3. sınıf - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları

Transkript

3. sınıf - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları
II
olsun heyecanına kapılırsın. Var olanları koruma ve sahiplenme duygun gelişir. “Sosyal insan”a dönüşen varlığının,
yararlandığın tarihsel kültürel ve maddi olanakların ürünü
olduğu gerçekliğine ulaşırsın.
Bu bilince ulaşana “ sosyal insan/adam gibi adam” derim…
Şu sözlerdeki güzelliğe bakın:
1. “Bilgiden, tarihten, sanattan yoksun insan, ‘rasgele’ bir
hayvandan daha değersizdir.”
Erasmus
2. Eski Yunan’da bir bilgeye sormuşlar: “Çengaverlik/Kabadayılık mi önemlidir, akıl mı?”
Bilge de, “Akıl (bilgi sahibi) olsaydı, cengaverliğe/kabadayılığa gerek kalır mıydı." diye cevap verir.
3. “Özgürlük, her koşul içinde mantıklı olanı yapma olanağından başka bir şey değildir.”
Goethe
Sevgili öğrenciler;
4. “Gerçek düşmanlarımız ‘cehalet, nefret, ihtiras, kıskançlık ve gurur’ gibi zihin halleridir.”
Derginizin bu sayısında, biraz “felsefe” yapalım isterim.
D. Lama
Sizin hoşunuza gideceğini düşünerek… Ayrıca felse-
5. “Başkalarının seni kabul etmemesinden kaygı duyma,
kendi yeteneksizliğinden (cehaletinden) kaygı duy.”
fe beni alıp binlerce yıl önceki Antik Yunan’a, Roma’ya,
Çin'e, Hindistan’a… götürüyor, -siz de gidin istedim; Sokrat, Konfüçyüs, Budha, Mevlana, Erasmus, Kant… gibi
dahilerle yüzleştiriyor -siz de yüzleşin isterim. Bu yüzleşmede hem kendimi hem sizi biraz daha yakından tanıma
şansını yakalıyorum; insana ve doğaya bakış açım daha
bir insanileşiyor.
Felsefe denilince, adlarını yukarıda zikrettiğim dahilerin
yanı sıra, felsefe/düşün dünyasının merkezinde yer alan
nice başka dahi adları aklıma gelmiyor ki. Onlar ki düşün
dünyamızın/felsefi düşüncenin yaratıcı dehalarıdır. İki bin,
Konfüçyüs
6. “Diyorsunuz ki A beyazdır, B ise siyahtır. Demek ki, sorun renkte; yani açık renkte olan kişi, koyu renkte olanı
köleleştirebilir, öyle mi? Ama dikkatli olun! Bu kurala
göre, önünüze çıkacak sizden daha açık renkli kişinin
kölesi olabilirsiniz.”
Abraham Lincoln
7. “Geçmişe sınırsızca minnet duy. Şimdiye sınırsızca
hizmet et. Gelecek için sınırsızca sorumluluk al.”
üç bin, beş bin yıl önce yaşamış pek çok deha var ki, ya-
Zen özdeyişi
şadıkları zaman diliminde insanın insanla ve insanın do-
Hüsamettin AYDIN
ğayla ilişkileri nice altın sözler söylemişlerdir; öyle sözler
ki, insana, düşünsel ve maddi yaşamını yeniden oluştur-
Kurucu
mada etkileyici biçimde yön vermektedir. Onları ve düşüncelerini anladıkça yaşamın bir anlamı olduğuna inancın
pekişir. İnsana ve nimetlerinden yaralandığın doğaya karşı sorumluluk duygun büyür ve insanileşir. Bilime ve bilgiye açlığın bitmek bilmez. “Sosyal bir hayvan” olmaktan
çıkıp algı ve farkındalık kapasitesi, genel anlamda bilinci,
yetkinleşmiş bir “sosyal insan”a dönüşürsün. Kendine,
içinde yaşadığın topluma ve genel anlamda tüm insanlığa
karşı sorumluluklarının olduğu bilincine ulaşırsın. Binlerce yılın ürünü olan kültürel ve maddi varlıklara bir katkın
3
Sevgili öğrencilerim,
Sizlerle öylesine yoğunum ki !
Günlerim adeta jet hızıyla geçiyor. Bir bakıyorum haftanın başı
olan pazartesi günü başlamış,
bir bakıyorum haftanın son günü
olan pazar günü sona eriyor. Bu
yoğunluğum içerisinde, oldukça
uzun bir süredir, AYDIN EĞİTİM
dergimize yazı veremedim. Derginin yayın ekibi, her sayısında,
son güne kadar benim yazımı
bekliyor ancak, yazımın gelmediğini öğrenince baskıya giriyorlar. Yayın yönetmeni, derginin bu sayısının yarın (8 Mart 2012) baskıya gireceğini bana hatırlattığında, hemen bütün işlerimi bıraktım ve yazımı hazırlayıp yayın ekibine teslim ettim. Çünkü, bugün (7 Mart 2012) güneş pırıl pırıl parlıyor ve Ankara'ya bahar gelmiş. Bahar ayının bu
güneşli ve aydınlık gününde, tüm çocuklarımıza, gençlerimize ve velilerimize buradan kocaman bir
MERHABA DİYEREK SESLENMEK İSTEDİM.
Sevgili öğrencilerim, aşırı yoğunluğum nedeniyle, günlerimin bu denli hızlı geçmesinden kesinlikle şikayetçi değilim. Çünkü, ben, sizler için yaptığım her işten büyük bir zevk ve keyif alıyorum. Sizler
için kurumumuzu en iyi şekilde yönetmeye çalışmak, matematik ve geometri kitap çalışmalarıma devam
etmek, sizleri her konuda takip etmek (dersleriniz, sınavlarınız, sanat, spor, kulüp çalışmalarınız vs.) beni
sağlıklı, zinde ve mutlu kılıyor. Çünkü, bu çalışmalarımın ve emeklerimin karşılığını, sizler bana fazlasıyla veriyorsunuz. Öğrencilerimizin akademik, kültürel, sanat ve spor alanlarındaki başarıları, bizlere maddi ve manevi verilebilecek en büyük ödüldür.
Sevgili öğrencilerim, başarılı olmanın önemli yollarından birisi, işinizi isteyerek ve severek yapmaktan geçer. İsteksiz, hevessiz, zorlanarak ve şikayetlenerek yapılan hiçbir işin başarıyla sonuçlanması mümkün değildir.
Başarılı olmanın önemli yollarından bir diğeri ise, kendinize ulaşabileceğiniz hedefler belirlemek
ve bu hedefinize adeta kilitlenmektir. Bir şeyi çok istemek, zaten, o işin % 50’sini başarmak demektir.
Geriye kalan % 50’sini başarmanın yolu ise, hiçbir şeyi şansa bırakmadan ve atlamadan, olumsuzluklar karşısında moral bozmadan ve pes
etmeden düzenli ve sistemli çalışmaktan geçer.
Sevgili öğrencilerim, unutmayın, düzenli çalışan ve üreten öğrenciler, yoğun bir tempoyla çalışsalar bile çok
daha mutlu, huzurlu ve dinamiktirler.
Oysa, düzenli çalışmayan veya hemen
hemen hiç çalışmayan öğrenciler, genelde huzursuz, mutsuz, yorgun ve bitkin olurlar. Çünkü, çalışmadıkları için
başarısızdırlar ve başarısızlıklarının altında ezilip hırpalanırlar. Yapacakları iş4
ler biriktikçe sırtlarındaki yük iyice ağırlaşır ve artık bu yükü taşıyamayacak duruma gelerek çalışmayı tamamen bırakırlar.
Bu durumda olan öğrencilere uyarım şudur: Önünüzdeki dev gibi birikmiş işlerinizi küçük parçalara
ayırın ve sadece bu küçük parça işi yapmaya ve bitirmeye odaklanın. Plânladığınız bu küçük parça işi bitirince, hemen ara vermeden, planladığınız diğer küçük parça işinize başlayın ve bu işinizi de aynı şekilde bitirmeye odaklanın. Bu yöntemle çalıştığınızda, bir süre sonra epey bir yol aldığınızı, bir şeyleri yapabildiğinizi ve başarabildiğinizi göreceksiniz.
Dershanemizin 12. sınıf ve mezun gruplarındaki 550 öğrencimiz, 1 Nisan’da uygulanacak YGS’ye
girecekler. 1 Nisan’a kadar tüm öğrencilerimizden öncelikli olarak sağlıklı olmalarını, sonra da yukarıda
açıkladığım gibi, işlerini asla şansa bırakmadan ve atlamadan, önlerindeki süreyi azami düzeyde verimli kullanarak sıkı ve düzenli çalışmalarını istiyorum. Bu şekilde çalışıp da başarılı olmamak mümkün değildir. Önceki yıllardaki öğrencilerimiz, başarılı oldular ve hedefledikleri üniversitelerin hedefledikleri bölümlerine yerleştiler. SİZLER DE BAŞARACAKSINIZ. Çünkü, belirlediğiniz hedefe ulaşmayı çok
istiyorsunuz ve bu isteğinizin gerçekleşmesi için, yapılması gerekenleri maksimum düzeyde yapma mücadelesi veriyorsunuz.
Yazımı sona erdirirken kendini eğitime adayan ben Nesibe AYDIN, bir kadın olarak tüm kadınlarımızın 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLUYORUM. Ülkemizin kalkınmasında ve gelişmiş ülkeler arasında yer alabilmesinde kadınlarımızın rolü oldukça fazladır. Çünkü, dünyaya gelen her çocuk, ilk
temel eğitimini annesinden alır. Annesi; eğitimli, kültürlü ve bilinçli olan çocuklar, hem aile içinde hem de
aile dışında iyi bir eğitim alma şansına sahiptirler.
Sonuç olarak, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü sadece kutlamakla kalmayalım. Eğitim düzeyi düşük
olan kadınlarımızın kendilerini geliştirmeleri için olanaklar verelim, eşinden veya yakınlarından dayak yiyen, güvencesi olmayan kadınlarımızı güvence altına alalım. Çocuklarımızın, özellikle kız çocuklarımızın iyi bir eğitim almalarını sağlayarak onların, bilinçli, kültürlü, üretken, öz güvenleri yüksek olan bireyler
olarak hayata atılmalarını sağlayalım.
Hepinize kucak dolusu sevgilerimi iletirken sizlerin, bugünkü parlayan güneş gibi pırıl pırıl parlamanızı, aydınlanmanızı ve aydınlatmanızı yürekten diliyorum.
Sağlık, başarı ve mutluluk dileklerimle...
Nesibe AYDIN
Eğitimci – Yazar – Kurucu
5
ANAOKULU
Bu ay hepimiz Özel Nesibe Aydın Anaokulu öğrencileri olarak sizlere uzaydan sesleniyoruz. Yolculuğumuz çok
keyifli geçiyor ve elbette birçok yeni bilgi ile tanışıyoruz.
Öğrendiklerimizi sizinle paylaşmak için birçok
eser yarattık. Haydi siz de bize katılın ve yaptıklarımıza bir göz atın.
DOĞUM GÜNÜNÜZ
KUTLU OLSUN
Alp ÖZDAL
Nevin Ceylin ÇELİKEL
KANGURU
KANGURU
28.02.2006
25.02.2006
Tuna ŞAHİN
YUNUS
Zeynep ALTINBAŞ Necati Baybars
YUNUS
BAYRAMOĞLU
05.02.2006
MARTI
01.02.2006
6
15.02.2006
kelebekler
TIME FOR ENGLISH
5 yaş grubu öğrencilerin İngilizce eğitim
yaklaşımı Total Physical Response (Tümüyle Fiziksel Tepki) öğretim tekniğine dayanmaktadır. Bu teknikle öğrencilerin fiziksel olarak derse aktif katılımı hedeflenmekte, öğrencilerimiz görsel zekânın yanı
sıra beden dilini kullanarak İngilizce’ye karşı bir aşinalık kazanmaktadırlar. Derslerimize şarkılar, hikâyeler, boyama, eşleştirme,
çizgi birleştirme etkinlikleri ve interaktif video çalışmaları eşlik etmektedir. Derslerde
5 yaş gelişim özellikleri dikkate alınarak çok
sayıda farklı aktivite yapılmaktadır. Böylelikle derslerimiz hem eğitici hem de eğlenceli geçmektedir.
7
sincaplar
İlk Ritim İlk Ses… Haydi, Dans Et…
Dans, hareketleri belirli adım ve kalıplara bölerek müziğin ve duyguların yardımı ile parçadan bütüne bir olgu yaratarak sunmadır.
Dans etmek beyin ve vücut arasındaki bağın güçlenmesi için kullanılan bir yöntem olarak kabul edilir. Dans
ederken çocuk kendi duygularıyla baş başadır, kendi doğasının farkına varır, ritim duygusu gelişir, yaratıcılığı üst
seviyede gelişmeye başlar, kendisini kontrol etmeyi başarabilen ve hayatta gerçekçi hedefleri olan bir birey haline gelir. Yaratıcı dans ve hareket eğitimi çocukların fiziksel olarak güçlenmelerine, bedensel esnekliklerinin artmasına, denge ve koordinasyon becerilerinin gelişmesine ve
öğrencilerin mekan ve beden farkındalıklarının artmasına
katkıda bulunmaktadır.
Yapılan bireysel çalışmalar ve grup çalışmaları, çocukların özgüven gelişimlerini olumlu yönde etkilerken, öğrencilerin takım çalışması yürütebilme ve problem çözme becerilerini geliştirmektedir.
8
foklar
Müzik ve Hareket
Duygu ve düşüncelerimizi seslerle anlatma sanatıdır müzik. Çocuklar duygu, düşünce ve izlenimlerini estetik bir anlatım dili olan müzikle ifade etmeyi öğrenmektedirler. Okul öncesi dönemde müzik eğitimi, şarkı öğrenme ve
söyleme, sesi dinleme, ayırt etme, ritim çalışmaları, müzikli öykü ve yaratıcı
hareket gibi etkinliklerle desteklenmektedir. Öncelikle sesleri tanıma ve ayırt
etme çalışmaları yapılmaktadır. Çocuklardan kendilerine dinletilen sesin yönünü ve kaynağını bulmaları, farklı türdeki sesleri ayırt etmeleri istenmektedir.
Yapılan ritim çalışmalarıyla ise çocukların el, göz, ayak,
Müzik ile gerçekleştirilen etkinlikler çocukların yer ve
baş gibi vücut organları arasında koordinasyon kurmaları,
mekân algılarını geliştirir, çalgılarla yapılan ritm çalışma-
belli hareketleri denge içinde yürütebilme becerisi kazan-
ları çocukların bilişsel, sosyal ve motor becerilerini ileri-
maları hedeflenmektedir. Öğrenilen sesler ve ritim beceri-
ye taşır. Çocuk müzik aracılığıyla kendisini daha iyi ifa-
leri kullanılarak şarkılar söylenmekte ve söylenilen şarkı-
de etmeyi öğrenir, soyut düşünme becerisi ve yaratıcılı-
lara bedensel hareketler eşlik etmektedir. Çocuklara vü-
ğını geliştirir.
cutlarını şarkı söylerken bir çalgı gibi kullanabilmeleri öğ-
Müzik ve hareket derslerimiz, her zaman olduğu gibi bü-
retilmektedir.
yük bir coşku ve keyifle devam etmektedir.
9
martılar
Bir varmıŞ, bir yokmUŞ...
"Yaratıcı Drama" çocukların yaşantı yoluyla öğrenmelerini sağlayan, hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını destekleyen bir sanat dalı ve çocuğun yaparak yaşayarak öğrenmesinde etkili bir eğitim yöntemidir.
Drama, okul öncesi dönemden itibaren en güçlü eği-
• Bir grup olarak beraber çalışabilme becerisini geliştirme
lim olan oyun oynamayı motive eder. Oyun, çocuğun en
• Kendini ve başkalarını anlama becerisini geliştirme
temel ihtiyacıdır. Oyun, öğrencilerin hayal gücünü gelişti-
• Kendine güven duyma ve karar becerisini kazandırma
rir. Rol oynayan çocuk, bir başkası gibi düşünmeye, hissetmeye ve davranmaya çalışır. Oyun, birçok bilim ada-
• Farklı olay ve durumlarla ilgili deneyim kazanmasına
mına göre çocuğu tanımada ve tahlil etmede en iyi yol-
yardımcı olma
dur. Çocuğun içinde bulunduğu ruhsal durum dinamikle-
• Dil ve iletişim becerilerini geliştirme
ri, zekâ yapısı, sosyal olayları değerlendirmedeki tutar-
• Çocukların hayal gücünü, hislerini ve düşüncelerini ge-
lı durumu, varsa gelişim aksaklıkları oyuna yansıyaca-
liştirme
ğından oyun içerisinde bunları gözlemek ve incelemek
• Çocukların ahlaki değerlerini keşfetmelerini sağlama
mümkündür.
• Yaratıcılık ve estetik değerlerin gelişimini sağlama
Çocuklar, drama ile gelecekte yaşayacakları rolleri
(annelik, babalık vb. ), karşılaşacakları olaylar karşısında
nasıl davranmaları gerektiğini yaşayarak öğrenirler. Kimi
zaman nesli tükenmiş bir hayvana yardım eder, kimi zaman maceralı bir yolculuğa çıkar, kimi zaman da zamanda yolculuk yapıp en sevdikleri yere gidebilirler.
Drama, özgür bir ortamda oynanan bir oyundur. Dramanın kökeninde oyun vardır ve dramayla oyun iç içedir.
Yaratıcı dramanın hedefleri şöyle sıralanabilir:
10
kangurular
MİNİK SANATÇILARIN FIRÇALARINDAN DÖKÜLEN RENKLER
Görsel sanatlar dersinin, çocukların bilişsel ve duyuş-
nin her evresinde desteklenmeli ve okul dışında çocukla-
sal gelişimi açısından önemi tartışılmaz bir gerçektir. Kü-
ra bu tarz etkinliklerle uğraşmaları yönünde fırsat tanın-
çük yaşlardan itibaren kendilerini ve duygularını resim ya-
malıdır. Sanatı ve sanatçıyı hayatlarının bir noktasına ko-
parak ifade etmeye başlayan çocuklar, yaşları ilerledikçe
yabilen nesiller yetiştirme amacında olan biz öğretmenler,
çizgilerini daha da güçlendirerek sanatsal anlamda yeter-
bu farkındalığı tüm öğrencilerimize kazandırmayı amaç-
lilik kazanırlar.
lıyoruz.
Görsel sanatlar dersi küçük kas becerilerinin gelişimi, el-göz koordinasyonu sağlama, sanata ve sanatçıya
yönelik bakış açısı geliştirebilme gibi becerileri öğrencilere kazandırmayı hedeflerken fen ve matematik konularını
da içine alabilmektedir. Çocukların üç boyutlu algı, oranorantı ve kompozisyon kurma becerilerini geliştirmektedir.
Görsel sanatlar dersi ile yaratıcılığı gelişen ve desteklenen çocuk, sosyal hayatının her aşamasında bunu farkında olmadan kullanmaya başlar. Geniş ufuklara bakabilmeyi, olaylara farklı açılardan yaklaşmayı destekleyen yaratıcılık, görsel sanatlar dersi aracılığıyla pekişir ve gelişir.
Bu nedenle görsel sanatlar dersi çocukların gelişimi-
11
yunuslar
Yaşasın! Enerjilerimizi Boşaltma ZamanI!
Biz Yunus öğrencileri; sürekli zıplamak, yuvarlanmak,
koşmak, tırmanmak isteyen çocuklarız. Beden eğitimi derslerimiz sayesinde bu ihtiyaçlarımızı fazlasıyla karşılayabiliyoruz. Öğretmenimiz her ders bizlere “Enerjinizi bu derste harcayabilirsiniz; ama hep beraber keyif almak şartıyla…” diyor. Biz de bu kurala uyarak öğretmenimizin bizden
beklediği tüm hareketleri büyük bir başarıyla gerçekleştiriyor
ve bunları yaparken çok ama çok eğleniyoruz.
Çeşit çeşit oyunlar oynuyoruz, oynarken bir bakıyoruz…
Tavşan gibi zıplıyoruz.
Bir çıta gibi koşuyoruz.
Bir top gibi yuvarlanıyoruz.
Beden eğitimi derslerimizle artık daha dayanıklı, esnek,
çevik ve süratliyiz. Oynadığımız oyunlarla sıra bekleme,
paylaşma gibi kurallara uymayı, arkadaşlarımızın haklarına saygılı davranmayı, cesareti, işbirliği ve dayanışma
içinde birbirimize destek olmayı öğreniyoruz. Gün geçtikçe daha sağlıklı ve güçlü oluyoruz.
Bir kedi gibi tırmanıyoruz.
12
1. sınıf
SINIF ÇALIŞMALARIMIZ
Değerli Velilerimiz,
Sınıfımızdaki çalışmalarımız yoğun olarak devam
ediyor. Her gün yeni bilgiler öğreniyor, yeni deneyimler ediniyoruz.
Hayat Bilgisi: “Okul Heyecanım” temasını bitirdik,
“Benim Eşsiz Yuvam” temasına başladık. Evimizin adresi, telefon numaramız, “Canlılar ve Yuvaları”, “Nerede Yaşıyorum?”, “Canlılar ve Besinleri” konularını öğrendik.
Hızla akıp giden zaman içinde çocuklarımız için belirlediğimiz hedeflere ulaşma çabası içindeyiz. Bunu
gerçekleştirirken de biliyoruz ki öğrencilerimizin başarısında en büyük destekçilerimiz sizlersiniz.
Matematik: Toplama işlemi “0” ın toplamadaki yerini öğrendik ve üç terimli toplama işlemleri yaptık.
Çalışmalarımızı, yaparak-yaşayarak okuma ve anlatımlar yaparak CD izleyerek görsellerden yararlanarak,
resimlerle anlatarak sürdürmekteyiz.
Türkçe: Okuma-anlama, dikte çalışmaları, cümle
kurma ve hecelemeden okuma çalışmaları yaptık.
Hayat bilgisi, Matematik ve Türkçe derslerinde ikin-
Sevgilerimizle...
ci kitaba başladık.
13
2. sınıf
ORGANLARIMIZI TANIYORUZ
Bu ay yaptığımız etkinlikler ile organlarımızı tanıdık. Organlarımızın görevlerini ve vücudumuzda bulundukları yerleri öğrenirken analoji yöntemini
kullandık. Video sunumları, üç boyutlu modeller ve resimler ile öğrendiklerimizi pekiştirdik.
PROBLEM ÇÖZÜYORUZ
Organlarımızın sağlıklı olarak çalışmalarını sağlamak için yapmamız ve yapmamamız gerekenleri öğ-
Matematik laboratuarı çalışmalarımızda onluk taban
rendik.
bloklarımızdan yararlandık. Çarpma işlemini modeller-
Araştırmacı kişiliğimizi ön plana koyarak tarihte
le somutlaştırarak öğrenmeyi kalıcı hale getirmeyi hedef-
yer almış pek çok önemli kişinin hayatını araştırıp su-
ledik. Onluk taban bloklarımızla ritmik sayma ve örüntü
numlar hazırladık.
oluşturma çalışmaları yaptık.
Bu sene tanıştığımız çarpma işlemini iyice anlayıp
Anne ve babamızı daha yakından tanımayı amaçlayarak, onlarla çocukluklarına dair röportajlar yap-
kavradıktan sonra, çarpma işlemi gerektiren problemler
tık. Çocukken oynadıkları oyunları öğrenip bu oyunla-
oluşturmaya, modellemeye, resmetmeye, dramatize et-
rı onlarla birlikte oynadık.
meye ve çözmeye başladık. Öğrenmeyi zevkli hale getiren pek çok etkinlik yaptık.
Artık üç işlemi de tanıyor, biliyoruz. Onları kullanarak
problem cümleleri oluşturabiliyor, oluşturduğumuz problemleri çözebiliyoruz.
ALAADDİN'İN GEVEZE
SU BORULARI
Bu ayki ortak okuma kitabımız “Alaaddin’in Geveze Su
Boruları”ydı. Her gün sınıflarımızda düzenli olarak bölümler halinde okuduğumuz kitabımız ile ilgili pek çok yaratıcı
okuma etkinliği gerçekleştirdik.
14
3. sınıf
ATASÖZÜ VE DEYİMLER
Zengin ve köklü bir dil olan Türkçemizi daha da zenginleştiren atasözü ve
deyimleri Türkçe derslerimizde işledik.
PARA VE TASARRUF
Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiş
ve halka mal olmuş söz grupları olan atasözlerini; anlatı-
Hayat Bilgisi ve Matematik derslerindeki birçok kazanımı birbiriyle ilişkilendirerek ve birleştirerek yaptığımız etkinlikte eğlenerek öğrendik.
mı daha zengin kılan, iki veya daha fazla kelimeden meydana gelen, kalıplaşmış söz varlıkları olan deyimleri öğrenince dilimize hayranlığımız daha da arttı.
Matematik konumuz “Paralarımız”; Hayat Bilgisi konu-
Atasözü ve deyimleri yazdığımız öykülerde kullana-
muz ise “Tasarruf ve Çocuklara Yönelik Reklamlar” dı.
rak anlatımımıza zenginlik kattık. Birkaç cümleden olu-
Etkinliğimize ailemizi de kattık. Ailece yaptığımız kek,
kurabiye vb. yiyeceklerle sınıfta “PASTANE” açtık.
şan, çok uzun olmayan pragraflarla, anlatmak istediklerimizi anlattık.
Ürünümüz için reklam panoları yaptık. Ürünlerimize fiyat etiketleri hazırladık. Ürünlerimizi sınıfa ve okula sattık.
Bunu yaparken para saydık ve para üstü verdik. İlk defa
emeğimizle para kazandık.
Atasözlerini yaratıcı drama yoluyla canlandırırken çok
eğlendik ve sosyalleştik. Deyimlerimizi karikatürlerle anlatırken aynı zamanda çizim yeteneğimizi geliştirdik.
Okulumuzu gezerken "Duvarların Dili" projesi kapsa-
Sonra sıra geldi etkinliğin en zevkli kısmına, yani paramızı harcamaya. Kırtasiyeye giderek, alın terimizle kazandığımız paralarla okul gereksinimlerimizi aldık. Alırken de
“Tasarruf” konusunu işledik.
mında hazırlanan "Atasözü ve Deyimler" projesi dikkatimizi çekti. Bir ders saatimizde, daha önceden işlediğmiz bu
konuyu, hazırlanan projeyle pekiştirdik.
Bu çalışmayı yapan ablalarımıza, ağabeylerimize ve
Bu etkinliği yaşamımız boyunca hiç unutmayacağız.
Özge Adıgüzel öğretmenimize çok teşekkür ederiz.
15
4. sınıf
Kuvvet Ve Hareketi
Öğreniyoruz
Yaratıcı drama ile eğlenerek öğreniyoruz…
Kuvvetin itme ve çekme etkisini oyunlarla pekiştirdik. Sınıfın dışına çıkmak ve oyunlar oynamak mutluluk vericiydi. Yavaşladık, hızlandık, döndük, sallandık, yön değiştirdik ve bunlara yaptığımız doğaçlamalar içinde yer verdik…
"YAŞADIMIĞIZ YER - ÜRETİMDEN TÜKETİME"
Bu ay 4. sınıflar olarak Sosyal Bilgiler dersinde “Yaşadığımız Yer” ve “Üretimden Tüketime” ünitelerini işledik.
“Yaşadığımız Yer” ünitesinde “doğal unsur” ve “beşeri unsur” kavramlarının arasındaki farkı öğrendik. Bu kavramlara örnekler verdik. Krokinin ne olduğunu öğrendik ve sınıflarımızın bulunduğu katın krokisini yaptık. “Doğal
Afetler” konusunu işlerken, ülkemizde
sık görülen doğal afetlerin neler olduğunu ve alabileceğimiz önlemleri öğrendik. Ülkemizin, deprem riski yüksek
bir ülke olduğunu ve depremin meydana getirdiği zararları azaltmak için ne-
lere dikkat etmemiz gerektiğini hakkında konuştuk.
“Üretimden Tüketime" ünitesine başlarken ilk olarak ihtiyaç ve istek kavramlarının arasındaki farkı öğrendik.
Temel ihtiyaçlarımızın farkına vardık.
Dünyadaki doğal kaynakların bir kısmının tükenebilir kaynaklar olduğunu öğrendik ve bu kaynakları dikkatli kullanmamız gerektiğinin farkına vardık. Aile
bütçesi ve tasarruf kavramlarını öğrendik, harcamalarımızı yaparken hesaplı
olmamız gerektiğini anladık. Kendi aile
bütçemizi oluşturduk. Gelir ve giderlerimizi hesapladık. Bilinçli tüketiciler ola-
16
rak alışveriş yaparken nelere dikkat etmemiz gerektiğini ve dikkat etmediğimiz durumda hangi sorunlarla karşılaşabileceğimizi düşünüp konuştuk. Tüketici olarak bazı haklara sahip olduğumuzu ve bu hakların neler olduğunu
öğrendik.
Bir buğday tanesinin başından geçenlerin anlatıldığı slaytımızı izlerken,
tükettiğimiz ürünlerin, elimize ulaşana
kadar hangi aşamalardan geçtiğini de
öğrenmiş olduk.
5. sınıf
MATEMATİK KOKTEYLİ
Güzel bir tatilin ardından 2. dönem Matematik derslerine yaparak yaşayarak başladık. Neler mi yaptık? Öncelikle konumuz oran – orantıydı. Bu konuda kalıcı öğrenmeler elde etmek için limonata ve çeşitli kokteyller hazırladık. Malzemeleri belli oranlarda karıştırarak unutulmaz tatlar elde ettik.
Oran – orantı konusunu günlük yaşantımıza bu şekilde taşımanın keyfini yaşadık
ADIMIZ HANGİ DURUMDA?
5. sınıflar olarak biz bu ay adın durumlarını ve ad durum eklerini öğrendik. Konumuzu öğrendikten sonra pekiştirmek
için hayal gücümüzü ve yaratıcılığımızı kullanarak hepimiz bir kurgu oluşturduk. Bu kurgunun içinde öğrendiğimiz bu
ekleri, hangi durumu ifade etmek istiyorsak ona göre kurgumuzdaki adlara ekledik. Etkinliğimiz bittiğinde çok eğlenceli
ve özgün çalışmalar ortaya çıkarmanın keyfini yaşadık.
17
6. sınıf
FLAŞ… FLAŞ… FLAŞ...
LAMBANIN KONTROLÜNÜ
ELE GEÇİRDİK!
Fen ve Teknoloji dersinin en zevkli konularından birisi de “Yaşamımızdaki
Elektrik”tir.
Öyle ki yapılan laboratuar etkinliğimizde de görüldüğü gibi
öğrencilerimiz bu deneyden oldukça zevk aldılar.
Peki, bu deneyde biz ne yaptık?
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
YERLEŞMELER
Bu deneyimizde basit bir elektrik devresi yaparak lamba- 6. sınıflarımızda İlkçağ Anadolu ve Mezopotamya Uygarlıkları konusunu pekiştirmek amacıyla sınıf şemalanın nasıl yandığını gözlemledik.
rı oluşturduk. Bu amaçla öncelikle bu uygarlıkların; başDevremize bir de anahtar bağlayarak lambanın yanıp
kentleri, önemli özellikleri, yönetim biçimleri, inanış sissönmesini biz kontrol ettik. Dahası lambaya bir de "reosta"
bağladık ve lambanın parlaklığını da kontrol altına almış ol- temleri, ordu sistemleri, ekonomik faaliyetleri ve günüduk. Canımız istedi lambanın parlaklığını azalttık, canımız müze bıraktıkları eserler ile ilgili bilgi kartları hazırladık.
istedi lambanın parlaklığını artırdık. O kadar eğlenceliydi ki
aç-kap aç-kapa lambanın kontrolünü elimizde tutmak, kâh
ışığı azaltlık gece lambası oldu kâh ışığı artırdık parlak ve
güçlü bir lambamız oldu.
Tahtada şemayı oluşturmak için bir taslak belirledik ve
Devre elemanlarını tanıdık bu deneyde, pil olmadan telin
bir işe yaramadığını, tel olmadan da lambanın bir işe yaramadığını anladık. Burada kurulan da bir elektrik kardeşliğiydi aslında, hepimiz birimiz için birimiz hepimiz için... Ve yaşasın lamba parlaklığı!
malarını istedik. Tereddüt eden arkadaşlarımıza ise kü-
her uygarlık için bir alan ayırdık. Öğrencilerimizden seçtikleri bilgi kartının hangi uygarlığa ait olduğunu söylemelerini ve tahtada o uygarlık için ayrılan alana yapıştırçük ipuçları vererek hatırlamalarını sağladık.
Ders sonunda öğrenciler hem eğlenmiş, hem kendi şemalarını oluşturmuş hem de konuyu pekiştirmiş oldular.
Bir sonraki derste bu konu ile ilgili yöneltilen tüm soruları da doğru yanıtladıkları gözlemlendi.
18
7. sınıf
ÖRÜNTÜ
Matematik, örüntüler ve ilişkiler bütünüdür. Bu ay 7. sınıf öğrencilerimiz ipleri kullanarak doğru parçaları oluşturup eğrisel şekiller elde ettiler. Çalışmalarımızda çok eğlendik. Yaptığımız örüntü modellerini okulumuzda sergileyerek arkadaşlarımızla paylaştık.
DEYİMİ BULAMAYAN ADAM ASILIR
Bu ay Türkçe derslerinde deyim ve atasözlerinin tekrar etkinliklerini yaptık. Çocukların söz varlığına yeni kalıp yapılar
eklemek için de konuyu oyunlaştırdık. Tahtaya, deyimlerin harf sayısını yazıp öğrencilerin sesli ve sessiz harfler söylemelerini istedik. Doğru harfi bilemeyeni eledik, deyimi doğru söyleyeni ödüllendirdik. Böylece hem yeni deyimler öğrendik hem de çok eğlendik.
19
8. sınıf
FEN VE TEKNOLOJİ
KİMYAMIZI D EĞİŞTİRD İ
Sımsıkı nefesini tutmak, kalp atışını dinlemek ya da vücudundaki kimyasalların seni heyecanlandırmasına izin vermek… İşte öğrendiğimiz her yeni
bilgi, daha önce görmediğimiz, düşünemediğimiz bir şeyleri aklımıza düşürür.
Bu ünitemizde keşfettik maddenin iç yapısını. Çeşitli ele-
Latince de asidus demekti ekşi yani asit—asitle birleştirdik
mentleri ve bileşikleri tanıdık; elementleri periyodik siste-
bazları, tuzu oluşturduk, suyu da.
me yerleştirdik, gruplara, periyotlara ayırdık.
Kırmızı lâhana kullandık ayraç yapmak için, turnusol
Ne güzeldi! Kimyasal tepkimeler bir anda değişti; madde-
kâğıdı batırdık, fenolftalein damlattık belirledik pH’ları.
ler bambaşka renklere, kokulara, formüllere dönüştü.
Maddenin yapısı ve özelliklerini işte böyle öğrendik.
YA İSTİKLAL YA ÖLÜM!
8. sınıf İnkılâp Tarihi dersi kapsamında işlediğimiz Kur-
henin olduğu bölüme yerleştirdiler. Öncelikle savaş ve an-
tuluş Savaşı konusunu pekiştirmek amacıyla öğrencile-
laşmalara daha sonra da bunlar sonucunda gerçekleşen
rimizle kavram haritası oluşturduk. Ders öncesinde bil-
durumlara yer verildi.
gi kartları hazırlanarak üstlerine bu dönemde gerçekle-
Ders sonunda öğrenciler, Kurtuluş Savaşı Muharebeler
şen savaş, anlaşma ve önemli olaylarla ilgili notlar yazıldı.
dönemiyle ilgili hem kronolojik bilgilerini pekiştirmiş oldu-
Derse girişte hatırlatma amacıyla kısa bir soru-cevap et-
lar hem de kendi kavram haritalarını oluşturdular. Bir kez
kinliği yapıldı ve ardından tahta doğu, batı ve güney cep-
daha tarihi olayların birbiriyle olan neden-sonuç ilişkisini
helerini temsilen üç bölüme ayrıldı. Öğrenciler sırayla öğ-
de kavramış oldular.
retmen masasında bulunan bilgi kartlarını alıp uygun cep-
20
9. sınıf
Sonay Berçin İle Röportaj
Dağhan Kutluata: Matematik dersi için 9. sınıfların ilk dönemini değerlendirir misiniz? (YaptıklarımızYapamadıklarımız)
D. K. : Branşınızdaki bilgilerimiz olmasaydı hayat daha kolay olur muydu? Ya da çok mu zor olurdu? Bu
branş neden vazgeçilmezimizdir?
Sonay Berçin: Anlatılması gereken
konuları (mantık, fonksiyon, kümeler,
işlem, modüler aritmetik) bol örneklerler çözerek, tekrarlar yaparak başarılı bir şekilde tamamladık.
S. B. : Hayat kolay olmaz, zor olurdu.
Günlük hayatımızdaki pek çok şeyin
açıklamasını matematiği kullanarak
yapabiliyoruz.
D. K. : Öğrencilerin matematik dersinde başarılı olması için yapması
gerekenler nelerdir?
S. B. : Başarı için önce dersi dikkatli
dinlemek lazımdır. Sonrasında evde
konu tekrarı yaparak, sorular çözerek konuyu oturtmak kesinlikle işin en
önemli parçasıdır. Anlaşılmayan yerleri ve yapılamayan soruları sormak
da bir hayli önemlidir.
D. K. : Matematik branşı hayatımızın neresinde vardır? Nerelerde kullanılıyor?
S. B. : Matematiği hayatımızın her yerinde kullanabiliriz. Mühendislik alanları ve fen dallarında matematik ile ilgili terimler sıkça karşımıza çıkıyor.
D. K. : 2. dönem için 9. sınıf matematik derslerinde neler yapacağız?
S. B. : 2. dönem matematik konuları oldukça yoğun. Çok temel konular
bizleri bekliyor. Üslü, köklü sayılar,
denklem çözümleri bunlara örnek konular. Bu konular öğrenilmediği takdirde ileride büyük sorunlara yol açar.
D. K. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir?
S. B. : Öğrencilerle sürekli iç içeyiz.
Onlara matematiği anlatmak ve sevdirebilmek eğlenceli olsa gerek.
D. K. : Sizce branşınızın en sıkıcı
yönü nedir?
S. B. : Birçok öğrencinin matematiğe önyargılı bakış açısı bence en sıkıcı yön.
21
D. K. : Branşınızın en zor konusu nedir?
S. B. : Bence 9. sınıf konuları içerisinde
en zor konu bağıntı ve fonksiyondur.
D. K. : Branşınızın en kolay konusu
nedir?
S. B. : Bence bu senenin en kolay konusu mantıktır.
HELİN SOYLU İLE RÖPORTAJ
Türkçe dersi için 9. sınıfların ilk dö-
lerle düşünür. Eğer olmasaydı hayat
G. T. : Peki branşınızın en sıkıcı
nemini Helin Hoca'mızla değerlendir-
gerçekten çok zor olurdu. Bu yüzden
yönü nedir?
dik…
vazgeçilmezdir aslında.
H. S. : Dilin kurallarının değişmemesi
Göksel Temizer: Öğrencilerin Türk-
G. T. : 2. dönem için 9. sınıf Türkçe
nedeniyle öğrencilerin "Hep aynı şey-
çe dersinde başarılı olması için yap-
derslerinde neler yapılacak?
leri işliyoruz." demesi biraz sıkıcı. İn-
ması gerekenler nelerdir?
sanların ön yargılı davranması ve dil
H. S. : Dil bilgisi ağırlıklı olacak. "An-
bilincinin gelişmemiş olması…
Helin Soylu: Ders sözel olduğu için
latım Bozuklukları" ve "Cümle Bilgi-
çok sık tekrar gerektirir. Düzenli oku-
si" var. Anlatım bozuklukları yaşamla
G. T. : Sizce branşınızın en zor ve
ma alışkanlığı olmalıdır. Pratik ve
daha özdeşleştirilebilir bir konu. Ede-
en kolay konuları nelerdir?
soru çözümü yapılmalıdır. Tabi en
biyatta ise kitap okuma ve kitap eleş-
önemlisi dersi dikkatli dinlemektir.
tirilerine devam…
G. T. : Türkçe branşı hayatımızın
G. T. : Sizce branşın en eğlenceli
li bir alandır ve değişmeyen kuralları
neresinde vardır ve nerelerde kul-
yönü nedir?
öğrencilere biraz zor gelebilir.
H. S. : Kelimelerle oynamak, yaratıcı-
-Hocamıza son olarak eklemek ya da
lık.
söylemek istediği bir şey var mı dedi-
H. S. : En kolay konu "Anlam Bilgisi",
en zor ise "Dil Bilgisi" kurallar ile ilgi-
lanılır?
H. S. : Kendi dilimiz olduğundan iletişimde büyük rol oynar. Dolayısıyla
hayatın her yerinde ve her alanında
kullanılır.
-Aklıma kelimelerle oynamak diyince TDK’nın yaptığı, dildeki yabancı
kelimeleri Türkçeleştirmek geldi. Ho-
G. T. : Branşınızdaki bilgilerimiz
camıza soruyorum: Siz de böyle bir
olmasaydı hayat daha kolay olur
uğraşta bulundunuz mu ya da bu işi
muydu veya çok mu zor olurdu?
doğru buluyor musunuz? Hocamız da
Bu branş neden vazgeçilmezdir?
böyle bir uğraşta bulunmadığını ve
H. S. : Dil; anlama, algılama, anlat-
yor ve ekliyor: "Çünkü dilimize geçen
ma ve düşünme içerir. İnsan kelime-
her kelime artık Türkçedir."
aslında doğru da bulmadığını söylü-
22
ğimde ise: ‘’Okuma alışkanlığı kazanmak çok önemli. Dersi hayatla iç içe
kabul etmeliyiz. Kısaca bunları yaptıktan sonra gerisi kolay…’’ diyor.
YEKBU ÇOŞKUN
İLE RÖPORTAJ
10. sınıf
Beyza Önürme : Fizik dersi için 10. sınıfların ilk dönemini değerlendirir misiniz? (Yaptıklarımız / Yapamadıklarımız)
B. Ö. : İkinci dönem için 10. sınıf fen bilimleri dersin-
Yekbu Çoşkun : Programımızı başarıyla tamamladık.
Milli Eğitim müfredatından bayağı önde bitirdik birinci dönemi, üniversite sınavına yönelik ve konuyu pekiştirecek
bolca soru çözdük.
devam edeceğiz ve onlara iyi bir örnek olup gelecekte ba-
B. Ö. : Öğrencilerin fen bilimleri dersinde başarılı olması için yapması gerekenler nelerdir?
Y. Ç. : Etrafımızda olup bitenlerin bu bilim dalıyla açıkla-
Y. Ç. : Fen bilimleri öğrencilerin korktuğu derstir, o yüzden
korkulacak bir şey olmadığını anlatmak gerekiyor sanırım,
başarabileceklerine inanmalarını sağlamalıyız. Daha basit ve temel kavramlarla konuya başlanırsa yapabileceklerini görüp derse karşı daha istekli oluyorlar.
B. Ö. : Sizce branşınızın en sıkıcı yönü nedir?
B. Ö. : Fen bilimleri branşı hayatımızın neresinde vardır, nerelerinde kullanılıyor?
B. Ö. : Branşınızın en zor konusu nedir?
Y. Ç. : Hayatımızın her alanında var. Doğayı anlama çabasında etrafımızdaki cisimlere baktığımızda onların nasıl
durduklarını, binanın yapısını anlamaya çalışırken, elektronik bütün cihazlar ve hatta tıpta bile fizik kullanılmaktadır.
fazla ayırt edemeyiz birbirinden.
de neler yapacağız ?
Y. Ç. : Öğrencilerimizi üniversite sınavına hazırlamaya
şarılı insanlar olmaları için birlikte hareket edeceğiz.
B. Ö. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir?
nabilmesi en eğlenceli yanı bence.
Y. Ç. : Eğer alt yapı ve matematik olarak yetersizsek bu
branşı anlamakta zorlanırız. Bu durum bu branşı sıkıcı bir
hale getirir.
Y. Ç. : Gerekli alt yapı ve bilgiye sahipsek konuları çok
B. Ö. : Branşınızın en kolay konusu nedir?
Y. Ç. : 9. sınıf konuları daha temel düzeyde olduğundan
daha kolaydır.
B. Ö. : Branşınızdaki bilgilerimiz olmasaydı hayat daha kolay olur muydu ? Ya da çok mu zor olurdu. Bu
branş neden vazgeçilmezimizdir?
Y. Ç. : Hayatımızı tabi ki kolaylaştırıyor. İnşaat mühendisleri, mimarlar, elektrik elektronik mühendisleri... Bunlar
hep hayatımızı kolaylaştırmaya yarayan insanlar ve bu insanların da fizik kurallarını çok iyi bilmesi gerekir.
23
AYLİN KÖKTEN VE YAREN SARPTIR İLE RÖPORTAJ
Benan Durmaz: Kendi branşınız
için 10. sınıfların ilk dönemini değerlendirir misiniz?
Aylin Kökten: İlk dönem tarih dersinde "Osmanlı Devletinde Yükselme
Dönemi ve Kültür Uygarlıkları" konularını işledik. "Osmanlı Devleti Duraklama Dönemi" ne giriş yaptık.
Yaren Saptır: Coğrafya dersinde ilk
dönem "Topoğrafya, Kayaçlar, Doğadaki Üç Unsur (Su, Toprak, Bitki) ,
Nüfusun Gelişimi ve Göçler, Geçmişten Günümüze Ekonomik Faaliyetler"
konularını işledik.
Y. S. : Sosyal bilimler aslında bir genel kültür birikimidir. Bu alanda en
ufak bir bilgiye sahip olabilmek bile
kişinin bir adım önde olmasını sağlar.
Yaşadığımız çevreyi tanımak günlük olayları doğru yorumlayabilmek
önemlidir.
A. K. : Doğru bir bakış açısı, bu bakışı kazanabilmek için de kapsamlı bir
sosyal bilimler donamını gerekir.
B. D. : Branşınızdaki bilgiler olmasaydı hayat daha kolay olur muydu?
A. K. : Hayır
Y. S. : Hayır
A. K. : Tarih dersinde başarılı olabilmek için yapılması gerekenlerden en
önemlisi bence kitap okumak. Bir yazıyı veya soruyu hızlı okumak, tek seferde anlamak için okumaya önem
vermeliler. Güncel olayları takip etmenin de katkısı büyük tabi.
A. K. : İşlediğimiz konuların yaşanmış gerçek olaylar olması bizim için
bir avantaj. Öğrenciler dersi dinlerken
çoğunlukla sıkılmıyorlar. Bazı olaylara gülüp bazı olaylara üzülebiliyoruz.
Öğrencilerimizin geçmişten ders çıkarması onlar için çok önemli; çünkü
bu sıralarda öğrendikleri ve kavradıkları onların hayatlarına yön vermesine büyük rol oynamaktadır.
B. D. : Sosyal bilimler hayatımızın
nerelerinde vardır ?
A. K. : Hayatımızın pek çok noktasında, en ince ayrıntısında bile sosyal bilimlerin izlerini bulabiliriz.
A. K. : Derslerimizi resimlerle, oyunlar ve bilgi yarışmalarıyla daha renkli bir hale getirebiliyoruz. Bu, sayısal
derslere göre öğrencilerin derse daha
kolay adapte olmasını sağlıyor.
Y. S. : Aylin Hocama katılıyorum.
B. D. : Sizce branşınızın en sıkıcı
yönü nedir?
A. K. : Bence yok.
Y. S. : Bence de yok.
B. D : Branşınızın en zor konusu
nedir?
B. D. : Öğrencilerin sosyal bilimler alanında başarılı olabilmesi için
yapması gerekenler nelerdir ?
Y. S. : Konu tekrarı yapmak her ders
için önemli olsa da bence coğrafyaya
katkısı daha büyük, terimlerin çoğunun yabancı kökenli olması ve kelime
fazlalığının bulunması dersin akılda
kalıcılığını zorlaştırıyor. Bu yüzden
günlük konu tekrarına ve soru çözümüne önem vermeliler.
B. D. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir?
B. D. : Peki sosyal bilimler neden
vazgeçilmezdir?
Y. S. : Bu sorunun cevabını Mustafa
Kemal Atatürk’ün bir sözüyle cevaplamak istiyorum: "Geçmişini bilmeyen
geleceğine yön veremez."
B. D. : İkinci dönem hangi konuları işleyeceğiz?
A. K. : "Osmanlı Devletinde Duraklama, Gerileme ve Dağılma Dönemleri"
Y. S. : "Türkiye’de Toprak Bitki Özellikleri, Türkiye’nin Nüfus Özellikleri"
24
A. K. : 12. sınıf müfredatına yeni eklenen "Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi"
önceki yıllarda olmadığından zorluk
yaşanan konulardan biridir.
Y. S. : 9. sınıf müfredatının çoğu konusu, gelecek yıllarda tekrar edilmeyeceği için için öğrencilerim ufak tefek problemler yaşıyor.
B. D. : Branşınızın en kolay konusu nedir?
A. K. : Yakın bir geçmişi incelediğimiz için 11. sınıf konusu olan "İnkılap
Tarihi ve Atatürkçülük" olabilir.
Y. S. : Yoruma açık ve interaktif işlenebilen bir konu olduğu için "Nüfusun Gelişimi, Hareketleri ve Göç" konusu .
11. sınıf
KEMAL ÜNLÜ İLE RÖPORTAJ
Mustafa Uzunçakmak : Matematik dersi için 11. sınıf-
matik bilgi ve içerik olarak daima teknolojinin önünde git-
ların ilk dönemini değerlendirir misiniz?
miştir, bunu da belirtmekte fayda var.
Kemal Ünlü : Oldukça verimli bir dönem geçirdiğimizi
M. U. : İkinci dönem 11. sınıflar matematik dersinde
söyleyebilirim. Konular zamanında yetişti ve sınıflarda ye-
hangi konuları işleyecekler?
terince soru çözüldü. Neredeyse her soru çeşidini elden
K. Ü. : Tümevarımdan sonra diziler ve daha sonra matris
geçirdik.
ve determinant konuları işlenecek.
M. U. : Öğrencilerin matematik dersinde başarılı olma-
M. U. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir?
ları için yapmaları gerekenler nelerdir?
K. Ü. : Öğrencilerin katılması matematik dersini yeterin-
K. Ü. : Bir öğrenci matematik dersini sınıfta ciddiyetle ta-
ce eğlenceli hale getirir. Derse katılan ve seven öğrenciler
kip edip, disiplinli, kararlı ve sabırla çalışırsa matematikte
eğlenirler zaten, buna tanık olmak ayrıca keyifilidir.
çok başarılı olur, dahası öğrencinin aklına gelmeyen kapıların bile açılmasını sağlar öğrendiği matematik.
M. U. : Sizce branşınızın en sıkıcı yönü nedir?
M. U. : Branşınızdaki bilgiler olmasaydı hayat daha
K. Ü. : Matematiğe ilgi göstermeyen bir kitleyle dersi pay-
kolay olur muydu? Branşınz neden vazgeçilmez?
laşmak oldukça sıkıcıdır.
K. Ü. : Tabi ki hayat daha zor olurdu. Günümüzde kullan-
M. U. : Branşınızın en zor ve en kolay konusu nedir?
dığımız her ürünün, yaşamımızda var olan her teknoloji-
K. Ü. : Tecrübelerime göre söylüyorum bu kişiden kişiye,
nin arkasında insanoğlunun binlerce yıllık birikimle oluş-
tamamen değişmektedir; ancak gözlemlerime göre geo-
turduğu matematik bilgisi mevcuttur. Farkında mısınız bil-
metri genellikle daha az seviliyor.
miyorum ama kullandığınız bilgisayar ve cep telefonlarının altında yatan temel matematik bilgisi aslında 19. yüzyılda ortaya çıkan Boole Cebiri'ne dayanmaktadır. Mate25
ÖZGE TOK İLE RÖPORTAJ
Musa Cankat Tatarlı : Edebiyat dersi için 11. sınıfların ilk dönemini
değerlendirir misiniz?
malar çizerek bilgileri daha kolay aklımızda tutabilir ve edebiyat dersinde
başarılı olabiliriz.
Özge Tok : 11.sınıfta edebiyat ve
toplumsal yaşam arasındaki ilişkiyi, Tanzimat ve Servet-i Fünun Edebiyatı özellikleri çerçevesinde değerlendirdik. Özellikle bu dönemde yazılmış ‘’Sergüzeşt’’ romanını okuyarak birinci elden dönemin özelliklerini tanıma olanağı bulduk. Sınava hazırlık sürecine yoğunlaştığımız bu yılda hem edebiyat bilgilerimizi sağlam
temeller üzerine oturttuk hem de okuma dağarcığımıza yeni kitaplar ekledik. Yapamadığımız ve ikinci dönem
yapmayı planladığımız edebiyat dersi
etkinlikleri içinde bir tiyatro oyununu
izlemek var. En yakın zamanda Devlet Tiyatrolarında oynayan bir tiyatro
oyununu izleyeceğiz.
M. T. : Türkçe branşı hayatımızın
nerelerinde vardır? Nerelerde kullanılıyor?
M. T. : Öğrencilerin edebiyat dersinde başarılı olması için yapması
gerekenler nelerdir?
Ö. T. : Edebiyat dersi; bilgi, kültür ve
yorum dersidir. Bilgi ile yorumu birleştirdiğimiz, günlük yaşamla bağını koparmadan edebiyat dersini yaşamımıza aldığımız sürece başarılı olacağız. Örneğin, şair ve yazarların özelliklerini, yapıtlarını aklımızda tutmak
için onların özel yaşamlarına dair bilgiler bulabiliriz, yakın çevremizden insanlara benzeterek hafızamızda tutmaya çalışabiliriz. Görsel hafıza yöntemi ile renkli kalemler kullanarak, şe-
Ö. T. : ‘’Dil, düşüncenin yansımasıdır.’’
Düşündüğümüz sürece dilimizi kullanıyor, dilimizi kullandığımız sürece düşünüyoruz. Bütün edebiyat yapıtları
insanı, hayatı daha anlamlı ve yaşanır kılma adına bize pek çok şey sunar. Türkçemizin en güzel, en etkili
yanı edebiyat yapıtlarıyla can bulur.
Düş ve düşünce dünyamızı zenginleştirir. Ek olarak iletişim becerilerimizi geliştirerek hayatımızı kolaylaştırır.
M. T. : Branşınızdaki bilgilerimiz olmasaydı hayat daha kolay olur muydu? Ya da çok zor mu olurdu? Bu
branş neden vazgeçilmezdir?
Ö. T. : Bir önceki soruda yanıt verdiğimiz gibi, doğru dil kullanımı sosyal
yaşamda bize pek çok kolaylık sağlar. Eğer Türkçe-edebiyat dersleri olmasaydı, düşünce üretemez, sağlıklı
iletişim kuramazdık.
M. T. : 2. dönem için 11. sınıf edebiyat derslerinde neler yapacağız?
Ö. T. : Milli Edebiyat Dönemi'ni ve yazarlarını yakından tanıyacağız. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun ‘’Kiralık Konak’’ ve günümüz yazarlarından
26
Zülfü Livaneli’nin ‘’Leyla’nın Evi’’ adlı
yapıtlarını ‘’OKUYORUM’’ çalışmaları kapsamında okuyup, değerlendireceğiz.
M. T. : Sizce branşınızın en eğlenceli yönü nedir?
Ö. T. : Edebiyat branşının en eğlenceli yönü, her zaman sözcüklerle
veya olay kurgularıyla bir oyun yaratabilmektir.
M. T. : Sizce branşınızın en sıkıcı
yönü nedir?
Ö. T. : Eğer günlük hayatla ilişki kuramazsanız, edebiyat sizi geçmişin girdabına çeker. Kendini yeniliğe kapatan, sıkıcı bir dünyanın içine hapseder.
M. T. : Branşınızın en zor konusu
nedir?
Ö. T. : Zor konu diye bir şey yoktur.
Yeterince çalışmayan, konuyu önemsemeyen öğrenci vardır.
M. T. : Branşınızın en kolay konusu nedir?
Ö. T. : Konuştuğun, düşündüğün dilin farkında olursan hiçbir konu zor
değildir. Hatta bütün konular oldukça
basit ve kolaydır.
REHBERLİK BİRİMİ
BUGÜNÜN KÜÇÜKLERİ YARININ SAĞLIKLI YETİŞKİNLERİ
olmaları, bu çocukların özgüvenlerini de destekler. Duygularını ifade edebilen çocuklar yaşamlarının ilerleyen yıllarında sıkça ihtiyaç duyacakları yardım isteme becerilerini de geliştirirler. Kendilerini doğru ifade edemeyen, duygularını paylaşmayan çocuklarda bu kendini anlatamama hali bir süre sonra içe kapanma, parmak emme, alt ıslatma, kendine güvensizlik, saldırganlık gibi bazı davranış bozuklukları olarak ortaya çıkabilmektedir. Kendini ve
duygularını ifade edemeyen çocuklara bunu öğretmek gerekmektedir.
Sevgi, disiplin ve özgürlük ailede kazanılır. Çocuk sevgi ve disiplini, birbiri ile uyuşan ve anlaşan anne ve babadan edinirse en sağlıklı yolda gelişir. Bu gereksinimlerin
düzenli olarak doyurulması çocukta güven duygusu yaratır. Çocuklarımızın özgüven gelişimini desteklemede onları koşulsuz olarak sevdiğimizi hissettirmek, her alandaÇocuk, yaşamın ilk yıllarından itibaren çevresindeki
ki becerilerinin gelişimi için fırsat vermek, aşırı korumacı
yetişkinlerle birlikte zihninde duygusal bir hafıza oluşturur.
veya aşırı mükemmeliyetçi tutumlar sergilememek, olum-
Bu hafızada, çocuğun ilk deneyimlerinden itibaren yaşadı-
lu bir dil kullanarak eleştirilerinizi onun kişiliğine değil dav-
ğı duygu anları kaydedilir. Çocuğun yaşamının sonraki yıl-
ranışlarına yönelik yapmak, yaşına uygun sorumluluklar
larında düşüncelerine ve davranışlarına temel oluşturacak
almasına ve seçim yapmasına imkân vermek, yaşına ve
bu duygusal kayıtlar onun yaşamında aldığı pek çok se-
yeteneğine uygun bir alanla uğraşmasına izin vermek et-
çimin temellerini oluşturur. Anne babalar çocuklarıyla bir-
kili olacaktır.
likte olmaya başladığı ilk doğum anı ile birlikte bu önem-
Mutlu ve sağlıklı yetişkinler için en önemli gereklilik;
li duygusal hafızaya katkıda bulunmaya başlarlar. Bu kat-
gereksinimlerin uygun bir şekilde karşılandığı ve kuralla-
kı bazı bireylerde yaşamın sonraki yılları için kıymetli be-
rın gerektiği şekilde öğretildiği ebeveyn tutumlarına sahip
cerilere ve yeteneklere dönüşürken bazı bireylerde de ya-
bir çocukluk geçirmektir.
şamın sonraki yılları adına büyük sorun tohumları olarak
çocukların yüreklerine ve zihinlerine yerleşir. Sonuçta bu
Psi. Mine GENÇER
katkılar bir araya gelerek bireylerin duygusal zekâ düzeylerini belirler.
İlköğretim I. Kademe Rehberlik Birimi
Kendisine güvenen ve özsaygısı olan çocuk, kendi sınırlarını, güçlü ve güçsüz yanlarını bilen, yapabildiklerinin ve yapamadıklarının farkında olan, bu yanlarıyla da
mutlu olan ve kendini yeterli hisseden çocuktur. Duygusal
zekâsı yüksek çocuklar, diğer insanları olduğu gibi kabul
edip onları dinleyip anladıkları için sevilirler ve arkadaşlık
ilişkileri daha güçlü olur.
Duygularını ifade edebilen, kendilerini doğru bir biçimde karşısındakine anlatabilen çocuklar güçlü iletişim becerilerine de sahip olurlar. İnsanlarla sağlıklı iletişim kuruyor
27
MODERN FOREIGN LANGUAGE
İNGİLİZCE
Birinci sınıflarda yeni kitabımızın kahramanlarını ile flashcard oyunlarıyla öğrendiğimiz karakterleri tanıttık. Daha sonra
Play doh ile yeni karakterlerimizi oluşturarak ‘ My favourite character is…….’ yapısını kullandık ve çok eğlendik.
3. sınıflarımızda “half” (yarım) ve “a quarter” (çeyrek) kalıplarıyla İngilizcenin farklı bir yüzüyle karşılaştık. Hem matematik hem İngilizce bütünleşince öğrencilerimizi birazcık şaşırttı. Fakat biz bunu yaparken çok eğlendik çünkü kendi taraftarlarımızı yarattık. Yaratırken yarısı ne giyiyor, çeyreği nelere sahip, kaç tanesi kız, kaç tanesi erkek, kısacası projemizin her şeyini kendimiz belirledik.
Öğrencilerimiz Doğa ve Laçin'in resim ve yazılarını sizinle paylaşıyoruz.
Yesterday I went to the
beach with my mum and
dad. The weather was
very sunny. I was with my
best friend but she left. I
was very happy. I saw lots
of starfish. The sand was
very hot. I saw somebody
swimming and I saw a
boat. The boat was brown
and the sail was red. I was
wearing a red dress. I had a
hamburger for lunch. It was
very good. I saw a crab,
too but then it went into the water. I saw a jellyfish in the
water. I was very scared. There were lots of birds and that
was my great day.
Yesterday, I was on
the beach. It was
sunny but windy. My
dad was fishing and
I was swimming. It
was a great fun. I
saw lots of fish and
jellyfish. They wew
very colourful. The
crab walked on the
sand. It was red and
it was sweet. There was one starfish on the beach. It was
pink. There were lots of shells. That day was a great day.
By Laçin TURGUT 4-B
By Ayşe Doğa ÖREN 4-B
28
MODERN FOREIGN LANGUAGE
ALMANCA - FRANSIZCA
8. sınıf öğrencilerimiz, ‘Kommst du mit?’ (Benimle gelir misin?) ünitesi devamında rol kartlarıyla yapılan diyalog çalışmasını, öğrencilerimiz hazırladılar. Hazırladıkları diyalogları yazılı ürüne bağlı kalmadan canlandırabilecek şekilde çalıştılar. Entonasyona, soru ve düz cümleleri doğru ifade etmeye çalışarak sınıfta diğer gruplara canlandırdılar. Canlandırmalar kameraya çekildi. Ardından her grubun performansı videodan izlendi. Öğrencilerimiz azimli ve meraklı çalışmalarına eğlenceyi de katarak çok verimli bir dersi daha sonlandırdılar.
4. sınıflarımızla Fransa deyince aklımıza gelen
görsel imgeleri resimlere dökerek keyifli bir çalışma yaptık. Konularımız ilerledikçe, kültürünü, müziğini, sanatını, mimarisini tanıdıkça ülke hakkında hepimizin aklında daha net kavramlar oluştu.
Bunların yanı sıra hayal gücümüzü de yanımızı
alınca işte bu güzel resimler ortaya çıktı. Fransa
deyince ilk aklımıza gelen şey Eiffel kulesi, resimlerimizde ön plandadır. Bu çalışma sonunda edindiğimiz bilgileri resmederek öğrendiklerimiz daha
kalıcı hale getirip pekiştirme fırsatı bulmuş olduk.
5. sınıf öğrencilerimiz ile meslekler konusu üzerine çalışırken “İleride ne olmak istiyorsun?” sorusundan yola çıkarak bunu hem sözlü hem de
resim yoluyla anlatmalarını istedik. Öğrencilerimiz olmak istedikleri, hayalini kurdukları mesleklerden ikişer tanesini seçtiler ve grup çalışması yaparak “Astranot”tan başlayan ve “Çizgi Film
Animatörlüğü”ne uzanan geniş bir yelpazede istedikleri meslekleri resimleyip ileride ne olmak istediklerini yazdılar. (Plus tard je veux être….) Yapılan çalışmalar da sınıf panosunda sergilendi.
29
GÖRSEL SANATLAR
FOTOĞRAF SERGİSİ
AFSAD ve Mamak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği
ile hazırlanan “İklim İçin Kareler” sergisi 10 Şubat 2012
tarihinde Özel Nesibe Aydın
Okulları ile buluştu.
İklim değişikliklerini ve olumsuzluklarını
konu alan fotoğraflar büyük bir ilgi ile karşılandı. Fotoğraf çekimleri Türkiye ve dünyanın
dört bir tarafından çekilen görüntülerden oluşmaktadır.
AFSAD sanatçılarına duyarlılıklarından
dolayı teşekkür eder, hepinizin fotoğraf çekmenin hazzına ulaşmanızı dileriz.
30
GÖRSEL SANATLAR
PORTRE, konusu insan olan resim
Fiziksel portre, tanıtılmak istenen kimsenin dış görünüşünün; yüzünün, boyunun, giyinişinin, hareketlerinin
tasviridir.
Tinsel yani ruhsal portre; tanıtılmak istenen kimsenin
iç âleminin, fikirlerinin, duygularının, zevklerinin, alışkanlıklarının, meziyetlerinin, kusurlarının, kısaca karakterinin
tasviridir.
Başarılı bir portre için dış özelliklerle birlikte ruhsal
hâl de yansıtılmalıdır. Portrenin belli başlı özellikleri kalın
çizgileriyle ortaya çıkarılmalıdır. Portresi çizilen şahıs, ne
derece canlı olur, üzerimizde ne derece gerçek etkisini
bırakırsa potre o derece başarıya ulaşmıştır. Unutmayalım ki portresi yapılan kimsenin karakterini belirten sözlerine de yer vermek portreye ayrı bir özellik kazandırır.
İlkini gerçekleştirdiğimiz öğrenci öğretmen çalışmalarını bu ay portrelerden oluşturduk. Bütün kademelerden
öğrencilerimizin katıldığı izle-öğren yöntemini ünlü ustaların portre anlatımı ile gerçekleştirdik. Yaratıcılıklarını konuşturan öğrenciler bizlere ilham kaynağı oldular ve
bizler de portrelerimizi tamamladık. Onlar artık portre çizmeyi biliyorlar, ya siz?
Sanat dolu günler dilerim.
Esra YÜCEL SALKIN
Görsel Sanatlar Zümre Başkanı
31
BEDEN EĞİTİMİ
NE YAPTIK? NELER YAPACAĞIZ?
Senenin başında yönetim tarafından belirlenen hedefler doğrultusunda basketbol, yüzme, voleybol, futbol, masa tenisi gibi temel branşların her kategorisinde (küçük, yıldız, genç) kız ve erkek takımları oluşturulmuş, bunlara
ek olarak halk oyunları ekiplerimizin yanında taekwondo, badminton branşlarında da çalışmalara başlanmıştır. Yine belirlenen doğrultuda öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğu okul takımlarında yer alarak spor yapmaya başlamışlardır.
Okul takımlarımız müsabakalara devam etmektedir. Bi-
Takımlarımızın müsabakalarının sona ermesi ve hava
ten turnuvalarda çeşitli başarılar kazanılmış olup takım-
şartlarının düzelmesi ile okulumuzda çeşitli branşlarda
larımız okulumuzu centilmence temsil etmiştir. Devam
öğrenciler ve sınıflar arası yakan top, masa tenisi, fut-
eden müsabakalar sonucunda Ankara'da dereceye gi-
bol, basketbol turnuvaları düzenlenecektir. Bu sayede
ren takımlarımız okulumuzu üst gruplarda temsil etme-
öğrencilerimizin spor bilincini kazanmaları, rekabet or-
ye devam edeceklerdir.
tamını yaşamaları, takım ruhunu ve dayanışmayı öğ-
Milli bayramlar, törenler ve özel günler okulumuza yakışır programlarla kutlanmış ikinci dönemde kutlanacak
renmeleri hedeflenerek aynı zamanda da boş zamanları iyi değerlendirip deşarj olmaları sağlanacaktır.
olan milli bayram ve özel günlerin hazırlıkları da hızlı bir
şekilde devam etmektedir. Uluslararası arenada okulu-
Tolga ADIGÜZEL
muzu temsil edecek olan yüzme ve halk oyunları branş-
Beden Eğitimi Zümre Başkanı
larındaki ekiplerimiz çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir.
32
PROJELERİMİZ
4. sınıflarımız ile el birliğiyle 14 Şubat’ın bizler için olan önemini,
duvarımıza içimizden gelenleri yazarak yansıtmaya çalıştık. İnsan,
doğa, aile, arkadaş, hayvan sevgisi temalı yazılarımızla “kalbimizden” geçenleri sizlerle paylaşıyoruz.
Love is the best food source for animals – Teoman Veske
So lucky to have great family – Zeynep Bilen
I love my dog – Kaan Yüzbaşıoğlu
All you need is love, I love my family – İpek Aslan
Love is when your puppy licks your face – Elif Seçgin
CafE Mama
6. sınıflarımızın konularından biri olan “A Restaurant
Menu” konusu kapsamında okulumuz orta atriumunda bir
cafe açtık. “Café Mama” tenteleriyle, bistro masalarıyla, yiyecek ve içecek barlarıyla, pırıl pırıl garson kıyafetleriyle servis veren öğrencileriyle gerçek bir cafeyi aratmadı.
Öğrencilerimiz cafelerini balonlarla ve çiçeklerle süslediler.
Öğrencilerimiz “Her Okul Özeldir” projesine fon sağlamak
amacıyla gün boyu İngilizce servis ve satış yaptılar. Bu
etkinlik sayesinde iletişim becerilerini geliştirip, takım çalışmasının önemini kavradılar ve günlük hayatta İngilizce
kullanmanın ne kadar gerekli olduğunu bir kere daha anlayıp keyifli, verimli ve üretken bir gün geçirdiler.
Sosyal Sorumluluk bilinci gelişmiş, yabancı dili etkin kullanan öğrenciler yetiştirmeyi hedefleyen Nesibe Aydın
Okulları yönetimi ve çalışanları öğrencilerimizin etkinliğine inanılmaz destek verdiler. Yoğun programlarına rağmen velilerimiz de kolları sıvadı ve mutfağa girdi. Birbirinden
lezzetli yiyecekler hazırlayıp satış için hazırladılar. Bizlerden desteğini hiçbir zaman esirgemeyen velilerimize de ayrıca çok teşekkür ederiz. Hepinizin ellerinize sağlık. Daha nice keyifli ve eğitici aktivitelerde bir araya gelmek dileğiyle.
6/E Öğrencileri ve İngilizce Öğretmeni
Esra KAYNAK
Special Tours on Valentine's Day
Sevgililer Gününe Özel Turlar
Özel Nesibe Aydın Anadolu Lisesi, 9. sınıf B1 seviye İngilizce sınıfı öğrencileri “Special Tours on Valentine’s Day
– Sevgililer Gününe Özel Turlar” konseptli bir proje yaptılar.
Bu proje çalışmalarını da beş ayrı grup hâlinde, 15.02.2012
tarihinde lise atrium alanında arkadaşlarına ve öğretmenlerine inter aktif bir şekilde sundular. Bu proje sunumu ile birlikte öğrencilerimiz, İngilizce sunum yeteneklerini ve tanıtımını yaptıkları ülke ile ilgili hedef dilde bilgi verebilme becerilerini geliştirmiş oldular. Öğrencilerimize, emeklerinden
dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Gülseren KÖKSAL
İngilizce Öğretmeni
33
PROJELERİMİZ
Arkadaşlar yemekhaneye girerken sol tarafta “Kaç saniyede resimdekilerden birini tamamlayabilirsin?” sorusu dikkatinizi çekti mi? “Cube de France”
isimli projemizin amacı sizlere dünyada en çok ziyaret edilen şehirlerinden
biri olan Paris’in altı ünlü mekânını daha yakından tanıtmak. Böylece hem
eğlenerek öğrenmiş hem kültürel olarak kendimizi geliştirmiş hem de Paris’i
ziyaret etme fırsatımız olduğunda daha keyifli bir gezi geçirmiş olacağız.
Henüz küplerle nasıl oynandığını bilmeyen arkadaşlara açıklamak gerekirse, altı yüzü olan bir küpün her yüzünde
altı ünlü mekânın resimlerinden farklı parçalar bulunmaktadır. Sizden istediğimiz dokuz küpün doğru yüzünü bir araya getirerek ünlü mekânların resimlerinden birini en hızlı şekilde tamamlamanız. Resimleri bulunan mekânlara gelince;
Le Musée du Louvre
L’Arc de Triomphe
Charles de Gaulle Meydanı'nın tam ortasında bulunan
Arc de Triomphe (Zafer Anıtı), Napolyon Savaşları döneminde Fransa adına savaşan askerler anısına yapılmışParis'in en çok ziyaret edilen yerlerinden birisi olan
tır. Dizaynı 1806 yılında Jean Chalgrin tarafından yapılan
Louvre Müzesi, dünyanın da en büyük ve ünlü müzele-
anıt 51 metre yüksekliğindeki sütunlar üzerinde durmak-
rindendir. Önceleri kraliyete ait olan bu yapı, dünyanın en
tadır ve 45 metre genişliğindedir. İç duvarlarının üzerinde
ünlü ve değerli sanat eserlerine de ev sahipliği yapmakta-
558 Fransız generalinin isimleri yazmaktadır. Bunlardan
dır. Leonardo Da Vinci'nin Mona Lisa'sı bu müzede bulun-
savaşta ölenlerinin adlarının altı çizilmiştir. Dört ana sütu-
maktadır. 2006 yılında 8.3 milyon ziyaretçi sayısıyla dün-
nun kısa taraflarında Napolyon savaşları boyunca yaşa-
yanın en çok ziyaret edilen sanat müzesi olmuştur.
nan en büyük muharebelerin adları yazmaktadır.
34
PROJELERİMİZ
La Tour Eiffel
La Cathédrale Notre Dame de Paris
Eyfel Kulesi, dünyanın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden birisidir. Paris'in sembolü olan Eyfel Kulesi, 1887 ve 1889 yılları arasında Fransız Devrimi'nin yüzüncü yıl kutlamaları anısına Dünya Fuarı için yapılmıştır.
Fransa'da bulunan dünyaca ünlü bir katedraldir.
Kule ismini, tasarımını yapan Gustave Eiffel'den almıştır.
Paris'in diğer tüm önemli yapıları gibi Seine Nehri'nin kı-
300 işçinin bir araya getirdiği 18,038 parça demirden oluş-
yısında bulunur. Turistler açısından popüler bir yer olma-
turulan kule, iki buçuk milyon perçinle birleştirilmiştir. Ey-
sının yanı sıra, Paris başpiskoposluğuna ev sahipliği ya-
fel Kulesi, yapımından bu yana kendisini ziyaret eden iki-
par. 19. yy başlarında Paris şehir planlamacıları katedra-
yüz milyondan fazla insanla, dünyanın yılda en çok ziyaret
lin bakımsızlığından ötürü katedrali yıktırmak istemişler-
edilen paralı anıtıdır. 24 metre yüksekliğindeki televizyon
dir. Ünlü Fransız yazar Victor Hugo, halkın ilgisini çekmek
anteni ile birlikte kulenin yüksekliği 324 metredir.
için Notre Dame'ın Kamburu adlı romanını yazmıştır. Roman, katedralin kurtarılması için kampanya başlatılması-
La Géode
nı sağlayarak katedralin yenilenmesinde büyük rol oynamıştır. Ayrıca roman müzikale dönüştürülmüştür. Müzikalin ismi de Notre Dame de Paris'tir.
La Basilique du Sacré-Cœur
1985’te mimar Adrien Fainsilber tarafından gerçekleştirilen bu proje sonucunda ortaya 1000 metrekarelik bir
ekranla, 36 metre çaplı bir çelik küre çıkmıştır. Bu kürede salıdan pazara her gün sabah 10:30 ile 20:30 seanslarında, birer saatlik, üç boyutlu filmler gösteriliyor. Filmle-
Sacré Couer Kilisesi, Montmartre Tepesi üzerinde bu-
rin, kasklar sayesinde orijinal sesleriyle de dinlenebildiği
lunan Paris’in en güzel yapılarından birisidir. Kilise Mont-
sinema, büyükler kadar küçüklerin de ilgisini çekiyor. İşin
martre Tepesi’nin en üst noktasında bulunuyor. Böylece
hikayesine gelince: 6433 tane çelik üçgenden oluşan La
Sacre Coeur Kilisesi Paris’in en rakımı yüksek noktasıdır.
Geode’un yapım aşamasında bir hayli güçlükler yaşan-
Kilise 1874 yılında Fransa-Prusya Savaşı hayatlarını kay-
mış. Nasıl yaşanmasın ki! Söylenene göre milimetrenin
beden Fransızlar’a ithafen yapılmıştır. Kubbeleri nedeniy-
onda biri kadar hata yapmanız durumunda, çelik üçgen
le camiye benzeyen kilise tanımıyla anılır ve hafızalarda
parçaların birleştirilmesi mümkün değilmiş.
yer edinir.
35
CAM USTASI
ETKİNLİKLERİMİZ
alıyorduk. Yine aynı şekilde kumun cama, camın da hangi süreçlerden geçerek bu şekillere ulaştığını izleme fırsatı buluyorlardı.
Yok olmaya yüz tutmuş olan sanatları öğrencilerimizin daha yakından tanıması ve geleceğe taşınması
için neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?
Burada bir kulüp adı altında bir şeyler yapılabilir belki.
Ama şu anda bakanlıkla da istişare içinde bulunduğumuz,
herkesin kolay gelip ziyaret edebileceği giriş ücreti olmayan bir tarafta Türk Hava Kurumu’nun bir tarafta Mehmetçik kumbarasının olduğu, hem bu vakıflara destek sağlayıp hem de cam sanatını izleyebilecekleri bir yer planlamaktayız. Umarım yakın zamanda uygulamaya geçer.
Yaklaşık bir haftadır bizimlesiniz, okulumuzu, öğrencilerimizi tanıma fırsatı buldunuz. Sanatçı gözüyle
baktığınızda görsel anlamda okulumuzu nasıl değerlendirdiniz?
Okulumuzda bir hafta süresinde cam
üfleme sanatının inceliklerini bizlerle paylaşan Devlet Sanatçısı Harun
Veysel Gümüş ile kısa bir röportaj
gerçekleştirdik.
İşim gereği birçok okul geziyorum takdir edersiniz ki gittiğiniz her okulda gözlem yapma şansına sahipsiniz. Sizin
giriş kısmınızdaki atrium tam bir sanat sokağı. Orda birçok
resim, fotoğraf, ebru, tezhip sanatçısını getirip ağırlayabilirsiniz. Gerçekten çok güzel bir okul. Okulun güzelliği yanında sizlerin samimiyeti de çok önemli. Emin olun ki bundan sonra gittiğim okullarda Nesibe Aydın Okulları’nı örnek olarak sunacağım.
Hoşgeldiniz, bize ilk olarak bu sanatla ne zaman, nasıl
tanıştığınızdan bahseder misiniz?
Ben cam üfleme sanatıyla ilkokul 3. sınıfta tanıştım. 3. sınıf ile 7. sınıf arasındaki süreçte bu işin temel eğitimini Cafer Tercan isminde bir beyefendiden aldım. Maddi imkansızlıklardan dolayı 1978 yılında okulu bıraktım. O zamandan beri de bu işi icra ediyorum.
Öğrencilerimiz için ne gibi tavsiyeleriniz olabilir?
Kesinlikle severek yapacağınız işte karar kılın. Bir işi ne
kadar severek yaparsanız o kadar başarılı olursunuz. O
yüzden sadece para kazanmak için yapılan işleri onaylamıyorum. Okumak çok önemli ama aynı zamanda sanatın
bir tarafıyla ilgilenmiş olmaları kesinlikle şart. Sizin okulunuzun ayrıca sanat akademisinin olması çok büyük bir
artı. Okulunuzu bu açıdan da tebrik ederim.
Neden cam üfleme ile ilgili bir iş seçtiniz?
O tarihlerde benim evimin çok yakınında bu işin yapıldığı bir atölye vardı. Bu işe çok meraklıydım zaten. Vitrinin önünden geçerken ustaların bu işi yaptığını izlemek
beni çok keyiflendiriyordu. Bir gün yine ordan geçerken
Cafer Bey çağırdı. “Gel bakalım sen galiba burada çalışmayı çok istiyorsun, artık burası senin iş yerin” dediğinde
çok mutlu oldum. İlkokul 3. sınıfa giden bir çocuk için çok
önemli bir şeydi bu.
Bir hafta boyunca bizimle olup emeğinizi ve sanatınızı
paylaştığınız için tekrar teşekkür ederiz.
Benim için bir keyifti, başta sanat koordinatörü Bora Hoca
olmak üzere herkese teşekkürler.
Ne zamandan beri bu sanatınızı insanlarla paylaşıyorsunuz?
Yaklaşık 13 yıldır tatil beldelerinde bu işi yapıyorum.
Son 5-6 yıldır da iddia ediyorum ki cam üfleme sanatını
Türkiye’de okullara uygulamalı olarak taşıyan ilk ve tek
insanım. Bu işi profesyonel anlamda 1993 yılında Cafer Tercan la birlikte Almanya Stuttgar’da birlikte kurduk.
Orda insanlar bu eserleri görmek için her girişte 5 euro
gibi bir miktar ödüyorlar. Yine 40 dk lık seanslara sınıfları
36
YAZARLARIMIZ
YARIYIL TATİLİNDE OKUNAN KİTAPLAR
"Kızıl Sakalın Hazinesi" adlı kitabı okuyan öğrencilerimizin yorumları;
2. SINIFLAR
ÇİLEKLİ DONDURMA
Sevim AK
Barbaros gerçekten etkileyici bir kitap. O kitabı sonuna
kadar okumalısınız çünkü sonunuda ulaştığı hazine çok
değerli. Belki başlarda sıkılsanızda sonradan alışıyorsunuz. Bu kitabı eğer ileride korsan, kaptan olma gibi
bir hayaliniz varsa daha zevkli okursunuz...
3. SINIFLAR
LA FONTEN MASALLARI
Tarık DURSUN
Bora ÜÇPINAR / 6–B
Kitabı çok beğendim ve etkilendim. Kitabı elimden düşürmeden okudum. Sürükleyici ve macera dolu bir eserdi. En çok odaya gittikleri bölümleri beğendim. Herkese
önerebileceğim bir kitap.
4. SINIFLAR
EZOP MASALLARI
Tarık DURSUN
Ceyda KARANFİL / 6–A
Ben "Kızıl Sakalın Hazinesi Barbarossa"'yı çok beğendim; çünkü benim sevdiğim gibi macera dolu bir ve çok
merak uyandıran bir kitaptı. Ben bu hikayede kaptanın
yerinde olmak isterdim; çünkü her şeye çok hakim ve
5. SINIFLAR
LOLLİPOP
Christine NÖSTLINGER
neşeli bir kaptandı. (Kaptanın adı hikayede geçiyor.)
Zeynep Naz KARAOSMANOĞLU / 6–A
Andre o gemiye ait olmadığını bildiği halde o gemide yaşamının sürdürmeye devam ediyordu. Andre'nin Geçmişini hatırlamaması beni hayal kırıklığına uğrattı. Belki de
6. SINIFLAR
KIZIL SAKALIN HAZİNESİ
Mehmet Atılgan ASLAN
geçmişini hatırlasaydı, o gemide hiç olmayacaktı.
Ekin KAYA / 6–A
Ben Barbarossa kitabını çok beğendim içindeki karakteleri de cesaretli bir karakter oldukları için çok beğendim
ve ben de cesur bir insan olmak istedim. Son bölümde-
8. SINIFLAR
FARELER VE İNSANLAR
John STEINBECK
ki kaptanın ne öldüğünü ne de kayıp olduğunu söylemediği için biraz üzüldüm ve öğretmenlerimize teşekkürlerimi iletiyorum.
Sadık Emre ŞENTÜRK / 6–A
37
YAZARLARIMIZ
"Lollipop" adlı kitabı okuyan öğrencilerimizin
yorumları;
Bence çok güzel bir kitaptı, çünkü çok maceralı ve okudukça okuyasını getiren bir kitaptı. Okuyunca içinde birşeyler katan bir kitaptı. Kitapta Dimitri olmak isterdim.
Bence kitap gayet maceralıydı. Aslında ben Kaptan Ayn-
Bence Lollipop çok güzel bir karakter Lollipop'un yerinde
olmak isterdim. Ama bazen ona üzüldüm. Bazen ona kızdım. Bazen de onun adına çok sevindim. Lollipop karakterinin sevdiği kız var: Eveline. Lollipop'a istediği her şeyi
yaptırmaya çalışıyor. Bu çok yanlış bir davranış. Ama kitabı çok sevdim. Zaten benim en sevdiğim yazar Christine Nöstlinger
berk öldüğünde onu 2. kaptan Samaras'ın öldürdüğünü
Elif Naz ARIKAN / 5–B
Çünkü çok cesur ve çevik bir insan.
Kıvanç DERİN / 6–A
sanmıştım; ama Kaptan Aynberk'i öldüren başka biriymiş.
Bu kitabın ana karakterinin adı Lollipop. Lollipop çok eğlenceli ve çok komik bir karakter. Başı sıkışınca hemen
yeşil şekerini şeffaflaşıncaya kadar yiyip problemleri çözmeye çalışıyor. Bence bu kitap çok eğlenceliydi. Yazarı
yani Christine Nöstlinger çok yaratıcı biri. Bu kitabı herkese öneririm.
Bir de hazinenin kitaplar olması ilgimi çekmişti.
Bahadır ÜNAL / 6–A
"Kızıl Sakalın Hazinesi Barbarossa" kitabı beni çok etkile-
Aydeniz UZUN / 5–B
di. Eğlence, macera, aksiyon hepsi bu kitabın içinde var-
Güzel bir kitaptı ancak ana karakterin yerinde olmak istemezdim. Çünkü bence Lollipop'un üstüne çok gidiliyor.
Ama yine de kitabı sevdim.
dı. Bu kitapta Kızıl sakalın hazinesini, zor yollarda arayıp
sonunda buluyorlar.
Buğra KILIÇASLAN / 6–B
Cem GÖREN / 5–B
BİLİM KURULU
Eğitim ve Gelecek Dergisi
(Journal of Education and Future-JEF)
yayın hayatına başladı
Nesibe Aydın Eğitim Kurumları tarafından yayımlanan
Dergisi, Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda iki
uluslararası, bilimsel ve hakemli bir eğitim dergisi olan
kere yayımlanacaktır.
“Eğitim ve Gelecek Dergisi” (Journal of Education and
Eğitim ve Gelecek Dergisi, ülkemizdeki bilimsel çalışma-
Future-JEF) ilk sayısı ile yayın hayatına başlamıştır.
lar arenasında uluslararası akademik bir dergi olarak yeri-
Eğitim ve Gelecek Dergisi, günümüzde her alandaki ge-
ni almıştır. Eğitim ve Gelecek Dergisi’nin yayımlanmasın-
lişmeler ışığında gelecekteki eğitimin niteliğinin artma-
da emeği geçen kişilere teşekkür ederiz. Eğitim ve Gele-
sına ve bilgi üretimine katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
cek Dergisi’nin, ilk sayıdan itibaren okuyucu, yazar ve ha-
Bu amaç doğrultusunda Eğitim ve Gelecek Dergisi eği-
kemleriyle bir bütün olarak eğitimin niteliğinin artmasını ve
tim bilimleri, okul öncesi, ilköğretim, orta öğretim, lisans,
bilgi üretimine katkı sağlamasını ümit ediyoruz.
lisansüstü eğitimin tüm alanları ile ilgili deneysel, nicel, ni-
Eğitim ve Gelecek Dergisi e-posta adresi: http://www.jef.
tel, çeviri ya da derleme türünde gerçekleştirilmiş, özgün
nesibeaydin.k12.tr
araştırma ve uygulamalara dayalı yazıların yayımlandığı
akademik bir dergidir. Dergimizin ilk sayısından itibaren
uluslararası nitelik taşımasına özen gösterilmiş ve disip-
Doç. Dr. Erten GÖKÇE
linlerarası bir yaklaşım esas alınmıştır. Eğitim ve Gelecek
38
ŞAİRLERİMİZ
CAN İLE EYLÜL
Okulda tanışmışlardı Can ile Eylül
Okul bahçesinde başlamıştı aşkları,
Zamanla gelişti duyguları,
Yaz tatilinde büyüdü tutkuları,
Can için dünya Eylül ve yelkeniydi,
Eylül de tutukuluydu Can'a,
Aşkın girdabına kapıldılar birlikte,
Gel-gitler ve aileler girdi araya,
Eylül ve Can kavuşabilecekler mi?
Aslı ile Kerem, Ferhat ile Şirin gibi?
UMUTSUZLUK
OKUMAK
Bakıyordu,
Ne güzeldir okumak,
Simsiyah gökteki küçük, beyaz buluta
Rahatlatır insanı.
Ama göremiyordu.
Gidiyordu,
Ama yol bitmiyordu.
İçini açar insanın,
Huzursuzluğunu giderir.
Biliyordu,
Ama inanmak istemiyordu.
İster macera oku,
İster bilim kurgu.
Beyaz buluta yenildi sonunda
Ne istersen onu,
Güçlü siyah göğe
Gönlünden geçeni oku.
Çünkü bıkmıştı artık;
Savaşmaktan,
Sertan KAŞIKARA
Denemekten,
8/A
Sıkkın olduğunda,
Sormaktan,
Okursun geçer.
Korkmaktan,
Bıkkın olduğunda,
Yenilersin kendini.
Gitmişti artık küçük bulut,
Kalmıştı artık tek bir soluk
Yolun sonuydu:
Umutsuzluk.
Irmak GÜMÜŞ
SAVAŞ
5/B
Okumak rahatlatır.
Okumak içini açar.
Düşünmeyi kolaylaştırır,
Dış dünyadan uzaklaştırır.
Ağzından çıkan acı sözlerle
Umutsuzca yere bakan gözlerle
Kitaba dalarsın okurken,
Hiç kalkmıyor başı,
Maceralar yaşarsın.
Anlatıyor savaşı
Ne güzeldir okumak,
Heyecanlandırır insanı.
İnsanlar her yaşta,
Savaşıyor savaşta,
Kaybedilen canlar,
Gözde İLOĞLU
Meydanda dökülen kanlar.
6/A
Son verelim artık,
Savaşa, mutsuzluğa
Dudaklar sarkık,
Son verelim düşmanlığa,
Selin OKTAY
6/C
39
KULÜPLERİMİZDEN HABERLER
GO OYNUYORUM. ÇÜNKÜ…
4000 yıllık bir geçmişi olan, şans
ögeleri içermeyen bu zeka oyunu
19x19’luk tahtada 181 siyah ve 180
beyaz taşla oynanır. Oyun başlarken
tahta boştur. Taşlar, yatay ve dikey
çizgilerin kesişim noktalarına konmalıdır. İki oyuncu (siyah ve beyaz) sırayla tahtanın üzerine bir defada bir
taş koyarak oynar ve daha fazla puana sahip olmak için tahtada alan elde
etmeye çalışırlar. Bir taş bir defa tahtaya konulduktan sonra bir daha hareket ettirilemez, sadece bazı durumlarda taş tahtadan kaldırılabilir. Oynanmakta olan oyun canlı ve heyecan vericidir, her iki oyuncu da pozisyonlarda üstünlük sağlamaya çalışırken bir yandan da çarpışmadan çarpışmaya atlamaktadır.
Peki kuralları sadece 1-2 dakikada öğretilebilecek olan bu oyunu diğerlerinden ayıran ve özellikle çocukların Go oynamasını önemli kılan faktörler neler?
Go’da oyuncular ilk hamleden itibaren benzersiz estetik bir şekil inşa
eder. Gerçekten de kişisel tercihlerin ve ruh hâlinin de rol oynayacağı
o kadar çok durum vardır ki bir Go
oyununun asla tekrarlanamayacağına inanılır. Çünkü Go oyununda esir
alınıp alınmama durumlarına göre
4,5×10397 ya da 9,3×10567 kadar
olası oyun vardır.
Go’da taşlar arasında sınıf ayrımı
ve vezir gibi üstün nitelikli taşlar yoktur. Taşların değeri, bulunduğu bölgenin stratejik önemine bağlıdır. Yanlış yerde yapılan bir hamle, aynı bir
kelebek etkisi şeklinde, tüm oyunun
kaderini zincirleme değiştirebilir. Tıpkı hayatımızda olduğu gibi.
Go bir zerafet oyunudur. Uzakdoğu kültürünün diğer unsurlarında
da rastlanabileceği gibi, iyi bir oyuncu oyununa bir sanat eseri, güzel bir
yaratı olarak yaklaşır. Kötü bir hamle
sadece kaybetmeye yol açacağı için
değil; güzelliği, ahengi, yaratıyı, zihinsel akışı, ruhsal dinginliği bozacağı
için kötüdür, beyaz bir kağıt üzerindeki siyah leke gibi göze batar bu hamle; çünkü iyi düşünülmemiştir. Benlik
hırsa, kibire ya da korkaklığa kapılmıştır. Olasılıklar silsilesinden oluşan
evrene tek bir seçenek dayatılmıştır,
"gerçek"ten uzaklaşılıp yanılsamalarda kaybolunmuştur.
Go oyununun çocuğa vereceği en
önemli becerilerden biri çocuğun yoğunlaşabilmesidir (konsantrasyon).
Çocuklar oyuna yoğunlaşıyorlar; çünkü oynamaktan zevk alıyorlar. Oynarken akıllarında çeşitli olasılıkların tahtada nasıl gözükeceği, bunları akılda
tutarak ve bunların doğuracağı sonuçları çözümleyerek bir sonuca nasıl ulaşabilecekleri zihinlerinde şekilleniyor. Bu işlem sırasında çocuklar zekalarını sonuna kadar kullanırlar. Çocukların zekalarını bu kadar
çok kullanırken eğlenecekleri başka
bir şey bulmak epey zordur. Yoğunlaşmak öğrenilen bir şeydir. İnsanlar
sevdikleri işleri yaparken yoğunlaşmayı öğrenirler. Ancak iki çeşit, etkin
ve edilgen yoğunlaşma vardır. Bir çocuk sevdiği bir televizyon programına
da yoğunlaşabilir ancak bu edilgen
olanıdır. Go oynarken zekayı sonuna kadar kullanmak gerekmektedir.
Go oynayan bir çocuğu görürseniz
eğer gözleri tahtaya yapışmış gibidir
40
ve başka hiç birşey dikkatini çekemez. Sonuç
olarak Go oynayarak geliştirilen
yoğunlaşma kabiliyetini hayatın
başka alanlarına da taşıyabiliriz.
Go oynadıkça saldırmadan gözdağı
verebileceğimizi, gücümüzü boşa harcamadan kendimizi koruyabileceğimizi anlarız. "Yerel bir savaşı niye, nasıl,
ne zaman kesip daha uzakta bir başkasını başlatmayı, bir durumu bütünlüğü içinde değerlendirmeyi, olanaklı birçok hamle arasından seçim yapmayı, önde mi geride mi olduğunu hesap etmeyi, av mı avcı mı olduğumuzu (Doğrusu çoğu kez aynı anda, aynı
yerde hem av hem avcı olunur!) görmeyi, tuzak mı kurmalı tuzaktan mı
kaçmalı diye karar vermeyi, kullanma
anı gelinceye dek askıda bırakılacak
bir gözdağı yaratmayı bilmek gerektiğini" zamanla öğreniriz.
Kimi psikologlar Go oynayan çocuklar üstünde birçok deney gerçekleştirmişlerdir. Araştırmalara göre Go'nun
stratejisi tüm tahtaya yayılmakta; yani
tahtanın bir yerinde olanlar bütün tahtaya yansımaktadır. Genellikle çocukların dünyaya bakışı dardır ve Go
öğrendikçe dünyaya daha geniş bakarlar. Sonuç olarak Go'nun bir çocuğun doğuştan gelen kabiliyetlerini en
iyi geliştiren yol olduğuna karar verilmiştir.
Gökhan KARADAĞ
Go Öğretmeni
Kaynaklar
Cho Chikun -Kisei, Go a Complete Introduction
of the Game, Kiseido Publishing, Tokyo, 1997.
Cobb, William, The Book of Go, Sterling Publishers, 2002.
Elisabeth Papineau, The Game of Go: A Chinese Way of Seeing the World, MSO, 2001
http://www.reiss.demon.co.uk
http://www.gookulu.com/
KULÜPLERİMİZDEN HABERLER
HALK DANSLARI KULÜBÜ
Atatürk'e göre kültür; hayatının bütün alanlarına egemen bir
unsurdur. Biz de Atatürk'ün Türk kültürüne, tarihine ve diline verdiği değerden yola çıkarak geçmişine sahip çıkmayan ulusların geleceğinin de olmayacağı fikrini taşıyor ve
çalışmalarımızı, halk oyunlarının tüm öğrencilerimiz tarafından tanınması, korunması, tanıtımının yapılması, ulusal ve
uluslar arası platformda en üst düzeyde temsil edilmesini
sağlamayı hedef, kendi kültürüne sahip çıkan, örf, adet ve
göreneklerine duyarlı, kendini doğru ifade edebilen, sosyal,
çağdaş, kötü alışkanlıklardan uzak, sağlıklı bir nesil yetiştirmeyi de amaç ediniyoruz.
Okulumuzda Potbori, Adıyaman, Üsküp, Karadeniz yörelerinin çalışıldığı dört kulüp ve bu kulüplerde tecrübeli, tecrübesiz 80 dansçı bulunmaktadır. Bu kulüplerimiz yıl sonunda kutlanacak olan milli bayramlar ve törenlerde aynı zamanda "Kültür Ayı"nda düzenlenecek bir gecede danslarını
sergileyeceklerdir. Bu grupların yanı sıra okulumuzu önceki yıllarda Yunanistan’da ve İspanya’da temsil eden ve bu
yıl da İtalya ve farklı ülkeler de okulumuzu uluslararası platforma taşıyacak olan, toplam 40 dansçının yer aldığı Silifke
ve Çiftetelli ekiplerimiz bulunmaktadır. Öğrencilerimizin geçen süreç içerisinde dansçı ruhunu benimsemiş olduklarını ve çizgimizi bozmadan yeni katılan dansçılarla yolumuza
devam etmeyi umuyoruz.
Sanatı ve sanatçıyı anlamanız dileğiyle…
Pınar ALACALI
Halk Dansları Öğretmeni
41
İZCİLİK
İzcilerimiz Kış Eğitim Kampı'na Gittiler
Okulumuz İzcilik ve Dağcılık Kulübü öğrencileri arasından seçilmiş 6 izcimiz
ve Doğanay İzci Grubu liderden 7 kişinin katılımı gerçekleştirilen “Kış Eğitim
Kampı” 17-19 Şubat 2012 tarihlerinde Bolu-Mengen, Bürnük mevkiinde yapılmıştır.
Kamp öncesi izcilerimiz tecrübelerine göre seçilmişler ve 3 hafta boyunca bu kampa hazırlanmışlardır. Söz konusu kampa, Ankara’da yaşayan aynı zamanda Amerikan İzci Teşkilatı (B.S.A.) üyesi olan bir izci ve lideri de katılmıştır. Kamp boyunca, zor hava koşulları, yer yer 1,5 metreye yaklaşan kar yüksekliği ile mücadele eden izci ve liderlerimiz, yoğun bir çaba ile igloo ve kar barınaklarının yapımını bir gün gibi kısa sürede tamamlamışlardır. Kampımıza misafir olan Amerikalı izci, bizim izcilerimiz ile aynı obada yer almıştır. Bu sayede, kamp boyunca sayısız macera paylaşmışlardır.
Kampımıza katılan; Tolga Damar, Ege Öz, M.Kutay Keleş, Ege Bal, Kutluhan İslim ve Burakcan Bıçak isimli öğrencilerimizi bir kez daha tebrik etmek isterim.
Kampımızın organizasyonu ve koordinesini aksaksız yerine getiren Doğanay İzci Grubu liderlerimize, bizleri her türlü
hava koşulunda rahat ve konforlu bir şekilde konaklamamızı sağlayan Kahraman ailesine, izcilerimizin kampa katılmasına izin vererek bizleri destekleyen sayın velilerimize, çalışmalarımıza başladığımız ilk günden itibaren desteğini bizlerden esirgemeyen okulumuzun sayın yönetici ve idarecilerine şükranlarımı sunarım.
İzcilik ve Dağcılık Öğretmeni
Erem ÖĞÜT
42
EKO OKULLAR
SONDAN BAŞA DOĞRU "SUYLA GELEN KÜLTÜR" 1. BÖLÜM
Tarih boyunca su, uygarlığın belirleyicisi olmuştur.
Modernleşme suyu daha da önemli kıldı. Şöyle ki suyu
nı azaltmak zorundayız. Doğal kaynakların kısacası dün-
evin içine taşıdı. Hamamlarda yaşanan yıkanma kültü-
yamızın milyonlarca insanoğlunu besleyebilmesi, bizim
rü konutların banyolarına girdi. Arka bahçedeki ibrikli ab-
tüketimi tatminle dengeleyip dengeleyemememize bağlı-
destlikler, giriş antresindeki wc’lere dönüştü. Mermerden
dır. Kaynak: Alan Durnıng, Ne Kadarı Yeterli (TÜBİTAK-
seramiğe, helâ taşından klozete geçildi. Kent sokakları
TEMA Yayınları)
şehir şebekeleriyle donatıldı. Sarnıçlar su depolarına, çık-
Sevgili Eko Tim’de görevli öğrencilerimiz her zamanki gibi
rıklar jeneratörlü su pompalarına döndü.
görev başındaydılar. İşlemekte olduğumuz “Yaşam Kaynağımız Su ve Su Kirliliği” ile ilgili olarak “Bir Su Damla-
Bizler suyun önemini hâlâ anlamamakta ısrar ediyoruz.
sının Yolculuğu”nu şiir, öykü ve karikatürlerle anlattılar.
Mademki çevre, insanların hem çok az hem de çok fazla
Bu sayımızda arkadaşlarınızın yaptıklarından örnekler se-
şeye sahip olduklarından zarar görüyor, o zaman akla şu
çerek sizlerle paylaşalım, istedik.
soru gelir: “NE KADARI YETERLİ?” İstemenin sonunun
olmayacağına göre, bizler hem eko sistemlerin gelecek
Saygı ve sevgimle...
nesillere sağlıklı bir şekilde kalmasını istiyorsak kendimi-
Eko Okul Koordinatör Öğretmenleri Adına
zi daha kaliteli, çevre ile dost, düşük enerji gerektiren da-
Y. Sevengül ÇAPAR
yanıklı tüketim mallarına yöneltmek, tatmini boş zamanları değerlendirmede, insan ilişkilerinde ve maddiyata dayalı olmayan diğer alanlarda arayarak kaynak kullanımı-
43
EKO OKULLAR
44
MAKALE
OKUMA-YAZMAYA HAZIRLANIYORUM
Son evre ise çocukların anne ve babalarıyla birlikte gerçekleştirdikleri faaliyetler aracılığıyla bizzat okuma ve yazmanın desteklendiği bir süreçtir. Bu evrede özellikle büyük resimli, az yazılı çocuk kitaplarından yararlanılarak
çocuklardan bu kitapta gördüklerini yorumlayarak anlatmaları istenmektedir. Bazen yetişkin, çocukla birlikte kitap
okuyabilir ve sonrasında çocuktan yalnızca kitabın resimlerine bakarak altındaki yazıları tahmin etmesini isteyebilir. Bu aşamada ebeveynlerin sürece aktif katılımı, çocuğun okuma ve yazmaya yönelik hazırlık sürecini desteklemektedir.
İkinci dönemin başlamasıyla öğrencilerimizle birlikte yürüttüğümüz okuma-yazmaya hazırlık çalışmalarımız da
hız kazanıyor. Bu ayki yazımızda sizlere hem kendi yürüttüğümüz çalışmalardan örnekler sunacak hem de evde
öğrencilerimizin okuma-yazmaya hazırlık becerilerini desteklemek üzere yapabileceğiniz çeşitli etkinliklerden söz
edeceğiz. Öncelikle sizlere anaokulu çağında bulunan çocukların okuma-yazmaya hazırlık becerilerinden ve okumaya hazırlanırken geçirdikleri evrelerden söz etmek istiyoruz.
Yabancı literatürün de savunduğu üzere, günümüzde
okuma-yazmaya hazırlık süreci doğumla birlikte başlamakta ve bu beceri kazanılıncaya kadar devam etmektedir. Dolayısıyla 1 ya da 2 yaşındaki bir çocuğun dahi
okuma yazma sürecinin bir parçası olarak kabul edilmesi
gerekmektedir. Yaşamın erken dönemlerinden itibaren kitap, gazete ve dergi gibi zengin okuma-yazma araçlarıyla
donatılmış bir ortamda yetişen çocuk, bu becerilerinin gelişiminde önemli bir kolaylık sağlayacaktır. Okumaya yönelik ilk beceriler, çocuğun çevresinde yer alan yazılı materyallere ilgi duyması, logo ve işaretleri tanıması, kendi
adının yazılışının ve son olarak alfabede yer alan çeşitli sesleri tanımlamaya başlaması ile ortaya çıkmaktadır.
Bunların yanı sıra çocuklar okur-yazarlığa ilişkin deneyimlerini çevrelerindeki yetişkinleri gözlemleyerek geliştirirler.
Anaokulu, çocuğa okuma-yazmayı öğretmese dahi okuma yazmanın öncülü olan pek çok beceriyi çocuğa kazandırmakta önemli bir işleve sahiptir. Temel kavramların öğrenilmesinin yanı sıra, çizme, boyama, kesme gibi
ince motor beceri gerektiren pek çok faaliyet aracılığıyla
el becerilerinin gelişimini; dinleme, konuşma gibi etkinliklerle ifade ve dil becerilerini desteklemektedir. Yazma becerisi ile ilgili olarak çocuğun çizimindeki değişimler, çocuğun ince motor becerisinin yanı sıra sinir sisteminin olgunlaşmasına, görsel algı becerisine, el ve göz koordinasyonuna bağlıdır. Karalama, çizme ve yazma eylemlerinde
görsel algı, ince motor, el ve parmak hareketlerinin gelişimi birlikte rol oynar. Dolayısıyla çocuğun parmak kaslarını
kullanarak yapacağı her türlü faaliyet bu becerilerinin gelişimine katkı sağlayacaktır.
Çocukların anaokuluna dek okuma-yazmaya hazırlık evrelerini gözden geçirecek olursak, ilk olarak, tanıma ve
farkında olma evresi; yani çocuğun okuma yazma araç
gereçlerini fark etmeye ve ayırt etmeye başladığı bir dönemden söz edilmektedir. İkinci dönem olan yalancı okuma döneminde ise, çocuk çevresindeki yetişkinleri taklit
ederek elindeki bir gazete, kitap ya da dergiyi okuyormuş
gibi yaparak kendi içinden geldiği gibi sesler çıkarmaktadır. Çocuğun bu dönemde yaptığı şey yalnızca bir seslendirmeden ibaret olsa da bir yandan kendileri için anlamlı olan harf ve şekilleri çizerek, karalamalar yaparak, onlara bir anlam yükler ve çevrelerine okurlar. Üçüncü evreye gelindiğinde ise, çocuk yetişkinlere dair olan gözlemlerinden yola çıkarak okumanın bazı kuralları olduğunu keşfetmektedir. Okuma esnasında gözün sağdan sola doğru ilerlediğini dolayısıyla yazıların belli bir yönü olduğunu,
aralarında boşlukların bulunduğunu ve yazıların bir anlamı olduğunu, bir düşünce ya da fikri ilettiğini keşfetmektedirler. Yazılanların söylenebildiğini ve söylenilenlerin yazılabildiği bağlantısını öğrenmektedirler. Bu dönemden itibaren çocukların okumaya yönelik büyük bir heves geliştirdikleri izlenmekte, anaokuluna başlamaları ile birlikte
okumayı ne zaman öğreneceklerini pek çok defa sorguladıkları görülmektedir.
Dil ile ilgili deneyimlerin, çocuğun okuma ve yazma becerilerinin temelini oluşturduğunu kabul edecek olursak,
masal veya öykü dinleme, kendisine anlatılan bir öykü
veya masalı anlatma, özgün öykü anlatma ve canlandırma etkinlikleri, resimli kitaplardan öyküyü tahmin etme,
yarım bırakılmış öyküleri tamamlama gibi dil etkinlikleri bu
dönemde yararlı olmaktadır. Bu dönemde anne ve babalara düşen sorumluluklardan biri çocuğun yazı içeren materyallerle tanışmasını ve onlarla vakit geçirmesini sağlamak, bunun yanı sıra ona doğru bir model ve bilgi kaynağı olarak okumaya yönelik ilgi oluşturmaktır. Çocukla birlikte okunan kitaplar, hem çocuğun okumaya yönelik ilgisini hem de hayal gücünü, sözcük dağarcığını geliştirmesine olanak sağlayacaktır. Eşleştirme, eksiklikleri bulma,
farklı olanları bulma ve çizme gibi etkinlikler aracılığıyla
çocuğun dikkat, bellek, el becerisi, mantık ve muhakeme
becerileri desteklenir.
Önemli olan okumayı çocuklar için bir amaç olarak öne
sürmemek, merak edilen bir konuyu araştırmak, boş zamanı keyifli bir şekilde değerlendirmek, eğlenmek ve bilgilenmek üzere bir araç olarak görmektir.
Nilay EVİRGEN
Anaokulu Eğitim Uzmanı
45
AYIN SANATÇISI
Lucian FREUD
Bu ayın sanatçısı 1922 yılında Almanya’da doğan ünlü ressam Sigmund
Freud’un torunu Lucian Freud. Çıplak insan vücutları üzerine yaptığı resimleriyle, resim sanatına farklı bir bakış açısı getirdi. Realist ressam olarak anılan Lucian Freud, 1939 yılında ailesiyle birlikte İngiltere’ye taşınarak
İngiliz vatandaşlığına geçti. Dedesinin Sigmund Freud olması, ünlü ressamı daha da ilginç kılıyor. Ancak Lucian Freud dedesini, çağına damgasını
vurmuş biri olarak değil de evde onları güldüren neşeli ve espirili biri olarak
dile getirdi her defasında.
Diğer ismi Micheal olan Lucian Freud’un farklı de-
şı ressam Francis Bacon’du. Francis Bacon’un da portre-
hası resme başladığı daha ilk yıllarda herkesin dikkatini
sini çizen ünlü ressam, yaşadığı dönemin en büyük İngiliz
çekti. Sanat eğitimi hayatına Centrel School Of Arts and
ressamı olarak kabul ediliyor. Francis Bacon’un yanında
Crafts’ta başlayan Lucian Freud, bir sene orada eğitimi-
kraliçe Elizabeth’i de resmederek tarihe damgasını vur-
ne devam ettikten sonra bir arkadaşının tavsiyesiyle The
du. Ayrıca Kate Moss 'un bir tablosunu da yapmıştır ve bu
East Anglian School Of Drawing’e geçiş yaptı. 1950’lerde
tablo Christie's Müzayede Salonu'nda yapılan açık arttır-
yıldızı parlayan ünlü ressam, ‘’Benim için resim, insandır’’
ma ile yaklaşık 4 milyon sterline satılmıştır. Son dönem-
sözünü söyleyerek yakın çevresindeki insanları resmet-
de ressamın eserlerine açık arttırmalarda giderek daha
meye başladı. Gerçek modellerle çalışmayı hiçbir zaman
yüksek bedeller ödenmeye başlandı. Freud’un, kanepe-
sevmeyen Lucian Freud, onların kendileri gibi olamadıkla-
de uyuyan kilolu bir kadını tasvir eden nü tablosu 2008’de
rını, hep bir kalıba girmeye çalıştıklarını dile getirdi. Resim
33,6 milyon dolara satılmıştı.
çizmeye çocuk yaşlarda başlayan ünlü ressamın resimleri
Ünlü ressam, öldüğü güne kadar resim çizdi. Resim
gerçekçi, provokatif ve oldukça rahatsız ediciydi. Genellik-
onun için aşktı. Ünlü ressamı 88 yaşındayken yakın za-
le ailesinin ve arkadaşlarının portresini çizen ünlü ressam,
manda kaybettik. Önünde saygıyla eğilerek geçen yıl onu
insanın en iyi yakınlarındakiyle sanat yapacağına inandı.
uğurladık. Hoşçakal Lucian Freud.
Dedesi Sigmund Freud’dan miras kalan düşünce bi-
Görsel Sanatlar Zümresi
çimlerine sahip olduğu düşünüldü hep. En yakın arkada46
AYIN SPORCUSU
Nevin YANIT
TÜRKİYE'NİN İLK SPRİNTER ŞAMPİYONU
Nevin’in kaderi 2009 yılının Aralık ayında Mersin’e tartan
pistin gelmesiyle değişti. O tarihe kadar antrenman yapabilmek için günde ortalama 110-130 km arasında değişen
bir mesafeyi kat etmek zorunda kalan Nevin, evindeki tartana ayak bastığı günden itibaren fırtına gibi esmeye başladı. Dereceler geliştikçe gelişti, umutlar ve hedefler de
büyüdükçe büyüdü.
Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda bayanlar 100 metre engellide 12.63’lük Türkiye rekoru derecesiyle altın madalya kazanan Nevin Yanıt, ailesini de çok mutlu etti. Nevin
aile bireylerinin sabaha kadar uyumayıp kutlama yaptığını ve babasının da elbiseleriyle havuza atladığını söyledi.
Merhaba Nesibe Aydınlılar;
Bu ay size biraz Nevin Yanıt ve başarılarından bahsetmek istiyorum.
Baba Nazım Yanıt da, “Kızım 13 yıldır koşuyor. Geçmişte Mersin’de antrenman yapacak saha yoktu. Çamur sahalarda, yağmur altında koştu. Yılmadı ve başardı” ifadelerini kullandı.
Nevin Yanıt 2010 yılında Barcelona’da düzenlenen Avrupa Atletizim Şampiyonası’nda 100 m engelli yarışında altın madalyayı kazanan milli sporcumuz.
Zorluklar karşısında hiç yılmadan çalışmalarına devam
eden ve hepimize bu mutluluğu yaşatan Nevin’i kutluyor,
başarılarının devamını diliyoruz.
Nevin Yanıt 1986 Mersin doğumlu. Nevin’i ilk atletizmle
tanıştıran, Beden Eğitimi Öğretmeni Aydın Çetin ve şimdiki antrenörü Cüneyt Yüksel. Aydın Hoca Mersin Gazipaşa İlkokulu’nda o dönem birlikte çalıştığı meslektaşı
Cüneyt Yüksel ile yetenekli öğrenci taraması yapmış ve
Nevin’i gelecek vaad ettiği arasına yerleştirmiş. Nevin, bir
süre altyapı gelişimi için Çetin Hoca ile çalışmış, 16 yaşına geldiğinde bayrağı şimdiki antrenörü Yüksel devralmış ve branş seçimi yapılmış ve Nevin 100 engelli sporcusu olmuş.
Yıl
Gökhan KİNNA
Beden Eğitimi Öğretmeni
Kaynakça; Vikipedi, Tayfun Bayındır (Vatan Spor)
Organizasyon
Yer
Sonuç
Branş
Derece
2006
Türkiye Üniversitelerarası Atletizm Şampiyonası
Antalya, Türkiye
1.
100 metre
2006
Türkiye Üniversitelerarası Atletizm Şampiyonası
Antalya, Türkiye
1.
100 metre engelli
2006
Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası
Valencia, İspanya
1.
100 metre engelli
2007
Avrupa 23 Yaş Altı Atletizm Şampiyonası
Debrecen, Macaristan
1.
100 metre engelli
2007
Yaz Üniversite Oyunları
Bangkok, Tayland
2.
100 metre engelli
2007
Dünya Atletizm Şampiyonası
Osaka, Japonya
11.
100 metre engelli
2008
2008 Pekin Olimpiyatları
Pekin, Çin
16.
100 metre engelli
12.94
2009
Akdeniz Oyunları
Pescara, İtalya
1.
100 metre engelli
13.08
2009
Yaz Üniversite Oyunları
Belgrad, Sırbistan
1.
100 metre engelli
12.89
2010
Avrupa Takımlar Birinci Lig Atletizm Şampiyonası
Budapeşte, Macaristan
1.
100 metre engelli
2010
2010 Avrupa Atletizm Şampiyonası
Barcelona, İspanya
1.
100 metre engelli
47
13.07
12.63
TARİHİMİZDEN KESİTLER
TAC - MAHAL
Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul
edilen bu türbe, Şah
Cihan’ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend
Banu’nun doğum sırasında ölümü üzerine
onun hatırasına yaptırılmıştır (Çocuk doğururken ölen kadınlar kutsaldır görüşüyle).
Yapının mimarları, Mimar Sinan’ın
yazar ve şaire ilham kaynağı olan
öğrencilerden Mehmet İsa Efendi
Tac – Mahal, mehtaplı gecelerde bile
ve Mehmet İsmail Efendi ile yapıda-
aydan daha parlak görünür.
ki yazıları yazan hattat Serdar Efendi eserin yapımı için Şah Cihan tarafından İstanbul’dan davet edilmişlerdir. Tac – Mahal’in yapımında parlak,
ince, mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır.
Yapımı 22 yıl süren (1630- 1652)
Tac – Mahal, Babür Devleti’nin o zamanki başkenti, Hindistan’ın Agra
şehrinde, Jumno Nehri’nin kıyısında
yaptırılmıştır. Tac – Mahal, 1983’ten
bu yana Unesco’nun Dünya Mira-
Tac – Mahal’in yüzbinlerce akik,
sı listesinde yer almakta ve dünya-
sedef ve firuze gömülü olan duvar-
nın yedi harikasından biri olarak ka-
larında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut,
bul edilmektedir.
625 pırlanta ve 50 adet iri inci vardır. Romantik görünüşü ile herkesi
büyüleyen, doğulu-batılı birçok ünlü
48
Olcay GÖKTEPE
Sosyal Bilgiler Öğretmeni
ENGLISH CLUB
SCIENCE
EARTH IN MOTION
A Global View
About 240 million years ago, all
the land on the Earth’s surface
was joined together in one vast
supercontinent that extended
from pole to pole but by 18.000
years ago, the Earth had been
transformed; the continents as
we know them today had been
created and had moved into
their present positions. The
Earth’s surface has not stopped
moving and the process continues today.
Why Does This Movement
Occur?
Deep within the Earth, pressure and heat cause rocks of the
mantle to become partly molten,
but near the surface a thin layer of solid rock forms the crust.
As currents of heat rise and fall
within the mantle, the crust breaks up into large pieces, called
plates, which move about very
slowly on Earth’s surface. The
movement of the plates creates powerful forces that continually create and destroy land features and reshape the Earth’s
surface. Most of the action takes place at the plate edges, or
boundaries, where plates move
against or over each other, or
dive back below the surface. As
the plates move, mountains are
uplifted, the seafloor cracks and
spreads, volcanoes erupt, and
new land is formed.
49
SOCIAL
The 12 most annoying types of Facebook Users
Facebook, for better or worse, is like
being at a big party with all your friends, family, acquaintances and coworkers. There are lots of fun, interesting people you're happy to talk to
when they stroll up. Then there are
the other people, the ones who make
you cringe when you see them coming. This article is about those people. Sure, Facebook can be a great
tool for keeping up with folks who are
important to you. Take the status update, the 160-character message that
users post in response to the question, "What's on your mind?" An artful, witty or newsy status update is a
pleasure -- a real-time, tiny window
into a friend's life but far more posts
read like navel-gazing diary entries,
or worse, spam. A recent study categorized 40 percent of Twitter tweets
as "pointless babble," and it wouldn't
be surprising if updates on Facebook, still a fast-growing social network,
break down in a similar way. Combine dull status updates with shameless self-promoters, "friend-padders"
and that friend of a friend who sends
you quiz every day, and Facebook becomes a daily reminder of why
some people can get on your nerves.
Here are 12 of the most annoying
types of Facebook users:
-The Let-Me-Tell-You-Every-Detailof-My-Day Bore- "I'm waking up."
"I had Wheaties for breakfast." "I'm
bored at work." "I'm stuck in traffic."
You're kidding! How fascinating! No
moment is too mundane for some people to broadcast unsolicited to the
world. Just because you have 432
Facebook friends doesn't mean we
all want to know when you're waiting
for the bus.
-The Self-Promoter- OK, so we've
ENGLISH CLUB
probably all posted at least once
about some achievement. And sure,
maybe your friends really do want to
read the fascinating article you wrote
about beet farming. But when almost
EVERY update is a link to your blog,
your poetry reading, your 10k results
or your art show, you sound like a
bragger or a self-centered careerist.
-The Friend-Padder- The average
Facebook user has 120 friends on the
site. Schmoozers and social butterflies -- you know, the ones who make lifelong pals on the subway -- might reasonably have 300 or 400. But 1,000
"friends?" Unless you're George Clooney or just won the lottery, no one
has that many. That's just showing
off.
-The Town Crier- "Michael Jackson
is dead!!!" You heard it from me first!
These Matt Drudge wannabes are
the reason many of us learn of breaking news not from TV or news sites but from online social networks. In
their rush to trumpet the news, these people also spread rumors, halftruths and innuendo. No, Jeff Goldblum did not plunge to his death from
a New Zealand cliff.
-The TMIer- "Brad is heading to
Walgreens to buy something for these pesky hemorrhoids." Boundaries
of privacy and decorum don't seem to
exist for these too-much-information
updater, who unabashedly offers up
details about their sex lives, marital
troubles and bodily functions. Thanks
for sharing.
-The Bad Grammarian- "So sad about Fara Fauset but I’m so glad its Friday yippee". Yes, I know the punctuation rules are different in the digital world. And, no, no one likes a
spelling-Nazi schoolmarm. But you
sound like a moron.
-The Sympathy-Baiter- "Barbara is
feeling sad today." "Man, am I glad
that's over." "Jim could really use
some good news about now." Like
anglers hunting for fish, these sad
50
sacks cast out their hooks -- baited
with vague tales of woe -- in the hopes of landing concerned responses.
Genuine bad news is one thing, but
these manipulative posts are just pleas for attention.
-The Lurker- The Peeping Toms of
Facebook, these voyeurs are too cautious, or maybe too lazy, to update their status or write on your wall.
But once in a while, you'll be talking
to them and they'll mention something you posted, so you know they're
on your page, hiding in the shadows.
It's just a little creepy.
-The Crank- These curmudgeons,
like the trolls who spew hate in blog
comments, never met something they
couldn't complain about. "Carl isn't
really that impressed with idiots who
don't realize how idiotic they are."
[Actual status update.] Keep spreading the love.
-The Paparazzo- Ever visit your Facebook page and discover that
someone's posted a photo of you
from last weekend's party -- a photo
you didn't authorize and haven't even
seen? You'd really rather not have to
explain to your mom why you were
leering like a drunken hyena and
French-kissing a bottle of Jagermeister.
-The Obscurist- "If not now then
when?" "You'll see..." "Grist for the
mill." "John is, small world." "Dave
thought he was immune, but no. No,
he is not." [Actual status updates, all.]
Sorry, but you're not being mysterious -- just nonsensical.
-The Chronic Inviter- "Support my
cause. Sign my petition. Play Mafia
Wars with me. Which 'Star Trek' character are you? Here are the 'Top 5
cars I have personally owned.' Here
are '25 Things About Me.' Here's a
drink. What drink are you? We're related! I took the 'What President Are
You?' quiz and found out I'm Millard
Fillmore! What president are you?"
ENGLISH CLUB
TRAVEL
Madame Tussauds-Hollywood
Start your journey along Madame Tussauds-Hollywood celebrity filled red carpet! You can see different agency of Madame Tussaud in
USA but this one is really special because it is in the heart of Hollywood! There is something for everyone here. It has three floor which
you can navigate lots of hero and singers. This museum is avaible
364 days a year apart from ‘’Oscars Day’’. Their celebrity goes to Oscar Ceremony to get their Grammy Award. This museum is the place where you will come face to face with some of the world’s most famous faces .
Are you dying to meet your favorite Hollywood star? Well, now you
can! Madame Tussauds Hollywood is more than just a wax museum.
It allows you to get an up-close look at your favorite famous and infamous celebrity icons from the silver screen stars of the golden era
through to today's contemporary stars and movie makers.
With more than 100 recreations of the entertainment world's biggest
names, you are sure to see your favorite! You can
interact and brush elbows with your favorite celebrities, without velvet ropes or barriers between them..
Stroll down the red carpet, like at the Oscars®, and
get up close, touch and take pictures with the stars
of Hollywood. Spread over three floors and 18 themed zones, there will be plenty of surprises and
some truly breathtaking experiences. This is your
chance to experience with world star!
Step onto the Micheal Jacksons stage,meet Spiderman crawling on the ceiling of an office, perform
with Beyoncé and Elton John and sing with your favourite including Justin Timberlake, Brad Pitt, Julia
Roberts, Jennifer Lopez, Will Smith, Jennifer Aniston, Penelope Cruz, Britney Spears and Zac Efron
- Madame Tussadus has it all! Don't forget your camera!
In addition to their Hollywood agency they have attractions in Las Vegas New York and Washington
DC as well as five more throughtout the world. They
will also be openning two new sites in Bangkok and
Vienna very soon …
51
FASHION
ENGLISH CLUB
HAİR FASHİON
Hair is always a special thing for us girls. A nice hair design or a different haircut can change the way you look in many ways. The important factors in
hair is knowing what type is best for your face shape and the trends of the
season. So here are some of 2012’s hair designs.
1. Wavy Hair: This type never is out of fashion and it
2. Ponytails: Giving this shape to your hair will al-
is a great style that you can use with any clothing.
ways give you an elegant look. You can use this style
everywhere you want and I guaranty that you will be
the “it” girl there.
JACKETS
Sports, stylish and modern doesn’t matter we all love jackets. It’s maybe the best way to have a good look in a short
time. A skinny jean with high heels or flats and top a blouse with any kind of jacket is what I’m talking about. Well, look
stylish is not hard so jackets are always in. I can say if you don’t have more than 2 jackets in your wardrobe then go
shopping now!
So here are some types of jackets for you with combinations;
52
ENGLISH CLUB
MUSIC
MUSIC TOP TEN
This month, we prepared Top – Ten list for you. Also we gave some information about the #1 album.
1.
Whitney–The Greatest Hits – Whitney Houston
2.
21 – Adele
3.
Sinatra: Best Of The Best – Frank Sinatra
4.
Mylo Xyloto – Coldplay
5.
Stronger – Kelly Clarkson
6.
Rocket Man-Number Ones – Elton John
7.
Scars & Stories (Deluxe Version) – The Fray
8.
The Bodyguard – Original Soundtrack
9.
My Kinda Party – Jason Aldean
10. Nothing But The Beat – David Guetta
Whitney Houston
Whitney Elizabeth Houston (August 9, 1963 – February 11, 2012) was an American singer, actress, producer, and model. In 2009, the Guinness World Records cited
her as the most-awarded female act of all time. Houston was also one of the world's
best-selling music artists, sold over 170 million albums, singles and videos worldwide.
Houston's first acting role was as the star of the feature film The Bodyguard (1992).
The film's original soundtrack won the 1994 Grammy Award for Album of the Year. Its
lead single "I Will Always Love You" became the best-selling single by a female artist
in music history.
On February 11, 2012, Houston died of currently unknown causes at the Beverly Hilton Hotel in Beverly Hills, California.
Ken Ehrlich, executive producer of the 54th Grammy Awards announced that Jennifer Hudson and Chaka Khan would perform a tribute to Houston at the February 12, 2012, awards.
Rest in peace dearest Whitney, we will always love you…
53
MOVIE
ENGLISH CLUB
HUNGER GAMES
The Hunger Games is
an upcoming science
fiction action drama
film directed by Gary
Ross and based
on the bestselling
novel of the same
name by Suzanne
Collins. It stars
Jennifer Lawrence,
Josh Hutcherson,
Elizabeth Banks,
Liam Hemsworth, and
Woody Harrelson. It
is scheduled to be
released on
March 23, 2012.
gifts, and enough food and supplies to never worry for anything material again. The Games, while entertainment for the Capitol's citizens,
are a yearly reminder to the 12 districts of their unsuccessful rebellion
75 years ago, during which District
13 was completely destroyed.
In District 12, sixteen year-old
Katniss Everdeen cares for her mother and sister Primrose "Prim" since her father died in a mine accident
when she was 11. Each year, since
the age of 12, Katniss has put her
name in the lottery, more than once.
In return for taking this risk, she reAt an unidentified future date, the ceives extra grain and oil for her fanation of Panem has risen of the ru- mily. In addition, Katniss has been
ins of what was once known as North illegally hunting for food outside the
America. Due to an uprising by the dist- gates of District 12 with her friend
ricts of Panem, a lottery is held to cho- Gale, whose father died in the same
ose one boy and girl, aged 12–18, from mining accident as Katniss' and who
each of the 12 districts to risk their lives similarly cares for his family.
in the Hunger Games, a cruel competi-
Prim, now age 12, has her name
tion in which each contestant, or tribu- placed in the reaping for the first
te, tries to kill the others until only one time — only once — and it is unexis left alive. The winner receives honor, pectedly drawn. Katniss watches as
54
ENGLISH CLUB
MOVIE
Prim is taken away by four peacekeepers, and volunteers to replace her sister in the Games. She competes with other
tributes, including trained "Career Tributes" who have been illegally training for the Games their entire lives, as well as
Peeta Mellark, the male tribute from District 12, who has secretly loved Katniss since childhood, and who once did her
a kindness she never could forget. Haymitch Abernathy, a drunk and the only living victor from District 12, mentors both
Katniss and Peeta before and during the Hunger
55
DERSHANE
ONLAR BAŞARDI, SİZ DE BAŞARABİLİRSİNİZ…
Çalışmak, yaşamın tüm alanlarını kapsayan, başarı ise hayal ettiğimiz hedefe ulaşmak için azim ve sadakatle kazanılan bir olgudur. Burada başarının sırrı sabır ve azimdir. Bir işi başarmak için hem sabırlı olacaksınız hem
de azimli. Yapacağınız çalışma ne olursa olsun mutlaka onu isteyerek yapmalısınız.
Bu çalışma yapanın kişiliğiyle uyumlu olmayabilir. Fakat
şarısızlık korkusunu yenmiş olursunuz. Çünkü başarmak
hedefe ulaşmak için bu işi mutlaka yapmalı, ayrıca za-
inanmaktır, kendine güvenmektir, başlanılan işin arkasın-
man çok doğru/verimli kullanılmalı ki en iyi sonuca ulaşı-
da durmaktır, ciddiye almaktır. M. Kemal Atatürk’ün dedi-
labilsin. Birey belki belli bir alanda her zaman başkalarını
ği gibi “Çalışmak ve başarı aramak, her insan için temel
geçme gücünü göstermeyebilir, ama kendini aşma gücü-
ilke olmalıdır...”
ne her zaman sahiptir. Bütün zorlukları yeneceğim, başarılı olacağım, başaracağım diye başlarsanız başarılı olursunuz. Başarı doğuştan getirilen bir özellik değil, eğitim
ile elde edilen bir davranış değişikliğidir. Sizler de davranışlarınızı değiştirin. Eğer çalışma yönteminiz istenen başarıya sizi ulaştırmıyorsa, yönteminizi mutlaka değiştirin,
bu sefer başaracaksınız. Azimli ve disiplinli olursanız, ba-
56
DERSHANE
Sevgili Öğrencilerimiz,
Girdiğimiz sınavlardaki başarımı çalışma düzenime
ve dershanemizin üstün eğitimine borçluyum. Dershanemizin öğretmenleri, eğitimi, gösterdiği ilgi ve çalışma
programım başarımı en üst noktalara çıkarıyor.
İlk yarıyılı yoğun bir çalışma temposu ve güzel başarılarla tamamladık. Kat ettiğimiz bu yolda verdiğimiz
emeklerin, özverinin ve en önemlisi harcadığımız zamanın karşılığını aşağıda arkadaşlarınızın da belirttiği gibi
TÖDER ve ÖZDEBİR denemelerin de aldık ve inanıyoruz
ki önümüzdeki sınavlarda da almaya devam edeceğiz.
KEMAL BERKAN ARIK 7-C
ÖZDEBİR sınavındaki başarımı; planlı bir şekilde
çalışarak, dershanemizin çalışma imkânlarından yararlanarak, öğretmenlerimin de desteğini alarak elde ettim.
Birlikte çıktığımız bu yolculukta karşılıklı güven ve
destekle ilerleyen dönemlerde de her şey çok daha güzel olacak. İnancınızı ve gayretinizi kaybetmemeniz dileğiyle…
ALKIM EKİN GÖREN 7-C
Sevgilerimizle…
Başarılıyım çünkü Nesibe Aydınlıyım! Düzenli ve
programlı çalışıyorum. Emeklerimin karşılığını 6. ve 7.
sınıfta aldığım gibi 8. sınıfta da alacağıma inanıyorum.
ÖZDEBİR VE TÖDER DENEMELERİNDE DERECE
ALMIŞ ÖĞRENCİLERİMİZDEN :
MELİS DENİZALTI 8-C
Merhaba arkadaşlar; ben Zeynep. Nesibe Aydın
Dershanesi'nde 6-C sınıfındayım. Bu dershanede çok
mutluyum. Düzenli çalıştığım için, sınavlarda bunun karşılığını alıyorum. Ayrıca dershanemiz bizi, başarılarımız
için ödüllendiriyor. Örneğin, ÖZDEBİR sınavında derece
aldığım için bir ödül aldım. Çok mutluyum…
Başarının yarısı çabalamak, diğer yarısı Nesibe Aydınlı olmaktır. Ben inandım ve şimdilik hem ÖZDEBİR
hem de TÖDER’ de kazandım.
MERT KURTTEKİN 8-C
ZEYNEP KURTTEKİN 6-C
ÖZDEBİR sınavında yaptığım dereceyi ve diğer sınavlarda elde ettiğim başarıyı en çok dershanemizin bize
sağladığı olanaklara ve öğretmenlerimizin yardımlarına borçluyum. Sınavlar olsun olmasın derslerime düzenli olarak çalışarak ödevlerimi eksiksiz yapınca başarının
o kadar da ulaşılmaz olmadığını anladım. Bana olan katkılarından dolayı dershanemize ve Nesibe Hocamıza teşekkürlerimi sunuyorum…
NUR GÖKSU ARDA 7-C
57
DERSHANE
Başarmak için çok değil, düzenli çalışmanın önemli
olduğunu geç olmadan öğrendiğim için şu an daha başarılı ve daha mutluyum.
TOLGA YİĞİT KOÇ 8-D
ZEYNEP TUNÇYÜREK 8-C
Başarıya ulaşmanın yolu bir hedef belirlemek, bu
hedefe ulaşmak için mücadelemizde asla "pes" etmemek ve Nesibe Aydınlı olmaktır…
Nesibe Aydın’a inanmak başarmanın yarısıdır.
İnandım ve başardım.
ASLINUR AKTÜRK 8-C
AHMET ÜNLER 8-C
Bu seneki başarım için öğretmenlerime ve tabi ki Nesibe Aydın Dershanesi'ne teşekkür ediyorum. Başarımda düzenli çalışmamın ve doğru yönlendirilmenin ne kadar önemli olduğunu gördüm. Her şey çok güzel olacak…
Ben bu yıl Nesibe Aydın Dershanesi'ne geldim ve
bu zamana kadar hiç böyle bir dereceye girmemiştim.
Nesibe Aydın Dershanesi'ne geldim geleli başarım arttı.
Öncelikle sevgili öğretmenlerime, Ayfer Abla’ya, Bilkan
Abla’ya, rehberlik servisimiz ve müdürümüze bu başarımdan dolayı minnettarım. Herkese teşekkürler…
ALİ OZAN YAZICI 8-C
Başarının yolu düzenli ve disiplinli çalışmaktan geçer.
Bunun için ‘‘Nesibe Aydın Dershanesi’’ doğru tercih.
SİMGE SEYMEN 8-E
GÜNEŞ BÜYÜKGÜNGÖR 8-E
Hayatta başarının kilidi Nesibe Aydın’a gelince açılırmış. Geldim ve bunu yaşayarak anladım.
İlknur YILMAZ
Rehberlik Öğretmeni DİLGE İRİS GİRGİN 8-D
Gördüğüm destekle bana tutulan ışıklı yolda, doğru adımlarla ilerlediğimi sınavlardaki rahatlığım ve başarılarımdan şimdi daha iyi anlıyorum. Herkese teşekkürler…
58
58
Burcu TELLİ
İngilizce Öğretmeni
SANAT AKADEMİSİ
TEK KİŞİLİK ORKESTRA
Gitar, her yerde birçok
meraklısı olan, şarkı söylemeyi seven herkes için rahat taşınabilen bir eşlik çalgısı olmuştur. Başlangıçta
basit bir eşlik çalgısı olarak
görülmüş olsa bile, uğradığı değişiklerle çok ilerleme
kaydederek, rahat çalınışı,
armonik müzik yapma imkanı zamanla onun bir solo
enstrüman olarak gelişmesini sağlamıştır.
Aynı zamanda gitar çok sesli bir
Gitar öğrenebilmek için öncelikle
Akademimizde ise amaç, öğren-
enstrüman olma özelliğiyle, hem ar-
tüm enstrümanlar için geçerli olan ilk
cilere ilk olarak enstrümanı doğru ta-
moninin hem de melodinin aynı anda
şey onu sevmek ve öğrenmeyi iste-
nıtmak ve sevdirmektir. Daha sonra
çalınabilmesine olanak sağlar. Birçok
mek gerekir. Herkes belli bir yere ka-
ise iyi bir iletişimle dersleri keyifli hale
besteci tarafından tek başına orkest-
dar bir şeyler çalabilir ama daha ilerisi
getirip bu işten zevk almalarını sağ-
ra diye adlandırılır. Bu şekilde çalın-
için iyi bir yeteneğe sahip olmak ge-
lamaktır. Genelde öğrenciler birbirin-
dığında birden fazla enstrümanı aynı
rekir. Gitar öğrenmek isteyen kişi bi-
den farklı fiziksel özelliklere ve beğe-
anda dinliyormuşuz etkisi yaratır.
linçli ve sistemli bir çalışma alışkanlı-
nilere sahip oldukları için her öğrenci-
ğına sahip olmalı, hırslı ve kararlı ola-
ye onların gelişimine uygun metodlar
rak sabırla çalışmalıdır. Bu yüzdendir
kullanılır, eğer yoksa öğrenciye uy-
ki gitar eğitiminin faydalarından biri,
gun hale getirilip kendimize ait me-
çocuk ve gençlerin sosyal kişiliklerini
todlarla derslerimizi gerçekleştiririz.
geliştirerek kendine güven kazanma-
Böylelikle kişiye özel derslerle daha
sını sağlamaktadır. Diğer bir faydası
verimli sonuçlar elde ederiz.
Klasik gitarın dışında, 1930’lu yıllarda elektroniğin gelişmesiyle gitarın
sesini kuvvetlendirmek için yapılan
birçok denemenin sonucunda elektrikli gitar (electro gitar)’lar üretilmeye
başlandı. 1950’li yılların ortalarında
rock’n roll müziğinin ortaya çıkmasıyla gitaristler bu gitarları kullanmaya
başladılar. Günümüzde iyice popüler olan bu gitarlar teknolojinin daha
da gelişmesiyle birçok farklı şekillerde üretilip kullanılıyorlar. Bugün gitar;
rock, caz ve klasik müzikte kullanılan
çok yönlü enstrümanlardan biridir.
ise “çalışma disiplini, konsantrasyon
ve sabır” gibi problemleri içten içe çözebilmesidir. Bu tamamen müzik eğitiminin temel amacıdır zaten. Gitar
çalmayı öğrenmek, bir mucize ya da
ilhamla olacak bir olay değildir. Ancak, devamlı çalışmak ve pratik yapmakla mümkün olabilir.
59
Serkan SERPEN
Gitar Öğretmeni
SPOR KULÜBÜ
NESİBE AYDIN'A YABANCI TRANSFER
Türkiye kadınlar basketbol 2. liginde zirve mücadelesi veren takımımız Amerikalı tecrübeli oyuncu Tatum Brown ile anlaştı.
1978 doğumlu ve 1.93 m boyundaki Tatum Brown ülkemizde Tarsus Belediyesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Samsun Basketbol Kulübü formalarını giymişti.
Kulüp yönetimi, yaptığı açıklamada Tatum Brown'un Türkiye birinci liginde oynamış tecrübeli, ligi tanıyan ve takımımıza birinci lige çıkma yolunda büyük katkı sağlayacak bir oyuncu olduğunu belirtti.
60
EVOS MATBACILIK
Adres: İstanbul Yolu 7. km Necdet Evliyagil Cad.
LARA EĞİTİM MATBAA YAYINCILIK
SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞTİ
Ağaç Metal Kooperatifi 27. Cadde 1435.
Sok. No: 30 İvogsan–Yenimahalle/ANKARA
Tel: 0312 395 83 42 • Faks: 395 83 41
No: 24 Batıkent / Ankara
Telefon: +90 312 278 49 61 - 278 08 24
Faks: +90 312 278 49 62
SEDAT BEY TURİZM
EUROCLEAN
Ziyabey Cad. 13. Sk. No: 14/5
Balgat / ANKARA
Güvenlik Caddesi 29 - A Aşağı Ayrancı / ANKARA
Tel: 312 220 35 25 – 26 – 27
Tel
Fax: 312 220 35 28
Faks : (0312) 418 30 99
info@sedatbeyturizm. com
E-posta : [email protected]
: (0312) 419 18 18 - 419 00 09
KARACAOĞLU SİGORTA
Akay Caddesi 21/4
Çankaya / ANKARA
Tel: 0312 425 23 18
ÇETİN EMEÇ ŞUBESİ
Ceyhun Atuf Kansu Cad. No 116/C Balgat 06520
Tel: 312- 473 18 85 • Faks: 312- 473 21 45
YKB ÇETİN EMEÇ ŞUBESİ
LARA KIRTASİYE
Turan Güneş Bul. 596. Sok. 40/1 Oran / ANKARA
KADAK Özel Güvenlik
Hizm. Tic. Ltd. Şti.
Menekşe-1 Sokak No:3/8-9
Kızılay/ANKARA
Tel: 0312 418 07 85
Faks: 0312 418 07 95
kadakguvenlik@hotmail. com
GÖÇEROĞLU TİCARET
Ankara Cad. 213 S. 2/17 Gölbaşı/ANKARA
Tel: (312) 484 14 69
Ceyhun Atıf Kansu Cad. No: 78-78 / A 06520
Balgat/ANKARA
Tel: 0 (312) 286-1886
Faks: 0 (312) 458-4865
DERSHANE KANTİN
RAFET İNCE
Hatay Sok. No: 22 Kızılay/ANKARA
Tel: 0312. 425 7357
YILDIZ YEMEK
İvedik Organize Sanayi 1354.Cadde
AÇS MOBİLYA
(Eski 21. Cadde) No: 111 Yenimahalle/ANKARA
Samsun Yolu 27. Km Hasanoğlan - ANKARA
Tel: 312. 395 36 75
Tel: 0312 866 18 88 (pbx) Faks: 866 18 00
PAPİRÜS REKLAM
Cinnah Caddesi
Kuloğlu Sokak 11/ 4
Çankaya/ ANKARA
BAŞAK GROUPAMA
Tel: (312) 440 95 96
Fax: (312) 440 00 11
www. papirusreklam. com
MERT KIRTASİYE
Cihan Sokak No: 13/B Sıhhiye / ANKARA
Tel/Faks: (312) 230 70 30 – 230 75 30 – 230 27 91
Gaziosmanpaşa Mah. Cad. 06830
Telefon:(312) 4852224 • Gölbaşı/ANKARA
GAMZE TEMİZLİK
G. O. P. Mahallesi 212. Sokak Ankara İş Merkezi
YILDIZ TİCARİ ŞUBESİ
Hilal Mah. Hollanda Cad. No:10 6705
Çankaya / Ankara
Tel: 0 (312) 440-3465
Faks: 0 (312) 440-3134
No: 1/A Gölbaşı/ANKARA
Tel: 3124843477 • Fax: 03124843477

Benzer belgeler

7. sınıf - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları

7. sınıf - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları Hızla akıp giden zaman içinde çocuklarımız için belirlediğimiz hedeflere ulaşma çabası içindeyiz. Bunu gerçekleştirirken de biliyoruz ki öğrencilerimizin başarısında en büyük destekçilerimiz sizler...

Detaylı

makale - 1 - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları

makale - 1 - Nesibe Aydın Eğitim Kurumları açıkladığım gibi, işlerini asla şansa bırakmadan ve atlamadan, önlerindeki süreyi azami düzeyde verimli kullanarak sıkı ve düzenli çalışmalarını istiyorum. Bu şekilde çalışıp da başarılı olmamak mü...

Detaylı