türkiye ruh sağlığı profili raporu

Transkript

türkiye ruh sağlığı profili raporu
TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
RAPORU
HAZIRLAYANLAR
Doç. Dr. Neşe EROL
Doç. Dr. Cengiz KILIÇ
Prof. Dr. Mahir ULUSOY
Uzm. Dr. Muzaffer KEÇECİ
S.H.U. Zeynep ŞİMŞEK
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI
SAĞLIK PROJESİ
GENEL
KOORDİNATÖRLÜĞÜ
T.C.
SAĞLIK BAKANLIĞI
Temel Sağlık Hizmetler
Genel Müdürlüğü
TüRKIYE RUH SAGLIGI PROFILI
RAPORU
HAZIRLAYANLAR
Doç. Dr. Neşe Erol
Doç. Dr. Cengiz Kılıç
Prof. Dr. Mahir Ulusoy
Uzm. Dr. Muzaffer Keçeci
S.H.U. Zeynep Şimşek
Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı
ve Hastalıkları Anabilim Dab
Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri Anabilim
Dalı
Abant İzzet Baysal
Üniversitesi, iktisadi ve
İdari Bilimler Fakültesi
T.C Sağlık Bakanlığı
Sağlık Projesi
Genel Koordinatörlüğü
T.C Sağlık Bakanlığı
Temel Sağlık Hizmetleri
Genel Müdürlüğü
Dünya Sağlık Örgütü
Türkiye Ruh Sağlığı Profili Raporu
Birinci Baskı
Ankara, 1998
Yayın haklan ©: T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Tüm hakları saklıdır. Kullanılması, çoğaltılması, yayınlanması izne tabidir.
ISBN 975-590-013-6
Bu yayın T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve
Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü işbirliği ile bastırılmıştır.
Dizgi: Doç. Dr. Cengiz Kılıç
Baskı: Eksen Tanıtım Ltd. Şti, ANKARA
TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
RAPORU
Hazırlayanlar:
Doç. Dr. Neşe Erol
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı, Ankara
Doç. Dr. Cengiz Kılıç
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı, Ankara
Prof. Dr. Mahir Ulusoy
Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Bolu
Uzm. Dr. Muzaffer Keçeci
T.C. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara
S.H.U. Zeynep Şimşek
T.C. Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara
İÇİNDEKİLER
Araştırmanın amacı, planlanması ve yürütülmesi
1
Örnekleme planı ve hanehalkı anketi ile ilgili sonuçlar
5
Çocuk ve gençlerde ruh sağlığı: yeterlik alanları, davranış ve duygusal
sorunların dağılımı
25
Erişkin nüfusta ruhsal hastalıkların yaygınlığı, ilişkili faktörler, yetiyitimi
ve ruh sağlığı hizmeti kullanımı sonuçları
77
Özet
95
Ekler
101
ONSOZ
Ülkemizde yaşanan hızlı sosyal ve ekonomik değişimlere paralel olarak sağlık
sorunlarının boyutları da önemli ölçüde değişmektedir. Günümüzde toplum
sağlığımızı, kalp hastalıkları, kanser, bulaşıcı hastalık gibi fiziksel hastalıklar yanısıra
ruhsal bozukluklar da büyük ölçüde etkilemektedir.
Toplumun ruh sağlığı düzeyini yükseltmek için, öncelikle koruyucu/önleyici
hizmetlerin etkin bir şekilde verilmesi; bunu yapabilmek için de ilk olarak risk
altındaki hedef grupların, ruhsal bozuklukları doğrudan ve dolaylı olarak etkileyen
faktörlerin epidemiyolojik çalışmalarla belirlenmesi gerekmektedir. Elde edilen
bulgular doğrultusunda, ülke genelinde koruyucu ruh sağlığı programlarının
hazırlanması ve uygulanması mümkün olabilecektir.
Bir ülkede hizmet politika ve programlarını gerçekçi bir biçimde belirleyebilmek için,
epidemiyolojik veriye olan ihtiyaç açıktır. Ülkemizde ruhsal bozukluklar
epidemiyolojisinde var olan durumu yansıtabilecek epidemiyolojik bulgulara alan
araştırmaları ile ulaşılabilir. Ancak, ülkemizin genelini yansıtan geniş çaplı bir
araştırma bulunmayıp, yapılan araştırmalar sınırlı ve dar kapsamlıdır. Hastane
kayıtları incelendiğinde, belli ipuçları vermekle birlikte, ruhsal bozukluğu olan tüm
bireylerin tedavi kurumuna başvurmaması, tanı birliği olmaması, bölgesel
yoğunluğunun bilinmemesi verilecek hizmetlerin nitelik ve niceliğini belirlemede
yetersiz kalmaktadır.
Hizmet planlaması yapılacak alanda, soruna yönelik gerekli bilgiler toplandıktan sonra
"kim, ne, nerede, niçin ve nasıl" sorularına cevap verebilmek mümkündür. Bu
sorulara cevap oluşturabilmek amacıyla planlanan "Türkiye'de Ruh Sağlığı Profili"
araştırması bulguları kullanılarak, bölgelere ve yerleşim yeri tiplerine uygun modeller
geliştirilebilecektir. Dolayısıyla ruhsal bozuklukların yaygınlığının ve bu yaygınlığı
belirleyen etkenlerin ortaya çıkarılması bilimsel açıdan olduğu kadar, ruh sağlığı
politikalarının geliştirilmesi ve ihtiyaca yönelik hizmet planlamasının yapılabilmesi
açısından önem taşımaktadır.
Araştırmanın basan ile tamamlanması, araştırmanın başlatılması, yürütülmesi ve
sonlandınlmasında sorumluluk taşıyanlann değerli çabalan ile mümkün olmuştur.
Araştırmaya teknik destek veren yönlendirme komitesine, Hacettepe Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh
Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim
Üyelerinden proje danışmanlarına, araştırmaya maddi destek sağlayan Dünya Sağlık
Örgütü ve Sağlık Projesi Genel Koordinatörlüğü'ne teşekkür ediyorum. Bu
araştırmada büyük özveri ve titizlik içinde görevlerini yerine getiren Bakanlığımız
merkez çalışanlarına, İl Sağlık Müdürlüklerine, il denetçi ve görüşmecilerine, aynca
çalışmamıza ayırdıkları zaman ve sabırları için cevaplayıcılara teşekkür ediyorum.
Dr. Halil İbrahim Özsoy
Sağlık Bakanı
BÖLÜM 1
TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
Araştırmanın
amacı, planlanması ve yürütülmesi
Uzm.Dr. Muzaffer Keçeci
S.H.U. Zeynep Şimşek
T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
AMAÇLAR
Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırması, 2 yaştan itibaren tüm yaş grubu çocuk, genç, yetişkin ve
yaşlılara uygulanan ve ülke çapında seçilen bir ömeklemle yapılan bir araştırmadır. Araştırmada 2-18
yaş arası çocuk ve gençlerde sorun davranışlar ile yeterlik alanları, 18 yaş üstünde ise sık rastlanan
ruhsal bozuklukların yaygınlığı yanısıra ruh sağlığı hizmetlerinin kullanımı konusunda bilgi toplanması
amaçlanmıştır. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırması ülke çapında yürütülen ilk epidemiyolojik
araştırma olma niteliğini taşımaktadır.
Araştırmanın amaçları şu şekilde sıralanabilir;
1-Çocuk ve yetişkinlerde görülen ruhsal bozukluklar konusunda bilgilerin ulusal düzeyde toplanması ve
ruhsal bozuklukların yaş, cinsiyet, bölge ve yerleşim yeri tipine göre dağılımının belirlenmesi,
2-Ruhsal bozuklukları doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyen faktörlerin saptanması,
3-Ruh sağlığı konusunda ulusal düzeyde veri tabanı oluşturulması,
4-Ruh sağlığı politikalarının belirlenmesi ve yeni stratejilerin oluşturulmasına yardımcı olunmasıdır.
ORGANİZASYON
Araştırmanın 1993 yılında hazırlık çalışmalarına başlanması sırasında konuya yönelik önerileri almak
amacıyla bir "Yönlendirme Komitesi" oluşturulmuştur. Bu komiteye Prof. Dr. Ahmet Göğüs, Prof. Dr.
Efser Kerimoğlu, Prof. Dr. Bahar Gökler, Prof. Dr. Perin Yolaç, Prof. Dr. Abdülkadir Çevik, Prof. Dr.
Işıl Bulut, Prof. Dr. Sevil Atauz, Prof. Dr. Nesrin Şahin, Prof. Dr. Nail Şahin, Doç. Dr. Neşe Erol,
Doç. Dr. Emine Öztürk Kılıç, Doç. Dr. Mahir Ulusoy, Doç. Dr. Ferhunde Öktem, Doç. Dr. Belma
Akşit, Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, Yrd. Doç. Dr. Afşin Sağduyu, Uzm. Dr. Murat Rezaki, Dr. A. Giray
Arıhan, Dr. Cengiz Erden ve Ruh Sağlığı Daire Başkanı Uzm. Dr. Nevzat Satmış katılmışlardır. Bu
komite dört toplantı yapmış ve yapılan toplantılar sonucunda, bu araştırmanın gerekli olduğuna karar
verilmiş, kullanılacak yöntem ve ölçekler tartışılmıştır. Ön hazırlıklar tamamlandıktan sonra, çocuk ve
gençlere uygulanan ölçeklerin uyarlaması, standardizasyon ve dağıtımından sorumlu olan Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı öğretim üyelerinden Doç. Dr. Neşe Erol ve
yetişkin ölçeği (CIDI)'nin eğitim ve uygulamasından sorumlu olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Doç. Dr. Cengiz Kılıç ile Türkiye genelinde örneklem
seçimi ve hanehalkı soru formu geliştirme konusunda deneyimi olan Hacettepe Üniversitesi Nüfus
Etütleri Enstitüsü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Mahir Ulusoy danışman olarak görevlendirilmişlerdir
(Prof. Ulusoy halen Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde çalışmaktadır). Araştırmanın planlama,
uygulama ve değerlendirme aşamalarında gerekli işleri yürütmek üzere sosyal hizmet uzmanı Zeynep
Şimşek, psikolog Aysın Kurtuluş, sosyal hizmet uzmanı Nermin Berktaş, tıbbi teknolog Mustafa
Nişancı görev almışlardır. Araştırmanın başlangıç ve sonuç aşamasında idari açıdan Genel Müdür Uzm.
Dr. Cihanser Erel uygulama aşamasında, Genel Müdür Uzm. Dr. M. Rifat Köse, ayrıca Genel Müdür
Yardımcıları Bilgin Gözüm, Dr. Niyazi Çakmak ve Ruh Sağlığı Daire Başkanı Uzm. Dr. Selçuk
Candansayar destek sağlamışlardır.
Ölçekler
Araştırmanın alan çalışması sırasında aşağıdaki ölçek ve soru formları kullanılmıştır.
• 2-3 Yaş Çocukları İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği,
• 4-18 Yaş Çocuk ve Gençleri İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği,
• 5-18 Yaş Öğretmen Değerlendirme Ölçeği,
• 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği,
• Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi,
• Genel Sağlık Anketi,
• Kısa Yetiyitimi Anketi,
• Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi,
• Hanehalkı Anketi
Görüşmeci ve deneticiler
Araştırmada alan çalışması için il denetçileri ve görüşmeciler belirlenmiştir. İl denetçileri, örnekleme
çıkan illerde görev yapan Ruh Sağlığı Şube Müdürleri ya da Ruh Sağlığı Şubesinden sorumlu Sağlık
Müdür yardımcısı'ndan, görüşmeciler ise sağlık ocaklarında görev yapan doktor, ebe, hemşire ve devlet
hastanelerinde çalışan psikolog ve sosyal hizmet uzmanlarından oluşmuştur. Ek A'da il denetçileri ile
görüşmecilerin listesi verilmiştir. Görüşmeciler, örnekleme çıkan illerin küme sayısı ve küme
büyüklüklerine oranlı olarak seçilmiştir. Araştırmada görev yapan tüm personel 2 ay süre ile sadece bu
araştırmada çalışmışlardır.
Eğitim
Öncelikle araştırmanın nasıl yürütüleceği, süreci ve örnekleme konusunda bilgi verme ve yöneticilerin
desteğini almak amacıyla, 26-27 Ekim 1995 tarihleri arasında Sağlık Müdür yardımcılarının ya da Ruh
Sağlığı Şube Müdürlerinin katıldığı iki günlük bir toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda, araştırma için
illerde yapılacak düzenlemeler ile örnekleme ilişkin çalışmalar planlanmıştır.
İl denetçisi ve görüşmecilerin eğitimi ise iki aşamada yapılmıştır. İlk aşamada, İç Anadolu ve Güney
Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerin denetçi ve görüşmecilerinin eğitimi 20-24 Kasım 1995
tarihleri arasında yapılmıştır. İkinci aşamada ise Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinden
örnekleme çıkan illerin denetçi ve görüşmecilerinin eğitimi 26 Şubat-lMart 1996 tarihleri arasında
yapılmıştır. Eğitimlerin ilk gününde eğitime alınan sağlık personeline duyarlılık kazandırmak amacıyla,
çocuk ve yetişkin ruh sağlığı, koruyucu ruh sağlığı ve epidemiyolojiyi içeren konularda bir panel
düzenlenmiştir. Bu panele konuşmacı olarak Prof. Dr. Efser Kerimoğlu, Prof. Dr. Ahmet Göğüs, Doç.
Dr. Neşe Erol, Prof. Dr. Mahir Ulusoy, Doç. Dr. Cengiz Kılıç ve Genel Müdür yardımcısı Uzm. Dr.
Muzaffer Keçeci katılmışlardır.
Her iki eğitim aşamasında da, birinci grup olarak çocuk ve gençlere yönelik ölçeklerle hanehalkı anketi
uygulaması için psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, ebe ve hemşireler, ikinci grup olarak
yetişkin soru formu uygulaması için ise pratisyen hekimler eğitim almışlardır. İki ayrı grup halinde iki
aşamada gerçekleştirilen eğitim programı sonunda: ilk eğitimde 37 pratisyen hekim, 37 psikolog, sosyal
hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, ebe ve hemşire olmak üzere 74 kişi, ikinci eğitimde ise 42 pratisyen
hekim ve 42 psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, ebe ve hemşire olmak üzere 84 kişi eğitim
almıştır. İl eğitim ekibinin yeterli olmadığı durumlarda, ihtiyaca göre personel eğitimi yapılmıştır.
Birinci grubun çocuk ve gençlere yönelik ölçeklerinin eğitimi Doç. Dr. Neşe Erol, hanehalkı soru formu
eğitimi Prof. Dr. Mahir Ulusoy tarafından verilmiştir. İkinci grubun eğitimi ise Uzm. Dr. Murat Rezaki,
Uzm. Dr. İncila Kaplan, Uzm. Dr. Güliz Özgen, Doç. Dr. Cengiz Kılıç tarafından yapılmıştır. Eğitimde
rol oynama tekniği ve grup çalışmaları uygulanmıştır.
ALAN ÇALIŞMASI
Alan çalışması iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada Aralık 1995 - Ocak 1996 tarihleri
arasında İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgeleri, ikinci aşamada ise Nisan-Mayıs 1996 tarihleri
arasında Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerde alan çalışması
yapılmıştır. İllerde uygulamaya başlamadan önce, örnekleme çıkan hanelere Sağlık Müdürlükleri
tarafından hazırlanan bir mektup gönderilerek araştırma konusunda aile bilgilendirilmiştir. Bazı illerde
ise, o bölgenin ebesi tarafından ailelere bilgi verilmiş ve uygulama sırasında evde bulunmaları
sağlanmıştır. Aynı şekilde örnekleme çıkan evde yaşayan çocuklar okula gidiyorlarsa, hazırlanan bir
mektupla okulun da araştırma konusunda bilgi sahibi olması sağlanmıştır. Alan çalışması sırasında, il
denetçileri sürekli olarak merkez ekiple işbirliği içerisinde çalışmışlardır. Ayrıca, merkez ekibinden
psikolog Aysın Kurtuluş, sosyal hizmet uzmanı Zeynep Şimşek ve Proje Danışmanı Doç. Dr. Cengiz
Kılıç yerinde denetim ve süpervizyon için illere gitmişlerdir. İl denetçileri ve görüşmecilerin araç, gereç
ve yemek ihtiyaçları sağlık müdürlüklerince karşılanmıştır.
İllerde tamamlanan soru formları il denetçileri tarafından kontrol edildikten sonra Sağlık Bakanlığı
Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne gönderilmiştir. Merkez ekibi tarafından Prof. Dr. Mahir
TJlusoy'un danışmanlığında formların tekrar kontrolü yapılmış ve her haneye ait olan formlar
numaralandırılmıştır. Proje danışmanları tarafından formlar gözden geçirildikten sonra veri giriş işlemi
başlamış ve Eylül 1996 tarihinde tamamlanmıştır. Veri kontrolü yapıldıktan sonra analizlere başlanmış
ve ön rapor 1997 yılında yayınlanmıştır.
BOLUM 2
TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
Örnekleme Planı ve Hanehalkı Anketi ile İlgili Sonuçlar
3
rof. Dr. Mahir Ulusoy
Abant izzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Ruh Sağlığı Profili Araştırması, 2 ve 2 yaşın üstünde herkese farklı modüller uygulanarak bütün
Türkiye'de, ruh sağlığı konusunda bilgi toplamayı amaçlamaktadır. Araştırma, aynı zamanda, hane ve
hane halkı modülleriyle toplanan temel demografik ve sosyal bilgilerle zenginlik kazanmaktadır.
Türkiye'de bu konuda bu kadar iddialı bir araştırmanın bulgularının tüm ülkeye genellenebilirliğinin
yanında, kabul edilebilir duyarlıkla, bölgelere ve alt nüfus gruplarına da genellenebilir olmasını
sağlamak amacıyla tabakalar saptanmış ve örnek büyüklüğüne karar verilmiştir. Araştırma planlanırken,
ruh sağlığı göstergelerinin ve bu göstergelerin dağılımı hakkında veri olmaması nedeniyle, her
tabakadan aynı oranda örnek seçilmiş, bu nedenle araştırma kendinden ağırlıklı olmuştur. Bulgular,
bölgelere, yerleşim yeri tiplerine ve bu iki değişkenin çaprazıyla elde edilen tabakalara genellenebilir.
Bunun yanında, örneğe 1 olasılıkla girdiklerinden dolayı 4 büyük kentimize (İstanbul, Ankara, İzmir,
Adana) de genelleme yapılabilir. Bunun dışında kalan, örneğe çıkmış yerleşim merkezlerinin hiç birine
özel bilgiler türetilemez.
Ruh Sağlığı Araştırmasının örnekleme planı çok aşamalı, tabakalı, kümeli olasılık örneklemesidir.
TABAKALAMA
Tabakalar, homojen birimler içeren alt örnekleme çerçeveleridir. Bu araştırmada tabaka tanımı için iki
kıstas kullanılmıştır. Bölge kıstasının 5 kategorisi ve yerleşim yeri tipi kıstasının 3 kategorisinin
çaprazıyla Türkiye toplam 15 tabakaya bölünmüştür. Bu yaklaşım, her bir tabaka içinde kalan hanelerin
tümünü bölge ve yerleşim yeri tipi açısından birbirine benzer (homojen) varsayar.
1- Bölge: Yerleşim yerlerinin birbirine coğrafi yakınlığı tabakalama için birinci kıstas olmuştur. Bu
amaçla, Türkiye'nin 5 demografik bölgesi araştırmanın 5 büyük tabakasını oluşturmuştur. Bölgeler
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından coğrafi yakınlık ve demografik açıdan
birbirine benzeyen iller biraraya getirilerek tanımlanmış ve Nüfus ve Sağlık Araştırmalarında
kullanılmıştır. Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırmasının demografik içeriği ve bulgularının başka
araştırmalarla karşılaştırılabilirliğinin sağlanması için 5 demografik bölge tanımı bu araştırmada da
kullanılmıştır. İllerin 5 bölgeye dağılımı aşağıdaki gibidir (TNSA 1993):
Batı Anadolu: Aydın, Denizli, İstanbul, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Çanakkale,
Balıkesir, Manisa, İzmir, Yalova
Güney Anadolu: Muğla, İsparta, Burdur, Antalya, Mersin, Adana, Gaziantep, Hatay
Orta Anadolu: Afyon, Eskişehir, Bolu, Ankara, Konya, Çankırı, Çorum, Yozgat, Kayseri, Niğde, Nevşehir,
Kırşehir, Kütahya, Uşak, Bilecik, Tokat, Amasya,Aksaray, Karaman, Kırıkkale
Kuzey Anadolu: Zonguldak, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Rize, Trabzon-, Artvin, Kastamonu, Karabük,
Bartın
Doğu Anadolu: Erzurum, Tunceli, Diyarbakır, Bitlis, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Malatya, Kahramanmaraş,
Adıyaman, Gümüşane, Erzincan, Kars, Elazığ, Mardin, Muş, Bingöl, Ağrı, Van, Hakkari, Batman, Şırnak,
Ardahan, İğdır, Kilis
2- Yerleşim Yeri büyüklüğü ve tipi: Yerleşim yeri tipi (yerleşim yerinin il merkezi, ilçe merkezi ya da köy
oluşu) tabakalama için ikinci kıstas olarak kullanılmıştır. Yerleşim yeri tipi üç kategoride ele alınmıştır.
İl merkezleri: Yukarda tanımlanan bölgelerin her birinde il merkezleri, idari örgütlenmede vilayet yapısı
gösterdiği, hizmetler ve ticaret sektörlerindeki çeşitlenmeyi yansıttığı için ayrı bir tabaka olarak
tanımlanmıştır.
İlçe merkezleri: İlçe merkezleri, nüfus büyüklükleri gereği il yapısının küçük bir modeli olduğu için il
merkezlerinden ve köylerden farklı bir tabaka olarak ele alınmıştır. İlçe merkezi olmamakla birlikte,
Türkiye'deki pek çok ilçeden büyük olan belde ve köyler de bu tabakaya dahil edilmişlerdir.
Köyler: Yukardaki iki tabakaya dahil edilemeyen, köy statüsünde olan bütün yerleşim yerleri bu tabakaya
dahil edilmiştir.
Örnekleme için tanımlanan 15 tabakanın her birinde bağımsız seçim yapılmıştır. Her tabakadan seçilecek
yerleşim yeri sayısı önceden saptanmıştır. Yerleşim yeri sayısına karar verirken alan çalışmasının yükü ve
Sağlık Bakanlığının il örgütlenmesi gözönünde tutulmuştur. Olasılıklı örneklemede, örnek birimlerin (bu
araştırmada hane) seçilme olasılığının birbirine eşit olması esas olduğundan, seçilen her bir yerleşim yerinde,
hanelerin seçilme olasılıklarını eşit kılacak sayıda örnek hane seçilmiştir.
Çok aşamalı bir örnekleme planında, her hangi bir tabakada bir hanenin seçilme olasılığı:
P(Hane)=P(A)*P(B)*P(C)*...*P(M)
(1)
ile ifade edilebilir. Burada A, birinci aşama, B, ikinci aşamada seçilen birimdir, M aşama sayısıdır.
Formülü 3 aşamalı bir örnekleme planı için biraz daha açarsak,
P(Hane)=n(A)/N(A) * n(B)/N(B) * n(C)/N(C)
(2)
olur.
Burada n(A) birinci aşamada seçilen A sayısı, N(A) evrendeki A sayısı,
n(B) ikinci aşamada seçilen B sayısı, N(B) evrendeki B sayısı,
n(C) üçüncü aşamada seçilen C sayısı, N(C) evrendeki C sayısıdır.
Eğer sistematik rasgele seçim yapılırsa, birinci ve ikinci aşamalarda seçilen birimler alt alta sıralanarak
bir başlangıç noktasından başlanarak, üçüncü aşamada seçilmesi gereken n(C) kadar birim seçildiğinde,
birinci ve ikinci aşamalarda seçilmesi gereken birim sayıları da kendiliğinden ortaya çıkar. Ancak bu
yöntem, birinci ve ikinci aşamalarda çok sayıda birimin örneğe girmesine neden olur. Örneğin; birinci
aşamada il merkezi, ikinci aşamada ilçe merkezi, üçüncü aşamada da küme seçiliyor ve toplam
seçilecek küme sayısı 250 ise, böyle bir örnekleme planı ile örneğe giren yerleşim yeri sayısı 250'den
biraz az fakat 250'ye yakın bir sayı olacaktır. Böyle bir örnekleme planının alan çalışması hem zaman
açısından hem de maliyet açısından pahalı olacaktır.
Oysa, (2) numaralı formül, son aşamada seçilen birimin seçilme olasılığı sabit kalmak koşuluyla, birinci
ve ikinci aşamalarda seçilen birim sayısının, alan çalışmasını kolaylaştırmak ve daha ucuza maletmek
amacıyla, araştırmacı tarafından saptanabileceğini göstermektedir. Formülde,m(A) ve n(B)
belirlendikten sonra, n(C)'nin değeri serbest bırakılarak P(Hane) 'nin sabit kalması sağlanabilir. Başka
bir deyişle, n(A) ve n(B) saptandıktan sonra P(Hane)'nin eşitliği, n(C)'nin değerini, formülün
vermesiyle sağlanabilir. Bu araştırmada, il merkezi, ilçe merkezi ve köy sayıları saptandıktan sonra,
seçilen yerlerden ne büyüklükte kaç kümenin seçileceği (2) numaralı formül ile hesaplanmıştır.
(2) numaralı formül örneğe seçilen bir yerleşim yerinden seçilmesi gereken hane sayısını vermektedir.
Eğer örnekleme küme örneklemesi ise, son aşamada seçilen birim küme olacaktır. Formülün verdiği
sayıda haneden çok değişik büyüklükte ve sayıda küme oluşturmak olasıdır. Ancak küme
büyüklüğünün sabit olması, hem alan çalışmasını yürütecek ekiplerin oluşturulmasında, hem de
örnekleme hatalarının hesaplanmasında kolaylık sağlayacağı için tercih edilir. Verilen sayıda haneden
kümeler oluşturulurken ortalama küme büyüklüğü esas alınır ve sonuçta elde edilecek kümelerin
büyüklüklerine göre dağılımının varyansının küçük olması sağlanır. Böylece elde edilen bir küme
büyüklüğü dağılımında değişim katsayısı 0.2'den küçük olursa küme büyüklüğü sabit sayılabilir (Kish
1966).
Ömeğe seçilen bir yerleşim yerinde seçilecek hane sayısı 20 (ortalama küme büyüklüğü) 'den küçük ise,
o yerleşim yerinden bir küme seçilmiştir. Eğer hane sayısı 20'den büyük ise, küme sayısı, küme
büyüklüklerinin 20'den ayrılışlarının kareleri ortalamasını minimum eden küme büyüklüğü
dağılımındaki küme sayısı olmuştur. Bir formül ile ifade edersek:
2
Var(küme büyüklüğü)= I(X-20) /n
O halde küme sayısı formüldeki küme büyüklüğü varyansını minimize eden n değeridir. Örneğin; bir
yerleşim yerinden 45 hane örnek hane seçilecek ve küme büyüklüğü ortalaması 20 ise, buradan ya 15'er
hanelik 3 küme, ya da biri 23, diğeri 22 hanelik 2 küme almak olasıdır. Birinci alternatifte 3*(152
2
2
20) /3=25, ikinci alternatifte ((23-20) + (22-20) )/2=6.5 olduğundan, 45 haneden 2 küme ile daha
küçük varyans elde edildiğinden, bu yerleşim yerinden 2 küme seçilir.
AŞAMALANDIRMA
Tabakalama kıstası olarak kullanılan iki değişkene göre elde edilen 15 tabakada bağımsız seçim
yapılmıştır. Aşamalandırma, kullanılabilir, hazır, örnekleme çerçevelerin varlığına göre yapılmıştır.
İl Merkezi Seçimi: 5 bölgenin il merkezleri tabakalarının her birinde ilk aşamada öngörülen sayı kadar
il merkezi sistematik rasgele yöntemle seçilmiştir. Bu yönteme göre yapılan seçimde İstanbul, Ankara
ve İzmir kentlerinin nüfusları, örnekleme aralığından büyük olduğu için bu kentler örneğe birden fazla
girmişlerdir. Bu nedenle Batı Anadolu ve Orta Anadolu bölgelerinde öngörülen il sayısı daha fazla
olduğu halde seçilen il sayısı daha azdır. Bu aşamada çerçeve olarak Devlet İstatistik Enstitüsü'nün
(DİE) 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını kullanılmıştır. Seçim il merkezleri nüfuslarının birikimli
dağılımından yapıldığı için, nüfusa orantılı bir seçim olmuştur.(Bkz. EK 1).
İl merkezinde ikinci Aşama Seçim: Seçilen il merkezlerinden Evhalkı Tespit Fişleri (ETF) kayıtları
kullanılarak Sağlık Ocaklarına göre hane sayıları ve nüfusları içeren dökümler alınmış, bu listelerden
yine sistematik rasgele seçim yöntemine göre, o merkezden seçilmesi gereken küme sayısı kadar Sağlık
Ocağı ve küme seçilmiştir. Seçilen Sağlık Ocağının ETF sıralamasına uyarak bu aşamada üretilen
rasgele sayıya denk gelen haneden başlayarak birbirine komşu hanelerle küme listesi tamamlanmıştır.
Büyük Sağlık Ocaklarından birden fazla küme seçilmiştir. Bu yöntem, kümelerin, Sağlık Ocaklarının
sorumlu olduğu nüfusa orantılı seçilmesini sağlamıştır.
İlçe Merkezi Seçimi: Seçilen il merkezlerine idari olarak bağlı ilçeler ikinci aşamada ilçe seçimi için
çerçeve oluşturmuştur. Çerçeve için yine DİE'nün 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını kullanılmıştır. İlçe
merkezleri sistematik rasgele seçim ile yapılmıştır. Seçim, çerçevedeki ilçe merkezlerinin birikimli nüfus
dağılımından yapıldığı için, nüfusa orantılı bir seçim olmuştur.
İlçe merkezlerinde üçüncü Aşama Seçim: Seçilen ilçelerde Sağlık Ocağı ve küme seçimi, aynen il
merkezlerinde uygulanan yöntemle yapılmıştır.
Köy Seçimi: Köy seçimi için kullanılan çerçeve, seçilen il merkezlerine bağlı köylerdir. Çerçeve olarak
1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını kullanılmıştır. Her bölgeden seçilecek köy sayısı araştırmacılar tarafından
önceden saptanmıştır. Genel bir ilke olarak her köyden bir küme alınacak şekilde köy sayısı belirlenmiştir.
KÜMELEME
Örnekleme küme örneklemesidir. Küme, birbirine komşu haneler olarak tanımlanmıştır. Ortalama küme
büyüklüğü 20 olarak belirlenmiştir. Ancak bu değer seçilen yerleşim yerinin büyüklüğüne bağlı olarak
değişmektedir. Küme büyüklüğü için değişim katsayısı 0.189 olduğu için küme büyüklüğü sabit kabul
edilebilir.
Yerleşim yerlerindeki hane sayıları, yerleşim yerlerinin kestirim nüfusları, 1990 sayımında il merkezleri, ilçe
merkezleri ve köylerdeki ortalama hane büyüklüklerine bölünerek elde edilmiştir. 1990 ortalama hane
büyüklüklerinin 5 senede değişmediği varsayılmıştır.
Tablo 2,1: Kümelerin büyüklüklerine göre dağılımı
Küme büyüklüğü Küme sayısı
Küme büyüklüğü
(hane)
(hane)
4
5
6
7
9
12
13
14
15
16
1
3
1
5
5
I
6
6
18
17
18
19
20
21
22
23
24
25
Küme sayısı
14
17
41
77
41
19
7
2
1
b = 18.65 (ortalama küme büyüklüğü)
a =3.5268
C.V.= 0.189
GÜNCELLEME
Örnek seçiminde, öngörülen seçilme olasılıklarının doğru hesaplanması ve uygulamada bozulmaması
için, her aşamada kullanılan çerçevenin güncel olması gerekmektedir. Bu amaçla, bölge ve yerleşim yeri
tiplerinin oluşturduğu 15 tabakanın her birinde ilk aşama seçim için gerekli olan yerleşim yerleri
çerçevesi olarak 1990 Sayımı İdari Bölünüş yayını temel alınarak çerçevelerde gerekli güncelleme
işlemleri yapılmıştır.
İl merkezleri çerçevesine araştırma tarihinde sayısı 79 olan tüm il merkezleri; ilçe merkezleri
çerçevesine, birinci aşamada seçilen illere bağlı ilçe merkezleri, ve köy çerçevesine de, yine birinci
aşamada seçilen il merkezlerine bağlı köyler dahil edilmişlerdir. Bu işlem sonucunda, bağlı olduğu ilçe
merkezi seçilmediği halde örneğe giren köyler olmuştur.
İlçe merkezleri ve köylerin, birinci aşamada seçilen il merkezlerine bağlı kılınması, araştırmanın alan
çalışmasında iş bölümünün il sağlık müdürlüklerinin görevli oldukları ilde sorumlu tutulmaları
nedeniyle olmuştur.
Birinci güncelleştirme işlemi, il ve ilçe merkezleri çerçevelerine giren yerleşim yerlerinin 1985 ve 1990
yıllarındaki nüfuslarını kullanarak araştırma tarihindeki nüfuslarının kestirimidir. Nüfus projeksiyonu
için bileşik faiz formülü kullanılmıştır. Bu işlem sırasında, özellikle büyük il sınırlarının değişmesi
nedeniyle, 1985 ve 1990 sayımlarında statüsü değişen köyler çok büyük büyüme oranları gösterdikleri
için, 1990 yılında ait oldukları il merkezi içinde tek tek ele alınmış ve uygun büyüme hızlan ile 1995
nüfusları kestirilmiştir.
Köylerin nüfus projeksiyonu, örneğe giren bir ilçenin tüm köylerinin toplam nüfusu için yapılmıştır.
Projeksiyon işleminden önce nüfusu 6000'in üstünde olan köylerin nüfus projeksiyonları tek tek
yapılmış ve araştırma tarihinde nüfusu 10 000'in üstünde olanlar köy çerçevesinden ilçe çerçevesine
aktarılmıştır.
Örnek seçiminin her aşamasında sistematik rasgele seçim yapılmıştır.
KÜME SEÇİMİNDE KULLANILAN ÇERÇEVE, EVHALKI TESPİT FİŞLERİ
Ruh Sağlığı Araştırmasında örnekleme çerçevesi olarak Sağlık Ocaklarında tutulan ETF (Evhalkı Tespit
Fişleri) 'lerin kulanılrnası düşünülmüştür. Alternatif örnekleme çerçevelerine göre ETF'lerin aşağıda
sıralanan nitelikleri, bunların güncel çerçeveler olabileceğini düşündürmektedir.
• Kanun gereği ETF'ler her yılın Haziran ayında güncelleştirilmektedir.
• Her hanehalkı üyesi yaş, akrabalık ve cinsiyetine bakılmaksızın ET fişlerine geçirilmektedir.
• Bir sağlık ocağının sorumluluğuna giren alanın nüfus ve hane sayısı ET fişlerinden hesaplanabilir.
• Kiralık evlerde kiracı değişince eski kart atılıp yeni kiracı için yeni kart doldurulmaktadır.
• Sağlık Ocaklarının sorumlu oldukları alanları ve sınırları İl Sağlık Müdürlüklerince belirlenmektedir.
• Görevli sağlık personeli görev sırasında yeni iskan edilmiş ev veya apartmana raslarlarsa bu tip yerler
için ETF'ler doldurulmaktadır.
ETF'lerin örnek çerçeve olarak nasıl kullanılacağı ve içerdiği bilgilerin güvenirliği EK 2 'de tartışılmıştır.
YANITLAMA ORANLARI
Yanıtlama oranları, araştırmada kullanılan ve araştırma evrenine giren farklı kuşak insanlara uygulanan anket
formları için farklı düzeylerde gerçekleşmiştir. Aynı zamanda, örnekleme tabakalarında farklı düzeylerde
yanıtlama oranlan elde edilmiştir.
Hane Anketi Yanıtlama oranları
Görüşme sonucu, "Anket dolduruldu", "Hanede uygun yanıtlayıcı yok", "Reddetti" olarak işaretlenen hane
formları, erişilmiş ve görüşülmüş haneler olduğundan haneler için yanıtlama oranları, her örnekleme
tabakasında bu hanelerin toplamının hedef hane sayısına oranıdır.
Tablo 2.2: Erişilen (temas kurulan) hane anketi yanıtlama oranları
İlçe
Köy
İl
Toplam
Batı Anadolu
Hedef
Görüşülen
Yanıtlama %
1231
1195
97.1
419
279
66.6
426
385
90.4
2076
1859
89.5
Güney Anadolu
Hedef
Görüşülen
Yanıtlama %
267
224
83.9
214
189
88.3
229
205
89.5
710
618
87.0
Orta Anadolu
Hedef
Görüşülen
Yanıtlama %
525
433
82.5
237
223
94.1
355
253
71.3
1117
909
81.4
Kuzey Anadolu
Hedef
Görüşülen
Yanıtlama %
83
64
77.1
116
101
87.1
190
175
92.1
389
340
87.4
Doğu Anadolu
Hedef
Görüşülen
Yanıtlama %
229
217
94.8
171
149
87.1
309
230
74.4
709
596
84.1
Toplam
Hedef
Görüşülen
Yanıtlama %
2335
2133
91.3
1157
941
81.3
1509
1248
82.7
5001
4322
86.4
Alan uygulaması .sırasında İstanbul'da 60 hanelik üç küme, İzmir-Kınık'ta 21 hanelik bir küme,
Diyarbakır'ın bir köyünde 38 hanelik iki kümede hiçbir hane ile görüşme yapılamamıştır. Diyarbakır
köyüne güvenlik nedeniyle, İstanbul'daki kümelere ekiplerin organize olamamaları nedeniyle zamanında
gidilememiştir. Bu veriler Doğu Anadolu'nun kırında ve Batı Anadolu'nun ilçelerinde erişilen düşük
yanıtlama oranlarını açıklamaktadır.
Genel olarak, sosyal araştırmalarda görülen, yerleşim yeri büyüdükçe küçülen yanıtlama oranları, bu
araştırmada Batı, Güney ve Kuzey Anadolu bölgelerinde de görülmektedir. Orta Anadolu'da bu trend
köylerde elde edilen düşük yanıtlama oranları ile bozulmaktadır. Doğu Anadolu'da ise tam tersi bir olguyla
karşılaşılmış, Doğu'da süren terör dolayısıyla, daha güvenli olan illerde ve ilçelerde daha yüksek yanıtlama
oranları elde edilmiştir.
Tablo 2.3: Hane anketi yanıtlama oranları
İl
İlçe
Köy
Toplam
Batı Anadolu
Görüşülen
Tamamlanan
Yanıtlama %
1195
1064
89.0
279
249
89.2
385
368
95.6
1859
1681
90.4
Güney Anadolu
Görüşülen
Tamamlanan
Yanıtlama %
224
207
92.4
189
186
98.4
205
196
95.6
618
589
95.3
Orta Anadolu
Görüşülen
Tamamlanan
Yanıtlama %
433
316
73.0
223
209
93.7
253
249
98.4
909
774
85.1
Kuzey Anadolu
Görüşülen
Tamamlanan
Yanıtlama %
64
61
95.3
101
94
93.1
175
170
97.1
340
325
95.6
Doğu Anadolu
Görüşülen
Tamamlanan
Yanıtlama %
217
204
94.0
149
114
76.5
230
202
87.8
596
520
87.2
Toplam
Görüşülen
Tamamlanan
Yanıtlama %
2133
1852
86.8
941
852
90.5
1248
1185
95.0
4322
3889
90.0
Erişilen hanelerde tamamlanan görüşmelerin oranı daha yüksek düzeyde gerçekleşmiştir. Sadece Orta
Anadolu'nun ilinde ve Doğu Anadolu'nun ilçelerinde tamamlanan anket oranı %70'lere düşmektedir, diğer
tabakalarda yanıtlama oranları %90'lar düzeyinde seyretmektedir.
Genel yanıtlama oranları Tablo 2.2 ve Tablo 2.3'deki yanıtlama oranlarının çarpımı ile elde edilir. Tablo
2.4'de hane anketi için yanıtlama oranları verilmiştir.
Tablo 2.4: Hane anketi için genel yanıtlama oranları (yüzde olarak)
İl
İlçe
Köy
Toplam
Batı
Güney
Orta
Kuzey
Doğu
Toplam
86.4
77.5
60.2
73.5
89.1
79.2
59.4
86.9
88.2
81.1
66.6
73.6
86.4
85.6
70.2
89.4
65.3
78.6
80.9
82.9
69.3
83.6
73.3
77.8
Örnekleme tabakalarında genel yanıtlama oranlan büyük değişkenlik göstermektedir. En yüksek
yanıtlama oranının elde edildiği Doğu Anadolu'nun ili ile en düşük yanıtlama oranının elde edildiği Batı
Anadolu'nun ilçesi arasında %30'a varan fark vardır. Tabakalar arasında yanıtlama oranlarında görülen
bu değişkenliğin analizlerde etken olmaması için görüşme yapılan haneleri ağırlıklandırmak olasıdır.
Ancak, bunu yapabilmek için "bütün tabakalarda yanıtlayanlarla yanıtlamayanların ve erişilemeyenlerin
ruh sağlığı aynıdır" gibi bir varsayım yapmak gerekir. Araştırma konusu gereği böyle bir varsayım
yapılamıyacağından ağırlıklandırma yapılmamıştır.
10
Tablo 2.5: 2-3 Yaş Çocuklar için Davranış Değerlendirme Olçeğ Yanıtlama Oranları
İlçe
Köy
11
Toplam
Batı Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
149
151
101.3
35
29
82.9
39
33
84.6
223
213
95.5
Güney Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
32
28
87.5
44
43
97.7
25
31
124.0
101
102
101.0
Orta Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
52
46
88.5
20
16
80.0
50
46
92.0
122
108
88.5
Kuzey Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
5
4
80.0
21
20
95.2
35
34
97.1
61
58
95.1
Doğu Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
54
54
100.0
33
31
93.9
79
72
91.1
166
157
94.6
Toplam
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
292
283
96.9
153
139
90.8
228
216
94.7
673
638
94.8
2-3 Yaş Çocuklar için Davranış Değerlendirme Ölçeği Yanıtlama Oranları: Tablo 2.5' de bazı
hücrelerde görülen 100%'ün üstündeki yanıtlama oranlan, hanehalkı listesinde yaşı 2'nin altında
bildirildiği halde bazı çocuklara 2-3 yaş ölçeğinin uygulanmasındandır. Yaş bildirim hatası olasılığı
düşünülerek uygulanan ölçekler bu tabloya dahil edilmiştir.
2-3 yaş çocukları için kullanılan ölçek ile hane modülleri genelde anneler tarafından yanıtlandığı ve
hane modülleri de reddedilmediği için, bu anketlerin yanıtlama oranları çok yüksek gerçekleşmiştir.
4-18 Yaş Çocuk ve Gençler için Davranış Değerlendirme Ölçeği Yanıtlama Oranları:
Araştırmada, örneğe giren her hanede hane anketi uygulanmış ve hanede yaşayan, hane üyesi olan herkes
listelenmiştir. Hanehalkı litesinde yer alan ve 2 yaşın üstünde olan herkese uygun bir modül uygulanmıştır.
Bu modüllerden biri 4-18 yaş arasında olan çocuk ve gençler için uygulanan ölçektir. Gerek bu kuşaktan
herkese ulaşamamaktan, gerekse reddedilmekten dolayı bu Ölçek için de bir yanıtlama oranı sözkonusudur.
Tablo 2.5'de örnekleme tabakalarında bu oranlar verilmiştir.
11
Tablo 2.6: 4-18 Yaş Çocuk ve Gençler için Davranış Değerlendirme Ölçeği Yanıtlama Oranlan.
İl
İlçe
Köy
Toplam
Batı Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
1212
970
80.0
377
359
95.2
318
297
93.4
1907
1626
85.3
Güney Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
281
259
92.2
336
289
86.0
211
127
60.2
828
675
8 i.5
Orta Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
335
279
83.3
306
286
93.5
340
283
83.2
981
848
86.4
Kuzey Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
. 81
71
87.7
137
120
87.6
279
246
88.2
497
437
87.9
Doğu Anadolu
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
386
340
88.1
197
172
87.3
539
427
79.2
1122
939
83.7
Toplam
Hedef coc.
Görüşülen
Yanıtlama %
2295
1919
83.6
1353
1226
90.6
1687
1380
81.8
5335
4525
84.8
Bir haneye gidildiğinde, özellikle annelerin, bir hane modülü, bir yetişkin modülü (CIDI), varsa 2-3 yaş
çocuklarının her biri için bir modül ve 4-18 yaş gurubunda çocukların her biri için bir modül doldurması
gibi bir yük düşünülürse, 4-18 yaş modülü için yanıtlama oranları oldukça yüksek düzeyde gerçekleşmiş
sayılabilir. Sadece Güney Anadolu'nun kırında yanıtlama oranı %60'a, Doğu Anadolu'nun kırında ve
Batı Anadolu'nun ilinde %80'e kadar düşmüştür, diğer tabakalarda %82 ile %95 arasında değişmektedir.
18 Yaş Üstü CIDI yanıtlama oranları: Tablo 2.7'de gösterilmiştir.
12
Tablo 2.7: 18 Yaş Ustu C1DI Yanıtlama Oranları
İl
İlçe
Köy
Toplam
Batı Anadolu
Hedef kişi
Görüşülen
Yanıtlama %
2684
2209
82.3
626
450
71.9
940
754
80.2
4250
3413
80.3
Güney Anadolu
Hedef kişi
Görüşülen
Yanıtlama %
542
360
66.4
549
334
60.8
541
459
84.8
1632
1153
70.6
Orta Anadolu
Hedef kişi
Görüşülen
Yanıtlama %
813
525
64.6
553
334
60.4
646
482
74.6
2012
1341
66.7
Kuzey Anadolu
Hedef kişi
Görüşülen
Yanıtlama %
154
128
83.1
262
217
82.8
502
411
81.9
918
756
82.4
Doğu Anadolu
Hedef kişi
Görüşülen
Yanıtlama %
564
328
58.2
317
212
66.9
602
276
45.8
1483
816
55.0
Toplam
Hedef kişi
Görüşülen
Yanıtlama %
4757
3550
74.6
2307
1547
67.1
3231
2382
73.7
10295
7479
72.6
Yetişkin anketi (CIDI) çok kapsamlı bir anket olup, uygulanması çok zaman almaktadır. Bu nedenle
bütün örnekleme tabakalarında yanıtlama oranları düşük gerçekleşmiştir. Aynı zamanda, yanıtlama
oranları tabakalarda büyük değişkenlik göstermekte, %45.8 ile %84.8 arasında değişmektedir.
VERI G ü V E N I R L I ğ I
Araştırmanın bir örnekleme araştırması olması nedeniyle, örneklemeden hesaplanan istatistiklerin
Türkiye'ye genellenebilirliği, başka bir deyişle, örneklemenin Türkiye'yi temsil edebilirliği
sözkonusudur. Bu araştırmanın Türkiye'yi ne kadar temsil ettiğini görmek için, hane anketiyle toplanan
bazı temel değişkenlerin dağılımını incelemek ve varsa başka araştırma veya sayım bulguları ile
karşılaştırmak gerekmektedir.
Bu araştırma bulgularını karşılaştırmak için baz olarak kullanılabilecek üç kaynak vardır. Bunlardan
birisi 1990 Sayımı, diğeri de 1993 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA), üçüncüsü ise 1995
yılında DİE ve UNICEF işbiriği ile yapılan Türkiye Çok Göstergeli Çocuk Araştırmasıdır (TÇGÇA).
1990 Sayımı bulguları araştırma tarihinin 5 yıl gerisinde kalmıştır. Özellikle, son yıllarda insan
hareketliliğinin çok olduğu ülkemizde, sosyal göstergelerde doğal, ya da göç nedeniyle meydana gelen
değişikliklerden dolayı 1990 Sayımı bulgularının bu araştırmanın bulgularına baz olamıyacağı kanısını
uyandırmaktadır.
1993 Nüfus ve Sağlık Araştırması, bu araştırma tarihine daha yakın bir tarihte yürütülen bir araştırma
olduğu için 1990 sayımı için sayılan sakıncaları aynı yoğunlukta taşımamaktadır. 1993 TNSA veya
1995 TÇGÇA araştırma bulguları bu araştırma için baz olarak kullanıldığı taktirde, bulguların farklı
çıkmaması halinde her iki araştırma örnekleminin aynı kitleden çekildiğine karar verilecektir. Aksi halde
iki araştırma örneklemlerinin farklı kitlelerden çekildiği sonucuna varılacaktır. Bu durumda, ya her iki
araştırma da, ya da araştırmalardan biri Türkiye'yi temsil etmiyor kararını vermek gerekecektir, fakat
bunlardan hangisinin Türkiye'yi temsil edip hangisinin etmediği belli olmayacaktır. Bu nedenle, test
sonuçlarından çok, bulguların birbirine yakınlığı değerlendirilmelidir. Bu araştırma bulgularını
13
değerlendirmek üzere 1990 Sayımı baz alındığı zaman, bulgulardaki farklılıklardan bir kısmı zaman
içinde oluşacağı için ve bunun miktarı bilinemeyeceği için doyurucu bir karşılaştırma olmayacaktır.
Karşılaştırma amacıyla yaş, cinsiyet, hane büyüklüğü, bağımlılık oranı ve bölge dağılımı incelenecektir.
Tablo 2.8: Ruh Sağlığı Profili ve 1993 Araştırmalarında Cinse Göre Yaş Dağılımı
RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
1993 ARAŞTIRMASI RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
1993 ARAŞTIRMASI
%
%
Yaş E
K
E %
K % Yaş E
E /o K
%
% K %
0 105 1.3 88 1.1 396 2.1 373 1.9 37 141 1.7 103 1.2 250 1.3 212 1.1
1 197 2.4 182 2.2 328 1.8 315 1.6 38 104 1.3 100 1.2 258 1.4 271 1.4
2 152 1.8 181 2.2 329 1.8 323 1.7 39 106 1.3 115 1.4 187 1.0 183 0.9
3 169 2.0 169 2.0 365 1.9 325 1.7 40 150 1.8 138 1.7 285 1.5 297 1.5
4 175 2.1 189 2.3 374 2.0 355 1.8 41 106 1.3 115 1.4 134 0.7 149 0.8
5 193 2.3 171 2.1 362 1.9 355 1.8 42
80 1.0 95 1.1 183 1.0 188 1.0
6 195 2.4 183 2.2 385 2.1 415 2.1 43
97 1.2 99 1.2 221 1.2 224 1.1
7 176 2.1 190 2.3 468 2.5 444 2.3 44 111 1.3 87 1.0 130 0.7 135 0.7
8 183 2.2 185 2.2 481 2.6 468 2.4 45
92 1.1
65 0.8 227 1.2 217 1.1
85 1.0 84 1.0 125 0.7 139 0.7
9 184 2.2 158 1.9 467 2.5 392 2.0 46
80 1.0 69 0.8 130 0.7 134 0.7
10 190 2.3 168 2.0 517 2.8 499 2.5 47
71 0.9 72 0.9 158 0.8 157 0.8
11 187 2.3 177 2.1 450 2.4 419 2.1 48
12 179 2.2 176 2.1 521 2.8 511 2.6 49
58 0.7 51 0.6 102 0.5 81 0.4
63 0.8 83 1.0 226 1.2 198 1.0
13 165 2.0 157 1.9 546 2.9 497 2.5 50
64 0.8 62 0.7 105 0.6 169 0.9
14 203 2.5 162 2.0 446 2.4 472 2.4 51
53 0.6 53 0.6 118 0.6 209 1.1
15 185 2.2 202 2.4 444 2.4 471 2.4 52
53 0.6 55 0.7 150 0.8 191 1.0
16 182 2.2 191 2.3 446 2.4 498 2.5 53
45 0.5 40 0.5 104 0.6 130 0.7
17 149 1.8 159 1.9 439 2.3 521 2.7 54
49 0.6 53 0.6 248 1.3 285 1.5
18 156 1.9 174 2.1 428 2.3 492 2.5 55
50 0.6 62 0.7 127 0.7 126 0.6
19 156 1.9 179 2.2 344 1.8 382 2.0 56
46 0.6 58 0.7 100 0.5 126 0.6
20 167 2.0 162 2.0 298 1.6 453 2.3 57
48 0.6 43 0.5 126 0.7 116 0.6
21 130 1.6 160 1.9 221 1.2 352 1.8 58
48 0.6 55 0.7 87 0.5 76 0.4
22 164 2.0 165 2.0 311 1.7 389 2.0 59
57 0.7 65 0.8 269 1.4 327 1.7
23 143 1.7 155 1.9 358 1.9 360 1.8 60
37 0.4 42 0.5 95 0.5 64 0.3
24 144 1.7 145 1.7 310 1.7 317 1.6 61
51 0.6 49 0.6 106 0.6 99 0.5
25 123 1.5 145 1.7 360 1.9 355 1.8 62
69 0.8 59 0.7 116 0.6 108 0.6
26 138 1.7 159 1.9 261 1.4 284 1.5 63
47 0.6 51 0.6 72 0.4 78 0.4
27 117 1.4 132 1.6 297 1.6 315 1.6 64
47 0.6 53 0.6 222 1.2 239 1.2
28 127 1.5 104 1.3 298 1.6 298 1.5 65
41 0.5 38 0.5 82 0.4 116 0.6
29 110 1.3 116 1.4 228 1.2 221 1.1 66
27 0.3 38 0.5 85 0.5 97 0.5
30 171 2.1 165 2.0 355 1.9 382 1.9 67
23 0.3 28 0.3 65 0.3 57 0.3
31 135 1.6 125 1.5 203 1.1 219 1.1 68
32 0.4 45 0.5 41 0.2 27 0.1
32 125 1.5 126 1.5 221 1.2 246 1.3 69
33 137 1.7 120 1.4 250 1.3 332 1.7 70+ 174 2.1 208 2.5 544 2.9 582 3.0
36
70
50
34 127 1.5 135 1.6 203 1.1 218 1.1 Biln 35
18710
19574
8295
35 144 1.7 143 1.7 305 1.6 292 1.5 Top.8255
36 132 1.6 128 1.5 212 1.1 199 1.0
Kaynak: Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana veÇocuk Sağlığı, Aile planlaması Genel
Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s: 169.
Tablo 2.8'de 1993 Araştırmasına ait yüzdelerle, Ruh Sağlığı Araştırması yüzdeleri arasında farkın %.4
(binde 4)'ü geçtiği yaşlar arasında %5 anlamlılık düzeyinde anlamlı farklılıklar vardır. Diğer yaşlarda
farklılık rasgele oluşmuştur. Yaş dağılımının tek yaşlar için verilmiş olması ve anlamlı farklılık gösteren
yaşların az olması iki araştırma bulgularının uyumlu olduğunu göstermektedir.
14
Tablo 2.9: Seçilmiş kaynaklarda ve Ruh Sağlığı Profili Araştırmasında yaş gruplarına g öre nüfus (%)
Y a ş grubu
TNA 1989
GNS 1990
TNSA 1993
MICS 1995
Ruh Sağ. P r o .
-15
35.4
35.0
32.4
31.4
15-64
60.4
60.7
33.0
61.4
62.3
63.8
65+
4.2
4.3
5.6
5.3
4.8
Yaş bağımlılık
oranı
65.7
64.7
62.7
58.1
56.7
Kaynaklar: 1989 Türkiye Nüfus Araştırması, DİE, 1991. 1990 Genel Nüfus Sayımı, DİE, 1993. Türkiye, Nüfus ve
Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe
Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s:l 5.
Yaşlar gruplanıp, zaman içinde yapılmış başka araştırmalar ve sayım bulguları ile karşılaştırma
yapıldığında, aradaki farklılıklar istatistik olarak önemli olduğu halde, yüzde dağılımlarının ve yaş
bağımlılık oranının zaman içindeki gelişimi, bu araştırma bulgularının diğer bulgularla uyumlu
olduğunu göstermektedir.
Tablo 2.10: 1993 ve luh Sağlığ ı Profili Araştırmalarında örnekleme kap samına giren kişilerin bölgelerde
yüzde dağılımı
1993
T. Ruh Sağlığı Profili
Erkek
Erkek
Kadın
Toplam
39.7
39.4
40.0
33.9
15.6
16.0
15.5
15.7
15.5
1995 UNICEF MICS
Erkek
Kadın
Toplam
36.9
36.0
36.4
14.7
14.5
14.6
Orta Anadolu
Kuzey Anadolu
19.0
19.3
19.1
21.9
23.1
22.5
22.1
22.9
22.5
9.3
9.0
9.2
8.2
9.2
8.7
9.3
9.1
9.2
D o ğ u Anadolu
16.4
16.1
16.3
20.3
16557
19.4
19.8
17.1
17.5
13166
17.3
Batı Anadolu
Güney Anadolu
Araştırması
Kadın
Toplam
33.0
15.4
33.5
17528
34085
12343
7230
7279
25509
Toplam
14509
94.46
93.75
Cinsiyet oranı
99.32
Kaynak: Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel
Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s: 16.
Tablo 2.10 düzenlenirken, 1993 bulguları ile karşılaştırma yapabilmek için tabloya sadece 6 yaş üstü
nüfus dahil edilmiştir. Görüldüğü gibi Batı ve Doğu Anadolu bölgelerinde her iki cins için, Orta
Anadolu'da da kadın nüfusta önemli farklılıklar vardır. Ruh Sağlığı Profili Araştırmasında Doğu
Anadolu nüfusunda azalış, Batı Anadolu nüfusunda da artış görülmektedir. Bu görünüş farklılığın
göçten ileri gelmiş olabileceğini düşündürmektedir. Her ne kadar farklılıklar istatistik olarak önemli
olsada, her iki araştırmada bölgelerin büyüklük olarak sıralaması aynıdır.
Ruh Sağlığı Profili Araştırmasının cinsiyet oranı, baz değer olan 100'e yakın olması nedeniyle, 1993
Araştırması cinsiyet oranından daha akla yakın bir değerdir.
Tablo 2.11: 1993 ve Ruh Sağ lığı Profili Araştırmalarında örnekleme kapsamına giren kişilerin eğitim
durumlarına göre dağılımı (°/>)
Erkek
T. Ruh Sağlığı Profili
Toplam
Kadın
1993 Nüfus ve Sağlık A r a ş t ı r m a s ı
Erkek
Kadın
Toplam
Eğitimsiz
18.4
29.6
24.0
EP.O
29.1
ilkokul terk
16.8
37.4
17.1
17.0
36.4
15.8
15.6
15.7
36.5
35.9
36.2
İ l k o k u l mez
Orta O.ter
Ort +
Toplam
35.3
21.3
6.7
4.6
5.7
9.1
4.7
6.8
20.7
7229
100.0
13.3
7280
100.0
17.0
14509
100.0
25.3
16507
14.5
19.7
34085
100.0
100.0
17578
100.0
Kaynak: Türkiye, Nüfus ve Sağlık Araştırması, 1993; Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel
Müdürlüğü, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International, Ekim 1994, Ankara, s: 16.
15
Tablo 2.11'e de karşılaştırma yapabilmek amacıyla sadece 6 yaş üstü nüfus dahil edilmiştir. Eğitimsiz
erkekler ve orta üstü eğitimli erkeklerde büyük farklılıklar görülmekte, erkek eğitiminin diğer
kategorilerinde ve kadın eğitimi dağılımında büyük farklılıklar görülmemektedir. Ruh Sağlığı
Araştırmasında eğitimsiz erkeklerin 1993 Araştırmasına göre daha fazla, orta üstü eğitimlilerin daha az
olması, sübjektif bir yargı olmasına rağmen daha akla yakındır.
Tablo 2.10 ve Tablo 2.ll'de yapılan istatistik testler sonucunda farklılıkların önemli olmasında,
araştırmalardaki gözlem sayısının çok büyük olmasının payı vardır. Her iki araştırmada 100 000
dolayında gözlem olsaydı, istatistik testlerin, binde 1 farklılığı bile anlamlı bir farklılık olarak
tanımlayacağı gözardı edilmemelidir.
SONUÇ
Nüfus büyüklüğü bakımından dünyanın 11. büyük ülkesinde, ruh sağlığı gibi tıbbın sosyolojiye çok
yaklaştığı bir noktada örnekleme araştırması yapmak ve araştırma bulgularının bilimsel ortamlarda
kabul edilirliğini sağlamak için yalın bir örnekleme planı düzenlenmiştir. Örnekleme planında
Türkiye'nin fdari yapısı ve demografik özellikleri gözönünde tutularak tabakalama, alan uygulamasının
zorluğu gözönünde tutularak da kümeleme teknikleri kullanılmıştır. Gelişmiş ülkelerde yapılan bu tip
araştırmalarda sağlanan yanıtlama oranlarıyla karşılaştırıldığında çok yüksek yanıtlama oranları elde
edilen bu araştırmanın bulgularında bir yanlılık olmadığı görülmektedir.
HANEHALKIBULGULARI
Bu bölümde hanehalkı anketiyle toplanan ve hanehalkmın tümünü ilgilendiren bazı bilgilerin dökümü
verilecektir. Yine aynı anketle toplanan, ancak sadece hane reisini ilgilendiren bilgilere (ilk evlilik yaşı,
akraba evliliği yapıp yapmadığı gibi), araştırma konusuyla ilgili olmadığı için değinilmeyecektir.
Araştırmada kullanılan anket ve ölçeklerin standart uygulanması, toplanan bilgilerin geçerliği için bir
önkoşuldur. Görüşmede çevirmen kullanımı standart soru cümlesinin yapısını bozacağı için standart
uygulamayı bozan en önemli etmendir. Tablo 2.12 toplanan bilgilerin kalitesi hakkında fikir edinmek
üzere düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi hane görüşmelerinin %3.47'si çevirmen aracılığı ile yapılmıştır.
Bu oran Doğu Anadulu'nun köyleri ve ilçeleri ile Doğu Anadolu'dan göçenlerin gittikleri Güney
Anadolu'nun il merkezleri gibi yerlerde yükselmektedir.
Tablo 2.12: Bölg e ve yerleşim yeri tiplerinde hane anketi görüşmesinde <;evi rmen kullanılıp
kullanılmadığı
İlçe Merkezleri
İl Merkezleri
Köyler
Çev.
Çev.
Çev.
Toplam
Çev.
Çev.
Toplam
Çev.
var
var
yok
var
yok
yok
Toplam
Batı
36
3.4
1028
96.6
1064
57.5
7
2.8
242
97.2
249
29.2
5
1.4
363
98.6
368
31.1
Güney
10
4.8
197
95.2
207
11.2
8
4.3
178
95.7
186
21.8
8
4.1
188
95.9
196
16.5
Orta
5
1.6
311
98.4
316
17.1
1
0.5
208
99.5
209
24.5
1
0.4
248
99.6
249
21.0
Kuzey
0
61
100.
61
3.3
1
1.1
93
98.9
94
11.0
3
1.8
167
98.2
170
14.3
Doğu
10
4.9
194
95.1
204
11.0
11
9.6
103
90.4
114
13.4
29
14.4
173
85.6
202 '
17.0
Topl.
61
3.3
1791
96.7
1852
100.
28
3.3
824
96.7
852
100.
46
3.9
1139
96.1
1185
100.
16
1993 Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre 4.5 olan Türkiye hane büyüklüğü ortalaması bu araştırmada
4.26 olarak kestirilmektedir. Aradaki fark oldukça büyük ve anlamlıdır, Bütün bölge ve yerleşim yeri
tiplerinde küçük değişikliklerle, hane büyüklüğündeki bu küçülme izlenmektedir. Bütün canlı
organizmalar gibi aileler de doğmakta, bazıları bir süre için ana-baba yanında yaşamını sürdürmekte,
sonra çekirdekleşmekte, daha sonra büyüyüp genişlemekte, yeni hanelerin oluşmasını sağladıktan sonra
da küçülüp, vakti geldiğinde de ölmektedir. Toplumun tümünü ve aile büyüklüğünü etkileyen uzun
süreli harp, kıtlık, salgın gibi olayların yokluğunda ortalama aile büyüklüğünde uzun sürede değişiklik
olmaz. Bu gibi olayların 30-40 yıl gibi yakın geçmişte olması durumunda, ortalama aile
büyüklüğündeki değişmeler bu tip olayların zaman içindeki periodik yansımaları olarak ortaya
çıkabilir. Önemli bir olayın sonucu olarak görünen aile büyüklüğündeki ani değişiklik uzun zaman
içinde kaybolur gider. Bu nedenle, aile büyüklüğünü etkileyen bu tip olayların çok eskide kalması
halinde aile büyüklüğündeki bu düşüş başka bir nedenle açıklanmalıdır.
Bu araştırmada 18 yaş üstünde her yetişkine, oldukça uzun sürede C1D1 uygulanması, ailedeki bazı
yetişkinlerin hem görüşmeciler hem de aile fertleri tarafından "bildirilmemesi" sonucunu doğurmuş
olabilir.
Tablo 2.13: Tabakalarda hanehalkı büyüklüğü ortalaması dağılımı
Ortalama
Standard
Gözlem
sapma
sayısı
Türkiye
4.26
1.94
3889
Batı Anadolu
Güney Anadolu
Orta Anadolu
Kuzey Anadolu
Doğu Anadolu
3.84
4.40
4.09
4.58
5.49
1.68
2.00
1.69
1.85
2.42
1681
589
774
325
520
İl Merkezleri
İlçe Merkezleri
Köyler
4.02
4.54
4.42
1.71
2.00
2.17
1852
852
1185
Şekil 2.1: Yaş piramidi.
75-79
70-74
65-69
60-64
55-59
50-54
45-49
40-44
35-39
30-34
25-29
20-24
15-19
10-14
Erkek
Kadın
5-9
0-4
%
Yi 10 8
6
4
2 0
0
2
4 6 8 10 12 %
17
Hane halkı nüfusu için yapılan yaş piramidi 0-4 yaş grubunda gelişmemiş ülke karakteristiği
göstermektedir (Şekil 2.1). Yeni doğan çocukların nüfusa kayıt işleminin geç yaptırılmasından dolayı
bu grup çokluğu 5-9 yaş grubu çokluğundan azdır. Bu durum son yıllarda gözlenen doğurganlık
düşüşünün sonucu da olabilir (TNSA 1993).
Tablo 2.14:Cinsiyete göre medeni hal dağılımı
Kadın
Erkek
Toplam
satır %
sütun %
3858
49.8
96.9
3882
50.1
87.3
2
0.0
50.0
7742
91.8
satır %
sütun %
89
14.6
2.2
519
85.1
11.7
2
0.3
50.0
610
7.2
satır %
sütun %
31
43.1
0.8
41
56.9
0.9
72
0.9
satır %
sütun %
4
36.4
0.1
7
63.6
0.1
11
0.1
3982
47.2
4449
52.7
Evli
Dul
Boşanmış
Ayrı yaşıyor
Toplam
Belirsiz
4
0.0
8435
100.0
Tablo 2.14 araştırma kapsamına giren nüfusun, başından en az bir evlilik geçirmiş
kısmını kapsamaktadır, başka bir deyişle, evlilik çağı dışında sayılan 12 yaş altı nüfus ile 12 yaş üstü
olup henüz hiç evlenmemiş nüfus tablo dışı kalmıştır. Bu tablodaki dağılım, Türkiye'de yapılan başka
araştırmalar ve sayımlarda görüldüğü gibi evlilik kurumunun istikrarlı bir sosyal kurum olduğunu
göstermektedir. Cinsiyet ayrımına bakmaksızın, evliliklerin %7.2'sinin ölüm gibi doğal bir nedenle
bozulmuş olması, tarafların iradesiyle bozulan, "boşanmışlık" ve "ayrı yaşama" ile sonuçlanan
evliliklerin sadece %1 oluşu bu tezi doğrulamaktadır. Dulların cinsiyet dağılımındaki dengesizlik, eşi
ölen erkeğin yeniden evlenmesi ya da evlendirilmesi geleneğinin sürdüğünü göstermektedir.
18
Tablo 2.15: Cinsiyete göre mezun olunan okul dağılımı
Erkek
Kadın
İlkokul
Toplam
satır %
sütun %
3915
50.6
62.2
3822
49.4
71.0
7737
66.3
Normal ortaokul
satır %
sütun %
877
60.4
13.9
575
39.6
10.7
1452
12.4
İmam-hatip orta.
satır %
sütun %
40
59.7
0.6
27
40.3
0.5
67
0.6
Sanat ortaokulu
satır %
sütun %
65
71.4
1.0
26
28.6
0.5
91
0.8
Diğer ortaokul
satır %
sütun %
43
43.0
0.7
57
57.0
1.1
100
0.9
Normal lise
satır %
sütun %
611
57.9
9.7
444
42.1
8.2
1055
9.0
İmam-hatip lise
satır %
sütun %
43
65.2
0.7
23
34.8
0.4
66
0.6
Sanat lisesi
satır %
sütun %
194
68.8
3.1
88
31.2
1.6
282
2.4
satır %
sütun %
101
58.0
1.6
73
42.0
1.4
174
1.5
satır %
sütun %
402
61.7
6.4
250
38.3
4.6
652
5.6
6291
53.9
5385
46.1
11676
100.0
Diğer lise
Üniversite
Toplam
Türkiye nüfusunun en son devam ettiği okullarda cinsiyet dağılımı sadece ilkokul düzeyinde her iki
cinsin eşit dağıldığını göstermektedir. "Diğer ortaokullar" düzeyinde denge kadınlardan yana
bozulmakta, geri kalan bütün eğitim düzeylerinde "erkekler" çoğunlukta kalmaktadırlar. Erkek-kadın
arasındaki farkın en büyük olduğu okullar, daha çok erkek mesleği olarak bilinen mesleklerin
eğitiminin yapıldığı "sanat liseleri" ile "imam-hatip liseleri" ndedir. Kız çocukların çoğunlukta olduğu
"Diğer ortaokul" kodlu okulların kadın mesleklerine dönük eğitim veren okullar olması olasıdır.
19
Tablo 2.16: Hanehalkının cinsiyete göre gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı
Erkek
Kadın
Toplam
Çalışan
satır %
sütun %
3811
81.1
56.8
889
18.9
12.6
4700
34.2
satır %
sütun %
2897
32.0
43.2
6144
68.0
87.4
9041
65.8
6708
48.8
7033
51.2
13741
100.0
Çalışmayan
Toplam
Çalışma çağındaki nüfusun (12 yaş üstü) üçte ikisi gibi çok büyük bir kısmı gelir getiren bir işte
çalışmıyor görünmektedir. Rakamın büyük olmasının bir nedeni, ek iş sorgulamasının yöneltildiği 12
yaş üstü nüfusun hem öğrenimine devam eden genç nüfusu, hem de aktif ekonomik hayatını
tamamlamış yaşlı nüfusu kavramasıdır. Diğer neden ise, ev kadınlarının üretimlerinin ekonomik değer
taşımadığı anlayışıdır. Gelir getiren işte çalışanların içinde erkeklerin payı %81'leri bulurken,
çalışmayanların içinde kadınların payı %68'lere kadar çıkmaktadır.
Tablo 2.17: Cinsiyete göre ek işi olanların dağılımı.
Erkek
Kadın
Toplam
satır %
sütun %
267
86.4
4.0
42
13.6
0.6
309
2.2
satır %
sütun %
6443
48.0
96.0
6992
52.0
99.4
13435
97.8
6710
48.8
7034
51.2
13744
100.0
Ek işi var
Ek işi yok
Toplam
Türkiye genelinde ek işi olduğunu bildirenlerin oranı %2.2 gibi çok düşük düzeyde kalmaktadır. Ek işi
olduğunu bildirenlerin de çoğunluğu erkektir. Gelir ve ekonomik faaliyet konusunda yapılan
araştırmalar denekler üzerinde kazanç sorgulaması izlenimi bıraktığı için genelde bidirim eksikliği ile
karşılaşılmaktadır. Bir başka açıdan bakıldığında, ilde yaşadığı halde, köy kökenli olup, köyde bir
kısım arazisi olan ve tarımsal faaliyetlerini senenin bir kaç ayına sığdıran insanlar, bu faaliyetlerini ek iş
olarak nitelememekte, bu yüzden de bildirmemektedirler.
Tablo 2.18: Sosyal güvenliği olan ve olmayanların cinsiyete göre dağılımı
Erkek
Kadın
Toplam
Sos. güvenliği var
satır %
sütun %
3698
49.9
55.1
3709
50.1
52.7
7407
53.9
Sos. Güvenliği yok
satır %
sütun %
3014
47.6
44.9
3324
52.4
47.3
6338
46.1
Toplam
6712
48.8
7033
51.2
13745
100.0
20
Araştırmada 12 yaş üstü nüfusa sorulan "her hangi bir sosyal güvenlik kurumuna bağlı olup olmama"
sorusuna alınan yanıtlara göre, nüfusun çok önemli bir kısmının (%46) sosyal güvenliğinin olmadığı
anlaşılmaktadır. Sosyal güvenliği olanların cinsiyet dağılımında anlamlı bir farklılık olmamasına
karşılık, sosyal güvenliği olmayan kadınların erkeklere göre %5 fazlalığı vardır ve bu fazlalık cinsiyet
ayrımıyla açıklanabilen bir fazlalıktır.
Tablo 2.19: Bağlı olduğu sosyal güvenlik kurumunun cinsiyete göre dağılımı.
Kadın
Toplam
Erkek
Emekli sa ndığı
satır %
sütun %
912
48.0
24.7
989
52.0
26.7
1901
25.7
SSK
satır %
sütun %
1991
50.3
53.9
1965
49.7
53.0
3956
53.4
satır %
sütun %
633
51.1
17.1
606
48.9
16.3
1239
16.7
satır %
sütun %
161
51.8
4.4
150
48.2
4.0
311
4.2
3697
49.9
3710
50.1
7407
100.0
Bağ-kur
Diğer
Toplam
Gelir getiren bir işte çalışıp herhangi bir sigorta sistemine bağlı olduğunu bildiren 7407 kişinin %95.8'I
Tablo 2.19'de görülen üç büyük sosyal güvenlik kurumuna bağlıdırlar, bunlar Emekli sandığı, SSK ve
Bağkur'dur. "Diğer" kodu altında toplanan kurumlar özel kuruluşların ve bankaların kendi bünyelerinde
kurdukları güvenlik sistemleri ve sigorta şirketlerinin müşterilerine sunduğu özel güvenlik
kolaylıklarıdır. Bu dört sosyal güvenlik sisteminden yararlanmada önemli sayılacak bir kadın erkek
farklılığı görülmemektedir.
Sosyal güvenlik kurumunun yaygınlığına gelince, sosyal güvenlik kurumlarından yararlananların
yarıdan fazlasının SSK'ya, %25.7'sinin emekli sandığına, %16.7'sinin de Bağkur'a bağlı olduğu
görülmektedir.
Tablo 2.20: Sosyal güven lik tipinin cinsiyete göre dağılımı.
Toplam
Erkek
Kadın
Sağlık sigortası
satır %
sütun %
775
44.5
21.0
966
55.5
26.0
1741
23.5
Diğer
satır %
sütun %
111
52.4
3.0
101
47.6
2.7
212
2.9
satır %
sütun %
2811
51.5
76.0
2643
48.5
71.3
5454
73.6
3697
49.9
3710
50.1
7407
100.0
Tam sigorta
Toplam
21
Türkiye'de çalışanlar için sosyal güvenlik kurumlarının yaptığı sigorta, sağlık sigortası ve ihtiyarlık
sigortası gibi iki kısımdan oluşmaktadır. Çalışanlar bu iki sigortanın ikisinden de yararlandığı halde,
çalışanların yakınları sadece sağlık sigortasından yararlanmaktadırlar. Tablo 2.20, kendileri çalıştıkları
için tam sigortalı olanlarla, yakınlarından dolayı kısmen sigortalı olanların cinsiyet dağılımını
vermektedir. Buna göre, kendileri çalıştığı için tam sigortalı olanlar, toplam sigortalıların %73.6' sini
oluşturmakta, sağlık veya ihtiyarlık sigortalarından sadece birinden yararlananlar %26.4 düzeyinde
kalmaktadır. Yarım sigortalı olanların da büyük bir çoğunluğu (%89.1) sağlık sigortasından
yararlanmaktadır. Sadece sağlık sigortasından yaralananlarda kadınlar, tam sigortalı olanlarda da
erkeklerin çoğunlukta olduğu görülmektedir.
Erkek
Toplam
Kadın
Dolaysız (k<îndisi)
satır %
sütun %
2509
76.5
67.9
769
23.5
20.7
3278
44.3
Ana-baba
satır %
sütun %
961
48.5
26.0
1022
51.5
27.5
1983
26.8
satır %
sütun %
196
42.6
5.3
264
57.4
7.1
460
6.2
satır %
sütun %
31
1.8
0.8
1655
98.2
44.6
1686
22.8
3697
49.9
3710
50.1
7407
100.0
Evlat
Eş
Toplam
Türkiye'de dolaysız sigortalıların payı toplam sigortalılar içinde yarıdan azdır (%44.3). Bunların da
3/4'U erkektir. Kendi çalıştığı için sigortalı olan (ana-baba veya evlat veya eşinden dolayı sigortalı
olmayan), kadınların toplam sigortalı kadınlar içindeki payı daha da azdır (%20.7). Dolaylı sigortalı
olanların (ana-baba, eş ya da evlattan dolayı sigortalı) cinsiyet dağılımında hep kadınlar çoğunluktadır.
Ana-babadan dolayı sigortalı olanların cinsiyet dağılımı doğal olarak, iki cinste eşitlik göstermektedir.
Sigortalı olmakta kadın-erkek arasındaki bu farklılık kadınların faaliyetlerinin ekonomik değerinin
"yok" sayılmasındandır.
SONUÇ
Türkiye'de yapılan diğer sosyal araştırmalarda olduğu gibi, bu araştırmanın bulguları da aile
kurumunun önemini korumakta olduğunu, ölüm gibi doğal nedenler dışında, aile kurumunun taraflar
tarafından bilinçli olarak bozulmadığını göstermektedir. Eğitimde cinsiyet farklılaşması ilkokul
düzeyinin üstünde kendini göstermekte, ilkokul mezunlarının cinsiyete göre dağılımında görülen kadın
erkek eşitliği, üst düzey eğitim kurumlarından mezun olanların dağılımında erkekler lehine
bozulmaktadır.
Oniki yaş üstü nüfusun üçte ikisi gelir getiren bir işte çalışmamaktadır. Bu, her gelir getiren bir işte
çalışan kişinin kendinden başka çalışma çağında iki kişinin daha bakımını sağlaması demektir. Bu
durum 12 yaş üstü nüfusun eğitimini sürdüren genç nüfus ile çalışma çağından çıkmış nüfusu
içermesinden olduğu kadar, "ev kadını" olarak görünen kadınların mesailerinin ekonomik değer
taşımadığı anlayışından kaynaklanmaktadır. Gelir getiren işte çalışanların içinde erkeklerin payı
%81'leri bulurken, çalışmayanların içinde kadınların payı %68'lere kadar çıkmaktadır.
22
Nüfusun çok önemli bir kısmının (%46) sosyal güvenliğinin olmadığı anlaşılmaktadır. Sosyal güvenliği
olanların cinsiyet dağılımında anlamlı bir farklılık olmamasına karşılık, sosyal güvenliği olmayan
kadınların erkeklere göre %5 fazlalığı vardır ve bu fazlalık cins ayrımıyla açıklanabilen bir fazlalıktır.
BILGI I ş L E M
Araştırmada kullanılan anketler ve ölçeklerin birbiriyle ilişkisi gözönünde tutulunca gözlem birimleri
arasında görünen hiyerarşi, bilgi işlem kütüklerine de aksettirilmiştir. Her ne kadar kütükler ayrı adlarla
bilgisayarda saklanıyorsa da, bunları her an birleştirmek olasıdır. Anketlerin ve kütüklerdeki kayıt
tanıtım numaraları sistematik bir şekilde verildiğinden ve tanıtım numarası içinde hem anket tipini hem
haneyi hem de hanehalkı üyesini ayırdedici bilgiler olduğu için, kütükler birleştirilip kayıtlar
sıralandığında, en başa hane anketi, onun ardından, hane başkanından başlayarak hanehalkı üyeleri,
onun ardından CIDI anketi, sonra sırasıyla 2-3 yaş Anne anketi, 2-5 yaş öğretmen anketi, 4-18 yaş anne
anketi, 4-18 yaş öğretmen anketi ve en sona 11-18 yaş çocuk anketi yerleşecektir.
KAYNAKLAR
Sağlık Bakanlığı Ana ve Çocuk Sağlığı, Aile Planlaması Genel Müdürlüğü, Hacettepe
Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, DHS Macro International (1994) Türkiye Nüfus ve
Sağlık Araştırması, 1993, Sağlık Bakanlığı Yayınları, Ankara, s: 169.
T.C. Başbakanlık D.İ.E (1991) 1989 Türkiye Nüfus Araştırması, Başbakanlık yayınları,
Ankara
T.C. Başbakanlık D.İ.E (1990) 1990 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik
Nitelikleri, Başbakanlık yayınları, Ankara
T.C. Başbakanlık D.İ.E (1985) 1985 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik
Nitelikleri, Başbakanlık yayınlan, Ankara
UNICEF, SIS (1996) M1CS 1996: Multi Indicator Children Survey, 1996, Ankara.
Kish, L (1965) Survey Sampling. New York: John Wiley & Sons, Inc.
23
BOLUM 3
TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
Çocuk ve gençlerde ruh sağlığı: yeterlik alanları, davranış ve
duygusal sorunların dağılımı
Doç. Dr. Neşe Erol (Ph.D.)
Ankara Ü. Tıp Fakültesi, Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
S.H.U Zeynep Şimşek
Sağlık Bakanlığı, Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
GİRİŞ
Çocuk ve gençlerde gerek toplumsal bağlamda gerekse kliniklerde ruh sağlığına yönelik olarak yapılan
epidemiyoloji araştırmaları psikopatoloji alanına büyük katkılarda bulunmuştur. Epidemiyolojik
yaklaşımlar toplumdaki psikopatolojinin sıklığı, yaygınlığı, zaman, yer ve kişiye göre değişimleri
belirlemenin yanısıra, tedavi ve önleme çalışmalarına yönelik sorulara yanıt vererek ruh sağlığı
politikalarının gelişiminde yönlendirici olmuştur. Toplum temelli epidemiyoloji çalışmaları, klinik
uygulamalardaki başvuru yanlılığından farklı olarak, bireylerin sorunlarının doğal ortamlarında geniş
bir yelpaze içinde ele alınmasını ve dağılımının belirlenmesini sağlamaktadır (Öztürk 1997, Yörükoğlu
1981).
Çocuk psikopatolojisinde genel olarak iki özellik üzerinde durulmaktadır. Bunlar, çocuğun davranışı ile
çocuğun içinde yaşadığı toplumdaki yetişkinlerin (anne, baba, öğretmen, klinisyen gibi) o davranışı
algılayışı ve değerlendirmesidir. Toplumdaki kişilerin tutum ve inançları çocuğun davranışının sağlıklı
ya da sağlıksız olduğunu belirleyen önemli etkenlerdendir. Bir toplumda çocuk ve gencin bazı
davranışları onaylanarak ve ödüllendirilerek o davranışın görülme sıklığı arttırılabilir ya da davranış
bastırılarak, onaylanmayarak ortadan kaldırılabilir. Yetişkinler de çocuğun davranışını şekillendirmeye
çalışırken bir yandan içinde yaşadıkları toplumun kültürel değerlerinden, örf ve adetlerinden, çocuk
yetiştirme konusundaki beklentilerinden etkilenirler. Diğer yandan, doğal olarak kendi beklentileri,
umutları, korku ve kaygılarını çocuk yetiştirme tutumlarına yansıtırlar. Bununla birlikte çocuğun
biyolojik yapısı, bilişsel işlevleri ve mizacı ile yetişkinin beklentileri ve iki taraf arasındaki etkileşim de
davranış üzerinde etkili olmaktadır. Davranış ve duygusal sorunları belirleyen etmenler karmaşık
olduğu için, çocuk psikopatolojisi ile ilgili değerlendirme yapılırken çocuğun davranışı ve yetişkinin
bakış açısının birlikte ele alınması önem kazanmaktadır (Weisz ve Eastman, 1995). Bu gibi amaçlara
yönelik olarak, çocuk ve gençlerdeki davranış/duygusal sorunların çoklu bilgi kaynaklarından elde
edilmesini sağlayacak standart, güvenirliği ve geçerliği olan değerlendirme araçları geliştirilmiştir.
Çocuk psikopatolojisi araştırmalarında genellikle iki farklı yaklaşım kullanılmaktadır. Bunlardan birisi
"kategorik" yaklaşımdır. Bu yaklaşım, hastalık modeli ya da psikolojik bir bozuklukla ilgilidir.
Bozuklukların DSM ve ICD gibi tanı sistemi içinde tanınması ya da belirlenmesine odaklanır. Diğeri ise
"boyutsal yaklaşım"dır (dimentional) ve burada değerlendirme ampirik olarak yapılır. Bu yaklaşımda,
özgül problemlere, toplam problem puanlarına ve içe yönelim, dışa yönelim sorunları gibi sendrom
puanlarına odaklanılır. Kategorik yaklaşımı tercih eden araştırıcılar standart tanı görüşmelerini seçme
eğilimindedirler ve DSM, ICD gibi kabul edilen bir tanı sınıflandırma sistemi kullanırlar. Boyutsal
yaklaşımı seçenler ise, problem tarama ölçeklerini kullanırlar. Bu ölçekler, tanıya çeşitli açılardan
katkıda bulunmaktadır. Normal, sınır ve klinik düzeyde elde edilen puanlar, çocuğun sorunlu olup
olmadığını belirlediği gibi sorunun hangi alanda olduğuna ilişkin de bilgi sağlar. Çeşitli araştırmalar,
DSM, ICD tanı ölçütleri ile CBCL (4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Davranış Değerlendirme
Ölçeği), YSR (11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği), TRF(Öğretmen Bilgi
Formu) gibi ampirik olarak elde edilen ölçeklerdeki sendromlar arasında istatistiksel olarak anlamlı
ilişkiler ortaya koymuştur (Edelbrock ve Costello 1988; Rey ve Moris-Yates 1992; Gould ve ark 1993).
Ancak bu iki yaklaşım arasında bazı farklılıklar da ortaya konmuştur. Örneğin, boyutsal yaklaşım
görülme sıklığı az olan bozukluklardan çok, çocuk ruh sağlığı merkezlerine sıklıkla başvurulan sorunlar
25
üzerinde odaklanır. Kategorik yaklaşım ise, sık görülen sorunların yanısıra ender görülen bozukluklar
üzerine de yoğunlaşır. Boyutsal yaklaşımda, istatistiksel olarak elde edilen standart değerlendirme
ölçümleri kullanılırken, kategorik yaklaşımda ölçütler klinik deneyime dayanır. Boyutsal yaklaşım,
çocuğun yaş ve cinsiyetine, bilgi alınan kaynağa dikkat ederken diğer yaklaşım bu konuya ağırlık
vermemektedir. Diğer bir farklılık ise, bireylerin değerlendirilmesindedir. Boyutsal yaklaşım bireyi
belirli bir zaman dilimi içinde "doğru değil, bazen doğru, sıklıkla doğru gibi" üçlü bir puanlama sistemi
içinde değerlendirir, o çocuğu benzer yaş grubundaki ve cinsiyetteki çocuklarla karşılaştırır. Kategorik
yaklaşım ise, belirli bir zaman dilimi içinde "var-yok" gibi ikili puanlama sistemi kullanır, diğer
çocuklarla ve bilgi kaynaklarıyla karşılaştırma olanağı sağlamaz (Achenbach 1995; Verhulst ve
Achenbach 1995; Achenbach, McConaughy 1997). Bird ve arkadaşları (1988) Porto Riko'da yaptıkları
bir toplum taramasında DSM-III tanılarını tek morbidite ölçütü olarak kullanmış ve genel popülasyon
örnekleminin yaklaşık yarısını sorunlu olarak bulmuşlardır. Bu sonuç, DSM III ölçütlerinin çok
kapsamlı olduğunu ve genel popülasyonda sorunu olan çocukları olmayanlardan ayırt etmediğini
göstermiştir. Özetle, varolan değerlendirme sistemlerinin olumlu özellikleri olduğu gibi bazı
eksiklikleri de vardır. Çalışmalar, her iki sistemin işleyen olumlu özelliklerini alarak varolan sistemleri
zenginleştirmeye çalışmaktadır. Her iki yaklaşımı kullanan modeller ve problem değerlendirmesi yapan
araştırmalar da vardır. Ancak bunlar sınırlıdır ve kültürlerarası araştırmalara yansımamıştır. Tanı
sınıflandırma sistemleri temel alınarak çocuklara yönelik olarak geliştirilen standart görüşme araçları
henüz ülkemizde kullanılmamaktadır.
Bu çalışmada, farklı yaş gruplarındaki çocuk ve gençler için Amerika Birleşik Devletlerinde Thomas
Achenbach tarafından geliştirilen ve 50 ülkede standardizasyon ve adaptasyon çalışması yapılmış olan
ölçekler kullanılmıştır. Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa ve Asya ülkelerinde pek çok
epidemiyolojik araştırmalarda yaygın olarak kullanılan bu ölçeklerin ülkemizde de güvenirlik ve
geçerlik çalışması yapılmıştır. Ölçeklerin, objektif puanlama olanağı sağlaması, verilerin kolaylıkla
toplanabilmesi, karşılaştırılabilmesi, tekrarlanabilir olması ve sadece sorunlara değil çocuk ve gencin
güçlü yanlarına, yeteneklerine ve yeterlik alanlarına da yönelmesi nedeniyle, ölçekler yaygın olarak
kültürler arası karşılaştırmalarda ve araştırmalarda kullanılmaktadır. Günümüzde halen, daha ileri
değerlendirme ve tanı koyucu yöntemlere, klinik ve toplum odaklı sistemli araştırmalara gereksinim
duyulmaktadır.
Ülkemizde çocuk ve gençlerin davranış ve duygusal sorunları ile yeterlik alanlarının dağılımını, geniş
bir yaş dilimi ve genel popülasyonu temsil eden bir örneklem içinde, anne- babalardan,
öğretmenlerden, çocuk ve gencin kendisinden diğer bir deyişle çoklu bilgi kaynaklarından elde edilen
bilgiler doğrultusunda araştıran bir çalışma bulunmamaktadır. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar,
çoğunlukla temsili olmayan örneklemlerle ve tek bir bilgi kaynağına dayanarak yapılmıştır. Bu nedenle,
elde edilen sonuçlar, çocuklar hakkında değerlendirmeler, genellemeler yapmada ve karar vermede
araştırıcıları kısıtlamaktadır. Temsili örneklemlerin seçilebilmesinin güçlüğü gerek ülkemizde gerekse
dış ülkelerde sıklıkla belirtilmektedir. Bunlar; yeterli maddi desteğin sağlanamaması, kurumlar arası
eşgüdümün olmaması, organizasyon yetersizliği ile geçerliği ve güvenirliği olan ölçeklerin eksikliği gibi
nedenler olarak sıralanabilir.
Çalışmanın ilk analizleri 1997 yılında yayınlanmıştır (Erol ve Şimşek 1997a). Bu raporda yaş ve
cinsiyet değişkenlerinin yanısıra, yerleşim yeri tipi ve bölge değişkenleri de analizlere katılmıştır.
Çalışmanın Amacı
l)Türkiye'de 2-3 ve 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin yeterlik alanları ile davranış ve duygusal
sorunların dağılımını, anneler, öğretmenler ve gençler gibi çoklu bilgi kaynaklarından elde edilen
bilgiler doğrultusunda yaş, cinsiyet, yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre belirlemektir.
2) Anneler, öğretmenler ve gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 2-18 yaş grubu çocuk ve
gençlerde sorun davranışların görülme sıklığını, cinsiyet, yerleşim yeri ve bölgelere göre saptamaktır.
3) İzleme çalışmaları yapabilmek üzere temel oluşturmaktır.
4) Çocuk ve gençlere yönelik Ulusal Ruh Sağlığı politika ve programlarının oluşturulmasına katkıda
bulunmaktır.
26
YÖNTEM
Veri Toplama Araçları
1) Çocuk Davranış Değerlendirme Ölçeği/2-3 (Child Behavior Checklist For Ages 2-3, CBCL/2-3)
Bu ölçek 2 ve 3 yaş grubu çocukların sorun davranışlarını anne babalardan ya da günlük ilişki içinde
çocukla birlikteliği olan diğer kişilerden elde edilen bilgiler doğrultusunda değerlendirmek amacıyla
Achenbach (1992) tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nde geliştirilmiştir. Ölçek, erken çocukluk
döneminde görülen davranış ve duygusal sorunları tanımlayan 100 maddeden oluşmuştur. Örneğin,
"Yeni şeyleri denemekten korkar" gibi. Sorun davranışlar son iki ay içerisindeki görülme sıklık
derecesine göre 0, 1 ve 2 olarak derecelendirilir ve maddeler çeşitli alt ölçekler içinde gruplandırılır.
Ölçekten, "İçe Yönelim ve Dışa Yönelim" sorunları gibi iki ayrı davranış belirti puanı elde
edilmektedir. İçe Yönelim sorunlarını "Anksiyete/Depresyon ve Sosyal İçe Dönüklük", Dışa Yönelim
sorunlarını ise "Saldırgan Davranışlar ve Yıkıcı Davranışlar" gibi alt testler oluşturmaktadır. Ayrıca her
iki gruba da girmeyen "Uyku Sorunları ve Somatik Sorunlar" da ölçekte yer almaktadır. Tüm alt
testlerin toplamından "Toplam Problem Puanı" elde edilmektedir. Her bir alt testten elde edilen puanlar
kız ve erkekler için ayrı olarak hazırlanmış profil kağıtlarına işaretlenir ve o çocuğa özgü bir profil
oluşturulur.
Ülkemizde ölçeğin Türkçe'ye çeviri ve uyarlaması Neşe Erol tarafından 1993 yılında yapılmıştır. Geri
çeviri, alanda uygulama ve dilbilim uzmanı tarafından Türkçe ifadelerin gözden geçirilmesinden sonra
ölçek bir hafta ara ile 110 anneye 2 kez uygulanmış ve ölçeğin test-tekrar test güvenirliği Pearson
Momentler Çarpım korelasyonu ile hesaplanmıştır. Korelasyonlar İçe Yönelimde .96, Dışa Yönelimde
.92 ve Toplam Problemde .94 olarak saptanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılığı, çalışmanın örneklemini
oluşturan 635 çocuğun puanlan üzerinden elde edilen Cronbach alpha katsayısı ile hesaplanmıştır. İç
tutarlılık katsayıları: İçe Yönelimde .77, Dışa Yönelimde .76 ve Toplam Problemde .82 olarak
bulunmuştur. Yerleşim yeri tipine göre Toplam Problem katsayıları ise; il merkezinde .82, ilçede .85 ve
köyde .80 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki
gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak
kullanıldığını göstermektedir.
2) 4-18 Yaş Çocuk ve Gençlerde Davranış Değerlendirme Ölçeği (Child Behavior Checklist For
Ages 4-18-CBCL/4-18): Bu ölçek 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin yeterlik alanları ve sorun
davranışlarını anne-babalardan elde edilen bilgiler doğrultusunda değerlendirmek amacıyla Achenbach
ve Edelbrock (1983) tarafından geliştirilmiştir. Ölçek 20 yeterlik ve 118 problem maddesinden
oluşmaktadır. Yeterlik ile ilgili maddeler "Çocuğunuzun yapmaktan en çok hoşlandığı sporları
sıralayınız" gibi, çocuk ve gencin ilgilendiği ve aktif olarak katıldığı spor ve spor dışı etkinlikleri, ev ya
da ev dışında yaptığı işleri kapsar. Derecelendirme katılımın miktarı ve niteliğine göre yapılır. Ayrıca
herhangi bir spor ya da sosyal kuruluş, klüp ya da gruba üyeliği, arkadaş, kardeş, anne baba ilişkileri,
kendi başına oyun oynama ya da iş yapma gibi sosyal alanlardaki işlevleri belirler. Okuldaki başarı
durumunu, sorunlarını ve okul etkinliklerine katılımın niteliğini ve niceliğini de yansıtır. Etkinlik,
Sosyallik ve Okul alt ölçeklerinin toplamından Toplam Yeterlik puanı elde edilir. Ölçekte Yeterlik ile
ilgili maddelerin yanı sıra açık uçlu bazı sorular ve ifadeler de yer almaktadır. Bunlar çocuk ve gencin
herhangi bir hastalığı, fiziksel ya da zihinsel özürünün olup olmadığı, çocuğun anne babayı en çok
kaygılandıran özellikleri ile çocuğun en beğenilen özelliklerine ilişkin bilgilerdir. Bu maddeler profilde
puanlanmamaktadır.
Ölçeğin 2. bölümünde ise, çocuk ve gençlerde görülen davranış ve duygusal sorunları tanımlayan 118
maddeye yer verilmiştir. Örneğin "Hep dikkat çekmek ister" gibi. Sorun davranışlar son 6 ayda görülme
sıklık derecesine göre 0, 1 ve 2 olarak derecelendirilir ve maddeler çeşitli alt ölçekler içinde
gruplandırılır. Ölçekten "İçe Yönelim" ve "Dışa Yönelim" gibi, iki ayrı davranış belirti puanı elde
edilmektedir. İçe Yönelim grubunu "Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Yakınmalar, Anksiyete/Depresyon",
Dışa Yönelim grubunu ise "Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlar" alt testlerinin toplamı
oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da girmeyen "Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat
Sorunları" da ölçekte yer almaktadır. Bu alt testlerin toplamından "Toplam Problem" puanı elde
edilmektedir. Her iki bölümden ve her bir alt testten elde edilen puanlar kız ve erkekler için ayrı olarak
hazırlanmış profil kağıtlarına yaş dilimleri dikkate alınarak işaretlenir ve o çocuğa özgü bir profil
oluşturulur. Ölçek çocuk ve gençlerin sosyal yeterlik alanlarını ve sorun davranışlarım birlikte ele alıp
değerlendirebilmektedir (Achenbach 1991a).
27
CBCL/4-18'in 1981 formu ülkemizde Türkçe'ye ilk kez Melda Akçakın ve İşık Savaşır tarafından
1983 yılında çevrilmiş, güvenirlik çalışması yapılmış ve 6-11 yaşında toplam 80 çocuğa uygulanmıştır
(Akçakın 1983, Akçakın 1985). Çalışmada farklı yaş grupları ve cinsiyet değişkenlerine göre normlar
toplanmadığı için ölçek daha sonraları ülkemizde yaygın olarak kullanılmamıştır. CBCL nin 1991
formu, Türkçe'ye Neşe Erol ve Cengiz Kılıç tarafından çevrilmiş ve ülkemizdeki 1983 çeviri formuyla
sürekliliğini sağlayabilmek amacıyla çeviriler karşılaştırılmış, farklılık ve benzerlikler gözden
geçirilmiştir. Daha sonra ölçek bir Türk dilbilimci tarafından incelenmiş ve Türkçe ifadelerde bazı
düzeltmeler yapılmıştır. Ölçek bu şekliyle başka bir psikolog ve psikiyatr tarafından tekrar İngilizceye
çevirilerek karşılaştırma yapılmıştır. Daha sonra ölçek, eğitim düzeyi düşük olan 10 anneye
uygulanarak alanda uygulama yapılmıştır. Bunlara ek olarak iki dilde tekrarlama tekniği kullanılmış ve
ölçek İngilizce ve Türkçe'yi iyi bilen 24 anneye bir hafta ara ile bir kez Türkçe bir kez İngilizce olarak
iki kez uygulanmış ve korelasyonlar Toplam Yeterlikte .89, Toplam Problemde .93 bulunmuştur.
Ölçeğin Türkçe test-tekrar test güvenirliği, 50 anneye bir hafta ara ile 2 kez uygulanarak hesaplanmış
ve korelasyonlar Toplam Yeterlikte .78, Toplam Problemde ise .84 olarak saptanmış ve korelasyonların
yüksek olduğu belirlenmiştir (Erol ve ark. 1995). Ölçeğin iç tutarlılığı, bu çalışmanın örneklemini
oluşturan 4488 çocuk ve gencin puanları üzerinden Cronbach alpha katsayısı ile hesaplanmış ve
katsayılar; İçe Yönelimde .82, Dışa Yönelimde .81 ve Toplam Problemde .88 olarak bulunmuştur.
Toplam Yeterlikde ise, katsayı .70 olarak saptanmıştır. Ölçeğin yerleşim yeri tipine göre Toplam
Problem Katsayıları ise; il merkezinde .85, ilçede .86 ve köyde .84 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar,
ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve
yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanıldığını göstermektedir.
3) Öğretmen Bilgi Formu (Teacher's Report Form/ TRF): Öğretmen Bilgi Formu, 5-18 yaş grubu
öğrencilerin okula uyumunu ve sorun davranışlarını öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda
standart bir biçimde değerlendirebilmek amacıyla Achenbach ve Edelbrock tarafından 1986 yılında
geliştirilmiştir. Ölçek, okul ve öğrenciyle ilgili " Bu öğrenciyi ne zamandan beri tanıyorsunuz?" gibi
temel bilgilerin yanısıra, "Yaşıtlarına göre öğrenciniz derslerinde başarılı mıdır?" gibi öğrencinin okul
ve uyum işlevlerine yönelik bilgi sağlar. Bu bölüm Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Uygun Davranışlar ve
Mutluluğa" yönelik alt testlerden oluşur ve bunların toplamından Toplam Uyum Puanı elde edilir.
Ölçeğin 2. bölümü, CBCL / 4-18 ile paralellik göstermekte ve "Öğretmenlerine ve diğer okul
personeline karşı gelir" gibi 118 problem maddesinden oluşmaktadır. Sorun davranışlar son 6 ayda
görülme sıklık derecesine göre 0,1 ve 2 olarak derecelendirilir. Ölçekten "İçe Yönelim" ve "Dışa
Yönelim" gibi, iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim grubunu "Sosyal İçe
Dönüklük, Somatik Yakınmalar, Anksiyete/Depresyon", Dışa Yönelim grubunu ise "Suça Yönelik
Davranışlar ve Saldırgan Davranışlar" alt testlerinin toplamı oluşturmaktadır. Ayrıca her iki gruba da
girmeyen "Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunları" da ölçekte yer almaktadır. Bu alt
testlerin toplamından "Toplam Problem" puanı elde edilmektedir. Her iki bölümden ve her bir alt
testten elde edilen puanlar kız ve erkekler için ayrı olarak hazırlanmış profil kağıtlarına yaş dilimleri
dikkate alınarak işaretlenir ve o çocuğa özgü bir profil oluşturulur (Achenbach 1991b).
Ölçeğin 1983 formu ülkemizde Türkçe'ye ilk kez Füsun Akkök ve arkadaşları tarafından çevrilmiş, 712 yaş grubu erkek çocukları için uyarlanmış ve standardizasyon çalışmaları yapılmıştır (Akkök ve ark
1988; Akkök ve Askar 1989). Ölçeğin 1991 formu Neşe Erol tarafından 1992 yılında yeniden gözden
geçirilmiş ve ölçeğin eski ve yeni formları arasındaki farklılıklar belirlenmiştir. Akkök ve Askar
tarafından ölçeğin formatında yapılan bazı düzenlemeler ve değişiklikler, ölçeğin orjinaline uygun
olarak yeniden yazılmıştır. Daha sonra ölçek bir Türk dilbilimci tarafından incelenmiş ve Türkçe
ifadelerde bazı düzeltmeler yapılmıştır. Ölçek bu şekliyle 20 öğretmene uygulanarak alanda uygulama
yapılmıştır. Ölçek, 49 öğrencinin öğretmenine 15 gün ara ile 2 kez uygulanarak Türkçe test-tekrar test
güvenirliği hesaplanmış ve korelasyonlar Toplam Problemde .88 olarak saptanmıştır. Ölçeğin iç
tutarlılığı, bu çalışmanın örneklemini oluşturan 2340 çocuk ve gencin puanları üzerinden elde edilen
Cronbach Alpha katsayısı ile hesaplanmış ve katsayılar; İçe Yönelimde .82, Dışa Yönelimde .81 ve
Toplam Problemde .87 olarak bulunmuştur. Ölçeğin yerleşim yeri tipine göre Toplam Problem
katsayıları ise; il merkezinde .87, ilçede .87 ve köyde .86 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç
tutarlılığının test tekrar test korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş
grupları ile il, ilçe ve köylerde güvenilir olarak kullanıldığını göstermektedir.
4) 11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği (Youth Self-Report / YSR): 11-18
Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği bu yaş grubu gençlerin yeterlik alanları ve
28
sorun davranışlarını kendi verdikleri bilgiler doğrultusunda standart biçimde değerlendirmek amacıyla
Achenbach ve Edelbrock tarafından 1987 yılında geliştirilmiştir. Ölçek CBCL/4-18'deki yeterlik ve
sorun davranışlarla ilgili maddelerle parelellik göstermektedir. Ancak, maddeler 1. şahıs olarak
yazılmıştır. YSR, 17 yeterlik ve 112 problem maddesinden oluşmaktadır. Örneğin "Dikkatimi
toplamakta güçlük çekerim" gibi. Yeterlik ile ilgili maddeler, gencin ilgilendiği ve aktif olarak katıldığı
spor ve spor dışı etkinlikleri, bu konulardaki becerilerini, evde ya da ev dışında yaptığı işlerin sayısı ve
niteliğini kapsar. Derecelendirme katılımın miktarına göre yapılır. Ayrıca herhangi bir spor ya da
sosyal kuruluş, klüp ya da gruba üyeliği, arkadaş, kardeş, anne baba ilişkileri, kendi başına çalışma
gibi sosyal alanlardaki işlevlerini belirler. Okuldaki başarı durumu ile ilgili maddeler de ölçekte yer
almaktadır. Etkinlik ve Sosyallik alt ölçeklerinin toplamından Toplam Yeterlik puanı elde
edilmektedir. Akademik konulardaki performansı değerlendiren maddeler Etkinlik ve Sosyallik alt
testlerine eklenerek toplam yeterlik puanı içinde değerlendirilmektedir. Ölçekte, Yeterlik ile ilgili
maddelerin yanı sıra 2. sayfada açık uçlu bazı sorular ve ifadeler de yer almaktadır. Bunlar gencin
herhangi bir hastalığı, fiziksel rahatsızlığı ya da zihinsel özürünün olup olmadığı, okul ile ilgili kaygı ve
sorunları, okul dışı alanlardaki kaygı ve sorunları ile en beğendiği özelliklerine ilişkin bilgilerdir.
Ölçeğin 2. bölümü ise, CBCL / 4-18 ve Öğretmen Bilgi Formu ile paralellik göstermektedir. 89
problem maddesi her üç ölçektede ortaktır. Sorun davranışlar son 6 ayda görülme sıklık derecesine göre
0, 1 ve 2 olarak derecelendirilir ve maddeler çeşitli alt ölçekler içinde gamlandırılır. Ölçekten "İçe
Yönelim" ve "Dışa Yönelim" gibi, iki ayrı davranış belirti puanı elde edilmektedir. İçe Yönelim
grubunu "Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Yakınmalar, Anksiyete/Depresyon", Dışa Yönelim grubunu ise
"Suça Yönelik Davranışlar ve Saldırgan Davranışlar" alt testlerinin toplamı oluşturmaktadır. Ayrıca her
iki gruba da girmeyen "Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları ve Dikkat Sorunları" da ölçekte yer
almaktadır. Bu alt testlerin toplamından "Toplam Problem" puanı elde edilmektedir. YSR'de CBCL/418'de olmayan ve sadece erkekler için puanlanan "Yıkıcı Davranışlar" alt testi vardır (Achenbach
1991c).
CBCL/4-18 de ayrıntılı çeviri çalışmaları yapıldığı için YSR'deki yeni maddeler Neşe Erol ve Refıa
Palabıyıkoğlu tarafından ayrı ayrı çevirilmiş, çeviriler karşılaştırılmış, benzerlik ve farklılıklar gözden
geçirilmiştir. Daha sonra ölçek bir Türk dil bilimci tarafından gözden geçirilmiş ve Türkçe ifadelerde
bazı düzeltmeler yapılmıştır. Sonraki aşamada ölçek 15 gence uygulanarak anlaşılırlığı test edilmiştir.
Ölçeğin test-tekrar-test güvenirliği bir hafta ara ile 60 gence iki kez uygulanarak hesaplanmış ve
korelasyonlar Toplam Yeterlikte .81, Toplam Problem'de ise .82 olarak saptanmıştır. Ölçeğin iç
tutarlılığı, bu çalışmanın örneklemini oluşturan 2206 gencin puanları üzerinden elde edilen Cronbach
Alpha katsayısı ile hesaplanmış ve katsayılar; İçe Yönelimde .80, Dışa Yönelimde .81 ve Toplam
Problemde .89 olarak bulunmuştur. Ölçeğin il, ilçe ve köyde iç tutarlılığını belirlemek üzere çocukların
puanları üzerinde Cronbach alpha katsayıları hesaplanmış ve Toplam Problem il merkezinde .89,
ilçede .88 ve köyde .89 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar, ölçeğin iç tutarlılığının test tekrar test
korelasyonundaki gibi yüksek olduğunu ve ele alınan cinsiyet ve yaş grupları ile il, ilçe ve köylerde
güvenilir olarak kullanılabildiğini göstermektedir.
Görüşmeciler
Araştırmaya görüşmeci olarak Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık ocaklarında ve Devlet Hastanelerinde
çalışan psikolog, sosyal hizmet uzmanı, tıbbi teknolog, hemşire ve ebe olmak üzere toplam 171 kişi
katılmıştır. Görüşmeciler örnekleme çıkan illerin küme sayısı ve küme büyüklüklerine oranlı olarak
seçilmiştir. Görüşmecilerin çoğunluğu araştırmanın örneklemini oluşturan yerleşim birimlerinde görev
yapan sağlık çalışanlarıdır.
Araştırmanın alan uygulaması Aralık 1995-Mayıs 1996 tarihleri arasında yapılmıştır. Her ilde yaklaşık
2 ayı kapsayan alan çalışması sırasında görüşmeciler Sağlık Bakanlığınca sadece bu işle
görevlendirilmişlerdir.
Tüm görüşmeciler Ankara'da bir hafta süreyle kuramsal ve uygulamalı eğitim almışlardır. Kuramsal
eğitimde ölçeklerle ilgili bilgi verilmiştir. Uygulamalı eğitimde ise, rol oynama tekniği kullanılarak
sorunlar tartışılmıştır.
Uygulama
Görüşmeciler, örnekleme çıkan hanelerdeki annelerle, çocuk ve gençlerin öğretmenleri ile ve gençlerle
görüşme sırasında aşağıdaki süreci izlemişlerdir: Görüşmeciler yörenin sağlık çalışanları olduğu için,
29
bir çok bölgede uygulama yapmadan önce kişisel ya da yazılı olarak çalışmayı anlatmışlar ve
ailelerden görüşme randevusu almışlardır. Görüşmeler genellikle hafta içinde mesai saatleri arasında
yapılmıştır. Çalışan annelerle hafta sonları ya da mesai saatinden sonra görüşülmüştür. Görüşmeci,
araştırmanın amacını aileye anlatmış, ailenin onayını aldıktan sonra gence ve öğretmene ulaşılarak her
birinin onayı alınmış ve uygulama işlemine geçilmiştir. Görüşme yapılan kişilere isim, adres gibi özel
bilgilerin gizliliği konusunda bilgi verilmiştir. Görüşme kabul edildikten sonra, görüşmeci öncelikle
aileye hanehalkı soru formunu uygulamıştır. Daha sonra hanede yaşayan tüm çocuklara -fiziksel özürlü,
çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezine başvuranlar dahil- yaşlarına uygun ölçekler uygulanmıştır.
Uygulama sırasında çocuklardan birinci derecede sorumlu olan ebeveynden biri ile görüşülmüştür.
Anne ya da babanın olmadığı durumlarda ise çocuktan sorumlu olan ve ona bakım veren diğer kişilerle
görüşme yapılmıştır. Görüşmeci anneye CBCL/2-3 ve CBCL/4-18' in bir örneğini vererek ölçeği
görmesini sağlamış diğer örneğinden de her bir maddeyi kendisi okuyarak cevaplayıcının yanıtlarını
işaretlemiştir. Gençlerle ve öğretmenlerle uygulama sırasında öncelikle birlikte birkaç örnek yapılmış
ve daha sonra ölçekleri kendilerinin doldurması istenmiştir. Eğer gencin okuma ile ilgili bir sorunu
varsa annelerle yapılan uygulama süreci izlenilmiştir. Maddelerle ilgili cevaplayıcılardan gelebilecek
herhangi bir soru görüşmeciler tarafından objektif olarak yanıtlanmış ve yorum yapmadan ve testte
açıklanan bilgilerin dışına çıkmadan uygulama yapılmıştır. Ölçek öğretmenlerden bir hafta içerisinde
geri alınmıştır. Görüşmenin sonunda, başvuru oranını belirlemek üzere, ailelere ve gençlere son 12 ay
içerisinde psikolojik sorunlardan dolayı, çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine, çocuk kliniklerine,
psikiyatr ve psikologlara, sağlık ocaklarına başvurup, vurmadıkları sorulmuş ve işaretleme yapılmıştır.
İllerde tamamlanan soru formları il denetçileri tarafından denetlendikten sonra Sağlık Bakanlığı'na
gönderilmiştir. Formlar proje danışmanları ve merkez ekibi tarafından gözden geçirildikten sonra
numaralandırılarak veri girişine hazır hale getirilmiştir. Eylül 1996 tarihinde veri girişi işlemi
tamamlanmış ve kontroller yapıldıktan sonra analizlere başlanmıştır.
Cevaplama Oranları ve Cevaplayan Kişiler
Araştırmalardan elde edilen verilerin genel popülasyonu güvenilir ve geçerli biçimde temsil etmesinde;
temsili örneklemin seçilmesinin yanısıra, değerlendirme araçlarının niteliği ve seçilen örneklemdeki
kişilerin ölçekleri cevaplama oranı önemli göstergelerdir. Çalışmada, Türkiye genelinde hedef olarak
belirlenen 5001 haneden, uygulama tarihleri arasında göç edenlerin olması, yeni binaların yapılması ya
da eskilerin yıkılması gibi nedenlerle 4322 haneye ulaşılmıştır. Erişilen 4322 haneden, 65'inde uygun
cevaplayıcının olmaması, 368'inin red etmesi nedeniyle 3889 hanede araştırma yürütülmüştür.
Görüşme yapılan hanelerde 2-3 yaş grubunda 671 çocuk saptanmıştır. Bu çocukların 638'ine ölçek
uygulanmıştır (cevaplama oranı %95.1). Ölçek uygulanamayan 33 (%4.9) çocuğun yaşadığı hane
görüşmeyi reddetmiştir. Ayrıca, 3 ölçekte 8'den fazla madde boş bırakıldığı için ölçekler analizden
çıkarılmıştır. Dolayısıyla CBCL/2-3 'ün cevaplama oranı % 94.6 olarak belirlenmiştir. Ölçeğin 606' sı
(%95.4) anneler, 13 ü (%2.0) babalar, 16' sı (%2.5) ise diğer kişiler tarafından cevaplandırılmıştır.
Görüşme yapılan 3889 hanede 4-18 yaşlar arasında toplam 5344 çocuk ve gencin yaşadığı saptanmıştır.
Çocuk ve gençlerden 4525'ine (%84.7) ölçek uygulanmıştır. Ancak 8'den fazla madde işaretlenmediği
için 37(%.8) ölçek analizden çıkarılmıştır. CBCL/4-18'in cevaplama oranı %83.9 olarak belirlenmiştir.
Ölçeğin 4382'si (%97.6) anneler, 80'i (%1.8) babalar, 26'sı (%.6) ise diğer kişiler tarafından
cevaplandırılmıştır.
Öğretmen Bilgi Formu'nun cevaplama oranı %87.7'dir. Bu ölçek sınıf öğretmenleri tarafından
doldurulmuştur.
YSR/11-18'in cevaplama oranı %79'dur. Ölçek gençler tarafından doldurulmuştur.
İstatistiksel İşlem
Verilerin analizi SPSS for Windows 6.0 kullanılarak yapılmıştır. Ölçeklerden elde edilen yeterlik ve
problem puanlan ile temel demografik değişkenler arasındaki ilişkiyi değerlendirmek üzere varyans
analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Post-hoc karşılaştırmalar Scheffe yöntemiyle yapılmıştır. Anlamlılık
p<.01 düzeyinde değerlendirilmiştir. Ölçeklerin grup ortalamalarını karşılaştırmak için; 2 cinsiyet
(erkek, kız) x 2 yaş (4-11,12-18) x 3 yerleşim yeri tipi (il, ilçe, köy) x 5 bölge (Batı, Güney, Orta,
Kuzey', Doğu) ANOVA deseni kullanılmıştır. Yaş değişkenleri için; 2-3 yaş grubunda 2 ve 3, 4-18 yaş
grubunda 4-11 ve 12-18, Öğretmen Bilgi Formu'nda 5-11 ve 12-18, Gençler İçin Kendini
30
Değerlendirme Ölçeğinde 11-14 ve 15-18 gruplamaları yapılmıştır. CBCL/4-18'de 4-5 yaş grubu
çocuklarda yeterlik ile ilgili alt testler, testin orijinalinde de değerlendirilmediği için analizlerden
çıkarılmıştır.
+
Sorunlu olan çocukları sorunlu olmayanlardan ayırt etmek için öncelikle ham puanlar T standart
puanına dönüştürülmüştür. Ham puanların standart puana çevrilmesinde ortalama 50, standart sapma 10
olarak kabul edilmiştir. Daha sonra Toplam Problemin görülme sıklığı sınır ve klinik düzeyde
belirlenmiştir. Genel olarak, ortalamanın 1 standart sapma üstü sınır, 1.5 standart sapma üstü klinik
düzey olarak belirlenmiştir.
BULGULAR
Bu bölümde, 2-3 yaş ve 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin annelerinden, öğretmenlerinden ve
kendilerinden elde edilen bulgular; yaş, cinsiyet, yerleşim yeri tipi ve bölge değişkenlerine göre ele
alınacaktır. Ayrıca cinsiyet, yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre Toplam Problemin görülme sıklığına
yer verilecektir.
DENEKLER
1) 2-3 Yaş Grubu Denekler
Örneklemi oluşturan 635 çocuğun yaş, cinsiyet, yerleşim yeri ve bölgelere göre dağılımı ile ölçeği
cevaplayan kişilerin dağılımı Tablo 3.1'de gösterilmiştir. Tablo 3.1'de izlendiği gibi, denekler 313
(%49.3) erkek, 322 (%50.7) kız olmak üzere toplam 635 çocuktan oluşmuştur. Çocukların 260'sı
(%40.9) 2 yaş, 375'i (%59.1) 3 yaş grubundadır. Yerleşim yeri tipine göre dağılım incelendiğinde
çocukların 281'i (%44.3) il merkezinde, 139'u (%21.9) ilçede, 215'i (%33.9) ise köyde yaşamaktadır.
Çocukların çoğunluğunun il merkezinde yaşadığı bunu köylerin izlediği görülmektedir. Bölgelere göre
dağılım izlendiğinde; çocukların 210'u (%33.1) Batı Anadolu, 102'si (%16.1) Güney Anadolu, 108'i
(%17.0)OrtaAnadolu, 58'i (%9.1) Kuzey Anadolu ve 157'si (%24.7) Doğu Anadolu bölgesinde
yaşamaktadır. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise
Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçildiği için nüfus yoğunluğuna bağlı olarak
oranlarda farklılık izlenmektedir.
Tablo 3.1: 2-3 Yaş Grubu Çocukların Demografik Özellikleri
Demografik Özellikler
N
%
Cinsiyet
Erkekler
313
49.3
Kızlar
50.7
322
Toplam
100.0
635
Yıl OlarakYaş
2
40.9
260
3
375
59.1
Yerleşim Yeri
11
281
44.3
ilçe
139
21.9
Köy
215
33.9
Bölgeler
Batı
210
33.1
Güney
16.1
102
Orta
17.0
108
Kuzey
9.1
58
Doğu
24.7
157
Cevaplayan kişiler
Anne
Baba
1 Diğer
606
13
16
95.4
2.0
2.5
31
Sorun davranışlar: 2-3 yaş grubu çocukların cinsiyete göre her bir alt test ile İçe Yönelim, Dışa
Yönelim ve Toplam Problemden aldıkları ham puan ve T puanların ortalama, standart sapma ve
standart hataları Tablo 3.2'de gösterilmiştir.
Tablo 3.2 'de izlendiği gibi, cinsiyet değişkeni ele alındığında; Anksiyete/Depresyon, Sosyal İçe
Dönüklük, Uyku Sorunları, Somatik Sorunlar, Saldırgan Davranışlar, Yıkıcı Davranışlar alt testleri ile
İçe Yönelim, Dışa Yönelim ve Toplam Problem puanında kız ve erkek çocuklar arasında istatistiksel
açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Yaş değişkeni dikkate alındığında da; 2 ve 3 yaş arasında
istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık görülmemiştir.
Tablo 3.2: 2-3 Yaş Grubu Çocuklarda Sorun Davranışların Cinsiyete Göre Dağılımı
Erkekler
Kızlar
Sorun Davranışlar
Toplam
313
322
635
N=
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
Ortalama
6.1
6.6
6.4
Standart Sapma
3.8
3.7
3.7
Standart Hata
.2
.2
.1
T Puanı
Ortalama
58.2
57.0
57.6
Standart Sapma
8.1
8.3
8.2
Standart Hata
.5
.5
.3
Sosyal İçe Dönüklük
Ham Puan
Ortalama
4.7
4.7
4.7
Standart Sapma
3.8
3.9
3.9
Standart Hata
.2
.2
.2
T Puanı
Ortalama
57.0
56.7
56.8
Standart Sapma
8.1
8.2
8.3
1
Standart Hata
.5
.5
Uyku Sorunları
Ham Puan
3.0
Ortalama
3.0
3.0.
2.4
2.6
Standart Sapma
2.7
Standart Hata
.2
.1
.1
T Puanı
53.2
53.4
Ortalama
53.6
5.5
Standart Sapma
6.4
5.9
.3
.2
Standart Hata
.4
Somatik Sorunlar
Ham Puan
3.8
3.7
Ortalama
3.6
3.1
2.9
Standart Sapma
2.8
Standart Hata
.2
.2
.1
T Puanı
Ortalama
57.1
56.9
56.6
7.3
Standart Sapma
7.5
7.2
Standart Hata
.4
.3
.4
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
9.7
9.4
10.1
6.4
Standart Sapma
6.2
6.6
Standart Hata
.3
.3
.4
T Puanı
55.6
Ortalama
56.1
55.1
8.1
7.4
Standart Sapma
8.7
Standart Hata
.5
.4
.3
Yıkıcı Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
3.8
3.3
.2
3.7
3.1
.2
3.8
3.2
.1
53.8
5.9
.3
53.4
5.6
.3
53.5
5.7
.2
10.8
6.9
.4
11.3
6.7
.4
11.1
6.9
.3
54.4
11.5
.7
55.2
11.4
.6
54.8
11.5
.5
13.9
9.2
.5
13.1
8.5
.5
13.5
8.8
.4
51.3
10.9
.6
50.4
10.0
.6
50.9
10.5
.4
41.1
23.6
1.3
41.1
22.2
1.2
41.1
22.9
.9
53.4
11.5
.7
53.4
10.9
.6
53.4
11.2
.4
Sorun davranışların yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.3 'de gösterilmiştir. Tablo izlendiğinde,
anneler tarafından doldurulan 6 alt test ile İçe Yönelim, Dışa Yönelim ve Toplam Problemin ilde
yaşayan çocuklarda daha yüksek görüldüğü bildirilmiştir.
Tablo 3.3: 2-3 Yaş Grubu
Sorun Davranışlar
N=
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Çocuklarda Soruıı Davranışların Y srleşim Yeri Tipine Göre Dağılu
Toplam
Köy
İl Merkezi
İlçe
139
215
635
281
7.0
3.7
.2
5.2
3.8
.3
6.3
3.6
.2
6.4
3.7
.1
58.7
8.5
.5
55.5
7.9
.7
57.5
7.7
.5
57.6
8.2
.3
33
Sorun Davranışlar
N=
Sosyal İçe Dönüklük
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Uyku Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Somatik Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Yıkıcı Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
İl Merkezi
281
İlçe
139
Köy
215
Toplam
635
5.3
4.1
.2
3.6
3.9
.3
4.7
3.5
.2
4.7
3.9
.2
58.1
8.6
.5
54.6
7.9
.7
56.7
7.6
.5
56.8
8.2
.3
3.5
2.7
.2
2.7
2.5
.2
2.4
2.3
.2
3.0
2.6
.1
54.4
6.9
.4
52.9
5.3
.4
52.4
4.6
53.4
5.9
.2
4.3
3.1
.2
3.1
2.8
.2
3.2
2.8
.2
3.7
2.9
.1
58.4
7.7
.5
55.5
6.9
.6
55.8
6.9
.5
56.9
7.3
.3
10.8
6.4
.4
8.5
6.6
.6
9.2
6.1
.4
9.7
6.4
.3
56.6
8.5
.5
54.7
8.3
.7
54.8
7.1
.5
55.6
8.1
.3
4.4
3.2
.2
3.2
3.1
.3
3.4
3.2
.2
3.8
3.2
.1
54.4
6.1
.4
52.8
5.2
.4
52.9
5.5
.4
53.5
5.7
.2
12.3
6.9
.4
8.8
7.0
.6
10.9
6.3
.4
11.1
6.9
.3
56.9
11.1
.7
50.6
12.1
1.0
54.8
10.8
.7
54.8
11.5
.5
34
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
15.1
8.8
.5
11.7
8.9
.8
12.6
8.5
.6
13.5
8.8
.4
52.9
10.1
.6
48.6
11.0
.9
49.7
10.2
.7
50.9
10.5
.4
46.1
22.3
1.3
35.1
24.5
2.1
38.4
21.2
1.4
41.1
22.9
.9
56.0
10.3
.6
50.1
12.4
1.1
52.1
10.8
.7
53.4
11.2
.4
Sorun davranışların Bölgelere göre dağılımı Tablo 3.4'de gösterilmiştir. Bölgelere göre dağılım
incelendiğinde; Anksiyete/Depresyon, Saldırgan Davranışlar alt testleri ile Dışa Yönelim Sorunları ve
Toplam Problemin Batı, Güney ve Orta Anadolu'da, Uyku Sorunlarının ise, Batı Anadolu'da yaşayan
çocuklarda daha fazla görüldüğü saptanmıştır.
Tablo 3.4 : 2-3 Yaş Grubu
Sorun Davranışlar
N=
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Sosyal İçe Dönüklük
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Uyku Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Çocuklarc a Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı
Güney
Orta
Kuzey
Doğu
Batı
210
102
108
58"
157
Toplam
635
6.7
3.6
.2
6.8
4.2
.4
6.8
3.6
.3
4.9
3.4
.4
5.9
3.6
6.4
3.7
.1
58.2
8.2
.6
58.6
9.7
.1
58.1
8.6
.8
54.9
6.5
.9
56.9
7.2
.6
57.6
8.2
4.8
3.9
.3
4.9
4.6
.5
4.9
3.7
.4
3.7
3.2
.4
4.7
3.6
.3
4.7
3.9
.2
56.9
8.5
.6
57.2
9.3
.9
57.0
8.0
.8
55.1
6.9
.9
57.1
7.8
.6
56.8
8.2
->
3.6
2.8
.2
2.6
2.3
.2
3.0
2.7
.3
2.2
2.3
.3
2.6
2.3
.2
3.0
2.6
.1
54.7
6.9
.5
52.7
4.7
.5
53.4
7.1
.7
51.9
4.6
.6
52.6
4.2
->
53.4
5.9
.2
.J
35
Sorun Davranışlar
N=
Somatik Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Yıkıcı Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma '
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata
Batı
210
Güney
102
Orta
108
Kuzey
58
Doğu
157
Toplam
635
4.0
3.0
.2
3.5
2.9
.3
3.5
2.6
.3
2.7
2.2
.3
3.8
3.3
.3
3.7
2.9
.1
57.6
7.6
.5
56.7
7.5
.7
56.5
6.5
.6
54.6
5.7
.8
57.1
7.9
.6
56.9
7.3
10.1
6.1
.4
10.6
6.9
.7
11.2
7.1
.7
7.7
5.3
.7
8.5
5.9
.5
9.7
6.4
.3
55.8
7.7
.5
56.7
8.9
.9
57.7
10.2
.1
53.1
4.9
.6
54.2
6.8
.5
55.6
8.1
4.1
3.3
.2
3.8
3.3
.3
4.1
3.6
.3
3.3
2.8
.4
3.3
2.9
.2
3.8
3.2
.1
54.0
5.9
.4
53.7
5.9
.6
54.2
6.8
.7
52.4
4.8
.6
52.7
4.8
.4
53.5
5.7
.2
11.6
6.7
.5
11.7
7.9
.8
11.6
6.7
.6
8.7
6.1
.8
10.6
6.6
.5
11.1
6.9
.3
55.8
10.9
.8
55.4
12.6
1.3
56.0
10.6
1.0
50.5
11.5
1.5
53.9
11.7
.9
54.8
11.5
.5
14.2
8.6
.6
14.4
9.5
.9
15.2
10.0
.1
11.0
7.2
.9
11.8
8.0
.6
13.5
8.8
.4
51.6
10.0
.7
51.8
11.1
1.1
52.9
11.6
1.1
48.0
9.3
1.2
48.8
9.9
.8
50.9
10.5
.4
43.3
22.6
1.6
42.6
25.2
2.5
44.4
23.4
2.3
32.5
19.1
2.5
38.2
21.7
1.7
41.1
22.9
.9
54.5
10.7
.7
54.0
12.0
1.2
55.1
10.8
1.0
49.0
10.8
1.4
51.8
11.4
.9
53.4
11.2
.4
36
2) 4-18 Yaş Grubu Denekler
Ömeklemi oluşturan 4488 çocuk ve gencin yaş ve cinsiyete göre dağılımı Tablo 3.5'de, yerleşim yeri
tipi, bölgeler ve cevaplayan kişilere göre dağılımı ise Tablo 3.6'da gösterilmiştir. Tablo 3.5'de
izlendiği gibi, denekler 2293 (%51.2) erkek, 2195(%48.8) kız olmak üzere toplam 4488 çocuk ve
gençten oluşmuştur. Yaş ve cinsiyete göre dağılımın birbirine yakın olduğu görülmektedir.
Bu çalışmada yaş grupları ölçeğin orjinalinde olduğu gibi 4-11 ve 12-18 olarak gruplandırılmıştır.
Çocuk ve gençlerin 2286'sı (%51.1) 4-11 yaş, 2202'si (48.9) 12-18 yaş grubundadır. Bu çocuk ve
gençlerin 1908'i (%42.5) il merkezinde, 1210'u (%27) ilçede ve 1370'i (%30.5) köyde yaşamaktadır.
Deneklerin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde ise, çocukların 1615'inin (%36) Batı Anadolu,
665'inin (%14.8) Güney Anadolu, 846'sınm (%18.8)Orta Anadolu, 434'ünün (%9.7) Kuzey Anadolu ve
928'inin (%27.7) Doğu Anadolu Bölgesinde yaşadığı görülmektedir. Bölgelere göre dağılım
izlendiğinde ise, en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir.
Nüfusa oranlı örneklem seçilmiş olduğundan, nüfus yoğunluğuna paralel olarak, oranlarda farklılıklar
görülmüştür.
Görüşme yapılan toplam 2451 annenin yaş ortalaması 36.32 (Ss= 8.44)'dir. Annelerin eğitim düzeyine
göre dağılımı incelendiğinde; 675'i (%27.5) okur-yazar değil, 137'si (%5.6) okur-yazar, 1198'i (%48.9)
ilkokul mezunu, 160'ı (%6.5) ortaokul mezunu, 166'sı (%6.8) lise mezunu, 57'si (%2.3) üniversite
mezunudur. 58 (%2.4) annenin eğitim düzeyi ise bilinmemektedir. Annelerin çoğunluğu ilkokul
mezunudur.
Babaların yaş ortalaması 39.87 (Ss= 8.8)'dir. Babaların eğitim düzeyine göre dağılımı incelendiğinde
ise; 135'i (%5.8) okur-yazar değil, 75'i (%3.2) okur-yazar, 1376'sı (%58.9) ilkokul mezunu, 226'sı
(%9.7) ortaokul mezunu, 302'si (%12.9) lise mezunu, 15l'i (%6.5) üniversite mezunudur. 72'sinin
(%3.1) eğitim düzeyi ise bilinmemektedir. Babaların çoğunluğu da anneler gibi ilkokul mezunudur.
Tablo 3.5: 4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı
Yaş
Kızlar
Erkekler
Toplam
N
%
N
%
N
%
4
126
2.8
131
255
5.7
2.9
5
142
3.2
308
6.9
166
3.7
6
160
180
4.0
3.6
340
7.6
7
153
3.4
175
3.9
328
7.3
8
166
7.5
172
3.8
3.7
338
150
336
7.5
9
186
4.1
3.3
4
.
3
411
10
201
4.5
195
9.1
121
2.7
256
5.7
11
135
3.0 "
12
141
294
6.5
153
3.4
3.1
6.5
13
141
3.1
290
149
3.3
304
6.8
14
141
3.1
163
3.6
3.6
314
7.0
161
15
153
3.4
300
6.7
147
3.3
16
153
3.4
140
258
5.7
17
118
2.6
3.1
84
166
3.6
18
82
1.8
1.9
48.8
4488
100.0
2195
Toplam
2293
51.2
37
Tablo 3.6: 4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Demo grafik Özellikleri
Demografik
E r kekler
K ı z1ar
Değişkenler
4-11
12-18
4-11
12-18
1330
963
956
1239
Yerleşim Yeri
522
404
381
İl Merkezi
601
309
İlçe
345
272
284
Köy
385
406
291
288
Toplam
4488
1908
1210
1370
Bölge
Batı
Güney
Orta
Kuzey
Doğu
493
177
245
122
291
319
173
190
110
178
470
179
213
109
264
333
136
198
93
195
1615
665
846
434
928
Cevaplayan
Kişiler
Anne
Baba
Diğer
1300
15
4
940
43
10
930
12
9
1212
10
3
4382
80
26
Yeterlik Alanlarının Karşılaştırılması: 6-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde yeterlik alanlarının yaş ve
cinsiyete göre dağılımı, ortalama, standart sapma ve standart hataları hesaplanarak Tablo 3.7'de
gösterilmiştir. Cinsiyet değişkeni ele alındığında; Toplam Yeterlik ile Etkinlik ve Sosyallik alt
testlerinden erkekler, Okul alt testinden ise kızlar daha yüksek puan almıştır.
Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde ise, Etkinlik ve Toplam Yeterlikte 12-18 yaş grubu, 6-12 yaş
grubundan daha yüksek puan almıştır. Yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin daha etkin ve yeterli olarak
algılandığı görülmektedir. Okul alt testinde, 6-11 yaş grubu, 12-18 yaş grubundan daha başarılı olarak
değerlendirilmiştir (Tablo 3.7).
Tablo 3.7. 6-18 Yaş Çocukların Yaş ve Cinsiyete
Erkekler
Yeterlik Alanları
6-11
12-18
N(b)=
1029
959
Etkinlik
Ham Puan
3.8
Ortalama
3.3
2.2
Standart Sapma
2.1
Standart Hata(a)
.07
.06
T Puanı
35.3
Ortalama
34.7
Standart Sapma
9.0
9.3
Standart Hata(a)
.3
.3
Sosyallik
Ham Puan
Ortalama
5.6
5.9
1.5
Standart Sapma
1.6
Standart Hata(a)
.05
.04
T Puanı
42.1
Ortalama
43.2
7.2
7.4
Standart Sapma
.2
Standart Hata(a)
.2
38
Göre Yeterlik Alanları
Kızlar
Toplam
12-18
6-11
3862
945
929
2.9
2.0
.06
3.6
1.8
.06
3.4
2.1
.03
33.7
8.4
.2
35.7
7.7
.3
34.8
8.7
.1
5.4
1.6
.05
5.4
1.6
.06
5.6
1.6
.02
42.9
6.9
.2
41.5
7.2
.3
42.4
7.2
.1
Okul
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Yeterlik
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
4.6
.9
.02
4.3
1.0
.03
4.7
.8
.02
4.6
.8
.02
4.6
.9
.01
44.6
6.6
.2
45.8
6.6
.2
42.6
6.8
.2
43.8
6.3
.2
44.2
6.7
.1
13.9
3.0
.09
14.5
3.1
.1
13.3
2.9
.09
13.9
2.9
.09
13.9
3.0
.04
37.9
7.2
.2
38.6
7.2
.2
36.8
6.3
.2
37.3
6.7
.2
37.6
6.9
.1
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası. N(b) Okul gibi bazı alt testlerde okula gitmeyen çocuklar olduğu için sayı değişmektedir.
•Yeterlik alt testleri 4-5 yaş grubu çocuklar için testin orjinalinde puanlanmadığı için analiz edilmemiştir.
Yeterlik alanlarının yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.8'de gösterilmiştir. Tablo'da izlendiği
gibi; Toplam Yeterlikte ilçede yaşayan çocuklar il ve köyde yaşayan çocuklara oranla anneler
tarafından daha yeterli olarak algılanmışlardır.
Tablo 3.8: 6-18 Y a ş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yerleşim Yeri Tipine Göre Yeterlik Puanlarının
Dağılımı
Yeterlik A l a n l a r ı
N(b)=
İl Merkezi
1619
İlçe
1069
Köy
1174
Toplam
3862
3.6
2.0
.05
3.8
2.2
.07
2.8
1.8
.05
3.4
2.1
.03
35.7
8.5
.2
36.5
9.1
.3
32.2
7.8
.2
34.8
8.7
.1
5.4
1.6
.04
5.5
1.5
.05
5.8
1.6
.05
5.6
1.6
.03
41.8
7.4
.2
42.2
6.9
.2
43.4
7.1
.2
42.2
7.2
.1
4.5
.9
.03
4.6
.9
.03
4.5
.9
.03
4.6
.9
.02
44.1
6.7
.2
45.0
6.5
.2
43.5
6.8
.3
44.2
6.7
.1
Etkinlik
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Sosyallik
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Okul
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
39
Toplam Yeterlik
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
13.9
3.1
.1
14.3
3.1
.1
13.3
2.8
.1
37.9
7.1
.2
38.7
7.0
.3
36.3
6.2
13.9
3.0
.06
37.6
6.9
.0
.1
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası. N(b) Okul gibi bazı alt testlerde okula gitmeyen çocuklar olduğu için sayı
değişmektedir.
* Yeterlik alt testleri 4-5 yaş grubu çocuklar için testin orjinalinde puanlanmadığı için analiz edilmemiştir.
Yeterlik alanlarının bölgelere göre dağılımı Tablo 3.9'da gösterilmiştir. Toplam Yeterlikte Güney
Anadolu'da yaşayan çocuklar diğer bölgelere oranla daha yüksek puan almışlardır.
Tablo 3.9: 6-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Bölgelere Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı
Yeterlik A l a n l a r ı
N(b)
Batı
1396
Güney
597
Orta
751
Kuzey
364
Doğu
754
Toplam
3862
3.4
2.0
.05
3.9
2.2
.09
3.3
2.0
.07
3.6
2.1
.1
3.1
2.1
.08
3.4
2.1
.03
34.8
8.4
.2
36.7
9.2
.4
34.5
8.3
.3
34.5
8.8
.5
33.4
8.8
.3
34.8
8.7
.1
5.6
1.6
.04
5.5
1.5
.06
5.5
1.6
.06
5.2
1.6
.09
5.8
1.6
.06
5.6
1.6
.03
42.5
7.2
.2
42.0
6.9
.3
42.4
7.2
.3
40.7
7.0
.4
43.5
7.3
.3
42.4
7.2
.1
4.5
.9
.03
4.6
.9
.05
4.7
.8
.03
4.6
.9
.06
4.5
.9
.04
4.6
.9
.02
43.6
6.9
.2
44.5
6.9
.J
45.0
6.1
.3
44.5
6.9
.4
43.6
6.8
.3
44.2
6.7
.1
13.7
3.0
.1
14.5
3.2
.2
13.8
2.9
.1
13.7
3.3
.2
13.9
2.9
.2
13.9
3.0
.06
37.3
6.9
.2
39.1
7.4
.4
37.4
6.5
37.2
7.4
.5
37.5
6.5
.4
37.6
6.9
.1
Etkinlik
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Sosyallik
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Okul
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Yeterlik
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
"I
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası. N(b) Okul gibi bazı alt testlerde okula gitmeyen çocuklar olduğu için sayı
değişmektedir.
•Yeterlik alt testleri 4-5 yaş grubu çocuklar için testin orj inal inde puanlanmadığı için analiz edilmemiştir.
40
Sorun Davranışların Karşılaştırılması: 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde sorun davranışların yaş ve
cinsiyete göre dağılımı, ortalama, standart sapma ve standart hataları Tablo 3.10'da gösterilmiştir.
Cinsiyete bağlı değişmeler izlendiğinde; Toplam Problemde anneler erkek çocuklarını kızlara oranla
daha sorunlu olarak bildirmişlerdir. Sorunların türüne bakıldığında ise, İçe Yönelimde kız çocuk ve
gençler, Dışa Yönelimde ise erkek çocuk ve gençler daha yüksek puan almıştır. Ayrıca İçe Yönelim ve
Dışa Yönelim genel sendrom grubuna girmeyen Dikkat Sorunlarında anneler erkek çocuklarında daha
fazla sorun bildirmişlerdir.
Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde; 4-11 yaş grubu çocuklarda, 12-18 yaş grubu çocuklara oranla
daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. Diğer bir deyişle yaş ilerledikçe Toplam Problemde azalma
görülmektedir. Ayrıca Dışa Yönelim sorunlarında da yaş ilerledikçe azalma saptanmıştır. Buna karşılık
İçe Yönelim sorunlarında yaş ilerledikçe artma izlenmiştir. Anksiyete/Depresyon, Düşünce Sorunları ve
Dikkat Sorunlarında yaşa bağlı bir değişiklik izlenmemiştir.
Tablo 3.10: 4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı
Kızlar
Erkekler
Sorun Davranışlar
Toplam
4-11
12-18
4-11
12-18
1330
963
1239
956
4488
N=
Sosyal İçe Dönüklük
Ham Puan
3.3
2.7
Ortalama
2.5
2.8
2.6
2.4
3.3
2.7
Standart Sapma
2.5
2.7
Standart Hata(a)
.07
.08
.06
.1
.04
T Puanı
55.9
55.7
Ortalama
56.1
55.2
55.9
7.2
7.2
7.4
7.4
7.0
Standart Sapma
Standart Hata(a)
.02
.2
.2
.2
.1
Somatik Sorunlar
Ham Puan
1.5
.9
1.0
Ortalama
.8
1.1
2.7
1.7
1.6
1.8
1.9
Standart Sapma
Standart Hata(a)
.2
.05
.04
.08
.02
T Puanı
53.8
53.8
54.1
53.3
Ortalama
53.9
6.5
6.3
6.7
5.7
Standart Sapma
6.3
Standart Hata(a)
.2
.2
.2
.2
.1
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
5.4
4.8
4.4
5.0
Ortalama
4.6
4.4
3.8
3.5
3.8
3.5
Standart Sapma
Standart Hata(a)
.1
.1
.1
.1
.05
T Puanı
56.4
56.7
56.6
56.6
Ortalama
56.7
6.9
6.9
6.5
6.8
7.2
Standart Sapma
Standart Hata(a)
.2
.2
.2
.2 •
.1
Sosyal Sorunlar
Ham Puan
2.0
1.5
1.8
1.4
Ortalama
2.1
1.8
2.2
1.9
2.0
Standart Sapma
1.6
Standart Hata(a)
.05
.05
.05
.07
.02
T Puanı
53.1
53.8
54.3
53.5
Ortalama
54.1
4.8
5.7
5.4
6.1
Standart Sapma
6.1
.2
2
.2
.1
.08
Standart Hata(a)
Düşünce Sorunları
Ham Puan
.6
.5
.5
.5
Ortalama
.6
1.2
1.9
1.1
.9
Standart Sapma
.9
Standart Hata(a)
.02
.03
.02
.06
0!
T Puanı
53.3
53.3
53.7
53.2
Ortalama
53.1
5.7
5.4
5.6
5.5
6.1
Standart Sapma
2
.2
.08
.2
Standart Hata(a)
.2
41
Dikkat S o r u n l a r ı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Suça Yönelik D a v r a n ı ş l a r
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Cinsel Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
3.8
2.7
.07
3.7
3.1
.09
3.2
2.5
.07
2.9
3.1
.1
3.4
2.8
.04
54.8
5.8
.2
54.6
6.1
.2
55.7
6.4
.2
54.3
5.8
.2
54.9
6.1
.09
1.6
2.0
.05
1.4
2.0
.06
1.0
1.4
.03
.8
1.9
.06
1.2
1.9
.02
53.8
6.3
.2
52.9
4.9
.2
53.1
5.3
.2
52.0
3.7
.1
53.0
5.3
.07
7.0
6.0
.2
5.2
5.5
.2
5.7
5.3
.2
4.1
4.6
.1
5.7
5.5
.08
53.4
6.0
.2
52.9
5.6
.2
53.0
5.6
.2
52.4
5.1
.2
52.9
5.6
.08
.2
.6
.01
--
.2
.5
.01
-
.2
.6
.008
51.8
5.4
.1
—
—
51.8
5.2
.1
—
-
51.8
5.3
.07
7.7
6.0
.2
8.0
6.3
.2
8.4
6.3
.2
54.2
10.2
.3
52.9
10.5
.3
53.8
9.4
.3
8.6
7.4
.2
6.6
7.0
.2
6.7
6.1
.2
48.0
10.5
.3
46.7
10.2
.3
47.3
10.0
.3
46.1
9.5
.3
47.1
10.1
.2
26.3
17.2
.5
22.7
17.4
.5
24.2
16.2
.5
21.9
15.7
.5
24.0
16.7
.2
51.2
10.2
.3
49.9
10.8
.3
50.8
10.0
.3
50.1
10.0
.3
50.6
10.2
.2
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.
42
9.7
7.4
.2
8.4
6.5
.09
53.2
10.5
.3
53.6
10.2
.2
4.8
5.0
.2
6.9
6.7
.09
Yerleşim yeri tipine göre sorun davranışların dağılımı Tablo 3.1 l'de gösterilmiştir. Tablo izlendiğinde;
Toplam Problem, İçe Yönelim ve Dışa Yönelim ilde yaşayan çocuk ve gençlerde daha fazla
bildirilmiştir. Sadece Suça Yönelik Davranışlar alt testinden köyde yaşayan çocuklar ilde yaşayanlar
gibi yüksek puan almıştır.
Tablo 3.11:4-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Yerleşim Yeri Tipine Göre
Dağılımı
Sorun D a v r a n ı ş l a r
N=
Sosyal içe Dönüklük
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Somatik S o r u n l a r
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Sosyal S o r u n l a r
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Düşünce Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
İl Merkezi
1908
İlçe
1210
Köy
1370
Toplam
4488
3.1
3.0
.07
2.5
2.6
.07
2.5
2.3
.06
2.7
2.7
.04
56.6
7.8
.2
55.0
7.1
.2
55.1
6.4
.2
55.7
7.2
.1
1.2
2.3
.1
1.0
1.7
.1
.8
1.5
.04
1.0
1.9
.03
54.4
6.8
.2
53.5
6.0
.2
53.1
5.6
.2
53.8
6.3
.09
5.4
4.0
.1
4.5
3.7
.1
4.4
3.5
.1
4.8
3.8
.06
57.6
7.2
.2
55.9
6.8
.2
55.9
6.3
.2
56.6
6.9
.1
2.1
2.7
.1
1.4
1.6
.5
1.6
1.7
.04
1.8
1.9
.03
54.6
6.4
.1
52.9
4.7
.1
53.5
5.3
.1
53.8
5.7
.09
.7
1.5
.03
.5
.9
.02
.4
.7
.02
.5
1.2
.02
54.0
6.2
.1
53.1
5.6
.2
52.5
4.8
.1
53.3
5.7
.09
43
Sorun D a v r a n ı ş l a r
N=
Dikkat S o r u n l a r ı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Suça Yönelik Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Saldırgan D a v r a n ı ş l a r
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Cinsel S o r u n l a r
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
İl Merkezi
1908
İlçe
1210
Köy
1370
Toplam
4488
3.9
3.1
.07
3.0
2.7
.08
3.1
2.5
.06
3.4
2.8
.04
55.9
6.5
.1
54.2
5.8
.2
54.2
5.4
.1
54.9
6.1
.09
1.5
2.2
.05
.9
1.5
.04
1.6
1.6
.04
1.2
1.9
.03
53.7
5.8
.1
52.2
4.7
.1
52.8
5.0
.1
53.0
5.3
.08
6.8
6.1
.1
4.9
5.3
.2
4.8
4.7
.1
5.6
5.5
.08
54.0
6.4
.1
52.4
5.2
.2
52.2
4.5
.1
53.0
5.6
.09
.2
.6
.01
.2
.5
.01
.1
.5
.01
.2
.6
.01
52.2
5.9
.2
51.3
4.7
.2
51.5
4.9
.2
51.8
5.3
.1
9.4
6.8
.2
7.8
6.5
.2
7.6
5.9
.2
8.4
6.5
.1
55.2
10.2
.2
52.6
10.0
.3
52.2
9.9
.2
53.6
10.2
.2
8.2
7.3
.2
5.8
6.3
.2
6.0
5.8
.2
6.9
6.7
.1
49.1
10.5
.2
45.3
9.9
.3
46.0
9.1
.2
47.1
10.1
.2
44
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
27.7
17.8
.4
21.3
16.3
.5
21.1
14.4
.4
24.0
16.7
.3
52.8
10.2
.2
48.9
10.0
.3
48.9
9.9
50.6
10.2
.2
*SlI(a)=Ortalanıanın standart hatası.
Bölgelere bağlı sorun davranışların dağılımı Tablo 3.12'de gösterilmiştir. Toplam Problem'de Batı,
Güney, Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde yaşayan anneler çocuklarının daha fazla sorun davranış
gösterdiğini bildirmişlerdir. İçe Yönelim sorunlarından Batı, Güney, Orta ve Kuzey, Dışa Yönelim
sorunlarından ise Batı ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklar daha yüksek puan almışlardır.
Tablo 3.12. 4-18 Yaş Grubu Çocuk/Gençlerde Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı
Sorun D a v r a n ı ş l a r
N=
Sosyal İçe Dönüklük
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Somatik Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Sosyal S o r u n l a r
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Batı
1615
Güney
665
Orta
846
Kuzey
434
Doğu
928
Toplam
4488
2.9
2.9
.07
2.7
2.7
.1
2.9
2.7
.09
2.1
2.1
.1
2.7
2.5
.08
2.7
2.7
.04
55.8
7.5
.2
55.7
7.5
.3
56.3
7.4
.3
54.0
5.7
.3
55.8
7.0
.2
55.7
7.2
.1
1.0
2.2
.05
1.0
1.9
.07
.9
1.7
.06
1.0
1.6
.08
1.1
1.8
.06
1.0
1.9
.03
53.7
6.3
.2
53.6
6.5
.3
53.5
6.0
.2
53.6
5.9
.3
54.2
6.4
.2
53.8
6.3
.09
5.1
4.0
.1
4.6
3.7
.1
5.0
3.8
.1
4.4
3.5
.2
4.4
3.6
.1
4.8
3.8
.06
57.1
7.2
.2
56.3
6.8
.3
57.1
6.9
.2
56.0
6.4
55.9
6.6
.2
56.6
6.9
.1
1.8
2.2
.06
1.7
1.8
.07
1.7
1.6
.06
1.7
1.6
.08
1.8
1.9
.06
1.8
1.9
.03
53.9
6.1
.2
53.7
5.6
.2
53.5
5.0
.2
53.6
4.8
.2
54.0
5.9
.2
53.8
5.7
.09
45
Sorun D a v r a n ı ş l a r
N=
Düşünce Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dikkat S o r u n l a r ı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Suça Yönelik
Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Cinsel Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Batı
1615
Güney
665
Orta
846
Kuzey
434
Doğu
928
Toplam
4488
.6
1.6
.04
.5
.1
.04
.5
.9
.03
.5
.8
.04
.4
.9
.03
.5
1.2
.02
53.8
6.1
.2
53.3
5.6
.2
53.0
5.4
.2
53.0
5.3
.3
52.8
5.4
.2
53.3
5.7
.09
3.6
3.1
.08
3.6
2.9
.1
3.4
2.7
.1
3.0
2.5
.1
J.J
2.6
.09
3.4
2.8
.04
55.2
6.4
.2
55.4
6.5
.3
54.7
5.9
.2
54.0
5.2
.3
54.6
5.7
.2
54.9
6.1
.09
1.4
2.1
.05
1.3
1.9
.08
1.05
1.6
.06
.9
1.3
.06
1.2
1.6
.05
1.2
1.9
.03
53.4
5.6
.1
53.3
5.7
.2
52.4
4.6
.2
52.3
4.4
.2
53.1
5.4
.2
53.0
5.3
.08
6.1
5.8
.1
5.4
5.8
.2
5.6
5.4
.2
4.6
4.6
.2
5.6
5.3
.2
5.7
5.5
.08
53.3
6.0
.2
52.9
5.9
.2
52.9
5.5
.2
52.1
4.3
.2
52.9
5.2
.2
53.0
5.6
.09
.2
.6
.02
.2
.6
.03
.1
06
.03
.4
.4
.03
.1
.5
.02
.2
.6
.01
52.1
5.8
.2
52.2
5.7
51.3
4.7
.2
51.7
5.0
51.5
4.8
51.8
5.3
.2
.1
8.7
6.7
.2
8.2
6.6
7.4
5.8
8.1
6.4
8.4
6.5
. j
8.8
6.5
.2
.2
.1
54.3
9.9
.2
53.2
10.3
.4
54.2
10.1
.3
51.8
10.3
53.0
10.3
53.6
10.2
.5
.3
.2
.J
46
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
7.4
Standart Sapma
6.9
Standart Hata(a)
.2
T Puanı
Ortalama
47.9
Standart Sapma
10.3
Standart Hata(a)
.3
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
25.4
Standart Sapma
17.5
Standart Hata(a)
.4
T Puanı
Ortalama
51.4
Standart Sapma
10.1
Standart Hata(a)
.3
*SH(a)=Ortalamanm standart hatası.
6.7
7.2
.3
6.6
6.4
.2
5.6
5.4
.3
6.9
6.5
.2
6.9
6.7
.2
46.5
10.7
.4
46.9
9.7
45.4
9.3
.4
47.2
9.9
47.1
10.1
.2
23.4
17.1
.7
24.0
16.0
.6
21.1
14.8
.7
23.3
16.5
.5
24.0
16.7
.2
50.2
10.5
.4
50.8
9.9
.3
48.5
10.6
.5
50.1
10.2
-*
.J
50.6
10.2
.2
Yaş, Cinsiyet, Yerleşim Yeri Tipi ve Bölgeler Arasındaki Etkileşim:
Annelerden elde edilen bilgilere göre; Toplam Yeterlikte cinsiyet x bölge etkileşimi anlamlı
bulunmuştur. Güney Anadolu bölgesinde yaşayan erkek çocuklar daha yeterli olarak algılanmıştır.
Ayrıca bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim saptanmış ve Güney Anadolu'nun ilçelerinde
yaşayan çocukların daha yeterli olduğu belirlenmiştir.
Toplam Problemde cinsiyet x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim bulunmuş ve ilde yaşayan erkeklerin
kızlara oranla daha yüksek puan aldığı saptanmıştır. Ayrıca, bölge x yerleşim yeri tipi arasında
etkileşim anlamlı bulunmuş, Batı, Güney, Orta ve Doğu Anadolu'nun illerinde yaşayan çocuklar diğer
bölge ve yerleşim yerlerine oranla daha sorunlu olarak bildirilmiştir.
3) 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Öğretmenler Tarafından Değerlendirilmesi
Örneklemi oluşturan 2340 gencin yaş ve cinsiyet dağılımı Tablo 3.13'de, yerleşim yeri tipi ve
bölgelere göre dağılımı Tablo 3.14'de gösterilmiştir. Tablo 3.13'de izlendiği gibi, denekler 1251
(%53.5) erkek, 1089(%46.5) kız olmak üzere toplam 2340 çocuk ve gençten oluşmuştur. Yaş ve
cinsiyete göre dağılımın birbirine yakın olduğu görülmektedir. Bu çalışmada yaş grupları ölçeğin
orjinalinde olduğu gibi 5-11 ve 12-18 olarak gruplandınlmıştır. Çocukların 1431'i(%61.2) 5-11 yaş,
909'u (%38.8) 12-18 yaş grubundadır. Bu gençlerin 999'u (%42.7) il merkezinde, 682'si (%29.1) ilçede
ve 659'u (%28.2) köyde yaşamaktadır. Gençlerin çoğunluğu il merkezinde yaşamakta, bunu köyler
izlemektedir. İlçede yaşayan çocukların sayısı diğer yerleşim yerlerine oranlara daha azdır. Deneklerin
bölgelere göre dağılımı incelendiğinde ise, 872'si (%37.3) Batı Anadolu'da, 366'sı (%15.6) Güney
Anadolu'da, 511'i (%21.8) Orta Anadolu'da, 269'u (%11.5) Kuzey Anadolu'da ve 322'si (%13.8) Doğu
Anadolu Bölgesinde yaşamaktadır. Bölgelere göre dağılım izlendiğinde ise, en yüksek oran Batı
Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçildiği için
nüfus yoğunluğuna paralel olarak, oranlarda farklılıklar görülmüştür.
Tablo 3.13: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı
Kızlar
Toplam
Yaş
Erkekler
N
%
N
N
%
.0
7
1
6
.3
5
47
1.0
24
1.0
23
6
5.5
128
256
7
128
5.5
5.8
285
6.4
136
8
149
5.7
285
133
152
6.5
9
306
147
6.3
10
159
6.8
4.6
245
11
137
5.9
108
194
12
94
4.0
100
4.3
3.4
178
4.2
13
99
79
47
%
.3
2.0
10.9
12.2
12.2
13.1
10.5
8.3
7.6
14
15
16
17
18
Toplam
96
73
77
38
19
1251
4.1
3.1
3.3
1.6
.8
53.5
3.0
3.1
2.3
1.2
.4
46.5
71
73
53
27
10
1089
167
146
130
65
29
2340
7.1
6.2
5.6
2.8
1.2
100.0
Tablo 3.14: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerin Yerleşim Yeri Tipi ve Bölgelere Göre Dağılımı
Kızlar
Erkekler
Toplam
12-18
12-18
5-11
5-11
676
413
496
2340
755
Yerleşim Yeri
İl Merkezi
190
279
203
327
999
165
143
682
ilçe
203
171
232
67
Köy
225
659
135
Bölge
Batı
270
872
159
283
160
72
Orta
94
366
87
113
132
93
511 .
Güney
172
114
45
Kuzey
81
269
80
63
44
322
Doğu
72
99
107
Okul ve Uyum İşlevlerinin Karşılaştırılması: Çocuk ve gençlerin "Okul ve Uyum İşlevi" puanlan
yaş ve cinsiyet değişkenine göre Tablo 3.15'de gösterilmiştir. Kızlar, Toplam Uyum ile Okul Başarısı,
Sıkı Çalışma, Uygun Davranma, Öğrenme ve Mutlu Olma alt testlerinden erkeklere oranla anlamlı
olarak daha yüksek puan almışlardır.
Kızların öğretmenlerin beklentilerine daha uygun davrandıkları görülmektedir. Yaşa bağlı değişmeler
incelendiğinde, öğretmenler Toplam Uyum ile Uygun Davranma ve Öğrenme alt testlerinde büyük yaş
grubu kızları, küçük yaş grubuna oranla daha uyumlu olarak algılamışlardır. Erkeklerde ise yaşa bağlı
bir değişim bildirmemişlerdir.
Tablo 3.15. 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Yaş ve Cinsiyete Göre Okul ve Uyum İşlevi
Puanları
Toplam
Kızlar
Erkekler
Okul ve Uyum İşlevi
5-11
12-18
12-18
5-11
413
676
2340
496
N= 755
Okul Başarısı
Ham Puan
3.2
2.9
3.0
2.9
Ortalama
2.9
.7
.7
.7
.8
Standart Sapma
.7
.1
.2
.1
.1
Standart Hata(a)
.0
T Puanı
45.5
47.8
47.2
49.3
Ortalama
46.9
7.4
7.3
7.6
7.1
Standart Sapma
7.3
.2
.3
.4
.2
.3
Standart Hata(a)
Sıkı Çalışma
Ham Puan
4.2
3.8
3.8
Ortalama
3.7
3.6
1.2
1.2
1.1
Standart Sapma
1.2
1.2
.02
.06
.04
Standart Hata(a)
.04
.06
T Puanı
46.2
46.6
45.0
Ortalama
47.8
48.6
5.4
5.8
5.4
Standart Sapma
5.5
5.6
.3
.1
.2
Standart Hata(a)
.3
.2
48
Uygun Davranma
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
4.0
1.0
.04
4.1
1.0
.05
4.3
1.0
.04
4.6
1.1
.05
4.2
1.1
.02
48.9
4.8
.2
49.6
4.9
.2
45.9
5.4
.2
46.3
5.3
.3
47.3
5.6
.1
3.8
1.6
.04
3.8
1.2
.05
3.8
1.1
.04
4.3
1.1
.06
3.9
1.2
.02
46.0
6.3
.2
47.3
5.7
.3
44.2
6.5
.3
45.9
5.7
.3
45.7
5.9
.2
4.1
.9
.04
4.1
.9
.05
4.2
.9
.05
4.4
1.1
.06
4.2
1.0
.02
47.2
5.5
.2
47.1
5.9
.3
45.7
5.3
.2
47.7
6.3
.3
46.8
5.7
.1
15.5
3.6
.1
15.7
3.6
.2
16.2
3.5
.1
17.6
3.6
.2
16.1
3.7
.08
46.4
6.1
.2
47.6
5.3
.2
43.7
5.9
.2
45.6
5.8
.3
45.8
6.0
.1
Öğrenme
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Mutlu Olma
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Uyum P u a n ı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.
Okul ve uyum işlevi puanlarının yerleşim yerine göre dağılımı Tablo 3.16'da gösterilmiştir.
Öğretmenler, Toplam Uyum puanının il ve ilçelerde yaşayan çocuklarda daha yüksek olduğunu
bildirmişlerdir.
Tablo 3.16: 5-18 Y a ş Grubu Çocuk ve Gençlerde Yerleşim Yeri Tipine Göre Okul ve Uyum İşlevi
Puanlarının Dağılımı
II Merkezi
İlçe
Köy
Okul ve Uyum İşlevi
682
659
N= 999
Okul Başarısı
Ham Puan
2.8
3.0
2.9
Ortalama
.7
.7
.7
Standart Sapma
Standart Hata(a)
.1
.1
.0
T Puanı
46.5
47.2
47.9
Ortalama
7.6
7.4
7.3
Standart Sapma
Standart Hata(a)
.2
.3
.3
49
Sıkı Çalışma
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Uygun Davranma
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Öğrenme
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Mutlu Olma
Hanı Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Uyum Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapına
Standart Hata(a)
3.8
1.2
.03
3.9
1.1
.04
3.5
1.2
.05
46.8
5.8
.2
47.4
5.7
.2
45.4
5.6
.2
4.3
.03
ı.ı
4.3
1.1
.04
4.1
1.0
.04
47.4
5.6
.2
47.8
5.9
.2
46.5
5.3
.2
3.9
1.2
.04
4.1
1.1
.04
3.7
1.2
.04
45.9
6.2
.2
46.6
6.3
.2
44.6
5.9
.2
4.2
1.0
.03
4.2
1.0
.04
4.2
.9
.04
47.0
5.8
.2
47.0
6.0
.2
46.5
5.3
.2
16.3
3.6
.1
16.5
3.7
.1
15.4
3.6
.1
45.9
6.0
.2
46.5
6.0
.2
44.7
5.8
.2
*SH(a)=ortalamanın standart hatası
Bölgelere göre Okul ve Uyum İşlevi puanlarının dağılımı Tablo 3.17'de gösterilmiştir. Bölgelere bağl
dağılımda anlamlı bir farklılık olmadığı saptanmıştır.
Tablo 3.17: 5-18 Y a ş Grubu Çocuk ve Gençlerde Bölgelere Göre Okul ve Uyum İşlevi Puanlarının
Dağılımı
Okul ve Uyum İşlevi
N=
Okul Başarısı
Hanı Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Batı
872
Güney
366
Orta
511
Kuzey
269
Doğu
322
2.9
.7
.0
3.0
.6
.1
2.9
.7
.0
3.0
.8
.1
2.9
.7
.1
46.8
7.4
.3
47.5
6.7
.4
47.2
7.3
47.7
8.4
.5
47.2
7.8
.4
50
.J
Sıkı Çalışma
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Uygun Davranma
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Öğrenme
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Mutlu Olma
Haw Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Uyum Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
3.7
1.1
.04
3.8
1.1
.06
3.8
1.1
.05
3.8
1.3
.08
3.7
1.2
.07
46.3
5.5
.2
47.0
5.4
.3
47.0
5.7
46.5
6.7
.4
46.2
6.1
4.2
1.1
.04
4.3
1.0
.05
4.3
1.0
.05
4.3
1.1
.07
4.1
1.1
.06
47.1
5.6
.2
47.6
5.3
47.6
5.4
.2
47.5
6.1
.4
46.7
5.7
.3
3.9
1.1
.04
3.9
1.1
.06
4.0
1.1
.05
3.9
1.3
.08
3.8
1.3
.07
45.5
6.0
.2
46.0
6.0
.3
46.2
6.1
.3
45.8
6.9
.4
45.4
6.6
.4
4.2
1.0
.04
4.2
.9
.05
4.2
1.0
.05
4.4
1.1
.07
4.1
.9
.05
46.6
5.8
.2
46.7
5.4
->
47.2
5.8
47.9
6.6
.4
46.1
5.0
.3
16.0
3.7
.1
16.3
3.5
.2
16.3
3.6
.2
16.3
4.1
.3
15.7
3.6
.2
45.4
5.9
.2
46.1
5.6
46.2
5.9
46.2
6.9
.4
45.2
6.0
-t
1
.0
*SH(a)=ortalamanın standart hatası
Sorun Davranışların Karşılaştırılması: Sorun Davranışların yaş ve cinsiyet değişkeni ile ilişkisi
Tablo 3.18'de gösterilmiştir. Cinsiyete bağlı değişmeler izlendiğinde; Toplam Problemde öğretmenler
erkek çocuklarını kızlara oranla daha sorunlu olarak bildirmişlerdir. Sorunların türüne bakıldığında ise
çalışmamızda kızlar İçe Yönelim, erkekler ise Dışa Yönelim sorunlarından daha yüksek puan
almışlardır. Ayrıca İçe Yönelim ve Dışa Yönelim genel sendrom grubuna girmeyen Dikkat Sorunları ve
Sosyal Sorunlardan erkek çocuklar daha yüksek puan almışlardır.
Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde;
daha fazla sorun davranış bildirilmiştir.
11 yaş grubu çocuklarda, 12-18 yaş grubu çocuklara oranla
51
Tablo 3.18. 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı
Sorun Davranışlar
Erkekler
Kızl ar
Toplam
12-18
5-11
5-11
12-18
676
N=
755
496
413
2340
Sosyal İçe Dönüklük
Ham Puan
3.4
Ortalama
3.5
3.5
3.4
3.3
Standart Sapma
3.5
3.3
3.5
3.5
3.4
Standart Hata(a)
.2
.1
.1
.07
.1
T Puanı
Ortalama
56.8
58.0
58.0
57.7
57.9
Standart Sapma
6.7
8.7
8.9
8.0
8.2
Standart Hata(a)
.3
.4
.2
.3
.3
Somatik Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
.9
.7
.8
.7
.8
Standart Sapma
1.7
1.8
1.6
1.7
1.8
Standart Hata(a)
.07
.07
.06
.08
.04
T Puanı
Ortalama
53.6
54.1
53.9
54.0
54.3
Standart Sapma
6.7
6.7
7.1
7.1
7.6
Standart Hata(a)
.4
.3
.1
.3
.3
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
Ortalama
6.5
7.3
7.6
7.0
6.6
Standart Sapma
5.0
5.4
5.1
4.7
5.0
Standart Hata(a)
.2
.3
.2
.1
.2
T Puanı
Ortalama
60.2
59.6
60.1
60.6
60.8
7.4
Standart Sapma
7.1
7.8
6.7
7.3
Standart Hata(a)
.3
.4
.2
.3
.3
Sosyal Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Düşünce Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dikkat Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
2.7
3.4
.1
2.4
3.1
.1
2.4
3.0
.1
2.1
2.7
.1
2.5
3.1
.1
56.3
7.4
.3
55.3
6.0
.3
55.8
6.5
.2
56.3
6.4
.3
55.9
6.7
.1
.8
1.4
.05
.7
1.2
.05
.8
1.3
.05
.8
1.2
.06
.8
1.3
.02
55.4
7.3
.3
55.1
7.0
.3
55.6
7.4
.3
55.5
6.9
.3
55.4
7.2
.1
9.1
8.0
.3
8.4
7.3
.3
7.6
7.2
.3
5.7
5.9
.3
7.9
7.4
.2
54.1
6.2
.2
53.3
4.8
.2
55.8
6.8
.3
54.8
5.5
.3
54.5
6.0
.1
52
Erkekler
Sorun Davranışlar
N=
Suça Yönelik Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Flata(a)
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
5-11
755
12-18
496
5-11
676
Kız ar
12-18
413
Toplam
2340
1.6
2.2
.08
1.6
2.3
.1
1.1
1.8
.07
.8
1.6
.08
1.3
2.0
.04
55.0
6.7
.2
54.2
5.6
.2
55.4
7.1
.3
53.3
5.5
.3
54.6
6.4
.1
6.7
7.7
.3
5.6
7.2
.3
4.8
6.3
.2
3.7
5.2
.3
5.4
6.9
.1
54.4
6.1
.2
54.1
5.6
.2
55.6
6.3
.2
55.4
5.4
.3
54.9
6.0
.1
10.4
8.3
.3
10.3
7.9
.4
11.3
8.3
.3
11.5
8.7
.4
10.9
8.3
.2
58.0
10.8
.4
57.8
8.8
.4
58.3
9.8
.4
58.9
9.8
.5
58.2
9.9
.2
8.2
9.5
.3
7.2
9.1
.4
5.9
7.6
.3
4.5
6.5
.3
6.7
8.5
.2
52.3
8.6
.3
51.7
8.2
.4
54.0
8.4
.3
52.7
7.9
.4
52.7
8.4
.2
32.3
25.4
1.0
30.1
24.2
1.!
28.6
21.9
.8
24.8
20.3
.1
29.5
23.5
.5
54.1
9.7
.4
53.7
8.7
.4
56.1
9.7
.4
55.6
9.2
.5
54.8
9.4
.2
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.
Sorun Davranışların yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.19'da gösterilmiştir. Öğretmenler,
Toplam Problemin ilde yaşayan çocuklarda daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Dışa Yönelim
sorunlarında yerleşim yerine bağlı bir farklılık izlenmemiş ancak, İçe Yönelim sorunları il ve ilçede
daha yüksek olarak belirtilmiştir.
Sorun D a v r a n ı ş l a r
N=
Sosyal İçe Dönüklük
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Somatik Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
, .
Standart Hata(»)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Anksiycte/Depresyon
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Sosyal Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Düşünce Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Ilata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dikkat S o r u n l a r ı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Suça Yönelik D a v r a n ı ş l a r
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Ilata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Mata(a)
II Merkezi
998
İlçe
683
Köy
659
3.6
3.5
.1
3.4
3.4
.1
3.1
3.3
.1
58.2
8.5
.3
57.6
8.0
.3
57.0
8.0
.3
.9
1.8
.06
.8
1.8
.07
.6
1.4
.07
54.4
7.4
.2
54.2
7.3
.3
53.1
6.2
.2
7.4
5.1
.2
7.2
5.3
.2
6.1
4.6
.2
60.9
7.3
.2
60.5
7.6
.3
58.9
6.8
.3
2.5
3.2
.1
2.5
3.0
.1
2.4
3.0
.1
56.1
6.8
.2
56.0
6.5
.2
55.6
6.6
.3
.9
1.4
.04
.8
1.3
.05
.7
1.1
.04
55.8
7.4
.2
55.7
7.3
.3
54.6
6.6
.3
8.2
7.7
.2
7.3
7.0
.3
8.1
7.4
.3
54.9
6.4
.2
54.0
5.4
.2
54.5
6.1
.2
1.3
1.9
.06
1.3
2.0
.08
1.4
2.2
.08
54.5
6.3
2
54.5
6.1
.2
55.0
6.8
.3
54
Sorun Davranışlar
N=
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
II Merkezi
998
İlçe
683
Köy
659
5.5
7.1
5.2
6.7
.3
5.3
6.8
.3
55.1
6.2
.2
54.8
5.7
.2
54.7
5.9
.2
11.6
8.5
.3
11.1
8.7
.3
9.5
7.4
.3
59.3
9.5
.3
58.3
10.3
.4
56.5
9.8
.4
6.8
8.7
.3
6.5
8.2
.3
6.7
8.5
.3
52.9
8.4
.3
52.7
8.1
.3
52.5
8.6
.3
30.7
24.3
.8
29.0
23.3
.9
28.1
22.3
.9
55.6
9.2
.3
54.5
9.6
.4
54.1
9.4
.4
9
*SH(a)=ortalamanın standart hatası
Sorun davranışların bölgelere göre dağılımı Tablo 3.20'de gösterilmiştir. Bölgelere göre dağılım
izlendiğinde, öğretmenler Toplam Problem ile İçe Yönelim ve Dışa Yönelim sorunlarının Batı, Güney
ve Doğu Anadolu'da diğer illere oranla daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir.
Tablo 3.20: 5-18 Yaş Grubu Çocuk ve Gençlerde Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı
Kuzey
Orta
Batı
Güney
Sorun Davranışlar
366
511
269
N= 872
Sosyal İçe Dönüklük
Ham Puan
3.2
3.2
2.5
3.7
Ortalama
3.4
3.4
3.6
3.0
Standart Sapma
2
2
.2
.1
Standart Hata(a)
T Puanı
57.4
57.2
55.6
Ortalama
58.5
8.2
7.2
7.8
Standart Sapma
8.7
Standart Hata(a)
.3
.4
.4
.4
Somatik Sorunlar
Ham Puan
.7
.6
1.0
Ortalama
.8
1.9
1.6
1.4
Standart Sapma
1.8
Standart Hata(a)
.06
.1
.07
.08
T Puanı
53.5
53.2
Ortalama
54.2
54.7
6.2
6.8
7.8
Standart Sapma
7.1
.2
.4
.3
.4
Standart Hata(a)
55
Doğu
322
3.7
3.3
.2
58.4
7.9
.4
.9
1.7
.09
54.1
7.1
.4
Sorun Davranışlar
N=
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Sosyal Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Düşünce Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dikkat Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Suça Yönelik Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
içe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Batı
872
Güney
366
Orta
511
Kuzey
269
Doğu
322
7.3
5.0
.2
7.2
5.6
.3
6.8
4.8
.2
5.9
4.7
.3
7.1
4.9
.3
60.7
7.3
.2
60.4
8.0
.4
59.9
7.0
.3
58.6
7.1
.4
60.4
7.1
.4
2.6
3.3
.1
2.7
3.2
.2
2.1
2.6
.1
1.9
2.5
.2
2.8
3.5
.2
56.3
7.0
.2
56.4
6.9
.4
55.2
5.9
.3
54.7
5.7
.3
56.7
7.4
.4
.8
1.3
.05
.9
1.4
.07
.7
1.1
.05
.8
1.3
.08
.8
1.3
.07
55.4
7.3
.2
56.2
7.6
.4
55.1
6.6
.3
55.0
7.3
.4
55.4
7.3
.4
8.6
8.0
.3
7.5
7.3
.4
7.0
6.5
.3
6.6
6.5
.4
9.0
7.6
.4
55.2
6.8
.2
54.3
5.7
.3
53.6
4.7
.2
53.4
5.0
.3
55.3
6.4
.4
1.4
2.1
.07
1.4
1.9
.1
1.0
1.8
.08
1.2
1.8
.1
1.6
2.5
.1
54.8
6.7 .
.2
55.0
5.9
.3
53.6
5.5
.2
54.2
5.8
.4
55.6
7.6
.4
5.6
7.4
.2
5.0
6.4
.3
4.8
6.1
.3
4.9
6.6
.4
6.4
7.4
.4
55.2
6.4
.2
54.7
5.5
.3
54.3
5.3
.2
54.4
5.7
.3
55.7
6.3
.4
11.5
8.4
.3
11.0
9.0
.5
10.4
7.9
.4
8.8
7.4
.5
11.2
8.2
.5
59.1
9.5
.3
57.8
10.9
.6
57.7
9.9
.4
55.5
10.3
.6
59.1
9.0
.5
56
Sorun Davranışlar
N=
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Batı
872
Güney
366
Orta
511
Kuzey
269
Doğu
322
7.0
9.1
.3
6.5
7.8
.4
5.8
7.4
.3
6.1
7.8
.5
8.0
9.5
.5
53.0
8.7
.3
52.5
8.2
.4
51.9
7.8
.3
52.0
8.2
.5
54.1
8.6
.5
31.3
24.9
.8
29.3
24.5
1.3
26.8
20.1
.9
24.8
20.5
1.3
32.8
24.7
1.4
55.8
9.3
.3
54.3
10.2
.5
53.6
9.2
.4
52.7
9.4
.6
56.6
8.7
.5
*SH(a)=ortalamanın standart hatası
Yaş, Cinsiyet, Yerleşim Yeri Tipi ve Bölgeler Arası Etkileşim:
Öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda; Toplam Uyum Puanında cinsiyet x yaş değişkenleri
arasında etkileşim belirlenmiş, 12-18 yaş grubu kızlar 5-11 yaş grubu kızlardan daha yüksek puan
alırken, erkeklerde yaş grupları arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Toplam problemde yaş x
bölge arasında etkileşim anlamlı bulunmuş, Batı, Güney ve Doğu Anadolu'da yaşayan küçük yaş grubu
çocukların daha sorunlu olduğu bildirilmiştir. Öte yandan bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim
olduğu, Batı, Güney ve Doğu Anadolu'nun illerinde yaşayan çocukların daha yüksek puan aldığı
saptanmıştır.
4) 11-18 Yaş Grubu Gençlerin Kendini Değerlendirmesi
Örneklemi oluşturan 2206 gencin yaş ve cinsiyet dağılımı Tablo 3.21'de, yerleşim yeri ve bölgelere
göre dağılımı Tablo 3.22'de gösterilmiştir. Tablo 3.21'de izlendiği gibi, denekler 1109 (%50.3) erkek,
1097(%49.7) kız olmak üzere toplam 2206 gençten oluşmuştur. Yaş ve cinsiyete göre dağılımın
birbirine yakın olduğu görülmektedir.
Bu çalışmada yaş grupları ölçeğin orjinalinde olduğu gibi 11-14 ve 15-18 olarak gruplandırılmıştır.
Gençlerin 1126'sı (%51.0) 11-14 yaş, 1080'si (%49.0) 15-18 yaş grubundadır. Bu gençlerin 932'si
(%42.2) il merkezinde, 621'i (%28.2) ilçede ve 653'ü (%29.6) köyde yaşamaktadır. Deneklerin
bölgelere göre dağılımı incelendiğinde ise, 819'u (%37.1) Batı Anadolu, 350'si (%İ5.9) Güney
Anadolu, 368'i (%16.7) Orta Anadolu, 226'sı (%10.2) Kuzey Anadolu ve 443'ünün (%20.1) Doğu
Anadolu Bölgesinde yaşadığı görülmektedir. Gençlerin çoğunluğu il merkezinde yaşamakta, bunu
köyler izlemektedir. İlçede yaşayan çocukların sayısı diğer yerleşim yerlerine oranlara daha azdır.
Bölgelere göre dağılım izlendiğinde ise, en yüksek oran Batı Anadolu'da en düşük oran ise Kuzey
Anadolu'da görülmektedir. Nüfusa oranlı örneklem seçildiği için nüfus yoğunluğuna paralel olarak,
oranlarda farklılıklar görülmüştür.
57
Tablo 3.21: 11-18 Yaş Grubu Gençlerin Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı
Kızlar
Yaş
Erkekler
Toplam
N
%
N
%
N
%
132
6.0
105
4.8
237
11
10.7
138
6.3
286
12
148
6.7
13.0
287
143
6.5
144
6.5
13.0
13
316
142
6.4
174
7.9
14.3
14
185
8.4
343
158
7.2
15.5
Î5
154
7.0
161
7.3
315
14.3
16
144
6.5
275
131
5.9
12.5
17
68
3.1
79
3.6
147
6.7
18
1097
49.7
1109
50.3
2206
Toplam
100.0
Tablo 3.22: 11-18 Yaş Grubu Gençlerin Demografik Özellikleri
Demografik
Erkekler
Değişkenler
11-14
15-18
11-14
528
598
511
Yerleşim Yeri
İl Merkezi
249
218
235
145
ilçe
152
151
148
Köy
197
142
Bölge
Batı
Güney
Orta
Kuzey
Doğu
224
88
86
68
132
180
92
87
59
93
198
80
96
52
102
Kızlar
15-18
569
Toplam
2206
230
173
166
932
621
653
217
90
99
47
116
819
350
368
226
443
Yeterlik Alanlarının Karşılaştırılması: Yeterlik alanlarının cinsiyet ve yaş değişkenine göre dağılımı
Tablo 3.23'de gösterilmiştir. Tabloda izlendiği gibi, Toplam Yeterlik ile Sosyallik alt testinde erkekler,
kızlardan daha yüksek puan almışlardır. Yaşa bağlı anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (Tablo 3.23).
Tablo 3.23:
11-18 Yaş Grubu Gençlerde Yaş ve Cinsiyete Göre Yeterlik Alanlarının Dağılımı
Kızlar
Erkekler
Toplam
Yeterlik Alanları
11-14
15-18
11-14
15-18
521
564
509
2206
N= 593
Etkinlik
Ham Puan
Ortalama
3.3
3.2
3.3
3.5
3.3
Standart Sapma
1.6
1.7
1.7
1.7
1.7
Standart Hata(a)
.04
.07
..07
.07
.07
T Puanı
Ortalama
39.2
39.3
38.9
39.4
39.9
Standart Sapma
9.1
9.1
9.6
9.9
9.7
.4
Standart Hata(a)
.4
.2
.4
.4
Sosyallik
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
6.6
1.6
.07
6.6
1.5
.08
6.0
1.5
.07
5.9
1.5
.07
6.2
1.6
.03
45.3
7.5
.3
45.6
7.4
.3
43.7
7.0
.3
43.3
6.9
.3
45.6
7.3
.2
58
Toplam Yeterlik
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
11.8
2.8
.1
12.2
2.4
.1
11.8
2.6
.1
11.1
2.3
.06
11.8
2.6
.07
40.7
9.6
.5
42.1
8.3
.5
40.9
8.2
.4
38.8
7.3
.5
40.7
8.7
.2
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.
Yeterlik puanlarının yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.24'de gösterilmiştir. Gençler, Toplam
Yeterlikte yerleşim yeri tipine bağlı anlamlı bir farklılık bildirmemişlerdir.
Tablo 3.24. 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Yerleşim Yeri Tipine Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı
İlçe
Köy
Yeterlik Alanları
İl Merkezi
Toplam
610
651
N= 926
2206
Etkinlik
Ham Puan
2.9
Ortalama
3.4
3.6
3.3
Standart Sapma
1.6
1.7
1.7
1.6
Standart Hata(a)
.05
.06
.07
.04
T Puanı
39.3
Ortalama
40.0
40.8
37.0
10.0
Standart Sapma
9.2
9.1
9.6
.4
.4
.2
Standart Hata(a)
.3
Sosyallik
Ham Puan
6.2
6.2
6.3
6.3
Ortalama
1.6
1.5
1.6
1.6
Standart Sapma
.06
.03
.05
.06
Standart Hata(a)
T Puanı
44.2
44.5
44.7
Ortalama
44.5
7.2
7.3
6.9
7-5
Standart Sapma
Standart Hata(a)
.2
.3
.3
.2
Toplam Yeterlik
Ham Puan
11.5
11.8
Ortalama
11.8
11.9
2.7
2.6
2.6
Standart Sapma
2.5
Standart Hata(a)
.1
.1
.2
.07
T Puanı
40.7
39.9
Ortalama
41.1
40.9
9.0
8.7
8.6
Standart Sapma
8.5
Standart Hata(a)
.3
.4
.5
.2
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.
Yeterlik alanlannın bölgelere göre dağılımı Tablo 3.25'de gösterilmiştir. Gençler Toplam Yeterlikte
bölgelere bağlı anlamlı bir farklılık bildirmemişlerdir.
59
Tablo 3. 25: 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Bölgelere Göre Yeterlik Puanlarının Dağılımı
Orta
Kuzey
Güney
Batı
Yeterlik Alanları
342
365
223
N= 818
Etkinlik
Ham Puan
3.4
3.2
3.5
3.4
Ortalama
1.7
1.7
1.8
Standart Sapma
1.5
.09
.1
.09
Standart Hata(a)
.05
T Puanı
39.5
38.7
40.2
40.0
Ortalama
9.7
10.2
9.6
Standart Sapma
8.9
.5
.6
Standart Hata(a)
.6
.3
Sosyallik
Ham Puan
6.4
6.3
6.2
Ortalama
6.3
1.6
1.6
1.6
Standart Sapma
1.5
.08
.1
Standart Hata(a)
.09
.05
T Puanı
45.3
44.5
Ortalama
43.9
44.7
7.0
7.6
Standart Sapma
7.4
6.9
Standart Hata(a)
2
.4
.4
.5
Toplam Yeterlik
Ham Puan
11.8
11.6
Ortalama
12.0
11.9
Standart Sapma
2.7
2.5
2.6
2.5
Standart Hata(a)
.2
.2
.2
.1
T Puanı
41.5
40.7
40.2
Ortalama
41.2
8.2
Standart Sapma
8.4
8.8
9.1
.6
Standart Hata(a)
.7
.4
.6
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.
Doğu
439
3.0
1.7
.08
37.6
9.9
.5
6.1
1.6
.08
43.7
7.7
.4
11.4
2.6
.2
39.3
8.8
.6
Sorun Davranışların Karşılaştırılması: 11-18 yaş grubu gençlerden elde edilen Toplam Problem'de
kız ve erkekler arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır. Sorunların türüne bakıldığında,
çalışmamızda kızlar İçe Yönelim, erkekler ise Dışa Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almıştır.
İçe Yönelimi oluşturan Sosyal İçe Dönüklük, Somatik Sorunlar ve Anksiyete/Depresyon alt testlerinde
kızlar erkeklere oranla daha yüksek puan almıştır. Gençlerden elde edilen bu bulgu anne-babalardan
elde edilen sonuçlarla tutarlılık göstermektedir. Dışa Yönelimi oluşturan Suça Yönelik Davranışlarda
erkekler kızlardan daha yüksek puan alırken, Saldırgan Davranışlar alt testinde gençler, cinsiyetler arası
farklılık bildirmemiştir. İçe Yönelim ve Dışa Yönelime girmeyen Sosyal Sorunlar, Düşünce Sorunları
ve Dikkat Sorunlarında gençler cinsiyetler arası farklılık belirtmemişlerdir (Tablo 3.26).
Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, çalışmamızda yaşın etkisi farklı alt testlerde farklılık
göstermektedir. Gençler yaş ilerledikçe, Toplam problemde artma olduğunu bildirmişlerdir. Sosyal İçe
Dönüklük, Somatik Sorunlar, Anksiyete / Depresyon, Dikkat Sorunları, Suça Yönelik Davranışlar ve
Saldırgan Davranışlarda gençler yaş ilerledikçe sorunlarda artma bildirmişlerdir. Sosyal Sorunlar,
Düşünce Sorunları ve Yıkıcı Davranışlarda gençler yaşa bağlı bir değişiklik belirtmemişlerdir (Tablo
3.26).
60
Tablo 3.26.
11-18 Yaş Grubu Gençlerde Sorun Davranışların Yaş ve Cinsiyete Göre Dağılımı
Kızlar
Erkekler
Toplam
Sorun Davranışlar
11-14
15-18
11-14
15-18
598
511
528
569
N=
2206
Sosyal içe Dönüklük
Ham Puan
3.7
3.4
4.1
Ortalama
3.0
3.6
2.6
2.7
Standart Sapma
2.3
2.5
2.6
Standart Hata a)
.1
.1
.1
.1
.05
T Puanı
55.1
53.2
Ortalama
53.3
55.0
54.2
7.2
Standart Sapma
5.7
5.5
7.6
6.6
.2
.2
.3
Standart Hata(a)
.1
Somatik Sorunlar
Ham Puan
1.9
2.0
2.2
Ortalama
2.6
2.2
2.3
2.5
2.7
2.7
Standart Sapma
2.6
Standart Hata(a)
.1
.1
.1
.1
.06
T Puanı
52.8
53.4
Ortalama
53.7
53.8
53.4
5.4
6.1
5.7
Standart Sapma
6.6
6.0
.2
.2
Standart Hata(a)
.3
.1
.J
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
Ortalama
6.5
6.8
8.3
5.8
6.8
5.4
Standart Sapma
4.6
4.7
4.3
4.9
Standart Hata(a)
.2
.2
.2
.2
.1
T Puanı
54.9
54.1
56.1
Ortalama
56.0
55.3
6.4
7.2
Standart Sapma
6.9
5.8
6.7
.3
.3
.3
Standart Hata(a)
.1
Sosyal Sorunlar
Ham Puan
Ortalama
2.6
2.4
2.5
2.6
2.5
2.1
Standart Sapma
2.2
2.2
2.1
2.0
Standart Hata(a)
.09
.08
.1
.1
.05
T Puanı
54.0
Ortalama
53.9
53.3
53.8
53.8
Standart Sapma
6.1
5.6
6.1
5.9
5.9
.2
.3
.1
Standart Hata(a)
.2
.2
Düşünce Sorunları
Ham Puan
1.3
Ortalama
1.2
1.3
1.3
1.3
1.6
Standart Sapma
1.7
1.7
1.7
1.7
Standart Hata(a)
.07
.06
.04
.07
.07
T Puanı
51.7
51.7
51.6
Ortalama
51.7
51.7
3.5
Standart Sapma
4.1
3.8
4.0
4.3
.2
.2
Standart Hata(a)
.1
.1
.08
Dikkat Sorunları
Ham Puan
Ortalama
3.4
3.4
4.1
3.9
3.7
Standart Sapma
2.8
2.9
2.9
2.9
2.9
Standart Hata(a)
.1
.1
.1
.1
.06
T Puanı
Ortalama
52.1
52.9
52.5
53.3
52.7
Standart Sapma
5.2
5.4
5.4
4.7
5.2
|
Standart Hafa(a)
.2
.2
.2
.2
.1
'I
-1
61
Sorun Davranışlar
N=
Suça Yönelik Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Yıkıcı Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Problem Puanı
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
11-15
598
Erkekler
15-18
511
Kızlar
11-15
528
Toplam
15-18
569
2206
1.8
2.2
.09
2.1
2.3
.1
1.4
1.7
.07
1.7
1.8
.08
1.8
2.0
.04
51.8
4.5
.2
52.4
4.9
.2
51.7
3.8
.2
52.1
4.3
.2
52.0
4.4
.09
5.9
4.9
.2
6.5
5.2
.2
5.3
4.7
.2
6.2
4.6
.2
6.0
4.9
.1
52.1
4.6
.2
52.5
5.2
.2
52.0
5.0
.2
52.5
4.9
.2
52.2
4.9
.1
2.5
2.8
.1
2.8
2.8
.1
-
—
-
2.7
2.8
.08
55.9
7.3
56.6
7.5
.3
-
—
-
56.2
7.4
.2
10.5
7.5
11.9
7.9
.3
12.1
8.1
.4
14.7
8.9
.4
12.3
8.3
.2
49.7
11.3
.5
51.7
11.4
.5
49.0
10.2
.4
52.0
10.5
.4
50.6
11.0
.2
7.7
6.6
.J
8.7
6.9
.3
6.7
5.8
.3
7.9
5.8
.2
7.7
6.3
.1
43.4
10.9
.4
44.9
11.0
.5
43.4
10.2
.4
45.8
10.0
.4
44.4
10.6
.2
29.8
20.5
.8
32.8
20.5
.9
30.5
20.2
.9
35.6
20.4
.9
32.2
20.5
.4
45.4
11.7
.5
47.2
11.6
.5
45.6
10.9
.5
48.5
10.3
.4
46.7
11.2
.2
1
*SH(a)=0rtalamamn standart hatası.
62
Sorun Davranışların yerleşim yeri tipine göre dağılımı Tablo 3.27'de gösterilmiştir. İl ve ilçede
yaşayan gençler Toplanı problem ve İçe Yönelim sorunlarından daha yüksek puan almışlardır. Dışa
Yönelim sorunlarından ise ilde yaşayan gençler daha yüksek puan almışlardır.
Tablo 3.27: 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Sorun Davranışların Yerleşim Yeri Tipine Göre Dağılımı
ti Merkezi
Sorun Davranışlar
ilçe
Köy
621
N= 932
658
Sosyal içe Dönüklük
Ham Puan
Ortalama
3.8
3.6
3.2
2.6
Standart Sapma
2.5
2.6
.1
Standart Hata(a)
.08
.1
T Puanı
54.5
54.3
Ortalama
53.5
6.9
Standart Sapma
6.8
6.1
.3
Standart Hata(a)
.2
.2
Somatik Sorunlar
Ham Puan
2.4
2.2
Ortalama
1.8
2.7
2.6
Standart Sapma
2.4
.1
.08
Standart Hata(a)
.09
T Puanı
53.8
53.6
Ortalama
52.8
6.0
Standart Sapma
6.2
5.7
.2
Standart Hata(a)
.2
.2
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
7.1
Ortalama
7.3
5.9
4.8
Standart Sapma
5.0
4.6
.2
.2
.2
Standart Hata(a)
T Puanı
55.5
54.3
Ortalama
55.9
6.8
5.9
Standart Sapma
6.9
.3
.2
.2
Standart Hata(a)
Sosyal Sorunlar
Ham Puan
2.4
2.4
Ortalama
2.7
1.9
2.2
2.2
Standart Sapma
.08
.09
.07
Standart Hata(a)
T Puanı
53.1
53.6
54.3
Ortalama
5.1
6.0
6.3
Standart Sapma
.2
.2
.2
Standart Hata(a)
Düşünce Sorunları
Ham Puan
1.4
1.0
1.4
Ortalama
1.7
1.5
1.7
Standart Sapma
.07
.06
.06
Standart Hata(a)
T Puanı
51.2
51.9
51.9
Ortalama
4.1
3.4
4.2
Standart Sapma
.2
.1
.1
Standart Hata(a)
63
Dikkat Sorunları
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Suça Yönelik Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Yıkıcı Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Problem
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
4.2
3.0
.1
3.7
2.9
.1
2.9
2.7
.1
53.5
6.0
.2
52.6
5.0
.2
51.7
4.0
.2
2.0
2.0
.07
1.6
1.9
.08
1.6
2.1
.08
52.3
4.6
.1
51.7
4.1
.2
51.8
4.4
.2
6.7
4.9
.2
5.7
4.8
.2
5.1
4.8
.2
52.7
5.2
.2
52.1
4.8
.2
51.8
4.5
.2
2.9
2.8
.1
2.7
2.8
.2
2.3
2.6
.1
56.8
7.6
.3
56.2
7.5
.4
55.3
7.0
.4
12.3
8.3
.3
12.7
8.2
.3
10.7
8.0
.3
51.9
10.5
.3
51.1
10.5
.4
48.2
11.6
.5
8.7
6.3
.2
7.4
6.2
.2
6.8
6.3
.2
46.2
10.2
.3
43.8
10.4
.4
42.3
10.9
.4
35.3
20.3
.7
32.0
20.1
.8
27.8
20.5
.8
48.5
10.7
.3
46.8
10.7
.4
43.9
11.9
.5
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.
64
Sorun davranışların bölgelere göre dağılımı Tablo 3.28'de gösterilmiştir. Gençler, Toplam Problem,
İçe Yönelim ve Dışa Yönelimde bölgeler arası farklılık bildirmemişlerdir. Ancak, Suça Yönelik
Davranışlarda Batı ve Kuzey Anadolu bölgelerinde yaşayan gençler diğer bölgelere oranla daha fazla
sorun bildirmişlerdir.
Tablo 3.28 : 11-18 Yaş Grubu Gençlerde Sorun Davranışların Bölgelere Göre Dağılımı
Sorun Davranışlar
Batı
Güney
Orta
Kuzey
N= 819
350
368
226
Sosyal içe Dönüklük
Ham Puan
Ortalama
3.7
3.4
3.9
3.3
Standart Sapma
2.6
2.6
2.5
2.5
Standart Hata(a)
.09
.1
.1
.2
T Puanı
Ortalama
54.3
53.9
54.5
53.9
Standart Sapma
6.7
6.8
6.6
6.2
Standart Hata(a)
.2
.4
.3
.4
Somatik Sorunlar
Ham Puan
2.3
2.1
Ortalama
2.3
2.1
2.5
Standart Sapma
2.7
2.4
2.8
.1
Standart Hata(a)
.1
.2
.1
T Puanı
53.4
53.4
Ortalama
53.6
53.5
Standart Sapma
5.9
6.3
5.1
6.5
.3
Standart Hata(a)
.2
.3
.4
Anksiyete/Depresyon
Ham Puan
6.7
7.1
Ortalama
7.3
6.2
5.0
4.8
Standart Sapma
5.0
4.5
.3
.3
Standart Hata(a)
.2
.3
T Puanı
55.5
55.3
54.7
Ortalama
55.7
6.5
Standart Sapma
7.0
6.9
6.0
.2
.4
.3
.4
Standart Hata(a)
Sosyal Sorunlar
Ham Puan
2.6
2.6
2.6
2.4
Ortalama
2.1
2.2
2.2
2.1
Standart Sapma
.1
.07
.1
.1
Standart Hata(a)
T Puanı
53.8
53.8
53.6
54.0
Ortalama
6.0
5.7
Standart Sapma
6.1
6.1
.4
.2
.3
.3
Standart Hata(a)
Düşünce Sorunları
Ham Puan
1.4
1.3
1.3
1.4
Ortalama
1.7
1.7
1.8
1.5
Standart Sapma
.09
.1
.06
.08
Standart Hata(a)
T Puanı
51.9
51.6
51.5
51.9
Ortalama
4.1
4.1
3.5
4.4
Standart Sapma
.2
.3
.2
.2
Standart Hata(a)
Dikkat Sorunları
Ham Puan
3.3
3.7
3.7
4.0
Ortalama
2.9
3.0
3.0
3.1
Standart Sapma
.2
.2
.2
.1
Standart Hata(a)
T Puanı
52.7
52.6
52.3
53.3
Ortalama
5.0
5.0
5.0
Standart Sapma
5.9
.3
.3
.3
Standart Hata(a)
.2
65
Doğu
443
3.4
2.6
.1
53.8
6.5
.3
2.0
2.6
.1
53.2
5.8
.3
6.3
4.7
.2
54.6
6.2
.3
2.3
2.0
.1
53.3
5.6
.3
1.0
1.5
.07
51.2
3.2
.2
3.3
2.6
.1
51.8
4.2
.2
Sorun Davranışlar
N=
Suça Yönelik Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Saldırgan Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Yıkıcı Davranışlar
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
İçe Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Dışa Yönelim
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Toplam Problem
Ham Puan
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
T Puanı
Ortalama
Standart Sapma
Standart Hata(a)
Batı
819
Güney
350
Orta
368
Kuzey
226
Doğu
443
2.0
2.2
.07
1.7
1.9
.1
1.6
1.9
.09
1.9
2.2
.1
1.5
1.7
.08
52.4
4.9
.2
51.8
4.2
.2
51.7
4.1
.2
52.3
4.7
.3
51.4
3.6
.2
6.6
5.0
.2
5.8
5.1
.3
5.9
4.6
.2
5.5
4.8
.3
5.4
4.6
.2
52.6
5.4
.2
52.3
5.3
.3
52.1
4.4
.2
51.9
4.4
.3
51.8
4.3
.2
2.8
2.8
.1
2.8
3.1
.2
2.5
2.3
.2
2.3
2.7
.2
2.6
2.8
.2
56.5
7.5
.4
56.5
8.0
.6
55.8
6.6
.5
55.5
7.1
.6
56.0
7.5
.5
13.0
8.4
.3
12.1
8.3
.4
13.0
7.8
.4
11.3
8.1
.5
11.4
8.2
.4
51.5
10.6
.4
50.1
11.5
.6
51.5
10.3
.5
49.3
11.5
.8
49.1
11.2
.5
8.5
6.5
.2
7.4
6.6
.4
7.5
5.9
.3
7.4
6.3
.4
6.9
5.9
.3
45.9
10.4
.4
43.5
11.0
.6
44.1
10.3
.5
43.4
10.9
.7
43.0
10.2
.5
34.5
21.2
.7
31.1
20.6
1.1
33.1
19.3
1.0
30.3
21.0
1.4
28.9
19.5
.9
47.9
11.0
.4
46.0
11.6
.6
47.3
10.7
.6
45.3
12.1
.8
45.0
10.8
.5
*SH(a)=Ortalamanın standart hatası.
Yaş, Cinsiyet, Y e r l e ş i m Yeri Tipi ve Bölgeler A r a s ı n d a k i Etkileşim:
Gençlerden elde edilen bilgilere göre; Toplam Yeterlikte cinsiyet x yaş değişkenleri arasında etkileşim
anlamlı bulunmuştur. Büyük yaş grubu erkekler aynı yaş grubundaki kızlardan daha yüksek puan
almışlardır. Ayrıca bölge x yerleşim yeri tipi arasında da etkileşim bulunmuştur. Toplam Problemde ise,
bölge x yerleşim yeri tipi arasında etkileşim anlamlı düzeydedir.
66
Sorun Davranışların Görülme Sıklığı:
Preyelans çalışmaları belirli bir zaman dilimi içerisinde toplumda hangi alanlarda ve ne tür hizmete
ihtiyaç duyulduğunu belirleyebilmek açısından önem taşımaktadır. Çalışmamızda farklı bilgi
kaynaklarından elde edilen Toplam Problemlerin sınır ve klinik düzeyde görülme sıklığı Tablo 3.29'da
gösterilmiştir. Tablo'da izlendiği gibi, annelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda; 2 - 3 yaş
çocuklarda son 2 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.5, klinik düzeyde
%10.9 olarak belirlenmiştir. Bu yaş grubunda cinsiyete bağlı anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
Yerleşim yeri tipine göre görülme sıklığı incelendiğinde; İlde yaşayan çocuklarda sorunların daha fazla
görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca, Batı Anadolu bölgesinde yaşayan çocuklarda diğer bölgelere oranla
sorun davranışlar daha fazla oranda görülmüştür.
Annelerden elde edilen bilgilere göre; 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam
Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.7, klinik düzeyde %11.3'dür. Erkeklerde kızlara oranla,
İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Batı, Güney ve Orta Anadolu bölgelerinde ise diğer bölgelere
oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur (p<.01).
Öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 5-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay
içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %18.4, klinik düzeyde %11.6'dır.
Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Doğu, Batı, Güney ve Anadolu
bölgelerinde ise diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha fazladır (p<.01).
Gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 11-18 yaş grubu gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam
Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %19.6, klinik düzeyde %11.9'dur. Cinsiyetler arasında anlamlı
bir farklılık saptanmamıştır. Ancak, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Batı ve Kuzey Anadolu
bölgelerinde diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha fazladır (p<.01).
Tablo 3.29: Sorun Davranışların Demografik Değişkenlere Göre Görülme Sıklığı (%)
Demografik
TRF
CBCL/4-18
CBCL/2-3
YSR
Değişkenler
N=2340
N=635
N=4488
N=2206
Sınır
Klinik
Sınır
Klinik
Sınır
Klinik
Sınır
Klinik
Cinsiyet
1İ.7
17.6
Erkek
16.2
10.8
16.9
11.0
18.9
11.6
10.8
19.2
15.6
11.6
Kız
16.8
10.9
15.8
9.9
Yerleşim Yeri
Tipi
12.9
17.7
19.5
11.7
İl Merkezi
20.0
11.0
16.3
12.7
11.1
17.6
18.6
10.9
İlçe
15.3
9.9
16.1
11.1
11.7
14.6
14.5
10.1
10.4
12.8
10.0
Köy
16.9
Bölgeler
12.3
19.9
11.9
16.9
Batı
19.0
10.9
16.9
12.2
11.1
18.0
16.7
11.0
Güney
17.7
10.3
16.5
12.6
11.5
18.1
15.0
11.7
17.2
11.1
Orta
17.7
10.9
10.6
15.0
19.0
12.3
15.4
10.4
Kuzey
16.2
10.1
13.4
10.1
18.3
17.9
10.7
15.6
11.0
17.4
Doğu
11.6
19.6
18.4
11.9
16.7
11.3
16.5
10.9
TOPLAM
Başvuru Oranları:
Epidemiyoloji çalışmalarının çocuk psikopatolojisi alanına en büyük katkısı, toplumda sorunu olan
çocukların büyük bir kısmının yeterli yardımı alamadığını belirlemesidir (Verhulst 1995; Offord ve ark.
1987; Zahner ve ark 1992; McGee ve ark. 1995).
Çalışmamızda, son 12 ay içerisinde çocuk ve gençlerin psikolojik sorunlarından dolayı çocuk
klinikleri, sağlık ocakları ile çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvuru durumları
değerlendirilmiştir. Aileler 2-3 yaşlarındaki çocukları için hiç başvuruda bulunmamışlardır. 4-18 yaş
grubunda ise 4 erkek ve 3 kız olmak üzere toplam 7 (%.2) çocuk ve genç için başvuru yapılmıştır.
Çalışmamızda, gençlerin, 6'sı (3 erkek ve 3 kız) (%.3) psikolojik sorunlarından dolayı çocuk
klinikleri, sağlık ocakları ile çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvurmuşlardır. Oysa gençlerin
110'u (%5) (51 erkek ve 59 kız) davranış ya da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç
duyduklarını belirtmişlerdir.
67
TARTIŞMA
2-3 Yaş Grubu Çocuklar
2-3 yaş grubu çocukların annelerinden elde edilen Toplam Problem puan ortalaması 41.1 olarak
saptanmıştır. Bu yaş çocukların sorun davranışlarında cinsiyet ve yaşa bağlı anlamlı bir farklılık
bulunmamıştır. İlde yaşayan çocuklarda daha fazla sorun bildirilmiştir. Bölgelere bağlı değişimler
incelendiğinde ise, Batı, Güney ve Orta Anadolu'da yaşayan çocuklarda anneler daha çok sorun
bildirmişlerdir. Achenbach (1992), normal örneklemde 2-3 yaş grubu çocuğu olan 368 anneye
Çocuklar için Davranış Değerlendirme Ölçeği (CBCL/2-3) uygulamış ve Amerikan örnekleminde
Toplam Problem puan ortalaması 34.4 olarak bulunmuştur. Hollanda'da 469 çocuğa uygulanan aynı
ölçeğin Toplam Problem puan ortalaması 32.8 olarak saptanmıştır (Koot 1993). Larson ve
arkadaşlarının (1988), Montreal-Kanada'da 3 yaş grubu 756 çocuğa uyguladığı CBCL/2-3'de, ortalama
Toplam Problem puanı 32.9 olarak bulunmuştur. Örneklemimizden elde edilen ortalama puan diğer
ülkelerde elde edilen ortalamalardan çok daha yüksektir. Bu sonuç, anne-çocuk etkileşimindeki
sorunların çok erken dönemde başladığının bir göstergesidir.
2-3 yaş çocuklarında son 2 ay içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.5, klinik
düzeyde %10.9 olarak saptanmıştır. Bu yaş grubunda cinsiyete bağlı anlamlı bir farklılık
bulunmamıştır. Yerleşim yeri tipine göre sıklık incelendiğinde; İlde yaşayan çocuklarda sorunların
daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Ayrıca, Batı Anadolu bölgesinde yaşayan çocuklarda diğer bölgelere
oranla sorun davranışlar daha fazla oranda görülmüştür.
Kadına verilen değer, annenin toplum içindeki yeri ve statüsü, çocuk ruh sağlığında çok hassas bir
ölçüttür. Güçlüklerin çok erken dönemde başladığının belirtilmesi, annelerin annelik rolünü daha
sağlıklı yapabilmesi için eğitim, deneyim ve yeterli desteğe ne denli gereksinimleri olduğunu
yansıtmaktadır. Sorunların, anne-baba-çocuk ilişkisini bozmadan ve davranış/duygusal sorunlar
artmadan önce ele alınması koruyucu ruh sağlığı açısından önem taşımaktadır. Anne-babaya çocuğun
yaşına özgü olabilecek genel gelişim ve gelişimsel güçlüklerle ilgili bilgi verilmesi, başa çıkma
yöntemlerinin öğretilmesi, kaygı ve korkularının giderilmesi ilişkilerdeki güçlükleri büyük oranda
azaltabilmektedir. Yalnızca anne babaya çocuk ile ilgili bilgi vermek ile yetinilmeyip, anne babanın
kendileriyle, anne baba olmalarıyla ve genel beklentileriyle ilgili duygu ve düşüncelerini dinlemek ve
onların güçlü yanlarını vurgulayıp farkettirerek destek sağlamak da önem kazanmaktadır (Stern 1995;
Zeanah ve ark. 1997; Kağıtçıbaşı 1996, Erol ve ark. 1997b; Erol ve ark. 1997c ).
4-18 Yaş Grubu Çocuklar
Yeterlik Alanları: 6-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin annelerinden elde edilen bilgiler doğrultusunda
yeterlik alanları incelendiğinde, Toplam Yeterlik, Etkinlik ve Sosyallik alt testlerinde erkekler, Okul alt
testinde ise kızlar daha yüksek puan almışlardır. Bu bulgulara dayanarak, annelerin erkek çocuk ve
gençleri spor türü etkinlikler ile spor dışı ilgi alanlarına ve uğraşlara daha yatkın olarak algıladıkları
görülmektedir. Anneler erkek çocuklarının daha çok sayıda arkadaşlarının olduğunu, arkadaşlarına fazla
zaman ayırdıklarını ve daha sosyal olduklarını belirtmektedirler. Kız çocuk ve gençlerini ise, okul gibi
akademik alanda daha başarılı ve çalışkan olarak değerlendirmekte ve kızların okula, derslere daha
fazla önem verdiklerini vurgulamaktadırlar. Sonuçlar Amerikan örneklemi ile karşılaştırıldığında
Toplam Yeterlik, Etkinlik ve Sosyallik alt testlerinde Amerikalı çocuklar Türk çocuklarından daha
yüksek puan almışlardır. Okul alt testinde ise iki ülkenin çocuk ve gençleri arasında anlamlı bir farklılık
bulunmamıştır. Ülkemizde çocuk ve gençlerimizin katılabileceği spor, müzik, resim, izcilik, folklor gibi
çeşitli etkinlikleri düzenleyen kuruluşların yaygın olmaması, var olan kuruluşlara katılımın zaman ve
ekonomik açıdan aileye yük getirmesi, okullarda bu gibi konulara yönelik çocuklara yeterince olanak
sağlanamaması, toplumun, ailelerin bu alanlara verdiği değer iki ülkede farklılık göstermektedir.
Ülkemizde aileler, daha çok akademik katılımı, dersleri desteklemekte ya da desteklemek zorunda
bırakılmakta dolayısıyla ders dışı etkinliklere yeterince ağırlık verememektedirler. Oysa çalışmalar
çocuk ve gençlerdeki yeterliğin koruyucu bir boyut olduğunu ve çocuğun gücünün, yeterliğinin
güçlükleri ve sorunları azaltmada önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır (Cohen ve Kershner 1988).
Günümüzde sınıflandırma sistemlerinde de yeterlik alanları, uyumlu davranışlar sistemli bir biçimde
araştırılmaktadır.
68
Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, Etkinlik, Sosyallik ve Toplam Yeterlikte 12-18 yaş grubu, 6-11
yaş grubundan daha yüksek puan almıştır. Yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin daha etkin, sosyal ve
yeterli olduğu görülmektedir. Okul alt testinde, 6-11 yaş grubu, 12-18 yaş grubundan daha başarılı
olarak algılanmıştır. Her iki cinsiyette de yaş ilerledikçe başarı düzeyinde azalma görülürken,bu azalma
erkeklerde daha fazla kızlarda çok daha azdır. 12-18 yaş grubu kızlar ve erkekler karşılaştırıldığında
kızlar erkeklere oranla okulda daha başarılı olarak değerlendirilmişlerdir.
Yerleşim yeri tipine göre, anneler ilçede yaşayan çocukların daha yeterli olduğunu bildirmişlerdir.
Bölgelere göre ise, Güney Anadolu'da yaşayan çocuklar daha yeterli olarak algılanmıştır.
Sorun Davranışlar: 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin annelerinden elde edilen Toplam Problem'de
erkek çocuk ve gençlerde kızlara oranla daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. Bu bulgular daha önce
ülkemizde yapılan bazı çalışmalarla da paralellik göstermektedir (Gökler ve Öktem 1985, Erol ve
Özcebe 1988, Erol ve ark. 1988, Erol ve ark.1995). Ancak, Ankara'da 191 çocuğun incelendiği "Geçiş
Toplumundaki İlkokul Çocuklarında Ruhsal Uyumsuzluk ve Görülme Sıklığı" isimli çalışmada kız ve
erkek çocuklar arasında sorun davranışlar arasında farklılık bulunmamıştır (Sonuvar ve Yalın 1973).
Diğer ülkelerde cinsiyetler arası farkın karşılaştırıldığı bazı çalışmalarda, Toplam Problemler
erkeklerde kızlara oranla daha fazla bildirilirken (Bird ve ark. 1989, Offord ve ark. 1987, Rutter ve ark.
1970), bazı çalışmalarda ise fark belirtilmemiştir (Velez ve ark. 1989).
Sorunların türüne bakıldığında ise, çalışmamızda İçe Yönelim sorunlarında kız çocuk ve gençler, Dışa
Yönelim sorunlarında ise erkek çocuk ve gençler daha yüksek puan almıştır. Dışa Yönelim sorunları,
diğer insanlarla olan çatışmaları yansıtırken, İçe Yönelim sorunları daha çok içsel sorunların ve
sıkıntıların göstergesidir. Çalışmamızda, anneler kızlarda İçe Yönelim ile ilgili sorunlara ağırlık
verirken kızların duygusal sorunlara daha eğilimli olduklarını belirtmişlerdir. Erkeklerde ise, Dışa
Yönelim sorunları ve davranış özellikleri vurgulanmıştır. Hem kız hem de erkeklerden elde edilen İçe
Yönelim puan ortalaması Dışa Yönelimden yüksektir. Annelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda,
Türk çocuklarının Amerikalı çocuklarla karşılaştırıldığı bir çalışmada (Achenbach ve Erol,
yayınlanmamış çalışma), Türk çocuklarında İçe Yönelim, Amerikalı çocuklarda ise, Dışa Yönelim
sorunları ağırlık kazanmıştır. İki grup arasında en belirgin farklılık Anksiyete/Depresyon alt testinde
saptanmıştır. Benzer sonuçlar bir başka çalışmada da ortaya konmuştur. Hollanda'da yaşayan Türk işçi
çocukları, Hollanda'lı çocuklar ve Ankara da yaşayan çocukların karşılaştırıldığı bir çalışmada, Türk
çocuklarını Hollanda'lı çocuklardan ayıran en büyük farkın Anksiyete/Depresyon alt testinden
kaynaklandığı saptanmıştır (Aslan ve ark. 1997). Bu konunun ayrıntılı olarak incelenmesinde yarar
vardır. Kızlarda İçe Yönelim, erkeklerde Dışa Yönelimin yüksekliği uluslararası çalışmalarda da
izlenmektedir (Verhulst 1995).
Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, Dışa Yönelim ve Toplam Problem'de yaş ilerledikçe sorunlarda
azalma saptanmıştır. Buna karşılık, İçe Yönelimi oluşturan alt testlerden Sosyal İçe Dönüklük ve
Somatik Sorunlarda yaş ilerledikçe artma izlenmiştir. Yaş ilerledikçe İçe Yönelimde artış görülmesi ve
çoğunlukla kız çocuk ve gençlerde erkeklere oranla yüksek olması, normal grup içinde kızların risk
altında olduğunu düşündürmektedir.
Yerleşim yeri tipine göre değişmeler incelendiğinde, anneler bu yaş grubunda ilde yaşayan çocukları
daha sorunlu olarak algılamışlardır. Bölgelere göre dağılım incelendiğinde ise, anneler Toplam
Problemin Batı, Güney, Orta ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklarda Kuzey Anadolu'ya oranla daha
yüksek olduğunu bildirmişlerdir. İçe Yönelim sorunları Doğu Anadolu dışındaki bölgelerde daha fazla
görülürken, Dışa Yönelim sorunları sadece Batı ve Doğu Anadolu'da bildirilmiştir.
Annelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay içerisinde
Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %16.7, klinik düzeyde ise, %11.3'dür. Erkeklerde
kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köyde yaşayanlara oranla, Batı, Güney ve Orta Anadolu
bölgelerinde ise diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek olarak
bulunmuştur.
Çalışmamızda, 4-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde Toplam Problem'in klinik düzeyde görülme sıklığı
%11.3 olarak belirlenmesine rağmen, psikolojik sorunlardan dolayı, çocuk kliniği, sağlık ocağı ya da
69
çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvuru oranı %.2 olarak saptanmıştır. Çok düşük olan bu
oran düşündürücüdür. Başvurunun bu kadar az olmasının nedeni, çocukların özelliklerinden ve
davranışlarından kaynaklanabileceği gibi yetişkinlerin kendi kişisel özellikleri, eğitim düzeyi, sıkıntıya
katlanabilme eşikleri, inanç ve tutumları ile kültürel ve çevresel etkenlere de bağlanabilir. Bunun yanı
sıra, yetişkinlerin, çocukların sorunlarını algılamaları, farkedebilmeleri, abartma ya da yadsımaları ile
onları bildirmeye hazır olmaları da önemli rol oynamaktadır. Çocuk ya da gencin sorunlarını
değerlendirirken, onların davranışının normal ya da normal dışı olduğunu belirleyen kişinin yetişkin
olması ve yardım arama sürecine yetişkinin karar vermesi nedeniyle, ruh sağlığı konusunda anne-baba,
öğretmen ve topluma yönelik eğitici programların yapılmasına büyük gereksinim olduğu görülmektedir.
Ülkemizdeki çocuk ve gençlik ruh sağlığı ile ilgili tüm kurum ve kuruluşlar ile üniversitelerin işbirliği
yaparak ve kaynaklarını bütünleştirerek çocuk, genç, aile ve öğretmen gibi geniş bir alana yönelik
programlar hazırlayıp, toplumu bilinçlendirme görevini yerine getirmeleri, koruyucu ruh sağlığı
hizmetleri açısından büyük önem taşımaktadır. Önleme çalışmaları kapsamında, çocuk ve gencin
çevresinde onun yararına olabilecek düzenlemelerin yapılmasına, okul - aile işbirliğinin sağlanmasına,
risk altındaki çocuk ve gençlerin erken dönemde tanınıp gerekli önlemlerin alınmasına ve yaşamın
niteliğinin yükseltilmesine toplumumuzda büyük gereksinim duyulmaktadır.
5-18 Yaş Çocuk ve Gençlerin Öğretmen Bilgi Formu
Okul ve uyum işlevleri: 5-18 yaş grubu çocuk ve geçlerin öğretmenlerinden elde edilen bilgiler
doğrultusunda, öğretmenlerin kızları erkeklere oranla daha uyumlu olarak algıladıkları görülmüştür.
Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Uygun Davranma, Öğrenme ve Mutlu Olma alt testlerinden kızlar
erkeklere oranla daha yüksek puan almıştır. Kızların öğretmenlerinin beklentilerine daha uygun
davrandıkları görülmektedir. Anne- babalar da, kız çocuklarını okulda daha başarılı ve çalışkan olarak
algılamakta ve kızların okula, derslere daha fazla önem verdiklerini vurgulamaktadırlar. Anneler ve
öğretmenler arasında bu konuda benzerlik olduğu görülmektedir. Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde,
öğretmenler Okul Başarısı, Sıkı Çalışma, Öğrenme ve Toplam Uyumda 12-18 yaş grubu kızları 5-11
yaş grubu kızlardan daha uyumlu olarak algılamışlardır. Uygun Davranma ve Mutlu Olma alt
testlerinden, 12-18 yaş grubu kız ve erkekler küçük yaş grubuna oranla öğretmenlerinden daha yüksek
puan almışlardır. Yaş ilerledikçe öğrencilerin, öğretmenlerin beklentilerine daha uygun davrandıkları
görülmektedir. Anneler de, yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin daha erkin, sosyal ve yeterli olduğunu
belirtmişlerdir. Ancak anneler, öğretmenlerin tersine 6-11 yaş grubunu 12-18 yaş grubundan okulda
daha başarılı olarak değerlendirmişlerdir.
Öğretmenler il ve ilçede yaşayan çocuk ve gençlerde okul ve uyum işlevlerinin daha iyi olduğunu
belirtmişler ancak, bölgeler arasında farklılık bulunmadığını bildirmişlerdir.
Sorun Davranışlar: 5-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin öğretmenlerinden elde edilen Toplam
Problem'de erkek çocuk ve gençlerde kızlara oranla daha fazla sorun davranış bildirilmiştir. Sorunların
türüne bakıldığında ise, çalışmamızda kızlar İçe Yönelimde erkekler ise Dışa Yönelimde daha yüksek
puan almıştır. Görüldüğü gibi öğretmenler de anne-babalar ve gençler gibi kızlarda İçe Yönelim ile
ilgili sorunlara ağırlık verirken, kızların duygusal sorunlara daha eğilimli olduklarını belirtmişlerdir.
Erkeklerde ise Dışa Yönelik sorunlar ve davranış özellikleri her üç grupta da vurgulanmıştır. Kızlarda
İçe Yönelim, erkeklerde Dışa Yönelimin yüksekliği hem anne baba hem de gençlerden elde edilen
bilgilerle de uyuşmaktadır. Bu üçlü uyuşma uluslararası çalışmalarda da izlenmektedir (Achenbach ve
ark. 1990d, Achenbach ve ark. 1990e, Verhulst ve ark. 1993).
Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, Dışa Yönelim ve Toplam Problem'de yaş ilerledikçe sonunlarda
azalma saptanmıştır. Bu sonuçlar annelerden elde edilen sonuçlarla da parallellik göstermiştir.
Yerleşim yeri tipine bağlı değişmeler incelendiğinde, öğretmenler Toplam Problemin ilde yaşayan
çocuklarda daha fazla olduğunu bildirmişlerdir. İçe Yönelim sorunları il ve ilçede daha fazla
görülürken, Dışa Yönelim Sorunlarında yerleşim yeri tipine bağlı bir değişme saptanmamıştır.
Bölgelere göre dağılımda ise, Batı, Güney ve Doğu Anadolu'da yaşayan çocuklarda daha fazla sorun
belirtmişlerdir.
Öğretmenlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 5-18 yaş grubu çocuk ve gençlerde son 6 ay
içerisinde Toplam Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde %18.4, klinik düzeyde %11.6'dır.
70
Erkeklerde kızlara oranla, İlde yaşayanlarda ilçe ve köylere oranla, Batı, Güney ve Doğu Anadolu
bölgelerinde diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur
Okullar, çocuk ve gençlerimize sosyal, toplumsal ve kültürel değerlerimizin yansıtıldığı son derece
önemli öğretim kurumlarıdır. Okul, çocuk ve genç için çok özel bir gelişimsel ortamdır. Öğrenciler,
burada başka bir ortamda görülemeyecek duygu ve davranışlar sergilerler. Okulda kazanılan sosyal
beceriler ve derslere yönelik başarı, toplumların başarısında ve sağlıklı gelişiminde önemli adımlardır.
Öğretmenler, çocuk ve gencin yaşamında anne babadan sonra gelen ikinci önemli kişilerdir. Annebabanın görme ve izleme olanağı olmadığı farklı eğitim ve deneyimin yaşandığı bir ortamda öğretmen,
çocuk ve genci gözleme ve değerlendirme şansına sahiptir. Öğretmenler, okula giden çocuk ve
gençlerin okula uyumunu ve okuldaki sorunlarını bilen ve çocukların yaratıcılığını ve başarılarını
desteklerken sorunlarını farkedip sağlık kuruluşlarına gönderen kişilerdir. Kişilerarası ilişkilere dayanan
okul ortamında öğretmenler, çocuk ve gençlerin okuldaki davranışları ile ilgili bilgi veren önemli bilgi
kaynaklarıdır. Çocuk ve gencin sorunlarını erken dönemde farkeden ve erken müdahale için girişimde
bulunan öğretmenin koruyucu ruh sağlığına katkısı çok büyüktür.
11-18 Yaş Grubu Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği Sonuçlan
Yeterlik Alanlarının Karşılaştırılması: Gençler, Toplam Yeterlikte yaş ve cinsiyet değişkenlerine
göre anlamlı bir farklılık belirtmemişlerdir. Yerleşim yeri tipi ve bölgelere göre de gençler yeterlik
alanlarında anlamlı bir farklılık bildirmemişlerdir.
Sorun Davranışlar:
11-18 yaş grubu gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, Toplam Problem'de gençler, kız ve
erkekler arasında anlamlı bir farklılık belirtmemişlerdir. Diğer bir deyişle sorunların genel dağılımı
cinsiyetler arası fark göstermemektedir. Oysa anne-baba ve öğretmenler erkekleri kızlara oranla daha
sorunlu olarak algılamaktadır.
Sorunların türüne bakıldığında ise, çalışmamızda kızlar İçe Yönelim, erkekler ise Dışa Yönelim
sorunlarından daha yüksek puan almıştır. Gençlerden elde edilen bu bulgular anne-babalar ve
öğretmenlerden elde edilen sonuçlarla da benzerlik göstermektedir. İçe yönelim sorunlarına giren
çocukluk korkuları ile ülkemizde yapılan çalışmalarda da kız çocuk ve gençler, erkeklere oranla daha
fazla korku bildirmişlerdir (Erol ve ark 1990; Erol ve Şahin 1995; Fonseca ve ark. 1994). Bu çalışmada,
Dışa Yönelimi oluşturan Suça Yönelik Davranışlarda, erkekler kızlardan daha yüksek puan alırken,
Saldırgan Davranışlar alt testinde gençler, cinsiyetler arası farklılık belirtmemişlerdir. Oysa Saldırgan
Davranışlar alt testinde anneler ve öğretmenler erkek çocuklarını kızlara oranla daha saldırgan olarak
bildirmişlerdir.
Yaşa bağlı değişmeler incelendiğinde, çalışmamızda gençler yaş ilerledikçe, Toplam Problemde artma
olduğunu belirtmişlerdir. Oysa anne-babalar ve öğretmenler yaş ilerledikçe çocuk ve gençlerin Toplam
Problem puanında azalma bildirmişlerdir. Burada her iki grubun değerlendirmesi arasında farklılık
vardır.
Gençlerin kendi duygu, düşünce ve davranışlarını algılamaları ve değerlendirmeleri, anne-baba ve
öğretmenlerinden farklılık göstermektedir. Çalışmamızda gençler, anne-baba ve öğretmenlerinden daha
fazla sorun bildirmişlerdir. Yabancı yayınlarda da benzer sonuçlar vurgulanmıştır (Achenbach ve ark.
1990a; Verhulst 1995) Bu sonuçlar anne-baba ve öğretmenlerin çocuklar büyüdükçe onları daha az
tanıdıklarını ya da yaş ilerledikçe gençlerin kendilerini daha az ortaya koyduklarını göstermektedir.
Gençler sorunların il ve ilçede daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir. Toplam Problemde bölgeler arası
fark bildirilmemiş, ancak, Batı ve Kuzey Anadolu'da Suça Yönelik Davranışların daha fazla olduğu
vurgulanmıştır.
Gençlerden elde edilen bilgiler doğrultusunda 11-18 yaş grubu gençlerde son 6 ay içerisinde Toplam
Problemin görülme sıklığı sınır düzeyde % 19.6, klinik düzeyde %11.9'dur. Cinsiyetler arasında anlamlı
bir farklılık saptanmamıştır. Ancak, İlde ilçe ve köylere oranla, Batı, ve Kuzey Anadolu bölgelerinde
diğer bölgelere oranla sorun davranışların görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur.
71
Çalışmamızda, gençlerin 6'sı (3 erkek, 3 kız) (%0.3) psikolojik sorunlarından dolayı çocuk klinikleri,
sağlık ocakları ile çocuk ve gençlik ruh sağlığı merkezlerine başvurmuşlardır. Oysa gençlerin 110'u
(%5) (51 erkek ve 59 kız) davranış ya da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç duyduklarını
belirtmişlerdir. Bu bulgular, toplumumuzda sorunu olan gençlerin büyük bir kısmının yeterli desteği
alamadığını ve ülkemizde ruh sağlığı alanında karşılanamamış bir ihtiyaç olduğunu ortaya koymaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Ülkemizde, 2-18 yaş grubu çocuk ve gençlerin davranış ve duygusal sorunları ile yeterlik alanlarının
dağılımı ve bu dağılım içinden sorunların görülme sıklığı, genel popülasyonu temsil eden bir örneklem
içinde çoklu bilgi kaynaklarından elde edilen bilgiler doğrultusunda belirlenmiş ve toplumumuza özgü
veri tabanı oluşturulmuştur. Çalışmamızda, genel dağılım incelendiğinde en fazla sorun davranış 2-3
yaş grubu çocuğu olan anneler tarafından bildirilmiştir. Elde edilen bu bulgu, anne-baba ve bebek
etkileşimine yönelik olarak yapılacak erken müdahelelerin kritik bir dönem olan bebeklik döneminden
başlamasının yararını ortaya koymuştur. Daha ileri yaşlarda, anneler çocuklarında daha az sorun
davranış bildirmişlerdir. Öğretmenler, annelerden daha fazla sorun davranış ortaya koyarken, gençler,
hem anne hem de öğretmenlerinin bildirdiğinden daha fazla sorun belirtmişlerdir. Sorunların türüne
bakıldığında, 2-3 yaş grubu çocuğu olan anneler, çocuklarında Dışa Yönelim sorunları ile İçe Yönelim
sorunları arasında fark olmadığını belirtmişlerdir. Daha sonraki yıllarda ise anne-baba, öğretmen ve
gençler gibi her üç kaynaktan elde edilen bilgiler doğrultusunda İçe Yönelim sorunlarının, Dışa
Yönelim sorunlarından daha fazla olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle, anne-baba, öğretmen, ruh sağlığı
çalışanları ve çocukla ilgilenen diğer kişilerin, süreklilik göstermesi nedeniyle, İçe Yönelim
sorunlarına özenle eğilmeleri, sorunu gözardı etmemeleri ve koruyucu ruh sağlığı programlarında bu
konulara ağırlık vermeleri sağlanmalıdır. İlde yaşayan çocuk ve gençlerimizde sorunlar daha fazla
görülmüştür. Bölgelere göre dağılımda ise, genel olarak Batı, Güney ve Orta Anadolu'da sorunların
daha fazla olduğu bildirilmiştir. Toplumumuza özgü ruh sağlığı politikalarının geliştirilmesine yönelik
olarak yapılacak çalışmalarda bu bulgular yol gösterici niteliktedir.
Toplumumuzdaki her bir çocuk ve gence çocuk psikopatolojisinde uzmanlaşmış bir kişi bulmak olası
değildir. Pek çok davranış ve duygusal sorunlar I. ve II. basamak sağlık çalışanları tarafından ele
alınabilir. Ancak duygusal ve davranış sorunlarının 1. basamak tarafından tanınmasını etkileyen bazı
faktörler vardır. Dulcan ve arkadaşlarının (1990) yaptığı bir çalışmada sorunu olan çocukların büyük bir
çoğunluğunun 1. basamak sağlık çalışanları tarafından tanınmadığı ortaya konmuştur. Üstelik, 1.
basamak sağlık çalışanlarına yönelik, çocuklardaki psikopatolojinin tanınması açısından geliştirilen
programların sayısı da çok azdır. Varolan çalışmalarda da pek çok olgunun gözden kaçtığı saptanmış ve
programların etkilerinin değerlendirilmemesi nedeniyle, sürekli yeni eğitim programlarının
geliştirilmesine çalışılmıştır. Birinci basamak sağlık çalışanları tarafından çocuktaki sorunun
tanınmasındaki ilk adım, sorunun farkına varmalarını sağlayıcı nitelikte, bilgi, beceri ve yeteneklerini
arttırıcı programlar yapılmasıdır. Birinci basamak sağlık çalışanlarının özellikleri, problemlerle başa
çıkmada kendi yeteneklerine, bilgi ve becerilerine güvenmeleri önemlidir. Bunun yanısıra, hizmetin
uygunluğu, sosyal güvenlik sistemleri ve bu sistemlerin çocuklara uygunluğu, onlara nasıl yardım
edileceğini belirler. Öte yandan 1. basamak kurumlarında doktor, psikolog, sosyal hizmet uzmanı,
hemşire, ebe gibi farklı meslek elemanlarının işbirliği ve ekip çalışması bilinci içinde hizmeti
yürütmelerini sağlayıcı düzenlemelerin yapılmasına özen gösterilmelidir. Bu uygulamanın yararı,
ülkemizde şu anda 9 ilde yürütülen "Temel Sağlık Hizmetleri Yoluyla Çocuğun Psikososyal
Gelişiminin Desteklenmesi" projesinde izlenmektedir (Erol ve ark 1997b; Erol ve ark.l997c).
Koruyucu ruh sağlığı politikaları açısından önemli olan bir diğer konu da, risk altındaki çocuk ve
gençlerin, aileler, öğretmenler ve toplumun diğer kesimleri tarafından erken dönemde tanınmasını
sağlayıcı programların yapılmasıdır. Sorunu topluma farkettirmek yeterli değildir. Hissedilen ihtiyacın
karşılanabilmesi için, hizmetin nasıl götürüleceği, var olan servislerin işlevselliği ve yeterliliği
konularına yönelik çalışmalara gereksinim vardır. Ruh sağlığı hizmetlerinin yaygınlaştırılabilmesi ve 1.
ve II. basamak çalışanlarının ruh sağlığı hizmetlerine kaynaştırılması Dünya Sağlık Örgütü'nün temel
politikalarındandır. Bu politikaların gerçekleştirilmesi ile yardıma gereksinimi olan pek çok çocuk ve
gencin hakkı olan yardımı alabileceğini umud ediyoruz.
72
KAYNAKLAR
Achenbach TM, Edelbrock C (1983). Manual for the Child Behavior Checklist/4-18 and Revised Child
Behavior Profile. University of Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT.
Achenbach TM, Bird HR, Canino GJ, Phares V, Gould M, Rubio-Stipec M (1990a) Epidemiological
comparisons of Puerto Rican and U.S. mainland children: Parent, teacher and self-reports. Journal of
the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 29:84-93.
Achenbach TM, Hensley VR, Phares V, Grayson D (1990b) Problems and competencies reported by
parents of Australian and American children. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 31: 265-286.
Achenbach TM (1991a) Manual for the Child Behavior Checklist/4-18 and 1991 Profile. University of
Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT.
Achenbach TM (1991b) Manual for the Teacher's Report Form and 1991 Profile. University of
Vermont, Department of Psychiatry, Burlington VT.
Achenbach TM (1991c) Manual for the Youth Self-Report and 1991 Profile. University of Vermont,
Department of Psychiatry, Burlington, VT.
Achenbach TM (1992). Manual for the Child Behavior Checklist/2-3 and 1992 Profile. Universityof
Vermont, Department of Psychiatry, Burlington, VT.
Achenbach TM (1995) Empirically based assessment and taxonomy: Applications to clinical research.
Psychological Assessment, 7: 261-274.
Achenbach TM, McConaughy SH (1997) Empirically based assessment of child and adolescent
psychopatology: Practical applications. 2nd ed. Developmental Clinical Psychology and Psychiatry
Series. Sage Publications, London.
Akçakın M (1983) Çocuklar ve anababalarının psikiyatrik belirtiler yönünden incelenmesi.
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi.
Akçakın M (1985) Çocukların davranışlarını değerlendirme ölçeğinin tanıtımı ve güvenirlik çalışması.
Psikoloji Dergisi, 5:3-6.
Akkök F, Askar P, Sucuoğlu B (1988) İlkokul çocuklarının davranışlarının öğretmenler yoluyla
gözlenmesi: Öğretmen Gözlem Formu El Kitabı. Ankara: Şafak Matbaası.
Akkök F, Askar P (1989) The adaptation and standardization of the teacher version of the child
behavior profile: Turkish boys aged 7-12. International Journal of Psychology, 24:129-136.
Arslan L, Verhulst FC, Van der Ende J, Erol N (1997) Understanding childhood (problem) behaviors
from a cultural perspective: Comparison of problem behaviors and competencies in Turkish immigrant,
Turkish and Dutch children. Social Psychiatry and Psychiatric Epidemiology, 32:477-484.
Bird HR, Canino G, Rubio-Stipec M, Gould MS, Ribera J, Sesman M, Woodbury M, Huertas-Goldman
S, Pagan A, Sanchez-Lacay A, MoscosoM (1988) Estimates of the prevalence of childhood
maladjustment in a community survey in Puerto Rico: The use of combined measures. Archives of
General Psychiatry, 45;1120-1126.
Bird HR, Gould M, Yager T, Staghezza B, Canino G (1989) Risk factors for maladjustment in Puerto •
Rican children. Journal of American Academy yChild and Adolescent Psychiatry, 28:847-850.
Cohen NJ, Kershner J (1988) Correlates of competence in a child psychiatric population. Journal of
Consulting and Clinical Psychology, 56:97-103.
Edelbrock C, Costello AJ (1988) Convergence between statistically derived behavior problem
syndromes and child psychiatric diagnoses. Journal of Abnormal Child Psychology, 16;219-23l.
73
Erol N, Yalın A, Öztürk M (1988) Behavioral Problems of Normal Children Between Ages of 3-12: A
Normative Study. Ankara Tıp Bülteni, 10:1-12.
Erol N, Özcebe H (1988) Rutter Anne-Baba ve Öğretmen ölçekleri ile gecekondu kesiminde oturan
çocukların davranış sorunlarının değerlendirilmesi. XXIV. Ulusal Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler
Kongresi, Ankara.
Erol N, Şahin N, Özcebe H (1990) Çocukluk korkuları - Korku tarama ölçeğinin psikometrik özellikleri
ve gecekondu kesimine ilişkin norm çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi 1:31-38.
Erol N, Arslan BL, Akçakın M (1995) The adaptation and standardization of the Child Behavior
Checklist among 6-18 year-old Turkish children. In J Sergeant (ed.), Eunethydis: European Approaches
to Hyperkinetic Disorder. Zurich:Fotoratar. 97-113.
Erol N, Şahin N (1995) Fears of children and the cultural context. The Turkish Norms. European Child
and Adolescent Psychiatry, 4: 85-93.
Erol N, Şimşek Z (1997a) Türkiye Ruh Sağlığı Profili: Çocuk ve gençlerde yeterlik alanları ile sorun
davranışların dağılımı: N Erol, C Kılıç, M Ulusoy, M Keçeci, Z Şimşek (eds.). Türkiye Ruh Sağlığı
Profili: Ön Rapor, Aydoğdu Ofset, Ankara.
Erol N, Şimşek Z, Keçeci M (1997b) Çocuğun Psikosoyal Gelişiminin Desteklenmesi Projesi. VII.
Ulusal Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Kongresi, Bildiri, Antalya.
Erol N, Şimşek Z, Erten İ (1997c) Önleyici Çalışmalar: Anne-Baba-Bebek İlişkisini Güçlendirme ve
Çocuğun Psikosoyal Gelişimini Temel Sağlık Hizmetleri Yoluyla Destekleme Projesi. N. Karancı (ed.)
Farklılıkla Yaşamak: Aile ve Toplumun Farklı Gereksinimleri Olan Bireylerle Birlikteliği. Türk
Psikologlar Derneği Yayınları, No: 13, 1. Baskı, Ankara.
Foncesa A, Yule B, Erol N (1994) Cross-Cultural Issues in Ollendick T.H, King NJ, Yule W (eds).
International Handbook of Phobic and Anxiety Disorders in Children and Adolescents. New
York:Plenum Press, s: 67-84.
Gould MS, Bird H, Jaramillo BS (1993) Correspondence between statistically derived behavior
problem syndromes and child psychiatric diagnoses in a community sample. Journal of Abnormal Child
Psychology, 21 ;287-313.
Gökler B, Öktem F (1985) Bir gecekondu ilkokulu öğrencilerinde ruhsal uyum taraması. Toplum ve
Hekim, 36:24-27.
Kağıtçıbaşı Ç (1996) Family and human development across cultures: A view from the other side.
Lawrence Erlbaum Associates, Mahwah, New Jersey.
Koot HM (1993) Problem behaviour in Dutch preschoolers. Unpublished thesis, Erasmus University,
Rotterdam, Netherlands.
Larson CP, Pless B, Miettinen O (1988) Preschool behaviour disorders: their prevalence in relation to
determinants.The Journal of Pediatrics, 113: 278-285.
McGee R, Feehan M, Williams S (1995) Long-term follow-up of a birth cohort. FC Verhulst, HM Koot
(eds.) The Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. New York: Oxford University
Press, s: 366-384.
Offord DR, Boyle MH, Szatmari P, Rae-Grant NI, Links PS, Cadman DT, Byles JA, Crawford JW,
Blum HM, Byrne C, Thomas H, Woodward CA (1987) Ontario child health study: II. Six-month
prevalence of disorder and rates of service utilization. Archives of General Psychiatry, 44: 832-836.
Öztürk O (1997) Türkiye'de Ruh Sağlığı Sorunlarına Genel Bir Bakış. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, 7.
Basım. Hekimler Yayın Birliği, Ankara.
74
Rey JM, Morris-Yates A (1992) Diagnostic accuracy in adolescents of several depression rating scales
extracted from a general purpose behavior checklist. Journal of Affective Disorders, 26;7-16.
RutterM, Tizard JR, Whitmore K(ed) (1970). Education, health and behaviour. Longman, London
(Reprinted 1981, Krieger, Melbourne).
Sonuvar B, Yalın A (1973) Geçiş toplumundaki ilkokul çocuklarında ruhsal uyumsuzluk ve görülme
sıklığı, IX. Milli Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Kongresi. 297-301.
Stern DN (1995) The Motherhood Constellation: A unified view of parent-infant psychotherapy. New
York: Basic Books.
Velez CN, Johnson J, Cohen P (1989) A longitudinal analysis of selected risk factors for childhood
psychopathology. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 28: 861-864.
Verhulst FC, Koot HM (1992). Child Psychiatric Epidemiology: concepts, methods and findings. Sage
Publications, Beverly Hills.
Verhulst FC, Achenbach TM, Ferdinand RF, Kasius MC (1993) Epidemiological comparisons of
American and Dutch adolescents' self-reports. Journal of the American Academy of Child and
Adolescent Psychiatry, 32:1135-1144.
Verhulst FC, Achenbach TM (1995) Empirically based assessment and taxonomy of psychopathology:
Cross-cultural applications. A Review. European Child and Adolescent Psychiatry. 4;61-76.
Verhulst FC (1995) A review of community studies. In FC Verhulst, HM Koot (eds.). The
Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. New York: Oxford University Press,s: 146177.
Weisz JR, Eastman KL (1995) Cross national research on child and adolescent psychopathology. In FC
Verhulst, HM Koot (eds.). The Epidemiology of Child and Adolescent Psychopathology. New York:
Oxford University Press, s: 42-65.
Yörükoğlu A (1981) Ruh hastalıklarının epidemiyolojisi. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları (Ed. O. Öztürk),
Meteksan, Ankara, s:383-396.
Zahner GEP, Pawelliewicz W, De Francesco JJ, Adnopoz J (1992) Children's mental health service
needs and utilization patterns in an urban community: an epidemiological assessment. Journal of the
American Academy of Child and Adolescent Psychiatry, 31 ;951-60.
Zeanah CH, Boris NW, Larrieu JA (1997) Infant development and developmental risk: A review of the
past 10 years. Journal of the American Academy of Child and Adolescent Psychiatry 36:165-178.
75
BÖLÜM 4
TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
Erişkin nüfusta ruhsal hastalıkların yaygınlığı, ilişkili
faktörler, yetiyitimi ve ruh sağlığı hizmeti kullanımı sonuçları
Doç. Dr. Cengiz Kılıç
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Psikiyatri Anabilim Dalı
GİRİŞ ve AMAÇ
Birçok ülkede yapılan toplum taramaları ruhsal hastalıkların sanılandan çok daha yaygın olduğunu
göstermektedir. A.B.D'de yapılan ruhsal hastalık epidemiyolojisi çalışmasında nüfusun neredeyse
yarısının hayatları boyunca en az bir ruhsal rahatsızlık geçirdiğini ortaya koymuştur (Kessler ve ark.
1994). Ülkemizde bugüne kadar yapılan ruhsal hastalık epidemiyolojisi çalışmaları ya özel
topluluklarla, ya da yerel örneklemlerle yapılmıştır. Bu çalışmalarda bulunan sonuçlara göre ülkemizde
tanı konacak düzeyde ruhsal hastalık yaygınlığı %20 dolayındadır (Küey ve ark. 1987). Dünya Sağlık
Örgütü tarafından planlanan, 14 ülkenin katıldığı çok merkezli uluslararası bir projede Ankara
Gölbaşı'nda sağlık ocağına herhangi bir yakınma ile başvuranlara %17.6 oranında ruhsal hastalık tanısı
konmuştur (Rezaki ve ark. 1995).
Toplumda ruhsal hastalığın yaygın olması yanında hastalığı olanların pek azının yardım aradığı iyi
bilinen bir gerçektir. Toplum içindeki bireyin ruhsal sorunları olduğu halde uygun yardım alamamasının
nedenlerini Goldberg ve Huxley (1992) yardım aramayı değişik aşamalara bölerek tanımlamışlardır. Bu
aşamaların başlangıcını hastalığın farkına varma, kişinin iş ve sosyal işlevlerinin etkilenmesi, kişinin ve
çevresinin sorunu bir hastalık olarak etiketlemesi, ekonomik nedenler ve fiziksel koşullar oluşturur.
Yardım için kime başvurulacağını belirleyen ise ekonomik, kültürel ve fiziksel koşullardır. Yardım için
başvurmuş olan hastanın doğru tanı alması başka bir aşamadır. Yardım için başvuran hastaların önemli
bir kısmına tanı konamamaktadır, pratisyen hekime başvuran ruhsal hastalığı olan kişilerin yarısından
fazlasına doğru tanı konamadığı bilinmektedir (Rezaki ve ark. 1995, Goldberg ve Huxley 1992). Doğru
tanı konanların bir kısmına da çeşitli nedenlerle (ekonomik, yanlış ve yetersiz tedaviler, hastanın
tedaviye uymaması vb.) etkili yardım verilememektedir. Bu nedenlerle toplumda tedavi edilmemiş
ruhsal hastalıkları olan çok sayıda kişi vardır.
Ruhsal hastalıklar sık görülmelerine ek olarak ciddi yetiyitimine (işten güçten kalmaya) de neden
olurlar. Ankara Gölbaşı'nda sağlık ocağına başvuran hastalarda yapılan ruhsal sorunlarla ilgili
araştırmada ruhsal hastalıkların en az bedensel hastalıklar kadar insanların işlerini ve günlük
yaşantılarını etkilediği ortaya konmuştur (Kaplan 1995, Rezaki ve ark. 1995).
Toplumda yaygınlığı fazla, yardım arama ve tanınma oranları düşük olan, ayrıca hem ciddi işgücü kaybı
hem de sosyal yıkıma yol açan ruhsal hastalıkların yaygınlığının saptanması ve ilişkili faktörlerin
belirlenmesi, hem sağlık hizmetlerinin planlanması, hem de karşılaştırmalı araştırmalar için atılacak ilk
adımdır. Türkiye'de ruhsal hastalıkların yaygınlığı için ülke genelini temsil eden ömeklemle yapılmış
çalışma yoktur. Bu eksikliği gidermek amacıyla hazırlıkları 1993 yılında başlayan "Türkiye Ruh Sağlığı
Profili" araştırması çerçevesinde 18 yaş ve üstündeki 7479 kişiyle görüşülmüştür. Görüşmeleri
yapılandırılmış klinik psikiyatrik görüşme eğitimi almış olan pratisyen hekimler yürütmüştür.
Araştırmada ruhsal hastalıkların yaygınlığı ile neden oldukları yetiyitimi, ilişkili demografik ve sosyal
değişkenlerin yanısıra deneklerin ruh sağlığı hizmetlerini kullanımları hakkında da bilgi toplanmıştır.
77
YÖNTEM
Denekler
Araştırmada örnekleme çıkan hanelerde 18 yaş ve üstündeki tüm deneklere yapılandırılmış psikiyatrik
görüşme (C1DI), Genel Sağlık Anketi, Yeti Yitimi Anketi ve Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi
uygulanmıştır. Herhangi bir dışlama ölçütü kullanılmamıştır. Ancak yapılandırılmış görüşmeyi
sürdürmeye engel olacak derecede dil sorunu, zihinsel yetersizlik, ağır bedensel hastalık gibi
durumlarda kişiler araştırma kapsamı dışında kalmışlardır.
Araçlar:
1. Uluslarası Bileşik Tanı Görüşmesi (Composite International Diagnostic Interview-CIDI): 1990
yılında Dünya Sağlık Örgütü için geliştirilen tam yapılandırılmış bir psikiyatrik görüşme ölçeğidir
(DSÖ 1990). Değişik kültürlerdeki ruhsal bozuklukların epidemiyolojik açıdan karşılaştırılabilmesi
amacıyla düzenlenmiştir. Çoğunlukla epidemiyolojik araştırmalarda olmak üzere dünyada çok yaygın
biçimde kullanılmakta olan bir psikiyatrik görüşme ölçeğidir. CID1 tam yapılandırılmış olması
nedeniyle görüşmeciye esneklik tanımaz. Görüşmeci soruları aynen yazılı olduğu biçimiyle okumak
zorundadır. Cevapların nasıl kodlanacağını gösteren şemalar vardır. Kodlamalarda görüşmecinin yargısı
değil, ayrıntılı soruşturmadan sonra deneğin verdiği cevap önemlidir. Görüşmeciye esneklik
sağlanmaması ve görüşmeci yargısına yer verilmemesi nedeniyle görüşmeyi psikiyatri uzmanı olmayan
kişiler de yapabilir. Ancak uygulamada görüşmeci karar veremediği, şüphe ettiği durumları görüşme
metninde özel işaretlerle belirtir ve tüm görüşmeler bir denetleyici tarafından denetlenir, gerekirse
düzeltilir. Daha sonra kodlamalar bir bilgisayar programı aracılığıyla tanılara dönüştürülmektedir.
CIDI'nin bu araştırmada kullanılan biçimi toplumda görülen ruhsal rahatsızlıkların büyük çoğunluğuna
tanı konabilecek şekilde düzenlenmiştir. Normal koşullarda uygulanması bir saat kadar sürmektedir. Bu
araştırmada kullanılan CIDI biçiminde 220 civarında soru vardır. Örnek bir soru aşağıda verilmiştir:
D32. Başlangıcından sonlanışma kadar kan görmekten, iğne yaptırmaktan, dişçiye veya hastaneye
gitmekten (korkunuz/kaçınmanız) o durumlara her girişinizde veya her düşündüğünüzde oluyor muydu?
HAYIR
/
EVET.
5
Bu araştırmada görüşme aracı olarak CIDI'nin seçilme nedenleri şunlardır:
1. CIDI'nin daha önce Gölbaşı'nda yapılan uluslararası bir çalışmada (Rezaki ve ark.1995) kullanılmış
ve bu konuda deneyim kazanılmış olması,
2. Tam yapılandırılmış olma özelliği nedeniyle görüşmecilerden kaynaklanan değişkenliğin en aza
indirilmiş olması; gene aynı nedenle görüşmecilerin psikiyatr olmasının gerekmemesi ve pratisyen
hekimler tarafından uygulanabilmesi,
3. Başka ülkelerde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda çok yaygın olarak kullanılmış olması,
4. Dünya Sağlık Örgütü tarafından geliştirilip önerilmiş olması,
5. Hem ICD (International Classification of Diseases) hem de DSM (Diagnostic and Statistical Manual
of Mental Disorders) tanılarının konabilmesi.
CIDI'nin bu araştırmada kullanılan biçimi Tablo 4.1'deki ICD-10 tanı gruplarını içermektedir.
Kullanılan ölçek Gölbaşı araştırmasında kullanılan CIDI biçimine CIDI 1.1'den bazı bölümlerin
eklenmesi ve ölçeğin genel toplum örneklemine uyarlanması ile yazar tarafından hazırlanmıştır.
CIDI'nin son biçimi olan 2.1 basımı da Türkçeye çevrilmiştir (Kılıç ve Göğüs 1997).
78
Tablo 4.1: Araştırmada kullanılan ICD tanıları ve kodları
Tanı grubu
ICD-10 kodu
Alkol Bağımlılığı
Depresif Nöbet
Distimi
Kısa Yineleyici Depresyon
Agorafobi
Sosyal Fobi
Spesifik Fobi
Panik Bozukluğu
Yaygın Bunaltı Bozukluğu
Obsesif Kompülsif Bozukluk
Somatizasyon Bozukluğu
Somatoform Ağrı Bozukluğu
Hipokondriyazis
Nevrasteni
Anoreksiya Nervoza
Bulimiya Nervoza
Fİ 0.2
F32.0
F34.1
F38.1
F40.0
F40.1
F40.2
F41.0
F41.1
F42.0
F45.0
F45.4
F45.2
F48.0
F50.0
F50.2
CIDI'nin kullanılabilmesi için psikiyatr ya da hekim olmak gerekli değildir, ancak Dünya Sağlık
Örgütü'nce tanınan bir merkezde eğitim zorunludur. Bilgi için yazara başvurulabilir.
2. Genel Sağlık Anketi-GSA (General Health Questionnaire-GHQ): Toplum taramalarında ve hasta
gruplarında genel ruhsal belirtileri taramak amacıyla David Goldberg (1988) tarafından geliştirilen bu
ölçek 30'dan fazla dilde kullanılmaktadır. Ölçeğin 12, 28, 30 ve 60 soruluk biçimleri vardır. Her soru
son birkaç haftadaki belirtileri (bedensel, ruhsal, sosyal işlevle ilgili..) sorgular ve dörder şıklıdır ("hiç
olmuyor, her zamanki kadar, her zamankinden sık, çok sık"., gibi). Bu dört sütun denek tarafından 1,2,3,4
olarak kodlanır, ya da uygulayıcı tarafından yüksek sesle okunarak deneğin cevabı kodlanır. Dört şıklı
Likert tipi kodlanabileceği gibi ilk iki sütunu 0, son iki sütunu 1 kodlayaıak puanlamak da mümkündür.
GSA, ya geniş topluluklarda genel psikopatoloji düzeyi saptamak için ya da iki basamaklı epidemiyolojik
çalışmalarda tarama amacıyla kullanılmaktadır. Daha çok kısa süreli (kronik olmayan) hastalıklara ve
anksiyete/ depresyon spektrumundaki hastalıklara duyarlı olduğu belirtilen anketin 12 ve 28 soruluk
biçimleri Türkçeye çevrilmiş, sağlık ocağına başvuran hastalarda geçerli ve güvenilir oldukları
gösterilmiştir (Kılıç 1996).
Bu araştırmada daha önce değişik topluluklarda geçerli ve güvenilir olduğu gösterilmiş olan GSA'nın
genel toplumda vaka bulma başarısının sınanması amaçlanmıştır. Eğer genel toplum örnekleminde de
ruhsal hastalığı olan bireyleri "tanıma" oranı yüksek bulunursa iki aşamalı toplum taramaları için
GSA'nın kullanılması daha kolay olacaktır. Araştırmada GSA12 ve GSA28'in birleşmesinden oluşan 34
soruluk biçim kullanılmıştır. Sonuçlar bildirilirken puan hesaplaması sütunlara 1,2,3 veya 4 puan
verilerek yapılmıştır.
3. Kısa Yetiyitimi Anketi-KYA (Brief Disability Questionnaire-BDQ): Rahatsızlıkların hastaların
yaşamlarını ne ölçüde etkilediğini, hem bedensel hem de sosyal alanda yetiyitimlerini soruşturan ve 8
sorudan oluşan bu anket Dünya Sağlık Örgütü (1991) tarafından geliştirilmiştir. Anketin Türkiye'de
geçerlilik çalışması Kaplan (1995) tarafından yapılmıştır. Ankette son bir ayda deneğin bedensel
becerilerinde veya sosyal ilişkilerinde bozulma olup olmadığı, evde ya da işte işlerini yapıp
yapamadığı, ilgi/istek azalmasının varlığı sorulmaktadır. Cevaplar 0 (yok), 1 (bazen/biraz), 2 (her
zaman/oldukça) olarak kodlanmaktadır. Çalışmamızda Yetiyitimi anketinin toplamından elde edilen
puan, geçerlilik çalışmasında önerildiği gibi, 0-4 arası ise yetiyitimi yok, 5-7 arası hafif yetiyitimi, 8-12
arası orta, 13 ve üstü ise ağır yetiyitimi olarak değerlendirilmiştir. Sorulardan hem fiziksel hem de ruhsal
yetiyitimi puanları elde edilebilmektedir. Ayrıca son bir ayda işe gidemediği ya da yataktan çıkamadığı
günlerin sayısı da saptanmaktadır. Gölbaşı çalışmasında kullanılan iki yetiyitimi ölçeğinden biri olan
bu ölçek, kısa olması nedeniyle tercih edilmiştir.
4. Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi: Araştırmaya alınan kişilerin son yıl içindeki genel sağlık
sorunları, bilinen bedensel hastalıkları, son yıl içinde ruhsal nedenle tedavi başvurusu olup olmadığı,
79
kime başvurduğu, neden başvurduğu, ne gibi tedaviler aldığı, şu andaki psikotrop ilaç kullanımı, ailede
ruhsal hastalık olup olmadığını soruşturan ve 8 sorudan oluşan bu anket ruh sağlığı hizmetinin kullanımı
hakkında bilgi sahibi olmak için yazar tarafından bu çalışmada kullanılmak üzere oluşturulmuştur.
Görüşmeciler
Araştırmaya görüşmeci olarak Sağlık Bakanlığı'na bağlı sağlık ocaklarında çalışan 146 pratisyen hekim
katılmıştır. Katılan hekimlerin önemli bir kısmı araştırma örneklemtni oluşturan yerleşim birimlerinde
görev yapan kişilerden oluşmaktadır. Yaklaşık bir ay süren veri toplama sırasında hekimler Sağlık
Bakanlığı'nca izinli sayılmışlardır. Katılan hekimler Ankara'da bir hafta süre ile CIDI, GSA, Kısa
Yetiyitimi Anketi ve Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi uygulaması ile ilgili kuramsal ve uygulamalı eğitim
almışlardır. Eğitimde ağırlıklı yer tutan CIDI eğitimini uluslararası yetkili merkezlerde eğitim almış kişiler
yapmıştır. Uygulamalı eğitim için rol oynama yöntemi kullanılmıştır.
Uygulama
Çalışma başlamadan önce yapılan pilot uygulamada eğitim almış pratisyen hekimlerden bölgelerindeki
herhangi bir haneye giderek tüm erişkinlere uygulama yapmaları istenmiştir. Bunun sonucunda CIDI
uygulamasında karşılaşılan güçlükler, formlardaki hatalar saptanmış ve giderilmiştir. Pilot çalışmadan 2
hafta sonra veri toplanmasına başlanmıştır. Denekler, araştırmanın çocuk ve gençlerle ilgili ölçeklerini
uygulayan personelle birlikte ziyaret edilmiş, görüşmeler deneklerin evlerinde ve yüzyüze
gerçekleştirilmiştir. Uygulayıcılar çoğu kez yörenin sağlık çalışanları olduğu için birçok bölgede deneklere
önceden sözlü ya da yazılı olarak çalışma anlatılmış ve görüşme randevusu alınmıştır. Evinde bulunamayan
denekler için ziyaretler tekrarlanmış, evde görüşülemeyen kişilere sağlık ocağında randevu verilmiştir. Veri
toplanması yaklaşık 4 hafta sürmüştür. Veri toplanmasının denetlenmesi üç aşamada gerçekleştirilmiştir:
İllerde ruh sağlığı şube müdürleri veri toplayan hekimlerle düzenli toplantılar yaparak formları kontrol
etmiş, eksik doldurulmuş ya da hatalı formlar düzeltilmiş, gerektiğinde deneğe tekrar ulaşılarak formlar
tamamlanmıştır. Araştırma yapılan iller araştırmanın başlangıç döneminde araştırıcılar tarafından ziyaret
edilmiş, burada görüşmeciler ve ruh sağlığı şube müdürleriyle toplantı yapılarak formlar denetlenmiştir.
Tamamlanarak Ankara'ya gönderilen formlar veriler bilgisayara girilmeden önce tekrar denetlenmiştir.
İstatistiksel işlem
ICD-10 tanı kurallarına göre Tablo I'de belirtilen tanılar için var/yok şeklinde değişkenler oluşturulmuştur.
KYA toplam puanı, işe gidilemeyen ve yataktan çıkılamayan günler değişkenlerinde standart sapmalar
yüksek olduğu (deneklerin yarıdan fazlası 0 kodu aldığı) için sürekli değişken yerine kategorik değişken
yaratılmıştır. GSA puanları ise her maddenin şıkları var/yok (0,0,1,1) şeklinde değil, 1,2,3,4 şeklinde
kodlanarak puanlanmıştır. Bu şekilde normal dağılıma yakın dağılımlar elde etmek mümkün olmuştur. İki
kategorik değişken karşılaştırmasında ki-kare, iki sürekli değişken arası ilişki araştırmasında Pearson
korelasyonu, iki grup ortalaması karşılaştırmada t-test, ikiden fazla grup karşılaştırmada ise ANOVA
kullanılmıştır.
Verilerin bilgisayara girilmesinde CIDI konusunda deneyimi olan ya da tıp doktoru olan kişiler görev ,
almış ve veri girişi sırasında formlarda hatalı kodlamalar araştırıcıyla tartışılarak düzeltilmiştir. Verilerin
analizi SPSS for Windows 6.0 ile yapılmıştır.
BULGULAR
Araştırmada görüşme yapılan 7479 kişinin %45.1'i erkek %54.9'u kadındır. Yaş aralığı 18-85, yaş
ortalaması 39.3'rür. Kadınların yaş ortalaması 38.9, erkeklerin ise 40.6'dır. Temel demografik
değişkenlerin cinsiyete göre dağılımı Tablo 4.2'de görülmektedir.
80
Tablo 4.2 Araştırmaya Katılan Deneklerin Demografik: Özellikleri
Kadın
Erkek
Sayı, %
Sayı, %
Eğitim
1081 (26.3)
272(8.1)
yok
ilkokul
2125(51.7)
1850(54.9)
935 (27.7)
Orta/lise
694(16.9)
Yüksek
202 (4.9)
301 (8.9)
Medeni hal
484(11.8)
520(15.4)
Evlenmemiş
Evli
3238 (78.8)
2767(82.1)
387 (9.4)
83 (2.5)
Dul/boşanmış
Toplam
4109(54.9)
3370(45.1)
Toplam
Sayı, %
1353(18.1)
3975(53.1)
1629(21.8)
503 (6.7)
1004(13.4)
6005 (80.3)
470(6.3)
7479(100)
Cevaplama oranları
Araştırmada görüşülmesi planlanan kişiler içinden çeşitli nedenlerle görüşülemeyenlerin oranı %27.3'tür.
Bu oranın içinde örnekleme çıkan hanenin mevcut olmaması, hane bulunduğu halde evde kimsenin
olmaması veya görüşmecinin eve alınmaması, eve girildiği ve ev halkı hakkında bilgi alındığı halde
reddetme veya çeşitli nedenlerle dolduramama gibi durumlar sayılabilir. Örnekleme çıkan haneyle ilgili
bilginin alındığı ancak CIDI uygulanmamış olan deneklerden elde edilen bilgilere göre red nedenleri
arasında kabul etmeme (%48), yerinde bulunmama (askerde, okuyor, çalışıyor; %23) dil sorunu (Türkçe
bilmeme; %16), dil dışı iletişim güçlüğü (ağır hasta, zeka geriliği, bunama; %8) gibi nedenler önde
gelmektedir. Erkeklerde red oranlan kadınlara göre daha yüksek bulunmuştur (% 8.6'ya % 6; ki
kare=32.5, p=.000). Reddedenlerin tümünün özelliklerini analiz etmek mümkün olmamıştır, çünkü
reddeden bazı hanelerde kaç kişi olduğu ve o kişilerin özellikleri öğrenilememiştir (kapıyı hiç
açmayanlarda olduğu gibi).
ICD-10 tanıları
Son 12 aydaki tanılar gözönüne alındığında deneklerin % 17.2'sine en az bir ruhsal hastalık tanısı
konmuştur. Tanıların cinsiyete dağılımı Tablo 4.3'de gösterilmiştir. Tablodan izlenebileceği gibi, alkol
bağımlılığı dışında tüm ruhsal hastalık tanıları kadınlarda daha yaygındır. Her beş kadından birinde
herhangi bir ruhsal hastalık tanısı varken, erkeklerde bu oran onda birdir.
Tablo 4.3: Son 12 aydaki ICD-10 Tanılarının Cinsiyete Göre Dağılımı
Kadın
Erkek
Sayı (sütun %)
Sayı (sütun %)
7 (0.2)
22 (0.5)
Panik Bozukluğu
10(0.3)
38 (0.9)
Agorafobi
33 (0.8)
17(0.5)
Yaygın Bunaltı Bozukluğu
221 (5.4)
76 (2.3)
Depresif Nöbet
90 (2.2)
26 (0.8)
Distimi
91 (2.2)
28 (0.8)
Kısa Yineleyici Depresyon
31(0.8)
11(0.3)
Hipokondriyazis
150(3.7)
33(1.0)
Nevrasteni
4(0.1)
57(1.7)
Alkol Bağımlılığı
26 (0.6)
8 (0.2)
Obsesif Kompülsif Bozukluk
0
0
Anoreksiya Nervoza
15 (0.4)
2(0.1)
Bulimiya Nervoza
96 (2.3)
38(1.1)
Sosyal Fobi
157(3.8)
46(1.4)
Özgül Fobi
464(11.3)
161 (4.8)
Ağrı Bozukluğu
15 (0.4)
1(0)
Somatizasyon Bozukluğu
Herhangi bir ruhsal bozukluk
919(22.4)
81
369(10.9)
Toplam
Sayı (sütun %)
29 (0.4)
48 (0.6)
50 (0.7)
297 (4.0)
116(1.6)
119(1.6)
42 (0.6)
183(2.4)
61 (0.8)
34 (0.5)
0
17(0.2)
134(1.8)
203 (2.7)
625 (8.4)
16(0.2)
1288(17.2)
Ruhsal hastalık tanılarının yaş ve GSA puanlarıyla ilişkisi Tablo 4.4'te görülmektedir. Ağrı bozukluğu,
distimi, nevrasteni, hipokondriyazis ve kısa yineleyici depresyon grubundaki hastaların ortalamadan yaşlı,
bulimiya nervoza ve sosyal fobi hastalarının ise daha genç olduğu görülmektedir. Distimi, nevrasteni,
somatizasyon bozukluğu, depresif nöbet ve panik bozukluğu olan hastalar en yüksek GSA puanlarını
almışlardır.
Tablo 4.4: Son 12 aylık ICD tanılarının yaş ve GSA puanlan ile ilişkisi
GSA12 puanı
GSA28 puanı
Yaş
ort (SS)
ort (SS)
ort (SS)
57.1 (15.4)
43.2(15.5)
Tanılar
Panik Bozukluğu
25.6 (7.5)
Agorafobi
23.0 (5.7)
52.2(13.3)
41.2(16.5)
Yaygın Bunaltı Bozukluğu
24.1 (5.5)
54.5(13.0)
43.0(15.5)
Depresif Nöbet
25.6(6.1)
57.0(13.5)
40.1 (14.7)
Distimi
26.7 (6.8)
59.8(14.6)
42.1 (15.7)
K. Yineleyici Depresyon
24.2 (6.4)
54.4(13.9)
43.6(14.7)
Hipokondriyazis
23.2 (5.8)
52.3(13.0)
43.3(11.4)
Nevrasteni
25.2 (6.0)
57.6(13.5)
43.6(15.6)
Alkol Bağımlılığı
21.2(5.1)
46.3 (10.2)
41.1(13.4)
Obsesif Kompülsif Bozukluk
24.3(5.1)
52.2(11.1)
40.9(14.5)
Bulimiya Nervoza
21.9(6.9)
48.4(15.9)
34.0(8.7)
Sosyal Fobi
23.8 (6.3)
52.0(14.1)
36.9(13.2)
Özgül Fobi
23.0 (5.9)
50.4(13.8)
37.8(14.3)
Ağrı Bozukluğu
21.2(5.3)
46.5(11.7)
43.0(16.4)
Somatizasyon Bozukluğu
27.1 (7.8)
58.1 (16.5)
48.6(15.8)
Herhangi Bir Ruhsal Bozukluk
21.9(5.4)
48.2(12.1)
41.4(15.4)
Toplam
18.8 (3.96)
40.3 (8.8)
39.3(15.3)
j
Eğitim düzeyi ve ruhsal hastalık tanılarının ilişkisi Tablo 4.5'te görülmektedir. Hiç okula gitmemiş
olan grupta tanı oranının beşte birden fazla olduğu, alkol bağımlılığı ve özgül fobi dışında tüm hastalık
gruplarının bu grupta diğer gruplardan daha fazla görüldüğü dikkati çekmektedir. Eğitim düzeyi
arttıkça hastalık tanı oranları azalmaktadır.
82
Tablo 4.5: Son 12 aylık ICD tanılarının eğitim düzeyiyle ilişkisi
Eğitim Durumu
Sayı, sütun %, satır %
İlkokul
Orta/lise
34.5
14,
0.4, 48.3
5,
0.3,
17.2
15,
1.1, 31.3
22,
0.6, 45.8
9,
0.6,
18.8
2,
0.4,
4.2
Yaygın Bunaltı Bozukluğu
20,
1.5,
21,
0.5,
4,
0.2,
8
5,
1,
10
Depresif Nöbet
77,
138, 3.5, 46.5
68, 4.2,
22.9
14,
2.8, 4.7
Distimi
33,
2.4,
28.4
53,
1.3, 45.7
28,
1.7, 24.1
2,
0.4,
K. Yineleyici Depresyon
29,
2.1,
24.4
57,
1.4, 47.9
23,
1.4,
19.3
10,
2.0, 8.4
Hipokondriyazis
13,
31
17,
0.4, 40.5
9,
0.6,
21.4
2,
0.4, 4.8
Nevrasteni
63,
4.7, 34.4
81,
2, 44.3
34,
2.1, 18.6
5,
1, 2.7
Alkol Bağımlılığı
2,
0.1,
3.3
37,
0.9, 60.7
17,
1, 27.9
5,
1, 8.2
Bozukluk
9,
0.7, 26.5
14,
0.4, 41.2
7,
0.4,
20.6
4,
0.8,
11.8
Bulimiya Nervoza
2,
0.1, 11.8
10,
0.3, 58.8
4,
0.2, 23.5
1,
0.2,
5.9
Sosyal Fobi
30,
2.2, 22.4
68,
1.7, 50.7
27,
1.7, 20.1
8,
1.6,
6
Özgül Fobi
43,
3.2, 21.2
82,
2.1, 40.4
61,
3.7,
30
15,
3, 7.4
Ağrı Bozukluğu
153,
11.3, 24.5
362, 9.1, 57.9
96,
5.9,
15.4
14,
2.8, 2.2
Somatizasyon Bozukluğu
6,
0.4, 37.5
9,
1,
0.1,
6.3
Bozukluk
302,
22.3, 23.4
670, 16.9, 52
256, 15.7
19.9
58,
11.5, 4.5
Toplam
1353
3975
1629
Tanılar
Eğitim yok
Panik Bozukluğu
10,
Agorafobi
0.7,
40
5.7, 25.9
1,
42
Üniversite
1.7
Obsesif Kompülsif
0.2, 56.3
Herhangi Bir Ruhsal
503
Hastalık tanılarının medeni durumla ilişkisi Tablo 4.6'da görülmektedir. Alkol bağımlılığı ve obsesif
kompülsif bozukluk dışındaki tüm tanıların dul ya da boşanmışlarda daha sık görüldüğü dikkati
çekmektedir.
83
Tablo 4.6: Son 12 aylık 1CD tanılarının medeni durumla ilişkisi
Medeni Durum
sayı, sütun %, satır %
Evli
Ayrı/dul
Tanılar
Bekar
Panik Bozukluğu
2,
0.2,
6.9
20,
0.3,
69
7,
1.5,
24.1
Agorafobi
4,
0.4,
8.3
39,
0.6,
81.3
5,
1.1,
10.4
Yaygın Bunaltı Bozukluk
4,
0.4,
8
40,
0.7,
80
6,
1.3,
12
Depresif Nöbet
38,
3.8,
12.8
230,
3.8, 77.4
29,
6.2,
9.8
Distimi
14,
1.4,
12.1
78,
1.3, 67.2
24,
5.1,
20.7
K. Yineleyici Depresyon
11,
1.1,
9.2
83,
1.4, 69.7
25,
5.3,
21
Hipokondriyazis
2,
0.2,
4.8
36,
0.6, 85.7
4,
0.9,
9.5
Nevrasteni
13,
1.3,
7.1
148,
2.5, 80.9
22,
4.7,
12
Alkol Bağımlılığı
9,
0.9,
14.8
50,
0.8,
2,
0.4,
3.3
Obsesif Kompülsif
Bozukluk
7,
0.7,
26
24,
0.4, 70.6
3,
0.6,
8.8
Bulimiya Nervoza
1,
0.1,
5.9
15,
0.2, 88.2
1,
0.2,
5.9
Sosyal Fobi
20,
2,
14.9
104,
1.7, 77.6
10,
2.1,
7.5
Özgül Fobi
31,
3.1, 15.3
152,
2.5, 74.9
20,
4.3,
9.9
Ağrı Bozukluğu
43,
4.3,
6.9
518,
8.6, 82.9
64,
13.6, 10.2
Somatizasyon Bozukluğu
1,
0.1,
6.3
12,
0.2,
3,
0.6,
18.8
Bozukluk
134,
13.3, 10.4
137,
29.!,
10.6
Toplam
1004
82
75
Herhangi Bir Ruhsal
1017, 16.9,
6005
79
470
Hastalık tanılarınftı coğrafi bölgelerle ilişkisi Tablo 4.7'de görülmektedir. Batıda tanı oranı
diğer bölgelerden daha yüksektir. Batıda istatistiksel olarak anlamlı oranda fazla görülen
hastalıklar alkol bağımlılığı, bulimiya nervoza, sosyal ve özgül fobi ile ağrı bozukluğudur.
Güneyde kısa yineleyici depresyon, hipokondriyazis ve nevrasteni diğer bölgelerden daha
fazla görülmektedir, farklılık sadece kısa yineleyici depresyonda anlamlıdır. Toplam ruhsal
hastalık yaygınlığı açısından Batıdan sonra ikinci sırada gelen Kuzeyde ise yaygın bunaltı
bozukluğu diğer bölgelerden daha fazladır. Doğuda ise depresif nöbet ve distimi diğer
bölgelerden daha fazla oranda görülmektedir.
84
Tablo 4.7: Son 12 aylık 1CD tanılarının coğrafi bölgelerle ilişkisi
Bölgeler
sayı, sütun %, satır %
Tanılar
Batı
Güney
Orta
Panik Bozukluğu
19, 0.6, 65.5
1, 0.1, 3.4
5,
0.4,
17.2
2,
0.3,
6.9
2,
0.2, 6.9
Agorafobi
24,
0.7, 50
5,
0.4, 10.4
8,
0.6,
16.7
7,
0.9,
14.6
4,
0.5, 8.3
Bozukluğu
16,
0.5, 32
4,
0.3,
13,
1,
26
n,
1.5,
22
6,
0.7, 12
Depresif Nöbet
148, 4.3, 49.8
29, 2.5, 9.8
51,
31,
4.1, 10.4
38, 4.7, 12.8
Dişti mi
62, 1.8, 53.4
8,
0.7, 6.9
17, 1.3,
14.7
10,
1.3,
8.6
19, 2.3, 16.4
Depresyon
51, 1.5, 42.9
25, 2.2, 21
21, 1.6,
17.6
11,
1.5,
9.2
11, 1.3, 9.2
Hipokondriyazis
18, 0.5, 42.9
9,
8,
19
4,
0.5, 9.5
3,
0.4, 7.1
Nevrasteni
88, 2.6, 48.1
37, 3.2, 20.2
21, 1.6, 11.5
17,
2.2, 9.3
20,
2.5, 10.9
Alkol Bağımlılığı
45, 1.3, 73.8
5,
0.4, 8.2
5,
0.4,
8.2
4,
0.5, 6.6
2,
0.2, 3.3
Bozukluk
22, 0.6, 64.7
6,
0.5, 17.6
4,
0.3, 11.8
2,
0.3, 5.9
0
Bulimiya Nervoza
14, 0.4, 82.4
1, 0.1,
1,
0.1, 5.9
1,
Sosyal Fobi
77, 2.3, 57.5
7,
0.6, 5.2
25, 1.9,
18.7
9,
1.2,
16, 2.0, 11.9
Özgül Fobi
114, 3.3, 56.2
13, 1.1, 6.4
32, 2.4,
15.8
19,
2.5, 9.4
25,
Ağrı Bozukluğu
371,10.9,59.4
78, 6.8, 12.5
65, 4.8, 10.4
67,
8.9,
10.7
44, 5.4, 7.0
Bozukluğu
11, 0.3, 68.8
4,
1,
0.1,
6.3
Herhangi bir
ruhsal bozukluk
681, 20, 52.9
165,4.3,12.8
195, 14.5, 15.1
129
17.1, 10
Toplam
3413
1153
1341
756
Kuzey
Doğ u
Yaygın Bunaltı
8
3.8, 17.2
K. Yineleyici
0.8, 21.4
0.6,
Obsesif Kompülsif
5.9
6.7
0.1, 5.9
3.1, 12.3
Somatizasyon
0.3, 2.5
118
14.5, 9.2
816
Hastalık tanılarının yerleşim yeri tipiyle ilişkisi Tablo 4.8'de görülmektedir. Yerleşim yeri değişkeninde
idari bölünme esas alınmıştır. Hemen tüm hastalıkların il merkezlerinde daha çok görüldüğü
anlaşılmaktadır. Hipokondriyazis köy merkezlerinde daha sık görülmekle birlikte farklılık istatistiksel
olarak anlamlı değildir.
85
Tablo 4.8: Son 12 aylık ICD tanılarının yerleşim yeri t piyle i üşkisi
Yerleşim Yeri Tipi
sayı, sütun %, satır °/o
İlçe
Tanılar
İl
Panik Bozukluğu
18,
0.5,
62.1
5,
0.3,
17.2
6,
0.3,
20.7
Agorafobi
29,
0.8,
60.4
7,
0.5,
14.6
12,
0.5,
25
Yaygın Bunaltı Bozukluğu
24,
0.7,
48
11,
0.7,
22
15,
0.6,
30
Depresif Nöbet
175,
4.9,
58.9
42,
2.7,
14.1
80,
3.4,
26.9
Distimi
68,
1.9,
58.6
21,
1.4,
18.1
27,
1.1,
23.3
K. Yineleyici Depresyon
68,
1.9,
57.1
18,
1.2,
15.1
33,
1.4,
27.7
Hipokondriyazis
19,
0.5,
45.2
7,
0.5,
16.7
16,
0.7,
38.1
Nevrasteni
96,
2.7,
52.5
40,
2.6,
21.9
47,
2,
25.7
Alkol Bağımlılığı
35,
1,
57.4
ıı,
0.7,
18
15,
0.6,
24.6
Bozukluk
21,
0.6,
61.8
8,
0.5,
23.5
5,
0.2,
14.7
Bulimiya Nervoza
13,
0.4,
76.5
1,
0.1,
5.9
3,
0.1,
17.6
Sosyal Fobi
86,
2.4,
64.2
21,
1.4,
15.7
27,
1.1,
20.1
Özgül Fobi
137,
3.9,
67.5
27,
1.7,
13.3
39,
1.6,
19.2
Ağrı Bozukluğu
330,
9.3,
52.8
114,
7.4,
18.2
181,
7.6,
29
Somatizasyon Bozukluğu
11,
0.3,
68.8
3,
0.2,
18.8
2,
0.1,
12.5
Bozukluk
704,
19.8, 54.7
231,
14.9, 17.9
353,
14.8,
27.4
Toplam
3550
Köy
Obsesif Kompülsif
Herhangi Bir Ruhsal
1547
2382
Genel Sağlık Anketi Sonuçları
Genel Sağlık Anketi puanları Likert tipi puanlama (1,2,3,4) ile hesaplanmıştır. Bu şekilde hesaplama ile
GSA12 puanları 12-48, GSA28 puanlan 28-112 arasında değişir. Genel Sağlık Anketi toplam puanlarının
cinsiyete göre dağılımı Tablo 4.9'da görülmektedir. Kadınlar erkeklere göre daha fazla puan almışlardır.
86
Tablo 4.9: Genel Sağlık Anketi Puanlarının Cinsiyete Göre Dağılımı
Erkek
ort (SS)
18.0(3.6)
38.3 (7.5)
Kadın
ort (SS)
19.4(4.2)
41.9(9.4)
GSA12
GSA28
Toplam
ort (SS)
18.8(3.9)
40.3(8.8)
Yetiyitimi anketi sonuçları
Yetiyitimi anketinin toplamından elde edilen puan 0-4 arası ise yetiyitimi yok, 5-7 arası hafif yetiyitimi, i
12 arası orta, 13 ve üstü ise ağır yetiyitimi olarak değerlendirilmiştir. Kadınlarda yetiyitimi oranlarının
erkeklerden daha fazla olduğu görülmektedir. Bedensel hastalığı olanlar olmayanlardan, ruhsal hastalığı
olanlar olmayanlardan daha fazla yetiyitimi bildirmişlerdir. Ek olarak ruhsal rahatsızlığı olan kişilerde
yetiyitimi bedensel hastalığı olanlardan daha fazladır.
Tablo 4.10: Bedensel/Ruhsal Yetiyitimi Puanlarının Cinsiyet ve Bedensel/Ruhsal Hastalık ile
İlişkisi
Yetiyitimi
sayı, (satır %)
Hafif
Yok
Kadın
Erkek
Bedensel hastalık:
Orta
Ağır
2965 (73.8)
2874 (86.6)
433(10.8)
207 (6.2)
419(10.4)
150(4.5)
199(5.0)
86 (2.6)
Var
Yok
2038 (63.9)
3801 (91.8)
437(13.7)
203 (4.9)
450(14.1)
119(2.9)
266 (8.3)
19 (0.5)
Var
Yok
729 (57.7)
5110(84.2)
211 (16.7)
429(7.1)
189(15)
380 (6.3)
134(10.6)
151 (2.5)
5839 (79.6)
640 (8.7)
569 (7.8)
285 (3.9)
Ruhsal hastalık:
Toplam
Ruhsal hastalık tanısıyla yetiyitimi ilişkisi Tablo 4.1 l'de görülmektedir. Orta ve ağır yetiyitimi
oranlarının somatizasyon bozukluğu, distimi, nevrasteni ve panik bozukluğunda oldukça fazla olduğu
görülmektedir. İşe gidememe/iş yapamama günlerinin sayısı da aynı hastalık gruplarında diğerlerinden
fazladır.
Tablo 4.11: Son 12 aylık 1CD-10 tanılarının yetiyitimi ile ilişkisi
Yetiyitimi
sayı, (satır %)
Tanılar
Yok
Hafif
Orta
Ağır
Panik Bozukluğu
9(32.1)
6(21.4)
7(25)
6(21.4)
Agorafobi
24(51.1)
6(12.8)
12 (25.5)
5(10.6)
Yaygın Bunaltı Bozukluğu
19 (39.6)
13(27.1)
7(14.6)
9(18.8)
Depresif Nöbet
105 (36.2)
67 (23.1)
59 (20.3)
59 (20.3)
Distimi
37 (32.7)
23 (20.4)
23 (20.4)
30 (26.5)
87
K. Yineleyici Depresyon
50 (42.7)
21(17.9)
22(18.8)
24 (20.5)
Hipokondriyazis
22 (52.4)
3(7.1)
9(21.4)
8(19)
Nevrasteni
64 (36.2)
31 (17.5)
42 (23.7)
40 (22.6)
Alkol Bağımlılığı
40(65.6)
10(16.4)
6(9.8)
5 (8.2)
Obsesif Kompülsif
Bozukluk
12(35.3)
8 (23.5)
9 (26.5)
5(14.7)
Bulimiya Nervoza
10(62.5)
2(12.5)
1 (6.3)
3(18.8)
Sosyal Fobi
71 (54.2)
18(13.7)
20(15.3)
22(16.8)
Özgül Fobi
110 (54.7)
33(16.4)
26 (12.9)
32(15.9)
Ağrı Bozukluğu
368 (60)
103(16.8)
88(14.4)
54(8.8)
Somatizasyon Bozukluğu
5 (33.3)
3(20)
3(20)
4 (26.7)
Bozukluk
729 (57.7)
211 (16.7)
189(15)
134(10.6)
Toplam
5839 (79.6)
640 (8.7)
569 (7.8)
285 (3.9)
Herhangi Bir Ruhsal
Tablo 4.1 la ve 4.1 lb incelendiğinde yetiyitimi anketinde sorulan son bir ayda işe gidememe/iş
yapamama ve yataktan çıkamama gün sayısının cinsiyet, bedensel ve ruhsal hastalık varlığı gibi
değişkenlerle ilişkisi görülmektedir. İş yapamama günleri kadınlarda erkeklerden daha fazladır. Bedensel
hastalığı olanlarda olmayanlardan, ruhsal hastalığı olanlarda olmayanlardan daha fazla iş yapamama
bildirilmiştir. Yetiyitimi oranlarında olduğu gibi iş yapamama günleri ruhsal hastalığı olanlarda bedensel
hastalığı olanlardan daha fazladır.
Tablo 4.1 la: Son Bir Ayda İşe Gidememe ile Cinsiyet, Ruhsal/Bedensel Hastalık Varlığı
Arasındaki İlişki
İşe Gidemediği Gün Sayısı
sayı, (satır %)
Kadın
Erkek
Bedensel Hastalık:
Var
Yok
Ruhsal Hastalık:
Var
Yok
Toplam
Yok
3266 (80.3)
2968 (88.8)
1-7 gün
609(15)
269 (8)
7 gün +
193(4.7)
107(3.2)
2476 (76.5)
515(15.9)
244 (7.5)
3758 (90)
363 (8.7)
56(1.3)
861 (67.3)
267 (20.9)
151 (11.8)
5373 (87.6)
611 (10)
149 (2.4)
6234(84.1)
878(11.8)
300 (4)
88
Tablo 4.1 lb: Son Bir Ayda Yataktan Çıkamama ile Cinsiyet, Ruhsal/Bedensel Hastalık Varlığı
Arasındaki İlişki
Yataktan Çıkamadığı Gün Sayısı
sayı, (satır %)
Yok
1-3 gün
3 gün+
Kadın
3526 (86.7)
306 (7.5)
235 (5.8)
Erkek
3087 (92.3)
144 (4.3)
112(3.4)
Bedensel Hastalık:
Var
Yok
Ruhsal Hastalık:
Var
Yok
Toplam
2696 (83.4)
278 (8.6)
259 (8.0)
3917(93.8)
172(4.1)
88(2.1)
1000(78.2)
136(10.6)
142(11.1)
5613(91.5)
314(5.1)
205 (3.3)
6613 (89.2)
450(6.1)
347 (4.7)
Sağlık hizmeti kullanımı sonuçları
Deneklerin %44'ü en az bir, %20'si iki ya da daha fazla sayıda bilinen bedensel hastalıkları olduğunu
belirtmişlerdir. Bedensel hastalık sayısı yaşla pozitif korelasyon göstermektedir (.36, p=.000). Son 12 ay
içinde ruhsal/sinirsel nedenlerle yardım arayan/tedaviye başvuran kişi oranı % 4.7 olarak bulunmuştur
(Tablo 4.12). Son 12 ayda CIDI ile tanısı konmuş ruhsal hastalığı olanların son bir yılda tedaviye başvuru
oranı %13.8'dir. En yüksek başvuru oranlan panik bozukluğu, obsesif kompülsif bozukluk ve
somatizasyon bozukluğundadır. İlk başvurular en çok psikiyatri uzmanına, sonra diğer uzmanlara, üçüncü
sıklıkta ise pratisyen hekimlere yapılmaktadır.
Tablo 4.12: Son 12 aylık ICD tanılarının son bir yıl içinde ruh sağlığı hizmetine başvuruyla ilişkisi
Başvurulan Kiş *
Son 12 Ayda Başvuru
%
Prat, uzman, psikiyatr
Tanılar
Sayı, satır%, sütun%
Panik Bozulduğu
10,
2.9
34.5,
12.5,
0,
75
29 (0.4)
Agorafobi
11,
3.2
22.9,
10,
20,
. 70
48 (0.6)
Yaygın Bunaltı Bozukluk
13,
3.7
26,
8.3,
41.7,
50
50 (0.7)
Depresif Nöbet
81,
23.3
27.4,
18.7,
20,
53.3
297 (4.0)
Distimi
33,
9.5
28.9,
16.7;
23.3,
53.3
116(1.6)
K. Yineleyici Depresyon
27,
7.8
23.1,
23.1,
26.9,
50
119(1.6)
Hipokondriyazis
8,
2.3
19,
0,
62.5,
37.5
42 (0.6)
Nevrasteni
38,
11
21,
22.2,
22.2,
55.6
183(2.4)
Alkol Bağımlılığı
6,
1.7
10.2,
60,
20,
20
61 (0.8)
11,
3.2
32.4,
30,
20,
30
34 (0.5)
Toplam (%)
Obsesif Kompülsif
Bozukluk
89
Bulimiya Nervoza
1,
0.3
5.9,
0,
100,
0
17(0.2)
Sosyal Fobi
22,
6.3
16.5,
30,
15,
55
134(1.8)
Özgül Fobi
32,
9.2
15.8,
20,
13.3,
60
203 (2.7)
Ağrı Bozukluğu
63,
18.2
10.3,
29.8,
22.8,
40.4
625 (8.4)
Somatizasyon Bozukluğu
5,
1.4
31.3,
25,
25,
50
16(0.2)
175,
50.4
13.8,
22.2,
27.2,
44.4
1288(17.2)
4.7
20.7
33.1
Herhangi Bir Ruhsal
Bozukluk
Toplam
347
* Sadece son 12 aydaki ilk başvurular alınmıştır.
39.2
Görüşme anında "sinirleri" için ilaç kullanmakta olan kişi oranı % 5 tir (kadınlarda %6.8, erkeklerde 2.7).
Bunlarm %52'si 12 aylık ICD tanısı almıştır. Kullanılan ilaçlar ağırlıklı olarak antidepresanlar (%66),
uyku hapları (% 23), nöroleptiklerdir (%6.5) (Tablo 4.13). İlaç kuUananlarm üçte biri bu ilacı bir yıldan
daha fazla süredir kullanmakta olduklarını bildirmişlerdir. Kullanılan ilacı veren kişiler: uzman doktor
(%51), psikiyatri uzmanı (%22), pratisyen (%18), eczacı (%4.6)dır. Deneklerin %4'ü ilacı kimseye
danışmadan kendi kendilerine aldıklarını söylemişlerdir. Şu anda psikotrop ilaç kuUananlarm %53.4'ü son
bir yılda ruhsal nedenlerle bir tedaviciye başvurmuştur.
Tablo 4.13: Şu Anda Kullanılan Psikotrop Ilaçl arın Cinsiyete Göre Dağılımı
Erkek
Kadın
Toplam
sayı (%)
sayı
(%)
sayı (%)
Antidepresan
Sedatif/hipnotik
Antipsikotik
Antiepileptik
Diğer
155
46
12
4
3
(70.3)
(20.9)
(5.5)
(1.8)
(1.4)
Toplam
220
(6.8)
38
21
7
2
4
72
(52.8)
(29.2)
(9.7)
(2.8)
(5.6)
193 (66.1)
67 (22.9)
19 (6.5)
6 (2.1)
7 (2.4)
(2.7)
292
(5.0)
Genel Sağlık Anketi toplam puanlarının ruhsal ^edensel hastalık varlığına göre dağılımı Tablo 4.14'te
görülmektedir. Bedensel hastalık varlığı hastalara bilinen bir bedensel hastalıkları olup olmadığı sorularak
ve 14 hastalıktan oluşan bir liste okunarak işaretlenmiştir. Bu değişkenin GSA puanlarıyla ilişkili olduğu
görülmektedir. Bedensel hastalığı olanlar, olmayanlara oranla belirgin olarak daha fazla GSA puanı
almışlardır. CIDI görüşmesi sonucunda ICD-10 ölçütlerine göre konan ruhsal hastalık tanısmm varlığının
da GSA puanlarıyla belirgin bir ilişkisi olduğu görülmektedir. Ruhsal hastalığı olan-olmayan farkının,
bedensel hastalığı olan-olmayan farkından çok daha fazla olduğu görülmektedir.
90
Tablo 4.14: Bedensel/Ruhsal Hastalık Varlığına Göre Ortalama GSA Puanları
GSA12
GSA28
ort. (SS)
ort. (SS)
Bedensel hastalık var
Bedensel hastalık yok
19.8 (4.3)
18.0(3.5)
43.2 (9.8)
38.0 (7.2)
Ruhsal hastalık var
Ruhsal hastalık yok
21.9(5.4)
18.2(3.2)
48.2(12.1)
38.6 (6.9)
18.8(3.96)
40.3 (8.8)
Toplam
TARTIŞMA
Ruhsal hastalık yaygınlığı
Bu araştırma ruhsal rahatsızlıkların yaygınlığını gösteren ve Türkiye nüfusunu temsil eden bir örneklemle
yapılmış ilk çalışmadır. Sonuçlar, araştırılan ruhsal rahatsızlık sıklığının toplumun yüzde 17.2'sinde
görüldüğünü göstermektedir. Ankara-Gölbaşı'nda benzer bir görüşme aracı kullanılarak yapılmış olan
Dünya Sağlık Örgütü araştırmasında sağlık ocağına başvuranlar arasında herhangi bir tanı alanların oranı
%17.6 olarak bulunmuştur. Sağlık ocağına başvuranlarda ruhsal sorunların genel topluma oranla daha
yaygın olması beklenirse de araştırmamızda anılan araştırmada soruşturulmayan tanı gruplarının (ağrı
bozukluğu, yeme bozuklukları, sosyal ve özgül fobiler ve obsesif kompülsif bozukluk) varlığı beklenen
farkm olmamasını açıklayabilir. DSM-III ölçütlerine göre tanı konan Amerika Birleşik Devletleri'nde
yapılan epidemiyolojik çalışmada (ECA, Regier ve ark. 1988) toplam ruhsal hastalık oranı 6 ay için
%19.1 bulunmuştur. Bu çalışmada depresyon %3, fobiler %7.7, panik bozukluğu %0.8, obsesif kompülsif
bozukluk %1.5, somatizasyon bozukluğu ise %0.1 bulunmuştur. A.B.D'de en son yapılan epidemiyolojik
çalışmada ise (NCS, Kessler ve ark. 1994) DSM-III-R ölçütlerine göre 12 ay için toplam ruhsal hastalık
oranı %29.5, depresyon %10.3, panik bozukluğu %2.3 oranında bulunmuştur. Araştırmalar ve ülkeler
arasında görülen farklı oranlar, gerçek bir farktan doğabileceği gibi, kısmen görüşme araçlarına ve tanı
koyma dizgelerinde^ farklılığa da bağlı olabilir.
Alkol bağımlılığı dışında tüm ruhsal hastalıkların kadınlarda daha sık görüldüğü bilinmektedir.
Sonuçlarımız bu bilgiyi doğrulamaktadır. Somatoform ağrı bozukluğu yüksek oranda görülürken
somatizasyon bozukluğu oranı beklenenden düşüktür. Bu, somatizasyon bozukluğu tanısı koyabilmek için
çok sayıda somatik belirtinin varlığının gerekli olmasına bağlı olabilir. Ağrı bozukluğu tanısı koymak için
ise tıbbi açıklaması olmayan ağrıların 6 ay sürmesi yeterlidir.
Ağrı bozukluğu dışta tutulursa en sık rastlanan ruhsal hastalık majör depresyondur. Depresyonun sık
görülmesi yanında ciddi yetiyitimine de yol açtığı hatırlanırsa tanı ve tedavi önceliği de ortaya çıkacaktır.
Anksiyete ve depresyon spektrumundaki hastalıklar tanıların büyük çoğunluğunu oluştururken, yeme
bozukluğu, hipokondriyazis, somatizasyon bozukluğu gibi hastalıkların düşük sıklıkta olduğu
görülmektedir.
Ruh sağlığı hizmeti kullanımı
Ruh sağlığı hizmeti almak için başvuru yolları önceki çalışmalarla benzerlik göstermektedir (Kılıç ve ark.
1994). Ruh sağlığı hizmetine ulaşım yollarında ilk başvuru seçeneği olarak psikiyatr ve diğer uzman
doktorlar ağırlık taşımakta, pratisyen hekim daha sonra gelmektedir. Pratisyen hekimlerin sevk zinciri
içinde arzu edilen yeri alması için çalışılması gerektiği açıktır. Ruhsal sorunu olan çok sayıda insanın
psikiyatri dışındaki uzmanlık dallarına ilk başvuru yaptığı anlaşılmaktadır. Özellikle bedensel belirtilerle
başvuran hastalarda yanlış/yetersiz tanı ve tedavilerin sık olması beklenebilir. Bu nedenle son yıllarda
pratisyen hekimler üzerinde yoğunlaşan ruhsal hastalıklar konusundaki eğitimlerin başka uzmanlık
dallarında çalışan hekimler için de planlanması gereklidir.
91
Ruhsal hastalığı olan kişilerin yardım için başvuru oranları yetersizdir. Örnek olarak son 12 ayda
depresyon tanısı almış olan kişilerin son bir yıl içinde ruhsal nedenle tedaviye başvurma oranı dörtte bir
dolayındadır. Herhangi bir ruhsal hastalığı olanlar için ise bu oran yedide birdir. Ruhsal rahatsızlığın ruh
hekimine ulaşıncaya kadar 4 basamaktan geçtiğini belirten Goldberg (1992) her aşamada ulaşımı
engelleyen faktörleri tartışmıştır. Hastalığın bir sorun olarak tanınması ve başvuruya karar verilmesi ilk
adımdır. Başvuran hastaların önemli bir kısmının da tanınmasında güçlük olduğu düşünülürse, uygun
yardım alan hasta oranının ne kadar düşeceği anlaşılabilir. Panik bozukluğu en çok yardım arayan hasta
grubudur. Alkolizm ve ağrı bozukluğu doktora en az başvuran gruplardır. Panik belirtisinin kişide
yarattığı korkunun yardım aramayı arttırdığı düşünülebilir.
Yaklaşık 20 kişiden biri araştırma anında psikotrop ilaç kullanmakta idi. Bunların üçte biri bu ilacı bir
yıldan uzun süredir kullandıklarını belirttiler. Şu anda ilaç kullananların ancak yarısının son 12 ayda tanı
konacak bir ruhsal rahatsızlığı vardır. Bu kişilerin gereksiz yere veya gereğinden uzun süre mi ilaç
kullandıkları, yoksa hastalık şiddetinde olmayan belirtiler için kendiliklerinden mi ilaca başladıkları
araştırılması gereken bir konudur.
Yetiyitimi
Ruhsal hastalığı olan kişilerin önemli ölçüde yetiyitimine uğradıkları görülmektedir. Ruhsal hastalığı
•olanlar olmayanlara oranla, ayrıca bedensel hastalığı olanlara oranla işlerini daha çok aksattıklarını
söylüyorlar ve daha fazla yetiyitimi tarif ediyorlar. Kişinin işe gidemediği/işini yapamadığı gün sayısının
ruhsal hastalık varlığında bedensel hastalığa oranla daha fazla olması ruhsal rahatsızlıkların ciddi sosyal
ve ekonomik sonuçlan olduğunu kanıtlamaktadır. Ruhsal yetiyitiminin kadınlarda daha fazla görülmesi,
kadınlarda ruhsal rahatsızlığın erkeklere göre iki kat daha fazla bulunmasıyla ilişkili olabilir. Yetiyitimi
puanları ve işe gidememenin distimik hasta grubunda depresyon grubuna oranla daha fazla olması ilginç
bir bulgudur. Distimik grubun puanlan nevrasteni ve sonntizasyon gruplarından da yüksektir.
Genel Sağlık Anketi sonuçları
Genel Sağlık Anketi puanlarında görülen ilk özellik kadınların erkeklerden yüksek puan almış
olmalandir. Bu da beklenen ve başka çalışmalarla paralel bir sonuçtur (Kılıç ve ark. 1997). GSA puanlan
Ankara'da sağlık ocağına başvuran kişilerde bulunan değerlerden daha düşüktür (Kılıç 1996). Bu da
toplum düzeyinden birinci basamak sağlık hizmetine, oradan da psikiyatri servislerine uzanan sevk
zincirinde hastalık şiddetinin artmasıyla açıklanabilir.
Bedensel hastalığı olanlar olmayanlara oranla ruhsal hastalığı olanlar da olmayanlara oranla daha yüksek
GSA puanı almışlardır. Ruhsal hastalığı olanların bedensel hastalığı olanlardan daha yüksek GSA puanı
almaları, ayrıca ruhsal hastalığı olanlarla olmayanlar arasındaki farkın bedensel hastalık olup olmaması
arasındaki farka göre daha yüksek olması beklenen bir durumdur ve anketin ruhsal bozuklukla ilgili
belirtileri ölçtüğünün de (geçerliliğinin) dolaylı bir göstergesidir.
SONUÇLAR
1. Sonuçlar toplumdaki her altı erişkinden birinin son yıl içinde tanı konabilir bir ruhsal hastalığı
olduğunu göstermektedir.
2. Ruhsal hastalıklar ciddi yetiyitimine (işten güçten kalmaya) neden olmaktadır. Sosyal hayat ve iş
verimi üzerine yaptıkları olumsuz etkiler bedensel hastalıklara oranla daha fazladır.
3. Ruhsal hastalıklar için evrensel sayılan risk faktörleri bu çalışmada da ortaya çıkmıştır:
a) ruhsal rahatsızlıkların hemen her türü (alkol bağımlılığı hariç) kadınlarda erkeklere oranla iki kat
daha sık görülmektedir.
b) eğitim düzeyi yükseldikçe ruhsal hastalık oranı azalmaktadır.
c) boşanmış ve dullarda ruhsal hastalık daha sık görülmektedir.
4. Coğrafi bölgeler ve yerleşim yeri tipi ruhsal hastalık sıklığını etkilemektedir. (Güney, Orta ve Doğu
Anadolu'da toplam ruhsal hastalık yaygınlığı düşük ve birbirine yakınken Kuzey Anadolu'da oranlar
daha yüksek, Batı'da ise hepsinden yüksektir). Şehir merkezlerinde yaşayanlarda ruhsal hastalık riski
köy ve ilçedekilere göre daha yüksektir.
92
5. Ruhsal hastalığı olanların tedavi için başvuru oranları düşüktür. Son bir yıl içinde ruhsal rahatsızlığı
olanlardan ancak yedide biri yardım için başvurmaktadır. İlk başvuru çoğunlukla pratisyen hekime
değil, psikiyatri uzmanı veya başka uzmanlara yapılmaktadır.
6. Erişkin nüfusun %5'i halen psikotrop ilaç kullanmaktadır. Kullanılan ilaç çoğunlukla bir
antidepresandır. Şu anda psikotrop ilaç kullanmakta olanların ancak yarısı son 12 ay için ruhsal
hastalık tanısı almıştır. Hem tanı almadığı halde ilaç kullananların olması, hem de bu hastaların üçte
birinin bu ilaçları bir yıldan uzun süredir kullanıyor olmaları gereksiz kullanımın araştırılması gereğini
ortaya koymaktadır.
KAYNAKLAR
Dünya Sağlık Örgütü (1990) Composite International Diagnostic Interview, Geneva
Dünya Sağlık Örgütü (1991) Brief Disability Questionnaire, Geneva.
Goldberg DP, Williams P (1988) A User's Guide to the General Health Questionnaire. Windsor:
NFER/Nelson
Goldberg DP, Huxley P(1992) Common Mental Disorders: A Bio-social model. London, NewYork:
Tavistock/Routlege
Kaplan İ (1995) Yarı kırsal alanda bir sağlık ocağına başvuran hastalarda ruhsal bozuklukların yetiyitimi
ile ilişkisi. Türk Psikiyatri Dergisi, 6:169-179.
Kessler RC, McGonagle KA, Zhao S ve ark (1994) Lifetime and 12-month prevalences of
DSM-III-R psychiatric disorders in the United States: Results from the National Comorbidity
Survey. Archives of General Psychiatry, 51:8-19.
Kılıç C (1996) Genel Sağlık Anketi: Güvenilirlik ve Geçerlilik çalışması. Türk Psikiyatri Dergisi, 7: 3-9.
Kılıç C, Göğüs A (1997) Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi: CIDI. Hacettepe Ü. Tıp Fak. Psikiyatri Bl;
Dünya Sağlık Örgütü İşbirliği Merkezi Yayınları, Nurol Matbaası, Ankara.
Kılıç C, Rezaki M, Özgen G ve ark (1997) General Health Questionnaire (GHQ12 & GHQ28):
Psychometric Properties and Factor Structure of the Scales in a Turkish Primary Care Sample. Social
Psychiatry & Psychiatric Epidemiology, 32: 327-331.
Kılıç C, Rezaki M, Üstün TB, Gater R (1994) Pathways to psychiatric care in Ankara. Social
Psychiatry & Psychiatric Epidemiology, 29: 131-136.
Küey L, Üstün TB, Güleç C (1987) Türkiye'de ruhsal bozukluklar epidemiyolojisi araştırmaları
üzerine bir gözden geçirme. Toplum ve Hekim, 44: 16-30.
Regier DA, Boyd JH, Burke Jr. JD ve ark (1988) One month prevalence of mental disorders in
the United States. Archives of General Psychiatry, 45:981.
Rezaki MS, Özgen G, Kaplan İ ve ark (1995) Results from the Ankara centre. Mental Illness in General
Health Care: An International Study. TB Üstün, N Sartorius (Ed). John Wiley & Sons, s: 39-56.
93
TÜRKİYE RUH SAĞLIĞI PROFİLİ
ÖZET
Çocuklardaki davranış ve duygusal sorunlar ile yetişkinlerdeki ruhsal bozukluklar toplumda yaygın olarak
görülmelerine karşın yeterince tanınmamaktadır. Yapılan epidemiyolojik çalışmalar, yetişkinlerde her 4-5
kişiden birinde tedavi gerektirecek düzeyde ruhsal hastalık bulunduğunu, çocuk ve gençlerde ise davranış
ve duygusal sorunların yaygın olduğunu göstermektedir. Toplumda bir ruhsal hastalığı olan bireylerin ya
da sorunlu çocuğu olan ailelerin pek azı tedavi için başvurmakta, başvuranların büyük çoğunluğuna tanı
konamamakta, tanı konanların ise küçük bir grubu etkili tedavi alabilmektedir. Ruhsal hastalıkların eskiden
çok iyi bilinmeyen bir yönü de yol açtıkları yetiyitimidir. Sadece ağır akıl hastalıkları değil, depresyon ve
bunaltı bozuklukları gibi sık görülen ruhsal rahatsızlıklar da kişinin iş, eğitim ve sosyal yaşantısmda ciddi
sorunlar yaşamasına, belirgin iş gücü kaybına yol açmaktadır. Ruhsal hastalıkların neden olduğu
yetiyitiminin bedensel hastalıkların neden olduğundan daha az olmadığı bilinmektedir. Bu da ruhsal
hastalıkların önlenmesi ve tedavisinin ne denli önemli olduğunu göstermektedir.
Standart değerlendirme araçlarının kullanımının yaygmlaşması kültürlerarası karşılaştırmaları mümkün
kılarak çocuk ve erişkin ruh sağlığı sorunlarının daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Ruh sağlığı
hizmetlerinin planlanmasında ruhsal sorunların yaygınlığı ve ilişkili faktörlerin iyi bilinmesi temel önem
taşır. Bu bilgiler ise geçerliliği ve güvenilirliği sınanmış değerlendirme ölçeklerinin kullanıldığı, iyi
düzenlenmiş epidemiyolojik araştırmalarla elde edilebilir.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün başlattığı "Türkiye Ruh Sağlığı Profili"
araştırması yukarıda sözü edilen nedenlerle erişkinlerde sık görülen ruhsal hastalıkların, çocuk ve
gençlerde davranışsal ve duygusal sorunların yaygınlığı, demografik değişkenlerle ilişkisi, ruhsal ve
bedensel sorunların neden olduğu yetiyitimi ve bireylerin ruh sağlığı hizmetini kullanımlarıyla ilgili bilgi
toplamayı amaçlamıştır.
Türkiye Ruh Sağlığı Profili Araştırması tabakalı, çok aşamalı, kümeli, olasılık ömeklemesidir. Son aşamada
seçilen birim olan kümenin her tabakada seçilme olasılığı eşit olduğu için araştırma kendinden ağırlıklıdır.
Tabakalar Türkiye'nin 5 demografik bölgesi ve 3 yerleşim yeri tipinin (il, ilçe, köy) çaprazlanmasıyla
oluşturulmuştur. Araştırmanın bulguları 15 tabaka ve 4 büyük kentimiz ile bunların herhangi bir şekilde
birleştirilmesiyle elde edilen toplum kesimlerine genellenebilir. Yerleşim yerinin seçildiği aşamalarda
çerçeve olarak T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü'nün 1990 Sayımı İdari Bölünüş Yayını gerekli
güncelleştirme yapılarak kullanılmıştır. Son aşamada küme seçimi için T.C. Sağlık Bakanlığı'nca tutulan ve
her sene güncelleştirilen Evhalkı Tespit Fişleri Kullanılmıştır. Örnek seçiminin her aşamasmda sistematik
rasgele seçim yapılmıştır.
Araştırmada saha çalışması için il denetçileri örnekleme çıkan illerde görev yapan Ruh sağlığı Şube
Müdürleri ya da Ruh Sağlığı Şubesinden sorumlu Sağlık Müdür yardımcısından, görüşmeciler ise sağlık
ocaklarında görev yapan doktor, ebe, hemşire ve devlet hastanelerinde çalışan psikolog ve sosyal
hizmet uzmanlarından oluşmuştur. İl denetçisi ve görüşmecilerin eğitimi iki aşamada iki ayrı grup
halinde yapılmıştır. Alan çalışması da iki aşamada gerçekleştirilmiştir. Birinci aşamada Aralık 1995 Ocak 1996 tarihleri arasında İç Anadolu ve Güney Anadolu bölgeleri, ikinci aşamada ise Nisan-Mayıs
1996 tarihleri arasında Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu bölgelerinden örnekleme çıkan illerde alan
çalışması yapılmıştır.
Toplam olarak 3889 hanede 16550 kişi hakkında veri toplanmıştır. Ulaşılan hanelerdeki 2 yaşın üstünde
herkese yaşlarına uygun ölçekler uygulanmış, dışlama ölçütü kullanılmamıştır. Örneğe giren hanede
Hanehalkı Anketi, 2-3 Yaş Çocukları İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği, 4-18 Yaş Çocuk ve Gençleri
İçin Davranış Değerlendirme Ölçeği, 5-18 Yaş Öğretmen Değerlendirme Ölçeği ve 11-18 Yaş Grubu
Gençler İçin Kendini Değerlendirme Ölçeği; erişkin nüfus için ise Uluslararası Bileşik Tanı Görüşmesi
(CIDI), Genel Sağlık Anketi, Kısa Yetiyitimi Anketi ve Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi kullanılmıştır.
Annelerden elde edilen bilgilere göre 2-3 yaş grubu çocuklarda sorun davranışların görülme sıklığı
%10.9, 4-18 yaş grubunda %11.3 olarak bulunmuştur. Öğretmenlerden elde edilen bilgilere göre 5-18
yaş grubunda sorun davranış oranı %11.6, gençlerin kendilerinden elde edilen sonuçlara göre ise
95
%11.9'dur. Her üç bilgi kaynağından elde edilen bilgiler doğrultusunda toplumumuzda İçe Yönelim
sorunlarının Dışa Yönelim sorunlarından daha fazla olduğu görülmektedir. Şehirlerde ruhsal hastalık
görülme oranı, kasaba ve köylerden yüksektir. Coğrafi bölgelere göre ruhsal hastalık dağılımı farklılık
göstermektedir. Genel olarak çocuk ve gençlerde sorun davranışların yaklaşık %11 olarak
bildirilmesine karşın, 2-3 yaş grubu çocuğu olan ailelerde ruh sağlığı hizmetine başvuru hiç yoktur; 418 yaş grubunda bu oran % 0.2 olarak bulunmuştur. 11-18 yaş grubundaki gençlerin %5'i davranış ya
da duygusal sorunlarından dolayı yardıma ihtiyaç duyduklarını belirtmelerine karşın, başvuru oranı %
0.3 olarak bulunmuştur.
Erişkinlerle ilgili verilere göre son 12 ayda herhangi bir ruhsal rahatsızlığı olan kişi oranı %17.2'dir.
Kadınlarda ruhsal rahatsızlık görülme oranı erkeklerin iki katı fazladır. Eğitim, medeni durum gibi
değişkenler ruhsal hastalık yaygınlığını etkilemektedir. Şehirlerde ruhsal hastalık görülme oranı, kasaba ve
köylerden daha fazladır. Coğrafi bölgelere göre ruhsal hastalık dağılımı da farklılık göstermektedir: batı
bölgesinde oranlar en yüksektir. Ruhsal hastalık varlığının belirgin olarak iş gücü kaybına, işe gidememeye
yol açtığı ve bu kaybın bedensel hastalığı olanlara göre daha fazla olduğu görülmüştür. Deneklerin son bir
yıl içinde ruhsal şikayetlerle tedavi başvurusu yapma oranı %4.7'dir. Başvuru oranlan kadınlarda
erkeklere göre iki kat daha fazladır. Ruhsal nedenle ilk başvurulan kişi sıklık sırasına göre psikiyatri
uzmanı (%39), psikiyatri dışı uzman (%33), pratisyen (%21) ve hocadır (%3.6). Araştırma anında
psikotrop ilaç kullanma sıklığı %5'tir. İlaç kullanım oranı kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazladır.
Araştırma anında kullanılan ilaçların üçte ikisi antidepresanlar, dörtte biri sedatif/hipnotiklerdir.
Türkiye Ruh Sağlığı Profili bulguları ruhsal hastalıkların yaygınlığı ve sonuçlarıyla ilgili önemli bilgiler
sağlamaktadır. Araştırma ruhsal hastalıklarla ilgili Türkiye nüfusunu temsil eden ilk çalışma olması, çok
sayıda ruhsal sorunun taranmış olması, hem çocuk hem erişkin örneklemini içermesi gibi nedenlerle
önemlidir. Topluma yönelik ruh sağlığı hizmetlerinin planlanması ve gelecekteki araştırmalara temel
oluşturması açısından bulgularımızın yararlı olacağını umuyoruz.
96
MENTAL HEALTH PROFILE OF TURKEY
SUMMARY
BACKGROUND
Epidemiological studies targeting general population yield higher than expected prevalence rates for
mental disorders. Behavioral and emotional problems in children and adolescents are also reported to be
high. Studies show that one in four or five people in the population at any given time is suffering from a
diagnosable mental disorder. Although they are common, people with mental disorders rarely seek
treatment. Of those who do, the great majority receive incorrect diagnoses or no diagnosis at all. Further,
those who are correctly diagnosed, may not receive proper/sufficient treatment. Mental disorders can
cause severe disability. Not only severe mental disorders, like schizophrenia, but also very common
mental disorders like depression and anxiety disorders can seriously affect work and social performance.
Studies show that disability caused by mental disorders in general is not less than that caused by bodily
illnesses. These findings, in addition to the fact that mental disorders are very common, makes prevention
and treatment of mental disorders a significant public health problem.
The increasing use of standardized assessment tools have enhanced our understanding of child and adult
psychological problems by making cross-cultural comparisons possible. In order to form public health
policies for mental health services, it is essential to know the distribution of mental health problems and
associated variables. Those variables will be provided by well designed community epidemiological
studies done with standardized instruments with established validity and reliability.
AIMS
The Mental Health Profile Survey of Turkey aims to investigate the prevalences, characteristics and
consequences of common adult mental disorders as well as children and adolescents' behavioral/
emotional problems. It also assesses demographic variables associated with psychological problems in
addition to the disability caused by mental disorders and use of health services by people who suffer
emotional problems. The results of this study will provide baseline data for future studies and will also help
in shaping public health policies and programs.
METHODOLOGY AND SAMPLING
The survey was designed in a way that generalization of the findings would be possible on region level
as well as on type of settlement. For this reason, a sample plan of a self weighted, equal probability of
selection in strata, with a large target number of households was designed. Two stratification criteria
was used: one was the region with five categories, and the other was type of settlement with three
categories, constituting 15 strata. The selection was done at various stages where staging was
determined by the existence of sampling frames. At the last stage, cluster selection was done from
household records kept and updated every year by Ministry of Health. Systematic random selection was
employed at every stage. An independent computer file was created for every module used in the
survey. Identification of the records in these files was designed in a way that it is possible to match
related records from various files.
Distributions of background variables of the Mental Health Profile Survey were compared with 1990
Turkish General Census, 1989 Demographic Survey of Turkish State Planning Organization and 1993
Turkish Demographic and Health Survey of Hacettepe University Institute of Population Studies.
Taking, also, the natural trend of change in time on these background variables into consideration, the
findings of the Mental Health Profile Survey seemed to be reliable.
ORGANIZATION AND PLANNING
The Mental Health Profile Survey was carried out by General Directorate of Primary Health Care of
Ministry of Health, through a technical collaboration of Child Psychiatry Department of Ankara
University Medical Faculty, Psychiatry Department of Hacettepe University Medical Faculty and
Hacettepe University Institute of Population Studies. The financial support for the survey was provided
by Health Project General Coordination Unit of Ministry of Health and World Health Organization.
97
Field staff and local supervisors were selected among Ministry of Health staff including general
practitioners, social workers, psychologists, midwives, nurses and health educators. All interviewers
received theoretical and practical training for a week. Fieldwork activities were completed in two
stages. The first stage of the fieldwork was completed by the end of December 1995, the second stage
was completed by the end of May 1996. Local supervisors held regular meetings with the fieldwork
team to ensure quality of data collection and reported weekly to the center coordinators in Ankara. At
the end of field work, the questionnaires were returned to the Primary Health Care Directorate of
Ministry of Health where they were edited by study supervisors.
DATA COLLECTION
Data was collected on a total of 16550 household members living in 3889 interviewed houses, no
exclusion criteria was used. A Household Questionnaire was filled in for every house. Children and
adolescents were given Child Behaviour Checklists (CBCL/2-3, CBCL/4-18), Teacher's Report Form
(TRF) and Youth Self-Report (YSR). The adults were given Composite International Diagnostic
Interview (GDI), General Health Questionnaire (GHQ), Health Services Use Questionnaire and Brief
Disability Questionnaire (BDQ). A total of 635 were given CBCL/2-3, 4488 CBCL/4-18, 2340 TRF
and 2206 cases were given YSR. The number of subjects receiving CIDI, GHQ, BDQ and Health
Service Use Questionnaire were 7479. The internal consistency and test-retest reliability coefficients
were satisfactory for all the checklists. The response rate for household questionnaire was 90 %. The
total response rate of CBCL/2-3 was 94.6 %, it was 83.9 % for CBCL/4-18, 87.7 % for TRF, 79 %
forYSR. The response rate for adult population was 73.4 %.
RESULTS
Household findings:
The average household size in this survey was 4.26, a bit smaller than the average of Turkish
Demographic and Health Survey, 1993. Marriage is still a stable sociological unit in Turkey, only 1%
of the marriages dissolved because of divorces and 7.2% dissolved for natural causes like death. Gender
differentiation still continues in education opportunities in Turkey, especially after primary education
level. Primary school graduates were equally distributed in both sexes while the frequency of males was
higher in higher education levels.
A great majority (two thirds) of the 12+ age population, the population in the working age, do not work
at any income returning job. This high figure may be explained by young population who are still
continuing their education, older population who exited from working life and housewives whose work
has no return in terms of money. In addition, 46% of the population has no social insurance at all.
Child and adolescent sample:
Each instrument for children and adolescents was scored for eight cross-informant syndromes, plus
Internalizing and Externalizing groupings of the syndromes and total problems.
No significant age and gender differences were reported by the parents of children aged 2-3. Parents of
children aged 4-18 revealed significantly higher total problem scores for boys than for girls, higher
scores for younger than for older children. Girls also had higher scores for Withdrawn, Somatic
Complaints and Anxious/Depressed scales than boys. On the other hand, boys obtained higher scores
for Attention Problems, Delinquent Behavior and Aggressive Behavior scales than girls. For
Internalizing scale, girls were scored higher, for Externalizing scale boys were rated higher. There were
significant differences between gender and age groups on the Competence scales. For Activities, Social
and Total Competence, parents reported higher scores for boys than girls. There was a slight tendency
for older children to obtain higher competence scores than younger children, whereas for School scale,
parents reported higher scores for girls than for boys and for younger children than older children.
On TRF, girls were rated significantly higher than boys on all six academic and adaptive scores.
Teachers generally viewed girls on functioning somewhat better than boys. Older children obtained
higher scores for 'Total Adaptive Functioning" than younger children. On Syndrome and Total
Problem Scales, teachers reported higher total problem scores for boys than for girls, higher scores for
98
younger than for older children. For Internalizing scales, teachers reported higher scores for girls,
whereas for Externalizing scales, they reported higher scores for boys. These findings pertain to studies
based on parent reports. On Externalizing and Total Problems, younger age group had higher scores
than older age group. No significant age differences were found on the Internalizing Scale.
On YSR, boys obtained higher Total Competence score than girls. No significant age differences were
found for the two scales or total competence. On syndrome scales girls reported higher on internalizing
problems and boys on externalizing problems. These findings pertain to studies based on parent and
teacher reports. Unlike parents and teachers reports of children's problem behavior, no significant
gender differences were reported by the adolescents. They also indicated an increase of problem scores
with increasing age. Adolescents reported higher problems than their parents and teachers. The mean
total problems scores on the YSR (32.2), was much higher than those found on the CBCL (24.0) and
the TRF (29.5).
In all checklists, problem rates were higher in urban than semi-urban and rural areas. There were
regional differences in problem rates.
The prevalence rate of Total Problems of the CBCL/2-3 on the Total Problems revealed a rate of 10.9
percent based on parent information, 11.3 percent for ages 4-18 year olds, 11.6 percent on the basis of
teacher information and 11.9 percent based on youth reports.
Although a considerable proportion of children are reported to have behavioral/emotional problems,
very few (none in 2-3, 0.2% for 4-18 age groups) are referred to mental health care services. Although
5% of the 11-18 age group youths have reported the need for help for their behavioral/ emotional
problems, only 0.3% were referred.
Adult sample:
A total of 7479 people aged 18 or older were interviewed by general practitioners trained in the use of
CIDI. 54.9% were female and mean age was 39.3. The prevalence of psychiatric disorders in the last 12
months according to ICD-10 was 17.2%. Three most common types of psychiatric illnesses were: pain
disorder (8.4%), major depression (4%) and specific phobia (2.7%). The prevalence of any psychiatric
disorder was 22.4% in women compared to 10.9% in men. People with any psychiatric disorder were
older than general population. People with disorders which typically start during childhood or adolescence
like specific and social phobia, however, were younger. Lack of education had a clear effect on rate of
illness; the least educated had the highest rates of psychiatric disorder. Marital state also had an effect;
divorced or widowed people had higher chances of having an illness compared to married and single
people. Rates of illness differed depending on type of settlement and geographical region. Subjects who
live in the western part of Turkey had clearly higher rates of overall ICD-10 psychiatric disorder (20%)
than the other parts (14.3 to 14.5%); northern parts of Turkey also showed higher rates of illness (17.1 %),
although not as high. People living in urban areas compared to those living in semi-urban and rural areas
had higher rates of psychiatric disorders (19.8 vs. 14.8 and 14.9%).
Presence of psychiatric disorder was clearly associated with higher disability (number of days unable to go
to work, number of days unable to get off bed) compared both to those with no psychiatric disorder and
those with physical illness.
General Health Questionnaire scores were quite sensitive to psychiatric illness: both GHQ12 and GHQ28
scores differentiated people with and without psychiatric disorder for all diagnostic groups. GHQ scores
were higher for any psychiatric illness compared to any bodily illness, thus confirming its specificity for
psychological problems.
4.7% of subjects had contacted a carer in the last year for psychological reasons. Women had two-times
higher rates of contact than men. Person first contacted for psychological problem was: psychiatrist (39%
of cases), other specialist (internist, neurologist 33%), general practitioner (21%) and religious healer
(3.6%). The three disorders with highest rates for any contact were: panic disorder, obsessive compulsive
disorder and somatization disorder.
99
5% of subjects reported being on psychotropic medication at the time of the study. Two thirds of those
were on antidepressants (women 70.3%, men 52.8%), one fourth were on sedative/ hypnotics. Half of
these people received any ICD-10 diagnosis and one third said they had been taking their drug for longer
than one year.
CONCLUSION
The results provide essential information on prevalence, characteristics, consequences and related factors
of psychological problems in Turkey. The study is important since it is the first epidemiological study on
psychological problems on a national sample. Psychological problems of children and adults were more
common in urban than rural areas. Although adult women had a higher prevalence of psychological
problems, the female/male ratio was reversed in childhood. Adolescents reported more problems than
their parents & teachers did. Results indicate that one in every six adults have a diagnosable mental
disorder. They also show that mental disorders severely affect people's lives; the disability caused by
mental disorders is higher than that caused by organic illness. Universal risk factors for mental illness
were confirmed by our findings; those with less education, divorced or widowed people and adult
women are at high risk for most of psychiatric illnesses. Urbanization is also a known risk factor for
both adults and children. One interesting finding is that there were regional differences both in the
prevalence of any disorder and also for types of disorders.
One major finding is that both adults and children received inadequate help for their psychological
suffering. Very few children with psychological problems were referred for help. Although 5% of 1118 age group volunteered they needed psychological help, only 0.3% of the whole group were
referred. One out of seven adults who had a diagnosable psychiatric disorder sought help from a
professional in the last 12 months. Some symptoms seem to increase this rate of help seeking.
We hope the results of this study will be of help in future planning of needs of care for both adults and
children in our population.
100
EK 1. ÖRNEKLEME TABAKALARI, GÖRÜŞME TARİHİNDE NÜFUSLAR, YERLEŞİM
YERİ SAYILARI, ÖRNEK YERLEŞİM YERLERİNİN TABAKALARA DAĞILIMI
Tablo E1-1: Bölge ve tabakalarda alan çalışması tarihi için kestirilmiş hanehalkı sayıları
İl merkezleri
Köyler
İlçe merkezleri
HH sayısı
HH sayısı
HH sayısı
YY s (Kestirim)
YY s
(Kestirim)
(Kestirim)
YY s
13 3288207.4
169
1137595.7
Batı A.
192
1120147.4
98
8
Güney A.
714448.9
107
611432.9
570671.9
239
948839.2
Orta A.
20
634206.1
1402190.5
225
131
506330.4
Kuzey A.
9
220566.3
126
309712.0
222
Doğu A.
23
203
456974.7
825695.3
610446.1
73
859
4029893.5
6235859.2
3090712.1
853
Toplam
HH sayısı
(Kestirim)
5545950.5
1896553.7
2985235.8
1036608.7
1892116.1
13356464.8
Tablo El-2: İl merkezlerinde yerleşim yeri sayısı, hanehalkı sayısı, seçilen yerleşim yeri sayısı, örnekleme aralığı ve
rasgele sayı
Örnekleme
Seçilecek
Yerleşim yeri
HH sayısı
Rasgele
aralığı
sayısı
YY sayısı
sayı
(kestirim)
Batı A.
Güney A.
Orta A.
Kuzey A.
Doğu A.
Toplam
13
8
20
9
23
73
3288207.4
714448.9
1402190.5
220566.3
610446.1
6235859.2
8
3
9
5
28
411025
238149
155798
73522
122089
170908
85323
142989
19561
70613
Tablo E1-3: Seçilen il merkezlerine bağlı ilçe merkezlerinde yerleşim yeri sayısı, hanehalkı sayısı, seçilen yerleşim yeri
sayısı, örnekleme aralığı ve rasgele sayı.
Örnekleme
Rasgele
HH sayısı
Seçilecek
sayı
(kestirim)
YY sayısı
aralığı
Batı A.
Güney A.
Orta A.
Kuzey A.
Doğu A.
Toplam
400798.8
216282.5
284440.5
120036.2
125909.3
1147467.3
6
1
7
3
6
25
66799
72094
40634
40012
20984
56340
68521
20980
13825
15003
Tablo El-4: Seçilen il merkezlerine bağlı köylerde yerleşim yeri sayısı, hanehalkı sayısı, seçilen yerleşim yeri sayısı
örnekleme aralığı ve rasgele sayı.
Örnekleme
Rasgele
HH sayısı
Seçilecek
sayı
(kestirim)
aralığı
YY sayısı
Batı A.
Güney A.
Orta A.
Knızey A.
Doğu A.
Toplam
314398.5
259308.8
402163.7
211834.9
238179.1
. 1425885.0
13
6
10
6
10
45
24184
43218
40216
35305
23817
2663
17710
11152
4435
4943
Tablo E1-5:
İl merkezi
Batı A.
Güney A.
Orta A.
Kuzey A.
Doğu A.
Toplam
24.61884
5.34908
10.49821
1.65138
4.57041
46.68792
ilçe merk.
8.38655
4.27262
4.74830
2.31881
3.41388
23.14016
Köyler
8.51719
4.57780
7.10396
3.79090
6.18198
30.17183
Tablo El-6: Örnek 5000 Hanehalkının tabakalarda dağılımı.
İlçe merk.
Köyler
İl merk.
Batı A.
Güney A.
Orta A.
Kuzey A.
Doğu A.
Toplam
1231
267
525
83
229
2335
419
214
237
116
171
1157
102
426
229
355
190
309
1509
Toplam
41.52259
14.19951
22.35049
7.76110
14.16629
99.99998
Toplam
2076
710
1117
389
709
5001
EK 2. KÜME SEÇİMİ İÇİN ÇERÇEVENİN OLUŞTURULMASI
Örnekleme çerçevesi, olasılıklı seçimde seçilme şansı verilen her birimin (araştırma konusuna uygun olan her
birimin) yer aldığı listedir. Bu liste eksiksiz ve tekrarsız olduğu zaman örnekten evrene genelleme yapmak
mümkündür, aksi halde, bulgular sadece örneğe giren birimler için geçerli kalır.
Çerçeve eksik ise, çerçeveye giren birimlerin seçilme olasılığı artmış, girmeyenlerinki de sıfıra indirilmiş
olur, bulgular çerçevede var olan birimlere yanlı olur. Eğer bir birim çerçevede birden fazla yer almışsa, bu
tip birimlerin seçilme olasılığı diğerlerine göre daha fazla olur, bu nedenle yine yanlılık doğar.
Yanlılıktan kaçınmanın en önemli ve birinci derecede etken yolu güncel çerçeveden seçim yapmaktır. Bu
nedenle çerçeve özenle hazırlanmalıdır.
Bu araştırmanın temel örnekleme birimi "hane"dir. Türkiye'de bütün haneleri kapsayan tek çerçeve DİE'nin
sayım öncesinde yaptığı blok tarama ile elde edilen hane listeleridir ki 5 yıl geride kalmıştır, güncel değildir.
Bir başka çerçeve TEDAŞ (Türkiye Elektrik Dağıtım Şti.) in müşteri kayıtlandır. Bu listelere erişim hem
pahalı hem de zaman alıcıdır.
Bu araştırmada çerçeve olarak Evhalkı Tespit Fişleri (ETF) kullanılmıştır. ETF'ler senede bir ve en son
Haziran 1995 gibi yakın bir tarihte güncelleştirildiğinden Türkiye'de kullanılabilir çerçevelerden biri olarak
kabul edilebilir. Ancak, yine de bir yerleşim yerinde tüm haneleri kapsamama olasılığı akılda tutularak, örnek
seçimi aşamalarında ETF'lerin eksiği giderilmeye çalışılmıştır.
Örnekleme olasılıklı seçim olacak şekilde düzenlendiğinden ve olasılık hesaplayabilmek için önceki
aşamalarda seçilen yerleşim yerlerindeki hanehalkı sayısına gerek olduğundan, ilk olarak, her yerleşim yeri
için aşağıdaki form doldurulmuştur.
Form 1: Sağlık ocaklarında nüfus ve hane sayıları
ETF'lerin
Hanehalkı
sayısı
Nüfus
ETF'lerin nasıl
sınırlandırıldığı
kapsamadığı
yerin tanımı
1. Sağlık ocağı
2. Sağlık ocağı
3. Sağlık ocağ
n. Sağlık ocağı
Formun 1. sütununda Sağlık ocağı tarafından saptanan hanehalkı sayısı, 2. sütununda bu hanelerde yaşayan
insan sayısı istenmektedir.
3. sütunda ETF'lerin sımflandırılış biçimi tarif edilmiştir. Bazı Sağlık Ocakları ETF'leri sokak sokak, bazıları
sorumlu ebe-hemşireye göre, bazıları da site site demetlemiş ya da sınıflandırmışlardır. Eğer ETF'ler
sınıflandırılmamış; rasgele, düzensiz bir şekilde yığılmış ise, Sağlık ocağının (örneğe girdiği taktirde) sokak
sokak, ya da sitelere göre sınıflandırma yapması istenmiştir.
Formun her satırına bir Sağlık ocağı için bilgi yazılmıştır. Sağlık ocağının adının eksiksiz olarak belirtilmesi
«erekir. Satırlardan bazıları Sağlık ocakları tarafından çeşitli nedenlerle kavranamayan, ETF'leri
103
doldurulmamış hane, hane kümeleri (yeni yapılmış ve iskan edilmiş apartman, ev, site, sokak gibi) varsa bu
tip hane kümeleri için kullanılmış ve buralar için kesin hanehalkı sayısı ile yaklaşık nüfus yazılmıştır. Bu tip
yerler grup başkanlıklarınca doldurulmuş ve adresleri 4. sütunda belirtilmiştir.
Her yerleşim yeri için hazırlanan formun Bakanlığa gönderilmesi, formun başına ait olduğu yerleşim yerinin
ili, ilçesi, mahalle ve köyü eksiksiz yazılması istenmiştir. ETF kayıtları herhangi bir Sağlık ocağında tutulan
köyler için de birer form doldurtulmuştur.
Eğer köy için ETF'Ier doldurulmamış ise, köyün hanehalkı listesi köy muhtarı ya da ihtiyar heyetinden
istenmiştir.
Örnekleme küme örneklemesidir. Bu araştırmada küme, birbirine komşu yaklaşık 20 hane olarak
tanımlanmıştır. Yerleşim yerinin büyüklüğüne bağlı olarak hem küme büyüklüğü hem de küme sayısı
değişkendir.
Örnek hanelerin seçimi için bu formlar kullanılmıştır. Seçilen her Sağlık ocağı için rasgele bir rakam
verilmiş, verilen rakama karşılık gelen hane örnek kümenin ilk hanesi olacak şekilde, bu haneden itibaren
küme büyüklüğü kadar hane örneğe alınmıştır. Eğer küme tamamlanmadan demet biterse, demetin sonundaki
n hane kümeyi oluşturur (n küme büyüklüğüdür). Eğer demet verilen küme büyüklüğünden daha az küme
içeriyorsa, seçilen demete komşu olan ve seçilen demetten sonra gelen sokak, ya da sitenin demeti
kullanılarak küme tamamlanmıştır.
104
EK 3: UYGULAMA VE SONUÇLARI
EK 2 yönerge haline getirilerek örneğe giren illerin yöneticilerine dağıtılmış, aynı zamanda çerçeve
oluşturma için 2.5 saatlik bir eğitim toplantısı yapılmış ve yöneticilerden kendi sorumluluklarında olan il
merkezi ve ilçe merkezleri için FORM doldurmaları istenmiştir. 3 Kasım 1995 te gelen FORM'lardaki
bilgilerle aşağıdaki tablo oluşturulmuştur.
Tablo E3-1. Orta ve Güney Anadolu böl;pelerinde ETF'lerden gelen bilgilerin dökümü.
ETF
Projeksiyon 1990
Nüfus
Hane
CrtHH
Nüfus
Hane
OrtHH
1177167
5.12
Adana
229930
1098996
224285 4.90
5.70
Adana
Osmaniye
149337
26198
144088
26931
5.35
3.84
Antalya
492866
128509
547812
139039 3.94
4.35
Antalya
Kaş
3172
730
5195
1270
4.09
3.82
İsparta
129169
33896
124193
32596
3.81
İsparta
Yalvaç
14970
4.19
39841
3571
8497
4.63
Ankara
1913742
2925319
716990 4.08
3.92
Bolu
66071
16876
73483
18603
3.95
4.14
Düzce
69987
16893
67877
Bolu
15357
4.42
Eskişehir
464623
126800
3.66
465247
121793 3.82
4.55
663004
145662
627654
Konya
135562 4.63
4.22
Akşehir
55800
13225
59083
Konya
11864
4.98
4.44
87254
Ereğli
19639
80.263
Konya
16117
4.98
17854
5.78
18901
Kulu
3087
Konya
3796
4.98
3.91
144362
Kütahya
168077
43016
36091
4.00
4.77
46400
15298
10867
Kütahya
Tavşanlı
72971
4.27
42843
4.35
165297
Kırıkkale
186392
33803
4.89
Kaynak: T.C. Başbakanlık D.t.E., 1990 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Tablo:61, s:179.
Tablo E3-1 incelendiğinde, bilgileri eksik olan Ankara ve Antalya illeri dışında üç yerleşim yerinin ETF
bilgilerinin açıklanmaya muhtaç olduğu görülmektedir. Diğer bütün yerleşim yerlerinde ETF nüfusları
kestirilmiş nüfuslardan büyük ve yakın değerlerdir. Benzer şekilde hane sayısı Osmaniye dışında bütün
yerleşim yerlerinde ETF kayıtlarında daha büyük değerlere ulaşmaktadır. Osmaniye'de ETF kayıtlarına göre
hane sayısı kestirilmiş hane sayısından küçük olmasına rağmen ETF nüfusu kestirilmiş nüfustan daha
büyüktür.
ETF kayıtlarında saptanan nüfusların kestirilmiş nüfuslardan büyük olması, kayıt dışı kalmış hanelerin ihmal
edilebilir düzeyde kaldığını göstermektedir. Bu nedenle ETF kayıtlarının bu yerleşim yerlerinde örnekleme
çerçevesi olarak kullanılabilir olduğu düşünülmüştür.
ETF kayıtlan kestirim değerleri ile uyuşmayan beş yerleşim yeri için Tablo E3-2 düzenlenmiştir.
Tablo E3-2: ETF kayıtları gözden geçirilecek yerler için ek döküm
1990
1985
Bolu
İsparta
Konya
Antalya
Antalya
Yalvaç
Kulu
Kaş
60789
28028
17425
378208
4560
50288
19968
16064
261114
4002
Kestirim
73483
39841
18901
547812
5195
ETF
66071
14970
17854
492866
3172
Tablo E3-2'ye göre, özellikle Yalvaç ETF bilgilerinin bu haliyle örnekleme çerçevesi olarak
kullanılamayacağı görülmektedir. Bu nedenle bu merkezlerin yöneticilerinden kayıtlarını gözden geçirmeleri
ve eksiklerini tamamlamaları istenmiştir.
105
Ankara Büyükkentin tümü için, ETF kayıtları kullanılamaz halde olduğu için küme seçimi TEDAŞ müşteri
kütüklerinden yapılmıştır. Kümenin başlangıç yerinin adresi, il adı, ilçe adı, mahalle adı olarak verilmektedir.
Ayrıca kümenin mahalle içinde tam yerini belirlemek için cadde ve sokak adı ile birlikte 3-11 arasında
TEDAŞ müşterisinin konut numarası ve adı-soyadı verilmektedir. Bu liste sadece konutları içermekte,
işyerleri bu listede yer almamaktadır.
Küme, birbirine komşu 20 haneden oluşmaktadır (-100 kişi). Küme, TEDAŞ'tan alınan bu liste başlangıç
noktası sayılarak, görüşmeci ekipler tarafından 20 hane listelenerek oluşturulmuştur.
Araştırmanın ikinci aşaması, ilk aşamada kapsanan Orta ve Güney Anadolu dışında kalan Batı, Kuzey ve
Doğu Anadolu bölgelerini kapsamaktadır. Bu bölgelerden seçilen İl Sağlık Müdürlüklerinden, ilin nüfus ve
hane sayısı, Sağlık Ocaklarına göre dökümü istenmiştir.
Tablo E3-3: Batı, Kuzey ve Doğu Anadolu için ETF' erden gelen bilgilerin dökümü
ETF
Projeksiyon 1990
OrtHH Nüfus
Hane
Nüfus
Hane
OrtH %fark
-•
4.74
1062582
254206
1040440
219271
4.18
-2
Bursa
20971
4.33
39500
9338
Karacabey
4843
4.23
-47
Bursa
istanbul
4.10
3.65
215630
2099334
545282
3.85
izmir
786287
-63
3850
3.21
18521
4965
12341
3.73
-34
izmir
Kınık
6564
26554
6357
4.18
24483
Torbalı
3.73
+8
İzmir
27102
2.96
80448
20315
Yalova
80128
3.96
-0
4.54
81777
Giresun
94230
20776
18756
4.36
+ 13
4.55
Giresun
2067
6798
1241
5.48
Eynesil
9415
+28
83336
4.35
335427
77287
4.34
Samsun
362540
+7
Bafra
16205
4.73
80464
16255
Samsun
76591
4.95
-5
4.68
145900
32494
Trabzon
51020
4.49
+39
238607
4634
5.63
12232
2105
5.81
Trabzon
Araklı
26071
+53
6.88
Diyarbakır
474834
79271
511786
74339
5.99
+7
694
7.03
4807
Diyarbakır
Dicle
33027
4696
6.93
??
8.50
78207
Silvan
84792
9981
11285
6.93
+8
Diyarbakır
??
Erzincan
101943
4.59
65074
4.90
334403
67015
Malatya
318708
4.99
-5
2774
2764
6.79
16116
5.83
+ 14
Malatya
Battalgazi
18829
247125
5.03
??
Sivas
5.08
12226
2187
10790
5.59
-12
Gemerek
2126
Sivas
5.04
16449
2943
5.59
+29
Sivas
Şarkışla
4590
23111
6.83
211860
31763
6.67
+21
Van
266817
39050
8.08
44795
6013
65655
8125
7.45
+32
Erciş
Van
Kaynak: T.C. Başbakanlık D.I.E., 1990 Genel Nüfus Sayımı, Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri, Tablo:61, s: 179.
Projekte edilmiş nüfusları baz alarak, ETF nüfusları ile projekte nüfuslar arasındaki farkın yüzde
dağılımlarına bakarak ETF kayıtları değerlendirilmeye çalışılmıştır. Görüldüğü gibi, il ve ilçe merkezlerinde,
ETF kayıtlarının projekte nüfuslardan fazla olduğu yerleşimler olduğu gibi, ETF kayıtlarının projekte
nüfusların çok gerisinde kaldığı yerler ve her ikisinin birbirine çok yakın olduğu yerler vardır. Bunlardan,
ETF kayıtlarının projekte nüfusa göre en fazla %5 daha az kaldığı yerler ve ETF kayıtlarının çokluğa
bakılmaksızın projekte nüfuslardan fazla olduğu yerler tümüyle kabul edilmiş ve hane seçimi için çerçeve
olarak ETF kayıtları kullanılmıştır. Bunların dışında kalan yerlerin ETF kayıtlarmm yetersiz olduğu İl Sağlık
Müdürlüklerine bildirilmiş ve eksikliğin kaynağı sorulmuş, ETF kayıtlarına girmeyen mahalle ve sokakların
varlığının sorgulanması istenmiştir. Bu şekilde ETF nüfusu az görünen il ve ilçe merkezleri aşağıya
listelenmiştir.
106
Tablo E3-4: Batı ve Doğu Anadolu' da ETF kayıtları gözden geçirilecek yerler.
ETF
Projeksiyon 1990
Hane
Hane
Nüfus
O r t H Nüfus
OrtH
Bursa
İstanbul
İzmir
İzmir
Malatya
Sivas
Erzincan
Sivas
Karacabey
Kınık
Gemerek
20971
4843
4.33
39500
9338
4.23
786287
12341
318708
10790
101943
247125
215630
3850
65074
2126
3.65
3.21
4.90
5.08
2099334
18521
334403
12226
545282
4965
67015
2187
3.85
3.73
4.99
5.59
I
-47
??
-63
-34
-5
-12
??
??
Bunlardan İstanbul Büyük Kent merkezinden derlenen ETF kayıtlarının projeksiyon nüfusundan büyük
farklılık göstermesi üzerine bu kentte ETF kayıtlarının küme seçimi için çerçeve olarak kullanılmasından
vazgeçilmiştir. Bunun yerine, her Sağlık Ocağı sorumluluğu altında olan alandaki tüm sokakların listesi
çıkarılmış* ve bu sokaklardan sistematik rasgele seçimle, her sokak bir kümeye karşılık gelecek şekilde
sokaklar seçilmiştir. Bu işlem, sokaklardaki hane sayısı birbirine eşit olmadığı için bir miktar yanlılık
taşımaktadır. Sokaklardaki hane sayısını saymak hem pahalı hem de zaman alıcı bir işlem olduğu için her
sokakta ortalama 30 hane olduğu varsayılmıştır. Seçilen sokakla birlikte bir de 1 ile 20 arasında rasgele bir
sayı seçilmiş ve görüşmeci ekiplerin bu haneden itibaren küme oluşturmaya başlamaları istenmiştir.
Listedeki diğer yerleşim yerlerinin Sağlık Müdürlüklerinden ETF kayıtlanndaki eksikliklerin tamamlanması,
eğer tamamlanamıyorsa projeksiyon nüfusu ile ETF nüfuslarının arasındaki farkın açıklanması istenmiştir.
Sokak örneklemesi Dr. Seval Alkoy'un önerisidir.
107
EK 4: ARAŞTIRMADA GÖREV ALANLAR
SAĞLIK BAKANLIĞI TEMEL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Genel Müdür yardımcısı
Dr. Muzaffer KEÇECİ
Sosyal Hizmet Uzmanı
Zeynep ŞİMŞEK
Psikolog
Aysın KURTULUŞ
Tıbbi Teknolog
Mustafa NİŞANCI
Sosyal Hizmet Uzmanı
Nermin BERKTAŞ
PROJE DANIŞMANLARI
Doç. Dr. Neşe EROL-Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı
Doç. Dr. Cengiz KILIÇ-Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı
Prof. Dr. Mahir ULUSOY-Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
İL DENETÇİLERİ
Psk. Aykut Nazmi KAYA
Psk. Bekir KARAKURT
Dr. Ali Tanju ALTUNSU
Dr. Doğan UYSAL
Dr. Sami GÜLER
Dr. Erdal ONAT
Dr. Nuri BERKEM
Dr. Yaşar ARLI
Dr. Ertan MURAT
Psk. Suna IRAK ALİYAZICIOĞLU
Dr. Figen BIYIK
Dr. Bülent ALBAYRAK
Dr. Selma ÖZMEN
Dr. Temel KERİM
Dr. Suat YALÇINSOY
Hamza A. ALPER
Dr. Savaş AKBIYIK
Dr. Ergun SAK
Dr. Çetin SARIUSTA
Dr. Çetin KURTULUŞ
Dr. Orhan ERZURUM
108
CIDI, Kısa Yeti Yitimi Anketi, Genel Sağlık Anketi, Sağlık Hizmeti Kullanımı Anketi
Görüşmecileri:
Dr. A. Kasım KASIMOĞLU
Dr. A. Melih ŞAHİN
Dr. A. Mine ÖZGÜR
Dr. A. Mine TOROSOĞLU
Dr. Abdurrahman ÇAĞLAR
Dr. Abdülcelil KALEM
Dr. Abdülvedat ÖNER
Dr. Ahmet KARAMOLLA
Dr. Ahmet KILCAN
Dr. Ahmet KILIÇ
Dr. Ahmet YILMAZ
Dr. Ahsen ATİLLA
Dr. Akif SEVAL
Dr. Ali TOPAL
Dr. Alpay YILDIZ
Dr. Asiye GENCE
Dr. Asiye OKTAY
Dr. Ash YILDIZ
Dr. Atamer BİRGİ
Dr. Atilla ORHAN
Dr. Ayşe DURAN
Dr. Ayşe YÜCEAKTAŞ
Dr. Ayten ERDOĞAN
Dr. Başar KARTAL
Dr. Bülent BAKIRCI
Dr. Can DEDELİOĞLU
Dr. Cemil UCA
Dr. Cihan DURSUN
Dr. Çağlayan KÖKSEL
Dr. Demet AYDOĞDU
Dr. Deniz BAYRAM
Dr. Didem EVCİ
Dr. Dilek İNAN
Dr. Ebru DURMUŞ
Dr. Eder SÜKAN
Dr. Emine BAL
Dr. Emrullah KARPUZ
Dr. Ender BOĞA
Dr. Eralp GENCAL
Dr. Eray AKGÜNLÜ
Dr. Erhan BÜKEN
Dr. Ertan GÜNLÜOĞLU
Dr. Ethem TÜFEKÇİOĞLU
Dr. Evren SÜVARİ
Dr. Fatih EROĞLU
Dr. Fatma LALE
Dr. Fatma MARANGOZ
Dr. Fethi TURAN
Dr. Gökhan GİRGİN
Dr. Gülçağrı EROL
Dr. Gülçin KADAKAL
Dr. Gülden ÇELİK
Dr. Gülsen YILMAZER
Dr. Gülten TAN
Dr. Güven YILMAZ
Dr. Hakan GÜNAYDIN
Dr. Hakan KUTLU
Dr. Haldun KAYALAR
Dr. Hatice GÜMÜŞ
Dr. Havva ATASOY
Dr. Hikmet BUKAN
Dr. Hilmi DALKIRAN
Dr. Hüseyin YAŞAR
Dr. Hüsnü Murat KAYA
Dr. İbrahim KALKAN
Dr. İlhan ŞAHİN
Dr. İnci KÖSEOĞLU
Dr. İsmail BAYSAL
Dr. Kırzı ÖNAL
Dr. Kıvanç ÜLGENER
Dr. Korhan Barış BAYRAM
Dr. Kuma TOKLU
Dr. Levent ALŞIKCA
Dr. Lokman ÜREN
Dr. M. Ali ÖZKAN
Dr. M. Bülent YILMAZ
Dr. M. Sıraç CURA
Dr. Mahsuni KARAASLAN
Dr. Mehmet BALÇIK
Dr. Mehmet ERBAY
Dr. Mehmet ÖZSÖYLER
Dr. Mehtap KARTAL
Dr. Meltem AYDOĞMUŞ
Dr. Meltem BAYRAK
Dr. Mesut ACIÖZ
Dr. Mesut TURAN
Dr. Mine KIVRAK
Dr. Murat SAYILGAN
Dr. Mustafa GÖNÜL
Dr. Mustafa ÖZTÜRK
Dr. Müge BİLGİN
Dr. Mümin DEMİR
Dr. Münevver KOYUKCU
Dr. Naci ÖZMENOĞLU
Dr. Nazan BESLER
Dr. Nazım KARALEZLİ
Dr. Nedim KELEŞYILMAZ
Dr. Nejat YILMAZ
Dr. Nevzat AYTEKİN
Dr. Nihal KÜÇÜK
Dr. Nural ŞEKER
Dr. Nuray AĞDAŞ
Dr. Nurper YENİ
Dr. OğuzAKKUŞ
Dr. Oğuz DEMİRBİLEK
Dr. Osman Nuri MUTLU
Dr. Ozan SEZER
Dr. Özden ÖZYURT
Dr. Özgül AKDEMİR
Dr. Özgür ÇUBUK
Dr. Pınar KURTUL
Dr. Resul ÇİMEN
109
Dr. Sadık Hakan TURAN
Dr. Sami AKKUZ
Dr. Selda BAĞIRSAKÇI
Dr. Selma ÖZMEN
Dr. Semra AVCI
Dr. Serdal DEMİR
Dr. Seval ALKOY
Dr. Sezai GÜVENÇ
Dr. Sibel BEREKETOĞLU
Dr. Songül KORKUT
Dr. Suat ÖZCAN
Dr. Şerafettin SEVİL
Dr. Şeyda ERDOĞAN
Dr. Tamer EDİRNE
Dr. Tarkan MACİT
Dr. Tayfun GÜRGAN
Dr. Tuncay YENİYAPAR
Dr. Tülay KAYA
Dr. Ülkü ALAGÖZ
Dr. Ülkü AYDIN
Dr. Vahap ALAGÖZ
Dr. Vedat EMİR
Dr. Y. Bekir KUTBAY
Dr. Yalçın ÇETİN
Dr. Yalçın DUTKUN
Dr. Yeşim ASENA
Dr. Yeşim BALCI
Dr. Yıldırım BOZKURT
Dr. Yıldız ÇAY
Dr. Yüksel KÖMÜR
Dr. Zehra BAŞTAK
Dr. Zümrüt BURGU
ISBN 975-590-013-6

Benzer belgeler