1 - Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi
Transkript
1 - Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi
TMMOB MİMARLAR ODASI GAZİANTEP ŞUBESİ YIL: 1 SAYI: 3 - YAZ 2014 DOSYA: Kültürel ve Mimari Değerlerin Moda Tasarımına Yansıması SÖYLEŞİ: Her Zaman Farklı Olanı Yaratmaya Çalışmak Çok Önemli TARİH: Gözlüklü Ali Evi PROJE UYGULAMA: Asmalı Konaklar 2. Etap w w w . g a z i a n t e p m i m o d . o r g . t r 01 02 YIL: 1 - SAYI :3 - YAZ 2014 Yayınlayan Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Mimarlar Odası Adına Sahibi B. Sıtkı Severoğlu Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hasan Özgür Girişken Editör TÜLAY KARADAYI YENİCE Yayın Sekreteri Elif Bozhüyük Şiraz Yayın Kurulu A.Sina Açıkkol Cemil Açıkkol YUSUF AÇIKKOL MUHAMMED KEMAL ALAMo ÖZGE BOZGEYİK SİNEM DAĞILGAN İREM ERKURT MERVE ERDOĞAN MÜNEVVER GÜRSOY BİRAND İŞERİ KAZIM İYİBİÇER ÖMER ÖZEREN İREM SARAÇ TUĞÇE SARIÇİÇEK Elif Bozhüyük Şiraz KÜBRA TATAR YURDAGÜL TÜTÜNCÜLER TÜLAY KARADAYI YENİCE İçindekiler BAŞLARKEN............................................................................................05 GÜNDEM Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Söyleşi.................................................................06 SÖYLEŞİ Her Zaman Farklı Olanı Yaratmaya Çalışmak Çok Önemli..........................................................................................07 Grafik/Tasarım ve İçerik Yönetimi Mark&Mark İletişim Danışmanlığı Telefon: 0342 232 80 81 Faks: 232 80 82 www.mark-mark.net Basım Yeri Gap Olay Medya Grubu A.Ş. Mücahitler Mah. 6 Nolu Cadde 35 Nolu Sk. No:1 Olay Medya Plaza Şehitkamil / Gaziantep Telefon : 0342 322 86 86 (Pbx) Faks : 0342 322 86 87 Yönetim Yeri Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi Değirmiçem Mah. 14 Nolu Sok. No:8 Efes İş Merk. Kat:2 Daire 6 Şehitkamil/Gaziantep Tel:0(342) 220 96 48 Faks: 0(342) 230 06 36 [email protected] www.gaziantepmimod.org.tr Basım Tarihi Haziran 2014 "Kastel" dergisi, Mimarlar Odası üyelerine ücretsiz olarak gönderilir. Dergide yeralan yazılarda ileri sürülen görüşlerin sorumluluğu yazarlarına aittir. Kapak Fotoğrafı: Yrd. Doç. Dr. Bilgehan YILMAZ ÇAKMAK 01 İÇİNDEKİLER İçindekiler DOSYA Kültürel ve Mimari Değerlerin Moda Tasarımına Yansıması....................................................................10 PROJE UYGULAMA Asmalı Konaklar 2. Etap...............................................................42 TARİH Kahramanmaraş’ta Bir Erken Cumhuriyet Dönemi Yapısı Gözlüklü Ali Evi..................................................46 SANAT Sanatta Yeni Oyun Alanı…...........................................................54 Kral Henry ve Kraliçe Elizabeth’in dönemin özelliklerini yansıtan gösterişli kıyafetleri s.12 ÇEVİRİ Shaanxı'de Tüm Mevsimler İçin Ev..........................................58 FAALİYETLERİMİZ Koruma Kurulu Tescil Talebi........................................................61 40. Yılında Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi'nin Yerel Seçim Bildirisi.........................................................................65 ÇİZGİYORUM...........................................................................................80 Kibarlık budur. Eski Northwestern Ulusal Hayat Sigortası Binası, 1965 Minoru Yamasaki & Ortakları Minneapolis, Minnesota. s.23 Shaanxı'de Tüm Mevsimler İçin Ev s:58 02 Asmalı Konaklar 2. Etap s.43 03 Marchesa 2008 Kış koleksiyonu Kastel Dergisi Yazım Kuralları Yılda dört sayı olarak yayınlanan dergimizde, mimarlık alanlarındaki görgül çalışmalara, derlemelere (en son literatürü kapsamlı bir şekilde inceleyen yazılar, meta-analiz çalışmaları, model önerileri, olgu sorunları ve tartışmaları vb.), çevirilere ve özgün kitap incelemelerine yer verilmektedir. Kastel'e gönderilen yazılar daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış olmalıdır. Herhangi bir sempozyum yada kongrede sunulan yazılarda kongrenin adı, yeri ve tarihi belirtilmelidir. Yazılar editör ve yayın komisyonu tarafından ön değerlendirmeye tabi tutulur. 04 Yayınlanmak üzere dergiye gönderilecek yazılar, başlık sayfası, ana metin, kaynaklar, (varsa) ekler ve yazar notları bölümlerini içermelidir. Metinler Times New Roman karakterde, 12 punto ve 1,5 satır aralığı ile yazılmalıdır. Metine ait görseller, opak ya da saydam olarak verilemiyorsa, taramaların ve/veya dijital fotoğrafların (7 cm'den küçük olmayacak şekilde) olanaklar ölçüsünde büyük ebatta, 300 dpi çözünürlükte jpeg veya tiff dosyaları olarak verilmesi gerekir. Yazı Kurulu BAŞLARKEN Kastel’in üçüncü sayısından Merhaba! Dergimizin “Moda ve Mimarlık” sayısıyla tekrar sizlerle buluşuyoruz. Mimarlığın büyük sorunu olan “iç mi? dış mı?” sorusundan yola çıkarak belirlediğimiz bu dosya konumuzda, mimarinin farklı tasarım dalları ile olan karşılıklı ilişkileri üzerine gitmeye çalıştık ve bu içerikli yazılarla sizlere ulaşıyoruz… Umarız keyifle okursunuz…. Dördüncü sayıda yeni bir “KASTEL” de buluşmak üzere….. Yrd. Doç. Dr. Tülay KARADAYI YENİCE 05 GÜNDEM Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ile Gündem Röportaj : Hilal Merve ERDOĞAN G aziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin’e bazı sorular yönelttik Sizce Gaziantep kentinin öncelikli acil eylem gerektiren planlama sorunsalı nedir? 6360 Sayılı Kanun gereği Büyükşehir Belediye Sınırı olan il mülki sınırının tamamında 1/100000 ve 1/25000 ölçekli üst ölçekli planların revizyonu hazırlanacaktır. Ayrıca organize sanayi bölgelerinde çalışan dar gelirli kişilere yönelik ve kentin gerekli görülen yerlerinde uydu kent modeli şeklinde hazırlanan plan değişiklikleri hazırlanacaktır. Kentin doğal ve yapılı çevre olmak üzere genel fiziki karakterini ve kent silüetini hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz? Büyük bir hızla göç alan ve büyüyen Gaziantep’te, geçmiş yıllarda kaçak, plansız şekilde yapılaşan gri kent siluetine sahip bölgelerde ulaşım, donatı ve yeşil alan yetersizliği bulunmaktadır. Bu alanlarda yapılacak olan kentsel dönüşüm projelerinde standartlara uygun olarak planlar yapılacaktır. Kentsel dönüşüm konusunda geliştirdiğiniz politikalar nelerdir? Yeni dönemde yapılacak kentsel dönüşüm uygulamalarının önceki deneyimlerden farkı olacak mı? Tarihi ve kültürü çok eskilere dayanan kentimizde; çöküntü alanlarında, eski kent dokusunda ve uygulanabilirliğini kaybetmiş planlarda yapılacak olan kentsel dönüşüm uygulamalarında bütüncül, üst ölçekli planlarla uyumlu, geleneksel mimariden besle- 06 nen, yörenin iklim ve coğrafi koşullarına uygun, çağımızın yaşam koşullarına cevap veren mimari projeler seçilecektir. Ayrıca şehrin ihtiyacı olan yeşil alanlar, eğitim alanları, sağlık, sosyal ve kültürel alanlar gibi donatı alanları yasalarda ve standartlarda ön görüldüğü şekilde yapılacaktır. Son olarak stadyum ve yakın çevresi. Kent belleği ve kimliğinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan bu bölgeyi yakın gelecekte nasıl göreceğiz? Kent merkezinde birçok kentsel kullanımın yer aldığı, kent kültürü ve turizm yönünden önemli bir destinasyon merkezi olan Kamil Ocak Stadyum Alanı’nın, çevresindeki tarihi doku, Kültür Yolu ve tescilli kültür varlıklarının önemini ve kullanımını arttıracak, bölgedeki yapı, araç ve yaya trafiği yoğunluğunu olumlu yönde değiştirecek, Yüzüncü Yıl Atatürk Kültür Parkı ve Demokrasi Meydanı ile bütünleşecek şekilde, kent kimliğine uygun Yaşayan Kent Meydanı olarak düzenlenmesi düşünülmektedir. SÖYLEŞİ: Selim YUHAY Selim YUHAY Her Zaman Farklı Olanı Yaratmaya Çalışmak Çok Önemli Röportaj : İrem SARAÇ - Birand İŞERİ Sina AÇIKKOL ncelikle bize kendinizden bahseder misiniz? 23 Mayıs 1972 yılı İstanbul doğumluyum. Yıldız Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü '94 yılı mezunuyum. Mezuniyet sonrası dört ortakla birlikte açtığımız mimarlık ofisinden 2 sene sonra kendi mimarlık ofisimizi (Yuhay Mimarlık) kurmak için ayrıldım. Bunlara ilave olarak Digitürk platformu Home TV kanalında ekibimle beraber hazırlayıp sunduğum bir dekorasyon programı yaptım. Sonrasında Kanal D'de halen yayınlanmakta olan, hem sunuculuğunu yaptığım hem de mimari projeleri yine ekibimle devam ettirdiğim 'Evim Şahane' adlı dekorasyon programında, mesleğimi yürütmekteyim. Ö İşinizde popüler olmanızı nelere bağlıyorsunuz? İyi, doğru ve farklı tasarımlar yapmak, kullanıcı faktörünü göz ardı etmemek ve hepsinden de önemlisi kendinize inanmak ve güvenmek sizi popüler olma yolunda götürecektir. Medyatik olmak, yaratıcı süreçte dezavantaj mıdır? Mimarlık alanında dezavantaj oluşturan unsurlarla karşılaşmak çok mümkün. Bu yüzden bizim işimizin bir parçası da dezavantajı avantaja çevirmek. Dolayısıyla medyatik olmak bu işleyişin çok da ötesine geçen bir durum değil. Kullanıcı talepleri tasarımlarınızda nasıl yer buluyor? Çoğu zaman kullanıcı talepleri tasarımlara yön verir. Böylelikle kişiye özel yapılan tasarımlar, çok daha anlamlı olur ve aidiyet dugusunu kullanıcıya hissettirir ki, bu zaten tasarım yaparken benim önceliklerim arasındadır. Kullanıcıyla nasıl iletişim kuruyorsunuz? Kullanıcıyla yaptığım sohbetlerin dışında kişiyi asıl ele veren şeyler onun haytındaki izlere bakmaktır. Bu giydiği kıyafetin küçük bir aksesuarı olabildiği gibi, mutfağında kullandığı bir kahve makinesi ya da evinin bir köşesinde duran basit bir aksesuar bile olabilir. Mimar olmanız size iç mekan tasarımında ne gibi artılar getiriyor? Öncelikle mekana bir bütün olarak bakmamı sağlıyor ki, bu da aslında doğru tasarımı ortaya çıkaran şeylerden bir tanesi. Mekanı tasarlarken kendinizce pratik metotlar geliştiriyor musunuz? Elbette.. Tasarımlarımın fonksiyonel olmalarına özellikle dikkat ediyorum. Bu durum zaten pratik metotları beraberinde getiriyor. Görsel medyada görünen ev dekore etmeniz dışında daha bir çok alanda tasarım hizmeti veriyorsunuz. Süreç onlarda da aynı mı işliyor? Tasarım süreci belli kriterlere dayansa da bu süreç kullanıcıyla birlikte tabii ki değişime uğruyor. Bu yüzden her yeni tasarım yeni bir süreç demek. 07 SÖYLEŞİ: Selim YUHAY İyi bir iç mekanın doneleri nelerdir? Öncelikle kullanıcıyı yansıtmalı ve mekanda yaşanmışlığın izleri bulunmalıdır. Bunu sağlayan şeylerden biri ise fotoğraflardır. Tüm bunların dışında aydınlatma ve renk de önemli doneler arasında gösterilmelidir. Moda mı tasarımı şekillendirir, tasarım mı modayı? Aslına bakarsanız ikisi de birbirini etkileyen şeyler. Bazen insanların görmek ve kullanmak istediği şeylere yönelik tasarım yaparsınız, yani modaya ayak uydurursunuz; bazen de tamamen içinizden gelen o ilhama kulak verirsiniz ve bambaşka tasarımlar yaratıp kendi modanızı başlatmış olursunuz. Dolayısıyla ikisi de mümkün. Tasarım sürecinde modayı takip etmek neden önemli? Eğer daha fazla kullanıcıya hitap etmek istiyorsanız modayı takip etmek doğru olabilir. 08 SÖYLEŞİ: Selim YUHAY Mimarın yeni trendleri aşılayabilmesinde karşılaşılan zorluklar nelerdir? Yeni olan şeyleri çoğu insanın kabullenmesi zordur. Bu nedenle sabırlı olmak bu mesleğin gerekliliklerinden biridir. İyi bir tasarım için 'ikon olmak' tek başına yeterli midir? Tabii ki yeterli değildir. Başlangıçta rağbet görebilir ama devamlılığı için kendini geliştirmek, yeniliklere açık olmak ve bunları kullanmak, sürekli araştırmak ve her zaman farklı olanı yaratmaya çalışmak asıl önemlidir. 09 DOSYA : MODA & MİMARLIK Kültürel ve Mimari Değerlerin Moda Tasarımına Yansıması Bilgehan YILMAZ ÇAKMAK M oda Tanımı 1. Giyim, marka, davetler, davranışlar vb. konularda insanların günlük alışkanlıkları veya stilleri. 2. Giyimin, duruşun, hareketlerin, anlayışın özellikle seçkin görünmek veya seçkin olmak için yapılan, bir toplum tarafından benimsenen geleneksel kullanımı. 3. Tarz, yol. 4. Herhangi bir şeyin yapısı, formu. 5. Gündemde olan, belli bir kesim tarafından kabul gören anlayış, tarz.(Random) Bu tanımlar modanın zaman içinde gerçek anlamından uzaklaştığını kanıtlıyor. Bugün çoğumuz için moda, yalnızca giyinme tarzı anlamına geliyor. Oysa bu kadar basit değil. Moda; sanat, müzik, tiyatro, edebiyat, yemek, iç mimarlık, mimari, bahçe bakımı, spor, hobi…gibi konuları, daha doğrusu duyuları uyaran her şeyi içine alır. Yrd. Doç. Dr. Selçuk Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi 10 Modanın temelinde insan vardır. İnsana ait fiziksel sosyal ve psikolojik tüm özellikler modayı şekillendiren ve değiştiren etki alanlarıdır. İnsanın gereksinimleri ve beklentileri değiştikçe moda da değişir ve insan gibi o da kendini yeniler. Modanın tarih içindeki gelişimini ve değişimini daha iyi anlayabilmek için sanat ve mimarinin yaşamış olduğu akımları, üslupları ve geçirdiği değişimi iyi bilmek gerekmektedir. Geçmişten günümüze birçok üslüp, dönemin mimarisine yaşam stiline ve modasına hakim olmuş ve etkileri yüzyıllarca yaşamıştır. GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE MODA Tarih öncesi çağlarda kıyafet bedeni koruyan giyilebilir bir barınak niteliğindeydi. Zamanla bu giysi-barınaklar ilkel yapıların oluşumuna doğru evrildi. Bedeni iklim koşullarından koruyan hayvan derileri ve bitkilerden üretilen tekstil malzemeler, zamanla yapıların çatılarını ve duvarlarını oluşturan panellere dönüştü. Adolph Loos “Giyinmenin Prensipleri” başlıklı makalesinde (1898), tarih öncesi giyisilerin aslın DOSYA : MODA & MİMARLIK da basit barınaklar olduğunu, ilkel insanın hem estetik hem de fonksiyonel olarak “ev” kavramını yaratırken giysilerdeki tekstil malzemeden ilham aldıklarını onaylıyor ve ekliyor: “İnsanın nasıl bina yapacağını öğrenme sürecinde başlangıç noktası giyinmeyi öğrenmesidir” (Loos A. 1898) Giyim ve korunma arasındaki bağ çok eskiye dayanır. Örneğin Buz çağı'nda hayvan derileri hem insanların kendilerini örtmesi için hem de duvarları süslemek amaçlı kullanılmıştır. Resim 1: Rustik Klübe, M.A. Laugier Bunun dışında, Antik Yunan'da kolonlarda kullanılan oluklu alanlar, aynı dönemin en popüler giysisi olan chiton'un drape katlarına ve silindirik formuna referans olmuştur. Eski Yunan'da kıyafet ve mimarinin insan figürü oranlarıyla bir harmoni içinde tasarlandığını görmek- teyiz. Mimarideki iyonik ve Dorik üsluplar farklı 'chiton' tarzları olarak modaya yansıtılmıştır. Hatta günümüzde de görsel kaygı güden birçok mimar, binalar için cephe tasarlarken modadaki katlama ve drape tekniklerini yorumlarlar. Resim 2: Antik Dönem Yunan kıyafeti ve Mimarisi Ortaçağ döneminin giyim tarzı ve mimarisi benzer özellikler göstermektedir.(1500-1800) Erkek ve kadın kıyafetlerindeki süslemeler, işlemeler, aksesuarlar, ağır ve gösterişli etki, mimari yapılarda da görülmektedir. 11 DOSYA : MODA & MİMARLIK Resim 3: Kral Henry ve Kraliçe Elizabeth’in dönemin özelliklerini yansıtan gösterişli kıyafetleri Resim 4: Barok Üslubun hakim olduğu Ortaçağ katedral ve kiliselerinden iç mekan örnekleri Moda, eteklerin kasnaklar ve kafeslerle çılgın boyutlarda genişlediği Ortaçağ yıllarından, fabrika bacalarını anımsatan silindir şapkaların endüstriyel devrimin sembolü haline geldiği 19. Yüzyıla kadar genişleyen o müthiş stil ve yorum çeşitliliği içinde, referanslarını genellikle hep mimarlıktan aldı. Buna karşılık giysinin mimariyi etkilemesi de yalnız tarih öncesi dönemde kalmadı ve moda, modern mimarinin gelişiminde çok önemli bir rol oynadı. Modernist mimarinin temelinin atıldığı 19. Yy da giysi, en güçlü metaforlardan biriydi. Le Corbusier, Hermann Muthesius ve Peter Behrens gibi mimarlar, yapıyı tıpkı vücuda iyi oturtulmuş bir takım elbise gibi yorumlayarak mimariyi süslemelerden arındırma yoluna gittiler. O dönemin erkek giysileri, kadın modasından çok farklı olarak, aşırılıktan ve gösterişten uzaktı. Söz konusu mimarlarda yapı süslemelerini ve stilistik dekorları kadın modasındaki kurdelelere, büzgülere ve pililere benzeterek, mimarinin erkek giysilerindeki sadeliğe ve fonksiyonelliğe sahip 12 olması gerektiğini savundular. Bu prensipler 1930’larda modernist mimarinin prensiplerini oluşturdu. Resim 5: 19.yy. sonu erkek modası DOSYA : MODA & MİMARLIK MODA-MİMARİ İLİŞKİSİ Moda ve mimari, iki farklı sanat alanı, ancak pek çok noktada birleşiyor. Bunlardan ilki temel çıkış noktası olan “insan”dır. Her iki sanat dalıda bedenin etrafını koruyan onu kuşatan bir tabaka/hacim yaratabilmek için insan vücudunun ölçülerini, matematiğini ve geometrisini referans alıyor. Her ikiside enerji ve malzeme kullanımıyla bedenin sınırlarını tanımlayarak etrafında iklimsel bir çevre yaratıyor. Her ikisi de doluluk-boşluk, kişisel alan-kamusal alan gibi ortak kavramlarla iç içe. Moda ve mimarlık arasındaki organik ilişki belki de en iyi şu sıralamayla sembolize edilebilir. İç çamaşırı-elbise-ceketpalto-uyku tulumu-çadır-barınak-ev-gökdelen…(Şener Y.) Moda ve mimarinin birleştiği ikinci nokta ise tasarım; mimar ve moda tasarımcılarının, tasarım süreçleri pek çok alanda benzerlik gösteriyor. Moda, her ne kadar geçici bir fenomen, mimari kalıcı olarak algılansa da, ikisinin de çıkış noktasında insan bedeni yatıyor. İkisi de çevresel ve kültürel değerlerden, gelişen endüstri ve üretim teknolo- jilerinden etkileniyor. Moda ve mimari, temelde insandan yola çıkan, benzer tasarım metodlarına sahip sanat alanlarıdır. Moda, kullandığı malzemeler, kumaşlar, aksesuarlar, sahip olduğu tarz ve kimlik ile mimari ise kullanılan yapı malzemesi, yapı teknolojisi, iç mekan aksesuarları, değişen işlev ve kullanım ile kişisel, siyasal, çevresel ve kültürel kimliği sergilemek için bir araç olmuşlardır. Mimari ve moda da yaratılan eserler, boyut ve kullandıkları malzemeler açısından farklılık gösterse de, mimar ve moda tasarımcılarının tasarım süreçleri de fark edilir benzerlikler içermektedir. Örneğin; ikisi de ikiboyutlu taslaklardan yola çıkarak bunları daha gelişmiş üçboyutlu formlar haline dönüştürürler. Ortak estetik kaygısı, aynı kuramsal ve ideolojik altyapı paylaşımı sonuç olarak biçimsel ve yapısal benzerlikleri de beraberinde getirir. Hatta zaman içinde bu iki farklı alanlardaki tasarımcılar ilham ve teknik stratejiler için birbirlerine dönmüşlerdir. Bunun en dikkat çekici göstergesi ise bu etkileşimler sonucu alanlar arası oluşmaya başlayan ortak dildir(Yıldırım H.) Günümüzde de birçok modacı mimari eserleri veya akımları referans alarak tasarımlar yapmıştır. Moda ve mimari, karşılıklı etkileşim içerisinde birbirini geliştirmeye devam etmektedir. Bazen bir taşıyıcı sistem, bazen bir süsleme veya yapının hissettirdiği anlamsal güç, modaya yansımış veya modayı yönlendirmiştir. Resim 7: Marchesa 2008 Kış koleksiyonu 13 DOSYA : MODA & MİMARLIK Resim 8: Marchesa 2008 Kış koleksiyonu Resim 9: Marchesa 2008 Kış koleksiyonu KÜLTÜREL DEĞERLERİN MODAYA YANSIMASI 1960-1970 lerde Amerika’da başlayan ve daha sonra Avrupa’ya yayıla,n günümüzde de hala etkilerini devam ettiren bir akım olan Postmodernizim, modernizm akımının savunduğu ilkelere karşı olarak doğmuş ve gelişmiştir. Postmodernist düşünce, Modernizmin sahip oldu işlevselciliğin, binalarda ruhsuz ve kişiliksiz bir akılcılık yarattığını ve bununda insanların hem görsel hem de fiziksel konforuna yönelik ihtiyaçlarını karşılayamadığını savunur. Günümüzde postmodernist akım hala etkisini sürdürse de yeni bir anlayış olarak, bağlamcılık anlayışı ortaya çıkmıştır. Bağlamcılık, tüm bilginin bağlama duyarlı olduğu inancını temel alır. Bu fikir bir bilginin bağlamından ko- 14 parıldığında anlaşılmaz hale geldiğini söyleyecek kadar ileri gider. Bu durum postmodern düşünceyi bağlam konusunda daha duyarlı olmaya itmiştir. Çevresel ve kültürel değerlerin giderek azaldığı ve tükendiği bir dönemde yaşamaktayız. Bu durum doğal kaynakların daha verimli kullanılmasını ve geleneksel kültürün farklılığının vurgulanması gibi trendleri ortaya çıkarmıştır. Bağlama dayanan ve doğal ve yerel kaynakları korumak olan bu yeni trend, Ev dekorasyonundan, giyime, yaşam stilinden, teknolojiye ve endüstri tasarımlarına kadar hayatımızın her alanında yer almaktadır. Günümüzün modası olarak adlandırılan kavramlar olan ekoloji, sürdürülebilirlik, yerellik, gelenekselcilik, doğal yaşam… hayatın her alanında karşımıza çıkmaktadır. DOSYA : MODA & MİMARLIK Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması Türk Modasına yeni isimler, yeni çizgiler kazandırılması amacıyla bu yıl 22. si düzenlenen Koza Genç Moda Tasarımcıları yarışması farklı tasarımlara ve özgün fikirlere ev sahipliği yapan yenilikçi bir tasarım yarışmasıdır. Günümüzün trend akımı olan bağlam konusunda yarışmaya katılan ve tasarımlarını sunan Sabiha Yılmaz’ın tasarımlarına ait ana fikirleri ve konsept çalışmaları şunlardır. Tasarım Ana Fikri Tasarımın ana fikri; Tüketim çılgınlığına karşı doğal ve geri dönüşümlü, doğayla uyumlu ve doğal liflerden üretilmiş malzemelerden ilkbahar/yaz sezonu için kumaşlar kullanmak, bağlama ve çevreye uyumlu kıyafet ve aksesuarlar tasarlamaktır. Güzelliğin simgesi olan kadın günümüzde boyalar, taşlar, süslemeler vs. ile güzellikten uzaklaşarak sahip olduğu doğal ve mucizevi özellikleri kaybetmektedir. Sürekli değiştirilebilen ve yenilenebilen, her gün başka bir kimliğe bürünebilen yapay bir mankene dönüştürülmektedir tıpkı yerel kaynakların ve doğanın yapaylaştırıldığı gibi. Her geçen gün azalan ve bozulan doğayı oluşturan dört temel unsur ateş su toprak hava tasarımlarımızın alt yapısını oluşturmuştur. Bu nedenle tasarımlarımızda kullanılan renkler toprak tonları, gökyüzü mavisi, su yeşili, turkuaz ve çini motifleri içinde kullanılan ateş kırmızısıdır. Tasarımda ulaşılmak istene hedefler; • Doğayla uyumlu malzemeler kullanmak • Geri dönüştürülebilir malzeme kullanmak • Doğanın renklerinden esinlenmek • Yerel kimlik ve kültürel mirasın korunmasına katkı sağlamak, • Yapaylıktan, özü değiştirilmiş malzemelerden kaçınmak Tasarım ların hedeflediği kadınlar gece ve gündüz kullanımlarında hem doğal ve sade hem de abartıdan uzak şıklığı taşımak isteyen kadınlardır. Bu nedenle kumaşlarımızda tamamen doğal liflerden üretilen jüt, keten, deri, ipek, viskon tercih edilmiştir. Tamamlayıcı ürün olarak ayakkabılar, geleneksel kültürün izlerini taşıyan takunya ve çarıktan oluşmaktadır ve çini porselen aksesuarlarla kombinlenmiştir. Resim 10: Konsept ve Anafikir Paftası Angora Yünü, Anadolu topraklarında yaşayan bir çeşit tavşan yünüdür. Çok değerli ve nadir bulunan bu yünün dünyaya tanıtılması ve verdiği özel ve sıcak histen faydalanılması temasıyla bahar aylarında kullanılabilecek mevsimlik bir ceket tasarlanmıştır. Tasarım çini aksesuarlar ve süet deri ile tamamlanmıştır. Resim 11: “Yazlık Angora” isimli ceket tasarımı 15 DOSYA : MODA & MİMARLIK Günümüzün moda trendlerinden olan sadelik ve esneklik, “değişken kemer” tasarımıyla vurgulanmıştır. Geleneksel el sanatlarından olan çini işleme plakaların birleştirilmesiyle oluşturulan kemerin farklı yerlerde kullanımı, tek parça elbisenin 3 farklı şekilde kullanılmasını sağlamıştır. Resim 12: “Değişken Kemer” isimli esnek tasarım Geleneksel Türk kültüründe ayrı bir yeri ve önemi olan cepken/yelek, tek başına kullanıldığındada özel bir giysidir. Sadelik ve modernliği deri ipler ile destekleyen tasarımda 4 farklı yelek kombini tasarlanmıştır. Resim 13: “Yelek Büstiyer” isimli yelek kombinasyonları Çini ve seramik Türk kültürünün en güzel el sanatlarından birisidir. Sahip olduğu renkler ve desenlerle çini sanatı kadına, büyüleyici bir güzellik katmaktadır. Tasarım büstiyer ve elbise olarak 2 farklı kullanımda, ipek kumaş ve deri iplerle desteklenerek tasarlanmıştır. Resim 14: Çini petek isimli abiye elbise tasarımı 16 DOSYA : MODA & MİMARLIK Resim 15: “Nonwoven” isimli yağmurluk tasarımı Resim 16: “Kepenek” isimli yağmurluk tasarımı Nonwoven (dokunmamış) kumaştan tasarlanan yağmurluk, klasik polyester yağmurluklardan farklı olarak ham kumaşın su jetiyle sabitlenmesiyle elde edilmiştir. Hem saf kumaş görünümü hem de su geçirmez özelliği ile yağmurluk tasarımında kullanılmıştır. Çobanların kepeneklerinden yola çıkan tasarımda, sert ve keskin duruşu ile şık ve modern bir etki bırakan kalın keten, elbise üzerine giyilen bir yelek olarak kullanılmıştır. Omuzlarda keskinliği güçlendiren deri parçalar kepenek etkisini sağlamlaştırmıştır. Aksesuar olarak kullanılan deri çarıklar ise geleneksel kültürümüzün en özgün elemanıdır. DEĞERLENDİRME ve SONUÇ Kültürel sürekliliğin sağlanması ve geleneksel değerlerin yeni nesillere aktarılması konusu, günümüzün en önemli problemlerinden birisidir. Eskiymiş gibi görünen, doğalmış gibi algılanan yapay ve sonradan oluşturulmuş tasarımlar, kültürel sürekliliğe zarar vermektedir. Bu nedenle yapılacak yeni tasarımlarda ilham kaynağı olarak geleneksel kültürden faydalanmak ve yeni çağın gerekliliklerine uygun tasarımlar yapmak kültürel mirasın korunmasına ve geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. Moda akımları hakim oldukları her dönemde mimariye ve modaya, kısacası yaşam tarzına yön veren etken olarak görülmüştür. Günümüzde, ne yazık ki doğadan uzaklaşmak, yapaylaşmak, geçici ve değişken gereksinimlere göre tasarlamak gibi özümüzü ve kültürümüzü zedeleyen anlayışlar egemendir. Bu anlayışlar tam anlamıyla tüm yaşantımıza hakim olmasa da ucuz üretim, prefabrikasyon ve hazır giyim sektörlerindeki gelişmeler gelip geçici teknik ve üretimlerin hayatımızda yer almasına neden olmaktadır. Genç Moda Tasarımcıları Yarışmasına katılan proje çalışmasında, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel kültürümüzün en güzel örneklerinin günümüz şartlarına uyum içinde nasıl tasarlanabileceği vurgulanmaya çalışılmıştır. Moda her dönem yaşam şartlarına ayna tutmuş, geçmişin değerlerini ve geleceğin doğal kaynaklarını koruma noktasında yol gösterici bir araç olmuştur. Bu felsefeyle yola çıkan yarışmacı, kaybolan kaynaklara değer kazandırmak amacıyla yaptığı tasarımlar ile simgesel mesajlar vermiş ve modanın yaşam stilini yansıtmasına örnek oluşturmuştur. Kaynaklar Random House Sözlüğü Yıldırım Hakan 2011, Modanın Mimari ve Endüstriyel tasarımla İlişkisi nedir? Cumhuriyet gazetesi, 14.05.2011 Şener Yasemin, ArtDecor, Modatürkiye.com.31.03.2014 Loose Adolph 1898, “The Principle of Cladding” Neue Freie Presse, September 4., Published fort he Graham Foundation for Advanced studies in the fine arts Chicago. The MIT pres, Cambrigde, Massachusetts, England.page: 66-69 www.modatakip.net 17 DOSYA : MODA & MİMARLIK Mağaza Tasarımında Mimari Konsept Atlıhan Onat Karacalı ünümüzde perakendecilik sektörü akıl almaz boyutlara ulaşmış durumda ve mağazalarda dikkat çekmek için özgün olmak eşsiz konumdadır. Her mağaza; ambalajı, çalışanlarının giyimi, logosu gibi her türlü görsel tasarım bileşeni ile potansiyel müşterilerine mesaj verme uğraşındadır. Mesaj vermesi için tasarım süreci geçirerek ortaya konulan her öğe marka imajını etkiliyor iken markanın içinde bulunduğu yapının mimari tasarımı ve mekanın iç mimari tasarımı da görsel kimlik konusunda göz ardı edilemez unsurlar konumundadır. Mimar ve iç mimarların uğraş alanı olan mağazalar, satış eyleminin gerçekleştiği mekanlar olarak markanın tüketici ile aktif olarak buluştuğu ortamlardır. G Öğretim Görevlisi Hasan Kalyoncu Üniversitesi, İç Mimarlık Bölümü 18 Hedef, daha çok tüketicinin mağazayı ziyaretini sağlamak iken, bu hedef doğrultusunda iç mekanların oluşturulması zorunlu hale gelmektedir. Mağazaların mimari ve iç mimari tasarımı; tüketicilerin ruh hallerinden, satış elemanlarının inandırıcılığına kadar pek çok unsuru et- kilemektedir [1]. Satış çevresinin düzensiz ve özensiz görünümü, satılan ürünler ne kadar kaliteli olurlarsa olsunlar, satış eylemini olumsuz etkilemektedir. Bütün bu unsurları bir çerçevede tutarak ihtiyaçlara cevap vermek tasarlanacak konseptin görevidir. Konseptin, her biri uzmanınca tasarlanması ideal olan 5 unsuru aşağıdaki gibi sıralanabilir: • Mimari (konum, çevre, kütle, cephe vb.) (uzmanı ‘mimar’), • İç mimari (mekan organizasyonu, renk, aydınlatma, mobilya vb.) (uzmanı ‘iç mimar’), • Grafik (logo, işaret, etiket, paket) (uzmanı ‘grafiker’), • İnsan (yaklaşım) (uzmanı ‘iletişimci’), • Ürün (satılan ürünün kendisi) (uzmanı ‘endüstriyel tasarımcı / moda tasarımcısı’) Mimari ve iç mimari açılardan mağaza konsepti, mimari ve iç mimari tasarımda yer alan fiziksel ve görsel öğelerin bütünüdür. Mağazacılığın asıl hedefi daha çok müşteriye daha çok ürün satmak iken, mağaza konsepti oluşturmanın genel hedefi satışa aracılık edecek zemini hazırla- DOSYA : MODA & MİMARLIK Şekil 1. Mimari tasarımı ile kentsel dokuyla oldukça uyumsuz kalmış Prada Tokyo mağazası. maktır. Bu bağlamda, mağaza konseptinin hedefi müşterileri mağazaya çekmek, zevkli bir alışveriş deneyimi yaşatarak müşterilere mağaza içinde daha çok zaman geçirtmek ve müşterilerin mağazaya yeniden gelmelerini sağlamaktır. Sadık bir müşteri kitlesi oluşturmak ve müşterilerin mağazayı yakınlarına önermelerini sağlamak da bu hedeflerin içinde sayılabilir. Başarılı konsept kurgusu durumunda mağazanın yarattığı imaj yaygınlaşacak, mağaza ‘en iyi reklam’ denilen arkadaş tavsiyesi üzerinden daha çok tüketiciye ulaşacaktır. Genel anlamda da mağaza, konsepti ile sosyal iletişime geçmiş olacaktır. Mimari açıdan konsepti değerlendirirken; münferit yapılı mağazalar için, tasarımda önemli unsurlardan biri kent içerisindeki konumdur. Mağaza yapısı caddenin, semtin, kentin görsel kimliğinin bir parçasıdır. Mağaza yapısı, yakın çevresi görsel anlamda etkileşim içerisindedir. Mağaza yapısının, tasarlama sürecinde kentsel dokudan bağımsız düşünülmemesi gerekmektedir. Rodney Fitch’in “küresel düşün; yerel tasarla” ilkesinde kastedilen de budur [2]. Özgünleşme belirli ölçüde kalmalı; mağaza binası, yapılı çevre ile çelişerek görsel anlamda saldırgan bir kimliğe büründürülmemelidir. Tüketiciye ön bilgi sunma açısından da mağazaların dış tasarımı, bizzat “mağazanın ambalajı” gibidir [3]. Konsepte iç mimari açıdan bakıldığında ise, iç mekanın karakteri ve fonksiyonel ilişkiler öne çıkmaktadır. İç mekan planını etkileyen veriler; mağazanın yapısal verileri (tavan yüksekliği, mağaza alanının geometrik şekli, ko- lon boyutları ve sıklığı, mağazaya komşu hacimlerin fonksiyonları vb.), satış eyleminin işleyiş biçimi (ürünün tezgâhtar aracılığı ile teşhir edilecek olması, tüketicinin ürüne dokunmasına olanak tanınıp tanınmaması vb.) ve tüketici kaynaklı veriler (hedef müşteri kitlesinin çocuklar veya büyük beden yetişkinler olması durumunda ortaya çıkacak ergonomik veriler vb.) şeklinde sıralanabilir. Veriler edinildikten sonra da tasarım süreci başlamaktadır. Rodney Fitch ve Lance Knobel, iç mekan tasarımını şu temeller üzerine dayandırmışlardır [4]: • Fonksiyon alanları (satış alanları, satışa destek alanlar, dolaşım/sirkülasyon) • Görsel öğeler (renk, doku, malzeme, aydınlatma, donatı) Tasarımın karakteristiğini belirleyecek fonksiyon alanları çözümlenirken; eldeki bütün veriler, mimari anlamda yorumlanmalıdır. Dolaşım olabildiğince basit tutulmalı; dikkati ürünlerden uzaklaştıracak kadar karmaşık ya da dikkati ürünlerin üzerine çekmeyecek kadar basit bir dolaşım planı ortaya koymaktan kaçınılmalıdır. Ürünler ve teşhir elemanları; renk, form ve malzemeleri açısından bir görsel karmaşa yaratmakta iken bunlara eklenecek karmaşık bir plan tipi, tüketicilerin dikkatini dağıtacak; keyifsiz ve sıkıcı bir alışveriş deneyimi yaşamalarına sebep olacaktır. Karmaşadan kaçınmak adına tasarlanacak düz bir koridor ise tüketicilerin mağazanın sonuna kadar yürütüp döndürecek ve ürünlerin üzerinde daha az dikkat toplayacaktır. Mağaza dolaşım planı tasarlanırken, müşterilerin gezinmesi istenen her nokta ulaşılabilir olmalı; bu doğrultuda, şehir planlarında olduğu gibi ana ve ara 19 DOSYA : MODA & MİMARLIK arterler belirlenmelidir. Bu belirleme sürecinde, koridorlarda oluşacak trafik veya ellerinde paketlerle gezen tüketiciler gibi senaryolar göz önünde bulundurularak uygun koridor genişliği bırakılmalıdır. Ayrıca; paketleme alanı, ödeme alanı, trend ürünleri veya indirim ürünlerinin teşhir alanları gibi etrafında yoğunluk oluşması beklenen alanlar tespit edilmelidir. İç mimari tasarımda kullanılan görsel öğeler olan malzeme, renk, aydınlatma ve donatı da marka kimliği ile örtüşmeli; marka kimliğini tüketiciye doğru bir biçimde aktarmalıdırlar. Böylece mağazalar, marka kimliği ile bütünleşik bir görsel kimlik ortaya koyarak tüketicilerin zihninde tutarlı bir görsel imaj oluşturmalıdır. Umberto Eco’nun ifade ettiği gibi; mimariye sadece fonksiyonel nitelikler yüklense de; iletişimsel anlamda mimari yapılar birer mesaj iletme aracıdırlar [5]. Sıralanan tasarım kriterleri dışında bir takım prensipler de izlenilmelidir. Örneğin, sık tekrar edilen tasarım kararları tüketicinin zihninde olumlu izlenimler bırakır. Yakın renkler, benzer mobilya ve birbirini andıran mekan kurgusu ile oluşturulacak paralel konseptler özellikle zincir mağazalara, kolay hatırlanma ve çabuk tanınma avantajlarını getirirler. Böyle bir yol izlendiğinde; tasarımcının görevi, esnek bir tasarım programı hazırlayarak farklı mekanlara kolay uygulanabilir bir konsept geliştirmektir. Gittikçe zorlaşan rekabet koşullarında, konsept oluşturmak, markalar için bir tercihten çok artık bir zorunluluktur. Günümüzün alışveriş algısında, ürünlerin ihtiyaçtan çok sahip olmak dürtüsü ile satın alındığı gerçeği doğrultusunda, markalar sadece ürünlerini değil; ürünleri ile beraber bir yaşam tarzını da pazarlamaya başlamışlardır. Müşterilerin olmak istedikleri kişiliklere bürünmeleri için, alışveriş deneyimini aktif olarak yaşadıkları mağazalar bu anlamda eşsiz konumdadırlar. Pazarlanan yaşam tarzı doğrultusunda bir konsept ile tasarlanmış bir alışveriş çevresi, tahmin edilenden çok daha olumlu bir tüketici algısı ortaya çıkarır. Bir kahve mağazası olarak konuya dahil edilebilecek Starbucks’ın konseptine fikir veren yaşam tarzı, insanların akşamları bir araya gelerek, sıcak içecekler tüketerek günlük sohbetlerde bulundukları, İtalya’daki espresso barlardır. Starbucks’ın bugün ürünlerinin yanı sıra pazarladığını iddia ettiği yaşam tarzı da çıkış noktasından farklı değildir. Bu hedefe uygun olarak da, sıcak, samimi, keyifli ve dinlendirici bir ortam sunmak istediği de; kullanılan renklerden, mobilyaların biçimi ve yerleşiminden, çalınan dinlendirici müziklerden ve mekanlardaki cezbedici kahve kokusundan anlaşılabilir. Şekil 3. Pazarladığı yaşam tarzına paralel tasarlanmış Starbucks Amsterdam mağazası. Şekil 2. Sık tekrar edilmiş tasarım kararlarından oluşan konsepti ile Camper New York mağazası. Kaynaklar [1]. Sharma, A., Stafford, T.F. “The effect of Retail Atmosphere on Customer's perceptions of Salespeople and Customer Persuasion: An Empirical Investigation”. Journal of Business Research, 49(2), 2000 [2][4]. Fitch, R. Knobel, L. Fitch on Retail Design. Oxford: Phaidon Press Ltd, 1990 [3]. Odabaşı, Y., Oyman, M., Pazarlama İletişimi Yöntemi, Eskişehir: MediaCat Kitapları, 2002 [5]. Grage, J. Corporate Identity. Betriebswirtschaftliche Theorie und Praxis, Tostedt: Attikon- Verl, 1993 Şekil Kaynaklar Şekil 1. http://cdn.c.photoshelter.com/img-get/I000024Pmvj.SYuM/s/880/880/Prada-Cartier-buildings.jpg Şekil 2. http://www10.aeccafe.com/blogs/arch-showcase/files/2014/01/camper_NY11_daici_ano.jpg Şekil 3. http://d.fastcompany.net/multisite_files/codesign/imagecache/1280/article_feature/1280-rm-starbucks- amsterdam-bank-024.jpg 20 DOSYA : MODA & MİMARLIK Mimarlar ve Modalar Ahmet Turan köksal oda süreli bir kavram. “Moda” olarak tanımlanan bir olgunun, kendisi gibi başka bir olguyla örtülmesi (eskimiş kılınması) gerekiyor ki döngü tamamlansın. “Modası geçti” tanımı bu yüzden akılda kalmış. M Modanın (ilk akla gelen sektör olarak) giyim kuşamdaki döngüsünün süresini mevsimler belirler. Örneğin “2014 yaz modası” gibi. Peki, mimarlıkta bu döngünün süresi nedir? “Mimarlıkta moda vardır” kabulüne katılsak bile daha mevsimler, yıllar ve belki de on yıllarca geçerli ve kalıcı olması beklememiz gerekir. Gözü bırak, tüm yüzü kapatan büyük güneş gözlükleri, pantolon paçalarının dar ya da İspanyol kesim olması ve bunun gibi bazen aşırıya kaçabilen giyim, kuşam detayları, modayı takip etme konusunda takıntılı olan biri için mevsimlik ya da yıllık yatırımlardır. Belki “modayı takip edeceğim” diyen kişi üç yıl önce çok para verip aldığı giyeceğin, şimdi değersiz sayılmasını dert etmez, olağan bile sayabilir. Gel gör ki, fiziki çevreyi oluşturan, içinde hayatımızı geçirdiğimiz bizi şekillendiren mekânların yaratımında yani mimari tasarımda, genel geçer heveslerin peşinde koşmak bir mimara yakışır mı? Las Vegas aslında olmayan bir şehirdir. Nevada Çölü’nün ortasındaki bu yerleşimden kumarı ve gece hayatını çıkartırsanız, geriye bir şey kalmaz desek inanır mısınız? Her şey yalancı, zorla kimliklendirilmiş ve bir o kadar da geçicidir. Las Vegas Strip denen caddesi üzerinde Venedik taklidi yapan bir otel vardır. Binanın içinden kanal geçer ve yüzlerce metre uzanan kumarhanenin üst katındaki alışveriş merkezini boydan boya ikiye böler. Elektrik motorlu gondollar ve onları süren konservatuar mezunu yatay çizgili elbiseli, kırmızı kurdeleli hasır şapkalı sürücüler, kapalı mekânın bulutlar resmedilmiş yalancı gökyüzü tavanlarını çınlatırlar. O anda gündüz mü, gece mi bilemezsiniz. Keza otelde kumar oynayanların sadece kumara ara verdiğinde odasına çıkıp uyuması için ayarlanmıştır her şey. Aynı caddenin biraz ilerisinde Mısır Piramidi şeklinde bir başka otel, Eyfel’in ufak bir çakması ve hatta New York taklidi binalara da rastlarsınız. Las Vegas denen şey aslında bütünüyle yalan, gösteriş ve modanın kol gezdiği bir caddedir. Oteller arasında bir de Crystals City Center isimli AVM vardır. LEED, Altın sertifikaya sahip olduğu öğrenildiğinde bu tür sürdürülebilirlik sertifikalarını sorgulamak gerekliliği akla gelir. 24 saat tabelaların ışıkları kapatılmaz, keza gün ışığında bile dikkat çekmesi istenir. Tartışılmaz, Las Vegas m2 bazında dünyanın en çok enerji tüketen şehridir. İşte bu alışveriş merkezinde Prada isimli markanın kendine özel tasarlanmış bir binası vardır. 2010 yılında yeninden yapılır gibi tadilat görmüş. Tahminimizce 2016 yılında belki yeniden yapılacaktır. İşte moda ve mimarlık kavramlarına avuç avuç tüketim ve lüks eklediğinizde ortaya bu manzara çıkar. Mimarlar kalıcı şeyler yapmakla övünürler. Binaların yapım teknolojilerindeki gelişmeler moda yaratmaktan öte bir ilerleme unsuru olarak görülmelidirler. Örneğin betonarme… Çimento, kum ve su ile karıştırılır ortaya çıkan beton, kalıba konur donmaya bırakılır. Sonunda basıya dayanıklı bir malzeme elde edilir. Donma- Yrd. Doç. Dr. Zirve Üniversitesi Mimarlık Bölümü 21 DOSYA : MODA & MİMARLIK dan içine “arme” olsun diye güçlendirme amaçlı demir konunca betonarme ortaya çıkar. 1960’larda betonun hem plastik hem de fonksiyonel bir taşıyıcı öğe olmasıyla altın çağını yaşadığını söyleyebiliriz. Evet, sık kullanılmaya başlandığında betonarmenin bir moda olduğu iddia edilir. Ülkemizde de betonarme karkas en sık kullanılan yapı sistemidir ama kalıbı düzgün çakıp, betonu iyi döküp sıvamadan “brüt beton” bırakalım bu yüzeyi dendiğinde, müteahhidin mimarın suratına ters ters baktığı görülmemiş şey değildir. Zamanında moda gibi duran betonarmenin, nasıl estetik bir öğe olarak tasarıma etkidiğine ve moda ikonu olmaktan öte gidebildiğine değinelim. Belki köpek kulübesini bile betonarmeden yapanlara, izansız kentsel dönüşümün kötü sonuçlarını gözümüze sokanlara ve sınırsız sorumlu beton çirkin binalar üretici TOKİ’ye rağmen, ahşap kalıbın söküldükten sonra yüzeyde bıraktığı izleri sevip sıvanmasına katlanamayanların hatırına betonu anlatalım. Böylece “moda” “mimarlık” ilişkisinin, genel geçer bir şey olmadığını daha kolay anlatabiliriz. Brezilya Ulusal Kongre Binası, betonarmenin ruh bulduğu yapılardan. İşbu yazının müellifinin akşam saat 10.00’da (PM) kalkacak olan New York, Miami uçağı için JFK havaalanına gidip TWA terminaline 14 saat zaman geçirerek bakılmadık detay bırakmadığını da söylemek lazım. Fin Mimar Eliel Saarinen’in mimari öngörüleri dahi Eeoro Saarinen’e saygı duymak için yeterlidir. Evet, o zaman betonarme moda diye görülmüştür. Böyle modaya can kurban. Terminal havalanan bir kuş formundadır. Hem iç hem dış mekândaki detaylar takdir edilesidir. Sadece tasarlamak değil bu detayları hangi kalıp teknolojisi ile yaptıkları bir muammadır. Artık direkt 3D yazıcılar ile bir bölü bir boyutta bina yapıldığını biliyoruz. Farklı açıdan bir fotoğraf. Terminalin cam cephesi. “Betonarme modası” iyi ki 1960’lara damgasını vurmuş. Hepsini örneklemek istesek bile ne seçim gücümüz yeter ne de bize ayrılan sayfa sayısı. Fakat yine de tecrübeli mimarların hafızalarını yenilemek, yeni yetmelerin de yiyecekleri fırınlarca ekmeği hatırlatmak gerek. Modayı sıkı takip ediyorlarsa bilmeleri lazım. 22 DOSYA : MODA & MİMARLIK Felix’in Mexico City’deki restoranı ve çatısı. 2000’li yıllar değil 1960’lar. Betonarme sadece moda değil ayrıca bir deha gösterme aracı. 92 metre açıklık geçmek ne demek? Hem de betonarme çatı yüzüyor. Roma’ya gittik ama içine giremedik, İtalyanlar yeniden masraf edip bir daha Roma’ya gitmemizi istiyorlar belli ki. Ahşap değil söz konusu taşıyıcı betonarmedir. Biraz da betonarme cephe modasına bakalım. 50 senedir moda betonarme. Kibarlık budur. Eski Northwestern Ulusal Hayat Sigortası Binası, 1965 Minoru Yamasaki & Ortakları Minneapolis, Minnesota 1960’larden cephelere devam edelim. 23 DOSYA : MODA & MİMARLIK ESCH AND HIMMELEIN – Leverkusen’deki bir kilisenin prekast duvar pençeleri. Bu sefer Zürih’ten yine 1960’lar. Bonalli Apartmanı cephesi. Prekast yani başka yerde hazırlanıp yerine monte edilen hazır beton parçalar konusunda dâhiyane bir geometri ve onun teknik çizimlerini paylaşmaktan onur duyarız. Yazmadan tahmin etmelisiniz ki yine 1960’lar. Tasarlayan ve üreten dâhinin ismi Walter Litner. Bu sefer ayıp olmasın diye 2009 yılına geliyoruz. Nottingham Contemporary, Nottingham Modası geçmiyor dedik ama yine de teknolojik gelişmeleri de kaçırmamak lazım. İşte size şeffaf beton… Maliyeti azalırsa mekânların doğal ışığa kavuşmasında büyük fayda sağlayacak gibi. 24 DOSYA : MODA & MİMARLIK Şişli’de bir apartuman İçine biraz da pembelik katılmış bir şeffaf beton parça. İçine konulacak demir donatıları da kromaj işlemine sokmak lazım. Lüküs hayat diye bir müzikal vardı. “Şişli’de bir apartuman” diye başlar hani. İşte moda değil bir nevi yozlaşma safhasının başlaması ülkemizde görülmüştür. Betonu moda değil diye tanımladık ama asıl moda eskiye saygı duymadan her şeyi maddi kazanç için satmak olmakta. Bu kadar farklı söylemin arkasından özetle: Mimarlık, modanın emrindedir. Ama eğitimin de, sağlığın da, ulaşımın da, hapishanenin de… Fark gözetmeden her fonksiyonun emrindedir. Güncel kalacak, mekânı kullanacak olanları etkileyecek moda öğeleri ya da markaları için mekân yaratabilir. Malzeme, yeni teknolojileri kullanmak için farklı açılımlara da gebedir. Fakat bilinmelidir ki mimarlık, genel geçer ürünler vermek yerine kalıcı olmayı amaçlar. Modaya, trendlere boyun eğmiş mimari sıradan olmaya mahkûmdur. Modası geçince değiştirilmek için can atılacak ürünler verir sadece. Mimarlıkta moda betonarmede geçmemişse, belki bazı detaylarda “akım” dediğimiz yollara kayabilir ama gelip geçici sonuçlara değer vermez. İşbu yazı mimarlık ve moda konusunda bilgi vermek yerine mimarlıkta beton temalı oldu denmemeli. Mimarlık çığır açacak bir yeni yapım malzemesini özümsemiştir. Çok önemli bir detaydır. Yani betonarme aksesuarlarda moda olabilir belki ama mimarlıkta moda yaratmamış aksine bilinçli bir plastik seçim haline gelmiştir. İlla moda mı istiyorsunuz, işte size betondan yapılmış bir telefon kılıfı. Yere düşse ne olur ki? En fazla döşeme zarar görür. Titreşimi hissetmeyebilirsiniz. Mimarlığın modası, modası geçmeyecek mekânlar yaratmaktadır. 25 DOSYA : MODA & MİMARLIK Bir Mekan Olarak ‘’mutfak’’ Murat ERÇELEBİ Tarihsel Süreç İçerisinde ‘’Mutfak’’ Mekanı Bir mekan olarak mutfağın yorumlanabilmesi için tarihsel süreç içerisinde yemek hazırlanan mekanların genel hacim içerisinde konumlanışı , barındırdığı fonksiyonların işlerliği ve zaman içerisinde bu işlerliğin evrimi ile alakalı konuların da bilinmesi gerekmektedir. 1 mimar 26 Kesme, doğrama, soyma, yıkama, temizleme, arıtma, pişirme, ısıtma, servis ve servise hazırlık gibi fonksiyonların yanı sıra yeme fonksiyonu da mutfağın barındırdığı işlevlere dahil edilebilir. Ayrıca ailenin sosyoekonomik, eğitsel, kültürel ve manevi inanışları ile ekonomik özelliklerine bağlı olmakla beraber bir mutfak mekanı içerisinde çeşitli toplantılar , dikiş , tv izleme , çiçek yetiştirme vb. konularda da bir takım fonksiyonlar görmek mümkündür. DOSYA : MODA & MİMARLIK Bir mekan olarak mutfağın yorumlanması , ısı kaynaklarının gelişip değişmesiyle bağlantılı olmuştur. Bu süreçte ocağın ne kadar büyük bir öneme sahip olduğu aşikardır. Daha eskilere gidildiğinde ise tek mekanlı konutlarda hacmin ortasında yer alan ateşten yararlanan insanlar , mekan sayısı arttıkça, ateşin bulunduğu hacmi özelleştirerek ilk mutfağı tasarlamışlardır. Eski Yunan’da mutfak ; Zenginlerin evlerinde evin dışında toplanılan ve oturulan bir alandı. Roma döneminde büyükçe bir salonun yanındaki mekan bölümlerinden biri halini aldı. Mezopotamya kültüründe ise mutfaklar yer altında yapılmış olup tavanlarından açılan deliklerle havalandırma ve aydınlatmaları sağlanıyordu. Tarihsel süreç içerisindeki devinim ve değişmeyi biraz anlatmaya çalıştım. Ama herşeyden önce mutfak mekanının tüm aile bireylerini bir araya toplaması, konut hacminin genelinde çalışılabilen mekanlardan birisi olması ve benzeri bakımlardan çok önemli bir mekan olmasını aktardık. 27 DOSYA : MODA & MİMARLIK Bir mutfak mobilyası olarak ahşabın kullanılması İlkçağ’dan beri süregelmektedir aslında.. Ahşabın işlenebilirliği ve kolay şekil alabilmesi insanoğlunu mutfak mekanını kullandığı aksesuar ve gereçleri saklayabilmesi için mobilyalarla doldurması gerekliliğini hissettirmiştir. Mutfak gereçleri ve çeşitli yemek hazırlama fonksiyonlarının işlemesini sağlayan tüm araç ve gereçleri saklama ihtiyacı her zaman ahşaptan da olmamıştır. Bu gereksinimi topraktan yapılan çömlekler ve raflar ile mevcut mağara duvarını oyarak sonradan oluşturulan küçük açıklıklar da karşılayabilmiştir. 2) Mutfağın Modern Yorumu Günümüz mutfaklarına yeniden dönecek olursak, tarihsel süreç içerisindeki değişimleri adeta hafızasına kazıyan insanların bir yeniden yorumlama mekanizmasıyla bir çok değişime ev sahipliği yaptığı görülmektedir. Hatta o kadar ki; mutfaklar artık yalnızca yemeklerin pişirildiği, sunulduğu ve yenildiği mekanlar olmaktan 28 neredeyse çıktı. Görsel özellikleri fonksiyonelliğin bile önüne geçti diyebilirim. İnsanlar artık bir mutfaktan yemek pişirmek dışında şeyler de bekler hale geldi. Örneğin gösteriş ve zenginliğin simgesi olarak aşırı abartılı taç ve ışık bantları, renk patlamaları, geniş çekmeceler, camlı elemanlar, motor mekanizmalı ve dokunmatik özellikli mutfak mobilyaları vs. gibi.. DOSYA : MODA & MİMARLIK Açık raflar , kapaklı saklama mekanizmaları , pişirme alanları , bir çalışma tezgahı , uzun vadeli saklama alanları , yeme mekanı gibi alanların gelişen teknoloji ile özelliklerine yenilerinin eklenmesiyle ve yapımlarında kullanılan malzemelerin daha kullanışlı bir hale gelmesiyle artık mutfaklar evlerin en gözde mekanlarından biri haline geldi. Bir mutfakta yıkama fonksiyonunu ele alacak olursak; eviyenin tezgah üzerindeki konumu , pencereye göre konumu, yerleştiği modüle ve mutfağın genel yerleşimine göre konumu çok önemlidir. Eviyenin elemanlarından musluk / bataryaların da aynı şekilde eviyeye konumu, kullanışlılığı ve ne kadar uzayabildiği de en önemli konulardan biri haline geldi.Eviyelerin de kazanlarına göre tek gözlü, çift gözlü , bir buçuk gözlü olanları ve daha farklı bir çok çeşidi artık mevcut. Damlalıklı olanları, damlalıksız olanları, kapatılabilir cam kapakları bile var modeline göre. Isıtma birimlerinden olan ocak’ların da yine eviyeler gibi o kadar fazla çeşidi artık mağazalarda var ki ; her renkten, her çalışma biçiminden her mutfağa uygun ocak bulmak artık çok kolay oldu.İndüksiyonlu ocaklar elektrik bakımından tasarruf sağlarken temizleme kolaylıkları ile de öne çıkmaktadır. Isıtma çeşidi , şekli ne olursa olsun hepsinin yalnızca bir amacı var ; ‘’yiyecekleri yenebilir hale getirebilmek için ısıtmak , ısıtmak ve ısıtmaktır..’’ Fırın , mikro dalga , ocak ve buzdolapları için de artık mobilyaların içerisinde imalatçı tarafından hazırlanan özel bölmelerde yer açılmaktadır.Tam ankastre , ankastre ve solo biçimde kullanılabilen bu yerleşim biçimleri kullanıcının isteğine göre mutfaklarda yerini alabilmektedir. 29 DOSYA : MODA & MİMARLIK Fırınlar için de aynı şeyleri söylemek mümkün.Renk ve fonksiyon özelliklerine göre seçenek bir hayli fazla. Mutfağa uygun yakışanı bulmak ve kullanım kolaylığı bakımından hangisinin seçileceği konuları artık neredeyse bir uzmanlık alanı haline geldi bile. Davlumbaz ve aspiratörler konusunda da bir teknolojik devrim yaşandığı aşikar. Yemek buharı ve kokuları için yalnızca doğal havalandırmanın kullanıldığı evler artık yok denecek kadar azdır sanırım. Her tarz mutfak için her tarz modelleri bulunmaktadır. 3) Mutfak Tasarımında Eleştirel Notlar ; Hiçbir tasarım mükemmel değildir! En harika çözümlerin, en estetik tasarımların bile bir yerlerinde mutlaka noksanlıklar vardır. Bu yalnızca mutfak için de geçerli değil üstelik. Mimarinin ve mekan tasarımlarının tamamı için geçerli bir noktadır. Örneğin yandaki mutfağa eleştirel bir göz ile bakacak olursak; -Çerçeveli ve yer yer camlı dolap kapakları kullanılmış.Bu mutfağın ağır klasik etkisini yumuşatıcı bir etki yaratsa da boyama biçimi ve rafların konumlanışı itibari ile modern çizgiden uzak bir mutfak havası katmıştır.Tezgahın doğal ahşap görünümü ve tonu , kapakların tonuyla uyum içerisinde olduğu söylenebilir. -Cihazın (fırının) seçiminin yanlış olduğu apaçık ortada.Daha krem tonlarında ve düz hatlı bir fırın işi daha estetik sonlandırabilirdi. -Kulp seçimlerinin kapaklarla uyumu ve görünür yanların ahşap tınısıyla uyumu göz önüne alındığında gayet doğru bir tercih olduğu ilk bakışta göze çarpmaktadır. -İnce, muhtemelen 16lık bir tezgah kullanılmış.Ve tezgaha yerleştirilen aksesuarların da ne kadar doğru olduğu gayet net görülmektedir.Adadaki hareket modern ve asimetrik bir hareket katmış olsa da boy modülleriyle beraber uyum içerisinde olsa da temizlik bakımından alt kısmında ekstra bir hacim doğuracağından ülkemiz ve Gaziantep koşullarında çok tercih edilmeyecek bir detay oluştuğu göz önünde bulundurulmalıydı. Ahşap görünümlü kaplamalı veya doğal ahşaplı mutfaklar da otantik ve doğallık seven kullanıcılar için tercih edilebilir.Yukarıdaki örnekte ahşabın ve metalin uyumu göze çarpmaktadır.Kulpların ikinci planda kaldığı bu tasarımda kullanışlılığın öne çıktığı görülmektedir.Yemek bölümünün yanında konuşlanan mini büfe ile raflı kısım çeşitli ihtiyaçları karşılayabilecek formattadır.Beyaz lakeli üst modüller ise mekanın genel rengi olan beyaz tonlarına modernlik katacak bir parlaklıkla yerini vurgulamaktadır. 30 DOSYA : MODA & MİMARLIK 4) Mutfakların gelecekleri hakkında öngörüler ; Gerek tasarımsal alt yapının hızla daha farklı ve deneysel çalışmalara izin vermesi, gerekse somut olanakların buna izin verebilir hale gelmesiyle beraber teknolojinin de katkısını bunlara ekleyecek olursak ortaya daha neler çıkabileceğine dair tahminlerde bulunmak pek de zor olmayacaktır. Belki de pek de uzak olmayacak bir gelecekte kalori bakımından zenginleştirilmiş kapsülleştirilmiş yemek formları hayatımızda kendine yer bulacak.Bu sayede mutfaklara bile ihtiyaç kalmayacak. Bu bir ölüm senaryosu sayılabilir mutfak imalatçıları ve ithal mutfak satıcıları için ama yalnızca bir öngörüden ibarettir. Teorilerden birisi bu olabilir ama bir farklı teori olarak minimalist yaklaşımların ve birkaç fonksiyonu bir arada toplayan tasarımların artabileceği öngörüsü sanırım en gerçekçi olanı.. Bu senaryoyu destekleyen en önemli tezlerden birisinin artık mutfakların tüm aileyi aynı yerde toplama özelliğini modernleşen dünya görüşleri ile yitirmesi olduğunu da hatırlatalım. 31 DOSYA : MODA & MİMARLIK Herkes elinin altındaki interneti , arkadaş gruplarıyla yapacağı sohbetleri , gezmeyi ve benzeri aktiviteleri ailesiyle yemek yiyip vakit geçirmeye yeğler hale geldi.Durum böyle olunca arsa fiyatlarının zaman geçtikçe artması ve buna parelel olarak, konut yapılarının artık mutfakları en önemli mekanlardan biri olmamaya başladı. Öyle ki artık günümüzde bile bir çok modern rezidansta salonun bir köşesine yapılan ufak bir niş mutfak bile işi çözer hale geldi. Bu iç karartıcı tablolardan sonra mutfak kavramımın Kültürümüzde ve Dünya Kültüründe ne denli önemli ve değiştirici bir etkiye sahip olduğu kendiliğinden öne çıkmaktadır. 5) Mutfak tasarımına dair püf noktalar; Mutfağın tasarımı mekana göre değil , mekan mutfağın tasarımına göre olursa bu durum tasarımcı için tüm sınırlayıcıları ortadan kaldıracağından hem çok zor bir durum olurken hem de optimum çözümlere ulaşması için daha elverişli bir durum olacaktır. 32 DOSYA : MODA & MİMARLIK Çünkü bir tasarımcı sınırlayıcılarla çalışa çalışa artık bu sert yasalara uymaya alıştırmıştır kendiniğ , yeri gelir tasarımını bir tablo üzerinden bile mihenk taşı olarak başlayabilir.Ya da bir koltuk bir tasarım için esin kaynağı olabilecektir. Mutfak tasarımına yeniden dönecek olursak , mutfaklar tarihsel süreç içerisindeki değişimleri , modern çağdaki evrimleri ve gelecekteki halleri üzerine öngüler ile zaten kafamıza yer etmişti.Bu yer ediş , ufak tüyolarla daha verimli hale gelebilecektir. Mobilya ünitelerinin (modüllerin) yerleşimi; -Bu konuda çoğunlukla su ve elektrik tesisatı belirleyici olabilmektedir.Örneğin eviye ve bulaşık makinesinin yerleri bahsedilen belirleyicilerden biridir. Damlalık hangi tafaftaysa bulaşık makinesinin hemen altında olması gerekliliği , ocağın hemen altındaki modülde çekmece mekanizmalı bir modül olması gerekliliği ve buzdolabının yanlardanarkadan bırakılacak boşluklarla hava alması gerekliliği gibi sıkıcı konulardan bahsetmeyeceğim. Benim yaklaşımım biraz daha tasarım ve estetik üzerine notlardan oluşacak. Genç ve dinamik bir çift için; varaklı , fugalı veya ağır tonlarda bir mutfak önermem.Bu yaşamsal enerjilerini körüklemek yerine masif bir hava katacağından tembelleştirebilir.Bunun yerine dinamik renklerden olan parlak yeşil , sarı veya belki kırmızı ile siyah beyaz canlı bir fresh mutfak seçmelerini tavsiye edebilirim. Orta yaş grubu kullanıcılar ; için görsellik yerine evde daha çok vakit geçirebilecekleri ihtimaline nazaran kullanışlılığın öne çıktığı mutfak yerleşimi tercih edilmelidir.Klasik ve çerçeveli kapaklar kullanılabilir.Camlı üst ve alt modülasyon seçimleri yapılabilir.Ancak lakeli ve ahşap kaplamalı / masif ahşap dokulu mutfak dolapları da tercih edilebilir. Yaşa ve cinsiyete göre bir sınıflama ne denli doğru oldu bilmiyorum ama bu yaklaşımı çürütebilecek onlarca genç çift onlarca da orta yaş sınıfı kullanıcı olduğuna eminim. Mutfakta kullanılan aksesuarların da mutfağın tasarım algıısında çok önemi olduğunu unutmamak gerek.Ne mutfağın çok geri planda kalabileceği aksesuarlar ne de varlığı yokluğu belli olmayan aksesuarlar kullanıldığında başarıdan söz edilemez.Ancak bir aksesuardan beklenen birincil etki mutfağı daha güzel göstermesidir. Mekanlarımızın hepsinin ortak bir amacı olduğu unutulmamalıdır.Kullanıcılarını rahat ettirebilmek ve daha konforlu bir yaşam için olanak sağlamak! 33 DOSYA : MODA & MİMARLIK Moda, Mimarlık ve Tüketim Cemil GÖNÜLALAN irbirinden çok ayrı iki alan gibi görünen Moda ve Mimarlık aslında "Tasarım" başlığı altında kesişen ve hatta her daim içiçe olan disiplinlerdir.İki disiplinin temelinde de insan ölçeği vardır.Malzemeler farklılaşsa da ortaya çıkan ürünler insan içindir.İki disiplinde sürekli üretkenlik üzerine kuruludur.Mimarın tasarlamak dışında ortaya çıkan tasarım ile ilgili teknik görev ve sorumluluklarının yanısıra tasarladığı bina sadece kullanıcılarının değil, konumu ve fonksiyonu itibariyle bir toplumu ya da toplumun büyük bir parçasını etkilemektedir.Oysa ki moda sektöründe ürünün etki alanı sadece kullanıcısını veya kullanıcının dolaylı olarak yakın çevresini ilgilendirir.Mimarlık ürünleri genel olarak kalıcılığa oynayan bir disiplinkenmoda çok devingen her sezon değişen her an evrilen bir üretim alanı… B mimar 34 Son yıllarda gelişen inşaat teknolojilerinin mimaride de birçok şeyi değiştirdiğini söyleyebiliriz.Bugün belki de bu teknolojiler sayesinde Zaha Hadid, Daniel Libeskind veya Frank Gehry gibi kendi tarzlarını ortaya koyan yıldız mimarları çok daha yakından tanıyor ve diğer tasarımcılardanayrışan yanla- rını takip edebiliyoruz.Moda tasarımcıları 1/1 ölçekte çalışırken mimarlar 1/25.000 ölçekli kent planlarından 1/1 ölçekli detay tasarımlarına kadar geniş bir yelpaze de çalışmak ve herşeyi düşünmek zorundadırlar.Tabi zaman içerisinde mimarlık disiplininde şehir bölge planlama, iç mimarlık, peyzaj mimarlığı gibi alt dallar kendi içlerinde ayrılmışlardır.Yine de bu alt dallar mimarın bütün bu konulara hakim olması gerçeğini değiştirememiştir.Belki de bu yüzdendir ki mimarlar tasarımın birçok alanında varolmuşlar,endüstri ürünleri tasarımından modaya kadar birçok alanda tasarım yapmışlardır. Frank Lloyd Wright'ın Guggenheim Müzesi için tasarladığı hediyelik eşyalar, Oscar Niemeyer’inölmeden çok kısa bir süre önce Converse için tasarladığı ayakkabılar, Zaha Hadid'in önce Melissa sonra Lacoste için tasarladığı ayakkabılar, Frank Gehry 'nin JM Weston için tasarladığıayakkabılar ve Tiffany&Co için tasarladığı takılar aslında yıldız mimarların moda tasarımında da ne kadar etkin olduklarını gösteriyor. Tabi az da olsa diğer alanlarda tasarım yapan moda tasarımcıları yok değil. Mesela dünyaca ünlü modacı Hüseyin Çağlayan kendisini moda tasarımcılardan çok mimarların anladığını DOSYA : MODA & MİMARLIK söylüyor.Daha önce "Giyilebilir Mimarlık" kavramını sorgulamış özellikle sehpaya dönüşen etek tasarımı ile çok geniş kitlelere ulaşmıştı.Yine aynı şekilde Cemil İpekçi Bodrum'da bir sitenin bütün konsept tasarımlarını yapmıştı. iç güdüleriyle tüketim aracı olmaya başladı. Ülkemizdeki mimarlık ortamına değinecek olursak dünyaya hükmeden bir neslin torunlarıyız ve çok köklü bir kültürden geliyoruz. Tabi tarihteki gücümüzü ve kültürümüzü mimarimizi de yansıtmışız.Selçuklu Dönemi yapıları da,Osmanlı Dönemi yapıları da, Cumhuriyet Dönemi yapıları da kendine has güzellikleriyle ve bütün ihtişamlarıyla yanı başımızda duruyor. Bir yanda çok başarılı mimarlarımızçok başarılı projelere imza atıp Dünya çapında önemli ödüller alırken diğer yandan da TOKİ'nin yaptığı mimari anlamda niteliksiz,dokuya uymayan yapılar her geçen gün artıyor. Tarihçiler bütün toplumlarda takıların ve giysilerin süsleyici bir özellik taşımasının yanı sıra zenginliği,benimsenmiş olan dini ya da toplumsal durumu belirten simgeler olduğunu ortaya koymuşlardır.Toplumların kültürleri,yaşama biçimleri ve inançları tıpkı mimarlık gibi döneme ait modayı da etkilemiştir. Başlıkta bahsi geçen tüketim kavramına gelecek olursak sürekli tüketimden bahsettiğimiz şu günlerde moda ve mimarinin de bu tüketim sınırları içinde kalması kaçınılmaz sondu.Tüketimden bahsederken sık sık karşılaştığımız -globalleşen dünya- söyleminden de bahsetmemiz gerekir.Gelişen teknolojiyle birçok şeye ulaşmamız çok kolaylaştı. Bununla birlikte moda ve mimaride de Dünya'nın birçok yerindeki kültürel ayrışmalar azaldı, insanlar ve binalar aynılaşmaya başladı.Benzer teknolojilerle yapılmış ve birbirine çok benzeyen binalara dünyanın birbirinden çok farklı iklim özellikleri gösteren coğrafyalarında bile rastlayabiliyoruz. Tabi giyim için de aynı şeyi söyleyebiliriz. İnsanların farklılıkları giderek azaldı, herkes birbirine benzemeye başladı.Başka bir yönden bakarsak da farklı ve özel olmak isteyenler için kendini daha rahat tarifleyebildiği kıyafetlere ulaşabilmesi için artık çok fazla imkan var. Tabi "Osmanlı-Selçuklu" tarzı denilen taklit üslup bile olamamış kamu yapılarından da bahsetmeden yazımı bitirmek istemedim. Merkezi yönetimin istekleri, yerel yönetimlerin ve kurumların belki yaranma belki de merkezi yönetime bağlılıklarını göstermek için yapılan binalarda da mimarı bu üslupta binalar tasarlamaya zorlaması atalarımızın yüzyıllar boyunca yaşantılarından izlerle ortaya koydukları mimari değerleri tüketmekte her geçen gün bu taklit tarzda yapılan her yeni binayla mimarimizi değersizleştirmektedir. Bu dönemin mimari modasının da ülkemizde bu şekilde kabul gördüğünü varsayıyorum. Mimarlığın tarihsel sürecine baktığımızda mimarlığın da bir modası olduğunu,dönemlere göre akımların doğduğunu son olarak da 19. yy. sonlarında açığa çıkan modernizmin açığa çıktığını ve hala günümüz yapılarında etkisini sürdürdüğünü söyleyebiliriz.İnsanlığın varoluşundan başlayarak barınma ihtiyacıyla varolan "Mimarlık" kavramı her geçen gün gelişerek bugüne kadar her zaman önemli bir yere sahip oldu ve dünya üzerinde yaşam olduğu müddetçe deönemini korumaya devam edecek. Başlangıcında ihtiyaçların şekillendirdiği bu üretme süreci giderek güç göstergesi,ihtişam,lüks arzusu,binaların daha büyüğünü,daha güzelini veya daha uzununuyapma 35 DOSYA : MODA & MİMARLIK Gaziantep Mimarları İle Moda Üzerine Ceren SEVEROĞLU UĞURLUER oda mı tasarımı şekillendirir, tasarım mı modayı? ‘‘Moda’’, bir değişiklik gereksinimi ile toplum yaşamına dahil edilen geçici yeniliklerdir. Bu yeniliklerin yaygın duruma gelerek, herkesçe kabul edilmesi masif bir üretim ile vitrinlerde, yapı sektöründe, mağazalarda görünür olması ile yakından ilgilidir. Renk, malzeme ya da bir tekstil bir fonksiyon ile bir araya gelerek kullanıcı ile buluşur ve ‘‘moda’’ kullanıcıya sunulmuş olur. Geçici kabul edilen bir yenilik sizin tasarımınızı şekillendirmenizde bir başlangıç noktası olabilir. Dikkat etmek gereken bir konu vardır ki o da sizin tasarladığınız mekan, ürün veya çözümün de bu ‘‘moda’’ gibi geçici olmamasıdır. Bana göre, tasarımın şekillenmesinde asıl etkili olan konu; kullanıcın yaşam alışkanlıkları, sektörel dinamikler ve eğilimlerdir(trendler). M Tasarım sürecinde modayı takip etmek neden önemli? Bir önceki soruda da belirttiğim gibi tasarım sürecinin esin kaynağı ‘‘moda’’ değildir. Kullanıcı ihtiyaçları, mekanın ihtiyaçları, fonksiyonlar, sektörel eğilimler ve değişkenler tasarım sürecini besler. ‘‘Moda’’yı takip etmek, o sırada var olanı ve kullanıcıya sunulanı görmektir. Yaratıcı disiplinden gelen ve kullanıcı ihtiyaçlarına verimli çözümler önermesi beklenen biz profesyonellerin, yarını öngörerek 36 ilerlemesi beklenir. Takip etmesi değil. Yeni trendlere tasarımlarınızda nasıl yer veriyorsunuz? Bir mimar olarak doğrudan ilgili olduğum sektörlerin yeniliklerini farklı kanallardan takip ediyorum. Aynı zamanda makro ölçekte kullanıcının sosyo-ekonomik etkilerinden de beslenerek, mikro etkilerini yorumlamayı seçiyorum. Eğilimler ne yönde gidiyorsa gitsin, tasarlanan mekanın veya ürünün kullanıcısının ihtiyaçları ile kesiştirmeyi doğru bir yaklaşım olarak görüyorum. Mimarın yeni trendleri aşılayabilmesinde karşılaşılan zorluklar nelerdir? Bir mimar tasarlarken kullanıcısına sorduğu doğru sorulara, aldığı yanıtları değerlendirerek tasarımı için kendisine yol gösterecek tarifnameye ulaşır. Bu tarifname, kullanıcının beklentilerinin yer aldığı bir kaynakça değerindedir. Kullanıcının beklentilerine yönelik yeni bir alışkanlık önerisini mimar önermekle yükümlüdür, ancak kullanıcının kararıdır. Bu konuda mimarın bir yaptırımı söz konusu değildir. Mimar kişisel bir tercih ile mekandaki ürünlerin seçimini kullanıcı yerine yapamaz. Kullanıcının karar vermesinde destek olabilir ve günceli aktararak onunla bilgisini paylaşabilir. DOSYA : MODA & MİMARLIK İyi bir tasarım için 'ikon olmak' tek başına yeterli midir? ‘‘ikon olmak’’ deyimi için türkçede tam bir karşılık bulmak zor. Yabancı dillerden dilimize uyarlandığını kabul ederek kısaca ‘‘belirli görüşlerin bir ifadesi olan; önemli, tanınmış bir simge’’ olarak tanımlayabiliriz. Bir yapı, bir mekan, bir ürün görüşlerin kesişim noktası olabilir, dikkat çekebilir ve önemli kabul edilebilir. Bu, onun iyi olduğunu kanıtlamaz. İyi bir tasarımın ‘‘ikon’’ olabileceğini kanıtlayamadığı gibi. Bir ürün, yapı, mekan ile ilgili değerlendirirken ve onun iyi veya kötü olduğuna karar verirken bulunduğu çevreden, zamandan, kullanıcıdan ve fonksiyondan bağımsız sonuca ulaşmak mümkün değildir. 37 DOSYA : MODA & MİMARLIK Didem KAZAZ oda mı tasarımı şekillendirir, tasarım mı modayı? Çevresel ve kültürel faktörler hem tasarımları hem de tasarımlara yön veren modayı etkiler. tasarımların çıkış noktasında insan yatmaktadır. Aslında bu bir döngüdür, tasarımların modayı şekillendirdiği bir gerçektir ancak genele baktığımız da modanın tasarımları yönlendirdiğini söyleyebiliriz.malzeme de başlayan moda , o malzemelerin tasarım da kullanılması ile modanın tasarımı şekillendirmesi anlamına da gelir. M Tasarım sürecinde modayı takip etmek neden önemli? Dünya genelinde belli trend ofisleri tarafından belirlenen trendlerden, her sektör kendi payına düşeni alır ve kendi ülkesindeki kültürel özelliklere göre küçük değişimler gösterek hayatımıza sirayet eder. MSodayı takip etmek zorundayız, ama modanın bizi yönlendirmesine izin vermiyoruz, insanlar çoğunlukla yaşamak istedikleri mekanları hayal ederek bizlere ulaşıyorlar , biz de onların hayalleri ile bizim görüşlerimizi bir noktada kesiştir- 38 meyi hedefliyoruz. İç mimari de modayı takip etmek özellikle yeni malzemelerin projelerde kullanılması açısından oldukça önemli. Dünyada o yıl ki modayı belirleyen önemli içmimari ve mobilya fuarları yapılmaktadır. Özellikle italya bu modanın belirlenmesinde en büyük role sahip olan ülke.Bu fuarların takibi hem projelendirme aşamasında hem de uygulama aşamasında biz içmimarlara önemli fırsatlar doğurmaktadır. Yeni trendlere tasarımlarınızda nasıl yer veriyorsunuz? Biz insanlara yaşanılabilir mekanlar yaratmayı hedefliyoruz.İnsanların kendilerini daha rahat hissedebilecekleri mekanlar yaratma amacındayız .Ancak bu süreç içerisinde modanın tasarımlarımıza bütünüyle yön vermesine izin vermiyoruz. Trendler elbette önemli ancak ergonomi ve kullanılabilirlik açısından problem yaratacak öğeler varsa o nokta da trenler ile tasarımlarımız arasına ince bir çizgi çekiyoruz. İçmimari ülkeler hatta şehirler arasında farklılıklar gösteren bir meslek DOSYA : MODA & MİMARLIK dalıdır. Bu nedenle birlikte çalıştığımız müşterilerimizin yaşam alışkanlıkları projelerimizi yönlendiren en büyük etken. Biz de dünya trendlerini kendi kültür ve alışkanlıklarımız ile birleştiriyoruz. Mimarın yeni trendleri aşılayabilmesinde karşılaşılan zorluklar nelerdir? Bizim hizmet verdiğimiz kitle direk olarak insan. Dolayısı ile öncelikle insanların hayal ettikleri şeyleri öğrenmek zorundayız. Ancak içmimar olarak hayal edilen şey ile gerçeğe dönüştürülen şeylerin ilişkisini dengelemek bizim elimizde.İlk başta müşterilerimiz çoğu bu noktada yeni fikirlere kapalı durumdalar. İnsanlar yaşayacakları mekana herşeyden cok önem verir hale geldiler. Bu durumda hayal ettikleri şeylerin üzerine birşeyler katmak yada başka yön vermek onlar için çoğu zaman kabul edilemez bir durum.Biz bu durumlarda fikirlerimizi ortak noktalarda birleştirmek zorundayız. Yenilikleri takip eden kişiler olarak fikrimizi aşılamak çoğu zaman oldukça zor ve fazla vakit alıyor. Ancak müşteriye size güvenmesini sağladıktan sonra projelendirme ve uygulama devamında daha kolay bir hal kazanıyor. İyi bir tasarım için 'ikon olmak' tek başına yeterli midir? Elbette yeterli değildir.Tasarım sonu görünmeyen bir denizdir. Yaptığınız tasarıma ikon demeniz doğru olmaz. Yapılan iş büyük bir kitle tarafından beğenilse bile başka bir grup tarafından eleştirilere mağruz kalabilir. Dolayısı ile yaptığımız tasarımlar hayata geçebiliyor mu? Estetik ile işlevselliği birleştirebildik mi ve tüm bu projelendirme aşamasında ne kadar keyif aldık? Eğer işin sonunda bu sorulara olumlu cevaplar verebiliyorsak o zaman iyi bir tasarım ortaya koyduğumuzu söyleyebiliriz. 39 DOSYA : MODA & MİMARLIK Filiz TANRITANIR oda mı tasarımı şekillendirir, tasarım mı modayı? Moda ve tasarımın iç içe geçmiş kavramlar olduğunu düşünüyorum. Birbirlerinden beslenirler. Yeri gelir moda tasarıma ışık tutar ve şekillendirir, bazen de tasarım modayı ortaya çıkartır ve belirler. M Tasarım sürecinde modayı takip etmek neden önemli? Moda zamana vurgudur. Moda görülebilir ürünlere katılan yenilik ve estetik vurgusunun kişisel algıdaki yanılsamasıdır. Tasarım sürecinde modayı takip etmek önemli çünkü değişen renkler desenler kumaşlar mekân tasarımına çok hızlı bir şekilde yansıyor. Moda, tasarım alanları için trendleri yarattığı için tasarımcı olarak kullanacağımız malzemeler bile modadan etkilenerek her sezon değişim gösteriyor. Bu yüzden moda mekân tasarımının ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Yeni trendlere tasarımlarınızda nasıl yer veriyorsunuz? Hayatımızı geçirdiğimiz mekânların da bir ruhu vardır. Renkler, mobilyalar, aydınlatma ve akustik gibi birçok unsur mekânların ruhunu oluşturur. Mimarisini ve tarzını sevdiğimiz mekânlarda daha 40 fazla zaman geçirmek isteriz. Yaşadığımız yerlerin dekoru bizim de ruh halimizi etkiler. Nasıl bir giysi modası varsa, mekân tasarımında da bir moda var ve her dönem kendi tarzi ve rengiyle ön plana çıkar. Bugün Provence_Country_Neoklasik akım tasarımda daha yoğun kullanılıyor. Yeni tasarladığım bir mekânda kullanıcısı ile o sezonun trendi olmuş renkler ve dekorasyon tarzı konusunda fikir birliğine varılmışsa ben de bu tarza göre tasarım yapıyorum. Mimarın yeni trendleri aşılayabilmesinde karşılaşılan zorluklar nelerdir? Mimar bir rengi, bir tarzı yada endüstriyel bir ürünü sırf trend olduğu için değil de kullanıcı istekleri doğrultusunda tasarımı yapılan mekana yakıştığı, hedeflenen ruhu yansıttığı ve o tasarımı tamamladığı için kullanırsa zorluklar yaşanılabileceğini sanmıyorum. İyi bir tasarım için 'ikon olmak' tek başına yeterli midir? Kendi akımını yaratıp trend öncülüğü yapan, kitleleri peşinden sürükleyebilmiş kişilere ikon diyoruz. Haklı bir unvansa, bunu başarabilmiş kişilerden çok iyi tasarımlar çıkar diye düşünüyorum. DOSYA : MODA & MİMARLIK Murat PARLAK ürmeli Kuyumcu Mağazasının 240 (150+90) m2'lik bir iç mimari ve cephe tasarımlarının projelendirme, uygulama ve kontrollük hizmeti 20112012 yıllarında verilmiştir. İç mekanda tezgah ve teşhir ürünlerinde doğal ahşap kaplama renk girilmeden kullanılmış, meydanda kalan kolon yüzey- S leri doğal mermer kaplama yapılmıştır. Zeminde kolon kaplamaları ile uyumlu porselen seramik uygulanmış, ahşap yüzeyler dışında kalan duvar yüzeyleri füme, antrasit renkli boyalı malzemelerle kaplama uygulaması yapılmıştır. Aydınlatma tercihi olarak tüm vitrin ve iç mekanda beyaz led spotlar kullanılmıştır. 41 PROJE UYGULAMA Asmalı Konaklar 2. Etap Seyfettin COŞAN smalı Konakları Gaziantepli’nin bahçeli eve olan ilgisini(son dönemde)tekrar gündeme taşıyan projelerden biri. Gaziantep’te 1960 ‘li yıllardaki Akyol’da, Kavaklık semtindeki bahçeli evlerden sonra 1970’li yıllardan bu yana dünyadaki eğilimlere de paralel olarak Türkiye’deki diğer şehirler ile birlikte Gaziantep’te de apartmanlaşma kendini gösterdi. Yeni imara açılan bölgelerde bu beklentiye yönelik tasarımlar ve uygulamalar yoğunlaştı. Kolej tepe’de, İnönü Caddesi’nde, Atatürk Bulvarı’nda, fuar etrafında ve Baş karakol civarında tekil apartman uygulamaları yapıldı. A mimar 42 Değişen aile yapısı ve ihtiyaçlar ile konfor şartlarını sağlama yöntemleri evlerin planlamasını değiştirdi. Sokak etrafındaki binalardan ve hayatlı evlerden, bahçesinde buluşulan 4-5 birimlik bahçeli evlere oradan da neredeyse ortak kullanım alanı ve bahçesi olmayan 10-12 birimlik apartman binalarına geçildi. Kolektif yaşamın yeni düzen içerisinde azalması apartmanların sayesinde hızlanmış oldu. Eski alışkanlıkların (pekmez yapımı, salça yapımı, kurutmalık yapımı vb.) yeni binalarda sağlanamaması ve belli bir gelir düzeyine sahip insanların bu gelenekleri devam ettirme isteği,şehirdeki yaşanan evin dışında bağ evi, bir süre sonra da deniz evi,havası güzel ve yazın serin olması sebebiyle de dağ evi gibi ikincil konutların yapımına neden oldu.Apartmanlaşmanın 1990’lı yıllarda doruğa çıkması daha çok sayıda birimin yer aldığı binalar ve semtlerin çoğalması şeklinde tezahür etti. Asmalı konaklar tam da bu ortamda aslında çok zengin olmayan bir ülkede yaşayan bizler için yukarıda saydığım nedenleri(komşuluk ilişkileri, tekrar bir sokak-bahçe etrafında biraradalığı) ve insanların ihtiyaç hissettiği bağ evi, deniz evi ve sürekli yaşanılan birincil evi birarada sağlayacak toprak ile iç içe doğal bir PROJE UYGULAMA yaşam kurmayı düşünerek tasarlandı. Yatayda bahçe kotunda (insanların)komşuların göz göze gelmesi ve birbirini görmesi sağlandı. Evin tüm pencereleri yere kadar yapılarak içeride oturanın bahçeyi görmesi sağlandı. Evlerin birbirine bakan tarafları yere kadar ama dar pencerelerle mahremiyeti sağlayacak şekilde ama aynı zamanda ışık ve rüzgarı içeri alacak şekilde planlandı. Ana bahçe ve orta bahçeye bakan taraflarda geniş pencereler yapıldı. Gaziantep’in yazın serin rüzgârının geldiği kuzeybatı cephesinde evin içerisine rüzgarın her odaya ulaşması düşünülerek oda yerleşimleri tasarlandı. Yapının esas yaşam kotu(zemin-bahçe kotu)yerden yükseltilmeden( ki genelde bodrum katlara ışık almak için zemin kat 1.5-2 mt yukarıda yapılır)bahçe ile bütünlüğün sağlanılmasına azami özen gösterildi. Gaziantep’te yaz döneminin uzun olduğunu ve bahçenin de yaklaşık 9 ay kullanıldığını varsayarsak yaşamın bahçe ile ilişkilendirilmesi ve teras,yeşil alan,gölge alanlarının doğru tasarlanması çok önemliydi.Sabah 8.00-10.00 ,öğle 15.0019.00 saatlerinde evin oturulabilecek gölge alanlarının doğru tasarlanması yaşamsal öneme sahipti. olarak yapıldı. Üzeri de bahçe yapılarak kapatıldı. Komşuların bir araya geleceği toplantı, birarada yemek, sohbet yapılacak bir alan ve yüzme havuzu (sosyal tesis) bahçe kotundan yarım kat aşağıda yapıldı. Sosyal tesis binası da hem bahçe altında kalarak bina gibi gözükmeyen hem de ışık alan bir şekilde ve sitenin ortasına yakın bir yerde konumlandırıldı. Öyle görünüyor ki( ev sahiplerinin söylemlerinden de anlaşıldığı üzere) tüm ev sahipleri bu evlerinde yaşamaya başladıktan sonra bağ evlerini, dağ evlerini ve deniz evlerini daha az kullanıyorlar. Şehir merkezine çok yakın ama gürültüden, hava kirliliğinden uzak hem de doğal bir ortamda yaşamaya devam ediyorlar. Kentin planlamasında bu tür yaşam alanlarının oluşmasına katkı sağlanması çok önemli. Arsaların küçük parseller halinde Şehir merkezinden yaklaşık 8 km mesafede bulunan bölgeye ulaşım şahsi arabalarla olacağı ve her evde ortalama 4-5 kişinin yaşayacağı düşünülürse araç parkı önemli bir problem olarak karşımıza çıkmıştı. Doğal yaşama olumsuz etkilerini gidermek, bahçe alanlarını daha fazla sağlamak için orta bahçenin altı tamamen otopark 43 PROJE UYGULAMA B K107 YATAK ODASI K106 YATAK ODASI K108 BANYO K109 ÇAMAŞIR O. A K101 SOFA K110 BANYO K102 KORIDOR K104 SOYUNMA O. A K111 BANYO K105 YATAK O. K103 E.YATAK ODASI K112 BALKON B 1. KAT PLANI 1/50 değil ortak yaşam alanlarını barındıracak farklı planlama imkânları tanıyacak büyüklüklerde olması gerekiyor. Genel ve yerel idarelerin bu yaşam alanlarına prim verecek ve kentin birbirine yabancılaşmadan bir düzen kurmasını sağlayacak kentsel tasarım alanları modellerini önermesi veya teşvik etmesi gerekiyor. Kentte yaşayan insanların 9-10 senede bir ev değiştirmeden uzun sürelerde evinde mutlu yaşayacak ortamları sağlaması gerekiyor. Bunun için söz söyleyecek her kesimin (plancı, mimar, mühendis, STK temsilcileri, meslek odaları, üniversiteler vb. tüm katılımcıların) sürece katkı koyacağı demokratik platformların oluşturulması ve işletilmesi gerekiyor. 44 PROJE UYGULAMA B C D 8.00 12 NO'LU BİNA L A O Y Y O L 8.00 YEŞİL ALAN YEŞİL ALAN YEŞİL ALAN Y 11 NO'LU BİNA O LU YO 10 NO'LU BİNA L E ÜM R YÜ 9 NO'LU BİNA 13 NO'LU BİNA 9 NO'LU BİNA 8 NO'LU BİNA 7 NO'LU BİNA C SOSYAL TESİS YEŞİL ALAN YEŞİL ALAN OTOPARK 14 NO'LU BİNA D 22.00 YÜRÜME YOLU YÜRÜME YOLU YEŞİL ALAN O 1 NO'LU BİNA 2 NO'LU BİNA 3 NO'LU BİNA L 4 NO'LU BİNA 5 NO'LU BİNA 6 NO'LU BİNA M YEŞİL ALAN MİMARLIK MÜHENDİSLİK YEŞİL ALAN SİTE GİRİŞİ KUZEYBATI CEPHESİ 1/50 B 3 NO'LU BİNA Y A 15 NO'LU BİNA GUNEYBATI CEPHESİ 1/50 GÜNEYDOGU CEPHESİ 1/50 KUZEYDOGU CEPHESİ 1/50 KUZEYBATI CEPHESİ 1/50 GUNEYBATI CEPHESİ 1/50 GÜNEYDOGU CEPHESİ 1/50 KUZEYDOGU CEPHESİ 1/50 45 TARİH Kahramanmaraş’ta Bir Erken Cumhuriyet Dönemi Yapısı Gözlüklü Ali Evi Aslıhan Ece Paköz u araştırmanın kapsamını Maraş kentinin eski mahallelerinden Gazipaşa Mahallesinde bulunan ve tescilli kültür varlıkları listesinde olan Gözlüklü Ali Evi isimli yapı oluşturmaktadır. 1928-1936 yıllarında yapılan bu ev, Maraş’ta günümüze ulaşmayı başaran sivil mimari eserlerden biridir. B Çalışmanın amacı, restorasyona ihtiyaç duyan eserlerden biri olan Gözlüklü Ali Evi’nde tespit edilen koruma sorunlarına çözüm önerileri getirerek bunların Maraş’ın diğer geleneksel evleri için de örnek olmasına çalışmaktır. Bu kapsamda Gözlüklü Ali Evi ile ilgili yapılan araştırmalar ışığında rölöve, restitüsyon önerisi ve restorasyon projesi hazırlanarak bu çalışmaların diğer geleneksel evlerin koruma çalışmaları için bir kaynak oluşturması amaçlanmıştır. yöntem kurgulanmıştır. Çalışmanın temel materyallerini geleneksel kent dokusuna ait haritalar, eski fotoğraf ve gravürler, Adana Koruma Bölge Müdürlüğü ve Kahramanmaraş Müze Müdürlüğü’nden yapıya ait tescil fişleri oluşturmaktadır. Çalışmanın yönteminin literatür araştırması aşamasında Kahramanmaraş Müze, Belediye, Kültür Müdürlüğü arşivleri, Adana Kültür Varlıklarını Koruma Müdürlüğü arşivi, eski fotoğraflar için Kahramanmaraş’ta Belediye fotoğraf arşivi incelenerek yapıya ait yazılı ve görsel bilgilere ulaşılmıştır. Çalışmanın saha araştırması bölümünde ise yapının rölövesi, restitüsyon önerisi ve restorasyon projesi hazırlanmış ve elde edilen bulgulara göre yapının genel karakteristiği tanımlanmaya çalışılmıştır. 3. ARAŞTIRMA BULGULARI 2- MATERYAL VE YÖNTEM Öğretim Görevlisi Hasan Kalyoncu Üniv. Mimarlık Bölümü 46 3.1. Geleneksel Maraş Evleri Araştırmada literatür ve saha araştırmasından meydana gelen iki aşamalı bir Maraş’ta günümüze ulaşan ve şehrin ge- TARİH leneksel sivil mimarisini oluşturan evlerin 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren yapılmaya başlandığı anlaşılmaktadır. Bu dönemden önce şehirde düz toprak damlı kerpiç evler inşa edilmiştir [Şekil 1]. Evliya Çelebi bu kerpiç evlerle ilgili olarak Seyahatname’de, “Maraş şehri 42 mahalledir, tamamı dere ve tepeler üzerinde bağlı, bahçeli, tatlı soğuk akarsulu, divanhaneli ve büyük saraylı 11 bin hanedir, hepsi toprak ve kireç örtülü, kâgir ve kerpiç duvarlı evlerdir” diye belirtmektedir (Kah- raman, 2010). Bu konuda Besim Atalay 1900’lü yılların başında; “Maraş’ta çoğunlukla evler kerpiçtendir ve üzeri topraktır. Kiremit kullanılan yapıların çoğu Hıristiyanlara mahsustur” diye belirtmektedir (Atalay, 1916). Bu dönemde Maraş’ta yaşayan Hıristiyan halkın büyük çoğunluğunu Ermeniler oluşturmaktadır. 1911 yılı Osmanlı arşiv belgelerine göre Maraş’taki Ermeni nüfusu, toplam nüfusun % 21.5’ini oluşturmaktadır. Maraş’ta yaşayan Ermenilerin ticaret, kuyumculuk, bankerlik gibi işlerle, Müslümanların ise ziraat, dericilik ve marangozculuk gibi Şekil 1. Maraş Gravürü, 1879, E.J. Davis (www.houshamadyan.org) işlerle uğraştığı bilindiğinden (Koç, 2010), bu dönemde yapılan evlerin Müslümanlar tarafından, zengin Müslüman ve Ermenilere yapıldığı söylenebilir. 19. yüzyılın ikinci yarısına ait kimi kaynaklardan, bu tarihten bir süre önce şehirde karma (yarı kâgir yarı ahşap) sistem binalar yapılmaya başlandığı anlaşılmaktadır. Bu konuda Ali Cevad’ın 19. yüzyıl sonlarında yayımlanan Memalik-i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya Lügati adlı eserinde: “Bugünlerde İstanbulkari yarım kağirhane ve güzel güzel binalar dahi olunarak şehre hoş bir manzara verilmektedir” şeklinde belirtilmektedir (Köker, 2010). Aynı şekilde 1871 yılı Maraş Sancağı Salname kayıtlarında, şehirdeki evlerin ve binaların büyük kısmının kerpiçten inşa edildiği ancak İstanbul’dakilere benzer yarı kâgir, üzeri kiremitlerle örtülü konak tipi meskenlerin inşa edilmeye başlandığı kaydedilmiştir (Toroğlu, 2008). 1965 yılı sayımına göre Maraş’taki toplam 13.072 konuttan 4.603’ü kerpiç, 1.361’i ahşap, 3.588’i karışık, 3.520’si ise betonarme strüktür ile yapılmıştır (Koç, 2010). Bu bilgiden 1965 yılında hala üzeri toprak damlı kerpiç evlerin şehirdeki konut yapılarından çoğunluğu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Günümüzde Maraş şehir merkezinde kerpiç ev görülmemekle birlikte ilçelerde ve köylerde az sayıda da olsa örneklerine rastlanmaktadır. Bu bilgiler doğrultusunda günümüzde örnekleri incelenen ve geleneksel Türk konut mimarisinin özelliklerini taşıyan Maraş evleri için 19. yüzyılın sonlarına ve daha sonrasına tarihlenen Geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi sivil mimari eserleridir denilebilir. Bu sebeple bu çalışmada şehrin adı, sözü edilen konulara göre dönemsel özelliğini vurgulamak için hem Maraş hem de 1973’te eklenen unvanıyla Kahramanmaraş olarak kullanılmıştır. 3.2. Gözlüklü Ali Evi Evin bulunduğu Gazi Paşa Mahallesi’nin belgelere göre ilk adı Çavuşlu’dur (Maraş’ın ilk tahriri, 1525). Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, Osmanlı ordusu yanında savaşlarda yararlılık göstermesi dolayısıyla yöredeki Doğu Beyazıt Kasabası’ndan Beyazıt Beylerinin reisi İskender Bey’e Çavuşbaşılık unvanı ile birlikte Maraş’ta birçok arsa vermiştir. Geçmişte Beyazıtlı ailesinin oturduğu mahalle adını bu unvandan almaktadır. O dönemde Akdere’nin doğusu ile batısını kapsayan Çavuşlu Mahallesi günümüzde ikiye ayrılmış ve Akdere’nin doğusu Gazi Paşa, batısı Yörükselim Mahallesi olmuştur. 47 TARİH Şekil 2. Kaleden Gazipaşa Mahallesi 1928 öncesi (K.Maraş Belediyesi Arşivi) Şekil 5. Kaleden Gazipaşa Mahallesi (2012) doğuda Kışla ve batıda Akdere Caddeleri ile çevrili durumdaki bir adada bulunmaktadır [Şekil 4]. Yörükselim, Pınarbaşı ve Fevzipaşa Mahalleleri ile çevrili durumdaki Gazipaşa Mahallesinde bulunan Gözlüklü Ali Evi, 84 pafta, 960 (eski 576) ada, 4 parselde yer almaktadır, envanter numarası 148’dir. Evin güneyinde Küçük Çavuşlu Cami, doğusunda ise tescilli başka bir ev olan Çelebiler Evi bulunmaktadır [Şekil 5]. Şekil 3. Kaleden Gazipaşa Mahallesi 1936 sonrası (K.Maraş Belediyesi Arşivi) Kaleden kuzeye doğru çekilmiş iki eski fotoğraftan 1928 yılı öncesi olduğu tahmin edilen Şekil 2’de Küçük Çavuşlu Cami’nin bulunduğu fakat arkasındaki alanda henüz Gözlüklü Ali Evi’nin bulunmadığı görülmektedir. 3.2.2. Gözlüklü Ali Evi’nin Mimari ve Yapısal Özellikleri Ana yapı ve ek yapıdan oluşan Gözlüklü Ali Evi’nin ana yapısı parselin doğusunda, ek yapı ise parselin kuzeyinde bulunmaktadır. Evin bulunduğu arsanın batısında dere yatağı (Akdere) bulunduğundan ana yapı topografya uygun olarak batıya yönlendirilmiştir [Şekil 6]. 1936 yılı sonrasına ait Şekil 3’deki fotoğrafta ise söz konusu caminin arkasında evlerin çoğalmaya başladığı, Çelebiler Evi yanındaki Gözlüklü Ali Evi’nin de ek yapısı ile beraber inşa edilmiş olduğu görülmektedir. 3.2.1. Gözlüklü Ali Evi’nin Kent İçindeki Konumu Gözlüklü Ali Evi, Gazipaşa Mahallesi’nde; güneyde Işık, Şekil 6. Gözlüklü Ali Evi ana yapı görünüşü (ek yapı solda) Şekil 4. Gözlüklü Ali Evi’nin uydu fotoğrafı 48 Gözlüklü Ali Evi olarak adlandırılan ve iki yapıdan oluşan eve ulaşım kuzeydeki çift kanatlı ahşap kapıdan girilen bahçeden sağlanmaktadır. Bahçe içinde kot farkı bulunduğundan dolayı bahçe kapısından girildikten hemen sonra karşılaşılan basamaklardan aşağı inilerek ön TARİH bahçeye ulaşılmakta ve yapıların zemin kat girişleri burada bulunmaktadır. Ana yapı ve ek yapının bulunduğu dikdörtgen şeklindeki parsele ek olarak kuzeyde parsele dâhil küçük bir alan daha bulunmaktadır. Bu alana giriş bulunmamakla birlikte önceden atların bağlandığı yer olduğu evin bugünkü sahiplerince söylenmektedir [Şekil 7]. Gözlüklü Ali Evi’ni oluşturan ana yapı ve ek yapının ikisi Şekil 7. Gözlüklü Ali Evi vaziyet planı de değişikliklere uğrayarak günümüze ulaşmıştır. Özgün halinde tek bir ailenin yaşaması için tasarlanan ev daha sonra bölünerek her katı başka aile tarafından kullanılacak şekilde değiştirilmiştir. Ana yapının tüm katlarının birbiriyle bağlantılı olduğu ve daha sonra bu katların ayrıldığı yapıdaki izlerden anlaşılmaktadır. Yapıların dış cephesindeki sıvalar büyük ölçüde dökülmüş olduğundan yapı malzemeleri görülebilmektedir. Buna göre; üç katlı ana yapının zemin katı ahşap hatıl arası kaba yonu yığma taştan, birinci ve ikinci katları ahşap karkas üzerine bağdadi çıtalardan oluşmaktadır. Zemin kattaki taş duvarların kalınlığı 60 cm ile 80 cm arasında değişmektedir. Birinci ve ikinci kattaki iç ve dış bağdadi duvarlar ise 20 cm civarındadır. İç duvarların büyük bölümü sıvalı ve boyalıdır. Çatı konstrüksiyonu ahşap, örtüsü ise sactır. Tavanlar ahşap kirişli ve bazı odalarda ahşap çıtalı kaplamalıdır. Döşemeler ahşap kaplamadır ve bazı odalarda üzerine muhdes başka kaplamalar yapılmıştır. Ahşap pencereler ve iç kapılar özgün olduğu ve çeşitli onarımlar geçirdikleri düşünülmektedir. Pencere önlerinde demir parmaklıklar bulunmaktadır. Şekil 8, 9. Gözlüklü Ali Evi ana yapı kat planları 49 TARİH Şekil 10, 11, 12. Gözlüklü Ali Evi ek yapı kat planları 50 TARİH Şekil 13. Ana yapı batı cephe Şekil 14. Ek yapı güney cephe Ek yapının bazı cephelerinde çimento harçlı sıva ile onarım yapılmışsa da büyük bölümünde sıvalar dökülmüştür. İki katlı ek yapının genelinde yapı malzemesinin ahşap hatıl arası kaba yonu yığma taş olduğu görülmektedir. Sadece birinci kat batı cephede ahşap karkas arası kerpiç dolgu sistem görülmektedir. Ana yapının zemin kat girişinin yer aldığı batı cephesi, yapının ön cephesidir. Birinci katta sofada balkon çıkması, diğer odalarda kapalı çıkma bulunmaktadır. İkinci katta açık ve kapalı çıkmaların yerleri birinci katın tam tersidir; balkon üzerine gelen odada kapalı çıkma, kapalı çıkmaların üzerine gelen odalarda balkon bulunmaktadır. Tüm katlarda bağdadi sıva ile kaplanmış olan cephede yer yer dökülen sıvaların altında zemin katta ahşap hatıl arası kaba yonu yığma taş duvar, birinci ve ikinci katlarda ah- şap karkas üzeri bağdadi çıtalar görülmektedir [Şekil 13]. Zemin katta ahşap pencereler kanatlı sistemdir. Birinci katın tüm pencereleri ile çıkmalı oda dışında ikinci katın tüm ahşap pencereleri düşey sürme sistemdir. Birinci kattaki tüm pencerelerin ve ikinci kattaki çıkmalı odanın pencerelerinin üzerinde yarım daire formunda sabit pencere; zemin kattaki ve birinci kattaki tüm pencerelerin önünde yatay olarak sıralanmış parmaklık bulunmaktadır. Zemin kat giriş kapısı ile birinci kattaki balkon kapısı çift kanatlı ahşap kapıdır ve üstlerinde yarım daire formunda sabit pencere vardır. Kapı ve pencere üstlerindeki tüm sabit pencerelerin önünde ferforje korkuluklar bulunmaktadır. Birinci kattaki balkon kapısının üstündeki dairesel pencerede ayrıca söve bulunmaktadır. 51 TARİH İki katlı ek yapının ön cephesi olan güney cephede iki katta da bulunan açık sofalar günümüzde briket duvarla kapatılmıştır ve yapının zemin kat girişi bu duvarda açılan niteliksiz ahşap kapıdan sağlanmaktadır [Şekil 14]. Yapının güney cephesinin sıvalarının büyük bölümü dökülmüştür ve ahşap hatıl arası kaba yonu taş duvar görülmektedir. Zemin ve birinci kattaki tüm pencereler ahşap ve kanatlı sistemdir, önlerinde yatay olarak sıralanmış demir parmaklıklar bulunmaktadır. Güney cephede sofanın sağında kalan kısımda kesme taştan parapet ve bu parapetin devamında çeşme bulunmaktadır [Şekil 15]. Şekil 17. A-1K01 kodlu odada tavan bezemesi 4. DEĞERLENDİRME ve SONUÇ Şekil 15. Ek yapı güney cephedeki çeşme Gözlüklü Ali Evi’ni oluşturan ana yapı ve ek yapı oldukça sade tasarlanmışlardır. Yapı içerisinde pek süsleme görülmese de ana yapıda A-1K01 kodlu odanın tavanında bezemeler bulunmaktadır. Tavan ahşap çıtalarla ortada kare ve iki yanında dikdörtgen bölümlere ayrılmıştır. Ortadaki kare bölümün içerisine ahşap çıtalarla sekizgenler oluşturulmuştur. Merkezdeki sekizgen bölümün çevresine ahşap oyma tekniğinde bitkisel motiflerde bezemeler yapılmıştır. En içteki sekizgenin köşegenleri, aşağıya doğru uzanan üçgen elemanlarla kapatılmıştır [Şekil 16, 17] Şekil 16. A-1K01 kodlu odada tavan bezemesi 52 Yapılacak restorasyon çalışmasında, evin özellikle dış cephesinde sıvaların dökülmüş olmasına ve yapı içerisinde görülen bazı yanlış uygulamalara yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Yapı özgün işlevi ile kullanılacak olursa modern koruma anlayışına paralel olarak en az müdahale ilkesini göz önünde bulundurulmalıdır. Çalışmada, yapıya zarar vermeyen sökülebilir uygulamalar önerilmelidir. Restorasyon uygulaması yapılmadan önce Gözlüklü Ali Evi’ni oluşturan yapı malzemeleri laboratuar şartlarında incelenmeli ve restorasyonda önerilecek yeni malzemelerin özgün malzemelerle uyum içerisinde olmasına dikkat edilmelidir. Duvarda ve sıvada yapılacak raspa sonucunda elde edilen özgün sıva ve boya, laboratuar şartlarında elde edilip uygulanmalıdır. Restorasyonda en iyi müdahale özgün yapı malzemelerini üretip kullanmak olacaktır. Bu malzemeler elde edilemiyorsa, analiz sonuçlarına uygun ve yapıya zarar vermeyen, özgününe en yakın malzemeler kullanılabilir. Restorasyonda yapıda niteliksiz ekler kaldırılmalı, taşıyıcı sistem incelenerek gerekli önlemler alınmalı, evin özgünlüğüne zarar vermeyecek şekilde altyapı ve onarım yapılmalıdır. Yapıda doğru teşhislerin yapılması, restorasyon uygulamalarında olabilecek yanlışları engelleyerek müdahalelerin sağlıklı ve uzun ömürlü olmasını sağlayacaktır. Evi çevreleyen moloz taş bahçe duvarı üzerine muhdes briket duvar ekler yapılmıştır ve bu ekler kaldırılarak eksik kısımlar özgün malzeme olan moloz taş ile tamamlanmalıdır. Aynı şekilde yıkılmış olan bahçe duvarları da TARİH özgün malzeme ile yeniden yapılmalıdır. Bahçedeki briketten yapılan müştemilat ve helâ, niteliksiz ekler olduğundan kaldırılmalıdır. Ana yapının kuzey cephesine yapılmış olan ve ikici kata dışarıdan ulaşmak için eklenen betonarme merdiven kaldırılması gerekli niteliksiz ektir. Bu ekle birlikte ikinci kat duvarında açılan giriş kapısı da kaldırılmalıdır. Batı cephede birinci kattaki balkon altına eklenen ahşap dikme ve kirişler muhdestir. Balkon zeminine yapılan muhdes şap kaplama kaldırılarak şap içerisinde kalan özgün ferforje balkon korkulukları temizlenmelidir. Bu ekler kaldırılarak balkon özgün görüntüsüne kavuşturulmalıdır. Evin iç mekânlarındaki muhdes sıvalar kaldırılmalı, tüm sıva ve boyalar özgününe uygun olarak yenilenmelidir. Bozulmuş olan pencere ve kapı doğramaları özgün detayları doğrultusunda yenilenmelidir. Gözlüklü Ali Evi’nde yapılan araştırmalar sonucunda taşıyıcı sistemde bir soruna rastlanmamıştır. Ana yapının cephelerinde büyük oranda sıvalar dökülmüş olsa da bağdadi çıtaların altındaki ahşap taşıyıcılar görülememektedir. Daha detaylı inceleme için ana yapıda bağdadi çıtaların açılarak özgün taşıyıcıların incelenmesi gerekmektedir. Bahçede yöresel tandır taşı kaplı merdiven ve zemin kaplamalarında kırılan taşlar yenileri ile değiştirilmelidir. Zeminde çökme olan yerlerde taş kaplama kaldırılarak zemin tesviye edildikten sonra taşlar tekrar yerlerine yerleştirilmelidir. Yapıların cephelerinde sıvaların büyük bölümü döküldüğünden ve mevcut sıvalar çatladığından alttaki bağdadi çıtalar ve taş duvarlar bozulmaya başlamıştır. Bozulan bağdadi çıtaların yerine aynı malzemeden yenileri konulmalıdır. Taş duvarlarda bozulan taşlar yenisiyle değiştirilmeli ve özgün derz harcı hazırlanarak derzler doldurulmalıdır. Yapılacak analizlerin sonucuna göre özgününe uygun olarak hazırlanacak dış cephe sıvası tüm cepheye uygulanmalıdır. Sabit pencere önlerinde, balkon kenarlarındaki ferforje korkuluklara uygun malzemelerle temizlik yapılmalı ve korozyona uğramaması için koruyucu boya uygulanmalıdır. Ahşap tavanlardaki eksik parçalar tamamlanmalı, bozulan elemanlar değiştirilmelidir. Tavanlar uygun kimyasallarla temizlendikten sonra özgün boya ile boyanmalıdır. Gözlüklü Ali Evi özgün işlevini korusa da geçmişten bugüne insanların ihtiyaçları değiştiğinden günümüzde eve ekler yapılarak bu ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılmıştır. Yapılan ekler niteliksizdir ve hem odalarda hem de tesisatlarda gerekli güncellemelerin yapılması gerekmektedir. Su, elektrik ve ısıtma tesisatı uzman kişilerce uygun görülen şekilde oluşturulmalıdır. Restorasyon yapıldıktan sonra yapıların periyodik bakım kapsamına alınması koruma çalışmasının bir parçasıdır ve korumanın devamlılığı için önemlidir. Bu şekilde iklim koşullarından, doğa olaylarından ve başka nedenlerden dolayı yıpranan ev kontrol altında tutulmakta ve ortaya çıkabilecek bozulmalar büyümeden önlenebilmektedir. Maraş’ın geleneksel sivil mimarisinin özgün niteliklerinin korunması toplumsal mirasın sürekliliği açısından önemlidir. Bu bağlamda bu çalışmanın Kahramanmaraş’ın geleneksel mimarisinin korunmasına ve devam eden koruma amaçlı çalışmalara katkıda bulunacağı umulmaktadır. Bilgi Notu: Bu çalışma Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Aslıhan Ece Paköz tarafından 2013 yılında hazırlanan Maraş Sivil Mimari Yapılarının İncelenmesi ve Gözlüklü Ali Evi Restorasyon Önerisi isimli yüksek lisans tezinden üretilmiştir. Kaynaklar Atalay, B., (1916, çev. 1973). Maraş Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul. Kahraman, S. A., (2010). “Evliya Çelebi Seyahatnemesi’nde Maraş”, Dağların Gazeli Maraş, YKY, İstanbul. Koç, K., (2010). Kahramanmaraş’ta Sosyal Hayatın Fiziki Yapıya Etkisi, Ukde Yayınları, Kahramanmaraş. Köker, O. (2010). “Osmanlı Dönemi’nden Maraş Sancağı Hakkında Bazı Veriler”, Dağların Gazeli Maraş, YKY, İstanbul. Toroğlu, E., (2008). “Salnamelere Göre (1869-1908) Maraş Kazası’nda Nüfus, Yerleşme ve Ekonomik Faaliyetler”, Maraş Tarihi ve Sanatı Üzerine, KSÜ Yayınları, Kahramanmaraş. 53 SANAT Sanatta Yeni Oyun Alanı Mehmet VANLIOĞLU nsanın yaratma güdüsünün kaynağı ontolojik bir temele dayansa bile toplumların kültürlerine kendini ve evreni algılayış biçimlerine göre belirgin ayrımlar gösterdiği bir gerçektir. İ Toplu yaşam, ortak estetik anlayışı bünyesinde barındırarak sanatın izlerini yaşamın her evresinde kendisini belli eder. Tarih içerisinde sanatın toplumlar üzerindeki etkisine ve de değişimine baktığımızda ani bir değişim yoktur. Her dönemin bir kırılma noktası vardır ama kendinden öncesini içinde barındırarak ortaya çıkar. Öğretim Görevlisi Hasan Kalyoncu Üniv. İç Mimarlık Bölümü 54 Çağdaş sanatta kırılma noktası olarak Marcel Duchamp ın 1918 de Çeşme adlı eseri bir dönüm noktası olarak bilinir. Bu eserin süreci şu şekildedir: Marcel Duchamp bir sergiye katılmak ister ancak bu sergiye katılımcı olabilmek için sanatçılar belirli bir ücret ödemek zorundadır. Duchamp bu serginin ücretini ödüyorsam istediğim eseride sergileyebilirim düşüncesiyle hareket eder. Ortaya bir pisuar koyar ve üzerine “R.MUTT” adında imza atar. “Marcel Duchamp, herhangi bir nesneyi ya da eylemi sanat olarak sunmasıyla yaratıcılık olgusunun tarifini değiştirmiş, sanatın geleneksel anlamda beceri ve yeteneğe dayanması gerektiği yolundaki inanışı sarsmış, sanatsal beğeniyi şekillendiren etkenleri sorgulamış, kavramsallaştırma ve anlam gibi olguların plastik biçimin önüne geçmesini önermiş ve düşünsel deneyimin önem kazanmasına öncülük etmiştir.” Bu endüstriyel ürün artık el emeğinden uzak, özgünlükten uzak bir sanat esrine dönüşüverdi. Hazır nesne (Ready made), kavramı orataya çıkmaya ve sanat eserinin ne olduğuna dair bir sorgulama başlamıştır. Bu hazır nesne kavramı “işe yaramaz sanat”, “güzel olmayan sanat” diye birçok spekülasyonları ile meydana geldiğinde artık sanatçılar belirli kalıpların, sınırların dışına çıkmaya başlamıştı ve yeni bir düşünce, yeni bir oyun alanı varolmuştu. Bu oyun alanının adı “Dada”. Dada‘da Duchamp la birlikte görülen, değerli olanın bir şey düşünmek olduğudur. Hazır nesne olan ve mekanik bir forma sahip olan pisuarı (1917) sergilediğinde SANAT R.MUTT çok tepki almıştı. Amaçladığı şey sanatın kutsallığını yıkmaktır. ‘Dada‘ denilmesi, yapılan işlere hazır malzemenin de taşınmış olmasından kaynaklanıyordu. Rauschenberg soyut dışavurumcu boya kullanımıyla oluşturduğu zeminlerin üzerine hazır malzemeler ekleyerek Dada‘nın devamı gibi görünmüştür. Jasper Johns‘un resimlerinde de bu tür kullanımlar kendini göstermektedir. Johns‘un işlerinin çoğu bira şişesi, bayrak, hedef tahtası, rakam ya da harf gibi, kendinden önce başkaları tarafından yaratılmış şeylerin yeniden üretimidir. Johns, bu sanat dışı, hazır biçimleri almış ve onları sanat dünyasına sokmuştur. Dolayısıyla Johns‘un bu tavrının, Duchamp‘tan kaynaklandığı ortadadır; ondan farkıysa resim ve heykel yapmaya inanması, en azından aralıksız sürdürmesidir. Pop Sanatta “nesne” nin sanatçıların ilgi odağı haline gelmesi ile nesnelerin göründüklerinin dışındaki anlatımsal kullanımlarının ön plana çıktığı görülmektedir. Magritte, İmgelerin İhaneti (La trahison des Images)’nde bir pipo çizmiş ve hemen altına "Bu bir pipo değildir" (Ceci n'est pas unepipe) yazmıştı. Foucault, Magritte’in görüntülerinin, aynı zamanda hem bildik hem de canlandırıcı olmayan niteliğini, benzeyiş ile andırış’ı birbirinden ayırarak açıklamaya çalışır. Foucault, benzeyişin, kopyaları, benzeme ilişkisinin sağlam temeli üzerinde “düzene koyan ve sınıflandıran bir ilk gönderim temelini varsaydığını” söyler. 55 SANAT sanatın genelde anlaşıldığı biçimiyle ilgisi yoktur. Sanatın kendine verdiği formlar altında idam etmesi gerektiğini kanıtlayan hiçbir şey yoktur. Sanata dayatılan bu formlar, Baudrillard’a göre “komplo”dur. Andy Warhol yaklaşık 40 yıl sonra ünlü kişilerin portrelerini yüzlerce kez çoğaltırken, insan imajını da mekanik bir imaj haline dönüştürmüştür. Bu özellik Duchamp‘da bile yoktu. Duchamp‘ın kullandığı nesneler tamamen makine estetiği taşıyan biçimlerdir. Warhol’un nesneleri ise hazır bulunmuş obje gerçekten olabileceğin, kutsallıktan ve ruhsallıktan en uzak nesnesidir. Bir brillo kutusudur. “Amerikan Pop Art'ı, Amerikan snack-barlardan, dev afişlerden, çizgi romanlardan oluşan Amerika’nın gündelik gerçeğine dalmış bir sanattır (Ragon, 2009: 172). Medyaların yalnızca ikonografisini değil, yöntemlerini de etkilemiştir. Burada İngiliz Pop Art'ındaki nesnellik daha azdır; ama medyayı çekici yöntemler kullanılmıştır. Pop Art, tüketim kültürünü ve reklamı adeta yüceltmiş, imgeleri yüksek kültür/alt kültür ayrımı yapmaksızın ele almıştır. Amerikan sanat ortamında, Harold Rosenberg gibi Pop Art'ın Soyut Dışavurumculuğu yerle bir ettiğini düşünen eleştirmenlerin kolay kolay geçit vermediği akım, yine de çok kısa sürede galerilerin, sanat piyasasının ve müzelerin onayını almış, yalnızca ABD'de değil, çeşitli Avrupa ülkelerinde de 1960'lara damgasını vuran başlıca akım hâline gelmiştir. Almanya'da 1960'ların öğrenci hareketlerinin yaşandığı dönemde gündeme gelen akım, Alman sanat kuramcısı Andreas Huyssen'e göre protest ve eleştirel bir akım olarak algılanmış, özünde tüketim kültürünü olumlayan yanı görmezden gelinmiştir. Marcel Duchamp ve Andy Warhol kendi üsluplarıyla sanatın statüsünü ve varlığını sorgulamışlardır. Baudrillard’ın bir düşünür olarak amaçladığı ile Duchamp ve Warhol’un yaklaşımları uyumluluk göstermektedir. Baudrillard için çağdaş sanatı hiç vuku bulmamış ilan etmek estetik bir yargı değil, antropolojik bir sorundur. Baudrillard’a göre 56 Andy Warhol, 1963 ve 1969 yılları arasında serigrafilerini yaptığı yer olan “Fabrika” isimli stüdyosunda oldukça mesafe kat etmiştir. Stüdyosuna “Fabrika” adını vermesi, sanatı seri imalat haline getirmiş olmasıyla doğrudan ilintilidir. Sanatı için seçtiği her tema zaten seri imalata uğramış tema olan sanatçı, en zengininden en fakirine kadar herkesin aynı şeyleri tüketebildiği, aynı SANAT televizyon programlarını seyrettiği, aynı Coca-Cola'yı içtiğini vurgulayarak tüketim toplumunu yüceltmiştir. Warhol‘un hayatı açık olarak toplumdur. Sanatı kendi tarafından yaratılmıştır ve özgürlük Warhol‘un uygulamalarının temel özelliğidir. Warhol birbirinden tamamen farklı toplum içinde birleştirici bir unsurdur ve bu toplumda kimse kendi tesadüfî faaliyetlerinin sonucunu belirleyemez. Onun tepkisi otomatiktir. Warhol aslında bir makinedir. Fakat ironik bir makinedir; çünkü o özgür ve spontandır. Warhol‘un konularını anlamak için spontaneity (kendinden oluş) açısından, onun ne çeşit bir kendinden oluş olduğuna bakmak gerekir. Kendinden oluş, hem şans hem de yeniliğin belirlenemez özgür patlamasıdır. Şans en az iki sıradan zincirin umulmadık şekilde kesişmesidir.. Kendi ismi altında Warhol‘un sanatı, çok çeşitli değişik sanat yapımları barındırır. 1960 sonlarından itibaren kavramsal içerikli bir sanat anlayışının ortaya çıktığı görülmektedir. Duchamp, Johns, Rauschenberg, Cage ve Cunningham gibi sanatçılar geleneksel gereçlerin ve biçimlerin ötesinde, fikirlerini uygun malzemeler ile ifade etme amacı gütmüşlerdir. Minimalist, Yeni Dadacı ve Pop sanatçıların sanata ilişkin önermeleri, sorgulama eğilimlerinin devamı olarak görülebilmektedir. Bu sorgulama Kavramsal sanata doğru bir geçişe devam etmekteydi. Joseph Kosuth’a göre Kavramsal Sanatın en ‘arı’ tanımı, ‘sanat’ kavramının, temellerinin irdelenmesi idi. Kosuth ‘Felsefeden Sonra Sanat’ adlı makalesinde estetiği sanattan ayırmış ve nesnelerin fiziksel niteliklerini biçimbilimsel bağlamda çözümleme eğiliminde olan Biçimci’leri eleştirmiştir. Ona göre, Duchamp’ın hazır nesnelerinden sonra, sanatın odak noktası biçimbilim sorunu olmaktan çıkarak işlev sorununa dönüşmüş, bir başka değişle vurgu görüntüden kavrama kaymıştır(…) “Duchamp’tan sonra doğası gereği yapılan her türlü sanat kavramsal sanattır. Çünkü sanat sadece kavramsal olarak var olur” der (…) Kosuth sanat yapıtlarını, geçerliliği içerdikleri göstergelerin tanımına bağlı çözümsel önermeler olarak tanımlamıştır. Kaynaklar ANTMEN, A; 20. YÜZYIL BATI SANATINDA AKIMLAR, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2012 (Yılmaz, Mehmet. Modernizmden Postmodernizme Sanat. Ankara: Ütopya yayınevi, 2005. Yrd. Doç. Dr. Reyhan Demir Bağatır)Nesnenin Ötesi: Kavramsal Sanatın Dayanak Noktaları, 4 BAUDRILLARD, J; SANATIN KOMPLOSU, Çev. Gen E. & Ergüden I, İletişim Yayınları, İstanbul, 2012 5 (Şahiner, Rıfat. Sanatta Postmodern Kırılmalar ya da modernin yapıbozumu. İstanbul: Yeni İnsan Yayınevi, 2008 6 Enis (Bahar 1995). Avant - garde 1945 - 1995 son yarım yüzyılın sanat akımları, kavramları. Sanat Dünyamız, 59/1995. 7 ANTMEN, Ahu (2009). Sanatçılardan Yazılar ve Açıklamalarla 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar. İstanbul: Sel Yayıncılık. 8 CURRID, Elizabeth (2009). The Warhol Economy: How Fashion, Art & Music Drive New York City. New Jersey: Princeton University Press. 9 ANTAKYALIOĞLU, Zekiye (Ekim 2007). Satılık sanat. Artist Actual, 4/2007, 12-15. 10 Dyer, Jennifer. «The Metaphysics of the Mundane: Understanding Andy Warhol's Serial Imagery.» Artibus et Historiae Vol. 25, No. 49 (2004): 33-47. 11 Atakan, Nancy, Arayışlar- Resimde ve Heykelde Alternatif Akımlar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2007. 1 2 3 57 ÇEVİRİ Shaanxı'de Tüm Mevsimler İçin Ev Çeviri: Yurdagül TÜTÜNCÜLER on 30 yılı aşkın bir süredir kırsal kesimdeki köylülerin toplu göçü Çin şehirlerinin gelişmesini sağlamakla kalmayıp ana yurtlarını da büyük ölçüde etkilemiştir. Kırsal kesim, Çin'in 30 yıl içerisinde 700 milyon vatandaşın yarısını daha kentleştirmeye hazırlamasını hızlandıran ekonomik, sosyal ve fiziksel değişimler geçirmektedir. S Arş. Görevlisi Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mimarlık Bölümü 58 Bu değişimler bölgesel özellikleri olan bina tiplerinin geleneksel, beton, tuğla ve kiremit binalara toptan dönüşümünü içeren geleneksel Çin Mimarisinde bir değişimi de beraberinde getirir. Potansiyel olarak sosyal ve var olan peyzajda yapılan aşırı değişikleri içeren bu senaryoda mimar tamamen yok sayılır. Aslında bu konuda sorulması gereken en uygun soru ''mimarinin gereksiz görüldüğü bir durumda mimar ne yapabilir?'' Shijia Köyü, Xi’an şehri yakınlarındaki Shaanxi eyaletinin kuzeyinde yer alır. Proje Hong Kong Üniversitesi ve Shaanxi Kadınlar Federasyonunun desteğiyle hayırsever Luke Him Sau tarafından meydana getirilmiştir. Projemiz burada geleneksel köy evi ve modern bir prototip önerme girişimleri fikriyle ilgilidir. İlk olarak, Hong Kong Üniversitesi öğrencilerine yönelik deneysel öğrenmeye dayalı workshop olarak ortaya çıkmıştır. Shijia Köyündeki evler kerpiçten oluşup, 10m*30m olarak parsellenmiştir. Köylüler her yıl avlu tipolojisini, yeni tuğla ve beton binalarla birleştirilen geleneksel elemanları yenilerken, evlerin her biri uzun süren değişimin içersinde yer almaktadır. Birebir tanımlanan parsel sınırı haricinde hiçbir ev birbirine benzememektedir. Öğrenciler sadece bina türlerini değil aynı zamanda modern Çin Köy Evi portresini köydeki çeşitli ailelerde görüşerek belgelendirirler. ÇEVİRİ Belki de bu portrenin görünüşünün köy müteahhidinin yükselişiyle bir ilgisi yoktur. Evler kerpiçten,beton ve kiremite dönüşürken yapım aşamasının kendisi kökten değişir. Çoğu sağlıklı ve güçlü köylüler çalışmak için şehirlere gittiklerinde kendi üretimlerinin yerine dışarıdan iş gücü ve materyal kiralama almıştır. Bu da kırsal kesimin geçim kaynağını tehdit eden ve dışarıya bağımlı bir sistem içerisinde ekonomik özgüveni sarsmıştır. Çin konteksinde kırsal geçim kaynağı belki de en iyi ''yaşamın olduğu iç avlunun kullanımı'' şeklinde ifade edilebilir. Aslında köydeki açık alanların büyük bir kısmı evin duvarlarıyla çevrilidir. Bu da avlu ile görsel ve fonksiyonel olan iç odalar arasında yakın bir ilişki kurmaktadır. Prototip ev dizaynımız evin başta gelen elemanları olan 4 adet fonksiyonel avluyu içermektedir. Avlular; mutfak, banyo, oturma odası ve yatak odasını birbirine bağlar. Buna ek olarak, her bir avlu mekansal olarak eşşizdir (birbirine benzemez). Evin avlular etrafında tasarlandığını söyleyebiliriz. 59 ÇEVİRİ Bu prototip evin esas amaçlarından biri; köylülerin dışardan gelen ürün ve hizmetlere bağımlılıklarını gidermektir. Çatı; yiyecek kurutmak, oturak ve yağmurlu mevsimlerde uzun ve kuru yaz ayları boyunca kullanılmak amacıyla yağmur sularını toplamak ve biriktirmek için kullanılır. Avlulu evlerde yer altı biogaz sistemi mutfak için enerji üretir. Sobadan çıkan duman ,ısıtılmış zemin yoluyla kanallardan geçer. Evin yapısı eski ile yeniyi biraraya getirir. Beton bir kolon ve çatı, karasal iklimde yalıtım sağlayan kerpiçten oluşan duvarlarla biraraya getirilmektedir. Oluşan yeni hiprid deprem dayanıklılığı kriterini karşılar. Evin bütün dış duvarı kiremitle mantolanır. Bu yöntem sadece evi çamurdan kurtarmakla kalmayıp pencereleri ve açıklıkları gölgeler. Günümüzde süreç; kırsal gelişmenin yok edilmesi ve gelenekselden ziyade yeniden yanadır. Shijia Köyü evleri yerel materyal ve teknikler muhafaza edilerek bu iki uç arasıda bir köprü oluşturmuştur. Ancak bu proje basit bir geleneksel avlulu ev değildir. Çin'de geleneksel ev yapısının mimari gelişimini temsil eder. Referans http://www.archdaily.com/ 60 FAALİYETLERİMİZ Gaziantep ubesi Koruma Kurulu Tescil Talebi TAR H:21.05.2014 SAYI: KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜ ÜNE, GAZ ANTEP Konu: Atatürk Heykeli Tescil Talebi hk. Gaziantep ili, ahinbey, Çukur Mahallesi, 20L nazım imar paftasında yer alan Gaziantep Hükümet Kona ı önünde meydanda bulunan Atatürk heykeli ve heykelin kaidesi sanatsal tarihsel açıdan kentimiz için önem arz etmektedir. Yapıldı ından günümüze bu kentte ya ayan herkes için anı de eri bulunmaktadır. Bahse konu anıtın korumaya alınması hususunda gere ini arz ederiz. Saygılarımla B.Sıtkı SEVERO LU Yönetim Kurulu Ba kanı 61 FAALİYETLERİMİZ 62 FAALİYETLERİMİZ 63 FAALİYETLERİMİZ 64 FAALİYETLERİMİZ 40. Yılında Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi'nin Yerel Seçim Bildirisi aşadığımız ve sevdiğimiz Gaziantep'i, bizler kadar sevdiğine inandığımız ve 30 Mart 2014'te yapılacak yerel seçimler sonunda göreve gelecek Belediye Başkanlarımızdan ve Belediye Meclis Üyelerimizden, Kentimiz adına Mimarlar Odası olarak beklentilerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz. Sizlerle paylaşımımızın yanında hazırladığımız bu çalışmayı Belediye Başkan adaylarımıza da ileteceğiz. Y KENTE VE ÇEVREYE KARŞI DUYARLI, KENTLİ HAKLARINI SAVUNAN, GAZİANTEP SEVDALISI MİMARLAR, DEVLETE VE TOPLUMA KARŞI SORUMLULUK BİLİNCİNDE OLAN BİREYLER OLARAK, DAHA YAŞANABİLİR BİR GAZİANTEP İÇİN; Kendi ilgi ve çalışma akslarımızda olan bazı konularla ilgili değerlendirmelerimiz, tespit ettiğimiz sorunlar ve bu sorunlar ile ilgili çözüm önerilerimiz bu açıklamamızda yer almaktadır. Konu başlıklarımız; - Ulaşım Sorunları, - Çevre Düzeni, Nazım İmar ve Uygulama İmar Planları, - Çevre Sorunları ve hava kirliliği, - Kentsel Dönüşüm ve Afet Riski Altındaki Alanlar, - Otopark Sorunu, - Kültür Turizminin Geleceği ile İlgili Sorun- lar, - AYKOME - UKOME Sorunları, - Alış Veriş Merkezleri, - Kamil Ocak Stadyumu, - DDY Arazisi, - Fıstık Araştırma Arazisi, başlıklarından ve sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. ULAŞIM SORUNLARI: Önümüzdeki Mart ayında yapılacak yerel seçimlerde seçilecek Belediye Başkanı “Ulaşım Sorunu” adlı adeta bir saatli bombayı kucağında bulacaktır. Bugüne kadar ulaşım ile ilgili yapılanların, yapanlar tarafından sorun yaratmak için değil, sorun çözmek için yapıldığına inanıyoruz. Amacımız, mevcut, çıkacak ve bizlerin de yaşadığı sorunları tespit ederek çözüm arayışlarına katkı sağlamaktır. SORUN: - Mevcut tramvay taşımacılığı ile sorun çözmek istenirken sorun yaratılmıştır. - Tramvay projesi bu haliyle artacak yolcu taleplerini karşılamayacaktır. - İbrahimli 4. etap ( Cumhuriyet -İnönü ve Atatürk Cad.)ve 5. etap (Fevzi Çakmak ve Milli Egemenlik Bul.) Tramvaylar UAP' da ele alınmadığından sorun yaratacaktır. - Belediye kaynaklarından ciddi bir destekle Tramvay çalışabilmektedir. - Tramvay için Trafikteki araçlar, hemzemin kavşaklarda beklemekten dolayı ciddi bir 65 FAALİYETLERİMİZ bedel ödemektedir. - Mevcut uygulamalar Ulaşım Ana Planı’na aykırı olarak yapılmış ve yolcu taleplerini karşılaması mümkün değildir. - Seçilen tramvayların yaşlarından ve teknolojilerinden dolayı kullanılmasındaki yasal sorunlar bir yana, gelecekte de sürekli sorun yaratacaktır. ÇÖZÜM: - Ulaşım ana planı ve uygulamadaki aykırılıkların ardından ortaya çıkan sorunlar değerlendirilmeli ve bu sorunlara yeni çözümler planlamayla aranmalıdır. - 2006 yılında yapılan planın bilimsel verileri, günümüz verileri ile güncellenerek ve yeni durum tespitleri yapılarak tekrar değerlendirilmeli ve karşılaştırılmalı ve UAP yeniden ele alınarak revize edilmelidir. - Ulaşım bir sistemdir ve bütün olarak önce makro modelde planlama yapılmalı, gerekirse, sonra mikro modelde uygulanmalı ve işletilmelidir. - Kavşakların tek tek ele alınması doğru olmamakla birlikte kentimizde ve özellikle Tramvayın etkilediği yollarda / yoğun kavşaklarda ortaya çıkan sorunlar nedeniyle geçici acil müdahaleler için; simülasyon çalışmaları ile geçişlerin kabul edilebilirlik kontrolleri yapılmalıdır. Özellikle Milli Egemenlik Bulvarı, Fevzi Çakmak Bulvarı, Gazi Muhtar Paşa Bulvarı, Kıbrıs Caddesi ve Valilik gibi Tramvay Hattıyla dik kesişen kavşaklarda acil çözüm geliştirilmelidir. - Tüm bu çalışmalar mevcut sistemle sürdürülebilir bir çözüm içermiyorsa ki - uzmanların görüşleri bunu destekler niteliktedir - en azından kent merkezinin yoğun akslarında yer altı ve yer üstü geçit düzenlemeleriyle geleceğin olmazsa olmazı çözüm sağlayacak projeler için süratle çalışmalara başlanmalıdır. Henüz yapılaşma süreci tamamlanmamış veya kamulaştırma yapılması zorunlu noktaların üzerinde öncelikle yoğunlaşarak UAP revizyonu ile kentin geleceği için geçici değil kalıcı radikal çözümler üretilmelidir. - UAP açısından ulaşım planı hedefleri, yapılan uygulamaların sonuçları karşılaştırılarak, sadece bugün için değil, kentimizin geleceği için somut veriler ışığında gerekli kararlar alınmalıdır. - Uzun vadede Marka Kent olmak istiyorsak, gelecek için yer altı METRO planlaması yapılmalıdır. -ÇEVRE DÜZENİ, NAZIM İMAR VE UYGULAMA İMAR PLANLARI 1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni ve 1/25.000 Ölçekli Nazım Planımız Gaziantep için 2030 yılında 2,8 milyon nüfus projeksiyonuna sahiptir. Bugüne kadar yapılmış 66 1/1000 ölçekli İmar uygulama Planlarımız 4.300.000 nüfusa yetecek düzeydedir. Buna rağmen Gaziantep'te arsa fiyatları astronomik rakamlara ulaşmış ve arsa temin sorunu yaşanmaktadır. Kentimizin belediye meclislerinin gündeminin büyük bölümüne yakınını imar tadilatları oluşturuyor. Bu durumda ya kentin üst ölçek planında bir sorun vardır ve yeniden yapılması gerekir, ya da yapılan tadilatlar yasa ve yönetmeliklere aykırıdır. SORUN: - Gaziantep’te son yıllarda ortaya çıkan yapılaşmayı dikkatli inceleyecek olursak, sürekli yapılaşmada bina yoğunlukları - kat yükseklikleri artmakta, eski planlardaki yapılaşmaya göre daha büyük yapılar yapılmaktadır. - Plan tadilatları ile yeni kararlar alınarak nüfus yoğunlukları artarken, yasalar ve yönetmelikler gereği ayrılması gereken okul, spor alanı, yeşil alan, dini tesis alanı vb. sosyal tesis alanları yeteri kadar ayrılmamaktadır. İmar uygulamaları için kentimizin 5 yıllık imar programı da bulunmamaktadır. - Belediyelere gelir elde etmek ve bu gelirle hizmet etmek için arazi ve imar rantını doğal ve yasal yol kabul edilince, yatırımcı ya da kişilerde emsal oluştuğu için aynı yolu izliyor. Sonucunda yapı yoğunluğundan kaynaklanan kişi-araç vb. sayıları artıyor, yollar ve sosyal donatı alanları artmayınca kentimizin yaşam kalitesi düşüyor. - Gaziantep’te planlamaya kurallar ve yönetmelikler yerine, Nazım Plana aykırı olarak maddi yaklaşımlar ve beklentiler yön vermektedir. - Üst ölçek plan kararları ve Plan bütünlüğü bozulmuş ve aykırı pek çok uygulama bulunmaktadır. - Yapı yoğunluk artışı ile rant elde edip kamuya harcamak, plan bütünü ve gelecek düşünüldüğünde kamu yararı değil, kentin kamusal alanları kaybedildiğinden geleceğinin ipotek altına alınması sonucunu doğurmaktadır. - Arsa fiyatlarının yüksekliği konut fiyatlarına yansımaktadır. - Kentimizde pek çok bölgede belediyelerimize alt yapı bedelleri vatandaşlar tarafından ödenen ve alt yapısı götürülemeyen ruhsatı ve iskânı alınmış, GASKİ'NİN, GAZDAŞ’ın hizmet götüremediği yolu yapılamamış projeler bulunmaktadır. ÇÖZÜM: - Üst ölçek planlar yeniden ele alınmalıdır, Plan notlarında ortak dil sağlanmalıdır. - Uygulama imar planları uygulanabilir ölçekte ve kentimizin İmar Yönetmeliği olmalıdır. - İmar uygulama planı yapılmış yerlere öncelikle alt yapıları yapılmalı, belediye hizmetleri götürülebilmelidir. FAALİYETLERİMİZ - Kent, ticari hesaplara göre değil, plan kararları ve plan hedeflerine göre gelişmelidir. Üst ölçek planda düşük yoğunluk önerilen bölgelerden tadilatlarla, sosyal altyapı donatıları dengesi bozularak yüksek yoğunluklu yapılara izin veren tadilatların yapılması önlenmelidir. - Dikine büyüyen bir kent değil yatayda büyüyen bir kent planlanmalıdır. -Revizyon planlar ve tadilatlarla kamusal ve kişisel rantlar ortaya çıkarılmamalıdır. - Plan yapımında ilgili mevzuata uyulmalıdır. - Arsa spekülasyonu önlemek için yapılaşma olmayan imar parsellerinden her yıl alınan emlak vergisi katlamalı olarak arttırılmalıdır. - 5 yıllık imar programları yapılmalı yatırımcı kuruluşlarla koordinasyon sağlanmalıdır. SORUN: Gaziantep’te de özellikle kış aylarında gerek ısınmadan gerekse motorlu taşıtlardan, gerekse sanayiden kaynaklanan hava kirliliği Kentimizin en önemli sorunlarından biridir. Şehrimize bir kaç kilometre dışarıdan baktığımızda gözle görülen siyah bir duman tabakasının altında kaldığını görmekteyiz. Sağlığımız tehdit altındadır. lerde planlanmalıdır. - Çimento fabrikası, Taş Ocakları, Kırma Eleme Tesisleri, Beton santralleri, Briket ve karo imalathaneleri, Mermer Atölyeleri vb. toz oluşumu riski yüksek tesislerin Kent merkezinden uzaklaşması sağlanmalıdır. - Fırın vb. gibi yerleşim alanı içinde yer alması gereken işyerlerinin uygun yakıt, baca ve filtre sistemine sahip olup olmadıkları düzenli olarak denetlenmelidir. - Binaların ısınmasında havanın 15 derecenin üzerinde olduğu zaman yakılmaması gibi enerji tasarrufunun anlatılacağı eğitsel çalışmalar yapılmalıdır. - Bireysel araçlar yerine toplu taşıma açlarının, yolları yapılarak bisiklet kullanımının teşvik edilebilmesine dönük projeler yapılmalıdır. - Kent içinde ve yakın çevresinde yeni orman alanlarını ve yeşil alanları arttırılmalıdır. - Plansız yapılaşmış, gelir seviyesi düşük bölgelerde, doğalgazın altyapı sistemi kurulmadan da kullanılmasını sağlayan sıvılaştırılmış doğalgaz vb. yöntemler geliştirilmeli kullanılması sağlanmalıdır. - İlimizde katı yakıt türlerinin standartlarının ilan edilerek, sürekli denetlenmeli ve bu standartlara uymayan yakıtların girişine izin verilmemelidir. - İlimizde kaçak mazot, kaçak bio-dizel, kaçak madeni yağ üretimine ve satışına engel olunmalıdır. - Kentimizde hareket halindeki araçlarda egsoz denetimleri ve egsoz ölçüm yetkisi verilen kuruluşların, egsoz ölçümlerini standartlara göre yapıp yapmadıkları denetimlerle kontrol edilmelidir. - Hava kalitesi ölçüm istasyonu sayısı artırılmalıdır. - Arıtma Tesisleri geliştirilmeli, denetlenmeli, standartları gözden geçirilmelidir.. ÇÖZÜM: - Kentimizde doğal gaz yatırımları özel bir şirket olan GAZDAŞ tarafından yapılmakta olup yatırımlarının rantabl olması doğal olarak temel öncelikleri olarak görülmektedir. Doğalgazın kullanımını yaygınlaştırmak için tedbirler ve teşvikler için çalışma yapılmalıdır. - Yapılaşmanın başladığı Altyapısı olmayan bölgelerde de doğalgaz kullanımını sağlayacak altyapı çalışmaları hızlandırılması için Gazdaş’a gerekli yaptırımların uygulanması sağlanmalıdır. - Kentimizin İmar Planları yapılırken yapılaşmada hava koridorları düşünülmeli hava sirkülâsyonunu sağlayacak boşluk alanlar oluşturulması sağlanmalıdır. - OSB ve Sanayi tesisleri ile yerleşim alanları arasında yeşil alanlardan oluşan belirli koridorlar bırakılmalı ve üst ölçek plan kararlarıyla hakim rüzgar yönü ve tarımsal araziler göz önüne alınarak, doğru ilişkili ve farklı bölge- KENTSEL DÖNÜŞÜM VE AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLAR: 26 nisan ve 1 Eylül 2013 Tarihli Resmi Gazete'lerde yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararlarına göre Gaziantep İli, Şahinbey İlçesi, Kurtuluş, Saçaklı, Oğuzlar, Şenyurt, İsmetpaşa, Aydınbaba, Gündoğdu, Sultanselim, Yavuzlar, Alibaba, Kılınçoğlu, Delbes, Daracık, Ulucanlar, Ünaldı, Gümüştekin, Gültepe, Hoşgör, Kolejtepe, Yukarıbayır, Süleyman Şah, Savcılı, Etiler, Çamlıca, Sakarya, Nuri Pazarbaşı, Özdemirbey, Cemal Gürsel, Kıbrıs, Kahveli Pınar ve Dumlupınar Mahalleleri, 27 Nisan 2013 Tarihli Resmi Gazete'de Yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararına göre Gaziantep İli, Şehitkamil İlçesi, Aydınlar Mahallesi riskli alan ilan edilmiştir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanununa göre yani kamuoyunda bilindiği şekli ile kentsel dönüşüme imkân veren kanun; afet riski altındaki bölgeleri ya da ekonomik, - ÇEVRE SORUNLARI VE HAVA KİRLİLİĞİ, Çevrenin ve doğal yaşamın korunması konusunda çalışmaların yeterli olmadığı konusunun altını çizerek, hava kirliliği, atmosfere bırakılan toz, gaz, duman, koku ve su buharının havanın doğal dengesini bozması sonunda canlılara zarar verecek hale gelmesi nedeniyle bu konuda ayrıntılara gireceğiz. Hava kirliliğinin en önemli nedeni yakıtların yanması sonucu atmosfere yayılan gazlardır. 67 FAALİYETLERİMİZ sosyal, fiziki çöküntü alanlarının yeniden yapılanmalarının önünü açan bir nitelik taşıması yanında doğru çözüm ve uygulamalar yapıldığında “Güvenli, Sürdürülebilir, Çağdaş Yapılar ile Kentsel Dönüşüm” sağlanabilir. Yapılmadığı zaman da kentlerimizi ve kültürlerimizi yok etmek ve sadece rant amaçlı projeler üretilmesini sağlayacak riskler içeren uygulamalara dönüşebilmektedir. SORUN: - Afet riski olan yapıların mevcudiyeti ve tedbir alınması doğru, Mahalle sınırları bazında yapılan alan belirlemesi yanlıştır. - Yaklaşık 200 bin kişinin yaşadığı bölgede kişilerin mağduriyetleri söz konusudur. - Karara yasa gereği dava açılması söz konusu değildir! - Önceki Kentsel dönüşüm uygulamalarında, dönüşüme tabi olan yapılarda oturanların büyük bölümü başka bölgelere gitmek zorunda kalmıştır. - Yapılan uygulamalarda kent kültürlerini yok sayan tip projeler uygulanmış, Yerel ve yöresel mimari özellikleri taşımamaktadır. - Yapılan uygulamalarda dönüşümü gereken alanlar bütün olarak planlanmamış, küçük bölge ve yapı adaları olarak ele alınmıştır. - Kentsel dönüşüm planlamalarında önceden yapılan kaçak yapılaşma yoğunlukları ve sosyal donatı alanı yoksunlukları baz alınmış, plan yapımına dair esasları belirleyen yönetmeliklere ve üst ölçek plan kararlarına uyulmamıştır. ÇÖZÜM: - Afet riski olan yapıların yeniden değerlendirilmesi ve kapsamının yaşayanların katkı ve görüşleri de alınarak genişletilmesi gerekmektedir. - 6306 Sayılı Kanun, uygulama alanlarındaki maliklerin katılımının sağlanarak, kazanımların adil şekilde paylaşımını öngörmekte, vatandaşın her türlü hak kaybını teminat altına almayı hedeflemektedir, gereği yapılmalıdır. - Projeler; Yerel, yöresel mimari özellikleri taşımalı, birçok AB ülkesinde olduğu gibi kent rehberi niteliğinde çalışmalar süratle tamamlanmalı, yapılaşma kriterleri ortaya konmalıdır. Bu çerçevede yerel mimarlarımızın katkısı hem kültürel değerlerin korunması hem de iş imkânları ve istihdam sağlaması açısından önemsenmelidir. - Yapılacak planlama çalışmaları önce kent bütününde yapılması gereken çevre düzeni planı ve nazım plan ölçeğinde ele alınmalı, bütünün planlanmasından sonra plana bağlı uygulanabilir ölçekte çalışmalar yapılmalıdır. - Çalışmalar yapılırken STK’ların ve sosyologların yanında bölgede yaşayanların görüşleri alınmalıdır. 68 - Büyük bölümü İnönü Caddesi, Şehreküstü ve Ünaldı aksının Güneyinde yer bulunan alan, kentin beklide birçok sorununa çözüm teşkil edecek nirengi noktası olarak değerlendirilebilir. Bu aks Ulaşım, altyapı, modern kent planlamasının başlangıç noktası olarak değerlendirilmesi neticesi üst ölçek revizyon planına bağlı olarak yapılacak nitelikli bir kentsel tasarım çalışması ile beklide yüzyılda bir gelecek fırsat olarak değerlendirilebilir. Konunun önemine binaen yapılacak çalışmaların kesinlikle ulusal veya uluslar arası yarışma ve fikir projeleri ile başlatılması kazanımların büyüklüğü düşünüldüğünde olmazsa olmaz zorunluluktur. - Deprem riski ciddiye alınmalı, öncesi, deprem sırası ve sonrası için çalışma yapılmalıdır. - OTOPARK SORUNU: Ulaşım, Trafik sıkışıklığı gibi otopark sorunu da kentimizin önemli bir sorunu haline gelmiştir. Otopark ile ilgili uygulanan mevzuat en son 26 Nisan 2006 Tarihli Resmi Gazete de yayınlanan Otopark Yönetmeliğidir. Amacı; yerleşme yerlerinde araçların yol açtığı, trafik sorunlarının çözümü için otopark yapılmasını gerektiren bina ve tesislerin neler olduğunun ve otopark ihtiyacının miktar, ölçü ve diğer şartlarının tespit ve giderilme esaslarını aynı Kanunun 5 inci maddesinde tanımlanan ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümünü gösteren imar planlarına uygun olarak düzenlemektir. SORUN: - Uygulanan yönetmeliğe göre; 3 mesken, otellerde 5 oda, sağlık tesislerinde 75 m2, okullarda 100 m2'ye, Kamu kurum ve kuruluşlarında 75 m2'ye Camilerde 100 m2'ye bir otopark yeri ayrılmasını öngörmektedir. Bugün Kentimizde ve ülkemizde otomobil sayısındaki hızlı artış düşünüldüğünde otopark sayısının yeterli değildir. - Yönetmelik, gereği otopark miktarları yöre ihtiyaçları göz önünde bulundurularak belediye meclislerince artırılabilir. Bu konuda bir çalışma bulunmamaktadır - Sorunun bir başka boyutu 1977 yılından bu yana var olan otopark yönetmeliği, İmar planları hazırlanırken parselinde otopark tesisi mümkün olmayan yerlerde otopark ihtiyacının karşılanması amacıyla bölge ve genel otopark yerleri belirlenmesini ve otopark ihtiyacını karşılayamayan parsellerin ruhsat işlemleri sırasında bedelinin ödenmesini bu bedelle de bu bölge ve genel otoparkların yapılmasını öngörmektedir. Ne yazık ki kentimizde son 40 yılda yapılan bölge ve genel otoparklara baktığımızda sayı olarak bir elin parmakları kadar, düşük kapasiteli otoparklardır. Son 10 yılda yapılaşan konut bölgelerinde de araçlar yollardadır. FAALİYETLERİMİZ - Sağlık Tesisleri, AVM'ler, Bankalar, Kamu Kurumları gibi yapıların yakın ve uzak çevrelerinde araçlar neredeyse üst üste gelmektedir. Yolların kenarının 2. şeritlerini işgal etmektedir. ÇÖZÜM: - Otopark yönetmeliğinde verilen yetki kullanarak otopark ihtiyaçları doğru belirlenmelidir. - Toplanan otopark bedelleri ile yapılacak otoparklar imar planlarına yeteri kadar yer ayrılmalı, bedel ödeyenlere ödedikleri her otopark bedeli karşılığı bir otopark yeri tahsis edilmelidir. - Öncelikle Sağlık Tesisleri, AVM' ler, Bankalar, Kamu Kurumların yerleri belirlenirken, ruhsatları verilirken otopark ihtiyacının sağlanması temin edilmelidir. - Yönetmelik gereği, Otopark bedeli olarak toplanan paralar bir fon kapsamında değerlendirilerek, bölge ve genel otoparkların inşaatlarında bekletilmeden kullanılmalı ve bu yapılaşmalar belediye kaynaklarından da desteklenerek öncelikli olmalıdır. - İmar Plan notlarına Konutlarda her konut için en az bir, sağlık tesislerinde yatak başına ve poliklinik hizmeti veriliyorsa kapasitesine göre, bankalar için kapasitesine göre, AVM'ler için kapasitesine göre kapalı otopark dışında açık otopark şartı getirilmelidir. - KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASI VE TURİZMİN GELECEĞİ İLE İLGİLİ SORUNLARI, Gaziantep’te Kültür Turizminin geliştirilmesi kentimiz açısından sanayi gelişmesi kadar önemli bir husustur. Dünya da kültür turizmi amaçlı gelen turistler gittikleri ülkelere en fazla döviz bırakan turistlerdir. Turizm hizmet sektörünün geliştirilmesi özellikle kadınların ve gençleri istihdamı açısından çok önemlidir. Gaziantep’te son yıllarda kültürel değerlere sahip çıkılması tarihi yapılarımızın ortaya çıkarılması anlamında önemli çalışmalar yapılmıştır. Tarihi kent dokusunun ortaya çıkması, Zeugma Müzesinin yapılmasının yanı sıra arkeoloji müzesinin korunması, çok sayıda yeni müzenin (özel ve resmi) yapılmış olması, tarihi yapılarımızın turistik mekânlara dönüştürülmesi, kültür turizmimizin geliştirilmesi için çok önemli adımlar olmuştur. Bölgemizde ve Gaziantep’te demokratik ve katılımcı bir anlayışla, kurumlar arası ve STK’lar ile işbirliği yapılarak bölge illeriyle işbirliği sağlanarak ve bölge illerinin doğru bir turizm teşvik politikasıyla desteklenmesi suretiyle sanayiden elde edilen katma değer kadar katma değer elde edilmesi mümkündür. SORUN: - Kültür Turizmimiz tüm çabalara rağmen yeterli seviyeye gelememiştir. - Kültür turizminde faaliyet gösteren işletmelerin ciddi sorunları bulunmaktadır. ÇÖZÜM: - Turizm Master Planı Bölge turizminin geliştirilmesi amacıyla demokratik, katılımcı bir anlayışla kurumlar arası ve STK'lar ve Bölge illeriyle işbirliği yapılarak ele alınarak yeniden yapılmalı. Bölgede küçük işletmeler (özellikle tarihi yapılarda turizm amaçlı hizmet veren işletmeler, butik oteller, kafe-kafeteryalar, hediyelik eşya üretici ve satıcıları) istihdam şartlı desteklenmelidir. - Kentimizde çok sayıda butik otel, kafe-kafeterya, hediyelik eşya satıcıları ve üreticileri yeteri kadar turist gelmediği için faaliyetlerini güçlükle sürdürmektedir. İstihdam şartlı teşviklerle işletmelerin geleceğe dönük ayakta durmaları Kültür Turizminin gelişmesi için şarttır. Bu Hükümetin yapabileceği uygulama olsa da yerel yönetimler, tanıtımları konusunda, etkinlik ve alış verişlerinde bu tür mekânları tercih ederek destekleyebilir. - Gaziantep’te Zeugma Müzesi ve Ören yeri Gaziantep Kültür Turizminin markası haline gelmiştir. Bu markaya ilave olarak en az bu marka kadar önemli birer marka olan Dülük, Karkamış, zincirli ve Arkeoloji Müzesi' de ilave edilerek tanıtımları ve arkeolojik çalışmaların desteklenmesi konularında çalışma yapılmalıdır. - Zeugma müzesi gecekonduların arasına sıkışmış konumu ile gelen turistler açısından komik durumlara düşmemize neden olmaktadır. Müzenin çevresi süratle bir kentsel tasarım projesi çerçevesinde ele alınmalıdır. - Gaziantep’ten gerek Türkiye’de ki müzelere gerek yurt dışındaki müzelere yasal ya da yasa dışı yollardan götürülmüş eserlerin geri getirilmesi yada birer mulajlarının yer alacağı bir müzenin yapılması veya düzenleme çalışmaları devam eden Arkeoloji Müzesi'nde yer verilmesi kentimiz kültür turizmine çok önemli katkılar sağlayacaktır. - Kurtuluş savaşında dünyada eşi benzeri olmayan bir savunmanın gerçekleştirildiği Gaziantep Savunmasını anlatacak “Gaziantep Kahramanlık Panoraması Müzesi” Gaziantep’e kazandırılmalıdır. Yapılacak bu müze Ankara anıtkabir’de bulunan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi, İstanbul’da bulunan Panorama 1453 Müzesi benzeri bir müze olmalıdır. İçerisinde oluşturulacak yazılı ve görsel Gaziantep’le ilgili belgeler olan bir arşiv merkezi ve Gaziantep Tarihi Araştırma Enstitüsü kurulmalıdır. 69 FAALİYETLERİMİZ - AYKOME (Alt Yapı Koordinasyon Merkezi) VE UKOME(Ulaşım Koordinasyon Merkezi) İçişleri Bakanlığının çıkardığı “BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ KOORDİNASYON MERKEZLERİ YÖNETMELİĞİ” çerçevesinde kentte bulunan başta Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri olmak üzere tüm yatırımcı kuruluşların yapacağı alt yapı çalışmalarının ve ulaşımla ilgili tüm yatırım ve kararların koordinasyonunu sağlayarak bu yatırım ve kararların doğru zamanlama ve doğru maliyetlerle gerçekleşmesine öncülük eden kurumlardır. Her iki kurumun işleyişinden de Büyükşehir Belediye Başkanlığı sorumludur. SORUN: - Her iki kurumun düzgün ve verimli çalıştırılmaması nedeni ile belediyeler ve diğer yatırımcı kurumlar kendi bireysel yatırım planlarını sürdürmekte bu da halk arasında “bir yeri on sefer kazdı on sefer yaptılar” algısına neden olmaktadır. - AYKOME’ nin yetki alanı ortak programa alınan alt yapı yatırımlarını kapsadığından kurumlar kendi bağımsız harcama yetkilerini kaybetmemek uğruna ortak programa soktukları alt yapı yatırımlarını bilerek minimum sayıda tutmakta böylelikle yatırım bütçelerini “Ortak Altyapı Yatırım Hesabına” aktarmaktan kaçırmaktadırlar. Böylece hem büyük kaynak israfları olmakta hem de sök-yap, kaz-yap mantığı kent halkının yaşam kalitesini etkilemektedir. - Birbirinden habersiz ve/veya son anda haberli sürpriz alt yapı çalışmaları güvenliksiz, kentliye sıkıntı veren ve kentli gözünde belediye başta olmak üzere yatırımcı kurumlara yönelik haklı ağır eleştirilere sebep olmaktadır. - Özellikle UKOME toplantıları belediyenin daha önce verdiği ulaşım kararlarını otomatik onaylayan bir kurum haline dönüştürülmüştür. Bu toplantılarda başta Trafik Müdürlüğü olmak üzere diğer uzman paydaşların düşüncelerine yeterince değer verilmemektedir. Burada bürokrat olan uzman paydaşlar, siyasi otorite gördükleri Belediyelerden baskı gördüklerini ifade etmektedirler. Bu olgunun giderilmesi görevi belediyelere düşmektedir. ÇÖZÜM: - AYKOME ve UKOME‘ NİN kuruluş felsefesine uygun hareket edilmeli özellikle kent içi yatırımların çok büyük çoğunluğunun ortak yatırım programına alınması sağlanmalıdır. - AYKOME ve UKOME‘NİN yönetmeliklerde belirtilen işlevine uygun, gerek personel ve gerekse teknik alt yapı güçlendirilmelidir. Ortak yatırım programının büyütülmesi ile ortaya çıkacak Ortak Yatırım Hesabı yatırım- 70 lardaki verimliliği arttıracaktır. - Hangi Alt Yapı çalışmasının, ne zaman ve ne sürede yapılacağı iyi analiz edilmeli, ilgili kurumlar bundan haberdar edilmeli ve sonuç olarak halkın bu konudaki şikâyetleri minimuma düşürülmelidir. - Kısaca “KENTLİYE SAYGILI BİR YÖNETİM ANLAYIŞI” getirilmelidir. - Özellikle UKOME’ de Belediyeler uygulayacakları Ulaşım tercihlerini oldu-bittiye getirmeden ve keyfi kararlar verilmeden en az kendileri kadar uzman olan kurumun diğer paydaşlarının görüşleri alınarak beraber oluşturmalıdır. - 30 Martta yürürlüğe girecek olan Büyükşehir Belediye Yasası değişiklikleri, bu sıkıntıların giderilmesi açısından Belediyelere önemli yetkiler vermektedir, bu yetkiler doğru ve tavizsiz uygulanması gerekmektedir. - AVM'LER, ( Alış Veriş Merkezleri) Türkiye'nin hemen her ilinde olduğu gibi her geçen gün daha büyük Alışveriş Merkezleri inşaa edilmektedir. Yapılan her AVM bulunduğu çevreye önemli sorunları beraberinde getirmektedir. Bir AVM yılda 9 - 10 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Bunun sonucunda çok sayıda aracın AVM’ ye gelmesi başta trafik ve ulaşım sorunu doğurmaktadır. Bölgede yaşayanlar ortaya çıkan bu yoğunluktan dolayı sorunlar yaşamaktadır. Açılan her AVM kent içerisinde ticari faaliyeti bulunan esnaf ve tüccarın işlerini olumsuz etkilemektedir. AVM'ler belediye meclisinin alacağı kararla kentin 8-10 km dışında yapılmalıdır. Kent Merkezinde yapılması halinde çevre etki değerlendirmeleri yapılmalı ve mevcut ihtiyaca ilave ortaya çıkacak yol genişletmesi ve otopark için yatırımcıdan da bedeli alınarak gerekli çalışmalar yapılmalıdır. - KAMİL OCAK STADYUMU, Bu kenti yönetenler, tüm uyarılara rağmen, yeni bir stadyumun kentin yeni gelişen Beylerbeyi bölgesine yapılmasına karar vermiş ve TOKİ'ye mevcut Kamil Ocak Stadyumu'nun mülkiyetinin devredilmesine rıza göstermiştir. TOKİ Bürokratları da yeni stadyum ile yaptıkları yatırımın karşılığını almak için RANT PROJELERİ ile karşımıza çıkmaktadır. Onları bakış açılarından dolayı suçlayamayız, ama bu kentte yaşayan bizler Rant amaçlı projenin gerçekleşmesi halinde "Kent Merkezi'nin" yaşanmaz ve ulaşılmaz hale geleceğinin farkındayız. Bu konuda yeni Belediye yönetimi bu alanda Kent ve kamu yararına bir planlama yapılmasını sağlamalıdır. - DDY ARAZİSİ, Bir kaç yıl önce, DDY Genel Müdürlüğü, mülkiyetinde FAALİYETLERİMİZ bulunan kentlerin içerisinde kalmış arazilerine İmar Planı yapma yetkisi almış ve Gaziantep için de bir plan gündeme gelmişti. Ortaya çıkan plana Meslek Odaları, STK'lar ve Gaziantep halkının büyük tepkisi oldu. Bu konu Anayasa Mahkemesi'nin DDY'ye verilen plan yetkisini iptal etmesinden sonra gündemimizden kalktı. Şimdi bu arazi yeniden gündemimizde aldığımız bilgilere göre Büyükşehir Belediyesi ile DDY Genel Müdürlüğü arasında yapılacak protokole göre paylaşılacağını öğrenmiş bulunuyoruz. Yüzde 30'unun konut ve ticari alan, yüzde 70'inin ise yeşil alan olacak şekilde imar planı yapılacağı ifade edilmiştir. Bu oranlar pozitiftir, ancak verilecek yapı yoğunluğu emsali ve kat yüksekliklerinin, bölgenin üst ölçek plan kararlarına uygun olmasına dikkat edilmeli, yasa ve yönetmeliklerde belirlenmiş plan yapımına dair mevzuata uyulmalıdır. 450 dönümlük DDY arazisi şu an bir fırsat niteliği taşımaktadır. Proje Alleben deresi kuzeyinde Dere Boyu caddesine kadar ele alınmalı Nizip caddesindeki niteliğini yitirmiş metruk yapılanmaların da bu çerçevede ele alınması, sanayi tesislerinin Kent dışına taşınması ile bölge komple planlamaya alınmalı, Zeugma müzesinin karşısına kentin tüm sosyal ve kültürel projelerine hizmet verebilecek bölgesel tüm toplantılara, konferanslara, konserlere imkan sağlayabilecek, Kültür ve Kongre Merkezi ve yeterli rekreasyon, konaklama alanları ve ticari alanları içermelidir. Orta Doğu Fuar Merkezinde yapılamayan kent merkezli butik fuarlar, sergi ve kongreler için bu alana yapılacak Kültür ve Kongre Merkezi, tıpkı İstanbul Lütfi Kırdar Kültür ve Kongre Merkezi gibi bir fonksiyonla kentimize önemli katkılar sağlayacaktır. - FISTIK ARAŞTIRMA ARAZİSİ, Binevler semtinde bulunan Fıstık Araştırma İstasyonu Müdürlüğü gündemimize Sayın Fatma Şahin'in girişimleriyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker Gaziantep ziyaret sırasında Park yapılmak üzere Belediyemize devri konusunda bir söz verilmiştir. Bu önemli bir gelişmedir ve kutluyoruz. Fıstık Antep Adıyla tescil edilmiş bir üründür ve Gaziantep Tarımı, tanıtımı ve ticareti için çok önemli bir üründür. Bu alanın belediye'ye geçmesi önemli bir kazanım olacaktır. Ancak; Bu alan Gaziantep "Antep Fıstığı Müzesi" olmalı, buradaki ağaçlar korunmalı, Gaziantep'e gelecek Turistler bir ücret karşılığında buradaki fıstıklardan kendi elleriyle toplayabilmeli, Kentimiz dünyada olmayan eşi ve benzeri bir Müze kazanmalıdır. Bilindiği gibi şimdiki adı ile Fıstık Araştırma İstasyonu Müdürlüğü olan birim eskiden "Antep Fıstığı Araştırma Enstitüsü " idi. Antep Fıstığı Müzesi Gaziantep Üniversitemize bağlanarak bilimsel çalışmaların devam ettiği bir Enstitü olarak faaliyetlerine devam edebilir. SONUÇ OLARAK; Kentimizde ulaşım içinden çıkılmaz hale gelmiş, çözüm için yapılanlar çözümsüzlüğü beraberinde getirmiştir. Kent siluetimiz Gaziantep'e benzemeyen bir hal almış, arazi ve arsa fiyatları astronomik değerlere ulaşmış, bu konut fiyatlarına yansımış ve plan tadilatları ile plan bütünlüğü bozulmuş, gelecekte çok önemli sorunlar yaşayacağımız görünmüştür. Hava Kirliliğinin ulaştığı boyut, tüm canlıların yaşamını etkilemektedir. Kültürel değerlerin korunmasında başarı sağlanmasına ve Kültür Turizminin kent için öneminin anlaşılmasına rağmen sektöre hizmet verenlerin çözüm bekleyen önemli sorunları bulunmaktadır. Daha Yaşanabilir Gaziantep için, bu Sevdaya sahip herkesin kişisel hesapları bir tarafa bırakarak, ortak akılla, açık, şeffaf, katılımcı ve demokratik bir yol izlenmelidir. Demokratik ve katılımcı bir yol izlenirken, Fiziksel ve Doğal, Çevre ile uyumlu, Yerel toplumsal ve kültürel çevre ile ilişkili, sürdürülebilirlik sağlanır ise işte o zaman MARKA KENT olabiliriz. Çözüm için, Çevre Düzeni Planının, Üst Ölçek Nazım Planın ve Ulaşım, Turizm Ana Planlarının birlikte ve ortak bakışla ele alınması gerekmektedir. Üniversitelerin, ilgili Meslek Odalarının ve diğer bilim çevrelerinin görüşlerine başvurularak, süreçleri kentte yaşayan insanlarla birlikte kararlaştırarak, tüm sorunları masaya yatırıp, planlayıp geliştirebilmeyi ve çözüm bulmayı, ümit ediyoruz. Kentimiz ile ilgili ayrı başlıklar altında sunduğumuz sorunlar aslında tümüyle birbiriyle ilişkili, iç içe geçmiş konulardır. Tümünün bir bütün olarak ele alınması, sorunun tespiti ve çözüm yollarının da bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu kentin yetiştirdiği Mimarlar ve etkin yurttaşlar olarak; bu konular ve bunun dışındaki konuları, hiçbir beklentimiz olmadan burada yer veremediğimiz pek çok ayrıntılarını da kapsayacak biçimde göreve gelecek belediye yöneticilerimizle paylaşacağımızı ve bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kentimizin yarınları için katkı sağlamaya hazır olduğumuzu ifade etmek isteriz. Saygılarımızla. 28 Ocak 2014 12. Dönem Yönetim Kurulu Adına B. Sıtkı SEVEROĞLU 71 ÇİZGİYORUM 72 03 04