Ayfer KAYA - Tilkinin Dilinden

Transkript

Ayfer KAYA - Tilkinin Dilinden
.
Özgürlüg­ ün Sınırlarını Sen Belirle !
Linux Dünyasından Haberler
Ubuntu Lucid Lynx 10.04 LTS
Lucid Lynx (Sürüm İsimlendirmesi)
/ Semetey COŞKUN
Ubuntu'yu Türkçeye Çevirenler (Röportaj)
Y IL :
2
SAYI: 19
TARİH: 15 MAYIS 2010
Sahibi:
UBUNTU TÜRKİYE
Bir Garip Dağıtım Hikâyesi
/ Burak Sezer
Richard Matthew Stallman Kimdir?
/ Ayfer Kaya
Flashları Engellemek
/ Okan AKINCI
Proje Koordinatörü:
Ramazan GÜRBÜZ
GParted (Program İncelemesi)
/ İbrahim KOZAN
Dergi Tayfası:
MonoDevelop (Program İncelemesi)
/ Ayfer KAYA
Frets on Fire (Oyun İncelemesi)
/ Okan AKINCI
Açık Kaynağın Güvenliği
/ Okan AKINCI
Kendi Penguenimizi Çiziyoruz
/ Ramazan GÜRBÜZ
Ayın En Güzel Masaüstü
/ Adem ERGİN
Ayın İpuçları
/ Semetey COŞKUN
Proje Sorumlusu:
Ayfer KAYA
Okan AKINCI
Arda DÜLGER
Semetey COŞKUN
Dergi Yazarları:
İbrahim KOZAN
SUDO Dergisi,
GNU/GPL lisansı ile dağıtılmaktadır.
SUDO Dergi Tasarımında
Özgür Yazılımlar Kullanılmaktadır.
web: http://sudo.ubuntu­tr.org
e­posta: sudo@ubuntu­tr.org
SUDO Şimdi 1.5 Yaşında!
"Siz, var olan şeylere bakar ve "Neden?" diye sorarsınız, oysa ben, orada olmayan şeylerin hayalini kurar ve "Neden olmasın?" diye sorarım." Öyle
sanıyorum ki var olan her şey varlığa kazandırılmadan önce zihinlerde küçük bir hayalden ibaretti. Gerçek hayallarde kendisini aradı ve karşılaştığı ilk zihne
yerleşti sonrası malum, hayal hayat buldu. "Neyin imkânsız olduğunu söylemek zordur, çünkü dünün rüyası, bugünün umudu ve geleceğin realitesidir."
SUDO'da 1.5 senemizi geride bıraktık. İyisiyle ve kötüsüyle ama olduğu gibi bırakmadık; gerektiği yerde gerekeni yapmaya çalıştık. Büyük işler, küçük
başlangıçlarla olur dedik, yüksekleri hedefledik ve "Neden olmasın?" diye sorma ihtiyacı bile hissetmedik!
Yeniliklerin çok yoğun yaşandığı bir ayı geride bıraktık. Merakla beklenen Ubuntu'nun Lucid Lynx LTS sürümü nihayet huzurlarınızda. Bu arada LTS
sürüm öncesi Ubuntu Çevirilerinde de oldukça hareketli anlar söz konusuydu. "O hareketli anlar"ın detaylarını Ramazan Gürbüz'ün çeviri ekibiyle yaptığı
röportajda bulabilirsiniz. Linux'ta Vektörel Çizimler yazı dizisi de yine her zaman olduğu gibi oldukça başarılı.
Artık her ay Ubuntu'nun kullandığı hayvanları belgesel tadında okuyucularımıza sunuyoruz. Semetey Coşkun ilk olarak Lynx'i tanıttı. Coşkun, isim
konusunda hayli ilginç bilgiler veriyor. Ayrıca Ubuntu'muz için hazırladığı ip uçları da oldukça işimizi kolaylaştıracak gibi.
Okan Akıncı hazırladığı haberlerle Linux dünyasının nabzını tutmaya devam ediyor. Güzel bir başlangıç olduğunu düşündüğüm, Güvenlik yazı dizisini de
ilgiyle okuyacaksınız. Oyun incelemesi olarak da Frets on Fire'ı beğeneceğinizi umuyoruz.
Geçen ay Serkan Çalış'ın yaptığı Matt Zimmerman röportajının yankıları sürüyor. Özellikle Mono konusunda sert rüzgârlar esmeye devam ediyor. Siz,
Yiğit Ateş'in röportajın etkilerini incelediği haberi okurken biz de teşekkürlerimizi sunalım. Oldukça ilgi çekici!
Burak Sezer bizi yeni bir dağıtım ile tanıştırıyor: Hadron, denemeye değer! Güzel hikâyesi ve anlatımı için teşekkür ediyoruz.
Israrlı istekler sonuç verdi: İbrahim Kozan'ın detaylı anlatımıyla disklerinizi kolaylıkla bölümlendirebileceksiniz.
Ayın nasıl belgesinde bu ay Okan Akıncı, istenmeyen flashlardan kurtarıyor bizi.
Richard Stallman ve Mono'yu birarada düşünür müydünüz!? Onları dergimizde birleştirdik. MonoDevelop anlatımı için öyle sanıyorum ki Stallman çok
kızardı bize!
Keyifli okumalar!
Ayfer KAYA
3
Avatar'da Linux Kullanılmış
FCM Üç Yaşında
2009'un sonlarında doğru vizyona giren, en son teknolojilerin
kullanıldığı 3 boyutlu film Avatar, her ne kadar Oscar ödüllerinde aradığını
bulamasa da şu ana kadar en çok gişe hasılatını yapan film olarak tarihe
geçti.
Ubuntu uluslararası e-dergisi Full
Circle Magazine (FCM) üç yaşına girdi. FCM
şu ana kadar 0 numaralı sayı da dahil olmak
üzere 36 sayı yayımladı. FCM, üç yıldır
Ubuntu'nun tanıtılmasında, kullanıcılara
önerilerde bulunulmasında, kullanıcıların
sorunlarının çözülmesinde, Ubuntu
toplulukları ve projelerinin tanıtılmasında
önemli rol oynuyor. FCM ayrıca, Ubuntu
dünyasından haberler de sunuyor.
Avatar'ın
yapılmasında kullanılan
teknolojiler hakkında pek
çok şey yazılıp çizildi, fakat
bu konuda atlanan önemli
bir gerçek var. O da
Avatar'ın yapımında
FCM çeşitli dillere de çeviriliyor. Türkçe çevirisi de Ubuntu Türkiye FCM
Linux'un kullanılmış olması. Çeviri Tayfası tarafından yapılmakta.
Dünyanın sayılı Linux
sunucu kümeleri filmin
yapımında kullanılırken,
iPhone vs Android
Linux kurulu bir süper
bilgisayardan faydalandığı ortaya çıktı. Zaten süper bilgisayar piyasasının
Geçtiğimiz ay Apple açısından oldukça
Linux tarafından ele geçirildiği bir gerçek. Avatar'ın kayıt altında tutulduğu
hareketli geçti. Bir müşterinin AppStore'da neden
bilgisayar verileri milyonlarca GB tutuyor. Ayrıca, Avatar'ın grafik
cinsel içerikli ürünlerin bulunmadığını sorması
işlemesinde Cine-Paint, Autodesk-Softimage gibi Linux yazılımlarından da
üzerine Apple CEO'su Steve Jobs “porno isteyen
faydalanıldı.
Android alsın” diyerek şaşırttı. Steve Jobs'ın bu
Avatar, olağanüstü görsel efektleri ve teknolojileriyle bir anlamda
Linux'un da gücünü göstermiş oldu.
Kaynak: http://techie-buzz.com/linux-news/avatar-linux.html
sözlerine Google'dan cevap gelmezken,
Planetbeing adındaki bir hacker, iPhone'u
hackleyerek iPhone'a Android kurdu. Böylece
iPhone'a bir Linux dağıtımı olan Android'in
kurulabileceği görüldü.
4
iPhone, bir de Adobe firmasından darbe
aldı. Apple ile uzun süre yaşanan sözlü
kavgadan sonra Adobe, Flash Player
ürününü artık iPhone için geliştirmeyeceğini
açıkladı. Öte yandan Adobe, Android için
flash ürününü 2010'un ikinci yarısında
yayımlayacağını duyurdu.
Taşınabilir Aygıtlara En İyi Açık Kaynak Katkısı: Google Android.
En İyi Yenilikçi Açık Kaynak Projesi: OpenStreetMap
Özgür Yazılıma Olağanüstü Katkı Ödülü ise Linux Çekirdeği Geliştiricileri
Ekibi'ne verildi.
Kaynaklar:
Linux Magazine
Özgürlük İçin
Ayrıca, Android'in pazar payını tek başına %5'e çıkarttığı, iPhone'un
ise %0.01'lik düşüş gösterdiği belirtildi.
Playstation 3'e Linux Darbesi
Linux New Media Ödülleri Sahiplerini Buldu
Playstation 3'ün başı Linux ile dertte. Geçtiğimiz aylarda bir hacker, bir
donanım manipülasyonu ve Linux desteği ile Playstation 3'te korsan oyun çalıştırmayı
başarmış ve internette bunu nasıl yaptığını yayımlamıştı. Fakat bu yöntem sonradan
çıkan PS3 Slim'lerde çalışmıyordu,
çünkü Slim'lerde Linux desteğine son
verilmişti.
Hannover /Almanya'da
düzenlenen CEBIT 2010 fuarında bu
yıl da sahiplerini buldu. Her yıl
düzenlenen ödüllerin bu yılki ödül
komisyonunda Linux camiasının
tanınmış isimleri vardı. Alan Cox, Jon
Hall, Micheal Kofler, Bruce Perens,
Joe Brockmeier, Joe Casad'ın yanı
sıra Canonical'ın önemli isimlerinden
Mark Shuttleworth ödül
komisyonundaydı.
Dağıtılan ödüller ve kazananlar ise şöyle:
En İyi Bulut Hesaplama: Xen.
En İyi Açık Kaynak Firefox Eklentisi: Adblock.
En İyi Linux /Açık Kaynak-dostu Donanım Satıcısı: Intel.
Bu olayla birlikte Sony, bir
yazılım güncellemesi ile eski
PS3'lerdeki Linux desteğine son verdi.
Avrupa'da bir PS3 kullanıcısı ise
kendisi satın aldığında ürünün içinde
bu özelliğin bulunduğunu ve sonradan
kaldırıldığı için mağdur duruma
düştüğünü belirterek ürünü satın aldığı Amazon.com'a başvurarak bu durumun
Avrupa Birliği yasalarına aykırı olduğunu belirtti ve karşılığında ödediği ücretin bir
kısmının iadesini istedi.
5
İsteği inceleyen Amazon.com kullanıcıyı haklı buldu ve kullanıcının
ürün için ödediği ücretin %20'sini iade etti. Amazon.com bu ücreti büyük
ihtimalle Sony'den talep edeceğine ve diğer pek çok PS3 kullanıcının da aynı
itirazda bulunması ihtimali olduğuna göre Sony'nin başı Linux'tan desteği
çekmesi nedeniyle oldukça ağrıyacak gibi gözüküyor.
Teamviewer'ın Linux Sürümü Çıktı
"Matt zeki bir adamdır, muhtemelen Mono'ya karşı
artan asılsız suçlamaların etkisi altında kalarak düşünmeden
konuştu. Keşke soruya yanıt vermeyip Ubuntu Teknik
Kurulu'nun yaptığı açıklamaya yönlendirseydi."
Ubuntu Teknik Kurulu'nun açıklamasına
http://ubuntuforums.org/showthread.php?t=1200946
adresinden ulaşabilirsiniz.
"Bu konuda Ubuntu'nun resmi bir duruşu var, Matt
bu görüşün aksi şekilde konuştu. Bu konumdaki bir insan
düşünmeden nasıl bu sözleri söyleyebilir?
Sorunsuz ve kolay bir şekilde uzak masaüstü bağlantısı yapmak için
kullanılan Teamviewer yazılımının Linux sürümü çıktı. Böylece çok ihtiyaç
duymamıza rağmen hep eksikliğini hissettiğimiz bu yazılımı Linux ortamında
".NET günden güne bir standart olma yolunda
ilerliyor ve Mono da bu güçlü ortamı kullanabilmemize
kullanma imkanına kavuştuk. Linux bir eksiğini daha kapattı.
Teamviewer'ın Linux sürümü aslında Windows sürümünün Linux
için port edilmiş hali. Kurduğunuz yazılım, Wine ile beraber kuruluyor,
Wine üzerinde çalışıyor. Fakat sorunsuz çalışıyor. Zaten bu durum sadece
bir geçiş durumu, gelecekte tam anlamıyla Linux sürümü de yayımlanacak.
Teamviewer, Ubuntu için 32 bit ve 64 bit için ayrı .deb paketleri
olarak yayımlandı. Türkçe tam sürümü resmi sitesinden indirebilirsiniz.
Ayrıca rpm kullanan dağıtımlar için 32-64 bit rpm paketini, diğer dağıtımlar
için de tar.gz paketini de aynı adreste bulabilirsiniz.
Matt Zimmerman Röportajının Etkileri!
Matt Zimmerman'ın başı belada :) Dergimizin, Canonical CTO'su Matt
Zimmerman ile yaptığı özel röportaj, özgür yazılım topluluğunda özellikle Mono
konusunda farklı tepkilere yol açtı. Ubuntu hakkındaki haber, inceleme ve
makaleleriyle tanınan Omgubuntu ve The-Source sitelerinin, röportajımızı kaynak
göstererek yaptığı habere gelen yorumları sizin için derledik. İlginizi çekeceğini
düşündük:
olanak sağlıyor. Matt'in Mono hakkındaki bu açıklamaları
şaşırtıcı ve üzücü."
"Görünüşe göre Matt ile geliştiriciler aynı fikirde değil."
".NET platformunda özgür yazılım geliştirmek büyük bir risk. Matt'in de bu tehdidin
farkında olması sevindirici."
"Matt yanlış düşünüyor. .NET bir ECMA standardıdır. Eğer bu standartlar üzerinde
söz sahibi olmak istiyorsanız, örneğin GNOME Vakfı gibi bir ECMA üyesi aracılığıyla ECMA
toplantılarına katılmanız gerekiyor. Geniş bir kısım Microsoft'un dominant kontrolü altında
değil ve geniş bir topluluk tarafından tartışılarak kararlar alınıyor."
"Mono'nun oldukça faydalı olduğunu düşünüyorum. Mono sayesinde Tomboy,
Tasque, Banshee gibi uygulamaları pek çok platformda sorunsuzca çalıştırabiliyoruz."
"Topluluk içinde, hattaCanonical'in bile içinde görüş farklılıkları var. Bir uyum sorunu
olduğu ortada."
Mono'da sert rüzgârlar esmeye devam ediyor. Bu arada bizler de Zimmerman'ın
takım arkadaşlarıyla aynı düşünmediğini öğrenmiş olduk. Görüşmek üzere..
Haber: Yiğit Ateş
6
Merakla beklenen Ubuntu'nun üçüncü Uzun Dönem Destekli sürümü (LTS) Lucid Lynx 10.04 bilgisayarlarımızdaki Karmic Koala'yı nihayet
yerinden etti. 29 Nisan 2010 tarihinde yayımlanacağı söylenen Lucid aynı gün akşam saatlerinde indirilmeye başlandı. Ulusal basınımızda da yanlış ve
eksik haberlerle de olsa yer alan Ubuntu Lucid Lynx 10.04 söylenenlerin aksine beklentileri bir hayli karşılamışa benziyor.
Yeni sürüm ile ilgili detaylara geçmeden evvel dilerseniz LTS'nin ne olduğuna ve diğer Ubuntu sürümlerinden farkına kısaca değinelim. LTS
(Long Term Support) tam Türkçe karşılığı ile Uzun Dönem Destekli sürüm demektir.
Farkedilir Bir Açılış Hızı
Peki LTS'nin diğer Ubuntu sürümlerinden farkları nelerdir?
Ubuntu daha önce iki kez daha LTS sürümü yayımlamıştır (Dapper
Drake 6.06 LTS ve Hardy Heron 8.04 LTS). LTS sürümler diğer sürümlere
nazaran daha kararlı çalışan, beraberinde büyük yenilikler getiren, uzun uğraşlar
sonucu ortaya çıkan ve yayımlanan sürümün üç yıl boyunca yalnızca ufak
geliştirmeler ile devam edeceği bir anlamda sabit bir sürümdür. Normal
sürümler 18 ay boyunca desteklenmekte ve ilgili güncelleştirmeleri
yapılmaktadır fakat LTS masaüstü sürüm için bu süre 3 yıl ve LTS sunucu
sürümü için aynı süre 5 yıl olmaktadır.
Sadece bu bağlamda düşündüğümüzde bile LTS beklenilen bir
sürümdür. Şimdi Lucid Lynx ile birlikte bizi neler karşılayacak bir bakalım;
Lucid ile gelen ilk dikkat
çekici özellik sisteminizin çok daha
hızlı açılması. Bilgisayarınızın açılış
ekranında diğer işletim sistemlerinin
sizi bekletmesinin aksine Ubuntu
Lucid Lynx ile sisteminizi açtığınız
zaman saniyeler içinde tarayıcınız ile
internette gezinmeye başlarsınız.
Yeni Yüzü ile Daha Kullanıcı Dostu Bir Ubuntu
Görsel olarak ilk dikkatimizi çekebilecek diğer bir yenilik ise Ubuntu'nun
alışık olduğumuz turuncu tonlarından mor renge bürünmesi. Standart sistem
teması olan Ambiance siyah ve koyu gri tonlarla bir araya gelen renkleriyle göz
yormayan şık bir görünüm karşılıyor bizi. Kısacası sistem temaları ve açılış ekranı
gibi mor ve siyah renklerin ağırlıkta olduğu görsel bir şölen ile karşılıyor bizi
Ubuntu.
Bunun yanında Ubuntu'nun pencere düğmelerinin sağ üst köşeden sol
üst köşeye alınmasıysa kullanım kolaylığı açısından
alışkanlıklarımızı zorlamadan değiştirecek bir rahatlığı
beraberinde getiriyor.
7
Başlangıçtan İtibaren Sosyal
Ağlarınızda Olacaksınız
Lucid Lynx'le Gelen Diğer Yeniliklere Maddeler Halinde Bir Bakalım;
10.04 ile gelen bir yenilik daha:
Sosyal Ağ hesaplarınızı güncel olarak
okuma ve mesaj gönderme işleminizi
direkt olarak 'o an' masaüstünüzden
yapabileceksiniz. Siteler arasında gezerek
sosyal ağlarınızı takip etmek yerine tüm sosyal ağ hesaplarınız masaüstünüze
geliyor. Ubuntu'nun yeni "Me Menu" ile gelen araçları sayesinde Facebook,
Twitter, FriendFeed gibi birçok sosyal ağ hesaplarınıza erişmek için
masaüstünüzden isminizin üzerine tıklamanız yeterli!
+ Ubuntu sistem kurulum aracı Ubiquity artık kurulum öncesi güncellenebiliyor.
Şarkı ya da Albümleri Dinlerken Satın Alın
10.04 ile gelen diğer bir yenilik de
Ubuntu'nun yeni müzik çaları entegre bir
müzik mağazası içermesi. Bunun anlamı
müzik çalarınızda şarkılar dinlerken sadece
birkaç tıklama ile yeni şarkılar ya da
albümler satın alabilir ve hemen
i
ndirebilirsiniz. Ubuntu One dosya
paylaşım sayesinde de müziklerinizi depolayabilir ve diğer bilgisayar ve müzik
çalarlardan dinleyebilirsiniz.
Bu sayede kurulum esnasında karşılaşılabilecek sorunlar en aza indirgeniyor.
+ Bütünüyle desteklenen hal kadırma desteği: Bu sayede Ubuntu açılışı ve askıya
alınma işleminde başlatma daha hızlı.
+ NVIDIA sürücüler için geliştirilmiş destek.
+ NVIDIA ekran kartları için açık kaynak sürücü: Nouveau varsayılan olarak
geliyor.
+ GNOME, 2.30; KDE 4.4.2.
+ Usplash yerine Plymouth.
+ Yeni temalar (Ambiance, Radiance)
+ İnternetteki sosyal ağlar için Gwibber ve meMenu uygulaması.
+ Yeni gösterge uygulamacıkları.
+ Rhythmbox ile birlikte gelen UbuntuOne Music Store.
+ Gnu Screen pencere yöneticisi için gelişmiş profil ve yapılandırma araçlarını
içeren byobu öntanımlı olarak geliyor.
+ Öntanımlı olarak gelen GNOME oyunlarının sayısı 5'e indiriliyor ve gbrainy
adında yeni bir zeka oyunu da ekleniyor.
8
Ubuntu Lucid Lynx ile Gelen Programları Merak Ediyorsanız Başlıcaları;
Standart web tarayıcı olarak FireFox,
Tüm ofis yazılımı ihtiyaçlarınız için OpenOffice.org,
Anlık mesajlaşma için (msn, yahoo, icq, jabber vb.) menüye entegre olarak Empaty,
E-Postalarınız için Evolution,
Fotoğraflarınızı düzenlemek ve organize etmek için F-Spot,
Video düzenleme için Pitivi,
Müzik çalar olarak Rhytmbox.
Ubuntu Lucid Lynx'i indirmek için:
http://www.ubuntu.org.tr/indir/
Karmic Koala üzerinden yükseltme yapmak ve sorunsuz bir yükleme deneyimi için forumlarımızdan faydalanabilirsiniz;
http://forum.ubuntu-tr.org/index.php/topic,18496.0.html
Ubuntu Lucid Lynx için adresinize CD gönderilmesini istiyorsanız, verilen bağlantı ile bu konu hakkında bilgi alabilirisiniz;
http://forum.ubuntu-tr.org/index.php/topic,18112.0.html
9
Semetey COŞKUN
[email protected]­tr.org
Ubuntu'da kullanılan hayvan isimlerini anlatacağız yazı dizisinin ilkine
geçmeden evvel dilerseniz önce Ubuntu sürümlerinin isimlendirilmesi
hakkında biraz bilgi verelim. Sonrasında da sürüm ismi üzerine yoğunlaşalım.
Ubuntu dağıtımının, sürümleri genel olarak, Ubuntu “Yıl.Ay” şeklindedir.
Buradaki Yıl.Ay, son sürümü örnek verecek olursak, Ubuntu 10.04
şeklindedir, bu da kararlı sürümün, 2010 yılının 4. ayında piyasaya
sürüldüğünü ifade eder. Bu sürüm kodlarının yanında, ayrıca bir isimlendirme
politikası standart haline getirilmiştir.
Sayılar ve isimler arasındaki bağdaştırma birçok konuda olduğu gibi
burada da karşımıza çıkmakta. Örneğin bilgisayarlar aslında tamamen sayılar
üzerine kurulu sistemlerdir, her ne kadar biz fark edemesek de bütün işlemler
sayılar ile yürümekte. Klavyeden basılan bir “a” harfinin ekrana yazılması gibi
basit bir olayda bile sayıların bilgisayar içinde nasıl bir trafik oluşturduğunu
ya da tarayıcımızın adres çubuğuna "www.ubuntu.org.tr" yazdığımızda,
aslında bilgisayarımızın onu
DNS yardımı ile yine sayılar
ile bağdaştırdığını fark
edemiyoruz. Bu şekilde
sayılar ve isimleri
ilişkilendirme yoluna
gidiliyor. Çünkü isimler
bizler için daha kolay,
anlaşılır ve bazı kavramlar
ile bağdaştırılabilir
olduğundan akılda tutulması
daha basit oluyor.
Ubuntu çalışanları, bir yandan sürümlerin çıkış tarihlerinin kesin olmaması
nedeni ile, bir yandan da bahsettiğimiz üzere insanların sayılardan ziyade isimlere
duyarlı olması nedeniyle sürümleri yukarıda bahsettiğimiz “isimler-sayılar” kuralına
uyarlamış ve her sürümü bir isim ile bağdaştırmışlardır. Ayrıca bu sürüm isimlerini
belli bir isimlendirme standardına da uydurmuşlardır. Nedir bu standart? Yine son
sürümü örnek verecek olursak sürümün tam adı, “Ubuntu 10.04 Lucid Lynx”
şeklindedir. Buradaki “Lucid Lynx” sürüm ile bağdaştırılan isimdir. Bir sıfat ve bu
sıfatın baş harfini taşıyan bir de hayvan isminden oluşmakta. Ayrıca sürüm
isimlerinin ardışık şekilde, alfabetik olmasına da elden geldiğince dikkat edilmekte.
(...Jaunty Jackalope, Karmic Koala, Lucid Lynx... gibi)
Sürüm isimlerinin belirlenmesinde, herkes rol alabilmekte. Yani yeni
sürümler için isim önerileri 'herhangi biri' tarafından yapılabilmekte ve uygun
görüldüğünde de kabul edilmektedir. Yalnız bu bir yarışma şeklinde değil, daha çok
insanlarla diyalog halinde olup beraber çalışabilme adına yapılmış bir
düzenlemedir.
10
Semetey COŞKUN
[email protected]­tr.org
Burada ayrıca dikkat çeken bir nokta da onlarca öneri ve öneriler
dışında da sayısız olasılık varken, seçilen ismin “neden” seçildiğidir. Mesela
seçilen hayvanların, nesilleri tehlikede olduğundan bu hayvanlara dikkat
çekilmek istendiği yaygın bir kanıdır. Bununla ilgili resmi bir açıklama
bulunmasa da bazı sürümlerdeki hayvanlar bu kanı ile birebir örtüşmekte.
Örneğin bir önceki sürüm için (Karmic Koala) koalalar 20. yüzyılın başlarında
Avustralya'da geniş çapta katliama uğramışlardır ya da son sürüm için vaşaklar
(Lynx) Dünya Koruma Birliği tarafından nesli tehkilede olarak gösterilen
memeli hayvanlardandır.
Burada seçilen hayvan isimleri kadar sıfatlar da ilgi çekmektedir.
“Lucid” kelimesinin Türkçe karşılığı, kolay anlaşılır, şeffaf, berrak gibi sıfatları
içermektedir. Buradan yola çıkarak sürümün son kullanıcılara yönelik daha
anlaşılır ve şeffaf bir yapıya sahip olduğuna varılabilir ve Ubuntu'nun amacının
son kullanıcı için en anlaşılır yolu aradığı düşünülebilir. Bunun yanında
“Lucid” tıp terimi olarak, “zihinsel berraklık” kavramını ifade etmekte ve
Ubuntu resmi sitesinde “Lucid Lynx” tamlaması için, “berrak fikirli, düşünceli
yırtıcı” tanımı yapılmıştır. Buradan yola çıkarsak da “istediğini bilen, düşünceli
fakat yırtıcı” olarak teşbih edilen bir işletim sistemi, benim gözümde ilk olarak
kendi yoluna bakan, istediğini bilen ama gerektiğinde tehlikeli olabilen bir
sistem canlanıyor. Burada isimleri kavramlarla bağdaştırabilmek adına
sanırım biraz da öznel yorum giriyor işin içine.
Vaşak (Lynx)
Vaşak, kedigiller ailesininden Lynx cinsinin geneli için, ortak isim olarak
kullanılan bir hayvandır. Hiyerarşik olarak canlılar alemindeki yeri:
Hayvanlar Âlemi:
Memeliler Sınıfı:
Etçiller Takımı:
Kedimsiler Alt Takımı:
Kedigiller Familya:
Küçük kediler Alt Familyası:
Cinsi:
Animalia
Mammalia
Carnivora
Feliformia
Felidae
Felinae
Lynx
Bu cins kendi içinde de ayrı türler barındırmaktadır. Bu türlerden birkaç
tanesi; Kanada vaşağı (Lynx canadensis), İber vaşağı (Lynx pardinus), Doru vaşak
(Lynx rufus), son olarak da Pardus kullanıcıların 2007.3 sürümünden bildiği Bayağı
vaşak (Lynx Lynx). Genel olarak bu cinsin ortak özelliği, etçil ve yabani olmalarının
yanında bütün kedigiller gibi omurgalı olmalarıdır. Orta büyüklükteki kedigillerden
olan vaşaklar, normal kediye en çok benzeyen cinslerden olmasına rağmen, normal
kedilerden 5 kat daha ağırlardır. Göz alacı özeliklerinden olan tüylü kulakları, kışın
bütün vücutlarını kaplamaktadır. Bu, genel olarak soğuk kesimlerde yaşadıklarından
doğal seçilimde(seleksiyon) kazanan tarafta olabilmeleri için gerekli
adaptasyonlardan biridir. Örneğin; bacaklarının büyük olması ile karda rahat hareket
edebilmeleri arasında da bu ilişki kurulabilir ve aynı nedenden ısı kaybını önlemek
İsimlendirme ile ilgili olarak gerekli bilgileri verdikten sonra, yazının
bundan sonraki bölümünde, son sürüm için seçilmiş hayvan olan vaşak (Lynx) için de kuyrukları kısadır. Yaşadıkları bölgelerde kışın sıcaklık -45’lere kadar
düşebilmekte. Denizden 3000m yükseklikte yaşayabilen vaşak cinsleri
ele alınacaktır. Birçok hayvan arasından seçilen ve yukarıda bazı
bulunmaktadır ancak her zaman bu kadar sert iklimde yaşamazlar. Dağcı oldukları
özelliklerinden bahsedilen bu canlıyı, bizim gibi merak ediyorsanız yazının
kadar yüzücü de sayılabilirler. Yaşadıkları bölgeler; tr.wikipedia.org adresinden
devamını da beğeneceğinizi umuyoruz.
alınmış, GNU lisanslı
resim ile gösterilmiştir:
11
Semetey COŞKUN
[email protected]­tr.org
Resimdeki koyu yeşil kısımlar, vaşakların habitatını gösteriyor. Yaşam alanlarının çeşitliliğiyle paralel olmakla birlikte avları, kar tavşanından
ördeğe kadar değişiklik gösterebilmekte. Vahşi kedilerin çoğunda olduğu gibi, avını çok iyi gözlemleyerek ve avına yaklaştığını hissettirmeden
avlanırlar. Tavşan gruplarını avlarken, bireysel avlanmanın dışında, grup olarak hareket ettikleri de gözlemlenir.
Vaşaklar, ocak, şubat, mart ve nisan aylarında çiftleşirler. Çiftleşmek için egemenlik alanlarının dışına çıkan vaşakların hamilelik süreleri ortalama
69-72 gün sürer ve bir seferde 2-3 yavru doğururlar. 16 günlük olunca gözlerini açan yavrular iki hafta sonra da et yemeye başlarlar (bir aylıkken). Bir
sonraki çiftleşme dönemine kadar, anneleriyle kalmaya devam ederler. Dişi vaşaklar 21 aylıkken, erkek vaşaklar 33 aylıkken ergenleşir.
Dünya Doğayı Koruma Birliğinin, “nesilleri tehlike altında olan” 120 memeli türünden birisi olarak göstermesine rağmen, vaşakların
avlanmaları, yaşadıkları ülkelerde yasaklanmamıştır.
12
Ubuntu Türkiye Ekibi, forumları ile Ubuntu kullanıcılarına aralıksız destek veren gönüllü bir topluluk. Bu topluluk sadece Ubuntu konusunda Linux kullanıcılarına tekniki
destek vermekle kalmıyor; ekip bünyesindeki Ubuntu Türkiye Çeviri Tayfası da Linux kullanıcılarının Ubuntu'yu Türkçe kullanabilmeleri için sürekli çeviriler yapıyor.
Bildiğiniz gibi, Ubuntu çevirilerini dileyen herkes bir Launchpad hesabı alarak yapabilir. Fakat Ubuntu Türkiye formu bünyesindeki ekip arı gibi: Sürekli çeviriler yapan, tüm
çevirileri denetleyen, değiştiren, yenileyen ve en önemlisi de anlaşılır ve doğru Türkçe kullanımına dikkat eden bir ekip.
SUDO E-dergi ekibi olarak Ubuntu çevirilerini, özellikle de çevirenleri merak edeceğinizi düşündük ve bu değerli çalışmaları yapan arkadaşlarımızdan birkaçı ile keyifli bir
röportaj hazırladık.
Ubuntu Türkiye Çeviri Tayfası'nın yaptığı Çeviri Yarışması birincisi Esat YÜCE ile başlayan röportajımızı, Ubuntu Türkiye Çeviri Tayfası'nın en deneyimli iki ismiyle, Alev
ERZURUMLU ve Hasan YILMAZ ile 'Genel Ubuntu Çevirileri' üzerine devam ettiriyoruz.
Esat Yüce ile Çeviri Yarışması Üzerine...
Öncelikle sizi biraz tanımak ister sanıyoruz okuyucularımız, kendinizi tanıtır
mısınız bize?
Adım Esat Yüce, Elektrik­Elektronik Mühendisliği mezunuyum. Özel bir enerji
şirketinde çalışmaktayım. Trabzonlu, 32 yaşımda, evli ve inşallah çok yakında 1 de çocuk
babası olacağım.
Ne kadar süredir Ubuntu Türkiye Çeviri Tayfası'ndasınız?
Yaklaşık 1 yıldır Çeviri Tayfası'nda bulunuyorum. Bir hobi olarak başladığım çeviri
işine, sonradan gelen teklifleri dikkate alarak tayfaya girmeye karar verdim :) Tayfaya
girmem benim için de iyi oldu. Hem kendimi daha iyi geliştirdim hem de diğer arkadaşlara
yardımcı olmaya çalıştım. Tayfaya girmeme sebep olan arkadaşlarıma da ayrıca çok
teşekkür ederim.
Yazılım çevirileri yapmaya Ubuntu Türkiye ile mi başladınız yoksa daha önce
farklı çeviri çalışmalarında bulundunuz mu?
Daha önce de kendi çapımda çevirdiğim bazı programlar oldu. Bunlar daha Daha
önce de kendi çapımda çevirdiğim bazı programlar oldu. Bunlar daha çok açık kaynak kodlu
olmayan yazılımlardı. Mesela bir ses düzenleme programı olan GoldWave bunlardan biriydi.
Ses ve video düzenleyici programlarına olan özel ilgimden dolayı onlarda da amatör olarak
(sadece kendi kullanımım için) çeviriler yaptım.
Gündelik hayatınızda da çeviri ile haşir neşir misiniz? Dil eğitimi aldınız mı?
Çeviriyi çok seviyorum. Özellikle kafama koyduğum bir işi bitirmeden rahat
edemem. Bir şeyler yapmayı, özgürlüğe, daha geniş anlamda insanlığa katkıda bulunmayı
seviyorum. Herkes bildiği şeyi paylaşırsa Türkiye hak ettiği noktaya gelecektir.
Üniversiteden sonra 1 yıl kadar özel dil kursuna gittim. Bu kurs benim için o ana kadar olan
birikimlerimi bir araya getirmeye sebep oldu. Dil konusunda kendini eksik hissedenler için
kurs iyi bir alternatif.
Yarışma hakkındaki düşüncelerinizi okuyucularımız ile paylaşır mısınız, sizin
için nasıl bir deneyimdi?
Daha önce böyle bir yarışmaya hiç katılmamıştım. Benim ilk deneyimim oldu. Bu
tür etkinlikler insanları daha çok kaynaştırıyor ve daha çok verim elde etmeyi sağlıyor. Bu
tür bir yarışma olmasaydı zannedersen bu kadar çeviri de olmazdı.
Yarışma boyunca ne kadar sürede ne kadar çeviri yapabildiniz?
Çevirileri sayamadım (o kadar çoktular ki demeye getiriyor) ama 10 bine yakın
çevirmişimdir. Önüme belli bir süre koymadım. Amacım süre sonuna kadar yapabeceğim
çeviriyi yapmaktı. Amacıma ulaştığım söylenemez. Karmamı 15 bine getirmeliydim. Malum
karmalar çevirmedikçe zamanla yine düşecek.
13
Yarışmada birinci olmanızı neye bağlıyorsunuz? Birinci olmak için günde kaç
saat çeviri yaptınız?
Düzenli, sıkılmadan çalışmaya. Günde ortalama 4 ­ 5 saat çeviri yapıyordum. Bazı
günler bilgisayar başında uyandığım oldu :D
mıydı?
Çeviri yaparken özellikle tercih ettiğiniz, başarınıza etkisi olan paketler var
Server adında bir paket; zannedersen 4bin küsür parçası vardı. Benim çevirimi
bayağı etkiledi. 2 ayımı aldı. "Yarışma 2 ay sürmedi ki, Nasıl 2 ayınınızı aldı?" derseniz,
derim ki uydurun bir kılıf :). Demek yarışma başlamadan bu pakete başlamıştım. Her biri
Türkçe paragraf sorusu gibiydi.
Ne kadar süredir Ubuntu Türkiye Çeviri Tayfası'nda bulunuyorsunuz?
H.Y. : Kuruluşundan beri, 1,5­2 yıldır çeviri tayfasında, kurucu üyeyim.
A.E. : Launchpad hesabıma bakarsak 5 Temmuz 2009'dan beri çeviri yapıyorum
ama tayfaya giriş zamanım bu tarihten yaklaşık bir iki ay sonradır.
Yazılım çevirileri yapmaya Ubuntu Türkiye ile mi başladınız yoksa daha önce
farklı çeviri çalışmalarında bulundunuz mu?
H.Y. : Ubuntu Türkiye'den önce Wordpress temaları, eklentileri ve çeşitli açık
kaynak kodlu programları Türkçeleştirdim.
Son olarak yarışma ve birinciliğiniz hakkında birkaç şey söylemenizi istesek
ne dersiniz :)
A.E. : Çeviriye Ubuntu çevirileri ile başladım, daha önce çeviri deneyimim
olmamıştı. Öğrenci iken derste yapılanları saymazsak.
Bu tür yarışmaların faydalı olacağını düşünüyorum. Diğer takım arkadaşlar da
böyle etkinlikler düzenleyebilirler. Sizlerin de fark ettiği üzere çevirilerin artmasında etkisi
büyük oldu. Bir sonraki yarışmanın birincisi olarak terar görüşmek üzere :D Hatam varsa
affola :)
Gündelik hayatınızda da çeviriler yapıyor musunuz? Dil için özel eğitim
aldınız mı? Çeviri iş hayatınızın bir parçası mı?
Alev ERZURUMLU ve Hasan YILMAZ ile
Ubuntu Türkçe Çevirileri ve Çeviri Tayfası Üzerine...
Ubuntu Türkiye Çeviri Tayfası'nın en eski iki üyesi olarak okuyucularımıza
kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?
H.Y. : Açık kaynak sever, Linux kullanıcısı, Türkçe gönüllüsü.. Sevmediği dersler
yüzünden okulu uzatan insan. Kocaeli Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği öğrencisi. Özel
sektörde üretim planlama mühendisi olarak çalışan bir mühendis adayı, Hasan Yılmaz.
A.E. : İsmim Alev Erzurumlu. Çorumluyum. Henüz atanamamış bir matematik
öğretmeniyim. 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi'nden mezun oldum. 1,5 yıl boyunca
ücretli öğretmen olarak çalıştım. Şu anda işsizim ve KPSS sınavına hazırlanıyorum.
H.Y. : Dil için özel bir eğitim almadım. Ülkemizdeki çoğu kişi gibi amacı yabancı
dil öğretmek olan hazırlık sınıflarında okudum 2 kere. Neyin hazırlığı o da ayrı bir tartışma
konusu!!
Çeviri iş hayatımın bir parçası değil ancak İngilizce ister istemez işin içinde. İş
yerimde işletim sistemi ve programlar İngilizce kullanılıyor. Sevmediğim bir durum.
Günlük hayatımda ise zaman buldukça uygulamaları Türkçeleştirmeye çalışıyorum.
A.E. : Gündelik hayatımda çeviri yapmıyorum ama Ubuntu çevirileri sayesinde son
bir yıldır gündelik hayatımın önemli bir parçası da çeviri oldu. Dil için özel bir eğitim
almadım, diyebiliriz. Sadece lisede İngilizce ve üniversitede de bir yıl Almanca hazırlık
eğitimim var. Üniversitedeki eğitim dilim Almanca'dır.
14
Sizin bu tayfada bulunmanıza vesile olan düşüncelerinizi paylaşabilir misiniz?
Yani sizi Ubuntu Türkiye ve Çeviri Tayfasına bağlayan duygu veya düşünceleriniz
neler?
H.Y. : Severek kullandığım işletim sistemi, sistemin Türkçeleştirme eksiği ve
Türkçe'nin düzgün kullanılmamasına karşı kızgınlığım..
A.E. : Çeviri tayfasına bağlayan şey aslında Linux, özelde ise Ubuntu. Özgür
yazılım kullanmayı fikren daha doğru bulduğum için kesin bir kararla Ubuntu kullanmaya
geçiş yaptım. Haliyle ilk zamanlar Ubuntu TR formunda sorunlarımı çözmek için çokça
vakit geçirmeye başladım. Herkes yardım ediyordu bana, diğerlerine, forum ortamından
etkilendim açıkçası. Ben de kendimi sorumlu hissettim, düşündüm ve katkı sağlayabileceğim
en uygun alan çeviriydi ve ben de bu şekilde çeviri tayfasına başvurumu yaptım.
Çeviri yarışmasının çevirilere etkisini yeterli buldunuz mu, ikinci bir çeviri
yarışması yapılacak mı?
H.Y. : Çeviri yarışması az ya da çok Türkçeleştirme yapan arkadaşların ilgisini
çeken bir etkinlik oldu. Yarışmanın etkisi nicelikte iyi olabilir ancak nitelikte aynı durum söz
konusu değil. Burada hedef kısıtlı bir zamanda oldukça çok çeviri yapmak olunca ister
istemez iyi olmayan çevirilerin oranı normal günlerde yapılanlardan daha yüksek oluyor.
Yine de yarışmanın yapılması faydalı. Zamanla yeni arkadaşlar tecrübe kazanacak, eski
çevirilerinin yerini daha iyisi alacak.
Çeviri yarışmasının her 6 ayda bir yeni sürümün çıkmasından önce yapılmasından
yanayım.
A.E. : Aslına bakarsanız çeviri yarışmasından daha büyük beklentilerim vardı ama
yine de etkisi oldu elbette. Özellikle yarışma süreci içerisinde ve sonlarına doğru bu
vesileyle tayfamıza başarılı çevirmenler kazandık.
Son zamanlarda çevirilerde büyük başarılar elde edildi, Türkçe 7. sıraya
yükseldi. Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
H.Y. : Ülkemizde Pardus ve Ubuntu'nun daha çok kullanılmaya başlanmasıyla
birlikte Türkçeleştirenlerin de sayısının artması, Çeviri Tayfası'nın genişlemesi, çeviri
yarışması bu çıkışta etkili oldu. Ayrıca yeni sürümde Ubuntu'dan çıkarılan paketler arasında
Türkçeleştirmesi yapılmayıp diğer dillerde çevirisi tam olan paketlerin çokluğunun da bu
sıçramada payı olduğunu unutmamak gerek.
A.E. : Bu başarıyı sıkı çalışmamıza bağlıyorum elbette, sadece tayfa içi değil
tayfamıza dahil olmayan birçok çevirmenin de bunda katkısı büyük. Tayfa olarak çeviri
yarışmasıyla birlikte ivme de kazandık.
Sizce Türkçe birinci sıraya ulaşabilir mi, bu nasıl mümkün olur? Çeviri
sıralamasındaki hedefleriniz neler?
H.Y. : İkinci sırada görünse de İspanyolca birinci sırada. Birinci sıra, yalnızca
çeviri yapmakla ulaşılabilecek bir yer değil. Birincilik için açık kaynak kodlu yazılım
geliştiricileriniz iyi olmalı, kamu kurum ve kuruluşlarında çoğunlukla GNU /Linux
kullanmalı, insanlara Pardus ya da Ubuntu dediğimizde "O da nesi!.." diye karşılık
vermemeli... Açık kaynak kod, bilişim kültürümüzün bir parçası olmalı kısaca. Bu olmadan
da birinci sıraya çıkılabilir ama kısa ömürlü ve içi boş bir birincilik olur.
A.E. : Elbette hedefimiz 1. sıraya yerleşmek, neden olmasın ki, bunu
başaracağımıza inanıyorum. Tayfaya katıldığımda 20'li sıralardaydık, tam
anımsayamıyorum ve bu kadar kısa bir zamanda 7. sıraya yükseldik. Çevirmeye devam
edeceğiz ve daha üst sıralara taşıyacağız Türkçe'yi.
Çeviri yaparken sözcük veya cümlelerin bire bir Türkçe karşılıkları
bulunmadığında ne gibi bir yol izliyorsunuz veya çeviri yaparken çevirilerinizde bir dil
birliği olması için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
H.Y. : Çevirdiklerimde bütünlüğü bozmamak için önceden yapılmış benimsenen
çevirileri değiştirmemeye çalışıyorum. Aynı pakette aynı kelimeye farklı farklı çeviriler
yapmıyorum.
15
Cümlelerin Türkçe karşılığında aynı kelimeleri kullanmasanız da aynı anlamı
verebilirsiniz. Ama direkt kelime çevirisinde bu çok daha zor. Türkçe karşılıklar olmayabilir
ancak dilimizin güzelliği sayesinde yeni kelimeler türetilebilir. Burada asıl konu bu çevirileri
kullanıcılara benimsetmek. Kullanan kişiye neden böyle çevirdiğinizi anlatmazsanız kabul
etmiyor, kullanmıyor. Kullanmazsa sizin yaptığınız çevirinin de bir anlamı kalmıyor.
hedefturkce.com günlüğümde sesimi duyurmaya çalışıyorum ancak uzunca bir
süredir güncelleyemiyorum. Açık kaynak kodlu yazılımlarda dil birliğine katkı sağlamak için
bir forum açmayı düşünüyordum ama araya özel meseleler girdi, ilgilenecek zamanım
kalmadı. Ubuntu Türkiye, GNOME, KDE, Wordpress ve benzeri yazılımlarda çeviri
yapanların ortak çalışması gerek, birbirleriyle iletişim içinde olunmalı...
A.E. : Öncelikle özellikle, Türkçe bir karşılık varsa bunu bulmaya çabalıyoruz,
elimizden geldiğince Türkçe'ye yerleşmiş yabancı sözcükler yerine Türkçe karşılıklarını
yazmaya özenliyiz. Uygun karşılık bulunmadığında Ubuntu TR forum üzerinden bu durumu
tartışmaya açarak, ortak bir noktada buluşmaya çalışıyoruz.
Bilgisi olmayan kullanıcılar için, yaptığınız çevirileri tam olarak
tanımlayabilir misiniz? örneğin KDE, Gnome gibi Ubuntu kurulumumuz ile gelen
standart paketleri mi çeviriyorsunuz yalnızca yoksa depolardaki uygulamalar da çeviri
çalışmalarınız içerisinde yer alıyor mu? Kısacası hangi yazılımları çeviriyorsunuz?
H.Y : Standart gelen paketler dışında kullanıcıların sık kullandığı paketlere katkı
sağlamaya çalışıyorum. Bunların haricinde kendim deneyip sevdiğim, çevirisi eksik
programları Türkçeleştiriyorum zaman buldukça.
A.E. : Ubuntu ile gelen paketleri çeviriyoruz, bunun dışında ubuntu ile gelmese
bile yaygın olarak kullanılan depolardaki paketleri de çeviriyoruz. KDE, GNOME gibi
paketler ayrıca kendi çeviricileri tarafından çevriliyor ancak bizler yine de bu paketlerin
çevirilerine katkıda bulunuyoruz.
Çeviri yaparken sizi en çok uğraştıran paketler hangileri?
H.Y. : Tek kelimelik çevirileri çok olanlar genellikle uğraştırıyor.
A.E. : Beni çok uzun cümleli paketler zorluyor açıkçası, biraz sıkıntı verebiliyor
cümleler uzadıkça. Bir de kullanmadığım bir programın paketleri ya da kendine has
terimleri içeren bazı paketleri çevirmek zor olabiliyor. Örneğin Gimp paketlerini çevirirken
özellikle Türkçe bir karşılık bulmakta zorlanarak çevirmekten vazgeçtiğim çok cümle oldu.
Tayfa olarak sürekli çeviriler yapıyor musunuz yoksa sürümler
yayımlandıktan sonra çeviriler duruyor mu? Yoğun olarak çalıştığınız belirli bir dönem
var mı?
H.Y. : Tayfa az ya da çok sürekli çeviri yapmaya devam ediyor. Genel olarak yeni
sürümün duyuru tarihinden önceki iki ay ve sonrasındaki bir ay yoğun geçer. Öncesindeki
zamanda yeni paketlerin genel değişikliklerin çevirisi daha önemlidir. Sonrasındaki bir ayda
ise çeviride yapılan hatalar yeni sürümü kullanmaya başlayınca açığa çıkar ve bunları
düzeltmeniz gerekir.
A.E. : Kendi adıma konuşayım. Son bir aydır KPSS'ye hazırlanmam nedeniyle
çevirilerimi yavaşlatsam da şimdiye kadar günde 2­4 saat arası çeviri yaptım sanırım. Kimi
zaman güzel bir pakete kaptırıp kendimi aralıklarla gün içinde 4 saati bulduğum çok
olmuştur ama en az 2 saat yapıyorum. Çevirilerimiz sürümlerden sonra elbette durmuyor,
çünkü çevrilmemiş, hâlâ bizi bekleyen paketler var. Sürüm öncesi yoğunlukta olmasa da
çevirilere devam ediyoruz.
Çevirilere dahil olmak için tayfa üyeliği şart mıdır?
H.Y. : Böyle bir şart yok. Tayfa kurulmadan önce de çeviri yapılıyordu. "Şu kişi
çeviri yapabilir, şu yapamaz!" gibi şeyler diyemeyiz.
16
A.E : Launchpad'e üye olan herkes çeviri yapabilir. Tayfa üyeliği şart değil ancak
tayfa oluşturulmasının sebebi ortak hareket etmek, iş bölümü yapmak, birbirimizi teşvik
etmek ve ortak dil oluşturmak açısından iyi oluyor. Aynı zamanda forum üzerinde yaptığımız
çeviri hatalarının da dönüşlerini alıyoruz, ona göre paketlerdeki hatalarımızı düzeltiyoruz.
Bu da forumun bizler için en büyük faydalarından biri.
Çeviri Tayfasına katılım için ne gibi önkoşullar arıyorsunuz? Belirli bir
düzeyde ingilizce veya Linux kullanma zorunluluğu gibi koşullarınız var mı?
H.Y. : Önce Çaylak Çeviri Takımı'na giriyor katkıda bulunmak isteyenler. Tecrübe
kazananlar Çeviri Tayfası'na giriyor. İngilizce düzeyi olarak TOEFL derecesi aranmıyor.
Kişinin yaptığı çeviriler uygunsa tayfadakilerin görüş birliği ile aramıza katılabilir. Linux
kullanma zorunluluğu kısmi olarak geçerli. Yaptığı çeviriyi, po dosyasını sisteme
yerleştirerek uygulamada görmeli çeviren kişi. Aksi durumda pişirdiği yemeğin tadına
bakmadan misafirlerine sunan ahçıdan pek farklı olmaz.
A.E. : Çeviri için bize başvuru yapanların karma puanlarını kıstas alıyoruz ve tabii
ki çevirilerinin düzgünlüğünü. Birgün çeviri yapıp 40 gün çevirmeyen bir kişiyi tayfaya
alamıyoruz. Yine karma puanı 500 olmayan bir kişiyi çeviri tayfasına almıyoruz. Her ay 500
karma puanı elde etmesi şart. Çeviri için mükemmel bir İngilizce gerekmiyor, çevirilerde
özen gerektiren noktaları bilen orta düzey İngilizce'ye sahip herkes kolaylıkla çevirebileceği
bir paket bulabilir. Linux kullanma zorunluluğu aramıyoruz ama zaten çevirileri de haliyle
Linux kullananlar yapıyor.
Çeviri tayfasında bir tayfa sınırı bulunuyor mu yoksa belli kıstaslar
sağlandıktan sonra herkes tayfanıza katılabilir mi?
H.Y. : Tayfa sınırı yok, koşulları sağlayan olan herkes katılabilir.
A.E. : Çeviri tayfasına başvurular oldukça yoğun ancak büyük bir kısmı
çevirmekten nedense çabuk vazgeçiyor. Çaylak çeviri takımı oluşturduk, buna geçiş süreci de
diyebiliriz. Çevirilere düzenli devam eden arkadaşlarımızı çaylak takımdan çeviri tayfasına
alıyoruz.
Çeviri çalışmalarınızı yürütürken tayfa olarak yaşadığınız en büyük sorunlar
neler? Buna mukabil tayfa olarak beklentileriniz neler?
H.Y. : Öyle büyük bir sorun yaşanmadı. Birbirimizden beklentileri kastediyorsanız
tayfada bulunma amacının gerçekleşmesi yeterli.
A.E. : Sorun pek yaşamıyoruz aslında, gayet yolunda gidiyor her şey. Beklentimiz
elbette %100 Türkçe bir Ubuntu, şu anda %80 düzeyince Türkçe ama çok kullanılan
paketlerin tamamı Türkçe, hatta son kullanıcı için tamamına yakını Türkçe diyebiliriz.
Çeviri yapmak özel hayatınızı etkiliyor mu? Etkiliyorsa nasıl ve ne yönlerde
etkiliyor?
H.Y. : Tabi ki etkiliyor. Çeviri yapmak zahmetli iş ve ne kadar zaman aldığını da
çeviri yapan daha iyi bilir. Zamanınızı çeviri yapmakla harcayacağınıza gidin Facebook'ta
videolara bakın, resimleri, durumları beğenin, Msn'de sohbet edin, televizyon dizisi izleyin...
A.E. : Özel hayatımı etkilemiyor. Çeviriyi az yapınca kendimi biraz rahatsız
hissediyorum açıkçası, son zamanlarda başka alanda yoğunlaşmam gerektiği için çeviriye
daha az vakit ayırıyorum.
Ubuntu Türkiye Çeviri Tayfası Forum Sayfası
http://forum.ubuntu­tr.org/index.php/board,110.0.html
Hasan YILMAZ Kişisel Sitesi
http://www.hasanyilmaz.net
17
Burak SEZER
http://buraxezer.wordpress.com
Sıcak bir Haziran gecesi, saat sabaha karşı 3 suları... Genç adam
sabahın ilk ışıklarıyla koyulacağı yola hazırlanıyor, bir taraftan valizlerini
hazırlarken diğer yandan internet olmadan geçireceği 2.5 ayı nasıl daha
az acısız atlatabileceğini düşünmekteydi. Derken valiz işlerini bir kenara
bırakıp USB belleğinden rahatlıkla kullanabileleceği, internete bağlı bir
bilgisayar bulduğunda takıp kullanabileceği bir Linux dağıtımı aramaya
başladı. İlk seçenek belli idi: Slax ve türevlerinden biri ile oldukça rahat
edebilirdi. Ancak kısıtlı bir zaman aralığında hiç kullanmadığı bir sistem
ile uğraşmak istemiyordu. Biraz daha araştırdıktan sonra Debian Live'ı
indirip kurmaya karar verdi, ISO'nun indirilmesi mevcut bağlantıyla
biraz fazla zaman alacağından bilgisayarı açık bıraktı ve uykuya daldı.
Şimdi daha ciddi olalım ve biraz da teknik meselelerden
bahsedelim, Hadron ve bileşenleri tam olarak nedir, nerelerde kullanılabilir
sorularının cevaplarını araştıralım.
Hadron Nedir?
Hadron x86 makinalar için özelleştirilmiş; sade, güçlü, taşınabilir ve
güvenilir bir GNU/Linux işletim sistemi oluşturma projesidir. Kökenini
Gentoo'dan alır, genel kanının aksine bir Gentoo forku ya da
modifikasyonu değildir. Özgün bir projedir ve Gentoo'yu bir çeşit derleme
çiftliği olarak kullanır. Yani açılış sistemi hariç hiçbir Gentoo bileşeni
içermez.
Sabah kalktığındaysa sonuç hüsrandı... 25 kb/sn ile ISO'nun
ancak yarısı indirilebilmişti, kahrederek indirme işlemini iptal etti ve ne
Akla şöyle bir soru gelebilir: Hemen her türlü dağıtımı USB bellek
zamandır aklında olan özelliksiz Gentoo LiveCD'si Hadron'u
üzerinden kullanabilirken bu iş için yeni bir dağıtım hazırlamak da nereden
hortlatmaya, daha doğru bir ifadeyle büyütmeye karar verdi.
çıktı? Cevap basit, Hadron yeni ve farklı bir dağıtım, Slax ile ortaya konan
sistem tasarımını güvenilir bir paket yönetim sistemi içinde
Hadron'un başlangıcının gerçek hikâyesi kısaca böyle. Wget'i bir standartlaştırmayı ve onu ileri götürmeyi amaçlar.
CTRL+C darbesiyle susturduktan sonra Linux-Live betiklerini ve çeşitli
dökümanları internetten bulup kaydettim ve yazlıkta fırsat buldukça bu
Yani Hadron özünde bir Live dağıtımıdır. Kullandığınız Çalışan CD
belgeleri ve kodları okumaya başladım. Biraz sıkıntılı ama genellikle
sistemlerden çalışma mantığı olarak pek fark içermez ama kendi paket
keyifli geçen 1 ayın ardından değişiklikleri kaydedebilen basit bir LiveCD yönetim sistemi lpms sayesinde herhangi bir dağıtım gibi kullanılabilir.
formu geliştirmeyi başardım. Daha sonra ise sisteme bütün olarak değil
de işe yarar parçalar, yani modüller halinde yaklaşmaya karar verdim ve
lpms dediğim, uyduruk isimli bir paket yöneticisi üzerinde çalışmaya
başladım. Kabuk programlama ile yazdığım ilk modül tanımlamalarının
ve lpms'nin işe yarar çalışmalar olduğunu görünce, biraz da Python
öğrenmek maksadıyla tüm kodları Python'a taşıdım. Proje Haziran
2009'dan bu güne kadar çeşitli badireler atlatarak gelişti ve serpildi.
Gelişmeye de devam ediyor...
18
Burak SEZER
http://buraxezer.wordpress.com
Hadron, Gentoo'yu bir derleme çiftliği olarak kullandığından, bu
dağıtım altından erişilebilecek tüm uygulamalar Hadron'da da kullanılabilir.
Yapılması gereken tek şey paketlenecek uygulamayı Gentoo altında kurmak
ve bağımlılıklarını kontrol ederek – gerekirse bağımlılıklar için yeni paketler
de hazırlayarak – bir modül tanımlaması hazırlamaktır.
Lpms nedir?
Lpms Hadron paket yöneticisidir. Tümüyle Python'da yazılmıştır ve
modül tanımlamaları, modül metadata'sının taşınması gibi işler için XML
yapılarını kullanır. Ayrıca veritabanı işlemleri için de Sqlite'dan yararlanır.
Modüllerin inşaası aşamasında Portage ile bağlantılı çalışır. Tanımlama
dosyası içindeki bişelenler kısmını okur ve Portage veritabanına erişir.
Oradan aldığı bilgileri kullanarak paketlere ait tüm verileri geçici bir inşaa
dizinine kopyalar ve gerekli metadata verilerini de ekledikten sonra dizi
Squashfs formatında paketler. Tüm bu işlemlerden sonra modül kullanıma
hazır hale gelir. Bu konuyu daha iyi kavrayabilmek için aşağıdaki modül
tanımalama dosyası incelenebilir:
Sistemin bir diğer önemli avantajı ise LiveCD mantığında çalışan bir
<LPMS>
sistem olmasına rağmen, sadece boot parametreleriyle oynanarak
<Module>
CDROM'dan, taşınabilir bellek aygıtlarından ve sabit disklerden
<Name>pcmanfm</Name>
çalışabilmesidir. Özellikle önemli olan ise, sabit disklerden çalışmak için
<Description>Extremely fast and lightweight tabbed file
herhangi bir format ya da yeni bölüm açma işlemi gerektirmemesidir.
manager</Description>
Yani herhangi bir disk bölümüne Hadron ISO'sunun içeriğini
<Homepage>http://pcmanfm.sourceforge.net/</Homepage>
kopyaladıktan sonra uygun bir GRUB girdisiyle Hadron kullanabilirsiniz.
<Version>0.5.2</Version>
Şu an desteklenmese de Linux tarafından kullanılmayan dosya
<Dependencies>
sistemlerinden açılış yapmak da mümkündür. Ayrıca sistem diğer
<Dependency>xorg</Dependency>
dağıtımlarda olmayan bir profil yapısını destekler; aynı önbellekle, yani
<Dependency>gtk+</Dependency>
modüllerle tümüyle farklı organizasyonlarda Hadron deneyimi
</Dependencies>
yaşayabilirsiniz. Yani açılış sırasında profil seçimi yaparak birbirinden
<Content>
tümüyle farklı iki Hadron kullanabilirsiniz. Bu, kullanıcı ayrımından da
<Component>pcmanfm</Component>
daha net bir ayrımdır. İleride bu mekanizmayı kullanarak bir çeşit
</Content>
“deepfreeze” modu geliştirmek de mümkün görünmektedir.
</Module>
</LPMS>
19
Burak SEZER
http://buraxezer.wordpress.com
Bu tanımlama dosyası kolaylıkla anlayabileceğiniz gibi pcmanfm adlı
programa aittir. Lpms inşa komutu verildiğinde bu dosyayı ayrıştırır ve
yukarıda bahsedilen işlemleri yapar. Ayrıca inşaa sonrasında ya da
modül kullanıma alınırken ayarlama yapabilmek için Python betikleri
çalıştırabilir.
İnsanların yanıldığı en önemli noktalardan biri de lpms'nin
Hadron üzerindeki çalışma mantığıdır. Standart bir paket yöneticisi
gibi çalışmaz. Squashfs formatında sıkıştırılmış olan modülleri
kullanıma hazır hale getirirken aşağıdaki işlemleri yapar:
Bağımlılıkları çöz ve gerekli modülleri uzak bir kaynaktan indir
Modülleri /var/lpms/modules/modül_adı dizini altına bağla
/var/lpms/modules/modül_adı dizinini Aufs kullanarak kök dizine bağla
Eğer bir Python betiği çalıştırılmalıysa çalıştır
Metadata bilgilerini veritabanına kaydet
Normal paket yöneticileri ise tam olarak böyle çalışmaz;
paketlere ait dosyaları kopyalar ve çeşitli ayarlamalar yaparlar.
Hadron Şu An Ne Durumda?
Hadron bu yazının yazıldığı an itibariyle ikinci pre-alpha
sürümüne ulaşmış bulunmaktadır. Lpms temel işlevlerini yerine
getirebilmekte ve ufak tefek hatalar dışında gayet kullanılabilir bir
durumdadır. Fakat Hadron ve lpms tümüyle amatörce çalışmalar
olduğundan, bilgili ve deneyimli bir gözden bakıldığında pek çok
sıkıntı da bulunabilir. Bu noktayı aşmak biraz da kullanıcıların elinde,
Hadron ve tüm bileşenleri kullanıcıların ilgisiyle zamanla çok daha iyi
noktalara gelebilir.
Sistem şu an günlük temel ihtiyaçları karşılayacak tüm bileşenleri
içeriyor, ileride birden fazla deponun desteklenmesiyle ve projenin
bilinirliğinin artmasıyla birlikte kullanıcıların erişebileceği modüllerin
artmasını umuyorum.
Sistem henüz alfa bile olmadığından onu kullanmak biraz bilgi ve
sabır gerektiriyor. Hadron'u deneyeceklerin en azından orta seviyede
Linux/UNIX sistem yönetimi bilgisine sahip olmaları gerekmekte.
Hadron'un şu an kendine ait bir sitesi mevcut ama henüz hazır değil.
İlk alfa sürümüyle birlikte dağıtımın kendi sitesi de devreye alınacak fakat
bugüne kadar yapılan çalışmalarla ilgili bilgi almak ve kurulum/kullanım
klavuzlarına erişmek için blogumdan* yararlanılabilir.
Sizleri de tüm soru, sorun ve fikirleriniz için Freenode üzerindeki
#hadron kanalına bekliyoruz.
http://buraxezer.wordpress.com
20
Ayfer KAYA
[email protected]­tr.org
Çinliler birbirlerine beddua edecekleri vakit, "Tuhaf bir çağda
yaşayasın!" derlermiş. Yerleşmiş bir düzen, yıkılması düşünülemeyen
basit kurallar.. Yanlışları ya da doğrularıyla kabul edilegelmiş tekdüze bir
yaşam.. Kısacası; tuhaf bir çağ. Yanlış ancak fark edildiğinde düzeltilme
şansı bulabilir, tabii yeterince cesaretimiz varsa.. Bir tarafta kabul etmek
ve olduğu gibi yaşamaya devam etmek, diğer yandan reddetmek ve
gereğini yapmak: Kolayı seçmek; zoru zorlamak!
"İnsanlar benim dünyayı olduğu gibi kabul edebileceğimi
söylüyorlar. Saçmalık! Ben bu dünyayı kabul etmiyorum."
Öyle gözüküyor ki bu cesur ve
sempatik adam seçimini çoktan yapmış
bile. Sanırım daha yakından tanınmayı
hak ediyor. Aynı fikirde olduğunuzu
varsayarak anlatmaya başlayalım..
Tam Adı Richard Matthew
Stallman, internet ortamında RMS olarak
tanınıyor. 16 Mart 1953'te, New York
kentinin ticari, kültürel ve finansal beş
ana bölgesinden biri olan Manhattan'da
dünyaya gözlerini açıyor. 16 yaşında
(1969), lisede bilgisayarla tanışıyor
Emacs DOS ve Win32 dahil
hemen her işletim sistemine
taşınabilen, herkesin LISP
kullanarak geliştirmesine katkı
bulunabileceği bir program
geliştirme ortamı, kısaca bir
kabuk denebilir. Haziran
1971'de dünyanın en iyi
üniversitesi olarak tanınan özel
yüksek öğretim kurumunda,
Harvard
Üniversite'sinde, Yapay Zeka Laboratuvarında programcılık üzerine
çalışmalarını devam ettiriyor. 1974'te aynı üniversitenin Fizik bölümünden
yüksek onur derecesiyle mezun olup, teknoloji ve mühendislik konularında
dünyanın en iyi teknik üniversitesi olarak kabul edilen MIT’de
(Massachusetts Institute of Technology) Yapay Zeka Laboratuvarındaki
çalışmaları üzerine yüksek lisansa başlıyor. Burada ikinci üst seviye
programlama dili olan LISP üzerinde önemli çalışmalarını sürdürüyor.
Stallman'ın MIT'teki ilk çalışmaları zamanında, paylaşım ruhu bugün
dile getirdiği özgür yazılım ruhuna uyumluluk arz ediyor, tersi bir durum söz
konusu olmadığı için de ismi konulmamış özgür yazılım ruhu: Hangi
üniversite olursa olsun ya da hangi yazılım istenirse istensin anında cevap
verilen, bilgi paylaşımı ile yükselmesini, insani duyguları içinde barındırarak
devam ettiren bir çalışma ortamı. Ancak kolaylıkla kabul edebileceğimiz gibi
hayat her zaman aynı seyrinde yürümüyor ve değişilikler kaçınılmaz
İlk programını, iyi bir derleyicisi olduğunda başka hiçbir programa
olabiliyor. MIT'te de işler yavaş yavaş renk değiştirmeye başlamıştı. Yapılan
ihtiyaç duyulmadan çok iyi programlar yazılabilecek, Fortran ya da
Cobol'dan daha gelişmiş bir dil olan PL/I ile yazıyor. Sonrasında makine programlarda kâr/çıkar düşünülmeye başlandığını için bilimsel amaçlara
dili olan Assembly ile devam ediyor programlamaya. 970'lerde MIT'nin hizmet eden çalışmaların çoğu yön değiştirerek ticari bir
Artificial Intelligence laburatuarında çalışmaya başlıyor ve ilk önemli işi metaya dönüşmüştü.
Emacs editörünü burada yazıyor.
21
Ayfer KAYA
[email protected]­tr.org
Artık yavaş yavaş kaynak kodlar kapatılıyordu, yazılımı
paylaşmak korsanlık olarak nitelendirilmeye başlanmıştı bile.
Topluluğun paylaşımcı olması yasaklanıyordu. Bunların arasında
Stallman'ın çok sevdiği kodların kapatılması da ya sessiz bir kabullenişi
ya da bazı yenilikleri getirecekti.
Diğer kullanıcılarla bu şekilde dayanışmayı kırmayı reddediyorum. Yıllarca
bu gibi eğilimlere ve diğer soğukluklara karşı koymak için Yapay Zeka
Laboratuarında çaba harcadım ancak sonunda çok ileri gittiler: Benim
irademe karşı bazı şeylerin yapıldığı bir kurumda daha fazla kalamazdım."
diyerek bir zamanlar çok sevdiği ve şimdi de gelecek vaad eden işinden hiç
düşünmeden ayrılmayı göze alacaktı. Bu arada GNU'nun da kuruluşuna
yavaştan girmiş bulunuyoruz.
1981'de, Stallman'ın 'programlamayı ve bu konuda akıllı
davranmayı seven' olarak tanımladığı 'hacker'lığın ruhunu çökerten
gelişmeler daha açıkça yaşanmaya başlandı. Symbolics isimli bir firma
MIT'te Yapay Zeka Laboratuvarında çalışan herkesi işe -kapalı kaynak
Stallman yazılım kodlarının kapatılmasının getirebileceği daha başka
kodlarla- almaya başlamış ve Stallamn'a da aynı teklif götürülmüştü.
birçok problemi de önceden görebilmişti, burada zarar gören sadece
Paylaşım ruhu büyük bir darbe almıştı.
paylaşımcılık ruhu da değildi. İlerde açık kodlar üzerinde ufak değişiklikler
yapılarak kaynak kodlar kapatılabilir ve ticari amaçlarla kullanılabilirdi. Bu da
Aslında burada Stallman'ın yapabileceği çok basitti. Herkes gibi bütün kodların kapatılmasına yol açabilir, daha da kötüsü kapatılan kaynak
kabul edebilirdi. Çok sevdiği 'hacker'lığı yaparken bir yandan da
kodları görülmediği için herhangi bir program için sıfırdan başlanacak,
karşılığını fazlasıyla alacaktı ama bunun için bazı şeylerden ödün
hataların giderilmesi zorlaşacaktı.
vermesi gerekiyordu. Ama o:
Bu arada, 1976'da Amerika Telif Hakları Yasası'yla birlikte birçok
"Parayı bu şekilde kazanabilirdim ve büyük olasılıkla kendimi çok şirket, yazılımlarına telif hakları isteyip "özel yazılımların" etrafı sarmasına
eğlendirirdim kod yazarken. Yalnız kariyerimin sonunda geriye
neden oldu. RMS için de bardağı taşıran son damla bir yazıcının hatalarını
baktığımda insanları ayırmak için duvarlar ördüğümü görürdüm ve
düzeltmesi için kaynak kodları gerektiğinde reddedilmesiydi: "Yazıcı
hayatımı daha kötü bir dünya yaratmak için geçirdiğimi hissederdim." programı benimle paylaşılmayınca çok sinirlendim; vazgeçip, arkamı dönüp
diyecekti.
ben de aynı şeyi bir başkasına yapamazdım."
Seçimi belliydi. Yine kendi deyimiyle onun altın kuralı:
"Bir programı sevdiysem, bu programı seven kimselerle onu
paylaşmalıyım. Yazılım satıcıları kullanıcıları bölmek ve alt etmek
istemektedir, kullanıcıların birbiriyle yazılım paylaşmama konusunda
fikir birliği içinde olmasını isterler.
RMS'ye göre özgür olmayan yazılımlar kullanmak, kullanıcıları böler,
çünkü paylaşma hakları yoktur; çaresiz kılar, çünkü kimse kaynak koduna
sahip değildir. Bu yüzden özgür olmayan yazılımlar var olmamalıdır. Üstelik
onları kullanmak gelişme değil bağımlılıktır, programı geliştirene bağımlılık..
22
Ayfer KAYA
[email protected]­tr.org
Bütün bu "geçerli nedenler"'den dolayı yani insanlarla bilgiyi
paylaşmak ve bağımlılıklara son vermek, doğru bilinen yoldan yürümek
adına RMS, nihayet 1983'te GNU Manifestosunu yayımladı. GNU
Projesi'ni hayata geçirdi ve Ocak 1984'te MIT'teki görevinden GNU
Projesi'ne daha çok önem verebilmek için istifa etti. Aynı senenin Eylül
ayında, Unix benzeri işletim sistemi oluşturmak amacıyla işletim sistemi
çekirdeği (kernel) hariç bir işletim sistemi için gerekli olan tüm
yazılımları içeren dev bir özgür yazılım koleksiyonuna başladı. GNU
Projesi'ni desteklemek adına Özgür Yazılım Derneği (Free Software
Foundation /FSF)'ni kurdu. Çok geçmeden de Leage of Programming
Freedom kuruldu. Amaç sosyal değişimdir, nedeni de bütün yazılımları
özgür kılmak. Kısacası bir haksızlığa son vermek. Burada yavaştan
GNU'ya kısaca değinelim:
GNU Projesi:
Projenin amacı Unix benzeri olmakla birlikte onu aşan, "free" bir
işletim sistemi geliştirmek. Stallman'ın ısrarla söylediği gibi buradaki
"free", özgürlük anlamındadır: "Tasarruf güzel bir şey ama özgürlük ve
sosyal dayanışmanın yanında ikinci bir konu."
GNU, LISP'in yinelemeli yapısını kullanır: GNU's Not Unix.
Aslında kelime olarak Güney Afrika'da keçiye benzeyen bir canlıdır:
Öküz başlı antilop. GNU'nun logosu da, bu Afrika antilobundan
gelmektedir.
Şimdi kısaca özgür yazılım
felsefesinin 4 temel özelliğini hatırlatalım:
Özgürlük 0: Her türlü amaç için
programı çalıştırma özgürlüğü..
Özgürlük 1 : Programın nasıl
çalıştığını inceleme /ihtiyacı doğrultusunda
değiştirme özgürlüğü..
Özgürlük 2 : Yeniden dağıtma ve
toplumla paylaşma özgürlüğü..
Özgürlük 3 : Programı geliştirme ve gelişmiş haliyle topluma dağıtma
özgürlüğü..
Stallman Hakkında Birkaç Not:
Stallman hâlâ Özgür Yazılım'ın başkanlığını yapmakta. Düzenli olarak
aldığı bir maaşı yok. Kendi evi yok, telefonu yok. Geçimini yaptığı
konuşmalar ve ödüllerle sağlıyor.
Sinirli ve sabırsız bir adam. Öfkesi, düşmanlarına olduğu kadar
dostlarına da yansıyabilir. Uzlaşmadan uzak ve inatçıdır.
Bilgisayar olarak; Çin merkezli Lemote firması tarafından hazırlanan
ve Çinlilerin geliştirdiği Loongson işlemcisini temel alan Yeelong isimli
netbook modelini kullanıyor. Lemote Yeelong'ı tercih etmesinin sebebi,
BIOS'dan işletim sistemine ve hatta sürücülere kadar her şey açık kaynak,
yani istenildiğinde sistemdeki tüm kodlara özgürce
ulaşılabiliyor.
23
Ayfer KAYA
[email protected]­tr.org
Bu netbook, işletim sistemi olarak Debian Linux ile satılırken diğer Linux
Stallman, Wikipedia'nın da tetikleyicisi sayılır. 1999'da yazdığı bir
dağıtımlarıyla da kullanılabiliyor ancak Windows sürümlerini
denemesinde internetin devasa bir ansiklopedi olabileceği yönündeki
desteklemiyor.
potansiyelinden bahsetmiş, bunun da paralı değil, bedava olması gerektiğini
savunmuştur: "Madem kapitalizmin bilgiyi alıp satmasını durduramıyoruz,
Türkiye'de katıldığı seminerlerden birinde içmesi için kürsüye
buna alternatif geliştirelim." diye çağrıda bulunmuştur.
konulan su şişesini incelemiş ve eğer su şisesi Coca Cola 'ya ait olsaydı
içmeyeceğini belirtmiş.
Seminerleri sırasında otellerde kalmayı sevmediği için birinin evine
gider, kamp tulumunu açarak salonda uyumayı tercih ediyor.
Aynı seminerde "Habire ücretsiz program diyorsunuz, peki
compilerlar ücretsiz mi ki yazdığım code'u ücretsiz vereyim?", sorusunu
Özgür Yazılım, Özgür Toplum, adında Türkçe'ye de çevirisi yapılmış
soran bir bayana, "Ya, zamanında Gcc diye bir şey yazmıştım ben. Ona bir kitap yazmıştır. Satın alabilir ya da internet ortamında PDF'i indirilebilir,
bir bak istersen..", diyerek salonu kahkahaya boğmuştur.
elbette ücretsiz.
Yine İstanbul'daki seminerinde, "In English, the meaning of 'free'
is vague, we don't have a word like özgür" diyerek beğeni toplamıştır.
Stallman'ın, GNU'yu başlatma kararı, Hillel’ın;
“Kendim için değilsem, benim için kim olacak?
Farklı kültürlerin yemeklerini yapmayı seven, Türk yemeklerinden Yalnızca kendim içinsem, ben neyim?
de Ezo Gelin Çorbası'nı çok sevdiğini söylemiştir.
Şimdi değilse, ne zaman?”
Stallman ısrarla, özgür yazılımın Linux değil, GNU /Linux olarak
sözleriyle benzer bir ruhu esas aldığını belirtmiştir.
anılmasını istemekte. Sebep GNU Projesi altında sistemin büyük bir
bölümünü onların geliştirmiş olmasına rağmen sadece kernel'ı yazan ve
Debian GNU /Linux kullananlar için "VRMS" adında bir program
bunu da GNU /Açık Kaynak adına değil kernel yazmayı öğrenmek ve
mevcuttur. Açılımı, "Virtual Richard M. Stallman". Ne işe yaradığını merak
biraz da ün yapmak amacıyla kerneli yazan Linus Torvalds'ın adının
ederseniz, sisteminizdeki özgür olmayan bütün paketleri listeleyebilirsiniz.
GNUdan önce çıkmasından son derece rahatsız. Haksız da sayılmaz.
VRMS'i kurmak için:
Bir konuşmasına, "We, hackers" diye başlaması hafızalarda
"sudo aptitude install vrms",
kalmıştır.
çalıştırmak için de konsola, "vrms" yazmanız yeterli. Sonrası
Laptopunda, "MP3 is not a crime!" yazılı bir sticker mevcuttur.
bilgisayarınızda özgür olmayan yazılımların
sıralanmış listesi..
24
Ayfer KAYA
[email protected]­tr.org
"Irak'daki Amerikan askerleri şeyhler kadar etkili: Durdukları yeri
Sonuç: Stallman
doktorasını tamamlayamadı muhafaza ediyorlar bundan fazlasını değil. Bunu Vietnam için söylerdim ama
işte biliyorsunuz."
ama değişik yerlerden 6
adet fahri doktora aldı. En
"Tek tek patentlerle savaşmak yazılım patentlerinin tehlikesini
önemlisi Özgür Yazılım
azaltmayacak, bu aynı sivrisinekleri ezip sıtmadan kurtulmaya çalışmak gibi."
büyük bir hızla gelişiyor.
"İdeallerimize uygun cümleler kurmak yeterli değil. Faaliyetlerimiz de
bu ideallerimize uygun olmak zorundadır. "
BazıSözleri:
"Yeteneklerini kullanarak başarılı olan insanlarla bir sorunum yok,
sadece başarının en üst hedef olmadığını düşünüyorum. Özgürlük,
bilginin paylaşılması /genişlemesi başarının, kişiselliğin ötesinde şeyler.
Kişisel başarı yanlış değil ama etkisi sınırlanmış, eğer gerektiği kadarını
elde ettiyseniz hala bunun için açlık duymak ayıp, tabii doğruluk,
güzellik ve adalet için durum tam tersi."
"İnsanlar benim dünyayı olduğu gibi kabul edebileceğimi söylüyorlar.
Saçmalık! Ben bu dünyayı kabul etmiyorum."
Görüşmek üzere...
"Geleceği göremiyorum çünkü gelecekte ne olacağı "size" bağlı.
Eğer özgürlüğe değer veriyorsanız ve özgürlüğünüz için mücadele
ederseniz, "sizin" yardımınızla kazanabiliriz. Kimse "sizin" yardımınız
olmadan bizim çabalarımınız yeterli olup olmayacağını bilemez."
"İnsanların neyin doğru /yanlış olduğuna karar vermek veya ne
yapılması gerektiği üzerine tartıştıkları durumlarda, özgürlüğün ve
topluluğun değerlerini ortaya atın ve onları savunun."
25
Okan AKINCI
[email protected]­tr.org
Flash'ları Engellemek
Mozilla Firefox:
Her Linux kullanıcısının az çok bildiği gibi Linux'ta flash
oynatıcılarından kaynaklanan performans sorunları yaşanabiliyor.
Adobe Flash Oynatıcının Linux sürümlerinin özensiz hazırlanması
nedeniyle bir flash içeriğini oynatırken işlemci gereğinden fazla
çalışıyor. Ona alternatif olarak geliştirilen açık kaynak Gnash ve
Swfdec flash oynatıcılar ise ne yazık ki daha iyi durumda değil. Biraz
sorunlu çalışabiliyorlar. Hatta Ubuntu Yazılım Merkezi ile Karmic'e
kurup denediğim bu iki flash oynatıcı şu an güncelliğini yitirmiş olup
flash içeriklerini oynatamıyorlar.
Mozilla Firefox'ta flashları engelleyebilmek için FlashBlock eklentisini
kurmanız gerekiyor.
Elbette bu iki flash oynatıcı gün geçtikçe geçtikçe gelişecek ve
bu sorunları aşacaktır. Adobe flash oynatıcısı ise ne zaman bu
sorunları çözer, ne zaman biz Linux kullanıcılarına üvey evlat
muamelesi yapmaktan vazgeçer bilinmez.
https://addons.mozilla.org/en-US/firefox/addon/433
Yukarıdaki adreste bu eklentiyi bulabilirsiniz. Açılan sayfada yeşil renkli
“Add to Firefox” yazan yeşil renkli butonu tıkladığınızda karşınıza eklenti
penceresi çıkacak. Sağ alt köşesindeki “Şimdi Kur” butonuna bastığınız zaman
Firefox, birkaç saniye içinde eklentiyi indirip kuracak ve yeniden başlatma
uyarısı verecektir. Firefox'u yeniden başlattığınız zaman eklentiyi etkinleşmiş
oluyorsunuz.
Google Chrome:
Google Chrome ya da Chromium'da da FlashBlock'u kullanmak gerekiyor.
Fakat burada eklenti değil uzantı sözcüğü kullanılıyor, buna dikkat edin.
Eğer güçlü işlemcisi olan bir bilgisayar kullanıyorsanız bu
durumun sizin için sorun olduğunu söyleyemeyiz. Fakat herkes güçlü Yazılımı açtığınızda çeşitli ayarları yaptığımız bir anahtar simgesi sağ üst tarafta
karşınızda duruyor olacak. Ona tıklayıp uzantılar seçeneğine gelin. Uzantıları
bir bilgisayara sahip değil. Bu nedenle alternatif bir çözüm üretmek
zorundayız. Türkiye'deki pek çok internet sitesi ne yazık ki son derece tıkladığınızda ise karşınıza çok sayıda uzantıyı gösteren bir sekme çıkacak.
Buradan istediğiniz uzantıyı kurmanız mümkün. Biz FlashBlock uzantısını
özensiz hazırlanmış olup, her tarafından flashlar fışkırıyor. Bunların
buluyor ve etkinleştir butonuna basıyoruz. Yeniden başlatmanızaysa gerek yok.
pek çoğu da reklam veya gereksiz içerik.
Eklenti hemen çalışmaya başlıyor.
İsterseniz bu flash içeriklerinden sadece size lazım olanı (örneğin
videoları) çalıştırabilir, diğerlerini engelleyebilirsiniz. Bu sayede
işlemci yükünüz oldukça rahatlayacaktır. Eğer Mozilla Firefox, Google
Chrome (Chromium) ya da Opera kullanıyorsanız bunu yapmak
mümkün. Şimdi bu üç ağ tarayıcısı için bunu nasıl yapıcağımızı
öğreneceğiz:
26
Okan AKINCI
[email protected]­tr.org
Opera:
Eğer Opera'nın Turbo özelliği açıksa Opera flashları kendisi
engelliyor. Fakat Turbo'yu her zaman açık tutmak istemeyebilirsiniz
ya da herhangi bir nedenden dolayı Turbo'yu kapatmanız gerekebilir.
Turbo'nun kapalı olduğu zamanlarda da flashları engellemek
mümkün. Opera'da bir eklenti, uzantı değil bir betik indirmeniz
gerekiyor. İlk önce betiği kaydedeceğiniz bir dizin oluşturup,
sonrasında Opera'nın araçlar sekmesinden tercihlere girin. Tercihlerin
gelişmiş sekmesinin sağ tarafındaki içerik seçeneğine gelip, oradaki
Javascript seçenekleri butonuna tıklayın. Açılan pencerenin en alt
kısmında betikleri çalıştıracağınız dizini seçmelisiniz. Önerim
oluşturduğunuz klasörü seçmeniz yönünde.
http://ruzanow.ru/userjs/flashblocker.js
Daha sonra yukarıdaki adresteki
betiği, az önce oluşturduğunuz ve
seçtiğiniz dizine kaydedin. Sonra
Opera'yı yeniden başlatın. Böylece
eklenti etkinleşmiş olacak.
Bu sayede bilgisayarınız flashları
sizden izinsiz çalıştıramayacak ve
gereksiz flashlardan kurtardığınız
işlemciniz de oldukça rahatlayacaktır.
Güle güle kullanın..
27
İbrahim KOZAN
[email protected]
Merhaba bu ayki sayımızda sizlerden gelen istek üzerine GNOME masaüstü
sistemleri için geliştirilmiş olan disk bölümleme, biçimlendirme, isimlendirme,
düzenleme ve silme aracı olan “gparted” programını detaylı bir şekilde anlatacağım.
Ancak bu programı kullanmaya başlamadan önce önemli bir uyarı yapmak istiyorum:
Program ile herhangi bir değişiklik yaptığınızda diskinizin içinde bulunan
verileriniz kurtarılmayacak şekilde kaybolabilir. Lütfen programı kullanmadan önce gerekli
yedekleminizi yapınız. Ve sisteminizin yüklü olduğu aygıta herhangi bir işlem yapmayınız.
Bunun sonucunda grub menünüz de bozulabilir veya sisteminiz açılmayabilir.
Uyarımı da yaptıktan sonra biran önce programın anlatımına geçmek istiyorum.
Program ile ister sabit diskinizi ister taşınabilir USB belleklerinize hertürlü
biçimlendirme işlemini yapabilirsiniz. Elbette taşınabilir belleklerinizi bile birkaç parçaya
bölümlendirebilir ext4 keyfini yaşayabilirsiniz. Tabii ki bunun için önce programı
depodan yüklemelisiniz. Ben Ubuntu 10.04 LTS -Lucid Lynx üzerinden kurulum yaptım.
Programın genel yapısı aynı fakat kurulum yaparken izlenen adımlar sürümden sürüme
farklılık gösterebilir.
Kurulum için Uygulamalar >> Ubuntu Yazılım Merkezi'ni açtıktan sonra arama
kısmına “gparted” yazmanız yeterli olacaktır. Arama sonuçlarında “gnome disk
bölümleme yöneticisi” adı altında çıkacaktır. Kur dedikten sonra biraz beklemeniz
gerekecektir.
Yazılım “Sistem >> Yönetim
altına gparted ismi ile kurulacak ve dosya
sistemine müdahale edebildiği için yetkisiz
kullanımlara karşı sizden parolanızı
isteyecektir. Parolamızı girdikten sonra,
yazılıma sabit diskte var olan
bölümlemeleri tanıması için birkaç saniye
zaman verin. Linux işletim sistemlerinde
bölümlerimize sda, sdb, sdc ile tanımlanır. Genelde sisteminizin kurulu olduğu sabit
diskinizin ana adı sda olacaktır. İçindeki bölümler ise sda1, sda2, sda3 şeklinde
sıralanır.Resimde programın genel görünüşünü, bölümleri, bölümler hakkındaki detayları
görüyorsunuz. Sağ üst köşede gördüğünüz üzere benim sabit sürücümün tamamı 149.05
gb ve /dev/sda şeklinde bağlanmış durumda. Öncelikle menü ve alt menülerin ne işe
yaradığını sıralayarak ve akabinde de tıkladıktan sonra oluşacak pencere ile yapacağımız
işlemleri vermek istiyorum.
Gparted:
Donanımı Yenile: Sonradan takılan aygıtın algılanması için tıklanır. Tıkladığınızda
bölümleri ve aygıtları tarar.
Aygıtlar: Üzerinde işlem yapacağınız diski seçmek için kullanılır:
dev/sda/ sabit diskiniz
dev/sdb 4 gb lık usb bellek.
Çık: Programdan çıkmanızı sağlar, değişiklik yapmışsanız çıkarken 'Uygulansın mı?' diye
sorar.
Düzenle:
Gparted programında yaptığınız herhangi bir değişiklik uygulanmadan önce geri
alınabilir. Böylece herhangi bir yanlışınzda ya da eksik yaptığınız en son işlemi veya
işlemlerin tamamını geri alabilirsiniz. Tüm işlemlerinizi bu menü altından
uygulayabilirsiniz.
28
İbrahim KOZAN
[email protected]
Görünüm:
Aygıt bilgisi: Geçerli aygıt hakkında detaylı bilgi verir.
Bekleyen işlemler: Seçtiğiniz fakat uygulamadığınız işlemleri listeler. Açık olmasında
yarar vardır. Seçilen işlemler, pencerenin altında listelenir.
Dosya sistem destek: Aygıtınızın hangi formatları desteklediğine dair ayrıntılar içerir.
Aygıt:
Bölüm tablosu oluştur: MSDOS dışında farklı bir bölümleme tablosu oluşturmak için
kullanabilirsiniz. Ama diğer işletim sistemleri aygıtınızı tanımayabilir.
Bölüm: (Yapabileceğimiz Bütün İşlemler):
Bu menünün altındaki seçeneklerin etkin olabilmesi için aygıtınızın sistemden ayrılması
gerekmektedir. Aygıtınızı Gparted >> Aygıtlar altından seçtikten sonra yapabileceğimiz
bütün işlemleri bu menü altından uygulayabilirsiniz. Unutmamanız gereken şey
seçtiğiniz işlem uygula demediğiniz sürece etkin olmayacaktır. Ben anlatımımı 4 GB'lık
taşınabilir bellek üzerinden yapacağım.
Sil: Bölümü bölümlendirme tablosu ile birlikte siler. Yeni bir bölüm oluşturmak, bölüm
sayısını artırmak için öncelikle bölümün silinmesi gerekmektedir. Silip uyguladıktan
sonra diskinizin tamamı ayrılmamış alan olarak görünür.
Yeni: Şimdi ayrılmamış alanımızda biri fat32 biri ext4 şeklinde iki bölüm oluşturalım.
Ayrılmamış bölüme sağ tuş yeni dediğiniz zaman karşınıza çıkacak pencere bu şekilde.
Oluşturma tipini birinci bölüm seçerseniz sabit diskinizde en fazla 4 tane birincil bölüm
oluşturabilirsiniz. Bu durum taşınabilir USB belleklerde biraz daha farklı. Biz iki tane
bölüm oluşturabilmek için genişletilmiş bölüm seçmeliyiz ya da örneğin fat32 kısmını
birincil bölüm yaptıktan sonra geri kalan kısmı genişletilmiş bölüm yapmak zorundayız.
fat32 kısmına Ubuntu'yu başlangıçta çalışacak şekilde yüklemek istediğinizi varsayarsak
birincil bölümü seçmeliyiz ki boot esnasında sistemimiz Ubuntu'yu bellekten
çalıştırabilsin.
Yeni boyut kısmını 1024 MB
şeklinde ayarladım. 1024'ü
rakamla yazdıktan sonra enter
tuşuna basarsanız yukarı
kaydırma çubuğu ile uğraşmak
zorunda kalmaz, tam 1GB'lık
bölüm oluşturursunuz. Dosya
sistemini fat32 seçip etiketimizi de ekledikten sonra ekle tuşuna basabiliriz. Etiketi bu
kısma eklememizde yarar var çünkü sonradan eklemek istediğimizde hata verebiliyor.
Resme baktığınzda aşağıda az önce
seçtiğimiz işlemin beklediğini, yeni
bölümün boyutunu, kalan kısmın
ayrılmamış olduğunu
görüyorsunuz. İsterseniz
ayrılmamış kısmı da istediğiniz gibi
biçimlendirip en son tüm işlemleri
uygula tuşuna (yeşil tik)
tıklayabilirsiniz. Şimdi ayrılmamış
bölüm üstüne farenizle sağ tıkladıktan sonra Yeni seçeneğine tıklayınız. Bu defa oluşturma
tipine genişletilmiş bölüm seçiniz. Yeni boyut kısmında başka bir bölüm açmayacaksanız
29
İbrahim KOZAN
[email protected]
değişiklik yapmadan Ekle'yi tıklayınız. Dikkat ederseniz bu defa dosya sistemini
seçemiyoruz. Çünkü şu anda genişletilmiş bölüm oluşturuyoruz, diğer birçok bölümü
bu bölümün altında oluşturabileceğiz. Ekle dedikten sonra ayrılmamış en alttaki bölüme
tıklayıp dosya sistemini ext4 seçiyoruz ve Ekle'ye tıklıyoruz.
Şu anda ekran görüntüsünde
de gördüğünüz üzere her
işlemimiz tamam.
Unutmayalım ki bu işlemleri
yaparken hata alıyorsanız
öncelikle diske sağ tuş
dedikten sonra “Ayır”
dememiz gerekiyor. Şimdi
değişikliklerimizi
uygulayabiliriz.
İşlemler tamanlandıktan sonra 4 GB'lık taşınabilir belleğimizin 1 GB'lık kısmı fat32 geri
kalan kısmı ext4 şeklinde kullanımımıza hazır.
Boyutlandır Taşı: Örneğin ext4 kısmında yeni bir bölüm oluşturmak istiyorsunuz.
Boyutlandır ve taşı seçeneği ile istediğiniz boyutta ayrılmamış bölüm elde edebilirsiniz.
Dikkat edin! İçindeki dosyalar zarar görebilir.
Kopyala ­ Yapıştır: Bölümün aynısını kopyalamak için kullanabilirsiniz. Örneğin
dev/sda1'de bulunan 1 GB'lık fat32 kısmını ext4 kısmına kopyala yapıştır yapacaksanız;
bölümü sil, bölümün tipini ve türünü seçmekle uğraşmaz vakit kazanmış olursunuz.
Biçimlendir: Ayrılmamış bölüm olmayan diski direk istediğiniz bölüme
biçimlendirebilirsiniz. Etiket seçemediğiniz için tavsiye etmiyorum. En iyi yöntem önce
silip sonra ekleyerek biçimlendirmek.
Ayır: Daha önce de söylediğim gibi herhangi bir işlem yapmadan önce bölümü ayırmanız
gerekiyor;
Bayrakları Yönet: Buradan bölümünüze;
Kontrol: Dosya sisteminde varsa hataları düzeltmek için kullanılır.
Etiket: Bu seçenek ext4 kısmında başarılı fakat fat32 kısmında hata veriyor. Dediğim gibi
en güzel yöntem yeni bölüm oluştururken etiketi eklemek.
Bilgi: Seçtiğiniz bölüm hakkında detaylı bilgi verir.
Artık bölüm silme, birden fazla yeni bölüm oluşturma, bölüme isim vermeyi ve bunların
nasıl yapıldığını biliyoruz. Bu ekran görüntüsünde gördüğünüz benim sabit diskim. Sda1'e
dikkat ederseniz bayrak – işaret kısmında BOOT var. Bunun anlamı, grub menümüz
burada yüklü. Burada herhangi bir değişiklik yaparsanız yeniden başlattığınızda ne
Ubuntu'nuza ne de diğer sistemlere ulaşabilirsiniz. İşlemlerinizi uygularken hata almanız
durumunda yaptığınız işlemi tekrar deneyin ve bu özgür yazılımın gelişmesi için hatayı
rapor edin. İstem dışı veri kaybına uğradığınız zaman daha önceki 15. sayımızda Levent
Altunöz'ün detaylı bir şekilde anlattığı “testdisk” gibi veri ve bölüm kurtarma
programlarının olduğunu da unutmayın.
Verdiğim bilgilerin yararlı olması dileğimle, kendinize iyi bakın.
30
Ayfer KAYA
[email protected]­tr.org
MonoDevelop'un ayrı platformlarda desteklediği uygulamaları tablodan görebilirsiniz:
“Çarşı, Mono'ya da karşı!”, diyerek başlayalım. Bu arada biri de durdursun onları :)
Bir ay ara vermiş olsak da Mono Projesi kapsamındaki yazı dizimizi
MonoDevelop ile noktalayacağımızı söyleyerek devam edelim. Umarım faydalı olur.
Geride bıraktığım günler ya da aylar boyunca, kısacası Özgür Yazılım ruhuna aşina
oldukça Çarşı'ya hak verir hâle geldik. Bildiğiniz üzere Stallman aslında özgür olmayan
yazılımlara, değerlendirilebilirliği açısından bakıldığında çok da karşı değil. Doğru
değerlendirildiğinde, özgür olmayan yazılımların birçok faydası olabileceğini kendisi de
dile getirmiş ancak Mono'nun onun bahsettiği özgür yazılım ya da özgür olmayan
yazılımlar kategorisine girmediğini hepimiz açıkça görebiliriz. Mono, Özgür Yazılım
ruhuna aykırı bir felsefe taşıyor Stallman'a göre. Merak edenler Stallman'ın Özgür
Olmayan Yazılımlar hakkındaki görüşlerini araştırabilirler diyerek MonoDevelop'a
geçelim.
MonoDevelop konusuna daha önce de kısa bir giriş yapmıştık. Hatırlatmakta
fayda var. C# ve .NET uygulamalarını Linux (Red Hat, SuSE, Fedora Core.. vs), MacOS X
ve Windows üzerinde geliştirmemize olanak sağlayan arayüz uygulamasıdır. Açık
kaynak /özgür yazılımdır.
31
Ayfer KAYA
[email protected]­tr.org
Platformlardan bağımsız olduğu için bütün sistemlerde aynı arayüz ile çalışıyor.
Yine yazı-kod düzenleme yeteneğine sahip olduğunu da daha önce belirtmiştik.
Özellikleri hakkında çok fazla detaya girmeyeceğim çünkü önceki Mono Projesi
yazımızdan farklı özelliklere sahip değil, Mono için söylediğimiz her şey MonoDevelop
için de geçerli.
İlk yazımı yazdığım zamanlarda güncel sürüm 2.2 kod numarasına sahipti, şu
an http://monodevelop.com/ adresinden de göreceğiniz gibi MonoDevelop 2.4 Beta 1
sürümü kullanılabilir durumda. Ben her ihtimale karşı sitesinden 2.2 sürümünü
indirdim.
Uçbirime "sudo apt­get install monodevelop" yazarak yüklediğimiz
uygulamayı yine uçbirime "monodevelop" yazarak çalıştırıyoruz. Burada Windows'taki
form işlemlerimiz için Gtk# görsel tasarım aracını kullanacağız. Ancak Gtk#'ın yapısı
Windows'takinden biraz farklı. Windows'taki Tools menüsü de işimizi kolaylaştıracak
ama yine de tam olarak Windows'taki gibi çalışan bir mantığı olduğunu söyleyemem.
Şimdi MonoDevelop'u basit bir
renk üzerinden anlatmaya başlayalım. Bu
konudaki Türkçe kaynaklar yetersiz olduğu
için basit ve anlaşılır anlatmaya çalışacağım.
MonoDevelop'ta Winform İşlemleri
MonoDevelop'u ilk açtığınızda Windows'taki Create Project, Yeni bir çözüme
başla olarak karşımıza çıkacak. Buradan yeni bir projeye başlayabilir ya da hemen
altındaki Çözüm veya dosya aç ile de önceki projelerimizi açabiliriz (Windows'taki
karşılığıyla Open Project).
Konsol Projesi, Windows'taki
gibi konsol uygulamaları yazmamızı
sağlayacak. Resimden de görüldüğü üzere
Gtk # 2.0 Projesi'ni seçip, Ad kısmında da
projemize bir isim verelim ve ardından
ileri butonuna tıklayıp devam edelim.
Proje Main.cs sayfası ile açılacak.
Hemen buradan sol alt köşede bulunan
MainWindow.cs sayfasına geçiş yapalım,
form üzerindeki çalışmalarımızı buradan
yapacağız. Uygulamayı yapıyorsanız
MainWindow.cs'nin kodlarla açıldığını
görmüşsünüzdür, sayfanın hemen alt
tarafında Kaynak Kodu ve Tasarımcı
isminde iki sekme var, şekilden de
görüldüğü üzere.
Biz tasarım ile başlayacağımız için Tasarımcı'ya
tıkladık ve evet artık Windows'tan aşina olduğumuz form
tasarımına da yaklaşmış olduk. Bu arada Görünüm
menüsünden, Araç çubuğu'nu görünür hâle getirmeniz
gerekiyor. İşte şimdi bildiğimiz Winform'a daha da aşina
hâle geldik.
32
Ayfer KAYA
[email protected]­tr.org
Yine Görünüm menüsünden Öznitelikler'e tıklayıp sağ alt
köşede yerini almasını sağlıyoruz.
Şekilden de görebilirsiniz. Şimdi bir Buton aldınız ve formunuza yerleştirdiniz.
Tabii şekildeki uyarı ile çoktan karşılaşmışsınızdır.
Çünkü işler burada değişiyor. Gtk# kapsayıcılarla
çalışıyor. Direkt sürükle bırak mantığına uygun değil, daha
doğrusu çalışıyor ama işleyişi biraz daha farklı.
Bileşenler'den önce formunuza Kapsayıcı koyarak,
formunuzu bölmelisiniz. Kapsayıcılar ve Bileşenleri araç
çubuğunu aktif hâle getirdiğinizde görebiliyorsunuz. Hbox,
Vbox, Table'lar işinizi kolaylaştıracak kapsayıcılar.
Ben bir Fixed seçtim ve formuma sürükledim.
Yukarıdaki ekran alıntısında Fixed seçili durumda. Formumun
rengi değişti. Kapsayıcıdan sonra şimdi istediğim bir bileşeni
alıp sürükleyebilirim. Elbetteki bir Buton işimi görecektir
benim, bir Buton ve bir de textBox.
TextBox'ı aradım ama bulamadım çünkü
MonoDevelop'taki ismiyle Entry demek daha doğru
olacaktı. Bir Buton ve bir de Entry aldım ve Fixed'imin
üzerine sürükledim. Buton'a çift tıklayıp kodlara
ulaşmaya çalışıyorum ama nafile. Burada da farklılıklar
hemen gösteriyor kendisini ve elbette çift tıklama bir
işe yaramıyor. Peki ne yapmamız gerekiyor?
Öznitelikler'in hemen yanında Sinyaller adında
başka bir sekme var. Artık formumuz üzerinde bulunan
bileşenlerin özelliklerini bu iki sekmeden değiştirebilirz.
Şimdi formumuz üzerindeki Buton'u seçiyoruz ve Sinyaller
kısmından şekildeki gibi isim değişikliği yapıyoruz.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi önceden
formumuzdaki bileşenlere tıklayarak kod kısmına
girebiliyorduk. Burada durum farklı. Yapmamız
gereken az önce isimlendirdiğimiz Buton'a,
Tasarım sekmesi de açıkken çift tıklamak. Evet
Buton'a değil, benim Merhaba olarak
adlandırdığım isme çift tıklıyoruz. Tamam artık
kodumuzu yazabiliriz. Yapılması gereken her şey bu kadar. Aslında hiç de zor değil ve
çok büyük farklılıkları da yok.
33
Ayfer KAYA
[email protected]­tr.org
Şimdi adım adım tekrar edersek;
1) MonoDevelop'u açtık ve Gtk # 2.0 şeçili iken, bir isim vererek yeni bir çözüme
başladık.
2) Main.cs'den MainWindow.cs'ye geçiş yaptık ve Tasarım sekmesinden form alanımıza
geldik.
3) Formumuza direkt sürükle bırak yöntemiyle bileşen ekleyemediğimiz için önce
kapsayıcı sürükledik.
4) Kodumuza ulaşmak için bileşenimize değil, bileşene verdiğimiz isme çift tıkladık ve
kodumuzu yazdık.
Son olarak yazdığımız kodu inşa ettik ve çalıştırdık. Hepsi bu kadar!
Şimdi de İngilizce'den Türkçe'ye çevrilen menülerin karşılığını verip önemli olanlarına
kısaca değinelim.
File /Dosya: Buradan yeni bir proje oluşturabilir, önceki projelerimizi açabilir ya da
projelerimizi kaydedebiliriz. Açtığımız son dosyalarımıza da buradan kolaylıkla
ulaşabiliyoruz.
Edit /Düzenle: Bütün Düzenle menülerinde olabilecek seçenekler; kes, kopyala,
yapıştır. Burada en alttaki Preferences seçeneği önemli olabilir. Programınızın genel
özelliklerini belirleyebileceğiniz birçok seçenek sunuyor. Özellikle Tuş Bağlar kısmından
programlarınızı önceki MonoDevelop sürümleri ya da Visual Studio'ya uygun olarak
çalıştırabilirsiniz.
View /Görünüm: Bu menü çok işinize yarayacak. Olmazsa olmazlardan. Kapsayıcılar,
bileşenleri, öznitelikleri ya da sınıfları, dosyaları çözümleri hep bu menü altından
görünür hâle getiriyoruz.
Search /Ara:
Pek kullanmasam da aramayı sevenler olabilir.
Project /proje: Adı üzerinde. İnceleyebilirsiniz.
Build /İnşa et: En haşir neşir olduğumuz menü. Projenizi tamamladıktan sonra compile
(derleme) etmenizi sağlıyor. Zaten programlamayla ilgileniyorsanız bildiğiniz şeyler
bunlar.
Run /Çalıştır: Genelde F5 kullanılır, derleme işlemi bittikten sonra programınızı
çalıştırablirsiniz.
XML /XML: Hiç kullanmadığım bir menü.
Tools /Araçlar: Eklenti yöneticisi var, kullanmadığım menülerden.
Window /Pencere: Bu kısımdan istediğiniz pencereyi etkin hâle getirebilirsiniz ama
zaten formun üstündeki sekmelerden kolaylıkla yapabiliyorsunuz bunu.
Help /Yardım: Yardım kısmından da C#'ın Mono sayfalarına ulaşabilir, hata
bildiriminde bulunabilir ya da kullandığınız MooDevelop sürümü hakkında bilgi
alabilrsiniz.
Faydalı olması dileğiyle.. Görüşmek üzere...
34
Okan AKINCI
[email protected]­tr.org
Frets on Fire İncelemesi
Oyuna Giriş
Frets on Fire oyununu kurduktan sonra oyunun menülerinin İngilizce
Yine bir oyun tanıtımıyla huzurlarınızdayım. Bu ay için seçtiğim
oyun, bugüne kadar oynadığım Linux oyunları içinde bence eğlencelisi. olduğunu göreceksiniz, ama endişelenmeyin, Türkçe desteği var. Ayarlara
girip dil seçimini Türkçe yapabilirsiniz. Yine aynı ayarlar bölümünden tuş,
Sizin de denediğinizde beğeneceğinizi düşünüyorum. Zaten Frets on
görüntü ve ses ayarlarını da yapabilirsiniz.
Fire, bilgisayar oyunları piyasasında adından söz ettirmeyi başarmış,
Windows ve Mac kullanıcıları tarafından da kabul görmüş bir açık
Ayarlardan başka
kaynak oyun. Oyunu Ubuntu depolarında bulabilir, Synaptic, Uçbirim
bir de şarkı değiştirici
ya da Ubuntu Yazılım Merkezi ile kurabilirsiniz.
modu var. Buradan
şarkılar ayarlanabiliyor,
Nedir bu Frets on Fire?
üzerilerinde değişiklik
yapılabiliyor. Yinr aynı
Konsollar için üretilmiş Guitar Hero oyunu duymuş, birilerini
yerden oyuna, oyunun
oynarken izlemiş, hatta belki de oynamışsınızdır. Bilmeyenler için
kendi şarkılarını eklemek
söyleyeyim: Playstation 3, Xbox 360 ve Nintendo Wii için üretilen bu
mümkün ama size bunu
oyunla birlikte size özel bir gitar veriliyor. Bu gitarı konsola
önermiyoruz, yazının
bağlıyorsunuz ve oyundan seçtiğiniz bir şarkıyı gitarla çalmaya
ilerleyen kısımlarında
çalışıyorsunuz. 5 adet tele, doğru zamanda basmanız gerekiyor.
bunun nasıl yapıldığına
değineceğim
Frets on Fire, Guitar Hero'nun bilgisayar sürümüdür desek
sanırım yanlış bir şey söylemiş olmayız. Fakat elimizde bir gitar yok,
Fakat Guitar Hero şarkılarını eklemek için bu modu kullanabilirsiniz.
onun yerine klavyemizi kullanacağız. F1, F2, F3, F4 ve F5 tuşlarını
Frets on Fire, Guitar Hero'nun şarkılarını da çalıştırabiliyor, böylece Guitar
gitarın telleri olarak kullanıyoruz. Enter tuşu ise seçim tuşu olarak
Hero için satın aldığınız şarkıları bilgisayarda çalma imkanına sahibiz.
kullanılıyor. Esc ise ana menüye dönmek, ayarları yapmak, şarkıyı
yeniden çalmak, şarkıyı değiştirmek için kullanılmakta.
Eğer Rock ve Metal müziği seviyor ve çalmayı denemek
istiyorsanız Frets on Fire bunun için iyi bir alternatif. Üstelik yüksek
sistem gereksinimleri gerektirmediği için eski bilgisayarlarda da
rahatlıkla oynanabilir.
35
Okan AKINCI
[email protected]­tr.org
Yine de burada da
kısaca nasıl oynandığına
değineyim. Ekranda bir
gitarın sapı üzerinde
ilerliyoruz. 5 renk var,
her biri bir başka telin
üzerinde. Örneğin yeşil
bir yuvarlak gördünüz,
F1 ile Enter tuşuna
basmanız gerekiyor.
Ama yeşil yuvarlağın
ardından bir de ilerleyen
bir çizgi varsa bu, F1'e
basılı tutmanız gerektiği anlamına geliyor.
Oyun Modu
Nasıl Oynanır?
Frets on Fire'ın bir de Nasıl Oynanır adında bir modu var. Eğer
oynamayı bilmiyorsanız ilk önce burayı ziyaret etmenizi öneririm.
Burada ağzı bozuk bir arkadaşımız bize bir şeyler anlatıyor, eğer Türkçe
seçeneğini açmışsanız kendiliğinden Türkçe alt yazı ile bu kısmı
izleyerek söylediklerini anlayabilirsiniz. Bize oyunun tuşlarını ve nasıl
olduğunu kısaca anlatıyor. Fakat bunu anlatırken oyuncu ile alay ediyor,
kendisinin de ne kadar iyi çaldığını sürekli belirtmeden edemiyor.
Sürekli kötü çaldığımızı söylüyor, hem de bunu argo bir dille anlatıyor.
Şimdi gelelim asıl önemli kısma, yani oyunun oynandığı kısma. Ana
menüden, 'Oyunu Oynayın' menüsüne girdiğimiz zaman karşımıza
kasetlerin olduğu bir ekran geliyor, buradan istediğimiz şarkıyı seçtikten
sonra şarkının zorluk ayarları çıkıyor karşımıza, birini seçip oyuna giriyoruz.
Oyun yukarıda anlattığım şekilde oynanıyor. Fakat şunu
belirtmeliyim; gitarı hatasız bir şekilde çalmanız çok önemli. Eğer çalarken
basmanız gerektiği yerde basamazsanız, o anlığına ses tamamen kesiliyor ya
da sadece o anki gitar sesi gelmiyor. Basmamanız gereken bir yerde yanlış
tuşa bastığınızdaysa kulak tırmalayan sesler duyabilirsiniz.
36
Okan AKINCI
[email protected]­tr.org
Ayrıca, eğer
art arda birkaç defa
doğru basarsanız
ekranda bir anlığına
2X yazısı beliriyor,
yani o andan itibaren
hata yapmadığınız
sürece aldığınız puan
2 ile çarpılıyor.
Başarılı bir şekilde
devam ederseniz
puanınız 4'le
çarpılıyor.
Tuşlara doğru bastıkça sahnenin ışıkları da sürekli değişiyor, ortam daha
güzel bir hal alıyor.
Şarkı bitince de puan hesaplanıyor ve dereceye girmişsek isim
yazmamızı istiyor. Sonuç olarak Frets on Fire her yaştan insanın
oynayabileceği gayet eğlenceli bir oyun. Başta biraz zor gelebilir ama
zaten kimse gitar kullanmayı doğuştan bilmiyor ki...
Şarkı Ekleme
Yukarıda belirttiğim gibi Frets on Fire oyununa Guitar Hero
şarkılarını eklemek için oyunun içindeki şarkı değiştirici seçeneğini
kullanmak gerekiyor. Fakat Frets on Fire için tasarlanmış şarkılar da var.
Bilinen pek çok ünlü Rock ve Metal şarkısı Frets on Fire'a uyarlanmış
durumda. Elbette farklı tarzda şarkılar da var. Bu şarkıları Torrentten ya
da bir siteden indirebilirsiniz.
FaydalıAdresler
Aşağıda Frets on Fire hakkında bilgilerin, ip uçlarının, sorunlarınıza
çözümlerin, yeni haberlerin ve ihtiyaç duyabileceğiniz başka şeylerin de
bulunduğu birkaç internet adresi bulunmakta. Bu adreslerden şarkı da
indirebilirsiniz.
http://fretsonfire.sourceforge.net/
Frets on Fire Ubuntu'nun depolarında mevcut, fakat bazı dağıtımların
deposunda bulunmayabilir. Eğer kullandığınız dağıtımın deposunda Frets on
Fire yoksa, ya da Windows, Mac gibi diğer işletim sistemlerini
kullanıyorsanız, oyunu bu adresten indirebilirsiniz. Ayrıca bazı eklentileri de
bu adresten indirmek mümkün.
http://www.fretsonfire.net/forums/
Frets on Fire hayranlarının buluştuğu Uluslar arası Frets on Fire
forum sitesi.
http://fretsonfire.wikidot.com/
Frets on Fire Wiki adresi.
http://www.fretsonfiretr.com/
Yerel Türkiye Sitesi.
37
Okan AKINCI
[email protected]­tr.org
Açık Kaynağın Güvenliği
'Linux'ta Güvenlik' adlı yazı dizimize, 'açık kaynak yazılımların
neden daha güvenli olduğunu' anlatarak başlıyoruz. Yazı dizisi
boyunca Linux'un neden daha güvenli olduğundan, basit güvenlik
önlemlerine ve daha üst düzey güvenlik önlemlerine (şifreli anlık
iletiler, e-postalar, klasörler, IP gizleme vb.) kadar bütün güvenlik
konularına değineceğiz.
Bilgisayar güvenliği için sayılabilecek pek çok önlem arasında
en önemlisi hiç şüphesiz açık kaynak yazılım kullanmak. Eğer açık
kaynak bir işletim sistemi ve üzerinde de mümkün olduğunca açık
kaynak yazılım kullanmuyorsanız, alacağınız diğer önlemlerin sizi
nereye kadar koruyacağı bir hayli tartışmalı hale gelir.
Eğer kaynak kodları kapalı bir yazılım kullanıyorsanız, yazılımın
sıradan işlevinin dışında, arka planda ne yaptığını bilmeniz doğal
olarak mümkün değil. Yazılımın içine size zarar verebilecek,
bilgilerinizi çalıp başka bir yere gönderebilecek, yazılım üzerinde
hakimiyet kurmanızı engelleyecek kodlar ve algoritmaların eklenip
eklenmediğinin garantisini kimse veremez.
Böyle durumlar hali hazırda zaten yaşanmakta. Pek çok kapalı
kaynak kodlu yazılımın içinde bulunan kodlar sayesinde belirli bir süre
sonunda yazılımın lisans süresi sona ermekte ve sizi yeni lisans satın
almaya zorlamakta. Linux'ta ise açık kaynak yazılımlar kullandığımız
için böyle bir durum mümkün değil. Yine GPL, BSD gibi lisanslara
sahip olmayan açık kaynak yazılımlar olsa bile bunların içinde bu tür
komutlar bulundurulamıyor.
Başka bir örnek verecek olursak, yine kaynak kodu kapalı
yazılımlarda, yazılımın üreticisi bir güncelleme ile elinizdeki yazılıma
müdahale edebiliyor ve siz de bunun farkında olmuyorsunuz. Geçtiğimiz
yıllarda Çin'de, korsan Windows kullanan pek çok insanın bilgisayarında bir
güncelleme sonucu bilgisayarları her açıldığında ekranda kısa süreliğine de
olsa bir bug görünüyordu. Microsoft, böylece korsan Windows
kullanıcılarının önünü bir güncelleme ile kesmeye çalışmıştı. Tabii ne
Windows'un ne de söz konusu güncellemenin kaynak kodları bilinmediği
için kurulmuştu. Bu belki korsana karşı bir önlemdi ama başka amaçlar için
de aynı şeyin yapılmayacağını /yapılmadığını nereden bilebiliriz?
Bir örnek daha verelim: Windows 7 ilk çıktığında “Windows 7'ye arka
kapılar eklendiği ve kullanıcının bilgilerini gizlice Microsoft'a gönderdiği”
iddiası ortaya atıldı. Microsoft ise böyle bir şeyin olmadığını belirtti. Elbette
kaynak kodları bilinmeden, elde bir kanıt olmadan böyle iddiaları ortaya
atmak iftira atmaktan başka bir şey olamaz belki fakat yine de bu iddiaların
gerçek olmadığını, kaynak kodlarını göremediğimiz için kanıtlayamıyoruz.
Microsoft, kaynak kodlarını göstermediği sürece bundan emin olamayız,
sadece şirketin sözüne inanarak hareket edebiliriz. Şirketin sözüne güvenip
güvenmemek ise kullanıcının kendi tercihine kalmıştır.
Sadece Windows'tan örnek vermiş olsak da bu durumun sadece
Microsoft'un ürettiği yazılımlarla sınırlı olduğunu söyleyemeyiz. Bütün kapalı
kodlu yazılımlar için aynı derecede şüphelenmemiz gerekiyor. Bu yazılımları
geliştirenlerin bu şüphelerin bir temelinin olmadığını kanıtlamaları için
kodları göstermekten başka bilinen bir yolları yok.
38
Okan AKINCI
[email protected]­tr.org
Çünkü bu durum biraz yediğiniz pastaya benziyor. Satın aldığınız pastanın tadına ve görünümüne bakarak içindeki hangi malzemelerin
bulunduğunu ve bu pastanın ne şekilde yapıldığını sadece tahmin edebilirsiniz, tarifi bilmezsiniz. Açık kaynak yazılımları ise tarifiyle birlikte dağıtılan
bir pasta gibi düşünebilir, ne şekilde yapıldığını ve hangi malzemelerin kullanıldığını görebilir, içinde sağlığınıza zararlı bir şeyin bulunmadığına emin
olabilir, aynısını ya da farklı biçimlerini evde deneyebilirsiniz.
Bu nedenle açık kaynak işletim sistemi ve diğer yazılımları kullanarak sistemin sizi arkadan vurmadığını kendiniz görebilirsiniz. Eğer kaynak
kodlardan bir şey anlamıyorsanız bu sorun değil, dünyanın dört bir yanındaki binlerce yazılım geliştiricisi bu kodları anlıyor.
Diyelim ki birisi Linux'ta kullanıcıya zarar verecek bir kod ekledi, hiç sorun değil. Dünyanın her yerindeki yazılım geliştiricileri bunu görüp,
“Neden ekledin bu kodu, senin derdin ne?” diye sorabilir. Söz konusu durum hemen düzeltilebilir. Örneğin, geçtiğimiz yıllarda Mozilla Firefox'un
Vietnam dilindeki sürümünün içine zararlı yazılım eklendiği fark edildi. Eğer Mozilla Firefox, kapalı kaynak bir yazılım olsaydı bunu kimse fark
edemeyecek ve sadece bunu yapan kişi bilecek, yazılımı kullanan insanlar bundan zarar göreceklerdi. Fakat Mozilla Firefox, açık kaynak olduğu için
durum hemen fark edildi ve sorun düzeltildi.
Gelecek ay 'Linux'ta dosya sisteminin yapısı', bunun kullanıcıya tam özgürlük ve sistem üzerinde tam hakimiyet sağlaması, veri güvenliğini
garantiye alma, sadece sistemin şifreyi bilen kişiye itaat etmesi gibi sonuçlarına değineceğiz.
Görüşmek üzere...
39
Ramazan GÜRBÜZ
ramazan@ubuntu­tr.org
Merhaba!
Linux'ta Vektörel Çizimler konumuza bu ay biraz daha pratik
anlatımlar ve karşılıklı uygulamalar ile devam edeceğiz. Bildiğiniz üzere
geçtiğimiz ay Inkscape'te arayüzü bir miktar tanımış ve çizim araçlarımız
hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmıştık. Bu ay ise menülerden bazı
kısımları kısa kısa tanımaya devam ederek pratik uygulamalar yapmaya
çalışacağız.
Inkscape'in araç ve özelliklerini nasıl bir örnek çalışma ile etkin bir
biçimde kullanabiliriz diye düşünürken aklıma en güzel örnek
çalışmamızın SUDO Pengueni olabileceği geldi.
Evet, bu ay kendi penguenimizi çiziyoruz. Sözü uzatmadan
başlayalım isterseniz.
Öncelikle daire çizeceğimiz aracı seçiyor ve çalışma alanımızın
ortasına dik olacak biçimde oval bir daire çiziyoruz. Yumurta gibi.
Elbette siz ilk çizdiğinizde
soldaki gibi bir görüntüye sahip
olamayacaksınız. Siyah olan dairenin
iç kısımını sayfanızın altında bulunan
renk şeridi üzerinden farenizin birinci
tuşuna basarak seçebilirsiniz.
Etrafında bulunan kırmızı
şeridin rengi için yine programınız alt
kısımında bulunan renk şeridi
üzerinden bir renge sağ tıklayarak "Set
Stroke" seçimini yapıyorsunuz.
Hâlâ yumurtanızın etrafında bir çizgi olmadığını düşünebilirsiniz,
yapacağımız şey bu çizgiyi kalınlaştırmak. Bunun içinse Inkscape'in üst
kısımında bulunan düğmelerden:
'Doldur ve Çiz' isimli butona tıklayarak çalışma penceremizi
açıyoruz. (buton resimi) (Bu pencereyi Ctrl + Shift + F tuş kombinasyonu
ile de yapabilirsiniz)
'Doldur ve Çiz' penceresi
açıldıktan sonraysa 'Çizgi Stili'
sekmesine geliyorsunuz ve 'Width'
kısmından çizginizi
kalınlaştırıyorsunuz. Mesela
5,000px.
Evet, işte aynı benim
çizdiğim gibi siyah bir yumurtanız
var artık.
Bu pencerede bulunan diğer
öğeleri de tanıyacak olursak;
'Eklen' kısmı çizgilerinizin köşelerinin yuvarlak mı, dik mi yoksa
kesik mi olacağını belirlemenize yarıyor.
'Kapak' kısmı çizgileriniz eğer bir cisim değil de bitişi olan
çizgilerse bittikleri noktaların yuvarlak mı, içten pay alan ya da dıştan pay
alan kesik biçimlerde mi olacağını belirlemenize yarıyor.
40
Ramazan GÜRBÜZ
ramazan@ubuntu­tr.org
'Koni limiti' bu seçeneklerin limitlerini belirlemenize yardımcı
oluyor. Bunları deneyerek görmeniz anlaşılması açısından daha etkili
olacaktır.
'Dashes' çizgilerinizin desenlerini belirlemenize olanak tanır,
örneğin kesik kesik ya da düz çizgiler gibi.
'İşaretleyiciler' düz çizgilerinizin sonuna ya da başına oklar
eklemek gibi etkiler yaratabileceğiniz seçimler.
'Blur' kısmı tüm grafik yazılımlarında olduğu gibi görüntüyü
dağıtmanıza olanak tanır.
'Opacity' ise saydamlık değeridir.
Ve açılacak olan
pencerenizde renkleri
dışında sağdaki ekrana
benzeyecektir;
Bilmeyenler için
katman (layer) mantığını
kısaca geçelim: Bir
görüntümüz var, bu bir
katman üzerindedir
(öyle düşünürüz,
program öyle davranır) ve bir görüntü daha eklediğinizde hangi
görüntünün diğerinin üzerinde olacağını programa katman sözcüğü ile
söyleriz. A görüntüsünü B'nin üzerine ekle diyerek. Bunu birazdan
örneklendirdiğimizde daha iyi anlayacaksınız.
Üst kısımda bulunan 'Kenarlık rengi' sekmesi adı üstünde
kenarlıklarınızın rengini ayarlamanıza, renk geçişleri uygulamanıza olanak
Şu an çizdiğimiz yumurta Layers pencerenizde Layer 1 yazan
tanır. Doldur kısmı da aynı renk işlemlerini çizimlerinin iç kısımlarını
katman üzerinde, isterseniz bu katmanın üzerine şimdi çift tıklayarak
doldurduğunuz renkler üzerine uygulayacaktır.
ismini yumurta olarak değiştirin ki sonraki çalışmalarımızda katmanlar
karışmasın birbirlerine (kolay hatırlamak açısından).
Şimdi bu yumurtadan Penguen çıkartmak için biraz teorik bilgi
edinelim. Burada açıkcası işin tek püf noktası katmanlarda. GIMP ya da
Bu kısımda işinize yarayabilecek ufak detaylara bakacak olursak, her
Photoshop gibi programlara aşina olanlarınız varsa ilk öğrenmeye
katman isminin önünde bir göz ve yanında bir kilit işareti vardır. Bu
çalıştığınız zaman sizi çıldırtan o katman (layer) sistemi burada da
ikonlardan göz ile katmanınızı görünür ya da görünmez yapar, kilit ile de
mevcuttur. Ama endişelenmeye gerek yok çünkü FireWorks'te olduğu
çizim yaparken yanlışlıkla o katman üzerinde değişiklik yapmamak için
gibi rahat kullanılır bir katman mantığı vardır Inkscape'te de, bu yüzden
kilitlersiniz. Bu işinize yarayacaktır çalışırken.
şimdi Shift + Ctrl ve L tuşlarına basıyorsunuz ve Layers penceresi
ekranınızın sağ köşesine geliyor. Bu pencereyi yine Inkscape
Bu kısımda bulunan "+" düğmesi ile katman ekler
ekranınızdaki şu düğme resmine tıklayarak da açabilirsiniz:
ve ok işaretleri ile de katmanlarını yerlerini belirleriz.
41
Ramazan GÜRBÜZ
ramazan@ubuntu­tr.org
Bu pencerede bizim kullanmayacağımız ama sizin ilerde işinize
yarayacak bir detayı da 'Blend Mode' yazan kısım ile katmanın alt katman
üzerinde nasıl davranacağı (mesela renk açısından) konusunda ayarlar
bulunmaktadır. Bunun üzerine bir de hemen altındaki Opacity kısmı ile
saydamlık değerini değiştirirseniz farklı görüntüler yakalarsınız. Ama bu
kısımı çok düşünmeyin, şimdi Penguene odaklanalım :)
Nerede kalmıştık? Yumurtadan penguen çıkartacağız şimdi. Bunun
için ilk önce yumurtadan bir çift kol çıkması gerekiyor.
Şimdi yeni bir katman
açalım ve adını Kollar olarak
belirleyelim. Daha sonra bu
katmanı mevcut Yumurta
katmanımızın altına alalım. Ve
Kollar katmanını seçelim.
Ardından 'Bezier
Eğrisi'
isimindeki çizim
aracımızı (
)
seçerek soldaki
gibi sola doğru
yataybir doğru
çiziyoruz. Ama
farenizin tuşuna
basılı tutmaya
devam edin,
Ve farenizin
tuşuna basılı
tutarken
aşağıya doğru
çekin ki bir
eğim verelim
çizime.
İstediğiniz
açıyı
yakalayınca
tuşu bırakın
Şimdi imlecimiz bir yay
çizimi başladı. Soldaki gibi bir
noktaya getirin imlecinizi
ve farenizin birinci
tuşuna yine basılı tutarak bu kez
sağdaki gibi bir görüntü elde
etmeye çalışın. Yine eğim
vermeye çalışıyoruz. İstediğiniz
eğimi yakalayınca tuşdan elinizi
çekin.
Şimdi ise sağdaki resimde gördüğünüz
gibi başladığınız noktaya gelin ve tam o
noktanın üzerine tıklayın. (Tam nokta üzerine
geldiğinizde soldaki gibi nokta, kare halini
alacaktır.
Neticede solda gördüğünüz gibi bir
kanat çizmiş olacağız.
42
Ramazan GÜRBÜZ
ramazan@ubuntu­tr.org
Çizimimiz tamamlandı, istediğiniz gibi bir
görüntü elde edemediyseniz bu adımları yeniden
yapmanıza gerek yok.
Şimdi programınızın sol kısımda bulunan
araç listesinden ikinci fare imleci yani vektörel
düzenleme imlecimizi (
) seçin ve tekrar
çiziminizin üzerine tıklayın. Soldaki gibi bir
görüntü olacak ve çiziminizdeki ayarlamaları
dilediğiniz gibi yapabileceksiniz.
Ve son olarak gerekli
renklendirmeleri de yaptıktan sonra
sağdaki gibi bir kanat elde edeceğiz.
Renklendirmeleri yukarıda
anlatmıştım.
Bu adımları yapabiliyorsanız ve istediğiniz yayları ve çizgileri
oluşturabiliyorsanız artık büyük ölçüde dilediğiniz gibi vektörel çizim
yapabilirsiniz demektir.
Kol çizimimiz tamamlandıktan sonra ilk çizdiğimiz kolu
yumurtanın altına getirelim. Burada kolun üzerine ikinci kez
tıkladığınızda çizimin köşelerinde yuvarlanan oklar göreceksiniz, o
kısımlar ile çiziminizi çevirip kolun tam olarak yerleşmesini
sağlayabilirsiniz. Bu tür ufak ayarlamaları çalışmamız boyunca göz
zevkinize göre yapabilirsiniz.
Diğer kolu çizmek için önceki çizdiğiniz kolu CTRL + C ile
kopyalayın ve CTRL + V ile yapıştırın yeniden. Ve bu ikinci kolu
seçtiğinizde ekranının üst kısmında beliren,
sağda gördüğünüz butonlardan yatay olan ile
tam tersi yönde çevirin.
Bu yatay olarak çevirdiğimiz ikinci
kolu klavyenizden CTRL tuşuna basılı
tutarken fareniz ile taşırsanız aynı hiza
boyunca taşıma imkânımız olur
yumurtamızın diğer köşesine. Böylece
Kollar birbirine paralel olur.
Şimdi de penguenimize beyaz bir karın kısmını çizelim. Bunun için
öncelikle bir katman daha açalım, adına göbek diyebilirsiniz.
Öncelikle bir daire çiziyoruz.
Dairenizi daha da özelleştirebilmek mesela standart bir daire ya da
oval bir çizim dışında müdahale etmek isterseniz eğer, bu daireyi seçiyor ve
en üstte bulunan menüden "Yol" kısımına gelerek "Nesneden Yola" kısmına
tıklıyoruz. Şimdiyse araçlarımızdan vektörel çizim için kullandığımız fare
işaretçisini seçip dairemize tıkladığımızda dairemizin dört köşesinde de
noktalar olduğunu göreceğiz. Bu noktalar çizimimizin vektörel hatlarıdır.
Kare, dikdörtgen, daire gibi çizdiğiniz cisimler öncelikle bu çizimlerinizi
daha rahat değiştirebilmeniz için (mesela daireyi oval
yapmak ya da dikdörtgenin köşelerini yuvarlamak gibi)
programa has özellikleri içeren biçimde çizilir,
43
Ramazan GÜRBÜZ
ramazan@ubuntu­tr.org
"Nesneden Yola" özelliği ise bu cisimlerimizi tamamen vektörel
noktalar hâline getirir, bu şekilde daha özgür biçimde dilediğimiz şekli
verebiliriz cisimlerimize. Bu yöntem ile eğer program ile ilgilenmeye
devam ederseniz birçok çiziminizi böyle gerçekleştirirsiniz. Dairemizi
vektörel hale getirmek zorunda değilsiniz ama sonradan bir değişiklik
yaparım diyerek ben yaptım.
Daha sonra bu daireyi penguenimizin gövde kısmı üzerine
getirelim. Ve dairemizin iç kısmını beyaz yapalım (genelde
penguenlerin karın kısmı beyaz olduğundan, enteresan penguenler
yapmak için farklı renk kullanmak size kalmış tabii ki).
Ve karın kısmı daha belirgin olsun
diyerek yanlarından biraz daraltarak oval
bir biçime getiriyorum. Burada işimize
yarayacak ufak bir bilgi, cismin örneğin
sağ köşesinden tutup daraltırken shift
tuşuna basılı tutarsanız aynı oranda diğer
kısımdan da daraltacaktır.
Şimdi de ayaklarını çizelim. Bir ayak katmanı oluşturalım.
Öncelikle bir daire çiziyoruz ve turuncu ayaklar yapmak
istediğim için dairenin iç kısmını turuncu bir tonda renk ile
dolduruyoruz.
Ve vektörel hale getiriyoruz. (Yol / Nesneden Yola menüsü ile
yaptığımız işlemi burada da yapıyoruz)
Dairenizin üzerinde ve vektörel çizim için kullanacağımız imleci
seçtikten sonra programımızın üst kısımında yer alan çubuklarda yukarıda
gördüğünüz gibi bir menü geliyor.
Bu araçların her biri vektörel noktalarımıza farklı özellikler
kazandırır. Ama gözünüz korkmasın bunların deneyerek görebiliriz ve
zaman içerisinde rahatlıkla öğrenirsiniz. Çizim programlarının hepsinde
bulunan bu araçlar sizin eliniz kolunuz olacak çizim yaparken ama
Inkscape'te bu noktada şanslıyız ki bu araçlar oldukça esnek ve tam da
bunu istemiştim dedirtecektir sizlere. Bu araçların hepsini tek tek
tanımlamanın gereksiz olduğunu düşünüyorum çünkü uygulamadan
anlatmak mümkün değil fakat araçlar üzerine geldiğinizde çıkan açıklamalar
size bir fikir verecektir, çalışmalarınıza devam ederken. Örneğimiz
üzerinden devam edelim daha iyi anlayacaksınız;
Dairemizin dört köşesinde noktalar var, bunlar vektörel noktalar
(node), en alttaki noktaya tıklayarak klavyenizden "delete" tuşuna basarak
bu noktayı silin. Aynı işlemi yukarıda resmini verdiğim vektörel noktalar için
olan araçlardan ikinci olan düğme ile de yapabilirsiniz.
Şimdi resimdeki alt nokta kayboldu
ve dairemizin şekli biraz bozuldu. Bu
durumda iken (ikinci fare imlecimiz seçili
yani vektörel düzenlemeler için
kullandığımız) masaüstünüzde bulunan iki
ikonu seçer gibi sayfanın çiziminize yakın
bir yerinden bir dikdörtgen seçimi ile
dairenizin altında kalan iki noktayı seçin.
Sağdaki resimde olduğu gibi.
44
Ramazan GÜRBÜZ
ramazan@ubuntu­tr.org
Bu seçimin hemen ardından vektörel
araçlarımızın bulunduğu ikonlardan "Seçili Parçaları
Çizgilere Dönüştür" düğmesine tıklayın. Yarım daire
şeklinde bir şekilimiz oldu ve böylece ilk ayağımızı
tamamlamış oluyoruz.
Şimdi de aynı ayağı
kopyala yapıştır yaparak
çoğaltalım. Şimdi
bazılarınızın aklından, "İyi
de bu ayaklar birbirine tam
olarak nasıl paralel olacak,
düzgün hizalanacak?",
sorusu geçebilir çünkü tam
üzerine yapıştırmaz
Inkscape. Şimdi öncelikle
görsel olarak bir ayarlama
yöntemi öğrenelim
(bu özellikte hemen hemen tüm grafik programlarında mevcuttur);
fareniz ile programınızın çalışma alanının hemen üstünde bulunan
cetvelin üzerine gelin ve fareniz ile basılı tutarak aşağı doğru çekin.
Sizinle birlikte bir çizginin geldiğini göreceksiniz (Örneğini yukarıdaki
resimde görebilirsiniz.). Bu çizgiyi basılı tutarak çizdiğiniz bir ayağın alt
kısmına getirebilirsiniz, bu şekilde diğer ayağı da tam olarak aynı doğru
üzerinde olup olmadığına emin olabilirsiniz. Bu şekilde ihtiyacınıza
göre sol kısımda bulunan cetveli de kullanabilirsiniz. Bu cetvellerle
hazırladığınız çizgileri yalnızca siz çalışırken görürsünüz, resmi
herhangi bir yerde kullandığınızda bunlar görünmez. Ama silmek
isterseniz de aynı çizgiyi tutarak tekrar cetvel üzerine götürüp
bırakmanız yeterli. Bu çizgilerden yüzlerce oluşturabilirsiniz.
Ama eğer benim gibi takıntılı bir insan olarak illaki ayaklar piksel
piksele aynı hizada olsun isterseniz (ki böyle piksel ya da milimetre gibi
ölçüler örneğin matbaa için bir çizim yapıyorsanız baskı sonrası dikkati
kolay çekeceği için önem verilmesi gereken bir konudur) bu kez cisminizi
seçiyorsunuz (araçlar menüsünde ilk başta bulunan normal fare imleciyle)
ve programınızın üstte bulunan araçları içerisindeki x ve y kordinatlarının
olduğu şu sağdaki satırı görüyorsunuz.
Bu x ve y'ler lise geometrisinden tanıtığımız
x ve y kordinatlarıdır; y boydan, x enden hesaplamamıza olanak tanır. Bu
şekilde her iki ayağı da aynı hizaya getirebilirsiniz.
Bu arada çalışma rahatlığı açısından sürekli kullanacağınız bir özellik
de gruplandırma. Her iki ayağı da yanyana getirdikten sonra seçerek CTRL
+ G tuşu ile gruplandırabilirsiniz.
Son olarak ayaklarımızı da gövdenin
üzerine getiriyoruz ve işte kafasız penguenimizi
oluşturduk bile.
Şimdi de ifade vereceğimiz yüz kısmına
geçiyoruz. Öncelikle gözler diyorum ben ve
gözler katmanımızı açıyorum.
Bu kısmı kısa geçeceğim çünkü artık öğrendiniz.
Bir daire çiziyorum, sonra ikincisini seçip
diğerinin biraz üzerine getiriyorum ve her
ikisinin de ortasına ufak iki daire ile gözleri
ayarlıyorum.
45
Ramazan GÜRBÜZ
ramazan@ubuntu­tr.org
Devam ediyoruz ve bir katman açıyoruz, ağız ismiyle. Şimdi
buraya da bir oval çiziyoruz ve turuncu renkle dolduruyoruz. Bu ağız
kısmımız oluyor. Tabii ki dudaklar için ya da portakaldan farkı olup
gerçek bir gagaya benzemesi için bir çizgi çizmemiz lazım üzerine.
Bunun için Bezier aracını seçerek bir çizgi oluşturuyoruz ve bitmesini
istediğimiz eğimin olduğu yere çift tıklıyoruz. İsterseniz bunu ikinci
fare imlecimiz olan vektörel düzenleme imleci ile seçip düzelebilir,
eğimini ayarlayabilirsiniz. Ve bunu çizgimizin ağız kısmı üzerine
yerleştiriyoruz. Ve soldaki gibi bir penguen çıkıyor ortaya:
Evet işte bu da benim ters evrimi doğrulayan, tek kromozomu
kayıp penguenim. Elbette her birinizin pengueni farklı olacak ama
yukarıda anlattığım kısımlarda yapacağınız değişiklikler, rötuşlar ile
istediğiniz gibi ve çok farklı penguenler ortaya çıkartabileceksiniz.
Haydi şimdi de sizleri, bizim SUDO şehrimizdeki diğer
penguen kardeşler ile tanıştırayım;
46
Ramazan GÜRBÜZ
ramazan@ubuntu­tr.org
47
Adem ERGİN
ğnome
Nisan Ayının En Güzel Masaüstü Seçildi!
Hydra Expressions isimli masaüstü çalışması ile bu ayın galibi ğnome.
Kendisini tebrik eder, masaüstünü bizlerle paylaştığı için teşekkür ederiz..
48
Adem ERGİN
ğnome
Gtk + Emerald + Font
http://lagadesk.deviantart.com/art/La
GaDesk-MoNOChrome-GTK-1-0-4153673761
Sistem Simgeleri
http://gnomelook.org/content/show.php/Magog+
White?content=113785
Duvar Kağıdı
http://i48.tinypic.com/14l3cqv.jpg
Screenlet's için gerekebilecek paket
http://www.horejsek.com/download/
infopanel0.10.1
49
ramazan@ubuntu­tr.org
CÜ
OR
ŞK
UZ
N
RSaemmaeztaeny G
BÜ
[email protected]­tr.org
SUDO E-Dergi ekibi olarak, Ubuntu'da basit fakat çok da
bilinmeyen ipuçları vermenin güzel bir fikir olabileceğini düşündük ve
bu düşüncemizi de hemen hayata geçirmek istedik. Yararlı olmasını
dileyerek ilk ipuçlarımıza başlayalım:
1) Ubuntu 10.04 Lucid Lynx sürümünü kullananlar ve pencere
düğmelerini eski alıştıkları hâle getirmek isteyenler; alt+f2 ile
açtıkları uygulamaya ya da doğrudan terminale “gconf­editor”
yazarak, açılan programdan; “apps >> metacity >> general“
sekmesine geldikten sonra, “button_layout” değerini, “close, minize,
maximize” durumundan, “menu:minimize,maximize,close”
durumuna getirirlerse, alıştıkları düzene kavuşabilirler. Hatta istekleri
doğrultusunda üzerinde biraz daha oynayabilirler.
Ayrıca bu konu ile ilgili olarak Anıl Çörekçioğlu, işlemleri sizin için
doğrudan yapabilen bir bash betiği paylaşmıştır. Bu betiğe aşağıdaki
linkten ulaşabilirsiniz:
http://forum.ubuntu-tr.org/index.php/topic,18157.0.htm
2) Terminalde hepimiz işlem yapıyoruz. Bu nedenle bazı kısa
yolları alışkanlık haline getirebilirsek işimiz kolaylaşacaktır. Örneğin,
"Ctrl+a" kombinasyonu imceli, satır başına alır. Yani, “home” tuşu ile
aynı işlevi yapar. "Ctrl+e" ise, aynı şekilde imleci satır sonuna
konumlandırır. “alt+l” kelime bazında imceli ilerletir, aynı şekilde
"alt+b", kelime bazında imceli geri yönlendirmede kullanılır. Burada
kelimeleri, boşluklarla birbirinden ayrılıyor gibi düşünün.
3) Bir programı çalıştırmak için, "alt+f2" kombinasyonunu hepimiz
kullanmışızdır. Eğer bir programı kullanırken yetki engeline takılıyorsanız,
bu problemi terminalde “gksu” komutu vererek aşabilirsiniz. Bu komuttan
sonra karşınıza yine benzer bir ekran çıkacak fakat buradan çalıştırdığınız
programlara root yetkisi verebilirsiniz.
4) Sonlandırmak istediğiniz veya zorunda kaldığınız bir programı,
terminalden “ps aux” komutunu verdikten sonra, uygulamanın PID
numarasını “kill” komutu ile birlikte kullanarak sonlandırabilirsiniz.
Örneğin “kill 4115” gibi. Burada 4115 sonlandırmak istediğimiz
uygulamanın PID numarasıdır. Sonlandırmak istediğiniz uygulamanın
isminibiliyorsanız eğer, daha kolay şekilde, doğrudan “pkill” komutunu
'uygulamanın ismiyle' uygulayabilirsiniz. Örneğin “pkill pidgin”, “pkill
firefox” şeklinde. Burada “ps aux” detay bilgiler içermektedir. Kendi
çalıştırdığınız uygulamaları görmek için “ps ­u KULLANICI ADI”
komutunu deneyebilirsiniz. Kullanıcı adı “mahmut” olan birisi için “ps ­u
mahmut” şeklinde uygulanmalıdır.
Gelecek ay yeni ipuçlarıyla görüşmek üzere..

Benzer belgeler

Full Circle Magazine

Full Circle Magazine "Matt yanlış düşünüyor. .NET bir ECMA standardıdır. Eğer bu standartlar üzerinde söz sahibi olmak istiyorsanız, örneğin GNOME Vakfı gibi bir ECMA üyesi aracılığıyla ECMA toplantılarına katılmanız g...

Detaylı

- Full Circle Magazine

- Full Circle Magazine [email protected]­tr.org Burada ayrıca dikkat çeken bir nokta da onlarca öneri ve öneriler dışında da sayısız olasılık varken, seçilen ismin “neden” seçildiğidir. Mesela seçilen hayvanların, nesi...

Detaylı

Untitled

Untitled biliyoruz. Hatta bize zararı bile dokunabiliyor. Linux'u bilmeyen insanlar bizi gerçeği saklamakla suçlayabiliyor. Linux'un diğer sistemlerden daha iyi olmadığını, hiç denemeden, bilmeden iddia ede...

Detaylı