1 - Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi

Transkript

1 - Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi
TMMOB MİMARLAR ODASI
GAZİANTEP ŞUBESİ
YIL: 1 SAYI: 3 - YAZ 2014
DOSYA:
Kültürel ve Mimari Değerlerin
Moda Tasarımına Yansıması
SÖYLEŞİ:
Her Zaman Farklı Olanı
Yaratmaya Çalışmak Çok Önemli
TARİH:
Gözlüklü Ali Evi
PROJE UYGULAMA:
Asmalı Konaklar 2. Etap
w w w . g a z i a n t e p m i m o d . o r g . t r
01
02
YIL: 1 - SAYI :3 - YAZ 2014
Yayınlayan
Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi
Mimarlar Odası Adına Sahibi
B. Sıtkı Severoğlu
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Hasan Özgür Girişken
Editör
TÜLAY KARADAYI YENİCE
Yayın Sekreteri
Elif Bozhüyük Şiraz
Yayın Kurulu
A.Sina Açıkkol
Cemil Açıkkol
YUSUF AÇIKKOL
MUHAMMED KEMAL ALAMo
ÖZGE BOZGEYİK
SİNEM DAĞILGAN
İREM ERKURT
MERVE ERDOĞAN
MÜNEVVER GÜRSOY
BİRAND İŞERİ
KAZIM İYİBİÇER
ÖMER ÖZEREN
İREM SARAÇ
TUĞÇE SARIÇİÇEK
Elif Bozhüyük Şiraz
KÜBRA TATAR
YURDAGÜL TÜTÜNCÜLER
TÜLAY KARADAYI YENİCE
İçindekiler
BAŞLARKEN............................................................................................05
GÜNDEM
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı
Fatma Şahin ile Söyleşi.................................................................06
SÖYLEŞİ
Her Zaman Farklı Olanı Yaratmaya Çalışmak
Çok Önemli..........................................................................................07
Grafik/Tasarım ve
İçerik Yönetimi
Mark&Mark İletişim Danışmanlığı
Telefon: 0342 232 80 81
Faks: 232 80 82
www.mark-mark.net
Basım Yeri
Gap Olay Medya Grubu A.Ş.
Mücahitler Mah. 6 Nolu Cadde 35
Nolu Sk. No:1 Olay Medya Plaza
Şehitkamil / Gaziantep
Telefon : 0342 322 86 86 (Pbx)
Faks : 0342 322 86 87
Yönetim Yeri
Mimarlar Odası
Gaziantep Şubesi
Değirmiçem Mah. 14 Nolu
Sok. No:8 Efes İş Merk.
Kat:2 Daire 6
Şehitkamil/Gaziantep
Tel:0(342) 220 96 48
Faks: 0(342) 230 06 36
[email protected]
www.gaziantepmimod.org.tr
Basım Tarihi
Haziran 2014
"Kastel" dergisi, Mimarlar Odası üyelerine ücretsiz olarak gönderilir.
Dergide yeralan yazılarda ileri sürülen görüşlerin sorumluluğu yazarlarına aittir.
Kapak Fotoğrafı:
Yrd. Doç. Dr. Bilgehan YILMAZ ÇAKMAK
01
İÇİNDEKİLER
İçindekiler
DOSYA
Kültürel ve Mimari Değerlerin Moda
Tasarımına Yansıması....................................................................10
PROJE UYGULAMA
Asmalı Konaklar 2. Etap...............................................................42
TARİH
Kahramanmaraş’ta Bir Erken Cumhuriyet
Dönemi Yapısı Gözlüklü Ali Evi..................................................46
SANAT
Sanatta Yeni Oyun Alanı…...........................................................54 Kral Henry ve Kraliçe Elizabeth’in dönemin
özelliklerini yansıtan gösterişli kıyafetleri
s.12
ÇEVİRİ
Shaanxı'de Tüm Mevsimler İçin Ev..........................................58
FAALİYETLERİMİZ
Koruma Kurulu Tescil Talebi........................................................61
40. Yılında Mimarlar Odası Gaziantep Şubesi'nin
Yerel Seçim Bildirisi.........................................................................65
ÇİZGİYORUM...........................................................................................80
Kibarlık budur. Eski Northwestern Ulusal
Hayat Sigortası Binası, 1965 Minoru Yamasaki & Ortakları Minneapolis, Minnesota. s.23
Shaanxı'de Tüm Mevsimler İçin Ev s:58
02
Asmalı Konaklar 2. Etap s.43
03
Marchesa 2008 Kış koleksiyonu
Kastel Dergisi Yazım Kuralları
Yılda dört sayı olarak yayınlanan dergimizde, mimarlık
alanlarındaki görgül çalışmalara, derlemelere (en son
literatürü kapsamlı bir şekilde inceleyen yazılar, meta-analiz çalışmaları, model önerileri, olgu sorunları ve
tartışmaları vb.), çevirilere ve özgün kitap incelemelerine yer verilmektedir.
Kastel'e gönderilen yazılar daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış olmalıdır. Herhangi bir sempozyum yada
kongrede sunulan yazılarda kongrenin adı, yeri ve tarihi belirtilmelidir. Yazılar editör ve yayın komisyonu
tarafından ön değerlendirmeye tabi tutulur.
04
Yayınlanmak üzere dergiye gönderilecek yazılar, başlık sayfası, ana metin, kaynaklar, (varsa) ekler ve yazar
notları bölümlerini içermelidir.
Metinler Times New Roman karakterde, 12 punto ve
1,5 satır aralığı ile yazılmalıdır. Metine ait görseller,
opak ya da saydam olarak verilemiyorsa, taramaların
ve/veya dijital fotoğrafların (7 cm'den küçük olmayacak şekilde) olanaklar ölçüsünde büyük ebatta, 300 dpi
çözünürlükte jpeg veya tiff dosyaları olarak verilmesi
gerekir.
Yazı Kurulu
BAŞLARKEN
Kastel’in
üçüncü sayısından
Merhaba!
Dergimizin “Moda ve Mimarlık” sayısıyla tekrar sizlerle buluşuyoruz. Mimarlığın büyük
sorunu olan “iç mi? dış mı?” sorusundan yola çıkarak belirlediğimiz bu dosya konumuzda,
mimarinin farklı tasarım dalları ile olan karşılıklı ilişkileri üzerine gitmeye çalıştık ve bu
içerikli yazılarla sizlere ulaşıyoruz…
Umarız keyifle okursunuz….
Dördüncü sayıda yeni bir “KASTEL” de buluşmak üzere…..
Yrd. Doç. Dr. Tülay KARADAYI YENİCE
05
GÜNDEM
Gaziantep Büyükşehir
Belediye Başkanı
Fatma Şahin ile Gündem
Röportaj : Hilal Merve ERDOĞAN
G
aziantep Büyükşehir Belediye
Başkanı Sayın Fatma Şahin’e bazı
sorular yönelttik
Sizce Gaziantep kentinin öncelikli acil eylem gerektiren planlama
sorunsalı nedir?
6360 Sayılı Kanun gereği Büyükşehir Belediye Sınırı olan il mülki sınırının tamamında 1/100000 ve 1/25000 ölçekli üst ölçekli
planların revizyonu hazırlanacaktır. Ayrıca organize sanayi bölgelerinde çalışan dar gelirli
kişilere yönelik ve kentin gerekli görülen yerlerinde uydu kent modeli şeklinde hazırlanan
plan değişiklikleri hazırlanacaktır.
Kentin doğal ve yapılı çevre olmak
üzere genel fiziki karakterini ve kent
silüetini hakkında düşüncelerinizi
alabilir miyiz?
Büyük bir hızla göç alan ve büyüyen
Gaziantep’te, geçmiş yıllarda kaçak, plansız
şekilde yapılaşan gri kent siluetine sahip bölgelerde ulaşım, donatı ve yeşil alan yetersizliği bulunmaktadır. Bu alanlarda yapılacak
olan kentsel dönüşüm projelerinde standartlara uygun olarak planlar yapılacaktır.
Kentsel dönüşüm konusunda geliştirdiğiniz politikalar nelerdir? Yeni
dönemde yapılacak kentsel dönüşüm
uygulamalarının önceki deneyimlerden farkı olacak mı?
Tarihi ve kültürü çok eskilere dayanan kentimizde; çöküntü alanlarında, eski kent dokusunda ve uygulanabilirliğini kaybetmiş
planlarda yapılacak olan kentsel dönüşüm
uygulamalarında bütüncül, üst ölçekli planlarla uyumlu, geleneksel mimariden besle-
06
nen, yörenin iklim ve coğrafi koşullarına uygun, çağımızın yaşam koşullarına cevap veren
mimari projeler seçilecektir. Ayrıca şehrin ihtiyacı olan yeşil alanlar, eğitim alanları, sağlık,
sosyal ve kültürel alanlar gibi donatı alanları
yasalarda ve standartlarda ön görüldüğü şekilde yapılacaktır.
Son olarak stadyum ve yakın çevresi.
Kent belleği ve kimliğinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan bu bölgeyi yakın gelecekte nasıl göreceğiz?
Kent merkezinde birçok kentsel kullanımın
yer aldığı, kent kültürü ve turizm yönünden
önemli bir destinasyon merkezi olan Kamil
Ocak Stadyum Alanı’nın, çevresindeki tarihi
doku, Kültür Yolu ve tescilli kültür varlıklarının önemini ve kullanımını arttıracak, bölgedeki yapı, araç ve yaya trafiği yoğunluğunu
olumlu yönde değiştirecek, Yüzüncü Yıl Atatürk Kültür Parkı ve Demokrasi Meydanı ile
bütünleşecek şekilde, kent kimliğine uygun
Yaşayan Kent Meydanı olarak düzenlenmesi
düşünülmektedir.
SÖYLEŞİ: Selim YUHAY
Selim YUHAY
Her Zaman Farklı Olanı
Yaratmaya Çalışmak
Çok Önemli
Röportaj : İrem SARAÇ - Birand İŞERİ Sina AÇIKKOL
ncelikle bize kendinizden
bahseder misiniz?
23 Mayıs 1972 yılı İstanbul
doğumluyum. Yıldız Teknik
Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Mimarlık
Bölümü '94 yılı mezunuyum. Mezuniyet
sonrası dört ortakla birlikte açtığımız mimarlık ofisinden 2 sene sonra kendi mimarlık ofisimizi (Yuhay Mimarlık) kurmak
için ayrıldım. Bunlara ilave olarak Digitürk
platformu Home TV kanalında ekibimle
beraber hazırlayıp sunduğum bir dekorasyon programı yaptım. Sonrasında Kanal D'de halen yayınlanmakta olan, hem
sunuculuğunu yaptığım hem de mimari
projeleri yine ekibimle devam ettirdiğim
'Evim Şahane' adlı dekorasyon programında, mesleğimi yürütmekteyim.
Ö
İşinizde popüler olmanızı nelere
bağlıyorsunuz?
İyi, doğru ve farklı tasarımlar yapmak,
kullanıcı faktörünü göz ardı etmemek ve
hepsinden de önemlisi kendinize inanmak
ve güvenmek sizi popüler olma yolunda
götürecektir.
Medyatik olmak, yaratıcı süreçte
dezavantaj mıdır?
Mimarlık alanında dezavantaj oluşturan
unsurlarla karşılaşmak çok mümkün. Bu
yüzden bizim işimizin bir parçası da dezavantajı avantaja çevirmek. Dolayısıyla
medyatik olmak bu işleyişin çok da ötesine geçen bir durum değil.
Kullanıcı talepleri tasarımlarınızda nasıl yer buluyor?
Çoğu zaman kullanıcı talepleri tasarımlara yön verir. Böylelikle kişiye özel yapılan
tasarımlar, çok daha anlamlı olur ve aidiyet dugusunu kullanıcıya hissettirir ki, bu
zaten tasarım yaparken benim önceliklerim arasındadır.
Kullanıcıyla nasıl iletişim kuruyorsunuz?
Kullanıcıyla yaptığım sohbetlerin dışında
kişiyi asıl ele veren şeyler onun haytındaki izlere bakmaktır. Bu giydiği kıyafetin
küçük bir aksesuarı olabildiği gibi, mutfağında kullandığı bir kahve makinesi ya da
evinin bir köşesinde duran basit bir aksesuar bile olabilir.
Mimar olmanız size iç mekan tasarımında ne gibi artılar getiriyor?
Öncelikle mekana bir bütün olarak bakmamı sağlıyor ki, bu da aslında doğru tasarımı ortaya çıkaran şeylerden bir tanesi.
Mekanı tasarlarken kendinizce pratik metotlar geliştiriyor musunuz?
Elbette.. Tasarımlarımın fonksiyonel olmalarına özellikle dikkat ediyorum. Bu
durum zaten pratik metotları beraberinde
getiriyor.
Görsel medyada görünen ev dekore
etmeniz dışında daha bir çok alanda tasarım hizmeti veriyorsunuz.
Süreç onlarda da aynı mı işliyor?
Tasarım süreci belli kriterlere dayansa da
bu süreç kullanıcıyla birlikte tabii ki değişime uğruyor. Bu yüzden her yeni tasarım
yeni bir süreç demek.
07
SÖYLEŞİ: Selim YUHAY
İyi bir iç mekanın doneleri
nelerdir?
Öncelikle kullanıcıyı yansıtmalı ve mekanda yaşanmışlığın izleri bulunmalıdır.
Bunu sağlayan şeylerden biri ise fotoğraflardır. Tüm bunların dışında aydınlatma ve renk de önemli doneler arasında
gösterilmelidir.
Moda mı tasarımı şekillendirir,
tasarım mı modayı?
Aslına bakarsanız ikisi de birbirini etkileyen şeyler. Bazen insanların görmek
ve kullanmak istediği şeylere yönelik
tasarım yaparsınız, yani modaya ayak
uydurursunuz; bazen de tamamen içinizden gelen o ilhama kulak verirsiniz
ve bambaşka tasarımlar yaratıp kendi
modanızı başlatmış olursunuz.
Dolayısıyla ikisi de mümkün.
Tasarım sürecinde modayı takip
etmek neden önemli?
Eğer daha fazla kullanıcıya hitap etmek
istiyorsanız modayı takip etmek doğru
olabilir.
08
SÖYLEŞİ: Selim YUHAY
Mimarın yeni trendleri aşılayabilmesinde karşılaşılan
zorluklar nelerdir?
Yeni olan şeyleri çoğu insanın kabullenmesi zordur. Bu nedenle sabırlı olmak bu mesleğin gerekliliklerinden biridir.
İyi bir tasarım için 'ikon olmak' tek başına yeterli midir?
Tabii ki yeterli değildir. Başlangıçta rağbet görebilir ama devamlılığı
için kendini geliştirmek, yeniliklere
açık olmak ve bunları kullanmak,
sürekli araştırmak ve her zaman
farklı olanı yaratmaya çalışmak
asıl önemlidir.
09
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Kültürel ve Mimari
Değerlerin Moda
Tasarımına Yansıması
Bilgehan YILMAZ ÇAKMAK
M
oda Tanımı
1. Giyim, marka, davetler, davranışlar vb. konularda insanların günlük alışkanlıkları veya stilleri.
2. Giyimin, duruşun, hareketlerin, anlayışın özellikle seçkin görünmek veya seçkin
olmak için yapılan, bir toplum tarafından
benimsenen geleneksel kullanımı.
3. Tarz, yol.
4. Herhangi bir şeyin yapısı, formu.
5. Gündemde olan, belli bir kesim tarafından kabul gören anlayış, tarz.(Random)
Bu tanımlar modanın zaman içinde gerçek
anlamından uzaklaştığını kanıtlıyor. Bugün çoğumuz için moda, yalnızca giyinme
tarzı anlamına geliyor. Oysa bu kadar basit değil. Moda; sanat, müzik, tiyatro, edebiyat, yemek, iç mimarlık, mimari, bahçe
bakımı, spor, hobi…gibi konuları, daha doğrusu duyuları uyaran her şeyi içine alır.
Yrd. Doç. Dr.
Selçuk Üniversitesi,
Mimarlık Fakültesi
10
Modanın temelinde insan vardır. İnsana
ait fiziksel sosyal ve psikolojik tüm özellikler modayı şekillendiren ve değiştiren
etki alanlarıdır. İnsanın gereksinimleri ve
beklentileri değiştikçe moda da değişir ve
insan gibi o da kendini yeniler.
Modanın tarih içindeki gelişimini ve değişimini daha iyi anlayabilmek için sanat ve
mimarinin yaşamış olduğu akımları, üslupları ve geçirdiği değişimi iyi bilmek gerekmektedir. Geçmişten günümüze birçok
üslüp, dönemin mimarisine yaşam stiline
ve modasına hakim olmuş ve etkileri yüzyıllarca yaşamıştır.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE MODA
Tarih öncesi çağlarda kıyafet bedeni koruyan giyilebilir bir barınak niteliğindeydi.
Zamanla bu giysi-barınaklar ilkel yapıların oluşumuna doğru evrildi. Bedeni iklim
koşullarından koruyan hayvan derileri ve
bitkilerden üretilen tekstil malzemeler,
zamanla yapıların çatılarını ve duvarlarını
oluşturan panellere dönüştü. Adolph Loos
“Giyinmenin Prensipleri” başlıklı makalesinde (1898), tarih öncesi giyisilerin aslın
DOSYA : MODA & MİMARLIK
da basit barınaklar olduğunu, ilkel insanın hem estetik
hem de fonksiyonel olarak “ev” kavramını yaratırken giysilerdeki tekstil malzemeden ilham aldıklarını onaylıyor
ve ekliyor: “İnsanın nasıl bina yapacağını öğrenme sürecinde başlangıç noktası giyinmeyi öğrenmesidir” (Loos A.
1898)
Giyim ve korunma arasındaki bağ çok eskiye dayanır. Örneğin Buz çağı'nda hayvan derileri hem insanların kendilerini örtmesi için hem de duvarları süslemek
amaçlı kullanılmıştır.
Resim 1: Rustik Klübe,
M.A. Laugier
Bunun dışında, Antik Yunan'da kolonlarda kullanılan
oluklu alanlar, aynı dönemin en popüler giysisi olan
chiton'un drape katlarına ve silindirik formuna referans
olmuştur. Eski Yunan'da kıyafet ve mimarinin insan figürü oranlarıyla bir harmoni içinde tasarlandığını görmek-
teyiz. Mimarideki iyonik ve Dorik üsluplar farklı 'chiton'
tarzları olarak modaya yansıtılmıştır. Hatta günümüzde
de görsel kaygı güden birçok mimar, binalar için cephe
tasarlarken modadaki katlama ve drape tekniklerini yorumlarlar.
Resim 2: Antik Dönem Yunan kıyafeti ve Mimarisi
Ortaçağ döneminin giyim tarzı ve mimarisi benzer özellikler göstermektedir.(1500-1800) Erkek ve kadın kıyafetlerindeki süslemeler, işlemeler, aksesuarlar, ağır ve gösterişli etki, mimari yapılarda da görülmektedir.
11
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Resim 3: Kral Henry
ve Kraliçe Elizabeth’in
dönemin özelliklerini
yansıtan gösterişli
kıyafetleri
Resim 4: Barok Üslubun hakim olduğu Ortaçağ katedral ve kiliselerinden iç mekan örnekleri
Moda, eteklerin kasnaklar ve kafeslerle çılgın boyutlarda
genişlediği Ortaçağ yıllarından, fabrika bacalarını anımsatan silindir şapkaların endüstriyel
devrimin sembolü haline geldiği 19.
Yüzyıla kadar genişleyen o müthiş
stil ve yorum çeşitliliği içinde, referanslarını genellikle hep mimarlıktan
aldı. Buna karşılık giysinin mimariyi etkilemesi de yalnız tarih öncesi
dönemde kalmadı ve moda, modern
mimarinin gelişiminde çok önemli
bir rol oynadı. Modernist mimarinin
temelinin atıldığı 19. Yy da giysi, en
güçlü metaforlardan biriydi. Le Corbusier, Hermann Muthesius ve Peter
Behrens gibi mimarlar, yapıyı tıpkı vücuda iyi oturtulmuş bir takım
elbise gibi yorumlayarak mimariyi
süslemelerden arındırma yoluna gittiler. O dönemin erkek giysileri, kadın
modasından çok farklı olarak, aşırılıktan ve gösterişten uzaktı. Söz konusu mimarlarda yapı süslemelerini ve
stilistik dekorları kadın modasındaki
kurdelelere, büzgülere ve pililere benzeterek, mimarinin erkek giysilerindeki sadeliğe ve fonksiyonelliğe sahip
12
olması gerektiğini savundular. Bu prensipler 1930’larda
modernist mimarinin prensiplerini oluşturdu.
Resim 5: 19.yy. sonu erkek modası
DOSYA : MODA & MİMARLIK
MODA-MİMARİ İLİŞKİSİ
Moda ve mimari, iki farklı sanat alanı, ancak pek çok noktada birleşiyor. Bunlardan ilki temel çıkış noktası olan
“insan”dır. Her iki sanat dalıda bedenin etrafını koruyan
onu kuşatan bir tabaka/hacim yaratabilmek için insan
vücudunun ölçülerini, matematiğini ve geometrisini referans alıyor. Her ikiside enerji ve malzeme kullanımıyla bedenin sınırlarını tanımlayarak etrafında iklimsel
bir çevre yaratıyor. Her ikisi de doluluk-boşluk, kişisel
alan-kamusal alan gibi ortak kavramlarla iç içe. Moda
ve mimarlık arasındaki organik ilişki belki de en iyi şu
sıralamayla sembolize edilebilir. İç çamaşırı-elbise-ceketpalto-uyku tulumu-çadır-barınak-ev-gökdelen…(Şener Y.)
Moda ve mimarinin birleştiği ikinci nokta ise tasarım; mimar ve moda tasarımcılarının, tasarım süreçleri pek çok
alanda benzerlik gösteriyor. Moda, her ne kadar geçici bir
fenomen, mimari kalıcı olarak algılansa da, ikisinin de çıkış noktasında insan bedeni yatıyor. İkisi de çevresel ve
kültürel değerlerden, gelişen endüstri ve üretim teknolo-
jilerinden etkileniyor.
Moda ve mimari, temelde insandan yola çıkan, benzer
tasarım metodlarına sahip sanat alanlarıdır. Moda, kullandığı malzemeler, kumaşlar, aksesuarlar, sahip olduğu
tarz ve kimlik ile mimari ise kullanılan yapı malzemesi,
yapı teknolojisi, iç mekan aksesuarları, değişen işlev ve
kullanım ile kişisel, siyasal, çevresel ve kültürel kimliği
sergilemek için bir araç olmuşlardır.
Mimari ve moda da yaratılan eserler, boyut ve kullandıkları malzemeler açısından farklılık gösterse de, mimar
ve moda tasarımcılarının tasarım süreçleri de fark edilir
benzerlikler içermektedir. Örneğin; ikisi de ikiboyutlu taslaklardan yola çıkarak bunları daha gelişmiş üçboyutlu
formlar haline dönüştürürler. Ortak estetik kaygısı, aynı
kuramsal ve ideolojik altyapı paylaşımı sonuç olarak biçimsel ve yapısal benzerlikleri de beraberinde getirir. Hatta
zaman içinde bu iki farklı alanlardaki tasarımcılar ilham
ve teknik stratejiler için birbirlerine dönmüşlerdir. Bunun
en dikkat çekici göstergesi ise bu etkileşimler sonucu
alanlar arası oluşmaya başlayan ortak dildir(Yıldırım H.)
Günümüzde de birçok modacı mimari eserleri veya
akımları referans alarak tasarımlar yapmıştır. Moda
ve mimari, karşılıklı etkileşim içerisinde birbirini
geliştirmeye devam etmektedir. Bazen bir taşıyıcı
sistem, bazen bir süsleme veya yapının hissettirdiği anlamsal güç, modaya yansımış veya modayı
yönlendirmiştir.
Resim 7: Marchesa 2008 Kış koleksiyonu
13
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Resim 8: Marchesa 2008 Kış koleksiyonu
Resim 9: Marchesa 2008 Kış koleksiyonu
KÜLTÜREL DEĞERLERİN MODAYA YANSIMASI
1960-1970 lerde Amerika’da başlayan ve daha sonra
Avrupa’ya yayıla,n günümüzde de hala etkilerini devam
ettiren bir akım olan Postmodernizim, modernizm akımının savunduğu ilkelere karşı olarak doğmuş ve gelişmiştir. Postmodernist düşünce, Modernizmin sahip oldu
işlevselciliğin, binalarda ruhsuz ve kişiliksiz bir akılcılık
yarattığını ve bununda insanların hem görsel hem de fiziksel konforuna yönelik ihtiyaçlarını karşılayamadığını
savunur.
Günümüzde postmodernist akım hala etkisini sürdürse
de yeni bir anlayış olarak, bağlamcılık anlayışı ortaya çıkmıştır. Bağlamcılık, tüm bilginin bağlama duyarlı olduğu
inancını temel alır. Bu fikir bir bilginin bağlamından ko-
14
parıldığında anlaşılmaz hale geldiğini söyleyecek kadar
ileri gider. Bu durum postmodern düşünceyi bağlam konusunda daha duyarlı olmaya itmiştir.
Çevresel ve kültürel değerlerin giderek azaldığı ve tükendiği bir dönemde yaşamaktayız. Bu durum doğal kaynakların daha verimli kullanılmasını ve geleneksel kültürün
farklılığının vurgulanması gibi trendleri ortaya çıkarmıştır. Bağlama dayanan ve doğal ve yerel kaynakları korumak olan bu yeni trend, Ev dekorasyonundan, giyime,
yaşam stilinden, teknolojiye ve endüstri tasarımlarına
kadar hayatımızın her alanında yer almaktadır. Günümüzün modası olarak adlandırılan kavramlar olan ekoloji,
sürdürülebilirlik, yerellik, gelenekselcilik, doğal yaşam…
hayatın her alanında karşımıza çıkmaktadır.
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Koza Genç Moda Tasarımcıları Yarışması
Türk Modasına yeni isimler, yeni çizgiler kazandırılması
amacıyla bu yıl 22. si düzenlenen Koza Genç Moda Tasarımcıları yarışması farklı tasarımlara ve özgün fikirlere ev
sahipliği yapan yenilikçi bir tasarım yarışmasıdır.
Günümüzün trend akımı olan bağlam konusunda yarışmaya katılan ve tasarımlarını sunan Sabiha Yılmaz’ın tasarımlarına ait ana fikirleri ve konsept çalışmaları şunlardır.
Tasarım Ana Fikri
Tasarımın ana fikri; Tüketim çılgınlığına karşı doğal ve
geri dönüşümlü, doğayla uyumlu ve doğal liflerden üretilmiş malzemelerden ilkbahar/yaz sezonu için kumaşlar
kullanmak, bağlama ve çevreye uyumlu kıyafet ve aksesuarlar tasarlamaktır.
Güzelliğin simgesi olan kadın günümüzde boyalar, taşlar,
süslemeler vs. ile güzellikten uzaklaşarak sahip olduğu
doğal ve mucizevi özellikleri kaybetmektedir. Sürekli değiştirilebilen ve yenilenebilen, her gün başka bir kimliğe
bürünebilen yapay bir mankene dönüştürülmektedir tıpkı yerel kaynakların ve doğanın yapaylaştırıldığı gibi. Her
geçen gün azalan ve bozulan doğayı oluşturan dört temel
unsur ateş su toprak hava tasarımlarımızın alt yapısını
oluşturmuştur. Bu nedenle tasarımlarımızda kullanılan
renkler toprak tonları, gökyüzü mavisi, su yeşili, turkuaz
ve çini motifleri içinde kullanılan ateş kırmızısıdır. Tasarımda ulaşılmak istene hedefler;
• Doğayla uyumlu malzemeler kullanmak
• Geri dönüştürülebilir malzeme kullanmak
• Doğanın renklerinden esinlenmek
• Yerel kimlik ve kültürel mirasın korunmasına katkı sağlamak,
• Yapaylıktan, özü değiştirilmiş malzemelerden kaçınmak
Tasarım ların hedeflediği kadınlar gece ve gündüz kullanımlarında hem doğal ve sade hem de
abartıdan uzak şıklığı taşımak isteyen kadınlardır. Bu nedenle kumaşlarımızda tamamen doğal
liflerden üretilen jüt, keten, deri, ipek, viskon
tercih edilmiştir. Tamamlayıcı ürün olarak
ayakkabılar, geleneksel kültürün izlerini taşıyan
takunya ve çarıktan oluşmaktadır ve çini porselen aksesuarlarla kombinlenmiştir.
Resim 10: Konsept ve Anafikir Paftası
Angora Yünü, Anadolu topraklarında yaşayan
bir çeşit tavşan yünüdür. Çok değerli ve nadir
bulunan bu yünün dünyaya tanıtılması ve verdiği özel ve sıcak histen faydalanılması temasıyla bahar aylarında kullanılabilecek mevsimlik
bir ceket tasarlanmıştır. Tasarım çini aksesuarlar ve süet deri ile tamamlanmıştır.
Resim 11: “Yazlık Angora” isimli ceket tasarımı
15
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Günümüzün moda trendlerinden olan sadelik ve
esneklik, “değişken kemer” tasarımıyla vurgulanmıştır. Geleneksel el sanatlarından olan çini
işleme plakaların birleştirilmesiyle oluşturulan
kemerin farklı yerlerde kullanımı, tek parça elbisenin 3 farklı şekilde kullanılmasını sağlamıştır.
Resim 12: “Değişken Kemer” isimli esnek tasarım
Geleneksel Türk kültüründe ayrı bir yeri ve önemi olan cepken/yelek, tek başına kullanıldığındada özel bir giysidir. Sadelik ve modernliği deri
ipler ile destekleyen tasarımda 4 farklı yelek
kombini tasarlanmıştır.
Resim 13: “Yelek Büstiyer”
isimli yelek kombinasyonları
Çini ve seramik Türk kültürünün en güzel el
sanatlarından birisidir. Sahip olduğu renkler
ve desenlerle çini sanatı kadına, büyüleyici bir
güzellik katmaktadır. Tasarım büstiyer ve elbise
olarak 2 farklı kullanımda, ipek kumaş ve deri
iplerle desteklenerek tasarlanmıştır.
Resim 14: Çini petek isimli abiye elbise tasarımı
16
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Resim 15: “Nonwoven” isimli yağmurluk tasarımı
Resim 16: “Kepenek” isimli yağmurluk tasarımı
Nonwoven (dokunmamış) kumaştan tasarlanan yağmurluk, klasik polyester yağmurluklardan farklı olarak
ham kumaşın su jetiyle sabitlenmesiyle elde edilmiştir.
Hem saf kumaş görünümü hem de su geçirmez özelliği
ile yağmurluk tasarımında kullanılmıştır.
Çobanların kepeneklerinden yola çıkan tasarımda,
sert ve keskin duruşu ile şık ve modern bir etki bırakan kalın keten, elbise üzerine giyilen bir yelek olarak
kullanılmıştır. Omuzlarda keskinliği güçlendiren deri
parçalar kepenek etkisini sağlamlaştırmıştır.
Aksesuar olarak kullanılan deri çarıklar ise geleneksel
kültürümüzün en özgün elemanıdır.
DEĞERLENDİRME ve SONUÇ
Kültürel sürekliliğin sağlanması ve geleneksel değerlerin yeni nesillere aktarılması konusu, günümüzün en
önemli problemlerinden birisidir. Eskiymiş gibi görünen,
doğalmış gibi algılanan yapay ve sonradan oluşturulmuş
tasarımlar, kültürel sürekliliğe zarar vermektedir. Bu nedenle yapılacak yeni tasarımlarda ilham kaynağı olarak
geleneksel kültürden faydalanmak ve yeni çağın gerekliliklerine uygun tasarımlar yapmak kültürel mirasın korunmasına ve geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.
Moda akımları hakim oldukları her dönemde mimariye
ve modaya, kısacası yaşam tarzına yön veren etken olarak görülmüştür. Günümüzde, ne yazık ki doğadan uzaklaşmak, yapaylaşmak, geçici ve değişken gereksinimlere
göre tasarlamak gibi özümüzü ve kültürümüzü zedeleyen
anlayışlar egemendir. Bu anlayışlar tam anlamıyla tüm
yaşantımıza hakim olmasa da ucuz üretim, prefabrikasyon ve hazır giyim sektörlerindeki gelişmeler gelip geçici
teknik ve üretimlerin hayatımızda yer almasına neden
olmaktadır.
Genç Moda Tasarımcıları Yarışmasına katılan proje çalışmasında, kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel kültürümüzün en güzel örneklerinin günümüz şartlarına uyum
içinde nasıl tasarlanabileceği vurgulanmaya çalışılmıştır.
Moda her dönem yaşam şartlarına ayna tutmuş, geçmişin
değerlerini ve geleceğin doğal kaynaklarını koruma noktasında yol gösterici bir araç olmuştur. Bu felsefeyle yola
çıkan yarışmacı, kaybolan kaynaklara değer kazandırmak
amacıyla yaptığı tasarımlar ile simgesel mesajlar vermiş
ve modanın yaşam stilini yansıtmasına örnek oluşturmuştur.
Kaynaklar
Random House Sözlüğü
Yıldırım Hakan 2011, Modanın Mimari ve Endüstriyel tasarımla İlişkisi nedir? Cumhuriyet gazetesi, 14.05.2011
Şener Yasemin, ArtDecor, Modatürkiye.com.31.03.2014
Loose Adolph 1898, “The Principle of Cladding” Neue Freie Presse, September 4., Published fort he Graham Foundation for Advanced studies in the fine arts Chicago. The
MIT pres, Cambrigde, Massachusetts, England.page: 66-69
www.modatakip.net
17
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Mağaza Tasarımında
Mimari Konsept
Atlıhan Onat Karacalı
ünümüzde
perakendecilik
sektörü akıl almaz boyutlara
ulaşmış durumda ve mağazalarda dikkat çekmek için özgün
olmak eşsiz konumdadır. Her mağaza;
ambalajı, çalışanlarının giyimi, logosu gibi
her türlü görsel tasarım bileşeni ile potansiyel müşterilerine mesaj verme uğraşındadır. Mesaj vermesi için tasarım süreci
geçirerek ortaya konulan her öğe marka
imajını etkiliyor iken markanın içinde bulunduğu yapının mimari tasarımı ve mekanın iç mimari tasarımı da görsel kimlik
konusunda göz ardı edilemez unsurlar konumundadır. Mimar ve iç mimarların uğraş alanı olan mağazalar, satış eyleminin
gerçekleştiği mekanlar olarak markanın
tüketici ile aktif olarak buluştuğu ortamlardır.
G
Öğretim Görevlisi
Hasan Kalyoncu Üniversitesi,
İç Mimarlık Bölümü
18
Hedef, daha çok tüketicinin mağazayı
ziyaretini sağlamak iken, bu hedef doğrultusunda iç mekanların oluşturulması
zorunlu hale gelmektedir. Mağazaların
mimari ve iç mimari tasarımı; tüketicilerin ruh hallerinden, satış elemanlarının
inandırıcılığına kadar pek çok unsuru et-
kilemektedir [1]. Satış çevresinin düzensiz
ve özensiz görünümü, satılan ürünler ne
kadar kaliteli olurlarsa olsunlar, satış eylemini olumsuz etkilemektedir. Bütün bu
unsurları bir çerçevede tutarak ihtiyaçlara
cevap vermek tasarlanacak konseptin görevidir. Konseptin, her biri uzmanınca tasarlanması ideal olan 5 unsuru aşağıdaki
gibi sıralanabilir:
• Mimari (konum, çevre, kütle, cephe vb.)
(uzmanı ‘mimar’),
• İç mimari (mekan organizasyonu, renk,
aydınlatma, mobilya vb.) (uzmanı ‘iç mimar’),
• Grafik (logo, işaret, etiket, paket) (uzmanı
‘grafiker’),
• İnsan (yaklaşım) (uzmanı ‘iletişimci’),
• Ürün (satılan ürünün kendisi) (uzmanı
‘endüstriyel tasarımcı / moda tasarımcısı’)
Mimari ve iç mimari açılardan mağaza
konsepti, mimari ve iç mimari tasarımda
yer alan fiziksel ve görsel öğelerin bütünüdür. Mağazacılığın asıl hedefi daha çok
müşteriye daha çok ürün satmak iken,
mağaza konsepti oluşturmanın genel hedefi satışa aracılık edecek zemini hazırla-
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Şekil 1. Mimari
tasarımı ile
kentsel
dokuyla oldukça
uyumsuz kalmış
Prada Tokyo
mağazası.
maktır. Bu bağlamda, mağaza konseptinin hedefi müşterileri mağazaya çekmek, zevkli bir alışveriş deneyimi
yaşatarak müşterilere mağaza içinde daha çok zaman
geçirtmek ve müşterilerin mağazaya yeniden gelmelerini
sağlamaktır. Sadık bir müşteri kitlesi oluşturmak ve müşterilerin mağazayı yakınlarına önermelerini sağlamak da
bu hedeflerin içinde sayılabilir. Başarılı konsept kurgusu
durumunda mağazanın yarattığı imaj yaygınlaşacak, mağaza ‘en iyi reklam’ denilen arkadaş tavsiyesi üzerinden
daha çok tüketiciye ulaşacaktır. Genel anlamda da mağaza, konsepti ile sosyal iletişime geçmiş olacaktır.
Mimari açıdan konsepti değerlendirirken; münferit yapılı
mağazalar için, tasarımda önemli unsurlardan biri kent
içerisindeki konumdur. Mağaza yapısı caddenin, semtin, kentin görsel kimliğinin bir parçasıdır. Mağaza yapısı, yakın çevresi görsel anlamda etkileşim içerisindedir.
Mağaza yapısının, tasarlama sürecinde kentsel dokudan
bağımsız düşünülmemesi gerekmektedir. Rodney Fitch’in
“küresel düşün; yerel tasarla” ilkesinde kastedilen de budur [2]. Özgünleşme belirli ölçüde kalmalı; mağaza binası, yapılı çevre ile çelişerek görsel anlamda saldırgan bir
kimliğe büründürülmemelidir. Tüketiciye ön bilgi sunma
açısından da mağazaların dış tasarımı, bizzat “mağazanın ambalajı” gibidir [3].
Konsepte iç mimari açıdan bakıldığında ise, iç mekanın
karakteri ve fonksiyonel ilişkiler öne çıkmaktadır. İç mekan planını etkileyen veriler; mağazanın yapısal verileri
(tavan yüksekliği, mağaza alanının geometrik şekli, ko-
lon boyutları ve sıklığı, mağazaya komşu hacimlerin
fonksiyonları vb.), satış eyleminin işleyiş biçimi (ürünün
tezgâhtar aracılığı ile teşhir edilecek olması, tüketicinin
ürüne dokunmasına olanak tanınıp tanınmaması vb.) ve
tüketici kaynaklı veriler (hedef müşteri kitlesinin çocuklar veya büyük beden yetişkinler olması durumunda ortaya çıkacak ergonomik veriler vb.) şeklinde sıralanabilir.
Veriler edinildikten sonra da tasarım süreci başlamaktadır. Rodney Fitch ve Lance Knobel, iç mekan tasarımını şu
temeller üzerine dayandırmışlardır [4]:
• Fonksiyon alanları (satış alanları, satışa destek alanlar,
dolaşım/sirkülasyon)
• Görsel öğeler (renk, doku, malzeme, aydınlatma, donatı)
Tasarımın karakteristiğini belirleyecek fonksiyon alanları çözümlenirken; eldeki bütün veriler, mimari anlamda
yorumlanmalıdır. Dolaşım olabildiğince basit tutulmalı;
dikkati ürünlerden uzaklaştıracak kadar karmaşık ya da
dikkati ürünlerin üzerine çekmeyecek kadar basit bir dolaşım planı ortaya koymaktan kaçınılmalıdır. Ürünler ve
teşhir elemanları; renk, form ve malzemeleri açısından
bir görsel karmaşa yaratmakta iken bunlara eklenecek
karmaşık bir plan tipi, tüketicilerin dikkatini dağıtacak;
keyifsiz ve sıkıcı bir alışveriş deneyimi yaşamalarına sebep olacaktır. Karmaşadan kaçınmak adına tasarlanacak
düz bir koridor ise tüketicilerin mağazanın sonuna kadar
yürütüp döndürecek ve ürünlerin üzerinde daha az dikkat
toplayacaktır. Mağaza dolaşım planı tasarlanırken, müşterilerin gezinmesi istenen her nokta ulaşılabilir olmalı;
bu doğrultuda, şehir planlarında olduğu gibi ana ve ara
19
DOSYA : MODA & MİMARLIK
arterler belirlenmelidir. Bu belirleme sürecinde, koridorlarda oluşacak trafik veya ellerinde paketlerle gezen tüketiciler gibi senaryolar göz önünde bulundurularak uygun
koridor genişliği bırakılmalıdır. Ayrıca; paketleme alanı,
ödeme alanı, trend ürünleri veya indirim ürünlerinin teşhir alanları gibi etrafında yoğunluk oluşması beklenen
alanlar tespit edilmelidir.
İç mimari tasarımda kullanılan görsel öğeler olan malzeme, renk, aydınlatma ve donatı da marka kimliği ile
örtüşmeli; marka kimliğini tüketiciye doğru bir biçimde
aktarmalıdırlar. Böylece mağazalar, marka kimliği ile
bütünleşik bir görsel kimlik ortaya koyarak tüketicilerin
zihninde tutarlı bir görsel imaj oluşturmalıdır. Umberto
Eco’nun ifade ettiği gibi; mimariye sadece fonksiyonel nitelikler yüklense de; iletişimsel anlamda mimari yapılar
birer mesaj iletme aracıdırlar [5].
Sıralanan tasarım kriterleri dışında bir takım prensipler
de izlenilmelidir. Örneğin, sık tekrar edilen tasarım kararları tüketicinin zihninde olumlu izlenimler bırakır. Yakın
renkler, benzer mobilya ve birbirini andıran mekan kurgusu ile oluşturulacak paralel konseptler özellikle zincir
mağazalara, kolay hatırlanma ve çabuk tanınma avantajlarını getirirler. Böyle bir yol izlendiğinde; tasarımcının görevi, esnek bir tasarım programı hazırlayarak farklı
mekanlara kolay uygulanabilir bir konsept geliştirmektir.
Gittikçe zorlaşan rekabet koşullarında, konsept oluşturmak, markalar için bir tercihten çok artık bir zorunluluktur. Günümüzün alışveriş algısında, ürünlerin ihtiyaçtan
çok sahip olmak dürtüsü ile satın alındığı gerçeği doğrultusunda, markalar sadece ürünlerini değil; ürünleri ile
beraber bir yaşam tarzını da pazarlamaya başlamışlardır.
Müşterilerin olmak istedikleri kişiliklere bürünmeleri için,
alışveriş deneyimini aktif olarak yaşadıkları mağazalar
bu anlamda eşsiz konumdadırlar. Pazarlanan yaşam tarzı doğrultusunda bir konsept ile tasarlanmış bir alışveriş
çevresi, tahmin edilenden çok daha olumlu bir tüketici algısı ortaya çıkarır. Bir kahve mağazası olarak konuya dahil edilebilecek Starbucks’ın konseptine fikir veren yaşam
tarzı, insanların akşamları bir araya gelerek, sıcak içecekler tüketerek günlük sohbetlerde bulundukları, İtalya’daki
espresso barlardır. Starbucks’ın bugün ürünlerinin yanı
sıra pazarladığını iddia ettiği yaşam tarzı da çıkış noktasından farklı değildir. Bu hedefe uygun olarak da, sıcak,
samimi, keyifli ve dinlendirici bir ortam sunmak istediği
de; kullanılan renklerden, mobilyaların biçimi ve yerleşiminden, çalınan dinlendirici müziklerden ve mekanlardaki cezbedici kahve kokusundan anlaşılabilir.
Şekil 3. Pazarladığı yaşam tarzına paralel tasarlanmış
Starbucks Amsterdam mağazası.
Şekil 2. Sık tekrar edilmiş tasarım kararlarından oluşan
konsepti ile Camper New York mağazası.
Kaynaklar
[1]. Sharma, A., Stafford, T.F. “The effect of Retail Atmosphere on Customer's perceptions of Salespeople and Customer Persuasion: An Empirical Investigation”. Journal of
Business Research, 49(2), 2000
[2][4]. Fitch, R. Knobel, L. Fitch on Retail Design. Oxford: Phaidon Press Ltd, 1990
[3]. Odabaşı, Y., Oyman, M., Pazarlama İletişimi Yöntemi, Eskişehir: MediaCat Kitapları, 2002
[5]. Grage, J. Corporate Identity. Betriebswirtschaftliche Theorie und Praxis, Tostedt: Attikon- Verl, 1993
Şekil Kaynaklar
Şekil 1. http://cdn.c.photoshelter.com/img-get/I000024Pmvj.SYuM/s/880/880/Prada-Cartier-buildings.jpg
Şekil 2. http://www10.aeccafe.com/blogs/arch-showcase/files/2014/01/camper_NY11_daici_ano.jpg
Şekil 3. http://d.fastcompany.net/multisite_files/codesign/imagecache/1280/article_feature/1280-rm-starbucks- amsterdam-bank-024.jpg
20
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Mimarlar ve Modalar
Ahmet Turan köksal
oda süreli bir kavram. “Moda”
olarak tanımlanan bir olgunun,
kendisi gibi başka bir olguyla
örtülmesi (eskimiş kılınması)
gerekiyor ki döngü tamamlansın. “Modası geçti” tanımı bu yüzden akılda kalmış.
M
Modanın (ilk akla gelen sektör olarak)
giyim kuşamdaki döngüsünün süresini
mevsimler belirler. Örneğin “2014 yaz modası” gibi. Peki, mimarlıkta bu döngünün
süresi nedir?
“Mimarlıkta moda vardır” kabulüne katılsak bile daha mevsimler, yıllar ve belki de on yıllarca geçerli ve kalıcı olması
beklememiz gerekir. Gözü bırak, tüm yüzü
kapatan büyük güneş gözlükleri, pantolon paçalarının dar ya da İspanyol kesim
olması ve bunun gibi bazen aşırıya kaçabilen giyim, kuşam detayları, modayı
takip etme konusunda takıntılı olan biri
için mevsimlik ya da yıllık yatırımlardır.
Belki “modayı takip edeceğim” diyen kişi
üç yıl önce çok para verip aldığı giyeceğin,
şimdi değersiz sayılmasını dert etmez, olağan bile sayabilir. Gel gör ki, fiziki çevreyi
oluşturan, içinde hayatımızı geçirdiğimiz
bizi şekillendiren mekânların yaratımında
yani mimari tasarımda, genel geçer heveslerin peşinde koşmak bir mimara yakışır
mı?
Las Vegas aslında olmayan bir şehirdir. Nevada Çölü’nün ortasındaki bu yerleşimden
kumarı ve gece hayatını çıkartırsanız, geriye bir şey kalmaz desek inanır mısınız? Her
şey yalancı, zorla kimliklendirilmiş ve bir
o kadar da geçicidir. Las Vegas Strip denen
caddesi üzerinde Venedik taklidi yapan bir
otel vardır. Binanın içinden kanal geçer ve
yüzlerce metre uzanan kumarhanenin üst
katındaki alışveriş merkezini boydan boya
ikiye böler. Elektrik motorlu gondollar ve
onları süren konservatuar mezunu yatay
çizgili elbiseli, kırmızı kurdeleli hasır şapkalı sürücüler, kapalı mekânın bulutlar
resmedilmiş yalancı gökyüzü tavanlarını
çınlatırlar. O anda gündüz mü, gece mi
bilemezsiniz. Keza otelde kumar oynayanların sadece kumara ara verdiğinde odasına çıkıp uyuması için ayarlanmıştır her
şey. Aynı caddenin biraz ilerisinde Mısır
Piramidi şeklinde bir başka otel, Eyfel’in
ufak bir çakması ve hatta New York taklidi
binalara da rastlarsınız. Las Vegas denen
şey aslında bütünüyle yalan, gösteriş ve
modanın kol gezdiği bir caddedir. Oteller
arasında bir de Crystals City Center isimli
AVM vardır. LEED, Altın sertifikaya sahip
olduğu öğrenildiğinde bu tür sürdürülebilirlik sertifikalarını sorgulamak gerekliliği akla gelir. 24 saat tabelaların ışıkları
kapatılmaz, keza gün ışığında bile dikkat
çekmesi istenir. Tartışılmaz, Las Vegas m2
bazında dünyanın en çok enerji tüketen
şehridir. İşte bu alışveriş merkezinde Prada
isimli markanın kendine özel tasarlanmış
bir binası vardır. 2010 yılında yeninden
yapılır gibi tadilat görmüş. Tahminimizce
2016 yılında belki yeniden yapılacaktır.
İşte moda ve mimarlık kavramlarına avuç
avuç tüketim ve lüks eklediğinizde ortaya
bu manzara çıkar.
Mimarlar kalıcı şeyler yapmakla övünürler. Binaların yapım teknolojilerindeki gelişmeler moda yaratmaktan öte bir ilerleme unsuru olarak görülmelidirler.
Örneğin betonarme… Çimento, kum ve su
ile karıştırılır ortaya çıkan beton, kalıba
konur donmaya bırakılır. Sonunda basıya
dayanıklı bir malzeme elde edilir. Donma-
Yrd. Doç. Dr.
Zirve Üniversitesi
Mimarlık Bölümü
21
DOSYA : MODA & MİMARLIK
dan içine “arme” olsun diye güçlendirme amaçlı demir
konunca betonarme ortaya çıkar. 1960’larda betonun
hem plastik hem de fonksiyonel bir taşıyıcı öğe olmasıyla
altın çağını yaşadığını söyleyebiliriz. Evet, sık kullanılmaya başlandığında betonarmenin bir moda olduğu iddia
edilir. Ülkemizde de betonarme karkas en sık kullanılan
yapı sistemidir ama kalıbı düzgün çakıp, betonu iyi döküp
sıvamadan “brüt beton” bırakalım bu yüzeyi dendiğinde,
müteahhidin mimarın suratına ters ters baktığı görülmemiş şey değildir.
Zamanında moda gibi duran betonarmenin, nasıl estetik
bir öğe olarak tasarıma etkidiğine ve moda ikonu olmaktan öte gidebildiğine değinelim. Belki köpek kulübesini
bile betonarmeden yapanlara, izansız kentsel dönüşümün kötü sonuçlarını gözümüze sokanlara ve sınırsız sorumlu beton çirkin binalar üretici TOKİ’ye rağmen, ahşap
kalıbın söküldükten sonra yüzeyde bıraktığı izleri sevip
sıvanmasına katlanamayanların hatırına betonu anlatalım. Böylece “moda” “mimarlık” ilişkisinin, genel geçer bir
şey olmadığını daha kolay anlatabiliriz.
Brezilya Ulusal Kongre Binası, betonarmenin ruh bulduğu yapılardan.
İşbu yazının müellifinin akşam saat 10.00’da (PM) kalkacak olan New York, Miami uçağı için JFK havaalanına gidip TWA terminaline 14 saat zaman geçirerek bakılmadık detay bırakmadığını da söylemek lazım. Fin Mimar Eliel
Saarinen’in mimari öngörüleri dahi Eeoro Saarinen’e saygı duymak için yeterlidir. Evet, o zaman betonarme moda diye
görülmüştür. Böyle modaya can kurban.
Terminal havalanan bir kuş formundadır. Hem iç hem dış mekândaki detaylar takdir edilesidir. Sadece tasarlamak değil
bu detayları hangi kalıp teknolojisi ile yaptıkları bir muammadır. Artık direkt 3D yazıcılar ile bir bölü bir boyutta bina
yapıldığını biliyoruz.
Farklı açıdan bir
fotoğraf. Terminalin
cam cephesi.
“Betonarme modası” iyi ki 1960’lara
damgasını vurmuş. Hepsini örneklemek istesek bile ne seçim gücümüz
yeter ne de bize ayrılan sayfa sayısı.
Fakat yine de tecrübeli mimarların
hafızalarını yenilemek, yeni yetmelerin de yiyecekleri fırınlarca ekmeği
hatırlatmak gerek. Modayı sıkı takip
ediyorlarsa bilmeleri lazım.
22
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Felix’in Mexico
City’deki restoranı
ve çatısı. 2000’li
yıllar değil 1960’lar.
Betonarme sadece moda değil ayrıca bir deha
gösterme aracı. 92 metre açıklık geçmek ne
demek? Hem de betonarme çatı yüzüyor.
Roma’ya gittik ama içine giremedik, İtalyanlar yeniden masraf edip bir daha Roma’ya gitmemizi istiyorlar belli ki.
Ahşap değil söz konusu taşıyıcı betonarmedir.
Biraz da betonarme cephe modasına bakalım. 50 senedir
moda betonarme.
Kibarlık budur. Eski Northwestern Ulusal Hayat Sigortası
Binası, 1965 Minoru Yamasaki & Ortakları Minneapolis,
Minnesota
1960’larden cephelere devam edelim.
23
DOSYA : MODA & MİMARLIK
ESCH AND HIMMELEIN –
Leverkusen’deki bir kilisenin
prekast duvar pençeleri.
Bu sefer
Zürih’ten yine
1960’lar. Bonalli
Apartmanı
cephesi.
Prekast yani başka yerde hazırlanıp yerine
monte edilen hazır beton parçalar konusunda
dâhiyane bir geometri ve onun teknik çizimlerini paylaşmaktan onur duyarız. Yazmadan
tahmin etmelisiniz ki yine 1960’lar. Tasarlayan ve üreten dâhinin ismi Walter Litner.
Bu sefer ayıp olmasın diye 2009 yılına geliyoruz.
Nottingham Contemporary, Nottingham
Modası geçmiyor dedik ama yine de teknolojik gelişmeleri de kaçırmamak lazım.
İşte size şeffaf beton… Maliyeti azalırsa
mekânların doğal ışığa kavuşmasında büyük fayda sağlayacak gibi.
24
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Şişli’de
bir apartuman
İçine biraz da pembelik katılmış bir şeffaf beton parça.
İçine konulacak demir donatıları da kromaj işlemine
sokmak lazım.
Lüküs hayat diye bir müzikal vardı. “Şişli’de bir apartuman”
diye başlar hani. İşte moda değil bir nevi yozlaşma safhasının
başlaması ülkemizde görülmüştür. Betonu moda değil diye
tanımladık ama asıl moda eskiye saygı duymadan her şeyi
maddi kazanç için satmak olmakta.
Bu kadar farklı söylemin arkasından özetle: Mimarlık, modanın emrindedir. Ama eğitimin de, sağlığın
da, ulaşımın da, hapishanenin de… Fark gözetmeden
her fonksiyonun emrindedir. Güncel kalacak, mekânı
kullanacak olanları etkileyecek moda öğeleri ya da
markaları için mekân yaratabilir. Malzeme, yeni teknolojileri kullanmak için farklı açılımlara da gebedir.
Fakat bilinmelidir ki mimarlık, genel geçer ürünler vermek yerine kalıcı olmayı amaçlar. Modaya, trendlere boyun eğmiş mimari sıradan olmaya
mahkûmdur. Modası geçince değiştirilmek için can
atılacak ürünler verir sadece. Mimarlıkta moda betonarmede geçmemişse, belki bazı detaylarda “akım”
dediğimiz yollara kayabilir ama gelip geçici sonuçlara değer vermez.
İşbu yazı mimarlık ve moda konusunda bilgi vermek
yerine mimarlıkta beton temalı oldu denmemeli.
Mimarlık çığır açacak bir yeni yapım malzemesini
özümsemiştir. Çok önemli bir detaydır. Yani betonarme aksesuarlarda moda olabilir belki ama mimarlıkta moda yaratmamış aksine bilinçli bir plastik seçim
haline gelmiştir. İlla moda mı istiyorsunuz, işte size
betondan yapılmış bir telefon kılıfı. Yere düşse ne
olur ki? En fazla döşeme zarar görür.
Titreşimi
hissetmeyebilirsiniz.
Mimarlığın modası, modası geçmeyecek mekânlar yaratmaktadır.
25
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Bir Mekan Olarak
‘’mutfak’’
Murat ERÇELEBİ
Tarihsel Süreç İçerisinde ‘’Mutfak’’ Mekanı
Bir mekan olarak mutfağın yorumlanabilmesi için tarihsel süreç içerisinde
yemek hazırlanan mekanların genel hacim içerisinde konumlanışı , barındırdığı fonksiyonların işlerliği ve zaman içerisinde bu işlerliğin evrimi ile
alakalı konuların da bilinmesi gerekmektedir.
1
mimar
26
Kesme, doğrama, soyma, yıkama, temizleme, arıtma, pişirme, ısıtma, servis ve
servise hazırlık gibi fonksiyonların yanı
sıra yeme fonksiyonu da mutfağın barındırdığı işlevlere dahil edilebilir. Ayrıca
ailenin sosyoekonomik, eğitsel, kültürel
ve manevi inanışları ile ekonomik özelliklerine bağlı olmakla beraber bir mutfak mekanı içerisinde çeşitli toplantılar
, dikiş , tv izleme , çiçek yetiştirme vb.
konularda da bir takım fonksiyonlar görmek mümkündür.
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Bir mekan olarak mutfağın yorumlanması , ısı kaynaklarının gelişip değişmesiyle bağlantılı olmuştur.
Bu süreçte ocağın ne kadar büyük bir öneme sahip olduğu aşikardır. Daha eskilere gidildiğinde ise tek mekanlı
konutlarda hacmin ortasında yer alan ateşten yararlanan insanlar , mekan sayısı arttıkça, ateşin bulunduğu
hacmi özelleştirerek ilk mutfağı tasarlamışlardır.
Eski Yunan’da mutfak ; Zenginlerin evlerinde evin dışında toplanılan ve oturulan bir alandı.
Roma döneminde büyükçe bir salonun yanındaki mekan bölümlerinden biri halini aldı.
Mezopotamya kültüründe ise mutfaklar yer altında yapılmış olup tavanlarından açılan deliklerle havalandırma ve aydınlatmaları sağlanıyordu.
Tarihsel süreç içerisindeki devinim ve değişmeyi biraz
anlatmaya çalıştım. Ama herşeyden önce mutfak mekanının tüm aile bireylerini bir araya toplaması, konut
hacminin genelinde çalışılabilen mekanlardan birisi
olması ve benzeri bakımlardan çok önemli bir mekan
olmasını aktardık.
27
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Bir mutfak
mobilyası
olarak ahşabın
kullanılması
İlkçağ’dan beri
süregelmektedir
aslında..
Ahşabın işlenebilirliği ve kolay şekil alabilmesi insanoğlunu mutfak mekanını kullandığı aksesuar ve
gereçleri saklayabilmesi için mobilyalarla doldurması gerekliliğini hissettirmiştir.
Mutfak gereçleri ve çeşitli yemek hazırlama fonksiyonlarının
işlemesini sağlayan tüm araç ve gereçleri saklama ihtiyacı
her zaman ahşaptan da olmamıştır.
Bu gereksinimi topraktan yapılan çömlekler ve raflar ile
mevcut mağara duvarını oyarak sonradan oluşturulan küçük
açıklıklar da karşılayabilmiştir.
2) Mutfağın Modern Yorumu
Günümüz mutfaklarına yeniden dönecek olursak, tarihsel
süreç içerisindeki değişimleri adeta hafızasına kazıyan insanların bir yeniden yorumlama mekanizmasıyla bir çok
değişime ev sahipliği yaptığı görülmektedir.
Hatta o kadar ki; mutfaklar artık yalnızca yemeklerin
pişirildiği, sunulduğu ve yenildiği mekanlar olmaktan
28
neredeyse çıktı. Görsel özellikleri fonksiyonelliğin bile
önüne geçti diyebilirim. İnsanlar artık bir mutfaktan yemek pişirmek dışında şeyler de bekler hale geldi. Örneğin
gösteriş ve zenginliğin simgesi olarak aşırı abartılı taç ve
ışık bantları, renk patlamaları, geniş çekmeceler, camlı
elemanlar, motor mekanizmalı ve dokunmatik özellikli
mutfak mobilyaları vs. gibi..
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Açık raflar , kapaklı saklama mekanizmaları , pişirme alanları , bir çalışma tezgahı , uzun vadeli saklama alanları , yeme
mekanı gibi alanların gelişen teknoloji ile özelliklerine yenilerinin eklenmesiyle ve yapımlarında kullanılan malzemelerin daha kullanışlı bir hale gelmesiyle artık mutfaklar evlerin en gözde mekanlarından biri haline geldi.
Bir mutfakta yıkama fonksiyonunu ele alacak olursak;
eviyenin tezgah üzerindeki konumu , pencereye göre
konumu, yerleştiği modüle ve mutfağın genel yerleşimine göre konumu çok önemlidir.
Eviyenin elemanlarından musluk / bataryaların da aynı
şekilde eviyeye konumu, kullanışlılığı ve ne kadar uzayabildiği de en önemli konulardan biri haline geldi.Eviyelerin de kazanlarına göre tek gözlü, çift gözlü , bir buçuk
gözlü olanları ve daha farklı bir çok çeşidi artık mevcut.
Damlalıklı olanları, damlalıksız olanları, kapatılabilir
cam kapakları bile var modeline göre.
Isıtma birimlerinden olan ocak’ların da yine eviyeler gibi
o kadar fazla çeşidi artık mağazalarda var ki ; her renkten,
her çalışma biçiminden her mutfağa uygun ocak bulmak
artık çok kolay oldu.İndüksiyonlu ocaklar elektrik bakımından tasarruf sağlarken temizleme kolaylıkları ile de
öne çıkmaktadır.
Isıtma çeşidi , şekli ne olursa olsun hepsinin yalnızca bir
amacı var ; ‘’yiyecekleri yenebilir hale getirebilmek için
ısıtmak , ısıtmak ve ısıtmaktır..’’
Fırın , mikro dalga , ocak ve buzdolapları için de artık mobilyaların içerisinde imalatçı tarafından hazırlanan özel
bölmelerde yer açılmaktadır.Tam ankastre , ankastre ve
solo biçimde kullanılabilen bu yerleşim biçimleri kullanıcının isteğine göre mutfaklarda yerini alabilmektedir.
29
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Fırınlar için de aynı şeyleri söylemek mümkün.Renk ve fonksiyon
özelliklerine göre seçenek bir hayli fazla. Mutfağa uygun yakışanı
bulmak ve kullanım kolaylığı bakımından hangisinin seçileceği konuları artık neredeyse bir uzmanlık alanı haline geldi bile.
Davlumbaz ve aspiratörler konusunda da bir teknolojik devrim yaşandığı aşikar. Yemek buharı ve kokuları için yalnızca doğal havalandırmanın kullanıldığı evler artık yok denecek kadar azdır sanırım. Her tarz mutfak için her tarz modelleri bulunmaktadır.
3) Mutfak Tasarımında Eleştirel Notlar ;
Hiçbir tasarım mükemmel değildir! En harika çözümlerin, en estetik tasarımların bile bir yerlerinde mutlaka noksanlıklar vardır. Bu
yalnızca mutfak için de geçerli değil üstelik. Mimarinin ve mekan
tasarımlarının tamamı için geçerli bir noktadır. Örneğin yandaki
mutfağa eleştirel bir göz ile bakacak olursak;
-Çerçeveli ve yer yer camlı dolap kapakları kullanılmış.Bu mutfağın
ağır klasik etkisini yumuşatıcı bir etki yaratsa da boyama biçimi ve
rafların konumlanışı itibari ile modern çizgiden uzak bir mutfak havası katmıştır.Tezgahın doğal ahşap görünümü ve tonu , kapakların
tonuyla uyum içerisinde olduğu söylenebilir.
-Cihazın (fırının) seçiminin yanlış olduğu apaçık ortada.Daha krem
tonlarında ve düz hatlı bir fırın işi daha estetik sonlandırabilirdi.
-Kulp seçimlerinin kapaklarla uyumu ve görünür yanların ahşap tınısıyla uyumu göz önüne alındığında gayet doğru bir tercih olduğu
ilk bakışta göze çarpmaktadır.
-İnce, muhtemelen 16lık bir tezgah kullanılmış.Ve tezgaha yerleştirilen aksesuarların da ne kadar doğru olduğu gayet net görülmektedir.Adadaki hareket modern ve asimetrik bir hareket katmış olsa
da boy modülleriyle beraber uyum içerisinde olsa da temizlik bakımından alt kısmında ekstra bir hacim doğuracağından ülkemiz ve
Gaziantep koşullarında çok tercih edilmeyecek bir detay oluştuğu
göz önünde bulundurulmalıydı.
Ahşap görünümlü kaplamalı veya doğal ahşaplı mutfaklar
da otantik ve doğallık seven kullanıcılar için tercih edilebilir.Yukarıdaki örnekte ahşabın ve metalin uyumu göze
çarpmaktadır.Kulpların ikinci planda kaldığı bu tasarımda
kullanışlılığın öne çıktığı görülmektedir.Yemek bölümünün
yanında konuşlanan mini büfe ile raflı kısım çeşitli ihtiyaçları karşılayabilecek formattadır.Beyaz lakeli üst modüller ise
mekanın genel rengi olan beyaz tonlarına modernlik katacak
bir parlaklıkla yerini vurgulamaktadır.
30
DOSYA : MODA & MİMARLIK
4) Mutfakların gelecekleri hakkında öngörüler ;
Gerek tasarımsal alt yapının hızla daha farklı ve deneysel
çalışmalara izin vermesi, gerekse somut olanakların buna
izin verebilir hale gelmesiyle beraber teknolojinin de katkısını bunlara ekleyecek olursak ortaya daha neler çıkabileceğine dair tahminlerde bulunmak pek de zor olmayacaktır.
Belki de pek de uzak olmayacak bir gelecekte kalori bakımından zenginleştirilmiş kapsülleştirilmiş yemek formları hayatımızda kendine
yer bulacak.Bu sayede mutfaklara bile ihtiyaç kalmayacak.
Bu bir ölüm senaryosu sayılabilir mutfak imalatçıları ve ithal mutfak satıcıları için ama yalnızca bir öngörüden ibarettir.
Teorilerden birisi bu olabilir ama bir farklı teori olarak minimalist yaklaşımların ve birkaç fonksiyonu bir arada toplayan tasarımların artabileceği öngörüsü sanırım en gerçekçi
olanı..
Bu senaryoyu destekleyen en önemli tezlerden birisinin
artık mutfakların tüm aileyi aynı yerde toplama özelliğini modernleşen dünya görüşleri ile yitirmesi olduğunu da
hatırlatalım.
31
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Herkes elinin altındaki interneti , arkadaş gruplarıyla yapacağı sohbetleri , gezmeyi ve benzeri aktiviteleri ailesiyle
yemek yiyip vakit geçirmeye yeğler hale geldi.Durum böyle olunca arsa fiyatlarının zaman geçtikçe artması ve buna
parelel olarak, konut yapılarının artık mutfakları en önemli mekanlardan biri olmamaya başladı.
Öyle ki artık günümüzde bile bir
çok modern rezidansta salonun
bir köşesine yapılan ufak bir niş
mutfak bile işi çözer hale geldi.
Bu iç karartıcı tablolardan sonra
mutfak kavramımın Kültürümüzde ve Dünya Kültüründe ne denli
önemli ve değiştirici bir etkiye sahip olduğu kendiliğinden öne çıkmaktadır.
5) Mutfak tasarımına dair
püf noktalar;
Mutfağın tasarımı mekana göre değil , mekan mutfağın tasarımına göre olursa bu durum tasarımcı
için tüm sınırlayıcıları ortadan kaldıracağından
hem çok zor bir durum olurken hem de optimum
çözümlere ulaşması için daha elverişli bir durum
olacaktır.
32
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Çünkü bir tasarımcı sınırlayıcılarla çalışa çalışa artık bu
sert yasalara uymaya alıştırmıştır kendiniğ , yeri gelir
tasarımını bir tablo üzerinden bile mihenk taşı olarak
başlayabilir.Ya da bir koltuk bir tasarım için esin kaynağı
olabilecektir.
Mutfak tasarımına yeniden dönecek olursak , mutfaklar
tarihsel süreç içerisindeki değişimleri , modern çağdaki
evrimleri ve gelecekteki halleri üzerine öngüler ile zaten
kafamıza yer etmişti.Bu yer ediş , ufak tüyolarla daha verimli hale gelebilecektir.
Mobilya ünitelerinin (modüllerin) yerleşimi;
-Bu konuda çoğunlukla su ve elektrik
tesisatı belirleyici olabilmektedir.Örneğin eviye ve bulaşık makinesinin yerleri bahsedilen belirleyicilerden biridir.
Damlalık hangi tafaftaysa bulaşık makinesinin hemen altında olması gerekliliği , ocağın hemen altındaki modülde
çekmece mekanizmalı bir modül olması
gerekliliği ve buzdolabının yanlardanarkadan bırakılacak boşluklarla hava
alması gerekliliği gibi sıkıcı konulardan
bahsetmeyeceğim.
Benim yaklaşımım biraz daha tasarım ve estetik üzerine notlardan oluşacak.
Genç ve dinamik bir çift için; varaklı , fugalı veya ağır
tonlarda bir mutfak önermem.Bu yaşamsal enerjilerini körüklemek yerine masif bir hava katacağından tembelleştirebilir.Bunun yerine dinamik renklerden olan parlak yeşil ,
sarı veya belki kırmızı ile siyah beyaz canlı bir fresh mutfak seçmelerini tavsiye edebilirim.
Orta yaş grubu kullanıcılar ; için görsellik yerine
evde daha çok vakit geçirebilecekleri ihtimaline nazaran
kullanışlılığın öne çıktığı mutfak yerleşimi tercih edilmelidir.Klasik ve çerçeveli kapaklar kullanılabilir.Camlı üst ve
alt modülasyon seçimleri yapılabilir.Ancak lakeli ve ahşap
kaplamalı / masif ahşap dokulu mutfak dolapları da tercih
edilebilir.
Yaşa ve cinsiyete göre bir sınıflama ne denli doğru oldu
bilmiyorum ama bu yaklaşımı çürütebilecek onlarca genç
çift onlarca da orta yaş sınıfı kullanıcı olduğuna eminim.
Mutfakta kullanılan aksesuarların da mutfağın tasarım algıısında çok önemi olduğunu unutmamak gerek.Ne mutfağın çok geri planda kalabileceği aksesuarlar ne de varlığı
yokluğu belli olmayan aksesuarlar kullanıldığında başarıdan söz edilemez.Ancak bir aksesuardan beklenen birincil
etki mutfağı daha güzel göstermesidir.
Mekanlarımızın hepsinin ortak bir amacı olduğu unutulmamalıdır.Kullanıcılarını rahat ettirebilmek ve daha konforlu bir yaşam için olanak sağlamak!
33
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Moda, Mimarlık ve
Tüketim
Cemil GÖNÜLALAN
irbirinden çok ayrı iki
alan gibi görünen Moda ve
Mimarlık aslında "Tasarım"
başlığı altında kesişen ve
hatta her daim içiçe olan disiplinlerdir.İki disiplinin temelinde de
insan ölçeği vardır.Malzemeler farklılaşsa da ortaya çıkan ürünler insan
içindir.İki disiplinde sürekli üretkenlik
üzerine kuruludur.Mimarın tasarlamak dışında ortaya çıkan tasarım ile
ilgili teknik görev ve sorumluluklarının yanısıra tasarladığı bina sadece kullanıcılarının değil, konumu ve
fonksiyonu itibariyle bir toplumu ya
da toplumun büyük bir parçasını etkilemektedir.Oysa ki moda sektöründe
ürünün etki alanı sadece kullanıcısını
veya kullanıcının dolaylı olarak yakın
çevresini ilgilendirir.Mimarlık ürünleri genel olarak kalıcılığa oynayan bir
disiplinkenmoda çok devingen her sezon değişen her an evrilen bir üretim
alanı…
B
mimar
34
Son yıllarda gelişen inşaat teknolojilerinin mimaride de birçok şeyi değiştirdiğini söyleyebiliriz.Bugün belki de bu
teknolojiler sayesinde Zaha Hadid, Daniel Libeskind veya Frank Gehry gibi
kendi tarzlarını ortaya koyan yıldız
mimarları çok daha yakından tanıyor
ve diğer tasarımcılardanayrışan yanla-
rını takip edebiliyoruz.Moda tasarımcıları 1/1 ölçekte çalışırken mimarlar
1/25.000 ölçekli kent planlarından 1/1
ölçekli detay tasarımlarına kadar geniş bir yelpaze de çalışmak ve herşeyi
düşünmek zorundadırlar.Tabi zaman
içerisinde mimarlık disiplininde şehir
bölge planlama, iç mimarlık, peyzaj
mimarlığı gibi alt dallar kendi içlerinde ayrılmışlardır.Yine de bu alt dallar
mimarın bütün bu konulara hakim olması gerçeğini değiştirememiştir.Belki
de bu yüzdendir ki mimarlar tasarımın
birçok alanında varolmuşlar,endüstri
ürünleri tasarımından modaya kadar
birçok alanda tasarım yapmışlardır.
Frank Lloyd Wright'ın Guggenheim
Müzesi için tasarladığı hediyelik eşyalar, Oscar Niemeyer’inölmeden çok
kısa bir süre önce Converse için tasarladığı ayakkabılar, Zaha Hadid'in önce
Melissa sonra Lacoste için tasarladığı ayakkabılar, Frank Gehry 'nin JM
Weston için tasarladığıayakkabılar
ve Tiffany&Co için tasarladığı takılar
aslında yıldız mimarların moda tasarımında da ne kadar etkin olduklarını
gösteriyor.
Tabi az da olsa diğer alanlarda tasarım
yapan moda tasarımcıları yok değil.
Mesela dünyaca ünlü modacı Hüseyin
Çağlayan kendisini moda tasarımcılardan çok mimarların anladığını
DOSYA : MODA & MİMARLIK
söylüyor.Daha önce "Giyilebilir Mimarlık" kavramını sorgulamış özellikle sehpaya dönüşen etek tasarımı ile çok
geniş kitlelere ulaşmıştı.Yine aynı şekilde Cemil İpekçi
Bodrum'da bir sitenin bütün konsept tasarımlarını yapmıştı.
iç güdüleriyle tüketim aracı olmaya başladı.
Ülkemizdeki mimarlık ortamına değinecek olursak dünyaya hükmeden bir neslin torunlarıyız ve çok köklü bir
kültürden geliyoruz. Tabi tarihteki gücümüzü ve kültürümüzü mimarimizi de yansıtmışız.Selçuklu Dönemi yapıları da,Osmanlı Dönemi yapıları da, Cumhuriyet Dönemi
yapıları da kendine has güzellikleriyle ve bütün ihtişamlarıyla yanı başımızda duruyor. Bir yanda çok başarılı mimarlarımızçok başarılı projelere imza atıp Dünya çapında
önemli ödüller alırken diğer yandan da TOKİ'nin yaptığı
mimari anlamda niteliksiz,dokuya uymayan yapılar her
geçen gün artıyor.
Tarihçiler bütün toplumlarda takıların ve giysilerin süsleyici bir özellik taşımasının yanı sıra zenginliği,benimsenmiş
olan dini ya da toplumsal durumu belirten simgeler olduğunu ortaya koymuşlardır.Toplumların kültürleri,yaşama
biçimleri ve inançları tıpkı mimarlık gibi döneme ait modayı da etkilemiştir.
Başlıkta bahsi geçen tüketim kavramına gelecek olursak
sürekli tüketimden bahsettiğimiz şu günlerde moda ve
mimarinin de bu tüketim sınırları içinde kalması kaçınılmaz sondu.Tüketimden bahsederken sık sık karşılaştığımız -globalleşen dünya- söyleminden de bahsetmemiz gerekir.Gelişen teknolojiyle birçok şeye ulaşmamız
çok kolaylaştı. Bununla birlikte moda ve mimaride de
Dünya'nın birçok yerindeki kültürel ayrışmalar azaldı,
insanlar ve binalar aynılaşmaya başladı.Benzer teknolojilerle yapılmış ve birbirine çok benzeyen binalara dünyanın birbirinden çok farklı iklim özellikleri gösteren coğrafyalarında bile rastlayabiliyoruz. Tabi giyim için de aynı
şeyi söyleyebiliriz. İnsanların farklılıkları giderek azaldı,
herkes birbirine benzemeye başladı.Başka bir yönden bakarsak da farklı ve özel olmak isteyenler için kendini daha
rahat tarifleyebildiği kıyafetlere ulaşabilmesi için artık
çok fazla imkan var.
Tabi "Osmanlı-Selçuklu" tarzı denilen taklit üslup bile
olamamış kamu yapılarından da bahsetmeden yazımı bitirmek istemedim. Merkezi yönetimin istekleri, yerel yönetimlerin ve kurumların belki yaranma belki de merkezi
yönetime bağlılıklarını göstermek için yapılan binalarda
da mimarı bu üslupta binalar tasarlamaya zorlaması atalarımızın yüzyıllar boyunca yaşantılarından izlerle ortaya
koydukları mimari değerleri tüketmekte her geçen gün
bu taklit tarzda yapılan her yeni binayla mimarimizi değersizleştirmektedir. Bu dönemin mimari modasının da
ülkemizde bu şekilde kabul gördüğünü varsayıyorum.
Mimarlığın tarihsel sürecine baktığımızda mimarlığın da
bir modası olduğunu,dönemlere göre akımların doğduğunu son olarak da 19. yy. sonlarında açığa çıkan modernizmin açığa çıktığını ve hala günümüz yapılarında etkisini sürdürdüğünü söyleyebiliriz.İnsanlığın varoluşundan
başlayarak barınma ihtiyacıyla varolan "Mimarlık" kavramı her geçen gün gelişerek bugüne kadar her zaman
önemli bir yere sahip oldu ve dünya üzerinde yaşam
olduğu müddetçe deönemini korumaya devam edecek.
Başlangıcında ihtiyaçların şekillendirdiği bu üretme süreci giderek güç göstergesi,ihtişam,lüks arzusu,binaların
daha büyüğünü,daha güzelini veya daha uzununuyapma
35
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Gaziantep Mimarları İle
Moda Üzerine
Ceren SEVEROĞLU UĞURLUER
oda mı tasarımı şekillendirir, tasarım mı modayı?
‘‘Moda’’, bir değişiklik gereksinimi ile toplum yaşamına dahil
edilen geçici yeniliklerdir. Bu
yeniliklerin yaygın duruma gelerek, herkesçe kabul edilmesi masif bir üretim ile
vitrinlerde, yapı sektöründe, mağazalarda
görünür olması ile yakından ilgilidir. Renk,
malzeme ya da bir tekstil bir fonksiyon ile
bir araya gelerek kullanıcı ile buluşur ve
‘‘moda’’ kullanıcıya sunulmuş olur. Geçici
kabul edilen bir yenilik sizin tasarımınızı
şekillendirmenizde bir başlangıç noktası
olabilir. Dikkat etmek gereken bir konu
vardır ki o da sizin tasarladığınız mekan,
ürün veya çözümün de bu ‘‘moda’’ gibi
geçici olmamasıdır. Bana göre, tasarımın
şekillenmesinde asıl etkili olan konu; kullanıcın yaşam alışkanlıkları, sektörel dinamikler ve eğilimlerdir(trendler).
M
Tasarım sürecinde modayı takip
etmek neden önemli?
Bir önceki soruda da belirttiğim gibi tasarım sürecinin esin kaynağı ‘‘moda’’
değildir. Kullanıcı ihtiyaçları, mekanın
ihtiyaçları, fonksiyonlar, sektörel eğilimler ve değişkenler tasarım sürecini besler.
‘‘Moda’’yı takip etmek, o sırada var olanı
ve kullanıcıya sunulanı görmektir. Yaratıcı disiplinden gelen ve kullanıcı ihtiyaçlarına verimli çözümler önermesi beklenen
biz profesyonellerin, yarını öngörerek
36
ilerlemesi beklenir. Takip etmesi değil.
Yeni trendlere tasarımlarınızda
nasıl yer veriyorsunuz?
Bir mimar olarak doğrudan ilgili olduğum
sektörlerin yeniliklerini farklı kanallardan
takip ediyorum. Aynı zamanda makro
ölçekte kullanıcının sosyo-ekonomik etkilerinden de beslenerek, mikro etkilerini yorumlamayı seçiyorum. Eğilimler ne
yönde gidiyorsa gitsin, tasarlanan mekanın veya ürünün kullanıcısının ihtiyaçları
ile kesiştirmeyi doğru bir yaklaşım olarak
görüyorum.
Mimarın yeni trendleri aşılayabilmesinde karşılaşılan zorluklar nelerdir?
Bir mimar tasarlarken kullanıcısına sorduğu doğru sorulara, aldığı yanıtları değerlendirerek tasarımı için kendisine yol
gösterecek tarifnameye ulaşır. Bu tarifname, kullanıcının beklentilerinin yer aldığı
bir kaynakça değerindedir. Kullanıcının
beklentilerine yönelik yeni bir alışkanlık
önerisini mimar önermekle yükümlüdür,
ancak kullanıcının kararıdır. Bu konuda
mimarın bir yaptırımı söz konusu değildir. Mimar kişisel bir tercih ile mekandaki
ürünlerin seçimini kullanıcı yerine yapamaz. Kullanıcının karar vermesinde destek olabilir ve günceli aktararak onunla
bilgisini paylaşabilir.
DOSYA : MODA & MİMARLIK
İyi bir tasarım için 'ikon olmak' tek başına yeterli midir?
‘‘ikon olmak’’ deyimi için türkçede tam bir karşılık bulmak zor. Yabancı dillerden dilimize uyarlandığını kabul
ederek kısaca ‘‘belirli görüşlerin bir ifadesi olan; önemli,
tanınmış bir simge’’ olarak tanımlayabiliriz. Bir yapı, bir
mekan, bir ürün görüşlerin kesişim noktası olabilir, dikkat
çekebilir ve önemli kabul edilebilir. Bu, onun iyi olduğunu
kanıtlamaz. İyi bir tasarımın ‘‘ikon’’ olabileceğini kanıtlayamadığı gibi. Bir ürün, yapı, mekan ile ilgili değerlendirirken ve onun iyi veya kötü olduğuna karar verirken
bulunduğu çevreden, zamandan, kullanıcıdan ve fonksiyondan bağımsız sonuca ulaşmak mümkün değildir.
37
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Didem KAZAZ
oda mı tasarımı şekillendirir, tasarım mı modayı?
Çevresel ve kültürel faktörler
hem tasarımları hem de tasarımlara yön veren modayı etkiler. tasarımların çıkış noktasında insan yatmaktadır.
Aslında bu bir döngüdür, tasarımların
modayı şekillendirdiği bir gerçektir ancak
genele baktığımız da modanın tasarımları
yönlendirdiğini söyleyebiliriz.malzeme de
başlayan moda , o malzemelerin tasarım
da kullanılması ile modanın tasarımı şekillendirmesi anlamına da gelir.
M
Tasarım sürecinde modayı takip
etmek neden önemli?
Dünya genelinde belli trend ofisleri tarafından belirlenen trendlerden, her sektör
kendi payına düşeni alır ve kendi ülkesindeki kültürel özelliklere göre küçük
değişimler gösterek hayatımıza sirayet
eder. MSodayı takip etmek zorundayız,
ama modanın bizi yönlendirmesine izin
vermiyoruz, insanlar çoğunlukla yaşamak
istedikleri mekanları hayal ederek bizlere ulaşıyorlar , biz de onların hayalleri ile
bizim görüşlerimizi bir noktada kesiştir-
38
meyi hedefliyoruz. İç mimari de modayı
takip etmek özellikle yeni malzemelerin
projelerde kullanılması açısından oldukça
önemli. Dünyada o yıl ki modayı belirleyen önemli içmimari ve mobilya fuarları
yapılmaktadır. Özellikle italya bu modanın belirlenmesinde en büyük role sahip
olan ülke.Bu fuarların takibi hem projelendirme aşamasında hem de uygulama
aşamasında biz içmimarlara önemli fırsatlar doğurmaktadır.
Yeni trendlere tasarımlarınızda
nasıl yer veriyorsunuz?
Biz insanlara yaşanılabilir mekanlar yaratmayı hedefliyoruz.İnsanların kendilerini daha rahat hissedebilecekleri mekanlar
yaratma amacındayız .Ancak bu süreç
içerisinde modanın tasarımlarımıza bütünüyle yön vermesine izin vermiyoruz.
Trendler elbette önemli ancak ergonomi
ve kullanılabilirlik açısından problem yaratacak öğeler varsa o nokta da trenler ile
tasarımlarımız arasına ince bir çizgi çekiyoruz. İçmimari ülkeler hatta şehirler
arasında farklılıklar gösteren bir meslek
DOSYA : MODA & MİMARLIK
dalıdır. Bu nedenle birlikte çalıştığımız müşterilerimizin
yaşam alışkanlıkları projelerimizi yönlendiren en büyük
etken. Biz de dünya trendlerini kendi kültür ve alışkanlıklarımız ile birleştiriyoruz.
Mimarın yeni trendleri aşılayabilmesinde karşılaşılan zorluklar nelerdir?
Bizim hizmet verdiğimiz kitle direk olarak insan. Dolayısı ile öncelikle insanların hayal ettikleri şeyleri öğrenmek zorundayız. Ancak içmimar olarak hayal edilen şey
ile gerçeğe dönüştürülen şeylerin ilişkisini dengelemek
bizim elimizde.İlk başta müşterilerimiz çoğu bu noktada yeni fikirlere kapalı durumdalar.
İnsanlar yaşayacakları mekana herşeyden cok önem verir hale geldiler.
Bu durumda hayal ettikleri şeylerin
üzerine birşeyler katmak yada başka yön vermek onlar için çoğu zaman kabul edilemez bir durum.Biz
bu durumlarda fikirlerimizi ortak
noktalarda birleştirmek zorundayız.
Yenilikleri takip eden kişiler olarak
fikrimizi aşılamak çoğu zaman oldukça zor ve fazla vakit alıyor. Ancak
müşteriye size güvenmesini sağladıktan sonra projelendirme ve uygulama devamında daha kolay bir hal
kazanıyor.
İyi bir tasarım için 'ikon olmak' tek başına yeterli midir?
Elbette yeterli değildir.Tasarım sonu görünmeyen bir denizdir. Yaptığınız tasarıma ikon demeniz doğru olmaz.
Yapılan iş büyük bir kitle tarafından beğenilse bile başka
bir grup tarafından eleştirilere mağruz kalabilir. Dolayısı
ile yaptığımız tasarımlar hayata geçebiliyor mu? Estetik
ile işlevselliği birleştirebildik mi ve tüm bu projelendirme
aşamasında ne kadar keyif aldık? Eğer işin sonunda bu
sorulara olumlu cevaplar verebiliyorsak o zaman iyi bir
tasarım ortaya koyduğumuzu söyleyebiliriz.
39
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Filiz TANRITANIR
oda mı tasarımı şekillendirir, tasarım mı modayı?
Moda ve tasarımın iç içe geçmiş kavramlar olduğunu düşünüyorum. Birbirlerinden beslenirler. Yeri gelir moda tasarıma ışık tutar
ve şekillendirir, bazen de tasarım modayı
ortaya çıkartır ve belirler.
M
Tasarım sürecinde modayı takip
etmek neden önemli?
Moda zamana vurgudur. Moda görülebilir
ürünlere katılan yenilik ve estetik vurgusunun kişisel algıdaki yanılsamasıdır.
Tasarım sürecinde modayı takip etmek
önemli çünkü değişen renkler desenler
kumaşlar mekân tasarımına çok hızlı bir
şekilde yansıyor. Moda, tasarım alanları için trendleri yarattığı için tasarımcı
olarak kullanacağımız malzemeler bile
modadan etkilenerek her sezon değişim
gösteriyor. Bu yüzden moda mekân tasarımının ayrılmaz bir parçası haline geliyor.
Yeni trendlere tasarımlarınızda
nasıl yer veriyorsunuz?
Hayatımızı geçirdiğimiz mekânların da
bir ruhu vardır. Renkler, mobilyalar, aydınlatma ve akustik gibi birçok unsur
mekânların ruhunu oluşturur. Mimarisini
ve tarzını sevdiğimiz mekânlarda daha
40
fazla zaman geçirmek isteriz. Yaşadığımız
yerlerin dekoru bizim de ruh halimizi etkiler. Nasıl bir giysi modası varsa, mekân tasarımında da bir moda var ve her dönem
kendi tarzi ve rengiyle ön plana çıkar.
Bugün
Provence_Country_Neoklasik
akım tasarımda daha yoğun kullanılıyor.
Yeni tasarladığım bir mekânda kullanıcısı ile o sezonun trendi olmuş renkler ve
dekorasyon tarzı konusunda fikir birliğine
varılmışsa ben de bu tarza göre tasarım
yapıyorum.
Mimarın yeni trendleri aşılayabilmesinde karşılaşılan zorluklar nelerdir?
Mimar bir rengi, bir tarzı yada endüstriyel
bir ürünü sırf trend olduğu için değil de
kullanıcı istekleri doğrultusunda tasarımı yapılan mekana yakıştığı, hedeflenen
ruhu yansıttığı ve o tasarımı tamamladığı
için kullanırsa zorluklar yaşanılabileceğini sanmıyorum.
İyi bir tasarım için 'ikon olmak'
tek başına yeterli midir?
Kendi akımını yaratıp trend öncülüğü
yapan, kitleleri peşinden sürükleyebilmiş
kişilere ikon diyoruz. Haklı bir unvansa,
bunu başarabilmiş kişilerden çok iyi tasarımlar çıkar diye düşünüyorum.
DOSYA : MODA & MİMARLIK
Murat PARLAK
ürmeli Kuyumcu Mağazasının 240 (150+90) m2'lik bir iç
mimari ve cephe tasarımlarının projelendirme, uygulama
ve kontrollük hizmeti 20112012 yıllarında verilmiştir. İç mekanda tezgah ve teşhir ürünlerinde doğal
ahşap kaplama renk girilmeden kullanılmış, meydanda kalan kolon yüzey-
S
leri doğal mermer kaplama yapılmıştır.
Zeminde kolon kaplamaları ile uyumlu
porselen seramik uygulanmış, ahşap
yüzeyler dışında kalan duvar yüzeyleri
füme, antrasit renkli boyalı malzemelerle kaplama uygulaması yapılmıştır.
Aydınlatma tercihi olarak tüm vitrin ve
iç mekanda beyaz led spotlar kullanılmıştır.
41
PROJE UYGULAMA
Asmalı Konaklar 2. Etap
Seyfettin COŞAN
smalı
Konakları
Gaziantepli’nin bahçeli eve
olan ilgisini(son dönemde)tekrar gündeme taşıyan projelerden biri. Gaziantep’te 1960 ‘li yıllardaki
Akyol’da, Kavaklık semtindeki bahçeli
evlerden sonra 1970’li yıllardan bu yana
dünyadaki eğilimlere de paralel olarak
Türkiye’deki diğer şehirler ile birlikte
Gaziantep’te de apartmanlaşma kendini
gösterdi. Yeni imara açılan bölgelerde bu
beklentiye yönelik tasarımlar ve uygulamalar yoğunlaştı. Kolej tepe’de, İnönü
Caddesi’nde, Atatürk Bulvarı’nda, fuar
etrafında ve Baş karakol civarında tekil
apartman uygulamaları yapıldı.
A
mimar
42
Değişen aile yapısı ve ihtiyaçlar ile konfor şartlarını sağlama yöntemleri evlerin
planlamasını değiştirdi. Sokak etrafındaki
binalardan ve hayatlı evlerden, bahçesinde buluşulan 4-5 birimlik bahçeli evlere oradan da neredeyse ortak kullanım
alanı ve bahçesi olmayan 10-12 birimlik
apartman binalarına geçildi. Kolektif yaşamın yeni düzen içerisinde azalması
apartmanların sayesinde hızlanmış oldu.
Eski alışkanlıkların (pekmez yapımı, salça
yapımı, kurutmalık yapımı vb.) yeni binalarda sağlanamaması ve belli bir gelir
düzeyine sahip insanların bu gelenekleri
devam ettirme isteği,şehirdeki yaşanan
evin dışında bağ evi, bir süre sonra da deniz evi,havası güzel ve yazın serin olması
sebebiyle de dağ evi gibi ikincil konutların
yapımına neden oldu.Apartmanlaşmanın
1990’lı yıllarda doruğa çıkması daha çok
sayıda birimin yer aldığı binalar ve semtlerin çoğalması şeklinde tezahür etti.
Asmalı konaklar tam da bu ortamda aslında çok zengin olmayan bir ülkede
yaşayan bizler için yukarıda saydığım
nedenleri(komşuluk ilişkileri, tekrar bir
sokak-bahçe etrafında biraradalığı) ve insanların ihtiyaç hissettiği bağ evi, deniz
evi ve sürekli yaşanılan birincil evi birarada sağlayacak toprak ile iç içe doğal bir
PROJE UYGULAMA
yaşam kurmayı düşünerek tasarlandı.
Yatayda bahçe kotunda (insanların)komşuların göz göze
gelmesi ve birbirini görmesi sağlandı. Evin tüm pencereleri yere kadar yapılarak içeride oturanın bahçeyi görmesi
sağlandı. Evlerin birbirine bakan tarafları yere kadar ama
dar pencerelerle mahremiyeti sağlayacak şekilde ama
aynı zamanda ışık ve rüzgarı içeri alacak şekilde planlandı. Ana bahçe ve orta bahçeye bakan taraflarda geniş
pencereler yapıldı. Gaziantep’in yazın serin rüzgârının
geldiği kuzeybatı cephesinde evin içerisine rüzgarın her
odaya ulaşması düşünülerek oda yerleşimleri tasarlandı.
Yapının esas yaşam kotu(zemin-bahçe kotu)yerden yükseltilmeden( ki genelde bodrum katlara ışık almak için
zemin kat 1.5-2 mt yukarıda yapılır)bahçe ile bütünlüğün sağlanılmasına azami özen gösterildi. Gaziantep’te
yaz döneminin uzun olduğunu ve bahçenin de yaklaşık
9 ay kullanıldığını varsayarsak yaşamın bahçe ile ilişkilendirilmesi ve teras,yeşil alan,gölge alanlarının doğru
tasarlanması çok önemliydi.Sabah 8.00-10.00 ,öğle 15.0019.00 saatlerinde evin oturulabilecek gölge alanlarının
doğru tasarlanması yaşamsal öneme sahipti.
olarak yapıldı. Üzeri de bahçe yapılarak kapatıldı. Komşuların bir araya geleceği toplantı, birarada yemek, sohbet
yapılacak bir alan ve yüzme havuzu (sosyal tesis) bahçe
kotundan yarım kat aşağıda yapıldı. Sosyal tesis binası
da hem bahçe altında kalarak bina gibi gözükmeyen hem
de ışık alan bir şekilde ve sitenin ortasına yakın bir yerde
konumlandırıldı.
Öyle görünüyor ki( ev sahiplerinin söylemlerinden de anlaşıldığı üzere) tüm ev sahipleri bu evlerinde yaşamaya
başladıktan sonra bağ evlerini, dağ evlerini ve deniz evlerini daha az kullanıyorlar. Şehir merkezine çok yakın
ama gürültüden, hava kirliliğinden uzak hem de doğal
bir ortamda yaşamaya devam ediyorlar. Kentin planlamasında bu tür yaşam alanlarının oluşmasına katkı sağlanması çok önemli. Arsaların küçük parseller halinde
Şehir merkezinden yaklaşık 8 km mesafede bulunan
bölgeye ulaşım şahsi arabalarla olacağı ve her evde ortalama 4-5 kişinin yaşayacağı düşünülürse araç parkı
önemli bir problem olarak karşımıza çıkmıştı. Doğal yaşama olumsuz etkilerini gidermek, bahçe alanlarını daha
fazla sağlamak için orta bahçenin altı tamamen otopark
43
PROJE UYGULAMA
B
K107
YATAK ODASI
K106
YATAK ODASI
K108
BANYO
K109
ÇAMAŞIR O.
A
K101
SOFA
K110
BANYO
K102
KORIDOR
K104
SOYUNMA O.
A
K111
BANYO
K105
YATAK O.
K103
E.YATAK ODASI
K112
BALKON
B
1. KAT PLANI 1/50
değil ortak yaşam alanlarını barındıracak farklı planlama imkânları tanıyacak
büyüklüklerde olması gerekiyor. Genel
ve yerel idarelerin bu yaşam alanlarına
prim verecek ve kentin birbirine yabancılaşmadan bir düzen kurmasını sağlayacak kentsel tasarım alanları modellerini
önermesi veya teşvik etmesi gerekiyor.
Kentte yaşayan insanların 9-10 senede
bir ev değiştirmeden uzun sürelerde evinde mutlu yaşayacak ortamları sağlaması
gerekiyor. Bunun için söz söyleyecek her
kesimin (plancı, mimar, mühendis, STK
temsilcileri, meslek odaları, üniversiteler
vb. tüm katılımcıların) sürece katkı koyacağı demokratik platformların oluşturulması ve işletilmesi gerekiyor.
44
PROJE UYGULAMA
B
C
D
8.00
12 NO'LU BİNA
L
A
O
Y
Y
O
L
8.00
YEŞİL ALAN
YEŞİL ALAN
YEŞİL ALAN
Y
11 NO'LU BİNA
O
LU
YO
10 NO'LU BİNA
L
E
ÜM
R
YÜ
9 NO'LU BİNA
13 NO'LU BİNA
9 NO'LU BİNA
8 NO'LU BİNA
7 NO'LU BİNA
C
SOSYAL TESİS
YEŞİL ALAN
YEŞİL ALAN
OTOPARK
14 NO'LU BİNA
D
22.00
YÜRÜME YOLU
YÜRÜME YOLU
YEŞİL ALAN
O
1 NO'LU BİNA
2 NO'LU BİNA
3 NO'LU BİNA
L
4 NO'LU BİNA
5 NO'LU BİNA
6 NO'LU BİNA
M
YEŞİL ALAN
MİMARLIK MÜHENDİSLİK
YEŞİL ALAN
SİTE
GİRİŞİ
KUZEYBATI CEPHESİ 1/50
B
3 NO'LU BİNA
Y
A
15 NO'LU BİNA
GUNEYBATI CEPHESİ 1/50
GÜNEYDOGU CEPHESİ 1/50
KUZEYDOGU CEPHESİ 1/50
KUZEYBATI CEPHESİ 1/50
GUNEYBATI CEPHESİ 1/50
GÜNEYDOGU CEPHESİ 1/50
KUZEYDOGU CEPHESİ 1/50
45
TARİH
Kahramanmaraş’ta
Bir Erken Cumhuriyet
Dönemi Yapısı
Gözlüklü Ali Evi
Aslıhan Ece Paköz
u araştırmanın kapsamını Maraş kentinin eski mahallelerinden Gazipaşa Mahallesinde bulunan ve tescilli kültür varlıkları
listesinde olan Gözlüklü Ali Evi isimli yapı
oluşturmaktadır. 1928-1936 yıllarında yapılan bu ev, Maraş’ta günümüze ulaşmayı
başaran sivil mimari eserlerden biridir.
B
Çalışmanın amacı, restorasyona ihtiyaç
duyan eserlerden biri olan Gözlüklü Ali
Evi’nde tespit edilen koruma sorunlarına çözüm önerileri getirerek bunların
Maraş’ın diğer geleneksel evleri için de
örnek olmasına çalışmaktır. Bu kapsamda
Gözlüklü Ali Evi ile ilgili yapılan araştırmalar ışığında rölöve, restitüsyon önerisi
ve restorasyon projesi hazırlanarak bu
çalışmaların diğer geleneksel evlerin koruma çalışmaları için bir kaynak oluşturması amaçlanmıştır.
yöntem kurgulanmıştır. Çalışmanın temel
materyallerini geleneksel kent dokusuna
ait haritalar, eski fotoğraf ve gravürler,
Adana Koruma Bölge Müdürlüğü ve Kahramanmaraş Müze Müdürlüğü’nden yapıya ait tescil fişleri oluşturmaktadır.
Çalışmanın yönteminin literatür araştırması aşamasında Kahramanmaraş
Müze, Belediye, Kültür Müdürlüğü arşivleri, Adana Kültür Varlıklarını Koruma
Müdürlüğü arşivi, eski fotoğraflar için
Kahramanmaraş’ta Belediye fotoğraf arşivi incelenerek yapıya ait yazılı ve görsel bilgilere ulaşılmıştır. Çalışmanın saha
araştırması bölümünde ise yapının rölövesi, restitüsyon önerisi ve restorasyon projesi hazırlanmış ve elde edilen bulgulara
göre yapının genel karakteristiği tanımlanmaya çalışılmıştır.
3. ARAŞTIRMA BULGULARI
2- MATERYAL VE YÖNTEM
Öğretim Görevlisi
Hasan Kalyoncu Üniv.
Mimarlık Bölümü
46
3.1. Geleneksel Maraş Evleri
Araştırmada literatür ve saha araştırmasından meydana gelen iki aşamalı bir
Maraş’ta günümüze ulaşan ve şehrin ge-
TARİH
leneksel sivil mimarisini oluşturan evlerin 19. yüzyılın
ikinci yarısından itibaren yapılmaya başlandığı anlaşılmaktadır. Bu dönemden önce şehirde düz toprak damlı
kerpiç evler inşa edilmiştir [Şekil 1].
Evliya Çelebi bu kerpiç evlerle ilgili olarak Seyahatname’de,
“Maraş şehri 42 mahalledir, tamamı dere ve tepeler üzerinde bağlı, bahçeli, tatlı soğuk akarsulu, divanhaneli ve
büyük saraylı 11 bin hanedir, hepsi toprak ve kireç örtülü,
kâgir ve kerpiç duvarlı evlerdir” diye belirtmektedir (Kah-
raman, 2010). Bu konuda Besim Atalay 1900’lü yılların
başında; “Maraş’ta çoğunlukla evler kerpiçtendir ve üzeri
topraktır. Kiremit kullanılan yapıların çoğu Hıristiyanlara mahsustur” diye belirtmektedir (Atalay, 1916). Bu
dönemde Maraş’ta yaşayan Hıristiyan halkın büyük çoğunluğunu Ermeniler oluşturmaktadır. 1911 yılı Osmanlı
arşiv belgelerine göre Maraş’taki Ermeni nüfusu, toplam
nüfusun % 21.5’ini oluşturmaktadır. Maraş’ta yaşayan
Ermenilerin ticaret, kuyumculuk, bankerlik gibi işlerle,
Müslümanların ise ziraat, dericilik ve marangozculuk gibi
Şekil 1. Maraş Gravürü, 1879, E.J. Davis (www.houshamadyan.org)
işlerle uğraştığı bilindiğinden (Koç, 2010), bu dönemde
yapılan evlerin Müslümanlar tarafından, zengin Müslüman ve Ermenilere yapıldığı söylenebilir.
19. yüzyılın ikinci yarısına ait kimi kaynaklardan, bu tarihten bir süre önce şehirde karma (yarı kâgir yarı ahşap)
sistem binalar yapılmaya başlandığı anlaşılmaktadır. Bu
konuda Ali Cevad’ın 19. yüzyıl sonlarında yayımlanan
Memalik-i Osmaniye’nin Tarih ve Coğrafya Lügati adlı
eserinde: “Bugünlerde İstanbulkari yarım kağirhane ve
güzel güzel binalar dahi olunarak şehre hoş bir manzara verilmektedir” şeklinde belirtilmektedir (Köker, 2010).
Aynı şekilde 1871 yılı Maraş Sancağı Salname kayıtlarında, şehirdeki evlerin ve binaların büyük kısmının kerpiçten inşa edildiği ancak İstanbul’dakilere benzer yarı kâgir,
üzeri kiremitlerle örtülü konak tipi meskenlerin inşa edilmeye başlandığı kaydedilmiştir (Toroğlu, 2008).
1965 yılı sayımına göre Maraş’taki toplam 13.072 konuttan 4.603’ü kerpiç, 1.361’i ahşap, 3.588’i karışık, 3.520’si
ise betonarme strüktür ile yapılmıştır (Koç, 2010). Bu bilgiden 1965 yılında hala üzeri toprak damlı kerpiç evlerin
şehirdeki konut yapılarından çoğunluğu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Günümüzde Maraş şehir merkezinde kerpiç
ev görülmemekle birlikte ilçelerde ve köylerde az sayıda
da olsa örneklerine rastlanmaktadır. Bu bilgiler doğrultusunda günümüzde örnekleri incelenen ve geleneksel Türk
konut mimarisinin özelliklerini taşıyan Maraş evleri için
19. yüzyılın sonlarına ve daha sonrasına tarihlenen Geç
Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi sivil mimari eserleridir
denilebilir. Bu sebeple bu çalışmada şehrin adı, sözü edilen konulara göre dönemsel özelliğini vurgulamak için
hem Maraş hem de 1973’te eklenen unvanıyla Kahramanmaraş olarak kullanılmıştır.
3.2. Gözlüklü Ali Evi
Evin bulunduğu Gazi Paşa Mahallesi’nin belgelere göre
ilk adı Çavuşlu’dur (Maraş’ın ilk tahriri, 1525). Osmanlı
Padişahı Yavuz Sultan Selim, Osmanlı ordusu yanında savaşlarda yararlılık göstermesi dolayısıyla yöredeki Doğu
Beyazıt Kasabası’ndan Beyazıt Beylerinin reisi İskender
Bey’e Çavuşbaşılık unvanı ile birlikte Maraş’ta birçok arsa
vermiştir. Geçmişte Beyazıtlı ailesinin oturduğu mahalle adını bu unvandan almaktadır. O dönemde Akdere’nin
doğusu ile batısını kapsayan Çavuşlu Mahallesi günümüzde ikiye ayrılmış ve Akdere’nin doğusu Gazi Paşa, batısı Yörükselim Mahallesi olmuştur.
47
TARİH
Şekil 2. Kaleden Gazipaşa Mahallesi 1928 öncesi
(K.Maraş Belediyesi Arşivi)
Şekil 5. Kaleden Gazipaşa Mahallesi (2012)
doğuda Kışla ve batıda Akdere Caddeleri ile çevrili durumdaki bir adada bulunmaktadır [Şekil 4]. Yörükselim,
Pınarbaşı ve Fevzipaşa Mahalleleri ile çevrili durumdaki
Gazipaşa Mahallesinde bulunan Gözlüklü Ali Evi, 84 pafta, 960 (eski 576) ada, 4 parselde yer almaktadır, envanter
numarası 148’dir. Evin güneyinde Küçük Çavuşlu Cami,
doğusunda ise tescilli başka bir ev olan Çelebiler Evi bulunmaktadır [Şekil 5].
Şekil 3. Kaleden Gazipaşa Mahallesi 1936 sonrası
(K.Maraş Belediyesi Arşivi)
Kaleden kuzeye doğru çekilmiş iki eski fotoğraftan 1928
yılı öncesi olduğu tahmin edilen Şekil 2’de Küçük Çavuşlu
Cami’nin bulunduğu fakat arkasındaki alanda henüz Gözlüklü Ali Evi’nin bulunmadığı görülmektedir.
3.2.2. Gözlüklü Ali Evi’nin Mimari ve Yapısal
Özellikleri
Ana yapı ve ek yapıdan oluşan Gözlüklü Ali Evi’nin ana
yapısı parselin doğusunda, ek yapı ise parselin kuzeyinde
bulunmaktadır. Evin bulunduğu arsanın batısında dere
yatağı (Akdere) bulunduğundan ana yapı topografya uygun olarak batıya yönlendirilmiştir [Şekil 6].
1936 yılı sonrasına ait Şekil 3’deki fotoğrafta ise söz konusu caminin arkasında evlerin çoğalmaya başladığı, Çelebiler Evi yanındaki Gözlüklü Ali Evi’nin de ek yapısı ile
beraber inşa edilmiş olduğu görülmektedir.
3.2.1. Gözlüklü Ali Evi’nin Kent İçindeki Konumu
Gözlüklü Ali Evi, Gazipaşa Mahallesi’nde; güneyde Işık,
Şekil 6. Gözlüklü Ali Evi ana yapı görünüşü (ek
yapı solda)
Şekil 4. Gözlüklü Ali Evi’nin uydu fotoğrafı
48
Gözlüklü Ali Evi olarak adlandırılan ve iki yapıdan oluşan eve ulaşım kuzeydeki çift kanatlı ahşap kapıdan girilen bahçeden sağlanmaktadır. Bahçe içinde kot farkı
bulunduğundan dolayı bahçe kapısından girildikten hemen sonra karşılaşılan basamaklardan aşağı inilerek ön
TARİH
bahçeye ulaşılmakta ve yapıların zemin kat girişleri burada bulunmaktadır. Ana yapı ve ek yapının bulunduğu
dikdörtgen şeklindeki parsele ek olarak kuzeyde parsele
dâhil küçük bir alan daha bulunmaktadır. Bu alana giriş
bulunmamakla birlikte önceden atların bağlandığı yer olduğu evin bugünkü sahiplerince söylenmektedir [Şekil 7].
Gözlüklü Ali Evi’ni oluşturan ana yapı ve ek yapının ikisi
Şekil 7. Gözlüklü Ali Evi vaziyet planı
de değişikliklere uğrayarak günümüze ulaşmıştır. Özgün
halinde tek bir ailenin yaşaması için tasarlanan ev daha
sonra bölünerek her katı başka aile tarafından kullanılacak şekilde değiştirilmiştir. Ana yapının tüm katlarının
birbiriyle bağlantılı olduğu ve daha sonra bu katların ayrıldığı yapıdaki izlerden anlaşılmaktadır.
Yapıların dış cephesindeki sıvalar büyük ölçüde dökülmüş
olduğundan yapı malzemeleri görülebilmektedir. Buna
göre; üç katlı ana yapının zemin katı ahşap hatıl arası
kaba yonu yığma taştan, birinci ve ikinci katları ahşap
karkas üzerine bağdadi çıtalardan oluşmaktadır.
Zemin kattaki taş duvarların kalınlığı 60 cm ile 80 cm
arasında değişmektedir. Birinci ve ikinci kattaki iç ve dış
bağdadi duvarlar ise 20 cm civarındadır. İç duvarların büyük bölümü sıvalı ve boyalıdır.
Çatı konstrüksiyonu ahşap, örtüsü ise sactır. Tavanlar
ahşap kirişli ve bazı odalarda ahşap çıtalı kaplamalıdır.
Döşemeler ahşap kaplamadır ve bazı odalarda üzerine
muhdes başka kaplamalar yapılmıştır. Ahşap pencereler
ve iç kapılar özgün olduğu ve çeşitli onarımlar geçirdikleri
düşünülmektedir. Pencere önlerinde demir parmaklıklar
bulunmaktadır.
Şekil 8, 9. Gözlüklü Ali Evi ana yapı kat planları
49
TARİH
Şekil 10, 11, 12. Gözlüklü Ali Evi ek yapı kat planları
50
TARİH
Şekil 13. Ana yapı batı cephe
Şekil 14. Ek yapı güney cephe
Ek yapının bazı cephelerinde çimento harçlı sıva ile onarım yapılmışsa da büyük bölümünde sıvalar dökülmüştür. İki katlı ek yapının genelinde yapı malzemesinin
ahşap hatıl arası kaba yonu yığma taş olduğu görülmektedir. Sadece birinci kat batı cephede ahşap karkas arası
kerpiç dolgu sistem görülmektedir.
Ana yapının zemin kat girişinin yer aldığı batı cephesi,
yapının ön cephesidir. Birinci katta sofada balkon çıkması, diğer odalarda kapalı çıkma bulunmaktadır. İkinci
katta açık ve kapalı çıkmaların yerleri birinci katın tam
tersidir; balkon üzerine gelen odada kapalı çıkma, kapalı
çıkmaların üzerine gelen odalarda balkon bulunmaktadır.
Tüm katlarda bağdadi sıva ile kaplanmış olan cephede yer
yer dökülen sıvaların altında zemin katta ahşap hatıl arası
kaba yonu yığma taş duvar, birinci ve ikinci katlarda ah-
şap karkas üzeri bağdadi çıtalar görülmektedir [Şekil 13].
Zemin katta ahşap pencereler kanatlı sistemdir. Birinci
katın tüm pencereleri ile çıkmalı oda dışında ikinci katın tüm ahşap pencereleri düşey sürme sistemdir. Birinci
kattaki tüm pencerelerin ve ikinci kattaki çıkmalı odanın pencerelerinin üzerinde yarım daire formunda sabit
pencere; zemin kattaki ve birinci kattaki tüm pencerelerin
önünde yatay olarak sıralanmış parmaklık bulunmaktadır. Zemin kat giriş kapısı ile birinci kattaki balkon kapısı
çift kanatlı ahşap kapıdır ve üstlerinde yarım daire formunda sabit pencere vardır. Kapı ve pencere üstlerindeki
tüm sabit pencerelerin önünde ferforje korkuluklar bulunmaktadır. Birinci kattaki balkon kapısının üstündeki
dairesel pencerede ayrıca söve bulunmaktadır.
51
TARİH
İki katlı ek yapının ön cephesi olan güney cephede iki
katta da bulunan açık sofalar günümüzde briket duvarla kapatılmıştır ve yapının zemin kat girişi bu duvarda
açılan niteliksiz ahşap kapıdan sağlanmaktadır [Şekil 14].
Yapının güney cephesinin sıvalarının büyük bölümü dökülmüştür ve ahşap hatıl arası kaba yonu taş duvar görülmektedir. Zemin ve birinci kattaki tüm pencereler ahşap
ve kanatlı sistemdir, önlerinde yatay olarak sıralanmış
demir parmaklıklar bulunmaktadır. Güney cephede sofanın sağında kalan kısımda kesme taştan parapet ve bu
parapetin devamında çeşme bulunmaktadır [Şekil 15].
Şekil 17. A-1K01 kodlu odada tavan bezemesi
4. DEĞERLENDİRME ve SONUÇ
Şekil 15. Ek yapı güney cephedeki çeşme
Gözlüklü Ali Evi’ni oluşturan ana yapı ve ek yapı oldukça
sade tasarlanmışlardır. Yapı içerisinde pek süsleme görülmese de ana yapıda A-1K01 kodlu odanın tavanında
bezemeler bulunmaktadır. Tavan ahşap çıtalarla ortada
kare ve iki yanında dikdörtgen bölümlere ayrılmıştır. Ortadaki kare bölümün içerisine ahşap çıtalarla sekizgenler
oluşturulmuştur. Merkezdeki sekizgen bölümün çevresine ahşap oyma tekniğinde bitkisel motiflerde bezemeler
yapılmıştır. En içteki sekizgenin köşegenleri, aşağıya doğru uzanan üçgen elemanlarla kapatılmıştır [Şekil 16, 17]
Şekil 16. A-1K01 kodlu odada tavan bezemesi
52
Yapılacak restorasyon çalışmasında, evin özellikle dış cephesinde sıvaların dökülmüş olmasına ve yapı içerisinde
görülen bazı yanlış uygulamalara yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Yapı özgün işlevi ile kullanılacak olursa modern koruma anlayışına paralel olarak en az müdahale
ilkesini göz önünde bulundurulmalıdır. Çalışmada, yapıya
zarar vermeyen sökülebilir uygulamalar önerilmelidir.
Restorasyon uygulaması yapılmadan önce Gözlüklü Ali
Evi’ni oluşturan yapı malzemeleri laboratuar şartlarında
incelenmeli ve restorasyonda önerilecek yeni malzemelerin özgün malzemelerle uyum içerisinde olmasına dikkat
edilmelidir. Duvarda ve sıvada yapılacak raspa sonucunda
elde edilen özgün sıva ve boya, laboratuar şartlarında elde
edilip uygulanmalıdır. Restorasyonda en iyi müdahale özgün yapı malzemelerini üretip kullanmak olacaktır. Bu
malzemeler elde edilemiyorsa, analiz sonuçlarına uygun
ve yapıya zarar vermeyen, özgününe en yakın malzemeler kullanılabilir.
Restorasyonda yapıda niteliksiz ekler kaldırılmalı, taşıyıcı sistem incelenerek gerekli önlemler alınmalı, evin
özgünlüğüne zarar vermeyecek şekilde altyapı ve onarım
yapılmalıdır. Yapıda doğru teşhislerin yapılması, restorasyon uygulamalarında olabilecek yanlışları engelleyerek
müdahalelerin sağlıklı ve uzun ömürlü olmasını sağlayacaktır.
Evi çevreleyen moloz taş bahçe duvarı üzerine muhdes
briket duvar ekler yapılmıştır ve bu ekler kaldırılarak eksik kısımlar özgün malzeme olan moloz taş ile tamamlanmalıdır. Aynı şekilde yıkılmış olan bahçe duvarları da
TARİH
özgün malzeme ile yeniden yapılmalıdır. Bahçedeki briketten yapılan müştemilat ve helâ, niteliksiz ekler olduğundan kaldırılmalıdır.
Ana yapının kuzey cephesine yapılmış olan ve ikici kata
dışarıdan ulaşmak için eklenen betonarme merdiven kaldırılması gerekli niteliksiz ektir. Bu ekle birlikte ikinci kat
duvarında açılan giriş kapısı da kaldırılmalıdır.
Batı cephede birinci kattaki balkon altına eklenen ahşap
dikme ve kirişler muhdestir. Balkon zeminine yapılan
muhdes şap kaplama kaldırılarak şap içerisinde kalan
özgün ferforje balkon korkulukları temizlenmelidir. Bu
ekler kaldırılarak balkon özgün görüntüsüne kavuşturulmalıdır.
Evin iç mekânlarındaki muhdes sıvalar kaldırılmalı, tüm
sıva ve boyalar özgününe uygun olarak yenilenmelidir.
Bozulmuş olan pencere ve kapı doğramaları özgün detayları doğrultusunda yenilenmelidir.
Gözlüklü Ali Evi’nde yapılan araştırmalar sonucunda taşıyıcı sistemde bir soruna rastlanmamıştır. Ana yapının
cephelerinde büyük oranda sıvalar dökülmüş olsa da
bağdadi çıtaların altındaki ahşap taşıyıcılar görülememektedir. Daha detaylı inceleme için ana yapıda bağdadi
çıtaların açılarak özgün taşıyıcıların incelenmesi gerekmektedir.
Bahçede yöresel tandır taşı kaplı merdiven ve zemin kaplamalarında kırılan taşlar yenileri ile değiştirilmelidir.
Zeminde çökme olan yerlerde taş kaplama kaldırılarak
zemin tesviye edildikten sonra taşlar tekrar yerlerine yerleştirilmelidir.
Yapıların cephelerinde sıvaların büyük bölümü döküldüğünden ve mevcut sıvalar çatladığından alttaki bağdadi
çıtalar ve taş duvarlar bozulmaya başlamıştır. Bozulan
bağdadi çıtaların yerine aynı malzemeden yenileri konulmalıdır. Taş duvarlarda bozulan taşlar yenisiyle değiştirilmeli ve özgün derz harcı hazırlanarak derzler doldurulmalıdır. Yapılacak analizlerin sonucuna göre özgününe
uygun olarak hazırlanacak dış cephe sıvası tüm cepheye
uygulanmalıdır.
Sabit pencere önlerinde, balkon kenarlarındaki ferforje
korkuluklara uygun malzemelerle temizlik yapılmalı ve
korozyona uğramaması için koruyucu boya uygulanmalıdır.
Ahşap tavanlardaki eksik parçalar tamamlanmalı, bozulan elemanlar değiştirilmelidir. Tavanlar uygun kimyasallarla temizlendikten sonra özgün boya ile boyanmalıdır.
Gözlüklü Ali Evi özgün işlevini korusa da geçmişten bugüne insanların ihtiyaçları değiştiğinden günümüzde eve
ekler yapılarak bu ihtiyaçlar karşılanmaya çalışılmıştır.
Yapılan ekler niteliksizdir ve hem odalarda hem de tesisatlarda gerekli güncellemelerin yapılması gerekmektedir.
Su, elektrik ve ısıtma tesisatı uzman kişilerce uygun görülen şekilde oluşturulmalıdır.
Restorasyon yapıldıktan sonra yapıların periyodik bakım
kapsamına alınması koruma çalışmasının bir parçasıdır
ve korumanın devamlılığı için önemlidir. Bu şekilde iklim
koşullarından, doğa olaylarından ve başka nedenlerden
dolayı yıpranan ev kontrol altında tutulmakta ve ortaya
çıkabilecek bozulmalar büyümeden önlenebilmektedir.
Maraş’ın geleneksel sivil mimarisinin özgün niteliklerinin
korunması toplumsal mirasın sürekliliği açısından önemlidir. Bu bağlamda bu çalışmanın Kahramanmaraş’ın
geleneksel mimarisinin korunmasına ve devam eden koruma amaçlı çalışmalara katkıda bulunacağı umulmaktadır.
Bilgi Notu: Bu çalışma Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nde Aslıhan Ece Paköz tarafından 2013
yılında hazırlanan Maraş Sivil Mimari Yapılarının İncelenmesi ve Gözlüklü Ali Evi Restorasyon Önerisi isimli
yüksek lisans tezinden üretilmiştir.
Kaynaklar
Atalay, B., (1916, çev. 1973). Maraş Tarihi ve Coğrafyası, İstanbul.
Kahraman, S. A., (2010). “Evliya Çelebi Seyahatnemesi’nde Maraş”, Dağların Gazeli Maraş, YKY, İstanbul.
Koç, K., (2010). Kahramanmaraş’ta Sosyal Hayatın Fiziki Yapıya Etkisi, Ukde Yayınları, Kahramanmaraş.
Köker, O. (2010). “Osmanlı Dönemi’nden Maraş Sancağı Hakkında Bazı Veriler”, Dağların Gazeli Maraş, YKY, İstanbul.
Toroğlu, E., (2008). “Salnamelere Göre (1869-1908) Maraş Kazası’nda Nüfus, Yerleşme ve Ekonomik Faaliyetler”,
Maraş Tarihi ve Sanatı Üzerine, KSÜ Yayınları, Kahramanmaraş.
53
SANAT
Sanatta
Yeni Oyun Alanı
Mehmet VANLIOĞLU
nsanın yaratma güdüsünün
kaynağı ontolojik bir temele
dayansa bile toplumların kültürlerine kendini ve evreni algılayış biçimlerine göre belirgin ayrımlar
gösterdiği bir gerçektir.
İ
Toplu yaşam, ortak estetik anlayışı bünyesinde barındırarak sanatın izlerini
yaşamın her evresinde kendisini belli
eder. Tarih içerisinde sanatın toplumlar üzerindeki etkisine ve de değişimine
baktığımızda ani bir değişim yoktur. Her
dönemin bir kırılma noktası vardır ama
kendinden öncesini içinde barındırarak
ortaya çıkar.
Öğretim Görevlisi
Hasan Kalyoncu Üniv.
İç Mimarlık Bölümü
54
Çağdaş sanatta kırılma noktası olarak
Marcel Duchamp ın 1918 de Çeşme adlı
eseri bir dönüm noktası olarak bilinir. Bu
eserin süreci şu şekildedir: Marcel Duchamp bir sergiye katılmak ister ancak bu
sergiye katılımcı olabilmek için sanatçılar belirli bir ücret ödemek zorundadır.
Duchamp bu serginin ücretini ödüyorsam istediğim eseride sergileyebilirim
düşüncesiyle hareket eder. Ortaya bir pisuar koyar ve üzerine “R.MUTT” adında
imza atar.
“Marcel Duchamp, herhangi bir nesneyi
ya da eylemi sanat olarak sunmasıyla
yaratıcılık olgusunun tarifini değiştirmiş,
sanatın geleneksel anlamda beceri ve
yeteneğe dayanması gerektiği yolundaki
inanışı sarsmış, sanatsal beğeniyi şekillendiren etkenleri sorgulamış, kavramsallaştırma ve anlam gibi olguların plastik biçimin önüne geçmesini önermiş ve
düşünsel deneyimin önem kazanmasına
öncülük etmiştir.”
Bu endüstriyel ürün artık el emeğinden
uzak, özgünlükten uzak bir sanat esrine
dönüşüverdi. Hazır nesne (Ready made),
kavramı orataya çıkmaya ve sanat eserinin ne olduğuna dair bir sorgulama
başlamıştır.
Bu hazır nesne kavramı “işe yaramaz sanat”, “güzel olmayan sanat” diye birçok
spekülasyonları ile meydana geldiğinde
artık sanatçılar belirli kalıpların, sınırların dışına çıkmaya başlamıştı ve yeni
bir düşünce, yeni bir oyun alanı varolmuştu.
Bu oyun alanının adı “Dada”.
Dada‘da Duchamp la birlikte görülen, değerli olanın bir şey düşünmek olduğudur.
Hazır nesne olan ve mekanik bir forma
sahip olan pisuarı (1917) sergilediğinde
SANAT
R.MUTT
çok tepki almıştı. Amaçladığı şey sanatın kutsallığını
yıkmaktır.
‘Dada‘ denilmesi, yapılan işlere hazır malzemenin de
taşınmış olmasından kaynaklanıyordu. Rauschenberg
soyut dışavurumcu boya kullanımıyla oluşturduğu zeminlerin üzerine hazır malzemeler ekleyerek Dada‘nın
devamı gibi görünmüştür. Jasper Johns‘un resimlerinde
de bu tür kullanımlar kendini göstermektedir.
Johns‘un işlerinin çoğu bira şişesi, bayrak, hedef tahtası, rakam ya da harf gibi, kendinden önce başkaları tarafından yaratılmış şeylerin yeniden üretimidir. Johns,
bu sanat dışı, hazır biçimleri almış ve onları sanat dünyasına sokmuştur. Dolayısıyla Johns‘un bu tavrının,
Duchamp‘tan kaynaklandığı ortadadır; ondan farkıysa
resim ve heykel yapmaya inanması, en azından aralıksız
sürdürmesidir.
Pop Sanatta “nesne” nin sanatçıların ilgi odağı haline gelmesi ile nesnelerin göründüklerinin dışındaki anlatımsal
kullanımlarının ön plana çıktığı görülmektedir. Magritte,
İmgelerin İhaneti (La trahison des Images)’nde bir pipo
çizmiş ve hemen altına "Bu bir pipo değildir" (Ceci n'est
pas unepipe) yazmıştı. Foucault, Magritte’in görüntülerinin, aynı zamanda hem bildik hem de canlandırıcı olmayan niteliğini, benzeyiş ile andırış’ı birbirinden ayırarak
açıklamaya çalışır. Foucault, benzeyişin, kopyaları, benzeme ilişkisinin sağlam temeli üzerinde “düzene koyan
ve sınıflandıran bir ilk gönderim temelini varsaydığını”
söyler.
55
SANAT
sanatın genelde anlaşıldığı biçimiyle ilgisi yoktur. Sanatın kendine verdiği formlar altında idam etmesi gerektiğini kanıtlayan hiçbir şey yoktur. Sanata dayatılan bu
formlar, Baudrillard’a göre “komplo”dur.
Andy Warhol yaklaşık 40 yıl sonra ünlü kişilerin portrelerini yüzlerce kez çoğaltırken, insan imajını da mekanik
bir imaj haline dönüştürmüştür. Bu özellik Duchamp‘da
bile yoktu.
Duchamp‘ın kullandığı nesneler tamamen makine estetiği taşıyan biçimlerdir. Warhol’un nesneleri ise hazır bulunmuş obje gerçekten olabileceğin, kutsallıktan ve ruhsallıktan en uzak nesnesidir. Bir brillo kutusudur.
“Amerikan Pop Art'ı, Amerikan snack-barlardan, dev afişlerden, çizgi romanlardan oluşan Amerika’nın gündelik
gerçeğine dalmış bir sanattır (Ragon, 2009: 172). Medyaların yalnızca ikonografisini değil, yöntemlerini de etkilemiştir. Burada İngiliz Pop Art'ındaki nesnellik daha azdır;
ama medyayı çekici yöntemler kullanılmıştır.
Pop Art, tüketim kültürünü ve reklamı adeta yüceltmiş,
imgeleri yüksek kültür/alt kültür ayrımı yapmaksızın ele
almıştır. Amerikan sanat ortamında, Harold Rosenberg
gibi Pop Art'ın Soyut Dışavurumculuğu yerle bir ettiğini düşünen eleştirmenlerin kolay kolay geçit vermediği
akım, yine de çok kısa sürede galerilerin, sanat piyasasının ve müzelerin onayını almış, yalnızca ABD'de değil,
çeşitli Avrupa ülkelerinde de 1960'lara damgasını vuran
başlıca akım hâline gelmiştir. Almanya'da 1960'ların öğrenci hareketlerinin yaşandığı dönemde gündeme gelen
akım, Alman sanat kuramcısı Andreas Huyssen'e göre
protest ve eleştirel bir akım olarak algılanmış, özünde tüketim kültürünü olumlayan yanı görmezden gelinmiştir.
Marcel Duchamp ve Andy Warhol kendi üsluplarıyla sanatın statüsünü ve varlığını sorgulamışlardır. Baudrillard’ın
bir düşünür olarak amaçladığı ile Duchamp ve Warhol’un
yaklaşımları uyumluluk göstermektedir. Baudrillard için
çağdaş sanatı hiç vuku bulmamış ilan etmek estetik bir
yargı değil, antropolojik bir sorundur. Baudrillard’a göre
56
Andy Warhol, 1963
ve 1969 yılları arasında serigrafilerini yaptığı yer olan “Fabrika”
isimli stüdyosunda
oldukça mesafe kat
etmiştir. Stüdyosuna “Fabrika” adını
vermesi, sanatı seri
imalat haline getirmiş olmasıyla doğrudan ilintilidir. Sanatı
için seçtiği her tema
zaten seri imalata
uğramış tema olan
sanatçı, en zengininden en fakirine kadar
herkesin aynı şeyleri
tüketebildiği,
aynı
SANAT
televizyon programlarını seyrettiği, aynı Coca-Cola'yı
içtiğini vurgulayarak tüketim toplumunu yüceltmiştir.
Warhol‘un hayatı açık olarak toplumdur. Sanatı kendi
tarafından yaratılmıştır ve özgürlük Warhol‘un uygulamalarının temel özelliğidir. Warhol birbirinden tamamen farklı toplum içinde birleştirici bir unsurdur
ve bu toplumda kimse kendi tesadüfî faaliyetlerinin
sonucunu belirleyemez. Onun tepkisi otomatiktir.
Warhol aslında bir makinedir. Fakat ironik bir makinedir; çünkü o özgür ve spontandır. Warhol‘un konularını
anlamak için spontaneity (kendinden oluş) açısından,
onun ne çeşit bir kendinden oluş olduğuna bakmak
gerekir. Kendinden oluş, hem şans hem de yeniliğin
belirlenemez özgür patlamasıdır. Şans en az iki sıradan zincirin umulmadık şekilde kesişmesidir.. Kendi
ismi altında Warhol‘un sanatı, çok çeşitli değişik sanat
yapımları barındırır.
1960 sonlarından itibaren kavramsal içerikli bir sanat
anlayışının ortaya çıktığı görülmektedir. Duchamp,
Johns, Rauschenberg, Cage ve Cunningham gibi sanatçılar geleneksel gereçlerin ve biçimlerin ötesinde,
fikirlerini uygun malzemeler ile ifade etme amacı gütmüşlerdir. Minimalist, Yeni Dadacı ve Pop sanatçıların
sanata ilişkin önermeleri, sorgulama eğilimlerinin devamı olarak görülebilmektedir.
Bu sorgulama Kavramsal sanata doğru bir geçişe devam etmekteydi.
Joseph Kosuth’a göre Kavramsal Sanatın en ‘arı’ tanımı, ‘sanat’ kavramının, temellerinin irdelenmesi idi.
Kosuth ‘Felsefeden Sonra Sanat’ adlı makalesinde estetiği sanattan ayırmış ve nesnelerin fiziksel niteliklerini biçimbilimsel bağlamda çözümleme eğiliminde
olan Biçimci’leri eleştirmiştir. Ona göre, Duchamp’ın
hazır nesnelerinden sonra, sanatın odak noktası biçimbilim sorunu olmaktan çıkarak işlev sorununa dönüşmüş, bir başka değişle vurgu görüntüden kavrama
kaymıştır(…) “Duchamp’tan sonra doğası gereği yapılan her türlü sanat kavramsal sanattır. Çünkü sanat
sadece kavramsal olarak var olur” der (…) Kosuth sanat
yapıtlarını, geçerliliği içerdikleri göstergelerin tanımına bağlı çözümsel önermeler olarak tanımlamıştır.
Kaynaklar
ANTMEN, A; 20. YÜZYIL BATI SANATINDA AKIMLAR, Sel Yayıncılık, İstanbul, 2012
(Yılmaz, Mehmet. Modernizmden Postmodernizme Sanat. Ankara: Ütopya yayınevi, 2005.
Yrd. Doç. Dr. Reyhan Demir Bağatır)Nesnenin Ötesi: Kavramsal Sanatın Dayanak Noktaları,
4 BAUDRILLARD, J; SANATIN KOMPLOSU, Çev. Gen E. & Ergüden I, İletişim Yayınları, İstanbul, 2012
5 (Şahiner, Rıfat. Sanatta Postmodern Kırılmalar ya da modernin yapıbozumu. İstanbul: Yeni İnsan Yayınevi, 2008
6 Enis (Bahar 1995). Avant - garde 1945 - 1995 son yarım yüzyılın sanat akımları, kavramları. Sanat Dünyamız, 59/1995.
7
ANTMEN, Ahu (2009). Sanatçılardan Yazılar ve Açıklamalarla 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar. İstanbul: Sel Yayıncılık.
8 CURRID, Elizabeth (2009). The Warhol Economy: How Fashion, Art & Music Drive New York City. New Jersey: Princeton University Press.
9 ANTAKYALIOĞLU, Zekiye (Ekim 2007). Satılık sanat. Artist Actual, 4/2007, 12-15.
10 Dyer, Jennifer. «The Metaphysics of the Mundane: Understanding Andy Warhol's Serial Imagery.» Artibus et Historiae Vol. 25, No. 49 (2004): 33-47.
11 Atakan, Nancy, Arayışlar- Resimde ve Heykelde Alternatif Akımlar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2007.
1
2
3
57
ÇEVİRİ
Shaanxı'de
Tüm Mevsimler İçin Ev
Çeviri: Yurdagül TÜTÜNCÜLER
on 30 yılı aşkın bir süredir kırsal kesimdeki köylülerin toplu
göçü Çin şehirlerinin gelişmesini sağlamakla kalmayıp ana
yurtlarını da büyük ölçüde etkilemiştir.
Kırsal kesim, Çin'in 30 yıl içerisinde 700
milyon vatandaşın yarısını daha kentleştirmeye hazırlamasını hızlandıran ekonomik, sosyal ve fiziksel değişimler geçirmektedir.
S
Arş. Görevlisi
Hasan Kalyoncu Üniversitesi
Mimarlık Bölümü
58
Bu değişimler bölgesel özellikleri olan
bina tiplerinin geleneksel, beton, tuğla
ve kiremit binalara toptan dönüşümünü
içeren geleneksel Çin Mimarisinde bir değişimi de beraberinde getirir. Potansiyel
olarak sosyal ve var olan peyzajda yapılan aşırı değişikleri içeren bu senaryoda
mimar tamamen yok sayılır. Aslında bu
konuda sorulması gereken en uygun soru
''mimarinin gereksiz görüldüğü bir durumda mimar ne yapabilir?''
Shijia Köyü, Xi’an şehri yakınlarındaki
Shaanxi eyaletinin kuzeyinde yer alır. Proje Hong Kong Üniversitesi ve Shaanxi Kadınlar Federasyonunun desteğiyle hayırsever Luke Him Sau tarafından meydana
getirilmiştir. Projemiz burada geleneksel
köy evi ve modern bir prototip önerme girişimleri fikriyle ilgilidir. İlk olarak, Hong
Kong Üniversitesi öğrencilerine yönelik
deneysel öğrenmeye dayalı workshop
olarak ortaya çıkmıştır. Shijia Köyündeki
evler kerpiçten oluşup, 10m*30m olarak
parsellenmiştir.
Köylüler her yıl avlu tipolojisini, yeni tuğla ve beton binalarla birleştirilen geleneksel elemanları yenilerken, evlerin her
biri uzun süren değişimin içersinde yer
almaktadır. Birebir tanımlanan parsel sınırı haricinde hiçbir ev birbirine benzememektedir. Öğrenciler sadece bina türlerini
değil aynı zamanda modern Çin Köy Evi
portresini köydeki çeşitli ailelerde görüşerek belgelendirirler.
ÇEVİRİ
Belki de bu portrenin görünüşünün
köy müteahhidinin yükselişiyle bir
ilgisi yoktur. Evler kerpiçten,beton ve
kiremite dönüşürken yapım aşamasının kendisi kökten değişir. Çoğu sağlıklı ve güçlü köylüler çalışmak için
şehirlere gittiklerinde kendi üretimlerinin yerine dışarıdan iş gücü ve materyal kiralama almıştır. Bu da kırsal
kesimin geçim kaynağını tehdit eden
ve dışarıya bağımlı bir sistem içerisinde ekonomik özgüveni sarsmıştır.
Çin konteksinde kırsal geçim kaynağı
belki de en iyi ''yaşamın olduğu iç avlunun kullanımı'' şeklinde ifade edilebilir. Aslında köydeki açık alanların
büyük bir kısmı evin duvarlarıyla çevrilidir. Bu da avlu ile görsel ve fonksiyonel olan iç odalar arasında yakın
bir ilişki kurmaktadır. Prototip ev
dizaynımız evin başta gelen elemanları olan 4 adet fonksiyonel avluyu
içermektedir. Avlular; mutfak, banyo,
oturma odası ve yatak odasını birbirine bağlar. Buna ek olarak, her bir avlu
mekansal olarak eşşizdir (birbirine
benzemez). Evin avlular etrafında tasarlandığını söyleyebiliriz.
59
ÇEVİRİ
Bu prototip evin esas amaçlarından biri; köylülerin dışardan gelen ürün ve hizmetlere bağımlılıklarını gidermektir.
Çatı; yiyecek kurutmak, oturak ve yağmurlu mevsimlerde
uzun ve kuru yaz ayları boyunca kullanılmak amacıyla
yağmur sularını toplamak ve biriktirmek için kullanılır.
Avlulu evlerde yer altı biogaz sistemi mutfak için enerji
üretir. Sobadan çıkan duman ,ısıtılmış zemin yoluyla kanallardan geçer.
Evin yapısı eski ile yeniyi biraraya getirir. Beton bir kolon ve çatı, karasal iklimde yalıtım sağlayan kerpiçten
oluşan duvarlarla biraraya getirilmektedir. Oluşan yeni
hiprid deprem dayanıklılığı kriterini karşılar. Evin bütün
dış duvarı kiremitle mantolanır. Bu yöntem sadece evi çamurdan kurtarmakla kalmayıp pencereleri ve açıklıkları
gölgeler.
Günümüzde süreç; kırsal gelişmenin yok edilmesi ve gelenekselden ziyade yeniden yanadır. Shijia Köyü evleri
yerel materyal ve teknikler muhafaza edilerek bu iki uç
arasıda bir köprü oluşturmuştur. Ancak bu proje basit bir
geleneksel avlulu ev değildir. Çin'de geleneksel ev yapısının mimari gelişimini temsil eder.
Referans
http://www.archdaily.com/
60
FAALİYETLERİMİZ
Gaziantep
ubesi
Koruma Kurulu Tescil Talebi
TAR H:21.05.2014
SAYI:
KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA
BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜ ÜNE,
GAZ ANTEP
Konu: Atatürk Heykeli Tescil Talebi hk.
Gaziantep ili, ahinbey, Çukur Mahallesi, 20L nazım imar paftasında yer alan
Gaziantep Hükümet Kona ı önünde meydanda bulunan Atatürk heykeli ve heykelin
kaidesi sanatsal tarihsel açıdan kentimiz için önem arz etmektedir. Yapıldı ından
günümüze bu kentte ya ayan herkes için anı de eri bulunmaktadır. Bahse konu
anıtın korumaya alınması hususunda gere ini arz ederiz.
Saygılarımla
B.Sıtkı SEVERO LU
Yönetim Kurulu Ba kanı
61
FAALİYETLERİMİZ
62
FAALİYETLERİMİZ
63
FAALİYETLERİMİZ
64
FAALİYETLERİMİZ
40. Yılında Mimarlar Odası
Gaziantep Şubesi'nin
Yerel Seçim Bildirisi
aşadığımız
ve
sevdiğimiz
Gaziantep'i, bizler kadar sevdiğine
inandığımız ve 30 Mart 2014'te
yapılacak yerel seçimler sonunda
göreve gelecek Belediye Başkanlarımızdan
ve Belediye Meclis Üyelerimizden, Kentimiz
adına Mimarlar Odası olarak beklentilerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Sizlerle paylaşımımızın yanında hazırladığımız bu çalışmayı Belediye Başkan adaylarımıza da ileteceğiz.
Y
KENTE VE ÇEVREYE KARŞI DUYARLI, KENTLİ HAKLARINI SAVUNAN,
GAZİANTEP SEVDALISI MİMARLAR, DEVLETE VE TOPLUMA KARŞI
SORUMLULUK BİLİNCİNDE OLAN
BİREYLER OLARAK, DAHA YAŞANABİLİR BİR GAZİANTEP İÇİN;
Kendi ilgi ve çalışma akslarımızda olan bazı
konularla ilgili değerlendirmelerimiz, tespit
ettiğimiz sorunlar ve bu sorunlar ile ilgili
çözüm önerilerimiz bu açıklamamızda yer
almaktadır.
Konu başlıklarımız;
- Ulaşım Sorunları,
- Çevre Düzeni, Nazım İmar ve Uygulama
İmar Planları,
- Çevre Sorunları ve hava kirliliği,
- Kentsel Dönüşüm ve Afet Riski Altındaki
Alanlar,
- Otopark Sorunu,
- Kültür Turizminin Geleceği ile İlgili Sorun-
lar,
- AYKOME - UKOME Sorunları,
- Alış Veriş Merkezleri,
- Kamil Ocak Stadyumu,
- DDY Arazisi,
- Fıstık Araştırma Arazisi,
başlıklarından ve sonuç bölümlerinden
oluşmaktadır.
ULAŞIM SORUNLARI:
Önümüzdeki Mart ayında yapılacak yerel
seçimlerde seçilecek Belediye Başkanı “Ulaşım Sorunu” adlı adeta bir saatli bombayı
kucağında bulacaktır. Bugüne kadar ulaşım
ile ilgili yapılanların, yapanlar tarafından
sorun yaratmak için değil, sorun çözmek
için yapıldığına inanıyoruz.
Amacımız,
mevcut, çıkacak ve bizlerin de yaşadığı sorunları tespit ederek çözüm arayışlarına katkı sağlamaktır.
SORUN:
- Mevcut tramvay taşımacılığı ile sorun çözmek istenirken sorun yaratılmıştır.
- Tramvay projesi bu haliyle artacak yolcu
taleplerini karşılamayacaktır.
- İbrahimli 4. etap ( Cumhuriyet -İnönü ve
Atatürk Cad.)ve 5. etap (Fevzi Çakmak ve
Milli Egemenlik Bul.) Tramvaylar UAP' da
ele alınmadığından sorun yaratacaktır.
- Belediye kaynaklarından ciddi bir destekle
Tramvay çalışabilmektedir.
- Tramvay için Trafikteki araçlar, hemzemin
kavşaklarda beklemekten dolayı ciddi bir
65
FAALİYETLERİMİZ
bedel ödemektedir.
- Mevcut uygulamalar Ulaşım Ana Planı’na aykırı olarak
yapılmış ve yolcu taleplerini karşılaması mümkün değildir.
- Seçilen tramvayların yaşlarından ve teknolojilerinden
dolayı kullanılmasındaki yasal sorunlar bir yana, gelecekte de sürekli sorun yaratacaktır.
ÇÖZÜM:
- Ulaşım ana planı ve uygulamadaki aykırılıkların ardından ortaya çıkan sorunlar değerlendirilmeli ve bu sorunlara yeni çözümler planlamayla aranmalıdır.
- 2006 yılında yapılan planın bilimsel verileri, günümüz
verileri ile güncellenerek ve yeni durum tespitleri yapılarak tekrar değerlendirilmeli ve karşılaştırılmalı ve UAP
yeniden ele alınarak revize edilmelidir.
- Ulaşım bir sistemdir ve bütün olarak önce makro modelde planlama yapılmalı, gerekirse, sonra mikro modelde uygulanmalı ve işletilmelidir.
- Kavşakların tek tek ele alınması doğru olmamakla birlikte kentimizde ve özellikle Tramvayın etkilediği yollarda / yoğun kavşaklarda ortaya çıkan sorunlar nedeniyle geçici acil müdahaleler için; simülasyon çalışmaları
ile geçişlerin kabul edilebilirlik kontrolleri yapılmalıdır.
Özellikle Milli Egemenlik Bulvarı, Fevzi Çakmak Bulvarı,
Gazi Muhtar Paşa Bulvarı, Kıbrıs Caddesi ve Valilik gibi
Tramvay Hattıyla dik kesişen kavşaklarda acil çözüm geliştirilmelidir.
- Tüm bu çalışmalar mevcut sistemle sürdürülebilir bir
çözüm içermiyorsa ki - uzmanların görüşleri bunu destekler niteliktedir - en azından kent merkezinin yoğun akslarında yer altı ve yer üstü geçit düzenlemeleriyle geleceğin olmazsa olmazı çözüm sağlayacak projeler
için süratle çalışmalara başlanmalıdır. Henüz yapılaşma
süreci tamamlanmamış veya kamulaştırma yapılması
zorunlu noktaların üzerinde öncelikle yoğunlaşarak UAP
revizyonu ile kentin geleceği için geçici değil kalıcı radikal
çözümler üretilmelidir.
- UAP açısından ulaşım planı hedefleri, yapılan uygulamaların sonuçları karşılaştırılarak, sadece bugün için değil, kentimizin geleceği için somut veriler ışığında gerekli
kararlar alınmalıdır.
- Uzun vadede Marka Kent olmak istiyorsak, gelecek için
yer altı METRO planlaması yapılmalıdır.
-ÇEVRE DÜZENİ, NAZIM İMAR VE UYGULAMA
İMAR PLANLARI
1/100 000 Ölçekli Çevre Düzeni ve 1/25.000 Ölçekli Nazım Planımız Gaziantep için 2030 yılında 2,8 milyon
nüfus projeksiyonuna sahiptir. Bugüne kadar yapılmış
66
1/1000 ölçekli İmar uygulama Planlarımız 4.300.000 nüfusa yetecek düzeydedir. Buna rağmen Gaziantep'te arsa
fiyatları astronomik rakamlara ulaşmış ve arsa temin sorunu yaşanmaktadır. Kentimizin belediye meclislerinin
gündeminin büyük bölümüne yakınını imar tadilatları
oluşturuyor. Bu durumda ya kentin üst ölçek planında bir
sorun vardır ve yeniden yapılması gerekir, ya da yapılan
tadilatlar yasa ve yönetmeliklere aykırıdır.
SORUN:
- Gaziantep’te son yıllarda ortaya çıkan yapılaşmayı dikkatli inceleyecek olursak, sürekli yapılaşmada bina yoğunlukları - kat yükseklikleri artmakta, eski planlardaki
yapılaşmaya göre daha büyük yapılar yapılmaktadır.
- Plan tadilatları ile yeni kararlar alınarak nüfus yoğunlukları artarken, yasalar ve yönetmelikler gereği ayrılması gereken okul, spor alanı, yeşil alan, dini tesis alanı vb.
sosyal tesis alanları yeteri kadar ayrılmamaktadır. İmar
uygulamaları için kentimizin 5 yıllık imar programı da
bulunmamaktadır.
- Belediyelere gelir elde etmek ve bu gelirle hizmet etmek
için arazi ve imar rantını doğal ve yasal yol kabul edilince,
yatırımcı ya da kişilerde emsal oluştuğu için aynı yolu
izliyor. Sonucunda yapı yoğunluğundan kaynaklanan kişi-araç vb. sayıları artıyor, yollar ve sosyal donatı alanları
artmayınca kentimizin yaşam kalitesi düşüyor.
- Gaziantep’te planlamaya kurallar ve yönetmelikler yerine, Nazım Plana aykırı olarak maddi yaklaşımlar ve beklentiler yön vermektedir.
- Üst ölçek plan kararları ve Plan bütünlüğü bozulmuş ve
aykırı pek çok uygulama bulunmaktadır.
- Yapı yoğunluk artışı ile rant elde edip kamuya harcamak, plan bütünü ve gelecek düşünüldüğünde kamu yararı değil, kentin kamusal alanları kaybedildiğinden geleceğinin ipotek altına alınması sonucunu doğurmaktadır.
- Arsa fiyatlarının yüksekliği konut fiyatlarına yansımaktadır.
- Kentimizde pek çok bölgede belediyelerimize alt yapı
bedelleri vatandaşlar tarafından ödenen ve alt yapısı götürülemeyen ruhsatı ve iskânı alınmış, GASKİ'NİN,
GAZDAŞ’ın hizmet götüremediği yolu yapılamamış projeler bulunmaktadır.
ÇÖZÜM:
- Üst ölçek planlar yeniden ele alınmalıdır, Plan notlarında ortak dil sağlanmalıdır.
- Uygulama imar planları uygulanabilir ölçekte ve kentimizin İmar Yönetmeliği olmalıdır.
- İmar uygulama planı yapılmış yerlere öncelikle alt yapıları yapılmalı, belediye hizmetleri götürülebilmelidir.
FAALİYETLERİMİZ
- Kent, ticari hesaplara göre değil, plan kararları ve plan
hedeflerine göre gelişmelidir. Üst ölçek planda düşük yoğunluk önerilen bölgelerden tadilatlarla, sosyal altyapı
donatıları dengesi bozularak yüksek yoğunluklu yapılara
izin veren tadilatların yapılması önlenmelidir.
- Dikine büyüyen bir kent değil yatayda büyüyen bir kent
planlanmalıdır.
-Revizyon planlar ve tadilatlarla kamusal ve kişisel rantlar ortaya çıkarılmamalıdır.
- Plan yapımında ilgili mevzuata uyulmalıdır.
- Arsa spekülasyonu önlemek için yapılaşma olmayan
imar parsellerinden her yıl alınan emlak vergisi katlamalı
olarak arttırılmalıdır.
- 5 yıllık imar programları yapılmalı yatırımcı kuruluşlarla koordinasyon sağlanmalıdır.
SORUN:
Gaziantep’te de özellikle kış aylarında gerek ısınmadan
gerekse motorlu taşıtlardan, gerekse sanayiden kaynaklanan hava kirliliği Kentimizin en önemli sorunlarından
biridir. Şehrimize bir kaç kilometre dışarıdan baktığımızda gözle görülen siyah bir duman tabakasının altında kaldığını görmekteyiz. Sağlığımız tehdit altındadır.
lerde planlanmalıdır.
- Çimento fabrikası, Taş Ocakları, Kırma Eleme Tesisleri,
Beton santralleri, Briket ve karo imalathaneleri, Mermer
Atölyeleri vb. toz oluşumu riski yüksek tesislerin Kent
merkezinden uzaklaşması sağlanmalıdır.
- Fırın vb. gibi yerleşim alanı içinde yer alması gereken işyerlerinin uygun yakıt, baca ve filtre sistemine sahip olup
olmadıkları düzenli olarak denetlenmelidir.
- Binaların ısınmasında havanın 15 derecenin üzerinde
olduğu zaman yakılmaması gibi enerji tasarrufunun anlatılacağı eğitsel çalışmalar yapılmalıdır.
- Bireysel araçlar yerine toplu taşıma açlarının, yolları yapılarak bisiklet kullanımının teşvik edilebilmesine dönük
projeler yapılmalıdır.
- Kent içinde ve yakın çevresinde yeni orman alanlarını
ve yeşil alanları arttırılmalıdır.
- Plansız yapılaşmış, gelir seviyesi düşük bölgelerde, doğalgazın altyapı sistemi kurulmadan da kullanılmasını sağlayan sıvılaştırılmış doğalgaz vb. yöntemler geliştirilmeli kullanılması sağlanmalıdır.
- İlimizde katı yakıt türlerinin standartlarının ilan edilerek, sürekli denetlenmeli ve bu standartlara uymayan
yakıtların girişine izin verilmemelidir.
- İlimizde kaçak mazot, kaçak bio-dizel, kaçak madeni yağ
üretimine ve satışına engel olunmalıdır.
- Kentimizde hareket halindeki araçlarda egsoz denetimleri ve egsoz ölçüm yetkisi verilen kuruluşların, egsoz ölçümlerini standartlara göre yapıp yapmadıkları denetimlerle kontrol edilmelidir.
- Hava kalitesi ölçüm istasyonu sayısı artırılmalıdır.
- Arıtma Tesisleri geliştirilmeli, denetlenmeli, standartları
gözden geçirilmelidir..
ÇÖZÜM:
- Kentimizde doğal gaz yatırımları özel bir şirket olan
GAZDAŞ tarafından yapılmakta olup yatırımlarının rantabl olması doğal olarak temel öncelikleri olarak görülmektedir. Doğalgazın kullanımını yaygınlaştırmak için
tedbirler ve teşvikler için çalışma yapılmalıdır.
- Yapılaşmanın başladığı Altyapısı olmayan bölgelerde de
doğalgaz kullanımını sağlayacak altyapı çalışmaları hızlandırılması için Gazdaş’a gerekli yaptırımların uygulanması sağlanmalıdır.
- Kentimizin İmar Planları yapılırken yapılaşmada hava
koridorları düşünülmeli hava sirkülâsyonunu sağlayacak
boşluk alanlar oluşturulması sağlanmalıdır.
- OSB ve Sanayi tesisleri ile yerleşim alanları arasında
yeşil alanlardan oluşan belirli koridorlar bırakılmalı ve
üst ölçek plan kararlarıyla hakim rüzgar yönü ve tarımsal
araziler göz önüne alınarak, doğru ilişkili ve farklı bölge-
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLAR:
26 nisan ve 1 Eylül 2013 Tarihli Resmi Gazete'lerde yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararlarına göre Gaziantep İli,
Şahinbey İlçesi, Kurtuluş, Saçaklı, Oğuzlar, Şenyurt, İsmetpaşa, Aydınbaba, Gündoğdu, Sultanselim, Yavuzlar,
Alibaba, Kılınçoğlu, Delbes, Daracık, Ulucanlar, Ünaldı, Gümüştekin, Gültepe, Hoşgör, Kolejtepe, Yukarıbayır, Süleyman Şah, Savcılı, Etiler, Çamlıca, Sakarya, Nuri
Pazarbaşı, Özdemirbey, Cemal Gürsel, Kıbrıs, Kahveli Pınar ve Dumlupınar Mahalleleri, 27 Nisan 2013 Tarihli
Resmi Gazete'de Yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararına
göre Gaziantep İli, Şehitkamil İlçesi, Aydınlar Mahallesi
riskli alan ilan edilmiştir. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki
Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanununa göre yani
kamuoyunda bilindiği şekli ile kentsel dönüşüme imkân
veren kanun; afet riski altındaki bölgeleri ya da ekonomik,
- ÇEVRE SORUNLARI VE HAVA KİRLİLİĞİ,
Çevrenin ve doğal yaşamın korunması konusunda çalışmaların yeterli olmadığı konusunun altını çizerek, hava
kirliliği, atmosfere bırakılan toz, gaz, duman, koku ve su
buharının havanın doğal dengesini bozması sonunda
canlılara zarar verecek hale gelmesi nedeniyle bu konuda
ayrıntılara gireceğiz. Hava kirliliğinin en önemli nedeni
yakıtların yanması sonucu atmosfere yayılan gazlardır.
67
FAALİYETLERİMİZ
sosyal, fiziki çöküntü alanlarının yeniden yapılanmalarının önünü açan bir nitelik taşıması yanında doğru çözüm
ve uygulamalar yapıldığında “Güvenli, Sürdürülebilir,
Çağdaş Yapılar ile Kentsel Dönüşüm” sağlanabilir. Yapılmadığı zaman da kentlerimizi ve kültürlerimizi yok etmek ve sadece rant amaçlı projeler üretilmesini sağlayacak riskler içeren uygulamalara dönüşebilmektedir.
SORUN:
- Afet riski olan yapıların mevcudiyeti ve tedbir alınması
doğru, Mahalle sınırları bazında yapılan alan belirlemesi
yanlıştır.
- Yaklaşık 200 bin kişinin yaşadığı bölgede kişilerin mağduriyetleri söz konusudur.
- Karara yasa gereği dava açılması söz konusu değildir!
- Önceki Kentsel dönüşüm uygulamalarında, dönüşüme
tabi olan yapılarda oturanların büyük bölümü başka bölgelere gitmek zorunda kalmıştır.
- Yapılan uygulamalarda kent kültürlerini yok sayan tip
projeler uygulanmış, Yerel ve yöresel mimari özellikleri
taşımamaktadır.
- Yapılan uygulamalarda dönüşümü gereken alanlar bütün olarak planlanmamış, küçük bölge ve yapı adaları
olarak ele alınmıştır.
- Kentsel dönüşüm planlamalarında önceden yapılan
kaçak yapılaşma yoğunlukları ve sosyal donatı alanı
yoksunlukları baz alınmış, plan yapımına dair esasları
belirleyen yönetmeliklere ve üst ölçek plan kararlarına
uyulmamıştır.
ÇÖZÜM:
- Afet riski olan yapıların yeniden değerlendirilmesi ve
kapsamının yaşayanların katkı ve görüşleri de alınarak
genişletilmesi gerekmektedir.
- 6306 Sayılı Kanun, uygulama alanlarındaki maliklerin
katılımının sağlanarak, kazanımların adil şekilde paylaşımını öngörmekte, vatandaşın her türlü hak kaybını teminat altına almayı hedeflemektedir, gereği yapılmalıdır.
- Projeler; Yerel, yöresel mimari özellikleri taşımalı, birçok
AB ülkesinde olduğu gibi kent rehberi niteliğinde çalışmalar süratle tamamlanmalı, yapılaşma kriterleri ortaya
konmalıdır. Bu çerçevede yerel mimarlarımızın katkısı
hem kültürel değerlerin korunması hem de iş imkânları
ve istihdam sağlaması açısından önemsenmelidir.
- Yapılacak planlama çalışmaları önce kent bütününde
yapılması gereken çevre düzeni planı ve nazım plan ölçeğinde ele alınmalı, bütünün planlanmasından sonra
plana bağlı uygulanabilir ölçekte çalışmalar yapılmalıdır.
- Çalışmalar yapılırken STK’ların ve sosyologların yanında
bölgede yaşayanların görüşleri alınmalıdır.
68
- Büyük bölümü İnönü Caddesi, Şehreküstü ve Ünaldı
aksının Güneyinde yer bulunan alan, kentin beklide birçok sorununa çözüm teşkil edecek nirengi noktası olarak
değerlendirilebilir. Bu aks Ulaşım, altyapı, modern kent
planlamasının başlangıç noktası olarak değerlendirilmesi
neticesi üst ölçek revizyon planına bağlı olarak yapılacak
nitelikli bir kentsel tasarım çalışması ile beklide yüzyılda bir gelecek fırsat olarak değerlendirilebilir. Konunun
önemine binaen yapılacak çalışmaların kesinlikle ulusal
veya uluslar arası yarışma ve fikir projeleri ile başlatılması kazanımların büyüklüğü düşünüldüğünde olmazsa
olmaz zorunluluktur.
- Deprem riski ciddiye alınmalı, öncesi, deprem sırası ve
sonrası için çalışma yapılmalıdır.
- OTOPARK SORUNU:
Ulaşım, Trafik sıkışıklığı gibi otopark sorunu da kentimizin önemli bir sorunu haline gelmiştir. Otopark ile ilgili
uygulanan mevzuat en son 26 Nisan 2006 Tarihli Resmi
Gazete de yayınlanan Otopark Yönetmeliğidir. Amacı;
yerleşme yerlerinde araçların yol açtığı, trafik sorunlarının çözümü için otopark yapılmasını gerektiren bina ve
tesislerin neler olduğunun ve otopark ihtiyacının miktar,
ölçü ve diğer şartlarının tespit ve giderilme esaslarını aynı
Kanunun 5 inci maddesinde tanımlanan ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümünü gösteren imar planlarına uygun olarak düzenlemektir.
SORUN:
- Uygulanan yönetmeliğe göre; 3 mesken, otellerde 5 oda,
sağlık tesislerinde 75 m2, okullarda 100 m2'ye, Kamu kurum ve kuruluşlarında 75 m2'ye Camilerde 100 m2'ye bir
otopark yeri ayrılmasını öngörmektedir. Bugün Kentimizde ve ülkemizde otomobil sayısındaki hızlı artış düşünüldüğünde otopark sayısının yeterli değildir.
- Yönetmelik, gereği otopark miktarları yöre ihtiyaçları
göz önünde bulundurularak belediye meclislerince artırılabilir. Bu konuda bir çalışma bulunmamaktadır
- Sorunun bir başka boyutu 1977 yılından bu yana var
olan otopark yönetmeliği, İmar planları hazırlanırken parselinde otopark tesisi mümkün olmayan yerlerde otopark
ihtiyacının karşılanması amacıyla bölge ve genel otopark
yerleri belirlenmesini ve otopark ihtiyacını karşılayamayan parsellerin ruhsat işlemleri sırasında bedelinin
ödenmesini bu bedelle de bu bölge ve genel otoparkların
yapılmasını öngörmektedir. Ne yazık ki kentimizde son
40 yılda yapılan bölge ve genel otoparklara baktığımızda sayı olarak bir elin parmakları kadar, düşük kapasiteli
otoparklardır. Son 10 yılda yapılaşan konut bölgelerinde
de araçlar yollardadır.
FAALİYETLERİMİZ
- Sağlık Tesisleri, AVM'ler, Bankalar, Kamu Kurumları gibi
yapıların yakın ve uzak çevrelerinde araçlar neredeyse
üst üste gelmektedir. Yolların kenarının 2. şeritlerini işgal
etmektedir.
ÇÖZÜM:
- Otopark yönetmeliğinde verilen yetki kullanarak otopark ihtiyaçları doğru belirlenmelidir.
- Toplanan otopark bedelleri ile yapılacak otoparklar imar
planlarına yeteri kadar yer ayrılmalı, bedel ödeyenlere
ödedikleri her otopark bedeli karşılığı bir otopark yeri tahsis edilmelidir.
- Öncelikle Sağlık Tesisleri, AVM' ler, Bankalar, Kamu Kurumların yerleri belirlenirken, ruhsatları verilirken otopark ihtiyacının sağlanması temin edilmelidir.
- Yönetmelik gereği, Otopark bedeli olarak toplanan paralar bir fon kapsamında değerlendirilerek, bölge ve genel
otoparkların inşaatlarında bekletilmeden kullanılmalı ve
bu yapılaşmalar belediye kaynaklarından da desteklenerek öncelikli olmalıdır.
- İmar Plan notlarına Konutlarda her konut için en az bir,
sağlık tesislerinde yatak başına ve poliklinik hizmeti veriliyorsa kapasitesine göre, bankalar için kapasitesine göre,
AVM'ler için kapasitesine göre kapalı otopark dışında açık
otopark şartı getirilmelidir.
- KÜLTÜREL DEĞERLERİN KORUNMASI VE TURİZMİN GELECEĞİ İLE İLGİLİ SORUNLARI,
Gaziantep’te Kültür Turizminin geliştirilmesi kentimiz
açısından sanayi gelişmesi kadar önemli bir husustur.
Dünya da kültür turizmi amaçlı gelen turistler gittikleri
ülkelere en fazla döviz bırakan turistlerdir. Turizm hizmet
sektörünün geliştirilmesi özellikle kadınların ve gençleri istihdamı açısından çok önemlidir. Gaziantep’te son
yıllarda kültürel değerlere sahip çıkılması tarihi yapılarımızın ortaya çıkarılması anlamında önemli çalışmalar
yapılmıştır. Tarihi kent dokusunun ortaya çıkması, Zeugma Müzesinin yapılmasının yanı sıra arkeoloji müzesinin korunması, çok sayıda yeni müzenin (özel ve resmi)
yapılmış olması, tarihi yapılarımızın turistik mekânlara
dönüştürülmesi, kültür turizmimizin geliştirilmesi için
çok önemli adımlar olmuştur.
Bölgemizde ve Gaziantep’te demokratik ve katılımcı bir
anlayışla, kurumlar arası ve STK’lar ile işbirliği yapılarak
bölge illeriyle işbirliği sağlanarak ve bölge illerinin doğru
bir turizm teşvik politikasıyla desteklenmesi suretiyle sanayiden elde edilen katma değer kadar katma değer elde
edilmesi mümkündür.
SORUN:
- Kültür Turizmimiz tüm çabalara rağmen yeterli seviyeye gelememiştir.
- Kültür turizminde faaliyet gösteren işletmelerin ciddi
sorunları bulunmaktadır.
ÇÖZÜM:
- Turizm Master Planı Bölge turizminin geliştirilmesi
amacıyla demokratik, katılımcı bir anlayışla kurumlar
arası ve STK'lar ve Bölge illeriyle işbirliği yapılarak ele alınarak yeniden yapılmalı. Bölgede küçük işletmeler (özellikle tarihi yapılarda turizm amaçlı hizmet veren işletmeler, butik oteller, kafe-kafeteryalar, hediyelik eşya üretici
ve satıcıları) istihdam şartlı desteklenmelidir.
- Kentimizde çok sayıda butik otel, kafe-kafeterya, hediyelik eşya satıcıları ve üreticileri yeteri kadar turist gelmediği için faaliyetlerini güçlükle sürdürmektedir. İstihdam şartlı teşviklerle işletmelerin geleceğe dönük ayakta
durmaları Kültür Turizminin gelişmesi için şarttır. Bu Hükümetin yapabileceği uygulama olsa da yerel yönetimler,
tanıtımları konusunda, etkinlik ve alış verişlerinde bu tür
mekânları tercih ederek destekleyebilir.
- Gaziantep’te Zeugma Müzesi ve Ören yeri Gaziantep
Kültür Turizminin markası haline gelmiştir. Bu markaya
ilave olarak en az bu marka kadar önemli birer marka
olan Dülük, Karkamış, zincirli ve Arkeoloji Müzesi' de ilave edilerek tanıtımları ve arkeolojik çalışmaların desteklenmesi konularında çalışma yapılmalıdır.
- Zeugma müzesi gecekonduların arasına sıkışmış konumu ile gelen turistler açısından komik durumlara düşmemize neden olmaktadır. Müzenin çevresi süratle bir kentsel tasarım projesi çerçevesinde ele alınmalıdır.
- Gaziantep’ten gerek Türkiye’de ki müzelere gerek yurt
dışındaki müzelere yasal ya da yasa dışı yollardan götürülmüş eserlerin geri getirilmesi yada birer mulajlarının
yer alacağı bir müzenin yapılması veya düzenleme çalışmaları devam eden Arkeoloji Müzesi'nde yer verilmesi
kentimiz kültür turizmine çok önemli katkılar sağlayacaktır. - Kurtuluş savaşında dünyada eşi benzeri olmayan
bir savunmanın gerçekleştirildiği Gaziantep Savunmasını
anlatacak “Gaziantep Kahramanlık Panoraması Müzesi”
Gaziantep’e kazandırılmalıdır. Yapılacak bu müze Ankara
anıtkabir’de bulunan Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi,
İstanbul’da bulunan Panorama 1453 Müzesi benzeri bir
müze olmalıdır. İçerisinde oluşturulacak yazılı ve görsel
Gaziantep’le ilgili belgeler olan bir arşiv merkezi ve Gaziantep Tarihi Araştırma Enstitüsü kurulmalıdır.
69
FAALİYETLERİMİZ
- AYKOME (Alt Yapı Koordinasyon Merkezi) VE
UKOME(Ulaşım Koordinasyon Merkezi)
İçişleri Bakanlığının çıkardığı “BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ KOORDİNASYON MERKEZLERİ YÖNETMELİĞİ” çerçevesinde kentte bulunan başta Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri olmak üzere tüm yatırımcı kuruluşların yapacağı
alt yapı çalışmalarının ve ulaşımla ilgili tüm yatırım ve
kararların koordinasyonunu sağlayarak bu yatırım ve kararların doğru zamanlama ve doğru maliyetlerle gerçekleşmesine öncülük eden kurumlardır. Her iki kurumun
işleyişinden de Büyükşehir Belediye Başkanlığı sorumludur.
SORUN:
- Her iki kurumun düzgün ve verimli çalıştırılmaması nedeni ile belediyeler ve diğer yatırımcı kurumlar kendi bireysel yatırım planlarını sürdürmekte bu da halk arasında
“bir yeri on sefer kazdı on sefer yaptılar” algısına neden
olmaktadır.
- AYKOME’ nin yetki alanı ortak programa alınan alt yapı
yatırımlarını kapsadığından kurumlar kendi bağımsız
harcama yetkilerini kaybetmemek uğruna ortak programa soktukları alt yapı yatırımlarını bilerek minimum
sayıda tutmakta böylelikle yatırım bütçelerini “Ortak
Altyapı Yatırım Hesabına” aktarmaktan kaçırmaktadırlar. Böylece hem büyük kaynak israfları olmakta hem de
sök-yap, kaz-yap mantığı kent halkının yaşam kalitesini
etkilemektedir.
- Birbirinden habersiz ve/veya son anda haberli sürpriz
alt yapı çalışmaları güvenliksiz, kentliye sıkıntı veren ve
kentli gözünde belediye başta olmak üzere yatırımcı kurumlara yönelik haklı ağır eleştirilere sebep olmaktadır.
- Özellikle UKOME toplantıları belediyenin daha önce
verdiği ulaşım kararlarını otomatik onaylayan bir kurum haline dönüştürülmüştür. Bu toplantılarda başta
Trafik Müdürlüğü olmak üzere diğer uzman paydaşların
düşüncelerine yeterince değer verilmemektedir. Burada
bürokrat olan uzman paydaşlar, siyasi otorite gördükleri
Belediyelerden baskı gördüklerini ifade etmektedirler. Bu
olgunun giderilmesi görevi belediyelere düşmektedir.
ÇÖZÜM:
- AYKOME ve UKOME‘ NİN kuruluş felsefesine uygun
hareket edilmeli özellikle kent içi yatırımların çok büyük
çoğunluğunun ortak yatırım programına alınması sağlanmalıdır.
- AYKOME ve UKOME‘NİN yönetmeliklerde belirtilen işlevine uygun, gerek personel ve gerekse teknik alt yapı
güçlendirilmelidir. Ortak yatırım programının büyütülmesi ile ortaya çıkacak Ortak Yatırım Hesabı yatırım-
70
lardaki verimliliği arttıracaktır.
- Hangi Alt Yapı çalışmasının, ne zaman ve ne sürede
yapılacağı iyi analiz edilmeli, ilgili kurumlar bundan
haberdar edilmeli ve sonuç olarak halkın bu konudaki
şikâyetleri minimuma düşürülmelidir.
- Kısaca “KENTLİYE SAYGILI BİR YÖNETİM ANLAYIŞI”
getirilmelidir.
- Özellikle UKOME’ de Belediyeler uygulayacakları Ulaşım tercihlerini oldu-bittiye getirmeden ve keyfi kararlar
verilmeden en az kendileri kadar uzman olan kurumun
diğer paydaşlarının görüşleri alınarak beraber oluşturmalıdır.
- 30 Martta yürürlüğe girecek olan Büyükşehir Belediye
Yasası değişiklikleri, bu sıkıntıların giderilmesi açısından
Belediyelere önemli yetkiler vermektedir, bu yetkiler doğru ve tavizsiz uygulanması gerekmektedir.
- AVM'LER, ( Alış Veriş Merkezleri)
Türkiye'nin hemen her ilinde olduğu gibi her geçen gün
daha büyük Alışveriş Merkezleri inşaa edilmektedir. Yapılan her AVM bulunduğu çevreye önemli sorunları beraberinde getirmektedir. Bir AVM yılda 9 - 10 milyon
kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Bunun sonucunda
çok sayıda aracın AVM’ ye gelmesi başta trafik ve ulaşım
sorunu doğurmaktadır. Bölgede yaşayanlar ortaya çıkan
bu yoğunluktan dolayı sorunlar yaşamaktadır. Açılan her
AVM kent içerisinde ticari faaliyeti bulunan esnaf ve tüccarın işlerini olumsuz etkilemektedir. AVM'ler belediye
meclisinin alacağı kararla kentin 8-10 km dışında yapılmalıdır. Kent Merkezinde yapılması halinde çevre etki değerlendirmeleri yapılmalı ve mevcut ihtiyaca ilave ortaya
çıkacak yol genişletmesi ve otopark için yatırımcıdan da
bedeli alınarak gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
- KAMİL OCAK STADYUMU,
Bu kenti yönetenler, tüm uyarılara rağmen, yeni bir
stadyumun kentin yeni gelişen Beylerbeyi bölgesine yapılmasına karar vermiş ve TOKİ'ye mevcut Kamil Ocak
Stadyumu'nun mülkiyetinin devredilmesine rıza göstermiştir. TOKİ Bürokratları da yeni stadyum ile yaptıkları
yatırımın karşılığını almak için RANT PROJELERİ ile karşımıza çıkmaktadır. Onları bakış açılarından dolayı suçlayamayız, ama bu kentte yaşayan bizler Rant amaçlı projenin gerçekleşmesi halinde "Kent Merkezi'nin" yaşanmaz
ve ulaşılmaz hale geleceğinin farkındayız. Bu konuda
yeni Belediye yönetimi bu alanda Kent ve kamu yararına
bir planlama yapılmasını sağlamalıdır.
- DDY ARAZİSİ,
Bir kaç yıl önce, DDY Genel Müdürlüğü, mülkiyetinde
FAALİYETLERİMİZ
bulunan kentlerin içerisinde kalmış arazilerine İmar Planı yapma yetkisi almış ve Gaziantep için de bir plan gündeme gelmişti. Ortaya çıkan plana Meslek Odaları, STK'lar
ve Gaziantep halkının büyük tepkisi oldu. Bu konu Anayasa Mahkemesi'nin DDY'ye verilen plan yetkisini iptal
etmesinden sonra gündemimizden kalktı. Şimdi bu arazi
yeniden gündemimizde aldığımız bilgilere göre Büyükşehir Belediyesi ile DDY Genel Müdürlüğü arasında yapılacak protokole göre paylaşılacağını öğrenmiş bulunuyoruz.
Yüzde 30'unun konut ve ticari alan, yüzde 70'inin ise yeşil
alan olacak şekilde imar planı yapılacağı ifade edilmiştir. Bu oranlar pozitiftir, ancak verilecek yapı yoğunluğu
emsali ve kat yüksekliklerinin, bölgenin üst ölçek plan
kararlarına uygun olmasına dikkat edilmeli, yasa ve yönetmeliklerde belirlenmiş plan yapımına dair mevzuata
uyulmalıdır. 450 dönümlük DDY arazisi şu an bir fırsat
niteliği taşımaktadır. Proje Alleben deresi kuzeyinde Dere
Boyu caddesine kadar ele alınmalı Nizip caddesindeki niteliğini yitirmiş metruk yapılanmaların da bu çerçevede
ele alınması, sanayi tesislerinin Kent dışına taşınması ile
bölge komple planlamaya alınmalı, Zeugma müzesinin
karşısına kentin tüm sosyal ve kültürel projelerine hizmet
verebilecek bölgesel tüm toplantılara, konferanslara, konserlere imkan sağlayabilecek, Kültür ve Kongre Merkezi
ve yeterli rekreasyon, konaklama alanları ve ticari alanları içermelidir. Orta Doğu Fuar Merkezinde yapılamayan
kent merkezli butik fuarlar, sergi ve kongreler için bu
alana yapılacak Kültür ve Kongre Merkezi, tıpkı İstanbul
Lütfi Kırdar Kültür ve Kongre Merkezi gibi bir fonksiyonla
kentimize önemli katkılar sağlayacaktır.
- FISTIK ARAŞTIRMA ARAZİSİ,
Binevler semtinde bulunan Fıstık Araştırma İstasyonu
Müdürlüğü gündemimize Sayın Fatma Şahin'in girişimleriyle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker Gaziantep ziyaret sırasında Park yapılmak üzere Belediyemize devri konusunda bir söz verilmiştir. Bu önemli bir
gelişmedir ve kutluyoruz. Fıstık Antep Adıyla tescil edilmiş bir üründür ve Gaziantep Tarımı, tanıtımı ve ticareti
için çok önemli bir üründür. Bu alanın belediye'ye geçmesi önemli bir kazanım olacaktır. Ancak; Bu alan Gaziantep
"Antep Fıstığı Müzesi" olmalı, buradaki ağaçlar korunmalı,
Gaziantep'e gelecek Turistler bir ücret karşılığında buradaki fıstıklardan kendi elleriyle toplayabilmeli, Kentimiz
dünyada olmayan eşi ve benzeri bir Müze kazanmalıdır.
Bilindiği gibi şimdiki adı ile Fıstık Araştırma İstasyonu
Müdürlüğü olan birim eskiden "Antep Fıstığı Araştırma
Enstitüsü " idi. Antep Fıstığı Müzesi Gaziantep Üniversitemize bağlanarak bilimsel çalışmaların devam ettiği bir
Enstitü olarak faaliyetlerine devam edebilir.
SONUÇ OLARAK;
Kentimizde ulaşım içinden çıkılmaz hale gelmiş, çözüm
için yapılanlar çözümsüzlüğü beraberinde getirmiştir.
Kent siluetimiz Gaziantep'e benzemeyen bir hal almış,
arazi ve arsa fiyatları astronomik değerlere ulaşmış, bu
konut fiyatlarına yansımış ve plan tadilatları ile plan bütünlüğü bozulmuş, gelecekte çok önemli sorunlar yaşayacağımız görünmüştür.
Hava Kirliliğinin ulaştığı boyut, tüm canlıların yaşamını
etkilemektedir.
Kültürel değerlerin korunmasında başarı sağlanmasına
ve Kültür Turizminin kent için öneminin anlaşılmasına
rağmen sektöre hizmet verenlerin çözüm bekleyen önemli sorunları bulunmaktadır.
Daha Yaşanabilir Gaziantep için, bu Sevdaya sahip herkesin kişisel hesapları bir tarafa bırakarak, ortak akılla,
açık, şeffaf, katılımcı ve demokratik bir yol izlenmelidir.
Demokratik ve katılımcı bir yol izlenirken, Fiziksel ve Doğal, Çevre ile uyumlu, Yerel toplumsal ve kültürel çevre ile
ilişkili, sürdürülebilirlik sağlanır ise işte o zaman MARKA
KENT olabiliriz.
Çözüm için, Çevre Düzeni Planının, Üst Ölçek Nazım Planın ve Ulaşım, Turizm Ana Planlarının birlikte ve ortak
bakışla ele alınması gerekmektedir. Üniversitelerin, ilgili
Meslek Odalarının ve diğer bilim çevrelerinin görüşlerine
başvurularak, süreçleri kentte yaşayan insanlarla birlikte
kararlaştırarak, tüm sorunları masaya yatırıp, planlayıp
geliştirebilmeyi ve çözüm bulmayı, ümit ediyoruz.
Kentimiz ile ilgili ayrı başlıklar altında sunduğumuz sorunlar aslında tümüyle birbiriyle ilişkili, iç içe geçmiş konulardır. Tümünün bir bütün olarak ele alınması, sorunun
tespiti ve çözüm yollarının da bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu kentin yetiştirdiği Mimarlar ve etkin yurttaşlar olarak;
bu konular ve bunun dışındaki konuları, hiçbir beklentimiz olmadan burada yer veremediğimiz pek çok ayrıntılarını da kapsayacak biçimde göreve gelecek belediye
yöneticilerimizle paylaşacağımızı ve bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kentimizin yarınları için katkı
sağlamaya hazır olduğumuzu ifade etmek isteriz.
Saygılarımızla.
28 Ocak 2014
12. Dönem Yönetim Kurulu Adına
B. Sıtkı SEVEROĞLU
71
ÇİZGİYORUM
72
03
04

Benzer belgeler