21-30 KASIM 2011 ETKİNLİK TAKVİMİ SEMİNER 21 Kasım

Transkript

21-30 KASIM 2011 ETKİNLİK TAKVİMİ SEMİNER 21 Kasım
21-30 KASIM 2011
ETKİNLİK TAKVİMİ
SEMİNER
21 Kasım Pazartesi Saat:18.30
DİVAN EDEBİYATI VAKFI KONUŞMALARI
Düzenleyen: Ahmet Turan Alkan
Yer: Divan Edebiyatı Vakfı
Bu ay ki programda “Herkes İçin Mimarlık” başlığı üzerinde durulacak.
SEMİNER
21 Kasım Pazartesi Saat: 18.30
HALK EDEBİYATINDAN SEÇME HİKAYELER
Düzenleyen: Şeyma Güngör
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
Kerem ile Aslı Hikayesi
XVI. yüzyılda oluşmuş olan Kerem ile Aslı, Türk halk edebiyatının en önemli hikayelerinden
birisidir. Âşık tarzı halk şiirinin gurbet geleneği ile aşk temasının birleştirildiği bu eser
günümüzde de Taşkent’ten Rumeli’ye kadar geniş coğrafî alanda yaşamaya devam
etmektedir.
Bu programda Kerem ile Aslı’nın aşkı görsel malzeme eşliğinde dile getirilirken, sunum
değerli saz ve söz sanatçıları tarafından seslendirilecek türkülerle zenginleştirilecektir.
SEMİNER
22 Kasım Salı Saat:18.30
EDEBİYAT VE BİLGELİK
Düzenleyen: Sadık Yalsızuçanlar
Yer: Atatürk Kitaplığı
SEMİNER
22 Kasım Salı Saat: 18.30
MESNEVİ OKUMALARI
Düzenleyen: Emin Işık
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
KONSER
22 Kasım Salı Saat: 20.00
İNCE SAZ KONSERİ
Solist: Dilek Türkan
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi
İncesaz
İncesaz’ın tarihi Murat Aydemir ve Derya Türkan’ın 1997 yılında Ahenk isimli tanbur –
kemençe albümünün (Golden Horn Production, California, ABD, 1999) kayıtları sırasında
Cengiz Onural ile bir araya gelmesiyle başlıyor. Bu üçlüyle yola çıkan İncesaz grubuna
1997’de ilk albümün çalışmaları sırasında gruba kanunda Taner Sayacıoğlu katılıyor ve “bir /
Eski Nisan” (Kalan Müzik, 1999) bu kadroyla hazırlanıyor.
Daha sonra grup Türk Televizyon tarihinin iz bırakan dizilerinden birine müzik yapıyor:
İkinci Bahar. Bu dizinin soundtrack albümü de 2000 yılında yayınlanıyor (Post Müzik).
Grubun üçüncü albümü “iki / Eylül Şarkıları” (Kalan Müzik, 2002) bir şarkılar albümü ve
solisti TRT İstanbul Radyosu’nun değerli sanatçısı Melihat Gülses. Bu albümle birlikte
İncesaz’a Akın Aral da bas gitarı ile katılıyor.
2003 yılında vurmalı çalgılarda Engin Gürkey’in katılımıyla İncesaz bugünkü halini alıyor.
Bu ekiple 2003 yılı içinde üçüncü albüm tamamlanıyor ve mayıs 2004’de yine Kalan Müzik
tarafından yayınlanıyor: “üç / İstanbul’a Dair”.
Incesaz’ın Aralık 2005’te yayınlanan son albümü “Mazi Kalbimde” ise yine bir şarkılar
albümü. Bukez solist Dilek Türkan. Incesaz, bu son albümde kendi yeni eserlerinin yanısıra
1900’lerin başlarında popüler olmuş ve artık klasikleşmiş olan başta Türk tangoları olmak
üzere çeşitli eserleri yorumluyor.
Ekim 2007 tarihinde halk müziği sanatçısı Cengiz Özkan’ın solist olarak yer aldığı “Elif” adlı
albüm yayınlanıyor. Bu albümde genel olarak şarkı formuna yakın türküler, İncesaz’ın
müzikal üslubu çerçevesinde ele alınıyor.
Türk Hava Yolları’nın 75. yılı onuruna Macar Radyo Senfoni Orkestrasıyla birlikte “Yollar”
adlı senfonik albümü Mayıs 2008’de yayınlayan İncesaz, aynı ay, aynı orkestrayla İstanbul’da
bir konser veriyor.
Son albümü “Kalbimdeki Deniz” 2009’da Kalan Müzik tarafından yayınlanıyor.
İncesaz geçtiğimiz yıllarda Show TV’de yayınlanan “Ekmek Teknesi”, TRT’de yayınlanan
“Çınaraltı” dizilerinin müziklerini yaptı, şu sıralar da Kanal D’de yayınlanan “Sev Kardeşim”
dizisinin müziklerini yapıyor.
İncesaz’ın bugüne kadar çeşitli projelerde birlikte çalıştığı solistler arasında Sezen Aksu,
Leman Sam, Zuhal Olcay, Melihat Gülses, Münip Utandı, Cengiz Özkan, Çiğdem
Kırömeroğlu, Dilek Türkan, Gülcan Kaya, Cengiz Özkan, Baki Kemancı, Hüsnü Şenlendirici,
Muammer Ketencoğlu, Uğur Işık ve Serkan Çağrı bulunuyor.
SEMİNER
23 Kasım Çarşamba Saat:18.30
İSİMLERİMİZ NEYİ ANLATIYOR
Düzenleyen: Emine Gürsoy Naskali
Yer: Atatürk Kitaplığı
Soyadlarımızın Hikayesi
1935'te çıkarılan soyadı kanunu ile aldığımız soyadları; o dönemin ve sosyal yapımızın bir
göstergesidir. Soyadlarımızın alınışında ilginç hikayeler yatıyor. Konuşmamda bu hikayelerin
bir kısmını nakledip soyadlarımızın yansıttığı ortamı anlatacağım.
SEMİNER
23 Kasım Çarşamba Saat: 18.30
İSLAM VE AYDINLANMANIN KAVRAMLAR VE OLGULAR ÜZERİNDEN
MUKAYESESİ
Düzenleyen: Ali Bulaç
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
"Aydınlanmanın iki anahtarı medeniyet ve kültür 2"
SEMİNER
23 Kasım Çarşamba Saat: 18.30
OSMANLI MODERLEŞMESİNİN ŞEHİR HAYATINA YANSIMALARI
Düzenleyen: Bedri Gencer
Yer: İstanbul Tasarım Merkezi
SEMİNER
23 Kasım Çarşamba Saat: 18.30
ÇAĞDAŞ ORTADOĞUYU OKUMAK
Düzenleyen: Nuh Yılmaz
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği
Programımızda işleyeceğimiz konuların ana başlıkları şöyledir;
- Ortadoğu'da krizin kaynağı: Siyasi Temsil Sorunu
- Ortadoğu'da Sömürgeciliğe verilen cevaplar
- Baasçılığın çıkmazı: Hem Batıcı hem Batı Karşıtı
- Ortadoğu'da düzen krizi
- Post-Davos Süreci ve Krizin belirginleşmesi
- Baasçı yapıların dağılması
- Arap Baharı ve Yeni Düzen
KONSER
23 Kasım Çarşamba Saat:20.00
BURAK KİBAR KONSERİ
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi
KONSER
23 Kasım Çarşamba Saat: 20.00
BURAK KUT KONSERİ
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi
Burak Kut
Burak Kut, 27.08.1973 tarihinde İstanbul'da doğdu. Müziğe Çapa Ortaokulu'na gittiği yıllarda
okul orkestrasıyla birlikte yaptığı çalışmalarla başladı. Daha sonra Şehremini Lisesine devam
eden sanatçı, müzik derslerinin olmaması sebebiyle, ikinci senesinde olmasına rağmen oradan
ayrılarak İstanbul Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi'ne başvurdu ve sınavlardan birincilikle
geçerek okula girmeye hak kazandı. Sanatçı burada flüt ve piyano eğitimi aldı. Okul
korosunun solistliğini üstlendiği lise yıllarında gerek kendi okulu adına, gerekse Kabataş
Erkek Lisesi adına katıldığı yarışmalarda üç yıl üst üste birinci oldu. Bu dönemde İstanbul,
Ankara, İzmir başta olmak üzere Türkiye'nin en iyi bar ve gece kulüplerinde çeşitli pop
orkestralarında perküsyon, flüt çalarak ve şarkı söyleyerek profesyonel yaşama adım attı ve
sahne tecrübesi elde etti.
Mezuniyeti sonrasında Peker Müzik'le anlaşarak ilk albümünü, "Benimle Oynama / Çılgınım"
adıyla çıkardı. Hem müziği, hem de kişiliğiyle bir anda dikkatleri çeken ve Türkiye'nin
Bebetosu lakabı yakıştırılan sanatçı, milyon barajına yakın bir tiraj elde eden bu albümün
çıkışını takip eden iki sene içerisinde 300'e yakın konser verdi. Pek çok başarıyı beraberinde
getiren bu albümle birlikte, o yıllarda Türkiye'de verilen hemen hemen bütün müzik
ödüllerinin sahibi oldu. Ayrıca Avrupa MTV Local Hero ödülünü de kazandı.
İkinci albümü "Nereden Geldim, Nerelere Gideceğim" ile kendini daha geliştirdi ve söz ve
beste yazmaya ağırlık verdi. "Yaşandı Bitti" isimli parçasına New York' da çekilen klip büyük
ses getirdi.
Bu arada albüm çalışmalarının dışında da müzik etkinliklerini sürdüren sanatçı; Sarah
Brightman'la düet yaptı. Ayrıca "Notre Dame'ın Kamburu" isimli filmde hem soundtrack'i
seslendirdi, hem de dublajını gerçekleştirdi. Aynı projeyi Yunanistan'da yapan ünlü Yunanlı
şarkıcı Sakis Rouvas ile düet yaptı ve Kıbrıs -Yeşil Hatta birlikte verdikleri konser ile Abdi
İpekçi Barış Ödülzi'ne layık görüldü.
Bu yoğun etkinliklerden sonra tüm söz ve besteleri kendisine ait olan 3. albümü "Küçük
Prens" i kendi şirketinden çıkaran Burak Kut, ardından bir buçuk yıllık askerlik görevinin
acemi birliğini Isparta'da usta birliğini ise Erzincan'da tamamladı ve askerliği boyunca
Tunceli, Bingöl, Erzurum, Erzincan, Kayseri gibi birçok doğu ilimizdeki ve bu illerin
kazalarındaki askeri birliklerde görev yapan askerlere konserler düzenleyerek moral kaynağı
oldu. Askeri bandoda flüt çalarak bandoda da görev aldı. 2000 yılında yine tüm söz ve
bestelerinin kendine ait olduğu şarkılardan oluşan “Burak Kut” isimli 4. albümünü ise
Üniversal Müzik’ten çıkardı.
Ve müzik hayatına 7 yıl uzun bir ara verdikten sonra tekrar 2007 yılında (DMC) Doğan
Müzik Company'den çıkardığı ''Komple'' adlı albümü ile sevenlerine yeniden merhaba dedi.
Bu uzun ara içerisinde Burak Kut sevenlerin ona olan özlemlerinin daha çok artmasına neden
oldu.
KONSER
24 Kasım Perşembe Saat: 18.30
FLÜT&ARP İKİLİSİ
Yer: Atatürk Kitaplığı
SEMİNER
24 Kasım Perşembe Saat:18.30
MEDENİYET VE MİMARLIK
Düzenleyen: Saadettin Ökten
Yer: İstanbul Tasarım Merkezi
SEMİNER
24 Kasım Perşembe Saat: 18.30
ÇAĞDAŞ TÜRK DÜŞÜNCESİ DERSLERİ
Düzenleyen: İsmail Kara
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi
ÇOCUK OYUNU
25 Kasım Cuma Saat: 13.30
KUKLA SHOW
Düzenleyen: Tomurcuk Çocuk Tiyatrosu
Yer: Şile Kültür Merkezi
3-12 Yaş grubu çocuklar için hazırlanmış kukla oyunumuzdan velilerinde sıkılmadan
izleyebilecekleri, anne ve babaların çocukları ile birlikte keyif alacakları bir oyundur.
Oyunumuzun içinde çocuklarımızı sıkmadan sağlık-hijyen-beslenme ve dikkat üzerine
bilgilendirmeler verilmektedir.
Blacklıght Kukla Tiyatrodan örnek sunduğumuz oyunda sahne önü Kuklacı amca interaktif
performans sunmaktadır.
SEMİNER
25 Kasım Cuma Saat:18.30
TANZİMATTAN CUMHURİYETE EDEBİYAT – SİYASET İLİŞKİSİ
Düzenleyen: Nuri Sağlam
Yer: Atatürk Kitaplığı
Tanzimat romanının günah keçileri: Alafranga züppeler ve fahişeler
Batılılaşma sürecinde, batılılaşmayı öngören fakat batıyı genellikle güzel, çekici ve aldatıcı
fahişeler üzerinden tanımlayan ve yarattıkları birtakım alafranga züppe tiplerini bu fahişelerin
tuzağına düşürerek onlarla dalga geçen yahut gülünç gösteren romanlardaki paradoksal durum
tartışılacak ve Türk modernleşmesinin Tanzimat romanı üzerinden okunup okunamayacağı
bahis konusu edilecektir.
SEMİNER
25 Kasım Cuma Saat:18.30
YENİ GELİŞMELER IŞIĞINDA İSLAM DÜNYASI
Düzenleyen: Ahmet Kavas
Yer: İstanbul Tasarım Merkezi
KONSER
25 Kasım Cuma Saat: 20.00
MEMLEKET HAVALARI
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi
KONSER
25 Kasım Cuma Saat: 20.00
KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR MUSİKİ DERNEĞİ KONSERİ
Düzenleyen: Vehbi Hopalı
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi
KONSER
25 Kasım Cuma Saat:20.00
AYKUT KUŞKAYA KONSERİ
Düzenleyen: Serdar Kuşkaya
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi
KONSER
25 Kasım Cuma Saat:20.00
NAZLI DENİZ BORAN SOPPERO
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi
KONSER
25 Kasım Cuma Saat: 20.00
NERMİN KUŞUN KONSERİ
Yer: Yeşilpınar Kültür Merkezi
Sanat eğitimine 90’lı yılların sonunda başlayan Nermin Kuşun, 2003-2004 yıllarında Şahin
Özer Eğitim Merkezi’nde şan dersleri aldı. Kuşun, 2004 yılından itibaren Beylikdüzü Musiki
Cemiyeti, Bakırköy Halk Eğitim Merkezi, İstanbul Barosu Halk Müziği Korosu ve Ekrem
Ataer yönetimindeki Bakırköy Belediyesi Korosu’nda çalışmalarını sürdürmektedir.
KONSER
25 Kasım Cuma Saat:20.00
BAKİ DUYARLAR CAZ KONSERİ
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi
KONSER
25 Kasım Cuma Saat: 20.00
SARAY FISILTILARI
Düzenleyen: Can Gülbal
Yer: Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi
Saray Fısıltıları
Osmanlı saray musikisi kültürünün tarihine baktığımızda, imparatorluğun kuruluşundan
itibaren müziğin toplumda çok önemli bir yer aldığını, Topkapı Sarayı’nın adeta bir
konservatuar gibi kullandığını ve yoğun bir müzik eğitimi verildiğini görüyoruz. Osmanlı
Padişahları ve yönetimde bulunan birçok kişi diğer sanatlarla ilgilendikleri kadar musikiyle de
ilgilenerek birçok esere imza atmışlardır.
Saray bir kurul gibi çalışarak Osmanlı topraklarında yaşayan elit musiki şinasları bünyesine
katıp saray içerisinde görevler vererek Türk Musikisinin gelişiminde büyük rol oynamıştır.
Saray Fısıltıları Projesinde; Osmanlı Musikisi’nin üstat bestekarlarının eserleri ve Neyzen
Can Gülbal’ın onlardan esinlenerek bestelediği eserlerden oluşan bir repertuarı insanların
beğenisine sunmaktayız.
Can Gülbal Bestelerin bazıları:
1- Saray Fısıltısı (Acemkürdi Saz Semaisi)
2- Topkapı Bahçesi (Suzidil Saz Semaisi)
3- Haremden Nağmeler (Hicaz Sirto)
4- Yeniçeri Zeybeği (Nikriz Zeybek)
5- Yeminimsin (Nihavent Şarkı)
6- Yine Zevrak-ı Derunum ( Isfahan Şarkı)
7- Enderun Peşrevi (Şevkefza Peşrev)
8- Saltanat (Hüzzam Saz Semaisi)
9- Sultan Düğünü (Hüseyni Longa)
10- Köçekçeler (Karcığar Köçekçe)
Günümüz müzik anlayışına baktığımızda, Klasik Türk Musikisi’ne verilen önemin gittikçe
azaldığını ve neredeyse yok olma aşamasına geldiğini görmekteyiz. Klasik Türk Musikisi’ne
bir nebzede olsa can vermek, halkımıza günümüzde de bu kültürün geçerliliğini sürdürdüğünü
yeni eserler besteleyerek ve icra ederek göstermek amacındayız.
KONSER
25 Kasım Cuma Saat: 20.00
YIRTIK UÇURTMA GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE ANADOLU ROCK
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi
KONSER
25 Kasım Cuma Saat: 20.00
DÖNÜŞ YOLU COŞKUN KARADEMİR KONSERİ
Düzenleyen: Cihat Güven
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi
Dönüş Yolu
Nefsî birçok duygudan uzak durarak ve hiçbir türün ayrımını yapmadan bir araya gelen 3
genç müzisyenin kayıt altına aldıkları bir çalışma. İcra edilen eserlerde, âdeta insanı kendi iç
âlemine döndüren rûhuna, kendi derinliklerinden hakîki sahibine yol aldıran bir mânâ mevcut.
Coşkun Karademir, Emirhan Kartal, Hatice Doğan Sevinç sizlerle…
KONSER
25 Kasım Cuma Saat: 20.00
OYA İŞBOĞA KONSERİ
Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi
İTÜ Türk Mûsikisi Devlet Konservatuarı lisans ve Haliç Üniversitesi Yüksek Lisans mezunu
Oya İşboğa, “Şimdi Hatırda mıdır?” adlı albümünde, konservatuardan hocası Nevzat
Sumer’in şarkılar üzerindeki karakter, renk, üslup, söz, müzik ve bunların birbiriyle
ilişkilerindeki titiz çalışmasına buğulu ve duygulu sesiyle hayat verdi.
Albümde, Hacı Arif Bey ve romantik Türk Müziği ekolünün son büyük bestecileri ile 20.
yüzyılın önemli bestecilerinin eserleri arasından seçilen "Şarkı"ların yanı sıra "Yürük Semai"
ve "Divan" formlarında sözlü eserler ile aynı dönemlere ait "Saz Eserleri" de yer almaktadır.
Genç sanatçı Oya İşboğa, yönetmenliğini Osman Sınav’ın yaptığı “Kapıları Açmak” dizisinde
seslendirdiği gazellerle de seyircilerin takdirini kazanmış olup, “Hatırla Sevgili” adlı dizide
Şahnaz Çakıralp’in okuduğu şarkıların da seslendirmesini yapmıştır. Nevzat Sumer
yönetimindeki İ.K.T.M.O ile konserler vermektedir. 2005 yılında kurulan İ.T.Ü “AVAZE “
Türk Müziği Kadınlar Topluluğunda solist ve korist olarak görev almaktadır. Oya İşboğa aynı
zamanda, Kocaeli Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Türk Müziği Nazariyatı dersleri
vermektedir.
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00
MERAKLI PENGUENLER
Düzenleyen: İstanbul Çocuk Sanat
Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi
Buz dağlarında kaybolan arkadaşlarını arayan penguenlerin öyküsü komik bir dille
anlatılmaktadır.
Oyunumuzda 11 şarkı bulunmakta ve tüm şarkılarımıza koreografi uygulanmıştır.
Oyunumuzda 7 oyuncu ve 2 teknik bulunmaktadır. Oyunumuz 1 saat sürmektedir. Oyunda
doğal dengenin korunması ve çevre bilincinin geliştirilmesi ana mesajlar olarak verilmektedir.
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat:12.00
FARELİ KÖYÜN KAVALCISI
Düzenleyen: Tiyatro Mie
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi
18 yıldır perde açan, ülkemizin önde gelen çocuk tiyatrosu Tiyatro Mie her zaman ilke
edindiği titiz ve özenli çalışması ile unutulmayacak bir eser ortaya çıkardı...
“ Fareli Köyün Kavalcısı”
Fareli Köyün Kavalcısı oyununda fırıncı, manav, bakkal, sevimli farelerle karşılaşır. Fareler
şehri ele geçirmek için komik bir yol bulurlar, halkı şakalar yaparak şehirden uzaklaştırırlar.
İnteraktif sahnelerle çocukları oyuna katarlar, çocukların kahkahaya doyacakları oyunda,
farelerin şehri ele geçirmesi ile eğlence ve heyecan doruğa çıkar. Sevimli fareler, Şakacı,
Uzun kuyruk, Ponpon, Uykucu bir gün kaval sesi duyarlar. Kavalcı ve sevimli fareler arasında
heyecanlı serüven başlar.
Tiyatro Mie göz alıcı kostümleri, muhteşem dansları, dekor ve müzikleri ile Çocuklar Tiyatro
ziyafeti sunar.
Ülkenin birinde bir köy varmış, bu köydeki halk mutlu günlerini geçirirken bir gün köyü
sevimli fareler basar. Komik Fareler Köydeki bütün evleri ve dükkanları ele geçirirler.
Fırıncının ekmekleri, bakkalın peynirleri, manavın meyve sebzeleri hepsi sevimli fareler
tarafından yenir. Danslar, şarkılarla şirin fareler ve insanlar arasında kovalamaca başlar. Bu
durumdan rahatsız olan halk bir çözüm aramak için toplanırlar. Çözüm olarak kralın huzuruna
çıkıp ondan yardım istemeye karar verirler. Kralın huzuruna çıktıklarında akıllarına bir fikir
gelir ve kraldan kedisini fareleri kaçırmak için vermesini isterler. Kediyi köye getirip farelerin
üstüne salarlar fakat fareler kediyi kaçırıp galip gelirler. Halk başka bir çare ararken kaval
çalan bir genç şehri farelerden kurtarabileceğini söyler ve bunun karşılığında kraldan talepleri
olur. Halk sevimli farelerden kurtulacakları için aldıkları bu haber karşısında çok sevinirler.
Kavalcı güzel, melodik bir müzik çalmaya başlar. Sürprizlerle dolu sahneler birbirini izler…
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00
BİLGİSARAYI.COM
Düzenleyen: Renkli Sahne
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi
Maviş ve arkadaşları ormanda yaşayan kelebeklerdir.
Maviş, kalıplaşmış düşünce ve inançlara sahip kelebekler arasında öğrenmeyi seven, sürekli
araştıran ve yeni bilgiler edinmeye çalışan bir kelebektir. Maviş kelebek avcılarından ve
kuşlardan nasıl korunabileceği konusunda sürekli araştırma yapar. Yeni bilgilere ulaştıkça
insanlardan ve diğer canlılardan nasıl korunabileceği konusunda yöntemler bulur.
Öğrendiği bilgileri arkadaşları ile paylaşan Maviş’e arkadaşları bu bilgileri nereden
öğrendiğini sorarlar. Maviş onlara bilgisayarı gösterir ve anlatır. Maviş sahip oldukları
düşüncelerin tam tersini söylemektedir ve bu onları korkutur. Bunun üzerine Maviş’in
babasına bilgisayarı ve söylediklerini anlatırlar.
Babası söylediklerini ispatlaması için Maviş’e bir şans verir. Bu arada arkadaşları Maviş’in
bilgisayarını karıştırırken bazı oyunlar bulurlar. Bunu Maviş’e söylerler, Maviş onlara iyi ile
kötünün hep yan yana olduğunu ama iyiyi seçmeye kendilerinin karar vereceğini söyler ve
kendisinin bilgisayarı oyunlar için değil dünyadaki yepyeni bilgilere ulaşmak için kullandığını
açıklar. İkna olan arkadaşları Maviş’e söylediklerinin doğruluğunu kanıtlaması konusunda
yardımcı olmaya karar verirler. Hep birlikte avcı için bir oyun hazırlayarak avcıdan bir daha
kelebekleri avlamayacağı konusunda söz alırlar.
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00
RENKLER ÜLKESİNİN HİKAYESİ
Düzenleyen: Temmuz Yapım
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi
Yazan-Yöneten: İlknur Kandemir
Oyuncular: Begüm Hergüvenç, Burçak Yüksektepe, Esat Bağış, İbrahim Yakut
Ödevi için hikâye okuması gereken Işıl çok sıkılır ve ailesinden yardım ister. Işıl’ın
hikayeyi okumadan özetini çıkarmak istediğini anlayan ablası ona bir kalem verir ve
arkadaşları gelmeden ödevini bitirmesini ister. Hikayeyi okumaya başlayan Işıl kalemini
yatağının altına düşürür ve kalemini ararken kendisini Renkler Ülkesi’nde bulur. Burada
tanıştığı Kırmızı kalem, Kurşunkalem, Silgi ve Suluboya’dan okuduğu hikayeyi anlatmalarını
ister. Hikayeyi anlatmanın Işıl’a faydası olmayacağını düşünen kahramanlarımız hikaye
okumayı nasıl eğlenceli hale getirebileceğini göstermek için Işıl’ın okuduğu hikayeyi
canlandırmak isterler. Renkler Ülkesi’ndeki kahramanlarımız Işıl’ın anlatımıyla hikayedeki
eşek, kedi, köpek ve horozun başına gelenleri oynarken sizin yardımınıza ihtiyaçları olacak.
Peki, siz Renkler Ülkesi’nde olacak mısınız?
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00
KAPTAN AMCA VE TAYFASI
Düzenleyen: Mavi Uçırtma Komedi Tiyatrosu
Yer: Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi
Kaptan Amca trafik kurallarına uymayan bir sürücü yüzünden
hanımını ve çocuğunu kaybeder ve daha sonrasında bir limanda
gördüğü ufak bir çocuğu yanına alıp, ona evlat sevgisini vermek
ve okula gönderip, iyi bir geleceğinin olmasını sağlamak ister.
Fakat, Tayfa çok yaramaz ve bir o kadar da zekidir. Yalnız okula
gitmek istememektedir. Gezmek dolaşmak onun için daha
keyiflidir. Kaptan Amca ise, gemide tanıştığı bir öğretmenden bu
konuda yardım ister ve yardımlaşma sonucu çocuğa kazandırılan
güzel alışkanlıklar. Akabinde, birlikte gemide yaşayan bu
insanların aralarında gelişen esprili sahneler ve her espirinin
ardından verilen mesajlar.
Tutumlu olmak, yalan söylemek, diş fırçalamak, el ayak temizliği
"KİM O" demeden kapının açılmaması, izinsiz bir yere girilmesi,
okulun ve öğretmenin önemi, yemek yeme adabı, sigaranın
zararları, çevreyi kirletmemek, kitap okuma alışkanlığı, başkalarına
ait eşyaların karıştırılmaması, büyüklere saygı, orman yangınlarının
önlenmesi, büyüklere yardım etmek, tertipli ve düzenli çalışmak,
trafik kurallarına uymak, telefon görüşmelerinde gereken diyalog
ve eylemler.
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00
OYUNCAKLAR
Düzenleyen: Tiyatro Alkış
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi
Bozuldukları için bir rafa atılan oyuncaklar artık işe yaramadıkları için çok üzgündürler ama
yaz gelince açılan pencereden tesadüfen eve giren uğur böceği ile bir anda hayatları değişir.
Çünkü Uğur böceğinin tamir etme yeteneği vardır. Bozuk oyuncaklarla dost olan Uğur
böceği, onları teker, teker tamir etmeye başlar. Bu arada çocuklara yeni bir robot oyuncak
alınmıştır. Bu robot, bozuk oyuncakların tamir olduğunu görünce gözden düşmemek için, bir
gece tamir olan oyuncakları tekrar bozar. Sabah uyandığında Uğur böceği hem bozuk
oyuncakları hem de sonbahar geldiği için kapanmakta olan pencereyi görür. Çok acil bir karar
vermek zorundadır. Yaşamak için doğada olmak zorundadır. Bozuk oyuncaklara ve kendine
bir dahaki yaza onları tamir etmek için geri döneceğine söz verir ve gider. Bu sefer çocuklar,
sırf sıkıldıkları için robot oyuncağı bozuk oyuncakların yanına atarlar. Bütün oyuncakları
bozduğu için robot yalnız kalır, konuşacağı hiç kimsesi yoktur. Yaptığına çok pişmandır. Yaz
gelir, Uğur böceği sözünü tutar ve geri döner. Hemen bozuk oyuncakları tamir eder ve en
büyük yardımcısı da robot olur.
Yönetmen
Yönetmen Yardımcıları
Müzik
Koreografi
Aranjör
Kostüm
Dekor
Yapım
: Oktay Şenol
: Didem Aslan, Sibel Akyüz
: Oktay Şenol
: Oktay Şenol, Selin Zeyli
: Ayhan Yavaş
: Şenay Korgül, Şenol Korgül
: İ. Ümit Erzurumlu
: Tiyatro Alkış – Okay Şenol
Oyuncular
Başak İleri, Ezgi Bozan
: Murat Ergür, Burcu Saraçoğlu, Tan Güneş, Fahri Öztezcan,
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat: 12.00
ALADDİN ‘İN SİHİRLİ LAMBASI
Düzenleyen: Altınok Tiyatrosu
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi
Mucizeler Mağarasında bulduğu sihirli lamba Alaaddin’in hayatını değiştirir. Ancak kötü
kalpli Cafer ve papağanı Yagu lambanın gizli güçlerinin peşindedir. Alaaddin ve maymunu
Abu, Lamba Cini ile birlikte, güzel prenses Yasemin’i kötü yürekli Cafer’den kurtarmak ve
kendisiyle evlenebilmek için uçan halıları ve bayan halıyı da yanlarına alarak saraya gelirler.
Alaaddin’in kimse de olmayan bir gücü vardır. O da Sihirli Lambası… Kılıktan kılığa giren
yerinde duramayan, çılgın cini sayesinde Alaaddin artık bir prensdir.
Oyunun Türü: Müzikal Çocuk Oyunu
Yazarı & Yönetmeni: Murat Altınok
Koreografi: Berke Yüksel
Oynayanlar: Murat Altınok, Ece Bozkaya, Volkan Ceylan, Onur Ertaman, Fatih Ermiş, Sezer
Arıçay, Tuba Özoğlu, Ezgi Serdaroğlu, Dilara Uzan, Setenay Karadaş
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat:12.00
KÜÇÜK KIZ VE YILDIZ
Düzenleyen: Uygur Çocuk Tiyatrosu
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat:12.00
GELENEKTEN GELECEĞE KARAGÖZ
Düzenleyen: Unima İstanbul
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi
Milletlerarası Kukla ve Gölge Oyunu Birliği
(Unıma - Unıon Internatıonal De La Marıonette)
1929 Yılında Çekoslovakya, Sovyetler Birliği, Romanya, Avusturya, Almanya, Yugoslavya,
Fransa ve Bulgaristan gibi ülkelerin temsilcilerinin katıldığı toplantıda Unıma’nın kuruluş
çalışmaları başlatılır. Aynı yıl Paris’te, 1930’da Fransa’da ve 1933 yılında Yugoslavya’da
toplantılar sürdürülür.
Kukla ve Gölge Oyunu Sanatları’yla ulusların birbirlerini tanımalarına hizmet etmek, dostluk
ve kardeşliği pekiştirmek, barış içerisinde birarada yaşamlarına katkı sağlamak, kukla ve
gölge oyunu sanatıyla ilgilenen sanatçı, araştırmacı, uzman, yazar, bilim adamı ve
teknisyenlerin birbirleriyle bilgi alışverişinde bulunmalarını sağlamak amacıyla kurulan
Unıma, gün geçtikçe gelişerek uluslararası örgütlenmesini genişletmiştir. Bu gün yaklaşık yüz
ülkenin üyesi olduğu Unıma’nın Merkezi, Fransa’nın Charleville Mezieres kentinde
bulunmaktadır.
Zengin ve köklü bir kukla ve gölge oyunu geleneğine sahip olan Türkiye’nin, Unıma
içerisinde yer almasının yararı uzun yıllar tartışılmış ama bir türlü olumlu çalışmalar
yapılamamıştır. Sonunda konu Kültür Bakanlığı’nca 23-27 Ekim 1982 tarihleri arasında
Ankara’da toplanan I. Milli Kültür Şurası’nda ele alınarak Unıma Türkiye Milli Merkezinin
kurulması çalışmalarına başlanması konusunda tavsiye kararı alınmıştır.
Çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleştirilmeyen kuruluş çalışmaları, 1988 yılında Kültür
Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Başkanlığı’nın çalışmaları üstlenerek yürütmesiyle
sonuca ulaşmış ve Unıma Türkiye Milli Merkezi 27.09.1990 tarih ve 90-1013 sayılı Bakanlar
Kurulu kararıyla 1908 sayılı Dernekler Kanununun 11. ve 12. maddelerine göre kurulmuştur.
Türk kukla ve gölge oyunu sanatlarını yurtiçinde ve yurtdışında, diğer milletlerin kukla ve
gölge oyunlarını da ülkemizde tanıtarak, bu sanatların araştırılmasını, geliştirilmesini,
korunmasını ve yaşatılmasını sağlamak amacıyla kurulan merkez, kısa sürede kukla ve gölge
oyunumuzun yurtiçi ve yurtdışında tanıtımı, sanatçıların haklarının savunulması, sanatın
geliştirilmesi, yaygınlaştırılması konularında birçok çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 1997
yılında kurulan Bursa Şubesi ardından 2009 yılında İstanbul Şubesi kuruluşunu
tamamlamıştır.
Özellikle Karagöz’ün yaşayan kültür hazinesi olarak Unesco tarafından kabul edilmesiyle,
yaşayan kültür mirası olarak dünya literatürüne geçen sanatçıların yaşadığı İstanbul’da
Unıma’nın İstanbul Şubesinin varlığı bir başka anlam ve önem taşımaktadır.
ÇOCUK OYUNU
26 Kasım Cumartesi Saat: 12.30
NASRETTİN HOCA İLE KARAKAÇAN
Düzenleyen: Goncagül Tiyatrosu
Yer: Yeşilpınar Kültür Merkezi
Düzenleyen: Hüseyin Goncagül
Halk bilgemiz Nasreddin Hoca bu kez emektar eşeği Karakaçan ile fıkralarında canlanarak
Hüseyin Goncagül'ün sahne yorumuyla sevenleriyle buluşuyor. Asırlar sonra Karakaçanı ile
karşımıza çıkan Hoca kendi çağında güldürerek verdiği derslerin aynısını bir kez daha
günümüz diliyle aktarmakta izleyenlerine. Hoca’nın yol arkadaşı eşeği Karakaçan ile ilgili
maceraları bu sahnede müzikli şarkılarla canlandırılıyor. Zaman zaman seyircilerin arasına da
karışan sevimli Karakaçan bazen de sahnede minikleri sırtına bindirip Hoca’nın küçük
torunlarına keyifli dakikalar yaşatmakta. Her çağda güncelliğini koruyabilmiş Hoca’nın
fıkralarında O’nun yol gösterici kimliği, hazırcevaplılığı, ince mizah anlayışı bu kez
Karakaçan ile yaşadıklarıyla yine sahnede ön planda. “Düşmeseydim eşekten inecektim ben
zaten”, ‘ödünç eşek’, ’eşek pazarlamacı’, ‘Eşeğini bağla sonra tevekkül et’, ‘eşeğe yazı değil
mi?’ gibi fıkraları günlük hayatımızda yer etmiş kullanageldiğimiz deyimler bu oyunumuzla
canlanmakta… Bu yeni çalışmamızla, sizleri bir nebzede de olsa gülümsetebilir ve
düşündürebilirsek ne mutlu bizlere...
Oyuncular:
Nasreddin Hoca……………………………..…….Ümit Kaplan
Kapı komşusu........………………………………….Hüseyin Goncagül
Karakaçan...................................................................Emrah Gökçe
Yolcu..........................................................................Fırat Daldaler
Esnaf............………………………………………..Yusuf Koncagül
Ahmet Efendi............................................................Ahmet Ayanoğlu
Cemaleddin Efendi……………………………....…Cem Çakır
Efektör:………………………………………….….Osman Nazlı
Kostüm Tasarım:… ………………………….....…Armelit
Dekor Tasarım: ……………………………...…….. Elvan Reklam
SEMİNER
26 Kasım Cumartesi Saat: 14.00
TÜRK MUSİKİSİ SEMİNERİ
Düzenleyen: Fırat Kızıltuğ
Yer: Türk Edebiyatı Vakfı
Hüseynî Makamındaki eserler sırasıyla icra edilerek açıklamalar yapılacaktır.
1- Lem'i Atlı/ Güfte: Faik Ali Bey
Zaman olur ki anın halce-i visâlinde
Bir inzivâ ile canânı bî-vefâ bulurum
Zaman olur ki gözümden kaçan hayalinde
Hayat-ı ruhuma müşfik bir âşinâ bulurum
2- Rumeli Türküsü / Osman Pehlivan'dan
Yalı kenarında zülfüm tararım aman
Zülfüm tarağını kaybettim ararım
Benim yoktur kimseye de zararım aman
Hanım senin pamuk ellerin kınalı aman
Yalı kenarına serdim postumu aman
Gelen geçen çiğner benim üstümü aman
Şimdi bildim düşman ile dostumu aman
Hanım senin pamul ellerin kınalı
3- Rumeli Türküsü
Yağmur yağar taş üstüne
İnce kalem kaş üstüne
Selâm verir baş üstüne
Vay dili dili kuş dili dili
Mevlâm kulu sevdim seni
Vay dili dili dili vay
Yağmur yağar şurdan buradan
Üstümüze çekek yorga
Öpeceksen işte burdan
Vay dili…
Yağmur yağar sepe
Kulağında elmas küpe
Uyandırdım üpe üpe
Vay dili…
4- Münir Nurettin Selçuk /
Güfte Sebkatî (1.Sultan Mahmud Han)
Varalım kûy-i dilâraya gönül hû diyerek
Kokalım güllerini gonca-i hoş-bû diyerek Şerbet-i lâl-i hayali bizi öldürdü meded Varalım
kûyine yârin bir içim su diyerek
5- Fehmi Tokay / Güfte: Emrah
Tutam yâr elinden tutam
Çıkam dağlara dağlara
Olam bir yâreli bülbül
İnem bağlara bağlara
Birin bilir binin bilme,
Bu dünya kimseye kalmaz.
Yâr ismini desem olmaz
Düşer dillere dillere
Emrah eydür bu günümdür
Arşa çıkan tütünümdür
Yâre varacak günümdür
Düşem yıllara yollara
6-Selâhattin İnal / Güfte Necdet Atılgan
Tez geçse de her sevgiden bin hâtıra vardır Sevdâ denilen şey yaşayan hatıtalardır Sevmek de
sevilmek de bahar ömrü kadardır Sevdâ denilen şey yaşayan hatıralardır.
7- İsmail Baha Sürelsan
Seven yok sevdiğim dilhûn eden çok
Ömür anlatmaya yetmez keder çok
O zâlimden gönül pek çok çeker çok
Ömür anlatmaya tetmez keder çok
8- Râkı8m Elkutlu / Güfte Bakî
Müheyyâ oldu meclis sâkıyâ peymâneler dnsün Bu bezm-i ruhbahşın şevkine mestâneler
dönsün
Bu bezm-i dil-güşâya mahrem olmaz Bakîyâ herkes Di gelsün gelmesün ehl-i diller gelmesün
bî-gâneler dönsün.
9- Selâhattin Pınar / Güfte Nacdet Atılgan
Hayal deryasına ben bazı bazı
Dalmasam bir türlü dalsam bir türlü
Derdime âşinâ olan bu sazı
Çalmasam bir türlü çalsam bir türlü
Âşıkım ben dahi Mecnun misâli
Beklerim son anda bile visali
Güzeller yüzünden bunca vebâli
Almasam bir türlü alsam bir türlü
10- Fırat Kızıltuğ / Güfte Necip Fazıl Kısakürek
Aydınlık
Uyan yârim uyan söndü yıldızlar
Gün karşı tepeden doğmak üzredir
Her sabah güneşi seyreden kızlar
Mahmur gözlerini oğmak üzredir.
Uyan yârim sesler geldi derinden
Karanlık oynadı koptu yerinden
İlk ışık kapının eşiklerinden
Şimdi bir gölgeyi koğmak üzredir
Sevgilim kapımı çaldı aydınlık,
Baygın gözlerimi aldı aydınlık
İçimde tıkandı kaldı aydınlık
Bu aydınlık beni boğmak üzredir.
11- Fırat Kızıltuğ
Hüseynî Koşma
Turnalarla kanat çırpar
Telim telinden telinden
Ay devşirir yıldız kırpar
Elim elinden elinden
Gurbetim içimde ağlar
Sıla türküsüyle çağlar
Mısrayı mısraya bağlar
Dilim dilinden dilinden
Maviliklere bak seyret
Şekil şekil demetedemet
Baharda bahara hasret
Gülüm gülünden gülünden
12- Şerif İçli / Güfte Mehmed âkif Ersoy
Ezelden âşinânım ben ezelden hem zebânımsın Beraber ahde bağlandık ne olsan yar-i
canımsın Ne olsan zerrenim kalbimde halâ çarpar esrârın Gel ey cânan gel ey can kalmasın
ferdâya didârın
13- Tanbûrî Ali Efendi / Güfte Osman Nevres
Senden bilirim yok bana bir faide ey gül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül Etsem de
abestir sitem-i hâre tehammül Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
SEMİNER
26 Kasım Cumartesi Saat:14.00
EDEBİYAT ATÖLYESİ
Düzenleyen: Alim Kahraman
Yer: Divan Edebiyatı Vakfı
Yahya Kemal: Aziz İstanbul
Yahya Kemal’in 1942’de verdiği bir konferanstan yola çıkarak İstanbul duyarlığının zemini
incelenecektir. Şairin bu konuda yol açıcı bir işlevi olmuş mudur, sorusuna yaşadığı dönemin
şartlarına da bakılarak cevap bulunmaya çalışılacaktır.
SEMİNER
26 Kasım Cumartesi Saat: 14.00
GÜNLÜK HAYATIN KÜLTÜREL YANSIMALARI
Düzenleyen: Süleyman Seyfi Öğün
SEMİNER
26 Kasım Cumartesi Saat: 14.00
OKUMA GÜNLERİ
Düzenleyen: Sevim Arslan
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği
Türk ve Batı Edebiyatı'ndan seçilen örnekler; konuklarla birlikte okunacak.
Bir paragraftan, bir cümleden, bir kelimeden yola çıkılarak hayata dair sohbet edilecek.
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00
NİHAT DOĞAN KONSERİ
Yer: Güngören Erdem Beyazıt Kültür Merkezi
Nihat Doğan
1979 yılında İstanbul’da hayata gözlerini açan Nihat Doğan İlk, orta ve lise eğitimini
tamamladıktan sonra 1996 yılında profesyonel müzik kariyerine "Kırdın kalbimi" adlı albümü
ile başladı.
500.000 adetlik satış grafiği ile müzik piyasasını alt üst eden sanatçı daha sonra 1998 yılında
vatani görevi nedeniyle müzik çalışmalarına bir süre ara vermek zorunda kalmıştır.
Yaklaşık 4 yıl kadar süre ile ayrı kaldığı müzik sektörüne ve kendisini özleyen müzik
severlere vatani görevini ve albüm çalışmalarını tamamlayarak 2000 yılında" Ölürem Kızlar"
adlı albümü ile ile tekrar dönen Sanatçı, bu albümün başarısı ile beraber yoğun istek üzerine
TV kanallarından gelen dizi isteklerine duyarsız kalamayıp Star TV’ye "Sultan" adlı dizi( 26
bölüm) çekmiştir.
2003 yılında sözü ve müziği Yıldız Tilbe'ye ait olan "Seni Seve Seve", 2005 Yılında
"Bitanesinden Bitanesine", 2007 Yılında "Zorunamı Gitti" Albümleri ile müzik sektöründe
yerini sağlam temeller üzerine oturtmuş olan sanatçı; 2010 da ise ülkemizin yaşamış olduğu
antidemokratik uygulamalara 26 yıllık PKK Sürecinde yaşanan akan göz yaşları, anaların
ağlaması, şehitlerimizin gelmesi vs… gibi her ülke evladının yüreğini acıtan hadiselere
duyarsız kalamayıp, sanatçı olarak üzerine düşen sosyal sorumluluk bilinci ile yaptığı "1071"
adlı barış ve kardeşlik (Açılım) şarkısı ile kendi duygu ve düşüncelerini dile getirmiştir.
Ülkemizin 30 yıllık Cunta Anayasası’nın referanduma götürülmesi noktasındaki seçime
"Demokrasiye Evet Özgürlüklere Evet Evet" adlı single çalışmasıyla katkıda bulunmuştur.
Sanatçımız Star TV, TGRT, Fox TV, Kanal D, Flash TV gibi ulusal kanallarımızda müzik ve
eğlence programlarıyla da bu anlamda halka hizmet etmiştir.
Sanatçı yeni albümü için stüdyo çalışmalarını yürütürken, yurtdışı ve yurtiçi konserlerine de
başarı ile devam etmektedir.
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat:20.00
ERCAN IRMAK NEY İLYAZ MİRZAYEV PİYANO
Düzenleyen: Arda Aydoğan
Yer: Altunizade Kültür ve Sanat Merkezi
Ercan Irmak
Eskişehir’de doğdu. Müzik tutkusu, çocukluk yıllarında kaval çalarak başladı. Bu tutku onun
önce Bursa’ya, sonra İstanbul’a yerleşmesine neden oldu. 1980 yılına kadar birçok sanatçının
albümünde kaval çalan Irmak, aynı yıl merhum Aka Gündüz Kutbay’ın ve besteci Vedat
Yıldırım Bora’nın önerisi doğrultusunda, neyzen Aka Gündüz Kutbay’ın hediye ettiği Mansur
Ney ile neyzenliğe ilk adımını attı. Yurt içi ve yurt dışında konserler veren ve çeşitli albüm
çalışmalarına katılan Irmak, 1999’da kompozitör İlyas Mirzayev ile Tasavvuf Senfonisi’nin 1.
bölümünü Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde Adana’da seslendirdi. İstanbul,
Antalya, Bursa Devlet Senfoni Orkestraları’na ve CRR Senfoni Orkestrası’na solist olarak
katıldı.
İlyas Mirzayev ile birlikte hazırladıkları Ney Konçertosunu; Prof. Saim Akçıl yönetimindeki
Tekfen Filarmoni Orkestrası ile İstanbul (Uluslararası İstanbul Müzik Festivali), Ankara,
İzmit, İzmir, Bursa’da ve yurtdışında; Japonya, Bakü, Almaata, Bişkek Taşkent, Selanik ve
Brüksel’de seslendirdi. Piyanoda İlyas Mirzayev ile Berlin Filarmoni Orkestrası’nın konser
salonunda ve Viyana’da Klasik Türk Müziği eserleri ve Anadolu ezgilerini seslendirdi.
Hamburg, Londra ve İstanbul Aya İrini konserlerinde; Mirzayev’in hazırladığı, şef Howard
Griffiths yönetimindeki London Mozart Players Orkestrası ile Güher ve Süher Pekinel
kardeşlerin de solist olduğu, “Janus in Orient” adlı eserde solist olarak ney üfledi. Ney
konçertosunu; 20 Ocak 2006’da şef Fahrettin Kerimov yönetiminde, Bursa’da Bursa Devlet
Senfoni Orkestrası ile 6-7 Nisan 2006 ‘da Şef Naci Özgüç yönetiminde Ankara’da
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile seslendirdi. Şef Saim Akçıl yönetimindeki, Tekfen
Filarmoni Orkestrası’nın verdiği konserlerde; İlyas Mirzayev’in hazırladığı Üç Denizin
Senfonisi’nde, 2 Ekim’de Brüksel’de, 4 Ekim’de Paris’te, 5 Ekim’de Berlin’de solist olarak
ney üfledi. Amerika Boston’da ilk kurulan New England üniversitesi konservatuarına davet
edildi, orada Türk klasik müziğimiz ve halk müziğimiz hakkında örnekler vererek bilgilerini
dile getirdi. Halen Kültür Bakanlığı Devlet Modern Folk Müziği Topluluğu’nda Ney Sanatçısı
olarak görev yapmaktadır.
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00
SİBEL PAMUK KONSERİ
Yer: Tuzla İdris Güllüce Kültür Merkezi
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00
KÜRŞAT BAŞAR CAZZ KONSERİ
Düzenleyen: Gürtuğ Yılmaz
Yer: Fatih Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00
ŞİİRLERLE ŞARKILAR
Düzenleyen: Sadun Aksüt
Yer: Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi
Sadun Aksüt
Ünlü tanbûrî, bestekâr, yazar ve musiki şinas Sadun Aksüt, 1932 yılında Merzifon'da doğdu.
Konservatuarı bitirmeden Türk Musikisi Konservatuarı Derneği'ne giren Aksüt; burada
Hüseyin Sadettin Arel, Dr. Suphi Ezgi ve Laika Karabey'den dersler aldı. Uzun yıllar İstanbul
Radyosu'nda saz eserleri çaldı.
İstanbul Radyosu Türk Musikisi Nota Kütüphanesi'ne memur olarak çalıştı. Bir yandan da
solo ve topluluk programlarında tanbur çaldı. TRT Türk Sanat Musikisi Repertuar Kurulu
üyeliği yapan Sadun Aksüt'ün 100 kadar şarkı, 24 ilâhi, 50’ye yakın çeşitli makamlardan saz
eserleri, üç çocuk şarkısı ve sazkâr makamında bir Mevlevî âyin-i şerifi bulunmaktadır. Tam
50 yıldır Türk sanat müziğini dostlarıyla paylaşan Sadun Aksüt, 50 yıldır müziğin devleriyle
birlikte çalıp söylüyor, Radyoevi, gazino ve konser salonlarındaki müzisyenlerin, müziğin ve
yankılarının tanıklığını yapıyor.
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00
ZEYNEP NURDOĞAN KONSERİ
Yer: Ümraniye Atakent Kültür Merkezi
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat:20.00
ERDAL KÜÇÜKKAYA KONSERİ
Yer: Yeşilpınar Kültür Merkezi
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat:20.00
MİNE GEÇİLİ İLE ZEKİ MÜREN BESTELERİ
Düzenleyen: Volkan Kara
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat:20.00
UMUT AKYÜREK KONSERİ
Düzenleyen: Umut Akyürek
Yer: Sultanbeyli Kültür Merkezi
Türk Sanat Müziği’nin son yıllardaki önemli icracılarından Umut Akyürek, klasik dönem
eserlerden çağdaş döneme uzanan eserleri seslendireceği programda dinleyenleriyle
buluşuyor.
KONSER
26 Kasım Cumartesi Saat: 20.00
GÖNÜL MAKAMI KONSERİ
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi
SEMİNER
28 Kasım Pazartesi Saat: 18.30
BATININ DOĞUSU
Düzenleyen: Ali Şükrü Çoruk
Yer: Atatürk Kitaplığı
Tarih boyunca doğu batı ilişkileri her zaman için sorunlu olmuştur. Bazen karşılıklı, bazen de
tek taraflı red ve inkarların sevkiyle ortaya çıkan bu sorunların uzantısını günümüzde de
müşahede etmek mümkündür. Seyahatnameler, sefaretnameler ve hatıratlar batılı aydınların
Müslüman
dünyası
karşısındaki
tutumunu
anlamamıza
yarayacak
önemli
bilgiler
içermektedir. Bu seminerlerde şahsiyetler ve eserlerden hareketle batılı aydınların Osmanlı
temelinde İslâm medeniyeti karşısındaki tutumu devirlere bağlı olarak tespit edilmeye
çalışılacaktır.
SEMİNER
28 Kasım Pazartesi Saat: 18.30
İSTANBUL EFSANELERİ
Düzenleyen. Ferhat Aslan
Yer: Türk Edebiyatı Vakfı
Süleymaniye Camii Efsaneleri I
Kanuni Sultan Süleyman tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan ve İstanbul'un en önemli
simgelerinden biri olan Süleymaniye Külliyesi ve Camii hiç şüphesiz Osmanlı mimarisinin
şaheserlerinden biri olarak kültür tarihimizdeki yerini almıştır.
Tarihî ve mimari özellikleri bakımından önemli bir yere sahip olan Süleymaniye Camii’ne
sözlü kültür geleneğimiz de ilgisiz kalmamıştır. Milletimiz sözlü kültür geleneği içerisinde,
caminin yapıldığı XVI. yüzyıldan günümüze gelinceye kadar Süleymaniye Camii etrafında
pek çok efsane teşekkül ettirmiştir.
Bu programda sözlü ve yazılı kaynaklardan tespit edilen efsaneler incelenmeden önce bu
efsanelerin hangi sebeplerle oluştuğu, toplumun Süleymaniye Camii’ne ne gibi anlamlar
yüklediği, teşekkül eden bu efsanelerin dayandıkları tarihî gerçekler ve kültürel art alandan
bahsedilecektir.
SEMİNER
28 Kasım Pazartesi Saat: 19.00
SÖMÜRGECİLİK VE İSLAM DÜNYASI
Düzenleyen: Azmi Özcan
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
SEMİNER
29 Kasım Salı Saat:18.30
SEDAT UMRAN’LA EDEBİYAT ORTAMI
Yer: Atatürk Kitaplığı
SEMİNER
29 Kasım Salı Saat: 18.30
MÜZİK VE MEDENİYET
Düzenleyen: Savaş Barkçın
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
Medeniyetimizin temel değerleri ve ilkeleri müziğimize nasıl yansıyor?
Bu seminerin amacı dostlarımızla bu konuyu beraber düşünmek, müzikle tefekkür etmek...
Müzik aynasında medeniyetimizi tanımak ve hayatımızda müziğe farklı bir bakışla bakmamız
için bir muhabbet deminde bir arada olacağız.
Her bir seminerde medeniyetimizin bir değer veya boyutu üzerinde duracağız. O konu
etrafında müziğimizden örnekler dinleyeceğiz, o değerin ve ilkenin müziğimize makam, usûl,
nağme ve güfte olarak nasıl yansıdığına şahit olacağız.
SEMİNER
29 Kasım Salı Saat: 18.30
ŞEHİR VE ESTETİK
Düzenleyen: Aynur Can
Yer: İstanbul Tasarım Merkezi
SEMİNER
29 Kasım Salı Saat: 20.00
İSTANBULLU BESTEKARLAR KONSERİ
Yer: Başakşehir Kültür Merkezi
SEMİNER
30 Kasım Çarşamba Saat: 18.30
50 YIL ÖNCE 50 YIL SONRA
Düzenleyen: Üstün İnanç
Yer: Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
Tanıklarla Yakın Tarih Söyleşileri
Üstün İnanç Türkiye'nin yakın tarihini ele alıyor. Eski bir gazeteci, yazar ve sanatçı olarak
gözlemlerini, analizlerini aktarıyor.
Fotoğraflar ve gazete başlıkları eşliğinde bir zaman ve tarih yolculuğu. 50 yıl önce İstanbul,
Ankara ve Türkiye. 1950'lerin 60'ların 70'lerin Türkiye'si… Önemli kültürel, sosyal, siyasal
olaylar. Yazılanlar, konuşulanlar; bunların ötesinde günlük hayat… Kıyıda köşede kalan ya da
unutulmuş olan bazı ayrıntılarla kent ve toplum.
Zamanın tanıkları ve aktörleri de konuk olarak yer alıyor sohbetlerde. Dönem fotoğrafları,
dillerden düşmeyen şarkılar, belleklere kazınan dizeler. Şiirleri Harun Yöndem, şarkıları
Levent Çelik seslendiriyor.
SEMİNER
30 Kasım Carşamba Saat: 18.30
TÜRK ROMANINDA AKIMLAR
Düzenleyen: Mustafa Miyasoğlu
Yer: Türkiye Yazarlar Birliği
Türk Romanında Akımlar: Geleneğe açılan kapılar…
Mesnevi ve Halk Hikâyesinden Romana geçen Osmanlı nesri, 19. yüzyıl boyunca bir değişim
yaşadı. Muhayyelat ile Letâif-i Rivâyât dizisindeki hayallerin her zaman “anlatı dilimiz”i
etkilediği görüldü. Bayburtlu Zihni’nin Divan nesriyle yazdığı Kitâb-ı Hikâye-i Garibe adlı
kitabı ile Hançerli Hanımın Hikâye-i Garibesi adlı halk hikâyesinin farkları yanında gerçekçi
bir dille hikâye edilen maceralarının benzer yanları da görülüyor.
SEMİNER
30 Kasım Çarşamba Saat:18.30
İSTANBUL VE HİKAYE
Düzenleyen: İbrahim Yarış
Yer: Atatürk Kitaplığı
Yazar İbrahim Yarış İstanbul’da yaşanmış, yazılmış ve söylenmiş hikâyeleri inceleyerek
geçmişten günümüze geniş bir ufuk turuna çıkıyor. Hikâyede saklı hayatların izinde
İstanbul’u anlamaya çalışıyor. İstanbul ve Ayasofya efsanelerinden, Reşat Ekrem Koçu’nun
anlattığı yaşanmış İstanbul olaylarına, bu şehirde edebi olarak üretilen hikayelerin
benzerliklerini ve farklılıklarını ortaya koyuyor.
KONSER
30 Kasım Çarşamba Saat: 20.00
ALİHAN SAMEDOV KONSERİ
Yer: Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi
Alihan Samedov,
1964 yılında Azerbaycan’ın Sumgayıt şehrinde müzisyen bir ailede dünyaya geldi. 1971–
1979 yılları arasında ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Samedov, 1979 -1982 yılları arasında
Samet Vurgun adına müzik okulunda Obua ve Neriman Nerimanov Kültür Evinde ise
Garmon (Azerbaycanda kullanılan akardiyona benzer müzik aleti) eğitimini aldı. 1986 yılında
ise kazandığı Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesini, 1990 yılında Rus dilinde
tamamladı. Nefesli sazlar (balaban, klarnet, tütek, zurna, obua, saksafon) ve Azerbaycan
Yöresel Halk Sazlarını ( Nağara, Goşanağara, Def, Garmon) büyük bir ustalıkla
kullanmaktadır. Rusça dilini iyi bilen Samedov, aynı zamanda iyi bir satranç ustasıdır. 1993
yılında müzik çalışmalarını daha da geliştirmek için Türkiye’ye yerleşen Samedov, ustaca
kullandığı Balabanı ile kısa sürede önemli müzik kuruluşlarının ilgisini çekmiştir. Türk ve
Azerbaycan müzik motiflerini büyük bir titizlikle inceleyen Samedov, birçok albümlerini bu
araştırmalara dayanarak yapmıştır. “Balaban” adını verdiği ilk albüm çalışmasıyla kısa sürede
müzik severlerin ruhlarını fethetmeyi başaran Samedov, etnik müzik motif araştırmaları ve
birbirini takip eden albüm çalışmalarıyla ünü ülke sınırlarını aşan, müzik dünyası içinde
beğeni ile dinlenen Balaban virtüözü olarak kabul edilmiştir. Alihan Samedov’un çaldığı
balaban sesi bugün ülkemiz ve yurt dışındaki birçok TV programı jeneriklerinde, sinema
müziklerinde, belgesellerde duyulmaktadır. Hatta ”Casio” Firması tarafından üretilen çeşitli
elektronik klavyeli müzik aletlerine, onun sayesinde Balaban sesi de eklenmiştir. Bu güne
kadar birçok ödül alan Samedov, Azerbaycan milli müzik aleti olan balaban’ ı müzik ve sanat
alanında yapacağı çalışmalarla, gelecek nesillere tanıtabilmek için iki vatanından biri olan
Türkiye’de devam ettirmektedir.

Benzer belgeler