Türkiye 5 yılda tam tekmil ATP`yi uygulayabilir

Transkript

Türkiye 5 yılda tam tekmil ATP`yi uygulayabilir
HAZİRAN 2015
yıl: 5
sayı: 24
Treyler Sanayicileri Derneği yayın organıdır / 2 ayda bir yayınlanır
ATP çalıştayı Ankara’da yapıldı
Türkiye 5 yılda tam tekmil
ATP’yi uygulayabilir
Başkan’ın Mesajı
Ucuza mı taşıyoruz, pahalıya mı getiriyoruz?
Değerli Meslektaşlarım,
Haziran ayının başında Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü tarafından ATP
Çalıştay’ı gerçekleştirildi. Masanın etrafında ATP’nin
nasıl uygulanacağına dair hem yurtiçinden hem de
yurtdışından birçok uzman vardı. TREDER ATP Komitesi de tam kadro olarak burada yerini aldı ve görüşlerini
dile getirdi.
ATP’de birkaç farklı noktanın üzerinde durmak istiyorum. ATP uygulamasında temel olarak treylerde sürecin başladığını ve devam ettiğini söylemek mümkün.
Özellikle uluslararası taşımalar yurtiçine göre çok
önemli aşama kaydetmiş durumda. Ancak aynı şeyi
küçük kapalı kasaları ve açık kamyon kasaları için söylemek zor. Kasa üretmek treylere göre daha kolay olduğu için burada konvansiyonun getirdiği şartlar çok
karşılanmıyor. Ancak gelişen panel ve soğutma teknolojileri burada da hızlı bir dönüşüm yaşanabileceğini
gösteriyor.
Türkiye’de asıl sorun varolan araçların dönüşümünde
yaşanacağa benziyor. Ancak burada var olan araçların
ATP’ye dönüşüm sürecinin ADR’den daha kolay olduğunu söyleyebiliriz.
Ucuza mı taşıyoruz, yoksa pahalıya mı getiriyoruz?
Bu sorunun cevabı çok önemli!
ATP, asıl olarak soğuk zinciri zorunlu kılıyor. Soframıza gelen tavuğun, etin çözülmeden geldiğini bilmek,
bunun kanun ile korunduğunu bilmek herkesin hakkı.
Sağlık her şeyin başı.
Konuya biraz daha geniş açıdan bakacak olursak. Türkiye bir tarım ülkesi. Fındığından, kayısısına, narenciyesinden kirazına kadar çok geniş bir yaş sebze ve
meyve üreticisi. Türkiye’nin bu alanda en önemli rakipleri ve pazarı Avrupa. Avrupa ülkeleri uzun yıllardan
beri bu standartları uyguluyorlar. Hatta Fransa, ispanya gibi üretici pozisyonundaki ülkeler diğer ülkelerden
daha fazla ceza uyguluyorlar. Çünkü üretici olarak rekabet gücünü korumak ve daha sürdürülebilir olmak
niyetini güdüyorlar. Örneğin Macaristan’da 600 Euro
olan cezaların Fransa’da 4 bin Euro, İspanya’da 6 bin
Euro olması bu sözlerimizi çok iyi kanıtlıyor.
Gıdalarımızı tarlamızdan soframıza gelene kadar çok
ciddi kayıplar var. Bu kayıp yüzde 30’ları bulabiliyor.
Gıda arzının sürekli olarak azaldığını ama talebin ise
arttığını göz önünde bulundurursak hiçbir ülkenin lojistikten kaynaklı gıda kaybı lüksü yok.
Yılın ortasındayız. Seçimleri bitirdik. Her zamanki gibi
hem sektör hem de ülke olarak her alanda ortak akıla
ihtiyacımız var.
ATP’nin ülkemize neler kazandıracağına dair birçok
çevrenin dinlenmesi lazım. En çok da ekonomistler,
akademisyenler, gıda üreticileri ve taşımacıları biraraya
getireceğiz. Bakanlığımız bu anlamda çok güzel işlere
imza atıyor. Bu çalışmaların hem devamını bekliyoruz
hem de TREDER olarak desteğimizi artırarak devam
ettireceğimizi belirtmek isterim. Umarım gelecek yıl
ATP’nin uygulandığı bir yaz yaşarız.
TREDER Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Saltık
içindekiler
16
TREDER, Almanya’da
Knorr-Bremse’yi
ziyaret etti
18
Tırsan kamyon üstü
damper ile ürün gamını
tamamladı
20
OKT Trailer’den
gençlere gelecek
vizyonu
HAZİRAN 2015/3
Treyler Sanayicileri Derneği adına imtiyaz sahibi
Kaan Saltık
Genel Yayın Yönetmeni
Hasan Karakurt
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ayhan Eryazar
Yayın Kurulu
Recep Serin, Murat Tokatlı, Fehir Bulutlar,
Gökhan Maraş, Yalçın Şentürk, Ahmet Toprakkale
Grafik Uygulama
Erhan Aydın
Yönetim Yeri
TREDER
Ataşehir Bulvarı 42 Ada, Gardenya 7/1 Konutlar
Kat:4, Daire:28 Ataşehir/İstanbul
Tel: 0216 580 96 95
www.treder.org.tr
Ajans
LOCA MEDYA
Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B-Blok
Küçükçekmece İstanbul
Tel: 0212 579 92 35 Faks: 0212 598 47 62
Baskı
İstanbul Basım Promosyon
0212 603 26 21 Haziran 2015
Dağıtım
Aras Kurye
Yayın Türü
Yaygın
TREDER Haber Dergisi, treyler sektöründeki gelişmeleri
kamuoyuyla paylaşmak adına dernek patronajında,
iki ayda bir, Türkçe olarak hazırlanan sektörel bir yayındır.
22
Seyit Usta liman içi
aktarma römorklarıyla
Norveç’te
24
SSAB ve Ruukki’nin son
adımı:
STRENX
32
İntermobil, Wabco’nun
57 servisini
Kapadokya’da topladı
34
Nevpa, dediğini yaptı,
ihracatını iki kat
arttırdı
41
Krone
Tire Fabrikası
müşterilerini ağırladı
6
ATP çalıştayı Ankara’da yapıldı
ATP Türkiye’nin gündemine girdi. Ankara’da gerçekleştirilen ATP çalıştayında ATP Anlaşması’nın
AB’de ve ülkemizde uygulanmasında yaşanan gelişmeler ile geleceğe yönelik atılacak adımlar
konusunda yuvarlak masa toplantısı düzenlendi. Finlandiya’dan gelen Sertifikasyon Uzmanı
Pekka Rantti, ATP ile ilgili bilgiler verdi. Çalıştaya çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve kamu yetkilisi katıldı. Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme
Genel Müdürü İzzet Işık, kısa zamanda ulusal mevzuatta gerekenlerin yapılacağını söyledi.
Bozulabilir Gıda Maddeleri’nin Taşınması Çalıştayı 3 Haziran’da Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık
Düzenleme Genel Müdürlüğü başkanlığında gerçekleştirildi. Toplantıya
Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü
Dış İlişkiler ve Avrupa Genel Müdürlüğü, TSE, UND, TREDER, UTİKAD,
TOBB, Atlıhan firması, Türk Loydu
katıldı.TREDER’den Murat Tokatlı, Rıza
Akgün, Ayhan Eryazar, Ercan Kulaksız,
Tahsin Doğan, Emre Öztürk’ün yer
aldığı yuvarlak masa toplantısı ATP
sürecinde önemli bir dönüm noktası
oldu.
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürü İzzet
Işık, Türkiye’nin Bozulabilir Gıda
Maddelerinin uluslararası Taşımacılığı ve bu Taşımacılık Faaliyetinde
kullanılacak Özel Ekipmanlara
İlişkin Anlaşma’ya (ATP) katılımın
25 Nisan 2012 tarihli ve 6298
sayılı Kanun ile uygun bulunduğunu ve anlaşma ile ilgili tüm iş ve
işlemlerin yürütülmesi 25 Aralık
2012 tarihli ve 70399 sayılı Makam
oluru ile Genel Müdürlüğe bağlandığını söyledi.
52 bin adet soğutuculu araç
ATP’de dört tane ekipmanın öne
çıktığını belirten Işık, ısıtmalı, yalıtımlı,soğutmalı, mekanik
soğutmalı olduğunu kaydetti.
Türkiye’de 52 bin adet soğutmalı
araç kullanıldığını ifade eden Işık,
bunun 4 bin 500 adedin uluslararası taşımacılık operasyonlarında
olduğunu söyledi. Geçtiğimiz
yıl 1300 frigorifik aracın satışın
gerçekleştirildiğini söyleyen Işık,
bunun büyük bölümünün Türk
menşeli firmalar tarafından yapıldığına dikkat çekti. Ülkemizde ATP
anlaşmasının öngörüldüğü özel
ekipmanların yerli firmalar tarafından üretildiğine dikkat çeken Işık,
söz konusu ekipmanların testlerinin yurtdışında yapıldığını, bunun
Türkiye için önemli bir kayıp
olduğuna işaret etti.
ATP ile ilgili yönetmelik çalışma-
lan Teknik Destek ve Bilgi Değişim
Mekanizması (TAIEX) tarafından
görevlendirilen Sertifikasyon
Uzmanı Pekka Rantti, çalıştayda
tavsiyelerde bulundu.
ATP’nin kapsamı hakkında bilgi
veren Rantti, “ATP, hijyenik koşulları içermiyor. Bunu AB ve ülkenin
ulusal mevzuatı belirliyor. Ayrıca
yaş sebze ve meyve taşımacılığında
ATP kapsamında yer almıyor. Bu
çok tartışılan bir konu olmasına
karşın önümüzdeki 5 yıl içinde bir
değişikli yapılacağına inanmadığını
dile getirdi. Çünkü değişiklikler oy
birliği kuralıyla gerçekleştiriliyor.”
dedi.
İstanbul’da 300 bin
treylerlik sefer
TREDER’in ATP Komitesi üyeleri de
ATP’nin iç taşımacılıkta da uygulanmasının faydalı olacağını dile getirerek,
İstanbul’da yılda 300 bin treylerle
meyve, sebze taşındığı, bu taşımacılıkta
da taşınan yükün bir kısmının bozulduğu
ifade edilerek ülke içinde de bu uygulamaya geçilmesi gerektiğini söyledi.
haziran 2015
larına başladıklarını, bu çalıştayın
da bu anlamda katkı sağlayacağını kaydeden İzzet Işık, Bakanlık olarak ATP Tip Onay ve Test
Merkezi’ni kazandırmaya öncelik
vereceklerini vurguladı. İlk olarak
uluslararası alanda tatbik edilmesinin ardından ATP’nin ulusal alanda
da uygulanacağını aktaran Işık,
çalıştayın yönetmeliğin oluşturmasına ciddi katkı sağlayacağını
umduğunu söyledi.
Avrupa Birliği tarafından oluşturu-
8
Gıdadan kaynaklanan hastalıkların ve ölenlerin azımsanamayacak kadar fazla olduğunu, Amerika’da, yılda 3 bin 300 kişinin,
bu nedenle öldüğü ifade eden TREDER Komite üyeleri, “ATP’li
treylerde 300’in üstünde alt parça ve ekipman var. Hindistan ve
Çin’den gelen soğutuculara dikkat edilmeli.” dedi.
TSE’nin 18 tane Araç Kontrol Merkezi olduğu, buralarda kontrollerin yapılabileceğini belirten TREDER, ATP test hizmetlerini özel ve devlet kurumlarının verebileceğini, önemli olanın
taleplere hızlı cevap vermek olduğunu vurguladı. TREDER
konu hakkında görüşlerini şöyle dile getirdi:
“ATP test merkezi sayısının belirlenmesi için, ulusal anlamda
uygulanıp uygulanmayacağının kararlaştırılması gerekiyor.
Ulusal çapta uygulama olmazsa, test merkezinin kendini
amorti etmesi 10-15 yılı bulabiliyor. 8 tane frigorifik üreticisi
var. Bunlar yılda bir araçlarını teste gönderiyor. Bu durumda
test merkezi çok para kazanamayabilir. Uygulama, uluslararası ile sınırlı kalırsa bir test istasyonu yeterli olacaktır. ATP
Sertifikasyon Kuruluşunun bir an önce hayata geçirilmesi
gerekiyor.”
Çalıştayda gündeme gelen önemli bir konu da ATP’nin ortak
bir bilgi havuzuna sahip olmasıydı. Katılımcılar, Ukrayna-Polonya sınırında yapılan kontrollerde usulsüzlüklerin yarısının
ATP ile ilgili olduğunu ve söz konusu araçlara ceza verildiğini
gündeme getirdi.
Finladiyalı Uzman Pekka Rantti Doğal Kaynaklar
Enstitüsü’nün yaptığı izolasyon testini anlattı. Yapılan testlerde güç kontrollü elektrikli ısıtıcılar, hava
sirkülasyonu için güç kontrollü fanlar kullanılıyor.
Treyler içindeki 12 sensörle ölçüm yapılıyor.
ATP Nedir?
ATP “Çabuk Bozulan Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığını ve
bu Taşımada Kullanılacak Özel Ekipmanları Düzenleyen Konvansiyon”a
verilen kısa isimdir. ATP’ye göre her
aracın belirli bir sınıfta olması gerekmektedir. Örneğin FRC, IR.
FRC Nedir?
FRC, ATP konvansiyonundaki 30’u
aşkın sınıftan biridir. FRC diğer sınıfların hepsini kapsadığı için en yaygın
kullanılanıdır.
FRC “mekanik soğutucu üniteli,
yüksek izolasyonlu ve +12 ila -20
derece arasında yük taşıma sınıfı”dır.
IR Nedir?
IR, FRC’nin soğutucu ünitesiz halidir.
Yeni aldığınız treyleri ünitesiz almanız durumunda size ATP-IR belgesi
verilir. Bu treyler teste tabi tutularak
ATP-FRC sertifikası veriliyor. IR sertifikasına sahip bütün treylerler FRC
belgesi alabiliyor.
FRC ne zaman gerekir?
Bozulabilir gıda ürünlerinin uluslararası taşınmasında treylerlerinizin
ATP-FRC sertifikasına sahip olması
bir zorunluluk. Türkiye’de bilinen
yanlış sadece -20 derede yükleme
yapıldığında FRC belgesine ihtiyaç
duyuluyor. Konvansiyonda belirtilen
ürünlerin +12 ila -20 derecedeki
bütün taşımalarında FRC belgesi
bulundurma zorunluluğu var.
FRC Belgesi ne kadar
süre ile geçerlidir?
Yeni alınan treylerlerde, FRC belgesi
kutunun üretim tarihi baz alınarak 6
yıllığına geçerli.
6 yılın sonunda, treyler istasyonumuzda soğutma testine tabi tutularak 3 yıllık yeni bir sertifika düzenlenir.
Polis veya Gümrük Kontrolünde FRC Belgeniz yok ise
olabilecekler nelerdir?
Aracın taşıma güzergahında çeşitli
yerlerde gümrük memurları veya
polisler aracın FRC belgesinin olup
olmadığını kontrol ediyor. Yapılan
kontrollerde aracın üzerinde geçerli
bir ATP Sertifikasının bulunmaması
halinde kontrol eden kurumun aşağıdakileri yapmaya yetkisi var:
-Ağır Cezai uygulamalar (en az 500
Euro)
-Varış yerinde, taşınan ürünlerin
ülkeye ithaline ret
-Transit ülkelerde ise, aracın taşımaya devam etmesine ret
-Transit ülkelerde aracın yükünü
boşalttırarak ilgili sertifikaya sahip bir
araca aktarma.
Geçerli bir FRC belgesini
nasıl alabilirim?
Soğutucu ünitesiyle birlikte alınan
araçlar, üreticinin sağlayacağı bir FRC
belgesi ile geliyor. Fakat ünitesi sonradan takılan veya 2. el ünite takılan
araçların mutlaka teste tabi tutulması
gerekiyor.
Atlıhan Ltd, bünyesindeki Alman
Germanischer LLoyd onaylı ATP Test
İstasyonumuz araçlarınızı her türlü
teste tabi tutmaya ve sertifikalandırmaya hazır.
Atlıhan Ltd. olarak yaptığımız
bütün test sonuçlarını GL’ye sunmaktayız ve verdiğimiz sertifikalar
Almanya’dan geliyor ve diğer bütün
ülkelerde geçerli.
Hangi ülkelerde ATP-FRC
belgesine ihtiyaç var?
Almanya, Arnavutluk, Amerika
Birleşik Devletleri, Andorra, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Beyaz
Rusya, Bosna Hersek, Bulgaristan,
Çek Cumhuriyeti, Danimarka,
Estonya, Fas, Finlandiya, Fransa,
Gürcistan, Hollanda, İngiltere,
İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre,
İtalya, Karadağ, Kazakistan, Hır-
vatistan, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makedonya, Moldova, Monaco, Norveç, Özbekistan,
Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya,
Sırbistan, Slovakya, Slovenya, Tunus,
Ukrayna, Yunanistan.
Araçta bulunması
gerekenler nelerdir?
Soğuk zincir taşımasında kullanılacak
araçların römork, yarı römork, konteyner, veya vagon olması durumunda araca bir ATP lisans levhası aracın kutusuna
monte ediliyor.
Söz konusu levha aracın ATP belgesinin
kayıt numarasını, aracın kutu numarasını, ATP sınıfını ve geçerlilik tarihini içeriyor. Aracın ATP sınıfı kutunun ön-üst
tarafında da gösterilmelidir.
FRC belgesi alabilen
TREDER üyeleri?
Daha önceden IR veya FRC belgesi almış bütün treyler markaları, FRC belgesi
alabiliyor. Tırsan, Talson, Otokar, Krone,
Serin.
Testleri nerede yaptırabilirim?
FRC belgesi almak istediğiniz araçları
Mersin’deki test istasyonumuza gönderebileceğiniz gibi, araçlarınızın teste
hazır olması durumunda ekibimizi
Türkiye’nin her yerine göndermemiz de
mümkündür.
Testler ne kadar sürüyor?
Testlerde aracın kutusu baştan aşağı
gözden geçirildikten sonra frigo motoru
-20 dereceye ayarlanarak soğutma testine alınıyor. Test ünitenizin gücüne göre
takriben 4 saat sürmektedir. Test boyunca kutunun 4 farklı yerinden sıcaklık
ölçümleri alınarak grafikler çıkartılıyor.
Neden sıcaklık kaydedici
gerekiyor?
ATP’de yapılan son değişikliklerle birlikte sıcaklık kaydedici olmayan treylerler sertifikalandırılmamaktadır. Size
en ekonomik sıcaklık kaydediciyi biz
sunuyoruz.
haziran 2015
13
soruda ATP
10
Türkiye 5 yılda
tam tekmil
ATP’yi uygulayabilir
ATP için test merkezi ihtiyacının acil olduğunu belirten ATP
Uzmanı ve Atlıhan FRC Genel
Müdürü Yöneticisi Emrah Deniz,
Türkiye’nin 5 yıl içinde tam anlamıyla ATP’yi uygulayabileceğini
söylüyor. ATP’siz araca ATP sertifikası verilmesinin ADR kadar
zor olmadığını söyleyen Deniz,
asıl sorunun kamyon kasaları
için yaşanacağına dikkat çekti.
Emrah Deniz, ATP ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
Türkiye ATP ile neler kazanacak?
ATP aslında sadece uluslararası taşımacılık kurallarını belirleyen bir konvansiyon
olmasına rağmen Türkiye şartlarına uyar-
lanması halinde soğuk zincir taşımacılık kalitemizi topluca yükseltecektir.
Ülkemizde soğuk zincir taşımacılık
kanalı sadece donmuş yüklerde
bir zorunluluk olarak görülüyor ve
bunun haricindeki bir çok yük açık
kasa kamyonlar ile taşınıyor. Bu tarz
taşımalar sağlığımızı tehdit ettiği gibi
taşıma zayiatlarını da çok artırmaktadır. Aslında milli servetimizi yollarda
ziyan ediyoruz diyebiliriz.
Yıllar önce ATP’ye geçişi fırsat olarak
bilen Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz gibi ülkeler ATP’nin kapsamını
genişleterek kanunları yurt içi taşımalarına da uyarlamışlar. Bu ülkelerin
uyarlamış olmaları asla şans eseri
oluşmuş bir durum değildir. Onlar
da Türkiye gibi çok büyük yaş meyve
sebze üreticileri ve ihracatçılarıdır;
uygulama ile ihracatlarına bir etki
sağlamışlardır.
Nasıl bir yol izlenmeli?
ATP için en acil ihtiyacımız bir
test merkezinin kurulmasıdır, bu
olmadan mevcut duruma göre bir
farkımız olmayacaktır. Zaten hali
hazırda Alman acentelikleri ile
belgelendirme ihtiyacımızı görmekteyiz, fakat ülkemizde bir merkezin
olmamasının ceremesini üreticilerimiz yüksek test bedelleri ödeyerek
çekmektedirler.
Bahsettiğim üzere ATP sadece uluslararası kuralları belirlemektedir ve
bu kuralların ulusallaştırılması ülke
yönetimlerine bırakılmıştır. Ülke-
ATP ile yaratılacak
fırsatlar neler?
ATP’yi konvansiyonda yazıldığı üzere
uyguladığımızda tek yarar firmalarımızın yediği cezaların azalması
olacaktır. Fakat bu konvansiyonu
Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz
gibi genişleterek bir ülke taşımacılık
politikası haline getirdiğimizde taşımacılıktaki kayıplarımızı çok azaltacağımız gibi ürünlerimizin katma
değerini artırarak ihracatçımıza da
çok büyük destek verebileceğiz.
Gıda her geçen gün daha da değerleniyor ve büyüyen nüfusları beslemek
için üretimi artırmanın yanında
kayıpları da azaltmak gerekiyor. İşte
gerçek bir soğuk zincir taşımasının
değeri bu noktada ortaya çıkıyor.
Bizim ümidimiz bakanlığımızın
kademeli olarak bu konvansiyonun
kurallarını genişleterek ülke çapında
zorunlu kılması.
cı olduğunda daha da dikkatli bakıyorlar.
Birleşmiş Milletler, ATP konvansiyonunda yol denetimlerine çok büyük yetkiler
vermiş. Örneğin -20 derecede taşınması
gereken derin donmuş bir ürünü FRC
belgeli bir araçta taşımazsanız, hemen
FRC belgeli bir araç çağırıp yükü ona aktarıp, adrese teslim ettirebiliyorlar. Fakat
şu ana kadar böyle bir yaptırım uygulanan vaka duymadık, onun yerine ülkeler
ceza kesmeyi tercih ediyorlar. Cezalar
ülkelere göre farklılık göstermekle birlikte
aşağıdaki şekilde sıralabilinir:
Macaristan
: 600 €
Avusturya
: 500-2000 €
Polonya
: 2000 €
Fransa
: 4000 €
İspanya
: 6000 €
En yüksek cezaları yine ATP’yi ulusal
mevzuata uyarlayan ülkelerin kesiyor
olması tesadüfen gerçekleşmiş bir durum
değildir.
Firmalarımız ATP sertifikaları
hakkında yeteri kadar bilinçli mi?
Avrupa güzergahında çalışan taşımacılarımız bu konuda genellikle bilinçli olmalarına rağmen diğer tüm ülkelere çalışan
firmalar bu belgeyi duymamış dahi
olabiliyorlar. Birçok taşımacı bu belgenin
adını Avrupa’da yediği çok yüklü miktarda cezalardan sonra öğreniyor ve tüm
araçlarının belgelendirilmesi için bize
başvuruyorlar.
Ülkemizde ATP belgesi daha çok FRC
belgesi olarak bilinmekte, çünkü araçların
ön sol üst köşelerinde FRC etiketi bulunmaktadır. FRC, ATP’nin 35 sınıfından biri
olmakla beraber yüzde 95 oranla en çok
da kullanılan sınıfıdır.
En sık karşılaştığımız soruların başında
FRC belgeli aracın ATP belgesini nasıl
alacağıdır. Aslında bu basit soru bile
ATP’de katetmemiz gereken mesafeyi
bize özetliyor.
ATP denetimlerinde
sizce nelere dikkat edilmeli?
ATP’nin yol denetimlerinde öncelikle
aracın taşıdığı yük tespit edilerek, ATP
belgesine gerek duyan bir taşıma olup
Yurtdışında ATP ile ilgili
olmadığı belirlenmelidir. Eğer ATP’de lisnasıl cezalar veriliyor?
telenen sınıflardan birinde yük taşınıyorAvrupa ülkeleri araçların ATP belgeli sa araçta uygun sınıfta bir ATP sertifikası,
olmalarına çok dikkat ediyorlar ve
ATP plakası ve ATP etiketleri aranmalıdır.
bunu sıkı olarak denetliyorlar. Özel- ATP’nin uluslararası bir anlaşma olmalikle de söz konusu araç bir Türk ara- sından dolayı öncelikle ülkemize gelen
yabancı araçların sertifikasının olup
olmadığı çok sıkı şekilde denetlenmeli.
Türk nakliyecisi yurt dışında çok ağır
cezalar ödemek zorunda olduğu halde
yabancı araçlar ülkemizde istedikleri
şekilde giriş çıkış yapabilmektedirler.
Atlıhan yeni adıyla
Packerman hizmetleri
neler?
Eski adı Atlıhan, yeni adı Packerman
Ltd olarak 2011 yılından beri DNV GL
firması Türkiye’deki tek ATP acenteliğini yürütüyor. DNV GL dünyanın
en önde gelen gemicilik sınıflandırma
şirketlerinden biri olmakla beraber
dünyanın her ülkesinde ofisi bulunuyor. Merkezi Almanya olan şirket
Avrupa’da üretilen her iki frigorifik
yarı römorktan birinin ATP belgelendirmesini yapıyor. ATP konusunda ise
DNV GL’nin Almanya haricindeki tek
ofisi olarak hizmet veriyor. Hizmetleri
iki alanda genelleyebiliriz:
Birinci hizmet alanı taşıma firmaları için; ATP belgesinin süresi biten
araçların belgelendirmesi yapılabiliyor. Aynı zamanda belgelendirilmemiş
araçların da ilk başvurularını yaparak
bir ATP belgesi alması sağlanıyor.
İkincisi ise üreticiler için; teknik
destek veriliyor. Araçlar test merkezlerine gönderilerek birer ATP belgeli
üretici olmaları sağlanıyor. Türkiye’de
anlaşmalı olunan lider üreticilerin
fabrikadan çıkan tüm frigorifik araçlar
belgelendiriliyor.
haziran 2015
mizde test merkezinin kurulmasını
müteakip 2 yıl süre verilerek tüm
firmaların zamanla bu belgeleri elde
etmelerine izin verildikten sonra yurt
içine yönlenilmelidir. Yurt içi taşımaları da en fazla 3 yıl içinde belgelendirilerek düzene sokulabilir. Kısacası
Türkiye ATP’yi tam tekmil olarak 5
yıl içinde uygulayabilir.
Sektörde, ATP sürecinin ADR gibi
çok uzayacağına dair kaygılar var
fakat ATP konvansiyonu çok farklı.
ADR'siz bir araca ADR sertifikası
vermek imkansız iken, ATP’siz araca
ATP belgesi kazandırmak çok kolay.
Ülkemizdeki bütün büyük frigorifik
araç üreticileri bu belgeyi zaten yıllar
önce aldılar ve müşterilerine ATP
sertifikalı araçlar satabiliyorlar. Bu
sertifikanın maliyetleri de azaldığında geçiş süreci çok kolay olacaktır.
Asıl problem ülkemizde üretim
yapan diğer kamyon ve kamyonet
kasası üreticileri için olacaktır. Sayıca
daha fazla olduklarından sertifikalandırılma süreçleri 3 yılı bulacaktır.
12
Soğuk zincir ürünlerinin sıcaklıklarının
kaydedilmesi, kontrolü ve doğrulanması
Frigonetwork Soğuk Zincir Lojistik Danışmanı Taner Atlatırlar, soğutma sistemi ve soğutucu
seçiminde dikkate alınacak konuları TREDER Haber Dergisi için derledi.
Sıcaklığın değişmesi durumunda; taze
ve dondurulmuş ürünlerin içerisinde
insan sağlığını etkileyebilecek mikro
organizmaların oluşması veya ürünlerin
bu nedenle ticari değerlerini yitirmeleri
“soğuk zincir lojistiği” alanına girer. Bu
nedenle soğuk zincir ürünlerinin sıcaklıklarının üretim, depolama, nakliye ve
dağıtım süreçlerinin izlenmesi ve sıcaklıkların kayıt altına alınmasını gerektirir.
Sadece söz konusu sıcaklıkların arzu
edilen sıcaklıkta olması ve kayıt alınması
yeterli değildir, bu sıcaklıkların ayrıca
“doğrulanması”gerekmektedir.
Halen sıcaklıkların gerçek zamanlı ve
sürekli kayıt altına alınması, gerek sosyal
sorumluluk gerekse yasal sorumluluklar
arasındadır. Bu konuda çeşitli kayıt sistemleri halen kullanılmaktadır. Böylelikle
ürüne ait sıcaklık kayıtları sürecin başın-
dan sonuna izlenebilmektedir. Soğuk
zincir lojistiği süreçlerini yöneten
şirketler “sıcaklık kayıtlarını” müşterilerine verebilmelidir.
Bir gıda maddesinin belirli bir sıcaklıkta saklanmasını gerektiren pek çok
sebep vardır. Bu sıcaklık ürün kalitesini en üst seviyede tutarken, bazı
gıda maddelerinin sıcaklığının kısa
bir süre içinde olsa olumsuz yönde
değişmesi, tüketicilerin; zehirlenme,
ishal, kusma vb gibi tehlikeli gıda
kaynaklı hastalıklarla karşılaşmasına sebep olabilir. Ürünlerin arzu
edilenin üzerinde sıcak veya soğuğa
maruz kalmasının ürün kimya
yapısında ciddi değişimlere sebep
olduğu, ürün ömrünün değiştiği gıda
sektörüne ilaveten “ilaç sektöründe”
ürün etkisinin yitirildiği bilinmekte-
dir. Bu nedenlerle ürünlerin güvenle
ve emniyetle saklandığı, taşındığı ve
dağıtıldığı konusunda müşterilere
güven vermenin yolu” sıcaklık doğrulamasıdır.”
Soğuk zincir Lojistiği süreçlerini
yönetenler; ürünlerin süreç içindeki
“tehlike analizlerini” yapar ve buna
göre önlemlerini alırlar. Bu önlemlerden; ”termal haritalandırma”;
depoda veya araçta ürünlerin bulunduğu yerde ne tür sıcaklık değişimlerine sahip olabileceklerini bilmek
ve buna göre düzeltici önlemleri
almayı sağlayacaktır.
Termal haritalandırma yapılması ve
sürekli güncel tutulması ilaç sektöründe zorunlu yapılması gerekenlerdendir. Gıda maddeleriyle
ilişkilerine göre lojistik şirketler
sıcaklık değişimi nedeniyle (makine
bozulması, kaza vb gibi nedenle
hasarlanması durumunda sigortacınızın ilk soracağı sorulardan biri; son
24 saatlik sıcaklık kayıtları olacaktır.
Sağlık kuruluşları e.coli vakalarında
bu kayıtları isteyecektir.
Bu sıcaklıkların doğruluğunu kanıtlamak amacıyla yapılacak işlemler ise;
•Mevcut sıcaklık kaydedici yanına
bir başka kayıt cihazı koyarak aynı
anda aynı yerden sıcaklık bilgisi
alınız,
•Tüm süreçlerde sıcaklık kayıtlarını
içinde “ ürün” yok iken alınız, ürün
olduğu durumdaki kayıtlarla karşılaştırınız.
•Sıcaklık kayıt edici cihazlar mutlaka
kalibre edilmiş olmalıdır.
•Sıcaklık kaydedici cihazların yerlerini gösteren bir krokide cihaz seri
numaralarıyla belirtilmelidir.
Her araç gereç, tesis için termal haritalandırma kayıtları, sıcaklık kayıtları,
kalibrasyon kayıtları, paralel test
sonuçları “sıcaklık kayıt sistemi” içinde
asgari altı ay veya elleçlenen ürün ömrü
kadar saklanmalıdır.
Taner Atlatırlar
haziran 2015
termal haritalandırmayı “sosyal
sorumlulukları” çerçevesinde
operasyonlarının sürdürülebilirliğini
ölçmek adına yapmalıdırlar. Servis
sağlayıcılar;depolarında veya araçlarda soğutma sisteminde meydana
gelecek bir kesintinin zaman-sıcaklık değişimi bilgilerini karar verme
sürecinde kullanacakları için iyi
bilinmelidir.
Sıcaklık kaydedici cihazlar; arzu
edilen sıcaklık aralığında ve sıklıkta
soğuk ürünlerin bulunduğu depo,
araç kasası, konteyner veya taşıma
ekipmanları içindeki sıcaklığı kayıt
ederler.
Ürünü teslim eden; tüm kayıtları
istenmeden vermek,teslim alan ise;
ürünle ilgili sıcaklık değişimini, sıcaklığın arzu edilen sıcaklıklar arasında
olduğunu, veya bir nedenle sıcaklıklar aşılmışsa ne kadar süre ve hangi
sıcaklıkta aşıldığını teslimat sırasında
kayıtları incelemek ve sonuçları
paylaşmak zorundadır. Ürünlerin
14
Frigorifik araçlarda soğutamama sorunu
Frigonetwork Soğuk Zincir Lojistik Danışmanı Taner Atlatırlar, soğutma sistemi ve soğutucu
seçiminde dikkate alınacak konuları TREDER Haber Dergisi için derledi:
Frigorifik araçlarla dağıtım/nakliye yapanlar
sıcak yaz günlerinde araçlarının soğutma
sorunlarıyla uğraşırlarken sorunun sebebinin sistemlerinin yeterli olmamasından
kaynaklanmış olabileceğini duyduklarında bu ihtimali yok sayıp başka nedenler
aramaktadırlar.Oysa soğutma sistemini
etkileyebilecek onlarca parametre vardır ve
bu parametrelere göre soğutma sistemi ve
soğutucu seçilmelidir.
İzolasyonlu araç kasaları ve onların soğutma sistemlerinin standartlarını belirleyen
ve ATP konvansiyonuna esas teşkil eden
standart DIN 8959 dur. Bu standart 1970
yılında uluslararası taşıma yapan sıcaklık
kontrollü araçlar içinde kullanılmaya başlanarak ATP geçişi için temel oluşturmuştur.
1981 yılında DIN 8959, sektör ün öncü şirketleri (frigorifik kasa imalatçıları, soğutma
ünitesi imalatçıları ve soğuk zincir lojistik
servis sağlayıcıları)tarafından pratikte karşılaşılan olaylardan elde ettikleri tecrübelereklenerek güncellenmiştir.
1995 yılında yapılan ilave ile; izolasyonlu
kasaların zaman içinde yaşlanarak
kaybettikleri özelliklerini dikkate alarak
kasa ve soğutma ünitesi için asgari
kapasitenin ne olması gerektiğini
belirlemiştir. Halen kullanılmakta olan
parametreler;dağıtılacak ürünün özelliği, araç kasa iç ölçüleri, kapı açılma
sayısı, kapının her durakta ne kadarsüre açık kalacağı,kasada taşınacak ürün
sıcaklığı, dış ortam sıcaklığı, panellerin
6 veya 9 yıl sonra kullanmaya bağlı
olarak azalacak sıcaklık tutma özelliklerine bakarak kullanılacak soğutucuda
olması gereken asgari güç belirlenir.
Taşıma sırasında kullanılacak paletin tahta (kuru-nemli) veya plastik
olması,aracın aynı anda birden fazla
sıcaklıkta ürün taşınmasıgibi başka
özelliklerde dikkate alınır. Örneğin;
Aynı sıcaklıktaki ürünlerin dağıtılması
sırasında beş müşteride duran ve her
duruşta kasa kapısı farklı sürelerde
açık kalan (biri 15 dakika diğer 30
dakika gibi) aynı büyüklükteki kasada
kullanılacak soğutucu aynı olmayacaktır. Veya bir rutta 10 noktaya donuk
ürün dağıtımı yapan araçla soğuk ürün
dağıtan araçların motordan tahrikli,
dizel motorla tahrikli veya öthentik
olabileceği gibidir.
Soğutucu seçiminde; dış ortam sıcaklığı genelde +30 santigarad derece
olarak alınır. Bu durum gerek küresel
ısınma gerekse kullanım şartları nedeniyle gerçekte +30 un çok üzerindedir. Yaz aylarında asfalt zeminden kasa
tabanına gelenminumum +40/50
santigrad derecelerdeki ısı, araç motorundan yükselen +70/100 santigrad
derece ısı, kamyon kasasının maruz
kaldığı radyasyon yoluyla ısınmanın
sebep olduğu kasa duvarlarında biçim
değiştirme,frigorifikaraç kasasında
“soğutamama” veya sıcaklığı muhafaza edememe sebeplerinden
bazılarıdır. Gelişen teknoloji araç
kasalarında “doubledeck” olanağını da
sağladığından bu tür araçlara seçile-
cek soğutucular gerek hacim gerekse
yükleme-boşaltma zamanının uzaması
yönünden iyi değerlendirilmelidir.
Klasik bir TIR aracının soğutucusunun
7000-8000 watt olması yeterlidir.
Ancak aracın kullanım şekli ve yıllarına
göre göre emniyet faktörü 2,5 ile 5
arasında seçilir ve bu nedenle 3500040000 wattlık soğutucular satınalınır.
Halen AB sınırları içinde emniyet
katsayısı 2,5 ile 3 arasındaki değerlerde olan bir aracın günlük kullanılması,
ATP şartlarını yerine getirmede yeterli
performans gösteremeyeceği, ürün
teslim edilmesi sırasında arzu edilen
sıcaklığı saplayamayacağı için onaylanmamaktadır.
AB normlarına göre;sıcaklığın değişmesi durumunda bozulabilecek
ürünlerin her biri için taşıma sıcaklığını
belirlemiştir. Dağıtım veya nakliye yapanlar bu sıcaklıkları sağlamak ve kayıt
altına almak zorundadır.Bu nedenle
standartlarda belirtilen taşıma sıcaklığının aşılmasına sadece yükleme-bo-
şaltma sırasında ve ürüne ait sıcaklığın
maximum+3 derece üzerine çıkmasına izin verilir. AB Standartlara göre
donuk taşınan bir ürün son kullanıcı
deposuna -18 santigrad, zincir markete
-20, distribütör veya lojistik şirketine
asgari -25 santigrad dereceden sıcak
teslim edilemez.Bu nedenle taşıma
sıcaklığı -25 den sıcak olamaz.
Küresel ısınma etkileriyle gerek dış
ortam sıcaklığının artması gerekse kasa
yüzeylerindeki sıcaklığın 70-80 santigrad derecelere çıkması nedeniyle ATP
tarafından kullanılan emniyet katsayısı
kullanım yıllarına göre değiştirilmiştir. Güneş ışınlarının sebep olduğu
tavan,yanduvarların radyasyon yoluyla
ısınması soğutma kapasitesinin belirlenmesi için önemlidir.+30 derece
dış ortam sıcaklığında rüzgarsız bir
ortamda tavan veya yan duvarlardan
birinde +80 santigrad dereceye, dış
ortamın +40 santigrad derece olması
durumunda duvarlarda +90 derecelere ulaşılmasına sebep olur ki bu durum
duvar veya tavandan geçen ısının yüzde
50 ila yüzde 80 artmasına sebep olur. Bu
ısınmayı arttıracak koyu renkli boyamalar
veya logolar kasa içi sıcaklığını arttıracak
olup daha fazla enerji harcayarak soğutmak gerekecektir. Bu nedenle koyu renklerden kaçınmalı olanak varsa yüzeyler
termal boya ile boyanmalıdır.
Bu nedenlerle kullanılan frigofrik araçların zamanla soğutma kapasite ihtiyacı
artmaktadır.Yeni satın alındığında soğutucudanelde edilen performans 6 yıl sonra
en basit hesapla yüzde 30 arttırılmalıdır.
Bu hesaplamaya kasada meydana gelen
hasarlar, araç tabanının durumu, soğutucuya yapılmış bakımlardahil değildir.Bu
nedenledir ki gelişmiş ülkelerde soğutucular genelde 6 ncı yıl değiştirilir.
Frigorifikaraçlardaki soğutmama olayını
bu açıdan da değerlendirmenizi, müşterilerinizle iş ilişkinizi etkileyecek durumlar
olmaması için önceden önlem almanızı,
soğutma sistemlerinin sonsuza kadar aynı
performansı veremeyeceği gerçeğine göre
yatırım planlamak faydalı olabilir.
16
TREDER, Almanya’da
Knorr-Bremse’yi ziyaret etti
Treyler Sanayicileri Derneği üyeleri Knorr-Bremse’nin en önemli
üretim yeri olan Aldersbach’daki
fabrikasını ziyaret etti. Burada
firmayla ilgili son bilgileri alan
TREDER üyeleri, ayrıca fabrika
ziyaretinde üretim hattını da yakından inceleme fırsatı yakaladı.
TREDER üyelerinden oluşan bir heyet
7 Mayıs’ta Knorr-Bremse’yi ziyaret etti.
Ticari araçlar ve raylı araçlar için fren
sistemi geliştiren Knorr-Bremse alanında
dünyanın en büyük üreticileri arasında
yer alıyor.
TREDER Başkanı Kaan Saltık, ziyaretle
ilgili olarak yaptığı açıklamada KnorrBremse’nin TREDER’i davetlerinden
dolayı son derece memnun olduklarını,
bu davetlerin sektörün geldiği noktayı
göstermesi açısından önemli olduğu-
nu söyledi. Saltık, sözlerini şöyle
sürdürdü: “Türkiye’yi treyler üretim
merkezi yapma hedefimize her geçen gün daha çok yaklaşıyoruz. Türkiye, treylerde üretimini arttırdıkça,
tedarikçilerin de Türkiye’ye olan ilgisi
ve yatırımları artıyor. Alanında dünya
devi olan Knorr-Bremse’nin üretimini
yerinde gördük. Üyeler olarak da son
derece faydalı bilgiler aldık.”
Her gün bir milyar insan
Knorr-Bremse’yi kullanıyor
TREDER üyelerine firma hakkında bilgi veren Treyler ve OE Satış
Direktörü Eric Fritzsche, KnorrBremse üretiminin; ticari araçlar ve
raylı araç fren sistemleri olarak ikiye
ayrıldığını söyledi. Ticari Araçlar
Grubu içiresinde; treyler, kamyon,
otobüs, akslar, motorlara yönelik
ürünleri olduğunu belirten Fritzsche,
“Her gün bir milyar insan dünyada
Knorr-Bremse sistemlerine güveniyor ve kullanıyor” dedi. 2014 yılında
5 milyar 206 milyon euro ciro elde
ettiklerini kaydeden Fritzsche,
raylı araçlar grubunda 2 milyar 982
milyon euro, ticari araçlar grubunda
ise 2 milyar 228 milyon euro ciro
kaydeden Wendl, fren torkunun 20 Nm
olduğunu belirterek, “ST7, tenteli, yarı
römork, frigo veya damperli treylerde
kullanılıyor. Şu ana kadar 60 bin yeni
model kaliper yollarda. Türkiye’de ise
eylül ayında pazarda olacak.” dedi.
Türk treyler
sektörü ile büyüyoruz
artışına paralel olarak 23 bin 916 kişi
istihdam edildi. Münih’te yeni AR-Ge
ve test merkezi yapılıyor. 16 bin 900
metrekare alanda kurulan merkez
80 milyon euroya mal olacak. Bu yılın
ekim ayında merkez hizmet vermeye
başlayacak.”
Cironun yüzde 6’sı Ar-Ge’ye
Yeni ürün: ST7 430 kaliperi
Treyler sistemlerine yönelik ürünlerle ilgili olarak 100 milyon euro ciro
elde ettiklerini belirten Eric Fritzsche,
bu alanda geçen yıla göre yüzde 4
büyümü kaydettiklerini söyledi. Eric
Fritzsche, açıklamalarına şöyle devam etti: “Knorr-Bremse olarak 2013
yılında 159 milyon Euro, 2014 yılında
161 milyon Euro yatırım gerçekleştirdik. Geleceğe yatırımlar yapıyoruz. Satış gelirlemerimizin yüzde
6’sını Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Satışların
Knorr Bremse Treyler Disk Fren
Sorumlusu Johonnes Wendl, 2015
yılında piyasaya çıkacak olan ST7
430 kaliperi hakkında bilgiler verdi.
Önceki versiyon SK7’ye göre ürün
başına 4 kg daha hafif olduğunu
kaydeden Wendl, üç dingilli bir
treylerin araç başına yaklaşık olarak 30 kg daha hafiflik sağlandığını
belirtti. ST7 430’un 9 tona optimize
edilen ve pazardaki en hafif 22,5’
inçlik çift pistonlu disk fren olduğunu
haziran 2015
elde ettiklerini açıkladı. 2013 yılına
göre yüzde 21 büyüme yakaladıklarını ifade eden Fritzsche, Çin’deki
yüksek hızlı trenlerle ilgili olarak
siparişlerdeki artışın bu büyümede
çok önemli bir pay sahibi olduğunu
söyledi.
Knorr-Bremse Treyler Sistemleri Türkiye
ve Ortadoğu Satış Müdürü Savaş Ada,
ziyaretle ilgili olarak yaptığı açıklamada
şunları söyledi: “Türkiye’ de treyler
sektörü son yıllarda önemli bir ivme
kazandı. Knorr-Bremse de bu büyümeye paralel olarak Türkiye’deki çalışmalarını ve hizmetlerini her geçen gün daha
ileriye götürüyor. Türkiye’nin en büyük
treyler üreticilerini Münih’te ağırlamaktan dolayı son derece memnunuz.
Knorr-Bremse ile Türkiye treyler sektörü
paralel olarak büyüyor.”
Tesisin Genel Müdürü Josef Birkeneder
ile fabrika personeli Salih Zafer Kara,
Aldersbach fabrikasında elektronik
hava kontrol sistemleri, treyler EBS,
Kamyon EBS ve disk frenlerin üretildiğini belirterek, “Disk fren Üretim
Hattında 50 CNC ve 7 disk fren montaj
hattı bulunmaktadır. 16 mekatronik
ürünlerle ilgili montaj hattı bulunmaktadır. 30’nun üzerinde Ar-Ge çalışanı
mevcuttur. Test merkezinde 2 dinamometre ve 2 tane titreşim test cihazı
bulunmaktadır.” dedi.
18
Tırsan kamyon üstü damper
ile ürün gamını tamamladı
Tırsan, Kamyon Üstü Damper aracını geliştirmeden önce iki farklı bölgeden 7 farklı kanaat önderi müşterisine sordu.
Müşterilerden gelen hafiflik, dayanıklılık, hızlı boşaltım, devrilmeyi önleyici tasarım ve modüler yapı gibi pek çok özelliği
yeni dampere yansıtan Tırsan yeni damperini, 24 ve 26 metreküplük iki farklı kapasitede müşterisine sunacak. Yeni Tırsan
Kamyon Üstü Damper, ilk olarak Mercedes Axor 4140 ve Ford Cargo 4136 D modellerinde uygulandı, yıl sonuna doğru
MAN ve Scania araçlarına da uygulanacak. Tırsan yıl sonuna kadar 250 adet kamyon üstü damper satışı hedefliyor.
Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper, fark
yaratacak yeni tasarımı ve donanımları ile 10 Haziran’da Tırsan Adapazarı
Fabrikasında yapılan basın lansmanı ile
sektöre tanıtıldı. Basın lansmanı, Tırsan
Yurtiçi Satış Genel Müdür Yardımcısı
Ercan Kulaksız, Pazarlama ve Ürün
Yönetimi Koordinatörü Volkan Oflaz,
Ürün Geliştirme Müdürü Yasemin Uzçakar ve Ürün Sorumlusu Ozan Sinal’ın
katılımı ile gerçekleşti.
Rusya’da yatırıma
devam eden tek marka
Etkinlikte, Pazarlama ve Ürün Yönetimi
Koordinatörü Volkan Oflaz Tırsan’ın
yeni projeleri, hedefleri ve Tırsan Rusya
Tula fabrikasındaki üretim gücü ile ilgili
detaylı bilgiler verdi. Tırsan’ın şu anda
Rusya’da yatırıma devam eden tek
marka olduğunun altını çizen Oflaz,
2009-2014 döneminde Rusya’da
11 milyon Euro’luk yatırım yaptıklarına değindi. Made In Russia
konsepti ile üretime devam ettiklerini vurgulayan Oflaz, “Rusya’da
yatırımlarını bırakan, kapıyı kapatan
firmalar var. Tırsan Rusya’da yatırım
yapmaya devam ediyor. Rusya
dünyanın 8’de biri. Tüm Rusya’da
aynı anda bir şey yapmaktansa
bölgelerdeki müşterilerin listesini çıkarıp, müşterilerimizi tek tek
ziyaret edip, müşteri yönetimine
dönmüş durumdayız. Biz oradayız.
2019 yılında petrol tekrar kaybettiği
yerlere gelecek. Rusya eski nefesine
kavuşacak” dedi.
İki bölge 7 kanaat önderi
Ürün Sorumlusu Ozan Sinal’ yaptığı
sunumda, Yeni Tırsan Kamyon Üstü
Damper aracının öne çıkan özellik-
hızlı akmasını sağlarken, güçlendirilmiş
üst kemer dizaynı ile dolum işlemleri sırasında yaşanabilecek darbelere
karşı küvet yapısına ekstra dayanıklılık
sağlıyor.
Patentli arka kapak dizaynı
ile güvenli aktarım imkanı
Devrilmeyi önleyici tasarım
Aracın ağırlık merkezinin rakiplere
göre 140 milimetre daha aşağıda olmasının devrilmeyi önlemede önemli bir rol üstlendiğini anlatan Sinal,
“Biz ağırlık merkezini aşağı çekerek
yükü yol şartlarına daha uygun hale
getirdik. Yeni araçta güçlendirilmiş
üst kemer, yüksek dayanım sağlandı. Cıvatalı çamurluk sacı sayesinde
çamurluk kaynaksız olarak değiştirilebiliyor. H tipi silindir düz duvar
yapısından dolayı silindire gelen yük
kuvveti azaltılarak operasyon güvenliği artırıldı. Altıgen kilit tasarımı
sayesinde kolay ve güvenli kilitleme
sağlandı. Yeni muavin şasi tasarımı
da devrilmeyi önlüyor. Body-fix ile
seyir halinde güvenlik sağlanıyor.”
5 binlik pazarda
250 adetlik hedef
Türkiye’de yarı römork pazarının
2 bin 500 kamyon üstü damperin
ise 5 bin adetlik bir pazar büyüklüğüne sahip olduğunu anlatan Sinal,
Tırsan’ın yıl sonuna kadar 250 adet
satış gerçekleştirmeyi hedeflediklerini açıkladı. Tırsan’ın geçtiğimiz yıl
985 adet yarı römork satışı gerçekleştirdiğini de ifade eden Sinal,
“Taşımacılık sektörünün her aşamasında müşterilerine ve pazara yön
veren Tırsan, Yeni Tırsan Kamyon
Üstü Damper ile inşaat sektöründe
de müşterilerini, rakiplerinden bir
adım öne taşımaya devam ediyor.
Üretim gücüyle Türkiye treyler
sektöründe rakipsiz olan Tırsan,
müşterilerinin ihtiyaçlarını, 2009
yılında devreye aldığı Türkiye’nin
ilk ve tek treyler Ar-Ge merkezinde,
sahip olduğu mühendislik tecrübesi
ve uzman kadrosu ile pazarın beklentilerini en üst seviyede karşılamaktadır.” dedi.
Ürün Geliştirme Müdürü Yasemin
Uzçakar, damper hakkında şu
bilgileri verdi:
Üstün şasi ve küvet çelik yapı
Yüksek mukavemetli çelikten oluşan
şasi ve küvet yapısı ile Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper, tüm yük koşullarında en yüksek darbe dayanımı ve yük
performansını sağlamakta, müşterilerine
daha uzun kullanım ömrü sunuyor.
Özel Hidrolik Sistemi
Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper,
minimum 50 ton kaldırma kapasiteli
hidrolik sistemi ile müşterilerine aktarım
işlemlerinde üstün güvenlik ve yakıt
tasarrufu sağlıyor.
SARI DAMPERLERE
PEMBE YAKALI YÖNETİCİ
Eğimli üst yapı
tasarımı ile hızlı aktarım
Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper
eğimli üst yapı tasarımı ile müşterisinin taşıdığı her çeşit yükün kolay ve
Yasemin Uzçakar
Ürün Geliştirme Müdürü
haziran 2015
lerini sektör basını ile paylaşarak,
basının sorularını cevapladı. Kamyon Üstü Damperi geliştirirken 2
farklı bölgeden 7 kanaat önderiyle
görüştüklerini belirtti. Sinal, kanaat
önderlerinin özellikle devrilmeyi önleyici ve hidrolik aksam ile
ilgili talepleri olduğunun altını çizdi.
Sinal, Tırsan Kamyon Üstü Damperi geliştirirken; aşırı yük altındaki
yorulmaları, devrilme mili üzerindeki
yorulmaları, yanal gerilme, arka
kapak dayanım testleri yaptıklarını
söyledi. Body-Fix uygulamaları
sayesinde küvet ve alt şasi arasındaki
denge ve dayanıklılığı güçlendirdiklerini anlatan Ozan Sinal, bilgisayar
simülasyonu sonuçları doğrultusunda 2 adet prototip geliştirdiklerini
söyledi. Prototip araçlarda öncelikle
fiziki doğrulama testleri, dinamik
kaldırma ve boşaltma testleri, yanal
dayınım testleri gerçekleştirdiklerini
anlatan Sinal, “Tırsan Kamyon Üstü
Damper yeni kasa tasarımı ile ilgili 3
patent başvuru yaptık. Kamyon üstü
damper projesi 6 aylık süre zarfında
başarıyla tamamlandı” dedi.
Sahip olduğu hareketli döner mafsallı
arka kapak dizaynı ile Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper yükün güvenli şekilde
akmasını ve aktarım sırasında doğabilecek
hasarlara karşı arka yapısını korumaktadır.
Bununla birlikte, güçlendirilmiş ve patentli
arka kapak konstrüksiyonu ile kapağın ve
kapak hidrolik sisteminin yanal darbelere
karşı korunmasını ve en yüksek mukavemeti göstermesini sağlarken, altıgen kilit
tasarımı, yükün seyir halindeyken güvenli
şekilde muhafaza edilmesi avantajını
sunuyor.
20
OKT Trailer’den
gençlere gelecek vizyonu
OKT Trailer çalışanları, “Geleceğim Benimdir” isimli sosyal sorumluluk projesi kapsamında
Aydın’da öğrenim hayatına devam eden 15 lise öğrencisine kariyer danışmanlığı yaptı.
OKT Trailer, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma,
Gençlik ve Spor Bayramı dolayısı ile
“Geleceğim Benimdir” isimli sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi. Mimar
Sinan Teknik ve Meslek Lisesi ve Osman
Gazi Ticaret Meslek Lisesi’nde okuyan
öğrenciler, alanında uzman ve nitelikli
personellerden bir gün boyunca eğitim ve
danışmanlık aldı. Öğrencilerin iş hayatında başarıyı yakalamalarını sağlamak amacı ile gerçekleştirilen sosyal sorumluluk
projesinde öğrenciler ve OKT Trailer’ın
uzman personelleri gün boyunca yan
yana çalıştılar. Öğrenciler, ilgili oldukları
meslek dallarında sorular sordular ve hedefledikleri meslek dallarının inceliklerini
öğrendiler. Günün sonunda katılım belgelerini ve hediyelerini alan öğrenciler toplu
olarak fotoğraf çektirmelerinin ardından
OKT Trailer’dan ayrıldılar.
“Geleceğim Benimdir” isimli sosyal
sorumluluk projesinin öğrencilerin
gelecek iş yaşamında büyük önem
taşıdığını ifade eden OKT Trailer
Genel Müdürü Hakan Maraş, şunları
söyledi: “19 Mayıs Atatürk’ü Anma,
Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında
gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk
projesinin günün anlam ve önemini
yansıttığını düşünüyorum. Gelecek
nesiller, ülkemizin ekonomik ve sosyal hayatını inşa edecekler. Bizlerin
de görevi, iş hayatına adım atacak
genç nesilleri en iyi ve en doğru şekilde yönlendirmektir. Osman Gazi ve
Mimar Sinan liselerinde okuyan öğrencilerimizi bugün misafir ettik. Her
öğrencimizi ilgi alanına göre departmanlarımıza yerleştirdik. Gün boyunca uzman personellerimiz ile birlikte
çalıştılar, bilgi alışverişinde bulundular ve akıllarına takılan soruları sorma
imkanı yakaladılar. Umarım, gelecek
hedeflerini oluşturabilmeleri ve meslek seçimleri konusunda faydalı bir
etkinlik olmuştur. “
OKT Trailer’ın kurumsal bir vatandaş
olarak sosyal sorumluluk projelerine
devam edeceğini belirten Maraş,
“Ekonomik kalkınmayı; teknolojik
gelişmeyle, eğitimle, üretim yöntemlerinin kalitesiyle, sosyal yatırımla ve
çevreyle bir bütün olarak gören çok
yönlü bir bakış açısına sahibiz. Bu
bakış açısıyla yönetilen şirketimizin
amacı kar etmenin ötesine geçerek
sosyal kalkınmaya ve çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamaktır.” dedi.
22
Seyit Usta liman içi aktarma
römorklarıyla Norveç’te
Müşteriye özel çözümlerle öne çıkan Seyit Usta, her geçen gün ihracat yaptığı ülke sayısını
arttırıyor. Son olarak Norveç’e ihracat yapan Seyit Usta’nın römorkları Oslo Limanı’nda
hizmet vermeye başladı.
Özellikle tank konteyner taşıyıcı
ürünlerinde artık fiyat aramaksızın
sipariş aldıklarını belirten Arslan, bu
üründe de iddialarını gösterdiklerini söyledi. ADR’li tank konteyner
taşıyıcıların T9 belgesine sahip
olduğunu açıklayan Arslan, daha
önce kendilerinden alınan ADR’li
araçlar içinde T9 belgesinin alındığını söyledi.
Piyasada kalitesiz ürünlerin
tercih edilmesine şaşırıyorum
Seyit Usta Yönetim Kurulu Başkanı Seyit
Arslan, liman içi aktarma römorkunun
tandemli ( Rocker ARM ) 4 dingil ve 8
lastik özelliğiyle yeni bir ürün olduğunu
kaydetti. Römorkun 70 ton taşıma kapasiteli olduğunu açıklayan Arslan, ihracatı
özel kılan bir başka sebebi ise şöyle
açıkladı: “O coğrafyada yerel imalatçılar
olmasına rağmen, Oslo limanını işleten Türk firması, Türkiye’de verdiğimiz
hizmeti ısrarla yurt dışında işlettikleri
limanlarında da Seyit Usta marka liman
içi aktarma römorkları ile çalışmak
istemeleri, biz sanayicilere bu anlamda
güvenmeleri ve önümüzü açmalarından
dolayı kendilerine her zaman minnettar
kalacağımızı bilmelerini ister teşekkürlerimi sunarım. İmalatını yaptığımız
liman içi aktarma römorklarında lojistik
maliyetler olarak biz daha dezavantajlı
durumdaydık. Ancak, firmalarının ihtiyacına göre, müşteriye yönelik üretimimiz
bizi ön plana çıkarıyor bizler konfeksiyon
değil terzi usulü çalışıp müşteriye hizmet
veren firmayız. Gelecek aylarda ihracat
yaptığımız ülke sayısını arttıracağız.”
2014 Ekim ayından
beri siparişler durmadı
Yılın ilk yarısını yüzde 30’un üzerinde bir büyüme ile kapattıklarını
kaydeden Seyit Arslan, “Geçtiğimiz
yıl yüzde 35 büyüdük, bu yıl da yine
aynı oranları yakaladık. Ekim ayından
beri siparişlerimiz durmadı. İhracattaki siparişler yüzünden yurtiçini de
ihmal ettik.” dedi.
“Piyasada ucuz diye öyle araçlar
tercih ediliyor ki, şaşırıyorum. İki
sene gibi kısa sürede yürüyemeyecek hale gelen konteyner taşıyıcılar
satılıyor. Bunlar nasıl tercih ediliyor
anlamış değilim. Bu ülkenin kaynaklarının boşuna harcanmasına mı
yanayım, yarın öbür gün olabilecek
hasarlara mı yanayım, bunca yıldır
bu işle uğraşan firmaların kalitesiz ürünlere rağbet etmesine mi
yanayım bilemedim.” diyen Seyit
Arslan, konteyner trafiğinin arttığını
sektörde hem üretici hem de tüketici boyutunda daha fazla bilincin
olması gerektiğinin altını çizdi.
24
SSAB ve Ruukki’nin son adımı:
STRENX
SSAB ile Ruukki’nin birleşmelerinin ardından iki markanın Optim, Weldox ve Domex ürünlerinin
kombinasyonundan oluşan Strenx, piyasaya sunuldu. Tanıtım için Türkiye’ye gelen SSAB Satıştan
Sorumlu Başkan Yardımcısı Rinaldo Baldi, “Daha güçlü, daha hafif ve daha sürdürülebilir ürünler
yapmak amacındayız. Bunun son adımı da Strenx oldu” dedi.
SSAB, Ruukki ile birleşmesinin ardından
hızla yükselen büyüme grafiğini yeni
ürünü Strenx ile taçlandırıyor. SSAB ve
Ruukki ürün gruplarının en iyi özellikleri
ile geliştirilen Strenx’in, daha güçlü, daha
hafif ve daha sürdürülebilir ürün portföyüyle SSAB’nin pazar lideri konumunu
daha da güçlendirmesi hedefleniyor.
SSAB Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Rinaldo Baldi ve SSAB Türkiye Genel
Müdürü Lemi Özden ev sahipliğinde
düzenlenen lansmanda ilk kez basına
tanıtılan Strenx, üstün özellikleri ve özel
marka programı ‘My Inner Strenx’ ile
sektöre hızlı bir giriş yapıyor.
Strenx, performans ve sürdürülebilirlik
artılarıyla kaldırma, yükleme, taşıma ve
vinç endüstrisi için büyük yenilik sunuyor. Aynı zamanda ağır mobil araçların
şasileri, demiryolu araçları, açık deniz
ekipman ve uygulamaları, inşaat ve
tarım sektörleri için de kullanılabilen
Strenx, müşteri performansını artırmak
için sunulan boyutsal aralık, farklı çelik
türleri kapsamı, teknik destek ve garanti
avantajıyla pazar lideri olmaya aday.
600-1300 MPa arasında akma mukavemetine ve 0,7-160 mm arasında
kalınlığa sahip olan Strenx çeliğin
ürün yelpazesi, farklı şekillerde ve
boyutlarda sıcak haddelenmiş levha
ve rulo malzemelerin yanı sıra, soğuk
haddelenmiş rulo, boru ve açık
profilleri kapsıyor. Piyasadaki yüksek dayanımlı çelikler arasında en
kapsamlı ve gelişmiş portföyü sunan
Strenx, iş makineleri ve ekipmanlarının kullanım ömrünü uzatırken aynı
zamanda ağırlığı en aza indirerek
maliyetleri önemli ölçüde azaltan bir
üretim malzemesi olarak dikkatleri
çekiyor. Özel boyutlarda hazırlanabilen Strenx çeliği, dünyanın her
noktasında 75’ten fazla yerel stok
aracılığıyla en geç 48 saat içerisinde
sevk edilebiliyor.
Türkiye, Avrupa’da
ikinci pazar olacak
Lansmanda Ruukki ile birleşmenin
ardından ekip sinerjisini oturtarak
daha güçlü ilerlediklerinin altını
çizen SSAB Satıştan Sorumlu Genel
Müdür Yardımcısı Rinaldo Baldi,
oluşturdukları stok sahaları, teknik
ve lojistik destek anlamında hızlı
çözüm sağlayan yerel yapılanma
artıları, deneyimli satış ve destek
ekipleri, müşteri hizmetlerinde sağlanan istikrar, geniş ürün yelpazesi
deki beş yıl içerisinde Avrupa’da
Almanya’dan sonra çelik sektöründe
ikinci büyük pazar olacağını öngörüyoruz. Büyüme hızı yüzde 2’lerde
iken uzun vadede yüzde 7-8’lere
çıkacaktır. Türkiye özellikle son
yıllarda yol, havalimanı, metro, deniz
ulaşımı, v.s gibi alt yapı yatırımları ve
savunma sanayi, lojistik, taşımacılık
alanlarında hızlı bir büyüme grafiği
içindeyken bizim için de büyük bir
pazar olarak önem arz etmektedir.
Yine kentsel dönüşüm projelerine dayalı olarak inşaat sektörünün büyümesi ve üretim üssü olarak ihracatta
elde edilen yükselme grafiği bizim
de Türkiye projeksiyonlarımızda
farklı bir takım stratejiler izlememizi
sağladı. Avrupa’nın en genç nüfusu
ile Türkiye, dünyada 17. büyük ekonomiye sahip... Gelişiminin henüz
çok başında ve çok hızlı bir büyüme
sergiliyor. Kendi iç tüketiminin yanı
sıra ihracatta yakaladığı başarı ile de
güçlü ekonomisini sürekli büyütüyor. Kaliteli, dayanıklı ve enerji
tasarrufu sağlayan ürünlerimiz ile
biz de bu pazarda ciddi bir performans sağlayacağımızı düşünüyoruz.”
Geliştirdikleri ürünler ile üreticilere
kaliteli üretim avantajı sağladıklarını
da ifade eden Baldi, yeni ürünleri
Strenx ile özel çelikte devrim yaratacak
bir ürün geliştirdiklerini söyledi. “Her
alanda uzun vadede daha da büyüyecek
olan yatırımlarla SSAB olarak maksimum
verimlilik sağlayan ürünlerimizle etkin
varlık göstereceğiz” dedi.
SSAB Türkiye Genel Müdürü Lemi
Özden ise, çelik servis destek hizmetleri
ile müşterilerine ayrıcalık sağladıklarını
ve merkezde çoğu doktoralı 40 kişilik
Ar-Ge ve bilgi hizmet uzmanlarından
oluşan ekiple müşteri projelerini geliştiklerinin altını çizdi. “Lokal ve global
desteklerimizle sürekli müşterilerimizle
iletişim halinde, tıpkı onların ekibinden
biriymiş gibi çalışıyoruz. Sürekli müşteri
ile temas halinde bulunan yerel teknik
destek elemanlarımızın yanı sıra merkezde bulunan 40 kişilik arge ve bilgi
hizmet uzmanlarımız müşterilere özel
projeler ve en yüksek faydayı sağlayacak,
dayanıklılığı ve enerji verimliliği yüksek
ürünler geliştirmekte. İstikrarla uzun
yıllardır aynı ekiple çalışıyor olmamız ve
müşteri odaklı çalışma anlayışımız, hızlı
teslimat avantajımız ve en önemlisi geniş
ürün gamımız sayesinde özel çelikte
global liderlerden biriyiz. Yıllık 9 milyon
ton üretim kapasitesi ile sektör devi olan
SSAB’nin Türkiye ayağı olarak sanayi
ara mamulü sağladığımız için ihracatı
destekliyoruz” şeklinde konuştu.
haziran 2015
ve esnek imalat yapısı ile pazar şartlarına yüksek adaptasyon sağlayabilme özellikleri ile SSAB’nin özel çelik
alanında pazar lideri konumunda olduğunu belirtti. Baldi, mukavemet ve
ebat bakımından benzersiz bir ürün
grubu olan Strenx ile birlikte daha
emin adımlara ilerleyeceklerini belirterek açıklamalarına şöyle devam
etti: ‘SSAB ve Ruukki birleşmesinden
sonra her iki firmanın güçlü özelliklerini birleştirerek pazarda gerek
üretim ve pazarlama gerekse teknik
altyapı ve operasyonel olarak oldukça üstün bir konuma geçtik. SSAB
ve Ruukki tarafında yakalanan üstün
özellikleri tek çatı altında birleştirerek üretim kalitesinde yakaladığımız
performansı hizmet kalitesine de
yansıtarak tüm dünyada müşterilerimize ayrıcalıklı hizmetler sunmaya, yeni ve üstün özellikli ürünler
geliştirmeye başladık. Bunlardan biri
de bugün lansmanını gerçekleştirdiğimiz Strenx...Bu ürün ailesi ile
müşterilerimize üretim, dayanıklılık
ve enerji verimliği açısından çok ciddi avantajlar sağlıyoruz. Türkiye’nin
ekonomik büyümesinin yanı sıra alt
yapı yatırımları ile çok hızlı gelişmekte olan bir ülke olduğunu ifade
eden Baldi,’Türkiye’nin önümüz-
26
Sanayi Bakanlığı’nın sahteciliğin
önlenmesi için attığı adımlar
medyada geniş yankı buldu
Sanayi Bakanlığı, treyler sektöründe rekabetçiliğini düşüren ve sektörün gelişiminin önündeki
en büyük engellerden biri olarak görülen sahteciliğe son vermek için sahtecilik yapan birçok
firmanın TİP Onay Belgesini iptal etti. Bu haber medyada çok önemli yer tuttu.
haziran 2015
28
Otokar 5 Haziran
Çevre Günü’nde çocuklara eğitim verdi
Otokar, çevre bilinci oluşturmak amacıyla 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde
Serdivan Anaokulu öğrencilerine eğitim verdi. Kurulduğu günden bu yana
çevreyle dost ürün ve üretim süreçleri
geliştirme konusunda yaptığı çalışmalarla bölgesinde faaliyet gösterdiği diğer
şirketlere örnek olan Otokar, Dünya
Çevre Günü’nde yarınları emanet edeceği
bugünün çocuklarının çevre dostu bireyler olarak yetişmeleri için temel çevre
eğitimleri verdi. Öğrencilere Otokar
Üretim ve Tesis Müdürlüğü’nden Yatırım
Birim Yöneticisi Gönül Mumlu tarafından
verilen eğitimde geri dönüşüm ve çevre
kirliliği konuları anlatılarak bireyin bu
konudaki sorumluluklarından bahsedildi.
Eğitim kapsamında öğrencilere günümüz
ve geleceğin problemi olan su kaynaklarının azalması konusunda bilgi verilerek su
tasarrufu ve verimli tüketim konusunda
bilgi verildi. Küçük yaştan itibaren çevre
bilincinin oluşmasının önemine vurgu
yapan Otokar Üretim ve Tesis Müdürü
Ferda Ertekin “Herkesin çevre konu-
sunda sorumlu hissedip buna göre
davranması geleceğimiz açısından
hayati önem taşıyor. Otokar olarak
geçtiğimiz yıl çevre gününde çalışanlarımızın çocuklarına çevre duyarlılığı
kazandırmak için eğlenerek eğitmeyi
seçmiş ve bu konuda resim yarışması etkinlikleri düzenlemiştik. Kendi
faaliyetlerimizin yanı sıra sosyal
sorumluluk anlayışı bağlamında da
çevre bilincinin geliştirilmesine yönelik eğitim faaliyetleri yürütüyoruz.
Bunun dışında ulusal ve uluslararası
sosyal projelere de destek veriyoruz.
Bu doğrultuda binlerce gönüllünün
100’den fazla ülkede eş zamanlı
olarak kıyı temizliği gerçekleştirdiği
Kıyı Temizlik Günü’nde (ICC - International Coastal Clean up) gönüllü
çalışanlarımız, aileleri ve Turmepa
gönüllüleri ile Sapanca Gölü’ndeki
“Kıyı Temizleme Hareketi”nde bir
araya gelmiş ve toplam 185 kg atık
toplanmasına katkı sağlamıştı” dedi.
Çevrenin korunması konusunda
entegre bir yaklaşıma sahip olan
Otokar’ın çevre politikası, ISO14001
Çevre Yönetim Sistem Standardına
uyumlu olarak çevrenin ve doğal
kaynakların etkin kullanımının yanı
sıra sürekliliğinin sağlanmasını
içermekte.
İstanbul Sanayi Odası tarafından
2012 yılındaki başarılı çalışmaları
sebebiyle “Büyük Ölçekli Kuruluş
Çevre Yönetimi ve Kurumsal Sosyal
Sorumluluk” kategorisinde üçüncülük ödülünün; Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı tarafından “Türkiye’nin
En Temiz Sanayi Tesisi” ödülünün
sahibi olan Otokar, raporlama döneminde de İstanbul Sanayi Odası
(ISO) tarafından ödüllendirildi.
2013 yılındaki başarılı çalışmaları
sebebiyle Şirket 14’ncüsü düzenlenen Çevre ve Enerji Ödülleri’nde
“Büyük Ölçekli Kuruluş Çevre ve
Sürdürülebilirlik Yönetimi” kategorisinde üçüncülük ödülüne layık
görüldü.
30
OKT Trailer Çevreye Değer
Sosyal Sorumluluk Projesi’ni başlattı
OKT Trailer, gelecek nesillere daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak amacı ile Çevreye Değer
isimli sosyal sorumluluk projesini 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde başlattı. OKT Trailer, Çevreye Değer isimli sosyal sorumluluk projesi kapsamında 250’ye yakın mavi ve beyaz yaka çalışanına çevre eğitimi verdi. Proje kapsamında öncelikle çalışanlarını çevrenin korunmasına yönelik
eğiten OKT Trailer, projenin devamında çevre temizliği, ağaç dikimi ve atık pil toplama gibi
çalışan gönüllülüğü faaliyetleri gerçekleştirecek.
Çevreye Değer isimli eğitimde küresel
ısınma ve iklim değişikliğinin nedenleri
ve gelecekteki kötü senaryolar çalışanlar ile paylaşıldı. Çevreye Değer
eğitimini OKT Trailer çalışanlarını
bilinçlendirmek ve gelecek nesillere
daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak
için düzenlediklerini ifade eden OKT
Trailer Kurumsal İletişim Temsilcisi
Göksel Topçu, projenin çalışan gönüllüğü etkinlikleri ile devam edeceğini
ve çevresel sürdürülebilirliğe önemli
katkılar sağlayacaklarını söyledi.
Mavi Yıldız Danışmanlık Çevre Mühendisi Nurcihan Güngör de bir sunum yaparak dünyadaki çevresel değişimin insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı.
Çalışanların büyük bir ilgi ile takip ettiği
eğitim süresince enerji, su ve doğal gaz
tasarrufu konusunda ipuçları verildi.
Atık yönetiminin ve geri dönüşümünün
dünya üzerindeki kaynakların korunmasında büyük önem arz ettiğinden de
bahseden Güngör, atıkların kaynağında ayrıştırılmasını ve mümkün
olan en kısa sürede geri dönüşüme
gönderilmesi gerektiğini söyledi.
Çevrenin ve doğal hayatın korunması kapsamında verilen eğitimde
bir açıklama yapan OKT Trailer
Genel Müdürü Hakan Maraş, “Dünyamızın kendine özel bir dengesi
vardır. İnsanoğlunun çevresiyle
oluşturduğu bu doğal dengeyi bozacak faaliyetler çözümü imkansız sorunlara neden olabilir. Nitekim bugün karşı karşıya kaldığımız küresel
ısınma, iklim değişikliği, kirlilik ve
türlerin yok olması gibi konular bizler için hayati önem taşımaktadır.
OKT Trailer olarak ISO 14001 çevre
yönetim sertifikasını almamızın yanı
sıra ürettiğimiz ürünlerin tedarikinden müşterilerimize teslimine kadar
her süreci kontrol ediyor, çevreye
en ufak bir zarar verdiğimizi gördü-
ğümüz an önlemlerimizi alıyoruz.
Hatta ürünlerimizin tasarımını da
çevreye minimum zarar verebilecek şekilde geliştiriyoruz. Biz, bu
faaliyetlerimize çalışanlarımızı da
dahil ederek çevreye daha fazla değer katmak istiyoruz. Bugün, çalışmalarımızı büyük bir istek ve arzu
ile başlattık. Gelecek dönemlerde
çalışan gönüllülüğü etkinliklerimiz
ile personelimizde oluşturduğumuz
farkındalığı eyleme dökerek gelecek nesillere daha güzel bir dünya
bırakılması yolunda eşsiz bir katkı
sağlayacağımıza inanıyorum.” dedi.
Gelecek günleri daha sağlam
temeller üzerine kurulması için
bugünden önlemlerin alınması gerektiğini sözlerine ekleyen Maraş,
konuşmasının sonunda çalışanların
5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü
kutladı.
32
İntermobil, Wabco’nun
57 servisini Kapadokya’da topladı
İntermobil’in bu sene ikincisini
gerçekleştirdiği Wabco Man toplantısı 22-24 Mayıs 2015 tarihinde, doğa ve tarihin bütünleştiği
Kapadokya’da gerçekleştirildi.
Otomotiv dünyasında emniyet ve kontrolün simgesi olan
Wabco’nun gücüne güç katmak
ve ekip ruhunu güçlendirmek
amacıyla ikincisi düzenlenen
Wabco Service Partner Yıllık
Değerlendirme Toplantısı’na bu
yıl 57 WabcoService Partner’dan
73 kişi katıldı.
Toplantı bütünlüğü sağlanmak, katılımcıların konsantrasyonu ve aidiyet duygusu
da desteklemek amacıyla geliştirilen
özelWabcoMan konsepti; katılımcılara
gönderilen dijital davetiyeden toplantı
alanındaki giydirmelere, katılımcılar için
özel olarak hazırlanmış event kutusundan kutunun içindeki her ürüne, toplantı
alanına yapılan yönlendirmelerden yaka
kartlarına kadar her alanda uygulandı.
İntermobil Genel Müdürü Rıfat Perahya
toplantının açılış konuşmasını gerçekleştirirken, 2015 yılı boyunca sürecek
olan çalışmalar ve 2016 planları hakkında
katılımcılara detaylı bilgiler verdi. Birinci
gün, Rıfat Perahya’nın ardından söz
alan treyler ve aftermarket satış müdürü
Uğur Dal’ın Türkiye araç parkı ve üretimi
ayrıca Wabco2014 global ve Türkiye satış
değerlendirme konularında yaptığı
açıklamalarla sona erdi.
Toplantının ikinci gününde İntermobil treyler, servis ve filolar teknik
müdürü Eyüp Aydın, katılımcılara
Wabco Akıllı Treyler Programı ve
Fonksiyonları, Safestart (Treyler Güvenlik Freni), Optilevel (e-Tasc), Tilt
Alert (devrilme Uyarı Sistemi), CanRouter, Can-Repeater, SmartBoard,
immobilizer, Tailguard, Telematics,
Ivtm (Optitire), Aşırı yük Uyarı Sistemi hakkında teknik bilgi aktarımında
bulundu.
Ardından söz alan treyler, servis ve
filolar teknik destek mühendisleri
Alperen Kurt ve Fırat Sinmeç Wabco
Servis Partner Konsepti, Türkiye’de
Wabco Servis Partnerlerin şu anki
durumu, Wabco Servisi olmak için
gereklilikler, Wabco Servisi olmanın
avantajları, İntermobil Akademi ve
Gerçekleştirilen /Gerçekleştirilecek
Eğitimler, Wabco Tablet Projesi,
Wabco Cep telefonu uygulaması
Projesi (Optilink), Wabco Garanti
Prosedürü, Servis Organizasyonun
Parça Garanti Sistemi Akışındaki
Yeri ve Önemi, Wabco Ürün akışı,
Wabco Garanti Başvuru ve sürecinin
Akışı, Servisler İçin Garanti incelemeleri nasıl yapılır, nelere dikkat edilir,
Garanti incelemeleri ve başvuruları
hakkında katılımcılara teknik bilgiler verdiler ve katılımcılardan gelen
soruları yanıtladılar.
2015 WSP Toplantısında önceki
yıllardan farklı olarak Wabco Yetkili
Bayileri de, firmalarını tanıtma, iş
süreçlerini servislere anlatma ve orijinal parça kullanımı ile tamir/garanti
süreçlerinde sıkça yapılan hatalarla
ilgili mesajlarını paylaşma imkanı
buldular.
Yoğun geçen teknik eğitimin ardından, kişisel gelişim eğitmeni ve
yaşam koçu Efe Adalıoğlu’nun önderliğinde, takım olmanın önemini
vurgulayan ve hep birlikte oynanan
oyunlarla eğitimin ikinci günü de
sona erdi. Eğitim sonrası, katılımcıların birbirlerini daha yakından tanıyabilmeleri için Kapadokya’nın coğrafı
yapısı içinde konumlandırılmış olan
özel bir restoranda hep birlikte
yenen yemeklegünün yorgunluğu da
atılmış oldu.
Erken başlayan üçüncü günde, misafirler Kapadokya’nın doğal yürüyüş
parkurları arasında yapılan iki saatlik
yürüyüş ve devamında yapılan jeep
safari turu sayesinde bölgeyi yakından tanıyabilme ve Kapadokya’nın
büyülü manzaralarına tanık olma
şansına eriştiler.
Üç gün boyunca birbirlerini daha
yakından tanıma fırsatı bulan katılımcılar; aldıkları bilgiler ve yaşadıkları deneyimler sayesinde hem
eğlenmiş, hem dinlenmiş, hem de
güçlenmiş birer Wabco Manolarak
evlerine döndüler.
34
Nevpa, Sözünü Tuttu,
İhracatını iki kat arttırdı
İhracatla büyüme stratejisini başarıyla hayata geçiren Nevpa, yılın ilk 5 ayında ihracatını geçen
senenin ilk beş ayına oranla iki katına çıkardı. İhracatı arttırma hedefi ile Yurtdışında ticaret
merkezlerini kurmaya hazırlanan Nevpa, ilk olarak BAE-Dubai, Suudi Arabistan’da ardından Kuzey Afrika’da bu merkezleri faaliyete geçirecek. Nevpa, distrübütörleri aradan kaldırarak ürünlerini tüketicisine doğrudan ulaştıracak.
Nevpa Genel Müdürü Mehmet Ortaç, Türkiye geneline dağılmış yüzde
100 yerli sermayeli mağaza yapısı ile
müşterilerine çok yakın olduklarını
ve taleplerini çok kısa sürede gerçekleştirdiklerini belirterek “Türkiye deki
önemli bölgelerde yapılanan toplam
3 üretim tesisi ve 8 mağazası ile
Tekirdağ’dan Hakkari’ye kadar tüm
treyler ve üstyapı üreticilerine anlık tedarik imkanı sağlıyor. Türkiye’de rüştümüzü ispatladık. Pazarda yüzde 90
oranımızda payımız var. Türkiye’de
uyguladığımız bu modeli dışarıya da
taşıyacağız. Sıra yurtdışında. Artık
zamanı geldi”
Ortadoğu’da kapsama
alanı genişliyor
Avrupa’daki yapılanmalarına 5 yıl önce
Almanya’da açılan şirket üzerinden
devam edip her geçen günde geliştirdiklerini ifade eden Ortaç, Ortadoğu’ya
ve Afrika’ya da aynı modeli kopyalaya-
caklarını ifade etti.
BAE-Dubai ile Suudi Arabistan’da
ticaret merkezleri açacaklarını
anlatan Ortaç, buralarda kurulacak
depolar aracılığı ile müşteri ihtiyaçlarına daha hızlı karşılayacaklarını
kaydetti. Nevpa adını Ortadoğu’ya
taşıyarak kurulacak şirketlerle hizmet vereceklerini söyleyen, Mehmet Ortaç “Ortadoğu’daki kapsama
alanını genişleteceğiz.” dedi.
Ticarete merkezlerinin modelin
başarılı olmasıyla bunların sayılarının arttıracaklarını söyleyen Ortaç,
ayrıca Afrika kıtası için de çalışmalarımızı hızlandırdık Afrika’lı üst yapı
üreticileri ile sürekli iletişim halindeyiz dedi.
Yurtiçinde olduğu gibi Yurtdışında
da müşteri odaklı çalışıyoruz. Müşterilerimizin her ifadesini değerlendirip kendi içimizde yorumlayarak
verebileceğimiz en iyi hizmeti
dünyanın her köşesine taşıyoruz.
İtalyan Sabo ve
İspanyol Gasso Nevpa’da
“Nevpa müşterinin ihtiyaçlarını
doğru algılayıp, bir paket halinde
tek elden sunabiliyor. Bir bisiklet
korkuluğunun yanında Akaryakıt
Tankeri Dolum Ekipmanlarında
dünya markası Emco Wheaton’u
da müşterisine sunabiliyor. Tenteli, frigorifik, tanker, damper ve
sal kasa treyler ve üstyapı tiplerine yönelik olmak üzere toplamda
5 ana grupta kendi ürünlerimiz
var. Bunun yanında da dünyanın
önemli markalarını müşterilerimize sunuyoruz. Son olarak bünyemize iki dünya markasını daha
kattık.
Türkiyede ki Treyler,Dingil üreticileri için İtalyan Sabo amortisörleri
ve tankerler için kompozit doldurma-boşaltma hortumları üreticisi
İspanyol Gasso’nun temsilciliğini
üstlendik.”
36
BAE’den Ford Trucks’a tam not
Ford Trucks kamyon ve çekicileri
Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti
Dubai’de filo müşterileri ile buluştu.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin Başkenti
Dubai’de, bölgenin en güçlü otomotiv
şirketlerinden Al Tayer Motors ile yapılan distribütörlük anlaşması ile Kasım
2014’te hizmete giren Ford Trucks tesisi
kısa zamanda filo sahipleri tarafından
ilgi ile karşılandı. Al Tayer Motors tarafından düzenlenen etkinlik kapsamında,
Dubai’deki filo araç müşterileri Ford
Trucks modellerini kullanma ve
deneyimleme imkanı buldular.
Ford Trucks filo araç müşterilerinin,
Sıcak İklim Paketi’ne sahip Ford
Cargo 1843T Çekici aracını test
ettiği etkinliğin ardından deneyimli
sürücüler tarafından Ford Cargo
1843T ile “Drift Show” gerçekleştirildi. Ford Otosan’ın mühendislik
tecrübesi ile bölge müşterisinin
taleplerine uygun şekilde geliştirilen
ve üretilen kamyon ve çekiciler,
etkinlikte filo sahiplerinden tam not
aldı.
Ford Trucks Ortadoğu Ülkeler
Müdürü Mustafa Caner Sinanoğlu,
Kasım 2014’te açtıkları ofisin Ford
Trucks markası için pozitif bir ivmede ilerlediğini belirtti ve yapılan
bu tarz etkinliklerle filo sahiplerine
araçları tanıtmanın yanısıra müşterileri daha yakın olarak ihtiyaçlarını
daha hızlı karşılama fırsatı elde
ettiklerini söyledi.
Tırsan Başer ile Ankara’da yeni damperini sergiledi
Tırsan ve bayilerinden Başer Otomotiv,
Ankara’nın önde gelen nakliye firmaları
ile 13 Haziran Cumartesi günü Ankara Başer Otomotiv Genel Merkezinde
düzenlenen yemek organizasyonun da
bir araya geldi. Organizasyona, Tırsan
Bayi Yönetimi Koordinatörü Aydın Temel,
Pazarlama ve Ürün Yönetimi Koordinatörü Volkan Oflaz, Ürün Sorumlusu Ozan
Sinal, Ürün Geliştirme Uzmanı Seyit
Dindar, Ürün Bayi Satış Uzmanı Arda
Erdemir katılırken, Başer Otomotiv adına
Başer Otomotiv Şube Müdürü Ömer Başer ve Satış Müdürü Turgut Başer katılım
gösterdi.
Yapılan etkinlikte, Tırsan Ar-ge
merkezinin en son ürünü olan ve
10 Haziran Çarşamba günü Tırsan
Adapazarı fabrikasında yapılan
basın lansmanı ile sektöre tanıtılan
Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper
aracı sergilendi. Ziyaretçilerin yoğun ilgi gösterdiği organizasyon da,
Yeni Tırsan Kamyon Üstü Damper
aracının teknik özellikleri ile ilgili
detaylı bilgiler katılımcılara aktarılırken, ürün hakkında geri bildirimler alındı.
38
ADR için Sektörel Çalıştay düzenlendi
Sayılar ADR’de işlerin
rayına oturduğunu gösteriyor
TMGDER’in düzenlediği ‘ADR Konvansiyonu ve Sektörel Uyum Süreci’ konulu çalıştayda biraraya
gelen kamu ve eğitimciler ADR ile ilgili önemli bir çalışmaya imza attı. Çalıştayda yapılan paylaşımlarda bugüne kadar Mayıs ayı itibariyle 4 bin 551 kişinin TMGD Eğitimi aldığı, 1.690 TMGD ve
79 TMGD Eğiticisi ve 119 adet SRC5 Eğitmeni bulunduğu, 2 bin 400 Kişinin Haziran 2015 sınavı
için sınav müracatı yaptığı belirtildi. Ayrıca işletmelere bugüne kadar 15 bin 58 adet faaliyet
belgesi düzenlendiği, 200 yol kenarı denetçesi ile yaklaşık 1.400 firmaya ceza uygulandığı, ve 24
bin 282 adet SRC 5 belgeli ve 34 bin 371 adet Eğitim Sertifikası sahibi şoför olduğu bilgisi verildi.
TSE’nin de 2015 yılı Ocak-Mayıs aylarında 816 olmak üzere bu güne kadar 1.041 araç için onay
belgesi düzenlendiği bilgisi paylaşıldı.
Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanları
ve Eğiticileri Derneği’nin (TMGDER),
Tehlikeli Madde Taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren eğiticiler ve eğitim
kurumları başta olmak üzere sektörde
rol almaya hazırlanan Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanları’nın sürece
adaptasyonunu kolaylaştırıcı ve işletmeleri doğrudan etkileyecek gelişmeler
göz önünde bulundurularak düzenlediği
“Sektörel Çalıştay” 22-24 Mayıs 2015 tarihinde Lykia World Otel Antalya’da gerçekleşti. ‘ADR Konvansiyonu ve Sektörel
Uyum Süreci’ konulu çalıştaya, Tehlikeli
Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme
Genel Müdürü İzzet Işık başta olmak
üzere Daire Başkanı M. Bülent Özçelik, Şube Müdürü A. Rıza Çelik ve TSE
Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık
Müdürü Zeynep Eker Genel katıldılar. Bir
çok eğitici, TMGD ve Eğitim Kuruluşu
temsilcisinin hazır bulunduğu toplantıda,
Karayoluyla Tehlikeli Madde Taşımacılığı
konusunda tarafların güvenlik standartlarına uyumu, işletme yönetim ve güvenlik
sistemlerinin yeniden yapılandırılması ile
pazara uyumlu hale gelmelerine yönelik
hazırlıkları değerlendirildi.
Toplantıda öne çıkan başlıklar ile katılımcılar tarafından gündeme getirilen
konular ve yetkili kurumların bu kapsamdaki açıklamaları şu şekilde:
- 2016 yılı içerisinde sınav merkezinin
Ankara haricindeki merkezlerde de
yapılması,
- TMGD Eğitim Sertifikası sahipleri için
peş peşe takip eden 4 sınav hakkının
olduğu,
- TMGD bulundurma zorunluluğunun işletme kapasitesi, faaliyet
yoğunluğu ve büyüklüğüne göre
bazı işletmeler için birden fazla
olabilmesinin değerlendirildiği,
- TMGD hizmetini yerine getirecek
olan meslek sahipleri için her hangi
bir asgari ücret tarifesine yönelik
uygulamanın düşünülmediği,
- İSG Uzmanlığı ve TMGD mesleklerini birlikte yürütecekler için hizmet
kalitesi ve ücret dengesi açısından bir
takım olumsuzlukların oluşmaması
adına sektör taleplerinin değerlendirilmesinin uygun görüldüğü.
Bu kapsamda başta TMGDER olarak
diğer katılımcılar tarafından her iki
mesleğinde faydasına olmak
-Hizmet vereceği işletme sayısı 5
olan TMGD’ler için aynı zamanda
TMGD Eğiticisi olmaları halinde
uygulanan 2 işletme sınırı, İSG
Hizmeti verenler için de uygulanmalıdır, (İSG uzmanı olup da
hizmet vermeyenler istisna). Bu
şekilde sadece 2 işletmeye hizmet
verebilecek olan İSG uzmanlarının
kontenjanlarını ücret ve kalite açısından daha verimli ve daha nitelikli
işletmelerde değerlendirme yolunu
seçecekleri düşünülüyor.
-Aynı işletmede TMGD ve İSG uzmanlarının sorumluluk ve denetim
güvenliği açısından farklı kişiler
olması sağlanmalıdır. Bu şekilde
işletmelerce mesleki saygınlıkla
bağdaşmayan ücret odaklı ucuz
hizmet taleplerinin önüne geçilebi-
leceği değerlendiriliyor.
- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yayımlanan ilgili mevzuat kapsamında 50 ve üzeri çalışanın
istihdam edildiği işletmelerde teşkil
edilmesi zorunlu olan 7 kişilik İş
Sağlığı ve Güvenliği Kuruluna ayrıca bir TMGD’nin de dahil edilmesi
gerekliliği tartışılmış ve olumlu geri
bildirimler alınmıştır. Konunun
ayrıca ÇSGB ziyaretine hazırlanan
TMGDER tarafından gündeme
alınmasının faydalı olacağı düşünülmüştür.
- TMGD ve diğer Eğiticilerin TMKT
sisteminde kayıtlı iletişim adreslerine ek olarak bulundukları illerin de
belirtilerek ulaşılabilir olması talebi
olumlu karşılandı.
- 2016 Yılında online sınav uygulamasının başlayacağı,
- Aralık 2015 Tarihinde SRC5 Yenileme eğitimi açılacağı,
- SRC5 Eğitim Sertifikalarının 27
Haziran 2015 tarihli ilk sınava
kadar geçerli olması konusunun
değerlendirildiği,
- Perakende satış yapan akaryakıt
istasyonları ve LPG, CNG tüp satış
istasyonları, liman tesisleri ile hava
yolu kargo terminalleri, KTY kapsamında K1,K2,C1,C2,L1,L2,R1,R2
Yetki Belgesi sahipleri, (taşıma
faaliyetlerinde) Kamu kurum ve
kuruluşları için 1.1.2018’ e kadar
uygulanacak geçici muafiyetlerin
süresinde bir değişikliğe gidilmeyeceği bildirildi.
40
Kässbohrer Bitüm Tankeri tam not aldı
Yenilenen Kässbohrer Bitüm Tankeri,
12 -13 Haziran tarihlerinde Batman’da
düzenlenen organizasyonda, kullanıcılara
ve basına tanıtıldı. Tırsan Diyarbakır bayisi Gelecek Otomotiv de etkinlikte tam
kadro yerini aldı. Yapılan etkinlikte Tırsan
Diyarbakır bayisi Gelecek Otomotiv tarafından, merkezi Batman olan Özhancan
Petrol firmasına 5 adet Kässbohrer Bitüm
Tankeri satışı gerçekleştirdi.
Tırsan tarafından üretilen Kässbohrer,
Avrupa da başta Almanya olmak üzere
İngiltere ve Polonya’ya ihracat yapan tek
ADR’li tanker üreticisi. Avrupa’daki büyük
petrol ve bitüm taşımacılığı yapan firmaların ilk tercihi olan Kässbohrer, müşterilerinin ihtiyaçları doğrultusunda farklı pazarlara uygun çözümler üretmek adına ürün
geliştirme faaliyetlerine devam ediyor.
Tırsan, ADR mevzuatına uygunluk belgelendirmelerinde yetkilendirilen TSE’nin
Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık
Müdürlüğü’nden ‘Üretim Yeri Uygunluk’
ve akaryakıt taşıyıcı araçlar için ‘Tasarım
Onay Sertifikası’ almaya hak kazanan
ilk treyler üreticisi.
Tırsan’ın Kässbohrer marka ürettiği
tüm tankerlerin gövde malzemeleri,
tamamen otomatik kontrollü kaynak
makineleri ve tamamı sertifikalı uzman kaynakçılar tarafından birleştiriliyor. Tank gövdesindeki tüm kritik
kaynak noktaları 15 metrekare kapalı
alanda Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
onaylı röntgen kabininde tamamı
sertifikalı uzman kadrolar tarafından
kontrol ediliyor. Her bir tank bağımsız uzman denetçiler nezaretinde
kaynak kontrollerine, yüzde 100
basınç ve sızdırmazlık testlerine tabi
tutuluyor.
Sınıfının en hafifi
Kässbohrer Bitüm Tankeri sınıfının
en hafifi. Özel teknoloji tamamen
alaşımlı alüminyum malzemeden
üretilen şasisi sayesinde 6.300 kg boş
ağırlığa sahip olan Kässbohrer Bitüm
Tankeri, daha fazla yükleyerek, yakıt
sarfiyatını azaltır ve daha fazla kazanç elde edilmesini sağlıyor.
Özel paslanmaz çelik malzemeden
üretilen Kässbohrer Bitüm Tankeri,
yüksek mukavemetli yapısı sayesinde, müşterilerine sıcak petrokimya
ürünlerini güvenli ve sorunsuz şekilde taşıma imkanı sunuyor.
Otokar, OHSAS 18001 İş Sağlığı ve
Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi’ni aldı
Çalışma hayatının günümüzdeki en önemli
sorunlarından biri olan sağlıklı ve güvenli
çalışma ortamının Otokar’da en üst düzeyde sağlanıyor ve güvenlik önlemleriyle de
kaliteli bir işyeri anlayışı sunuyor. Otokar
standartlarını yükselterek çalışma koşullarını düzenlerken iş sağlığı ve güvenliği
yönetimini sürdürülebilir kılmak için OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim
Sistemi kapsamında İş Sağlığı ve Güvenliği
Politikasında yer alan Planlama, Uygulama
ve İşletme, Kontrol ve Yönetimin Gözden
Geçirmesi, başlıkları altındaki şartlarını
başarıyla yerine getirerek belgeyi almaya
hak kazandı.
Otokar için iş sağlığı ve
güvenliği ilk öncelik
OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği
Yönetim Sistemi işyerlerini çalışanlar için
sağlıklı ve güvenli hale getirmede yardım-
cı olabilecek uluslararası platformda
kabul gören bir standart. Otokar,
topyekûn mükemmellik felsefesi ile
tüm üretim süreçlerinde güvenilir
ortamı hedeflerken iş süreçlerini
ulusal ve uluslararası standartlara
göre en üst seviyede tedbirlerle yönetiyor. Gerekli şartları yerine getiren
Otokar’ın, gerçekleştirilen denetlemeler sonrasında, OHSAS standardına uygun çalıştığı akredite kuruluş
tarafından onaylandı.
OHSAS 18001 İş Sağlığı ve Güvenliği
Yönetim Sistemi Belgesi’ni alarak
ulusal arenada artık daha güçlü
olduklarının altını çizen Otokar İnsan
Kaynakları Müdürü Berent Ergin
“Otokar olarak İş Sağlığı ve Güvenliği
Politikasında faaliyetlerini yürütürken
çalışanlarımızı en önemli değerimiz
olarak görüyoruz. Sağlıklı ve güvenli
bir çalışma ortamı yaratmak için gerekli tedbirleri almayı prensip edindik.
İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm çalışmalarımızı da bu politika ile uyumlu
bir şekilde yürütüyoruz” dedi.
Krone Tire Fabrikası müşterilerini ağırladı
temsilcilerine fabrikayı gezdirerek
üretim süreçleri ve modeller hakkında bilgiler verdi.
“Almanya kalitesinde
üretim yapıyoruz”
Krone Ticari Araçlar CEO’su Rıza
Akgün, “Tire, Krone’nin Almanya dışındaki tek fabrikası olup
Avrupa’nın ve Türkiye’nin en
modern treyler üretim tesislerinden
biridir. Burada Krone’nin Almanya’daki fabrikalarından çıkan treyler
kalitesinde üretim yapıyoruz. Yıllık
Krone Tire Fabrikası
2008 yılında temelleri atılan ve 2012
yılında üretime başlayan Krone Tire
Fabrikası, yıllık 10 bin adet treyler
üretim kapasitesine sahip. 23 bin 274
metrekaresi kapalı, toplam 187 bin
405 metrekare alanda hizmet veriyor.
Tire fabrikasında Krone’nin çok yönlü
ProfiLiner, Mega Liner ve konteyner
şasisi Box Liner modelleri üretiliyor.
haziran 2015
Türkiye’nin en modern treyler
üretim tesisine sahip olan Krone
Tire fabrikası, müşterilerini ağırladı.
Ziyaret sırasında fabrikadaki üretim
süreçleri ve banttan çıkan modeller
hakkında detaylı bilgiler verildi.
Avrupa’nın en büyük treyler markalarından Krone’nin İzmir’deki
fabrikası, müşterilerini ağırladı.
Krone Ticari Araçlar CEO’su Rıza
Akgün; MÜSİAD İzmir Lojistik
Başkanı Şenol Günaydın ve ağırlıklı
olarak Ege bölgesinde faaliyetlerini sürdüren lojistik firmalarının
10 bin adetlik üretim kapasitesine
sahip fabrikamızda, makine parkı ve
kataforez havuz sistemi, en yeni teknolojik standartlara göre oluşturulmuştur.
Türkiye pazarını ve şartlarını bildiğimizden dolayı, üretim avantajımızı da
kullanarak müşterilerimizin taleplerine
daha hızlı cevap verebiliyoruz” dedi.
MÜSİAD İzmir Lojistik Başkanı Şenol
Günaydın, “Treyler sektöründe kendini
kanıtlamış bir marka olan Krone’nin
şimdi ülkemizde üretilmesi önemli bir
gelişme. Yaptığımız ziyaret sırasında
üretim aşamalarını yakından görme
fırsatı bulduk. Aynı zamanda kullanılan
parçaların Avrupa kalitesinde olması,
üretim, tasarım ve boya sisteminde
kullanılan ileri teknolojiyi yerinde inceledik” dedi.
42
Projeler OİB’’ten çıktı,
İTÜ Çekirdek’te kuluçkaya yattı
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği’nin (OİB) ‘Türkiye Otomotiv Sektöründe
Geleneksel 4. Ar-Ge Proje Pazarı ve 4. Komponent Tasarım Yarışması’nda başarılı projeler
ödüllendirildi. OİB’in geleneksel hale getirdiği etkinlikte bu yıl ilk kez İTÜ ARI Teknokent bünyesindeki İTÜ Çekirdek ile de işbirliğine gidilerek başarılı 19 proje burada kuluçkaya yatırılacak.
Otomotiv endüstrisini geleceğe taşıyacak
‘Türkiye Otomotiv Sektöründe Geleneksel 4. Ar-Ge Proje Pazarı ve 4. Komponent Tasarım Yarışması’ Bursa’da tasarım
tutkunlarını, öğrencileri, akademisyenleri, araştırma merkezlerini, sanayicileri
ve sektörün tüm paydaşlarını bir araya
getirdi. ‘Yerli otomobil için komponent
tasarımları tamam’ denilen yarışmada
başarılı bulunan 19 proje bu yıl ilk kez
İTÜ ARI Teknokent bünyesindeki İTÜ
Çekirdek’te kuluçkaya yatırılacak. İTÜ
Çekirdek’te bir yıl boyunca projenin
geliştirilmesi ve endüstriye kazandırılarak
üretilmesi amaçlanıyor.
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından Ekonomi
Bakanlığı’nın desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) koordinatörlüğünde
düzenlenen yarışmanın
Ar-Ge Proje Pazarı alanına 196, Komponent Tasarım Yarışmasına 314 olmak
üzere toplamda 510 proje katıldı. Bu
projelerin başarılı görülen 55’i ise organizasyonun düzenlendiği Bursa Merinos
Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde
sergilenerek sanayici ile buluşması sağlandı.
Markalı ve akıllı
ürünler yaratılacak
OİB Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda yarışmanın yürütme kurulu başkanı
Ömer Burhanoğlu, organizasyonun 500
milyar dolar ihracat hedefi için zemin
hazırlayarak içinde marka ve akıl olan
ürünler yaratmayı amaçladıklarını dile
getirdi. Burhanoğlu, daha çevreci, kullanımı kolay, öncelikli tercih edilebilecek
ürünleri sunabilmeyi ve ihracatta kilogram başına 1.5 dolar seviyesindeki geliri
3.5 dolara yükseltmeyi hedeflediklerinin
altını çizdi.
Para akıl alıyor
Burhanoğlu, önceki yarışmalarda
toplamda 283 projenin sanayiciyle
buluşması için sergilendiğini ancak
beklentilerinin karşılanmadığını
vurgulayarak şöyle konuştu:
“Ortaya çıkan projelerin geliştirilmesi ve sonrasında da sanayiye
aktarılması gerekmektedir. İTÜ
Çekirdek ile yaptığımız işbirliği
ile tam olarak bu hedeflenmekte.
Projeler sanayileşme yolunda danışmanlıktan, prototipe, laboratuar
çalışmalarından, patent sürecine
ve sanayi ile buluşmasına kadar
birçok fırsattan yararlanabilecek.
Bu sayede proje sahipleri hem 1
milyon lirayı bulacak İTÜ Çekirdek
büyük ödülünü kazanma, hem
de kuluçkaya yatacak projelerini
geliştirip, olgunlaştırarak sanayileştirme fırsatı bulabileceklerdir. Artık
dünyada kaynak bolluğu var ve
para akıl arıyor. Bunu da gençlerimizin aklı ve yüreği ile yakalayacağımıza inanıyorum. Biz de buna
destek olacağız. Türkiye’nin doğal
kaynağı gençlerimizdir. Onlara sahip
çıkacağız.”
Uzmanlar geleceğe işaret etti
Yarışmanın ödül töreninin yanı sıra
düzenlenen konferans ve panellerde
de otomotiv endüstrisi masaya yatırıldı. Leyla Acaroğlu, çevre inovasyon ve
sürdürülebilirlik, Greg Lindsay çevreci
araçlar konularında konferanslar verirken, eş zamanlı düzenlenen panel ve
workshop’larda da otomotiv sektöründe yeni trendler ve iş modelleri,
kompozit sektörü, otomotivde teknik
tekstiller gibi konular masaya yatırıldı.
Otomotiv endüstrisinde çevrecilik ve sürdürülebilirlikle ilgili son
gelişmelere değinen Acaroğlu,
özellikle elektrikli taşıtlarda ABD ve
Avrupa’da çok ciddi yatırımların olduğunu kaydetti. Acaroğlu, “Karbon
alanında yakıtlar bitiyor. Bu alanda
dünyada önemli tartışmalar var. 10
yıl içerisinde otomotivde ya elektrik
ya da hidrojen yakıtlar hakim olacak.
Türkiye’de kendini buna göre konumlandırmalı” diye konuştu.
44
İkra Lojistik, lastiklerini
profesyonellere bıraktı
Brisa ve İkra Lojistik “Profleet Filo Yönetim Çözümleri” kapsamında imzaladıkları
sözleşme ile işbirliklerini bir adım ileri
taşıdı. Brisa; İkra Lojistik’in şirketin Azerbaycan, Türkiye ve Irak’da devam eden
tüm operasyonlarında işortağı İkikardeş
Ticaret ile birlikte hizmet verecek.
Sabancı Center’da düzenlenen sözleşme
imza törenine, Brisa Genel Müdürü Hakan Bayman, İkra Lojistik Yönetim Kurulu
Başkanı ve Genel Müdürü Akın Konyar
ve Brisa İş Ortağı Uğur İkikardeş’in
yanısıra bu şirketlerin çalışanları da
katıldı.
İkra Lojistik, Brisa ile imzalanan sözleşme çerçevesinde, lastik tedariki,
kaplama ve araç bakımının yanısıra
Profleet kapsamında sunulan Filofix
yol yardımı, Aspects+ ölçüm ve raporlama programı gibi hizmetlerden
yararlanarak operasyonel maliyetlerinde tasarruf sağlayacak. Aynı
Brisa’ya sağlam ödül
Brisa, reklam ve pazarlama sektörünün en iyilerinin yarıştığı 2015 Effie
Yarışması’nda ‘Sağlamsa Lassa’ kampanyası ile Gümüş Effie Ödülü’ne değer
bulundu. Brisa’ya Effie Ödülü’nü, kış
lastiği pazarını sahiplenmek ve geliştirmek yönünde hayata geçirdiği iletişim
kampanyası getirdi. Brisa, ‘Sağlamsa
Lassa’ sloganı üzerine kurgulanan reklam
filmleriyle dayanıklılık ve sağlamlık algısına vurgu yapıyor.
zamanda lastik atıklarını ve yakıt tüketimini düşürerek, operasyonlarının
çevre üzerindeki olumsuz etkilerini
de azaltmış olacak. İşbirliği kapsamında, Brisa tarafından İkra Lojistik
teknisyenlerine ve şoförlerine lastik
eğitimleri de verilecek. Brisa, İkra
Lojistik’in Türkiye, Azerbaycan ve
Irak’da devam eden tüm operasyonlarına, iş ortağı İkikardeş Ticaret ile
birlikte destek verecek.
46
Türkiye’nin en büyük
Ar-Ge merkezi ‘ni açtı
Ford Otosan 68 milyon liralık yatırımla Sancaktepe Ar-Ge merkezini açtı. Ford Otosan Yönetim
Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, “Ford Otosan, bugün bir aracı sıfırdan ticari bir ürün haline dönüşene
kadar, motoru da dahil olmak üzere; komple tasarlayacak, geliştirecek ve test edecek tek Türk
otomotiv firmasıdır” dedi.
Ford Otosan, 29 Nisan’da gerçekleştirdiği
törenle Sancaktepe Ar-Ge merkezinin açılışını yaptı. 68 milyon liralık yatırımla hayata
geçen merkezin açılışına; Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Koç Holding Yönetim Kurulu Şeref Başkanı Rahmi M. Koç,
Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford
Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç
ve Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Barb
Samardzich’in katılımı ile düzenlendi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Ford
Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç,
Ar-Ge ve inovasyona yapılan yatırımın daha
rekabetçi ve daha katma değeri yüksek
ürün demek olduğunu vurgulayarak “Bu da
ürettiğimiz ve ihraç ettiğimiz her bir birimin
daha büyük bir yüzdesinin ülkemize değer
olarak kalması demek. Bu değer de çarpan
etkisiyle, daha büyük nitelikli istihdam,
daha az genç işsizliği ve daha hızlı büyümeye olanak veriyor. Geleceğin teknolojisini tasarlarken geleceğin insan kaynağını da
tasarlamamız gerekiyor. Giderek artmasını hedeflediğimiz Ar-Ge ve inovasyona
yönelik sahalarda çalışacak nitelikli insan
gücünün stratejisinin de bugünden çok
doğru şekilde belirlenmesi ve bu strateji ile
yol haritasının oluşturulması sürecine özel
sektörü de dahil etmek son derece
isabetli olacaktır” diye konuştu.
En çok Ar-Ge harcaması
yapan grubuz
Ar-Ge kavramı henüz Türkiye’de
yokken, Koç Topluluğu’nun kurucusu
merhum Vehbi Koç’un, ülkeleri ve
şirketleri geleceğe taşıyacak yolun
araştırma ve geliştirmeden geçtiğini
kavrayarak, yatırım planlarına Ar-Ge
çalışmalarını da dâhil etmeye başladığını vurgulayan Koç, “Yaklaşık yüzde
10’luk bir payla, ülkemizin özel sektörde en çok Ar-Ge harcaması yapan
grubuyuz. 2007-2014 yılları arasında
Topluluğumuz, Ar-Ge’ye yaklaşık 4,5
milyar TL yatırım yapmıştır. Bünyemizde bulunan 14 Ar-Ge merkezimizde
3 bini aşkın mühendisimiz görev
yapmaktadır. Bu rakam, ülkemizdeki
Ar-Ge merkezlerinde çalışan, tescil
edilmiş mühendis ve doktoralı mühendisin yüzde 20’sini teşkil etmektedir.
Tüm bu yatırımlarımızın sonucu olarak, geçen yıl 563 yeni patent başvurusu yaptık. Koç Topluluğu olarak
bugüne kadar yaptığımız gibi gelecekte
de ülkemize olan sonsuz inancımızla,
kendi yeteneklerimize de güvenerek,
yatırım yapmaya kararlıkla devam
edeceğiz.“
5 yılda 300 milyon doları aşan
mühendislik ihracatı yaptık
Ford Otosan’ın 1959 yılında lisans
alarak başladığı faaliyetlerine bugün
lisans vererek ve know-how üreterek
devam ettiğini belirten Ali Y. Koç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ford Otosan hali hazırda Ford Avrupa’nın ticari
araç üssüdür. Son 5 yılda Türkiye’den
dünyaya 300 milyon doları aşan mühendislik ihracatı yaptık. Bu rakamın
önümüzdeki yıllarda giderek artacağını öngörüyoruz. Zira Türk mühendisi
ve işçisinin gücüyle tasarlanıp üretilen,
fikri mülkiyet haklarının yüzde yüzüne
sahip olduğumuz Cargo kamyon ve
Ecotorq motorumuzun dünyanın en
büyük kamyon pazarı olan Çin’de
üretilmek üzere Çin’in JMC firması ile
lisans anlaşması imzaladık. Böylelikle
Ford Otosan, Türkiye otomotiv sektörünün bu ölçekte “teknoloji ihracatı”
gerçekleştiren ilk şirketi olmuştur.”
Samardzich: Ford Otosan
mühendisleri, Global Ford için
çalışıyor
Törene katılan Ford Avrupa Operasyonlar Başkanı Barb Samardzich
da konuklara hitap etti. Samardzich,
“Sancaktepe Ar-Ge Merkezi, ‘One
Ford’ stratejisi doğrultusunda şirketimizin global ürün geliştirme yaklaşımı
için büyük önem taşıyor.” dedi. Hafif
ticari araç modellerinin tamamının
son 2 yıl içinde yenilendiğini, ürün
gamına yeni modellerin eklendiğini ve bunda en büyük payın Ford
Otosan’ın olduğunu da hatırlatan
Samardzich, şöyle devam etti: “Ford
Otosan, Ford’un global ürün geliştirme ekibinin ayrılmaz bir parçası olarak
hafif ve ağır ticari araçlarımız ile motor
sistemlerinin geliştirilmesinde büyük
bir sorumluluk üstlenmiş durumdadır.
Bu muhteşem Ar-Ge Merkezi’nde
çalışan ve gelecekte çalışacak olan
mühendisler dünyanın en iyi eğitimli
ve yetkin mühendisleri arasında yer
alıyor. Bu mühendisler, araç ve motor
sistemlerini tasarlayıp, geliştirip test
edebilecek yetkinliğe ve deneyime
sahip bu takımın bir parçası olarak,
yeni Ar-Ge merkezinde daha da iyisini
başaracak. Ford 3 yıl önce Avrupa’nın
Fikri Işık
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı
7’nci en büyük ticari araç markası
iken 2015’te birinciliğe yükseldi. Yeni
modellerimizin katkısıyla Avrupa’nın
ikinci en çok satan otomobil markası
konumumuzu da pekiştirdik. Bu büyük
başarıda Ford Otosan ve çalışanlarının
önemli katkıları bulunduğunu belirtmek isterim.”
En büyük ticari araç
üreticisi olduk
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar
Yenigün, ise Ford Otosan’ın bugün bir
sanayi şirketi olmasının yanı sıra bir
mühendislik şirketi olarak anılmasını,
1961 yılında otomotiv sektöründeki
ilk Ar-Ge çalışmalarını başlatmasına borçlu olduklarını kaydederek,
“Bugün Ford Otosan, Ford Motor
Company’nin Avrupa’daki en büyük
ticari araç üretim merkezidir. Yılda
415 bin araç üretim kapasitesi ile
Türkiye’nin en büyük otomotiv şirketidir” dedi.
Sektörümüzün
ihracat şampiyonuyuz
“Ford Otosan, 2011-2014 yılları
arasında yaptığı 1,6 milyar doların
üzerinde yatırım ile aynı zamanda
sektörünün en büyük yatırımcısı olma
gururunu taşımaktadır. Bu sayede
2014 yılı itibariyle şirketimizin piyasa
değeri 4,9 milyar dolara ulaşmıştır”
diyen Yenigün, konuşmasına şöyle
devam etti: “Şirketimiz, 3 üretim tesisi,
Ar-Ge merkezleri ve diğer faaliyetleri ile 10 bin kişiye istihdam yaratan
büyük bir ailedir. Türkiye’nin en büyük
2. sanayi kuruluşu olarak 2014 yılında
245 bin adet hafif ticari ve ağır ticari
araç üretmiştir. Ve bu sayede de Türki-
Ali Y. Koç - Koç Holding Yönetim Kurulu
Üyesi ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı
ye ticari araç üretiminin yüzde 56’sını gerçekleştirmiştir. Ulaştığımız bu adetler bizi
12 milyar TL ciro ile tarihimizin en yüksek
seviyesine taşımıştır. Türkiye ticari araç
ihracatının da yüzde 62’sini yaptığımız
2014 yılında, bu satışlardan 3,5 milyar
dolar ihracat cirosu elde edilmiştir. Son
5 yılda yaptığımız araç, parça ve mühendislik ihracatı ile 2 miyar dolar net ihracat
gerçekleştirilerek, Türkiye’nin dış borç
problemini gidermek konusunda olumlu
bir katkı sağlanmıştır. Üretim ve satışlarla
bu başarıları elde ederken, bir yandan da
Ar-Ge çalışanı kadromuzu 2002 yılından
bu yana tam 7 kat artırdık. Bugün 1.350
mühendisimizle, sektörün en büyük ArGe organizasyonuna sahibiz.”
Türkiye otomotiv sektörünün Ar-Ge
alanındaki en köklü ve geniş kapsamlı faaliyetlerini gerçekleştiren
Ford Otosan’ın 68 milyon TL’lik
yatırımla hayata geçirdiği Sancaktepe Ar-Ge Merkezi’nde 1.200’ü aşkın
çalışan, Ford Otosan’a ve Türkiye’ye
katma değer yaratmaya devam
edecek. Temeli Temmuz 2013’te
atılan ve 38 bin metrekarelik bir
alan üzerine inşa edilerek 2014’ün
sonunda faaliyete geçirilen merkez;
Türkiye’de bir ilk olan Sanal Gerçeklik Laboratuvarı’nın (CAVE) yanısıra
motor yazılımı yapılan HIL Laboratuvarı ve Tasarım Stüdyosu ile tüm
dünyaya Türkiye’den araç ve motor
geliştirmeye devam edecek.
Haydar Yenigün: “Önümüzdeki
dönemde de, teknoloji ve inovasyona öncülük ederek hem Türkiye’de
hem de uluslararası arenada rekabet
gücümüzü artıracağız.”
Haydar Yenigün
Ford Otosan Genel Müdürü
haziran 2015
Törende konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ar-Ge’ye verdikleri desteği ve bunun Türkiye’nin
uluslararası arenadaki başarısına
yaratacağı katkıyı anlattı.Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinin aynası
olduğunu ifade eden Işık, Türkiye’nin
otomotiv endüstrisindeki teknolojik
dönüşümün uzağında kalamayacağını
kaydetti.
48
Okt Trailer 10 yıldır Alcoa jant kullanıyor
Tasarımlarında güvenli hafifl iği esas alan
OKT Trailer, ürünleri için tamamlayıcı
unsurları seçerken de aynı prensiple
hareket ediyor. OKT Trailer, 10 yıl önce
kullanmaya başladığı Alcoa jantlarını
bugün geldiği noktada, güvene dayalı, iyi
ilişkiler sonucunda tek alüminyum jant
tedarikçisi olarak ilan etti.
OKT Trailer, Yönetim Kurulu Başkanı Gökhan Maraş bu kararı şöyle
açıklıyor; “Günlük aktivitelerimiz
içinde birçok iş ortağı ile çalışıyoruz
ve Alcoa’nın aralarındaki en güvenilir
ortak olduğunu gördük. Alcoa sadece
en yüksek kalitede jantı üretmiyor,
aynı zamanda en üst kalitede servisi
de sağlıyor. Alcoa ile çalışmaktan
keyif alıyoruz ve bu sebeplerden dolayı Alcoa jantlarını tek Alüminyum
seçeneği olarak sunmak bizim için
mantıklı bir karar oldu.”
Alcoa, Macaristan’da genişletilmiş jant
üretim tesisi açıyor
Yüksek performanslı ve hafif metal sektörüne liderlik eden Alcoa,
Macaristan’da genişletilmiş jant üretim tesisini açtı. Tesislerin büyümesi,
Alcoa’nın Dura- Bright® EVO yüzeyi
işlenmiş jant üretim kapasitesini, 2014
üretim seviyelerine kıyasla iki katına
çıkarıyor.
Bu genişlemeyle Alcoa, Avrupa’nın
hafif, dayanıklı ve az bakım gerektiren
alüminyum kamyon jantlarına yönelik artan talebini karşılayabilecek.
Alcoa Wheel and Transportation
Products’ın BaşkanıTim Myers.
Konuyla ilgimi yaptığı açıklamada
“Bu genişleme sayesinde Alcoa,
Avrupa’nın yenilikçi alüminyum
kamyon jantlarımıza yönelik artan
talebini karşılayabilir duruma gelecek, ayrıca buna yeni görünümünü
daha uzun süre koruyabilen, bakım
maliyetlerini düşüren ve taşıma
kapasitesiyle yakıt tasarrufunu
yükselten, temizlemesi en kolay
jantlarımız da dahil,” diyor.
Myers, 2010’da global satışların
yüzde 30’unu oluşturan alüminyum kamyon jantı satışlarının
2018’de yüzde 50 oranına yükselmesinin beklendiğini belirtti.
Üye İletişim Bilgileri
AKSOYLU TRAYLER RÖMORK SANAYİİ VE TİCARET A.Ş.
Organize San. Bölgesi Mümtaz Zeytinoğlu Bulvarı 6. Cad. 26110 ESKiŞEHiR
Telefon : +90 (222) 236 04 51 ( 3 hat ) - 236 14 63 Faks: +90 (222) 236 14 39
[email protected] www.aksoylu.com.tr
ALİ RIZA USTA
Hacı Yusuf Mescid Mah. Ankara - Adana Çevre Yolu 4. Km (Sedirler Çıkışı) Karatay / KONYA
Telefon : +90 (332) 342 60 00 (5 Hat) Faks: +90 (332) 342 60 00 [email protected] www.alirizausta.com
AYDENİZ DORSE SAN.TİC.LTD.ŞTİ.
Büyükkayacık Mah. K.O.S. Bölgesi 7. Sok. No:23 SELÇUKLU / KONYA
Telefon : +90 (332) 251 74 91 Faks: +90 (332) 251 74 92 [email protected] www.aydenizdorse.com
EFE ENDÜSTRİ VE TİCARET A.Ş.
Ankara Asfaltı 20.km Kemalpaşa – Izmir
Telefon : +90 (232) 877 01 82 Faks: +90 (232) 877 01 91 [email protected] www.efe.com.tr
KOLUMAN OTOMOTİV ENDÜSTRİ A.Ş.
Yenice Otoyol Çıkışı - 33800 Tarsus/MERSİN Telefon : +90 (324) 651 00 20
Faks: +90 (324) 651 00 24 [email protected] www.koluman-otomotiv.koluman.com.tr
Krone Ticari Araçlar San. ve Tic. A.Ş.
İbni Melek Mh. Organize Sanayi Bölgesi 2.Sk. No:1 35900 Tire / İzmir / Türkiye
Tel : +90.232.510 10 47 Fax : +90.232.513 52 20 www.krone.com.tr
MEILLER DOĞUŞ DAMPER SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
Sakarya 1.OSB 2. Yol No:19 Arifiye/Sakarya
[email protected] Telefon: +90 (264) 275 45 56
NURSAN TREYLER
2. Organize Sanayi Bölgesi 20. Sk. No: 14 Selçuklu/KONYA
Telefon : +90 (332) 239 18 12 (pbx) Faks: +90 (332) 239 18 16 [email protected] www.nursantrailer.com
OKT TRAILER SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
Astim Organize Sanayi Bölgesi 3.Cadde No :10 09010 AYDIN Telefon : +90 (212) 444 1 655
Faks: +90 (256) 2310516 [email protected] www.okt-trailer.com
OTOKAR OTOMOTİV VE SAVUNMA SANAYİ A.Ş.
Aydınevler mah. Dumlupınar Cad. No:24 A Blok 34855 Küçükyalı/İSTANBUL
Telefon : +90 (216) 489 29 50 Faks: +90 (216) 489 29 67 www.otokar.com.tr
ÖZ TREYLER VE DAMPER SAN.TİC.LTD.ŞTİ
Merkez Mah. Organize Cad. No: 62 Balçık köyü - Gebze/KOCAELİ
Telefon : + 90 (262) 751 50 30 (Pbx) Faks: +90 (262) 751 50 35 [email protected] www.oztreyler.com.tr
ÖZGÜL TREYLER
Konya Organize Sanayi bölgesi 12.Sokak No:14 Selçuklu - KONYA
Telefon : +90 (332) 444 13 60 (pbx) Faks: +90 (332) 239 19 67 [email protected] www.ozgul.com.tr
SERİN TREYLER
Sancak Mh. Y.İstanbul Cd. No:138 Selçuklu / KONYA
Telefon : +90 (332) 239 06 10 (Pbx) Faks: +90 (332) 239 06 13 [email protected] www.serin.com.tr
SEYİT USTA TREYLER SANAYİ VE TİC. LTD.ŞTİ.
Tuzla Mermerciler Organize Sanayi Bölgesi 2. San. Cad. No: 20 Tepeören - Tuzla/ İSTANBUL
Telefon : +90 (216) 593 91 06 / 07 / 08 Faks: :+90 (216) 593 91 09 [email protected] www.seyitusta.com
TAKDİR DORSE & DAMPER
Horozluhan Mahallesi Uzman Sanayi Sitesi Rüya Sokak No:6 KONYA
Telefon : +90 (332) 251 64 32 Faks: +90 (332) 249 22 07 [email protected] www.takdir.com.tr
TIRSAN
Osmangazi Mah. Yıldızhan Cad. 34887 Samandıra / İSTANBUL
Telefon : +90 (216) 564 02 00 Faks: +90 (216) 311 8097 [email protected] www.tirsan.com.tr
YALÇIN DORSE DAMPER SAN. TİC.
Fevzi Paşa Mah. 64. Sok. No:56 E-5 Karayolu Üzeri Değirmenköy – Silivri/İSTANBUL
Telefon : +90 (212) 735 39 49 pbx Faks: +90 (212) 735 39 45 [email protected] www.yalcindorse.com.tr

Benzer belgeler

Treyler sekTörünün kalbi Hannover`de aTTı

Treyler sekTörünün kalbi Hannover`de aTTı Treyler Sanayicileri Derneği adına imtiyaz sahibi Kaan Saltık Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakurt Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ayhan Eryazar Yayın Kurulu Recep Serin, Murat Tokatlı, Fehir Bulutlar, ...

Detaylı