Şubat 2011 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama

Transkript

Şubat 2011 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama
BİZİM AMERİKAMIZ
Ankara Üniversitesi Latin Amerika ÇalıĢmaları AraĢtırma ve Uygulama Merkezi
Şubat 2011 Sayı: 11
ARJANTĠN ĠLE ABD
CHAVEZ’DEN LĠBYA’DA ARABULUCULUK
ARASINDA GERGĠNLĠK
TEKLĠFĠ
18 Şubat günü Buenos Aires Havaalanı‟na inen askeri bir ABD uçağında
çok sayıda silah ve yüksek miktarda
uyuşturucu ele geçirilmesiyle beraber
iki ülke arasında ipler gerildi. Sayfa
18.
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez‟in Libya Hükümeti ile
hükümete karşı ayaklanarak birçok şehrin kontrolünü ele geçiren
isyancılar arasında arabuluculuk yapma teklifinde bulundu.
Sayfa 3.
MERKEZĠMĠZDE PSĠKOLOJĠK HARP
KONFERANSI
BUENOS AIRES KĠTAP FUARI’NI
LLOSA MI AÇACAK?
21 Nisan tarihinde
okurlarla buluşacak
olan Buenos Aires
Kitap
Fuarı,
daha
açılmadan tartışmalara yol açtı. Açılışı
kimin gerçekleştireMerkezimiz Venezuelalı Psikolog José Garcés tarafından verilen “Psikolojik Harp ve Venezuela‟dan Örnekler” konulu konferansa ev sahipliği yaptı. Sayfa 8.
ceği
halen
konusu.
Sayfa 15.
merak
2
MERKEZİMİZDEN...
Değerli Dostlarımız,
Derslerin yapılmadığı, dolayısıyla da üniversitenin en güzel döneminin yaşandığı Şubat ayında
Merkezimizin etkinliklerini sürdürmeye çalıştık.
Etkinliklerimizden biri Venezuelalı psikolog José Garces‟in verdiği konferans oldu. Konunun dönem dönem ülkemiz gündeminde de önemli yer tutan Psikolojik Harp olması Sayın Garces‟in konferansına ilgiyi artırdı.
Şubat ayında bizleri sevindiren bir diğer gelişme de Venezuelalı düşünür ve eğitimci Simon
Rodriguez büstünün Merkezimize hediye edilmesiydi. Venezuela Büyükelçiliği tarafından heykeltıraş Sayın Metin Yurdanur‟a yaptırılan büstün açılışı 28 Şubat tarihinde Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Cemal Taluğ
ve Latin Amerikalı Büyükelçilerin katılımıyla yapıldı.
Şubat ayı etkinliklerimiz içinden en önemlisi ise hiç şüphesiz Merkezimizin kuruluşundan beri üzerinde çalıştığımız yüksek lisans derslerini başlamasıydı. Programda ders veren tüm öğretim üyelerine bir
kez daha teşekkürü bir borç biliyor, programın ilk öğrencilerine de başarılar diliyoruz.
Saygılarımızla.
Prof. Dr. Mehmet Necati KUTLU
Merkez Müdürü
3
CHAVEZ’DEN LĠBYA’DA ARABULUCULUK TEKLĠFĠ
Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez‟in Libya Hükümeti ile hükümete karşı ayaklanarak birçok
şehrin kontrolünü ele geçiren isyancılar arasında arabuluculuk yapma teklifi Libya Hükümeti‟nden kabul
görürken, isyancıların “Sadece Kaddafi‟nin istifasını müzakere edebiliriz.” açıklamasından sonra Libya‟nın
geleceği konusundaki soru işaretleri varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Ortadoğu halklarının otoriter rejimlere karşı sürdürdüğü mücadele Tunus ve Mısır‟dan sonra Libya Hükümeti‟ni de sallamaya devam
ediyor. Şubat başından beri süren ayaklanmada özellikle ülkenin doğusundaki birçok kent isyancıların eline geçerken Libya Lideri Muammer
Kaddafi, 40 yılı aşkın iktidarını korumak için büyük çaba harcıyor. Tunus ve Mısır‟dan farklı olarak Kaddafi, rejimi koruyabilmek için ordu
güçlerini halka karşı kullanmaktan çekinmezken, Libya‟nın yurtdışında
görevli birçok Büyükelçisi ve halka silahlı güç kullanmayı reddeden subay ve askerler görevlerinden istifa etti. Birçok kent Libya Hava Kuvvetleri tarafından bombalandı. Başkent Trablus ve ülkenin batı bölgelerinde ise Kaddafi kontrolü elinde tutmaya devam ediyor.
Ülkede çatışmalar ve can kayıpları devam ederken Libya‟daki çatışmalara son vermek için uluslararası kamuoyundan ilk arabuluculuk teklifi Libyalı liderle yakın ilişkileri bulunan Venezuela Devlet Başkanı
Hugo Chavez‟den geldi. Libya‟daki olaylara ABD ve Batılı müttefiklerinin verdiği ve yaptırımlar üzerine
kurulu tepkinin ardından Chavez‟in bu teklifiyle barış umutları canlansa da Libya‟da hükümet ve isyancılar
arasındaki gerginliğin sona ermeyeceği son açıklamalarla ortaya çıktı.
Muammer Kaddafi, Chavez‟in uluslararası bir arabuluculuk komisyonu kurulması yolundaki önerisini olumlu karşıladı ve Venezuela Hükümeti‟ni bu arabuluculuk komisyonunu oluşturmak üzere yetkilendirdi. Chavez‟e ALBA(Alternativa Bolivariana para Nuestra America – Bizim Amerikamız için Bolivarcı
Alternatif) örgütünün üyeleri Ekvador, Bolivya, Küba, Dominik Cumhuriyeti gibi ülkelerden destek gelirken Libya‟daki isyancılar barış komisyonu kurulmasıyla ilgili kendilerine danışılmadığı ve başvurulmadığını söyledi. Ayrıca isyancılar Libya Hükümeti ile sadece Kaddafi‟nin istifasını müzakere edebileceklerini,
bunun dışındaki hiçbir görüşme teklifine sıcak bakmadıklarını, Kaddafi istifa edene kadar mücadeleye devam edeceklerini açıkladı.
4
Arabuluculuk çabaları şimdilik sonuç vermezken Venezuela ve Küba‟nın başını çektiği ve özellikle
ALBA üyelerinin destek verdiği görüş ve bu ülkelerin tutumları uluslararası kamuoyunda soru işaretleri
uyandırdı. Libya‟da hükümet güçlerinin göstericiler üzerinde uyguladığı orantısız şiddet açıkça ortada iken
ve Libya Silahlı Kuvvetleri‟nin ateşi ve bombardımanları sonucu yüzlerce Libyalı hayatını kaybetmişken
Küba ve Venezuela hükümetlerinin Libya‟daki olayları sadece dış müdahalecilik ve emperyalizmle bağdaştırmaya çalışması, Libya‟nın mevcut hükümeti ile bu ülkeler arasındaki yakın ilişkilere bağlanıyor.
Chavez‟in yanı sıra Küba Devrimi‟nin lideri Fidel Castro da Küba ve dünyadaki gelişmeler üzerine görüşlerini kaleme aldığı “Reflexiones – Yansımalar” isimli köşesinde “Libya‟daki olayların sebebi NATO ve
Batılı emperyalist güçlerin Libya‟nın doğal kaynaklarına göz dikmesi ve Libya‟yı işgal etmek için ortam
hazırlama çabalarıdır.” diye yazmıştı.
Kaynaklar: www.avn.info.ve/node/46506,
www.avn.info.ve/taxonomy/term/94
www.elnuevoherald.com/2011/03/04/897330/canciller-libia-autoriza-a-venezuela.html
http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1103476&title=libyada-chavez-plani-tikandi
http://elcomercio.pe/mundo/723111/noticia-libia-autorizo-venezuela-mediar-su-conflicto-interno
Çağrı BAKAR
———————————————————————————————————————————
PERU, LĠBYA ĠLE DĠPLOMATĠK ĠLĠġKĠLERĠNĠ KESTĠ
22 Şubat 2011 tarihinde basında çıkan haberlere göre Peru Hükümeti, Libya‟da gerçekleşen şiddet
gösterileri ve saldırılardan ötürü Libya ile diplomatik ilişkilerini kestiğini bildirdi.
Hükümet Sarayı‟ndan yapılan açıklamada, Libya‟da halka uygulanan şiddet gösterileri sonra erene
kadar Libya ile ilişkilerin askıda kalacağı belirtildi ve çeşitli sosyal paylaşım sitelerinden de bu demeç duyuruldu.
Peru Cumhurbaşkanı Alan García, Libya‟nın kırk yıldır aynı kişi tarafından yönetildiği belirtti.
Ayrıca Peru Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi‟nden Libya hükümetinin uçaklarını halkına karşı
kullanmasını önlemek için Libya hava sahasında yasak bölge oluşturmayı talep edecekleri bildirildi.
Kaynak:
http://www.peru.com/noticias (22.02.2011)
Ġpek SÜER
5
ġĠLĠ CUMHURBAġKANI PIÑERA, BERLUSCONI ĠLE GÖRÜġECEK
Şili Cumhurbaşkanı Sebastían Piñera, 2 Mart 2011‟de İtalya Cumhurbaşkanı Silvio Berlusconi ile
yapacağı görüşme öncesinde, Berlusconi ile tarzlarının farklılığına dikkat çekti. Bu farklılığı dile getirmesinin sebebi, Berlusconi‟nin on sekiz yaşından küçük bir kızla yaşadığı iddia edilen „gönül macerası‟ şeklinde yorumlanıyor. Berlusconi geçtiğimiz aylarda söz konusu kızı polisin elinden kurtarmak için Hüsnü Mübarek‟in kızı olduğunu bile iddia etmişti. On dört kişilik bir harem kurup reşit olmayanlarla parti yapmakla
suçlanan, hakkında fuhuş soruşturması açılan ve dolandırıcılık skandallarıyla da başı bir hayli ağrıyan
Berlusconi‟nin bu tutumları, Cumhurbaşkanı
Piñera‟nın bakış açısını da olumsuz yönde etkilemişe benziyor. İki Cumhurbaşkanı arasında gerçekleşecek görüşmeyle ilgili olarak hükümet, görüşmenin yalnızca otuz dakika süreceğini, ortak basın toplantısı düzenlenmeyeceğini ve bir işbirliği anlaşması imzalanmasına
rağmen bunun iki ülkenin yakınlaşacağı anlamına gelmediğini belirtiyor.
Sebastían Piñera
Corriere della Sera adlı İtalyan gazetesine yaptığı açıklamada Piñera, şirket, televizyon kanalı ve
futbol kulübü sahibi olmak gibi, Berlusconi ile ortak özelliklerinin bulunmasının yanı sıra farklılıkların da
olduğu konusunun altını çizdi. Piñera:
“Ben daha gencim, otuz yedi yıllık evliyim ve aile babasıyım. Öyle sanıyorum ki Berlusconi ile yaşam tarzımız ve paylaştığımız değerler çok farklı.” dedi.
Piñera, görüşmeye eşi Cecilia Morel ile birlikte gideceğini duyurmuş olsa da, Şili haber kaynakları
böyle bir iş görüşmesine First Lady‟nin katılmasının uygun olmayacağını söylüyor.
Kaynaklar:
http://www.turktime.com/
(17.01.2011)
http://diario.latercera.com/
(01.03.2011)
Zeliha KANDEMĠR
6
EKVATOR, LĠBYA’YA YABANCI MÜDAHALESĠNE KARġI
Ekvator, Libya‟da Irak‟takine benzer bir yabancı müdahaleye
karşı çıkıyor. Ekvator Dışişleri Bakanlığı 25 Şubat‟ta yaptığı resmi
bildiride Libya‟yı sarsan şiddeti kınadı ve Ekvator‟un Birleşmiş Milletler Örgütü‟nün 2003 yılında Irak‟ta olduğu gibi Libya‟da da yabancı müdahalesini meşru kılacak bir çözüme onay vermesine karşı
olduğunu ifade etti.
Ekvator Hükümeti, Birleşmiş Milletler‟in ve özellikle de İnsan Hakları Örgütü‟nün Libya‟daki durumu politik bir malzeme haline getirme riskine karşı uyarıda bulundu ve Libya‟nın örgütün üyesi olması
durumunun askıya alınmasını istedi.
Bildiride, Birleşmiş Milletler Genel Meclisi Güvenlik Konseyi tarafından daha sonra Libya‟da bir yabancı müdahalesinin meşru hale gelmesini sağlayacak bir karar alınmasına
uluslararası topluluklar tarafından izin verilmemesi talep
edildi.
Ekvator Dışişleri Bakanı Ricardo Patiño
Dışişleri Bakanlığı‟ndan yapılan açıklamada Ekvator Hükümeti‟nin, yabancı güçlerin başka bir ülkenin iç meselelerine karışmasını reddettiğini ve Irak‟ta olduğu gibi bir dış müdahalenin kabul edilemez
olduğu vurgulandı.
2008 yılından bu yana Libya‟nın başkenti Tripoli ile resmi ilişkilerini sürdüren Correa hükümeti,
Libya‟daki şiddet eylemlerini kınadığını ifade etti ve bu konuda yaptıkları uyarılara rağmen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi‟nin çözüm önerisine destek oldu.
Kaynak: http://www.eluniverso.com (25.02..2011)
Esra KILIÇ
Sayfa 7
HAĠTĠ’DE BAġKANLIK SEÇĠMLERĠNĠN ĠKĠNCĠ TURU BAġLADI
Haiti‟de Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda yarışacak olan eski başkanlardan Leslie
Manigat‟ın eşi İlerici Ulusal Demokrat Parti adayı Mirlande Manigat ve Repons Peyizan‟dan aday olan
Michel Martelly 20 Mart‟taki genel seçimlerin ikinci turu için 17 Şubat 2011 tarihi itibariyle seçim kampanyalarına başladı. Kampanya süresince birçok şehri ziyaret eden adaylardan Mirlande Manigat, seçim
kampanyası için önceliği gecekondu bölgelerine verdi ve iki günde ülkenin kuzeyinde bulunan on bir ili
ziyaret etti. Seçim kampanyaları 18 Mart‟a kadar sürecek. Yasama ve başkanlık seçimlerinin ikinci turunun
sonuçları ise 16 Nisan 2011 tarihinde yayımlanacak.
Mirlande Manigat, eski diktatör Jean-Claude Duvalier ve eski Cumhurbaşkanı Jean-Bertrand Aristide‟in “yaşamlarını Haiti‟de sürdürmelerine ve
siyasete katılmalarına karşı olmadığını” bildirdi. Devlet Başkanlığı seçiminin
ikinci turu için 17 Şubat‟ta başlatılan kampanya kapsamında açıklama yapan
Manigat, “İster Aristide olsun, ister Duvalier, ikisi de Haitili, ikisinin de Haiti‟de yaşamaya ve siyaset yapmaya hakkı var. Belki bu seçim sürecine katılma
hakları yoksa bile sonradan siyasete katılabilirler, bu onların hakkı” şeklinde
konuşarak Aristide hakkında ABD ile farklı düşündüklerini belirtti.
Michel Martelly
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Philip
Crowley, bu ayın başında yaptığı bir açıklamada, Washington‟un, Haiti‟de 20 Mart‟ta
yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci
turu öncesinde, eski Cumhurbaşkanı JeanBertrand Aristide‟in ülkeye dönme ihtimalinden endişe duyduğunu ifade etmişti. Şubat
2004′teki darbeden sonra Haiti‟den kaçan 57
yaşındaki Aristide, Güney Afrika‟da sürgünde
yaşıyor. Haiti makamları, Aristide‟in ülkeye
dönme isteği üzerine, kendisine diplomatik pasaport vermiş ve eski Cumhurbaşkanının istediği zaman Haiti‟ye dönebileceğini açıklamıştı. Jean-Bertrand Aristide‟in ülkeye dönmesi halinde, Fransa‟da yirmi beş yıl
sürgün hayatı yaşadıktan sonra Haiti‟ye dönen eski diktatör Jean-Claude Duvalier‟den sonra, Haiti‟ye geri
8
dönen
sürgündeki
ikinci
Devlet
Başkanı
olacak.
Haiti‟de
“gecekonduların eski katolik rahibi” olarak bilinen ve Duvalier diktatörlüğüne karşı mücadele etmiş olan Jean-Bertrand Aristide, Haiti‟nin fakir kesimlerinde hala çok popüler bir isim. Duvalier ise
uluslararası insan hakları örgütleri tarafından 1971 ile ülkeyi terk
ettiği 1986 yılları arasında binlerce muhalifin öldürülmesinden sorumlu tutuluyor.
Kaynaklar:
Michel Martelly
http://www.metropolehaiti.com/
(11.02.2011)
http://www.ilgintv.com/
(18.02.2011)
Cansu CANDEMĠR
———————————————————————————————————————————
MERKEZĠMĠZDE PSĠKOLOJĠK HARP KONFERANSI
Ankara Üniversitesi Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi, 9 Şubat 2011 tarihinde Venezuelalı Psikolog José Garcés tarafından verilen “Psikolojik Harp ve Venezuela‟dan Örnekler”
konulu konferansa ev sahipliği yaptı. Açılış konuşmasını Merkezimiz Müdürü Prof. Dr. Mehmet Necati
Kutlu‟nun yaptığı konferansa Türkiye‟deki Venezuela Bolivar Cumhuriyeti Büyükelçisi Sn. Raul
Betancourt Seeland, Rektör Danışmanı Sn. Prof. Dr. Esin Akı, Müdür Yardımcısı Sn. Prof. Dr. Şükran Şahin, Merkezimiz yüksek lisans öğrencileri ve çok sayıda dinleyici katıldı.
9
Konferansta Garcés, Venezuela‟da Bolivarcı devrime karşı gerçekleştirilen psikolojik operasyonlardan, düşük şiddetteki çatışmanın unsurlarından ve özel basın yayın kuruluşları tarafından gerçekleştirilen
psikolojik operasyonlarda kullanılan tekniklerden bahsetti. Garcés konuşmasında ayrıca Venezuela‟daki
psikolojik operasyonların günümüzdeki amacının „Chavez Hükümeti karşıtı “Koşulsuz Negatif Tavır” kışkırtması ve karşıt askeri planları haklı kılmak adına halkın belli bir kesiminde duyulan nefreti ve şiddet
duygusunu beslemek‟ olduğunu belirtti.
José Garcés‟in kendi hayatından da örnekler verdiği ve davetliler tarafından ilgiyle dinlenen konferansın sonunda gerçekleştirilen soru-cevap bölümünde Garcés, kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı.
Konferansın ardından düzenlenen kokteyl ile program sona erdi.
Zeliha KANDEMĠR
YAYINA HAZIRLAYANLAR
Esra Kılıç
Cansu Candemir
Ġpek Süer
Tuğçe Çeliker
Zeliha Kandemir
Zeynep Biçer
Emre Çırakoğlu
GENEL YAYIN YÖNETMENĠ
Prof. Dr. Mehmet Necati Kutlu
EDĠTÖR
Uzman Öznur Seçkin
EDĠTÖR YARDIMCISI
Zeynep Çelikel
Bültenimize her ay
latinamerika.ankara.edu.tr
adresinden ulaĢabilirsiniz.
Latin Amerika’yla ilgili
yayımlanmasını istediğiniz
yazılarınızı aĢağıdaki
adrese yollayabilirsiniz:
[email protected]
10
BOLĠVYA’DA SEL FELAKETĠ
28 Şubat günü Bolivya‟nın başkenti La Paz‟da yoğun yağışların neden olduğu büyük bir toprak
kayması meydana geldi. ABI haber ajansının verdiği bilgiye göre toprak kayması kırk kişinin ölümüne, sekiz yüz ailenin evsiz kalmasına ve üç yüzden fazla evin zarar görmesine neden oldu.
Yetkililerin yaptığı açıklamaya göre, yüzlerce ev hala risk altında bulunuyor. La Paz şehrinde yaşanan toprak kaymasının dört bin kişiyi doğrudan etkilediği söyleniyor. Bölge sakinleri, toprağın altında kalan evlerinden eşyalarını kurtarmaya çalışıyor. Kurtarma ekiplerinin yanı sıra ordu da tahliye operasyonlarında yer alıyor. Sel felaketinin özellikle de ülkenin kuzeyindeki Amazon bölgelerini etkilediği, bölge halkının da taşan nehirler yüzünden ülkenin diğer kısımlarına ulaşamadığını belirtiliyor.
Bolivya Cumhurbaşkanı Evo Morales, toprak kaymasının neden olduğu zararı değerlendirmek üzere bakanlarını acilen görüşmeye çağırdı ve bölgeyi olağanüstü hal bölgesi ilan etti.
Kaynaklar:
http://www.bbc.co.uk/news/world-latin-america
(28.02.2011)
http://articles.cnn.com/
(28.02.2011)
Zeliha KANDEMĠR
11
XX.ULUSLARARASI HAVANA KİTAP FUARI
Geçtiğimiz Şubat ayında Küba‟nın başkenti Havana‟da, XX. Uluslararası Kitap Fuarı düzenlendi.
Raúl Castro‟nun açılışını yaptığı fuar çeşitli sanatsal etkinliklerle okurların karşısındaydı.
José Martí‟nin “Okumak yaratmaktır” deyişi üzerine kurulan kitap fuarında bu yıl, Latin Amerika‟daki ilk bağımsızlık
hareketi
olan
ve
köleliği
sonlandıran
Haiti
Devrimi‟nin iki yüz yirminci yılı kutlandı. 10-20 Şubat
tarihlerinde Havana‟da sergilenen fuar yirmi yedi katılımcı
ülkenin yüz elli sekiz standının arasından en iyilerine ödül
verilmesi ile 20 Şubat‟ta birinci etaba nokta koyarken, 6
Mart‟a kadar Küba‟nın farklı şehirlerini dolaşmak üzere
yola çıktı. Fuar, Küba edebiyatının en önemli çağdaş yazarları arasında bulunan her ikisi de Ulusal Ödül kazanmış olan
Jaime Sarusky ve Fernando Martinez Heredia‟ya adandı.
1982‟de ilk kez Alejo Carpentier‟in ön ayak olmasıyla düzenlenen Havana Kitap Fuarı, Küba edebiyat dünyasının en önemli etkinliği sayılıyor. 1959 yılında yapılan devrimin en büyük projelerinden biri
olan okuma-yazma oranının artırılması hedefi, bugün Küba‟nın dünya üzerindeki en yüksek okuma yazma
oranına sahip ülke olmasını sağladı. 2000 yılına kadar iki yılda bir yapılan ve bu yıldan sonra her yıl
düzenlenmeye başlayan fuar her kesime ulaşmak amacıyla ücretsizdi.
Ayrıca fuarda dikkat çeken bir diğer nokta da 2009 yılında seksen sekiz yaşında hayatını kaybeden
ve Latin Amerika‟da XX. yüzyılın en önemli aydınlarından olan Uruguaylı gazeteci, yazar, şair Mario
Benedetti‟nin Küba‟da yaptığı röportajların CD halinde yayınlanması oldu. Latin Amerika ülkeleriyle
sosyal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapan Casa de las Americas‟ın yönetici
kurulunda da bulunan Benedetti, sürgün döneminin bir kısmını da Küba‟da geçirmişti.
Fuarda yer alan önemli kitaplardan biri ise yakın dönemde Küba‟nın eski Türkiye Büyükelçisi
Ernesto Gomez Abascal‟ın ilk kitabı olan ve Türkçe‟ye de çevrilen “Havana‟da Türk Tutkusu 1898”di. Kitapta, Osmanlı İmparatorluğu‟nun başkenti İstanbul‟dan Havana‟ya uzanan yolculuğunda Yaver Ahmet
Paşa, hem birbirinden çok uzaktaki iki farklı ülkeyi izlemekte, hem de aşkın ve inancın dünyanın bütün
coğrafyalarında nasıl aynı şekilde yaşandığını anlatmaktadır.
12
Fuar değişik temalarla kitap severlere sunuldu. Bunlardan birisi de ALBA (Latin Amerika için Bolivarcı İttifak)
üyesi ülkelerin (Küba, Venezuela, Bolivya, Nikaragua, Ekvador, Saint Vincent ve Grenadinler, Dominika, Antigua ve Barbida) iki yüz yıllık tarihinin en iyi tarih ve edebiyat koleksiyonlarına ağırlık verilmesiydi. Fuarın ALBA açısından genel
amacı ise bağımsızlık düşüncesi ile ülkelerin ve halkların
kültürel değerlerini yaymak ve desteklemekti. Bu nedenle XX. Uluslararası Kitap Fuarı süregelmiş diğer
fuarlardan farklı bir anlam taşımaktadır.
Kaynaklar: www.insanokur.org (16/02/2011)
www.prensa-latina.cu/
Tuğçe ÇELİKER
———————————————————————————————————————————————————--
EKVATOR 7 MAYIS’TA REFERANDUMA GĠDĠYOR
Ekvator halkı 7 Mayıs 2011‟de Anayasa‟da yapılması planlanan değişiklikler ve genel hususlar ile
ilgili karar vermek üzere sandık başına gidecek. Anayasal değişiklik ile ilgili sorular; önleyici tutukluluk
süresinin azaltılması, önleyici tutukluluk yerine farklı önlemler alınması, mali kurumların ve medya kurumlarının işletilmesi ile bir yargı konseyi oluşturulmasını kapsıyor. Genel hususlar olarak tarif edilen beş
konu ise mal varlığı denetimi, sosyal güvenlik istismarı, hayvan dövüşleri ve halka açık gösterilerin yasaklanması ve medyada zararlı unsurların düzenlenmesi ile bu kurumların yayınlarından sorumlu hale gelmesi
olarak sıralanıyor.
Yüksek Seçim Kurulu (CNE) Başkanı Omar Simon, Cumhurbaşkanı Rafael Correa tarafından sunulan referandum önerisi için tarihi geleneğin dışına çıkarak referandum gününü 7 Mayıs 2011 Cumartesi günü olarak belirlediklerini bildirdi. Bu yılın öncesinde ise seçimler daima pazar günü gerçekleşiyordu.
Referandum tarihi, kurul içinde yoğun tartışmalara yol açtı. Seçim takvimi için belirlenen iki günden biri 1 Mayıs İşçi Bayramı, diğeri ise 8 Mayıs Anneler Günü‟ne denk geliyor. Ancak 21 Şubat‟ta yürütme kararının ibraz edilmesinin ardından referandumun gerçekleştirilmesi için Anyasa‟nın tanımış olduğu
altmış günlük süre sona eriyor. Bu nedenle Yüksek Seçim Kurulu‟nun beş üyesinden üçünün onayıyla
(Fausto Camacho, Marcia Caicedo ve Manuela Cobacango) referandum tarihi 7 Mayıs 2011 olarak kesinleşti.
13
Kurul Başkanı Omar Simon ve Başkan Yardımcısı Carlos Cortez son ana kadar referandumun 1
Mayıs‟ta gerçekleştirilebileceğini savundular. Ancak işçi sendikaları bu durumun her yıl düzenledikleri geleneksel İşçi Bayramı kutlama yürüyüşlerini etkileyebileceği düşüncesiyle itirazda bulundular.
Ekvator Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Omar Simon
Başkan Simon, düzenlediği basın toplantısında “Bu demokratik bir kurum ve çoğunluğun kararına
saygı duyuyoruz.” şeklinde açıklama yaptı.
Cobagango ise referandumu Anayasa‟nın tanıdığı sürenin sonunda yapmanın Yüksek Seçim Kurulu‟nun gerekli düzenlemeleri en iyi biçimde yapmasına imkân sağlayacağına inandığını belirtti. Ayrıca referandum tarihi belirlenirken hükümetten bir baskı görmediklerini, bu kararın çeşitli çevrelerin istekleri
doğrultusunda değil teknik yöntemlerle verildiğini açıkladı.
Yüksek Seçim Kurulu oy pusulalarının tasarımı konusunda da gerekli düzenlemeleri gerçekleştirdi.
Halkın görüşüne sunulacak on sorunun her biri farklı renklerde olacak. Referandum için Maliye Bakanlığı‟ndan yirmi iki milyon dolarlık bütçe talep edildi.
Kaynaklar: http://www.eluniverso.com (25.02.2011)
http://www.plturkce.org ( 25.02.2011)
Esra KILIÇ
14
HAĠTĠ’DE YENĠ BĠR BĠRLEġMĠġ MĠLLETLER PROJESĠ
Haiti‟de 15 Şubat akşamı başlayan yağmur, ülkenin batısındaki Léogâne şehrini sular altında bıraktı. 12 Ocak 2010 tarihinde meydana gelen Haiti depreminde %90‟ı yıkılan, Thomas kasırgasında da zarar
gören şehirde, halen binlerce kişi çadırlarda yaşarken, şimdi de sel felaketiyle beraber Rouyonne Nehri‟nin
suları kabarırken, birçok evi su bastı ve hayvanlar telef oldu.
Haiti‟nin Artibonite bölgesinde bulunan Desroches Çayı‟nın yağış mevsimlerinde çevresel bir felakete neden olmaması
için
de,
yetkililer
Birleşmiş
Milletler
Haiti
Misyonu
(MINUSTAH)‟nun işbirliği ile erozyona karşı bir bakım inceleme
ve ağaçlandırma projesi başlatmaya karar verdi.
Projenin temel amaçları arasında bakım, inceleme ve ağaçlandırma yoluyla aşındırıcı riskleri en aza
indirmek bulunuyor. Bu amaca ulaşmak ve projeyi uygulamak için yetkililer yaklaşık üç ay harcadı. Yapılan çalışmaların temelini, ağaçların ve bitkilerin dikilmesi oluşturuyor. Bu kapsamda 600
saz dalı, 1500 şeker kamışı, 560 bambu, 3019
sedir fidesi ve hintkirazı ağacı dikildi. Onlarca
evin sağanak yağmurdan dolayı yıkılması ve
ekinlerin zarar görmesi nedeniyle bu projenin
hayata geçirildiği, Kasım 2010‟da meydana
gelen Thomas Kasırgası sonrasında yapılan
çalışmaların önemi vurgulanırken güvenilirliğinin denetlendiği belirtilmektedir.
Kaynaklar:
http://www.signalfmhaiti.com/
(16.02.2011)
http://www.haitilibre.com/ (24.02.2011)
Cansu CANDEMĠR
15.
BUENOS AIRES KĠTAP FUARI AÇILMADAN OLAY YARATTI
Bu yıl XXXVII.‟si düzenlenecek ve 21 Nisan tarihinde okurlarla buluşacak olan Buenos Aires Kitap Fuarı, daha açılmadan haber olmaya başladı. İçlerinde Arjantin Milli Kütüphanesi Müdürü Horacio
González‟in de bulunduğu bir grup Arjantinli aydın, fuarın açılışını yapması öngörülen Perulu yazar Mario
Vargas Llosa‟nın bu iş için uygun olmadığını iddia etti. González yaptığı açıklamada, Arjantin‟in en büyük
kitap fuarının açılışını Perulu yazar Llosa‟nın yapmasının bir „talihsizlik‟ olacağını ifade ederken, Buenos
Airesli yazar José Pablo Feinmann ise Nobel ödüllü yazarın Arjantin‟e yönelttiği eleştirilere rağmen ülkenin en önemli edebiyat buluşmasının açılışına davet edilmesi ile ilgili „derin bir öfke‟ duyduğunu açıkladı.
Arjantin Milli Kütüphanesi Müdürü González, Tiempo Argentino gazetesine yaptığı açıklamada:
“Llosa‟nın edebi kimliğine saygı duyuyorum. Fakat ortada iki ayrı yorum var; büyük bir romancı, Latin
Amerika gerçeklerini eleştiren gerçekçi eserlerin yazarı Llosa mı, yoksa sosyal süreçlere karşı gittikçe artan
bir öfke duyan Llosa mı?” dedi. Llosa‟nın açılışı yapmak üzere davet edilmesini Arjantin kültürüne yapılmış bir hakaret olarak nitelendiren González, bu noktada Llosa‟nın Arjantin, Bolivya, Ekvator ve
Venezuela hükümetlerine yaptığı sert eleştirileri kast ettiğini belirtti.
Yapılan bu açıklamaların hemen ertesi günü González‟den bir açıklama daha geldi. Milli Kütüphane Müdürü González, Arjantin Cumhurbaşkanı Cristina Fernandez de Kirchner‟in kendisine yazılı bir mesaj yolladığını, bu mesajda Kirchner‟in “Llosa‟nın davet edilmesi sadece siyasi düşüncelerin özgürce ifade
edilmesine hizmet ediyor.” dediğini bildirdi. Bu gelişmenin ve Cumhurbaşkanı‟nın ricası üzerine söz konusu Arjantinli aydınlar şikâyet mektuplarını geri çektiler.
16
Arjantin‟in önde gelen gazetelerinden La Nacion‟un köşe yazarı Luis Majul ise konuya ilginç bir
yerden yaklaştı ve dikkatleri üzerine çekti. Majul, Kirchner‟in “koynunda yılan beslediği” gibi bir izlenim
verdiğini, kendisini şu sıralar takipçilerinin çıkardığı yangını söndürmeye çalışan bir itfaiyeciye benzettiğini belitti.
Fuarın açılışına Rosa Montero, Juan José Millás, Antonio Muñoz Molina gibi İspanyol yazarlar,
Japon asıllı İngiliz yazar Kazuo Ishiguro, Meksikalı yazar Margo Glantz, Zambialı yazar Wilbur Smith ve
Fransız sosyolog François Dubet‟nin de katılması bekleniyor.
Kaynaklar: http://www.lanacion.com.ar/ (03.03.2011)
http://www.elmundo.es/america/ (24.02.2011, 01.03.2011, 02.03.2011)
http://eleconomista.com.mx/entretenimiento (24.02.2011)
Zeynep ÇELĠKEL – Ġpek SÜER
———————————————————————————————————————————
UYUġTURUCU ÇETESĠ ―LOS ZETAS‖IN LĠDERĠ YAKALANDI
Meksika Federal Polis Teşkilatı üyeleri 15 Şubat
2011 Salı günü Körfez uyuşturucu kartelinin silahlı kolu ve
Kuzey Amerika‟nın en güçlü suç çetelerinden biri olan
“Los Zetas” ın kurucusu olan “El Amarillo” (Sarı) lakaplı
Flavio Méndez Santiago‟nun yakalandığını bildirdi.
Meksika‟daki uyuşturucu trafiğinin büyük bir kısmına hâkim olan ve yetkililerin yakalanması için on beş
milyon peso (yaklaşık bir milyon dolar) ödül ortaya koydukları otuz beş yaşındaki çete lideri, ülkedeki en tehlikeli
otuz yedi suçludan biri sayılıyor.
Meksika Kamu Güvenliği Sekreterliği, “El Amarillo”nun Orta ve Güney Amerika‟dan gelen yabancıların kaçak olarak ülkeye girmelerini sağladığını ve bu kişileri Meksika‟nın kuzeyinde yer alan Nuevo
Léon ve Tamaulipas eyaletlerine sevk ettiğini açıkladı.
17
Diğer yandan Meksika Federal Polis Teşkilatı Uyuşturucuyla Mücadele Birimi yetkilileri, Méndez
Santiago‟nun Orta Amerika‟dan gelen uyuşturucu sevkiyatının ülkeye giriş noktalarını kontrol ettiğini bildirdi.
Uyuşturucuyla Mücadele Birimi Başkomiseri “El Amarillo” hakkında Ramón Pequeño García
“Orta Amerika‟dan gelen daha küçük çaplı gruplara uyuşturucularını geçirme izni vermesi karşılığında onlardan aldığı haraçlarla uyuşturucu sevkiyatının temel giriş kapısı olarak tanımlanan Oaxaca ve Chipas‟ın
geliş gidiş rotasının kontrolünü elinde tutuyordu” şeklinde bir açıklama yaptı.
Uyuşturucu kaçakçılığının en önemli isimlerinden Méndez Santiago‟nun yakalanması ülkenin kuzeyinde yer alan Oaxaca‟nın Villa Etla kasabasında gerçekleşti. Santiago‟ya yapılan suçlamalar arasında cinayete teşebbüs, organize suç işleme ve insan sağlığını tehdit yer alıyor.
“El Amarillo”nun öldürülmesinin yanı sıra polis, Körfez karteli kiralık katillerinin şefi Bernardo
González Castillo‟yu ülkenin doğusunda yer alan Quintana Roo eyaletindeki Cancún şehrinde öldürdü.Benzer şekilde yaklaşık beş saat süren operasyonda González Castillo‟nun beraberindeki on kişilik kiralık katil grubu da gözaltına alındı.
Meksika ordusu geçen eylül ayında da, Cancún‟da “Los Zetas”ın sözde lideri José Angel Fernández
de Lara Díaz‟ı çetenin üç üyesiyle birlikte tutuklamayı başarmıştı.
Örgüt, işlediği diğer suçların yanı sıra, geçen eylül ayında Tamaulipas eyaletindeki San
Fernando‟nun kuzeyinde yer alan bir kasabadaki çiftlikte yetmiş iki Latin Amerikalı göçmenin öldürülmesinden de sorumlu tutuluyor.
Felipe Calderón‟un iktidara geldiği 2006 yılından bu yana işlenen organize suçlarda bölgede hakimiyet kurma ve yasadışı uyuşturucu trafiği yollarını kontrol etme amacının da içinde bulunduğu çeşitli sebeplerden yirmi sekiz bin kişi hayatını kaybetti.
Kaynak: http://www.telesurtv.net (19.02.2011)
Esra KILIÇ
18
ARJANTĠN ĠLE ABD ARASINDA GERGĠNLĠK
18 Şubat günü Buenos Aires Havaalanı‟na inen askeri bir ABD uçağında çok sayıda silah ve yüksek miktarda uyuşturucu ele geçirildi.
Latin Amerika'daki gerilla hareketlerini bastırmak için uyuşturucu ve silah kaçakçılığını kullanan
ABD, Arjantin'de yakayı ele verdi. Arjantin Dışişleri Bakanlığı, "hassas malzeme" ile Buenos Aires Havaalanı’na gelen ABD Hava Kuvvetleri'ne ait C-17 Globemaster III tipi uçakta gizlenmiş çok sayıda silah ve
içinde yüksek dozda morfinin de bulunduğu çeşitli uyuşturucu maddelerin ele geçirildiğini açıkladı. ABD
Dışişleri Bakanlığı'nın konuyla ilgili yaptığı açıklamanın "yanlışlıklar ve unutkanlıklarla dolu" olduğu kaydedildi. Olayın üzerine yasal işlem başlatan Arjantin Hükümeti, uçağın ve içindeki yükün müsadere edilip,
kamu eline geçmesini gerektiğini bildirdi. Uçağın içindeki malzeme depolara alınırken, iki ülke arasında
diplomatik ve askerî temaslar da başladı.
ABD adına açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Arturo Valenzuela „zaman geçirilmeksizin
uçaktaki her şeyin iade edilmesini‟ isterken, Arjantin Dışişleri Bakanı Héctor Timerman “Beyaz Saray bir
an önce ülkemiz yasalarını ihlal ettiği için bizden özür dilemelidir.” dedi.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Arturo Valenzuela
Buenos Aires, Arjantin Hükümeti‟nin ABD'ye protesto notası vereceğini ve resmi yük içine gizlenmiş malzeme göndererek Arjantin yasalarını ihlal etmeye çalışan ABD Hava Kuvvetleri'nin bu hareketinin
sebebinin anlaşılması için yürütülecek soruşturmada işbirliği yapmasını isteyeceğini bildirdi. Arjantin makamları ayrıca, bu malzemenin gönderilme nedeninin açıklanması konusunda ABD'nin olumsuz yanıt verdiğini bildirdi.
19
Bu olaydan kısa bir süre önce ABD Başkanı Barack Obama, Latin Amerika ülkelerine Mart ayında
yapacağı ziyaretlerden Arjantin'i çıkarmış, El Salvador, Brezilya ve Şili'ye gitmeye karar vermişti. Arjantin
Dışişleri Bakanı Hector Timerman, Obama'nın kararına tepki göstererek ABD'nin dostluktan başka çıkarları bulunduğunu söylemişti. Timerman, Obama'nın Buenos Aires'e gelmemesinin sebebinin, Arjantin'in
Washington'dan silah almamasına ve bu ülkeyle savunma anlaşması imzalamamasına bağlamıştı.
Arjantin Dışişleri Bakanı Héctor Timerman
ABD başkanları ve yardımcıları bir dönem Latin Amerika'daki devrimci hareketleri bastırmak için
CIA eliyle uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yapıyordu. Örneğin Panama'daki uyuşturucu kartelleri, Kolombiya'daki uyuşturucu kartelleri ile ortak çalışıyorlardı. Ronald Reagan yönetimi sırasında 1980'lerde İran'a
gizlice silah satarak elde ettikleri geliri Nikaragua'daki gerillalara karşı mücadele eden gruplara aktarıyorlardı.
Kaynaklar: http://www.lanacion.com.ar/ (14.02.2011, 23.02.2011)
http://www.ortakyasam.org/ (16.02.2011)
Zeynep ÇELĠKEL
20
75’LİLER GRUBU’NDAN İKİ KİŞİ DAHA SERBEST KALDI
2003 yılının ilkbaharında yetmiş beş kişi ABD ile işbirliği yaparak Castro rejimine karşı faaliyette
bulundukları gerekçesiyle tutuklandı. Yirmi sekiz yıla kadar hapis istemiyle yargılanan siyasi tutukluların
yirmi üçü farklı zamanlarda sağlık sebeplerinden dolayı serbest bırakıldı. Ancak hapisten çıkınca ülkede
kalmalarına izin verilmedi; sürgüne gönderildiler.
Soldan sağa: Pedro Pablo Álvarez Ramos, Omar Pernet Hernández, José Gabriel Ramón Castillo, y
Alejandro González Raga.
7 Temmuz 2010 tarihinde İspanyol hükümeti, Havana Başpiskoposluğu ve Küba yönetimi arasında
varılan anlaşma gereği, "75‟liler Grubu"ndan elli iki siyasi mahkumun serbest bırakılacağını açıkladı. İlk
olarak hapisten çıkan ve İspanya‟ya giden beş tutuklunun kimliği hakkındaki bilgiler muğlaktı. Kilise,
isimlerini vermezken İspanya delegasyonu ise sağlık durumu en kötü olanları ve İspanya‟ya gitmek
isteyenleri seçtiklerini belirtti. Kübalı mahkumlardan bir kısmı İspanya'ya, bir kısmı ise Şili ve ABD'ye
gitti.
İşte bu tutukluların birkaçı geçtiğimiz günlerde serbest bırakıldı. 75‟liler Grubu‟nun en tanınmış
siyasi tutuklularından olan Hector Maseda y Ángel Moya da özgürlüğüne kavuştu. 2003 yılında
yakalandıktan sonra yirmi yıl hapse mahkum edilen Hector Maseda, af veya şartsız tahliye olmadan
21
cezaevinden çıkmayı kabul etmeyeceğini ve diğer arkadaşları da serbest bırakılıncaya kadar hapiste
kalacağını söylemişti. Ancak yetkililer, iki siyasi liderin daha fazla hapiste kalamayacaklarını açıklayarak
serbest bıraktılar.
Bu arada, 2010 Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü sahibi olan ve Küba rejimine karşı uzun süreli
açlık grevleriyle bilinen Guillermo Farinas, basına verdiği demeçte, Maseda'nın serbest bırakılmasının
"önemli bir adım" olduğunu, ancak sadece "75’liler Grubu"nun değil, siyasi mahkum olarak cezaevinde
tutulan herkesin serbest bırakılmasını istediğini belirtti.
Kaynaklar: www.elpais.com (08/07/2010, 13/02/2011, 27/02/2011)
www.zaman.com.tr (13/02/2011)
www.voanews.com (13/02/2011)
www.progresosemanal.com (27/02/2011)
Tuğçe ÇELİKER
———————————————————————————————————————————————————--
FİLMLERE KONU OLAN “HAVANA”
"Karayip adalarını en iyi temsil ettiğini düşündüğüm Havana'nın ruhunu
yansıtmak için bu filmi çekiyorum" diyor Benicio Del Toro. İçinde çeşitli etnik
grupları barındıran ve tropik iklime sahip olan ve şimdiye kadar birçok filme ev
sahipliği yapan Küba bu kez de ilk yönetmenlik deneyimini yaşayacak olan Benicio Del Toro‟yu ağırlıyor. Çekimlerine yeni başlanan “Havana‟da Yedi Gün”
filminin tek yönetmeni ise Benicio Del Toro değil. Haftanın yedi gününün anlatılacağı ve on beşer dakikalık yedi farklı olaydan oluşacak filmin yönetmenliğini
İspanyol ve Latin Amerikalı yönetmenler paylaşacak. Küba‟daki günlük hayatın
anlatılacağı film 2012‟de vizyona girecek.
Havana‟da geçen diğer bir film ise “Chico & Rita”. 1948 Küba‟sında geçen animasyon filmi, büyük hayalleri olan genç piyanocu Chico ile çok güzel bir sese sahip olan güzel şarkıcı Rita‟nın hayatını anlatıyor. Tutkulu bir aşk hikayesi gibi algılanan film aslında Küba ve jazz müzikleri eşliğinde,
Fernando Trueba ve Javier Mariscal‟ın gözünden gerçeğin animasyona dönüşmüş halini yansıtıyor.
Kaynaklar: www.laeskalera.com (01/03/2011)
www.eluniversal.com.mx(05/03/2011)
www.elmulticine.com
Tuğçe ÇELĠKER
22
ġĠLĠ’DE DEPREM
12 Şubat günü Şili‟de meydana gelen 6.9 şiddetindeki deprem, Biobío ve Maule bölgelerini sarstı.
Yirmi saniyelik sarsıntı, Biobío bölgesindeki endüstri kenti Concepción‟da yaşayan halka, geçtiğimiz yıl
27 Şubat‟ta yirmi beş kişinin kaybolduğu, beş yüzü aşkın kişinin hayatını kaybettiği, iki yüz bin kişinin de
evsiz kaldığı ve tsunamiye yol açan deprem, aynı korkuyu yeniden yaşattı.
Şili Üniversitesi Sismoloji Enstitüsü, depremin merkez üssünün Concepción kentinin elli kilometre
batısında ve yerin yaklaşık 14.8 kilometre altında olduğunu açıkladı. İçişleri ve Halk Güvenliği Bakanlığı‟na bağlı Ulusal Olağanüstü Hal Birimi (ONEMI)‟nden yapılan açıklamaya göre, ülkenin orta kesimlerinde
meydana gelen depremde can ve mal kaybı meydana gelmedi. Sarsıntı anında işyerleri ve ticaret merkezleri
tahliye edilirken, halk meydanlarda toplandı. Endişe ve gözyaşının hâkim olduğu deprem sonrasında halk,
yakınlarına ulaşabilmek için telefonlara sarıldı. Yağmalanma korkusuyla birçok işyeri de kepenklerini indirdi.
Sarsıntı kaydedildikten birkaç dakika sonra Hidrografi ve Oşinografi Servisi tsunami riskinin olmadığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Sebastian Piñera ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığını, Şili‟nin her zaman hazırlıklı olması gerektiğini ve hükümetin her türlü doğa olayına karşı gerekli tedbirleri aldığını açıkladı.
Kaynak: http://diario.latercera.com (12.02.2011)
Zeliha KANDEMĠR
23
SIMON RODRIGUEZ BÜSTÜ LAMER BAHÇESĠNDE
28 Şubat Pazartesi Günü Merkezimizde Venezuelalı düşünür ve
yazar Simón Rodríguez‟in büst açılışı gerçekleştirildi. Latin Amerika
ülkelerinin Kurtarıcısı Simon Bolivar‟ın da öğretmeni olan Simón
Rodríguez, ölümünün 157. yılında anıldı. Törene Venezuela Büyükelçisi
Raul Betancourt Seeland, Küba Büyükelçisi Jorge Quesada Concepción,
Şili Büyükelçisi Luis Palma, Ekvator Büyükelçisi Augusto Alejandro
Saa Corriere, Meksika Büyükelçisi Jaime García Amaral, Arjantin Büyükelçisi Armando Juan José Maffei, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Latin Amerika ve Karayipler Koordinatörü Büyükelçi Osman
Ulukan ve Ankara Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Cemal Taluğ
katıldı.
Merkez Müdürümüz Prof. Dr. Mehmet Necati Kutlu‟nun Simón Rodríguez‟in eğitim alanında yaptığı yeniliklerden bahsettiği konuşmasının ardından sözü alan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Cemal
Taluğ, Latin Amerika ülkeleri Büyükelçiliklerine, bugüne kadar Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve
Uygulama Merkezi‟ne yaptıkları katkılarından ötürü teşekkürlerini sundu. Açılış töreninin son konuşmasını
yapan Venezuela Büyükelçisi Raul Betancourt Seeland da Simón Rodríguez‟in hayatından ve fikirlerinden
bahsetti. Büst açılışının ardından gerçekleştirilen kokteyl ile beraber Rodriguez‟in eserlerinden bahseden
kitapçığın katılımcılara dağıtılmasıyla tören sona erdi.
Tuğçe ÇELĠKER
24
EKVATOR TÜRKĠYE’DEKĠ Ġġ VE YATIRIM FIRSATLARINI TEġVĠK EDĠYOR
Türkiye Ekvator Büyükelçiliği ve Ticaret Ofisi 4 Şubat 2011
Cuma günü Karadeniz ve Hazar Park Medya ve Danışmanlık AŞ.
tarafından düzenlenen bir toplantıya katıldı. Ekvador Türkiye Büyükelçisi Augusto Saa Corriere Meksika, Venezuela ve Küba büyükelçileriyle birlikte ülkesinin sunduğu yatırım ve ticaret olanaklarını
ortaya koydu.
Ankara Gordion Hotel‟de gerçekleşen etkinliğe Türkiye‟nin ticaret ve yatırım sektöründen ilgili kuruluş ve yatırımcılar Latin Amerika‟daki benzer kurum ve kuruluşlarla iletişim kurabilmek, taze ve işlenmiş ürünleri ithal etme olasılığını araştırmak ve böylece farklı sektörlerde yatırım imkanlarını analiz etmek
amacıyla katıldı.
Büyükelçi Corriere sunumunda Ekvator‟un ekonomik- politik durumu, Türkiye ve Ekvator arasındaki ticari denge, ülkesinin yeni ticari politikası ve Ekvator‟un dünyadaki ticaret merkezleri ağı hakkında
bilgi verdi.
Ayrıca ülkenin ihracat potansiyeli ile inşaat, hidroelektrik projeleri, turizm sektörlerindeki yatırım
olanakları ve teşvikleri, katma değerli mal ve hizmet üretimi için Ekvator şirketleri ile olası ortaklıklar hakkında bilgi verdi.
Diğer yandan görsel malzemeler aracılığıyla Ekvator‟daki dört temel bölge ve turistik açıdan cazip
yerlerin ve özellikle muz, kahve, kakao gibi ülkenin ihraç potansiyelini oluşturan ürünlerin tanıtımı yapıldı.
Son olarak Elçilik ve Ticaret Bölümü yetkilileri Ekvator ile iş anlaşmaları yapmak isteyen Türk girişimcilere çeşitli sektörlerden Ekvatorlu kuruluş ve şirketlerle iletişim kurmalarını kolaylaştıracak imkanlar gösterdiler ve girişimcilerle görüşmelerini sürdürdüler.
Kaynak: http://www.mmrree.gob.ec (04.02.2011)
Esra KILIÇ
25
HAĠTĠ’DEKĠ OKULLARA MALZEME DESTEĞĠ
12 Ocak 2010 günü meydana gelen Haiti depreminin eğitim alanında sebep olduğu kayıplar çok büyüktü. Birçok okul binası yerle bir olmuş, 38000 öğrenci, 1347 öğretmen ve 180 eğitim personeli deprem
nedeniyle hayatlarını kaybetmişti. Milli Eğitim Bakanlığı‟nın da içinde bulunduğu bina ile birlikte toplam
4200 okul yıkılmıştı.
Depremin açtığı yaraları sarmak için Milli Eğitim ve Mesleki Eğitim
ve Öğretim Bakanlığı (MENFP) işe koyulmuş ve hızlı bir şekilde eğitim
sistemini tekrar işlevselleştirerek olabildiğince erken çocukların okullara
dönmesini sağlamaya çalışmıştır. Ancak okullardaki malzeme eksikliği nedeniyle bazı sıkıntılar yaşanmıştır.
Okullarda eğitiminin devam etmesini sağlamak için harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı‟na,
Amerikan Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve Eğitim Reformu için Haiti Destek Programı
(PHARE) tarafından temel eğitim malzemeleri ve elektronik eşyalardan oluşan bir bağış yapılmıştır. Buna
göre 60 taşınabilir, 20 masaüstü bilgisayar, 80 masa ve sandalye ve 20 adet yazıcı Bakanlık yetkililerine
teslim edilmiştir.
Milli Eğitim ve Mesleki Eğitim ve Öğretim Bakanlığı
(MENFP) Genel Müdürü M. Pierre-Michel Laguerre: “Bu, işimizi
hızlandırmamız açısından bize yardımcı olacaktır. Amerikan Hükümetine ve Amerikan halkına çok müteşekkiriz.” diyerek düşüncelerini
ifade ederken sözlerini “Haitili çocuklara yardım elini uzatacak yardımseverleri bekliyoruz.” şeklinde sürdürmüştür.
Bu bağışların dışında Amerikan Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve Milli Eğitim ve Mesleki
Eğitim ve Öğretim Bakanlığı (MENFP) öğretmenlere okullara dönüş için psikososyal stratejiler gibi bir
dizi etkinlik konusunda yardımda bulunmuştur. Amerikan Ajansı, iki yüz on dört okuldan 450000 metre
küp harç dökümünü çıkarmış, dört yüz yirmiden fazla sınıfa malzeme yerleştirmiş ve çocukların okula dönmesi için 144900 adet ders kitabı dağıtmıştır.
Kaynaklar:
http://www.haitilibre.com/
(27.02.2011)
http://www.air.org/
http://www.usaid.gov/
Cansu CANDEMĠR
26
MARIO VARGAS LLOSA MARKĠ UNVANI ALDI
Geçtiğimiz Ekim ayında Nobel Edebiyat Ödülü‟nü kazanan Perulu yazar Mario Vargas Llosa, İspanya Kralı I. Juan Carlos tarafından bahşedilen “marki” unvanını Şubat ayında kabul etti.
Llosa, Peru‟da bir radyo programında, Latin Amerikalıların artık İspanyol aristokrasisinde kendilerini göstermeye başladıklarını vurgulayan bir konuşma yaptı.
Ünlü yazar ayrıca kendisine Marki unvanının bahşedilmesinin çok ince bir hareket olduğunu belirterek, böyle bir unvana layık görüleceğini hiç tahmin etmediğini de sözlerine ekledi.
Mario Vargas Llosa açıklamasında şaşırtıcı sözler de sarfetti; Llosa, oğlu Álvaro‟nun bu duruma
nasıl tepki vereceğini bilmediğini, çünkü oğlunun koyu bir cumhuriyetçi olduğunu söyledi.
Kaynak: http://www.bbc.co.uk/mundo/ultimas_noticias (04.02.2011)
Ġpek SÜER
27
LATĠN AMERĠKA’NIN EN MODERN MÜZESĠ MEKSĠKA’DA AÇILDI
2007 yılında dünyanın en zengin adamı seçilen Meksikalı Carlos Slim, başkent Mexico City'e devasa bir müze armağan etti. Yetmiş bir yaşındaki Meksikalı iş adamı, Soumaya Müzesi'ni 1999‟da vefat eden
eşi Soumaya Domit Gemayel‟in anısını yaşatmak için yaptırdı. Latin Amerika‟nın en modern müzesi olan
ve 2 Mart‟ta açılışı yapılan müzeye Başkan Felipe Calderón ve Kolombiya‟nın Nobel ödüllü yazarı Gabriel
García Márquez de katıldı.
"Müze, Meksika halkı için çok önemli. Meksika‟nın tarihiyle, sanatıyla, uluslararası kültürlerle zenginleşecek olan müze, her şeyi sunabileceğimiz bir yer olacak.” diyen Carlos Slim, Meksika‟nın sanat ve mimari
alanında öncü olduğunu söyledi. Çok çeşitli eserlerin sergilendiği müzede Paul Cezanne, Pierre-Auguste
Renoir, Henri Matisse, Leonardo da Vinci, Salvador Dalí, Vincent Van Gogh, Edgar Degas, Rufino
Tamayo, Diego Rivera ve Rodin‟in eserleri bulunuyor. Kapılarını 29 Mart‟ta halka açacak olan müzeye
giriş ücretsiz olacak ve müzenin tüm masrafları Carlos Slim Vakfı tarafından karşılanacak.
Kaynaklar: www.haberturk.com (3/3/2011)
www.lanacion.com
Tuğçe ÇELĠKER
28
MEKSĠKA’DAKĠ ESKĠ LAMER ARAġTIRMACISI MERVE USTA ĠLE
RÖPORTAJ
2010 yılının Eylül ayında Meksika Hükümeti‟nin verdiği araştırma bursuyla Meksika‟ya giden
araştırmacımız Merve Usta ile internet üzerinden bir röportaj gerçekleştirdik.
Merhaba Merve;
LAMER’de çalıĢmak nasıl bir deneyimdi?
Öncelikle LAMER‟in kuruluş aşamasından itibaren çalışmaya başladığım için kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü bu sayede Latin Amerika ülkeleri ile ilgili çok daha detaylı bilgi edinme fırsatım oldu.
LAMER benim ilk iş tecrübemdi, dolayısıyla bana çok şey kazandırdı. Merkez Türkiye‟deki tek Latin
Amerika araştırma merkezi olduğu için Latin Amerika ile ilgilenen herkes bu sayede ortak bir nokta bularak düzenlenen etkinliklerde bir araya gelme fırsatını elde etmiş oldu. Böylece her çevreden arkadaşlar
edindik, bilgi paylaşımında bulunduk. Merkezin zamanla daha da gelişeceğini ve daha büyük işlere imza
atacağını düşünüyorum.
ġu anda Meksika’dasın. Hangi Ģehirde yaĢıyorsun?
Başkent Ciudad de México‟da, danışman hocamın ailesi ile birlikte onların evinde yaşıyorum.
Bildiğimiz kadarıyla oraya Meksika DıĢiĢleri Bakanlığı’nın sağladığı araĢtırma bursuyla gittin.
AraĢtırmanı nerede ve hangi konuda sürdürüyorsun?
Mexico D.F.‟deki en büyük ve köklü üniversite olan UNAM Üniversitesi Latin Amerika ve Karayipler
Araştırma Merkezi‟nde misafir araştırmacı olarak yüksek lisans tezim olan Meksika ve Türk Devrim süreci
üzerine araştırma yapıyorum.
GidiĢ aĢamasında belgeleri hazırlamak zor oldu mu?
Hayır. Sadece bursa başvuru kısmında bir proje önerisi yazdım ve onu sundum. Kabul edildikten sonra da
öğrenci belgesi, sağlık raporu gibi gerekli birkaç evrakı hazırlayıp büyükelçiliğe teslim ettim. Bu süreçte
size ne gerekliyse, ne yapmanız gerekiyorsa büyükelçilikteki ilgili kişi size bunları açık bir şekilde anlatıyor ve asıl önemli olan Meksika‟ya evrakların ulaştırılma işlemini ise kendileri hallediyor. Kısacası hiç karışık bir işlem değil.
29
Merve Teotihuacán’da.
Latin Amerika’ya uçak biletlerinin pahalı olduğunu biliyoruz; senin için bu sorun teĢkil etti mi, gitmek isteyenlere herhangi bir önerin var mı?
Ben biletimi gitmeden bir ay önce almıştım ve gidiş dönüş 2000 TL civarında tutmuştu. KLM Havayolları
ile Amsterdam aktarmalı geldim. Takip etmeyi başaranlar çok daha ucuza getirebilir diye düşünüyorum.
Aldığın burs orada rahat yaĢaman için yeterli mi?
Alışveriş işine çok girmediğim sürece evet. Türkiye ile kıyaslandığında Meksika yiyecek ve ulaşım açısından çok daha uygun. 1 lira yaklaşık olarak Meksika para birimi olan 12 pesoya denk geliyor. Örneğin metro 5 peso, otobüsler ise 4 peso.
Peki ihtiyaç duyduğunda Türkiye’den yollanan parayı rahatlıkla çekebiliyor musun?
Bahsettiğim gibi Meksika, Türkiye ile kıyaslandığında çok da pahalı bir ülke değil. Özellikle yemek burada
ucuz. Aşırıya kaçmadığım sürece aldığım burs bana yetiyor. Yetmediğinde ise Türkiye‟deki banka kartlarımdan birine ailem para yatırıyor ve ben buradan herhangi bir banka ATM‟sinden 22 peso karşılığında paramı çekebiliyorum. (22 peso 2,5 TL‟ye denk geliyor yaklaşık olarak)
30
Meksika’da hayat nasıl? Bildiğimiz kadarıyla Meksika tehlikeli bir yer ya da biz öyle sanıyoruz. Ġzlenimlerin nelerdir?
Gelmeden önce Meksika‟da bulunmuş olan tanıdıklarımdan birçok uyarı almıştım çok dikkatli olmam ve
kimseye güvenmemem konusunda. Geldiğimde de aynı şekilde Meksika da tanıştığım herkes çok dikkatli
olmam konusunda beni uyardı. Yani Türkiye‟de aldığım tavsiyeleri aynısını buradaki Meksikalı dostlarımdan da duydum. Evet, tehlikeli bir yer fakat geceleri tek başınıza dışarı çıkmadığınız, gözünüzü açık tuttuğunuz sürece hiçbir sorun yok. Mesela bir kere uyuşturucu çeteleri tarafından araba ile takip edilmişiz. Üniversiteden bir hocanın arabası ile şehrin yakınlarında bir kasabaya giderken o fark etmiş ve atlatmış. Ben
fark etmemiştim, hocam da tedirgin olmayalım diye bize daha sonra söyledi.
Birlikte yaĢadığın insanlarla aran nasıl?
Danışman hocam birkaç kez Türkiye‟de çeşitli konferanslarda bulunmuş ve İstanbul‟u beğendiği şehirler
arasında en üst sıraya yerleştirmiş. Türkiye‟yi çok seviyor ve tarihi hakkında da oldukça bilgi sahibi. Birlikte Meksika ve Türkiye arasında ortak noktalar bulmaya çalışıyor, uzun uzun sohbetler edebiliyoruz. Eşi
ise Kübalı bir hanım. Sürekli Küba‟dan, Küba‟nın güzelliklerinden, siyasetinden konuşup evde Küba müziği dinliyoruz.
Trabzonspor formasıyla Aztec Stadı’nda.
31
Öğrenim gördüğün yere nasıl gidiyorsun? Yürüyerek mi herhangi bir taĢıtla mı?
Oturduğum yer üniversiteye çok yakın. Yürüyerek üniversite sınırlarına rahatlıkla ulaşabiliyorum fakat yerleşke çok büyük olduğu için çalıştığım yere daha kolay ve çabuk ulaşmam açısından metrobüs kullanıyorum ve bir durak sonra rahatlıkla varıyorum.
Türkiye’yi, memleketin Trabzon’u özlüyor musun?
Evet, özledim fakat bir taraftan da buradan ayrılacağım için üzülüyorum.
Meksika yemeklerinin baharatlı, bol soslu olduğunu biliyoruz, sen bu konuda ne düĢünüyorsun?
Öncelikle burada acı sos yemeklerin tuzu biberi diyebilirim. “Taco”larıyla, “enchilada”larıyla
“quesadilla”larıyla geleneksel Meksika yemekleri de UNESCO‟nun kültürel miras kategorisinden biri olan
gastronomide Fransız mutfağının yanı sıra listeye alınmış. Bence çok doğru bir karar, gerçekten lezzetli.
Orada kaldığın sürece seni en çok ĢaĢırtan olay nedir?
Latin Amerika ve Karayipler Araştırma Merkezi‟nde (CIALC) düzenlenen bir konferansa ben de konuşmacı olarak katılmıştım ve konuşmamı dinlemeye Türkiye Büyükelçiliği‟nden kültür ataşesi de gelmişti. Çok
şaşırmış, mutlu olmuş, biraz da heyecanlanmıştım.
Meksikalıların Türk insanı hakkındaki fikirleri nelerdir?
Türkiye‟yi görmüş olanlar ve diğerleri arasındaki görüş ayrılığı çok açık. Daha önce Türkiye‟de bulunan
biri Türkiye‟yi gelişmiş, modern ve laik bir ülke olarak görürken, diğerleri ne yazık ki tanımamak, bilmemek ve araştırmamaktan ötürü kulaktan dolma bilgilerle Türkiye‟yi kapalı, hatta şeriatla yönetilen bir ülke
olarak hayal ediyor.
Futbol Meksika’da da Türkiye’deki gibi ön planda mı?
Evet. En güçlü takımları Cruz Azul. Fakat ben Pumas taraftarıyım. Pumas, UNAM üniversitesinin futbol
takımı ve çok güçlü. Üç hafta önce de Pumas ve Monterrey takımlarının maçına gittim. Ama kendi sahamızda yenildik ne yazık ki.
YaĢadığın Ģehir dıĢında nereleri gezdin, neyle seyahat ettin?
İlk geldiğim günden beri zaman kaybetmeden gezmeye başladım çünkü ülkenin her bir tarafı görülmeye
değer. Yakın yerlere genellikle metro ve otobüs kullanarak gidiyoruz. Daha uzak yerlere ise araba ya da
uçak ile seyahat ettim. Şimdiye kadar Cuernavaca, Michoacan, Hidalgo, Acapulco gibi yakın yerlerin yanı
sıra güneydeki Yucatán bölgesinde Cancún ve civarındaki yerleri gezme fırsatım oldu.
32
Görmek istediğin baĢka Latin Amerika ülkeleri var mı?
Yakın zamanda Küba‟ya gitmeyi düşünüyorum. Bir de ülkenin güneyinde Chiapas‟ı ve Honduras‟ı görmek
istiyorum.
Son olarak oraya gitmiĢ biri olarak neler söylemek istersin?
Latin Amerika‟ya ilgisi olan arkadaşların öncelikle Meksika‟yı ziyaret etmelerini öneririm. Evet, tehlikeli,
fakat bir süre için kesinlikle yaşamaya değer. Ayrıca değinmeden geçemeyeceğim; buraya sürekli bir
“fiesta” havası hâkim. Her özel günü kutlamalarla geçiriyorlar; dolayısıyla tatille. Özellikle bu yıl Meksika‟nın bağımsızlığının 200. yıldönümü nedeniyle ülkenin ve şehrin her bir yerinde özel ve görkemli gösteriler düzenledi ve bu gösterilere katılma fırsatım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum.
TeĢekkür ederiz Merve. ÇalıĢmalarında baĢarılar, Meksika’dan güzel anılarla dönmeni dileriz.
Ben teşekkür ederim.
Emre ÇIRAKOĞLU
33
Portre:
BARÓN DEL RÍO BRANCO
(Río de Janeiro, 20 Nisan 1845 - Río de Janeiro, 10 Şubat 1912)
Río Branco Baronu olarak tanınan José Maria de Silva Paranhos Junior, Brezilyalı diplomat, tarihçi,
coğrafyacı ve politikacıdır. "Brezilya Diplomasisinin Babası" olarak tanınır. „Junior‟ ismi, Río Branco
Vikontu olan babası José Maria de Silva Paranhos'dan gelir. Brezilya'nın komşuları ile olan ilişkilerini
kuvvetlendiren bir şahsiyet olmakla beraber, modern Brezilya Diplomasisinin de kurucusudur.
Siyasi hayatına o zamanki Brezilya İmparatorluğu'nda senatör olarak başlayan Río Branco, 1876
yılında İngiltere'nin Liverpool kentine başkonsolos, 1900 yılında ise Almanya orta elçi olarak atanmıştır.
Daha sonra 1902 yılında ölümüne kadar Dışişleri Bakanlığı görevini sürdürmüştür.
Brezilya İmparatorluğu'nun son dönemlerinde aldığı Barón del Río Branco unvanını, katı bir
monarşi yanlısı olması nedeniyle, 1889 yılında cumhuriyetin ilanından sonra da imzasında kullanmaya
devam etmiştir.
34
Ülkeye yaptığı en büyük katkı, diplomasi yoluyla üç önemli bölgenin elde edilmesi olmuştur. 1900
yılında İsveç Hükümeti'nin hakemliğinde, Amapá Devleti sınırında Fransa'ya karşı büyük bir zafer
kazanmış; ayrıca ABD, bazı Latin Amerika ve Avrupa ülkeleri ile görüşmüş ve birçok sorunu da çözüme
kavuşturmuştur. Bunları yaparken hiçbir zaman diplomasinin uluslararası konulardaki gücüne olan inancını
yitirmemiş, bu sayede Brezilya'nın barışsever imajına katkı sağlamıştır.
1902 yılında Dışişleri Bakanı görevini üstlenmiş ve Itamaraty Sarayı'ndaki odasında 1912 yılında
vefat edene kadar bu görevi büyük bir başarı ve sağduyu ile yerine getirmiştir.
1903 yılında Bolivya ile Petropólis Anlaşması'nı imzalamış, bu anlaşma sayesinde iki ülke arasında
sorun yaratan Acre Eyaleti, yine diplomatik yollarla Brezilya'ya dahil edilmiş, eyaletin başkentine de bu
olayın anısına Rio Branco adı verilmiştir.
1910 yılında Barón del Río Branco'nun ismi Brezilya başkanlığı için önerilmiş, fakat Branco,
halkın tamamının desteği olmadıkça aday olmak istemediğini söyleyerek bu öneriyi reddetmiştir.
Brezilya Dil Akademisi'nin 34 numaralı üyesi olan Barón del Río Branco, 1907-1912 yılları
arasında Brezilya Tarih ve Coğrafya Kurumu'nun müdürlüğünü yapmış, ayrıca bu dönemde iki de kitap
yazmıştır.
Barón del Río Branco'nun ismi, bugün Brezilya kentindeki Tres Poderes Meydanı'nda bulunan
panteonda vatanperverler arasında yer almaktadır.
Tuğçe ÇELİKER
35
BREZİLYA:
RIO KARNAVALI
Karnaval paskalya perhizinden 41 gün önceye denk gelen bayram süresidir. Karnaval Roman Katoliklerce kutlanan geleneksel bir festivaldir. Brezilya bu karnavalın en bilinen kutlama yeri olmasına rağmen, karnaval dünya çapında pek çok şehir ve bölgede de kutlanmaktadır.
Kilise takvimine göre, paskalya perhizi paskalyadan 6 hafta öncesine denk gelmekte olup, bu süreçte oruç tutma gibi pek çok dini vazife yerine getirilir. Geleneksel olarak perhiz döneminde eğlence, kutlama gibi aktiviteler yapılmamakta olup, insanlar et, süt,şeker bakımından zengin yemekler yemekten imtina etmektedirler.
40 günlük bu perhiz döneminde perhiz öncesi günlerde, tüm zengin içerikli yemeklerin ve içkilerin
tüketilmesi gerekmekteydi. Bunun içinde tüm aile bireylerini, toplulukları bir araya getiren davetler verilirdi. İşte bu davet ve eğlenceler Karnavalın doğuşu olarak yorumlanmaktadır.
Karnaval isminin kökeni tartışmalıdır. Perhiz süresince etin yasaklı olmasından ötürü, İtalyan kaynaklar, karnaval isminin carne levare (etin çıkarılması- et yenmemesi) kelimelerinden kaynaklandığını
öne sürmektedirler. Yunan kaynaklar ise bu kelimenin kökünün et keyfi anlamına gelen carnis valles kelimelerinden geldiğini bildirmektedir.
36
Rio de Janeiro Karnavalının tarihi
1723 yıllarına uzanmaktadır.
Geçit töreninde hem izleyici olarak
hem de çeşitli samba okullarından pek çok
kişi bulunmaktadır. Samba okulları için karnavalın amacı, diğer rakip samba okulu ile
yarışmaktır. Bu rekabet karnavalın en önemli
unsurudur. Her okul kostümlerinde ve geçit
töreninde kullanmak üzere kendilerine bir
konu seçmektedir.
Her okulun geçit töreninde en önde yer alan dansçının görevi , coşkulu hareketlerle arkadan onu
takip etmekte olan grubun hareketlerini aynı coşku ile sürdürmesini sağlamaktır.
37
Kişilerin birbirini takip etmesi, aralarında mesafe kalmadan, birbirlerinden ayrılmadan yürüyüşe
devam etmesi en önemli puanlama kriteridir.
Puanlama sonucu birinci olan Samba Okulu için ödüllerin yanısıra en önemli unsur birincilik prestijidir.
Karnavalın bitmesini takiben samba okulları bir sonraki senenin karnavalı için hazırlanmaya başlamaktadırlar.
Karnavalın bitmesini takiben samba okulları bir sonraki senenin karnavalı için hazırlanmaya başlamaktadırlar.
Zeynep BĠÇER

Benzer belgeler

Aralık 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama

Aralık 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama 1982‟de ilk kez Alejo Carpentier‟in ön ayak olmasıyla düzenlenen Havana Kitap Fuarı, Küba edebiyat dünyasının en önemli etkinliği sayılıyor. 1959 yılında yapılan devrimin en büyük projelerinden bir...

Detaylı

Mart 2011 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Mart 2011 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi Bütün bu gelişmelerin ardından 4 Nisan günü Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Arjantin’de verilen hükmü kınadığını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Ermeni köken...

Detaylı

Ocak 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama

Ocak 2015 - Latin Amerika Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Bildiride, Birleşmiş Milletler Genel Meclisi Güvenlik Konseyi tarafından daha sonra Libya‟da bir yabancı müdahalesinin meşru hale gelmesini sağlayacak bir karar alınmasına uluslararası topluluklar ...

Detaylı