ERKEN DÖNEM KLEZMER MÜZİĞİ

Transkript

ERKEN DÖNEM KLEZMER MÜZİĞİ
M Ü Z İ K
v e
B İ L İ M
"Uluslararası Hakemli Bilimsel
si"
Müzik Dergi
ISSN: 1304 - 6446 (Online)
Yarı zamanlı; Mart, Eylül
Sayı:1 (Mart 2004)
ERKEN DÖNEM KLEZMER MÜZİĞİ
Tuna PASE
İTÜ MİAM Etnomüzikoloji Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi
ÖZET:
Söz konusu çalışma ile hitap edilen kitle, genellikle diğer dinlerden
olacağından, Klezmer Müziğini anlatmadan evvel bahsedilecek kavramların
okuyucuya yabancı gelmemesi için, bu müziğin oluşumunda çok önemli yer
tutan Yahudi kavramı ve doğurduğu alt kültürler, Yahudi dininin gelenekleri
hakkında bilgi verilmiştir. Araştırmanın başlığından da anlaşılacağı üzere
konu, çok ayrıntıya girilmeden fakat genel olarak okuyucunun bilgilenebileceği
bir tarzda işlenmiştir. Bu çalışmada; Klezmer müziğinin oluşumu ve oluşumunu
etkileyen faktörler ile Erken Dönem Klezmer Müziği Teorisi, okuyucuya kısa
bir bilgi vermek amacıyla sunulmaktadır.
Anahtar Kelimeler:
Klezmer Müziği - Yahudi Müziği - Aşkenaz - Sefarad - Yidiş Dili
Bu çalışma için yazarın hazırladığı sözlük
ERKEN DÖNEM KLEZMER MÜZİĞİ'NE GİRİŞ
Amaç, Kapsam ve Yöntem
2001 yılının ikinci yarısında okunan belgelerden dünyaya dağılmış Yahudi Kültürü hakkında
araştırma yapmanın çok zor olduğu fark edildi. Bu yüzden de konunun tarihsel süreci kısıtlandı
Klezmer hakkında daha evvel araştırma yapılmadığı için de Klezmer Müziği'nin Erken Dönemi'ni
yani oluştuğu dönem incelemeye karar verildi. Bu karar; Klezmer Müziği hakkındaki araştırmayı
daha sonraki yıllarda da devam ettirme isteğinin büyük payı oldu. Başlangıç dönemini incelemekle
daha ilerisi için bir başlangıç yapmak istendi.
Hitap edilen okuyucu kitlesi genellikle Yahudi dışı dinlerden olacağından Klezmer Müziği'ni
anlatmadan önce, bahsedilecek kavramların yabancı gelmemesi için, müziğin oluşumunda çok
önemli yer tutan "Yahudi" kavramı ve doğurduğu alt kültürler, Yahudi dininin gelenekleri hakkında
bilgi verildi. Çalışmayı hazırlama sürecine bir çok zorluk ile karşılaşıldı. Karşılaşılan ilk zorluk,
kısmen yabancı olduğumuz Aşkenaz kültürü ve gelenekleriydi. Seferad Cemaati'nin çoğunlukta
olduğu, Aşkenaz Cemaati'nin ise; neredeyse yok denecek kadar az olduğu İstanbul'da, kitaplar
haricinde bilgi alabilecek çok az kişi vardı. Birebir bilgi alınan tek kişi İstanbul Aşkenaz
cemaatinden Yidiş kültürü ile ilgili yazılar yazan Dr. Robert Schild oldu.
Konu hakkında, -şimdilik- çok fazla detaya girilmeden fakat genel anlamda okuyucuya bilgi vermek
amaçlandığından, araştırmanın başlığı "Erken Dönem Klezmer Müziğine Genel Bakış" olarak seçildi.
İnceleme sırasında Klezmer müziğinin oluşumu ve oluşumunu etkileyen faktörler ele alındı. Erken
Dönem Klezmer Müziği Teorisine; sadece okuyucuya kısa bir bilgi vermek amacıyla değinildi.
Klezmer Müziği Teorisi, ayrıca incelenecek çok daha geniş bir araştırma konusu olduğundan,
çalışmada bu konuya fazla yer verilmedi.
Giriş
"Klezmer", Aşkenaz Yahudileri'nin, hattâ; Yahudi ruhunun hüzün ve neşesini bir arada ve en iyi
ifade eden müzik türüdür. Neşenin ve hüznün aynı tınılarda bu kadar iyi ifade edildiği, kendisiyle
dalga geçen, dünyayı alaya alan, dışarıdan bakıldığında hafif bir müzik tarzı olarak gözüken, fakat
içinde çok yoğun duygular ve felsefe barındıran Klezmer; Yahudiler'in binlerce yıl boyunca yaşadığı
felâketler, geçmişe ve geleneklere bağlılık ve yaşamının yalın bir ifadesidir.
Klezmer; 400 yıl boyunca Avrupa'da gezmiş Yidiş Troubadur'ların müziğidir. Açıkça; "Klezmer":
Orta, Doğu ve Batı Avrupa'da yaşamış Aşkenaz Yahudileri'nin müziğidir. Bu cümle ilk kez
okunduğunda içindeki yabancı kelimelerden dolayı okuyucuya hiçbir şey ifade etmeyebilir fakat
Yahudi, Aşkenaz ve Klezmer gibi kavramlar tek tek açıklandığında konuyu daha iyi kavrarız.
Klezmer Müziği'nden bahsetmeden önce, bu müziğin sahibi olan toplumun, Yahudiler'in kim olduğu,
nasıl bir kültür ve gelenekleri olduğu anlatılmalıdır. Musevîlik olarak da adlandırılan kitâbî dinin,
doğuş yeri ve kökenleri Ortadoğu'ya dayanır. Yahudilik bir din olmanın yanında, inananları
tarafından bir ırk olarak da kabul edilir. Yahudiler, dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış; 1948'de
İsrail Devleti'nin kuruluşuna kadar kendilerine ait toprağı, ortak dili olmayan ve bütün bunlara
rağmen çok güçlü bir birlik ve ortak kimlik duygusu taşıyan bir halktır. Dînî inanç ve törenlerini
doğumdan ölüme, hayatlarının her anına koymuşlardır. Dînî yaşam ve gündelik yaşam, paralel bir
çizgide devam eder. Din ve dinin getirdiği kurallar ve törenler temel Yahudi kültürünü meydana
getirir. Yahudiliğin önemli kavramı "diaspora", M.Ö.VI.yüzyılda, Kudüs'ün Babilliler tarafından
yakılıp yıkılmasından sonra ortay çıkan bir kavramdır. Yahudiler'in kutsal kitabında geçen kutsal
topraklar (vaad edilmiş topraklar) dışında yaşayan bütün Yahudiler diasporada kabul edilir.
Diasporada yaşamak tarih içerisinde, üzerinde yaşanılan bölgenin coğrafî, tarihsel ve kültürel
özelliklerine göre, çeşitli alt kültürler doğurmuştur.
Yahudi olmak; sadece dînî bir inancı kabul etmek değildir, dünyanın her bir yanına dağılmış
Yahudiler ister Amerika'da, ister İstanbul'da olsunlar ortak bir duygu altında birleşmişlerdir. Bu
duygu,geçmişe olan bağlılık ve ortak kaderdir. Yahudiler sayıca az, dağınık bir halktır. Her zaman
toplumlardaki küçük azınlıkları oluşturmuş ve her bireyin bir veya iki kuşak öncesi o ülkenin
göçmenidir.
Yahudi dînî gelenekleri; hatırlatıcı, anma törenleri niteliğindedir. Yahudiler tarihlerine sıkı sıkıya
bağlı olduklarını, yaptıkları dini törenlerle de açıkça belli etmektedirler. Din ve uzantısı törenler,
kültürü oluşturan temeller olduğundan çok önemlidir. Gelenekler ve ritüeller yerleşimlere, göçlere,
savaşlara, zamana ve içinde yaşanılan toplumlara göre değişim göstermiş ve Yahudi toplumu kendi
içinde büyük kültürel kollar oluşturmuştur. En önemli iki temel kültürel ayrım Sefarad ve Aşkenaz
olarak adlandırılan iki ayrı toplumdur.
Geldikleri yer bakımında İspanya'nın; yaşadıkları bölge bakımından Doğu'nun ve İslamiyet'in
etkilerini kültürlerinde yaşatan Sefarad Yahudileri; Doğu ve Orta Avrupa'da yaşamlarını sürdürmüş
ve buradaki toplumlardan etkilenerek kendilerine kültür yaratmışlardır. Klezmer Müziği'nin
yaratıcıları ve sahipleri Aşkenaz Yahudileri ile Seferad Yahudileri; bölgesel ve dinsel etkileşim
farklılıkların yarattığı iki ayrı kültür olsalar da, temelde birleştirici olan ırk ve din olgusu, bu iki
kültürü aynı kılar.
Kutsal kitapta "Aşkenaz" sözcüğü "Almanya" anlamına gelmektedir. Batı, Orta ve Doğu Avrupa'da
ve günümüzde Amerika'da yaşayan Aşkenazlar, ibadet yerleri olan sinagoglardaki mimari yapıları,
giysileri, konuştukları Yidiş dili, İbraniceyi öğrenme ve telâffuz şekilleri, dualarda kullanılan müzik
ve gelenekler bakımından Sefaradlar'dan tamamen farklıdır. IX.yüzyıldandan itibaren Almanya'nın
güney-batısında yaşayan Aşkenaz Yahudileri, Ortaçağ Almancası ve İbranice karışımı Yidiş dilini
kullanmaya başlamışlardır. Yidiş dilinin kullanıldığı geniş bir edebiyat ve müzik, Yahudi kültürünün
önemli bir parçasını teşkil eder.
Ortaçağ'dan beri Almanya, İsviçre, Kuzey İtalya, Orta Fransa ve İngiltere gibi bölgelerde, "Getto"
adı verilen kendilerine ait mahallelerde yaşayan Yahudiler, zamanla getto yaşamından sıkıntı
duyarak başta Polonya olmak üzere; Doğu Avrupa'ya doğru göç etmeye başlamışlardır. Yahudiler;
Doğu Avrupa'daki "shtetl" adı verilen Yahudi kasabası yaşam tarzını tercih etmiştir. Shtetl adı
verilen bu küçük kasabalar dışında, Yahudiler Vilna, Minsk, Odessa, Kiev, Kishinev gibi büyük
şehirlere de yerleşmişlerdir. 1500'lü yıllardan itibaren İspanya, Polonya ve Orta Avrupa'dan kovulan
Yahudiler; Polonya, Romanya, Ukrayna, Belarus ve Litvanya gibi ülkeleri kapsayan, Karadeniz'den
Baltık Denizi'ne kadar uzanan bir bölgeye yerleşmişlerdir. Aşkenazlar'ın ortaya çıkardığı Yidiş
kültürü, Yahudiliğin tutucu dînî kurallarından dolayı gelişmemiş; ancak Fransız Devrimi (1792)
sonrasında milliyetçilik etkilesiyle, "Haskala" adı verilen Aydınlanma Döneminde ortaya çıkmıştır.
Müzik açısından ilk olarak dindışı profesyonel müzisyenlik, dans ve eğlence kültürünün ortaya
çıkışıyla, kendini göstermiştir. Yahudi Müziği, bu dönemden önce, yaşanılan bölgenin geleneksel
motiflerini kapsayan dinsel melodilerden ibarettir. Klezmer Müziği'nin ortaya çıkışı, bu döneme
rastlar. Klezmer Müziği'nin çıktığı ve geçmişten gelen birikimle bir repertuar oluşturduğu söz
konusu dönem, XVII.yüzyıl sonlarına doğru başlayıp XVIII.yüzyıl sonlarına kadar bir yüzyıl
boyunca devam etmiştir. Bu dönem; "Erken Dönem Klezmer Müziği" olarak adlandırmaktadır.
Shtetl adı verilen kasabaların küçük Bohem mahallelerinde, çingenelere benzer bir hayat süren
Klezmer Müzisyenleri yani "Klezmorim"ler, icrâ ettikleri müziğin oluşumunu ve gelişimini anlamak
için, Erken Dönem Klezmer Müziği incelenmelidir. Klezmer zaman içinde değişikliklere uğramış
olsa da, kökleri 1800'lü yıllarda Pale denilen yerleşim bölgesinde hangi şartlarda yaratıldığı
incelenmelidir.
Pale bölgesinde yaşayan Klezmorimler daha sonraları kendilerini geliştirmiş olsalar da, ilk başlarda
Yahudi Çingenesi veya Yahudi Romanı olarak da adlandırabileceğimiz kesinlikle nota bilmeyen,
Meşk yöntemiyle müzik öğrenmiş, gerekirse boğaz tokluğuna çalan, hokkabazlık yapan, kendi
cemaati tarafından bile aşağılanan, Bohem müzisyenlerdi.
Klezmorimler, aynen Çingeneler ve Amerika'daki cazcılar gibi mafya, kadın ticareti gibi işlerin
döndüğü kötü namlı mahallelerde yaşarlar, müziklerini gerek yerel çevrelerde gerekse gezerek icrâ
ederlerdi. Yahudi düğünleri ve diğer düğünler Klezmorimler için, müzik çalabilecekleri en rahat
olaylardı. Çünkü zaman zaman yaşadıkları bölgelerin yönetimleri tarafından müziklerini icrâ
etmelerine veya icrâ ediş tarzlarına kısıtlamalar getirilirdi.
Balkan, Türk, Yunan gibi yerel müziklerin etkileri dışında; Sinagog Müziği, 1700'lü yıllarda müziği
ibadette kullanan Hasidik Cemaati'nin müziği, Abraham Goldfaden'ın 1800'lü yıllarda Romanya'da
başlattığı Yidiş Tiyatrosu yani halk için opera çalışmaları Klezmerin oluşumunda çok etkili olmuştur.
Bütün bu özellikleri içinde barındıran Klezmer Müziği zamanla değişmiş, Aşkenaz Cemaati dünya
üzerindeki yolculuğunu devam ettirdikçe, savaşlar, felâketler gibi diğer etkenler ve değişen popüler
müzikler, zamanla Klezmer Müziği'ne yeni boyutlar kazandırmıştır.
Erken Dönem Klezmer Müziği; eğlence amacıyla kullanıldığı için düğün veya dans müziği, müziğin
birebir karakterini enstrumanların ortaya koyması nedeniyle enstrumantal müzik, barındırdığı yerel
etkiler ve özel bir kültüre ait ollmasından ötürü yöresel müzik olarak; çeşitli şekillerde tanımlanır.
XIX. yüzyıl sonlarında, Avrupa'da artan Yahudi düşmanlığı (Antisemitizm), birçok Aşkenaz
Yahudi'sinin Amerika'ya göç etmesine neden olmuştur. Klezmer, özellikle Amerika'nın doğu
bölgelerinde yayılmış Yidiş Tiyatroları'nın radyolarda yer alması ve plaklar sayesinde tüm ülkeyi
sarmıştır. 1920'lerde ve 1930'larda en parlak dönemini yaşayan Klezmer Müziği; ekonomik bunalım
ve ardından gelen II. Dünya Savaşı ile unutulmaya yüz tutmuştur. Savaştan sonra ortaya çıkan hafif
müzik furyası, genç Yahudi müzisyenleri köklerinden uzaklaştırmış ve kültürel asimilasyona (yok
olma) sebep olmuştur. Bu sırada Klezmer, sadece New York civarındaki Yahudi tatil yerlerinde
Mickey Katz gibi, aynı zamanda gösteri sanatçısı olan müzisyenler tarafından icrâ edilmiştir.
1980'lerde tamamen unutulan bu müzik, 80 sonrası bir avuç Amerikalı Yahudi etnomüzikolog
tarafından yeniden keşfedilmiştir. Bu etnomüzikologlar sayesinde eski değerler tekrar su yüzüne
çıkarılmıştır. Eski plaklardaki müzisyenler bulunup, tekrar konserlere çıkarılmış (Dave Tarras gibi),
birlikte çalınıp, parçalara yeni yorumlar getirilmiştir. Zev Feldman, Andy Statman, Henry Spoznik
gibi yeni nesil müzisyenler Klezmer Conservatory Band, Klezmatics, Kapelye, Brave Old World gibi
yeni gruplar kurmuşlardır. Ithzak Perlman gibi ünlü Yahudi klasik müzik duayenleri de arşiv
çalışmaları yapmıştır. "Revival" olarak anılan bu dönem Klezmer Müziği'nin en önemli dönemidir.
Günümüzde Klezmer; Rock, Caz, hatta Techno gibi popüler olan her tarz müzikten etkilenir ve
bunlarla beraber Fusion tarzda bir müzik oluşturur. Ayrıca; günümüzde Avrupa, Amerika ve İsrail'de
birçok festivaller ve seminerler düzenlenmektedir. Aynı zamanda, Klezmer Müziği, etnomüzikoloji
bölümlerinde birçok araştırmanın konusu olmuştur. Hâlen etnomüzikologlar ve Yeni Çağ
Klezmorimleri, Klezmerin akademik olarak çalışılıp çalışılmayacağını tartışmaktadırlar. Nota
bilmeyen gezgin müzisyenlerin müziğinin akademik ortamlarda kuramlaştırılmaya çalışılmasının
doğru olup olmayacağı ayrı bir tartışma konusudur.
"KLEZMER" NEDİR?
Etimolojisi
Klezmer kelimesi; İbranice "kle" ve "zemer" sözcüklerinin birleşmesinden oluşur. Ülkemizde bu
konu üzerinde çalışan iki araştırmacı Muammer Ketencioğlu ve Robert Schild'e göre; iki kelimenin
ayrı ayrı anlamları farklı olarak biliniyorsa da, toplamda kelimenin anlamı iki araştırmacıya göre de
aynıdır. Ketencioğlu kelime karşılığını şarkı gemisi olarak ifade etmektedir [Ketencioğlu Muammer,
Klezmer Müziğinin Öncüleri]. Schild ise, İbranice "kli" kelimesi "alet" ve "zemer" kelimesi "ezgi"
anlamında; her iki kelimenin dolaylı anlamının "keley-zemer"-"klezmer" kelimesini oluşturduğunu
ve anlamının "sesin iletimi" anlamına geldiğini söylemektedir [Schild, Robert; "Klezmer",İş Sanat
Dergisi, 2001, s.21]. Kelimenin genel anlamı "şarkı söylemek" yani "sesi iletmek"tir. Bunu Klezmer
Müziği'nin günümüzde en çok tanınan klarinet virtüözü Giora Fiedman'ın kendi stilini ifade etmekte
kullandığı sözlerden de anlarız:
"Ben klarinet çalmıyorum, klarinetimle şarkı söylüyorum" [Ketencioğlu, Klezmer Müziğinin Öncüleri]
Burada kullanılan şarkı söyleme ifadesi insan sesine en yakın müzik aletleri olarak bilinen klarinet
ve kemanın Klezmer Müziğin en popüler enstrumanları olmasıyla da açıklanabilir.
Klezmer terimi, Amerika ve Avrupa'da bu konuda araştırma yapanlara göre ise, Yidiş bir kelimedir.
Kelimenin kökeni daha önceden de bahsettiğimiz üzere; İbranice müzik enstrumanlarından
gelmektedir. XVI. yüzyıl Trinity College, Cambridge'de yayımlanmış bir metinde "sele-semorim"
terimi artık bir aleti değil, çalgıcıyı tanımlamaktadır. Bu terim, ilk kez XVII. yüzyılda, Avrupa'daki
profesyonel müzisyenleri tanımlamak için kullanılmıştır[1]. Burada profesyonel müzisyen olarak
kastedilen Klezmer kelimesi; aslında, XVII. yüzyıldan bu yana, nota okumasını bilmeden çalan,
Yahudi düğün ve eğlence müziği yapanlar için kullanıla, biraz da aşağılayıcı bir terimdir. Bu
tanımda; Yahudi Çigan veya Yahudi Roman anlamına gelmektedir.[2] Daha sonraki ise Klezmer
Müziği icrâ eden müzisyenler için "Klezmorim" ifadesi kullanılır. Klezmorim kelimesi; İbranice
Klezmer kelimesinin çoğuludur. Klezmorim orkestralarına ise, "Kapelye" adı verilir. Amerika'da ise
"Klezmer" ifadesi "Alaylı Müzisyenler" için kullanılmaktadır.
Bir Müzik Türü Olarak Klezmer
Klezmer; Orta ve Doğu Avrupa Aşkenaz Yahudileri'nin müziğidir. Klezmer Müziği'ni bir tür olarak,
enstrumantal müzik, düğün müziği, dans müziği, yöresel müzik veya Çigan Müziği olarak
tanımlayabiliriz.[3] Klezmer akademik veya salon müziği diye tabir edilen müziklerden değildir
[Schild Robert, 2001, s.21]. Nota bilmeyen, basit insanların çaldığı tınılardan oluşur.
Resim 1.
Klezmorim
Klezmer içinde sözlü parçalar barındırsa da, genel olarak baktığımızda enstrumantal bir müzik
türüdür. Klezmer Müziği'ne yön veren ve iskeletini oluşturan temel, kullanılan enstrumanlardır.
Müziği oluşturan karakteristik keman ve klarinet gibi enstrumanlar olmazsa Klezmerin yapısı ortaya
çıkmaz. Duyguları enstrumanlarla bir insan gibi ifade eden Klezmer, çağlar boyunca kullandığı
enstrumanlarla yapılanmıştır. Buna örnek vermekgerekirse; piyano ile karakteristik bir Klezmer
Müziği çalınamayacağını söyleyebiliriz.
Erken dönemlerde bir eğlence müziği olan Klezmeri geliştiren en önemli unsur düğünlerdir. Bu
yüzden tür olarak düğün müziği olarak tanımlayabiliriz [bkz: Düğünler ve Badhkn]
Aşkenazlar'ın yaşadıkları bölge ve buna bağlı olarak doğan kültür ile kültürün meydana getirdiği dil,
müzik gibi öğeler Klezmerin temelini oluşturur. Klezmer; tarih içinde yaptığı büyük yolculuklar ve
çağa göre yeniliklerle şeklini değiştirmiş ve yeni özellikler kazanmıştır. Ancak genele baktığımızda
Klezmer Müziği; dil, form, enstruman kullanımı, orkestrasyon, ritim, melodi gibi temel öğeler
bakımından kesin benzerlikler gösterir. Klezmer Müziği'nin zamanla kazandığı özellikleri
kavrayabilmek için tarihi gelişimini kısa bir göz atmak gerektiğine inanıyorum. Klezmer ortaya
çıktığı ve yayıldığı yerlerden dolayı, yöresel bir türdür. Klezmorimlerin Bohem hayat tarzı, boğaz
tokluğuna sadece eğlenmek için çalmaları ve gezgin bir hayat sürmeleri, Çingeneler'le olan yakın
ilişkileri ve etkileşimleri sayesinde Klezmeri "Çigan Müziği" olarak da adlandırmak mümkündür.
Klezmer Müziği'nin köklerinin çok eskiye dayandığı ve ilk örneklerinin XIII. yüzyılda bile
görülmeye başlandığı söylenir. Ortaya çıktığı dönem ve yer ise; 1800'lerden sonra Orta ve Doğu
Avrupa ile Rusya'dır.Yerleştikleri bölge halklarının folklorik ezgileri ile Aşkenaz Yahudileri'nin
halk, dans ve dînî ezgilerinin bir araya geldiği bir türdür.
Aşkenaz Yahudileri'nin en önemli kültürel göstergesi İbranice, Almanca ve Slav dillerinin
birleşiminden oluşan Yidiş dilidir. Aşkenazlar'ın ortaya çıkardığı Yidiş Kültürü, Yahudiliğin tutucu
tarzından dolayı ancak Fransız (1792) Devrimi sonrası, ulusçu düşünce ve Marx'ın etkileriyle ortaya
çıkan Yahudiler'in Haskalah[4] olarak adlandırdığı, Aydınlanma Dönemi'nde kendini gösterir. Müzik
açısından bakıldığında, bu hareket ilk kez dans ve eğlence kültürünü oluşturmuş, dolayısıyla dindışı
profesyonel müzisyenlik ortaya çıkmıştır. Bu dönemden önce Yahudi Müziği, yaşanan bölgenin
geleneksel motiflerini kapsayan dinsel melodilerden ibaretti [Ketencioğlu, Klezmer Müziğinin
Öncüleri].
1870'de ise Abraham Goldfaden'in, Romanya'da Jassy kentinde, şarap mahzeninden bozma bir yerde
yarattığı küçük, komik müzikallerle; Yidiş Tiyatrosu'nun ilk adımını atmasının, Aşkenaz Yahudi
Folkloru'nun oluşumuna büyük etkisi olmuştur. Diğer bir etki ise; mistik Yahudi tarikatı
Hassidik'lerin melodilerinin de Yidiş Kültürü'nün önemli bir ürünü olan Klezmer Müziği'nde yeri ve
yansıması vardır.
Batı Avrupa'nın yanısıra; Bulgar, Romen, Grek ve Türk ezgileri Klezmer Müziği'ni etkilemiştir.
Bölgesel olarak Klezmer, Urallar'dan Almanya'ya, güneyde Türkiye'ye kadar yayılır. Küçük ve
samimi orkestralarda çalınması ve melodilerin Doğu, Orta Avrupa etkileri taşımasıyla bu bölgelerin
etkisini açıkça ortaya koymaktadır. Demek ki Klezmer Müziği'ni oluşturan temel faktörler; Sinagog
Müziği, Hasidik Müziği, Yidiş Tiyatrosu ve Yöresel Müzik değerleridir. Erken dönemde Klezmer
Müziği'nin temeli, bu öğelerden meydana gelmiştir. Bu müziklerin içinde barındırdıkları özellikler;
Klezmerin bir tür olarak özelliklerini oluşturmuştur.
XIX. yüzyıl sonlarında, Avrupa'da artan Yahudi düşmanlığı (Antisemitizm) ve Amerika'nın çekiciliği
,bu bölgelerden birçok Yahudi'nin Amerika'ya göç etmesine neden olmuştur. Klezmer, özellikle
Amerika'nın Doğu bölgelerinde yayılmış, Yidiş Tiyatroları'nın radyolarda yer alması ve aynı
zamanda, kendisi de bir Yahudi olan Emilie Berliner'in taş plağı keşfetmesi ile bu müzik
yaygınlaştırmıştır. Taş plaklar tüm ülkeyi sarmış ve zamanın Benny Goodman gibi ünlü cazcıları bile
Klezmer'den etkilenmiştir. 1915'de Dixyland Cazı ile etkileşim, bakır nefeslilerin katılımı ve
kapelyelerin kalabalıklaşması ile ortaya çıkar.
Amerika'ya gelmelerine rağmen eskiden yaşadıkları yerleri özlem duyarak anan müzisyenler
topluluklarına Romanya Orkestrası, Kişenev'den Anılar gibi isimler vermişlerdir. 1920'lerde ve
1930'larda en parlak dönemini yaşayan Klezmer; ekonomik bunalım ve ardından gelen II.Dünya
Savaşı ile unutulmaya başlanır. Savaştan sonra ortaya çıkan hafif müzik furyası genç Yahudi
müzisyenlerini köklerinden uzaklaştırmış ve kültürel asimilasyona (yok olma) sebep olmuştur. Bu
sırada Klezmer, sadece New York civarındaki Yahudi tatil yerlerinde Mickey Katz gibi, aynı
zamanda gösteri sanatçısı olan müzisyenler tarafından yaşatılmıştır. 1980'lerde tamamen unutulan bu
müzik, 80 sonrası bir avuç Amerikalı Yahudi etnomüzikolog tarafından yeniden keşfedilmiştir. Bu
etnomüzikologlar sayesinde eski değerler tekrar su yüzüne çıkarılmıştır. Eski taş plaklardaki
müzisyenler bulunup, tekrar konserlere çıkarılmış (Dave Tarras gibi), birlikte çalınıp, parçalara yeni
yorumlar getirilmiştir. Zev Feldman, Andy Statman, Henry Spoznik gibi yeni nesil müzisyenler
Klezmer Conservatory Band, Klezmatics, Kapelye, Brave Old World gibi yeni gruplar kurmuşlardır.
Ithzak Perlman gibi ünlü Yahudi klasik müzik duayenleri de arşiv çalışmaları yapmıştır.
Günümüzde Klezmer; Rock, Caz hattâ Techno gibi birçok müzikle
beraber gelişmektedir. Bu tarza örnek olarak; geçtiğimiz senelerde
Mickey Katz'ın repertuvarından derleme bir albüm çıkartmış olan ünlü
Caz klarinetçisi Don Byron'ı verebiliriz. Gerek Avrupa'da, gerekse
Amerika ile İsrail'de birçok festival ve seminer düzenlenmektedir.
Aynı zamanda, Klezmer Müziği, etnomüzikoloji bölümlerinde birçok
araştırmaya konu olmuştur. Zaman içerisinde geçirdiği evrimlerle
Klezmer Müziği, tür olarak da etkilenmiş fakat ilk baştaki formundan
hiçbir zaman tamamen kopmamış; Dans Müziği, Düğün Müziği,
Resim 2.
Klezmorim
Yöresel Müzik, Enstrumantal Müzik, Çigan Müziği özelliklerinden
hiçbir şey kaybetmemiştir.
Türkiye'de ise; bu müziğe ilgili az insan olmasına rağmen, takip eden
etnik müzik meraklıları bulunmaktadır. Pek bilinmeyen diğer bir nokta
ise; 1908'de, İstanbul'da bu müziğin ilk örneklerinden olan Orchestra
Goldberg'in,
bir
kaydının
yapılmış
olmasıdır.
[bkz:Osmanlı
İmparatorluğu Başkentinde Klezmer Müziği ]
Ülkemize iki kez gelen Giora Fiedman, Klezmer'in tanıtımında ve sevilmesinde çok etkili olmuştur.
Fiedman haricinde, Bente Kahan ve geçen sene Kol Simcha gibi ünlü Klezmer toplulukları da
gelerek konser vermişlerdir. Klezmer Müziği, etkilendiği ve aynı zamanda kullandığı Türk
makamlarından dolayı, aslında Türk Müzik dinleyicisinin kulağına hiç de yabancı bir müzik değildir.
ERKEN DÖNEM KLEZMER MÜZİĞİ
"Erken Dönem Klezmer Müziği" olarak tanımladığımız dönem, Klezmer repertuarının tam olarak
oluştuğu 1800-1900 yılları arasıdır. 1820-1890 yılları arasında, geçmişten gelen müzik birikimiyle
geniş bir repertuar oluşturan Klezmer, en yalın örneklerini bu tarihler arasında vermiştir. Erken
dönem müziğinin bu yalın hali, Yahudiler'in 1900 başlarında Amerika'ya göç etmesine kadar sürer.
Klezmerin ilk dönemlerine ait kayıt ve nota, bugünelimizde olmadığı için bu müzik hakkındaki
birçok bilgiyi XIX. yüzyıl Yidiş Edebiyatı'ndan elde etmekteyiz. I. L Peretz ve Sholem Aleichem gibi
Yidiş Edebiyatı'nın ünlü yazarları, eserlerinde karakter olarak Klezmorimleri kullanmışlardır.
Örneğin; Sholem Aleichem'in eseri Stempenyu'da ünlü Klezmer kemancısı ve bestecisi Yosele
Druker'in müziği ve hayatı hakkında bilgi bulabiliriz. Kitapta, Druker'in keman çalış stili ve o
zamanların müziği hakkında fikir verilmektedir. (Gerçekte bu kitabın asıl konusu Druker'e aşık olan
bir genç kızın hikayesinden ibarettir) [Rogovoy, The Essential Klezmer, 2000, s.17].
Klezmer Müziği'nin Oluştuğu Bölge
IX. yüzyıldan itibaren Almanya'nın güneybatısında yaşayan Aşkenaz Yahudileri, Ortaçağ Almancası
ve İbranice karışımı Yidiş dilini kullanmaya başlamışlardır. Yidiş dili gerek edebiyat, gerekse
müziğiyle, beraberinde önemli bir kültür oluşturmuştur.
XVII. yüzyıl sonlarına doğru Avrupa'nın batısında yaşayan Yahudi toplumu, katı Getto[5] yaşamını,
Doğu Avrupa'daki "Shtetl" adı verilen, Yahudi kasabası yaşam tarzına tercih etmiştir. Shtetl adı
verilen bu küçük kasabalar dışında Yahudiler; Vilna, Minsk, Odessa, Kiev, Kishinev gibi büyük
şehirlere de yerleşmişlerdir. 1500'lü yıllardan itibaren İspanya, Polonya ve Orta Avrupa'dan kovulan
Yahudiler; Polonya, Romanya, Ukrayna, Belarus ve Litvanya gibi ülkeleri kapsayan, Karadeniz'den
Baltık Denizi'ne dek uzanan bir bölgeye yerleşirler. Bu bölge Rusya'nın Avrupa kıtasında kalan
topraklarının yüzde yirmisini kapsamaktadır. XIX. yüzyıl başlarında, bölgede bir milyon olan
Yahudi nüfusu, XX. yüzyıl başlarında 5 milyona kadar ulaşmıştır. Yahudi tarihindeki en geniş
topraklara yayılmış, en fazla nüfus bu yerleşim bölgesinde yer almaktadır.
Doğu Avrupa'da yaşayan Yahudiler; 1791'den 1915 yılına kadar Büyük Katerina Dönemi ile
başlayarak Çarlık Rusyası tarafından Pale Yerleşimi (yani yerleşimin sınırları) olarak da bilinen bir
alana kapatılmıştı. Pale; Ukrayna, Litvanya, Belarus, Kırım ve Polonya'nın (1772'de Rusya, Prusya
ve Avusturya arasında bölüştürülmüştü) bir kısmını da içeren 25 eyaletten oluşuyordu.
Resim 3.
Rusya'da Pale Yerleşim Haritası
Yahudiler özellikle; Moskova ve St. Petersburg'dan kovulmuş, Pale'de yaşamaya zorlanmıştı. Daha
sonra Pale içindeki kentsel alanlardan da kovulmuş ve yalnızca shtetl adı verilen kasabalarda
yaşamaya mecbur edilmişlerdi. Bu bölgede, genel zulme karşı bir tepki olarak Yahudiler arasında
büyük bir dayanışma oluşturulmuştur. Yardıma ihtiyacı olan yoksul Yahudiler'e diğer Yahudiler
tarafından yardım edilmeye başlanarak destek sağlanmıştır.
Yahudiler tarafından örgütlenen yardım kuruluşları arasında yoksul öğrencilere giyecek, askerlere
kaşer yiyecek [Yahudi kurallarına uygun yiyecek], fakirlere bedava tıbbi tedavi, yoksul gelinlere
drahoma[6], yetimlere teknik eğitim veriliyordu. Bu zorluklarla dolu dönemde hiçbir Yahudi terk
edilmiyordu, Yahudiler kendi aralarında bir refah düzeni sağlamışlardı. Yahudiler'in birbirlerine
karşı duyarlı olmaları, Yahudi olmayanların gözünden kaçmamıştır. İstanbul'da çok az kalmış
Aşkenaz Yahudileri'nden Robert Schild'in Aşkenaz Kültürü ve oluştuğu bölge ile ilgili birebir
aşağıdaki gibidir:
"İşte, Nazi soykırımına kadar yüzyılların Doğu Avrupası'nda yer alan onlarca değil, yüzlerce küçük kasaba ve
köylerinde Yahudi toplumu bu biçimde, kendi aralarında yaşardı. Genel olarak (Almanca "Staedtlein" = "küçük
şehir" sözcüğünden türetilmiş olan) bu schtetl'lerin birçoğunda nüfusun tümü, diğerlerinde ise büyük bir kısmı
Yahudi'ydi. Rusya, Ukrayna, Romanya, Macaristan, Bohemya, Galiçya, Polonya, Litvanya gibi bölgelerde,
yerine göre Rus Çarlığı veya Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun buyruğu altında, kuşaklar boyunca
sürdürülen geleneklere sımsıkı bağlı, apayrı bir dünya! İşyerleri olan dükkân ve atölyeler, pazar yerleri, kır
evleri, Şabat ve dua saatlerinde gidilen schul (sinagog) ve köy kahvesi ile meyhane arasında oluşan, duaların
İbranice okunduğu, ancak tüm diğer iletişim ve etkileşimin Yidiş dilinde geçtiği günler ve yıllar. Arada bir,
içkiyi çok kaçırmış yerel serseri takımı (o dönemde holigan veya lümpen terimleri yoktu henüz) veya
kışkırtılmış Rus kozak'larının etrafı yıkıp yaktıkları pogrom'lar arasında, çoğu kez kelle koltukta bir yaşam."
Resim 4.
XIX.yy Shtetl'de iki Hasidik
Resim 5.
XIX.yy Odessa'da Yahudiler
Resim 6.
Prag Aşkenaz Sinagogu
Resim 7.
Polonya'da Bir Sinagog
"Schtetl ortamı, Jidischkejt olarak da adlandırılan yalın Aşkenaz kültürünün (ve dolayısıyla sanatının)
doğduğu, geliştiği, yüzyıllar boyunca korunduğu ve nihayet tüm dünyaya yayıldığı Ana Ocak olarak
görülmelidir. Bu ortamdan kimler yetişmemiş, ne tür evrensel yapıtlar oluşmamıştı ki! Yazın (edebiyat),
müzik, sahne ve görsel sanatlar alanında nice dünya çapındaki ustaların kökenleri, hep bu alçak gönüllü küçük
ortamlara dayanır."
"Öte yandan, daha Batı'ya gidip Avusturya, Almanya, Fransa, Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerde yaşayan
Yahudilere baktığımızda, oldukça farklı bir yaşam tarzı görürüz. Schtetl nüfusu, Çar veya İmparator
yönetiminin özel ve yazılı izni olmadan bulundukları bölgeleri terk edemezken, batıdaki ülkelerin büyük
kentlerinde oturan Yahudi halkı daha erkin ve olduğunca hür bir yaşam sürdürüyordu. Aydınlanma dönemi
ile, Ortaçağ'dan kalma getto sınırları içinde oturma zorunluluğu ortadan kalkmıştı. Buna rağmen, çoğu
kentlerde Yahudiler gene de belirli bazı semtlerde kümelenmişlerdi; yaşam buralarda da genellikle aynı
sokaklarda, belirli sinagog ve okulların etrafında sürüyordu. Ancak kentler arası seyahat olanakları ve arzuya
göre gidilebilecek eğitim kurumlarının seçimi, yüzyıllar ilerledikçe belirli bir rahatlığa kavuşmuştu. Kentsoylu
Yahudi halkının meslek tercihleri böylece gittikçe doktor, avukat, gazeteci, politikacı gibi daha entellektüel
alanlara kaymaktaydı. Ve bu ortamdan, schtetl'lerden türeyen yukarıda sıraladığımız sanat dallarına ilaveten,
dünyayı yerinden oynatacak düşünürler çıkmaya başlayacaktı" [Schild Robert, Aşkenazlar, 2000].
Klezmorim ve Kapelye
Klezmorim kelime anlamı olarak, Klezmer kelimesinin çoğuludur. Klezmer Müziği icrâcılarına
Klezmorim denir. Klezmer Müziği icrâ eden müzisyenleri için; orta Avrupa'daki en eski Aşkenaz
Cemaatleri'nde, İbranice palyaço anlamına gelen "Leyts" ifadesi, kullanılıyordu. Yidiş bir kelime
olan Klezmer, ilk defa XVII. yüzyılda profesyonel müzisyenleri tanımlamak için kullanılmaya
başlandı[7]. Daha sonraları ise, Klezmer Müziği icrâ eden müzisyenlere Klezmorim adı verildi.
Klezmorimler Aşkenaz Cemaatleri'nde marjinal bir topluluktu. Bunların arasında geçimini sadece
müzikten sağlayan profesyonel müzisyenler haricinde, aynı zamanda terzilik, kunduracılık, berberlik
gibi mesleklerde çalışan müzisyenler de vardı. Klezmorimlerden oluşan orkestralara ise "Kapelye"adı
verilir. Klezmer Müziği topluluk ile çalınan bir müzik olduğu için; bu bölümde Klezmorimler ile
birlikte kapalyelerden de bahsedilecektir.
Resim 8.
Klezmorim
Resim 9.
Kapelye
Klezmorimler saygın müziklerden, halka hitap eden müzik türlerine kadar her çeşit müzik çalarlardı.
Yaşadıkları bölge ve yaşam tarzı itibariyle, müziği bir hayat tarzı olarak seçmiş Bohem
müzisyenlerdi. Çoğu Klezmorim boğaz tokluğuna Yahudi veya diğer dinlere ait düğünlerde çalardı.
Klezmorimleri "Yahudi Çingeneler "olarak adlandırabiliriz.
Klezmorimlerin, yaşadığı devletlerin hükümetinden izin almadan sanatlarını icrâ etmelerine izin
verilmezdi. İzin her zaman çok kolay alınmazdı, Klezmorimler nerede ve kaç kişi çalacaklarını,
hangi enstrumanları kullanacaklarını, bildirmek zorundaydılar. Bütün bu bilgileri hükümete sunarlar,
karşılarına çıkan birçok bürokratik engele rağmen hayatlarını müzikten kazanmaya devam ederlerdi.
Örneğin; Alsas Şehri Metz'de üçten fazla müzisyen ancak bir düğünde çalabilirdi; Frankfurt'ta ise bir
kuartet gece yarısına kadar müzik yapabilirdi. Bazı kasabalarda ise Klezmorimlerin Yahudi
düğünlerinde bile çalmalarına izin verilmemekteydi. Prag yönetimi, 1641 senesinde Yahudi
müzisyenlere Pazar ve bayram günlerinde çalmaları için izin verdiği halde, bu izin Yahudi olmayan
müzisyenlerin yönetime verdiği dilekçe ile sonradan ellerinden alınmıştı.1651'e kadar bu izin alıp
vermeler sürmüştür. Almanya'da ise; 1700'lü yıllarda Klezmorimlerin, bulundukları bölgelerin dışına
çıkmaları yasaktı. Bazı kasabalarda ise, sadece flüt, tsimbl[8] gibi sessiz enstrumanların çalınmasına
izin veriliyordu. Davul, kontrbas gibi enstrumanlar zaman zaman tamamen yasaklanmış olsa da
keman hiçbir zaman bu yasaklar dahilinde olmamıştır. Keman ve Yahudi müzisyeni her zaman bir
arada anılmış ve yaşatılmıştır[9].
Resim 10.
Faust Ailesi Klezmorimleri
Rivayetlere göre ilk dönem Klezmorimlerinin çoğu nota okuyup, yazmayı bilmiyorlardı. 1800'lü
yıllarda, Almanya'da yazılmış bir metnin içinde yapılan Klezmer Kapelyesi tarifi şöyledir:
Resim 11:
Simeon Bellion Aile Kapelyesi
"İlk kemancı notaya bakarak çalıyordu, diğerleri ise kulaktan ona eşlik ediyorlardı. Viyolonsel çalan müzisyen
çok yetenekliydi. Notalardan hiç anlamamasına rağmen, melodiye mükemmel bir armoniyle eşlik ediyordu"
[Idelshon, Jewsih Music It's Historical Development, 1992, s.457].
Bu arada; Klezmer Müziği'ni halk müziği olmaktan çıkarıp, sanat müziği haline getiren kişi ise;
Micheal Joseph Gusikow'dur [Resim-12]. Rusya-Polonya sınırında yaşayan Gusikow, hackbrett[10]
çalıyordu. Daha sonra kendisi shtrofidl[11] [Resim-13] adlı bir enstruman icâd etmiştir. Bu enstruman
çeşitli boyutlardaki tahtaların yan yana dizilmesiyle kromatik bir dizi elde edilen, bir çeşit silefondur
ve taşınabilir olması bu enstrumanı Klezmorimler arasında çok popüler yapmıştır. Gusikov bu
enstrumanda virtüözlük derecesine ulaşmış, Yahudi yerleşimlerinin dışında da tanınmış ve Viyana,
Leipzig gibi şehirlerde konserler vermiş, Felix Mendelssohn gibi ünlü bestecilerden övgüler almıştır
[Rogoyov, The Essential Klezmer, 2000, s.30].
Resim 12.
Micheal Gusikov
Resim 13.
Shtrofidl
XIX. yüzyılın sonlarına doğru ise; okuma yazma bilmeyen, eğitimsiz Klezmorimlerin yerine
zamanla eğitimli müzisyenler yetişmeye başlamıştır. Örneğin; döneminin ünlü kemancısı Louis
Grup (1888-1983), Rusya'da müzik eğitimi almıştır. Ailesi tarafından keman eğitimini nota
öğrenerek alması için desteklenmiştir.
Erken dönemin sonlarına doğru doğmuş fakat Erken Dönem Klezmer Müziği'nin tanıtıcısı ve
taşıyıcısı çok önemli bir Klezmer müzisyeni ise; klarinet virtüözü Dave Tarras'tır [Resim-14].
Tarras'ın hayat öyküsünden dönemin müziği hakkında bilgilenmek mümkündür. Dava Tarras (18971989), Ukrayna'da doğmuş ve bütün ailesi gibi eğitimli bir müzisyendir. Erkek kardeşlerinin
Leningrad Senfoni orkestrasında çalıştığı söylenmektedir. Büyükbabası ise badkhn'lık[12] [bkz:
Düğünler ve Badhkn] yapmıştır. Ailesinin aşağı yukarı bütün üyeleri klarinet veya keman
sanatçısıdır. Tarras'ın tromboncu ve büyükbabası gibi badkhn olan babası ona dokuz yaşında notaları
öğretmeye başlamıştır. Küçük yaşlarda balalayka, flüt gibi aletler çalarak müziğe başlamış fakat on
üç yaşında flüt bir enstruman olarak onu tatmin etmemiş ve klarinet çalmaya başlamıştır. Neredeyse
yok denecek kadar az klarinet dersi almıştır. Zamanla babasıyla goyishe khasene[13]'lere gitmeye
başlamış ve düğünlerde çalarken kendini geliştirmiştir [Spoznik, Klezmer!Jewish Music from Old
World to Our World, 1991, s.11].
Polonyalı soylular her ne kadar antisemit olsalar
da, Tarras ailesine saygı duyarlar ve onları
çalışmaları için evlerinden alırlar, en iyi şartlarda
seyahat
etmelerini,
konaklamalarını
yemek
sağlarlardı.
yemelerini,
Tarras
ailesi,
gezdikleri yerlerin repertuarını da müziklerini
katmış; kontların, baronların, toprak sahiplerinin
balolarında
valsler,
mazurkular,
üvertürler
çalmışlardır.
David
Tarras'ın
anlattığına
göre,
Klezmer
müzisyenleri usta-çırak ilişkisiyle yetişirlerdi.
Küçük yaştaki müzisyenler hemen kapelyede
çalmaya
başlayarak
müziğe
atılırlardı
[Spoznik,1991, s.13]. Klezmorimlerin önemli
diğer bir özelliği ise aile orkestralarıdır. Dave
Resim 14.
Dave Tarras'ın Küçüklüğü
Tarras örneğinden farklı, nesiller boyu müzisyen
olan bir aile yerine çoğu kapelye ailenin
üyelerinden
oluşur
ve
birarada
çalarlardı.
Klezmorimlerim yaşam tarzı için aile orkestraları
çok önemliydi. Musiker Aile Orkestrası bu
örneklerin en önemlilerindendir.
Klezmorimler, o dönemde çok hareketli bir hayat tarzı süren müzisyen topluluğuydular. İlk
dönemlerdeki repertuarlarında Yahudi Müziği'nin yanı sıra, diğer toplumlar için de parçalara yer
verirlerdi. Yerel müzikler Yahudi tarzıyla çalınarak, Yahudi melodilerinin de diğer toplumlar için
çalınması ile müzikler ve kültürler arası bir etkileşim oluşmuş ve Klezmer repertuarı ilk
dönemlerden itibaren genişlemiştir. Özellikle, Yahudiler ve Çingeneler arasındaki müzik alışverişi
Klezmer Müziği'nin gelişiminde çok önemli bir yer tutmuştur. Bu etkileşimin ürünü hareketli
parçalardan, doina gibi [bkz:Kullanılan Formlar ve Repertuvar] hüzünlü formlara kadar görülür.
Klezmorimler yaşadıkları marjinal hayat tarzından dolayı her zaman çingenelere yakın olmuşlardır.
Çingene Müziği ve Klezmer Müziği'nin en iyi etkileşimi Çingene-Macar Müziği'nin öncüsü
Rozsavölygi Mark'ın, aslında Mordchele Rosenthal[14] adında bir Yahudi olup, kurduğu orkestrada da
Çingene olarak tanıtılan bütün müzisyenlerin aslında Yahudi olmasıyla açıklanabilir [Idelshon,
s.459].
Klezmorimler ve Yahudi olmayan müzisyenler arasında sosyal ve dînî açıdan düşmanlık her zaman
olsa da Doğu Avrupa'da, Ortaçağ'dan beri beraber müzik yaptıkları çeşitli kayıtlarda saptanmıştır.
Özellikle her iki dinden keman sanatçıları bir arada çalar, birbirlerinin stillerini ve repertuarlarını
örnek alırlardı.
Klezmorimlerin en yoğun çaldıkları sosyal olay düğünlerdi. Klezmorimler gerek Yahudi düğünleri,
gerekse Yahudi olamayan düğünlerde neşe ve eğlence kaynağı olurlardı [bkz: Düğünler ve Badhkn].
Düğünler dışında Hasidik Cemaati, Klezmorimleri kiralar ve ibadetlerinde müzik icrâ etmeleri için
onlardan faydalanırlardı.
XV. yüzyılda Almanya'nın güneybatısındaki küçük köy ve kasabalarının kayıtlarında ve yazılmış
hatıralarda, kadınların da görev aldığı Klezmer Kapelyeleri'nden bahsedilmektedir. Kadınların bir
daha, bu kapelyelerde XX. yüzyıla kadar görev yapmadıkları da bilinmektedir [Idelshon, Jewish
Music It's Historical Development, 1992, s.436].
XIX. yüzyıl sonlarına doğru Rusya'da 2000, Ukrayna'da olmak üzere 3000 Klezmorim olduğu
bilinmektedir.
Klezmer Müziği'ni Oluşturan Faktörler
Sinagog Müziği :
Dönemde yaşamış Klezmorimlerin kullandığı enstrumanlar hakkında bilgimiz olsa da, çaldıkları
müzikler hakkında pek bir bilgimiz yoktur. Doğu Avrupa yerel halklarına ait, çalınan bazı
melodilerden ve Sinagog Müziği'nde o dönemlerden günümüze dek süre gelen Hazan[15] ve ona eşlik
eden Meshroyrim[16] geleneğinden biraz fikrimiz vardır. Hazan'ların icrâ ettiği dînî müzikte
kullanılan makamlar ve şan tekniği Klezmer Müziği'nin temelini oluşturmaktadır. Klezmer
Müziği'ndeki insan sesinin etkisi, Hazan'ların yaptıkları iç çekiş tarzındaki sözsüz melodilerden
kaynaklanır. Klezmer, her ne kadar genellikle enstrumantal bir müzik olsa da, Hazan'ların yaptığı bu
vokaller enstrumanlar tarafından taklit edilmiştir. Ancak o döneme ait kayıtlar bulunmadığından, bu
melodilerin ilk dönemlerde ne yoğunlukta kullanıldığını bilememekteyiz. Kayıtlar olmamakla
beraber, ilk dönemlerdeki Klezmer Müziği ile ilgili yazılmış nota, XIX. yüzyılın ikinci yarısındaki
örneklere kadar bulunamamıştır.
Yahudi Aydınlanması olarak ta bilinen Haskalah Dönemi'nden sonra, Hazan'lar sinagogdan sinagoga
gezerek, gerek dînî melodileri gerekse Yahudi dışı melodileri birbirine katarak Sinagog Müziği'nin
yapısını değiştirmiş ve geliştirmişlerdir [www.grovemusic.com, Ekim 2001].
Hazan'ların şehri olarak tanınan, Ukrayna'daki Rovne şehri; Yahudi Müziği için bir merkez
olmuştur. Çevre kasabalardan Yahudi müzisyenler bu şehre göç etmişlerdir. 1941 senesine kadar
bölgede yaşayan 30.000 kişiden 21.000'i Yahudi'dir. Hazan'ların çokluğu yüzünden şehre "Büyük
Sinagog" denilmiştir. Rovne'nin kendi Yidiş Tiyatrosu olmamasına rağmen, çevredeki bütün
tiyatrolar kışı burada geçirirler, yazları ise Almanya ve Macaristan'dan sirkler gelerek bölgenin
Klezmorimleriyle gösteri yaparlardı.
Hasidizm ve Hasidik Müziği :
Yahudilikte, Ba'al Shem Tov[17] veya Besht olarak da bilinen, İsrael ben Eliezar ve takipçilerinin
oluşturduğu akıma "Hasidizm" denir. XVII. yüzyıldaki Cossak Katliamı, Yahudiler arasında büyük
korku ve tedirginlik yaratmıştı. Besht, Yahudi toplumundaki yozlaşma ve ruhsal depresyona karşı
iman ve dindarlığı yaymak amacıyla, Ukrayna ve Polonya Yahudileri arasında yıllarca çalıştı.
Görüşleri, geleceğe bakmak yerine günlük hayatta tanrının varlığını ve duanın değerini
vurgulamışlardır. Taraftarları, kendisinin savunduğu gibi en güzel ibadet şekli olan şarkı söylemeyi
ve dans etmeyi tercih etmişlerdir. Hareketin liderleri kendilerini Zaddik[18] olarak adlandırdılar.
Hasidizm, Avrupa'da hızla yayılmış ve XIX. yüzyıl ortalarında Doğu Avrupa Yahudileri'nin
neredeyse yarısı bu akımın içerisinde yer almıştır. Bu arada bu yeni tarikat hakkında Rabbinik
Akademi[19] lerde şiddetli tartışmalar yapılmıştır. Ancak modernizmin yaygınlaşmasıyla hareket inişe
geçmeye başladı. Martin Bunber gibi modern mistikler, Batı'da Hasidizm'i yeniden yorumlama
yoluna gitmişlerdir [Gündüz, Din ve İnanç Sözlüğü, 1998, s.160].
Hasidiklerin lideri Ba'al Shem Tov; ibadette dans ve müziği kullanmış; Hasidik Rabi[20] Reb
Nachman ise; tanrıya bağlılığın en güzel, bir melodi aracılığıyla olacağını söylemiştir. Hasidiklerin
"nigun" adı verilen sözsüz melodileri ibadette kullanılır. Hasidikler de korolarına Klezmer
orkestraları gibi kapelye demişlerdir. Ayrıca bu cemaat, ibadette kullanmak üzere Klezmer
melodilerini kendilerine göre uyarlamışlar ve hepsine dînî bir anlam yüklemişlerdir. Polonya
valslerini, Rusya ve Ukrayna melodilerini, hattâ Napolyon'un marşını bile kendilerine göre
yorumlamış, ibadetlerde kullanılmak üzere nigun haline getirmişlerdir.
Hasidik Cemaati'nin önde gelen diğer liderleri; Lubavich Mitler Rebbe ve Gere Hasidim nigunim[21]
yaratıcıları arasındadır. Belz, Bobov, Karlin gibi Hasidikler'in yaşadığı kasabalarda nigun adı verilen
bu melodiler bestelenmiştir. Hasidikler, müziğe kendi tarzlarındaki dindarlıklarıyla katkıda
bulunmuşlardır. Her ne kadar vokal ağırlıklı olsa da, besteledikleri melodilerin Klezmer
Geleneği'nde çok önemli bir yeri ve etkisi vardır. Dave Tarras ve Naftule Brandwein gibi ünlü
Klezmer klarinet virtuozları, repertuvarlarında hasidik nigunlarına yer vermişlerdir. Hasidik Cemaati
ayrıca Klezmorimleri sık sık kiralayarak, onlara mânen ve maddeten yardım etmişlerdir.
Yidiş Tiyatrosu :
1900'lü yıllarda Yahudi nüfusunun 140.000'lere ulaştığı Odessa şehrindeki kültürel hareketler de,
Yahudi Müziği'ni çok etkilemiştir. Odessa şehri, Batı'dan etkilenmiş eğitim kurumları, konser
salonları, operaları ve politik organizasyonlarıyla kültürel bakımdan çok önemli bir merkez
olmuştur. Şehirdeki ekonomik ve kültürel gelişme, Yahudileri de etkilemiştir [1870'lerde Devlet
Güzel Sanatlar ve Müzik Okulunun öğrencilerinin Yahudilerden oluştuğu bilinmektedir].
Odessa'nın Moldavanka adlı kısmında, Bohem bir hayat sürülür, buralarda hırsızlar, mafya üyeleri,
fahişe, şarkıcı, müzisyen, dansçı, şarap yapımcıları gibi mesleklerden insanlar yaşarlardı.
Yahudiler'den ise; daha kültürlü, aydın, şair, sanatçı, yazar gibi vasıflara sahip kişiler ve
Klezmorimler burada yaşarlardı. Moldavanka Mahallesi'ni, Amerika'da Missisipi nehri kıyısındaki
Caz'ın doğduğu StoryVille'e benzetebiliriz. Böyle Bohem hayat sürdürülen yerlerde, çağlar boyunca
kaliteli müzik oluşmuş ve gelişmiştir. Moldavanka'da yaşayan Yahudi Klezmorimler gibi, Amerikalı
zenci Caz müzisyenleri de, mahallerinde müzikler kavrulmuş, daha sonra başka bölgelere giderek
müziklerini devam etmişlerdir.
Bu mahallede yaşayan Yahudi gazeteci-şair Abraham Goldfaden (1840-1908) kendisinin yaptığı
şarap mahzeninden bozma bir sahnede, küçük komik müzikaller sergileyerek Yidiş Tiyatrosu'nun ilk
adımını atmış ve bu adımın Aşkenaz Yahudi Folkloru'nun oluşumunda büyük bir etkisi olmuştur.
Başlangıcı XVI. yüzyıla kadar uzanan Yahudi Tiyatrosu, sahnelenen Purim oyunlarıyla yeni bir
şekle bürünmüştür. Purim parodilerindeki bütün roller Yeşiva[22]'nın erkek öğrencileri tarafından
oynanırdı. Zamanın mahzen şarkıcılarından Broder Singers ve ünlü şair-şarkıcı Eliakum Zunser,
sadece Purim zamanı yapılan bu tiyatro gösterilerini, bayram dışındaki zamanlarda da eski Hazan ve
Klezmorimlerle sergilemeye başladılar. Golfaden'ın öncüsü olduğu Yidiş Tiyatro ve Müzikalleri
zamanla gelişmeye başladı.
Goldfaden bir müzikali bestelerken eşi görülmemiş bir yol izlerdi. İlk önce şarkıcıları bir araya
toplar, onlara en iyi bildikleri parçaları okumalarını söylerdi, bu parçalar bazen bir Hasidik Nigunu,
bazen bir opera aryası, bazen de bir dînî parça olurdu. Golfaden ile çalışan aranjör Arnold
Perlmutter, bu bilinen melodileri uygun tonlara transpoze eder ve Goldfaden de Yidiş sözler yazarak
müzikalin bir kısmını oluştururlardı [Slobin, Tenement Songs, 1996, s.17]. Golfaden zamanla aslı
Fransızca, Almanca sözlerle yazılmış söz konusu melodilerin Yidiş dili ile prozodi hatalarını
görünce, müzikallerinde Yidiş dili ile daha uyumlu olacak Yahudi melodilerini kullanmaya
başlamıştır.
Goldfaden'ın, Jassy'den Odessa'ya gelişi Osmanlı-Rus Savaşı sırasındadır. Jassy'de ilk tiyatrosunu,
savaştan etkilenen ve kendine eğlence arayan halkı düşünerek faaliyete geçirmiştir. Goldfaden,
şehrin Badkhonim, Meshoyreim, Klezmorimlerini ve Yahudi olmayan müzisyenleri tiyatrosunda bir
araya getirmiştir. Özellikle 1860'larda Romanya Ulusal orkestrasından Lemen Ailesi'nin
Klezmorimleriyle de çalışmıştır. Lemen Ailesi'nin Goldfaden'ın tiyatrosunda çalması, Klezmer
Müziği açısından çok önemli olmuş, zamanın birçok önemli gazetesi bu olayı manşet yapmıştır.
Goldfaden'ın Klezmer Müziği'ne diğer bir önemli katkısı da, XV. yüzyıldan beri sahnede çalmayan
kadınları tekrar sahneye çıkarmaktır. Yahudi dînî kurallarına göre; kadın sesi dualarda
kullanılmamalıdır. Bu inanış yüzyıllarca kadınların sinagoglardan ve dolayısıyla müzikten uzak
kalmalarına sebep olmuştur. Golfaden'ın desteklemesi sonucu, sahnede şarkı söylemeye ve
enstruman çalmaya başlayan kadınların etkisiyle çoğu Klezmorim ailedeki kızlara da enstruman
çalmayı öğretmeye başlamıştır. Savaşın bitmesiyle Odessa'ya giden Goldfaden, reformist Çar II.
Alexsandr sayesinde, halka açık gösteriler yapmaya başlamıştır. Golfaden'ın tiyatrolarını "halk
operası" olarak da adlandırabiliriz. Goldfaden'ın en iyi takipçisi ise; ciddi bir müzik eğitimi almış
Joseph Rumshinks'dir. Rusya doğumlu besteci, birçok operet bestelemiş ve Yidiş Tiyatrosu'nu
Amerika'ya taşımıştır[23].
Yidiş Tiyatrosu dışında, Yidiş halk şarkılarının da Klezmer Müziği'ne çok büyük etkisi olmuştur.
Klezmer enstrumantal bir müzik türü olsa da, dilden dile dolaşan bu şarkıların gerek Klezmer
melodileri, gerekse Klezmorimlerin doğaçlamalarında yeri olmuştur. Goldfaden'ın bir Aşkenaz
ninnisi olan bestesi bu etkileşime örnektir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun Başkentinde Klezmer Müziği
Doğu Avrupa ve çevresinde gelişen Klezmer hareketi ilk zamanlarda az da olsa Osmanlı
İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul'da da hissedilmeye başlanmıştır. Klezmorimler çok fazla
seyahat etmelerine rağmen, gittikleri en uzak mesafe iki üç günlük bölgelerdi. Bazı müzisyenler ise,
İstanbul'a kadar geliyorlardı. Klezmorimlere göre, İstanbul, o dönemde "Balkanlar'ın Viyanası" idi.
İstanbul'da o zamanlar Türkler dışında, Rumlar, Sefaradlar ile birlikte küçük bir Aşkenaz Cemaati
bulunuyordu. Ayrıca Yahudi müzisyenler, İstanbul'u, uzak bölgelere ve kutsal topraklara[24] gitmek
için bir geçiş yolu olarak kullanıyorlardı.
XIX. yüzyıl ortalarında İstanbul'da, 500'e yakın Yahudi müzisyenin yaşadığı bilinmektedir.
İstanbul'un büyük Sefarad Cemaati'ne karşın, bir Yidiş Tiyatrosu bile vardı. Bu tiyatro, 1875 yılında
ilk Yidiş tiyatro prodüksiyonu olan The Sale of Joseph'i sahneye koymuştur.
1908'de Orchestra Goldbreg tarafından, adı bilinmeyen bir kornet solistiyle Kleftico Vlachiko
isminde bir doina kaydı yapılmıştır. Golberg Orkestrası, Klezmer Müziği'nin yanı sıra Yunan,
Moldovya, Türk repertuvarlarından da seçmeler kaydetmişlerdi. Aynı kayıtta Mithat Paşa Kantosu
bulunur. Kaydın devamında Yunan sirtoları[25] yer almaktadır. 1912'de ise; Orchestra Orfeon
İstanbul'da bir kayıt yapmıştır. Bu kayıt, Batı Moldovya'da Sirba[26] olarak bilinen eski bir YahudiBulgar melodisidir. Ana melodi, Batı Ukrayna'nın çok tanınmış bir dans parçasından alınmıştır. Bu
sirba, ayrıca 1911'de Almanya, 1913'te ise New York'ta kaydedilmiştir. Adı bilinmeyen İstanbullu
kapelye
Romanya-Moldovya
repertuarından
tanınmış
parçaları
ve
Yunan
melodilerini
kaydetmişlerdir. Kaydın satışını sağlamak için yazılar Rumca yazılmıştır. Daha sonra bu orkestra,
Greek Orchestras adı altında 1912-13'de Orfeon kataloğunda yer almıştır[Schwart, Early Yiddish
Instrumental Music:The First Recordings:1908-1927, s.7, 10-11, 1996]. İki kayıttaki Yunan
repertuarı, İstanbul'a çalmaya gelen kapelyelerin pek çoğunun kozmopolit hayattan etkilendiğini
gösterir.
Klezmorimler, gittikleri diğer bölgeler gibi İstanbul'da da, bölgenin yerel müziklerinden etkilenerek
çalmışlardır. Klezmer, Türk ve Yunan müziğiyle İstanbul'da kaynaşmıştır. Fasılda kullanılan
makamları Klezmorimler de sırayla birbirine bağlayıp çalarlardı. İmparatorluk'taki Müslümanlar'ın,
Fasıl Müziği'yle ilgilenmeleri pek hoş karşılanmazdı, gayri müslimler daha çok Fasıl Müziği'yle
uğraşırlardı[27]. İstanbul'un büyük Sefarad Cemaati de, daha çok eğlence için icrâ edilen Fasıl Müziği
yerine, daha ağırbaşlı Sanat Müziği ile uğraşırlardı. Klezmorimler, İstanbul'daki Sefarad
Yahudileri'nden çok, Türkler'e ve Pera'daki yabancılara çalarlardı. Söylentilere göre, Sefarad
Yahudileri kızlarının yanına marjinal bir hayat süren Klezmorimleri yaklaştırmak istemezlerdi [Bob
Cohen'le yazışma, 2002].
İstanbul'da Klezmorimlerin varlığıyla ilgili diğer bir bilgi ise; bunların Aşkenaz düğünlerinde
çaldıklarından ibarettir. Anlatılanlara göre İstanbul'un küçük Aşkenaz Cemaati'nin düğünlerinde,
gelin bir iskemlenin üzerinde; Yüksekkaldırım'daki sinagogdan, Tünel'e kadar taşınırmış.
Merdivenlerden oluşan bu sokakların iki yanında Klezmorimler çalar, gelin aralarından geçermiş
[Robert Shild, 2002][28].
1800-1900 yılları arasında İstanbul, birçok Karadeniz ülkesi için de en önemli kent merkezi
durumundaydı. Müzisyenler, İstanbul'a; yeni ve popüler olanı yakalamaya ve çalmaya giderlerdi.
İstanbul'da o zamanlar pop müziği diyebileceğimiz tarz Fasıl'dı ve Klezmorimler bu tarzı
müziklerinde kullandılar. Fasıl'ın, zamanındaki bu popülerliğinden dolayı Osmanlı makamları;
Klezmer Müziği'nde, Romanya Müziği'nde, Yunan Müziği'nde ve Ermeni Müziği'nde halen
kullanılmakta ve duyulmaktadır. Ayrıca Romanya doğumlu Prens Dimitri Kantemir'in 1600'lü
yılların sonlarında yazdığı Türk Müziği'ne dönük eserler, Romanya Yahudileri'nin İstanbul'a
gitmeden de, bu makamları duymasını sağlamıştır[29].
1910'da Julius ve Herman Blumenthal adlı iki Aşkenaz kardeşin İstanbul'da bir kayıt stüdyosu ve
müzik dükkanına sahip oldukları ve burada Türk Müziği'nin yanı sıra Klezmer Müziği üzerine plak
ve notaları sattıkları da bilinmektedir [Sapoznik, s.21]. 1879'da doğan Santur ustası Joseph
Mosccowitz ise; İstanbul'da duyduğu melodileri, Klezmer ile harmanlayarak bütün dünyaya
tanıtmıştır.
Hasidikler'in ve Dervişler'in de bu dönemlerde birbirleri ile karşılıklı etkileşimleri olmuş ve bu
etkileşim müziğe de yanmıştır. Düşünce ve yapı olarak birbirine çok yakın olan bu iki cemaat
birbirlerinden etkilenmiştir. Bal Shem Tov kendisine örnek olarak Derviş Tekkeleri'ni almıştır.
İzmir'de Sahte Mesih Sabetay Zvi'nin, İslam'a dönmeden evvel Bektaşiler ile bir araya gelip ilahiler
söylediği biliniyordu. Sabbetay Zvi'nin Balkanlar'da ve Orta Avrupa'da bir yüzyılı aşkın etkisi sürdü.
Sabbetay Zvi'ye inanıp kendilerini korumak için Müslüman olan Yahudiler yani Sabbetaycılar[30]
uzun süre tekkelere gittiler ve Dervişler ile birlikte dualar ettiler. XIX. yüzyılda halen Romanya'da
Derviş Tekkeleri vardı. Bu müzikal etkileşim Klezmer Müziği'ni etkilemiş, İslamî Müziğin ve
makamların Klezmer'de kullanılmasına sebep olmuştur [Bob Cohen, 22.03.2002].[31]
Repertuarda "Der Yiddishe Soldat in di Trenches" olarak geçen parça da; "Üsküdar'a gider iken
aldı da bir yağmur [Katibim]" adlı türkünün bir Klezmer yorumudur. Tüm repertuarda başına Terk
veya Terkish yazar ve bu ifade Osmanlı Müziği'ni temsil eder. Örneğin; Terk in Amerika, Osmanlı
Müziği'nin içinde Klezmorimlerin sık sık çaldığı sirtolar da vardır. Naftule Brandwein kayıtları,
Türk etkisini en çok hissettiren kayıtlardır. Brandweim nota okumayı bilmediğinden, Osmanlılar gibi
meşk usûlüyle Türk Müziği'ni öğrenmiştir. Dave Tarras da, yakın geçmişten Türk Makamları'nı sık
sık kullanmaktadır. Bazı kaynaklarda ise "Terkish" teriminin, Yunan sirtosundan esinlenen eserler
için kullanıldığı belirtilmektedir.
Klezmer Müziği'nin Kullanım ve Gelişimi
Klezmer Müziği günlük hayatın ve sosyal ihtiyaçların müziğidir. Her tür törende, eğlencede, bazen
dua'da kullanılır. Klezmer Müziği, hayatın bir gereksinimi olarak ortaya çıkmış ve gelişmiştir.
Sosyal olaylar, dînî bayramlar, özellikle düğünler Klezmer Müziği'nin büyük ölçüde gelişmesini
sağlamış ve repertuarını genişletmiştir.
Düğünler ve Badhkn
İlk dönemlerdeki Klezmer Müziği hakkında, en çok o zamanın Yahudi düğünleri incelendiğinde fikir
sahibi olunabilir. Yahudi Cemaati'nin en fakiri bile düğünlerini büyük müzikli kutlamalarla
gerçekleştirirdi. Düğünler, Klezmorimler'in müziklerini icrâ etmek için dînî ve idarî bakımdan her
zaman izin verilmiş tek mekanları olmuştur. Klezmorimler, düğünün törensel ve eğlence kısmı için
kendilerine özgün bir repertuara sahiptiler. Düğünlerde çaldıkları tören müzikleri Klezmer
Müziği'nin sadece bir dans ve eğlence müziği olmadığının da kanıtı olmuştur.
Klezmorimler sadece düğün sırasında değil, düğünden önce geleneklerin uygulandığı törenler
sırasında da çalarlardı. Düğün günü damat için Khosns Tish[32], gelin için ise kale bazetsns[33]
törenleri ile başlardı. Knosns tish'de damat erkek konuklara evlilik üzerine dînî bir konuşma yapar ve
daha sonra yakın arkadaşlarıyla üzerinden düğün heyecanını atması için Klezmorimler'in çaldıkları
müzik eşliğinde dans ederlerdi. Kadınlar ise kale bazetsns'de geline saygılarını sunarlar ve gelinin
saçı geleneklere uygun bir şekilde kesilirdi. Aşkenaz Yahudileri'ne göre bir kadın evlendikten sonra
saçını uzatmamalı, saçı kazıtılmalı ve peruk takmalıdır. Bu gelenek kadının erkeğine olan saygısını
gösterir. Bu törenlere Klezmorimler ve Badhkn eşlik ederlerdi. Badkhn Yidiş dilinde, içinde
Tevrat'tan alıntılar bulunan şiirler okurdu. Badhkn'ın repertuarına "Badkhone" denirdi. Bu şiirlere bir
örnek aşağıdaki gibidir:
Güzel gelin, sana şarkı söyleyip anlatayım
Eski gelenekleri
Nasıl davranıp, neler yapmamız gerektiğini
Bu tabure odanın ortasında olduğundan
Tam merkezdedir
Çarşambaya kadar erken kalkmalısın
Çünkü çarşamba nehire gireceğin gündür
Buğdaylar ve mısırlar o gün üzerine atılacak
Genç ve yaşlılar orada olacak
Bütün cemaat
Bütün cemaat
Burada nişanlanacaksın
Küçük altın bir yüzükle
Güzel gelin, emin ol
Törenden sonra, yüzük senin olacak
Törenden sonra, yüzük senin olacak
Güzel gelin, beni iyi dinle
En mutlu gününde iyi düşün
Sonsuza dek yaşamayacağını
Dünyanın şeytanlarından sakınman gerektiğini [Rogoyov, s.38]
Resim 15.
Düğün
Resim 16.
Yahudi Düğünü 1722
Düğünler eğlence ve neşe dolu olaylar gibi gözükse de, Yahudi düğünlerinde gelinin yaşadığı bir
hüzün de vardı. O zamanlar aileler arasında antlaşmayla genellikle shadkhn[34] yardımıyla yapılan
evliliklerde genç yaşta ailesini terk etmek, başka bir eve, hattâ başka bir kasabaya gitmek zorunda
kalan küçük yaştaki gelin için; kale bazetsn törenleri sırasında hüzünlü melodiler de çalınırdı.
Yahudi geleneklerindeki çöpçatanlık ve antlaşma evlilikleri halen günümüzde de devam etmektedir.
Düğün akşamı, gelen konukların karşılanması için "mazltov dobbriden" adlı bir parça, damat geline
yaklaşıp duvağını kaldırdıktan sonra, akrabaları ve yakın arkadaşları eşiliğinde hep beraber
khupe[35]'ye doğru giderken Klezmorimler, 2/4'lük Honga[36] çalarlardı. Dînî tören sırasında hiç
müzik olmamasına rağmen, damadın gelenekler doğrultusunda bardağı kırması ve konukların
"Mazel tov!"[37] diye bağırmasının ardından hareketli ve eğlendirici parçalar çalınmaya başlanır.
Mazeltov Tants (İyi Şanslar Dansı), badkhnın kadın konukları gelini tebrik etmeleri için takdim
etmesi ve bir halka oluşturarak dans etmeleri için çalınan bir parçadır. Mitsve tants ise erkek ve
kadınların birlikte dans edebilecekleri tek dans müziğidir. Bu müzikte erkek konuklar genellikle
gelinle tek tek dans ederler. Yemek sırasında ise, Tish Nigunim[38] denilen yavaş parçalar ve doinalar
çalınır. Düğün gecesinin sonunda ise; Klezmorimler, konukların artık gitmesi gerektiğini belli eden
gut morgn[39] dansını çalarlardı. Klezmorimler bu parçadan sonra kaynanaları evlerine kadar gasn
nign[40] veya bir hora[41] ile uğurlarlardı. Bunun yanı sıra, müzikle eşlik edilen teyatral danslar da
yapılırdı. Bu danslara örnek olarak; iki kaynananın karşılıklı yaptığı Brogyes Tants[42] gösterilebilir.
Düğün repertuarı sadece Yahudi Müziği'nden seçilmezdi. Ukrayna ve Rusya gibi komşularda
görülen hopak ve kozachok gibi danslar, polka, mazurka, vals, gavot gibi formlar da çalınırdı.
Böylece Klezmer Müziği ilk dönemlerden beri etrafındaki gelenek ve deneyimlerden faydalanmış;
kendi repertuarını ve yazılı nota eksikliğini gidermiştir.
Resim 17.
Badkhn
Klezmorimler genellikle Yahudi düğünleri dışındaki düğünlerde de cüz'i miktarlara ya da boğaz
tokluğuna çalarlar ve hokkabazlık yaparlardı. Kiralanan kapelyeler genellikle aşağılanır, hor
görülürlerdi. Yabancıların kiraladığı bu tür kapelyelere Ma Yofusniks deniliyordu. Bu isim,
günümüzde Havva Nagila olarak bilenen eski ismi olan Ma Yofus'dan gelir. Etkileşimlere karşın,
Klezmorimler özellikle Yahudi düğünleri için çok özel bir repertuara sahiptirler. Ma Yofus; Tevrat'ta
Hz. Süleyman'ın Şarkıların Şarkısı adlı pasajından uyarlanan ve Tants, Tants Yidelekh veya Reb
Davidl's Nigun ismiyle de bilinen parçadır.
Dönemin Sinagog Müziği ve Klezmer arasındaki diğer bir bağlantı ise "badkn" adı verilen düğün
meddahlarının şarkılarında ve şiirlerinde kullandıkları melodilerdir. Düğün meddahlarının görevi;
düğündeki tören, dua, eğlence, dans ve müziğin arasındaki bağlantıyı sağlamaktır. Badkhn'ın vurgu
ve şiirlerindeki kafiyelerine baş kemancı eşlik eder; kemancı ve meddah karşılıklı atışmalar şeklinde
melodiler arasında geçişler yaparlardı. Badkhn'lar taklitler yapar, bazen tören ve gelenekleri dalga
geçerek eleştirir, şarkı söylerlerdi. Bazen bu meddahlar aşırı davranışları yüzünden hahamların
tepkisini alırlardı, hahamların kapelyelerde görev yapmaması için cemaat meclisinde karar
çıkarttıkları bile olurdu. Birçok kapelye gruplarına bir badkhn dahil ederlerdi. Badkhlar çok
aşağılanır ve fakir bir hayat sürerlerdi. 1800'lü yıllarda düğün meddahları, Yahudi Cemaatleri'nde
çok önemli bir yere sahip olmalarına rağmen, 1900'lü yılların başından itibaren ortadan kayboldular.
Günümüzde ise; badkhnlara sadece bazı Hasidik Cemaatleri'nde bulunmaktadır. Badkhnları düğün
şairi, düğün meddahı, düğün hokkabazı veya günümüzün stand-upçılarına benzetebiliriz.
Resim 18.
Düğün Tablosu
Resim 19.
Düğün
Resim 20.
Polonya'da XIX.yy'da bir Düğün
Klezmer ve Klasik Batı Müziği
XIX. yüzyıl sonlarına doğru Rusya'daki antisemitizm, Yahudiler'in sosyal, kültürel ve ekonomik
durumunu kötü etkilemeye başladığı dönemde Çar II. Alexandr 1855-81 yılları arasında ülkeyi
yönetmiş ve Avrupa'da Fransız ihtilaliyle başlayan milliyetçilik akımını ülkesine yaymıştır. Yayılan
milliyetçiliğin etkisiyle Doğu Avrupa'da Yidiş konuşan Yahudi cemaatleri arasında Haksalah adı
verilen bir aydınlanma hareketi doğmuştur. Bu hareket Sosyalizm ve Sionizm'in de [Milliyetçi
Yahudi Hareketi] yükselişini sağlamıştır.
Bu gelişmelerden sonra, Rusya'da bir Yahudi'nin Hıristiyan olmadan konservatuvarda eğitim
görmesine izin verilmiştir. II. Alexsandr 1868'de, St.Petersburg Konservatuvarı'nın sınavlarına
Yahudi müzisyenlerinde girmelerini sağlamıştır. Böylece Rusya'da Klezmer Müziği'yle yetişen
Yahudi çocukları Konservatuvar eğitimi görmeye başlamışlardır. St.Petersburg Konservatuvarı'nda,
ünlü keman virtüözü Leopold Auer'un (1845-1939) yetişmesi, Yahudi Müzisyenler bakımından
büyük bir değişim yaratmıştır. Etnomüzikolog Mark Slobin bu gelişmeyi "Klezmer çocukları keman
virtüözü oldu" diye nitelemiştir[43]. Zamanla Misha Elman, Jascha Heifetz ve Elman Zimbalist gibi
müzisyenler Konservatuvar'da, Auer'den çok destek görmüşlerdir. Auer, Rus Ekolu ile Klezmer
Keman Stili'ni birleştirmiş ve arkasından gelenlere de bu konuda yardımcı olmuştur. Klasik ve
gelenekseli mükemmel bir şekilde birleştiren bu ekol, Ukrayna'da doğan ve Odessa
Konservatuvarı'nda eğitim almadan evvel kapelyelerde çalan Pytor Solomonovich (1871-1944)
tarafında devam ettirilmiştir. Solomonovich ise, Nathan Milstein ve David Oistrokh gibi keman
virtüözlerinin hocası olmuştur. Klezmer Ekolü'nden gelen, Klasik Müzik eğitimi görmüş ünlü
müzisyenler hem Klezmer'e, hem de Klasik Müziğe birçok yenilikler katmışlardır.
Klezmer Loncaları :
İlk dönemlerde Klezmer Müziği'ni öğreten okul veya Konservatuvarlar yoktu fakat Klezmorimler'e
ait meslek loncaları vardı. Bu loncalarda müzisyenler eğitilir ve hakları savunulurdu. Doğu
Avrupa'daki ilk Klezmer Loncası Prag'da, 1558'de kurulmuştur [Idelson, s 457]. Loncanın sembolü
kemandır. Loncadaki müzisyenler, düğünler ve alışveriş merkezlerindeki performansları dışında
sinagoglarda Şabat Duaları'nda ve Shabos Klaper[44] zamanlarında çalarlardı.
Klezmorimler'in loncalara katılması için; evli olmaları, Tevrat çalışmalarını aksatmamaları ve
cumartesi günlerini dua ederek geçirme şartları aranıyordu. XVII. yüzyılda Polonya'da kurulan
loncalar ise; sendika gibi çalışıyorlardı. Romanya'da, 1819'da kurulan loncanın o kadar çok üyesi
vardı ki, kendilerine ait bir sinagogları bile bulunuyordu. Klezmorimler sürekli seyahat ettiklerinde,
gittikleri yerlerin localarına orada çalmak için bir miktar para öderlerdi. Çoğu zaman loncalar
arasında anlaşmazlıklar çıkar, bu anlaşmazlıklar hahamlar tarafından çözülmeye çalışırdı. Loncalar,
Klezmorimler'i kapalı bir topluluk haline getirmiştir. Bu kapalı toplum zamanla o kadar gelişmiştir
ki, Klezmorimler aralarında dışarıdan kimsenin anlayamayacağı "Klezmer Shprakh" denilen Yidiş,
Almanca ve Polonyaca karışımı bir dil geliştirmişlerdir. Klezmorimler gerek Çingeneler'le, gerekse
Yahudi Mafyası'yla aynı mahallelerde oturduklarından bu dil karşılıklı etkileşimlere uğramıştır.
Örneğin; Odessa'da Yahudi Mafyası ile aynı mahallede oturan lonca üyeleri, mafyanın kullandığı
"kart oynamak" anlamına gelen balen sözcüğünü, "müzik çalmak" manâsında kullanmışlardır
[Rothstein,"Klezmer-loshn",Judaism:A Quarterly Journal of Jewish Life and Thought, Sayı-185,
s.24, 1998]. Aralarında konuştukları bu dilde klarinet foyal, viyolonsel barok, kontrbas verbel,
müzisyen labushnik, dans krokadil, nota tablatir, düğün sahibi shmarotsher gibi gerçek Yidiş
karşılıklarından ayrı kelimelerle ifade edilmiştir [Weissenberg,"Die Klezmer Sprache",Mittilungen
Antropologishen Geselleschaft in Wien, S.13, 1993, s.134]. Dave Tarras ve Max Epstein gibi bazı
XX. yüzyıl Klezmorimleri'nin halen bu özel dili aralarında konuşurken kullandıkları bilinmektedir.
Enstrumanlar ve Kullanımları
Keman, viyola, viyolonsel ve kontrbas ilk Klezmer Kapelyeleri'nin temel enstrumanlarıdır. Fleyt[45],
Baraban[46], Tats[47] ilk kapelyelerin temel enstrumanlarıdır. Bu enstrumanların vazgeçilmezliği, aynı
zamanda yerel repertuarda da kullanılabilmesi ve taşınabilir olmasıdır.
Klezmer'de enstrumanların en popüler olanları klarinet ve kemandır. Bu enstrumanların çok
kullanılmalarının sebebi insan sesine olan yakınlığı, geniş ses aralığı sahip olmaları, hüznü ve neşeyi
bir arada ifade edebilmeleridir. Etnomüzikologların diğer bir iddiası ise; yüzyıllar boyunca göç
etmek ve kaçmak zorunda kalmış olan Yahudi toplumu için bu aletlerin kolay taşınılabilir olmasıdır.
İlk Klezmer örneklerinde keman, klarinet, flüt ve orkestra eşliği kullanılmıştır.
Keman, ilk dönem Klezmer Kapelyeleri'nde birden fazla olurdu. Kemana Yidiş dilinde fidl ,
kapelyedeki ikinci kemana ise sekunde denir. Fidl ilk dönem kapelyelerinin karakteristik müziğini
oluştururdu. Fidl insan sesine benzeyen kaymalar ve inlemeler ve ağlayışa benzer sesler çıkarır; bu
seslere sinagoglarda Hazanların okumalarından esinlenerek krekhtsn denirdi [Rogoyov, The
Essential Klezmer, 2000, s.31].
Klarinetin bu müzikteki tartışılmaz egemenliği ve Yahudilerin bu enstrumanı çok iyi kullanması, bir
çok efsanevi klarinet virtüözünün ortaya çıkmasına neden olmuştur. Brandwein, Beckerman, Dave
Tarras, Musiker ailesi ve günümüzde Giora Fiedman bu müzisyenlerin en önemlilerindendir.
Klarinet, erken dönem klezmer müziğine XIX. yüzyılın ortalarında Ukrayna, Mollddovya, Litvanya
gibi bölgelerde kullanılmaya başlanmıştır. Klarinet zamanla kemanın yerini almaya başlamış ve
kapelyelerdeki solist enstruman konumuna geçmiştir. Klarinet gerek karakteristik ve volyumlü sesi,
gerek kemanın yapabildiği her tür ifadeyi rahatlıkla vermesi bakımından, Yeni Dünya[48] Klezmer
Kapelyeleri'nde kemanı tamamen ortadan kaldırmış, tek solo enstruman olmuştur [Rogoyov, The
Essential Klezmer, 2000, s.31].
Klezmer Müziği ve gezgin Klezmorimler sayesinde Aşkenaz Yahudileri'nin yerleşim yerlerinin
yöresel müzik ve enstrumanları da gez dünyaya tanıtmıştır. Örneğin; XVI. yüzyılda Romanya'nın
santurunu Avrupa'ya Yahudi müzisyenler kullanmış ve tanıtmıştır. Tsimbl [Resim 21 ve 22] adı
verilen ve tokmaklarla çalınan bu santur; gezerek çalındığında boyuna bir askıyla asılır, gösterilerde
ise dizlerin ya da bir sehpanın üzerine konulurdu. Bu santuru çalan müzisyenlere tsimbler denirdi.
Tsimbl enstrumanının kökleri Avrupa'da Ortaçağ'a kadar dayanmaktadır. Tsimbl nadiren solo
kullanılır, daha çok kapelyede piyano görevini görür veya flüt, keman gibi enstrumanlarla düet
yapardı. Macaristan'da kullanılan Cimbalom adlı enstrumanın benzeridir.
Resim 21.
Tsimbl
Resim 22.
Tsimbl
Enstruman çalan kişilerin Yidiş dilinde ifadeleri, zamanla aile soyadlarına dönüşmüştür. Günümüzde
de Aşkenaz Yahudileri arasında Zimbalist, Musiker, Tsimbler gibi müzisyenliği ifade eden Yidiş
dilinde soyadlarına halen rastlamak mümkündür.
XIX. yüzyılın ikinci yarısında, Çar II.Alexsandr'ın ordusundaki bandolarda Yahudiler de görev
yapmaya başlayınca; Yahudiler bakır nefesliler, akordiyon, davul gibi enstrumanları da kendi
kapelyelerinde kullanmaya başlamışlardır [Rogoyov, s.25].
Yahudi müzisyenler Rusya dışında da askeri hizmetlerde bulunmuşlar, hattâ görevleri sırasında şehit
olmuşlardır. Çarlık Bandosu'nda görev yapan Joseph Frankel, Jake Hoffman, Hary Kandel orduda
geniş bir repertuara sahip olmuşlar, en güzel enstrumanlarla çalmışlar ve ünlü olmuşlardır.
Amerika'da, Güneyli Afro-Amerikalılar'ın sivil savaş bandolarından kalan enstrumanlarla Caz
Müziği'ni yaratmaları gibi, Yahudiler de ordunun elden çıkartmak istediği enstrumanlar ile eve
dönüp, yaylıların hakim olduğu Klezmer Müziği'nde bakır nefeslileri de kullanmaya başlamışlardır.
Bandonun Klezmer Müziği'ne yaptığı bu etkiden sonraki Klezmer hiçbir zaman ilk haline
dönmemiştir. Trompet, trombon gibi bakır nefesliler daha geniş kapelyelerde kullanılmıştır. Orduda
görev yapan en ünlü Klezmorim klarinet virtuozu Dave Tarras'dır. 1915'te bütün Avrupa'yı saran
savaş sırasında, 18 yaşında bandoya klarinetçi olarak alınmış ve görevinde, zamanla bando şefliğine
kadar yükselmiştir. Tarras aynı zamanda ordu çalışanlarına özel konserler vermiştir.
Bütün bu enstrumanların dışında XIX. yüzyıl sonlarına doğru akordiyon ilk, solo bir enstruman;
daha sonraları ise eşlikçi
olarak kullanılmıştır. Bütün bu temel enstrumanların dışında
unutulmamalıdır ki; Klezmorimler bulundukları bölgelerin müzikleri gibi, bu yerel müziklerde
kullanılan enstrumanlardan da etkilenmişler ve müziklerinde kullanmışlardır. Polonya'daki bir
sinagogun duvarında bulunan freskte bunun kanıtını oluşturmaktadır. Söz konusu freskte kemanların
yanı sıra bendir ve kaba zurna gibi aletlerin bulunması, Klezmer Müziği'nin Osmanlı Müziği'nin
yanı sıra bu müzikte kullanılan enstrumanlardan da etkilendiği anlaşılmaktadır [Resim-22].
Resim 23.
Polonya'da bir Sinagog Freski
Kullanılan Formlar ve Repertuvar
Klezmer Müziği'nin formları, XVIII. yüzyılın ilk yarısında ortaya çıkmıştır. Günümüzde bilinen
çoğu repertuar ise, 1800-1900 yılları arasında oluşmuştur. Bu repertuvar; Batı, Doğu ve Balkan yerel
müziklerinden örneklerle doludur. XVIII. yüzyıldan beri Yunan-Osmanlı Yönetimi (1711-1828)
sırasında Klezmer, gerek Moldovya, gerek Yunan çalgı gelenekleri ile kaynaşmış ve YahudiMoldovya Repertuarı ortaya çıkmıştır. Bu repertuvar; Yahudiler, Çingeneler, Romanlar, Yunanlılar
ve Ruslar tarafından çalınmıştır [www.grovemusic.com, Ekim-2001][49].
Güneydoğu Avrupa'da Volhyn, Podolya, Moldovya, Baarabya; Kuzeyde Romanya bir yüzyıla hakim
olan Klezmer Müziği'nin oluştuğu ve hakim olduğu bölgelerdir. Bu bölgelerde Bulgar ve doina
denen formlar oluşmuş, ve daha sonra göç sırasında Amerika'dapopular hale gelmiştir. Bulgar;
(Bulgarish, Bulgareasca) Klezmer Müziği'nin en popüler formlarındandır. XIX. yüzyıl sonlarına
doğru doruk noktasına ulaşmış, daha sonra Dave Tarras tarafından Amerika'da çalınmış ve
tanınmıştır. Basarabya/Moldovya dansından esinlenmiş bir formdur. İsmini Basarabya ve Doğu
Romanya'da yaşayan çoğunluktaki Bulgar halkından almıştır.Tempolu, 2/4'lük bir çember dansıdır.
İlk dönem Klezmer Kapelyeleri'nde, çoğunlukla solist ağırlıklı bir müzik icrâ edilirdi. Baş kemancı
ana temayı çalar, ve doğaçlamaya açık formlar olan doina formu tercih edilirdi. Baş kemancı
genellikle bütün bahşişleri toplar ve diğer müzisyenlerden daha çok para alırdı. Çoğu kapelyelerde
ikinci, hatta üçüncü bir keman daha bulunurdu. Birinci keman ana temayı çalarken, ikinci keman
ritmik olarak ona eşlik eder, üçüncü keman ise birinci kemanın çaldığı melodiyi bir oktav pes icra
ederdi. Klezmer Müziği'nde görüldüğü üzere, armonik bir yapı oluşturmak yerine melodik
varyasyonlar bir arada kullanılır.
Daha sonraları, XIX. yüzyıl sonlarına doğru, başkemancının yerini klarinet aldı. Keman ve
klarinetin, taşınabilir olması ve Klezmer'in neşe ve hüznünü çok iyi ifade etmeleri yanında insan
sesine çok yakın olmaları, bu iki enstrumanın da başlangıcından beri, Klezmer Müziği'nin temel iki
sesi olmalarını sağlamıştır.
Klezmer Müziği aslen Yahudi Ritüel Müziği'yle, Yahudi kaynaklı olmayan dans müziklerinin
karışımından meydana gelmiştir. Müzikolog Zev Feldman, ilk dönem Klezmer repertuvarının
kökenleri ve kullanımlarını göz önüne alarak dört bölümde incelemiştir [Rogoyov, s.46]. Bu
repertuvarı icrâ ederken "Gedonken" adı verilen doğaçlamalara büyük yer verilirdi. Klezmer'de
doğaçlamayı başka bir müzik türüyle kıyaslamak istersek; bu tür bir Dixieland Jazz Band tarzıdır.
Dixieland Jazz Band Tarzında da, aynı Klezmer gibi solo enstrumanların doğaçlama yapmalarına
olanak tanır.
Esas Repertuvar
Bu repertuvar, ilk dönem Klezmer repertuvarının en geniş ve Yahudi melodilerini barındıran
kısmıdır . Kendi içinde ayrılır :
Feylekhs (Neşeli tınılar): Melodilerini genellikle Yahudi dînî müziklerinden, Hasidik Nigunları'ndan
almış; neşeli ve hareketli dans parçalarıdır. Suit biçiminde iki veya üç bölümden oluşurlar ve
birinci, yedinci ile sekizinci vuruşu aksanlı 8/8'lik bir tempoda çalınırlar. Feylekhs formunun
varyasyonları da bulunur :
Sher ya da makas dansı denilen varyasyonu; orta tempoda, Rus menşeli , insanların bir sıra
veya kare şeklinde dans ettiği, sık modülasyonların olduğu, din dışı melodilerden oluşur.
Khosidl ise; daha yavaş bir tempoda, 4/4'lük Hasidik danslarını anımsatan ve enstrumanların
doğaçlama yapması için çok elverişli bir Feylekhs varyasyonudur.
Terkisher ise; adının aksine, tangoya benzer 4/4'lük bir Yunan Sirtosu'dur. Yavaş tempoda
çalınır. Bu formun en popüler parçaları arasında Arabishe Tant, Yid in Yerushalayim bulunur.
Dinsel Melodiler : Ayrıntılı düğün törenlerinde çalınan ve dans edilmeyen parçalardır. Ölçülü veya
ölçüsüz olabilirler. Yidş dilinde Dobranoc[50], Mal tov , Kale bazetsn gibi parçaları içine alır. Ayrıca
Purim ve Hanukah gibi dini bayramlar içinde çalınan parçalar bu kategoriye girer. Bu parçalar
içerlerinde önemli doğaçlamalara yer vermiştir.
Güney Repertuvarı :
Din dışı ve yerel müziklerden etkilenmiş bir repertuvardır. Romanya ve Yakın Doğu ülkelerinin
müziklerinden etkilenilmiştir. Klezmorimler'in seyahatleri sırasında bu repertuvarı oluşturdukları
tahmin edilmektedir. Bu yöresel melodilere yapılan Yahudi tarzı değişim ile zamanla, repertuvar
Yahudi ve Yahudi dışı olaylarda kullanılmaya başlanmıştır. Dans ve dinleti parçaları olarak ikiye
ayrılabilir. Dans parçaları, Honga[51], Sirba[52], Zhok[53], Hora gibi Romanya danslarından
esinlenmiştir. Dinleti tarzındaki eserler ise doina formudur. Yavaş tempodaki bu form solistin
dogaçlama yapması için çok uygundur. Doinalar genellikle hora veya freylekh ile devam eder.
Doina; Romanya'daki çoban ağıtlarından esinlenerek söylenen, belirli bir forma sahip, ölçüsüz,
dinleti veya solistin kabiliyetini göstermesine imkan tanıyan ve daha çok düğünlerde kullanılan bir
formdur. Bu form göçmen klarinetçiler arsında çok popüler olmuştur. Forshpil bölümüyle başlayıp,
ana tema, sonrasında doğaçlama yapılan bölüm ve temponun iki katına çıkarıldığı nokshil de
denilen bölümle sona erer. Melodiler genelde akordeon veya santurun uzun akorları eşliğinde çalınır.
Bölgesel Repertuvar
Polonya'nın Mazurkası, Ukrayna'daki Kozachok gibi yerel formlardan oluşan bu repertuvarı, Yahudi
müzisyenler kendi tarzlarında yorumlamaktadırlar.
Kozmopolit Repertuvar
Orta ve Batı Avrupa'nın quadrille, polka, vals gibi Avrupa'nın güncel repertuvarını Yahudi
müzisyenler takip ederler ve halka çalarlardı. Kozmopolit repertuvarın içinde Osmanlı
İmparatorluğu Dönemi'nde İstanbul'da çalınan Fasıllar[54] da vardır.
Klezmer Müziği Teorisine Bir Bakış
Klezmer Müziği, daha doğrusu genel olarak baktığımızda Yidiş Müziği hüzün dolu bir melodik
yapıdadır. Bu hüzünlü hava içerisindeki müzikte ilginç olan; freyleks gibi mutlu, neşeli tınılar
anlamına gelen formlarda bile hüzün hep ön plandadır [Sapoznik, s.293]. Klezmer'in alaycı, hüzünlü
ve aynı zamanda neşeli, dünya ile dalga geçen tavrı kullandığı dizilerden de belli olmaktadır.
Klezmer Müziği'nde, aynı parçanın içinde makam ve Batı Müziği Tonal Sistemi'nin kullanıldığı
görülür. En karakteristik özelliği; "dreydlekh" adı verilen süslemeler ve çarpmalardır. Ünlü klarinet
virtüözü Max Epstein 1991'de KlezKamp'da[55] ders verirken, öğrencilerine; ilk önce melodinin,
hemen arkasından da süslemelerin müziği oluşturduğunu anlatmış; günümüz Klezmorimleri ise
melodinin temel alınacak ilk öğe olduğunu unutup, mümkün olduğunca çok süsleme (krekhtsn)
yapmışlardır. Oysa; üst üste binen süslemeler, parçayı ana temasından giderek uzaklaştırmaktadır
[Sapoznik, s.284].
Klezmer Müziği'nde kullanılan dizilere Shetger, Scarbove veya Gusto denir. Klezmer modları;
içinde Türk ve Arap makamları gibi Doğu özellikleri, kilise dizileri, Batı'nın tonalitesi gibi öğeleri
bir arada barındırır. Her mod içinde kendine has, doğaçlamaya elverişli motifler barındırmaktadır.
Bu motifler Hazanların resitatif doğaçlamalarında da mevcuttur [56].
Melodik Ve Armonik Modlar
Majör :Yidiş müziğinde en az kullanılan moddur. Üçüncü ve dördüncü dereceler ile yedinci ve
sekizinci dereceler arası yarım sestir. Bu son aralık, Batı müziği sisteminde çok önemlidir, yedinci
dereceyi sekizinci derece yani toniğe çekerek tonaliteyi oluşturan temel ses oluşur.
Şekil 1.
Majör
Temel bütün (tonic, subdominant, dominant), akorlar majördür. 'ii' ve 'vi'de gösterilen minör akorlar
ise, temel akorların varyantlarıdır. Minör akorlar melodinin ortalarında, melodi komşu tonlara geçiş
yaptığında kullanılmaktadır.
Minör : Majör ve Minör Dizi arasındaki tek değişiklik üçüncü derecedeki farklılıktır. Yarım aralık;
ikinci ve üçüncü derece arasındadır. Dizinin yukarısında minörün varyasyonlarına göre değişiklikler
olur.Bilinen natürel minör dizisinden farklı değildir. Sadece anahtardaki arızaları alır. Armonik
minör; 1600-1900 yılları arasında en çok kullanılan dizidir. Yedinci derece yarım ses tizleşir.
Melodik minör ise Altıcı ve yedinci dereceler yarım ses tizleşir.
Şekil 2.
Minör
Görüldüğü gibi; Batı Müziği'nin temel majör, minör tonaliteleri birebir kullanılmaktadır. Armonik
minör Yidiş Müziği'nde en sık kullanılan dizidir. A. Z. Idelshon Yahudi Müzikolojisi'nde temel
eserlerden biri olan "Jewish Music in Its Historical Development" adlı kitabında; kullanılan dizileri
Hazan'ların kullandıkları dizileri isimlerin benzerleriyle isimlendirmiştir. Kitapta bu diziler; büyük
sevgi Ahava Raba; kutsayan kişi Mi Sheberakh ; tanrı kraldır, Adonay Molokh adlarını almışlardır
[Sapoznik, s.295].
Ahava Raba (Büyük Sevgi)
Ahava Raba ismi, Şabat akşamları okunan bir duada geçen pasajdan alınmıştır. Bu mod günümüz
klezmorimleri tarafından Freygish ismiyle tanınmaktadır. Sovyet müzikolog Beregovski ise bu
diziye değiştirilmiş frigyan adını koymuştur[57].
Şekil 3.
Ahava Raba
Dizi her zaman olmasa da; sık sık Hasidik Klezmer parçalarında kullanılmaktadır. Bu dizi Orta
Doğu'daki Hicaz Makamı'na benzetilmektedir. Dizide ikinci ve üçüncü dereceler arasında 1,5 seslik
bir aralık vardır. Üçüncü derecedeki sesin majör olması bu dizinin karakteristik temel özelliğidir.
Yedinci derece ise melodiye göre majör veya minör olabilir. Dominant ve sübdominant akorlar
minördür. Kadanslarda genelde dominant akorun yerine yedili minör kullanılır. Bu dizi A. Z.
Idelshon'a göre Tatarların kullandığı bir ses dizisidir. XIII. yüzyıldan itibaren Sovyetler ve
Macaristan'daki Tatarlar'dan etkilenilerek bu dizi ilk önceler Şabat dualarında kullanılmaya
başlanmıştır[58].
Mi Sheberakh (Kutsayan Kişi)
Bütün diğer Klezmer modları gibi, bu dizinin de oldukça hüzünlü bir havası vardır. Ov Harakhamin
olarak da bilinen bir dizi üçüncü ve dördüncü dereceleri arasında bir küçük üçlü bulunur. Dizi ayrıca
Ukranian, Altered Ukranian, Altered Dorian gibi de adlandırılır. Altıncı derece ise yarım ses
tizleşir. Modun bu dizilişi, Ortaçağ'da kullanılan Dorien moduna benzer. Muzikolog Beregovski'ye
göre bu benzerlik; Ukrayna'da Dorien modunun çok popüler olması, A. Z. Idelshon'a göre ise bu dizi
tamamıyla Ukrayna'ya özgü bir Dorien dizisi bulunmasından dolayıdır.
Şekil 4.
Mi Sheberakh
Yahudi Müziği'nde "Mi Sheberakh" dizisi; "Mi Sheberakh" ve "Ov horakhanim"[59] dualarından
başka yerde kullanılmaz. Yidiş Müziği'nde ise, sadece Romanya ve Ukrayna gibi Aşkenaz nüfusun
çok yoğun olduğu yerlerde sık sık kullanılmıştır. Romanya doinalarında kesinlikle kullanılan, diğer
Klezmer formlarında da rastlanan dizidir. Dizinin kullanımı Amerika'ya göç ile değişmiştir
[Sapoznik, s.296].
Adonay Molokh (Tanrı kraldır)
Bu modun dizisi Miksolidyan dizisinin aynısıdır. "Adonay Molokh" modu Sinagog Müziği'nin
başlıca önemli dizisidir. Sefarad hazanları telifah[60] olarak adlandırıken, Aşkenazlar "Adonay
Molokh" derler. Diziye göre; birinci ve dördüncü akorlar majör kullanıldığında , beşinci derece
minör olur. Fakat bu dizinin kullanıldığı çoğu parçada beşinci derece akorun majör olduğu
gözlemlenmiştir [Sapoznik, s.297].
Şekil 5.
Adonay Molokh
Klezmer parçalarında iki, üç veya daha fazla bölüm bulunur. Genellikle bu bölümden bölüme
geçerken parçanın ana tonundan, komşu tonlara modülasyonlar olur. Örneğin; A bölümü minör ise,
B ve C ilişkin majörün toniğine büyük üçlü dizisiyle devam edebilir. Parça majör ile başladığında
ise; minör dizide tonik üzerine küçük üçlü dizisiyle devam eder. Birinci bölüm Ahava Raba ile
başlarsa, olağan geçiş sübdominant minörüne olur. Armonik minör ile başlayan parçalar ise ilgili
majörüne ve tekrar orjinaline dönmeden evvel Ahava Raba moduna geçiş yaparlar.
SONUÇ
Erken Dönem Klezmer Müziği hakkında yapılan bu araştırmanın sonucunda aşağıdakileri
söyleyebiliriz:
1. Klezmer, Aşkenaz Yahudileri'nin müziğidir. Doğu, Orta ve kısmen Batı Avrupa'da yaşayan
Aşkenaz Yahudileri; Yahudiliğin oluşturduğu iki önemli kültür kolundan biridir.
2. Aşkenaz Kültürü; Yahudilik dini ve Aşkenaz Yahudileri'nin yerleştikleri bölgelerden
etkilenmiş bir kültürdür. Aşkenaz Yahudileri, Yidiş dili konuşular.
3. Erken Dönem Klezmer Müziği, 1800-1900 yılları arasında; Orta, Doğu ve kısmen Batı
Avrupa'da oluşmuştur. Bu dönemde Klezmer Müziği'nin özgün repertuvarı meydana gelmiştir.
4. Klezmer müzisyenlerini; Klezmorimleri, Yahudi Çingeneler olarak adlandırılabilirler.
Klezmorimler, boğaz tokluğuna bile çalan, nota bilmeyen, Bohem bir hayat süren, gezgin müzisyen
topluluklardır. Zaman içerisinde kendilerini geliştirmişlerdir. Yaşam tarzları ve icrâ edilen müziğe
bakıldığında; Klezmorimler ve Caz müzisyenleri arasında benzerlikler olduğu farkedilir. Bohem
yaşayış tarzının müziğe ve sanata olan etkisi, ortaya çıkan müziklerin benzerliğinden de anlaşılabilir.
5. Klezmer Müziği'nde keman, klarinet gibi insan sesine yakın ve kolay taşınılabilir aletler
kullanılmıştır. Ayrıca döneme, şartlara ve yörelere göre tsimbl, bakır nefesliler gibi enstrumanlar da
kullanılmıştır.
6. Klezmer'i oluşturan faktörler arasında Sinagog Müziği, Hasidik Müziği, Yidiş Tiyatrosu ve
Yerel Müzikler vardır. Klezmer; Aşkenaz Yahudileri'nin yerleştikleri veya Klezmorimler'in gittikleri
her bölgenin yöresel müziklerinden etkilenmiştir. Balkan, Yunan, Türk müzikleri, bunlara örnektir.
Söz konusu etkileşimler, Klezmer Müziği'nin yöresel bir müzik türü olmasını sağlamıştır.
7. Klezmer Müziği, Erken Dönem'de, Yahudi ve Yahudi dışı sosyal olaylar nedeniyle önemli
bir repertuar oluşturmuştur. Düğünler bu sosyal olayların en önemlisidir. Bu yüzden Klezmer
eğlence ve dans müziğidir.
8. Klezmorimler; düğünler dışında bazı dini törenler ve Hasidik dînî törenleri için de
müziklerini icrâ ederler.
9. Erken Dönem'de nota bilmeyen Klezmorimler, müziği kulaktan öğrenir ve çalarlar.
Klezmer Müziği eğitimi veren herhangi bir okul yoktur fakat, Klezmorimler'in haklarını koruyan ve
müziği öğreten Klezmer loncaları bulunmaktadır
10. Erken dönemde küçük bir topluma ait olan Klezmer Müziği, zamanla bütün dünyaya
yayılmış ve evrensel bir müzik olma yolunda ilerlemiştir.
11. Günümüzde her tür müzikle kaynaşarak, çok farklı dinleyicilere hitap eden klezmer, erken
dönemdeki halinden hiçbir zaman tamamen sıyrılmamıştır.
12. Klezmer gibi yerel, küçük topluluklara ait müzikler zamanla değişime uğrayıp
evrenselliği yakalayabilir.
RESİM LİSTESİ:
Resim 1 : Klezmorim:
www.prairiere.org
Resim 2 : Klezmorim:
www.prairiere.org
Resim 3 : Rusya'da Pale Yerleşim Haritası :
The Essential Klezmer,s.21
Resim 4 : Shtetl'de İki Hasidik:
Dictionary of Jewish, s.67
Resim 5 : XIX. yüzyılda Odessa'da Yahudiler:
Dictionary of Jewish, s.185
Resim 6 : Prag Aşkenaz Sinagogu:
Resim 7: Polonya'da bir Sinagog:
Dictionary of Jewish, s.187
Dictionary of Jewish, s.193
Resim 8 : Klezmorim:
Klezmer Pionieers kaydının içeriğinden bir
fotoğraf.
Resim 9 : Kapelye:
YIVO Institude for Jewish Research
Resim 10: Faust Ailesi Klezmorimleri:
Resim
11:
Simeon
Bellion
www.tachna.com
Aile
Kapelyesi:
www.friends-
partners.org/partners/beyondthepale
Resim 12: Micheal Joseph Gusikov:
Resim 13: Shtroyfidl:
Resim 14 : Dave Tarras'ın Küçüklüğü:
Resim 15 : Düğün:
Oesterreichische National Bibliothek
Oesterreichische National Bibliothek
Center for Traditional Music and Dance
Khevrisa European Klezmer Music adlı
albüm kapağı.
Resim 16 : Yahudi Düğünü 1722:
Jewish Historical Museum
Resim 17 : Badkhn:
www.prairiere.org
Resim 18 : Düğün Tablosu:
Mishkan Le'Omanut, Museum of Art, Ein
Resim 19 : Düğün:
YIVO Institude for Jewish Research
Harod
Resim 20: Polonya'da XIX. yüzyılda bir Düğün: www.prairiere.org
Resim 21 : Tsimbl:
www.klezmershack.com
Resim 22.: Tsimbl:
www.klezmershack.com
Resim 23 : Polonya'da bir Sinagog Freski:
Bob Cohen'den alınmıştır.
ŞEKİL LİSTESİ:
Şekil 1 : Majör
Şekil 2 : Minör
Şekil 3 : Ahava Raba
Şekil 4 : Mi Sheberakh
Şekil 5 : Adonay Molokh
DİPNOTLAR ve AÇIKLAMALAR:
[1]
www.grovemusic.com (Ekim 2001 versiyonu)
[2]
Schild Robert, "Açık Radyo" 7 Ocak 2001 program notlarından.
[3]
a.g.w.a.
[4]
Haskalah; Yahudi geleneğinde XVII. ve XIX.yy'daki aydınlanma hareketine verilen addır.
[5]
Getto; erken dönemlerde Avrupa şehirlerinde Yahudilerin yaşadıkları bölgelere ve caddelere verilen
ad. 11.yy'dan itibaren gettolardan bahsedilir. Günümüzde ise azınlık grupların, mültecilerin ya da
fakirlerin yaşadığı kenar semtlere bu ad verilir.
[6]
Drahoma; Yahudi geleneğinde, evliliklerde kızın babası tarafından düğünde harcaması için damada
verilen para.
[7]
www.grovemusic.com (Ekim 2002 versiyonu)
[8]
Tsimbl; Macaristan'ın cimbalom adı verilen santurundan esinlenerek yapılmış alet. Bir çeşit santur.
[9]
"Kemanlı Yahudi" anlamına gelen "Yidl mitn fidl," zamanla bir terim olmuş ve daha sonradan bir
şarkıya ve filme isim olmuştur.
[10]
Hackbrett; Bir çeşit santur.
[11]
Shtrofidl; Micheal Joseph Gusikow'ın yaptığı bir çeşit santur.
[12]
Badkhn; Düğünlerde misafirleri eğlendiren, şiirler okuyan, şarkılar söyleyen hokkabaz. Badkhn;
Yidiş dilinde aptal demektir, badkhn yerine marshalik, leyts, nar gibi Yidiş terimler de kullanılıyordu.
[13]
Goyishe Khasene; Yidiş dilinde Hıristiyan düğünü.
[14]
Mark Rosenthal'ın bestelerindeki melodiler, Franz Liszt'in "Macar Rapsodileri" adlı eserine ilham
kaynağı olmuştur.
[15]
Hazan; Sinagoglarda baş şarkıcıya verilen ad.
[16]
Meshroyrim; Sinagoglarda Hazan'a (baş şarkıcı) eşlik eden koroya verilen ad.
[17]
Ba'al Shem Tov; İbranice "iyi ismin efendisi" anlamına gelir
[18]
Zaddik;Hasidik, İbranice"mükemmel dindar" anlamına gelir.
[19]
Rabbinik Akademi; dini konuların tartışıldığı, yorumlandığı önemli din adamlarının görev aldığı
kurum.
[20]
Rabi; İbranice haham, Yahudi din adamı anlamına gelir.
[21]
Nigunim; im eki İbranicede çoğul ekidir. Nigunim çoğul nigun anlamına gelir.
[22]
Yeşiva; İbranice, Özellikle Talmud (çeşitli hahamların dini konular üzerine yazdığı felsefik
tartışmalar) öğretilmesiyle özdeşleştirilen bir akademi. Bazı Yeşivaların ders programları sadece dini
değildir. Günümüzde dinsel Yahudi lisesine verilen isim.
[23]
www.grovemusic.com (Ekim 2001 versiyonu)
[24]
Kutsal topraklar; Tevrat'ta İsrailoğullarına vadedilmiş topraklar. Günümüzde İsrail ve çevresi.
[25]
Sirto;
Oyuncuların
yan
yana
dizildiği
Eski
Yunan
dansı.Bugün
Yunan
Adalarında
oynanmaktadır.Türk müziğinde bir oyun havası olan sirto, XIX.yy sonlarında gazino ve kahvehanelerde
fasılların sonunda çalınırdı.
[26]
[27]
Sirba; Geleneksel Romanya dansı.Karakterik üçlemeler ve 2/4 lük ritme sahiptir.
22.Mart.2002'de Macaristan'da yaşayan müzisyen-müzikolog Bob Cohen ile yaptığım e-mail
yazışmasından alınmıştır. Burada kastedilen Fasıl Müziği kavramı eğlence müziğidir. Meyhanelerde,
derneklerde çalınan müzikler kastediliyor.
[28]
Mayıs-2002'da, İstanbul Aşkenaz Yahudisi olan Robert Schild ile yaptığım görüşmeden.. Annesinin
ve anneannesinin kendisine aktardığı anılar.
[29]
Bob Cohen ile yapılan aynı yazışma.
[30]
Sabbetaycılar; Sabbetay Zvi'nin Mesih olduğuna inanıp, onunla beraber İslamiyet'i seçip, Yahudiliği
gizli yaşayan toplum.
[31]
22.Mart.2002'de Macaristan'da yaşayan müzisyen-müzikolog Bob Cohen ile yaptığım e-mail
yazışmasından alınmıştır.
[32]
Khosns Tish; Yidiş dilinde bekarlığa veda partisi anlamına gelir.
[33]
Kale Bazetsns; Yidiş dilince kutsal gelin hamamı anlamına gelir.
[34]
Shadkhn; Yidiş dilinde "çöpçatan" anlamına gelir.
[35]
Khupe; gelin odasını temsil eden, düğün töreninin altında yapıldığı çardak.
[36]
Honga; Moldovya menşeli 2/4lük dans.
[37]
Mazal Tov; İbranice iyi şanslar anlamına gelir.
[38]
Tish Nigunim; yavaş veya orta hızda dualar eşliğinde söylenen melodilerdir. Genellikle düğünlerde
ve Yahudiler için kutsal gün cumartesi yani 'Şabat' günü çalınır.
[39]
Gut Morgn; Yidiş dilinde "Günaydın".
[40]
Gas Nign; Yidiş dilinde sokak melodisi.
[41]
Hora; Doina formundan sonra çalınan, 3/8 veya 5/8 lik Romanya-Yahudi formu. Zhok, Londre,
Vokehl krimer tants'da denir. Hora; Trakya ve Balkanlara yayılan bir sahada, düz ritmlerle (2 veya 3
zamanlı) oynanan türkülere genel olarak verilen addır [S.Şenel, "Türk Halk Müziği Bilgileri Ders
Notları", 2001-2002].
[42]
Brogyes Tantz; Yidiş dilinde el çırpma dansı.
[43]
Henry Spoznik'in 1977'de Mark Slobin ile yaptığı röportajdan alıntı.
[44]
Shabos Klaper, kadınların kutsal 'Şabat' gününe hazırlanmaları için yapılan hatırlatıcı eylemlerdir.
[45]
Fleyt; Yidiş dilinde "flüt".
[46]
Baraban; Yidiş dilinde "davul".
[47]
Tats; Yidiş dilinde "zil".
[48]
Yeni Dünya kapelyeleri ; 1980 yılından sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde ve Avrupa'da,
Klezmer Müziği'nin tekarar uyanışı ve popülarize edilmesinden sonra ortaya çıkan gruplar.
[49]
www.grovemusic.com (Ekim 2001 versiyonu)
[50]
Dobranoc; Yidiş dilinde iyi geceler.
[51]
Honga; 2/4lük Moldovya menseli dans.
[52]
Sirba: Amerikan Yahudileri arasında sonradan çok popüler olan, 2/4 lük, üçlemelerle süslü,
geleneksel Romanya dansı.
[53]
Zhok: Yerel bir Romanya dansı.
[54]
Burada kastedilen "Fasıl", daha evvelden de belirttiğim gibi meyhane ve toplantılarda çalınan
eğlence müzikleridir.
[55]
KlezKamp; Klezmer Müziği'nin Amerika ve Avrupa'da tekrar gündeme gelmesiyle, Klezmer
Müziği'ni, tarihini, kültürünü öğreten ve geliştirme amaçlı kısa süreli okullar.
[56]
http://www.klezmershack.com/articles/horowitz/horowitz.klezmodes.html ( Nisan 2002 versiyonu)
[57]
http://www.klezmershack.com/articles/horowitz/horowitz.klezmodes.html ( Nisan 2002 )
[58]
a.g.w.a.
[59]
Haraokhanim; İbranice "merhametin babası" anlamına gelir.
[60]
Tefilah; İbranice "dua" anlamına gelir.
KAYNAKLAR:
ATAMAN, Ahmet Muhtar; (Ankara 1947) Musiki Tarihi, Milli Eğitim Basımevi.
BOUGHTON, ELLİNGHAM, MUDDYMAN, TRILLO; (London 1995) The RoughGuide World of
Music, Rough Guides Ltd.
GÜNDÜZ, Şinasi; (Ankara 1998) Din ve İnanç Sözlüğü, Vadi Yayınları.
IDELSOHN, Z. Abraham, (New York 1992) Jewsih Music It's Historical Development, Dover
Publications.
JACOBS, Arthur; (England 1996) Dictionary of Music, Penguin Boks.
JOHNSON, Paul; (İstanbul 2000) Yahudi Tarihi, Pozitif Yayınları.
KETENCİOĞLU , Muammer; Klezmer Müziğinin Önceüleri, Kalan Müzik ( ses kaydı notları ).
MAY, Elizabeth; (1983) Music of Many Cultures, University of California Press, England.
ROGOVOY, Seth; (USA 2000) The Essential Klezmer, Algonquin Boks Of Chapel Hill.
RICE, POERTER, GOETZEN; The Garland Encylopedia of World Music.
SAPOZNIK, Henry; (USA 1999) Klezmer!Jewish Music from Old World to Our World, Schirmer
Books.
SAPOZNIK, Henry - SOKOLOW, Pete; (New York 1998) The Compleat Klezmer, Tara Publications,
USA.
SCHILD, Robert; (İstanbul 2001) "Klezmer", İş Sanat Dergisi, Mayıs.
SHILOAH, Amnon; (Detroit 1992) Jewish Musical Traditions, Wayne State Universty Press.
SLOBIN, Mark; (New York 2000) Fiddler on the Move, Oxford University Press, USA.
SLOBIN, Mark; (1996) Tenement Songs, University of Illinois Press, USA.
SPOZNIK, Henry; (1999) Klezmer! Jewish Music from Old World to Our World, Schirmer Books,
USA.
UNTERMAN, Alan; (London 1997) Dictionary of Jewish Lore&Legend, Thames and Hudson Ltd.
Encylopedia Judaica; (Jerusalem 1972) "Ashkenaz",C.3; "Hasidism",C.7;"Music",C.12; "Yiddish
Language and Literature",C.16.
RICE Timothy, PORTER James, GOERTZEN Chris; (London 2001) The Garland Encylopedia of
World Music, C.8.
Yüksekkaldırım'da Yüz Yıllık Bir Sinagog; Aşkenazlar, (İstanbul 2000) Tirkayi Yayınları, Türkiye.
Yazar Tuna Pase’nin Bu Çalışma İçin Hazırladığı Sözlük:
ERKEN DÖNEM KLEZMER MÜZİĞİ
Tuna PASE
İTÜ MİAM Etnomüzikoloji Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi
SÖZLÜK
A
Aşkenaz: Tevrat'taki milletler listesinde bilinmeyen halk. (Tevk.10) Günümüzde Orta ve Doğu Avrupa
Yahudileri için kullanılır.
Aşkenazim: Yahudilikte Filistin Geonimlerine ( iki büyük Yahudi akademisinin başlarına verilen ad) bağlı
Yahudilere verilen ad. Orta ve Doğu Avrupa Yahudileri ve kültürlerine verilen isim.
B
Badkhn: Aşkenaz Yahudi düğünlerinde şair, meddah, eğlendirici.
Badkhones: 'Bakhn'ın (düğün şairi) şiir ve şarkılardan oluşan repertuarı.
Baraban: Yidiş dilinde davul.
Bar-Mitzva: (Aramice ve İbranice 'Emrin Oğlu') Genel kullanılışı normal olarak 13 yaşında bir oğlanın ibadet
topluluğuna kabul edilme töreni. Daha dar anlamda terim, dini emirlere tam anlamıyla uyma yükümlülüğü
altında bulunan her hangi bir yetişkin Yahudi erkeği. Oğlan çocuğu 13 yaşına bastığında dini sorumlulukları
kabulü için dini tören yapılır.
Bat- Mitzvah: ( İbranice 'Emrin Kızı') 12 yaşındaki Yahudi kız çocuklarının dini emirlere tam anlamıyla uyma
yükümlülüğü altına girmesi. Bar-Mitzva'nın bayanlar için karşılığı. 12 yaşına basan Yahudi kız çocuğuna dini
sorumlulukları kabul ettiğine dair dini tören yapılır.
Brit Milah: Yahudilerde erkek bebeğe 8 günlükken yapılan sünnet.
Bulgar: (Bulgarish, Bulgareasca). Klezmer Müziği'nin en popüler formalrındandır. XIX.yüzyıl sonlarına doğru
doruk noktasına ulaşmış, daha sonra Dave Tarras tarafından Amerika'da çalınmış ve tanınmıştır.
Basarabya/Moldovya dansından esinlenmiş bir formdur. İsmini Basarabya ve Doğu Romanya'da yaşayan
çoğunluktaki Bulgar halkından almıştır.Tempolu, 2/4 lük bir çember dansıdır.
D
Diaspora: (sürgün, dağılma) Yahudilerin genellikler tutsaklık, sürgün ve bazen de seyahat ve benzeri
nedenlerle Filistin bölgesinden ayrılarak başka bölgelerde yaşamaları. Yahudi diasporası M.Ö'den başlayıp
günümüze kadar devam etmektedir. Günümüzde İsrail toprakları dışında yaşayan her Yahudi diasporada kabul
edilir.
Dobriden: (iyi gün) Hızlı tempoda bir dans parçası.
Doina: Romanya'daki çoban ağıtlarından esinlenerek söylenen, belirli bir forma sahip, ölçüsüz, dinleti veya
solistin kabiliyetini göstermesine imkan tanıyan ve daha çok düğünlerde kullanılan bir formdur. Bu form göçmen
klarnetçiler arsında çok polüler olmuştur. Forshpil bölümüyle başlayıp, ana tema, sonrasında doğaçlama yapılan
bölüm ve temponun iki katına çıkarıldığı nokshil de de denilen bölümle sona erer. Melodiler genelde akordeon
veya santurun uzun akorları eşliğinde çalınır.
F
Fidl: Yidiş dilinde keman.
Fleyt: Yidiş dilinde flüt.
Forshpil: Prelüd.(doinanın girişi)
Freylekh: Melodilerini genellikle Yahudi dini müziklerinden, Hasidik nigunlarından almış; neşeli ve hareketli
dans parçalarıdır.
G
Gasn Nign: Düğünlerde sokakta çalınan bir parça.
H
Hasidik: XVII.yüzyılda Polonya'da ortaya çıkmış bir Yahudi mistik cemaatidir. Bu cemaat müziği ibadette çok
yoğun bir şekilde kullanmışlardır.
Haskalah: Yahudi geleneğinde XVIII. ve XIX.yüzyıldaki aydınlanma hareketine verilen addır.
Hazan: Sinagoglarda baş şarkıcı.
Honga: Moldovya menşeli 2/4'lük bir dans.
Hora: Doina formundan sonra çalınan, 3/8 veya 5/8'lik Romanya-Yahudi formu. Zhok, Londre, Vokehl krimer
tants'da denir.
K
Kale Bazetsn: Serbest ritimli, enstrumantal veya sözlü parça. Düğün öncesi kadınların katıldığı bir törende
söylenir.
Kapelye: Klezmer orkestrası.
Kantillon: Yahudi Dînî Müziği'nde kullanılan bir dini terimdir. Eşliksiz, servest bir ritimde söylenen dini
parçalara denir.
Ketubah: Yahudilerde evlilik antlaşması.
Khosid: 2/4'ük, yavaş tempoda, Hasidik Nigun melodilerine benzeyen bir dans.
Khupe: Altında düğün töreninin yapıldığı çardak.
Klezmer: Orta ve Doğu Avrupa Aşkenaz Yahudileri'nin müziğidir.
Klezmorim: Klezmer müzisyenleri.
M
Ma Yofus: Tevrat'ta Hz.Süleyman'ın Şarkıların Şarkısı adlı pasajından uyarlanan ve 'Tants,tants Yidelekh' veya
'Reb Davidl's Nigun' ismiylede bilinen parçadır.
Mazal Tov: İbranice iyi şanslar.
Mezmur: Eski Ahit içerisinde yer alan ve 150 ilahiden oluşan metin. Bu ilahilerin yazarının Davud olduğu
konusundaki geleneksel düşünce, günümüzde halen tenkit edilmektedir.
N
Nigun: Hasidikler tarafından söyleyenen sözsüz melodiler.
S
Secunda: Yidiş dilinde Kapelyelerde ikinci keman.
Sefarad: İber yarımadasından XV.yüzyılda sürülen İspanya ve Portekiz Yahudileri. İslam ve Hristiyan kültürel
altyapılarına sahip olan Yahudiler, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve bazı Avrupa ülkelerine dağılmışlardır.
Sefardim: Yahudilikta Bağdar Geonimlerine bağlı olan Yahudiler'e verilen ad. İspanya ve Portekiz Yahudileri
için kullanılan terim.
Shadkhn: Yidiş dilinde çöpçatan.
Sher: 2/4'lük Rus stili bir dans.
Shtetl: Yidiş dilinde Küçük kasaba.
Sirba: Geleneksel Romanya dansı.
T
Tats: Yidiş dilinde zil.
Tish Nigunim: Yavaş veya orta hızda dualar eşliğinde söylenen melodilerdir. Genellikle düğünlerde ve
Yahudiler için kutsal gün cumartesi yani 'Şabat' günü çalınır.
Tsimbl: Klezmer Müziği'nde kullanılan bir çeşit santur.
Y
Yidiş: Aşkenaz Yahudileri'nin kullandığı, Ortaçağ Almancası ve İbranice karışımı bir dil.

Benzer belgeler