“ K u tu p Y ıld ızı” te ma lı B ayi To pla n tısı`ndab ulu tu k

Transkript

“ K u tu p Y ıld ızı” te ma lı B ayi To pla n tısı`ndab ulu tu k
Di­ya­log
iZOCAM
“Kutup Yıldızı” temalı Bayi Toplantısı'nda bulutuk
Ocak
Şubat
Mart 2012
“Hayatımın en heyecanlı anını İzocam ile yaşadım”, İzocam bayileri “Kutup Yıldızı” temalı Bayi Toplantısı'nda buluştu,
“Mizah en güçlü antioksidan”, İzocam’dan keyifli Barselona seyahati, Doğu Karadeniz’in iki incisi: Rize ve Trabzon
2
Ocak - Şubat - Mart 2012
İZO­CAM Di­ya­log
İzoc­ am Ya­yın Or­ga­nı
için­de­ki­ler
Ya­yın tü­rü
Ye­rel, sü­re­li, üç ay­lık der­gi
İzo­cam Adı­na İm­ti­yaz Sa­hi­bi
A. Nur­i Bul­ut
Ya­yın So­rum­lu­su
İpek Seyh­ an
s. 04
s. 06
Ya­yın Ku­ru­lu
Rö­por­taj
“Hayatımın en heyecanlı anını İzocam ile yaşadım”
İzocam’dan Haberler
İzocam bayileri “Kutup Yıldızı” temalı Bayi Toplantısı'nda
buluştu
Fa­tih Ök­tem, İpek Sey­han, Vol­kan Bi­çer, Be­tül Kı­lıç
Da­nış­man
Dr. Ke­mal Gan­ i Bay­rak­tar
s. 12
Rö­por­taj
“Mizah en güçlü antioksidan”
s. 17
İzocam’dan Haberler
İzocam’dan keyifli Barselona seyahati
s. 18
Yol Hi­ka­ye­le­ri
Doğu Karadeniz’in iki incisi: Rize ve Trabzon
s. 22
Rö­por­taj
Trabzon BEP’e hazırlanıyor
Edi­tör
De­met Şe­ker Ak­gü­neş
Gra­fik Ta­sa­rım
Kadir Kaymakçı
Ya­zış­ma Ad­re­si
İzocam Tic. ve San. A.Ş.
Dil­o­va­sı Organize Sanayi Bölgesi,
1. Kısım Dicle Caddesi No: 8 Dilovası/Ko­cae­li
Tel: (0 262) 754 63 90 Faks: (0 262) 754 61 62
kurumsaliletisim@izoc­ am.com.tr
Ya­pım
Konak Medya
Selahattin Pınar Cad. Cemal Sahir Sok.
Polat İş Merkezi No: 29 Kat: 4-5 D: 45
s. 26
Mecidiyeköy / İstanbul
İzo­cam Kul­la­nan­lar
Trabzon’un prestijli AVM’si Varlıbaş Atapark’ta
İzocam imzası
Tel: 0 212 216 97 00
www.konakmedya.com
Renk Ay­rı­mı ve Bas­kı
Scala Ba­sım Yay­ ım Ta­nı­tım San. ve Tic. Ltd. Şti.
Ye­şil­ce Mah. Girn­ e Cad. Dalg­ ıç Sok­ ak. No:3
4. Lev­ ent / İst­anb­ ul
Tel: (0212) 281 62 00
Faks: (0212) 269 07 34
s. 30
Ki­şi­sel Ge­li­şim
Hafızanızı güçlendirin, unutkan olmayın!
06
12
18
26
Başlar­ken
“Kutup Yıldızı” temalı toplantıda bir araya geldik
Dergimizin Ocak-Şubat-Mart 2012
sayısında, 8-11 Mart tarihleri
arasında gerçekleştirdiğimiz
“12. Uluslararası Bayi
Toplantısı”na geniş yer ayırdık.
Bayi toplantısı haberi ve
röportajlarını keyifle
okuyacağınızı umuyorum.
2
012 yılının ilk Diyalog Dergisi ile sizlerle birlikteyiz. İzocam ailesi olarak
2012 yılına yeni hedeflerimiz ve yoğun
çalışmalarımız eşliğinde “merhaba” dedik. Her yıl olduğu gibi bu yıl da 2011 yılı iş sonuçlarımızı ve 2012 hedeflerimizi, 8-11 Mart tarihleri arasında Kıbrıs Cratos Premium Hotel’de
gerçekleştirdiğimiz “12. Uluslararası Bayi
Toplantısı”nda paylaştık.
Bu yıl toplantımızı, İzocam’ın kuruluşundan beri
sektördeki öncülüğü ve kılavuzluğundan yola çıkarak “Kutup Yıldızı” teması altında gerçekleştirdik. Toplantımıza yurtiçinden 95, yurtdışından
19 olmak üzere, toplam 114 bayimiz katıldı.
Kendilerine katılımlarından dolayı İzocam ailesi
adına teşekkür ediyorum.
Bu yılki toplantımızın en önemli renklerinden
biri “Grand Prix’12 Yarışları” idi. Lefkoşa Zed
Karting Pisti’nde gerçekleştirdiğimiz yarışlara,
hem değerli bayilerimiz ve eşleri hem de
İzocam Pazarlama ekibimiz katıldı. Her yıl olduğu gibi yine ekipler birbirleriyle kıyasıya mücadele ederek eğlendiler ve bir yılın yorgunluğunu attılar. Toplantımızın bir diğer rengi de
Girne’deki Bellapais Manastırı’nda gerçekleştirdiğimiz “Yıldızların Altında” gecesi oldu.
Gecede, manastırın içinde Vokaliz Grubu tarafından verilen keyifli Acapella konserini izleme
imkanımız oldu.
12. Uluslararası Bayi Toplantımızda bu yıl,
İzocam Yönetim Kurulu Üyesi ve Alghanim
Finansal Başkanı Mark Schmitz yaptığı konuşmada, Alghanim Industries şirketiyle ilgili bilgi
verdi, “İzocam’ın Yönetim Kurulu’nda ve bayi
ağında yer almaktan gurur duyuyoruz” dedi.
Schmitz’in konuşmasının ardından İzocam’ın
2011 iş sonuçları ve 2012 hedefleri üzerinde
durduk. Toplantının konuk konuşmacısı ise çok
yönlü ve renkli kişiliğiyle tanıdığımız Gani Müjde
idi. “Gülmesini Bilmeyen, Dükkan Açmasın”
başlıklı konuşma yapan Müjde, keyifli sunumuyla hem eğlendirdi hem de düşündürdü.
Toplantımızda da dile getirdiğimiz gibi İzocam
ailesi olarak 2012’de yatırımlarımıza devam
ediyoruz. Gebze Dilovası’nda mevcut olan 160
bin m2/yıl kapasiteli 2. Hat Ekstrüde Polistiren
Üretim Tesisi’ni, Tarsus’ta mevcut olan arazi
üzerinde inşa ettiğimiz yeni binaya taşıdığımızı
daha önce duyurmuştuk. Tarsus Foamboard
Tesisi’nden ilk sevkiyatı, 18 Kasım 2011 tarihinde Adana’ya gerçekleştirdiğimizin haberini sizlerle paylaşmak isterim. Üretime geçen
GEBKİM Foamboard ve Tarsus Foamboard
Tesislerimizin ardından hedefimiz, geçen yıl
temelini attığımız Taşyünü yatırımımızla kapasiteyi arttırmak. GEBKİM OSB’deki Tesis’te,
6 bin m2’lik kapalı alana, yıllık üretim kapasitesi 4 milyon m2 olan yeni bir Sandviç Panel
Hattı kuruyoruz. En son teknolojiyle donatı-
lan Panel Üretim Hattı’nın İzocam’a ürün çeşitliliği olarak avantaj sağlamasını bekliyoruz. Yeni
Panel Üretim Hattımızı, 2012’nin ikinci yarısında
hizmete açmayı planlıyoruz. Ayrıca bu yıl içinde
Tekiz’e yeni bir hattın alınması söz konusu.
Yatırımlarımız bunlarla sınırlı değil. Kauçuk hattımız için başlattığımız inşaat çalışmalarımızı bu
yıl tamamlamayı, 2013’te de yeni hattımızı devreye sokarak kapasiteyi iki katına çıkartmayı hedefliyoruz. 2013 sonunda yapacağımız yatırımların toplamı 80 milyon lira olacak. Yani 2012
yılında da İzocam ailesi olarak yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu yıl da hedeflerimize
ulaşacağımıza inanıyoruz.
Yatırımlarımızın yanında, 2012’de ürün yelpazemize yeni ürünler eklemeye devam ediyoruz.
Son ürünümüz İzoplan ile su yalıtımı uygulamalarına, temelden çatıya kadar kusursuz bir çözüm sunmayı amaçlıyoruz. Yeni yılda bir diğer
yeniliğimiz de, bayilerimizin işlemlerini yaptıkları
Bayi Bilgi Sistemi uygulamasının, İzocam24
Portal adıyla, www.izocam24.com adresinden
hizmet vermeye başlaması oldu. Yeni altyapıyla
bayilerimizin işlemlerini kolaylıkla yapmalarını
amaçlıyoruz. Bir diğer yeniliğimiz de, geliştirdiğimiz tesisat yalıtımı. Enerji verimliliği için büyük
öneme sahip olan, enerjinin taşınması ve depolanması konusunda verimli yalıtım yapılmasına
olanak sağlayan bir tesisat yazılımı geliştirdik.
Yazılımla, sektör temsilcilerine, mühendislere ve
tekniker adaylarına yol göstermeyi amaçlıyoruz.
Dergimizin bu sayısında Bayi Toplantımız ile ilgili
ayrıntılı haberin yanı sıra, gerçekleştirdiğimiz röportajları da bulacaksınız. İzocam’ın kuruluşunda yer alan, şirkete önemli katkılarda bulunan ve Gebze’nin ilk Fabrika Müdürü değerli
Gündüz Hayati Şen ile görüşme imkanı bulduk.
Şen'den İzocam ile ilgili anılarını dinledik.
Kendisine keyifli röportaj için İzocam ailesi adına
teşekkürlerimizi, sevgi ve saygılarımızı iletiyoruz.
Toplantımıza konuk konuşmacı olarak katılan
Gani Müjde de dergimize özel röportaj verdi.
Müjde röportajda, mizah anlayışından, senaryo
yazarlığına kadar pek çok konuya değindi.
Ayrıca Türkiye’nin ilk profesyonel Acapella (enstrümansız, sesle yapılan müzik) grubu Vokaliz
ile de keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Vokaliz,
yaptıkları işin inceliklerini ve İzocam ile nasıl bir
araya geldiğini paylaştı.
Yol Hikayeleri bölümünde ise, bu kez
Karadeniz’in iki güzel şehri Trabzon ve
Rize’deki dört bayimizle yaptığımız röportajları
bulacaksınız. Ayrıca Trabzon’daki BEP uygulamalarını Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı
Ergin Aydın ile görüştük.
Sevgi ve Saygılarımla,
A. Nu­ri Bu­lut
Ge­nel Mü­dür
4
Röportaj
“Hayatımın en heyecanlı anını
İzocam ile yaşadım”
Gündüz Hayati Şen, İzocam’ın ilk fabrika müdürlüğünü yapmış bir duayen. Bugün 84 yaşında olmasına
rağmen halen yılmadan, ilk günkü heyecanıyla çalışmaya devam ediyor. Enerji tasarrufu konusunda
danışmanlık hizmeti veren Şen’den, iş hayatını, İzocam’ın kuruluş günlerini ve tecrübeli bir kişi olarak
gençlere tavsiyelerini dinledik.
Gündüz Hayati Şen, İzocam’ın Gebze fabrikasının ilk müdürü ve bugün 84 yaşında. Enerji
tasarrufu ile ilgili danışmanlık vermeye devam
ediyor. Türkiye’de yalıtım sektörünün öncüleri
arasında yer alan Şen’in, farklı tecrübeler ve
başarılı çalışmalarla dolu çalışma hayatını
kendisinden dinledik. Keyifli söyleşimizi sayfalarımıza taşırken kendisinin çalışma hayatına
neredeyse ilk günkü gibi tutkuyla bağlı olduğunu gördüğümüzü eklemeliyiz. Yılların süzgecinden geçen bu keyifli sohbetle, sizleri
baş başa bırakırken bizlere zaman ayırdığı
için kendisine tekrar teşekkür ediyoruz.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1928 Isparta Uluborlu doğumluyum. İlkokulu
birçok ilde okudum. Ortaokulu Adapazarı’nda, Liseyi Bursa Erkek Lisesi’nde tamamladım. Ondan öte biraz denize merakım oldu.
Sonra Almanya’ya gittim. Almanya’da
Braunschweig’tan makine yüksek mühendisi
olarak mezun oldum. Ondan sonraki iş hayatımda Adapazarı Şeker Fabrikaları’nda bir kapasite büyütme işi oldu. Günlük bin 500 ton
olan üretimi, 3 bin tona çıkaran ekibin başında ben vardım. Güzel bir iş çıkarttık. 6 yıl
Şeker Fabrikaları’nda görev yaptım, daha
sonra orada başmühendisken işletme müdürü olarak Susurluk’taki bir şeker fabrikasına atandım. O sırada oğlumuz İstanbul’da
Avusturya Koleji’nde okuyordu. Daha sonra
İstanbul’a taşındık.
İzocam’da çalışma süreciniz nasıl
başladı?
İstanbul’da kıymetli bir kardeşimiz olan İlhami
Tezulaş, Koç Holding’e ait bir firmada çalışıyordu. Hatta kendisi, çamaşır makinelerinde
sağa ve sola dönüşü sağlayan bir patenti geliştirmişti. Kendisi bana, “İzocam isminde yeni
bir firma kuruluyor, ben seni oraya göndereyim” dedi. Rahmi Koç ile konuştuk ve kendisi
İzocam'ın Eski Fabrika Müdürü
Gündüz Hayati Şen
iş başvurumu kabul etti. Yıl 1966’ydı. İzocam,
o tarihte Perşembe Pazarı’nda Karaköy’de 4
odalı bir ofiste çalışmalarına başladı. Odanın
birini bize verdiler. Genel Müdürümüz
Mehmet Orhon isimli, ABD’den gelen ilk cam
uzmanıydı. Birol Nefteci ise Pazarlama
Müdürümüzdü. Daha sonra Mehmet Orhon
işten ayrıldı, onun yerine Ferdi Vardarman
geldi. Gebze’de fabrika arazisi henüz boştu.
Ben hemen Pendik’te sahilde bir ev tuttum.
Orada bir resim tahtası üzerinde mimardan
aldığım çizimlerle, her türlü fabrika resmini
yerleştirmeye başladım. Makinelerin nerede
olacağı da dahil olmak üzere planlamaya
başladım.
Yalıtım o dönemde henüz yeni bir
sektördü değil mi?
Evet. Ben işe başladığımda Ocak ayıydı,
Şubat ayında Avusturya’ya yüzde 15 ortak
olan Linzer Glasspienerei ismindeki fabrikayı
ziyaret ettim. Bu, günlük 20 ton kapasiteye sahip bir fabrikaydı. Türkiye’ye yılda bin ton mal
satıyorlardı. İzocam kurulduğunda günlük 4
ton kapasiteyle başladı. Avusturya’ya 20 günlük staja gittiğimde, oranın hem Pazarlama
Müdürü hem de sahiplerinden olan Dr.
Klöckner ile tanıştım. Onunla Viyana’da nehir
kenarında yemek yerken, Türkiye ile çalışmanın kendilerine ne gibi bir yarar sağlayacağını
sordum. Bunun, bir tanıtım faaliyeti olduğunu
söyledi. O tarihte pazarlama taktiği olarak bu
işin bu şekilde olduğunu gördüm. Bir yerde
mevcut olan talebe cevap vermenin yeterli olmadığını, aynı zamanda talebin ortaya çıkması
için de bir gayret içinde olmamız gerektiğini
ilk olarak orada öğrendim.
İzocam fabrikasının kuruluş günlerine dair
unutamadığınız anılarınızı bizimle paylaşır
mısınız?
O dönemde fırınların tuğlaları Türkiye’de üretilmiyordu. Fransa’dan tuğlalar gelirdi. Bu tuğlalar 1500-1600 dereceye dayanıklı tuğlalardı
ancak birdenbire ısıtılmazdı. Gündüz sıcaklığından 1500 dereceye çıkarılması için 17
günlük bir süre gerekiyordu ve ben o 17 gün
boyunca İzocam fabrikasındaki müdür odasında bulunan masanın üzerinde uyudum.
“Niye bir yatak koydurup rahat şekilde uyumuyorsun?” dediler. Ama ben 17 gün fabrikadan ayrılmadım. O grafiği takip edebilmek
için 2 saatte bir kontrol etmek, 2 saat içinde
uykuya dalmadan kalkıp tekrar fırının gözetleme camlarından gereken yerlere bakmak
gerekiyordu. Dereceleri alıp not edeceksiniz.
O grafik belli bir grafiktir, diyelim ki 2 saatte
10 derece artması gerekiyor, Fransızlar, 20
derece artarsa o tuğlaların özelliğini muhafaza etmeyeceğini söylemişlerdi. Fırını gerekli
cam akışına hazırlamak için tam bir sorumlulukla işi tamamladık.
Fırının ilk cam akışı için hazır hale geldiğinde
hiç unutmam, ilk gün Rahmi Koç, Semahat
Arsel, İsrael Menaşe ve Muharrem Kolay ile
birlikte düzenlenen bir törenle ilk cam akışı
sağlanmıştı. O günlerde sigara içiyordum,
sağa sola koşarken, o tempoda sigarayı yakmadan ağzımda yemişim, onu fark ettim. Bu,
hayatımda zannediyorum bir daha yaşamadığım çok özel bir andır. Bugün 84 yaşındayım.
Daha güzelini yaşamadım, bunun üzerine bir
heyecan yaşamadım. Diğer önemli bir anı da,
Rahmi Koç’un fabrika müdürü olarak bana
yazdığı mektupta yönlendirici ve yol gösterici
tavsiyeleridir. Bunlar hayatımdaki başarılarımda çok çok önemli olan notlardır.
İzocam’da 4 ton kapasiteye hemen ulaştık,
aradan 6 ay geçmeden, 6 ton kapasiteye nasıl çıkarız diye çalışmalara başladık.
Ürünler nerelerde kullanılıyordu?
Başlangıçta sanayi olarak ürettiğimiz ürünlerin buzdolaplarının içlerine konması düşünülüyordu. Ardından biz hemen, “Göğü ısıtamazsınız” sloganı altında İzocam’ı lanse ettik.
Dolayısıyla, camyünü çatılara çatı şiltesi olarak verilmeye başladı. Duvarlardan önce çatılarda kullanıldı. Bugün dahi halen geçerliliğini
kaybetmeyen bir slogandır. Ferdi Vardarman’ın büyük gayretleriyle hemen ihracat faa-
liyetleri başladı. Gebze Tren İstasyonu’nda ilk
ihracatı vagonlara yüklemek de yine bana nasip oldu. İzocam’a kuruluş dahil 3,5 yıl hizmet
ettim.
İzocam’ın kuruluşunda yer almış birisi
olarak, o günlerle bugünleri
karşılaştırabilir misiniz?
O yıllarda Türkiye’de henüz yalıtım bilinci
yoktu. Yalıtım malzemeleri ilk olarak buzdolaplarının içinde kullanılıyordu. 1966-1970 yıllarında, sanayi yeni yeni kıpırdanıyordu.
Bugün yalıtım farklı uygulama alanlarında kullanılıyor.
Halen çalıştığınızı biliyoruz. Son
dönemlerde neler yapıyorsunuz?
12 yıl önce Antalya’da Titanic Hotel’in kurulu-
şunda görev aldım. Halen Titanic otellerinde
enerji verimliliği üzerine danışmanlık yapıyorum. Burada mesele yaş değil, halen çalışmaya enerji bulmaktır. 7 aydır hastayım, 1520 gün öncesine kadar kemoterapi görüyordum. Kuvvetle muhtemel yeni bir kemoterapiye ihtiyaç duyulmayacak. Sizleri bırakmaya
niyetimiz yok. Hep bir şeyler yapmaya çalıştım. "Hayatta 10 şeye zaman ayır" şeklinde bir
yazı okumuştum. Bunun içinde “kendine de
zaman ayır” diye bir kısım vardı. Kendime hiç
zaman ayıramadım. Hep dışa dönük bir gayret içinde oldum. Hiç boş zamanım olmadı diyebilirim. Bir ara otelin yapımı sırasında dahi
yaz tatili için 15 günlüğüne Bodrum’a gidecektim ama otelin yapımı için Antalya’da bulunmam gerekiyordu. Tatil yapmam ancak 20
ay sonra mümkün oldu. Bütün otellerimizde
enerji kayıpları olduğu için bunları tek elden
yönetmek adına enerji verimliliği merkezini
kurdum. Enerji verimliliğini herkes biliyor ancak uygulamada eksiklikler var. Bilinen bir
bilgi insanın kendisinde kalır, onun dışa yayılması için uygulanması gerekir.
İş hayatına yeni başlamış gençlere neler
tavsiye edersiniz?
Kendime hayatta hep dürüst olmayı ve çalışmayı hedef koydum. Bana, “Kendine bakmıyor musun?” diye soruyorlar. Çalışınca insan
kendine otomatik olarak bakıyor. Hayatımda 7
ay öncesine kadar hiçbir ciddi rahatsızlık geçirmedim. Çünkü hiç kendimi düşünmeye fırsatım olmadı. Şu anda halen bir proje var
ve ben onun peşindeyim. Kendinizi dinlerseniz, mutlaka ağrıyan bir yeriniz çıkar.
Bunun dışında normal saatte yatıp normal saatte kalkarsanız, hayatınızı düzene
soktunuz demektir. Öğleye kadar uyuyanlardan ya da gece 3’lere, 4’lere kadar eğlenenlerden değilim. Gençlere söyleyebileceklerim, önerebileceklerim bunlardır.
Başarının sırrı diyecek olursanız, sistemli
ve düzenli çalışmaktır. Bugün çalışıp, yarın
yatmak değildir. Her şeyi not etmek gerekir, bu alışkanlığıma İzocam’da başladım.
6
İzocam'dan Haberler
İzocam bayileri “Kutup Yıldızı” temalı
Bayi Toplantısı'nda buluştu
İzocam bayileri, “12. Uluslararası Bayi Toplantısı”nda, 8-11 Mart tarihleri arasında Kıbrıs Cratos Premium
Hotel’de buluştu. Açılış konuşmasını İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut’un yaptığı toplantıda, 2011
yılı iş sonuçları değerlendirildi, 2012 hedefleri paylaşıldı ve 2011’de en yüksek ciroya ulaşan bayiler
ödüllendirildi. Toplantıya konuk konuşmacı olarak renkli kişiliğiyle tanıdığımız Gani Müjde katıldı.
İzocam, her yıl geleneksel olarak düzenlediği bayi toplantısının onikincisini, 8-11
Mart 2012 tarihleri arasında Kıbrıs Cratos
Premium Hotel’de gerçekleştirdi. 12.
Uluslararası Bayi Toplantısı’na yurtiçinden 95, yurtdışından 19 olmak üzere, toplam 114 bayi katıldı. Bu yıl toplantı, “Kutup
Yıldızı” başlığı altında gerçekleştirildi.
Toplantı, bayilerin eşleriyle birlikte Kıbrıs’a
gelmesiyle birlikte başladı. Girne şehir turunun ardından İzocam çalışanları ve ba-
yilerinin katılımıyla Lefkoşa Zed Karting
Pisti’nde, “Grand Prix’12 Yarışları” gerçekleştirildi. İzocam’ın 7 farklı ürününün ismiyle
oluşturulan takımlar, kendi içlerinde toplam 21 takım şeklinde yarıştılar. 141 kişinin katıldığı, keyifli anlar ve kıyasıya mücadelenin yaşandığı yarışların sonunda, en iyi
zamanlamayı yapan ilk 3 kişi ve Taşyünü
Takımı ödüllendirildi. Kazananlara kupa
ve madalyaları gerçekleştirilen ödül töreninde İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut
ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Fatih Öktem tarafından verildi. Aynı günün akşamı Girne’deki tarihi
Bellapais Manastırı’nda “Yıldızların Altında”
gecesinde bir araya gelindi. Herkesin siyah giydiği gecede, manastırın bahçesinde
hoş bir atmosferde güzel zaman geçirildi.
Gecenin sürprizi, manastırın içinde Vokaliz
Grubu tarafından verilen keyifli konserdi.
Farklı müzik türlerinden bilinen şarkıları,
enstrüman kullanmadan, kendilerine has
yorumlarıyla seslendiren Vokaliz Grubu’nun
konseri büyük ilgiyle izlendi.
Schmitz: “İzocam’ın Yönetim
Kurulu’nda yer almaktan gurur
duyuyorum”
İzocam’ın 2011 yılı iş sonuçlarının değerlendirildiği ve 2012 hedeflerinin ele alındığı toplantının açılışını İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut
gerçekleştirdi. Toplantının konu başlığı olan
“Kutup Yıldızı”nın hikayesiyle ilgili bir film gösterildi. Bulut’un toplantıyla ilgili bilgi verdiği açılış konuşmasının ardından, İzocam Yönetim
Kurulu Üyesi ve Alghanim Finansal Başkanı
Mark Schmitz bir konuşma yaptı. Konuşmasına
Alghanim Industries şirketinin kuruluşu, faaliyetleri ve markalarıyla ilgili bilgi vererek başlayan Schmitz, Körfez ülkeleri bölgesinde “En
Yenilikçi 25 Şirket”ten birisi seçilerek ödül aldıklarını söyledi. Schmitz, aynı zamanda “Hayranlık
Uyandıran 50 Şirket” arasında yer aldıklarını,
hızla büyüdüklerini ve yıllık büyüme oranlarının
yüzde 12 olduğunu belirtti.
Schmitz’in ardından kürsüye çıkan Bulut,
İzocam’ın bayi ağına yeni bayilerin katıldığı bilgisini vererek bayileri tanıttı ve aileye
Bulut, konuşmasında 2011 yılı iş sonuçlarını ve 2012 hedeflerini paylaştı. İzocam’ın
2011’de 304 milyon TL brüt satışa ulaştığını ve yüzde 14,3 büyüdüğünü belirten
Bulut, 34,6 milyon net dönem kârı elde ettikleri bilgisini verdi. Bulut, 2012 yılında 325
milyon TL brüt ciro, 35 milyon dolar ihracat
ve yüzde 7 büyüme hedeflediklerini ifade
etti. Hareketli bir yılı geride bıraktıklarını belirten Bulut, konuşmasının sonunda bayilere: “Bayrak yarışımız hızlanarak devam ediyor. İzocam ailesi, aramıza katılan yeni bayilerle büyüyor. Bundan sonra da yine hareketli ama temkinli olacağız. Her zamankinden daha büyük bir dayanışma içinde, birlikte sürdürülebilir büyüme yaratmak için çalışacağız ve koşacağız. 2012 yılında İzocam
ailesi için daha başarılı sonuçlar gerçekleşmesini diliyorum” dedi.
İzocam Genel Müdürü A. Nuri Bulut
İzocam Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem
“İzocam’ın Yönetim Kurulu’nda yer almaktan
ve güçlü bayi ağına sahip olmaktan gurur duyuyoruz” diyen Schmitz, İzocam’ın saydam bir
yapıya sahip olduğunu dile getirdi. Schmitz,
İzocam’ın tüketici bilinirliğinin çok yüksek olduğunu, en kaliteli ürünleri portföyünde bulundurduğunu, sosyal sorumluluk programları sürdürmeye devam ettiğini ve bütün bunların kendilerini çok mutlu ettiğini vurguladı.
Bulut: “2012’de yüzde 7 büyümeyi
hedefliyoruz”
İzocam Yönetim Kurulu Üyesi Mark Schmitz
"hoşgeldiniz" dedi. Bulut, İzocam’ın davranış ve çalışma ilkelerinden söz ettikten
sonra, dünya ve Türkiye ekonomisiyle ilgili
genel bilgi verdi. İzocam’ın 2011-2012 yatırımlarından söz eden Bulut, 17 Haziran
2011’de GEBKİM Foamboard Tesisi’nin
açılışının gerçekleştirildiğini, 1 Kasım 2011
itibarıyla da Tarsus Foamboard Tesisi’nde
üretime başlandığını belirtti. Bulut, ayrıca
bu yıl içinde Tekiz’de yeni bir hattın hizmet vermeye başlayacağını ve 2013’te yeni
Kauçuk hattını kurarak kapasiteyi iki katına
çıkartmayı hedeflediklerini ifade etti. 2010
yılında yatırımlara başladıklarını söyleyen
Bulut, “2013 sonunda toplam 80 milyon
TL’lik yatırım yapmış olacağız. Sadece bu yıl
30 milyon TL yatırım yapıyoruz. Bunu hep
birlikte başaracağımıza inanıyorum” dedi.
8
İzocam'dan Haberler
Öktem: “Tekiz ürünlerinde en
yüksek ciroya ulaştık”
Bulut’un ardından konuşma yapan
Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Fatih Öktem, genel olarak Türkiye
ve dünyadaki ekonomik ve sosyal gelişmelerden söz ettikten sonra, Türkiye’de yalıtım sektörüyle ilgili 2011 verilerini paylaştı. Ülkemizde
yalıtım pazarının 2011’de yüzde 22 büyüdüğünü ve 11 milyon metreküp büyüklüğe ulaştığını belirten Öktem, “Bu, sevindirici bir büyüme ancak halen Avrupa’nın çok gerisindeyiz” dedi. Öktem, ardından 2011’de İzocam’ın
ürün bazlı pazar payıyla ilgili bilgi verdi.
Camyününde İzocam’ın yüzde 47, taşyünü pazarında yüzde 42 pazar payına ulaştığını belirten Öktem, “2011’de 2 milyon 250 bin metrekare Tekiz ürünü sattık. Bu, bugüne kadar ulaşılan en yüksek miktar” dedi.
2011 yılı ihracat faaliyetlerinden söz eden
Öktem, Gürcistan, Azerbaycan, Afganistan,
Türkmenistan, Irak ve Batı Afrika ülkelerinde
satışları arttırdıklarını dile getirdi. Öktem, mantolama pazarıyla ilgili bilgi vererek, pazarın geçen yıl yüzde 10 büyüdüğünü ve İzocam’ın
Weber işbirliğiyle pazardan 6 milyon metrekarelik pay elde ettiğini belirtti.
Gani Müjde: “Gökyüzünden ilham
alıyorum”
Gazeteci, karikatürist, senarist, yönetmen ve
sunucu kişiliğiyle tanıdığımız Gani Müjde,
toplantıya konuk konuşmacı olarak katıldı. Müjde’yi, bayilerle eşleri birlikte izledi.
“Gülmesini Bilmeyen, Dükkan Açmasın” başlıklı, esprili bir sunum gerçekleştiren Müjde, sunumuna İzocam ile ilgili izlenimlerini paylaşarak başladı. Müjde, “İzocam, gerçekten müthiş bir marka. Türkiye’de neredeyse ürüne
adını verdi. Bu, çok zor bir iştir. ‘Sağolasın
İzocam’ sloganlı reklamıyla hayatımıza girdi ve
çok önemli bir marka oldu. Aslında ben de
İzocamcıyım” dedi. İzocam ailesinin mucizeler
yarattığını belirten Müjde, İzocam’ın yalıtımı bilmeyen bir kitleye yıllarca yalıtımı anlattığını ve
artık Türkiye’de büyük bir kitlenin İzocam’ı ve
yalıtımı öğrendiğini dile getirdi.
Müjde, konuşmasında 25 yıldır gazetecilik
yaptığından ve gazetelerde manşetlerin nasıl
atıldığından söz etti. Gazetelerdeki esprili manşetlerden örnekler sunan Müjde, Türkiye’deki
haber, yarışma, spor ve magazin programlarından öne çıkan komik ve bir o kadar da düşündürücü diyalogları paylaştı. Müjde, konuşmasının sonunda gökyüzünden ilham aldığını söyledi ve ekledi: “Maviliklere belli bir süre baktıktan sonra beyniniz boşalıyor ve konsantre olmaya başlıyorsunuz. Ben bütün sorunlarımı
gökyüzüne bakarak çözüyorum. Size de tavsiye ederim.”
Gani Müjde
Sibel Tüzün Kabare Show
Grand Prix’12 Yarışları - Lefkoşa Zed Karting Pisti
Grand Prix 1.'si Golmat Ltd.’den
Adam Golad: “Asıl ödül yarışın
kendisi”
Grand Prix 2.'si Tekiz Satış
Temsilcisi Onur Gören: “Yarışta
iddialıydım, 2. oldum”
Grand Prix 3.'sü Hayat Orman
Ltd. Sahibi Davut Uzun: “İyi sonuç
alacağımı hissetmiştim”
“İzocam’a, Bayi Toplantısı’ndaki mükemmel
konukseverliği için teşekkür etmek isterim.
Bana göre, bu yılki yarış, bayilerin birbirlerine
yakınlaşmaları ve bu keyifli etkinlikte bir araya
gelmeleri için fırsat yarattı. Yarışlar, son derece
özel ve bir o kadar da eğlenceliydi. Bu, benim
ikinci kez karting yapışım, daha önce bu kadar uzun bir pistte, bu kadar hızlı bir araçla yarışmamıştım. Çok güzel bir duyguydu, yarış sırasında yükselen adrenalin bize büyük heyecan verdi. Zaten Formula 1 Yarışları’nı seyretmeyi çok seviyorum. Gerçek şu ki, araca binmeden önce yarış organizatörüne rekoru kıracağımı söyledim. Bunu söyledikten sonra, ayağımı tüm yarış boyunca gaz pedalı üzerinde
tutmaktan başka bir şansım yoktu. Aslında kazanmayı beklemiyordum. Her dönüşümde,
hatalarımı değerlendirdim ve bir sonraki virajda kendimi geliştirmeye çalıştım. Birinci olmak her zaman için güzel bir duygudur ancak
gerçek ödül yarışın kendisiydi, birinci gelmek
sadece işin gösteriş kısmıydı.”
“İzocam Bayi Toplantısı oldukça iyi düşünülmüş ve planlanmış bir organizasyondu. Yarış
alanı çok coşkuluydu. Yarışlar devam ettikçe
iddialı dereceler gelmeye başladı, bu da heyecanı arttırdı. Yarışırken iyi bir derece elde etmek için konsantre olup temiz ve kazasız bir
sürüş yapmaya çalıştım. Motor sporlarına her
zaman ilgim oldu. Öğrenciyken arkadaşlarla
düzenli olarak karting yarışları yapıyorduk. Bu
yüzden yarışta da iddialıydım. Yarış, zamana
karşıydı. Hızlı tur zamanı atmak için de önünüzün boş olması gerekir. Bu nedenle ‘start’
ile birlikte öne geçip mümkün olduğunca boş
pistte tur atmaya çalıştım. Yarışta, ‘Taşyünü’ takımı olarak yarıştık. Yarışta ilk 3’te olmayı bekliyordum. Her ne kadar zorlu rakiplerim olsa
da kendime güveniyordum. 2.’lik güzel bir derece oldu. Genel olarak değerlendirmem gerekirse, bu yıl İzocam Bayi Toplantısı, içerik açısından daha tatmin edici ve nitelikli bir toplantıydı. Geleneksel hale gelen bu toplantılarımız,
her geçen yıl daha başarılı ve keyifli oluyor.”
“Bu yılki Grand Prix’12 etkinliği iyi organize
edilmesi ve heyecanı yüksek bir etkinlik olması dolayısıyla, yarışanların ve seyircilerin beğenisini kazandı. İzocam bayileri için düzenlenen sosyal alanlarda şölen havasında bir gün
geçirdik. Yarışacağım araca bindikten sonra
heyecanı üzerimden attım. Yarışın başlamasıyla birlikte o anın tadını çıkardım. Her yeni
turda hızımı arttırmaya çalıştım. Yarış aracına
iyi hakim olduğumu düşünüyorum. Pist yüzeyindeki virajlarda firene basıp hız kesmek yerine, aracı virajın dışına doğru yönlendirip son
noktada içe keskin ani dönüşler yaparak hızımı korudum. Aslında benden önce yarışan
diğer arkadaşlardan daha iyi bir sonuç alacağımı hissetmiştim. Yarışı 3. olarak tamamladım. Daha önce böyle bir etkinliğe katılmamıştım. Tecrübe ve iddiam yoktu. Ancak bundan
sonra iddialı olduğumu söyleyebilirim. İzocam
bayi toplantılarımız, geçmiş yılın değerlendirilmesini yapmak ve yeni yılın hedeflerini belirlemek için büyük fayda sağlıyor.”
Bellapais Manastırı’nda “Yıldızların Altında” Gecesi
Vokaliz Grubu
10 İzocam'dan Haberler
En başarılı bayiler ödüllendirildi
Her yıl olduğu gibi İzocam Bayi Toplantısı'nda en
yüksek ciroyu yakalayan bayiler ödüllendirildi.
9 farklı kategoride 25 bayi ödül aldı.
Toplantının son akşamı düzenlenen Kokteyl’in ardından
Gala Yemeği ve Ödül Töreni
gerçekleştirildi. Gala’da, 2011
yılının en yüksek ciroya ulaşan bayileri ödüllendirildi.
Törende, 9 farklı kategoride
25 bayi ödül aldı. Bayilere
plaketler, İzocam Yönetim
Kurulu Üyesi Mark Schmitz,
İzocam Genel Müdürü A. Nuri
Bulut, Finanstan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı
Hasan Basri Eröktem ve
Pazarlamadan Sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı
Fatih Öktem tarafından ve-
rildi. Ödül töreninin ardından bayiler ve eşleri, ünlü sanatçı Sibel Tüzün’ün “kabare
show”uyla eğlendiler. Tüzün,
birbirinden renkli kostümlerle, farklı sanatçıların şarkılarını hem dans ederek seslendirdi hem de ses ve mimiklerini taklit etti.
Sanatçı şarkı söylerken, barkovizyona yansıtılan eski Türk
filmlerinden kareler ilgiyle izlendi. Kabarenin bir parçası
olan Oryantal Dans Show da
izleyenler için gecenin başka
bir sürpriziydi.
Ödül alan bayiler
Türkiye ilk üç
1. Himerpa A.Ş.
2. Timeks Ltd. Şti.
3. Yeni Levent Ltd.
Şti.
İhracat ilk üç
1. Golmat Ltd.
2. Kebaa Trading
3. Isoren Krikzonis
3. M. Nurullahoğlu
Ltd. Şti.
3. Bölge ilk üç
1. Asmetal A.Ş.
2. Polat Yapı Ltd.
Şti.
3. Çatıser Çatı Ltd.
Şti.
4. Bölge ilk üç
1. Bölge ilk üç
1. Himerpa A.Ş.
2. Timeks Ltd. Şti.
3. Erk İnşaat
1. Karaoğlu Ltd. Şti.
2. Ar-Sucan Ltd. Şti.
3. Formül Ltd. Şti.
5. Bölge ilk üç
2. Bölge ilk üç
1. İzogün A.Ş.
2. Haydar Boz Ltd.
Şti.
Türkiye’nin kutup yıldızı İzocam
“Işığıyla yön gösteren, parlaklığıyla umut vadeden bir yıldız. Varlığıyla bilgeliği temsil eden, gökyüzünün işaretçisi... Yolcuların kılavuzu, insanlığın keşif tutkusunun ilk adımlarının cesaret ilhamı bir yıldız... Kuzeyin ve gecenin en parlak, gezginlerin yeri değişmeyen kılavuz yıldızı...
Kutup yıldızı... Geceleri kuzey yönünde görülen parlak, iri bir yıldızdır kutup yıldızı. Yeri, hemen
hemen hiç değişmediğinden ‘demir kazık’ da denir. Kuzey yarımküresinden kolaylıkla görülür.
Dünyamızdan 650 ışık yılı uzakta olmasına rağmen, güneşten 3 bin defa daha parlak olması
onun fark edilmesini kolaylaştırır. Çok eski zamanlardan beri, yerini değiştirmemesi özelliğini,
yakınında yer alan diğer yıldızlar sayesinde korur. Bu nedenle kutup yıldızı, gezginlerin ve gemicilerin yönlerini bulmaları için belirli bir nokta olarak kullanılmıştır. İzocam, sektöründe işte böyle
bir yıldız. İzocam, Türkiye’de üretim tesisleriyle parlayan bir yıldız. Dünya kalitesindeki ürünü, insana ve çevreye saygılı tesislerde gerçekleştiren İzocam, teknolojisiyle geleceğe yön veren, kılavuzluk yapan bir yıldız. Ürünleri ve hizmetteki farkıyla ilham kaynağı olan, ışık saçan bir yıldız.
Sadece kendini değil bütün çevresini geliştiren, değiştiren İzocam, markasıyla Türkiye’nin kutup yıldızı. Tıpkı kutup yıldızında olduğu gibi, her biri ayrı bir yıldız olan ve birbirine çekim gücüyle bağlı, ürün gücü, markası ve insan kaynağıyla İzocam, parlamaya devam edecek.”
Kutup Yıldızı filminden alıntı
1. Yeni Levent Ltd.
Şti.
2. İzomet Isı Ltd. Şti.
3. Türkün Yapı A.Ş.
Tekiz Bayileri İlk
üç
1. Gök-Er Metal
Ltd. Şti.
2. Prekons A.Ş.
3. Celil Arslan
Ticaret
Tekiz en iyi
ihracat
Micron Ventures
Ltd.
Türkiye ilk 3
“Bu yıl da ikinci olmayı bekliyorduk”
Timeks Ltd. Şti. Ortağı ve Genel Müdür Şenol Potöy:
“İzocam bayisi olmak, inşaat sektöründe prestijli bir bayiliktir. Bu prestiji
yaşamak ve kullanmak bizim için önemli. İzocam bayisi olarak Türkiye
genelinde bu yıl da ikinci olmayı bekliyorduk. Sektörde şirketimizin
istikrarını sürekliliğe bağlıyorum. Sektördeki sürekliliği yakalamanın şartları, piyasa ilişkilerindeki düzenlilik, iş bitirme kabiliyeti ve güvenirliktir.
Müşteri ve tedarikçilerimizin memnun kalmasını sağlamaya çalışırken,
firma gücünü arttırmaya ve bunu sektöre yansıtmaya çalışıyoruz.
İzocam’ın, bayi toplantılarına verdiği önemi ve organizasyonlardaki
titizliğini takdir ediyoruz. İzocam, bu yıl da toplantıdan beklentilerimizi
karşıladı. Bayi toplantısındaki bilgilendirme ve değerlendirmeler, sektörün durumunu ve geleceğini bilmemiz açısından faydalı oluyor. Ayrıca
bu organizasyonlar sayesinde İzocam ailesiyle yan yana gelme fırsatını
buluyoruz. İzocam bayisi olarak 2011 yılı, beklentilerimiz dahilinde iyi
geçti. 2012 yılı, dünya ekonomisindeki sıkıntılar yüzünden daha zor bir
yıl olacaktır.”
“Birinci olmak firmamız için geleneksel hale geldi”
Himerpa A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dinçer Erdoğan:
“İzocam’ın verdiği ödülün anlamı çok büyük”
Yeni Levent Ltd. Şti. Genel Müdürü Mustafa Cineli:
“Yıllardır İzocam’ın yurtiçi satışlarında firmamızın devamlı birinci sırada
yer almasını ve bu istikrarlı başarısını disiplinli çalışma prensiplerimize
bağlıyorum. Tüm Satış ve Pazarlama grubundaki arkadaşlarımız, önce
mutlak müşteri memnuniyetini düşünerek işlerini yapıyorlar. Firmamızda
pazarlanan ürünlerin, ağırlıklı olarak İzocam ürünleri olması nedeniyle
de uzun süredir birincilikle ödüllendiriliyoruz. İzocam bayisi olarak bütün
yıl boyunca çalışmalarımızın ve emeğimizin karşılığında ödüllendirilmek,
elbette çok güzel bir duygu. Türkiye genelinde birinci olmak yıllardır
firmamız için geleneksel hale geldi. Ancak sadece ödül almak için çalışmak değil, işimizin gereğini doğru yaparak, bu sebeple tercih edilmek
ve sonucunda çalıştığımız firma tarafından da başarılı bulunularak ödüllendirilmek çok daha önemli. İzocam’ın bu yılki Bayi Toplantısı’nın farklı
bir coğrafyada yapılması değişiklik anlamında iyi oldu. İzocam’ın hiçbir
şeyden kaçınmadan misafirlerini gerektiğince ağırlaması, tüm grubun
bir aile ortamında olmasını sağlıyor. İzocam ile 30 yılı aşkın bir zamandır
çalıştığımız için artık, kendimizi İzocam ailesinin içinde hissediyoruz.
İzocam ve Himerpa olarak bu sektörde olduğumuz müddetçe birlikte
çalışmaya devam edeceğimizi ümit ediyorum.”
“Sektörde zaman içinde oluşturduğumuz güven ve kaliteli hizmetin
yanı sıra, başarılı bir kadronun sürekliliği ve yüksek çalışma azmimiz
sonucunda istikrar sağladık. İzocam, geçmişiyle ve sektördeki varlığıyla, Türkiye’deki yalıtım dünyasının her anlamda tartışmasız 1 numarasıdır. Dolayısıyla, verdiği ödülün anlamı da çok büyüktür. Bu
ödüle layık olmak, bizde büyük gurur ve mutluluk yaratıyor. İzocam
sektördeki kalitesini, düzenlediği organizasyonlarla da her zaman kanıtladı. Bu yılki organizasyon da çok verimli, doyurucu, dinlendirici
ve memnuniyet vericiydi. Kısa sürede olsa iş stresinden uzaklaştık,
kan tazeledik denebilir. Toplantıda yapılan sunumlardan, dünyadaki
ve Türkiye’deki ekonomik gelişmeleri ve değişimleri özet olarak öğrenmek, bayilerden bulundukları bölgelerle ilgili bilgi alışverişi yapabilmek, ufkumuzu genişletiyor, bizde farklı motivasyonlar yaratıyor. 2011
yılı, birkaç yıl öncesiyle karşılaştırıldığında olumlu bir yıl oldu. 2012 yılında beklentilerimiz çok yüksek değil. Dünya ve ülke siyasetinin, ekonomisinin bu kadar dalgalandığı bir ortamda, sabit görüş bildirmek
pek mümkün olmuyor. İzocam ailesine, ‘Hep beraber başarılı nice yıllara’ mesajını iletmek isterim.”
İhracat ilk 3
“İzocam ailesinin parçası olmaktan gurur duyuyoruz”
Golmat Ltd. Genel Müdürü Ömer Golad:
“İzocam’ın en iyi ihracat bayileri arasında yer almamızda, başarı faktörlerimiz; esneklik, kalite ve profesyonelliktir. İzocam bayisi olmanın bize en
büyük katkısı, İzocam ürünleriyle pazar lideri olmaktır. İzocam ile birlikte
çalışmalarımız sonucunda, İzocam ürünleri İsrail yalıtım pazarında bir
numaralı ürünler haline geldi. İzocam bayisi olarak 2011 yılı güzel bir yıl
oldu. 2012’nin çok daha iyi olacağını umut ediyorum. Bu yılki İzocam
bayi toplantısına oğlum Adam katıldı. Kendisi karting yarışlarında şampiyon oldu. İzocam ailesinin bir parçası olmaktan gurur duyuyoruz."
“26 yıllık işbirliği için teşekkürler”
Kebaa Trading&Importing Co. Şirketi Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Hosny Kouribah:
“İzocam, Yunan yalıtım pazarının da lideri oldu”
Isoren Krikzonis S.A. Sahibi Petros Krikzonis:
“İzocam ihracat bayileri arasında ilk 3’te yer almamızı öncelikle, İzocam
ihracat ekibinin işbirliğine, ikinci olarak Kebaa yönetimimize, Kebaa
satış ve pazarlama ekibimize, üçüncüsü de bu sürece dolaylı ya da
doğrudan dahil olan herkese borçluyuz. Personel ve İzocam ailesiyle olan ilişkiler sayesinde insan ilişkileri alanında çok şey öğrendim.
İzocam ürünleri, Mısır yalıtım pazarında birinci sırada yer alıyor. İzocam
bayisi olarak, 2011 çok güzel bir yıldı. 2012’de her zaman pazardaki
liderliğimizi sürdüreceğimizi ümit ediyoruz. İzocam Bayi Toplantısı,
İzocam’ın 2011 yılındaki faaliyet sonuçlarıyla, şirketin 2012 rekabeti için
belirlediği planları görmek açısından iyi bir şans yaratıyor. İzocam’a, 26
yıllık ilişkimiz süresince bizimle yaptığı işbirliği için teşekkür ederiz.”
“1970’lerin sonundan beri İzocam’la çalışıyorum. İşbirliğimiz ve ortak
çabalarımız, her iki taraf için de başarı getirdi. İzocam, Türk yalıtım sektörünün tartışmasız lideridir ve ortak çabalarımız sayesinde Yunan yalıtım pazarının da lideri haline geldi. Son yıllarda İzocam büyük bir başarıyla bayi toplantıları düzenliyor. Bu toplantılar, sadece Türkiye’de değil,
Akdeniz havzasıyla Balkanlar’da da bir referans haline geldi. İzocam’ın
bayi toplantılarında yeni ürünler ve piyasa trendleri gibi bilgiler paylaşılıyor. İzocam’dan aldığımız bayi ödüllerinin ahlaki bir anlam taşıdığına
inanıyorum. Tüm İzocam bayileri daha fazla satış yapmak için büyük
çaba harcıyor. İzocam ailesine sağlık ve kudret dilerim, umarım şirketi
faaliyet gösterdiği tüm pazarlarda daha büyük başarılara taşıyabilirler.”
12 Röportaj
“Mizah en güçlü antioksidan”
Gani Müjde, yıllardır mizahla ilgilenen birisi olarak mizahın kendisine başta kalp ve damar sağlığı olmak
üzere pek çok şey kazandırdığını söylüyor. “Mizah bence, en güçlü antioksidan” diyen Müjde, mizahın
kendisine kalp ve damar sağlığı kazandırdığını dile getiriyor.
Gani Müjde, çok yönlü bir kişiliğe sahip.
Kendisini yıllardır yazar, karikatürist, senarist,
yönetmen ve sunucu kimliğiyle tanıyoruz.
Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-Televizyon
bölümünden mezun olan Müjde, lise yıllarından beri ilgi duyduğu karikatüre yöneldi.
Gırgır, Fırt, Laklak, Limon gibi pek çok dergi
ve gazetede çalıştı. Tükenmez Kalem isimli
prodüksiyon şirketi olan Müjde, çok sayıda sinema filmi, dizi ve televizyon programına imza
attı. Baskül Ailesi, Hayat Bilgisi, Ayrılsak da
Beraberiz, Selena, Kaygısızlar, Kahpe Bizans
ve Osmanlı Cumhuriyeti Müjde’nin projelerinden bazıları.
Müjde’nin bugünlerde çok izlenen Pis Yedili
ve Yahşi Cazibe dizileri gündemde. Yıllardır
mizahla iç içe olan Müjde, “Elbette herkes mizah yazabilir. İyi bir gözlemle hepsi mümkün...
Zor olan, sizin güldüğünüze başkasının da gülmesidir” diyor. Müjde, İzocam’ın Kıbrıs’ta gerçekleştirdiği 12. Uluslararası Bayi Toplantısı’na
konuk konuşmacı olarak katıldı. İzocam’ın davetini severek kabul ettiğini söyleyen Müjde,
Kıbrıs’ta dinlediğini çok iyi algılayan ve eğlenceli bir topluluk karşısında konuştuğunu ve
buna çok sevindiğini dile getiriyor.
miz gerektiğinin ipuçlarını da verdi. Çok kolay
değil ama okulumun adını taşıyan her iki
branşta da eserler verdiğim için elbette mutluyum.
Hayata gülerek, mizahla bakan birisiniz.
Bu bakış açısı size neler kazandırıyor?
Mizah, başta kalp ve damar sağlığı olmak
üzere çok şey kazandırıyor diyebilirim. Çünkü
acıları daha kolay savuşturuyorsunuz, acıların
derin izler bırakmasına izin vermiyorsunuz.
Mizah bence, en güçlü antioksidan.
Bugüne kadar pek çok film, dizi,
televizyon programı projeleriniz oldu.
Yapmak isteyip de yapamadığınız,
içinizde kalan bir proje var mı? Varsa
nedir?
Her yıl ortalama 5 proje buluyoruz. Ancak ikisini gerçekleştirebiliyoruz. Depolarda birikmiş
çok projem var.
Mimar Sinan Üniversitesi SinemaTelevizyon bölümünde okurken
meslek hayatınızla ilgili hedefleriniz
nelerdi? Bugün bulunduğunuz konuma
geleceğinizi düşünür müydünüz?
Bugünkü konuma geleceğimi tabii ki düşünüyordum. Okulda okurken aldığımız sinema
ve televizyon kültürü, bizim bir yerlere gelme-
Senaryosunu yazdığınız “Yahşi Cazibe”
ve “Pis Yedili” dizileri çok sevildi. Her iki
dizinin senaryosunu nasıl oluşturdunuz,
nerden yola çıktınız?
Her iki senaryo da toplumsal çatışmalardan
çıktı. Türkiye, komşularından göç alan bir ülke.
Bundan yola çıkarak Yahşi Cazibe’yi, bir okul
yangını haberinden yola çıkarak da Pis Yedili’yi
yarattım. Bana göre gazete haberleri iyi bir
konu kaynağı. Satır aralarında çok şey var.
Dizilerin izlenmesinde senaryonun ne
kadar katkısı olduğunu düşünüyorsunuz?
İyi bir senaryo hangi özelliklere sahip
olmalıdır?
Senaryo demeyeyim ama projenin özü çok
fazla etkili oluyor. Senaryo tabii ki önemli ancak ele aldığımız konu çok daha fazla belirleyici etkiye sahip.
Bu yıl 2 yeni projeniz daha olduğunu
duyduk. Birisi “Babam Sınıfta Kaldı”,
diğeri “Harem”. Bu projelerden söz
eder misiniz? Konusu ne olacak, kimler
oynayacak, ne zaman yayınlanacak?
Babam Sınıfta Kaldı, bir üniversite komedisi.
Başrollerde, Leyla ile Mecnun’dan tanıdığımız
Ezgi Asaroğlu ve Cem Davran var. Harem ise
tarihi komedi. Mezopotamya’daki Basur
Krallığı’nın hareminde yaşananlar biraz absürt
bir dille aktarılacak. Her ikisi de 2013 projeleri ama 2012 içinde başlayacaklar.
Herkes mizah yazabilir mi? Mizah
yazmanın ve izletmenin püf noktaları
neler?
Elbette herkes mizah yazabilir. İyi bir gözlemle hepsi mümkün... Zor olan, sizin güldüğünüze başkasının da gülmesidir.
“
Bugüne kadar hep komedi türünde
senaryolara imza attınız. Dram yazmayı
ister misiniz? Gani Müjde dram yazsa,
nasıl bir senaryo ortaya çıkardı?
Dram yazmayı denedim ama bence o ayrı bir
uzmanlık alanı. Yine de iyi dram yazabileceğimi
düşünüyorum. Ancak dram yazmanın ve izlemenin, insan ömrünü tükettiği kanaatindeyim.
Türk televizyon izleyicisi ne tür
programlardan hoşlanıyor? Türk sinema
ve dizi sektörünün bugünkü durumunu
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Herkes, sektör olarak iyi bir yerde olduğumuzu söylüyor ancak ciddi sektörel sorunlarımız var. Türkiye’nin dizi sektöründe rol sahibi
olmasının, bazılarını rahatsız ettiğini bile düşünmeye başladım. Bazı kurumlar sektörü küçültmeye çalışıyor.
İzocam’ın Kıbrıs’ta gerçekleştirdiği Bayi
Toplantısı’na nasıl katıldınız? Toplantıyı
ve dinleyenlerin sunumunuza tepkilerini
nasıl buldunuz?
İzocam’ın toplantısına konuşmacı olarak davet edildim. İzocam, çok iyi bildiğim, tanıdığım
ve güvendiğim bir marka olduğu için
İzocam’ın teklifini severek kabul ettim.
Toplantıda karşımda, dinlediğini çok iyi algılayan ve tepki veren eğlenceli bir topluluk buldum. Buna çok sevindim.
Kanuni Sultan Süleyman’ın
önemli kararlar arifesinde
mezara girmesi gibi, ben de
gökyüzüne bakıp rahatlıyorum.
Size de tavsiye ederim.
”
İzocam’ın Bayi Toplantısı’nda
gökyüzünden ilham aldığınızı söylediniz.
“Ben bütün sorunlarımı gökyüzüne
bakarak çözüyorum. Size de tavsiye
ederim” dediniz. Gökyüzü size nasıl
ilham veriyor, sorunlarınızı nasıl
çözüyorsunuz?
Aslında gökyüzü, en temiz yer. Belli bakteriler ve mikroplar zeminin ancak 2 metre altında yaşayabiliyor. Oysa gökyüzü tertemiz.
Boşluk hissi, hem kendinizi gereksiz önemlere gark etmenizi önlüyor hem de algıyı hafifletiyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın önemli
kararlar arifesinde mezara girmesi gibi, ben
de gökyüzüne bakıp rahatlıyorum. Size de
tavsiye ederim.
Yalıtımın hayatınızda nasıl bir yeri var?
Eviniz yalıtımlı mı? Yalıtımın yararlarıyla
ilgili düşünceleriniz neler? Yalıtım
ürünlerini tanıyor musunuz?
Yeni bir evde oturuyorum. Kendim inşa etmedim ama mutlaka yalıtılmıştır diye düşünüyorum. İzocam, Türkiye'de yalıtımla özdeşleşmiş
bir marka ve sektör ürünlerinin çoğuna ismini
veren bir firma. Yalıtımın temiz bir dünya için
önemli olduğuna inanıyorum. Bu nedenle de
İzocam’ı sadece bir endüstri kuruluşu gibi değil, yeşil bir dünya için sosyal sorumluluk faaliyeti içinde olan bir kurum olarak görüyorum.
Ne diyelim, sağolasın İzocam...
14 Röportaj
“İzocam’ın bizim için anısı var”
Şarkıları Acapella (enstrümansız, sesle yapılan müzik) stilinde yorumlayan Vokaliz Grubu, sesini bir
enstrüman gibi kullanıyor. Dinleyenleri farklı bir müzik yolculuğuna çıkaran Grup, İzocam’ın 12. Uluslararası
Bayi Toplantısı’nda da keyifli bir performans sergiledi.
Soldan sağa: Tolga Gülen, Mehmet Tıknaz, Umut Durmuş, Cengiz Ünal ve Gökçer Alp
Türkiye’nin ilk profesyonel Acapella grubu
Vokaliz, farklı müzik türlerinden bilinen şarkıları
enstrümansız olarak seslendiriyor. Bas, gitar,
bağlama ve davul gibi çeşitli enstrümanları, onların sesinden dinlemek mümkün. 5 kişiden
oluşan grup üyelerinin hepsi, uzun yıllardır profesyonel olarak müzikle ilgileniyor. Ortak özellikleri ise daha önce korolarda şarkı söylemeleri. Grup üyeleri, Acapella’ya “insan beyninin
sihri” diyor. Bugüne kadar Acapella stilinde 2
albüm hazırlayan Vokaliz, sahne performansı
sırasında çok eğleniyor ve izleyenleri de eğlendiriyor. Vokaliz, İzocam’ın Kıbrıs’ta gerçekleştirdiği 12. Uluslararası Bayi Toplantısı’na da katıldı ve Girne’deki Bellapais Manastırı’nda canlı
performans sergiledi. Farklı müzik türlerinde
sevilen yerli ve yabancı şarkıları Acapella stilinde yorumlayan Vokaliz, İzocam bayileri ve
eşlerine keyifli bir akşam yaşattı.
Vokaliz Grubu’nun kuruluş öyküsünü
anlatır mısınız?
Cengiz Ünal (C.Ü.): Grubun bir kuruluş hikayesi var. Ruhi Su Dostlar Korosu’nda şeflik yaptığım dönemde, İsviçre’den Türk kültürünü öğrenmek için devlet tarafından Türkiye’ye gönderilen bir öğretmenle tanıştım. Kendisi bana
Powwow grubunun albümünü hediye etti.
Hayatımda ilk kez bir vokal topluluğunu dinledim ve onlardan çok etkilendim. Tolga ile de
birlikte albümleri dinlemeye başladık. Albümleri
dinledikten sonra, “Biz de yapabilir miyiz?” diye
düşündük. Grubun ilk temelleri o dönemlerde
atıldı diyebilirim. Türkiye’de bu işin çok yapıl-
madığını gördük ve Acapella’yı popüler platforma taşıma endişesini duyduk. Zaten öğrencilik yıllarımızdan beri Acapella ile ilgileniyorduk. Tolga ile konuşup grubu kurmaya karar
verdikten sonra, sıra ekibi oluşturmaya gelmişti.
Tolga Gülen (T.G.): Cengiz’i Marmara
Üniversitesi’nden tanıyordum. Grubun üçüncü
üyesi Kerem Seven’i TRT’den tanıyordum.
Daha sonra aramıza katılan Umut Durmuş ile
bir iş için önceleri bir araya gelmiştik. Mehmet
Tıknaz’ı ise hiçbirimiz tanımıyorduk. Hepimizin
ortak noktası, koro müziğini sevmemiz ve korolarda şarkı söylememizdi. Grubu kurduğumuz
dönemde müziğimizi geliştirirken gerçekten bilimsel deneyler yaptık. Her seferinde yeni şeyler öğrendik. Çalışmalarımız sonunda terzi işi
gibi, tüm eserler üzerimize dikildi. Bu nedenle
gruptan bir kişi ayrıldığında çalışmalarımız farklılaşıyor, çünkü her yeni grup üyesi, kendi rengiyle geliyor.
Acapella’yı tanımlar mısınız? Dünyada ve
Türkiye’de kimler Acapella icra ediyor?
T.G.: Türkiye’de Acapella’yı popüler anlamda
ilk yapan grup biziz. Enstrümansız performans
sergileyince, insanın tek enstrümanı sesi oluyor. Biz Acapella’ya, “insan beyninin sihri” diyoruz. Sizin beyninizdeki davul, bağlama, keman
gibi imajlara hitap ediyoruz. Bizi dinleyenlerden
bazıları, “Bu müzikte enstrüman yok diyemezsiniz. Her taraf enstrüman kaynıyor” diyor.
Aslında insanın olduğu her yerde Acapella var.
Her ülkede Acapella yapılıyor.
C.Ü.: Acapella, insan sesiyle yapılan bir müzik
stili. Anadolu’daki insanların ağıtı da bir
Acapella’dır. Ama Türkiye bunun kombinasyonlarını bilmiyor. Bizim böyle bir kültürümüz
yok ama Batı’da bu var. Onlar sesleri kategorilere ayırmışlar, bilimsel araştırmayı yapmışlar ve
o kombinasyonlara göre müzik stili geliştirmişler. Biz Almanya’daki Wise Guys Grubu’ndan
teknik olarak ilham aldık.
Umut Durmuş (U.D.): Pop ve rock, birer müzik
türü ama Acapella bir tür değil, stildir. İnsanlar
bu nedenle, tek başına şarkı söylemeyi ya da
ağıtı, Acapella olarak görmüyorlar. Pop ya da
rock gibi bir müzik türü bekliyorlar.
Gökçer Alp (G.A.): Aslında Acapella’nın geçmişi 8. yüzyıla kadar uzanıyor. O dönemlerde
müzik, dinin bir aracı olarak görülüyormuş. 9.
yüzyıla kadar enstrümanlar gelişimlerini tamamlamış ve dini etkinlikler enstrümanlarla yapılmak istenmiş. Ancak kilise yöneticileri, müziğin sadece insan sesiyle yapılması gerektiğini
savunmuş. Enstrümanların zor kabul edildiği
bu dönemlerde kavram olarak Acapella karşımıza çıkıyor.
T.G.: Türkiye ve dünyada spor karşılaşmalarının
yapıldığı statlarda, Acapella stilinde tezahüratlar
yapılıyor. Aslında her stat, bir Acapella korosu.
Mehmet Tıknaz (M.T.): Bizim bir statı yönetmek gibi bir projemiz var. Bu projeyi günün birinde hayata geçirmek istiyoruz.
“Aslında her şey ilk olarak beynimizde
başladı ve engellenemez bir şeydi bu...
Hangi şarkıyı dinlesek kulaklarımızda farklı
tınlıyordu” diyorsunuz. Bu, nasıl bir duygu?
C.Ü.: Acapella stilini seviyoruz. Bunun için müzisyen olmak gerekiyor. Mesela Umut, her sesi,
davul sesi olarak duyuyor.
U.D.: Bir şarkıyı dinliyorum, sonra melodisi aklıma takılıyor, yolda giderken istem dışı şarkının
ritmini tekrarlıyorum. Bu durum, içgüdü gibi...
C.Ü.: Ben de aynı içgüdüyle duyduğum her
şarkıyı, vokale nasıl adapte edeceğimi düşünüyorum. Bizim beynimiz böyle çalışıyor. Aslında
bu, bir müzisyen için enteresan değil.
Grup olarak performans göstermek zor
bir iş. Bu anlamda aradaki uyumu nasıl
sağlıyorsunuz? Her birinizin gruptaki
görevi nedir?
T.G.: 5 parmağımızın bir form içinde olması
gibi, biz de bir formdayız. Her birimizin gruba
katkıları farklı. Müziğin yapı taşları; ritm, armoni,
bas ve solodur. Biz de gruptaki herkese bu görevleri dağıttık. İşin ritm kısmı Umut’ta, Mehmet
bas sesini çıkarıyor, geri kalan 2 kişi armoni yapıyor, diğer 1 kişi de soloyu söylüyor. Kendi içimizde sürekli bu görev dağılımını değiştiriyoruz.
Şarkıları Acapella şeklinde yorumlamak
için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
T.G.: Bir şarkının repertuarımıza girmesi için
öncelikle birisinin kafasında bir ışık yakması
gerekiyor. Sonra o şarkının notasını Gökçer,
Cengiz ya da ben yazıyoruz. Çalışmanın son
halini elimize aldığımızda, hangi notayı, nerede,
hangi sözleri ve heceleri hangi hızda söyleyeceğimizi biliyoruz. Yazılan hiçbir eseri yüzde
100 yazıldığı gibi seslendirmedik. Çünkü hepimizin farklı fikirleri oluyor. Sergilediğimiz performanslarda ve hazırladığımız albümlerde,
Vokaliz imzasını atmak istiyoruz.
“Vokaliz imzası” derken yorumunuzu mu
kastediyorsunuz?
G.A.: Vokaliz’in yaptıklarını, tınılarını ve müzikal
rengini farklı kılmak istiyoruz. Biz şarkıya, sessel bir imza atıyoruz. İnsanların bir şarkıyı dinlediğinde, “Bu şarkıyı Vokaliz yapmış” diyebilmesi gerekiyor.
Albümlerinizde seslendireceğiniz şarkıları
neye göre seçiyorsunuz?
C.Ü.: 2 albümümüzün de prodüktörlüğünü
ben yaptım. Birkaç yöntemle doğruyu bulmaya
çalışıyorum. Elimdeki şarkıları arkadaşlarıma
sunuyorum, bir de onların söylemek istedikleri
şarkıları öğreniyorum. Son olarak da bir liste
oluşturuyoruz.
T.G.: İlk albümümüz farklı bir albümdü. İçinde
arabesk de, halk müziği de, elektronik müzik
de ve klasik müzik de vardı. İkinci albümdeki
amacımız ise, farklı lezzetleri bir araya getirmek
değil, tek bir lezzet ortaya çıkarmaktı. CD’yi dinlerken ilk şarkıyı seviyorsanız, son şarkıyı da seversiniz.
Dinleyicilerinizden nasıl tepkiler
alıyorsunuz?
M.T.: Gayet güzel tepkiler alıyoruz. Sahnede
çok eğlenceli olduğumuzu söylüyorlar.
U.D.: Performans sergilerken çok eğleniyoruz.
“Bizden fazla eğlendiniz” şeklinde tepkiler alıyoruz. Sahne performansımızın bir parçası olarak izleyicilerle sohbet ediyoruz. O zaman daha
da çok keyif alıyoruz.
T.G: İnsanlar ne yaptığımızı anlamaya çalışıyorlar. Özellikle çocuklar ve yaşlılar Vokaliz’i çok
seviyorlar. Geçen yıl Temmuz ayında Caz
Festivali’nin bir etkinliğine katıldık. Odakule’nin
önüne kurulan sahnede 25 dakikalık bir performans sergiledik. Sahnenin önünde yığılma
oldu. Sahneden inince halkın arasına karıştık.
Birisi yanımıza yaklaştı, “Ne yaptınız siz ya burada?” diye sordu. “Müzik yaptık” dedik.
Şaşırdı kaldı. Aynı tepkiyi Kadir İnanır da göstermişti. 2007’de Ankara Film Festivali’nin açılışına katıldık ve film müziklerinden oluşan bir
performans sergiledik. En son albümümüzde
yer alan “Selvi Boylum Al Yazmalım” isimli
Cahit Berkay’ın bestesini ilk kez orada seslendirmiştik. Kadir İnanır ve Türkan Şoray bizi izliyordu. Sahneden indikten sonra Kadir İnanır
babacan bir tavırla, “Ne yaptınız siz?” diye
sordu.
İzocam ile nasıl bir araya geldiniz?
T.G.: İzocam’ın ünlü siyah beyaz reklamını hiç
unutmuyorum. Eski Schaub Lorenz marka televizyonumuzda izlediğimi hatırlıyorum. İzocam’ın
o yıllardan beri bizim için anısı vardı. Bazı markalar ve reklamlar unutulmaz. İzocam da bizim
için böyledir. Bellapais Manastırı’ndaki performansımız öncesinde repertuarı belirlerken
İzocam’la görüştük. Yurtdışından gelen bayiler
olduğu için İzocam’ın isteği doğrultusunda repertuarımıza yabancı şarkılar da ekledik.
İzocam’ın Bayi Toplantısı’nda, Bellapais
Manastırı’nda performans sergilediniz.
Manastır’da şarkı söylemek sizin için nasıl
bir tecrübeydi?
T.G.: 2 yıl önce de aynı manastırda, başka bir
firmanın toplantısı için sahneye çıkmıştık.
İzocam için aynı yerde ikinci performansımızı
sergiledik. Manastırın atmosferi çok güzel ve
büyüleyiciydi. Dinleyenlerden iyi tepkiler aldık.
300’ün üzerinde İzocam davetlisi o akşam bizi
dinledi.
Biraz da yalıtımdan söz edelim... Yalıtımın
hayatınızda nasıl bir yeri var? Eviniz
yalıtımlı mı?
C.Ü.: Bulunduğum her ortamda ses yalıtımı
olup olmadığını hissediyorum. Çünkü işim
bunu gerektiriyor. Stüdyomuz Taksim’de eski
bir binada bulunuyor. Stüdyomuzda sadece reji
odası ve şarkı söylenen odada ses yalıtımı var.
Diğer odalar yalıtımsız olduğu için sıkıntı yaşıyoruz. Oturduğum apartman mantolandı.
Faydasını gördük ancak iki çocuğum olduğu
için evde doğal olarak gürültü çok oluyor.
Sanıyorum katlar arasına da yalıtım yapılması
gerekiyor.
T.G.: Bence yalıtımın küresel ısınmaya katkıları
önemli. Her bina iyi derecede yalıtımlı olsa, çok
daha az enerji tüketir ve daha az doğalgaz faturası öderiz. Örneğin, evimize mantolama yapıldı. Merkezi sistem olmasına rağmen yüzde
40 daha az doğalgaz faturası ödedik. Kışın en
soğuk günlerinde daha önce 160 TL ödüyorduk, şimdi ise 90 TL ödüyoruz. Ama tabii ki yalıtımın inşaat aşamasında yapılması gerekiyor.
Özellikle ısı yalıtımının yanında ses yalıtımı da
yapılmalı. Çünkü komşularımızın sohbetlerini
rahatlıkla duyabiliyoruz.
U.D.: Benim evim yalıtımlı değil. Bunun sıkıntısını özellikle çocukken yaşadık. Erkek kardeşimle birlikte evde her müzik dinlediğimizde ya
da enstrüman çaldığımızda komşulardan şikayet geliyordu. Bu nedenle yalıtımın şart olduğunu düşünüyorum.
16 İzocam’dan Haberler
Kocaeli Sanayi Odası’ndan İzocam’a ödül!
İzocam, 2011 yılı Sanayi Kuruluşları Çizgiüstü Sektörel Performans Değerlendirme Organizasyonu kapsamında,
“Büyük Ölçekli İşletme Kategorisinde Sektör Ödülü”nün sahibi oldu.
Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen “Sanayi
Kuruluşları Çizgiüstü Sektörel Performans
Değerlendirme Organizasyonu”nda, Kocaeli
Bölgesi’nde faaliyet gösteren başarılı kuruluşlara ödülleri verildi. Güral Sapanca Otel’de 11
Ocak 2012 günü düzenlenen törende, TOBB
Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun katılımıyla
ödüller sahiplerine sunuldu.
Doğu Marmara Bölgesi’ndeki başarılı sanayi kuruluşlarını ödüllendirmek amacıyla,
Kocaeli Sanayi Odası önderliğinde PWC
Türkiye, Doğu Marmara ABİGEM A.Ş., Doğu
Marmara Kalkınma Ajansı ve CNN Türk işbirliğinde, Bolu, Düzce, Sakarya, Yalova Ticaret
ve Sanayi Odaları koordinasyonuyla düzenlenen organizasyonda, farklı sektörlerde “KOBİ”
ve “Büyük Ölçekli İşletme Kategorileri”ndeki
ödüller sahiplerini buldu. Organizasyon çerçevesinde bu yıl, 13 sektörde ve 7 kategoride değerlendirme yapıldı. Organizasyonla,
“Sanayi Kuruluşları Çizgiüstü Sektörel
Performans Değerlendirme Organizasyonu”
İzocam, Sandviç
Panel Hattı
yatırımı yapıyor
İzocam, GEBKİM OSB’deki Tesisi’ne,
sandviç panel sektöründe ilk ve öncü
konumunu pekiştirecek, sektörde
yeni ürünlerin yüksek kapasitelerle
sunulabileceği yıllık üretim kapasitesi 4
milyon m2 olan yeni bir Sandviç Panel
Hattı kuruyor. Bu yatırım için 2010
yılında Dilovası GEBKİM OSB’de satın
alınan 86 dönüm arsa üzerindeki yeni
üretim binaları kullanılacak. Yaklaşık 6
bin m2’lik kapalı alana kurulan ve en
son teknolojiyle donatılan Panel Üretim
Hattı, kendi alanında dünya lideri olan
üretici firmalar tarafından kuruluyor. Yeni
üretim hattının İzocam’a verimlilik ve ürün
çeşitliliği olarak birçok avantaj sağlaması
bekleniyor. İzocam’ın GEBKİM OSB’de
yapılan yeni üretim binası, ek kapasitelere
ve yeni yatırımlara imkan verecek şekilde
tasarlanıyor. 2012’nin ikinci yarısında
hizmete açılması öngörülen Hattın
ardından İzocam, önümüzdeki dönemde
de bu tesisinde, İzocam Tekiz markalı
ürünlerinde kapasite artırımlarını ve yeni
yatırımlarını sürdürecek.
ile firmaların ödüllendirilmekten çok, kendilerini tartabilecekleri bir ölçüm ve kıyaslama fırsatı yaratılabilmesi
amaçlanıyor.
İzocam, 2011 yılı “Sektörel
Performans Değerlendirme
Organizasyonu”na başvuran kuruluşlar arasında yapılan jüri değerlendirmesi so-
nucunda, faaliyet gösterdiği yapı ve yapı malzemeleri sanayi sektöründe, “Büyük Ölçekli
İşletme Kategorisinde Sektör Ödülü”ne layık görüldü. Törene, TOBB Başkanı Rıfat
Hisarcıklıoğlu’yla birlikte, Kocaeli Valisi
Ercan Topaca, Sakarya Valisi Mustafa
Büyük, Yalova Valisi Esengül Civelek, TOBB
Yönetim Kurulu Üyeleri ve çeşitli sektörlerden sanayiciler katıldı.
İzocam’dan yeni bir tesisat yazılımı
İzocam, yalıtım sektörünün öncü firması olarak bir yeniliğe daha imza attı.
İzocam’ın yeni geliştirdiği tesisat yazılımıyla enerji kayıpları kolaylıkla belirleniyor
ve bu sayede ihtiyaca yönelik doğru yalıtımın uygulanması sağlanıyor.
rında ısı kaybının ya da kazancının değişimi, yüzey sıcaklıklarının değişimi tesbit edilebiliyor.
Bunun yanı sıra yalıtımla CO2 salımındaki azalmayı, boru içinde ya da dışında yoğuşma
ve donma kontrolü gibi işlevlerin ne ölçüde
gerçekleştirilebileceği de hesaplanabiliyor.
İzocam’ın yeni tesisat yazılımı, sektör temsilcileriyle bu konuda eğitim alan mühendis ve tekniker adaylarına yol gösterme niteliğini taşıyor.
İzocam, enerji verimliliği için büyük öneme sahip olan, enerjinin taşınması ve depolanması konusunda verimli yalıtım yapılabilmesine olanak
tanıyan bir tesisat yazılımı geliştirdi. Bu yazılım
sayesinde, başta sanayi yapıları olmak üzere çeşitli yapılarda; boru, kanal, depo ve benzeri tesisat elemanlarındaki enerji kayıpları analiz edilerek en doğru yalıtım çözümü tercih edilebiliyor.
Tasarlanan bilgisayar programı, tesisat yalıtımı
analiz yazılımı olmakla birlikte, ilgili standartlarda
belirtilen hesaplama kuralları kullanılarak hazırlandı. Özellikle de yönetmelik ve tüzüklerle belirtilen sınırlarda uyarı vererek boru, kanal, depo
ve benzeri tesisat elemanlarındaki yalıtımın, yetersiz, yeterli ve standardın üstü yalıtım kalınlıkla-
Tesisat yazılımı geliştirilirken öne çıkan 3 önemli
standart, yönetmelik ve tüzük kullanıldı: 1. TS
12241 ve EN ISO 12241 Bina Donanımları ve
Endüstriyel Tesisatlar İçin Isıl Yalıtımı–Hesaplama Kuralları, Enerji Verimliliği Yasası ve eki
Enerji Verimliliği Yönetmeliği (yüzey ve ortam
arası sıcaklık farkı 5° C ve daha düşük olacak
şekilde yalıtılmalı), İş Sağlığı ve Güvenliği Tüzüğü (yüzey sıcaklıkları 60° C’den yüksek olmayacak şekilde yalıtılmalı). İzocam tesisat yazılımı geliştirilirken kaynak olarak, İzocam Yalıtım
Kitabı teknik yalıtım kısmı, Isı Transferi Kitapları,
2001 ASHRAE Temel El Kitabı (Isı Transferi,
Endüstriyel ve Ticari Yalıtım Uygulamaları, Yüzey
Yoğuşmalarının Önlenmesi ve benzeri bölümler)
gibi kaynaklardan yararlanıldı.
İzocam’dan keyifli Barselona seyahati
İzocam ekibi, Barselona
seyahatinde FC Barcelona ve
Real Sociedad maçını izleme ve
Barselona’yı gezme imkanı buldu.
Maç sırasında yaşanan heyecan
ve keyif görülmeye değerdi.
İzocam, 2-6 Şubat 2012 tarihleri arasında bayileri, tali bayileri, İzocam Bölge Müdürleri ve çalışanlarının katıldığı Barselona seyahati düzenledi. Seyahat kapsamında Barselona şehir turunun yanında, 4 Şubat'ta Camp Nou Stadı’nda
yapılan FC Barcelona ve Real Sociedad maçı izlendi. Maçtan büyük keyif alan İzocam ekibi, tezahüratlar eşliğinde heyecanlı anlar yaşadı.
İzocam Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Fatih Öktem’in de katıldığı seyahatte İzocam ekibi, 107 metre yüksekliğiyle
Barselona’nın en yüksek ve sembolik kulesi
olma özelliğini taşıyan Grup NH Hesperia Tower
Hotel’de konakladı. İzocam ekibinin Barselona
gezisindeki ilk durağı “Girona-Figueras ve
Salvador Dali Müzesi Turu” oldu. Onyar
Nehri’nin eteklerine kurulu olan Girona, üç büyük dine ev sahipliği yapan büyük bir tarihi değeri barındırıyor. Girona’nın ardından dünyanın
en önemli surrealist ressamı Salvador Dali’nin
aynı ismi taşıyan müzesi ziyaret edildi.
Barselona şehir turunun ardından alışveriş yapmayı ihmal etmeyen İzocam ekibi, “La Roca
Village Outlet Alışveriş Turu”nda tam bir alışveriş keyfi yaşadı. Ekibi keyiflendiren bir diğer etkinlik de, seyahatin son günü Palacio Del
Flamenco isimli restoranda gerçekleştirilen Gala
Yemeği’ydi. İspanya mutfağının leziz yemeklerinden tadan İzocam ekibi, dünyaca ünlü flamenco
dansçısı Carmen Amaya’nın torunu Karime
Amaya’nın şovunu izledi. Karime Amaya da, büyükannesi gibi flamenco dansında, dünyanın en
hızlı ayaklarına sahip kişilerden biri olma özelliğine sahip. İzocam ekibi, Amaya’nın şovuyla flamenco rüzgarında keyifli dakikalar yaşadı.
İzocam, Ulusal Enerji Verimliliği
Forumu ve Fuarı’na katıldı
3. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı
(UEVF), 12-13 Ocak 2012 tarihleri arasında
WOW Convention Center’da düzenlendi.
Enerji verimliliğinin tüm konularının ele alındığı
UEVF; kamu, özel sektör ve akademik çevreyi
buluşturma özelliğine sahip. Önceki yıllarda
olduğu gibi bu yıl da Fuara katılan İzocam,
başta enerji verimliliğine yönelik olmak üzere
yapı sektörüyle ilgili tüm ürünlerini sergiledi.
İzocam Optimum
Sistem, Terratherm
Manto, Camyünü
Endüstriyel Yapı Levhaları, İzocam Camyünü
Konfor, İzocam Camyünü ve Taşyünü Kalibel,
İzocam Tekiz Çatı Cephe Sistemleri, Fuarda
ön plana çıkan ürün ve ürün gruplarını oluşturdu. İzocam ayrıca UEVF’de de yalıtım kalınlığının önemine dikkat çekti.
İzocam, Tarsus’taki yeni XPS Tesisi’nden
ilk sevkiyatını gerçekleştirdi
İzocam geçen yıl, 2010-2013 yılları arasında gerçekleştirmeyi planladığı yatırımların
üçüncü ayağında, Gebze Dilovası’nda mevcut
olan 160 bin m3/yıl kapasiteli 2. Hat Ekstrüde
Polistiren Üretim Tesisi’ni, Tarsus’ta mevcut
olan arazi üzerinde inşa edilecek yeni binaya
taşıyacağını duyurmuştu. 2. Hat Ekstrüde
Polistiren Üretim Tesisi, Tarsus’a taşındı. Yeni
Tesis’le, Doğu-Orta Anadolu Bölgeleri’ndeki
müşterilerinden gelen taleplere daha
hızlı yanıt
verebilmek
amaçlanıyor. Bu kapsamda yeni İzocam XPS
Tesisi’nden ilk sevkiyat, 18 Kasım 2011 tarihinde Adana’ya gerçekleştirildi.
İzocam24 Portal
bayilerin hizmetinde!
İzocam’ın, bayilerinin işlemlerini rahatlıkla
yapmalarını sağlayan “Bayi Bilgi Sistemi”
uygulaması, yeni yılda İzocam24 Portal
adıyla, www.izocam24.com adresinden
hizmet vermeye başladı. 2004 yılından
itibaren http://bayi.izocam.com.tr adresinden yayın yapan Bayi Bilgi Sistemi uygulaması, yeni adresi ve gelişen altyapısıyla bayilerin işlemlerini kolaylıkla yapmalarını amaçlıyor. Sistemin, toplam 2
milyon 292 bin 297 hits, son bir yılda
ise 423 bin 701 hits alması, başarılı bir
hizmet olduğunu gösteriyor.
Günümüzün son teknolojik altyapısına sahip İzocam24 Portal, kullanıcı yönetiminde de önemli yenilikler sunuyor. Bayilerin taleplerini sistem üzerinden İzocam’a iletebilmelerine ve takibini
gerçekleştirebilmelerine olanak tanıyor.
Sağladığı en önemli kolaylık ise, bayilerin
siparişlerini sisteme online olarak giriş yapabilmeleri ve “izobis” sistemindeki sipariş süreçlerine doğrudan katılabilmeleri...
Sistemde ayrıca, bayilere özel olarak belirlenen yönetici haklarına sahip bir kullanıcı kodu ve şifre bulunuyor.
18 Yol Hi­ka­ye­le­ri
Rize
Doğu Karadeniz’in iki incisi:
Rize ve Trabzon
Dergimizin bu sayısında İzocam bayileriyle birlikte Rize ve Trabzon’daydık. Balık, mısır unu ve horunun başkenti
olan, Doğu Karadeniz’in yemyeşil iki güzel şehri, Rize ve Trabzon’da dört bayimizi ziyaret ettik.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yer alan Rize, bölgenin en karakteristik özelliklerini taşır. Rize, dik
yamaçlı vadileri, doruklara ulaşılabilir dağları, buzul gölleri, zümrüt yeşili yaylaları, tarihi kemer
köprüleri ve kaleleri, coşkun akan dereleriyle
önemli bir turizm beldesidir. Doğuda Artvin, güneyde Erzurum ve Bayburt, batıda Trabzon ve
kuzeyde Karadeniz ile sınırlı olan Rize, çok engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Rize’de yazları
serin, kışları ılıman ve her mevsimi yağışlı bir iklim görülür. Türkiye’nin en çok yağış alan ili olan
Rize’de yıllık toplam yağış miktarı 2 bin 300
mm’nin üzerindedir. Yağışlar her mevsime dengeli olarak dağılır. Bu nedenle Rize’de kurak
mevsim yoktur.
Rize’nin ekonomisi ve ticaretinde çay tarımının
yeri önemlidir. Çay fabrikaları, bu fabrikaların yedek parçasını üreten, bakım ve onarımını yapan
işletmeler, çay paketleme ve ambalaj fabrikaları,
kereste fabrikaları, balık unu ve balık yağı fabrikaları gibi sanayi kuruluşları, Rize ekonomisinin
temel taşlarıdır. İlin önemli geçim kaynakları tarım, hayvancılık, arıcılık ve balıkçılıktır.
Rize’nin tarihi
Rize ile ilgili ilk tarihi izler, Saka göçleri sırasında
Aşağı Çoruh ve Rize-Batum arasındaki Kalaç
adlı bir Türk boyunun yerleştiği dönemlere aittir.
M.Ö. 323’te Büyük İskender’in ölümüyle imparatorluğun devamı niteliğinde olan Pontus,
Koppodkida, Bithynia gibi krallıklar kurulur.
Ancak Rize bu krallıklara bağlı olmadan varlığını
sürdürür. M.S. 10-395 yılları arasında Roma,
395 yılından itibaren de Bizans hakimiyeti altında yer alır. 1080’de ise Selçukluların hakimiyetine girer. 1204 yılında Rize’yi de içine alan
Trabzon Pontus Rum İmparatorluğu kurulur.
1461 yılında Trabzon’u fetheden Fatih Sultan
Mehmet 1470 yılında Rize ve çevresini Türk
egemenliği altına alır. Rize, 1877 yılında merkez
sancağa bağlı bucak olur. Birinci Dünya
Savaşı’nda Rusların işgaline uğrayan Rize, 2
Mart 1918’de bağımsızlığına kavuşur, 20 Nisan
1924 tarihinde de il olur.
Yemyeşil yaylalar: Ayder ve Anzer
Rize’nin güneyindeki Kaçkar Dağları ile yüksek
dağların eteklerinde birbiriyle bağlantılı birçok
güzel yayla vardır. Yaylalar yaz mevsiminde insanlarla dolup taşar. Bu yaylalardan en bilineni
Ayder Yaylası’dır. Yayla turizmi için gerekli altyapıya sahip olan yayla, zengin flora ve faunasının
yanı sıra kaplıcasıyla da bölgenin en çok tercih
edilen tatil yerlerinden biridir. Ayder Yaylası’nda
kaplıcaların da etkisiyle çok sayıda otel ve pansiyon yer alır. Yazın günübirlik ziyaretçilerle birlikte yaylanın nüfusu bin 500’den 3-5 bine çıkar.
1987’de Bakanlar Kurulu Kararı’yla turizm merkezi ilan edilen Ayder Termal Kaplıcası’nın 46
derece sıcaklıktaki suyunun, romatizmal hastalıklara, kronik bel ağrısı ve eklem hastalıklarına
iyi geldiği bilinir. Anzer Yaylası balıyla ünlüdür.
Dünya çapında tanınan Anzer balı, yaylanın
450-500 çeşit kır çiçeğinden damıtılır. Şifalı olmasıyla ünlenen balın, kanser, mide ve bağırsak
hastalıklarına iyi geldiğine inanılır. 1991’de
Bakanlar Kurulu Kararı’yla turizm merkezi ilan
edilen Anzer Yaylası, zengin flora ve faunasıyla
görülmeye değer bir bölgedir. Ayrıca, alternatif
turizm etkinliklerinden trekking, yamaç paraşütü
ve zirve tırmanışları için de uygundur.
Rize’nin şelaleleri
Rize’nin bir diğer doğal güzellikleri de şelaleleridir. Kaçkar Dağları Milli Parkı içindeki Palovit
İZOCAM TEKİZ KOMBİ PANEL
Eğimi yüzde 5’ten düşük sanayi
yapıları, AVM’ler, depolar, spor salonları
gibi hızlı montaj gerektiren ve geniş
açıklıklara sahip yapıların çatılarının ısı,
ses ve yangın yalıtımlı olarak örtülmesi
amacıyla kullanılır.
Şelalesi, 15 metre yüksekliğe sahiptir. Yöredeki şelaleler içinde en bol suya
sahip olanıdır. Çayeli’ne
12 km uzaklıktaki, ilçenin
içinden akan Şairler
Deresi üzerinde bulunan
Ağaran Şelalesi, gerçek bir
tabiat harikasıdır. 92 metre
yüksekliğe sahiptir.
Çamlıhemşin ile Ayder Yaylası
arasındaki Tar Deresi’nden vadiye birçok şelale akar. Bunların en uzunu Bulut
Şelalesi’dir. Şelale, üç kademeli olarak yaklaşık
250 metre yükseklikten akar.
miye adını veren İskender
Cafer Paşa tarafından yaptırılır. Caminin duvarları
moloz taşlarla örülüdür.
Küçük Gülbahar Hatun
Mahallesi’nde yer alan
Küçük Gülbahar Hatun
Camisi, 16. yüzyılda Yavuz
Sultan Selim’in eşi Gülbahar
Sultan’a atfedilir. Cami, harap
olunca 1956’da biraz kuzeye kaydırılarak yeniden yaptırılır. Reşadiye
Camisi ise, 1671’de inşa edilir. Cami yıktırılarak
1962’de yeniden yaptırılır.
Taş köprüler
Atatürk, 17 Eylül 1924 tarihinde Rize’yi ziyaret
ettiği sırada Mataracı Mehmet Efendi’nin evinde
misafir edilir. Mataracı Mehmet Efendi’nin evi
daha sonra restore edilir ve müze olarak
1985’te ziyarete açılır. Üç kattan oluşan müzede, Atatürk’ün kaldığı oda ikinci katta yer alır.
Bu katta Atatürk’e ait giysi ve eşyalar, Kurtuluş
Savaşı ve Atatürk fotoğrafları bulunur. Müzenin
zemin katında, Rize il merkezinden toplanan kitabeler ve mezar taşları, birinci katta ise bazı ahşap oymalı mimari parçalar, dokuma araç gereçleri ve etnografik eserler sergilenir.
Rize’nin, deniz seviyesinden 2 bin metre yükseklikte ve 50 km’lik bir mesafede yer alan coğrafyası dik yamaçları meydana getirir. Bu durum
akarsuların denize hızlı bir akışla dökülerek derin vadiler açmalarına neden olur. Buna bağlı
olarak dağlık arazide yaşayan yöre insanı,
akarsu vadilerini geçip evlerine ulaşmak için
köprüler inşa etmiştir. Bu nedenle Rize’de taş
kemer köprü mimarisi gelişmiştir. Rize’nin en
büyük ve en eski köprüsü, Fırtına Deresi üzerindeki kemerli taş köprü olan Şenyuva
Köprüsü’dür. Fırtına Deresi üzerindeki bir diğer
köprü olan Köprüköy Köprüsü'nün, 19. yüzyıl
sonlarında Türk ustalarca yapıldığı bilinir.
Kaleler
Rize’nin tarihi yapılarından birisi olan Rize Kalesi,
şehir merkezinin güneybatısında yer alır. İç Kale
ve Aşağı Kale’den meydana gelir. Yoğun yerleşme nedeniyle Aşağı Kale tamamen yok olur,
batı tarafındaki bazı sur parçaları ve kuleleri günümüze kalır. Rize Kalesi’nin ne zaman yapıldığıyla ilgili kesin bilgi yoktur. İç Kale’den daha
sonra şehrin önemli bir kısmının korunması için
Aşağı Kale’nin yapıldığı tahmin edilir. İç Kale,
Doğu Roma İmparatoru 1. Justinianos zamanında (527-565) yeniden inşa edilir. Kale
Osmanlı döneminde de onarımlar görür ve kullanılır. Fırtına Deresi’nin batı yamacında kurulan
Zil Kalesi, Rize’nin en önemli tarihi eserlerinden
biridir. 14. yüzyılda yapılan kalenin, inşa edildiği
sarp kaya kütlesi denizden 750, dere yatağından ise yaklaşık 100 metre yüksekte yer alır.
Camiler
Rize’nin camileri bölgenin zengin halk mimarisinin etkisi altındadır. Rize’nin il merkezinde bulunan İskender Cafer Paşa Camisi Osmanlı klasik
devrine aittir. Diğer camiler ise sonradan onarılmıştır. İskender Cafer Paşa Camisi, 1650’de ca-
Rize Atatürk Müzesi
Rize’de dağ ve doğa yürüyüşü
Rize ve çevresi, Alp-Himalaya kıvrım kuşağı üzerinde yer alması nedeniyle çok zengin flora ve
faunaya sahip olan dağ ve sıradağları barındırır.
Bu nedenle Rize, dağ ve doğa yürüyüşüne elverişli bir yapıya sahiptir. Rize ve Hopa arasında
yer alan, yıl boyunca gözlenebilen keskin buzulları, masmavi gölleri, yeşilin her tonuna sahip ormanları, coşkulu dereleri, bin bir çeşit bitkileri ve
hayvanlarıyla doğal bir park görünümünde olan
Kaçkar sıradağlarının en yüksek tepeleri
Altıparmak (3480 m), Kavran (3932 m) ve
Verçenik’tir (3710 m). Bu tepeler, dağ sporları
(özellikle tırmanış) için çok elverişlidir. Güney rotasından çıkışı kolay olan Kaçkarları her yıl yüzlerce dağcı ziyaret eder. Tırmanış sırasında,
eğer sis yoksa Doğu Karadeniz dağları izlenebi-
lir. Kuzey rotasını ise daha çok deneyimli dağcılar tercih ederler.
Müzik ve dans kültürü
Rize halk müziği kemençe, tulum gibi çalgılar
eşliğinde söylenen türkülerin etrafında şekillenir.
Karadeniz türküleri kendine has özellikleriyle hemen fark edilir. Rize’de oynanan halk oyunları
“horon” olarak adlandırılır. Daha çok tulum, kemençe eşliğinde oynanan horon, bazen de bir
türkü eşliğinde müziksiz oynanabilir. Figürleri çeşitlilik gösteren horonlar, temelde Hemşin ve
Rize horonları olarak iki gruba ayrılır. Hemşin horonları tulum, Rize horonları kemençe eşliğinde
oynanır. Horon, kızlı erkekli el ele tutuşup bir
halka oluşturularak oynanır. Halkanın ortasında
tulumcu ya da kemençeci vardır. Horonda yapılan titreme, silkiniş, ürperme figürleri denizi, denizden çıkan balığın can çekişini temsil eder.
Rize’nin zengin mutfağı
Rize’de, bölgedeki tarım alanlarının darlığı ve iklim özellikleri nedeniyle sınırlı türde sebze (mısır,
kara lahana, fasulye, kabak gibi) yetişir. Fasulye
kavurması, turşu kavurma,
pazı kavurması, pazı ve
kara lahana dolması yörenin en yaygın sebze yemekleridir. Sebzenin dışında halk mutfağını şekillendiren iki önemli kaynak, deniz ve hayvansal
ürünlerdir. Karadeniz denince akla ilk gelen besinlerden birisi “hamsi”dir. Başta hamsi olmak
üzere, deniz ürünlerinin Rize mutfağında önemli
bir yeri vardır. Hamsiyle, hamsili ekmek, hamsili
pilav, hamsi çığırtası (pazı ve pırasayla yapılan
hamsi yemeği), kiremitte hamsi ve hamsi köftesi
gibi pek çok yemek yapılır. Rize’de yöresel yiyeceklerin temelinde genellikle mısır ve mısır unu
bulunur. Mısır unundan yapılan mısır ekmeği
sofraların vazgeçilmezidir. Mısır unu ayrıca
hamsi yemeklerine, çorbalara ve diğer yemek
çeşitlerine lezzet katar. Mısır unu, tereyağı ve
peynirle yapılan mıhlama da yörenin önemli yemeklerindendir.
“İzocam kalitesinden asla taviz vermiyor”
Selam İnş. Mlz. Tic. Ltd. Şti. Sahibi Kenan Şişman:
“1966 Rize doğumluyum. Dumlupınar Üniversitesi
İşletme bölümünden mezunum. Ticaretle ortaokul yıllarında tanıştım. O yıllarda Selam Ticaret’te
babamla birlikte inşaat malzemeleri satışı yapıyorduk. Üniversite bittikten sonra bir dönem muhasebecilik yaptım. Daha sonra baba mesleğine
geri döndüm. Babam Selam Ticaret’i 1977’de
ortaklarıyla birlikte kurdu. Ortaklar ayrıldıktan sonra
babamla birlikte Selam İnşaat olarak faaliyetlerimizi
sürdürdük. Babam bir süre önce çalışmayı bıraktı,
işleri bana devretti. 12 yıldır nalbur sektörüne
yönelik ürün satışı gerçekleştiriyoruz. Yalıtım, son
dönemde revaçta olan bir sektör. Olmazsa olmazlar arasına girdi. Yalıtım ve dış cephe giydirmelerinde farklı markalardan verim alamayınca, ürününün
arkasında duran ve fayda sağlayan ürünlere sahip
olan bir şirketle çalışmamız gerektiğini düşündük. Bu nedenle de İzocam bayisi olmak istedik.
Gerekli görüşmeleri ve altyapı çalışmalarını yaptıktan sonra bir buçuk yıl önce İzocam bayisi olduk.
Açıkçası İzocam ürünlerinin güvenilir ve bilinir
olması, tüketici tarafından ismiyle aranması, İzocam'ın ürün
gamının geniş ve köklü bir firma
olması bizi İzocam’a yöneltti.
İzocam ürünleri binalardaki her
türlü soruna çözüm üretiyor,
beklentilere cevap veriyor. İzocam’a, Türkiye’ye bu
kaliteyi yaşattığı için teşekkür ediyorum. İnsanlar
yalıtımdan beklediği faydayı göremiyor, bu nedenle
de mağdur oluyor. Ancak İzocam, kalitesinden asla
taviz vermiyor. Ürünlerle ilgili standartlara uyuyor.
Dolayısıyla hem ülke ekonomisine hem de halkın
ekonomisine fayda sağlıyor. Rizeli tüketicilerin yalıtım bilinci çok yeni oluşuyor. Aslında bizim bölgemiz yalıtımın mutlaka yapılması gerektiği bir bölge.
Ama bu konuda bilinç biraz geç oluştu diyebiliriz.
Son dönemlerde firmaların yalıtım ürünlerine olan
ihtiyacı ön plana çıkarmaları, enerji maliyetlerinin
yükselmesi ve bilincin artması, yalıtıma olan ilgiyi
arttırıyor. Rize’de yalıtım yok denecek kadar azdı.
Artık tüketici bilinçlendi, doğrudan kendisi bize
gelip talepte bulunuyor. Bunlar güzel gelişmeler.”
20 Yol Hi­ka­ye­le­ri
Trabzon
Trabzon, Doğu Karadeniz bölgesinde yer alır.
Güneyinde Gümüşhane ve Bayburt, batısında
Giresun ve doğusunda Rize bulunur. Arazisinin
yüzde 77’sini dağlar oluşturur. Yeraltı kaynakları açısından zengin olan Trabzon’da çok sayıda maden vardır. Şehir ayrıca ilkçağlardan
beri ticaret merkezi konumundadır. Çin’den
gelen İpek Yolu, Erzurum, Bayburt, Gümüşhane üzerinden Trabzon limanına ulaşıyordu.
Bugün şehrin en önemli geçim kaynakları, tütün, fındık, mısır ve çay tarımı, balıkçılık ve keten dokumalar, kuyumculuk ve bakırcılık gibi
geleneksel el sanatlarıdır. Trabzon’un kıyı kuşağı, dört mevsim ılıman ve yağışlıdır. Şehrin
merkezinde ise yağış oranı daha düşüktür.
Şehir, bitki örtüsü açısından çok zengindir.
760 binin üzerinde nüfusa sahip olan Trabzon,
Karadeniz Bölgesi’nde Samsun’dan sonra nüfusu en fazla olan ikinci şehirdir.
Tarihi
Tarihçiler tarafından M.Ö. 2 binli yıllarda kurulduğu varsayılan Trabzon’dan söz eden ilk yazılı
kaynak M.Ö. IV. yüzyılda yazılan Ksenophon’un
“Anabasis” adlı eseridir. Trabzon, iskâna açıldığı tarihlerden itibaren Kimmerler, Persler,
İskitler, Kıpçaklar, Halaçlar, Afşarlar ve
Yazgurlar gibi Türk veya Türklerle akrabalığı
olan toplulukların egemenliği altına girer. Bir
dönem Pontus Krallığı’nın himayesi altına giren
şehir, Romalılar döneminde “serbest şehir” statüsüne kavuşur. Roma İmparatorluğu’nun ikiye
ayrılmasından sonra Doğu Roma yani, Bizans
İmparatorluğu’nun sınırları içinde kalır.
Bizanslılar döneminde, şehirde imar faaliyetleri
başlatılır, su kemerleri yaptırılır, surlar onarılır ve
kiliseler restore edilir. Ancak İstanbul’un, Haçlı
ordusu tarafından işgal edilmesi ve burada bir
Latin devletinin kurulmasından sonra imparator
I. Andronikos Komnenos’un İstanbul’dan kaçan torunları Alexios ve David tarafından,
Gürcü kraliçesi Tamara’nın da yardımıyla
1204’te Komnenos Krallığı (Trabzon
İmparatorluğu) kurulur ve bu Krallığın başkenti
de Trabzon olur. 1461 yılında, bizzat Fatih
Sultan Mehmet tarafından kuşatılan Trabzon,
Türklerin egemenliği altına girer.
Sumela (Meryem Ana) Manastırı
Trabzon’un Maçka ilçesindeki Altındere Köyü
sınırları içinde bulunan Sumela Manastırı, halk
arasında “Meryem Ana” adıyla anılır. Meryem
Ana adına kurulan manastır. Sumela ismini, siyah anlamına gelen “melas” sözcüğünden alır.
Bu ismin kökeninde, Meryem tasvirinin siyah
rengi yatar. Bizans İmparatoru 1. Theodosius
zamanında (375-395) Atina’dan gelen iki rahip
tarafından kurulan manastır, 6. yüzyılda
İmparator Justinianus tarafından tamir ettirilir.
Sumela Manastırı’nın 18. yüzyılda birçok bölümü yenilenir, 19. yüzyılda son şeklini alır ve
en parlak dönemini yaşar. Trabzon’un 19161918 yılları arasında Ruslar tarafından işgali sırasında manastıra el konulur, 1923’ten sonra
ise manastır tamamen boşaltılır.
Trabzon’un camileri
Ortahisar Fatih Camisi, 914 yılında “Meryem
Kilisesi Chrysokephalos” adıyla kilise olarak kurulur. Zamanında şehrin baş kilisesi olarak kullanılır. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethetmesiyle birlikte camiye çevrilir ve bitişiğine de
Fatih Medresesi inşa edilir. Caminin mihrabı
taştan yapılır ve süsleme bakımından zengindir. Yeni Cuma Cami, 14. yüzyılda kilise olarak
inşa edilir. Trabzon’un fethinden sonra minare
ilave edilerek camiye dönüştürülür. Trabzon’un
Boztepe semtinde bulunan Ahi Evren Dede
Camisi’nin, ne zaman yapıldığı bilinmiyor.
Cami, Abdülaziz döneminde tamir edilerek günümüze kadar ulaştırılır.
Ayasofya Müzesi
Günümüzde müze olarak kullanılan Ayasofya
Müzesi, Trabzon İmparatorluğu döneminde
(1238-1263) kilise olarak yaptırılır. Fatih Sultan
Mehmet’in Trabzon’u fethinden sonra pek çok
yapı gibi camiye çevrilir. Ayasofya, yıllar boyunca Trabzon’a gelen seyyah ve araştırmacıların ilgisini çeker. 1. Dünya Savaşı yıllarında
depo, hastane ve cami olarak kullanılan yapı,
daha sonra restore edilerek 1964’te müze olarak ziyarete açılır. Müzede 1996’da Köy Evi sergisi açıldı. Serginin amacı, halk kültürüne ait değerlerin korunmasıdır. Sergi alanında yöresel
yemeklerin sunumu da yapılır.
Uzungöl
Trabzon’un önemli turizm potansiyeline sahip
yerlerinden olan Uzungöl, turistik pansiyonları,
alabalık lokantaları, küçük otelleri ve doğal
manzarasıyla az bulunur güzellikte bir gezi ve
konaklama yeridir. Uzungöl’de, bir vadi içinden
akan temiz, berrak suya sahip bir dere, dar ve
uzun küçük bir göle dökülür, oradan taşarak
“İzocam’ın marka gücü bizim için
önemli”
Aydınlar Ltd. Şti. Sahibi Muharrem
Mecit Aydın:
“1974 Trabzon doğumluyum. KTÜ Orman
Fakültesi’nden mezun
oldum. Aydınlar’ı 1976’da
babam kurdu. O zaman
şirketin adı Aydın Ticaret’ti.
2002’de şirketimizde ağabeyim Halil Aydın ile
birlikte çalışmaya başladıktan sonra, şirketin
adını Aydınlar Limited şirketi olarak değiştirdik.
Yıllardır piyasanın içinde olduğumuzdan, piyasayı iyi okuduğumuzu düşünüyorum. Aydınlar
olarak 1999’dan sonra yalıtım sektörüyle ilgili
bayiliklere yöneldik. Ağırlıklı olarak su ve ısı
yalıtımı üzerine çalışıyoruz. Yakın zamanda
Varlıbaş AVM ve Belediye binasının su yalıtımını
gerçekleştirdik. Aydınlar’ın haricinde yap-sat
işlerini yürüttüğümüz bir şirketimiz daha var.
Ağabeyim, bu yılın başından itibaren çalışmamaya, kendine zaman ayırmaya karar verdi.
Babam da işlere müdahale etmiyor. Ağırlıklı
olarak işleri ben yürütüyorum. 2009’da İzocam
bayisi olduk. İzocam’ı, özellikle ürün grubu çok
geniş ve marka gücü çok yüksek olduğu için
tercih ettik. Trabzon halkı, markaya düşkündür. Bu anlamda İzocam’ın marka gücü bizim
için önemliydi. İzocam gibi büyük firmalarla
çalışmak, bizim gibi esnaflara güven verir.
Müşterilerimiz bize geldiklerinde ‘İlle İzocam
istiyoruz’ diyorlar. Bunun satışta bize büyük
avantajı oluyor. İzocam’ın şartları ve bayileri
koruma sistemi gayet güzel. Trabzon genelinde
yoğun olarak İzocam-Weber mantolama sistemi tercih ediliyor.”
akar ve Of kasabasından denize ulaşmak üzere
Solaklı Deresi’ne katılır. Bu dere ve oluşturduğu
göl, karaçam ve diğer Karadeniz dağ ağaçlarından oluşan ormanla çevrilidir. Yerli ve yabancı
turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Uzungöl, çok
zengin turistik potansiyele sahiptir. Uzungöl’ün
çevresinde trekking, kuş gözlem, botanik
amaçlı turların yanı sıra, daha yükseklerdeki
dağların arasındaki göllere ya da yakınlardaki
yaylalara geziler düzenleme olanağı da vardır.
Uzungöl’e yaklaşık 10 ile 20 km mesafede
dağların yüksekliklerinde yer alan 10 kadar küçük göl, yöredeki etkinlik zenginliğini arttırır.
Trabzon’un yaylaları
Trabzon’un da Rize gibi birbirinden güzel yaylaları vardır. Bunlardan birisi olan Akçaabat
Yaylası, 1946 metre yüksekliktedir ve bol oksijenli olma özelliğiyle akciğer tedavisi gören
hastaların tatil için tercih ettikleri bir yerdir.
Yaylada oldukça zengin yaban hayatı da vardır. Aralık-Pazarcık Yaylası, çevresi ormanlarla
kaplı yemyeşil bir yayladır. Bu nedenle de
doğa yürüyüşü, bitki inceleme, dinlenme ve bisiklet turları yapma imkanı verir. Düzköy
Yaylası ise, Temmuz ayının üçüncü haftası
Kadırga ve 14 Ağustos’ta Karaabdal
Şenlikleri’ne ev sahipliği yapar. Yayla’daki
Haçkalı Baba Türbesi ziyaretçilerin ilgi gösterdiği bir yerdir. Doğal güzelliğinin yanı sıra tarihi
özelliğiyle dikkat çeken bir diğer yayla
Harmantepe Yaylası’dır. Yayla’da Birinci Dünya
Savaşı’ndan kalma siperler ve şehit mezarları
vardır. Her yıl 29 Haziran’da Harmantepe
“Yarım asırdır İzocam ailesinin bir ferdi
gibi oldum”
Turgut Şahinkaya şirketi Sahibi Turgut
Şahinkaya:
“1939 Trabzon doğumluyum. Marmara Üniversitesi
İktisat bölümünden mezun
oldum. Askerliği bitirdikten
sonra babamla birlikte inşaat
demiri üzerinde çalışmaya
başladım. 1964’te şirketi kurduk. O dönemde
kardeşlerim de bizimle çalışıyordu ancak sonradan farklı işlere yöneldiler. Daha sonra şirketin
faaliyet alanını değiştirerek sıhhi tesisat üzerine
çalışmaya başladık. İzocam kurulduktan sonra
İzocam yetkililerinden gelen talep üzerine
İzocam bayisi olduk. Sanıyorum İzocam’ın en
eski bayilerinden birisiyim. İzocam bayisi olduktan sonra diğer bayilikleri bıraktım. İzocam’ı ise
bugüne kadar hiç bırakmadım. Yalnız İzocam
ürünlerini satıyorum. Ticari ilişkilerimizin dışında
dostluğumuz da yıllardır devam ediyor. Ben
artık İzocam ailesinin bir ferdi gibi oldum. Yarım
asırdır birlikte çalışıyoruz, bu az bir zaman değil.
Ofisim Trabzon’un en iyi yerinde olduğu için
elimden geldiğince İzocam ve ürünleriyle ilgili
insanları bilgilendirmeye çalışıyorum. İzocam’ın
yayınlarını ve eşantiyon ürünleri mimarlık öğrencileriyle paylaşıyorum. Bu işi öğrencilere iyi
anlatmak gerektiğini düşünüyorum. İzocam’ın
yıllardır sistemi fevkalade iyi işliyor. İzocam çok
büyük ve iyi bir firma. İzocam ile şimdiye kadar
hiçbir sorun yaşamadık. Bugüne kadar onlara
katkım olduysa, bundan memnun olurum.
Trabzonlu tüketiciler yalıtımla ilgili yeni yeni bilgilenmeye başladılar. Köylerdeki yazlık evlerde
bile, özellikle çatılar yalıtılıyor.”
Yaylası’nda anma günü düzenlenir. Yayladaki
Cöşk Tepesi görülmeye değer yerlerdendir.
Ayrıca Trabzon’un Çatma Obası Yaylası,
Kadırga Yaylası, Lapazan Yaylası, Sisdağı
Yaylası, Sultan Murat Yaylası gibi çok sayıda
yaylaları vardır.
Trabzon mutfağı
Trabzon’da mısır çorbasının ayranlı ve yoğurtlu
çeşitleri, lahana çorbası, etli lahana sarması,
kara lahana yemeği, hamsili pilav, hamsili kaygana, kuymak, Akçaabat Köftesi, Trabzon
Peynirlisi, Trabzon Burmalısı, laz böreği ve daha
birçok yemek çeşidi vardır. Geleneksel yöre
mutfağı, hamsiden yapılan yemeklerin çoğunlukta olduğu bir mutfaktır. Trabzon’un bir diğer
lezzeti de kıymalı ve peynirlisi yapılan ünlü
Trabzon Pidesi’dir. Pide, özellikle kış aylarında
kahvaltıların değişmeyen yiyeceğidir. Taş fırında
pişirilen Trabzon Ekmeği, uzun süre taze kalması ve büyüklüğüyle ünlüdür.
“İzocam’la piyasada satışımızı arttırdık”
Seis Ticaret Yapı Malzemeleri Sahibi
Osman Seis:
“1960 doğumluyum.
1971’de babamın yanında iş
hayatına atıldım. Seis Ticaret’i
babam 1971’de kurdu. İki
yıl önce babam vefat etti.
Şu anda iki oğlumla birlikte
çalışıyorum. Büyük oğlum 27 yaşında, küçük
oğlum lisede okuyor. Onları yanımda yetiştiriyorum. Çeşitli firmaların bayiliğini yürütüyoruz.
Ordu, Rize ve Gümüşhane’de plastik, yalıtım ve
seramik ürünlerinin toptan satışını gerçekleştiriyoruz. İki yıldır İzocam bayisiyiz. Üç yıldır İzocam
ürünlerini satıyoruz. İzocam bayisi olmayı biz
talep ettik. Trabzon’da marka ve kalite önemlidir. Yalıtım firmaları içinde en kaliteli malzemeyi
İzocam ürettiği için İzocam’ı tercih ettik. İzocam,
malzemeleri gerektiği şekilde üretiyor ve piyasaya sunuyor. Bu nedenle sattığımız hiçbir İzocam
ürününe şikayet gelmeyeceğini biliyoruz.
İzocam’la çalışmaktan çok memnunuz. İzocam
bayisi olarak piyasada daha fazla satış potansiyeline ulaştık. İzocam’ın çok iyi bir çalışma
sistemi var. Malzeme sevkiyatı, sipariş girişi gibi
konularda çok ilerilerde olduklarını düşünüyorum. Trabzonlu tüketiciler mantolama yaptırmaya son üç yıldır başladılar ama hızlı bir yayılma
söz konusu. İnsanlar bilinçlenmeye başladılar,
özellikle kaliteli yalıtım malzemelerini tercih ediyorlar. Bir yalıtım ürünü alacakları zaman öncelikle internette araştırma yapıyorlar, daha sonra
bize gelip ürün talep ediyorlar. Trabzon’da
genellikle İzocam’ın çatı şiltesi ve tuğla arasında
kullanılan camyünü ürünleri satılıyor.”
22 Röportaj
Trabzon BEP’e hazırlanıyor
Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Ergin Aydın, BEP Yönetmeliği’nin yararlarının birkaç yıl içinde görüleceğini,
enerji maliyetinin azaltılacağını söylüyor. Trabzon’da özellikle yeni binalarda enerji verimliliğine yönelik
çalışmalara başladıklarını belirten Aydın, eski binalarda da çalışmaları hızlandıracaklarını dile getiriyor.
Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Ergin
Aydın, Trabzon’da yeni binalarda BEP
Yönetmeliği’nin uygulandığını, kentsel dönüşüm projesi kapsamı dışında kalan binalarda
da çalışma yürüteceklerini söylüyor. Trabzon
Belediyesi’nin imar uygulamalarında son derece hassas bir belediye olduğunu belirten
Aydın, mesleki kuruluşlarla birlikte ortaklaşa
çalışmalar yürüterek denetimler yaptıklarını
ifade ediyor. Aydın, Türkiye’nin bütün
Belediyeleri tarafından BEP’in hızla uygulanması gerektiğini, BEP Yönetmeliği yayınlandıktan sonra Trabzon’da mantolama uygulamalarının sayısının arttığını dile getiriyor. Trabzon
Belediyesi’nin taşındığı yeni binanın akıllı bina
özelliğini taşıdığını belirten Aydın, ısınma masraflarının çok azaldığını söylüyor.
Trabzon Belediyesi olarak BEP
Yönetmeliği’ni nasıl değerlendiriyorsunuz?
BEP Yönetmeliği, geç kalmış bir yönetmelik.
Ülkemizde bugüne kadar enerji tasarrufu sağlayacak adımların atılması gerekiyordu. Bu konuda gecikme yaşandı ancak nihayetinde
adım atıldı. Yönetmeliğin, Türkiye’nin 81 ilinde
Belediyeler tarafından hızlı bir şekilde uygulanması gerekiyor. Hatta Yönetmeliğin bölgesel
bazda ele alınması önemli. Çünkü bölgeler
farklı iklim şartlarına sahip olduğu için
Yönetmelikte bazı noktaların ona göre düzenlenmesi gerekiyor. BEP, tasarruf etmeye yönelik ilk uygulama oldu. Yerel yönetimler tarafından devamının getirileceğini düşünüyorum.
Trabzon Belediyesi olarak BEP ile ilgili ne
gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
Trabzon Belediyesi olarak, kanunun resmi gazetede yayınlandığı 2008 tarihinden beri, yeni
binalarda enerji verimliliğini arıyoruz. Eski binalarla ilgili çalışmaları ise 2017 yılına kadar
tamamlayacağız. Kentsel dönüşüm projesi
kapsamında yıkılacak bölgeler belirlendikten
sonra, kapsam dışında kalan binalardaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Eski binaların enerji
tasarrufu açısından nasıl değerlendirileceğinin
analiz edilmesi gerekiyor. Bizim görevimiz,
hem bunların kontrolünü yapmak hem de
yeni binalarda enerji verimliliğini sağlamaktır.
Resmi ve kamuya ait binaların dışında, şahıs
binalarının da enerji verimliliği sağlayacak
noktaya getirilmesi gerekiyor. Trabzon
Belediyesi, imar uygulamalarında son derece
hassas bir belediye. Zemin araştırmalarından,
Enerji Verimliliği Yasası’nın uygulanmasına kadar çeşitli konularda mesleki kuruluşlarla birlikte çalışmalar yürüterek sıkça denetimler
gerçekleştiriyoruz.
Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı
Ergin Aydın
BEP tam anlamıyla uygulandığında nelerin
değişeceğini düşünüyorsunuz?
Türkiye ihtiyacı olan enerjinin önemli bölümünü ihraç ediyor. Yönetmelik tam olarak uygulandığı zaman dışarıdan alacağımız enerji
maliyeti azalacak. Bu, 72 milyonluk nüfusumuzun bütçesine yansıyacak bir gelişmedir.
Trabzon’da 2011’in başlarında doğalgaz kullanmaya başladık. Şu anda beş mahallede doğalgaz kullanılıyor, 2015’te şehrimizin tamamında doğalgaz olacak. Son yıllarda sayıları
artan toplu konutlarda enerji verimliliği ön
plana çıkarılıyor, nitelikli ve kaliteli binalar inşa
edilmeye çalışılıyor. Birkaç yıl içinde halkımızın
bunun olumlu sonuçlarını yaşayacağını düşünüyorum.
Trabzon halkının BEP Yönetmeliği ve
enerji verimliliğiyle ilgili bilinç düzeyi
nedir? Halkın bilincini arttırmak için neler
yapmak gerekir?
Halkımız bu konuda çok bilinçli değil. Ancak
BEP ile birlikte hızla mantolama yapılmaya
başlandı. Bu konuda müteahhitler ve inşaat firmaları çalışmalar yürütüyor. Trabzon
Belediyesi olarak biz halkı bilinçlendirme konusunda henüz bir çalışma yapmadık. Ancak
her yıl Makine Mühendisleri Odası, Çevre ve
Şehircilik İl Müdürlüğü ile birlikte halkı bilinçlendirmek için baca temizliği, kaliteli yakıt kullanma ve kazan yakma gibi konularda halkımıza eğitim veriyoruz. Enerji verimliliği konusunda halkı bilinçlendirmek için mesleki kuruluşlarla belediyelerin ortak çalışmalar yürütülebileceklerini düşünüyorum.
Trabzon Belediyesi’nin yeni taşındığı binada
enerji verimliliğini sağlamaya yönelik olarak
neler yaptınız? Binanın yalıtımlı olmasının
yararını görüyor musunuz?
Binamız akıllı bina konseptinde inşa edildi.
Bina enerji verimliliğine uygun olarak 2007’de
projelendirildi ve iyi şekilde yalıtıldı. Ancak güneş enerjisinden yararlanamıyoruz. Elektrik
üreten güneş panelleri Türkiye’ye yeni geldiği
için ileride güneş enerjisi sisteminden de yararlanacağımızı düşünüyorum. Karadeniz
Bölgesi nemin yüksek olduğu bir bölge.
Trabzon’da sıcaklık 5 dereceyken, nemden
dolayı sıcaklığı Ankara’nın -5 derecesi gibi hissediyoruz. Soğuk dönemlerde yalıtım sayesinde binada sorun yaşamıyoruz. Yalıtımsız binalara göre çok daha az ısınma masrafımız
var. Bu anlamda çok daha kârlıyız. Ciddi anlamda enerji tasarruf ediyoruz.
Yalıtım sektörünün genel durumunu nasıl
değerlendiriyorsunuz? Sektörün BEP’ten
nasıl etkileneceğini düşünüyorsunuz?
İnşaat mühendisiyim. 27 yıldır proje mühendisliği yapıyorum. Bugüne kadar yalıtımın halka
tam olarak anlatılmadığını düşünüyorum.
Üretici firmaların, bölge bayileri ve meslek kuruluşlarıyla, gerekirse Bakanlıklarla birlikte,
BEP Yönetmeliği’ni daha fazla ön plana çıkartan adımlar atması gerekir. Çünkü üretici firmalar halkla daha çok iletişim kuruyor. Bence
iyi anlatılabilirse halkımız hızla yalıtım yaptıracaktır. Trabzon’da 80’li, 90’lı yıllarda yapılan
toplu konutların yalıtıldığını görüyorum. Bu çalışmaların hızlandırılması gerekiyor.
Sokak Röportajı
Eviniz yalıtımlı mı?
Adı-Soyadı: Zülfiker Sümer
Yaşı: 48
Mesleği: Eczacı
“Su sorunu nedeniyle evimizi yalıttık”
“10 daireden oluşan bir apartmanda oturuyorum. Binanın dış cephesinden dairelere su giriyordu. Bu nedenle apartmanımızı 2008’de mantolattık. Yalıtım uygulamasından sonra sorunumuz kalmadı.
Yalıtım sayesinde doğalgaz faturamız da
çok düştü. Yalıtımdan çok memnunuz.”
Adı-Soyadı: Selma Uzcan
Yaşı: 51
Mesleği: Ev Hanımı
Adı-Soyadı: Hüseyin Pehlivan
Yaşı: 34
Mesleği: Saatçi
“Evlerimin yalıtımlı olmasından
memnunum”
“Evim yalıtımlı olduğundan
kazançlıyım”
“İki tane evimiz var. Birisi Kemerburgaz’da,
diğeri Levent’te. İkisi de yalıtımlı. Ciddi
anlamda ısı tasarrufu ediyoruz. Yalıtımdan
memnunuz. Yazın Kemerburgaz’daki evimiz yalıtım sayesinde çok sıcak olmuyor. Levent’teki evimiz çok büyük olduğu
halde kışın yüklü doğalgaz faturası ödemiyoruz.”
“Evim yalıtımlı. Ev yeni olduğu için satın
aldığımızda zaten yalıtımlıydı. Yalıtımın çok
faydasını görüyoruz. Kışın soğuktan korunuyor, ısı tasarruf ediyoruz. Kışın en büyük
derdimiz ısınmak. Yalıtım, bize büyük
kazanç sağlıyor. Isı yalıtımının yanında ses
yalıtımının da olması konforu arttırıyor.”
Sokak röportajı bölümü için yine sokağa çıktık ve bu kez “Eviniz yalıtımlı mı? Yalıtım yaptırmayı düşünüyor musunuz?” diye
sorduk. Evini yalıtıp memnuniyetini dile getirenler de, rutubet ve gürültüden rahatsız olup evini yalıtmak isteyenler de var.
Adı-Soyadı: Mehmet Çilek
Yaşı: 70
Mesleği: Emekli
“Rutubet nedeniyle yalıtım
yaptıracağız”
“Bir apartmanın dördüncü katında oturuyorum. Evde rutubet var, evin içine gözyaşı gibi su akıyor. Bir an önce bu sorundan kurtulmak, apartmanın dış cephesini
mantolatmak istiyoruz. Bunun için hazırlıklara başladık. Bizim yanımızdaki apartman
mantolama yaptırdı. Çok faydasını gördüklerini söylüyorlar.”
Adı-Soyadı: Serap Çörlü
Yaşı: 35
Mesleği: Ev Hanımı
“Gürültüyü önlemek için yalıtım şart”
“Evimiz yalıtımlı değil. Apartmanın anlaşma durumunda yalıtım yaptırmak isteriz.
Ev hava sıcakken çok sıcak, soğukken
çok soğuk oluyor. Ayrıca komşularımızdan çok ses geliyor. Apartmanın alt katında spor salonu var. Bu nedenle eve çok
ses geliyor. Yalıtım olsa bu sorunları yaşamayız. Bunun için yalıtım şart.”
Adı-Soyadı: Şehmuz Ayaz
Yaşı: 32
Mesleği: İşletmeci
“Isı tasarrufu için yalıtım yaptırmak
istiyorum”
“Evimiz yalıtımlı değil. İleride geniş çaplı
bir araştırma yapıp yalıtım yaptırmayı istiyorum. Çünkü ısı tasarrufu yapmamız gerekiyor. Ülkemizde enerji pahalı. Kışın ısınmak
için çok para ödüyoruz. Isınmaya vereceğimiz parayı yalıtım için harcarsak, tasarruf
etmiş oluruz diye düşünüyorum.”
24 Proje
Yalıncak Konakları’nda İzocam ürünleri kullanıldı
Trabzon’un batısında Yalıncak mevkiinde yapımı Kasım 2011’de tamamlanan Yalıncak
Konakları, Ata İnşaat tarafından inşa edildi.
20 dönüm bir arazi içinde 29 villadan oluşan projede, açık yüzme havuzu ve spor alanları bulunuyor. Yaşanmaya başlanan Yalıncak
Konakları’nda İzocam ürünleri kullanıldı. Dış
cephede 6 bin metrekare, 4 ve 6 cm kalınlıklarında İzocam Foamboard tercih edildi.
Ayrıca çatılarda 10 bin m2, 4 cm Taşyünü
Teras Çatı Levhası ve döşemelerde 12 bin m2
İzocam Foamboard kullanıldı.
Erguvan Konakları'ında İzocam imzası
Trabzon’daki Erguvan Konakları’nın inşaatı
2011’de tamamlandı. Ekol İnşaat tarafından yapılan proje, toplam 7 bin metrekarelik alanda yer alan 7 adet villadan oluşuyor.
Erguvan Konakları ayrıca açık yüzme havuzu
ve etkinlik alanlarına sahip. Yaşamın başladığı
Erguvan Konakları, İzocam’ın ürünleriyle yalıtıldı. Villaların mantolamasında 2 bin metrekare,
4 ve 6 cm kalınlıklarında İzocam Foamboard,
çatılarda 2 bin 500 m2, 4 cm Taşyünü Teras
Çatı Levhası ve döşemelerde 3 bin m2, 2 cm
İzocam Foamboard tercih edildi.
Mercedes Benz Kamyonet Fabrikası’nda
İzocam tercih edildi
Mercedes Benz Aksaray Kamyonet Fabrikası
inşaatına Yeni Teknik Yapı tarafından 2011’de
başlandı. Projesi Turgut Alton Mimarlık tarafından gerçekleştirilen fabrika binası 2012’de faaliyete geçti. Fabrika binasında İzocam ürünleri tercih edildi. Çatıda 20 bin metrekare
dünya patenti İzocam’a ait olan 7,5 ve 10 cm
PVC Membranlı Kombi Panel, cephede 7 bin
metrekare, 7,5 cm SPD 1015 TİP 75 Taşyünü
Cephe Paneli kullanıldı.
Sew Eurodrive binasının çatı ve cephesi
İzocam ile yalıtıldı
Sew Eurodrive şirketinin Gebze TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi’ndeki, yönetim ve imalat binasının inşaatı 2011’de tamamlandı. Çelik Yapı tarafından
inşa edilen binanın çatısı ve cephesi İzocam ürünleriyle yalıtıldı. Çatıda 3 bin
metrekare ÇK 90 Çatı Trapezi ve Taşyünü Teras Çatı Levhası, cephede ise
3 bin metrekare SPD 1015 TİP 75 Taşyünü Cephe Paneli, DK60/12 Kaset
Profili ve OK 90 Sinüzodial Cephe Trapezi kullanıldı.
26 İzo­cam Kul­la­nan­lar
Trabzon’da inşa edilen
Varlıbaş Atapark AVM, İzocam
ürünleriyle yalıtıldı. AVM Genel
Müdürü Adnan Gördüm, “Isı
için yapılan uygulamalarda
hiçbir sorun yaşamamamız,
doğru malzeme ve düzgün
işçilik birleştiğinde güzel
sonuçlar alınacağının önemli bir
göstergesidir” diyor.
Trabzon’un prestijli AVM’si Varlıbaş
Atapark’ta İzocam imzası
Varlıbaş Atapark AVM, Trabzon’da şehrin
merkezinde, eski Tekel binasının bulunduğu yerde hizmete açıldı. Varlıbaş
Holding’in gayrimenkul geliştirme, inşaat ve
müteahhitlik şirketi Varyap tarafından inşa
edilen AVM’nin yapımına 2008’de başlandı.
2 Ekim 2010’da hizmete açılan AVM, Tekel
binasının aslına sadık kalınarak projelendirildi. Ayrıca aynı arsa üzerinde Trabzon
Belediye Hizmet Binası da inşa edildi.
52 bin m2 kapalı alana sahip olan Varlıbaş
Atapark AVM, 8 katta, toplam 63 mağazadan oluşuyor. AVM’nin, 12 restoranın yer aldığı katlanabilir camlı mimariye sahip yemek bölümü, konuklarına Karadeniz’in de-
niz ve doğa manzarası eşliğinde yemek
yeme ayrıcalığı sunuyor. AVM, ayrıca çocukların keyifli zaman geçirmesi için Magic
World isimli eğlence merkezini de bünyesinde barındırıyor.
Varlıbaş Atapark AVM Genel Müdürü
Adnan Gördüm, AVM ile Trabzon’un simgesi olmuş bütün değerleri bünyesinde barındıran bir marka vaadi sunduklarını söylüyor. AVM’nin Trabzon’la iç içe bir konumda
olduğunu belirten Gördüm, insanların yaya
olarak bile çok rahatlıkla ulaşabilecekleri,
günlük koşuşturmaları arasında kısa sürede
alışverişlerini yapıp dinlenebilecekleri bir ko-
numda olduğunu dile getiriyor. Gördüm,
AVM’de enerji verimliliği adına ciddi çalışmalar yaptıklarını, ısıtma ve soğutma harcamalarında ciddi tasarruf sağlandığını belirtiyor. AVM’nin dış cephe mantolamasında,
boru ve kanal yalıtımlarında, çatı arası yalıtımında İzocam ürünleri tercih edildi.
Trabzon’da Varlıbaş AVM projesi fikri
nasıl ortaya çıktı? Projeden söz eder
misiniz?
Bugün Varlıbaş Atapark AVM’nin kurulu olduğu arsada, yaklaşık 50 yıllık bir Tekel tütün deposu vardı. Depo, kullanım dışı kaldıktan sonra arsasıyla birlikte Trabzon
Belediyesi’ne devredildi. Trabzon Belediyesi
de 2008 yılında kat karşılığı bir ihaleye çıktı.
Bu ihale kapsamında, mevcut Tekel binasının yıkılarak aslına uygun şekilde tekrar inşa
edilmesi, dış cephesinin tamamen aynı kalması koşuluyla yerine bir AVM yapılmasına
ve AVM’nin yatırımcıya kalmak kaydıyla aynı
arsa üzerinde Trabzon Belediye Hizmet
Binası’nın inşa edilmesine karar verildi. Yani
ihaleyi alan firma, Belediye Hizmet Binası
karşılığı AVM binasının sahibi olacaktı.
Trabzon Çaykaralı olan Varlıbaş ailesi, memleketlerine önemli bir istihdam sağlamanın
heyecan ve hevesiyle, ağır maliyetine rağmen, bu işe talipli oldu ve ihaleyi aldı.
Projenin inşaatına ne zaman başlandı?
İnşaat süreciyle ilgili bilgi verir misiniz?
2008 yılında başlanan proje, aynı dönemde
dünyada yaşanan ağır ekonomik krize ve
buna paralel olarak ülkemizde de inşaat sektöründe yaşanan durağanlığa ve ciddi ekonomik risklere rağmen, planlandığı şekilde
2010 yılı Eylül ayında tamamlandı. AVM, 2
Ekim 2010’da kapılarını ziyaretçilere açtı.
Varlıbaş Atapark AVM
Genel Müdürü
Adnan Gördüm
28 İzo­cam Kul­la­nan­lar
nema salonu ve gösterimdeki en son filmleri
sinemaseverlere, eşsiz bir atmosferde izleme keyfini yaşatıyor. AVM’de Çocuk
Kulübü ile çocuklara yönelik birçok etkinlik
düzenleniyor. Trabzon’un simgesi Varlıbaş
AVM’nin yönetimi ise, dünyanın en önde gelen uluslararası gayrimenkul yönetim şirketlerinden Jones Lang LaSalle tarafından yapılıyor.
AVM’nin mimarı kim? Mimari özellikleriyle
ilgili bilgi verir misiniz?
Varlıbaş Atapark AVM’nin mimarı Ozan
Öztepe, Trabzon Belediyesi’nin ihale öncesinde açtığı proje yarışmasında birinci oldu.
Proje yarışması, Belediye Hizmet Binası ve
AVM binasını kapsıyordu. Trabzon
Atapark’taki arsa üzerinde mevcut bulunan
Tekel Binası, dış cephesinde aslına sadık
kalmak kaydıyla AVM olarak projelendirildi.
Aynı parsel üzerinde ayrı bir kütle olarak
son derece modern bir belediye hizmet binası tasarlandı.
Varlıbaş AVM’nin Trabzon’daki benzer
AVM’lerden farkı nedir?
Varlıbaş AVM, Trabzon’daki diğer
AVM’lerden farklı olarak, şehrin tam merkezinde yaşayan Trabzon’la iç içe bir konumdadır. Haritadan kuşbakışı bakıldığında,
Trabzon’un en merkezi bölgesinde, insanların yaya olarak bile çok rahatlıkla ulaşabilecekleri, günlük koşuşturmaları arasında kısa
sürede alışverişlerini yapıp dinlenebilecekleri bir konumdadır.
AVM’nin özellikleriyle ilgili bilgi verir
misiniz?
Alışveriş merkezimiz 52 bin m2 kapalı alana,
21 bin 350 m2 ticari alana sahip. 3 bodrum,
5 normal kat olmak üzere, toplam 8 kat olarak inşa edildi. AVM’nin bünyesinde 63 mağaza ve 8 stant yer alıyor. AVM, ayrıca 650
araç kapasiteli açık ve kapalı otopark, 10 salon ve bin 46 koltuk kapasitesiyle sinema
salonu, 2 bin 170 m2 market alanı, bin 396
m2 yapı market, 762 m2 elektro market ve
762 m2 Magic World isimli eğlence merkezine sahip. AVM’nin bin 150 sandalye kapasiteli 12 restoranın yer aldığı Food Court,
yani yemek bölümüyle teras katı bulunuyor.
Food Court’un katlanabilir camlı mimarisi ve
özel dekorlu oturma alanları sayesinde
Trabzon Varlıbaş AVM, konuklarına
Karadeniz’in eşsiz deniz ve doğa manzarası
eşliğinde yemek yeme ayrıcalığı sunuyor.
AVM’ler sadece alışveriş değil, aynı
zamanda bir yaşam sunuyor. Varlıbaş AVM
Trabzonlulara nasıl bir yaşam vaat ediyor?
Alışverişin yanı sıra eğlence, lezzet alanları,
ayrıca sosyal misyonuyla müşterilerinin hayatlarına değer katan, her türlü ihtiyaca cevap veren ulusal ve uluslararası markaların
yanı sıra Trabzon’un simgesi olmuş bütün
değerleri bünyesinde bulunduran bir marka
vaadi sunuyoruz. Sineması, çocuk oyun
alanları ve 5D simülasyon makineleriyle
Karadeniz’in yeni eğlence merkezi olan
Varlıbaş AVM, içinde 3D özelliği olan 10 si-
AVM’ler enerjinin en fazla kullanıldığı
yapılar arasında yer alıyor. AVM’de
enerji verimliliğini sağlamak için özel
olarak yaptığınız uygulamalar var mı? Bu
uygulamalar neler?
AVM’de enerji verimliliği adına ciddi çalışmalar yaptık. Yağmur sularını toplayan ve bu
suyu filtre edip tuvalet sifonlarına gönderen
bir yeraltı deposu inşa ettik. Ayrıca WC’lerde
fotoselli batarya kullanarak gereksiz su kul-
ısı kayıp ve kazançları en aza indirildi. Böylece ısıtma ve soğutma harcamalarında ciddi
tasarruf sağlandı.
lanımının önüne geçtik. Aydınlatma sistemimizde LED teknolojisine olabildiğince yer
verdik. LED aydınlatmada enerji tüketimi
çok daha düşük ve LED cihazların kullanım
ömrü klasik aydınlatmalara göre çok daha
uzun oluyor. AVM’nin dış cephesinde 20
cm’lik gazbeton kullanıldı ve bunun üzerine
İzocam Foamboard ile mantolama yapılarak
Taşyünü, teras yalıtımında 6 bin m2 XPS
ürünlerini kullandık.
İnşaat sektöründe yalıtımın öneminden
söz eder misiniz? Şirket olarak sizin
Varlıbaş AVM’de neden İzocam ürünlerini
yalıtıma yaklaşımınız nasıl?
tercih ettiniz?
Varyap gerçekleştirdiği bütün proEnerji kaynaklarının savaşlara bile
jelerde ısı ve su yalıtımı adına
sebep olduğu günümüz dünyaalınması gereken önlemler
sında, binaların enerji verimlikonusunda ciddi hassaliği açısından projelendirilsiyet gösteriyor. İzocam
mesinden yapımına kaürünleri de bu çalışmadar ki her aşamada, gelarımızda güvenerek
rek malzeme, ekipman
kullandığımız önemli
seçimi ve gerekse uyİZOCAM İZOPLAN
malzeme kalemlerigulama açısından çok
PVC ve TPO esaslı İzocam
mizdendir. AVM ve
hassas ve özenli çalışİzoplan, yalıtım membranlarının
farklı uygulama alanlarına hitap
Belediye Binası kullamalar yapılması gerekir.
ediyor. Temel, bahçe ve teras
nılmaya başlandığından
Tamamlanmış bir tesiste
çatı uygulamalarında kullanılıyor.
beri, ısı yalıtımı için yapımevcut yalıtımın onarılması
lan uygulamalarda hiçbir
ya da ilave yalıtım çalışmaları
sorun yaşamamamız, doğru
yapılması, çok daha maliyetli ve
malzeme ve düzgün işçilik birleştiuygulama açısından çok daha zahğinde güzel sonuçlar alınacağının önemli bir
metli olur. Yalıtıma harcanan para, tesisin
göstergesidir.
kullanımı aşamasında kısa sürede yapılan tasarrufla geri kazanılır ve ayrıca yalıtım, tesisin
kullanım konforunu artırır. Son yıllarda ülkeAVM’nin yalıtımında hangi İzocam
mizde, hem ihale usulü yapılan kamu binalaürünlerini, nerelerde, ne kadar
rında hem de özel sektörün kendi sermayekullandınız?
siyle yaptığı binalarda giderek yalıtım bilinciAtapark projemizde, AVM’nin dış cephe
nin artması ve bu konuda dünya standartlarımantolamasında 4 bin 500 m2 İzocam XPS,
nın yakalanması sevindiricidir. En ucuz enerboru ve kanal yalıtımlarında Camyünü
jinin tasarruf edilen enerji olduğu gerçeğini
Prefabrik Folyo Kaplı Boru, çatı arası yalıtıunutmamamız ve ülke kaynaklarımızı gerekmında, Belediye binasının alüminyum+cam
sizce, cömertçe tüketmememiz gerekir.
giydirme cephe arkasında 5 bin m2
30 Kişisel Gelişim
Hafızanızı güçlendirin, unutkan olmayın!
Çağın hastalığı olarak
değerlendirilen unutkanlığı
azaltmak ve hafızayı güçlendirmek
için stresten uzak durmak
gerekiyor. Ayrıca beslenmeye
özen göstermek, egzersiz yapmak,
yeterli uyumak, okumak ve yeni
bilgiler öğrenmek de önemli.
Pek çoğumuzun sorunu olan unutkanlığın
pek çok nedeni var. Hepsinin ötesinde beynin yapısından kaynaklanan bazı özellikler
bizi belli bir yaştan sonra unutkan yapıyor.
Beynimizde yaklaşık 100 milyar nöron bulunuyor. Her bir beyin hücresi 15 bin beyin hücresiyle bağlantı kuruyor. Beyin gelişimi ortalama 18-20 yaşa kadar beyin hücrelerinin sayısının artmasıyla ve hücreler arasında bağlantı kurulmasıyla gerçekleşiyor. 20’li yaşlara
kadar çok hızlı öğrenir ve öğrendiklerimizi kolay unutmayız. 20’li yaşlardan sonra beynimiz
sadece var olan beyin hücreleri arasındaki
bağlantıları arttırarak gelişir ve beyin hücreleri yavaş yavaş ölmeye başlar. Bir süre sonra
beyin yeni bir bilgi öğrenirken, kullanılmayan
bazı bilgileri siler. Dolayısıyla doğal bir unutma
süreci yaşarız.
Bunun yanında stres, iş yoğunluğu, özel hayatta yaşanan boşanma ve ölüm gibi olumsuzluklar, yanlış beslenme, uykusuzluk, uzun
süreli bilgisayar kullanma ve televizyon izleme gibi nedenler de hafızayı olumsuz etkiliyor. Bazı hastalıklarda kullanılan ilaçlar, beyin tümörü, beyin damar tıkanıklığı, tiroit hastalığı, depresyon, kansızlık, vitamin eksikliği, aşırı
alkol tüketimi de unutkanlığın nedenleri arasında yer alıyor.
Hafızanızı güçlendirmek için
bunları yapın
Unutkanlıktan olabildiğince az etkilenmek ve
hafızanızı güçlendirmek için uzmanların tavsiyelerine kulak verin:
Stresi azaltın: Araştırmalar sürekli stres altında olan ve olumsuz düşünen kişilerin hafıza sorunu yaşama oranlarının, stres altında
olmayan, sakin kişilere göre daha yüksek olduğunu gösteriyor. Hafızayı güçlendirmenin
en iyi yolu stresi azaltmak. Bunun için iş hayatında iş yükünü azaltmak ve işlerin bir kısmını
delege etmekte yarar var.
Yeterli uyuyun: Hayatımızda çok önemli yeri
olan uykunun hafızayı güçlendirme gibi bir etkisi de var. Kaliteli uyku, beynin yeni öğrenilen
bilgileri pekiştirmesini sağlar. Uyku ihtiyacı yaşa
ve kişiye göre değişmekle birlikte, her gün ortalama 8 saatlik kesintisiz uyumak gerekiyor.
Sebze-meyve tüketin: Araştırmalar sebze ve
meyve ağırlıklı beslenen kişilerin beyin fonksiyonlarının daha iyi çalıştığını gösteriyor.
Özellikle içinde beyin güçlendirici özler bulunan Brüksel lahanası, brokoli ve beyaz lahana
sebzeleriyle, parlak renkli kırmızı elma, patlıcan ve üzüm gibi meyvelerle orman meyvelerinin tüketilmesi tavsiye ediliyor.
Okuyun ve okuduklarınızı tartışın: Okumak
beyni geliştiriyor. Aynı zamanda okunanlar
üzerinde tartışmak, kitaptaki mesajları çözümlemek de hafızayı güçlendiriyor.
Egzersiz yapın: Egzersiz yapmak, beyindeki
kan dolaşımını hızlandırıyor, beyin gücünü
destekliyor, beyin hücreleri arasında bağlantı
kurulmasını destekliyor. Bunun için yürüyüş
ve yoga gibi egzersizleri yapabilirsiniz.
Yeni bilgiler öğrenin: Yeni öğrenilen her yeni
bilgi hafıza egzersizidir. Yeni hobiler, araştırma
alanları, şiirler, diller öğrenmek hafızayı güçlendirir.
Alıştırma yapın: Beyninizin kullanmadığınız diğer yarısını harekete geçirmek için sağ elinizi
kullanıyorsanız sol elinizi kullanmaya çalışın.
Bir diğer alıştırmayı da duyularınızla yapabilirsiniz. Bütün duyularınızı harekete geçirmek için
çevrenizdeki kokuları hissedin, evinizde gözlerinizi kapatıp bir yere ulaşmaya çalışın, dışarıda duyduğunuz sesleri ayırt etmeye çalışın.
Böylece duyular alışılmışın dışında kullanılır
ve beyin hücreleri arasında bağlantı kurularak
beyin kapasitesi arttırılır.
Sosyal ilişkilerinizi arttırın: İnsanlarla daha
fazla iletişim kurun. Aile ve arkadaşlık bağlarınızı güçlendirin, sosyal faaliyetleri arttırın.
Sosyal ilişkiler zihinsel egzersizleri arttırır, ilerleyen yaşlarda beyin fonksiyonlarının bozulmasını önler.
32

Benzer belgeler

Enerji` Bakış

Enerji` Bakış etti. Hareketli bir yılı geride bıraktıklarını belirten Bulut, konuşmasının sonunda bayilere: “Bayrak yarışımız hızlanarak devam ediyor. İzocam ailesi, aramıza katılan yeni bayilerle büyüyor. Bunda...

Detaylı