NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
KASIM 2013 SAYI: 375
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
Mısır ve Körfez hattı
İSTİKRARA
kavuştu
Ro-La Dayatması Almanya’nın da Sorunu
Tehlikeli Madde taşımaları ZİRVE yaptı
İçindekiler
Sayı: 375
36
44
42
16 FATİH ŞENER: PASTA BÜYÜRSE PAY BÜYÜR
“Pastayı bölüşmenin yolu pastayı büyütmekten geçer.”
18 Lojistikte Yeni Projeler için
UND ve İTİCÜ İşbirliği Yaptı
UND ve İstanbul Ticaret Üniversitesi arasında
işbirliği anlaşması imzalandı.
24 TIR Karnesi Düşüyor T1 Kullanımı Artıyor
Bu yılın ilk 10 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre
TIR Karnesi kullanımı sayısı yüzde 13,92 oranında azaldı.
28 Pirelli “W:01” Ağır Vasıta
Kış Lastikleri İle Kışlar Daha Güvenli
Kasım
2013
Pirelli, ağır yük taşıyan araçlarda başlayacak olan kış lastik zorunluluğu için,
Türk Pirelli’nin İzmit’teki tesislerinde üretilen 01 Serisi Ağır Vasıta ailesinin
üyeleri FW:01 ve TW:01 kış lastiklerini kullanıma sunuyor.
30 Bugüne Kadar Tek Bir Sorun Yaşamadık
U.N. Ro-Ro CEO Sedat Gümüşoğlu, Mısır üzerinden, Körfez Ülkeleri, Suudi Arabistan ve Ürdün’e hizmet verdiklerini söyleyerek bugüne kadar bu hatta hiçbir
sorunla karşılaşmadıklarını belirtiyor.
’NİN SESİ
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
Taşımacılık Organizasyonu İktisadi
İşletmesi Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan
Soylu, Banu Damla Alışan
30
10
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim,
Melike Tümen
Haber Merkezi
Nazlı Karpat, Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke, Meriç
Katman, İbrahim Çolak, Burak Çığa
Mali İşler Müdürü
Salih Koca
36 Tehlikeli Madde Taşımaları ZİRVE Yaptı
ADR Yönetmeliği’nin 1 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe girecek olması nedeniyle konunun
tüm taraflarının bir araya geldiği TREDER’in ev sahipliğinde bir zirve gerçekleşti.
40 “Lojistik Nefes Gibidir, Kıymeti Kesilince Anlaşılır!”
Beykoz Lojistik MYO Lojistik Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi Müdürü Prof. Dr.
Okan Tuna, Beykoz Lojistik MYO Mütevelli Heyet Başkanı Ruhi Engin’in “Lojistik nefes gibidir, kıymeti kesilince anlaşılır” sözünden hareketle Beykoz Lojistik MYO lojistik bölümünde uygulamalı eğitime ağırlık verdiklerini ifade ediyor.
42 Lojistikçiler Logitrans’ta Buluştu
Bu yıl 7.si düzenlenen ve 21-23 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilen
Logitrans Fuarı’na 21 ülkeden toplam 205 lojistik firması katıldı.
44 Comvex Logist Eurasia
Firmalar Ürünler ve Hizmetlerini Tanıttı
Comvex ve Logist Eurasia fuarları 14-17 Kasım tarihleri arasında yapıldı.
23 ülkeden 300’ün üzerinde firma yeni ürün ve hizmetlerini tanıttı.
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
Editör
Ahmet Doğan
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Kasım 2013
adres
Cennet Mah. Hürriyet Cad.
No: 1/1 B Blok
Cennet / Küçükçekmece
İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35
Fax: 0212 598 47 62
[email protected]
Yerel ve Süreli Yayın
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Değerli Dostlarım,
Kamu ve sivil toplum örgütleri arasındaki işbirliği, o sektörün gelişmesinde son derece önemlidir. Bu noktada sektörümüzü son derece şanslı görüyorum. Başta Denizcilik, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanımız Sayın Binali Yıldırım olmak
üzere tüm müsteşarlar ve daire başkanları sektörün sorunlarını kendi sorunları olarak görüp bugüne kadar bize çok büyük destek verdiler. Bu noktada kendilerine sektör adına teşekkürlerimi sunuyorum.
Sektörün performansını kendi performansı gibi gören, sektörün bir mensubu gibi tüm gelişmeleri yakından takip edip sorunlara ve sıkıntılara çözüm üretmek için yoğun emek harcayan bir bakanlığa sahip olmak bize güç veriyor. Onlardan aldığımız güç bizim; daha rekabetçi, daha güçlü bir sektör yaratma hedefi doğrultusunda yolumuzu açıyor.
Bu desteği en son Ankara’da İran ve Türkiye arasında gerçekleştirilen ulaştırma toplantısında gördük. Müsteşarlarımız
İranlı yetkililerle yaptıkları görüşmelerde akaryakıt fiyat farkının nakliyecilerimizin maliyetlerini artırdığını, İranlı firmalara göre haksız bir rekabet yaratıldığını belirttiler. “Bu uygulamaya son verin aksi takdirde biz de sizin maliyetlerinizi bizim seviyemize yükseltiriz” dediler. Bu kararlı duruş karşısında İranlılar pozitif bir yaklaşım göstermek durumunda kaldılar. Ve “Siz bizim ülkemizden transit geçtiğiniz zaman sizden akaryakıt mazot farkı almayacağız. Yeter ki Türkiye’den
girerken benim ülkemden mazot almayın” noktasına geldiler. Şimdi iş teknik şartların konuşulup uygulamanın kalkmasına kaldı. Bundan sonra İran ve bu ülke üzerinden gerçekleşen transit taşımalar yüzde 40 artacaktır. Bu duruş sektörün önü açmıştır.
Ağustos ayında bakanlığımız bir genelge yayınladı ve bu genelgeyle Türkiye’de taşıma yaban yabancı araçlara yaptıkları hatalı taşımalar nedeniyle ciddi oranda ceza kesildi. Bu bizim için çok önemli ve sevindirici bir gelişme oldu. Biz yıllardır yurtdışında bu cezalara maruz kalırken yabancı plakalı
araçlar; ellerini kollarını sallayarak, belgesiz, denetimsiz hiçbir kontrol olmadan rahatça taşıma yaptılar. Öyle ki yabancı
plakalı araçlar Türkiye’ye boş araçlarla girip Türk ihraç yüklerini alıp taşıdılar. Bu şekilde 124 bin taşıma işlemi gerçekleşti. Bu sektörümüzün kaybıdır, bu Türkiye’nin parasına başkasının gelip el koymasıdır. Bakanlığımız buna dur dedi. Bu
noktada kendilerine şükranlarımı sunuyorum.
Sektörün güçlenmesi, sadece kendi içerisinde değil yabancı
rakipleriyle de rekabet edebilir duruma gelmesi gerekiyor. Bu-
nun için firmalarımızın daha kurumsal bir yapıya kavuşması,
daha ölçekli olması şart. 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu bu noktada önemli bir adımdı. Sektöre giriş şartları kondu:
Mali Yeterlilik, Mesleki Saygınlık ve Mesleki Yeterlilik.
Mesleki Yeterlilik ve Saygınlık şartını
karşılayanlara ‘Yatırım Ön İzni’ verilmeli
Ancak uygulamanın tersten işlediğini düşünüyorum. Zira
Mali Yeterlilik parayla ilgilidir ve bu şartın sağlanması oldukça kolaydır. Burada önemli olan Mesleki Saygınlık ve Mesleki Yeterlilik ilkeleridir. Yatırım ön iznini almak için Mesleki
Saygınlık ve Mesleki Yeterlilik ilkeleri Mali Yeterlilik’ten önce
gelmelidir. Niceliksel bir yapıdan niteliksel bir yapıya dönüşmek istiyorsak bu muhakkak suretle gereklidir. Kalitesi yüksek, yapısı sağlam, çalışanı bilgili, rekabette güçlü, bir sektörü ancak böyle yaratabiliriz. Bu noktada Mesleki Yeterlilik ve Saygınlık ilkelerinin kriterlerinin açıkça ortaya konması gerekiyor. Mesleğe girecek olanlara eğitim verilmesi, performanslarının ölçülmesi, kişisel yetkinliklerinin ortaya konması bunun en önemli yoludur. Bu kriterleri geçenlere yatırım ön izni verilmelidir. Sadece maddi yatırım gücü olanların bulunduğu bir sektör olmaktan acilen nitelikleri güçlü bir
sektöre geçiş sağlamalıyız. Türkiye’de Mesleki Yeterlilik Kurumu diye bir kurum var. Bu kurum ulusal meslek standartlarını
oluşturuyor. Mesleki ve teknik eğitim ve öğretim programları
bu standartlara göre hazırlanıyor, işgücünün mesleki yeterliliği akredite olmuş ve kurum tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlarca ölçme ve değerlendirme merkezlerinde yapılan teorik ve uygulamalı sınavlar sonucunda belgelendiriliyor. Lojistik sektörü de bu şekilde bir ölçme ve değerlendirme sistemine kavuşmalıdır. Kısaca nasıl ki; gümrük müşaviri olmak için
mesleki yetkinliklerinizin arandığı bir sınava girmeniz gerekiyorsa, yine eczacılık, avukatlık, mühendislik gibi birçok meslekte eğitim durumu şartı varsa aynı şekilde bu sektöre giriş
için de belirli yetkinliklerin aranması gerekmektedir.
Biz bu konuda bir öneri hazırlayacağız ve bakanlığımıza sunacağız. Sektöre girecek olan bir kişinin veya firmanın yatırım ön izni almak için ilk önce Mali Yeterlilik şartının istendiği değil, Yeterlilik ve Saygınlık ilkelerinin önce geldiği bir çalışma yapacağız.
Biz bu sektörün gücüne hep inandık. Ancak asıl gücün sürdürülebilir güç olduğunu da biliyoruz. Yarın ayakta daha güçlü
duracaksak bunu bu sektörün gerçek sahipleriyle yapabiliriz…
Saygı ve Sevgilerimle...
8
UND’DEN
Bolu Çalışma Grubu Toplantısında
Güncel Gelişmeler Tartışıldı
Bolu Çalışma Grubu Toplantısı 24
Kasım 2013 tarihinde UND Bolu
Bölge Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Toplantıda 2014 UBAK ön değerlendirme listeleri, Rusya’nın TIR sisteminde kalması, 2014 yılı sürücü listeleri başvurusu, Bulgaristan’da kesilen
cezalar, Rusya geçiş belgesi, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu konuları görüşüldü. Toplantı, 24 Kasım 2013 tarihinde Büyük Abant Oteli’nde yapıldı. Toplantıya İbrahim Kaya (Alibey),
Fethi Çapar (Martı Trans), Hayati Tasalıoğlu (Kay-Naş), Ömer Gülen (Bolubeyi), Cemalettin Tut, Fuat Tut (Kartal Loj.), İbrahim Çelikbaş (Köroğlu)
ve UND Bolu Bölge Temsilcisi Nusret
Özarslan katılım sağladılar.
IntraRegio Projesi’nin
2. Uluslararası Çalıştayı İTÜ’de Gerçekleşti
Avrupa’dan beş ülkenin taşımacılık
ve lojistikle ilgili paydaşlarının (Bremen, Calabria, Rusçuk, Türkiye, Kanarya Adaları) “İntermodal Taşımacılık” konusunda ortak projeler geliştirebileceği ulusal ve uluslararası kümeler oluşturmak üzere bir araya getirilmesini amaçlayan IntraRegio Projesi kapsamındaki 2. Uluslararası Çalıştay, 12 Kasım 2013 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi Ayazağa Kampüsü Maden Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Projenin Almanya, İtalya, Bulgaristan, Türkiye ve Kanarya Aadaları’ndan 18 ayrı kurumdan
(üniversite ve araştırma merkezleri, yerel yönetimler, Lojistik firmaları ve dernekleri vb.) oluşan ortaklarının temsilcilerinin yanı sıra sektör ile
ilgilenen kişi ve kurumların da katılım sağladığı çalıştayda “Türkiye’de
Denizcilik Planlamaları” ana başlığı
ele alındı. Çalıştayın ilk bölümünde,
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün
Londra’daki Teknik İşbirliği Birimi Asya-Pasifik Bölümü Sorumlusu Dr. Sıtkı Ustaoğlu, Türkiye Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Deniz Ticaret Genel Müdürü Dr. Barış Tozar ve Denizcilik KıKasım 2013
demli Müşaviri Dr. Özkan Poyraz’ın
açılış konuşmalarında “denizcilik alanındaki kamu plan ve projeleri” aktarıldı. Çalıştayın ikinci bölümünde ise
Türk özel sektörü adına söz alan konuşmacılar Netlog Lojistik Hiz. A.Ş.
İş ve Sistem Geliştirme Genel Müdürü İbrahim Bektaş, Ekol Lojistik Stratejik Müşteri İlişkileri Yöneticisi Mehmet Şahintürk, İstanbul Limanları Başkanı Kaptan Gani Aydın ve UND adına İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel oldu. Konuşmacılar, özellikle “intermodal taşımacılık ve Lojistik faaliyetleri” konusunda bilgiler aktarırken; Alper Özel de UND tarafın-
dan bugüne dek gerçekleştirilen sektörel projeleri ve gelecek planlarını,
Ro-Ro taşımacılığı özelinde katılımcılara aktardı.
Kendisine ihtiyaç duyulduğunda her türlü fedakarlığı
yapmaktan imtina etmeyen bir sektörün mensubu olmaktan
bir kez daha gurur duydum. Herkesin kaygı duyduğu bir
zamanda çıktılar ve üzerlerine düşen görevi yerlerine
getirdiler. Şimdi Mısır, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine
yapılan taşımalar düzenli şekilde gerçekleşiyor ve
Türk ihraç ürünleri bölgede varlığını sürdürüyor.
Editör’den
Fatih ŞENER
İcra Kurulu Başkanı
Merhaba,
Taşımacılığın ihracatın önünü açtığını, yeni bölgeler ve ülkelere ulaşma konusunda lojistiğin
firmalara en büyük desteği verdiğini her fırsatta tekrarlıyoruz. Bunun en güzel örneğini Mısır
ve Körfez ülkelerine yapılan ihraç taşımalarında görüyoruz. Sektörün ticaretin önünü her türlü zorluğa rağmen nasıl açtığına birlikte şahit
olduk. Suriye ve Mısır’da karşılaşılan sorunların ardından ihraç yüklerinin önü kapandı ve bu
bölgelere mal satan firmalarımız büyük zararlara uğradılar. İmdada yetişen ise yine sektör oldu
ve yeni hatlarla bu malları bölgeye ulaştırdık.
Kendisine ihtiyaç duyulduğunda her türlü fedakarlığı yapmaktan imtina etmeyen bir sektörün
mensubu olmaktan bir kez daha gurur duydum.
Burada emeği geçen; çalışanlardan yöneticilere, depo görevlisinden sürücüsüne kadar herkese ayrı ayrı teşekkür etmek gerekiyor. Herkesin kaygı duyduğu bir zamanda çıktılar ve üzerlerine düşen görevi yerlerine getirdiler. Şimdi taşımalar düzenli şekilde gerçekleşiyor ve Türk ihraç ürünleri bölgede varlığını sürdürüyor.
Sektörümüzün tüm fedakarlıklarına rağmen birçok sorun ise önümüzde engel olarak duruyor.
Rusya’ya yapılan taşımalar da bunlardan biri.
Rusya’ya yaptığımız taşımalarda Geçiş Belgesi
sayılarımız oldukça düşük. Bu durum ne Türk
taşımacılarına ne de Rus taşımacılarına yarıyor.
3. ülke taşımacıları geliyor ve Türkiye’den aldıkları ihraç mallarını Rusya’ya götürüyorlar. 2012
yılında 210 milyon dolarlık navlun gelirinin 80
milyon dolarını Türkler, kalan kısmını ise yaban-
cılar aldı. Mal ihraç etmek için hizmet ithal eden
ülke konumuna geldik. Yani iki ülke arasındaki ticaretten başkası gelip kesesini dolduruyor.
Türk-Rus ve Rus-Türk İş Konseyleri 16. Ortak
Toplantısı’na katılarak bu durumu anlattım.
Türk ve Rus Makamları arasında iletişim sorunları sektörümüzde endişe yaratıyor. İki ülke liderleri önümüzdeki dönemde ticaret hedefleri
koydular. Ülke liderleri ticaretin gelişmesi için
hedefler koyuyorlar ancak bu kota rejimi ile ticaretin istenilen seviyede gerçekleşmesi oldukça zor ve liderlerin bu noktada ticaretin önünü
açmaları gerekiyor.
UND olarak Logistic Alliance Germany ile birlikte “Türkiye ve Almanya Arasında Lojistikte
Mevcut Potansiyel ve Zorluklar” konulu bir panel düzenledik ve burada iki ülke arasında yaşanan sıkıntıları ilettik. Avusturya tarafından uygulanan Ro-La dayatmasına ise özel bir vurgu
yaparak sorunun sadece iki ülke arasında yaşanan sorun olarak adlandırılamayacağını anlattık. Türkiye’den Almanya’ya giden ihraç yüklerinin yüzde 20’sini Alman firmalarının Türkiye’de
ürettiği ürünlerden oluştuğunu, diğer taraftan
Almanya’dan Türkiye’ye yapılan taşımaların da
tamamının Alman ürünlerinden oluştuğu düşünüldüğünde en büyük engelin aslında Almanlara yapıldığını aktararak sorun çözümü için çaba
sarfetmeleri gerektiğinin altını çizdik.
Tüm engellere rağmen taşımacılarımız bu noktada ise engeller ortadan kalktığında bu sektörün nerelere geleceğini varın siz düşünün…
Saygılarımla…
10
UND’DEN
HABUR SINIRLARINA DAYANDI
ALTERNATİF ŞART OLDU
Yıllık 650 bin aracın işlem gördüğü Habur Sınır
Kapısı’nın hızını İbrahim Halil yakalayamadı.
Türkiye’nin Irak’a açılan Sınır Kapısı Habur’da,
son haftalarda araç kuyrukları 35 kilometreyi
buldu. Kalıcı çözüm alternatif Kapı’da ama geçici alınabilecek önlemler de var.
Türkiye’den yılda yaklaşık 1 milyon
200 bin ihraç yüklü araç sınır kapılarımızdan çıkış yapıyor. Bu araçların
yüzde 51’i yani yaklaşık 610 bini Habur Sınır Kapısı’nı kullanarak Irak’a
taşıma yapıyor. 2013 yılı Kasım ayında bayramdan kalan yoğunluk ve yılsonuna yaklaşılması sebebi ile artan
ticaret son haftalarda araç kuyruklarını 35 kilometreye kadar uzattı. UND
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Hakkı Keleş, konuyla ilgili kalıcı çözümün Irak ile mutabakata varılarak
bölgede yapılacak ikinci bir sınır kapısı olduğunu belirtti. Keleş, sorunun
Türk tarafından değil, Irak’ta yapılan
uzun süreli kontrollerden kaynaklandığını belirterek, “Türk tarafı günde
2.500 aracın işlemini yapıyor. Ancak,
İbrahim Halil Gümrük Kapısı’ndan
Kasım 2013
Irak’a giriş yapan araçlardaki mallarının önce millileştirilmesi gerekiyor, aracın gümrük işlemleri daha sonra yapılıyor. Millileştirme işleminde öncesinde
standart ve kalite kontrolleri, analiz, tarım, veterinerlik v.b işlemeler bu süreyi uzatıyor. Özelikle 15 gün önce Irak
Merkezi Hükümetinin gıda maddeleri ile ilgili yayınladığı genelge ile gıda
maddelerinin detaylı tahlilinin yapılması isteniyor, bu durumda 10 dakikalık
işlem yarım saate kadar uzatıyor” dedi.
Kuyruğun Azaltılması
İçin Irak’a Yapılan
Çıkışlara Öncelik Verilebilir
UND Başkan Yardımcısı Keleş, mevcut kuyrukların azaltılması konusunda
yine de Türk tarafınca alınabilecek bazı
geçici tedbirlerin olabileceğine vurgu
UND Yönetim Kurulu Başkan
Yardımcısı Hakkı Keleş
“Geciçi ve kalıcı çözüm yolları var”
yaparak, “Kuyruğun azaltılması için
Irak’a yapılan çıkışlara öncelik verilebilir” dedi. Sıra kurallarına uymayarak
haksızlığa ve sıranın daha da uzamasına sebep olan araçlara gereken cezanın verileceğine inandıklarını belirten Keleş, trafik polislerinin bu konuda çok büyük hassasiyet göstereceklerine inandıklarını söyledi. Başkan
Yardımcısı Keleş, UND’nin Irak, İran,
Afganistan, Türkî Cumhuriyetleri ve
Mardin Çalışma grubunun bölgede
incelemelerinin devam ettiğini belirtti.
12
UND’DEN
Gürcistan, Azerbaycan Çalışma Grubu Toplantısı’nda
Geçiş Belgesi Sistemi Değerlendirildi
Gürcistan, Azerbaycan Çalışma Grubu 19 Kasım’da toplandı. Toplantıda
Gürcistan ile Türkiye arasındaki çok
geçişli belge sisteminin, bölge ülkelerine yapılan sefer sayılarına etkisinin geniş kapsamlı değerlendirmesi
konuları ele alındı. Gürcistan’ın Şubat 2014’te usulsüzlüklere 5 bin lira
ceza uygulamasına başlayacak olması nedeniyle cezai müeyyidelerle
karşılaşılmaması adına neler yapılabileceği konuları görüşüldü. Rusya Merkezli bir Ro-Ro şirketinin Novorossisk/Trabzon/Batum üçgeninde kuracağı ro-ro hattına ilişkin
değerlendirme toplantıda görüşülen bir başka konu oldu. Toplantıya Abdullah Özer, Salim Uzun,
Tolga Bakır, İsa Baş, Mustafa Sağıroğlu katılım gösterdi.
Habur Gümrük Kapısı’nda
Yaşanan Beklemeler Mersin’de Ele Alındı
İran-Irak-Afganistan-Türk
Cumhuriyetleri Çalışma Grubu toplantısı 20 Kasım’da UND Mersin Bölge
Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Toplantıda Habur Gümrük Kapısı’nda yaşanılan beklemeler ve temsilci atanması, Özbekistan-Kazakistan ile Rusya Transit Geçiş Belgeleri, 2014
UBAK ön değerlendirme listeleri ile Rusya’nın TIR sistemine kalması konuları görüşüldü. Yönetim Kuru-
lu Başkan Yrd. Hakkı Keleş (Özkeleşler)
ile YK Üyelerimiz Ercan Arslan (Meter),
Hacı Abay (Özabay)’ın katılım sağladığı çalışma grubuna Çalışma Grubu
Başkanı Nihat Irmak (Gülbin) başkanlık etti, Selçuk Uysal (Teknotaş), Nevaf
Kılıç (Merbil), Hüseyin Altıntaş (Metronak), M.Nuri Bulun (Özbilal), Yaşar
Özkaya (Özözkayalar), Şehmus Tekin
(Nubahar) ve UND Mersin Bölge Temsilcisi Şemsettin Kurtay katılım sağladı.
Mersin Bölge Çalışma Grubu Toplantısı’ndan Satırbaşları
Mersin Bölge Çalışma Grubu toplantısı 19 Kasım’da UND Mersin Bölge
Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Toplantıda “Habur Gümrük Kapısı’nda
Vergisiz Akaryakıt Satış İmkanının
Etkileri ve Avantajları”, ÖzbekistanKazakistan ile Rusya Transit Geçiş
Belgeleri, Bulgaristan’da kesilen cezalar,2014 UBAK ön değerlendirme listeleri ile Rusya’nın TIR sisteminde kalması konuları görüşüldü. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakkı Keleş (Özkeleşler) ile Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Aktaş (Transaktaş), Ercan Arslan (Meter), Hacı Abay
(Özabay) ve Burhan Şığva (Şığva
Trans)’nın katılım sağladığı çalışma
grubuna Çalışma Grubu Başkan Yar-
Kasım 2013
dımcısı Erkan Yurteri (Botros&Levante)
başkanlık etti. Emrah Deniz (Erman),
Erkan Orak (Convoy), Ferid Cevheroğlu (Cevheroğlu), Halil Oktay (Sah-
ra), M.Mücahit Altay (Gültur), Nihat
Irmak (Gülbin), ve UND Mersin Bölge Temsilcisi Şemsettin Kurtay toplantıya katılım sağladı.
13
Kasım 2013
14
UND’DEN
IRU’nun yeni başkanı Janusz Lancy oldu
Türkiye yeniden yönetimde
IRU’nun her yıl iki kez gerçekleştirdiği
genel kurullarından ikincisi, 7-8 Kasım tarihlerinde Cenevre’de gerçekleştirildi. Genel Kurul’a UND adına
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener katıldı.
7 Kasım’da gerçekleşen IRU Eşya Taşımacılığı Konseyi seçimleri sonucunda, İspanya’daki üye dernek ASTIC’in
başkanı Pere Padrosa, yeniden başkan seçilirken; 2014-2015 dönemi
için başkan yardımcılıklarına İngiltere
derneği RHA’dan Peter Cullum ve Ürdün derneği RACJ’den Huda Qasım
getirildi. 8 Kasım’da gerçekleşen IRU
Genel Kurulu’nda ise gerçekleştirilen
seçimler sonucunda Polonya derneği
ZMPD’den Janusz Lacny yeniden IRU
Başkanı seçildi. 1 Ocak 2014’te görev
süresi başlayacak yeni IRU Yönetiminde şu isimler yer alıyor:
Janusz Lacny-IRU Başkanı, Polonya
Yves
Mannaerts-IRU
Başkan
Yardımcısı-Belçika Pere Padrosa, IRU
Başkan Yardımcısı-İspanya
İzzet Salah-Türkiye
Radu Dinescu-Romanya,
Toivo Kuldkepp-Estonya,
Algimantas Kondrusevicius-Litvanya,
Jan Buczek-Polonya
Vladimir Florea-Moldova,
Christian Labrot-Rusya Federasyonu
Leonid Kostyuchenko-Ukrayna
Rusya TIR Sisteminde Kalıyor
Rusya’nın tek taraflı olarak aldığı bir
kararla bu ülkeye yapılan taşımalarda
TIR karnesi uygulamasını yeterli bulmayıp ilave teminat alması ve bu uygulamayı 12 Kasım günü tüm gümrük
kapılarında başlatmasıyla yaşanan
krizde olumlu gelişme yaşandı. Rusya
gümrük teşkilatının ülkedeki kefil kuruluş olan ASMAP ile 1 Aralık’ta bitecek sözleşmesini yenilemeyeceğini
ilan etmesiyle TIR sisteminde önemli
bir belirsizlik yaşanmış ve bu durum
TIR sistemine üye 68 ülke ve sistemin
yürütücüsü IRU (Uluslararası Karayolu
Taşımacıları Birliği) tarafından sert bir
Kasım 2013
dille eleştirilmiş ve protestolar başlamıştı. En son 6-7 Kasım’da Cenevre’de
yapılan IRU Genel Kurul toplantısında son şans olarak gösterilen ve Türk
Gümrük Yönetimi’nin ev sahipliğinde,
IRU ve Rusya Gümrük otoritelerinin katılımıyla 15 Kasım 2013 tarihinde gerçekleştirilen toplantı olumlu sonuçlandı. Rusya Federal Gümrük Servisi (FTS)
Başkanı Andrey Belyaninov ve IRU Genel Sekreteri Umberto Pretto arasında
yapılan görüşmede Rusya’nın TIR sisteminde kalacağı ve çıkmak gibi bir niyetinin olmadığı Protokol ile imza altına alındı.
Genel Kurul’a “Rusya’daki TIR sistemindeki değişiklik (Rusya Federasyonu Gümrük İdaresi’nin TIR teminatlarını kabul etmeyeceğini açıklaması)” konusu damga vururken; toplantıda sorunun çözümü için IRU Başkanının Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ve AB Komisyonu
Başkanı José Manuel Barroso’nun
yanı sıra AB parlamentosu Başkanı
Martin Schulz ile görüşmesi kararlaştırıldı. Ayrıca alınan karar uyarınca, IRU’nun üye dernekleri kendi ülkelerinde ulusal düzeyde politik, yasal düzeyde ve medya düzeyinde girişimlerde bulunacak. Rusya Başkanı Vladimir Putin nezdinde de girişimlerde bulunulacak, sebep olunan zarara ilişkin belgeler toplanarak Rus Gümrükleri ile paylaşılacak,
IRU ve ASMAP tarafından Rus Gümrükleri ile uzlaşma yolları aranacak
ve pratik çözümler bulmak üzere bir
çalışma grubu oluşturularak B planı ve uygulamanın çeşitli platformlarda protesto edilmesi de dahil, çözüm yolları araştırılacak. UND, toplantıda, gerçekleştirilecek girişimler konusunda IRU ile birlikte hareket edileceği yönünde görüş belirtirken; planlanan tüm girişimlerin İstanbul’da Rusya Federal Gümrük İdaresi Direktörü Andrei Belyaninov ve IRU Genel Sekreteri Umberto
de Pretto arasında gerçekleştirilmesi
planlanan toplantı sonrasına bırakılmasına karar verildi.
15
Kasım 2013
16
UND’DEN
FATİH ŞENER:
PASTA BÜYÜRSE PAY BÜYÜR
Türk-Rus ve Rus-Türk İş Konseyi’nde toplantıda bir konuşma yapan UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Gelin pastayı birlikte yiyelim, pastayı yok
etmeyelim. Pastayı bölüşmenin yolu pastayı büyütmekten geçer” dedi.
Türk-Rus ve Rus-Türk İş Konseyleri 16.
Ortak Toplantısı, TOBB (Türkiye Odalar Borsalar Birliği) binasında kasım
ayı içerisinde gerçekleştirildi. Üç oturum konseptinde gerçekleştirilen toplantının birinci oturumunda ‘Enerji Alanında İşbirliği’, ikinci oturumunda, ‘Turizm ve Sağlık Turizmi Alanında İşbirliği’, Üçüncü ve son oturumunda ise ‘Bölgesel İşbirliği ve Lojistik Alanında İşbirliği’ konuları ele alındı. ‘Bölgesel İşbirliği ve Lojistik Alanında İşbirliği’ konulu oturumun moderatörlüğünü RF İstanbul Ticaret Mümessili Albina Rakhimullina yaptı. Oturuma; UND
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Gentes Şirketler Grubu Başkanı, Türk-Rus
İş Konseyi Başkan Yardımcısı İzzet Ekmekçibaşı, Pyatigorsk TSO Başkanı Larisa Kartaşova ve Tataristan Cumhuriyeti Temsilcisi Aydar Gaşigullin konuşmacı olarak katıldı. moderatörlüğünü RF İstanbul Ticaret Mümessili Albina Rakhimullina oturumun açılış konuşmasında Türkiye- Rusya arasındaki
ikili ilişkilerin gelişmesi gerektiğini ifade ederek; Türkiye’nin bölgede önemli bir oyuncu olduğunu söyledi. İkili iliş-
Kasım 2013
kilerin her iki taraf için de önemli olduğunun altını çizen Rakhimullina, Türkiye
ve Rusya’nın dünya arenasında da çok
özel yerlerde olduğunu sözlerine ekledi.
ŞENER: Rusya İle Türkiye Arasındaki Makasın Kapanması Lazım
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener,
Rusya’nın bölgede çok önemli bir yerde olduğuna vurgu yaparak, Rusya ile
ikili ticari ilişkilerimize bakıldığında Rusya ile Türkiye arasında bir ‘makas’ olduğunu ifade etti. Şener, “Bugün Rusya ile Türkiye arasındaki ticaretin boyutu 34 milyar dolar. Bu rakamın 27 milyarını Rusya’nın ülkemize ihracatı oluşturuyor. Ülkemizin Rusya’ya ihracatı ise
7 milyar dolar. Burada 20 milyar dolarlık bir açık var. Bu açığın kapanması ve
ekonomik ilişkilerin daha sağlıklı yürümesi gerekmektedir. Bu dış açığın kapanması her iki ülkenin lehine olacaktır.
2015 yılında iki ülke arasında 50 milyar
dolarlık ticaret hacmimiz olacak. Bu rakamın 40 milyar dolarlık kısmı Rusya’ya
ait olacak, 10 milyar dolarlık kısmı ise
Türkiye’ye… Dolayısıyla burada da 40
milyar dolarlık bir açık olacak… İki ülke
arasındaki bu makasın kapanması gerekiyor. Bunun için de dış ticaretin artırılması lazım. DEİK olarak bu makasın
kapanmasında bölge iş adamlarına iş
düştüğünü görüyoruz” dedi.
Lojistikte Üçüncü Ülke
Taşımlarının Payı Artıyor
Lojistiğin ekonomik gelişme ve ticaret
için çok önemli, vazgeçilmez bir sektör
olduğunu ifade eden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Türkiye ve Rusya arasındaki taşımalarda üçüncü ülke
taşımalarının arttığını ifade etti. Şener,
“Rusya, Türkiye’ye belirli sayıda TIR
karnesi veriyor. Biz, bu TIR karnelerinin bize yetmediğini ifade ettiğimizde
‘biz ne kadar taşıma yapıyorsak siz de
o kadar taşıma yapacaksınız’ cevabını alıyoruz. Biz, Rus yetkililere taşıma
ve sefer sayılarının artırılması gerektiğini ifade ediyoruz ama Rus yetkililerden
bu konuda herhangi bir cevap alamıyoruz. Rusya, taşımada bizi kendine
rakip olarak görmemeli. Fatih Şener,
bizi rakip gördüğü için de taşımalar
üçüncü ülkelere kayıyor. Üçüncü ülkelerin taşımalardaki payı artıyor” dedi.
17
Rusya ve Türkiye arasındaki
Taşımalarda Tehditlere Dikkat
UND İcra Kurulu Başkanı Şener, Rusya ve Türkiye arasındaki taşımalarda ciddi tehditler olduğunu ifade ederek, “Rusya’nın TIR sisteminden 1 Aralık 2013 tarihi itibarıyla çıkması, TIR
sistemine üye tüm ülkelerin endişelenmesine yol açmaktadır”dedi. Şener, endişelerinin gerekçelerini şöyle
anlattı: Türk taşımacılarının söz konusu sistemin başlangıcında makbuzsuz
25.000 dolar teminatlar ve her ihracat ürünü için talep edilen 4.000 Ruble ve 72.000 Ruble arasında talep edilen gümrük vergileri Rusya’ya ihracatımızı olumsuz etkileyecektir. Türk ve Rus
Makamları arasında iletişim sorunları
sektörümüz arasında endişe yaratmaktadır. Henüz bu toplantı sürerken Dünya Ticaret Örgütü’ne üye olan ve bu
sebeple üye ülkelerin transit geçişlerine müsaade vermesi gereken Rus makamlarının Türkiye’nin transit geçiş belgesi talebine yanıt vermesi hala sektörümüzce beklenmektedir. Kota rejimi Türkiye’nin hızlı teslimat gerektiren
bozulabilen meyve ve sebze gibi ürünlerin yerine ulaşmasına teşkil etmekte,
Rus ithalatçıların operasyonlarını olumsuz etkilemektedir. Mevcut durum itibariyle liderlerimizin koyduğu hedeflere
Samimiyet Şart
ulaşmaya mevcut kota sistemi engel teşkil etmektedir. Türkiye’den Rusya’ya giden yükleri taşımak için Türk taşımacılarını engelleyen Rus nakliyecilerin Türkiye üzerinden Ortadoğu ve Afrika ülkelerine ulaşım ve ihracat planları yapması işbirliklerini artıracak, Rus ekonomisine olumlu olarak yansıyacaktır.” Pastayı
yok etmenin iki ülkeye de fayda vermeyeceğini dile getiren Şener, pastanın ortaklaşa bölüşülebileceğini ve pastadan
daha fazla pay almanın yolunun pastayı
yok etmekten değil, pastayı büyütmekten
geçtiğini sözlerine ekledi.
İki ülke arasında yaşanan bu olumsuz
tablodan kurtulmanın mümkün olduğunu ifade eden Şener, “Burada asıl
sorulması gereken soru, ne kadar samimiyiz sorusudur. Bu soruya verilecek cevaplar iki ülkenin lehine olacaktır. Türkiye tarafı olarak Rusya’yı bölgesinde çok önemli ve vazgeçilmez bir
ülke olarak görüyoruz. Ticari ilişkilerimizin artırılması gerektiğini düşünüyoruz. Fakat bu durum sadece Türkiye ile
olacak bir durum değil, burada bizim
kadar Rus yetkililerinin de samimi olması gerekiyor” dedi. Son olarak Şener, Türkiye ve Rusya’nın bölgede dominant güç olduğunu ifade ederek iki
ülke arasındaki ticaretin diğer ülkelere de olumlu yansıyacağını vurguladı.
Kasım 2013
18
UND’DEN
Lojistikte yeni projeler için
UND ve İTİCÜ işbirliği yaptı
UND ve İstanbul Ticaret Üniversitesi arasında işbirliği anlaşması imzalandı. UNDİTİCÜ Lojistik Platformu” adı altında “Üniversite-İş Dünyası İlişkileri Uygulama ve
Araştırma Merkezi” kapsamında sektörle ilgili yeni projeler hayata geçirilecek.
ken, ülkemizde henüz lojistik alanında projeler üretecek, kendi akademisyenlerimizi yetiştirebileceğimiz bir
araştırma merkezi henüz kurulamadı”
diyen UND Başkanı sektörel yetkinliklerin geliştirilmesi gerektiğine işaret etti.
Lojistik Almanya’da
Otomotiv Sektöründen
Hemen Sonra Geliyor!
21 Kasım’da UND Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Nuhoğlu ve İstanbul
Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Nazım Ekren’in katılımlarıyla gerçekleşen imza töreni ile İstanbul Ticaret
Üniversitesi (İTİCÜ) ile UND arasında
çerçeve işbirliği protokolü imzalandı.
Törene UND adına Yönetim Kurulu
Üyesi Murat Baykara, İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve İcra Kurulu Üyesi Evren Bingöl katılırken; İTİCÜ adına
Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. İsmail Ekmekçi, Dekan Yardımcısı, Yrd. Doç. Dr. Murat Çemberci, Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Hasan Erkesim ve Prof. Dr. Suna Özyüksel katıldı.
“UND-İTİCÜ Lojistik Platformu” adı
altında “Üniversite-İş Dünyası İlişkileri
Uygulama ve Araştırma Merkezi” koordinasyonunda yürütülecek işbirliği
kapsamında üniversite ile sektör yararına ve sektörün önemli sorunlarına
çözüm getirecek projeler hayata geçirilecek. UND’den ve sektörden uzmanların katılımlarıyla şekillenecek
ortak eğitim programları oluşturulacak. İTİCÜ bünyesindeki uluslararası
lojistik bölümünde öğrenim gören öğrencilerin sektörün ileri gelen profesyonelleri ile bir araya gelerek tecrübelerinden faydalanacakları haftalık
‘tecrübe paylaşım’ programları oluşturulacak, üniversite bünyesinde gelecek öğrenim döneminde açılacak
Kasım 2013
olan tezli/tezsiz ‘Yüksek Lisans ve Doktora’ programlarında UND üyelerinde
görev yapan personele özel indirimler
sağlanacak.
Nuhoğlu: Sektör-Üniversite İşbirliği
İçin Şahsen Gayret Gösteriyorum
İşbirliği protokolünün imza töreninde
konuşan UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, üniversite-sektör
işbirliklerini geliştirmek konusunda
şahsen gayret gösterdiğini belirterek
“UND olarak sektöre ilk meslek yüksekokulunun kazandırılması konusunda önemli mücadeleler verdik” dedi.
O günkü rakamlarla yaklaşık 4,5 trilyon lira yatırımla İstanbul Üniversitesi bünyesinde ilk ulaştırma ve lojistik
yüksekokulunu açtıklarının altını çizen
Nuhoğlu, “Ama zaman içinde, bu bölümlerin ülke çapında yaygınlaşması
beklediğimizin çok üstünde oldu. Ancak hala, diğer beklentimiz olan ‘sektöre yetkin, nitelikli, teorik bilgisi ve
sektörel pratiği iç içe geçmiş arkadaşlarımızın kazandırılması beklentimize’
ulaşmakta çok zorlanıyoruz. Müfredat birbirinden inanılmaz ölçüde farklı. Bu konuda bir standartlaşma sağlanamadı” diyerek lojistik eğitimde yaşanan sıkıntılara vurgu yaptı.
Sektörel yetkinlikler artırılmalı
“Yunanistan’da 3, Almanya’da 30’un
üzerinde lojistik araştırma merkezi var-
Almanya’da otomotiv sektöründen
sonra ekonomiye en fazla katma değeri sağlayan sektörün lojistik olduğunu, yılda 228 milyar euro gelir
sağlandığını aktaran Çetin Nuhoğlu,
şunları söyledi: “Lojistik avantajlar bir
ülkeye yatırım yapacak firmalar için
önemli kriterler arasında. Türkiye doğudan batıya, kuzeyden güneye kavşak konumuyla ciddi avantajlar sunma potansiyeline sahip. Lojistik, diğer
sektörlerin gelişimi için de büyük katkılar sağlayacak bir sektör. Bu sektörün gelişimi için yıllardan beri, özellikle sektörel meclisleri bünyesinde İstanbul Ticaret Odamız ile çok yakın
çalışıyoruz. Bunun için sektörümüz ve
şahsım adına sayın rektörümüze çok
teşekkür ediyorum. Gelecek yıl 40.
kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan derneğimizin, bu kadar doğru bakış açılarına sahip ve doğru tespitlerde bulunan bir ekip ile sektör yararına ciddi kazanımlar elde edeceğine inanıyoruz.”
İTÜCÜ Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren
de, Üniversite’nin “Sürekli Eğitim Merkezi, Uygulama ve Araştırma Merkezleri, Uygulamalı Bilimler Fakültesi” gibi
yapıları ve çalışmaları hakkında bilgiler vererek “UND ile kurduğumuz işbirliği, bizim için büyük bir şans. Bizlerin akademik alanda yaptığımız çalışmaları daha ileriye taşıyabilecek vizyoner liderliğinizle, sektörün yetkin profesyonelleri ve firmaları ile öğrencilerimizi bir araya getirerek deneyimlerini aktarmalarını sağlayacak platformları birlikte oluşturabiliriz” dedi.
19
Kasım 2013
20
RÖPORTAJ
Üç Yeni Gümrük Kapısını Açan Rusya,
İhracatçının Gözdesi Olacak!
Rusya, Basitleştirilmiş Gümrük Hattı (BGH) sistemine hizmet verecek üç yeni gümrük kapısı açtı. Aynı zamanda bürokratik kolaylıklardan, vergi avantajı ve Eximbank
kredisine kadar Türk ihracatçılara avantaj sağlanacak.
Rusya’ya yapılan ihracatta Basitleştirilmiş Gümrük Hattı (BGH) uygulamasına yepyeni fırsatlar sunuluyor.
BGH sistemine hizmet verecek üç yeni
gümrük kapısının yanı sıra, bürokratik
kolaylıktan vergi avantajına ve Eximbank kredisine kadar bir dizi avantaj Türk ihracatçının hizmetine sunuluyor. Rusya Federasyonu Gümrük Servisi Başkanı Andrey Belyaninov ve T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız’ın
imzaladığı protokol ile uygulama 15
Kasım’da resmen başladı. Sistem iki
ülke arasındaki ticarete hız kazandırırken, bavul ticareti başta olmak üzere, kayıt dışı ihracatın kayıt altına alınmasını amaçlıyor. Yapılan görüşmeler
sonucu, BGH sistemine hizmet veren
Moskova Vnukovo Havalimanı’na ek
olarak, farklı taşıma modlarına imkan
sağlayacak şekilde yeni gümrük kapıları da açılıyor. Buna göre, denizyolu ile yapılan ihracata Rusya’nın Karadeniz kıyısında bulunan Tuapse Limanı Gümrük İdaresi ile karayolu ile
batıdan gelen eşya için Ukrayna sınırındaki, Triyebortniye Sınır Kapısı, çok
yakında hizmet vermeye başlayacak.
Karayolunu Sevindiren Gelişme
Karayoluyla doğudan gelecek eşya
için de Rusya-Gürcistan sınırındaki
Yukarı Lars Sınır Kapısı ve buna bağlı
tespit edilen terminaller 1 Ocak 2014
tarihinde hizmete açılacak. Ayrıca alınan kararla, ticari bilgi ve belgeler,
anlık olarak gümrük idareleri arasında paylaşılarak, sistemin daha hızlı ve
güvenilir olması sağlanacak. Bu çerçevede, BGH kapsamındaki sevkiyatlarda güvenli paket (safe package)
adı altında talep edilen belge sunma
uygulamasına da son veriliyor. Basitleştirilmiş Gümrük Hattı kapsamında,
Referans Fiyat uygulaması muafiyeti,
gümrük kontrollerinde (zorunlu haller
dışında) muafiyetin mutlak uygulanması konusunda mutabakat sağlandı.
Kasım 2013
Bunun yanı sıra Rusya, Türk ihraç ürünlerine uyguladığı ‘Asgari Makdu Gümrük Vergisi’’ni de deri ürünlerinde kaldırdı. Ayrıca ortaya çıkabilecek sorunlara hızlı çözüm bulmak amacıyla, iki
ülke gümrük idareleri temsilcilerinden
oluşacak bir çalışma grubu da kurulacak. Çalışma grubu sürekli temas halinde olacak ve Basitleştirilmiş Gümrük
Hattı ile ilgili ihracatçılardan gelebilecek sorunlara hızlı bir şekilde çözüm
üretecek.
Hedef 100 milyar dolar
dış ticaret
Basitleştirilmiş Gümrük Hattı (BGH)
konusunda tek yetkili şirket olan Favor
Trans AŞ. Genel Müdürü Tamer Dinçşahin, BGH sistemi ile rekabet avantajı sağlandığını vurgulayarak, şunları söyledi: “BGH deriden tekstile, kimyasaldan inşaat malzemesine, elektronikten gıdaya kadar bütün sektörlerde
uygulanıyor. İki ülke arasında hedeflenen 100 milyar dolarlık dış ticaretin
gerçekleştirilmesi için sistem basitleştirilmiştir. Yeni gümrük kapılarının açılması ve ihracatı kolaylaştıran yeni uygulamalar, Türk ihracatçısına yeni fırsatlar sunmaktadır. BGH sistemi ile yapılan ihracatlarda hem vergi avantajı,
hem Eximbank’tan kredi imkanı sağlanmaktadır. Açılacak yeni gümrük
kapıları ile ihracatçıya Rusya pazarına
istediği bölgeden giriş imkanı sağlanmaktadır. Uygulama, ihracatçılarımıza yeni fırsatlar sunarken, rekabet gücünü de arttırmaktadır.”
BGH’nin avantajları:
1 - Gümrük noktalarında öncelik.
2 - Zamanında ve güvenli ihracat,
maddi avantajın yanı sıra, pazarda rekabet şansını arttırması.
3 - Gümrük muayenesinden muafiyet.
4 - Eximbank kredilerinden yararlanma imkanı.
5 - Daha az bürokrasi, daha az belge. Eksiklik halinde evrakların sonradan tamamlanabilmesi imkanı.
6 - Rusya gümrüğünde Referans Fiyat
uygulamasından muafiyet.
7 - Asgari Makdu Gümrük Vergisi’nden
muafiyet (Deri ürünlerinde)
8 - Malların güvenli ve zamanında teslim edilmesi
9 - Kurulan veri giriş sistemi, sayesinde malların nakliye sürecinin hem izlenebilmesi, hem de müşteriye teslimi,
zamanında ve şeffaf bir şekilde yapılabilmesi.
21
Kasım 2013
22
GÜNCEL
Aydın Alpa, lojistik öğrencilerini
uzmanlarla bir araya getirdi
Pegasus Kargo Direktörü Aydın
Alpa’nın, 2013-2014 öğrenim yılında Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Uluslararası Ticaret
ve Yüksek Lisans Programı kapsamında verdiği “Havayolu Stratejik Yönetimi”
derslerinin bu hafta iki önemli konuğu
vardı. DHL Express Anadolu Operasyon
Müdürü Fahrettin Akgün ve Leisure Cargo FZCO Ortadoğu’dan Sorumlu Bölge Müdürü Nilan Gunatilaka deneyim-
lerini Yeditepe öğrencileriyle paylaştı.
1989 yılında kurye olarak DHL’de işe
başladığını anlatan Fahrettin Akgün,
hızlı hava taşımacılığının dünyada nasıl
başladığı, Türkiye’deki gelişimi ve hangi sektörleri kapsadığı hakkında öğrencilere bilgi verdi. Bir gönderinin A’dan
Z’ye tüm aşamalarını öğrencilerle paylaşan Akgün, yapılan operasyonlarla
ilgili bilgi verdi. Türkiye ve dünyadaki
eğitimlerden de bahseden Akgün, öğ-
rencilerden gelen soruları yanıtladı.
Nilan Gunatilaka ise , GSA (Genel
Satış Acentesi) ile ilgili öğrencilere bilgi verdi. GSA’lerin sektörde önemli bir
bağı sağladığını dile getiren Gunatilaka, GSA’lerin birden fazla havayolunu
temsil ettiği bilgisini verdi. Havayollarının yerel maliyetlerden GSA sayesinde uzak durabildiğine dikkat çeken
Gunatilaka, acentelerin çalışma şekilleriyle ilgili soruları da yanıtladı.
Borusan Lojistik Eğitim İçin Seferber Oldu
Sosyal sorumluluk projeleri ile de adını sıkça duyuran Borusan Lojistik, eğitim için toptan seferber oldu. Borusan Lojistik, 2011 yılında başlattığı “Orada bir Okul var Uzakta,
O Okul Artık Bizim Okulumuz” kampanyası kapsamında
Mardin Kızıltepe’deki Atmaca İlköğretim Okulu’nu 2011
yılında tamamen yeniledi. Kampanyaya destek veren BoKasım 2013
rusan Lojistik çalışanları ise kampanya kapsamında her sene öğrencilerin yıllık eğitim ve giyim ihtiyaçlarını karşılıyor. 22 Ekim’de
Borusan Lojistik Genel Müdürü Kaan Gürgenç, Borusan Lojistik
üst yönetimi ve çalışanlarından oluşan bir grup Mardin Kızıltepe
Atmaca İlköğretim Okulu’nda öğrenciler, okulun eğitim kadrosu,
veliler ve köylüler ile düzenledikleri bir etkinlikte bir araya geldiler. Etkinliğe, ayrıca, Kızıltepe İlçe Milli Eğitim Müdürü ve aralarında İl Özel İdari Müdürü, Mal Müdürü ve Atmaca Köyü Muhtarının da bulunduğu Mardin protokolü eşlik etti.
Mardin ziyaretinde çocuklarla sohbet eden Kaan Gürgenç düzenlenen şenlik öncesinde bir konuşma da yaptı. Gürgenç, “Atmaca Köyü İlköğretim Okulu’nun durumunu gördüğümüzde oldukça duygulandık. Hep birlikte, bir kaç eksik malzemeyi karşılamakla kalmayıp, okulu yenilemeye karar verdik. Bugüne kadar gitmemiştik, görmemiştik, bilmiyorduk. Ama şimdi biliyoruz
ve Atmaca Köyü İlköğretim Okulu artık bizim okulumuz oldu. Biz
artık bu okulun bugününden ve geleceğinden sorumluyuz. Burada bugün bir kaçını gördüğünüz abileriniz, ablalarınız uzakta da
olsa sizinle beraberler; sizin mutluluğunuzu paylaşıyorlar. Onlar
sizlerle üç yıldır beraber ve bundan sonra da yanınızda olmaya
devam edeceğiz.”
23
Nakliye Sektörü Transportx’in
Online Platformunda Buluşuyor
Yük veren firmalar için uygun araç, nakliye firmaları için
kriterlere uygun yük bulmak uzun bir süreç gerektiriyor.
Her iki tarafın ihtiyaçlarını karşılamak, bunu yaparken de
zamandan ve maliyetten kazanç sağlayacak Transportx.
com nakliye sektörünün arama motoru olma yolunda
hızla ilerliyor. Online platformda yük veren ve araç sahiplerini buluşturan Transportx.com, yük bilgileri, yükün
alınacağı ve bırakılacağı konum, araç tipi, fiyat gibi farklı filtre seçenekleriyle en uygun listeyi üyelerinin karşısına
çıkarıyor. Ayrıca yük veren firmaların parsiyel ve boş dönüş aramaları yapabilmelerinin yanı sıra özel proje/ADR
taşımacılığı için de araç bulabilme fırsatı tanıyor. Sistemi
bu şekliyle forwarder firmalar da kullanabiliyor. Sisteme
üye nakliye firmaları, sefer takvimlerini ne kadar güncellerse, o kadar fazla boş dönüş ve parsiyel aramalarında
çıkıyor ve araçlarına yük bulabiliyor. Böylece daha fazla ek kazanç elde edebiliyor. Transportx.com, üyelerinin
güvenli iş birliği yapabilmesi için belgesiz hiçbir üyeyi sisteme dahil
etmiyor. Transportx.com’a ücretsiz üye olmak için www.transportx.
com’u ziyaret edebilirsiniz.
Kasım 2013
24
LOJİSTİK
NE MUAMELE GÖRÜYORSAK
AYNISI GÖSTERİYORUZ
Nuhoğlu’dan
Ulaştırma
Bakanlığı’na
teşekkür
Türk nakliyecilerinin yurtdışında yıllarca hatalı taşıma yaptıkları gerekçesiyle çok ağır cezalarla karşılaştığını söyleyen Nuhoğlu yabancı araçlara da aynı nedenlerle Türkiye’de ceza
kesilmesinin kendilerini mutlu ettiğini
belirtti. Ulaştırma Bakanlığı’na bu kararlarından ve sektörün performansına gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkürlerini ileterek şükranlarını sunan
Nuhoğlu, “Ulaştırma Bakanlığı ciddi
bir mücadele veriyor. Sektörün performansından kendini sorumlu hissediyor. Sektörün başarısını direkt kendinin başarısı olarak adlandırıyor. Bu
anlamda bu gelişimden çok mutluyuz
ve kendilerine şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.
19 Aralık’ta 3.sü yapılacak olan
TOBB Ulaştırma Sektör Meclisi ve
Ulaştırma Bakanlığı toplantısında
2013 yılının değerlendirileceğini ve
Kasım 2013
2014 yılında neler yapılacağının görüşüleceğini belirten Çetin Nuhoğlu,
bu yıl yapılacak toplantıya ilk kez Uluslararası Ulaştırma Forumu (ITF) Genel Sekreteri José Viegas’ın da katılım
göstereceğini söyledi. Nuhoğlu toplantıda Avrupa’daki ulaştırma bakanlıklarının ulaştırma politikalarını masaya yatırılacağının bilgisini verdi.
Son 5 yılda sektörün çok değiştiğini
kaydeden Nuhoğlu “Rekabetçilik analizi değişti, ülkelerin rekabete bakış
açıları değişti, korumacılık değişti ve
de kendi ülkelerinde daralan ekonomiden daha fazla nasıl pay alabilirler
onun mücadelesi başladı” diyerek toplantının konu başlıklarının neler olacağının ipuçlarını verdi.
124 bin araç boş giriş
yaparak ihraç yükü taşıdı
Türkiye’den ihraç yükü almak için boş
giriş yapan yabancı plakalı araç sayısının 124 bine çıktığının üzerinde duran Çetin Nuhoğlu, “Yabancı plakalı
araçlar 200 bin ihraç yükümüzü taşıyorlar. Bunun 124 binini boş giriş yaparak aldıkları ihraç yükü oluşturuyor. Yani burada merdivenaltı diye tabir edilebilecek ciddi bir taşıma işlemi
gerçekleşti. Yani belgesiz, kontrolsüz,
denetimsiz Türkiye’ye girdiler. Ve istedikleri gibi at oynattılar. Biz aynı şartlar altında Avrupalılarla rekabet etmeye hazırız. Ama o kendisinin kuralları bozduğu veya kendi ülkesinden
kaynaklanan bazı avantajlarla beraber bu taşımaları yapıyorsa, ben aynı
avantajı hem Türkiye’den hem de onlardan talep ediyorum” dedi.
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Denizcilik, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı’na Türk fir-
25
malarının yıllardır kaldığı ağır cezaların
Türkiye’nin de yabancı firmalara uygulamasından duyduğu memnuniyeti ifade ederek şükranlarını iletti. “İran toplantısında müsteşarım 3 gün boyunca toplantıya katıldı ve tek mesaj verdi:
‘Eğer siz maliyetlerinizi indirmeyecekseniz, ben bu sefer sizin maliyetlerinizi benim nakliyecimin seviyesine çıkaraca-
ğım dedi. Çok net mesaj var. Sen eğer
hala benden akaryakıt farkı diye geçiş
parası alırsan, ben de bunu senden alacağım dedi. Sen hala benim transit geçişimde senden hiç mazot almamama
rağmen benden akaryakıt fiyat farkı alıyorsan ben de senden transit geçişlerinde bunu alacağım dedi.’ Hem ikili taşımada hem de transit taşımada bunu is-
tedi. Bu kararlı duruştur. Bakanlığımız
bu haksız rekabete karşı elini masaya
vurdu ve buna artık müsaade etmem
dedi” diye konuşan Nuhoğlu, Ağustos
ayında yayınlanan genelgeyle belgesiz
veya hatalı belge veya uygun olmaya
belgelerle Türkiye’ye taşıma yapanlara
uygulanan ağır cezanın bunun en güzel örneği olduğunu aktardı.
Önce yetkinlik ve saygınlık sonra para
Çetin Nuhoğlu: Mesleğe giriş daha kontrollü olacak
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu 2014 yılı ili birlikte sektöre girişlerin daha kontrollü olacağını söyledi. Aranın ilk şartın yatırım gücü değil yetkinlik ve saygınlık olacağını
belirtti.
Sektöre girecek firmaların ilk önce Mali
Yeterlilik’ine bakıldığını Mesleki Saygınlık ve Mesleki Yeterlilik kriterlerinin
bir şekil şartı olarak kaldığını söyleyen
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, 2014 yılı
ile birlikte mesleğe girişin daha kontrollü olacağın söyledi. UND Başkanı
yatırımın sonra geleceğini, önce sektöre girecek firmanın yetkinliğinin ve saygınlığının araştırılacağını ondan sonra
yatırım şartının geleceğini söyledi.
“Artık 2014 yılında sektöre girişlerin daha kontrollü olmasını arzuluyoruz” diyen UND Başkanı, 2004 yılında yürürlüğe giren 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nda, sektöre giriş
için; Mali Yeterlilik, Mesleki Yeterlilik ve
Mesleki Saygınlık şartlarının arandığını ancak ilk şart olarak Mali Yetirliliğin
gediğini Mesleki Yeterlilik ve Mesleki
Saygınlık’ın bir şekil şartı olarak kaldığını belirtti.
Mali Yeterlilik’i firmaların borçlanarak dahi elde edebildiklerini aktaran
UND Başkanı, 60 bin TL’nin yatırıldığını 300 tonluk kapasite yatırımı yapılarak mesleğe rahatça giriş yapıldığını
belirtti. “Mesleki Yeterlilik ve Mesleki
Saygınlık konusunda açıkçası KPI’lar
çok net tanımlanmamış, performans
kriterleri tanımlanmamış. Bu konuda önerimizi hazırlayacağız Ulaştırma
Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, TOBB
ve TİM’e bunu sunacağız” diyen Nuhoğlu, sektöre girişin nasıl olması gerektiğini ise şöyle anlatıyor: “Firma
uluslararası nakliyecilik yapacağım
derse Ulaştırma Bakanlığı’na hiçbir
yatırım yapmadan da başvuracaktır.
Ulaştırma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı TOBB bunu değerlendirecektir. Belki
bir imtihana girecektir, belki yetkinliği
sorgulanacaktır, belki saygınlığı o bölgedeki ticaret odalarından, UND’den
sorgulanacaktır ondan sonra bu sektöre girişin önünü açılacaktır.”
Avrupa’da yapılan uygulamayı da buna
örnek veren Çetin Nuhoğlu, “Orada
İnsanlar Türkiye’de olduğu gibi araçlarını alıp da ondan sonra Ulaştırma
Bakanlığı’na gidip arabam var 300
ton kapasitemi de tutturdum, benim
belgemi verin diyemez. Devlet önce
o bölgedeki kapasiteye bakar. Kapasite müsaitse girişe izin verirler.
Türkiye’de de bu yapının kurulması
lazım. Küçük firmalarımızın sayısı çığ
gibi artıyor. Bun sebeple güçlü yapılar oluşturulamıyor. Bu güçlü yapıların oluşması gerekir. Bu C2 alma konusunda katı kuralların hayata geçmesi gerekiyor” şeklinde düşünceleri ifade etti.
Kasım 2013
26
LOJİSTİK
TIR Filosunu Kuracak olan
Taha Kargo Sosyal Sorumluluk
Kapsamında ‘Lojistik Lisesi’ Açacak!
Irak’a gerçekleştirdiği
taşımalarla adından söz
ettiren Taha Kargo, 2013
yılı içerisinde TIR filosunu kuracak. Çıtayı yukarı
çeken Taha Kargo, sosyal sorumluluk projesi
kapsamında bir de ‘lojistik lisesi’ kuracak.
Irak’ın Kerkük kentinden Altınköprü kasabasından 1994 yılında
Türkiye’ye, İstanbul’a gelerek iş hayatına atılan Emin Taha, 1998 yılında
kurduğu Taha Kargo’yla bugün adını
iş dünyasına ve Türkiye’ye duyurmayı
başardı. 125 dolara aldığı daktilo ile
ticaret hayatına başlayan Emin Taha,
bugün 220 milyon dolarlık ihracat yapan Taha Kargo’yla Türkiye’nin ihracat yapan ilk 100 firması içerisinde 57. sırada yer alıyor. Firma aynı
zamanda Irak’a ihracat yapan firmalar arasında da 3. sırada bulunuyor. Türkiye ile Irak arasında ticaretin en güvenilir bağını kuran Taha
Group, her geçen gün başarı ivmesini arttırarak faaliyetlerini sürdürüyor.
2004 yılında TİM’in ihracatçılar sıralamasında, 856. sırada yer alarak ilk
1.000’e giren Taha Group, 2011’de
97. , 2012’de ise 57. sıraya yükseldi. Türkiye’de halihazırda 57 bin ihracatçı firma arasında 57. sırada yer
alma başarısının haklı gururunu yaşayan Taha Group Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha, “Bu başarılarımızdan
dolayı mutlu ve gururluyuz. Bir taraftan da her sene gittikçe artan bu başarımızı, ileri ki yıllara da taşıma sorumluluğu hissediyoruz. Bunun için
çok daha fazla çalışacağız” diyor.
TAHA GROUP BÜYÜMEYE
DEVAM EDİYOR
2010 yılında turizm alanında hizmet
vermek amacıyla kendi doğduğu Altınköprü köyünün adını taşıyan Gol-
Kasım 2013
den Bridge Travel’i kuran Emin Taha,
IHY -Irak Hava Yolları’nın bilet satış
acenteliğini alarak turizm hizmeti vermeye başladı. 1 Ocak 2011 tarihinde ise, IHY’nin Türkiye Kargo Acenteliği görevini üstlenen Taha Kargo,
aynı zamanda THY ile yaptığı anlaşma ile dünya genelindeki 200 farklı
noktadan Irak’ a gidecek olan malları, İstanbul ya da Erbil’de teslim alarak,
Irak’a iç dağıtımını üstlendi. 2013 yılının Taha Group olarak kaynaklar ve
yatırımlar açısından bir atılım yılı olduğuna dikkat çeken Emin Taha, hedef
ve yatırımlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Emin Taha şunları söyledi: “Gayrimenkul sektöründeki Mütekabiliyet Yasası’nın çıkmasıyla birlikte Irak ve Ortadoğu’daki yoğun talebe
cevap verebilmek adına Taha Yapı firmasını kurduk. Böylelikle Irak’ta inşaat sektörüne hizmet vermeye başladık.
Türkiye’de resmi kayıtlı olarak Taha
Kargo, Öz Taha Turizm ve Havacılık
ve Taha Yapı firmalarımız ile faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Taha Group olarak, İstanbul’da Beyazıt, Topkapı, Laleli, Vatan Caddesi, Merter ve Atatürk
Havalimanı’nda şubelerimiz var. Türkiye genelinde yeni şubeleri açmaya devam edeceğiz. Ankara Gölbaşı’ndaki
şubemizi OSTİM’e taşıdık. Bu yılın başında Ankara Kızılay’da bir ofis açtık.
Gaziantep’te şubemiz var. Buna ilave olarak, Gaziantep şehir merkezinde bir ofis açıyoruz. Konya’daki şubemizi 2012 yılının sonunda açmıştık. Bu
yıl içeresinde Bursa’ya da ofis açtık. İzmir ve Adana’da şube açmayı planlıyoruz. Firmamızın departmanlarını yeniledik. İnsan kaynakları ve medya tanıtım departmanlarımız üzerinde çalıştık. Kargo satış departmanımızı açtık.
Tüm açacağımız şubeler için, konusunda deneyimli çalışanlar yetiştireceğiz.
Bunun için çalışanlara eğitim veriliyor
ve çalışmalar yapılıyor. Hadımköy’de
aldığımız 17,5 dönümlük arsanın imar
izninin çıkmasını bekliyoruz. Arnavutköy Belediyesi imar iznini verdiği zaman, hemen depo inşasına başlayacağız. Gaziantep’te almış olduğumuz 5
dönümlük arsa üzerinde yaklaşık 1 mil-
yon dolarlık projemizi hayata geçireceğiz. Tüm bunların yanında sosyal
sorumluluk projesi olarak da bir lojistik lisesi açmayı planlıyoruz.
Irak’taki halihazırdaki 33. Irak’ta Necef, Dicle ve Felluce’de şubelerimizi
açacağız. Yine Bağdat’taki 2 dönüm
üzerindeki depomuzu 10 dönüme çıkarıyoruz. Buradaki inşaatımız sürüyor. Irak’taki şubelerimizde bilgi işlem konusuna önem verdik. Bunun
için server cihazları yatırımı yapacağız. 2008 yılından bu yana kullandığımız yazılım programıyla büyük mesafeler kat ettik. IT yatırımlarıyla bu
konuda istediğimiz noktaya gelmeyi
amaçlıyoruz. Yaklaşık 15 bin müşterimiz var. Bu müşterilerimize şifre vererek mallarının hareketlerini görebilmelerini sağlıyoruz” dedi. Bu yıl kendi TIR filosunu kurmak istediklerini
belirten Emin Taha, “Biz, bugüne kadar çoğunu dışarıdan kiraladığımız
TIR’lar ile faaliyetlerimizi sürdürüyorduk. Bizim özmal olarak 8 TIR’ımız ve
28 adet Iveco markalı 7 tonluk küçük
araçlardan var. Bu sene TIR sayımızı
100’e çıkarmayı hedefliyoruz. Yaklaşık 12 milyon euroluk bir yatırım. Bu
çok ciddi boyutlu bir yatırım olacak.
Firma olarak, R2, C2, ve K2 belgelerimizi aldık. Bunun yanında, transit taşınan malların, ihracat yaptığımız mallar ile aynı TIR’da taşınmasına olanak veren T1 belgesini de aldık” ifadesini kullandı. Kasım ayı içerisinde İstanbul Fuar Merkezi’nde Logitrans Fuarı’nda görüştüğümüz Taha
Group Yönetim Kurulu Başkanı Emin
Taha, fuarın kendileri adına olumlu
geçtiğini 2013 yılında da büyümelerini sürdüreceklerini söyledi.
27
“Ortak Sınır Kapısı” Modeli Gümrüklerdeki
Düzensizliği Ortadan Kaldıracak!
Uluslararası
Nakliyeciler
Derneği
(UND) İkinci Başkanı ve Hilal Trans Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aras,
“Ortak gümrük kontrolleri ve kara hudut kapılarının ortak kullanımına yönelik Gürcistan ile yapılan anlaşmayı modern dünya ile uyumlu ve sorunların çözümüne yönelik önemli bir adım” olarak değerlendirdi. Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız’ın
açıkladığı; “girişte kontrol, çıkışta beyan” esasına dayalı “ortak gümrük
kontrolleri ve kara hudut kapılarının ortak kullanımı” konusunda Gürcistan ile
varılan anlaşmayı değerlendiren Aras,
konu hakkında önemli açıklamalarda
bulundu. Şerafettin Aras’ın konu ile ilgili, “Sayın müsteşarımızın yapmış olduğu açıklamasında da değindiği, or-
tak gümrük kontrolleri ve kara hudut kapılarının ortak kullanımına yönelik Gürcistan ile yapılan anlaşma modern dünya ile uyumlu ve sorunların çözümüne yönelik önemli bir adımdır. Özellikle
karayolu taşımacılığı yapan firmalar sınır kapılarında gereksiz bir bürokrasi ile
uğraşmakta, hem kendi tarafımızda hem
de karşı ülke tarafında ciddi sıkıntılarla
uğraşmaktaydı. Ancak bu yeni usül eğer
reelde de uygulanabilirse ve diğer sınır
kapılarımızda da benzer uygulamalara
geçebilirsek, sınır kapılarındaki çileler,
yaşanan sorunlar büyük ölçüde çözülecek ve yığılmaların bu şekilde nispeten
önüne geçilecektir” dedi. Aras, bakanlığın bu girişimini Hilal Trans olarak desteklediklerini, diğer sınır kapılarında yaşanan problemlerin ve karayolu taşıma-
cılığının sorunlarının çözümü yolunda
atılacak her türlü kararlı adımda işbirliklerine açık olduklarını ifade etti.
Kasım 2013
28
LASTİK
Pirelli “W:01” Ağır Vasıta
Kış Lastikleri İle Kışlar Daha Güvenli
Pirelli, ağır yük taşıyan araçlarda başlayacak olan kış lastik zorunluluğu için, Türk
Pirelli’nin İzmit’teki tesislerinde üretilen 01 Serisi Ağır Vasıta ailesinin üyeleri
FW:01 ve TW:01 kış lastiklerini kullanıma sunuyor. W:01 Serisi yapısında barındırdığı teknolojiyle kış aylarında da yüksek performans ve güvenlik bekleyen ağır
vasıta sürücülerinin ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap veriyor. W:01 Serisi; daha
uzun ömür, daha fazla kaplanabilirlik, karlı yüzeyde daha fazla çekiş ve ıslak zeminde daha iyi yol tutuş özellikleri ile dikkat çekiyor.
lerindeki blokların geometrisi ve yüksek
dolu/boş oranıyla özellikle şehirlerarası çalışan uzun yol otobüsleri için ideal bir çözüm ortağı olarak öne çıkıyor.
W:01 Serisi Birçok Avantajı Beraberinde Getiriyor
Tüm 01 serisi lastiklerinde olduğu gibi
FW:01 ve TW:01 ağır vasıta kış lastikleri de bünyesinde barındırdığı Pirelli patentli RSR (Rotated Shoulder Rib)
teknolojisi ile artırılmış yol tutuş ve lastik blokları arasına optimum miktarda
kar toplama özelliğine sahip olmakta
ve bu sayede karlı zeminde en iyi şekilde tutunuyor. W:01 kış lastikleri +4
derecenin altındaki hava koşullarında
M+S lastikleri ile karşılaştırıldığında
yüzde 13 daha iyi direksiyon hakimiyeti sağlarken, karla kaplı yolda yüzde
23 daha düşük fren mesafesi sunuyor
ve virajlarda daha iyi yol tutuşu sağlıyor. 315/80R 22.5”, 295/80R 22.5”,
315/60R 22.5”,315/70R 22.5”,
385/65R22.5”, 385/55R 22.5” ve
17,5” jant ölçülerinde ilk kez Pirelli tarafından pazara sunulan W:01
ağır vasıta kış lastikleri taban desenKasım 2013
W:01 serisinin tüketiciler tarafından oldukça beğeni topladığını dile getiren
Türk Pirelli Ağırvasıta Lastikleri Koordinatörü Erbu Özkaran, “Düşük hava sıcaklıklarında yol güvenliğinin garantiye
almanın bir şartı da kış lastikleri kullanımıdır. Kış lastiklerinin yük ve yolcu taşıyan araçlarda zorunlu olması ile ilgili çalışmalar bilincin artmasına önemli oranda katkı sağladı. İzmit’te ürettiğimiz ve sürücülere soğuk hava koşullarında daha iyi yol tutuş ve düşük
fren mesafesi sağlayan W:01 en ağır
kış şartlarında bile optimum yol güvenli sağlıyor. Tüketicilerimizin kış lastiklerini zamanında takmalarını, lastik hava
basınçlarını kontrol etmelerini ve ağırlığı dengeli şekilde yerleştirmelerini öneriyoruz” şeklinde görüşlerini dile getirdi. W:01 serisi bünyesinde barındırdığı
özelliklerle birçok avantajı da beraberinde getiriyor; kendi kendini temizleme özelliği, çekiş gücünü arttırmak için
tasarlanan merdivenli blok duvarı yapısı, ısı üretimini engellemek amacıyla
tabanda yüksek miktarda silika içerikli
karışımların kullanılmış olması, lastikte
düzenli aşınma sağlayarak lastik ömrünü uzatan 3SB (Üç Sandviç Kuşağı) teknolojisi, yol tutuşu güçlendiren DLTC
(Çift Katlı Taban Karışımı) katmanı,
kaplanabilirlik, topuk ısıl kararlılığı ve
dayanıklılığı sağlayan Altıgen Topuk
Teli ve paslanmaya karşı dayanıklılık
için FRC (Lastikle Bütünleşmiş Kuşak
Teli) teknolojisi gibi özellikler W:01
Serisi’nde öne çıkan teknolojiler. Darbelere karşı dayanıklı ve daha fazla
yük kapasitesine sahip olacak şekilde tasarlanan W:01 Serisi’nin yanaklarında, 01 Serisi’ndeki tüm lastiklerin yanaklarında olduğu gibi ECOIMPACT işaretleri bulunuyor. Bu işaretler
W:01 kış lastiklerinin; kritik kış koşullarında güvenlik ve km performansı,
yüksek kaplanabilirlik, azaltılmış yakıt
tüketimi ve düşük CO2 emisyonları,
yüksek akustik konforu garanti ettiğini gösteriyor. W:01 ağır vasıta lastiklerinin üretiminde en gelişmiş teknoloji olan SATT teknolojisi kullanılıyor.
Bunun dışında yenilikçi kuşak dizaynı dayanıklılık ve güvenilirlik bakımından üstün performans seviyeleri elde
etmesine olanak sağlarken konfor ve
çevre saygısı ayrıcalıklarını da muhafaza ediyor.
29
İhracatçı ve nakliyeci
nefes aldı
Türkiye ihracatı için büyük öneme sahip
Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün ve Körfez
ülkelerine yapılan taşımalar Suriye ile
yaşanan sorunlar ardından da Mısır’da
ortaya çıkan karışıklıklardan sonra ciddi
şekilde etkilendi. Ancak yeni açılan hatlar ve alternatif güzergahlar nakliyeciler ve ihracatçılara nefes aldırdı. Özellikle U.N Ro-Ro’nun Mısır üzerinden Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine yaptığı
düzenli servis ile rayına giren ticaret ile
firmalar ürünlerini bu bölgelere rahat-
lıkla ulaştırabiliyorlar.
Yine bir diğer Ro-Ro işletmecisi Tulpar Lines da Mayıs 2013’te İskenderunHaifa limanları arasında hizmet vermeye başladı. İsrail ile olan ticaretin kesintisiz olarak devam etmesini sağlayan bu yeni hat ile Ürdün ve Filistin
gibi ülkelere yapılan taşımalar da desteklenmiş oluyor. Hat ayrıca Türkiye’yi
İsrail’in Avrasya’ya açılabileceği bir ticari koridor haline getirmesi açısından
önem taşıyor.
Kasım 2013
DOSYA
Mısır ve Körfez hattı istikrara kavuştu
30
DOSYA
U.N. Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu
Bugüne kadar
tek bir sorun yaşamadık
U.N. Ro-Ro CEO Sedat Gümüşoğlu, Mısır üzerinden, Körfez Ülkeleri, Suudi Arabistan ve Ürdün’e hizmet verdiklerini anlatarak bugüne kadar bu hatta hiçbir sorunla karşılaşmadıklarını söylüyor. İhracatçıların ve nakliyecilerin güvenlikle ilgili hiçbir
kaygı taşımaması gerektiği mesajını veren Gümüşoğlu, daha önce yaşanan sorunların U.N. Ro-Ro’nun bu hatta girmesiyle tamamıyla ortadan kalktığının altını çiziyor.
Gümüşoğlu “Servisimiz aynen planlandığımız şekilde, zamanında aksaksız şekilde devam ediyor” diyor.
U.N. Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu, Mısır ve bölge ülkelerine yapılan taşımalardaki son durum ve taşımaların
nasıl gerçekleştirdiği konusunda bilgi
verdi. Gümüşoğlu, Mısır’a başlatmış
oldukları hattın İskenderun-Mısır hattı olarak gözükmesine rağmen aslında
bu hattın Körfez Ülkeleri, Suudi Arabistan ve Ürdün’e yapılan taşımaları desKasım 2013
teklediğini söylüyor.
Mısır hattının, Suriye ile yaşanan sıkıntıların ardından ihracatın ciddi derecede etkilenmesi üzerine kurulmuş olan bir
hat olduğunu söyleyen Gümüşoğlu, hattın Mısır’a direkt hat olarak kurgulanmadığı ifade ederek U.N. Ro-Ro’daki yüklerin yüzde 99.9’unun Körfez Ülkeleri’ne
giden yüklerden oluştuğunun bilgisini
veriyor. Mısır ile olan ticarete de değinen Gümüşoğlu Türkiye-Mısır asında imzalanan ikili karayolu anlaşmasının hayata geçirelemediğini aktararak “Bundan dolayı kamyon, TIR ticaretinin, Ro Ro ile yapılacak ticaretin henüz ikili ülke kapsamında başlamadığını görüyoruz” diyor. Gümüşoğlu, Mısır ile Türkiye ilişkilerinin kuvvetlenmesi
31
için Mısır’da bir siyasi istikrarın ve güvenin olması gerektiğini belirtiyor. Bu güven olduktan sonra ikili anlaşmalar imzalanarak Mısır ile ticaretin tekrar başlayabileceğini ifade eden Gümüşoğlu,
konteyner trafiğinin yine devam edeceğini ama bu anlaşmalardan sonra Ro-Ro
trafiğinin de başlayabileceğini düşündüğünü vurguluyor.
Güvenlikle ilgili tek
bir kaygı duymayın
Güvenlik konusunun lojistik iş süreçlerinde son derece önemli olduğunu ifade eden Gümüşoğlu, “Güvenlik son derece önemli bir konu. Bizim de ilk başlarda bu hatla ilgilenmememizin birkaç
sebebi vardı. Bunlardan birincisi burası
çok komplike bir yapıya sahip. Mısır’da
kamyonları, TIR’ları indirmeniz yetmiyor. Orada yine karayolu konvoyuyla Kızıldeniz sahilinde bir limana ulaştırmanız lazım. Oradan başka bir Ro-Ro
ile geçirmeniz lazım. Ve aynı TIR’ı tekrar
Türkiye’ye aynı şekilde döndürmeniz gerekiyor. Bu, çok komplike bir yapı getiriyordu. İkinci bir sebep ise; karayolundaki güvenlikle ilgili ortaya çıkacak problemleri de açıkçası öngörememiştik. Ve
iki yıl boyunca bu hatla ilgilenmemiştik.
Ancak nihayetinde girdikten sonra öncelikle ikili ülke anlaşması ile güvenlik konvoyu anlaşması sağlanıyor. Her inen TIR
konvoyla diğer limana ulaştırılıyor ve bugüne kadar en ufak bir güvenlik problemi yaşamadık. Zaten iki ülkenin ortak
anlaşmaları ile bu durumlar teminat altı-
na alınmış durumda” diyerek güvenlikle ilgili kaygıların yersiz olduğuna dikkat çekiyor. Gümüşoğlu: “ O yüzden ihracatçılarımıza, nakliyecilerimize şu mesajı vermek
istiyorum: Bu bölgede en ufak bir güvenlik
problemi asla ama asla yaşanmadı. Servis
de aynen planlandığı şekilde, zamanında
aksaksız şekilde yürütülüyor” diyor.
Daha önce yaşanan sorunları da değinen
Sedat Gümüşoğlu, “Bizden önce çok ciddi problemler yaşanmış. Dönüş gemileri bulamamışlar, arabalar 20-30 gün limanlarda kalmış, gemiler bozulmuş vs.
ama biz başladıktan sonra bu olumsuzlukların hiçbirisini nakliyecilerimiz yaşamadı” diye konuşuyor.
Kaygılar eskiden kalma
U.N. Ro-Ro olarak bu olumsuzluklara
son verdiklerini kaydeden Gümüşoğlu,
“Bu hat ilk açıldığında devlet teşviki vardı.
Teşvik varken doğru çalışmayan bu hattı, teşvik kalkmasına rağmen biz doğru
bir şekilde çalıştırıyoruz. İhracatçılara yönelik olarak da bir mesaj vermek istiyorum: İhracatçılar o dönemki aksaklıklardan dolayı mallarının zamanında teslim
edilemediği şekilde bir önyargıya sahipler. Bu, eski dönemlere ait bir önyargı…
İhracatçılarımız bu önyargılardan kurtulsunlar. Biz temmuz ayından beri düzenli seferler yapıyoruz. Onca karışıklığın olduğu dönemlerde bile seferlerimiz neredeyse hiç aksamadan gitti. Dolayısıyla ihracatçılarımız bu hatta tekrar güven duysunlar, yüklerini versinler; nakliyeciler de
kendi güvenliklerinin ikili anlaşmalar çer-
Sedat Gümüşoğlu: “Mısır üzerinden Suudi Arabistan’a hizmet verdiğimiz bir görevimiz var. Bunu hat
olarak tanımlayamıyorum. Burada
karayolu açık olsa Ro-Ro hattının
işleme şansı mümkün değil. Burada ülkemiz için bir görev icra ediyoruz. Bizden önce bu hattı deneyenlerde çeşitli servis problemleri
olduğu için biz işletiyoruz.”
çevesinde garantiye alındığını ve güvenlikle ilgili en ufak bir olumsuzluğun
olmadığını bilsinler” diyor. Gümüşoğlu, şu anda da hattın gayet verimli işle-
Kasım 2013
32
DOSYA
1994 yılında uluslararası nakliye firmaları tarafından kurulan U.N. Ro-Ro İşletmeleri A.Ş., 322 bin araç kapasiteli
12 modern Ro-Ro gemili filosuyla İstanbul ve Mersin’den İtalya’daki Trieste ve
Fransa’daki Toulon limanlarına düzenli Ro-Ro seferleri gerçekleştiriyor. Aralık
2007’den bu yana uluslararası bir yatırım fon şirketi olan Kohlberg Kravis &
Roberts (KKR) yönetimi altında yatırımlarına devam eden U.N. Ro-Ro, hızlı, güvenilir ve düşük maliyetli hizmet anlayışı
ile gerek uluslararası nakliyecilere, gerekse ihracat ve ithalat yapan firmalara
desteğini sürdürüyor.
diğini belirterek; bu hattı, ancak ihracatçıların beslemesi, nakliyecilerin kullanması durumdan; kendilerinin de bu
görevi ticari bir faaliyete dönüştürebileceğini, aksi takdirde çok uzun vadede
sürdürülebilir bir faaliyet olmaktan çıkacağını söylüyor.
Misyonumuz Türkiye Çıkışlı Bütün Ro-Ro Hatlarıyla İlgilenmek
U.N. Ro-Ro olarak sadece ticaret
odaklı düşünmediklerini, belirli bir misyonları olduğunu ifade eden Gümüşoğlu şöyle konuşuyor: “Uzun vadede misyonumuz Türkiye çıkışlı bütün
Ro-Ro hatlarıyla ilgilenmek. Kendimizi, Türkiye’nin ihracatına altyapı hizmeti sağlayan bir kuruluş olarak görüyoruz. Uzun vadede de Karadeniz’de,
Akdeniz’de ve batı hatlarında hepsinde aktif olmak istiyoruz. Mısır da uzun
vadede çalışmak istediğimiz hatlardan
birisi. Biz, Mersin’den Avrupa’ya hat
açmış ve dört yıldır bu hattı başarı ile
işletiyoruz. Eğer Mısır’la da Türkiye’yi,
Mersin’i, İskenderun’u bağlayan bir
hattımız olursa; bu üçgende transit ticaretin de Türkiye üzerinden geçeceği
Kasım 2013
bir yol yaratmış oluruz. Bu, bize uzun vadeli cazip bir hedef olarak geliyor.”
Mısır’a yönelik Ro-Ro taşımasında zaman olarak bir öngörüde bulunmanın çok zor olduğunu kaydeden Sedat
Gümüşoğlu, “Mısır’da güvenlik ne zaman sağlanırsa Mısır’a yatırım yapan ilk
kuruluş U.N Ro-Ro olur, bundan emin
olabilirsiniz. Çünkü batı kapılarında da
sorun çıktığında ilk hareket eden kuruluş biz olduk. Mersin’de kimse denemeye cesaret dahi edemezken U.N. Ro-Ro
olarak Avrupa’yı Mersin’e bağlamayı
deneyen ilk biz olduk. Fransa’da da dört
yıldır hizmetini aksatmadan sürdüren biziz. Hatta Köstence’yi de batı kapılarına
bir alternatif olsun diye bir sorumluluk
olarak 2011 yılı sonunda üzerimize aldık. Bir yıl boyunca çok büyük zararlara
rağmen devam ettik, ancak sürdüremedik. Biz, U.N. Ro-Ro olarak Türkiye’nin
ihtiyacı olan ihracat rotalarında deniz
hatlarını kurmakta en öncü olmaya her
zaman adayız” diye konuşuyor.
UND işbirliği ile sorunu çözdük
Uluslararası Nakliyeciler Derneği ile her
zaman iletişim halinde olduklarını ifade
eden Gümüşoğlu, “UND, sektörümüzün itici gücü. UND’nin çalışmaları ortada. UND ile iş ve güçbirliğine her zaman hazırız. Zaten bu olaya başlamadan önce de şöyle bir durum oldu: Biz
Ekonomi Bakanlığı’na davet edildik.
Gemiler 30 gün boyunca kalkmamış,
limanlarda mallar bozulmuş. Biliyorsunuz burada aynı zamanda yaş meyve ve sebze de var. Büyük bir kaos vardı. Ekonomi Bakanlığı’na davetimizde
biz, UND ile konuşarak gittik. Aynı masada fikirlerimizi söyledik. Çoğu fikirlerimiz birbiriyle örtüşüyordu. Nihayetinde
hem ben şirketin en üst yöneticisi olarak
hem de UND Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Çetin Nuhoğlu, neredeyse haftada iki üç kere telefonla görüşerek ortak bir zeminde bu hattı nasıl işletebiliriz diye çok konuştuk. Moral açısından
UND’nin çok büyük desteği oldu. İşbirliğinin de çok daha fazla geliştirilebileceğine inanıyorum. Öteki gemi şirketlerinin bıraktığı arabalar Mısır’da kaldığında yine sayın başkanla konuştuk
ve hepsini geri getirdik” diyor. UND’yle
sadece bu hatla ilgili değil, birçok hatla ilgili olarak verimli bir şekilde çalışabileceklerini aktaran Gümüşoğlu, sonuçta bu durumun hem ülke hem de
bu sektörde iş yapanların ortak menfaati olduğunu söylüyor. UND’nin tamamen sektör menfaatleri doğrultusunda
çalıştığını gördüklerini dile getiren Gümüşoğlu; UND, ile her türlü işbirliğine
hazır olduklarını belirterek daha önce
de bu işbirliğini yaptıklarını, gelecekte
de yapmaya hazır olduklarını, derneğin
gücü ile bir sinerji oluşturabilirse aşılmaz denilen birçok şeyi aşabileceklerinin altını çiziyor.
UN Ro-Ro servisi
nasıl gerçekleşiyor?
UN-Ro-Ro; Mısır üzerinden Körfez Ülkeleri, Suudi Arabistan ve
Ürdün’e düzenli servis hizmeti
veriyor. Haftada 2 servis olarak
gerçekleşen seferlerde araçlar
İskenderun Limanı’ndan Damietta Limanı’na UN Ro-Ro gemileri
ile taşınıyor. Sürücüler ise charter seferleri ile İskenderiye Hava
Limanı’na oradan da ücretsiz servislerle Damiatta Limanı’na ulaştırılıyor. Araçlar buradan Adabiya Limanı’na konvoy eşliğinde
gidiyorlar. Salem El Makrani’nin
gemileri ile Suudi Arabistan’ın
Duba Limanı’na geçiyorlar. Böylece Türk TIR’ları ve ihraç ürünleri Mısır, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine ulaşıyor.
U.N. Ro-Ro’nun Hizmet Verdiği Noktalar:
İstanbul – Trieste (60 saat)
Tekirdağ – Trieste (55 saat)
Mersin – Trieste (70 saat)
İstanbul – Toulon (70 saat)
İskenderun – Damietta (18 saat) – Dhuba
33
Mısır Ticaretinde Güvenlik İçin
Endişelenmeye Gerek Yok
Türk-Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield, Mısır’da 260 Türk firmasının faaliyet gösterdiğini ve 60 firmanın da 2 milyar dolarlık yatırımı bulunduğunu söylüyor. Mansfield, Mısır’da güvenlik açısından bir sorun olmadığını ve ihracatçıların
bu bağlamda rahat hareket etmeleri gerektiğinin de altını çiziyor.
Mısır’ın, tarihsel olarak doğu ile batının kültürel ve ekonomik alış verişinin
merkezi olduğunu ve Afrika’ya ulaşan
binlerce yıllık tarihi ticaret yollarının
Mısır’dan geçtiğini söyleyen Türk-Mısır
İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield
Mısır’ın bu anlamda Türk iş dünyasının Afrika pazarına açılım için önemli bir kapı olarak görülmesi gerektiğini
kaydediyor. Mansfield, “Nitekim yapılan projeksiyonlarda Afrika’nın piyasa
büyüklüğünün, tüketim malları, doğal
kaynaklar, tarım ve altyapı hesaplandığında önümüzdeki 20 yılda 2,6 trilyon dolara ulaşacağı hesaplanmaktadır. Mısırlı tüccarlar diğer Afrika ülkelerinde de çok aktiftir. Bu bakımdan Mısır, yalnızca ikili ilişkiler değil Afrika’ya
olan ihracatımız açısından da önemli
bir destinasyondur” diyor. İki ülke arasındaki ticaret hacminin ilk dokuz ay
verilerine göre 3.7 milyar dolara ulaştığını belirten Zuhal Mansfield, Türkiye
ihracatının aynı dönemde 2.4 milyar
dolar olarak gerçekleştiğini söylüyor.
Geçen yılın ayı döneminde bu rakamın 2.7 milyar olarak gerçekleştiğini
ve çok büyük bir düşüş yaşanmadığının altını çizen Mansfield, “Mısır, köklü kurumlara sahip güçlü bir ülke. İkili ekonomik ilişkilerimiz de çok sağlam
temellere dayanıyor. Ekonomik ilişkilerimizin önümüzdeki birkaç yılda dalgalı bir seyir izleyebileceğine, ancak toplamda artış trendini süreceğine inanıyorum” diyor. “Mısır ihracatçılarımız
için Afrika’da vazgeçilmez bir pazar,
öyle olmaya da devam edecektir. Siyasi istikrarı yakaladığı an her şey eskisinden daha iyi olacaktır. Bizim arzumuz
en sağlıklı kararın bir an evvel çıkması ve bir an evvel taşların yerine oturması” diyen Mansfield en kısa zamanda kararların neticeye varması gerektiğinin de altını özenle çiziyor.
Ro-Ro’ya ilk başından beri
destek veriyoruz
Mısır’la olan Ro-Ro taşımalarında
U.N.Ro-Ro’nun büyük gayret gösterdiğini ve iki ülke arasında bu tip çalışmaların önemli olduğunu ifade eden Mansfield, “Ro-Ro hattı iş konseyimizin başlangıcından bu yana büyük destek verdiği bir proje. Bu hat aslında Nisan
2012’de başladı. Bugün U.N. Ro-Ro sorunsuz bir şekilde sürdürüyor. Önümüzdeki dönemde yeni firmalar da katılabilir. Bu hattın yalnızca Mısır’la ekonomik
ilişkilerimize değil önümüzdeki dönemde tüm bölge ile ticaretimize büyük katkısı olacağına inanıyoruz. Türkiye Doğu
Akdeniz’deki stratejik üstünlüğünü, lojistik üstünlüğüyle taçlandıracaktır” diyor.
Mısır taşımalarında güvenlik
sorunu yok
Mansfield, Mısır ile ilgili olarak bu bölgenin güvenli olduğuna işaret ederek ihracatçılarımızın bu bölge ile ilgili olarak
korkmamaları gerektiğini söylüyor. Mısır ile Türkiye’nin benzerliğine dikkat çeken ve buna iki ülkenin stratejik ve lojistik önemini örnek olarak gösteren Mansfield, Süveyş Kanalı ile Mısır’ın da Türkiye
gibi iki kıtayı birbirine bağladığını belirtiyor. Mansfield Türkiye-Mısır arasındaki ticaretin devam ettiğini aktarıyor.
Daha önce yaşanan sıkıntıların limandan kaynaklandığının da üzerinde duran
Mansfield, Mısır ile ilgili ticaret kapsamında şu bilgileri veriyor: “Biz onlara işlenmiş
petrol yan ürünü satıyoruz, demir-çelik,
gıda ürünleri, tekstil yan maddesi gönderiyoruz. Tekstil makinesi ve sanayide
kullandıkları küçük makineler satıyoruz.
Benzeri şeyler de alıyoruz. Mısır’da üretilen birçok şeyin yüzde 70 hammaddesi
ya da yan maddesi bizden gidiyor. Dolayısıyla Mısır’la birbirimizi tamamlayıcı iki
ülkeyiz. Bu önemli ayrıntıyı Mısır iş dünyasına doğru bir şekilde anlatmamız gerekiyor. Eylül sonunda Mısır’a gidip, eş başkanımla birlikte 2014’ün plan programını yapmamız gerekecek.”
Mısır’ın da ülkemize yönelik ciddi yatırımları olduğunu aktaran Mansfield, “Biz
gümrük birliği anlaşmasından dolayı her
ülkeyle tek tek serbest ticaret anlaşması yapmak zorunda olan bir ülkeyiz.
Mısır’ın ise çevre ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmaları var. COMESA,
QİZ, EFTA, gibi antlaşmalar içinde. Bu
otomatikman 60’dan fazla ülkeyi kapsıyor daha rahat ticaret yapıyorlar” diyor. Mısır’da enerji ve işçilik maliyetinin
düşük olduğunu ifade eden Mansfield,
“Bizim burada 3 liraya ürettiğimiz malı
orada 50 kuruşa üretebiliyorsunuz.
Mısır’ın çevre ülkelerle olan STA ve
buna benzer daha 50 neden sayabilirim” diyor. Mısır’da fabrikasını kapatıp geri dönen girişimci olmadığının altını çizen Mansfield, Mısır ya da Kuzey
Afrika’daki gelişmeler karşısında iş insanlarımızın küsüp küsmediği sorusunun kendilerine sıkça sorulduğunu hatırlatarak, “Ticarette küslük olmaz, ayrıca Afrika’da 2015 de, 2.7 trilyon dolarlık bir ekonomi söz konusu buraları çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
2050’de Afrika nüfusu 2,5 milyar perakende pazarı Hindistan, Rusya’dan
büyük olacak. Elimizi çabuk tutmalıyız”
vurgusunda bulunuyor.
Kasım 2013
34
DOSYA
Suriye güzergahına alternatif
İsrail Haifa Hattı’nı açtı
Tulpar Lines, Mayıs 2013 tarihinden bu yana İskenderun- Haifa arası Ro-Ro hizmeti veriyor. Suriye’deki karışıklıktan dolayı ihracatçıların mağdur edilmeden bu
hattı ‘güvenle’ kullandıklarını kaydeden Tulpar Lines Firma Sahibi Burak Dinç, “İsrail üzerinden kurduğumuz Ro-Ro hattı sayesinde, hem Ürdün-Türkiye arasında
taşıma yapan nakliyeciler için yeni ve güvenli bir güzergah açmış olduk, hem de
Türkiye’yi, İsrail’in Avrasya’ya açılabileceği bir ticari koridor haline getiriyoruz”
diyor.
Tulpar Lines, Mayıs 2013 tarihinden
bu yana düzenli olarak İskenderun Haifa arası Ro-Ro seferleri ile hizmet
veriyor. Tulpar Lines Şirket Sahibi Burak Dinç, farklı sektörlerin gereksinimlerini ve lojistik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bakış açısı ve uygulamalarla, müşterilerinin ihtiyaçlarına yanıt
verdiklerini söylüyor. Kurdukları RoRo hattı ile daha kısa sürede ve daha
Kasım 2013
güvenli bir şekilde nakliye hizmeti sağladıklarını kaydeden Dinç,”Aktarma olmadan, yüklemenin yapıldığı araçlar
ile teslimat yapıldığından, müşterilerimiz için sevkiyatları izlemek ve takip etmek daha kolay bir hale geliyor” diyor.
Ürdün, İsrail ve Filistin
taşımalarına çözüm
“İsrail üzerinden kurduğumuz Ro-Ro
hattı sayesinde, hem Ürdün-Türkiye
arasında taşıma yapan nakliyeciler
için yeni ve güvenli bir güzergah açılmış oluyor, hem de İsrail ile ticari ilişkilerimize katkı sağlayarak ihracatçılarımıza ve nakliye şirketlerine yeni bir
pazar alanı yaratıyoruz” diyen Burak
Dinç aynı zamanda Türkiye’yi, İsrail’in
Avrasya’ya açılabileceği bir ticari koridor haline getirdiklerini söylüyor.
35
Ayrıca bu hat ile ilk hedef Ürdün ve İsrail olsa da, Filistin-Türkiye arasında da
yapılacak ithalat ve ihracat için bu hattın kullanılabileceğini belirtiyor.
Ürünler güven içinde ulaştırılıyor
Suriye krizinde etkilenen ihracatçıların
alternatifsiz olmadıklarını vurgulayan
Dinç, “Suriye krizinde etkilenen ihracatçıların, artık Ürdün için iyi ve güvenilir bir alternatifleri olduğunu bilmelerini ve yaratılan bu pazarın kaybedilmemesi adına ihracatçılarımızın aynı sıklıkla hattı kullanımını bekliyoruz” diyor.
İsrail seferlerini yaptıkları süre boyunca
herhangi bir aksaklık ya da zorluk yaşamadıklarını kaydeden Dinç, “İsrail ve
Ürdün, Türkiye ile birlikte bölgenin ticari anlamda en güvenli 3 ülkesi ve İsrail, kuşkusuz Ürdün için de en güvenli güzergah. Zaten bu hattın çıkış noktası da, Suriye ve Irak’ta yaşanan güvenlik sorunu. İsrail acentemizin teminatı altında şoförlerin vizeleri alınmakta
ve sevkiyatlar Haifa Limanı’ndan Ürdün
kapısına kadar konvoy eşliğinde ulaştırılmaktadır” diyor.
Ortadoğu pazarıyla ilgili olarak Dinç,
“Ortadoğu, büyük bir hızla gelişen bir pazar. Pek çok ürünün ithalatı ve ihracatı yapılıyor. Biz Ro-Ro hattı ile Türkiye’den Ürdün’e; makine, yedek parça, yaş sebze ve meyve, kumaş,
iplik taşırken Ürdün’den Türkiye’ye şekerleme, halı gibi ürünler getiriyoruz.
İsrail’e ise yumurta ve alçıpan gibi ürünlerin ihracını yaparken, hurma ithalatımız oldukça fazla” şeklinde görüşlerini dile getiriyor. Ürdün’ün Türkiye için
oldukça önemli bir ihracat merkezi olduğunu ifade eden Dinç, bu ülkede ihracat oranımızın ithalat oranımıza göre
oldukça yüksek olduğunu ifade ederek
şu bilgileri veriyor: “İsrail ise Türk kara-
Kısa Sürede Güvenilir Taşıma Gerçekleştiriyoruz
“Servis verdiğimiz firmaların yatırımlarına destek olacak öneriler ve stratejiler üreterek, onlar için gerçek değerler yaratmayı hedefleyen genç ve dinamik bir şirketiz” diyen Tulpar Lines Firma Sahibi Burak Dinç, bölgedeki köklü iş ilişkileri ve
yüksek düzeydeki tecrübeleri ile özellikle Türkiye - İsrail ilişkilerini geliştirerek, ülke
ekonomisine katkı sağlamak istediklerini vurguluyor. Farklı sektörlerin gereksinimlerini ve lojistik ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bakış açısı ve uygulamalarla,
müşterilerinin ihtiyaçlarına yanıt veren bir şirket olduklarını kaydeden Dinç, “Kurduğumuz ro-ro hattı ile daha kısa sürede ve daha güvenli bir şekilde nakliye sağlıyoruz. Aktarma olmadan, yüklemenin yapıldığı araçlar ile teslimat yapıldığından, müşterilerimiz için sevkiyatları izlemek ve takip etmek daha kolay bir hale geliyor. Özellikle hassas ürünlerin taşınmasında ya da müşterilerimizin zaman darlığı yaşadığı anlarda alternatif ve kesin bir çözüm sağlayarak devreye girmiş oluyoruz” diyor.
yolu taşıyıcıları için yeni bir pazar ve zaman içerisinde Ürdün’e gerçekleştirdiğimizden daha yüksek oranda ihracatı İsrail’e gerçekleştirmeyi umut ediyoruz.
Bu yeni pazar alanına yapılacak yatırımların, Türkiye’de pek çok sektöre ciddi
kazanımları olacağını düşünüyoruz. Biz,
Türkiye üzerinden kurulan her hattın, ge-
nel anlamda ihracata katkı sağlayacağını, dolayısıyla da Türkiye’nin ticari ilişkilerinin gelişmesinde önemli rol oynayacağını düşünüyoruz.” Dinç, Tulpar Lines
olarak, bölgedeki deneyimleri ve kuvvetli ilişkileri sayesinde, bölge ticaretinde yer
almak isteyen firmalara danışmanlık hizmeti verdiklerini de sözlerine ekliyor.
Kasım 2013
36
DOSYA
Güvenlik Konusu Firmamızın
Öncelikleri Arsında Geliyor
‘Sürat, Güven, Konfor’ parolasıyla yola çıkan Akgünler Denizcilik’in Girne - Taşucu hattı dışında Taşucu - Tartous/Suriye ve Taşucu -Tripoli/Lübnan düzenli hatları mevcut. Akgünler Denizcilik Genel Müdürü Hamit Görgün, güvenlik konusunda son derece hassas olduklarını ve ihracatçıların güvenlik konusunda endişelenmemeleri gerektiğinin altını çiziyor.
amacı, bir ada ülkesi olan KKTC ulaşımına, ithalat ve ihracatına ve turizmine katkı sağlamak diyen Akgünler Denizcilik Genel Müdürü Hamit Görgün,
“Türkiye Cumhuriyeti ihracat ve ithalatında hizmet vermek ve genel olarak
yurt dışı açılımlarında, denizcilik sektöründe gelişmişliği artırarak yolcu ve
tekerlek üstü yük ve araç taşımacılığında en ileri çizgiyi yakalamak” ifadesini kullanıyor.
Mısır Hatlarında Yaşanan Sıkıntılarda Kurtarıcı Oluyoruz
1978 yılından itibaren, turizm ile ilgili faaliyetlerde bulunan Akgünler İşletmleri Şti. Ltd., 1998 yılında başlattığı denizcilik atılımını sürekli yatırımları ile büyüterek ileriye götürüyor. Akgünler Denizcilik şirketinin
vizyonu KKTC’de, Türkiye’de ve hedef ülkelerde güçlü bir altyapı oluşturup entegre bir lojistik hizmet sağlayıcısı olmak. Şirket filosunda 3 adet
deniz otobüsü, iki adet Ro-Ro/yolcu,
1 adet Ro-Ro kargo gemisi bulunuyor. Akgünler Denizcilik, KKTC’nin en
büyük yolcu ve yük taşıma kapasitesine sahip şirketi unvanına sahip. Şirket gemileri, Uluslararası Emniyetli Yönetim Sertifikası (ISMC) ve Uluslararası Gemi ve Güvenlik Sertifikası (ISPSC) gibi sertifikalarla donatılmış olup, Loyd kuruluşları ve sigorta sörveyörleri tarafından sürekli denetime tabi tutularak klaslı bir şekilde
tüm uluslararası denizcilik kurallarına
uygun olarak faaliyetlerini sürdürüyor. “Sürat, Güven, Konfor” parolası ile yola çıkan Akgünler Denizcilik’in
Kasım 2013
Türkiye-Lübnan Ro-Ro hattının Türkiye
ekonomisi açısından önemi hakkında
Görgün, “Firmamızın halen Girne Taşucu hattı dışında Taşucu - Tartous/
Suriye ve Taşucu -Tripoli/Lübnan düzenli hatları var. 2012 Haziran’ından
beri devam etmekte olan Suriye ve
Lübnan seferleri, başlangıçta sadece
deneme maksadıyla oluşturulmasına
rağmen firmamızın düzenli seferlerde
ısrar ederek azami sabır ve gayret göstererek gerek Körfez Ülkeleri’ne gerek Lübnan, Ürdün ve Suriye’ye Türkiye Cumhuriyeti’nin ihracat ürünlerinin
taşındığı alternatif hatları oluşturmuştur. Bu hatlar, zaman zaman Mısır hatlarında yaşanan sıkıntılarda süratli ve
kurtarıcı bir seçenek olmuştur, olmaya da halen devam etmektedir. Ayrıca Suriye’nin politik durumu nedeniyle
Türkiye’den karayolu ile Lübnan’a gidemeyen ihraç ürünü taşıyan TIR’ların
Taşucu - Tripoli Ro-Ro Hattı tek çalışan
hat olarak kendini ispat etmiştir” diyor.
Görgün, Akgünler Denizcilik’in ayrıca Lübnan’a düzenli yolcu taşımacılığı yaptığını ve her iki ülke yurttaşlarına
alternatif bir tatil seçeneği de yarattığını belirtiyor. Lübnan ve Suriye hatlarında faaliyet gösteren Türkiye ihracatçılarının 1,5 yıldan beridir tecrübelerini
artırdığını, gayet bilinçli ve düzenli olarak bu hatlardan yararlanmayı sürdür-
mekte olduklarını ifade eden Görgün,
“İnancımız odur ki, ileride Suriye topraklarındaki sıkıntıların giderilmesi halinde bile bu ihracatçılar Ro-Ro taşımacılığına devam edeceklerdir” diyor.
Firmamız Güvenlik Konusunda
Çok Hassas
Yaşanan son gelişmelerden sonra bir
‘güven’ kaygısı olduğunu ifade eden
Görgün, “Tartus Limanı ve Tripoli Limanı çok iyi korunmakta olup, emniyete azami önem göstererek faaliyetlerini
sürdürmüş ve ihracatçılara bugüne kadar herhangi bir olumsuzluk yaşatmamışlardır. Firmamız bu konuda büyük
bir titizlikle çalışmakta, ihracatçıların
herhangi bir olumsuzluk yaşamamaları için ilgili idarelerle sürekli teşviki mesai içinde çalışmakta, an be an güncel
haberleri takip ederek risk oluşumunu
engellemek için sürekli istihbarat edinmektedir” diyor. Lübnan’a Türkiye’den
başlıca kuru gıda, kestane, mobilya,
zeytinyağı, CO2 gazı, peynir çeşitleri, susam, inşaat malzemeleri, temizlik
malzemeleri, taze balık ürünleri, halı ve
battaniye, tekstil ürünleri ihraç edildiğini söyleyen Görgün, Suriye’ye ise genellikle yaş meyve ve sebze, CO2 gazı
ve tekstil ürünleri taşındığını belirtiyor.
Lübnan hatları üzerinden belli dönemlerde Türkiye’ye kiraz ve deri ithalatı
yapıldığını belirten Görgün, ayrıca Irak
ve Rusya’ya çeşitli yüklerin de Türkiye
üzerinden transit olarak taşındığını vurguluyor. U.N. Ro-Ro’nun Mısır’a yönelik seferleri ile ilgili olarak Görgün şöyle konuşuyor: “U.N. Ro-Ro’nun başlatmış olduğu Mısır seferleri, bu hatta eskiden yaşanan sıkıntıları ortadan kaldırarak Körfez Ülkeleri’ne yapılan taşımacılığa bir düzen getirmiştir. Bu hattın
düzenli çalışması Suriye hattına olan
çok aşırı talebi dengelemiş ve bu hattın normal kapasitesinde çalışmasına
yardımcı olmuştur.”
37
Akaryakıt Harcamalarını Yönetmenin
En Avantajlı ve Güvenli Yolu!
Ticket Restaurant yemek kartı ve kuponu ürünüyle sektöründe liderliğini sürdüren Edenred Türkiye, Petrol Ofisi işbirliğinde sunduğu yeni hizmeti “Ticket
Business Fuel” ile firmaların akaryakıt
harcamalarında maliyet avantajı ve takip kolaylığı sunuyor.
Ön ödemeli kurumsal hizmetlerde dünya lideri Edenred, akaryakıt harcamalarının yönetimi üzerine sahip olduğu global uzmanlığı ve Türkiye’nin lider akaryakıt, dağıtım ve madeni yağ şirketi Petrol Ofisi işbirliği ile hizmete sunduğu
“Ticket Business Fuel” çözümü sayesinde firmalara akaryakıt harcamalarında
maliyet avantajı ve tam kontrol sağlıyor.
Ticket Business Fuel çözümünden araç
sayısı sınırı olmadan tüm firmalar yararlanabiliyor. Edenred Türkiye Genel Mü-
dürü Eric De Ladoucette, Ticket Business
Fuel ile Edenred Türkiye’nin firmaların
seyahat giderlerini etkin bir şekilde yönetebilecekleri ilk çözümünü hizmete sunduklarına dikkat çekerek şu açıklamayı
yaptı: “Edenred Türkiye, Petrol Ofisi işbirliği ile yeni hizmetini müşterilerine sunmaktan memnuniyet duymaktadır. Ticket
Business Fuel çözümü ile firmalar şirket
araçlarının akaryakıt harcamalarını araç
tanıma ya da akaryakıt kartı seçenekleri
ile etkin bir şekilde yönetebilecekler. Küçük ölçekli araç filolarına sahip KOBİ’leri
hedeflediğimiz yeni hizmetimizle firmalar,
Türkiye çapında en yaygın istasyon ağından yararlanabilecekler.” Ticket Business
Fuel çözümü ile firmalar, Petrol Ofisi AutoMatic Filo Yönetimi’nin geçerli olduğu Türkiye çapındaki 1.900 istasyondan
akaryakıt alımı yaparak akaryakıt harcamalarını kontrollü ve verimli bir şekilde yönetme avantajı elde ediyor. Araç
tanıma üniteleri veya akaryakıt kartları
ile araç sahiplerinin akaryakıt alımlarını
gün veya harcama tutarı bazında sınırlandırabilen firmalar, tüm harcamaların detaylı raporlarla kişi ya da departman bazında kontrol ve takibini yapabiliyor. Sadece sisteme tanımlı araçlar
için akaryakıt alımı yapılarak olası suistimaller önlenmiş oluyor.
Bursa ‘Lojistik Köyü’ Bekliyor
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı
Oya Yöney, “Lojistik Köyü’nün devreye
girmesiyle Bursa sanayisi çok daha verimli ve dünya çapında rekabetçi hale
gelecek” dedi. Yöney, yazılı açıklamasında, kent dinamiklerinin de yer aldığı ortak bir oluşumda konunun tüm
detaylarıyla görüşülmesi, Bursa’nın bir
an önce ‘Lojistik Köyü’ne kavuşması gerektiğini vurguladı. ‘Lojistik Köyü
Projesi’nin, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı (BEBKA) tarafından desteklendiğini anımsatan Yöney, konuyla
ilgili hazırladıkları raporları siyasi parti
temsilcileri ve yerel yöneticilerle paylaştıklarını belirtti.
Yöney,
endüstriyel
çeşitliliğiyle Türkiye’nin ihracatını sırtlayan en
önemli kentlerden olan Bursa’da, “Lojistik Köyü”nün olmazsa olmaz bir unsur haline geldiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Sanayide verimliliği artırmak ve şehir trafiğini hafifletmek amacıyla söz konusu fikir ortaya çıktı. ‘Lojistik Köyü’nün devreye girmesiyle Bursa sanayisi çok daha verimli ve dünya
çapında rekabetçi hale gelecek. Projede, belediyemiz, valiliğimiz ve ‘doğrudan faaliyet desteği’ başlığı altında aktardığı 72 bin lira ile BEBKA yanımızda.
İstiyoruz ki; Bursa’ya ciddi bir ivme ka-
tacak ‘Lojistik Köyü’ projemiz artık vakit
kaybedilmeden hayata geçsin.” Yöney,
lojistik köylere bütün gelişmiş ülkelerde
ciddi rağbet olduğunu, Avrupa’da sayıları 50’yi geçen bu yapılanmanın en çok
Almanya’da bulunduğunu belirterek,
gerek ulusal gerekse uluslararası ölçekte işletilen lojistik köylerin ekonomide ve
sosyal hayatta gelişime büyük katkı sağladığını anlattı. ‘Lojistik Köy’ kavramı-
nın Türkiye’de yeni yeni gündeme geldiğini, bu konuda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın 16
ayrı yerde çalışma başlattığını hatırlatan Yöney, lojistik köylerde depolama,
bakım-onarım, yükleme-boşaltma, elleçleme, paketleme ve benzeri faaliyetlerin daha düşük maliyetli, hızlı ve
güvenilir şekilde gerçekleştirildiğini
kaydetti.
Kasım 2013
38
ADR ZİRVE
Tehlikeli Madde
taşımaları ZİRVE yaptı
ADR Yönetmeliği’nin 1 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe girecek olması nedeniyle konunun tüm taraflarının bir araya geldiği TREDER’in ev sahipliğinde bir zirve
gerçekleşti. Zirvede eğitim konusu ilk sıraya yerleşirken, güvenlik danışmanı, kademeli geçiş süreci, mevcut araçların durum ile Güvenli Taşımacılık Mevzuatı hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu.
6 Kasım’da gerçekleştirilen ve tehlikeli madde taşımacılığındaki son durum
ve beklentilerin masaya yatırıldığı zirveye; TOBB Ulaştırma ve Lojistik Sektör Meclisi ve UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, UND İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener, TREDER Başkanı Kaan Saltık,
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak,
TSE Başkanı Hulusi Şentürk, TAİD
Başkanı Bahadır Özbayır ile Bilim Sa-
Kasım 2013
nayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
H. Ali Özen katıldı.
Treyler Zirvesi’nin açılış konuşmasını yapan TREDER Başkanı Kaan Saltık, bundan böyle tehlikeli maddelerin taşınmasında sıfır ölümlü kaza ve sıfır çevre kirliliğinin amaçlandığını dile getirdi. “Başka bir hedef kabul edilemez. Ulaştırma
Bakanlığımızın trafik kazalarının azaltılmasında önemli çalışmaları var. ADR
standartları da bu hedeflere ulaşılma-
sında ciddi katkı sağlayacaktır.” diyen
Kaan Saltık, treyler sektörünün hazırlıklarıyla ilgili olarak şu bilgileri verdi:
“Treyler sektörü, ADR konusunda
dersine iyi çalıştı. Türkiye’nin yakın
zamanda doğabilecek tüm ihtiyaçlarının Türk treyler üreticisi tarafından karşılanması için önemli yatırımlar yapıldı ve kapasite artırımına gidildi. Bu gün 16 dernek üyemizin 8 tanesi ADR uyumlu tanker üretimi yapı-
39
5 MADDEDE ADR YOL HARİTASI
1.1 Ocak 2014’den itibaren ADR süreci başlıyor. Tehlikeli mal taşıyan ve piyasaya
yeni girecek tüm araçlarda ADR Belgesi aranacak.
2.ADR’ye geçiş sürecinin sağlıklı yürütülmesi için sektördeki araçların envanteri çıkacak. Bugün itibariyle araçların 20 bin adet dolayında olduğu varsayılıyor. 2018 yılına
kadar tüm araçların ADR’ye geçmesi hedefleniyor.
3.Güvenli Taşımacılık Mevzuatı ile var olan araçlara yapılması gereken zorunlu tadilatlar belirtilecek ve bu tadilatın yapması zorunlu olacak.
4.Tehlikeli mal taşıyan araçların muayene kriterleri yeniden belirlenecek.
5.Sürücülerin ADR eğitimlerinde (SRC5) sınav tarihlerinin sıklaştırılması gündemde.
Ayrıca bu eğitim ve sınavları düzenleyen Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel
Müdürlüğü, gelecekte bu sınavların online yapılmasını da gündeme alacak.
yor. Sadece bu üreticilerin tek vardiyada 3 bin adet yıllık tanker üretim kapasitesi mevcut.”
Çetin Nuhoğlu:
ADR bir ülke meselesidir
TOBB Türkiye Ulaştırma ve Lojistik
Meclisi Başkanı ve UND Başkanı Çetin Nuhoğlu ise yaptığı konuşmada sivil toplum örgütleri ile kamu işbirliğinin önemine değindi. “ADR konusun-
etkinlikleri artırmadığınız zaman, bunlarla ilgili denetimleri sürdürecek olan yapıyı oluşturmadığınız müddetçe ayakta kalamazsınız” diyerek denetimlerin önemine dikkat çeken UND Başkanı, “Sektöre girişlerdeki en önemli kriterlerden biri
olan, mesleki yeterlik en çok ihtiyaç duyduğumuz alandır. Şoförlerimiz ve danışmanlarımız, bu sektörde hem bireysel
olarak rekabetçiliğimizin hem de sektörün rekabetçiliğinin önünü açacaktır. T9
belgesi bizim ihracatımız, taşımacılarımız
açısından yapılması gereken en önemli
çalışmalardan biridir” diye konuştu.
Değişimi sağlayabilmek için TSE’nin
büyük gayret gösterdiğini de anlatan
Şentürk, “Devlet adına bekçilik yapan
bir kurum olmak yerine sanayici için
yol açan bir kurum olmak yolunda gidiyoruz. TSE’nin ne kadar istekli olduğun göreceksiniz” diyerek verecekleri
katkıya vurgu yaptı.
TSE maliyetleri düşürüyor
Hulusi Şentürk, TSE’nin önümüzdeki
dönemde 300 milyon dolardan fazla
yatırım yapacağı bilgisini verdi. Şentürk TSE olarak bütün uygunluk belgelerini vermeye talip olmadıklarını bunu
özel kuruşların yapmasını istediklerini
belirterek “Ancak özel kuruluşların giremeyeceği alanlara gireceğiz. TSE olmayınca fiyatlar yükseliyor. Sanayicilerimiz için test ve belgelendirme maliyetlerini aşağı çekmek ve bu süreleri
indirmemiz gerekiyor” dedi.
Sanayicilerden sektördeki gelişmeleri
yakından takip etmelerini isteyen Şentürk, “Her yıl dünyada 50 bin standart
revize oluyor. Her sektör kendi sektöründeki gelişmeleri bilir. Bize dönecekler bilgi verecekler ki biz buna göre
adım atalım” diye konuştu.
TSE Başkanı Hulusi Şentürk:
Ötelemek sanayicinin de
lojistikçinin de maliyetini
artırıyor
TSE Başkanı Hulusi Şentürk, 2018 yılına kadar dönüşümün sağlanacağını belirterek sorunları ötelemenin maliyetleri artırdığına vurgu yaptı. Şentürk, “Sorunları öteleyerek bir yere varamıyoruz.
da yapılan çalışmalarla 2014 yılına hazır gireceğimize inanıyorum” diyen Nuhoğlu, Tehlikeli Madde Taşımacılığı’nın
Türkiye’nin bir sorunu olduğu aktardı.
“ADR esasında üreticiler, dağıtıcılar, taşıtıcılar, kullanıcılarla ilgilidir ama esasen ülke ile ilgilidir, çevreyle ilgilidir, yaşam kalitemizle ilgilidir. ADR tüm dünyada 1957 yılında neden ihtiyaç haline
gelmiş? 1968 yılında ADR Yönetmeliği
neden yayınlanmıştır? Ulaştırma sektörünün bir ihtiyacı olduğu için mi yayınlanmış yoksa toplumun çevrenin bir zorunluluğu olduğu için yayınlanmıştır?”
diyerek konunun boyutunun tüm ülkeyi ilgilendirdiğine vurgu yaptı.
“Ne kadar iyi araçlar üretirseniz üretin, ne kadar iyi standartlar belirlerseniz belirleyin, bunların kullanımındaki
Tehlikeli Mal ve Kombine
Taşımacılık Genel Müdürü
Mehdi Gönülalçak:
Sıkı denetimler geliyor
Bu sanayicilerin, lojistikçilerin maliyetlerini artırıyor. ADR’yi devreye sokmayarak
aslında bugüne kadar sanayicilerin maliyetlerin düşürmedik hatta artırdık. Çünkü belgeler yurtdışından alınıyordu. Aynı
durum soğuk taşımacılıkta da var” dedi.
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık
Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak ise
yaptığı konuşmada kurulan yeni genel müdürlük ile kopuklukların ortadan kaldırıldığına vurgu yaptı. İç su taşımacılığı dışında Türkiye’nin ADR’nin
tümüne taraf olduğunu hatırlatan Gönülalçak, eğitimlerin çok önemli olduğunun altını çizdi. Sektörde eğitimci
eksikliğinin olduğunu bunun için önce
eğitici ihtiyacını gidermek için 9 adet
olan eğitim kuruluşu sayısını 33’e çıkardıklarını söyledi. Bunun daha da
Kasım 2013
40
ADR ZİRVE
artacağını ifade eden Mehdi Gönülalçak, şunları söyledi: “Sürücü arkadaşların taşıdıkları yüklerde olası kazalarda neler yapacağını bilmesi çok
önemli. SCR yönetmeliği revize edilerek yayınlandı. 1 Ocak 2014 yılından
sonra sıkı bir denetlemeye başlayacağız. Sektör buna hazırlıklı olmalı. Yazılacak cezalara katlanmalı. Ceza yememek için belgelerine dikkat etmeli”
Belgelendirmenin önemine de değinen Gönülalçak, “Şu ana kadar
uluslararası taşımacılık yapan firmalar belgeleri yurtdışından alıyorlardı.
Mart tarihi ile TSE ile bir protokol imzalandı. Hem ambalaj hem de ADR
araçları için belgeler veriyoruz. Yol
kenar denetimleri istasyonlarında tehlikeli madde denetimleri olacak. Bunlarla ilgili eğitim süreceğin başlatıyoruz” diye konuştu.
Mehdi Gönülalçak şu anda piyasada 23 bin tanker olduğunun tahmin
edildiğini bunun dışında da araçların
olması sebebiyle bu rakamın 50 bin
aracı bulduğunu kaydetti. Gönülalçak “Mevcut araçlarla ilgili nasıl bir
yol izleyeceğimizi çıkaracağımız Güvenli Taşımacılık Mevzuatı’nda ortaya
koyacağız. Bundan sonra bütün araçların belgelendirerek sistem içerisine
alınmasını sağlayacağız” dedi.
TAİD Başkanı Bahadır Özbayır:
Araç üreticileri ile
üstyapıcıların işbirliği artacak
TAİD (Ağır Ticari Araçlar Derneği Başkanı) Başkanı Bahadır Özbayır ADR’nin kamyon ve çekicilere nasıl uygulandığı hakkında bilgi vererek
önümüzdeki dönemde piyasanın nasıl
şekilleneceğine dair öngörülerini paylaştı. ADR’nin nakliyecilerin rekabet
gücünü artıracağını ifade eden Özbayır, bunun ilave bir pazar yaratacağını savundu. Eski araçların yaşlarına
göre kademeli olarak ADR’ye dönüştürülmesinin de ilave bir pazar yarata-
Kasım 2013
cağını söyleyen TAİD Başkanı, “Hesap
ettiğimiz zaman önümüzdeki yıllarda 2
bin hatta 2 binin üzerinde bir pazardan
bahsedebiliriz ki 10 yıllık bir persfektifte önümüzde 20 bin adetlik bir pasta duruyor” dedi. “Üst yapı ile treyler
ile aracın uyumu çok önemli. Bunu başarıyla uygulayan üreticiler öne çıkacak” diyen Bahadır Özbayır, bu noktada treyle üreticileri ile araç üreticilerinin işbirliğinin daha da artacağı öngörüsünde bulundu.
İsmet Yılmaz Nakliyat Genel
Müdürü Numan Karaman:
ADR algısını dağıtım
firmaları geliştirdi
İsmet Yılmaz Nakliyat Genel Müdürü
Numan Karaman ise yaptığı konuşmada ADR algısının gelişmesinde, AB’deki
petrol dağıtım firmalarının ve Avrupalı sermayedarların Avrupa standartlarında taşıma isteğinin önemli etkisi olduğunu savundu. Petrol dağıtım firmalarının ADR’ye en hazır taraf olduğunu
aktaran Karaman, bu firmaların hizmet
aldıkları nakliyecilere önemli şeyler öğrettiğini ifade etti. ADR’li olmayan bir
aracın ADR’li bir araca dönüştürülemeyeceğini söyleyen Karaman “ADR’li
olunmaz, ADR’li doğulur” dedi. ADR’li
araçlar için sürücüye ihtiyaçlarının olmadığını yeni sürücüler için SRC5 belgesi alabildiklerini aktaran Karaman
sınavların ise en kısa süreye çekilmesi
gerektiğini ifade etti.
Kurumsallık ve
profesyonellik artacak
Shell&Turkas Karayolu Nakliye Kontrat Müdürü Hüseyin Doğanay Shell’in
2012 yılında yaptığı karayolu taşıma
stratejisi hakkında bilgi verdi. “Bayilerimize bir anket sunduk. Bu anketle onların ihtiyaçlarını belirlemeye başladık.
Temel sorular şunlardı: Neden Shell
nakliye filosunu kullanmıyorsunuz?
Neden kendi taşımanızı yapmıyorsunuz
veya dışarıdan nakliye filosunu kullanı-
yorsunuz? Ne zaman Shell nakliye filosunu kullanamaya başlarsınız? Buradaki birinci ana konu, bizim onlara verdiğimiz nakliye bedelinin makul düzeyde tutulmasıydı. Taşımalarını kendileri yapan bayilerimizin yüzde
90’ı neden Shell nakliye filosunu kullanmıyorsunuz sorusuna fiyat cevabı
veriyor. Nakliye bedelinin makul düzeye çekilmesini istiyorlar. Yüzde 55’i
ise ADR mevzuatını bekliyorum diyor.
Operasyon verimliliğine dayalı ucuz
hizmet sunabilirsek, bayilerin bir kısmı nakliye filolarını bağımsız filolarla
bırakacak. Bu konudaki şahsi fikrim
yüzde 35’lik oranımızın yüzde 50’lere
çıkacağı yönünde. Türkiye’deki yüzde
15 oran da yüzde 35-40’lara çıkacaktır” diye konuştu. ADR mevzuatındaki kararlılığın bireysel nakliyeciliğin
de formasyonunu değiştireceğini söyleyen Hüseyin Doğanay, bu firmaların
kısa zamanda olmasa da orta vadede kurumsal ve profesyonel firmalara
dönüşeceğini belirtti.
Dönüşüm Türkiye
gerçekleriyle örtüşmeli
Türkiye’de ADR’si olmadan da hareket
eden ve bu işi yapan, tanker veya taşıyıcı grupları olduğunu söyleyen TSE
Ulaşım ve Lojistik Sistemler Merkez
Başkanı Cem Erçil, ADR sürecinden
geçmemiş ve bu süreci bilmeyenlerin
entegrasyonunu nasıl sağlayacakları konusunda yoğun bir çalışma gerçekleştirdiklerini söyledi. Erçil gelinen
nihai nokta ile ilgili şu bilgileri verdi:
“ADR’li doğmamış bir sistemi ADR’li
yapma şansımız yok. Ancak hiç değilse kötünün iyisi derler ya asgari limitlerle olabildiğince az tehlike taşıyacak
hale getirmemiz lazım. Türkiye’de binlerce ADR’li olmayan araç var, bu yapıyı inkar etmemiz mümkün değil.”
Olmazsa olmaz kriterinin ise GT (Güvenli Taşımacılık) olarak belirlendiğinin altını çizen Cem Eçil, “Hepten
41
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener eğitimlerin yaygınlaştırılması için Milli Eğitim
Bakanlığı’ndan akreditasyon almış kuruluşlarda bu eğitimlerin verilmesini, Bakanlığın
ise eğitimcilerin kriterleri, notları ve mesleki yeterlilik durumuna göre bu akreditasyonu
vermesinin iyi bir çözüm yolu olabileceğini söyledi. Şener, Mehdi Gönülalçak’tan konuyla ilgili görüşlerini paylaşmasını istedi. Gönülalçak ise “Mesleki yeterlilik eğitimi kapsamında bu konuyla ilgili açılan kurslarda, mesleki yeterlilik belgesi istiyoruz. Bu kurslar
ya da kuruluşlar bu yetki belgesini almış ise bu konuda onların ADR eğitimi vermesine
olanak sağlıyoruz. Türkiye genelinde yaygın olan kuruluşların mesleki yeterlilik belgesini almış olması lazım. Şuan yedi bölgemizde de eğitim merkezlerimizde eğitimler veriliyor. Bu eğitimleri biz de yaygınlaştırmaya çalışıyoruz” dedi. Gönülalçak, mesleki yeterlilik eğitim merkezi şartı aranması isteğinin ise değerlendirilebileceğinin altını özellik çizdi.
kontrolsüz bir alan oluşturmak yerine
kontrollü bir alan oluşturarak hiç değilse
tamamen denetimsiz bir alanı denetle-
nebilecek bir alan haline getirmemiz lazım” dedi.
Konulan kriterlerin ve uygulamanın
nasıl gerçekleştirilmesi gerektiği konusunda da yol gösteren Erçil şunları aktardı: “ADR’li araç için yeni araç müracaatları için gerekli şartları, üretim
alanlarını inceliyorum, tankını inceliyorum, gerekli muayeneleri yapıyorum. Bütün bunların sonucunda tankın taşıyacağı tehlikeli maddenin özelliklerinden tutun da ekstra ilave edeceğimiz bütün özellikleri bir araya getirip ADR için koyduğumuz bütün kriterleri uygulamaya çalışıyoruz. Uygulayıcı hangi kriterle hangi metot ile
bunu inceleyeceğiz bilmek zorunda.
Yani çok geniş bir alan üzerinde kontrol mekanizması kuracaksınız. Dolayısı
ile bizim amacımız bir yöntem oluşturmak. Biz bu işi Türkiye için yapıyoruz.
Türkiye’nin bütününün mutabık kaldığı bir çözüm geliştirmeye çalışıyoruz.”
Sınav eğitimlerin hemen
ardından yapılmalı
Türkiye’de ADR eğitimi ile ilgili bilgi
veren Uluslararası ADR/RID Danışmanı ve Eğitmeni Alper Özel, Türkiye’de
ilk ADR eğitimlerinin 1995 yılında Al-
manya üzerinden başladığını ve bu noktaya kolay gelinmediğini söyledi. Eğitmenlerin Almanya’da eğitim görmesi gerektiğini ve heyet karşısında sınavı geçme şartı arandığını aktaran Özel,
“Tabi Almanya’ya teşekkür etmek gerekiyor, aksi takdirde bu dönemde tehlikeli madde taşıyamazdık ve pazar yabancıların eline geçerdi” dedi. Tehlikeli
madde taşımacılığını Almanya’dan öğrendiğimizi ancak 2010 yılından itibaren yapılan taşımaların Türk ADR Belgesi ile gerçekleştirildiğini kaydetti.
Sınav aralıklarının uzun olmasından
dolayı başarı oranın düştüğünü belir-
ten Alper Özel, eskiden eğitimlerin ardından sınavlar yapıldığını, daha sonra
3 ayda bir sınav yapıldığını şimdi ise 2
ayda bir sınav uygulamasına geçildiğini
anlattı. Sürücülerin başarısının artması için eğitimlerin ardından sınav yapılması gerektiğinin üzerinde duran Özel,
“Aksi durumda hem sürücülerin hatırlama kapasitesi düşüyor hem de önemli bir zaman kaybı ortaya çıkıyor” dedi.
Depolamanın daha fazla
üzerinde durulmalı
Alışan Lojistik Operasyonlar Koordinatörü Jan Devrim, tehlikeli maddelerin depolanması konusunun mevzuatta çok fazla detaylandırılmadığını belirterek “Oysa tehlikeli maddeler taşıma esnasında sızdığında nasıl zarar ve-
riyorsa, depolandığında da aynı zararı veriyor. Bu konuda sürekli eğitim
vermek gerekiyor” dedi. Marmara’da
standartların iyi bir şekilde uygulandığını ancak çoğu bölgede bu hassasiyetin gösterilmediğine vurgu yapan
Devrim, her yerde bu standardın uygulanması gerektiğini söyledi.
Jan Devrim depolama ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “Binanın kendisi işin
yüzde 25-30’unu oluşturuyor. Daha
sonra operasyon ve teknolojiniz geliyor. Bir takım ürünleri yan yana koymamanız gerekiyor. Deponuzu olası
tehlikelere karşı belirli bölümlere ayırmak durumundasınız. Böylece tehlike
halinde yangının büyümesini engellerseniz. Bütün bunlar bize bir kelimeyi
hatırlatıyor: Risk. Bütün bu operasyonlarda risk analizleri yapmamız gerekiyor. Açığa çıkan pozisyonlar için de
aksiyon planı oluşturmamız gerekiyor.
Maşallah deyip tahtaya vurup geçemiyoruz. Bütün önlemlerimizi alalım ama
depomuz yanarsa ne yapacağımızı biliyor muyuz? Nereye kaçağımızı biliyor
muyuz? Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı çok önemli. Bütün bu süreçlerin iyi tasarlanması gerekiyor. Toplamda bir vatandaş olarak bu bilinci
gerçekleştirmemiz gerekiyor.”
Kasım 2013
42
FUAR
Lojistikçiler
Logitrans’ta buluştu
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
1. Bölge Müdürü Hamza Demirdelen, UND Başkanı
Çetin Nuhoğlu ve Alman Ulaştırma İmar ve Kentsel
Gelişim Bakanlığı Heyet Başkanı Birgitta Worringen,
standları gezerek bilgi aldılar.
Fuarı açılışında bir konuşla yapan
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, fuarların çok önemli bir ihtiyacı giderdiğine
vurgu yaparak “Belki de biz oturup
yazsak, tanımlasak, ‘nasıl bir fuara
ihtiyaç var lojistik sektöründe’ desek,
bunu tarif edemezdim ama bu fuarla
bu isteğimiz gerçekleşti” dedi. Fuarda
kara taşımacılarının yanı sıra, kombine taşımacıların, tren, hava kargo,
liman hizmeti üretenlerinin bir arada olmasının da önemine dikkat çeken Nuhoğlu, “Ayrıca yabancı ülkelerin ulaştırma yetkililerinin de yakından
takip ettiği bir yapı oluştu. Bizler artık
uluslararası arenaya çıkacağız. Daha
önceki yıllarda bu kadar üst düzeyde
bir ziyaretçi profili oluşmazken, yurti-
Kasım 2013
çi ve yurtdışından şirketlerin patronları,
direktörleri burada. Demek ki, Türkiye
artık lojistik konusunda partner ülke olmaya hazır. Bu fuar Türkiye’nin lojistik
fuarıdır ve ticaretin temel taşının oluştuğu fuardır; onun için hayırlı olsun”
diye konuştu.
Fuarda çeşitli oturumlar da gerçekleştirildi. Türkiye - Orta Avrupa lojistiğinde
başarının unsurları”, ZUBR Transit Güzergahı – Karadeniz ve Baltık Denizi’nin
Bağlanması” , Uluslararası Limanlar
Forumu”, 2014 yılı Türk Hava Kargo
Sektöründeki Fırsatlar ve Tehditler, Akdeniz Kuzey-Güney güzergahlarında
risk ve fırsatlar gibi farklı başlıklar altında yapılan forumlarda sektörle ilgili gelişmeler ve sorunlar masaya yatırıldı.
Bu yıl 7.si düzenlenen ve 21-23 Kasım
tarihlerinde gerçekleştirilen Logitrans
Fuarı’na 21 ülkeden
toplam 205 lojistik
firması katıldı. 12
bin metrekareden
oluşan ve 2 salonda gerçekleşen fuarda firmalar yeni hizmetlerini ziyaretçilerle paylaştılar.
43
Lojistik sektörü hizmet
ihracatında ikinci sırada
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu fuarda basın mensuplarının sorularını yanıtlarken lojistik
sektörünün Türkiye için taşıdığı öneme değindi. Türkiye’nin temel hedefinin 500 milyar dolar mal ihracatı ve 150 milyar dolar da hizmet ihracatı olduğunu belirten Çetin Nuhoğlu “Bugün itibariyle 8 milyar dolar olan hizmet ihracatımızın 40 milyar dolara çıkması amaçlanmaktadır. Hizmet ihracatında turizm birinci sıradadır ve ikinci sırada lojistik sektörü gelmektedir. Bu hedeflere ulaşabilmek için Türk firmaları yurt dışında yapılanacak, yurt dışındaki taşımacılıktan pay alacak, yurt dışında iki ülke arasındaki mal hareketlerinde rol alacaktır. Kısaca Türk lojistik firmaları artık uluslararası arenaya çıkacaktır” dedi.
Tırsan fuara Kässbohrer ve
Talson ile katıldı
Tırsan Comvex’ten sonra Logitrans Fuarı’na da katılar ürünlerini tanıttı. Kässbohrer Maksima+ Tren Yüklemeli Semi-Treyler, Talson FNA Kutu Tipi Semi-Treyler ve Kässbohrer
Tank Konteyner Taşıyıcı’yı sergileyen Tırsan burada da önemli bir satış anlaşması imzaladı. Tırsan standında gerçekleştirilen anlaşma ile Noy Logistics, 5 adet Talson kutu tipi
semi-treyler satın aldı. Tören, TIRSAN Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve Noy Logistics firma yetkilisi Wido A.H. Lando’nun katılımı ile yapıldı.
Sektörün
ilgisi yüksekti
Fuara katılan firmalar arasında; İDO,
Ulusoy Denizcilik, Ekol, Brisa, ABC Lojistik, Ceynak, Etis Lojistik, Netlog, DB
Schenker, Kühne + Nagel, Latek Lojistik, Lufthansa Cargo, MNG Airlines,
Rail Cargo Austria, Taha Kargo, THY
Cargo, Tırsan ve TOBB UND Lojistik
Yatırım A.Ş. gibi önemli firma ve kuruluşlar yer aldı.
Ford Cargo ilk 1846T Midilli
satışını Orkun’a yaptı
Ford fuara yeni aracı 1846T Midilli ile katıldı. 960mm 5’inci teker yüksekliğine sahip
yeni Ford Cargo 1846T midilli çekici ,uluslararası taşımacılığın taleplerini karşılayacak mega treyler ile hacimli yük taşıyıcılığına uygun olarak tasarlandı. 460 PS/2100
Nm motor gücü ile sınıfındaki en rekabetçi güç ve torku düşük devirlerden itibaren sunan Ford Cargo 1846T midilli çekici, yüksek performans ve düşük yakıt tüketiminin
konforunu da bir arada yaşatıyor.
Daha önce iki ayrı uluslararası organizasyon tarafından ödüllendirilen Ford Cargo
1846T Çekici, fuarıda “Yılın Lojistik Kamyonu” ödülüne layık bulundu. Ford Cargo
1846T Midilli Çekici’nin ilk teslimatı fuarda gerçekleşti.
Kasım 2013
44
FUAR
Comvex
Logist Eurasia
Firmalar ürünler
ve hizmetlerini
tanıttı
Comvex ve Logist Eurasia fuarları 14-17 Kasım tarihleri arasında yapıldı. 23 ülkeden 300’ün üzerinde firma yeni ürün ve hizmetlerini tanıttı.
Kasım 2013
Fuarın açılışında konuşan UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye’nin lojistikte bölgesel üs olmasını hedeflediklerini belirterek bu sayede lojistik maliyetin düşürülmesi, ticaretin geliştirilmesi ve rekabet gücünün artırılmasını temel amaç olarak belirlediklerini
vurguladı. Nuhoğlu “Lojistik sektöründe küresel düzeyde son dönemin en
öne çıkan eğilimlerinden biri de “Kümelenme” olgusudur. Kümelenme,
lojistik ile ilgili tüm paydaşların, Kamunun, yerel ve ulusal otoritelerinin,
Üniversitelerin, Araştırma Kuruluşlarının, Lojistik Sektörü Firmalarının, Teknoloji Firmalarının belirli bölgelerde
bir araya gelip kaynaklarını birleştirmeleri ile ortaya çıkan sinerjiyi gösteriyor.” dedi.
45
Logisteurasia Fuarı’nda Ticari Araçlar ve
Lojistik Sektörü UND’nin Desteğiyle Buluştu
UND’nin ana destekçilerinden biri olarak ev sahipliği yaptığı “Logist Eurasia
6. Lojistik Endüstrisi, Taşımacılık, Yükleme, Boşaltma, İstifleme, Depolama
Araç, Donanım, Sistem ve Teknolojileri Fuarı’” 14-17 Kasım 2013 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde
gerçekleşti. Bu yıl, TÜYAP’ın geleneksel
tedarikçi fuarlarından COMVEX otomotiv endüstrisi fuarı ile eş zamanlı olarak
düzenlenen LOGISTEURASIA Fuarı, ticari araçlar, yan sanayi ve lojistik endüstrisinin lider firmalarını bir araya getirdi. Avrasya Bölgesinin en önemli fuar
etkinliği olmayı hedefleyen COMVEX ve
LOGISTEURASIA ile TÜYAP, toplam 8
salonda 80 bin metrekare kapalı sergi alanında, 23 ülkeden 300’ün üzerinde firma ve firma temsilciliğine tanıtım
ve iş geliştirme imkanı sundu. COMVEX
İstanbul ve LOGISEURASIA Fuarları’nın
ortak açılış töreninde gerçekleştirdiği
konuşmada, UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, UND’nin ilk kez
katıldığı fuarda lojistik sektörü ile ilgili tüm firmaların, birbirinden ayırt edilmeksizin sektörün paydaşları olarak yerlerini aldıklarını; bunun da artık küresel
rekabetin firmalar arasında değil, tedarik zincirleri arasında gerçekleştiği ger-
çeğini teyit ettiğini belirtti. Nuhoğlu, küresel refahtan daha fazla pay almamızda,
2023 hedeflerimizin gerçekleştirilmesinde lojistik sektörünün büyük önem taşıdığını ifade ederken; son 10 yılda, başta
kamu kurumlarımız olmak üzere, lojistik
ile ilgili birçok kurumun, lojistiğin ekonominin rekabet gücünün temel girdisi olduğunu teyit ederek; temel stratejiler arasında lojistiğe yer verdiğine dikkat çekti.
2014-2018 dönemini kapsayan 10. Kal-
kınma Planı kapsamında Lojistik Master
Planı’nın hayata geçirilmesi için Kalkınma Bakanlığımızın önemli bir görev üstlendiğini belirten Nuhoğlu, Türkiye’nin
150 milyar dolarlık hizmet ihracatında lojistiğin payının net 60 milyar dolar olduğunu, bugün Sırbistan’dan
İrlanda’ya 77 ülkeye taşıma yapan sektörün temsilcisi olan UND’nin gelecek
yıl 40. kuruluş yıldönümünü kutlamaya
hazırlandığını söyledi.
Tırsan fuara yaptığı satışlarla damga vurdu
Türkiye treyler pazarında liderliğini açık ara
sürdüren Tırsan bu konumunu fuarda da
gösterdi ve farklı firmalarla 745 adetlik satış anlaşması yaptı. Tırsan 3 bin 36 metrekarelik standında 14 ürününü sergilerken
4 yeni ürünün lansmanını da gerçekleştirdi. Konteyner Taşıyıcı, Talson FNA Kutu,
Kässbohrer 2 Dingilli Hidrolik Dümenlenebilir Low-Loader ve Kässbohrer 8 Dingilli
Hidrolik Dümenlenebilir Low-Bed fuarın
en dikkat çeken araçlarından oldu. Tırsan Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu açılışta yaptığı konuşmada “2013 yılında yurtdışında, ilk 9 ayda
Polonya’da akaryakıt tankeri segmentinde ve Rusya’da ithal low-bed segmentinde birinci olduk, Talson aracımız hava
kargo segmentinde Avrupa’da bir numara, rulo taşıyıcılarımız Hollanda’nın
en önemli rulo taşıyıcı firmalarının filolarında yer alıyor. Üretim adedi hedeflerimiz de satışlarımız kadar iddialı. 2018
yılında Tırsan 20 bin adet treyler üretecek. Elde ettiğimiz başarılarımız gelecek
hedeflerimize de güvenle bakmamızı
sağlamaktadır” dedi. Tırsan, Güney Eksport ile yapılan 500 adetlik Kässbohrer
Melas Tankeri satış anlaşması ile de tarihi bir satışa imza atmış oldu.
Kasım 2013
46
FUAR
Ford yeni ürünleriyle katıldı
Haydar Yenigün 2016 yılında 500
bin adetlik satış hacmine ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Kocaeli ve İnönü fabrikaları ile 2014 yılında hizmete açılacak Yeniköy Fabrikası ile birlikte yıllık toplam araç üretim kapasitesinin şimdiden 415 bin araca çıkacağını söyleyen Yenigün “Çalışmalarımızı uzun yıllara yayılan stratejimiz çerçevesinde planladık” dedi.
1846T Midilli Çekici ile hacimli
yük taşımacılığı
Ford Otosan ticari araç ailesine eklediği yeni ürünleri Comvex’te tanıttı.
Courier, Connect ve Yeni Transit’in
yanı sıra Yeni Ford Cargo 1832 Çift
Kabin ziyaretçilerden yoğun ilgi görürken, Corgo 1846T modelinin
960mm 5’inci teker yüksekliğine sahip versiyonu Midilli Çekici de dikkatleri üzerine çekti.
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar
Yenigün gerçekleştirilen basın top-
lantısında yaptığı konuşmada “2013
yılının ilk 10 ayında geçen yılın aynı
dönemine oranla ihracatımızı yüzde
16,2 seviyesinde artırdık ve toplam
177 bin 30 aracın ihracatını gerçekleştirdik. Türkiye’deki yüzde 26,7’lik
payımızla, Ford’un Avrupa’da en yüksek ticari araç pazar payına sahip ülkesiyiz. Ford Otosan artık ‘Türkiye’nin
Ticari Gücü’nü ifade ediyor” diye konuştu.
DAF 3 farklı modelini sergiledi
DAF fuarda CF 460 ful otomatik ile birlikte XF105 460’ın iki farklı modelini
sergiledi. Haluk Özen fuarda ATE konseptini vurguladıklarını belirterek “Önceki kuşak araçlara göre yüzde 3 daha
ez yakıt tüketimi sunan, motoru silindirleri revize edilmiş egzos sistemi tamamen yeni olan yeni jenerasyon bir araç”
dedi. Araçlarla ilgili gerek müşterilerden
gerek servisten çok olumlu geri bildirimler aldıkların altını çizen Özen, arıza çıkarma sayısındaki düşüş ile yakıt tüketiKasım 2013
mindeki başarısının dikkat çektiğini söyledi. Araçların motor frenin de müşteriler tarafından çok beğenildiğini anlatan Özen, “Motor frenimiz 2100 devirde
320 kw’lık güç sağlıyor. Bu hiçbir rakibin
ulaşamadığı bir değer” diye konuştu. Bu
yılı 730 adetli kapatacaklarını söyleyen
Haluk Özen geçen yıl de aynı satışı gerçekleştirmiş olduklarını söyledi. Çekici
pazarının yüzde 10-13 oranında daralacağı düşünüldüğünde DAF’ın bu satışlarının bir başarı olduğunu vurguladı.
Ford standında yer alan ağır ticari modellerdeki bir diğer yenilik ise
1846T modelinin 960mm 5’inci teker yüksekliğine sahip versiyonu Midilli Çekici oldu. Güç, verimlilik, konfor ve dayanıklılık kriterlerine odaklanılarak geliştirilen Yeni Ford Cargo 1846T, yeni versiyonu ile hacimli yük taşımacılığına daha da uygun.
460 PS ve 2100 Nm motor gücü ile
sınıfındaki en rekabetçi güç ve torku
düşük devirlerden itibaren sunan Ford
Cargo 1846T, yüksek performans ve
düşük yakıt tüketiminin konforunu da
bir arada yaşatıyor.
Serin Treyler,
6 yeni ürünle
katıldı
Yeni Optima Treyler, Yeni Sızdırmaz
Kuruyük, Yeni Tiger Havuz Damper,
Yeni High Cube Konteyner Taşıyıcı,
Ultra Damper ve ADR’li Çelik Tanker
ile taşımacıların karşısına çıkan Serin Treyler, yeni ürünleri ve yenilikleriyle Comvex Fuarı’na damgasını vurdu. Serin Treyler Genel Müdürü Recep Serin, “Yeni ürünlerimiz 30. yılımıza çok yakıştı. İnşallah müşterimize
de çok yakışacak.” dedi.
47
Mercedes tüm gücünü gösterdi
Mercedes-Benz Türk “Güç Birliği” sloganıyla katıldığı fuarda, yük ve yolcu
taşımacılığındaki ürünlerini sergiledi.
Marka; yolcu taşımacılığında 8+1’den
54+1’e kadar Sprinter, Vito, Tourismo,
Travego ve Setra’yı yük taşımacılığında
ise 3,5 tondan 48 tona kadar da Sprinter, Atego, Axor ve Actros’u sergiledi.
Mercedes-Benz Türk standında gerçek-
leştirilen basın toplantısında konuşan Satış ve Pazarlama Direktörü Süer Sülün,
hem yük hem de yolcu taşımacılığında
geniş bir ürün gamıyla her türlü ihtiyaca
cevap verdiklerini söyleyerek “Türkiye’nin
en önemli ve en büyük ticari araç üreticisi olarak konumumuzu biliyoruz ve bunu
güçlendirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Aksaray kamyon fabrika-
sına yapılan 130 milyon euroluk yatırımın önemine vurgu yaparak otobüs
için önümüzdeki dönemde 300 milyon
TL’lik yatırım planlarının olduğunu aktaran Sülün bu yatırımın kapasite artırımı ve yeni ürünler için olacağının bilgisini verdi.
Türkiye’de üretilen her 2 otobüsten birinin, her 100 kamyondan 73’ünün
Mercedes-Benz Türk tarafından üretildiğini söyleyen Sülün, “Mercedes-Benz
Türk olarak yine rekor kırdığımız bir yıl
olacak. 50 bin adetlik hedefimize bu
yıl ulaşacağız” dedi. 2020 Zafer Yolu
Stratejisi’ni hatırlatan Sülün, ihracatın
burada çok önemli olduğunu vurguladıktan sonra “Ancak bu yurtiçi satışları
yeterli görüyoruz demek değildir” dedi.
Iveco CNG’li Stralis ve Eurocargo ile dikkat çekti
Iveco’nun CNG’li Stralis ve Eurocargo
modelleri fuarın en ilgi çeken araçları
oldu. Standın merkezinde ise 2013’ün
Ticari Aracı olarak seçilen Stralis HiWay yer aldı.
Iveco Türkiye Genel Müdürü Maurizio Manera fuarda yaptığı açıklamada
Türkiye’deki müşterilerine CNG araçlarını tanıtmak istediklerini belirterek
“Bugün burada Stralis CNG’yi ilk defa
Türkiye pazarına tanıtıyoruz. Iveco’nun
ülkedeki ilk OEM CNG aracı piyasaya sürüyor olmasını söylemekten gurur duyuyorum. Ayrıca Daily CNG de
ürün gamımızda bulunan bir ürün.
Avrupa’da büyük bir CNG’li araç pazarı var ve yaklaşık 500 bin CNG’li
ticarî aracın dolaşımda olduğunu biliyoruz. Ve Iveco bu sektörde Avrupa lideri” diye konuştu.
Yeni Stralis Hi-Way toplam sahip olma
maliyetindeki belirgin düşüş ve FPT Endüstriyel tarafından üretilen yakıt tasarrufu konusunda tescilli motoruyla dik-
kat çekiyor. Ürünün kalitesi, üstün telematiks sistemi, filo yönetimi ve daha verimli bir sürüş için sürüş eğitimini barındıran entegre hizmetleri ile uluslararası misyonlarda ve dört yıl boyunca yılda 130 bin kilometre yapan bir Stralis
Hi-Way toplam sahip olma maliyetinde
yüzde 4’e varan bir düşüş sağlıyor.
Yeni Stralis CNG
Iveco fuarda yeni ürünü 16ZF vitesli 330
beygir gücündeki Stralis CNG’yi de tanıttı. CNG motorlar hem şirketlere hem
de çevreye birçok fayda sağlıyor: Daha
düşük işletme maliyeti, daha ucuz yakıt,
çevreci; eşdeğer dizel motorlardan çok
daha sessiz ve oldukça güvenli.
Kasım 2013
48
DOSYA
Ro-La
DAYATMASI
Almanya’nın da
SORUNU
UND ve Logistic Alliance Germany’nin birlikte gerçekleştirdiği “Türkiye ve Almanya Arasında Lojistikte Mevcut Potansiyel ve Zorluklar” konulu panel kasım ayı içerisinde İstanbul Wow Otel’de gerçekleştirildi. Panelde iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi masaya yatırıldı. Panelde en büyük sorun olarak Avusturya’nın Ro-La dayatması öne çıktı. UND
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Bu dayatmayı durdurun” derken bu engelin sadece Türk sanayicisinin değil Türkiye’de üretim yapan Alman ve
Avrupalı sanayicilerin de sorunu olduğunu söyledi.
Kasım 2013
UND ve Logistic Alliance Germany
Ortak Paneli bugün gerçekleşti. “Türkiye ve Almanya Arasında Lojistikte
Mevcut Potansiyel ve Zorluklar” başlıklı panele UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nohoğlu, UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Alman Ulaştırma İmar ve Kentsel Gelişim Bakanlığı Heyet Başkanı Birgitta Worringen,
Logistic Alliance Germany Direktörü Stefan Schröder, Ekol Lojistik Direktörü Eşber Horosan, Kombiverkehr
İşletme Müdürü Peter Dannewitz katıldı. “Türkiye’de 4 bin 400’den fazla Alman şirketi faaliyet göstermekte
olup, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 34 milyar euro düzeyini aşmış bulunmaktadır” diyen Almanya ve Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin önemine vurgu yaparak konuşmasına başlayan UND Başkanı Çetin Nuhoğlu,
Türkiye’deki yabancı sermayeli firmalara bakıldığında Almanya’nın yüzde
49
ması ile eş etkili önlem” olduğudur.
Türk araçlarının geçişinin engellerle kısıtlanması, Türkiye’de üretilen sanayi ürünlerinin AB ülkelerine ihracatını daha pahalı hale getirmesi, bir eş
etkili vergi sorunu yaratmaktadır. Bu
kapsama taşıma maliyetlerini artıran
her türlü uygulamayı koymak, Avusturya örneğinde olduğu şekli ile zorla
daha pahalı ve daha yavaş olan trene bindirilme, birlik üyesi olan ülkeleri çevre kaygısı duymadan bu uygulamadan muaf tutma haksız rekabete
de sebep olmaktadır.”
Maliyetlerin Artması
Herkese Yansıyacak
ye için de geçerlidir” diyen Nuhoğlu, iki
ülke arasındaki işbirliğinin önemine işaret etti.
Kotaları Kaldırın
32 payla ilk sırada yer aldığını kaydetti. Türkiye’nin ihracat performansında
Alman firmalarının büyük katkısı olduğunu aktaran UND Başkanı, 2023 yılına yönelik 500 milyar dolarlık ihracat
ve 700 milyar dolarlık ithalat hedefinde
yine Almanya’nın önemli bir yer tutacağını ifade etti. Nuhoğlu, Alman lojistik firmalarının Türkiye’nin uluslararası
lojistik merkez konumunu keşfettiğinin
üzerinde durarak Türk lojistik firmalarının Almanya’da yaptıkları yatırımlara
da değindi. “Omsan, Gökbora, Barsan
Global, Ekol, Turkon, Nalçacılar gibi
firmalarımızın da Almanya’da yatırımları ve işbirlikleri bulunmaktadır. Öte
yandan, Münih merkezli Avrupa- Türk
Taşımacılık ve Lojistik İşletmeleri Birliğine (UNT) bağlı yaklaşık 25’e yakın
Türk menşeli üye firma da bulunmaktadır. Almanya’da yatırım yapan ve işbirliğine giden Türk firma sayısının daha
da artırılması önemli olacaktır. Almanya merkez Avrupa için lojistik üs haline
gelmiştir. Aynı durum Güneydoğu Avrupa ve Ortadoğu’ya ulaşımında Türki-
UND Başkanı iş adamları ve sürücülere uygulanan vize ile Türk araçlarına yönelik uygulanan geçiş belgesinin iki ülke
arasındaki sorunların başında geldiğini hatırlattı. Almanya’nın 170 bin adetle Türkiye’ye en fazla geçiş belgesi tahsis
eden ülke olduğunu da ifade eden Nuhoğlu, “İki ülke ekonomisi bu kadar birbirini tamamlarken, İngiltere ile olduğu
gibi, Almanya ile karşılıklı kotaların kalkması çok isabetli olacaktır” dedi.
Ro-La engelli İhracatçının
Önünü Kesiyor
Çetin Nuhoğlu Avusturya’yı nakliyecilerin 3 farklı güzergahtaki Ro-La hattı ile
geçtiklerini Szeged-Wels Ro-La Hattı’nın
2012 yılının sonunda kaldırılması sonucu buradaki 25 bin aracın diğer hatlara
yönlendirildiğini ve sorunlar yaşandığını
anlatarak “Avusturya’nın transit rolü Türkiye ve Almanya dış ticareti için bir tehdit
oluşturmaya başlamıştır” dedi. Nuhoğlu
şöyle devam etti: “Türk taşımacılık ve lojistik sektörü olarak bu noktada tezimiz,
karayolu taşımacılığına uygulanan kotaların ve Ro-La benzeri mod kısıtlamalarının “eş etkili vergi” ve “miktar kısıtla-
Taşımacılıkta maliyetlerin artmasının
herkese yansıyacağına işaret eden
Nuhoğlu, “Taşımacılık maliyetlerinin
artması sadece taşımacının cebinden
çıkmamakta, fatura malı üretene kesilerek, malın pazara sürümü noktasında maliyet artırıcı bir neden olduğundan tüm bu maliyetlerin ürüne ve
tüketiciye yansıması kaçınılmazdır. Bu
tür engeller ile Alman ve Türk tüketicisi daha pahalı mallar almakta taşınan ara mamulü üretimde kullanan
sanayiciler için pahalı girdi kullanımı
ve gereksiz maliyetler oluşmaktadır.
Türk taşımacısı kota nedeniyle piyasadan çekilmek zorunda kaldığı ölçüde,
arz talep dengesine bağlı olarak taşımacılık hizmeti daha pahalılaşacağından, arz talep koşulları ile oynayarak bir tür gümrük vergisi ile eş etkili vergi yaratılmaktadır” diye konuştu.
Ro-La Alman
Sanayicisine de Engel
Türk TIR’larının geçişinin engellenmesinin sadece Türk sanayicileri için değil Türkiye’de üretim yapan Alman ve
Avrupalı sanayiciler için de engel olduğunu söyleyen UND Başkanı, “RoLa bir eş etkili vergi ve miktar kısıtlamasıdır. Bu zorlama derhal kaldırılmalı, uygun maliyetli alternatif olarak
sunulmalıdır. Bu zorunluluğun kaldırılması konusunda başta Alman Ulaştırma Bakanlığı’nın ve ticaret erbabının destek vermesi büyük önem arz
etmektedir” dedi.
Üç Ülkeyi Geçiyoruz
Avusturya’da Takılıp Kalıyoruz
“Yüzde 52 oranında EURO 5 normlarına haiz araç filosuna sahip olan Türk
Kasım 2013
50
GÜNCEL
Nuhoğlu:
“Ro-La Alman
sanayisine de engel oluyor ”
Worringen:
“Türkiye’yi Ana
Kanal Olarak Görüyoruz”
taşımacıların 3 AB ülkesini kat ettikten
sonra ulaştığı Avusturya’da 260 km karayolu geçişi için 2 ila 4 güne varan
tren beklemelerine maruz kalmaları bu
araçların Almanya ve diğer AB ülkelerinde çevresel gereklilikleri sağladıkları
dikkate alındığında, bu dayatmanın asıl
amacının verimsiz ve kalitesiz bir demiryolu operasyonunun Türk taşımacılarına sübvanse ettirilmesinden başka bir
şey olmadığı açıktır” diyen UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, şöyle devam etti:
“Almanya ile dış ticaretimizin 3 katına
çıkacağı varsayımıyla güzergâh üzerindeki taşımanın hızlı ve kaliteli olabilmesi üzerinden geçilen ülkelerde sorunsuz
ve sağlıklı bir rekabet altyapısı ile ancak mümkün olabilecektir. Bu vesileyle, çözüm konusunda aksaklıkların bedelini ödeyen Türk ve Alman dış ticaret ve taşımacılık kuruluşlarının işbirliği ve kamunun desteği büyük önem arz
etmektedir. Destek alabileceğimiz diğer
bir husus da lojistik merkez uygulamaları ve buna bağlı olarak Lojistik Master
Planların oluşturulmasıdır.”
Worringen: “Türkiye’yi Ana
Kanal Olarak Görüyoruz”
Alman Ulaştırma İmar ve Kentsel Gelişim Bakanlığı Heyet Başkanı Birgitta Worringen ise yaptığı konuşmada,
lojistiğin önemine değinirken lojistiğin
Almanya’da otomotiv endüstrisinden
sonra ikinci sırada yer aldığını ve 2 milyon 800 bin kişinin bu sektörden beslendiğini söyledi. Lojistiğin Almanya’da
kamu ve özel sektör işbirliği ile geliştirildiğinin altını çizen Worringen, “Burada anlatılan sorunları ileteceğiz. Yaşanan sorunların ortadan kaldırılması
için her türlü desteği vereceğiz” dedi.
Kasım 2013
“Türkiye’yi; Akdeniz Bölgesi, Süveyş
Bölgesi, Orta Asya’ya ve Uzak Doğu’ya
bağlantıları açısından bir hub olarak
düşündüğümüzde Türkiye’nin coğrafi konumu açısından ne kadar önemli olduğu görülüyor” diyen Worringen
şunları söyledi: “Biz Almanya’da bütün
tarafları ilgilendiren bazı yasalar gerçekleştirdik. Türkiye de aynı şeyi yaptı.
Türkiye’nin de Almanya gibi bazı normlara dahil olarak Euro 5 gibi taşımacılık yapması gayet güzel. Trafiğin artması ile çevreye de zarar vermek istemiyoruz. Lojistikte çok değişik ulaştırma
modları vardır. Bizim hedefimiz Türkiye
ile Almanya arasındaki ulaştırma ağını
geliştirmek ve bunu başka ülkeler arasında da kullanarak bir ana kanal durumu yaratmaktır. Önemli olan Türkiye ve Almanya arasındaki lojistikte var
olan dostane ilişkileri geleceğe dönük
çok daha geliştirilmesidir.”
Schröder: “20 Feetlik Konteyner
İnternetten de Büyük Devrimdir”
Logistic Alliance Germany Direktörü Stefan Schröder ise konuşmasında globalleşmenin her alana yayıldığını ve bunun bitmeyeceğini belirterek bunun için gelişmiş lojistik merkezlere ihtiyaç duyulduğunu kaydetti. Almanya’nın neden lojistiğe bu kadar çok eğildiğini aktaran Schröder,
“Pazarlar nerede? Biz bu pazarlarla nasıl bağlantı kurabiliriz? Bu noktada lojistik hublar öne çıkıyor” dedi.
Almanya’nın dünyanın en yaşlı 4. ülkesi olduğunu bu sebeple birlikte çalışmaya ihtiyaçları olduğunu kaydeden Schöder taşımacılık ve lojistikte hem alt yapının sürekli iyileştirilmesi gerektiğini hem de akışı sürek-
li tutmak gerektiğini anlattı. 20 feetlik konteynerin internetten de önemli bir buluş olduğunu savunan Schröder dünyanın bu sayede değiştiğini
aktardı. Schröder “Lojistik akışın ve
lojistik süreçlerin standart hale gelmesi internetten de büyük devrimdir”
dedi.
Almanya’da Lojistik Otomotivden Sonra İkinci Sırada
Almanya’nın ihracatta çok güçlü olduğunu ve ithalatı artırmak istediğini anlatan Schröder, “Bizim ithalatımızı artırmamız demek Türkiye’nin ihracatının artırması demektir. Ürünlerin yanında hizmetleri de karşılıklı artırmamız lazım. Almanya Avrupa’nın
tam ortasında yer alıyor. 24 saat içerisinde 250 milyon tüketiciye ulaşılabiliyor. Aynı şey Türkiye için geçerli.
Türkiye’den yola çıkarsak aynı şekilde 250 milyon adetlik başka bir pazar var. Önemli bir karşılıklılık söz konusu” dedi. Lojistiğin artık bir endüstri dolduğunun altını çizen Schröder,
Almanya’da lojistiğin otomotiv endüstrisinden sonra ikinci sırada olduğunu ve 228 milyar cirosu bulunduğunu aktardı. Avrupa lojistik pazarının 4’te 3’ünün Almanya’da olduğunu söyleyen Schröder, “Bizim misyonumuz; var olan potansiyelimi kullanmak ve bunu dünya ölçeğinde satabilmektir. Almanya’nın bir açılış kapısı olmasını sağlamaktır. Aynı zamanda dünya lojistik endüstrisinin
Almanya’da yoğunlaşmasını sağlamaktır” dedi. Schröder, Almanya ve
Türkiye’nin bir hub olduğunu ve fonksiyonların bir araya getirilmesi gerektiğinin de altını çizdi.
51
Schröder: “20 Feetlik
Konteyner İnternetten
de Büyük Devrimdir”
Fatih Şener:
Sorunun Büyüğü
Almanların
Fatih Şener: Sorunun Büyüğü
Almanların
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ise
Türk nakliyecisinin engellendiğine dikkat
çeken bir sunum gerçekleştirdi. Konuşmacıların Batı Avrupa’nın lojistik üssü
konumundaki Almanya ile bölgesinin
lojistik üssü konumundaki Türkiye arasındaki bağlantının önemine dair yaptıkları açıklamalara itafen bu yolun sorunlarla dolu olduğuna işaret etti. Şener,
Türkiye’nin Avrupa’ya taşıma yapan batı
kapılarından çıkan 21 bin aracı olduğunu, ancak Avrupa’nın en büyük 10 filosunun Türkiye’yi 5’e katladığını vurgulayarak “260 kilometrelik Avusturya’yı
ayda 1,5 defa geçiyoruz Avrupa içerisindeki aynı özellikteki TIR’lar ise sürekli hareket halinde. Bu ayrımcılıktır” diye
konuştu. Türkiye’nin bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini anlatan Şener,
“Ancak bunun karşılığı olan Avrupa yollarında serbestçe dolaşma hakkını elde
edemiyoruz” dedi. Almanya ve Türkiye
Ulaştırma Bakanlarının Avusturya Ulaştırma Bakanı ile konuşacağını ifade
eden Fatih Şener, “Hangi kriterlere göre
Avusturya otobanlarında Türk TIR’larına
bu ayrımcılık uygulanıyor diye soralım.
Bizi ikna edecek makul bir cevap vermeleri halinde bu bizim kaderimizdir deyip
kendi içimize dönelim” dedi.
Sıkıntının yüzde 60’ının Almanların sorunu olduğunu ifade eden Fatih Şener,
“Türkiye’nin Almanya’ya yaptığı karayolu ihracatının yüzde 20’si Almanların,
Almanya’dan gelen malların hepsinin
Alman ürünü olduğunu düşünürseniz
bu sorunun yüzde 60’ı Almanların sorunudur. Bugün İtalya’dan Fransa’dan
bir ürün 3-4 günde geliyor. Ancak
Almanya’dan 7-8 günü bulabiliyor.
Yaptığımız hesaba göre biraz performansı yüksek bir bisiklet bizim TIR’larımızdan
daha hızlı hareket ediyor. Bu Almanya
için de çok büyük bir dezavantaj.”
Ro-La’nın diyetini Türk
nakliyeciler ödüyor
Fatih Şener verimsiz bir Ro-La hattının
diyetinin sektöre ödetilmesinden mağdur olduklarını belirterek sürücülerin
bile artık sefer sayılarının azalmasından dolayı gelirlerinin düştüğünü söyledi. Şener yapılan taşımalarda birçok sorun olduğunu ancak böylesini köklü bir
sorun varken diğer sorunlara uğraşmanın gereksiz olduğunu söyledi.
Eşber Horosan: AB Ülkeleri’nde
Uygulanan Cezalar Ülkelere Göre
Farklılık Gösteriyor
1994 yılında UND’nin girişimleriyle uluslararası taşımacılık anlamında
Ro-Ro’nun kullanılmasıyla beraber intermodal taşımalarının ülkemizde kullanılmasının bir devrim niteliğinde olduğunu söyleyen Ekol Lojistik Direktörü Eşber Horosan şöyle dedi: “Biz, Ekol
Lojistik olarak 2008 yılında intermodal taşıma modunun içerisine demiryolunu da katarak aradaki hem çevreci yaklaşımı hem de verimliliği birazcık
daha artıran bir çalışma içerisine girdik. Bugün 18 trenle karşılıklı İtalya ve
Almanya arasında bir servis veriyoruz.
Kara rotasında giden araçlarımızda şoförlerimizin yaşadığı sorunların benzerini, diğer ülkelerin yaratmış olduğu sıkıntılar bizleri zor duruma düşürmüştür.
Taşımacılıkla ilgili her konferansla anlatılır ama burada da bir kez altını çizmekte fayda var. Almanya ile çevre konusunda bir sıkıntı yaşıyoruz. Tüm dün-
yada desteklenen intermodal taşımacılığı toplamda 5160 km’lik parkura baktığımızda sadece 500 kilometre karayolundan giderek semitreylerlerimizi ya da bunun yanında az da
olsa konteynerlerimizi Almanya ve
Türkiye’yi iki dağıtım noktası olarak
kullanmak kaydıyla bir tur içerisinde
kullanıyoruz. Bir örneklemek gerekirse haftalık yaklaşık 750 futbol sahası
büyüklüğünde bu modelin sağladığı
dizel tasarrufuyla ve karbon emisyonuyla sağladığı tasarrufuyla bir yeşile fayda sağlamış, yeşili korumuş oluyoruz. Almanya’ya yapacağınız intermodal taşıma içerisine tren taşımacılığını da eklediğinizde kabotaj kanunundan dolayı bir dahili taşıma söz
konusu oluyor. İntermodal taşımacılığın Almanya gibi iş yükümüzün
çok güçlü bir ülkede neden bu şekilde uygulandığını anlamakta zorlanıyoruz. Bu işi yapan şoförlerimize uygulanan vize sorunu ise bizim anlayamadığımız bir başka konu. Burada elbette belirli bir sınırlama olacak
ama belli kriterler olursa nakliye sektörümüzdeki engeli daha rahat aşabiliriz.” AB ülkeleri içerisinde uygulanan cezaların birbirleri ile örtüşmediğini kaydeden Horosan, “Geçiş belgelerinde kimi zaman yükleme noktaları, kimi zaman yükün uygunluğu
zamanlama sebebiyle veya bu belgeleri dolduran şöför arkadaşlarımızın
dalgınlığı sebebiyle uygulanan cezaların çok doğru uygulanmadığını görüyoruz” dedi. Horosan, uluslararası
taşımacılık yapan firmaların karşılaştığı bu sorunların ele alınıp çözüme
kavuşturulmasını beklediğini de sözlerine ekledi.
Kasım 2013
52
OTOMOTİV
Araçtan akaryakıt
çalınması tarih oluyor
Akaryakıt maliyeti nakliye sektörünün en büyük gider kalemini oluşturuyor. Bir
de bunlara akaryakıt suistimalleri eklenince maliyet katlanıyor. Depodan izinsiz
akaryakıt boşaltımı yapılmanın önüne geçmek ve yakıt güvenliğini sağlamak için
harekete geçen UND, Eren Otomotiv ile işbirliği anlaşması imzaladı. Eren Otomotiv tarafından geliştirilen ‘Fueltanklock Yakıt Korum ve Güvenlik Sistemi’ mazot
giriş kapağına takıldığında akaryakıt çalınmasını yüzde yüz önlüyor ve araçların
tükettiği akaryakıt değerini tam olarak ortaya koyuyor.
UND, akaryakıttaki suiistimallerin
önüne geçerek akaryakıt güvenliğini sağlayan sistemler geliştiren Eren
Otomotiv ile işbirliği anlaşması imzaladı. UND üyelerinin uygun koşullarda bu hizmete erişmelerin sağlayacak işbirliği ile firmalar, akaryakıt çalınmasının önüne geçecekler ve araçlarının gerçek yakıt değerlerini ölçebilecekler.
İşbirliği UND Başkanı Çetin Nuhoğlu
ile Eren Otomotiv firma sahibi Mehmet Hanifi Bulut arasında imzalandı.
Kasım 2013
Anlaşma sonrası açıklamalarda bulunan Bulut, akaryakıt çalınmasının önüne geçen ve yüzde yüz koruma sağlayan sistemler geliştiren bir firma olduklarını ve bugüne kadar 27 bin araca
Fueltanklock cihazının montajını gerçekleştirdiklerini söyledi. Yurtdışına çalışan araçlarda da ölçüm yapılabildiğinin altını çizen Bulut, cihazın 20 yıl garantisi olduğunu ve müşterilerden bugüne kadar çok olumlu geri dönüşler aldıklarını kaydetti. Bulut “Montajını gerçekleştirdiğimiz müşterilerimiz o
kadar memnun kaldılar ki; başka firmaların da bu hizmetten yararlanması
için referans oldular” diyerek müşterilerine sağladıkları katma değere vurgu yaptı.
Pazarın yüzde 90’ına hakimiz
Şu anda pazarın yüzde 90’ına hakim
olduklarını ve birçok büyük firmanın
filosunda sistemlerinin kullanıldığını
anlatan Bulut, bunda satış sonrası hizmetlerinin ve müşteri memnuniyetine
verdiklerini önemin etkisinin büyük ol-
53
Fueltanklock
Yakıt Korum
ve Güvenlik
Sistemi aracın
gerçek yakıt değeri ortaya çıkarıyor. 20 yıl
garantisi bulunan sistem kedini 3 ay gibi
kısa bir süredeamorti ediyor.
bilgi veren Bulut, “En büyük özelliğimiz 20 yıl veya araç ömrü kadar
garanti veriyor olmamız. 3 yıl önce
montajını yaptığımız firmalarda ürünümüz hala hiçbir sorun yaşanmadan kullanılmaya devam ediyor.
Ürünümüzü sertleştirilmiş ısı görmüş
alüminyumdan üretiyoruz. 40 faklı ürünümüz bulunuyor. Depo boyutları farklı olduğu için her araca özel
ürünler geliştiriyoruz. Akaryakıt dolumu sırasında hiçbir sıkıntı yaşanmıyor. Sınır kapılarındaki dolum tesislerinde ürünümüzün testlerini gerçekleştirdik ve bir sorunla karşılaşmadık.
Normal araçlarda dolum 3 kademe
ile gerçekleşir. Bu tip cihazların bulunduğu araçlarda ise dolum 1-2 kademe daha artar. Ancak bizim cihazımız ile normal araçta dolum nasıl
yapılıyorsa aynı şekilde gerçekleşiyor” diye konuştu.
3 ayda kendini amorti ediyor
duğunun altını çizdi. Bulut, Türkiye genelinde 5 bölge müdürlüğü ile hizmet
verdiklerini belirterek, “Ürünü taktıktan
sonra işimiz bitti demiyoruz. Müşterilerimizin her türlü servis hizmetlerini gerçekleştiriyoruz. Pazarı iyi analiz ediyoruz ve müşteri beklentilerinin ne olduğunu ortaya koyuyoruz” diye konuştu.
yapılan akaryakıt hırsızlığı dizboyu. Sürücüler akaryakıt çalınmasın diye gözü açık
uyuyorlar.”
20 yıl garanti
Fueltanklock’ın özellikleri hakkında da
Cihazın alım maliyetinin yüksek olmadığını söyleyen Mehmet Hanifi Bulut, 3
ay gibi kısa bir sürede kendini amorti ettiğini söylüyor. Bulut, “Çünkü suiistimaller ve akaryakıt çalınması her firmada oluyor. Mazot kolaylıkla paraya dönüştürülebiliyor. Her köşe başında bu işi yapan insanlar var. Bu ürünü
sadece Türkiye’ye de satmıyoruz, Azerbaycan gibi akaryakıtın ucuz olduğu
ülkeler de bizim cihazımı kullanıyor”
diyerek herkese fayda sağlayan bir sistem olduğuna vurgu yapıyor.
Büyüklerin tercihi
Ekol Lojistik, Hilal Trans, Hüner, Karakuş Nakliyat, İçtaş Demirçelik, Ceynak
gibi Türkiye’nin önemli firmaları ile çalıştıklarına da değinen Mehmet Hanifi
Bulut, hafif ticari araçlar da dahil, inşaat kamyonları ve çekicilere özel ürünler geliştirdiklerini belirtti. “400-500
bin araçlık bir pazara hitap ediyoruz”
diyerek bu cihazdan herkesin faydalanabileceğine değinen Bulut, en önemli özelliklerinin ürünlerini sürekli geliştirmek olduğunu ifade etti.
UND yapılan işbirliğinin kendileri için
büyük önem taşıdığını belirten Bulut,
uluslararası nakliyecilere sağlayacakları
faydaları ise şöyle anlattı: “Bizim ürünlerimiz bir tasarruf cihazı değil. Ürünün
montajı yapıldıktan sonra aracın gerçek
yakıt değeri ortaya çıkıyor. Yani bir araç
yükü alıp yola çıktığında ne kadar yakıt
harcıyorsa onu firma sahibi görebiliyor.
Avrupa’nın birçok ülkesinde araçlardan
Kasım 2013
54
LOJİSTİK
Yabancı TIR’lar Denetimlere Takıldı
Türk TIR’larına Talep Başladı
Yabancı ülkelerin Türkiye’deki taşıma payları gündemin sıcak maddesini oluşturmaya devam ediyor. Ulaştırma Bakanlığı, yabancı TIR’lara denetimi sıkılaştırınca,
yabancı TIR’lar binlercesi eksik belgeye takıldı. Yabancı TIR’ların eksik belgeye takılması Türk TIR’larına olan talepte artışını beraberinde getirdi.
Karayolu ile ihracat taşımalarında Türk plakalı TIR’lara talep arttı. Bu da direkt navluna yansıdı. Yılın ikinci yarısında başlayan navlun artışı kasım ayında tavan yaptı. UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin, “Navlunlar yılın ilk yarısına
oranla yaklaşık 700 euro arttı” dedi. Talep artışı lojistikçilerin araç yatırımını
da artırdı. Binden fazla aracı olan Mars Lojistik, 200 yeni TIR almayı planlıyor.
Tulgar, “İşler böyle iyi giderse bu sayıyı 500’e çıkaracağız” dedi.
En Önemli Faktör
Yabancı TIR’lara Yönelik
Denetimlerin Artırılması
Sektör uzmanlarının analizine göre
Türkiye plakalı araçlara ve navlun çıkışına yol açan en önemli faktör, yabancı TIR’lara yönelik denetimlerin artırılması. Bakanlık, ağustos ayında bir tebliğ yayımlayarak
Kasım 2013
denetimlerin artırılmasını öngördü.
Bu denetimler sonrasında Türkiye’ye
belgesiz giren binlerce yabancı plakalı TIR, denetimlere takıldı, yük alamadı. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu,
“Bakanlığın tebliği daha önceki uygulamanın hatırlatması niteliğinde.
O tebliğde altı çizilen nokta yabancı TIR’lara belge kontrolü yapılması.
Türkiye’de yıllardır hiçbir kurum belge kontrolü yapmıyordu. Yabancı
TIR’lar doğru belgelerle mi gelmiştir? Belgelerinde eksiklik var mıdır?
Mevcut belgeler geçerli midir? Bu
kontrol onların tarafında yıllardır yapılıyor” dedi. Bakanlığın Ağustosta
yayınladığı tebliğde “Geçiş belgesi
veya bakanlığın özel iznini gerektir-
55
diği halde; geçiş belgesiz veya özel
izin alınmaksızın yapılan eşya/yük taşımalarında her taşıma türü için birim
taşıt veya taşıt katarı için 3 bin euro
veya karşılığı Türk Lirası geçiş ücreti alınır ve bu taşıtların Türkiye’ye giriş ve çıkışlarına izin verilir. Uygun olmayan geçiş belgesiyle yapılan üçüncü ülke eşya/yük taşımalarında, birim
taşıt veya taşıt katarı için 3 bin euro
veya karşılığı Türk Lirası geçiş ücreti alınır ve bu taşıtların giriş ve çıkışlarına izin verilir” ifadeleri yer alıyor.
Cezaların Uygulanması İle
Yabancı Araçların
Türkiye’den Taşımaları Azaldı
Türkiye plakalı TIR’lara talep artışında başka etkenler de var. Uluslararası Taşıma Acenteleri Birlikleri FIATA Başkan Yardımcısı Kosta Sandalcı, ihracat taşımalarındaki artışa dikkat çekerek, “Talep arzı geçti, araç sıkıntısı var. İstemeye istemeye de olsa
gözümüzü kulağımızı kapatıp yabancı araçlara ‘Gel buyur’ demek zorundayız. Aksi halde tekstil ve otomotiv
gibi Türkiye’nin lokomotif sektörlerinde ihracatta büyük sıkıntı olacak”
dedi. Mars Lojistik Genel Müdürü Ali
Tulgar ise yıllık sözleşme yapan müşterilerin yüzde 15’leri bulan bu navlun artışından şikayetçi olduğunu söyledi. Uluslararası Taşımacılık ve Lojis-
tik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD)
Başkanı Turgut Erkeskin, talep artışı
ve navlunların yükselişinde ihracattaki mevsimsel artışın da etkili olduğunu söyledi. Erkeskin, “Mevsimsel olarak her yıl olduğu gibi yılın son dört
ayında ihracat taşımalarımız arttı ancak bu yıl geçen seneye oranla ihracatımızın yükselmesi karayolu taşımacılığına olan talebi de eylül öncesine
nazaran yükseltti” dedi. Talebin artmasındaki bir başka unsurun da yabancı
plakalı araçların 3. ülkelere yaptığı taşımalarda uygulanan denetimlerin artırılması olduğunu vurgulayan Erkeskin,
“Cezaların uygulanması ile yabancı
araçların Türkiye’den taşımaları azaldı
ve buna bağlı olarak talep Türk plakalı
araçlara kaydı. Araçlar da yetersiz kaldı. Bir de ithalat, özellikle Güney Avrupa ülkelerinden azaldı ve o bölgeye
giden araçların taşıma talebi olmamasından dolayı Türkiye’ye dönmemesi
sıkıntı yarattı. Bu da Türkiye’den çıkışlarda araç darlığına yol açtı. Tüm bu
unsurlar üst üste gelince eylülden itibaren araç azlığı gözlemliyoruz. Bu da
piyasa dinamikleri çerçevesinde navlunlarında artışa yol açtı. Navlunlarda
500-700 euro arasında artış görüyoruz” diye konuştu.
dığı belirtiliyor. TİM Lojistik Konseyi Başkanı Bülent Aymen,”Ulaştırma
Bakanlığı’nın bu uygulaması Türk
TIR’larının karşı tarafta ciddi sıkıntılar
yaşamasına neden oluyor. Özellikle
Bulgaristan ve Romanya’nın kestiği
bu cezalar bizi zor durumda bırakıyor” diye konuştu. Serbest ticaret anlaşmalarından dolayı pazar kaybı yaşandığına dikkat çeken Aymen, “Bu
tür uygulamalar hem navlun maliyetlerini artırıyor hem de pazara ulaşmada problemler yaşanmasına neden oluyor” dedi.
Talep Arzdan Fazla, Navlunlar Eylülden Bu Yana Artıyor
Mars Lojistik’in Genel Müdürü Ali Tulgar da ciddi bir araç sıkıntısı olduğunu dile getirdi. “Talep arzdan fazla,
navlunlar eylülden bu yana artıyor” diyen Tulgar, yıllık sözleşme yapan kimi
müşterilerin navlun artışına sıcak bakmadığını söyledi. Tulgar, şöyle konuştu: “İthalat ve ihracat arasındaki Kurban Bayramı’ndan iki hafta öncesinde
başlayan ciddi bir dengesizlik var. Bir
anda ihracat taşımalarında artış oldu.
Talep artışıyla piyasada araçların yetersiz kalması karayolunda navlunları
artırdı. İthalatta düşüş var ama bu ithalat navlununu çok düşürmedi. İhracat navlunundaki artış da aslında olması gereken bir durum. Müşteriler
navlun artışını kabul etmek istemiyor.
Bu da tabi yıllık yapılan sözleşmelerde
lojistik sektörünü sıkıntıda bırakıyor.”
Romanya ve Bulgaristan’daki
TIR’larımıza Ceza Yağıyor
Yabancı plakalı TIR’lara belge kontrolünü sıklaştırmasına Romanya ve
Bulgaristan’dan jet karşılık geldi. Romanya ve Bulgaristan’da iş yapan Türk
TIR’larına basit nedenlerden dolayı çok
sayıda trafik cezaları kesilmeye başlan-
Nuhoğlu: “Taşımacılıkta Pazar
Kaybımız Yüzde 20”
Son 5 yılda Türk taşımacılığının pazar payının gittikçe azaldığını belirten
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Yaklaşık yüzde
20 oranında pay kaybettik. Biz Batı’ya
2007 yılında 325 bin taşıma yapıyorduk. 65’bin de yabancılar taşıma yapıyordu toplam taşıma sayısı 390 bin idi.
Geçen yıl bizim Avrupa’ya taşımalarımız 300 bine düştü. Avrupalıların yaptığı taşıma sayısı 200 bine çıktı. Yılda 100 bin araç boş olarak Türkiye’ye
giriyor. Türkiye’nin yükünü alıyor ve
Avrupa’ya taşıyor. Türk TIR’larının taşıyabileceği yükleri Avrupalılar neden
alıyor? Biz, uluslararası belirlenen kurallara uyuyoruz. Onlar bu kurallara
uymadan taşıma yaptıkları için haksız
bir rekabet ortamı doğuyor.”
Kasım 2013
56
EĞİTİM
Almanya’da cezaların en önemli 2. nedeni
YÜK GÜVENLİĞİ İHLALLERİ
Almanya’da yapılan yol denetimlerinde yabancı araçların en çok ihlallerinden birini yük güvenliği oluşturuyor. Geçen yıl Almanya’da BAG tarafından 606 bin
ticari araç denetlendi. Denetimlerin 266 bini Alman
araçlara, 339 bini de yabancı araçlara yapıldı. Bu denetimler sonucunda 27 bin yabancı plakalı araca gerekli yük güvenliğini sağlayamadığı için ceza kesildi.
Üyelerini bu konuda bilinçlendirmek
isteyen UND, BAG Eğitmeni Polis
Başkomseri Holger Lemmert ile işbirliği yaparak 26-27 Kasım GAT Lojistik
Tesislerinde BAG Araç ve Yol Kenarı Denetim Eğitimi düzenledi. İlk gün
yapılan eğitimlerde teorik eğitim veren Holger Lemmert, AB’nin yük güvenliğine neden önem verdiğini anlattı. Ticari araçların karıştığı kazaların yüzde 25’inin yük güvenliği ile ilgili olduğunu aktaran Lemmert, “AB
Komisyonu yük güvenliğinin sebep olduğu kazaları azaltmak için çalışmalar yürütüyor. Önümüzdeki 10 yıl içeresinde Komisyonun en çok eğileceği
konuların başında yük güvenliği var.
Bu yüzden Almanya’da yapılan denetimlerde araçlardaki yükleme ihlalleKasım 2013
ri önem taşıyor ve cezalandırılıyor Tabi
bunda ihlalin kolay tespitinin de önemli rolü var” dedi.
Türkiye’nin ADR Konvansiyonu’na üye
olmasıyla yük güvenliği konusundaki
şartları da kabul etmiş olduğunu dile
getiren Lemmert, Türkiye’nin yurtiçindeki taşımalarında da bu denetimleri
yapması gerektiğini vurguladı.
Holger Lemmert, 2012 yılında
Almanya’da yapılan denetimlerde en
çok ceza alan ihlalin sürüş ve dinlenme
süreleriyle ilgili olduğunu ikinci en fazla
ihlalin ise yük güvenliği konusunda yaşandığını söyledi. Sürücülerin denetimlerde neler yapması gerektiği konusunda bilgi veren Lemmert, “Sürücünün
bütün evraklarını şeffaf bir dosya içiresinde bulundurması gerekiyor. Araç
içinde bulunamayan evraklar yüzünden de birçok sürücü ceza alabiliyor.
Ayrıca belgelerin kesinlikle PVC ile
kaplanmaması gerekiyor” dedi.
Treyler için yapılacak yüklemelerde
temel olarak önden 2,40 cm, yanlardan 5 cm, arkadan ise 5 cm boşluk
bırakılması gerektiğini ifaden eden
Lemmert, eğitimde L ve XL kodlu treylerler için yükleme şartlarını anlattı. L
kodlu treyler için ön duvarın toplam
yükün yüzde 40’ını, yan korumaların
yüzde 30’unu, arka kapının ise yüzde
20’si oranında dayanıklılığa sahip olduğu prensibiyle hareket edilmesi gerektiğini dile getiren Lemmert, bunu
aşan durumlarda ihlalin gerçekleşeceği ve cezai işlemlerin uygulanacağı uyarısında bulundu. Lemmert, XL
kodlu treylerde ise bu oranların biraz
daha yukarı çıktığını ön duvarda bu
oranın 50, yanlarda 40, arkada ise
yüzde 30 olduğunu söyledi.
İkinci gün yapılan eğitimlerde Holger
Lemmert, araç üzerinde güvenli yüklemelerin nasıl yapılacağını anlattı.
Spanzetlerin 90 kg yükü sabitleyebildiği bilgisini paylaşan Lemmert, tentelerin kesinlikle yükü tutma gibi bir işlevi olmayacağını hatırlattı.
57
Güvenli yük için
neler gerekiyor?
Yüklerin sahip oldukları özellikler yük
güvenliği konusunda treyler üreticilerine önemli sorumluluk yüklüyor. Yük
güvenliğinde önemli nokta anormal
şartlarda treylerin göstereceği performanstır. Bir kaza esnasında treylerin ön
veya yanlarında oluşacak basıncı treylerin karşıması gerekiyor. Yine aynı şekilde yüklerin araç üzerindeki dağılımı ve yüklerin sabitlenmesi yük güvenliğinin sağlanması için temel konuları
oluşturuyor.
Araç konstüksiyonunun
stabilitesi
Yük taşımaya mahsus araçlar, taşıdıkları yükle birlikte güvenli seyredebilecek bir konstrüksiyona sahip olmalı.
Yük taşıyan araçların ön duvarları, taşınan faydalı yük ağırlığının yüzde 80’ine
tekabül eden bir güçle öne doğru hareket ederek çarpmasını karşılayacak
mukavemette olmalı. Aracın yan duvar
veya panelleri ise taşınan faydalı yük
ağırlığının yüzde 50’sine tekabül eden
bir güçle yanlara çarpmasını karşılayacak mukavemette yapılmalı.
Yük taşıma amaçlı araçların taban yüzeylerinin kaymaz malzeme ile kaplan-
ması, yükün araç hareket halinde iken
daha stabil bir konumda taşınmasını
sağlayan bir başka önemli faktördür.
Araçlar, taşınması amaçlanan özel yüklerin özellikleri doğrultusunda tasarlanmalı ve özel yükün gerektirdiği güvenlik tertibatını haiz bir şekilde imal edilmelidirler.
Araç üzerinde yük dağılımı
Kamyonlar, römorklar ve yarı römorklar
yüklenirken, izin verilen maksimum aks
ağırlıklarını aşmamaya özen gösterilmeli. Bir başka önemli nokta ise, yönlendirici aksa düşen minimum gerekli yük
miktarından daha az bir yükün gelmesini
önlemek. Zira, yönlendirici aksın güvenli
bir yönlendirme işlevi için belli bir yükün
altında bulunması şarttır. Yükün, araçların sahip olduğu dingillerin her birine izin
verilen minimum ve maksimum miktarlarda dağılmasının hem güvenlik açısından hem de ekonomik bir taşıma performansı açısından büyük yararları var.
Yük bağlama halkaları
Yük taşımaya mahsus kamyonlar, römorklar ve yarı römorklar, DIN 75410 – 1 normuna göre, tabana yerleştirilmiş yük bağlama halkalarını haiz olmalı. Bu standarda göre;
Araç tabanın sağ ve sol yanlarında, aracın uzun
ekseni boyunca yanlarda televre üzerinde olacak şekilde ve her biri 2.200 Kg. çekme kuvvetine mukavemet gösterecek yük bağlama halkaları imal edilmeli. İki yük bağlama halkası
arasındaki mesafe en fazla 1.200 mm olmalı. Buna göre, standart 13.60 m. Boyunda bir
yarı römorkta her bir yanda 12’şer adet olmak
üzere toplam 24 adet yük bağlama halkası bulunması zorunlu.
Yükün güvenli bir şekilde sabitlenmesi için kullanılan bağlama araçlarının standartları da
DIN EN 12195 – 1, 2 ve 3 standartları ile belirleniyor. Burada ilke, bağlama halatına uygulanan gerdirme gücü kadar bir güçle yüke düşey
yönde bir kuvvet uygulanması ve böylelikle yük
ile araç tabanı arasında sürtünmenin arttırılarak
yükün sabitlenmesi esasına dayanıyor.
Paletler ve paletli yükleme
DIN 15146 standardı ile boyutları, malzemesi ve tipi belirlenen paletlerin kullanımı bütün
dünyada yaygınlaşıyor. Yüklerin paletler üzerine yerleştirilerek güvenli bir şekilde ambalajlanması, üreticiler tarafından yapılmakta, taşıyıcıya yükler paletli olarak teslim ediliyor.
Paletler, yükün güvenli bir şekilde ve düzgün
sabitlenmesinin yanı sıra boyutlarının standart olması nedeniyle yük dağılımı ve kapasitesi hesaplamalarında ve planlama çalışmalarında da kolaylık sağlıyor. Standart bir
yarı-römork, 33 Euro Palet kapasitesine sahip.
Forklift, transpalet gibi araçlar tarafından taşınabilecek özellikte imal edilen paletlerin yükleme ve boşaltma işlemleri de paletlenmemiş
yüklere oranla çok daha hızlıdır ve kayda değer bir ekonomik fayda sağlıyor.
Günümüzde en yaygın kullanılan palet 800 x
1.200 mm ölçülerindeki Euro Palet olmakla
beraber, 1.000 x 1.200 mm ölçüsündeki ISO
palette kullanılmaktadır. Özel yüklerin palet
ölçüleri de özel olabilir (örneğin çiçek üretim
endüstrisinde olduğu gibi)
Almanya’da ticari araçlar için yapılan denetimler
Toplam 2012
Alman 2012
Yabancı 2012
Kontrol edilen Araç sayısı
606.099 100,0%
266.684 44,0%
339.415 56,0%
İhlaller
Toplam
269.738 100%
155.352 57,6%
114.386 42,4%
Karayolu Taşıma
7.078 2,6%
3729
52,7%
3.349
47,3%
Yasa Dışı Çalıştırma
325
0,1%
192
59,1%
133
40,9%
Sürüş ve Dinlenme 212.56478,8%
135.688 63,8%
76.876
36,2%
Tehlikeli Madde
6.708 2,5%
2.646 39,4%
4.062
60,6%
Trafik Kanunu (Yük güvenliği) 38.380 14,2%
11.410 29,7%
26.970
70,3%
Atık Kanunu 4.575 1,7%
1.640 35,8%
2.935
64,2%
Diğer**
108
0,0%
47
43,5%
61
56,5%
*Dikkat: İhlaller hukuk alanlarına göre kayıt altına alınmıştır. Alanına göre birden fazla ihlal söz konusu olmuş olabilir.
** Gıda, Hayvan Hakları Kanunu v.s. gibi
Kaynak: BAG
Kasım 2013
58
EĞİTİM
“Lojistik Nefes Gibidir,
Kıymeti Kesilince Anlaşılır!”
Beykoz Lojistik MYO Lojistik Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi Müdürü Prof.
Dr. Okan Tuna, Beykoz Lojistik MYO Mütevelli Heyet Başkanı Ruhi Engin’in “Lojistik nefes gibidir, kıymeti kesilince anlaşılır” sözünden hareketle lojistik bölümünde uygulamalı eğitime önem verdiklerini dile getiriyor.
tim ve organizasyonel metotlara odaklanmıştır” diyor. Prof. Dr. Tuna, Beykoz Lojistik MYO’da şu anda 12 tane
program bulunduğunu ifade ediyor.
Prof. Dr. Tuna, bu bölümleri; Lojistik,
Dış Ticaret, İşletme Yönetimi, Deniz ve
Liman İşletmeciliği, Sivil Hava Ulaştırma İşletmeciliği, Sivil Havacılık Kabin
Hizmetleri, Raylı Sistemler İşletmeciliği,
Enerji Tesisleri İşletmeciliği, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Bilgisayar Programcılığı, Mobil Teknolojileri, Marina İşletme olarak özetliyor. Prof. Dr. Tuna,
Lojistik Programı’nın 311 öğrencisinin Türkçe, 249 öğrencisinin İngilizce, 207 öğrencisinin ikinci öğretim ve
53 öğrencisinin uzaktan eğitim programında eğitim- öğretim gördüğünü
söylüyor. Toplamda lojistik programının 820 aktif öğrencisi bulunuyor.
Bütün Programlarda Burs İmkanı
Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu
2008 yılında Türkiye Lojistik Araştırmaları ve Eğitim Vakfı (TÜRLEV) tarafından
kuruluyor. Beykoz- Kavacık Yerleşkesi
ve Beykoz- Çubuklu Yerleşkesi olarak
iki kampüste eğitim veriliyor. Beykoz
Lojistik Meslek Yüksekokulu “Tematik
Eğitim” veren ilklerin okulu olarak ön
plana çıkıyor. Beykoz Lojistik MYO’da;
Lojistik Yönetimi, Yöneylem Araştırması, Tedarik Zinciri Yönetimi, Depolama, Taşımacılıkta Planlama ve Operasyonları, Uluslararası Ticaret, Tehlikeli Madde Taşımacılığı, Lojistik Mevzuatı, Lojistikte Laboratuar ve Simülasyon Uygulamaları, İş Yeri Uygulaması,
İşletme Yönetimi, Muhasebe gibi birçok ders bulunuyor. Konuyla ilgili olarak Beykoz Lojistik MYO Lojistik Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Okan Tuna, “Müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere, hammaddenin başlangıç noktasından, ürünün
tüketildiği son noktaya kadar olan tedarik zinciri içindeki malzemelerin, serKasım 2013
vis hizmetlerinin ve bilgi akışının etkili ve
verimli bir şekilde, her iki yöne doğru taşınmasının ve depolanmasının, planlanması, uygulanması ve kontrol edilmesi
şeklinde ifade edilen lojistik; son yıllarda
sınırların kalkması (deregülasyon), küreselleşme ve teknolojide meydana gelen hızlı ilerlemeler ile birlikte, işletmeler
arasında iletişim olanaklarının da artması sonucu giderek önem kazanmakta
ve bir rekabet silahı olarak kullanılmaktadır” diyor. Bu doğrultuda lojistik işletmeler kendi süreçleri kontrol ve işleyişi
için gereken iç dinamiklerini kullanırlarken, pazarda üstün olma ve rakiplerini
geçmek için stratejilerini ülke, bölge ve
küresel bazda avantajlara sahip olmayı
istediklerini aktaran Tuna, Çevre, kaynakların etkin kullanımı, işgücü ve uluslararası normlarla birlikte etkin ve verimli bir büyümeyi planlayan işletmeler
öngörümleme ve projeksiyonlarla karşılaşacakları finansal riski de göz önüne
alırlar. Bu bakış açısından lojistik dersi
lojistik organizasyonlar bazında yöne-
Beykoz Lojistik MYO’nun, bütün programlarında burs imkanı bulunduğunu
ifade eden Prof. Dr. Tuna, “20132014 eğitim- öğretim yılında tam
burslu olarak 112 kontenjanı, yüzde
50 burslu 840 kontenjanı ve yüzde 25
burslu 168 kontenjanı mevcuttur. Görüldüğü üzere bir vakıf MYO olarak
tam ücretli hiçbir kontenjanımız bulunmamaktadır. Beykoz Lojistik MYO’nun
farkı ‘Tematik Eğitim’ sağlamasıdır.
Bütün programlarımız lojistik eksenli olup, her biri lojistik bütününün içinde yer alan özgün programlardır. Bu
programlardan mezun olan gençlerin her birinin lojistik sektöründe yapacağı görevler ayrı ayrı olup, hepsi bir
araya geldiğinde en doğru hizmeti vererek lojistik bütününü oluşturur. Açılan programlardaki derslerin içerikleri ve uygulamaları lojistik sektörünün
anlatıldığı bir yapıdadır. Diğer taraftan öğrencilerimizin, edindikleri teorik bilgiyi pratik uygulamalarla hayata geçirmesini sağlamak Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’nun en önem-
59
gi Teknolojileri’ni (BT) etkin kullanmaları,
kendilerini ifade edebilmeleri ve mesleki
bilgilerinin yeterliliği konusunda iş hayatına hazırladıklarını; bu gibi temel bilgilerin öğrencileri sektörde bir adım önde
tuttuğunu vurguluyor. Üniversitelerin sektördeki kalifiye eleman sıkıntısını giderdiğini ifade eden Prof. Dr. Tuna, mezunlarının yüzde 68’inin kendi alanlarında çalıştığını ve üniversite mezunlarının sektöre
katma değer sağlayacağını belirtiyor.
Yaparak Öğreniyorum
li hedeflerinden biridir. Bu amaçla, sektörde faaliyet gösteren pek çok kurum
ve kuruluşla ‘işbirliği protokolü’ imzalanmış ve imzalanmaya devam etmektedir. Öğrencilerimizin, kendi alanlarıyla ilgili kurum ve kuruluşlara yerleştirilmesine yardımcı olunmakta ve endüstriye dayalı eğitimleri takip edilmektedir.
Bu uygulama çalışmaları, ilgili program başkanları tarafından iş yerlerinde takip edilmekte ve gerektiğinde denetlenmektedir. Öğrencilerimizin zorunlu stajları 30 iş günü olup stajlarını yaz döneminde yada dönem içinde
boş oldukları günlerde stajlarını yapabilmektedirler. Staj Ofisimiz mezunlarımıza iş imkanı ve öğrencilerimize staj
yeri imkanı sağlamak amacıyla farklı sektörlerden haftada yaklaşık 10 firma ziyareti gerçekleştirmektedir” diyor.
Lojistiğin niş bir bölüm olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tuna, lojistiğin niş bir
bölüm olduğundan dolayı hiç bitmeyecek bir alan olduğunun da altını çiziyor. Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Prof. Dr. Tuna, “Lojistik alanında ilerlemek isteyen tüm aday öğrencilere tavsiyemiz, İngilizce eğitim almaları ve gelişen iki alana ayak uydurmalarıdır. Lojistiğin olmazsa olmazı “Bilgi
Teknolojileri ve Ulaşım” alanlarını güncel takip etmeleridir. Yeniliklere açık olmaları, çözüm odaklı olmaları gibi birçok konuda hem kendi öğrencilerimize
hem de öğrenci adaylarına tavsiyemizdir” diyor. Prof. Dr. Tuna, Yüksekokul
Mezunlar Derneği’nin yapmış olduğu
çalışma doğrultusunda yüzde 68 oranında mezunlarının kendi alanında çalıştığını da sözlerine ekliyor. Mezun olan
öğrencilerle ilgili sektörden olumsuz bir
tenkit almadıklarını ifade eden Prof. Dr.
Tuna, öğrencilerini İngilizce eğitim, Bil-
Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’nda
(BLMYO) uygulamalı eğitimin son derece önemli bir yerde olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Tuna, “Beykoz Lojistik Meslek
Yüksekokulu tarafından başlatılan ‘Yaparak Öğreniyorum’ modeli öğrencilerin bilgileri dışında beceri ve tutumlarını
da olumlu yönde geliştirmeye yönelik bir
zemin hazırlamaktadır. Türkiye’nin 2023
hedefleri içinde yer alan 500 milyar dolar
ihracat hedefin gerçekleştirilmesi için bu
tür bir eğitim modeline ihtiyaç bulunmaktadır. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu
bu anlamda öncü bir rol oynamaktadır.
Bu ve bunun gibi bir çok proje ile, nitelikli mezunları ile lojistik sektörüne büyük
bir katma değer sağladığımızı düşünüyorum. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu (BLMYO) öğrenim kalitesinin artırılması yönündeki çalışmalarına devam etmektedir. Mesleki eğitimin sadece teorik bilgiye dayalı olarak icra edilemeyeceği, yanında muhakkak uygulamanın da olması gerektiğine inanan BLMYO, ‘Yaparak
Öğreniyorum’ felsefesi ile eğitim uygulamalarını yeniden tasarımlamaktadır” diyor. BLMYO bünyesinde geliştirilen ‘Yaparak Öğreniyorum’ felsefesinin üç ana
temel öğe üzerine kurgulandığını ifade
eden Prof. Dr. Tuna şu bilgileri veriyor:
Mesleksel Beceriler Geliştirme Merkezi: Öğrencilerin mesleğe yönelik uygulama yönlü becerilerini geliştirmek amacıyla oluşturduğu merkezin bünyesinde çok
çeşitli laboratuvar ve atölyeler oluşturulduğunu aktaran Prof. Dr. Yuna, “Mes-
leksel Beceriler Geliştirme Merkezi; öğrenme hedeflerine yönelik tasarıma sahip olan ve öğrencilerin işbirlikçi öğrenme yeteneklerini geliştiren ortamlar olarak tasarlanmıştır. Bu merkezin sadece
eğitim değil aynı zamanda proje geliştirmek gibi hedefleri de bulunmaktadır.
Nitekim, öğrenciler sektöre yönelik projeleri burada yapabilmektedir. Bu laboratuvar ve atölyelere ilişkin temel bilgiler
şunlardır: Lojistik ve Dış Ticaret Laboratuvarı, Denizcilik Atölyesi, Mobil Teknolojiler Atölyesi, Alternatif Enerjiler Laboratuvarı, Konvansiyonel Enerjiler Laboratuvarı, Kabin İçi Eğitim Ünitesi.”
Simülasyon Uygulama Platformları: Simülasyon Uygulama Platformları ile ilgili olarak Prof. Dr. Tuna, “Etkileşimin
en üst düzeyde olduğu bu platformlar
yetişkin eğitiminin vazgeçilmez bir unsuru olarak günümüzde önemli bir kabul görmektedirler. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu bu çerçevede yeni bir
yapılanma içerisine girmiş ve ders içeriklerine uygun simülasyon platformlarını hem satın alma hem de geliştirme
yoluyla bünyesinde kullanmaya başlamıştır. Bu platformlar sayesinde, bilgisayar ortamında interaktif öğrenebilme sağlanabilmekte ve kullanıcıların
başarı düzeyleri eş zamanlı olarak ölçülebilmektedir” diyor. Prof. Dr. Tuna,
Hamburg Limanı Simülasyonu, Dış Ticaret Lojistiği Simülasyonu, Depolama
Simülasyonu, Proje/Sokak Laboratuvarı Uygulamaları gibi uygulamaların simülasyon uygulama platformları sisteminde olduğunu ifade ediyor. Prof. Dr.
Tuna, UND ile daha önce ortak çalışmaları olduğunu, bu çalışmaların artarak devam etmesini istediklerini de
ifade ediyor. Konuyla ilgili son olarak
Prof. Dr. Tuna, “Röportajımızı Mütevelli
Heyet Başkanımız Ruhi Engin Özmen’in
bir sözü ile bitirmek isterim.“Lojistik nefes gibidir, kıymeti kesilince anlaşılır”.
Bu cümle lojistik eğitiminin ve lojistik
sektörünün önemi çok iyi anlatmaktadır” diyor.
Çalışanlar İçin Lojistik ve Dış Ticaret Programlarımızın
Uzaktan Eğitim Uygulamalarını Hayata Geçirdik
“Sektörde ciddi oranda lojistik dışındaki disiplinlerde eğitim almış veya henüz yükseköğrenimini tamamlamamış personel olduğunu biliyoruz. Bu arkadaşlarımız için lojistik ve dış ticaret
programlarımızın uzaktan eğitim uygulamalarını hayata geçirdik. Derslerin, ödevlerin ve projelerin tümüyle internet üzerinden yürütüldüğü bu programlarda öğrencilerimiz sadece yarıyıl
sınavları için okula geliyorlar. Eğitimlerini iş yaşamıyla birlikte sürdürebiliyorlar. Örgün lojistik
ve dış ticaret programıyla aynı diplomaya sahip olacakları uzaktan eğitim programlarımız hali
hazırda sektör çalışanları tarafından yoğun ilgi görüyor. Ayrıca ‘Yaşamboyu Öğrenme Merkezimiz’ üzerinden yine sektör çalışanlarımıza yönelik gerek yüksekokulumuzda gerekse firmalarda örgün eğitim programlarımızı da yürütüyoruz.”
Kasım 2013
60
RÖPORTAJ
Batı Akdeniz’de Lojistik Hedeflere
Ulaşılabilmesi İçin Mevcut Projelerin
Hayata Geçirilmesi Gerekiyor!
BAKA (Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı) Genel Sekreteri Tuncay Engin, bölgede lojistikle ilgili hedeflere ulaşabilmek için bölgede lojistik köy kurulması yönünde çalışmalar yürütülmesi ve lojistik planların hayata geçirilmesi gerektiğini söylüyor.
UND’nin Sesi Dergisi olarak ‘kalkınma ajanslarımızla’ görüşerek, bölgelerdeki gelişmeleri, kalkınma ajanslarımızın bölgedeki rolü ve önemini işleyerek olup bitenleri okuyucularımızla paylaşmaya çalışıyoruz. İlk bölgesel
kalkınma ajansı 1933’te Amerika’da,
başta İngiltere olmak üzere gelişmiş Avrupa ülkelerinin tamamında
1950’li yıllarda bölgesel kalkınmayı sağlamak üzere kalkınma ajansları kuruluyor.
Bölgesel ekonomik kalkınma ve sosyal
gelişme alanında yaşanan yapısal dönüşümün ve sürdürülebilir kalkınmanın en önemli kurumları arasında yer
alan kalkınma ajansları, Türkiye’de
26 bölgede kuruluyor. Batı Akdeniz
Kalkınma Ajansı (BAKA) “Mutlu Yaşam Bölgesi: Batı Akdeniz” sloganıyla Antalya, Isparta ve Burdur illerinin
kalkınmasını sağlamak amacıyla 25
Temmuz 2009’da kuruluyor ve fiilen
Temmuz 2010’da faaliyetlerine başlıyor. Konuyla ilgili olarak BAKA Genel
Sekreteri Tuncay: “BAKA’nın; planlama faaliyetlerinde kurum ve kuruluşlara teknik destek sağlamak, plan
ve programların uygulanmasını sağlayıcı faaliyet ve projelere destek olKasım 2013
mak, kamu kesimi, özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek, bölgenin yurt içi ve
yurt dışında etkin tanıtımını yapmak,
bölgeye yatırımcı çekmek gibi tanımlanmış görevleri bulunmaktadır” diyerek şu bilgileri veriyor: “Bu kapsamda
BAKA, bölge paydaşlarının katkıları ile
hazırlamış olduğu bölge planı hedefleri doğrultusunda faaliyetlerini sürdürmekte, kurum ve kuruluşların projelerine mali destek sağlamakta, Bölgenin
yurt içi ve yurt dışında tanıtımını yapmakta, bölgeye yatırımcı çekmeye çalışmaktadır.” Destekler ve sektörlerle ilgili olarak Engin, “BAKA’nın ilk faaliyeti yol haritası olacak 2010-2013
bölge planı hazırlanması oldu. Kalkınma ajansımız görev alanı Antalya Burdur ve Isparta’nın 10 yıllık yol haritası olacak yeni 2014-2023 bölge planı çalışmalarını tamamladı. Yeni bölge
planı için Antalya’da 16, Burdur’da 10
ve Isparta’da da 12 ilçe toplantısı gerçekleştirildi” diyor. BAKA, 2014-2023
Bölge Planı’nda vizyon, gelişme eksenleri, hedef ve stratejilerin belirlenmesinde kalkınma kurulu toplantısı çıktıları, yönetim kurulu kararları, sektörel ve tematik çalıştaylar, ilçe toplan-
tıları, kamu, özel ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini içeren katılımcı bir yaklaşım benimsendiğini aktaran Engin şöyle diyor: “Bölgenin vizyonu ‘sürdürülebilir yerel kalkınmada öncü, istihdam ve rekabet gücünü artırarak Türkiye’nin yaşam kalitesi en yüksek bölgesi olmak’ olarak belirlenerek amaç, hedef ve stratejiler de tespit edildi. Verilecek destekler ve strateji için kaynak olacak
olan yeni 10 yıllık bölge planımızda
Batı Akdeniz’in gelişme eksenleri ana
başlıkları da ‘Tarımda Modernizasyonun ve Kırsal Kalkınmanın Sağlanması’, ‘Turizmin Çeşitlendirilmesi ve Yaygınlaştırılması’, ‘Sanayide Rekabetçiliğin Artırılması’, ‘Ulaşım ve Lojistik Altyapısının Artırılması’ ve ‘Sürdürülebilir
Çevre ve Yaşam Kalitesinin Yükseltilmesi’ olarak belirlendi.”
Bölgede İhracat 3.09 Kat
Artış Gösterdi
Bölgenin ihracat yapısıyla ilgili olarak
Engin, Antalya, Isparta ve Burdur’un
son 10 yılda ihracatını 3,09 kat artırarak 416 milyon dolar seviyelerinden 1.284 milyon dolar seviyesine çıkardığını söylüyor. Engin, “Aynı
dönemde Türkiye, ihracatını 3,22
kat artırmıştır. Bölgenin son on yılda
ülke ihracatından aldığı pay dalgalı bir seyir izlemekte olup genel itibarı ile yüzde 1’in altındadır. Bölge ihracatının büyük çoğunluğu tarımsal
ve doğal kaynaklara dayalı ürünlerden oluşturmaktadır. En fazla ihracatı yapılan ürünler yaş sebze meyve, çimento, mermer, ağaç ürünleri,
vs. sayılabilir. BAKA, Batı Akdeniz’de
mali destek programları kapsamında 2010’da 10 milyon TL, 2011’de
20 milyon TL, 2012’de de 20 milyon TL olmak üzere toplam 50 milyon TL destek sağladı. Isparta, Antalya ve Burdur’da yıllara göre 2010’da
61
36, 2011’de 82 ve 2012’de ise 87 olmak üzere 205 projeye hibe desteği verilerek yaklaşık bin yeni istihdam oluşturuldu. Firmaların katkılarıyla da 100
milyon TL’ye yakın yatırım gerçekleşmesi sağlandı. Yeni mali destek programımızı yakında ilan edeceğiz” diyor.
BAKA’nın bölgenin ekonomik kalkınmasını sağlamak üzere birçok faaliyet
gerçekleştirdiğini söyleyen Engin, “Sektörlerde yatırımcılara hibe desteği, faiz
desteği ve faizsiz kredi destekleri sağlayan BAKA, Batı Akdeniz’e yerli ve yabancı yatırımcıları çekebilmek için yurt
içi ve yurt dışında yatırım tanıtımı yapıyor. Yatırımcılara yönelik de danışmanlık ve destek hizmetleri veriyor, yatırımcı eşleştirmesi de yapıyor. BAKA’nın faaliyetleri, sadece bölgede yapılacak
bazı projelere hibe vermek değil. Projelere başka kurumlar da çeşitli maddi desteklemelerde bulunuyor. Hibelerden çok daha önemli görevleri arasında bölgenin yatırım ile iş imkânlarının
yurt içi ve yurt dışında ilgili kurumlarla işbirliği içinde tanıtılması yer alıyor.
BAKA, bu manada uluslararası toplantılar düzenliyor, işadamları ile buluşuyor, ulusal ve uluslararası fuarlara katılım sağlıyor” diyor. Kalkınma ajanslarının yatırım tanıtım çalışmalarının yanı
sıra önemli görevlerinden birisinin de,
bölgeye gelmeyi planlayan veya mevcut yatırımcılara yatırım öncesinde, yatırım sırasında ve yatırım sonrasında
bürokratik süreçlerde yardımcı olmak
olduğunu ifade eden Engin, “Tek durak ofis yaklaşımı ile çalışan BAKA, bugüne kadar bölgede önemli projelere
imza attı. BAKA, 3 ildeki Yatırım Destek
Ofisleri’ne gelen yerli ve yabancı ortaklı firmalara başta arazi tespiti olmak
üzere yatırımların bölgemize kazandırılması amacıyla yatırımın her aşamasında yardımcı olmaktadır. KOBİ’ler ve firmalarımız kalkınma ajansının yatırımlarında ve faaliyetlerinde başta bürokratik olmak üzere tüm engelleri aşmaları
için kurulmuş kurumlar olduğunu unutmasınlar. Bölgeye gelmeyi planlayan
veya mevcut yatırımcılara yatırım öncesinde, yatırım sırasında ve yatırım sonrasında bürokratik süreçlerde yardımcı
olmak önemli görevlerimizden. Her zaman kapımız açık ve ücretsiz yatırım danışmanlığı için hizmete hazırız. Her zaman bize ulaşıp sorunlarını iletebilirler,
uzman kadromuzla çözüm önerileri bulmaya hazırız” ifadesini kullanıyor. Yatırımın her aşamada yardımcı olarak birçok yatırımın gerçekleşmesini sağladıklarını aktaran Engin, “Yatırım aşamasında teknik destek ile danışmanlık hizmeti sağlanarak 2011 ve 2012 yıllarında
Batı Akdeniz’de toplam tutarı 240 milyon TL olan yatırım projeleri hayata geçirildi. İki yılda BAKA olarak Antalya’da
22, Isparta’da 34 ve Burdur’da da 17
firmanın sorunlarının çözülmesini sağladık” diyor.
Ulaşım ve Lojistik
Altyapısının Artırılması
Antalya, Burdur ve Isparta’da Kalkınma
Kurulu toplantısı çıktıları, yönetim kurulu kararları, sektörel ve tematik çalıştaylar, ilçe toplantıları, kamu, özel ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini içeren katılımcı yaklaşımla hazırlanan yeni
bölge planında gelişme eksenlerinden
birinin de’ Ulaşım ve Lojistik Altyapısının Artırılması’ olarak belirlendiğini belirten Engin, “Batı Akdeniz’in ulaştırma
yapısının gözden geçirilip bölgeye ulaştırma alanında yeni yatırımlar yapılmasına dikkat çekilen bölge planımızda, hedefler ‘Karayolu Ağının Nitelik ve Kapasitesinin Artırılması’, ‘Havayollarının Etkin Kullanımının Sağlanması’, ‘Denizyolu Ulaşımının Geliştirilmesi’ ve ‘Demiryolu Alt Yapısının Güçlendirilmesi ve Demir Yolu Ağının Yaygınlaştırılması’ olarak
belirlendi. Hedeflere ulaşmak için belirle-
nen stratejilerden bazıları ise, ‘Bölgede lojistik köy kurulması yönünde çalışmalar yürütülmesi’, ‘Süleyman Demirel Havalimanı’nın bulunduğu bölgenin havacılık ekonomik bölgesi ya
da havacılık serbest bölgesi ilan edilmesi yönündeki çalışmalar’, ‘Antalya Limanı’nın hinterlandına konvansiyonel demiryolu ağı ile bağlanması, liman ile liman hinterlandı arasında bulunan ilişkinin güçlendirilmesi’,
‘yapılması planlanan İstanbul-Antalya,
Konya-Manavgat ve Antalya-Alanya
hızlı tren hatlarının sanayi, liman ve
havalimanı gibi stratejik noktalarla
bağlantısının sağlanması” diyor. Engin, BAKA olarak Isparta, Burdur ve
Antalya’nın sürdürülebilir kalkınması için ilgili STK ve ilgili müdürlüklerle koordineli çalışmalar sonunda görüş, öneri ile çözüm önerilerinin yer aldığı raporlar hazırladıklarını ifade ederek, raporları ilgili bakanlıklar ile yetkili mercilere sunduklarını söylüyor. Engin, ‘Isparta SD Havalimanı’nda Serbest Bölge Kurulması’, ‘Isparta’da Bölgesel Teşvik kapsamındaki sektörler ve
asgari yatırım tutarları’, ‘Isparta Deri
OSB’nin Karma OSB’ye dönüştürülmesi’, ‘Isparta SD Havalimanı’nda Havacılık Özel Ekonomi/Serbest Bölge
Kurulması Fikrinin Analizi’, ‘GES Yönetmeliği ile ilgili değişiklik önerileri’,
‘Körfez Turizm Pazarına Giriş Stratejileri’, ‘Yatırım Ortamının İyileştirilmesi ve
Alanların Belirlenmesi’, ‘Antalya- Konya Hızlı Tren Hattı’, ‘Batı Akdeniz Lojistik Çalıştay Raporu’, ‘Antalya’ya Uluslararası Direk Uçuşlarda İzin İşlemlerinin Kolaylaştırılması’ gibi rapor ve görüşleri ilgili bakanlıklar ve yetkili mercilere aktardıklarının ve süreci takip ettiklerinin altını çiziyor.
Kasım 2013
62
KISALAR
FiloTürk İş Ortaklarını Ağırladı
Mobiliz A.Ş markası olarak devam
eden FiloTürk, ürün ve hizmetlerinin
müşterilerine ulaşmasında kritik öneme sahip, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen iş ortakları ile 1-3 Kasım tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen etkinlikte biraraya geldi.
FiloTürk’ün iş ortaklarının bilgi donanımları ile motivasyonlarını arttırmak amacıyla gerçekleştirilen organizasyona Mobiliz yöneticilerinin yanısıra FiloTürk’ün tüm iş ortakları ve
bölge yöneticileri katıldı. Eğitimlerin
ardından yapılan ödül töreninde başarılı tüm satış ekibine ödülleri verildi. Organizasyona ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mobiliz A.Ş.
Genel Müdürü Adil Masaracıoğlu,
Türkiye’nin dört bir yanından iş ortaklarını ağırladıklarını ifade ederek,
‘İş ortaklarımız ile satış, hizmet ve pazarlama politikamız doğrultusunda
karşılıklı olarak bilgi alışverişinde bulunduk’ dedi.
İş ortaklarımız itici gücümüz
Adil Masaracıoğlu: “Mobiliz A.Ş olarak
orta ve uzun vadedeki büyüme hedeflerimize ulaşma konusunda en büyük
itici gücümüzün iş ortaklarımız olduğuna inanıyoruz. Birçoğu kendi sektöründe lider konumda bulunan 15 bini aşkın müşteri portföyüne sahibiz. FiloTürk
markası ile 150 binden fazla araca,
araç takip ve filo yönetim sistemi hizmeti sunuyoruz. 2018 yılında 500 bin
araca hizmet sunmayı hedefliyoruz. İşte
bu noktada iş ortaklarımıza büyük rol
düşüyor. Bilgi ve donamımları ile şirketimizin büyümesine katkı sağlayacaklarına inanıyoruz” dedi. Türkiye’nin ilk
ve tek Mobil Takip Operatörü FiloTürk,
şu an Türkiye’de toplam 150 bin araçta kullanılmakta, 10 binin üzerinde çoğunluğu sektör liderlerinden oluşan
saygın müşteri portföyüne Türkiye’nin
81 ilinde bulunan yaygın yetkili servis
ağı ve satış kanalları ile en hızlı ve en
kaliteli şekilde hizmet veriyor.
Beykoz Lojistik MYO mezunları
sektörde tercih ediliyor
Türkiye’nin ilk lojistik temalı meslek
yüksekokulu Beykoz Lojistik MYO Lojistik Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Okan
Tuna, Beykoz Lojistik MYO Yüksekokul Sekreteri M. Murat Şentürk
ve Endüstriye Dayalı Öğrenme ve
Staj Koordinatörlüğü’nden Nilüfer
Küçük’ün ziyaret ettiği mezunlarla iş
yaşamı ve sektör hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi sonucunda kendi iş fikirlerine yönelik planlarını hazırlayabilecek bilgi ve deneyimi
kazanan mezunlardan Bahar Ceyhan,
Görkem Önvural, Emine Çalışkan,
Erdem Erbaş, Mahmut Yavuz, Sema
Aykul, Sercan Tuncay ve Volkan Nadir Aksoy’a KOSGEB Girişimcilik sertifikaları verildi. Ceva Logistics Depo
Müdürü Murat Önvural’ın eşliğinde
mezun öğrencilerin çalışma ortamları hakkında bilgi ve başarıları paylaşıldı. Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Lojistik Araştırmaları ve UygulaKasım 2013
maları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Okan
Tuna konuyla ilgili yaptığı açıklamada
“Mezun öğrencilerimizi iş yerlerinde ziyaret ederek iş yaşamları hakkında bilgiler edindik. Mezunlarımızın iş hayatlarında gösterdiği başarılar bizim için
gurur verici. Okulumuzdan Lojistik, Bilgisayar Programcılığı, İşletme Programı, Deniz ve Liman İşletmeciliği, Dış Ticaret, Halkla İlişkiler ve Tanıtım, Sivil
Hava Ulaştırma İşletmeciliği ve Uygu-
lamalı İngilizce ve Çevirmenlik programlarından 2008-2012 döneminde
806 öğrenci mezun oldu. 806 mezundan 572’si iş hayatına başlarken
389 kişi sektörde kendisine iş imkanı
buldu. Yurt dışında çalışan mezunlar
da eklendiğinde Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu mezunlarının yüzde
77’lik bir kısmı sektör tarafından tercih edilen kişiler arasında yerini aldı”
şeklinde konuştu.
63
Jean-Claude Van Damme ‘Kamyoncu’ Oldu
Bugüne kadar cesaret isteyen sayısız gösteriye imzasını atan Hollywood’un en ünlü aksiyon film yıldızı Jean-Claude Van Damme,
yeni Volvo FM’in tanıtımı için kamera karşısına geçti. Volvo Kamyon’un son filmi olan
‘The Epic Split’te rol alan Van Damme, Volvo Dinamik Direksiyon sisteminin eşsiz dengesini ünlü bacak açma hareketi ile vurguluyor. Volvo Kamyon tarafından geliştirilen yeni
ve yenilikçi sistem Volvo Dinamik Direksiyon,
tüm sürüş koşullarında hassasiyet ve dengeyi son derece arttırıyor. Oldukça hassas bir
yönlendirme sağlamak için saniyede yakla-
şık 2000 kez ayarlanan elektronik kontrollü bir
elektrik motoru yardımıyla çalışıyor. Volvo Dinamik Direksiyon, geri giderken minimum eforla üstün bir kontrol sağlıyor. Volvo Kamyon’da
sistem yazılımının arkasındaki mühendis olan
Jan-Inge Svensson konuyla ilgili olarak, “Film,
Volvo Dinamik Direksiyon’un sağlayabileceği
yön dengesinin mükemmel bir şekilde vurguluyor. Denge ve kontrol öyle iyi ki tam olarak bu
filmde yaptığımız gibi bir aracı uzun bir mesafe
boyunca son derece hassas bir şekilde geri geri
gidebilirsiniz. Filmden de anlaşılacağı gibi araçların kontrolünün son santimetreye kadar mükemmel olması gerekiyordu,” dedi. Volvo Dinamik Direksiyon, düşük hızlarda yönlendirmenin neredeyse çaba harcamadan gerçekleştirilmesini sağlıyor ve manevra kabiliyetini arttırıyor. Elektrik motoru, yüksek hızlarda direksiyonu otomatik olarak düzenleyerek yan rüzgarlar veya yol yüzeyindeki tümsekler gibi direksiyona etki eden düzensizlikleri telafi ediyor. Sonuç olarak direksiyonda sürekli küçük ayarlar
yapma ihtiyacı büyük oranda azaltılıyor. Ayrıca
Volvo Dinamik Direksiyon, serbest bırakıldığında direksiyon simidini otomatik olarak başlan-
gıç konumuna döndürüyor ve böylece sürücü üzerindeki gerginliği daha da azaltıyor.
Jan-Inge Svensson, “‘The Epic Split’ filminde, araçlardaki iki sürücünün geri giderken
aynı yön ve hızı korumasını sağlayan Volvo
Dinamik Direksiyon’dur. Jean-Claude Van
Damme’ın atletikliği ve sürücülerin yeteneği,
gösterinin başarısı açısından temel etkenlerdir. Ancak Volvo Dinamik Direksiyon olmadan başarı imkansız olurdu. Sistemin yetenekleri yalnızca mükemmel bir film yapmayı sağlamıyor, aynı zamanda dar alanlarda
veya zorlu arazi koşullarında geri geri gitmek gibi çok sayıda direksiyon hareketinin
gerektiği durumlarda araç sürücülerine son
derece kolaylık sağlıyor. Benzer şekilde treyler takılıyken geri geri giderken, direksiyonda yapılacak küçük değişiklikler aracın yönünde büyük bir değişikliğe neden olabiliyor ve normal bir kamyonda sürücünün harcaması gereken çaba çok daha fazla olabiliyor. Ancak Volvo Dinamik Direksiyon, sürücünün düz bir hattı korumasına yardımcı olur ve araç üzerinde çok daha üstün bir
kontrol sağlar” dedi.
Pegasus Kargo rezervasyon ve
satış aktivitesini kendi üstüne aldı
‘Zamanında ve kaliteli hizmet’ felsefesiyle her geçen gün büyüyen Pegasus
Kargo, büyümesini yeni yapılanmasıyla destekliyor. 16 Mart 2012 tarihinden
bu yana, kargo rezervasyon işlemlerini
dış kaynak kullanarak yürüten Pegasus
Kargo, 15 Kasım itibariyle kargo rezervasyonları ve tüm satış aktivitelerini kendi bünyesinde topluyor.
Bugün itibariyle rezervasyonlarını Pegasus Genel Müdürlük merkez ofisinde almaya başlayacak olan Pegasus Kargo‘
nun Direktörü Aydın Alpa “Departmanı-
Omsan hedefleri tutturdu
Omsan Lojistik, ilk dokuz ayda hedeflerini tutturduğunu açıkladı. Karayolu,
deniz ve demiryolunda kapasitesini artıran Omsan, depo yatırımlarını sürdürürken iş ortaklarından aldığı ödüllerle
hizmet kalitesini taçlandırmış oldu. Sektörünün önde gelen firmalarını yıl içinde müşteri portföyüne katan Omsan, İç
Anadolu ve Ege Bölgesi yapılanmalarına 2013 yılı içerisinde Karadeniz ve Akdeniz Bölge Müdürlüklerini de ekledi.
Öte yandan denizyolu taşımacılığı kapsamında sunduğu hizmet kapasitesini artırmayı önemli hedefleri arasında sayan
firma, bu doğrultuda mevcut Fortune
Express adlı kuru yük gemisine ilaveten
4.510 DWT kapasiteli, pnömatik tahliye
sistemine haiz ilk Türk bayraklı çimento
gemisi olan ÜNYECEM 1’i filosuna kattı. Demiryolu taşımacılığında ise yıl içerisinde 180 adet konteyner yatırımı gerçekleştirerek demiryolu filosunu büyüttü.
mız sürekli bir büyüme içinde. Bugün itibariyle kargo rezervasyonlarını dış kaynak kullanımı olmadan merkezileştirip
bünyemizde topladık. Tüm kargo satışlarımız da Pegasus Kargo personelleri
tarafından yapılmakta. Bu sayede acentelerimiz artık rezervasyon esnasında
doğrudan bizimle irtibata geçerek ilk elden ve hızla bilgiye erişecek. Bu yeni
yapılanmamızın hayırlı olmasını diliyoruz” dedi. Pegasus Kargo Acentelerine
0 216 560 71 11 numaralı telefondan
hizmet veriyor.
Yılın ilk ayında 11 bin 300 metrekarelik yeni bir depoyu müşterilerinin hizmetine açan Omsan, bu depodan
sektöründe öncü şirketlere depolama hizmeti vermeye başladı. Son 2
yıl içerisinde depolama kapasitesini
70 bin metrekareden 203 bin metrekareye çıkaran Omsan, müşterilerine
sunduğu depolama hizmetlerini geliştirmek amacıyla teknolojik yatırımlara
da ağırlık verdi. Omsan, bu doğrultuda ileri teknoloji otomasyon sistemlerini hayata geçirerek depolama ve dağıtım yetkinliğini artırdı.
Kasım 2013
64
KISALAR
Karadağ’ın Bar Limanı ihalesi
Global Liman kazandı
Global Liman İşletmeleri, Karadağ
Ulaştırma ve Denizcilik İşletmeleri Bakanlığı ile Karadağ Liman İdaresi ta-
rafından düzenlenen ihale sonucunda
Karadağ’ın Bar şehrinde bulunan genel yük ve kargo terminalinin 30 yıl boyunca onarım, finansman, işletim ve bakım hakkını kazandı. 15 Kasım 2013 tarihinde Bar Limanı’nda düzenlenen törenle, ilk defa bir Türk şirketi yurtdışındaki bir limanın çoğunluk hissesini almış oldu.
Global Liman İşletmeleri, Karadağ’ın
Bar Limanı’nın yüzda 62 hissesini yaklaşık 30 millon Euro’ya portföyüne kattı.
Bar Limanı özelleştirmesiyle Global Liman İşletmeleri, ilk kez yurtdışında bir limanın işletmesini almış olurken bir Türk
şirketinin yurtdışında cogunluk hissesine
sahip olarak işlettiği ilk liman olma özelliğini de taşıyor.
Brisa 25’inci yılını müjdeyle kutladı
Brisa, 25’inci yaşını 300 milyon dolarlık yeni yatırım müjdesiyle kutladı. Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, yaptığı konuşmada Sakıp Sabancı’nın en büyük hayalinin yeni bir fabrika açmak oluğunu belirterek Aksaray’da 300 milyon dolarlık
yatırımla bu hayalin gerçekleşeceğinin
müjdesini verdi. 25. yıl için gerçekleştirilen toplantıya; T.C. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Sabancı Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Güler Sabancı, Bridgestone Corporation Yönetim Kurulu Üyesi
ve Temsilcisi Kazuhisa Nishigai, Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Mehmet Pekarun ve Brisa Genel Müdürü
Hakan Bayman, katıldı. Brisa’nın 25 yıldan bu yana yatırım yaparak, üretime
yönelerek istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü belirten Sabancı Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Brid-
Kasım 2013
gestone Corporation’la ortaklık gerçekleştirdik. Bu ortaklığı başarılı kılan, Bridgestone Corporation’ın dünyadaki liderliği ve teknoloji dünyasına hâkimiyetinin
yanında kendileriyle ortak bir vizyona sahip oluşumuzdu. Tıpkı Sabancı Holding
gibi, değerli iş ortağımızın da topluma
yüksek değer sağlama ve toplam kalite anlayışı yaklaşımlarını görmek ne kadar isabetli bir karar verdiğimizin altını bir
kez daha çizmiş oldu” dedi. Brisa Genel
Müdürü Hakan Bayman, “Giderek artan
lastik talebini karşılamak amacıyla, yıllık
10 milyon adet üretim kapasitesine sahip
olan İzmit’teki üretim tesislerimize ek olarak, yaklaşık 300 milyon ABD Doları yatırımla 2. fabrikamızı Aksaray İli Organize Sanayi Bölgesi’nde kuracağız. Binek
ve hafif ticari araç lastiği üretilecek olan
Aksaray fabrikamızın yıllık üretim kapasitesi 4,2 milyon adet olacak” dedi.
Kardex
Remstar’dan ağır
yüklere özel
depolama çözümü
Kardex Remstar’ın firmalara verimli çözümler üretmek için Shuttle XP 1000
otomatik dikey depolama modülünü
geliştirdi. Biçimsiz parçaların depolanması ve geri alınması için de kullanılabilen Shuttle XP 1000 ile, ağır aletler geniş malzemeler, büyük paletler ve
tepsilerde küçük parçalar kadar güvenli olarak depolanabilecek. Kolay kullanım ünite önüne monte edilen ağırlık
taşıyıcılar ve dışarı çıkartılabilen tepsiler sayesinde, forklift, reachtruck ya da
vinç ile otomasyona malzeme yüklemek
mümkün. Kullanılan depolama sisteminde, 1.000 kg yük alan tepsi 1.250
mm genişlikte ve 800 kg yük alan tepsi
ise 4.050 mm genişlikte tasarlandı. Yeni
depolama sistemi, montaj hatlarından
yedek parça dağıtımına hatta alet depolamaya kadar birçok sektörde kullanılabilecek. Böylece tek başına veya
bir başka makineyle birlikte depolanan
parçalara hızlı bir şekilde erişilebilecek.
MBT en iyi
takım oldu
Mercedes-Benz Global TechMasters
Truck 2013” 12-14 Kasım tarihleri arasında Da-imler AG tarafından Stuttgart’ta
düzenlendi. Global TechMasters kapsamında daha önceki yıllarda da bireysel dereceler kazanan Mercedes-Benz
Türk ekibi, Teknisyen Olimpiyatları’nın
10.sunu düzenlediği bu yıl, toplam 6 bireysel kategori arasından 5 kategoride
“Dünya Birinciliği”, 1 kategoride “Dünya İkinciliği” ile, “Takım Çalışma-sı” kategorisinde de takım olarak “Dünya Birinciliği” ile toplamda 7 ödül alarak bir rekora imza attı. Mercedes-Benz Türk Satış
Sonrası Hizmetler Kamyon Takımı böylece tüm ülkelerden toplam 6 bin teknisyen
arasından sıyrılarak yakalanması çok güç
bir başarıya ulaştı.
65
Alışan MDI / TDI Taşımalarında Filosunu Büyütüyor
Kurulduğu 1985 yılından beri profesyonel uzman kadrosu ile lojistik sektörüne yönelik farklı çözümler üreten Alışan Lojistik; en önemli uzmanlık alanlarından birisi olan likit kimyasal taşımalarında iç hacmini büyütmeye; filosunu güçlendirmeye devam ediyor. Likit kimyasal taşımalarında çok önemli bir yer tutan MDI / TDI taşımalarında iç hacmini 30 yeni tank konteyner
yatırımı ile büyüten Alışan; gerek yurt
içi gerekse yurt dışında MDI / TDI taşıması faaliyetine devam edecek. MDI /
TDI taşımalarının standartlarını belirleyen ISOPA kuruluşunun yetkilendirdiği
eğitimci ve sürücülere sahip olan Alı-
şan Lojistik taşımalarını yüksek güvenlik standartlarında ve ADR Yönetmenliğine uygun olarak gerçekleştiriyor. Poliüretan zemin kaplamalarında, yapıştırıcılarda, soğuk oda panellerinde, yalıtım
için sprey uygulamalarında, sünger ve
kaplama alanlarında kullanılan Polimerik Metilen Difenilin İzosiyanat (PMDI)
ve Toluen Diizosiyanat (TDI) ürünlerinin Türkiye’de 16 değişik lokasyona taşımasını gerçekleştiren Alışan Lojistik;
yılda yaklaşık 30 bin ton üzerinde taşıma kapasitesi ile Türkiye piyasasında
en büyük TDI-MDI taşıma kapasitelerinden birisini üstlenmiş durumda olmasıyla da öne çıkıyor.
Ekol yatırım yaptığı ülke sayısını yediye çıkardı
Ekol 1996 yılında Almanya ile başladığı Avrupa yatırımlarına Macaristan’ı
da ekledi. Daha önce firma; Romanya,
İtalya, Fransa, Ukrayna, Yunanistan ve
Bosna-Hersek’de yatırım yapmıştı. Ekol
Macaristan için 1 milyon Euro’luk yatırım yapıldı.
Ekol Macaristan, Budapeşte’de yer
alan ofisi ve gümrük idaresine yakın
olarak konumlanmış 1.500 metrekare depolama alanı ile 1 Ekim’den itibaren müşterilerine uluslararası karayolu taşımacılığı, Intermodal taşımacılık,
gümrükleme ve 3. Parti lojistik hizmetleri sunmaya başladı. 2014 yılında 7.5
milyon ciro hedefleyen ve Türkiye -Macaristan hattında pazar lideri olmayı
amaçlayan Ekol Macaristan, Macar ça-
lışan sayısını 10’dan 50’ye çıkarmayı
hedefliyor. Ekol Macaristan, Ekol’ün
mevcut Intermodal ağı ile birlikte Avrupa için stratejik bir bağlantı noktası
oluşturacak. Demir, kara ve deniz yolunu bir araya getiren Intermodal taşımacılık, Macaristanlı tüketicilere güvenilir, uygun maliyetli ve sürdürülebilir çözümler sunacak.
Kasım 2013
medya

Benzer belgeler

1 okt ilan_Layout 1

1 okt ilan_Layout 1 son haftalarda araç kuyrukları 35 kilometreyi buldu. Kalıcı çözüm alternatif Kapı’da ama geçici alınabilecek önlemler de var. Türkiye’den yılda yaklaşık 1 milyon 200 bin ihraç yüklü araç sınır kapı...

Detaylı