk Factor. Torino, Italy, 25-9. 24. Pehlivanoùlu S, ûuekinci S. (2004). Koroner kalp hastal×ù×-miyokard infarktüsü. (içinde) Cin VG (ed). Kardiyoloji, 123-52. 25. Pereira D, Linder J, Rabacal C ve ark. (1993). Fever in the first 48 hours of an acute myocardial infarct treated with fibrinolytics-an indicator of nonreperfusion of the coronary vessels?. Rev Port Cardiol, 12(9): 725-29, 699-700. 26. Portney LG, Watkins MP. (1993). Power analysis and determination of sample size. (in) Portney LG, Watkins MP (eds). Foundations of Clinical Research Applications to Practice. Appleton&Lange, Norwalk, Connecticut, 651-67. 27. Potter PA, Perry AG. (1985). Assessment of vital signs. (in) Potter PA, Perry AG, (eds) Fundamentals of Nursing Concepts, Process and Practice, 563-95. 28. Reith J, Jorgensen HS, Pedersen PM ve ark (1996). Body temperature in acute stroke: relation to stroke severity, infarct size, mortality and outcome. Lancet, 347(8999): 422-25. 29. Staven K, Saxholm H, Smith-Erichsen N. (1997). Accuracy of infrared ear thermometry in adult patients. Intensive Care Medicine, 23: 100-05. 30. Sund-Levander M, Grondzisky E, Loyd D ve ark. (2004). Errors in body temperature assessment related to individual variation, measuring technique and equipment. International Journal of Nursing Practice, 10: 216-23. 31. Suzuki S, Hotchkiss JR, Takahashi T ve ark. (2004). Effect of core body temperature on ventilator-induced lung injury. Critical Care Medicine, 32(1): 144-49. 32. Zaremba J. (2004). Hyperthermia in ischemic stroke. Med Sci Monit., 10(6): RA148-53. 52 Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 53-63, 2010 GEBELERİN GENİTAL HİJYEN DAVRANIŞLARININ BELİRLENMESİ DETERMINATION OF GENITAL HYGIENE BEHAVIORS OF PREGNANT WOMEN Yard.Doç.Dr. Oya KAVAK Yard.Doç.Dr. Aynur SARUHAN Ar.Gör. Sezer ER Ar.Gör. Emine ŞEN Prof.Dr. Ümran SEVİL Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Kad×n Saùl×ù× ve Hastal×klar× Hemüireliùi Anabilim Dal× Araüt×rma, 1st International Congress on Nursing Education, Research & Practice (15-17 Ekim 2009-Selanik, Yunanistan) poster bildiri olarak sunulmuütur. ÖZET Giriş: Genital hijyenin saùlanmas× kad×n saùl×ù× ve üreme saùl×ù×n×n korunmas×ndaki en önemli basamakt×r. Gebelikte oluüan vajinal enfeksiyonlar hem kad×nda rahats×zl×k yaratmakta, hem de ilerlediùinde fetüse zarar verebilmektedir. Birçok enfeksiyon hastal×ù×n×n kontrolünde kiüisel hijyen al×ükanl×klar×n×n önemli olduùu bilinmektedir. Genital enfeksiyonlardan korunmak için iyi bir genital hijyene ihtiyaç vard×r. Amaç: Bu çal×üma, gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× belirlemek amac×yla tan×mlay×c× olarak planlanm×üt×r. Gereç ve Yöntem: Araüt×rma verileri, 1 Temmuz–1 Ekim 2007 tarihleri aras×nda Saùl×k Bakanl×ù× Ege Doùum Evi ve Kad×n Hastal×klar× Eùitim ve Araüt×rma Hastanesi gebe polikliniùine gelen araüt×rma s×n×rl×l×klar×na uyan ve araüt×rmaya kat×lmaya gönüllü olan gebelerden toplanm×üt×r. Araüt×rma basit rastgele örnekleme yöntemi ile seçilen, en az 18 yaü×nda, en az ilkokul mezunu, psikolojik tedavi görmeyen, çoùul gebeliùi olmayan ve gebeliùinde herhangi bir komplikasyonu olmayan 134 gebe ile yap×lm×üt×r. Verilerin toplanmas×nda; gebelerin sosyo-demografik özelliklerinin belirlenmesi için 27 sorudan oluüan “Birey Tan×t×m Formu” ve genital hijyen davran×ülar×n× belirlemek için de “Genital Hijyen Davran×ülar× Envanteri (GHDE)” kullan×lm×üt×r. Bulgular: Elde edilen bulgular doùrultusunda, gebelerin yaü ortalamas×n×n 26.47±5.33 olduùu, %41’inin ilkokul mezunu, %78.4’ünün çal×üt×ù×, %89.6’s×n×n sosyal güvencesinin olduùu, %67.9’unun çekirdek aile tipinde olduùu saptanm×üt×r. Gebelerin genital hijyen davran×ülar× envanterinden ald×klar× puan ortalamas×n×n 81.68±11.79 olduùu saptanm×üt×r. Eùitim düzeyi, en uzun süre yaüad×klar× yer, gelir durumu, gebelik say×s×, gebeliùi planlama durumu, genital hijyenle ilgili bilgi alma durumu ve bilgi kaynaklar×n×n gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× etkilediùi belirlenmiütir. 53 Sonuç: Bu çal×ümada, gebelerin genital hijyen davran×ülar× puan ortalamas×n×n gebe olmayan kad×nlarla yap×lan çal×ümalara göre daha yüksek olduùu bulunmuütur. Gebelik döneminde kad×nlar doùum öncesi bak×m hizmetleri nedeniyle saùl×k personeli ile daha s×k karü×laümaktad×r. Bu durumun, gebelerin doùru genital hijyen davran×ülar×n× geliütirmesinde yard×mc× olduùu düüünülmektedir. Anahtar Kelimeler: Gebelik, genital hijyen, kad×n saùl×ù× ABSTRACT Introduction: Providing genital hygiene is the most important step in the protection of women’s health and reproduction health. Vaginal infections that occur during pregnancy not only disturb the women but also harm the fetus when they proceed. It is known that personal hygiene habits play a crucial role in the control of many infection diseases. There is a need for good genital hygiene to avoid genital infections. Objective: It is to determine the genital hygiene behaviors of pregnant women and the influential factors. Methods: The population for the study included pregnant women who came to T.C. Izmir Ege Gynecology and Maternity Research and Teaching Hospital outpatient clinic between July 1 and October 1, 2007 The research sample consisted of 134 pregnant women chosen with a simple random sampling technique. Pregnant women with the minimum age of 18, who are primary school graduates as the lowest educational level, receiving no psychological treatment, without multiple pregnancy or complications throughout their pregnancy and willing to participate in the research, were included in the scope of the research. An “Individual Description Form” of 27 questions was used in order to determine the socio-demographic characteristics of pregnant women, and “Genital Hygiene Behavior Inventory” (GHBI) was used to determine the genital hygiene behaviors for data collection. Results: In accordance with the findings obtained, it was determined that the average age of pregnant women was 26.470±5.330, 41% were primary school graduates, 78.4 % had a job, 89.6 % had social security, 67.9 % lived as a nuclear family. Average score in which take from genital hygiene behaviors inventory of pregnant women was determined as 81.68 ± 11.79 at the end of this study. It is determined that education level, where they mostly live, income level, number of pregnancies, pregnancy planning status, to get information related to genital hygiene and information sources affect genital hygiene behaviors of pregnant women. Conclusion: In this study, average score of genital hygiene behaviors of pregnant women were found to be higher than studies made with non-pregnant women. Women during pregnancy due to prenatal care services are confronted more frequently with health care providers. It is thought that this situation help to develop correct genital hygiene behaviors of pregnant women. Key Words: Pregnancy, genital hygiene, women health 54 GİRİŞ Enfeksiyon hastal×klar×n×n kontrolünde kiüisel hijyen al×ükanl×klar×n×n önemli olduùu bilinmektedir. Bireysel al×ükanl×klarla baz× hastal×klar×n önlenmesi ve saùl×k düzeyinin geliütirilmesinde vazgeçilmez bir unsurdur. (Çal×ükan 2005). Özellikle az geliümiü ve ülkemiz gibi geliümekte olan ülkelerde enfeksiyon, mortalite nedenleri aras×nda ilk s×ralarda yer almaktad×r. Ayr×ca, bu ülkelerde görülen yüksek doùum oranlar× da göz önüne al×nd×ù×nda gebelik ve enfeksiyon birlikteliùinin say×s×nda artma olacaù× aüikard×r. Enfeksiyon, gebelikte yaln×zca önemli bir morbidite nedeni deùil, ayn× zamanda s×k rastlanan maternal mortalite nedenlerinden biridir (Demirk×ran 1999). Üreme sistemi bütünlüùünü, çeüitli savunma mekanizmalar× ile sürdürür. Bu savunma sisteminin mikroorganizmalar ile bozulmas× enfeksiyona yol açar. Genital enfeksiyonlardan korunmak için iyi bir genital hijyene ihtiyaç vard×r (Taük×n 2003). Gebelik doùan×n kad×na vermiü olduùu bir üstünlük, bir ayr×cal×k olmakla birlikte büyük bedensel deùiüiklikleri de beraberinde getirmektedir. Bu deùiüikliklere gebenin uyum saùlamas× zaman almaktad×r. Dengelerin deùiütiùi en önemli bölgelerden biri vajinad×r. Bu bölgede oluüan deùiüiklikler vajinal enfeksiyonlara yatk×nl×ù× artt×rmaktad×r. Oluüan vajinal enfeksiyonlar hem kad×nda rahats×zl×k yaratmakta hem de ilerlerse fetüse zarar verebilmektedir (Taük×n 2003, Güler 2004). Gebelikte vajinal ak×nt×da artma yayg×n görülen bir semptomdur. Vajinal ak×nt×n×n artmas×n×n nedeni; vajinal mukozan×n hiperplazisi ve östrojen düzeyinde yükselmeden dolay× endoservikal glandlar taraf×ndan mukus üretiminin artmas×d×r. Ayr×ca sekresyonlar×n asiditesinin artmas× kandida albikans geliüimini uyarmakta ve böylece kad×n×n gebelikte monilial vajinite yatk×nl×ù× artmaktad×r (Taük×n 2003). Semptomatik kandidal vulvovajinit gebelerin %15’ini etkilemektedir. Gebelikte östrojen miktar×n×n artmas× nedeniyle vajinal glikojen konsantrasyonu da artmaktad×r. Gebelikte hücresel baù×ü×kl×ù×n bask×lanmas× normal vajen floras×nda bulunan mantarlar×n çoùalmas×na yol açmaktad×r (Torgerson ve ark. 2006). Kiüi sürekli olarak çok say×da d×ü ortam kirleticilerinin etkisi alt×ndad×r. Eliyle d×ü ortamdaki birçok kirletici etmene dokunur. Temizlik sadece kirlilik belirtilerinin ortaya ç×kt×ù× durumlarda yap×lmas× gereken bir uygulama olarak ele al×nmamal×d×r. Baz× temizlik uygulamalar× sürekli ve düzenli olarak yap×lmak zorundad×r. Üreme organlar×n×n temizliùi çok önemlidir. úç çamaü×rlar s×k deùiütirilmeli, deùiütirilen iç çamaü×rlar y×kand×ktan sonra mutlaka ütülenmelidir. Genital organlar enfeksiyon belirtileri bak×m×ndan gözlenmeli ve herhangi bir enfeksiyon durumunda saùl×k kuruluülar×na baüvurulmal×d×r (Güler 2004). 55 Kad×nlarda anatomik yap× nedeniyle anüs, vajen ve üretran×n birbirine yak×n olduùu, bu üç organ×n floras×n×n birbirinden farkl× olduùu ve normalde kad×nda hastal×k yapmad×ù× belirtilmektedir (Demirk×ran 1999). Ancak kad×nlarda genital hijyen al×ükanl×klar×n×n, yanl×ü ve yetersiz hijyen uygulamalar×n×n vajinal floray× bozduùu ve pek çok saùl×k sorununa neden olduùu bilinmektedir. Genital enfeksiyon aç×s×ndan bireysel risklere bakt×ù×m×zda ise baüta hijyen eksikliùi olmak üzere tuvalet sonras× genital bölge temizliùinin uygun üekilde yap×lmamas×, el y×kama al×ükanl×ù×n×n olmamas×, genital bölgenin çok s×k y×kanmas×, uygun iç çamaü×r× kullan×lmamas×, menstrüasyon hijyenine yeterince dikkat edilmemesi, doùumlar×n saùl×kl× koüullarda gerçekleümemesi, düüüklerin adeta bir aile planlamas× yöntemi olarak kullan×lmas× gibi risklerin olduùu görülmektedir (Taük×n 2003, Sevil ve Özkan 2004). Genital bölgenin beyaz renkte kaliteli bir tuvalet kaù×d× ile önden arkaya doùru bir defada temizlenmesi gerekir. Genital bölge arkadan öne doùru ya da rastgele temizlendiùi zaman E. coli gibi mikroorganizmalar, anal bölgeden vajene ve üretraya doùru taü×narak enfeksiyonlara neden olmaktad×r. Softa (1999), taraf×ndan yap×lan bir çal×ümada, idrar yolu enfeksiyonu yaüayan kad×nlar×n %70.2’sinin perine temizliùini uygunsuz bir biçimde rektumdan vulvaya doùru yapt×klar× saptanm×üt×r. Demirbaù’×n (2000) çal×ümas×nda vaka grubundaki kad×nlar×n % 45.5'inin ve kontrol grubundaki kad×nlar×n % 24.5'inin perine temizliùini arkadan öne doùru yapt×klar× ve bunun idrar yolu enfeksiyonu oluümas×na neden olduùu tespit edilmiütir. Tüm dünyada hastal×klar×n tedavisinden çok saùl×ù×n korunmas× ve geliütirilmesine odaklanan anlay×ü×n yayg×nlaümas× ile birlikte hemüirelerin eùitim ve dan×ümanl×k rolleri de giderek daha fazla önem kazanm×üt×r (Yang×n 2004). Birçok kad×n üreme organlar× ile ilgili problemlerini saùl×k personeli ile tart×ümaktan veya soru sormaktan çekinir. Hemüire kad×n× soru sormaya ve düüüncelerini tart×ümaya teüvik etmeli, bak×m× ile ilgili gereksinimi olan bilgileri vermelidir (Sevil ve Özkan 2004). Hemüireler, çal×üt×klar× kurumlarda saùl×kl× ya da hasta birey ile diùer saùl×k personelinden daha çok iletiüimde bulunmakta ve özellikle kontrole gelen gebelerle, muayene öncesi ve s×ras×nda iletiüim kurmaktad×r. Bu dönemde kiüinin eksiklerini veya yanl×ü uygulamalar×n× belirleyip bunlara yönelik giriüimlerde bulunma imkan×na sahiptir (Yang×n 2004). Genital hijyen davran×ülar× ile ilgili Türkiye genelini yans×tan ulusal veriler s×n×rl×d×r. Mevcut veriler ise daha çok bölgesel özellikleri yans×tmaktad×r. Genital hijyen davran×ülar× aç×s×ndan toplumun genelini yans×tan çal×ümalar yapmak güç olduùundan ve bölgesel farkl×l×klar olabileceùi düüünüldüùünden toplumdaki hijyen davran×ülar× hakk×nda fikir verebilecek gruplar×n incelenmesi önemlidir (Çal×ükan 2005). Araüt×rman×n amac×, gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× ve bunu etkileyen faktörleri belirlemektir. 56 GEREÇ VE YÖNTEM Bu çal×üma, gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× belirlemek amac×yla tan×mlay×c× olarak planlanm×üt×r. Araüt×rma verileri, 1 Temmuz–1 Ekim 2007 tarihleri aras×nda Saùl×k Bakanl×ù× Ege Doùum Evi ve Kad×n Hastal×klar× Eùitim ve Araüt×rma Hastanesi gebe polikliniùine gelen araüt×rma s×n×rl×l×klar×na uyan ve araüt×rmaya kat×lmaya gönüllü olan gebelerden toplanm×üt×r. Araüt×rma basit rastgele örnekleme yöntemi ile seçilen, en az 18 yaü×nda, en az ilkokul mezunu, psikolojik tedavi görmeyen, çoùul gebeliùi olmayan ve gebeliùinde herhangi bir komplikasyon olmayan 134 gebe ile yap×lm×üt×r. Araüt×rma verilerinin toplanmas×nda; gebelerin sosyo-demografik özelliklerini belirlemek amac×yla “Birey Tan×t×m Formu” ve gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× belirlemek amac×yla da “Genital Hijyen Davran×ülar× Envanteri (GHDE)” kullan×lm×üt×r. Birey Tan×t×m Formu, gebelerin sosyo-demografik ve evliliùe iliükin özellikleri, sosyal güvencesi, gelir durumu, yaüad×ù× yer, aile özellikleri, gebelik, küretaj, düüük say×s×, kulland×ù× aile planlamas× yöntemi, gebeliùinde genital enfeksiyon geçirip geçirmediùi ve daha önce genital hijyen hakk×nda bilgiyi içeren 27 sorudan oluümaktad×r. Genital Hijyen Davran×ülar× Envanteri Ege (2005) taraf×ndan geliütirilmiütir. Envanter 24 olumlu, üç olumsuz olmak üzere toplam 27 maddeden ve tek boyuttan oluümaktad×r. Bireyin kendi kendine yan×tlayabileceùi, uygulanmas× kolay bir ölçektir. Her madde için “hiçbir zaman”, “bazen”, “s×k s×k”, “her zaman” ü×klar×ndan birinin seçilmesi ve iüaretlenmesi istenmektedir. Olumlu ifadeleri içeren maddelere verilen “hiçbir zaman” yan×t×na “1” puan, diùerlerine ise s×ras×yla “2”, “3” ve “4” puan verilir. Olumsuz ifadeleri içeren maddeler için bu puanlama ters yönde yap×l×r, 17, 26 ve 27. maddeler ters yönde puan almaktad×r. Envanterden en düüük 27, en yüksek 108 toplam puan al×nmaktad×r. Envanterden al×nan toplam puan×n yüksekliùi genital hijyen davran×ülar×n×n istendik düzeyde olduùunu gösterir. Envanterin iç tutarl×k güvenirlik katsay×s× 0.86 olarak bulunmuütur (Ege 2005). Gebeler ile yap×lan bu çal×ümada iç tutarl×k güvenirlik katsay×s× 0.77 olarak bulunmuütur Araüt×rman×n yap×labilmesi için, GHDE’ni geliütiren E. Ege’den, Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Bilimsel Etik Kurulu’ndan ve Saùl×k Bakanl×ù× Ege Doùum Evi ve Kad×n Hastal×klar× Eùitim ve Araüt×rma Hastanesi’nden ve araüt×rmaya kat×lan gebelerden gerekli izinler al×nm×üt×r. Araüt×rma verileri SPSS paket program×nda yap×lm×üt×r. Verilerin deùerlendirilmesinde say×, yüzde, ortalama, standart sapma, KruskalWallis varyans analizi, Mann-Whitney U Testi, korelasyon analizi ve ileri analiz olarak da Tukey HSD analizi kullan×lm×üt×r. 57 BULGULAR VE TARTIŞMA Çal×ümaya kat×lan gebelerin yaü ortalamas× 26.470±5.33’dür. Gebelerin %41.0’inin ilkokul mezunu olduùu, %78.4’ünün çal×üt×ù×, %89.6’s×n×n sosyal güvencesinin olduùu, %67.9’unun çekirdek aile tipinde olduùu, %60.4’ünün ayl×k ortalama gelirinin 350-972 YTL aras×nda olduùu, %51.5’inin gelirini giderden az alg×lad×ù×, %35.1’inin en uzun süre üehirde, %33.6’s×n×n büyük üehirde yaüad×ù× belirlenmiütir. Gebelerin %35.1’inin ilk gebeliùi olduùu, %13.4’ünün daha önce küretaj olduùu, %19.4’ünün daha önce düüük yapt×ù×, %71.6’s×n×n aile planlamas× yöntemi kulland×ù×, %59.7’sinin yaüayan çocuùunun olmad×ù×, %8.9’unun istemeden gebe kald×ù×, %21.6’s×n×n ise istemeden gebe kald×ù× halde üu anda gebeliùi istediùi, %73.9’unun gebelik haftalar×n×n 25-40 hafta aras×nda olduùu belirlenmiütir. Gebelerin doùum öncesi kontrole gitme say× ortalamas× 4.074±1.08 olarak saptanm×üt×r. Gebelerin %26.1’ inin gebelikleri süresince genital enfeksiyon geçirdiùi, gebeliklerinde genital enfeksiyon geçiren gebelerin %68.6’s× hekim taraf×ndan tedavi edilmesine karü×n, %31.4’ünün hiçbir üey yapmad×ù× saptanm×üt×r. Karaduman ve ark. (2006), taraf×ndan yap×lan çal×ümada da gebelerin %42.3’ünde; Sakru ve ark. (2006), 129 gebe ile yapt×klar× çal×ümalar×nda gebelerin %62’sinde vajinal enfeksiyon etkeni saptanm×üt×r. Genital enfeksiyon gebelik süresince kad×nlarda %30-40 oran×nda saptanabilmekte ve enfeksiyon özellikle son trimesterde daha fazla görülmektedir. Gebelikteki yüksek östrojen seviyesi Candida türlerinin üremesine ve besin kaynaù× olarak iülev gören vajinal epiteldeki glikojen miktar×n×n artmas×na neden olmaktad×r (Ferrer 2000). Gebelerin %51.5’inin genital hijyen ile ilgili bilgi almad×klar×, bilgi alanlar×n %35.4’ünün saùl×k personelinden, %29.2’sinin akraba ve arkadaülar×ndan, %26.2’sinin birden fazla kaynaktan, %9.2’sinin televizyon-gazete-dergi ve internetten bilgi ald×klar× belirlenmiütir. Gebelerin, genital hijyen davran×ülar× envanterindan (GHDE) ald×klar× puan ortalamas× 81.68±11.79 olarak saptanm×üt×r. Ege ve Ery×lmaz’×n (2005), gebe olmayan kad×nlarda GHDE ile ilgili çal×ümas×nda, ölçek puan ortalamas× 77.7±12.8 olarak belirlenmiütir. Gebelikte genital hijyen davran×ülar×n×n daha yüksek olmas× bu çal×üman×n Türkiye’nin üç büyük üehrinden birinde yap×lmas× ve gebelik döneminde kad×nlar×n doùum öncesi bak×m hizmetleri nedeniyle saùl×k personeli ile daha s×k karü×laümas× ile aç×klanabilir. Gebelerin eùitim düzeyi artt×kça GHDE puan ortalamalar×n×n da artt×ù× Tablo 1’de görülmektedir. Bu iki deùiüken aras×nda yap×lan Kruskal-Wallis varyans analizinde p<0.01 düzeyinde anlaml× bir fark elde edilmiütir. úlkokul mezunu olan gebeler ile lise ve dengi okul mezunu; üniversite mezunu olan gebeler ile ilkokul ve ortaokul mezunu 58 olan gebeler aras×nda yap×lan ileri testin sonucunda (Tukey HSD) istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptanm×üt×r. Er ve ûirin (2007), çal×ümas×nda gebelerin eùitim düzeyi artt×kça Gebelikte Saùl×k Uygulamalar× Ölçeùi (GSUÖ) puan ortalamalar×n×n artt×ù×n× belirlemiütir. Çakmakç× ve ark. (2003), gebelikte olumlu davran×ü envanteri geliütirmek amac×yla 90 gebe ile yapt×ù× çal×ümada, lise ve üzeri okul mezunu gebelerin tüm döneme özgü ve II. trimestere özgü ald×klar× olumlu davran×ü skorlar×; ilköùretim okulu mezunu gebelere göre daha yüksek bulunmuütur. Eùitim faktörü her alanda olduùu gibi, kad×n saùl×ù×n× da etkileyen önemli bir faktördür. Kad×nlar×n eùitim düzeyi artt×kça saùl×kla ilgili olumlu davran×ülar× uygulama durumlar× da artmaktad×r. Gebelerin en uzun süre yaüad×klar× yere göre GHDE’den ald×klar× puan ortalamalar× Mann-Whitney U Testi yap×larak incelenmiü ve Tablo 1’de verilmiütir. Gebelerin uzun süre yaüad×klar× yere göre, GHDE puan ortalamalar× aras×nda, istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptanm×üt×r (p<0.01). En uzun süre ilçe veya köyde yaüayan gebelerin genital hijyen davran×ülar× puan ortalamalar×, üehir merkezinde yaüayanlara göre daha düüüktür. Er ve ûirin (2007) gebelerin saùl×k uygulamalar×n× deùerlendirdiùi çal×ümas×nda ise, gebelerin en uzun süre yaüad×klar× yer ile gebelikte saùl×k uygulamalar× (GSUÖ) aras×nda anlaml× bir fark olmad×ù×n× bildirmiütir. Gebelerin gelir durumlar×na iliükin alg×lar× ile GHDE puan ortalamalar× aras×nda istatistiksel aç×dan anlaml× fark saptanm×üt×r (p<0.01) (Tablo 1). Geliri giderden az olan gebelerin geliri gidere denk ve fazla olan gebelere göre ölçek puan ortalamas×n×n daha düüük olduùu belirlenmiütir. Ekonomik durum ailenin, gebelerin saùl×k bak×m× almas×n×, beslenmesini, hijyen al×ükanl×klar×n×, sigara ve alkol gibi maddeler kullanmas×n×, aile içi iliükilerini, stres durumunu olumsuz etkileyebilmektedir (Baysal 2003). Araüt×rma kapsam×na al×nan gebelerin gebelik say×lar× ile GHDE puan ortalamalar× aras×nda düüük düzeyde negatif yönde anlaml× bir iliüki elde edilmiütir (r=-0,176, p<0.05). Er ve ûirin (2007), taraf×ndan yap×lan çal×ümada gebelerin gebelik say×s× artt×kça, GSUÖ puan ortalamalar×n×n azald×ù× belirlenmiütir. Çakmakç× ve Eser (2003), yapt×ù× çal×ümada, ilk gebeliùi olan gebelerin, tüm gebelik dönemlerine özgü ve III. trimestere özgü olumlu davran×ü skorlar×, 2. gebeliùi ya da daha fazla gebeliùi olan gebelere göre daha yüksek saptanm×üt×r. Bu sonuçlar, ilk gebelikten sonraki gebeliklerde, gebelerin saùl×k durumlar×na daha az dikkat ettikleri düüünülebilir. Kad×nlar×n gebeliùi planlama durumlar× ile GHDE puan ortalamalar× aras×nda yap×lan Kruskal-Wallis varyans analizinde anlaml× bir fark saptanm×üt×r(p<0.01) (Tablo 1). Tukey HSD ileri analiz sonucunda istemeden gebe kalan gebeler ile isteyerek gebe kalan ve istemeden gebe 59 kal×p üu an bebeùini isteyen gebeler aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptanm×üt×r. Gebe kad×n kendisiyle ilgilenmenin yan× s×ra, kendi vücudunun bir parças× olan fetüse de odaklan×r. Bu dönemin, kendisi için olduùu kadar, fetüs için de güvenli geçmesi için doùum öncesi bak×m almaya ve yaüam biçiminde deùiüiklik yapmaya odaklan×r (Gilbert ve Harmon 2002). Gebe iken yeterli bak×m alamayan kad×nlarda, anne ve bebek ölümlerini etkileyen obstetrik komplikasyonlar×n görülme olas×l×ù× da artmaktad×r (Shapiro-Mendoza ve ark. 2004, Crosby ve ark. 2003). ústenmeyen gebelikler, vitamin kullan×m×nda yetersizlik, kafeinli içecek tüketiminin azalmamas× ve yetersiz beslenme gibi gebelikte saùl×ù× olumsuz etkileyen davran×ülar×n geliüimine neden olmaktad×r (Henshaw 1998, Mooss ve ark. 2003, Arslan 2005). Ayr×ca ebeveynlerin gebeliùe karü× olan duygular× bilinçli ya da bilinçsiz olarak çocuùun yetersiz beslenmesine, anne ile fetüs aras×ndaki baùlanmada yetersizliùe, çocuùun saùl×k bak×m gereksinimlerine karü× dikkatsizliùe ve ihmaline neden olabilir (Shapiro-Mendoza ve ark. 2004, Crosby ve ark. 2003). Nitekim bu çal×ümada da, istemeden gebe kalan kad×nlar×n genital hijyen davran×ülar×n×n daha düüük olduùu saptanm×üt×r. Gebelerin genital hijyenle ilgili bilgi alma durumlar× ile GHDE puan ortalamalar× aras×nda istatistiksel aç×dan anlaml× fark saptanm×üt×r (p<0.01) (Tablo 1). Karatay ve Özvar×ü (2006)’×n çal×ümas×nda kad×nlar×n sadece %13.2’ si genital enfeksiyon oluümas× durumunda dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgili bilgilendirildiklerini ifade etmiülerdir. Bir diùer çal×ümada, planl× genital hijyen davran×ü× eùitiminin kad×nlar×n genital hijyen davran×ülar×n× olumlu üekilde etkilediùi saptanm×üt×r (Ege ve Ery×lmaz 2006). Yine bu araüt×rmada, kad×nlar×n hiçbiri planl× bir eùitimden geçtiklerini bildirmemiülerdir. Oysa genital enfeksiyonlar×n hem önlenebilmesi hem de erken tan× ve tedavilerinin yap×labilmesi, hastal×ktan korunma, doùru kiüisel hijyen uygulamalar×, risk faktörleri, bulaüma yollar× ve tedaviyi içeren planl× ve etkili bir saùl×k eùitimi ile mümkündür. Gebelerin genital hijyen ile ilgili bilgi kaynaklar×na göre GHDE puan ortalamalar× aras×nda yap×lan Kruskal-Wallis varyans analizinde anlaml× bir fark saptanm×üt×r (p<0.01)(Tablo 1). Genital hijyen konusunda akraba ve arkadaülar×ndan bilgi alan gebelerin puan ortalamalar× diùer gruplara göre daha düüüktür. Yap×lan Tukey HSD testi ileri analiz sonucunda da akraba, arkadaü gibi yak×nlar×ndan bilgi alan gebeler ile diùer kaynaklardan bilgi alan gebeler aras×nda istatistiksel olarak anlaml× bir fark saptanm×üt×r. Mete ve ark. (2005) taraf×ndan yap×lan çal×ümada, gebe kad×nlar×n %19.2’sinin yanl×ü bir uygulama olan vajinal duü ile ilgili bilgileri, akraba ve aile üyelerinden ald×ù× belirlenmiütir. 60 Tablo 1: Gebelerin Genital Hijyen Davran×ülar× Envanteri (GHDE) Puan Ortalamalar×na Etki Eden Faktörlerin Daù×l×m× Eğitim Durumu úlkokul Ortaokul Lise ve dengi okul Ön lisans ve üstü En Uzun Süre Yaşadığı Yer ûehir úlçe/Köy Gelir Durumuna İlişkin Algıları Gelir giderden az Gelir gidere denk ve fazla Gebeliği Planlama Durumu ústemeden gebe kalan ústeyerek gebe kalan ústemeden – üimdi isteyen Genital Hijyen Hakkında Bilgi Alma Durumu Alan Almayan Bilgi Kaynakları * Saùl×k personeli Akraba-arkadaü gibi yak×nlar× TV-gazete-dergi ve internet Birden fazla seçenek iüaretleyen TOPLAM N _ X Ss 55 29 44 6 77.18 80.72 85.79 97.50 12.47 9.43 8.22 16.25 92 42 84.55 75.40 69 65 F/t p 21.228 0.00 10.74 11.67 -4.385 0.00 77.47 86.15 11.79 10.11 - 4.559 0.00 12 93 29 68.58 83.53 81.17 5.82 11.86 10.02 18.525 0.00 65 69 85.04 78.52 11.23 11.51 3.317 0.00 23 19 6 17 134 88.69 75.21 89.83 89.41 81.68 11.89 9.22 9.92 4.56 11.79 19.629 0.00 *n=65, genital hijyen hakk×nda bilgi alan gebeler Gebelerin yaü grubu, çal×üma durumu, saùl×k güvence durumu, aile tipi, gelir durumu, küretaj, abortus, çocuk sahibi olma durumu, gebelik haftas×, gebelikleri süresince kontrole gitme say×s×, gebelikte enfeksiyon geçirme durumu ile GHDE puan ortalamalar× aras×nda istatistiksel aç×dan anlaml× fark saptanmam×üt×r. SONUÇ VE ÖNERİLER Türkiye’nin üç büyük ilinden birinde yap×lan bu çal×ümada, gebelerin genital hijyen davran×ülar× puan ortalamas×n×n (81.68±11.79) gebe olmayan kad×nlarla göre daha yüksek olduùu bulunmuütur. Gebelik döneminde kad×nlar doùum öncesi bak×m hizmetleri nedeniyle saùl×k personeli ile daha s×k karü×laümaktad×r. Bu durumun, gebelerin doùru genital hijyen davran×ülar×n× geliütirmesinde yard×mc× olduùu düüünülmektedir. Gebelerin eùitim düzeyi, en uzun süre yaüad×klar× yer, gelir durumu, gebelik say×s×, gebelik haftas×, gebeliùi planlama durumu, genital hijyenle ilgili bilgi alma durumu ve bilgi kaynaklar×n×n, gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× etkilediùi belirlenmiütir. 61 Bu çal×üman×n sonucunda, saùl×k personelinin doùum öncesi bak×m almaya gelen gebelerin genital hijyen davran×ülar×n× sorgulayarak doùru bilgilendirme yapmas×, genital hijyen konusunda planl× eùitim yap×lmas×, genital hijyen konusunda daha kapsaml× ve karü×laüt×rmal× çal×ümalar×n yap×lmas× önerilmektedir. KAYNAKLAR 1. Arslan ú (2005). Gebeliùin ústenme Durumu úle Prenatal Davran×ülar Aras×ndaki úliüki. Yay×nlanmam×ü Yüksek Lisans Tezi, úzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü, 15-22. 2. Baysal A (2003). Sosyal eüitsizliklerin beslenmeye etkisi. C.Ü. T×p Fakültesi Dergisi, 25:4, 65-72. 3. Crosby RA, Diclemente RJ, Wingood GM ve ark. (2003).Correlates of unplanned and unwanted pregnancy among african-american female teens. American Journal of Preventive Medicine, 25:3, 255-258. 4. Çakmakç× A, Eser E (2003). Gebelikte olumlu davran×ü envanteri: Bir metadolojik çal×üma. Hemüirelik Forumu, 6:3, 8-18. 5. Çal×ükan D (2005). Geleneksel intravaginal uygulama "vajinal duü, lavaj" yap×lmal× m×? Yap×lmamal× m×?. STED, 14:1,15-18. 6. Demirbaù AC (2000). Kad×nlarda idrar yolu enfeksiyonlar×nda hijyenik al×ükanl×klarla ilgili risk faktörleri. Cumhuriyet Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 4:2, 52-58. 7. Demirk×ran, F (1999). Maternal mortalite ve morbidite nedeni olarak enfeksiyonlar. ú.Ü. Cerrahpaüa T×p Fakültesi, Sürekli T×p Eùitim Etkinlikleri Maternal Mortalite ve Morbidite Sempozyum Kitab×, 23 Haziran 1999, ústanbul, ss:45-55. 8. Dwyer J M (2001). High-risk sexual behaviours and genital ×nfections during pregnancy. International Nursing Review, December, 48:4, 233. 9. Ege E. (2005). Genital hijyen davran×ülar× envanterinin geliütirilmesi, Atatürk Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 8(3):67-75. 10. Ege E., Ery×lmaz G. (2006). Kad×nlara verilen planl× eùitimin genital hijyen davran×ülar×na etkisi, Atatürk Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 9(3):8-16. 11. Er S, ûirin A (2007). Gebelikte Saùl×k Uygulamalar× Ölçeùi Türkçe formunun geçerlik ve güvenirlik çal×ümas×. 5. Üreme Saùl×ù× ve Aile planlamas× Kongresi, 19-22 Haziran 2007, Ankara. 12. Ferrer J (2000). Vaginal candidosis: Epidemiological and etiological factors. Intern J Gynecol Obset, 71, 21-7. 13. Güler Ç (2004). Kiüisel hijyen. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 3:6, 119-132. 14. Gilbert, ES, Harmon JS (2002). Yüksek Riskli Gebeliùin Psikolojik Yönü. Yüksek Riskli Gebelik ve Doùum El Kitab×, úkinci Bask×dan Çeviri (Çev.ed: L Task×n) Palme Yay×nc×l×k, Ankara, ss:117-183. 15. Henshaw S (1998). Unintended pregnancy in The United States. Fam Plann Perspect, 30, 24-29. 16. Karaduman A, Al FD, Aksu G ve ark. (2006). Gebelerde saptanan vajinal infeksiyon etkenlerinin daù×l×m×. únfeksiyon Dergisi (Turkish Journal Of Infection), 20:3, 171-175. 62 17. Karatay G, Özvar×ü û B (2006). Bir saùl×k merkezi bölgesindeki gecekondularda yaüayan kad×nlar×n genital hijyene iliükin uygulamalar×n×n deùerlendirilmesi. C.Ü. Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 10:1, 7-14. 18. Mete S, Gerçek E, Yenal K, Aluü M. (2005). Gebeler vajinal duü uyguluyor mu? Neden?. 3.Uluslararas×-10.Ulusal Hemüirelik Kongresi Kongre Kitab×, úzmir, 150. 19. Mooss M-K, Bartholomew NE, Lohr KN (2003). Counseling in the clinical setting to prevent unintended pregnancy: An evidence-based research agenda. Contraception, 67, 115-132. 20. Sakru N, Inceboz T, Inceboz U ve ark. (2006). Does vaginal douching affect the risk of vaginal infections in pregnant women?. Saudi Med J., 27:2, 215-8. 21. Sevil Ü, Özkan S (2004). Kad×nlarda Görülen Vulvovajinal Enfeksiyonlar (Ebe/ Hemüireler için). Pakman Matbaac×l×k, úzmir, 2-4. 22. Shapiro-Mendoza C, Selwyn BJ, Smith DP ve ark. (2004). prenatal pregnancy intention and early childhood stunting: findings from Bolivia. International Journal of Epidemiology, 34, 387-396. 23. Softa KH (1999). Kad×nlar×n Perine Hijyenine ve Cinsel Yaüamlar×na Yönelik Baz× Uygulamalar× ile údrar Yolu Enfeksiyonuna Neden Olabilecek Risk Faktörlerinin Belirlenmesi. Yay×nlanmam×ü Bilim Uzmanl×ù× Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi. 24. Taük×n L (2003). Üreme Sistemi Enfeksiyonlar× ve Cinsel Yolla Bulaüan Hastal×klar. Doùum ve Kad×n Saùl×ù× Hemüireliùi, Ankara, Sistem Ofset Matbaac×l×k, VI. Bask×, 469492. 25. Torgerson RR, Marnach ML, Bruce AJ, Rogers RS (2006). Oral and vulvar changes in pregnancy. Clinics in Dermatology, 24, 122– 132. 26. Yang×n, HB (2004). Gebelikte Cinsel Davran×ülar×n Belirlenmesi. Yay×nlanmam×ü Doktora Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü, 190-198. 63 Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 65-75, 2010 HEMŞİRELİK EĞİTİMİNDE MANEVİYAT VE MANEVİ BAKIM KAVRAMLARI NEREDE? NE ZAMAN? NASIL? THE CONCEPTS OF SPIRITUALITY AND SPIRITUAL CARE IN NURSING EDUCATION WHERE? WHEN? HOW? Yard.Doç.Dr. Şafak ERGÜL Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Halk Saùl×ù× Hemüireliùi Anabilim Dal× Bu makale 7-10 Eylül 2005 tarihinde úzmir’de gerçekleüen 3.Uluslararas×-10.Ulusal Hemüirelik Kongresi’nde panel konuümas× olarak sunulmuü, sonras×nda güncellenerek yay×na haz×rlanm×üt×r. ÖZET Bu makalede amaç, hemüirelik lisans eùitiminde maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n ne zaman, nerede, nas×l öùretilebileceùi konusunda farkl× görüüleri ortaya koymakt×r. Hemüire yazarlar×n bir bölümü bu kavramlar×n akademik olarak “öùretilmesi” yerine, uygulama ortam×nda “öùrenilmesinin”, öùrenciye fark ettirilmesinin daha iyi bir model olduùunu savunmaktad×r. Bir bölümü ise, maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n öùrenilmesi karmaü×k ve farkl× kavramlar olduùunu ifade etmektedir. Bu nedenle geleneksel eùitim teknikleri ile s×n×f ortam×nda öùretilerek, uygulama ortam×nda konuya iliükin öùrencinin fark×ndal×ù×n×n artt×r×lmas×n× önermektedir. Bu konuda son dönemde kabul edilen yaklaü×m, öùrencilerin maneviyat kavram×n×n temel teorilerini ve manevi bak×m×n ilkelerini, bu alanda gerekli bilgi ve beceriyi, örnek vaka çal×ümalar×yla kazanabilecekleri yönündedir. Farkl× görüüteki hemüire yazarlar×n fikir birliùi içinde olduklar× temel nokta; hemüire öùrencinin manevi bak×m× verebilmesi için, maneviyat×n boyutlar× ile ilgili yeterince bilgi sahibi olmas× gerektiùi ve kendi manevi dünyas×n×n, deùerlerinin, inançlar×n×n, fark×nda olmas× gerektiùidir. Anahtar Kelimeler: Hemüirelik eùitimi, maneviyat, manevi bak×m, öùretim ABSTRACT The aim of this paper is to put forward different views on when, where and how to teach the concepts of spirituality and spiritual care throughout nursing undergraduate education. Some nurse academics argue that instead of “teaching” these concepts theoretically, letting them “to be learned” and noticed by students while practicing would be a better model. On the other hand, some nurses claim that spirituality and spiritual care are complex and distinct concept to acquire. Therefore, it is suggested that first, it should be taught in a classroom environment with traditional methods, then the students’ awareness should be increased in 65 practice environment. The recently appreciated approach concerning this issue argues that students could acquire the basic theories of spirituality, the principles of spiritual care and the necessary knowledge and skills related with this field while dealing with sample cases. The basic point where nurses of different views reach a consensus is that, in order to give spiritual care, the nurse student should be well-equipped about the dimensions of spirituality as well as being aware of their own spiritual world, values and beliefs. Key Words: Nursing education, spirituality, spiritual care, teaching GİRİŞ Dünya Saùl×k Örgütüne göre saùl×k, bireyin biyo-psiko-sosyal ve manevî yönüyle kendini iyi hissetme halidir. únsan×n bütünlüùü düüünüldüùünde, tüm boyutlar×n×n dengeli olmas× durumunda saùl×kl× olmas×ndan söz edilebilir. Manevi bak×m, bütüncül bak×m×n önemli bir parças×d×r (Kostak 2007). úngiltere Hemüireler ve Ebeler Birliùi’nin (Nursing and Midwifery Council-NMC) mezuniyet öncesi hemüirelik eùitimine iliükin zorunlu standartlar×nda hemüirelerin hastalar×n manevi gereksinimlerini karü×layacak becerilere sahip olmas× gerektiùi aç×kça vurgulanmaktad×r (NMC 2004). Hemüirelik literatüründe maneviyat ve manevi bak×mla ilgili pek çok kaynakta hemüirelerin manevi bak×m× yeterince veremedikleri, zorland×klar× ve korktuklar× yönünde sonuçlar ortaya konmaktad×r (Oldnall 1996, McSherry ve Watson 2002, Ergül ve Bay×k 2004, McSherry ve ark.2008). Bunun nedeni olarak; hemüirelerin hastalar×n manevi gereksinimlerinin yeterince fark×nda olmad×ù×, eùitim sürecinde, hastalar×n manevi gereksinimlerine iliükin yeterince bilgilendirilmedikleri ve bu nedenle manevi bak×ma iliükin donan×m×n yetersiz olduùu belirtilmektedir (Oldnall 1996, Narayanasamy ve Owens 2001, McSherry ve Watson 2002). Konuyla ilgili hemüire yazarlar×n görüüü, hemüirelerin manevi bak×m vermedeki engellerini kald×rmada ilk ad×m×n, bu kavramlar×n hemüirelik eùitim programlar×nda yer almas× gerektiùi yönündedir (Ross 1996, Narayanasamy 1999, McSherry 2000). Günümüzde, hemüirelik eùitiminde k×smen de olsa maneviyat ve manevi bak×ma yönelik teorik bilgi aktar×m× gerçekleütirilse de, bu alanda hemüirelik bak×m× yeterli düzeyde uygulanmamaktad×r. Bu makalede amaç, hemüirelik lisans eùitiminde maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n ne zaman, nerede, nas×l öùretilebileceùi konusunda farkl× görüüleri ortaya koymakt×r. Maneviyat (Spirituality) ve Manevi Bakım Nedir? Maneviyat kavram× anlaü×lmas× ve tan×mlanmas× zor, soyut bir kavramd×r. Bu nedenle kavramla iliükili birçok tan×m yap×lmas×na raùmen tam bir fikir birliùi bulunmamaktad×r. Spirituality (maneviyat) kelimesi, Latince’de hayat×n niteliùini geniü bir çerçevede ele alan ve “nefes almak, “hayatta olmak” anlamlar×na gelen “spiritus” kelimesinden gelmiütir. Maneviyat kavram× herhangi bir dünya dininden çok daha 66 geniü manalar içerir ve insanlar×n dini inançlar×na karü× onlara “derin insan” boyutu kazand×r×r (Stranahan 2001, McSherry ve ark.2008). Nightingale hemüirelerin, tüm hastalar×n manevi gereksinimlerini, dini inançlar×ndan ayr× olarak alg×lamalar× gerektiùini ifade etmiütir. Günümüzde, birçok hemüire yazarlar×n önerisi; maneviyat×n holistik yönünün, dinden daha geniü incelenmesi ve bölümlere ayr×lmas×d×r (Govier 2000, McSherry ve Watson 2002, Ergül ve Bay×k 2004). Oldnall (1996), maneviyat× her bireyin içerisinde hissettiùi ruh olarak tan×mlam×ü ve bu büyük gücün, insan×n hayat×na anlam kazand×rd×ù×n× ayr×ca kiüinin hayat×n×n gidiüat×n× etkileyen inanç ve deùerler düzenini yaratmak için çokça yard×m ettiùini ifade etmiütir. Maneviyat, bireyin materyalin ötesinde iliükili olduùu her üey ve bunlar×n temel anlamlar×na iliükin içsel kaynaklar×n×n toplam×d×r. Maneviyat; dini bir baùl×l×ù×n ötesinde herhangi bir tanr×sal inanç olmadan yaüam×n anlam×, amac×, iç huzur için çaba sarf etme olarak da tan×mlanabilir (Schubert 2003, Sülü 2006, Kostak 2007). Maneviyat bireyin dünyaya verdiùi anlamla ilgili alg×s×, düüünce ve duygular×na iliükin bilinç ya da bilinçsizliùi olarak tan×mlan×r. Maneviyat×n inanç ve var olma boyutlar× bulunur. Var olma boyutunun odaù× yaüam×n anlam× ve amac×d×r. únanç boyutunun odaù× Tanr×/üstün güç ile olan iliükidir (Schubert 2003, Kelleci 2005). únsan×n manevi yönü fiziksel, duygusal, sosyal yönü kadar önemlidir ve tüm bu boyutlarla iliükilidir. Böyle olmas×na karü×n saùl×k elemanlar×n×n çoùunluùu bireyin bu yönünü göz ard× etme veya bu yönde bak×m verme konusunda rahats×zl×k duyma eùilimi gösterirler (Cimete 2002, Meyer 2003). Manevi yönü geliümiü hastalar×n fiziksel, duygusal ve sosyal yönden daha saùl×kl× olduùu yönünde pekçok araüt×rma sonucu bulunmaktad×r. Bu hastalar×n ümit düzeyleri yüksek, depresyon ve izolasyon eùilimleri düüüktür, stresle daha iyi baüederler ve yaüam kaliteleri yüksektir (Ross 1995, Stranahan 2001, Meyer 2003, Koening 2004). Hasta bireyler yaüam, hastal×k, ölüm gibi olgular×n anlam×n× bulmaya odaklanan manevi yönlerinin desteklenmesinde bir dan×ümana gereksinim duyarlar. Bu dan×üman hekim, hemüire, psikolog, din adam× bir arkadaü veya akraba olabilir. Önemli olan hastaya manevi yönden destek olacak kiüinin, bu konuda bilgi ve donan×m×n×n olmas×d×r. Yap×lan çal×ümalarda hastalar×n, bu tür bir bak×m× özellikle hemüirelerden bekledikleri belirlenmiütir (McSherry ve Watson 2002, Koening 2004). Hemşirelik eğitiminde maneviyatın yeri Hemüireler bireyi fiziksel, duygusal sosyal ve manevi boyutu ile bir bütün olarak ele alacak üekilde, bütüncül bak×ü aç×s×yla eùitim al×rlar. Ancak hemüirelerin manevi bak×m× gerçekleütirebilmeleri için bu alana özgü bilgilerini ve problem çözme, kritik düüünme, terapötik iletiüim kurma becerilerini geliütirmeleri gerekir (Govier 2000, Cimete 2002). 67 Hemüirelerin manevi bak×m vermeleri konusunda yap×lan çal×ümalarda (McSherry ve Watson 2002, Koening 2004) bu bak×m×n istenilen düzeyde gerçekleütirilememe nedenleri, manevi bak×m×n öneminin fark×nda olunmamas×, hemüirelerin bu bak×m× sunma becerilerinin eksikliùi, din ile maneviyat×n kar×üt×r×lmas×, bu konunun bilimd×ü× bir yaklaü×m olarak görülmesi olarak saptanm×üt×r. Öte yandan son y×llarda hemüirelerin manevi bak×m×n içeriùi konusunda daha ilgili olduklar× ve daha fazla bilgi almak istedikleri dikkati çekmektedir (McSherry 2000, McSherry ve Watson 2002). Hemüirelikle ilgili uluslararas× kodlar, standartlar bütüncül bak×m verme çerçevesinde bak×m×n manevi yönünü vurgulamaktad×r. Ancak bu kavram×n hemüirelik eùitimine ve uygulama alan×na entegre edilmesinde baz× engeller söz konusudur. McSherry ve Draper (1997) iki temel engeli iüaret etmektedir. Birincisi, içsel faktörler diùeri d×üsal faktörlerdir. Kurumsal ortamdaki politik, ekonomik ve yönetimsel faktörler içsel faktörleri oluütururken, bireysel ve toplumsal normlar, inançlar, deùerler ise d×üsal faktörlerdir. Örneùin; bireylerin kültürel farkl×l×klara duyarl× olduùu bir toplumda, hizmeti alanlar×n manevi gereksinimlerinin, hizmet kurumlar× (hastane, okul, sosyal hizmet kurumlar× vb.) taraf×ndan daha az gözard× edildiùi bilinmektedir. Bu engellerin dar bir çerçevede deùerlendirilmesi hemüirelik eùitiminde ve uygulamas×nda maneviyat×n entegrasyonunun tam olarak gerçekleütirilememesini beraberinde getirmektedir. Bradshow (1997), hemüirelerin eùitim sürecinde hastalar×n manevi gereksinimlerine iliükin yeterince bilgilendirilmediùini, hemüirelik bak×m plan×n× oluüturmada manevi bak×ma iliükin donan×m×n×n yetersiz olduùunu belirtmektedir. Amerika’da yap×lan bir araüt×rmada, hemüirelik eùitimleri süresince maneviyat ve manevi bak×ma iliükin verilen bilgi ve uygulamalar×n yeterli olduùunu ifade eden hemüirelerin oran× sadece %15’dir. Amerika’da 250 hemüirelik lisans program× aras×ndan tabakal× örneklem yöntemiyle seçilen 132 hemüirelik program×n×n, içeriùinde, maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×na yer verme biçimine göre deùerlendirildiùi bir baüka araüt×rmada, programlar×n çoùunda bu kavramlara yer verilmesine raùmen, s×kl×kla tan×mlanmas×nda ve uygulamaya dönük eùitimde baz× eksiklikler olduùu saptanm×üt×r (Callister ve ark.2004). Hemüirelik programlar×nda dikkati çeken bir diùer nokta ise, eùitim yöntemlerinin %95 oran×nda s×n×f içi aktiviteleri içermesidir. Cobb’un çal×ümas×nda da (2004) benzer üekilde bu kavramlar×n hemüirelik eùitiminde yeterince yer almad×ù× saptanm×üt×r. Hemşirelik ilişkin sorular eğitiminde maneviyat kavramının öğretimine Hemüirelik eùitiminde maneviyat kavram×n×n öùretimine iliükin temel soru; maneviyat “öùretilebilir mi?” ya da “somutlaüt×r×labilir mi?” sorusudur. Beraberinde gelen sorular ise, “nas×l öùretilir”, “nerede” ve 68 “ne zaman öùretilir” tart×ümalar×d×r. Bu kavramlar×n öùretim sürecine iliükin, üzerinde tart×ü×lan konular tablo 1’de görülmektedir. Pek çok hemüire yazar, maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n hemüirelik eùitim program×na entegre edilmesinde farkl× görüüler öne sürmektedir. Ross (1996) ve Bradshow (1997) bu kavramlar×n akademik olarak “öùretilmesi” yerine “öùrenilmesinin”, bir baüka deyiüle öùrenciye fark ettirilmesinin daha iyi bir model olduùunu savunurken, McSherry (2000) maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n öùrenilmesi karmaü×k ve farkl× kavramlar olduùunu, bu nedenle geleneksel eùitim teknikleri ile s×n×f ortam×nda öùretilerek, uygulama ortam×nda konuya iliükin öùrencinin fark×ndal×ù×n×n artt×r×lmas×n× önermektedir. Tablo 1: Maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n öùretilmesi sürecinde üzerinde tart×ü×lan konular Eğitimsel konular Maneviyat kavram×n×n bu günkü hemüirelik eùitim programlar×na entegre edilmesi Holizmle ilgili felsefi tart×ümalar Akademik eùitime karü× kiüisel bak×ü aç×s× Öùretim sürecine karü× bireyin fark×ndal×ù×n×n saùlanmas× Eùitimcinin deneyimi Destek mekanizmalar× İçerik Eùitim program×nda maneviyat kavram× tek baü×na bir modül olarak m× yer almal× veya tüm lisans eùitimi süresince tema olarak yeniden gözden mi geçirilmeli? Maneviyat holizmden ayr× olarak m× yoksa onun bir parças× olarak m× öùretilmeli? Maneviyatla ilgili teori ve kavramlar akademik konular olarak öùretilebilir mi? Buna karü×n maneviyata iliükin bilgiler bireyin yaüam deneyimleri ve kiüisel düüünceleri sonucunda m× kazand×r×labilir? Maneviyat kavram× akademik çal×ümalarla kazand×r×labilir mi? Buna karü×n en iyi yaklaü×m uygulamal× durumlar içinden öùrencinin bu kavram× fark etmesi midir? Eùitimi veren kiüi maneviyat konusunda sertifikal× bir eùitim alm×ü olmal× m×d×r? Eùiticiler ve öùrenciler için varolan destekler nelerdir? Kim onlara kendi manevi dünyalar× ile ilgili soru sorabilir? Bu kavram×n öùretilmesi bask×lanm×ü baz× duygular×, korkular× tetikleyebilir mi? Kaynak: McSherry W (2000) Education issues surrounding the teaching of spirituality, Nursing Standard, March 20, 14(42), 40-43 Narayanasamy (1999) bu kavramlar×n hemüirelik eùitiminde öùretilmesine iliükin, k×sa ad× ASSET olan (Actioning Spirituality and Spiritual Care in Education and Training Model) modeli tan×mlam×üt×r. Bu modelin içeriùi tablo 2’de özetlenmiütir. Bu modelin yap×sal içeriùinde, eùitim sürecinde öùrenciye maneviyat×n kavram olarak geniü boyutlar×yla anlat×lmas×, konuyla ilgili kiüisel fark×ndal×ù×n geliütirilmesi, hemüirelik bak×m×n×n manevi boyutunun hemüirelik süreci içinde tan×lama, planlama, uygulama ve deùerlendirme basamaklar×yla kazand×r×lmas× yer almaktad×r. Bu eùitim içeriùinin, uygulamal× öùretim teknikleri ile öùrenciye kazand×r×lmas× sonucu öùrencide fark×ndal×k saùlan×p, uygun bilgi ve becerilerin (iletiüim becerileri, güven iliükisi kurma, umut 69 verme, destek olma) kazand×r×lmas× ve bireye bu bak×m×n istendik biçimde sunulmas× amaçlanmaktad×r. Tablo 2: ASSET Modeli Yapısal içerik Kiüisel fark×ndal×k Maneviyat Hemüirelik bak×m×n×n manevi boyutu Süreç Aüaù×da belirtilen konulara iliükin deneyerek öùrenme Deùerleri aç×klama Holizm Maneviyat kavram×n×n geniü boyutlar×yla tan×mlanmas× Maneviyat× çok yönlü deùerlendirme Tan×lama Planlama Uygulama Deùerlendirme Çıktı Deùerleri ortaya ç×karma; Duyarl×l×k ve tolerans Hemüireliùin manevi boyutlar×na iliükin uygulamalar× öùrenebilme Bireyin manevi gereksinimlerini tan×lama yeterliliùi Bu gereksinimlere yönelik giriüimleri planlama Yeterli dan×ümanl×k verme Olumlu hasta hemüire iliükisi Hemüireliùin manevi boyutlar×n×n bak×mda etkin bir üekilde kullan×lmas×nda adaletli olma Kaliteli bak×m verme: manevi bütünlük, manevi s×k×nt×dan kurtarma, rahatlatma Kaynak: Narayanasamy A (1999). ASSET:a model for actioning spirituality and spiritual care education and training in nursing, Nurse Education Today, 19, 274-285 Farkl× görüüteki hemüire yazarlar×n fikir birliùi içinde olduklar× temel nokta; hemüire öùrencinin bu bak×m× verebilmesi için, maneviyat×n kavram×n×n boyutlar× ile ilgili yeterince bilgi sahibi olmas× gerektiùi ve kendi manevi dünyas×n×n, deùerlerinin, inançlar×n×n, fark×nda olmas× gerektiùidir (Narayanasamy1999, Meyer 2003, Callister ve ark.2004). Hemüirenin bu yeterliliùe sahip olmamas×, bak×m verdiùi hastan×n manevi gereksinimlerini tan×lamas×nda güçlük yaratacakt×r. Bu konuda aù×rl×k kazanan görüü, öùrencilerin gerekli bilgi ve beceriyi; maneviyat kavram×n×n temel teorilerini ve manevi bak×m×n ilkelerini örnek vaka çal×ümalar×yla anlamas× sonucunda kazanabilecekleridir (Bradshow 1997, Meyer 2003, Hoffert ve ark.2007). Hemşirelik eğitiminde maneviyat ve manevi kavramlarının öğretim sürecinde izlenecek temel yaklaşım bakım Maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n öùretim süreci, maneviyat kavram×n×n doùru ve objektif tan×mlanmas× ile baülar (Catanzaro ve McMullen 2001, Callister ve ark 2004) tan×mla ilgili uç noktalara karü× kavram×n korunmas× önemlidir. Bu kavram×n dar çerçevede öùretilmesi öùrencilerin kendilerini bunun d×ü×nda alg×lamalar×na neden olabilir (Greenstreet 1999, McSherry 2000, Lemmer 2002). úkinci aüamada, 70 “hemüirelik eùitiminde maneviyat×n boyutlar×n×n tan×mlanmas×na niçin ihtiyaç var?” sorusunun yan×t×n×n öùrencilere bütüncül bak×ü aç×s× çerçevesinde aç×klanarak, maneviyat ve bireyin iyilik durumu aras×ndaki iliüki, araüt×rmalar ×ü×ù×nda tart×ü×larak, aktar×lmal×d×r. Bu bak×m×n, hastan×n izni olmadan onun manevi dünyas×na girmek deùil, ona destek olmak amac×yla onun maneviyat×n×n bir kaynak olarak kullan×lmas× olduùu vurgulanmal×d×r (Ross 1995). Maneviyat ve boyutlar×n×n nas×l öùretileceùi konusunda aù×rl×kl× olarak entegre eùitim modeli üzerinde durulmaktad×r (Greenstreet 1999, Callister ve ark.2004, Hoffert ve ark.2007). Bu kavramlar×n tek bir modül dersi kapsam×nda öùretilmesi, öùrenciler taraf×ndan yanl×ü ve eksik alg×lanmas×na neden olabileceùinden, önerilen entegrasyon modeli, tüm eùitim süresince bu kavramlar×n konulara entegre edilmesidir. Bunun yan×s×ra baz× yazarlar taraf×ndan geleneksel eùitim modeli de desteklenmektedir (McSherry 2000, Pesut 2002). Maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n nerede öùretileceùi konusunda da farkl× yaklaü×mlar söz konusudur. Bir grup hemüire eùitimci, maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×na iliükin ilkelerin uygulama alan×nda öùrenciye farkettirilmesini, grup tart×ümalar×, beyin f×rt×nas× gibi eùitim teknikleri ile öùrencilerin fark×ndal×ù×n×n artt×r×lmas×n× önermektedir (Narayanasamy 1999, McSherry 2002). Bir grup eùitimci ise, uygulama alan×nda örnek modellerin yetersizliùi nedeniyle bu kavramlar×n, geleneksel yöntemle s×n×f ortam×nda akademik eùitim yap×larak öùretilmesini, konuya iliükin tart×ümalar×n uygulama alan×nda yap×lmas×n× önermektedir (Pesut 2002). Hemüirelik eùitiminin uygulama alan×nda sürdürülmesi, öùrencinin model almas× ve gözlemlemesi aç×s×ndan en çok istenilen durumdur. Bu yaklaü×m, uygulama alan×nda model oluüturacak hemüirelerin manevi bak×m vermesini, maneviyat kavram×n×n fark×nda olmalar×n× gerektirmektedir (Hoffert ve ark 2007). Oysa yap×lan çal×ümalar, az say×da hemüirenin hastalar×n×n manevi gereksinimlerini karü×lad×ù×n×, manevi bak×ma iliükin fark×ndal×ù×n, hemüireliùin tüm uygulama alanlar×nda yer almad×ù×n× göstermektedir (Meyer 2003, Cobb 2004). Öùretim sürecinde eùitimcinin özellikleri de önemlidir. Eùitimci, “maneviyat nedir?” “hemüirelik bak×m× içinde manevi bak×m ne anlama gelmektedir?” bu kavramlar× aç×k ve net bir bak×ü aç×s×yla ortaya koymal×, herhangi bir inanc× reddetme veya bask× kurma noktas×nda olmamal×d×r (Catanzaro ve McMullen 2001, Lemmer 2002) . Eùitimci için önerilen temel nitelikler; x Konu alan× ile gerçekten ilgili olmas×, x Kendi maneviyat×n×n fark×nda olmas×, x úyi kiüileraras× iliükiler kurma becerisine sahip olmas×, 71 x Ekip yaklaü×m× ile çal×ümas× ve gerektiùinde kurumsal destek sistemlerine ulaüabilmesi olarak özetlenebilir. Maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×n×n hemüirelik eùitim program×na entegrasyonuna örnek oluüturmak üzere Bringham Young Üniversitesi’nin hemüirelik eùitim modeli bu bölümde incelenmiütir (Callister ve ark 2004). Örnek Eğitim Modeli (Bu bölüm Callister ve arkadaülar×n×n (2004) makalesinden al×nm×üt×r) Bringham Young Üniversitesi Hemüirelik Koleji lisans eùitiminde entegre modeli benimsemiü bir okuldur. Hemüirelik eùitim program×nda maneviyat ve manevi bak×m kavram×n×n tüm hemüirelik program×na entegrasyonu benimsenmiütir. Program×n içeriùi Amerikan Hemüireler Birliùi’nin “Profesyonel hemüirelik eùitimine iliükin temeller” baül×kl× metin içeriùi doùrultusunda oluüturulmuütur. Hasta bak×m×nda tam bir bütüncül bak×m esas al×nmaktad×r. Maneviyat×n hemüirelik derslerine entegrasyonuna iliükin uygulamalar aüaù×da özetlenmiütir; 1. Hemüirelikte klinik derslerin temel içeriùi, öùrencilerin bütüncül saùl×k tan×lamas×n× gerçekleütirmesidir. Bu tan×lama, hastalar×n deùerlerini, inançlar×n×, manevi gereksinimlerini, bu gereksinimleri karü×lamakta kullan×lan kaynaklar×, hastal×ù×n alg×lanmas×n×, yaüam enerjisini, üstün güçle iliükisini kapsamaktad×r. Hastalar×n özellikleri manevi bak×m kapsam×nda hemüirenin giriüimlerini yönlendirir. Örneùin; göçmen ailelerde hastal×k durumunda baz× dini ve kültürel uygulamalara baüvurulmas×, hemüirenin bu konuda özel bir yaklaü×m içinde olmas×n× gerektirir. 2. Kad×n doùum hemüireliùine iliükin klinik derslerde öùrenciler doùum olay×n×n manevi boyutlar×n× deùerlendirebilmeleri için cesaretlendirilmelidir. 3. Yoùun bak×m klinik derslerinde öùrenciler ve eùiticiler hastalarla manevi bak×m kapsam×nda iletiüimin sürdürülmesinde sorumluluk almal×d×r. Ayr×ca yaüam× sonland×rma karar×, organ nakli, gibi konular deùiüik kültürel inançlar ve dinler doùrultusunda tart×ü×lmal×d×r. Öùrenciler kritik durumdaki hasta ve yak×nlar×n×n manevi gereksinimlerini uygun üekilde karü×laman×n yollar×n× tart×ümal×d×r. 4. Halk saùl×ù× dersleri kapsam×nda aile tan×lamas×nda, manevi boyut, temel bileüenlerden biri olarak deùerlendirilmelidir. Hemüirelik bak×m×nda bireylerin ve ailenin bu boyutunun nas×l desteklenebileceùi tart×ü×lmal×d×r. 5. Literatürde, ölümle yüzyüze kalan, yoksunluklar× olan onkoloji hastalar×n×n ve yak×nlar×n×n manevi gereksinimlerinin karü×lanmas× en önemli odak noktas× olarak vurgulanmaktad×r. Manevi ve dini uygulamalar×n bilinmesi ölümle iliükili konularda en önemli baü etme 72 yöntemlerinin bilinmesi anlam×na gelir. Bu bilgiler farkl× manevi ve dini inançlardan saùlanabilir. Kanserli bireylerde dua etme ve diùer manevi uygulamalar×n kullan×m×n× konu alan araüt×rmalar tart×ü×labilir. Terminal hastal×klara iliükin yaüam deneyimlerinin öùrenciler taraf×ndan tam olarak anlaü×labilmesi için hastalar×n deneyimlerini konu alan edebi eserlerden veya medyadan yararlan×labilir. 6. Öùrencilerin eùitimleri süresince manevi bak×m×n sunumuna iliükin tuttuklar× günlük kay×tlar× incelenip, bunlar üzerinde küçük gruplarla tart×üma yap×labilir. Öùrencilerden final ödevi olarak maneviyat kavram×n× tart×ümalar× istenebilir. Callister ve arkadaülar×, öùrencilerin oluüturduklar× günlük kay×tlar×ndan baz×lar×n× öùrencilerden izin alarak, makalelerinde örnek olarak sunmuülard×r. Bu kay×tlar, manevi bak×m×n saùlanmas×nda en temel unsur olan ”öùrencinin kendi manevi dünyas×n×n fark×nda olmas×” anlam×nda, öùrencinin geliüimini göstermesi aç×s×ndan önemlidir. Bu kay×tlardan ikisi aüaù×da örnek verilmiütir. Örnek 1. Yoùun bak×mda yatan bir hastan×n ölümünden hemen sonra ailesi ile iletiüime geçen bir hemüire öùrencinin kaydettikleri; “Aile bireyleri ölümden sonra yaüam×n olduùuna ve kaybettikleri bu yak×nlar×n× orada göreceklerine inan×yorlard×. Bu düüüncelerinden dolay× yak×nlar×n×n ölümüyle baü etmede baüar×l×yd×lar. Bu deneyim bana derste anlat×lm×üt×. Ben inan×yorum ki, hastanede yatan bireyler ve aileleri stresli durumlarla, hatta ölümle karü×laüt×klar×nda bile manevi dünyalar× onlar× doùrudan etkilemektedir. Bu yüzden maneviyat güçlü ve olumlu bir baüetme mekanizmas× olarak hemüireler taraf×ndan desteklenmelidir” Bu metin öùrencinin maneviyat kavram×n× eùitimsel süreç içinde alg×lad×ù×n× gösteren iyi bir örnektir. Örnek 2. Bir öùrenci, adölesan yaüta anne olan bir gebeye doùum esnas×nda verdiùi bak×m× anlat×rken, yaüad×ù× deneyimini üöyle özetliyor; “Derslerde bize “Baükalar×n× asla yarg×lama” üeklinde öùretilmiüti. 14 yaü×nda genç bir k×za doùumunda yard×m ederken, bunu düüündüm. Onun tedirgin olduùunu ve birisinden yard×m beklediùini farkettim. úçgüdüsel olarak onu bu s×k×nt×dan kurtarmak için elini tuttum ve birlikte nefes alma egzersizi yap×p, ona rehberlik ettim. Bu olayla aram×zda özel bir baù oluütu. Ben bebeùin doùumu esnas×nda annede manevi bir rahatlama saùlayarak, doùuma destek oldum” Öùrenci bu deneyiminde anneye maneviyat×n× destekleyici bir çevre saùlayarak, manevi bak×m verdiùini göstermektedir. Bu kay×tlar, öùrencilerden izin al×narak, klinik ortamda yap×lan konferanslarda ve s×n×f içi tart×ümalarda diùer öùrencilerle paylaü×ld×. 73 Tüm bu kay×tlardan elde edilen bilgiler doùrultusunda öùrencilerin tan×mlad×klar× manevi bak×ma iliükin hemüirelik giriüimleri, 1. Güven iliükisi kurma, 2. Destekleyici bir manevi çevre saùlama 3. Hastalar×n ve ailelerinin manevi ve kültürel sistemlerine duyarl× bir üekilde yan×t verme 4. Manevi s×k×nt× durumunda bireye destek olma 5. Bak×m× uygulamal× olarak gerçekleütirme 6. Hemüirelik bak×m plan×na bu bak×m× entegre etme özetlenmiütir. olarak Sonuç olarak, hemüirelik eùitiminde maneviyat×n öùretim sürecine iliükin eùitimsel konular karmaü×k ve çeüitlidir. Öùrenciye manevi bak×m konusunda beceri kazand×rma çerçevesindeki tart×ümalar hem bu kavramlar×n öùretilmesi hem de fark×ndal×k yarat×lmas× ile iliükili görünmektedir. Konunun önemi dikkate al×nd×ù×nda, ülkemizde hemüire yetiütiren okullarda ders programlar×nda bütüncül saùl×k görüüüyle manevi bak×m konusuna yer verilmesi gerçeùi kaç×n×lmazd×r. Hemüire eùitimciler eùitim programlar×nda hasta/saùl×kl× bireyin bu yönünü göz ard× etmemeli, bu yönde öùrencilerin bilgi ve becerilerini geliütirmelerini desteklemeli ayr×ca bu konuda kendi fark×ndal×klar×n× da geliütirmelidirler. Son olarak, eùer hemüire eùitimciler, hemüirenin bireye manevi bak×m vermesini profesyonel ve etik bir sorumluluk olarak görüyorsa, maneviyat ve manevi bak×m kavramlar×na iliükin bilgi ve beceri donan×m×n×n öùrenciye kazand×r×lmas×n× da hemüirelik eùitiminin sorumluluùu olarak görmelidirler. KAYNAKLAR 1. Bradshow A (1997). Teaching spiritual care to nurses: An alternative approach. International Journal of Pallative Nursing, 3, 51-57. 2. Callister LC, Gerry M, Bond E ve ark. (2004). Threading spirituality throught nursing education, Holistic Nursing Practice, 18(3), 160-165 3. Catanzaro, AM, McMullen, KA (2001). Increasing nursing students' spiritual sensitivity. Nurse Educator, 26 (5), 221-226. 4. Cimete G (2002). Yaüam Sonu Bak×m Ölümcül Hastalarda Bütüncül Yaklaü×m, Nobel T×p Kitapevleri, ústanbul, 125-135. 5. Cobb JB (2004). Nursing students’ experiences in personel formation and in provision of spiritual care to patients, Unpublished doctoral dissertation, Andrews Un×vers×ty, eriüim tarihi: May×s 2005, http://wwwlib.umi.com/dissertations/fullcit/3138892 6. Ergül û, Bay×k A (2004). Hemüirelik ve manevi bak×m. Cumhuriyet Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi, 8(1): 37–45. 74 7. Govier I (2000). Spiritual care in nursing: a systematic approach, Nursing Standard, 14, 32-36. 8. Greenstreet MW (1999). Teaching spirituality in nursing, Nurse Education Today 19, 649-658. 9. Hoffert D, Henshaw C, Mvududu N (2007). Enhancing the ability of nursing students to perform a spiritual assessment, Nurse Educ. Mar-Apr;32(2), 66-72. 10. Kelleci M (2005) Kanser hastalar×n×n umudunun geliütirilmesine yönelik hemüirelik giriüimleri, Anadolu Psikiyatri Dergisi, 6:41-47. 11. Koening H (2004). Spirituality, wellness Reproduction&Menopause, 2(2),76-82. and quality of life, Sexuality, 12. Kostak MA (2007). Hemüirelik bak×m×n×n spiritüel boyutu. F×rat Saùl×k Hizmetleri Dergisi, 2(6): 105–115. 13. Lemmer C (2002). Teaching the spiritual dimension of nursing care: A survey of U.S.Baccalaureate nursing pograms, Journal of Nursing Education, 41(11), 482-490. 14. McSherry W (2000). Education issues surrounding the teaching Nursing Standard, March 20, 14(42), 40-43. of spirituality, 15. McSherry W Gretton M, Draper P ve ark. (2008). The ethical basis of teaching spirituality and spiritual care: A survey of student nurses perceptions, Nurse Education Today (2008) 28, 1003–1009. 16. McSherry W, Draper P (1997). The spiritual dimension: why the absence within nursing curricula? Nurse education today 1997;17(5):413-7. 17. McSherry W, Watson R (2002). Spirituality in nursing care: evidence of a gap between theory and practice. Journal of Clinical Nursing; 11, 843-844. 18. Meyer C (2003). How effectively are nurse educators preparing students provide spiritual care, Nurse Educator, 28(4), 185-190. 19. Narayanasamy A (1999). ASSET:a model for actioning spirituality and spiritual care education and training in nursing, Nurse Education Today, 19, 274-285. 20. Narayanasamy A, Owens J (2001). A critical incident study of nurses responses to the spiritual needs of their, Journal of Advanced Nursing, 33 (4):446 455. 21. Nursing and Midwifery Council-NMC (2004). Requirements for Pre-registration Nursing Programmes. NMC, London, http://www.nmc-uk.org, eriüim tarihi:18.11.2009 22. Oldnall A (1996). “ A Critical Analysis of Nursing”, Journal of Advanced Nursing,19, 439-447. 23. Pesut B (2002). The development of nursing students’ spirituality and spiritual caregiving, Nurse Education Today, 22; 128-135 24. Ross LA (1995). The spiritual dimension; it’s importance to patient’s health, wellbeing and quality of life and it’s implication for nursing practice, International Journal of Nursing Studies, 32, 5, 457-468. 25. Ross LA (1996). Teaching spiritual care to nurses. Nurse Education Today, 16, 38-43. 26. Schubert P E (2003). Chapter 8: Spirituality and Cultural Perspectives, Community Health Nursing Caring In Action, Editor: Hitchcock J E, Schubert P E, Thomas S A, Second edition, 162-170 27. Stranahan S (2001). Spiritual perception, attitudes about spiritual care practices among nurse practitioners, Western Journal of Nursing Research, 23(1), 90-104. 28. Sülü E (2006). Yoùun bak×mda yatan çocuk hastalar×n annelerinin manevi bak×m gereksinimleri, Hemüirelik Program× Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü, úzmir. 75 Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 77-86, 2010 AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI HEMŞİRELİK BAKIMI NURSING CARE AFTER OPEN HEART SURGERY Hossein ASGAR POUR Doç.Dr. Fatma DEMİR KORKMAZ Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Cerrahi Hastal×klar× Hemüireliùi Anabilim Dal× Bu makale 15 mart 2008 tarihinde úzmir`de Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezinde birinci araüt×rmac× taraf×ndan Türk Cerrahi ve Ameliyathane Hemüireleri Derneùi toplant×s×nda sunulmuütur ÖZET Aç×k kalp cerrahisinin olumlu sonuçlanmas×, baüar× ile uygulanan cerrahi teknikle birlikte ameliyat sonras× verilen hemüirelik bak×m×na baùl×d×r. Aç×k kalp cerrahisi sonras× hasta bak×m×n×n amac×; kalp damar fonksiyonlar×n× stabilize etmek, hastan×n iyileümesini saùlamak ve h×zland×rmak, yaüam kalitesini ve süresini artt×rmakt×r. Hastalar×n hemüirelik bak×m×; ayr×nt×l×, iyi planlanm×ü, geliümiü teknoloji ve modern bilgi birikimi ile yap×lan hemüirelik takibini ve bak×m×n× gerektirir. Anahtar Kelimeler: Aç×k Kalp Cerrahisi, Ameliyat Sonras× Dönem, Hemüirelik Bak×m×. ABSTRACT The positive outcomes of the open heart surgery depend on application of successful surgical technique combined with nursing care during the postoperative phase. The aim of the nursing care after open heart surgery is to make stable of cardiovascular functions, to ensure and precipitate healing to improve life span and quality of life. Nursing care of patients requires well planned, detailed monitorisation and caring with advanced technology and modern knowledge saving. Key Words: Open Heart Surgery, Post Operative Phase, Nursing Care. GİRİŞ Aç×k kalp cerrahisi sonras× bak×m×n×n amac×; hastan×n iyileümesini saùlamak, iyileümeyi h×zland×rmak, komplikasyonlar× önlemek, mümkün olan en k×sa zamanda hastay× taburcu etmek, evdeki bak×m×n× planlamak, yaüam kalitesini yükseltmek ve yaüam süresini artt×rmakt×r (Martin ve Turkelson 2006). Amerika Birleüik Devletleri’nde her y×l 750.000’den 77 fazla kiüiye aç×k kalp cerrahisi uygulanmakta ve her hasta için yaklaü×k 30.000 $’ harcanmaktad×r (Capuano ve ark 1997, Nancy ve ark 2004). Kalp cerrahisi hastalar×n×n ameliyat sonras× bak×m×; hastalar×n korunmas×n×, tan×lanmas×n× ve cerrahi sonras× s×kl×kla görülen metabolik ve hemodinamik bozukluklar×n düzeltilmesini içerir. Miyokard×n ve akciùerlerin desteklenmesi, s×v× elektrolit tedavisi, kanama kontrolü ve koagülopati önemli konulard×r (Martin ve Turkelson 2006). Aç×k kalp cerrahisi sonras× hastalar özel bak×m odalar× ya da yoùun bak×m ünitelerinde izlenir. Bu aüamada invazif ve invazif olmayan monitörizasyonla hastan×n hemodinamik verileri devaml× takip edilir. Ek olarak, arteriyel kan gazlar×, kardiyak hasar×n enzimatik belirleyicileri ve miks venöz oksijen satürasyonu gibi önemli laboratuar parametreleri seri ölçümlerle kontrol edilir. Daha sonra bu bilgiler deùerlendirilir ve yorumlan×r (Okutan ve Kutsal 2001, Jalali 1998). Aç×k kalp cerrahisi sonras× ilk 24–48 saat çok kritik ve önemlidir. Bu dönemde hasta mekanik ventilasyona baùl×d×r. Hastaya hemodinamiùinin kontrolü için ayr×ca ilaçlar× ve kan ürünlerini vermek için kateterler tak×l×d×r. Bu dönemde hastan×n fonksiyonlar× normale döner. Bu nedenle ameliyat sonras× dönemde kaliteli bir bak×m hizmeti için bilgili ve yetenekli hemüirelere ve iyi organize olmuü ameliyat sonras× bak×m planlar×na gereksinim vard×r (Martin ve Turkelson 2006, Hatipoùlu 2002, Toker ve ark 1999). Aç×k kalp cerrahisi sonras× görülen komplikasyonlar×n tedavisi ve hasta bak×m×, yoùun bak×m ünitelerinin kurulmas×n× gerektirir. Yoùun bak×m üniteleri özel hemüirelik hizmetlerini içeren bir sistemdir. Hemüire, hasta ile en fazla iletiüim kuran kiüidir. Bu nedenle yoùun bak×m ünitesi hemüiresi olabilecek komplikasyonlar×n belirtilerini hemen tan×yabilmeli, hasta takibi ve tedavisinde kullan×lacak cihazlar× kullanabilmeli ve gerektiùinde acil durumlarda hasta için uygun haz×rl×k yapabilmelidir (Aggarawal ve ark 2006). Ameliyat sonras× erken dönemde görülen komplikasyonlar; kanama, kalp tamponad×, aritmi, miyokard enfarktüsü, greft t×kan×kl×ù× koroner spazm, düüük kardiyak debi sendromu, kardiyak arrest ve inmedir. Geç komplikasyonlar ise; geç dönemde ortaya ç×kan kanama, perikardiyal efüzyon ile seyreden post perikardiyotomi sendromu, renal fonksiyon bozukluùu, ileus, mezenter iskemi, gastrointestinal kanama, pnömotoraks, solunum yetmezliùi, pnömoni, yara enfeksiyonu ve yara ayr×lmas×d×r. Ciddi komplikasyonlar×n insidans× rölatif olarak düüük olmas×na karü×n (%3-6), her bir komplikasyon yaüam× tehdit edebilir ve anlaml× morbidite ile birlikte olabilir (Jawe 2003, Okutan ve Kutsal 2001). Ameliyat sonras× komplikasyonlar×n önlenmesi amac×yla hemüirelerin; hemodinamik monitörizasyon, solunum, nörolojik, sindirim ve böbrek sistemleri ve hemostaz×n saùlanmas×na yönelik bak×m yöntemleri konular×nda uzmanlaümas× gerekir. Yan× s×ra aùr× kontrolü, yara bak×m×, enfeksiyon kontrol önlemleri ve hastan×n dinlenmesini saùlamada önemli hemüirelik aktiviteleri aras×ndad×r. Bu hastalar×n 78 fiziksel muayenesi yap×larak taburculuk eùitimlerinin saùlanmas× evde bak×m hizmetleri aras×ndad×r. Fiziksel muayenede hastan×n yaüam bulgular× ölçülmeli, kalp ve akciùer sesleri deùerlendirilmeli, ödem kontrolü yap×lmal×, yara bak×m× saùlanmal×, ald×ù× ç×kard×ù× takip edilmeli ve hastan×n uyku ve dinlenmesi saùlanmal×d×r (Kim ve Park 2005, Heper 2005). Solunum Sisteminin Bakımı ve Değerlendirilmesi: Aç×k kalp cerrahisi geçiren hastalarda solunum yetmezliùi ve hipoksemi insidans× %30-60’t×r (Martin ve Turkelson 2006). Solunum yetmezliùini etkileyen risk faktörleri; ameliyat öncesi sigara kullanma öyküsü, kronik obstrüktif akciùer hastal×klar×, steroid kullan×m×, gastroözofajiyal refleks hatal×ù×, kalp yetersizliùi, yetersiz ve zay×f beslenmedir (Aggarawal ve ark 2006, Jawe 2006). Ameliyat×n uzamas×, anestezi maddelerinin fazla tüketilmesi, fazla s×v× al×m× ve hastan×n uzun süre s×rt üstü pozisyonunda kalmas× da solunum yetmezliùinin risk faktörleri aras×ndad×r (Martin ve Turkelson 2006). Aç×k kalp cerrahisi sonras× hastalar×n erken ekstübe edilerek yeterli oksijenasyonun ve iyi bir bak×m saùlanmas×n×n olumlu sonuçlar× bilinmektedir. Böylece akciùerlerde oksijenasyon ve gaz deùiüimi saùlanarak atelektazi ve akciùer enfeksiyonlar× önlenebilir (Okutan ve Kutsal 2001, Fanning 2004). Bu nedenle ameliyat sonras× ilk 12 saat içinde ya da ameliyathanede hastalar×n ekstübasyonu önerilmektedir. Bu hastalarda sternotomi nedeniyle oluüan aùr×n×n doùrudan solunumu etkilemesi nedeniyle aùr×n×n azalt×lmas× ve hastalar×n iyi monitörize edilmesi oldukça önemlidir. Ameliyat sonras× hastan×n titremesi vücutta oksijenin daha fazla kullan×lmas×na ve karbondioksitin daha fazla artmas×na neden olur. Bunun sonucunda vücutta laktik asit birikir. Titremenin önlenemediùi durumlarda sedasyon ve nöromüsküler blokerler kullan×larak hastan×n tekrar mekanik ventilasyona baùlanmas× gerekebilir (Martin ve Turkelson 2006, Jalali 1998). Ameliyat sonras× erken dönemde oksijen tüketiminin azalmas× ayr×ca ameliyat s×ras×nda soùuk uygulama ve kardiyopleji uygulanmas× nedeniyle düüük vücut ×s×s× görülmektedir. Yoùun bak×m ünitesinde hastay× ×s×tmak için elektrikli battaniye ya da s×cak hava üfleyen özel sistemler kullan×lmaktad×r (Martin ve Turkelson 2006, Okutan ve Kutsal 2001). Ameliyat sonras× dönemde uygun solunum egzersizleri, hemodinamiùin stabilitesinin saùlanmas×, radyografi ile akciùerlerin kontrolü ve uygun bir diürez saùlanmas× gerekir. Bu hastalarda ameliyat öncesi solunum fizyoterapisinin baülanmas× ve hasta taburcu olana kadar devam edilmesi önerilmektedir (Okutan ve Kutsal 2001, Fanning 2004). Solunum fizyoterapisinin amac× en k×sa sürede hastay× ekstübe edip spontan solunumu saùlayarak hastan×n normal yaüam×na dönmesini saùlamakt×r (Martin ve Turkelson 2006, Jalali 1998, Tahmaseb 1999, Fanning 2004). Ameliyat sonras× endotrakeal 79 tüpün aspirasyonu esnas×nda genellikle izotonik serum kullan×lmaktad×r. Bu yöntem entübe hastalarda oksijen (O2) satürasyonun miktar×n×n azalmas×na neden olduùu ve parsiyel oksijen bas×nc×na (PaO2) etkisi olmad×ù× için önerilmemektedir. Hastalarda solunum komplikasyonlar×n× önlemek için erken mobilizasyon ve spirometre kullan×m× önerilmektedir (Okutan ve Kutsal 2001, Tahmaseb 1999). Solunum bak×m×ndaki diùer yaklaü×mlar; arteriyel kan gazlar×n×n deùerlendirilmesi, oksijen satürasyonunun sürekli deùerlendirilmesi, hastan×n derin soluk al×p verme egzersizi yapmas× ve ameliyat yerinin desteklenerek hastan×n öksürmesinin saùlanmas×, erken mobilizasyonun saùlanmas× ile aùr× ve titremenin önlenmesidir (Martin ve Turkelson 2006. Kim ve Park 2005). Ameliyat sonras× hastalar mekanik ventilasyona baùl× olduklar× için bu makinenin yan etkilerinin de göz ard× edilmemesi gerekir. Mekanik ventilasyonun yan etkilerinden biri pCO2’ya baùl× hipokapni görülmesidir. Bu nedenle bu hastalarda arteriyel kan gaz× deùerlerinin dikkatli bir üekilde kontrol edilmesi gerekmektedir (Jalali 1998). Hemodinamik İzlem: Ameliyat sonras× hastalar× ameliyathaneden yoùun bak×m ünitesine alma kriteri, hastan×n hemodinamik parametrelerinin stabil olmas×d×r. Kalp cerrahisi sonras× kalp fonksiyonlar×n×n sürdürülmesi çok önemlidir. Yeterli kardiyak debi, kan bas×nc× ve idrar ç×k×ü× ile yans×t×labilir ise de, emin olmak için invaziv monitörizasyon sistemlerine gereksinim vard×r. Swan-Ganz kateteri pulmoner kapiller wedge bas×nc× ve kalp debisinin ölçülmesini saùlar. Kardiyak debiden saùlanan kardiyak indeks hastan×n miyokardiyal performans×n×n daha doùru deùerlendirilmesine imkân verir. Normal kardiyak indeks: 2,5-3L/dakika metrekaredir. Kardiyak indeksin 2 L/dakika metrekarenin alt×na inmesi kötü bir bulgudur. Bu durumda azalan kardiyak performans×n olas× sebepleri hemen araüt×r×lmal×d×r. Düüük kalp debisinin baül×ca klinik bulgular×; hipotansiyon vazokonstrüksiyon, oligüri ve metabolik asidozdur. Tedavi edilmeyen düüük kalp debisi ilerleyici böbrek yetmezliùi ya da aritmiye baùl× olarak ölümcül olabilir (Martin ve Turkelson 2006, Doering ve ark 2002). Yoùun bak×m ünitesinde hastan×n sürekli ve düzenli olarak hemodinamisinin kontrolü gerekir. Özellikle kan bas×nc× mönitorizasyonu çok önemlidir. Doùru ve dikkatlice ölçülmesi gereken bu iülem ilk 2 saatte her 15 dakikada bir, sonraki 4 saat boyunca her yar×m saatte bir yap×lmal×d×r. Kan bas×nc×n×n deùerleri, hücrelerin perfüzyonunu saùlayacak kadar yeterli, ancak anastomozu y×rtmayacak ve kanamaya sebep olmayacak seviyede olmal×d×r. Bu nedenle volümü dikkatlice kontrol etmek gerekir (Martin ve Turkelson 2006, Özatik ve ark 2004). Kan bas×nc× düütüùü zaman hasta s×rt üstü pozisyonda, ayaklar 30-45 derece yukar× kald×r×l×r. Hatta bu durumda trendelenberg pozisyonu da geçici olarak yard×mc× olabilir (Martin ve Turkelson 2006). Ameliyat sonras× hipotermi, miyokard×n depresyonuna, ventriküler disritmilere, 80 damarlar×n kontraksiyonuna ve p×ht×laüma faktörlerin bozukluùuna ve sonuçta kanamaya neden olabilir. Bu nedenle ameliyat sonras× hastay× ×s×tmak önemlidir. Hastay× ×s×tmak için s×cak battaniyeler ve nemli oksijen kullan×labilir (Black ve Hawks 2006, Okutan ve Kutsal 2001). Aç×k kalp ameliyatlar×ndan sonra hastalar×n yaklaü×k %5’inde erken dönemde kanama, kardiyak tamponad ya da koroner baypass greftlerinin t×kanmas× görülmektedir. Kanama komplikasyonu nedeniyle yeniden ameliyat olan hastalarda ölüm oranlar× %8-26 aras×nda belirlenmiütir. Bu uygulama hastalar×n hastanede kal×ü sürelerini ve komplikasyon geliüimini de artt×rmaktad×r (Özatik ve ark 2004). Aç×k kalp cerrahisi sonras×, perikardiyal efüzyon s×kl×ù× %50-85 aras×nda görülürken, yeniden giriüimi gerektirecek kardiyak tamponad oran× %0.86 aras×nda deùiümektedir. Erken dönemde görülen kardiyak tamponad, genellikle cerrahi kanama ya da kalp-akciùer makinesine baùl× koagülopatiyle iliükilidir. Geç dönemde görülen kardiyak tamponad ise oral antikoagülan kullan×m×n×n da içinde bulunduùu birçok faktörle iliükilidir. Baz× durumlarda, erken dönemde geliümiü perikardiyal efüzyon, progresif olarak artarak, geç dönemde kardiyak tamponada yol açar ve tan× konulmad×ù× takdirde ölümcül olabilir. Koroner arter bypass greft ameliyat× sonras× perikardiyal efüzyon görülme s×kl×ù×, kapak replasman×na göre daha fazlad×r. Bu durum mediyastinal kanama miktar×n×n daha fazla olmas×yla aç×klanmaktad×r. Buna karü×l×k giriüimde bulunmay× gerektirecek tamponad insidans× kapak replasman× olgular×nda koroner arter bypass greft ameliyat×na göre daha yüksektir (Heper 2005, Toker ve ark 1999). Pulmoner arter ve kan bas×nc×n×n düzenli ve dikkatli bir üekilde ölçülmesi özellikle giriüim yap×ld×ù×nda çok önemlidir. Hemodinamik parametrelerin ameliyat sonras× her 30-60 dakikada bir ölçülmesi gerekir (Martin ve Turkelson 2006). Kalp debisini deùerlendirmek için periferal damar perfüzyonu kontrol edilebilir. Bununla birlikte kalbin ritm ve h×z×, kapiller dolum testi ve nörolojik deùerlendirmeler yap×lmal×d×r (Black e Hawks 2006, Okutan ve Kutsal 2001). Ameliyat sonras× aùr×, anksiyete, yetersiz sedasyon nedeni ile katekolaminlerin artmas×na baùl× disritmiler oluüabilir. Bu nedenle aùr×ya yönelik tedavi saùlanmal× ve hasta yak×ndan izlenmelidir (Martin ve Turkelson 2006). Aç×k kalp cerrahisi sonras× beklenen ideal kalp ritmi sinüs ritmidir. Ameliyat sonras× geliüen disritmiler nedeniyle 48 saate kadar hastan×n dikkatli bir üekilde monitörizasyonu gerekir (Okutan ve Kutsal 2001). Kanamanın Önlenmesi ve Kontrolü: Aç×k kalp ameliyat× s×ras×nda hastaya antikoagülanlar×n verilmesi, hipotermi ve kalp-akciùer makinesinin kullan×m× kanamaya neden olabilir (Martin ve Turkelson 2006). Ameliyat esnas×nda kalp-akciùer makinesi kullan×lmas× nedeniyle heparin verilmesi, ard×ndan heparinin 81 yaù dokular×nda yerleümesi nedeniyle ameliyattan sonra 4 saate kadar hasta kanama yönünden kontrol edilmelidir (Okutan ve Kutsal 2001). Hastan×n insizyonlar× ve göùüs tüpü, kanama (yerel ve sistemik kanama) yönünden kontrol edilmeli, ayr×ca hasta hipovolemi belirtileri ve bulgular× yönünden de izlenmelidir. Hemoglobin ve hematokrit deùerleri hastanenin protokolüne göre düzenli olarak yap×lmal×d×r (Black ve Hawks 2006). Aç×k kalp cerrahisi sonras× kanama, kalp tamponad×na neden olmaktad×r. Tamponad×n belirti ve bulgular×; göùüs tüpünün drenaj×n×n olmamas×, kan bas×nc×n×n azalmas×, kalp h×z×n×n artmas×, jügüler venin distansiyonu, santral ven bas×nc×n×n artmas×, nab×z bas×nc×n×n azalmas× ve kalbin seslerinin azalmas×d×r. Bu yüzden hasta tamponad belirti ve bulgular× yönünden kontrol edilip, izlenmelidir (Martin ve Turkelson 2006, Black ve Hawks 2006, Özatik ve ark 2004). Nörolojik Sistemin Bakım ve Değerlendirilmesi: Cerrahi, kardiyopulmoner bypass (KPB), anestezi teknikleri ve uygulamalar×ndaki geliümeler kalp cerrahisine baùl× geliüen morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde azaltmaktad×r. Bununla birlikte, KPB’a baùl× nörokognitif bozukluklar hala önemli bir problem olmaya devam etmektedir. KPB sonras×nda inme görülme s×kl×ù× %0.4-5.4, kognitif fonksiyonlarda bozukluk ise %24-79 aras×nda deùiümektedir. únme görülme s×kl×ù× cerrahinin türüne ve boyutuna göre deùiümekte, kapak cerrahisi gibi kalp içi giriüim gerektiren cerrahilerde kalp d×ü× cerrahilere (%4.2-13 karü× %0.6-5.2) k×yasla daha s×k görüldüùü bilinmektedir. Kalp cerrahisi sonras× geliüen nörokognitif komplikasyonlar, tamamen iyileümeyi ümit eden hasta ve hasta yak×nlar× için sosyal ve ekonomik olarak y×k×m oluüturduùundan önlenmesi gereken komplikasyonlard×r (Heper 2005). Ameliyat sonras× dönemde nörokognitif fonksiyonlarda bozulma olmas× sadece aç×k kalp cerrahisine özgü bir problem deùildir. Özellikle ileri yaütaki hastalarda daha belirgin olmak üzere kalp d×ü× birçok cerrahi giriüim sonras×nda da kognitif fonksiyonlarda bozukluk geliütiùi bildirilmektedir. Bir araüt×rmada kalp d×ü× cerrahi geçiren ileri yaütaki 1218 hastada ameliyat sonras× kognitif bozukluk s×kl×ù× %26 olarak bulunmuütur. Bununla beraber, kalp d×ü× cerrahi sonras× görülen nörokognitif bozukluklar, kalp cerrahisi sonras× görülenlere k×yasla klinik tablo olarak daha hafiftir ve genellikle cerrahiden birkaç hafta sonra düzelir (Toker ve ark 1999). Aç×k kalp cerrahisi sonras× hasta entübe ve bilinçsiz olduùu için nörolojik deùerlendirme yap×lmas× gerekir. Bu nedenle hastan×n Glasgow koma skalas× puan× deùerlendirilir. Ameliyat esnas×nda hasta nöromasküler bloker ilaçlar ald×ù× için bu ilaçlar×n etkisi geçtikten sonra, ameliyat sonras× dönemde iki tarafl× olarak hastan×n göz bebeùinin büyüklüùü ve ×ü×ùa reaksiyonu deùerlendirilmelidir (Martin ve Turkelson 2006, Okutan ve Kutsal 2001). Ekstremitelerin hareketi, gücü ve nörolojik fonksiyonlar× hasta ekstübe edildikten ve bilinçli olduktan sonra deùerlendirilmelidir (Black 82 ve Hawks 2006). Ameliyat sonras× hastan×n kiüiye, zamana ve yere oryante olmas×, hareketi ve his kontrolü yap×lmal×d×r. Bu iülemler ilk 2 saatte her 15 dakikada bir, sonraki 4 saat süresince her yar×m saatte bir yap×lmal×d×r (Martin ve Turkelson 2006, Black ve Hawks2006). Üriner Sistemin Bakımı ve Değerlendirilmesi: Aç×k kalp cerrahisi sonras× böbrek yetersizliùi insidans× yaklaü×k 8%dir (Martin ve Turkelson 2006). Etkili kalp debisi idrar×n en az 0,5 ml/kg/h ç×k×ü× ile deùerlendirilir. Kalp debisinin indirek göstergelerinden birisi de idrar ak×m× ve serum potasyum düzeyidir (Okutan ve Kutsal 2001). Düüük idrar miktar× ve yükselen potasyum düzeyleri kalp debisinin düüüklüùünü gösterir. Bu hastalarda ç×kan idrar miktar×n×n da takip edilmesi gerektiùi için idrar kateterlerinin kullan×lmas× gerekir. (Martin ve Turkelson 2006). Ayr×ca ameliyat sonras× verilen s×v× miktar× çok önemlidir. Çünkü idrar volümünü artt×rarak potasyum kayb×na ve kalp disritmilerine neden olabilir (Black ve Hawks 2006). Bu yüzden idrar; rengi, ölçüsü ve diùer kriterleri yönünden deùerlendirilmelidir. Araüt×rmalara göre bu hastalarda ameliyat sonras× 3-4 gün süresince serum potasyum her 4 saatte bir, BUN/Cr her 24 saatte bir ölçülmelidir (Martin ve Turkelson 2006, Black ve Hawks 2006). Sindirim Sisteminin Bakımı ve Değerlendirilmesi: Aç×k kalp cerrahisi sonras× hastalarda sindirim sistemi komplikasyonu insidans× 0.12–2% aras×ndad×r (Martin ve Turkelson 2006). Sindirim sistemi komplikasyonlar×n×n insidans× bu hastalarda az görülmesine raùmen ölümle sonuçlanabilir. Yap×lan araüt×rmalara göre bu komplikasyonlar genellikle paralitik ileus, gastrit ve üst gastrointestinal sistem kanamalar×d×r (úmia ve ark 1999). Bu hastalarda ameliyat sonras× nazogastrik tüp tak×l× olduùu ve hastalar yataùa baù×ml× olduklar× için baù×rsak sesleri düzenli olarak stetoskopla dinlenmeli, kar×n distansiyon yönünden kontrol edilmelidir. Hastada bulant× ve kusmaya baùl× aspirasyon, aspirasyona baùl× pnömoni geliüebilir. Ayr×ca insizyon yeri bulant× ve kusmaya baùl× bas×nç nedeniyle kanayabilir. Bu yüzden bu hastalarda uygun tedavi ile bulant× ve kusman×n önlenmesi gerekmektedir (Martin ve Turkelson 2006, Black ve Hawks 2006). Baz× hastalara nazogastrik sonda tak×l×p, bu sonda sürekli olarak düüük bas×nçl× aspiratöre baùlabilir. Bu hastalarda drenaj×n rengi ve ölçüsü kontrol edilmelidir. úlaçlar×n düzenli ve zaman×nda verilmesi çok önemlidir. Antiemetik ilaçlar×n verilmesi ve pansumanlar esnas×nda asepsi kurallar×na uyulmas× önemlidir (Martin ve Turkelson 2006, Okutan ve Kutsal 2001). Ameliyat sonras× sindirim sistemi kanamalar×n× önlemek amac× ile genellikle profilaktik olarak H2 reseptör blokerler verilmektedir. Bu hastalarda ekstübasyondan birkaç saat sonra hastan×n gag refleksi, gaz ç×karmas× ve baù×rsak sesleri kontrol edilir. Nazogastrik tüp ç×kar×ld×ktan sonra yavaü yavaü aù×zdan s×v× verilir (Martin ve Turkelson 83 2006). Bu hastalarda ameliyat sonras× ikinci günden itibaren intravenöz s×v×lar kesilerek aù×z yoluyla s×v× al×m×na baülan×r (Black ve Hawks 2006). Ameliyat Sonrası Ağrı Kontrolü: Ameliyat sonras× sternum ve bacak insizyonlar×, göùüs tüpleri, ameliyat s×ras×nda retraktörlerin kullan×lmas×, elektrokoter ve iùnelerin kullan×lmas×na baùl× hastalarda üiddetli aùr× vard×r (Martin ve Turkelson 2006). Aùr×n×n etkili kontrölü hastan×n konforunu saùlayarak hemodinamiùin stabil olmas×na yard×mc× olur. Ayr×ca komplikasyonlar× ve özellikle pulmoner komplikasyonlar× önleyebilir (Black ve Hawks 2006, Okutan ve Kutsal 2001). Bu hastalarda aùr× kontrol yöntemleri, ilaçlar (özellikle opioidler ve non steroidal antienflamatuar ilaçlar), pozisyon deùiüimi, mobilizasyon, relaksasyon teknikleri ve müzik terapidir (Martin ve Turkelson 2006, Ak×n 2007). Bu hastalarda iülemlerden önce aùr×n×n deùerlendirilmesi, gerekirse kontrol edilmesi çok önemlidir (Martin ve Turkelson 2006). Akciùerlerdeki komplikasyonlar× önlemek amac×yla yapt×r×lan derin solunum ve öksürük egzersizleri esnas×nda aùr×n×n daha az hissedilmesi için insizyon yerini desteklemek gerekmektedir. Göùüs tüpü ç×kar×lmas× aùr×l× bir iülem olduùu için, tüp ç×kar×lmadan önce hastaya sedasyon yap×lmas× önerilmektedir (Black ve Hawks 2006). Yeni araüt×rmalara göre kad×n hastalarda ameliyat sonras× yaralar×n iyileümesini saùlamak, aùr×y× ve etraftaki bas×nc× azaltmak amac× ile yeni bir sutyen geliütirilmiütir. Bu sutyenin ameliyat sonras× 3.haftaya kadar kullanmas× önerilmektedir (Naismith ve Street 2005). Yara Değerlendirilmesi: Aç×k kalp cerrahisi sonras× enfeksiyon insidans× sternum ve ayak insizyonlar×nda %0.7-3.9 aras×ndad×r. Ameliyat sonras× hastalar×n %20’sinde ilk 30 gün içinde hastane enfeksiyonu görüldüùü için 30 gün boyunca hastalar yerel ve sistemik enfeksiyon belirti ve bulgular× yönünden kontrol edilmelidir. Ayr×ca insizyonlar k×zar×kl×k ve enfeksiyon yönünden deùerlendirilmelidir (Martin ve Turkelson 2006, Hassan ve ark 2006). Kan üekeri ölçümü ve kontrolü enfeksiyonu önlemede yard×mc× olabilir. Hasta kortikosteroid tedavi al×yorsa, tedavinin yavaü yavaü kesilmesi gerektiùi hastaya aç×klan×r. Bu esnada da hasta enfeksiyon belirti ve bulgular× yönünden kontrol edilmelidir (Hassan ve ark 2006, Okutan ve Kutsal 2001). Cerrahi sonras× özellikle yaül× hastalarda ilk 15 gün içerisinde oluüan dekübitüs yaralar× s×kl×kla sakral bölgede görülür. Hareketsizlik, nem, yatakta kalma ve sürtünme bu yaralar×n oluümas×na neden olmaktad×rlar. Bu yaralar×n en uygun tedavisi oluümalar×n× önlemektir. Ancak yaralar oluütuktan sonra kullan×lmak üzere farkl× firmalar×n çeüitli ürünleri bulunmaktad×r (Black ve Hawks 2006, Okutan ve Kutsal 2001). 84 Uyku ve İstirahatın Sağlanması: Aç×k kalp cerrahisi yoùun bak×m ünitesinde en önemli konulardan birisi hastalar×n uyku ve istirahatinin saùlanmas×d×r. Ameliyat sonras× aùr×, hastane ortam× ve diùer sebeplerle hastan×n dinlenme ve uykusu etkilenmektedir. Yoùun bak×m ünitelerinde bak×mlar×n gece de yap×lmas×, gürültü, ×ü×k, ses ve diùer uyar×c×lar bir yana ayr×ca hastada ameliyat nedeniyle oluüan aùr× ve anksiyete genellikle hastalarda uyku bozukluùuna yol açmaktad×r (Jawe 2003, Redeker ve ark 2004, çelik ve ark 2005). Bu bak×mlar genellikle aù×z, göz, bas×nç yaras×, pansuman ve kateter deùiüimidir (çelik ve ark 2005). Hastalar×n iyice dinlenmesi, anksiyete düzeyini azaltmakla birlikte yaralar×n iyileümesini de saùlamakta dolay×s×yla hastan×n hastanede kal×ü süresini azaltmaktad×r (Martin ve Turkelson 2006, Jawe 2003, Redeker ve ark 2004). SONUÇ Aç×k kalp cerrahisi sonras× hastalar yoùun bak×m ünitelerinde izlenir. Aç×k kalp cerrahisi sonras× ilk 24–48 saat çok kritik ve önemlidir. Bu dönemde hasta mekanik ventilasyona baùl×d×r. Hastaya hemodinamiùinin kontrolü için ayr×ca ilaçlar× ve kan ürünlerini vermek için kateterler tak×l×d×r. Bu aüamada invazif ve non invazif monitörizasyonla hastan×n hemodinamik verileri devaml× takip edilir. Bununla birlikte arteriyel kan gazlar×, kardiyak hasar×n enzimatik belirleyicileri ve miks venöz oksijen satürasyonu gibi önemli laboratuar parametreleri seri ölçümlerle kontrol edilir. Daha sonra bu bilgiler deùerlendirilir ve yorumlan×r. Bu nedenle ameliyat sonras× dönemde kaliteli bir bak×m hizmeti için bilgili ve yetenekli hemüirelere ve iyi organize olmuü ameliyat sonras× bak×m planlar×na gereksinim vard×r. KAYNAKLAR 1. Aggarawal SK, Fox S, Stitt L ve ark (2006). The new cardiac surgery patient: defying previous expectation. Canadian Journal of Surgery. 49: 117-122. 2. Ak×n E (2007). Mekanik ventilasyon desteùinde olan hastalarda anksiyete ve fizyolojik belirtilerini müzikterapinin etkisi. Ege üniversitesi hemüirelik yüksekokulu. Yükseklisans tezi, úzmir-Turkey. 3. Black MJ, Hawks JH (2007). Medical-Surgical Nursing: Clinical Managment for Positive Outcomes; 7th edition; 2: p.1640-1649. 4. Capuano TA, Reia B, Sullivan K (1997). Bridging the care continum for open heart surgery patient. Nursing Management. 28. 32. 5. Çelik S, Öztekin D, Akyolcu N ve ark (2005). Sleep disturbance: The patient care activities applied at the night shift in the intensive care unit. Journal of Clinical Nursing ,14. 102-106. 6. Doering BL, Mcguire AW, Rourke D(2002). Recovering from cardiac surgery: what patients want you to know. American Journal of Critical Care; 11. 333. 85 7. Fanning MF(2004). Reducing postoperative pulmonary complications in cardiac surgery patients whit the use of the best evidence. Jornal of Nursing Care Quality .19. 95. 8. Hassan M, Smith MJ, Engel AM (2006). Predictor and outcomes of sternal wound complication in patients after coronary artery bypass graft surgery. The American Surgeon, 72. 515- 520. 9. Hatipoùlu S (2002). Cerrahi yoùun bak×m hemüireliùi ilkeleri. Gülhane T×p Dergisi. 44. 475- 479. 10.Heper C (2005). Koroner Arter Bypass Greftleme (KABG) Ameliyatlar Endikasyon ve Postoperatif Hasta Takibi ve Risk Deùerlendirilmesi, ústanbul T×p fakültesi, TurkeyIstanbul. http://www.kardiyo.net/kitap/kabg.shtml adresinden indirildi. 11.úmia O, Strathausen S, Hess W ve ark (1999). Incidence and prognosis of abdominal complication after cardiopulmonary bypass. Cardiovascular Surgery. 7. 419-424. 12.Jalali R(1998). The side effects of mechanical ventilation after open heart surgery in the patients of intensive care unit. Medical Sceince of Kermanshah University Ph.D thesis, úran- Kermanshah. 13.jawe PN (2003). Sleep and rest in patients undergoing cardiac surgery. Nursing Standard, 12. 33. 14.Martin CG, Turkelson S (2006). Nursing care of the patient undergoing coronary artery bypass grafting. Lippincott Williams & Wilkins, Inc. 21:2, 109–117. 15.Naismith C, Street A (2005). Introducing the cardiac: A randomised pilot study of a purpose designed support bra for women having cardiac surgery. European Journal of Cardiaovascular Nursing. 4. 220-226. 16.Okutan H, Kutsal A (2001). Aç×k kalp ameliyat geçiren yaül× hastalarda ameliyat sonras× yoùun bak×m. Turkish Journal of Geriatrics. 4:3. 120-126. 17.Özatik MA, Göl K, Budak B ve ark (2004). Reeksploration for bleeding and tamponade in intensive care unit following open heart surgery. Anadolu Kardiyol Dergisi, 4. 19-22. 18.Kim YJ, Park AH (2005). Analysis of nursing records of cardiac-surgery patients based on the nursing process and focusing on nursing outcomes. únternational Journal of Medical únformatics. 74. 952-959. 19.Redeker NS, Ruggiero J, Hedges C (2004). Patterns and predictors of sleep pattern disturbance after cardiac surgery. Research in Nursing &Health. 27. 217-224. 20.Tahmaseb A (1999). The effect use of salin normal in suction of tracheal tube in the changing of arterial blood gas in open heart surgery patients. Medical Science of úran Univesity, Master of science thesis. úran- Tahran. 21.Toker ME, Eren E, Rabuü MB, Anas×z H ve ark (1999). Kalp ameliyatlar×nda kanama nedeniyle revizyon: Bir merkezin on senelik sonuçlar×. Türk Göùüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi.7: 435-437. 86 Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu Dergisi 26 (1) : 87-97, 2010 PSİKOSOSYAL AÇIDAN KANSER VE PSİKİYATRİ HEMŞİRESİNİN ROLÜ PSYCHOSOCIAL ASPECTS OF CANCER AND THE ROLE OF PSYCHIATRY NURSE Ar.Gör.Dr. Serap YILDIRIM Yard.Doç.Dr. Ayça GÜRKAN Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksek Okulu, Psikiyatri Hemüireliùi Anabilim Dal× 3.Uluslar aras×-10.Ulusal Hemüirelik Kongresi, Sözel Bildiri olarak sunulmuütur ÖZET Günümüzde kanser, tan× ve tedavisi multidisipliner olarak ele al×nmas× gereken çok yönlü bir sorun haline gelmiütir. Kanser, t×bbi- fiziksel bir hastal×k olmas×n×n yan×nda, ruhsal ve psikososyal aç×dan birçok sorunu da kapsayan kronik bir olgudur. Kanser hastalar× tan×, tedavi, nüks ve palyatif dönemlerde çeüitli ve deùiüik duygusal, ruhsal, davran×üsal reaksiyonlar geliütirirler. Bu neden ile kanser hastalar×n×n bütüncül tedavi ve bak×m× t×bbi, psikiyatrik ve psikososyal boyutlar× birlikte içermelidir. Psikososyal tedavi ve bak×m×n odak noktas×, hasta ve ailenin baü etme becerilerini geliütirerek hastal×ùa uyumlar×n× artt×rmakt×r. Ekibin önemli üyelerinden biri olan psikiyatri hemüirelerine, bu konuda konsültasyon liyezon psikiyatrisi (CLP) kapsam×nda önemli görevler düümektedir. Bu makalede psikososyal aç×dan kanser ve psikiyatri hemüiresinin kanserdeki rolü ele al×nacakt×r. Anahtar Kelimeler: Kanser, psikososyal bak×m, psikiyatri hemüiresi ABSTRACT Today, cancer has become a versatile problem whose diagnosis and treatment should be handled multidisciplinary. Cancer is a chronic phenomenon covering a lot of psychological and psychosocial problems in addition to being medicalphysical illness. Cancer patients develop variable and different emotional, psychological and behavioral reactions in the diagnosis, treatment, relapse and palliative periods. Therefore integrated treatment and care of cancer patients should include medical, psychiatric and psychosocial aspects. The focus of psychosocial treatment and care is to increase the consistency to the illness by developing the handling ability of patient and family. Psychiatry nurses who are the important members of the team have significant responsibilities in this issue within the context of consultation liaison psychiatry (CLP). The psychosocial aspects of cancer and the role of psychiatry nurse in cancer will be discussed in this article. Key Words: Cancer, psychosocial care, psychiatry nurse 87 GİRİŞ Günümüz çaùdaü t×bb×n×n ve insan×n en önemli ve güncel sorunlar×ndan olan kanser, ölümü ve yaüam üzerindeki kontrolün s×n×rl×l×ù×n× sembolize eden kronik bir hastal×kt×r. Bilinmeyen bir tehlikenin, ac×n×n, suçluluk ve utanç duygusunun, izolasyonun, karmaüa ve kayg×n×n sembolüdür (Altuù ve arkadaülar×n×n 1995; Anuk ve arkadaülar×n×n 1999; Oflaz ve Hatipoùlu 1999; Özkan 1999). Anuk ve ark. (1999) belirttiùine göre, Gyllensköld’e göre kanser; doùrudan doùruya ölümle iliükili olduùu, sinsice hareket ettiùi, nedenleri pek aç×klanamad×ù×, zamanla kontrolü güçleütiùi, kontrolden ç×kt×ù× ve büyük ac×lara neden olduùu, bireyi sosyal yönden damgalad×ù× ve soyutlad×ù× için diùer kronik hastal×klardan daha korkunç ve tehdit edici olarak alg×lan×r. Elbi’ nin (1991) bir makalesinde Hersh (1985), kanserin psikolojik boyutlar×n×n toplumun hastal×ùa yans×tt×ù× korkular ile yak×ndan iliükili olduùunu belirterek kanseri üöyle tan×mlar: “Kiüinin kendi bedeninin kendini yok etmesini simgeler. Nereden geldiùi belli olmadan ve uyarmadan vurur. Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde ortaya ç×kar. Kanser fizik benin yaüamla olan ince baù×n× ve bireyin kendi bedeni üzerindeki kontrolün kayb×n× sembolize eden anormal durumun göstergesidir ”. Kanser ciddi ve kronik bir hastal×k olman×n ötesinde; korku, umutsuzluk, suçluluk, çaresizlik, terk edilme ve ölüm duygusu tepki ve düüüncelerini çaùr×üt×ran bir hastal×k olarak alg×lan×r. Bu nedenle kanser bir y×k×m gibi alg×lan×r ve dramatik anlam×yla kiüinin psiüik dengesinde krize neden olur. Bu nedenle kanser, t×bbi-fiziksel bir hastal×k olmas×n×n yan×nda, ruhsal ve psikososyal aç×dan birçok sorunu da kapsayan bir olgudur (Altuù ve ark. 1995; Anuk ve ark. 1999; Özkan 1999). Kanser tan×s× kadar, kanserin tedavisi, hastal×ù×n seyri ve nüksler de kiüide ruhsal s×k×nt×n×n artmas×na yol açar. Ruhsal s×k×nt× düzeyinin artmas×, endokrin ve immün sistemi de olumsuz olarak etkilemekte ve göz ard× edilmesi durumda bireyin yaüam kalitesinin düümesine yol açarak günlük yaüam aktivitelerini gerçekleütirmesini güçleütirebilmektedir. Kanser ve yaüam kalitesi konular×nda yap×lan araüt×rmalarda, ruhsal s×k×nt×n×n yaüam kalitesi yan×nda fiziksel semptomlar× ve kanser tedavisinin sonuçlar×n× da etkilediùi saptanm×üt×r (Burns- Debra 2001). Kanser tan×s× alan hastalar×n önemli bir k×sm× tam olarak tedavi edilemediùi için pek çoùu zamanlar×n×n büyük bir bölümünü hastanelerde geçirmektedir. Günümüzde kanser, tan× ve tedavisi multidisipliner olarak ele al×nmas× gereken çok yönlü bir sorundur. Ekibin önemli üyelerinden biri olan psikiyatri hemüirelerine bu konuda konsültasyon 88 liyezon psikiyatrisi (KLP) kapsam×nda önemli görevler düümektedir (Kocaman 2005; O’ Callaghan 2001; Özkan 1997; Tunmore 1990). KLP hemüiresi; gerçek veya potansiyel fiziksel iülev bozukluùu nedeniyle saùl×k bak×m sistemine giren hastalara ve ailelere yönelik hizmette birincil korumadan, tedavi, bak×m ve rehabilitasyona kadar uzanan süreçte yer al×r. KLP hemüireliùi, hastalar×n/ailelerin emosyonel, felsefi, geliüimsel, biliüsel ve davran×üsal tepkilerini, ruhsal ve psikososyal sorunlar×n× tan×mlayan, tedavi ve bak×m×nda rol alan, izleyen, hemüirelerin psikiyatrik t×p alan×nda eùitimlerini saùlayan ve bu alanda araüt×rmalar yapan psikiyatri hemüireliùinin bir üst uzmanl×k alan×d×r (Kaçmaz 1999b; Kocaman 2005). Bu makalede psikososyal aç×dan kanser ve psikiyatri hemüiresinin kanserdeki rolü ele al×nacakt×r. Konunun daha iyi anlaü×labilmesi için k×saca kanserdeki psikolojik tepkiler, kansere ek olarak görülen psikiyatrik bozukluklar, kanserde kullan×lan psikoterapötik yöntemlere de deùinilecektir. KANSERDE PSİKOLOJİK TEPKİLER Kanser hastalar× tan×, tedavi, nüks ve terminal dönemlerde çeüitli ve deùiüik duygusal, ruhsal, davran×üsal tepkiler gösterirler. Asl×nda üok, tepki, direnme ve uyum süreçleri tüm dönemlerde yeniden yaüanmaktad×r (Anuk 1999; Özkan 1999). Bireyin kanser ile baü etmesini etkileyen birçok deùiüken vard×r. Genetik yap×, sinir sistemi iülevi, geliüimsel yaüant×lar, genel saùl×k durumu, cinsiyet, yaü, kültür, benlik imgesi ve psikolojik iülevler, aile, iü, okul gibi çevresel deùiükenler ve ölüm, boüanma, iü deùiüikliùi, taü×nma gibi stres verici yaüam olaylar× kansere gösterilen tepkileri belirler (Elbi 1991). Kanser tan×s×ndan sonraki ilk 1-2 y×l bilinmeyene, kayg×ya, t×bbi bak×ma baùl×l×ùa, vücut iülev ve rollerindeki kay×p ve deùiüikliklere uyum dönemidir. Anuk’ un (1999) ve Özkan’ ×n (1993) belirttiùine göre, Blound kanser tan×s×n×n konulmas× ile üok, tepki, direnme ve uyum olmak üzere toplam dört aüamal× bir sürecin yaüand×ù×n× bildirmiütir. Benzer üekilde, Elbi’ nin (1998) ve Özkan' ×n (1999) belirttiùine göre, Elisabeth Kübler Ross’ da kanserde ortaya ç×kan psikolojik aüamalar× inkar, öfke, pazarl×k, depresyon ve kabullenme olmak üzere toplam beü aüamada tan×mlam×üt×r. Genel olarak kanser tan×s×na ilk aüamada gösterilen en yayg×n tepki üok olma ve inanmamad×r. Kiüi, kendi bedenine yabanc×laü×r ve kendi bedenine güvenemez. K×sa bir süreliùine kiüinin iç dünyas× kar×ü×kt×r. Bu durum birkaç saatten birkaç gün ya da haftaya kadar 89 uzayabilir. Bu aüamada en yayg×n uyum biçimi, inkard×r. únkar katlan×lmas× güç olan gerçeùi bilinç d×ü×nda tutma, benlik bütünlüùünü koruma çabas×d×r (Anuk 1999; Özkan 1993; Özkan 1999). úkinci aüama, hastan×n gerçeùi yavaü yavaü kabullenme süreci içine girdiùi dönemdir. Bu aüamada, temel tepki biçimi kayg×d×r. Kayg×y× yok etmek için hasta inkar, bast×rma, karü×t tepki kurma gibi çeüitli savunma mekanizmalar×n× kullan×r. Korku ya da öfke tepkileri de bu aüamada görülen reaksiyonlardand×r (Anuk 1999; Özkan 1993; Özkan 1999). Tedavinin en aktif olduùu dönem sona erince üçüncü aüamaya geçilir ve hasta yeni durumuna uyum saùlamaya çal×ü×r. Yaüam×nda art×k eskiye döndüremeyeceùi deùiüiklikler olmuütur. Ölüme bu kadar yaklaüt×ktan sonra yaüama bak×ü aç×s×n× sorgulayabilir. Bu noktada bundan sonra yaüam× nas×l deùerlendirmek gerektiùi sorusu, bu hastalar×n en önemli sorunlar×ndan biridir (Anuk 1999; Özkan 1993; Özkan 1999). Tablo 1: Kanserde Psikolojik Tepkiler (Özkan 1999) Uyuma Yönelik Tepkiler Tanı Öncesi Tanı Aşaması Tedavi Aşaması Tedavi Sonrası 1.Kanser olas×l×ù× ile ilgili kayg× geliütirme 1. ûok olma 2. únanamama 3. Baülang×çta k×smi inkar 4. Kayg× 5. K×zg×nl×k, isyan, suçlay×c× duygular 6. Depresif mizaçl× uyum Cerrahi Tedavi 1. Cerrahi giriüimin geciktirilmesi Radyoterapi 1. Iü×n tedavisinin etkilerinden korkma 2. Terk edilme korkusu Kemoterapi 1. Yan etkilerinden korkma 2. Vücut imaj× deùiüiklikleri 3. Kayg×, izolasyon eùilimi, hafif depresif duygu durumu 4. Alturuistik duygular (organlar×n× baù×ülama) 1. Normal baü etme düzeneklerine ve hastal×k- tedavi s×n×rlar× içinde yaüama dönüü 2. Nüks korkusu 1. Yeni bilgi araüt×rma ve çeüitli tedavi 90 Uyuma Yönelik Olmayan Tepkiler 1. Kanser tan×s× konmadan hastal×k belirtileri geliütirme 2. Hastal×k olas×l×ù×n×n inkar edilmesi ve tedavide gecikme 1. Kesin inkar, tedaviyi reddetme 2. Ölümün kaç×n×lmaz olacaù× düüüncesi ile tedaviyi reddetme 1. Ameliyat sonras× reaktif depresyon 2. Vücut imaj× deùiüiklikleri ve uzam×ü ciddi elem reaksiyonu 1. 2. 3. 4. 5. 6. 1. ûok olma únanamama K×smi inkar Kayg× K×zg×nl×k Depresif duygu durum (Majör) Depresyon Hastalığın Seyri ve İlerlemesi olas×l×klar×na dönük aray×ü ve konsültasyonlar Terminal / Palyatif Dönem 1. Terk edilme korkusu, aùr×, bilinmezlik korkusu, varoluüçu endiüeler 2. Ölüm düüüncesine baùl× kiüisel elem duygusu ve kabulleniü 1. Depresyon 2. (Akut)Deliryum Son aüama ise hastan×n gerçeùi kabul edip, enerjisini ve ruhsal gücünü yeni yaüam×na yönelttiùi uyum dönemidir. Kiüi yeni kimliùini ve hastal×ù×n× benimsemeye baülar. Bu dönemle birlikte, kiüi yaüam×n×, geçmiüini, geleceùini, varoluüunu yeniden yorumlamaya baülar. Güven ve denge aray×ü× içindedir (Anuk 1999; Özkan 1993; Özkan 1999). KANSERDE PSİKİYATRİK BOZUKLUKLAR Kanser tan×s× alan hastalarda görülen psikiyatrik sorunlar, kanserin tipine, hastal×ù×n doùas×na, kullan×lan tedavi ve yan etkilerine baùl× olarak geliümektedir. Kanser hastalar×n×n hepsinde psikiyatrik bozukluk ortaya ç×kt×ù× düüüncesi de, tüm tepkilerin “normal” olarak kabul edilmesi gerektiùi düüünceleri de yanl×üt×r (Önen- Sertöz 2006; Özkan 1999). Özkan’ n×n (1993), Anuk ve arkadaülar×n×n (1999), Ateüçi ve ark.’ n×n (2003) belirttiùi üzere, Derogatis ve arkadaülar×n×n (1983), DSM-III kriterlerini uygulayarak yapt×klar× çok merkezli ve 215 hastay× içeren PSYCOG (“Psychosoical Collaborative Oncology Group”) çal×ümas×nda, kanser hastalar×n×n %47’sinde tan× konacak düzeyde ruhsal bozukluk bildirmiülerdir. T×bbi hastalar genelinde bildirilen %20-40 oran×na göre bu oldukça yüksek bir orand×r. Bu kapsaml× klinik araüt×rma sonuçlar×na göre hastalar×n %68’ inin uyum bozukluùu, %13’ ünün major affektif bozukluk (depresyon), %8’ inin organik ruhsal bozukluk, %7’ sinin kiüilik bozukluùu, %4’ ünün anksiyete bozukluùu tan×s× ald×ù× saptanm×üt×r (Anuk ve ark. 1999; Ateüçi ve ark. 2003; Özkan 1993). Kanser hastalar×nda en s×k görülen psikiyatrik bozukluk tablosu uyum bozukluùu olup, prevelans× %25’ tir. Akut stres tepkisi üeklinde baülay×p duygudurum ve anksiyete semptomlar×n×n eülik etmesi ile tablo belirginleüir (Önen-Sertöz 2006) ve genellikle yaüam× tehdit eden t×bbi hastal×klar×n seyrinde, özellikle tan×n×n yeni konduùu, yan etki ve güçlük beklenen bir tedaviye baüland×ù×, tedavi plan×n×n deùiütiùi, tedavinin sonland×r×ld×ù×, hastal×ù×n seyrinin deùiütiùi, ciddi cerrahi müdahalenin planland×ù×, hastal×ù×n ilerlediùi ve terminal döneme ulaüt×ù× geçiü dönemlerinde daha s×k ortaya ç×kar (Amerikan Psikiyatri Birliùi 1994). Depresyon kanser hastalar×nda ikinci s×kl×kla görülen psikiyatrik bozukluk tablosudur. Depresyonun görülme oran× kanserde 2-3 kat artmaktad×r. Kanserli hastada depresyon için risk etmenlerini araüt×ran çal×ümalarda, kanser tan×s×na baùl× oluüan güçlükle kiüinin baü etme 91 gücünün zay×f olmas× bir baüka anlat×mla kiüinin ego gücünün zay×f ve nevrotik özelliklerinin fazla olmas×, sosyal desteùinin olmamas×, aùr×, disfori ve ilerlemiü hastal×ktan söz edilmiütir (Bottomley 1997; ÖnenSertöz 2006) Varoluüu tehdit eden kanser gibi ciddi hastal×klarda s×kl×kla ortaya ç×kan bir diùer psikiyatrik bozukluk tablosu da anksiyetedir. Kanserli hasta sayg×nl×ù×n×, özgürlüùünü, kontrolünü yitirmekten ve ac× çekmekten korkabilir. Bunun d×ü×nda spesifik anksiyete semptomlar× tedavi ve tetkik sonuçlar×n× bekleme, yeni bir tedavi öncesi, tedavi deùiüimi, belirti-bulgunun ortaya ç×kmas×, relaps durumu, hastal×k çaùr×üt×ran deùiüikliklerin hissedilmesi gibi akut kriz dönemlerinde de ortaya ç×karak hastan×n iülevselliùini bozabilir (Altuù ve ark. 1995; Cimilli 1998; Önen-Sertöz 2006; Özkan 1999) Kanser hastalar×nda s×kça karü×laü×lan bir diùer psikiyatrik bozukluk tablosu da deliryumdur. Kanser hastalar×nda kanserin Santral Sinir Sistemine doùrudan ya da dolayl× etkisine veya tedavilerin dolayl× sonuçlar×na baùl× olarak görülebilen deliryum tablosu, hastaneye yatan kanser hastalar×n×n %8-40’ ×nda görülürken, ileri evre kanser hastalar×n×n %80’ inden fazlas×nda görülmektedir (Bottomley 1997; Önen- Sertöz 2006). Bunun yan×nda tedavi ekibinin hastan×n psikolojik reaksiyonlar× karü×s×nda yard×mc× olabilmesi ve tedaviyi etkili bir üekilde devam ettirebilmesi için gözden kaç×rmamas× gereken baz× yak×nmalar ve bulgularda hastada mevcut olabilir. Bu gibi durumlarda psikiyatrik konsültasyon istenmelidir. Psikiyatrik konsültasyon istenmesi gereken durumlar: x Hastal×ùa olumsuz reaksiyonlar gözlendiùinde x Hastal×ùa uyum güçlüùü yaüand×ù×nda x úübirliùi, t×bbi bak×m ve tedaviye uyum güçlüùü yaüand×ù×nda x Hastal×ù×n seyrini, tedaviye yan×t× olumsuz etkileyen anksiyete, depresyon, korku gibi emosyonel tepkiler olduùunda x úntihar giriüimi, gözlendiùinde x úleri derecede davran×ü bozukluùu olduùunda x Tedavi ekibi ile sürekli çat×üma yaüand×ù×nda x Psikiyatrik hastal×k öyküsü olduùunda x úlaç yan etkisi ve ilaç etkileüimlerinde x úlaç ya da diùer tedavileri reddettiùinde x Uyku ve g×da al×m×na iliükin sorunlar yaüand×ù×nda 92 çevredekilere zarar verme, agresif tutumlar x T×bbi bak×m ve görüldüùünde tedaviyi olumsuz etkileyen kiüilik sorunlar× Kanser hastalar×nda, ruhsal bozukluklar×n s×kl×ù× ve yayg×nl×ù× ve bu durumun gerek hastal×ù×n seyrine, gerekse tedaviye olan uyuma etkisi dikkate al×nmal× ve bu hastalardan rutin olarak KLP kapsam×nda psikiyatrik deùerlendirme istenmelidir (Özkan 1993). KANSER VE PSİKOSOSYAL BAKIM Kanser tan× ve tedavi yöntemlerinin yayg×nlaümas×, iletiüim araçlar× ile yap×lan uyar× ve eùitim çal×ümalar×n×n yoùunlaümas× insanlar×n saùl×k kurumlar×na baüvurular×n× etkilemektedir. Bu da kanser tan×s× konmuü hasta say×s×n× artt×rmakta ayr×ca kansere daha erken tan× konma olas×l×ù×n× fazlalaüt×rmaktad×r. Halen geniü kitleler taraf×ndan “kanser” sözcüùü “ölüm” kavram× ile eüanlaml× alg×lanmakla birlikte, kanser tedavisindeki ilerlemeler ve kanser olgular×n×n giderek daha erken yakalanabilmeleri gibi nedenlerle kanserli hastalar daha uzun süre yaüamaktad×rlar. Bu süre içinde yaüam kalitesinin iyileütirilmesi, ölümcül hastal×klarla yüzleümenin kolaylaüt×r×lmas×, kronik hastal×k ve tedaviler nedeniyle ortaya ç×kan ruhsal gereksinimlerin giderilmesi, bozulan sosyal duruma iliükin sorunlar ve tedavi iülemlerine iliükin daha kapsaml× bilgilendirmeler önem kazanmaktad×r. Kanser tan×s×n×n konulmas×yla hastalar ve aileleri hastal×k sürecinin her aüamas×nda farkl× psikososyal sorunlar ve gereksinimlerle karü×laüabilirler ve çeüitli tepkiler gösterebilirler. Bu tepkilerin hepsinin psikopatalojik olarak kabul edilmesi de hepsinin normal olarak kabul edilmesi de yanl×üt×r. Bu nedenle kanser tan× ve tedavisi multidisipliner olarak ele al×nmal× ve cerrahi, radyoterapi, kemoterapi gibi yöntemlerle tedavisi ve hastan×n fiziksel bak×m×n×n yan×nda ruhsal tedavi ve bak×m×, bütüncül tedavinin ayr×lmaz bir parças× olmal×d×r (Anuk 1999; Özkan 1993; Özkan 1997; Özkan 1999). Genel olarak bak×ld×ù×nda kanser hastalar×nda görülen ruhsal tepkilerin hepsinin yeni duruma uyum saùlama ve bu durumla baüa ç×kma amaçl× olduùu ve en s×k görülen psikiyatrik bozukluk tablosunun da uyum bozukluùu olduùu görülmektedir. Uyum süreci, zihin- beden aras×ndaki karü×l×kl× iliükiyi gerektirir ve biyolojik, geliüimsel, psikolojik, sosyokültürel, spiritüel ve teknolojik olmak üzere birbiriyle iliükili farkl× bölümlere ayr×larak incelenir. Ruhsal anlamda uyum süreci ise oldukça komplekstir ve yaln×zca davran×üsal olarak gözlenebilir. Uyum sürecinde bireyin sosyal destek sistemlerinin yeterliliùi ve etkinliùi oldukça önemlidir (Kaçmaz 1999a). Organizman×n baz× uyum mekanizmalar× ile bozulan dengesini saùlama çabalar× yetersiz kald×ù×nda ortaya ç×kan uyum bozukluùu tan×s×, DSM s×n×fland×rma sisteminin aç×k ve özgül bir belirti profili 93 olmayan birkaç kümesinden biridir (Özgüven ve Tuncer 1997). Uyum bozukluùu tan×s× ayn× zamanda, Kuzey Amerika Hemüirelik Tan× Birliùi (North America Nursing Diagnoses Assosiation - NANDA) taraf×ndan da bir hemüirelik tan×s× olarak kabul edilmiütir. Hemüirelik tan×lar× el kitab×nda da uyum bozukluùu, yaüam biçimi ya da davran×ülar×n× saùl×k durumundaki bir deùiüimle tutarl× üekilde deùiütiremeyen bir bireydeki durum olarak tan×mlanm×ü ve hemüirelik tan×lar×n×n çoùunun hastan×n uyumu ile ilgili bir sorun olduùunu, uygulamalar×n×n ise hastan×n uyumunu kolaylaüt×rmak amac×yla yap×ld×ù×n× belirtmiütir (Birol 2002; Carpenito- Moyet 2005). Hemüirelik, bireylere bak×m vermede odaklanan, sürekli geliüim ve deùiüim içinde olan bir meslektir. Hemüireler hastaneye yat×r×lan hastalar×n fiziksel gereksinimleri için bak×m verirken s×k s×k saùl×k durumuna uyum çabas× içinde olan hastalar×n emosyonel, spiritüel ve psikososyal gereksinimleriyle de karü×laü×rlar. Hemüire bu durumda hastan×n uyumunu kolaylaüt×rmak için bireyin saùl×k ve hastal×k durumunu iyi tan×mlamal×, bu durum ile baü edebilme mekanizmalar×n×n etkinliùini iyi deùerlendirebilmeli ve hemüirelik giriüimlerini de bu bilgiler dahilinde planlay×p uygulamal×d×r (Birol 2002; Kum 1996). Hastalar hastal×klar× ve hastanede bulunduklar× sürelerde saùl×k personelinin onlar× anlamalar× ve gereksinimlerini karü×lamalar× konusunda kendilerini güvende hissetmek isterler. Bu nedenle hemüirelerin hasta ve ailesini destekleyici yaklaü×mda bulunmas× oldukça önemlidir. Destekleyici yaklaü×m×n amac× olumsuz düüünce ve duygular× düzelterek, olumlu ve daha çok uyuma dönük baü etme yöntemlerini geliütirmektir (Özkan 1993). Progresif gevüeme, derin nefes al×p verme egzersizi, terapötik dokunma, masaj ve müzik terapi gibi alternatif terapötik yaklaü×mlar olarak bilinen farkl× hemüirelik giriüimleri de hastalar×n gereksinimlerinin karü×lanmas×na yard×m etmek için kullan×lan giriüimlerdir (Gagner- Tjellesen ve ark. 2001). Kanser hastalar×yla yap×lan çal×ümalara bak×ld×ù×nda psikoterapi, psikoeùitim, müzik terapi, aromaterapi ve destek gruplar× gibi farkl× yaklaü×mlar×n kullan×ld×ù× giriüimlerin hastalara emosyonel destek saùlad×ù×, hastalar×n uyumunu ve baü etme düzeylerini artt×rd×ù×, depresyon ve kayg× düzeyini azaltt×ù× belirtilmiütir (Bottomley 1997; Meyer ve Mark 1995; Y×ld×r×m ve Gürkan 2007). Meyer ve Mark (1995), eriükin kanser hastalar× için çeüitli psikososyal giriüimlerin etkililiùini araüt×rd×klar× bir çal×ümada, psikososyal giriüimlerin depresyon, kayg×, yaüam kalitesi ve umut gibi deùiükenlerde etkili olduùunu saptam×ülard×r. Y×ld×r×m ve Gürkan (2007), kanser hastalar×na dinletilen müziùin kemoterapi yan etkilerine 94 ve kayg× düzeyine etkisini incelemek amac× ile yapt×klar× çal×ümada, müziùin durumluk kayg× düzeyini azaltmada etkili olduùunu saptam×ülard×r. Babacan- Gümüü ve Çam (2008), meme kanserli hastalarda emosyonel destek odakl× hemüirelik giriüimlerinin psikososyal uyuma etkisini incelediùi bir çal×ümada, emosyonel destek odakl× hemüirelik giriüimlerinin hastalar×n saùl×k bak×m×na, aile çevresine, seksüel iliükilere, geniü aile iliükilerine ve sosyal çevreye uyumlar×nda artmaya, psikolojik distres düzeylerinde ise azalmaya yol açt×ù× saptam×üt×r. Onkolojideki geliümeler ve t×bbi hastalara psikiyatrik-psikososyal hizmetleri sunmak için konsültason liyezon psikiyatrisi servislerinin genel hastanelerde daha yayg×n yap×lanmas×n×, psikiyatrik t×p üemsiyesi içinde psikoonkoloji disiplininin üekillenmesini saùlam×üt×r. Psikoonkoloji ya da psikiyatrik onkoloji liyezon psikiyatrisinin onkoloji ayaù×d×r (Özkan 1993). Psikososyal onkoloji ya da psikiyatrik onkolojinin uùraü alanlar×: (Özkan 1999) x Kanserin ve tedavi program×n×n hastalar, hasta aileleri ve tedavi ekibi üzerindeki psikolojik etkilerini araüt×rmak, psikolojik destek sunmak. x Psikolojik ve davran×üsal etmenlerin kanser riski ve seyrindeki etkilerini araüt×rmak ve bu alanda tan× ve tedavi konusunda araüt×rmalar yapmak. x Kanser olgusunun ya da tedavi yöntemlerine iliükin ortaya ç×kan psikolojik reaksiyonlar×n çözümlenmesi, hasta- aile- tedavi ekibinde ortaya ç×kabilecek iletiüim ve etkileüim sorunlar×n×n çözümlenmesini saùlamak. x Psikiyatrik yönden riskli bilgilerin önceden belirlenip izlenmesi, akut tedavi döneminin d×ü×nda izlenme ve kontrol döneminde, psikiyatrik bak×m×n saùlanmas× ve uzun sürede ortaya ç×kabilecek psiüik sorunlar×n çözülmesini saùlamak olarak s×ralanabilir. Sonuç olarak, kanser gibi yaüam× tehdit eden bir hastal×ù× olan, gerekirse hastanede yatarak tedavi ve bak×m alan hastaya ve ailesine multidisipliner ve bütüncül bak×m verilmesi gerekmektedir. Bu ekibin önemli üyelerinde biri olan KLP hemüiresi bu servislerde çal×üan hemüirelerle ve tedavi ekibinin diùer üyeleriyle iübirliùi içinde çal×ümal×d×r. KLP hemüiresi kanser hastalar×na, ailelerine ve onkoloji servislerinde çal×üan saùl×k çal×üanlar×na gerektiùinde psikososyal bak×m×n verilmesinde destek olmal×d×r. Psikososyal bak×m ile ilgili bilgilerin beceriye dönüütürülmesi, uygulanmas×, KLP hemüireliùinin yayg×nlaüt×r×lmas×, hemüireliùin geliüimine ve hemüirelik bak×m kalitesinin artt×r×lmas×na 95 katk× saùlayacaù× gibi hastalar×n ve ailelerinin de yeni saùl×k durumu ve ortaya ç×kan sorunlarla baü etme becerilerini geliütirerek hastal×ùa uyumlar×n× artt×racak ve dolay×s×yla hasta ve ailesinin yaüam kalitesinin artmas×na da katk× saùlayacakt×r. KAYNAKLAR 1. Altuù B ve ark. (1995). Kanser hastalar×nda psikiyatrik semptom daù×l×m×. IV. Anadolu Psikiyatri Günleri, Konya, 1-3 Haziran, 268- 272. 2. Amerikan Psikiyatri Birliùi (1994). Mental Bozukluklar×n Tan×sal ve Say×msal El Kitab×, 4. Bask× (DSM-IV) (Çev.ed.: E Köroùlu) Hekimler Yay×n Birliùi, Ankara, 1995. 3. Anuk D (1999). Kanser, kanserli hasta, hasta ailesi ve tedavi ekibi. KonsültasyonLiyezon Psikiyatrisi Kongre Kitab×, Düz: Özkan S, ústanbul, 160- 173. 4. Anuk D, Özkan M, Alçalar N (1999). ú. Ü. ú. T. F. kosültasyon – liyezon psikiyatrisi bilim dal× psikoonkoloji çal×ümalar×n×n 2 y×ll×k dökümü. Konsültasyon- Liyezon Psikiyatrisi Kongre Kitab×, Düz: Özkan S, ústanbul, 174- 181. 5. Ateüci FÇ ve ark. (2003). Kanser hastalar×nda psikiyatrik bozukluklar ve iliükili etmenler. Türk Psikiyatri Dergisi; 14(2): 145- 152. 6. Babacan- Gümüü A, Çam O (2008). Effects of Emotional Support Focused Nursing Interventions on the Psychosocial Edjustment of Breast Cancer Patients. Asian Pacific Journal of Cancer Prevention; 9: 691- 697. 7. Birol L (2002). Hemüirelik Süreci: Hemüirelik Sürecinde Sistematik Yaklaü×m, 5. Bask×, úzmir, 75- 80. 8. Bottomley A (1997). Review psychosocial problems in cancer care: a brief review of common problems. Journal of Psychiatric and Mental Health Nursing; 4: 323–331. 9. Burns- Debra S (2001). The effect of the bonny method of guided ×majery and music on the mood and life quality of cancer patients. The Journal of Music Therapy; 38(1): 51- 65. 10. Carpenito-Moyet LJ (2005). Hemüirelik Tan×lar× El Kitab×, Çev. Editörü Firdevs Erdemir, Nobel T×p Kitabevleri, Ankara, 404. 11. Cimilli C (1998). Kanserde anksiyete ve depresyon. 3P Dergisi; 6(3): 8- 13. 12. Elbi H (1991). Kanserin psikolojik yönleri. Türk Psikiyatri Dergisi; 2(1): 60- 64. 13. Elbi H (1998). Psiko– onkoloji. 3P Dergisi; 6(3): 5- 7. 14. Gagner-Tjellesen D, Yurkovich EE, Gragert M (2001). Use of music therapy and other ITNIs in acute care. Journal of Psychosocial Nursing and Mental Health Services; 39(10): 26- 37. 15. Kaçmaz N (1999a). Konsültasyon liyezon psikiyatrisi hemüireliùi ve biyopsikososyal bak×m. Konsültasyon- Liyezon Psikiyatrisi Kongre Kitab×, Düz: Özkan S, ústanbul, 198- 208. 16. Kaçmaz N (1999b). Fiziksel hastal×ùa uyum güçlüùü yaüayan hastalarda konsültasyon liyezon psikiyatrisi hemüireliùi modeli geliütirme çal×ümas×. ústanbul Üniversitesi Saùl×k Bilimleri Enstitüsü, Yay×nlanmam×ü Doktora Tezi, ústanbul. 96 17. Kocaman N (2005). Genel hastane uygulamas×nda psikososyal bak×m ve konsültasyon liyezon psikiyatrisi hemüireliùi. Cumhuriyet Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi; 9(1): 49- 54. 18. Kum N (1996). Psikiyatri Hemüireliùi El Kitab×, 1. Bask×, Vehbi Koç Yay×nlar×, Ankara, 1996, 1-3, 132-158. 19. Meyer T, Mark M (1995). Effects of psychosocial ×ntervention with adult cancer patient: A meta-analysis of randomized experiments. Health Psychology;14: 101- 108. 20. O’Callaghan C (2001). Bringing music to life: A study of music therapy and palliative care experiences in a cancer hospital. Journal of Palliative Care; 17(3): 155- 161. 21. Oflaz F, Hatipoùlu S (1999). Onkoloji kliniùinde yatan hastalar×n psikiyatrik semptom gösterme düzeyleri ve destek gereksinimlerinin saptanmas×. VII. Ulusal Hemüirelik Kongresi Bildirileri, Erzurum, 22-24 Haziran, 457- 462. 22. Önen- Sertöz Ö (2006). Kanserli hastada gözlenen ruhsal hastal×klar×n farmakolojik tedavisi, Uyar M, Uslu R, Kuzeyli- Y×ld×r×m Y (Ed.), Kanser ve Palyatif Bak×m, Meta Bas×m, úzmir, 175-196. 23. Özgüven HD, Tuncer HT (1997). Uyum bozukluùu. Kriz Dergisi; 5(2): 87-94. 24. Özkan MN (1997). Psikoonkoloji. Konsültasyon- Liyezon Psikiyatrisi Kongre Kitab×, Düz: Özkan S, Ed: Özkan MN, ústanbul, 21- 30. 25. Özkan S (1993). Psikiyatrik T×p: Konsültasyon Liyezon Psikiyatrisi, ústanbul, Roche Müstahzarlar× Sanayi A.û. 26. Özkan S (1999). Psikiyatrik ve psikososyal aç×dan kanser. Konsültasyon- Liyezon Psikiyatrisi Kongre Kitab×, Düz: Özkan S, ústanbul, 140- 153. 27. Tunmore R (1990). The consultation liaison nurse. Nursing; 4(3): 31-34. 28. Y×ld×r×m S, Gürkan A (2007). Müziùin kemoterapi yan etkilerine ve kayg× düzeyine etkisi. Anadolu Psikiyatri Dergisi; 8: 37-45. 97 EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK YÜKSEKOKULU DERGİSİ SON KONTROL LİSTESİ 1. Makalenin Türü Araüt×rma Derleme Olgu sunumu Başlık Sayfası 2. 3. 4. 5. Makalenin Türkçe ve úngilizce baül×ù× büyük harf ile yaz×ld× Yazarlar ve kurumlar× belirtildi Tüm yazarlar×n yaz×üma adresleri, iü tel, gsm, e-posta belirtildi Makale bir kongrede sunulmuü ise, sunulduùu toplant× ve y×l× belirtildi Özet Sayfası 6. 7. 8. 9. Türkçe ve úngilizce yap×land×r×lm×ü özet yaz×ld× (250-300 sözcük) Türkçe ve úngilizce özet birbiriyle uyumlu Türkçe ve úngilizce anahtar sözcükler yaz×ld× Özetler sayfas× metnin 1. sayfas× olacak üekilde numaraland×r×ld× Ana Metin 10. Aç×k, güncel ve rahat anlaü×l×r Türkçe kullan×ld× 11. Gramer ve yaz×m kurallar×na uyuldu 12. Yeni, al×ü×lmad×k ve yabanc× terimler kullan×lm×üsa yanlar×na Türkçe eüanlaml×lar×na yer verildi 13. K×saltmalar kullan×lm×üsa ilk kullan×mda terimin yan×nda parantez içinde k×saltmas× belirtildi 14. Araüt×rma makalelerinde alt bölüm baül×klar× istenen üekilde yaz×ld× 15. Derleme makaleler giriü anlat×m×n× izleyen alt baül×klarda toplanarak uygun bir sonuç anlat×m×yla baùlant×l× bir üekilde sunuldu. 16. Bilimsel etik ilkelere uyulduùu belirtildi. Etik kurul izin yaz×s× eklendi. XI Kaynaklar 17. Kaynak gösterimi metin içinde belirtilen kurallara (yazar soyad× ve yay×n tarihi) uygun olarak yap×ld× 18. Kaynaklar alfabetik s×ra ile dizildi ve kaynak gösterimi kurallara uygun olarak yap×ld× 19. Doùrudan yararlan×lmayan herhangi bir kaynak kullan×lmad× (Elimde kaynaklar×n tümü mevcut ve gerektiùinde dergi yay×n kuruluna bunu ispat edebilirim.) Tablo ve Resimler 20. Belirtilen kurallara uygun olarak haz×rland× 21. Baüka kaynaklarda al×nan üekil, resim, tablolarda kaynak gösterildi Tüm Makale 22. Makalenin sayfa kenar boüluklar× kontrol edildi 23. Makalenin sat×r aral×klar× uygun 24. Makalenin ilgili bölümlerinde uygun yaz× karakteri kullan×ld× 25. Makalenin ilgili bölümleri uygun puntoda yaz×ld× 26. Makale sayfa s×n×rlar×n× aümayacak üekilde yaz×ld× 27. Makalede uygun üekilde sayfa numaras× verildi EGE ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK YÜKSEKOKULU DERGİSİ Yazarlık/Yayın Hakkı Onay Formu ……………………………………………………………………………………………. ……………………………………………………………………………………………. …………………………………………………………………………………………… Baül×kl× makalenin yazar / yazarlar× olarak yay×n hakk×n× Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi’ ne vermeyi kabul ediyorum/ ediyoruz. Yay×nlanmas×n× istediùimiz bu makalenin Türkçe ve yabanc× dilde herhangi bir dergiye yay×nlanmak üzere gönderilmediùini ve daha önce hiçbir dergide yay×nlanmad×ù×n× bildirip, yaz×n×n içeriùi ile ilgili etik ve bilimsel sorumluluùu üstlendiùimi/ üstlendiùimizi kabul ederim/ederiz. Yazar/ Yazarlar İmza XIII Tarih DERGİ YAZIM KURALLARI Yayının Kabulü: Bas×lmas× istenen yaz×lar, aüaù×da belirtildiùi üekilde, 3 kopya halinde haz×rlan×p dergi editörlüùüne gönderilecektir. Adres: Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu Dergisi Editörlüùü, Ege Üniversitesi Hemüirelik Yüksekokulu, 35100 Bornova-úZMúR. Makaleler üç baù×ms×z hakem taraf×ndan incelenip, onaylar× al×nd×ktan sonra yay×nlanabilir. Hakemler, gerekli gördükleri yaz×lara deùiüiklik önerebilirler. Makalenin yay×nlanmas×nda son karar, editör görüüü ile Dergi Yay×n Kuruluna aittir. Dergiye gönderilen yaz×lar geri gönderilmez. Dergide yay×nlanan yaz×lar için, herhangi bir ücret yada karü×l×k ödenmez. Gönderilen yaz×lar×n kabul edilip edilemeyeceùi yazarlara bildirilir. Makalenin kabulü halinde, baül×klar×n alt×na yazar ad(lar)× eklenip diskete/CD’ye kaydedilerek gönderilmelidir. Makalenin Hazırlanışı: Makale, Microsoft Word program×nda A4 kaù×t boyutunda yaz×lmal×d×r. Baül×k 10 punto Bookman, Özet 9 punto Bookman, ana metin 10 punto, tablo ve kaynaklar 8 punto olacak üekilde yaz×lmal×d×r. Araüt×rma raporlar× 16 sayfa, derleme ve olgu sunumlar× 10 sayfay× (kaynaklar dahil) geçmemelidir. Makalenin Yaz×l×ü× üu s×ray× izlemelidir. BAŞLIK SAYFASI x Türkçe Baül×k (büyük harf ile), x úngilizce Baül×k (büyük harf ile), x Yazarlar×n adlar× ve soyadlar× (soyad× büyük harf ile) x Yazarlar×n Yaz×üma adresleri, x Makale bir kongrede bildiri olarak sunulmuü ise, sunulduùu toplant× ve y×l× belirtilmelidir. ÖZET SAYFASI Özetler Türkçe ve úngilizce Olmak üzere iki dilde olmal×, yaz×n×n Türkçe ve úngilizce baül×klar×n× taü×mal×, araüt×rman×n temel anlam×n× metne bakmay× gerektirmeyecek üekilde 250-300 sözcük ile yans×tmal×d×r. Araüt×rma makalelerinin özetleri; “Amaç”, “Gereç ve Yöntem”, “Bulgular ve Sonuç” bölümleri ile anahtar sözcükleri içermelidir. Araüt×rma makalelerinin úngilizce özetleri; “Methods”, “Results”, “Conclusion” ve “Key Words” içermelidir. “Objective”, bölümlerini Derleme Makalelerinin özetleri; Giriü, amaç, geliüme ve sonuç anlam× taü×yacak üekilde içeriùi tam olarak yans×tmal×d×r. Anahtar XV Sözcükler yer almal×d×r. Derleme makalelerinin úngilizce özetleri; ayn× üekilde olmal×d×r. Olgu Sunumu özetleri olguyu k×saca tan×mlamal× ve hemüirelik süreçlerini içermelidir. úngilizce özetleri de ayn× üekilde olmal×d×r. Özetler sayfas× numaraland×r×lmal×d×r. metnin birinci sayfas× olacak üekilde DERGİNİN METİN DİLİ: Derginin yay×n dili Türkçe’dir. Ancak yurt d×ü×ndan gelen çok önemli úngilizce makalelere de yer verilebilir. METİN: Dil ve biçim (üslup) aç×s×ndan aüaù×daki özellikleri taü×mal×d×r. x Aç×k, güncel ve rahat anlaü×l×r olmal×d×r. x Gramer ve yaz×m kurallar×na uyulmal×d×r. x Yeni, al×ü×lmad×k ve yabanc× terimler kullan×lm×üsa yanlar×nda Türkçe eüanlamlar×na yer verilmelidir x K×saltmalar kullan×lm×üsa ilk kullan×mda terimin yan×nda parantez içinde k×saltmas× belirtilmiü olmal×d×r. x Bilimsel etik ilkelere uyulduùu belirtilmiü olmal× ve etik kurul izin yaz×s× eklenmelidir. x Makale bir kongrede bildiri olarak sunulmuü ise, sunulduùu toplant× ve y×l× belirtilmelidir. Araştırma Raporları: Giriü, Amaç, Gereç ve Yöntem, Bulgular ve Tart×üma, Sonuç ve Öneriler, Kaynaklar baül×klar×n× taü×yan bölümlerden oluümal×d×r. Araüt×rmaya kat×lmam×ü, ancak destek saùlam×ü olan kiüi ve kuruluülara teüekkür baül×ù× alt×nda teüekkür edilebilir. Verilerin toplanmas×nda, örneklem gruplar×n×n haklar×n×n korunmas× aç×s×ndan etik kurallara uyulduùu aç×kça belirtilmeli, kritik gruplarla yürütülen çal×ümalarda etik kurul veya kurum izin belgelerinin fotokopileri eklenmelidir. Tablo ve Şekiller: Grafik, fotoùraf ve çizimlere s×ra numaras× verilmelidir. Her tablonun üstünde ve üekillerin alt×nda s×ra numaras× ve üekilleri k×saca aç×klayan bir anlat×m bulunmal×d×r. Araüt×rma raporlar× derleme ve olgu sunumlar× için en çok 4 üekil kabul edilmektedir. Tablo, üekil ve grafikler, bilgisayarda çizilip metin içinde olmas× gereken yere yerleütirilmelidir. Baüka bir kaynaktan al×nan tablo ve üekillerin alt×na, al×nd×ù× kaynak üu üekilde belirtilmelidir. Güvenç B (1970) Kültür kuram×nda bütüncülük sorunu üzerine bir deneme. Ankara, s.51’den al×nd×. Fotoùraflar×n eni 11 cm. boyu 15 cm.’i aümamal×, metin içinde fotoùraf×n yerleütirileceùi yer boü b×rak×l×p fotoùraf alt×na gerekli aç×klama yap×lmal×d×r. Derlemeler: Konuyu yeterince irdeleyen kapsaml× literatür taramas×na dayand×r×lm×ü olmal×; giriü anlat×m×n× izleyen alt baül×klarda toplanarak geliüme ve sonuç anlat×m×yla sunulmuü olmal×d×r. Kaynakça kullan×m kurallar×na uyulmal×d×r. Olgu Sunumları; Giriü, Olgu Sunumu, Tart×üma ve Kaynaklar verilerek yaz×lmal×d×r. Olgu sunumu fotoùraf ve ak×ü üemalar× ile desteklenebilir. Fotoùraf ve ak×ü üemalar× için gerekli izinler al×nmal×d×r. Son Kontrol Listesi; Son kontrol listesi gözden geçirilip, imzaland×ktan sonra gönderilen yay×na eklenerek gönderilmelidir (ayr× bir sayfa olarak). Yazarlık / Yayın Hakkı Onay Formu; Tüm yazarlar taraf×ndan imzalanm×ü olarak gönderilmelidir. KAYNAK KULLANIMI Metin içinde: Yazar×n soyad× ve yaz×n×n yay×n tarihi ile birlikte belirtilmeli, yazar ve tarih aras×na virgül konmamal×d×r. úki yazarl× kaynaklarda, yazarlar×n her ikisinin soyad×, ikiden fazla yazarl×larda ise, birinci yazar×n soyad× ve “ve ark.” ûeklinde belirtilmelidir. Örnekler Graydon (1988), depresyonun… Sarna ve Mc Corkle (1996), araüt×rmalar×nda…… Lasry ve ark. (1987), yapt×klar× çal×ümada…… ………Saptanm×üt×r (Graydon 1998). ….ortaya ç×kar×lm×ülard×r (Bard ve Sutherland 1955). Ayn× yazar×n, ayn× y×ldaki deùiüik yay×nlar× (Bay×k 1996 a, Bay×k 1996 b) üeklinde belirtilmelidir. Birden çok yazar ayn× anda gösterileceùi zaman, ayn× parantez içinde virgülle ayr×larak gösterilmelidir. Kaynaklar tarih s×ras×na göre s×ralanmal×d×r. Örnek: (Argon 1992, Karadakovan 1992). Kaynakçada: Kaynaklar, alfabetik s×ra ile dizilmelidir. Yazar ad (lar) ×n×n baü Harfleri aras×na noktalama iüaretleri konulmamal×d×r. Üç Yazara kadar çoùul yazarl× kaynaklarda, yazar soyad× ve ad×n×n baü XVII harfini izleyerek aralar×na virgül konulmal×d×r. Üçten fazla yazarl× kaynaklar, ilk üç isimden sonra “ve ark.” ûeklinde belirtilmelidir. Dergi isimleri, Index Medicus’a uygun olarak k×salt×lmal×d×r. Dergi makalesi, kitap isimleri yaz×l×rken, ilk kelimenin baü harfi büyük, diùerleri küçük harfle yaz×lmal×d×r. Kaynakların Yazılışı İle İlgili Örnekler Dergi Makalesi Lorig K, Gonzales VM, Ritter P ve ark. (1997). Coparison of three methods of data collecetion in an urban Spanish-speaking population. Rurs res, 46:4, 230-234 Dergi Eki (Supplement) Weiss ME (1991) Tymapanic infrared thermometry for fullterm and preterm neonates. Clin. Pedatr, 30 (Suppl. 4) , 42-45. Kitap: Karasar N (1995) Araüt×rmalarda rapor haz×rlama. 8.bas×m, Ankara: 3A Araüt×rma Eùitim dan×ümanl×k Ltd., 101-112. Kitap Bölümü: Kaufman CA, Wyatt RJ, (1987). Neuroleptic Malignant Syndrome. (içinde) Melszer HY (ed). Psychopharmacology. New York: raven Pres, 1421-31. Kitap Çevirisi: Wise MG, Rundell JR (1994) Konsültasyon Psikiyatrisi (Çev. TT Tüzer, V Tüzer). Compos Mentis yay×nlar×, Ankara, 1997. Metin içinde “Wise ve Rundell (1994)” üeklinde gösterilir. Yazar Adı Olmayan Yayınlar (Sık kullanılan Çeviri Kaynaklara Örnekler): American Psikiyatri birliùi (1994) Mental Bozukluklar×n×n Tan×sal ve Say×msal El Kitab×, dördüncü bask× (DSM-IV) ( Çev.ed.: E Köroùlu) Hekimler Yay×n Birliùi, Ankara, 1995. Metin içinde “American Psikiyatri Birliùi (1994)” üeklinde gösterilir. Dünya Saùl×k Örgütü (1992) IDC-10 Ruhsal ve Davran×üsal Bozukluklar S×n×fland×r×lmas×. (Çev. Ed.;MO Öztürk, B Uluù, Çev.: F.Çuhadaroùlu, ú.Kaplan, G. Özgen, MO Öztürk, M rezaki, B Uluù). Türkiye Sinir ve Ruh Saùl×ù× Derneùi Yay×n×, Ankara, 1993. Metin içinde “Dünya Saùl×k Örgütü (1992)” üeklinde gösterilir. Kongre Bildirileri: Kay×r A (1986). Tek ve kardeüli ergenlerde üahsiyet yap×s×. XXI. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi Kitab×, ústanbul: Mimeray Ofset, 546-52. Kongre bildirileri kitap haline getirilmemiüse, sunulduùu kongrenin ad×, yeri, y×l× ve sözel yada poster bildiri olduùu belirtilmelidir. Yayınlanmamış Tez Yavaü O (1993). Bir üniversite hastanesinde çal×üan hemüirelerin iü doyumu ve örgütsel gereksinimlerine iliükin bir inceleme. Yay×nlanmam×ü Yüksek Lisans Tezi, úzmir: Ege Üniversitesi saùl×k bilimleri Enstitüsü, 53-55. Yazarı Editör Olan Yayınlar Uyer G (Ed) (1986). Yeni bir birimin planlanmas× ve organizasyonu. (içinde) Hemüirelik hizmetleri yönetimi el kitab×. 1. Bask×, ústanbul: Birlik Ofset Ltd. üti., 52-61. Basılmamış Yayınlar Gordes G, Cole JO, Haskell D ve ark. The naturel history of tardive dyskinesia. J.Clin Psychophormacol, (Bask×da). Gazete Makalesi Akbal O (1992). Bilimin özgürlük savaü×. Milliyet Gazetesi, 7 Temmuz 12. İnternet üzerinden alınan belgeler kaynak Olarak Kullanılıyorsa; Yararlan×lan yaz×n×n yazar×, yazar× yoksa kurum ad× UNICEF gibi kurum ad× yoksa kaynak gösterilmemelidir. Yay×n×n baül×ù×, internet adresi ve son eriüim tarihi belirtilerek gösterilebilir. Frederickson BL (2000, Mart 7). Cultivating positive emotions to optimize health and well being. Prevention& Treatment 3, Makale0001a. 20 Kas×m 2000’de http://Journals.apa.org/ prevention/volume3/pre0030001a. html adresinden indirildi. Kaynaklar×n doùruluùundan yazarlar sorumludur. Doùrudan yararlan×lmayan ya da baüka kaynaklardan aktar×lm×ü kaynaklar belirtilmemeli, bas×lmam×ü eserler, kiüisel haberleümeler, Medline taramalar×ndan ulaü×lan makalelerin özetleri kaynak gösterilmemelidir. XIX