1-14 May›s 2009

Transkript

1-14 May›s 2009
Yerel seçimler sonras›
ülke manzaras›
29 Mart yerel seçimlerinin üzerinden bir ay gibi bir
süre geçti. Son iki ay özellikle seçimlere yönelik
bir atmosferin hakim oldu¤u ülkede ne krizin etkileri ne de yoksulluk, iflsizlik gibi gündemler üzerinde duruldu. Tüm burjuva partiler, demokrasi
havarisi kesilmifl, en iyi hizmeti vermede yar›fl›r
bir hava yaratmaya çal›fl›yorlard› ki, seçimler geldi ve sonuçland›. Seçim sonuçlar›ndan çeflitli milliyetlerden ülkemiz halk›n›n pay›na iflsizlik, yoksulluk, bask›, devlet terörü ve y›k›m›n ç›kt›¤› ise
çok k›sa zamanda anlafl›ld›.
‹flsizlik rakamlar› tüm çarp›tmalara karfl›n ürkütücü
boyutlara ulaflm›flken (yaklafl›k 10 milyon kifli iflsiz durumdad›r), bir de seçimlerin hemen ard›ndan, halk›n, seçim öncesi yap›lan vaatleri unut-
mas›na yetecek kadar bile zaman tan›maks›z›n
yaflanan y›k›mlar ezilenlerin boynuna bir halka
daha ekledi. Sultangazi, Arnavutköy, Ataflehir,
Kocatepe vd. mahallelerde gerçeklefltirilen y›k›mlara direnenleri ise yine devletin copu beklemekteydi.
Seçim sonuçlar›n› en çarp›c› flekilde yaflayan kesimlerden biri de Kürtlerdi. Seçimlerin h›nc›n› al›rcas›na sald›r›ya geçen egemen s›n›flar›n temsilcileri
ve kurumlar›, “DTP’yi PKK’nin bask›s›ndan
kurtarmak” amac›yla operasyonlar› yapm›fllar.
(Bu da insana, 19 Aral›k Katliam operasyonuna
“hayat› kurtarma operasyonu” denmesini hat›rlat›yor, nedense!) ❐ Sayfa 8-9
‹brahim Kaypakkaya
bugünün ve gelece¤in
kazan›lmas›nda k›z›l bir
meflaledir -1Türkiye Devrimci Hareketi’nin tarihinde ‹brahim Kaypakkaya önemli bir tarihsel
flahsiyet ve devrimci önder olarak genel bir
kabul görmektedir. Elbette bu genel kanaatin yan›nda Kaypakkaya ülkemiz komünist hareketinin Mustafa Suphi’den sonra
uzun süren sessizlik dönemini, sadece devrimci prati¤i ile de¤il enternasyonal proletaryan›n ö¤retisini ülkemiz koflullar›na
uyarlamas›yla, bu temelde ortaya koydu¤u
teorik tezleriyle parçalayan, komünist bir
önder s›fat›na da sahiptir. ❐ Sayfa 2
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
‹flçi-köylü
[email protected]
Say›:
40
* 1-14 May›s 2009 *Fiyat›: 1.50 TL *ISSN: 1307-878X
Kararl›l›k, direnifl ve cüret
kazand›!
Emekçilerin mücadelesi ile 1 May›s tatil olarak kabul edilirken, Taksim’in kap›lar› bir
kez daha devrimcilere, emekçilere kapat›lmaya çal›fl›ld›. Ancak kazanan devrimci
kararl›l›k, direnifl ve cüret oldu. Sadece ‹stanbul de¤il, tüm ülkenin yüre¤i Taksim’de att›.
Kapitalist sistemin krizinin derinleflerek emekçilerin yaflam›n› cen-
deresine ald›¤› bir süreçte iflçi s›n›f›n›n birlik, mücadele ve dayan›flma
günü olan 1 May›s’a coflku, kararl›l›k ve öfke hakimdi.
‹stanbul’da emekçilerin yüre¤i
Taksim Meydan›’nda att›. Baflta
Devrimci 1 May›s Platformu olmak üzere yürütülen son y›llar›n kararl› mücadelesi sonucunda 1 May›s
tatil ilan edilirken, Taksim yine yasakl› aland›. Sendikalar ile devrimcileri birbirinden yal›tmak için hayli
çaba sarf eden devlet, bunu k›smi
olarak baflarsa da, Taksim kararl›l›¤›n› k›ramad›.
Onbinlerce insan 1 May›s günü
Taksim’e akt›. Ayn› kararl›l›k, ayn›
direnç ve ayn› inançla ezilenler, krize, yoksullu¤a, iflsizli¤e, sömürüye
ve bask›lara karfl› mücadelesini yükseltecek. 1 May›slar bu kararl›l›¤›n
net olarak egemenlere gösterildi¤i
mücadele günleridir. 2009 1 May›s’›
da bir kez daha direnifle, mücadeleye ve birlikteli¤in önemine iflaret etmifltir. Bu iflareti takip edelim!
Grev uyar›s› patrona geri ad›m att›rd›
Kriz ortam›n› f›rsat bilen deri patronlar›, iflçi üzerinde sa¤lad›klar› psikolojik
üstünlükle, büyük mücadelelerle kazan›lm›fl haklar› masada geri almaya çal›flt›lar.
Ancak uzun y›llara dayal› bir mücadele
gelene¤ine sahip olan deri iflçilerinin ve
de Deri-‹fl Sendikas›’n›n, mücadelede
kararl› olduklar›n› ve kazan›lm›fl haklar›n›
vermeyeceklerini ilan etmeleri üzerine,
deri patronlar› geri ad›m atmak zorunda
kald›.
Deri iflçilerinin, Deri-‹fl Sendikas› ön-
‹flçi-köylü’den
Taksim gerçek sahiplerine kavufltu ❑ Sayfa 2
cülü¤ündeki mücadeleci duruflu, T‹S görüflmelerine de yans›m›fl, birçok ifl kolunda oldu¤u gibi, deri iflkolunda da devam eden T‹S görüflmeleri, iflçiler lehine
yap›lan anlaflmayla sonuçlanm›flt›r.
Deri-‹fl Sendikas› ile Türkiye Deri ‹flverenleri Sendikas› aras›nda, 01.03.200928.02.2011 tarihlerini kapsayan görüflmeler 18 Mart 2009’da bafllad›.
Deri patronlar› yap›lan ilk görüflmelerde, iflçilerin sahip oldu¤u sosyal haklardan taviz vermeleri talebiyle geldi. An-
cak bu taleplerini kabul ettiremeyen deri patronlar›, bu defa da, ilk y›l “s›f›r zam”
ikinci y›l içinse, enflasyon zamm› uygulanmas›
yönünde dayatmada bulundular. Yap›lan görüflmelerden bir sonuç al›namay›nca, 2 Nisan
2009 günü yap›lan 4.
T‹S toplant›s› sonucunda, uyuflmazl›k tutana¤›
tutuldu ve arabulucu ifllemlerinin bafllamas› için
S›n›fsal yaklafl›m
Devrimci irade sayesinde
parça parça Taksim!
❐ Sayfa 3
C
M
Y
K
Bölge Çal›flma Müdürlü¤ü’ne müracaat
edildi. ❐ Sayfa 5
Emekçinin gündemi
Evrensel bak›fl
2009 1 May›s’› kararl›l›k ve
birlikteli¤e iflaret etmektedir
Irkç›l›¤› yaratanlar ve uygulayanlar, ona karfl› olamaz!
❐Sayfa 4
❐Sayfa 13
❑
Genç tutsaklar
koruma alt›nda!
Meflru ve demokratik haklar›n›
kullanan gençlere iflkence yapan,
tutuklayan, katleden devlet, söz
konusu hapishaneler ve devrimci
tutsaklara yönelik sald›r› olunca
birden gençleri hat›rlay›verdi. Bir
süre önce hapishanelerdeki hükümlü ve tutuklular› ay›rma giriflimi
ile gündeme gelen sald›r›, geçti¤imiz hafta “Gençleri Koruma
Yasas›” safsatas› ile yafl s›n›rlamas›na göre tutsaklar› ay›rma giriflimi
ile Tekirda¤ 1 Nolu F tipi Hapishanesi’nde benzer flekilde gündemleflti. Gazetemize konu ile ilgili
bilgi veren tutsaklar 18-21; 21-35
ve 35 yafl› üstü fleklinde tutsaklar›n
birbirinden ayr›lmas› giriflimlerinin
bafllad›¤›n› belirterek kamuoyunu
duyarl› olmaya ça¤›rd›lar.
❐ Sayfa 7
‹flçi-köylü 2
‹. Kaypakkaya yafl›yor
‹brahim Kaypakkaya bugünün ve gelece¤in
kazan›lmas›nda k›z›l bir meflaledir -1Türkiye Devrimci Hareketi’nin tarihinde ‹brahim Kaypakkaya önemli bir
tarihsel flahsiyet ve devrimci önder olarak genel bir kabul görmektedir. Elbette
bu genel kanaatin yan›nda Kaypakkaya ülkemiz komünist hareketinin Mustafa
Suphi’den sonra uzun süren sessizlik dönemini, sadece devrimci prati¤i ile de¤il
enternasyonal proletaryan›n ö¤retisini
ülkemiz koflullar›na uyarlamas›yla, bu temelde ortaya koydu¤u teorik tezleriyle
parçalayan, komünist bir önder s›fat›na
da sahiptir. Ve kuflkusuz bu s›fat›yla devrimci hareket içinde müstesna bir yer
edinmeyi hak etmektedir.
‹brahim Kaypakkaya kuflkusuz temel
teorik tezleriyle ve Komünist Partisi’nin
kurucu önderi olmas› s›fat›yla sadece tarihsel bir kategoriye indirgenemeyecek
kadar ülkenin sosyal, siyasal, ekonomik,
kültürel gerçekli¤i karfl›s›nda güncelli¤ini
korumaktad›r. K›sa ve genç ömründe
devrimci düflüncelerinin rotas›, ülke gerçekli¤ine, Marksizm-Leninizm-Maoizm
biliminin yol göstericili¤inde ›fl›k tutmas›na yetmifltir.
Ortaya ç›kt›¤› tarihsel koflullarda ve o
dönemin devrimci hareketine rengini veren komünistlik ad› alt›nda pazarlanan
her türlü oportünist, revizyonist düflüncenin temel s›n›fsal karakteristi¤ine karfl›
gerçek bir komünist durufl olmufltur.
Devrimci harekette istisna tan›maks›z›n
bünyeye sirayet eden ülkenin tarihsel,
sosyal, siyasal gerçekli¤inin bilimsellikten
uzak analizleri ve bunun sonucu olarak
ortaya ç›kan yanl›fl devlet tahlili, devrimin
yolu, hedefleri, dostlar›, düflmanlar› ve
niteli¤i sorunlar›na karfl› proletarya ideolojisinin çekincesiz, yi¤it hayk›r›fl› olmufltur.
Kaypakkaya görev ve misyonunu flu
sözleriyle aç›kça ilan etmifltir: “Herkesin gözü önünde yükseklere çekti¤imiz bayra¤›n, proletaryan›n k›z›l
bayra¤› olup olmayaca¤› iflaret etti¤imiz lekelerin temizlenip temizlenmeyece¤ine ba¤l›d›r. Biz bütün
samimiyetimizle bu lekelerin temizlenmesini istiyoruz.”*
Kuflkusuz Kaypakkaya büyük bir baflar›yla ülkemiz devrimci hareketinin bünyesine sirayet eden lekeleri temizleyerek
proletaryan›n k›z›l bayra¤›n› ülkemiz topraklar›nda dalgaland›rmay› baflarm›flt›r.
M. Suphi’nin flehit düflüflünden sonra komünizm ad› alt›nda sallanan revizyonizmin lekeli bayra¤›n› yads›m›fl, yine devrimci hareketin buradan ald›¤› ideolojik
lekelerle mücadele ederek bunlar›n s›n›fsal karakterini deflifre ederek, Türkiye iflçi s›n›f›n›n ve ezilen emekçi y›¤›nlar›n 50
y›ll›k Komünist Parti kurmayl›¤›ndan yoksun olufluna son vermifltir.
Kemalizm kuyrukçulu¤u ve hayranl›¤›n›n, Kürt ulusunun varl›¤›n›n öyle ya da
böyle inkar›n›n devrimci harekette normal say›ld›¤›, benimsendi¤i, devletin niteli¤ine dair her türlü anti-MLM görüflün
cirit at›p yuvaland›¤› koflullard›. “Bütün
burjuva, küçük burjuva örgüt ve
ak›mlar›n› öfkeyle aya¤a f›rlatma”
pahas›na “KOMÜN‹STÇE” de¤erlendirme ve gerçekleri yüksek perdeden hayk›rma cüretini göstermekten geri kalmam›flt›r. ‹brahim’in en temel özelli¤i ideolojik planda bu s›n›fsal cüret ve kuflkusuz karfl›tl›¤›n› var etmesidir. Enternasyonal proletaryan›n bilimin rehberli¤inde
gerçekleri aramas›, a盤a ç›karmas› ve ne
pahas›na olursa olsun onu savunmas› ve
pratiklefltirmesidir. ‹flte Kaypakkaya’n›n
en temel karakteristi¤i budur. Dönemin
sosyal, toplumsal deviniminin özellikleri
ve dayatt›¤› ihtiyaçlar nesnel bir zemini
yarat›rken; ‹brahim’in s›n›fsal duruflu,
sorgulay›c›l›¤›, MLM’nin diyalektik tarihsel materyalist yöntemini kavray›fl düzeyi, olgunun kendisi karfl›s›nda itaati ve bu
gerçekli¤e korkusuzca-s›k›ca sar›l›fl› ve
de s›n›f mücadelesinin sosyal prati¤inden
ve halktan ö¤renme ve bunlar› sistematize etme bilinci onu karakterize eden
proleter kopuflu ve s›çramay› getirmifltir.
Türkiye’de Proletarya Partisi’nin temel teorik tezlerini ve örgütlenmesinin
önderli¤ini ve öncülü¤ünü yaparak ülkemiz topraklar›nda komünist önderlerden
biri ve kuflkusuz en özeli olmay› baflarm›flt›r.
Bugünden geçmifle bak›ld›¤›nda ‹brahim’in dönemi içinde gerçeklefltirdi¤i kopuflun ve s›çraman›n kuflkusuz bir mihenk oldu¤u kabul edilecektir. Zira ortaya koydu¤u temel teorik tezler sosyal
prati¤in geliflimi ve döngüsü, s›n›f mücadelesinin geçirdi¤i evre aç›s›ndan do¤rulu¤unu kan›tlam›flt›r. Kemalizmin s›n›fsal
niteli¤i, ortaya ç›kan tarihsel belgeler ve
döneme ›fl›k tutan kapsaml› akademik çal›flmalar sonucunda Marksizm’in en temel
yasalar›na gözünü kapatmayan bütün ilerici, demokrat, devrimci çevreleri ‹brahim’e hakk›n› vermeye itmekte, temel
tezlerinin ne denli do¤ru ve bilimsel oldu¤unu kabul etmeye götürmektedir.
Kemalist ideolojinin gerçek özü ve niteli¤i bugün her yönüyle ortaya serilerek ‹brahim’i do¤rulam›flt›r.
Yine bu ba¤lamda ülkemizdeki ulusal
sorunun esas yönünü oluflturan Kürt
ulusal sorununa yönelik ortaya koydu¤u
devrimsel nitelikteki tezler, bugün için
tart›flman›n bile abes hale geldi¤i bir noktadad›r.
‹brahim’in tezlerinin tarihsel seyir ve
sosyal pratik içinde ispatlanmas›, düflüncelerinin de¤erinin ispatlanmas›n›n ötesinde anlamlar tafl›maktad›r. Zira ‹brahim’in tezleri “düflünsel egzersizler”,
“akademik ihtiyaçlar” ekseninden ve
perspektifinden de¤il, enternasyonal
proletaryan›n ideolojisinin Türkiye halk›na kurtuluflun güzergah›n› göstermesi ve
gerçeklefltirmesi tutumuyla a盤a ç›kar.
Bu temel s›n›fsal durufl ve ihtiyaçla ‹brahim’in bütünlüklü olarak yarat›m› bugünün ve gelece¤in kazan›lmas›nda hala diri, canl›, dinamik ve güncel özelliklere sahiptir.
Türkiye özgülünde sadece düflünsel
temelde bir yarat›m de¤il devrimci temelde bir perspektif, rota çizme
özelliklerine sahiptir. Yani ‹brahim, Komünist Parti önderli¤inde ezilen genifl y›¤›nlar›n kurtulufl stratejisini enternasyonal
proletaryan›n MLM biliminin
rehberli¤inde, emperyalizm ve
proleter devrimler ça¤›n›n özellikleri, bu ba¤lamda yar›-sömürge yar›-feodal iktisadi sosyal yap›n›n çözümlenerek bilimsel bir
flekilde ortaya koymas›yla bir
B
duruflun simgesi olmufltur.
‹brahim’in bütünlü¤ü, tutarl›l›¤›
bir bütünün teori ve pratik uyumuyla kendisini gösterir. Tarihsel olgular› ele al›fl›, ülkenin sosyal, ekonomik,
siyasal durumunu tahlili, s›n›fsal ittifaklara
yaklafl›m›, esas ve tali meseleleri tasnif
edifli, meseleleri güncel politik geliflmeler, ihtiyaçlar temelinde de al›p taktikler
üretifli ve bu bütünlük içinde s›n›f mücadelesinin yasalar›na, geliflim seyrine hakimiyetiyle bunlar kar›fl›s›ndaki ilkesel ve
taktiksel konumlan›fl› tam bir tutarl›l›k
arz eder.
Temel stratejide ve ilkelerde kat›l›¤›,
taktik politikada esnekli¤i ‹brahim’in s›n›f
mücadelesinin yasalar›na hakimiyetinin
kan›tlar› olmas›n›n ötesinde sosyal dokudaki nicel de¤iflimler, siyasal geliflmelerdeki durumun diyalektik de¤iflim ba¤lamlar›n› kavray›fl› ve bunlardaki s›n›fsal öze
dair ilkesel tutumlar› nas›l bir duruflun
olmas› gerekti¤ine dair canl› dinamik ö¤retiler özelli¤i, karakteristi¤i tafl›maktad›r.
‹brahim’in temel eserinin yarat›m›n›n
üzerinden 36 y›l geçmifltir. Dünyada ve
Türkiye’de sosyal, siyasal anlamda önemli de¤iflimler ve farkl›l›klar yaflanm›flt›r.
Ancak bu de¤iflimlere yan›t olacak güncellik öz itibariyle ortadan kalkmam›flt›r. MLM’nin Türkiye topraklar›nda özgünlefltirilmesini baflararak ‹brahim’in bir
dizi sosyal, siyasal de¤iflimin do¤ru ve bilimsel temelde okunmas›nda hala referans oldu¤u gerçekli¤i söz konusudur.
Bugünü do¤ru okumak, mücadele biçimleri belirlemek, taktikler ortaya koymak,
süreci KOMÜN‹STÇE kavray›p yön vermek onun temel teorik tezlerinin özünü
kavramak ve varlaflt›rmakla mümkün olacakt›r. Bu özellikleriyle ve tafl›d›¤› bu temel ruhla ‹brahim hala günceldir.
‹brahim’in teorik tezlerini kendi dönemi içinde bir kopufl olarak ele al›p ayr›
ve müstesna bir yerde tutup, bugün için
bunu kabul etmemek kuflkusuz idealist
bir yaklafl›m›n ürünü olabilir. Ya da ‹brahim’i kendi bütünlü¤ü ve tutarl›l›¤› içinde
de¤erlendirmeyip parçalara ay›rarak, tasnif ederek en temel tezlerini “Marksist”,
“bilimsel” kabul edip bunun üzerine infla
etti¤i devrimin yolu, yöntemi, dostlar›,
düflmanlar› gibi meseleleri yanl›fl bulmak
diyalektik tarihsel materyalizmi idealistçe
bafl afla¤› etmek olur. Bu ‹brahim’in,
oportünist bir tutumla revize edilip kendi bütünlü¤ünün verdi¤i temel ruhu yads›mak anlam›na gelir. ‹brahim’in yanl›fllar›n› Maoist duruflunda aramak ise ancak
‹brahim’in “bilimsel” olarak kabul edilen
tezlerinin ön koflulu olabilir. Bu ise küçük
burjuva siyasi tutumun paradoksudur.
Ötesinde ‹brahim’in kimi temel tezlerini do¤ru kabul etmek sosyal prati¤in
gösterdi¤i ve dayatt›¤› gerçe¤i küçük burjuvazinin radikalizminin karakteristik
özelli¤iyle ele almaktan baflka bir anlam
tafl›mayacakt›r. Yani bugün için do¤rulu¤u su götürmez gerçekleri ‹brahim’in
flahs›nda olumlamak-kabul etmek-yüceltmek ancak buna özünü veren MLM duruflu yads›mak. Hatta MLM’nin özelde de
Maoizm’in ‹brahim’i yanl›fl sonuçlara götürdü¤ünü iddia etmek. Bu yaklafl›m küçük burjuva devrimcili¤inin bugünün siyasal, sosyal gerçekli¤inde kendini var etti¤i zeminde kendi s›n›fsal temsiliyetinin ç›karlar› do¤rultusunda eklektik bir sahiplenifl oldu¤u gibi ideolojik planda bu eklektik duruflun temel karakterini de iflaret eder. Bu durufl kuflkusuz ‹brahim’in
komünist özünü anlayamamak oldu¤u gi-
bi Marksizm patentiyle küçük burjuva
ideolojinin sat›fla sunulmas›d›r.
‹brahim’in temel tezleri ülkenin sosyal, siyasal, iktisadi ve kültürel gerçekli¤ini a盤a ç›kar›p, devletin niteli¤ini ortaya
koyarak bu gerçeklik üzerinden devrimin
güzergah›n› çizecek bir diyalektik tutum
içindedir. Ve kuflkusuz devrimin karakterini bu zemin üzerinden belirleyip devrim
stratejisini belirginlefltirmifltir.
‹brahim elinde flablonla ve dogmalarla hareket edip olgunun kendisini bu flablona yerlefltirmeye çal›flmam›fl, olgunun
görünen yüzünden s›yr›l›p, alg›sal bilgiyi
yads›yarak bunun iç ba¤lant›lar›yla ve çeliflkileriyle yo¤unlafl›p bilimsel çal›flma
metodu ile olgunun gerçek özüne inerek
ussal bilgiye ulaflmay› baflarm›flt›r. Do¤ru
bilgiyi edinmede MLM’nin temel yasalar›na sadakat ve titizlikle yaklaflm›flt›r. Bu
onun do¤ruyu bulmas›nda, ulaflmas›nda
temel referans olmufltur.
S›n›f mücadelesi içerisinde her hareketi s›k› takibe alan, onun içinde kendini
var eden ve bunu bilimsel analizlere tabi
tutan ve sonuçland›ran bir yöntem izlemifltir. Hareketin seyri, geliflimi ve çeliflkilerine dair ortaya ç›kan duruma çok
yönlü yaklaflarak nüfuz etmeye çal›flan bir
yaklafl›m görürüz. ‹brahim’in ö¤renme,
dersler ç›karma ve genel sosyal, siyasal,
kültürel, toplumsal gerçekli¤i gözeterek
bütünsel ba¤lar kurarak programatik görüfller oluflturdu¤unu görürüz.
Köylü direniflleri, toprak iflgalleri, iflçi
s›n›f›n›n mücadelesi, ö¤renci gençli¤in hareketi ve yönelimi ve çeflitli toplumsal
sosyal katmanlar›n ortaya ç›kan durum
üzerinden siyasal temsilcilerinin ald›¤›
pozisyon ve bunlar aras›ndaki çeliflkiler
üzerine güçlü gözlemler ve analizler yaparak bilimsel sonuçlara ulaflmaktad›r.
Örne¤in 15-16 Haziran iflçi direniflinin analizini birçok yönüyle gerçeklefltirip ç›kard›¤› dersler oldukça çarp›c›d›r.
Reformcu orta burjuva ve küçük burjuva
ak›mlarla ve anlay›fllarla hesaplaflma, mücadele ekseninde bir rota benimseyerek
devrimin genel karakterine yönelik temel
ilkeler ortaya ç›karmay› baflarm›flt›r. Parçay› bütünden koparmaks›z›n, parçalar
aras›ndaki diyalektik ba¤lar› güçlü bir
mant›k örgüsüyle kurarak, s›n›f mücadelesinin ihtiyaçlar›n›, gerekliliklerini bilimsel analizlerle incelemifl, proleter hareketin ideolojik, siyasal, örgütsel hatt›n›n
örülmesi mücadelesine bunun infla edilmesine yönelik net bir s›n›fsal duruflla tutumunu belirginlefltirmifltir.
Bu yaklafl›m ve durufl onun sürekli
geliflimini koflullarken, ayn› zamanda
MLM’nin ülke topraklar›nda özgünleflmesini ve proleter öncünün örgütlenmesini
ve teflekkül etmesini sa¤lam›flt›r.
Toplumun, siyasal, iktisadi iliflkileri ve
devinimi içinde, bunun tarihsel arka plan›n› s›k› bir flekilde irdeleyerek gerçeklerin ›fl›¤›nda teorisine yaflam bulduran ve
bu düflünüfl tarz› içinde olgulara s›n›fsal
perspektiften nüfuz ederek gerçek niteli¤i ortaya koyan bir tutum içindedir. Bu
tutum ‹brahim’i ayn› zamanda yaflanacak
de¤iflimlerin ve geliflmelerin seyrine ve
bunun özsel niteli¤ine karfl› da donan›ml›
k›lmaktad›r. Meselelere s›n›fsal bir bak›fl
aç›s› ve bilimsel bir tutumla hâkimiyeti;
d›flsal olgular›n, çeliflkilerin etkisiyle yaflanacak durumlar karfl›s›nda olgunun içsel
de¤ifliminin yeni biçimlerine karfl› da sa¤l›kl› bakmay› getirmifltir.
* Al›nt›lar ‹brahim Kaypakkaya
Seçme Yaz›lar’dan yap›lm›flt›r.
(Devam edecek)
ugünden geçmifle bak›ld›¤›nda ‹brahim’in dönemi içinde gerçeklefltirdi¤i kopuflun ve s›çraman›n kuflkusuz bir mihenk oldu¤u kabul
edilecektir. Zira ortaya koydu¤u temel teorik tezler sosyal prati¤in geliflimi ve döngüsü, s›n›f mücadelesinin geçirdi¤i evre aç›s›ndan do¤rulu¤unu kan›tlam›flt›r.
1-14 May›s 2009
‹flçi-köylü’den
Taksim gerçek
sahiplerine kavufltu!
‹flçi s›n›f›n›n birlik-mücadele ve dayan›flma günü 1 May›s,
a盤a ç›kard›¤› önemli sonuçlar› ile geride kald›. ‹flsizler ordusunun on milyonlara ulaflt›¤›, açl›k ve sefaletle bo¤uflan y›¤›nlar›n
giderek artt›¤›, özellefltirmelerle birçok kuruluflun peflkefl çekildi¤i, iflçilerin örgütlenmesi önündeki engellerin art›r›ld›¤› bir atmosferde girdik bu y›lki 1 May›s’a. Krizin faturas›n› ödemek istemeyen, açl›k ve yoksullu¤a karfl› sesini yükselten; iflçiler ve
emekçiler 1 May›s’ta alanlar› doldurdu.
1 May›s, iflçi s›n›f› ve emekçilerin bir gövde gösterisi, egemenlere karfl› meydan okudu¤u, gelece¤e dair tavr›n› gösterdi¤i bir gündür. ‹flçi s›n›f› ve emekçilerin sömürü, talan, ya¤maya
karfl› tavr›n› kitlesel olarak ifade etti¤i bir aland›r.
Önceki y›l 1 May›s’›n Taksim’de kutlanmas›n› isteyen ve
D‹SK binas›nda toplanan kurumlar sabah›n çok erken saatlerinde polisin sald›r›s›na maruz kalm›fl, çat›flmalar gün boyu yaflanm›fl ‹stanbul adeta bir savafl alan›na dönmüfltü. 1 May›s’ta Taksim Meydan›n› iflçi ve emekçilere kapatan devlet, genifl kesimlerin tepkisini çekmiflti. AKP’nin önemli oranda teflhir olmas›na
neden olan bu sürecin sonunda gündem h›zl›ca de¤ifltirilmiflti.
Bu y›l da 1 May›s tart›flmalar› D‹SK ve KESK’in 1 May›s’ta
Taksim’de olacaklar›n› ilan etmesinin ard›ndan iyice alevlendi.
“1 May›s’› 100. y›l›nda Taksim’de kutlamak” slogan› ile
geliflen bu tart›flmalarda ve sürecin bugüne evrilmesinde Devrimci 1 May›s Platformu’nun çok önemli bir rolü oldu¤u
görülmelidir. Platform; devimci birlikteli¤in, dayan›flman›n ve
ortak ifl yapma kültürünün önemli bir örne¤i olarak durmaktad›r.
Taksim ç›k›fl› ile bafllayan tart›flmalar Taksim’de “makul”
bir 1 May›s kutlamas›na dönüfltü. D‹SK, 1 May›s’ta önceki prati¤ini aratmayacak bir tutum tak›nd›. Devletin; devrimci, ilerici
kurumlar›n alana al›nmamas› konseptine uygun bir pratik izleyerek nerede durdu¤unu bir kez daha gösterdi. D‹SK’in, 1 May›slarda genifl kesimler taraf›ndan daha görünür olan bu tutumu
kuflkusuz ona hâkim olan anlay›fl›n bir ürünüdür. D‹SK’le farkl›l›klar› olsa da KESK de ayn› noktada durmaktad›r. Konfederasyonlar, 70’i aflk›n kurumun oluflturdu¤u 1 May›s Meclisine
ra¤men vali ile çeflitli pazarl›klara giriflmifltir. Toplant›larda al›nan kararlar, konfederasyonlar taraf›ndan Vali ile yap›lan görüflmelerin ard›ndan revize edildi. Konfederasyonlar; devrimci, ilerici kurumlara yönelik anti-propagandan›n önüne geçmek ve
kamuoyuna aç›k bir ça¤r› yapmak için bir bas›n toplant›s› dahi
gerçeklefltirmedi. Son olarak acil koduyla yap›lan toplant› da
konfederasyonlar tüm bileflenlerle birlikte Taksim Meydan›na
ç›k›laca¤›n› aksi bir durumda tav›r alacaklar›n› beyan etmifllerdi.
Ancak, 1 May›s günü D‹SK, KESK kortejini bile beklemeden yürümeye bafllad›.
fiuras› aç›k ki, 1 May›slarda kitlenin büyük bir kesimini devrimci ve ilerici kurumlar oluflturmaktad›r. D‹SK ve KESK bu
kurumlar›n kitlesi üzerinden, onlar›n iradesini yok sayan bir hareket tarz› izlemiflti. Konfederasyonlar, son birkaç y›ld›r gösterdikleri direnifl ile 1 May›s’›n Taksim’de kutlanmas›n›n önünü
açan devrimci ve ilerici kurumlarla olabildi¤ince ayn› karede görünmekten kaç›nmaktad›r.
Bu durum egemenlerin, “Marjinal gruplar, provokatörler, iflçi olmayan kesim” gibi ideolojik sald›r›lar›na meydan
vermektedir.
Konfederasyonlar›n söylem ile prati¤i aras›ndaki bu uçuruma ra¤men devrimcilerin, ilericilerin, iflçilerin, emekçilerin mücadelesinin bir sonucu olarak önemli bir kazan›m elde edilmifltir. Taksim Meydan› 31 y›l aradan sonra gerçek misafirlerini konuk etmifltir. Devletin; iflçi ve emekçilere yönelik bir iradesi
olarak Taksim yasa¤›, verilen mücadelenin, ödenen bedellerin
ard›ndan “makul” bir say›da da olsa delinmifltir.
77’de katledilen iflçilerin an›s› tam anlam›yla olmasa bile bir
kez yaflat›lm›flt›r. Taksim’de 1 May›s kutlamas› gerçeklefltirmek
iflçi s›n›f› hareketine önemli bir moral afl›layacakt›r. Bu baflar›y›
ve coflkuyu s›n›f›n kazan›mlar›na dönüfltürmek önemli bir yerde durmaktad›r.
May›s ay› ayn› zamanda Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n Diyarbak›r zindanlar›nda katlediflinin 36. y›l›d›r. ‹brahim
Kaypakkaya her fleyden önce bize 37 y›ld›r direniflin ve umudun ad› olan gelene¤i arma¤an etmifltir. Kaypakkaya yoldafl; ülkemiz devriminin can yak›c› sorunlar›na yönelik gelifltirdi¤i tezler, devrimin temel güçleri, devrimin yolu, yönelece¤i hedefler
konusunda ortaya koydu¤u görüflleri ile nadide bir yerde durmaktad›r.
Ülkemizde Kürt ulusal sorunu ve Kemalizm konusunda 50
y›ll›k suskunlu¤u parçalayan, karanl›klar› ayd›nlatan önder yoldafl›m›z, 71 devrimci ç›k›fl›nda özel bir yerde durmaktad›r. Önder yoldafl›m›z, teorik birikimi, politik yetkinli¤i ve örgütsel ustal›¤› ile biz ard›llar›na zengin bir miras b›rakm›flt›r. ‹brahim
Kaypakkaya, komünistlerin yaflam tarz›na dair ebedileflin bir
örnek olarak da incelenmelidir.
Yoldafl Kaypakkaya, özellikle de güncel politik geliflmelere
yönelik tak›nd›¤› tutum ile bize yol göstermektedir. 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli’nden köy iflgallerine, üniversite boykotlar›ndan cezaland›rma eylemlerine, gerilla savafl›na canl› bir
politik yaflama sahiptir.
Ülkemizde genifl kesimleri ilgilendiren onlarca yeni geliflme
olurken, tavr›m›z, önder yoldafl›n izinden gitmek olmal›d›r. Bugün politik geliflmelere daha h›zl› refleks göstermek, kitlelerin
sorunlar› üzerinden yo¤un bir ajitasyon propaganda faaliyet yürütmek ve tüm bunlar› bir örgütlenmeye dönüfltürmek önemli
bir ihtiyaç olarak önümüzde durmaktad›r. ‹brahim Yoldafl›n bu
özellikleri üzerinde büyük bir titizlikle durmay› hak etmektedir.
‹flçi-köylü 3
Politika-yorum
1-14 May›s 2009
Egemenlerin karfl›s›na, ezilenlerin “yol haritas›” ile dikilelim!
Türk egemen s›n›flar›n›n “demokratikleflme”, “aç›l›m” vb. söylemlerden neyi kast ettikleri, içinden geçilen süreçte art›k iyice
aç›kl›k kazand›. Bu durum, daha bafl›ndan beri bunun bir aldatmacadan ibaret oldu¤unu
söyleyen bizler aç›s›ndan hiç de flafl›rt›c› de¤il.
At izi-it izi birbirine kar›flm›fl olarak sürdürülen Ergenekon operasyonlar›na ve bu
operasyonlar s›ras›nda aç›lan ölüm kuyular›na, gömülü silahlara bakarak, Ergenekon’un
gerçekten darbecileri hedefleyen, kontrgerillay› da¤›tma amaçl› ele al›nan bir operasyon oldu¤unu sananlar da, yine ayn› günlerde hayli hayal k›r›kl›¤› yaflad›lar. 12. dalga olarak sunulan operasyonda, çok say›da profesörün, ö¤retim görevlisi vb. akademisyenin
gözalt›na al›nmas› ve tutuklanmas›, toplumu
fleriatç›-laik olarak ikiye bölme çabalar›n› da
k›z›flt›rd›.
Bir ucunda dini gericili¤in di¤er ucunda
ise ›rkç› gericili¤in durdu¤u bu sözde çat›flman›n yeniden alevlendirildi¤i günlerde yaflanan bir baflka geliflme karfl›s›nda al›nan tutumlar ise, hepsinin ayn› yerde durdu¤unu
bir kez daha gözler önüne serdi.
SALDIRILAR KÜRT
ULUSUNUN ‹RADES‹NE
YÖNEL‹KT‹R!
Her biri on y›llard›r hayata geçirilen ›rkç›-floven politikalar›n en hararetli savunucusu olan, görev yapt›klar› üniversitelerde ve
yaflamlar›n›n her alan›nda bu politikalar› hayata geçirmekten geri durmayan, binlerce
ö¤renciye hayat› zindan eden akademisyenleri, özgürlüklerden, demokrasiden dem vurarak canh›rafl savunanlar, Ergenekon operasyonlar›na paralel günlerde yaflanan, DTP
operasyonlar› karfl›s›nda, suskunlu¤a büründü. Ancak bu onlar›n ilk suskunlu¤u de¤ildi.
Son olmayaca¤› da kesin.
Sistemin kendisini konjonktürel ihtiyaca
ve esas olarak da emperyalistlerin bölgesel
ç›karlar›na göre yeniden yap›land›rma çabas›ndan baflka bir anlam ifade etmeyen Ergenekon operasyonlar›n›n son dalgas›n›n, kimi
çevrelerde yaratt›¤› gürültü aras›nda gerçeklefltirilen DTP operasyonu, asl›nda bu ve
önümüzdeki sürecin egemen s›n›flar aç›s›n-
dan nas›l ele al›nd›¤›na/al›naca¤›na dair yeterli ipuçlar›n› da sunmaktad›r.
DTP özgülünde, topyekun Kürtlere
dönük bafllat›lan sald›r›lar›n, Kürt Ulusal Hareketi’ni teslim almaya dönük
son giriflimlerin ad›mlar›ndan biri olarak hayata geçirildi¤i görülmek durumundad›r.
Kürt ulusal sorununun çözümünde, egemen s›n›flar›n masas›nda tek alternatif olarak
duran teslim alma seçene¤i, al›nan seçim yenilgisiyle birlikte, daha azg›n ve pervas›z sald›r›larla hayata geçirilmeye çal›fl›lmaktad›r.
Kürtlere dönük bu kapsaml› sald›r›lar elbette Türk egemen s›n›flar›n›n, izinsiz nefes
bile alamad›klar› emperyalistlerin, baflta da
ABD emperyalizminin bölgeye dönük hedefleri do¤rultusunda ele al›nmaktad›r. Bölgenin emperyalist ç›karlara uygun biçimde yeniden flekillendirilmesinde, bölge halklar›na
biçilen misyon, iradesi elinden al›nm›fl halk
topluluklar›d›r. Kürt Ulusal Hareketi’nin bölgede hat›r› say›l›r bir silahl› güç olmas› gerçekli¤i, emperyalistler ve uflaklar› taraf›ndan
çizilen, iradesi elinden al›narak ›slah edilmifl
halk profiline uymamaktad›r.
Kürt ulusunun legal-illegal tüm örgütlenmeleri, en temel haklar›na, demokratik ve
yasal zemindeki her türden mücadelelerine,
bu mücadelelerini yürüttükleri kurumlar›na
dönük bu kapsaml› sald›r›larla tasfiye edilmeye çal›fl›lmakta, bu tasfiye gerçeklefltirilebildi¤i takdirde de, iradesi emperyalistlere ve
onlar›n uflaklar›na teslim edilmifl Kürtler yarat›lmak istenmektedir.
Kürt ulusu üzerinde, bu vb. amaçlarla estirilen sald›r› terörü art›k sadece gözalt› ve
tutuklaman›n da ötesine geçmifl, iyice gözü
dönmüfl bir hal alm›flt›r.
Bu gözü dönmüfllük hali içinde gerçeklefltirilen sald›r›lar›n hedefine ise yine Kürt
çocuklar› oturtulmufltur. Tutuklamalarla,
onlarca y›ll›k cezalarla yetinmeyenler, bir
kez daha küçük bedenler üzerinde tepinerek, bu bedenleri soldurmakta sak›nca görmemifltir.
DTP’ye dönük birçok ilde eflzamanl› bafllat›lan sald›r› dalgas›yla ayn› gün, Genelkurmay Baflkan› Baflbu¤ da ‹stanbul’da Harp
S›n›fsal Yaklafl›m
DEVR‹MC‹ ‹RADE SAYES‹NDE PARÇA
PARÇA TAKS‹M!
1 May›s’›n “emek ve dayan›flma” bayram› (ve tatil) olarak kabul
edilmesi, elbette y›llard›r sürdürülen mücadelelerin sonucudur. Bunun alt› önemle çizilmeli, üzerinde
özellikle durulmal›d›r. Egemen s›n›flar›n “getirdi¤i” hiçbir düzenlemenin gökten inmedi¤i iyi bilinmelidir. Di¤er yandan, devletin bu
manevray› 2009’da yapmas›n›n nedenleri de iyi okunmak zorundad›r. Aksi takdirde, sürece iliflkin yap›lan de¤erlendirmelerin sa¤lamas›nda sorunlar yaflanacakt›r.
Verilen tavizin ya da baflka bir
ifadeyle, at›lan taktik ad›m›n Taksim alan›n› da kapsamamas›, tamamen kald›r›labilecek a¤›rl›kla ilgilidir. Nitekim seçimle bafllayan “sars›nt›” ve Kürt cephesinde u¤ran›lan
yenilginin kriz ortam›nda ç›karaca¤›
katlamal› faturay›, Taksim’i rampa haline getirecek bir toplumsal
muhalefetle çat›flma içerisinde
ödemek ak›ll›ca görülmemifltir. Ne
var ki hesaplar genellikle “evde”
yap›lmakta, oysa hayat› her zaman
“sokak” belirlemektedir.
Egemen s›n›flar›n yard›m›na bafl
temsilcileri Türk-‹fl ve Hak-‹fl koflmufl, Kad›köy’e kapa¤› atan EMEP
ilk etapta saf›n› belirlemifltir. Taksim konusunda son y›llarda devrimci inisiyatifin gölgesine s›¤›nan
D‹SK, KESK ile çeflitli reformist
parti ve gruplar ise yine devrimci
irade sayesinde 1 May›s alan›na ç›kabilmifltir. Bu “makul” ç›k›fl da yine hiç flüphe yok ki küçümsenmeyecek bir eylem olarak an›lmak durumundad›r. Ama bu eylemde de
ony›llar›n bedelleri vard›r. Daha
önemlisi, bizzat 2009 1 May›s’› esnas›nda devrimci güçlerin gelifltirdi¤i mücadele ve direnifl, belirleyici bir öneme sahiptir.
Öyle ki polis, D‹SK-KESK mitinginin sonras›nda, birçok noktada
devrimcilerle sokak sokak çat›flma
sürerken; polisin, devrimciler ile
reformist grup ve partiler aras›na
ayr›m koymaya özen göstermesi
ola¤and›r. Buna ra¤men ayr›m konusunda polise yard›mc› olmaya
çal›flanlar›n durumu zavall› bir görüntü vermifltir. Yasak savmalar ve
s›¤›nmac›l›k olaylar›, 1 May›s’›n en
hazin görüntüsünü oluflturmaktad›r.
Akademileri Komutanl›¤›’nda bir aç›klama
yap›yordu. Baflbu¤’un aç›klamas›n›n gündemin bafl s›ralar›nda yer almas›n›n nedeni ise,
yapt›¤› konuflmayla birlikte “Kürt aç›l›m›”
yapt›¤› iddias›yd›. Bu iddia Baflbu¤’un “Türk
halk›” yerine “Türkiye halk›” ifadesini kullanmas›na dayand›r›l›yordu.
Oysa Baflbu¤, Kürt sorununda girilen açmaz›n ürünü olarak ve de resmi ideolojinin
kurucusu Mustafa Kemal’e dayand›rarak kulland›¤› bu söylemin hemen ard›ndan yine bildik üsluba sar›l›yor ve kamuoyunu aldatmaya dönük söylemini, Kürtlere dönük imhainkar-asimilasyon politikalar›n›n onlarca y›ll›k
varl›¤›n› inkar ederek sürdürüyor, devam›nda ise, “terörle mücadelenin ayn› kararl›l›kla sürdürülece¤ini” ekliyordu. Zaten ayn› gün bafllat›lan DTP’ye dönük sald›r›lar da, bu “aç›l›m” manevras›n›n gerçekte ne
anlama geldi¤ini teyit ediyordu.
PAZARLIKLAR DAHA
KAPSAMLI SALDIRILARI
‹ÇER‹YOR
Emperyalistlerle son süreçte yap›lan pazarl›klar dahilinde gerçeklefltirilen sald›r›lar,
elbette sadece Kürt ulusuna dönük sald›r›larla s›n›rl› kalmayacak. Daha da artaca¤› kesin olan sald›r›lar, baflta iflçi ve emekçi y›¤›nlara dönük kriz bahaneli sosyal y›k›m sald›r›lar› olmak üzere, bir bütün olarak tüm ezilen
kesimleri hedefleyecek biçimde, daha da geniflletilecektir.
Emperyalizmin yeminli ufla¤› Türk egemen s›n›flar› efendilerinin biçti¤i misyon çerçevesindeki rollerini lay›k›yla yerine getirebilmek için, toplumsal muhalefeti daha bask›c› yöntemlerle, her türden zor ve fliddeti
kullanarak susturman›n-sindirmenin plan›
içinde olduklar›n› gizlemiyorlar.
Çünkü, emperyalistlerle yap›lan pazarl›klar dahilinde verdikleri sözleri yerine getirebilmelerinin önündeki engelleri kald›rmak
zorunda olduklar›n› onlar da çok iyi biliyorlar.
Bu pazarl›klardan biri de, iflgal bölgelerine savaflacak askeri güç gönderilmesini içeriyor. Obama’n›n, yapt›¤› ziyaret s›ras›nda bu
talebini aç›kça iletti¤i biliniyor.
2009 1 May›s, önemli bir politik
ve ekonomik kriz koflullar›nda, s›n›f mücadelesinde gerilimin/tansiyonunun yükseldi¤i bir ortamda
sahne alm›flt›r. Komprador patrona¤a devletinin “bayram” manevras›n›n esas sebebi budur. Geçen seneki yüklenmenin ard›ndan bu y›l
ayn› bas›nc› kald›rma flanslar› olmad›¤›n› bilen egemenler, bayram
ve tatil takti¤ine sar›lm›fllard›r.
Alan yasa¤›nda flimdilik direnmifller, onu da pratikte k›smen çözerek (D‹SK ve KESK ile anlaflarak)
“makul” biçimde idare etme yolunu seçmifllerdir.
‹lgili sendika temsilcilerinin yan›
s›ra devrimcilerden soyutlanm›fl,
ak›ll› uslu bir kafileyi alana ç›karmak ve günü kurtarmak plan› iflletilmifltir. Bunun bedeli Taksim’de
iflçi ve emekçi kitlelerin etkili/güçlü bir miting yapmamas›d›r.
2009 1 May›s, içinde bulunulan
koflullar›n gere¤i, militan, birleflik,
kitlesel, etkin özellikleriyle rol oynama flans›na sahipti. Bunun için
2008’de yakalanan belli halkalar
üzerinden yürünmesi önem arz
ediyordu. Militan mücadele ve direnifl bak›m›ndan geçen y›la göre gücünden önemli bir fley yitirmeyen
devrimci platform; kitlesel harekete ulaflma ve sendikalarla birlikte
hareket noktas›ndaki sorunlar› aflamad›¤› için yine s›n›rl› bir etkinlik
kurabilmifltir. Bu etkinli¤in uzun vadede görülecek mevzii kazan›mlar
DTP’ye yönelik sald›r›lar›n ard› arkas› kesilmezken, baflta
Kürt halk› olmak üzere devrimci, demokratik güçler DTP’ye
destek için aya¤a kalkt›.
Emperyalist ya¤ma ve talan›n önünü açmaya dönük bir di¤er giriflimin ise, Ermenistan meselesinde yap›ld›¤› da yine Ermenistan
ile sözde yak›nlaflma hamlelerinde görülüyor.
Rusya’n›n kuflat›larak, Kafkaslar’daki
enerji rezervlerinin, ABD öncülü¤ündeki bat› emperyalizminin denetimine girmesini sa¤lamaya dönük Ermenistan giriflimi, Ermeni
soyk›r›m›na tak›l›r gibi olsa da, efendilerinin
isteklerini yapmama gibi flanslar›n›n olmamas› gerçekli¤i vard›.
Ermenistan’la yak›nlaflma hamlelerine
karfl› ç›kan kimi düzen çevrelerinin tepkileri,
24 Nisan vesilesiyle Obama’n›n “soyk›r›m”
sözcü¤ünü kullanmayaca¤› telkinleriyle afl›lmaya çal›fl›ld›. O gün geldi¤inde Obama beklenen konuflmay› yapt› ve asl›nda soyk›r›m›n,
Ermeni toplumunda ifade edilifl biçimi olan
“büyük felaket” deyimini kullanarak, gerçek
patronun kim oldu¤unu da göstermifl oldu.
Bu ifade karfl›s›nda Erdo¤an’›n “kabul edilemez bir tarih yorumu” sözleri ve ihanete
u¤ram›fl psikolojisiyle “sert” bir tutum
tak›nmas›n›n ise hiçbir anlam› yoktur. Varsa,
bunun tek göstergesi Ermenistan ile (ABD
projesi dahilinde) girilen yoldan kesin bir
dönüfl olacakt›r. Böyle bir flanslar› olamayaca¤›na göre (Azerbaycan’› da hesaba
katarak) birkaç ayak direme, göstermelik
ç›k›fllar yap›l›p yola aynen devam edilecektir. Hatta belki bu “sert” ç›k›fl›n faturas›n›n
bu kez moderatör olmasa da çevirmene
y›k›lmas› da kuvvetle ihtimaldir.
ABD emperyalizminin çizdi¤i “yol harita-
ile kendisine ait belli say›da gruplar›n alana girmesinden ibaret oldu¤undan bahsedilmelidir.
Daha bir y›l önce, “ayaklar›n bafl
oldu¤u yerde k›yamet kopar” diye
bayrama, “bir günlük maliyeti bütçeye katrilyonluk zarar verir” diye tatile çok “kararl›” biçimde karfl› ç›kan
Tayyip Erdo¤an, bugün her ikisine
de evet diyorsa, durum gerçekten
ciddidir. Ciddiyetin iflaretleri çok
önceden verilmiflti, art›k sonuçlar›
ortaya dökülmektedir. DTP’ye yönelik ülke çap›ndaki operasyon,
“çözüm”den söz edildi¤i, ateflkesin
gündemlefltirildi¤i bir zamanda manidard›r. Ekonomik kriz, Tayyip’in
bütün ›sl›k çalma inad›na karfl›n giderek artan biçimde etkisini hissettirmektedir (2008’in son çeyre¤inde, yüzde 6.2 ile ekonomide en
fazla küçülen ikinci ülke).
Özellikle son iki y›ld›r s›k› bir
ittifak kurulan AKP-TSK iliflkisinde
çatlaklar oluflmaya bafllam›flt›r.
ABD emperyalizminin AKP’nin son
seçimlerdeki gerilemesine paralel,
Obama’n›n ziyaretiyle birlikte yeniden ispat ve hareket geçme konusunda, biçilen görevler do¤rultusunda “f›rsat” verme sürecinden
söz edilmelidir. Baflbu¤’un son bas›n toplant›s›nda ilk kez Ergenekon
dava-operasyonuna iliflkin aç›ktan
ve esasl› biçimde elefltiri yöneltmesi önemlidir. Davan›n esas›n›
oluflturan “darbe” konusu ve
sansasyona temel teflkil eden ka-
s›” çerçevesinde yaflanan bu geliflmelerin,
emekçilere dönük k›sm›, elbette oldukça
a¤›r bedeller ödettirme amaçl› ele al›nacakt›r. Bu amac›n öncelikli hedefinin, toplumsal
muhalefetin en ileri unsurlar›, devrimciler ve
komünistler olaca¤›, tüm haz›rl›klar›n bu öncelikli hedef do¤rultusunda ele al›nd›¤›/al›naca¤› bilinmektedir. “Terörle Mücadele” ad›
alt›nda bugün Kürt ulusuna yönelen sald›r›lar, çok de¤il, k›sa bir zaman diliminde tüm
bu kesimleri kapsayacakt›r.
Obama’dan k›sa süre sonra, ABD Genelkurmay Baflkan›’n›n Türkiye’yi ziyaret etmesi de sald›r›lar›n kapsam›n›n ne boyutlarda olabilece¤ine dair ipuçlar› sunmaktad›r.
Bu ziyaret her ne kadar Afganistan’a asker
gönderme meselesine indirgenmeye çal›fl›lsa
da, ayn› zamanda toplumsal muhalefete dönük topyekün sald›r›lar›n alt yap›s›na dönüktür.
Kriz bahaneli sald›r›larla, krizin faturas›
ödettirilmek istenen iflçi ve emekçileri, iflsizli¤e, açl›¤a, yoksullu¤a mahkum etmeyi, Kürt
ulusunun iradesini elinden almay›, toplumsal
muhalefetin en ileri unsurlar› olan devrimci
güçleri etkisizlefltirmeyi hedefleyen bu sald›r›lar› bofla ç›karmak ise, bu topyekün sald›r›lara karfl›, sald›r›lar›n hedefindeki tüm güçler
ve kesimlerle birlikte topyekün bir karfl› koyufl örgütlemekle mümkün olacakt›r.
Önümüzdeki sürece dair en acil görev,
bu nitelikte bir karfl› koyuflu örgütlemek ve
egemen s›n›flar›n karfl›s›na, dönemsel taktikleri içeren, ezilenlerin “yol haritas›” ile dikilmek olmal›d›r.
y›p/gömülü mühimmat-silah hususunda inkârc› ve suçlay›c› tutum tak›nmas›, sürecin baflka türlü akaca¤›n› göstermektedir (29.04). Bu
konuda AKP’nin kendi bakan ve
milletvekillerinden baflka, yandafl›
olan Anayasa Mahkemesi baflkan›
bile “tarih, s›n›rland›r›lmayan iktidar›n
hak ve özgürlükler için çok ciddi tehlike teflkil etti¤inin flahididir” (22.04)
fleklinde cümleler sarf etmektedir.
Egemen s›n›f klikleri aras›nda
çeliflkilerin ana nedeni de s›n›f mücadelesidir. Krizler, s›n›f mücadelesinin görünümüdür ve yine ayn› zamanda onu ateflleyen rol oynar.
Birbiriyle ba¤lant›l› bütün bu durumlar› son süreçte h›zla geliflen
olaylar zincirinde gözlemleyebilmekteyiz. Yaln›zca pay kapma de¤il, ortak ç›karlar›n› daha iyi koruma derdi de tafl›nmaktad›r. Çünkü
kimi kez, sistem ciddi uyar›lar verebilmektedir. Bazen bir taraf›n alg›layamad›¤› uyar›y› karfl› taraf daha
iyi alg›layabilir. Bunun “s›n›f bilinci”yle do¤rudan ilgisi vard›r!
Dikkat edilsin, tank›, topu, uça¤›, milyonluk ordusu ve yüzbinlik
polis gücüyle korku içinde titreyen,
panik içerisinde bocalayan, endifle
içerisinde nas›l hareket edece¤ini
flafl›ran devletin kendisidir. Bostanc›’dan Bilkent’e, Lice’den Hakkâri’ye ve nihayet Dolapdere’den
Tarlabafl›’na, Feriköy’den Pangalt›’ya, Taksim’e ç›kan bütün sokaklarda iflas bayra¤› çeken, acze dü-
flen ve yenilen devlettir. Bu yenilgi psikolojisi bulafl›c›d›r. Yine dikkat edilsin, egemen s›n›f temsilcilerinin yüzünden düflen bin parçad›r…
2009 1 May›s, iflçi ve emekçi
kitlelerin s›n›f mücadelesinde yeni
bir zirve, güçlü bir potansiyel yaratmamalar› için Taksim’den soyutlanmak istenmifl ancak bambaflka boyutlar ile t›pk› geçen y›la benzer özellikler ile belli kazan›mlar
elde edilerek sonuçlanm›flt›r. Malum legal haklar›n üzerine, devrimcilerden kopar›lm›fl olmas›na karfl›n belli bir grubun alana ç›kmas›na
da neden olan, devrimcilerin geçen
seneki gibi birçok yerden alan› zorlamas› ve hatta baz› noktalardan
yarmas› neticesinde sergilenen militan durufl ve direngen mücadele, önümüzdeki sürece damga
vurmal›d›r.
Özellikle bizimki gibi ülkelerde
icazetçi yaklafl›mlar›n k›r›nt› düzeyinde dahi herhangi bir hak elde etti¤i görülmemifltir. Reformizmin
yaflananlardan ders ç›karmas› gerekmektedir. Sürecin bafl›nda, tüm
grup ve partilerin neler savundu¤u,
neler yapt›¤› iyi bilinmektedir. Sorun en az›ndan bundan sonras› için
kurulacak ittifaklar bak›m›ndan
önem tafl›maktad›r. Çünkü çok kritik mücadele ve direnifl günleri
bizi beklemektedir. Büyük güç birlikleri ve ittifaklar›na ihtiyaç oldu¤u
aç›kt›r.
‹flçi-köylü 4
‹flçi/köylü
Asil Çelik iflçileri
direnifli soka¤a tafl›d›
Krizi bahane eden Asil Çelik patronu 2008 Kas›m’›nda
ücretsiz izin uygulamalar›n› devreye sokmufl ve daha sonra
iflçilerle alay edercesine sözleflme döneminde s›f›r zam dayatm›flt›. Bu onursuz ve kölece dayatmalara ra¤men D‹SK
Birleflik Metal-‹fl Sendikas›’n›n yetkili oldu¤u Asil Çelik iflyerinde 30 Ocak tarihinden bu yana 520 iflçi direnifle geçmiflti.
Birleflik Metal-‹fl Sendikas› ve üyesi Asil Çelik iflçileri iflyerlerinde son günlerde tafleron iflçi çal›flt›r›lmas›na tepki
göstermek ve grevlerini kamuoyuna duyurmak için grevlerinin 74. günü olan 14 Nisan günü Orhangazi ilçe meydan›ndan Kent Meydan›’na bir yürüyüfl düzenlendi.
Orhangazi ilçe meydan›nda “Asil Çelik kamulaflt›r›ls›n” ve “Grevdeki Asil Çelik iflçileri” pankartlar›n› açan
iflçiler Birleflik Metal-‹fl Sendikas› Genel Baflkan› Adnan Serdaro¤lu, Genel Sekreter Selçuk Göktafl ve Genel Örgütlenme sekreteri Özkan Ater, Bursa fiube yöneticileri ile
birlikte “Asil Çelik iflçisi köle de¤ildir”, “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz”, “‹flçilerin birli¤i sermayeyi yenecek”
vb. sloganlarla, alk›fllarla Bursa yoluna kadar yürüdü. Orhangazi halk›n›n da destek verdi¤i eylem boyunca Asil Çelik grevindeki geliflmeleri anlatan ve greve destek ça¤r›s›
yapan ajitasyon konuflmalar› yap›ld›.
Araçlarla Gemlik giriflinde bulunan Özdilek önüne kadar gelen iflçiler, buradan kortej oluflturarak Gemlik ‹skelesi’ne kadar yürüdüler. Halk›n alk›fllarla destekledi¤i iflçiler
meydanda çekilen halaylar›n ard›ndan tekrar arabalara binerek Bursa’ya hareket ettiler. Buttim karfl›s›nda petrol
ofisinde arabalardan inen iflçileri, 4 aya yak›nd›r grevde
olan Birleflik Metal-‹fl Sendikas› üyesi Asemat iflçileri,
SCM, Prysmion ve iflten at›lan Gramer iflçileri ve birçok devrimci ve demokratik kurum temsilcileri karfl›lad›lar.
Buradan Kent Meydan›’na kadar uzun bir yürüyüfl gerçeklefltirdiler. Kent Meydan›’nda Birleflik Metal-‹fl Sendikas›
Genel Baflkan› Adnan Serdaro¤lu bir konuflma yaparak
30 Ocak’tan bu yana süren s›f›r zam dayatmas› ve sosyal
haklara yönelik olarak da 3 ila 9 oranlar›nda art›fl teklif etti¤ini, bunu kabul etmenin mümkün olmad›¤›n› belirtti ve
“1400 derecede çal›flan Asil Çelik iflçisinin fabrikay› ilk yüz
sanayi kuruluflu içine tafl›d›¤› buna ra¤men, krizi bahane
ederek bedelini iflçilere ödetmesine izin vermeyeceklerini”
söyledi.
(Bursa)
ATV-Sabah iflçilerine
polis engeli!
72 gündür grevde olan ATV-Sabah iflçileri 25 Nisan
Cumartesi günü Taksim Tramvay dura¤›nda bir bas›n
aç›klamas› gerçeklefltirdi. ‹stiklal Caddesi boyunca ç›karm›fl olduklar› Grev Gazetesi’ni da¤›tarak yürüyen iflçiler,
polis engeli ile karfl›laflt›. Engellemenin gerekçesi olarak
çeflitli sendika ve demokratik kitle örgütlerinin düzenledi¤i 1 May›s’a ça¤r› yürüyüflü gösterildi. Eyleme
Meha iflçileri
de destek verdi. Burada bir
aç›klama yapan
iflçiler ad›na
bas›n metnini
U¤ur
Güç
okudu. Güç,
mücadelelerinin yaln›zca maddi talepler içermedi¤ini hat›rlatt› ve “Özgür bas›n örgütlü bas›nd›r” diyerek sözlerini noktalad›.
(‹stanbul)
DDSB’den Meha iflçilerine ziyaret
Devrimci Demokratik Sendikal Birlik, Gazi Mahallesi’nde bulunan Meha
Tekstil’den at›lan ve direnifle geçen iflçileri ziyaret etti.
23 Nisan günü saat 13.00’te Meha
Tekstil Fabrikas›’n›n karfl›s›nda kurduklar› çad›rda direnifllerini sürdüren iflçileri ziyaret eden DDSB, “Birlik, mücadele, zafer”, “Meha iflçisi yaln›z de¤ildir” sloganlar›n› hayk›rarak çad›ra
kadar yürüdü. Meha iflçileri alk›fllarla ve
sloganlarla DDSB’lileri karfl›lad›.
DDSB’liler Meha iflçileri ile direnifl
üzerine bir süre sohbet etti. Sohbetin
ard›ndan DDSB ad›na söz alan Deri-‹fl
Sendikas› Genel Baflkan› Musa Servi,
Meha tekstil iflçilerinin direnifl ve kararl›l›¤›n› önemsediklerini son dönemlerde
artan iflten ç›karmalara ve sendikas›zlaflt›rmaya karfl› Sinter’de, Desa’da oldu¤u
gibi Meha Tekstil’de de direniflin geliflti¤ini bunun çok önemli oldu¤unu söyledi. Servi, iflçilerin, ezilenlerin ç›karlar›n›n
ortak oldu¤unu, güçlerini birlefltirdikleri
takdirde önlerinde hiçbir gücün duramayaca¤›n› dile getirdi. Meha Tekstil ifl-
çileri ad›na konuflan bir iflçi de direniflin geldi¤i aflamaya iliflkin bilgilendirme yapt›ktan sonra s›n›f dayan›flmas›n›n önemine dikkat çekerek LC Waikiki
önünde gerçeklefltirdikleri eylemlere devam edeceklerini söyledi.
“Yaflas›n s›n›f
dayan›flmas›”,
“Birlik, mücadele, zafer” sloganlar›n›n hep bir a¤›zdan hayk›r›ld›¤› ziyaret,
s›cak bir ortamda yap›lan sohbetle sona
erdi.
Direnifllerinin 50. gününü geride b›rakan Meha Tekstil iflçileri fiubat ay› maafllar›n›n, 3 ayl›k mesailerinin ve 6 ayl›k
vergi iadeleri ile k›dem ve ihbar tazminatlar›n›n ödenmesini istiyor. Meha’n›n
fason üretim yapt›¤› LC Waikiki firmas›n›n flubelerinde gerçeklefltirdikleri ey-
lemlerle flirket üzerinde belli bir bas›nç
yaratt›klar›n›, bunun sonucunda firman›n görüflme talep etti¤ini dile getiren
iflçiler alacaklar›n›n 550 milyar oldu¤unu
ancak firman›n 150 milyar ile direnifli bitirmek istedi¤ini ifade etti.
Meha Tekstil’de direnen iflçilerin
yüzde 80’e yak›n› kad›n iflçilerden olufluyor. Direniflteki bir kad›n iflçinin Mecidiyeköy’den Taksim’e yap›lan yürüyüfl s›ras›nda polisle yap›lan tart›flma s›ras›nda
BTS, havalimanlar›n›n
özellefltirilmesine
“dur” dedi
BTS Tokat, Sinop ve Samsun havaalanlar›n›n özellefltirilmesini Tokat’ta yapt›¤›
bir bas›n aç›klamas›yla protesto etti. Emekçiler 10 Nisan günü E¤itim-Sen Tokat fiubesinden Cumhuriyet Meydan›’na do¤ru yürüyüfle
geçtiler. “Özellefltirmelere haBTS üyeleri ha- y›r”, “Tokatl›, havaalan›na
sahip
valimanlar›n›n ç›k”, “Yolcuya
aç›k talana kahizmete aç›k,
özellefltirmeye pal›” sloganlar›yla
tepkilerini dile gekapal› oldu¤u- tiren emekçiler
ad›na bas›n aç›klanu söyledi.
mas›n› BTS ‹stanbul 2 No’lu fiube
Sekreteri Devrim Akmaz okudu. 1988 y›l›ndan bu yana Ulaflt›rma Bakanl›¤› DLH‹ Genel Müdürlü¤ü yat›r›m programlar›nda yer
alan, “Stol Havaalanlar› ‹nflaat›” Toplu
Projesi kapsam›nda, ülkenin çeflitli yerlerinde
stol tipte havalimanlar› kuruldu¤unu söyleyen
Akmaz, kurulan hava limanlar›n›n kendini idame edebilecek yeterli ekonomik fon oluflturamad›klar›n› kaydederek bu havalimanlar›n›n
parça parça özellefltirilmesinin gündemde oldu¤unu söyledi. Aç›klaman›n devam›nda havac›l›¤›n ciddi bir ifl oldu¤unu, kâr amaçl› faaliyetlerin güvenlik aç›s›ndan risk oluflturdu¤unu belirten Akmaz “Havalimanlar›m›z yolculara hizmete her zaman aç›k ama özellefltirme
ve talana daima kapal›d›r” diyerek aç›klamas›n› bitirdi.
(Ankara)
Emekçinin gündemi
2009 1 May›s’› kararl›l›k ve birlikteli¤e
iflaret etmektedir
Bir 1 May›s’ta daha emekçiler alanlar› doldurdu. Kutlamalar›n oda¤›nda kuflkusuz ki Taksim özgülünde ‹stanbul’da
geçekleflen 1 May›s bulunuyordu. Tüm
engelleme giriflimlerine karfl›n baflta
devrimciler olmak üzere emekçilerin
kararl› duruflu 1 May›s’ta devleti bir
ad›m daha geri ad›m atmak zorunda b›rakt›. Yo¤un çat›flmalar alt›nda devletin
Taksim yasa¤› fiili olarak bofla ç›kar›ld›.
Öncesinde devlet ve devrimci, demokratik kurumlar aras›nda Taksim özgülünde yaflanan irade savafl› D‹SK, KESK
gibi kurumlar›n yalpalamalar›na ra¤men
emekçiler taraf›ndan kazan›ld›. Valilik
D‹SK ve KESK’ten oluflan bir kitleye
Taksim’e girifl izni vererek devrimcileri
d›flta tutmay› hedefliyordu. Devrimcilerin as›l kitlesi yo¤un polis terörü alt›nda
dört bir alanda çat›fl›rken, birçok dev-
1-14 May›s 2009
rimci de polis ablukas›n› yararak Taksim
Meydan›’na ç›kmay› baflard›.
‹stanbul özgülünde Valili¤in son günlerde yo¤unlaflan tehditleri karfl›s›nda
D‹SK ve KESK’in tavr› birçok aç›dan güven vermiyordu. Nitekim pratikte gerçekleflen durum da bu kayg›lar› hakl› ç›kard›. Dört bir yanda devrimciler ve çeflitli demokratik kitle örgütleri polis terörünü k›rmaya çal›fl›rken bu konfederasyonlar önceden al›nan ortak kararlara karfl›n Valili¤in dayatmas›na boyun
e¤diler. Toplanma yerindeki göstermelik bir bekleyiflten sonra ortak al›nan kararlar› bofla ç›kararak Taksim’e yöneldiler. Bu tutumlar› tabiî ki “sürpriz” de¤ildi. Ancak bir kez daha kan›tland› ki devrimci ve demokratik kurumlar ve genifl
emekçi kitleler kendi kararl›l›klar› d›fl›nda baflka bir güce sahip de¤ildir. D‹SK’le
KESK’in Taksim’e ç›kabilmesine olanak
sa¤layan da bu kararl›l›kt›r.
‹stanbul’da Kad›köy’de gerçeklefltirilen kutlamalara ayr›ca de¤inmek gerekiyor. Türk-‹fl, EMEP ve ‹P’in örgütledi¤i Kad›köy’deki miting, kat›l›m›n azl›¤› ve coflkusuzlu¤uyla dikkati çekti.
Taksim özgülünde iflçi ve emekçilerin
politik kazan›mlar›na s›rt›n› dönerek
ayr› bir alana yönelen bu kurumlar›n
tavr› genifl kitlelerden tecrit olmakla
sonuçland›. Türk-‹fl yönetimi ve ‹P’in
niteli¤i her aç›dan aç›k olmas›na karfl›l›k, söylemde emekçilerden kopmama
“kayg›s›” tafl›yan EMEP’in durumu hiç
de hesaplad›klar› gibi olmad›. Bu alanda
da en diri gücü kuflkusuz deri iflçileri
oluflturdu. Taksim’de çat›flan s›n›f
kardeflleri için yapt›klar› oturma eylemi ise bunun kan›t› oldu.
2009 1 May›s’› sonras› yeni mücadelelerin ivme kazanaca¤› bir sürece
de girdik. Bu mücadeleleri s›n›f hareketindeki canlanmalar ve Kürt ulusal sorunundaki geliflmeler olarak tan›mlayabiliriz. Egemenler nezdinde özünde ay-
E-Kart
grevi
dimdik
ayakta!
E-Kart iflçileri, sendikal haklar›n› kullanmaktan kaynakl› iflten at›lmalar›n›n ard›ndan bafllatt›klar›
grevlerini, 10 ay› aflk›n süredir
devam ettiriyor. Gerek içerideki
sendikal› iflçilerin gerekse çevre
fabrikalarda çal›flan iflçilerin deste¤inin giderek artmas› ise, grevdeki
19 iflçinin moralini büyütüyor.
E-Kart iflçilerinin grevine, çeflitli kurum ve sendikalar dönem dönem destek ziyaretleri gerçeklefltiriyor. Bu ziyaretlerden biri de, 25
Nisan tarihinde, grevin 314. gününde, DDSB’nin yan›s›ra, Belediye‹fl ve Deri-‹fl taraf›ndan gerçeklefltirilen ziyaretti.
Her iki sendikan›n yönetim
düzeyinde kat›ld›¤› ziyarette,
DDSB imzal› “Krizin faturas›
patronlara”, “Yaflas›n s›n›f dayan›flmas›”, “At›lan iflçiler geri
al›ns›n” dövizleri tafl›nd›. Ziyarette, grevdeki iflçiler ve Bas›n-‹fl ‹s-
n› hedefe yönelen bu iki kanaldaki mücadelenin birlikteli¤i bu süreçte çok
daha önem kazanm›fl ve hatta zorunlu
bir hal alm›flt›r.
Ekonomik kriz iflçi s›n›f› ve emekçileri her aç›dan bedeli a¤›r bir tahribatla
karfl› karfl›ya b›rakm›flt›r. Bu tahribat› en
baflta ekonomik temelde fakat siyasi ve
örgütsel temelde de tan›mlamak mümkündür. Bugün iflçi s›n›f› ve emekçi halk›n kendi s›n›fsal talepleri temelinde varolan örgütsel gücü çok alt düzeylerdedir. Di¤er yandan birçok fabrika ve iflyerinde direnifller, iflgaller ve örgütlenme
çabalar› geliflmektedir. Bu çabalar henüz
parçal› bir nitelik göstermesine karfl›n
iflçi s›n›f›nda geliflen e¤ilimi göstermesi
bak›m›ndan anlaml›d›r.
Kriz döneminin salt bir ekonomik
kriz olmayaca¤›n›, hem egemenler hem
de emek güçleri aç›s›ndan siyasi ve örgütsel bir krizi de besleyece¤ini belirtmek gerekir. Kuflkusuz ki bu kriz yeninin geliflim imkânlar›n› da yaratacakt›r.
S›n›fa yönelik sald›r›lara ve en bariz olarak s›f›r zam ya da eksi puanlardaki üc-
tanbul fiube Baflkan› Levent Dinçer’le sohbet edilerek, deneyim
al›flveriflinde bulunuldu ve uzun
soluklu bir mücadele olmadan hiçbir hak kazan›m›n›n olamayaca¤›
vurguland›.
Dinçer, yap›lan sohbet s›ras›nda greve iliflkin son geliflmeleri de
aktard›. ‹çerdeki iflçilerin deste¤ine ve bu deste¤in her geçen gün
büyüdü¤üne dikkat çeken Dinçer,
çevre fabrikalardan iflçilerin de
greve yo¤un ilgi ve destek gösterdi¤ini belirtti. E-Kart patronuyla
önümüzdeki günlerde yap›lmas›
planlanan görüflmeden sonuç al›namad›¤› takdirde, üretimden gelen gücün kullan›laca¤›n› ve çeflitli
eylemler örgütlenece¤ini de söyleyen Dinçer, grevin 10 ayd›r
“dimdik ayakta” oldu¤unun alt›n›
çizdi. Ziyaret, grevdeki iflçilere getirilen erzak›n verilmesinin ard›ndan sona erdi.
(Kartal)
ret dayatmalar›na karfl› sendikal örgütlülüklerin duruflu do¤al bir ayr›fl›m yaratacakt›r. Gerici ve sar› sendikalardan
kopufl e¤ilimleri yan›nda bu sendikalarda
tabandan gelen zorlamalarla çeflitli hareketlenmeler oluflmas› da muhtemeldir.
Hakl› talep ve mücadeleleri sonuna kadar savunma konusundaki ›srarlar›yla
devrimci, demokratik örgütlülüklerin iflçi s›n›f› ve emekçilerle bütünleflme zemini bu koflullarda daha da artm›flt›r.
2009 1 May›s’› sonras› vurgulayaca¤›m›z en temel noktalardan birisi Kürt
sorununun çözümünün emekçi s›n›flar›n mücadelesiyle ayr›lmaz bir bütün
oluflturdu¤u gerçe¤idir. Kürt Ulusal
Hareketi tarihi deneyimlerinden de bilmektedir ki; Kürt sorununun çözümü
baflta devrimciler olmak üzere Türkiye’deki emek ve demokrasi güçleriyle
birliktelikten geçmektedir. Ayn› fley
tersinden emek ve demokrasi güçleri
için de geçerlidir. Kürt ulusal-demokratik mücadelesini d›fltalayan bir mücadelenin ülke çap›nda ciddi geliflmeler
kaydetmesi olas› de¤ildir.
Meha iflçileri kararl›!
Meha Tekstil iflçileri, direnifllerinin
49. gününde bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. 22 Nisan Çarflamba günü
Mecidiyeköy LC Waikiki ma¤azas›
önünde biraraya gelen iflçiler “Direne direne kazanaca¤›z”, “Yaflas›n
Waikiki-Meha direniflimiz”, “Tencere bofl, tava bofl, Waikiki için hava hofl” sloganlar›n› att›. “Kurtulufl
yok tek bafl›na ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Onurumuz için direniyoruz” vb. dövizlerinin aç›ld›¤› eylemde
‹stiklal Caddesi’ne yüründü.
Yol boyunca LC Waikiki ma¤azalar› önünde durularak ürünler protesto
edildi. ‹flçiler Desa ma¤azas› önünde
Desa ürünlerini de protesto ettiklerini aç›klayarak “Emine Aslan yaln›z
de¤ildir” slogan›n› att›lar. Ard›ndan
okunan bas›n metninde iflçiler haklar›n› kazan›ncaya kadar direnifle devam
edeceklerini belirttiler. (‹stanbul)
sarfetti¤i “Çekil önümden ben hakk›m› ar›yorum” sözleri direniflin kad›n iflçileri nas›l de¤ifltirdi¤ine güzel bir
örnekti.
(‹stanbul)
Büro emekçileri
ifl b›rakt›
Hak gasplar›na, sürgünlere, düflük
ücret politikalar›na karfl› ifl b›rakan BES
üyeleri Ankara Adliye Saray›’na yürüdü. Yüksel Caddesi ve Ulus’taki BES 2
Nolu fiube önünde toplanan ve iki koldan Adliye Saray›’na do¤ru yürüyüfle
geçen emekçiler “Eflit ifle, eflit ücret”, “Yar›flma de¤il dayan›flma”, “Krizin yükü patronlara” sloganlar›yla
taleplerini dile getirdiler. Bas›n aç›lamas›n› okuyan 2 Nolu fiube Baflkan›
Duran Ünal, kamu hizmetlerinin piyasalaflt›r›lmas›na, halk›n s›rt›na bindirilen dolayl› vergilere, yoksulluk s›n›r› alt›ndaki ücretlere, giderek artan ifl yo¤unlu¤u ve “eflit ifle eflit ücret” ilkesini
yok sayan ücret adaletsizli¤ine karfl›
yar›m gün ifl b›rakt›klar›n› söyledi.
BES Bursa fiubesi üyeleri de yar›m gün ifl b›rakma eylemi yapt›. 14
Nisan günü Fomara’da bulunan Vergi Dairesi Baflkanl›¤› önünde toplanan
BES’li emekçiler burada bir bas›n aç›klamas› yapt›. BES Bursa fiube Baflkan›
Süleyman Ayy›lmaz yapt›¤› aç›klamada AKP hükümetinin, IMF ve Dünya Bankas›’n›n ekonomi politikalar›n›
uygulad›¤›n› ifade ederek “P›rlantadan
halen vergi al›nmayan ülkemizde art›r›lan tek fley yoksul vatandafllar›n s›rt›na yüklenen dolayl› vergiler oldu”
dedi. Büro emekçileri eylemde alk›fllar ve sloganlarla hükümeti protesto
etti ve yar›m günlük ifl b›rakma eyleminin ard›ndan saat 13.00’te tekrar ifl(Ankara/Bursa)
bafl› yapt›lar.
Hem s›n›fsal hareket hem de ulusal
hareket nezdinde belirtmeye çal›flt›¤›m›z
gerçeklik egemen s›n›flar taraf›ndan da
rahatl›kla görülmektedir. Bugün özellikle Ulusal Hareket özgülünde yo¤unlaflan
sald›r›lar›n baflta devrimciler olmak üzere ilerici tüm örgütlülüklere yönelece¤i
bilinmelidir. Ekonomik ve siyasi kriz koflullar›nda egemenlerin do¤al bir refleks
olarak statükoyu korumaya çal›flaca¤› ve
bunun için de tüm muhalif güçlere sald›r›lara giriflece¤i aç›kt›r. Bugüne kadar
gerçekleflen operasyonlar bunu rahatl›kla göstermektedir. Tüm emek ve demokrasi güçlerine yönelen bu sald›r›lar›n gö¤üslenebilmesi için yine bu güçlerin dayan›flmas› ve birlikteli¤i gelecek
aç›s›ndan tayin edici bir öneme sahiptir.
2009 1 May›s’› sonras› mücadelenin geliflimi için üzerinde duraca¤›m›z en temel halka bu olmal›d›r. Emek cephesinde sar› ve gerici sendikalardan koparak
geliflecek devrimci hareket, Kürt emekçi kitleleriyle bütünleflti¤inde ortaya ç›kacak olan güç ve enerji bu ülkenin gerçek mücadele gücünü oluflturacakt›r.
‹flçi-köylü 5
‹flçi/köylü
1-14 May›s 2009
Grev uyar›s› deri patronlar›na geri ad›m att›rd›
Kriz ortam›n› f›rsat bilen deri patronlar›,
iflçi üzerinde sa¤lad›klar› psikolojik üstünlükle, büyük mücadelelerle kazan›lm›fl haklar›
masada geri almaya çal›flt›lar. Ancak uzun y›llara dayal› bir mücadele gelene¤ine sahip
olan deri iflçilerinin ve de Deri-‹fl Sendikas›’n›n, mücadelede kararl› olduklar›n› ve kazan›lm›fl haklar›n› vermeyeceklerini ilan etmeleri üzerine, deri patronlar› geri ad›m atmak zorunda kald›.
Deri iflçilerinin, Deri-‹fl Sendikas› öncülü¤ündeki mücadeleci duruflu, T‹S görüflmelerine de yans›m›fl, birçok ifl kolunda oldu¤u gibi, deri iflkolunda da devam eden T‹S görüflmeleri, iflçiler lehine yap›lan anlaflmayla sonuçlanm›flt›r
PATRONLAR SIFIR ZAM
“TEKL‹F‹YLE” GELD‹
Deri-‹fl Sendikas› ile Türkiye Deri ‹flverenleri Sendikas› aras›nda, 01.03.200928.02.2011 tarihlerini kapsayan görüflmeler
18 Mart 2009’da bafllad›.
Deri patronlar› yap›lan ilk görüflmelerde,
iflçilerin sahip oldu¤u sosyal haklardan taviz
vermeleri talebiyle geldi. Ancak bu taleplerini kabul ettiremeyen deri patronlar›, bu defa
da, ilk y›l “s›f›r zam” ikinci y›l içinse, enflasyon zamm› uygulanmas› yönünde dayatmada
bulundular. Yap›lan görüflmelerden bir sonuç
al›namay›nca, 2 Nisan 2009 günü yap›lan 4.
T‹S toplant›s› sonucunda, uyuflmazl›k tutana¤› tutuldu ve arabulucu ifllemlerinin bafllamas› için Bölge Çal›flma Müdürlü¤ü’ne müracaat edildi.
DER‹-‹fi’TEN GREV UYARISI
Deri patronlar›n›n s›f›r zam dayatmas›yla
ortaya ç›kan bu dayatmac› anlay›fl›, ayn› günlerde, Deri-‹fl Genel Merkezi taraf›ndan, befl
yüze yak›n deri iflçisiyle birlikte, Tuzla Organize Deri Sanayi’de yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile protesto edilmiflti. Yap›lan protesto
eyleminde, sendika iflçilere greve haz›r olmalar› gerekti¤ini aç›klam›fl ve böylelikle grev
kararl›l›¤› deri patronlar›na duyurularak, patronlar uyar›lm›flt›.
Sonraki günlerde devam eden arabulucu
ifllemleri sürecinde, taraflar Türk-‹fl Genel
Sekreteri Mustafa Türkel’in de kat›l›m›yla, 20
Nisan günü yeniden biraraya geldi. Deri patronlar›, bu görüflme s›ras›nda, deri iflçilerinin
yapt›¤› grev uyar›s›n› dikkate almak zorunda
kald›klar›n›n göstergesi olarak, s›f›r zam dayatmas›ndan geri ad›m att›. Bu görüflmede
var›lan karfl›l›kl› anlaflma sonucunda, 23.2
TL’nin alt›ndaki ücretler 23.2 TL’ye ç›kart›lm›fl ve seyyanen 3.00 TL zam ve 2. y›l ücretlere enflasyon art› yüzde 1 zam yap›lmas› kararlaflt›r›ld›.
10.5 ZAM+SOSYAL HAKLAR
Deri patronlar› ile Deri-‹fl Sendikas› ara-
Kriz tar›m› te¤et
geçmedi
Her geçen gün kendini giderek daha çok
hissettiren kriz, egemenleri te¤et geçmifl olabilir ama emekçiler nezdinde tablo hiç de öyle görünmüyor. Giderek artan iflçi k›y›mlar›
ve buna paralel olarak artan yoksulluk, gerçekleri somut bir flekilde gözler önüne koyarken egemenler genifl halk kitlelerinin dikkatini çeflitli gündemlerle farkl› yönlere çekerek krizin etkilerini azaltman›n planlar›n› yap›l›yor.
Ancak bir yandan da yaflananlar› ortaya
seren aç›klamalar yap›l›yor. Örne¤in IMF
Baflkan› Dominique Strauss-Kahn yapt›-
¤› aç›klamalarda geliflen ekonomik krizin
dünya çap›nda fliddetli çalkant›lara neden
olaca¤›n› ve buna müdahale edilmesi gerekti¤ini belirtmektedir. Yapt›¤› aç›klamada Kahn,
krizin egemenler aç›s›ndan bir tehdit unsuru
oldu¤unu ortaya koyarken artan iflsizlik ve
yoksullu¤un emekçiler ile egemenler aras›ndaki çizgileri giderek keskinlefltirdi¤inin sinyallerini vermekte.
Yap›lan araflt›rmalar göstermektedir ki,
son aylarda artan iflsizlikle beraber köylere
dönüfller artm›flt›r. Yani emekçiler son
çare olarak tar›ma yönelmektedir.
s›nda yap›lan T‹S anlaflmas› kapsam›nda, deri
iflçilerinin ücretlerine sosyal haklar›yla birlikte, ortalama olarak, % 10.5 zam yap›ld›.
Buna göre, iflçiler 4 tam maafl ikramiye,
2.5 ton kömür yakacak yard›m›, iki y›lda bir
deri mont, y›lda iki çift ayakkab› alacaklar.
Ayr›ca, 657 say›l› devlet memurlar›na uygulanan aile yard›m› kapsam›nda verilen, izin
dönüfl harçl›¤›, bayram harçl›klar›, erzak yard›m›, y›lbafl› harçl›¤›, y›pranma primi, evlenme, do¤um, ölüm yard›mlar›, çocuk paras›,
tahsil ve askerlik yard›m› gibi sosyal yard›mlara da, 1. y›l enflasyon oran›nda, 2. y›l ise
enflasyon art› 1 puan zam yap›lmas›na karar
verildi. Böylece toplam ücretlere yap›lan zam
oran› ise ortalama olarak yüzde 10.5 olarak
gerçekleflti. Sözleflme ilk etapta 21 iflyerini
kapsayacak flekilde imzalan›rken, imzalanan
bu anlaflma, yetki belgesi bekleyen 4 iflyeri ve
grup d›fl›ndaki 3 ba¤›ms›z iflyerine de emsal
oluflturacak.
DESA YARGITAY’DA DA
KAYBETT‹
Deri iflkolundaki T‹S görüflmelerinin kazan›mla sonuçland›¤› günlerde, 29 Nisan’da
1. y›l›n› dolduran Desa direniflinde de olumlu geliflmeler yafland›. Yarg›tay, 13 iflçinin ifle
iade davas›n› onaylad›.
Desa’n›n Düzce ve Sefaköy fabrikalar›nda
Deri-‹fl Sendikas›’na üye olduklar› gerekçe-
PEK‹, TARIMIN DURUMU NE?
Ancak insanlar binbir umutla döndükleri
köylerde bekledikleri bir manzara ile karfl›laflmamakta. Çünkü üretim, girdi masraflar›n›n yüksekli¤inden kaynakl› sekteye u¤ram›fl, köylü yapt›¤› üretimin karfl›l›¤›nda kazanç yerine icra vb. sald›r›lara maruz kalmaktad›r. Yap›lan üretim b›rakal›m
kâr›, girdi masraflar›n› dahi karfl›lamamaktad›r. ‹laç, gübre, tohum,
mazot vb. üretim giderlerine yap›lan zamlar do¤rudan üretimi de etkilemektedir.
2009 Tar›msal Destekleme
Bütçesi’ne umut ba¤layan köylü,
bütçede art›fl beklerken 2008 y›l›nda 5.5 milyar TL olarak aç›klanan
bütçeden 2009 y›l›nda % 10 kesinti yap›larak 4.95 milyar TL’ye
düflürülmüfltür. Ürününün ve para-
siyle at›lan iflçilerin, bir y›l›n› dolduran mücadelesi kazan›mlarla devam ediyor.
At›lan iflçilerin ifle geri iade
davalar› aç›lm›fl ve bunun
sonucunda 25 iflçinin sendikal nedenle iflten at›ld›¤›na
karar verilmiflti. Ancak
patron karara itiraz etmifl
ve davay› bir üst mahkemeye tafl›yarak temyize götürmüfltü. En son 4 iflçinin daha sendikal nedenle iflten
at›ld›¤›na karar verildi. Böylece sonuçlanan ifle geri iade davalar›nda 29 iflçinin
Desa’dan sendikal nedenle at›ld›¤›na karar
verildi.
En son davalar› Yarg›tay’a götüren
patron buradan da umdu¤unu bulamad›. Yarg›tay iflçilerin davas›nda ilk sonucu aç›klad›.
Yarg›tay, ilk olarak 6 Nisan 2009 tarihinde 3
iflçinin, daha sonras›nda 10 iflçinin davas›n›
görerek toplam 13 iflçi için bir alt mahkemenin verdi¤i karar› onaylad›. Böylece Desa’n›n
sendika karfl›t› bir patron oldu¤u, iflçileri sendikal› olduklar› gerekçesiyle kap› d›flar› etti¤i
yarg› önünde de kesinleflti. Desa’n›n Deri ‹fl
Sendikas›’n› karalay›c›, kamuoyunu yan›lt›c›
tüm giriflimlerine ra¤men haks›zl›¤› yarg›
önünde de belgelendi.
Desa’da mücadele devam ederken
s›n›n gasp edilmesi köylüleri uçurumun efli¤ine getirmifltir. Umut olarak bak›lan hayvanc›l›k da krizden nasibini alm›flt›r. Süt fiyatlar› hiç görülmemifl bir flekilde düflmüfltür. Bu durum narenciye ve tah›l üretiminde de ayn›d›r.
Köylerdeki yoksulluktan uzaklafl›p flehirlere gelen genifl kesimler için yeniden köy-
yurtd›fl›nda Desa’n›n çal›flt›¤› markalar›n
biraraya gelerek toplant› yapmas› gündemde.
Desa’n›n dahil olmayaca¤› sadece Desa’n›n
al›c›lar› olan büyük markalar›n toplanaca¤› bu
toplant›n›n art›k kamuoyu ve yarg› önünde
söyleyecek sözü kalmayan Desa üzerinde somut olarak yapt›r›m uygulanmas› için verilecek bir karara daha fazla yaklaflt›rd›¤› düflünülüyor.
Direniflte yaflanan bir di¤er geliflme ise
Desa Direnifli Emine Arslan’a ve iflkencede
katledilen Engin Çeber için ‹stanbul Tabip
Odas› taraf›ndan verilecek olan “Sevinç
Özgüner Demokrasi, Bar›fl ve ‹nsan
Haklar› Ödülü” oldu. Ödül 23 May›s’ta verilecek.
(Kartal)
lere dönüfller yaflan›rken emekçiler için de¤iflen sadece yoksullu¤u köylerinde yaflayacak olmalar›d›r.
Sinter grevi
sürüyor
Sinter iflçilerinin 22 Aral›k’ta bafllayan grevi de devam ediyor. Birleflik
Metal-‹fl Sendikas› Genel Merkezi’nin
gazetemize verdi¤i bilgiye göre, grevdeki iflçiler, dönüflümlü olarak sürdürdükleri grev nöbetine ara vermeden devam ediyorlar. Sendika ayr›ca, patron
aleyhine aç›lan davalar›n da sürdü¤ünü,
greve iliflkin geliflmelerin, May›s-Temmuz aylar› içinde peflpefle yap›lacak
olan duruflmalarla birlikte daha da netleflece¤ini aktard›.
(Kartal)
Tersane iflçileri hak gasplar›n› direniflle cevapl›yor
Çal›flan kesimlere dönük, ekonomik kriz bahaneli hak gasplar›n›n en yo¤un yafland›¤›
sektörlerden biri olan tersanelerde, son
birkaç ay içinde on binin üzerinde iflçi iflten
at›ld›. Ancak, kamuoyunun gündemine s›k
s›k yaflanan “ifl cinayetleri ile” de gelen tersanelerde yaflanan hak gasplar› sadece iflten atmalarla s›n›rl› de¤il. Çal›flan iflçilerin
ücretlerinin düflürülmesi ve/veya aylarca
ücret ödenmemesi gibi uygulamalar da,
tersane iflçilerinin haklar›n› gasp etmede
uygulanan yöntemlerin bafl›nda gelmeyi
sürdürüyor.
Tersane iflçilerinin ücretlerinin gasp edilmesine dönük son pratik ise, Tuzla Tersanelerinde faaliyet gösteren, Çelik Tekne’de
çal›flan 16 iflçinin, aylar boyunca ücret alamamas› ile birlikte yafland›. Ancak iflçiler
bu hak gasp›n› direniflle yan›tlamakta gecikmedi.
Çelik Tekne adl› tersaneye ba¤l› tafleron
firma Ceren Gemi’de çal›flan iflçiler, 5 ayl›k ücretlerinin ödenmemesi üzerine, 10
Nisan’da direnifle geçtiler. Tersanelerde
örgütlü Limter-‹fl Sendikas› öncülü¤ünde
bafllayan direnifl sabah›, sendika yöneticileri ile birlikte tersane önüne gelen tersane
iflçileri sloganlar atarak, tersane patronunu
uyard›lar.
‹flçilerin direniflini
sahiplenen Limter-‹fl Sendikas›
Tersane önünde
bir bas›n aç›klamas›
yaparak,
Kocaeli Belediyesi iflçileri “açl›kla terbiye
edilmek” istemiyorlar
Belediye-‹fl Sendikas› üyesi
Kocaeli Belediyesi iflçileri, belediye baflkan› ‹brahim Karaosmano¤lu’nun, belediye iflçilerini,
iflçinin de¤il, sermayenin sözcülü¤ünü yapan Hizmet-‹fl’e üye yapmaya dönük bask›lar›n› eylemle
yan›tlad›lar.
Kocaeli Belediyesi çal›flanlar›n› Hizmet-‹fl’e üye yapmaya dönük bask›lar yeni de¤il. Uzunca
zamand›r bizzat belediye baflkan›
taraf›ndan hayata geçirilen iflten
atma tehdidi vb. bask›lar sonucu,
2400 iflçinin Hizmet-‹fl’e geçmesi
sa¤land›.
Belediye-‹fl üyesi olarak kalmaktaki ›srarlar›n› koruyan iflçiler
ise, bask›lara karfl› gelmeyi sürdürdüler. 19 Nisan’da Belediye-‹fl
Sendikas› önünde toplanarak,
“Sendikama dokunma, tafleron sendika istemiyoruz”
pankart› açan iflçiler, Kocaeli Bü-
yükflehir Belediyesi’ne kadar bir
yürüyüfl gerçeklefltirdiler. 400’ün
üzerinde iflçinin kat›ld›¤› yürüyüflte Belediye-‹fl Sendikas› taraf›ndan bir bas›n aç›klamas› yap›larak,
iflçiler üzerindeki bask›lar›n “açl›kla terbiye etme” anlay›fl›n›n
ürünü oldu¤u söylenerek, bask›
ve sald›r›lara karfl› sonuna kadar
mücadele edilece¤i ve sald›r›lar›n
geri püskürtülece¤i vurguland›.
(Kartal)
kriz bahaneli bu sald›r›lara karfl› sessiz kalmayacaklar›n›, iflçilerin haklar› verilene kadar direneceklerini dile getirdi.
Sonraki günlerde tersane önündeki direnifllerini sürdüren iflçilerin haklar›n› almakta kararl› olduklar›n› gösteren bu durufllar›, tersane patronunun, direniflin 4. gününde geri
ad›m atmas›n› getirdi. Tersane iflçileri 17
Nisan’a kadar sürdürdükleri direnifli, tersa-
ne patronunun birikmifl ücretlerini ödemesi üzerine sonland›rd›lar.
Di¤er taraftan, sendikal› oldu¤u için Dearsan
Tersanesi’nden at›lan Limter-‹fl Sendikas›
üyesi ve yöneticisi Levent Akhan’›n 8 ay
kadar önce bafllatt›¤› direnifli sürerken, Akhan’›n tersane patronu aleyhine açt›¤› davada, Akhan lehine flahitlik yapan Nihat ‹ptefl
adl› iflçi de iflten at›ld›.
(Kartal)
1400 iflçiye karfl›l›k, maafllarda % 35
indirim
Krizden etkilendi¤i ve sipariflleri
durdu¤u için 1400 iflçiyi iflten ç›karabilece¤ini duyuran Ere¤li Demir ve
Çelik Fabrikalar› (Erdemir) ve ‹skenderun Demir Çelik Fabrikalar› (‹sdemir) iflten ç›karmakla tehdit etti¤i iflçilere karfl›l›k 12 bin 587 çal›flan›n›n
ücretlerini 16 ay süreyle % 35 oran›nda düflürdü.
Karar› protesto eden 1000 iflçi
Erdemir’deki sendika flubesinin önüne gelerek “Krizin faturas› patronlara”, “‹nsanca ücret, insanca yaflam”
sloganlar›yla tepkilerini hayk›rd›lar.
‹flçilere destek veren bölge halk› ve
esnaf› da dükkânlar›na “Erdemir
iflçisinin hakl› mücadelesini destekliyoruz” pankartlar›n› ast›.
Erdemir’in 1400 iflçiyi iflten ç›ka-
rabilece¤ini duyurmas›n›n ard›ndan
fabrikada örgütlü olan Türk Metal
Sendikas›, Oyak ve patron sendikas›
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikas›
(MESS) yöneticileri ‹stanbul’da yapt›klar› toplant›da 1400 iflçinin iflinden olmas› yerine 12 bin 587 iflçinin
ücretlerinde % 35 k›s›tlamaya gidilmesi üzerinden anlaflt›lar. Uygulaman›n 2010 y›l›na kadar geçerli olaca¤›n› ve herkese uygulanaca¤›n›
söyleyen Türk-Metal yapt›¤› aç›klamada “Türk sanayisinin en önemli
kurulufllar›ndan biri olan Erdemir ve
‹skenderun Demir Çelik ‹flletmeleri,
bu daralman›n etkisi alt›ndad›r. Sendika olarak ekonomi ve sanayi dal›nda uzmanlaflm›fl bilim adamlar›yla
yapm›fl oldu¤umuz görüflmeler, da-
ralma tespitini do¤rulam›flt›r” diyerek Erdemir patronunu hakl› buldu.
Ücretlerin düflürülmesini kabul ederek iflçileri “kurtard›¤›n›” savunan
sendikan›n ald›¤› karar› iflçiler k›nad›.
2008 y›l›n›n son aylar›nda 1 milyar 190 milyon lira zarara u¤rad›¤›n›
aç›klayan Erdemir, ekonomik krizle
birlikte do¤algaz zamlar› ve uluslar
aras› piyasalarda demir çelik fiyatlar›n›n düflmesiyle zarar bilançosunun
derinleflti¤ini ve sat›fllar›n›n yar›ya
düfltü¤ünü aç›klad›. Bölgenin kalbi
olan Erdemir’deki durgunluk esnaf›
da endiflelendiriyor. ‹flçilerin ücretlerindeki düflüflün kendilerini de etkileyece¤ini söyleyen bölge esnaf›
“gerekirse iflçilerle birlikte grev yapar›z” diyor.
(Ankara)
‹flçi-köylü 6
Denge Azadi
1-14 May›s 2009
Tutsak kald›k
bayramlarda
Bu hafta 23 Nisan Çocuk Bayram› kutlamalar› yap›ld› tüm illerde. A¤›rl›kl› k›rm›z› beyaz
kostümlerle bando tak›m›nda askeri nizam yürüyen, atletizm oyunlar› sergileyen, Eurovizyon flark›s›yla dans gösterileri yapan on binlerce çocuk “ayd›nl›k Türkiye’nin” yar›nlar› olman›n gururunu sergiledi. Baflbakan ve Cumhurbaflkan›’n›n koltu¤una oturduklar›nda ülke sorunlar›n› de¤erlendiren, dünyadaki tüm çocuklar›n bar›fl içerisinde yaflamas›n› temenni eden
konuflmalar yapt›lar.
Çocuklara bir günü hediye eden dünyan›n
tek ülkesidir Türkiye! Her y›l çeflitli ülkelerden
binlerce çocuk Türkiye’ye gelmektedir. Koltuklar bir günlü¤üne onlara emanet edilir. Her
istedikleri yap›l›r. Çocuklarla çekilen görüntüler devlet erkan›n›n sevimli yüzü olarak sunulur. Oysa ki madalyonun di¤er yüzünde yaflananlar hiç de öyle de¤ildir.
Hemen yan› bafllar›nda su, dondurma, fleker, simit satan yafl›tlar› duruyor. Uzaktan flenlikleri seyredip kendisine dair düfller kuran, o
günün nafakas›n› kazanmak zorunda olan... Pek
ço¤u yak›l›p talan edildi¤i için dönecek bir köyü olmayan, yerleflmek zorunda oldu¤u “büyük” kentlerde “küçük” ifller yapan, evde tencere kaynamas› için okulu lüks görmek durumunda kalan çocuklar.
Yaflama dair umutlar› diri tutmak, gencecik
bedenlerinin asli görevi olmufl kimisinin. Diline, kültürüne, kimli¤ine yönelik sald›r›lar karfl›s›nda güçlü bir direnifl hatt› ören anne-babaabi-ablalar›yla sokaklar› yang›n yerine çevirmek
ilk ö¤rendikleri ders olmufl bu co¤rafyada. Kimi zaman oyun oynad›klar›, kimi zaman yaflanmam›fll›klar›n öfkesini patlatt›klar› meydanlarda topland› bu çocuklar. Ay y›ld›zl›, apoletli,
fi›rnak’›n Uludere ilçesi k›rsal›nda 2007
y›l›nda ç›kan çat›flmada katledilen 11 gerilla
o dönem ailelerine teslim edilmeyerek
Uzungeçit Beldesi’nde gömülmüfltü. Yasal
olarak 15 gün morgda bekletilmesi gereken
cenazeler bu süreç iflletilmeden ailelerine
haber dahi verilmeden gömülmüfltü. fiehit
ailelerinin yapt›¤› itirazlar sonucu 2 y›l sonra
DNA testi yap›lan 11 gerilladan Nas›r Ayd›n,
Deniz Türk, fienay Göçer, Rahime Tuncer,
Cebrail Turan ve Ahmet Kara mezarlar›ndan ç›kar›larak memleketlerinde topra¤a verildi. Kitlesel kat›l›mlarla düzenlenen cenaze
törenlerinde DTP’ye yönelik bafllat›lan operasyonlara karfl› büyük bir öfke tafl›yan kitle,
özgürlük mücadelesi yürütenlere sahip ç›k›lmas›n› isterken, hükümete de k›rsalda, demokratik alanda yap›lan tüm operasyonlar›
bir an önce son vermesi yönünde ça¤r›lar
yap›ld›.
16 Nisan 2009 tarihinde Deniz Türk ve
fienay Türk’ün (Delila) cenazeleri Diyarbak›r’a götürüldü. Deniz Türk, Yeniköy Mezarl›¤›nda DTP’li belediye baflkanlar›, DTP
milletvekilleri ve binlerce insan taraf›ndan
defnedildi. “Güneflin yoldafl› Deniz
ölümsüzdür”, “PKK halkt›r, halk burada” gibi sloganlar atan öfkeli kitle ad›na yap›lan konuflmalarda annelerin gözyafllar›n›n
coplu ellerde, kollar›, kafalar› k›r›larak bal›k istifi t›k›ld›lar çevik kuvvet otolar›na. ‹lk duraklar› karakol dedikleri iflkencehaneler oldu. Ç›kar›ld›klar› mahkemelerde a¤›r hakaretlerle
“suç” iflledikleri psikolojik iflkenceler yap›larak
kabul edilmeye zorland›lar. Misketleri patlay›c›
madde, puflileri örgüt propagandas› say›ld›. Ve
bu y›l 23 Nisan’da yani sözde “kendi bayramlar›nda” kendilerinin yaratmad›¤› bir çözümsüzlü¤ün intikam› al›nd› yaflamlar›ndan. Diyarbak›r’da, Adana’da, Van’da, Mardin’de, Batman’da, Dersim’de ve daha onlarca ilde, hapishane ko¤ufllar›nda özgürlük ve isyan türküleri
söyleyerek erken büyümek zorunda kalm›fll›¤›n “ceza”s›n› çekiyorlar.
HAP‹SHANEDE BÜYÜYOR
ÇOCUKLAR
Abdullah Öcalan’›n saçlar›n›n zorla kaz›t›lmas›n›n protesto edildi¤i Diyarbak›r’da 14
Temmuz 2008’de yap›lan eylemlere kat›ld›¤›
gerekçesiyle gözalt›na al›nan dört çocuk tutuklanarak hapishaneye konulmufltu. Çocuk
bayram›ndan 1 gün önce yani 22 Nisan’da Diyarbak›r 6. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görülen
mahkemenin verdi¤i karara göre 6’flar y›l
11’er ay hapis cezas› ald›lar. Çekilen foto¤raflarda bilirkiflilerin tespit edemedi¤i, dosyalar›nda “suç” ifllediklerine dair bir delil bulunmayan çocuklar “örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt ad›na faaliyet yürütmek”, “polise
aktif muhalefet etmek” ve “Gösteri ve Yürüyüfl Kanunu’na muhalefet etmek”ten ald›lar bu
cezalar›.
Diyarbak›r’da mahkemenin yap›ld›¤› saatlerde Van Mizanc› Murat Lisesi 2. s›n›f ö¤rencisi 15 yafl›ndaki Z.H okulunu basan polisler
Munzur Çevre
Derne¤i 4.
Ola¤an Kongresi
gerçeklefltirildi
23 Nisan
2009 Hakkari
taraf›ndan gözalt›na al›nmak istendi. Erdo¤an’›n Van’a gidiflini protesto etti¤i iddias›yla
tutukland›. Genelkurmay Baflkan› ‹lker Baflbu¤’un, “bölge gençli¤ine yüklenmeliyiz “söylemlerinin arkas›nda gizlenen niyet özellikle
2008-2009 y›l›nda çocuklara yönelik haz›rlanan raporlarda ortaya ç›k›yor.
2008 y›l›nda sadece Adana’da 264 çocuk
çeflitli eylemlerde gözalt›na al›nd›, 69’u örgüt
üyeli¤inden tutuklanarak hapishaneye konuldu. 16 çocuk örgüt üyesi oldu¤u gerekçesiyle
37 y›l 3 ay hapis cezas› ald›. 2008’in ilk 11 ay›nda 1172 adli vakaya kar›flt›¤› gerekçesiyle 1600
çocuk gözalt›na al›nd›. 137’si tutuklanarak hapishaneye konuldu. Yine Adana’da 2009 y›l›nda ‹HD verilerine göre yafllar› 13-17 aras›nda
de¤iflen 90 çocuk gözalt›na al›nd›. 39 çocuk
“örgüt üyeli¤i” ve “örgüt propagandas›” yapt›klar› gerekçesiyle 149 y›l 3 ay 15 gün hapis
cezas› ald›. 32 çocuk ise gözalt›nda iflkence
gördü¤ü için ‹HD’ye baflvurdu.
BAYRAM GELM‹fi, K‹M‹N
HABER‹ VAR?
Rakamlar Türkiye’de çocuk haklar›n›n
Gerilla cenazeleri sonsuzlu¤a u¤urland›
durmas› için ad›m at›lmas› istendi.
Diyarbak›r’›n Silvan ilçesine götürülen
fienay Göçer burada ailesi, DTP’li millet-
vekilleri, DTP yöneticileri ve yüzlerce kifli
taraf›ndan Silvan karayolu üzerinde bulunan
Yollaras› (Kurte) Köyü’nde gömüldü. Cenaze töreninde konuflan DTP Diyarbak›r Milletvekili Gülten K›flanak flehitlerine söz
verdiklerini, ideallerinin kendi idealleri oldu¤unu belirterek, mücadelelerine sonuna ka-
dar devam edeceklerini söyledi. Defin ifllemlerinin ard›ndan kitle “‹ntikam” sloganlar›yla Göçer’in evinin önüne kadar yürüdü.
Ayn› gün Rahime
Tuncer’in cenazesi Urfa’n›n Suruç ‹lçesine götürülerek aile mezarl›¤›nda gömüldü. Binlerce
kifli taraf›ndan karfl›lanan
cenaze PKK bayra¤›na
sar›larak kad›nlar taraf›ndan tafl›nd›. Suruç’un ilk
kad›n flehidi Rahime
Tuncer’in cenazesinde
konuflan baba Ramazan
Tuncer k›z›n›n cenazesini halk›n sahiplenmesinin
kendileri için önemli oldu¤unu söyledi.
Nas›r Ayd›n 21 Nisan 2009 tarihinde
Mufl’un Varto ‹lçesi’ne ba¤l› Sazl›ca (Qerkelog) Köyü’nde topra¤a verildi. Yüzlerce kiflinin kat›ld›¤› cenaze töreninde sayg› duruflunun ard›ndan konuflma yapan DTP Varto ‹lçe Baflkan› Abdülbasit Tafl, yerel seçimlerden sonra Kürtlere yönelik artan sald›r›-
Çiller döneminin gizli evraklar› yak›lm›fl halde bulundu
Ankara’n›n Gölbafl› ilçesine ba¤l› Halaçç›
köyünde bir tarlan›n kenar›nda aç›lan çukurda eski baflbakan Tansu Çiller’e ait oldu¤u
anlafl›lan çok say›da evrak yak›lm›fl halde bulundu. Jandarma taraf›ndan el konulan evraklar üzerinde yap›lan incelemeden sonra
evraklar›n Susurluk’un kay›p silahlar› ve “terörle mücadele”ye iliflkin oldu¤u aç›kland›.
Bir telefon ihbar› sonucu olay yerine gelen jandarma ekipleri belirtildi¤i gibi tarif
edilen yerde çok say›da yak›lm›fl evrak, plaket, klasör ve flilte rastlad›. Olay yerinde yap›lan inceleme sonucu bir k›sm› tamamen
yanm›fl halde 800 adet klasör demiri ve Çil-
hangi boyutta oldu¤unun çarp›c› bir ifadesi.
Kürt çocuklar›n›n daha fazla maruz kald›¤› hak
ihlalleri, sistemin girmifl oldu¤u ekonomik ve
siyasal krizin her geçen gün derinleflmesi sonucu giderek de artmakta. Böylesi geliflmelerin oldu¤u bir ülkede 23 Nisan’›n kimin bayram› oldu¤unu sormak gerekiyor elbette.
Ve bu ülkede çocuk olman›n, politik atmosfer içerisinde çocuk olman›n faturas›n›n
ödetildi¤i eli tafll› küçük generallerimizden biri
‘kendi bayram›’nda yaflam›na kast edilerek, kameralar önünde hiçbir çekince duymadan katilli¤ine devam eden polislerin azg›n sald›r›s›yla karfl› karfl›ya kald›. Hakkâri’de 23 Nisan kutlamalar›na kat›lmak yerine tercihini DTP’ye
yönelik yap›lan sald›r›lar› protesto eden eylemliliklerde yer almakta kullanan 14 yafl›ndaki Sefer Turan, kitleye sald›ran Özel Harekât polislerince kafas›na vurulan dipçik darbeleriyle a¤›r yaraland›. Kafas› parçalanan Sefer
Turan a¤›r yaral› oldu¤u için halen Van Yüzüncü Y›l Üniversitesi T›p Fakültesi Araflt›rma
Hastanesi’nde tutuluyor. Ayn› günün akflam›nda Baflbakan “gelece¤imiz”, “ayd›nl›k yar›n›m›z” olan çocuklar› kendi koltu¤unda a¤›rlad›¤› görülüyor ekranlarda...
ler’e ait biblolar incelenmek üzere Jandarma
Kriminal Laboratuvar›’na gönderildi. Yap›lan
incelemelerden sonra klasörlerin bir hafta
öncesinde kaz›lan derin çukura gömülerek
yak›ld›¤›, evraklar›n Susurluk baflta olmak
üzere kay›p silahlar ve Türkiye Kürdistan’›nda 90’l› y›llarda yürütülen operasyonlara ait
bilgilerin oldu¤u anlafl›ld›.
1994 y›l›nda özel harp dairesine verilmek
üzere ‹srail’den getirilen silahlar adeta buhar
olup uçmufl tüm çal›flmalara ra¤men “bulunamayan” silahlardan uzi marka tabancalar
Susurluk kazas›nda ortaya ç›km›flt›.
Tansu Çiller’in baflbakan oldu¤u 1993-97
y›llar› Türkiye’de faili meçhullerin, gözalt›nda
kay›plar›n, yarg›s›z infazlar›n ve katliamlar›n
en fazla yayg›nlaflt›¤› y›llar olmufltu. Bu
dönemde özellikle Türkiye Kürdistan’›nda
“bin operasyonlar” yürütülerek toplu mezarlar, ölüm kuyular› yarat›ld›. 95 Gazi ve
Ümraniye katliamlar› en fazla an›lan ve failleri “bulunamayan” olaylar olarak haf›zalardaki yerini hala koruyor. Ergenekon davas›yla
topluma Türkiye’nin art›k geçmiflindeki “gizli devlet”le hesaplaflmaya girdi¤i mesaj› verilirken söz konusu evraklar›n kimler taraf›ndan yak›ld›¤› da merak konusu oldu.
(Ankara)
lar› k›nad›.
17 Nisan 2009 tarihinde Hakkari Yüksekova’ya götürülen Cebrail Turan’›n cenazesi evinin önünde binlerce kifli taraf›ndan
karfl›land›. Demokratik kitle örgütü üye ve
temsilcilerinin de kat›ld›¤› cenaze töreninde
Yüksekova Belediye Baflkan› Ruken Yetiflkin, Kürt halk›n›n özgürlük mücadelesinde
büyük bedeller verdi¤ini belirterek, Kürt
halk›n›n geldi¤i mesafenin verilen bedellerin
eme¤i oldu¤unu söyledi.
21 Nisan tarihinde do¤um yeri Diyarbak›r’a götürülen Ahmet Kara’y› BatmanKozluk yolunda yüzlerce kifli karfl›lad›. Konak Mahallesinde toplanan kalabal›k buradan
mezarl›¤a kadar yürüdü. Yürüyüfl s›ras›nda
“Ey flehit senin kan›n yerde kalmaz”, “fiehîd
namirin” sloganlar› at›ld›.
Munzur Çevre Derne¤i 4. Ola¤an
Kongresi, 26 Nisan günü gerçekleflti. Kongrede yap›lan konuflmalarda, Munzur’da barajlara ve siyanürlü alt›n iflletmecili¤inin kald›r›lmas› ve nükleer enerji kullan›lmamas› talep edildi.
Taksim Hill Otel’de yap›lan Kongrede salona, “Munzur’da barajlara ve
siyanürlü alt›n iflletmecili¤ine hay›r” ve “Nükleer enerji kullanmaktansa mum ›fl›¤›na raz›y›z” pankartlar› as›ld›. Kongrede divan seçiminden sonra konuflan Avrupa Dersim Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ‹brahim Aktafl, demokratik kurumlar›n Tunceli’de
anadil ve çevre sorunlar›na yönelik
çal›flmalar yapmas› gerekti¤ini söyledi. ‹stanbul Üniversitesi’nden
emekli Mühendis Utku K›z›ltan
ise Kürtlere uygulanan ötekilefltirmeyi kimseye karfl› kullanmad›¤›n›
ifade ederek, “Ben Trakya kökenli
biriyim. Ancak kalbim Kürtlerle,
sizlerle çarp›yor. Bundan sonraki
tüm çal›flmalar›n›zda bir askeriniz
gibi yan›n›zday›m” diye konufltu.
Kongrede DTP Tunceli Milletvekili
fierafettin Halis ile Tunceli Belediye Baflkan› Edibe fiahin’in mesajlar› ayakta alk›flland›.
Kat›l›mc›lar›n konuflmas›n›n ard›ndan
derne¤in faaliyetlerine iliflkin rapor
sunan Dernek Baflkan› Ali Ekber
Barma¤›ç, Munzur’a yap›lmak istenen barajlar›n, siyanürlü alt›n iflletmecili¤i gibi durumlar›n, devletin
Tunceli’yi tehlike olarak gören zihniyetinin ürünü oldu¤unu ifade etti. 1938 Dersim olaylar›na da de¤inen Barma¤›ç, “Dersim Katliam›
devletin potansiyel tehlike anlay›fl›n›n sonucu olarak ortaya ç›kan bir
tercihtir. Devlet çocuklar› bile katleden bir zihniyetteyken, baflka insanlar› bebek katili ilan etmektedir.
fiimdi bebek katilinin kim oldu¤unu
sormak laz›m” dedi.
Konuflmalar›n ard›ndan seçimlere gidildi. Tek liste ile yap›lan seçimlerde yönetim kuruluna Handan
Kantar, Selvi Dönmez, Hatun
Esen, Mehmet Soylu, Yusuf
Opuz, ‹smail Söylemez, Yusuf
Yerlikaya, Sabri Aksu, Ali Barma¤›ç seçildi.
(‹stanbul)
Dersim halk› do¤as›na sahip ç›kt›
Munzur Vadisi’nde yap›lmak istenen barajlara karfl› 19 Nisan Pazar günü Dersim’de çeflitli demokratik kitle örgütleri taraf›ndan bir eylem düzenlendi.
Eylemde “Munzur özgürdür, özgür
akacak”, “Munzur’da baraja hay›r”,
“Yaflas›n Munzur dayan›flmas›”
sloganlar› at›larak flehir merkezine en
yak›n olan Bozkaya baraj inflaat›na yüründü. Kitle Kemerbel Mevkii’ne geldi¤inde Munzur Çay›’na tafl att›.
Burada bir konuflma yapan Tertip Komitesi Baflkan› Avukat Bar›fl Y›ld›r›m, Dersim halk›n›n 1937 ve 1938
y›llar›nda u¤rad›¤› büyük zulüm sonucu hiçbir zaman bafl e¤meyece¤ine dair birbirlerine söz verdi¤ini söyledi.
Barajlarla bölgedeki do¤al yaflam alanlar›n›n yok edilmek istendi¤ini, do¤al yaflam alanlar›n› yok etmek isteyenlere
karfl› mücadelede kararl› olduklar›n›
belirten Y›ld›r›m, Kültür ve Turizm
Bakanl›¤›’n›n Munzur Vadisi’ni bir an
önce S‹T alan› ilan etmesini istedi.
Binlerce kifli “Munzur’da baraja hay›r” sloganlar›n› hayk›rarak eylemi
sonland›rd›.
(Dersim Partizan)
Dikkat! Genç tutsaklar
koruma alt›nda!
Önce tutuklu-hükümlü ayr›m› yapan devlet, flimdi de
genç-yafll› devrimcileri birbirinden tecrit ederek
sald›r›s›n› bir üst boyuta tafl›d›.
Meflru ve demokratik haklar›n› kullanan
gençlere iflkence yapan, tutuklayan, katleden devlet, söz konusu hapishaneler ve
devrimci tutsaklara yönelik sald›r› olunca
birden gençleri hat›rlay›verdi. Bir süre önce hapishanelerdeki hükümlü ve tutuklular›
ay›rma giriflimi ile gündeme gelen sald›r›,
geçti¤imiz hafta “Gençleri Koruma Yasas›” safsatas› ile yafl s›n›rlamas›na göre
Tutuklu Aileleri ve Yak›nlar› Birli¤i (TUYAB) Ocak, fiubat ve Mart aylar› içinde hapishanelerde yaflanan hak ihlalleri, iflkence ve
tecrite iliflkin haz›rlad›¤› raporu aç›klamak
üzere ‹HD ‹stanbul fiubesinde biraraya geldi.
Toplant›da konuflan TUYAB Dönem Sözcüsü Ayten Özdo¤an, F tipi hapishanelerde
son y›llarda her vesileyle verilen mektup, görüfl yasaklar› ve hücre cezalar› ile koyulaflt›r›lan tecridin 9 y›ld›r artarak devam etti¤ini belirterek, sistemin siyasi tutsaklar› hedef ald›¤›n› ve insanlar›n birbirinden yal›t›larak darac›k
odalara, mekanlara hapsedildi¤ini söyledi.
F tipi hapishanelerde kullan›m sular›n›n
düzenli akmad›¤›n›, s›cak suyun haftada bir saat verildi¤ini ifade eden Özdo¤an, yemeklerin
az verildi¤ini, elektrik paralar›n›n tutsaklardan
kesildi¤ini, k›fl aylar›nda kaloriferlerin yak›lmad›¤›n› ve tutsaklar›n bundan kaynakl› enfeksiyon kapt›¤›n› söyledi. Ayr›ca hapishanelerde
çok say›da a¤›r hasta tutsak oldu¤unu aktaran
Özdo¤an, durumlar› çok a¤›r olan ve Adli T›p
raporlar›nda da hapishane flartlar›nda yaflam›n› devam ettirmesinin mümkün olmad›¤›na
vurgu yap›lan birçok tutsa¤›n tahliye edilmeyerek ölüme terk edildi¤ini söyledi.
‹HD’den
hasta
tutsaklara
mektup
‹HD’nin hapishanelerdeki
hasta tutsaklar›n sa¤l›k sorunlar›na dikkat çekmek için bafllatt›¤›
mektup
kampanyas›n›n
13.’sünde ‹stanbul, Ankara, ‹zmir ve Batman’dan Sincan F Tipi
Hapishanesi’nde bulunan Aygül
Kapçak ve Bolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan M. Ali Çelebi’ye mektup gönderdi.
‹stanbul
‹flçi-köylü 7
Halk›n gündemi
1-14 May›s 2009
tutsaklar› ay›rma giriflimi ile Tekirda¤ 1
Nolu F tipi Hapishanesi’nde benzer flekilde gündemleflti. Gazetemize konu ile ilgili bilgi veren tutsaklar 18-21; 21-35 ve 35
yafl› üstü fleklinde tutsaklar›n birbirinden
ayr›lmas› giriflimlerinin bafllad›¤›n› belirterek kamuoyunu duyarl› olmaya ça¤›rd›lar.
Tekirda¤ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nden DHKPC, Direnifl Hareketi, MKP,
MLKP, T‹KB, TKEP/L, TKP/ML tutsaklar›
ad›na yap›lan aç›klamada “içinde bulundu¤umuz ekonomik ve siyasi kriz nedeni ile
büyük bir “sosyal patlama” tehlikesinden
korkan devlet son dönemde baflta Kürt
halk› olmak üzere toplumun bütün ezilen
ve sömürülen kesimlerine karfl› tam bir sald›r› furyas› bafllatm›fl durumdad›r. Ortado¤u ve Kafkaslar’da emperyalizmin bir sald›r› üssü olmaya haz›rlanan TC devleti içerdeki toplumsal muhalefeti tamamen bast›rmaya, geliflen devrimci mücadeleyi bask› ve
zorla engellemeye çal›flmaktad›r. Korkular›
artt›kça, sald›r›lar da yo¤unlaflmakta, kendi
içlerinde çeliflki ve çat›flmalar› keskinleflen
egemen s›n›flar çareyi devrimci ve demokratik güçlere sald›rmakta bulmaktad›rlar”
denildi ve flöyle devam edildi; “Daha k›sa
bir süre önce Metris Hapishanesi’nde Engin
Çeber’i iflkenceyle katledenler flimdi yeni
Tecrit ve bask›lara son!
TUYAB, Ocak, fiubat,
Mart aylar›na iliflkin
haz›rlad›¤› raporu,
‹HD ‹stanbul fiubesi’nde düzenledi¤i bas›n
toplant›s›nda aç›klad›.
Tutsaklar›n her tür karfl› ç›k›fl›n›n disiplin
cezalar› ve iflkencelerle karfl›l›k buldu¤unu dile getiren Özdo¤an, çok fazla kifliye 6 ay ve 1
y›ll›k aç›k ve kapal› görüfl yasaklar›, mektup yasaklar›, telefon yasaklar›, hücre cezalar› verildi¤ini, ayr›ca kitap ve dergilerin tutuklulara
ulaflmas›n›n engellendi¤ini söyledi.
Telefon görüflmelerinde ve ziyaretlerde
Galatasaray Lisesi önünde
bir araya gelen ‹HD’liler, bir bas›n aç›klamas› yapt›. ‹HD fiube
Yöneticisi Sevim Kalman,
Adalet Bakan› ve TBMM ‹nsan
Haklar› Komisyonu’na raporlar
sunduklar›n› kaydederek, “Cezaevleri ülkenin aynas› derler.
‹flte bizim aynada gördü¤ümüz
manzara bu. Ve size yazd›¤›m›z
bu dayan›flma mektubu ile tekrardan derhal serbest b›rak›lman›z› talep ediyoruz” dedi.
Ankara
‹HD Genel Merkez yöneticileri ve üyeleri, K›z›lay Postanesi önünde bir araya gelerek hapishanelerde yaflanan sorunlara
karfl› duyarl›l›k yaratmak ama-
Kürtçe konuflulmas›n›n yasakland›¤›n› belirten Özdo¤an “Tutsaklar hücreden ziyaret,
avukat görüflleri, revir ve benzeri nedenlerle
ç›kar›l›rken defalarca onur k›r›c› aramaya tabi
tutulmaktad›rlar. En s›k karfl›lafl›lan onursuz
arama biçimi ayakkab› aramas›d›r. Ring arac›yla mahkemelere götürülüp getirilen tutuklular zaten büyük bir iflkence olan o araçlar-
c›yla aç›klama yapt›. ‹HD Genel
Sekreteri Sevim Saliho¤lu,
“Cezaevlerinde yaflananlarla ilgilenmeyen Adalet Bakan›m›z, onca soruna ra¤men hala cezaevlerinde sorun olmad›¤›n› söylemekte ve cezaevlerinde bowling
salonlar›ndan bahsetmektedir”
dedi.
‹zmir
Konak Postanesi önünde bir
araya gelen ‹HD ‹zmir fiubesi
üyeleri, “Hasta tutuklular serbest b›rak›ls›n” pankart› açt›. Yap›lan aç›klamada hasta tutsaklar›n serbest b›rak›lmas› istendi.
(H. Merkezi)
sald›r›larla tutsaklar üzerindeki bask›y› t›rmand›r›yor. 19 Aral›k katliam› sonras› aç›lan F tipi hapishanelerde de devrimci tutsaklar›n devrime ve halka olan ba¤l›l›klar›n›
yok edemeyenler, flimdi yeni uygulamalarla
tecrit sistemini köklefltirmeye çal›fl›yor. Yeni Ceza ‹nfaz Yasas›yla F tipi zindanlarda yap›lan bask› ve iflkencelere yasal k›l›f uydurmaya çal›flan devlet, flimdi de icat edilen kimi yasalarla devrimci tutsaklar üzerindeki
bask› uygulamalar›n› katmerlendirme telafl›na düflmüfl durumdad›r.
Bulundu¤umuz Tekirda¤ 1 Nolu F Tipi
Hapishanesi’nde k›sa bir süre önce hükümlü tutuklu tutsaklar› zorla birbirinden ay›ran devlet, flimdi de “gençleri koruma yasas›” gere¤ince devrimci tutsaklar› yafllar›na
göre s›n›fland›r›p birbirinden tecrit etmeye
çal›flmaktad›r. ‘Genç’ devrimci tutsaklar›
‘yetiflkin’ ve ‘yafll›’ olarak s›n›fland›rd›klar›
devrimci tutsaklardan ay›rmak suretiyle hapishanelerdeki tecrit sistemini bir üst boyuta tafl›maktad›r. Aç›kt›r ki, F tipi hapishaneler kapat›lmad›¤› sürece devlet bu tür sald›r›lar›n› sürdürecektir. Ancak burada bir kez
daha hat›rlatmak isteriz ki, devlet bu sald›r›lar›n hiçbirinde bugüne kadar bir sonuç
alamam›flt›r. Tüm sald›r›lar› devrimci tutsaklar›n kararl›l›¤›na çarp›p tuzla buz olacakt›r. Egemenlerin devrimci tutsaklar› teslim alma, susturma ve toplumdan yal›tarak
siyasi kimliklerinden koparma u¤rafllar› geri
tepecek, her uygulamalar› devrimci irade
karfl›s›nda bofla ç›kacakt›r. Bizleri devrim
mücadelesinden ve emekçi halk›m›zdan koparmaya, bizim aram›zdaki devrimci dayan›flma duygular›n› yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Mücadelemizi daha da
gelifltirerek bu sald›r›lar› cevaplayaca¤›z!”
(H. Merkezi)
da gidifl gelifllerde birçok kez sald›r›ya u¤ramaktad›rlar” dedi.
TUYAB’›n raporunda belirtilen bu ihlalleri
son bir haftad›r yaflananlarda da görmek
mümkün.
ring arac›nda asker ve gardiyanlar›n fiziki ve
sözlü sald›r›lar›na maruz kald›¤›, hapishaneye
sevk edilenlere veya yeni giren kiflilere ise giriflte askerlerin kontrol s›ras›nda fiziki fliddet,
küfür ve sözlü tacizlerde bulundu¤u, daha önce 1 saat olan görüflme saatlerinin yar›m saate
indirildi¤i hapishanede Kürtçe mektuplar›n engellenmesi de yeni bir uygulama.
Erzurum H Tipi Hapishanesi’nde de
Kürtçe konuflmalar yap›ld›¤›nda görüfller gardiyanlar taraf›ndan kesiliyor. Yine Van F Tipi Hapishanesi’nde ise tutsaklara kendi
aralar›nda Kürtçe konuflmamalar› için bask›
yap›l›yor.
Batman Hapishanesi’nde
iflkence
Batman M Tipi Kapal› Hapishanesi’nde
bulunan Resul Çak›r’a görevliler taraf›ndan
iflkence yap›ld›¤› belirtildi. Çak›r, hapishanede 10 saat boyunca iflkence gördü¤ünü ailesi
arac›l›¤›yla kamuoyuna aç›klad›. Ailesinin anlat›mlar›na göre Çak›r, Batman Hapishanesi’ne getirildi¤i gün ko¤ufluna götürülmeden
önce yaklafl›k 10 saat boyunca iflkenceye maruz kalm›fl.
TRT’ye serbest
Kürtlere yasak
fianl›urfa E Tipi Hapishane idaresi, tutsaklara gönderilen Kürtçe mektuplar› “Mektuplar› okuyacak Kürtçe bilen tercüman yok”
gerekçesi ile iade ediyor. Hastalanan tutsaklar›n hastaneye veya revire kald›r›l›rken, yolda
Adalet aray›fl›
sürüyor,
katiller hala
serbest
Engin Çeber’in Metris Hapishanesi’nde
iflkenceyle katledilmesi sonras›nda aç›lan
davan›n 3. duruflmas› 15 Nisan 2009 tarihinde Bak›rköy 14. A¤›r Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Çeber’in katledildi¤ine tan›k olan iki adli tutuklunun ifade vermesi beklenen duruflmada, tan›k tutuklular hala hapishanede olmalar›ndan dolay› güvenliklerinin olmad›¤›n›
ancak tahliye olduktan sonra ifade verebile-
ceklerini söylediler.
Tutuklu bulunan 6 kiflinin kat›ld›¤› duruflmada Çeber’in gözalt› ve hapishanede
bulundu¤u günleri gösteren video kay›tlar›
izlendi. Video kay›tlar›nda hücreye at›lan
Çeber ve arkadafl› Cihan Gün’ün hücrede
tutuldu¤u halde ellerinin kelepçeli oldu¤u,
hücreye giren resmi ve sivil polislerin Özgür Karakaya’y› da elleri kelepçeli oldu¤u
halde döverek hücreye koyduklar› görülüyor.
29 Eylül 2008 tarihine ait karakol video
kay›tlar›nda parmak izi ifllemleri s›ras›ndaki
görüntülerde ise Engin Çeber, Özgür Karakaya, Aysu Baykal ve Cihan Gün’ün ellerinin kelepçeli bir flekilde polis merkezinde
yerde uzand›klar›, sivil ve resmi polislerin
Çeber ve arkadafllar›n› zorla kald›rmaya çal›flt›¤› görülürken, görüntülerin devam› kay-
Tutsaklara la¤›m suyu
Hakkâri E Tipi Hapishanesi’nde, tutsaklara
la¤›m sular›n›n kar›flt›¤› içme suyunun verildi¤i
ileri sürüldü. ‹tirafç›l›k dayatmalar›n›n da oldu¤u hapishanede “ince arama” ad› alt›nda tutsaklar ç›r›lç›plak soyuluyor ve ard›ndan teker
teker odaya al›narak suçlamalar yap›larak itirafç›l›k dayatmas›nda bulunuluyor. Yerel seçimlerden sonra bask›lar›n artt›¤› hapishanede
son olarak yemekler az verilmeye baflland› ve
içme sular›na la¤›m sular›n›n kar›flt›¤› belirtildi.
dedilmemifl gerekçesiyle kesik kesik izlendi.
Metris Hapishanesi’nden duruflmaya tan›k olarak kat›lan 2 adli tutuklu, Çeber ile
ayn› ko¤uflta kald›klar›n› ancak hala tutuklu
olduklar› için “Tutukluyuz, endifleliyiz, tan›kl›k yapmak istemiyoruz. Tutukluluk halimiz sona erince tan›kl›k yapar›z” dediler.
Mahkeme heyeti, Engin Çeber’in avukatlar›n›n, iflkencecilerden Mehmet Pek’in tutuklanmas› talebini reddederek, tutuklu katillerin tutukluluk halinin devam›na karar
verdi. Duruflma 8 Haziran’a ertelenirken
Çeber’in ablas›n›n duruflma salonunda tutuksuz katillerden biri taraf›ndan taciz edilmesi mahkemede gerginlik yaratt›. Mahkeme ç›k›fl›nda aç›klama yapan fierife Çeber
tacizi k›narken avukat Taylan Tanay da
duruflma salonunda bu cesaretin nereden
kaynakland›¤›n› sordu. (‹stanbul)
Kaybedilenlerimizi geri istiyoruz
‹stanbul
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydan›’nda 212. oturma eylemlerini yaparak kay›plar›n›n ak›betlerini sordu. 18 Nisan
2009 tarihinde ayn› yerde ayn› saatte buluflan Cumartesi Annelerinin oturma eylemine DTP’ye yönelik yürütülen kapsaml› sald›r›lar› protesto eden yüzlerce insan da destek verdi. Ak›betleri ve failleri belli yak›nlar›n›n foto¤raflar›n› tafl›yan analar ve babalar
bu kez geçti¤imiz haftalarda kimsesizler mezarl›¤›nda ulaflt›klar› Hasan Ergul’un kay›p
öyküsünü anlatt›.
5 Haziran 1995’te, 3 yafl›ndaki o¤lu ‹slam’› Silopi Devlet Hastanesi’ne götüren
Hasan Ergul, geri dönerken Silopi’nin Cizre’ye olan ç›k›fl›nda bir petrol istasyonunda
durdu. Bu s›rada biri beyaz di¤eri siyah Renault-Toros marka araçlardan inen telsizli
siviller uzun bir bo¤uflmadan sonra Hasan
Ergul’u kaç›rd›. Ergul’dan bir daha haber al›namad›. Ailesi savc›l›¤a baflvurdu, savc›l›k yeterli bir soruflturma yürütmeden dosyay›
bütün kay›p olaylar›nda oldu¤u gibi ifllemden
kald›rd›. Kaybetme prosedürü bu kez
Ergul için iflledi. J‹TEM itirafç›s› Abdulkadir Aygan’›n y›llar sonra yapt›¤› aç›klamalar
dahi savc›lar›n harekete geçmesini sa¤layamad›. Ergul’un a¤abeyi Ato Ergul, Aygan’›n
itiraflar› do¤rultusunda Elaz›¤ Cevizdere köyüne giderek burada kendi imkânlar›yla
araflt›rma yapt›. Köylülerin anlat›mlar›na göre 14 y›l önce Hazar Gölü’nden biri çuval
içinde olmak üzere 2 erkek cesedi ç›km›flt›.
Ve cesetler Kimsesizler Mezarl›¤›’na gömülmüfltü. ‹HD avukatlar›n›n savc›l›ktaki dosyalar› incelemesiyle Hasan Ergul’un ölü bedeni kimsesizler mezarl›¤›nda bulundu.
Ergul’un kaybedilme öyküsünü anlatan
sanatç› ‹lkay Akkaya yapt›¤› aç›klamada
Hasan Ergul ve kay›p olaylar›n›n kapsaml›
soruflturulmas› gerekti¤ini ifade etti.
25 Nisan Cumartesi günü de 213.
kez Galatasaray Lisesi önünde biraraya gelen aileler 23 Nisan vesilesi ile gözalt›na al›narak kaybedilen çocuklar› and›. Gözalt›nda
kaybedilenlerin resimlerinin aç›ld›¤› eylemde bas›n metnini Prof. Doktor Nükhet
Sirman okudu.
lirterek 16 y›ld›r babas›n›n özlemi ile yaflad›¤›n› belirtti.
Batman
‹HD Batman fiubesi, ‹nsan Haklar› An›t›
önünde bas›n aç›klamas› yapt›. ‹HD fiube
Sekreteri Salih Astan burada yapt›¤› aç›klamada gözalt›nda kay›p ve faili meçhul cinayetlerin bir daha yaflanmamas› ve yaflananlar›n a盤a ç›kar›lmas› için kay›p yak›nlar›n›n
‹HD’ye baflvurmas›n› istedi.
Ankara
‹HD Ankara fiubesi, Yüksel Caddesi ‹nsan Haklar› an›t› önünde bas›n aç›klamas›
yapt›. “Kay›plar bulunsun, failler yarg›lans›n”
pankart›n›n tafl›nd›¤› eylem bu hafta 1994 y›l›nda katledilen Kenan Bilgin’e adand›.
‹zmir
Diyarbak›r
‹HD Diyarbak›r fiubesi, 11. oturma eylemini gerçeklefltirdi. Ya¤mur alt›nda yap›lan
oturma eyleminde kay›plar›n foto¤raflar› ve
üzerinde “Kay›plar bulunsun failler sorgulans›n” yaz›l› pankart aç›ld›. Burada bir konuflma yapan ‹HD Diyarbak›r fiube Sekreteri Burhan Zoroo¤lu, “Kaybettirilen insanlar›n kemiklerinin dahi bulunmas› için
eylemlerimize devam ediyoruz” dedi. Ard›ndan 19 Nisan 1992 tarihinde öldürülen
Abdulkadir Kurt’un k›z› M›zgin Kurt ise daha do¤madan babas›n›n öldürüldü¤ünü be-
‹HD ‹zmir fiubesi üyeleri Konak Eski Sümerbank önünde “Kay›plar bulunsun failler
yarg›lans›n” pankart› ile biraraya geldi. Eylemde, kitle ad›na aç›klama yapan Evrim
Kubilay, tüm canl›lar›n oldu¤u gibi ölülerin
de hakk› oldu¤unu belirterek, “Ölülerin kefene, topra¤a ve k›rm›z› karanfillere ihtiyac›
var. Ama ülkemizde baz› insanlar›n mezarlar› olmad›, bulunamad›. Onlar›n anneleri, babalar›, kardeflleri y›ldönümlerinde ziyaret
edebilecekleri bir toprak parças› etraf›nda
toplanacaklar› bir mezar tafl› bile olmad›”
dedi. (H. Merkezi)
“Ölülerin kefene, topra¤a ve
k›rm›z› karanfillere ihtiyac› var.
Ama ülkemizde baz› insanlar›n
mezarlar› olmad›, bulunamad›.”
‹flçi-köylü 8
Politika-gündem
1-14 May›s 2009
Yerel seçim sonras› ülkede manzara...
29 Mart yerel seçimlerinin üzerinden bir ay gibi bir süre geçti.
Uzun ve keskin geçen yerel seçim süreci bir “referandum” havas›nda gerçekleflirken, sonras› tart›flmalar› ise rüzgar gibi gelip geçti. Son
iki ay özellikle seçimlere yönelik bir atmosferin hakim oldu¤u ülkede
ne krizin etkileri ne de yoksulluk, iflsizlik gibi gündemler üzerinde duruldu. Tüm burjuva partiler, demokrasi havarisi kesilmifl, en iyi hizmeti vermede yar›fl›r bir hava yaratmaya çal›fl›yorlard› ki, seçimler
geldi ve sonuçland›. Seçim sonuçlar›ndan çeflitli milliyetlerden ülkemiz halk›n›n pay›na iflsizlik, yoksulluk, bask›, devlet terörü ve y›k›m›n
ç›kt›¤› ise çok k›sa zamanda anlafl›ld›.
‹flsizlik rakamlar› tüm çarp›tmalara karfl›n ürkütücü boyutlara
ulaflm›flken (yaklafl›k 10 milyon kifli iflsiz durumdad›r), bir de seçimlerin hemen ard›ndan, halk›n, seçim öncesi yap›lan vaatleri unutmas›na yetecek kadar bile zaman tan›maks›z›n yaflanan y›k›mlar ezilenlerin boynuna bir halka daha ekledi. Sultangazi, Arnavutköy, Ataflehir, Kocatepe vd. mahallelerde gerçeklefltirilen y›k›mlara direnenleri
ise yine devletin copu beklemekteydi.
Seçim sonuçlar›n› en çarp›c› flekilde yaflayan kesimlerden biri de
Kürtlerdi. Seçimlerin h›nc›n› al›rcas›na sald›r›ya geçen egemen s›n›flar›n temsilcileri ve kurumlar›, “DTP’yi PKK’nin bask›s›ndan kurtarmak” amac›yla operasyonlar› yapm›fllar. (Bu da insana, 19 Aral›k Katliam operasyonuna “hayat› kurtarma operasyonu” denmesini
hat›rlat›yor, nedense!) Asl›nda bir ironi gibi görünse de önemli bir
amac› ifade ediyor bu isimlendirme. Zira PKK, devletin gözünde “silah”, yani “silahl› mücadele” demek. PKK üzerinde uzunca bir süredir böl-parçala siyaseti uygulamaya ve bunun propagandas›n› yapmaya çal›flan devlet ve güdümlü güçleri, özellikle ABD mefleili emperyalist “çözüm” yollar› tart›fl›l›rken ve de Kürt Konferans› gibi “PKK’ye silah b›rakma ça¤r›s›” yapacaklar› bir konferans örgütlenirken PKK’yi
yani silahl› mücadeleyi zay›flatarak bu yola girmeye çal›flmas› da kendi imha ve inkar politikalar› aç›s›ndan do¤al karfl›lanmal›.
Onca e¤itimli stratejisti, özel, psikolojik savafl uzman› vs. ile kafa
yorsa ve planlar kurup çözümlemelerde bulunsalar da sömürücü, imha ve inkarc› egemenler bugüne kadar silahla ya da silahs›z bu tür
bask› metotlar› ile Kürt halk›n›n mücadelesini engelleyemedi¤ini/engelleyemeyece¤ini görmekten aciz durumdad›r. Amaçlar›n› özellikle
genelkurmay baflkanlar›n›n dilinden s›kl›kla “umudun k›r›lmas›”
olarak lanse eden egemenler, umudu k›ramad›kça silaha ve teröre
sar›lmaktan baflka ç›kar yol bulamamaktad›r. ‹flte seçimler öncesi
bölgenin oylar›n›/potansiyelini mevcut sisteme ak›tmak üzere tüm
düzen partileriyle yek vücut çal›flan ve Kürt ulusunun haklar›
temelinde “aç›l›m üstüne aç›l›m” yapan AKP hükümetinin ve temsil
etti¤i s›n›flar›n gerçekli¤i budur. Bu gerçekli¤e verilecek yan›t, ayn›
zamanda onun flahs›nda imha ve inkar politakalar›na verilecek yan›t
olacakt›r.
‹fiS‹ZS‹N SEN, ‹fiS‹Z KAL!
‹fiS‹ZL‹K REKOR KIRDI!
Burjuvazinin çal›flan iflçilerin bafl›n›n üzerinde her daim Demokles’in k›l›c› gibi salland›rd›¤› kanayan yaras› iflsizlik, krizle birlikte
rekor düzeylere ulaflt›.
Öyle ki son yap›lan araflt›rmalara göre iflsizlik oranlar› Türkiye tarihinin en yüksek
rakamlar›nda seyrediyor. Asgari ücretin açl›k oran›n›n alt›nda belirlenmesine ra¤men,
milyonlarca insan iflsizli¤in pençesinde.
Kay›t d›fl› istihdam›n çok yüksek düzeylerde seyretti¤i ülkemizde iflsizlik, iflçi ve
emekçiler cephesinden her dönem yak›c› bir
sorun olarak yaflanmaktad›r.
Dünyada iflsizlik oran›n›n en yüksek oldu¤u üçüncü ülke olan Türkiye’de iflçi ve
emekçileri daha da zorlu günler bekliyor.
Krizin Avrupa’da en fazla etkiledi¤i ülke
olan ‹spanya ile yar›flan ülkemizde seçimlerin ard›ndan yeniden bafllayan IMF görüflmeleri tablonun daha da kötüleflece¤ine
iflaret ediyor. Türkiye iflsizlik oran›nda
dünyada üçüncü s›rada bulunurken
Avrupa’da ise ikinci s›rada yer al›yor.
Dünyada iflsizli¤in en fazla yafland›¤› yer ise
yüzde 21.9’luk iflsizlik oran› ile Güney Afrika.
Krizle birlikte resmi rakamlara göre 500
bine yak›n iflçinin iflten ç›kar›ld›¤› ülkemizde
iflsizlik rekor k›rd›.
TÜ‹K (Türkiye ‹statistik Kurumu)’nun
kamuoyuna aç›klad›¤› verilere göre; Türkiye
genelinde iflsiz say›s› Ocak ay›nda 2008’in
ayn› dönemine göre 1 milyon 59 bin kifli artarak 3 milyon 650 bin kifliye ulaflt›.
Aç›klamaya göre; iflsizlik oran› 3.9 puanl›k bir art›flla yüzde 15.5 seviyesinde gerçekleflti.
‹flsizlik en fazla genç nüfusu etkiliyor.
Genç nüfus içerinde iflsizlik oran› di¤er kesimlere göre oldukça yüksek. Ocak 2009’da
genç nüfus içinde iflsizlik oran› yüzde 27.9’a
yükseldi. Bu oran 2008 y›l›n›n ayn› döneminde yüzde 21.2’di. Bölgesel düzeyde iflsizlik
Adana’da iflten at›lan
emekçiler,
gözyafl› dök-
IMF’DEN FELAKET
SENARYOLARI
IMF taraf›ndan haz›rlanan “Dünya Ekonomik Görünüm” raporunda yer alan veriler, iflçi ve emekçilerin tavan yapan iflsizlik
sorunuyla daha fazla bo¤uflaca¤›n› gösteriyor.
Rapora göre Türkiye ekonomisi 2009 y›l›nda yüzde 5.1 oran›nda küçülecek, tüketici
enflasyonu y›ll›k ortalama bazda yüzde 6.9
oran›nda gerçekleflecek. Reel sektörde ve
üretimde önemli oranda bir gerilemenin yaflanaca¤›na dikkat çekilen raporda bu geriye
gidiflin tüm dünyada yaflanaca¤› belirtiliyor.
IMF Baflkan› Dominique StrausKahn’›n II. Paylafl›m Savafl›’ndan sonra dünya ölçe¤inde yaflanan en derin durgunluk
olarak tan›mlad›¤› kriz, iflsizler ordusunun
büyümeye devam edece¤ine iflaret ediyor.
IMF, felaket senaryolar› çizerken bunun
faturas›n› ise iflçi ve emekçilere ç›kar›yor.
IMF ile yap›lan görüflmelerde özellikle sa¤l›k
alan›nda “reformlar›n” gerçeklefltirilmesi,
yeni “tasarruf” tedbirlerinin haz›rlanmas› gibi “önlemler” öne ç›kar›l›yor. Sözü edilen
reform ve önlemler paketinin ise emekçilerin y›llard›r verdi¤i mücadele ile kazand›¤›
haklar›n gasp edilmesi, sosyal güvenlik siteminin yok edilmesi, sa¤l›k alan›nda özellefltirmelere h›z verilmesi, iflsizlik fonunun patronlar›n kullan›m›na aç›lmas› gibi politikalar
içerdi¤i ise saklanmaya çal›fl›l›yor.
IMF’nin bu görüflmeler s›ras›nda öne ç›kard›¤› en önemli konular›n bafl›nda ise
Merkezi Yönetim Bütçesindeki borçlanma
yetkisinin dört kat›na ç›kar›lmas› geliyor.
Bu, Türkiye’nin uluslararas› sermayeye ba¤›ml›l›¤›n›n daha da art›r›lmas› anlam›na geliyor.
n›n iflsizli¤e dair aç›l›mlar› da son derece “yarat›c›”.
Bakan, “Geçici ifl yaratma projesi” ile
toplum yarar›na geçici ifllerin bulanaca¤›n› bu
iflin valiler arac›l›¤› ile gerçeklefltirilece¤i
“müjdesini” verdi.
Bakan›n ikinci “büyük buluflu” da “Yayg›n Mesleki E¤itim Projesi”. Buna göre
100 bin kifliye mesleki e¤itim konusunda formasyon dersleri verilecek. Projenin “tek eksi¤i” ifli olmayanlar›n bundan nas›l yaralanaca¤›n›n belirtilmemesi!
Bakan›n son keflfi ise “‹fiKUR ödene¤i”. Bu projeye göre iflten at›lan iflçilerin ifle
al›nmas› halinde primleri ‹fiKUR taraf›ndan
ödenecek. ‹flten at›lanlar›n kimin taraf›ndan
ifle al›naca¤› ve nerede istihdam edilece¤i de
t›pk› bir önceki projede oldu¤u gibi “küçük
bir detay” olarak b›ra-
tüler...
büyük kentlerde önemli ölçüde artt›. fiehirlerde iflsizlik 4.2 puanl›k bir art›flla yüzde
17.2’ye ç›kt›. K›rsal bölgelerde ise 3.4’lük bir
art›flla yüzde 11.8 olarak gerçekleflti. Krizle
birlikte kay›t d›fl› istihdam oran›nda da
önemli bir art›fl yafland›. Ocak 2009 döneminde 2008 y›l›n›n ayn› dönemine göre 0.1
oran›nda bir art›flla kay›t d›fl› istihdam yüzde
40.8’e ç›kt›.
TÜ‹K’in bu aç›klamalar›n›n gerçe¤in küçük bir kesitini oluflturdu¤u genifl bir kesim
taraf›ndan kabul edilmektedir.
TÜ‹K, iflsizlik oran›n› hesaplarken ifl bulma ümidi kalmayanlar›, ifl aramay›p çal›flmaya haz›r olanlar›, düzensiz çal›flan ve her an
iflsiz kalma tehlikesi olan mevsimlik iflçileri
ve eksik istihdam edilmifl nüfusu eklememektedir.
Ülkemizde mevsimlik iflçi olarak çal›flan
500 bine yak›n insan›n oldu¤u, ifl aramay›p
çal›flmaya haz›r 1 milyon 670 bin kiflinin oldu¤u biliniyor.
Tüm bu kalemlerle hesapland›¤›nda gerçek iflsizlik oran› TÜ‹K’in aç›klad›¤› rakamlar›n çok üstündedir.
Yaflanan bu tabloya iliflkin devletin yaklafl›m› krize dair yap›lan aç›klamalar› ça¤r›flt›rmaktad›r. Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakan› Faruk Çelik, tarihinin en yüksek düzeyine
ç›kan iflsizlik oranlar› için “mevsimlik etkisi” de¤erlendirmesi yapmaktad›r. Bakana
göre bu mevsimlerde iflsizlik oran›n›n artmas›n› ola¤an karfl›lamal›! Baflbakan›n›n izinden
yol ald›¤› bu aç›klamalar› ile tescillenen baka-
k›lm›fl.
Özetle bakanl›¤›n iflsizli¤in azalt›lmas›na
iliflkin elle tutulur hiçbir çal›flmas› bulunmamaktad›r.
Milyonlarca insan açl›k ve sefaletle bo¤uflurken hükümet mesaisini, eldeki kaynaklar›n nas›l peflkefl çekilece¤ine dair IMF ile
yap›lan tart›flmalarla harcamaktad›r. ‹flsizler
ordusunun saflar›na her gün binlerce insan
kat›lmaktad›r. Say›lar› milyonlar› bulan bu
kesime yönelik ucuz ajitasyonun ötesinde
devlet sorunu çözmek için hiçbir ad›m atmamaktad›r!
GENELKURMAY DÜfiÜNDÜ;
345 GÖZALTI VE
194 TUTUKLAMA
Son dönemlerdeki devlet terörü de DTP
flahs›nda Kürt kurumlar›na dönük tam bir
sindirme kampanyas›na dönüflmüfl durumda.
Öyle ki 14 Nisan günü 15 ilde eflzamanl›
olarak DTP’nin il ve ilçe örgütlenmeleri bas›larak yönetici, üye ve çal›flanlar› gözalt›na
al›nd›. Devam eden operasyonlarda flu ana
kadar 345 kifli gözalt›na al›nd›, 194 kifli ise
tutukland›. DTP üzerinden yürütülen sald›r›lar, ev bask›nlar› ve protesto eylemlerine
dönük sald›r›larla geniflletiliyor. ’90’l› y›llardan bu yana ilk defa böylesi bir kapsamda yaflanan sald›r›, üzerinde önemle durulmay›
hak etmektedir.
29 Mart yerel seçimleri öncesinde
AKP’nin bölgede baflta Amed ve Dersim olmak üzere almak istedi¤i illerde u¤rad›¤› he-
elki de daha birkaç hafta önce yerel seçim-
B
lerde o partiye oy vermifller ve belediye
baflkanlar›n› seçmifllerdi. Ama mazbatay› eline
alan belediye baflkanlar› hemen y›k›mlara
girifltiler.
zimet, devletin uzun vadeli planlar›n›n yeniden biçimlenmesinde az›msanmayacak bir
etki yaratt›. 29 Mart’ta Türkiye Kürdistan›’nda sand›ktan 99 belediyeyi kazanarak birinci parti olarak ç›kan DTP, yerel seçim sürecinde örgütlenme faaliyetini meclisler
oluflturarak infla etti. Kürt ulusunun taleplerini politik bir duruflla sahiplenmesinin, aktif
siyaset yürütmesinin önemli oranda baflar›ld›¤› bu süreç, do¤all›¤›nda devletin bölge illerinde kitlelerin sindirilmesi, teslim al›nmas› çal›flmalar›na önemli bir darbe indirdi.
Devletin buna yan›t› gecikmedi. Seçim sonuçlar› aç›klan›r aç›klanmaz Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek’in “Ermenistan’› da ald›lar, s›n›ra dayand›lar. Partiler üstü
stratejik bir yaklafl›m gerek” sözlerine
Genelkurmay Baflkanl›¤› da “Seçim sonuçlar› üzerinde düflünüyoruz” aç›klamalar› ile destek verdi. Aralar›nda büyük
çeliflkiler oldu¤u söylenen bu iki kurum daha önce oldu¤u gibi yine söz konusu Kürt
Ulusal Sorunu oldu¤unda asimilasyon, inkâr
ve imhada ortaklaflmada s›k›nt› yaflamad›.
Nitekim A¤r›’da DTP’nin ciddi bir farkla kazand›¤› seçimler, hile ile AKP’ye verildi. Buna tepki göstererek soka¤a dökülen Kürt
halk› sokaklar› direnifl alan›na çevirdi. Devletin kitleye yönelik gözalt›, tutuklama ve iflkence terörü Genelkurmay’›n ne düflündü¤üne dair önemli ipuçlar› sundu. Yerel seçimler öncesi Kürt sorununun “demokratik
çözümü” ba¤lam›nda “çok güzel fleyler olacak” diyen Cumhurbaflkan› Abdullah Gül’ün
bu aç›klamalar› Ulusal Hareket’in tasfiyesinin h›zland›r›laca¤› bir sürecin geliflece¤i
beklentisinden ileri geliyordu. Ancak sand›ktan ç›kan irade hevesleri kursakta b›rakt›¤›ndan sald›r›lar pervas›zlaflt›.
Elbette ki tüm bu sald›r›lar tek bafl›na
DTP’nin yerel seçimlerde kazand›¤› baflar›larla aç›klanamaz. Sald›r›lar TC’nin içerde ve
d›flar›da sürdürdü¤ü imha ve inkar siyasetinin bir parças›d›r. ABD, TC, Irak yönetimi
ve Kürdistan Federal Hükümeti’nin Irak
Kürdüstan›’ndaki gerilla güçlerine karfl› aralar›nda sürdürdükleri diplomatik iliflkiler, bu
alana dönük ‹ran ordusu ve TC’nin ortak
operasyonlar› bu kapsamda ele al›nmal›d›r.
K›sacas› sald›r›lar genifl kapsaml›d›r. T. Kürdistan›’ndaki iç geliflmelere göre bu sald›r›lar
daha da boyut kazanmaktad›r.
Yap›lan sald›r›lar karfl›s›nda ABD ve
AB’li emperyalistlerin tutumuna bakarsak;
o zaman bunlar›n bu sald›r›lar›n neresinde
olduklar›n› daha iyi görebiliriz. Türk egemen s›n›flar› ve onlar›n burjuva partilerinin
bir k›sm› Ergenekon avukatl›¤›na soyunurken, gözalt›lara karfl› yarg›lama süreçlerine
dair k›yametleri kopar›rken, DTP’ye dönük
kapsaml› sald›r›lar karfl›s›nda tam üç maymunu oynamaktad›rlar. Çünkü baflta Kürt
halk› olmak üzere, tüm ilerici güçlerin hakl›
ve meflru mücadelesi karfl›s›nda ayn› noktada birlefliyorlar. Ezilenlere, devrimcilere ve
komünistlere karfl› düflmanl›k onlar›n ortak
paydas›d›r.
Tüm bu sald›r› furyas› içinde Türk Genelkurmay Baflkan› Baflbu¤’un flu aç›klamalar›, inkarc› siyasetin özlü ifadesidir. “Kimse
Türkiye’den, ne Türkiye’nin ulus-devlet ve
üniter-devlet yap›s›n› zay›flatabilecek ne de
Anayasan›n de¤ifltirilemez ve de¤ifltirilmesi
teklif edilemez maddelerinin de¤ifltirilmesi
yönünde isteklerde bulunabilir. TSK Atatürk’ün bize emanet etti¤i ulus devlet üniter
devlet yap›s›n›n korunmas›nda taraft›r. Ve
taraf olmaya devam edecektir.” Devamla
“Kürt ve Zaza flehitler…” Atatürk: “Türkiye
Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halk›na Türk
milleti denir”.
Burada bu zatla, halk ve millet kavramlar›n›n içeri¤i üzerinde bir tart›flmay› pek anlaml› bulmuyoruz. Çünkü, ›rkç›l›kla kafas›n›
bozmufl bol apoletli generallerin bunu bilip
bilmemesinin bir önemi yoktur. Burada esas
olarak üzerinde durulmas› gereken bu içi
bofl söylemlerden hareketle “yeni keflifler”
etraf›nda f›rt›na koparmaya çal›flan burjuva
medyas›n›n ikiyüzlü kalemflörlerinin tutumudur. Burjuva medyas› ve iki yüzlü siyasetçileri bu inkarc› söylemlere dahi, “reformcu”
“yenilikçi” anlamlar› yüklemeye çal›fl›yor.
Çünkü onlar da çok iyi biliyor ki kitleleri hayali beklentiler içine sokmak, sürece yay›lm›fl
öldürücü bir hastal›k gibidir. Canl› ve diri
olan yaflam› gelece¤e tafl›yan her fleyi öldürür. Y›llardan beri yap›lmaya çal›fl›lan budur.
‹mha siyaseti ve hayali beklenti yaratma politikalar› her zaman at bafl› gider.
Ama gerçek olan sistemin Kürt varl›¤›na
karfl› her dönem duydu¤u tahammülsüzlüktür. Tutuklanan yüzlerce DTP’linin, Hakkâri’de gösteri yapan çocuklara karfl› polisin
uygulad›¤› vahflet, Kürt topraklar›nda sürdürülen askeri operasyonlar›n baflka bir anlam›
olabilir mi?
Sonuç olarak egemen s›n›flar›n parlamentodaki siyasi sözcüleri, medyas› Ergenekon’la yat›p Ergenekon’la kalk›yor. Ve herkesin de bu oyunda bir taraf olarak sürece
kat›lmas›n› istiyorlar. Bu oyunu bozmak için,
ezilenlerin gerçek gündemleri etraf›nda sürece müdahale etmek güncel bir görevdir.
Bugün halk›n gerçek gündemi iflsizliktir, yoksulluktur, Kürt halk›na dönük yürütülen imha ve inkar siyasetine karfl› al›nmas› gereken
tutumdur. Unutmamak gerekir ki, ezilenler
bu gerçek gündemler etraf›nda birleflip mücadele ederse egemenlerin aldatmaya dönük
tüm oyunlar› bozulur.
Zira bu sald›r›lar sadece DTP’ye yap›lmam›flt›r, Kürt ulusunun, emekçilerin ulusal
taleplerine yap›lm›flt›r. Bu yasad›fl›, anti-demokratik sald›r›lara karfl› durmak görevi
tüm ilerici, demokrat ve devrimci güçlerin
omuzlar›ndad›r. DTP’ye, Kürt ulusunun iradesine yönelik gerçeklefltirilen bu sald›r›ya
karfl› dayan›flmay› yükseltmek ve tepki örgütlemek büyük önem tafl›maktad›r. Egemenlerin demokrasi mücadelesinde bedellerle kazan›lan bu mevziye karfl› bu giriflimi-
‹flçi-köylü 9
Politika-gündem
1-14 May›s 2009
iri 23 Nisan günü bafl›na dipçikle öldüresiye vurulan 14
B
yafl›ndaki Kürt çocu¤u di¤eri, yerel seçimlerin hemen ard›ndan
evi bafl›na y›k›lan ve evini savunmak üzere direndi¤i için polisin
sald›r›s›na u¤rayan bir emekçi... Bask›c›, sömürücü devletin terörü
genç, yafll›, çocuk demeden tüm ezilenlerin bafl›nda...
ne karfl› durmak yeni sald›r›lar›n önünü kesmek ve ileri ad›mlar atmak aç›s›ndan da
önemlidir.
SEÇ‹MLER B‹TT‹;
YIKIMLARA DEVAM
“Durmak yok hizmete devam” slogan› ile çal›flma yapan AKP’li belediyelerden,
Kemal K›l›çdaro¤lu ile fleffaf, temiz belediyeler vurgusunu öne ç›karan CHP’ye kadar tüm
düzen partileri seçim sürecini yo¤un bir propaganda ile geçirdiler.
Düzen partileri, emekçilerle daha yak›n
bir iliflkisi bulunan yerel yönetimleri almak
için bin dereden su getirdi. Ayn› zamanda büyük bir rant kap›s› olan, emekçilerin yaflamsal
birçok ihtiyac›n› karfl›lamakla mükellef olan
belediyeler, düzen partileri için büyük bir kap›flma sahnesi oldu. Her parti bir di¤erini yolsuzluk yapmakla suçlad› ve halka hizmet götürmemekle elefltirdi.
Emekçilerin bilincini buland›ran ve büyük
oranda baflar›l› olan bu propagandan›n sonucunda seçimleri kazanan partilerin gerçek
yüzleri k›sa süre içinde ortaya
ç›kt›. Düzen partileri, seçim biter bitmez emekçilere karfl› sald›r›ya geçti. Sermayenin ç›karlar›n› korumak için kurulan, buna hizmet eden
düzen partilerinin aksi bir icraat›n›n olmas›
da beklenemezdi. Aralar›ndaki farklar söylem
düzeyindeki de¤iflikliklerden ibarettir. Seçimlerden sonra yaflananlar da bunu gösteriyor.
Her seçim döneminde verilen izinlerle
bin bir güçlükle yap›lan gecekondular ertesi
gün ayn› belediyeler taraf›ndan kaçak yap›ld›¤› iddias› ile y›k›lmaktad›r.
Düzen partileri belediyeleri kazanmak
için emekçilerin bar›nma sorununu bir slogan olarak kullan›rken bunun cefas›n› yine
emekçiler çekmektedir. Seçimlerin üzerinden çok zaman geçirmeksizin y›k›mlar yeniden bafllad›.
T›pk› Sultanbeyli Battalgazi’de oldu¤u gibi.16 Nisan sabah›, saat 05.00’te 3 bin polis,
40 panzer ve 300 çevik kuvvet minibüsü ve
kepçeler eflli¤inde mahalleye gelen y›k›m
ekipleri, 50 civar›nda evi y›karken, mahalle
halk›n›n yan›t› burada da direnifl oldu.
Y›k›ma direnen mahalle halk›na sald›ran
polisle, direnen halk aras›nda çat›flmalar yafland›. 60 kifli yaralan›rken, 40 kifli de dövüle-
HER YERDE PROTESTO
K›rsalda yo¤un askeri y›¤›nakla yap›lan
operasyonlar›n tüm h›z›yla sürerken Kürt
ulusunun demokratik alandaki örgütlülü¤ü de
parçalanmak istenmektedir. Operasyonlara
karfl› ülke genelinde önemli bir tepki örgütlendi. Birçok ilde, ilçe de Kürt ulusu DTP’ye
sahip ç›karak sald›r›lar› yan›ts›z b›rakmayaca¤›n› gösterdi.
‹stanbul
❐ DTP’ye yönelik yap›lan bask›n, gözalt›
ve tutuklama terörüne karfl› ‹stanbul’da biraraya gelen Antikapitalist, EHP, ESP, EMEP,
ÖDP, Limter-‹fl, TÖB, Partizan, DTP milletvekilleri, ayd›n sanatç› ve demokratik kitle
örgütü temsilcisi, ayd›n ve sanatç›n›n da aralar›nda bulundu¤u yüzlerce kifli Galatasaray
Lisesi önünde 18 Nisan günü toplanarak sald›r›lar› protesto etti. “Onurlu bir yaflam
için ölmeye haz›r›z” pankart›n› açarak
“Kürt halk› uyanm›fl özgürlü¤ünü alacak”, “DTP halkt›r halk burada”, “Biji birat›ya gelan”, “Hepimiz Kürdüz, hepimiz
DTP’liyiz” vb. sloganlar› atan kitle demokratik kitle örgütleri tutuklamalar›n bir an önce
son bulmas›n› istedi.
Kitle ad›na aç›klama yapan Tuncay Y›lmaz, “Seçim öncesinde demokrasi naralar›
atanlar, Kürt illerinde halka Kürtçe seslenenler, Kürtçe yay›n yap›p televizyon kanallar›
açanlar, seçimlerde ald›klar› yenilginin ard›ndan Kürt sorununda imha ve inkar siyasetini
yeniden gündeme getirmifllerdir” dedi. Y›l-
Amed
DTP Diyarbak›r il binas› önünde biraraya gelen kitle burada halaylar çekip, sloganlar atarak bir süre bekledikten sonra yürüyüfle geçti. DTP Grup Baflkanvekili Selahattin Demirtafl, Milletvekilleri Aysel Tu¤luk,
Gülten K›flanak, Ayla Akad Ata ve Sabahat
Tuncel, Diyarbak›r Büyükflehir Belediye
Baflkan› Osman Baydemir, DEP Milletvekili
Hatip Dicle ve belediye baflkanlar› kolkola
girerek kitlenin önünde yürüdü. Yürüyüfle
geçen 10 bin kifliyi aflk›n kitle “Ey Ragip”
marfl›n› söylerken de s›k s›k “Bask›lar bizi
y›ld›ramaz”, “AKP flafl›rma, bizi da¤a tafl›rma” sloganlar›n› att›.
Yürüyüflün ard›nda Kofloyolu Park› yan›nda son bulan yürüyüflte konuflan DTP ‹l
maz’›n aç›klamas›n›n ard›ndan bir konuflma yapan DTP ‹stanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, Kürt sorununda adil, demokratik bar›fl›n
kendini yak›c› bir biçimde dayatt›¤› bu süreçte
DTP’ye yap›lan operasyonun, tüm ilerici, devrimci, muhalif kesimlere gözda¤› vermeyi
amaçlad›¤›n› söyledi. Ard›ndan kitle “Faflizme
karfl› omuz omuza”, “DTP halkt›r halk burada” sloganlar›yla DTP ‹l binas›na do¤ru yürüyüfle geçti. Azg›nca yürütülen sald›r›lara karfl›
büyük bir öfke tafl›yan kalabal›k il binas› önünde oturma eylemi yaparak sald›r›lar›n Kürt
halk›n›n iradesini k›ramayaca¤› söylendi. “‹rademe dokunma” yaz›l› önlükler giyerek
oturan kitle yo¤un polis y›¤›na¤›na ra¤men
uzun süre oturduktan sonra da¤›ld›.
❐ DTP Kartal ‹lçe Örgütü taraf›ndan organize edilen eyleme ‹flçi-köylü okurlar›n›n yan› s›ra BDSP, ESP, Al›nteri ve çok say›da siyasi parti ve ilerici kurum da destek verdi. ‹lçe
Örgütü önünde toplanarak, Kartal Meydan›’na
yürümek isteyen kitle, bölgeyi abluka alt›na
alan polisin engellemesiyle karfl›laflt›. ‹lçe yöneticileri ile polis aras›nda yap›lan görüflmeler
sonucunda, eylemin bafllang›ç noktas›, meydan›n yak›n›ndaki çay bahçelerinin bafllad›¤› yere
al›n›rken, gruplar halinde belirlenen yere yürüyen kitle, polisin taciziyle karfl›laflt›.
‹lçe binas› yak›n›ndaki alt geçite gelindi¤inde, eyleme kat›lan gençlerden birinin zafer iflareti yapmas›n› bahane eden polis, gence kask›yla vurdu. Kitlenin müdahalesi sonucu geri
çekilmek zorunda kalan polis güçleri, y›¤›nakBaflkan› Ali fiimflek, “Bu halk özgürlük mücadelesinde baflar›ya ulaflana kadar özgürlük yürüyüflünü sürdürecektir” dedi. Osman Baydemir ise; “Korkuyla, ölümle ve
zindanlarla bizi korkutamazlar” diyerek
baflka ölümler istemediklerini ve bir f›rsat
sunuldu¤unu, bunun de¤erlendirilmesi gerekti¤ini vurgulad›. DTP Grup Baflkanvekili
Selahattin Demirtafl ise operasyonun bir
tasfiye operasyonu oldu¤una dikkat çekti.
Kitle aç›klaman›n ard›ndan da¤›l›rken
hafta boyunca çeflitli gösteriler düzenlendi
ve küçük çapl› çat›flmalar yafland›. Yürüyüfle YDG’liler de destek verirken, YDG üniversitede da¤›tt›¤› bildirilerle DÜÖ-DER’e
ve DTP’ye yönelik bask›lar› k›nayarak birlikte mücadelenin önemine dikkat çekti.
(Amed YDG)
rek gözalt›na al›nd›.
Direniflin büyümesi nedeniyle y›k›ma ara
vermek zorunda kal›n›rken, evleri y›k›lanlar
bir yandan y›k›nt›lar aras›ndaki eflyalar›n› toplarken, di¤er yandan da “onlar y›ksa da,
biz tekrar yapaca¤›z, sonuna kadar direnece¤iz” dedi.
Mahalle halk›, direndikleri için kendilerine
“terörist” diyenleri ise, “as›l terörist, evlerimizi bafl›m›za y›kanlar, çoluk-çocu¤umuzu
sokakta b›rakanlard›r” diye yan›tlad›.
Sultanbeyli’deki y›k›m s›ras›nda yaflanan
bir geliflme ise, egemenlerin sesi medyan›n
saf›n› aç›kça ortaya koymakla kalmay›p, aymazl›¤›n› da bir kez daha teflhir etti.
Y›k›m s›ras›nda birkaç ayl›k çocu¤una b›çak dayayan babay› öne ç›karan sahibinin sesi medya, insanlar›n evlerinin bafl›na y›k›lmas›n› ve bunun getirdi¤i çaresizli¤i görmezden
gelerek, misyonunu oynad› ve halka yönelik
zulme ortakl›k etmeyi sürdürdü.
Seçim sonras› y›k›mlar›n bir di¤er adresi
de Arnavutköy oldu.
Arnavutköy ‹mrahor’da ‹SK‹ Havzas›
üzerine ev yap›ld›¤›n› “tespit” eden belediye
gecekondu y›k›m›na bafllad›. Seçim öncesi
bölgenin ‹SK‹ havzas› oldu¤unu “unutan” belediye, seçimlerden hemen sonra bölgenin
su havzas› oldu¤unun “fark›na” vard›.
Y›k›m ekipleri birçok evi yerle bir
ederken mahalle halk› y›k›mlara karfl› direndi. Çat›flma s›ras›nda evlerine
sahip ç›kan halk›n üzerine plastik
mermi ile atefl edildi. Yaflanan çat›flmalar s›ras›nda 5 kifli dövülerek gözalt›na al›nd›.
Benzer bir tablonun yafland›¤› Sultangazi’de ise y›k›m ekipleri ve polis
mahalle halk›n›n direnifli karfl›s›nda zor anlar
yaflad›. Mahalleli gaz bombalar›na ve polisin
sald›r›s›na ra¤men evlerini y›kt›rmad›. Direnifl
sonucunda belediye ekipleri ve polis y›kmay›
hedefledi¤i 61 evden yaln›zca üçünü y›kmay›
baflarabildi.
Seçimlerden sonraki günlerde y›k›m terörünün yafland›¤› baflka bir mahalle de, Ümraniye/ Kocatepe Mahallesi’ydi. Kocatepe halk›, 14 Nisan’da gününün ilk ›fl›klar›yla
birlikte, y›k›mla yüzyüze kald›.
Y›k›m haberini bir gün önceden haber
alan mahalleli, ara sokaklarda toplanarak,
sokaklar›n girifline barikat kurmufltu. Halk
sabah 06.00’da mahalleye giren yüzlerce çevik kuvvet polisini direniflle karfl›lad›. Mahalle halk› ile polis aras›nda ç›kan çat›flma s›ras›nda biber gaz› kullanan polis, mahalle hal-
lar›n› eylemin bafllama noktas›na tafl›yarak, tacizini, tehditler eflli¤inde burada da sürdürdü.
“Bask›lar bizi y›ld›ramaz” pankart›n›n aç›ld›¤›
eylem, polisin bask›lar›na karfl›n, Kartal Meydan›’nda sona eren bir yürüyüflle bafllad›.
Meydana gelindi¤inde, sald›r›lar› protesto
amaçl›, 10 dakikal›k bir oturma eylemi yap›ld›. Oturma eyleminin ard›ndan ise, bir bas›n
aç›klamas› yap›larak, DTP’ye dönük sald›r›lar
kapsam›nda gerçeklefltirilen, gözalt› ve tutuklamalar protesto edildi.
❐ DTP Sar›gazi (Sancaktepe) ‹lçe Örgütü’nün ça¤r›s› üzerine 19 Nisan tarihinde saat 13.00’de Demokrasi Caddesi giriflinde
p›lan bas›n aç›klamas›na Partizan, EMEP, SDP
ve ÖDP de destek verdi. DTP Bursa ‹l Baflkan› Hüseyin Diken flunlar› söyledi: “DTP’nin
baflar›s›n› hazmedemeyen güçler, Partimize
yönelik, bask› ve gözalt› furyas› bafllatarak efl
genel baflkan yard›mc›lar›m›z› parti meclis
üyeleri ve çal›flanlar›n› hiçbir gerekçe göstermeden gözalt›na alm›fllard›r.”
gerçeklefltirilen bas›n aç›klamas›nda, gözalt›
ve tutuklama terörünü k›nand›. Eyleme Partizan da destek verdi. Jandarman›n yo¤un önlem ald›¤› gözlenirken, eyleme yaklafl›k 150
kifli kat›ld›. Aç›klamada, sald›r›lar›n, seçim zaferini hazmedemeyenler taraf›ndan yap›ld›¤›
ve her geçen gün fliddetlenerek devam etti¤i
üzerinde duruldu.
Aç›klaman›n ard›ndan, kitle 5 dakikal›k
oturma eylemi gerçeklefltirdi. Oturma eylemi
boyunca alk›fllarla bask›lar protesto edildi. Eylem, z›lg›tlar ve alk›fllarla son buldu.
(Sar›gazi Partizan)
❐ Tutuklama furyas› 17 Nisan Cuma günü Yenibosna’da ‹K okurlar›n›n da kat›ld›¤›
meflaleli yürüyüfl ile protesto edildi. fiehit Yunus Çaça Park›’nda toplanan kitle “DTP irademdir, irademe dokunma”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar atarak Çakmak Dura¤›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Oldukça coflkulu geçen eylemi kitlenin önünü keserek engellemeye çal›flan polis “Bask›lar bizi
y›ld›ramaz” sloganlar› ile protesto edildi.
Burada konuflma yapan Bahçelievler DTP ‹lçe Baflkan Yard›mc›s› Mustafa Ero¤lu yap›lan sald›r›lan arkas›nda tahammülsüzlü¤ün oldu¤unu belirtti.
Bursa
15 Nisan günü Osmangazi Metro ‹stasyonu önünde DTP Bursa il örgütü taraf›ndan ya-
k›ndan çok say›da kifliyi de demir çubuklarla
yaralad›.
Çok say›da evin y›k›ld›¤› sald›r› s›ras›nda
32 kifli de gözalt›na al›n›rken, çat›flmalar gece
yar›s›na kadar sürdü.
Ümraniye bölgesindeki bir di¤er y›k›m
sald›r›s› ise, 21 Nisan’da, Ataflehir’de gerçekleflti.
Burada da, sabah›n erken saatlerinde, çevik kuvvet polisleri eflli¤inde bafllat›lan y›k›m
sald›r›s›n›n hedefinde, seçimler öncesi yap›m›na izin verilen katlar ve tapusuz oldu¤u iddia edilen gecekondular vard›.
Çevik kuvvet ablukas›nda bafllat›lan y›k›m
sald›r›s›, halk›n karfl› koyuflu ile karfl›laflt›. Evleri y›k›lmak istenen halk, polislere tafl, kiremit ve ev eflyalar› atarak direndi. Polisler kalkanlar› ile kendilerini korumaya çal›fl›rken, y›k›ma direnenlerden baz›lar› gözalt›na al›nd›.
Yap›lan aç›klamada uzat›lan bar›fl elinin havada b›rak›ld›¤›n›n alt› çizildi. “Hepimiz
Kürt’üz hepimiz DTP’liyiz”, “Yaflas›n
devrimci dayan›flma” sloganlar› at›ld›.
Aç›klaman›n ard›ndan DTP ziyaret edildi.
Aç›klamaya Partizan, ESP, EMEP, DHF, Halk
Cephesi ve DTP kat›ld›.
Dersim
Ankara
Ankara devrimci ve demokrat kamuoyu,
DTP Genel Merkezi önünde gerçeklefltirilen
oturma eylemiyle sald›r›lar› k›nad›.
Saat 10.00 itibaren Balgat’ta
bulunan merkez önüne gelen
sendika, siyasi parti ve kitle örgütleri, ayd›n ve sanatç›lar “Bask›lar bizi y›ld›ramaz”, “Gözalt›lar serbest b›rak›ls›n”
fleklindeki dövizlerle tepkilerini
ifade etti. DTP Grup Baflkanvekili Fatma Kurtulan, destek veren kurumlara teflekkür etti. Burada söz alan çeflitli kurum tem-
DTP’ye yönelik operasyon, Dersim’de bin
kifli taraf›ndan protesto edildi. DTP Tunceli ‹l
Örgütü taraf›ndan örgütlenen ve EMEP, E¤itim-Sen, ESP, SES, Partizan, DHF, D‹SK/Genel ‹fl, HÖC, HKM ve ‹HD’nin destek verdi¤i
bas›n aç›klamas› için Tunceli Belediyesi önünde bin kifli topland›. “Diz çöktüremezsiniz”
pankart› açan kitle, sloganlar eflli¤inde AKP il
binas›na kadar yürüdü. Burada aç›klama yapan
DTP Tunceli ‹l Baflkan› Murat Polat,
DTP’ye yönelik yap›lan operasyonun perde
arkas›nda seçimde ortaya ç›kan baflar› oldu¤unu belirterek, devletin üst kademesinde kararlaflt›r›lan operasyonun Obama’n›n Ankara
ziyaretiyle onayland›¤›n› söyledi. Polat, “Bu
operasyon DTP ve onun örgütlenmesine karfl› Kürt sorununa çözümsüz yaklafl›m ve y›llard›r devam eden inkar ve imha anlay›fl›n›n bir
sonucudur” dedi. Aç›klaman›n ard›nd›n kitle,
5 dakikal›k oturma eylemi yapt›.
(Dersim Partizan)
Devrimci
tutsaklardan
aç›klama
silcileri dayan›flma mesajlar›n› ilettiler. Akflam
saat 17:00’ye kadar süren oturma eyleminde
destek veren ve kat›lan kurumlar; KESK Ankara fiubeler Platformu, D‹SK Ankara Bölge
Temsilcili¤i, Tüm ‹GD, Mustafa Suphi Kültür
Merkezi, Yeni Demokrat Gençlik, Kald›raç,
Özgür Tiyatro, ESP, EHP, SDP, Sosyalist Parti, TKP, ÖDP, EMEP, Halkevleri, 78’liler Birlik ve Dayan›flma, Devrimci 78’liler Federasyonu, Anti-Kapitalist, Demokratik Haklar Federasyonu, Alevi Bektafli Dernekleri Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derne¤i.
Malatya
DTP’ ye yönelik sald›r›lar Malatya’da gerçeklefltirilen bir bas›n aç›klamas›yla k›nand›.
Konu ile ilgili bir aç›klamada Tekirda¤
1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nden DHKPC,
Direnifl Hareketi, MKP, MLKP, T‹KB,
TKEP/L, TKP/ML tutsaklar›ndan geldi.
Sald›r›lar› k›nayan tutsaklar Kürt Ulusal
Hareketi’ne yönelik bu sald›r›lar ne ilk
ne de sondur. Demokratik hak ve taleplere yönelik mücadelelere tahammülsüzlük bu devletin faflist niteli¤inin özüdür.
Bu sald›r›lar, bask›lar mücadelenin hakl›l›¤›na gölge düflürmeyece¤i gibi, mücadelenin iradesini k›ramayacakt›r. Tarih buna tan›kl›k etmifltir, yine de edecektir.
Biz devrimci tutsaklar Kürt ulusal mücadelesi nezdinde DTP’ye yönelik bu sald›r›lar› haks›z, gayri-meflru ve faflist bir uygulama olarak görüyor, fliddetle k›n›yoruz. Kürt Ulusal Mücadelesi’nin yan›nda
oldu¤umuzu ifade ediyoruz” dediler.
‹flçi-köylü 10
Gö¤ün yar›s›
1-14 May›s 2009
Yeni Demokrat Gençlik 2. Genç Kad›n Buluflmas›
YDG, bu sene 2.sini düzenledi¤i Genç
Kad›n Buluflmas›’n›, 19 Nisan Pazar günü
Ankara’da gerçeklefltirdi. Buluflmaya birçok
bölgeden gelen YDG’lilerin yan›s›ra Partizan ve Halkevi temsilcileri de kat›ld›. Devrim ve demokrasi flehitleri ad›na sayg› durufluyla bafllayan buluflma, ilk gündem olan
alan sunumlar› ile devam etti. Yap›lan sunumlardaki elefltirel yorumlar, kad›n sorunu üzerine yap›lacak çal›flmalar aç›s›ndan
deneyim olarak de¤erlendirildi.
Alan sunumlar›n›n ard›ndan önümüzdeki dönemdeki politika ve düzenlenebilecek
merkezi pratikler ile ilgili haz›rlanan önergeler okundu. Üniversiteli ve liseli genç kad›n, genç Kürt kad›n›n›n sorunlar› ve
YDG’nin buna yönelik çal›flmalar› üzerine
haz›rlanm›fl bu önergeler, yap›lan tart›flmalar sonras› oylamaya sunuldu. Emperyalist
kriz ve Bologna Süreci gibi gündemlerde kad›n sorununu da ön plana ç›karma, TC’nin
Kürt ulusu üzerindeki fliddet ve asimilasyon
politikalar›na h›z vermesi karfl›s›nda dayan›flma ve bu sald›r›lardan en çok pay›n› alan
Kürt kad›n›n›n sorunlar›na duyars›z kal›nmamas› üzerine haz›rlanan önergeler kabul
edildi. Bunlar›n yan›s›ra ö¤renci kad›n›n yaflad›¤› en yak›c› sorunlardan olan bar›nma,
cinsel sömürü (taciz, tecavüz vs.) ve yoz
kültür dayatmas› ile ilgili de önergeler üzerine de tart›flmalar yafland›. Önergelerin
birço¤u tart›flmalarda eklenenlerle zengin-
en çok emekçi kad›nlar› etkiledi¤ini vurgulayan Özbudun, Devlet Bakan› Mehmet fiimflek’in yapt›¤› aç›klamaya karfl›l›k “Kad›n›n
çal›flmas›n›n, krizin nedeni olarak görülme-
Birçok bölgeden
genç kad›nlar›n
bir araya
gelmesini
sa¤layan
buluflmada çeflitli
sunumlar yap›ld›.
lefltirilerek oybirli¤i ile kabul edilirken yo¤un tart›flmalara neden olan birkaç önerge
ise de¤ifltirilmesi ve geniflletilmesi amaçl›
Merkezi Kad›n Komisyonu’nun inisiyatifine
b›rak›ld›.
Önergelerin oylanmas›n›n sonras›nda
konuk, araflt›rmac›-yazar Sibel Özbudun
k›sa bir konuflma yapt›. Emperyalist krizin
si, kad›na, çal›flma dünyas›n›n d›fl›nda misyon çizen gerici zihniyetin ürünüdür. Krizin
sorumlular›n›n kim oldu¤unu hepimiz biliyoruz” diye konufltu. “Bu ülkede kad›nlar,
baflbakan dahi olmufltur, daha ne istiyorsunuz; diyorlar bize. Evet, eski baflbakan Tansu Çiller kad›nd›r. Ama onun kad›n olmas›
kad›n›n gerçekten eflit oldu¤unu göstermez.
Kald› ki kad›n olmas› egemen zihniyetten
ba¤›ms›z oldu¤unu da göstermez. Hatta döneminde yapt›klar› hala haf›zalar›m›zda”
diyen Özbudun; içerisinde bulundu¤umuz dönemin önemli oldu¤unu, bu
yüzden de mücadeleyi büyütmenin gereklili¤ini vurgulayarak sözlerine son
verdi.
Pozitif ayr›mc›l›k ve örgütlü kad›n
üzerine haz›rlanan sunumlar›n yap›ld›¤›
ö¤leden sonraki oturumda, sunumlar›n
ard›ndan konu ile ilgili tart›flmalar yap›ld›. Pozitif ayr›mc›l›¤›n ne oldu¤u, nas›l
uygulanmas› gerekti¤i ve YDG’nin pozitif ayr›mc›l›¤a bak›fl› üzerinde duruldu.
Örgütlü kad›n›n yaflad›¤› inisiyatifini a盤a ç›karma sorunu ve örgütlülük içerisinde
bu sorunun afl›lmas› için yap›labilecekler konusuna de¤inildi.
Buluflman›n son bölümünde YDG’nin 3.
Konferans›’nda buluflmay› örgütlemek için
oluflturulan Merkezi Kad›n Komisyonu’nun
faaliyet raporu okundu. Elefltiri-özelefltiri
tarz›nda yap›lan bir tart›flman›n ard›ndan
YDG’nin kad›n çal›flmalar›n› süreklilefltirmek için yeni bir kad›n komisyonu örgütlenmesinin ard›ndan buluflma sona erdi.
(Bir YDG’li)
Gebe izleme uygulamas›na son verilsin!
SES fiiflli fiubesi üyeleri, 21-28 Ebelik
Haftas› nedeniyle yapt›klar› aç›klamada, ev
gezilerinde hasta mahremiyetini ve can güvenli¤ini tehdit eden gebe izleme ad› alt›nda
bafllat›lan göstermelik uygulamaya son verilmesini istedi.
70. Y›l Cumhuriyet Okmeydan› AnaÇocuk Sa¤l›¤› Merkezi önünde yap›lan bas›n
aç›klamas›nda “Can güvenli¤imiz sa¤lans›n” vb. dövizler tafl›narak, s›k s›k “Sa¤l›k
hakt›r sat›lamaz”, “Sa¤l›kta ticaret ölüm
demektir”, “Güvenli ortamda güvenceli
Namus ad›na
aile içi fliddet
konulu paneller gerçeklefltirildi
çal›flma” sloganlar› at›ld›.
Bas›n aç›klamas›n› okuyan
SES fiiflli fiube Baflkan› Rabia
Tuncel, y›llard›r sa¤l›k kurumlar›na kadrolu personel al›nmad›¤›n›, bütçeden kaynak aktar›lmad›¤›n› ve sa¤l›k hizmetinin
hak olmaktan ç›kar›l›p ticarete
dönüfltürüldü¤ünü belirtti.
Genel Sa¤l›k Sigortas› Yasas›
ile prim ödeyemeyenlerin sa¤l›k
hizmeti almas›n›n engellendi¤ini
dile getiren Tuncel, Aile Hekimli¤i Yasas›’yla da sa¤l›k ocaklar›,
ana-çocuk sa¤l›¤› ve aile planlamas› merkezlerinin kapat›lmaya çal›fl›ld›¤›n› ifade etti.
Semt polikliniklerinde muayene olmak için
bekleyip, paras› olmad›¤› için hizmet alamayarak geri dönen hastalara sorumlu olarak
sa¤l›k çal›flanlar›n›n gösterildi¤ini ifade eden
Tuncel, hastalarla karfl› karfl›ya getirildiklerini söyledi. Tuncel, sa¤l›k hakk›, insani koflullarda çal›flma hakk›, meslek ve gelecek güvencesi, döner sermaye ödemelerinin adil
da¤›t›lmas›n› talep ederek, ev gezilerinde
hasta mahremiyetini ve can güvenli¤ini teh-
Avusturya Yeni Demokratik
Kad›n aile içi fliddet konulu
paneller serisinin ilkini 17
Nisan’da Innsbruck flehrinde gerçeklefltirdi. Panel
Yeni Demokratik Kad›n ve
sendika ad›na birer kad›n›n
yapt›klar› sunumlarla bafllad›.
Yo¤un tart›flmalar›n odakland›¤› nokta fliddetin kökeni
ve nedenleri oldu. Yaklafl›k
60 kiflinin kat›l›m sa¤lad›¤›
dit eden gebe izleme ad› alt›nda bafllat›lan
göstermelik uygulamaya son verilmesini istedi.
“GEBE BEBEK LOHUSA
‹ZLEME PROJES‹” NED‹R?
K›sa ad› GEBL‹Z olan “Gebe Bebek
Lohusa ‹zleme Projesi” kapsam›nda kad›nlar gebelikte en az 4, lohusal›kta 3 kez
evinde takip edilecek. Do¤an bebek ise bir
yafl›na kadar 8 kez izlenecek. Söylenen
amaç, Türkiye’de binde 17’lerde olan bebek
ölümlerini azaltmak.
Ancak sa¤l›k meslek örgütlerinin aç›klamas›na göre amaç iyi olsa bile GEBL‹Z projesi ile gebelerin bilgilerinin onaylar› al›nmadan devletle paylafl›lmas› hasta haklar›na ve
yasalara ayk›r›. Universal Kad›köy Hospital
Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Uzman› Opr.
Cemal Demir, proje gere¤i kamu ve özel
sa¤l›k kurulufllar›na baflvuran tüm gebe kad›nlar›n GEBL‹Z projesi kapsam›nda internet ortam›nda bir modüle kaydedildi¤ini,
amaç olarak do¤ru olsa bile ciddi sorunlar
ç›kabilece¤i uyar›s›nda bulunuyor ve “Hasta-
etkinlik, bir ilk olmas› bak›m›nda olumlu idi. Özellikle
gençlerin tart›flmalara ilgi
göstermesi bir di¤er olumlu
yand›.
Ayn› panel serisinin ikincisi 18
Nisan’da Viyana’da gerçekleflti. 50 kiflinin kat›l›m
sa¤lad›¤› panelde Yeni Demokratik Kad›n ad›na bir kad›n arkadafl ve Yefliller Milletvekili Alev Koru bir su-
num yapt› ve ard›ndan tart›flmalara geçildi. Kat›l›mc›lar›n tart›flmalara ilgi göstermesi ve önerilerini sunmas›
olumluydu.
Gerçeklefltirilen bu iki panel,
namus ad›na aile içi fliddete
karfl› kampanyan›n ilk ad›m›yd›. Bu bak›mdan olumlu
gitmesi önemlidir.
(Avusturya Yeni Demokratik Kad›n Komitesi)
e
n
i
y
r
a
Kad›nl
eydi
d
n
ü
n
ö
DESA
Desa Direnifliyle Dayan›flma
‹stanbul Kad›n Platformu, her
Cumartesi oldu¤u gibi 18 Nisan günü de sendikal› oldu¤u
gerekçesiyle iflten at›lan DESA
‹flçisi Emine Aslan’›n eylemine
289. gününde destek verdi. Beyo¤lu ‹stiklal Caddesi üzerinde
bulunan DESA ma¤azas› önünde
eylem yapan platform üyeleri,
“Biji yekitiya jinan”, “Direnen iflçiler sendikayla fabri-
kaya dönecek” dövizlerini tafl›d›.
Platform ad›na aç›klama yapan Özge Özgüner, kad›nlar
olarak erkek egemenli¤inin, kapitalizme karfl›, sendika ve ifl yasas› haklar› için sömürülmeye ve
ezilmeye karfl› susmayacaklar›n›
söyledi. Özgüner, “Biz DESA
patronunun cinsiyetçi uygulamalar›na karfl› ç›k›yor, çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesini ve eflde-
¤er ücret
talebimizi yineliyoruz ve
taleplerimiz
yerine getirilene kadar
DESA ürünlerini boykot
etmeye devam ediyoruz” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan
kad›nlar ma¤aza önüne deri cüz-
n›n gizlilik hakk› var, hekim olarak yok ediyorsunuz. Diyelim ki, hasta 18 yafl›n› bitirmifl evli de¤il, gebe olarak gelmifl, 6 haftal›k
gebeli¤i var. Siz de Sa¤l›k Müdürlü¤ü’ne gebeli¤i 6 haftal›k diye bildirdiniz. Bu kifli 2 hafta sonra kendi iste¤i ile kürtaj oldu. 3 ay
sonra da sa¤l›k oca¤›ndan bir ebe ve doktor
gebelik takibi yapmak için kad›n›n kap›s›n›
çald›. Ailesi bilsin ya da bilmesin. Kad›n nas›l
bir pozisyona düfler biliyor musunuz? Güneydo¤u’daki gibi töre cinayetleri bile olabilir” dedi.
‹stanbul Tabip Odas› Genel Sekreteri
Dr. Hüseyin Demirdizen ise hastaya ait
bilgilerin bulafl›c› hastal›klar ya da hastan›n
yaflam›n› tehdit eden bir durum söz konusu
de¤ilse, (intihar gibi) bilgilerinin onay› olmadan kimseyle paylafl›lamayaca¤›n› hat›rlat›yor ve “Bu hem Türk Ceza Kanunu, hem
hasta haklar› hem de mesleki etik de¤erler
aç›s›ndan suçtur. Yak›n zamanda yaflad›¤›m›z
olaylar› dikkate al›rsan›z, bu ülkede k›zlar›m›z tecavüz sonucunda kendi istekleri d›fl›nda hamile kalabiliyorlar. Kendi iste¤i ile hamile kalsa bile sosyal olarak kabul edilmeyen
gebeliklerinin di¤er sa¤l›k personeli ve ailey-
dan
ve deri mont b›rakarak DESA’y›
protesto etti. (‹stanbul)
Evde ve iflte
eflitsizlik
sürüyor!
Kad›nlar›n hem ifl ve hem de ev yaflam›nda bask› ve eflitsizli¤e maruz kalmaya devam etti¤i bir kez de KE‹G’in
(Kad›n Eme¤i ve ‹stihdam› Giriflimi) raporuyla kan›tland›. KE‹G’in
raporuna göre sadece mevcut kriz
nedeniyle de¤il ekonominin cinsiyetçi
yap›s› nedeniyle de kad›nlara yönelik
ayr› bir yaklafl›m›n gerekli oldu¤u savunuluyor.
27 kad›n örgütüyle birlikte yaz›lan raporda temel sorunlar flu flekilde s›ralan›yor:
K›rsal alanda kad›nlar›n yükü art›yor: Kad›nlar›n en çok istihdam edildi¤i alanlardan biri olan tar›mda, istihdam edilen kad›nlar›n yüzde 45’i çal›fl›yor.
Kentlerde kad›n istihdam› düflük:
Kentlerde 15 yafl üstündeki 5 kad›ndan sadece 1’i istihdam edilmektedir.
Kay›t d›fl› istihdam yüksek: Aral›k
2008 y›l› verilerine göre, toplam kad›n istihdam›n›n yüzde 58’i kay›t d›fl›
koflullarda çal›fl›yor. Erkeklerde bu
oran yüzde 38’dir.
Ücretler aras›nda uçurum mev-
Kad›nlara özgürlük
götürmeye
devam(!)
2001 y›l›ndan bu yana ABD iflgali alt›ndaki Afganistanl› kad›nlar, belki de en
baflta Taliban rejiminden gerçekten kurtulacaklar›na ve özgürlüklerine kavuflacaklar›na inanm›fllard›. Binlerce Afganl›n›n
ölümüne ve süresiz hapis cezalar›na ve iflkencelere karfl›n belki de hala o flekilde
düflünenler vard›. Zira ABD’nin en keskin
argümanlar›ndan biri de kad›nlar›n yaflam›na dairdi. ‹flgal sonras› kurulan kukla
Afgan rejimi son ç›kartt›¤› yasa ile kad›nlar›n (vard›ysa da böyle bir umutlar›) bu
yöndeki tüm umutlar›na bir son verdi.
Kukla hükümetin ç›kartt›¤› evlilik yasas›n›n en çarp›c› k›sm›n› bir erke¤in eflinin onay› olmadan onunla cinsel iliflki kurabilece¤i maddesi oluflturuyor. Evlilik içi
tecavüzü meflrulaflt›ran madde flöyle:
“Kad›n kocas›n›n cinsel iliflkiyi istemesi
durumunda itaat etmeli ve erkek de eflinin onay› olmadan dört aydan fazla cinsel
iliflkiden uzak durmamal›d›r.” Yasa ayn›
zamanda kad›nlar›n hangi flartlarda ve ne
zaman kendi bafllar›na evden ç›kabilece¤ini de belirliyor.
Bu yasaya karfl› baflkent Kabil’de ço¤u
genç 300 kadar kad›n, protesto eylemi
yaparken taflland›. Karfl› gösteri yapan erkekler “H›ristiyanlar›n kölelerine ölüm”
sloganlar› att›lar. Eylem yapan kad›nlar›n
çevresini saran ve içinde kad›nlar›n da
bulundu¤u 1000 kiflilik grup yasay› savunan sloganlar atarken di¤er yandan gösterici kad›nlara tafllarla sald›rd›.
(H. Merkezi)
le paylafl›lmas› çok ciddi sorun. Bu ülkede
namus cinayetleri iflleniyor. Bu proje bu
flekliyle yayg›nlaflt›¤›nda kad›nlar bu bilgi
devletle paylafl›ld›¤› için sa¤l›k hizmeti almaya gelmeyecekler. Bu da hiç istenmeyen bir
durum” diyor. (‹stanbul)
cut: Türkiye’deki kentlerde kad›n erkek ücret ortalamalar› aras›nda yüzde 22 düzeyinde fark bulunmaktad›r.
Kad›nlar sosyal güvenlikten d›fllan›yor: Ev kad›nlar› ve sigortas›z çal›flt›r›lan kad›nlar sosyal güvenlik aç›s›ndan efllerine, babalar›na ba¤›ml› kalmaktad›r. Bugünkü sistemde iste¤e
ba¤l› sigortal›l›k koflullar›n›n prim ücretinin yüksek olmas›ndan dolay› kad›nlar, bu hizmetlerden neredeyse
yararlanamayacak durumda bulunuyor.
Kad›n›n ad› sendikalarda da çok s›n›rl›: Türkiye’de sendikalaflma oran›
yüzde 9 civar›nda. Sendikal› çal›flanlar›n say›s› ise 892 bin. Kad›n iflçiler
sendikalar›n sadece yüzde 10’unu
oluflturuyor ve sendikalar›n yönetim
kurullar›nda yer alm›yor.
* Kalk›nma Planlar›na cinsiyet eflitli¤i
bak›fl aç›s› dâhil edilmeli.
* Eflitlik için toplumsal cinsiyete dayal›
bütçeler yap›lmal›.
* ‹fle al›nma meslek içi e¤itim ve iflte
yükselme ayr›mc›l›¤›na son verilmeli.
* Cinsel taciz önlenmeli.
* Çal›flma koflullar› iyilefltirilmeli.
* Pozitif ayr›mc›l›k uygulanmal›.
* Sendikalarda kad›nlar karar alma süreçlerinde yer almal›.
* ‹fl ve özel yaflam› uzlaflt›r›c› politikalar
acilen uygulanmaya konulmal›.
(H. Merkezi)
‹flçi-köylü 11
Kavga okulu
1-14 May›s 2009
Benim için türküler söyle Armenak!
“Benim için türküler söyle
Armenak!
Karanl›klar ezginle erisin
Da¤ sesinle uyans›n
Seninle yürüsün hayat…’*
Afla¤›daki anlat›m, Tekirda¤ 1 No’lu F
Tipi Hapishanesi’nden Tutsak Partizanlar›n haz›rlad›¤› Nehir isimli dergide, 13 May›s 1980 tarihinde Elaz›¤ Karakoçan’da bir
çat›flmada ölümsüzleflen Orhan Bak›r an›s›na yay›mlanan yaz›dan k›salt›larak al›nm›flt›r.
Burada anlat›lanlar, Armenak’›n 1975 ve
1979 y›llar› aras›nda, sadece belli zaman dilimlerinde, tan›k olunanla örneklendirilmifltir,
dolay›s›yla da s›n›rl›d›r.
‹lk tan›flt›¤› iliflkilerde, konuflmaktan çok
dinlemeyi severdi Armenak yoldafl. Dinlemek,
onun için hem karfl›s›ndaki kifliyi tan›mak, hem
de onun yaflam›ndan bir fleyler ö¤renmektir.
Yeni insan, yeni tan›maya bafllad›¤› devrimci düflünceye açt›r. Bir ç›rp›da her fleyi ö¤renmek ister. Oysa Armenak, bir kab›n alaca¤›ndan fazla konuldu¤unda taflaca¤› ve bir
ifle yaramayaca¤› bilinciyle, k›sa sürede
her fleyi boca etmezdi. Ayda bir görüflmek
zorunda kald›¤› (bu dönemde hem ‹stanbul bölgesinde faaliyet yürütürken hem de Ege Bölgesi sorumlulu¤unu yürütmekte, Ege’nin çeflitli il
ve ilçelerinde sempatizan ve ileri sempatizan
gruplar› e¤itmekte, bir yandan da askeri eylemler örgütlemektedir.) sempatizan gruplar›n›n
yeni bilgi edinme amaçl› yöneltti¤i soru ya¤murlar›na, onlar›n anlayabilece¤i seviyede anlat›mlarla yan›t olurdu. Onlara haz›r-duyumsal
bilgi sunmak yerine, kafalar›nda yeni soru iflaretleri b›rakarak, ö¤renme-araflt›rma heyecanlar›n› gelifltirirdi. Bir anda de¤ifltirme çabas›na
girmez, de¤iflimin yolunu açard›. Her insan›n
ayn› seviyede de¤iflmeyece¤ini bilir, de¤iflimin
d›flar›dan müdahale ya da haz›r bilgi ile de¤il, kiflinin kendi iç geliflimiyle daha kal›c› olaca¤›na
inan›rd›. Do¤rular› yanl›fllar›, yasaklar ya
da yap›lmas› gerekenleri, bir talimat bir
ödev gibi anlatmaz. Örne¤in; yeni örgütlemeye bafllad›¤› bir grup genç devrimciye, hiçbir
zaman, “devrimciler flunu yapar bunu yapmaz”
gibi bir anlat›ma girmemifltir. O dönem gençli¤inin e¤ilimi olan k⤛t ya da okey oynamak, içki içmek gibi zaaflar›n› asla direkt elefltirmemifltir. Hatta kasabaya geldi¤inde onlar› kahvede
oyun oynarken bulmufl, sempatizanlar›n çekincelerine karfl›n, yanlar›na oturup oyunun bitmesini beklemiflti. Baflka bir zaman, hiç bu konulara de¤inmeden, sistemin insanlar› nas›l bofl
u¤rafllara itti¤ini, yaflam›n› sorgulamak yerine
bu tür u¤rafl›larla oyalad›¤›n›, bununla da s›k›nt›s›n› atamayan insanlar› içki vb. gibi fleylerle
uyuflturdu¤unu anlat›r. Bir devrimcinin ise bofl
bir zaman›n›n olamayaca¤›n›, en bofl an›nda dahi, oturup bir insan›n sorununu dinlemenin
devrime katk› olaca¤›n› anlat›r. Bir süre sonra
kendilerini sorgulamaya bafllayan sempatizanlar, yaflamlar›nda önemli bir yer tutan bir dizi
zaaf ve eksiklikleri; sistemden kaynakl› yaflam›n
derin boflluklar›n›n kendilerinde ne denli yer
etti¤ini ay›rt ederek ve bunun coflkusuyla yaflam› yeniden keflfederek kendilerini de¤ifltirme
çabas›na girecek, yeni kararlar alacaklard›r.
KEND‹S‹NE ÖZGÜVEN‹ OLAN,
M‹L‹TAN B‹R RUH
Armenak, Dersim bölgesindedir. Daha önce sorumlulu¤unu tafl›d›¤› ve hatta kendi eme¤iyle gelifltirdi¤i Ege Bölgesi, 1978 Konferans›
sonras›, konferans kararlar›n›n, yap›y› çizgisinden sapt›rd›¤› inanc›yla kolektif iradesini tan›mam›fl, hizipçi faaliyete bafllam›flt›r. (Karfl› olduklar› konular; “Bar›flç›l mücadelenin esas al›nmas›;
gerilla savafl›na haz›rl›k aflamas›” vb. kararlard›r.)
Armenak’›n da kendileri gibi düflündüklerine
inanmaktad›rlar. Tart›flmalarda, Armenak, kendisinin de onlar gibi düflündü¤ünü ima dahi etmedi¤i gibi; “Hizipçili¤i b›rak›n, parti saflar›na
kat›l›n” da demez! O, iflleyifli anlat›r. Yap› içinde her dönem farkl› düflünceler olabilece¤ini;
Konferanslarda yanl›fl kararlar al›nabilece¤ini;
do¤ru bulmad›klar› her kararda örgüte tav›r alma, ayr›lma gibi haklar›n›n olmad›¤›n›; muhalif
düflüncelerini kendi organlar›nda tart›flarak iletebileceklerini; kolektifi gelifltirenin de farkl› düflüncelerin tart›fl›lmas› oldu¤unu; parti içi mücadelenin önemini vb. anlat›r ve süreci kavratmaya çal›fl›r. Günlerce süren bu tart›flma yerine,
“ayr›l›¤› b›rak›n, özelefltiri verip saflara kat›l›n”
dese, belki hizip orada bitecektir. Ama Armenak, bunu yapmaz, sab›rla örgütsel iflleyifli anlatmaya, kavratmaya çal›fl›r. Bölgenin ve gelen yoldafl›n›n, kendisine ne denli güvendiklerini, sayg›
duyduklar›n› bilir. Ama onlar›n kifliye olan ba¤l›l›kla hareket etmelerini de¤il, iflleyifli kavrayarak
dönüflmelerini ister.
Bu örnek, Armenak’›n Hizipçilere karfl› yumuflak, afl›r› sab›rl› davrand›¤› fleklinde alg›lanabilir. Hizbi bitirip, ondan sonra e¤itseydi denilebilir. ‹flte Armenak’›n militan kiflili¤inin özgün
yan› buradad›r. O, e¤itmeye çal›flt›¤› insanlarda, her koflulda kendi yolunu bulabilecek, kendine özgüveni olan, kendisini
üretebilen militan bir ruh yaratmaya çal›fl›r. Ege Bölgesi hizbinin, siyasal eksikliklerine
karfl›n, silahl› mücadeleyi savunma heyecan›yla
yanl›fl yapt›klar›n› görmektedir. Bu nedenle, yap›lan bu yanl›fl› e¤itime dönüfltürmeye çal›fl›r.
Bu durumu, onun, ayn› zamanda, flabloncu ya
da dar bak›fl aç›s›na sahip olmad›¤›n› da göstermektedir.
KARARLILIK, ISRARCILIK,
AN‹ KARAR VERME!
Ege Bölgesi’nde, öne ç›kan, askeri alanda
baflar›l› olabilecek devrimcilerden Askeri Komite kurar. Onlara, bir yandan siyasal e¤itim
verirken, di¤er yandan askeri alan›n gerekleri
olan, silah, istihbarat, eylemin oluflturulmas›,
çekilme vb. pratik e¤itime sokar. Oluflturdu¤u
Askeri Komite ile yapt›klar› ilk eylem, banka
kamulaflt›rma eylemidir. Bu eylemdeki tavr›,
kararl›l›k, ›srarc›l›k ve ani karar verme
refleksi bak›m›ndan ö¤reticidir. Bir semtin
iç k›sm›nda bir bankadan kamulaflt›rma eylemini baflar›yla yaparlar. Ancak, banka küçük bir
bankad›r ve çok az bir para ç›kar. (Bugünün
9.000 TL’si kadar) Bu para beklentinin çok alt›nda oldu¤u için Armenak orada karar verir,
200 metre kadar ilerideki baflka bir bankay› daha kamulaflt›r›rlar.
Hapishaneye girdi¤i (‹zmir-Buca) andan itibaren, firar› düflündü¤ü için, fazla öne ç›kmaz.
K›sa süre sonra, seçeneklerden en uygununun
kendisini d›fl hastaneye sevk ettirmek oldu¤una
karar verir. Eylem plan›na göre, Armenak, hastane ç›k›fl›nda al›nacakt›r. Armenak, bu arada
kendisini getiren iki askeri gözlemler. Biri daha
deli dolu, iri ve atakt›r. Ç›k›flta yoldafllar› etraflar›n› çevirdi¤i anda, silah çekece¤ini düflündü¤ü o askerin (elleri kelepçeli olmas›na karfl›n)
silah›n› kapar. Eylem plan›nda olmamas›na karfl›, Armenak’›n o an gelifltirdi¤i bir reflekstir bu.
Kaç›r›l›fl›ndan sonra ilk yapt›¤› fley, gece
gündüz u¤raflarak, tek elle silah kullanmay› ö¤renmektir. Yakaland›¤›nda, sol kolunun pazu
k›sm›ndan ald›¤› iki ayr› mermi yaras›na iflkencede kalem sokularak sinirler kopar›lm›flt›r. Bu
nedenle sol elini kullanamamaktad›r. Gücü
yoktur sol elin. Destek yapacak kadar dahi
yoktur. Bu nedenle, flarjörü dizlerinin aras›na
alarak mermi takma, mermiyi a¤z›na verme gibi e¤itimle, tek elle de olsa her koflulda silah
kullanmay› ö¤renir.
B‹L‹NÇLE YO⁄RULMUfi B‹R
D‹S‹PL‹N!
Devrimci mücadeleye bafllad›¤› daha ilk y›llarda, militan yaflam›n güçlü¤ünü görerek kendini-bedenini e¤itime sokar. Günde 1–2 saat
uyku ile yetinmeye al›flt›r›r kendini. Gerçekte
de, ileriki mücadelesinde ancak bu kadar uyuyabilecek zaman› olacakt›r.
Gece bask›nlar›nda pek çok devrimcinin ve
yoldafl›n›n katledildi¤i deneyimiyle, her koflulda
giysileri ile yatmay› ve uyku an›n› e¤itir. Baflaracakt›r da. Ayakkab›lar›n› ç›karma zorunlulu¤u
Sekerman fiehitleri
Kavgada ölümsüzleflenler
Mehmet Kocada¤; Kürt milliyetine mensup yoksul bir köylü ailesinin çocu¤u
olarak Mufl Varto’da 1950 y›l›nda dünyaya gelen Kocada¤ (Esmer) güçlüklerle dolu bir yaflam içinde büyüdü. Bu güçlükler onu devrimci düflüncelere yak›nlaflt›rd›. ‹flçi s›n›f›n›n birlik, mücadele ve dayan›flma günü olan 1 May›s’›n 1976’daki kutlamalar›nda coflku ve zulüm ayn› anda yafland›. 1 May›s sosyal faflistlerin ve revizyonistlerin etkisinde gerçekleflmesine ra¤men ‹stanbul’da Partizanlar ve Yurtsever halk güçleri ’76 1 May›s’›n› görkemli bir
flekilde kutlad›. Gösterinin da¤›lmas›ndan
sonra M‹T ve kontrgerilla Mehmet Kocada¤’›
kaç›rd› ve bir gün sonra cans›z bedeni bo¤az›
kesili bir biçimde Kas›mpafla’da bulundu.
Mehmet Kocada¤ devrim flehitleri kervan›ndaki yerini Türkiye’nin ilk 1 May›s flehidi olarak ald›.
Haydar Çakmak; Mazgirt Dilano¤lu’nda do¤du. Dersim’de Bak›l A¤a denilen muhbirin ihbar› sonucu Pag yöresinde
düflmanla girdi¤i çat›flmada 11 May›s 1981’de
flehit düfltü. fiehit düflmesine neden olan Bak›l A¤a, Partizanlar taraf›ndan ölümle cezaland›r›ld›.
Bahar Y›ld›z; 1963’te Dersim’in Naz›miye ilçesinde dünyaya geldi.1 May›s öncesi
devletin kolluk güçlerinin takibini atlatmaya
çal›fl›rken 1 May›s 1982’de katledildi.
Bozan Yaylas› flehitleri
Dersim Çemiflgezek Bozan Yaylas›nda
Partizanlar ile düflman aras›nda ç›kan çat›flmada gerillalardan A¤a fiimflek ve Kenan
Bozkurt 9 May›s 1985’te flehit düfltü.
A¤a fiimflek; 1962 y›l›nda Erzincan
Tercan Zager köyünde do¤du. Y›lmaz, Zeki
ve Kara kod adlar›n› kullanan A¤a fiimflek mücadeleye 1980 öncesinde bafllad›.
Kenan Bozkurt; 1963 y›l›nda Dersim Hozat Derik köyünde do¤du. Küçük fiahin kod adl› Kenan Bozkurt, 1980 öncesinde
mücadeleye kat›ld›.
Mehmet Ali Elalm›fl; Mardin
Merkez köyünde dünyaya gelen M. Ali Elalm›fl
70’li y›llar›n sonlar›nda Partizanlarla tan›flt›.
Diyarbak›r bölgesinde faaliyet yürüttü. ’78 y›l›nda tutsak düfltü. Yoldafllar› ve partisi hakk›nda en ufak bir bilgi vermedi. 12 Eylül koflullar›nda Diyarbak›r Zindan›’nda a¤›r iflkencelere maruz kald›. 1990 May›s’›nda verilen
bir görevi tüm imkâns›zl›klara ra¤men gerçeklefltirmeye çal›fl›rken bir ihbar sonucu
düflman taraf›ndan katledildi. Onu ihbar eden
M. Kemal Taymaz, 1991 y›l›nda Partizanlar
taraf›ndan ölümle cezaland›r›ld›.
Dersim’in Mazgirt ilçesinde 12 Eylül 1980
AFC döneminden 12 May›s 1992 y›l›na kadar
düflmanla ba¤lant›s›n› kesmeyen iflbirlikçi
Muhtar Kemal, Partizanlar taraf›ndan cezaland›r›l›r. Baflar›yla tamamlanan bu
eylem sonras›nda gerçeklefltirilen operasyonda gerilla birli¤inin yeri düflman taraf›ndan
tespit edilir.
Yaflanan
çat›flmada
Gürsel
Çelebi (Erdal)
yaral› bir flekilde
tutsak düflerken Gülseren A¤gül flehit düfler.
Gürsel Çelebi iflkencecilere sloganlar› ve direnifli ile karfl›l›k verdi.
Düflman, onu iflkence yaparak katletti.
Gürsel Çelebi; Dersim’in Mazgirt ilçesinin Yukar› Oyumca köyünde
1972 y›l›nda emekçi bir ailenin çocu¤u olarak do¤du. Üniversite okumak için Tokat’a
giden Gürsel Çelebi burada gençlik faaliyeti
ile ba¤ kurdu. Bir süre sonra Dersim’e dönen Çelebi, burada Partizanlara kat›ld›.
Gülseren A¤gül; 1972 Dersim
Ovac›k Karatafl köyü do¤umlu olan Gülseren
A¤gül (Kamile) Eylül 1990’da bafllad›¤› mücadelesini 12 May›s 1992’de yoldafllar›na devrederek ölümsüzleflti.
d›fl›nda, giysileri ile oldu¤u gibi yatar. S›rtüstü
uzan›r ve an›nda uyur. Ki ço¤unlukla birkaç gün
uykusuzdur. O yorgunluk ve uykusuzlukla normal flartlarda bir insan, 8–10 saat sonra bile zor
kald›r›l›r. Armenak uykuya dald›¤› andan itibaren ölü gibi uyur. Ne sa¤a sola döner, ne elini
kolunu k›p›rdat›r. Gece 4.00’te yatm›flt›r ve
5.30’da kalk›p gidecektir. Ölü gibi yatan ve asla
uyanmayacak gibi hareketsiz Armenak, kurulu
saat gibi, 5.30’da gözlerini açar. Uyku mahmurlu¤u, yorgunluk vb. göremezsiniz. Ayn› koflullarda, odada kimse yoksa kap› aç›ksa, yani kap›
sesi dahi olmasa da, en sessiz haliyle biri içeri
girdi¤inde, uyan›p gelene bakar.
Bu anlat›m abart› gibi gelebilir ya da geçici,
o koflullara göre diye alg›lanabilir. De¤ildir. Armenak, hapishanede de ayn› disiplinle yat›fl› da
böyledir.
Yoldafllar›n› cesaretlendirmede, kaba ya da
anl›k duygu yükselten ajite yöntemi de¤il kendine özgü anlat›mlar kullan›r.
Hapishaneden kaç›r›l›fl›ndan sonra, ‹zmir’in
d›fl›nda bir ba¤ evinde kal›rlar, geçici bir süre.
‹zmir günlerce mahalle mahalle aranmakta,
operasyonlar devam etmektedir. Kald›klar› ba¤
evi, arazi ortas›nda bir gecekondu evidir. Çevresi aç›kt›r. Birkaç kez kuflat›lma olas›l›¤› yaflan›r. Böylesi bir ortamda, seyretti¤i bir filmi anlat›r yoldafllar›na:
Polisin uzun süre peflinde oldu¤u bir kaçak
bir evde polisler taraf›ndan kuflat›l›r. Kaçak,
pek çok eylem yapm›fl, defalarca polisle çat›flm›fl, kuflatmalardan kurtulmufltur. Ülkenin en
önemli sorunu haline gelmifltir. Tüm ülke polisi peflindedir. Bu nedenle, bu kez elden kaç›rmamak için yüzlerce polisle kuflat›rlar. Kaça¤›n
teslim olmayaca¤›n› bilmektedirler ve evin tek
ç›k›fl kap›s› vard›r. Bütün namlular kap›ya niflan
al›r. Kaça¤›n kap›dan ç›kmas›yla birlikte, yüzlerce namlu ayn› anda, ayn› noktaya patlar. Yüzlerce mermiden oluflan k›z›ll›k, kaça¤›n gö¤sünde,
bir günefl gibi k›z›ll›k oluflturur.
Armenak böyle bir filmi gerçekten izlemifl
midir bilinmez. O, filmi anlat›r. Ama onu dinleyen yoldafllar›nda bu öykü; en zor koflullarda,
en amans›z kuflatmalarda dahi teslimiyete de¤il,
ölüme haz›r olman›n simgesi olarak kal›c›laflacakt›r.
Çal›flmalar›nda tavizsiz disiplinlidir. ‹nsanlara yapabilece¤inden fazla görev vermedi¤i için
de uygulamada baflar›lar elde eder.
O dönem görev ald›¤› Dersim bölgesi hakk›nda, askeri harekâta haz›rl›k konular›nda raporunu titizlikle haz›rlar. Bölge iliflkilerinden ald›¤› bilgilerle Dersim, köyleri ve da¤lar›n› sürekli araflt›r›r. O dönem haz›rlad›¤› raporda; hangi köylerin ne üretim yapt›¤›, nas›l verim ald›¤›; kente ve da¤lara olan
uzakl›klar›; köylülerin devrimcilere ne
Mehmet Yaflar; 1968 y›l›nda Diyarbak›r Dicle’de do¤an Mehmet Yaflar, 1989 y›l›nda gerillaya kat›ld› ve Dersim Naz›miye Çakaran Deresinde ç›kan çat›flmada 14 May›s
1992’de flehit düfltü.
Eyüp Güllen; Eyüp Güllen (Sidar)
1972 Marafl do¤umluydu. Partizanlarla
Eskiflehir Anadolu Üniversitesi’nde tan›flt›. Kararl›l›¤›, fedakârl›¤› ve sevecenli¤i ile yoldafllar› aras›nda sürekli aran›r biri oldu. ’93 yaz›nda
halk ordusuna kat›lan Eyüp Güllen
1994 y›l›n›n 11 May›s’›nda Dersim
Mazgirt Dinar köprüsünde bir kaza sonucu mücadelesini yoldafllar›na devrederek
ölümsüzleflti.
Davut Kirman; 1950 do¤umlu
Davut Kirman Artvin fiavflatl› olup Gürcü milliyetindendir. Gençlik dönemlerinde (’80 öncesinde) Devrimci-Yol
çevresinde mücadele içinde yer alm›flt›r. ’80 sonras›nda ise Partizanlarla tan›fl›r. Tayini Nevflehir fiereflikoçhisar’a ç›km›fl ve oraya yerleflmifltir. Bu dönemde
Partizanlar›n önderli¤inde gerçekleflen
Nevflehir Hapishanesi’ndeki özgürlük
eyleminden sonra 15–16 firariyi aylarca tan›d›¤› kitle iliflkilerinde bar›nd›rm›flt›r. Bir süre ba¤› kopan Kirman, ’96’da tekrar Partizanlarla
iliflkiye geçti¤inde sa¤l›¤›ndan çok
fley kaybetmiflti. Kanser hastal›¤›n›n onu gün
be gün kemirmeye bafllad›¤› bir dönemde tut-
kadar yatk›n oldu¤u; hangi arazide kendi
bafl›na üretim yap›labilece¤i; hangi da¤da ay›-keçi vb. hayvanlar›n oldu¤u; hangi
bölgelerde gerillan›n iletiflimsiz kald›¤›
anda kendi bafl›na yaflayabilece¤i vb. vb.
tüm ayr›nt›lar› ifller.
ONDA GÖREV‹N BÜYÜ⁄Ü
KÜÇÜ⁄Ü YOKTUR!
Köylülerle iliflkilerinde anlat›m› zor bir sayg›nl›k vard›r. ‹liflkide oldu¤u en geri köylü bile
bir flekilde Partizanlara katk› sa¤lar.
Kentlerde, örgütleyici ve askeri yan› ne
denli güçlü ise k›rsal alanda da o denli güçlüdür.
Onda, flunu yapar›m bunu yapamam; flu konuda bilgim yok, bu konuda yetene¤im yok vb.
gibi bir s›n›rlama yoktur. Bilgi ö¤renilen, yetenek gelifltirilendir. Görevin büyü¤ü küçü¤ü
yoktur. O, bir gün önce, Bölge Komitesinde, en a¤›r sorunlar› en üst seviyede tart›fl›rken, ertesi gün, bir da¤ köyünde bir
köylüyü devrime kazanmak için çabalayand›r. O, bir gün önce, çolak eliyle gerilla
teksirinde bildiri üretirken, ertesi gün askeri
bir eylemdedir. Ama tüm bunlar›, bir karmafla,
bir panik havas›nda de¤il, oldukça sakin ve disiplinle yapar.
Çünkü onda mücadele yaflam›n kendisidir.
Canl› bir organizmad›r. Armenak’ta yans›yan
militan kiflilikte, sonuç olarak duyumsanan fludur:
Devrimci olmak, militan olmak, bu u¤urda
yaflam›n› feda etmek yetmez; tüm bunlar, ayn›
zamanda en kusursuz ve en iyi flekilde yap›lmal›d›r. Bu, Lenin’in insanda yaflayan halidir.
(Bir yoldafl›)
(*Bask› ve korkudan Ermeni ve H›ristiyan inanc›na sahip oldu¤unu gizleyen bir
cami imam›n›n Armenak’›n mezar›nda okudu¤u fliir)
sak düflmüfl ama teslim olmam›flt›. Ulucanlar
Hapishanesi’nde geçirdi¤i tutsakl›¤› s›ras›nda
sa¤l›¤› iyice bozuldu. Tahliye olmas›n›n ard›ndan Nisan 1998’de Partizanlar›n can yoldafl›
olarak yaflam›n› yitirdi.
‹brahim Bozkurt; 1937 y›l›nda Malatya Kürecik Harunufla¤› köyünde dünyaya geldi.1960’larda Almanya’ya gitti. Duisburg’ta temizlik ifllerinde çal›flmaya bafllayan Çermo day›,
’70’lerde Türkiye’de geliflen devrimci hareketten etkilendi. Almanya Türkiyeli Ö¤renci Federasyonu (ATÖF) içinde faaliyet yürütmeye bafllad›. ATÖF’te hâkim olan PDA çizgisine karfl›
mücadele etti.1973 y›l›nda Duisburg Türkiyeli
‹flçiler Derne¤i’nin kurucular› aras›nda yer ald›.
Dursun Adabafl; 1996 y›l›nda 1 May›s kutlamalar›nda aç›lan atefl sonucu flehit düflen Dursun Adabafl, henüz 19 yafl›ndayd›. ‹nflaatlarda elektrik tesisat› döfleyerek geçimini
sa¤layan Adabafl flehit düflmeden k›sa bir süre
önce tan›flt› Partizanlarla. ‹mam Hatip mezunuydu. Sürekli ö¤renme iste¤i ile dolu, ayn› zamanda da pratik yönü çok geliflkindi. Coflku
dolu ve atik özellikleriyle dikkat çekiyordu.1
May›s’a ilk kez kat›l›yordu Adabafl. Ve polis sald›rd›¤›nda en öndeydi. Polis taraf›ndan aç›lan
atefl sonucu flehit düfltü.
Ard›ndan yard›ma gelen Hasan Albayrak
da polis kurflunlar›na hedef oldu. Daha da büyüyen çat›flmalar›n ard›ndan Sa¤malc›lar Hapishanesi’nde infaz koruma memuru ola Levent
Yalç›n’›n da flehit düflmesi ile birlikte ’96 1
May›s’›n›n bu üç k›z›l karanfili devrim mücadelesinde ölümsüzleflti.
‹flçi-köylü 12
Enternasyonal
1-14 May›s 2009
Barack Obama neyi de¤ifltire(meye)cek?
Kali Akuno
(Malcolm X
Taflra HareketiABD)
taraf›ndan
AT‹K 20.
Kongresi’ne
sunulan
rapordur.
Obama ve ABD’de “Obamania” dedikleri olgu, ülkedeki birçok sol ve ilerici güçlerin kafas›n› kar›flt›rmaya yetti. Do¤rusu,
denebilir ki, ABD’de birçok sol ve ilerici güç
Obama fenomeni taraf›ndan kendi eksenlerinden sapt›r›lm›flt›r. Birço¤u onun politikas›na ve manevralar›na, özellikle ekonomik
kriz ve Afganistan/Pakistan savafl› konusunda, karfl› ç›kma noktas›nda karars›z kald›. Bu
kafa kar›fl›kl›¤› ABD solunun büyük bir k›sm›n›n onun ekonomik önlemlerinin kuyrukçulu¤unu yapmas›n› beraberinde getiriyor.
Ki, bu önlemler sadece kapitalizmin NeoKeynesçi bir formda tekrar nefes almas›n›
sa¤layacak ve savafl karfl›t› hareket içerisinde Afganistan ve Pakistan konusunda lehte
ve aleyhte olan kesimler aras›ndaki çeliflkiyi
art›rarak bölecektir. fiimdiye kadar, az say›da güç net anti-emperyalist, anti-kapitalist
tav›r koyarak, Obamania konusunda devaml› olarak ciddi elefltirilerde bulunmaktad›r ve sadece küçük bir k›s›m önemli bir direnifli oluflturmaya çal›fl›yor. Bu az say›daki
güç yürünecek do¤ru hatt› çizmeye bafllad›.
Birçok uluslararas› güç de netsizlik göstermekte ve flafl›rm›fl görünüyor. Birço¤u
ABD bir Afrika kökenlinin seçimlerle baflkanl›¤›na gelmesinin etkileyici bir dönüflüm
oldu¤u efsanesine inanma e¤ilimi göstermektedir. fiu konuda hiç flüphe yoktur ki,
ABD’de ve bat› dünyas›n›n di¤er yerlerinde
Afrika halk›n›n tarihsel afla¤›lanmas› göz
önünde bulundurulursa, siyah bir adam›n
ABD imparatorlu¤unun “baflkomutan›” olarak seçilmesi derin simgesel bir baflar›d›r. Birçok aç›dan, Obama’n›n seçilmesi liberal, ortak sivil haklar hareketinin baflar›s›n› temsil etmektedir. Bu hareket ilkesel anlamda hiçbir zaman, ABD imparatorlu¤unun
yap›s›n› de¤ifltirmeye çal›flmad›, sadece
onun sosyal ve ekonomik ganimetlerini daha “eflitçe” da¤›tmay› hedefledi. Ancak, flu
konuda herkes hem fikir olmal›d›r; bu kazan›m sadece semboliktir, devaml›l›k arzetmeyecektir. ABD ilkesel anlamda sömürge projesinden asla vazgeçmedi. ABD
beyaz›n üstünlü¤ünü, Avrupa Merkeziyetçili¤ini savunmaya devam eden kapitalist-emperyalist birli¤in uluslararas› flampiyonudur.
Ve herkes flu konuda net olmal›d›r, Obama
hiçbir zaman bu Amerikan ilkelerden bir tanesini de¤ifltirme ya da flekil verme sözü
vermedi. O asla yeni Afrika halk›n›n toprak,
iktisadi de¤iflimi, onar›m ve siyasi tutsaklar›m›z›n özgürlü¤ünün talepleri, ›rksal profilleflmenin sonland›r›lmas› ya da 5 milyon
üzerinde insan›m›z› dekriminalize etmeyi
gündeme getirmeyecektir.
Obama aç›l›fl töreni konuflmas›nda aç›k
ve net bir flekilde “Amerikan yaflam yolunda” taviz vermeyece¤ini ve “düflmanlar›n›n”
peflini b›rakmayaca¤›n› t›pk› daha önceki seleflerinde oldu¤u gibi ayn› gayret ve netlikle
söylemiflti.
Ama, Obama’y› biraz daha inceleyelim;
Barack Obama çeflitli münasebetlerde
a) Irk›n önemli olmad›¤›n› ve b) Sadece
“tek” bir Amerika oldu¤unu söyledi.
Bu aç›klamalar ABD’nin yerleflimci-sö-
mürge projesi içindeki milli çeliflkilerin yads›nd›¤› ve çözüldü¤ü imaj›n› vermektedir.
ABD’de çeflitli milliyetler aras›ndaki sosyoekonomik eflitsizliklere k›sa bir bak›fl bile bu
iddialar›n ne kadar yanl›fl oldu¤unu göstermektedir. Her nas›lsa, Obama’n›n baflar›s›
ABD’de nitelik anlam›yla bir fleyin de¤iflti¤ini gösteriyor. De¤iflen nedir?
Bu niteliksel de¤iflim ABD yerleflimcisömürge projesi içindeki s›n›f›n de¤iflen bilefliminden kaynaklanmaktad›r. Küresel sermayenin geliflmesi ve onun dünya kapitalist
sisteminin içerisindeki üretimi, birikimi ve
dönüflümü, bu bileflimin de¤iflimini oluflturdu. Genelde “küreselleflme” olarak adland›r›lan bu dönüflüm süreci, uluslararas› (transnasyonal) bir burjuvazi ve büyüyen çok
uluslu ya da “cosmopolitan” (kozmopolit)
bir hizmet ve iflçi s›n›f› yaratt›. Ve Barack
Obama da uluslararas› burjuvazinin
siyasi ve ekonomik menfaatlerini
temsil etmektedir. Daha aç›k bir ifadeyle, Barack Obama Yeni Afrika uluslararas›
burjuvazisinin ürünüdür, bu da 1970’lerden
günümüze dek Yeni Afrika burjuva s›n›f›n›n
komprador ya da yeni-sömürge sektöründen ortaya ç›km›flt›r.
Yeni Afrika Kurtulufl Hareketi olarak mücadele etti¤imiz nokta, stratejik aç›dan Barack Obama ve bu uluslararas› burjuva s›n›fla nas›l bir iliflki kurulmas› noktas›d›r.
Bu s›n›f Yeni Afrika Ulusal Kurtulufl Hareketi’nin dostu mudur yoksa düflman› m›d›r?
Ben flu üç nokta üzerine tart›fl›yorum:
1- Genel anlamda ezilen halklar›n ve
uluslar›n birleflik ve/ya ulusal kurtulufl cephe
stratejisi ve klasik s›n›f iflbirli¤i teorisinin
maddi temeli, özellikle de Yeni Afrika Ulusal Kurtulufl Hareketi için tarihsel uygulamas›, art›k geçersizdir.
2- Sol güçler stratejik anlamda bu yeni
s›n›f güçlerine karfl›, genel ya da özel olarak
nas›l bir iliflki içinde olunmas› gerekti¤i konusunda henüz bir teori gelifltirmedi.
3- Bunun bir sonucu olarak, Obama fenomenini teorik ve program› aç›s›ndan ele
alma konusunda flu anda kötü bir donan›ma
sahibiz ve ulusal kurtulufl ve uluslararas› iflçi
s›n›f› hareketlerinin ç›karlar›n› gelifltirmek
için temsil etti¤i tarihsel olana¤›n› yakalama
konusunda s›k›nt›m›z var.
Özellikle yeni Afrika ulusu gibi ezilen
uluslar aç›s›ndan uluslararas› burjuvaziyi di¤er burjuva s›n›flar›ndan farkl› k›lan nedir?
Ulusal kurtuluflun genel teorisi esas olarak
iki tür burjuva s›n›f oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Bunlar 1) Ulusal, ilerici ya da “anti-emperyalist” burjuvazi ve 2) Komprador
ya da “sat›lm›fl”, “Tom amca” ya da yeni-sömürgeci burjuvazi.
Milli ya da anti-emperyalist burjuvazi teorik anlamda ezilen ulusun organik ve iç yaflam dinami¤i taraf›ndan çizilen ilerici bir
güçtür. Bu maddi anlamda o ulusun kendi
öz ç›karlar› için üretim güçlerinin geliflimi,
ileri tafl›mas›n› zorlamak içindir. Ve emperyalizmin sald›r›lar›na ve ayn› bu öz ç›karlar
için özerk ulusal geliflmeye yönelik bask›lara
karfl› direnen bir güçtür.
Komprador ya da sat›lm›fl burjuvazi teorik aç›dan gerici bir güçtür. Ezilen ulusun
organik, iç yaflam› taraf›ndan yönlendirilmekte, o da di¤erinin tam tersine özerkçili¤i ya da ezilen ulusun kendisini tayin etme
gelifliminde emperyalizmle iflbirli¤i yapmak
zorundad›r.
Bu iki burjuva fraksiyon ve uluslararas›
fraksiyon aras›ndaki en temel fark, ezilen
ulusla olan organik ba¤lar›d›r. Milli ve
komprador burjuvazi ezilen ulusun sosyal
ve siyasi hayat içindeki üretim iliflkilerine
ba¤l›d›r. Bu flu anlama gelmektedir, her ikisi
kendi varl›klar› için ezilen ulusun emekçi
kitlesine ba¤l›d›r. Ve bu nedenle, iflçi s›n›f›na
karfl› çeflitli biçimlerde sorumluluklar› vard›r. Di¤er taraftan uluslararas› burjuvazi ise,
her ne kadar ilk olarak yeni Afrika’daki
komprador fraksiyonundan ve baflka yerlerde ortaya ç›km›fl olsa da, onun varl›k zemini ezilen ulusa ve onun üretim iliflkilerine
dayal› de¤ildir. Uluslararas› burjuvazi isminin gösterdi¤i gibi, milli ya da milli-devlet s›n›rlar› içinde görülen bir olgu de¤ildir.
Onun varl›k zemini dünya halklar›n› ve iflçi
s›n›f›n› sömürmekten geçer. Ve genellikle
bölgesel ortaklar›na ve rakiplerine karfl› sorumluluklar› vard›r ve onlar taraf›ndan
kontrol edilmektedirler.
Bugün insanl›k tarihinde son derece
önemli bir and›r, öyle bir an ki hiçbir yerde
hiçbir devrimci onu bofl kullanmamal›d›r.
Bu an›, özellikle bu kadar önemli k›lan
üç ana nokta var:
1- Dünya kapitalist sistemin do¤al bir
sonucu olarak insan medeniyetini destekleyen ekolojik sistemlerinin h›zl› çöküflü, ki
buna devaml› büyüme ve yay›lma neden olmaktad›r. Bu büyüme devam›n› sa¤layabilmek için petro-kimya alan›na büyük ihtiyaç
duyuyor.
2- ABD emperyal devletinin düflen/azalan hegemonyas› ve çok kutuplu bir jeo-politik dünya düzenine geçifl.
3- Mali sermayenin çöküflü, neo-liberal
düzenin ve ABD ulusal ekonomisinin zay›flamas›, uluslararas› üretimin ve yo¤unlaflman›n pekiflmesi/sa¤lamlaflt›r›lmas›.
Tam anlam›yla bir ba¤lant› kurulabilmesi
için, Obama “fenomeni” tarihin bu eflsiz
an›na direkt bir tepki olarak yerlefltirilmelidir. Onun baflkanl›¤› egemen güçler içindeki
bir k›sm›n yukar›daki sorunlar noktas›nda
çözümüdür. Bu çözüm ilkesel anlamda, sadece uluslararas› burjuvaziye hizmet etmeyi
ve bu burjuvazinin sahibi oldu¤u olanaklar›
güçlendirmeyi amaçlamaktad›r. Bu de¤erlendirmeden yola ç›karak burada ortaya ç›kan iki ana soru fludur; 1) Bu s›n›f ve biraraya getirdi¤i iflbirlikçileri, çeliflkileri kontrol
alt›na almak için yeteri kadar güçlü mü ve 2)
Biriktirme program› ve neo-Keynesçi imgeler tafl›yan siyasi proje devam›n› sa¤layabilecek mi?
Bence her iki sorunun cevab› da “HAYIR”d›r.
Birikimin uluslararas› program› tamamen post-Fordist bir mali yönelimdir. Üretim sistemi bir istihbaratç› egemen düzen
taraf›ndan yönlendirilmektedir. Bu üretim
rejiminin afl›r› mekanikleflmesi ile çok h›zl›
bir flekilde, dünya çap›nda milyonlarca hatta
milyarlarca iflçi iflten ç›kart›lmakta. Yeni Afrika iflçi s›n›f› enternasyonal proletaryan›n
ilk ve en çok tahribe u¤rayan kesimidir.
“Obama ve ABD’de
“Obamania” dedikleri olgu,
ülkedeki birçok sol ve ilerici güçlerin kafas›n› kar›flt›rmaya yetti.
Do¤rusu, söylenebilir ki, ABD’de
birçok sol ve ilerici güç Obama
fenomeni taraf›ndan kendi eksenlerinden sapt›r›lm›flt›r.”
1970’lerden itibaren, milyonlarca Yeni Afrikal› bu dönüflüm taraf›ndan ekonomik olarak alt üst edildi ve fiziksel olarak iflten ç›kart›ld›. Ki bu durum, mali krizle daha kötüye gitmeye bafllad› (toplu kredi konut krizinde tan›k olundu¤u gibi, bu krizle milyonlarca yeni Afrikal›n›n ortaya ç›kan öz sermayesi çal›nd›) ve küresel üretimi derinlefltirdi.
O zaman, solun Obama ve bu kritik ana
stratejik noktalara dair nas›l bir çal›flmas› olmal›d›r?
Teorik geliflmenin sa¤lanmas› temel önceliktir. Solun ö¤renmesi gereken temel
meselelerden bir tanesi uluslararas› burjuvaziye nas›l bir karfl› durufl sergilemesi gerekti¤idir. Çünkü uluslararas› burjuvazi,
ABD’deki yerleflimci-sömürge proje içindeki ulusal kurtulufl hareketleri ve iflçi s›n›f hareketleri taraf›ndan kolayca geri ad›m att›r›lmayacak güçtedir. Bu hareketler zamanlar›n› ve enerjilerinin ço¤unu Obama rejimine
karfl› sadece içerde bir karfl› koyufl için harcamamal›d›rlar. Onun yerine, güçlerimiz
enerjilerini ABD ulusal-devlet içerisinde ba¤›ms›z politik hareketler ve kurulufllar (Yeniden ‹nfla Partisi gibi) kurulmas›na harcayarak, ezilen halklar›n ve iflçilerin genifl çapl›
birleflik cephe kurmaya yo¤unlaflt›rmal› ve
dünya çap›nda ba¤›ms›z ulusal kurtulufl,
uluslararas› iflçi s›n›f›, küresel adalet ve çevre hareketleriyle stratejik ba¤lar ve birlikler
kurulmas›n› ilke olarak iflletmesine önem
vermelidir. Uluslararas› burjuvazi küresel
düflünüyor ve harekete geçiyor, bizler de
kendi isteklerimizi gelifltirmek için küresel
düflünmeli ve hareket etmeliyiz.
Bununla beraber, Obama rejimine verilen kitlesel deste¤in belli bir k›sm› tekrar sol
ve anti-empeyalist çevreye katmak için gücümüzün bir k›sm› “Obamamanyak”lara
karfl› verilen mücadeleye yöneltilmelidir.
Ve tam da burada bizim teorik netli¤imizin
olmas› zorunludur. Biz kendimizi kitlelerden soyutlamadan Obama hakk›nda, onun
s›n›f pozisyonu, ç›kar› ve program› hakk›nda
nas›l radikal bir elefltiri yap›yoruz? Bu güçleri Demokratik Parti’nin d›fl›nda ba¤›ms›z
kendi kaderini belirleyen eylem yapma sorumlulu¤unu almak için harekete geçirebilir
miyiz?
Biz Obama program›n›n çeliflkilerini her
aç›dan a盤a ç›kartmal›, tutarl› temel talepleri gelifltirmeli ve onu ve bu kadar keskin örgütledi¤i güçleri sola itmeliyiz. Bu ortak talepleri desteklemeli, güçlü bir flekilde, diyalo¤u önemseyerek bu ilkeleri sekter olmayan bir tarzla tart›flmal›y›z. Ne zaman ve nerede imkan do¤uyorsa aç›k iletiflim sa¤lay›p
ortak çal›flmal›y›z. (Ço¤unlu¤u az olan› yenmek için birlefltir!)
Gündeme getirilmesi gereken bu temel
stratejik taleplerin baz›lar› ezilen halklar›n
ve onunla ba¤lant›l› olarak uluslararas› iflçi
s›n›f›n›n, kad›nlar›n ve çevre-adalet hareketlerinin tarihsel talepleridir. Bu taleplerin
birleflimi sadece uluslararas› burjuvazi ve
onun üretim rejiminin s›n›rlar›n› teflhir etmeyecek, ama ABD emperyalizmi ve kapitalizmi kendisini teflhir edecek ve onun insanl›¤›n temel ihtiyaçlar›n› yerine getirmedi¤ini ortaya ç›kartacakt›r. Bu kritik taleplerin
baz›lar› flunlar› içeriyor:
1- Irak ve Afganistan iflgalinin tamamen
ve derhal sona ermesi. Filistin’in kendi kaderini tayin hakk› ve geri dönüfl için tam ve
koflulsuz destek.
2- Derhal 250.000’den fazla New Orleans ve Mississippi körfez sahilindeki yerlerinden edilmifl Yeni Afrikal›lar›n tam geri
dönme hakk›.
3- 2.5 milyon insan›n tutuklamas›na (büyük ço¤unlu¤u Yeni Afrikal›d›r) neden olan
“uyuflturucuya karfl› savafl” ve zorunlu minimum cezaland›r›lma yasalar›n›n iptal edilmesi.
4- Kad›n haklar›na ve LGBTQ topluluklar›na tam destek.
5- Bir dizi ola¤anüstü yasan›n, anti-demokratik, anti-terör yasalar›n›n ve idare
yöntemlerinin tamamen ve derhal iptal edilmesi.
6- ABD’de yaflayan milyonlarca göçmen
ve yerinden edilmifl iflçi için tamamen ve
koflulsuz af.
7- ‹klimleri de¤ifltiren sera gaz› üretiminde kâr› durdurmak için ABD’nin karbon
üretiminin 2016’ya kadar % 80 düflürülmesi
için tam ve koflulsuz taahhüt.
8- Ekolojik sistemin devam etmesi için
alternatif solar, rüzgar, su ve organik enerji
için kamu finansman›n›n yarat›lmas›, tüm
nükleer santrallerin ve a¤›r metal at›klar›n›n
ortadan kald›r›lmas›.
9- ABD taraf›ndan sömürgelefltiren Yeni Afrikal›n›n, Xikanolu, Puerto Rikolu, Hawaiili ve baflka halklar ve uluslar›n (Guaml›lar ve Alaska yerlileri dahil) tazminatlar›n›n
ödenmesi.
‹nsanl›¤›n kurtuluflu harekete geçmeyi
emrediyor, kendi ç›karlar›m›z için harekete
geçmek zorunday›z. Ne Barack Obama ne
de herhangi bir burjuva kurtar›c› bizi kurtarmayacak. Biz kendimizi kurtarmak zorunday›z.
* Yeni Afrikal›; Afrika kökenli bir kifli
demektir, ama özellikle tarihsel aç›dan
Kuzey Amerika k›tas›ndaki Güneydo¤u
bölgesinde kölelefltirilmifl ve sömürgelefltirilmifl olan kesimdir. Onlar bugün ABD
hükümetinin sömürgeci-bask›c› sistemi
alt›nda yaflamaktad›r. Do¤al olarak Yeni Afrikal› o Afrikal› insanlar›n ulusal
kimli¤i tan›mlamas›d›r.
‹flçi-köylü 13
Dünyadan
1-14 May›s 2009
Kurtuluflu burjuva önderlikler sa¤layamaz
Tayland’da haftalar boyu süren
kitle gösterileri, ordunun müdahalesi
sonucu iki kiflinin ölümünün ard›ndan
geçici olarak durdu. Göstericiler
Mart sonundan bu yana iflgal ettikleri
hükümet binas›na geri çekildiler. Tayland hükümeti gösterilerin devam etti¤i 12 Nisan’da s›k›yönetim ilan etti
ve eylemlerin gerçekleflti¤i Bangkok’da kitle eylemlerini yasaklamaya
dönük bir yasa ç›karma haz›rl›¤›nda.
Yüz binlerce kifli, geçti¤imiz haftalarda, Tayland’›n sahil kentlerinden
biri olan Pattaya’da, Güney Do¤u Asya Ülkeleri (ASEAN) zirvesinin yap›ld›¤› günlerde eylemlere bafllam›fl ve
zirve iptal edilmek zorunda kalm›flt›.
Di¤er ülkelerden zirveye kat›lan temsilciler ise, eylemcilerin öfkesi nedeniyle, bölgeden helikopterlerle uzaklaflt›r›lm›flt›.
Eyleme geçen kitlelerin talebi ise,
hükümetin ve kral›n bafl dan›flman›
Prem Tinsulanonda’n›n istifa etmesi.
Eylemler s›ras›nda k›rm›z› gömlekler giyen eylemcilerin, 2006 y›l›nda
bir darbeyle iktidardan düflürülen
Thaksin Shinawatra’n›n taraftarlar› olduklar› söyleniyor.
Thaksin, anti-emperyalist söylemlerle iktidara gelmifl ve yoksullara dönük mikro kredi, ödenebilir hastal›k
sigortas› gibi reformlarla, halk aras›nda belli bir popülarite yakalam›flt›.
Ancak bu reformlara karfl›n, uygulad›¤›, özellefltirme vb. IMF politikalar› ile halk›n daha çok yoksullaflmas›na
yol açm›fl, ayr›ca ailesine ç›kar sa¤lamak için yasa ç›karm›flt›. Bu yasa kapsam›nda, Telekom hisseleri ailesine
sat›lm›fl ve vergiden muaf milyonlarca
dolar kazanm›flt›.
Taylan’da gerçekleflen eylemlerde
flu an sürgünde olan Thaksin’in belli
bir etkisi olsa da, eylemler gerçekte
küresel krizin bir yans›mas› olarak görülmek durumunda.
Tayland ekonomisi son bir y›ld›r
krizden oldukça büyük ölçüde etkilenmifl bulunmakta. ‹flsizlik 盤 gibi büyürken, istatistiklere göre, sadece fiubat ay›nda 100 binden fazla insan iflsiz
kalm›fl. Tayland’da sosyal sigorta sistemi hemen hiç yok gibi. Kitlelerin
yoksullu¤u her geçen gün artmakta.
Krize karfl› al›nan sözde önlem politikalar› ve IMF’den al›nan krediler de,
Tayland’daki ekonomik/sosyal çökün-
VW iflçileri
direnifli
sonland›rd›
10 günü açl›k grevi olmak üzere, toplam 25 gün sürdürülen VW önündeki direnifl 21 Nisan günü bir miting ile sonland›r›ld›. Kamuoyunda, özellikle de Hannover ve çevresinde genifl yank› uyand›ran,
VW’de tafleron firmaya ba¤l› olarak çal›flan iflçilerin direniflinde, kaybeden direnen iflçiler de¤il, sar› sendikalar ve patronlar oldu.
‹flçiler, VW’nin 8 Euroluk saat ücretini kabul etmediler ve Avrupa Birli¤i ‹fl
Mahkemesi’ne baflvurarak haklar›n› sonuna kadar aramaya karar verdiler. Direniflin, iflçiler üzerinde siyasal olarak önemli
bir kazanc› oldu. Direniflteki iflçiler, devrimcilerin kendilerinin tek dostu ve destekçisi oldu¤unu ö¤rendiler. Bu, direniflin
en önemli kazanc› oldu.
Ayr›ca, bir avuç iflçinin direniflinin nas›l di¤er iflçilere cesaret verdi¤i kan›tland›.
CONT‹ iflçilerinin etkilenip harekete
geçmesi bunun en iyi örne¤i oldu. Grevin
ve direniflin, iflçilerin en önemli silah› ve
e¤itildikleri birer okul oldu¤u bir kez daha
görüldü.
‹flçiler direnifli sonland›r›rken, baflta
AT‹F olmak üzere kendilerine destek veren MLPD ve D‹DF’e teflekkür ettiler.
(AT‹K Haber Merkezi)
lerine hakaret” yasas› olan, “Lese Majeste” yasas›. Yasa kraliyet ailesine hakaret edenlere 15 y›la kadar hapis cezas› öngörmekte. Her türden sosyal/siyasal elefltiri, bireysel bile olsa,
monarflinin kad›r›lmas› talebi ise, krala hakaret say›l›yor.
Son eylemlilik sürecinde Thak-
sin’in etkisi olsa bile, Thaksin’in
Tylandl› kitlelere gerçek bir alternatif
olmad›¤› kesin.
Bu eylemler büyük ölçüde, ekonomide, sosyal y›k›m› büyüten, özellefltirmeler gerçeklefltiren, ülkenin
güneyindeki Müslüman ayr›l›kç›lar›
vahfli yöntemlerle bast›rmaya çal›flan
burjuva politikac› Thaksin’le ba¤lant›l›
AT‹K’ten genifl kat›l›ml› panel
de¤erlendirme yapt›.
Demirtafl konuflmas›nda DTP olarak bir
y›ld›r yerel seçimlere
haz›rland›klar›n› belirterek seçim haz›rl›klar›nda saflaflmalar›n daha da netleflti¤ini; bir yanda Kürt özgürlük hareketini terörist ilan eden anlay›fl, öbür yanda bu
Tarih önlenemez bir flekilde dev- hareketi siyasal murim ve sosyalizme do¤ru ilerliyor.. halif hareket ilan
eden Kürtler ve onAT‹K, 11-12 Nisan tarihlerindeki
lar›n dostlar›, devrimci hareketlerin
20. Kongresinin ikinci günü bir semoldu¤unu dile getirdi.
pozyum
gerçeklefltirildi.
Saat
Ard›ndan konuflan Dr. Dilay
20.00’de bafllayan sempozyuma
Büyükavc›, göçmenlerdeki psikoAraflt›rmac› Yazar Ferhat Ali, Psilojik sorunlar üzerine bir sunum
kolog Dr. Dilay Büyükavc› ve DTP
gerçeklefltirdi. Büyükavc› ayr›ca
Amed Milletvekili Selahattin Degöçmenlerin sa¤l›k hizmetlerinden
mirtafl kat›ld›. AT‹K Konsey üyesi
yeterli derecede faydalanamad›klaY›lmaz Genç taraf›ndan yönetilen
r›n›, bunda dil faktörünün önemli
sempozyum yaklafl›k 3 saat sürdü.
engel teflkil etti¤ini ve hastalar›n
Aç›l›fl konuflmas›n› yapan Y›lmaz
tercümana ihtiyaç duyduklar›n› vurGenç, Avrupa’da göçmenlere yönegulad›.
lik geliflen bask›lara iliflkin k›sa bir
Son olarak söz alan Araflt›rmasunum gerçeklefltirdi.
c›-Yazar Ferhat Ali, son süreçte
Ard›ndan söz alan DTP Amed
yaflanan mali-iktisadi temelleri ve
Milletvekili Selahattin Demirtafl
olas› politik yans›malar›yla kriz haksözlerine kongreyi selamlayarak
k›nda bilgi verdi. Ferhat Ali, mevcut
bafllad› ve yerel seçimler üzerine bir
krizin kapitalizmin zaaflar›n› ve aç-
Evrensel Bak›fl
Irkç›l›¤› yaratanlar ve uygulayanlar,
ona karfl› olamaz!
BM-Dünya Irkç›l›k Karfl›t› Konferans›, geçti¤imiz günlerde Cenevre’de gerçeklefltirildi. Bir haftaya yay›lan Konferansa ABD, ‹srail, Hollanda, Avustralya, Kanada, Almanya,
‹talya gibi, dünya politikas›na yön
vermeye çal›flan, BM üyesi emperyalist-kapitalist güçler kat›lmayacaklar›n› aç›klad›lar.
Daha Konferans›n bafllamas› s›ras›nda yaflanan tart›flmalar, ‹ran
Cumhurbaflkan› Ahmedinejat’›n
konferansta yapt›¤› konuflmayla, iyice alevlendi. Ahmedinejat, ‹srail’i,
“çok vahfli ve bask›c› ›rkç› bir rejim”
olarak tan›mlad› ve soyk›r›m yapmakla suçlad›. BM’nin ise 60 y›ld›r ‹srail’i var gücüyle destekleyerek, her
türden vahfleti uygulamas›n›n önünü
açt›¤›n› söyledi. Ayr›ca NATO’yu,
özellikle de Güvenlik Konseyi’ni de
tüyü engelleyemedi, yani tüm önlem
politikalar› iflas etti.
ASEAN baflkan› olarak G-20 Zirvesi’ne kat›lan Tayland Baflbakan› Abhisit Vejjaiva, burada IMF’nin geliflmekte olan ülkelere verdi¤i krediyi
art›rmas›n› talep etmifl ve Tayland’›n
ancak böylelikle “normale” dönebilece¤ini belirtmiflti.
Vejjaiva, flu an iktidarda
olan gerici-kralc› “Demokrasi için Halk ‹ttifak›” partisinin baflkan›. Parti geçen y›l
muhalefetteyken, aylar süren
eylemler gerçeklefltirilmifl ve
bu eylemlerde eylemciler
“sar› gömlek” giymiflti. Eylemi organize edenler ise, Adel
aflireti, monarflistler, ordu ve
patronlard› ve Vejjajiva bunlar› temsil etmekteydi.
Vejjajiva Thaksin’e karfl› ald›¤› üç
yenilginin ard›ndan, geçen y›l temsil
etti¤i kesimlerin organize etti¤i bu eylemler sayesinde, parlamentoda ço¤unlu¤u elde etti.
Vejjajiva aç›k bir monarfli yanl›s›.
Tayland’da, politik yasaklar›n ve bask›lar›n araçlar›ndan biri de, “Majeste-
sorgulayarak, burada eflitlikten söz
edilemeyece¤ini vurgulad›. Ahmedinejat’›n temsil etti¤i rejim hiç kuflku
yok ki, gerici, sömürücü, bask›c› bir
rejimdir. Ancak bu gerçeklik Ahmedinejat’›n gerek ‹srail’le gerekse BM
ve NATO ile ilgili söylemlerinin
do¤rulu¤unu ortadan kald›rm›yor.
Emperyalist-kapitalist sistemin
krizinin derinleflmesiyle birlikte,
emekçi y›¤›nlara dönük sald›r›lar›
yo¤unlaflt›rman›n arac› olarak, ›rkç›l›k tüm dünyada k›flk›rt›lmaktad›r.
Konferansa kat›lmayan ülkeler baflta olmak üzere, birçok ülkede ›rkç›
yasalar, göçmen ve mültecileri hedef alacak biçimde, “terörle mücadele” ad› alt›nda, daha da a¤›rlaflt›r›lmaktad›r.
Bunun içindir ki, hegemonyalar›n› ›rkç› politikalar üzerinden pe-
kifltirmeye çal›flanlar, ›rkç›l›k karfl›t›
bir tutum ve bu yönlü kararlar alamazlar.
Kendi ülkelerinde de ›rkç› politikalar› yaratan ve en koyu haliyle hayata geçiren egemen güçler, kendilerini bu yönlü sorgulatmaya bile tabii
tutmaz ve tutturmazken, ›rkç›l›¤›,
emperyalist ç›karlarla ters düflmeye
bafllamalar› durumunda, ba¤›ml› ülkelere dönük, kimi yapt›r›mlar›n uygulanmas›n› kolaylaflt›rma, iflgal vb.
askeri sald›r›lar› gerekçelendirme
temelinde ele almaktalar. Emperyalistlerin örgütü BM’nin düzenledi¤i
“›rkç›l›k karfl›t› konferans” ise bu temeli güçlendirmekten baflka bir iflleve sahip olamaz.
Konferans›n niteli¤i bu olmas›na
karfl›n, ABD emperyalizmi konferansa dönük en keskin tutumu alanlar›n bafl›nda gelerek, ›rkç› politikalar›n, göstermelik bile olsa, karfl›s›nda
olamayaca¤›n› göstermifltir. Bu da,
bir siyahinin baflkan olmas›n›n, ABD
emperyalizminin, dünya halklar›na
dönük sald›r›lar›ndan bir milim bile
geri ad›m atmayaca¤›n› gösterdi¤i
mazlar›n› bütünüyle a盤a ç›kard›¤›n›
dile getirdi ve “Bu kriz devrim sosyalizm gereksinimlerine iflaret et-
güçler taraf›ndan organize edilse de,
eylemlerde yer alan kitlenin büyük
bölümü esas olarak, artan sosyal y›k›m›n yan›s›ra, ordunun ülkedeki hakimiyetine karfl› ç›kmakta.
Thaksin eylemlerle birlikte Tayland politik sahnesine geri dönmeye
çal›flsa da, protestocular›n oldukça
flaibeli geçen son seçimlerin, sil bafltan ve adil biçimde yap›lmas› talepleri
de var.
Tayland’daki geliflmelerin, bir bütün olarak sistemi hedefleyen, devrimci bir s›n›f hareketi olmad›¤› ise
kesin.
Bunun içindir ki, burjuva önderliklerle geliflen mevcut hareket, ülkedeki iflçi s›n›f›n›n ve de yoksul köylülerin
kurtuluflunu sa¤lamaktan çok uzakt›r.
Tayland gerici rejiminin, eylemleri iktidar› ele geçirmek için f›rsat haline
getirmeye çal›flan Thaksin’in ve de
tüm sömürücü s›n›flar›n ortadan kalkmas› ve Taylandl› emekçi y›¤›nlar›n
gerçek kurtuluflunun sa¤lanmas›, ancak iflçi-köylü ittifak›n› esas alan bir
devrimci komünist parti ve onun öncülü¤ünde verilecek olan s›n›f mücadelesiyle mümkün olacakt›r.
mektedir. Marks’›n kriz ve çöküfl
teorisi bir kez daha do¤rulanm›flt›r”
dedi.
Sempozyum, soru ve cevap bölümünden sonra sona erdi.
(AT‹K Haber Merkezi)
Bahçe iflçileri toplant›s›
Hollanda’n›n Westland bölgesindeki bahçe sektöründe çal›flan
binlerce iflçinin sorunlar›na yönelik Türkiyeli ‹flçiler ve Ö¤renciler Derne¤i’nde (T‹ÖD) bir
toplant› gerçeklefltirildi. T‹ÖD ve
OK‹A kurumlar›n›n ortak ça¤r›s›yla yap›lan toplant›, geçti¤imiz dönem T‹ÖD bünyesinde bafllat›lan
çal›flmalar›n aksamas›n›n ard›ndan, bu çal›flman›n yeniden gündeme al›nmas› ve bafllat›lmas› karar›
ile yap›ld›.
Toplant›ya, bahçe iflçilerinin
yan› s›ra T‹ÖD, Okia, Domestic
Workers temsilcisi, Afrikal› Ka¤›ts›z ‹flçiler Kurumu, Hollanda Yeni
Komünist Partisi temsilcisi, temizlik iflçileri aktivisti, konuya ilgi duyarak gelen Fas kökenli gönüllü
çal›flanlar ve Hollanda’n›n en kitlesel sendikas› olan FNV’in yönetim
kurulu üyesi Celil Çoban, Bahçe
sektörü bölümü temsilcisi Vries,
Kuzey Hollanda temsilcisi Mo-
kadar, baflkan›n renginin, ABD’nin,
tarihi epeyce gerilere uzanan ›rkç›
politikalar›nda en küçük bir de¤ifliklik yaratmayaca¤›n› da göstermektedir. Konferans ayn› flekilde AB emperyalistlerinin ›rkç›l›kla iliflkilerinin
derecesini de ortaya sermifltir.
Çünkü insanl›¤›n en büyük düflmanlar›ndan olan ›rkç›l›k, emperyalist-kapitalist dünya sisteminin ve
sistemin devam›n› sa¤laman›n bafll›ca
arac› olan faflizmin en önemli besin
kaynaklar›ndand›r. Gerek AB emperyalistlerinin gerekse ABD emperyalizminin, konferansa karfl› ç›kanlar›n bafl›nda gelmeleri de bu zemini kendi elleriyle ortadan kald›rmak, kendi besin kaynaklar›n› kendi
elleriyle tüketmek istememelerindendir!
Bu besin kayna¤›na, özellikle de
içinden geçilen süreçte, her zamankinden fazla ihtiyaç duyduklar› ise
kesin. Çünkü emperyalistlerin ve
uzant›lar›n›n, halklar›, bir yandan
sosyal y›k›m sald›r›lar› di¤er yandan
fiili askeri sald›r›larla teslim alma e¤ilimi düne oranla bugün daha da güç-
hammed Dahmani, aktivist Mostapha ve Gerard Roest kat›ld›lar.
‹lk olarak, ‹spanya’daki bahçe
iflçilerinin grev ve sonras›nda kazan›lan haklar›n›n öyküsünü konu
alan belgesel film gösterildi. Ard›ndan, kat›l›mc›lar›n Hollanda’daki bahçe iflçileri konusundaki tecrübelerini aktard›¤› toplant›, esasen ifl koflullar› ve ekonomik s›k›nt›lara yönelik bilgi aktar›m› ile devam etti.
Kuzey Amerikal› bahçe iflçilerinin mücadelesini konu alan di¤er
bir belgesel filmin izlenmesiyle
devam eden toplant›da, tafleron
firmalar, iflçilerin örgütlenmesi ve
öz örgütlerin misyonu gibi bir dizi
konu ele al›nd› ve tart›fl›ld›.
3 saat süren toplant›, kat›l›mc›
kurumlar›n komite gibi bir
giriflime dahil olacaklar›n› belirtmelerinin ard›ndan yap›lan görüflmelerle sonland›r›ld›.
(AT‹K Haber Merkezi)
lenmektedir.
Ancak artan sald›r›lar, dünya
halklar›n›n hem sistem karfl›t› mücadelelerinde hem de iflgal bölgelerindeki iflgal karfl›t› direnifllerde belirgin
bir yükselifli de getirmifltir. Irak’ta ve
Afganistan’da son dönemde direnifl
cephesinde yaflanan geliflmeler, bu
yükseliflin kan›t›d›r. Asya halklar›n›n,
Maoist önderliklerle verdikleri sosyal kurtulufl mücadeleleri ise, hem
bu ülke rejimlerde hem de bir bütün
olarak emperyalist-kapitalist sistemde ciddi bir panik havas› yaratmaya
devam etmektedir.
Bu pani¤in nedeni, Nepalli Maoistlerin, burjuvazinin tüm bofla ç›karma çabalar›na karfl›n Yeni Demokratik Devrim yürüyüfllerini sürdürmeleridir. Hindistanl› Maoistlerin
genel seçimlere yapt›klar› ciddi müdahaleler ve bu müdahalelerin egemen s›n›flar cephesinde yaratt›¤›
yank›d›r. Filipinler’de yine Maoistlerin, ABD güdümlü Arroyo rejiminin
tüm vahfli sald›r›lar›na, katliamlar›na
ve daha bir dizi zulmüne karfl› aral›ks›z sürdürdükleri sosyal kurtulufl
Branau’da
neo-nazilere
karfl› yürüyüfl
18 Nisan günü Avusturya’n›n
Braunau kentinde “Faflizme ve
›rkç›l›¤a izin vermeyece¤iz”
slogan›yla, her y›l organize edilen
ortak yürüyüfl gerçekleflti. Yürüyüflte bu y›l, son dönemde flehirde
geliflen neo-nazi örgütlenmesi ve
Avusturya’da özellikle göçmenler
üzerinde etkisi a¤›rlaflan mali kriz
öne ç›kar›ld›. Yürüyüflte AT‹GFYDG ve ILPS bayraklar› dikkat
çekti.
Yürüyüflte ilerici, devrimci, demokrat ve anti-faflist güçler, bölgede neo-nazilerin örgütlendi¤i
NVP’nin (Milliyetçi Halk Partisi) yasaklanmas›n› talep ederek,
Braunau kentinde faflistlere geçit
vermeyecekleri mesaj›n› verdiler.
300 kiflinin kat›ld›¤› yürüyüfle ise
Branau halk› ilgi göstererek, göstericilerin tavr›n› destekledi.
(AT‹K Haber Merkezi)
DEKÖP-H’n›n
kampanyas›
sürüyor
Hollanda’da bask› yasalar›na
karfl› yürütülen kampanya kapsam›nda 18 Nisan günü Utrecht flehrinde stand aç›ld›. Aç›lan stand’ta
imza toplanarak, yasalara iliflkin ç›kart›lan broflürler da¤›t›ld› ve DEKÖP-Hollanda’n›n haz›rlad›¤›
pankart aç›ld›. fiehir merkezinde
aç›lan standa esas olarak ilginin
yo¤un oldu¤u gözlendi.
Yerli ve göçmenlerin konuya
iliflkin sorular›n›n cevaplanmaya
çal›fl›ld›¤› stand, da¤›t›lan broflürler
ve toplanan imzalar›n ard›ndan saat 16.00’da sona erdi. Etkinli¤e
DEKÖP-Hollanda bileflenlerinden HT‹F, ADHK ve VEKSAV kat›l›m sa¤lad›.
(AT‹K Haber Merkezi)
Peru’da grev
Peru hükümetinin Amazonlar’da petrol ve maden flirketlerine
toprak vermesi, bölgedeki yerli
halk›n protestolar›yla karfl›land›.
Puerto Maldonado kentinde,
Madre de Dios Yerliler Federasyonu’nun organize etti¤i bir protesto
eylemi gerçeklefltiren 3 bin yerli,
hükümetin toprak verdi¤i bu flirketlerin varl›¤›n› kabul etmeyeceklerini ve bölge halk›na sorulmadan
al›nan bu karara karfl› eylemlerini
sürdüreceklerini, hükümetin geri
ad›m atmamas› durumunda ise,
greve gideceklerini aç›klad›lar.
mücadelesidir. Latin Amerika halklar›n›, “solcu”, “sosyalist”, “anti-emperyalist” maskeyle aldatarak iktidara gelen, ancak maskeleri -en son
Chavez’in Obama ile el s›k›flarak,
“anti-Amerikanc›” tutumuna da veda etmesinde görüldü¤ü gibi- k›sa
sürede düflen önderliklere karfl› mücadeleyi yükseltmeleridir. Bu yükseliflin son yans›mas› ise, Peru’da Halk
Savafl›n›n, uzun aradan sonra girdi¤i
eylemlilik sürecidir. Ve de bu mücadelelerden ilham alan iflçi s›n›f›n›n,
emperyalist metropollerde ve ba¤›ml› ülkelerde gerçeklefltirdikleri
grevler, yüz binleri soka¤a döken eylem vb. direnifllerdir.
Dünya halklar›na dönük çok
yönlü sald›r›lar›n alt yap›s›n› oluflturman›n önemli araçlar›ndan biri olan
›rkç› politikalara dönecek olursak;
›rkç›l›k ve ›rkç› politikalar, bu politikan›n yarat›c› ve uygulay›c›lar› olan
emperyalistlerin güdümündeki konferanslarla de¤il, halklar›n, emperyalizme, feodalizme ve her türden gericili¤e karfl› yükselttikleri mücadelelerle ortadan kalkacakt›r!
‹flçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
1-14 May›s 2009
“Ad› yüzy›llar boyunca yaflayacak, yap›t› da!”*
Ad› ve görüflleri üzerinde belki de en fazla
f›rt›na kopar›lan, düflmanlar› taraf›ndan bile
ad›ndan büyük bir sayg›yla söz edilen Karl
Marks, 5 May›s 1818’de Almanya’n›n Trier
kentinde dünya geldi. Trier’de okulunu bitirdikten sonra Bonn Üniversitesi’ne girdi, ard›ndan Berlin Üniversitesi’nde Hukuk ö¤renimi
gördü, üniversite ö¤renimini Epiküros Felsefesi üzerine bir doktora tezi vererek tamamlad›.
Okulunu bitirdikten sonra profesör olmak
umudu ile yine Bonn’a döndü ancak 1832 y›-
Türkiye devrimci hareketinin sembolleflen önderlerinden Deniz Gezmifl, Yusuf
Aslan ve Hüseyin ‹nan 6 May›s sabah› Ankara Ulucanlar Hapishanesi’nde idam edildi.
Üç yi¤it devrimci, dönemin öne ç›kan militan
önderleriydi. Üniversitelerde boykotlar, iflgaller örgütleyen, köylülerle mitingler düzenleyen, s›n›f›n direnifllerine destek veren
devrimci
gençlik hareketinin
70’lerle
birlikte giderek kitleselleflmesi ve radikalleflmesi egemenleri rahats›z etti. Mahir Çayan,
Deniz Gezmifl ve ‹brahim Kaypakkaya’n›n
önderli¤inde ’71 devrimci ç›k›fl› ile Türkiye
devrimci hareketi yeni bir sürece evrildi. O
güne kadar oportünizmin ve revizyonizmin
etkisindeki toplumsal muhalefetin önüne ye-
l›nda görüflleri ve yaflam› üzerinde önemli bir etkisi olan Ludwig Feuerbach’› kürsüsünden uzaklaflt›ran gerici hükümet,
onun da akademik
kariyer yapma fikrinden vazgeçmesine
neden oldu.
Okul y›llar›nda
ateflli bir Hegel’ci
olan Karl Marks, daha sonra Ludwig Feuerbach’›n 1841 y›l›nda tanr› bilimi elefltirerek
Materyalizm’e dönmeye bafllamas› ile onun etkisinde
kald›. Bu s›rada sol Hegel’cilerle iliflkisi bulunan bir k›s›m radikal burjuvan›n Köln’de yay›mlanan Rheinische Zeitung (Yeni Ren)
isimli gazetesinde baflyazar olarak çal›flmaya
bafllad›.
Marks’›n yönetimi alt›nda gazetenin devrimci-demokratik e¤ilimi giderek a¤›rl›k kazand› ve hükümet üzerinde önemli bir bask› oluflturdu. Önce sansürlenen gazete bir y›l sonra
kapat›ld›.
ni bir devrimci kanal aç›ld›. 12 Mart 1971
Askeri Darbesi ile bu kanaldan akmaya bafllayan toplumsal muhalefeti susturmaya çal›flan egemenlerin bu giriflimine karfl› geçlik
hareketinin önderleri mücadeleyi ileri tafl›yarak savafl› yükseltti. K›ran k›rana geçen bu
mücadele s›ras›nda
tutsak düflen
Türkiye
Halk Kurtulufl Ordusu’nun (THKO)
kurucular› Deniz Gezmifl, Yusuf Aslan ve
Hüseyin ‹nan elde hiçbir kan›t bulunmamas›na ve idam cezas› için hiçbir hukuksal gerekçe olmamas›na ra¤men 6 May›s 1972’de
idam edildiler.
Denizler bafl› dik bir flekilde idam sehpas›na yürürken ard›llar›na gururla tafl›yacaklar› bir direnifl gelene¤i b›rakt›.
an
d
i
f
ç
ü
a
d
n
›
Dara¤ac
Marks, yay›n hayat›na devam etmek ve radikal bir gazete ç›karmak amac›yla Paris’e gitti
ve burada Deutsch-Französische Jahrbücher isimli dergiyi yay›mlad›. Ancak bu dergi sadece bir say› yay›mlanabildi. Dergide yay›mlanan yaz›lar›nda Marks, görüflleri giderek olgunlaflan, proletarya ve y›¤›nlara mücadele
ça¤r›s› yapan ateflli bir devrimci olarak dikkat
çekmektedir.
Bir devrimci olarak fikirlerinin belli bir olgunlu¤a ulaflt›¤› 1843’ten itibaren gazetecilik
çal›flmalar›n›n yan›s›ra tarih, felsefe ve özellikle de ekonomi-politik konular›nda yo¤un bir
araflt›rma incelme ve sorgulamaya giriflti.
“Var olan her fleyin amans›z elefltirisi” ilkesi ile ç›kt›¤› bu yolculukta öncekilerden
farkl› olarak tarihi sadece yorumlamad›. Aksine filozoflar›n tarihi yorumlaman›n yan›s›ra
onu de¤ifltirmekle sorumlu olduklar›n› söyleyerek bunu yaflam›n›n temel amac› olarak belirledi.
Bir filozof olarak üretimine devam
ederken s›n›f savafl›m›n›n s›cak atmosferi içinde pratik mücadeleden asla kopmad›. Kendini sadece entelektüel bir çal›flma ile asla s›n›rlamad›. Daha gazetecilik
y›lar›nda Paris’te ve Berlin’de devrimci gruplar›n içinde aktif olarak yer ald›. Engels’le birlikte 1847 y›l›nda Komünist Birlik isimli gizli
propaganda derne¤ine kat›ld›. Birli¤in içinde
aktif olarak çal›flarak etkili oldular ve birli¤in
ilk kongresinde al›nan karar üzerine 1848 fiubat’›nda ünlü Komünist Manifesto’yu kaleme ald›lar.
1844 ve 1848 devrimlerini,1871 Paris Komünü’nü, Avrupa ve Birleflik devletlerde iflçi
s›n›f›n›n eylemlerini çok yak›ndan takip eder.
Felsefenin Sefaleti, 1844 El yazmalar›Ekonomi Politik ve Felsefe, Fransa’da ‹ç
Savafl, Alman ‹deolojisi, Fransa’da S›n›f
Savafl›mlar›, Gotha Program›n›n Elefltirisi, Hegel’in Hukuk Felsefesinin Elefltirisi eserleri ve burada ad›n› sayamayaca¤›m›z çok say›da yap›t› ve bunlar›n
zirvesi Kapital’in ciltleri s›n›f savafl›m›n›n dolays›z bir sonucu olarak ortaya ç›kar.
Marks bununla yetinmez. 1900’lerin bafl›ndan itibaren etkisini giderek hissettiren Rus iflçi s›n›f›n› ve öne ç›kan tüm direnifl, grev ve ey-
lemleri irdeleyerek çok yak›ndan takip eder.
1864 y›l›nda Londra’da kurulan Uluslararas› ‹flçi Birli¤i’nin (Enternasyonal)
kurulufl bildirisinin, ça¤r›lar›n›n, tüzü¤ünün yazar›d›r. Marks, hayat›n›n son
an›na kadar Enternasyonal’in yaflamas›
için büyük bir çaba sarf etti, yaflam›n›
buna adad›. Tüm dünyadan ve çeflitli milliyetlerden iflçileri, ortak ç›karlar› etraf›nda, sömürüye karfl› biraraya getiren bu birli¤in kalbi
ve ruhu idi.
‹flçi s›n›f›n›n devrimci bir teori ile kuflanmas› için Enternasyonal’i bir okul olarak gördü.
‹flçi s›n›f›n›n mücadelesine düflman olan görüfllere karfl› amans›zca mücadele etti.
Enternasyonal, Marks ve Engels’in önderli¤inde iflçi s›n›f›n›n Avrupa, ‹ngiltere ve Birleflik
Devletlerde burjuvaziye karfl› yürüttü¤ü savafl›ma önderlik etti ve büyük bir prestij kazand›.
MARKS HEP HAKLIYDI!
ABD’de ortaya ç›kan ve Avrupa ülkelerine
yay›larak tüm dünyay› etkisi alt›na alan kriz kadar popüler olan konular›n bafl›nda Marks geliyor.
Bundan 150 y›l önce kapitalizmin iflleyiflini
irdeleyerek temel yasalar›n› a盤a ç›karan
Marks, on y›llar boyunca burjuva ekonomistler taraf›ndan saklanmaya çal›fl›ld›. Ne var ki
geliflmeler Marks’›n çözümlemelerinin ve tespitlerinin do¤rulu¤unu ispatlayarak uluslararas› alanda kabul görmesini sa¤lad›.
Burjuvazi, Marks’›n fikirlerini yok edemeyince onu çarp›tma yolunu seçti. Marksizm’in
içini boflaltarak, kapitalizmin buhran›na iliflkin
bölümlerinden faydalan›p bu sistemin y›k›l›fl›na
ve bu noktada proletaryan›n rolüne dair yapt›¤› vurgular es geçilmeye çal›fl›ld›. Bugün, 1929
buhran›ndan sonra yaflanan en büyük krizle
karfl› karfl›ya olundu¤u tespitini yapan ekonomistler Marks’› yeniden keflfetti. Evet Marks
hakl›yd›! Afl›r› kâr h›rs› üzerine kurulan sistemin buhran yaflamas› kaç›n›lmazd›. Burjuva
ekonomistler, ideologlar kapitalizmin krizini
Marks’›n kuram›na sar›larak aflmaya çal›yor.
Marksizm’i tahrif ederek devrimci içeri¤ini yok
say›yor. Oysa Marksizm, s›n›f savafl›m›n›n içinde ortaya ç›kan canl›, dinamik ve kendini yenileyen bir teoridir. Lenin Marksizm’i bir ad›m
ileri tafl›yarak Leninizm’i infla etti. Ve Rusya’da
Tarihten
k›sa k›sa...
* May›s 1962 tarihinde Ankara’da
ç›plak ayakla yürüyen iflsizler, Baflbakan
‹smet ‹nönü’nün istifas›n› istedi.
* 18 May›s 1871 tarihinde Paris Komünü eflit ifle eflit ücret verilmesini kabul
etti.
* 18 May›s 1995’de Gazi Mahallesi
olaylar›n› protesto gösterisi s›ras›nda gözalt›na al›nan ve kendisinden bir daha hiç
haber al›namayan Hasan Ocak’›n Alt›nflehir Mezarl›¤› Kimsesizler Bölümü’ne gömüldü¤ü ortaya ç›kt›.
* IRA (‹rlanda Cumhuriyet Ordusu)’n›n önderlerinden Boby Sands ‹ngiliz hapishanelerinde tutsaklara yönelik insanl›k d›fl› koflullara karfl› direnifle geçti
ve bedenini ölüme yat›rd›. Eylemin 30.
gününden itibaren Sands ve di¤er IRA’l›lara destek 盤 gibi büyümeye bafllad›.
Boby Sands hapishanede ve ölüm orucunda iken milletvekili seçilir. Boby Sands
5 May›s 1981 y›l›nda 27 yafl›nda iken
Ölüm Orucunda ölümsüzleflir.
* ‹stanbul tramvay iflçileri 10 May›s
1920’de greve ç›kt›.
* 15 May›s 1966 tarihinde Vietnam
Savafl›’n› protesto eden 8 bin Amerikal› 2
saat boyunca Beyaz Saray’› kuflatt›
* 2 May›s 1969 NATO-‹fl Sendikas›’na ba¤l› 300 iflçi ‹zmir’de Amerikan
Executor gemisini iflgal ederek tahliyeyi
durdurdu.
dünyan›n ilk iflçi devletini kurdu. Baflkan Mao
da Lenin’den ald›¤› bayra¤› yükselterek Maoizm’i gelifltirdi. Çin’de yüz milyonlarca emekçinin kurtulufluna önderlik etti. Marksizm iddia
edilenin aksine sadece bir kapitalizm elefltiri
de¤il ayn› zamanda proletaryan›n devrimci rolünü a盤a ç›karan bir kuramd›. Marksizm sömürüyü yaratan sisteme karfl› köklü bir elefltiri getirerek onu y›kma görevini önümüze koymaktad›r. Burjuvazin üstünden atlamak istedi¤i nokta da tam budur!
*Engels’in 1883’te Marks’›n mezar›
bafl›nda yapt›¤› konuflmadan al›nm›flt›r.
Kültür-Sanat
Lofl ›fl›k yayanlar ayd›n olamaz!
Ergenekon operasyonlar›n›n 12. dalgas›,
kimi “ayd›n” kesiminin, ani bir refleks göstererek, kendilerini operasyonlarda al›nanlara
“siper” etmelerini de beraberinde getirdi.
Tar›k Akan, Müjdat Gezen, Zekeriya Beyaz gibi isimler, operasyonlar›n hemen
akabinde, toplu bir aç›klama yaparak, operasyonlar›n gerçekte neyi-kimi-kimleri hedefledi¤i üzerinde ahkam keserek, “ayd›n” olma görevlerini yerine getirme iddias›yla boy gösterdiler.
Bu kendini “ayd›n” olarak sunan ve sananlar aras›nda, söyledikleriyle en fazla gündem
yaratan ise Tar›k Akan oldu. Akan, daha bu
toplu aç›klamadan önce kat›ld›¤› bir televizyon program›nda, söz dönüp dolafl›p Ergenekon operasyonlar›na geldi¤inde, kimi gençlerin ordu aleyhine konufltu¤una tan›k oldu¤unu
söylüyor ve ard›ndan aynen flu sözleri sarf
ediyordu:
“Türkiye Cumhuriyeti ordusu, bugün Türkiye’nin temellerini oluflturan, her fleye hákim olan,
sahip ç›kan bir kurumdur. En önemli gücümüzdür. Bunun aleyhine bir laf edemezsiniz. Ben ki,
80 döneminde 12 Eylül’de bilmem ne olmufl olmas›na ra¤men.(…) Ordumuza en köküne kadar sahip ç›kmak zorunday›z. Çünkü bugün Atatürk’ün atm›fl oldu¤u temellere sahip ç›kacak tek
kurumdur. Emperyalizm onu parçalayamad›¤›
için ayaktay›z hala. Bunu aç›k ve net olarak söylüyorum.”
Ayn› Tar›k Akan, geçti¤imiz y›llarda “Anne kafamda bit var” adl› bir kitap yazarak,
12 Eylül döneminde yaflad›¤› gözalt›n› anlatm›flt›. Yazd›¤› bu bit kadar kitaptan anlad›¤›m›z
kadar›yla (çünkü difle de¤er baflka bir aktar›m
yoktu), Akan’›n, gözalt› süresinde kafas› bitlenmifl, ancak “ayr›cal›kl›” muamele görmüfltü.
Tar›k Akan’›n flu günlerde yapt›¤› ordu
flakflakç›l›¤›na tekabül eden aç›klamalar›na
bakt›¤›m›zda ise, bitin Akan’›n kafas›nda de¤il,
gerçekte beyninde dolaflt›¤›n› görüyoruz. Ve
bitin sadece Akan’›n de¤il, Ergenekon’la birlikte, ayd›n olman›n neresinde durduklar› iyice
a盤a ç›kan benzerlerinin beyninde dolaflt›¤›na
da tan›k oluyoruz.
Ülkenin “ayd›n” sanatç›lar›ndan oldu¤u iddia edilen ve bir süre önce sahneledi¤i “Mustafam, Kemalim” adl› oyunla, asl›nda durdu¤u
yer malum olan Müjdat Gezen ise, yap›lan
toplu aç›klamada, daha çok da fleriat üzerinde
duruyor ve Ergenekon ad› alt›nda gerçeklefltirilen fleyi, “Cumhuriyeti y›kmaya dönük bir
tertip” olarak getiriyor ve day›lanarak “s›k›ysa
beni de als›nlar” diye de ekliyordu.
Türkan Saylan’›n hastal›¤› üzerinden yap›lan duygu sömürüsü eflli¤inde yap›lan, ancak
gözalt›na al›nan hocalar›n hemen tümünün,
bulunduklar› üniversitelerde, binlerce ilerici,
devrimci ve yurtsever ö¤renci hakk›nda soruflturmalar açt›rarak, ö¤rencileri okullardan
att›ran, cezalar ya¤d›ran kifliler oldu¤u dikkate
bile al›nmadan, onlar›n bu yönüne dolayl› da
olsa bir vurgu yap›lmadan gerçeklefltirilen
tüm bu aç›klamalar, bir kez daha Ayd›n kimdir, Ayd›n’›n misyonu nedir? vb., gerçek ayd›n
olmaya iliflkin sorular› akla getiriyordu.
Bu sorular› sorma ihtiyac›, b›rakal›m ayd›n
olmay›, kendine insan›m diyenin bile, sessiz
kalmas›, yaflananlara ortak olmas› anlam›na
gelen kimi geliflmeler karfl›s›nda daha da yak›c› bir hal al›yordu. Sessiz kalmamak için, sadece insan olman›n yeterli olaca¤› geliflmelere
ise, bu ülkede s›kça flahit olunmakta.
Çok de¤il, kendilerine ayd›n s›fat›n› yak›flt›ran bu zevat›n kendilerini, Ergenekon operasyonuna siper ettikleri günlerde, DTP özgülünde Kürtlere dönük kapsaml› bir sald›r› bafl-
lat›l›yor ve çok say›da insan gözalt›na al›narak,
tutuklan›yordu.
Mecliste temsil edilen bir partinin, legal faaliyet sürdüren kurum ve kiflilerine dönük bu
aç›k sald›r› karfl›s›nda, bizim bu “ayd›n” kesimden tek bir ses bile ç›km›yordu. Yine 23 Nisan Çocuk bayram› denilen günde, onlarca
Kürt çocu¤unun hapislerde olmas› ve onlarca
y›l cezalarla yarg›lanmas› da, bunlar›n “ayd›n
sorumlulu¤u” içinde nedense (gerçi nedeni
belli) yer alm›yordu. Yine ayn› 23 Nisan günü,
eylem yapan Kürt kitleye sald›ran polislerin,
Kürt çocuklar› katletmesi de bunlar taraf›ndan kayda de¤er, sorumluluk alanlar› içinde
bir geliflme olarak görülmüyordu.
Zaten onlar bugüne kadar, bu ülkenin gerçek ayd›nlar›na, ilericilerine, devrimcilerine,
yani gerçek anlamda sisteme muhalif olan kesimlerine dönük gerçeklefltirilen hiçbir sald›r›
ve katliamdan kendilerini sorumlu hissetmemifllerdi! Onlar› birdenbire cengaverlefltiren
fley ise asl›nda, gerek ülkenin gerçek ayd›nlar›na gerekse bir bütün olarak emekçi y›¤›nlara dönük bask› ve zulüm politikalar›n›n temelini oluflturan TC’ye ve onun temel dayanaklar›ndan olan faflist orduya karfl› giriflilen bir
harekat oldu¤unu düflünmeleriydi. Ancak
korkmalar›na hiç mi hiç gerek yoktur. Çünkü
ordu bir bütün olarak bu harekat›n içindedir.
Yaflanan fley sadece ve sadece sistemin çatlaklar›n› onarma ve içinden geçilen sürecin ihtiyac›na göre yeniden flekillendirmedir.
Akan’›n, “emperyalizm parçalayamad›¤›
için ayaktay›z” dedi¤i ordu, bizzat emperyalizm taraf›ndan yönlendirilmekte ve flekillendirilmektedir. Yani toz kondurmad›¤› ordusu,
öteden beri emperyalizmin hizmetindedir.
Yüreklerini ferah tutsunlar!
fiimdi soral›m: Ayd›n kimdir?
Ayd›n her fleyden önce, mevcut bask›c›sömürücü iktidarlara karfl›, devrimci gerçeklikleri söylemekte tereddüt etmeyen ve söy-
lediklerinden geri ad›m atmayand›r ve bu duruflun faturas› neyse, bunu tereddütsüz ödemeyi göze aland›r. Düflünce ve ifade özgürlü¤ünü sonuna kadar ve herkes için savunand›r.
Ayd›n›n görevi, insanl›¤›n özgürleflmesine
hizmet edecek pratik ve düflüncelerin önünü
açmaya dönük teorik-pratik bir faaliyet içinde
olmakt›r. Gerçek ayd›n tüm bu ve daha bunlara benzer bir dizi de¤eri yaflayan/yaflatand›r.
Ama ayd›n kesinlikle, ›rkç›-floven zulüm
politikalar›na kendilerini siper eden, sömürü
ve talan düzeninin devam› için ç›rp›nan, Tar›k
Akan vb.leri de¤ildir. Lofl ›fl›k yayanlar “ayd›n”
olamaz!
Kürtsün, her halükârda “teröristsin!”
AKP’nin büyük aç›l›m ad›n› vererek,
türlü yaygaralarla açt›¤› TRT 6, Rojin ve Nilüfer Akbal gibi Kürtçe müzik yapan sanatç›larla birlikte 2009 y›l›n›n bafllar›ndan beri
yay›n›na devam ediyor.
TRT 6, Kürt kitlesi taraf›ndan Truva at› görevi
gören bir kanal olarak kabul edildi ve devletin bekledi¤i etkiyi yaratmad›. Yine de “önyarg›lar› parçalama” yolunda ilerleyen kanalda sabah program› yapan
Rojin, üzerinde oluflan bask›dan dolay› kanaldan istifa
etti¤ini aç›klad›
Kad›nlara yönelik Rojiname ad›yla “Türkiye’nin
de¤iflen yüzü” TRT 6’da sundu¤u sabah program›na son verme nedenlerini “Bir sunucu düflünün konu ve konuktan
habersiz programa girsin. Programc›n›n yani
benim, önerdi¤im hiçbir konuk kabul edilmesin; yay›nda söyledi¤im çok fley kesilsin,
her fleyine müdahale edilsin. Programa potansiyel suç, bana da potansiyel suçlu muamelesi yap›ls›n” sözleriyle aç›klayarak “büyük aç›l›m”›n asimilasyon politikalar›na hizmet eden bir aç›l›m oldu¤una ikna olmufl oldu Rojin.
Devam etti¤i aç›klamas›nda “Tabii ki bu
kanal Kürt sorununda tarihi sürecin getirdi¤i en önemli geliflmelerden, ad›mlardan biriydi ve her fley birden olmayacakt›. Belli s›n›rlamalar olaca¤›n› tahmin etmek güç de¤ildi, ama kantar›n
topuzunu kaç›p hiçe say›lmay›
da kabul edemeyecektim.
Program›n ve benim üzerimdeki bask›lar, o kadar yo¤unlaflt› ki program›n içini boflaltmaya, program›n kendi kendini bitirmesine çal›fl›l›yordu
adeta” sözleriyle, on y›llard›r
u¤runa çok a¤›r bedeller
ödenilerek kazan›lan de¤erlerin içinin boflalt›lmas› için
gösterilen çabay› ve bu çaba
içerisinde yer alan Kürtlere dahi devletin ‘terörist’ olarak bakt›¤›n› teyit etti. Kürtçe konuflmak, bu talebi dillendirmek molotof kokteyli atmak kadar “tehlikeli” TC için.
Rojin biraz geç ‘fark›na varm›fl’ olsa da girdi,
gördü ve ç›kt›. Devletin getirdi¤i “aç›l›mlar›”
hala demokrasi ekseninde tart›flmay› sürdürenlerin ayn› “safl›kla” hareket etmeleri bu
asimilasyon çabalar›n›n bir parças› olarak
okunmal› ve Kürt sanatç›lar›n TRT 6’da yay›nlanan programlara kat›lmamalar› yönünde
yap›lan ça¤r›lar dikkate al›nmal›d›r.
‹flçi-köylü 15
Yaflas›n 1 May›s
1-14 May›s 2009
MALATYA
Yaflas›n 1 May›s! Bijî 1 Gûlan!
ANTEP
HATAY
Antep’te 1 May›s etkinli¤ine biz ‹flçi-köylü
okurlar› olarak yeterince çal›flamamakla birlikte, geçen y›llara oranla daha aktif bir kat›l›m sa¤lad›k. Organize olma konusunda yetersiz kald›k. Antep’teki sendika flubelerinin
kimi tutumlar› 1 May›s’›n anlam ve önemine
gölge düflürdü. Bu durum alandaki devrimci
yap›lar taraf›ndan protesto edildi. Bu eylemler kendi eksikliklerimizi görmemizi sa¤layarak gelecekte daha iyi fleyler yapma konusunda bize tecrübe oldu.
(Antep ‹K okurlar›)
BURSA
Do¤ufl Okullar›’n›n önünde saat 13.00’te
toplanan kitle saat 14.00 s›ralar›nda miting
alan›na do¤ru yürüyüfle geçti.
60’› aflk›n kifliyle 1 May›s’ta yerini alan
Partizan “Önderimiz ‹brahim, ‹brahim
Kaypakkaya”, “1 May›s k›z›ld›r k›z›l kalacak”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” vb.
sloganlar atarak miting alan›na geldi. Tüm kitlenin alana gelmesinin ard›ndan sayg› duruflu
yap›ld›. Daha sonra sahne alan Grup Nidal
ve Grup Asi kitleyi coflturdu. Genel anlam›yla iyi geçen 1 May›s halaylarla son buldu.
(Hatay ‹K okurlar›)
MERS‹N
Miting için saat 10.30’da Hastane Caddesi’nde toplanmaya bafllayan kitle, saat
11.00’de Metropol Miting Alan›’na do¤ru yürüyüfle geçti. Birçok sendika, dernek, siyasi
parti ve devrimci örgütün kat›ld›¤› mitingde
iflçi tulumu ve yöresel k›yafetleri ile kad›nlar
dikkat çekti.
Biz de “Örgütlü gücümüze güvenelim! Alternatifsiz de¤iliz! Krizin faturas›n› ödemeyece¤iz! Partizan” imzal› pankart›m›zla mitinge kat›ld›k. Eylem boyunca s›k
s›k “1 May›s k›z›ld›r, k›z›l kalacak”, “Liman iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Toros iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Birlik mücadele zafer” vb.
sloganlar at›ld›.
(Mersin ‹K okurlar›)
Erzincan’da 1 May›s
çal›flmalar›
Erzincan’da bu y›lki 1 May›s çal›flmalar›
geçen y›llara göre daha planl› ve örgütlü gerçeklefltirildi. ‹lk olarak üniversite, lise ve köylerden arkadafllar›m›zla bir toplant› ald›k.
Toplant›da sürecin alan›m›z için önemi vurgulanarak bir çal›flma program› ç›kar›ld›. Bu
program do¤rultusunda gazete, bildiri ve afifl
gibi materyalleri kullanarak uzun zamand›r
gitmedi¤imiz Ulalar ve Geçit beldelerine çal›flmalar›m›z› gerçeklefltirdik. ‹ki arkadafl›m›z
beldelerin merkezi yerlerine afifl yaparken
di¤er arkadafllar bildiri ve gazete da¤›t›m› ya-
ve ›rkç› sald›r›lara karfl› mücadeleye”
pankart›n› açt›.
Tüm kortejlerin alana girmesinin ard›ndan 1 May›s flehitleri an›s›na yap›lan sayg› duruflu ile miting bafllad›. Türk-‹fl, KESK, D‹SK
ve iflten at›lan iflçilerin birer temsilcilerinin
konuflmalar› ile devam etti. Ancak dayatmac› tutumundan dolay› Türk-‹fl temsilcisinin
konuflmas›, Devrimci 1 May›s Platformu taraf›ndan slogan, alk›fl ve z›lg›tlarla protesto
edildi.
100 bine yak›n iflçinin iflsiz kalmas›na ra¤men sendikalar›n kat›l›m›n›n çok düflük olmas› bir olumsuzluktu. Buna ra¤men miting 5
bin kiflilik kitlenin kat›l›m› ile coflkulu bir flekilde sonland›.
AMED
Bursa’da, daha önce 10 binlerce üyesi olmas›na ra¤men 1 May›s’› gündemine dahi almayan Türk-‹fl, bu sene yang›ndan mal kaç›r›rcas›na devrimci ve demokrat kurumlar› hiçe sayarak resmi temelde 1 May›s kutlamalar› için baflvuru yapt›. KESK de bu tutuma dahil oldu. D‹SK’e dahi söz hakk› vermeyen sar› sendikal anlay›fl devrimci, demokrat kurumlar ve D‹SK’in bask›s› ile mahkûm edildi,
ancak devrimci kurumlar ve Bursa Halk Meclisine söz hakk› verilmedi.
Demirtaflpafla Cami önünde toplanan kitle kortejler halinde Fomara miting alan›na yürüdü. Türk-‹fl, KESK, D‹SK, TMMOB, Halkevleri, Devrimci 1 May›s Platformu (Partizan, DHF, BDSP, ESP, SODAP, BAT‹S, E¤itim
‹flçileri Örgütleme Giriflimi) ve reformist siyasi partiler s›ralamas› ile yürüyüfl bafllad›.
Devrimci 1 May›s Platformu “1 May›s k›z›ld›r, k›z›l kalacak” pankart›, ard›nda her kurum kendi pankartlar› ile alanda yerini ald›.
Partizan kitlesi “Biz halk›z gelecek ellerimizdedir. Emperyalist kapitalist krize
parak 1 May›s ça¤r›s›nda bulundular. Çal›flmalar s›ras›nda halk›n s›cak ve ilgili yaklaflmas› bizi oldukça keyiflendirdi. Ulalar’daki afifl
çal›flmas› s›ras›nda arkadafllar›m›z keyfi bir
flekilde gözalt›na al›nm›fl ve 200’er TL para
cezas› kesilmifltir. Bu yerler d›fl›nda Yal›nca
Köyü, Mollaköy ve Ça¤layan beldelerinde de
bu tarzda çal›flmalar yap›lm›flt›r. Ayr›ca Erzincan merkezde iflçi emekçilerin yo¤un oldu¤u
kahvehanelerde ve dershanelerde bildiri da¤›t›m› yap›ld›. Bu çal›flmalar kitle faaliyetinde
yeni olan arkadafllar›m›z›n deneyim kazanmas›n› ve halk›m›z›n sorunlar›n› daha net bir flekilde görmemizi sa¤lam›flt›r.
(Erzincan YDG)
1 May›s; DTP, EMEP, ESP, Partizan,
DHF, Amed Demokrasi Platformu ile birçok
sendika ve demokratik kitle örgütünün kat›l›m›yla kutland›.
Yürüyüfl için ö¤le saatlerinde, Büyükflehir
Belediye binas› ve Ahmet Arif Park› önünde
toplanan kitle, davul zurna eflli¤inde halaylar
çekerken kitleye kat›lan Büyükflehir Belediye
Baflkan› Osman Baydemir iflçilere karanfil da¤›tt›. Demokrasi Platformu bileflenlerinin bulundu¤u kitle, iki koldan miting alan›na do¤ru
“Biji biratiya gelan”, “Yaflas›n halklar›n
kardeflli¤i” pankart› arkas›nda yürüyüfle
geçti.
Da¤kap› Meydan›’na gelindi¤inde DTP’nin
seçim otobüsünden çal›nan marfllarla karfl›lanan kitle, yine çal›nan müzikler eflli¤inde halaylar çekti. Kitle DTP’ye yap›lan operasyonla
ilgili tepkisini “DTP halkt›r, halk burada”
slogan›n› atarak gösterdi.
Gülten K›flanak yapt›¤› konuflmada
DTP’ye yönelik operasyona ve Tuzla ve kot
tafllama iflçilerinin çal›flma koflullar›na de¤inen
K›flanak, ifl bulan›n kendisini flansl› hissetti¤ini belirtti. Kitle konuflma s›ras›nda s›k s›k
AKP’yi yuhalad›.
Bizler de “Zam, Zulüm, ‹flkence, ‹syan Et Bu Düzene! Bijî Yek Gûlan-Partizan” imzal› pankart›m›z ve flamalar›m›zla
alanda yerimizi ald›k. Burada kitleye yönelik
1 May›s’›n anlam ve önemine de¤inen kufllamalar yaparak sloganlar att›k. Ayr›ca açt›¤›m›z pankart ve Partizan isminin dikkat çekti¤ini ve bunun üzerinden bir ilginin geliflti¤ini
de gözlemledik. (Amed ‹K okurlar›)
Can dost
(Cevahir Sabur’a)
Sen ve ben do¤madan önce
özgürlük tohumlar› Dersim’in
topraklar›na at›lm›flt›. Büyüdü¤ümüzde bir bakt›k ki Munzurlar› Kardelenler ve Nergizler kol
kola girerek mesken eylemifllerdi. Sen daha küçükken bile k›r çiçekleri Munzur’un her taraf›n›
1 May›s; KESK, ESP, Partizan, DHF,
EMEP, DTP, ÖDP, Belediye-‹fl ve Konak
halk› taraf›ndan coflkuyla kutland›.
Saat 14.00’te kortejler oluflturularak yürüyüfle geçen kitle “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Yaflas›n 1 May›s, Bijî yek Gûlan” sloganlar›n› atarak Emeksiz Üst Kavfla¤›ndaki miting
alan›na yürüdü. Bizler de “‹flsizli¤e, yoksullu¤a, krize karfl› örgütlü mücadeleyePartizan” imzal› pankartla ve haz›rlad›¤›m›z
dövizlerle yürüyüflteki yerimizi ald›k. “Emperyalizme karfl› yaflas›n halk savafl›”,
“Biji yek gulan, Yaflas›n 1 May›s”, “Yaflas›n
Taksim direniflimiz”, “Gençlik yürüyor
YDG büyüyor” sloganlar›n› atarak miting alan›na vard›k. Miting alan›ndaki sayg› duruflu s›ras›nda bir arkadafl›m›z Vartinik’te Bir Köm
fliirini okudu. Tertip Komitesi ad›na yap›lan
konuflmalar›n ard›ndan gönderilen mesajlar
okundu. Müzik dinletisi, davul zurna eflli¤inde
halaylar çekilmesinin ard›ndan miting sona
erdi.
DERS‹M
Partizan kitlesi toplanma yeri olan hastane önünde biraraya geldi. Di¤er devrimci ve
demokrat kurumlar ise kendi belirledikleri
yerlerde toplanarak yürümeye bafllad›lar. Hareket eden kitleler K›flla Meydan›’na yürüdü.
Burada yap›lan konuflmalar›n ard›ndan müzik
ve davul zurna eflli¤inde çekilen halaylarla miting sonland›r›ld›. Mitingde Partizan ad›na yap›lan konuflmada “Bugün güçsüzsek e¤er, bunun nedeni iflçilerin köylülerin ve emekçilerin
da¤›n›k ve örgütsüz olmas›ndan kaynakl›d›r”
denildi ve örgütlenme ça¤r›s› yap›ld›. Partizan
kitlesi canl›l›¤› ile dikkat çekerken Kamer
Genç’in söz alarak konuflmas› alanda alk›fllarkadar yuhalamalara da neden oldu. Mitinge
kat›lan kurumlar flunlard›; KESK, D‹SK,
Türk-‹fl, HKM, DTP, Partizan, ESP, EMEP
ve DHF.
(Dersim Partizan)
‹ZM‹R
Baflsa¤l›¤›
Yoldafl›m›z Sinan Gülüm’ün abisi
yakaland›¤› hastal›k sonucu yaflam›n›
yitirmifltir.
Baflta ailesi olmak üzere tüm
dostlar› ve sevenlerine baflsa¤l›¤› diliyoruz.
Tekirda¤ 1 Nolu F tipi
Tutsak Partizanlar
‹lan
sar›p sarmalas›n diye çaba harcard›n. Ne emekler harcad›n en
zor günlerde k›r çiçeklerine ve
çocuklar›na… Anal›k ettin her
zora düflene… Piflirdi¤in yeme¤i
yedirdin, ördü¤ün çorab› giydirdin. Tohum büyüdü ve k›r çiçekleri tüm Munzur’u sar›yor flimdi.
Ancak kaç›n›lmaz olarak da yitiriyoruz bir bir en sevdiklerimizi,
seni kaybetti¤imiz gibi… On yedileri, içindeki Ali R›za Sabur’u
yitirdi¤imiz gibi…
Eflinin ve tüm canlar›n›n derin üzüntüsünü paylafl›yor de¤erli hat›ran önünde sayg›yla
e¤iliyorum.
Okmeydan›’ndan bir
Partizan okuru
ANKARA
‹ki baba, iki çocuk…
1 May›s; KESK, TMMOB ve Türk-‹fl’in baflvurusuyla Gündo¤du Meydan›’nda gerçeklefltirildi. Devrimci 1 May›s Platformu, Birlikte Baflaraca¤›z Platformu, çeflitli devrimci, demokratik örgütler, iflçi sendikalar› ve emek örgütlerinin kat›l›m›yla kutlanan 1 May›s, önceki y›llardan daha kalabal›k ve coflkulu geçti. Sabah
saatlerinde Sümerbank önü ve Basmane’den
ayr› kollardan harekete geçen iflçi ve emekçiler, Cumhuriyet Meydan›’nda biraraya gelerek
Gündo¤du Meydan›’n› doldurdu. Partizan’›n
da bilefleni oldu¤u ‹zmir Devrimci 1 May›s
Platformu miting coflkusu, kitleselli¤i, devrimci sloganlar› ve disipliniyle özel bir renk katt›.
de¤il. Zehra için can›n› vermeye haz›r
babas› bo¤az›na b›çak day›yor. Evin
etraf›nda polisler, y›k›m ekipleri ve
kepçeler… Ve bir baba, elinde b›çak
dayad›¤› Zehra… Dört ayl›k daha…
Adana’da bir baba, tafleron olarak çal›flt›¤› hastanede ifline son verilmifl. Elinde küçük bir çocuk, ba¤›r›yor; “Aç›m,
ben aç›m… ‹flten kovuldum, flimdi ne
yapaca¤›m?” diye ba¤›r›yor bo¤az› dü¤ümlenerek. Etraf›nda onun gibi iflten
ç›kart›lm›fl arkadafllar›n›n gözlerinden
öfke ak›yor… O baban›n kuca¤›ndaki
çocu¤a bak›yorlar ve evlerinde onlar›
bekleyen kendi çocuklar› geliyor ak›llar›na.
Bir baba dört ayl›k k›z›n›n bo¤az›na niye
b›çak dayar? Bir baba kuca¤›nda çocu¤uyla niye ba¤›r›r “aç›m” diye? Onlar›
bu hale getiren nedir?
‹stanbul Sultanbeyli’de bir baba… Evsiz
b›rak›lmak isteniyor. Evinin y›k›lmak
istenmesine karfl› dört ayl›k k›z› Zehra’y› kuca¤›na al›yor ve bo¤az›na b›çak
day›yor. Zehra ne oldu¤unun fark›nda
‹ki baba ve iki çocuk…
Peki bu çocuklarda babalar› gibi kendi
çocuklar›n› m› kucaklar›na alacak, bo¤az›na b›çak dayayacak ya da a¤layacak? Yoksa hiçbir baban›n bunlar›
yapmak zorunda kalmad›¤› bir dünya
için mücadele mi edecekler?
Dünyadan haberi yok bugün bu çocuklar›n…
Ya yar›n, yar›n da olmayacak m›?
(Bir ‹K okuru)
Ankara halk›, 1 May›s’› S›hhiye Meydan›’nda kutlad›. Ö¤len saatlerinden itibaren
Ankara Tren Gar› önünde toplanan iflçi ve
emekçiler pankart ve dövizleriyle talep ve
sorunlar›n› dile getirdii. En önde Türk-‹fl ve
KESK’e ba¤l› sendikalara üye iflçi ve emekçiler yer al›rken onlar› TMMOB’a ba¤l›
odalar, kitle örgütleri, siyasetler ve siyasi
partiler izledi. Kendilerine farkl› biçimlerde
haz›rlad›klar› pankartlar›yla ifade eden lise
ö¤rencilerinin kat›l›m› dikkat çekti. “Krizin faturas› patronlara”, “Zam, zulüm,
iflkence iflte AKP” “Te¤et geçmedi, ezdi geçti” fliarlar›yla mitingin içeri¤ini ekonomik kriz gündemi belirledi.
Taksim’i de unutmayan Ankara halk›
Taksim’deki direnifle “Her yer Taksim,
her yer direnifl”, “Yaflas›n Taksim direniflimiz”, “Yasaklar kalks›n, alanlar aç›ls›n” sloganlar›yla ses verdi. Arama noktas›nda Halkevleri’nin polisin arama dayatmas›n› kabul etmemesiyle k›sa süreli bir
çat›flma yafland›.
Saat 13.00’te Gar önünden S›hhiye
Meydan›’na do¤ru yürüyüfle geçen kitle, 1
saat sonra meydan› doldurmaya bafllad›.
Partizan, 1 May›s mitingine “‹flsizli¤e,
yoksullu¤a, sömürüye karfl› isyan›
da¤larda büyüt! Halk Savafl›n› güçlendir!” pankart›yla kat›l›rken ard›ndan
Yeni Demokrat Gençlik “Eflit, özgür gelecek ellerimizde yükselecek” pankart›yla yer ald›. Lise ve üniversite ö¤rencilerinin içerisinde yer ald›¤› YDG’li gençler, çeflitli dövizlerle okullardaki sorunlar›
dile getirirken, yetkin mühendis olmayacaklar›n›, kendilerine biçilen gelece¤e boyun e¤meyeceklerini ifade ettiler. Partizan,
coflkusu ve disipliniyle dikkat çekerken her
yafltan insanlar›n yer ald›¤› Partizan korteji
“Krizin faturas› patron a¤aya”, “Desa
iflçisi yaln›z de¤ildir”, “Yaflas›n 1 May›sBiji yek gulan”, “Zafer direnen emekçinin olacak” sloganlar›n› hayk›rd›. 1 May›s’a
iliflkin bas›n metninin okunmas› ard›ndan
türküler, marfllar ve halaylarla devam eden
miting saat 16.00 s›ralar›nda son buldu.
Özellikle örgütlü mücadele ça¤r›s›n›n öne ç›kt›¤› mitingde s›k s›k Taksim direnifline de de¤inildi. 25 bini aflk›n emekçinin kat›ld›¤› ‹zmir 1
May›s’›nda Devrimci 1 May›s Platformu bilefleni olarak kat›lan Partizan “1 May›s’›n k›z›ll›¤›yla umudu günefle katarak büyütüyoruz” ve “‹flsizli¤e, yoksullu¤a, zulme isyan et, örgütlü mücadeleyi yükselt” pankartlar›n› açt›. Ayr›ca “Biz kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya
adad›k” pankart›yla Yeni Demokrat Gençlik de Partizan kortejinin arkas›nda mitinge
kat›l›rken liseli YDG’liler de “Yaflas›n paras›z, bilimsel, anadilde e¤itim” pankart›yla
1 May›s’a kat›ld›.
Coflkulu geçen 1 May›s; slogan ve halaylarla son bulurken Konak Meydan›’na ç›karak
Valilik’e do¤ru yürüyen bir grup Halkevi üyesi ise gözalt› terörüne maruz kald›. 17 Halkevci polis fliddetiyle gözalt›na al›n›rken gözalt›na
al›nanlar›n say›s›n› ve durumunu ö¤renmeye
çal›flan ‹flçi-Köylü gazetesi ‹zmir çal›flan› da
polis fliddetine maruz kald›.
Baflsa¤l›¤›
Halil ve Mehmet Ali
Çak›ro¤lu yoldafllar›n
babas› Haydar Çak›ro¤lu’nu ve Ümit Ça¤layan
San yoldafl›n babas›
R›za babay› kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz.
Bu ac›l› günlerimizde
bizi yaln›z b›rakmayan
dostlar›m›za teflekkür
ediyoruz.
ÇAKIRO⁄LU
A‹LES‹
BÜROLAR
Umut Yay›mc›l›k ve Bas›m Sn. Ltd. fiti.
‹flçi-köylü
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mh.
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
Tel: 0212 654 94 18
‹mam Murat Sk. No: 8/1 Aksaray-Fatih/‹stanbul
Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: SM Matbaac›l›k Adres: Çobançeflme Mh. Sanayi Cad.
Altay Sk. No: 10 A Blok Yenibosna Bahçelievler ‹stanbul
Kartal: ‹stasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Tel: (0216) 306 16 02 Cep: 0 537 270 75 60
Ankara: S›hh›ye Mh. Süleyman S›rr› Sk. Yunt Ap. No: 19/7 Çankaya Tel: (0312) 430 67 65 Cep: 0 543 453 89 84
‹zmir: 856 Sokak, No: 48/203 Kemeralt› Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03
Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Bar›fl ‹flhan› Kat: 3 No: 94
Erzincan: Ordu Cd. Ordu ‹flhan› Kat: 3 Tel: (0446) 223 67 18 Cep: 0 537 461 79 64
Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez ‹flsaray› Kat: 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
Mersin: Silifke Cd. Çavdaro¤lu ‹flhan› Kat: 3 No: 1/8 Cep: 0 545 685 25 27
Avrupa Büro: Weseler Str 93 47169 Duisburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 Faks: 0049 203 40 60 959
Yoksullu¤a, iflsizli¤e, sömürüye, bask›ya karfl›
1 May›s’ta alanlardayd›k
Taksim’de 3 y›ld›r tüm engellemelere
ra¤men binlerce insan›n devletin azg›n sald›r›lar›na karfl› ortaya koydu¤u devrimci
irade ve durufl, 2009 1 May›s kutlamalar›nda da kendini gösterdi. Sabah›n erken saatlerinde bafllayan sald›r› alanlarda direnifli
alevlendirdi; ‹stanbul, emekçilerin ve devrimcilerin k›v›lc›m› yang›na dönüfltürdü¤ü
kent oldu. Ara sokaklarda ç›kan çat›flmalarda devrimcilerin direnifli karfl›s›nda yer
yer geri çekilen polisler, ald›klar› talimatlar›n da güveniyle yetkilerini katliama dönüfltürmeye çal›fl›rcas›na s›n›rs›z kulland›.
30 Nisan günü ‹stanbul Valilili¤i ve Emniyet Müdürlü¤ü’nün sendika konfederasyonlar›yla yapt›¤› görüflme sonucunda
“makul” bir say›yla 1 May›s’›n Taksim’de
kutlanabilece¤i aç›kland›. Bu geliflme üzerine tüm kurumlar›n Agos Gazetesi önünde
toplanarak Taksim Meydan›’na yürünmesi
kararlaflt›r›ld›. Saat 10.00’da toplanarak
yürümeyi planlayan kitle, saat 9.00’a yak-
‹syan, direnifl,
kavga; 1 May›s
‹flçi s›n›f›n›n birlik, mücadele ve dayan›flma
günü 1 May›s, ‹stanbul’da bu y›l da polis vahfletine tan›k oldu.
Toplanma yeri olarak ilan edilen Pangalt›’y› ablukaya alan, fiiflli Camisi’nden TaksimTünel’e kadar tüm ara sokaklar› tutan, “1
May›s” slogan› duydu¤u her yere gaz bombas› atan ve vahflice sald›ran polis, terör estirdi.
Devlet, Taksim Meydan›’n› iflçilerden
“korumak” için bu y›l çok kararl›yd›. Ancak
nafile! fiiddet, kaos ve iflgali hat›rlatan görüntülere kimsenin inkar edemeyece¤i baflka kareler de eklendi.
Devrimcilerin, devletin tüm sald›r›lar›na
ra¤men ortaya koydu¤u direnifl art›k gelenekselleflen 1 May›s görüntülerinin vazgeçilmez
bir parças› oldu. Bu y›l da gelenek bozulmad›. Mehmet Kocada¤’dan, Mehmet
Akif Dalc›’ya; Dursun Adabafl, Yalç›n
Levent ve Hasan Albayrak’a 1 May›s yine bir direnifle tan›k oldu. Sabah›n erken
saatlerinde fiiflli Camisi önünde toplanan kitle, D‹SK binas›n›n oldu¤u bölgeye hareket etti. Polisin caddeyi büyük oranda boflaltt›¤› s›rada D‹SK kortejleri caddeye ç›karak Agos
Gazetesinin önüne do¤ru yürüyüfle geçti.
Kad›köy’de
coflkudan uzak
1 May›s
S›n›f sendikac›l›¤›ndan uzak tutumunu, 1
May›s özgülünde de sürdüren Türk-‹fl’in yan›s›ra, EMEP, Köz, ‹flçi Partisi ve daha birçok
reformist parti ve kurum, 1 May›s’ta Kad›köy’de bulufltu.
Kad›köy’deki 1 May›s mitingi, mitingi düzenleyenlerin özüne “uygun” olarak gerçeklefltirildi. Miting için, Haydarpafla Numune
C
M
Y
K
laflt›¤›nda çevik kuvvetin fiiflli Camisi yönüne zorlamas›yla geriye giderken ayn› zamanda kararlaflt›r›lan noktalarda toplanmaya devam etti. Devletin Taksim konusundaki “uzlaflma aray›fl›n›n” nedeni de bu
geliflmeyle ortaya ç›kt›. Çevik kuvvet “1
May›s k›z›ld›r k›z›l kalacak”, “1 May›s’ta 1 May›s alan›nday›z”, “1 May›s flehitleri ölümsüzdür” gibi sloganlar atarak flamalar› ve pankartlar›yla alanda yerini almaya çal›flan kitleyi önce tazyikli su s›karak da¤›tmaya ard›ndan biber gazlar›yla
sindirmeye çal›flt›. Kitlenin Taksim konusundaki kararl› duruflunu hazmedemeyen
polis bu defa birçok insan› coplayarak da¤›tmaya çal›flt›.
Yaflanan her sald›r›n›n ard›ndan yeniden grup grup toplanarak Taksim’e yürüme iradesini gösteren kitle, coflkulu bir
flekilde mevzilerini koruyarak sald›r›lar›
geri püskürttü. Polisin özellikle Valili¤in
yapt›¤› “makul” say›yla 1 May›s’›n kutlanaca¤› aç›klamas›ndan hareketle 3-5 binden fazla
insan› bir araya getirmemek için kurdu¤u barikatlar, güçlü bir direniflle
karfl› karfl›ya kald›.
Agos Gazetesinin
önünde oluflturulan barikat kitlenin ikiye bölünmesine neden oldu.
Ard›ndan fiiflli Cami
önünde kurulan barikatla Mecidiyeköy’de toplanan kitle ayr›ld›. Polis,
buradaki kitleyi de arkas›nda kurdu¤u barikatla
Cadde üstündeki kitlenin bir bölümü D‹SK
binas›n›n arkas›nda kurulan barikat›n önünde
beklemeye bafllad›. Biz de Partizanlar olarak
kitle ile beraber bir süre bekledikten sonra
barikata yüklendik. Gaz bombalar› ve panzerlerle sald›ran polise karfl›l›k vererek çat›flarak
geri çekildik. Ara sokaklarda devam eden çat›flmalar s›ras›nda Pangalt›’daki toplanma noktas›na ç›kmaya çal›flan baflka bir grupla karfl›laflt›k. Çat›fla çat›fla Bomonti’ye kadar geldik.
Burada bir sokakta büyük bir barikat kurarak
polisin geliflini engelledik. Yaklafl›k 1 saat boyunca barikat bafl›nda çat›flt›k. Polisin s›kt›¤›
yüzlerce gaz bombas›na ra¤men siperdafllar›m›zla birlikte defalarca 1 May›s kararl›l›¤›n›
göstererek barikata yüklendik. Bir süre sonra
Devrimci 1 May›s Platformu bilefleni di¤er kurumlarla bir araya gelerek bir durum
de¤erlendirmesi yapt›k. Yapt›¤›m›z görüflmede bulundu¤umuz alanda daha fazla kalmamaya ve Dolapdere’den Taksim’i zorlayan di¤er
gruplarla buluflmaya karar verdik. Platformun
ald›¤› karara göre 11.30’a kadar Pangalt›-Agos
zorlanacak ard›ndan saat13.00’te ‹stiklal Caddesinde bir araya gelinecekti.
Kurtulufl’un ara sokaklar›ndan sloganlar›m›z, emekçilere ve kitleye yönelik ajitasyon
konuflmalar›m›z eflli¤inde yer yer polisle çat›flarak Dolapdere’ye yürüdük. Yol üzerinde
yaklafl›k bin kifliyi bulan kitleyi, Platform ad›na
Hastanesi ve Tepe Natiliüs önünde toplanan
kitle, saat 11.30’da iki koldan yürüyüfle geçti.
Mitinge, Türk-Metal, Haber-‹fl, Yol-‹fl, Harb‹fl, Petrol-‹fl, Bas›n-‹fl, Demir Yol-‹fl, Kristal‹fl, Belediye-‹fl ve Deri-‹fl ve daha çok say›da
Türk-‹fl’e ba¤l› sendika kat›l›rken, yürüyüfl
kortejlerinin cans›z-ruhsuz görüntüsü dikkat
çekti. Birçok sendikan›n, kortejlerindeki iflçilere slogan bile att›rmad›¤› gözlenirken, kortejlerin büyük bölümünde, adeta parkta yürüyüfle ç›k›lm›fl gibi bir hava hakimdi.
Yaklafl›k 1 y›ld›r grevde olan E-Kart iflçilerinin de kat›ld›¤› mitingin en canl› ve s›n›f›n
taleplerinin hayk›r›ld›¤› korteji ise, Deri-‹fl
Metro ç›k›fl› civar›nda s›k›flt›rm›fl oldu.
Öfke dolu sloganlarla barikat› aflmaya çal›flan kitleye Agos Gazetesi önünden itibaren kurulmufl barikatlardan geçifli engellenen kitle bir süre sonra grup grup kat›ld›.
Bu zaman zarf›nda ara ara yo¤un tazyikli
su s›k›larak kitlenin direnci k›r›lmaya çal›fl›ld›. Ancak 1977 1 May›s katliam›n›n öfkesini, canl›l›¤›n› hala dipdiri tafl›yan binlerce
insan› durduramad›.
Oturma eylemi yaparak barikat›n aç›lmas›n› ve Agos önünde toplanan kitleyle
buluflmay› isteyen barikat›n öte yan›ndaki
kitle, sloganlar atarak halaylar çekti. Z›lg›tlar eflli¤inde 1 May›s kutlamas›na burada
bafllanarak 1977’de katledilenler ve tüm
devrim flehitleri için sayg› duruflunda bulunuldu. Ard›ndan bir konuflma yapan
Limter-‹fl Sendikas› yöneticisi Kamber
Sayg›l›; Taksim’in dünya halklar›n›n katili,
iflgalci, tecavüzcü ABD baflkanlar›na, polis
günlerine k›rm›z› hal›larla aç›l›rken emekçilerin sokulmamas›n›n devletin niteli¤ini
ortaya ç›kard›¤›n› söyledi.
Sloganlarla devam eden kutlamada
Tertip Komitesi ad›na yap›lan aç›klamada
kitlenin buradan da¤›larak saat 14.00’te
Taksim’de toplanmas› istendi. Saatler süren bekleyifl, 1 May›s coflkusu, kolluk kuvvetlerinin sald›r›s› ve direnifl bu istemin
yerini sendikalara yönelen öfkeye b›rakt›.
Bu seneki kutlamalar›n Taksim’de yap›lmas› yönündeki istemin güçlü olmas›ndan dolay› Taksim karar›n› vermek zorunda kalan
sendikalar›n son güne kadar “alternatif yaratmak” ad›na yürüttükleri tart›flmalar›n
da etkisiyle uzlaflmac›, sar› sendikal anlay›fllara karfl› uzun bir süredir biriken öfke
bu aç›klamadan sonra yüzeye ç›kt›. “Biz
buraya da¤›lmak için gelmedik”, “Bedeli
biz ödüyoruz sizin konuflma hakk›n›z
yok”, “Ne için önderlik etmeye çal›fl›yorsunuz, inin afla¤›ya”, “Taksim’e yürümek
için bu saate kadar bekledik” gibi söylemlerle dile gelen öfke bu kez de yerini barikat›n› hala güçlendirmeye çal›flan polise
yöneldi. Saniyeler içerisinde tafllarla sopalarla polise ve barikata yüklenen kitleye yine yo¤un gaz bombalar› ve tazyikli-boyal›
suyla sald›r›ld›. Ara sokaklara da¤›lan kitle
“Taksim yasa¤› kalkacak”, “Cerrah’›n
itleri y›ld›ramaz bizleri”, “Devrimci irade teslim al›namaz” sloganlar›n› atarak
barikatlar kurdu.
Okmeydan›, Profilo Al›flverifl Merkezi,
Ali Sami Yen Stadyumu ve Gayrettepe’ye
giden yollar üzerinde tafllarla polise cevap
veren eylemciler uzun süre çat›flmaya devam etti. Tazyikli su, gaz bombas›n›n yan›
s›ra plastik mermi de kullanan polis ve
devrimciler aras›ndaki çat›flmalar saat
13.00’e kadar devam etti.
Partizan, YDG ve DDSB kitlesi de Mecidiyeköy, Feriköy, Kurtulufl, ‹stiklal Caddesi ve fiiflhane gibi birçok farkl› noktada
polis barikatlar›n› zorlad›. TRT civar›na
ulaflt›klar›nda da¤›lmaya bafllayan Partizan
kitlesi burada sivil polisler ve onlar›n örgütledi¤i sivil faflistler taraf›ndan döner b›çaklar› ve demir çubuklarla sald›r›yla karfl›
karfl›ya kald›. Sald›r› esnas›nda 4’ü ciddi olmak üzere 10 kifli çeflitli yerlerinden yaraland›.
‹stanbul sokaklar›n›n devrimci iradenin
teslim al›namazl›¤›, emekçilerin hakl› ve
meflru taleplerini kazanmak için Valili¤i-
yapt›¤›m›z ortak konuflmalarla s›k s›k bilgilendirdik. Yol üstünde bir sokakta 1 May›s’ta
topra¤a düflenlerimiz için bir anma gerçeklefltirdik.1 May›s’›n anlam›, ortak hareket etmenin önemi üzerine gerçeklefltirdi¤imiz konuflmalar›n ard›ndan sloganlar›m›z› daha gür bir
flekilde hayk›rarak yürüyüflümüze devam ettik. Girdi¤imiz cadde ve sokaklarda emekçilerin yo¤un bir ilgisi vard›. Balkondan ç›karak
alk›fllayanlar, yolu tarif edenler, polisin bulundu¤u noktalar› gösterenler...
Kürt halk›n›n yo¤un olarak yaflad›¤› Dolapdere’ye do¤ru indi¤imizde “Biji biratiya
gelan” sloganlar›n› art›k emekçilerle birlikte
hayk›r›yorduk. Z›lg›tlar ve alk›fllar eflli¤inde
Dolapdere’ye indik. Taksim’e do¤ru yürüyüfle
geçtik, ancak polis barikat› ile karfl›laflt›k. Bir
süre barikat› zorlad›ktan sonra panzerle yap›lan sald›r› kitleyi ikiye böldü. Ara sokaklardan
geçerek ‹ngiliz Konsoloslu¤u’nun karfl›s›na
ç›kt›k. Caddeye ç›karak barikata yüklendik.
Panzerlerin sald›r›s› ile ara sokaklara çekildik.
Ara sokaklarda kurdu¤umuz barikat› birkaç
defa zorlayan panzer giremedi. Bunun üzerine yeniden yüklendik. ‹stiklal Caddesine ç›kmaya çal›flan, Galatasaray Lisesi civar›nda
toplanm›fl bir grubun oldu¤u haberi üzerine
bu grupla buluflmak üzere ara sokaklardan
geçerek Flash TV’nin oldu¤u noktadan ‹stiklal’e ç›kt›k. Caddeye ç›kt›¤›m›zda üzerimize
toplum polisleri hedef gözeterek atefl açt›. Lisenin arkas›na geçerek di¤er gruplarla bulufltuk. Lisenin birkaç sokak ilerisinde ‹stiklal
Caddesine ç›kmak için yeniden barikata yüklendik. Bir süre yaflanan çat›flman›n ard›ndan
geri çekildik. Hamam›n arkas›nda birkaç
grupla daha biraraya gelerek Kazanc› Yokuflundan Taksim’e ç›kmak için yeniden hareket
geçtik. Ara sokaklardan sloganlar›m›zla çevrede bulunan emekçilere ajitasyon konuflmalar› ile polisi teflhir ettik. TMMOB’›n alt soka¤›ndan Taksim’e ç›kmaya çal›flt›k ancak polis
buraya da barikat kurmufltu. Saat 13.30’a geldi¤inde alandaki kutlaman›n sona erdi¤i haberi geldi. Yap›lan görüflmelerin ard›ndan Kazanc› Yokufluna yürünmesine karar verildi.
Kazanc› Yokuflunda polisin, kitlenin bir k›sm›n› gözalt›na alarak bir bölümünün Taksim’e
girifline izin verdi¤ini ö¤rendik. Saat 14.00
Sendikas›’n›n kortejiydi.
Deri-‹fl kortejinde, iflçilerin kendi taleplerinin yan›s›ra, 1 May›s’›n k›z›ll›¤›n› içeren sloganlar at›l›rken, deri iflçileri Taksim’deki s›n›f
kardefllerine dönük polis sald›r›s›na da duyars›z kalmad›. Taksim’de gerçeklefltirilen
sald›r›lar deri iflçileri taraf›ndan, yürüyüfl boyunca, “Emekçiler Taksim’de, Türk-‹fl
nerede?” gibi sloganlarla protesto edilmesinin yan› s›ra, deri iflçileri miting alan›na girmeden önce Taksim’deki sald›r›lar› protesto
etmek için iki dakikal›k oturma eylemi gerçeklefltirdi.
Taksim’deki geliflmeleri deri iflçilerine ak-
taran Deri-‹fl Genel Baflkan› Musa Servi, çat›flmalar›n sürdü¤ünü, Taksim’in emekçilere
aç›lmas› gerekti¤ini söyledi ve deri iflçilerini
bu durumu k›namak için iki dakikal›k oturma
eylemine ça¤›rd›.
Oturma eylemini sloganlar eflli¤inde sürdüren deri iflçileri, eylemin ard›ndan alana
girdiler.
Mitingde, Taksim’deki geliflmelere ve Kad›köy’deki mitinge iliflkin görüflünü ald›¤›m›z
iflçiler, genel olarak flu görüflte birlefliyorlard›: “Burada piknik havas› hakim. Bizim
burada ne iflimiz var, olmam›z gereken
yer Taksim!” (Kartal)
‹ST‹KLAL CADDES‹
Saat 12.00’de ‹stiklal Caddesi’nde biraraya
gelen Devrimci 1 May›s Platformu bileflenleri, Taksim Meydan›’na do¤ru yürüyüfle
geçti. Eylemde platform ad›na yap›lan aç›klamada fiiflli Pangalt›’nda yaflanan polis terörüne
dikkat çekildi. Taksim’e girmeye çal›flan kitleye
yönelik sald›r›lar›n Pangalt›’da devam etti¤i ve
emekçilerin direnifle geçti¤i belirtildi. Taksim
Meydan›’na do¤ru yürüyen kitlenin meydana
girmek üzere oldu¤u ve oraya do¤ru sloganlar› hayk›rarak yürüyüfle geçilece¤inin de söylendi¤i aç›klamada Partizan kitlesi “Yaflas›n 1
May›s” yaz›l› pankart açt›.
Burada yap›lan aç›klaman›n ard›ndan “Yaflas›n 1 May›s”, “1 May›s k›z›ld›r, k›z›l kalacak”, “Faflizmi döktü¤ü kanda bo¤aca¤›z”, “Taksim faflizme mezar olacak” sloganlar› hep bir a¤›zdan at›ld›. Yürüyüfl s›ras›nda polis gaz bombas›, tazyikli su ve plastik
mermi kulland›. Sald›r›n›n ard›ndan ara sokaklara geçen kitle tafl atarak “Faflizme karfl›
omuz omuza” slogan›n› hayk›rd›. Polisin sald›r›s›na direnen kitle, farkl› sokaklardan ç›karak direnifle devam etti.
oldu¤unda alandaki kitle de da¤›lm›flt›.
Topland›¤›m›z ilk anda Partizan kitlesinin
birbirini tan›mamas›ndan dolay› bir süre bir
iletiflim kopuklu¤u yafland› ancak bu sorun k›sa sürede çözüldü. Yürüyüfl ve çat›flmalar boyunca ortak sloganlar›n önüne geçmeden
“Dersim, Tokat, Erzincan savafl›yor
Partizan”, “Önderimiz ‹brahim Kaypakkaya “ sloganlar›n› hayk›rd›k. Eylem boyunca Partizan, Halk Cephesi, BDSP ve Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi ile ortak
kararlar alarak inisiyatif gelifltirdik. ‹ngiliz
Konsoloslu¤unun önünde, biri Partizan’dan, 4
arkadafl polis taraf›ndan köflede k›st›r›larak
dövüldü. Ard›ndan bir süre gözalt›nda tutularak serbest b›rak›ld›. ‹flçilerin, emekçilerin 1
May›s’› özgürce, istedikleri alanda ve özellikle
de Taksim’de kutlamas› için verdi¤i mücadele
demokrasi mücadelesinin bir parças›d›r. Bizler de Partizanlar olarak Mehmet Kocada¤
yoldafltan devrald›¤›m›z direnifl ve kavga bayra¤›n› iflçi s›n›f›m›zla birlikte her 1 May›s’ta
dalgaland›raca¤›z. Gelenek sürecek; Partizanlar, devrimciler; a¤alar›n, patronlar›n, bir avuç
sömürücü asala¤›n korkular›n› büyütmeye devam edecek.
Direnifl, isyan ve kavga günü 1 May›s, halk›m›z›n özgürlük ve ba¤›ms›zl›k bayram› oluncaya dek… (Bir ‹K okuru)

Benzer belgeler