EYLÜL 2015 - Turkish Technic

Transkript

EYLÜL 2015 - Turkish Technic
EYLÜL 2015 YIL 11 SAYI 120
Türkiye MRO pazarında güç birliği
TÜRK HAVA YOLLARI
TEKNiK A.. iLE
TÜRK HAVA YOLLARI
HABOM A.. BiRLETi
TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş.
GENEL MÜDÜRÜ AHMET KARAMAN
Birleşme: Tek çatı, tek yapı.
TÜRK HAVA YOLLARI
GENEL MÜDÜRÜ TEMEL KOTİL
“Birleşme, küresel bir marka olma yolunda
atılan ciddi bir adım”
DÜNYA MRO PAZARI NEREDE
VE NEREYE GiDiYOR?
TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş.
GENEL MÜDÜR YARDIMCISI (TİCARET)
ALTAN BÜYÜKYILMAZ
“Daha geniş bir pazara erişeceğiz”
YAŞAYAN TARİH TAYYAR GÜLER’İN GÖZÜNDEN
Nereden nereye…
1
2
İÇİNDEKİLER
06
04
16
10
04
08 Kilometre Taşları
10 Röportaj / Ahmet Karaman
12 Röportaj / Doç. Dr. Temel Kotil
14 Dünyada MRO Pazarı
Teknik’ten Haberler
18
SAHİBİ
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
Ahmet Karaman
(Genel Müdür)
YAPIM
PAZARLAMA&KURUMSAL
İLETİŞİM MÜDÜRLÜĞÜ
Savtekin Özkan Öztürk
(Pazarlama&Kurumsal İletişim Müdürü)
Pınar Kaynak
(Yayın Koordinatörü, Uzman)
Cemal Gökgöz
(Medya, Reklam&Halkla İlişkiler, Muhabir)
18 Görüşler
36 Röportaj / Tayyar Güler
40 Görüşler
48 Bulmaca
Emine Akçakaya, Nur Banu Boz
(Yayın Kurulu)
YAYIN
GODE İSTANBUL
Songül Kurnaz
(Yayın Grup Direktörü)
Ulaş Atay
(Editör)
Murat Çimagil
(Art Direktör, Kapak Tasarım)
Hakan Büyükyazıcı
(Grafik Uygulama)
Burcu Tokat
(Redaksiyon Editörü)
Baskı ve Cilt
Tor Ofset San. ve Tic. Ltd. Şti.
www.torofset.com
GODE İSTANBUL
Al Karanfil Sokak
No: 5 Levent / İstanbul
godeistanbul.com
444 02 90
3
4
TENİKTEN HABERLER
23 Nisan’da çocuklarımızın
uçma merakına ortak olduk.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm
yurtta olduğu gibi Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de de
coşku ile kutlandı. 100’den fazla çocuğun misafir edildiği
organizasyonda çocuklar hangar gezisi sonrasında
kendileri için ayrılan uçağa alındı. Kokpitte hatıra fotoğrafı
çektiren çocukları Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel
Müdürü Ahmet Karaman makamında ağırladı. Çocuklarla
tek tek ilgilenen Karaman, 23 Nisan Ulusal Egemenlik
ve Çocuk Bayramı’nın Türkiye ve dünya çocuklarını
arasında sevgi ve dostluk bağlarının geliştirilmesi ve
barış içinde yaşayacakları bir dünyanın oluşması için
katkı sağlayacağına inandığını belirterek tüm çocukların
bayramını kutladı. Çizgi film eşliğinde öğle yemeğini yiyen
minik misafirlere daha sonra çeşitli hediyeler dağıtıldı.
Airbus ile Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. arasında A400M
anlaşması imzalandı.
Airbus Defence and Space ve Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş., IDEF 2015 Savunma
Sanayi Fuarı’nda Airbus A400M yeni nesil
nakliye uçağının bakım desteği tedariki
için anlaşma imzaladı.
Airbus Defence and Space Lojistik Destek
ve Servis Başkanı Philippe Galland ve
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel
Müdürü Ahmet Karaman tarafından
imzalanan anlaşması sonrasında, Airbus
Defence and Space, Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin ağır bakım kabiliyetlerini
geliştirerek Türk Hava Kuvvetleri
envanterinde yer alan A400M uçaklarına
uzun dönemde destek sağlamasına
yardımcı olacak.
İmza töreninde konuşan Philippe Galland,
“A400M’lerin Türkiye’deki hizmetlerinden
büyük memnuniyet duyuyoruz ve bu
anlaşmanın uzun seneler sürecek
sağlam destek hizmetine önemli bir katkı
sağlayacağı düşüncesindeyiz” dedi.
Ahmet Karaman ise “Airbus’ın tüm
birimleri ile kusursuz bir işbirliğimiz var
ve Türk Hava Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını
karşılayacak A400M uçakları bakım
kabiliyetlerimizi daha da geliştirmek için
sabırsızlanıyoruz” şeklinde konuştu.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ar-Ge Müdürlüğü iş başında
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Araştırma
ve Geliştirme (Ar-Ge) Müdürlüğü Vakumlu
Uçak Tuvaleti Dijital Test Sistemi
tasarlayarak üretime geçti. Tanıtım
kokteyline Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
Genel Müdürü Ahmet Karaman, Genel
Müdür Danışmanı Halil Tokel, Genel
Müdür Yardımcısı Can Şaşmaz, yöneticiler
ve çalışanlar katıldı.
Belirli periyotlarla bakımı yapılan ve
test gerektiren “vakumlu uçak tuvalet
komponentleri”ne bu çalışmalar tamamen
manuel olarak ve iki ayrı cihaz tarafından
yapılıyordu. Manuel olarak yapılan
kontroller ve bakımların otomatik ve
bilgisayar kontrollünde, tek sistemle
yapılmasına olanak tanıyan Vakumlu Uçak
Tuvaleti Dijital Test Sistemi, teknisyen
müdahalesini ve hata oranlarını en aza
indirmesinin yanı sıra üç saatte yapılan
testlerin 15 dakika gibi kısa bir sürede
yapılmasını da sağladı.
TÜBİTAK tarafından desteklenerek
üretimi yapılmaya başlanan ve dünyada
muadili olmayan bu cihazın diğer bakım
şirketlerine pazarlanması da hedefleniyor.
AIROD ve NADI Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi tercih etti.
Malezya’da 1976 yılından bu yana
faaliyette bulunan ve dünyada 33
ülkeye hizmet veren, askeri ve sivil
uçakların bakım, onarım, modifikasyon
ve yenileme işlemlerini gerçekleştiren
AIROD (Aerospace Technology Sdn Bhd,
Aerologica) şirketinin CEO’su Ahmad
Fuzli Fuad ve NADI (National Aerospace
& Defence Industries Sdn. Bhd) şirketinin
üst düzey yetkilileri Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. Genel Müdürü Ahmet
Karaman’ı makamında ziyaret etti.
AIROD olarak Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin tecrübesinden istifade etmek
ve işbirliği fırsatlarını değerlendirmek
amacı ile bu ziyareti gerçekleştirdiklerini
ifade eden Ahmad Fuzli Fuad, kendi
kabiliyetlerinde olmayan komponentlerin
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye
gönderilmesi ile bu başarılı firmanın
komponent kabiliyetlerinden yararlanmak
istediklerini belirtti.
İSO Meclis Başkanlık Divanı
ve Yönetim Kurulu, Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’de
Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi
Derneği (SAHA İstanbul) ve İSO Meclis
Başkanlık Divanı ve Yönetim Kurulu
Üyeleri, Sabiha Gökçen Uluslararası
Havalimanı yerleşkesinde bulunan Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi ziyaret etti.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel
Müdür Danışması Halil Tokel önce
misafirlere Şirket hakkında ayrıntılı
bilgi içeren bir sunum yaptı. Ardından
Türkiye’nin havacılık sektöründeki yeri,
önemi hakkında bir konuşma yapan Tokel
şunları söyledi: “Türkiye kararını verdi
ve 2023 yılına kadar kendi uçağını kendi
yapacak konuma gelecek. Türkiye çok
güçlü bir ülke, yetişmiş insan gücümüz
var, imkânlarımız var. Bizim tüm amacımız
Türk malı, Türk tasarımı ve Türk üretimi
bir uçak yapmak. Siyasi irade bu konuda
önümüzü açtı. Bizlere düşen yerli uçak
yapımı için hedefe kilitlenmek ve topyekûn
bir seferberlik başlatılmasıdır.”
Toplantı sonrasında Halil Tokel, SAHA
İstanbul Yönetim Kurulu ve İSO Yönetim
Kurulu Üyelerine Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. tesislerini gezdirdi.
5
6
TENİKTEN HABERLER
Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı iftar ve sahurda çalışanlarla bir araya geldi
Türk Hava Yolları A.O.& Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
İlker Aycı, Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. Hat Bakım Başkanlığı çalışanları
ile iftar programında bir araya geldi.
İftar programına Aycı’nın yanı sıra Türk
Hava Yolları Genel Müdürü Temel Kotil,
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel
Müdürü Ahmet Karaman, Genel Müdür
Yardımcıları Hüseyin Sağlam (Operasyon
2), Fazıl Çiftçi (Mali & İdari İşler), Altan
Büyükyılmaz (Ticaret), Can Şaşmaz
(Operasyon 1), yöneticiler ve çalışanlar
katıldı. İlker Aycı, teknisyen kıyafeti
giyerek çalışanlarımızla gece vardiyasında
da bir araya geldi. Dört saate yakın
süren ziyaretinde, hangarları, atölyeleri,
çalışanların dinlenme ve soyunma
odalarını gezen Aycı, yaklaşık 100’e
yakın teknisyen ile birlikte sahur yaparak
çalışanlarımızın sorunlarını dinledi.
Çalışma arkadaşları ile bir arada sahur
yapmaktan mutlu olduğunu dile getiren
İlker Aycı, “Birlikte hepimiz büyük bir
aileyiz. Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’deki
tüm arkadaşlarımızın bugüne kadar büyük
bir özveri ile çalıştığını biliyoruz. Sizlerin
gayreti ve özverisi ile bundan sonra da
daha büyük başarılara imza atacağız”
dedi.
Yönetim Kurulu Başkanı Aycı’nın
gece vardiyasına katılarak kendileri ile
birlikte sahur yapmasından duydukları
memnuniyeti dile getiren Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. çalışanları daha sonra İlker
Aycı ile hatıra fotoğrafları çektirdi.
Arkadaşlarımızı
unutmadık
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda
bulunan Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. eğitim binalarında yer alan
konferans salonuna ve amfilere,
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
ailesinin vefat eden değerli
çalışanları Tuğrul Tuna Beken,
Orhan Avcı ve Şentürk Çavuş’un
isimleri verildi.
Salon ve amfilerde hatıraları
bizlerle yaşayacak arkadaşlarımızı
unutmadık. Her zaman
saygı ile özlemle anacağımız
arkadaşlarımıza tekrar Allah’tan
rahmet dileriz.
EAMTC toplantısı Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. sponsorluğunda İstanbul’da yapıldı
62. EAMTC (Avrupa Havacılık Bakım
Eğitimi Komitesi / European Aviation
Maintenance Training Committee)
toplantısı 14-15 Nisan 2015 tarihlerinde
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin
sponsorluğunda, Eğitim Başkanlığı
koordinasyonunda ve Pazarlama ve Satış
Başkanlığı’nın desteği ile İstanbul Polat
Renaissance Hotel’de gerçekleştirildi.
Yılda iki defa düzenlenen toplantıya
yaklaşık 30 ülkeden, Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş., EASA, SHGM, Airbus,
Rolls-Royce, Embraer, Lufthansa, Air
France, SR Technic, Hong Kong Aircraft
Engineering Company, Sabena Technic
gibi 80’e yakın firma katıldı.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel
Müdürü Ahmet Karaman ve Eğitim
Başkanı Caner Şentürk tarafından yapılan
açılış konuşmalarını EASA temsilcilerinin
bilgilendirmeleri takip etti. Toplantıda
eğitim ile ilgili otorite olan EASA
tarafından düşünülen veya gündeme
gelmesi muhtemel konular ele alındı.
Önemli konulardan OJT ve uluslararası
arenada yapılan lisans sınavları, bu
sınavlarla ilgili problemler, sektörün bu
konulardaki görüşleri ve çözüm önerileri,
başta EASA olmak üzere katılımcılar
tarafından paylaşıldı. Yeni çalışma grupları
oluşturuldu ve mevcut çalışma gruplarının
raporları ve son durumları grup üyeleri
tarafından aktarıldı.
Organizasyonu Türkiye’ye getirerek
sektörün ulusal paydaşlarının yabancı
meslektaşları ile buluşmasını sağlayan
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş’nin
EAMTC’ye aktif katılımı ve ülke sivil
havacılık sektörünü bu yolla temsili daha
etkin bir şekilde devam edecektir.
7
8
KİLOMETRE
TAŞLARI
HABOM’un
yapılmasına
karar verildi.
2003
Fizibilite
çalışmalarına
başlandı.
Savunma Sanayii
Müsteşarlığı (SSM)
ile Türk Hava Yolları
arasında Havacılık
Bakım Onarım ve
Modifikasyon Merkezi
(HABOM) kurulmasına
ilişkin ilk protokol
imzalandı.
Proje geliştirme
ve inşa
edilecek tesisin
projelendirme
çalışmaları
yapıldı.
2003
2004
2005-2010 2010
200.000 m2’lik
(20 hektar) alan
üzerinde inşaat
başladı.
Dar Gövde
Hangarı
teslimi yapıldı.
İlk dar gövde
uçak bakımı
tamamlandı.
EKİM 2013 KASIM 2013
Boya Hangarı
teslimi yapıldı
ve ilk uçak
boya işlemi
gerçekleştirildi.
Başbakanımız
Sn. Recep Tayyip
Erdoğan’ın
katılımı ile
tesisin açılışı
gerçekleştirildi.
Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. ile Türk
Hava Yolları HABOM
A.Ş.’nin Türk Hava
Yolları Teknik
A.Ş. çatısı altında
birleşmesine karar
verildi.
Proje
tamamlandı.
NİSAN 2014
HAZİRAN 2014
2014
2015
9
10
RÖPORTAJ
Ahmet Karaman / Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü
“Birleşme: Tek çatı, tek yapı”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile
Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin
birleşmesinin iki şirket açısından en
rasyonel hareket olduğunu vurgulayan
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel
Müdürü Ahmet Karaman, tek çatı
altında toplanmanın bürokrasiyi
azalttığını ve daha güçlü bir yapı ortaya
çıkardığını ifade ediyor.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel
Müdürü Ahmet Karaman, birleşme
sürecini idari ve bürokratik; çalışanlar
ve müşteriler açısından masaya yatırdı.
“Aşı her zaman iyidir” diyen Karaman,
birleşmenin daha güçlü ve tek noktadan
yönetilen bir yapı ortaya çıkardığının altınız
çizdi.
Birleşme sürecinin nedenleri
ve sonuçları ile ilgili
neler düşünüyor ve neler
hissediyorsunuz?
Birleşme sürecine öncelikle duygusal
açıdan bakacak olursak, çalışanlarımızdan
bir kısmı Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
çatısı altında çalışmak istiyordu, bir
kısmı ise -eskiden MNG Teknik’te
çalışanlar- uzun yıllar özel sektör mantığı
ile çalıştıkları için bu birleşmeden pek
memnun olmadı.
Aşı her zaman iyidir. Ağaçları da meyve
versin, daha iyi meyve versin diye aşılarlar.
İki yapı birbiri ile iç içe geçince ortaya iyi
bir şeyler çıkar. Nasıl ki ırklar karışınca
daha güçlü melez canlılar ortaya çıkıyorsa,
aynı mantık bence şirketler için de geçerli.
Tabii bu tür birleşmeler sırasında kayıplar
da oluyor. Bunun yapısal bir durum
olduğunu düşünüyorum.
Bir de zaten İstanbul AHL, Sabiha Gökçen
Havalimanı, Esenboğa Havalimanı
vs. gibi çok istasyonlu bir yapıda tek
merkezden yönetim son derece önemli.
Ancak tabii şunu da kabul etmemiz
lazım, iki şirket arasında tatlı bir rekabet
ortamı yaratarak, birbirleri ile yarıştırarak
bir verimlilik yakalıyorduk; birleşme ile
bunu kaybediyoruz. Ancak bu verimliliği
başka şekillerde yakalamayı hedefliyoruz.
Ayrıca birleşmenin, adam/saat kaybını ve
bürokrasiyi azaltmasının bizim için önemli
bir avantaj olacağı düşüncesindeyim.
Örneğin eskiden AHL’deki depolardan
birinden alınarak Türk Hava Yolları
HABOM A.Ş.’ye giden bir malzeme sanki
yurtdışından geliyormuş gibi tekrar kontrol
ediliyordu. Bunun gibi adam/saat kaybına
neden olan noktaları ortadan kaldırdık
birleşme sonucunda. Bürokrasiyi azaltmak
adına attığımız bu adımın rekabet
gücümüzü kısa zamanda artıracağını
düşünüyorum. Ayrıca aşı her zaman iyidir.
Doğal seleksiyonun daha net yaşanmasını
sağlar ve güçlendirir.
Birleşmenin, iki şirket açısından
da en rasyonel hareket
olduğunu söylememiz yanlış
olmaz o zaman…
Kesinlikle… Şunu yapabilseydik
farklı olabilirdi. Lufthansa tüm MRO
hizmetlerinin pazarlama faaliyetlerini
Hamburg’dan yürütüyor. Ancak bunu
kendi çatısı altında olmayan bir şirket
üzerinden yapıyor. Bu şirket Macaristan’ı,
Bulgaristan’ı, İrlanda’yı… Kısacası hizmet
verilen tüm pazarları planlıyor. Açıkçası
biz planlama konusunda bu aşamaya
gelemedik henüz; bu seviyede değiliz.
Şu anki altyapı ve şartlar
çerçevesinde en uygun
yapılanmaya gidiyoruz diyebilir
miyiz?
Evet. Şu anda yapılması en doğru olan bu.
Belki uzun vadede, bundan 10 yıl sonra,
bu sistem oturduktan sonra -örneğin
yurtdışında bir tesis satın alarak- başka
bir planlama yapılabilir. Ama bu, mevcut
yapı içinde en doğru olan uygulamaydı.
Özellikle beyaz yakalı sayısında yaşanan
azalma da önemli avantaj sağladı
şirketimize. Bu, bürokrasinin azalması
anlamına da geliyor ayrıca.
Türkiye’nin MRO pazarındaki
yerini nasıl etkiledi bu birleşme?
Şu ana kadar çok fazla etkisi
olmadı, bundan sonra da olacağını
düşünmüyorum. Bunda, uzun zamandır
pazarlama faaliyetinin Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. Pazarlama Başkanlığı
tarafından yürütülmesinin de büyük etkisi
var tabii. Ama şu da var; bu süreçte
bazı müşterilerimiz “Ben HABOM’da
bakım yapılmasını istiyorum” ya da “Ben
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’de bakım
yapılmasını istiyorum” şeklinde taleplerde
bulunabiliyorlardı. Bu da bizim planlama
yapmamızı güçleştiriyor, aynı zamanda
müşteriler arasında bir antipati de
oluşabiliyordu. Artık bu tür sorunlarla karşı
karşıya kalmayacağız.
Ayrıca önceden çalışan sayımız az
geliyor, işlerimizin yüzde 70’ten fazlasını
Türk Hava Yolları oluşturuyor ve üçüncü
firmalara istediğimiz oranda hizmet
veremiyorduk. Birleşme bu anlamda da
elimizi güçlendirdi.
Birleşmeyi mental anlamda
olumlu karşılayacak/karşılayan
müşterileriniz oldu mu?
Müşteriler bu birleşmeye öncelikle
bürokratik anlamda sıcak bakıyor. Tek
çatı altında toplanmış bir yapı, haliyle
bürokratik süreçlerin azalmasını sağlıyor.
Ayrıca havayolu deneyimime dayanarak,
bir uçağı bir firmaya bakıma verecek
olduğumda kendi kendime; “Bu firmanın
havayolu şirketi var mı? Deposu var mı?”
gibi sorular sorarım. Çünkü operasyonda
olan bir havayoluna sahip olan bakım
merkezinin güçlü bir deposu vardır ve
benim uçağımla ilgili sorunları çözmede
daha hızlı hareket edebilir, beni zor
durumda bırakmaz diye düşünürüm.
Çünkü herhangi bir havayolu şirketi
bulunmayan, sadece bakım merkezi olan
bir şirket, hangi uçağın, hangi amaçla
bakıma geleceğini bilmeyeceği için bazı
parçaların stok maliyetinin altına girmek
istemez.
İşte bu bakış açısının Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. açısından önemli bir artısı
var. Müşteri şöyle düşünür, “Bu şirketin
operasyonda olan büyük bir havayolu
şirketi ve milyon dolarlık bir deposu var.
Ben uçağımı buraya verdiğim takdirde
bu deneyim ve depo emrime amade.”
İşin maddi boyutundan önce bu güven
duygusu geliyor. Ayrıca MRO pazarı
işin teknik ve pek bilinmeyen tarafı.
Ama uçağına nerede bakım yaptırdın
dendiğinde “Türk Hava Yolları” yanıtını
vermek, bizim tesislerimizde bakım
yaptıran firma için de önemli bir artı.
Çünkü Türk Hava Yolları dünya genelinde
tanınan, beğenilen, güvenilen, büyük bir
marka. Kısacası Türk Hava Yolları’nın
marka değeri MRO pazarında bizim için
olumlu referans oluyor.
Birleşmenin çalışanlar üzerinde
nasıl bir etkisi oldu sizce?
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş. ve MNG Teknik A.Ş.
üçgeninde yaşanan süreçlerden dolayı
memnun olan ve olmayan çalışanlarımız
oldu. Ancak bundan sonrası ile ilgili olarak
şu asla unutulmamalı; biz artık yepyeni
bir Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yiz. Özel
sektör özelliklerini taşıyan ama devletin
yarı garantisinde tek çatı, tek yapı.
Özel sektör ve devlet kurumu arasındaki
dengeye çalışanlarımızın kısa sürede
alışacağından ve Şirketimizin hedeflerine
ulaşması için ellerinden geleni
yapacağından eminim. Bunun için ciddi
insan kaynakları çalışmaları yapıyoruz,
yapacağız. Beklediğimiz bu dengeyi
yakaladığımız zaman çok daha başarılı
olacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.
2015’in sonunda Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin nerede
olacağını öngörüyorsunuz?
Öncelikle şunu belirtmem lazım, biz
büyümemizi Türk Hava Yolları’nın
büyümesine paralel görüyor, onun
büyümesine endeksliyoruz. Türk Hava
Yolları’nın kapasitesini yılsonuna kadar
yüzde 10-15 artırması planlanıyor. Ya bu
kapasiteye uygun hizmeti verebilmek
için diğer şirketlere verdiğimiz hizmeti
azaltacağız ya da kapasitemizi artıracağız.
“Aşı her zaman iyidir. Ağaçları
da meyve versin, daha iyi
meyve versin diye aşılarlar. İki
yapı birbiri ile iç içe geçince
ortaya iyi bir şeyler çıkar.
Nasıl ki ırklar karışınca daha
güçlü melez canlılar ortaya
çıkıyorsa, aynı mantık bence
şirketler için de geçerli.”
Diğer şirketlere verdiğimiz hizmetleri de
artırmak istediğimiz için kapasitemizi
artırmayı tercih ediyoruz. Yılsonuna kadar
yaklaşık yüzde 30 oranında bir kapasite
artışımız olacak.
Başta hangarlar olmak üzere fiziksel yapı
ile ilgili en ufak bir sorunumuz yok. En
az önümüzdeki beş yıl bu konuda sorun
yaşamayacak altyapıyı kurduk. Çalışan
sorunumuzu da çeşitli üniversitelerle
bağlantılı bir şekilde yürüttüğümüz
Teknisyen Yetiştirme Programı (TYP)
ile aşacağız. Şu ana kadar Kocaeli ve
İzmir’de birer sınav yaptık bu program
kapsamında. İki yıllık üniversite ve meslek
yüksekokulu mezunları arasından sınavla
seçtiğimiz arkadaşlarımıza 6 ay kurs
veriyor, sonra da hangarda verdiğimiz
pratik eğitimle lisans almalarını ve
teknisyen olmalarını sağlıyoruz. Aslında bu
uygulamayı 2010 yılında başlattık. 2010
yılında eğitim alarak bizimle çalışmaya
başlayanlar 5 yıllık çalışma sürelerini
doldurup yakında lisanslarını alacak.
Bu, EASA (European Aviation Safety
Agency/Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı)
tarafından belirlenmiş, uluslararası bir
süre.
Şunun da altını çizmek istiyorum;
bugüne kadar çıraklık ve kalfalık yapan
bu arkadaşlarımız lisanslarını aldıktan
sonra usta olacak ve bu işin her anlamda
nimetlerinden daha fazla faydalanmaya
başlayacaklar. Bu da onları takip eden
meslektaşları için olumlu, motive edici bir
sürecin başlangıcı olacak.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye insan
kaynağı sağlama çalışmalarının temeli
olan bu programın, kaliteli insan
kaynağı sağlama yolunda bize yardımcı
olacağından eminiz.
“Özel sektör ve devlet kurumu
arasındaki dengeye çalışanlarımızın
kısa sürede alışacağından ve
Şirketimizin hedeflerine ulaşması
için ellerinden geleni yapacağından
eminim. Bunun için ciddi insan
kaynakları çalışmaları yapıyoruz,
yapacağız. Beklediğimiz bu dengeyi
yakaladığımız zaman çok daha
başarılı olacağımızdan kimsenin 11
kuşkusu olmasın.”
12
RÖPORTAJ
Doç. Dr. Temel Kotil / Türk Hava Yolları Genel Müdürü, Yönetim Kurulu
ve İcra Komitesi Başkan Vekili, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi
“Birleşme, küresel bir marka olma yolunda
atılan ciddi bir adım”
Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. ile Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin birleşmesinin, iki güçlü
şirketin aynı çatı altında buluşması ve küresel
bir marka olma yolunda atılan ciddi bir adım
olarak değerlendiren Türk Hava Yolları Genel
Müdürü Temel Kotil, şu anda dünya MRO
pazarında ilk 10 içerisinde yer alan Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin hedefinin 2023 yılında ilk
beşe girmek olduğunu belirtti.
Birleşme sonrası daha da güçlenen
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin
dünya havacılık sektörünün yüzde
50’den fazlasının yer aldığı üç kıtanın
ortasında bulunması nedeniyle önemli
bir avantaja sahip olduğunu ifade eden
Türk Hava Yolları Genel Müdürü Temel
Kotil, önümüzdeki altı yıl içerisinde uçak
sayısının 500’ü aşmasını hedefleyen
Türk Hava Yolları’nın yanı sıra bu geniş
coğrafyadaki 100’ün üzerinde havayolu
şirketine de hizmet verdiğini hatırlattı.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
ile Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş.’nin aynı çatı altında
birleşmesi hakkında neler
düşünüyorsunuz?
Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. ile birleşmesi; iki
güçlü şirketin aynı çatı altında buluşması
ve küresel bir marka olma yolunda atılan
ciddi bir adım olması nedeniyle büyük
bir önem arz etmektedir. Artan hangar
kapasitemiz, nitelikli insan kaynağımız
ve lehimize olan coğrafi konumumuzla,
vitrinine rekabetçi ürünler koyabilen
bölgesel bir uçak bakım merkezi haline
gelmiş bulunuyoruz.
“Birleşme,
çalışanlarımız
arasında eşitlik
sağladığı gibi
kurumsal aidiyet
duygusunu da
perçinledi.”
Bu birleşmenin Türkiye, bölge
ülkeler ve dünya MRO pazarına
ne tür etkileri olduğunu ve
olacağını düşünüyorsunuz?
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin sahip
olduğu yedi hangarına ek olarak, üç kıtayı
birbirine bağlayacak olan İstanbul’un
üçüncü havalimanında da yeni bir hangara
sahip olması bekleniyor. Bu atılımla birlikte
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., küresel uçak
bakım onarım pazarının yüzde 50’sinden
fazlasını oluşturan Asya, Avrupa, Kuzey
Afrika ve Ortadoğu ayağında, en güçlü
oyunculardan biri olmaya hazırlanıyor.
Şirketin, iki kıta ve iki bölgede en az 30
milyar dolarlık bakım pazarına doğrudan
erişim şansı bulunuyor.
Yeni yapı, çalışanlar üzerinde
nasıl bir sinerji yarattı sizce?
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş., her ikisi de
yüzde 100 Türk Hava Yolları A.O.’ya bağlı
iştirak şirket statüsündeydi. Fakat sosyal
haklar açısından aralarında bazı farklılıklar
vardı. Birleşme, çalışanlarımız arasında
eşitlik sağladığı gibi kurumsal aidiyet
duygusunu da perçinledi. Sonuçtan tüm
çalışanlarımızın tatmin ve mutlu olduğuna
inanıyorum.
Birleşmeyi Türk Hava Yolları
penceresinden değerlendirebilir
misiniz?
Bu yılın sonuna kadar teslim alacağımız
uçaklarımızla birlikte filomuzda yaklaşık
300 uçağımız olacak. Önümüzdeki altı
yıllık periyotta ise bu rakamın yüzde
70’den fazla artış göstererek 500’ü
aşmasını hedefliyoruz. Bu sektör üzeri
büyüme, uçak bakımına duyacağımız
ihtiyacın da aynı oranda artacağının
göstergesidir.
Diğer taraftan Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. sadece kendi uçaklarımıza bakım
yapan bir şirket değil. Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş., üçüncü parti olarak
adlandırdığımız Avrupa, Asya, Ortadoğu
ve Kuzey Afrika merkezli 100’den fazla
yabancı havayolu firması tarafından da
tercih edilen bir bakım ve onarım merkezi.
Bugün dünya MRO pazarında ilk 10
içerisinde olan Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin birleşme ile kapasite ve insan
kaynağı gücü iki katına çıktı, hedefimiz
2023 te ilk beşe girmek.
“Artan hangar
kapasitemiz, nitelikli
insan kaynağımız ve
lehimize olan coğrafi
konumumuzla, vitrinine
rekabetçi ürünler
koyabilen bölgesel
bir uçak bakım
merkezi haline gelmiş
bulunuyoruz.”
13
14
MRO PAZARI
Dünya MRO pazarının
şu anki pozisyonunu ve
gelecekte nerede olacağını
yorumlayabilmek için öncelikli
olarak dünya havacılığının
nereye gittiğini anlamak
gerekir. 2015 yılında tüm
dünyada hizmet veren
filolara baktığımızda Kuzey
Amerika kıtasının 7.420
uçakla hâlâ en fazla uçağa
sahip bölge konumunda
olduğu gözlemleniyor. Ancak
pazar eğiliminin ve ekonomik
dinamiklerin değişimi ile
birlikte demografik göstergeler,
önümüzdeki dönemde
dünya ekonomisindeki ağırlık
merkezinde yaşanacak değişim
ile birlikte, dünya havacılık
sektörünün ağırlık merkezinin
de Asya kıtasına doğru
kayacağını gösteriyor.
Ekonomik Ağırlık Merkezi
Havacılık Ağırlık Merkezi
2025 yılında Asya-Pasifik, Çin ve
Hindistan’ı kapsayan bölgedeki
havayollarının 10 yılda 5.235 uçağı daha
filolarına katması ile beraber bu bölgedeki
toplam uçak sayısının 11.687’ye ulaşması
ve buranın dünyada en fazla uçağa sahip
bölge olması bekleniyor.
2015 yılında dünyadaki MRO
harcamasının 67,1 milyar dolar
seviyesinde olması ve pazarın yılda
ortalama yüzde 4,1 büyüyerek 2025
yılında 100,4 milyar dolar seviyesine
ulaşması da beklentiler arasında.
120
100
Milyar $
80
60
Toplam harcamanın MRO alt segmentlere
göre kırılımı incelendiğinde yeni
teknolojilerin sektöre entegre edilmesiyle
ağır bakım gelirlerinin sektördeki payının
yüzde 22’den yüzde 17’ye ineceği
öngörülüyor. Ayrıca yeni teknoloji ve
uzmanlık alanlarının artmasıyla motor
bakımın ve komponent bakımın sektördeki
payının artacağı da sektörün geleceğine
dair öngörüler arasında.
Yıllık Ortalama
Büyüme %3.8
Yıllık Ortalama
Büyüme %4.4
67.1
12.4
83.2
100.4
19.2
15.2
37.1
46.8
40
27.9
20
12.3
15
17.8
14.5
15.9
16.7
0
2015
Ağır Bakım
Hat Bakım
2020
Motor Bakım
2025
Komponent Bakım
15
2015
MRO Spend (SUSB)
16
10YR
CAGR
2015-2025
Absolute Growth
2025
MRO Spend (SUSB)
North America
$20.0
0.6%
$1.3
$21.3
Eupore
$17.9
3.3%
$7.0
$24.9
Latin America
& the Caribbean
$3.2
7.3%
$3.3
$6.5
Africa / Middle East
$7.5
5.5%
$5.3
$12.8
$18.3
6.6%
$16.5
$34.8
Asia Pacific / China / India
Bu göstergelerden de rahatça
gözlemleneceği üzere MRO sektörü
“adam-saat yoğun” bir sektör olmaktan
“bilgi-teknoloji yoğun” bir sektör olmaya
doğru bir dönüşüm geçirmektedir.
2015 yılının sonunda dünya genelindeki
toplam MRO harcamalarının yüzde
29,8’inin Kuzey Amerika kıtasında, yüzde
26,7’sinin ise Avrupa kıtasında olacağı
öngörülmektedir. Ekonomik, demografik
ve havacılık filo göstergelerindeki Asya
bölgesinin gelişmesinin yansımaları
doğrudan MRO sektöründe de
görülebilmektedir. Asya-Pasifik, Çin ve
Hindistan bölgesi 2015 yılında yüzde
27,2’lik bir pazar payına sahipken,
bölgenin 2025 yılındaki pazar payının
KAPALI ALAN (bin m2)
yüzde 34,6 seviyesine çıkması ve
önümüzdeki 10 yıl içerisinde bölgede
doğacak büyük talebi karşılamak için
yapılacak MRO yatırımlarının cazibe
noktası olması beklenmektedir.
Uçak bakım kapasitesinde yüzde 210’luk
artış Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile
Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin bir
çatı altında birleşmesi ile birlikte Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş’nin kapasitesi ve
insangücü önemli oranda artmıştır.
Şirketin uçak bakım kapasitesi beş geniş
gövdeli ve yedi dar gövdeli uçaktan, aynı
anda 10 geniş gövdeli ve 30 dar gövdeli
uçağa yükselmiştir. Bir başka deyişle,
birleşme ile beraber Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin hangar kapasitesi yüzde
210 artmıştır.
576
2003
380
196
124
72
MNG
TEKNİK
HABOM
2013
Kapalı
Alan Artışı
%360
2014
Kapasite artışını toplam kapalı alan
çerçevesinden değerlendirdiğimizde
birleşmeden sonra Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin toplam kapalı alanı
124.000 m2’den 576.000 m2’ye çıkmıştır.
Birleşme ile beraber yaşanan toplam
kapalı alan artışı yüzde 360 seviyesindedir.
Birleşme sonucunda Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. toplam 5.210 çalışanı ve aynı
anda 10 geniş gövdeli, 30 dar gövdeli
uçağa hizmet verebilen hangarlarıyla
dünya MRO pazarının en önemli
oyuncularından biri olacak büyük bir yapı
halini almıştır.
5
7
Geniş Gövdeli
Uçak
Dar Gövdeli
Uçak
7
19
Geniş Gövdeli
Uçak
10
30
Dar Gövdeli
Uçak
Geniş Gövdeli
Uçak
Dar Gövdeli
Uçak
Dünyanın en büyük
9’uncu MRO şirketi: Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.
Birleşme ile birlikte Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin
yönetim merkezi Sabiha
Gökçen Havalimanı
HABOM tesisleri olmuştur.
Birleşme öncesinde
başlayan süreç ile birlikte
Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin iştiraklerinin
de HABOM tesislerine
taşınmasıyla birlikte
HABOM tesislerinin bir
havacılık ekosistemi
haline getirilmesi
hedeflenmektedir. Birleşme
öncesi TCI, HABOM
tesislerine taşınmıştı;
birleşmeye kısa bir süre
kala GTTSC de taşındı ve
yakında TSI’ın da taşınması
gündemde.
Birleşme ile beraber Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin dünya MRO pazarındaki
payı -iştirakleri ile birlikte- yüzde 1,64
seviyelerine yükseltmiştir. Bu oranla şu
anda dünyanın en büyük 9’uncu MRO
şirketi konumunda olan Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş., mevcut stratejik planlar
çerçevesinde gelirini artırarak, dünyanın
ilk beş MRO şirketinden biri olmayı ve
pazar payını en az yüzde 2 seviyelerine
çıkarmayı hedeflemektedir.
Uçak bakım onarım ve yenileme
sektörünün sivil havacılık kısmında hizmet
veren Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.,
Türk sivil havacılığının bayrak taşıyıcısı
konumundaki Türk Hava Yolları’nın
emniyetli ve güvenli bir biçimde uçmasını
sağlayan en önemli unsurdur. Bu bakış
açısıyla yapılan her yatırım ve proje
Türk Hava Yolları’nın büyümesini olumlu
yönde desteklemeyi amaçlamaktadır.
Sivil havacılık için bu derece önemli bir
konumda olan Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. kısa ve orta vadede askeri uçak
bakım onarım sektöründe de söz sahibi
bir konuma gelmeyi hedeflemektedir.
HABOM projesi yatırımı ülkemizin 2023
vizyonu kapsamındaki yerli sivil yolcu
uçağı üretimi projesi açısından da kritik
bir önem arz etmektedir. Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. bu uçağın bakım onarım
faaliyetlerine ek olarak, üretim şirketleri
TCI ve TSI ile uçağın koltuk ve galleylerini
de sağlama arzusunda olacaktır.
17
18
GÖRÜŞLER
Altan Büyükyılmaz / Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı (Ticaret)
“Daha geniş bir pazara erişeceğiz”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş’nin birleşmesi
çok büyük bir olay. Böylesine büyük
gelişmeleri anlatırken Latince deyişler
kullanmak adettendir. Bu duruma en
uygun sözün, “Ad augusta per angusta”
(Doruklara doğru, dar yollardan) olduğunu
düşünüyorum. Başarı kolay kazanılmaz,
zirve için ne kadar dolansanız da varmanız
gereken yükseklik aynıdır. Yolu uzatmak
veya kısaltmak tercihtir, aşılacak engeller
toplamda aynıdır. Dolayısıyla pratikte bu
iki şirket birbirleriyle halihazırda uyumlu
olarak çalışıyor olsa da, Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş. ölçeğindeki şirketlerin birleşmeleri
hiçbir zaman kolay olmaz. Ancak arzulu
ve özverili olmamız, bu birleşmenin
nispeten daha kolay olmasını sağlıyor.
Ayrıca sürecin bizlere kazandırdığı birikim
ve tecrübeyi de yadsımamak gerekir.
Bu birliktelik bizlere yeni kazanımlar ve
zenginlikler sağladı. Resmi birleşme
ile birlikte ulaşmak istediğimiz noktaya
başarıyla vardık.
“Şirketimiz bünyesinde çok büyük
etkileri olacak”
Birleşme sonrası yeni yapılanmanın,
dünya ve MRO pazarından ziyade kendi
şirketimiz bünyesinde çok büyük etkileri
olacağını düşünüyorum. Zaten koordineli
çalışan ve hissedarlarının yüzde 100
aynı olduğu bir şirketten söz ediyoruz.
Dolayısıyla dünya ve MRO pazarına
büyük bir etkisi olmayacaktır. Şirketimizin
kendi geleceği ve dinamikleri açısından
pozitif etkileri daha büyüktür. Türk Hava
Yolları Teknik sadece rakip MRO’lar değil,
havacılık otoriteleri ve imalatçılar nezdinde
de daha güçlü ve daha bilgilidir. Her
büyük şirket çeşitli denemeler, yönetimsel
entegrasyon ve ayrılma çalışmaları yapar;
bu tecrübenin müspet ya da menfi Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye getirdiği büyük
kazanımlar vardır. Fakat şunu da açıkça
ortaya koymak gerekir ki iki şirketin
birleşmesi, Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin kabiliyetlerinin artmasına ve daha
geniş bir pazara hizmet etmesine olanak
vermiş, katkıda bulunmuştur.
“Tam uyum için bir yıl gerekli”
Birleşmelerin sancılı olabileceği ve
kâğıt üzerinde gerçekleşen ile pratikte
gerçekleşenin aynı kolaylıkta olmayacağını
göz önünde bulundurmak gerekir.
Birleşmeden 6 ay önce, birleşme sonrası
organizasyonel yapı ve müşterek süreçler
tasarlanmıştı. Birleşmenin uygulamaya
geçişi kâğıt üzerinde kolay oldu, fakat fiili
tatbiki için aynı şeyi söyleyemeyiz. Bu tabii
ki heves kırıcı olmamalı. Yaklaşık 9-12 ay
içerisinde tam uyumun yakalanacağına
inanıyorum. Satış, pazarlama, kurumsal
iletişim, müşteri ilişkileri ve strateji
planlama fonksiyonlarımız iki şirket
birleşmeden önce de tek bir merkezden
yönetiliyordu, bu nedenle bu birimlerimiz
birleşme sürecinden en az etkilenen
birimler oldu. Birleşme öncesi, ilgili
birimlerimiz Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş. şirketinin ilgili bölümleriyle devamlı
bir iletişim halinde olduğu için süreçten
önce de zaten belli bir senkronizasyon
sağlanmıştı. ÜPK birimlerimiz de birleşme
sonrası ÜPK faaliyetlerini tek çatı altında
yürütmeye başlamış oldu.
Genel Müdür Yardımcısı (Ticaret) altında iki
büyük ve günlük hayatta birbiri ile çatışan
fonksiyon “Planlama ve Satış”ı yürütmek,
aslında zıt kutuplardan sinerjinin nasıl
yaratılacağının güzel bir örneğidir. Bu
doğrultuda örnekler çoğaltılabilir. Fakat
en çarpıcı olanı, iki kurumun birleşmesi
ve dolayısıyla teknik kadronun bilgi
birikimlerini birleştirmesi sonucunda,
Satış ve Pazarlama Başkanlığı şirket
stratejimizde de yer alan, askeri pazarlara
girebilme şansımız artmış ve bu gelişme
bizler için ciddi bir kazanım teşkil etmiştir.
An itibariyle askeri havacılık bakım
onarım işlerinde kabiliyet kazanma ve bu
pazardan pay elde edebilme yolu bizlere
açılmış durumdadır. Bu gelişme, gelecekte
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’yi çok daha
farklı konumlara taşıyabilecek bir açılımdır.
Birleşme sonrası her zamanki gibi bir aile
olarak hissedebilmek çok önemli. Aile
içinde anlaşmazlıklar, kavgalar olabilir,
ama gün sonunda aynı sofrada yemeğe
oturan, aynı rızkı paylaşan, hüzünler kadar
mutlulukları birlikte yaşayan bu ailedir.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Ailesi bu
birleşme ile daha büyük ve daha güçlü
bir ailenin özgüvenine sahip bir aile haline
gelmiştir.
Salih İnce / Komponent Hizmet Başkanı
“Güçlerin birleşmesi ile daha da güçleniyoruz”
İki büyük bakım gücünün birleşerek
çok daha büyük bir güç oluşturmasının
yaratacağı rüzgarı şimdiden hissetmeye
başladık. Yeni bir heyecan ve dinamizm
ile MRO pazarında uzun soluklu bir yarış
için önemli ölçüde enerji depolayarak
yolumuza devam edeceğiz.
Yeni oluşumun, personel motivasyonu
açısından da olumlu bir atmosfer
oluşturacağını düşünüyorum. Ortak kurum
kültürü ile kaynaşan ve ortak hedefe
doğru hareket eden; büyük ama tek
vücut, lokalize fakat ahenkli bir yürüyüş
sergileyen çalışanlarımızla muhteşem bir
uyum göstereceğiz.
Birleşmenin başkanlığımızın iş akışını
olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyoruz.
İşlerin tek merkezden yönetildiği ancak
ilgili lokal duruma özel çözümlerin
ıskalanmadığı bir yönetim modelini
öngörüyoruz. Bu, oldukça zorlayıcı ancak
bir o kadarda heyecan verici bir süreç. Bu
süreçte hem bizim hem de şirketin geri
kalanının heybesindeki en büyük şans,
değişime olan inancımız ve adaptasyon
gücümüz olacaktır. Hangarlarımızdaki
tüm uçaklar için ihtiyaç duyulacak
komponentlerin takibinin tek merkezden
yapılabilecek olması ve tek sistem ile
hizmet verilmeye çalışılması büyük bir
kazanım olacaktır.
Özcan Baştekin / Satış Pazarlama Başkanı
“Dün, bugün ve yarın tek çatı altında birleşti”
şekilde ortaya koymak gerekirse Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. çatısı altında hayat
bulması, MRO pazarının artık hiçbir
zaman eskisi gibi olmayacağının da bir
göstergesidir ve sektörde de bunun
izleri rahatça görülebilir. Zira sektördeki
yeni trend birleşmeler, satın alma
yatırımları ve stratejik ortaklıklar olarak
şimdiden kendini göstermekte ve artık
sektördeki tüm oyuncular bu yarışta yalnız
olmadıklarının, dahası yalnız olarak da
tutunamayacaklarının bilincine varmış
durumdadırlar.
Türk Hava Yolları Teknik AŞ ve Türk Hava
Yolları HABOM AŞ’nin birleşmesini iki
şirketin birleşmesinden ziyade bir fikrin,
çok güçlü bir vizyonun hayat bulması,
bir marka çatısı altında somutlaşması
olarak değerlendirebiliriz. Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş., Türkiye havacılığının dünü ve
bugünü iken, Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş. ise Türkiye havacılığına dünden
yansıtılmış bir yarın vizyonudur. İşte bu
birleşmeyle o vizyon bugünden Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. markası altında
gerçekleşmiş bulunmaktadır.
Yeni yapılanma, arz ettiği kapasite ve
kullanılan teknolojinin yenilikçi yüzü,
barındırdığı potansiyel ve altyapısındaki
yatırım ile mevcut etkileri hakkında
ipuçları vermektedir. Bu etkiyi somut bir
“Hareket kabiliyetimiz arttı”
Bundan sonraki dönemde değişen
daha doğrusu gelişen vizyonumuzla
ana hedef olarak yerellikten sıyrılarak
globalleşmeyi kendimize hedef olarak
koyduk. Bu hedefe ulaşmadaki stratejimizi
ise etki sahamızı ve hareket alanımızı
coğrafik gerçekliklerle sınırlandırmak
yerine, oyun alanımızı tüm dünya olarak
algılamak teşkil ediyor. Bunun en somut
kanıtı satış pazarlama departmanı
çalışanlarımızın sürekli olarak aynı
anda dünyanın farklı yerlerinde ve farklı
zaman dilimlerinde bulunması olarak
gösterilebilir. Bu arkadaşlarımızın hiçbiri
artık Türkiye saatinde yaşamıyorlar.
Bu birleşmeden aldığımız güç ile yeni
dünyalar keşfetmekten de geri durmaz bir
hale geldik. Yakın bir gelecekte Türkiye
başta olmak üzere tüm dünyada askeri
modernizasyon projelerinde de yer
almayı hedefliyoruz. Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin dünyada askeri alandaki
projelerde de söz sahibi ve yetkin bir firma
olduğunu kanıtlayarak, bu konuda dışa
bağımlılığın azaltılmasına yardımcı olacak
ve ülkemizin savunma sanayiine de katkı
sağlayacağız. Böylelikle ticari kazanç
artırımı bir yana, milli bir görevi yerine
getirmenin mutluluğunu ve haklı gururunu
da yaşayacağız.
Birleşerek daha büyük bir bütünü
oluşturmayı, bir çocuğun dünyaya
gelişiyle özdeşleştiriyorum. Dolayısıyla
şirket birleşmeleri de çok büyük doğum
sancılarına gebedir. Hiç hesaba katılmamış
aksaklıklar ve sorunlar yaşanabilir.
Alacağınız sonuçları ise bu aksaklık ve
sorunların üstesinden gelme becerileriniz
ve bu konudaki kararlılığınız belirler. Biz
de tabii ki bu aksaklık ve sorunlardan
nasibimizi aldık. Fakat bunları bugüne
kadar büyük bir ustalıkla aştık ve aşmaya
da devam ediyoruz. Bu birleşme sürecinin
ailemiz açısından en önemli kazanımını
birbirimizi daha yakından tanımak olarak
görüyorum. Birbirimizin eksik yönlerini bir
diğerimizin artı yönleriyle tamamladık ve
mükemmeliyete doğru ilerliyoruz.
19
20
GÖRÜŞLER
Ahmet Ali Cıdık / Satınalma ve Lojistik Başkanı
“Birleşmeyle birlikte
çok daha güçlü bir yapı ortaya çıktı”
Birleşmeyle birlikte çok daha güçlü bir
yapının ortaya çıktığına inanıyorum.
Bu gelişme, dünya havacılık sektörü
açısından da çok büyük bir heyecan
yaratacaktır. Atatürk Havalimanı’nın yanı
sıra Sabiha Gökçen Havalimanı’nda da
güçlü bir şekilde yapılanma mümkün hale
gelecektir. Bu birleşme, Avrupa kıtasından
Asya kıtasına köklü bir geçiştir. Dünyanın
aktığı yöne akışın bir başlangıcıdır. Yeni
hedeflere ve yeni ufuklara yolculuğun
habercisidir. Bu birleşim, tecrübe ile
dinamizmin birleşimidir. Sınırlı kaynakların
daha etkin ve verimli bir şekilde
kullanılabilmesi yönünde en önemli ve en
doğru adımdır.
Satınalma ve Lojistik Başkanlığı;
satınalma, depolama ve lojistik hizmeti
veren destek birimlerini içermekte
olup, bakım ve operasyon süreçlerini
doğrudan etkileyen bir departmandır.
Birleşme sonrası birçok değişiklik bizleri
bekliyor. Bu birleşimin Satınalma ve
Lojistik Başkanlığımıza büyük bir yük
getireceği aşikâr. Birleşim öncesi Atatürk
Havalimanı’nda tek lokasyonda iki
hangarda uçak bakım desteği verirken,
birleşme sonrası Atatürk Havalimanı’nda
ek bir lokasyonda üç ayrı hangarda ve
Sabiha Gökçen Havalimanı’nda iki ayrı
hangarda uçak bakım desteği verir hale
geleceğiz. Dolayısıyla birleşim sonrası
reorganizasyon ile Atatürk Havalimanı ve
Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki bu yeni
uçak bakım lokasyonlarına bağlı olarak
Satınalma ve Lojistik Başkanlığı altında
tüm lokasyonlarda yeni İkmal Şeflikleri
kurulmuştur. Bir taraftan MNG Teknik’in
satın alınması diğer taraftan HABOM
projesinin devreye alınması süreci ile
birlikte atılması gereken adımlarla ilgili
olarak Başkanlığımız proaktif bir yaklaşım
göstermiş ve sorumlu olduğumuz
satınalma ve lojistik ana başlıkları
altında çeşitli çalışmalar ve faaliyetler
yapılmıştır. Satınalma konusunda; farklı
lokasyonlar ve artan iş yükü öngörüsü
ile tedarik emniyetini sağlayacak
şekilde yurtiçi ve yurtdışı firmalarla
birçok anlaşma gerçekleştirilmiştir.
Bu sayede malzemelerin hem daha
kısa sürelerde hem de daha uygun
bedellerle temini mümkün olabilmiştir.
Aynı şekilde manuel olarak yapılan bazı
süreçler sistem üzerinde otomatik hale
getirilerek verimlilik artırılmış, böylece
artan iş yükü karşılanmış hem de işlem
süreleri kısaltılarak süreç iyileştirilmesi
sağlanmıştır.
Lojistik yatırımları artırıldı
Birleşim sonrası diğer önemli konu ise
hiç tartışmasız lojistik olacaktır. Lojistik
konusunda ise; artan lokasyonların iç
ve dış lojistik ihtiyaçlarına yönelik olarak
birçok önlem alınmış, bu kapsamda
taşıma sözleşmeleri yapılmıştır. Örneğin
AHL-SAW-AHL arasındaki malzeme
taşıyan araç sayısı günde bir iken
kısa süre içinde günde beş sefere
çıkarılmıştır. Özellikle depo-depo, depohangar, hangar-hangar, hangar-atölye
arasında sorunsuz malzeme transferi
yapabilmemiz için mevcut durumumuz,
birleşim sonrası yapılanmamız ve nitelik /
nicelik yönünden personel değerlendirme
çalışmalarımız gerçekleştirilmiştir. Bu
çalışmalarımız ve değerlendirmelerimiz
üst yönetimimizle paylaşılmış ve gerekli
adımlar atılmaya başlanmıştır. Bunun
en güzel örneği yönetimimizin onayıyla
lojistik personelialımı yapmak üzere iş ilanı
verilmesidir. Bu adım bile; hem bizim hem
de yönetimimizin değişim ve büyümeyi iyi
algıladığını ve buna bağlı olarak sorunlara
çözüm odaklı bir yaklaşım ortaya
koyduğunu çok net göstermektedir. Genel
olarak hedefimiz tüm lokasyonlarda iç
müşterilerimize zamanında ve eksiksiz bir
hizmet sunmak ve operasyonun sıkıntısız
bir şekilde yürütülmesi konusunda
faaliyetlerimizi icra etmektir. Sürekli
iyileştirme yaklaşımı ile tüm lokasyonlarda
altyapımızı ve kendimizi geliştirme
gayretlerimiz devam edecektir.
Satınalma ve Lojistik Başkanlığı olarak
birleşme sürecinde birçok değişiklik
bizleri beklemektedir. Atatürk Havalimanı
ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nda
yeni hizmet lokasyonlarına bağlı olarak
yeni bir yapılanma içerisindeyiz. Bu
reorganizasyona göre personel ve iş
bölümü ile ilgili çalışmalarımız devam
ediyor. Satınalma ve Lojistik Başkanlığı,
satınalma ve depolama hizmeti veren
destek birimlerini içermekle birlikte esasen
bakım süreçlerini doğrudan etkileyen,
operasyon için çok önemli süreçler
içeren bir departmandır. Bu nedenle tüm
lokasyonlardaki yeni teknik yapılanmalara
bağlı olarak İkmal Şeflikleri kurulmuştur
ve kısa süre içinde bu bölümlerin
çalışmaya başlaması hedeflenmektedir.
Bunun yanında halihazırdaki ana
departmanlarımız olan Satınalma ile
Depolar ve Tesellüm Müdürlüğü de yeni
dönem için yapılanma çalışmalarını
sürdürmektedirler. Satınalma Müdürlüğü
birçok birimini şimdiden Sabiha Gökçen
Havalimanı’nda yeni Genel Yönetim
Binası’na taşımış ve orada hizmet
vermeye başlamıştır.
Aslında, şimdiye kadar bu süreçte
olabilecek sıkıntılar ve atılması gereken
adımlarla ilgili olarak proaktif davranılarak
bazı çalışmaları önceden başlattık. Bu
çerçevede farklı lokasyonlar ve artan
iş yükü ana sorunlar olarak karşımıza
çıkıyor. Bu çerçevede son iki yıl içinde
tedarik emniyetini de sağlayacak şekilde
yurtiçi ve yurtdışında firmalarla anlaşmalar
yapılmıştır. Bu sayede malzemelerin
daha kısa sürelerde ve daha uygun
bedellerle temini mümkün olabilmiştir.
Aynı şekilde manuel olarak işletilen bazı
süreçleri sistem üzerinde otomatik hale
getirilerek verimlilik artırılmış, artan iş
yükünü karşılayacak şekilde süreçler
iyileştirilmiştir. Yine artan lokasyonların iç
ve dış lojistik ihtiyaçlarına yönelik olarak
birçok önlem alınmıştır, bu kapsamda
yurtiçi taşıma sözleşmesiyle süreç
yürütülmektedir. Günde bir olan AHLSAW-AHL arasındaki malzeme taşıyan
araç sayısı kısa süre içinde günde beş
sefere çıkarılmıştır.
TEK ÇATI, TEK YAPI...
YENİ TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş.
5.210
ÇALIŞAN
21
22
GÖRÜŞLER
Yavuz Serova / Bilgi Teknolojileri Başkanı
“Artık daha güçlü bir nehir olarak akıyoruz”
daha da güçlü akan bir nehir çıktı. Bu
birleşmenin isabetli bir karar olduğunu
düşünüyorum. Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. olarak son zamanlarda son derece
önemli ve pozitif adımlar atıyoruz. 30
yıldır kullandığımız ve geçtiğimiz ocak
ayında canlı uygulamaya geçen TRAX
yazılımı ve bu birleşme bunların en
başta gelenleri. Bunlara bağlı olarak
Atatürk Havalimanı’ndan Sabiha Gökçen
Havalimanı’na taşınmamız da bu önemli
değişimlerin bir sonucu.
Bir nehrin iki kolunun birleşmesi gibi
görüyorum bu birleşmeyi. Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. zaten kendi yatağında
güçlü akan bir nehirdi. Türk Hava Yolları
HABOM A.Ş. ile birleşerek her anlamda
gücünü artırdı ve ortaya iki kolu birleşince
Bilgi Teknolojileri Başkanlığı
1 Ağustos 2013’te kuruldu. Kurulma
sırasında birleşme ile ilgili stratejiler de
konuşuluyordu. Başkanlığımız kurulurken
birleşme de öngörülerek Türk Hava Yolları
HABOM A.Ş.’deki yöneticilerle aramızda
sağlam bir koordinasyon sağladık.
Daha sonra da o birimlerin yöneticileri
bizim müdürlerimiz oldu. Bir başka
deyişle, süreç çok önceden öngörüldü
ve planlamalar bu doğrultuda yapıldı.
Birleşme süreci bizim açımızdan beklenen,
doğal bir süreçti; bu nedenle bir yıldır hazır
olduğumuzu söylememiz yanlış olmaz.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk
Hava Yolları vasıtasıyla bölgesinde
saygı duyulan, lider bir şirket. Özellikle
hangar kapasitesi, çalışan sayısı, filo
büyüklüğü, sahip olduğu kabiliyet
listesi vb. zenginlikleri ile saygı duyulan,
önemli bir oyuncu olan Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’de yaşanan bu birleşmenin
yaratacağı bir momentum olacak. Özetle,
gücümüze güç kattı bu birleşme. Artık
daha güçlü bir nehir olarak akıyoruz.
Halim Şahin / Mühendislik Başkanı
“Artık daha yüksekleri hedefleyebiliriz”
Biri bölgesinde büyük oyuncu olan,
diğeri bölgesinde büyük oyuncu olmaya
aday iki firmanın birleşmesi ile hedefleri
büyük, vizyonu geniş, dünya ölçeğinde
büyük bir oyuncu olacak bir şirket ortaya
çıkıyor. Tesisleri ve personel sayısı ile
Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın
kesiştiği noktada, tüm bu bölgelere
ek olarak dünyanın her köşesinden
havayolu firmalarına hizmet verecek
devasa bir şirketin doğuşuna, bizzat bu
şirketin bir parçası olarak tanık olmak
gerçekten heyecan verici. Bu heyecan,
yeni şirketin bir parçası olmamızdan
kaynaklanan mutluluk ve yöneticisi
olmamızın verdiği mesuliyet hissi ile
harmanlandığında artarak tatlı bir şevke
dönüşüyor. Süreci başkanlığımız açısından
değerlendirdiğimizde, üç ayrı yerleşkede
iki farklı şirket için sürdürdüğümüz
mühendislik faaliyetleri tek çatı altına
toplanmış oldu. Bu sayede farklı şirket
prosedürlerinden kaynaklanan iş akışında
sorunlar yaşanmasına neden olan
durumlar ortadan kalkmış oluyor. Böylece
daha efektif ve daha sürdürülebilir
bir mühendislik sistemi işlemeye
başlayabilecek.
“Aidiyet hissi artacak”
Şirketlerin birleşmesinin ardından
TRAX sisteminin de devreye girmesiyle
birlikte başkanlığımızdaki iş süreçlerimiz
kısalacaktır. Bu sayede gerek Part-145
sorumluluklarımız açısından gerekse
vermekte olduğumuz Part-M hizmetleri
açısından halihazırda sürdürdüğümüz
tüm işlerin kalitesinde çıtayı daha
yükseğe koyabileceğiz. Ayrıca yan
yana masalarda çalışan fakat farklı
şirketlere mensup personelimizin artık
tek çatı altında toplanmasıyla, psikolojik
açıdan da bir rahatlama yaşanacak
ve aidiyet hissi artacaktır. Bunun da
işlerimize olumlu yönde yansımaları
olacağını düşünüyorum. Başkanlık
olarak birleşme sonrası geçiş sürecini
hem kısaltmak hem de kolaylaştırmak
adına bir süredir prosedür revizyonları ve
personelimizin birleşmeye hazırlıklı olması
acısından çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Böylece birleşmenin tamamlanmasıyla
birlikte herhangi bir aksama olmadan
çalışmalarımıza şu ankinden daha da
verimli bir biçimde devam edebileceğiz.
Artık daha yüksekleri hedefleyebiliriz.
Birleşmenin yanı sıra başkanlığımızın
Sabiha Gökçen Havalimanı tesislerine
taşınması da planlamıştır. Bu nedenle,
iş kesişimlerimiz olan Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları
birimleriyle birlikte iş ara yüzlerimiz de
değerlendirilmiştir. Bu doğrultuda, IST1
ve IST2 tesislerinde gelişebilecek acil
mühendislik ihtiyaçlarına hızlıca cevap
verebilmek adına küçük bir koordinasyon
ekibi bulundurmayı da planlıyoruz.
Böylece Hat Bakım ve IST’deki iki uçak
bakım biriminin, merkezi mühendislikten
destek taleplerine gecikmeden cevap
verebileceğiz. Mühendislik Başkanlığı
olarak, birleşme sonrasında da
vizyonumuzu şirketimizin vizyonu
paralelinde geniş tutmaya ve şirketimizin
hedefleri doğrultusunda çalışmaya devam
edeceğiz.
Caner Şentürk / Eğitim Başkanı
“Kaynakların birleşmesi
daha büyük bir güç ortaya çıkardı”
Bu birleşme, bakım onarım ve yenileme
alanında faaliyet gösteren iki şirketin
sahip olduğu olanakları, kaynakları
bir araya getirmesi ve bundan da çok
büyük bir güç ortaya çıkması açısından
çok önemli. Oluşan bu yeni yapının,
şirketimizin havacılık sektörünün
bakım-onarım-yenileme alanında dünya
genelinde rekabetçi ve önde gelen bir yer
edinmesinde kısa sürede olumlu etkilerini
göstereceğini düşünüyorum. Birleşmenin,
kaynakların ortak kullanılabilmesi,
mükerrer işlerin eliminasyonu,
standardizasyon vb. konularında sağladığı
faydaların, hem şirketimizin maddi
kazancını artıracağını hem de kalitemizi
artıracağını düşünüyorum.
Birleşme süreci, birimimizin, üç
tesiste faaliyet gösteren yapının eğitim
gerekliliklerine cevap verebilecek ve
bu ihtiyaçları karşılayabilecek ölçüde
genişlemesine katkıda bulunmuştur.
Buna paralel olarak birleşme sonrası
süreçle ilgili yürüttüğümüz çalışmalar
oldukça yoğun bir tempoda geçmiştir.
Birleşmeyle birlikte bütün personelin
eğitim kayıtlarının tek bir çatı altında
toplanması, yeni sisteme entegrasyonu
ve eğitim gerekliliklerini her bir personel
için periyodik idame ettirecek sistemin
oluşturulması bu dönemde yaptığımız
çalışmalar arasında yer almaktadır.
Eğitimlerin her üç lokasyonda yeni
dinamikler ve parametreler göz önünde
bulundurularak planlanması ve bunun
sistematik bir hale dönüştürülmesinin
sağlanması da bu dönemdeki
çalışmalarımız arasında yer alıyor.
Birleşme ve geçiş dönemi problemlerini
bu şekilde çözümleyerek sürecimizi yeni
yapıya uygun şekle getirdikten sonra, şu
anda başından beri gündemimizde olan
iyileştirme çalışmalarını ve projelerini
hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bunlardan
biri de Eğitim Başkanlığı bünyesinde
faaliyet gösterecek 147 Uçak Bakım
Eğitim Organizasyonu Temel Eğitim Yetkisi
alarak, ihtiyacımız olan teknisyenleri
kendi tesislerimizde yetiştirmek ve hava
aracı bakım lisansı alabilecek yetkinliğe
getirebilmek.
Bilal Karaman / Uçak Bakım Başkanı (IST-1)
“Verimlilik ve motivasyona
olumlu katkı sağlandı”
Birleşmenin birçok alanda büyük faydalar
sağladığını düşünüyorum. İki şirketin
personelinin aynı yapı içerisinde aynı
şartlar altında çalışması, motivasyonu
ve buna bağlı olarak iş verimini artırdı.
Uçak ve komponent bakım yetkilerinin
konsolide edilmesiyle daha etkin bir
planlama yapılabilir hale geldi. Uçak
ve komponent bakımlarında kullanılan
takım ve teçhizatlar tüm yerleşkelerde
kullanılabilir oldu. Değerli işgücümüzü
daha etkin kullanabilir hale geldik.
Birleşmenin, şirketimiz dışında
sektörde de etkilerinin hissedileceğini
düşünüyorum. Konsolide olmuş ve tüm
kaynaklarını uyumlu bir şekilde kullanan
bir Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. hem
büyüyen Türk Hava Yolları filosunun
ihtiyaçlarını karşılayabilecek hem de
artan işgücü, kabiliyetleri ve tesisleri
sayesinde bölgesinde önemini daha
da artıracaktır. Yeni yapıda Türk Hava
Yolları filosunun dışındaki uçak tipleri de
yetki kapsamına alınmış oldu. Böylece
bölgemizde kullanılan tüm ticari uçaklara
bakım yapma yetkisine de sahip olduk.
Küçülen Avrupa MRO pazarıyla birlikte
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’in uçak
bakım pazarındaki payının hızla artacağına
inanıyorum.
Aynı anda iki havalimanında operasyon
yapan bir şirket Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş. tesislerinin Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. kalite şemsiyesi altına girmesi
nedeniyle öncelikle Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. uçak bakım kültürünün Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş. tesislerinde
oluşmasına yönelik çalışmalar yapıldı. Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş. personeline
gerekli prosedür eğitimleri verildi ve
özellikle IST-2 tesislerine eleman takviyesi
yapıldı. Her seviyede bilgi ve tecrübe
paylaşımı gerçekleştirildi. Birleşme
sonucunda Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. artık tek merkezden operasyon
yapan bir şirket yapısından, aynı anda
iki havalimanında operasyon yapan bir
şirket durumuna geçti. Bu yeni durum
ile beraber bakım faaliyetleri devam
ederken tesisler arasında kaynaklar da
esnek olarak kullanılacaktır. Elde edilen
tecrübeler gelecekte ek operasyon
merkezlerinin de şirketimize katılmasını
kolaylaştıracaktır.
23
24
GÖRÜŞLER
İrfan Demir / TCI Genel Müdürü
“Sektörde başrol olacağız”
MRO sektörünün başrol oynayabilecek
güçte iki önemli adayı ve Türkiye’nin
havacılık güçleri Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin
ayrı yapılandırılması kadar birleşmesinin
de doğru zamanda ve doğru biçimde
şekillendirilmesi neticesinde, stratejik
öneme haiz gelişmelerin altyapısının tam
zamanında teşekkül ettiğini düşünüyorum.
Özellikle MRO sektöründe ekmek aslanın
ağzında olunca, rekabet edebilmek ve
pazar payını artırabilmek için öncelikle
hem altyapı, tesis ve teknoloji eksikliklerini
gidermek, hem de havacılık endüstrisinin
vazgeçilmezi olan tecrübeli iş gücünü
artırmak amacıyla bu iki yapının tek
çatı altında toplanması kaçınılmaz bir
gelişmeydi. Bununla beraber, bu güçlü
iki yapının birleşmesiyle elde edilen yeni
başlangıç, oluşturulan sinerji ve yeni
yapılanma sayesinde mevcut potansiyelin
Türkiye’nin dışına taşarak küresel rekabet
açısından önemli bir şans olduğunu
düşünüyorum.
Dünyada ilk beş için önemli bir adım
Üretimin gerektirdiği iş yapış sistemimiz
nedeniyle iki firma hep tek firma gibi
görülerek çalışmalar şekillendirildi ve bu
hususta hem Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin hem de Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş.’nin yöneticileri tam destek verdiler;
herhangi bir yönetim karmaşasına
müsaade edilmedi. Fakat iki firmanın
önemli desteğine rağmen prosedürel ve
lokasyonel farklılıklar, sorumluluklardaki
değişimler ve gri bölgelerde hareket
etmenin zorluklarını da zaman zaman
hissettik. Birleşme neticesinde,
aldığımız bu desteğin büyüyerek ve
güçlenerek artacağını görüyor, iş yapış
hızımızı ve esnekliğimizi artıracağımızı
biliyorum. MRO sektöründe önemli bir
dönüm noktası olacağına inandığım
bu birleşmenin küresel pazarda da ses
getireceğini, rekabet şansını artıracağını
ve dünyada tercih edilen ilk beş MRO
arasına girmek için en önemli adımın
atılmış olduğuna inanıyorum. Ülkemiz için
hayırlı olsun.
Yasin Ayaz / Mali Kontrol ve Raporlama Başkanı
“Büyük bir sinerji elde edildi”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş. birleşmesi,
şirket yönetimimiz tarafından uzun
zamandır planlanmaktaydı. Yaklaşık
1,5 yıldır bu düşüncenin ne zaman
hayata geçirilebileceğiyle ilgili heyecan
duymaktaydık. Nihayetinde 1 Nisan
itibarıyla operasyonel birleşme ve
sonrasında 4 Haziran tarihinde de yasal
birleşme gerçekleşti. Şirketimiz ve
çalışanlarımız açısından çok daha iyi
olacağını düşündüğüm için birleşme fikri
ve bu fikrin gerçekleşmesi beni mutlu etti.
Aynı alanda faaliyet gösteren iki şirkete
sahip olmanın avantajları olsa da tek şirket
olmanın oluşturacağı sinerjinin şirketimiz
için daha faydalı sonuçlar doğuracağına
inanmaktayım. Her iki şirket aynı sektörde
faaliyet gösterse de kurum kültürleri
olarak iki ayrı şirketin birleşmesinden söz
ediyoruz. Şurası açık ki özel girişimciler
tarafından kurulmuş olan Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş. kültürünün ve müşteri
portföyünün de mevcut Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. kültürüne olumlu katkıları
olacağını düşünmekteyim. Umarım
önümüzdeki dönemde bu birleşmenin
oluşturacağı sinerjinin faydalarını görmeye
başlarız. Hepimiz için hayırlı olmasını
dilerim.
“Karar almada faydalı verileri düzenli ve
zamanında sağlamayı hedefliyoruz”
Teknik alanda hizmet veren şirketler
olduğumuzdan, doğal olarak birleşme
denince ilk akla gelen ve üzerinde
düşünülüp çaba sarf edilmesi
gereken önemli konular operasyonel
alandaki konular olmaktadır. Ancak şu
unutulmamalıdır ki, her operasyonel
hareketin mali alanda bir karşılığı ve
sonucu olmaktadır. Dolayısıyla birleşme
sürecinde ve sonrasında da Mali İşler
olarak birçok konuda çalışma yaptık
ve yapmaya devam ediyoruz. Birleşme
nedeniyle büyüyen şirketimizin yenilenen
organizasyon yapısında Mali İşler
fonksiyonlarını ikiye böldük; birincisi
Finansman ve Muhasebe Başkanlığı diğeri
de Mali Kontrol ve Raporlama Başkanlığı.
Mali Kontrol ve Raporlama Başkanlığı
olarak, şirketimizin operasyonlarının mali
tablolara yansımasını, ilgili otoritelere
ve üst yönetimimize en detaylı biçimde
sunma çalışmaları yapmaktayız.
Şu bir gerçek ki ölçemediğiniz şeyi
yönetemezsiniz, bu nedenle başkanlık
olarak birleşme sonrası süreçle ilgili olarak
en önemli hedefimiz, yeni yapılanmada
üst yönetimimizin karar almasında faydalı
olacak verileri düzenli bir şekilde ve
zamanında sağlamak.
TEK ÇATI, TEK YAPI...
YENİ TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş.
150+
HAVA YOLU ŞİRKETİ
25
26
GÖRÜŞLER
Mehmet Hilmi Öğüt / Satış Pazarlama Başkanlığı Müşteri İlişkileri Müdürü
“Yapacak çok iş, başaracak çok hedefimiz var”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin birleşmesini
çok doğru ve yerinde bir karar olarak
görüyorum. İlk duyduğum an “nihayet”
diye düşünmüştüm. Yapacak çok iş,
başaracak çok hedefimiz var. Tabii son
10 yılda kaydedilen ilerleme ile dünya
havacılığındaki yerimizi görmüş ve
kalıcı bir başarı için ulaşmamız gereken
noktaya varmak için de çok çabalamıştık.
Birleşme bu emeklerin gerçekleşmesinde
ihtiyacımız olan verimliliği tekrar
kazanmamızı sağladı. Şirket birleşmeleri
hiçbir zaman kolay olmayan süreçlerdir.
Birleşme aşamasında başta kalite
sistemlerinin entegrasyonu olmak
üzere eğitim ve bilgi işlem sistemleri
entegrasyonu zor başlıklar oldu. Yakın
zamanda devreye alınan TRAX’ın tüm
tesislerde aynı şekilde kullanılması, artık
birleşme sürecinin tamamlandığının da
emaresi olacaktır. Malzeme ve ekipman
hareketlerinde hala küçük sıkıntılarımız
olsa da Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. bu
geçiş döneminde başarılı bir performans
sergiledi ve tüm mesai arkadaşlarımız
özveriyle çalıştı. Birleşme Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’ye de yeni bakış açıları
kazandırarak farklılıklar ve zenginlik
getirdi. Tüm büyük şirketlerin geçtiği
ve geçmek zorunda olduğu bu süreci
görece az sıkıntılarla gerçekleştirmiş
olmak, gelecekteki benzer süreçlere bizleri
tecrübe olarak hazırlamış; daha fazlasını
başarma birikimini oluşturmuştur. Bundan
sonrası artık daha kolay olacak.
Önceden hazırlıklıydık
Tüm tesislerde ortak bakış açısı ve
yönetimi ile ortak sistemi (QTS ve
TMS gibi) zaten kurmuştuk. Bu sürece
hazırlıklıydık ve çok öncesinden
başladığımız için birleşme bir sorun
yaratmadı. Birleşme sürecinde
Satış Pazarlama Başkanlığı olarak
hep birlikte çalıştık. Başkanlığımız,
reorganizasyondan en pozitif şekilde
etkilenen başkanlıklardan biri oldu.
Yatayda yönetimsel olarak genişlemenin
yanı sıra tek bir tesiste çalışır hale geldik.
Bu sinerji ile ticari uçak altyapısı olan
askeri uçaklardan A400M projesine,
Fas’tan Japonya’ya kadar komponent
müşterilerine ve tesislerimizde uçak bakım
için ağırladığımız çok çeşitli operatörlere
kadar Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin
bilinirliğini artırmak ve hedeflerini
gerçekleştirmek amacıyla yoğun olarak
çalışıyoruz.
Müşteri İlişkileri Müdürlüğü ise başkanlık
içerisinde sabit olarak tüm tesislerde
ofisi ve personeli olan tek müdürlüktür.
Şu anda IST1/IST2/SAW tesislerinde
kısıtlı da olsa 8 kişiyle müşterilerimize
hizmet vermeye, sorunlarını çözmeye,
memnuniyetlerini artırmaya çalışıyoruz.
Müşteri İlişkileri ile ilgili ilginç husus,
tüm birimler üst çatıdaki hâkim kültürü
tabana yaymaya çalışırken, bizler
tabandaki kültürü üst çatı haline getirmeye
çalışıyoruz. Her tesis kabiliyet ve
kapasiteleri oranında farklı müşterilere ve
uçak tiplerine hizmet sunuyor ve bizler
mevcut dokuyu bozmadan geliştirmeye,
tüm tesislerde ortak standardın
yakalanması için sistemi uygulayıcılar
nezdinde değiştirmeye çalışıyoruz.
Şirketimiz genelinde ortak standartlara
yapılan katkı açısından müşteri ilişkilerini
ayrı bir yere koymak gerektiğini
düşünüyorum.
Birleşme fiilen tamamlanmış olsa da
süreç devam ediyor ve en az 9-12 ay
daha devam edecektir. Lakin bu süre
tüm benzer süreçlerde tecrübe edilmiş
olup normaldir. Yaşanan aksaklıklar ve
aşılması gereken engeller olacaktır, fakat
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. genç ve
dinamik kadrosu ile hepsinin üstesinden
gelebilecektir. Türk Hava Yolları’nın
filosunun büyümesi ve yaklaşan ağır
bakımlar nedeniyle 2016 yılına çok iyi
hazırlanmamız gerekmektedir. 2016
sonrasında artık tek ve büyük bir Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’den başarıyla söz
ediyor olacağız.
TEK ÇATI, TEK YAPI...
YENİ TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş.
2500
UÇAK BAKIMI
27
28
GÖRÜŞLER
Mesut Yılmaz / Ar-Ge Başkanı
“Birleşme ile çalışan memnuniyetinin
artması da sağlanabilecek”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş.’nin birleşme kararının
çok doğru ve yerinde bir karar olduğunu
düşünüyor, şirketim adına seviniyorum.
Birleşmenin hem çalışanlar hem de
kurumsal olarak Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. için hayırlı olacağına inanıyorum.
Zaten birleşme kararını ilk duyduğumda
da kendi çevremde memnuniyetimi dile
getirmiştim. Bu iki şirketin birleşerek
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. çatısı
altında yola devam etmesi gerektiğini
düşünüyordum. Elbette temelde aynı işi
yapan iki kardeş şirket olmasının artıları
da var, ama tek bir şirket olarak devam
etmenin artılarının toplamda daha fazla
olduğu kanaatindeyim. Bunun en önemli
nedeninin Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin sektörde yıllar içinde oluşmuş
önemli bir marka değerinin olmasıdır.
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., 20102015 yıllarına yönelik olarak 2009 yılında
yapılan strateji çalışmalarında dünyada
tercih edilen ilk beş havacılık bakım
onarım şirketi olmayı kendisine stratejik
amaç olarak belirlemiş ve bu çerçevede
marka bilinirliğini artırmak için cirosunun
yüzde 0,5’ini bu konuda değerlendirme
kararı almıştı. Bu amaçla başta sektörle
ilgili fuar ve çeşitli organizasyonlara
katılmak üzere, bu hedefe dönük birçok
etkinlik yapılmaya devam ediliyor. Bu
birleşmeyle birlikte, Türk Hava Yolları
HABOM A.Ş.’nin sektördeki bilinirliğini
artırmak amacıyla yapacağı çalışmalar
için harcayacağı para ve iş gücünün
başka işlere yönlendirilme imkânı da
doğdu. Diğer önemli bir husus da iki
şirkette aynı ya da çok benzer işleri yapan
insanların farklı ücret ve özlük haklarıyla
çalışmasının getirdiği olumsuzluğun,
birleşmeyle büyük ölçüde giderileceğini
düşünmemdir. Sonuçta kuralları çok
sıkı ve kalite anlayış ve bilincinin üst
düzeyde olmasını gerektiren bir sektörde
faaliyet gösteren ve büyük hedefleri olan
şirketlerin müşteri memnuniyetine olduğu
kadar çalışan memnuniyetine de -sürekli
ve kalıcı müşteri memnuniyetinin çalışan
memnuniyetine büyük ölçüde bağlı olduğu
kanaatindeyim- önem vermesi gerekiyor.
Dünya ölçeğinde başarılı şirketler,
çalışanlar tarafından da tercih edilen, diğer
bir ifadeyle içeridekilerin orada olmaktan
mutluluk duyduğu, dışarıdakilerinde orada
çalışmak istediği şirketlerdir. Birleşme
sonrası şirketimiz, farklı coğrafi noktalarda
büyük tesislere sahip çok geniş bir
organizasyon haline geldi. Bu da haliyle
öncekine göre yönetmesi daha zor bir
şirket olması anlamına geliyor. Umuyorum
ki canlılarda olduğu gibi şirketlerde de
büyümenin neden olduğu yaygın bir
sorun olan hantallaşma riski, yetkilerin
mümkün olduğunca yayıldığı etkin bir
yönetimle azaltılacak ve Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. geleceğe sağlam adımlarla
yürüyecektir.
Belirsizlik hissi ortadan kalktı
Ar-Ge Başkanlığı ilk olarak Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’de birleşme sonrası
durum düşünülerek oluşturulan,
öncekine göre oldukça genişletilmiş
bir organizasyonun parçası olarak
Eylül 2014’te kuruldu. Elbette birleşme
düşüncesi olmasaydı o gün ya da
daha sonra yine de kurulur muydu
bilmiyorum. Ar-Ge Başkanlığı’nın bir
anlamda birleşmenin ürünlerinden birisi
olduğunu söylemek mümkün. Tabii
bunu organizasyonel birim anlamında
söylüyorum, yoksa başkanlığı oluşturan
üç müdürlük de zaten önceden vardı ve
faaliyet göstermekteydi.
Ar-Ge Başkanlığı, birbirinden oldukça
farklı görevleri olan üç müdürlükten
oluşuyor. Tasarım Geliştirme ve Projeler
Müdürlüğü (TGPM), Ar-Ge Müdürlüğü
(ARGEM) ve Süreç Geliştirme ve İç
Denetim Müdürlüğü (SGİDM). TGPM;
EASA ve SHGM’nin tasarım ve üretim
organizasyonu onaylarına sahip olarak
kendi yetkileri dâhilinde başta Türk Hava
Yolları olmak üzere havayolu şirketlerinin
onaylı değişiklik ve tamir tasarımı
ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Şirketin
strateji ve ihtiyaçları doğrultusunda
ürün ve çözümler geliştiren ARGEM,
projelerinin birçoğunda TÜBİTAK
desteklerinden de faydalanan, Bilim
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı onaylı bir
Ar-Ge merkezidir. SGİDM ise şirketin
sürekli gelişim ofisi olarak çalışmakta ve
şirketteki süreçlerin iyileştirilmesine dönük
olarak birimlerle çalıştaylar yapmakta,
ayrıca şirket ve birim hedefleri ile öneri
sistemi konusunda şirket çapında kontrol
ve koordinasyon görevini yürütmektedir.
“ARGEM’e yapılan proje isteklerinde
artış beklenebilir”
Üç müdürlüğü de etkileyecek olan
çeşitli nedenlerle zaman zaman farklı
coğrafi noktalardaki tesislerde bulunma
gereğinden kaynaklanan zorlukları bir
kenara bırakırsak kanaatimce birleşmeden
en çok SGİDM etkilenecektir. SGİDM’nin
yaptığı iş organizasyonel büyüklükle
doğrudan ilgilidir. Sonuçta işini sağlıklı
olarak yürütebilmesi için SGİDM’in
personel sayısını artırana kadar biraz daha
fazla ve verimli çalışması gerekecektir.
Birleşmenin ARGEM ve TGPM’nin
yukarda belirtilen noktalar dışında dikkate
değer bir etkisi olacağını düşünmüyorum,
belki sadece Ar-Ge projesi ihtiyacı
dolayısıyla ARGEM’e yapılan proje
isteklerinde artış beklenebilir.
Başkanlık olarak planlarımız birleşmeyle
doğrudan bağlantılı değildir. Özetle;
başta yaptığımız işleri daha iyi yapma ve
hem başkanlık hem de şirket çapında
verimliliği artırmaya, yetenek ve havacılık
otoritelerinden alınan yetki alanımızı
ihtiyaçlara uygun olarak genişletmeye
ve bu bağlamda bakım operasyonunu
rahatlatacak konulara daha fazla eğilmeye,
daha çok ve daha kapsamlı, yenilikçi
tarafı daha fazla olan projeler yapmaya
ve geliştirilen ürünlerin başka havayolu ve
müşterilere satılarak şirketimize ek gelir
sağlamaya dönük hedef ve planlarımız
var. Özellikle ne tür projelere daha çok
odaklanacağımız, hangi konulara öncelik
vereceğimiz gibi noktalar başta olmak
üzere plan ve hedeflerimizin ayrıntıları
doğal olarak şirketimizin 2015 yılı sonrası
strateji ve hedeflerine uygun olarak
şekillendirilecektir.
Yasin Birinci / Üretim Planlama ve Kontrol Başkanı
“Birleşmeyle birlikte coğrafi
gücümüzü de artırdık”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin aynı çatı
altında birleşmesinin, yalnızca şirketlerimiz
adına değil, Türk sivil havacılığı adına
da çok önemli bir gelişme olduğunu
düşünüyorum. Dünya ortalamasından
daha hızlı büyüyen Türk sivil havacılığının
uçak bakım ve onarıma dair ihtiyaçları da
aynı şekilde hızla arttı. Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. üst yönetiminin yıllar önce
bu artan ihtiyacı öngörerek atmış olduğu
temelin, bugün dünyanın en önemli ve en
teknolojik bakım onarım tesislerinden biri
haline geldiğini görmek ve son yıllarında
bu gelişimin bir parçası olabilmek çok
gurur verici. İki şirketimizin aynı çatı
altında birleşmesi ile hitap ettiğimiz
coğrafi bölgedeki gücümüzü de artırmış
olduk. Müşterilerimize Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. markası altında daha geniş
bir yelpazede hizmet sunma imkânına
da eriştik. Üç ayrı havaalanında yer alan
yerleşkelerimizle müşterilerimize ek uçuş
maliyeti yaratmadan bakım onarım hizmeti
sunabiliyoruz. Bu da bize pazarlama
faaliyetlerimizde büyük bir avantaj
sağlıyor.
“Birleşmeye çok önce hazırlanmaya
başladık”
Üretim Planlama ve Kontrol
(ÜPK) Başkanlığı olarak, birleşme
gerçekleşmeden çok daha önce
hazırlanmaya başlamıştık. Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş. tesislerinin devreye
alınmasıyla birlikte MNG Teknik tesislerinin
ve personelinin Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş. bünyesine katılmasının ardından,
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş. üst yönetimleri, ortaya
çıkan devasa kapasitenin en optimum
şekilde değerlendirilmesi görevini ÜPK
Başkanlığı’na vermişlerdi. Bu doğrultuda
özellikle 2013 yılının kasım ayında HABOM
tesislerinin Dar Gövde Hangarı’nın
kullanılmaya başlamasıyla beraber fiilen
dört büyük tesiste (IST1, IST2, SAW,
ESB) yürütülen tüm bakım faaliyetlerinin
makro planlamasını icra etmeye başladık.
Tüm sistemlerimizi ve iş süreçlerimizi
yaklaşık iki yıl önce bakımların birden fazla
tesiste planlanabilmesine yönelik olarak
revize ettik. Mevcut durumda 40 uçağın
aynı anda bakımının yapılabildiği ve
bunun arka atölyeler ile entegre biçimde
desteklendiği uçak bakım network’ünün
merkezi planlamasını yapıyor olmak, bize
çok büyük bir sorumluluğun yanı sıra çok
büyük bir gurur da veriyor.
İsmail Kılınç / Komponent Atölyeleri Başkanı
“Büyümenin verdiği güç ve azimle,
dünya lideri olmak için ilerliyoruz”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş. ile birleşmesini;
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş’nin global
şirket olma, bölgesindeki pazar payını
artırma ve havacılık sektöründe aranılır
bir marka olma kararlılığını pekiştirmesi
ve bu kararlılığını uluslararası arenada
bir anlamda deklare etmesi olarak
düşünüyorum. Özünde tek olan farklı iki
kurumsal kimliğin bu birleşme ile sinerji
oluşturarak, her zamankinden daha
yüksek bir motivasyonla, aynı misyon ve
vizyonla çok daha büyük başarılara imza
atacağını öngörüyorum. Bu birleşme
neticesinde personel sayımızı yüzde 70,
atölye alanımızı da yüzde 100 oranında
artırmış oluyoruz. Büyümenin verdiği güç
ve azimle, dünyada tercih edilen marka
olmak için emin adımlarla ilerliyoruz.
Çünkü dünyada ve bölgemizde hava
taşımacılığının çoğalmasına bağlı olarak
artan uçak ve komponent bakımlarındaki
pazar payımızı yükseltmenin, kapasitemizi
nitelik ve nicelik olarak artırmamızla
mümkün olacağını biliyor ve bu konularda
da yatırımlarımızı yapmaya devam
ediyoruz. Buna bağlı olarak aviyonik ve
mekanik, makina ve özel işlem alanlarında
modernizasyona giderek, tezgâh ve
ekipmanlarımızı da gelişen teknolojiye
bağlı olarak yeniliyoruz.
Yeni yapılanmamız ile birlikte,
personelimizin motivasyonunu ve iş
huzurunu en üst seviyede tutarak, yalnızca
iş hacmimizi artırmakla kalmayacak, aynı
zamanda verimliliğimizi, üretkenliğimizi ve
kalitemizi de daha yukarılara taşıyacağız.
29
30
GÖRÜŞLER
Raşit Yılmaz / Uçak Bakım Başkanı (SAW)
“Tecrübe ve dinamizm birleşti”
olduğu gibi temel okul görevini yerine
getirmeye de devam edecek. Benim
açımdan birleşmenin ayrı bir önemi ise 22
yıl önce çalışma hayatına atıldığım Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesine yeniden
katılmak, eski çalışma arkadaşlarım ve
dostlarım ile bir araya gelmek oldu.
Birleşme iki şirket açısından kazanım
oldu. Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin
tecrübe eksikliği Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. tarafından, Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin dinamizm eksikliği ise Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş. tarafından
tamamlanacağı için elmanın iki yarısı
birleşmiş oldu. Bu yapı her zaman olduğu
gibi Türk Sivil Havacılığı’nın ihtiyaç
duyduğu kalifiye personel eksikliğinin
giderilmesi açısından da her zaman
Şu anda üç ayrı tesiste üç ayrı kültür (Türk
Hava Yolları Teknik, Türk Hava Yolları
HABOM ve Türk Hava Yolları Teknik- Türk
Hava Yolları HABOM melez yapılanması)
farklılığının ortadan kalkması mümkün
olacaktır. Birleşme süreci sonrasında ana
yol taşlarımızı; Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. prosedürlerinin içselleştirilmesi, Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. prosedürlerine
uygun olarak yaklaşık 720 personelimizin
eğitimlerinin tamamlanması, Sabiha
Gökçen Havalimanı Tesisleri’nde şu
anda kullandığımız ERP programından
TRAX programına geçişin sağlanması
ve sadece yüzde 40’ını kullanabildiğimiz
tesis kapasitesinin yüzde 100’e
çıkarılması olarak belirtebiliriz. Kapasite
artışımızı sağlayabilmek amacıyla
İnsan Kaynakları Başkanlığı ile
Mehmet Aktaş / Finansman ve Muhasebe Başkanı
“Büyüme entegre hale gelerek devam edecek”
Büyümenin entegre hale gelerek devam
edeceğini düşünüyorum. Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. yılda 6,3 milyon
adam/saat arz edebilir bir hale geliyor.
Büyük ve kurumsal bir organizasyon
olmanın gereği olarak kurumsallığın tüm
prensiplerinin kullanılmasına duyulan
ihtiyaç gitgide artacak. Mevcut durumda
birtakım işler her iki şirkette konsolide
şekilde yürütülmeye çalışılıyor. Ancak
bazı sorunlarla karşılaşılabiliyor. Bu
nedenle bir an önce tek şirket olarak,
şirketin vizyonuna ulaşmak için diğer
stratejilerimize daha fazla odaklanmamız
gerekiyor. Bu yönde birtakım çalışmalar
yürütülüyor. Bilindiği üzere Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. birçok bakım
kabiliyetine sahip ve bu kabiliyetler
stratejimiz gereği artırılacak. Türk Hava
Yolları ’nın uçak sayısını artırarak büyüyor
olması bizim de büyümemizde önemli
rol oynuyor. Ayrıca hükümetimizin
havacılık alanında koyduğu 2023 hedefleri
şirketimize de ışık tutuyor, büyümeyi
teşvik ediyor. Bizler de bu fırsatları en
iyi şekilde değerlendirerek daha fazla
büyüme göstererek ve daha fazla kâr elde
ederek tüm paydaşların memnuniyetini
sağlamayı amaçlıyoruz.
Başkanlık olarak ön hazırlıklarımızı
tamamladık ve yeni organizasyona göre
sistemsel uyarlamaları yaptık. Her iki
şirketin kabiliyetleri korunarak birleşmenin
sağlanabilmesi için Kalite Başkanlığımız
gerekli çalışmaları sürdürüyor. Mevzuatlar
gereği yasal işlemleri yerine getirecek
ve birleşme ile birlikte Türk Hava Yolları
HABOM A.Ş. verilerini Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’ye aktaracağız. Bir
süre raporlamalarla ilgili bazı sorunlar
yaşayabiliriz. Ancak yasal raporlamaların
zamanında yapılması yönünde
çalışmalarımız devam ediyor.
koordineli olarak Teknisyen Yetiştirme
Programları düzenlenmekle birlikte,
Eğitim Başkanlığı’mızın yakın zamanda
almasını ümit ettiğimiz Temel Eğitim
Yetkisi ile kendi personelimizi bünyemizde
yetiştirerek yetkilendirebilecek duruma
gelmeyi hedefliyoruz. Başkanlığımızda
genç, dinamik ve gelecek vaat eden
arkadaşlarımızı eğiterek, tecrübelerimizi
aktararak ve sorumluluklar vererek
gelişimlerine yardımcı olmak; Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’yi ileriye taşıyarak
kurumsal şirket hedeflerimize ulaşmak
istiyoruz.
TEK ÇATI, TEK YAPI...
YENİ TÜRK HAVA YOLLARI TEKNİK A.Ş.
566.770
METREKARE ALAN
UÇAK BAKIM
KAPASİTESİ
10
Geniş
Gövdeli
Uçak
30
Dar
Gövdeli
Uçak
31
32
GÖRÜŞLER
Mehmet Uysal / İstanbul-2 Uçak Bakım Başkanı
“Rekabette büyük bir avantaj kazandık”
önemli bir avantaj elde etmiştir. Bu yeni
oluşumun yarattığı sinerji ülkemizin bayrak
taşıyıcısı ve Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin ana
şirketi olan Türk Hava Yolları’nın hızla ve
istikrarla büyüttüğü filosu ile genişlettiği
uçuş ağına gereken ve yeterli tüm teknik
desteği sağlayarak ülkemizin sivil havacılık
sektöründe dünya çapında bir değer
yaratmasına destek olmaktadır.
Ülkemizin milli değeri Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. ile yine ülkemizin havacılıkta
genç ve dinamik bakım organizasyonu
Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. tek bir
çatı altında güçlerini birleştirerek ülke
havacılığına yeni bir dinamizm getiriyorlar.
Bu yeni organizasyon ile ülkemiz, sivil
havacılık bakım ve onarım sektöründe
bulunduğu coğrafyada, iş gücü, tecrübe,
deneyim, tesis ve ekipman ile yerini
sağlamlaştırmış, yıllık olarak yüzde
4 civarında büyüyen yolcu ve kargo
uçağı sektöründe artan bakım ihtiyacını
karşılamak ve rekabeti artırmak için
“Hedefimiz bakım süreçlerini optimize
etmek”
Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin
İstanbul Atatürk Havalimanı’nda sahip
olduğu 25.000 metrekare kapalı alan,
bir tanesi özel inşa edilmiş boya hangarı
olmak üzere toplamda dört adet beşer
bin metrekarelik bakım hangarı ile Sabiha
Gökçen Havalimanı’nda kurulu aynı anda
11 dar gövdeli ve üç geniş gövdeli uçağa
bakım yapabilecek iki adet ayrı hangar
ve bir özel boya hangarına ve toplamda
370.000 metrekare kapalı alana sahip her
türlü modern alet ve ekipmanla donatılmış
devasa tesisleri mevcuttur. Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin SHGM, FAA ve
EASA yetkileri ile donatılmış geniş bakım
kabiliyetlerinin, köklü tecrübe ve işleyişinin
Levent Kodakoğlu / Hat Bakım Başkanı
“Birleşme, aile kavramının daha fazla
hissedilmesini sağladı”
Türkiye’nin de içinde bulunduğu
Avrupa hava trafiğinin, 2021’e kadar
yılda ortalama yüzde 4,7 büyüyeceği,
önümüzdeki 20 yılda havayolu şirketlerinin
filosuna yaklaşık 1,8 trilyon dolar
değerinde 24.000 yeni uçak katılacağı
göz önüne alındığında, Türk Hava Yolları
HABOM A.Ş. projesi kendi başına hem
Türkiye hem de çevre ülkeler açısından
önemli bir gelişmedir. Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin 82 yıllık güçlü bakım
tecrübesi, deneyimli insan kaynağı göz
önüne alındığında, bu birleşme ile çok
daha iyi seviyelere ulaşılacağı açıktır. Bu
birleşme markamızın sektörde bilinirliğinin
artmasında büyük bir katkı sağlayacak. Bu
birleşmeden ortaya çıkacak güçlü yapı ile
hem Türkiye’de hem de çevre ülkelerde
havacılıktaki baş döndürücü gelişmelere
ayak uydurmak için daha şimdiden 3.
havalimanında bakım faaliyetleri için
adımlar atılması gerektiği açıktır. Ancak
bu gelişmelerde en önemli unsurun
insan kaynağı olduğu unutulmamalıdır.
Çalışanlarımızın ve eğitim aşamasında
olan gençlerimizin, havacılık sektörünün
ihtiyacı olan yabancı dil bilgisine sahip,
teknik bilgileri güçlü bir şekilde kendilerini
yetiştirmeleri gerektiği gibi bizlerin de
buna olanak sağlayacak çözümleri
bulmamız gerektiğini düşünüyorum.
Hız artıyor, olumsuzluklar azalıyor
Her iki şirkette de görev alan biri olarak
daha da güçleneceğimiz konusunda hiç
şüphem yok. Hat Bakım Başkanlığı’nın
en büyük müşterisi, 267 farklı noktaya
uçan Türk Hava Yolları’nın her meydanda
ihtiyaç duyduğu teknik desteği eksiksiz
sunmaktan sorumluyuz. Türk Hava
sentezlenmesi sonucu ortaya çıkan bu
yeni ve kuvvetli büyük organizasyonun
önemli bir parçasında görev almak ve
hizmet vermek çok büyük bir gurur
veriyor.
IST-2 olarak, bilgi işlem altyapısını modern
bir Bakım Yönetim Yazılımı olan TRAX
ile yenilemiş, merkezi planlama, merkezi
depo, merkezi takımhane ve dolayısıyla iş
ve ekipman gücünü efektif olarak kullanan
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin aynı
zamanda geniş bir yelpazeye sahip atölye
kabiliyetlerinin de desteğini alarak hem
Türk Hava Yolları’nın filosuna hem de dört
kıtadan yabancı operatörlere verdiğimiz
bakım hizmetini en iyi şekilde yerine
getirmeye devam etmekteyiz. Bu süreç
zarfında ilk hedef ve önceliğimiz Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin bünyesindeki
IST-1, IST-2 ve SAW tesislerimizin
koordinasyonlu çalışması sonucu, işgücü
ve teçhizatın efektif kullanımıyla bakım
süreçlerini optimize ederek uçakların
yerde kalma sürelerini, uçuşa elverişlilik
ve kaliteden ödün vermeden en aza
indirgemek olacaktır.
Yolları’nın istasyon ve uçak sayısındaki
artış, yetkili teknisyen ihtiyacı artışını da
beraberinde getiriyor. Süreç içerisinde
personelin A veya B1/B2 kategorilerinde
yetkilendirilerek, hat bakım bünyesinde
istihdam edilmesi; gerektiğinde yurtiçi
ve yurtdışı istasyonlarda görev almaları
mümkün olabilecektir. Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş. birleşmesinin bize sağladığı bir diğer
avantaj da; hangar yeri ihtiyacına daha
hızlı cevap verebilmesidir. Özellikle kış
operasyonlarında hangar yeri ihtiyacı artış
göstermekte ve mevcut tesislerimiz zaman
zaman bu ihtiyacı karşılamamaktadır.
Türk Hava Yolları HABOM A.Ş. tesisleri
bu anlamda hangar ihtiyacına çözüm
olmakta ve ihtiyaç duyulması durumunda
gerek AHL2 tesisleri ve gerekse SAW
tesisleri, arıza giderim amaçlı olarak
kullanılabilmektedir. Yeni açılan boya
hangarları sayesinde boya ihtiyacı olan
uçaklara daha hızlı cevap verilebileceği ve
SAFA denetimlerinde en sık karşılaşılan
olumsuzluklardan biri olan boya
sorunlarının da bu sayede minimize
edilebileceğini umuyorum.
Mahmut Demirkan / İnsan Kaynakları Başkanı
Şirketlerin birleşmesi doğal ve
rasyonel bir yaklaşımdır”
Aynı işi yapan ve sahibi aynı olan iki tüzel
kişiliğin; kaynaklarını daha etkin ve verimli
bir şekilde kullanmak, pazarda daha
güçlü olmak ve rekabet şansını artırmak,
operasyonunu ve organizasyonunu daha
sağlıklı yönetmek gibi sebeplerle bir
çatı altında birleşmeleri oldukça doğal
ve işletmecilik açısından rasyonel bir
durumdur. Bu işletmeler, her ne kadar aynı
sektörde faaliyet gösteren ve aynı patrona
ait işletmeler olsalar da birleşme sürecinde
ve hemen akabinde birtakım sorunların
yaşanması da normaldir. Şimdi önemli
olan bundan sonrasının sağlıklı bir şekilde
yönetilmesidir. Amaç yeni yapıya uygun,
modern işletmeciliğin ve pazar koşullarının
gereklerine cevap verebilen, çalışanların
kendilerini daha mutlu hissettikleri yepyeni
bir sistem kurmak, geliştirmek ve işletmek
olmalıdır. Bu noktada üst yönetimin
liderliği ve sorumluluğu önemlidir.
“Oldukça yoğun bir süreç oldu bizim
için”
İki büyük işletmenin birleşmesi, belki de
en çok Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin
İnsan Kaynakları Başkanlığı’nı yormuş
olabilir. Çünkü Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’de çalışmak isteyen her bir Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş. personeli için tam 29
farklı işlem gerçekleştirdik. Bu bakımdan
oldukça yoğun bir süreç oldu bizim için.
Bu tür birleşme süreçlerinde işin insan
kaynakları yönü, dışarıdan göründüğü gibi
olmuyor. Çünkü iki farklı organizasyon
ve çalışma kültürü ile karşı karşıyasınız
ve işin ekonomik, hukuksal, davranışsal,
sendikal vs. boyutları var. Bunların hepsini
aynı anda düşünmek ve değerlendirmek
durumunda kalıyorsunuz. Bu da çok kolay
yürütülemiyor. İşin bu boyutlarıyla insanları
kaynaştırmaya, her şeyden önemlisi
memnun ve mutlu etmeye çalışıyoruz. Bu
çerçevede yeni sistemler kurmaya, yeni
davranış biçimleri oluşturmaya gayret
ediyoruz. Esasında bizim işimiz bir bakıma
şimdi başlıyor. Zira bahsettiğim konu
başlıklarına ilişkin uyum süreci o kadar
kolay olmuyor. Ancak İnsan Kaynakları
Başkanlığı olarak, bundan ne kadar
çok etkilensek ve bizim için süreç hâlâ
bitmemiş olsa da, bu işlerden zevk alarak
çalışıyoruz. Çünkü çalışanlarımızın ihtiyaç
ve beklentilerini olanaklar ölçüsünde
karşılamak için çaba sarf ediyoruz. Bu
da bize haz veriyor, mutlu kılıyor ve
yorgunluğumuzu unutturuyor.
33
34
GÖRÜŞLER
Sadi Diler / Kalite Güvence Başkanı
“Her alanda büyük bir genişleme yaşanmış oldu”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş.’nin birleşmesiyle
birlikte bakım kapasitesi de genişlemiştir.
Bu kapasite artışı bakım hizmeti verdiğimiz
ve sürekli büyüyen en büyük müşterimiz
Türk Hava Yolları için de olumlu olarak
değerlendirilmektedir. Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş., ulusal ve uluslararası havacılık
otoriteleri tarafından yetkilendirilmiş uçak
ve komponent bakım merkezidir. Türk
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM),
Avrupa Havacılık Emniyet Ajansı (EASA)
ve Amerikan Havacılık Yönetimi (FAA)
başta olmak üzere 30’un üzerinde diğer
ülke sivil havacılık otoritesi tarafından
yetkilendirilmiştir. Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş., 558.890 m2 kapalı alan (hangar
ve atölyeler) kapasitesi ile büyük bakım
merkezleri içerisinde yerini almıştır ve bu
büyüme organizasyon yapısını da doğal
olarak büyütmüştür.
Birleşme çalışmaları Kalite Güvence
Başkanlığı koordinasyonunda planlı
bir şekilde yürütülmüştür ve çalışmalar
otoriteler ile paylaşılmıştır. Birleşme süreci
tamamlanıncaya kadar geçen süreçte
otoritelere gidilerek bilgilendirme ziyaretleri
ve toplantılar yapılmıştır. İlk bilgilendirme
Şubat 2013’te MNG şirketinin Türk Hava
Yolları tarafından satın alınması süreci
ile başlamıştır ve bilgilendirmeler 20142015 yıllarında devam etmiştir. SHGM
(Ankara), EASA (Köln) ve FAA (Frankfurt)
gidilerek bilgilendirme toplantıları
yapılmıştır. Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş.’nin yetkisi altında bulunan SHGM
Part147 ve EASA Part147 onaylı eğitim
kuruluşunun, Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş. bünyesi altına geçmesi çalışmaları
için de SHGM (Ankara) ve EASA (Londra)
gidilerek bilgilendirme toplantıları
yapılmıştır. 23 Şubat 2015 tarihinde ise
onaylı eğitim organizasyonunun, Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş. şirketinden
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’ye devri
EASA tarafından onaylanmıştır. Part 145
yetkisi kapsamında birleşme öncesi her
iki şirketin kendisine ait dokümanlarının
yerine, yeni şirketin yetkilerini ve çalışma
sistemini oluşturacak dokümanların
hazırlanması için uzman personel
çalışmalar yapmışlardır. Hazırlanan
dokümanların (bakım kuruluşu el kitabı,
prosedürler, formlar) otoriteler tarafından
incelenmesi ve değerlendirilmesi için
gönderilmiştir. Birleşme öncesi, yeni
şirketin sistemine uyum durumunu tespit
için Kalite Güvence Başkanlığı tarafından
tüm tesislerde denetlemeler yapılmıştır.
Yeni şirketin prosedürleri, yetkisiz
personelin nezaret altında çalıştırılması
prosedürü, yetkilendirilmiş personelin
yetkilendirilme kriterleri, özel takım ve
teçhizat analizleri otoriteler tarafından
değerlendirilerek uygun bulunmuştur.
Tek şirket, tek marka, tek bir aile
01 Nisan 2015 tarihinde ise iki şirketin
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. altında
mevcut yetkisi ile tek şirket olarak
faaliyetine devam etmesine otoriteler
(SHGM-EASA-FAA) tarafından onay
verilmiştir ve Türk Hava Yolları HABOM
A.Ş.’nin yetkileri sonlanmıştır. İki şirketin
birleşerek büyük bir organizasyon
olmasına paralel olarak Kalite Güvence
Başkanlığı’nın organizasyonu da beş
müdürlük ve bir temsilcilik olarak
genişlemiştir. Kalite Müdürlüğü (Part145 SAW), Kalite Müdürlüğü (Part-145
İST), Kalite Müdürlüğü (Part 21 ve Part
147), Kalite Müdürlüğü (Dokümantasyon
Sertifikasyon ve Yetkilendirme), Kalite
Müdürlüğü (Emniyet ve Kalite Yönetim
Sistemleri) ve Ankara ESB Kalite
Temsilciliği olarak yapılandırılmıştır.
Organizasyonun Part 145, Part 21, Part
147 ve yönetim sistemleri standartlarına
uygun olarak faaliyetlerini sürdürmesinin
kontrolü Kalite Güvence Başkanlığı
tarafından hazırlanan Sorumlu Müdür
(Genel Müdür) tarafından onaylanmış
denetleme planlarının uygulanmasıyla
yürütülmektedir. Denetleme planları,
uçak bakım, komponent bakım, SHGM
yetkili 85 Hat Bakım İstasyonu ile EASA
yetkili dokuz hat bakım istasyonunu
kapsamaktadır. 30’un üzerinde diğer ülke
sivil havacılık otoritelerinin denetleme
planlarının hazırlaması ve denetimlere
katılım çalışmaları yapılmaktadır. Kalite
yönetim standartlarının uygulanması,
denetlemelerinin yapılması, medya
çalışmaları ve gönüllü bildirimlerin takibi
yapılmaktadır. Organizasyonumuzun
personelinin lisans alma çalışmalarının
koordinasyonu, sağlamış oldukları
tecrübe kayıtlarının kontrolleri ile
yetkilendirilecek tüm personelin eğitim ve
tecrübe kontrol çalışmaları yapılmaktadır.
İki şirketin birleşmesi ile yetki ve
sorumluluğumuzdaki tüm süreçlerimiz
genişlemiştir, bu süreçler başkanlığımızın
konularında tecrübeli müdür, mühendis,
uzman ve teknisyen personeli tarafından
planlanarak eksiksiz bir şekilde takip
edilmeye çalışılmaktadır.
Tesis Kapasiteleri ve Özellikleri
SAW HABOM Hangar ve Tesisi
Toplam kapalı alan kapasitesi
380.000 m2
Dar gövde hangar boyutları
276 m. genişlik, 85 m. derinlik, 22 m. yükseklik
Geniş gövde hangar (uçak bakım bölümü) boyutları
155 m. genişlik, 97 m. derinlik, 27 m. yükseklik
Geniş gövde hangar (uçak boyama bölümü) boyutları
80 m. genişlik, 97 m. derinlik, 27 m. yükseklik
İST1 Eski Hangar Tesisi
Toplam kapalı alan kapasitesi:
37.000 m2
Hangar boyutları
178 m. genişlik, 55 m. derinlik, 16 m. yükseklik
Bakım yapılabilir uçak tipleri
A300, A310, A320 ailesi, B737
İST1 Yeni Hangar ve Tesisi
Toplam kapalı alan kapasitesi
77.325 m2
Hangar boyutları
160 m. genişlik, 85 m. derinlik, 26,5 m. yükseklik
Bakım yapılabilir uçak tipleri
A340, A330, A300, A310, A320 ailesi, B737, B777
İST2 Hangar ve Tesisi
Toplam kapalı alan kapasitesi
57.200 m2
Hangar 1 ve 2 boyutları
72 m. genişlik, 73 m. derinlik, 24 m. yükseklik
Hangar 3 boyutları
72 m. genişlik, 84 m. derinlik, 24 m. yükseklik
Hangar 4 boyutları
89 m. genişlik, 84 m. derinlik, 24 m. yükseklik
Bakım yapılabilir uçak tipleri
A300, A310, A320 ailesi, A330, A340, B737, B757, B767
İST2 VIP Hangarı
Toplam kapalı alan kapasitesi
1.500 m2
Hangar boyutları:
50 m. genişlik, 30 m. derinlik, 10 m. yükseklik
Bakım yapılabilir uçak tipleri
GIV, GV
ESB Hangarı
Toplam kapalı alan kapasitesi
5.640 m2
Hangar boyutları
103,5 m. genişlik, 54,5 m. derinlik, 17,42 m. yükseklik
Bakım yapılabilir uçak tipleri
A320 ailesi, B737
CII Aydın Hangarı
Toplam kapalı alan kapasitesi
25 m2
Hangar boyutları
15 m. genişlik, 15 m. derinlik, 5 m. yükseklik
Bakım yapılabilir uçak tipleri
Cessna 172, Diamond DA42
35
36
RÖPORTAJ
Yaşayan tarih Tayyar Güler’in gözünden
Nereden nereye…
1952 yılında o zamanki adı ile Devlet
Hava Yolları Umum Müdürlüğü’nde işe
başlayan 85 yaşındaki Tayyar Güler,
Celal Bayar’dan Turgut Özal’a pek çok
siyasetçi ile uçuşlara katılmış, tam
anlamıyla yaşayan bir tarih. 1950’lerden
günümüze yaşadıklarını, gözlemlerini,
anılarını bizimle paylaşan ve emekli olalı
24 yıl olmasına rağmen hâlâ sektörü
yakından takip eden Güler, Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. ile HABOM A.Ş.’nin
tek bir çatı altında birleşmesi ile ilgili
“Gücümüze güç kattık, enerjimizi tek bir
yerde toplamış olduk” diyor.
1952 yılında Devlet Hava Yolları’nın 10
tane Douglas DC-3 tipi 24 kişilik yolcu
uçağı vardı. Yurtiçi seferleri yapan bu
uçaklar nadiren Lübnan’ın başkenti
Beyrut’a ve Hac mevsiminde de Suudi
Arabistan’a uçardı. O zamanlar bu
uçakların 25 ve 50 saatlik uçuş sonrası
bakımları vardı.
1956’da 8 tane 14 kişilik 4 motorlu İngiliz
De Havilland DH.114 Heron uçağı satın
alındı. Bu uçakların bakımını öğrenmek
üzere Londra’da üç aylık bir kursa
katıldım. Kurs sonrası -1956 yılındaİstanbul Yeşilköy’e aynı unvanla nakil
oldum. Bu sırada 45-50 kişilik Vickers
Viscount uçakları, 1960’lı yıllarda da
DC-9’lar alındı. Her iki satın almada da
ben yine yurtdışında kurslara katıldım.
Sonrasında F-27 Friendship uçakları
alındı, bunun için de Amerika’da kursa
gittim. Yakın zamanda üç motorlu, biri
kuyrukta, ikisi kanatlarda bulunan DC-9
ve 45 kişilik DC-10 uçakları alındığında da
ben yine yurtdışında kursa gittim.
Şirkette çalışmaya 1952 yılında başlayan
Tayyar Güler, 12 lisans numarası ile Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin duayen
teknisyenlerinden. Sektörün duayen ismi
Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı
yerleşkesinde bulunan Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. tesislerini ziyaret etti. Kendisi
ile 1950’lerden bugüne Şirket tarihinde bir
gezintiye çıktık, anılarını ve deneyimlerini
dinledik.
Havacılığın hiç de yaygın
olmadığı, hatta pek bilinmediği
yıllarda nasıl havacı oldunuz?
Adımı “uçan, uçucu” anlamına gelen
Tayyar koyan dedem “Seni tayyareci
yapacağım” diyerek büyüttü beni. Yıllar
sonra adıma uygun bir mesleğim oldu.
İşimi büyük bir aşkla, şevkle yaptım. Aynı
aşk ve şevkle de çocuklarıma havacılığı
sevdirdim. Ulu önder Atatürk geleceğin,
çağdaşlaşmanın yolunu “İstikbal
göklerdedir” diyerek göstermişti; ben de
torunlarımı bu bilinçle yetiştirdim, şu an
havacılık sektöründe.
1930 doğumluyum. 1949 yılında Eskişehir
Meslek Lisesi’nden mezun oldum.
Mezuniyetten sonra imtihanı kazandım
ve Eskişehir Tayyare Fabrikası’na girdim.
Motor atölyesinde çalışmaya başladım.
Çalışırken askerlik dönemim geldi. Hava
Kuvvetleri’nden, meslek lisesi mezunları
Kütahya’da acemi eğitimi aldıktan sonra
yapılacak imtihanı kazananlar İzmir’de
eğitime gönderilecek şeklinde bir
tamim geldi. Ben de bu tamime uyarak
Kütahya’da askerliğe başladım. Üç aylık
eğitimden sonra Amerikalılar ve Türkler
tarafından imtihan yapıldı ve bu imtihanı
kazanarak İzmir Gaziemir Havacılık
Eğitim Kursu’na başladım. Eğitim kursu
gövde ve teknik resim, uçuş kumandaları,
hidrolik, elektrik, pervane, karbüratör,
motor çalıştırma, uçakları tanıma şeklinde
bölümlerden oluşuyordu. Her bölümün
eğitimi 1,5 ay devam ediyordu; 15 ay
boyunca bu eğitimlere tabi tutulduk. Tüm
bölümleri başarı ile bitirdim. Askerliğim
bittiğinde 22 yaşındaydım ve iş aramaya
başladım. Yakın dostlarım, Devlet Hava
Yolları Umum Müdürlüğü’nün -şimdiki
adıyla Türk Hava Yolları’nın- eleman aldığı
haberini verdi. Ben de bir dilekçe yazarak
iş başvurusunda bulundum. Dilekçeme üç
gün sonra cevap geldi. O zamanlar Devlet
Hava Yolları Ankara Güvercinlik’teydi.
Oraya mülakata çağrıldım. Mülakatta
Alaattin Selçuk isimli mühendis arkadaş
beni maintenance manuel’den bazı şeyler
sordu. Sorduğu soruların tamamına cevap
veriyordum. Bir süre sonra kitabı kapattı
ve “Ben seni imtihan edemem” dedi, çok
üzülmüştüm. Hemen ardından “Yanlış
anlama, senin bilgin benimkinden daha
fazla” dedi. O zamanlar şirkette Zat İşleri
vardı, şimdiki İnsan Kaynakları. Orayı aradı
ve “Birinci sınıf bir eleman aldık, tayinini
yapın” dedi.
Göreve başladığınız ilk
dönemleri bize anlatabilir
misiniz?
10 Kasım 1952 Salı günü Atatürk’ü anma
programından sonra işe başladım. Üç ay
sonra bizi uçuş makinisti (uçak teknisyeni)
imtihana tabi tuttular. İmtihanı kazandıktan
sonra uçuş makinisti olarak işe başladım.
Daha sonra ise kendi isteğimle atölyede
görev aldım.
1958 yılında rahmetli Cumhurbaşkanı
Celal Bayar, Viscount uçaklarından biri
ile Afganistan seyahatine çıktı. O sıra
yıllık izindeydim, iznimi yarım bıraktım.
Makinist (uçak teknisyeni) olarak uçakta
beni görevlendirdiler. Cumhurbaşkanı ile
Afganistan’a sonra Pakistan’ın Karaçi
şehrine ve İran’ın başkenti Tahran’a
gittik. Tahran’da uçak pistte indiğinde
İngiliz teknisyen uçağın bir numaralı
pervanesine vurdu. Uçak durduktan
sonra pilot “Ucuz atlattık, bir şey yok”
dedi. Ben buna karşı çıkarak “Hayır
kontrol edeceğim” dedim. Maintenance
manuel’e göre cihazla kontrol ettiğimde
pervanenin limit dışı olduğunu gördüm. Bu
şekilde uçuşa devam edemeyeceğimizi
ve risk taşıdığını söyledim. Pervanenin
değiştirilmesine karar verdik. İran Şahı’nın
Viscount özel uçağı vardı. Yanıma bir
yardımcı verdiler. Şah’ın uçağından
bir numaralı pervaneyi aldım. Aldığım
eğitimlerle pervane takmasını bildiğim
için uçağımızın pervanesini değiştirdim.
Uçağın pervanesini değiştirdikten sonra,
teknik terimi ile “takat kontrolü”nü yaptım.
Deftere “Uçak uçabilir” yazdım. Tahran’da
6 gün kaldıktan sonra Türkiye’ye geldik.
Bayar’ın uçağına yeni pervaneyi taktık
ve emanet aldığımız pervaneyi Tahran’a
gönderdik.
Cumhurbaşkanı Bayar beni, üç pilot ve iki
hostesten oluşan kabin ekibini teşekkür
için Çankaya Köşkü’ne davet etti.
İstanbul’dan Ankara’ya Çankaya Köşkü’ne
gittik. Çankaya Köşkü’nde misafir edildik,
yemek yedik. Yemekten sonra bana
altın kol düğmeleri, diğer arkadaşlara da
çeşitli hediyeler takdim edildi. Hâlâ o kol
düğmelerini saklarım.
37
38
RÖPORTAJ
Sizin çalıştığınız dönem ile
bugün arasında gözünüze
çarpan ne gibi farklar var?
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin uçak
bakım hangarları şimdiki hangarların
yerinde değildi.
Eski hangarımız kuleye yakın olan gümrük
binasının yanındaydı. Yıllar sonra birinci
hangar yapıldıktan sonra oraya taşındık.
Yeşilköy’de bulunan hangarımızın şimdiki
hangarlarımız gibi teşkilatlı, donanımlı
olması mümkün değildi. Uçaklarımızın tüm
bakımlarını verilen maintenance manuel’e
göre yapabiliyorduk. Hangarlarımız şimdiki
gibi donanımlı değildi. Bizim çalıştığımız
yıllarda ne servis ne de öğle yemeği ne
de fazla mesai ücreti vardı. Sefertasları ile
evden götürdüğümüz yemekleri hangar
köşelerinde yiyorduk. Daha sonraki
yıllarda Genel Müdürümüz Ulvi İnal
yemekhane yaptırdı ve bizleri sefertası ile
yemek taşıma sıkıntısından kurtardı.
Beşiktaş’ta oturuyorduk. Beşiktaş’tan
dolmuşla Sirkeci’ye gidiyor, oradan trenle
Yeşilköy’e geçiyor, sonra da otobüsle
havaalanına gidiyordum. 1960 yılında üç
vardiya olarak çalışıyorduk, 4 posta vardı
ve her posta 20’şer kişiden oluşuyordu.
O yıllarda toplam 80 uçak teknisyeniydik.
İlerleyen yıllarda işler büyüdü ve yeni
elemanlar alındı. Sendikal faaliyetler
başladı, mesai almaya başladık.
Şimdi Türk Hava Yolları ve Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’de çalışan
arkadaşlarımız çok şanslı. Dünyanın en
önemli şirketlerinden birinde çalışma
fırsatını yakalamışlar. Bizde bu imkânları
hiçbiri yoktu.
Nereden nereye geldik! Ortada çok büyük
bir başarı var. Bu başarının sırrı her zaman
söylediğim gibi eğitimden geçiyor. Bugün
olduğu gibi bundan sonra da dünyadaki
gelişmeleri yakından takip ediyor
olmamız şirketimizi ve ülkemizi başarıya
ulaştıracaktır.
Eğitim belki de her
meslektekinden daha hayati bir
öneme sahip sizin alanınızda.
O zamanlar eğitimler nasıldı?
Türk Hava Yolları’nda teknik bölümde
eğitimlerin başlaması gerektiğini
düşünüyor ve bunu yetkililerle her zaman
konuşuyordum. Çünkü teknisyenlerimiz
uçakları ilk olarak burada görüyor ve
onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorlardı.
Uçak, havacılık ve bakım ile ilgili
eğitimleri tesislerimizde verirsek daha
başarılı olacağımızdan emindim. Önerimi
yöneticilerim kabul etti. İzmir’den hocalar
geldi, okul açıldı, eğitimler başladı. Bu
eğitimler neticesinde uçak bakımları daha
bilinçli olarak yapılmaya başlandı.
Dile kolay 63 yıl önce
başladığınız Türk Hava
Yolları’ndaki görevinizden ne
zaman ayrıldınız?
1952 yılında çalışmaya başladığım Türk
Hava Yolları’ndan 1975 yılında kendi
isteğimle emekli oldum. İki yıl sonra
“Elemana ihtiyacımız var. Tekrar bizimle
çalışır mısınız?” dediler. Tekrar işe
başladım ve 14 yıl daha çalıştım. İkinci
dönemimde Airbus 310, B 707 uçakları
alındı. Bunun için Fransa’ya eğitime gittim.
1991 yılında yine kendi isteğimle işten
ayrıldım.
Türkiye havacılık sektörü
hakkında gözlemleriniz,
düşünceleriniz neler?
Türkiye son yıllarda havacılık sektöründe
ciddi sıçramalar, atılımlar yapıyor. 2023
Vizyonu hedefine tüm Türkiye seferber
olmuş durumda. Havacılık sektöründeki
gelişmeleri takip ediyorum. Gerek
basından gerek ise toplantılardan ve
katıldığım organizasyonlarda gördüğün
kadarıyla havacılık sektörü hayal
edilemeyecek kadar büyük gelişme
gösterdi.
Atatürk Havalimanı yerleşkesinde küçük
hangarımızda 10-15 kişilik uçakların
bakımlarını yapıyorduk. Bugün Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin yedi hangarı ile
dünya devleri ile yarışır hale gelmesi çok
ciddi bir gelişmedir.
Duayen Teknisyen
Tayyar Güler’i
makamında
kabul eden Türk
Hava Yolları
Teknik A.Ş. Genel
Müdür Yardımcısı
(Operasyon 2)
Hüseyin Sağlam,
Güler ile bir süre
sohbet ettikten
sonra kendisine
uçak maketi takdim
etti.
Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı
yerleşkesinde ziyaret ettiğim ve son
teknoloji ile donatılmış muhteşem hangarı
hayranlıkla gezdim; duygulandım, adeta
gençleştim. Atatürk Havalimanı merkezli
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ile Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin tek bir
çatı altında birleşmesi ile gücümüze güç
katmış, enerjimizi tek bir yerde toplamış
olduk. Bu süreçte emeği geçenleri tebrik
ederim. Birleşme ile birlikte rakiplerle
daha rahat rekabet edebilir hale gelindi.
2023’te kendi uçağımızı yapma hedefimiz
var; bunu başaracağımızdan hiç şüphem
yok. Atatürk’ün dediği gibi “Türk milleti
çalışkandır. Türk milleti zekidir.” İş gereği
dünyanın bazı ülkelerini gezdim. Türk
milleti kadar zeki bir millete rastlamadım.
Fırsat verildiğinde neler başarıldığını
görüyoruz.
Sektörde çalışan gençlere ne
gibi tavsiyelerde bulunmak
istersiniz?
Teknisyen dürüst, çalışkan ve faziletli
olmalı. Tecrübesini arkadaşlarına aktarmalı
ki sektör gelişme sağlasın. Yöneticiler
işinin ehli olmalı. Bir şirketin başarı
kazanması, elemanların başarılı olmasına
bağlıdır. Yönetici, emrindeki çalışanların
sıkıntıları ile hemhal olacak, dertlerini
dinleyecek, korku ile değil sevgi ile iş
yapılmasını sağlayacak. Çalışanlarından
sıkıntı içinde olan varsa, iş güvenliğini
aksatacak durumdaysa, gerekiyorsa
kendisini toplaması ve rahatlaması için
izin vermeli. Çünkü tayyarecilikte dağınık
düşüncelerle iş yapılması çok risklidir.
Genç teknisyenlere güveniyor ve çalışarak
başarıyı elde edeceklerine inanıyorum.
Ben gençlerimizden umutluyum. Emekli
oldum fakat sizlerin başarılarını gördükçe
içim kıpır kıpır oluyor, heyecanlanıyorum.
Gönlüm her daim sizlerle. Tüm
arkadaşların gözlerinden öpüyorum.
Hiç unutmam bir gün uçakların
buji değişimi sırasında arka bujiler
kırıldı. Ben aldığım eğitimlerde
bujilerin kaynamaması için gres yağı
sürülmesi gerektiğini biliyordum.
Bujilerin kırılmaması için yapılması
gerekenleri mühendis arkadaşa
anlattığımda bilmediğini söyledi,
birlikte depoya gittik. Depoda 2030 kutu gres yağı vardı. Yağları aldık
ve bujilere sürmeye başladık, bir
daha bujiler kırılmadı.
Viscount uçaklarında motorların türbin
paletlerini yıkamak için form vardı. Bu
forma göre motoru rölantide çalıştırıp
İngiltere’den gelen kutu içinde toz
halindeki madde ile püskürtülerek yıkama
yapıyorduk. Bu sırada Teknik Müdürümüz
Zafer Orbay’dı. Kendisi bana “Tayyar
uçak motorlarını yıkamak için aldığımız bu
madde nedir? Bu maddeyi laboratuvarda
incelettirin” dedi. İncelettirdik ve o madde
“fındık kabuğu” çıktı. İngilizler fındık
kabuğunu öğütmüş, bulgur gibi bir forma
getirmiş ve uçak motorları türbin paletleri
yıkama maddesi olarak bize satıyormuş.
İçini yemişler, dışını öğüterek bize
satmışlar. “Biz de bunu yaparız” dedik
ve yaptık; bir daha da İngiltere’den satın
almadık.
Cumhurbaşkanları ve başbakanların
gezilerine genelde ben eşlik ederdim.
Rahmetli Adnan Menderes ile çok uçuş
yaptık. Yıl 1960, İstanbul’dan Ankara’ya
gittik. Menderes ve milletvekilleri ile
birlikte bir fabrika açılışı için uçakla
Eskişehir’e gittik. Ben yine uçak makinisti
(teknisyen) olarak görevliydim. Eskiden
şaşalı karşılamalar olurdu. Bu defa
Eskişehir’e indiğimizde çok ciddi bir
karşılama yoktu. O gece orada yatıp
Konya’ya gidecektik. Eskişehir’de bir
yüzbaşı bize yaklaştı ve “Siz İstanbul’a
geri dönün, sizi çağıracağız” dedi. Biz
İstanbul’a döndük. Meğer o gece ihtilal
olmuş, benim haberim yok. Ben Konya’ya
gitmek için hazırlandım, yola çıktık.
İnzibatlar bize nereye gidiyorsunuz diye
sorduklarında “Ben Adnan Menderes’in
uçak makinistiyim” dedim. İhtilal oldu
dediler. O yüzbaşının neden bizi İstanbul’a
geri gönderdiğini o zaman anladım.
Tayyar Güler’in havacılık sektörüne
armağan ettiği şiiri
Türk Hava Yolları uçak teknisyenliği okulum
Bileziğim altından, bükülemez hiç kolum
Çalışkanlık, doğruluk fazilettir tek yolum
Timsaliyiz gençliğin her bakımdan biz
Medeniyet sembolü, tornavidamız, pensemiz
Aletimiz olmakla gurur dolu göğsümüz
Timsaliyiz gençliğin her bakımdan biz
39
40
GÖRÜŞLER
Bünyamin Gözüküçük / Teknisyen - Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 2 (SAW)
“Şirketlerin birleşmesi hepimizin geleceğe
umutla bakmasına vesile oldu”
İki şirketin Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.
çatısı altında birleşmesinden doğal
olarak büyük bir güç doğdu. Şirketlerin
birleşmesi hepimizin geleceğe umutla
bakmasına vesile oldu. Bu birleşmenin
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ailesinde
her bakımdan bir sinerji yarattığını
düşünüyorum.
Murat Yılmaz / Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 2 (SAW) Uçak Bakım Vardiya Şefi
“Huzurlu ve verimli bir çalışma ortamı ortaya çıktı”
İki şirketin birleşmesi çok önemli
ve yerinde bir karar oldu. Çalışma
arkadaşlarımız ve Şirketimiz için güçlerin
birleştirilmesi ile yeni ve büyük bir
güç oluşumunu sağladı. Birleşmeden
kaynaklanan güç ile huzurlu ve verimli
bir çalışma ortamı ortaya çıktı. Birleşme
sonrasında HABOM tesislerimizde TRAX
sistemine geçiş nedeniyle bazı sıkıntılar
yaşıyoruz. Fakat bunların da zamanla
aşılacağına inanıyorum.
Sait Duran Özdemir / Başteknisyen - Uçak Bakım Başkanlığı Bay 3
“Birleşme ortaya daha da büyük bir
gücün çıkmasını sağladı”
1982 yılında Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’de işe başladım. 2006 yılında kendi
isteğimle özel sektöre geçtim. Birleşme
sonrasında yeniden Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. ailesine katılmış oldum.
Birleşmenin gerçekten çok yerinde bir
karar olduğunu düşünüyorum. Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. yılların birikimi
ile dünyaya hizmet sunuyor. Bu büyük
şirketin Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.
ile birleşmesi ortaya daha da büyük
bir gücün çıkmasını sağladı. Yeni
oluşan yapının hızına yetişmek için
yeni teknisyenlerin en kısa zamanda
yetiştirilmesinin, daha büyük hizmetler
vermemize olanak sağlayacağını
düşünüyorum.
Yusuf Pehlivan / Memur - İnsan Kaynakları Başkanlığı Özlük ve Endüstriyel İlişkiler Müdürlüğü
“Yanlış bilgilendirme mağduriyetinin önüne geçmek
için projelerimiz devam ediyor”
Birleşme ile Devam Takip Şefliği’nin
iş yükü de katlanarak artmıştır. Uyum
sürecinin hemen ve şirketler arası farkların
kavranmasının hızla olmayacağını
tahmin ediyorduk. Fakat bu süreci
tecrübeli ve yetişmiş arkadaşlarımızla
7/24 çalışan birimimizde, personelimizle
yüz yüze, mail ya da telefon aracılığı ile
görüşerek aşmaya çalışıyor ve gerekli
yönlendirmeleri yapmaya gayret ediyoruz.
Birleşme süreci Şefliğimiz için de oldukça
zor bir süreçti. Devam Takip Şefliği’nin
konusu olan devam ve devamsızlıklarının
personelimizce doğru görüntülenmesi
için çalışma kurallarının birimlerden doğru
bir şekilde gönderilmesi sağlanmaya
çalışılmıştır. Birleşme sonrası süreçte ise
personelimizin öncelikle ERP tanımlarında
yaşadığı sorunların çözümlerinde destek
olundu. Yenilenen ID kartlar lokasyonlara
göre ayrıştırılarak, sistemde kayıtları
yapıldı. Parmak izi tanımlamalarının
yapılması için ilgili birimle koordineli
çalışılarak, bir an önce ID kartlarını
kullanarak, işe geliş gidişlerde kart
basması sağlandı. Ayrıca kontroller
yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiği
ile ilgili bilgi aktarımları da yapıldı ve
yapılmaya devam ediliyor.
Bunun dışında vardiyalı çalışan personel
sayısının hızla artması sebebiyle
kontrollerimizi hem hızlandırmaya
hem de daha fazla detaylandırmaya
başladık. Yanlış bilgilendirmelerden dolayı
personelimizin mağdur olmasının önüne
geçmek için çeşitli projelerimiz devam
ediyor. Bu çalışmalara ait bilgilendirmeleri
her zamanki gibi Teknik Personel
Duyurusu başlığı ile duyurmaya devam
edeceğiz. Birleşmenin Şirketimize hayırlı
uğurlu olmasını diliyoruz.
Erdinç Tutam / Veri Sistemleri ve Donanım Destek Şefi - Kurumsal Çözümler
ve Yazılım Geliştirme Müdürlüğü, Bilgi Teknolojileri Başkanlığı
“Yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda daha güçlü
bir oyuncu olacağımıza inanıyorum”
Birleşme sonrası çok daha güçlü bir
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. var. MRO
sektöründe yurtiçi ve yurtdışı pazarlarda
daha güçlü bir oyuncu olarak iş hacminin
artacağına ve ülkemizin büyüme ile ilgili
öncü kurumlarından biri olmaya devam
edeceğine inanıyorum.
Birleşme sonrası kurumun rekabetçi
piyasa koşulları altında teknoloji ve
insan kaynağına daha fazla yatırım
yapması gerekmekte. Bu bağlamda
Bilgi Teknolojileri Başkanlığı olarak bizi
bekleyen pek çok yeni proje var.
Ayrıca Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.
tesisinde kurulu olan kapsamlı bilgi
teknolojileri altyapısının Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’ ye devri ile eskiye göre çok
daha büyük bir bilgi teknolojileri altyapı
yönetimi sorumluluğunu üstlenmiş
bulunuyoruz.
Günlük operasyonumuzda artık daha
fazla kullanıcı ve aktif cihaz ile ilgili arıza/
kurulum talepleri alıyoruz. Halihazırda
birleşme sonrasında devam eden TRAX
geçişi projesinde daha kritik servis ve
hizmetleri bünyemize dâhil etmeye devam
ediyoruz.
Kesintisiz ve sürekli iyileştirilen bir bilgi
teknolojileri servis modeli için daha çok
çalışmamız gerekiyor. Aslında kökleri
birbirinden çok farklı olmayan iki kurumun
birleşme sürecinin ve sonrasının tüm
çalışma arkadaşlarımıza hayırlı olmasını
diliyorum.
41
42
GÖRÜŞLER
Hasan Altay / Teknisyen - Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 2 (SAW)
“Geleceğe mutlu ve umutlu bakıyoruz”
Birleşme sonrasında büyük bir güç oluştu.
Son teknoloji ile donatılmış, yeşil bina
ödüllü bir tesiste çalışıyor olmak bizleri
elbette mutlu ediyor. Bu, çalışmalarınıza
da pozitif anlamda yansıyor. Geçiş
sürecinde bazı eksikliklerimiz olsa da
çalıştığımız kuruma sahip çıkmanın
ve yaşadığımız olumsuzlukları işe
yansıtmamanın iş ahlakının gereği
olduğunu düşünüyorum.
Cemal Cantürk / Başteknisyen - Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 1 (SAW)
“Sektördeki rekabet gücümüz
ve pazar payımız arttı”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş ile Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş ile aynı çatı altında
bir araya gelerek, kaynaklarını birleştirip
değerine değer katarak sektördeki
rekabet gücünü ve pazar payını artırdığını
düşünüyorum. Birleşme sonrasında
kaynaklarını daha verimli kullanabilirse,
düşük kapasite sorununu da gidereceği
inancındayım.
Her iki şirket de Türk Hava Yolları’nın
iştirakleri olmasına rağmen, aynı işi yapan
insanlar arasındaki farklı uygulamaların
ve ücret politikalarının zaman içerisinde
giderileceğini, bunun da yeni bir sinerji
ortaya çıkaracağını düşünüyorum.
Birleşmenin ülkemize ve çalışanlarımıza
hayırlı olmasını dilerim.
Derya Örücü / Mühendis - Üretim Planlama Kontrol Başkanlığı Malzeme Planlama Müdürlüğü
“Birleşme motivasyonumuzu
ve aidiyet hissimizi artırdı”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş., Türk
Hava Yolları HABOM A.Ş. ile birlikte
iki farklı şirket olarak bakım ve onarım
faaliyetlerini sürdürmeye çalışırken,
birleşme sonrasında, operasyonlarını
üç büyük tesiste yürüten dev bir yapıya
dönüştü. Bu dev yapının bir parçası
haline gelmenin, motivasyonumuzu ve
aidiyet hissimizi artırdığını düşünüyorum.
Organizasyonel değişimler sonucunda,
Malzeme Planlama Bölümü’nün şeflikten
müdürlüğe dönüşmesi benim için
birleşmenin en önemli sonuçlarından
biri. Bakım ve onarım faaliyetlerinin iki
katına yükselmesiyle artan iş yükümüzün
ve TRAX sistemiyle değişen malzeme
planlama süreçlerimizin, çalışan
sayımızın artması ve her yerleşkede tek
sistem kullanılmaya başlanmasıyla kısa
vadede daha verimli şekilde yönetilebilir
hale geleceğine inanıyorum. Çalışma
arkadaşlarımın şirketin hızla büyümesi
yolunda özveriyle çalışıyor olmaları gurur
verici.
Nejla Özgür / Uzman - Finansman ve Muhasebe Başk. Gelir ve Maliyet Muhasebesi Müdürlüğü
“Artık daha büyük bir aileyiz”
Birleşme kararı ile birlikte pek çok çalışan
için iyisiyle kötüsüyle yepyeni bir sayfa
açıldı. Benim için birleşme, SAP sistemine
geçişle başlayan yenilik sürecinin
devamı niteliğinde oldu. Yeni bir ortam,
yeni arkadaşlar ve hatta organizasyon
değişikliği ile birlikte yeni bir iş süreci.
Birleşme kararı ile birlikte muhasebe
birimi olarak yoğun dönemlerimiz oldu
fakat eski yeni pek çok arkadaşımızın
emeği ve özverili çalışmaları sayesinde
iki şirketin birleşme işlemleri tamamlandı.
Biz bir aileydik, şimdi aramıza yeni katılan
arkadaşlarımızla beraber artık daha büyük
bir aileyiz. Umarım herkes için hayırlı bir
dönem başlamış olur.
Yılmaz Dağdelen / Uzman - Tesis Bakım ve İdari İşler Başkanlığı Sosyal ve İdari İşler Müdürlüğü
“Birleşme, heyecanımıza ve çalışma azmimize
büyük bir şevk kattı”
Dünya devi iki şirketin birleşmesi,
heyecanımıza, çalışma azmimize büyük
bir şevk katmıştır. Küresel pazarda uzun
bir yol kat edeceğimizi bilerek maratona
yüksek motivasyonla hazırlanıyoruz.
Yeni oluşum sonrasında arkadaşlarımızla,
ortak şirket kültürleri ve hedefleri
doğrultusunda, uyumlu bir performans
sergileyeceğimizi hissediyorum.
Birleşmenin başkanlığımız iş akışını olumlu
yönde etkileyeceğini düşünüyorum. Ayrıca
“Çalışan demir pas tutmaz” sözünden
yola çıkarak iş yükümüzün artması bizi
mutlu eder. Yüksek kalitemizi sahaya
yansıtacağımız ve rekabet ortamında daha
güçlü olacağımız inancıyla bu birleşmeyi
önemli görüyorum.
Bilge Gökçeler / Memur - Finansman ve Muhasebe Başk. Gelir ve Maliyet Muhasebesi Müd.
“Beraberlik ruhunu hissederek çalışmaktan
son derece mutluyum”
Şirket birleşmelerinde yaşanabilecek
entegrasyon sorunları ile karşılaşılsa
da kapasite kullanım oranımızın
artması sonucunda sabit giderlerimizin
azalacağını ve verimliliğimizin artacağını
düşünüyorum.
Böylesine kurumsal bir organizasyon
yapısında değerli yöneticilerim ve çalışma
arkadaşlarımla aynı çatı altında birlik ve
beraberlik ruhunu hissederek çalışmaktan
son derece umutlu ve mutluyum.
Gelecekte daha büyük başarılara imza
atabilmemiz için gerçekleştirilen bu
güçlenerek büyüme girişiminin şirketimize
ve çalışma arkadaşlarıma hayırlı olmasını
dilerim.
43
44
GÖRÜŞLER
Gürkan Özkan / Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 1 (SAW) Uçak Bakım Koordinasyon Şefi
“Uçağın kanatlarının altında olmak her zaman
ve her yerde avantaj sağlar”
Birlikten güç doğar ifadesi bu birleşmenin
hangi boyutlara ulaşacağının bir
göstergesi olduğunu düşünüyorum.
Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin
güçlü MRO’lar arasında üst sıralarda
bulunan mevcut tesisleri ile Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin uzun yıllar
içerisinde yakalamış olduğu engin bakım
tecrübesinin birleşmesi ile Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’nin zaman içerisinde
sahip olduğu modern tesisler gibi yine
güçlü MRO’lar arasında güvenilir ve
yüksek kalitede bakım yapan bir kurum
olarak üst sıralara yerini alacağını
düşünüyorum.
Birleşme kararını geç kalınmış bir karar
olarak değerlendiriyorum. Çünkü çeşitli
nedenlerden ve ihtiyaçtan dolayı zaman
içerisinde Türk Hava Yolları tarafından
kurulan Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.’nin
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin kalite
ve seviyesine gelmesi için uzun bir süre
geçmesi gerekiyordu, bu da ülke çapında
havacılığın hızlı bir yükseliş içerisinde
olmasının getirmiş olduğu iş potansiyeli ve
yoğunluğun etkisi ile iş yükünü kaldıramaz
duruma gelecekti.
Birimimizin bu birleşmeden pozitif
yönde etkilendiğini söyleyebilirim. Zira
tecrübeme dayanarak “uçağın kanatlarının
altında olmanın” her zaman ve her yerde
avantaj sağladığını düşünüyorum. Dünya
çapında marka olmuş bir şirketin içinde
yeniden çalışmaya başlamak, bu nadide
sektör için hizmet etmek, ne yaptığını
bilen, ne yapması gerektiğini idrak eden,
genç, dinamik bir nesil yetiştirmek için
çaba sarfetmek benim için büyük bir
onur kaynağı olmuştur. Bu duygulara
zaman içerisinde, Şirket içinde saygınlık
kazanmış, Şirketimize uzun seneler hizmet
etmiş kişilerin bizlere gösterdiği yolları
takip ederek sahip oldum.
Fatih Aydemir / Teknik Öğretmen - Eğitim Başkanlığı Teknik Eğitim Müdürlüğü
“Şirketimizin ortak pazar payı ve rekabet
gücü artacak”
İki farklı bakım şirketinin aynı amaç uğruna
tek potada toplanması, şirketlerimizin
ortak pazar payının ve rekabet
gücünün artmasına olumlu yönde etki
edecektir. Sabiha Gökçen Havalimanı
yerleşkesindeki tesislerin üretkenlik
anlamında daha verimli kullanılması
ve tasarlanan kapasitede bakım
faaliyeti sağlaması da ana müşterimiz
konumundaki Türk Hava Yolları için de
katkı sağlayacaktır.
Henüz Sabiha Gökçen Havalimanı
tesislerini ziyaret etmemiş ve dolayısı
ile burada sağlanan kolaylıkları tecrübe
etmemiş bakım personelimiz için ise,
Sabiha Gökçen Havalimanı tesislerinde
yapılacak bakım faaliyetlerine destek
sağlamaları kendileri için kuşkusuz
farklı bir deneyim olacak. Zira burada,
Atatürk Havalimanı tesislerimizden farklı
uygulanan “bay sistemi” ekipmanları ile
normalde zorluk çekilen birçok erişim
ihtiyacı; hareketli platformlar yardımı ile
her an sağlanabilmekte. Bakım ortamında
görmeye alışık olduğumuz dağınıklıktan
uzak; rahat ve derli toplu bir bakım
hangarı kendilerini bekliyor olacak.
Tabi olduğumuz ulusal ve uluslararası
havacılık kuralları; bakım faaliyetleri
yapacak şirketlerin iyi derece gelişmiş
eğitim ve kalite yönetim sistemlerine
sahip olmasını gerektiriyor. Bu bakımdan
havacılıkta eğitimin rolü çok büyük.
Eğitim açısından her iki şirketin de
farklı birer eğitim geçmişi var. Birleşme
sürecini değerlendirdiğimizde, hem
bu farklılık sebebi ile hem de üç ayrı
lokasyonda faaliyet gösteren Şirketimizin
eğitim ihtiyacına cevap verebilmek
için birimimizin faaliyet kapsamının
genişlemesini ilk madde olarak sayabiliriz.
Çalışmaların birkaçını saymak gerekirse;
tüm personelin eğitim kayıtlarının tek
bir çatı altında toplanması, yeni sisteme
entegrasyonu, eğitim gerekliliklerinin
her bir çalışan grubu için tanımlanması
ve periyodik olarak idame ettirilmesi,
eğitimlerin her üç lokasyonda planlanması
ve icrası ve son olarak eğitim icra
sürelerinin standardizasyonu da bu
dönemdeki çalışmalarımız içerisinde yer
aldı. Devam eden projelerimizden belki
de en önemlisi ise; Eğitim Başkanlığı
bünyesinde faaliyet gösterecek bir 147
Temel Eğitim Organizasyonu kurmak ve
ilgili yetkiyi almaktır. Şirketimizin ihtiyaç
duyduğu alanlarda çalışabilecek özel
ihtisas sahibi teknisyenleri kendimiz
yetiştirebilmeyi ve lisans alabilecek
yetkinliğe getirmeyi hedefliyoruz. Zaten bu
sayede hava aracı bakım lisansı sınavları
yapma yetkisi de almış olacağız.
Mustafa Özcan Yaman / Satış Pazarlama Başkanlığı Satış Müd. (I. Bölge) Malzeme Ticaret Şefi
“Birleşme ile Türk havacılık ve MRO sektöründe yeni bir dönem başladı”
Bildiğiniz gibi küresel hava taşımacılığı
gün geçtikçe büyüyen bir pazar ve bu
pazar beraberinde, MRO piyasasına
atfedilen önemi de arttırıyor. Rekabetin
yoğun olarak yaşandığı bu sektörde,
stratejik işbirlikleri ve büyük birleşmelerin
yaşanması kaçınılmaz görünüyor.
Dolayısıyla öngörülü bir yaklaşımla alınmış
olan birleşme kararının, Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin sektördeki rekabet gücünü
yakın bir gelecekte çok daha yukarılara
taşıyacağına inanıyorum. Aynı zamanda
bu birleşmenin, Türkiye ekonomisi göz
önüne alındığında, sürekli büyüme trendi
gösteren ve gelişen ülke ekonomisine
de katkı sağlayacağını da düşünüyorum.
Bu büyümenin bir neticesi de bildiğiniz
gibi, artan iş gücü ve istihdamdır.
Şirketimiz birleşme sonrası personel
alımlarını arttırmış, teknisyen yetiştirme
programlarıyla sektöre hazır işgücü
sağlamaya devam etmiştir. Şirketimiz
halihazırda 6 bin kişiye istihdam olanağı
sunarken, bu sayının yaklaşık yüzde 50
oranında artması bekleniyor.
Birleşme, Türk havacılık ve MRO
sektöründe yeni bir dönem başlatmıştır.
Ülke olarak 2023’te dünyanın en iyi 10
ekonomisi hedefine hızla ilerlerken, Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin de dünyanın
en iyi ilk 5 MRO şirketinden biri olması
için tüm gayret ve emeğimizle çalışmaya
devam etmeliyiz. Öncelikle Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş. ve Türk Hava Yolları
HABOM A.Ş.’nin tek bir çatı altında
toplanmasının şirketimize hayırlı olmasını
temenni eder, bu birleşme sürecinde ve
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş.’nin bugünkü
başarısına ulaşmasında büyük gayret
ve emekleri olan herkese şahsım adına
şükranlarımı sunarım.
Ergün Erdoğdu / Mühendislik Başkanlığı Uçak Sistemleri Mühendislik Müdürü
“Etkileşim içerisinde giderek daha da
güçleneceğimiz hissini taşıyorum”
HABOM, ilk olarak Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin vizyon projelerinden
birinin adı olarak duyurulmuştu. Bu
projenin hayalden gerçeğe dönüşmeye
başlamasıyla birlikte -birtakım
sebeplerden ötürü- ayrı bir bakım
merkezi olarak faaliyete başlaması kararı
alındı. Türk Hava Yolları filosunun bakım
sorumluluğu anlaşmalarla Türk Hava
Yolları Teknik A.Ş.’ye verilmiş olduğu halde
Türk Hava Yolları Teknik HABOM A.Ş.’nin
bağımsız bir MRO olarak Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. ile sanki rekabet eder bir
konumda olması her iki bakım şirketi için
olduğu gibi Türk Hava Yolları için de bazı
sıkıntıları beraberinde getirdi. Birleşme
kaçınılmaz olduğunda, marka bilinirliği
ve tecrübe birikimi ile Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş. ve dinamizmi, yeniliklere açık
yapısı ile Türk Hava Yolları HABOM A.Ş.
mükemmel bir karışımın iki farklı bileşeni
gibi düşünülebilir. Türk Hava Yolları Teknik
A.Ş.’nin kurumsal kültürü ile yetişmiş
değerli insan kaynağı, modern mimari
yapısı ve teknolojik yenilikleriyle öne çıkan
tesislere kavuşmuştur. Farklılıklarımızın
bir avantaj olduğunu düşünerek,
etkileşim içerisinde giderek daha da
güçleneceğimiz hissini taşıyorum.
Uçak Sistemleri Mühendislik Müdürlüğü
olarak farklı yerleşkelerde yürütülen
bakım faaliyetlerini Part 145 gerekleri
uyarınca desteklemek ve THY uçaklarının
Part M mühendislik çalışmalarını
yürütmekle görevliyiz. Birleşmenin
dolaylı bir sonucu olarak Sabiha Gökçen
Havalimanı tesislerine taşınmış olmamız
ve diğer yerleşkelerin kendi mühendislik
birimlerinin merkezi mühendislikten
bağımsız olarak yapılanmış olması
eskiden beri varolagelen güçlü merkezi
mühendislik algısına zarar verebilir
düşüncesi, ister istemez kafaları
meşgul etmiştir. Buna rağmen birleşme
sonrası yaşadığımız tecrübeler merkezi
mühendisliğin bu büyük organizasyon
içerisindeki öneminin artarak devam
ettiğini göstermiştir. Değerli insan
kaynağımızın ihtiyaçlar doğrultusunda
artması ve zenginleşmesi, birleşmenin
yarattığı kapasite artışına paralel
kaliteli ve rekabet edebilir mühendislik
hizmeti üretmemizi mümkün kılacaktır.
Şirketimizin, mühendislik hafızasına sahip
olduğumuz bilinciyle, birleşme sonrasında
ortaya çıkan geniş organizasyonumuzu
her anlamda desteklemeye devam
edeceğiz.
45
46
GÖRÜŞLER
Mücahit Dinç / Satınalma ve Lojistik Başkanlığı Satınalma Müdürlüğü Satınalma Anlaşmalar Şefi
“Tedarikçiler karşısında elimiz
daha çok güçlenecek”
Birleşmeden önce aynı alanda faaliyet
gösteren, çoğunlukla aynı müşteriye
hizmet veren ve bazı süreçlerde ortak
hareket eden fakat hukuki olarak iki farklı
şirket olmanın getirdiği dezavantajlar ve
problemler vardı. İçiçe geçmiş süreçleri
olduğundan özellikle ortak yapılan
işlerde katma değer sağlamayan çok
fazla tekrarlı iş yapılıyordu. İki şirket
arasındaki basit bir malzeme hareketinde
bile satınalma, depo, satış ve faturalama
gibi departmanların işlem yapması
gerekebiliyordu. Bunun yanında iki
farklı kültürden gelen yapının tek bir çatı
altında toplanması, süreçlerin standart
hale getirilmesi ve iki farklı sistemin
birleşmesi gibi kritik süreçler yaşandı. Kısa
dönemde birleşmeden dolayı mevcut bazı
sorunların ortadan kalkması ile oluşacak
avantajları, uzun dönemde ise kapasite
ve güçleri birleştirmenin oluşturacağı
stratejik avantajları konuşuyor olacağımızı
düşünüyorum.
Tedarikçiler ile yaptığımız görüşmelerde
iş hacmi, satınalma şartlarını belirleyen
en önemli faktörlerden biri. Kapasitenin
artması ile tedarikçiler karşısında
elimiz daha çok güçlenecek. Özellikle
tedarikçilerden alınacak indirimler ve
yılsonu indirimleri sonucunda, Şirketimizin
menfaatleri doğrultusunda daha iyi
şartlarda anlaşma yapma imkânımızın
olacağına inanıyorum.
Yeliz Öztürk / Uzman - Finansman ve Muhasebe Başkanlığı Gelir ve Maliyet Muhasebesi Müdürlüğü
“Verimlilik artışı ve sinerjinin getirdiklerinden
faydalanmamız gerekiyor”
Birleşmenin getirdiği en önemli
kazanımlardan biri, Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’nin yıllardır oluşturmuş olduğu
marka değerinin korunmuş olmasıdır.
Ayrıca birleşme sonucunda verimliliğin
artmasından ve ortaya çıkan sinerjinin
getirdiklerinden faydalanmamız gerektiğini
düşünüyorum.
Türk Hava Yolları bakımları ve üçüncü
parti bakımlarımızın bir kısmını Türk
Hava Yolları Teknik A.Ş. adına Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş.’ye yaptırmaktaydık.
Yapılan bakımın faturasını Türk Hava
Yolları HABOM A.Ş., Türk Hava Yolları
Teknik A.Ş.’ye fatura etmekte, biz de
müşterilerimize yansıtmaktaydık. Birleşme
sonucunda bu faturalama ve zaman
kayıpları da ortadan kalkmış oldu.
Umut Marabaoğlu / Teknisyen - Uçak Bakım Bşk. Bay Manager 2 (SAW)
“Birleşmenin olumlu sonuçları ileride
daha net görülecek”
Belirsizliklerin ortadan kalkması açısından
birleşmenin olumlu sonuçlar doğuracağını
ve bunların ilerleyen zamanlarda daha net
görüleceğini düşünüyorum.
Süleyman Uysal / Proje Yönetici - Uçak Bakım Başkanlığı Bay Manager 2 (SAW)
“Birleşmenin iş barışı ve verimlilik
sağlayacağını düşünüyorum”
Birleşme bizi çok sevindiren, çok
doğru bir karardı. Birleşme sonrasında
çalışma şartlarının ve sosyal hakların
daha iyi olmasının, iş barışı ve teknisyen
arkadaşlarımızın daha verimli çalışmasını
sağlayacağını düşünüyorum.
Sinan Küntay / Mühendislik Başkanlığı Yapısal ve Kabiniçi Mühendislik Müdürü
“Birleşmenin verimi artıracağını düşünüyorum”
Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. zaten
Türkiye’nin en büyük uçak bakım
şirketiydi. İki büyük şirketin birleşmesi
daha büyük ve daha güçlü bir yapı ortaya
çıkardı. Bu bizim için büyük önem arz
ediyor. Bölgemizin en büyük uçak bakım
merkezleri arasında ilk sıralarda yerimizi
almış olduk. Birleşmenin çalışanlarımıza
ve ülkemize hayırlı olmasını dilerim.
47
BULMACA
GEÇEN SAYININ CEVABI: DEĞİŞİM BAŞLADI
48
ANAHTAR KELİME:
1
2
3
4
5
6
7
8
Geçen sayının talihlileri SAFA ACIN, MEHMET GÜNEY, FIRAT MADEN, BUĞRA MASLAK ve YASİN ERTARTAK 100 TL tutarında D&R hediye çeki kazandı.
Anahtar kelimeyi [email protected] adresine gönderen talihliler arasında yapılacak çekiliş sonunda 5 kişiye 100 TL tutarında TEKNOSA hediye çeki verilecektir.

Benzer belgeler

300`ÜNCÜ UÇAK, 13`ÜNCÜ BÜYÜK FiLO

300`ÜNCÜ UÇAK, 13`ÜNCÜ BÜYÜK FiLO Doç. Dr. Temel Kotil / Türk Hava Yolları Genel Müdürü, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkan Vek

Detaylı