Otohemoterapi-Proje - Otohemoterapi (Autohemotherapy)
Transkript
Otohemoterapi-Proje - Otohemoterapi (Autohemotherapy)
T.C BEYKENT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ĠġLETME YÖNETĠMĠ ANABĠLĠM DALI HASTANE VE SAĞLIK KURUMLARI YÖNETĠMĠ BĠLĠM DALI OTOHEMOTERAPĠNĠN YÖNTEMLERĠ, SOSYAL VE MALĠ AVANTAJLARI (Yüksek Lisans Projesi) Projeyi Hazırlayan : Atilla YAZICIOĞLU Ġstanbul, 2013 T.C BEYKENT ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ĠġLETME YÖNETĠMĠ ANABĠLĠM DALI HASTANE VE SAĞLIK KURUMLARI YÖNETĠMĠ BĠLĠM DALI OTOHEMOTERAPĠNĠN YÖNTEMLERĠ, SOSYAL VE MALĠ AVANTAJLARI (Yüksek Lisans Projesi) Projeyi Hazırlayan : Atilla YAZICIOĞLU Öğrenci No: 1207460377 DanıĢman : Yrd. Doç. Dr. Ġsmail YILDIZ Ġstanbul, 2013 YEMĠN METNĠ Yüksek Lisans Projesi olarak sunduğum “Otohemoterapinin Yöntemleri, Sosyal ve Mali Avantajları” baĢlıklı bu çalıĢmanın, bilimsel ahlak ve geleneklere uygun Ģekilde tarafımdan yazıldığını, yararlandığım eserlerin tamamının kaynaklarda gösterildiğini ve çalıĢmamın içinde kullanıldıkları her yerde bunlara atıf yapıldığını belirtir ve bunu onurumla doğrularım. 26/08/2013 (Ġmza) Aday: Atilla YAZICIOĞLU Adı ve Soyadı : Atilla YAZICIOĞLU Danısmanı : Yrd.Doç.Dr.Ġsmail YILDIZ Türü ve Tarihi : Yüksek Lisans Projesi, 2013 Alanı : ĠĢletme, Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi Anahtar Kelimeler : Otohemoterapi, PubMed, Sosyal-Mali Avantaj, Ġmmünite. ÖZ OTOHEMOTERAPĠNĠN YÖNTEMLERĠ, SOSYAL VE MALĠ AVANTAJLARI Bu proje çalıĢmasında ; otohemoterapi olarak adlandırılan tedavi yönteminin bilimsel gerçekliği ele alınmaktadır. Bu konuyla alakalı yapılmıĢ olan birçok tıbbi çalıĢmalar kazanılan deneyimlerle birleĢtirilerek; kavram, yöntem ve bilimsel tespitler ıĢığında yorumlanmaktadır. Ayrıca; meseleye sağlık sosyolojisi ve farmakoekonomi penceresinden bakılarak, otohemoterapinin sosyal ve mali açıdan avantajları da izah edilmiĢtir. Bu çalıĢma hazırlanırken, yöntem olarak dünyanın en güvenilir ve güncel tıbbi literatür sitelerindeki makaleler ve yayınlardan yararlanılmıĢtır. Özellikle, NCBĠ-PubMed, Locatorplus baĢta olmak üzere farklı uluslararası literatür kaynaklarına baĢvurulmuĢtur. Bununla birlikte, muhtelif hastalarda uygulanan otohemoterapi tedavisi ile elde edilen olumlu sonuçlar kapsamında bu tedavi metodunun ne kadar etkin ve kalıcı iyileĢme sağladığını gösteren vaka örnekleri de projede sunulmuĢtur. Otohemoterapinin etkinliği ve güvenilirliğiyle ilgili farklı ülkelerin üst düzey tıbbi merkezlerinde yapılan sayısız bilimsel çalıĢmalar, bu yöntemin hastalıkların birçoğunda hızla iyileĢmelere ve süregen-zinde immün aktivasyona vesile olduğunu gözler önüne sermektedir. Bu etkisi sayesinde, günümüz tıbbının tedavi etmekte zorlandığı ağır ve kronik seyirli birçok hastalığın beklenenden çok daha kısa sürede düzelmeye baĢlaması, oluĢan iyilik halinin devamlılığı ve hastalık nükslerinin minimize olması da OHT’nin gündemde tutulması gerektiğinin bir göstergesidir. i Proje kapsamında; otohemoterapi tedavi yönteminin bilimselliği, tüm dünyada güvenle uygulandığı, immün aktivasyon oluĢturarak hastalıklara karĢı koruyuculuğu izah edilmiĢtir. Bununla birlikte, bu yöntemin hastalarda kısa sürede etkin bir iyileĢme sağlayarak relapsları (nüksleri) önlediği, ne denli kolay ve maliyeti düĢük bir tedavi yöntemi olduğu, bilimsel verilere dayalı olarak ortaya koyulmuĢtur. Anahtar kelimeler : Otohemoterapi, PubMed, Sosyal-Mali Avantaj, Ġmmünite. ii Name and Surname : Atilla YAZICIOĞLU Supervisor : Yrd. Doç.Dr.Ġsmail YILDIZ Degree and Date : Master Project, 2013 Major : Execution, Hospital and Health Center Management Key Words : Autohemotherapy, PubMed, Social and Financial Advantage, Immunity. ABSTRACT THE AUTOHEMOTHERAPY METHOD, ITS SOCIOLOGICAL AND FINANCIAL ADVANTAGES In this project; the autohemotherapy reality of so-called scientific method of treatment are discussed. Many medical studies that have been made about this topic, and gained experience combined, concepts, methods and scientific findings are interpreted. In addition, the window looking at the issue of health sociology and pharmacoeconomics, autohemotherapy social and financial advantages have been described. This study was prepared, as the world's most reliable and up to date methods, articles and publications in the medical literature were used sites. In particular, the NCBI-PubMed, Locatorplus mainly applied in different international literature sources. However, the benefits achieved with the various patients under treatment applied autohemotherapy how effective and lasting improvement of this method of treatment showing that case examples are presented in the project. Autohemotherapy on the effectiveness and reliability of the medical centers in different countries with the highest level of scientific studies, the miraculous improvements in this method, and is instrumental in immune activation in chronic-fit to reveal. Thanks to this effect, many of today's medicine to treat a chronic illness forced heavy and much better than expected start to improve as soon as possible, to iii do minimization the recurrence of the disease in the continuity of well-being should be kept on the agenda is an indication of autohemotherapy. Scope of the project; autohemotherapy scientific method of treatment, safely applied all over the world, creating immune activation against the disease has been described retention. However, this method is an effective and lasting improvement in a short time by providing patients with relapse (recurrence) prevents how easy and cost effective method of treatment based on scientific evidence that has been revealed. Key words: Autohemotherapy, PubMed, Social and Financial Advantage, Immunity. iv ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa No. ÖZ ABSTRAC ġEKĠLLER LĠSTESĠ KISALTMALAR GĠRĠġ ……………………………………………...……….. i ………………………………………………………. iii ....……………………….........……………...………..ix ………………….……………………………….……x …………………………………………….………….1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM OTOHEMOTERAPĠ KAVRAMI, ÖNEMĠ, TARĠHÇESĠ TIBBĠ LĠTERATÜRLERDEKĠ YERĠ, ÖNEMLĠ ÖZELLĠKLERĠ 1. OTOHEMOTERAPĠNĠN MANASI .....................................................................4 2. OTOHEMOTERAPĠNĠN TARĠHÇESĠ ...............................................................4 3. OTOHEMOTERAPĠNĠN ÖNEMĠ .....................................................................11 4. OTOHEMOTERAPĠNĠN TIBBĠ LĠTERATÜRLERDEKĠ YERĠ .................12 5. OTOHEMOTERAPĠNĠN BAZI ÖNEMLĠ ÖZELLĠKLERĠ ..........................12 5.1. Otohemoterapinin Vücuda Etki EdiĢ Mekanizması ................................12 5.2. Otohemoterapinin Diğer AĢılardan Farkı ...............................................13 5.3. Otohemoterapinin Markofajlar Üzerindeki Etkisi ..................................13 5.4. Otohemoterapi ve RES’in (Retiküloendotelyal Sistem) Başlıca Etkileri ........................................................................................................................ 14 5.5. Otohemoterapinin Antibiyotiklerle Birlikte Kullanımı............................14 5.6. Otohemoterapide Dozaj. ..........................................................................15 5.6.1. AĢılama Kürü Olarak Ġlk Uygulama Süreci. .............................15 5.6.2. Rapel (Hatırlatma-PekiĢtirme) Dozları. ....................................16 5.7.Otohemoterapi’nin Diğer Tedavilerden Farklılığı ve Üstünlüğü..............17 ĠKĠNCĠ BÖLÜM OTOHEMOTERAPĠNĠN UYGULAMA YÖNTEMLERĠ 1. MĠNÖR OTOHEMOTERAPĠ ............................................................................19 1.1. Ozonsuz Minör Otohemoterapi ...............................................................20 1.2. Ozonlu Minör Otohemoterapi .................................................................20 2. MAJÖR OTOHEMOTERAPĠ…………………………………………………21 v 2.1. Otohemoterapide Kanla KarıĢtırılan Ozon Gazı ve Biyokimyasal Etkileri .........................................................................................................................22 2.2. Ozonterapi Kavramı ve Oksijen Yetersizliği .........................................24 2.3. Sağlıklı KiĢilerde Ozonlu Otohemoterapi Uygulaması ..........................25 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SAĞLIK SOSYOLOJĠSĠ VE FARMAKOEKONOMĠ KAVRAMLARI, OTOHEMOTERAPĠNĠN SOSYAL VE MALĠ AVANTAJLARI 1. SAĞLIK SOSYOLOJĠSĠ KAVRAMI ................................................................26 1.1. Dünya Sağlık Örgütü’nün Sağlık Tanımı ................................................27 1.2. Etyolojik (Sebebe Yönelik) Bilimsel ÇalıĢmalar ....................................27 1.3. Mortalite (Ölümlülük Örüntüsü) Oranları ve Nedenlerinin AraĢtırılması .........................................................................................................................27 1.4. Koruyucu Tıp Ve Toplum Sağlığı YaklaĢımındaki Ġvme Süreci ............28 1.5. Hasta Psikolojisi ve Hastaya Psikolojik Kazanım Sağlama ....................28 1.6. Sağlık Sosyolojisinde Tıbbi Bakım ve YaĢam Kalitesi Kavramları .......29 2. SAĞLIK EKONOMĠSĠ KAVRAMI ..................................................................29 2.1. Farmakoekonomi Olgusu ........................................................................29 2.2. Ekonomik Amaç Kavramı ......................................................................30 2.3. Planlanan Tedavilerde En Önemli Ekonomik Amaç ..............................31 2.4. Hastalıkların Maliyetleri .........................................................................31 2.5. Hastalıkların Maliyet Etkinlik Analizleri ................................................32 2.5.1. Maliyet Faydalılığı ...................................................................32 2.5.2. Maliyet KullanıĢlılığı ...............................................................33 2.5.3. Maliyetin En Aza Ġndirilmesi ...................................................33 3. OTOHEMOTERAPĠNĠN SOSYAL AVANTAJLARI ....................................34 3.1. Sebebe Yönelik (Etyolojik) Etkileriyle Otohemoterapi ..........................35 3.2. Kolay Uygulanabilir Olması ...................................................................35 3.3. Tedavide EriĢim Kolaylığı ......................................................................36 3.4. Yan Etkilerinin Olmaması ......................................................................36 3.5. Koruyucu Tıp Açısından Çok Önemli OluĢu ..........................................37 3.6. Mortalite Oranlarına Olumlu Katkısı ......................................................37 3.7. Hastalara Psikolojik Kazanım Sağlaması ...............................................38 3.8. Hamileler veya Emziren Annelerde Uygulanabilir OluĢu.....…………..38 3.9. Her YaĢ Grubunda ve Her Zaman Kullanılır Olması .............................38 3.10.Uygulanmasında Cinsiyet Farkı Olmaması ...........................................39 3.11.Diğer Ġlaçlar ve Tedavi Metodlarıyla Birlikte Kullanılması ..................39 vi 3.12.Sağlıklı Ġnsanlarda Kullanılabilirliği ......................................................39 3.13.Mali Açıdan Çok Avantajlı Bir Tedavi Yöntemi Olması ......................40 4.OTOHEMOTERAPĠNĠN MALĠ AVANTAJLARI ........................................40 SONUÇ ......................................................................................................................44 KAYNAKÇA .............................................................................................................49 EKLER Ek-1: Otohemoterapiyle Alakalı Tıbbi Literatür Kaynaklarında Yabancı Ülkelerde Yapılan Bilimsel ÇalıĢmalardan Örnekler ....................................55 a: Çin’de OHT ÇalıĢmasına Ġki Örnek ..........................................................55 a1: “Akupunktur Noktasına Yönelik Otohemoterapi Uygulamasıyla Serum IL-12 Ve IFN-Gama Ġle Allerjik Rinitteki Etkisi ....................................................................................55 a2: “Kronik Ağır Hepatit Hastalarının Böbrek Kan Akımı ve Böbrek Fonksiyonu Üzerinde Ozonlu Otohemoterapi Tedavisinin Etkisi ...............................................................................56 b: Ġtalya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Randomize Bir Klinik ÇalıĢma Ġle Majör Ozonlu Otohemoterapinin YaĢa Bağlı Kuru Makula Dejenerasyonu (AMD) Tedavisindeki Etkisi ..........................................................................56 c: Ġspanya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Ozonlu Otohemoterapi Sonrası Dirençli BaĢ Ağrısında Uzun Süreli ĠyileĢme ................................................57 d: Polonya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Ozonlu Otohemoterapi Uygulanan Hemodiyaliz Hastalarında Kan PıhtılaĢması OluĢmaması .............................58 e: Amerika’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Minör Ozonlu OHT’nin Lokaliz Proliferatif Tedavi Ġle Kombinasyonunda Doğal ĠyileĢme Sürecini Geri Getirmesi ........................................................................................................58 f: Hindistan’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Tibia Üzerinde GeniĢ Yara Ġçin Kombine Otohemoterapi Tedavisi .................................................................59 g: Mısır’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Kronik Hepatit-C’si Olan Hastalarda Tedavi Olarak Otohemoterapinin Sonuçları ..................................................60 h: Küba’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Astım’da Akciğer Fonksiyonu ve Biyomarkırlar Üzerinde Ozonlu Otohemoterapinin Etkisi ............................61 i: Ġsrail’de OHT ÇalıĢmasına Örnek “Ozonlu Otohemoterapinin Nötrofil Fonksiyonları Üzerindeki Etkisi ..................................................................61 j: Japonya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Minör Otohemoterapiyle Plazma Antioksidan ve Eritrosit BileĢenlerinin Duyarlılıkları ..................................62 k: Hollanda’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Ülserasyonlu Kronik Ekstremite Ġskemilerinde, Majör Otohemoterapinin Etkisi .............................................63 l: Rusya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek “Maksillofasiyal Bölgenin SüpüratifĠnflamatuvar Hastalığı Olan Hastalarda Otohemeterapi ................................63 vii Ek-2: Hayvanlar Üzerinde Yapılan Bazı Bilimsel Otohemoterapi ÇalıĢma Örnekleri....................................................................................................................65 a: “Ozonlu Otohemoterapiyle Tek Taraflı Böbreği AlınmıĢ Sıçanlarda Sağlam Tek Böbreğin Ġskemiden Korunması ..............................................................65 b: “Bir Boğada Gözlenen Penis Fibropapillomunun Sağaltımında Otolog AĢı ve Otohemoterapi Kombinasyonunun Etkisi .................................................65 c: “Ġnek ve Düvelerde Meme Papillomatozisinin Tedavisi ve Etiyolojisi Üzerine ÇalıĢma .............................................................................................66 d: “Kedi Ve Köpeklerde Egzama Tedavi Ve Belirtiler Otohemateropi Tedavisi Üzerine ÇalıĢma ..............................................................................66 e: “Otohemoterapinin Serum Biyokimyasal Parametreleri ve Mineral Madde Düzeyleri Üzerine Etkileri .................................................................67 Ek-3: Otohemoterapiyle Ġlgili Kazanılan Bazı Tecrübe ve Deneyimler ............68 a: Otohemoterapi Hakkında Ġlk Bilgilenme ve Gözlemler .............................68 b: Otohemoterapiyle Alakalı Tecrübeye Dayalı Bazı Önemli Tespitler ........70 Ek-4: Otohemoterapiyle Tedavi Edilen Bazı Vaka Örnekleri .............................71 a: Migren Hastası 2,5 Aylık Hamile, DiĢhekimi Bayan ................................71 b: Kronik, Ağır Migren Ataklarından Müzdarip Bayan Hasta .......................72 c: Vücut Kat Yerlerinde Yaygın Egzemaları Olan Çocuk Hasta ..................72 d: Kronik Allerji Hastası Sağlık Bakanlığı MüfettiĢi .....................................73 e: Yaygın ve Kronik Psöriasis (Sedef) Hastaları Olan Kız Çocuğu ve Dayısı .........................................................................................................................73 f: Psöriasis Hastası 38 YaĢında Emniyet Mensubu Bir BaĢkomiser ..............74 g: Kronik Allerji Hikayesi Olan 42 YaĢında Bir Herbalist (Doğal Bitkisel Tedavi Uzmanı) Erkek Hasta .........................................................................74 ÖzgeçmiĢ ...................................................................................................................76 viii ġEKĠLLER LĠSTESĠ ġekil-1: Otohemoterapi Uygulama Teknikleri…………………………………..…19 ix KISALTMALAR AHT : Autohemotherapy DSÖ : Dünya Sağlık Örgütü ET : EriĢim Tarihi GATA : Gülhane Askeri Tıp Akademisi HCV : Hepatit-C Virüsü NCBI : National Center for Biotechnology Information OHT : Otohemoterapi OAH : Ozonated Authemotherapy RIT : Regenerative Injection Therapy RES :Retikülo-Endoteliyal Sistem. x GĠRĠġ ÇalıĢma Konusunun Seçimi: Hastalık-hasta iliĢkisinin tanımlanması ve uygun tedavi protokollerinin tercih edilip belirlenmesi noktasında ideal olan; en doğruyu yakalayabilmeyi hedef edinmektir. Dünyanın en saygın tıbbi literatür sitelerinde sayısız bilimsel çalıĢmalar mevcuttur. Otohemoterapi olarak bilinen tedavi yöntemiyle alakalı çalıĢma ve tespitler, bunlar arasında en dikkat çekici ve en önemli sonuçların elde edildiği çalıĢmalar arasında olup, insan sağlığı ve sosyoekonomik avantajlar açısından ciddi kazanımlar sağlayacağı düĢünülerek konu seçimi yapılmıĢtır. ÇalıĢmanın Amacı: Dünyanın birçok ülkesinde kürsüleri ve ilgili branĢları bulunan, tedavinin uygulanıĢ amacı, Ģekli ve elde edilen sonuçların değerlendirilmesi dikkate alındığında aslında çok önemli bir tıbbi tedavi yöntemi olan, ülkemiz tıp camiasında ise malesef bilinmeyen veya alternatif tıp gibi algılanan otohemoterapiyi tekrar gündeme getirmek, bilimsel gerçekliğiyle otohemoterapi yönteminin tercih edilebilirliğini anlatmaktır. Kelime olarak dahi çoğu hekimlerimizin duymadığı ve bilmediği, aslında daha manidar bir söylemle; tıp fakültelerimizde 50 yılı aĢkın bir süredir anlatılmayan ve öğretilmeyen bu mükemmel bilimsel tedavi yöntemini yeniden gündeme taĢımaktır. ÇalıĢmanın Önemi: Bu çalıĢmada, otohemoterapinin 100 yılı aĢkın bir süredir tıp alanında en geliĢmiĢ ülkeler dahil dünyanın hemen hemen tamamında uygulandığı gösterilmektedir. Modern tıbbın tedavi edemediği veya tedavisinde zorlandığı hastalıklar da dahil birçok hastalıkta tedavi olarak uygulandığında mucizevi sonuçlar elde edilen otohemoterapi, en saygın tıbbi literatürlerde sayısız çalıĢma ve tespitler yayınlanan, uygulaması kolay, yan etkisi olmayan, tercih noktasında mükemmellik arzeden bir tedavi yöntemidir. En önemli husus ise; dünya tıbbının bütün medikal akademik kategorilerinde otohemoterapiyle alakalı birçok baĢarılı vaka örnekleri ve bilimsel çalıĢma sonuçları olmasına rağmen, ülkemizde halen tıp camiasının gündeminde bulunmamasının sorgulanmasıdır. Ayrıca, bu proje çalıĢmayla bilimsel bir tedavi ve hastalıklardan korunma yöntemi olan OHT’nin, yarım asır öncesinde tıp fakültelerimizde ders olarak okutulurken bugün çoğu hekimlerimizce bilinmemesinin veya tıp dıĢı bir uygulamaymıĢ gibi 1 algılanmasının ne kadar hatalı olduğu gösterilmiĢ, otohemoterapiyle alakalı olarak yaygın-yanlıĢ algılama ve akademik duyarsızlığın gerekçe ve sebeplerinin sorgulanmasına bir kapı aralanmıĢ ve otohemoterapinin bilimsel gerçekliğiyle anlaĢılmasına çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmanın Planı ve Kapsamı: Projenin planlanmasında; bilimsel tespitler ıĢığında otohemoterapinin kavramsal olarak gerçekliği, uygulama yöntemleri, hastalar, hekimler, tedavi kurumları, devlet bütçesindeki sağlık harcamaları, ve birçok açıdan avantajları hususunda bilimsel verilere dayalı bir ufuk oluĢturması düĢünüldü. Asıl önemlisi ise; sadece farmasötik preparatlara dayalı klasik tedavi anlayıĢıyla özdeĢleĢen ilaca bağımlı tedavi protokolleriyle OHT arasındaki farklılığın bilimsel verilere dayalı olarak ortaya konulması tasarımlandı. Bu bağlamda uzun süreli ve çoğu kez oldukça pahalı ilaçların kullanımı sonucu oluĢan hastalardaki yan etkileri, psiko-sosyal dezavantajları ve global bütçede oluĢturduğu mali yük bireysel ve toplumsal anlamda tanımlanacak Ģekilde planlandı. Umut edilen ise; otohemoterapinin tedavideki üstünlüğünün ve avantajlarının gözler önüne serilmesiydi. Kullanılan Metod ve Teknikler: Otohemoterapiyle alakalı bu projede yöntem ve kaynak olarak; dünyanın en geniĢ, saygınlığı ve veri güvenilirliği kabullenilmiĢ tıbbi literatür tarama sitesi olan NCBI (National Center for Biotecnology Information) ve bu bilimsel sitenin içinde en fazla bilimsel çalıĢmaların yayınlandığı ve tarandığı veritabanı PubMed baĢta olmak üzere, Locatorplus dahil birçok yabancı ve yerli bilimsel web sitelerindeki çalıĢmalardan yararlanıldı. Yabancı tıbbi literatür sitelerindeki birçok çalıĢma tercüme edilerek metnin içeriğinde yorumlandı. Ayrıca; otohemoterapi uygulanarak birçok hastalığın tedavi edilmesi sürecinde edinilen deneyim ve gözlemler de bu bilimsel tespitlerle sentezlenip çalıĢmada takdim edildi. Elde edilen bu verilerle birlikte birçok farklı ülkede otohemoterapiyle ilgili bilimsel çalıĢmalardan örnekler de amaç-sonuç iliĢkisi kapsamında özetlenerek çalıĢmanın içinde sunuldu. KarĢılaĢılan Zorluklar ve Sınırlamalar: Bu çalıĢmayı hazırlarken karĢılaĢılan en önemli sıkıntılar; 2 OHT’yle alakalı Türkçe yazılı herhangi bir kaynak kitap olmayıĢı ve yerli web sitelerindeki kaynakların ise oldukça yetersiz olmasıydı. OHT yönteminin çoğunlukla yabancı literatür sitelerinde yer almasıydı. Nitekim, bu kaynaklara ulaĢıp otohemoterapiyle alakalı çalıĢmaları ve tespitleri bulup tercüme etmek, istinbat edilecek kısımlarını da özümleyerek anlaĢılır bir üslupla çalıĢmaya aksettirebilmek epey yorucu olduğu gibi yabancı dildeki bu çalıĢmaların tercümeleri için oldukça fazla zaman ayrılmasına da gerek duyuldu. Varsayımlar: Dünya tıbbında yaygın olarak uygulanan, bilimsel çalıĢmalarla yararlılığı sayısız literatür kaynaklarında yayınlanan OHT’yle ilgili bu çalıĢmada öne sürülen ve ispatlanmaya çalıĢılan hipotezler Ģunlardır : i. Otohemoterapi, bir alternatif tıp yöntemi değildir. ii. OHT, tüm dünyada 100 yıldan beri güvenle uygulanan bir tıbbi tedavi yöntemidir. iii. OHT’nin immün sistemde oluĢturduğu aktivasyon ile kronik ve en ağır hastalıklarda dahi etkin ve kalıcı bir iyileĢme sağlanabilmektedir. iv. OHT sağlıklı bireylerde uygulandığında hastalıklara karĢı süregen bir koruyucu etki sağlamaktadır. v. Tıbbi tedavi yöntemleri içinde en kolay ve en ucuz bir yöntem olarak OHT’nin sosyal ve mali açıdan çok önemli avantajları vardır. vi. Bu tedavi yönteminin ülkemizde yarım asırdır tıp gündeminin dıĢında tutulması ciddi bir kayıptır. Bu durumun hem ayrıntılı olarak sorgulanması, hem de bilimsel gerçekliğiyle fakültelerimizin ders müfredatına koyularak OHT hususunda bir ihtisas dalı oluĢturulması gerekmektedir. 3 BĠRĠNCĠ BÖLÜM OTOHEMOTERAPĠ KAVRAMI, ÖNEMĠ, TARĠHÇESĠ, TIBBĠ LĠTERATÜRLERDEKĠ YERĠ, ÖNEMLĠ ÖZELLĠKLERĠ 1. OTOHEMOTERAPĠNĠN MANASI Otohemoterapi kelimesi Latince kökenli tıbbi bir kelime olup orijinal haliyle autohemoterapia, ingilizce bilimsel kaynaklarda ise autohemotherapy Ģeklinde yazılmaktadır. Kelime, genel anlam bütünlüğünü oluĢturan üç ayrı kelimenin birleĢiminden oluĢmuĢtur: Auto; kendi kendine, hemo ; kan, terapia; tedavi. Yani; kendi kanınızla tedavi edilmeniz manasındadır. Aslında sadece kelime manası dahi bu tedavi metodunun farklılığı ve önemi hakkında bir kanaat oluĢturmaktadır. Türkçe tıbbi literatür kaynaklarında ise sadece bazı veterinerlik çalıĢma örnekleri mevcut olup, literatür niteliğinde olmayan bireysel uygulamaların tanımlanıp izah edildiği tıp menĢeyli bireysel ve sporadik nadir bazı çalıĢmalarda ise ozonlu otohemoterapi olarak geçer. 2. OTOHEMOTERAPĠ’NĠN TARĠHÇESĠ “1913 yılında Fransız asıllı bir hekim olan F. Ravaut, otohemoterapiyi ilk olarak tanımlayan ve uygulayan bilim adamıdır. Özellikle tifo ve cilt hastalıkları, çeĢitli bulaĢıcı hastalıklar, astım, ürtiker gibi alerjik hastalıklarda otohemoterapiyi uygulamıĢ ve tanımlamıĢtır. Bu konudaki bazı çalıĢmalar 1920'lerde genel tıp dergilerinde yayınlanmıĢtır. Index Medicus’ta ise birkaç yüz makale listelenerek 1940'ların baĢlarında yayınlanarak literatürlere girmiĢtir”1 Tıbbi literatür kaynaklarında görülmektedir ki, OHT yabancı ülkelerde bir asır öncesinden beri uygulanmaya baĢlamıĢ bir tedavi yöntemidir. Üstelik ilk uygulandığı zamanda henüz modern tıbbın geliĢmiĢ imkanları olmamasına rağmen 1 S. H. Shakman, Autohemotherapy - The Magıc Shot?, 1998, http://www.angelfire.com/ca/instituteofscience /hemo.html, (15.05.2013) 4 OHT tekniği çok farklı hastalık gruplarında baĢarıyla tatbik edilmiĢtir. Bu bilimsel gerçeklik; günümüzün üst düzeyde geliĢmiĢ tıbbi imkanlarına karĢın gecikmiĢ olunsa da ülkemizde de OHT’nin bilimsel olarak ciddi manada değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. “1938 yılında Amerikan Tıp Derneği Dergisinde yetkili editörün de onayıyla minör OHT’nin sedef hastalığını tedavi edilebileceği ve hastalıklara karĢı önleyici bir tedbir olarak uygulanabileceği, makale olarak yayınlanmıĢtır. ABD’de 1940’lı yıllarda Dr.EC.Rosenow tarafından yapılan çalıĢmalarda, minör otohemoterapi ile kiĢiye geri enjekte edilen kendi kanının immün aktivasyon oluĢturarak antikorların üretimini teĢvik ettiğini bilimsel olarak izah etmiĢtir.”2 Dr.Rosenow, bu çalıĢmalaryla OHT’nin güvenilirliğini ve tedavideki desteğini literatür çalıĢmasıyla da göstermiĢtir. Ayrıca, literatür kaynakları Dr.Rosenow’un haftada en az iki kez OHT uygulayarak MS (multipl skleroz) gibi ilerleyici kronik hastalıkların tedavi edilebildiğini bilimsel olarak ispatladığını göstermektedir. Multipl skleroz hastalığı, ilerleyici ve tıbbi olarak en üst merkezlerde bugün dahi tedavisi tam sağlanamayan, sonuçta hastanın multipl doku ve organ hasarlarıyla ölümüne sebep olan oldukça kötü seyirli bir hastalık olduğu halde, 1940’lı yıllarda otohemoterapiyle tedavi edildiği dikkat çekicidir. “1940 yılında; Profesör Jesse Teixeira, Brezilya’daki bir dergide yayınlanan makalesiyle, OHT’nin hastalıkların birçoğunun tedavisinde ne kadar etkin olduğunu kanıtladı.”2 Prof.Teixeira’nın bilimsel araĢtırmalarıyla ve OHT’yle alakalı çalıĢmalarındaki üstün baĢarıları araĢtırıldığında, bu bilim adamının OHT alandaki çalıĢmalarından dolayı ödüllendiriliği görülmektedir. Jesse Teixeira, OHT çalıĢmaları sırasında hastalarda otohemoterapi öncesi makrofajların sayısının % 5 iken otohemoterapi sonrası 1. saatte % 22’ye yükseldiğini ispatlamıĢtır. Bu oran 5 gün boyunca % 22 seviyesinde kalmıĢtır ve nihayet uygulama sonrası 7. günde tekrar % 5'e gerilemiĢtir. Yine Prof.Teixeira ameliyat sonrası enfeksiyonların ortaya çıkmasını önlemek amacıyla OHT yöntemini benimsemiĢ ve hastalarında baĢarıyla uygulamıĢtır. 2 S. H. Shakman, Autohemotherapy - The Magıc Shot?,1998, http://www.angelfire.com/ca/instituteofscience /hemo.html, (15.05.2013) 5 “Genel cerrah Dr Pedro Moura, Brezilya’da 1940 yılında post-operatif enfeksiyon komplikasyonlarını önlemek amacıyla otohemoterapi uygulanan hastalarda çok baĢarılı sonuçlar elde etmiĢtir.”3 Günümüzde post-operatif (ameliyat sonrası) geliĢen enfeksiyonlar, tıbbi tedavi komplikasyonları içinde en istenmeyen ve bazen hayati tehlike oluĢturabilecek Ģekilde seyreden problemlerdir. Genellikle de ağır antibiyotiklerle tedavi yoluna gidilmektedir. Oysa ki, 1940’lı yıllarda bu komplikasyonu önlemede OHT uygulanmıĢ ve baĢarılı sonuçlara ulaĢılmıĢtır. “1941 yılında; Dr Leopoldo Cea, Tıp Terimleri Sözlüğü içinde otohemoterapiyi tanımlamıĢ ve uygulama Ģeklini izah etmiĢtir. Yine, 1941 yılında H. Dousset, otohemoterapinin immün sistemdeki uyarıcı etkisini ve birçok hastalıkta kullanılmasının etkili olabileceğini tanımlamıĢtır.”4 Muhtelif tıbbi literatür kaynaklarında OHT’nin tarihçesiyle alakalı tarihi belgeler sunulurken, bu tedavi yönteminin uygulama dozlarıyla ilgili önemli tespitlere de dikkat çekilmektedir. Özellikle, 1943 ve 1947 yılları arasında; Ulusal Tıp Okulunda Profesör Pedro Moura ve Rio de Janeiro Joseph’in, her enjeksiyonda 10 ml’lik dozlarda OHT uygulayarak muhtelif vakaları baĢarıyla tedavi ettikleri ve bu çalıĢmalarını yayınladıkları birçok tıbbi literatür kaynaklarında belirtilmektedir. “Prof.Pedro ve R.J.Josefh’in baĢarıyla sonuçlanan OHT uygulamaları içinde en dikkat çekici olanlarından biri de, eter ile yapılan anestezinin akciğerlerde oldukça rahatsız edici etkilere yol açması nedeniyle oluĢan olumsuz zemin üzerinde, enfeksiyon veya diğer bulaĢıcı akciğer komplikasyonlarının ortaya çıkmasını önlemesi olmuĢtur.”5 Bu bilim adamları, OHT’nin baĢarılı sonuçlarını yaptıkları bilimsel çalıĢmalarının sonuçlarıyla birlikte dünya tıp camiasına böylece deklere etmiĢ oldular. Prof.Pedro’nun OHT çalıĢmalarında çok yönlü bilimsel tespitleri mevcut olup, O.H.T’nin hem uygulamadaki dozajıyla alakalı hem de enfeksiyonlardan korunma amaçlı çok önemli sonuçlar elde edildiği görülmektedir. 3 L. Moura, Auto-Hemoterapia, 2004, http://www.rnsites.com.br/aht_luiz_moura.pdf, (16.05.2013 4 L. Moura, Autohemotherapy, 2006, http://www.medicinacomplementar.com.br/temaasp, (18.05.2013) 5 L. Moura, 0070509 (AHT), Autohemoterapia Coluna Revısado Com Capa, 2004, http://www.rnsites.com.br/ aht_luiz_moura.pdf , (17.06.2013) 6 “Ġntravenöz Ģekilde ozonlu majör otohemoterapi uygulaması ilk kez 1940 ve 1950'li yıllarda Dr. H. Wolff tarafından yapıldı ve geliĢtirilerek tıbbi literatürlere girdi.”6 Otohemoterapi tedavi yönteminde alınan venöz kana ozon gazı katılarak hastaya tekrar geri verilmesi usulü bu tarih itibariyle uygulanmaya baĢlamıĢtır. Bu tarihten önce yapılan tüm OHT tedavileri ozonsuz minör otohemoterapi Ģeklinde uygulanmıĢtır. “1979 yılında, ABD’de Dr. George Freibott ozonlu OHT ile ilk kez bir Aids hastasını tedavi etmiĢtir. 1980 yılında , Dr. Horst Kief da ozon ile Aids tedavisinde baĢarılı sonuçlara ulaĢıldığını bildirmiĢtir.”7 Günümüzde hala Aids hastalığının ilaçla tadavisi yapılamamaktadır . Bu ağır hastalığın tedavisiyle ilgili bilimsel çalıĢmalar devam etmekte olup, OHT’nin etkin olduğu bu vaka dikkate alınarak birçok umutsuz Aids hastasında uygulanmasıyla Dr.G.Freibott’ un elde ettiği baĢarıya ulaĢılması kuvvetle muhtemeldir. “1976 yılında; Stedman, Tıp Sözlüğü sayfa 129’da otohemoterapiyi açıklamıĢ, çok değerli bir tedavi metodu olduğunu ifade etmiĢ, uygulama tekniğinin ise hastanın kendi kanının damar yolundan enjektöre alınarak kalçadan reenjeksiyon ile geri verilmesi olduğunu ifade etmiĢtir.”6 Yine tıbbi birçok literatür kaynağında, 1976 yılında; angiologist Dr. Antonio Vieira de Melo’nun, OHT’nin daha geniĢ spektrumlarda tedavi edici bir yöntem olduğunu ve çok farklı hastalıklarda da baĢarılı sonuçlar verdiğini ispatladığına dair kanıta dayalı bilgiler mevcuttur. Dr.A.V. de Melo, Dr. Garofalo Floramante’ye uyguladığı tedaviyle bunu bilimsel olarak ispatlamıĢtır. Dr. Garofalo’da Mart 1976'da sağ femoral arterde 10 cm ciddi arter daralması tespit ediliyor. Daha sonra belli aralıklarla 10 cc enjeksiyonlar Ģeklinde OHT uygulamasının ardından Dr.Garafalo’ya arteriyografi tekrarlandığında mucize bir sonuçla karĢılaĢılıyor; sağ femoral arterde herhangi bir engel kalmamıĢ ve damar tıkanıklığı tamamen kaybolmuĢtur. Bu uygulama ve sonuçları, otohemoterapinin ne kadar farklı 6 K. Novakova, Ozone Therapy and How It Helps With The Treatment of The Flu, http://drkatkanovakova.com /ozone therapy/, (16.05.2013) 7 ….. , http://docs.google.com/Doc?id=ddq5qwkp_61gg74q3gs, (16.05.2013) 7 hastalıklarda baĢarılı sonuçlar sağladığını ispatlayan en önemli bir bilimsel çalıĢma örneği olarak tıp literatür tarihine geçmiĢ oldu. OHT’nin tarihçesindeki en önemli geliĢmelerden biri de, 1940 yılında Ricardo Verones’nin, 1976’da ise Garofalo’nun çalıĢmaları ile; tıbbın ilaçla tedavide en çok zorlandığı ve çoğu kez aciz kaldığı otoimmün hastalıkların tedavisinde çok büyük bir alan açılmıĢ olmasıydı. Otoimmün hastalıklar, kronik ve çoğu kez ilerleyici, illaçlı tedavilerle seyri yavaĢlatılsa bile ilerlemesi durdurulamayan, hastayı tamamen ilaç ve hekim bağımlısı yapan ağır hastalıklardır. Bu hastalıklarda OHT’iyle baĢarılı sonuçlar elde edildiğine dağir birçok literatür çalıĢmaları mevcuttur. Bu çalıĢmalar içindeki en çarpıcı vakalardan biri Ģudur : Eylül 1976’da Cardoso Fontes Hastanesi dermatoloji kliniğinde Dr. Alvares Ryssia Floriao otoimmün bir hastalık olan skleroderma hastasına OHT uyguluyor. Dr.Floriao, hastasının immün yanıtı güçlendirmek amacıyla hem gluteal kas (kalça kası) içine hem de deltoid kas (omuz kası) içine belli süre ve arlıklarla 5’er cc. hastanın kendi kanını enjekte ederek OHT uyguluyor. Uygulanan OHT tedavisi sonunda, hastanın yemek borusundaki yutma fonksiyonundaki bozukluk nedeniyle katı gıdaları yutamama ve sadece sıvı gıdalarla beslenebilme, uzun yürüyüĢ yapamama gibi muhtelif birçok Ģikayetleri gerileyip düzeliyor. 1977 yılının Mayıs ayında hasta tekrar değerlendirmeye alınıp kontrol ediliyor. Önceki yıla oranla iyileĢmede büyük bir geliĢme sağlandığı tespit ediliyor. Dr.Floriao’nun bu çalıĢması, otoimmün hastalıklarda baĢarılı bir OHT tedavisi olarak tıp literatür tarihindeki yerini almıĢtır. “1977’de Blacove Alain Belair, otohemoterapinin bağıĢıklık sistemindeki etki mekanizmasının bilimsel izahını yapmıĢ ve çalıĢmalarıyla da bunu ispatlamıĢtır. 1980 yılında, RJ.Avenue Pasteur tarafından Nöroloji Enstitüsü’nde myastenia gravis olarak teĢhis konulan 55 yaĢındaki hastaya, OHT uygulandı. Bu hasta, 1980’de Nöroloji Enstitüsünde myastenia gravis tanısı alanlar arasında hayatta kalan tek olgudur.”8 Dikkat edilirse, myastenia gravis tanısı alıpta adı geçen nöroloji enstitüsünde tedavi edilen hastalardan yalnızca otohemoterapiyle tedavi edilen hasta 8 L. Moura, 0070509 (AHT), Autohemoterapia Coluna Revısado Com Capa, 2004, http://www.rnsites.com.br/ aht_luiz_moura.pdf , (17.06.2013) 8 hayatta kalabilmiĢtir. Bilimsel açıdan bu vaka tıbbi literatür tarihine geçmiĢ çok önemli bir olgudur. “1983 yılında ABD’de; AIDS, kanser, herpes, hepatit, ve enfeksiyöz mononükleoz gibi 33 önemli hastalığın tedavisinde kullanılıp baĢarılı sonuçlar elde edilen ozonlu OHT çalıĢmaları, DC 6. Dünya Ozon Kongresi’nde sunuldu. 1987’de Almanya’da ; Dr Horst Kief tarafından hemen hemen hiçbir yanetkisi olmayan majör OHT ile 3 AIDS vakası baĢarıyla tedavi edilip tıbbi literatürlere girmiĢtir. 1987 yılın da yine Almanya’da Karl F. Haug tarafından yayınlanan çalıĢmayla, ozonlu OHT uygulanan 225 hastada mevcut 48 farklı hastalığın tedavi edildiği bilimsel olarak gösterilmiĢtir.”9 OHT’yle alakalı yabancı kaynaklı web siteleri incelendiğinde görülmektedir ki ; bugün Almanya’da yaklaĢık 10.000 hekim tarafından ozonlu OHT tedavisi kullanmaktadır. Almanya, kendi tıp fakültelerinde uzun yıllardan beri ozonlu OHT’yi öğreten bir ülkedir. Ozon tedavisinde en farklı ve önemsenecek araĢtırmalar genellikle iki ülkede gerçekleĢmektedir: Bunlar, Rusya ve Küba’dır. Her iki ülkede de yıllardır özel ilaç üreticileri geleneksel sağlık sisteminin yönünü belirlemede küçük veya varolmayan bir rol oynamıĢtır. “Amerika BirleĢik Devletleri gibi ülkelerde büyük ilaç Ģirketleri doğrudan tüm tıbbi araĢtırma ve hükümet politikasını etkilemek için lobiler oluĢturmuĢ olmalarına rağmen ozonlu OHT tedavi olanaklarının araĢtırılması yönünde tıbbi çevrelerde önemli bir ilgi vardır.”10 Bu bilimsel tespitlerde oldukça düĢündürücü ve manidar bir tarihi gerçeklik vurgusu net olarak farkedilmektedir ki o da Ģudur : Ġlaç firmalarının oluĢturdukları karanlık lobiler, kendi çıkar ve rant hesapları doğrultusunda ABD gibi tıbbi çalıĢmaların doruğundaki bir ülkede dahi otohemoterapiyle alakalı çalıĢmaları bloke etmeye çalıĢmıĢsa da tıbbi çevrelerin kararlı duruĢuna karĢılık muvaffak olamamıĢlardır. “1990 yılında Dr. Bocci ozonun immün sistemi nasıl güçlendirdiğini bilimsel olarak kanıtladı.”11 Bocci’nin bu çalıĢmasıyla OHT’nin vücut savunma sistemindeki 9 ….. , http://ozoneforhealth.com/ozone/ozone-is-a-medical-treatment/, (17.05.2013) L. Moura, 0070509 (AHT), Autohemoterapia Coluna Revısado Com Capa, 2004, http://www.rnsites.com.br/ aht_luiz_moura.pdf , (17.06.2013) 11 ….. , http://ozoneforhealth.com/ozone/ozone-is-a-medical-treatment/, (17.05.2013) 10 9 pozitif etkisi literatürlere girmiĢ oldu. OHT’nin immünite üzerindeki etkisinin anlaĢılması açısından bu çalıĢmanın ayrı bir önemi vardır. “1990’da Dr.Pedro, otorrhagia purpura nedeniyle hematologların kimyasal tedavi uyguladıkları ancak bir türlü iyileĢmeyen hastayı otohemoterapiyle baĢarıyla tedavi etti. 1997’de yine Dr.Pedro, otoimmün SLE (sistemik lupus eritematozis) hastasında uyguladığı otohemoterapi ile hasta tamamen iyileĢti ve literatürlerde yayınlandı.”12 Bu çalıĢmalar, otohemoterapinin uygulandığı tarihi süreç içinde kanıta dayalı sayısız bilimsel çalıĢma sonuçlarından tıbbi literatür kaynaklarına geçmiĢ dikkat çekici bazı örnek vakaların kronolojik olarak bir tanımlamasıydı. 2000’li yıllarda da, sürekli geliĢen bilimsel çalıĢma ve araĢtırma imkânlarına paralel olarak, otohemoterapi konusunda dünyanın birçok ülkelerinde çok farklı perspektiflerden çalıĢmalar yapılıp yayınlanmıĢtır. Günümüzde, otohemoterapinin hastalıklardan korunma ve hastalıkların tedavisinde ne kadar etkili olduğuna dair biyomoleküler en üst düzey bilimsel çalıĢmalar dünyanın birçok ülkesinde yapılmaya devam etmektedir. Bu çalıĢmalarla OHT’nin iyileĢtirici etki spektrumunun ne kadar geniĢ olduğu her geçen gün daha iyi anlaĢılmakta ve tıbbi literatür kaynaklarında yayınlanmaktadır. OHT ile alakalı birçok geliĢmiĢ ülkede yapılan bilimsel çalıĢmalar ve sonuçlarına bakıldığı zaman dikkati çeken en önemli husus Ģudur : Hiçbir tıbbi tedavi yöntemi OHT’deki kadar farklı hastalık gruplarında güvenle ve etkin olarak kullanılamamaktadır. Üstelik bir asır öncesinden bugüne değin OHT’yle ilgili her yapılan bilimsel çalıĢma, hastalıkların tıbbi tedavileri bağlamında bu yöntem açısından yeni ufuklar oluĢturmaktadır. OHT’nin vücut immünitesi üzerindeki olumlu etkileri, hastalıklara karĢı oluĢan koruyucu yanıtın etki spektrumu, mekanizması, etki süresi gibi birçok hususta oldukça ayrıntılı biyokimyasal araĢtırmalar tüm dünyada devam etmektedir. 12 L. Moura, Ozone is Medical Treeatment, 2010, http://pdfcast.org/pdf/autohemoterapia-contribucion-para-la saude-espanol, (18.05.2013) 10 3. OTOHEMOTERAPĠNĠN ÖNEMĠ “Bu tedavi yöntemi ile tıbbın tedavide zorlandığı veya imkânsız gibi kabul edilen birçok vaka dâhil hastalıkların birçoğunun tedavisinde çok kısa sürede olumlu sonuçlar alınmaktadır. Ġlaçların birçok yan etkileri olmasına rağmen otohemoterapide herhangi bir yan etki ve kontraendikasyon görülmemektedir.”13 Zira enjeksiyonla geri verilen, kiĢiye hiçbir yabancı antijenik özelliği olmayan, en dost bir materyal olarak kiĢinin kendi kanıdır. Uygulamada sadece bir enjektör parası kadar ucuz bir maliyetle ve en kolay bir uygulama Ģekliyle mucize denebilecek sonuçlara ulaĢılabiliyor olması, tedavinin önemini açıkça ortaya koymaktadır. Bilimsel çalıĢmalarla elde edilen sonuçlarda; OHT’nin bağıĢıklık sistemini kısa sürede aktive ederek oluĢan immün yanıtın hastalıkların pek çoğunda hızlı bir iyileĢme sürecini hemen baĢlatması oldukça önemlidir. Özellikle de kronik seyirli ilaca bağımlı ancak çoğunlukla tedaviye dirençli veya yetersiz yanıt veren vakalarda OHT sayesinde kısa sürede iyileĢmenin baĢlaması, gittikçe artan bir iyileĢme trendi, ve tedavi sonrasında ise hastalardaki iyileĢme bulgularının kalıcı olması, otohemoterapiyi diğer tedavi metodlarından ayıran en önemli özellikleri olarak gözler önüne serilmiĢtir. OHT’nin 1900’lü yılların baĢından günümüze kadar devam eden sayısız çalıĢmada ne kadar güvenilir ve etkin bir tıbbi tedavi olduğu kanıtlanmıĢtır. OHT; halen tüm geliĢmiĢ ülkelerdeki en üst düzey akademik tıbbi merkezlerde birçok hastalığın tedavisinde biyokimyasal ve uygulanmaktadır. Bu ülkelerde OHT yöntemiyle alakalı immün düzeyde yapılan bilimsel araĢtırmalar sonucu, otohemoterapideki etki spektrumunun oldukça geniĢ ve hayret verici boyutlarda olduğu tıbbi literatür kaynaklarında ayrıntılarıyla açıklanmaktadır. OHT, diğer tıbbi tedavi yöntemlerine kıyasla sosyo-ekonomik avatajları açısında da oldukça önem arzetmektedir. Ayrıca, her yaĢ grubunda, her cinsiyette, her zaman uygulanabilir oluĢu, bu tedavi yönteminin önemini daha da arttırmaktadır. 13 L. Moura, Autohemotherapy, 2006, http://www.medicinacomplementar.com.br/temaasp, (18.05.2013) 11 4.OTOHEMOTERAPĠNĠN TIBBĠ LĠTERATÜRLERDEKĠ YERĠ GeliĢmiĢ ülkeler dahil yabancı ülkelerin hemen hemen tamamında otohemoterapi ile alakalı sayısız bilimsel çalıĢmalar tüm hızıyla sürdürülmektedir. Bu çalıĢmaların yayınlandığı kaynaklar, akademik çevrelerce güvenilirliği tartıĢmasız kabullenilmiĢ, tespitleri birer bilimsel kanıt niteliğinde olan NCBIPubmed, Locatorplus, Medline, Cochrane Library, vs. literatür kaynaklarıdır. Bu tıbbi literatür kaynaklarının tamamı Ġngilizce olup, OHT hakkında yapılan bilimsel çalıĢmalara Ġngilizce olarak ; autohemotherapy yazarak ayrıntılı eriĢim mümkün olabilmektedir. Literatür kaynaklarında OHT hakkındaki bilimsel tespitlere ulaĢma hususunda en düĢündürücü husus; yabancı literatür kaynaklarında sayısız vaka sunumları ve çalıĢma örnekleri varken, ülkemizin tıbbi literatür sitelerinde OHT’yle ilgili akademik çalıĢmaların olmayıĢıdır. Yabancı literatür kaynaklarında takdim edilen çalıĢmalarda; otohemoterapinin bağıĢıklık sistemini kısa sürede aktive ederek oluĢturduğu immün yanıtın hastalıkların pek çoğunda hızlı bir iyileĢme sürecini hemen baĢlattığı ispatlanmaktadır. Özellikle de kronik seyirli ilaca bağımlı ancak çoğunlukla tedaviye dirençli veya yetersiz yanıt veren vakalarda kısa sürede iyileĢmenin baĢlaması önemle vurgulanmaktadır. OHT uygulanan hastalarda gittikçe artan bir iyileĢme trendi, ve tedavi sonrasında ise hastalardaki iyileĢme bulgularının kalıcı olması , bu literatür kaynaklarında bilimsel kanıtlarıyla gözler önüne serilmiĢtir. 5. OTOHEMOTERAPĠNĠN BAZI ÖNEMLĠ ÖZELLĠKLERĠ Bu tedavi yönteminin diğer tıbbi tedavilere kıyasla vurgulanması gereken mühim bazı farklılıkları ve bilimsel kanıta dayalı kendine has bazı önemli özellikleri vardır. Bu özellikler akademik tıbbi çalıĢmalarla ispatlanmıĢ, bilim çevrelerince de kabullenilmiĢtir. 5.1. Otohemoterapinin Vücuda Etki EdiĢ Mekanizması Otohemotherapi, en yalın tanımıyla aslında kiĢinin kendi kanıyla yapılan bir aĢılamadır. KiĢinin kendi venöz kanı birkaç cc enjektöre çekildikten sonra, biyolojik 12 ortam dıĢına çıkan bu kanın; farklı ortam, ısı, ıĢık, basınç altına girmesinden sonra tekrar vücuda geri verildiği zaman vücut bağıĢıklık sistemi: Bu benim kanımdır, demez. Bu nedir ?! diye sorar. Vücuda kanın enjekte edilmesiyle birlikte kiĢinin kendi immün sisteminin o ana kadar analiz etmediği, sorgulamadığı kendi kanını bağıĢıklık sisteminde çok ayrıntılı bir analize tabi tutar ve kanda mevcut olan hastalıklar ile ilgili Ģu anda tanımlayamadığımız birçok hastalık etkenlerine karĢı kendi bağıĢıklık sisteminden tedavi edici bir immün yanıt oluĢturur. Otohemoterapi allerjik reaksiyon vermez, yan etkiler görülmez, fakat vücudun immün sistemi o güne kadar fark edemediğini fark eder ve yaptığı biyokimyasal analiz sonucu bağıĢıklık sisteminden geliĢen yanıt sayesinde sayısız sağlık sorunlarına çözümler üretilir. 5.2. Otohemoterapinin Diğer AĢılardan Farkı OHT’le alakalı literatür kaynaklarında yayınlanan çalıĢmalardaki ortak tespit, yapılan uyAĢılar, protein yapısındaki moleküllerden oluĢan antijenik özellikte yabancı maddelerdir. Otohemoterapi ise kiĢinin kendi kanıdır. Diğer aĢılarda 6 ay, 1’er veya 2’Ģer yıl arayla pekiĢtirme dozu (rapel) yapılsa bile, otohemoterapide uygulanan bireyin kendi kanı olduğu için, ilk kürde vücut biyokimyasında az aralıklarla (günaĢırı) azar azar arttırılan dozlar uygulanır. Biyokimyasal yanıtın devamlılığını ve kararlılığını vücuda hatırlatmak için enjeksiyon sayısı ilk baĢlarda yüksek tutulur. 5.3. Otohemoterapinin Markofajlar Üzerindeki Etkisi “Markofajlar, bakteriler, virüsler ve neoplastik kanser hücrelerini ve pıhtılaĢmıĢ kan fibrin oluĢumunu ortadan kaldırırlar. Otohemoterapi enjeksiyonu ile birlikte hemen RES (retikülo-endotelyal sistem) devreye girmektedir. RES tarafından zararlı faktörlerin elimine edilebilmesi için kemik iliği tarafından makrofaj üretiminde artıĢ olur. Kandaki makrofajların normal oranı % 5 (yüzde beĢ) iken, otohemotherapi ile 5 gün içinde bu oran % 22’ye yükselmektedir. 5 gün içinde tekrarlanmazsa, 7. gün, 13 bu makrofaj oranı düĢmeye ve % 5’e doğru azalmaya baĢlar.”14 Bu bilimsel tespitler göstermektedir ki; otohemoterapi kürlerinde immün yanıtın devamlılığı açısından, iki enjeksiyon arasındaki süre 5-7 günü aĢmamalıdır. Aksi halde RES’teki aktivasyon ve yükselen makrofaj seviyesi tekrar eski seviyesine doğru azalmaya baĢlamaktadır. Bu süreye dikkat edilirse bağıĢıklık sisteminden sağlanan olumlu yanıt eksilmeden devam etmekte, hatta bu etki her geçen gün daha da artmaktadır. 5.4. Otohemoterapi ve RES (Retiküloendotelyal Sistem)’in BaĢlıca Etkileri“ Otohemoterapinin vücutta RES’i aktive etmesiyle oluĢan immün cevap sayesinde; kanser hücreleri, toksinler ve diğer toksik maddelerin eliminasyonu sağlanır. Ayrıca, mikroagregasyonun kaldırılması ile damar içi pıhtılaĢmalar engellenir.”15 Tıbbi olarak bilinen bir gerçekte Ģudur ki ; damar tıkanıklıkları, serebral tromboz, koroner arter enfarktüsünün önlemesinin asıl nedeni bu mikroagregasyonun önlenmesidir. Nitekim otohemoterapinin etkisiyle pıhtılaĢma olasılığı ortadan kaldırılmaktadır. Bu sayede olası felçler de önlenmiĢ olmaktadır. Daha sonra B ve Tlenfositler devreye girmekte; antijeni yakalayıp immün analizini sağlama, tanımlama ve sorunu çözümleme süreci baĢlatmaktadır. Otohemoterapinin RES’le eĢzamanlı vücut metabolizması üzerindeki pozitif etkileriyle de; biyotransformasyon ve kolesterol atılımı, demir metabolizmasının düzenlenmesi, denatüre (anormal) proteinlerin ortadan kaldırılması ve Ġlaçların detoksifikasyonu da gerçekleĢmiĢ olmaktadır. 5.5. Otohemoterapinin Antibiyotiklerle Birlikte Kullanımı “Alexander Fleming’in penisilini antibiyotik olarak keĢfetmesi, otohemoterapinin uygulama ve geliĢme sürecinde geçici bir duraklamaya sebep oldu. Oysa ki, antibiyotikler mikroplarla birlikte bağıĢıklık sistemi hücrelerinin de üremesini engellemeye çalıĢırlar. Otohemoterapi ise; makrofajları aktive ederek mikropların fagosite edilmesini sağlayarak antibiyotiklerin görevini tamamlar. Antibiyotikler ayrıca mikropların dirençli suĢlarının oluĢmasına neden 14 L. Moura, Homologada na Resolução com a Assessoria da Associação Brasileira de Medicina Biomolecular, 2006, http://www.medicinacomplementar.com.br/tema130206.asp., (18.05.2013) 15 …. , http://autohemo.blogspot.com/2007/05/comunidade.html, (18.05.2013) 14 olur, ancak otohemoterapiyle eĢzamanlı kullanıldığında; herhangi bir dirençli suĢ geliĢmesine fırsat vermez.”16 Daha önceleri genellikle otohemoterapinin etkisinin sadece mikroplara karĢı mücadele olduğu biliniyordu. Daha sonra otohemoterapiyle alakalı yapılan immünolojik çalıĢmalarda ciddi bir geliĢme sağlandı ve görüldü ki; otohemoterapi antibiyotiklerin mikroorganizmaları elimine eden etkilerine farklı ve çok önemli bir katkı sağlayarak, mikropları yakalayıp imha eden makrofajlara uyarıcı etki yapmaktadır. Bu etkisiyle otohemoterapi, antibiyotiklerin etkisine ciddi destek olmaktadır. Aslında antibiyotikler, bakterilerin üremesini engeller ve yokederler. Gerçekte bakterileri yokedip öldüren ve antibiyotikler tarafından elimine edilmesini tamamlayan ise; bağıĢıklık sistemidir. ĠĢte OHT sayesinde bu kazanım sağlanmaktadır. 5.6. Otohemoterapide Dozaj Hem hastalıklardan korunma hem de tedavi amaçlı yapılabilen OHT uygulamalarında, bilimsel çalıĢmalarla belirlenmiĢ olan dozaj, kür ve rapel (pekiĢtirme kürü) usülleri mevcuttur. KiĢinin hastalığının türüne, hastalık düzeyine, yaĢ ve kilosuna vs. göre enjekte edilen kanın miktarı, uygulama aralıkları, uygulama sayıları ve pekiĢtirme kürleri değiĢkenlik gösterebilmektedir. 5.6.1. AĢılama Kürü Olarak Ġlk Uygulama Süreci Prof. Ravaut, otohemoterapiyi uygularken 1cc.’yle baĢlayıp artan dozlarla en fazla 10 (on) cc.ye çıkmıĢ, artıĢ miktarlarını 2 (iki), 3 (üç), 4 (dört), 5 (beĢ) cc. Ģeklinde yavaĢ yavaĢ arttırarak uygulamıĢtır. Daha sonra Profesör Jesse Teixeira, ameliyat sonrası enfeksiyonları önlemek için sadece bir doz tekrar yapmıĢtır. Yani, baĢta 10 (on) cc. , 5 (beĢ) gün aradan sonra tekrar 10 (on)cc. hatırlatma dozu (rapel) uygulamıĢtır. Doz uygulaması hastalığın ciddiyetine göre 5cc.’den 10cc.’ye kadar yükseltilebilir. Örneğin; lupus, ciddi miastenias ve romatoid artrit gibi otoimmün ağır vakalarda 10 cc. dozunda, allerjik rinit, astım gibi vakalarda ise 5 (beĢ) cc.yeterli olmaktadır. 16 L. Moura, Homologada na Resolução 1938/2010 com a Assessoria da Associação Brasileira de Medicina Biomolecular, 2006, http://www.medicinacomplementar.com.br/tema130206.asp, (18.05.2013) 15 Umutsuz vakalarda veya mesela ağır skleroderma gibi hastalıklarda, 20 (yirmi) cc. kullanılabilir. Otohemoterapi; alzheimer, geçirilmiĢ beyin kanaması veya embolisi sonrası oluĢan hemipleji (felç) gibi kronik ve tedaviye dirençli vakalarda 10, 15 ya da 20 yıllık bir süre boyunca da uygulanabilmektedir. Bu uygulamanın tıbbi olarak hiçbir kontraendikasyonu yoktur. Tıbbi birçok literatür kaynaklarındaki kayıtlarda görülmektedir ki ; otohemoterapinin 1914 yılında ilk uygulanmaya baĢlandığı dönemde, Fransız Prof.Ravaut hastalarını minör ozonsuz otohemoterapi ile baĢarıyla tedavi etmiĢtir. Prof.Ravaut, yaptığı bu çalıĢmalarla ödüller almıĢ, literatürlerde Ģahsına sayısız atıflar yapılan bir bilim adamı olarak tıp tarihine geçmiĢtir. Burada vurgulanması gereken çok önemli bir hususta Ģudur ki; bu baĢarılı çalıĢmalarda otohemoterapi uygulanırken alınan kana ozon gazı karıĢtırılmadan geri enjekte edilmiĢ, ve iyileĢtirici sonuçlar elde edilmiĢtir. Demek ki; alınan venöz kana ozon gazı karıĢtılmasa da iyileĢtirici ve kalıcı etki sağlanmaktadır. Otohemoterapinin uygulama teknikleri içinde bu usül, en kolay ve en ucuz olanıdır. Dolayısıyla birçok hastada bu tekniğin tercih edilmesi birçok yönden daha avantajlıdır. Zira, 1914’ten itibaren yaklaĢık 30 yıl boyunca sayısız vaka sadece ozonsuz minor OHT tekniği kullanılarak tedavi edilmiĢtir. 5.6.2. Rapel (hatırlatma-pekiĢtirme) Dozları “Aralıklarla otohemoterapi uygulanması, amacına bağlıdır. Gerekliliğine göre daha büyük aralıklarla yapılabilir: 2 (iki) veya 3 (üç) aylık bir aradan sonra tekrar pekiĢtirme tedavisi (rapel) olarak bir aĢılama kürü daha uygulanabilir. Amaç; belli ve kontrol altında tutulması gereken bir sorun ya da bir hastalık ise, o zaman daha küçük Aralıklarla, 10 (on) veya 30 (otuz) gün ara ile tekrar uygulamalar yapılır. Birçok hastada hastalığın akut fazında 10 (on) cc. ile baĢlanır, daha sonra haftada 5 cc. azaltılır.”17 Bilimsel çalıĢmalar incelendiğinde, OHT’deki uygulama dozlarıyla hatırlatıcı aĢılamaların vakaların durumuna göre ayarlanabildiği görülmektedir. 17 I.Zaslavsky, AHT Hemoterapia,189.63.220.85, 2010, http://www.hemoterapia.org/informacoes_e_debate/ comentarios/ver_opiniao/ida-zaslavsky-autohemoterapia-terapeutica-que-utiliza-o.asp, (20.05.2013) 16 PekiĢtirme dozları, aĢıyla korunabilen hastalıklarda olduğu gibi OHT’de de uygulanması gerekli hatırlatmak ve etkiyi süregen kılmak içindir. Koruyucu veya hastalıklarda tedavi edici amaçla yapılan uygulamalarda, aĢılamadaki hedef veya hastalığın seyrindeki farklılıklara göre dozlar ve rapel aralıklarında değiĢkenlikler söz konusu olabilmektedir. Mesela; akut seyreden bir olguda daha düĢük doz ve daha az sayıda aĢılama, kronik ve ağır seyreden olgularda ise biraz daha arttırılmıĢ doz, sık aralıklarla daha uzun süre ve daha fazla rapel gerekebilmektedir. Bu uygulamalar sırasında kiĢinin klinik ve biyokimyasal bulguları belirli aralıklarla kontrol edilerek OHT’ye ne Ģekilde devam edileceğine karar verilebilmektedir. Mortalitesi yüksek ve çok ağır seyreden kronik vakalarda, OHT’nin kalıcı etkisinin sağlanabilmesi için kürlere ara verilmeden veya kısa aralıklı hatırlatma dozlarıyla tedavi sürdürülebilmektedir. Bu kararlı ve etkin uygulama sayesinde, otoimmün hastalıklar, damar tıkanıklıkları, AĠDS, kanser, hepatit-B ve hepatit-C gibi tıbbın tedavide zorlandığı ağır hastalıklarda baĢarılı sonuçlar elde edildiğine dair tıbbi literatür sitelerinde yayınlanmıĢ birçok çalıĢma örneği mevcuttur. 5.7. Otohemoterapinin Diğer Tedavilerden Farklılığı ve Üstünlüğü Otohemoterapi kavramının tıptaki ve dünya literatürlerindeki yeri, bu tedavinin ne kadar önemsenmesi gerektiğini bilimsel verilere dayalı olarak göstermektedir. Tıbbi tedavi usullerinin kalitesini belirleyen birçok parametreler vardır. Dünya tıbbının ulaĢmıĢ olduğu seviyeye paralel olarak bu değerlendirme kriterlerinin de nitelikleri bilimsel dayanaklar ıĢığında sosyolojik yorumlamalar yapmayı gerekli kılmaktadır. Bilinen bir gerçektir ki; hastaların tedavilerinden daha önemlisi hastalanmayı önleyici tedbirlerin ve iĢlemlerin uygulanmasıdır. Genel anlamda, koruyucu tıbbi hizmetleri olarak tanımlanan bu bilimsel olgu, sağlıkla ilgili hususlarda ilk sırada yerini alacak kadar güncel öneme haizdir. Bunun bir adım ötesinde ise , hastaların en kolay, en ucuz ve en etkili tedavi usulleriyle tedavi edilmeleri hususu gelmektedir. Otohemoterapiyi diğer tedavilerden farklı ve üstün kılan birçok özellikleri vardır. Dünya tıp literatür kaynaklarında yayınlanan çok sayıda bilimsel çalıĢmalar ve yorumlar, otohemoterapinin bu farklılığını ispat etmektedir. Bu bilimsel tespitler 17 doğrultusunda otohemoterapinin baĢlıklar halinde özetlenebilecek en dikkat çekici özellikleri : Dünya genelinde geliĢmiĢ tıp merkezlerinde güvenle uygulanıyor olması. Ülkelerin birçoğunda bu tedaviyle alakalı sayısız bilimsel çalıĢma örnekleriyle tedavi etkinliğinin ispat edilmiĢ olması. Hemen hemen bütün hastalıklarda uygulanabilirliği. Yan etki ve kontraendikasyonlarının olmaması. Kısa sürede iyileĢme bulgularının ortaya çıkması. Tedavi sonrası oluĢan iyileĢmenin, çoğu kez rapel (pekiĢtirme kürü) gerektirmeyecek Ģekilde kalıcı olması. Kolay eriĢilebilir ve uygulanabilir bir tedavi metodu olması. Herhangibir yaĢ, cinsiyet, hamilelik, emzirme vs. sınırlaması olmaması. Uzun süre ilaç kullanımından hastayı kurtarması. Maliyetinin oldukça ekonomik olması. OHT’nin farklılığını ortaya koyan bu üstün özellikleri, çalıĢmanın sonunda sosyoekonomik avantajları irdelenirken daha ayrıntılı olarak anlatılacaktır. 18 ĠKĠNCĠ BÖLÜM OTOHEMOTERAPĠNĠN UYGULAMA YÖNTEMLERĠ Otohemoterapi’nin temelde 2 uygulama Ģekli vardır; Minör otohemoterapi. Majör otohemoterapi. ġekil : 1 Otohemoterapi Uygulama Teknikleri OTOHEMOTERAPĠ MĠNÖR OZONSUZ MĠNÖR OTOHEMOTERAPĠ MAJÖR OZONLU MĠNÖR OTOHEMOTERAPĠ OZONSUZ MAJÖR OTOHEMOTERAPĠ OZONLU MAJÖR OTOHEMOTERAPĠ 1. MĠNÖR OTOHEMOTERAPĠ KiĢiden küçük dozlarla alınan kanın kalçadan enjekte edilmesidir. Bununla alakalı 1914 yılından beri ciddi bilimsel çalıĢmalar yapılmıĢtır. Yapılan tedavi aslında kiĢinin kendi kanıyla aĢılanmasıdır. 19 Minör Otohemoterapi iki farklı Ģekilde uygulanabilmektedir: Ozonsuz ve ozonlu minör OHT. 1.1. Ozonsuz Minör Otohemoterapi Otohemoterapi’nin ilk uygulama Ģekli budur. 1914 yılında Prof.Ravaut’la baĢlayıp günümüze kadar da bu metodla tedaviler devam etmektedir. KiĢinin kendi damarından alınan birkaç cc. venöz kan kalçasından tekrar geri enjekte edilmek suretiyle geri verilmektedir. Bu enjeksiyonların hangi aralıklarla ve hangi dozlarda verileceğine dair farklı yaklaĢımlar var ise de, çoğunlukla günaĢırı veya belli aralıklarla tekrarlanacak Ģekilde ve 1cc’den 10cc’ye kadar tedricen arttırılmak suretiyle uygulanmaktadır. Ġlk kür bittikten sonra bir süre (1-2 ay) ara verip tekrar bir rapel (pekiĢtirme kürü) uygulanabilmektedir. 1.2. Ozonlu Minör Otohemoterapi Ozonun alınan kanla karıĢtırılarak kas içi uygulanması, ozonlu minör otohemoterapi olarak adlandırılır. Bu uygulama Ģeklinde, hastadan daha az miktarda (3-5 ml) kan alınarak, eĢit hacimde medikal ozonla karıĢtırılır ve aynı hastaya kas içi enjeksiyon ile verilir. Kas içi uygulama, bir çeĢit otovaksinasyon (kendi kanıyla aĢılanma) etkisi oluĢturarak hem antioksidan enzimlerin hem de birçok biyolojik cevabın ortaya çıkmasını sağlar. “Ozonlu otohemoterapi; otoimmün hastalıklar, dirençli allerjik vakalar, kronik viral ve bakteriyel hastalıklar, psoriasis ( sedef hastalığı ), migren, uyku apnesi, intestinal spazm (irritabl kolon, kolit v.s. ) yapan hastalıklar, anksiyete, stres, uyku bozukluğu, romatizmal hastalıklar, romatoit artrit, bağıĢıklık sistemi zayıflamıĢ sık viral enfeksiyon geçiren hastalarda, hepatit-C, HIV(aids) ve kanser vakalarında uygulanmaktadır. ĠĢin ilginç tarafı tedavi belli kürlerle uygulanırken daha tedavinin baĢında ilk on günde %50 iyileĢme görülmektedir. Bu hastalıklarda ilaçlarla sağlanamayan etkilerin bu tedavilerle sağlandığı bilimsel araĢtırmalarda yer almaktadır. Kronik yara iyileĢmesinde özellikle de atrofik ve iskemik ülserler ile diyabete bağlı yaraların sağaltımında kullanılmaktadır. Ozonun tümörler üzerine 20 olan sağaltıcı etkisini, tümörlü dokunun oksijen oranını artırmak suretiyle yaptığı bildirilmektedir.”18 Günümüzde geliĢmiĢ ülkelerin hemen tamamında, diğer tıbbi tedavi yöntemlerinin yetersiz kaldığı bu tür umutsuz vakalarda OHT sayesinde çok önemli sonuçlara ulaĢılmıĢ, immün ve biyokimyasal kapsamda yapılan bilimsel çalıĢmalar mikromoleküler seviyede daha da derinleĢtirilerek devam etmekte olup bu hastaların Ģifa bulmasında yeni ufuklar açılmaktadır. Tıbbi Ozon Tedavisi (ozonlu otohemoterapi)’nin nasıl etki ettiği bilimsel olarak araĢtırılmıĢtır. AraĢtırmalar, ozonun önemli ölçüde anti-bakteriyel, anti-viral ve anti-fungal etkisi olduğunu göstermiĢtir. Ozonun çeĢitli dolaĢım bozukluklarının tedavisinde dolaĢımı uyarıcı olarak yararlı olduğu ve organik iĢlevlerin yeniden canlandırılmasında çok etkili olduğu ispat edilmiĢtir. “Ozon, bağıĢıklık sisteminin güçlü bir düzenleyicisidir. Bu benzersiz özelliği ile aktif olarak bağıĢıklık sistemleri üzerinde etkilidir.. Ozon da glutatyon ve süperoksit dismutaz uyararak vücudun kendi antioksidan sistemleri ve serbest radikal temizleyiciler aktive eder ve bu nedenle, kronik inflamasyon ve mitokondriyal iĢlev bozukluğu ile bağlantılı hastalıkların yararlıdır.”19 2.MAJÖR OTOHEMOTERAPĠ “Ġntravenöz olarak ozonlu majör otohemoterapinin ilk kullanımı 1940 ve 1950'li yıllarda Dr.H.Wolff tarafından yapıldı ve geliĢtirilerek literatürlere girdi”20 O.H.T’nin bu tekniği ozonsuz olarak pek uygulanmamaktadır. Ancak nadir de olsa uygulayanlar vardır. Majör otohemoterapide genellikle kana belli oranda ozon gazı karıĢtırılır. Bu metotta, kiĢiye her iki koldan damar yolu açılır. Bir koldan belli miktarda alınan kana bu tedavi için özel olarak üretilmiĢ bir cihazla steril koĢullarda uygun miktarda ozon gazı karıĢtırılarak diğer koldan damar içine geri verilir. Bunun nedeni ise tedavi etkinliğini arttırmaktır. Yapılan çalıĢmalar neticesinde kana verilen ozonla daha hızlı ve daha etkili sonuçlar elde edildiği tespit edilmiĢtir. 18 ….. , http://autohemo.blogspot.com/2007/05/comunidade.html, (17.05.2013) ….. , http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-nedir, (19.05.2013) 20 K. Novakova, Ozone Therapy and How It HelpsWwith The Treatment of The Flu, October 10. 2012, http://drkatkanovakova.com/ozone-therapy/, (20.05.2013) 19 21 Ozon, güçlü bir oksidasyon oluĢturma yeteneğine sahiptir. Bu nedenle, bakterisid, virüsid ve fungusid olarak etki gösterir. Bu iĢlem steril ortamda yapılır. Yöntem aslında bir serum takmak kadar ağrısız ve pratik bir uygulamadır. Geriatride (yaĢa bağlı problemler), dolaĢım bozukluklarında, yeniden canlanmayı sağlayıp yaĢlanmayı yavaĢlatmak için (anti-aging), viral kökenli hastalıklarda ve genel bağıĢıklık sistemi aktivasyonu ve sayısız hastalıkların tedavisinde ozon etkilidir. Majör OHT’de, özel steril bir düzenek yardımıyla, 50 ila 100 ml kan yavaĢça alınır, tam olarak hesaplanmıĢ dozda ozonla karıĢtırıldıktan sonra kiĢiye geri verilir. Bu uygulamada, steril ozona dayanıklı tek kullanımlık sarf malzemesi kullanılmaktadır.”21 OzonlaĢtırılmıĢ kanda ozon gazı, kırmızı ve beyaz kan hücrelerini oluĢturan spesifik maddelerle hızla reaksiyona girmekte, böylece yaĢamsal aktivitelerini ve metabolizmayı arttırıcı etki sağlamaktadır. Majör ozonlu OHT’de, iĢte bu aktive edilmiĢ kan, hastaya hemen aynı düzenek kullanarak tekrar geri verilmektedir. Bu yöntemde, hastanın vücut ağırlığına oranlanarak bir miktar kan ozona dayanıklı antikoagülanlı bir cam ĢiĢe içine alınır. Alınan kan, her mililitresinde 1080μg/ml dozda ozon olacak Ģekilde, eĢit hacimde medikal ozon ile karıĢtırılır. Bu iĢlem, yaklaĢık 5-10 dakika içerisinde yapılmalıdır. OzonlanmıĢkan tekrar aynı hastaya yaklaĢık 15 dakikalık bir süre içerisinde yavaĢça geri verilir. 2.1. Otohemoterapide Kanla KarıĢtırılan Ozon Gazı ve Biyokimyasal Etkileri “Ozon bir gazdır. Tedavi amaçlı kullanılacak ozon gazı Medikal Ozon Jeneratörlerinde saf oksijenden üretilir. Üretilen ozon tedavide daima oksijen ile karıĢım halinde kullanılır. Tek baĢına saf ozon kullanılmaz. Tedavide kullanılacak bu karıĢımda oksijen / ozon oranı % 99,5 ila % 95 arasında değiĢir. Diğer bir deyiĢle karĢımın ozon oranı % 0,05 ila % 5 arasındadır.”22 Ozon gazı, tıpta hastalıkların tedavisinde, immün sistemin güçlendirilmesinde, yaĢam standartlarının 21 ….. , http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-uygulamalari/ozon-terapi-uygulama-yontemleri-101.html, ( 20.05.2013) 22 ….. , http://www.marmaraozon.com/L/TR/mid/128/Ozon_Terapisi_Hakkinda.htm, (13.06.2013) 22 yükseltilmesi ve diğer amaçlarla 150 yıldan fazla zamandır Avrupa, Asya ve Amerika'da yaygın bir Ģekilde kullanılmaktadır. “Ozon sayesinde oluĢan aktivasyona cevap olarak, vücudun bağıĢıklık hücreleri cytokin adı verilen özel habercileri üretir. Cyotokin interferones ya da interleukins gibi önemli aracıları içerir. Bu haberciler hastalıklara direnmek için görevli bütün bağıĢıklık sistemi boyunca zincirleme bir Ģekilde pozitif değiĢiklikler oluĢturarak diğer bağıĢıklık hücrelerini haberdar ederler.”23 Yapılan bilimsel araĢtırmalarda tespit edilmiĢtir ki; medikal ozon, özellikle bağıĢıklık sisteminin zayıf olduğu veya bozuk olduğu hastalara uygulandığında çok baĢarılı sonuçlar vermektedir. BağıĢıklık sisteminde sorun olan hastaların diğer tıbbi tedavilerle iyileĢtirilmeleri çok zordur. Zira, yapılan tedavinin eĢ zamanlı olarak immün sistem tarafından da desteklenmesi gerekmektedir. Aksi halde Ģeklen tedavi uygulanmıĢ olsa da vücut savunma sisteminin yetersiz oluĢu nedeniyle hastanın iyileĢmesinde umut edilen kazanım elde edilemeyecek veya geçici bir iyileĢme oluĢacaktır. ĠĢte medikal ozonla karıĢtırılan kanın kiĢiye geri enjekte edilmesiyle, immün yetmezlikten kaynaklanan bu komplikasyonlar önlenmekte, oluĢturulan immün aktivasyon sayesinde tedavinin daha etkin ve iyileĢmenin daha kalıcı olması temin edilmektedir. Ozonlu OHT, bağıĢıklık sistemini güçlendirmekte ve vücut direncini arttırmaktadır. Bu nedenle ozon tedavisi olanlar kendilerini yenilenmiĢ hissetmektedirler. Ayrıca, yine yapılan birçok bilimsel çalıĢma, OHT’nin vücut biyokimyasında birçok olumlu kazanımları da sağladığını ispat etmiĢtir. Tıbbi literatür kaynaklarında OHT’nin bu yararlarıyla alakalı vurgulanması gereken bazı önemli tespitlerin bir kısmı Ģunlardır: “OHT, vücudun kendi anti-oksidanlarını harekete geçirir. Virüsleri, bakterileri ve toksinleri etkisiz hale getirir. BağıĢıklık sistemini güçlendirir, kan ve lenfi arındırır. Atardamar cidarını temizler ve kan dolaĢımını geliĢtirir. Beyin fonksiyonlarını ve hafızayı güçlendirir. Hormon ve enzim üretimini düzenler. Tüm eklem rahatsızlıkları, kemik iltihabı ve enfeksiyonların tedavisinde hastaları rahatlatır. Sinirleri sakinleĢtirir, ağrıları azaltır ve uykuyu 23 ….. , http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-nedir, (13.06.2013) 23 geliĢtirir. Kanamayı durdurur. Allerjik reaksiyonları hafifletir. Haricen kullanıldığında; akneleri, yanıkları, bacak kanserlerini, açık yaraları, egzema ve mantarları iyileĢtirir. Vücut direncini artırarak, anti-aging (yaĢlanmayı geciktirme) ve kronik yorgunluk tedavisinde büyük destek sağlıyor. Kanserde dahi etkilildir. Kanser hastalarında ozonlu OHT tedavisi tamamlayıcı tedavi olarak oldukça baĢarılıdır.”24 2.2. Ozonterapi Kavramı ve Oksijen Yetersizliği Aktif oksijen molekülü olarak bilinen ozon gazıyla desteklenerek yapılan OHT dahil diğer lokal veya sistemik ozon gazı uygulamalarıyla yapılan iyileĢtirici, destekleyici tedavilere kısaca ozonterapi denilmektedir. Ozonterapi, bir alternatif tıp yöntemi değildir. Yapılan tıbbi tedavileri tamamlayıcı, hatta ana tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Son yıllarda giderek artan bilimsel çalıĢmalar sayesinde ozonun özellikleri daha iyi anlaĢılmıĢ, birçok hastalıkta baĢarıyla kullanılabileceği klinik araĢtırmalarla ortaya konmuĢtur. Oksijensiz yaĢam, mümkün değildir. Sağlıklı bir yaĢam sürmek, hastalıklardan iyileĢmek, enerjik olabilmekte oksijensiz gerçekleĢemez. Maalesef Ģehirlerimizin birçoğunda soluduğumuz havadaki oksijen düzeyi doğal seviyesi olan %21’in altına inerek, nefes alarak sağlığımız için yeterli oksijeni almamız zorlaĢmaktadır. Ayrıca kiĢileri bireysel olarak olumsuz etkileyen sigara kullanımı, stres, hareketsiz yaĢam, sağlıksız beslenme gibi durumlar da vücutta zararlı toksinlerin birikimine sebep olurlar. Bu toksinler ise vücut biyokimyasında zararlı etkiler oluĢturmaktadır. Tüm bu olumsuz etkenler, vücudumuzun oksijene gereksinimi daha da arttırmaktadır. “Oksijen yetersizliği kronik yorgunluğa, erken yaĢlanmaya, direnç mekanizmasının düĢmesine, hastalıklara kolay yakalanmaya, kanser gibi hastalıklara zemin hazırlar. Vücudumuz için yeterli oksijenlenmeyi sağlamak için nefes almanın dıĢında daha fazla Ģeyle yapmalıyız. YaĢadığımız ortamı değiĢtirmek, sağlıklı çevre yaĢam alanları yaratmak bu yöntemlerden birkaçıdır. Ozonterapi vücudumuzda 24 V. A. Bocci- I. Zanardi- V. Travagli, Ozone Acting on Human Blood Yields a Hormetic Dose-response Relationship, 2011, Journal of Translational Medicine, Dipartimento di Fisiologia, Università degli Studi di Siena, Viale Aldo Moro, 2, 53100, Siena, Italy, Journal of Translational Medicine 2011, doi:10.1186/14795876-9-66, http://www.translational-medicine.com/content/9/1/66, (23.05.2013) 24 doku ve hücrelere ihtiyacı olan oksijeni en etkili Ģekilde sağlayan ve toksinleri yok eden, bilinen en güçlü tedavi yöntemidir.”25 2.3. Sağlıklı KiĢilerde Ozonlu OHT Uygulaması “EndüstrileĢmenin ve sanayileĢmenin yüksek trendi nedeniyle malesef hava kirliliği, sağlıksız besinler gibi yaĢamı ve canlı organizmaları tehdit eden birçok zararlı etken de yaĢam kalitesini tehdit etmektedir.. Soluduğumuz hava, içtiğimiz su ve birçok yiyecekler bize zararlı olabilecek baĢka maddeler içermektedir. Bu zararlı maddeler vücudun atılım ve boĢaltım sistemleriyle bertaraf edilmeye çalıĢılsa da, birçok toksin denilen zararlı atıklar da vücut biyokimyasında, hücrelerimizde ve dokularımızda kalarak olumsuz etkiler oluĢtururlar.”24 Bu mevzuda literatürlerde birçok vurgular ve tavsiyeler vardır. Yapılan bilimsel çalıĢmalarda OHT sayesinde iyileĢme gösteren psikososyal sıkıntıları olan birçok olgunun düzeldiği ispatlanmıĢtır. Örneğin stres, kronik yorgunluk ve tükenmiĢlik (burnout), uyku bozuklukları, kronik baĢağrıları bunlardan bir kısmıdır. Stres, günümüzde herkesin ortak derdi gibidir. Ayrıca, insanın kendisine yeterli dinlenme zamanı ayıramıyor olması da sorunların kaynağı gibi görülmektedir. Sorguladığımız zaman herkesin iĢiyle, eviyle, ailesiyle, yakınlarıyla bazı sıkıntıları, maddi ve manevi birtakım rahatsız edici sorunları olduğunu görürüz. Birçok insan yetersiz uyku uyumaktadır. Çoğu kez uyku süresi zaman olarak yeterli ise de uykudan dinlenmiĢ olarak uyanılmamaktadır. Modern çağımızın günlük yaĢamda getirdiği kronik yorgunluk, hayattan zevk alamamak, stres ve çeĢitli vücut ve baĢ ağrıları bulguları yetersiz oksijenlenme ve toksinlerin birikiminden kaynaklanır. ĠĢte, günlük yaĢam ve çağımızın sorunu olan bu negatif bulgulardan ozonlu OHT sayesinde kurtulmak mümkündür. 25 ….. , http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-nedir, (13.06.2013) 25 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SAĞLIK SOSYOLOJĠSĠ VE FARMAKOEKONOMĠ KAVRAMLARI, OTOHEMOTERAPĠNĠN SOSYAL VE MALĠ AVANTAJLARI Sağlıkta sosyolojik yaklaĢım parametrelerini tanımlayan birçok bilimsel çalıĢmalar ve yorumlar yapılmıĢtır. Sağlık sosyolojisiyle ilgilenen bilim adamları bu alanda farklı perspektiflerden bilimsel araĢtırma ve çalıĢmalarını literatür kaynaklarında yayınlamıĢtır. Ancak bunların birçoğu ortak sosyolojik paydalarda buluĢmuĢlardır. Otohemoterapinin sosyal ve mali avantajlarının bilimsel açıdan izah edilebilmesi için, sağlık sosyolojisinin ve bu kavramın bir alt baĢlığı olarakta farmakoekonominin anlaĢılması uygun olacaktır. 1. SAĞLIK SOSYOLOJĠSĠ KAVRAMI Sağlık-hastalık olgularını etkileyen hususların irdelenerek araĢtırılması, sosyolojik bir bakıĢı gerekli kılmaktadır. Sosyolojik pencereden, kiĢinin içinde bulunduğu sosyal, psikolojik, kültürel ve ekonomik yapı ile birlikte sağlık ve hastalık kavramlarına yüklenen tanımlamaların, hastalığa karĢı verilen tepkilerin, rahatsızlığı anlayabilme ve yardım arama reflexinin anlaĢılması; sağlık sisteminin hastalar, sağlık çalıĢanları, sağlık politikaları, sağlık finansmanı ve diğer açılardan analiz edilebilmesiyle ilgilenen sosyoloji dalı, Sağlık Sosyolojisidir. “Sağlık Sosyolojisi, sosyolojinin diğer ilgi alanlarına benzemektedir. Sosyoloji bağlamında; aile, eğitim, politik sistem ve ekonomi birer sosyal kurum olarak kabul edilir. Bu kurumların herbirinin sosyal yapıları vardır ve onlar insanların gereksinimlerini karĢılarlar.”26 Bilimsel çalıĢmalardan anlaĢılmaktadır ki; sağlık sosyolojisi sağlık ve hastalık olgularını toplumsal ve kültürel kavram içine yerleĢtirerek sosyo-kültürel objektif ve analitik yaklaĢımla değerlendiren, toplum 26 A.ġ. Tav, ġizofreni Tedavisinde Direkt Maliyeti Belirleyen DeğiĢkenlerin KarĢılaĢtırmalı Değerlendirilmesi YayınlanmamıĢ Uzmanlık Tezi, Sağlık Bakanlığı, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve AraĢtırma Hastanesi, Ġstanbul,2006, s.7 26 ve sağlık alanında nedensellik bağlantıları oluĢturan, bu iliĢkileri bilimsel metodlarla araĢtırıp irdeleyerek en doğru sonuca ulaĢmaya çalıĢan, teorik ve uygulamalı bir sosyoloji dalıdır. Bilinen bilimsel bir gerçektir ki; doktorların hasta ve hastalığa karĢı davranıĢlarında zamanla değiĢimler olmuĢtur. Hastayı saran sosyal atmosferin anlaĢılması ve kavranılması gerektiği düĢüncesi ve tıpta hastalık yok, hasta var gerçeğiyle hastanın sadece fiziksel rahatsızlığı yönünden değil; sosyal faktörler, aile iliĢkileri, topluluk tipi vs. ile bir bütün olarak ele alınması ön plana çıkmıĢtır.27 1.1. Dünya Sağlık Örgütü’nün Sağlık Tanımı DSÖ’nün (1947) “Sağlık, sadece hastalık ve sakatlığın olmayıĢı değil; fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir” Ģeklindeki sağlık tanımı sağlığın aynı zamanda sosyal bir olgu olarak görülmesini sağlamıĢtır. Hastalıkların dağılımını inceleyen epidemiyoloji alanındaki geliĢmeler sağlık sosyolojisinin geliĢimine zemin hazırlamıĢtır. Toplumun farklı kesimlerinin tanınması gerektiren bu çalıĢmalar tıp-sosyoloji iliĢkisinin kurulması gerekliliğini ortaya çıkarmıĢtır. 1.2. Etyolojik (Sebebe Yönelik) Bilimsel ÇalıĢmalar Hastalıkların nedenlerini ve kaynaklarını inceleyen etyoloji alanında yapılan klinik araĢtırmalar ve istatistikleri dikkatle incelediğimiz zaman, bu veriler bize hastalıkların meydana gelmesinde biyolojik yapının, virüs ve bakteri faktörlerinin ötesinde sosyo-ekonomik faktörlerin de oldukça etkili olduğunu göstermektedir. Bilim adamlarınca, özellikle ruhsal hastalıklar, intiharlar, kalp hastalıkları ve kanser gibi ağır hastalıkların sosyo-ekonomik ve kültürel faktörlerle yakından ilgili olduğu kabul edilmektedir. Sebep-sonuç süreçlerinin analitik yorumlanması, bu tespitin gerçekliğini doğrulamaktadır. 1.3. Mortalite (Ölümlülük Örüntüsü) Oranları ve Nedenlerinin AraĢtırılması Ölümlülük örüntüsündeki değiĢmeler ve bunların nedenlerinin araĢtırılması 27 Tav, s.9 27 toplumsal değiĢme ve sağlık iliĢkisini gündeme getirmiĢtir. Demografik profildeki değiĢmeler, yaĢam beklentisine iliĢkin değiĢmeler toplumsal değiĢme süreciyle yakından iliĢkilidir.28 Tıbbi araĢtırmalarda veya tedavi amaçlı yapılan klinik çalıĢmalarda baĢarı parametrelerinin en önemlilerinin baĢında mortalite oranlarının düĢürülmesi gelmektedir. Yapılan iyileĢtiricı uygulamalarda hastaların ölüm oranları ne kadar aĢağı çekilebilirse, bununla ters orantılı olarak baĢarı trendi de yükselmiĢ olarak kabul edilmektedir. 1.4. Koruyucu Tıp ve Toplum Sağlığı YaklaĢımındaki Ġvme Süreci Koruyucu tıp ve toplum sağlığı alanındaki geliĢmeler sağlık sosyolojisinin geliĢiminde önemli bir adımı teĢkil eder. Sosyal tıp anlayıĢının geliĢmesiyle sağlık eğitimi, evde bakım programları, hasta bireylerin topluma uyumu ile sağlığın sürdürülmesi ve hastalıkların önlenmesinde önemli sonuçlar elde edilebilmektedir. 1.5. Hasta Psikolojisi ve Hastaya Psikolojik Kazanım Sağlama Bilimsel paylaĢım platformunda, sağlık sosyolojisinin yandaĢı çoğu kez psikiyatri olmuĢtur. Psikolojik problemlerin zuhur etmesinde sosyal faktörlerin etkili olduğu anlaĢılmıĢ, bu anlayıĢla sosyolog ve psikiyatristlerin birlikte çok sayıda ortak araĢtırmaları ve çalıĢmaları olmuĢ ve bu sayede sosyopsikolojik sahada çok önemli ve insan sağlığına ciddi katkılar sunan çeĢitli geliĢmeler kaydedilmiĢtir. Günümüzde stres, yaĢam biçimi, gelir, iĢsizlik, konut, yoksulluk gibi sosyal faktörlerin ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasında oldukça önemli olduğu, diğer yandan ruhsal bozuklukların iyileĢme sürecinde aile, sosyal bağlar, meslek vb. sosyal faktörlerin olumlu etkilerinin olduğu kabul edilmektedir. Ġnsan sosyal bir varlıktır ve içinde yer aldığı toplumdan izole edilerek sağlıklı bir yaĢam sürmesi beklenemez; bu nedenle uzun yıllar kapalı mekanlarda tutulan ruhsal bozukluğu olan kiĢiler için, 28 Tav, s.26 28 günümüzde toplumdan tecrit etme yerine toplum içinde bakım görüĢü önem kazanmıĢtır.29 1.6. Sağlık Sosyolojisinde Tıbbi Bakım ve YaĢam Kalitesi Kavramları "Hastalık kavramı, çağdaĢ dönüĢümler sonucu sağlık kavramına göre önemini yitirirken; hastalıkların tedavisinden çok hastalanmadan önce bireyleri koruma ve sağlığın sürdürülmesi ön plana çıkmıĢtır.”27 Proje çalıĢması kapsamında, OHT’nin sosyal avantajlarını bilimsel gerçekliğe uygun izah edebilmek için sağlık sosyolojisiyle alakalı yapılan birçok literatür taramalarında görülmektedir ki ; akut seyreden hastalıklardan çok süregen-kronik hastalıkların çok daha daha önemli bir sağlık sorunu olduğu günümüz toplumlarında, bu hastalıklara maruz kalan bireyler için takip, bakım ve yaĢam kalitesi gibi kavramlar ön plana çıkmaya baĢlamıĢtır. Aynı zamanda bu yaklaĢım, sağlık-hastalık olgularında devamlılığı veya olumsuz etkilenmeyi değerlendirip analitik bir paradigmayla aĢağıda sıralanan etmenler üzerinde yoğunlaĢmayı da gerekli kılmaktadır. 2. SAĞLIK EKONOMĠSĠ KAVRAMI Sağlık ekonomisi ; kısıtlı kaynaklarla toplum sağlığının olası en iyi düzeye çıkmasını sağlayacak tedavi ve korunma hizmetleri, uygun sağlık yatırımları, maliyet-etkili tedavi rehberleri gibi hizmet kombinasyonlarını bulmayı hedefler.26 Sağlık ekonomisi , sağlık hizmetleri içerisinde en yararlı olanı bulmayı hedeflerken bu hizmetlerin topluma sadece maddi değil, sağlık ve diğer olası yaĢam kalitesi, bireysel ve toplumsal huzur parametleri açısından elde edilen sonuçların karĢılaĢtırmasını yapmayı sağlayacak bazı yöntemleri de içermektedir. Bu yöntemler esas olarak farmakoekonomi baĢlığı altında incelenir. 2.1. Farmakoekonomi Olgusu Bu alanda yapılmıĢ araĢtırmalarda tespit edilen Ģudur ki; farmakoekonomi 29 Tav, s.11 29 sağlık alanında sunulacak her türlü hizmetin, teknolojinin, giriĢimin veya ilaçlı tedavilerin sonuçlarını değerlendirmeyi ve karĢılaĢtırmalarını yapabilmeyi sağlar. “Farmakoekonomi’nin ana kavramı, ucuz ilaç seçimi değil, topluma ucuza mal olacak tedavi seçeneklerini elde edecek yaĢam kalitesi ile birleĢtirerek gerçek maliyet / sağlık oranlarını bulmaktır. Yalnız ilaç kullanımını ile ilgili tasarruf yapmak veya maliyeti azaltmayı hedeflemez. Sağlık için harcanan kaynakların belirli bir değeri elde etmesini amaçlar.”30 Farmakoekonomi günümüzde giderek önem kazanmaktadır, çünkü sağlık harcamaları toplam harcamalar içinde oldukça yüksek bir meblağdır. Ġlaç harcamaları, geliĢmiĢ ülkelerde toplam sağlık harcamalarının küçük bir parçası olsa da, Türkiye’de bunun tam tersi olup, sağlık harcamalarının büyük kısmını teĢkil etmektedir. Yüksek ilaç fiyatları hastanede yatma süresini azaltırsa veya tedavi maliyetini düĢürürse göz ardı edilebilir. Farmakoekonomi, ilaç, tedavi yöntemi seçiminde ve karar vermede yol göstericidir. Sağlık tedavi profesyonelleri ve iĢletme yetkilileri için kullanımın en temel amacı güncel olarak ulaĢılabilir kaynakların en etkin biçimde kullanılmasının yollarını bulmaktır. Bazı ilaçlar baĢlangıçta daha az maliyetli olabilir, fakat hastanın tüm maliyeti yatarak tedavide içinde olmak üzere diğer hizmetlerin daha fazla kullanılması nedeniyle artabilir. Bir tedavi organizasyonu, medikasyonlar seçeneğini sınırlandırmaktan daha çok sonuçları optimize ederek harcamaları daha da azaltabilir. Hastaneye yatırma sonuçları genellikle ölçülebilir ve iĢletmecilerin özel ilgisi bu alanda yoğunlaĢır, çünkü hastaneye yatırma tek baĢına oldukça büyük maliyet baĢlığı oluĢturmaktadır. Hastanede kalınan gün sayısında bir azalmayı gösteren çalıĢmaların iĢletilen tedavi perspektifini etkilemesi muhtemeldir. Ayaktan tedavi gören hastanın hastane yatıĢı dıĢındaki nükslerinin ölçülmesi güçtür.31 2.2. Ekonomik Amaç Kavramı Ekonomik amaç; tedaviyle iliĢkili toplam medikal maliyetlerin tahmin edilmesi veya doğrudan bir Ģekilde ölçülmesidir. Medikal kaynakların ve bunlarla iliĢkili maliyetlerin kullanılması üzerine elde edilen veriler prospektif veya 30 31 Tav, s.15 Tav, s.16 30 retrospektif çalıĢmalarda bir araya getirilebilir, ya da uzman görüĢü ve varolan veriler temelinde modellenebilir. 2.3. Planlanan Tedavilerde En Önemli Ekonomik Amaç Bu husus, doğrudan yapılan tedavilerin etkinliğini ve kalitesini etkilemektedir. Bundaki amaç ; varolan kaynakların en etkin biçimde kullanılmasının yollarını bulmaktır. “Rasyonel modeller belirli popülasyonlarda beklenilen tedavinin maliyetini kestirmek için dizayn edilebilir ve modellerden elde edilen veriler sonuçlara karĢın harcamaların optimize edilmesi için kullanılabilir.”32 Bu konuda yapılan araĢtırmalarda anlaĢılan Ģudur ki; spesifik tedavilerin maliyet cihetiyle etkinliğini gösteren kriterler; ulaĢılan kabul edilebilir sonuçlar, doğrudan tedavi maliyetleri ve yapılan tedavinin kalitesidir. 2.4. Hastalıkların Maliyetleri Modern tıbbın analitik paradigmalarında, bu konu ciddi bir önem arzetmektedir. Bu alanda yapılan bilimsel çalıĢmalarda hastalıkların herbirinin farklı perspektiflerden oluĢturduğu maliyet en reel boyutlarıyla belirlenerek, ona göre çok yönlü değerlendirmeler yapılmaktadır. Hastalıkların maliyetlerini belirlemeyle alakalı çalıĢmalar, belli bir hastalığa atfedilebilir bir Ģekilde hesaplanmak suretiyle topluma olan toplam maliyetleri analiz etmektedir. “Maliyetler, doğrudan ve dolaylı maliyetler olarak iki kısımda incelenmektedir. Doğrudan maliyetler Genel anlamda; harcananlardır. Bunlar; Hekim vizitleri. Toplum temelli mental sağlık sistemleri. Ayaktan hasta bakımı ( acil servis vizitleri, günlük bakım dahil). Evde bakım - Bakımevi hizmetleri. Hastaneye yatıĢ ve rehabilitasyonlar. 32 Tav, s.16 31 Ġlaç tedavisi ve ilacın istenmeyen etkilerinin tedavisi.. Tanı ve laboratuar iĢlemleri. Tıbbi kurumların sermaye yatırımları. Tıbbi olmayan maliyetler( hastanın taĢınması, araĢtırma ve eğitim masrafları ve diğerleri). Dolaylı Maliyetler Bu maliyetler, aslında kaynakların kaybıdır. Bunlar; Hastanın hastalığa ve erken ölümüne bağlı iĢgücü( üretkenlik) kaybı. Hastaya bakan aile bireylerinin ya da diğer kimselerin iĢgücü (üretkenlik) kaybı. Hasta ve ailesi açısından duyulan acı ve ıstırabların oluĢturduğu manevi maliyetler. Aile ve arkadaĢlarının sağladığı yiyecek, giysi, barınma v.b. Sosyal bakım hizmetleri ve iĢsizlik sigortası. Ceza yargısı hizmetleri. Hastalığın topluma maliyeti.”33 2.5. Hastalıkların Maliyet Etkinlik Analizleri Bu analizlerde maliyet, yapılan olumlu çalıĢmalar sayesinde kazanılan yaĢam yılları, geri kazanılan çalıĢma yılları ya da hastalıkların pozitif belirtileri olmaksızın geçirilen sağlıklı süre Ģeklinde değerlendirilmektedir. Neticede ise, maliyetin minimize edilmesiyle eĢgüdümlü olarak sağlanılan yararla birlikte maliyetin kullanılabilirliği de önemli bir parametre olarak kabul edilmektedir. 2.5.1. Maliyet Faydalılığı Bu analiz, hastalıkların tedavileri açısından uygulanabilecek iki farklı tedavi yaklaĢımını mukayese ederek, diğer tedavi alternatiflerinin maliyet ve yararlarını ekonomik ölçütlerle belirlemeye çalıĢır. Bu çalıĢmalar kiĢisel anlamda maliyet ve 33 Tav, ss.17-18 32 kazanımları içermez. Çünkü bu maliyetlerin reel bir Ģekilde ekonomik kriterlerle değerlendirilmesi mümkün değildir. 2.5.2. Maliyet KullanıĢlılığı Bu analiz için geçerli olabilecek ve kolay uygulanabilen hayat kalitesi ölçütlerine gereksinim vardır. Elde edilen sonuçlar, yaĢam kalitesine aksettirilmiĢ yaĢam yıllarının tahminini oluĢturabilmek için hayatta kalma verileri ile birleĢtirilebilir. 2.5.3. Maliyetin en aza indirilmesi “Bu iĢlem alternatif tedavi yöntemlerinin maliyetlerini değerlendirir. Ġki alternatif tedavi aynı sonucu sağlıyorsa, daha az maliyeti olan yöntem tercih edilir. Maliyet yönünden etkinlik analizleri, sağlık için veya alternatif bir stratejiyle karĢılaĢtırıldığında medikal müdahale için kullanılan kaynaklar ve baĢarılan sağlık faydaları arasındaki iliĢkiyi ayrıntılı irdeleyerek göstermektedir.”34 Sonuç olarak anlaĢılan Ģudur ki; ekonomi, sınırlı mali kaynaklarla, sınırsız ihtiyaçların karĢılanması uğraĢısında bizlere rehberlik eden bir bilimdir. Sağlık hizmetlerindeki maliyetlerin yüksek olması ve her geçen gün artmasına bağlı olarak, ekonominin yol gösterici ve aydınlatıcı kurallarının sağlığa aksettirilmesi gerekmektedir. Sağlıkta tüm planlamalar ve stratejik kararlar temelde hasta içindir. Diğer tarafların çıkar ve beklentileri, hastanın çıkar ve ihtiyaçlarının asla önüne geçirilemez. Sağlık giderlerinin kontrol altına alınarak azaltılması yönündeki uygulamalar, ancak sağlık hizmetlerindeki sürekliliğin ve sürdürülebilirliğin sağlanması bağlamında kabul edilebilir. En önemlisi ; hayata kazandırılması istenen bu uygulamalar, hasta haklarını ihlal etmemeli ve hasta güvenliği 34 açısından da herhangi bir risk unsuru taĢımamalıdır. T.Özlü, “Hasta Hakları Bağlamında Sağlık Finansmanı” Sağlıkta Performans ve Kalite Dergisi, S.2, Ankara,, 2010, s.10 33 3. OTOHEMOTERAPĠNĠN SOSYAL AVANTAJLARI Hastalıkların önlenmesi ve tedavisi konularının Tıp-Sosyoloji iliĢkisi kapsamında değerlendirilmesi, takip edilen sürece her zaman olumlu olarak yansır. Ġster koruyucu sağlık hizmetleri isterse hastalıkların tedavi metodları hususunda olsun, meselelere sosyolojik açıdan bakılması, baĢlangıç-sonuç iliĢkilerinin doğru izah edilmesini sağlayacaktır. Ayrıca; yine sosyolojik terminolojide bir sosyal kurum olarak ifadelendirilen ekonomi açısından yorumlanması da maliyet avantajı cihetiyle konuya ıĢık tutacaktır. Otohemoterapiyle alakalı bilimsel tanımlamalar ve çalıĢmalar, bu tedavi metodunun sosyal boyutunu gözler önüne sermektedir. DSÖ’nün sağlığı sosyal bir olgu olarak deklere eden tanımlamasının ıĢığında otohemoterapiyi değerlendirdiğimiz zaman, bu tedavi metodunun sosyal açıdan ciddi değerler taĢıdığı görülecektir. Hangi tedavi metodu olursa olsun, o tedavi usulünün hastanın iyileĢmesine sunduğu katkının yanı sıra, hastaya, hasta yakınlarına ve tedaviyi uygulayan hekime yönelik sosyal yansıması da en az uygulanan tedavinin iyileĢtirici etkisi kadar önemlidir. Tedavi metodlarıyla elde edilebilecek sosyal kazanımların, bireysel ve kurumsal boyutuyla olduğu kadar, aile, toplum ve ülke genelinde oluĢturacağı etkilenmeler de oldukça önemlidir. YaĢamı etkileyen sosyal atmosferin iyi algılanması gerekmektedir. Hastaya veya hastalığa yaklaĢım süreçlerinde, tıpta hastalık yok, hasta var tanımlamasıyla hastanın sadece bedensel rahatsızlığı açısından değil; sosyal parametreler, hastahekim, hasta- aile-toplum iliĢkileri, vs. ile bir bütün olarak ele alınması ön plana çıkmıĢtır. Nitekim, sosyolojik terminolojide ; aile, eğitim, mali hususlar, bunları ve sağlığı yöneten politik sistemler, birer sosyal kurum olarak kabullenildiğinden dolayı, tedavi usüllerinin değerlendirilmesinde, bu kurumların sosyolojik rezonansı mutlaka dikkate alınmalıdır. Otohemoterapi, iĢte bu özelliğiyle diğer tedavi usüllerine kıyasla farklılık arzetmektedir. OHT’yle tedavi yöntemi sosyal açıdan irdelendiği zaman görülecektir ki; sadece bedensel açıdan hızlı ve kalıcı bir iyileĢme süreci olarak değil, hasta-hasta yakınları ve hekim psikolojisi, ilaçların yan etkileri, ilaca rağmen iyileĢmedeki direnç veya hastalığın nüksetmesi, kullanılan ilaçların oluĢabilecek yan etkileri, kontraendikasyonları, iyileĢme hususunda karamsarlık ve 34 umutsuzluk, yüksek maliyetler vs. gibi birçok olumsuz sosyal etkilenmeler, otohemoterapide görülmemektedir. Uzun ve yıpratıcı tedavi süreçleriyle sosyopsikolojik travmaya maruz kalan birçok hastanın durumu, aile ve toplum açısından oluĢabilecek zorluk ve sıkıntılar, otohemoterapide söz konusu değildir. Dünya tıp literatür kaynaklarında bu konuda sayısız tespitler ve yorumlar mevcuttur. Otohemoterapinin sosyal avantajları olarak tanımlanabilecek bu hususlar, bilimsel veriler ve OHT’yle alakalı deneyimler ıĢığında izah edilebilmektedir. 3.1. Sebebe Yönelik (Etyolojik) Etkileriyle Otohemoterapi Otohemoterapinin diğer tedavi metodlarına kıyasla en önemli farklarından biri, vücut bağıĢıklık sistemini aktive ederek hastalığı oluĢturan sebebi tespite yönelik bir analiz sürecini baĢlatmasıdır. Diğer bir tanımla , immün sitemin tüm ayrıntılarıyla kendi bünyesinde biyokimyasal ve moleküler düzeyde sıfırdan bir tarama ve tespit mekanizmasını baĢlatmaktadır. Bu sayede, o zamana kadar farkına varılamayan hastalıklar veya hastalıklara yol açabilecek her sebep ayrıntılı tespit edilmektedir. Oysa ki günümüz tıbbının ulaĢmıĢ olduğu seviyeye rağmen mevcut imkanlarla hastaların veya sağlıklı kiĢilerin böyle bir kazanımı elde etmeleri mümkün değildir. Sadece bu özelliğiyle değerlendirilse dahi , hastane hastane dolaĢan hasta ve hasta yakınlarının çektikleri sıkıntıları önlemedeki etkileri, kurumsal boyutta artan iĢ yükünü ve meĢguliyeti azaltmaya sunduğu katkıları düĢünüldüğü zaman, OHT’nin sosyal açıdan ne kadar önemli sonuçlar doğurduğu daha iyi anlaĢılacaktır. 3.2. Kolay Uygulanabilir Olması Hastalıkların tedavilerinde birçok farklı usüller uygulanmaktadır. Sağlık sosyolojisi kapsamında meseleye bakıldığında, hasta-hasta yakınları ve tedaviyi uygulayan hekim açısından tedavinin kolaylıkla uygulanması her açıdan olduğu kadar özellikle sosyal açıdan çok önemlidir. Uzun süreli ve zor uygulanan tedavi metodlarının hastalar üzerinde sosyo-psikolojik olarak ne kadar travmatize edici olduğu aĢikardır. Sunulacak sağlık hizmetinin kolayca verilebilmesi hizmet kalite standartlarında çok değerli bir parametredir. Otohemoterapinin uygulanmasında çok 35 pratik ve kolay usülle uzun ve yıpratıcı tedavilerde elde edilemeyen mükemmel sonuçlar elde edilmektedir. 3.3. Tedavide EriĢim Kolaylığı Otohemoterapinin en yakın bir sağlık birimine kolayca eriĢerek yetkin bir sağlıkçı tarafından rahatlıkla uygulanması mümkündür. Bu sayede hastaların tedavilerini uygulatabilmeleri için üst düzey veya donanımlı bir sağlık kuruluĢuna gitme zorunluluğu ortadan kalkmaktadır. Otohemoterapinin diğer tedavi usullerine göre eriĢim kolaylığında olması ayrı bir üstünlüğüdür. Hizmetlerin sosyolojik olarak değerlerinin belirlenmesindeki en önemli ölçütlerden ikisi ; zamansal ve mekansal olarak kiĢiye rahat eriĢim imkanını sağlamasıdır. Diğer bir deyimle, bir sağlık hizmetine veya uygulanacak bir tedaviye ne kadar kısa sürede ve ne kadar yakın mesafede eriĢilebiliyorsa, sosyal açıdan bu yöntem o kadar önemlidir. OHT, hastalara bu imkanı sunmaktadır. 3.4. Yan Etkilerinin Olmaması Hastalıkların tedavilerinde uygulanan yöntem ister tıbbi uygulama metodu isterse farmasötik preperatlar olsun, yan etkilerinin olması muhtemeldir. Bu olumsuz etkilerin görülme insidansı ne kadar fazla ise tercih edilebilirliği de o oranda azalacaktır. Özellikle ilaçların kullanım süresi uzadıkça yanetkilerinin ortaya çıkma ihtimali de artmaktadır. Kullanılan ilacın oluĢacak yan etkileri ise kiĢiden kiĢiye farklılık gösterir. Dokularda veya vücut biyokimyasının herhangi bir kademesinde beklenen yan etkiyle alakalı mevcut hassasiyet veya zaafiyet söz konusu olduğunda, yan etkiler daha bariz hatta yaĢamı tehdit eder boyutlarda oluĢabilmektedir. Otohemoterapiyle alakalı yapılan bilimsel çalıĢmalarda tespit edilen en önemli gerçeklerden biri de bu tedavi metoduyla kısa zamanda yüksek yararlanım sağlanmakta, ancak diğer tedavi usüllerinde görülebilen yan etkiler görülmemektedir. Otohemoterapideki bu farklılık; tedaviye uyum, devamlılık, moral vs. gibi kiĢinin sosyal atmosferinde pozitif yansımalar oluĢmasını sağlar. Zaten kullanılan materyal kiĢinin kendi kanı olduğu için, yabacı bir etken maddeyle oluĢabilecek zararlı etkiler elbette bunda görülmeyecektir. 36 3.5. Koruyucu Tıp Açısından Çok Önemli OluĢu Modern tıbbi anlayıĢta, etkin tedaviyle hastayı iyileĢtirmekten çok daha önemlisi oluĢabilecek hastalıkların önlenmesi, yani koruyucu tıptır. AĢıyla korunabilir hastalıklara karĢı uygulanan aĢılamalarla o hastalıklardan korunulabilmesi buna bir örnektir. Bu sayede, oluĢması muhtemel hastalıklar engellenerek hastalık süresince oluĢacak sosyal ve mali komplikasyonların da önüne geçilmiĢ olmaktadır. OHT uygulaması da temelde kiĢinin kendi kanıyla aĢılanmasıdır. Bu metodla oluĢan immün yanıt sonucu kiĢide mevcut hastalıklar dahil bulgu vermeyen muhtemel hastalıkların da engellenmesi söz konusudur. Bu ayrıcalık, en kolay ve en ucuz usül olarak sadece otohemoterapide vardır. Buna benzer bir etki bağıĢıklık sistemini aktive edici ilaçlarla kısmen sağlansa da, bu ilaçların oldukça pahalı olması, zor temin edilebilmeleri ve yan etki insidansları, yararlanımlarını ve eriĢebilirliklerini azaltmaktadır. Oysa ki otohemoterapide böyle bir tıbbi zaaf yoktur. 3.6. Mortalite Oranlarına Olumlu Katkısı Sağlık sosyolojisindeki en önemli konulardan biri mortalite oranlarıdır. Fert, aile ve toplum bazında etkileri olan bu kavramın her hastalık ve her tedavi metodunda ayrı ayrı irdelenmesi gerekmektedir. Yani; hangi hastalıklarda mortalite (ölüm oranı) hangi oranlarda olumsuz etkilenmekte veya hangi tedavilerle mortalite oranları azalıp olumlu etkilenmektedir. OHT’nin geniĢ kullanım spektrumu, yan etkisiz hızlı iyileĢtirici vs. özellikleriyle mortalite oranlarını azaltmadaki etkisi bilimsel çalıĢmalarla da kanıtlanmıĢtır. Tıbbi tedavilerin aciz kaldığı birçok hastalıkta (otoimmün hastalıklar, aktif hepatit-C, aids, kanser vs) OHT’nin etkili olması, bunun bariz olarak ispatıdır. Özellikle tedaviye dirençli ve kronik seyirli olup gittikçe kötüleĢen hastalıkların tedavilerinde otohemoterapiyle alakalı birçok baĢarılı bilimsel çalıĢmalar yapılmıĢ, bu çalıĢmalar literatür kaynaklarında yayınlanmıĢtır. KötüleĢme sürecinden kurtulup hızla düzelmeye baĢlayan sayısız vaka örnekleri otohemoterapinin tedavideki etkinliğiyle ölüm oranlarını azalttığını göstermektedir. 37 3.7. Hastalara Psikolojik Kazanım Sağlaması Uzun süren kronik hastalıklar, yorucu ve uzun süreli tedaviler hastaların ve hasta yakınlarının psikolojilerini olumsuz etkilemektedir. Bozulan hasta psikolojisi ise hem tedavi ve iyileĢme süreçlerine, hem de hastaların sosyal ortamlarına negatif etki yapmaktadır. Otohemoterapiyle iyileĢme trendine giren hastaların aynı zamanda psikolojileri de düzelmekte, hem kendileri hem de yakınları psikolojik kazanım sağlamaktadırlar. 3.8. Hamileler veya Emziren Annelerde Uygulanabilir OluĢu Ġlaçların birçoğu hamilelerde özellikle ilk 3 ayda ve emziren annelerde kullanılamamaktadır. Kullanıldığı zaman ise teratojenik etkisinden (anne karnındaki fetusa zarar verici etkisi) endiĢe duyulur. Oysa ki bilimsel çalıĢmalarla da ispatlanmıĢtır ki, hamile ve emziren kadınlar otohemoterapi yaptırabilirler. Bu yöntemle yapılan tedavilerde herhangi bir tehlike mevcut değildir. Hatta bu Ģekilde süt emen çocuğun da daha fazla antikor aldığı için bağıĢıklık sisteminin güçlendiğine dair literatürlerde birçok bilimsel tespitler vardır. 3.9. Her YaĢ Grubunda ve Her Zaman Kullanılır Olması Otohemoterapi her yaĢ gurubunda rahatlıkla uygulanabilmesi sağlık sosyolojisi açısından çok önemli bir üstünlüktür. Birçok ilaç belli yaĢ gruplarında uygulanamadığı için kulanım aralığı daralmaktadır. Otohemoterapi ise sıfır yaĢtan baĢlayarak daha ileri yaĢlara kadar immün sistemin uyarılmasında çok değerli bir tedavi yöntemi olduğu için tüm yaĢ gruplarında rahatlıkla uygulanabilmektedir. Bu tedavide çocuk hastalarda ozonlu veya ozonsuz uygulanan doz miktarı kiloya göre ayarlanmaktadır. Bununla birlikte otohemoterapi uygulamasında herhangi bir zaman kısıtlılığı da yoktur. Her zaman ve her mevsimde rahatlıkla uygulanabilmektedir. Aralıklarla otohemoterapi uygulanması da bu tedavinin ayrı bir sosyal avantajı olup bu da amacına bağlıdır. “Gerekliliğine göre daha büyük aralıklarla da yapılabilir: 2 (iki) veya 3 (üç) aylık bir aradan sonra tekrar bir aĢılama kürü (rapel-hatırlatma kürü) uygulanabilir. Amaç belli veya kontrol altında tutulması gereken bir sorun ya da bir hastalık ise, o zaman daha küçük aralıklarla, 10 (on) veya 30 (otuz) gün ara ile tekrar 38 uygulamalar yapılır. Birçok hastada hastalığın akut fazında 10 (on) cc. ile baĢlanır, daha sonra haftada 5 (beĢ) cc azaltılır.”35 3.10. Uygulanmasında Cinsiyet Farkı Olmaması Tıbbi birçok tedavi yöntemleri ve ilaçların kullamında cinsiyet farkı söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle her tedavinin her cinsiyette uygulanamaması, kullanım aralığını da daraltmaktadır. Oysa ki uluslararası bilimsel literatür sitelerindeki çalıĢmalarda cinsiyet farkı olmadan otohemoterapi uygulamasının kadın ve erkek vakalarda hiçbir olumsuzluk göstermediği tespit edilmiĢtir. Bununla ilgili sayısız yayın ve çalıĢma vardır. Yani, OHT kadın-erkek ayırımı yapılmadan güvenle uygulanabilen bir tedavi yöntemidir. 3.11. Diğer Ġlaçlar ve Tedavi Metodlarıyla Birlikte Kullanılması Bir ilacın veya tedavi metodunun kontraendike olma hali, yani birlikte kullanılması halinde sakıncalı olabileceği hususlar apayrı bir önem arzetmektedir. Tıbbi tedavi usullerinde bu konu ayrı bir baĢlık altında vurgulanır. Uygulanan tedavinin kontraendikasyon spektrumu geniĢledikçe tedavinin uygulanabilirlik alanı da ters orantılı olarak daralır. Bu konu, birçok tedavide sosyal verimlilik açısından çok yönlü olumsuz bir durumdur. Yapılan bilimsel çalıĢmalarda otohemoterapi uygulamasının kontraendike olduğu herhangi bir husus tespit edilememiĢtir. Bu üstünlüğünün yanı sıra çok farklı ve ağır tedavilerle eĢzamanlı uygulanmasının iyileĢme sürecini hızlandırıyor olması da otohemoterapiye daha çok önem kazandırmaktadır. 3.12. Sağlıklı Ġnsanlarda Kullanılabilirliği “OHT, sağlıklı görünen bireylerde günlük hayatta oluĢabilecek hastalıkları önlemek veya mevcut olupta farkında olunamayan latent (sessiz ve gizli) seyreden hastalıkların tedavisini sağlamak amacıyla tereddütsüz uygulanabilir. Bu sayede, geliĢebilecek kardiyak veya serebrovasküler hastalıkların geliĢmesi önlenmiĢ 35 ….. , http://paginas.terra.com.br/saude/Autohemoterapia/, (08.06.2013) 39 olur. Aynı zamanda; bağıĢıklık sistemini aktive edip zinde tutarak kanser gibi tehlikeli hastalıkların oluĢmasına da engel olur.”36 3.13. Mali Açıdan Çok Avantajlı Bir Tedavi Yöntemi Olması Medikal tedavi yöntemlerinin mali avantaj açısından yorumlanması da sağlık sosyolisinin konusudur. Meselenin ekonomik boyutunu, bireysel, kurumsal veya devlet bütçesi açısından düĢündüğümüz zaman tedavi giderlerinin global olarak dünya ekonomisinde tarife sığmaz bir mali yük oluĢturduğu daha iyi anlaĢılacaktır. Otohemoterapi kavramına sağlık ekonomisi veya farmakoekonomi penceresinden bakıp maliyet analizleri kapsamında değerlendirildiği zaman, birçok yönden avantajlı olduğu görülecektir. KiĢinin kendi kanının sadece bir enjektör ve enjeksiyon iĢleminin maliyetiyle kendisine uygulanması yönüyle, diğer tedavi usülleriyle kıyaslanmayacak kadar ekonomik olan otohemoterapinin mali avantajlarını farklı baĢlıklar altında izah etmek mümkündür. Mali avantaj kavramı, her ne kadar sosyolojik tanımlamalar baĢlığı altında irdelense de, bu hususu önemine binaen ayrı bir baĢlık altında ve farmakoekonomi kapsamında yorumlamak daha uygun olacaktır. 4.OTOHEMOTERAPĠNĠN MALĠ AVANTAJLARI Dünya tıp literatürlerinde otohemoterapiyle alakalı yayınlanan çalıĢmalarda üç önemli özelliğinin ön plana çıktığını görülmektedir: Hastalıkların hemen hemen tamamında çok etkili olması. Çok kolay uygulanabilmesi. Ekonomik anlamda maliyetinin çok ucuz olması. 36 L. Moura, Auto-Hemoterapia, 2006, A Medicina Biomolecular foi regulamentada pelo Conselho Federal de Medicina na Resolução 1500/1998 e homologada na Resolução 1938/2010 com a assessoria da Associação Brasileira de Medicina Biomolecular, http://www.medicinacomplementar.com.br/tema130206.asp, (09.06.2013) 40 OHT’nin etki spektrumunun ne kadar geniĢ olduğunu ve ne kadar kolay uygulanabildiği proje çalıĢmasının içeriğinde detaylandırıp izah edilmiĢti. Bu tedavi yönteminin sağlık ekonomisi kapsamında değerini anlayabilmek için meseleye farmakoekonomi açısından bakılmasıyla, bireysel, toplumsal ve global manada mali yönden sağladığı avantajlarının daha net görülmesi mümkün olacaktır. Toplum sağlığına en iyi hizmeti sunarak en yüksek seviyeye ulaĢtırabilmeyi gaye edinen sağlık ekonomisi, ideal tedavi ve koruyucu sağlık hizmetlerini, sağlığa gerekli yatırımları, maliyeti minimize edecek en etkili koruyucu sağlık ve tedavi rehberlerini oluĢturmaya çalıĢır. Bu bağlamda oluĢturulan algoritmalarla, en etkili-en ucuz sağlık hizmetleriyle alternatiflerinin sosyo-ekonomik mukayesesi de mümkün olmaktadır. Bu bilimsel yaklaĢım ve değerlendirme mevzusu ise farmakoekonomi parametreleriyle incelenir, değerlendirme ve karĢılaĢtırmalar bu doğrultuda yapılır. OHT yöntemi, farmakoekonomi ölçütleriyle incelendiğinde görülmektedir ki; bu yöntemle birey, toplum ve devlet bütçesiyle birlikte dünyada sağlığa harcanan global sağlık bütçesi açısından en ucuza mal olabilen bir koruyucu sağlık yöntemi ve tedavi seçeneğidir. Otohemoterapi gibi en kolay ve en hesaplı bir bilimsel-tıbbi uygulama yöntemi sayesinde sağlıklı ve hasta insanların yaĢam kalitesine ciddi katkılar sunulmakta, sağlık alanında gerçek maliyet / sağlık oranları en üst düzeyde olumlu etkilenmektedir. Dünya tıbbında hedeflenen en önemli sağlık normlarından biri; yalnızca ilaç kullanımından tasarruf yapmak veya maliyeti azaltmak değildir. Asıl hedef; sağlık için kullanılmakta olan kaynakların da belirli bir değeri elde etmesidir. Otohemoterapinin sadece bu bağlamdaki değeri tartıĢılmazdır. Kullanılan kaynak, ozonsuz minör otohemoterapide sadece damardan alınan birkaç cc kan ile bir enjektör, ozonlu otohemoterapide ise buna ilaveten kana karıĢtılan birkaç cc ozon gazıdır. Bu tedavi yönteminde kullanılan kaynağın bu kadar kolay ve düĢük maliyetle temin edilmesi ve uygulanmasıyla, en ağır ve kronik hastalıkların dahi yüksek maliyet ve harcamalarından kurtulmak mümkündür. Farmakoekonomi kapsamında en temel amaçlardan bir diğeri, güncel olarak sağlanabilen kaynakların en etkin biçimde kullanabilirliğini temin etmektir. Belki bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların maliyeti ucuz olabilir ancak; yatarak tedavi, hastanede kalınan gün sayısının fazlalığı veya kronik vakalarda uzun 41 süreli tedavi gibi nedenlerle hastaya maliyeti oldukça artabilir. Otohemoterapinin sağladığı en önemli mali avantajlardan biri, hasta ve yakınlarıyla genel sağlık bütçesinde ciddi sıkıntılar oluĢturan hastanede yatma süresinin azalmasını sağlamasıdır. Bu sayede tedavi maliyetini büyük oranda düĢürdüğü de göz ardı edilemez. Zira, çok önemli bir hedef olan ekonomik amaç tedaviyle alakalı toplam maliyetlerin tahmin edilmesi veya bir Ģekilde hesaplanabilmesidir. Otohemoterapinin sağladığı çok önemli kazanımlardan biri de, immün sistemi aktive ederek hastalıkların nüksetmesini önlemesidir. Hastalıkların nüksedip tekrar ortaya çıkması, yeniden bir maliyet demektir. Üstelik, ayaktan tedavi gören hastaların hastane yatıĢı dıĢındaki nükslerinin ölçülmesi çok zordur. Astım, allerjik ürtiker, gastrit, bruselloz, migren gibi relaps olan (tekrarlayan) birçok hastalık vardır ki relaps maliyetleri ilk tedavi maliyetinin çok çok üzerinde bir mali gider oluĢturur. Otohemoterapinin bağıĢıklık sistemini uyarıcı ve zinde tutucu etkisi sayesinde bu tür yüksek meblağlardaki relaps maliyetleri engellenmiĢ olur. Tedavi kaynaklarının daha iyi tahsis edilebilmesi için, farmakoekonomistler hastalık maliyetleri hususunda bazı ideal analiz usüllerini önermektedirler. Bu maliyet analizleriyle hedeflenen; hastaların tedavi giderlerini gerçeğe en yakın boyutlarıyla tespit edip tedavi kaynaklarını daha hassas ölçülerde kullanmak, kaynak israfının ve gereksiz kaynak kullanımının önüne geçmektir. Otohemoterapinin sağladığı en mühim mali avantajlardan biri de budur. Kısa sürede ve kalıcı olarak sağladığı iyileĢme sayesinde gereksiz ilaç kullanımı ve kaynak israfının oluĢturduğu mali yükü, bireysel ve dolayısıyla da global manada ortadan kaldırmaktadır. Otohemoterapinin mali kazanımları sayesinde doğrudan ve dolaylı maliyetlere de set çekilmiĢ olmaktadır. Otohemoterapi uygulamasıyla akut veya kronik seyirli hastalıkların iyileĢmesi sayesinde engellenen yüksek meblağlardaki maliyetleri, sadece ilaçlar olarak düĢünmemek gerekir. Doğrudan maliyetler olan ; ayaktan veya hastaneye yatarak tedaviler, rehabilitasyonlar, ilaçların yan etkilerinin ayrıca tedavisi, evde bakım hizmetleri, laboratuar ve görüntüleme hizmetleri, hastanın yol ve transfer masrafları vs. birçok maliyetler, ayrıca dolaylı maliyetler olan iĢgücü kaybı, üretkenlik kaybı, hastaya bakan aile bireylerinin iĢgücü ve üretkenlik kaybı, sosyal bakım hizmetleri vs. maliyetler, OHT uygulaması sayesinde minimize olmakta ve 42 ortadan kalkmaktadır. Farmakoekonomide bu durum maliyetin en aza indirilmesi baĢlığı altında irdelelenmektedir. Bu sayede alternatif tedavi yöntemlerinin maliyetleri değerlendirilmektedir. Bu çalıĢmalarla farmakoekonomistler Ģu sonuca ulaĢmaktadırlar: Ġki alternatif tedavi aynı sonucu sağlıyorsa , daha az maliyeti olan yöntem tercih edilir. Bu bilimsel tespit o kadar mükemmeldir ki, tıbbi literatür çalıĢmalarında hastalıkların otohemoterapiyle tedavisi sayesinde elde edilen sonuçlara bakıldığı zaman; en az maliyetle en üst seviyede tedavinin otohemoterapi ile nasıl sağlanmakta olduğu net bir Ģekilde görülebilmektedir. 43 SONUÇ Bu proje çalıĢmasında, yapılan literatür taramalarıyla elde edilen bilimsel tespitler neticesinde OHT’nin, bir alternatif tıp yöntemi olmadığı gösterilmiĢtir. Ayrıca bu tedavi yönteminin bir asır öncesinden beri tüm dünyada bilimsel gerçekliğiyle kabul edildiği ve dünyanın tamamında önemli bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığı ispat edilmiĢtir. Yine görülmektedir ki; OHT; maliyeti oldukça az, uygulanması çok kolay, etkinliğiyle tahminlerin ötesinde hızlı ve kalıcı iyileĢmelere sebep olan, immün sistemde oluĢturduğu aktivasyon ile de kronik ve en ağır hastalıklarda dahi etkin ve kalıcı iyileĢme sağlayan bir tedavi yöntemidir. Bu çalıĢmada gösterilen en önemli bir gerçekte Ģudur ki; OHT sağlıklı bireylere uygulanabilmekte ve uygulandığı zaman ise hastalıklara karĢı süregen bir koruyucu etki sağlamaktadır. Proje kapsamında sunulan tespitler, saygın tıbbi literatür kaynaklarında konuyla ilgili çalıĢma sonuçları yayınlanan bilim adamlarınca da deklere edilmektedir. Bu çalıĢmada, otohemoterapinin kelime manasından tarihçesine, hayvan deneylerinden insanların hastalıklarının tedavilerine, uygulama tekniklerinden sosyal ve mali avantajlarına kadar birçok hususta OHT yönteminin insan sağlığı, bireysel ve global ekonomi, sağlık sosyolojisi açısından ne kadar kıymetli olduğu net bir Ģekilde gözler önüne serilmiĢtir. OHT, sadece kelime manası olarak kiĢinin kendi kanıyla tedavi edilmesi anlamına geldiğine göre, zaten içerdiği mana itibariyle tedavinin mahiyeti hakkında bilgi vermektedir. Bir çok farklı hastalık gruplarında kısa sürede baĢarılı ve kalıcı iyileĢmeler sağladığı ispatlanan OHT’nin, ülkemizde özellikle son 50-60 yıldır tıp gündeminin dıĢında tutulmuĢ olması ise oldukça düĢündürücüdür. Ġnsan sağlığı ile alakalı ilaç, aĢı ve bir çok medikal malzemelerin tedavi sektöründeki devasa sermayeleri, dünya genelinde bazı çıkar ve rant çevrelerinin tekelinde toplanmıĢtır. Bu ve benzeri sektörlerde dünyadaki en büyük pay sahipleri çoğunlukla bu rant odaklardır. Bu piyasalardaki baĢ döndürücü maddi menfaat boyutu, çoğu kez sağlığı olumsuz etkileyecek yanlıĢ tespitleri ve yönlendirmeleri içeren reklam ağırlıklı çalıĢmaları da ön plana çıkarabilmektedir. Meselenin daha 44 iyi anlaĢılabilmesi için (her ne kadar proje konusuyla doğrudan ilgili değil gibi addedilse de) temelde yatan esas soruna ıĢık tutabilecek nitelikte çarpıcı bir örnekleme yapılacak olursa: Bu çıkar odaklarının yıllarca ayçiçek yağı ve paket margarinlerin tüketimi ile ilgili bir Ģekilde ulaĢtıkları sözde sağlıkçılar vasıtasıyla yaptıkları yanlıĢ yönlendirmeler, özendirmeler ve sağlığa zararlı teĢvikler sonucu bu yağların onların anlattıkları Ģekilde vücut dostu olmadığı, aslında damarları büyük ölçüde tıkayıp kalp ve damar hastalıklarına zemin hazırladığı günümüzde yapılan bilimsel çalıĢmalarla ispatlanmıĢtır. Yine bir zamanlar yumurta yemeyin, kolesterolünüz yükselir deyip çok değerli bir besin kaynağı olan bu doğal gıdadan insanları mahrum bıraktıran zihniyetle, daha sonra oldukça pahalı olan kolesterol ilaçlarını gereksiz yere sayısız sağlıklı insanlara reçete olarak yazdırıp kullandırtan zihniyet eĢgüdümlü olup, bunların sağlığa verdikleri zarar, bugün sağduyulu bilim adamlarınca da kabullenilmektedir. Nitekim son yıllarda yapılan bilimsel çalıĢmalarla, yumurtanın, zeytinyağının, tereyağının vs. aslında sağlık için ne kadar yararlı olduğu ispatlanmıĢtır. Tıpkı bu örnekte olduğu gibi; dünyada sağlık alanında kullanılan ilaç hammaddeleri dahil medikal birçok sektörü elinde tutan bu rant odaklarının çıkarlarına ters düĢtüğü içindir ki; en az maliyetli ve en etkili bir tedavi yöntemi olarak OHT yöntemini gündem dıĢında tutmak için dünya genelinde sürekli gayret etmiĢlerdir. Örneğin; Brezilya’da otohemoterapi’nin etkinliğini dünyaya ispat eden, yaptığı sayısız baĢarılı çalıĢmalarla literatürlere giren, Dr. Luiz Moura’nın bu rant çevrelerinin uyguladıkları karalama politikaları sonucu onlarca yıl mahkemelerde yargılatılması, bunların en çirkin oyunlarına sadece bir örnektir. Yabancı web sayfalarında bu bilim adamının ismiyle girildiğinde, OHT uygulamaları nedeniyle ne kadar karanlık senaryolara maruz bırakıldığı görülecektir. Sonuçta ise tüm Brezilya’daki mahkemeler Dr.Luiz Moura’nın lehine karar vermiĢ, saygın bir bilim adamı olarak tıp literatür tarihindeki yerini almıĢtır. Ülkemizde 45’li yıllarda Ġstanbul Tıp Fakültesinde yabancı profesörleri tarafından OHT asıllı tıp ders olarak anlatılırken, sonraki zamanlarda tıp fakültelerindeki eğitim müfredatından bu bilimsel tedavi yöntemi çıkartıldı ve son yarım asırdır ülkemizde altı yıllık tıp eğitiminde hiçbir derste OHT’nin kelime olarak dahi talebelere bahsedilmedi. GeliĢmiĢ birçok ülkede kürsüleri ve branĢları bulunan OHT, ülkemizde tıp gündeminin dıĢında tutulmaya çalıĢıldı. Belki de bu tedavinin 45 en kolay ve en az maliyetle hastaları iyileĢtirmesi, ilaç, aĢı, ortez, protez ve benzeri baĢ döndürücü medikal sektörlerin çıkarlarına zarar verecekti. Tıpta hastalık yok, hasta vardır kavramıyla vicdan perspektifinden meseleye bakıldığı zaman aslında hasta için en yararlı olan yol takip edilmelidir. Elbette tercih noktasında en ucuz ve en etkili usulün tercih edilmesi gerekirdi. Ancak hem parasal boyutuyla bu sektörlerdeki menfaat odaklarının, hem de tıp fakültelerindeki akademik egoizmin temsilcileri konumunda olan bazı otoritelerin böyle bir tedavi metoduyla yıldızlarının sönmeye baĢlayıp rant ve çıkarlarının azalmaya baĢlayacağı endiĢesi inkar edilmez bir gerçek olarak görülebilmektedir. Dolayısıyla sorunun cevabının net olarak yorumlanmasında ne kadar tereddütsüz olunsa dahi, asıl üzüntü verici nokta, dünyanın bir çok üst seviyede tıp merkezlerinde bu hususla alakalı mikromoleküler ve biyokimyasal düzeyde bilimsel çalıĢmalar son hızıyla devam ediyorken, ülkemizde OHT’yle ilgili sadece bireysel- sporadik uygulamaların dıĢında bir çalıĢma yapılmayıĢıdır. Bu çalıĢmayı yaparken karĢılaĢılan en önemli zorluk, yerli tıbbi yazılı kaynak bulunamayıĢıydı. Zira yıllarca tıp gündeminin dıĢında tutulmuĢ bir konu hakkında yerli tıp kitaplarında elbette otohemoterapi ile alakalı bir çalıĢmaya ulaĢılamazdı. Daha sonra ise ülkemizde sadece bireysel olarak ozonlu otohemoterapi yöntemini uygulayan birkaç özel tıbbi tedavi merkeziyle ve hayvanlar üzerinde OHT uygulayan birkaç veteriner fakültesinin web sayfalarında yayınladıkları bazı çalıĢmalara eriĢilebildi. Ancak bunların dıĢında malesef fakülte bazlı herhangi yerli bir yazılı kaynağa ulaĢılamadı. Daha sonra Amerika’nın en büyük sanal bilimsel tıp kütüphanesi konumunda olan NCBI- PubMed baĢta olmak üzere, Medline, Cochrane Library, Locatorplus gibi saygın tıp literatür sitelerinde bu konu araĢtırıldı. KarĢılaĢılan durum çok manidardı. Zira, dünyanın geliĢmiĢ ülkeleri baĢta olmak üzere hemen hemen tamamında tıbbın birçok alanında, hatta en ileri biyomoleküler seviyelerde çok ayrıntılı ve değerli çalıĢma sonuçları ile karĢılaĢıldı. ÇalıĢmanın en düĢündürücü yönü de buydu. Ne yazık ki ülkemizde böyle değerli bir tedavi metodu ne üniversitelerde, ne bilimsel ve akademik eğitimlerde, ne de seminer ve kongrelerde anlatılmadı, öğretilmedi, üzeri hep siyah bir örtüyle kapalı tutuldu. 46 Bu konunun gündeme getirilmesindeki temel amaç; ülkemizde verilen tıp eğitimi ve insanımızın sağlığı adına otohemoterapi yönteminin üzerindeki kalın sis perdesinin biraz olsun aralanabilmesidir. Bu proje çalıĢmasıyla gösterilmiĢtir ki; OHT kavramı, bilimsel tıbbi bir gerçekliktir. Ayrıca dünyanın bir çok ülkesinde bu konudaki çalıĢmalar devam etmiĢ ve etmektedir. GeliĢmiĢ ülkelerde bununla ilgili kürsüler, branĢlar ve üst düzey tedavi merkezleri bulunmaktadır. Ne yazık ki ülkemiz bu konuda bir mahrumiyet içerisinde olup mutlak surette bu önemli konunun yeniden gündeme getirilmesi, hem tıbbi eğitim müfredatına bırakılması, hem de bu tedavi yöntemi hususunda tıp fakültelerinde ilgili birimlerin ve kürsülerin oluĢturulması gerekmektedir. Daha sağlıklı bir nesil ve daha parlak bir gelecek için sağlık adına bu açılımın yapılması elzemdir. Varsayımların değerlendirilmesi ise Ģu Ģekildedir: i. “ Otohemoterapi, bir alternatif tıp yöntemi değildir.” Bu varsayım tutarlıdır. Çünkü; bu proje çalıĢmasında taranan birçok tıbbi literatür kaynaklarından sağlanan veriler ve OHT’nin hastalarda tedavi yöntemi olarak uygulanmasından oluĢan tespitler neticesinde, OHT’nin, bir alternatif tıp yöntemi olmadığı gösterilmiĢtir. ii. “OHT, tüm dünyada 100 yıldan beri güvenle uygulanan bir tıbbi tedavi yöntemidir.” Bu varsayım tutarlıdır. Çünkü bu tedavi yönteminin 1913 yılından günümüze dek baĢarıyla uygulanarak bilimsel gerçekliğiyle kabul edildiği ve dünyanın hemen tamamında önemli bir tedavi yöntemi olarak kullanıldığı proje kapsamında ispat edilmiĢtir. iii. “OHT’nin immün sistemde oluĢturduğu aktivasyon ile kronik ve en ağır hastalıklarda dahi etkin ve kalıcı bir iyileĢme sağlanabilmektedir.” Bu varsayım tutarlıdır. Zira OHT; tıbbi tedavideki etkinliğiyle tahminlerin ötesinde mucizevi iyileĢmelere sebep olmaktadır. Projenin içeriğinde ve eklerinde bu hipotezi ispatlayan tıbbi literatür menĢeyli bilimsel çalıĢma örnekleri mevcuttur. 47 iv.“OHT sağlıklı bireylerde uygulandığında hastalıklara karĢı süregen bir koruyucu etki sağlamaktadır.” Bu varsayım tutarlıdır. Çünkü OHT vücut savunma sisteminde oluĢturduğu aktivasyon ve immün yanıt sayesinde sağlıklı insanlarda hastalıkların oluĢmasını engellemekte, tıpkı aĢıyla korunabilen hastalıkların aĢıyla önlenmesi gibi kiĢinin kendi kanıyla genel bir immünizasyon sağlanmaktadır. v.“Tıbbi tedavi yöntemleri içinde en kolay ve en ucuz bir yöntem olarak OHT’nin sosyal ve mali açıdan çok önemli avantajları vardır.” Bu varsayım tutarlıdır. Çünkü OHT; maliyeti sadece bir enjektör maliyeti kadar az, uygulanması ise oldukça kolay, sosyal ve mali açıdan birçok avantajları olan çok kıymetli bir tıbbi tedavi yöntemidir. vi. “Bu tedavi yönteminin ülkemizde yarım asırdır tıp gündeminin dıĢında tutulması ciddi bir kayıptır. Bu durumun hem ayrıntılı olarak sorgulanması, hem de bilimsel gerçekliğiyle fakültelerimizin ders müfredatına koyularak OHT hususunda bir ihtisas dalı oluĢturulması gerekmektedir.” Bu varsayım da tutarlıdır. Çünkü bu tedavi yöntemini uygulayan ülkelerde oldukça çarpıcı ve güzel sonuçlar elde edilmiĢtir, sayısız bilimsel çalıĢma sonuçları literatür kaynaklarında yayınlanmıĢtır. Ülkemizde ise maalesef yarım asırdan beri tıbbi gündem dıĢında tutulmuĢ, eğitim müfredatından dahi çıkartılmıĢtır. OHT gerçeği ülkemiz tıbbına aksettirip hayata geçirildiği zaman, her yıl en büyük bütçe açığını veren Sağlık Güvenlik Bütçesi’nin tedavi ve ilaç maliyetlerini de ortadan kaldıracaktır. Son olarak proje Ģu cümle ile özetlenebilir: Herkesin hastalığının ilacı; kendi kanında mevcuttur! 48 KAYNAKÇA Biedunkiewicz B.-Lizakowski S.- Tylicki L.- Skiboeska A.- Nieweglowski T.Chamienia A.- Debska-Slizien A.- Rutkowski B., Blood Coagulation Unaffected by Ozonated Autohemotherapy in Patients on Maintenance Hemodialysis, 2006, Arcmed-D-06-00197, Department of Nephrology, Transplantology and Internal Medicine, Medical University of Gdansk, Gdansk, Poland, http://www.arcmedres.com/article/S0188-4409(06)002232/abstract , (29.05.2013) Biricik H.S.- Çimtay Ġ.- Keskin O.- Baba Z.F., Bir Boğada Gözlenen Penis Fibropapillomunun Sağaltımında Otolog AĢı Ve Otohemoterapi Kombinasyonunun Etkisi, Veteriner Hekimleri Mikrobiyoloji Dergisi ElektronikVersiyonu,http://perweb.firat.edu.tr/personel/yayinlar/fua_851 /851_25844.pdf, (02.06.2013) Bocci V.A.- Zanardi I.- Travagli V., Ozone Acting on Human Blood Yields a Hormetic Dose-response Relationship, 2011, Journal of Translational Medicine, Dipartimento di Fisiologia, Università degli Studi di Siena, Viale Aldo Moro, 2, 53100, Siena, Italy, Journal of Translational Medicine 2011, doi:10.1186/1479-5876-9-66, http://www.translationalmedicine.com/content/ 9/1/66, (23.05.2013) Clavo B.- Santana-Rodriguez N.- Gutierrez D.- Lopez JC.- Suarez G.- Lopez L.Robaina F.- Bocci V., Long Term Iimprovement in Refractory Headache Following Ozone Therapy. 19(5):453-8.doi:10.1089/acm. 2012.0273, Epub 2012 Dec 7, Department of Radiation Oncology, Chronic Pain Unit of The Dr.Negrin University Hospital, Las Palmas, Canary Islands, Spain, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23215625, (29.05.2013) 49 Diadori A.- Zalaffi A.- Bocci V., Effects of Major Ozonated Autohemotherapy in The Treatmentof Dry Age Related Macular Degeneration: a Randomized Controlled Clinical Study, 2012, Department of Surgery and Bioengineering, Policlinico Le Scotte, University of Siena,Siena, Italy, PMID:23275905 [PubMed], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/ 23275905, (27.05.2013) Foglieni C.- Fulgenzi A.- Belloni D.- Sciorati C.- Ferrero E.- Ferrero M.E., Ozonated Autohemotherapy: Protection of Kidneys From Ischemia in RatsSsubjected to Unilateral Nephrectomy, BMC Nephrology, 2011, Clinical Cardiovascular Biology Laboratory, San Raffaele Scientific Institute, Milano, Italy, 12:61 doi:10.1186/1471-2369-12-61, http://www.biomedcentral.com/1471-2369/12/61, (11.06.2013) Frank A.- Rosales H.- José L.- Calunga F. - .Figueras J.T.- Cepero S.M., Ozone Therapy Effects on Biomarkers and Lung Function in Asthma, et al. Departmento de Biomedicina, Centro de Investigaciones del Ozono del Centro Nacional de Investigaciones Científicas, Ciudad de la Habana, Cuba, Received 18 February 2005; accepted 22 April 2005., (Arcmed-D-00072), http://www.arcmedres.com/article/S0188 4409(05)00246-8/abstract, (02.06.2013) Gracer RI.- Bocci V., Can The Combination of Localized "Proliferative Therapy" with "Minor Ozonated Autohemotherapy" Restore The Natural Healing Process?, , 2005;65(4):752-9, Gracer Medical Group, 5401 Norris Canyon Road, Ste. 102, San Ramon, CA 94583, USA, PMID:15951134 ,(PubMed indexed for MEDLINE), http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15951134, (29.05.2013) Gu XB- Yang XJ.- Zhu HY.- Xu YQ.- Liu XY., Effect of Medical Ozone Therapy on Renal Blood Flow and Renal Function of Patients With Chronic Severe Hepatitis, Chin Med J (Engl). 2010 Sep;123(18):2510-32010, Department of 50 Liver Diseases, Wuxi Hospital for Infectious Diseases, Jiangsu, China, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21034619, (27.05.2013) Karademir B., Kafkas Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, YYU Veteriner Fakultesi Dergisi, C.22 S.1, Kars, 2011, orijinal MAKALE ISSN: 1017-8422; eISSN: 1308-3651, http://abs.kafkas.edu.tr/upload/594/ otohemoterapi.pdf, (15.06.2013) Liang C.- Jiang T., Acupoint Autohemotherapy for Allergic Rhinitis And Ġts Effect on Serum IL-12 and IFN Gamma, Zhongguo Zhen Jiu. 2012 Dec;32(12):1077-80, Orthopaedics, College of Acupuncture-Moxibustion and Hubei University of CM, Wuhan 430065, China. [email protected], PMID:23301470, [PubMed - indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/ pubmed/23301470, (19.06.2013) Margalit M.- Attias E.- Attias D.- Elstein D.- Zimran A.- Matzner Y., Effect of Ozone on Neutrophil Function In Vitro, Clin Lab Haematol. 2001 Aug;23(4):243-7, Gaucher Clinic And The Department of Medicine And Surgery A, Shaare-Zedek Medical Center, Hadassah University Hospital (Mount Scopus), Jerusalem, Israel, PMID:11683785 [PubMed indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/11683785, (01.06.2013) Monte A., Zee H., Bocci V., Major Ozonated Autohemotherapy in Chronic Limb Ischemia With Ulcerations, JAltern Complement Med. 2005 Apr;11(2):3637, Erasmus Medical Center, Rotterdam, Netherlands, [PubMed - indexed PMID:15865505 for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15865505, (04.06.2013) Moura L., 0070509 (AHT), Autohemoterapia Coluna Revısado Com Capa, 2004, http://www.rnsites.com.br/aht_luiz_moura.pdf , (17.06.2013) 51 Moura L., Auto-Hemoterapia, 2004, http://www.rnsites.com.br/aht_ luiz_moura.pdf, (16.05.2013) Moura L., Auto-Hemoterapia, 2006, A Medicina Biomolecular foi Regulamentada Pelo Conselho Federal de Medicina na Resolução 1500/1998 e homologada na Resolução 1938/2010 com a Assessoria da Associação Brasileira de Medicina Biomolecularhttp://www.medicinacomplementar.com. br/tema130206.asp, (09.06.2013) Moura L., Autohemotherapy, 2006, http://www.medicinacomplementar. com.br/temaasp, (18.05.2013) Moura L., Homologada na Resolução Associação Brasileira de 1938/2010 Medicina com a Assessoria da Biomolecular, 2006, http://www.medicina. complementar.com.br/tema130206.asp, (18.05.2013) Moura L., Ozone is Medical Treeatment, autohemoterapia-contribucion-para-la 2010, http://pdfcast.org/pdf/ saude-espanol, (18.05.2013) Novakova K., Ozone Therapy and How It Helps With The Treatment of The Flu, October 10. 2012, http://drkatkanovakova.com/ozone-therapy/, (20.05.2013) Özlü T., “Hasta Performans Hakları Bağlamında ve Kalite Sağlık Finansmanı” , Dergisi, S.2, Sağlıkta Ankara, 2010 Petrosian N.E. - Nedel'ko N.A. - Gorbov L.V.- Petrosian E.A. , Use of Multidimensional Statistic Analysis or Integral Evaluation of Treatment Quality in Patients With Suppurative-Inflammatory Diseases of Maxillofacial Region, 2004;83(6):26-30, Stomatologiia (Mosk). [Article in Russian], PMID:15602469 [PubMed indexed for http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/ 15602469 , (07.06.2013) 52 MEDLINE], Shah P.- Shyam A.K.- Shah S., Adjuvant Combined Ozone Therapy For Extensive Wound Over Tibia, Leelavati Hospital, 2005;65(4):752-9, Department of Orthopaedics, and Saifee Hospital, Mumbai, India, Indian J Orthop. 2011 Jul;45(4):376-9. doi: 10.4103/0019-5413.80332D:21772635 [PubMed], PMCID: PMC313402, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/ pubmed/ 21772635, (30.05.2013) Shakman S.H., Autohemotherapy - The Magıc Shot?, 1998, http:// www.angelfire. com/ca/ instituteofscience/hemo.html, (15.05.2013) Shinriki N., Suzuki T., Takama K., Fukunaga K., Ohgiya S., Kubota K., Miura T., Susceptibilities of Plasma Antioxidants and Erythrocyte Constituents to Low Levels of Ozone, Haematologia (Budap). 1998;29(3):229-39, Sapporo Branch of Tsukuba Materials Information Laboratory, Sapporo, Japan, PMID:10069448 [PubMed- indexed for MEDLINE], http://www.ncbi .nlm. nih. gov/ pubmed/10069448, (03.06.2013) Tav A.ġ., ġizofreni Tedavisinde Direkt Maliyeti Belirleyen DeğiĢkenlerin KarĢılaĢtırmalı Değerlendirilmesi YayınlanmamıĢ Uzmanlık Tezi, Sağlık Bakanlığı, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve AraĢtırma Hastanesi, Ġstanbul, 2006, s.7 Tolgay, http://forum.petarkadas.com/kopek-sagligi/egzama-tedavisi-ve ilaç , (02.06.2013) Zaky S.- Kamel S.E.- Hasan M.S.- Sellem'in N.A.- Shahata M.A.- Helal S.R. Mahmud H., Preliminary Results of Ozone Therapy as a Possible Treatment For Patients With Chronic Hepatitis C. , J Altern Complement Med. 2011 Mar;17(3):259-63. doi: 10.1089/acm.2010.0016, Department of Tropical Medicine and Gastroenterology, Assiut University, Assiut, Egypt, PMID:21417811 [ PubMed - indexed for MEDLINE ], http://www.ncbi. nlm.nih.gov/pubmed/21417811, (01.06.2013) 53 Zaslavsky I., AHT Hemoterapia, 189.63.220.85, 2010, http://www.hemoterapia. org/informacoes_e_debate/comentarios/ver_opiniao/ida-zaslavskyautohemoterapia-terapeutica-que-utiliza-o.asp, (20.05.2013) …..,http://www.arcmedres.com/article/S0188-4409(05)00246-8/abstract, (02.06.2013) ….., http://autohemo.blogspot.com/2007/05/comunidade.html, (18.05.2013) …..,http://docs.google.com/Doc?id=ddq5qwkp_61gg74q3gs, (16.05.2013) …..,http://ozoneforhealth.com/ozone/ozone-is-a-medical-treatment/, (17.05.2013) …..,http://paginas.terra.com.br/saude/Autohemoterapia/, (08.06.2013) …..,http://www.marmaraozon.com/L/TR/mid/128/Ozon_Terapisi_Hakkinda.html, (17.05.2013) …..,http://www.ozonestudios.co.za/ozone-therapy/history, (16.05.2013) …..,http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-nedir, (13.06.2013) …..,http://www.ozonterapist.com/ozon-terapi-uygulamalari/ozon-terapi-uygulamayontemleri-101.html, (20.05.2013) 54 Ek-1: Otohemoterapiyle Alakalı Tıbbi Literatür Kaynaklarında Yabancı Ülkelerde Yapılan Bilimsel ÇalıĢmalardan Örnekler Projenin hazırlanması süresince üzerinde en çok yoğunlaĢılan ve en fazla zaman harcanan kısmlarından biri bu bölümdü. Zira bu örnek vakaların yayınlandığı literatürlerin tamamı yabancı dildeydi ve aslına sadık kalınarak tercüme edilmeleri gerekiyordu. Farklı literatür kaynakları taranarak değiĢik yabancı ülkelerdeki OHT’yle alakalı bilimsel çalıĢma örnekleri özetlenerek bu bölümde sunulmuĢtur. a: Çin’de OHT ÇalıĢmasına Ġki Örnek a1: Akupunktur Noktasına Yönelik Otohemoterapi Uygulamasıyla Serum IL-12 Ve IFN-Gama ile Allerjik Rinitteki Etkisi Bu çalıĢmada, alerjik rinit hastalarında farmakolojik preparat olarak tedavide kullanılan antiallerjik loratadin etken maddeli ilaçla mukayese edilmek suretiyle, otohemoterapinin allerjik rinit tedavisinde daha etkili olduğunun ispatı yapılmıĢtır. Bu bilimsel çalıĢma, mikromoleküler düzeyde gerçekleĢtirilen üst düzeyde bir tıbbi çalıĢma örneğidir. Yapılan çalıĢma süresince, mukayeseli tedavi uygulamasıyla OHT uygulanan hastalarda tedavinin toplam etkinlik oranı % 83.3 (20/24) olarak sonuçlanırken , loratadin uygulanan diğer hasta grubunda ise % 66.7 (14/21) oranla sonuçlanması gösterdi ki, alerjik rinit tedavisinde OHT daha etkili olmuĢtur. Tedaviden sonra, her iki grupta hastaların klinik semptom skorları düĢürülmüĢ, bu kez hapĢırma ve burun akıntısı skorlarındaki gerileme otohemoterapi grubunda çok daha belirgin hale gelmiĢtir. Sonuç olarak; OHT tedavisiyle önemli ölçüde allerjik rinitin klinik belirtilerinin rahatladığı ve tedavi edici etkisi ile aynı zamanda serum IL-12 içeriğive IFN-gama sentezinin artıĢının da loratadin tablete kıyasla OHT’de daha etkili olduğu tespit edilmiĢtir.37 37 C. Liang- T. Jiang, Acupoint Autohemotherapy for Allergic Rhinitis And Ġts Effect on Serum IL-12 and IFN Gamma, Zhongguo Zhen Jiu. 2012 Dec;32(12):1077-80, College of Acupuncture-Moxibustion and Orthopaedics,Hubei University of CM, Wuhan 430065, China. [email protected], PMID:23301470 [PubMed indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23301470, (19.06.2013) 55 a2: Kronik Ağır Hepatit Hastalarının Böbrek Kan Akımı ve Böbrek Fonksiyonu Üzerinde Ozonlu Otohemoterapi Tedavisinin Etkisi Ozonlu otohemoterapinin ciddi hepatit tedavisinde bazı etkileri olduğu bildirilmiĢtir, ancak mekanizması açık açıklananamamıĢtır. Ağır hepatitte ölüm nedenlerinden biri böbrek hasarı veya hepatorenal sendromun komplikasyonudur. Bu nedenle, plazma renin aktivitesi (PRA), anjiotensin II (AII), aldosteron (ALD), renal kan akımı ve kronik ağır hepatit hastalarının böbrek fonksiyonu üzerinde ozonlu otohemoterapi tedavisinin sistemik etkilerini gözlemlemek ve tıbbi ozon tedavisinin etki mekanizmalarını keĢfetmeyi amaçladık. Ve sonuçta gördük ki Ģiddetli hepatit tedavisinde ozonlu otohemoterapi faydalıdır. Kronik ağır hepatitli hastalar için temel tıbbi tedaviyle birlikte otohemoterapi tedavisi uygulandığında, hastalarda önemli ölçüde PRA, AII ve ALD düzeyleri etkilenmiĢ, böbrek kan akıĢını hızlanmıĢ, belli ölçüde böbrek hasarı önlenmiĢ ve hastaların hayatta kalma oranını artırabileceği tespit edilmiĢtir.38 b: Ġtalya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Randomize Bir Otohemoterapinin YaĢa Klinik Bağlı ÇalıĢma Kuru Makula Ġle Majör Ozonlu Dejenerasyonu (AMD) Tedavisindeki Etkisi Bu çalıĢma randomize, kontrollü klinik bir çalıĢmadır. Her iki gözünde kuru AMD (sarı nokta hastalığı) tanısı kesinleĢmiĢ 140 hastalardan rastgele 27’Ģer kiĢilik iki ayrı hasta grubu oluĢturuldu. Kuru makula hastası (AMD) olan birinci gruba 12 ay boyunca ozonlu otohemoterapi uygulandı, diğer gruba ise kuru AMD tedavisinde standart olarak kullanılan ancak sadece hastalığın ilerlemesini yavaĢlatıcı etkisi olan multi-vitamin tedavisi verildi. Otohemoterapi uygulanan birinci hasta grubunda, 6 ve 12 ay arasında gittikçe düzelen görme keskinliği tespit edildi. OHT uygulanmayan 38 XB. Gu- XJ. Yang- HY. Zhu- YQ Xu- XY. Liu, Effect of Medical Ozone Therapy on Renal Blood Flow and Renal Function of Patients With Chronic Severe Hepatitis, Chin Med J (Engl). 2010 Sep;123(18):2510-32010, Department of Liver Diseases, Wuxi Hospital http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21034619, (27.05.2013) 56 for Infectious Diseases, Jiangsu, China, diğer hasta grubunda ise görme keskinliğinde herhangi bir düzelme tespit edilemedi. Bu çalıĢmanın sonucunda ; majör ozonlu otohemoterapinin, kuru AMD’li yüksek riskli hastalar için güvenli ve etkili bir tedavi seçeneği olabileceği bilimsel olarak kanıtlanmıĢ oldu.39 c: Ġspanya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Ozonlu Otohemoterapi Sonrası Dirençli BaĢ Ağrısında Uzun Süreli ĠyileĢme : Tıbbi terminolojide sefalji olarak bilinen baĢ ağrısıyla alakalı yapılan istatistiki çalıĢmalarda, genel nüfusun yaklaĢık 10% -15%’inin bu rahatsızlıktan müzdarip olduğu tespit edilmiĢtir. BaĢ ağrısının iyileĢtirilmesinde tıbbi olarak çeĢitli tedaviler uygulanmaktadır. Tıbbi tedavi usülleri dıĢında hipnoz, akupunktur, biyoenerji vs alternatif tıp metodlarıyla da baĢağrısını tedavi eden merkezler mevcuttur. Tıbbi olarak ise genellikle ilaçlar, oksijen inhalasyonu, davranıĢ psikolojisi, fizik tedavi gibi metodlar uygulanmaktadır. Tedaviye dirençli olduğu zaman, bunun yaĢam kalitesi üzerinde ciddi etkisi vardır. ÇalıĢma neticesinde; otohemoterapi uygulanan, tedaviye dirençli kalıcı / Ģiddetli baĢ ağrısı Ģikayeti olan hastalarda, OHT öncesi ve sonrası (ortalama : 64.6 ± 36.8 ay) ağrıları izlenmiĢ, otohemoterapi tedavisinin etkisiyle hastalardaki dayanılmaz baĢ ağrısının sıklığı ve Ģiddeti azalmıĢtır40 39 E. Borrelli- A. Diadori- A. Zalaffi- V. Bocci, Effects of Major Ozonated Autohemotherapy in The Treatment of Dry Age Related Macular Degeneration: a Randomized Controlled Clinical Study, 2012, Department of Surgery and Bioengineering, Policlinico Le Scotte, University of Siena, Siena, Italy, PMID:23275905 [PubMed], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23275905, (27.05.2013) 40 B. Clavo- N. Santana-Rodriguez- D. Gutierrez- JC. Lopez- G. Suarez- L. Lopez- F. Robaina- V. Bocci, Long Term Iimprovement in Refractory Headache Following Ozone Therapy. 19(5):453-8.doi:10.1089/acm. 2012.0273, Epub 2012 Dec 7, Department of Radiation Oncology, Chronic Pain Unit of The Dr.Negrin University Hospital, Las Palmas, Canary Islands, Spain, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23215625, (29.05.2013) 57 d: Polonya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Ozonlu Otohemoterapi Uygulanan Hemodiyaliz Hastalarında Kan PıhtılaĢması OluĢmaması : Ozonlu otohemoterapi, periferik arter tıkayıcı hastalığı ile hemodiyaliz uygulanan hastalarda klinik olarak yararlı bir tedavi yöntemidir. Diyaliz hastalarının çoğunluğunda bir hiper pıhtılaĢma durumu vardır. Trombotik (damar tıkayıcı) komplikasyonlar morbidite ve hemodiyaliz uygulanan hastalarda mortalitenin (ölümcül olmanın) en önemli nedenidir. Hemodiyaliz uygulanan 11 hastada otohemoterapinin kan pıhtılaĢması üzerindeki etkileri bilimsel bir klinik çalıĢmayla değerlendirildi. Sonuçta; dokuz seans sonra ölçülen parametrelerin değerlerinde istatistiksel olarak kan pıhtılaĢması komplikasyonu gözlenmedi. Ölçülen değiĢkenler doğrultusunda hastaların durumu tedavi öncesi değerler ile karĢılaĢtırıldığında, herhangi bir trombotik sorun oluĢmadı.41 e: Amerika’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Minör Ozonlu OHT’nin Lokaliz Proliferatif Tedavi ile Kombinasyonunda Doğal ĠyileĢme Sürecini Geri Getirmesi Proliferatif tedavi olarak bilinen rejeneratif enjeksiyon tedavisi (RIT), spinal ve periferik eklem ve bağ dokusu patolojileri olan hastalarda ABD’de 30 yılı aĢkın bir süredir kullanılmaktadır. Rejeneratif enjeksiyon tedavisinin en sık uygulama Ģekli, eklemeler, bağlar ve tendonlar üzerine hafif irrite edici ilaçların enjeksiyonudur. Bu enjeksiyonlar normal iyileĢme sürecini ve bu yapıların yenilenme sonuçlarıyla hafif bir inflamatuvar yanıta neden olur. Aynı zamanda, küçük sinir lifleri (C lifleri) ve temel yapıların artmıĢ nörolizinin bir kombinasyonu yoluyla acıya daha az duyarlı hale gelir. Otohemoterapi bugün pek çok Avrupa 41 B. Biedunkiewicz- S. Lizakowski- L. Tylicki- A. Skiboeska- T. Nieweglowski- A. Chamienia- A. DebskaSlizien- B. Rutkowski, Blood Coagulation Unaffected by Ozonated Autohemotherapy in Patients on Maintenance Hemodialysis, 2006, ARCMED-D-06-00197, Department of Nephrology, Transplantology and Internal Medicine, Medical University of Gdansk, Gdansk, Poland, http://www.arcmedres.com/article/S01884409(06)00223-2/abstract , (29.05.2013) 58 ülkesinde uygulanan bilimsel olan bir tedavi yöntemidir. Otohemoterapi , ya intravenöz ozonlu kan verilerek veya kas içi enjeksiyon ile yapılır. OHT sayesinde bağıĢıklık sistemi ve Ģifa sistemlerinin uyarılmasını sağlar. Rejeneratif enjeksiyon tedavisine (RIT) ek olarak, iyileĢme . sürecini artırmak ve desteklemek için bağıĢıklık sistemini uyaran intravenöz majör otohemoterapi ile birlikte uygulanan hastalarda, rejeneratif enjeksiyon tedavisi ve otohemoterapinin etkileri ayrıntılı olarak ayrı ayrı incelenmiĢ ve bilimsel açıdan oldukça önemli sonuçlara ulaĢılmıĢtır. Bu tedavi yöntemleri arasında arayüz araĢtırılması sonucu elde edilen bu çok olumlu sonuçların, bu alanda bilimsel çalıĢma yapanları OHT mevzuunda genel ilgiye teĢvik edeceğini umuyoruz.42 f: Hindistan’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Tibia Üzerinde GeniĢ Yara Ġçin Kombine Otohemoterapi Tedavisi OHT, iyileĢmeyen veya iskemik yaraların tedavisinde kullanılmaktadır. Proksimal tibia kırığı olup cerrahi tedavi sonrası kompartman sendromu geliĢmiĢ yaĢlı bir kadın hastada yaygın enfekte yara oluĢmuĢ ve tibianın (kaval kemiği) yüzde 80’ine bulaĢmıĢtı. Bu süreç içinde farklı komplikasyonlar da geliĢmiĢ hastanın diz eklemi aktif iltihabi reaksiyon ile enfekte olmuĢtu. BaĢvuru sırasında hastaya lokal ve sistemik tedaviye devam edilse de kalıcı yara iyileĢmesinin baĢarısız olacağı söylendi, bu nedenle iltihabın diğer dokulara da yayılmaması için tıbbi çözüm olarak ampütasyon (bacağın kesilmesi) tavsiye edildi. Ancak bir süre daha ampute edilmeyip tekrar yara debridmanı ve parenteral antibiyotik tedavisiyle eĢ zamanlı lokal ozon tedavisi ve OHT birlikte uygulanarak 15 gün boyunca tedavi aldı. Topikal Ozon tedavisi günde iki kez, OHT ise günde bir kez ilave edilerek günlük pansuman ve parenteral antibiyotik ile birlikte hastaya verildi. 5 gün içinde, yaraya maruz tibia kemik bölgesinde hızlı bir iyileĢme gözlendi ve deri grefti için yeterli hale geldi. OHT’yle iyileĢmiĢ yara bölgesine 5 gün daha tedaviye devam edildi. 15.gün implant çıkarılması, intramedüller çivileme ve latissimus dorsi 42 RI. Gracer- V. Bocci, Can The Combination of Localized "Proliferative Therapy" with "Minor Ozonated Autohemotherapy" Restore The Natural Healing Process?, , 2005;65(4):752-9, Gracer Medical Group, 5401 Norris Canyon Road, Ste. 102, San Ramon, CA 94583, USA, PMID:15951134 ,(PubMed - indexed for MEDLINE), http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15951134, (29.05.2013) 59 pediküllü flep yapıldı. Kemik ve yumuĢak doku daha da iyileĢti, ve 20 ay takip edildi. 20 ayın sonunda ise artık hasta desteksiz olarak rahatlıkla yürüyordu.43 g: Mısır’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Kronik Hepatit-C’si Olan Hastalarda Tedavi Olarak Otohemoterapinin Sonuçları ÇalıĢmanın amacı HCV RNA’sı pozitif kronik hepatit-C’li hasatalarda ozonlu otohemoterapinin karaciğer enzimleri üzerindeki etkisini ve rolünü değerlendirmektir. Medikal ozon tedavisinin, bakteri mantar ve virüsleri elimine ettiği, hatta bazı çalıĢmalarda virüsleri % 100 öldürebildiği kanıtlanmıĢtır. Ozonlu otohemoterapinin hepatit-C tedavisi için önemli bir rolü olduğu ve güçlü bir hepatit-C virüsü (HCV) inaktivatörü olduğu bilinmektedir. Yaptığımız çalıĢmada, klasik tedavi alan hepatit-C’li hastalara kıyasla, ozonlu otohemoterapi uygulanan diğer gruptaki hastaların semptomlarında çok önemli geliĢmeler vardı. ALT ve AST (karaciğer enzimleri) karĢılaĢtırıldığında, otohemoterapi uygulanan grupta % 57.5 ve % 60 normalleĢtiği tespit edildi. HCV RNA polimeraz zincir reaksiyonu (PCR), klasik tedavi verilen gruba kıyasla, ozonlu otohemoterapi uygulanan hastalarda 30 ve 60 seanstan sonra % 25 ile % 44.4 arasında negatifleĢti. OHT, kronik hepatit-C ile iliĢkili klinik belirtilerde önemli ölçüde düzelme sağlamakta ve hastaların çoğundakaraciğer enzimleri olan ALT ve AST düzeylerinin normalleĢtiği görülmektedir. OHT ile kronik hepatit-C hastalarının% 45’inde HCV RNA ortadan kaybolmaktadır.44 43 P. Shah- AK. Shyam- S. Shah, Adjuvant Combined Ozone Therapy For Extensive Wound Over Tibia, 2005;65(4):752-9, Department of Orthopaedics, Leelavati Hospital, and Saifee Hospital, Mumbai, India, Indian J Orthop. 2011 Jul;45(4):376-9. doi: 10.4103/0019-5413.80332D:21772635 [PubMed], PMCID:PMC313402, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21772635, (30.05.2013) 44 S. Zaky- S.E. Kamel- M.S.Hasan- N.A. Sellem'in- M.A. Shahata- S.R. Helal- H. Mahmud, Preliminary Results of Ozone Therapy as a Possible Treatment For Patients With Chronic Hepatitis C. , J Altern Complement Med. 2011 Mar;17(3):259-63. doi: 10.1089/acm.2010.0016, Department of Tropical Medicine and Gastroenterology, Assiut University, Assiut, Egypt, PMID:21417811 [PubMed - indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21417811, (01.06.2013) 60 h: Küba’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Astım’da Akciğer Fonksiyonu ve Biyomarkırlar Üzerinde Ozonlu Otohemoterapinin Etkisi Astım hastaları üç farklı ozonlu otohemoterapi tedavi protokolleri ile üç kür ; 5 ay, 6 ay ve yaklaĢık 1 yıl tedavi edildi. Serum IgE, PBMC ve antioksidan etkisi için biyolojik HLA-DR, her döngü sonunda ölçüldü. Akciğer fonksiyon ve belirtileri testin baĢında ve üçüncü aĢamadan sonra kaydedildi. ĠndirgenmiĢ glutatyon, glutatyon peroksidaz, glutatyon redüktaz ve glutatyon S-transferazdaki artıĢlar tüm tedavilerde elde edilmiĢken; IgE ve HLA-DR, tedavilerin üç tipinde de azalmıĢtı. Akciğer fonksiyonları ve solunum testi bulguları belirgin olarak düzeldi. Otohemoterapi öncesi, glutatyon antioksidan parametreleri atopik astım ile iliĢkili oksidatif stres oluĢumu düĢündüren, normal referans değerlerinin altındaydı. Bu çalıĢma, antioksidan elemanların oluĢumu ile birlikte IgE ve enflamatuar bulguların azaltılmasında otohemoterapinin etkinliğini göstermektedir. ÇalıĢmada görüldü ki ; bağıĢıklık ve oksidatif stres düzenleme özellikleri ile atopik astımda, sistemik majör otohemoterapinin rolü yükseltir.45 i: Ġsrail’de OHT ÇalıĢmasına Örnek Ozonlu Otohemoterapinin Nötrofil Fonksiyonları Üzerindeki Etkisi Ozonlu otohemoterapi yaygın olarak özellikle Almanya ve Doğu Avrupa’da uygulanmaktadır. Ozonlu majör otohemoterapi’nin iskemik, bulaĢıcı, öz bağıĢıklık ve neoplastik hastalıklar da dahil olmak üzere çeĢitli patolojik durumlarda tedavi edici etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Bu çalıĢmada, ozonlu otohemoterapinin invitro periferik kan nötrofil fonksiyonu üzerindeki etkisini tespit etmek için sağlıklı gönüllülerden alınan kandaki nötrofil yapıĢması ve kemotaksisi, otohemoterapiden 45 A.Frank- H.Rosales- L. José- F. Calunga- J. T.Figueras- S.M. Cepero, Ozone Therapy Effects On Biomarkersand Lung Function in Asthma, et al.Departmento de Biomedicina, Centro de Investigaciones del Ozono del Centro Nacional de Investigaciones Científicas, Ciudad de la Habana, Cuba, Received 18 February 2005; accepted 22 April 2005.,(ARCMED-D-00072), http://www.arcmedres.com/article/S0188 4409(05)00246-8/abstract, (02.06.2013) 61 önce ve sonra incelenmiĢtir . ÇalıĢmanın sonucunda; ozonlu otohemoterapinin nötrofil fonksiyonları açısından güvenli olduğu görülmüĢtür. Önceki veriler ile birlikte değerlendirildiğinde, majör otohemoterapinin, klinik çalıĢmalarda iyi tasarlanmıĢ olduğu gibi teĢvik edilmesi gerektiği de anlaĢılmıĢtır.46 j: Japonya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Minör Otohemoterapiyle Plazma Antioksidan ve Eritrosit BileĢenlerinin Duyarlılıkları Bu çalıĢma, mikromoleküler düzeyde gerçekleĢtirilen oldukça önemli biyokimyasal sonuçların elde edildiği üst düzeyde bir bilimsel çalıĢma örneği olup, minör ozonlu otohemoterapi (40 microgO3/ml) ile insan kanı bileĢenlerinin duyarlılıklarını değerlendirilmek hedeflenmiĢti. OHT uygulamasından sonra plazma antioksidan ve eritrosit bileĢenlerinden kan askorbik asit, ürik asit, ve plazmadaki a-tokoferol azalmıĢ, buna karĢılık bilirubin ise etkilenmemiĢtir. Plazmada tiyobarbitürik asit-reaktif maddelerin içeriği artmıĢtır . Ancak, eritrosit zarında tiyobarbitürik asit-reaktif maddeler ve alfa-tokoferol içeriği önemli ölçüde etkilenmemiĢtir. Katalaz, glütation peroksidaz, glutatyon redüktaz ve süperoksit dismutaz seviyesi test edilmiĢ ve sonuçta, ozonlu minör OHT’nin kanda yararlı kimyasal etkiler oluĢturduğu görülmüĢtür. Bu çalıĢma sonuçlandığı zaman, OHT sayesinde kandaki plazma antioksidanları ve alyuvar bileĢenlerinin duyarlılıklarının bilimsel olarak ispatı yapılmıĢtır.47 46 M. Margalit- E. Attias- D. Attias- D. Elstein- A. Zimran- Y. Matzner, Effect of Ozone on Neutrophil Function Ġn Vitro, Clin Lab Haematol. 2001 Aug;23(4):243-7, Of Medicine and Surgery A, Shaare-Zedek Gaucher Clinic and The Department Medical Center, Hadassah University Hospital (Mount Scopus), Jerusalem, Israel, PMID:11683785, [PubMed – indexed for MEDLINE], http://www.ncbi. nlm.nih.gov/pubmed/11683785, (01.06.2013) 45 N. Shinriki- T. Suzuki- K. Takama- K. Fukunaga- S. Ohgiya- K. Kubota- T. Miura, Susceptibilities of Plasma Antioxidants and Erythrocyte Constituents to Low Levels of Ozone, Haematologia (Budap). 1998;29(3):229-39, Sapporo Branch of Tsukuba Materials Information Laboratory, Sapporo, Japan, PMID:10069448 [PubMed - indexed for MEDLINE], (03.06.2013) 62 http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/10069448, k: Hollanda’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Ülserasyonlu Kronik Ekstremite Ġskemilerinde, Majör Otohemoterapinin Etkisi Bu makalede, otohemoterapinin ağrılı, inatçı bacak ülserleri ile tutulmuĢ iki hastada uygulanan OHT’nin yararlı etkileri rapor edilmiĢtir. Hastaların birinde tip II diabet (DM), diğerinde ise vaskülit hastalığı vardı. Her iki hasta da bir dermatolog, bir dahiliye uzmanı ve bir de vasküler cerrah olmak üzere birçok uzman tarafından muayene edilmiĢ, tedavileri verilmiĢ, ancak klinikleri kötüleĢmeye devam etmekteydi. Bu hastaların ağrıları artık dayanılmaz hale gelince ağrılarının durdurulması amacıyla ağrı kliniğine geldiler. Kimyasal bel sempatektomisinin (sempatik sinirlerin kesilmesinin) yanı sıra bupivakain ve morfin ile epidural blokaj, ağrıyı azaltmada orta derecede etkiliydi. OHT tedavisi bu hastalara birkaç ay boyunca uygulandı ve tedavi sonucunda tatmin edici bir iyileĢme gözlendi.48 l: Rusya’da OHT ÇalıĢmasına Örnek Maksillofasiyal Bölgenin Süpüratif-Ġnflamatuvar Hastalığı Olan Hastalarda Otohemeterapi Bu çalıĢmada, çene-yüz bölgesinde kronik süpüratif-inflamatuvar (akıntılı iltihap) hastalığı olan hastaların tedavisinde farklı yöntemlerle yapılan tedavilerin etkinliğinin karĢılaĢtırmalı değerlendirilmesi yapılmıĢtır. Bu amaçla, öncelikli olarak matematiksel istatistiki modern yöntemlerin olanakları analiz edildi. Yapılan analiz sonuçları ayrıntılı olarak değerlendirildikten sonra, bu kronik akıntılı enfeksiyonu olan hastalarda otohemoterapi uygulanmasına karar verildi. Tedavi etkinliğinin ayrılmaz indeksi olarak uygulamada sodyum hipoklorit tedavisine ilaveten hastalara intravenöz ozonlu otohemoterapi enjeksiyonu da uygulandı Düzenli aralıklarla ve OHT’ye özgü uygulama protokolüyle hedeflenen tedavi tamamlandı. Yapılan OHT 48 A. Monte- H. Zee- V. Bocci, Major Ozonated Autohemotherapy in Chronic Limb Ischemia With Ulcerations, J Altern Complement Med. 2005 Apr;11(2):363-7, Erasmus Medical Center, Rotterdam, Netherlands, PMID:15865505 [PubMed - indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15865505, (04.06.2013) 63 tedavisi sonucunda; bu tıbbi tedavi yöntemi sayesinde, hasta kiĢilerde sağlıklı kiĢilerdekilere eĢdeğer biyolojik kazanım sağlanmakta olduğu görüldü. Bu çalıĢmayla, diğer tıbbi tedavi yöntemlerine göre OHT’nin, hastaların iyileĢmesinde daha fazla etkinlik sağladığı kanıtlanmıĢ oldu.49 49 N.E Petrosian , N.A Nedel'ko , L.V. Gorbov, E.A. Petrosian , Use of Multi-dimensional Statistic Analysis for Integral Evaluation of Treatment Quality in Patients With Suppurative-Inflammatory Diseases of Maxillofacial Region, 2004;83(6):26-30, Stomatologiia (Mosk). [Article in Russian], PMID:15602469 [PubMed – indexed for MEDLINE], http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/15602469, (07.06.2013) 64 Ek-2: Hayvanlar Üzerinde Yapılan Bazı Bilimsel Otohemoterapi ÇalıĢma Örnekleri a: Ozonlu Otohemoterapiyle Tek Taraflı Böbreği AlınmıĢ Sıçanlarda Sağlam Tek Böbreğin Ġskemiden Korunması Ozonlu otohemoterapi (OAH), daha önceden beri periferal tıkayıcı arter hastalığından etkilenen hastaların tedavisinde baĢarıyla kullanılmaktadır. Bu çalıĢma iskemi ve iskemi / reperfüzyon hasarından sıçanlarda böbrek korumasında da OAH’nin etkilerini analiz etmektedir. Serum kreatinin ve kan üre azot seviyelerinin değerlendirilmesiyle ve histolojik çalıĢmalar sonucunda ; OAH’nin etkisiyle sıçan böbrek fonksiyonları ve parankim yapısının önemli ölçüde düzeldiği, renal βNADPH-diaforaz enzim seviyesinin istenilen seviyeye yaklaĢtığı, önemli ölçüde oksijen tüketim oranının arttığı, ve konfokal mikroskobu ile değerlendirilerek mitokondriyal aktivitenin de oldukça arttığı tespit edildi. Sıçanlarda ortalama arter basıncı önemli ölçüde iskemi sırasında artmıĢ ise de kalp hızında belirgin olarak, deneysel iĢlem sırasında değiĢiklik yoktu. Ameliyat sonrasında poliüri veya oligüri tespit edilmedi. Bu bilimsel çalıĢmada ulaĢtığımız sonuçla aterosklerotik süreçlerde komplikasyonların oluĢmaması için umut verici bir müdahale olarak OHTyi öneriyoruz.50 b: Bir Boğada Gözlenen Penis Fibropapillomunun Sağaltımında Otolog AĢı Ve Otohemoterapi Kombinasyonunun Etkisi Bu çalıĢmada, 1.5 yaĢında HolĢtayn ırkı bir boğada rastlanan penis fibropapillomu 50 olgusunun sağaltımında otolog C. Foglieni- A. Fulgenzi- D. Belloni- C. Sciorati- E. Ferrero- M. E. Ferrero, aĢı ve otohemoterapi Ozonated Autohemotherapy: Protection of Kidneys From Ischemia in RatsSsubjected to Unilateral Nephrectomy, BMC Nephrology, 2011, Clinical Cardiovascular Biology Lab., San Raffaele Scientific Institute, Milano, Italy, 12:61 doi:10.1186 1471 -2369-12-61 , http://www.biomedcentral.com/1471-2369/12/61, (11.06.2013) 65 kombinasyonunun etkinliği araĢtırıldı. ÇalıĢma materyalini, özel bir iĢletmeye ait 1.5 yaĢında HolĢtayn ırkı bir boğa oluĢturdu. Otohemoterapi uygulaması için vena jugularis'ten steril bir enjektöre alınan 40 ml kan, yine skapula gerisine deri altı yolla 1 hafta aralıklarla toplam 4 kez uygulandı. Ġlk uygulamadan sonra olgunun 20 gün aralıklarla ve 4 ay süreyle kontrolü yapılarak iyileĢme derecesi takip edildi.Birçok araĢtırıcı, deri papillomatozisinin tedavisinde otolog aĢının,bazıları da otohemoterapi uygulamalarının baĢarılı sonuçlar verdiğini bildirmektedirler. Bu olguda, uygulanan kombine tedavinin etkili olduğu ve kontrol süresi sonunda makroskobik olarak en az % 50'ye yakın bir gerileme sağladığı tespit edildi.51 c: Ġnek ve Düvelerde Meme Papillomatozisinin Tedavisi ve Etiyolojisi Üzerine ÇalıĢma Bu çalıĢmada meme baĢında ve/veya meme derisinde papillom bulunan 58 baĢ inek ve düve materyal olarak kullanıldı. Otuz hayvanda bulunan papillomlar elektrokoterle uzaklaĢtırılırken, geri kalan hayvanların 8’ine otohemoterapi, 10’una otojen aĢı ve 10’una da otohemoterapi + otojen aĢı uygulandı. Otuz hayvandan alınan siğil örneklerinin histopatolojik muayenesinde, siğillerin 3’ünün (% 10) fibrom, 13’ünün (% 43.3) fibropapillom, 11’inin (% 36.7) papillom, 1’inin (% 3.3) hemangiom ve 2’sinin (% 6.7) fibrosarkom olduğu belirlendi. Otohemoterapi + otojen aĢı, koterizasyon, otohemoterapi ve otojen aĢı Ģeklinde yapılan 4 farklı tedavi denemesi sonunda sırasıyla % 100, 86.6, 37.5 ve 70 oranında iyileĢmenin Ģekillendiği tespit edildi. d: Kedi Ve Köpeklerde Egzama Tedavi Ve Belirtiler Otohemateropi Tedavisi Tedavide diyet önemli bir rol oynar vet tüm ilaçların 6-7 çeĢit eksiksiz uygulanması gerekmektedir.. bu tedavilerde enfeksiyon tedavisi unutulmamalıdır son 51 H. S. Biricik- Ġ. Çimtay- O. Keskin- Z. F. Baba, Bir Boğada Gözlenen Penis Fibropapillomunun Sağaltımında Otolog AĢı Ve Otohemoterapi Kombinasyonunun Etkisi, Veteriner Hekimleri Mikrobiyoloji Dergisi Elektronik Versiyonu, http://perweb.firat.edu.tr/personel/yayinlar/fua_851/851_25844.pdf, (02.06.2013) 66 yıllarda veteriner ilaçları (yurtdıĢından ithal gelen)bu konuda veteriner hekimlerin elini kuvvetlendirmektedir Bu vakalarda OHT tedavisiyle nonspesifik protein sağlanması amaçlanmaktadır. Otohemoterapinin temel etkilerinden olan organizmada RES (retiküloendoteliyal sistem) kamçılanarak fazla enzim salgılanması uyarılır ve böylece vejetatif sinir sistemi stimule edilir. Bu uygulamayla, veteriner ilaçlarından çok daha önemli Ģonuçlara ulaĢılıp , kalıcı ve hastalıkların oluĢumunu immün yanıtla engelleyici süregen bir etki sağlanmıĢ olmaktadır.52 e: Otohemoterapinin Serum Biyokimyasal Parametreleri ve Mineral Madde Düzeyleri Üzerine Etkileri Bu araĢtırmada OHT’nin serum biyokimyasal parametreleri (TP, ALB, GLB, ALT, AST ve LDH) ve mineral madde (Cu, Zn, Ca, Mg, K ve Na) düzeyleri üzerindeki etkisi araĢtırıldı. Otuz erkek Yeni Zelanda ırkı tavĢan (6 aylık, ortalama ağırlıkları 2.48±0.07 kg) 3 gruba ayrıldı. Tüm tavĢanlardan 4 ml kan alındı. Kontrol grubuna (K) 4 ml serum fizyolojik, sonraki gruba (A) 2 ml serum fizyolojik + 2 ml kendi kanı, son gruba (B) 4 ml kendi kanı deri altı verildi. Üç gün sonra araĢtırılan parametrelerin ölçümleri için tüm gruplardan 3’er ml kan toplandı. Yapılan biyokimyasal parametrelerin ölçümleri ve regresyon analiz sonuçlarına göre ise kan miktarının bu parametreleri önemli düzeyde etkilediği gözlendi. Sonuç olarak; bu araĢtırmanın nihai değerlendirmesinde, hastalık tedavisinin prognostik kontrolü sırasında otohemoterapiyi takip eden AST, LDH enzim düzeylerinde artıĢa ve Mg ve Na düzeylerindeki düĢüĢe uygulanan otohemoterapinin doğal bir sonucu olarak gerçekleĢtiği Ģeklinde değerlendirilmesi gerektiği anlaĢılmıĢtır.53 52 A. Tolgay, http://forum.petarkadas.com/kopek-sagligi/egzama-tedavisi-ve-ilac, (02.06.2013) 53 B. Karademir ,Kafkas Üniv., Veteriner Fak., Ġç Hastalıkları AD, Kars, Türkiye. YYU Veteriner Fakultesi Dergisi, 2011, 22 (1), 23 - 26 orijinal MAKALE ISSN:1017-8422; edu.tr/upload/594/otohemoterapi.pdf, (15.06.2013) 67 e-ISSN:1308-3651, http://abs.kafkas. Ek-3: Otohemoterapiyle Ġlgili Kazanılan Bazı Tecrübe ve Deneyimler a: Otohemoterapi Hakkında Ġlk Bilgilenme ve Gözlemler Prof.Selahattin YAZICIOĞLU,54 1940’lı yıllarda Ġstanbul Üniv.Tıp Fakültesinde okurken, Alman cildiye profesörü hocalarının cildiye dersinde otohemoterapiyi ders konusu olarak kendilerine anlattığını söylemiĢ ve bu tedavi yöntemini o dönemlerden beri tıp fakültesindeki derslerden öğrendiğini, ancak daha sonraki dönemlerde yıllarca tıp fakültelerinin ders müfredatlarına bu konuda herhangi bir eğitim ile karĢılaĢmadığına bir mana veremediğini çoğu kez bahsetmiĢtir. Kendisi otohemoterapinin çok önemli ve etkili bir tıbbi tedavi metodu olduğunu sürekli savunmuĢtur. Uygulamalı otohemoterapi ile gözlemsel olarak ise ilk tanıĢılması, Dr. Ahmet Cemil ÇAĞIL vesilesiyle olmuĢtur. Dr.A.C.ÇAĞIL’ın55 bu tedavi yöntemini hastaları tamamen iyileĢtirecek Ģekilde baĢarıyla uyguladığı gözlemlenirken tedavi ettiği hastaların birçoğuyla bizzat yapılan görüĢmelerle de mucizevi bir Ģekilde iyileĢtikleri hastaların kendi anlatımlarıyla müĢahade edildi . Bu hastalar o kadar farklı hastalıklar nedeniyle otohemoterapi aĢılama tedavisiyle iyileĢmiĢlerdi ki, varılan sonuçlar gerçekten hayret vericiydi. Daha sonra 1994 yılından itibaren OHT yöntemiyle alakalı yabancı ülkelerdeki bilimsel çalıĢmalara web sayfalarından eriĢilmeye çalıĢıldı ve araĢtırıldı. 1994-2013 yılları arasında , otohemoterapiyle iyileĢen hastaların tavsiyeleriyle tedavi olmak için baĢvuran hastaların kendilerinin talepleri doğrultusunda birçok farklı hastalıkların tedavisinde OHT güvenle uygulandı ve beklenenin ötesinde olumlu sonuçlar elde edildi. 54 Prof. Selahattin YAZICIOĞLU (1921-2002); “Çermik Hastalığı” olarak bilinen “Asbestin Akciğer Kanserine Sebep Olduğunu” ilk kez ispatlayan çalıĢmasıyla 1980 yılında “Sedat Simavi Sağlık Bilimleri” dalında “Altın Heykel Ödülü” almıĢ, bir bilim adamıydı. Literatür kaynaklarında bu bilimsel çalıĢmasıyla alakalı sayısız atıflar bulunmaktadır. 55 Dr.Ahmet.Cemil ÇAĞIL (1932-2013); çok baĢarılı bir hekim ve araĢtırmacı bir bilim adamıydı. Hastalara yaklaĢımı ve çok f arklı hastalık gruplarının tedavilerindeki üstün baĢarısıyla 40 yıla yakın hekimlik hizmeti süresince, D.bakır halkının gönlünde bambaĢka bir değer kazanmıĢtı. OHT’yi hekimlik yaptığı sürece Türkiye’de tedavi amaçlı en fazla uygulayan ve OHT yöntemi sayesinde sayısız hastaların iyileĢmesine vesile olan, OHT alanında bu derece baĢarılı tek hekim ve bir bilim adamıydı. 68 Bu tedaviyle yapılan aĢılamada kullanılan kiĢinin kendi kanı olduğu için hiçbir Ģekilde allerjik reaksiyon veya bununla ilgili zararlı bir komplikasyon görülmemektedir. Yabancı literatür kaynaklarında da bu vurgulanmaktadır. durum önemle Bu konuda bilimsel literatür taramalarında otohemoterapinin uygulama sonrası hiçbir yan etkisi veya komplikasyonunun olmadığına dair sayısız yayın mevcuttur. Yapılan araĢtırmalarda çok ilginç sonuçlara ulaĢıldı : Dünyada geliĢmiĢ ülkelerden yarı geliĢmiĢ ülkelere kadar birçoğundaki üniversitelerinde bu bölümün kürsüleri olduğu, hocaların bunu hem uygulayıp hem de ders olarak anlattıkları görüldü. Daha sonra, NCBI-PubMed, Locatorplus gibi dünyanın en saygın tıbbi literatür tarama sitelerinde, sayısız araĢtırma, çalıĢma ve bununla ilgili makale ile elde edilen pozitif sonuçlara ulaĢıldı ki; otohemoterapinin hastalıkların tedavilerinde neredeyse uygulanmadığı alan yok gibiydi. Fakat ne yazık ki, dünyanın 100 yılı aĢkın bir süredir bilimsel gündeminde saygınlığını koruyan ve her geçen gün daha farklı hastalık spektrumlarında çalıĢmaların derinleĢtirildiği OHT, ülkemizde bilimsel tıbbi gündemlerin dıĢında tutulmuĢ, hekimlerimizin birçoğu otohemoterapinin ne manaya geldiğinden habersiz duruma gelmiĢlerdir. Bilimsel tespitler ve özellikle de Dr.A.C.Çağıl’dan kazanılan tecrübe ve deneyimler ıĢığında, 19 yıla yakın bir süre birçok farklı hastalık gruplarında endikasyon hallerinde minör ozonsuz OHT uygulandı. Bu tedaviler sırasında hiçbir komplikasyon ile karĢılaĢılmadı. Ayrıca, OHT ile damardan alınıp tekrar kalçadan enjekte edilen kan kiĢinin kendi kanı olduğu için diğer enjeksiyonlara kıyasla çok daha minimal ağrı hissedilmesi de ilgi çekici bir husustur. Belli periyotlar ile doz artımı yapılarak uygulanan bu tedaviye ait elde edilen mesleki deneyimler sonucu daha etkin olduğu tespit edilen bir aĢılama protokolu oluĢturuldu. Bu tedavi protokolunda aĢılama dozları günaĢırı olacak Ģekilde 1 cc’den baĢlanarak kiĢinin yaĢ ve vücut ağırlığına göre ayarlanan doz miktarları özel bir Ģema doğrultusunda tedricen arttırılmakta, en son 10 cc’lik dozların belli sayıda tekrarıyla aĢılama kürü durdurulmaktadır. Hastaya 10 cc’lik kan enjekte edilirken bile pek ağrı hissedilmemekte, herhangi bir hematom oluĢmamakta ve çok çabuk rezorbe olmaktadır. Minör OHT uygulamasında birinci kürde ; aĢılama olarak günaĢırı, toplamda 15 enjeksiyon olacak Ģekilde bir aylık bir tedavi yapılmaktadır. Daha sonra bir ay tedaviye ara verilip 3. ay rapel olarak tekrar bir aylık 2. kür uygulanmaktadır. 69 Çoğunlukla birinci kürde hastalar iyileĢmekte ve ikinci küre gerek duyulmamaktadır. Ancak, ileri tarihlerde olası nükslerin önlenmesi için pekiĢtirme kürünün uygulanması en doğru olanıdır. Kronik ve ağır vakalarda tedavi süreleri uzatılabilir. Bilimsel literatür çalıĢmaları ve deneyimler ıĢığında oluĢturulan rutin tedavi protokolünde ise, ikinci kürden 6 ay sonra 3.kür (2.rapel), ve daha sonraki yıllarda ise kiĢinin hastalığıyla alakalı yeniden nüksetme bulguları olsa da olmasa da , yılda bir kez hatırlatma kürü uygulanması uygun görülmektedir. b: Otohemoterapiyle Alakalı Tecrübeye Dayalı Bazı Önemli Tespitler Otohemoterapiyle ilgili yapılan bilimsel literatür araĢtırmaları, Prof.Selahattin Yazıcıoğlu’nun tespit ve anlatımları, Dr.A. C.Çağıl’ın birçok farklı hastalıklarda yıllarca baĢarılı uygulamalarıyla alakalı yakın gözlem ve araĢtırmaları ıĢığında aĢağıda sıralanan tespit ve kanaatler, bu tıbbi tedavi yönteminin hastalarda güvenle uygulanmasına vesile olmuĢtur: Yan etkisinin ve komplikasyonlarının olmaması. Literatürlerde 100 yıla yakın bir süredir yayınlanagelmiĢ, baĢarıyla sonuçlanan sayısız vaka örnekleri, bilimsel çalıĢmalar ve yayınlar. Tedavi metodu ve tekniği olarak uygulama kolaylığı. Hastaya maliyetinin sadece bir enjektör parası kadar ucuz olması. Otohemoterapiyle tedavi edilerek tamamen iyileĢmiĢ birçok hastayla yapılan sayısız görüĢmeler, ve bu vakaların çoğunun kısa sürede iyileĢmiĢ olmaları. Özellikle tıbbın tedavisinde aciz kaldığı çok farklı hastalıklarda, kronikleĢmiĢ vakalarda, otohemoterapi sonrası süratli iyileĢme süreçleri. 70 Ek-4: Otohemoterapiyle Tedavi Edilen Bazı Vaka Örnekleri Gerekli görülen vakalarda 1994’ten bugüne ozonsuz minör otohemoterapi tekniği baĢarıyla uygulandı. Otohemoterapi uygulanan tüm hastalar tedavinin baĢında, kontrol ve devamında, ayrıntılı kaydedildi, iyileĢme süreçleri yakın takip edildi. Bu kayıtlar ve gözlem süreçleriyle elde edilen deneyimler literatürlerdeki çok farklı otohemoterapi kür uygulama teknikleriyle de sentezlenerek, uygulama aralıkları , enjeksiyon dozları ve rapelleri (tekrarlama-pekiĢtirme kürü) gibi hususlarda, en etkili ve yararlı olacağına kanaat getirilen uygulama metodu geliĢtirildi. Sonuçta en baĢarılı olacağına inanılan ozonsuz minör otohemoterapi tekniğinin Ģu uygulama Ģekli olduğu kanaatine varıldı: Birinci aĢılama kürü; (günaĢırı-15 ayrı doz). Bu uygulamada hastanın yaĢ ve vücut ağırlığına uygun olarak doze edilmiĢ, bir ay süreyle günaĢırı, 1.’den son 15. enjeksiyona kadar artan dozlarda, hastanın venöz kanı enjeksiyona çekilerek derin gluteal (kalçadan) enjeksiyonla hastalara tatbik edilir. Bir aylık uygulamanın sonunda, bir ay ara verilir. Hastanın klinik bulguları ve Ģikayetlerindeki gerileme süreci göz önünde bulundurularak, gerekiyorsa ikinci aĢılama kürüne baĢlanır. a: Migren Hastası 2,5 Aylık Hamile, DiĢhekimi Bayan Diyarbakır’da büyük bir hastanenin baĢhekiminin diĢ doktoru olan eĢine tedavinin uygulandığı yıl 1996, hasta 28 yaĢlarındaydı. Hasta 2,5 aylık hamile olduğu için ağrı kesici ilaç kullanamayan, migren ağrılarının Ģiddetinden Ģikayet etmekteydi. Hikayesinde, bir çok geliĢmiĢ üniversitelere ve tedavi merkezlerine gittiklerini, fakat gençliğinden beri var olan bu migren ağrıları olan hasta hamileliğindeki ilk 3 ay içerisinde ağrı kesici ilaç kullanamadığı için bu ağrılarından ciddi derecede müzdarip olduğunu ifade etmekteydi. Kendilerine otohemoterapiden bahsedildiğinde , kendilerinin de en son GATA’ya tedavi için gittiklerinde oradaki hekimin migren tedavisinin 3 Ģekilde yapıldığını, bunların da hipnoz, akupunktur, ve Türkiye’de çok az bilinen, kan aĢısı olarak adlandırılan otohemoterapi olabileceğini söylemesiyle haberdar olduklarını ifade ettiler. Hastaya uygulanan tedavi sonrası migren ataklarının %95 civarında azaldığı görüldü. Bu iyileĢme hali sonraki süreçlerde de takip edildi, nüksetmediği gözlemlendi. 71 b: Kronik, Ağır Migren Ataklarından Müzdarip Bayan Hasta Hasta, Ģehir merkezine bağlı Ekinciler köyünde bir ailenin 27 yaĢındaki gelini. Hasta muayene esnasında rahatsızlığını Ģöyle tanımlamaktaydı: -Nöbetlerim o kadar ağır ve uzun sürüyor ki, baĢımı duvarlara vuruyorum! Hiçbir ilaç bana fayda vermiyor! Gitmediğim nörolog neredeyse kalmadı. Ağrılara artık tahammül edemiyorum. Migren nöbetlerimin Ģiddetinden bazen canıma kıymak bile aklıma geliyor, ama Allah’a olan inancım buna engel oluyor! Bu hastaya bir aylık günaĢırı bir kür tedavi uyguladıktan sonra kontrolde artık migren nöbetleri geçirmediğini, ilaç dahi kullanmadığını ifadelendirmekteydi. Bu hastanın OHT uygulanmasından beri çok iyi olduğu ve migreninin tamamen iyileĢtiği bilinmektedir. c: Vücut Kat Yerlerinde Yaygın Egzemaları Olan Çocuk Hasta Hasta, toptan mefruĢat ticareti yapan bir esnafın 5 yaĢındaki kızıydı. Vücudundaki tüm ekstremitelerde ve yüzeylerde çok yaygın egzamaları mevcuttu. Doğumundan kısa bir süre sonra hastalığı baĢlamıĢtı. Bir çok geliĢmiĢ tıp merkezlerine gitmiĢler, hastalığının sebebi tespit edilememiĢ ancak farklı cildiye uzmanlarınca sürekli lokal ve sistemik steroid tedavisi verilmiĢti. Uzun süreli ve yıllarca sık aralıklarla kortikosteroidli ilaçlarla tedavi gören bu hastada, yapılan tedavilerde kullanılan kortizonun yan etkileri nedeniyle lokal pomad takip edilen bölgelerde ciltte atrofiler ve buruĢukluklar oluĢmuĢtu. Hastanın yaĢ ve kilosunu göz önünde bulundurarak dozu ayarlanıp otohemoterapi uygulamasına karar verildi.. Bir aylık günaĢırı ozonsuz minör otohemoterapi uygulandı. Tedavi süresi boyunca hastayı gün gün takip edildi. ĠĢin ilginç tarafı tedavinin uygulandığı zaman yaz mevsimiydi ve hastanın anne-babası tarafından yaz sıcağında bu egzamaların tüm vücudu sardığı, sürekli kaĢıntı ve bu lezyonlardan muzdarip olduğu, tüm vücuda kortizon uygulamasının çok sıkıntılı olduğu ve bunun yan etkilerinden korktukları dile getirilmekteydi. Otohemoterapi tedavi süresi boyunca kortizonlu pomatların uygulanmasını kesildi. KaĢıntı durumları için antiallerjik Ģurup verildi. Yaz mevsimi olmasına rağmen 1. kür bittikten sonra oldukça yaygın bir Ģekilde vücudu saran ve 72 tüm kat yerlerinde sıcaklar nedeniyle daha da yaygınlaĢacak olan bu lezyonlardan eser kalmadığı görüldü. OHT uygulandıktan sonra yapılan kontrollerde bir daha bu tür bir hastalık belirtisi yaĢanmadığı, egzama ile ilgili olarak bir daha cilt hastalıkları uzmanına gitmedikleri tespit edildi. d: Kronik Allerji Hastası Bir Sağlık Bakanlığı MüfettiĢi Hasta 2013 yılı mayıs ayı ortalarında sağlık müdürlüğüne gelen, bir sağlık bakanlığı müfettiĢiydi. Kendisinde yıllardır allerji olduğunu, kullandığı antiallerjik ilaçları kullanmak zorunda olduğunu, hiçbir tedavi ile tam olarak iyileĢemediğini, kendisinde var olan bu allerjik duruma neden olan Ģeyin bir türlü tespit edilemediğini belirtmekteydi. Kalıcı bir çözüm açısından kendisine otohemoterapi tedavisinden bahsedildi ve bu tedavinin uygulanması hasta tarafından talep edildi. Kendisine ilk önce internetten PubMed vs literatür sitelerinden bu tedavi tekniğini biraz araĢtırıp fikir sahibi olması önerildi. Hastanın en çok müzdarip olduğu bir hususta, kullandığı allerji ilçlarının uyku yapıcı sedatize edici yan etkileriydi. Günlük yaĢamını bu ilaçların etkilediğini, gece ise allerjik kaĢıntılardan dolayı uyuyamadığını söylemekteydi. Uygulanan kürün henüz ilk ¼’ünde allerjilerinin kaybolduğu, çok nadir antiallerjik aldığı gözlemlendi. Özellikle acılı yemeklerde yıllardır yaygın ürtiker döküntüleri oluĢan hastada OHT uygulaması devam ederken bu Ģikayetlerinin de kaybolduğu görüldü. Tedavi kürünün kalan yarısını Ankara’da tamamlayan hastanın tedavisi bittikten sonra yapılan görüĢmede Ģikayetlerinin tamamen kaybolduğu, rahatlıkla acı dahi yiyebildiğini ve bilinmeyen bir sebeple oluĢan allerjinin vücudunu terkettiği öğrenildi. e: Yaygın ve Kronik Psöriasis (Sedef) Hastaları Olan Kız Çocuğu ve Dayısı Annesinin yıllarca cildiye doktorlarına götürüp de bir türlü Ģifa bulamayan hasta, 11 yaĢında bir kız çocuğu . Yüzünde, saçlarında, tüm vücudunda çok yaygın sedef lezyonları mevcuttu . Bu hastaya 1. kür minör otohemoterapi uygulamaya baĢlandı. 3. veya 4. aĢılamada psöriazis lezyonlarının kabuklanmaya baĢladığı, tedavi bittiğinde ise bunların solup kaybolduğu, yerlerinde ise sedef hastalığının hafif pembemsi izlerinin kaldığı, kür bittikten kısa bir süre sonra bunların da tamamen 73 düzeldiğini müĢahade edildi. Bu hastanın aynı hastalıktan müzdarip dayısı da bir süre sonra tedavi olabilmek için otohemoterapi uygulanmasını talep etti. Muhtemelen bu hastalık genetik bir yatkınlık nedeniyle aynı ailede iki ayrı bireyde beliren bir olguydu. Bu hastaya da ozonsuz minör otohemoterapi aĢılamasına baĢlandı. Bir aylık tedavi kürü bittiğinde lezyonlar tamamen kaybolmuĢtu. Birkaç ay sonra bu hastada sedef lezyonları hafifte olsa tekrar ortaya çıkmaya baĢladı. Tekrar pekiĢtirme kürü (rapel) olarak ikinci aĢılama kürüne baĢlandı. Bu kürün akabinde yine lezyonlar kaybolmuĢtu. Bu hastada daha sonraki zamanlarda bir daha psöriasis Ģikayetleri nüksetmedi. f: Psöriasis Hastası 38 YaĢında Emniyet Mensubu Bir BaĢkomiser Psörisis (sedef) Ģikayetleri olan hasta, emniyet teĢkilatında farklı birimlerde çalıĢan (muhtemelen stresin provake ettiği) sedef hastası olupta OHT sayesinde sağlığına kavuĢan bazı polis memurlarının tavsiyesi üzerine aynı tedavinin kendisine de uygulanmasını talep etmekteydi. Bu hastanın da ilaca dirençli, ellerinde daha belirgin olacak Ģekilde sedef lezyonları mevcuttu. Birinci aĢılama kürü bittiğinde psöriasis lezyonları tamamen kayboldu. g: Kronik Allerji Hikayesi Olan 42 YaĢında Bir Herbalist (Doğal Bitkisel Tedavi Uzmanı) Erkek Hasta Bu hasta en ilginç vakalardan biridir. Herbalist olan hasta, tıbbi ilaçlarla da kendi branĢı olan doğal bitkisel ilaçlarıyla da yıllarca allerjiden kurtulamayıp Gaziantep’te görevli dahiliye uzmanı bir doktorun tavsiyesiyle otohemoterapi tedavisinin kendisine uygulanmasını talep etmekteydi. AĢılama kürüne baĢlandı, tedavisini memleketi olan Gaziantepte uyguladı. Tedavinin baĢlagıcından takriben 10 gün sonra allerjisinin oldukça azaldığını, ancak çok ilginç beklenmedik bir durumla karĢılaĢtığını ve asıl bu nedenle aradığını ifade etmekteydi. KarĢılaĢtığı hayret edici durum Ģuydu: 20 yıldan fazladır sigara tiryakisi olduğunu, bırakmak için birçok yollara baĢvurduğu halde sigarayı bırakamadığını, ancak otohemoterapinin ilk birkaç uygulamasından sonra kendisinde sigaraya karĢı beklenmedik bir tiksinti hissinin baĢladığını, bu sebeple artık sigara içemediğini söylemekteydi. Bu hastayla daha sonraları da görüĢüldü, o günden beri sigara içemiyordu. Bu hastanın hem yıllardır 74 muhtelif tedavilerle bir türlü iyileĢmeyen kronik allerjisi kaybolmuĢ,hem de sigara tiryakiliği son bulmuĢtu. (Daha sonraları literatür kaynaklarında otohemoterapi uygulanan hastalardan sigara tiryakisi olanların sigarayı bıraktıklarına dair bilimsel tespitler de yayınlanmıĢtır). 75 ÖZGEÇMĠġ 21 Ağustos 1963 tarihinde Diyarbakır’da doğdum. Ġlk, orta ve liseyi yine aynı ilde tamamlayıp 1981 yılında Diyarbakır Anadolu Lisesi’nden okul birinciliğiyle mezun oldum. Aynı yıl Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım. Bu fakülteden 1987 yılında mezun olduktan sonra, mecburi hizmetimi Erzurum Ġli AĢkale Ġlçesi Pırnakaban Köyü Sağlık Ocağı’nda yaptım. Mecburi hizmet sonrası, 1989 yılında D.Bakır ġehitlik Sağlık Ocağına atandım. 1993 yılında askerliğimi kısa dönem-bedelli olarak Van/Çaldıran Ġlçe Jandarma Taburu’nda yaptım. 1994-2002 yılları arasında serbest hekim olarak çalıĢtım. 2002-2008 yıllarında D.Bakır ĠskenderpaĢa Sağlık Ocağı’nda sorumlu hekim olarak görev yaptım. 2008 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından D.Bakır Çocuk Hastalıkları Hastanesine baĢhekim yardımcısı olarak atandım. 2008 yılı sonlarında baĢhekim olarak görevlendirildim. 2012 yılında Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na bağlı D.Bakır Ġl Sekreterliği bünyesinde D.Bakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi Yöneticiliği’ne getirildim. Halen aynı görevi sürdürmekteyim. Ulusal basında ve internet haber sitelerinde muhtelif zamanlarda yayınlanmıĢ tıbbi içerikli makalelerim mevcuttur. Bu makalelerden birkaçı Ģunlardır : TükenmiĢlik Sendromunun Tedavisi (Burn-out) Obezite (Aynalara mı Küstünüz?) Bebek ve Çocuklar Ġçin Mükemmel Gıda : YOĞURT Özel ilgi alanlarım, resim yapmak, Ģiir yazmak ve kitap okumaktır. Yabancı dilim Ġngilizce olup, evli ve dört çocuk babasıyım. 76