rüzgar enerjisi raporu

Transkript

rüzgar enerjisi raporu
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ
ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ
ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
Aralık 2007
Ankara
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU
Başkan
: Hatice Erdi
Üye
: Nagehan Abacılar
Üye
: Bilal Şimşek
Üye
: Algı Özkaya
İÇİNDEKİLER
1. GENEL ............................................................................................................. 3-2-1
1.1. Tanımı ...................................................................................................... 3-2-1
1.2. Tarihçe ..................................................................................................... 3-2-1
2. DÜNYA’DA RÜZGAR ENERJİSİ ..................................................................... 3-2-2
2.1. Potansiyel ve Kapasite ............................................................................ 3-2-2
2.2. Şebeke Bağlantı...................................................................................... 3-2-4
3. TÜRKİYE RÜZGÂR ENERJİSİ ........................................................................ 3-2-5
3.1. Potansiyel ve Kapasite ............................................................................. 3-2-5
3.2. Şebeke Bağlantı ..................................................................................... 3-2-11
3.2.1 İletim Sistemine Bağlantı .............................................................. 3-2-11
3.2.2 Dağıtım Sistemine Bağlantı ........................................................... 3-2-14
3.2.3 Sisteme Bağlantı Görüşü Oluşturulması ....................................... 3-2-16
3.2.4 Santral Bağlantısı ve Sistem Kullanımında Yaşanan Sıkıntılar ..... 3-2-16
4. RÜZGAR ENERJİSİ EKONOMİSİ VE MALİYETLER .................................... 3-2-17
4.1. Rüzgar Enerjisinin Ekonomisi................................................................. 3-2-17
4.2. Rüzgar Enerjisinin Maliyetleri ................................................................. 3-2-17
4.2.1 Yatırım Maliyetleri.......................................................................... 3-2-17
4.2.2 Üretim Maliyetleri........................................................................... 3-2-17
5. RÜZGAR ENERJİSİ VE ÇEVRE.................................................................... 3-2-18
5.1 Rüzgar Enerjisinin Çevresel Etkileri ........................................................ 3-2-18
5.2 Rüzgar Enerjisi ve Karbondioksit Emisyonları......................................... 3-2-19
5.3 İklim Değişikliği ve Rüzgar Enerjisi.......................................................... 3-2-19
6. FİNANSMAN MEVZUAT VE TEŞVİKLER ..................................................... 3-2-19
6.1 Finansman .............................................................................................. 3-2-19
6.2 Mevzuat................................................................................................... 3-2-20
6.3 Teşvikler.................................................................................................. 3-2-20
6.3.1 Tanım ............................................................................................ 3-2-20
6.3.2 Dünya’da Teşvik Sistemi ............................................................... 3-2-20
6.3.3 Türkiye’de Teşvik Sistemi.............................................................. 3-2-21
7. SONUÇ VE ÖNERİLER ................................................................................. 3-2-24
7.1 Sonuçlar .................................................................................................. 3-2-24
7.2 Öneriler ................................................................................................... 3-2-25
1. GENEL
1.1.
Tanım
Rüzgâr enerjisi, güneş enerjisinin bir şeklidir. Rüzgârlar, yeryüzündeki farklı güneş enerjisi
dağılımının neden olduğu basınç ve sıcaklık farklarının dengelenmesiyle oluşan hava
akımlarıdır. Dünyanın bir kısmında hava, kara ve deniz ısınırken diğer yüzeyinde ise soğuma
görülür. Dünyanın günlük dönüş hareketi nedeni ile bu ısınma ve soğuma periyodik bir şekilde
devam eder (1).
Rüzgâr, şiddet ve yön olmak üzere iki parametre ile ifade edilir. Rüzgâr kaynağı küresel ölçekte
yarı sürekli bir yapıya sahip olup, mevsimlik, günlük ve saatlik değişiklikler gösterir, aynen yüzey
pürüzlülüğü (topografya) ve atmosferik koşullara bağlı olarak yükseklikle değişir. Bazı
bölgelerde mevsimlere göre önemli farklar da görülebilmektedir. Rüzgâr şiddetinde yüksekliğe
bağlı olan artış genellikle güç kanunu veya logaritmik bir ifadeyle tanımlanır. Dünya Meteoroloji
Örgütü için yapılan analizlerde ortalama rüzgâr hızının yıldan yıla en çok % 25 değişiklik
gösterebileceği belirlenmiştir (2).
1.2.
Tarihçe
Rüzgâr enerjisinden çok eski çağlardan beri yararlanılmaktadır. MÖ. 5000’li yıllarda Nil
Nehri'nde kayıklarda rüzgar enerjisinden yararlanıldığı bilinmektedir. M.Ö. 200'de Çin'de de
basit yel değirmenleri su pompalanmasında kullanılırken, İran ve Orta Doğu'da kanatları
kamıştan örülmüş olan düşey eksenli yel değirmenleri, tahılların öğütülmesinde kullanılmıştır.
Rüzgâr enerjisi, 11. Yüzyıl'dan itibaren, tacirler ve Haçlı seferleri vesilesiyle Avrupa'ya
götürülmüştür. Hollandalılar, yel değirmenlerini geliştirerek göllerin ve Ren Nehri bataklıklarının
kurutulmasında kullanmıştır. 19. Yüzyıl sonlarında ise göçmenler bu teknolojiyi Amerika'ya
götürerek tarlaların ve çiftliklerin sulanması için su pompalamada ve daha sonra da evler ve
endüstri için elektrik üretiminde kullanmışlardır[2].
Önce Avrupa daha sonra Amerika'da buharlı makinelerin keşfi ile başlayan sanayileşme, yel
değirmenlerinin ve yelkenli gemilerin kullanımının aşamalı olarak azalmasına sebep olmuştur.
Dizel yakıtların ucuzluğu rüzgâr enerjisini değerlendirme araştırmalarını ötelemiş ve bu durum
2. Dünya Savaşı'na kadar sürmüştür. Bu savaş yıllarındaki enerji sıkıntısı, rüzgâr türbinlerini
gündeme getirmiş ve 1940’lı yıllarda 1.25 MW'lık bir rüzgâr türbini Danimarka yerel elektrik
şebekesine enerji sağlamıştır. Rüzgâr enerjisine ilgi fosil yakıt fiyatlarına göre değişmiş ve 2.
Dünya Savaşı'ndan sonra fosil yakıt fiyatlarının düşmesi ile yeniden azalmıştır.
1970’li yıllardaki petrol krizinden kaynaklanan yakıt fiyatlarındaki artış, rüzgâr enerjisini tekrar
gündeme getirmiş "rüzgâr enerji santralleri" adı altında gruplar halinde rüzgâr türbinlerini içeren
ve şebekeye enerji sağlayan projeler Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'nde uygulanmıştır.
1980'li yıllarda petrol fiyatlarının düşmesiyle ilgi azalmış ancak, özellikle 1990'larda çevre
bilincinin artması sebebiyle yeniden gündeme gelmiş ve sağlanan teknolojik gelişmeler
sonucunda rüzgâr enerjisinden elektrik üretim maliyetleri konvansiyonel enerji santrallarıyla
rekabet edebilecek seviyelere ulaşmış ve ticarî kullanımı, başta Avrupa Birliği ülkeleri ve ABD
olmak üzere bütün dünyada yayılmaya başlamıştır (2).
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-1
2. DÜNYA’DA RÜZGAR ENERJİSİ
2.1 Potansiyel ve Kapasite
Dünyadaki teknik rüzgar potansiyeli dağılımı Şekil 1 ve Şekil 2’de verilmiştir. Anılan şekillerden
de görüleceği üzere, rüzgar enerjisi ağırlıklı olarak sırası ile Kuzey Amerika, Doğu
Avrupa/Rusya ve Afrika bölgelerinde vardır (2).
14000
14000
12000
10600
10600
TWh/yıl
10000
8000
5400
6000
4800
4600
4000
3000
2000
0
Kuzey
Amerika
Doğu
Avrupa $
Rusya
Afrika
Güney Batı Avrupa
Amerika
Asya
(Rusya
hariç)
Okyanusya
Şekil 1 - Dünyanın Teknik Rüzgar Potansiyel Dağılımı (Dünya toplamı 53 000 TWh)
Kaynak: IEA
Asya (Rusya
hariç)
9%
Batı Avrupa
9%
Okyanusya
6%
Güney Amerika
10%
Afrika
20%
Kuzey Amerika
26%
Doğu Avrupa
Rusya
20%
Şekil 2- Dünyanın Teknik Rüzgar Potansiyel Dağılım payları
Kaynak: IEA
Dünya rüzgar potansiyeli, Utrecht Üniversitesi tarafından 1993 yılında yapılan bir araştırmaya
göre, kara üzerinde 10 m yükseklikte 5,1 m/sn ortalama hız alınarak 53.000 TWh olarak
belirlenmiş ve nüfus arazi,altyapı kısıtlamaları ve diğer kullanım alanları nedeni ile %90
azaltılmıştır (2).
3-2-2
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
Birçok ülkenin rüzgâr potansiyelinden yararlanmaya yönelik, yoğun araştırmalar yapmakta ve
önemli teknolojik gelişmeler kaydederek günümüz koşullarında bile ekonomik bir şekilde bu
potansiyelin bir kısmını kullanmaktadırlar.
Dünyanın rüzgâr gücü kapasitesini belirlemek için yapılan son araştırmalara göre dünyanın
kurulu rüzgâr gücü toplam kapasitesi, 2005 ve 2006 yılları arasındaki rüzgâr gücü
kapasitelerinin karşılaştırılması ile büyüme oranları Tablo 1.’ de verilmiştir (3,4,5 ve 6).
Tablo–1 Dünya Kurulu Rüzgâr Gücü Kapasitesi (MW)
Ülkeler
Almanya
İspanya
ABD
Hindistan
Danimarka
Çin
İtalya
İngiltere
Portekiz
Fransa
Hollanda
Kanada
Japonya
Avusturya
Avustralya
Yunanistan
İrlanda
İsveç
Norveç
Brezilya
Belçika
Polonya
Finlandiya
Ukrayna
Macaristan
Litvanya
Türkiye
Çek Cumhuriyeti
Lüksemburg
Estonya
Bulgaristan
Letonya
Hırvatistan
İsviçre
Slovakya
Diğer Ülkeler
TOPLAM
Eklenen
Kapasite (MW)
(2006)
2.194
1.587
2.454
1.840
8
1.344
405
681
628
810
336
768
354
146
238
183
147
54
55
208
26
79,5
4
3,5
44
48,5
31
24
10
2
31
1
11,2
0
0
413,3
15.169
Büyüme oranı
(%) (2006)
11,9
15,8
26,8
41,5
0,3
106,7
23,6
50,3
61,4
106,9
27,5
112,4
34,0
17,8
41,1
31,9
29,6
10,6
20,4
717,3
15,6
109
4,9
4,3
259
693
155
92,3
40
6,7
3100
3,9
186,7
0
0
33,1
25,5
Toplam
Kapasite (MW)
(2006 sonu)
20.622
11.615
11.603
6.270
3.136
2.604
2.123
2.034
1.650
1.567
1.560
1.451
1.394
965
817
756
643
564
325
237
193
152,5
86
85,5
61
55,5
51*
50
35
32
32
27
17,2
11,6
5
1.660,7
74.491
Toplam
Kapasite (MW)
(2005 sonu)
18.428
10.028
9.149
4.430
3.128
1.260
1.718
1.353
1.022
757
1.224
683
1.040
819
579
573
496
510
270
29
167
73
82
82
17
7
20
26
25
30
1
26
6
11,6
5
1.247,4
59.322
*2007 itibariyle mevcut rüzgar kurulu gücümüz 131,5 MW’a ulaşmıştır.
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-3
Dünya ülkelerinin gelecekteki rüzgâr kapasitesi projeksiyonlarına baktığımızda Avrupa ülkeleri,
kurulu rüzgâr gücü kapasitesini 2010 yılına kadar 75 GW’ a, 2020 yılına kadar 180 GW’ a, 2030
yılına kadar ise 300 GW’ a çıkarmayı hedeflemektedir (7). Dünya Rüzgâr Enerjisi Birliği
(WWEA), 2010 yılı sonuna kadar bütün dünyadaki kurulu rüzgâr gücü kapasitesinin 160 GW’ a
ulaşacağını tahmin etmektedir [6]. 2016 yılı sonu kadar bu kapasitenin 455 GW civarında
olacağı bildirilmektedir [8].
2.2. Şebeke Bağlantı
Her ülkenin kendi sistemine göre değişmekle birlikte genel olarak 300 kW'a kadar olan küçük
rüzgâr türbinleri alçak gerilim sistemine, 10–15 MW'a kadar olan küçük ve orta büyüklükteki
rüzgâr santralları orta gerilim istemine, 15 MW'dan daha büyük rüzgâr santralları ise yüksek
gerilim sistemine bağlanmaktadır
Enerjinin iletim ve dağıtım şebekesine verimli entegrasyonu, rüzgâr elektrik enerjisinin
şebekeye aktarılmasındaki temel unsurdur.. Rüzgârın kesikli ve değişken olan yapısı, sistem
bağlantı noktasında sürekli gerilim yükselmesi, ani gerilim değişimleri, kırpışma (Jliker),
harmonikler ve gerilim dengesizliği gibi şebeke kararlılığını etkileyen bazı bozucu etkilere sebep
olabilmektedir. Bu etkiler özellikle şebekenin zayıf olduğu yerlerde türbinlerin artan sayılarda
şebekeye bağlanmasında kısıtlayıcı faktör olabilmektedir. Bununla birlikte bu etkiler; şebeke
kararlılığına katkı sağlayan türbinlerin seçimi, mevcut sistemdeki hatların ve kullanılan teçhizatın
güçlendirilmesi, gerekirse yeni hatların tesisi ile en aza indirilebilir (2).
Rüzgârdan üretilen elektrik enerjisinin şebekeye bağlanması konusunda karşılaşılan engeller
açısından AB ülkelerinin durumu, Tablo-2'de verilmektedir:
Tablo–2: Rüzgârdan Üretilen Elektrik Enerjisinin Şebekeye Bağlanması Konusunda
Karşılaşılan Engeller Açısından AB Ülkelerinin Durumu [2]
Şebeke Engellerinin Durumu
Engel bulunmayan ülkeler
AB-15 Ülkeleri
Almanya, Danimarka, Finlandiya,
Hollanda, İspanya, isveç
Orta seviyede engel bulunan Avusturya, Belçika, İngiltere
Güçlü engel bulunan ülkeler
Fransa
İrlanda,
Yeterli bilgi olmayan ülkeler
İtalya, Lüksemburg
Rüzgâr enerjisinin kesikli olan yapısından dolayı değişkenlik ve tahmin edilebilirlik konularında
araştırmalar yapılmış ve bu araştırmalar sonucunda rüzgâr santrallarından üretilecek enerjinin
önceden tahmin edilmesi için yeni teknikler geliştirilmiştir. Ancak bu konuda geliştirilen teknikler
ve programlar henüz çok yenidir. Bu konuda sağlanacak gelişmeler sistemdeki rüzgâr gücünün
artmasına, sistem işleticilerinin de tahmin hatalarının azalmasına ve rüzgâr enerjisinin daha
güvenilir bir kaynak haline gelmesine yol açacaktır (2).
3-2-4
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3. TÜRKİYE RÜZGÂR ENERJİSİ
3.1. Potansiyel ve Kapasite
Potansiyel
Kaynak: www.eie.gov.tr
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü 2006 sonunda “Türkiye Rüzgar Enerjisi Potansiyel
Atlası”nı (REPA) hazırlamıştır. REPA; küresel atmosferik sirkülasyon modeli, orta-ölçekli sayısal
hava analiz modeli ve mikro-ölçekli rüzgar akış modeli kullanılarak üretilen rüzgar kaynak
bilgilerinin yer aldığı bir atlastır. Bu atlas ile Türkiye genelinde 200 m x 200 m çözünülürlüğünde;
ƒ
Yer seviyesinden 30, 50, 70 ve 100 m yüksekliklerdeki yıllık, mevsimlik, aylık ve günlük
rüzgar hız ortalamaları,
ƒ
50 ve 100 m yüksekliklerdeki yıllık, mevsimlik ve aylık rüzgar güç yoğunlukları,
ƒ
50 m yükseklikteki yıllık kapasite faktörü,
ƒ
50 m yükseklikteki yıllık rüzgar sınıfları,
ƒ
2 ve 50 m yüksekliklerdeki aylık sıcaklık değerleri,
ƒ
Deniz seviyesinde ve 50 m yüksekliklerdeki aylık basınç değerleri
ƒ
Rüzgar gülleri, Weibull parametreleri ve dağılımları, istenilen bir nokta veya alanın enerji
üretim değerleri
öğrenilebilmektedir.
REPA ile denizlerimizde, kıyılarımızda ve yüksek rakımlı bölgelerimizde daha önce
belirlenememiş yüksek yoğunluklu potansiyeller görünür hale gelmiştir.
Üretilen rüzgâr kaynak bilgileri; 20’nin üzerinde tematik haritalar ile desteklenerek Türkiye
geneli, grid, coğrafi bölge, il ve seçilecek herhangi bir alan veya nokta bazında
sorgulanabilmektedir. Böylece rüzgâr enerji santralı (RES) kurulabilecek alanlar kolaylıkla
belirlenmekte, ön fizibilite çalışmaları yapılabilmekte, rüzgâr kaynağı ön etüt çalışmaları kısmen
ortadan kaldırılarak tasarruf sağlanmaktadır.
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-5
REPA çalışmalarında kullanılan altlık haritalar aşağıda listelenmiştir.
ƒ
Arazi pürüzlülüğü
ƒ
Topografya ve yükseklik
ƒ
Deniz derinlikleri
ƒ
Arazi eğimi
ƒ
Yerleşim birimleri
ƒ
Yerleşim alanları
ƒ
Göller
ƒ
Nehirler
ƒ
Sulak alanlar
ƒ
Limanlar
ƒ
Trafo merkezleri
ƒ
Enerji nakil hatları
ƒ
Enerji santralları
ƒ
Deprem fay hatları
ƒ
Arazi kullanım şekli
ƒ
RES başvurularının yerleri
ƒ
Ormanlar
ƒ
Çevre koruma alanları
ƒ
Kuş göç yolları
ƒ
Kara-demir-hava yolları
REPA ile herhangi bir nokta veya alan için rüzgar enerjisi potansiyeli ve bu alandan
üretilebilecek enerji miktarları parametrik olarak belirlenebilen kabullerle yapılabilmektedir.
Türkiye rüzgar enerjisi potansiyelinin hesaplanması için kullanılan bu kabuller (hesaplamaya
dahil edilmeyen alanlar) aşağıdaki gibidir.
ƒ
Karayollarına 100 m emniyet şeridi içinde kalan alanlar
ƒ
Demiryolu hatlarına 100 m emniyet şeridi içinde kalan alanlar
ƒ
Deniz sahillerine 100 m sahil koruma şeridi içinde kalan alanlar
ƒ
Havaalanlarına 3 km emniyet şeridi içinde kalan alanlar
ƒ
Şehirsel alanlar ve 500 m emniyet şeridi içinde kalan alanlar
ƒ
Çevre Koruma, Milli Parklar ve Tabiat alanları ve 500 m emniyet şeridi içinde kalan
alanlar
ƒ
50 m derinlikten fazla olan deniz alanları
ƒ
Arazi eğimi %20'den büyük olan alanlar
ƒ
Rakımı 1500 m'den fazla olan alanlar
ƒ
Göller, nehirler, sulak alanlar ve baraj gölleri alanları
ƒ
Belirli orman tiplerine sahip alanlar ( Koru Ormanları, Ağaçlandırma Alanları,
ƒ
Özel Ormanlar, Fidanlıklar, Sazlık ve Bataklık alanlar, Muhafaza Ormanları, Arboratum)
3-2-6
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
Bu hesaplama kabulleri ile 7,5 m/s üzeri rüzgar hızları olan kullanılabilir alanların rüzgar enerjisi
potansiyeli Tablo 3.’de verilmektedir.
Tablo 3. Türkiye toplam rüzgar enerjisi potansiyeli
RÜZGAR GÜCÜ
TOPLAM
YOĞUNLUĞU
KAPASİTE
(W/m2)
(MW)
7,5–8,0
400 – 500
29259,36
8,0–8,5
500 – 600
12994,32
8,5–9,0
600 – 800
5399,92
> 9,0
> 800
195,84
RÜZGAR HIZI
(m/s)
TOPLAM
47849,44
Türkiye toplam rüzgar enerjisi potansiyelinin 37386,16 MW’ı karasal alanlarda ve 10463,28
MW’ı ise denizlerde bulunmaktadır. Karasal alanların bölgeler bazındaki rüzgar enerjisi
potansiyeli ise Tablo 4’te verilmektedir.
Tablo-4 : Bölgesel rüzgar enerjisi potansiyeli
BÖLGELER
TOPLAM KAPASİTE
(MW)
Karadeniz Bölgesi
2472,48
Doğu Anadolu Bölgesi
985,68
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
0
İç Anadolu Bölgesi
913,92
Akdeniz Bölgesi
5335,44
Ege Bölgesi
14975,52
Marmara Bölgesi
12703,12
Tablo 4 incelendiğinde; Ege Bölgesi, Marmara Bölgesi ve Akdeniz Bölgesinin rüzgar
potansiyelinin yüksek olduğu görülmektedir (10).
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-7
Kapasite
Ülkemizde rüzgar kaynaklı elektrik enerjisi üretimi 1985 yılında İzmir-Çeşme Altınyunus
tesislerinde kurulan 55/11 kW gücündeki rüzgar türbin santralı ile gerçekleştirilmiş olup, halen
şebeke bağlantılı dokuz rüzgar santralı vardır. Bu santralların toplam gücü 2007 yılı Şubat ayı
itibari ile 131,5 MW’ tır.
Tablo 5’te Türkiye’de lisansa bağlanan işletmede ve yapımı devam eden rüzgar santralları
verilmiştir.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği hükümleri
çerçevesinde rüzgardan elektrik enerjisi üretimi amacıyla lisansa bağlanan 33 sanralın dökümü
Tablo 6’de verilmiştir.
Tablo-5: Türkiye’deki Rüzgar Santralları (11)
Üretime
Geçiş
Tarihi
Kurulu Güç
(MW)
Yıllık devreye
alınan
kapasite
toplamı (MW)
Demirer A.Ş.
Güçbirliği A.Ş.
1998
1998
1,50
7,20
8,70
Demirer-Enercon
2000
10,20
10,20
Sunjüt A.Ş.
2003
1,20
1,20
Bares A.Ş.
I/2006
30,00
30,85
Ertürk A.Ş.
Mare A.Ş.
Deniz A.Ş.
Anemon A.Ş.
II/2006
I/2007
I/2007
I/2007
0,85
39,20
10,80
30,40
Doğal A.Ş.
II/2007
15,20
Doğal A.Ş.
Deniz A.Ş.
II/2007
II/2007
30,40
30,00
Lodos A.Ş.
I/2008
24,00
İnnores A.Ş.
Sabaş A.Ş.
Ertürk A.Ş.
As Makinsan
Temiz A.Ş.
Ak-El A.Ş.
Ezse Ltd. Şti.
Ezse Ltd. Şti.
Baki A.Ş.
I/2008
I/2008
I/2008
42,50
19,50
60,00
II/2008
30,00
II/2008
II/2008
II/2008
II/2008
II/2008
66,66
35,00
22,50
90,00
Mevkii
Şirket
İzmir-Çeşme
İzmir-Çeşme
ÇanakkaleBozcaada
İstanbul-Hadımköy
BalıkesirBandırma
İstanbul-Silivri
İzmir-Çeşme
Manisa-Akhisar
Çanakkale-İntepe
ÇanakkaleGelibolu
Manisa-Sayalar
Hatay-Samandağ
İstanbulGaziosmanpaşa
İzmir-Aliağa
Aydın-Çine
İstanbul-Çatalca
Çanakkale
İzmir-Kemalpaşa
Hatay-Samandağ
Hatay-Samandağ
Balıkesir-Şamlı
BalıkesirBandırma
Osmaniye-Bahçe
TOPLAM
Bangüç A.Ş.
Rotor A.Ş.
I/2009
Hali
hazırdaki
Türkiye
kurulu gücü
(MW)
131,35
156,00
405,16
15,00
130,00
130,00
742,11
Not: İtalik yazılanlar tamamlanan tesisler olup, diğerleri inşa halindeki tesislerdir.
3-2-8
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
Tablo-6: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Tarafından lisansa bağlanan Rüzgar Enerji
Santralları (11)
Ticaret Unvanı
Tesisin Yeri
Akenerji Elektrik
Üretim A.Ş.
Balıkesir İli, Bandırma
İlçesi, Ayyıldız RES
Manisa İli, Akhisar
İlçesi, GerentepeBekirler-HamidiyeTasaltıtepeKıraçkuyusu-Hafıztepe
Mevkii Akhisar RES
Akres Akhisar
Rüzgar
Enerjisinden
Elektrik Üretim
Santralı Ltd. Şti.
Alize Enerji
Elektrik Üretim
A.Ş.
Anemon Enerji
Elektrik Üretim
A.Ş.
As Makinsan
Temiz Enerji
Elektrik Üretim
San. ve Tic.
A.Ş.
Ayen Enerji
A.Ş.
Ayres Ayvacık
Rüzgar
Enerjisinden
Elektrik Üretim
Santralı Ltd. Şti.
Baki Elektrik
Üretim Limited
Şirketi
Balres Balıkesir
Rüzgar
Enerjisinden
Elektrik Üretim
Santralı Ltd.Şti.
Bangüç
Bandırma
Elektrik Üretim
A.Ş.
Bares Elektrik
Üretimi A.Ş.
Belen Elektrik
Üretim A.Ş.
Deniz Elektrik
Üretim Ltd. Şti.
İzmir İli, Çeşme İlçesi
Germiyen RES
Çanakkale İli, İntepe
Beldesi,ÇanakalanKaracaviran- Kurttepe
Mevkii İntepe RES
Çanakkale İli,
Karacaören Köyü –
Özbek Köyü Testici
Tepe – Küçükkır Tepe
– Saral Tepe mevkii
Çanakkale RES
Aydın ili, Didim ilçesi,
Akbük RES
Çanakkale İli, Ayvacık
İlçesi, Çınarpınar Köyü
– Danakırı Ayvacık
RES
Balıkesir İli, Şamlı
İlçesi, HalkapınarKaracaörenDombalkayatepe Toybelen - Yapaz Yeroluk - Kirazdüzü –
Ericikçatağı- Güldüzü Elmalıçökek Mevkii
Şamlı RES
Balıkesir İli, Ayvalık
İlçesi, Alibey AdasıDerviştepe-AlibeytepeÇömtepeDeveboynutepeAktepe Mevkii
Alibeyadası RES
Balıkesir İli, Bandırma
İlçesi, Kayacık Mevkii
Bandırma RES
Balıkesir İli, Bandırma
İlçesi, Erikli Mevkii
Bandırma RES
Hatay İli, Belen İlçesi,
Belen RES
Manisa İli, Akhisar
İlçesi, Karakurtİlyaslar-Çakaltepe
Mevkii Karakurt RES
Yakıt
Türü /
Tesis
Tipi
Kurulu
Güç
Üretim
Miktarı
Öngörülen
İşletmeye
(MW)
(kWh/Yıl)
Geçiş Tarihi
RES
16 MW
58,250,000
09/11/2006'dan
itibaren 28 ay
RES
43,75
MW
123,049,000
22/06/2004 ten
sonra 30 ay
RES
1,5
MW
4,500,000
işletmede
22/06/2004
tarihinden
itibaren 20 yıl
1/6/2006
tarihinden
itibaren 30 yıl
RES
30,4
MW
92,420,000
24/11/2003
tarihinden
itibaren 28 ay
24/11/2003
tarihinden
itibaren 30 yıl
RES
29,7
MW
103,600,000
RES
31,5
MW
98,906,460
14/06/2004 ten
sonra 28 ay
18/01/2007
tarihinden
itibaren 26 ay
14/06/2004
tarihinden
itibaren 49 yıl
18/01/2007
tarihinden
itibaren 25 yıl
RES
5,00
MW
17,000,000
11/01/2007
tarihinden
itibaren 23 ay
11/01/2007
tarihinden
itibaren 25 yıl
330,000,000
06/04/2004 ten
sonra 32 ay
06/04/2004
tarihinden
itibaren 20 yıl
106,456,000
11.09.2003'den
sonra 22 ay
11/9/2003
tarihinden
itibaren 20 yıl
20/1/2004
tarihinden
itibaren 30 ay
RES
RES
90 MW
30 MW
94,900,000
İşletmede
09/11/2006
tarihinden
itibaren 28 ay
20/1/2004
tarihinden
itibaren 20 yıl
18/05/2004
tarihinden
itibaren 49 yıl
09/11/2006
tarihinden
itibaren 49 yıl
30,100,000
5/12/2003
tarihinden
itibaren 30 ay
5/12/2003
tarihinden
itibaren 20 yıl
RES
15 MW
60,000,000
RES
30 MW
105,000,000
RES
30 MW
RES
10,8
MW
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
Süresi
09/11/2006
tarihinden
itibaren 20 yıl
3-2-9
Deniz Elektrik
Üretim Ltd. Şti.
Doğal Enerji
Üretim A.Ş.
Doğal Enerji
Üretim A.Ş.
Ertürk Elektrik
Üretim A.Ş.
Ertürk Elektrik
Üretim A.Ş.
Ezse Elektrik
Üretim Ltd. Şti.
Ezse Elektrik
Üretim Ltd. Şti.
Ezse Elektrik
Üretim Ltd. Şti.
İnnores Elektrik
Üretim Ltd. Şti.
İstanbul Enerji
Sanayi ve
Ticaret A.Ş.
İstanbul Enerji
Sanayi ve
Ticaret A.Ş.
Kapıdağ Rüzgar
Enerjisi Santralı
Elektrik Üretim
San. ve Ticaret
A.Ş.
Kores Kocadağ
Rüzgar Enerji
Santralı Üretim
A.Ş.
Mare Manastır
Rüzgar Enerjisi
Santralı Sanayi
ve Ticaret A.Ş.
3-2-10
Hatay İli, Samandağ
İlçesi, SebenobaGözene-Yayladağı
Mevkii Sebenoba RES
Manisa İli, Sayalar
İlçesi, Rahmanlar –
Akkocalı – Gökçealan
Mevkii Sayalar RES
Çanakkale İli, Gelibolu
İlçesi, Burgaz-Munip
Çiftliği Mevkii Burgaz
RES
İstanbul ili, Çatalca
ilçesi, Çatalca - Çakıl Elbasan - İnceğiz
Mevkii Çatalca RES
İstanbul İli, Kumburgaz
İlçesi, Kamiloba Köyü
Kurşuntepe Mevkii
Tepa RES
Hatay İli, Samandağ
İlçesi, TürkbahçeÇokraktepe-TopuzlukKızılkayatepeMeydan-TekabaşıSamandağı-Mağaracık
Mevkii Samandağ
RES
Hatay İli, MağaracıkKaraköse – Çakırköy –
Sebenoba –
Koyunoğlu – Mızraklı Hıdırbey Mevkii Türbe
RES
Kocaeli İli, Hereke
İlçesi, YukarıherekeKayapınar-TepecikÇerkeşli Mevkii
Hereke RES
İzmir İli, Aliağa İlçesi,
Yuntdağ-BalabanKoyuneli-Korutepe
Mevkii Yuntdağ RES
İstanbul İli, Terkos
(Durusu) – Rokethane
– Tahlisiye Tepe –
Darboğaz İskelesi
Çakıl İskelesi RES
İstanbul İli, Terkos
(Durusu) – Yeniköy Kazıtepesi Kazıtepesi
RES
Balıkesir İli, Erdek
İlçesi Kapıdağ RES
İzmir İli, Çeşme İlçesi,
Kocadağ Mevkii
Kocadağ RES
İzmir İli, Çeşme İlçesi,
Alaçatı
Beldesi,Manastır
mevkii Mare Manastır
RES
RES
30 MW
RES
30,4
MW
RES
15,2
MW
RES
60 MW
RES
0,85
MW
RES
22,5
MW
RES
35,1
MW
RES
90,9
MW
RES
42,5
MW
RES
9.6
RES
9.6
RES
34,85
MW
RES
15,2
MW
RES
39,2
MW
100,000,000
04/06/2004 ten
sonra 30 ay
04/06/2004
tarihinden
itibaren 20 yıl
102,030,000
13/04/2004 ten
sonra 28 ay
13/04/2004
tarihinden
itibaren 30 yıl
47,660,000
11.09.2003'den
sonra 28 ay
11/9/2003
tarihinden
itibaren 30 yıl
210,000,000
8/1/2004
tarihinden
itibaren 32 ay
8/1/2004
tarihinden
itibaren 20 yıl
3,000,000
İşletmede
01/03/2004
tarihinden
itibaren 20 yıl
80,000,000
27/1/2004
tarihinden
itibaren 30 ay
27/1/2004
tarihinden
itibaren 25 yıl
140,000,000
27/1/2004
tarihinden
itibaren 30 ay
27/1/2004
tarihinden
itibaren 25 yıl
300,000,000
27/1/2004
tarihinden
itibaren 32 ay
27/1/2004
tarihinden
itibaren 25 yıl
160,896,500
04/06/2004 ten
sonra 28 ay
04/06/2004
tarihinden
itibaren 30 yıl
29,410,000
27/12/2006
tarihinden
itibaren 23 ay
27/12/2006
tarihinden
itibaren 49 yıl
29,410,000
27/12/2006
tarihinden
itibaren 23 ay
27/12/2006
tarihinden
itibaren 49 yıl
120,698,673
12/12/2006
tarihinden
itibaren 26 ay
12/12/2006
tarihinden
itibaren 49 yıl
56,000,000
15/06/2006
tarihinden
itibaren 26 ay
15/06/2006
tarihinden
itibaren 49 yıl
128,700,000
20/10/2005
tarihinden
itibaren 18 ay
20/10/2005
tarihinden
itibaren 20 yıl
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
Mazı-3 Rüzgar
Enerjisi Santrali
Elektrik Üretim
Anonim Şirketi
Proen Enerji
Sanayi ve
Ticaret A.Ş.
Rotor Elektrik
Üretim A.Ş.
Sabaş Elektrik
Üretim A.Ş.
Sagap Elektrik
Üretim A.Ş.
İzmir İli,Çeşme İlçesi
Mazı-3 RES
İzmir İli, Urla İlçesi,
Kıranseki Mevkii
Kıranseki RES
Osmaniye İli, Bahçe
İlçesi, SayranlıKırcalar-KarafenkAslanlıbeltepe-Ançınar
Mevkii Osmaniye RES
Aydın İli, Çine İlçesi,
MadranbabadağıTopçamtepeKayalıktepeMadranbabatepe
mevkii
Madranbabadağı RES
Bilecik İli, Kapaklıköy–
Esemen Köyü–
Dokuzöküz Tepe–
Akçaalan–Küçükkale
Tepe Mevkii Kapaklı
RES
36,500,000
15/06/2006
tarihinden
itibaren 28 ay
14/07/2005
tarihinden
itibaren 28 ay
15/06/2006
tarihinden
itibaren 49 yıl
14/07/2005
tarihinden
itibaren 25 yıl
403,000,000
19/12/2003
tarihinden
itibaren 32 ay
19/12/2003
tarihinden
itibaren 30 yıl
62,000,000
20/01/2004
tarihinden
itibaren 28 ay
20/01/2004
tarihinden
itibaren 20 yıl
202,479,010
20/07/2004'ten
sonra 34 ay
20/07/2004
tarihinden
itibaren 20 yıl
RES
22,5
MW
79,000,000
RES
12,75
MW
RES
135
MW
RES
19,5
MW
RES
67 MW
3.2 Şebeke Bağlantı
3.2.1
İletim Sistemine Bağlantı
Bilindiği gibi, uluslararası enterkonneksiyonlardan maksimum faydanın sağlanabilmesi için
ülkemizin önceliği Batı Avrupa ülkelerinin yer aldığı Avrupa Elektrik İletimi Koordinasyonu Birliği
(UCTE) sistemi ile entegrasyon ve senkron paralel çalışmaktır. Böylece enterkonneksiyonlarla
bağlanarak senkron paralel işletilen elektrik sistemlerinin yedek paylaşımı ile daha ekonomik,
kaliteli ve güvenilir hizmet vermesi amaçlanmaktadır.
Türkiye’nin Batı Avrupa ülkeleri ile Avrupa İç Elektrik Pazarı (IEM) kapsamında yapacağı ticaret,
halen diğer ülkelerde olduğu gibi, UCTE tarafından koordine edilen teknik kurallar ve Avrupa
İletim Sistemi İşletmecileri Birliği (ETSO) tarafından koordine edilen piyasa kurallarına göre
yürütülecektir.
Türkiye Elektrik İletim Sisteminin UCTE Sistemine bağlantısı çalışmaları 2005 yılından
beri TEİAŞ tarafından başarıyla yürütülmektedir.
2007 yılı itibariyle 131,5 MW Kurulu güçte rüzgar santrali işletmede, 1293 MW lisans almış
rüzgar santrali bulunmakta olup, lisans başvurusunda bulunan rüzgar santralleri toplam kurulu
gücü de 10497MW’tır.
Türkiye Elektrik İletim Sistemine yüksek miktarda kurulu güçte rüzgar santrali bağlantısı
konusunda planlama çalışmaları sürdürülmektedir.
Elektrik İletim sistemine bağlantı çalışmalarında temel alınan prensipler özetle aşağıda
sunulmuştur:
•
İletim Sistemi yedek miktarının her bir rüzgar santrali için gerçekleşen yıllık maksimum
tahmin sapması dikkate alınarak belirlenmesi gerekmektedir.
•
Toplam rüzgar santrali kurulu gücü kadar yedek kapasitenin diğer santrallerden
yedeklenmesi gerektiği bildirilmektedir. Darboğaz yönetimi önlemlerinin uygulayıcısı olan
İletim Şirketlerine iletim darboğazlarının aşılabilmesi için gerektiğinde santrallerin
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-11
üretimine/işletmesine müdahale edilebilmesi için yetki verilmesi, bununla ilgili yasal
düzenlemelerin yapılması gerekli görülmektedir.
•
Her ülkede hükümetlerin veya Elektrik Piyasası Düzenleyici Kurumlarının, söz konusu
maliyetlerin serbest piyasa koşullarına uygun olarak “sebep olan”dan veya tüm
kullanıcılardan alınmasıyla ilgili kararı bir an önce alarak konuya açıklık kazandırılması
gerektiği belirtilmektedir.
•
Rüzgar santrallerinin hem ülke içindeki iletim sistemi transfer kapasitesini hem de ülkeler
arasında yapılan sınır ötesi elektrik ticaretini kısıtladığı bildirilmektedir.
•
Ayrıca rüzgar santrallerinin arz güvenliği ve kalite kriterlerine bozucu etkileri de
incelenmiştir. Rüzgar santrallerinin bölgesel etkileri ve şebeke etkileri ayrı ayrı
değerlendirilmektedir:
Bölgesel bozucu etkiler arasında:
-İletim hatlarında ve trafolarda akışlarda, trafo merkezlerinde gerilimlerde
değişiklikler
-Koruma sistemleri, kısa devre arıza akımları ve şalt tesislerinde değişiklikler
-Arz kalitesinde değişiklikler (Harmonik, fliker…)
Şebekeye olan bozucu etkileri arasında ise:
-Sistem dinamiği ve stabilite
-Reaktif güç kontrolu ve gerilim
-Frekans kontrolu ve konvansiyonel santrallerde sık sık yük alma/yük atma
sorunları bulunduğu bildirilmektedir.
Rüzgar santralleri diğer konvansiyonel santrallerden yakıt karakteristiği (rüzgar, primer
kaynak), kaynakların yeri (sistemin genellikle zayıf olduğu uç noktalar) ve elektrik makineleri
bakımından farklıdır.
•
Rüzgar santrallerinin primer enerji kaynağı olan rüzgar, depolanamadığı ve kontrol
edilemediği için, bu santraller, termik ve hidrolik santrallerin kontrol edilebilirliğinden ve
emre amadeliğinden çok farklıdır.
•
Rüzgar santrallerinin kurulu gücü arttıkça arz güvenliği ve kalitesinin korunabilmesi için
daha gelişmiş teknolojik çözümler gerekli olacak, ancak bu çözümler, gölge
konvansiyonel santraller gibi, son derece pahalı olabilecektir. Ayrıca rüzgar santralleri
için geliştirilmiş özel yük dağıtım merkezlerinin (İletim Şirketinin mülkiyetinde) kurulması
gerekli olacaktır.
•
Rüzgar tahminlerinin doğruluğunun sağlanması için tahminlerde kullanılan teçhizat
üzerinde çalışılmakta ve gelişmeler sağlanmaktaysa da bu konudaki eksikliklerin
giderilmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir.
•
Rüzgar santrallerinin kısa devre arıza akımına katkısı azaltılmış olmakla birlikte, UCTE
şebekesindeki girift (meshed) yapı nedeniyle, İletim Sisteminde oluşabilecek bir kısa
3-2-12
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
devre arızasının, komşu İletim Sisteminde gerilim çökmesine sebep olabileceği
belirtilmektedir.
•
Rüzgar santrallerinin arıza ve arıza sonrası sağlaması gereken tepkileri kriteri rüzgar
santralleri sebebiyle bölgesel gerilim çökmesi oluşmasını engelleyen çok gerekli bir
kuraldır.
•
Rüzgar santralleri türbinlerinin, eşdeğer kurulu güçteki konvansiyonel santrallerin
senkron generatörlerinin temel karakteristiklerine sahip olmadıklarından sistem dinamiği
ve stabilitesi üzerinde bozucu etkilere neden olduğu belirtilmektedir. İletim Sistemlerine
artan miktarlarda rüzgar santrallerinin bağlanması nedeniyle ortaya çıkan sorunların
çözümlenmesi, elektriğin arz güvenliği ve kalite kriterlerinin sağlanabilmesi için rüzgar
türbinlerinin arıza ve arıza sonrasında uyması gereken kriterler UCTE İletim Sistem
İşletmecileri tarafından incelenmekte ve İletim Şebeke Yönetmeliklerine ilave
edilmektedir. İlgili çalışmalar ülkemizde de sürdürülmektedir.
•
AB ülkelerindeki uygulamaya göre elektrik üretilecek kaynağın menşeinin uygun
yenilenebilir enerji kaynağı olduğunu garanti eden yasal belgeler (GoO belgesi)
düzenlenmektedir.
•
Serbest elektrik piyasası koşullarına uygun olarak yenilenebilir kaynaklardan üretim
yapan üreticilere dengeleme piyasasında ve bağlantı ve sistem kullanım ücretleri ile ilgili
herhangi bir ayrıcalıklı uygulama yapılmaması gerektiği belirtilmektedir. Bundan başka
yenilenebilir kaynaklardan üretim yapan üreticilere öncelik (priority dispatch)
tanınmasının serbest elektrik piyasasına önemli zararlar vereceği bildirilmektedir.
•
Yenilenebilir kaynakların teşviki ile ilgili yapılacak yasal düzenlemelerin Avrupa elektrik
piyasası sınır ötesi elektrik ticareti mevzuatlarıyla uyumlu olması gerektiği
bildirilmektedir.
•
Farklı ülkelerde uygulanan farklı teşvik yasaları ve düzenlemelerin, Avrupa elektrik
pazarında bazı bozulmalara/olumsuzluklara neden olabileceği bildirilmektedir. AB
tarafından yenilenebilir enerji kaynaklarının teşviki ile ilgili her ülkedeki farklı teşvik
mekanizmasının birlikte uygulanmasının ve ekonomik sonuçlarını değerlendirmek üzere
çalışmalar sürdürülmektedir.
•
Enterkonnekte sisteme rüzgar santrallerinin bağlantısında bozucu etkiler kadar önemli
diğer bir unsur da bağlantı noktalarında iletim kapasitesinin yetersiz kalabilmesidir.
Rüzgar potansiyeli yerleşim merkezlerinden uzak bölgelerde olup bu bölgeler şebekenin
zayıf olduğu noktalardır. İletim Sistemi, bu bölgelere başka noktalardan bölgenin tüketimi
kadar güç ve enerji taşıyabilecek şekilde tasarlanmıştır. Özellikle İletim Sistemine büyük
güçte rüzgar santrali bağlantısı önerilmesi durumunda üretilecek elektrik enerjisini her
durumda sistemin güçlü tüketim noktalarına taşımak için yeni iletim tesisleri gerekecektir.
Bunun için, ya bağlantı noktası ile sistemin güçlü tüketim noktaları arasındaki iletim
sisteminin yeni hatların tesisi ile güçlendirilmesi, ya da bağlantının doğrudan uzun
hatlarla güçlü noktalara yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla büyük kapasitelerin
sisteme bağlantısı için oldukça büyük iletim tesisi yatırımlarına ihtiyaç duyulmaktadır.
•
Bu nedenle dağıtım sistemine bağlanabilecek kapasitelerde rüzgar santrali kurulu gücü
tercih edilmekte, böylece sisteme bağlantısı için gerekli yatırım maliyeti minimuma
indirilip hat kayıplarının azalması sağlanarak rüzgar santralleri projelerinin fizibıl olması
hedeflenmektedir.
Özet olarak, rüzgar gücünün entegrasyonu bu günlerde Avrupa’da detaylı olarak
incelenmektedir. Bu çalışmalar TEİAŞ tarafından yakından takip edilmektedir.
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-13
Rüzgar santrallerinin Elektrik İletim sistemine bağlantısında temel olarak yönetmeliklerimizde
yer alan ilgili düzenlemeler aşağıda verilmiştir:
Elektrik İletim Sistemi Arz Güvenliği ve Kalitesi Yönetmeliği:
“7-k)Bir bağlantı noktasında, sistemin kısa devre gücünün en fazla %5’i kadar kurulu
güçte rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi bağlantısına izin verilir.
Dalgalı yüklerin yoğun olarak bulunduğu bölgeler için TEİAŞ tarafından ilgili mevzuata
göre verilen bağlantı görüşüne ilişkin değerlendirmede, bağlantı noktasındaki mevcut dalgalı
yüklerin etkisi de dikkate alınır. Rüzgar hızının belli limitleri aşması durumunda rüzgar enerjisine
dayalı üretim tesislerinin otomatik olarak devre dışı olma özellikleri dikkate alınarak, sistemde
ani gerilim değişimi ve frekans dalgalanmalarını önlemek amacıyla sistem döner yedeği
miktarını aşmayacak kurulu güçte rüzgar enerjisine dayalı üretim tesisi bağlantısına izin verilir.
Rüzgar enerjisine dayalı üretim tesislerinin arıza ve arıza sonrası performansı bu
Yönetmeliğin Ek-7’sinde sunulan grafiğe uygun olarak tasarımlandırılır.
Rüzgar enerjisine dayalı üretim tesislerinin, reaktif enerji ve gerilim gibi teknik konularda sisteme
verecekleri rahatsızlığın sınırlandırılması amacıyla rüzgar enerjisine dayalı asenkron rüzgar
türbinine sahip üretim tesislerinin güç faktörü 0,99’dan düşük olamaz. Güç faktörü, kullanıcının
kuracağı uygun kompanzasyon tesisleriyle yükseltilir.” (12)
3.2.2
Dağıtım Sistemine Bağlantı
Rüzgâr türbinlerinden elde edilen elektrik enerjisi mevcut elektrik şebekesine verilmektedir.
Ülkemizde genel olarak Sisteme bağlantı yapılan noktaların türleri:
• Kurulu gücü 10MW’ın altında olan üretim tesisleri, dağıtım hatları üzerinden.
• Kurulu gücü 10MW ile 50MW arasında olan üretim tesisleri, müstakil hat ve fiderle Trafo
Merkezlerine (TM) yönlendirilir.
• Kurulu gücü 50MW’nın üzerinde olan üretim tesisleri, 154 kV gerilim seviyesinden direk
olarak bağlanır.
3-2-14
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
Üretim santrallarının bağlantı prosedürü;
—Üretici Tüzel kişi, Sisteme bağlantı talebini EPDK’ya bildirir.
—EPDK, talebi TEİAŞ ve/veya TEDAŞ’a iletir.
—TEİAŞ ve/veya Dağıtım şirketi bu konudaki bağlantı ve sistem kullanım görüşünü 45 gün
içinde verir.
EPDK
Tüzel Kişi
Başvurusu
EİAŞ
TEDAŞ
Bölgesel
Dağıtım Şirketi
Yerel Müessese
Yatırım Alanı
İncelemesi
Dağıtım Şirketi tarafından değerlendirme yapılabilmesi için gerekli olan bilgiler şunlardır:
• Üretim Tesis Bilgileri (Tesisin adı, adresi, ünite sayısı, kurulu gücü, ünite çıkış gerilimi, cosØ
değeri)
• Tek hat şeması.
• Üretim tesisinin yerini gösteren 1/25 000 harita.
• Lisans başvurusunda beyan edilen termin programı.
Bölge Dağıtım Şirketi tarafından üretim şirketlerinin bu taleplerine teknik kriterler zorlanmadığı
sürece uygun görüş verilmektedir. Ancak;
• Santrallerinde üretilen elektriğin o bölgede tüketilememesi
• Uygun kesitte dağıtım hattı olmaması
• Üretim santralının yönlendirildiği Trafo Merkezinin (TM) çok uzak olması durumunda uygun
görüş
verilememekte ve gerekirse iletim sistemi üzerinden sisteme erişimi önerilmektedir.
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-15
Rüzgar Santralları özelinde ayrıca; TEİAŞ tarafından bağlantı noktasındaki sistemin kısa devre
gücünün % 5'ine kadar RES kurulmasına izin verilmesi ve TEDAŞ tarafından da bu kritere
uyulması sonucunda, söz konusu bölgelerdeki rüzgar potansiyelinin değerlendirilmesinde sorun
yaşanmaktadır.
Rüzgar santrallarının sisteme bağlantısında bozucu etkiler kadar önemli diğer bir unsur da bağlantı
noktalarında iletim kapasitesinin yetersiz kalabilmesidir. Türkiye'de rüzgar kaynağı açısından cazip
olan kıyı bölgelerindeki iletim/dağıtım sistemi, bölgenin tüketimi kadar güç ve enerji taşıyacak şekilde
tasarlanmıştır. Rüzgar santralı başvurularının yoğun olarak yapıldığı bölgeler Çanakkale, İzmir,
Balıkesir, Bandırma ve Hatay illeridir.
3.2.3 Sisteme Bağlantı Görüşü Oluşturulması:
Bölge Dağıtım Şirketlerine intikal eden talepler, bağlantı görüşü için incelenir. Buna göre;
• Bağlantı yapılan hat ile ilgili karakteristikler,
• Bağlantı yapılacak Dağıtım Merkezi ve Kesici Ölçü Kabinlerin bilgileri,
• 154/33 kV Trafo Merkezindeki trafo güçleri ve fider durumu,
• 154/33 kV Trafo Merkezine bağlı/bağlanacak üretim tesisleri,
• Mevcut yapının uygun olmaması halinde alternatif bağlantı şekli,
incelenerek,
• Santral bağlantısı ve sistem kullanımı için EPDK’ya nihai bağlantı görüşü ve bağlanma
kriterleri yazılır.
• Santralın yönlendirildiği Trafo Merkezinde 16 kA kısa devre kesme akımının aşılıp
aşılmadığının hesaplanması için TEİAŞ tarafından kontrol edilir ve EPDK’ya ilgili
santralın bağlantısı bildirilir.
• Yazışmalarının bir nüshası bilgi için ilgili firmaya gönderilerek takip etmeleri sağlanır .
3.2.4 Santral Bağlantısı ve Sistem Kullanımında Yaşanan Sorunlar
Trafo Merkezlerinde (TM) santral bağlantıları için istenen donanımlı hücre sayıların yetersizliği,
1. Trafo Merkezi veya Dağıtım Merkezindeki (DM) fiderlerin belirlenen kriterlere uygun
donatılmaması,
2. Seçilen dağıtım merkezi yerinin uygun olmaması,
3. Fizibilite raporunda öngörülen maliyetlerin aşılması,
4. Sistemde çalışanları ikaz edecek kilitlemelerin yapılmaması, olarak sıralanabilir (!3).
3-2-16
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
4. RÜZGAR ENERJİSİ EKONOMİSİ VE MALİYETLER
4.1. Rüzgar Enerjisinin Ekonomisi
Rüzgâr enerjisi ekonomisini belirleyen ana faktörler; rüzgâr türbinleri, temel ve şebeke bağlantısı
dahil yatırım maliyeti, işletme ve bakım maliyeti, elektrik üretimi veya ortalama rüzgâr hızı, türbin
ömrü ve faiz oranıdır. Bu faktörler arasında rüzgâr türbinlerinden elektrik üretimi ve onlarla ilgili
yatırım maliyetleri en önemlileridir. Elektrik üretiminin rüzgâr koşullarına çok bağlı olması
sebebiyle, uygulama yerinin doğru seçilmesi, ekonomik uygulanabilirlikte kritik öneme sahiptir.
4.2. Rüzgar Enerjisinin Maliyetleri
4.2.1. Yatırım Maliyetleri
Günümüzde kurulu rüzgâr gücü kapasitesinin kilovat (KW) başına ortalama maliyeti, 900-1100
€/KW arasında değişmektedir. Türbinler bu toplam maliyetin yaklaşık % 80'ini; temeller, elektrik
tesisleri, şebeke bağlantı, arazi, yol yapımı, danışmanlık ve finansman maliyetleri de geriye kalan
% 20'yi meydana getirmektedir.
Türbin ömrü boyunca işletme ve bakım maliyetleri, 1,2 €cent/KWh'dir. Daha büyük boyutlu
türbinlere doğru olan eğilim, işletme ve bakım maliyetlerini azaltacaktır (2). işletme aşamasında
bir enerji santralinin en büyük gideri olan hammadde gideri olduğu gözönüne alındığında, RES ‘
te bu gider nerdeyse “ 0 “ olmaktadır. Hammadde giderinden sonra diğer en büyük gider olan
personel giderinin ise ihmal edilebilirdir.
4.2.2. Üretim Maliyetleri
Bütün faktörler bir arada düşünüldüğünde, rüzgârdan enerji üretim maliyetleri şu şekilde
belirtilebilir:
4–5 €cent/KWh: Oldukça iyi rüzgâr hızına (50 metre yükseklikte 6,9 m./sn.ortalama rüzgâr
hızı) sahip olan yerlerde. Genelde kıyı bölgelerinde.
6–8 €cent/KWh: Düşük rüzgâr hızına (50 metre yükseklikte 5,3 m./sn. yıllık ortalama rüzgâr hızı)
sahip olan yerlerde.
Bu maliyet hesaplamaları 850–1500 KW kapasite aralığındaki orta büyüklükte rüzgar türbinleri,
900–1100 €/KW arasında yatırım maliyeti, 20 yıllık ömür süresince 1,2 €cent/KWh işletme ve
bakım maliyeti ve yıllık % 7,5 faiz oranı varsayımına göre yapılmıştır.
Rüzgârdan üretilen elektrik enerjisinin maliyeti, teknoloji geliştikçe düşmektedir, Kıyıdaki
türbinlerin ortalama maliyeti 1980'lerin ortalarında kurulan 95 KW'lık türbin için 8,8
€cent/KWh'den 1000 KW'lık makine türbin için 4,1 €cent/KWh'e düşmüştür. Maliyetlerde 15
yılda % 50'den fazla düşüş sağlanmıştır.
Rüzgârdan mümkün olan en fazla enerjinin en düşük maliyetle elde edilmesi konusunda
çalışmalar sürdürülmektedir. Bu çalışmalar daha güçlü rotorlar, daha uzun kanattlar, geliştirilmiş
elektronik kontrol sistemleri, kompozit malzemelerin geliştirilmesi ve kullanımı, rüzgâr tahmin
sistemlerinin geliştirilmesi, kıyı ötesi sistemler ve yerleştirme vb. konuları içermektedir (2).
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-17
5. RÜZGAR ENERJİSİ VE ÇEVRE
5.1 Rüzgar Enerjisinin Çevresel Etkileri
Rüzgâr enerjisinin sağlayacağı faydaları bedava, tükenmez, bol, düşük maliyetli, temiz
enerji,.kaynak güvenliği sebebiyle ithal yakıtlara olan bağımlılığı azaltması,.modüler olması
şeklinde özetlenebilir.
Ancak bazı yan etkileri de vardır. Rüzgâr türbinlerinin kullanımına bağlı olarak görülebilecek bu
etkiler; görüntü rahatsızlığı, arazi kullanımı, gürültü, elektromanyetik girişim ve kuşlara olan
etkidir.
Rüzgâr santralları geniş bir arazi üzerinde belli aralıklarla yerleştirilmiş bir çok türbinden
meydana gelir. Bu sebeple rüzgâr santralları iki yönlü arazi kullanımına uygundur. Hesaplamalar
arazinin ancak % 1’inin rüzgâr türbinleri tarafından kullanıldığını göstermektedir. Arazinin %
99'unun ise tarımsal amaçlar için veya doğal alanlar olarak kullanımına devam edilebilir
Rüzgar türbinlerinden yayılan gürültü iki kaynaktan üretilir ve her biri insan kulağını farklı bir
şekilde etkiler. Birincisi aerodinamik ya da geniş bant gürültüsü; bu gürültü türbinin kanatları
üzerinden hava geçerken oluşur. İkincisi tonal veya tek frekans gürültüsüdür ve dişli kutusu ve
generatör gibi dönen mekanik ve elektriksel elemanlar tarafından oluşturulur. Rüzgar türbinleri
ile en yakın yerleşim birimleri arasındaki uzaklığın standart 400 m’den az olmaması koşulunda
gürültü koruması sağlanmaktadır. Dönen kanalların çıkardığı ritmik hışırtı sesi şeklindeki
aerodinamik gürültünün azaltılması için de, optimum kanat tasarımı ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir. 1 MW'lık bir rüzgâr türbininden 300 metre uzaklıkta gürültü seviyesinin 45 dB
olması beklenmektedir.
Kule veya kanatlarla çarpışma sonucu kuşların ölmesi veya türbinler çevresindeki kuş dinlenme
veya beslenme yerlerinin bozulması yine çevresel bir risktir. Sadece kuşlar için değil diğer tüm
bitki (flora) ve hayvan türlerinin (fauna) ve onların su sistemlerinin kompleks yapısının
parçalanması yani tüm ekosistem için de endişeler vardır. Bu nedenle örneğin Danimarka,
Hollanda ve Yunan Hükümetleri rüzgar tarlalarını çevresel olarak hassas bölgelerin dışına
kurmaya çalışmaktadır.
Bütün elektrik üretim tesisleri gibi rüzgar türbinleri de can ve mal güvenliği açısından risk
oluşturmaktadır. Bir rüzgar türbininin güvenlik tehlikeleri, süratle dönen pervaneden kanat
kopması veya kanat parçalanması sonucu etrafa saçılacak parçalardır. Bazı çok özel hava
koşullarında kanatların üzerinde oluşan buzlar da dönmenin etkisiyle çevreye saçılarak risk
oluşturabilirler. Tasarımın iyi olmaması, uygun olmayan inşaat koşulları, bakımsızlık, metal
yorgunluğu veya fırtınalar gibi birçok faktör rüzgar türbinlerinin güvenlik açısından tehlike
oluşturmasına neden olabilir.
Rüzgar santralları genellikle yüksek ortalama rüzgar hızlarına sahip kırsal alanlarda kurulur. Bu
alanlar aynı zamanda arkelojik açıdan önemli alanlar olabilir. Bu nedenle santral kurulmadan
önce bölgenin ayrıntılı arkeolojik açıdan etüdünün yapılması gerekir.
Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği (EWEA), başarılı rüzgar türbin projelerinin geliştirilmesini
sağlamak için "Rüzgar Enerji Gelişimleri için En İyi Pratikler (Best Practice Guidelines for Wind
Energy Development) adı altında bir doküman hazırlamıştır. Bu dokümanda diğer çalışmaların
yanı sıra çevresel etkilerin minimize edilebilmesi için yer seçiminden başlayarak, proje fizibilite,
planlama, montaj, işletme ve söküme kadar tüm aşamalarda çevresel etki değerlendirme ile ilgili
yapılacak çalışmalar belirtilmektedir (1 ve 2).
3-2-18
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
5.2 Rüzgar Enerjisi ve Karbondioksit Emisyonları
Günümüzde rüzgâr enerjisi, enerji üretiminde yenilenebilir kaynaklar arasında en ucuz olan ve
fosil yakıtlı santrallarla en fazla rekabet edebilecek olan enerji kaynak-çevresel faydalarından
birisidir. C02 azaltılmasından sağlanacak yararların miktarının belirlenmesi rüzgâr enerjisinin
hangi enerji üretim türü yerine kullanılacağına göre değişir. AB'de 2000 Yılında rüzgâr enerjisi
kullanılarak yaklaşık 15 Milyon ton C02 emisyonun engellendiği belirtilmiştir. Rüzgar enerjisinde
yakıt olarak karbondioksit veya diğer bir sera gazı üretme durumu bulunmamaktadır.
Karbondioksit üretimi sadece türbin yapımı sırasında kullanılan enerji ile gerçekleşmektedir..
5.3 İklim Değişikliği ve Rüzgar Enerjisi
Dünyanın karşı karşıya kaldığı en büyük felaket şeklinde ifade edilen iklim değişikliğinin temel
nedeni enerji üretimi sonucunda atmosfere salınan sera gazlarıdır. Bu durumda sera gazı
üretmeyen veya üretimi en az olan enerji kaynaklarını kullanma zorunluluğu gün geçtikçe daha
da anlaşılır hale gelmiştir. Bu kaynaklar yenilenebilir enerjilerdir. Fakat yenilenebilir enerji
kaynakları doğrudan iklim ile bağlantılıdırlar. İklim ile doğrudan bağlantılı ve iklimin önemli bir
parametresi olan rüzgar şiddet ve yönündeki değişiklikler rüzgar enerjisini de doğrudan
etkileyecektir. Rüzgar enerjisinde ise kara-deniz etkileşimi önem taşımaktadır. Yerin ve
denizlerin daha fazla güneşlenmeleri sonucunda rüzgar enerjisinde maksimumların artması
beklenmektedir. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olmasından dolayı enerji üretiminde
faydalanılan rüzgar şiddetleri iklim değişikliği durumunda da gözlemlenecektir. Küresel ölçekte
şu ana kadar yapılan çalışmalarda, ısınma patternleri ve diğer bölgesel ölçekli olaylarda (rüzgar
paternlerinin değişimi, yağış ve beklenen bazı ekstrem olaylarda) hala yüksek belirsizlikler
bulunmaktadır. Dolayısıyla global ölçekte iklim değişikliği ile birlikte sirkülasyonların izlediği yol
ve şiddet bakımından rüzgar büyük belirsizlikler içeren meteorolojik bir değişkendir.
Ayrıca iklim değişikliği ile beraber ülkemizde tarım alanları azalma göstereceği, yani kurak
bölgelerin artacağı tahminleri yapılmaktadır. Yani tarım yapılamayan fakat şiddetli rüzgarların
bulunduğu alanlarda rüzgar türbinleri kurulacak bölgeler artacaktır. Bu durumda verimsiz kurak
topraklar bu enerji kaynağı için kullanılabilecektir. Yukarıda detayı verilen Türkiye Rüzgar
Enerjisi Potansiyel Atlasındaki yararlanılabilir enerji alanları ve dolayısıyla enerji potansiyeli
artmış olacaktır [15].
6. FİNANSMAN MEVZUAT VE TEŞVİKLER
6.1 Finansman
Yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik enerjisi üretim santralları genelde ilk yatırım maliyeti yüksek,
planlamadan üretime geçişi 8–10 yılı bulan, geri ödemesi uzun, işletme sırasında şartlarda
değişme olasılığı v.b sorunları bulunan bir yatırım olarak değerlendirilmekte ve bu görüşler çoğu
kez de caydırıcı olmaktadır. Oysa, ilk yatırım maliyetinin özellikle yüksek olduğu bazı
santrallarda bile, makul bir elektrik tarifesi ile elde edilebilecek gelir, çok düşük işletme-bakım ve
yenileme masrafı, ve genellikle santralın sağladığı çok maksatlı yan faydalar ile oldukça uzun
amortisman döneminde dengelenebilmektedir.) Bugün için en düşük yatırım maliyetine sahip
gözüken doğalgaz yakıtlı santrallar bile, fiziki ve ekonomik ömürleri içinde mukayese
edildiğinde, hidroelektrik santralların ekonomik olarak daha rantabil yatırımlar olduğu rahatlıkla
ortaya konulabilmektedir.
Enerji yatırımlarının genelde yüksek maliyetli olması nedeni ile dünyada önceleri ağırlıklı olarak
kamu tarafından gerçekleştirilmiştir. Bazı ülkelerde de alım garantileri verilerek Yap-İşlet-Devret
(YİD), Yap-İşlet (Yİ) ve İşletme Hakkı Devri Modelleri (İHD) gibi özel sermayenin katılımının
sağlayıcı finansman modelleri uygulamaya konmuştur
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-19
Rüzgar elektrik enerjisi üretim santralları işletme maliyetleri düşük ama yatırım maliyetleri
yüksektir. Ancak rüzgar türbinler teknolojilerindeki son gelişmeler ilk yapım maliyetlerini aşağıya
çekmeye başlamıştır.
Enerji projelerinin büyük çoğunluğu, geleneksel olarak, Ülkemizde de olduğu gibi kamu yatırımı
yada yakın denetiminde gerçekleştirilmiş, veya kamu kuruluşlarının projenin çeşitli
aşamalarındaki yönetimi (planlama, projelendirme, yapım, işletme-bakım hatta zamanı
geldiğinde rehabilitasyonu veya iyileştirilmesi) altında geliştirilmiştir.
Rüzgarın uzun hizmet süresi, çok düşük işletme maliyetleri, sürdürülebilir ve güvenilir uygulama
ve kesin olarak engellenebilir sera gazı emisyonu gibi faydaları da bu enerji üretim
kaynaklarının geliştirilmesinde etken olmuştur.
Kamu tekelinden ve denetiminden vazgeçilerek serbest enerji piyasasına geçiş ile yeni enerji
tesislerinin geliştirilmesi ve finansmanın da özel sektöre öncelik verilmekte ancak, özel sektör
ise inşaat süresi kısa ve geri dönüşü hızlı düşük rizikolu projelerin çekiciliği karşısında, büyük
sermaye gerektiren projelere karşı isteksizlik duymaktadır,
6.2 Mevzuat
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat’ta elektrik enerjisi üretimi, iletimi ve
dağıtımı konusunda serbest piyasa koşullarına göre uyulması gereken kuralları belirtilmiştir.
Hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal, biyo-kütle, biyogaz, dalga, akıntı enerjisi, ve gel-git ile kanal
veya nehir tipi veya rezervuar alanı 15 kilometrenin altında olan hidroelektrik üretim tesisi
kurulmasına uygun elektrik enerjisi üretim kaynaklarını kapsayan Yenilenebilir
Enerji
Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin 5346 sayılı Kanun ‘un amacı;
yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretim amaçlı kullanımının yaygınlaştırılması,
bu kaynakların güvenilir, ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandırılması, kaynak
çeşitliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının azaltılması, atıkların değerlendirilmesi,
çevrenin korunması ve bu amaçların gerçekleştirilmesinde ihtiyaç duyulan imalat sektörünün
geliştirilmesidir.
Kanun’un 5. ve 11 Maddelerinde yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisinin
iç piyasada ve uluslararası piyasalarda alım satımında kaynak türünün belirlenmesi ve takibi için
üretim lisansı sahibi tüzel kişiye EPDK tarafından “Yenilenebilir Enerji Kaynak (YEK) Belgesi
verilmesi öngörülmektedir (16).
6.3. Teşvikler
6.3.1 Tanım
Ekonomik literatürde “teşvik” kavramı, belirli ekonomik faaliyetlerin diğerlerine oranla daha fazla
ve hızlı gelişmesini sağlamak amacıyla, kamu tarafından çeşitli yöntemlerle verilen maddi
ve/veya gayri maddi destek, yardım ve özendirmeler olarak tanımlanır. Ülkelerarası rekabet,
ülkelerin endüstrilerine değişik biçimlerde devlet yardımları vermelerine yol açmıştır. Ancak,
uygulanan teşvikler, yani devlet yardımları öngörülen hedeflere ulaşmaya yardımcı olmasına
karşın, uluslararası ticarette olumsuz etkiler yaratmış olmasından dolayı dünya ticaretinde
serbestlik sağlama amacına ters düştüğü de kabul edilmektedir. Bundan dolayı bu konuda
politik, yasal ve ekonomik şeffaflık önerilmektedir (17).
6.3.2 Dünyada Teşvik Sistemi
Dünyada genel olarak yatırımların teşvikinde; gümrük muafiyeti, yatırım indirimi, vergi indirimi,
ayni ve nakdi yardımlar, vergi, resim, harç istisnası, bedelsiz arsa gibi yatırım teşvik araçları ve
3-2-20
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
ihracatı artırmak için de ihracat tutarına çeşitli oranlarında prim ödenmesi gibi teşvik araçları
yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Dünyanın en büyük ticari bloğu olan Avrupa Birliği açık ve doğru bir uluslararası ticaret sistemini
öngörmekte ve bu konuda sıkı denetimde bulunmaktadır. Toplulukta verilen her yardım
uluslararası ticaretin serbestleşmesini amaçlayan GATT (General Agrement on Trade and
Tariff) kurallarına uygun yapılmak zorunda ve bu amaçla Topluluk Anlaşması (Roma
Antlaşması) ile buna yasal bir çerçeve getirilmiştir.
Devlet yardımlarına ilişkin diğer anlaşma da “Uruguay Round”’dır ve bir çok ülke, yardımlara
ilişkin bu anlaşma kapsamında yapılan görüşmelere katkılar sunmuşlardır. Amerika Birleşik
Devletleri’nin önerisi, yasaklanmış yardımların kategorilerinin yaygınlaştırılması ve telafi edici
vergi kullanımının kolaylaştırılmasıdır. İhracat yardımları genelde yasaklanmakta ve araştırma
ve geliştirme (AR-GE), çevre ve enerji verimliliği konularında verilen desteklere izin
verilmektedir.
ABD dahil, dünya devletleri serbest ticaretin öncülüğünü yaparken, bir yandan da ekonomisinin
gerektirdiğine inandığı korumacılık önlemlerini alabilmektedir. Avrupa ve ABD’deki enerji
sektöründe uygulanan teşviklere bakıldığında, liberalleşmeyi teşvik edici unsurlarla beraber
enerji verimliliği ve çevre yatırımları ile yenilenebilir enerji kaynaklarından üretim yapan
santrallarının vergi indirimleri, ucuz krediler, hibeler, sabit fiyat garantileri gibi teşvik araçları
vasıtasıyla desteklendiklerini görmekteyiz. Bu bağlamda Türkiye gibi gelişmekte olan ve Avrupa
Birliği’ne katılma sürecinde olan bir ülke için kalkınmayı kolaylaştırıcı devlet yardımları kabul
edilebilir gözükmektedir.
Çevre konusuna duyarlılıktan kaynaklanan yenilenebilir enerjiye ilgi neticesi bir sürü kuruluşun
bankalar aracılığı ile ucuz kredi ve devlet ve bazı kuruluşlarca verilen hibe şeklindeki desteklere
varıncaya kadar değişik teşvik unsurları dünya da uygulanmaya başlanmıştır (18,19).
6.3.3 Türkiye’de Teşvik Sistemi
Türkiye’de yatırımların teşviki, Kalkınma Planları ve Yıllık Programlar doğrultusunda hazırlanan
mevzuat ile yürütülmektedir. Kalkınma planı ve yıllık program hedeflerine uygun olarak
hazırlanan teşvik mevzuatı ile bölgeler arası dengesizlikleri gidermek, sermayeyi tabana
yaymak, istihdam yaratmak, katma değeri yüksek, ileri ve uygun teknolojileri kullanmak ve
uluslararası rekabet gücünü sağlamak için yatırımların uluslararası yükümlülüklerimize aykırılık
teşkil etmeyecek şekilde yönlendirilerek desteklenmesi amaçlanmaktadır.
Ülkemizin taraf olduğu iki önemli anlaşma Dünya Ticaret Örgütü (Sübvansiyonlar ve Telafi Edici
Önlemler Anlaşması) ile Türkiye-AB arasında bir gümrük birliği tesis eden 6 Mart 1995 tarih ve
1/95 Sayılı Ortaklık Konseyi Kararı’nın rekabet ve devlet yardımlarına ilişkin hükümlerine göre,
ihracat performansına dayalı destekler “Yasaklanmış Tedbir” olarak değerlendirilmekte, spesifik
olarak tabir edilen sektörel teşvik politikalarına ise imkan tanımamaktadır. Diğer taraftan,
bölgesel kalkınmaya yönelik faaliyetlerin ve yatay amaçlar olarak tabir edilen küçük ve orta boy
işletmelerin, AR-GE ve çevre korumaya yönelik faaliyetlerin desteklenmesine ise izin
verilmektedir.
10.06.2002 tarih ve 2002/4367 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uygulanmasına ilişkin 2002/1 sayılı
Tebliğ çerçevesinde enerji üretimine yönelik yatırımlarda Gümrük Muafiyeti, KDV İstisnası,
Vergi, Resim ve Harç İstisnası ve % 100 Yatırım İndirimi gibi destek unsurları uygulanmaktaydı.
Ancak, 24.04.2003 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununda
düzenleme yapan 4842 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile, teşvik belgelerinde yatırım indirimi
uygulaması kaldırılmış ve amortismana tabi iktisadi kıymetler teşvik belgesi düzenlenmesine
gerek olmadan yatırım indirimi istisnasından yararlanabilir hale getirilmiştir. Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin 5035 sayılı Kanun’un 30.Maddesi gereğince 02.01.2004
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-21
tarihinden itibaren anılan istisna kapsamı harçlar kaldırıldığından Vergi, Resim ve Harç İstisnası
da Teşvik Belgesi kapsamından çıkartılmıştır.
28.08.2006 tarih ve 2006/10921 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uygulanmasına ilişkin 2006/3
sayılı Tebliğ çerçevesinde KDV istisnası ve Gümrük muafiyeti teşvik unsurlarının yanı sıra faiz
desteği ilave edilmiştir. Faiz desteği,
-Kalkınmada öncelikli yöre yatırımlarında (KÖY), KOBİ yatırımlarında, AR-GE ve Çevre
yatırımlarında kullanılacak en az 1 yıl vadeli yatırım kredileri ile ilgili olarak ilk 4 yıl için
uygulanmak kaydıyla
- AR-GE yatırımlarının gerçekleştirilmesin için Müsteşarlıkça uygun görülen yatırım dönemini
müteakip azami 1 yıllık sürede gerekli olan işletme malzemelerinin teminine yönelik olarak
kullanılacak en az 6 ay ve en çok 12 ay vadeli işletme kredileri ile ilgili olarak
Her itfa planında belirtilen ödenecek faizin veya kar payının, yeni Türk Lirası cinsi kredilerde 5
puanı, döviz kredilerinde ise 2 puanı bütçeden karşılanabilmesidir. (17,20)
Ancak, yatırım kredisi için uygulanacak faiz desteği tutarı azami. AR-GE ve Çevre için 300 bin
YTL, KOBİ yatırımları için 200 bin YTL, KÖY’lede yapılacaklar için ise 1 milyon YTL’sıdır. ARGE yatırımlarına yönelik işletme kredisi için uygulanacak faiz desteği tutarı ise 100 bin YTL’sını
geçemez.
Ayrıca anılan Tebliğ ile teşvik belgeli yatırımlarda asgari % 20 asgari özkaynak oranı kaldırılarak
gelişmiş yörelerde de her türlü konuda yatırımın komple yeni yatırım olarak desteklemesine izin
verilmiştir.
Genel teşvik sistemi ile her yıl ortalama 5.000 yatırım projesi Yatırım Teşvik Belgesine
bağlanmaktadır. Özel sektör yatırımlarının yaklaşık %30’u teşvik belgeli olarak
gerçekleşmektedir. Bu oran, düşük faizli kredi ve hibe türü teşvik unsurlarının uygulandığı
dönemde ortalama %50-55 iken bu teşvik unsurlarının kaldırılması ile %15–20 azalmış ve
Yatırım İndirimi ve Vergi Resim Harç İstisnası teşvik unsurlarının Teşvik Belgesiz olarak
uygulamaya dönüştürülmesi ile daha da düşmüştür.
Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünce 1980-30.6.2003 döneminde düzenlenen 35.200 adet
Belgenin yaklaşık %1,5‘u enerji sektörüne aittir. KOBİ Mevzuatı çerçevesinde 1997-2005
döneminde çoğu Karadeniz ve İç Anadolu Bölgelerine ait 7.377 adet belge düzenlenmiş ve
223.164.779 YTL’lık yatırım ve 76.080.701 YTL’lık işletme kredileri kullandırılarak 52.525 kişilik
istihdam sağlanmıştır.
1980 yılından itibaren, çeşitli dönemlerde yürürlüğe giren Yatırımlarda Devlet Yardımları
Hakkında Kararlar ve ilgili mevzuatları çerçevesinde, Teşvik ve Uygulama Genel Müdürlüğünce
1980-1.12.2005 tarihleri arasında yerli yatırımcılar için düzenlenen toplam 75.411 adet belgenin
691 adeti enerji sektörüne ait olup, bu Yatırım Teşvik Belgeleri’nin toplamda payı adet bazında
% 1, yatırım tutarı bazında yaklaşık %9 ve yaratılan istihdamda ise %1,5 civarındadır (20). Bu
rakamlar enerji sektörünün, sermaye yoğun sektör olduğunu ve otomasyona dayalı olduğunun
göstermektedir.
Elektrik enerjisi yatırımları, ilk kez 96/8639 sayılı Kararname ile bu yatırımların özel önem
taşıyan sektör kapsamına alınarak gelişmiş yörede de “komple yeni yatırım” olarak teşvik
edilmiştir. 1996 yılından başlayan ve 1997 yılında en üst değere ulaşan artış trendi, enerji
darboğazının gündemde olması, Yap-İşlet Devret (YİD) ve YAP-İşlet (Yİ) yatırımlarına olan
ilgiden ve enerji sektörü yatırımlarının gelişmiş yörede de komple yeni yatırım olarak teşvik
unsurlarından yararlandırılmasından kaynaklanmaktadır (17) Ancak, bu artışın 2002 yılında
yaşanan ekonomik kriz etkisi ile düşmesi enerji yatırımlarının, 1997 yılı hariç, teşvik
3-2-22
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
tedbirlerinde meydana gelen değişmelere göre değil, daha çok ülke enerji politikalarına göre
gerçekleşmekte olduğunu ortaya çıkarmaktadır.
Enerji sektörü için düzenlenen belgelerin %88’i elektrik enerjisi, %5’i jeotermal ile ısıtma ve
soğutma, kalanı da çeşitli yakıt üretimi izolasyon ve baca gazı arıtma tesisleri gibi yatırımlara ait
olup, elektrik enerjisi yatırımlarına ait belgelerin %97’si de elektrik enerjisi üretimi yatırımları için
düzenlenmiştir. Yaklaşık 645 bin konutun ve 78 bin metrekarelik seranın jeotermal enerji ile
ısıtılması teşvikli yatırımlarla gerçekleştirilmektedir.
Enerji sektöründe en çok belge, komple yeni, modernizasyon ve yenileme yatırımları ve ağırlıklı
olarak sırası ile Marmara ve Ege bölgeleri için düzenlenmiştir. 2005 yılı sonu itibarı ile, enerji
sektörüne yönelik belgelerin %13’ü iptal edilmiş, %47’si tamamlanmış ve %40’ı henüz
tamamlanmamış görünmektedir.
Aynı dönem içinde elektrik enerjisi üretimine yönelik yatırımlar için düzenlenen belgeler,
statülerine göre, % 13’ü otoprodüktör, % 32’si Kamu santrallarına (Kepez ve Çukurova dahil),
% 5’i YİD ve % 50’si üretim (EPDK’nın üretim statüsünü teşvik etmesi nedeni ile
otoprodüktörlerde üretim statüsüne dönme eğilimi artmıştır). santralları şeklinde dağılmaktadır.
Santral tipi bakımından da anılan dönem içersinde düzenlenen belgelerin %88’i doğal gaz,
kömür ve fuel oil yakıtlı termik santrallara, yaklaşık % 10’u da hidroelektrik santrallara (HES),
%2 ‘si rüzgar ve bir adedi de jeotermal enerjiden elektrik enerjisi üretim santralına aittir. Bu
değerler ağırlıklı olarak termik santrallar için teşvik belgesi düzenlendiğini göstermektedir (17).
Diğer taraftan, 06.02.2004 tarih ve 25365 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve bazı illerde
vergi ve sigorta primi teşvikleri uygulamak, enerji desteği sağlamak ve yatırımlara bedelsiz arsa
ve arazi temin etmek suretiyle yatırımları ve istihdamı artırmağı amaçlayan 29.01.2004 tarih
5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ile, Devlet İstatistik Enstitüsü Başkanlığı’nca 2001 yılı için belirlenen fert
başına gayrisafi yurt içi hasıla tutarı 1.500 ABD Doları veya daha az olan illerde; gelir vergisi
stopajı teşviki, sigorta primi işveren paylarında teşvik ve enerji desteği ve anılan illere ilaveten
kalkınmadaki önceki illerde dahil olmak üzere bedelsiz yatırım yeri tahsisi uygulaması
yapılmaktadır.
Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı enerji üretim tesislerin teşvik edilmesi amacı ile
Dünya Bankası tarafından Hazine Müsteşarlığına 200 milyon ABD Doları kredi verilmiştir. Bu
kaynağın T. Sanayi ve Kalkınma ve T.Kalkınma Bankası vasıtası ile, atık su arıtma ve atıkları
geri kazanımı ile ilgili yatırımlara, yatırım tutarının azami %70’ine; rüzgar, su, jeotermal gibi
yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretime yönelik yatırımlara, yatırım tutarının azami %50
kredi olarak verilmesi öngörülmüştür.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu gereği yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik enerjisi üretim
santrali yatırımlarından lisans bedeli alınmamaktadır. (Lisans Yönetmeliği Madde 12).
Anılan Kanun kapsamında hazırlanan Lisans Yönetmeliğinin 30.Maddesi gereğince; Perakende
satış lisanslı tüzel kişiler, serbest olmayan tüketicilere satmak amacıyla yapılan alımlarda,
yenilenebilir enerji kaynaklı bir üretim tesisinde üretilen elektrik enerjisi satış fiyatı TETAŞ’ın
satış fiyatından düşük veya eşit olduğu ve daha ucuz başka bir tedarik kaynağı bulunmadığı
takdirde öncelikle olarak söz konusu yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesisinde
üretilen elektrik enerjisini satın almak zorundadır.
Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği uyarınca yenilenebilir enerji kaynakları üretim tesisleri,
yük alma ve yük atma tekliflerini Piyasa Mali Uzlaşma Merkez’ine vermekten ve Ulusal Yük
Dağıtım Merkezi tarafından verilecek yük alma ve atma talimatları kapsamında bulunmaktan
söz konusu Lisans Yönetmeliği’nin 19.Maddesi gereği muaftırlar. Yerli doğal kaynaklar ile
yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerine TEİAŞ ve/veya dağıtım lisanslı tüzel
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-23
kişiler tarafından sisteme bağlantı yapılmasında anılan yönetmeliğin 38.Maddesi uyarınca
öncelik tanınmaktadır.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına ilişkin Kanun
5346 sayılı Kanun kapsamında da kaynaklardan üretilen elektrik enerjisinin 7 yıl boyunca
Bakanlar Kurul’unca belirlenen fiyattan satın alma garantisi verilmiştir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla
azami bin kilovoltluk kurulu güce sahip izole elektrik üretim tesisi ve şebeke destekli elektrik
üretim tesisi kuran gerçek ve tüzel kişilerden kesin projesi, planlaması, master planı, ön
incelemesi veya ilk etüdü DSİ veya EİE tarafından hazırlanan projeler için hizmet bedelleri
alınmaması ve yeterli jeotermal ve güneş kaynaklarının bulunduğu bölgelerdeki valilik ve
belediye sınırları içinde kalan yerleşim birimlerinin ısı enerjisi ihtiyacının öncelikle bu
kaynaklardan karşılanması anılan Kanun’un 7 Madde’sinde öngörülmüştür.
Anılan Kanun’un 8.Maddesi çerçevesinde, Orman, Hazine veya devletin hüküm ve tasarrufu
altında bulunan her türlü taşınmazın 5346 sayılı Kanun kapsamındaki yenilenebilir enerji
kaynaklarından elektrik enerjisi yapma maksadı ile kullanılması durumunda, bu araziler için
Çevre ve Orman Bakanlığı veya Maliye Bakanlığı tarafından bedeli karşılığında kiralama
yapılmakta, irtifak hakkı tesis edilmekte veya kullanım izni verilerek yatırım döneminde izin,
kira, irtifak hakkı ve kullanım bedellerine yüzde elli indirim uygulanmakta ve orman arazilerinde
de ORKÖY ve Ağaçlandırma Özel Ödenek Gelirleri alınmamaktadır.
7 SONUÇ VE ÖNERİLER
7.1 Sonuçlar
Gelişmiş ülkeler, dünya ekonomik üretiminin %77’sini karşılamakta ve dünya enerji
kaynaklarının %6’sına sahip iken, dünya enerji tüketiminin %48’ine hükmetmektedirler. Bu
rakamlara göre, enerji kaynaklarına sahip olan az gelişmiş ülkeler, dünya ekonomik üretiminde
pay sahibi olmak ve gelişmek için enerji tüketimlerini artırmak zorundadırlar.
Ülkemiz yönünden ise; gelişen bir ekonomiye sahip olunması nedeni ile güvenilir, kesintisiz ve
ucuz bir elektrik arzı, sanayi kesimi açısından oldukça önemlidir. Türkiye’nin 2000 yılında 1.205
KEP olan kişi başına ticari enerji tüketimi Dünya ortalamasının yaklaşık üçte ikisi seviyesinde,
AB ortalamasının üçte biri ve OECD ortalamasının ise dörtte biri seviyesindedir.
Avrupa Birliği (AB) çevrenin korunması, arz güvenliği ve sürdürülebilir enerjiye katkısı nedeniyle
“Yenilenebilir Enerji Kaynakları Beyaz Bildirisi”’inde yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik
verdiğini belirtmiştir. Bu bildiride AB ülkelerinin genel enerji tüketimi içindeki ortalama
yenilenebilir enerji oranının 2010 yılına kadar iki katına çıkartılarak %12 ‘ye ulaşması
öngörülmüştür. Bu hedefin gerçekleşmesi için yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimini teşvik
eden 2001/77/EC sayılı direktifi uygulamaya konulmuştur (2).
Sistem emniyeti için tutulan sıcak yedek miktarının belirlenmesi ve teknik ve ekonomik olarak
sağlanması, rüzgar santrallerinin şebekeye bağlantısıyla ilgili UCTE çalışmalarının takip
edilerek, UCTE Şebeke Yönetmeliğinde yapılacak değişikliklere paralel uygulamaların
ülkemizde de hayata geçirilmesi, şebekede ve İletim Sisteminde rüzgar santrallerinin
bağlantısıyla ilgili yapılacak genişleme, iyileştirme yatırımları ve ilave yan hizmetler
maliyetleriyle ilgili gerekli kaynakların sağlanması, ilgili kanun, yönetmelik ve tebliğlerde gerekli
düzenlemelerin yapılması ile ilgili çalışmalar sürdürülmektedir.
3-2-24
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
7.2 Öneriler
Türkiye’nin uzun vadeli enerji stratejisi, coğrafi konumunun etkisi de hesaba katılarak
değerlendirilmelidir. Türkiye, Ortadoğu, Balkan, Karadeniz ve Akdeniz ülkesi olup, bu
coğrafyada zengin enerji kaynaklarına sahip komşuları ile yakın ilişki içindedir. Aynı zamanda
da AB’ne girmeye aday ve AB’ne bir transit ülke konumundadır. Dolayısıyla, öncelikle enerji
talebinin sürekli, güvenilir ve kaliteli bir şekilde karşılanabilmesini teminen öncelikle kıt olan ülke
kaynaklarının verimli olarak değerlendirildiği, arzda enerjinin cinsi ve temini konusunda kaynak
çeşitliliğini gözeten ve enerji üretim, iletim ve dağıtım tesisi yatırımlarının planlı bir uygulamasını
içeren ve dünyadaki konjüktürel gelişmeleri de göz önüne alan planlı bir devlet politikası
oluşturulmalıdır. Bu çerçevede, elektrik, doğal gaz ve petrol sektörlerinde özel ve kamu kesimi
faaliyetlerini düzenleyerek, tüketici haklarının korunmasının yanısıra, etkin ve verimli bir arz
sistemi kurulmasını amaçlayan, rekabete açık, sağlıklı, etkin ve işleyen bir piyasanın
oluşturulması için gerekli yeni hukuki düzenlemeler yapılmalıdır.
Liberal piyasanın gerektirdiği önemli riskler, planlama görevinin piyasa aktörlerine bırakılması ve
İngiltere örneğinde olduğu gibi küçük tüketicilerin seçme serbesti olmadığı geçiş döneminde çok
daha fazla pahalıya kullanması ve sektörde yoğunlaşma rekabetin aksine hakim piyasa
gücünün (İngiltere’de serbestleşme başlangıcında mevcut 12 bölgesel elektrik şirketi, birleşme
ve satın almalar sonucu 5 şirketin kontrolüne geçmiştir. ) doğmasına sebep olabilmesidir.
Elektrik sektöründe en büyük özelleştirmelerin yaşandığı İngiltere’de düzenleyici bir kamu
kurumu vardır ve iletim tesis ve hizmeti kamusaldır. Fransa’da halen bizdeki eski Türk Elektrik
Kurum’unun karşılığı olan EDF Kurum’u ve Avusturya, Kanada ve İsviçre’de benzerleri
varlıklarının sürdürmektedirler. Amerika ve Belçika’da ise enerji sektörü kamu -özel olarak
karma bir yapıda faaliyete devam etmektedir. Dolayısı ile ülkemiz koşulları gözönüne alınarak
ve enerji sektörü faaliyetlerinde kamu yararı öncelikli olması nedeni ile mevcut bazı kurumların
yapılarında gerekli iyileştirmeler yapılarak özerkleştirilmesi konusunun da değerlendirilmesi
gerekmektedir..
Enerji sektörü, yapılan istatistiklere göre teknolojinin gelişmesine ve özelleştirmelere bağlı
olarak dünyada istihdamın hızla azaldığı sektörlerden biridir. İşsizliğin ivmelediği terörün
sektörleşmeye başladığı günümüzde, enerji sektöründe verimli ve güvenli bir şekilde çalışmayı
teminen optimal düzeyde istihdamın olmasını sağlayan düzenlemelerin de yapılması da önem
arz etmektedir.
YEK ile verilen teşvikler özellikle fiyat teşviki yetersiz bulunmakta ve anılan Kanun’un 6 Maddesi
gereğince satın alma fiyatı, bir önceki yılın Türkiye ortalama elektrik satış fiyatı olması ve bunun
EPDK tarafından her yılbaşında belirlenmesi hüküm altına alınmıştır. Ancak bu fiyatın
belirlenmesindeki gecikmelerden kaynaklanan piyasada oluşan belirsizlikten dolayı kredi
temininde zorluklar yaşanmaktadır.
Orman İdaresi’nin santralın ayrılmaz bir parçası olan enerji nakil hatlarını santraldan ayrı
değerlendirerek bu tesislere ait alanı 5346 sayılı YEK Kanunu’nun 8.Maddesinde öngörülen
teşviklerden yararlandırmaması yatırımcıyı olumsuz etkilemektedir. .
Ülkemizin UCTE sistemiyle senkron paralel çalışma hedefi doğrultusunda, rüzgar santrallerinin
sisteme bağlantısında karşılaşılan teknik ve ekonomik sorunların çözümünde UCTE tarafından
geliştirilen yöntemlerin izlenmesinde yarar görülmektedir. UCTE sistemiyle senkron işletmeye
geçilmesi hedefine uygun olarak AB ülkelerinde serbest elektrik piyasasında yapılan
düzenlemelerin, ilgili kanun ve yönetmeliklerin izlenmesi, söz konusu çalışmaların
sonuçlanmasından sonra, ülkemizde UCTE uygulamalarına paralel düzenlemelerin yapılması
uygun görülmektedir.
Rüzgar santralleri türbinlerinin, eşdeğer kurulu güçteki konvansiyonel santrallerin senkron
jeneratörlerinin temel karakteristiklerine sahip olmadıklarından sistem dinamiği ve stabilitesi
üzerinde bozucu etkilere neden olduğu belirtilmektedir. İletim Sistemlerine artan miktarlarda
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-25
rüzgar santrallerinin bağlanması nedeniyle ortaya çıkan sorunların çözümlenmesi, elektriğin arz
güvenliği ve kalite kriterlerinin sağlanabilmesi için rüzgar türbinlerinin arıza ve arıza sonrasında
uyması gereken kriterler belirlenerek ilgili yönetmeliklere ilave edilmelidir. Ayrıca, rüzgar enerjisi
potansiyeli yüksek ancak ENH sistem gücü zayıf olan bölgelere örn.; Çeşme Yarımadası,
Çanakkale, Hatay gibi noktalara yeni ve/veya ilave ENH yatırımı yapılabilir ve/veya yatırımcılara
yaptırtılabilir
Rüzgar enerjisinin zayıf yönü ilk yatırımın biraz pahalı ve güvenilir kaynak olmayışıdır.
Dolayısıyla konuyla ilgili AR-GE çalışmalarının desteklenmesi gerekmektedir.
Ulusal şebekenin Avrupa şebekesine bağlanması ve entegrasyonu, ülkemizde enerji yatırımı
yapılması halinde UCTE üyesi Türkiye’nin herhangi bir enerji yatırımcısı üreteceği elektriği AB
ülkelerindeki dilediği kuruluşa serbestçe satabilecektir. Yatırımcının yapacağı bu gibi satış
anlaşmaları uluslararası bankalar tarafından garanti olarak kabul edileceği için, Türkiye’de
yapılacak enerji yatırımlarının (özellikle yeşil enerji yatırımları) finansman sorunu büyük ölçüde
çözülecektir. Bu, Türkiye’de Enerji sektörüne yapılacak yatırımı ve yabancı sermaye akışını da
hızlandıracaktır.
Gelecekte Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sera gazı emisyonlarının azaltılması zorunluluklarından
dolayı oluşacak olan pazar koşulları nedeni ile hidrolik, rüzgar, biokütle (Erozyon tehlikesinde
olan ülkemiz için biokütle bitki yetiştiriciliğine önem verilmelidir.), güneş ve jeotermal (Jeotermal
ve güneş enerjileri bakımından zengin bölgelerde ısıtmanın bu enerjilerle yapılması teşvik
edilmelidir.) gibi yenilenebilir enerji kaynakları ile ilgili yatırımlar, enerjinin üretiminde,
iletiminde, dağıtımında ve nihai kullanımında enerji tasarrufu ve verimliliği sağlayan yatırımlar ve
yeni enerji kaynaklarının araştırılması kadar santral yapımında kullanılan makine-teçhizatın
imalatının desteklenmesi gerekmektedir.
Dolayısıyla, ülkemizin ihtiyacı olan yatırımlara yönlendirilmesi, bu yatırımların etkin biçimde
gerçekleştirilmesi için öncelikle teşvik sisteminin yeniden yapılandırılması ve teşviklerin ve
sonuçlarının sağlıklı izlenebilmesini teminen en azından koordinasyonu sağlayacak bir ünitede
toplanmasının gereği ve önemi de açıkça ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda da teşvik sisteminin
yeni ve etkin teşvik unsurları (değişik oranlı yatırım indirimi ve KDV istinası, hazine arazisi
tahsisi, sigorta primlerinin bir kısmının ödenmesi, faiz desteği, belli bir kotaya kadar işçi
çalıştırmada değişik oranlarda vergi muafiyeti ve ucuz krediler v.b...) ile donatılarak yeniden
yapılandırılması uygun olacaktır. Diğer taraftan, maliyeti artırıcı olan enerji ürünlerindeki yoğun
vergilerin (örneğin % 18 KDV oranı, Özel tüketim Vergisi (ÖTV) ve Elektrik enerjisindeki TRT
‘nin payı gibi ...) azaltılması da ayrı bir teşvik sayılabilir.
Sonuç olarak enerji sektöründe halen ve bir süre daha Devlet hem bir yatırımcı ve hem de
düzenleyici konumda olacağından, özellikle yerli sermayenin enerji yatırımlarına yönlendirilmesi
için etkin teşvik politikaları uygulanmalı ve iklim değişikliği senaryolarındaki ülkemiz ve
bulunduğu bölge su sıkıntılarının çekildiği ve çekişmelerin daha da artacağı alan olacağı
öngörüsü göz önüne alınarak, bölgesel vizyonumuz su ve enerji olarak yapılandırılmalıdır.
3-2-26
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
KAYNAKÇA
1. DEK Kitabı.
2. Türkiye Çevre Vakfı, Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji Kaynakları.
3. STEFFEN, E., German Wind Market and Industry –Current Developments and Perspectives,
German Wind Energy Association (BWE), Energy Tech 2007, Thessaloniki, Greece, www.windenergie.de, March 31st, 2007
4. STEFFEN, E., Wind Energy – a German Success Story, German Wind Energy Association
(BWE) at the “German RenewableEnergy Day” Chiba, 12th October 2006
5. Global Wind Energy Council (GWEC), www.gwec.net, February 2007
6. Europe’s Energy Crisis, The No Fuel Solution, EWEA Briefing, February 2006
7. International Wind Energy Development World Market Update 2006 Forecast 2007–2011
8. BTM Consult ApS, www.btm.dk, 26 March 2007
9. AWEA, http://www.awea.org/projects/
10..EİEİ Genel Müdürlüğü Web sayfası, www.eie.gov.tr
11.EPDK, Web sayfası, www.epdk.org.tr
12.TEİAŞ Genel Müdürlüğü
13.TEDAŞ Genel Müdürlüğü AR-GE Planlama ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı Çalışması.
14.Wind Power Targets For EUROPEAN, EWEA, 2003
15.Şahin, A.D., Şen, Z., İklim değişikliği perspektifinde Türkiye enerji kaynakları. I. Türkiye İklim
Değişikliği Kongresi, 11–13 Nisan, 2007
16.Dr.Serdengeçti T., Erdi H., “Elektrik Piyasası Kanunun Elektrik Enerjisi Sektörüne
ve Teşvikler Yönüyle Değerlendirilmesi”, Türkiye 3. Enerji Kongresi; Ankara, (2001).
Etkileri
17.Erdi,H.,” Elektrik Enerjisi Sektöründe Serbestleşme ve Teşvikler Yönüyle Bir
Değerlendirme”,Türkiye 9. Enerji Kongresi; İstanbul, (2003).
18.Arıcan, İ.,” Avrupa Birliği’inde Enerji İç Pazarının Tamamlanmasına yönelik Uygulamalar”,
.Türkiye 9. Enerji Kongresi; İstanbul, (2003).
19.Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilciliği Web sayfası, ıea. org.
20.Hazine Müsteşarlığı Teşvik Uygulama Genel Müdürlüğü Web sayfası, www.hazine.gov.tr
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU
3-2-27
3-2-28
HİDROLİK VE YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇALIŞMA GRUBU
RÜZGAR ENERJİSİ ALT ÇALIŞMA GRUBU RAPORU

Benzer belgeler