pdf - WINGS

Transkript

pdf - WINGS
Milano
Çizmenin en kuzeyinde bir şehir: Milano. İtalya’da endüstrinin, finansın,
ticaretin kalbinin attığı, dünya modasına ve tasarımlara yön vermesiyle
meşhur Milano. Kimilerinin bir sefer ziyaret ettiği ve ısınamadıkları,
kimileri için ise vazgeçilmez bir Avrupa şehri. İtalya’nın diğer şehirleri gibi
küçük fakat güneyindekilerin aksine koşturmacası, dinamizmi, enerjisi
yüksek olan Milano’yu “Milanolu” gibi yaşamak ve gezmek gerekir.
Gotik sanatı en güzel temsil eden Milano Duomo’suna karşı bir espresso
içmek yada Parco Sempione’de yürüyüş yapmak, şehri bisikletle gezmek,
Montenapoleone’de Milanolu şık ve zarif insanların arasında alışveriş
yapmak, akşamüstü aperativo saatinde iştah açıcıların eşliğinde bir kadeh
şarap içmek Milano’nun olmazsa olmazlarından birkaç tanesi.
>>NEREDE KALMALI?
En İyiler
 Seven Stars Galleria Milano: Milano’nun en eski ve en ihtişamlı
galerisi olan Galleria Vittorio Emanuele II’nin içinde 7 süiti olan bu
otel isminden de anlaşılabileceği gibi dünyada şehir içinde 7 yıldıza
sahip olmuş ilk otel. Her biri farklı büyüklükte olan ve antika
mobilyalarla dekore edilmiş olan süitlere, Verdi, Vivaldi, Bellini,
Donizetti gibi dünyaca ünlü İtalyan müzisyenlerin ismi verilmiş.
İtalyan tarihini her adımda hissedebileceğiniz bu prestijli otel, her
misafirine özel bir deneyim yaşatmayı amaçlıyor.
1
Milano
 Hotel Principe di Savoia: Milano’daki en eski ve en özel otel. Piazza
della Republica’ya hâkim Principe di Savoia, açıldığı yıldan
günümüze kadar kralların, kraliçelerin, politikacıların, önemli
işadamlarının, entelektüellerin ve sanatçıların buluşma noktası olmuş.
Bu tarihi binada klasik döşenmiş odalar, teknolojiyle buluşturulup
misafirlerin rahatı teminat altına alınmış.
 Bulgari Hotel: Milano’nun koşturmacasından ve telaşından uzak, La
Scala ve Monte Napoleone’ye yürüme mesafesinde, sessizliğin hâkim
olduğu özel sokağında modern mimarisiyle senelerdir adından
bahsettiren Bulgari Hotel, 2004 yılında ilk otelini Milano’da açtı.
Odalarının huzur verici tasarımının yanında en dikkat çekici özelliği
yemyeşil ve kocaman bahçesi. İlkbahar-yaz mevsiminde Milanolu şık
kadınların ve yakışıklıların aperativo için buluştuğu bir otel.
 Four Seasons Milano: Modanın kalbinin attığı, dünyaca ünlü
markaların bulunduğu meşhur cadde Montenapoleone’ye bağlanan
sokakların birinde bulunan eski bir manastırdan dönüştürülmüş Four
Seasons, bugüne kadar pek çok ünlü ismi ağırlamış. Tarihi dokusu,
kusursuz servisi, lüks oda ve süitleriyle misafirlerinin beğenisini
kazanmaya devam ediyor.
 Boscolo Hotel Exedra Milano: Şehrin yenilerinden bir diğeri de
Boscolo
zincirinin
Quadrilatero
della
Moda
diye
anılan
Montenapoleone caddesinde açtığı Hotel Exedra Milano. Çağdaş
dizayn ve yaşanılabilir konfor temaları göz önüne alınarak ayrı ayrı
dekore edilmiş odaları ile misafirlerini ağırlıyor. Otelin genelinde
bulunun artistik dokunuş odalara da yansımış. Canlı renklerin hâkim
2
Milano
olduğu dekorasyon misafirlerin içini açarken konforu da yanında
getiriyor.
 Maison Moschino: Milano’nun neoklasik tarzdaki ilk tren garını
tasarımlarında da olduğu gibi sürrealist etkilerle yenileyen Moschino,
rüya alemini anımsatacak odalarıyla 2010 yılında hizmet vermeye
başladı. Duomo’dan biraz uzak olan otel, Corso Como ve Corso
Garibaldi’ye yürüme mesafesinde. Otelin her odasında farklı bir
sürprizle karşılaşmak mümkün. Bir tanesinde yatağınız kırmızı kadife
bir elbise olabilir, bir diğerinde kırmızı gül yaprakları içinde
uyuyabilir, bir başkasında tavanınızda bulutları seyredebilirsiniz.
Hayalle konforun buluştuğu bu otelde konaklamak keyifli bir deneyim
olacaktır.
 Armani Hotel Milano: Uzun bir süredir Via Manzoni’deki binasında
merakla beklenen Armani kapılarını açtı. Minimalist tarzı otelin
girişinden odalarına kadar her köşesinde hissediliyor. Odalarındaki
siyah, beyaz ve ahşabın muhteşem uyumu Armani hayat stilini, şıklığı
ve konforu yansıtıyor. Otelin en üst katındaki spa bölümü ise
şimdiden Milanoluların vazgeçilmezleri arasına girmeyi basarmış.
 The Gray: Duomo meydanına birkaç adım uzaklıkta modern, stil
sahibi, zarif kısaca Milano’nun ruhunu taşıyan bir otel. Odalarındaki
minimalist dokunuş, netlik ve sadelik otel misafirlerine huzur dolu bir
ortam sunuyor. Bunun yanında her odanın kendine göre sürprizleri
var, hazırlıklı olun.
3
Milano
Bunlara Da Bakmaya Değer
 3 Rooms Corso Como 10: Açıldığı günden beri Milanoluların pek çok
konuda en favori mekânlarından biri olmayı sürdüren Corso Como
10’de 3 tane süit oda bulunuyor. Ev konforuna sahip bu odalardan
birinde kalabilmek için acele etmelisiniz.
 Straf: Duomo’da kalmak için alternatiflerden bir diğeri de Straf.
İtalyan klasik mimarisinin minimalizmle buluştuğu otelin bar bölümü
bir süredir akşamüstü partileriyle oldukça popüler.
 Palazzo Segreti: Duomo ile Cairoli Kalesi arasında küçük fakat
konforu ve sürprizi odalarına taşımış bir otel. Her biri farklı 18 odası
olan otelde, kıpkırmızı ya da bembeyaz döşenmiş bir odada
kalabilirsiniz. Sade dekoru otel misafirlerini rahat hissettirmeyi
hedefliyor.
>>NEREDE YEMELİ?
Öğle Yemeği İçin En İyi Adresler
 Santa Lucia: Milano’ya gelip pizza ve spaghetti çeşitlerinden
denememek imkânsız. 1929’dan beri Milano’nun klasikleşmiş
mekânlarından biri olan Santa Lucia günümüze kadar birçok unlunun
uğrak mekânı olmuş. Açık büfe antipasti çeşitleri, Napoliten pizzası
yada domates soslu rigatoni makarnası menünün öne çıkan
tabaklarından birkaç tanesi.
4
Milano
 Paper Moon: İstanbul’a açıldığından beri popülaritesini kaybetmemiş
restoranlardan Paper Moon’un Milano şubesi sade dekorunu
duvarlarındaki ünlülerin resimleri süslüyor. İtalyan klasiklerinden
antipastilerin yanı sıra zengin bir pizza menüsüne sahip. İtalya’nın en
meşhur tatlısı tiramisu’da da iddialı olan mekâna rezervasyon yapmak
şart.
 Erba Brusca: Merkezden biraz uzakta, gizli bir bahçe keşfetmek
isteyenlerin kaçırmaması gereken bir restoran. Fransa doğumlu fakat
Amerika asıllı Alice ve ekibi, mutfaklarında hazırladıkları tüm
yemeklerin malzemelerini arka bölümdeki bahçede yetiştiriyorlar. Bu
yüzden de her öğlen farklı bir menü ortaya çıkıyor. Çarşambadan
pazar gününe kadar öğle ve akşam yemeği servisi bulunuyor.
Gitmeden rezervasyon yaptırmakta fayda var.
Modanın yanında mutfağıyla da meşhur olan Milano ‘trattoria’ cenneti bir
şehir.
 Trattoria Torre di Pisa: Brera bölgesinin en eskilerinden olan bu
trattoria, ününü dönemin meşhur Formula 1 yarışçısı Giancarlo
Baghetti’nin restorana gelip beğenmesine borçlu. Bundan sonra
gazeteciler, yazarlar, artistler, entelektüeller, mankenler ve daha
birçok insan bu lokantayı Milano’nun vazgeçilmezlerinden biri haline
getirmiş. Yemeklerinde en iyi kaliteyi tercih eden restoranın
menüsünde Toskana mutfağının makarnaları öne çıkıyor.
5
Milano
 Trattoria Montina: Montina ikiz kardeşlerinin uzun yıllar İtalya
dışında çalışıp kendi şehirleri Milano’ya dönme kararı almaları,
Trattoria Montina’nın doğmasına vesile olur. İtalyan mutfağının en
lezzetli
yemeklerinin
sunulduğu
restoranın
menüsünde
deniz
mahsulleri, makarna ve et çeşitleri bulunuyor. Pazar günleri ve
Pazartesi
öğlenleri
servis
vermeyen
mekâna
rezervasyonsuz
gidilemiyor.
 Trattoria Giannino: Tarihi bir mekân olan Giannino, bugüne kadar
pek çok ünlüyü misafir etmiş ve yakın zamanda Michelin yıldızlarına
bir yenisini daha eklemiş. Menüsünde İtalya’nın farklı yörelerinin
lezzetlerini sunan Giannino’da öğlen saatleri için özel menü
hazırlanıyor.
Akşam Yemeği İçin En İyi Adresler
 Armani Nobu: Nobu, Milano’nun şık restoranları arasına kısa sürede
girmeyi başarmış. Armani stiliyle Japon geleneğinin bir araya
getirilerek dekore edildiği lüks restoranda, Uzakdoğu mutfağından
özel lezzetler sunuluyor. Haftanın her günü öğle ve akşam servisi
veren restoran Pazar öğlenleri kapalı oluyor.
 Trussardi alla Scala: Trussardi mağazasının hemen üst katına
yapılmış olan restoran, Milano’nun seçkin insanlarının tercih ettiği bir
mekân. Sezona göre değişiklik gösteren menüsünde
İtalyan mutfağının etkileri görülüyor.
6
Fransız ve
Milano
 Da Giacomo: Da Giacomo, İtalyan trattoria havasının yaratıldığı
restoran ve Fransız brasserie etkilerinin olduğu bistro olarak 2 ayrı
mekânda hizmet veriyor. Menüde, restoran kısmında daha çok deniz
mahsulleri ağırlıklı olup; bistro tarafında ise İtalyan mutfağı tercih
edilmiş. Her iki adreste de yan masanızda Beckham çiftine ya da
George Clooney’e rastlarsanız şaşırmayın. Haftanın 7 gecesi açık olan
restorana rezervasyonunuzu birkaç gün öncesinden yapmanız şart.
 Mimmo Milano: Güzelliğin iyilikle buluştuğu bir mekân Mimmo
Milano. Misafirlerinin salonlarında güzel bir akşam yemeği yedikleri
hissi veren bir ambiyans yaratılmış. Büyük şöminenin karşısında
içilecek güzel bir İtalyan şarabı ise akşam yemeğini daha da keyifli
kılacak. El yapımı makarnaların ve güzel soslarla sunulan et
çeşitlerinin olduğu menü özenle yaratılmış. Restoranın Pazar günleri
kapalı olduğunu not etmeyi unutmayın.
 Bagutta: Milano’da ‘restoranların restoranı’ olarak kabul edilen
Bagutta’da 19. yüzyılın başından günümüze kadar yazarlar, şairler,
gazeteciler, politikacılar, artistler ağırlanmış. Menüsündeki yemekler
Toskana ve Lombardia bölgelerinin mutfaklarından etkilenerek
yaratılmış. Pazar günleri kapalı olan mekânda öğle ve akşam yemeği
servisi bulunmakta.
 Zero2: Daha çok gençlerin tercih ettiği Zero2, lezzetli ve yaratıcı
yemeğin adresi. Sanatla sunumu birleştirip misafirlerini ağırlayan şef,
klasik İtalyan lezzetlerini menüsüne taşımış. Pazartesi günleri tüm
gün, Salı günleri ise öğlen servis olmayan restoranda ‘brunch’ keyfi
yapmak da mümkün.
7
Milano
 Pisacco: Milano’nun ünlü restoranlarının arasına bir yenisi daha
eklendi. Yıldızlı şef Andrea Berton ve kalabalık bir grubun ortak
olarak açtıkları restoranın amacı modern İtalyan mutfağını yaratmak.
Modernliği dekorasyona da yansıtan grup sade, yeni ve profesyonel
bir mekân yaratmışlar. Pazartesi günleri hariç her gün öğle ve akşam
servisleri bulunuyor.
Atıştırılmalı!
 Luini: İtalya’nın Puglia bölgesinden kuzeye göç etmiş bir ailenin
yöresel lezzetleri olan panzerottiyle Milanoluları buluşturduğu yer.
Anında pişirilen ve sıcak yenmesi gereken, çeşitli malzemelerden
yapılan kapalı pizzayı andıran bir yiyecek. Özellikle öğrencilerin ve
çalışanların kapısında uzun kuyruklar oluşturduğu Luini’nin müptelası
olabilirsiniz.
 I Panini della Beffi: Milano’ya gelip panini yemeden dönmek
mümkün olamaz. Şehrin en iyi ve en çok çeşitli paninilerini yapan I
Panini della Beffi öğle saatlerindeki izdihama rağmen uğranması
gereken yerlerden bir tanesi. Hepsi günlük hazırlanan paniniler
akşamüstüne doğru azalıyor, o yüzden çok geçe kalmamanız önerilir.
 Pavé: Pastacılık tutkusu olan dört arkadaşın bir araya gelip
laboratuvar kıvamında açtıkları bir pastane. Aslında Pavé’ye gelenleri
sıcak sohbetleriyle, lezzetli tatlılarıyla, fırından yükselen sıcak ekmek
kokusuyla, bol köpüklü lattesiyle bizi anne kucağının sıcaklığı ve
samimiyetine götürmeyi vaad eden bir sokak kafesi.
8
Milano
>>GECE KUŞLARINA
Gençlere Ve Ruhu Genç Kalanlara
 The Hollywood: Milano’ya gelen her ünlünün mutlaka uğradığı The
Hollywood, özel partilerin ve konserlerin olduğu bir mekân. Milano
gece hayatının vazgeçilmez lokallerinden bir tanesi. Kendinizi
Hollywood’da hissedebilirsiniz; hangi ünlüyle karşılaşacağınız belli
olmaz.
 Martini: Milano gecelerinin en şık yerlerinden bir tanesi de Martini.
İtalyan geleneğinin ve modernliğinin temsilcilerinden Dolce &
Gabbana ve Martini’nin ortaklığıyla yaratılmış bir bar. İsminden
anlaşılabileceği gibi Martini ile yapılabilen lezzetli kokteyller
misafirlerin öncelikli tercihlerinden.
 Diana Bar: Sheraton otelin içinde bulunan Club Diana klasik bir
Milano gecesi yaşamak için en ideal yerlerden bir tanesi. Diana’da
şehrin koşturmacasından uzak, rahatlatıcı bir ortam söz konusu. Ünlü
DJ’lerin müziğini dinlemek ve özel bir gece geçirmek için ideal bir
gece kulübü.
 Le Banque: Milano’nun lüks gece kulüplerinden bir diğeri de Le
Banque. Daha çok Milanolu’ların tercih ettiği bu mekânda genelde
dans müziği yapılıyor.
>>YA BAŞKA?
9
Milano
Alışveriş
 Caddeler:
Milanoluların
Quadrilatero
della
Moda
olarak
adlandırdıkları Montenapoleone / Via Sant’Andrea / Via Gesù / Via
della Spiga sokaklarında tüm lüks markaların butiklerini ziyaret
edebilirsiniz.
Bu
sokaklarda
gezerken
Sant’Andrea
sokağının
köşesinde eski bir müzeyi andıran tarihi Cova pastanesine girip bir
espresso içip tatlılarından yemeyi atlamayın.
Corso Vittorio
Emanuele caddesi üzerinde sağlı sollu pek çok markayı bulmak
mümkün. Bunların içinde Excelsior Milano bir galeriyi andırıyor. Her
katında farklı ürünler bulunan mağaza zengin bir şarap mahzenine ve
gurme bir markete de sahip.
 Dimensione Danza: Dansla uzaktan yakından alakanız olmasa da
mutlaka ziyaret etmeniz gereken bir diğer İtalyan markası da
Dimensione Danza. Milano’da 3 şubesi bulunan markanın dansçı
giysileri haricinde günlük giyim için özel kumaşlardan üretilmiş
giysileri de mevcut.
 Peck: Gurme yiyecek düşkünleri için Milano’nun en önemli adresi
Peck. Via Spadari’de bulunan 2 katlı mağazanın giriş katında her türlü
İtalyan spesiyalitelerinden bulmak mümkün. İkinci kattaki kafede
aşağıdan seçtiklerinizi yiyebilir, özel çikolata bölümünü ziyaret
edebilirsiniz.
 Armani: Milano modanın kalbi ise Armani de modaya, özellikle de
İtalyan modasına yön verenlerden. Via Manzoni’deki Armani
binasinda giyimden kozmetiğe, kitaptan ev eşyasına pek çok şey
10
Milano
bulmak
mümkün.
Alışveriş
sonrası
Armani’nin
lezzetli
kokteyllerinden içmek de çok keyifli.
Gezmelik
Dünyanın dördüncü büyük katedrali Milano’da bulunuyor. Gotiğin bütün
ihtişamıyla dev gibi bir yapı olan Duomo zaten dikkatten kaçacak gibi değil.
Yapımı yaklaşık 600 yıl süren katedral, İtalyan başrahibinin de konutu aynı
zamanda. Yapı hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için rehber eşliğinde
gezilebilir veya Duomo ile ilgili yayınlara göz atılabilir.
Katedralin ardından yanı başındaki Palazzo Reale’ye (Kraliyet Sarayı) de
uğramalı. Sarayın ilk versiyonunun tarihi Ortaçağ’a kadar uzanıyor. 16.
yüzyıldan itibaren pek çok kez genişletilmiş ve restore edilmiş. Daha sonra
avlusunun bir kısmı Duomo’nun arazisine katılmış. İkinci Dünya Savaşı
sırasındaki bombalamalardan çok zarar görmüş. Şu an hâlâ restorasyonu
devam etse de, Milano’nun en çok ziyaretçi alan yerlerinden biri.
Teatro alla Scala veya kısaca La Scala 18. yüzyılda inşa edilmiş ve açılışını
Salieri’nin bir eseriyle yapmış bir opera binası. Burada bir bale, opera veya
konser izlemek için biletlerinizi İnternet üzerinden alabiliyorsunuz. 100€
civarında rahatlıkla bilet bulunabiliyor. Daha düşük fiyatlı biletler çabuk
tükeniyor. Bir loca tutmak ise 2000€’ya kadar çıkabiliyor.
11
Milano
Pinacoteca di Brera veya Brera Sanat Galerisi koleksiyonunda İtalyan
Rönesans’ının çok önemli eserlerini bulunduruyor. Turistik mekânlardan
biraz uzaklaşıp, Milano’nun bohem semti Brera’da galerileri gezip İtalyan
tasarımcıların mağazalarında alışveriş yapmaya da vakit ayrılmalı. Akşam
yemeği için semtin lezzetli restoranlarından birini seçebilirsiniz.
İtalyan sanat eserlerinin görülebileceği diğer bir adres de Sforzesco Kalesi.
Bir zamanlar Milano Dükü’nün evi olan bu kale, şimdi hem mimarisiyle
hem de sanat koleksiyonuyla ziyaretçi topluyor.
Parco Sempione Avrupa’daki en güzel parklardan biri. Hem dolaşmak hem
de öğlen küçük bir piknik yaparak soluklanmak için ideal.
Gitmeden Göz Atılacaklar
 ‘I Am Love’: Sadece Milano’da geçen en iyi film değil, son yılların da
en iyi filmi. Mutlaka izlemenizi öneririz.
 ‘Miracle in Milan’: İtalyan neo-realizminin örneklerinden biri.
İtalya’nın yakın tarihine dair bir his vermesi bakımından da
izlenebilir. Filmin yönetmeni de Sica’nın tarzını beğenenler,
yönetmenin Milano’da geçen ‘Yesterday, Today, Tomorrow’ ve
‘Yuppies’ filmlerini de izleyebilirler.
 ‘Rocco And His Brothers’: Alain Delon’un performansıyla oldukça
etkileyici olan ‘Rocco And His Brothers’ da 60’ların İtalya’sı gerçekçi
bir dille anlatıyor.
12
Milano
 ‘Story Of A Love Affair’: Antonioni hayranları da ‘Story of a Love
Affair’i izlemekten keyif alacaktır.
Aman Aman!
Tren biletlerinin trene binmeden önce mutlaka gardaki makinelerde
okutulması gerekiyor. Aksi halde trendeki kontrolde ceza ödemek
durumunda kalınır.
Akşamüstü saat 5 dediniz mi pek çok Milanolu’nun bir bara ya da kafeye
gidip “apero” yani bir kadeh şarap ya da prosecco eşliğinde açık büfedeki
iştah açıcılardan yediğini göreceksiniz. Tüm gün yapılan alışveriş
yorgunluğunu bu şekilde atabilirsiniz.
Sıkıcı Bilgiler
İtalyan geleneği ‘siesta’dan dolayı öğlen saatlerinde lokal mağazalar kapalı
olabiliyor.
Havaalanından şehir merkezine taksiyle gitmek yaklaşık 30 dakika sürüyor
ve 65€ tutuyor. Her şehirde olduğu gibi taksi konusunda dikkatli olunmalı.
Havaalanı çıkışında bekleyen şoförlerle gitmek yerine taksi sırasına girmek
gerekli. Şehirde üzerinde Comune di Milano yazan taksiler tercih edilmeli.
13

Benzer belgeler