U-mail Mart 2011 Sayısı - Ulus Özel Musevi Okulları

Transkript

U-mail Mart 2011 Sayısı - Ulus Özel Musevi Okulları
Mart 2011
u-mail
Sayı: 20
ULUS ÖZEL MUSEVİ OKULLARI İLETİŞİM ORGANI
Doğanın Gücü
Başımın Üstünde
Evin Var
İki Yüzlü
Şeker Dünyası
Captian Jack
Sparrow
Avatar
V for Vendetta
Duygular
İki Yüzlülük
Doğa ve İnsan
Oyuncak Rüyası
Melek
Alışverişkolik
Hippie
Doğayı Seven Kız
* Purim maskeleri öğrencilerimiz tarafından tasarlanmıştır.
Yarat›c› ortamda üretken bireyler yetiştiriyoruz.
Mütevelli Heyetimiz, bu yıl öğrencilerine yeni ve daha çağdaş bir
ortamda eğitim sunmak amacıyla okulumuzun binasını yeniledi.
95 yıllık geçmişe sahip
okulumuzun lise, ilköğretim ve
iki anaokulunda eğitim alacak
650’ye yakın öğrenci sayımızla
yeni eğitim yılına başladık.
Yaz boyunca yapılan yenileme çalışmalarında, binanın ısı yalıtımını arttırmak amacıyla dış cephe yenilendi. Binanın bütün doğramaları değiştirildi ve okulun iç-dış cephesi tamamen boyandı. Banyolar ve spor
salonundaki soyunma odaları yeni görünümüne kavuştu. Eğitime gönül
veren donatörler tarafından İlköğretim öğrencilerimiz için rengarenk
kullanışlı dolaplar temin edildi ve ikinci dönemin başında ilköğretim ve
lise yemekhanelerimiz yenilendi.
Yeni eğitim yılına başlarken Cemaat Başkanımız Sami HERMAN
“
Çok çalışın ve büyük başarılar elde edin.
”
diyerek öğrencilere seslendi.
Sami Herman konuşmasında “Globalleşen dünyamız bugün eğitimde bir yarış içerisinde. Çok iyi eğitim almanın yolu da sınavlardan geçiyor. Derslerinize, sizleri meslek sahibi yapacak üniversite sınavına çok çalışın ve daha büyük başarılar elde edin. Türk
Musevi Cemaati olarak, sizleri başarıya götürecek unsurları daima
bir arada tutmaya çalışıyoruz. Bu yıl okulumuz tamamen yenilendi. Yenilenen ortamlar çalışmalara şevk verir. Okulumuzu yenileyen
ve öğrencilerimizi daima cesaretlendiren UÖMO Mütevelli Heyeti üyelerine ve bağışseverlere içtenlikle teşekkür ediyorum.”dedi.
Jinet - Sami Eskenazi
Lise başarı ödüllerini bu yıl üniversite giriş sınavında Fen Alanında en çok fen neti
yapan Haymi Gülerşen ile Sosyal Alanında Türkiye 741. si olan Işık Zakuto aldı.
İlköğretim başarı ödülünü SBS’de en yüksek puanı alarak eğitimine UÖML’de
%80 başarı bursu ile devam etmeye hak kazanan Ekin Gidon aldı.
Jinet-Sami Eskenazi’den ödüllerini alan öğrencilerimizin
teşekkürlerini ifade eden konuşmaları büyük alkış aldı.
Jinet - Sami
Eskenazi’ye
en içten
teşekkürlerimizle...
Başarı ödülleri, biz UÖMO gençlerini teşvik ediyor ve
güven aşılıyor.
Açılış töreninde Cambridge Üniversitesi
ESOL sınavlarına katılan ve başarılı olan
ilköğretim öğrencilerimiz sertifikalarını
İngilizce Bölüm Başkanı Aylin KAN’dan
aldı.
“Bu kadar zorlu bir senenin ardından böyle güzel bir ödüle sahip olmanın verdiği mutluluk anlatılamaz. Bu bence sadece bir ödül olarak değerlendirilmemeli. Bu kadar yoğun çalışan biz UÖMO gençlerine, teşvik ve güven aşılayan
bir motivasyon kaynağı olarak da algılanmalı. Benden sonraki arkadaşlarımdan isteğim ve onlara tavsiyem kendilerine sunulan bu imkanların farkında
olmaları ve değerlendirmeleri. Bana kattıkları göz ardı edilemez motivasyon
için Jinet-Sami Eskenazi’ye teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.”
Haymi GÜLERŞEN
“Bu ödül okulumuzun üniversite maratonundaki öğrencileri için her zaman
büyük bir teşvik olmuştur. Tabii ki benim için de öyle oldu. Son sene sınıfta
arkadaşlarımızla soru çözerken birbirimize “ben daha çok soru çözüyorum,
şu an ödül benim” diye takılırdık. Bu zorlu yolda bizi destekleyen ve hep arkamızda olduğunu bildiğimiz Jinet-Sami Eskenazi’ye çok teşekkür ederim.
Bu ödül beni çok mutlu etti ve onurlandırdı.”
Işık ZAKUTO
“Ben her yıl açılış töreninde, bu ödülü alan öğrencilerin yaptıkları konuşmaları dinlediğimde heyecanlanır ve onların yerinde olmayı hayal ederdim. 6.
sınıftan itibaren üç yıllık yoğun çalışmanın sonucunda ilköğretimden başarıyla mezun oldum ve bu ödüle layık görüldüm. Ben başarının ödüllendirilmesi ve teşvik edilmesinin çok önemli olduğuna inanıyorum. Bu ödüllerle
bizi teşvik eden Jinet-Sami Eskenazi’ye çok teşekkür ederim.”
Ekin GİDON
1995 yılından bu yana öğrencilerimizin yeteneklerini ve başarılarını ödüllendiren, teoride edindikleri
bilgileri pratikte görebilmeleri amacıyla Sunjut Fabrikası’nda ağırlayan ve onlara yaz stajı imkanı sunan
Albert Levi’ye öğrencilerimiz teşekkürlerini ifade eden bir plaket sundular.
“
Başarılarınızla beni
gururlandırıyor ve teşvik
ediyorsunuz.
Sizlerin de okulunuza daima
sahip çıkmanızı ve bu geleneği
devam ettirmenizi istiyorum. ff
”
Albert LEVİ
UÖMO Mütevelli Heyeti Üyesi
2009 - 2010
Albert Levi Ödüllerini kazanan
öğrencilerimizi kutluyoruz
İLKÖĞRETİM
ÖDÜLLERİ
4. SINIF
Birinci Eran Kan
İkinci İzak Haleve
Üçüncü Vedya Eskenazi
5. SINIF
Birinci Treysi Tekok
İkinci Belisa Barakas
Üçüncü Rayka Zavaro
Amerika Yaz Kampı ve Israel Kimama Yaz Kampı bizler için
unutulmaz bir deneyimdi.
Sendy Suzy BEHAR / Amerika Yaz Kampı Ödülü’nü kazandı.
Bu kamp benim için inanılmaz bir tecrübeydi. Ne kadar iyi İngilizce konuşabildiğimi gördüm ve aynı zamanda geliştirme fırsatını buldum.
Cenk BONFİL / Israel Kimama Yaz Kampı Ödülü’nü kazandı.
Laurie ve Metin Levi’nin elinden ödülümü aldığımda çok heyecanlıydım. Çünkü bütün yıl bunun hayalini kurmuştum. Bu ödül bana tek başıma seyehat
etmeyi ve ayaklarımın üzerinde durabilmeyi öğretti. Albert Levi ve ailesine çok
teşekkür ederim.
6. SINIF
Birinci Moşe Mizrahi
İkinci Melis Malki
Üçüncü Yağmur Reysi Kerse
7. SINIF
Birinci Verda Seneor
İkinci Michael İlyas Adut
Üçüncü Cem Bonfil
8. SINIF
Birinci Gila Anjel
İkinci Lida Yaeş
Üçüncü Liora Albukrek
LİSE
ÖDÜLLERİ
HAZIRLIK
Birinci Sendy Suzi Behar
İkinci Cesi Türkel
Üçüncü Sezin Katalon
LİSE 1
Birinci Rakel Dilşen
İkinci Delya Tavaşi
Üçüncü Cesi Eskinazi
LİSE 2
Birinci Rıfat Kandiyoti
İkinci Serhan Delareyna
Üçüncü Romina Özşardaş
LİSE 3
Birinci Esra Levi
İkinci Belin Eskinazi
Üçüncü Esin Habif
LİSE 4
Birinci Rafi Kohen
İkinci Alp Görüşük
Üçüncü Haymi Gülerşen
Gila ANJEL / Israel Kimama Yaz Kampı Ödülü’nü kazandı
Bu yaz benim için çok farklıydı. Liseli olmama sadece 3 ay kalmıştı.Tüm bu
heyecanıma Türkçe öğretmenimiz Esra Ohri’nin yaptığı ananonsla tatlı bir
heyecan daha katıldı.Uzun zamandır hakkında çok şey duyduğum İsrael Yaz
Kampı’na gitmeye hak kazanmıştım. Benim için muhteşem bir deneyimdi.
Bu kamp yeni arkadaşlıklar edinmemi, İngilizcemi ve İbranicemi geliştirmemi,
farklı ülkelerin kültürleri hakkında bilgi sahibi olmamı sağladı ve tek başıma
karar vermeyi öğretti. Bize çağdaş fırsatlar sunan Levi ailesine içtenlikle teşekkür ediyorum.
ZÜMRE
Sözel Roysi Rubin
Sayısal Reysi Haleve
Dil Dani Salti
Sosyal Etk. Cem Beceren
OKUL ÖDÜLÜ
Cenk Bonfil
ZÜMRE
Türkçe Sosyal Rahel Levi
Fen-Mat. Semih Mayorkas
Yabancı Dil Suzi Asa
Uyg. Ders. Rıfat Yeruşalmi
OKUL ÖDÜLÜ
Sarita Hasan
Anne & Baba Okulumuz
ilk mezunlarını verdi!
Bu yıl cemaatimizde bir ilke imza atarak 0-3 yaş aralığında çocukları olan aileler için
“Ekipnormarazon”un uzman psikologları ile işbirliği yaparak Anne & Baba Okulumuzu açtık.
Anne ve babalar mektubunuz var.
Sevgili anne ve babalar,
“En zor meslek anne- babalıktır” derler. En büyük
sorumluluğumuz, en değerli varlığımız çocuklarımızı
hayata hazırlamak, sürekli değişen ve gelişen
dünyaya uyum sağlayabilecek sağlıklı bireyler olarak
yetiştirmektir.
Günümüz ebeveynlerinin en önemli özelliği; çocuklarını
büyütürken tüm gelişim aşamalarını birebir takip etmeyi
istemeleri, öğrenmeye açık olmaları, bol okumaları ve
gerektiğinde uzman kişilerden danışmanlık almaktan
çekinmemeleridir. Son yıllarda babalık rolünde de büyük
değişiklikler olmaktadır. Babalar artık kendilerini annenin
yanında ikincil görmemektedirler. Hatta çocuklarının
bakımında birincil rolü bile üstlenen pek çok baba
bulunmaktadır. Bugün kendi kendimize soruyoruz: İyi bir
anne baba olmanın formülü nedir? Böyle bir formül var
mıdır? İyi anne-baba olmak mükemmeliyetçi mi olmaktır?
Mükemmel bir kişilik mi yaratmaya çalışmaktır? Şu an
içinizden “Tabii ki hayır.” dediğinizi duyar gibi oluyorum.
Bugün hepimiz biliyoruz ki, iyi anne-babalar çocuğunun
kişilik gelişimini destekleyen, katkıda bulunan, çocuğuna
güven duygusunu kazandırabilen, onu dinlemeyi bilen
kişilerdir.
Ulus Özel Musevi Okulları olarak, bu yıl bir ilke imza
attık. 0-3 yaş çocuklarımızın sağlıklı gelişimine katkıda
bulunmak amacıyla anne-baba okulunu açtık Uzman
psikologlardan edinilen bilgiler ve aile paylaşımları
ışığında çeşitli çıkarımlarda bulunduk ve yaşamımıza
yansıtmaya başladık. Programa duyulan ilgi ve olumlu
geri bildirimler bizleri çok mutlu etti. En önemlisi, bu
programın bir ihtiyaç olduğunu gözlemledik.
Eğitim sınırsız. Öğrendikçe başka bilgilere ihtiyaç
duyarsınız, paylaştıkça değişik bakış açıları kazanırsınız.
Bizler de bu düşünceyle yola çıkıyoruz ve yıl boyunca çeşitli
yaş gruplarına yönelik eğitim faaliyetleri düzenliyoruz.
Özellikle anne ve babalara yönelik bu tür etkinliklerin
çocukların gelişimde olumlu etkiler yaratacağına
inanıyoruz. En önemlisi siz değerli anne ve babaları eğitim
faaliyetlerimizde aramızda görmek bizleri çok mutlu
ediyor.
Röne Kaspi
Eğitim Koordinatörü
“
Mutlu çocuk yetiştirmek, çocuğunuzu
anlayabiliyorsanız imkansız değil.
Onu anlayabilmenin yolu bilgiden geçiyor.
Unutulmamalıdır ki önemli olan ana-babanın
mükemmel olması değil, çocuğuyla doğru iletişim
kurabilmesidir.
1. Hafta
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Anne ve babalar 5 hafta boyunca
Ekipnormarazon uzman psikolog ve
pedagoglarından farklı konularda
bilgiler aldılar. Sorularını sorarak
diğer anne ve babalarla birçok
konuda ortak yanlarını keşfedip,
paylaşma imkanı buldular.
Seminerin son haftasında
katılımcılarımız Anne & Baba Okulu
sertifikalarıyla mezun oldular.
•
•
•
•
Etkili anne - baba tutumları
Uzm. Psikolog Selin Kasuto
Uzm. Psikolog Layza Ovadya Kardeşimi geldiği yere geri gönderin / Sen büyüksün örnek olmalısın.
Büyükanneler- büyükbabalar bizim yerleştirmeye çalıştığımız kuralları
bozuyorlar.
Çocuğumla ne kadar oyun oynamalıyım?
Çalışıyorum, kıyamıyorum / Annesiz baba ile çıkmak istemiyor.
Çocuğun bağımsızlaşmasına anne ve çocuğun hazırlanması.
İşe başlayacağım, nasıl olacak?
5. Hafta
•
•
•
•
•
•
•
”
Çocuğuma nasıl hayır demeliyim? / Nasıl sınır koymalıyım?
Çocuklar sınırları neden zorlar? / Çocuklar sınırlara neden ihtiyaç duyar?
Ağlatmalı mıyım? / Çok mu hayır diyorum?
İki yaş dönemi nedir? Nasıl yaşanır? Nasıl atlatılır?
Gözümün içine bakarak kuralı bozuyor, başını yere vuruyor.
Alışveriş merkezi kabus oluyor: tutturuyor, kendini yere atıyor.
0-3 Yaş çocuğunun
Her şeye ‘bu benim’ diyor.
ihtiyaçlarının
Disiplin ve otorite! İki farklı kavram!
karşılanması ve sınır koyma
Ödül-ceza-tehdit-pazarlık-rüşvet kavram karmaşası.
Sınırlar, yaratıcılık ve özgüven ilişkisi.
Anne-babalar da hata yapar.
İstenmeyen davranışlarla nasıl baş edebilirim?
4. Hafta
•
•
Uzm. Psikolog Karin Natan
Neden çocuklar sorumsuzdur?
Güvenli çocuk nasıl yetiştirilir?
Çocukların kendini savunmayı öğrenmeleri için nasıl
davranmalıyız?
Çocuklar nasıl kural tanırlar?
Çocukların kendi düşüncelerini ve görüşlerini aktarmaları hangi
tutumla mümkündür?
Çocuklardaki agresif tutumların kaynağı nedir?
3. Hafta
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
2 kişi yatıp 3 kişi kalkıyoruz /Bir yudum su daha, bir masal daha…
Çok yemek seçiyor, bir yediğini bir daha yemiyor veya hep aynısını istiyor.
Yemeğini yersen şekerini yiyebilirsin.
Bezini çıkarmaya hazır mı?
Masturbasyon yapıyor / Evde çıplaklık ölçüsü olmalı mı?
Dudağımdan öpmek istiyor.
0-3 yaş döneminde
Yakında kardeş geliyor.
gelişim ve temel alışkanlıklar
2. Hafta
•
•
•
Prof. Dr. Norma Razon
Aile ilişkileri,
kaliteli zaman geçirme,
çalışan anne sendromu
Uzm. Pedagog Hakan Emanetoğlu Anne baba olmaya hazır mısınız?
Annelik ne zaman başlar?
Babalık ne zaman başlar?
Babalar neden baba olmak ister?
Babaların da çocuklarını doyurması mümkün mü? (manevi tatmin)
Hamilelikte babaların sorumlulukları nelerdir?
Doğum ve sonrasında anne psikolojisi
Çocuk gelişimi ve
eğitiminde babanın rolü
LONDRA
öğrencilerimizi
farklı projelerde
ağırladı...
Londra Royal Russel School’da gerçekleşen RRSMUN (Model Birleşmiş Milletler)
Konferansı’na iki delege ile katıldık.
Farklı ülkelerden gelen öğrencilerin dünya sorunlarını tartıştıkları, sivil toplum kuruluşları ve uygun devlet biriminin rolünü
üstlendikleri konferansta delegasyonlarımız bu yıl Lübnan’ı
temsil etti. MUN (Modern Birleşmiş Milletler) Danışmanımız
Patrick PERSON ile öngörülen ülke ve konuda çalışan öğren-
cilerimizin sunumları Londra’daki konferansta büyük beğeni
topladı. Topluluk önünde konuşabilme, kendine güvenme lider vasıfları üstlenebilme ve sorunlara çözüm bulabilme gibi
becererilerini geliştiren öğrencilerimiz yeni uluslararası konferanslara katılmak için çalışmalarına devam ediyor.
“We continue to participate in new international
I started MUN when I was in 6th grade, but I was in JMUN. At first I didnt think it helped
me at are but now I’m in MUN and I went to 6 conferences. When I look back I can see
how much it helped me fight back with words. I think MUN can help anyone in any kind
of way.
Estella Gabay
MUN is not only an experience that you debate about politics, but it is also a way of meeting a lot new friends. Politics regvires making friends afterall. I joined the MUN clup at
10th grade but I wish I joined earlier. It helped me with my public speaking ability too.If you
are interested in debating and wont to make friends at the same time this is the perfect
expierence.
Serhan Delareyna
I am having my second year in MUN and I love it everyway. I enjoy the debates I have and
I learn more and more in every single conferance. I have the chance to know the cultural
diffrences between countries and the topics which are current issues and try to solve the
problems. This is samething I want to do in my every high school year and maybe in college.
Sezin Katalon
When I look back I think I was pretty lucky to be selected as a “JMUNer”.It was great to
learn about world issues and how the world is right now at an early age. By the time I got
to high school and start MUN I pretty much knew everything in general so it was really
helpful. MUN is a realy fun experience and educational at the same time.
Ekin Gidon
TIMUN konferansına
katılan öğrencilerimiz
Avustralya’yı temsil ettiler.
Aralık ayında Üsküdar Amerikan
Koleji’nde farklı ülkelerden gelen
öğrencilerin de katıldığı uluslararası
konferansta, öğrencilerimiz dünya
sorunlarına çözüm aradılar.
Lise öğrencilerimiz
Londra’da JFS öğrencileri
ile kültür ve bilgi
alışverişiyle dopdolu bir
hafta geçirdiler.
JFS
Jewish
Free
School
Londra’da koşulsuz ve sınırsız sevgi çemberiyle öğrencilerimizi karşılayan ve bir hafta boyunca misafir
eden ailelerden öğrencilerimiz geriye anılar, unutulmaz dostluklar ve farklı deneyimlerle döndüler.
JFS
1732 yılından bu yana Londra’da
yaşayan Yahudi cemaatine hizmet veren
bir okuldur. 2009 yılında Ofsted (Çocuk
Hizmetleri ve Becerileri Eğitim Standartları
Ofisi) tarafından olağanüstü bir okul olarak
değerlendirilmiştir. 2002 yılında Kenton
Kampüsü’ne taşınan JFS Londra ve Hertfordshire genelinde yaşayan öğrencilere
eğitim vermektedir. Öğrencilerin okul sonrası yaşama hazırlanmalarını destekleyen,
potansiyellerini en üst seviyelerine çıkarmayı
hedefleyen, kimlik bilincini gerçekleştirmelerine fırsat veren bir eğitim sistemi vardır.
conferences and projects”
Ayağının tozuyla London Eye’a gidip Londra’yı tepeden seyretmek...
Musevi mahallesi Hendon’da seçilmiş ailelerin yanına yerleşmek...
İngiltere’nin en seçkin Musevi Okulu JFS öğrencileriyle paylaşımlarda bulunmak...
Londra’daki sinagogları ziyaret etmek...
Camden Town’daki Yahudi müzesinde seminere katılmak...
Londra’nın Musevi bölgesini rehber eşliğinde gezmek...
Gece limuzinle Londra’yı turlamak...
Gündüz tur otobüsüyle ünlü yerleri gezmek...
Hala ekmeği yapmasını uygulayarak öğrenmek...
Şabat’ı olması gerektiği şekilde deneyimlemek...
Şabat yemeklerine katılmak...
Cambridge’i dolaşmak...
Michael Jackson’ın 50 konser için anlaştığı U2 arenada donanımlı özel locadan
konser izlemek...
“Wicked” adlı müzikali izlemek...
Camden Market, Oxford & Regent Street, Westfield Shopping Centre’da
alışveriş yapmak...
Barbekü davetine katılmak...
Bu sözcüklerin anlatabildiğinden çok daha fazlasını yaşayan Lise öğrencilerimiz Demi Avimelek, Larissa Aziz, Liora Doenyas, Lisya Kaspi,
Metin Dekohen, Roksi Menase, Vanessa Gülzari ve Yasmin Franko bu
projeyi öğretmenleri Engin Arık ve Nafi Haleve’nin eşliğinde deneyimlediler.
11. sınıflardan bir grup öğrencimiz, Eğitim Koordinatörümüz Röne
Kaspi eşliğinde dünya sıralamasında ilk 100 içerisinde olan
Technion Üniversitesi, Weizmann Institude,
IDC Herzlia, Haifa, Tel-Aviv, Bar Ilan, Hebrew
Üniversiteleri’ni ziyaret etti.
Gezide Nobel ödüllü profesörlerin de ders verdiği üniversitelerin temsilcileri, öğrencilerimizi üniversitelerin kabul şartları, dünyadaki sıralamaları, eğitim alanları konusunda
bilgilendirdi.
İsrail Üniversiteleri hakkında neler öğrendik...
Technion Üniversitesi
İsrail’in en eski üniversitesi ünvanını
taşımaktadır. Technion özellikle mühendislik ve temel bilimler alanlarına
yoğunlaşmış bir üniversitedir. Mimarlık
ve Tıp bölümleri de vardır. Öğretim üyeleri arasında 2004 yılında kimya alanında Nobel ödülü alan Prof. Dr. Avram
Hershko ve Prof. Dr. Aaron Ciechanover
da bulunmaktadır. Öğretim dili İbranicedir.
Technion International’da bulunan
Su Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği
ve Lojistik Bölümü’nün öğretim dili İngilizcedir.
Weizmann Institude
Dünya çapında bir bilim araştırma merkezidir. Bilim insanı yetirmeyi hedefler.
Öğrencileri lisansüstü programlara kabul etmektedir.
Haifa Üniversitesi
Haifa kentinde bulunan üniversitede
16.500’den fazla lisans ve yüksek lisans
öğrencisi İş İdaresi, Tarih, Siyasal Bilim-
ler, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri, Tıp ve
Fen Eğitimi, Hukuk, Sosyal Güvenlik ve
Sağlık Araştırmaları gibi değişik bölümlerde eğitim alabilmektedir. Müzeleri,
kafeleri, spor sahaları ve modern konaklama kampüsü ile yatılı öğrencilere tam
bir yaşam alanı sunmaktadır.
Tel- Aviv Üniversitesi
İsrail’in araştırma ve eğitim alanında ülkede ana rol oynayan en büyük üç üniversitesinden biridir. Hukuk ve Ekonomi
Okulu, Doğa Bilimleri Enstitüsü’nün birleştirilmesiyle kurulmuştur. 90 araştırma merkezi vardır. Sosyal Bilimler, İdari
Bilimler, Hukuk, Mühendislik, Tıp, Fen
Bilimleri Eğitimi gibi alanlarda eğitim
vermektedir. Üniversitenin pek çok ülkedeki üniversiteler ile öğrenci değişimi
anlaşması da bulunmaktadır. Öğretim
dili İbranicedir.
Bar-Ilan Üniversitesi
İsrail’in ikinci en büyük ve en hızlı büyüyen üniversitesidir. Ana yerleşke Ramat
Gan’dadır. Ayrıca Jordan Valley, Safed,
Galilee ve Ashkelon yerleşkelerinde de
eğitim verilmektedir. Üniversitede branş
derslerinin yanısıra “Jewish Studies”
derslerinden de belli bir kredinin tamamlanması gerekmektedir. Sosyal Bilimler, İdari Bilimler, Hukuk, Mühendislik
gibi birçok bölümü vardır.
Hebrew Üniversitesi
Yeruşalayim şehrinde İsrail’in en eski,
en büyük ve en önemli üniversitelerinden biridir. Fen-Sosyal Fakültesi, Hukuk
Fakültesi, Fen-Matematik Fakültesi,
Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi
ve Tarım, Gıda ve Çevre Mühendisliği
Fakültesi’nde lisans ve lisans üstü öğrencilerine eğitim vermektedir.
IDC Herzliya
Dünyanın farklı ülkelerinden gelen öğrencilere Amerikan modeli üzerine inşa
edilmiş eğitim sistemi ile ülkede İngilizce eğitim veren tek üniversitedir. Hukuk,
İşletme, Uluslararası İlişkiler ve Bilgisayar Bilimleri Bölümleri ile 4500 e yakın
lisans ve lisans üstü öğrencisine eğitim
vermektedir.
IDC Herzlia hariç yukarıda belirtilen tüm üniversiteler Psychometri veya SAT sınavı ile öğrenci almaktadır.
Psychometri sınavı 1 Mayıs 2011 Pazar günü Ulus Özel Musevi Lisesi’nde düzenlenecektir.
Amerika ve İngiltere’de üniversite eğitimine
devam eden mezunlarımızdan mesajlar...
UÖMO’da 12 yıl boyunca aldığım İngilizce eğitim sayesinde
üniversiteye ve derslerime kolayca uyum sağladım.
2010 senesinde UÖML’den mezun olduktan sonra Amerika’da
“Brandeis University”de okumaya başladım. İlk dönem Fransızca,
Genel Kimya, Kimya Laboratuvarı, Kompozisyon ve Matematik
derslerini aldım. Derste işletilen kitaplardan dersin içeriğine, öğretmenin tutumundan dersi anlatış metoduna kadar her şey lisede tecrübe ettiğimden farklıydı diyebilirim. Zaten beklenmedik bir
farkındalık değildi bu; ama gerçek şu ki beklenenin aksine bir bocalama döneminden geçmedim bunca yeni bilgi ve yöntemi öğrenmeye çalışırken. Bence adaptasyondaki bu kolaylığın en önemli nedenlerinden bir tanesi özellikle Kompozisyon derslerinde faydasını
çokça hissettiğim, bu okulda on iki yıl boyunca gördüğüm İngilizce
derslerinin işleniş biçimi. Bir başka neden ise Türkiye’nin kendine
has ve kuvvetli müfredatının bizim okulda ÖSS hazırlığı çerçevesi
içerisinde öğrencilere gümüş kaşıkla sıkça verilmesi. ÖSS’ye bireysel olarak çalışmamama rağmen, gösterilen ekstra çaba ve efor
ile temelimi lisede oturttuğum için üniversitede bocalamakla hiç
zaman kaybetmeden derslerimde başarılı olabildiğime inanıyorum.
Bunun minnettarlığı içerisinde kış tatili için Türkiye’de olduğum bu
sürede tüm öğretmenlerimi ziyaret etmek için okuluma dönmüş
bulunmaktan da büyük bir zevk aldığımı söyleyebilirim.
Rafi KOHEN
Brandeis University
İngilizce derslerimin yanısıra İngiltere’de aldığım Kimya ve Matematik derslerinde İngiliz
öğrencilerden akademik olarak daha donanımlı
olduğumu gördüm.
UÖML’de geçirdiğim 3 senenin ardından üniversite
eğitimime İngiltere’de devam etmeye karar verdim.
Yaklaşık 3 ay süren ilk dönemin ardından İstanbul’a
döndüğümde yaptığım ilk şeylerden biri okulumu
ziyaret etmek oldu. Hem üniversite olduğundan
hem de İngiltere’nin farklı eğitim sistemi yüzünden
University of Bristol’de UÖML’deki gibi yakın bir
öğrenci-öğretmen ilişkisi yoktu. İngiltere’ye gittiğim
ilk zamanlarda en çok özlediğim şeylerden birinin de
bu olduğunu fark ettim. Farklı bir ülkede öğrenim
görmeme rağmen birçok arkadaşımın başına geldiği
gibi ben olduğum yeri yadırgamadım. Bence bunun
en büyük nedenlerinden biri UÖML’de aldığım İngilizce eğitimi ardından kendime olan güvenim. Bütün
bunlarla beraber ziyarete gittiğimde öğretmenlerimden gördüğüm sıcakkanlılık ve ilgi UÖML’nin benim
gözümde sadece bir okuldan fazlası olduğunu anlamamı sağladı.
Roksan FRANKO
University of Bristol
Unutmamak,
unutturmamak için
bu yıl yine Polonya’daydık
Uluslararası Kurbanları Anma Töreni’nin hemen ardından bir
grup lise öğrencimiz Amerika New York’tan 4 okulla birlikte
Polonya’da “Heritage” turuna katıldılar.
120 kişilik ekip, 6-11 Şubat tarihleri arasında Polonya’da getto bölgelerini Treblinka, Maidanek, Auschwitz Kampları’nı gezdiler. Hebrew Üniversitesi’nden Michael Berl ile İsrail Heritage’dan alanında
uzman tarihçi Zvi ‘nin önderliğinde sürdürülen etkinlik boyunca öğrenciler Macaristan kökenli Holocaust kurtulanı Giselle Cycowicz’in
anılarını dinlediler. Holocaust öncesi Polonya’da yaşam, diğer ülkelerde durum, getto bölgelerinde yaşam, yerel halkla ilişkiler, yaşanılanlar, direniş, kamplara gidiş, kamplarda yaşananlar hakkında bilgiler aldılar. Kampları gezerek anma törenleri gerçekleştirdiler. Yad
Vashem tarafından ailesi ödüllendirilen 75 yaşlarındaki Paulina’dan
Polonya’da yaşanılanları, ailesinin yaptığı fedakarlıkları, kurtardıkları
kişilerin hikayelerini dinlediler. Fotoğraf albümünü incelediler.Holocaust kurtulanı Giselle ile Yahudi dostlarını kurtarma cesaretini
gösteren Paulina’nın karşılıklı diyaloğuna tanık oldular.
“
Holocaust kurtulanları hala
yaşıyorken herkesin bu geziye
katılmasını, yaşanan yerleri
gidip görmesini ve duyduklarını
çocuklarına, torunlarına
aktarmasını öneririm. Ancak
bu şekilde bazı insanların
Holocaust’u inkar etmelerini
engelleyebiliriz.
”
Hayal etmek zor olsa da Auschwitz ve Majdanek
Kampları’nda yaşananları ve tarihi gözümüzle
gördük.
Bunlar çok iyi korunmuş kamplar. Diğer kamplar
Naziler tarafindan yok edilmiş ve geriye anıtlar dışında hiçbir şey kalmamıstı. Ama Auschwitz ve
Majdanek‘te ölümcül Zyklon B gazlarının kutuları
bile duruyordu. Hayal etmek zor olsa da gözümüzle
tarihi gördük. O katliamı, krematoryumlarda yakılan Yahudilerin küllerini, yakılmadan önce koku
yapmasın diye insanların canlı canlı kafasından
yüzülen saçlarını, kaldıkları barakaları, yattıkları
yatak diyemeyeceğimiz tahtaları, katledilmiş bebeklerin ayakkabılarını, insanların kaybolmasın
diye isimlerini yazdıkları bavullarını, akla hayale
gelebilecek her şeyi her şeyi gördük.
Emir BENSUSAN
Dünyanın farklı uçlarından gelen gençler
birlikte olmanın, aynı anda aynı duyguları
paylaşmanın gücünü yaşadılar.
YİNE MAJDANEK, YİNE HÜZÜN
2008 yılında March of The Living’e katıldığımda beni en fazla etkileyen
kampın Majdanek olduğunu yazmıştım. Şimdi Majdanek’i bir kez daha geziyorum. İnsanın bir başka insana nasıl bir vahşet uygulayabileceğini bir kez
daha öğreniyorum. Kampın komutanının eşinin değişik olmak uğruna taze
yüzülmüş insan derilerini kullanarak nasıl lambalar yaptığını düşünmeye çalışıyorum. Ama bir insan olarak buna yanıt bulamıyorum.
Yakma fırınlarının olduğu yerde dualar okunuyor. Ebediyete göçenlerin anıldığı Kadiş ve Eşkava duaları. Sonra oradan çıkıp tekrar otobüsteyim. Tekrar
bugüne dönüyorum.
Why Jews Should Survive kitabında yazar Holocaust’un tıpkı Hagada gibi
her nesile mutlaka anlatılması gerektiğini anlatmaktaydı. Majdanek ve diğer
yerleri bir kez daha dolaşırken yazarın haklılığını bir kez daha anlayabiliyorum.
Dudaklarımdan “Bir daha asla” sözü bir başka anlamlı dökülüyor. Bana soru
soran öğrencime daha bir güvenle konuşuyorum.
İnkarcılara rağmen Holocaust bir gerçek. Her zaman hatırlanması ve bilinmesi gereken bir gerçek. Sadece “Bir daha asla” diye bağırmak bu gerçeği tekrar
yaşamayı engellemeyecektir. Hagada Şel Pesah’ta söylendiği gibi “Her nesilde düşmanlarımız bizleri yok etmek üzere kalkacaklardır. Tanrı bizi onların
elinden kurtaracaktır.”
Rav İsak ALALUF
Auschwitz’de bizler ölüm yürüyüşünün
yerine yaşam yürüyüşünü yaptık.
Hep birlikte “Halen buradayız, dimdik
ayaktayız”dedik. Polonya’da gezdiğimiz
kamplar gördüğümüz gaz odaları ve bir sürü
çirkinlik hepimizi derinden etkiledi. Filmlerde izlediğimiz, kitaplarda okuduğumuz
mekanları kendi gözlerimizle görmek apayrı
bir duyguymuş. Kendinizi şaşkın, karmaşık
duygular içinde hissediyorsunuz. Holocaust
kurtulanından dinledikleriniz, gördükleriniz
karşısında insanoğlunun bu vahşete nasıl göz yumabildiğine ya da nasıl bu kadar
acımasız olabileceğine bir kez daha anlam
veremiyorsunuz.
Gerek okullararası düzenlenen gerekse her
yıl Mayıs ayında düzenlenen March of the
Living etkinliğinde dünyaya verilen dimdik
ayaktayız mesajı çok önemli. Her genç
bunu bir görev bilip bu etkinliğe mutlaka
katılmalı.
Alper ESKİNAZİ
Nasıl yapabildiler bunu? Dünya ve insanlık neredeydi? Belki de cevabını hiç
öğrenemeyeceğimiz soruları defalarca
sordum kendime.
Auschwitz’de gördüğüm saçlar ve ölen
kişilerin, özellikle çocukların eşyaları bizi
daha da derinden etkiledi. Saçlara bakınca
kimilerinin kırlaşmış kimilerinin de sapsarı
olduğunu gördüm ve kaç yaşında olduklarını tahmin etmeye çalıştım. Klişe bir laf
olacak belki ama gerçekten çok daha iyi
anladım her şeyi o barakaları görünce. Ayrıca savaş zamanı Yahudilerin kurtarılmasına
yardım etmiş 80 yaşlarındaki Paulina’nın
da anlattıkları çok ilginçti. Olayları bir de bir
Polonyalı’dan dinlemek bu etkinliğe farklı bir
boyut kattı. 20’ye yakın Yahudi, o ve ailesi
sayesinde kurtulmuştu. Yaptıkları tam bir
kahramanlık hikayesiydi.
Öğrendiğim bir acı gerçek de yalnız 6 milyon
Yahudi değil, 2. Dünya Savaşı’nda yaklaşık
elli milyon insanın ölmüş olmasıydı.
Cem SARFATİ
Kimileri diyor ki; Her Yahudi’nin görmesi
gereken bir yer, bence her insanın görmesi gereken bir yer… Görsün ki unutmasın,
tekrarlatmasın.
Gördüklerim hayatım boyunca unutamayacağım şeylerdi. Aslında Polonya’ya gitmeden önce orada neler yaşandığını ve neler
göreceğimi biliyor olmama rağmen kamp-
lara varınca filmlerde gördüğüm yerlerin
üzerinde yürüdüğümü hissetmek, olayların
o an ayağımı bastığım yerlerde gerçekleştiğini düşünmek beni çok derinden etkiledi.
Ve kendimi çok kötü hissettim. Böyle hissederken de bir an insanların bu kamplarda
neler yaşadığını düşündüm. Benim sadece
yaşadıkları olaylardan dolayı kötü hissetmemin onlara haksızlık olduğunu düşündüm
ve kendimi daha dik tutmaya çalıştım; sanki
bu vahşeti yaşatanlara “Biz hala burdayız”
demek istermiş gibi…
Beri Berk BEDELAHMİ
Auschwitz kurtulanı Giselle’in hayat hikayesi, onun yaşama bağlanışının öyküsünü dinlemek insana umut veriyor. Biz
gençlere mesaj veriyor. Güçlü olmalıyız,
ayakta olmalıyız diyor.
Bugün 86 yaşında ve tam 21 torunu var.
Bizden hızlı yürüyor. Bizden daha canlı.
Etrafına gençleri topluyor ve anlatıyor. Işık
saçıyor. Enerji veriyor. Evet, Heritage turu,
March of the Living, acısıyla tatlısıyla bizlerin üzerinde derin bir iz bıraktı. En kalıcı
izi ise Giselle yarattı. Gün geçtikçe sayısı
azalan Holocaust kurtulanlarıyla karşılıklı
konuşabilmek bir ayrıcalık. Giselle’le paylaştıklarım bir ömür boyu anlatabileceğim bir
anı olarak benimle birlikte yaşayayacak.
Vedat BEHAR
İngilizceyi seviyor, öğreniyor ve
kullanıyoruz.
“Environment-ally Plugged in
Comenius Projesi”nin 3. toplantısı için
ilköğretim öğrencilerimiz Polonya’nın
Krakow şehrine gittiler.
Gezide İngilizceyi aktif olarak kullanan öğrencilerimiz, İngiltere, İspanya, Polonya ve İtalya‘daki okullardan gelen öğrencilerle ortak proje çalışmaları yaptılar.
Krakow Old Town kısmında bulunan Jewish Quarter’ı,
Sinagogu, Auschwitz-Birkenau Kampları’nı da gezme
fırsatını buldular.
Polonya’dan farklı bilgiler ve deneyimlerle
döndük...
Nila YANNİ: Böyle bir projede yer aldığım için çok
şanslıyım. Bizi misafir eden arkadaşlarımız ve aileleriyle çok iyi anlaştık. Özellikle Auschwitz Kampı’na yaptığımız ziyaret bu gezinin en ilginç kısmıydı.
Berk LEVİ: Bu proje sayesinde artık farklı ülkelerden
arkadaşlarım var. Uluslararası projelerle ilgilenen, yeni
kültürleri tanımayı seven, doğal hayatı korumaya önem
veren bütün arkadaşlarıma böyle projelerde yer almalarını tavsiye ediyorum.
İgal Şilton SİNEM: Bu gezide proje çalışmalarının
yanı sıra Polonya’nın turistik yerlerini gezme fırsatımız
da oldu. Yerin 130 metre altına indiğimiz ve tuzdan yapılmış heykellerin bulunduğu Tuz Madeni çok ilginç bir
deneyimdi. Ayrıca Aqua Park ve Torun şehrinde çok iyi
vakit geçirdim. Dünyanın ve diğer gezegenlerin güneşin
etrafında döndüğünü ispatlayan Copernik’in evini ziyaret ettiğimizde çok heyecanlandım.
“
Öğrencilerimizin İngilizcesini
katıldığımız farklı etkinlikler, eğlenceli
okul aktiviteleriyle geliştirmeyi ve
yaşamlarının vazgeçilmez bir parçası
haline getirmeyi hedefliyoruz. 11 11
”
Aylin KAN
İlköğretim İngilizce Bölüm Başkanı
Moiz MESERİ’den İngilizce Holokost Semineri
7. ve 8. sınıf öğrencilerimiz Moiz Meseri ile Holokost’un
genel anlamı yetersiz veya hatalı algılanmasının yarattığı
tehditler üzerine İngilizce bir sohbet yaptılar.
JMUN’a katılmayı seviyoruz...
TREYSİ TEKOK Bu konferansa ilk defa katıdığım için çok heyacanlıydım. Özellikle ilk gün en zor gündü. Sanki üç günde her şeyi yapmamız
mümkün değilmiş gibi göründü. İkinci gün yaptığımız araştırmalarla ve
Birleşmiş Milletler’e sorulacak sorularla o kadar meşguldük ki, günün
nasıl geçtiğini fark etmedik bile. Konferansın üçüncü gününde ise bu
konferansın bize ne kadar çok şey kattığını fark ettim ve büyük keyif
aldım.
Uluslararası konfreranslarda daha aktif olarak yer almak,
daha fazla öğrenciye konferansın işleyişini göstermek
amacıyla 5. JMUN (Model Birleşmiş Milletler) Konferansı’na
farklı ve yeni gruplarla katıldık.
SELİN GÜÇLÜ Ben komitede diğer okullardan gelen arkadaşlarımla
“Doğal afetlerin ve hava kirliliğinin çocukların yaşamını nasıl etkilediğini” tartıştım ve çözümler ürettim. Böyle bilimsel bir tartışmayı İngilizce
yapabiliyor olmak beni çok mutlu etti. Bir sonraki konferansa tekrar
katılmak istiyorum.
İngilizce yarışmalara katılıyor ve düzenliyoruz...
Littleberry Bushes Fun Quiz’i “Strawberry” grubu kazandı.
Word Challenge (Uzun bir kelimeden yeni kelimeler türetmek), Detail Detective (kısa bir film seyredip, sorulara cevap aramak), Guess the picture (gösterilen
resmi tanımlamak), Picture Dictation (verilen talimatlara uygun resim çizme)
Memory Game (içinde bir sürü objenin bulunduğu bir resme kısa bir süre bakma
ve daha sonra akıllarında kalanları yazma) gibi 5 bölümden oluşan yarışmayı izleyen öğrenciler alkışlarıyla yarışan arkadaşlarını desteklediler.
Dubbing Contest
Çevre Okulları’nda düzenlenen Seslendirme Yarışması’na 6. sınıflardan oluşan
ekibimizle katıldık. Öğrencilerimiz Roald Dahl’ın eseri Matilda kitabının filminden
2 dakikalık bölümü kendi ses efektlerini yaparak başarıyla seslendirdiler.
Greenhouse Kitabevi
İngilizce kitap sergisi 2. dönem bir kez daha
düzenlenecek.
Sergiyi yuva ve ilköğretim ve öğrencilerimiz gezdiler. Farklı kitap türlerinin satışa sunulduğu sergide öğrenciler, öğretmenlerinin yönlendirmeleriyle beğendikleri ve okumak istedikleri
kitapları satın aldılar.
İngiltere’de Northshore Healthy Academy
Okulu’nda düzenlenen “Environment-allyplugged- in” başlıklı Comenius toplantısına
İngilizce öğretmenlerimiz Aylin Kan ve Gülben Demirkol katıldılar. Toplantıda, Polonya,
İtalya ve İspanya’daki okullardan gelen öğretmenlerle beraber Mayıs ayında İspanya’da öğrencilerin de katılacağı çalışmaların hazırlıkları
tamamlandı.
İSRAİL’DE
GÜNLÜK YAŞAM
PROJE GEZİSİ
8. sınıflarımızdan yedi kişilik öğrenci
grubumuz, İlköğretim Müdür Yardımcısı
Zeynep ADIGÜZEL ve İbranice
Öğretmenleri Rav. İsak ALALUF ile
birlikte “İsrail’de Günlük Yaşam Projesini
gerçekleştirmek üzere Haifa’daydı.
Haifa Reali Okulu bizim okulumuz gibi özel bir
okul.
Yoğun bulutların arasından hızla geçen uçağımız
biraz da sarsılarak Ben Gurion Havalimanı’na iniş
yapıyor. Yedi öğrenci ve iki öğretmen Haifa Reali
Okulu’nun davetlisi olarak İsrael’i ziyaret ediyoruz. İlk
günü saymazsak havadan yana oldukça şanslıyız. Bir
süre önce oraya taşınan öğrencimiz Nesi’nin deyimiyle “muz” gibi giyiniyoruz. Hava ısındıkça üzerimizden
katları çıkarıyor, soğudukça giyiyoruz.
Haifa Reali Okulu bizim okulumuz gibi özel bir okul.
Okulda gerçek bir hoşgörü ve anlayış hakim. Çeşitli
inançlardan ve yerlerden öğrenciler bir arada çok güzel eğitim alıyorlar. Hidrobiyoloji alanında projeler hazırlıyorlar ve gelecekte açlık sorununa çare arıyorlar.
Kendi hayvanat bahçelerinde birinci sınıftan itibaren
canlılar dünyasına adım atıyorlar. Derslerini tartışma
ortamında ve modern yöntemlerle öğreniyorlar. Veliler öğretmenlerle “seminer” adı verilen toplantılarda
bir araya gelip sorunlara çözüm arıyor.
Ve Yeruşalayim. İsrael’in başkenti ve dünya Yahudilerinin merkezi. Buraya her gelişimde bir başka duyumsarım kendimi. Burada öğrencilerimizle önemli yerleri
geziyoruz. Kneset yani meclis binası, Kotel, Tayelet
yani gezinti yerleri ve tabii ki olmazsa olmaz alışveriş
için Ben Yeuda.
Sayılı günler çabuk geçer derler ya. İşte bu ziyaret de
hızla geçip gitti. Nice güzel gezilere…..
Rav. İsak ALALUF
“
Bu yıl ikincisini gerçekleştirdiğimiz uluslararası proje kapsamında öğrencilerimiz İsrail’deki yaşıtlarının eğitim yaşamlarının ve
ortamlarının yanı sıra İsrail’deki günlük yaşamın ayrıntılarını da yakından gözlemlediler. Proje süresince Haifa Reali School’daki
derslere de katılan öğrencilerimiz, İsrailli Sanatçı Hila Kenan ile bir sanat dersi yaparak Yahudi sanatına dair bilgiler edindiler.
Haifa ve Kudüs’te Okyanus Araştırmaları Merkezi, Louis Bahçesi, Bahai Bahçeleri, Vadi Nisnas, Kotel, Kneset, Ben Yeuda gibi
pek çok yeri gezdiler. Öğrencilerimiz, Kudüs’te Kneset’i de ziyaret etme ve bir meclis oturumunu canlı izleme fırsatı da yakaladılar. İsrail’de yanlarında konuk olarak kaldıkları arkadaşlarıyla unutulmaz anlar yaşayarak dostluklarını pekiştirdiler. Bu proje
gezisi öğrencilerimizin sorumluluk alma, karşılaştıkları sorunların üstesinden gelme, değişen durum ve ortamlara uyum sağlayabilme becerilerini artırırken kendilerine güven duygularının artmasını da sağladı.
”
Zeynep ADIGÜZEL
Bu proje sayesinde oğlum Sinan,
tanımadığı bir ailenin yanında 1
hafta geçirdi ve yaşamını kendi
kendine programlamayı öğrendi.
Bunun kendine olan güvenini arttırdığını düşünüyorum. Bu geziden
önce her sabah onunla kalkardım.
Artık alarmını kurup kendi kalkıyor,
hazırlanıyor ve evden çıkarken bana
haber veriyor. Bu projeyi gerçekleştiren okulumuza, öğrencilerden
ilgilerini eksik etmeyen Zeynep Adıgüzel ve Rav İsak Alaluf’a teşekkür
ediyorum.
Vivet SARANGA
Yusuf bu etkinliğe katıldığı için
oldukça heyecanlıydı ve geziden
de oldukça mutlu döndü. Bu proje
gezisi sayesinde tek başına aileden
ayrı zaman geçirebilmeyi, sorumluluk almayı, kendi başına diyalog geliştirebilmeyi öğrendi. Yabancı dilini
kullanabilme ve yeni yerler tanıma
fırsatı elde etti. Tüm bunlardan
dolayı bu proje gezisinin oldukça
yararlı olduğunu düşünüyorum.
Bella OJALVO
GEZİDEN NOTLAR
VELİ GÖRÜŞLERİ
İsrail’deki yaşıtlarımın yaşamı bizimkine çok benziyor. Onlar da okuldan gelir gelmez bizim gibi bilgisayarın başına oturuyorlar. Mesafelerin kısa oluşu sayesinde okula gidiş-gelişleri
çok kolay. Çoğunlukla yürüyerek okula gidip geliyorlar. Haifa çok
güzel bir kent. Sokakları tertemiz ve insanlar yere en ufak bir çöp
bile atmıyorlar. İnsanlar birbirlerine karşı saygılı, herkes trafik
kurallarına uyuyor. İsrail’in bu yönü oldukça hoşuma gitti.
Sinan YENİBAHAR
İsrail’deki yaşıtlarımızın eğitim hayatı bizimkinden daha
zor. Gezi boyunca en çok dikkatimi çeken şey, insanların arabalarını kullanmak yerine toplu taşıma araçlarını tercih etmeleriydi. Yanında kaldığım arkadaşımın her gün en az 10 sayfalık
yazı ödevi oluyordu. Proje süresince yanında kaldığım arkadaşım
sayesinde pek çok belgesel izledim ve ondan uçağın çalışma
sistemini de öğrenmiş oldum.
Marsel KRESPİ
Bu gezide çok güzel arkadaşlıklar da kurdum ve bunun
ömür boyu süreceğine inanıyorum. Bu geziye katılmadaki
amacım Haifa’yı tanımak ve güzelliklerinin tadını çıkarmaktı.
Reali’de katıldığımız dersler oldukça eğlenceliydi. Öğretmenler
de sıcakkanlı ve güleryüzlüydü. Bu proje bana hayatı, her durumda her şeye aldırış etmemeyi, bazı şeyleri oluruna bırakıp
idare etmeyi öğretti.
İsel TASTASA
İsrail’deki yaşıtlarım bizlere göre daha şanslı. Rahatça dışarı çıkıp oynayabiliyorlar. Evlerin çoğu bahçeli ve yeterince oyun
alanları var. Bizse burada apartmanlarda yaşıyoruz ve trafikten
dışarı çıkamıyoruz. Akşamları dışarıda buluşup gece geç saatlere kadar dışarıda kalabiliyorlar. Her yer hareketli ve canlı; aynı
zamanda da güvenli. Bir başka şansları da evlerinin okullarına
yakın oluşu. Çoğunlukla yürüyerek okula gidiyorlar. Gezi boyunca pek çok yer gördük; ama bence en ilginci Kneset yani İsrail
Meclisi’ydi. Meclise gitmek ve milletvekillerini izlemek çok hoşuma gitti.
Yusuf OJALVO
Bu yıl da yine
çok keyifli bir
gün yaşadık ve
yaşattık
Bir Ulus Musevi Okulları Velisi ve Funday Etkinlik Sorumlusu
olarak ortada oluşan enerjiden çok keyif aldığımı belirterek
başlamak isterim. İnce detaylar ve çocukların ilgilerini çeken
aktiviteler o kadar titizlikle düşünülerek planlanmıştı ki herkesin yüzündeki gülümsemeyi yakalamaya, fotoğraf çeken
ekip arkadaşımız Suzi Asa yetişmekte zorlandı.
Tüm atölyeler doluydu ve her bir çocuk kendi ilgi alanında
olan bir etkinliğe dahil olabildi.
Her sene katlanarak artan bu aktivite gününün, önümüzdeki
sene çocuklara neler hazırlayacağını düşününce heyecanlanıyorum.
Bu ekibin bir parçası olarak katkıda bulunmak çok keyifliydi,
başarılarınızın devamını dilerim.
Stella ABULAFYA
UÖMO İlköğretim Velisi, Funday etkinlik sorumlusu
Funday’e iki senedir katılıyorum. Çocuklarla beraber cupcake
süslüyoruz. Her sene daha başarılı ve kaliteli faaliyetler oluyor. Çocuklar ve biz eğitmenler için de çok keyifli bir gün.
Seneye tekrar buluşmak dileğiyle
Sweet things by Nurit
Nurit İLERİ
Pasta Süsleme Atölyesi Eğitmeni
FUN DAY’de neler vardı?
Pasta Süsleme Atölyesi
Deney Atölyesi (Oda, Araba Kokusu ve Parfüm Yapımı)
Tel Heykel Atölyesi
Jean ve Converse Boyama Atölyesi
Jel Mum Atölyesi
Robotik Lego Atölyesi
Kimlik Plaka Çalışması
Sihir Atölyesi
Boyacı Robot Atölyesi
Kukla Yapımı
Karikatür Atölyesi
Fimo Atölyesi (Mezuza Yapımı)
Perküsyon Atölyesi
Teatral Tap Dansı Atölyesi
Keçe Atölyesi (Anahtarlık Yapımı)
Cam Süsleme Atölyesi (Kiduş Bardağı Süsleme)
OYUNLAR
PS3, Langırt Turnuvaları, Twister, Jenga, Mikado, Kelime
Yarışması
27 Şubat Pazar günü Funday’e çocuklara kukla yaptırmak için katıldım. Huni kuklalarımın bütün malzemeleri hazırdı. Ancak çocukların
her birine aynı kuklayı yaptıracağım için biraz tedirgindim! Sadece
elbiselerin rengi farklıydı... Ve... Çalışmaya başladık! Liseli öğrencierin
ve bazı velilerin sayesinde 30-35 çocukla çalışmak çok keyifliydi. Ben
anlatıyordum onlar da çocukların etrafında dolaşıp yardım ediyorlardı...Huni kukla dersim harika bir ekip çalışmasına dönmüştü... Sonra
kuklalar bir bir şekillenmeye başladı... Bir de ne görelim herbiri farklı bir
kişilik kazanmıştı. Kimi tebessüm ediyor, kimi somurtuyordu... Bıyıklısı,
kıvırcığı, ahçıbaşısı, çift suratlısı... Meğer sopaya geçirilmiş bir pinpon
topu, biraz kumaş, biraz da keçe yaratıcı çocukların ellerinde ne kadar
çeşitlenebilirmiş!
Bana bu deneyimi yaşattığınız için çok teşekkür ederim :)
Estel Lita RUSSO
Kukla Atölyesi Eğitmeni
Yaratıcılığın sonu olmadığını hepimiz biliyoruz. Ama yaratmak
cesaret gerektirir. Cesaretli öğrencilerimizle enerji saatlerimizi jean
ve Converselerimizi modifiye ederek geçirdik. Renkli spreyler ve üç
boyutlu aksesuarlarla bütünleştirdik. Ortaya yeniden zevkle kullanılabilir ürünler çıkardık. Sonucunda herkesin içinde bir hayal etme gücü
olduğunu fark ettik.
İlona LEVİ
Jean ve Converse Boyama Atölyesi Eğitmeni
Çocuklarla çok keyifli bir gün geçirdik. Karikatürün eğitimdeki önemini
anlayan ve çocuklarda karikatürün farkındalığını yaratmak amacıyla
beni bu etkinliğe davet eden UÖMO İdarecilerine teşekkür ederim.
Kamil YAVUZ
Karikatür Atölyesi Eğitmeni
Çocuklarla birlikte yaptığım iki aktivite süper geçti.
Öğrencilerin hepsi aynı anda sihirbazlığın inceliklerini
uygulayarak öğrendiler. Başta bazıları bazı numaraları
yapamasa da çalışınca ve iyi dinleyince yapabildiklerini
gördüler ve sihir atölyesinden çok mutlu ayrıldılar. Yaptığımız bu çalışmanın sonucunda çocuklar beynimizin
iki tarafını da nasıl kullanabileceğimizi, el becerilerimizi
nasıl geliştirebileceğimizi, nasıl mantık yürütebileceğimizi, her şeyin yapılabilir olduğunu eğlenerek öğrendiler.
Böyle güzel bir etkinliğin içinde olduğum için sizlere çok
teşekkür ederim.
Yasemin OSMAN
Sihir Atölyesi Eğitmeni
Canım annem, ilk oyun arkadaşım…
1,5 yaş “Anneli Oyun Grubu”muz üzerine
Ulus Anaokulu Müdürümüz Ceni Kanditan ile bir söyleşi yaptık.
Anne-babalar için çocuk oyunları geçmişte kalmış
gibi görünebilir
Oysaki çocukların ihtiyacı, onlarla oynayacak, oyunun
kurallarını onlara öğretecek bir yetişkinin varlığıdır. Bu nedenle
annenin oyun sınıfında ve çocuğun görüş mesafesinde
olması çok önemlidir. Bu programda miniklerimiz annelerinin
desteği ile sosyalleşmenin ilk adımlarını atarken, anneler de
çocuklarının gelişimlerine destek olacak yöntemler hakkında
bilgi sahibi oluyor ve bu programın devamını evde uygulama
fırsatına sahip oluyorlar.
Oyun grubuna özel eğitsel oyuncaklarla düzenlenmiş
sınıflarımızda çocuklar en güvendikleri varlık olan
anneleriyle birlikte eğitmenlerimiz eşliğinde, keyifli
saatler geçiriyorlar.
Şarkılar söyleyip ritim tutan ve dans eden çocuklarımızın
beden gelişimlerini destekliyoruz. Kum, su oyunları, minder ve
topla yapılan hareketlerle fiziksel becerilerini; farklı malzemeler
ile tanışarak el becerilerini geliştirmelerini sağlıyoruz.
18-24 ay arasındaki çocukları bulunan annelerimizden
gelen yoğun talep üzerine üç yıl önce Anneli Oyun
“Anneli Oyun Grubu” bir yönüyle de anaokuluna hazırlık
Grubu programımızı başlattık.
sürecine destek veriyor...
Çocukların fiziksel gelişimini, bilişsel zeka gelişimini ve anne
çocuk iletişimini olumlu yönde destekleyen bu programı
Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Mine Göl Güven’in proje
danışmanlığında başlattık. 3 yıldır konusunda uzman B.Ü
Rehberlik Psikolojik Danışmanlık mezunu eğitmenimiz Etel
Safkan ve Marmara Üniversitesi mezunu Suzan Elhadef’in
uyguladığı çalışmalara minikler anneleri veya kendilerine en
yakın hissettikleri kişiyle katılıyorlar.
Anneli Oyun Grubu’na katılan annelerin
diğer anneler ile gözlem ve iletişim
yoluyla kurdukları ilişki sayesinde,
annelik konusunda destek bulduklarına
ve çocuklarının gelişimlerine katkıda
bulunacak yöntemler hakkında bilgi
sahibi olduklarına inanıyorum.
Ceni Kanditan
Ulus Anaokulu Müdürü
Oyun grupları, sosyalleşme sürecini başlatan ve destekleyen
ortamlardır. Oyun grubuna katılıp olumlu deneyimlerle
zenginleşen çocuk bir sonraki yıl okul ortamına çok daha
kolay uyum sağlar. Bu yıl pazartesi ve çarşamba günleri
uyguladığımız çalışmalara katılan minikler kısa zamanda okul
hayatına alıştılar.
Her yıl geleneksel olarak düzenlediğimiz
“Ben Büyüdüm Partisi”nde
Anneli Oyun Grubuna aday çocuklarımız ve aileleriyle
tanışma fırsatını buluyoruz.
AKVARYUM DÜNYASI
temalı Ben Büyüdüm Partisine katılan
minikler ve aileleriyle keyifli saatler paylaştık.
Eğlenceli etkinliklerle dolu akvaryum dünyası temalı partide minikler rengarenk balıklar, deniz yıldızları ve balıkadamlar ile tanışma fırsatını buldular. Deniz kabuklarından
magnetler hazırladılar. Davul, ksilafon gibi aletlerin yanı sıra
deniz kabuklarından oluşan müzik aletleri ile ritim tuttular.
Bahçedeki su havuzunda balık tutarken ikram edilen balık
krakerlerini keyifle yediler. Kendi hazırladıkları mini akvaryumlarıyla minikler partiden neşe içinde ayrıldılar.
Anakulumuzun artık keyifli
bir sebze bahçesi var …
Mısırların fabrikalarda üretildiğini sanan çocukların yetiştiği bir dünyadayız. Tarımın ve sebzelerin
önemini öğrencilerimizin yaşayarak ve gözlemleyerek anlamalarını sağlamak amacıyla, bu yıl
anaokulumuza bir sebze bahçesi yaptık.
Ekim-tohum-sulama-büyüme aşamalarını yıl boyunca izleyen ve arkadaşlarıyla ektikleri, suladıkları sebzelerin büyüdüğünü
gören öğrencilerimizde; sorumluluk, kendine güven, işbirliği ve yaratıcılık gibi kavramların geliştiğini gözlemledik.
Minik bahçıvanlarımız
sebze bahçemizin
ilk tohumlarını ekti.
Çocuklarımız ilk tohumlarını, bahçeyi düzenleyen
Punica Peyzaj tarım mühendisleri denetiminde ektiler. Kendi ektikleri, suladıkları sebzelerin gelişimini
kolayca takip edebilmeleri adına her yaş grubu için
farklı bir sebze seçildi. Roka, marul pazı, ıspanak,
maydanoz gibi sebzelerin tohumlarını eken ve onlara
can suyunu atan minik ellerin heyecanı görülmeye
değerdi.
İlkbaharda kompostlama
makineleri ile bahçemizin
gübresini çocuklarımız
üretecek.
Bahçemiz için sebze kabuklarının, solucanlar yoluyla gübre haline gelmesini sağlayan
2 adet kompostlama makinesi alındı. Bahar
mevsiminde yapacağımız ekim sonrasında,
çocuklarımız bu makineler sayesinde, belirli
aralıklarla evlerinden getirdikleri sebze kabuklarının makinenin içinde bulunan solucanlar
yoluyla yenilerek doğaya tekrar geri dönüşünü
gözlemleme fırsatını bulacak ve bitki, sebzelerin büyümesini destekleyen, toprak için gerekli olan gübreyi kendileri üretecekler.
Bahçe eğitici olmanın yanı sıra çocuklarda yeni beceriler geliştirir:
Çocuklar bu süreçte;
Sorumluluk alır Bitkilerin büyümesi için onları sulaması gerektiğini öğrenir ve sorumluluğunu üstlenir.
Neden-niçin ilişkisini öğrenir Su olmadan bitkinin yaşayamayacağını anlar.
Kendine güven duygusu gelişir Ektiği, suladığı, büyüttüğü tohumun sebze ve meyve olduğunu gözlemler.
Doğa sevgisini öğrenir Açık hava ortamında üretme ve doğayı tanıma şansını bulurlar.
Arkadaşlarıyla ekip çalışmasını öğrenir Birlikte ektikleri tohumları büyütmek için çalışır ve işbirliği yaparlar.
KOMPOST VE KOMPOST SUYU NEDİR?
Bahçe ve mutfak atıklarının, doğal yolla çürütülerek, organik maddece zengin bir ürüne dönüştürülmesine kompost yapma, ürünlerine de kompost ve kompost suyu denir.
KOMPOST NASIL YAPILIR?
Kompost ve kompost suyu, Can-OWorms® kullanarak solucanlar aracılığı ile yapılır. Kompost,
organik maddece çok zengindir ve organik sebzeleri yetiştirmek için kullanılır. Kompost suyu,
bitkilerdeki hastalıkları iyileştirmek ve zararlıları yok etmek için kullanılır.
Üç kademeden oluşur. ilk kademede; bahçe ve mutfak atıkları, ikinci kademede; solucanlar,
üçüncü kademede;oluşan kompost bulunur. Kademeler arasında solucanlar hareket ederek atıkları tüketir ve kompost oluşmasını sağlar.
Çocuklarımızı yetiştirirken
onlara aktardığımız
değerlerin ve bilgilerin,
kendi çocuklarını
yetiştirirken de yeterli
olmasına çabalıyoruz.
Bunu nasıl mı yapıyoruz?
H
er sene Ulus Özel Musevi Okulları olarak birçok farklı etkinliğe imza atıyoruz. Bunlardan
biri de bayramlarımızı partilerle kutlamamız.
Bu partilerde hedefimiz çocuklarımıza kimlik bilinci
kazandırmak ve gelecek nesillere aktaracak bilgiler
öğretmek. Nasıl mı?
Hanuka Bayramını
çoşkulu törenlerle kutladık.
“Hanuka Bayramı, kültürümüzü anlamamız ona daha
sıkı sarılmamız, sahip çıkmamız ve önemini kavramamız
için bulunmaz bir fırsattır. Kültürümüz bizlere hem
atalarımızdan miras kalmıştır hem de onu çocuklarımızdan
ödünç almışızdır. Bugün öz kültürümüzle ilgili olarak onlara
bir şey bırakmak için çaba göstermezsek yarın bunun
hesabını vermek zorunda kalırız. Kültürümüzü sahiplenmek,
onu korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak en önde gelen
görevimizdir.
“Rav İsak Alaluf’un Hanuka töreni konuşmasından alınmıştır”
Biliyoruz ki çocuklar en çok ve en hızlı yaşayarak
öğrenirler.
Bu partilerde çocuklara bayramların hikayelerini
anlatırken hikayenin geçtiği zamanı okulumuzda
kurduğumuz dekorlarla canlandırıp, onlar için ilgi
çekici hale getirmeye çalışıyoruz. Çocuklar bu atmosferin içinde hikayenin canlandırılmasını seyrediyor, sadece duyduklarından gördüklerinden değil,
hissettiklerinden de öğreniyorlar. Anlatılan hikayelerle çocuklara ulaşmaya çalıştığımız kadar veliye
de ulaşmaya çalışıyoruz ki, aileler de çocukların
sorduğu soruları yanıtlayabilsin, üzerinde beraberce düşünebilsinler.
Çocuklar tekrarlarla öğreniyorlar. Partilerimizdeki
bayram temalı etkinlik köşelerinde, hikaye ile benzer semboller kullanarak öğrenmenin pekişmesini
sağlıyoruz.
Bu da öğrenmenin kalıcı olmasını sağlıyor.
İşte aslında okulumuzda düzenlenen bu eşsiz günlerin buzdağının üzerinde görünen yüzü eğlence,
parti, güzel vakit geçirme iken, buzdağının altında
kalan kısmı kimlik bilincini en iyi şekilde toplumumuzla yaşama, yaşatma ve kuşaklara aktarma
sorumluluğudur. Tüm bu hedeflerimize de sizlerin
değerli katılımlarıyla ulaşıyoruz.
Partilerimizi izlemeye devam edin…
Emel LEVİ
Minix Anaokulu Müdürü
Onlar Hanuka’da birlikte çok mutluydular...
Hanuka tiyatrosunda rol alan lise öğrencilerimiz,
kendilerini izleyen kardeşleriyle dans ederek Hanukayı
kutladı.
Okulda her zaman gösterilerde yer almayı severim; ama
benden küçük kardeşlerime Hanuka’nın hikayesini anlatmak çok heyecan vericiydi. Gösteri bittikten sonra gözleri
neşeyle parlayan çocukların görüntüsü tabiî ki mutluluğumu ikiye katladı. Gösteriden sonra ellerini tutup hep birlikte
dans ettik. Çok eğlenceliydi. Hayatımda unutamayacağım
bir deneyim oldu.
Rami KANDİYOTİ
Hanuka tiyatrosunda görev almak beni çok mutlu etti.
Özellikle bizi pür dikkat izleyen küçük kardeşlerimizi görünce onlar için ne kadar önemli bir iş yaptığımız anladım.
Purim etkinliğinde de görev almayı çok istiyorum.
Aslan ÖZTREVES
Pazar günü okuldan ayrılırken çok mutluydum. Çünkü arka
arkaya dört kez oynadığımız her gösteride onlarca sıcak
gülücük görmüştüm. Daha birçok bayramda bu sıcak gülücükleri görmeyi isterim.
Valeri BAHAR
Mickey ve Minnie
Hanuka Partimize
renk kattı.
Mickey ve Minnie’li Hanuka Partimiz 200’e yakın çocuğun katılımıyla gerçekleşti. Bet-Amikdaş dekoru
içerisinde partimize katılan 3-6 yaş aralığındaki çocuklar, lise öğrencilerimiz ve anaokulu öğretmenlerimizin rol
aldığı “Tarihte Yolculuk” konulu Hanuka tiyatrosunu anne ve babalarıyla birlikte keyifle izlediler.
Partide eş zamanlı yapılan etkinliklerde, minikler Hanuka
sembollerini tanıma fırsatını buldular.
Öğrencilerimiz Dostluk Yurdu 2010 Hanukiya Süsleme Yarışması’ndan
ödüllerle döndü.
Birincilik
Ödülü
/ Moşe’nin
B�
R
NC�
�
L�
K
ÖDÜLÜ
MO�
E’N�
NKurtuluşu
KURTULU�
U
Keli Kalaora, Dori Buano,
KEL�
KALAORA,
BUANO,
RAKEL HALAVA,
Rakel
Haleve,DOR�
Vedya
Eskenazi
VEDYA ESKENAZ�
İkincilik Ödülü / Mucize Sevivon
�K�NC�L�K ! D! L! MUC�ZE/SEV�VON
Ceymi
Memi,
Meir
Abulafya,�LKER SAPAN,
CEYM�
MEM�,
ME�R
ABULAFYA,
İlker Sapan,CAN
CanKALAORA
Kalaora
Üçüncülük Ödülü / Moşe’nin Mucizesi
Mayk Halfon, İlker Rodrig
! ! ! NC! L! K ! D! L!
MO�E! N�N MUC�ZES
Kırmızı halıdan Purimin starları geçti.
Çocuklar hem eğitici hem eğlendirici faaaliyetler
yaparken öyle keyifli görünüyorlardı ki hoş ortamın
da etkisiyle bir an “Keşke yeniden çocuk olsam.” diye
içimden geçirdim.
K
ızım ponpon kızlar dans gösterisinde görevli olduğundan,
uzun bir aradan sonra okulda tekrar bir Purim partisine
katıldım. Daha girişten, fondaki neşeli Purim şarkıları ve
nefis dekor bu günün keyifli geçeceğinin habercisi gibiydi. Kızımı
provaya bıraktıktan sonra etkinlikleri gözlemleme fırsatım oldu.
Çocuklar için hazırlanmış olan mekanda; dekor, faaliyet masaları
ve köşeleri, fondaki müzik büyük bir uyum içinde ve çok organizeydi. Öğretmenler işlerine ve çocuklara çok hakimdiler. Etraftaki tüm dekorlarda, oynanan oyunlarda ve ikramlarda Purim’e ait
ayrıntılar mevcuttu.
Bir süre sonra tüm veliler ve çocuklarla Oditoryum’a girdik.
Oditoryum’un hem alt katını hem üst katını dolduran coşkulu
bir kalabalık vardı. Kimi küçüklerimiz annelerinin kucaklarında
oturuyorlardı. Farklı bir teknikle hazırlanmış olan tiyatroyla miniklerimize Purim ile ilgili bilgiler sevimli bir dille aktarıldıktan
sonra sihirbaz-jonglör ve dansçılardan oluşan Purim Show’unu
izledik. Show sona ererken tüm çocuklar sahneye davet edildi,
neşeli müzikler eşliğinde dans ederlerken yukardan balonların
inmesiyle bitti. Salondan ayrılırken yalnız çocuklar değil büyükler
de tebessüm içindeydi...
Daha önce gitmediğim yıllarda bu partide tam olarak neler yapıldığını bilemesem de bu coşkulu kalabalığın salonu doldurmasının ve yüzlerdeki tebessümün tesadüf olmadığına inanıyorum.
İnanıyorum ki; her sene geleneksel Purim bayramımıza hazırlanan okul görevlilerimizin hem birikmiş tecrübelerini kullanmaları
hem de hep daha iyisini yapma arzusuyla büyük bir özenle çalışmaları bu mutlu ve coşkulu tablonun tekrarlanmasını sağlıyor.
Buradan, emeği geçen herkese, yürekten, elinize sağlık demek
istiyorum.
Selda SENEOR / İlköğretim Velisi
UÖMO Purim Filmi
Greenscreen
teknolojisiyle çekildi
Bu yıl UÖMO Purim Filmi Galamıza katılan 2-6 yaş arasındaki 220 çocuğumuz, ilköğretim-lise öğrencilerimizin
oynadığı ve Greenscreen teknolojisiyle çekilen sinema filmini izlediler. Purim’in hikayesinin anlatıldığı sinema filmini gerçekleştiren ekip, daha sonra çocuklara hazırladıkları
gösteriyi sundu.
Greenscreen Teknolojisi: Düz yeşil arka planda çekilen sahnelerin, postproduction aşamasında arka planın silinerek, özel bilgisayar programları aracılığıyla görüntülerin istenilen resim karelerine adapte edilme tekniğidir.
İlköğretim ve Lise öğrencilerimiz eğlenceli skeçler ve
farklı kostümleriyle Purim’i neşe içinde karşıladı.
Haydi hayatı güzel ve
sağlıklı yaşamaya!...
Birinci dönem spor turnuvalarını başarı ile fair play
kuralları içerisinde tamamladık.
2. Kademe Kızlar / Futsal Cumhuriyet Kupası / Şampiyon Takım: 8AB
Selen Benhabib, Rakel Sabah, İlayda Kovos, Nila Yanni, Verda Halila, Meri Levi,
Verda Seneor, Nesya Eskenazi, Joelle Kohen, Gol Kraliçesi: Romina Gürkan
2. Kademe Erkekler / Futsal Atatürk Kupası / Şampiyon Takım: Tigers
Tal Abravanel, Alper Palti, Sinan Yenibahar, Sabi Beraha, Raif Molho,
Rıfat Birmizrahi, Moşe Mizrahi, Gol Kralı: Mert İpekoğlu
Lise Atatürk Kupası / Futsal Turnuvası / Şampiyon takım : 10/C
Selim Mizrahi, İzer Saporta, Roy Konfino, İsak Hadar, Yusuf Sönmez, Vedat Behar
Gol Kralı: Vedat Behar
İstek Vakfı Okulları Masa Tenisi Turnuvası / Yıldız Kız Takımı 2.liği
Nesya Eskenazi, Melis Malki, Berna Franko, Liza Cemel
Yaşam destekleyicilerimiz
spor, beslenme ve uykunun
önemini unutmayın…
Doğum, çocukluk, gençlik, yetişkinlik, yaşlılık gibi bir
yaşam sürecimiz var. Bilinmeyen ise ne kadar kötü
veya iyi beslendiğimiz, ne kadar kaliteli uyku alıp almadığımız veya ne kadar egzersiz, spor yaptığımız.
Yaşam sürecimizde sağlıklı yaşam destekleyicileri
olan spor, beslenme ve uykuyu ne kadar iyi yaparsak yaşam kalitemizi de o denli iyi tutarız. Bunu zaten hepimiz biliyoruz. O zaman haydi hayatı güzel ve
sağlıklı yaşamaya.
Yusuf GÜNGÖRDÜ
Beden Eğitimi Bölümü Başkanı
Beşiktaş İlçe Şampiyonası Masa Tenisi Turnuvası’ndan
kupalarla döndük
Yıldız kızlar 2. lerimiz : Berna Franko, Nesya Eskenazi, Liza Cemel
Küçük kızlar 3. lerimiz : Alida Sefada, Karla Manisa, Romina Gürkan, Lena Gürkan
TREKKING’İN
TÜRKİYE’DE YAPILDIĞI
BÖLGELER:
İstanbul çevresinde;
Adapazarı-Kazankaya,
Yalova-Erikli, İzmitAytepe-Servetiye,
Sapanca-Şahinkaya,
İznik-Sansarak trekking
yapılacak uygun yerler
arasında bulunur. Ayrıca
Yedi Göller, Çamlı Hemşin,
İkizdere, Uzungöl, Borçka
ve Kaçkar da trekking
yapılan popüler yerler
arasındadır.
Trekking Yuvacık Barajı’nda yapılır.
Her yıl geleneksel olarak Spor Bölümü öğretmenleri tarafından düzenlenen trekking
etkinliği, bu yıl İzmit Yuvacık Barajı’nda gerçekleşti. Açık havada yürüyüş yaparak keyifli
bir gün geçiren İlköğretim öğrencileri ve öğretmenleri aynı zamanda doğal yaşamı gözlemleme fırsatı buldular.
Doğayla kucaklaşarak spor yapmak mı istiyorsunuz? Trekking yapın!
Temiz hava almak, spor yapmak, sağlınızı korumak, doğa güzelliklerini fotoğraflarla ölümsüzleştirmek, doğa ile iç içe kendinizi dinlemek ve doğada yaşamayı
öğrenmek istiyorsanız trekking yapmalısınız. Trekking doğa sporlarının en hafif kollarından biridir. Uzun ve yorucu yürüyüş anlamına gelir. Her yaştan insan
trekking yapabilir.
Beyaza tutkun olanlar geleneksel
UÖMO Kayak Kampları’nda buluştu.
Anaokulu öğrencilerimiz 27 Şubat- 2 Mart
2011 tarihleri arasında Beden Eğitimi Bölüm Başkanı
Yusuf Güngördü ve Anaokulu Müdürü Ceni Kanditan eşliğinde Uludağ’da Kayak Kampı’ndaydı.
Anaokulu öğrencilerimiz kamp süresince uzman eğitimcilerden kayak dersleri aldı. Akşam üstleri uygulanan etüt saatin-
de çizgi, kesme, boyama, matematik vb. çalışmaların ardından oynanan oyunlarla keyifli saatler geçirdiler. Etkinlik olarak
poşetle kayma, buz pateni, gece yürüyüşü geceleri uygulanan
etkinlikler oldu. Son gün, karın üzerine dikilen kapıların arasından geçerek öğrendikleri becerileri sergileyen tüm öğrencilere,
katıldıkları kayak kampı anısına tören düzenlenerek birer madalya verildi.
Bu yıl ilk defa anaokulu çocuklarımız için düzenlediğiniz kayak kampının çalışmalarını bu
kadar güzel organize ettiğiniz ve gerçekleştirdiğiniz için teşekkür ederiz.
Program dolu dolu ve tam anlamı ile bize gönderdiğiniz şekilde gerçekleşti.
Oğlum Arel’in kayak sporu ile mutlu bir şekilde
tanışması bizim için çok önemliydi.
Bu kamp bizim için tam anlamıyla amacına ulaştı diyebiliriz. Kızım Liya da sayenizde hem tüm
faaliyetlere katıldı hem de biraz kar/kayak kavramlarına aşina oldu. Her şey için size ve Yusuf
Hoca’ya tekrar tekrar teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Elda & Sabi SEVEVİ / Anaokulu Velisi
11. Geleneksel Kayak Kampı’mız
Şubat ayında gerçekleşti.
11. Geleneksel Kayak Kampımızda neler vardı?
Güvenli ve eğlenceli kamp ortamında kayak / Kayak Milli
Takım, Antrenörü Kenan Uzel ve ekibi ile UÖMO Spor Bölümü Öğretmenleri denetiminde kayak dersleri / Yeni başlayanlar - orta grup - ileri grup olmak üzere 3 farklı seviyede 14 saat kayak eğitimi / Fahri Otel’de konaklama / Özel
araçlarla ulaşım / Keyifli ve eğlenceli gece partileri / Sertifikalar ve özel ödüller / Uludağ’ın tüm teleski ve telesiyejlerinin ücretsiz kullanımı / Ücretsiz kayak kirası / Sertifikalar
ve özel ödüller
Mezunlar Kolu’ndan haberler...
Peynir şarap gecemizde unutulmaz anlar yaşadık.
Dj Meno eşliğinde çalan müzikle; Kotel kıyısında yaktığımız
hanukiyamızla; Orhan’ın çektiği fotoğraflarla gecemizi
ölümsüzleştirdik. Sizlerin desteğiyle yaptığımız çekilişlerde
mezunlarımız Tribeca ‘da yemek; Antalya’ya gidiş geliş uçak
bileti; konser bileti gibi bir sürü güzel hediyenin de sahibi oldular.
Sınıf yemeklerimizi yapmaya
devam ediyoruz.
“Bizim sınıf çok buluşmak istiyor ya
da yurtdışından arkadaşım gelecek
hadi bizi buluşturun” diyorsanız
biz de sizi hemen buluşturuyoruz.
Bunun için tek yapmanız gereken
[email protected] adresine
yazmanız.
2011 aidatlarınızı ödeme vakti geldi.
Tüm Musevi Liselilerden aidat ödemelerini Mart
ayına kadar yapmalarını rica ediyoruz. Üyelerimizin
kartları adreslerine postalanacaktır.
Artık
mezunlar
facebook’lu oldu.
ML Mezunlar Kolu sayfasına adınız soyadınız, kızlık soyadınız,
evlilik soyadınız ve mezuniyet yılınızı bildiren mesaj atın biz de
sizi kaydedelim; sınıfınıza göre gruplayalım. Siz de kendi sınıf
arkadaşlarınızla keyifli sohbetler edin.
Mezunlarımız neredeler?
Neli AŞKANER
Kurslarımız...
İspanyolca kurslarımıza bu sene de rağbet oldu. Geçen
sene İspanyolca kurslarımıza başlayan ve sertifikalarını
alan kursiyerlerimiz bu sene de kaldıkları yerden devam
etmenin mutluluğunu yaşıyorlar.
İstanbul Bilgi Üniversitesi, Psikoloji Bölümü’nde lisans
eğitmini tamamladıktan sonra, 2007 - 2009 yılları arasında Phillips Graduate Enstitüsü’nde (Califonia Eyaleti,
ABD) Aile ve Çift Terapisi ve Sanat Terapisi (Marriage and
Family Therapy & Art Therapy) üzerine çift dalda yüksek
lisans programını tamamlayarak master derecesini almıştır. Yüksek lisans eğitimi sırasında, Los Angeles’da çeşitli merkezlerde psikolojik danışmanlik hizmeti vermiştir.
2008 yılında İstanbul’a dönüş yapan Aşkaner, bir yıl bo
yunca Acıbadem Sağlık Grubu’nda Çocuk ve Aile Terapisti olarak çalışmıştır. Şu
anda Ulus Özel Musevi 1. Karma Ana ve İlköğretim Okulu’nda Rehber Psikolog
olarak çocuklarla çalışmaktadır. Bunun yanı sıra çeşitli gruplarla sanat terapisi çalışmalarını da yürütmektedir.
Davit BANANA
1985’te UÖML’den mezun olduktan sonra Boğaziçi Üni- versitesi Kimya Mühendisliği’ni bitiren Banana, Pulver
Kimya’da 1991 yılında başladığı çalışma hayatına Üretim
Vardiye Mühendisi, Araştırma ve Geliştirme Müdürü, Pazarlama Müdürü, geçici olarak Üretim Müdürü ve geçici
olarak Kalite ve Güvence Müdürü görevlerini üstlenmiştir.
Pilates geçen sene açtığımız ve yine yoğun rağbet gören
kursumuzu da bu sene tekrardan açtık. Haftada 2 gün 1
saat yapılan Pilates kursumuza katılmak için geç kalmış
sayılmazsınız.
Zumba kursumuz açılmak için sizleri bekliyor. Hollanda
dan özel eğitim alan Lisya Aben Meşulam pazartesileri
sizleri bekliyor. Kayıtlarımız dolmadan acele edin.
Tüm kurslarımız ve sormak istedikleriniz için bir tıklama
mesafesindeyiz. [email protected]
20 Mart Pazar
Börek Günümüz büyük bir
katılımla gerçekleşti.
60, 50, 40, 30, 20, 10 yıllık mezunlara verilen plaket ve
sertifikalar, yıllar sonra yurtdışından gelen arkadaşlarıyla
tekrar buluşma heyecanı, uzun yıllar görmedikleri öğretmenleriyle giderdikleri özlem bu günü ifade eden en güzel sözcükler... Her yıl olduğu gibi mezunlarımız büyük bir
coşku ile kendilerine özel bu günü kutladılar.
Selin ALPANDA
UÖML’den 2003 yılında mezun olan Alpanda, Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü bitirmiştir. Lisans eğitimi
boyunca birçok hastane, okul, özel eğitim merkezi ve psikolojik danışmanlık merkezinde staj yapmış ve eğitimler almıştır. 2007 yılında Haliç Üniversitesi’nden mezun olmasının ardından 2008 yılında Maltepe Üniversitesi Gelişim
Psikolojisi Bölümü’nde okumaya hak kazanmıştır. 2010
yılında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar üzerine yaptığı tez çalışması ile uzmanlığını almıştır. Lisans eğitiminin hemen ardından 2 sene özel bir anaokulunda okul psikoloğu
olarak çalışmalarını yürütmüştür. Çalışma ve yüksek lisans eğitimi sürecinde oyun
terapisi, fillial terapi, nörofizyoloji, nöropsikoloji vb. birçok konuda eğitim almıştır.
Son 2 senedir kurucusu Nöroloji Uzmanı Dr. Bülent Madi’nin merkezi olan Altis
Aile Danışmanlık Hizmetleri’nde çalışmakta ve çalışmalarını nöropsikoloji ve çocuklarda sosyal-duygusal, bilişsel gelişim alanlarında sürdürmektedir.
Canan DELEVİ
Ulus Özel Musevi Lisesi’nden 2004 yılında mezun olan Canan Delevi, 2009’da Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi, Sanat ve Tasarım (İtalyanca) Bölümü’nde lisans
eğitimini tamamlamıştır. 2002’den itibaren Füsun Design,
Cumba Dekorasyon, Eren Talu Mimarlık, Anna Fresko Dekorasyon, Hasan Mingü Mimarlık gibi pek çok tanınmış firmada staj yapan Delevi, 2008 yılı itibariyle iş hayatına atılmıştır. L’appart PR, Elele Dergisi (Moda Editörü Asistanlığı)
ve Halit Berker – Berker Design’da çalışmıştır. 2009’dan
beri Phare Design’da tasarımcı olarak çalışan Delevi, aynı zamanda 2010 yılından
beri freelance olarak mimari tasarımlar yapmaktadır. Hobi olarak pleksiden yapılan
kişiye özel aksesuarlar ve hediyelik eşyalar tasarlamaktadır.
Rubi ASA
1974 yılında Musevi Lisesi’nden mezun olan Asa, 1979’da
Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Fakültesi’nde
lisans eğitimini tamamlamıştır. 1982 yılında Yıldız Üniversitesi Yapı Fiziği Bilim Dalından yüksek lisans diplomasını almış, 1985 yılında aynı fakültede “Kent Planlaması
Kriterlerinde Yapı Enerjisi İlkeleri” doktora çalışmasını tamamlamıştır. 1992’ye kadar ENSA Mimarlık LTD. ŞTİ’yi
sürdürdükten sonra, Mayıs 2007 tarihi itibarıyla ortağı
olduğu HABİTAT İnşaat ve Proje Yönetimi A.Ş’nin yatırım
projelerini mesleki alanda yürütmekte ve yönetmektedir.
Mimari ve Uygulama Proje işleri yanı sıra özellikle, sanayi yapıları, turizm yapıları
ve restorasyon işleri ile Türkiye’de yatırım yapmayı planlayan yabancı şirketlere
mesleki danışanlık ve fizibilite çalışmalarını sürdürmektedir. Fotoğrafçılık, klasik
müzik, edebiyat ve tenis hobileri arasındadır. Asa, UNESCO işbirliği çerçevesinde,
İstanbul Tarihi çevresi belgelenmesi çalışmalarını sürdürmüştür. İFSAK üyesi olan
Asa, çeşitli Fotoğraf yarışmalarında ödüller almıştır.
U-MMUD
Mimi Mitrani Eğitim Seminerleri
Farklılıklarımızla yola çıkıp, benzerliklerimizle U-MMUD’da buluştuk.
6 Mart Pazar, farklı konular, farklı konuklarla yapılan söyleşiler,
Genç Girişimciler Paneli, Eğlenceli Atölyelerle dopdolu geçen
U-MMUD günü, ayrıca Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas, Cemaat Başkanımız Sami Herman ve Başkan Vekili İzak İbrahimzade ile “Cemaatimizde neler oluyor?”
konulu bir söyleşi yaptı.
Söyleşi öncesinde Eğitim Koordinatörü Röne Kaspi, U-mmud
Mimi Mitrani Eğitim Seminerleri’nin gerçekleşmesini sağlayan Mitrani ve Mizrahi ailelerine, konuklara ve katılımcılara
teşekkürlerini ifade eden bir konuşma yaptı.
Konuşmasında “Hayatın matematiğine yolculuk” konusu ile
U-mmud’a davetli olan Prof Dr. Yomtov Garti’nin ani ölümünden dolayı duyduğu büyük üzüntüyü dile getiren Kaspi, Yomtov Garti’nin ailesine bir anı plaketi sundu.
U-MMUD’u hazırlarken…
Bizler U-MMUD’u hazırlarken hızla değişen dünyamızda farklı konularda değişik bakış açılarını araştırıyor, yeni konuları ve
fikirleri öğrenirken heyecanlanıyor, U-MMUD günü heyecanımızı etkinliğimize katılan konuklarımızla paylaşıyoruz. Bu
yıl U-MMUD’a gençlerin ağırlıklı olarak katılması bizleri çok
mutlu etti. Mezunlarımızın katıldığı “Musevi Liseliler İş Hayatında Nerede Paneli” ile mezunlarımızı okulumuzda ağırladık.
Bir yanda anneler ve kızları Sefarad yemeklerinin inceliklerini
öğrenirken, diğer yanda babalar ve oğulları spor turnuvasından
madalyaları ile ayrıldılar.
UÖMO Proje Danışmanı Talha Kılıç “University of Chicago
Outstanding Educator Award” ödülüne hak kazandı.
Tübitak, First Step To Nobel Prize In Physics ve ISWEEEP Proje Olimpiyatları’nda ödül alan ve University of Chicago’ya
kabul edilen mezunumuz BERK DİLER’in, üniversitede yazdığı “Hayatınıza Yön Veren Kişiler” adlı kompozisyonla
Kimya öğretmenimiz ve Proje Danışmanımız Talha Kılıç “University of Chicago Outstanding Educator Award”
ödülünü aldı. Talha Kılıç “Öğrencimin beni bu ödüle aday görmesi ve böyle bir kompozisyon yazmasından büyük onur
duydum. Başta değerli öğrencime, bu başarıları yakalamamızda bize maddi manevi destek veren herkese içtenlikle
teşekkür ediyorum. Bu yıl da yeni başarılarla bu geleneği sürdüreceğimize inanıyorum.” dedi.
Los Angeles Film Yarışması’nda
UÖMO öğrencileri “LA KULA” filmi ile ödül kazandı…
2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’ndan logo desteği alan,
proje ve uygulaması Dilek İçinsel tarafından gerçekleştirilen
belgesel film çekimi lise öğrencilerimiz tarafından yapılan “LA
KULA” filmi Los Angeles Film Festivali’nde “Honorable Mention” ödülüne layık görüldü.
Sefarad kültürünün tarihini ve kültürel çeşitliliğini yaşatmak
amacıyla 1997 yılında kurulan SEC (Sefarad Eğitim Merkezi)’in
organize ettiği festivalde ödül alan film, ayrıca Akbank Sanat
Evi’nde gösterime girdi.
Filmin konusu: 1930 lu yıllardan itibaren çocukluğu ve gençliği Galata’da geçmiş Coya Delevi’nin Kuledibi’ni anlatmasıyla
başlayan film bugünün Galatası ile devam ediyor.
Film çekimini gerçekleştirenler: Suzi Asa, Sami Morhayim,
Leri Levi, Ediz Bihar, Sara Cemal, Sarita Hasan, Müge Cemel,
Alara Deşilton, Yasmin Franko
İstanbul’da Masal Gibi Bir Hafta
İstanbul ve Hamburg’da Günlük Yaşam
Projesi kapsamında iki ülkenin öğrencileri birbirlerini
ülkelerinde misafir ediyor ve bu misafirlik süresince
öğrenciler, ev sahibi ülkenin kültürünü tanımaya çalışıyor.
5 yıldır yürüttüğümüz projenin İstanbul ayağı 20-27 Şubat
tarihlerinde gerçekleşti. Almanya’dan on bir öğrenci ve iki
öğretmeni okulumuzda ağırladık. Bu hafta boyunca 7. sınıf
öğrencilerimiz ve misafirlerimiz ile profesyonel rehber eşliğinde değişik yönlerini tanımak amacıyla İstanbul’u gezdik.
Banvit
Akıllı Çocuk
Sofrası
Milli Eğitim Bakanlığı ve Banvit protokolünde “Akıllı Çocuk Sofrası”
sloganı ile ilköğretim 1. 2. 3. 4. ve 5. sınıf öğrencilerimiz yeterli ve
dengeli beslenme konusunda üç gün boyunca eğitim aldılar. Bu eğitim
kapsamında öğrencilere sağlıklı besin gruplarının neler olduğu, yenmesi
gereken miktarlar, fiziksel aktivitenin önemi, öğünlerin önemi, zararlı
besin maddelerinin neler olduğu oyunlar ve anlatım yoluyla öğretildi.
İstanbul’da Günlük Yaşam Projesi’nin alt başlıkları ve bu
başlıklar adı altında gezilen mekanlar:
Osmanlı Dönemi İstanbul’unda Günlük Yaşam: Bu kapsamda
Kapalıçarşı, Mısır Çarşısı
İstanbul’da Üç Dinin Kardeşliği ve Birlikte Yaşam Kültürü:
Ortaköy Etz Ahayim Sinagogu, Meryem Ana Ermeni Kilisesi,
Saint Antoine Kilisesi, Ortaköy Camii ve Yeni Camii
Padişahların İstanbulu: Beylerbeyi Sarayı
Tarihi Yarımada - Bizans ve Osmanlı’nın Başeserleri: Sultanahmet Camii, Ayasofya Müzesi ve Yerebatan Sarayı
Avrupalıların Gözüyle İstanbul: Beyoğlu Semti, İstiklal
Caddesi ve Pera Müzesi “Oryantalist Ressamların İstanbul’u
Sergisi”
İstanbul’un İncisi: Tekneyle Boğaz turu ve tarihi yalılara
denizden bakış.
Gezi sonlarında, öğrencilerimiz geziler hakkında kendi yorumlarını yansıttıkları sunumlar hazırladı. Bu sunumları okuldaki
diğer arkadaşlarıyla paylaştılar. 2-9 Mayıs 2011 haftasında 7.
sınıflardan bir grup öğrencimiz, projeden sorumlu öğretmenler Nil Pinto ve Sibel Eskinazi ile “İstanbul ve Hamburg’da
Günlük Yaşam Projesi”nin ikinci etabını gerçekleştirmek
amacıyla Almanya’ya gidecektir.
“Avrupa Bilgi Yarışması”
ikincilerini kutluyoruz.
AB Eğitim Programları ve Projeler Yürütme Bölümü’nün
Beşiktaş ilçesinde düzenlediği “Avrupa Bilgi Yarışması”na
katılan ve okulumuzu temsil eden lise öğrencilerimiz
Müge Cemel, Sarita Hasan, Semih Moreno ilçe ikincisi
oldular.
“Çocuk Kalpler El Ele” 2010 Okullarda Projesi
Sabancı Üniversitesi “Eğitimde İyi Örnekler Konferansı”nda sunulacak.
Bu proje farklı kültürleri bir araya getirmesi, dikey değil
yatay bir birliktelik yaratması, hoşgörü ve evrensel
değerleri işlemesi nedenleriyle Sabancı Ünivesitesi’nde
sunulacak projeler arasında seçildi.
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı’nın 2010
Okullarda Projesi kapsamında ilköğretim okulu öğrencilerimiz
“Çocuk Kalpler El Ele” adlı yeni projeyi; Üsküdar Atatürk
İlköğretim Okulu, Özel Zapyon Rum İlköğretim Okulu ve Özel
Kalfayan Ermeni İlköğretim Okulu’yla gerçekleştirdi. Ortaklaşa
yapılan resim, şiir ve müzik etkinliklerinin ardından proje
İstanbul’un her yerinden görülebilecek şekilde bırakılan balon
etkinliği ile son buldu.
Sosyal sınıfı öğrencilerimizin Bahçeşehir
Üniversitesi’nde “Kısa Film Projesi” çalışmaları
başladı.
Bu yıl üçüncüsünü gerçekleştireceğimiz çalışmalarda öğrencilerimiz, film çekimi teknikleri, kamera,
ışık sistemleri ve sinemayla ilgili tüm kavramları uygulamalı şekilde öğrenecekler. Öğrencilerimizin
senaryolarını yazıp kendilerinin çekeceği kısa filmler, dönem sonunda izleyicilerle buluşacak.
11. Sevgiyle El Ele Sanat Festivali
Kültür Gezisi bu yıl Büyükada’da yapıldı.
Etkinlik kapsamında Ulus Özel Musevi 1. Karma Ana ve İlköğretim Okulu, TED İstanbul
Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu, Özel Dadyan Ermeni İlköğretim Okulu ve Fener
Rum İlköğretim Okulu ve Lisesi öğrencileri, öğretmenleri eşliğinde Kasım ayı içerisinde Büyükada Hesed Le Avraam Sinagogu’nu ziyaret etti. 100 kişiyi aşkın bir grubu
Sinagog Vakfı Başkan Vekili Rafi Habib bilgilendirdi. Habib, sinagogun tarihçesinden
kısaca bahsettikten sonra üç semavi dinin ortak noktalarına da değindi.
Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi
“İstanbul’da Farklı Kültürlerin Birlikte Yaşamı” Paneli’ne ev sahipliği yaptı.
Panel, etkinliğin moderatörlüğünü yapan Doç. Dr Ahmet Kurtaran “Tanrı’dan beden
almış tüm varlıklar birbiriyle eşit ve birbirlerine saygılı olmak zorundadır. İstanbul, bunun yerleşim merkezidir. Birbirimizi kabul etme, hoşgörüyle karşılama ve kucaklayabilme anlayışını hakim kılmak zorundayız.” sözleriyle
açıldı. Etkinliğe; Ulus Özel Musevi 1. Karma Ana ve İlköğretim Okulu adına Şalom Gazetesi Yazarı ve İstanbul Sefarad Kültürü Merkezi
Müdürü Karen Gerson Şarhon, Özel Dadyan Ermeni İlköğretim Okulu adına Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arus Yumul,
TED İstanbul Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu adına Spiker / Belgesel Yapımcısı Fatih Orbay konuk konuşmacı olarak katıldılar.
Geleceğin liderleri yetişiyor.
Kariyer Ofisi’nin düzenlediği Liderlik Eğitimi Programı
başarıyla tamamlandı.
Okulumuzda bu yıl Liderlik Eğitimi Programımızın üçüncüsünü düzenledik. Biz bu çalışmaya başlarken geleceğin
yönetici adaylarında gerekli olan ilk temel becerileri geliştirmeyi hedefledik. Programa katılan öğrenciler, öncelikle
okul öğrenci birliklerinde aktif çalışan ve gelecek yıllarda
bu görevde bulunabilecek öğrenciler arasında seçildi. Projemizi diğer okullarla paylaşmanın öğrencilerimiz açısından
önemli olduğunu düşündük ve her yıl çeşitli okulları bu projede aramıza aldık. Bu yıl çalışmaya Şişli Terakki, Koç ve
Notre Dame de Sion Lisesi katıldı. Yaşayarak öğrenmenin
eğitimdeki rolünü çok önemli gördüğümüz için bu yıl çalışmayı psikodramatik olarak planladık. Psikodrama; Jacob Morena tarafından geliştirilen eğleme yönelik bir psikoterapi biçimidir. Konu psikodrama olunca bu alanın duayenlerinden Deniz Altınay’la
çalışmaya karar verdik. Deniz Bey, İstanbul Uluslar arası Zeka Moreno Enstitüsü Başkanı ve psikodrama grup terapistidir. Deniz
Bey yaptığı çalışmada öncelikle öğrencilerin temel yöneticilik becerilerine bakmayı, karşılaştıkları sorunlara yönelik olarak kendi
eksiklerini görmelerini ve bu eksiklerini gidermek için gereken davranış değişikliklerini yapabilmelerini sağlamayı hedefledi. 24
Şubat sabahı öğrencilerimiz misafirlerini karşıladı ve kısa zamanda diğer okulun öğrencileri ile kaynaştılar. Grup olarak birbirlerini Deniz Bey ve Esra Hanım eşliğinde daha yakından tanıdılar. Oynadıkları oyunlarla yönetimde empatinin, iletişimin ve güvenin
önemini kavradılar. Yönettikleri bir grupta motivasyonu nasıl arttıracaklarını öğrendiler. Kendi yöneticilik hallerini ve nasıl yöneticiler olduklarını kavramaya çalıştılar. Kahve molalarında öğrenciler için hazırlanan sufleleri keyifle yerken bol bol sohbet edip
yeni arkadaşlıklar kurdular. Paylaşım sırasında gençler, gerek yorumları gerekse eleştirileriyle Deniz Bey’i terlettiler. Hepimiz için
oldukça keyifli bir gündü. Yeni çalışmalarda buluşmak dileğiyle…
Berkay DELİGÖZ
Lise Rehberlik Danışmanı
İlköğretim Rehberlik Servisimizin davet
ettiği ve Tiyatro Yeniden tarafından
sahnelenen “Her Şey Elimizde” adlı
çocuk oyunu büyük beğeni topladı.
Sağlıklı kalabilmek için mikroplardan korunulabilmenin
yollarını ve vücudumuzu temiz tutmak için neler
yapılabileceğini anlatan eğlenceli tiyatroyu Anaokulu ve
ilköğretim 1. kademeden tüm öğrenciler izlediler.
“Pi Günü”nü
tüm dünyayla
birlikte kutladık.
Lise Matematik Bölümü’nün organize ettiği “Pi Günü”nde
“Pi” ile başlayan yemekler yendi, “Pi” sayısının rakamlarını
ezberleme yarışması oynandı ve “Pi” sergisi öğrencilerin ve
öğretmenlerin beğenisine sunuldu.
Okuduklarımız ve
okumanızı tavsiye ettiklerimiz
CATCH US IF YOU CAN
The book is about a ten- year -old boy’s
adventures with his grandfather. Rory has
to look after his grandfather. Friendship,
responsibility and family relations are the
main themes of the story. The ending of
the story is quite interesting.
İlayda KOVOS / 8 Green
THE DIARY OF ANNE FRANK
This book tells us about the life of Anne
Frank and what she experienced in the secret annexe. I think everybody must read
this book. It informs us about the Holocaust period.
Roysi RUBİN / 8 Green
RABBIT PROOF FENCE
I think it’s a very interesting book. Although
the story is based on a true story, it totally
looks very fictional. I was amazed when I
read it.
Meri LEVİ / 8 Blue
NUMBER THE STARS
The story takes place in the Second World
War. It’s about Annemarie’s great effort to
help her Jewish friend Ellen Rosen. I read
some parts many times. They were so real.
I think everyone must read this book.
Yağmur Reysi KERSE / 7 Red
ACROSS THE BARRICADES
This book is not only interesting but it
also is one of the best books I’ve read that
brings the themes of love and war together.
The story takes place in Belfast, Ireland in
1916. It is definitely a pleasant read.
Reysi HALEVE / Prep-A
THE WAVE
This is a book about a teacher whose name
is Ben Ross. Mr. Ross is teaching his class
about the Holocaust, but they couldn’t
grasp it, so he decided to try an experiment called The Wave. The Wave’s motto
was “Strength through discipline.” In less
than a week, the school was out of control.
People were beating other people up if they
didn’t join the
Wave. I found his teaching experiment very
interesting and thought provoking.
Vedat LEVİ / Prep-A
CATCHER IN THE RYE
I finished reading the book before the designated time. Beginning with the very first
sentence, I realized I relate to the Holden
Caulfield character. He was expressing the
things that I was thinking. I highly recommend this book to anyone who feels to
alienate from the rest of the society sometimes. I’m sure they’ll like it.
Selim MİZRAHİ / 10-C
To be honest, this book is one of the best
books I have ever read. The main character,
Holden, was extremely interesting. I think
that the reason I liked the book so much
is because I could relate to Holden. The
symbols in the story are also very powerful. They help us understand Holden’s perspective. This book is unique and I think
everyone will love reading it.
Selim MOLİNAS / 10-B
THE BREADWINNER
This is an amazing book showing us a society which is completely different from
ours. I was impressed by Parvana’s courage but was very much disappointed that
religion was misused by the government. It
is hard to believe that basic human rights
can be taken away in this day and age. I
strongly recommend people read this book
and learn more about the world we live in.
Melissa BARON / 9-C
THE PIGMAN
It may seem boring at first, but by the time
you read half way through you won’t be
able to put it down. It provides great examples of different psychological disorders
and how these affect people in different
ways. It is a must read!
Ekin GİDON / 9-A
ROMEO AND JULIET
I didn’t like the book because it didn’t catch
my interest. The major theme was love.
However, I did get interested when I read
about the fight between the two families.
It was so well written that it made me sad.
This play will impress the people who like
romance and drama together.
Selim MOLİNAS / 10-B
I think everyone should read Shakespeare
at one point in their lives. Romeo and Juliet
and Macbeth say a lot about his writing.
Venis KALDERON / 12-A
MACBETH
As we were reading the play, I heard about
the legend that bad luck accompanied the
play. I didn’t believe it at first, however, as
were were half through the play, strange
things started to happen. There was a
power cut when I was watching the play at
the Kenter Theatre. In the following days, I
hurt my ankle and couldn’t walk for a few
days. So now I’m taking warnings more
seriously!
Rahel LEVİ / 12-A
THE GIVER
This is an excellent book and there is lots
to think about. The story is set in a perfect
world, but it is only perfect for the inhabitants because they don’t question the decisions which are made for them by their
elders. You see that not everything can be
gained perfectly by putting things in a distinct order. Read and see what you think.
Selin ÖZKOHEN / 9-A
SHERLOCK HOLMES STORIES
I find these stories very absorbing because
they are all related to one another. When I
finished reading the book, I became more
aware of how small factors can help solve
perplexing situations. I enjoyed the stories.
İzer PİNTO / Prep -B
ELVEDA YURDUM
Fuat Andıç tarafından yazılan “Elveda Yurdum” adlı eser, bir Yahudi ailenin İspanya’dan
ırk, inanç ve düşünce farklılıklarından dolayı
zorla sürgün edilmesini konu alıyor. Eserde
genel olarak Ben Naum ve soyunun yıllar
içinde karşılaştıkları zorlukları, haksızlıkları
ve her şeye rağmen elde ettikleri başarıları
okuyoruz. Kısaca o dönemde yaşamış bir
Musevi ailenin yaşamına yakından tanık
oluyorsunuz. Kitabın, diğer tarihi romanlardan farklı olarak içimizden bir ailenin
yaşamını konu alması ilgimi çekti. Kitap
tarihi olaylar hakkında da bir hayli bilgi
veriyor. Yahudi tarihini bilmeyenler için
aydınlatıcı bir kitap olabilir. Bu kitap, Yahudi
tarihini, anlatılanlar yanında okuduğumuz
eserler aracılığıyla da öğrenmek ve yorumlamak için okunabilecek eserler arasında bir
seçenek. İyi okumalar...
Talia MOLİNA / 10-B
SÖZ
1950’lerin New York’unda geçen bu hikaye oldukça dokunaklı. Bunun da sebebi
okuyucuda tamamlanan romanlardan
oluşu. Okuyucuyu sorularla başlatıp sorularla bitiren bu roman herkesi sorguladıklarıyla
karşı karşıya bırakıyor. Her yaştan, her
‘doğru’yu bulduğuna inanan ya da hala
aranan herkesin okuması gereken bir kitap
yazmış Haim Potok. Yalnız unutmadan
küçük bir eleştiri. Gözlem Yayınevi yine ne
iyi yapmış çevirmiş ‘The Promise’i ama
dilbilgisi hatalarını, anlam yanlışlıklarını,
akıcılığı bozan upuzun cümleleri okudukça
üzüldüm. Böyle değerli bir kitabın yeniden
ele alınıp dilbilgisi açısından kontrol edilmesini öneririm.
Suzi ASA / 11-A
OLEG YA DA KUŞATMA ALTINDAKİ
ŞEHİR
Bu kitap kendimi içinde hissettiğim,
zaman zaman Olag gibi savaş ortasında
kaldığım, beni çok duygulandıran bir
kitaptı. Kuşatma altındaki soğuk şehirde
insanların nasıl hayatta kalma mücadelesi
verdiğini öğrendim. Bana bugün verilen
imkanların değerini çok daha iyi anlamaya
başladım.
Mark ADUT / 6-A
Herkesin okuması gereken bir kitap.
Henüz on iki yaşında olan Oleg, 2. Dünya
Savaşı’nın en kötü anlarında bile olumlu
düşünüp hasta annesini yalnız bırakmayan
çok güçlü bir çocuk. En önemli hayat dersi
savaşın ve ırkçılığın ne kadar kötü olduğu.
Pia BİLDİRİCİ / 6-A
CİMRİ
“Cimri” adlı kitabı bitirdiğimde anladım ki
cimri insanlar kendi paralarından başka bir
şey düşünmezler. O kadar ki böyle insanlar
paralarına bir şey olmasın diye hayatlarını
bile ortaya koyabilirler. Bu nedenle cimri
kişiler etraflarındakileri umursamazlar bile.
Herkesin okumasını tavsiye ederim.
İzak HALEVA / 5-B
PARASIZ YATILI
Parasız Yatılı, kadınların hayata karşı nasıl
durduklarını ve zor şartlarda bile sorunlara karşı çözüm üreten bireyler olduklarını
anlatıyor. Kadınların mücadeleci yanını
ve bunun toplum için ne kadar önemli
olduğunu da yine bu kitap gözler önüne
seriyor.
Meri LEVİ / 8-B
Toplumda zayıf ve güçsüz durumdakilere
yardım eli uzatmanın, bazen yaptığımız
ufacık bir iyiliğin bir hayatı nasıl etkilediğinin
anlatıldığı kısa öykülerden oluşuyor Parasız
Yatılı. Öykülerde kadın ve çocukların hayata
tutunma çabaları var, kırk yıl önce yazılmış
olan bu kitap bize sosyal sorunların hala
değişmediğini anlatıyor. Aslında öykülerin
konuları sadece bizim toplumumuzu ilgilendiren yerel konular değil, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanabilir, sanırım kitap
bu yüzden de kırkıncı yılında Fransızca’ya
da çevrildi.
Nesya ESKENAZİ / 8-A
u-mail
reklamlarınız için Halkla İlişkiler Departmanı ile
iletişime geçebilirsiniz.
[email protected]
0212 282 96 00 / 142 - 162
www.duenasturizm.com
Telefon: 0212 264 64 54 Faks: 0212 264 64 66 E-posta: [email protected]
Adres: Nispetiye Cad. Peker Sok. Cinar Apt. No:4/2 Levent İstanbul
Gsm: 0533 561 62 00 E-mail: [email protected]
Başarmak için
öğrenmeyi öğrenmek...
Şive Ayfer BAYHAN
-
Matematik dersini anlamıyorum.
Tek başıma test çözemiyorum.
Konuları tekrar etmem gerekiyor ama zaman bulamıyorum.
Sınıfta dersi anlıyorum ama evde tek başıma ödev
yaparken bildiklerimi uygulayamıyorum.
Nasıl alışacağımı bilmiyorum.
Son yıllarda böylesine olumsuz düşüncelerin dile getirildiği cümleleri, çalışma alışkanlığı olmayan gençlerden ne kadar sık duyar olduk. Oysaki anne, baba ve
öğretmenlerimizin arzusu kendini programlamış, çalışmayı alışkanlık haline getirmiş, kısacası “öğrenmeyi
öğrenmiş olan” ideal gençler görebilmektir.
Ya siz sevgili gençler, siz eğitim ve öğretim yaşantınızda bu ideal gençlerden biri misiniz? Yoksa ideal bir
genç mi olmaya çalışıyorsunuz?
Kesinlikle gelecekte hepiniz birer ideal iş adamı veya
kadını olacaksınız ama bazılarınız zorlanmadan bazılarınız ise sosyal yaşantınızın getirdiği güzelliklerden
kopmadan, zorlanarak iş hayatına adım atacaksınız.
Çalışmayı zevkli hale getirenler öğrenmenin yollarını
çabuk öğrendikleri için başarıya da çabuk ulaşacaklar.
Peki öğrenmeyi öğrenmeyenler, eğitim ve öğretim yaşamını keyifli hale getiremeyenler ne yapacaklar?
Ne mi yapacaklar? Başarıya ulaşmanın birinci yolunun
öğrenmeyi öğrenmeden geçtiğinin bilincine varacaklar.
Sevgili gençler, öğrenmeyi öğrenmek bilincinin birinci
ilkesi istemektir. Öğrenme, isteğe bağlı olmalıdır. Kim
bilir kaç defa başarılı olmayı istemişsinizdir? Hiç unutmayalım ki öğrenmek, aynı zamanda davranışların de-
ğişmesidir. Davranışlarınızdaki değişiklik ise ancak siz
isterseniz olacaktır. Bir şeyi derinden istemek için bir
amacınızın da olması gerekir; çünkü amaçsız öğrenme olmaz. Amaçlı çalışmak aynı zamanda öğrenmeye
karşı da istek uyandırır. Çalışmak başlangıçta zor olsa
da bunu antrenmana az çıkmış bir sporcunun ilk antrenman günlerine de benzetebiliriz. Zaman geçtikçe
bir sporcu gibi sizler de ders çalışmayı alışkanlığa dönüştüreceksiniz. Çalışarak öğrenilen bilgiler, bir müddet sonra siz fark etmeden benliğinizi saracak manevi
biz haz duygusu ile kendinize olan güveninizi de artıracaktır. Öyle ki bilmediğiniz bir bilgiyi merak edip,
bilgiye ulaşmanın yollarını arar hale geleceksiniz. Artık
“öğrenmeyi öğrenmiş”sinizdir. Çünkü öğrenmeyi öğrenmek, bilmediğiniz bir bilgiyi bilir hale gelmek ya da
yapamadığınız bir projeyi uyguluyor olabilmektir.
Gençler, başarının sınavlarla ölçüldüğünü hepimiz
biliyoruz. Zaten yaşamın kendisi de bir sınav değil
midir? Yaşamdaki başarılarımız, kazançlarımız; başarısızlıklarımız ise kaybettiklerimizdir. İş yaşamımızda
edindiğimiz davranışların, okul yaşantımızdan itibaren başladığını hiç unutmayın. Planlı çalışma, zamanı
doğru kullanmak, çalışmayı alışkanlık haline dönüştürmek için başlangıçta kendinizi zorlayın. Kısa süreli bu
sıkıntılarınızın öğrenmeyi öğrenmekten başka bir şey
olmadığını, gelecekte sizi bekleyen mutlu, başarılı ve
doyurucu yıllar için yatırım olduğunu fark edin.
Sevgili gençler, her günün yaşamınıza yeni bir deneyim
kattığını unutmayarak amaçlarınızı istekleriniz doğrultusunda hayata geçirmeniz dileğiyle sevgiyle kalın.
Özel Ayfer BAYHAN
Dershanesi Kurucusu
u-mail
UÖMO İletişim Organı
İmtiyaz Sahibi: Röne Kaspi Sorumlu Müdür: Rober Filiba
Yayın Kurulu: Pnina Ariti, Viki Habif Basın ve Halkla İlişkiler: Greta Mizrahi - Reysi Levi
Grafik ve Baskı: Nest Medya Reklam ve Yayıncılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi
Halaskargazi Cad. No: 93 Selamet Apt K:4 D:7 Osmanbey - İstanbul Tel: (0212) 230 30 01
Basım Yeri ve Tarihi: İstanbul - Haziran 2010
Yönetim Yeri: Adnan Saygun Cad. 36-38 Ulus 34340 İstanbul
Tel: (0212) 282 9600 Faks: (0212) 282 9606-09 E-posta: [email protected] Yayın türü: Yerel, Süreli
www.uoml.k12.tr