SkyTech - Turkish Technic

Transkript

SkyTech - Turkish Technic
trim area: 203x280mm
type area: 183x260mm
This colour indicates the bleed area – 3mm around the edge of the page,
your image should run to the outer edge of this
D
ergiler, bültenler, gazeteler de canlı varlıklar gibi doğar, yaşar ve ölür. Kimisi bir
sayı, kimisi bir yıl, kimisi onlarca yıl... Bu süreyi
belirleyen çok fazla dış etmen vardır. Ancak bu
etmenlerden çok daha önemli temel bir nokta
vardır; o yayının neden var olduğu. Bu soruya
verilen yanıtın içi dolu, ayakları yere basıyorsa,
o yayın her zaman ayakta kalır, büyür, kendini
geliştirir. Şu anda 100. sayısını elinizde tuttuğunuz Skytech gibi...
Your image should run up to this line
This colour indicates the trim area
This colour indicates the edge of the physical page once the magazine has been
trimmed – 203x280mm
The central white area is the type area – no text or logos should stick out of this
space into the blue frame
İlk günkü heyecan ve
yılların deneyimi ile
Yepyeni bir
Skytech
Harmonious Team Play, Efficient Result...
Skytech, THY Teknik A.Ş.’nin kısa ama etkileyici tarihinin canlı tanığı. Amatör bir ruhla,
istenerek, ihtiyaç duyularak çıkarılmaya başlanan; espri anlayışını, samimi bakışını hiçbir
zaman kaybetmeyen, THY Teknik A.Ş.’de çalışan herkesin mutlaka kendinden bir şeyler
bulduğu bir dergi Skytech. Bunun en güzel kanıtı da, bugün 100. sayısına ulaşmış olması.
THY Teknik A.Ş. ailesinin binlerce ferdinden
biri olan bu dergi, bu sayıdan itibaren yepyeni bir yüzle, yepyeni bir bakış açısıyla, ama
ilk günkü heyecanını, coşkusunu koruyarak
sizlerle birlikte olacak. Sizlerle birlikte olacak
derken, Skytech sadece okuyacağınız değil,
sayfalarına konuk olacağınız, kendinizi anlatacağınız, şirketinizi ve çalışma arkadaşlarınızı
daha yakından tanıyacağınız bir yayın olacak.
A respected MRO Center for its quality and reliability; serving with the
Umarız ailenizin değerli bir üyesi olan Skytech’in yeni yüzü içinizi ısıtır.
and advanced technology.
Her sayıda yepyeni bir Skytech’te buluşmak
üzere...
BASE MAINTENANCE
Up to & including D checks, 6 to 12 year checks,
CPCP, SSID, structural checks and modifications for
A300/A310/A320 family/A330/A340
B737 Classic-NG/B777-200/300
LINE MAINTENANCE
At a wide range of stations worldwide for
A300/A310/A320 family/A330/A340
B737 Classic-NG/B757/B767/B777
/Gulfstream/Embraer ERJ-170/190
CAPABILITIES
-Painting with full aircraft stripping.
-100,000lb thrust test cell, engine overhaul part
shops for CFM56-3,-5C and-7B,IAE V2500-A5, CF6-80
-APU overhaul test cell, Authorised Hamilton
Sundstrand Repair Station for APS2000 and
APS3200, plus GTCP 131-9B, GTCP 85 series and
GTCP-331-250H.
-Landing gear overhaul for 737 Classic/NG
A300-B4/A310/A320 family/A330/A340.
-Honeywell authorised repair station for
CFM56-7B HMUs.
[email protected]
l
www.turkishtechnic.com
Skytech Ailesi
100. sayi
01
GÜNDEM
2012 tarihinde açılan THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi, projelere göre değişen bir finansman anlayışına sahip bir yapı şeklinde kurgulandı. Merkez açıldığı günden bu yana 25’e yakın
projeyi tanımladı. Bunlardan 15’i devam eden, şirketimizdeki birimlerin, teknisyenlerin ya da mühendislerin gündeme
getirdiği, bir ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıkan projeler. Bu
merkezin, her geçen gün büyüyen Türk Hava Yolları filosuna
olduğu kadar diğer firmalara da daha kaliteli hizmet verme
yolunda bize büyük katkı sağlayacağını umuyoruz.
2013 sefer sayılı
uçağın tüm teknik bakımları ve kontrolleri yapılmış olup,
hepimizi mutluluğa götürmek için uçuşa hazırdır.
Mutluluğa uçmak isteyen herkesi 2012 nolu çıkış kapısına bekliyoruz.
İş Sağlığı Güvenliği (İSG) ile ilgili yeni bir seferberlik başlatıyoruz. Kanundaki değişikliklerin yürürlüğe girmesini fırsat bilerek, emniyet ve güvenlik bilincinin en üst düzeyde olmasının
şart olduğu sektörümüzde, bütün işyerlerine örnek olacak
bir standardı tutturmayı bir görev olarak kabul etmeliyiz. Bu
konuda atılacak her tür adımı ve sunulacak her tür öneriyi
desteklemeye her zaman hazırız. Buna paralel olarak hepimiz israfa ve gereksiz tüketime, hem iş hayatımızda hem de
özel hayatımızda dikkat etmeyi kendimize şiar edinmeliyiz.
Güven içinde, mutlu, sağlıklı bir uçuş dileriz.
Merhaba Arkadaşlar,
Büyüdüğümüz, kendimizi geliştirdiğimiz, geleceğe yönelik
önemli yatırımlara imza attığımız, bunların sonucunda da geleceğe umutla baktığımız ve bütçe hedeflerimizin üzerinde
bir performansla geride bıraktığımız yoğun bir yılda, tüm çalışanlarımıza katkı ve emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Sadece geleneksel bir bakım şirketi olmaktansa, aynı zamanda üreten ve geliştiren bir MRO şirketi olmayı hayal ettik
ve hayallerimizi gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Şirketimizin gelecek beş yıla ait stratejik planları çerçevesinde bu hayallerimizi somutlaştırmaya yönelik projeler belirledik. Bir kısmını
hayata geçirdiğimiz bu projelerin sayılarını daha da artırarak,
kabuğuna sığmayan, yenilenmeyi, büyümeyi amaçlayan yapımızı uluslararası arenada daha iyi noktalara getirmeyi hedefliyoruz. Tüm çalışanlarımızın şirket stratejilerini içselleştirdiği,
bizzat parçası olduğu ve başarılan her projede altında imzalarının olduğu bir yapıyla emin adımlarla ilerliyoruz.
HABOM Projesi ile ilgili çalışmalarımıza 2012 yılında da büyük bir hız ve titizlikle devam ettik. Alanında, Türkiye’nin ve
bölgesinin önde gelen kurumlarından biri olan THY Teknik
A.Ş.’nin dünya çapında bir yapıya kavuşması için son derece
önemli olan ve toplam iki fazdan oluşan projede, birinci ve
ikinci fazın 2013 yılında tamamlanmasını hedefliyoruz.İki yıllık bir sürecin sonunda THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi’ni hizmete açmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. 7 Kasım
Zor geçmesi muhtemel bir kış döneminde daha operasyonlara verdikleri ve verecekleri destek için arkadaşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum. Aynı zamanda HABOM A.Ş. personeli
arkadaşlarımıza da, şirketimizde yaşadıkları öğrenme sürecinde bize verdikleri katkıyı önemsediğimizi ve şimdiye kadar
verdikleri ve bundan sonra verecekleri destek için teşekkürlerimizi sunuyorum.
Yenilenen kurumsal kimliğimizin, hedeflerimize ulaşma yolunda bize büyük yardımı olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle, bu kimliğe sahip çıkacağınız ve uygulanması için ayrı bir
özen göstereceğinizden en ufak bir şüphemiz yoktur.
Kurumsal kimliğimiz kadar önem verdiğimiz bir diğer konu
da marka bilinirliğimiz. Marka bilinirliğimizi güçlendirmeye
yönelik özel çalışmalar yürüteceğimiz 2013 yılının bu alanda
planladığımız gelişmelere imza atacağımız bir yıl olacağını
düşünüyoruz.
Skytech’ imizin 100. sayısını kutluyor, dergimizin yeni yüzünü
beğeneceğinizi umuyoruz. Ancak Skytech’in hepimizi temsil
ettiği inancıyla yazı, yorum ve geri bildirimlerle bütün arkadaşlarımızdan katkı bekliyoruz. Dergimizin zenginliğinin ve
çekiciliğinin, aynı zamanda şirketimizin duruşunun ve iç dinamizminin bir yansıması olduğunu unutmamanızı istiyorum.
Son yıllarda giderek yükselen başarı grafiğimizin yeni yılda
daha da yukarılara çıkmasını diliyorum.
Esen kalın,
Doç. Dr. İsmail Demir
Genel Müdür
03
04 IÇINDEKİLER
06
16
20
TEKNİK’TEN
HABERLER
HABOM’da
son durum
06
30
32
GEÇMİŞTEN BUGÜNE
SKYTECH
BİREBİR
Kemal Kanat
teknolojİ
12
34
RÖPORTAJ
Doç. Dr. İsmail Demir
AR-GE
MERKEZİ
36
36
GEZİ-YORUM
Özlem Akyıldız
16
12
22
YENİ İŞ GÜVENLİĞİ
YASASI
22
26
HAVACILIK
DÜNYASINDAN
42
BİZDEN
Başak Özer
46
SAĞLIK
REHBERİ
YAYIN
THY TEKNİK A.Ş.
Medya Reklam
Halkla İlişkiler Şefliği
Ferhat Yenibertiz
(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler Şefi)
Pınar Yılmaz
(Yayın Koordinatörü, Uzman)
Cemal Gökgöz
(Medya, Reklam & Halkla İlişkiler, Muhabir)
THY TEKNİK A.Ş
Katkıda Bulunanlar
Abdullah Enes Bolat
Emre Kara
Doğan Aydın
Heybet Dündar
38
38
42
Sahibi
THY TEKNİK A.Ş.
Doç. Dr. İsmail DEMİR
(Genel Müdür)
SOHBET MOLASI
Manga
44
PÜF NOKTASI
46
YAPIM
GODE İSTANBUL
Alev Aktaş
(Yayın Grup Direktörü)
Songül Kurnaz
(Yapım Koordinatörü)
Ulaş Atay
(Editör)
Meltem İşleyen
(Art Direktör, Kapak Tasarım)
Asım Hocagil
(Grafik Uygulama)
Sinem Göçer
(Müşteri Temsilcisi)
Jülide Türkay
(Redaksiyon Editörü)
Fotoğraflar
İstanbul Fotoğraf Atölyesi
Baskı ve Cilt
Apa Uniprint
GODE İSTANBUL
Al Karanfil Sokak
No: 5 Levent / İstanbul
godeistanbul.com
444 02 90
06 GEÇMİŞTEN BUGÜNE SKYTECH
n
e
şt
i
Geçm
bugüne
T
HY Teknik A.Ş. çatısı altında bir dergi çıkarma fikri
Teknik A.Ş.’nin henüz kurulmadığı, teknik faaliyetlerin Genel Müdür (Teknik) Yardımcılığı bünyesinde yürütüldüğü 2004 yılının ilk günlerinde doğdu. Fikir, dönemin
Üretim Planlama Kontrol (ÜPK) Müdürü M. Akif Konar’ın,
çalışan motivasyonuna yönelik arayışlar içinde olan o günkü idari işler müdürüne önerisi ile ortaya çıktı.
çıkarılıyor, bu da röportajlara, yorumlara, esprili fotoğraflara ve fotoğraf altı yazılarına hemen yansıyordu. Eğitim
Akademisi Başkanı iken derginin Akademi’de basılmasını
destekleyen ve baskıda öncelik tanınması talimatını veren
Doç. Dr. İsmail Demir’in Genel Müdür Teknik Yardımcısı
olarak atanması ile birlikte derginin içeriği ve basımında
da ciddi gelişmeler oldu.
Bu fikirle birlikte, bugün elinizde 100. sayısını tuttuğunuz
Skytech için ilk adımlar atıldı. Üst yönetimin onayını ve
desteğini arkasına alan, Türk Hava Yolları tarihinin bu ilk
dergisi için bir isim ve logo aranıyordu. Tüm THY Teknik çalışanlarına bir e-mail gönderilerek önerilerini paylaşmaları
istendi. Çalışanların büyük ilgi gösterdiği yeni derginin adı
ile ilgili 100’e yakın öneri geldi. Bu önerilerden 10’u Outlook üzerinden oylamaya sunuldu ve ÜPK Müdürlüğü’nde
görev yapan Meltem Bozkurt’un önerisi olan “Skytech” en
fazla oyu aldı. Derginin logosunu çalışma görevini de M.
Akif Konar gönüllü olarak üstlendi.
Her geçen gün daha iyiye
Her dergide olduğu gibi Skytech’te de konu sıkıntısı çekilen
dönemler oldu. Bu dönemlerde daha sonra İnsan Kaynakları (İK) Başkanlığı’na dönüşecek olan İdari İşler Müdürlüğü yöneticilerinin klavyenin başına geçip, iş yoğunluğu
nedeniyle o ay yazı yazamayan bazı çalışanların adı ile yazılar hazırlaması, yazıda imzası bulunan kişilere tebriklerin
gelmesi ise dergi tarihinin tatlı bir ironisi olarak hatıralarda
kaldı. Uzun çabalar sonucunda Türk Hava Yolları İntranetinde bir tıkla pdf formatında Skytech’e ulaşabildiğinde dergi
üç yaşındaydı. Hem önemli bir gelişme olan bu durum hem
de derginin üçüncü yaşı, Skytech’e emek veren çalışanların katıldığı mütevazı fakat coşkulu bir törenle kutlandı, yazarlarına ve editörlerine plaket verildi. Bu törenden sonraki
dönemde, renkli fotokopiden, Şirket dışında bir matbaada
basılmaya terfi eden Skytech kalitesini daha da artırdı.
İlk sayı 200 adet basıldı
İdari İşler Müdürlüğü bünyesinde, ilk editörlüğünü Nazif
Tikenbatar’ın üstlendiği Skytech’in ilk sayısı, beyaz bir zemin üzerine Türk Hava Yolları’nın logosu ve üzerinde sade
bir Skytech yazısı ile 200 adet basıldı. O dönemki ekibin
büyük bir özveri ile hazırlayıp, THY Eğitim Akademisi’nde
renkli fotokopi ile çoğalttığı ilk sayının maliyetli bulunacağı düşünülürken, dönemin Teknik’ten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Temel Kotil’in, derginin ilk sayısını
büyük bir memnuniyetle eline alıp, neden az basıldığını
sorması sonraki sayıya hemen yansıdı. Üst yönetimin açık
desteği sonrası yeni tiraj artık 500’dü. Her çalışana birer
adet verilemediği için ilk sayıları ofislere ve ortak kullanım
alanlarına bırakılan Skytech, amatör ve coşkulu bir ruhla
Genel Müdür Teknik Yardımcılığı’nın THY’den ayrılıp THY
Teknik A.Ş. olarak ayrı bir tüzel kişilik kazanmasından sonra İK Başkanlığı’nın sorumluluğundan çıkıp yeni ihdas edilen Reklam ve Halkla İlişkiler Departmanı sorumluluğunda
yayın hayatına devam eden Skytech, “çalışanlar tarafından
çıkarılan ve çalışanlara hitap eden dergi” imajını korudu
ve kendisini sürekli geliştirerek bugünlere geldi. Emeği geçen tüm THY Teknik A.Ş. yönetici ve çalışanlarına sonsuz
teşekkürler...
07
08 GEÇMİŞTEN BUGÜNE SKYTECH
Deneyimli isimlere THY Teknik
A.Ş.’yi ve Skytech’i sorduk...
“Havacılıkla ilgili gelişmeleri Skytech’ten izliyoruz”
Bekir Çanakçı / APU Shop Teknisyeni
THY ve THY Teknik A.Ş.’de 20 yıldır çalışıyorum. Burada
çalışmaya başlamadan önce uçakların uçuşu ile ilgili endişelerim vardı; uçaktan korkardım. THY’de işe başladıktan
sonra, uçaklara yapılan bakımları ve işini ustalıkla yapan
arkadaşları gördükten sonra bu önyargım ortadan kalktı.
Skytech, THY Teknik A.Ş.’deki faaliyetlerin çalışanlara aktarılması açısından son derece önemli. Çalışma arkadaşlarımızı daha yakından tanımamızı sağlayan bölümleri de
var. Ayrıca havacılıkla ilgili gelişmeleri Skytech’ten izliyoruz.
Derginin 100. sayısı hepimize hayırlı olsun.
“THY ailesinin bir üyesi
olmayı hayal ettim”
“Uluslararası arenada temsil
sorumluluğu da taşıyoruz”
Ahmet Eryiğit / Teknisyen
THY Teknik A.Ş. gibi uluslararası düzeyde uçak bakımı
yapan bir şirkette çalışmak gurur verici olduğu kadar da
yüksek sorumluluk istiyor. Bu sektörün ülkemizdeki en
önemli şirketinde çalışırken sadece mesleğimizin gerektirdiği sorumluluğu değil, aynı zamanda ülkemizi uluslararası
arenada temsilin getirdiği sorumluluğu da taşıyoruz. Dünya
çapında bir şirket olma yolunda hızla ilerleyen THY Teknik
A.Ş.’nin, yaptığı yatırımlarla yakın zamanda bu hedefine
ulaşacağını düşünüyorum. Skytech, şirket içinde ve dışında yaşanan gelişmeler ile ilgili iyi bir haberleşme aracı. Ayrıca çalışanların sesinin duyurulması için gerekli olduğunu
da düşünüyorum.
Zülabit Arslan / Operasyon İşletme ve Destek Şefi
Ekim ayı itibarıyla şirkette 20. yılımı doldurdum. Böyle güzide bir şirket için uzun yıllar hizmet vermiş olmanın haklı
gururunu yaşıyorum. Çocukluk yaşlarımdan beri havacılığa
ve THY kurumuna karşı ilgim ve sevgim vardı. Babamın uzun
yıllar bu şirkette çalışmasının da bunda büyük etkisi var. Her
zaman THY ailesinin bir üyesi olmayı hayal ettim. Bu hayalimin gerçekleşmesi için çalıştığım şirketten istifa ederek
1992 yılında THY ailesine katıldım. Bugün de işe başladığım
ilk günün heyecanı ve coşkusu ile hizmet vermeye devam
ediyorum. Skytech’i, şirketimizde ve sektörde yaşanan gelişmeler konusunda bizi bilgilendirmesi ve değişik konularda
yeni bakış açıları sunması açısından yararlı bir kaynak olarak görüyorum. Dergi içeriğinin daha da zenginleştirilerek,
aynı başarı ile yayın hayatına devam etmesini dilerim.
09
10 GEÇMİŞTEN BUGÜNE SKYTECH
“Attığım her adımda şirketimin değer ve onurunu gözettim”
İskender Esen / Pnömatik Sistem Mühendisi
20 yılı aşkın bir süredir görev yaptığım THY Teknik A.Ş.’yi, işe
başladığım ilk günden bu yana beni kendisine kalben bağlamış olan bir yuva olarak görüyorum. Bu uzun süreç içerisinde
çeşitli birimlerde ve çeşitli kademelerde üstlendiğim görevlerin tamamında bu hissiyat beni yönlendirdi; en sıkıntılı anlarda
bile beni ayakta tuttu. Kendimi ve benim gibi çalışan tüm arkadaşlarımı her zaman şirketin gerçek sahipleri olarak gördüm
ve attığım her adımda şirketimin değer ve onurunu gözettim.
Allah’tan bir mani çıkmazsa, emekliliğimi buradan almak da
en büyük dileğim. Skytech’e emeği geçen tüm arkadaşları kutluyor ve 100. sayının gururunu onlarla birlikte içimde hissettiğimi belirtmek istiyorum. THY Teknik A.Ş. ailesinin sesi olan
bu derginin nasıl bir emek neticesinde ortaya çıktığını, THY
Mühendisler Derneği’ndeki yönetim kurulu üyeliğim döneminde, dernek olarak yayımlamakta olduğumuz ve bizzat yazı kurulunda görev yaptığım ‘Altimetre’ dergisinin hazırlanmasında
çektiğimiz sıkıntıları anımsayan biri olarak en iyi anlayabilen
kişilerden biri olduğumu söyleyebilirim.
“Milli takım ruhuna eşdeğer
bir sorumluluğumuz var”
Mehmet Güngör / Başmühendis
THY Teknik A.Ş. gibi sektörün öncüsü ve itici gücü olan bir
şirkette çalışmanın gurur verici bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. THY bünyesinde teknik bölümde başladığım
iş hayatıma, diğer operatörlerin yanı sıra ülkemizin bayrak
taşıyıcısı operatörüne bakım hizmeti veren bir MRO bünyesinde devam edebilme şansına sahip olmak dahi benim
için başlı başına en büyük motivasyon kaynağı. Adının
başında ‘Türk’ kelimesinin bulunması ve bunu özellikle
uluslararası alanda bir kimlik olarak taşıyor olmamız, bize,
her eylemimizde spordaki “milli takım” ruhuna eşdeğer bir
sorumluluk yüklüyor. Skytech’i THY Teknik A.Ş. bünyesindeki iletişime belli oranda katkıda bulunan ve sektörle ilgili
gelişmeler hakkında bilgi sağlayan bir dergi olarak görüyorum. Daha çekici hale getirilmesi için mizanpaj ve içerik
değişiklikleri yapılabileceğini düşünüyorum. Skytech’e yayın hayatında başarılar diliyorum.
“Bu şirketin bir parçası
olmaktan gurur duyuyorum”
Özgür Arayıcı / ATE Atölye Şefi
Havacılık bakım sektöründe ülkemizin en büyük kuruluşu olarak, Türk Hava Yolları’nın yanı sıra çok sayıda havayolu şirketine hizmet veriyoruz. Teknolojide yaşanan gelişmelere paralel
olarak, havacılık bakım sektörü de gelişiyor. İşe başladığımda
uçak sayısına da bağlı olarak kabiliyetlerimiz azdı. Şu anda bu
alanda üst düzey özelliklere sahip özel bir kurumuz. Tüm bu
olayları yaşamak, bu yatırımlarda rol almak, görev üstlenmek
heyecan verici. Tüm bunları yaşarken, deneyimlerim, gelecek
için daha akılcı daha verimli uygulamaların yapılmasına, aksiyonların alınması kaynaklık ediyor. Bunların üzerine bir de
çalışma arkadaşlarımın dostluğu eklenince, nice anılar, güzel
anlar biriktiriyor insan. Özetle, bu şirketin bir parçası olmaktan
gurur duyuyorum. Dergimizin, html olarak, internet ortamında
yayımlanmasını, böylece daha geniş bir kitleye ulaşmasını,
bizlerin de daha çok destek olmasını isterim. Dergide emeği
geçen herkese teşekkür eder, başarılarının devamını dilerim.
11
12 RÖPORTAJ / Doç. Dr. İsmail Demir
2013
NDE
İ
S
E
C
ÖN
knİk
e
T
Y
TH
İn
A.Ş.’n
dünü,
bugünü ve
geleceği
“İnsan kaynağı
yetiştirmeye, eğitmeye
ve geleceğe hazırlamaya
odaklanılan başarılı bir
yılı geride bırakıyoruz”
diyen THY Teknik A.Ş.
Genel Müdürü Doç. Dr.
İsmail Demir, 2013 yılındaki
öncelikli hedeflerinin
HABOM’un bir an önce işler
hale getirilmesi olduğunu,
önümüzdeki yıllarda ise
neredeyse uçak imalatına
yakın işler yapmaya aday
bir şirket olduklarını belirtti.
T
HY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir,
Türk Hava Yolları çatısı altında farklı bir yapılanmaya gittikleri 2006 yılından bu yana nasıl bir bakış açısına sahip olduklarını, 2012 yılını, HABOM’a bakış açılarını, 2013 ve
daha ilerisinde THY Teknik A.Ş.’yi nerede gördüğünü anlattı.
THY Teknik A.Ş.’nin 2012 yılını nasıl geçirdiğini
düşünüyorsunuz?
Doç. Dr. İsmail Demir: THY Teknik A.Ş. 2012 yılını hem
rutin çalışmalarını yürüterek hem de geleceğe hazırlık yaparak geçirdi. Gerek Türk Hava Yolları’nın gerek ise Türkiye’de havacılığın genel büyüme hızını düşünecek olursak,
sektörümüzdede rutin, bu büyüme ile beraber sürekli faal
bir durumda olmak, gelişmek anlamına geliyor. Bu açıdan
baktığımızda başarılı bir yılı geride bırakıyoruz. Geleceğe hazırlığa yönelik projelerimizin ise en önemli ayağını insan kaynağına yaptığımız yatırım oluşturuyor. THY’yi teknik olarak
geleceğe taşıyacak insan kaynağını yetiştirmek, eğitmek ve
geleceğe hazırlamak son iki yıldır özellikle önem verdiğimiz
bir konu. Bu süreyi, bu yaklaşıma kaynak ayırarak ve efor
sarf ederek geçirdik. Bu anlamda HABOM da çalışacak elemanların işe alımları, işe başlama öncesi eğitimleri, eğitim
sonrası işe başlayan arkadaşların pratik eğitimleri ve adaptasyon süreçlerini şirketimiz bünyesinde düzenli şekilde yürütülmesini sağlamak gibi faaliyetlerde bulunarak geleceğe
hazırlık anlamında önemli adımlar attık.
THY Teknik A.Ş.’nin, Türk Hava Yolları çatısı
altında ayrı bir yapılanmaya gittiği 2006 yılında
yüzde 8 olan, Türk Hava Yolları dışı hizmet oranı
bugün yüzde 30’un üzerinde. THY Teknik A.Ş.
bunu nasıl başardı?
Doç. Dr. İsmail Demir: Yüzdeyi teşkil eden rakamın da büyüdüğünü, yani 250 milyonun yüzde 8’i ile 550 milyonun
yüzde 30’u arasında da büyük bir fark olduğunu düşünecek olursak, bu noktadaki büyümeyi daha doğru bir şekilde algılamış oluruz. Mevcut tesislerimize önemli oranda
bir ilave yapmadan bu rakamlara ulaştık. Bunu sağlayan,
farkındalığı artırmamız ve süreçlerimizi iyileştirmemiz oldu.
Tabii bunu tüm şirketin idrak etmesi gerekiyordu ve bu idrak sağlandı. İşimize biraz daha dikkatli eğildik ve kapasite
doldurmanın daha başka anlamları olduğunu gördük. Arkadaşlarımız iş yükü arttıkça, o iş yükünün kaldırılabilirliğini gördü. Ayrıca zaman ve emek kaybına neden olan çeşitli
ekstra unsurların olduğunu fark ettik ve verimlilik artışına
yönelik önemli projelere imza atarak, bunları maksimum
düzeyde ortadan kaldırdık. Bunlara ek olarak, şirkette yalın bakım teknikleri ve çalıştayları yapıldı. Gerçekleştirdiğimiz tüm projelerdeki başarı oranı şahsen beni çok tatmin
etmiyor. Ancak 100 proje yaptıysak ve bunların 50’sinde
başarılı olduysak, bir sıfırdan büyüktür diye bakmamızın
daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bu süreçte ayrıca aşırı sıkışmaya başladığımızda, bu durumun getireceği verim-
13
14
sizliklerin de olacağını görüyor, yeni tesislerin açılmasını ve
faaliyetlerimize orada devam etmeyi dört gözle bekliyoruz.
Bu bakış açısının bir yansıması olarak son dönemde THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi hayata geçti. Bu
sürecin gelişimini sizden öğrenebilir miyiz?
Doç. Dr. İsmail Demir: Ar-Ge Merkezi, aslında oldukça geç
kalmış, uzun süredir devam eden ve benim arzumun, vizyonumun bir neticesi sonucunda ortaya çıktı. Ar-Ge Merkezi, unvan olarak ya da resmi anlamda yeni kurulmuş olsa
da, bu kavramın altında yer alan bazı faaliyetleri biz zaten
daha önce de yapıyorduk. Şimdi daha da üzerine eğileceğimiz Ar-Ge çalışmalarımızda kullanacağımız bu merkez
sayesinde işimizin bilimsel yönü ile pratiğini birleştirmeyi,
hem üniversiteler hem de araştırma kurumları ile bağımızı
kuvvetlendirecek özel projeler belirleyerek, bu projeler üzerine yoğunlaşmayı amaçlıyoruz. Çünkü rutin işlerin arasına
bilgiyi, deneyimi, mevcut teknolojinin geldiği uç noktalardaki faaliyetleri katmazsanız, o rutin bir süre sonra durağanlaşma anlamına gelir. Bugünün rekabetçi ortamında
yerinizde duruyorsanız, yanınızdan geçip giderler.Ar-Ge
Merkezi’nin faaliyete geçmesi ile birkaç aşama ileriye gittiğimizi söylemek mümkün.
Altını çizmek istediğim önemli bir nokta da, THY Teka
Çalışm da,
nik A.Ş.’nin sadece Türk Hava Yolları filosunun
rımız
a
l
n
a
r
l
bakımını ve onarımını yapan bir yer değil, genel
i
a
belli b rketi
a
d
n
olarak uçak bakım ve onarımı yapan bir yer ola
o al
bir şi
p
i
h
a
s
duğu. THY Teknik A.Ş.’nin, milli bir bakış açırak
me
deneyi ıza ortak ola için
sıyla, Türkiye’de sivil havacılığın bir anlamda
yanım şarılı olmak or,
kuluçkasını oluşturmak gibi bir mecburiyeti
lıy
ba
ğ
,
r
a
o
s
y
i
ı
var. Buna, salt şirketin kârlılığı, devamlılığı
l
y
a
sinerji mesi ile
n
e
k
e
açısından
bakarsanız da bu böyledir, bazı
ger
birleş ir
n
ü
c
ü
ulusal
kavramlara
önem veren, belli sorumluiki g
üyük b
b
a
h
a
lukları
üstlenmesi
gereken
bir şirket olarak göd
taya
r
o
ç
ü
rürseniz
de
bu
böyledir.
Bu
anlamda
THY Teknik
g
ruz.
o
y
ı
r
a
A.Ş.’nin, yerli sanayiyi geliştirme, destek olma, geçık
leceğe yatırım yapılmasını sağlama ile ilgili bir sorumluluğu da var. Bir şirketin uzun vadeli çıkarları açısından
baktığınızda, o uzun vadeli çıkarlar şunu gerektirir: Eğer
daha ucuza, daha kolay ve daha hızlı malzeme almak istiyorsanız; bazı tamirleri, bakımları ve modifikasyonları daha
etkin yapmak istiyorsanız, bunları sağlayacak bilgi birikiminin ülke içinde olması son derece önemli. Salt kapitalist
bir açıdan baksanız bile yapılması gereken budur ve biz
bunun çok daha ötesinde bir yaklaşım gösteriyoruz.
Söz konusu know-how’ı sağlamak da çok önemli.
Doç. Dr. İsmail Demir: Kesinlikle. Aynı zamanda knowhow’ın sağlanmasına vesile teşkil etmek, yani Türkiye’de bu
sektöre katkıda bulunması muhtemel kuruluşları, şirketleri
bu katkıda bulunmaya teşvik etmek de önemli. Bu teşvik
sayesinde daha önce havacılığa yönelik herhangi bir faaliyette bulunmamış şirketler, endüstrimiz tarafından az bilinen havacılık sektörüne adım atmış oluyor. Bu, biz onlara
havacılığı tanıtmaz, bu yönde teşvik etmezsek olmaz. Havacılıkta, tekstilden lastiğe, dericilikten elektroniğe pek çok
alana ihtiyaç var. Bu sektörlere baktığımızda çok geniş bir
spektrumdan bahsettiğimiz görülüyor. Biz bu spektrumdan
oyuncu çıkarıyoruz ve bunların sadece bize fayda sağlayan
değil, sivil havacılık alanında dünya genelinde iş yapan, iddialı olan, gelir üreten oyuncular olasını amaçlıyor ve istiyoruz.
THY Teknik A.Ş., son üç yılda beş iştirak sahibi
oldu. Sanırız bunda, biraz önce açıkladığınız
bakış açısının payı büyük...
Doç. Dr. İsmail Demir: Kesinlikle. Aslında bu, Türk Hava
Yolları’nın genel stratejisinin de bir parçası. Dikkat ederseniz, şu anda -bizim alt iştiraklerimiz de dahil olmak
üzere- Türk Hava Yolları’nın 15 civarında iştiraki var. Bu
sayı, ana şirketin, destek unsurları için ayrı bir yapılanma
ile uzmanlık alanları oluşturmayı istediği anlamına geliyor.
Bu bakış açısı ile baktığımızda THY Teknik A.Ş.’nin Türk
Hava Yolları’ndan ayrılması da bu sürecin bir parçası. THY
Teknik A.Ş. olarak biz de aynı strateji ile hareket ettik.
İkinci önemli nokta ise sinerji. Biz bu sinerjiyi yakalamak
için bir motor bakım merkezi kurduk ve burada dünyadaki
belli başlı motor imalatçılarından biri ile birlikte çalışmaya
başladık. Diğer çalışma alanlarımızda da, o alanda belli
bir deneyime sahip bir şirketi yanımıza ortak olarak alıyor, başarılı olmak için gereken sinerjiyi sağlıyor, iki gücün
birleşmesi ile daha büyük bir güç ortaya çıkarıyoruz. Bu,
dünya genelinde çok sayıda şirketin tercih ettiği ve genellikle beklenen başarının sağlandığı bir yaklaşım. Biz de bu
yöntemi tercih ettik.
THY Teknik A.Ş.’nin HABOM’a çok önem verdiği
aşikâr. Bu konudaki temel vizyonunuzu, amacınızı öğrenebilir miyiz?
Doç. Dr. İsmail Demir: Türk Hava Yolları filosundaki uçak
sayısının 60’tan 200’e çıktığını ve Türk Hava Yolları dışındaki şirketlere de ciddi oranda hizmet verdiğimizi düşünecek
olursak, ek tesislere ihtiyaç duymamız son derece doğal.
Bu süreçte HABOM, bizim büyüme ve genişleme projemizin
ayrılmaz parçalarından biriydi, öyle olmaya da devam ediyor. Ancak bu büyüme hızı ile beş-altı yıl sonra daha büyük
tesislere ihtiyaç duyacağımız tahmin ediyorum. Söz konusu
büyüme hızını, bakılan uçak sayısı, komponent sayısı olarak
düşünebileceğimiz gibi kabiliyet miktarı olarak da düşünebiliriz. Çünkü bakım yaptığımız uçak tiplerinin ve bu uçaklardan çıkan komponentlerin sayısı ile birlikte bizim bilgi birikimiz de her geçen gün artıyor.Havacılığın, Sabiha Gökçen
Havalimanı çevresindeki önemli faaliyet alanlarından biri
olmasında HABOM’un önemli payı olacağını düşünüyoruz.
THY Teknik A.Ş.’nin 2013’deki hedefleri neler?
Doç. Dr. İsmail Demir: 2013’teki öncelikli hedefimiz HABOM’un bir an önce işler hale getirilmesi olacak. Bu devasa
tesisin ekipmanlarının eksiksiz bir şekilde tamamlanması,
insanların transferi ve desteklenmesi, bakımların ayarlanması ve yetki alınması işlerinin tamamı, her ne kadar HABOM
A.Ş. adında ayrı bir yapılanmamız olsa da, pratikte THY Teknik
A.Ş.’nin omuzlarında. Henüz bir bebek olarak görebileceğimiz
HABOM’un ayağa kalkarak yürümesindeki destek, dayanak
noktası THY Teknik A.Ş. olacak. Bu nedenle, önümüzdeki yıl
bizim en önemli projemiz HABOM’daki tesislerin, en azından
ilk fazının, işler hale gelmesi. Tabii HABOM’un ve yaptığımız
atılımın büyüklüğü ölçüsünde tanıtımımızın da yapılması lazım ki, ileride müşteri portföyümüzü ona göre geliştirebilelim.
Faaliyet alanlarımızı genişletmeyi amaçlıyoruz
Türk Hava Yolları’nın gelecek vizyonu içerisinde
THY Teknik A.Ş.’yi nerede görüyorsunuz?
Doç. Dr. İsmail Demir: THY Teknik A.Ş. önümüzdeki yıllarda, biraz önce de bahsettiğimiz şekilde, Türkiye’de sivil havacılığın bir anlamda kuluçkasını oluşturmaya daha geniş
anlamda devam ederken, faaliyet alanlarını daha da genişletmeye çalışacak bir konumda olacak. Uçak bakımı ve
onarımı denince akla sadece hangarda yapılan bakım-onarım işleri geliyor. Ancak söz konusu süreç işimizin sadece
yüzde 25’lik kısmını oluşturuyor. Geri kalan yüzde 75’i ise,
özellikle motordaki komponentlerin bakım ve onarımı oluşturuyor. Örneğin boş bir uçağı alsanız, içini tamamen giydirseniz, kabin içini tamamen dönüştürseniz, bundan elde
edeceğiniz gelir, onlarca uçağın düzenli bakımdan elde
edeceğiniz gelirden daha fazla olur. Çünkü ortaya belli bir
bilgi birikimi koyuyor; mühendislik faaliyeti ve tasarım, bir
başka deyişle “ağır modifikasyon” diye tanımladığımız işleri
yapıyorsunuz. Biz de kendimizi, hem mühendislik kabiliyetlerimizi daha fazla gösterebileceğimiz hem niş sektörlere
girebileceğimiz hem de gelirimizi artırabileceğimiz bu tür
faaliyet alanlarında görmeyi hedefliyoruz. Bir başka deyişle,
THY Teknik A.Ş.’nin önümüzdeki yıllarda neredeyse uçak
imalatına yakın işler yapmaya aday bir şirket konumunda
olduğunu söyleyebiliriz. Tabii şu gerçeği de göz ardı etmemek lazım, dünyada bu pazar çok da geniş değil, belli limitleri var ve imalatçı bir bakımcıyı kendi pazarına kolay kolay
sokmuyor. Yani motor imal eden şirket, artık bunun bakım
ve onarımında da iyi bir pazar görüyor ve o pazardaki payı
kimseye bırakmak istemiyor. Bu şartlar altında o pazardan
pay almanın yolu, satın alma gücünüzü ya da teknik kabiliyetlerinizi kullanmanızdan geçiyor. Biz bunların ikisini de
yapacak güce sahibiz.
15
16 TEKNİK’TEN HABERLER
THY 200. uçağını filosuna kattı
T
ürk Hava Yolları’nın 200. uçağını filosuna katması nedeniyle THY Teknik A.Ş. II. hangarında gerçekleştirilen
törene Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, THY Genel Müdürü Doç. Dr.
Temel Kotil, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail
Demir, yöneticiler, çalışanlar ve basın mensupları katıldı.
200. uçağı satın almış olmaktan dolayı mutlu olduklarını
belirten Kotil, törende yaptığı konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Bütün stratejimizi üç ayak üzerine kurduk; yolcu
memnuniyeti, network oluşturma ve marka algısı yaratma.
Bu doğrultuda, yolcularımızı her zaman güzel sürprizlerle
karşılıyor ve memnun kalmalarını sağlıyoruz.”
“10 yıl öncesi ile bugünü karşılaştırırsak, bugün gelinen
nokta muazzam bir başarıdır. 10 yıl önce petrol fiyatları 20
dolar civarındaydı, bugün ise 110 dolar. 10 yıl önce THY iç
hatlarda tekeldi; bugün ise rekabete açık ve başarıdan başarıya koşan bir şirket. Geçtiğimiz kriz dönemlerinde birçok
firma küçülürken THY büyüyerek bu krizi aştı; kriz öncesi
seviyenin çok üzerine çıktı” dedi. Konuşmaların ardından
Bakan Şimşek, Hamdi Topçu ve Temel Kotil, Türk Hava Yolları filosunun 200. uçağı Muğla’yı gezerek incelemelerde
bulundu.
“2003 yılında başladığımız THY macerasında altı yıl önce
100. uçağa, bugün ise 200. uçağa ulaşmış bulunuyoruz”
diyerek konuşmaya başlayan Hamdi Topçu ise şunları söyledi: “Biz Türkiye’nin geleceğine yatırım yaptık. Yaptığımız
planları hiç bir ekonomik krizde, hiç bir şartta değiştirmedik; biz krizde büyümeyi seçtik. Bu stratejiyle, 2015 yılında
ulaşacağımız hedeflere 2010 yılında ulaştık.”
THY Teknik A.Ş.’ye
bakan ziyareti
THY Teknik A.Ş. çalışanları
öğretmenlerini unutmadı
B
ilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. THY Teknik A.Ş. Genel Müdürlük makamında Genel Müdür Doç. Dr. İsmail Demir ile bir
süre görüşen Nihat Ergün’e şirketin prestijli projelerinden
biri olan HABOM hakkında maket önünde sunum yapıldı.
Daha sdonra THY Teknik A.Ş. atölye ve hangarlarını gezen
Ergün’e, yapılan bakım faaliyetleri ve geleceğe yönelik
planlar hakkında bilgi verildi.
200. uçağın Türkiye’ye ve THY ailesine hayırlı olmasını dileyerek konuşmasına başlayan Bakan Mehmet Şimşek ise,
UBM Aviation Konferansı İstanbul’da yapıldı
Almanya-İstanbul
fam trip hattı
U
T
BM Aviation tarafından ikincisi düzenlenen “Orta
ve Doğu Avrupa Havayolları Mühendislik ve Bakım
Konferansı” 20-22 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da
gerçekleştirildi. İki gün süren konferansın açılış resepsiyonu THY Teknik A.Ş. tesislerinde düzenlendi. Resepsiyona THY Teknik A.Ş. yöneticileri, Orta ve Doğu Avrupa
ülkelerinin önde gelen havayolu şirketlerinin üst düzey
yöneticileri ve temsilcileri katıldı. THY Teknik A.Ş. atölye-
lerinin, hangarlarının ve hizmetlerinin tanıtıldığı resepsiyonun ertesi günü başlayan UBM Aviation Konferansı’nın
açılış konuşmasını THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç.
Dr. İsmail Demir yaptı. Konuşmasına, havacılık, bakım
ve onarım konularında maliyetler her yıl artarken, aynı
zamanda yeni fırsatların da ortaya çıktığını ifade ederek
başlayan Demir şunları söyledi: “Bu fırsatlardan yararlanmak ve ortaya çıkan sorunlarla mücade edebilmek
için işbirliği ve bilgi paylaşımı her zamankinden daha
önemli bir hale geldi. Bu yüzden bu konferansın havacılık sektörünün her alanda hızla yükselişe geçtiği İstanbul’da düzenlenmesini çok önemli görüyorum. THY Teknik A.Ş. olarak böyle bir organizasyona sporsor olmaktan
ve katılımcıları İstanbul’da ağırlamaktan büyük mutluluk
duyuyoruz.”
Konuşmalar ve panellerle devam eden konferans, katılımcılara, havacılık, bakım ve onarım konularında görüş
alışverişinde bulunma, yeni işbirlikleri ve fırsatlar üzerine konuşma imkânı sağladı.
HY Teknik A.Ş., havayolları ve turizm şirketlerince
acente personeli ve yetkililerine yaptırılan tanıtım gezilerine (fam trip) devam ediyor. Almanya’nın Düsseldorf,
Frankfurt, Stuttgart gibi çeşitli şehirlerinden 100’e yakın
acente yetkilisi kasım ayı içinde THY Teknik A.Ş.yi ziyaret
etti. Hangarları ve atölyeleri gezen ziyaretçilerle, uçuşlarını
Türk Hava Yolları ile yapmaları yönünde olumlu görüşmeler
yapıldı.
Mart ayından bu yana, THY Teknik A.Ş. Eğitim Müdürlüğü
tarafından organize edilen İngilizce kursuna devam eden bir
grup şirket çalışanı, İngilizce dersi aldıkları, İstanbul Üniversitesi Dil Merkezi eğitmenlerinden Gözde Demirel’in Öğretmenler Günü’nü sınıfta gerçekleştirdikleri bir törenle kutladı.
Acil Durum Tatbikatı başarı
ile gerçekleştirildi
6331 sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliğİ Kanunu gereği,
yılda iki kez gerçekleştirilmesi yasalarla zorunlu hale
gelen “Acil Durum Tatbikatı”, İSGÇ Şefliği tarafından, II.
hangar ve ofisleri kapsayacak şekilde yapıldı. Hayatın
normal akışı sırasında yangın, deprem gibi sıradışı olaylar karşısında personelin can ve mal kaybının en aza
indirilmesi için binaların planlı bir şekilde boşaltılması
ve daha önceden belirlenen yerlerde toplanılmasını
sağlamak için yapılan tatbikat başarı ile tamamlandı.
THY Teknik A.Ş. çalışanları
Atatürk’ü andı
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 74. Yılında, tüm yurtta olduğu gibi THY
Teknik A.Ş.’de de anıldı. II. hangarda düzenlenen törene THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir,
genel müdür yardımcıları, yöneticiler ve tüm çalışanlar katıldı. Atatürk’ün ebediyete intikal ettiği saat olan
09.05’te siren sesi ile başlayan saygı duruşu sonrasında
İstiklal Marşı okundu. Anma töreninde konuşma yapan
İsmail Demir, Mustafa Kemal Atatürk’ün bıraktığı mirasa sahip çıkarak geleceğe umutla baktıklarını ifade etti.
Onun mirasına sahip çıkmanın yolunun, onun gösterdiği
muasır medeniyet seviyesine ulaşmaktan ve modern
dünyada yerimizi almaktan geçtiğini ifade eden Demir,
“Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü
vefatının 74. yılında rahmet ve minnetle anıyoruz” dedi.
17
18 TEKNİK’TEN HABERLER
Avrupalı halkla ilişkiler
ajansları THY Teknik
A.Ş.’yi ziyaret etti
Kuzeyli konuklar ağırlandı
Kalp krizi geliyorum der!
Next in Corporate Travel (NICT) organizasyonu kapsamında Danimarka, İsveç, Finlandiya, Norveç ve Estonya’dan Türkiye’ye gelen yaklaşık 300 kişilik İskandinav
ekibi THY Teknik A.Ş.yi ziyaret etti. Şirketin tarihçesinin
ve geleceğe yönelik planlarının anlatıldığı sunumlardan
sonra misafirlere I. ve II. uçak bakım hangarları ve atölyeler gezdirilerek, buralarda yürütülen faaliyetler hakkında geniş bilgi verildi.
T
Strateji toplantısı yapıldı
THY Teknik A.Ş. Stratejik Plan 2010-2015 Değerlendirme
Toplantısı yapıldı. THY Eğitim Akademisi Konferans Salonunda yapılan toplantıya, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü
Doç. Dr. İsmail Demir, genel müdür yardımcıları, başkanlar, müdürler ve ilgili yöneticilerden oluşan 90 kişi katıldı.
T
HY ve iştiraklerinin daha yakından tanıtılması ve müşteri portföyünün geliştirilmesi amacı ile Avrupa’nın
pek çok ülkesinden İstanbul’a davet edilen halkla ilişkiler
ajanslarından yetkililer THY Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti. Şirketin tesislerini gezen konuklara THY Teknik A.Ş. ve tesisler
hakkında bilgi verildi.
SpiceJet ile işbirliği
T
HY Teknik A.Ş., Hindistan’ın en önemli havayolu şirketi
SpiceJet ile bir komponent pool anlaşması imzaladı.
THY Teknik A.Ş. adına Genel Müdür Doç. Dr. İsmail Demir,
SpiceJet adına Genel Müdür Neil Mills’in katıldığı imza töreni, THY Teknik A.Ş.’nin İstanbul’daki tesislerinde yapıldı.
Demir, işbirliğinin ve ziyaretin anısına Mills’e bir çini vazo
hediye etti. Törenin ardından, SpiceJet heyetine atölyeler
ve hangarlar gezdirilerek, THY Teknik A.Ş.’nin faaliyetleri ve
geleceğe yönelik projeleri hakkında bilgi verildi.
HY Teknik A.Ş., çalışanlarını bilinçlendirmek ve daha
sağlıklı bir gelecek oluşturmak adına kalp krizi ile ilgili
bir konferans düzenledi. Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda
düzenlenen konferansa International Hospital’da Kardiyoloji Uzmanı olarak görev yapan Dr. Umut Karabulut konuşmacı olarak katıldı. Kalp krizini tanımlayan, kalbin iç yapısı
hakkında bilgi veren Karabulut, ölüm nedenleri arasında
kalp krizinin önemli bir oranda olduğunu, göğüste ağrı ya
da sıkışma hissi; kollarda, omuzda, sırtta veya çenede ağrı;
terleme, mide bulantısı, kusma, nefes darlığı gibi belirtilerin olduğu durumlarda vakit geçirilmeden doktora başvurulması gerektiğini önemle vurguladı.
bulunan kişilerin risk altında olduğunu ifade eden Karabulut, diyabetin, yüksek kolestrolün, hipertansiyonun, sigaranın, fazla kilonun, hareketsiz bir yaşam tarzının kalp
krizini tetikleyen faktörler olduğunu söyledi. Konuşmasının
sonunda, sağlıklı bir yaşam sürerek kalp krizinin büyük
oranda önlenebileceğini belirten Karabulut, erken müdahalenin hayati önem taşıdığını belirtti.
45 yaşın üstündeki erkeklerin ve 55 yaşın üstündeki kadınların kalp krizi geçirme olasılığının yüksek olduğunu, daha
önce kalp krizi geçirmiş ya da ailesinde koroner hastalık
Rozet töreni yapıldı
THY Teknik A.Ş.’de 10. ve 20. yılını dolduran çalışanlar
için bir rozet töreni düzenlendi. Zafer Orbay Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen törene Genel Müdür Doç. Dr. İsmail Demir, yöneticiler ve çok sayıda THY Teknik A.Ş. çalışanı katıldı. Törende konuşan Demir, THY Teknik A.Ş.’de
10. ve 20. yıllarını dolduran çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Şirketin büyümesinde tüm personelin katkısı olduğunu vurgulayan Demir, çalışanlarından aldıkları güçle
çok daha büyük projelere imza atacaklarını ve THY Teknik A.Ş.’nin en kısa zamanda bölgesinin en büyük bakım
ve onarım merkezi haline geleceğini söyledi.
THY Öneri Ödülü Ali
Görgülü’nün
Mühendislik Başkanı Halim Şahin, Temmuz-AğustosEylül 2012 dönemine ait en iyi üç önerinin sahiplerine
ödüllerini verdi. “Geliştirilmiş Websbf” önerisi ile birinci
seçilen Elvin Coşkun bir cumhuriyet altını, “Mühendislik
Duyuru Sistemi” önerisi ile ikinci olan Murat Yükselen
yarım cumhuritey altını ve “Komponent Mod Kayıtlarının
Server Üzerinden Görsel Olarak Takip Edilmesi” önerisi
ile üçüncü seçilen Ersan Yüksel ise çeyrek cumhuriyet
altını ile ödüllendirildi.
NIKI THY Teknik A.Ş.’yi
ziyaret etti
NIKI Luftfahrt GmbH Hava Yolları Genel Müdürü Christian Lesjak ve Genel Müdür Yardımcısı Robet M. Nemeth, THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail
Demir’i ziyaret etti. Formula 1 şampiyonu Niki Lauda
tarafından 2003 yılında kurulan NIKI Luftfahrt, Air Berlin’in yüzde 49,9’luk ortaklık iştirakini yüzde 100’e çıkarması ile Şubat 2012’de yeniden yapılandırıldı. Yeni
yapılanma süreci ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak
ve yeni iş imkânlarını görüşmek üzere Demir ile THY
Teknik A.Ş. tesislerinde bir araya gelen NIKI Genel Müdürü Christian Lesjak ve ekibi, THY Teknik A.Ş. atölyelerini ve hangarlarını gezme fırsatı da buldu.
Mühendislik Başkanlığı
önerileri ödüllendirdi
T
ürk Hava Yolları Hat Bakım Başkanlığı tarafından her
üç ayda bir düzenlenen “Öneri Ödül Töreni”, Hat Bakım
Başkanlığı dinlenme salonunda gerçekleştirildi. “Flaperon
Seal Söküm Takımı” ile ödüle layık görülen Ali Görgülü’ye
ödülü olan bir cumhuriyet altınını Hat Bakım Başkanı Mehmet Yılmaz verdi. THY Teknik A.Ş., değiştirme işlemi yaklaşık sekiz saat süren “Flaperon Seal” hasarları için her
ay 13 bin 774 dolar harcıyor. Ali Görgülü’nün fikri ile yola
çıkan Hat Bakım Başkanlığı, bünyesinde geliştirdiği bir
‘tool’ ile bu süreyi iki saate indirerek, hem zaman hem de
maliyet avantajı sağladı.
Ar-Ge Merkezi, Türkiye
İnovasyon Haftası’na katıldı
THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından 6-8 Aralık 2012 tarihleri arasında düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası’na katıldı. Ar-Ge Merkezi tarafından yürütülen inovasyon çalışmalarının bir
sonucu olan Eddy Current Diyagnoz Sistemi’nin tanıtıldığı fuarda, katılımcılara, motor ve APU komponentlerinin
kontrolünün ve testlerinin yapılması amacı ile tasarlanan sistemler hakkında bilgi verildi.
19
20 HABOM
reküp dolgu, 1.069.773 metreküp hafriyat imalatı yapıldı.
Güncellenen keşif bilgilerine göre, birinci fazdaki yapıların
ilerleme oranı yüzde 90,37, ikinci fazdaki yapıların ilerleme
oranı yüzde 64,4’tür.
inası
Yönetim B
Dar Gövdeli Hangar Binas
ı
HABOM’da son durum
İnşaat sahası, 20 hektarlık alan üzerinde, yaklaşık
380.000 metrekarelik kapalı alandan oluşan HABOM’un
birinci fazının Mart 2013’te, ikinci fazının ise 2013
sonunda tamamlanması öngörülüyor.
2
4 Mart 2010 yılında sözleşmesi imzalanan HABOM
(Havacılık Bakım Onarım ve Modifikasyon Merkezi)
iki fazdan oluşuyor. Birinci faz yapıları; Dar Gövdeli
Hangar ve Anneksi, Enerji Binası, Sosyal Bina, Eğitim-Güvenlik-Giyinme Binası, Katı Atık Deposu Binası ve Kimyasal
Depo Binası’ndan oluşuyor. İkinci fazda ise; Geniş Gövdeli Hangar ve Anneksi, Atölyeler Binası, Yönetim Binası ve
Katlı Otopark Binası bulunuyor. HABOM inşaat sahası, 20
hektarlık alan üzerinde, yaklaşık 380.000 metrekarelik
kapalı alandan oluşuyor. Dar Gövdeli Hangar aynı anda
dar gövdeli 11 uçağa, Geniş Gövdeli Hangar ise aynı anda
geniş gövdeli üç uçağa hizmet verebilecek. Her iki hangar
da aralarında kolonla ayrılmamış üç bölümden oluşuyor.
Geniş Gövdeli Hangar’da bir bölüm boya işlemi için ayrılırken, her iki hangarda da mezzanine katı yer alıyor. Docking
Sistemi ile birlikte uçaktan mezzanine katına ve dolayısı
ile Hangar Anneks Binası’na bağlantı sağlanacak. HABOM
projesi, LEED (Leadership in Energy and Environmental Design) Sertifikası almak için başvuruda bulunacak. Çevreye
duyarlı bir yapı olarak tanımlayabileceğimiz HABOM’da,
çatıya düşen yağmur sularının depolanarak toprak sulama
için kullanılması, gri suyun dönüştürülerek uygun yerlerde
tekrar kullanılmasının sağlanması, toprak kaynaklı ısı pompası ile toprak enerjisinin kullanılarak hangar seviyesinde
kışın ısıtma-yazın soğutmaya yardımcı olması gibi çevreye
duyarlı pek çok yenilik bulunuyor. Yapılan başvuru olumlu
sonuçlanırsa, HABOM, LEED Sertifikası alan bu ölçekteki
ilk MRO merkezi olacak.
Aralık 2012 itibarıyla son durum
Katlı Otopark Binası
İnşaatta bugüne kadar toplam; 432.351 metreküp beton,
52.792 ton demir, 20.823 ton yapısal çelik, 448.194 met-
Dar Gövdeli Hangar: Çelik konstrüksiyon, cephe-kenet
çatı kaplama imalatı tamamlandı. Vinç-teleplatform ve
Docking Sistemleri imalatları önümüzdeki günlerde teslim alınacak. Hangar içi poliüretan kaplama imalatlarına
başlanacak; bu konuda hazırlıklar devam ediyor. Anneks
Binası +20.85 kotu klima santral bağlantıları devam ediyor. Isıtma-soğutma boru montajı ve hava kanalı montajına
başlandı. +15.85 ve +10.85 kotu indüksiyon cihazlarının
montajı tamamlandı. +6.86 kotunda indüksiyon cihazı motajları asma tavan imalatlarını takip ediyor. Tüm katlarda
yangın hatları, basınçlı hava tesisatı, hava kanalı montajı
tamamlandı. Toz toplama sistemi boru ve hava kanalı işleri tamamlandı; toz taplama ünitelerinin montajına devam
ediliyor. Ayrıca tüm katlarda vitrifiye montajlarına başlandı.
Kablo tava ve kablo montajları +15.85, +10.85 ve +6.86
kotlarında tamamlandı; zemin kattaki imalatlar ise bitmek
üzere. Hangar kapı montajı sonlandırıldı, kapı alt sac kapama imalatlarına devam ediliyor. Epoksi kaplama işleri
tüm hızıyla devam ediyor. Anneks Binası +15.85 ve +10.85
kotlarında ikinci kat duvar ve tavan boyaları tamamlanmış
durumda. +6.86 kotu hariç diğer katlarda ikinci kat boya
imalatları yüzde 70 seviyesine geldi.
Geniş Gövdeli Hangar: Geniş Gövdeli Hangar’ın tüm çelik
kolonlarının, çiftli makaslarının ve ana kirişlerinin montajı
kasım itibarıyla tamamlandı. Çatı kaplaması işleri büyük
bir hızla devam ediyor. Anneks Binası çelik yangın merdivenleri imalatına devam ediliyor. Anneks Binası gaz beton
Geniş Gövdeli
Hangar Binası
Enerji Bin
ası
imalatlarında ise sona yaklaşıldı. Alçıpan duvar imalat işleri
ve mermer kaplama işleri de büyük bir hızla devam ediyor.
Sosyal Merkez Binası: İnce işler tamamlanan binada, düzeltemeler ve tamiratlar yapılıyor. Eğitim-Güvenlik-Giyinme
Binası ince işlerinde cephe elemanlarının montajı yüzde 90
oranında tamamlandı; boya imalatları ise tamamlanmak
üzere. Konferans Salonu’nun, akustik tavan ve duvar kaplama imalatları devam ediyor. Katlı Otopark Binası epoksi altı beton imalatına başlanacak ve teras su izalasyonu
yapılacak. Kaba yapı bitti, ancak cephe kaplama işlerine
başlanmadı. Enerji Merkezi cephe kaplama işleri yüzde 70
oranında tamamlandı. Boya imalatları ve tavan sıva imalatları +0,00, +7,00 ve +10,50 kotlarında tamamlanmak
üzere. +10.80 kotu epoksi kaplama işleri yüzde 80 oranında tamamlandı.
Ayrıca şantiye sahası dışı ve şantiye sahası içi enerji hattı
kazı, kablo serimi ve dolgu imalatları tamamlandı. HABOM
sahası içi kazı ve kablo serimi imalatları da sonlandırıldı.
Arıtma Binası’nın kazık işleri devam ediyor. Basınçlı pis su
hattı kazı, boru montajı ve dolgu bina imalatlarına; muayene bacaları, toplama deposu ve vana odası imalatlarına da
devam ediliyor. Zemin ıslahları ve rezerv alan kontrollü dolgu imalatları sürdürülüyor. Dar Gövdeli Hangar önü apron
betonu imalatları devam ediyor. Galerilerde, ısıtma-soğutma, yangın, temiz su hatları ve basınçlı hava tesisatı montajı yüzde 95 oranında sonlandırıldı. Galeri yangın sprikler
montajı ve boru izalasyon imalatları tamamlandı, izolasyon
tamiratları yapılıyor. Pis su drenaj pompalarının montajına
başlanacak. Yapılan planlar çerçevesinde HABOM Projesi
inşaatının birinci fazının 2013 yılı mart ayında, ikinci fazının
2013 yıl sonunda tamamlanması öngörülüyor.
21
22 YENİ İŞ GÜVENLİĞİ YASASI
İş sağlığı güvenliği ve
THY TEKNİK A.Ş.
Haziran sonunda yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı
Güvenliği Kanunu, çalışanlara ve işverenlere ne gibi
yükümlülükler getiriyor ve bunlar THY Teknik A.Ş.’ye
nasıl yansıyacak?
A
lanındaki eksiklikleri ortadan kaldırması amacıyla haziran sonunda yürürlüğe giren 6331 sayılı İş
Sağlığı Güvenliği Kanunu, çalışanlara ve işverenlere ne gibi yükümlülükler getiriyor ve bunlar THY Teknik
A.Ş.’ye nasıl yansıyacak?
İş Sağlığı Güvenliği (İSG) alanında ülkemizde çalışanların
önemli bir kesiminin bu hizmetlerden yoksun kaldığı göz
önüne alındığında, yeni kabul edilerek haziran sonunda
yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Kanunu
bu konudaki eksikliklerin tamamlanacağı önemli bir düzenleme oldu. Daha önce 4857 sayılı İş Kanunu’nun beşinci bölümünde 77. ila 90. maddeleri arasında yer alan
“iş sağlığı güvenliği” konuları müstakil bir kanun haline
geldi.
•6331 sayılı Kanun, kamu ve özel sektöre ait bütün
işyerlerinde, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere,
tüm çalışanlara faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanacaktır.
•Yeni kanunun 3. maddesindeki tanımlamalarda, “İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde
görev alan işveren vekilleri, bu kanunun uygulanması
bakımından işveren sayılmaktadır.” denmekte olup
her seviyede çalışanlara sorumluluk getirilmiştir.
•Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini
tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.
6331 sayılı kanuna göre çalışanların, işveren tarafından
verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır:
a) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara
uygun ve bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak
kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.
b) Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak.
nuda sürekli gelişim ve iyileştirme faaliyetleri içerisinde
olduğunu tüm üçüncü şahıslara taahhüt etmektedir.
c) İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike
ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik
gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal
haber vermek.
İSG politikamızda yer alan şekliyle sorumluluğumuz,
“Hiçbir iş, insanın can güvenliğini tehlikeye atacak kadar
acil ve önemli değildir.” ve “Önce iş güvenliği” prensiplerinden hareketle sadece çalışanlarımızı değil, ziyaretçilerimizi, taşeronlarımızı, tesislerimizi de kapsamaktadır.
Teknolojinin gelişmesi, standart ve kuralların konulması ile yeni kontrol sistemlerinin kurulması, zaman içinde
“makine” kaynaklı hataların azalmasını sağlarken, diğer
taraftan bu gelişmeler insan faktörünü daha fazla ortaya
çıkarmış ve insan kaynaklı kazalarda artışa yol açmıştır.
Uçak bakımında, iş kazalarını en aza indirmenin doğrudan doğruya insan faktörleri ile ilgili olduğu bir gerçektir.
THY Teknik A.Ş. de uçak bakımında görev yapan çalışanlarımızın iş güvenliği, insan faktörleri eğitimleri, kişisel
kapasitesi, fiziksel ve zihinsel yeterlilikleri, periyodik
sağlık kontrolleri, işe uygun kişisel koruyucu donanım
kullanımı sürekli olarak kontrol edilerek insan kaynaklı, kullanılan tüm makine, cihaz ve ekipmanın periyodik
kontrollarının yapılmasıyla da makine kaynaklı kazaları
en aza indirmeye çabalamaktayız.
d) Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile işbirliği yapmak.
Çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamak işverenin asli yükümlülüklerindendir. İş sağlığı ve güvenliğinin disiplin gerektiren ve kapsamlı bir alan olması
ve bilgi birikimi, uzmanlaşma gerektirmesi nedeniyle
işverenlerin profesyonel anlamda yardım alma ihtiyacı
ortaya çıkmaktadır. İSG konusu sadece işveren, işyeri ve
çalışan kapsamında değil, içerdiği çerçeve ile toplumun
genelini doğrudan ilgilendiren ve aynı zamanda ulusal
anlamda ele alınması gereken bir yapılanma ve çaba
gerektirmektedir. Çalışanının sağlık ve güvenliğini ön
planda tutan işveren, eğitimli, yaptığı iş ile ilgili riskleri
bilen, korunmayı bilen çalışanların oluşturduğu işyerleri,
aranan ve her zaman tercih edilen işyerleri olacaktır.
THY Teknik A. Ş., uçak, motor ve komponentlerinin, bakım, onarım operasyonlarını yaparken çalışanları için
sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamını sağlamayı, bu ko-
Uçak bakım faaliyetleri sırasında başta yüksekte çalışma
ve kullanılan kimyasallar ile komponent bakım onarımında kullanılan tezgâhlar iş kazaları ve meslek hastalıkları
açısından önem arz etmektedir. Havacılıkta, tüm dünyada olduğu gibi düşme kaynaklı iş kazaları birinci sırada
yer almakta. Bunu önleyebilmek için çalışmalar devam
ediyor; can halatı sistemi, vantuzlu sistemler ve sabit
dock uygulamaları yapılıyor. HABOM A.Ş. Sabiha Gökçen
Bakım Merkezimiz bu sistemler ile faaliyete geçecektir.
Düzenli yapılan eğitimler ile çalışanlarımızın bu konudaki bilgilerinin güncel tutulması amaçlanmaktadır, bu
nedenle 6331 sayılı yeni İş Sağlığı Güvenliği Kanunu’nun
yayınlanması ile şefler, müdürler ve üst yönetim için konunun uzmanlarından bilgilendirme seminerleri alınmıştır. Dünya İş Sağlığı Güvenliği Haftası başta olmak üzere
belirli gün ve haftalarda yaptığımız kutlama ve sempozyumlarla çalışanlarımızın konu hakkındaki farkındalığı
üst seviyede tutulması amaçlanmaktadır.
Çalışanlarımız, yakın ve acil olarak gördükleri tehlikeli noktaları ve bu konudaki her türlü geri bildirimi Olay
Raporlama ve Uygunsuzluk Bildirim Sistemi vasıtasıyla
yapabilmektedir.
İSG Sistemimizin altyapısını oluşturan İSG eğitimleri, iş
güvenliği uzmanlarımızca tüm çalışanlarımıza, alt yüklenici çalışanları ve stajyerlere yıllık olarak belirlenmiş
program çerçevesinde düzenli olarak, bu eğitimlerin yanında, değişik çalışma alanları ve risk gruplarınada uygun spesifik eğitimler verilmektedir.
Tüm bu yasal sorumluluklardan başka, gelişmiş ülkelerde uygulanmakta olan SA 8000 Sosyal Sorumluluk Standartı ile ilgili seminerler düzenlenmiş, çalışanların moral
23
24 YENİ İŞ GÜVENLİĞİ YASASI
THY TEKNİK A.Ş. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YÖNETİMİ SİSTEMİ
SIFIR KAZA, SIFIR KAYIP
Yönetim Çalışan işbirliği
İş güvenliği bilinci
Tüm çalışanları İş Güvenliği bilincinde
Emniyetli çalışma
Güvenli çalışma ortamı
• Kişisel koruyucuların yerine uygun olarak
kullanımı
• Çalışanların yaptığı iş için eğitildiği ortam
• Emniyet tedbirlerinin alındıği atelyeler
motivasyonu, iş güvenliği, çalışma süreleri, örgütlenme,
kötü çalışma koşulları, işgücü maliyetlerinde düşme,
marka imajı, itibar ile insan kaynaklarına yatırım ve asıl
önemlisi şeffaflık konuları işlenmiştir.
İş kazalarında dünya istatistikleri
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kayıtlarına göre dünyada her yıl:
•2,2 milyon işçi, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu
hayatını kaybediyor.
•270 milyon işçi, ölümcül olmayan iş kazaları sonucu
yaralanıyor.
•160 milyon işçi ise işinden kaynaklanan uzun süreli
hastalıklara yakalanıyor.
Kaza ve yaralanma risklerini düşürebilmek için ILO’nun
önerileri:
•Riskler kaynağında yok edilmeli; edilemiyorsa minimize edilmeli.
•Riskler, mühendislik çalışmaları ya da fiziki koruyucularla azaltılmalı.
•Emniyetli çalışma prosedürleri uygulanmalı.
•Kişisel koruyucu malzeme kullanılmalı.
•İşverenler ve işçiler, iş kazası ve meslek hastalığı risklerinin kontrol altına alınması, azaltılması ya da yok
edilmesi için ortak bir çalışma ortaya koymalı.
•Kazaların meydana gelmemesi, niceliğinin ve niteliğinin azaltılması için proaktif tedbirler alınmalı.
• Risk analizleri yapılmış aksiyon
planları tesbit edilmiş
• Yasal ve diğer gerekliliklere uyulmuş
Türkiye’de iş kazaları
Türkiye, iş kazalarında Avrupa’da birinci, dünyada ise
üçüncü sırada bulunuyor. Türkiye’de her bir saatte 46
iş kazası meydana geliyor ve 84 dakikada bir iş kazası
sonucu bir ölüm gerçekleşiyor.
Türkiye’de iş kazalarının sektörlere göre dağılımı:
• Yüzde 14 metalden eşya imalatı
•Yüzde 9,4 inşaat işleri
•Yüzde 7,8 kömür madenciliği
•Yüzde 7 dokuma sanayi ve nakil araçları imali
•Yüzde 6,8 makine imalatı ve tamiratı
•Yüzde 6,3 taş, toprak sanayi
•Yüzde 5,6 nakliye
THY Teknik A.Ş.’de durum
Hangar ve atelyelerimiz, iş yoğunluğu nedeniyle, tehlikeye açık ve zamana karşı iş yapıldığından her an kazaya
açık bir şekilde çalışılıyor. Olası bir iş kazasının öncelikle
kendimizi, ailemizi, iş arkadaşlarımızı ve işyerimizi etkileyeceğini göz ardı edemeyiz.
Politikamızda da belirttiğimiz “Hiçbir iş, insanın can güvenliğini tehlikeye atacak kadar acil ve önemli değildir” düsturundan hareketle, öncelikle biz kendimizi korumalıyız.
Avrupa Birliği ve iş kazaları
365 gün, 24 saat ve üç vardiya çalışılan işyerimizde maalesef iş kazaları meydana geliyor. Kazalar çoğunlukla
ezilme, sıkışma, düşme, parça çarpması, göze parça
kaçması, kesi, kafa çarpması şeklinde gerçekleşiyor.
•AB’de her yıl 180 milyon işçinin 10 milyonu iş kazası ve meslek hastalığından etkileniyor; bunların sekiz
bini ölümle sonuçlanıyor.
•Yılda 20-30 milyar euro tutan iş kazaları ve meslek
hastalıkları, sigortaların kapsamında ciddi daralmalara ve fiyat artışlarına neden oluyor.
İşyerlerinde alınacak teknik önlemlerle risklerin önlenemediği veya yeterince sınırlandırılamadığı durumlarda,
çalışanları olası tehlikelere karşı korumak amacıyla çare
olarak riskin çeşidine ve şiddetine uygun kişisel koruyucu donanımlar kullanılıyor.
Güvenli makina ve teçhizat
•Bakımları yapılmış makina ve teçhizat
•Koruyucuları gerektiği gibi kullanılan
makina teçhizat`
THY Teknik A.Ş.’de de çalışanların çalışma şartlarına göre
verilen bu koruyucuları kullanmaları, inisiyatife bağlı olmayan yasal bir yükümlülük ve kişisel bir sorumluluktur.
ması ve uygun olmayan kullanımdan kaynaklanan ilave
sağlık riskleri oluşturmaması için düzenli aralıklarla temizlenmelidir.
Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) nedir?
KKD’ler açısından işverenin sorumluluğu, yapılacak işe
uygun KKD’yi temin etmek, çalışanın sorumluluğu ise
KKD’leri gereken şekilde ve sürede kullanmaktır.
Bir veya birden fazla sağlık ve güvenlik riskine karşı korunmak için kişilerce giyilen, takılan veya taşınan, cihaz, alet
ya da malzemeye “Kişisel Koruyucu Donanım” denir. Birer KKD olan güvenlik ayakkabıları, eldivenler, koruyucu
giysiler, göz koruyucuları, kulaklıklar, baretler,yüksekten
düşmeyi önleyici emniyet kemerlerinin özellikleri:
•Amacına uygun kullanıldığında risklere karşı tam koruma sağlar,
•Tek kişiyi korur,
•Riske karşı devamlı kullanıldığında koruma sağlar,
•Kendisi risk yaratmadan ilgili riski önlemeyi amaçladığı için, iş koşullarına, kullanan kişinin sağlık durumuna, ergonomik gereksinimlerine ve yapılan işe uygun
olmasına dikkat edilmelidir.
Çalışanlar KKD kullanırken nelere dikkat etmelidir?
KKD’lerin temiz tutulması ve düzenli bakımı çok önemlidir. Özellikle yüz, göz ve kulak koruyucu ekipmanların
temizliği ve kişiye özel olması dikkat edilmesi gereken
öncelikli konulardandır. KKD’ler, yeterli korumayı sağla-
Önümüzdeki dönemde;
•İş sağlığı güvenliği kültürünün tüm bireyler tarafından
benimsenmesi,
•Hayatımızın her aşamasına uyarlanarak “önce güvenlik” denmesi,
•“Bu işi hep böyle yapıyorum” ya da “Bana bir şey olmaz” demekten vazgeçilmesi,
•Muhtemel riskleri önleyen kişisel koruyucu donanımların kullanımının yaygınlaştırılması,
olası iş kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesinde
önemli rol oynayacaktır.
Türkiye’nin dışa açılan penceresi olan şirketimizin; uluslararası platformdaki rakipleri ile mücadele edebilmesi,
globalleşen dünyamızda, itibarının, verimliliğinin ve kârlılığının artması için, iş kazaları sonucunda meydana gelen kayıplarımızın en aza indirilebilmesi, tüm yöneticilerimizin ve çalışanlarımızın sorumluluğundadır.
25
26 HAVACILIK DÜNYASINDAN
Bir yıl nasıl geçti,
önümüzdeki yıl
neler olacak?
2012’nin son günlerinde dengeler son
yıllarda olduğu gibi Asya’dan yana
değişiyor. Batı ekonomilerinin, büyüme
oranları açısından, 2013’te de gelışen Asya
ekonomileri karşısında bir varlık göstermesi
beklenmiyor.
2
012 yılı sonuna geldiğimiz şu
günlerde, gelişmiş ekonomilerde ve özellikle son dönemde
Avrupa’da yaşanan ekonomik krizin
havacılık sektörünü de olumsuz etkilediğini gözlemliyoruz. Uluslararası
Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası’nın
çalışmalarına göre, 2012 yılı Gayri
Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) büyümesi,
ki bu ekonomilerin büyüme göstergelerinden biridir, yüzde 3,5 oranında
gerçekleşmiş.
Önümüzdeki dört yıl içinde ortalama
yüzde 4,5 oranında büyümesi beklenen dünya ekonomisinde bu rakamı
yaratacak hareketlerin daha çok Asya-Pasifik, Ortadoğu ve Latin Amerika
ülkelerinden geleceği öngörülüyor.
Petrol üreten Ortadoğu ülkelerindeki
siyasi dengezilikler, Libya’da yaşanan
iç savaş ve İran’a uygulanan ekonomik ambargo, petrol fiyatlarının artma
eğilimini devam ettirdi. Avrupa’da ya-
Gayri Safi Yurtiçi Hasıl
14%
Dünya
12%
10%
8%
6%
4%
0%
20
-2%
07
Q1
20
07
Q2
20
07
Q3
20
07
Q4
20
08
Q1
20
08
Q2
20
08
Q3
20
08
Q4
20
09
Q1
20
09
Q2
20
09
Q3
20
09
Q
20 4
10
Q
20 1
10
Q
20 2
10
Q
20 3
10
Q4
20
11
Q1
20
11
Q2
20
11
Q3
20
11
Q4
20
12
Q1
20
12
Q2
20
12
Q3
20
12
Q4
20
13
Q1
20
13
Q2
20
13
Q3
20
13
Q4
2%
-4%
-6%
-8%
-10%
şanması beklenen yeni bir ekonomik
kriz de petrol fiyatlarını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu durum, petrol fiyatlarına karşı son derece hassas
olan havacılık sektörünü etkiliyor ve
operasyon maliyetleri artıyor. Aşağıdaki grafikte de görüldüğü gibi yakıt
fiyatlarının, havayolu şirketlerinin toplam operasyon maliyetlerinin yıl sonu
itibarıyla yüzde 30’un üzerinde bir kısmını oluşturması bekleniyor.
Ekonomik ve politik etkilerden dolayı
hem havayolu şirketlerinin hem de hava-kargo şirketlerinin olumsuz yönde
etkilendiği net bir şekilde görülüyor.
Havacılık danışmanlık firması TeamSAI’nin yayınladığı raporlara göre,
havayolu şirketlerinin doluluk (Pax
LF) ve ücretli yolcu kilometre (RPK)
baktığımızda 2012 yılında iki farklı
etki görüyoruz. Büyüme göstergesi
olan RPK değerlerinde düşüş olduğunu gözlemlerken doluluk oranlarında
büyüme olduğunu görüyoruz. Aslında
havayollarının mevcut kapasitelerini
daha iyi kullandıklarının göstergesi
olan bu durum, azalan talepten doğacak boşlukları daha az uçak ve daha
yüksek kullanımlar ile kapattıklarını
gösteriyor. Kargo sektörüne baktığımızda ise daha farklı bir durum gözleniyor. Doluluk oranlarında marjinal
artış gözlenirken, kilometrede taşınan
ton miktarının (FTK) da artması bekleniyor. Bu da kargo sektöründe taşınan
yük miktarının arttığını, ancak kargo
uçağı filolarının da artması nedeniyle
doluluk oranlarında (Kargo LF) değişim olmadığına gösteriyor. Aşağıdaki
tabloda yer alan, IATA’nın 2012 sonrası büyüme tahminlerine göre, 2013 yılında yüzde 4,9 oranında toplam yolcu
artışı ve yüzde 5,8 oranında büyüme
öngörülüyor.
Böylesine bir piyasa beklentisi içinde iken havayolları iki yönde hareket
ediyor; kısa dönemde gerekli maliyet
düşürme faaliyetlerini gerçekleştiriyor,
uzun dönemde ise beklenen piyasa
büyümesini kontrol etmek için filo genişletme faaliyetlerinde bulunuyorlar.
TeamSAI’nin bir raporuna göre önümüzdeki beş yıl içinde dünya çapında
mevcut uçak filosu yüzde 3,2 oranında büyüyerek 24 bin 365 uçağa ulaşacak.
Peki tüm bunlar havacılık Bakım, Onarım ve Revizyon (Maintenance, Repair,
and Operations - MRO) pazarı olarak
bilinen sektörümüzü nasıl etkiliyor?
MRO, havacılığa kaçınılmaz şekilde
bağlı bir pazar. Geçiş yıllarına baktığımızda, MRO pazarındaki büyüme değerinin havayolları büyüme değerlerini
takip ettiğini ve yüzde 0,5 ila yüzde 1
arasında daha düşük bir değer ile sonuçlandığını görüyoruz. Önümüzdeki
beş yıl için yıllık ortalama büyüme oranının yüzde 3,7 olacağını tahmin eden
TeamSAI, sonraki beş yıl için daha düşük bir büyüme (yüzde 2,8) bekliyor.
Motor bakımı, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi pazarda en çok gelir getiren iş
pazarı olmaya devam ederken, komponent bakım pazarı ikinci en büyük
Global GSYH Tahmini
Ortalama 2011-2015
Global ortalama + = %4,5
%
10
8
6
4
2
0
ABD
İngiltere Japonya
Avrupa
Asya
Latin
Orta
Amerika* Doğu ve
Kuzey
Afrika
Kaynak, IMF
* Latin Amerika ve Karayipler
Çin
Hindistan
Dünya Kargo ve Havayolu Trafiği
Doluluk Ora n
%25
%80
% 20
%76
% 15
% 10
%72
%5
%0
% -5
%68
2008
2009
% -10
% -15
pazar konumuna geldi. Dikkat çeken
bir diğer nokta ise ağır bakımın, filo
büyüme oranından daha düşük bir
oranda büyümesi. Bunun nedeni ise
filoya giren yeni nesil uçaklarda bakım
aralıklarının daha büyük olması ve bu
uçaklarda kullanılan, daha az bakım
gerektiren yapılar ve parçalar. Ayrıca
bu uçaklar ve uçaklardaki komponentlerin bakım maliyetleri de buna bağlı
olarak oldukça düşük. Ayrıca motor
bakım piyasasındaki üretici firmalar
(OEM), bakım sektöründe hâkimiyet
oluşturma çabalarına devam ediyor.
Bu pazarda üçüncü taraf olan müşteriye hizmet veren bakım kuruluşu yok
denecek kadar az sayıda. Motor üre-
2010
2011
2012F
%64
%60
ticilerinin pazar hâkimiyetine yönelik
çabalarını ve başarılarını gören komponent üreticileri de benzer taktiklerle
faaliyet girişimlerine başladı.
Bir diğer değişiklik ise havacılık ve
bununla birlikte bakım onarım pazarının Asya’da güçlenmesi. TeamSAI’ye
göre, bölgelere göre MRO pazarı büyüme beklentikleri şu şekilde: Amerika
yüzde 0,9 / Avrupa yüzde 2,9 / Asya
yüzde 6,1. Bu oranlara göre, önümüzdeki 10 yıl içinde Asya bölgesinin MRO
pazarında sahip olacağı pay hem Amerika’dan hem de Avrupa’dan daha yüksek olacak. Tüm bunları göz önünde
bulundurursak, önümüzdeki dönem-
27
28 HAVACILIK DÜNYASINDAN
Emekli olma kargo uçağı ol
M
evcut filodaki uçakların, yeni nesil uçakların gelmesi
ile erken yaşlarda filodan çekilmesi pazarda emekli
edilmiş faal birçok uçak oluşmasına neden olmaya başladı. Bu uçakların bir kısmı faal komponentlerinden faydalanılmak üzere parçalanırken, diğer kısmı ise kargo uçaklarına dönüştürülüyor. Kısa bir süre önce PEMCO ve AERGO
Capital şirketlerinin başlattığı Boeing 737-300/400 uçaklarının kargo dönüşüm projesi buna verilebilecek en iyi örnek. Dört uçak ile başlayan projeye CDI Cargo Airlines’dan
üç adet Boeing B737-300 uçağı daha eklenecek. Ayrıca
China Postal firması için iki adet Boeing 737-400 uçağının kargo dönüşümü anlaşması imzalayan firma, Çin’deki
ilişkilerini güçlendirmeye devam etmeyi düşünüyor. Diğer
yandan Aeronautical Engineers Inc (AEI) da dört adet Boeing B737-400 uçağını Kenya Airways için dönüştürmek
üzerine anlaştığını duyurdu. Şirket ayrıca Aviation Capital
Group (ACG) tarafından bir adet Boeing 737-400SF sağlamak üzere seçilmiş bulunuyor.
Petrol ve Operasyon Maliyetleri
$140
%35
Ham Petrol Fiyat (Brent)$ /varil
$120
%30
Maliyet %
$100
%25
$80
%20
$60
%15
$40
%10
$20
%5
$0
2011
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012F
%0
Uzun dönemde sektörde olması beklenen
değişiklikler, havayolu şirketlerinin alacağı
kararlara bağlı olacak gibi görünüyor.
Örneğin havayolu şirketlerinin, uzun dönemde
maliyet tasarrufu sağlamak amacı ile bakım
faaliyetlerinden çekilerek, bu işi özel bakım
kuruluşlarına vermeleri bekleniyor.
Yıllık ortalama büyüme
% Büyüme oranı
Uluslararası yolcu
Toplam yolcu
Uluslararası kargo
2011
6,5
5,7
1,7
2012
5,2
4,4
4,5
2013
5,7
4,9
5,8
2014
5,7
4,9
5,9
2015
5,7
4,9
5,5
2011-2015
5,8
5,0
4,7
80
70
11.5
60
10.6
50
40
30
20
7.3
7.9
8.3
8.7
9
8
7.8
7.8
17.1
18.8
18.5
18
8.6
9.6
9.9
8.7
10
0
8.1
8.6
8.9
13.4
11.3
Komponent
9.5
21.6
22.4
8.7
8.7
2007 2008 2009 2010 2011 2012
Hat Bakım
31.9
27.7
Motor
Ağır Bakım
11.9
9.9
...
2017
...
2022
de adeta türbülanslı hava ile karşılaşacak gibi görünen bakım kuruluşlarının, bu pazar ortamında faaliyetlerini
sürdürebilmeleri, hatta güçlenebilmeleri için bazı stratejiler uygulaması gerekiyor. Özellikle büyük ve güçlü MRO
şirketleri, OEM şirketleri ile işbirliği
olanaklarını kullanma yönünde eğilim
göstererek ve yatırım faaliyetlerini artırarak, uçaklarda yer alan bu yeni nesil
teknolojiye ayak uydurmaya çalışıyor.
Uzun dönemde sektörde olması beklenen değişiklikler, havayolu şirketlerinin alacağı kararlara bağlı olacak gibi
görünüyor. Örneğin havayolu şirketlerinin, uzun dönemde maliyet tasarrufu
sağlamak amacı ile bakım faaliyetlerinden çekilerek, bu işi özel bakım
kuruluşlarına vermeleri bekleniyor.
Havacılık pazarında düşük maliyetli
taşıyıcıların (Low Cost Carrier - LCC)
artması ve bu şirketlerin uzun vadeli
anlaşma yapmak üzere bakım tesisleri araması bekleniyor. Gittikçe yaygınlaşan ve yaygınlaşacak olan yeni
nesil uçaklara hizmet verebilmek için
ise MRO’ların yeni yatırımlar (teknoloji
ve insan kaynağı) gerçekleştirmesi gerekiyor.
AEI firması başka pazar imkânlarını da araştırmaya devam
ediyor. Bombardier firması ile görüşen firma, Bombardier
CRJ200 uçağına büyük kargo kapılı kargo dönüşüm girişimi üzerine çalışmalar yürütüyor. (Kaynak: MRO News
Focus)ATR’nin kendisi tarafından İtalyada Alenia iştiraki
olan Aeronavali, M7 Aerospace, Indraero ve Aeroconseil,
Infinion Certification Engineering ve Arrodisa firmaları desteği ile geliştirilen kargo varyantı uçaklar iki farklı dönüşüm
programında oluşuyor: İstifleme Kargo ve ULD Kargo. Şu
ana kadar ilk nesil ATR 42 ve 72’lerin beşte biri dönüştürülmüş durumda. (Kaynak: Flight Global)
Geleceğe yatırım
için erken bakım
H
avayollarının artan petrol fiyatları nedeniyle maliyet
tasarrufu girişimleri, atölye ziyaretlerinde parça bakımlarını olabildiğince düşük tutmak mantıklı bir yaklaşım
olarak kabul ediliyor. Ancak Lufthansa Technik tarafından
yürütülen “yaşlanan uçakların ekonomik durumları” üzerine
yürütülen araştırmalar, bazı alanlarda operatörün kullandığı mülklerin ne kadar uzun vadede kullanmayı hedeflediğine bağlı olarak, bakımda daha fazla harcayarak ileride oluşabilecek daha yüksek maliyetli bakım gereksinimlerinden
kurtulabileceğini gösteriyor. Üniversitelerden araştırmacılar
tarafından yürütülen bu araştırmaların sonuçlarının Lufthansa’da çalışan mühendisleri bile şaşırttığı söyleniyor.
Çünkü bazı parçalarda bakım gerçekleştirmenin toplam
maliyeti düşürmedeki etkisinin diğer parçalara göre daha
yüksek olabileceğini gösterebiliyor. Örnek vermek gerekirse
motor pallerinin optimum ön kenarı şeklini geri getirmenin
kaybedilen chord genişliğinden yakıt tasarrufu için daha
önemli olduğu anlaşıldı. Bunun sonucunda Lufthansa Technik artık sadece erken hurdaya ayrılma durumu hariç
performans iyileştirme amacıyla chord genişliği tamiri yapmıyor. (Flight Global)
29
30 BİREBİR / Kemal Kanat
Bağdatlı editör:
Kemal Kanat
Aviyonik Bakım Müdürlüğü’nde Uçak Elektronik
(Aviyonik) Teknisyeni olarak görev yapan, 23 yıllık
THY Teknik A.Ş. çalışanı Kemal Kanat, işinin bilinmeyen
detaylarını ve renkli kişiliğini bizlerle paylaştı.
A
rkadaşları arasında neşeli ve esprili kişiliği ile
tanınan Aviyonik Bakım Müdürlüğü Teknisyeni
Kemal Kanat, savaş sonrası Irak’ın yeniden yapılanması sırasında Bağdat’ta görev aldığı için “Bağdat
Fatihi” ve “Bağdatlı”, 16 yıl boyunca Uçak Teknisyenleri
Derneği’nin dergisinde yazıları yayımlandığı için “Editör”
lakapları ile tanınan çok yönlü bir isim.
THY Teknik A.Ş.’deki görevinizi ve ekibinizi
bize anlatır mısınız?
Kemal Kanat: “Revizyon” grubunda, R1 ekibindeyim.
Yaklaşık 100 teknisyenin görev yaptığı bir müdürlüğe
bağlıyız. Çoğunlukla hangarda çalışıyoruz. Yalnızca motor çalışmalarında uçak hangar dışındaysa açık havada
görev yapıyoruz. Büyük bakıma (base) gelen ve hangarda uzun süre kalan uçaklar üzerinde çalışan bir ekibiz.
Her hafta değişen bir üçlü vardiya sistemi ile çalışıyoruz. Vardiyayı devralırken, uçağı devreden ekiple birlikte
uçağı inceliyor, yapılacak işleri gözden geçiriyor ve çalışmaya başlıyoruz. Yaptıklarımızı uygun kartlarla mühürleyip teslim ederek devam ediyoruz. Devir işlemi dijital
ortamda yapılıyor. Uçağın kokpitinden kuyruğuna kadar
hemen hemen her bölümde elektronikle ilgili çalışmaları biz yürütüyoruz. Çalışma saatlerimizin büyük bir kısmı
-yaklaşık altı buçuk saati diyebilirim- uçak üzerinde geçiyor. Uçak üzerinde olmak işimizin en keyifli yanı bence.
Bir teknisyen kısa bir zamanda yetişmiyor, uçakta iş yapabilmesi için minimum beş yıl geçmesi gerekiyor. Uçak
teknisyenleri, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden
lisans alarak çalışıyor. Mühürlediğimiz bir işlemle ilgili
herhangi bir hata ortaya çıktığında yine bu kuruma karşı
sorumlu oluyoruz. Bu nedenle son derece dikkatli çalışmamız gerekiyor. Şu anda Ortadoğu ve Balkanlar’ın en
büyük uçak bakım üssü konumundayız. Herkes uçaklarını buraya getiriyor. “Maintenance, repair, and operations” (MRO) pazarı hızla büyüyor. THY Teknik A.Ş. ve Türk
Hava Yolları’nın büyümesi baş döndürücü. Tabii pilot ve
teknisyen sayısındaki artışın, bu büyümeye orantılı olması çok önemli.
Mesleğinizi tanımlamanız gerekse hangi sözcükleri kullanırdınız?
Kemal Kanat: Zor, eğitim gerektiren; sürekli kendinizi
geliştirmeniz gereken, hem zihinsel hem de fiziksel olarak yorucu, ama severek yaptığımız bir meslek bizimki.
Uykunuzu iyi uyumanız, stresi minimum düzeyde tutmanız gerekiyor. Uykusuz ya da stresliyken yapılan işler
oldukça verimsiz oluyor. Bizim mesleğimizde kendinize
çok iyi bakmanız gerekiyor. Kilo alma, saçların dökülmesi gibi durumlar bizim sektörde çalışanlarda çok sık karşılaşılıyor. Kendimi formda tutmak için düzenli olarak
spor yapıyor ve koşuyorum. Ayrıca her yıl olduğu gibi bu
yıl da Avrasya Maratonu’na katıldım.
Bunlara ek olarak, dört yıl milli takım hocalarından birinden yüzme dersi aldım. Havacılığa olan ilgim çok eskilere dayanıyor; önce Türkuşu’nda paraşütçülük, daha
sonra da havacılık derneklerinde paraşüt öğretmenliği
yaptım. Askerde paraşütçü komandoydum. Bunların
yanı sıra maket-model “C” brövesi sahibiyim.
Eğitimlerin yoğun olduğu bir bölüm sizinki...
Kemal Kanat: Evet. Uçak tiplerine göre eğitim alıyoruz.
Bunların yanı sıra, işimizle ilgili teknik gelişmeler bize dijital
ortamda bildiriliyor. Bunları da okuyup kontrol etmeniz gerekiyor. İngilizce kursları, sınavları da var. Bu eğitimleri almadığınız, geri kaldığınız takdirde, yetkiniz düşüyor, mühür
basamıyorsunuz. Hatta yeni tip uçakların kursuna gitmediğinizde, o uçaklarla mühür basamıyor, yani çalışamıyorsunuz. Kısacası bizim meslekte her yaşta, her grupta sürekli
eğitim alıyoruz. İnsanların hayatı elimizde. Bu nedenle çok
büyük sorumluluğu olan bir iş yapıyoruz.
Sosyal yönü kuvvetli birisiniz, işiniz özel hayatınıza nasıl yansıyor?
Kemal Kanat: Eşim emekli olmadan önce normal mesai
saatlerinde çalıştığı için sürekli olarak evi birbirimize devrediyorduk. Evliliğimizin ilk yılları olan 1990’lı yılların başında, evde birbirimizi pek görmediğimiz için birbirimize not
bırakırdık.Vardiyalı çalışmanın sosyal hayatınıza olumsuz
yansımaları oluyor haliyle. Çünkü sosyal etkinliklere katılabileceğiniz saatlerde genellikle ya çalışıyor ya da dinleniyorsunuz. Bu yüzden ya sosyal hayattan soyutlanıyor ya da
uykusuz kalıyorsunuz. Revizyon bölümünde hafta sonları
tatil olduğu için bu biraz daha azalmış durumda. Sosyal
hayatımı canlı tutmaya ayrı bir özen gösteriyorum. Fuarlar, müzeler, yurtiçi-yurtdışı gezileri, etkinlikler, seminerler
sanki benim için var. Her türlü yeniliği yerinde görmek ve
incelemek, sürekli öğrenmek benim en büyük zevkim. Beni
ziyaret etmek isteyenler evde bulabilmek için önceden randevu almak zorunda olduklarını bilirler.
Bitkilerle özel bir bağım var
Yaklaşık 60 metrekare büyüklüğünde bahçesi olan bir evde
oturuyorum. Boş zamanlarımda bu bahçe ile ilgileniyorum.
Ortası çim, kenarlarında da limon ve mandalina olmak üzere birçok ağaç ve bazı özel bitkiler var. Ayrıca ufak bir seram
da var. Maydanozdan fesleğene kadar pek çok bitkiyi bu
serada organik olarak kendim yetiştiriyorum. Eşim geçen
yıl emekli oldu. Onunla birlikte bahçe ile ilgileniyor, çayımızı,
kahvemizi orada içerek buranın tadını çıkarıyoruz.
31
32 TEKNOLOJİ
Dragonfly Mikro UAV
Çin’in yeni savaş
uçağı yolda
S
henyang uçak şirketi (SAC) Çin’in yerli savaş uçağı olması planlanan resmi adı J-31 olan Falcon
Eagle’ın (Shen Fei) ön dizayn çalışmalarını tamamladı.
2011 yılında J-20 savaş uçağı üzerine çalışmalar yapan
Çin, J-31 modeli ile daha gelişmiş özellikleri entegre etmeyi planlıyor. Her ne kadar J-20’den ile tasarımında
çok küçük farklar olsa da, onu tarif eden en doğru cümle şu; “F-35 görünümüne sahip F-22 Raptor ölçülerinde
bir uçak”. Dahası J-31 dizaynında Lockheed Martin şirketine ait bu iki uçağa ait izleri görmek mümkün. Uçak
çift dikey stabilizer ve motora sahip ayrıca alt kısmında
‘air to air’ füze ile donatılmış. Motor için ise Rus yapımı
Klinov RD-93 tercih edilmiş.
Kaynak: Janes Defence Weekly, Ekim 2012
Geleceğe yatırım için
erken bakım
A
ralarında Air Canada’nın da bulunduğu birçok şirket,
2012 yılının başlarında uçuşlarında biyoyakıt kullanmıştı. Bunların başında Boeing ve Lufthansa firmaları da
vardı. Bunu bir adım öteye taşıyan Air Canada, özellikle askeri uçuşlarda kullanılan biyoyakıtı artık ticari uçuşlarda da
kullanacak; hem de hiçbir fosil yakıt ilavesi olmadan. 29
Ekim 2012 günü Dassault Falcon 20 özel jet uçuşunda ilk
kez denenen yakıt, tamamen ayçiçeği çekirdeğinden elde
edilmiş. Uzmanlar, uçuş sonrasında, bu tür uçuşların devam edeceğini ve gerekli iyileştirmelerin yapılacağını söyledi. Ayrıca şu an ki toplam sefer sayıları ve bunların artış
eğrisi dikkate alındığında, 2030 yılına kadar seferlerin ikiye katlanacağı, ancak bu uçuşların tamamında kullanmak
için yeterli yakıt olmadığı da açıklandı. Bir başka deyişle,
gelecekte alternatif yakıt kullanmanı kaçınılmaz olacak.
Kaynak: Gizmag Aero
G
elişen teknoloji, keşif, istihbarat ya da kurtarma
amaçlı olmak üzere geniş bir kullanım alanına
sahip olan “İnsansız Hava Araçları”nı (Unmanned Air
Vehicle - UAV) daha ucuz ve fonksiyonel bir hale getiriyor. Son geliştirilen robot, buna örnek teşkil edecek
nitelikte. Bir avuç içi büyüklüğünde olan robot, dört sabit kanada, yani ‘quadcopter’ özelliğine sahip. 25 gram
ağırlığında ve 15 santimetre uzunluğundaki robot, 250
mAh lityum poimer pil ile çalışıyor ve yaklaşık 25-30
dakika havada kalıyor.
Kaynak: Gizmag Aero
34 AR-GE MERKEZİ
THY Teknik A.Ş.’den geleceğe büyük bir adım
Ar-Ge Merkezi açıldı
THY Teknik A.Ş.’nin geleceğe yaptığı önemli yatırımlardan
Ar-Ge Merkezi’nin hedefleri ve projeleri ile ilgili THY Teknik
A.Ş. Genel Müdür Danışmanı Halil Tokel ve Ar-Ge Merkezi
Müdürü Dr. Güven Pado’nun görüşlerine başvurduk.
T
HY Teknik A.Ş. Süreç Geliştirme Müdürlüğü, iki yıllık
bir sürecin sonunda, 7 Kasım 2012 itibarıyla THY
Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi olarak hizmet vermeye
başladı. Merkezin, her geçen büyüyen Türk Hava Yolları
filosuna olduğu kadar, diğer firmalara da hizmet vererek
daha da büyümeyi amaçlayan THY Teknik A.Ş.’yi geleceğe
hazırlaması bekleniyor.
Süreç Geliştirme Müdürlüğü’nden Ar-Ge Merkezi’ne nasıl geçildi?
Dr. Güven Pado: THY Teknik A.Ş., Türk Hava Yolları’nın büyümesine paralel bir gelişim gösteriyor. Tabii bunu küresel
bir boyuta taşınabilmesi, lider konuma gelebilmesi için,
yaptığı işi dünyada en iyi yapan şirket olması lazım. “Bir
uçağa dünyada en iyi hangi firma bakıyor?” sorusu sorulduğunda herkesin aklına THY Teknik A.Ş.’nin gelmesi için
birtakım şartların gerçekleşmesi gerekiyor. Bunların başında da güçlü bir Ar-Ge Merkezi’ne sahip olmak geliyor.
Ar-Ge Merkezi’nin kurulma sürecini anlatabilir
misiniz?
Halil Tokel: Bu, 2008 yılında çıkarılan, Türk firmalarına teşvik olanağı tanıyan 5746 sayılı kanun çerçevesinde gelişen
bir süreç. Söz konusu teşvik, doktoralı mühendislerin gelir
vergileri için yüzde 90, diğer mühendislerin gelir vergileri
için yüzde 80 vergi, SGK prim indirimi vb. muafiyetler sağlıyor. Böylece Ar-Ge çalışanlarımızın maliyeti bizim için düşüyor. Biz de bu imkânı değerlendirmiş olacağız. Bu, aşağı
yukarı iki yıldır devam eden bir çalışma. Biz bu konuda çalışmalara başladığımızda, bakanlıktaki bürokratik işlemlerin
uzun sürdüğünü gördük. Neyse ki Sanayi Bakanlığı’ndaki
üst düzey yöneticilerimiz konunun ne kadar önemli olduğunun bilincinde olan kişilerdi. Onların pozitif yaklaşımı ile bu
süreçleri mümkün olan en hızlı şekilde atlattık.
Ar-Ge Merkezi neden önemli? Çünkü siz bir taraftan normal faaliyetlerinizi yürütürken, diğer taraftan uzman bir
ekip tam gün mesai harcayarak, “Bu faaliyetleri nasıl daha
verimli kılarım?” sorusuna yanıt arıyor. Dünyadaki tüm büyük şirketler bunu böyle yapıyor. Türkiye de buna uygun bir
çalışma ortamına girdi. Şu anda Türkiye’deki 130 büyük
şirkette böyle birer merkez var.
Dr. Güven Pado: “Uçak bakımını sıradışı bir hale getirmeyi hedefliyoruz”
Şu anda 60’a yakın arkadaşımız çalışıyor, ama bu sayı planlanmış projeler de dikkate alındığında- zaman içerisindeki
artırılacak. Söz konusu proje, bir Teknoloji ve Yenilik Destek
Programları Başkanlığı (TEYDEB) projesi de olabilir. Böylece
projemiz desteklenerek, bütün insanlığa yepyeni bir ürün,
yepyeni bir metot olarak geri döner. THY Teknik A. Ş. artık
havacılıkta teknoloji üreten, know-how üreten bir yapıya
dönüşüyor. Çünkü uzmanlık alanımız olan uçak bakımını
rutin bir şekilde, başarı ile yapıyoruz. Artık bunu sıradışı bir
hale getirmeyi hedefliyoruz. Bakımını yaptığımız parçaları
ve sistemleri Ar-Ge Merkezi’nde yenilemek, kendi içimizde
üretmek, geliştirmek istiyoruz. Çünkü Türkiye’de bakımını
yapamadığımız parçaları yurtdışına gönderiyoruz. Bu, hem
zamanlama hem de maliyet bakımından bizi olumsuz yönde etkileyebiliyor. Ama bakım süreçlerinin tamamını kendi
bünyemizde tamamlarsak, THY Teknik A.Ş. olarak kendimiz için faydalı bir şey yaptığımız gibi dünya havacılığına da
bir katkı sağlamış olacağız. Tabii bunun sonucunda Türkiye
sivil havacılık endüstrisine de önemli bir destek vermiş olacağız.
ihtiyaca binaen ortaya çıkan projeler. Tabii biz de daha
sistematik bir şekilde, hem havacılık sektörünün hem de
uçak bakım sektörünün ihtiyaçlarına göre proje tanımlamaları yapacağız. Gerçekleştirmeyi planladığımız tüm
projeleri üniversite-sanayi işbirliği ekseninde yapacağız.
Dünyadaki kalkınma modeli genel olarak bu yapı üzerine
kuruludur zaten.
Halihazırda Ar-Ge Merkezi’nde hangi projeler
yürütülüyor ya da yürütülmesi planlanıyor?
Dr. Güven Pado: THY Teknik A.Ş. Ar-Ge Merkezi’nde üzerinde çalışılması planlanan projeleri, uçak içi sistemler,
“Maintenance, repair, and operations” (MRO) sistemleri ve
havacılık sektöründeki diğer uygulamaları kapsayan projeler olarak üç ana başlık altında değerlendirebiliriz.
Dr. Güven Pado
THY Teknik A.Ş., hem ülkenin hem de Türk Hava Yolları’nın
makro hedeflerine paralel olarak 2023’te belli noktalara
gelmek, büyümek zorunda. THY Teknik A.Ş., Türk Hava
Yolları’nın hızla büyüyen filosunu bakım açısından desteklemeyi amaçladığı gibi, diğer firmalara hizmet vermek
suretiyle hem kârlılığını hem de faaliyet alanını artırmayı,
küresel bir şirkete dönüşmeyi de hedefliyor. Bunu başarmak için atılacak en doğru adım da, kendi içinizde teknoloji üreterek süreçleri mümkün olduğu kadar iyileştirmek ve
maliyetlerini düşürmek. Bunun yolu da Ar-Ge’den geçiyor.
Ar-Ge Merkezi ne zaman açıldı ve merkez için
özel bir yatırım yapıldı mı?
Halil Tokel: Merkez, resmen 7 Kasım Çarşamba günü açıldı. Merkezin projelere göre değişen bir finansman anlayışı
var. Biz şu ana kadar 25’e yakın proje tanımlamış durumdayız. Bunlardan 15’i devam eden, şirketimizdeki birimlerin, teknisyenlerin ya da mühendislerin gündeme getirdiği,
Halil Tokel
35
36 GEZİ-YORUM / Özlem Akyıldız
Özlem Akyıldız’ın gözünden
Vietnam
pirincin kendine has güzel bir tadı var. Buzlu meyve suları da tek kelime ile harika! Uzakdoğu’ya özgü baharat kokularının olmadığı, hafif ve lezzetli yemekleri ile
dikkat çeken Vietnam’da yiyecek ve içecek çok ucuz.
Tabii bu arada köpek eti ve domuz eti tüketiminin de
son derece yaygın olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Yemek yemek için, kaldığım yerlerdeki kişilerin ya da
günlük gezilerde tanıştığım turistlerin tavsiyelerine
göre mekân seçmeyi tercih etttim. Mekân dediğime
bakmayın, çoğu sokak lokantasıydı. Vietnamlılar, biz
köpek eti yemek istemeyince, “Siz yabancılar köpek
eti sevmiyor, yemek istemiyorsunuz, biliyoruz” diyor ve
bu duruma çok gülüyorlar.
Uzman Özlem Akyıldız, Uzakdoğu’nun ilgi çekici
ülkelerinden Vietnam’ın beş şehrine yaptığı keyifli
ve renkli gezisini bizimle paylaştı. Savaştan yemeğe,
seyahatten alışverişe Vietnam.
V
ietnam’a yapmayı planladığım gezi için ilk iş olarak
Ankara’daki Vietnam Büyükelçiliği’nden vize aldım.
Daha sonra İstanbul’dan Bangkok aktarmalı Ho
Chi Minh seferi ile Vietnam’a ulaştım. Akşam saatlerinde
şehirdeydim. Daha önce internetten bulduğum, şehir merkezinde turistlerin en çok bulunduğu, “Backpacker Area”
olarak adlandırılan, “District 1 - Pham Ngu Lao” bölgesinde
kaldım. Aylardan aralıktı ve sıcaklık 35 derece civarındaydı.
Savaşın izleri ve Mekong Deltası
Ertesi gün ilk gezeceğim yer Cu Chi Tünelleri ve aynı bölgedeki büyük tapınaktı. Dünyaca tanınan Cu Chi Tünelleri ve yakınlarındaki büyük tapınağa, Ho Chi Minh’den
ayrıldıktan üç-dört saat sonra, bizdeki köy yollarına benzeyen yollardan geçerek ulaşabildik. Cu Chi Tünelleri’ni
Vietnamlılar, bizim Vietnam Savaşı, onların ise Amerikan
Savaşı adını verdiği savaş sırasında kendilerini korumak
için yapmış. İç içe geçmiş tüneller, dinlenme alanı, mutfak gibi bölümlerden oluşuyor. Son derece dar ve basık
koridorlardan oluşan tünellerin bazıları, Amerikan asker-
Ülkenin güneyindeki Ho Chi Minh’den uçak ile ülkenin
kuzeyindeki başkent Hanoi’ye geçtim. Keyifli bir şehir
olan Hanoi, ara dinlenmeler için ideal bir nokta. Şehir merkezinde, Hoan Kiem Gölü ve üzerinde tapınak
olan büyük bir park var. Neredeyse günün her saatinde
kalabalık olan bu gölün etrafını yaklaşık bir saatte yürüyebilirsiniz. Vietnam’ın kurucusu Ho Chi Minh’in evi
ve mozolesi -Ho Chi Minh mumyalanmış ve asker eşliğinde ziyaret edilebiliyor- de bu şehirde. Ayrıca tanınmış markaların olduğu bir cadde ve postanenin arka
sokakları da Hanoi’de görülmesi gereken yerler arasında. Vaktim olmadığı için gidemedim, ama hemen
merkezde, dünyaca ünlü Vietnam Su Kukla Tiyatrosu
gösterileri gün içerisinde birkaç defa tekrarlanıyor.
Cuma ve cumartesi akşamları şehir merkezinde gece
pazarı kuruluyor. İpekten yapılma eşyaları, çantaları
gerçekten çok ucuza alabileceğiniz bu pazarda, bir
Uzakdoğu klasiği olan pazarlık etmeyi unutmayın!
lerini şaşırtmak amacıyla çıkışı olmayacak şekilde kazılmış. Kesin olan şu ki, Rambo gibi biri o tünellerden içeriye
asla giremez. Bazı tünellerin giriş kısmı kaya oyuklarından yapılmış ve tünellere girişi engellemek ya da düşmanları avlamak için çok çeşitli bubi tuzakları kurulmuş.
Gezi sırasında hepsini görme, hatta isterseniz bir asker
eşliğinde bir tünele girme şansına da sahip oluyorsunuz.
Ho Chi Minh yakınlarında yapılabilecek en keyifli aktivitelerden biri de Mekong Delta Turu’na katılmak. Yaklaşık
dört saat süren bu tura birlikte katılacağımız insanlarla
birlikte bir sahil kasabasına gelerek başladık bu yolculuğa. Buradan, 15-20 kişilik küçük teknelerle, delta gezisi
yapacağımız yere transfer edildik. Tüm yaşamın Mekong
Deltası üzerinde kurulduğu bölgede geziyi 3-4 kişilik salkayıklar ile yaptık. Öğle yemeğini yerel yemekler yapan bir
lokantada yedikten sonra, kadınların elleriyle şeker yaptığı bir atölyeyi ziyaret ettik. Ben Thanh Market , Opera Binası, Merkez Posta Ofisi, The Notre Dame, Reunification
Palace ve Savaş Müzesi ise Ho Chi Minh’in şehir merkezinde gezilebilecek başlıca mekânlar arasında.
Vietnamlılar köpek eti sevmememize gülüyor
Ülkenin kuzeyi ile güneyi
arasında ciddi oranda
mevsimsel farklılıklar var.
Seyahat planınızı yaparken
ve giyeceklerinizi seçerken
bunu unutmayın.
Başkent Hanoi’de alternatif çok
Bu arada yemek olarak, Uzakdoğu mutfağına özgü tatlardan spring roll, nuddle with beef gibi yemekler oldukça
yaygın olarak tüketiliyor. Deniz mahsulleri ve salyangoz
da en çok tercih edilen yiyecekler arasında. Hem uygun
hem de taze oldukları için turistler genellikle sokak satıcılarından yemek yiyor. Lokantalara ve fast food satan
yerlere pek giden olmadığından, oralardaki yiyeceklerin
hem bayat hem de lezzetsiz olduğunu duydum gidenlerden. Vietnam’da pirincin çok lezzetli olduğunu söylemeden geçmeyeyim. Yağsız ve tuzsuz pişirilmesine rağmen,
Vietnam’da yol arkadaşlığı yaygın
➢
Yola yalnız çıktığım için
ben hostelleri tercih ettim.
Çünkü hostellerde arkadaş
edinmek ve günlük gezilerine
topluca katılmak çok keyifli.
Ayrıca hosteller ekonomik
olarak da daha uygun.
Hanoi’den bir “sleeping bus” ile gece yolculuğu yaparak Hue’ye geldim ve burada yaklaşık dört saat bekledikten sonra bir sonraki otobüs ile Hoi Ann’a geçtim.
Hue ve Hoi Ann’ı, sabah otobüsten inince tanıştığım yol
arkadaşım ile birlikte gezdik. Vietnam’da yol arkadaşlığı turistler arasında oldukça yaygın. Turistler tek ya da
bir-iki kişi gelmişse, aynı güzergâhı kullanacak olanlar
yola beraber devam ediyor. Böylece hem masraflar biraz daha azalıyor hem de gezi daha eğlenceli geçiyor.
Hue’deki dört saatimi motosiklet ile şehir turu yaparak
değerlendirdim. Bu süre zarfında Vietnamlı bir ailenin
yanına misafir olma fırsatım oldu. İnsanlar çok misafirperverler; size ne ikram edeceklerini şaşırıyorlar. Ev sahibinin 80 yaşlarındaki yaşlı annesi bile bizimle tanıştı.
Gerçekten çok farklı ve güzel bir tecrübe oldu. Vakti
olanlara bu şehirde en az bir gece kalmalarını öneririm.
38 SOHBET MOLASI / Manga
lı grubu
rı
a
ş
a
b
n
e
i
k
tarihinde
nolojisi
k
n
o
te
y
iz
ık
v
ıl
c
ro
a
u
v
E
a
h
çaklar ve
Türkiye’nin
u
,
ri
le
ih
rc
te
ştı.
t
ha
rları ile payla
u
k
Manga, seya
o
lerini
ile ilgili görüş
en mesafelerde
i geçmey
yedi-sekiz saat
ile
lu
yo
ra
ka
,
- için
rayolu oluyor.
n pek hoşlan
likli tercihim ka
osedürlerinde
pr
ce
ön
riş
gi
a
eın
el
ar
üy
avaalanl
lli olan Manga
denim. Uçak
hallerinden be
öncelik verenler
sık
a,
na
lu
nd
yo
sı
ra
ra
sı
madıkları her
ka
et
de
hb
az: Ben
bep, uçağa ulaiğimiz keyifli so
emdeki tek se
ilgili Efe Yılm
la
em
m
lık
cı
et
va
ih
arı
ri, gerçekleştird
rc
ha
te
ı
ve
uçaklar
karma, çantal
fobim yok. Uçağ
nan kemer çı
inden kaynaklı
tı.
şa
er
aş
ya
el
yl
m
e
pa
kli
et
çt
t
re
re
le
ha
m
sü
sü
seya
lerini bizi
rımızı da
şana kadar ki
ektronik eşyala
erini ve gözlem
el
el
a
nc
rıc
şü
Ay
an
dü
.
m
k
ar
şi
ip
kl
deği
zim ek
açma gibi zorlu
bazı parçaları bi
dien
e
t
-b
a
in
h
iç
ra
ız
y
te
i
m
se
ey
ğı
dı
götürm
sıklıkta
yanımızda taşı
yerine yanımda
rup olarak ne
rını uçakla
a
daşları vermek
d
ka
ka
Bireysel ve g
ar
geçebiliyor.
n
e
n
ya
rlu
şı
zo
rin
ta
rı
la
lleri daha da
seyahatle
ro
u
nt
B
ko
z?
ik
u
nl
n
u
ve
rs
yo
rum- gü
rsa cih ediyo
orsunuz?
ganizasyon va
or
r
gerçekleştiriy
bi
bi
bir kısmı ekip
gi
e
rn
Konser, tu
ı. Zamanımızın
oluyor.
y:
kl
la
ne
ha
Ö
ak
e
n
da
uç
Ef
e
Ca
nu
y:
kl
ür
lli
şu
ne
Özg
n Ö
Ama
nlar gene
re Özgür Ca
vaalanlarında.
t ediyoruz ve bu
lar gittiğimiz ye
akla geçiyor ha
on
tm
çok sık seyaha
r meyilli bir
nı
in
iç
ta
da
rı
ka
ğu
la
du
bu
an
lal etmeye
yaz ay- m
ih
larımız çok ol
ve
rı
an
r
lla
m
ha
ip
ra
ba
ku
ek
,
i
ilk
iz
bi
k
Ta
zaman yönlen
etmeliy
Daha ço
yaptı- kabul
aları ile zaman
ğıyla getiriliyor.
m
uş
ılı
iz
uç
ac
an
ar
0
ek
-3
lu
m
l
yo
20
ro
ra
ka
kont
n dönemde
z. toplumu
ğımız bu yoğu
or.
uçağa biniyoru
fa
de
larında yaşadı
0
de gerekebiliy
-5
iz
40
en
m
rm
la
di
ta
or
a
ld
yı
r
ğımız oluyor. Bi
var mı?
yobir yerlere gidi
k fobisi olan
de
ça
u
in
iç
a
rt
d
i pek tercih et
yu
ız
n
ça
ra
başıma binmey
ediğim A
k
: Fırsat bulduk
vm
te
ar
iy
a
se
ış
ht
ü
ağ
lk
Ba
ün
Uç
Ka
.
ür
l:
m
or
Ce
oluy
rol prosed
Ferman Akgü
tanıdığım biri
nlarındaki kont
ellikle yanımda
en
rum. Havaala
G
k. Bir terslik
.
ço
m
ru
ha
iyo
da
r
m
korkum va
ak
tuç
r
bi
ili
ilg
şünüyorum ha
ve inişler ile
acağımı bile dü
rıl
sa
i
e
m
m
ki
lye
ko
ak
e
inişlerd
olursa ilk olar
edi
y
var; kalkış ve
l,
ü
lim
g
ı,
üe
k
ağ
rit
A
r
uç
bi
n
e
a
rd
hatle
ta. Kendimce
ın yurtdışı seya
Vokalde Ferm rda Yağmur
korkuma karş
Bu
.
m. Promosyon
um
ru
or
iyo
a
üy
ed
it
öp
lları’nı tercih
Yo
a
av
zenli
H
telli elektrog
rk
Tü
len mailleri dü
özellikle de
arda Cem
it
g
s
Yolları’ndan ge
a
a
b
av
en
H
l,
ed
rk
ü
g
Tü
nm
rı
ili
Sa
a hiç düşü
uçuşlarla ilg
a
ld
u
v
a
n bir bilet vars
d
gu
uy
en
r,
r,
a
nd
iyo
lü
y
ro
ti
ed
Bah
venlik kont
olarak takip
için iki defa gü
e
uş
ıv
uç
nm
y
r
Bi
sa
e
.
n
m
nu
de olduğu
satın alıyoru
Özgür Can Ö
çok fazla ülke
r
un
bi
un
tık
uğ
ar
ul
ki
nl
r. Neyse
geçme zoru
Yılmaz’dan
rahatsız ediyo
fe
E
de
ni
a
ais
be
’d
lg
m
bi
le
ru
ü
b
st
r, dizü
turnta
yorum. Bu du
erleri çıkarmıyo
a, 2001 yılı
g
n
a
uçuyor ve kem
M
P
CI
n
r
rum.
di
a
ıyo
ş
re
lm
sü
lu
o
nda ka
u.
çıkarmak zoru
yarını çantadan
ara’da kuruld
H
k
sonlarında An
39
40 SOHBET MOLASI
C
M
Y
CM
Uçak yolculuğu deninde Manga’nın aklına ilk
gelen şey güvenlik kontrolleri anlaşılan...
Cem Bahtiyar: Öyle görünüyor. Gitaristler olarak Yağmur’la
ben bazı elektronikleri yanımızda bulundurmak istiyoruz.
Büyük oldukları için kabine alamıyoruz; çok hassas ağaçlardan yapıldıkları için bagaj olarak vermek istemiyoruz.
Yağmur Sarıgül: Havacılık tarihinin milatlarından biri kabul
edilen 11 Eylül 2001’den sonra bildiğim kadarıyla güvenlik
kontrolleri oldukça arttı.
Efe Yılmaz: Ben de bavullar konusunda grubun şanssızıyım
sanırım. Pek çok defa bavulum uçtuğumuz yere benden
sonra geldi. Örneğin Eurovision finalleri için Azerbaycan’ın
başkenti Bakü’ye gittiğimizde bavulum gelmedi. Arkadaşlarımdan giyecek birşeyler ödünç aldım. Biz Türkiye’ye döndükten bir hafta sonra bavulum geldi.
labilir ya da uçağa binmeden önce yolculara bilgi verilebilir.
Bunların yanı sıra, uçak içi teknolojiler de her geçen gün
daha iyiye gidiyor.
MY
CY
CMY
Cem Bahtiyar: Uçaktan bir korku oluyor insanda. Ancak istatistiklere bakıldığında, bir insanın uçak kazası geçirme
olasılığının, yolda yürürken kafasına bir şey düşme olasılığından daha az olduğunu görüyorsunuz. Bu istatistiki duruma ek olarak, bildiğim kadarı ile Türk Hava Yolları’nın kaza
sicili de oldukça iyi. Bu da insanı
Sık seyahat eden yolcular olarak, uçak teknolojisinin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Özgür Can Öney: NASA’nın uçuş mekiklerini nasıl yaptığını
gösteren belgeseller izledim. Bu işi yapan teknik adamlar
bir cıvatayı sıktıklarında dahi, “X cıvatasını şu tarihte sıktım” diye imza atıyor. Bu kadar detaylı bir çalışma başka
bir teknik serviste yok. Çünkü çok basit olduğu düşünülen
teknik bir işlem yapılmadığı takdirde uçak bozulup düşebiliyor. Bence bu açıdan teknik servisin işi son derece zor.
Açıkçası ben bu kadar büyük sorumluluk isteyen bir işi yapmaya cesaret edemezdim.
Ferman Akgül: Her uçağın kalkarken çıkardığı ses farklı.
Eğer onu bilirseniz, o sesin uçaktaki bir sorundan kaynaklanmadığını da anlıyorsunuz. İlk zamanlar çok daha fazla
korkuyordum. Şimdi artık hangi tip uçağın kalkarken nasıl
bir ses çıkardığını biliyorum. Bu nedenle duyduğum seslerden o kadar fazla tedirgin olmuyorum. Belki benim gibi
uçak korkusu olanlar için küçük bilgilendirme notları dağıtı-
Cem Bahtiyar: İşler kötü gittiği zaman gözler, “Uçakta
ne tür bir sorun var?” sorusu ile birlikte teknik servise
döner. Araştırmalar bu noktadan başlar. Üzerinizde bu
kadar büyük baskı varken, yüzlerce insanın hayatı ellerinizdeyken çalışmak gerçekten çok zor. Hakikaten helal
olsun onlara.
K
10 marifet
42 BİZDEN / Başak Özer
parmağında
Hayatının yarısını kürek sporu ile iç içe geçiren
Mühendis Basak Özer, bu yıl tesadüfen katıldığı
Kurumsal Oyunlar’da önce Türkiye, sonra da dünya
sampiyonu olmus komple bir sporcu. Gitar ve bağlama
da çalan Özer, takı tasarımı ile de ilgileniyor.
Ü
ç buçuk yıldır THY Teknik A.Ş.’de görev yapan
Mühendis Başak Özer, kürekten koşuya sporla,
gitardan bağlamaya müzikle yakından ilgilenen,
hobilerini hayatının önemli bir parçası haline getirmeyi
başaran özel bir isim.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Küreğe nasıl
başladınız?
Başak Özer: İstanbul doğumluyum. Sporla ilişkim ortaokul yıllarına dayanıyor. 13 yaşında Fenerbahçe Spor
Kulübü’nde küreğe başladım. Beş yıl Fenerbahçe’de kürek çektikten sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ)
Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölümü’nü kazandım ve
Ankara’ya gittim. Dört yıl ODTÜ’de kürek çektikten sonra, okuldan mezun oldum ve İstanbul’a döndüm. Bir yıl
Galatasaray’da, daha sonra da dört yıl Şişe Cam Spor
Kulübü’nde kürek çektim. 14 yıldır bu spordan hiç kopmadan, tek çifttede, iki çifttede ve dört çifttede kürek
çektim, ama asıl olarak çift kürekçiyim.
Türkiye’nin önde gelen kulüplerinde bu sporu
yapan biri olarak milli takıma çağrıldınız mı?
Başak Özer: 1998-2009 yılları arasında sekiz-dokuz defa
milli takımda yer aldım. Milli takıma, Balkan Şampiyona,
Avrupa Şampiyonası ya da Dünya Şampiyonası için seçilebiliyorsunuz. İlk ikisinde pek çok defa yer aldım. Bir
kere de Dünya Şampiyonası kadrosuna seçildim. Ancak
teknelerimiz kaza geçirdiği ve çoğu kırıldığı için böyle büyük bir organizasyonda maalesef yarışamadım. Bir Bal-
kan Şampiyonası’nda üçüncülük elde ettim. Macaristan
ve Bulgaristan’da yapılan iki yarışta -çeşitli zamanlardabirincilik, ikincilik ve üçüncülüklerim var. Bir de Akdeniz
Oyunları’nda bir arkadaşımla birlikte iki çiftede elde ettiğimiz beşincilik var.
Bu kadar zor bir spora iş hayatı içinde nasıl
zaman ayırıyorsunuz?
Başak Özer: Küreği, iş hayatı ile birlikte yürütmek gerçekten çok zor. Çünkü günde çift antrenman yapmak, bunun
için de saatler ayırmak gerekiyor. Bu nedenle ben de küreğe bu aralar o kadar sıkı bağlı değilim. Ama geçen yıla
kadar düzenli bir şekilde çektim. Bir de yaklaşık bir buçuk yıl önce evlendim. Evlilik ister istemez insanın önceliklerini değiştiriyor. Bu nedenlerle, herhalde artık yavaş
yavaş kürekten elimi eteğimi çekerim diye düşünüyorum.
Bu kadar uzun yıllardır içinde olduğunuz kürek
sporu hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi
öğrenebilir miyiz?
Başak Özer: Kürek benim hayatım. Onu, istesem de bırakamıyorum. Hafta sonları su ile buluşuyor, teknemi seviyorum. Bu, benim için vazgeçilmez bir ritüel artık. İlk
gençlik yıllarımda en iyi arkadaşım, en büyük destekçim
kürek oldu. Bir de başarılı bir sporcu olunca herkes tarafından destekleniyorsunuz. Ayrıca kürek sayesinde hiçbir
kötü alışkanlığım olmadı. Kürek bütün kasları dengeli bir
şekilde çalıştıran bir spor olduğu için sağlık açısından da
çok faydalı. Her türlü stresimi, derdimi, kederimi kürek
çekerken unutuyorum. Kürek ayrıca farklı bir çevreye sahip olmamı da sağladı. Kısacası kürek, benim sığındığım,
sevdiğim güzel bir liman.
Uzun yıllar kürek çektiniz. Ancak son dönemde hayatınızda bir de koşu var. Bize biraz da
ondan bahseder misiniz?
Başak Özer: Kürek antrenmaları sırasında oldukça yoğun
Her türlü stresimi, derdimi,
kederimi kürek çekerken
unutuyorum. Kürek ayrıca farklı
bir çevreye sahip olmamı da
sağladı. Kısacası kürek, benim
sığındığım, sevdiğim güzel
bir liman.
bir koşu programımızda oluyordu, ancak koşu benim için
oldukça yeni bir alan. Bu yıl haziran ayında Kurumsal
Oyunlar’da şirketimiz adına koşacak bir arkadaşımız sakatlandı. Bunun üzerine bana sordular, ben de eğlenceli
olacağını düşünerek katıldım. 10 kilometrede yarıştım ve
birinci oldum. Ben de çevremdekiler de böyle bir derece
beklemiyorduk. Oldukça şaşırdık ve sevindik.
Spor dışındaki ilgi alanlariniz neler?
Başak Özer: Sporun olduğu kadar müziğin de hayatımda
ayrı bir önemi var. Lise yıllarımda İstanbul Üniversitesi
Devlet Konservatuarı Klasik Gitar Bölümü’nde yaklaşık
beş yıl yarı zamanlı eğitim aldım. Daha sonra gitar çalmayı oldukça ilerlettim. Son iki yıldır da bağlamaya merak
saldım. Erdal Erzincan’ın bir öğrencisinden bağlama dersi alıyorum. Gitarda olduğu gibi bağlamada da kendimi
geliştirmek istiyorum.
Bunların yanı sıra takı tasarımı da yapıyorum. Bu alanda
çalışmak için özel aletlerim, boncuklarım falan var. Son
derece yaratıcı insanların olduğu keyifli bir alan bence
takı tasarımı.
43
44 PÜF NOKTASI
OfIste saglıklı beslenme
Dar alanda maksımum hareket
2
1
ve
kah larını
,
y
ay
Ça
tki ç ellikle ,
i
b
ne
Öz
ne
yeri edin. in reze
e
ih
iç
terc alttığı
çins
i
i
m
z
iste amur
si a
l
stre ışıklık s
e ıh
bağ çayı v n.
ada tüketi
3
İçinde
ki yağ
beyin
h
üc
için s
on de releri
rece
olduğ
yar
u gib
i
,
kan ş arlı
düşü
ekeri
rd
ni
hasta üğü için ş
eker
larına
da iy
ceviz
i gel
le do
st olu en
n.
Toplantılard
a ikram
edilen kurab
iyelerden
uzak durun.
Onların yeri
ne
yağsız krake
r, çeyrek sim
it,
kuru kayısı,
ceviz, peynir
li
kepekli san
dviçler, çiğ
sebzeler ve
bitki çayları
tercih edin.
at
Meşrub
cekleri
tarzı içe
e
ek yerin u
tüketm
is
ir sürah
b
a
ız
n
l su
masa
bol bo
e
v
n
u
koy
.
tüketin
i
meğ
e
y
e
Öğl e servis dratlı,
tt
hi
f
şirke karbon
hafi ih
e
n
rc
rsa
eri
ri te e
ılıyo ekler y
e
l
p
k
a
v
y
yec ili yeme eşitleri re
i
y
r
ç
sü
lor
ağı
k ka e salata izi uzun sizi
ü
ş
ü
l
s
an
ve d Özellik ıdalar
lard ra
.
a
g
n
m
i
n
ed
son
ıştır
ere
n iç , ara at leden ı
i
e
t
k
öğ
pro
anız
tara ak ve
m
ş
u
ı
t
l
tok ktutac imli ça ır.
t
uza ha ver
cak
a
y
a
d
la
sağ
5
Çekmeceniz
e
kuru kayısı, in
cir,
grisini, kepe
kli bisküvi, ce
viz,
fındık tarzı, b
ozulmayan ve
koku yapma
yan gıdalar
koyun.
Bu tür yiyec
ekleri atıştırm
ak,
açlık duygun
uzu bastırma
nıza
yardımcı ola
cak ve bir so
nraki
öğünde fazl
a yemenizi
engelleyece
ktir.
6
4
• Her 15 dakikada bir omuz, kol ve bacaklarınızı
hareket ettirin. Mümkünse ofiste yapılabilecek
egzersizleri gün içerisinde birkaç kez uygulayın.
• Telefonla sık konuşuyorsanız, cep telefonu ise
telefonu, masa telefonu ise telefonun ahizesini
başınız ile omzunuzun arasına sıkıştırmayın;
mutlaka kulaklık kullanın.
• Çalışırken herhangi bir şey gerekli olduğunda
masadan kalkarak siz alın. İş arkadaşlarınızla
telefonla değil, yerinizden kalkarak yüz yüze
iletişim kurun. Bu küçük hareketler bile gün
içerisinde enerji harcamanızı sağlayacaktır.
• Aşırı gerginlik ve stresten uzak durmaya çalışın.
Gevşemek için işyerinizde hafif müzik dinleyin;
aralıklarla germe ve gevşeme, nefes egzersizleri
yapın.
• İşyerine gelip-giderken özel aracınızı değil, servisi
kullanın. Mümkünse servisten bir iki durak önce
inip evinize yürüyerek gitmeye gayret edin.
• Oturduğunuz koltuk veya sandalyenin, beli ve sırttı
mutlaka desteklemesi gerektiğini unutmayın; beli
destekleyen ortopedik yastıklar kullanın.
• Masadan uzakta durmak, yüksek sandalye
kullanarak masaya eğilmek yerine, masaya
tamamen yaklaşarak oturun; masanın kenarının
midenizle aynı seviyede olmasına özen gösterin.
• Bilgisayar ekranının çapraz durması nedeniyle
sürekli aynı tarafa bakmak son derece tehlikeli.
Klavye ve bilgisayar ekranı başınızla aynı hizada
olmalı. Ekran karşısında oturma süreniz yarım saati
geçmemeli. Omurganızı esnetmeli, yürümeli, boyun
ve sırt germe, gevşeme egzersizleri yapmalısınız.
45
46 SAĞLIK REHBERİ
Kalp hastalıkları
ve uçak yolculuğu
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Egemen Duygu, kalp hastalarının
uçak yolculuğu sırasında özellikle dikkat etmesi gereken
noktalar hakkında bilgi verdi.
U
çak yolculuğu çoğumuz için keyifli ve heyecan verici bir deneyimken, bazı kişiler için dikkat edilmesi
gereken bir süreç olabiliyor. Özellikle kronik kalp
rahatsızlığı olanlar, şeker hastaları, gebeler, solunum sistemi rahatsızlığı olanlar ve uçuş sırasında sinüs, kulak ve
burun enfeksiyonu geçiren hastaların mutlaka gerekli önlemleri alması gerekiyor. Bu önlemlerle, uçak yolculuğunu
rahatsızlığı olanlar için de keyifli hale getirmek mümkün.
Önlemler alındı ise uçmaktan korkmayın
Kalp hastalarının çoğu uçak seyahatlerini sorunsuz bir şekilde geçiriyor. Ancak bazı özel durumlarda ve uzun uçuş sürelerinde konunun uzmanlarına danışılarak alınacak önlemler
ile risk düzeyi azaltılıyor. Uçak kabininin sub-optimal şartları
bir tarafa, herhangi bir akut olay karşısında ani müdahale
şansının bulunmaması, uçuşun yarıda kesilmesi veya kişiye yeterli müdahalede bulunulamamasını beraberinde getirebiliyor. Bu nedenle, kalp rahatsızlığı olan bazı hastaların
uçuştan kaçınması, en azından akut olay riski kabin şartlarından bağımsız hale gelene kadar uçuşun ertelenmesi
doğru olacaktır. Uçuş sırasında ortaya çıkabilecek acil durumlar arasında kalp hastalıkları en sık karşılaşılan grubu
oluşturuyor. Federal Aviation Administration (FAA) kayıtlarına
göre, uçuş sırasında meydana gelen ani ölümlerin çoğu kalp
rahatsızlıkları ile ilişkili. Bu nedenle, FAA, büyük uçaklarda
taşınabilen ve dışarıdan şok vererek ritim düzenleyen cihazlardan bulundurma zorunluluğu getirdi.
Kalp hastalıklarına göre uçak yolculukları
Yakın zamanda kalp krizi geçirmiş hastalar
Tedavisi zamanında ve tam olarak yapılmış, krizden sonraki süreçte takiplerinde problem yaşanmamış ve halihazırda
şikâyeti olmayan hastaların, krizden iki hafta sonra uçağa
binmelerinin bir sorun yaratmayacağı öngörülüyor. Ancak tedavilerinde gecikme olan veya henüz tamamlanmamış, kriz
sonrası kalp fonksiyonlarında bozulma olmuş, takiplerinde,
göğüs ağrısı ve nefes darlığı gibi şikâyetleri olan/devam
eden hastaların, uçuş öncesinde kendi doktorlarından mutlaka öneri alması, hatta uçuşu ertelemesi gerekebilir.
Kalp yetersizliği olan hastalar
En az son bir aydır kalbi ile ilgili yakınmalarında (nefes darlığı, ayak bileğinde ödem vb.) ve tedavilerinde bir değişiklik
olmayan hastalar, yetersizlikleri ileri derecede olsa dahi
uçuşu rahat olarak tolere edebiliyor. Mevcut kalp yetersizliği tedavilerini aksatmamak, aşırı miktarda sıvı yüküne
maruz kalmamak, uçuş süresinin uzunluğuna ve bireysel
riske göre gerekirse kan sulandırıcı tedavi uygulamaları, bu
konudaki genel öneriler arasında yer alıyor. İleri derecede
şikâyeti olan hastalar, özel bakım, uçuş sırasında oksijen
desteği gibi uygulamalar ile uçak yolculuğunu güvenli olarak gerçekleştirebilir.
Ritim bozukluğu yaşayanlar
Uçak yolculuğunun herhangi bir kalp ritmi bozukluğunu
tetiklediğine dair herhangi bir bulgu yok. Ancak daha önceden var olan ve kontrol altına alınamamış bir ritim problemi
olması durumunda, ilgili uzmandan onay alınmasının şart
olduğu unutulmamalı.
loji
diyo
Kar
anı
Uzm
men
Ege
.
r
D
gu
Duy
Kalp ile ilgili işlemler ve ameliyatlar sonrası
Anjiyografi ve stent/balon uygulamaları sonrasında herhangi bir problem görülmeyen hastalar birkaç gün içerisinde uçak yolculuğu yapabilir. Koroner by-pass veya kapak
değişimi gibi açık kalp ameliyatları sonrasında herhangi
bir sorun gözlenmeyen hastaların ise ilk uçak yolculuğuna, operasyondan yaklaşık iki hafta sonra çıkmasında bir
sakınca görülmüyor. Hastaların, cerrahi müdahale sonrası
ağır bagaj taşımamaları ve acele etmemeleri unutulmaması gereken iki önemli nokta.
Pıhtılaşma problemleri yaşayanlar
Uzun yolculuklarda hareketsiz ve oturur pozisyonda olmak,
bacak toplardamarlarında kanın göllenmesine ve burada
kanın pıhtılaşmasına yol açabiliyor. Ayrıca uçuş sırasında
sıvı kaybı ve oksijen azlığı pıhtılaşmaya eğilimi daha da
artırıyor. Ortalama sekiz saatlik bir uçak yolculuğunda, 50
yaş üstü kişilerin yüzde 10’unda baldır toplardamarlarında
tamamen sessiz seyreden pıhtı saptanıyor. Bu pıhtıların
yaklaşık beşte biri daha büyük toplardamarlara doğru büyüme gösteriyor ve bunların da yüzde 10’u yerinden kopup
akciğer damarlarını tıkıyor.
Daha ciddi problemlere yol açan bu durumdan korunmak
için sekiz saatten uzun uçuşlarda, 50 yaş üstü yolcuların
veya 50 yaştan daha genç ama risk faktörü olanların diz
altı varis çorabı (20-30 mmHg basınçlı) giymelerini önerebiliriz. Ayrıca bazı yüksek riskli durumlarda kan sulandırıcı
tedaviler de gerekebiliyor. Uçuş boyunca kısa yürüyüşler ve
diz altı egzersiz yapmak, bol sıvı almak yolculuğu kolaylaştıracaktir.
Kalp hastaları için uçak yolculuğu güvenli
Uçak yolculuğu kalp hastaları için genel olarak güvenli.
Bazı özel koşullarda ve yakın zamanda kalp ile ilişkili işlem uygulanmış ya da ameliyat olmuş hastaların, güvenli
bir uçak yolculuğu için belirli süreye ihtiyacı bulunuyor. İleri
düzeyde kalp hastalarının uçuş öncesi mutlaka kontrolden geçmesi, hastalığı ile ilgili belgeleri ve ilaçları yanında
bulundurması, durumlarını uçuş görevlilerine bildirmesi
gerekiyor.
47
48
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
SKYTECH Kasım sayısı bulmacasının anahtar kelimesi: AEROKARTOGRAF(havadan harita çıkarmaya yarayan fotogrametri aleti), anahtar kelimeyi bulup [email protected] adresine gönderip çekilişe katılan; Mustafa BÜLBÜL,Kader KOCAELİ,Saadettin
KAYMAKÇI,Serhat Ozan GÜRBÜZ ve Meliy BAYKAL 100 TL tutarında YKM Hediye Çeki kazanmıştır.
21 Aralık 2012 tarihine kadar anahtar kelimeyi bulup [email protected] adresine gönderen talihliler arasında yapılacak çekilişte 5 kişiye 100 TL tutarında YKM Hediye Çeki verilecektir.

Benzer belgeler