makale metni - M. Tuğrul Kırmızı

Transkript

makale metni - M. Tuğrul Kırmızı
1/6
Tüketime Sunulan Bilginin Karanlığında Türkiye’de Güncellenmesi Gereken
Planlama Süreçlerinin Marksist Eleştirisi Konusunda Bir Deneme
Mahmut Tuğrul Kırmızı
Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi
[email protected]
Giriş:
Okumakta olduğunuz çalışma bir süredir yayına sunum sırasını bekliyordu. Yazının olgunlaşması için
gereken süreçleri de içeren bu bekleme süresi söz konusu sunumun gerçekleşmesini bu zamana
kadar geciktirdi. Ne var ki bazen sözün söylenmesini zorunlu kılan bir an gelir. Başka bir deyişle
diyalektik olarak gelişen dinamikler eşiğin geçilmesini zorunlu kılar. Bundan dolayı yazımızın
ülkemizde bilinen ve YÖK baskısı altındaki üniversitelerimizde zorunlu olarak gelenekselleşen
akademik çeyiz biriktirimi anlamında değerlendirilmemesi dileğimizdir. Ülkemizde sol düşünce
üzerinde yoğunlaşan baskılar başlığında “Marksist Eleştiri” tanımını taşıyan bir çalışmanın meslek
dergilerinde yayınlanmasını olanaksız kılıyor. Böyle bir tanımı kaldırarak yazının içeriğini sulandırmaya
dönük bir tavrı benimsemek ise bizim gibi çalışmalarına yüreğini koymayı bilimsel ahlakın vazgeçilmez
bir parçası olarak kabul eden yazarlar için mümkün olamıyor. İşte bu nedenle okurlarımızı yazımızı
eleştirel katkılarını esirgemeden okumaya ve ülkemizde bilimsel alanda marksist düşüncenin sesini
duyurmaya çalışan bir fikir emekçisinin düşünsel ürününü değerlendirmeye çağırıyoruz.
8 Kasım Dünya Şehircilik Günü etkinlikleri kapsamında bu yıl düzenlenen 6. Türkiye Şehircilik
Kongresi, Şehir Plancıları Odası ve Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge
Planlama Bölümü işbirliğiyle 6-7-8 Kasım 2006 tarihlerinde İzmir’de gerçekleştirildi. Kongrenin ana
teması düzenleme kurulu tarafından, “planlama, siyaset ve siyasalar” olarak belirlenmiş bulunmakta
idi.
Emperyalizmin dümen suyunda giderek vahşetini artıran kapitalist söylemin kendisinden başka bir
dünyanın haberini vermeye cüret edecek düşünsel emekleri yok etmeye kurgulandığı aşikar olmakla
birlikte “planlama, siyaset ve siyasalar” başlığı altında toplanan bir kongreden yine de bazı
beklentilerimizin olması meslektaşlarımız tarafından doğal karşılanmalıdır. Ne var ki emekçi
yığınlardan soyutlanmış ve eğitimi bir satıcı – müşteri ilişkisine indirgemiş anti kampus projelerinin
özgün örneklerinden biri olan D.E.Ü. Tınaztepe Yerleşkesi’nde gerçekleşen söz konusu kongre bizi
tam bir hayal kırıklığına uğrattı.
Genel bir tanımlama ile “Kent ve Bölge Planlama Bilim Dalı” kapsamında araştırma ve uygulama
yapmakta olan meslektaşlarımızın üç temel alanda hizmet verdikleri söylenebilir. Bu alanlar: a)Bilim,
b)Estetik, c)Ahlak üçlemesi ile belirlenmektedirler. Emperyalizm”in “Yeni Dünya Düzeni – New World
Order” veya daha doğru bir deyişle “Yeni Dünya Düzensizliği – New World Disorder” bağlamında
dünya uluslarına dayattığı “Global Bütünleşme” senaryosu “Vahşi Kapitalizm”in doymak bilmez
sofralarında ulusal, sosyo-ekonomik ve sınıfsal değerlerin öğütülüp yok edildiği “Global Kült
Şölenleri”ne davetiye çıkarıyor.1 Bazen bu şölenlerin ülkemizde böyle “bilimsel” etkinlikler ile
desteklendiğini de görüyoruz. İşte bu “bilimsel” etkinlikler ülkemizdeki planlama süreçlerinin
“maddesini” nedense sürekli olarak ”ariflerin cehaleti taklidi – tecahül-i arifane” ile gözlerden
kaçırmaya ve böylece zihinleri bulandırmaya kurgulanıyor. Oysa planlama süreçleri de tıpkı insanlık
tarihi gibi sınıf mücadeleleri bağlamında evrimleşirler ve bu mücadelelerin tarihini yansıtırlar.2 “Kapital”
den önceki “Varidat”3 yaklaşımını gerçekleştirmiş olan ülkemiz kültürü üniversitelerinin çatısı altında
planlama süreçlerinin “maddesinin” bu denli yadsınmasını bizce hiç hak etmiyor. Bilimin mistisizme
dahi yakın durabildiği günümüzde4 bilimsel yelpazenin yadsınamaz bir bölümü olan Marksist düşünce
alanının “planlama, siyaset ve siyasalar” başlığı altında toplanan bir kongrede böylesine yok
sayılabilmesi esef vericidir.
Söz konusu kongrede sunulan düşün ürünleri güzeli ve kendilerince doğru olanı anlatırken metotlarını
ve ideolojilerini net bir şekilde ortaya koymayan ürün sahipleri tarafından sunuldu. Oysa estetiğin ve
ahlakın kuralları olmaz, ideolojisi olur.5 Bunun yanında örneğin ekonomi bilimi bir bilim dalından ziyade
ideoloji bağlamında değerlendirildiğinde gerçek anlamını kazanır. Böylece dönemlere, zaman
dilimlerine, sınıf mücadelelerine ait olgular gerçek duruşları içinde ve “maddesi” aşısından incelenebilir
2/6
hale gelirler.6 Ne yazık ki ülkemizde “Kent ve Bölge Planlama Bilim Dalı” alanında yapılan çalışmalar
istisnalar dışında tarihsel birikimimize tarihin “maddesi” açısından gereğince yaklaşmadıklarından7
geçmişini sınıfsal mantık ile kavrayamayan bir toplumun geleceğine ait projeksiyonları sağlıklı bir
kurgu ile planlama bağlamında düşün perdesine yansıtması mümkün olamıyor. Oysa ki sınıf
mantığında düşünmek için mutlaka belirli bir dünya görüşünün formatına girmek gerekmez. Örneğin
Marx’ın bazı düşüncelerinin bugün Marksist olmayanlar hatta eski Marks karşıtları tarafından da takdir
gördüğü bilinmektedir.8 Dünyadaki düşün alanının tümünün ABD güdümlü global bir sığlık ile9 işgal
edilemeyeceği; tam tersine temeli diyalektik evrimleşme olan bir felsefe alanının zamanın sürekliliği
içinde kendisini de evrimleştirmesinin doğal olduğu artık anlaşılmalıdır.10 Böylece diyalektik evrim ve
siyasal ekonominin yeni yorumlar ve yeni bir nefes ile geleceğe dönük projeksiyonları zenginleştirdiğini
izlemek mümkün olur.11
Bu çalışmanın temel amacı söz konusu kongrenin öznel eleştirisi değildir. Ne var ki yukarıda belirtildiği
üzere çalışmanın yayına sunum kararı üzerinde bu kongrenin çok önemli bir etkisi olduğunu
yineleyerek emeğimizi sergilemeye başlayalım ve bu kongrede ideolojik içeriğinden sıyrılarak ele
alınan belirli kavramlaşmaları Marksist bakış açısından irdeleyelim
Bazen öyle bir an gelir düz yazı anlamsızlaşır. Ve bazen bir tek şiir böyle bir yazının ideolojik bazını en
yalın bir ifade ile anlatabilir. O zaman sözü şiire vermeli ve örneğin Nazım Usta’nın özgün öğretisini
Mimarlık mesleğinin gerekleri açısından “Kent ve Bölge Planlama Bilim Dalı” bağlamında anlamaya
çalışmalıdır:
EVLER
evler tek katlı da olabilir yüz katlı da
is bunda değil
yeter ki sokaklarımızı ezmesinler yeter ki temiz çevik güler yüzlü görsünler hizmetimizi
çıplak duvarlara diyeceğim yok taze ve canlıysalar
dar pencereler giyotini hatırlatır bana
pencere dost sözü gibi rahat ve geniş olacak
ağaçsız asfaltı sevmiyorum
parklarda göller göllerde ak kara kuğular olabilir hatta ara sıra bando mızıka
ama en önemlisi parklarda öpüşülebilmeli
aptal ölü ellerini operette arya söylermiş gibi açmış mankenleri sevmiyorum
tastan ve tunçtan insanları sevmiyorum
tabanlarından inip aramızda dolaşmıyorlarsa
bankaları ve hükümet konaklarıyla övünen şehirleri sevmiyorum
sevdiğim şehirler sağlık evleriyle övünenlerdir çocuk bahçeleriyle övünen şehirler
24 Mayıs 1962, Moskova
Nazım Hikmet
Üniversitelerimizde “Mimarlık” ve “Kent ve Bölge Planlama” bilim dallarında öğretim görmekte olan
öğrencilerimiz eğitim sürecinin sonunda sadece yukarıdaki dizelerde kısa ve öz olarak verilmiş
bulunan içeriği anlasalar söz konusu sürecin gerekleri yerine getirilmiş olur. Ne yazık ki YÖK güdümlü
üniversitelerimizde böyle bir bilginin öğrencilerimize ulaşmaması için gereken bütün önlemler titizlikle
alınmaktadır. Durum böyle olunca her iki bilim dalında yapılmakta olan öğretim emperyalist çıkarlara
hizmet etmek üzere yetiştirilmekte olan edilgin teknik elemanlar yığınına iletilen teknik bilgiler
seviyesine indirgenmektedir. Başka bir deyişle kitaplarda zaten yazılı olan sıradan teknik bilginin
öğrenciye yeniden aktarılması “öğretim” başlığı altında geleceği şimdiden kurgulanmış edilgin sürülere
dayatılmaktadır. Bu seviyede verilen “öğretimin” uygulama alanındaki yansımaları hakkında verdiğimiz
örnekler bundan önceki çalışmalarımızda ayrıntıları ile izlenebilir.12
Güncellenmesi gereken planlama süreçlerinde Marksist bakış açısından “Tüketime
Sunulan Bilginin Karanlığı” bağlamındaki kavramlaşmalar:
Emperyalizmin “Yeni Dünya Düzeni – New World Order” veya daha doğru bir deyişle “Yeni
Dünya Düzensizliği – New World Disorder” bağlamında dünya uluslarına dayattığı “Global
Bütünleşme” senaryosu giderek her şeyi “satıcı – müşteri” ilişkisine indirgiyor. “Akademia”
3/6
çatısı altında üretilen bilgi dahi bu senaryodan payına düşeni alıyor.13 Bu duruş içinde artık
“tüketime sunulan bilginin kaç para ettiği” veya “kişiye yönelik maddesel çıkarlar açısından
neye yaradığı” önemli. Eğitim felsefesine de yansıyan bu anlayış bir noktada okullarda
öğretilenlerin yararlı olup olmadığını hatta zararlı olup olmadığını sorgulamayı da gündeme
getirebiliyor. Böylece “kültürel devrim için yeni bir anayasanın yazılması zorunluluğu” da
bilimsel bir tartışma ortamının konusu olabiliyor.14 Bu durumda “bilginin aydınlattığı” bir
tartışma ve fikir üretme ortamının yerine “global söylemin güdümündeki bilginin karanlığında”
izin verilmiş olan alanda “tüketime sunulan” bilgi sunum hızını aşan bir acele ile tüketiliyor. Bir
anlamda M.Ö. 20 lerde tanımlanmış olan kavramlaşmaya geri dönülüyor.15 Bütün bunlara
karşın böyle bir karanlık altında olmak bizi gerekli sözü söylemekten alıkoymamalıdır. Tam
tersine bizler fikir emekçileri olarak bu ışıksız kuyudan nasıl çıkacağımızı ve tüketim
toplumunun içinde bulunduğu esaretin zincirlerini nasıl kıracağımızı enine boyuna
tartışmalıyız. Çünkü Marksist görüşe göre tüketim toplumunda iki tür esaretten söz edilebilir.
Birinci tür esaret bağımlılıktan, ikincisi ise hasetten oluşur.16
Güncellenmesi gereken planlama süreçlerinde Marksist bakış açısından “Sınıf
Yapılanmaları ve İşçi Sınıfı” bağlamındaki kavramlaşmalar:
“Omnia mutantur nos et mutamur in illis”17 Evet, Her şey değişir. Değişmeyecek olan tek şey
ebedi değişim kavramının kendisidir. Marksizm’i “sonlu – end state” önermelerden ibaret
görmek düsturu “diyalektik materyalizm – eytişimsel özdekçilik” olan devingen bir düşünce
biçiminin gereğince anlaşılmadığını ifade eder. Bu nedenle Marksizm özünde ebedi değişimin
maddesini taşıyan bütüncül bir metot ve düşünsel evrimleşmenin yönünü gösteren bir pusula
olarak değerlendirilmelidir. Marks sonrası dönem hakkında sağlıklı okumaların yapılabilmesi
için Marks’ın düşünsel emekleri18 ve Marks sonrası dönem hakkındaki bilimsel tartışmalar19
gereğince irdelenmelidir. Böyle bir irdelemeden günümüzün sınıfsal yapılanmalarına ait
güncellenmiş betimlemeler ve emekçi sınıfın emperyalizme karşı vermekte olduğu
mücadelenin güncel açılımları ortaya çıkar. Marksist tespitleri sadece kendi dönemi içindeki
sosyo-ekonomik olguların yapısal algılanması çerçevesinde yorumlamak bu düşünce
sisteminin gereği gibi anlaşılamadığını gösterir. Başka bir deyişle Marks ortaya koyduğu metot
ile kendisinden sonra gelecek olan ve kendisini güncelleyecek olan diyalektik devinimin
tanımlamasını da yapmıştır.
Güncellenmesi gereken planlama süreçlerinde Marksist bakış açısından “Ülke Planlama
– Bölge Planlama” Bağlamındaki Kavramlaşmalar:
Globalleşme giderek artan bir ivme ile “Yeni Dünya Düzeni” mantığında gelişir ve
Emperyalizmin parametrelerini de içinde barındırırken bu gelişimi kaderin bir parçası saymak
eğilimi de ezilen kitlelere “stratejik bilgi bulaştırma” kurguları ile dayatılıyor.20 Böylece parça
başı çözümlerin bir araya gelmesinden oluşan “yamalı bohça” mantığı da ülke planlama ve
bölge planlama ile ilgili kavramlaşmaların unutturulmaya çalışılmasına paralel olarak egemen
kılınmaya çalışılıyor. Ülkemizde Devlet Planlama Teşkilatının bir süre yürüttüğü çok başarılı
çalışmaların böyle bir karşı kurgu ile etkisizleştirilmesi ve adı geçen teşkilatın söz konusu
parça başı çözümlere danışmanlık veren bir yan kuruluş haline indirgenmesi ülkemizde bu
yönde bilinç ile yürütülen siyasaların tamamlayıcı parçalarından biri olarak algılanmalıdır.
Halbuki ülke planlama genel mantığı içinde yürütülecek bölge planlama stratejileri aslında
yerelleşmeye ve yerel açılımları da içeren demokratik önermelere engel olmazlar. Global ve
yerel yaklaşımların karşılıklı etkileşimli bir demokratik yapılanma içinde bütünleştirilmesi
emekçi yığınların çıkarlarının gözetilmesi ve temsil haklarının korunması kaydı ile Marksist
görüş açısından da olumlu yorumlanabilir.21 Burada temsil hakkı ve bu hakkın emperyalist
demokrasi bağlamındaki dayatmalara karşı savunusunun nasıl yapılacağı başka bir
çalışmamızda inceleneceğini de burada belirtmeliyiz.
Güncellenmesi gereken planlama süreçlerinde Marksist bakış açısından “Aktif Yurttaş”
bağlamındaki Kavramlaşmalar:
4/6
Yurttaş sınıf bilinci içinde davranmadıkça nasıl aktif olacak? Sisteme karşı alternatif
geliştirmeyen, ancak sistem içindeki alternatiflerin sanal rahatlatıcılığına sığınmaya
yönlendirilen yurttaş sistemin bütününü nasıl kavrayacak? Aktif, yani siyasete katılan, dahası
siyaset yapan yurttaş kendisine sunulan engebeli topografyanın bütün engellerini aşsa bile
ayrı ayrı parçalardan oluşan emekler giderek sistemin bütününü nasıl etkileyecek? Bir sistem
parçalarının basit toplamından ibaret değildir. Sistem parçalarına ayrıldığında o parçalar tek
başlarına sistemin niteliğini göstermezler.22 Emperyalizmin kitlelere dayattığı “Göstermelik
Demokrasi” içinde bu türlü sanal katılım gösterileri kitlelerin pasifize edilmesi çabalarını
sahneye koyan kurgulardan ibaret olarak değerlendirilmektedir. Kapitalist düzen içindeki
“demokrasi” kavramının idealler, limitler ve bu bağlamda verilen mücadeleler açısından
sınıfsal mantığa oturtulmuş bir irdelemesi yapılmadan ve bu süreçler emekçi kitleler ile
tartışılmadan eski tabir ile “hüda-i nabit” yani kendiliğinden yetişen bir “aktif yurttaş”
kimliğinden söz edilebilir mi?23 Planlamaya halkların demokratik katılımı kavramı söz konusu
planlama süreçlerinin tümüne bu halkların bütünü tamamlayıcı ve vazgeçilemez birimler olarak
katılımı bağlamında ele alınmalıdır. Bunun dışındaki yaklaşımlar emekçi yığınların sahte
“katılım” senaryoları ile aldatılmalarından başka bir anlam taşımazlar.
Güncelleşmesi gereken katılım kavramlaşmaları içinde ulus devlet, global sistem ve
demokrasi ile ilgili bütün açılımlar incelenmeli ve emekçi yığınların bilgilenmesine açılmalıdır.24
Bütün bu irdelemelerden bağımsız olarak “Aktif Yurttaş” kimliğinin gelişmesini beklemek
göstermelik demokrasinin güdümündeki işbirlikçi akademizmin emekçi yığınları yadsıyan
yutturmacası olarak kendisini ortaya koymaktadır. Global sömürünün egemen olduğu sınırsız
bir dünyaya25 emekçi halkların düşünme yeteneklerini ve sınıfsal haklarının savunulması
yönündeki reflekslerini yok ederek varmak vahşi kapitalizmin “Global Gelişim” yutturmacası
altında güncellenmiş rüyasıdır.
Güncellenmesi gereken planlama süreçlerinde Marksist bakış açısından “Global
Gelişimin Yanında Yerelleşmenin Desteklenmesi” bağlamındaki kavramlaşmalar
Global gelişimin yanında yerelleşmenin de desteklenmesi Emperyalizmin emekçi yığınlara
dayatması bağlamındaki batı güdümlü sözde demokrasiler tarafından da sürekli gündemde
tutuluyor. Böylece “Planlamada Demokratik Kitle katılımı” bağlamında gerçekleştirilmesi
gereken ve tabandan gelecek halk meclislerine temsil hakkı tanıyan gerçek bir demokratik
modelin göstermelik ve sistemden yalıtılmış maketi vitrinde tutuluyor. Oysa böyle bir model
ancak söz konusu temsil hakkının gerçekten tanınması ve yaygın örgütlenmesi ile demokratik
işlevini kazanabilir. Bunun için de “Demokratik Kitle Katılımı” bağlamındaki düşünsel birikim ve
güncellenmeler ülkemizdeki bilimsel çevrelerde gereğince tartışılmalıdır.26
Sonuç
Emperyalizm çıkarları doğrultusunda geliştirdiği düşünsel açıdan derinliği olmayan, sömürüye
açık ve tek boyutlu bir dünya projesini uygulamaya koymuş bulunmaktadır. Gelişmiş
endüstriyel toplumların ideolojisi bağlamında tek boyutlu insan27 ve tek boyutlu dünya
kavramlaşmaları düşün alanında oldukça eskilere dayanan geniş bir tartışma ortamında
irdelenmektedir. Planlama süreçleri ve bu bağlamdaki kavramlaşmaların Marksist eleştirisi bu
düşünsel birikimden alınan dersler ile zenginleştirilerek bu konu ile ilgilenmekte olan
araştırmacıların ve özellikle öğrenim görmekte olan genç meslektaşlarımızın bilgi ve
irdelemesine sunulmalıdır. ABD dolarının üzerinde “Novus Ordo Seclorum – Çağların Yeni
Düzeni” mottosu ile kendisini deklare eden “Yeni dünya Düzeni – Düzensizliği”nin dayattığı
resmi söylemin dışında var olan onurlu bir yaşam hakkından haber veren düşün ürünlerinin
ülkemizde okuyucuya ulaşması medyada giderek artan bir baskı ile engellenmektedir. Bu
engellemeler bizleri yıldırmamalı, tam tersine düşünsel ürünlerin daha yüksek düzeylerde
üretilmesi ve emekçi yığınlara sunumu konusundaki ısrarımızı kamçılamalıdır. Devrimlerin
başladıktan sonra asla bitmediğini bilerek28 ebedi ışığa doğru sınıf bilinci içinde yürümeliyiz.
5/6
1 Kırmızı, M. T., "Bölge Planlamanın İdeolojisi / Güncellenmiş Ulusal Bölge Planlama Stratejilerine Doğru
bir Sistem Yaklaşımı", Ortadoğu Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen "Dünya Şehircilik Günü 28.
Kolokyumu - Değişen - Dönüşen Kent ve Bölge - Yeni bir olgu olarak Kentsel Bölgeler - Bölge Kentler
Kapsamında Planlamanın ve Yerel Yönetimlerin Yeniden Yapılandırılması" bağlamında sunulan bilimsel bildiri,
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi - Ankara, 8-9-10 Kasım 2004. "Değişen Dönüşen Kent ve Bölge", Bildiri
Kitabı, Ortak yayın, Hakemli, TMMOB Şehir Plancıları Odası - Ortadoğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir
ve Bölge Planlama Bölümü, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Ortak Yayın Serisi _ © 2005, yazar ( Yayın kurulu
kararı: 04.05.2005 / 2 ) ISBN: 975-395-955-9 (tk) - 975-395-956-7, BBC Basım ve Matbaacılık, Ankara, 20005,
s. 237-250.
2 Marx, K., Engels, F., “The Communist Manifesto”, ISBN: 0-7178-0241-8, (İlk Basım:1848), International
Publishers 1999.
I -- Bourgeois and Proletarians: “The history of all hitherto existing society is the history of class
struggles”.
Marx, K., “Capital”, I, Moscow, 1965. Capital, III, Moscow, 1962.
. “Grundrisse: Foundations of the Critique of Political Economy”, (1857). London: Pelican Marx
Library, 1973
“Theories of Surplus Value”, Part I & Part II, Moscow, 1971.
“Theorien über den Mehrwert”, Teil1, Dietz Verlag, Berlin, 1956.
“Theorien über den Mehrwert”, Teil2, Dietz Verlag, Berlin, 1959.
“Theories of Surplus Value, Part 1”,. Burns, E. (Trans.),Moscow, Progress Publishers, 1963.
“Theories of Surplus Value, Part 2”, Ryazanskaya S. W., (Trans.),, Moscow: Progress Publishers,
1968.
“Theories of Surplus Value, Part 3”, Cohen, J. & S. W. Ryazanskaya (Trans.)., Moscow, Progress
Publishers, 1971.
3 Ketene, C., “Varidat: Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Simavi”, Kültür Bakanlığı, 1990.
Seyyid Muhammed Nur, (Haz.) Bilginer M. S., H. & Varlı H. M., “Varidat şerhi . Simavna Kadısıoğlu Şeyh
Bedreddin Simavi”, Esma Yayınları, 1994.
4 Woods A., & Grant T.,”Reason in Revolt - Marxist Philosophy and Modern Science”, Wellred Publications,
1995.
5 Kırmızı, M. T., "Açık Kod İle Yazmak ve Kentsel Estetiğin İdeolojisi" Yapı Dergisi, ISSN 1300 - 3437 - 45,
İstanbul, No: 272, Temmuz 2004, s. 43 - 56.
Trodsky, L., “Their Morals and Ours: The Class Foundations of Moral Practice”, Pathfinder, New York, 1997,
pp. 48.
6 Levine, N., “The German Historical School of Law and the Origins of Historical Materialism”, Journal of the
History of Ideas, Vol. 48, No. 3 (Jul. - Sep., 1987), pp. 431-451
7 Kıvılcımlı, H., “Osmanlı Tarihinin Maddesi”, Cilt 1 – 2, Tarihsel Maddecilik Yayınları, 1974.
8 Rockmore, T., “Marx after Marxism: The Philosophy of Karl Marx”, Blackwell Publishing, Inc., 2002.
9 Porter, E. O.,. “Fallacies of Karl Marx”, Texas Western College at El Paso, 1962.
10 Hiroshi Uchida (Ed.), “Marx for the 21st Century”, Frontiers of Political Economy, Routledge, 2005.
11 Albritton, R., ”New Dialectics and Political Economy”, Palgrave Macmillan Ltd., 2003.
12
Kırmızı, M. T., "Estetiğin İdeolojisi Bağlamında Bir Vaka Çalışması - Konak Meydanı / İzmir" Yapı Dergisi,
ISSN 1300 - 3437 , İstanbul, No: 288, Kasım 2005, s. 42 - 46.
13 Barnet, Richard J., “Global Dreams: Imperial Corporations and the New World Order”, Simon & Schuster,
1994.
14 Illich, I., “Celebration of Awareness”, Calder & Boyas, 1971.
15 Kilpatrick, R. S., “The Poetry of Criticism: Horace, Epistles II, and Ars Poetica”, University of Alberta
Pres. 1990. Pp. iii.
Kilpatrick, R.S. “The Poetry of Friendship: Horace, Epistles I”, University of Alberta Pres, 1986.
Johnson, W.R., “Horace and the Dialectic of Freedom: Readings in Epistles I”,Cornell, 1983.
"Nos numerus sumus et fruges consumere nati" - Horace, Epistles, book I, epistle 2, line 27:
“Biz kaynakları tüketmek üzere doğmuş bireyleriz” (Horace’ın bu cümlesi tüketici topluma egemen olan
anlayışın tarihteki ilk yazılı ifadesi olarak da değerlendirilmektedir.)
16 Illich, I., “Tools for Conviviality”, Harper & Row, Publishers, 1973.
17
“Her şey değişir ve onların içinde biz değişiriz” – (Terc. Kırmızı. M.T.)
6/6
18
Althusser L, Balibar E, “Reading Capital”, Verso, 1979.
19 Sim S (Ed.), “Post-Marxism: A Reader”, Edinburgh University Pres 1998.
20
Kırmızı, M. T., "Bilgi Nasıl Bulaşır? Aktif + Etkin Öğretim ve Memetics - Belleşim Bağlamında Temel
Tasarım Kavramlaşmalarına Giriş", Gazi Üniversitesi Mühendislik - Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge
Planlama Bölümü tarafından düzenlenen "Planlama Eğitiminde Yaratıcı Düşünce - İlk Yıl Tasarım Eğitimi
Deneyimleri" konulu "Ulusal Çalıştay"a davetli olarak sunulan bilimsel bildiri, Ankara, 28. 02 2003.
21
Kırmızı, M. T., "Bölge Planlamanın İdeolojisi / Güncellenmiş Ulusal Bölge Planlama Stratejilerine Doğru
bir Sistem Yaklaşımı", Ortadoğu Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen "Dünya Şehircilik Günü 28.
Kolokyumu - Değişen - Dönüşen Kent ve Bölge - Yeni bir olgu olarak Kentsel Bölgeler - Bölge Kentler
Kapsamında Planlamanın ve Yerel Yönetimlerin Yeniden Yapılandırılması" bağlamında sunulan bilimsel bildiri,
ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi - Ankara, 8-9-10 Kasım 2004. "Değişen Dönüşen Kent ve Bölge", Bildiri
Kitabı, Ortak yayın, Hakemli, TMMOB Şehir Plancıları Odası - Ortadoğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir
ve Bölge Planlama Bölümü, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Ortak Yayın Serisi _ © 2005, yazar ( Yayın kurulu
kararı: 04.05.2005 / 2 ) ISBN: 975-395-955-9 (tk) - 975-395-956-7, BBC Basım ve Matbaacılık, Ankara, 20005,
s. 237-250.
22 Ackoff, R., “Towards a System of Systems Concepts", Management Science, v. 7/71, 1971.
23 Dryzek, J., “Democracy in Capitalist Times. Ideals, Limits, and Struggles”. Oxford: Oxford University Pres,
1996.
24 Held, D. (ed.), “Democracy, the Nation-State and the Global System”, Political Theory Today, Cambridge:
Polity, 1991.
25 Ohmae, K., “The Borderless World”, Harper Collins, 1991.
26
Krouse, R. W., “Two Concepts of Democratic Representation: James and John Stuart Mill”, The Journal of
Politics, Vol. 44, No. 2, May, 1982, pp. 509-537.
Warren, M. E., “What Can Democratic Participation Mean Today?” Political Theory 30, October 2002, pp.
678-702.
27 Marcuse, H., “One-Dimensional Man, Studies in the Ideology of Advanced Industrial Society” Boston:
Beacon Pres, 1964.
28
Anderson, J. L., “Che Guevara: A Revolutionary Life”, Grove Press, New York, 1998.
“Hasta la VITTORIA, siempre!”

Benzer belgeler