Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek

Transkript

Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek
Sürekli,
Etkili,
Ýlkeli.
18
Ya þ ý n d
YIL:18
Bakýrköy’de
a
SAYI:196
1
Numara
ATAKÖY
AĞUSTOS - EYLÜL 2010
Bakırköy’ün yeni kaymakamı
Yakup VATAN
FİYATI 2 TL.
http://www.atakoygazete.com.tr
ALKIŞLARLA UĞURLANDI
Bakırköy Kaymakamı
Dursun Ali Şahin
önce Gölçük Kaymakamlığına,
Yalova valisinin
görevden alınmasıyla da ikinci bir
kararnameyle
Yalova Valiliği’ne
atandı.
4 yıl 9 ay Bakırköy
Kaymakamlığın’da
bulunan Dursun
Ali Şahin yeni
görevine alkışlarla
uğurlanırken,
Bakırköy Kaymakamlığı’na İzmir İl Özel
İdaresi Genel Sekreteri
Yakup Vatan atandı.
(Yazısı11. sayfada)
ÖNCE TAKDİR, SONRA ?..
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı
denetlemel sonucunda
yüz üzerinden yüz puan
alarak büyük başarı
sağlayan Bakırköy
Teknik Meslek Lisesi
müdürü Mehmet Kulak
ve Ataköy Cumhuriyet
Anadolu Lisesi okul
müdürü Muhittin
İşgüder’e Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali
Şahin’de takdirname ile
ödüllendirmişti.
Sonra ne oldu?... Kurunun yanında yaşta
yandı... ( Yazısı17.. sayfada)
BAKIRKÖY İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ
izzet KAPTAN
(Yazısı 25. sayfada)
MİLLETVEKİLİ İSTEDİ
MÜFTÜ SÜRÜLDÜ
2009 yerel seçimlerinden önce
Bakırköy Belediyesi’nin sağlık merkezlerinde yeni diş üniteleri açacağı sözünü veren Belediye
Başkanı Ateş Ünal Erzen,” Sözümüzü tuttuk, Bakırköy’de 4
tane diş ünitesi hizmete açtık” dedi.
Bakıröy Belediyesi Sağlık İşlerinden sorumlu bakan yardımcısı
Bahar Sunman’da Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin Eylül
sonuna kadar faaliyete gececeğini açıkladı. ( Yazısı 11. sayfada )
Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun geçen Aralık ayında Ataköy
5. Kısım camisinde şehit cenazesinde yaptığı konuşmada
“Şehitler ölmez,
vatan bölünmez”
dediği için AKP Milletvekili Feyzullah
Kıyıklık tarafından
Vali ve bakanlığa
şikayet edildi.
Zakir Uzun Mersin
müftü yardımcılığına
tayin edildi.
Zakir Uzun’un yaptığı konuşma ve
haberin devamı 15
sayfada.
3
BAKGEM’DEN İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERE
ÜCRETSİZ ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK KURSU
İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği ve
Bakırköy Belediyesi Gençlik Eğitim
Merkezi (BAKGEM), işitme engelli öğrencilere yönelik üniversiteye
hazırlık kursları verecek.
Bakırköy Gençlik ve
Eğitim Merkezi
(BAKGEM)’de Kenan
Zülaloğlu tarafından verilecek
kurslarda ayrıca
işaret dili tercümanı
da sınıfta hazır
bulunacak.
Bu konudaki çalışmaların hızla bir şekilde
sürdüğünü ve en kısa
zamanda bu kursa başlayacaklarını ifade eden İşitme Engelliler ve
Aileleri Derneği Başkanı Viki
Özromano ve BAKGEM Başkanı
Kenan Zülaloğlu sorularımızı
yanıtladı.
-Viki Özromano İşitme Engelliler
ve Aileleri Derneği olarak
Bakırköy Belediyesi ile birlikte
yeni bir proje başlatıyorsunuz.
Nedir bu proje?
İşitme engelli öğrenciler üniversite sınavında hiçbir başarı
gösteremiyorlar. Bu durum hem
eğitim eksikliğinden kaynaklanıyor, hem de hiçbir dersaneye
gidemiyorlar. Bakırköy Belediyesi’nin üniversiteye hazırlık için
ücretsiz kurslar açtığını duyduk.
Müracaat ettik, İşitme engelliler
için özel bir sınıf açmalarını istedik. İşaret dili tercümanını da biz
temin edeceğiz. Böyle bir çalışmaya
başladık.
- Kenan Zülaloğlu bu iş birliği içinde
işitme engelli öğrencilere nasıl faydalı
olacaksınız?
Bu gençlerin başka bir dersaneye gitme
şansları yok. Normal öğrencilerle bir
arada dersi anlayamıyorlar. Bu çok zor
bir iş, bu yüzden dersaneler de bu
işitme engelli öğrencileri almıyorlar.
Kendilerine angarya gibi görüyorlar. Bu
öğrenciler para verse dahi dersaneye
alınmıyor. Biz zaten BAKGEM olarak
yoksul çocuklara böyle bir hizmeti veriyorduk, ve birde engelli çocuklarımıza bu
eğitimi verelim dedik. Bu sene 450 tane
dar gelirli öğrenciye üniversite hazırlık
kursları vereceğiz. Bu sınıflardan bir
tanesini de işitme engelli çocuklarımız
için ayıracağız. Ayıracağımız bu sınıflar
18 kişilik olacak. İşaret dili öğretmenimizde olacak. Biraz zor olacak ama
bunu yapacağız. Çünkü bunu Türkiye’de
yapan başka bir yer yok. Bu çocuklarda
sonuçta diğer öğrencilerle aynı sınava
tabi tutuluyor. Yani en büyük destek
bunlara lazım. Sayın Belediye
Başkanımız Ateş Ünal Erzen Bey’le
konuştuk. Belediye Başkanımız da çok
olumlu karşıladı ve hemen yapın ben
elimden gelen desteği vereceğim dedi.
- 18 kişilik sınıf sayısına ulaşabilecek
misiniz?
Tabi ki ulaşacağız. Ama burada
şunu söylemek istiyorum.
Bizim çocuklarımız
üniversiteye gitmekten
de korkuyorlar. Bazı
gerçekleri görmek
lazım.Bizim çocuklarımız hem snavı
kazanamıyorlar, hem
de kazandıkları
zaman üniversiteye
gitmekten korkuyorlar.
Eğitimi takip edemiyorlar.
Diğer çocuklarla aynı eğitimi
alamıyorlar bu yüzden sınıflarının
ayrı düzenlenmesi lazım. Bunlar uygu-
AYIN YAZISI
Özcan Atamer
e-mail
[email protected]
SİZ Mİ İSTANBUL’UN 30 YIL SONRASINI
PLANLIYORSUNUZ?
Her şeyi bir kenara bıraktık varsa yoksa Anayasa değişikliği. Zannedersiniz ki 12 Eylül’de Anayasa’nın bazı maddeleri değişirse Türkiye birdenbire özgürlükler ülkesi olacak. Demokrasi tam anlamıyla gelecek ve
kuralları herkes için eşit olarak işleyecek...
1960, 1980 ihtilallerinden bahsediliyor. O dönemde mağdur olanlardan
bahsediliyor, O dönemlerde ölenlerden bahsediliyor....
O dönemlerle ilgili söylemlerin tamamının doğru olduğunu varsayalım.
Ancak niye kimse o günleri birebir yaşamış, yasalara saygılı, hiçbir pisliğe bulaşmamış kişilerin görüşünü almıyor?...
Bu ülkede sapla saman dün de birbirine karıştırılıyordu, bu gün de
karıştırılmaya ve sistemli bir şekilde insanların beyinleri yıkanmaya
devam ediliyor.
1982 Anayasası ilk defa değiştirilmiyor. Değişik zamanlarda
Anayasa’nın bazı maddeleri tam 16 kez değiştirildi. Bu 16 değişikliğin
6’sı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidarı döneminde yapıldı. Yani AKP
1982 Anayasa’sının bazı maddelerini 6 kez değiştirdi. Bu son değişiklik
7., genelde 17. değişiklik oluyor.
Anayasa’nın değişecek maddeleri ile ilgili geniş halk kitleleri bilgi sahibi
değil. Toplumu bilgilendirmesi gereken yayın organlarının büyük
bölümü maalesef birilerinin oyuncağı haline gelmiş durumda. İşlerine
geldiği gibi beyin yıkamaya devam ediyorlar. TV ekranlarına çıkanların
çoğu yandaş. Siz hiç herhangi bir TV kanalında normal bir vatandaşın
Anayasa değişikliği ile ilgili görüşünün alındığını gördünüz mü? Hep
aynı kişiler. Hepsi bu konunun uzmanı. Bir de Anayasa konusunda
kariyer yapmış profesörlük mertebesine ulaşmış bazı kişiler var ki inanın
elimde imkanım olsa aldığı tüm diplomalarını iptal ettiririm.
13 Eylül sabahı neticeyi göreceğiz. Ve sonucuna katlanacağız. Tabii
kurunun yanında yaş da yanacak mı hep birlikte göreceğiz. Temennimiz
ülkemiz için hayırlı olması...
lanmıyor, uygulanmayınca da öğrenciler
zor durumda kalıyor ve çok fazla da
üniversiteye gitmek isteyen çıkmıyor.
Bizim çocuklarımız daha çok işe girmekle ilgili çalışma yapmak istiyor, çünkü
çok fazla gelecekleri olmuyor. Ben size
burada bir şey okumak istiyorum. Bu
bizim işitme engelli bir çocuğumuzun
sorulan soruya verdiği cevap. Bir tane
çok basit örnek vereyim. Çekirdek aile
aşağıdakilerden hangisinden oluşur.
Çocuğun yorumu: Çekirdek aile denince
anladığım şuydu. Çekirdek paketinde
çekirdek boyutu küçük ve beyaz hem de
çok olduğuna göre A şıkkını işaretledim.
Yani A şıkkı: dede, nine, kalabalık. Yani
kavram yok, kelime hazineleri az. Bu
yüzden bu hazırlık sınavları bu çocuklarımıza da çok faydalı olacak.
- Toplumdan ne bekliyorsunuz?
Gönüllülük bekliyoruz. Kim ne yapabiliyorsa ne yeteneği varsa bu çocuklarla paylaşsın. Hocamız Kenan Zülaloğlu
ve Bakırköy Belediyesi ile İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği olarak bir ilki
başaracağız. Belki ilk sene biraz aksayabiliriz. Ama ileri ki seneler de daha da
gelişerek bunu devam ettireceğimizi
düşünüyorum.
Ataköy sahilinde ki tarihi eserlerin Kültür Merkezi olarak kullanılması
için 49 yıllığına Bakırköy Belediyesi’ne devredilmesi dolayısı ile bu eserlerin önündeki sahilin de bakımlı ve kontrollü bir şekilde halka açılması
anlamına geleceği önerimiz bizi yönetenler tarafından olumlu karşılanmasına rağmen TOKİ sıcak bakmayınca şimdilik gerçekleşmedi. Konuyu
takip ediyoruz. Bu arada Ataköy’ün hangi tarihte kurulduğunu dahi
bilmeyen bazı kişiler yaptıkları eylemlerle Bakırköy’e ve Ataköy’e
kötülük yaptıklarının farkında değil. Tavsiyemiz eylem yapmadan evvel
bilenlere danışmaları. Yoksa ”toplumda kendi çıkarları için topluma
zarar veriyorlar” söylemleri başlarına iş açabilir.
Ataköy 9-10 Kısım’a ait spor alanlarına bilinçsizce yapılan sözde spor
salonlarına ilk temellerinin atıldığı 15 yıl önce karşı çıkmıştık. Spor
salonlarının yapılmasına karşı olmadığınızı, ancak yerinin yanlış
olduğunu, bu salonlar bittiğinde mevcut yollar ile otoparkların yetersiz
kalacağını dolayısı ile planlı bir yerleşim yerinde yaşayanların son
derece olumsuz etkileneceğini savunmuştuk.
Ne oldu son olarak yapımı 14 yıl süren kapalı spor salonu ilk imtihanını
Türkçe Olimpiyatları’nda verdi. Sahil yolu başta olmak üzere çevre yolu,
Bakırköy merkezi, Ataköy’e giden tüm yollar kilitlendi. Bakırköy’den
Ataköy’e bir saatte zor gelindi. Yaya yolları, yeşil alanlar otoparka
dönüştü.
İstanbul’un gözbebeği Ataköy’den planları görerek emsallerine göre
çok büyük bedel ödeyerek daire satın alıyorsunuz. Alırken ben burada,
bu düzende mutlu bir yaşam sürerim diyorsunuz. Yani devlete güveniyorsunuz. Sonra bir bakıyorsunuz bizi yönetenler her türlü plan değişikliğini yaparak sizin yaşamınızı çekilmez hale getiriyor.
Hangi hukuk devletinde böyle uygulamalar yapılabilir?
“Biz İstanbul’un 30 yıl sonrasının planlarını yapıyoruz” diyenler, çok
büyük bölümünüz, İstanbul’un değil 30 yıl sonrasının, 30 gün sonrasının
planlarını yapacak bilgi ve kafa yapısına sahip değilsiniz.
5
(GÖZDER) GÖRME ÖZÜRLÜLER DERNEĞİ ÜYELERİ İFTARDA BULUŞTU
Görme Özürlüler Derneği
(GÖZDER), dernek üyeleri
ve aileleri bu yılda
iftar yemeğinde
biraraya geldi.
Carousel Alışveriş
ve Yaşam
Merkezi’nin
destekleri
ile verilen iftar
yemeği,
İstanbul
Büyükşehir
Belediyesi Florya
Sosyal Tesisleri’nde düzenlendi.
İftar yemeğine,
Bakırköy Kaymakamı Dursun
Ali Şahin, Carousel Alışveriş
ve Yaşam Merkezi Yönetim Kurulu
Başkanı Yüksel Mermer ve eşi İnci Mermer,
Carousel Genel Müdürü Orhan Demir, GÖZDER
Başkanı Bülent Kelleci ile dernek üyeleri ve aileleri
katıldı.
Katılımın oldukça yoğun olduğu iftar yemeği son
rasında
konuşan Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin, ‘’Bu mübarek
gecede sizlerle bir arada olmaktan dolayı mutluluk
duyuyorum’’ dedi.
İftar yemeğinde konuşan GÖZDER Başkanı Bülent
Kelleci’de, dernek üyeleri ve ailelerine yönelik ver-
ilen iftar yemeğinin gelenekselleştiğini belirterek,
kendilerine destek olan
Caraousel Alışveriş
ve Yaşam
Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı
Yüksel
Mermer
ve eşi İnci
Mermer
ile Bakırköy
Kaymakamı Dursun
Ali Şahin’e
teşekkür etti.
Yemek sonrasında
görme özürlü KerimSelim Altınok kardeşler ile solist
Pınar Çelikdelen, Türk müziğinden eserler seslendirerek yemeğe katılanlara müzik ziyafeti
sundular.
(Yavuz ARPACIK)
CAM ALTI RESMİN USTASI, BAKRIKÖYLÜ RESSAM EMİNE YEDİKUVVET
Bakırköylü Ressam Emine Yedikuvvet, Türkiye’de cam altı resim
çalışması yapan 10 sanatçıdan birisi olduğunu söyledi.
Emine Yedikuvvet, gazetemize
verdiği röportajda, cam altı
resim çalışmasının çok zor
olduğunu ve uzun zaman
gerektirdiğini belirterek,
‘’Cam altı resim çalıştığınız
zaman müzelik resim çalışmanız lazım. Cam altı
resim çalışması yapmak
zordur. Tamamen camın
arkasından tersten çalışılıyor.
Tersten çalıştığımız için, ön
yüzünde gördüğümüz renklere ulaşabilmek için
arkasında en az 3 farklı renk
tonu var. En büyük zorluğu
ise resim bitinceye kadar
çevirip bakma şansınız yok.
Beyninizin iki tarafını da çok
iyi kullanmanız gerekir. Ayrıca cam altı resim, dersi verilecek
bir sanat değil. Çok uzun yılların sanat birikimi gerekiyor.
Desen bilgisi, renk bilgisi ve çok gelişmiş bir hayal gücü
gerekiyor. Bir cam altı resim yapmak çok
uzun zaman alıyor. Örneğin, bir şahmeran resmim var. O şahmeran resmi için
gece gündüz çalıştım ve 22 günde bitti.
Sadece bir resim. Çizimi hariç, Cam altı
resim öyle bir şey ki, resmin bittiği zaman
ön yüzünde ne çıkacağını çevirip bakamayacağım için beyin gözü ile görüyorum.
İnsanların cam altı resmi görmelerini istiyorum. Çünkü son derece zor ve çok özel
bir çalışma’’ dedi.
CAM ALTI RESİM
Cam altı, resmin farklı bir malzeme ve
teknikle çalışılmasıdır. Cam altı resim
oldukça güçtür. Camın tersinden çalışılması ve camın kaygan olması nedeniyle
tüm resim bitmeden çevirip bakılamadığı
için, sanatçının gelişmiş desen ve renk
bilgisine ayrıca hayal gücüne sahip
olması gerekir.
EKİM’DE YENİ SERGİ
Bu arada Emine Yedikuvvet’in cam altı resimlerinden oluşan sergisi Ekim ayı sonunda TUYAP
Sanat Fuarı’nda sergilenecek.
Bahariye Sanat Galerisi ile
çalışacak olan Yedikuvvet’in
sergisinde 15 eser yer alacak.
EMİNE YEDİKUVVET
Bakırköylü ressam olan Emine
Yedikuvvet, 1957 yılında
Ankara’da doğdu. İlk ve orta
öğrenimini İstanbul’da tamamlayan Yedikuvvet, Anadolu
Üniversitesi Halkla İlişkiler
Bölümü okudu. 1981-1989 yılları arasında deri ve tekstil
moda tasarımları yaptı. 1990
yılında kendi atölyesini açarak
resim ve vitray sanatına ağırlık
verdi. 46 resim sergisi ve yurt
içi sanat festivallerine katıldı. 6
kişisel sergi açtı. Gülhane’de resterasyonlu tarihi bir otelin ve özel
mülklerin duvar resimlerini yaptı. Kütahya Tarihi Adliye Sarayı,
Kütahya Tarihi Çinigar, Aksaray İli Adliye Sarayı, İstanbul
Şirinevler Ulu Camii, Cevahiroğulları
Haramidere Malikanesi, İzmir İnciraltı
Özdilek Oteli’nin de bulunduğu sayısız vitray
çalışmaları Macaristan ve İsviçre’ye kadar
uzandı. Uzun yıllar cam sanatını incelediği ve
uyguladığı için, oldukça güç olması
nedeniyle çok az sanatçının profesyonel
anlamda çalışabildiği cam altı resimde
başarılı eserler sergiledi. Cam altı resimlerinde önemli yeri olan Şahmeran’ı
Türkiye’de dikey yorumlayan ilk sanatçıdır.
2007 yılında Uluslararası Plastik Sanatlar
Derneği’ne üye alındı. 2009 yılında 3. Egeart
Sanat Günleri’ne katıldı. Eseri, sanat kataloguna seçildi. Sanatın yaratıcılık için
vazgeçilmez bir olgu olduğunu ve sanatın
bütün dallarının birbirinden beslendiğini
düşünen Emine Yedikuvvet, çalışmalarını
Bakırköy’deki atölyesinde sürdürmektedir.
( Yavuz ARPACIK )
7
ADLİYELER ARASI FUTBOL TURNUVASI’NDA BAKIRKÖY ŞAMPİYON
İbrahim Gürses
17.07.1954 yılında Eskişehir’de doğan İbrahim Gürses evli ve 1
kız 1 erkek olmak üzere 2 çocuk babasıydı. !979 yılında meslek
hayatına başlayan Gürses, sırasıyla Kurtalan Cumhuriyet
Savcılığı, Mardin Cumhuriyet Savcılığı, Turhal Cumhuriyet
Başsavcılığı, Afyonkarahisar Cumhuriyet Savcılığı, Sivas
Cumhuriyet Başsavcılığı, Sinop Cumhuriyet Başsavcılığı ve Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı görevlerinde bulunduktan sonra
05.07.2004 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili
görevine atandı.
İbrahim Gürses, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili iken 17
Mart 2010 tarihinde vefat etti.
İstanbul adliyeleri arasında düzenlenen futbol turnuvasında Bakırköy
Adliye’si şampiyon oldu.
Yedikule Zigana Tesisleri’nde gerçekleştidrilen ve İstanbul’da bulunan 26
adliye takımının katıldığı turnuvada,
13 takımlı 2’şer grup halinde
mücadele edildi.
Gruplarında ilk 8 takım arasına
girmeyi başadan ekipler arasında
çapraz eşleşme usulüyle eleme
maçlarına geçildi.
Turnuva boyunca üstün bir performans gösteren Bakırköy Adliyesi, final
maçında Kadıköy Adliyesi’ni 4-1
yenerek şampiyonluk kupasını
kazandı.
Bakırköy Adliyesi Futbol Takımı
kazandıkları şampiyonluk kupasını 17
Mart 2010 tarihinde vefat eden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekili
İbrahim Gürses’in ailesine takdim etti.
Turnuvanın 8 yıldır düzenlediğini
belirten Antrenör ve oyuncu Şerafettin
Şener Bakırköy Adliyesi olarak önceki
yıllarda da turnuvaya katıldıklarını
fakat ilk defa şampiyon olduklarını
ifade etti.
Takımın kadrosunun tamamının
Bakırköy Adliyesi personelinden oluştuğunu kaydeden Şener, ‘’Bu turnuvayı tamamen aramızda olan güzel
arkadaşlık sayesinde kazandık. 26
takımın katıldığı zorlu mücadelelerin
geçtiği çetin bir turnuva yaşadık. Ve
sonuçta şampiyonluk kupasını
kaldırdık. Bunun için çok mutluyuz. En
büyük mutluluğumuz rahmetli
başsavcımız İbrahim Gürses adına
katıldığımız bu turnuvayı şampiyon
olarak tamamlamak ve şampiyonluk
kupasını rahmetli başsavcımızın ailesine hediye etmek oldu. Bunun için
sevinçli ve çok
gururluyuz’’
dedi.
Takım kaptanı
Resul
Güzel’de
şampiyon
oldukları için
tarif edilmez
bir mutluluk
yaşadıklarını
belirterek,
turnuva
boyunca
bütün
ihtiyaçlarını
karşılayan
Öztürk Yemek
Firması sahibi
Yavuz
Öztürk’e
teşekkür ett.
(Yavuz ARPACIK)
9
ALMANYA’DA DİŞİ AĞRIDI, TÜRKİYE’DE POLİKLİNİK KURDU
Dentaworld Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ
tarafından hizmete açıldı.
Florya’da hizmete giren Dentaworld, üstün teknolojik imkanların yanı sıra acil
servis hizmeti ve mobil acil servis hizmeti gibi Türkiye’deki bazı ilkleri de
uygulayacak.
Özellikle yaşlıların, hamilelerin ve bedensel engellilerin özel durumları göz
önünde alındığında Dentaworld, "Mobil Acil Hizmetiyle ağız-diş sağlığı alanın da bir çığır açıyor." Ayrıca, Dentaworld ekibi, ücretsiz interaktif eğitim
başlatacak. Çözüm ortaklarıyla, interaktif olarak ağız ve diş sağlığı konusun da özellikle yarının büyükleri olacak küçükleri eğitecek ve bilinçlendirecek.
Dentaworld, öncelikle Floryalı ailelere, gençlere, miniklere, Florya’daki spor
kulüpleri dahil, kültür-sanat kuruluşları mensuplarına, Florya’daki şirketlerde
çalışanlara 365 gün 7/24 hizmet verecek. Kliniğe gelemeyenlere de mobil acil
servisle Dentaworld’ün kaliteli hizmetiyle yardım sağlayacak.
Günaydın Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Günaydın’ın iş
seyahati için gittiği Almanya’da çektiği diş ağrısı, hayatını değiştirdi. Verilen
hizmetin hem yetersiz, hem de pahalı olduğunu gören Mustafa Günaydın,
Türkiye’de Dentaworld’ü kurmaya karar verdi.
Tekstil ve inşaat sektörlerinde uzun yıllardan bu yana hizmet veren Mustafa
Günaydın, Almanya’da dişi ağrıyınca sağlık sektörüne de yatırım yapmaya
karar verdi. Dişi ağrıdığı için Almanya’da hastaneye giden Günaydın Şirketler
Grubu Başkanı Mustafa Günaydın, “Sabaha kadar çektiğim diş ağrısından
sonra diş hekimine gittiğim zaman verilen hizmetin Türkiye'de verilen hizmet ten 3 kat daha pahalı olduğunu, ayrıca hizmet kalitesinin de düşük olduğunu
gördüm.Bunu konuyu hemen araştırmaya başladım. Avrupalıların ve Avrupa’da
yaşayan Türklerin kurumsal olarak hizmet alabileceği bir sağlık yatırımının
temelleri burada saklı” diye konuştu.
Türkiye’nin imajına katkı sağlayacak
Almanya’da yaşayan Türklerle yaptığı sohbetlerde, hastaların
bazılarının bireysel, bazılarının da aracılar tarafından
Türkiye’ye geldiğini hatırlatan Mustafa Günaydın, “Hastalar,
tedavilerinden sonra ülkelerine döndüklerinde çıkan herhangi
bir problem karşısında muhatap bulamıyor. Bu da Türkiye'nin
imajını olumsuz olarak etkiliyor. Buradan yola çıkarak sağlık
turizminin kurumsal kimlik çatısı altında, organize bir şekilde
yapılmasına ve yurtdışındaki diş hekimleri ile iş birliğine
gidilmesi gerekliliğine inandık ” diye konuştu.
Günaydın, özellikle Fransa, Hollanda, Belçika, Almanya ve
İngiltere’deki hastaların diş tedavisinde Türkiye'yi tercih
ettiğini dile getirerek, “Ayrıca Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Bir leşik Arap Emirlikleri ile Irak'daki hastalar da diş tedavisinde
Türkiye'yi tercih etmektedir” dedi.
Alo Acil Mobil Diş Hekimi Servisi
Sağlık turizmini öncelikli hedeflerinden biri olarak gördüklerini
ancak Türkiye’deki vatandaşlara karşı hizmet sorumluluğunu
da unutmamak gerektiğini ifade eden Mustafa Günaydın, seksektördeki önemli eksikliklerden birinin de polikliniğe gelemeyegelemeye-
cek durumda olan hastalara hizmet olduğunu ifade
etti. Özellikle yaşlı, hamile ve bedensel engellilerin
dişhekimliği hizmeti alma konusunda sıkıntı yaşadıkyaşadıklarını ve bunun sosyal sorumluluk projesi olarak kabul
ettiklerini aktaran Mustafa Günaydın şöyle devam etti:
“Uzun yıllardan beri inşaat ve tekstil üretiminde iş
yapmaktayım.Vardiyalı sistemde çalışırken
karşılaştığımız en büyük güçlüklerden biri gece çalışanların sağlık sorun larıdır. Diş rahatsızlıkları dışındaki sağlık sorunları ülkemizde kolaylıkla
çözülmektedir. Fakat geceleri diş problemi olan çalışanlar bunu çözmek için
birkaç yer dolaşıyor. Bu da işveren için ciddi zaman ve üretim kaybı demektir.
24 saat tam teşekküllü hizmet veren bir diş kliniği yatırımı ile bu soruna son
vermeyi ilke edindik.
Dentaworld bunu sosyal sorumluluk projesi olarak da hayata geçirmektedir.”
Yabancı yatırımcı için cazibe kayboldu
Günaydın Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Günaydın,özel
sağlık tesisi yatırım maliyetinin geri dönüşünün 10 yıl olduğunu fakat son iki
yıldır Sosyal Güvelik Kurumu’nun fiyat kısıtlamalarından dolayı sektörün krize
girdiğini ve bu sürenin 15 yıla uzadığını söyledi. Yabancı yatırımcılar açısın dan da sağlık sektörünün cazip olmaktan çıktığını sözlerine ekleyen Günay dın şöyle tamamladı:
“Dentaworld, özellikle ağız ve diş konusunda sağlık turizmine ağırlık verecek.
Böylelikle ülkemize ciddi bir döviz girdisi sağlayacağız. Yaptığımız yatırımın
geri dönüşünü 6 - 7 yılda alabileceğimizi tahmin ediyoruz.”
Florya’da yaklaşık 2 milyon dolarlık yatırımla hayata geçen Dentaworld,
günümüz şartlarına uygun son teknoloji cihazlarla donatıldı.
ATAKÖY PLUS AVM’DE SANAT GÜNLERİ
AYŞECAN KURTAY ‘’CAN-BAZLAR’’ SERGİSİ
Ataköy Plus Alışveriş ve
Yaşam Merkezi Sanat Günleri etkinlikleri kapsamında
Ayşecan Kurtay’ın ‘’CanBazlar’’ isimli sergisi düzenlendi.
Ataköy Plus AVM’ terasında
sanatseverlerin beğenisine
sunulan sergide, 26 adet
eser yer aldı.
İlk kez bir alışveriş
merkezinde sanatseverler
ile buluştuğunu ifade eden
Kurtay, sergisinde hayat
ipinde dengede kalmanın
ipuçlarını verdiğini belirtti.
Ayşecan Kurtay sergi ile
ilgili olarak, ‘’Katman katman biriktirdiğimiz yaşanmışlıklarımız ve varlıklarımızın ispatı kıldığımız
becerilerimiz ve her birimiz
hayat ipinde canlarımızı baz alarak her türlü yöntemlerle dengede durmaya çalışan cambazlarız… Benim cambazlarımda kat kat geçmişi ve
günümüzü içinde taşıyarak, zorluklara göğüs gererek geliştirdikleri
becerileriyle bizlere imkansızın olmadığını ve mucizelerin bizlerin
elinde olduğunu anlatmaya çalışıyorlar’’ dedi.
Bu arada Ayşecan Kurtay’ın ‘’Can-Bazlar’’ sergisi, 13 Ekim’e kadar
Ataköy Plus AVM Terası’nda sanatseverlerin beğenisine sunulacak.
AYŞECAN KURTAY
İstanbul doğumlu olan sanatçı 1986
yılında Saint-Benoit Lisesi’nden mezun
oldu. Sanat eğitimine, 1993’de Hülya
Düzenli Atölyesi’nde başladı. 2003
yılında Yusuf Taktak Atölyesi ile
tanışan sanatçı, 2001 yılından beri
kendi atölyesinde çalışmalarını
sürdüüyor.
BÜYÜK TÜRKİYE PLATFORMU İFTAR YEMEĞİ
Büyük Türkiye Platformu,
üyelerine iftar yemeği
verdi.
Bakırköylü İşadamları
Derneği’nde (BİAD),
düzenlenen iftar
yemeğine Büyük Türkiye
Platformu yönetim kurulu ve üyeler katıldı.
Yemeğe katılımlarından
dolayı üyelere teşekkür
eden Büyük Türkiye Platformu Başkanı Remzi
Şen, 12 Eylül’de yapılacak referandum sürecini
de değinerek, üyelerden
hayır oyu kullanmalarını
istedi.
Büyük Türkiye Platformu
2. Başkanı Fuat Yılmaz’da üyelerle bir arada
olmaktan dolayı mutluluk yaşadıklarını
belirterek başladığı
konuşmasında, 12
Eylül’de anayasa
değişikliği ile ilgili
yapılacak referandum
hakkında bilgiler verdi.
Yılmaz, 12 Eylül’de
ülkesini seven her
bireyin hayır oyu kullanması gerektiğini ifade
ederek, ‘’Ülkesini, milletini seven her birey
12 Eylül’de AKP zihniyetine gereken dersi
vermelidir. Referandumda hayır oyu kullanmalıdır.’’ dedi.
(Yavuz ARPACIK)
11
BAŞKAN ATEŞ ÜNAL ERZEN SÖZÜNÜ TUTTU: DİŞ ÜNİTELERİ AÇILDI
2009 yerel seçimlerinden önce Bakırköy Belediyesi’nin sağlık merkezlerinde yeni diş üniteleri açacağı sözünü veren
Belediye Başkanı
Ateş Ünal Erzen,”
Sözümüzü tuttuk,
Bakırköy’de 4 tane
diş ünitesi hizmete
açtık” dedi.
Devletin
sadece
devlet hastaneleri
ve fakültelerde diş
tedavi merkezleri
olduğunu belirten
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen,” Diş
tedavisine ulaşmak çok zor. Yurttaşlarımız diş
tedavileri için sadece devlet hastanelerinden,
fakültelerden yararlanabiliyordu ya da özel diş
hekimlerine gitmek zorunda kalıyorlar. Maalesef
bunun sıkıntıları yaşanıyordu. Seçimlerden önce
mahallelerinde diş tedavilerini yaptırabilecekleri
için söz vermiştim. Bu sözümü de şimdi yerine
getiriyorum ve yeni oluşturulan Bakırköy Belediyesi Diş Hekimliği Şefliği bünyesinde Ataköy.
9. Kısım, Yeşilköy, Şenlikköy ve Kartaltepe
mahallerinde bulunan sağlık merkezlerimizde diş ünitelerimizi hizmete açtık.
Vatandaşlarımız burada protez hariç
tedavi hizmetleri kapsamında diş çekimi,
dolgu, kanal tedavisi, diş taşı temizliği
hizmetlerini tamamen ücretsiz alacaklar.
4 diş ünitemiz günde 15-20
hastadan toplamda 80 hastaya kadar bakabilecek. Diş
ünitelerimizde kullanılan aletlerin hepsi yeni ve son teknoloji
ürünüdür. Kullanılan malzemelerde
en kalitelisidir. Diş ünitelerindeki diş
hekimi arkadaşlarımızın hepsinin
güler yüzlü ve hastasına sıcak
davranabilmelerini önemsiyorum.
BAKKART’lı
Bakırköylülerimizin
yararlanabileceği hizmetler için önceden randevu
almaları gerekmektedir. “şeklinde açıklamalarda
bulundu.
Bakırköy Belediyesi tarafından ücretsiz olarak
hizmet verecek sağlık merkezlerinin randevu telefonları ise şöyle:
Yeşilköy Sağlık Merkezi: 573 33 60-62
Şenlikköy Sağlık Merkezi: 592 93 05
Ataköy Sağlık Merkezi: 661 89 71
Kartaltepe Sağlık Merkezi: 542 57 02
Bu
arada,
Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş
Ünal Erzen, Osmaniye
Mahallesi’nde yaptırılan
Çocuk Ağız Diş Sağlığı
Merkezi’nin de eylül ayı
içerisinde hizmete açılacağını da müjdeledi.
ÇOCUK AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ EYLÜL SONU AÇILIYOR
Diş polikliniklerinin açılması Bakırköylüler arasında memnunlukla karşılanırken Bakırköy Belediyesi
ile yazamaz haline gelebiliyor.
Sağlık İşlerinden sorumlu başkan yardımcısı Bahar Sunman sorularımızı yanıtladı ve açıklamalarda
Yani SSK’lı ya da BAĞKUR’lu hastalara reçete yazabilecekler.
bulundu;
Evet. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun oradaki tek şartı ise şu. Evet sen reçete yazabilirsiniz ama ben
Sayın Bahar Sunman, Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen Bey’in seçimdeki vaatlerinden bir
sana bir kuruş muayene ücreti ödemem. Zaten öyle bir beklentimiz de yoktu.
tanesi de Bakırköylülere diş poliklinikleri açmaktı. Ve diş poliklinikleri açıldı.. Bu konuda
Biz her sene 150 bin hastaya bakıyoruz. Ve şimdiye kadar ne SGK’dan ne de Sağlık Bakanlığı’ndan
neler söyleyeceksiniz?
bir kuruş para da istemedik.
Diş polikliniklerini mayıs ayında açtık. Tabi öncelikle çalışanlarımızın da ihtiyaçlarını karşılamak
Biz onu tamamlayıcı bir sistem oluşturuyoruz. Bütün diğer uzman hekimlerin için görüntüleme
istedik. Ve Ağustos ayı itibari ile de tüm Bakırköy’de lansmanını yaptık. 4 tane sağlık birimimizde
hizmetine girebilmemiz lazım. Çünkü bütün o uzman hekimlerin olmayacağı sadece aile hekimlerine
birer tane diş ünitesi açtık. Randevu sistemi ile çalışacağız. Çünkü uzun süreli tedaviler var.
yönelik görüntüleme hizmeti almanın çok anlamı yoktu.1.5 senelik hizmet alımımız var. Meclis karar
Ortodontri ve protez dışında tüm diş hizmetlerini bu ünitelerimizde veriyoruz. Sadece diş çekimi
çıkartmıştı. Ancak tamamlayabildik. Bu rayına oturursa bu 1,5 senenin sonunda yani 2011’in
olmayacak, kanal tedavisine, dolgusuna kadar birçok hizmet vereceğiz. Ve buraya aldığımız alet,
sonuna kadar o sıkıntımız kalmayacak. Muayene satın alıyorsunuz. Doktor almak değil bu. Biz
edevatı da yerli aldık. Çünkü o konuda gösterişe gitmenin bir anlamı yok. Ama
muayene satın alıyoruz. Diyoruz ki, şu kadar adet dahiliye muayenesi, hangi doktor olduğu önemli
ağız içine girecek, yani insan sağlığını etkileyecek her türlü materyalin ve
değil. Büyükşehir Belediyesi de aynı bu şekilde alıyor.
medikal aletin en iyisini almaya çalıştık. Şu an ünitelerimizde en iyi diş
Sayınn Sunman verdiğiniz bilgiler için teşekkürederiz.
kliniğine gittiğinizde ne kullanılıyorsa bizde onu kullanıyoruz.
Hedefimiz diş hekimi başına 20 hasta almak. Çocuk Diş Polikliniği’nin binasını Fen İşleri Müdürlüğü’nden devralıyorum.
Fen İşleri çok güzel bir iş çıkardı. Tebrik ediyorum. Projeyi
biz çok profesyonel, medikal mimariyi bilen bir proje
grubuna çizdirdik. Duvar boyasından, yer kaplamalarına
Bakırköy Kaymakamı Durkadar hepsi antistatik, antibakteriyel. Osmaniye Mahallesi’nYAKUP VATAN
sun Ali Şahin’in Yalova
deki eski kız yurdu binasını tamamen soyduk, güçlendirme
KİMDİR
valiliğine atamması ile
ile beraber bütün içini tekrar giydirdik.
Bakırköy Kaymakamlığı’na
boşalan Bakırköy
Orası tamamen Çocuk Diş Polikliniği mi olacak?
atanan Yakup Vatan. Ankara
Kaymakamlığı’na
Çocuk Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi olacak. Bir pedegoğumuz da
Üniversitesi Sosyal Bilgiler FakülYakup Vatan.
olacak. Pedagog’da çocuklara diş sağlığı ve koltuğa oturma
tesi Siyaset ve idare bölümü
Yakup Vatan,
kültürü sağlayacak. Biliyorsunuz biz Türk halkı olarak dişçiden
mezunu
gazetemize yapkorkarız. Hedefimiz ağız hijyeni ve koltuğa oturma kültürü sağlamak. Osmaniye Çocuk
Yakup Vatan, iş yaşamı
tığı açıklamada,
Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde 7 tane diş hekimi hizmet verecek. Ve otobüslerle çocukboyunca, 1976-78 yıllarında
‘’Bakırköy ilçe
ları okullardan alacağız eğitimlerini vereceğiz. Ağız sağlığı nedir? Sağlıklı beslenme nedir?
Ticaret Bakanlığı Teşvik ve
olarak kendini
Diş fırçalama nasıl yapılır? gibi eğitimleri vereceğiz. Ayrıca bir çocuk oyun alanı yaptık.
Uygulama Genel Müdürlüğü
kabul ettirmiş.
Çünkü 4-14 yaş arası çocukları hedefliyoruz. Bakırköy’deki okullardaki tüm çocukları
(Başbakanlık DPT) Memur ve
Mümtaz bir
Bakırköylüdür varsayacağız. Eğitimli, programlı bir proje İlk sene 10 bin çocuk hedefliyUzman Yardımcısı, 1978yere ulaşmış.
oruz. Diş aletlerinin, medikal aletlerin alımını yaptık. Binayı devralmayı bekliyorduk. Onun
1979 yıllarında Dış İşleri
Dolayısıyla
kurulumlarını da yaptıktan sonra Eylül sonuna açılışa hazır hale gelecek. Altında
Bakanlığı T.C Zagreb
eğitim seviyesi ile,
Osmaniye Sağlık Birimi’ni de tuttuk. Orayı da yenileyerek, tekrar açmış olacağız.
Başkonsolosluğu ve T.C Belgrad
yaşam tarzı ile,
Bahar Hanım, sağlık ocaklarının son durumu nedir? Biliyorsunuz, Aile Hekimliği
Başkonsolosluğu/ Sekreter,
ekonomik seviyesi
devreye girdi. Belediyenin çalıştırdığı sağlık ocaklarının durumu ne olacak?
1980 yılında Milli Eğitim Bakanlığı
ile belli bir noktaya
Onlar kalacak. Bu sağlık ocaklarının kalacağını biz ilk günden beri söyledik. Çünkü Sağlık
Hukuk Müşavirliği Raportörü,
gelmiş bir ilçemiz.
Bakanlığı sistematik bir şekilde buna geçiyor. O dönemde ben Sağlık Bakanımızın da
1981-1983 yıllarında İzmir Valiliği
Bizim buradaki göreolduğu bir toplantıya katılmıştım. Bir tek Sağlık Bakanlığı aile hekimliğine geçtiği zaman
Maliyet Memurluğu (Kaymkam
vimiz bu hizmetlerin, hayat
bizim diğer hekimlerimizin reçete yazıp yazmama konusunda kaygımız vardı. Biz aile
Adayı), Mersin-Gülnar ve Isparta-Galstandartlarının ve bu hayahekimliğinde Sağlık Bakanlığı ile bir rekabet içinde değiliz. Rekabet içinde olmanın hiçbir
endost Kaymakam Vekilliği, 1983ta hizmet eden bütün kurum ve
anlamı da yok. Başarılar dileriz. 61 tane aile hekimini burada konuşlandıracak ve hizmet
1988 yıllarında Eskişehir-Mahmudiye
kuruluşların daha iyi çalışarak, Bakırköy’ün Kaymakamı, 1988-1990 yıllarında
verecek. Bizde zaten bu dönemin başında Bakırköy için sağlıkta dönüşümü planladık.
yerleşik kaliteli hayatını daim kılmak ve daha Erzurum-Otlu Kaymakamı, 1990-1992
Yani dedik ki, aile hekimliği olduğu zaman biz niye taşlarımızı aynı yere koyalım, o zaman
da kaliteli hale getirmek için hizmetlere
bizde dişe yatırım yaparız. Ya da diğer sağlık alanlarına yatırım yaparız. Mesela geriatri
yılları arasında İçişleri Bakanlığı Şube
devam etmektir. Bu vesile ile bütün hemşeri- Müdürü, 1992 yılında yurt dışı görevi
hizmetimiz var. Biz şimdi bir hizmet alımı yaptık. Göz, kadın doğum, dahiliye, nörolog,
lerimizden bayramlarını kutlarım. Herkese
KBB, ürolog, ortopedi, diyetisyen, psikolog gibi çok geniş tabanda bir hizmetler vermek
(İngiltere), 1993-1997 İçişleri Bakanesenlikler dilerim’’ dedi.
gerekir. Çünkü geriatri hizmetinin koordinasyonlu olarak bütün bu hizmetleri barındırması
lığı Daire Başkanı, 1997-1999 yıllarıngerekir. Evet yine orada bir aile hekimimiz olacak. Çünkü bütün doktorlarımızı aile hekimda Manisa-Alaşehir Kaymakamı,
liği formasyonuna zaten geçirdik. Ama bunu o bölgenin alt yapısına göre uzman doktorlar1999-2001 yıllarında Sivas Vali
la destekliyoruz. Örneğin, Osmaniye’de, Kartaltepe’de ve Şenlikköy’de doğurgan nüfus
Yardımcısı, 2001-2003 yıllarında
oranı çok yüksek olduğu için oralara birer kadın doğum uzmanı koyuyoruz. Oralara laboKahramanmaraş Vali Yardımcısı,
ratuar hizmeti, diş hizmeti götürüyoruz. Bir de onun dışında bize Mahalli İdareler Genel
2003-2006 İzmir Vali Yardımcısı
Müdürlüğü’nden yen, bir yazı geldi Kanser Erken Teşhis ve Eğitim Merkezi (KETEN)’in
görevlerinde bulundu.
belediyelerde açılması üzerine.
Son olarak İzmir İl Özel İdaresi Genel
Peki Bahar Hanım o hekimler reçete yazabilecekler mi?
Sekreterliği görevindeyken Bakırköy
Yazabiliyorlar. O konuda da değişiklik oldu. Sağlık Uygulama Tebliği’nde bir değişiklik
Kaymakamlığı’na atandı.
yapıldı ve şu anda yazabiliyorlar. Ama biliyorsunuz bunlar bir tebliğ ile yazabilir, bir tebliğ
Yakup Vatan evli ve 4 çocuk babası
BAKIRKÖY KAYMAKAMI YAKUP VATAN
12
Değerli okuyucularım; hayat hem kısa
hem de uzun derler, yaşandığı süreç içinde
insanlarımızın tek arzusu aile bireyleri ile
birlikte mutlu olabilmek, güncel sorunlarında kendilerine merkezi ve yerel yönetimlerin
yardımı ve düzeni sayesinde güncel sorunları karşılayabilmek amaçları olmaktadır.
Bu yaşam standartını düzenleyici rolünü
üstlenen merkezi ve yerel yönetimlerin
icraatı tamamen insanlarımızın mutlu
olmaları halinde geçerlidir. Çünkü insanlarımız güncel sorunları sorunsuz halde
yaşıyorlar ise hayatları memnun oluyor
demektir.
N
I
M
A
Þ
A
Y
ÝÇÝNDEN
Şimdi yaşadığımız bölgede seyreden bazı
olayları sizlerle irdeleyerek, burada
yaşayanların mutlu olup olmadıklarını paylaşalım ve bazı karmaşalı uygulamaların
insanları ne hale getirdiklerini görelim.
A- BİRİNCİ ÖRNEK: Uygulama kargaşalarının en büyük faktörü yerel yönetimlerdeki Büyükşehir ve ilçe belediyeleri
arasındaki hizmet paylaşımında ortaya çıkan
koordine eksikliğidir. Şu cadde, şu sahil,
veya bu park benim, diğerleri senin gibi bölünmeler
uygulamada büyük problemler doğurmaktadır.
Çok konuşulan ve çok
yazılan konu olduğu için
Yeşilköy-Yeşilyurt park ve
sahillerini örneklemek istiyorum.
verilen değer ölçüsünden ne ifade ettiğini
görüşünüze sunuyorum.
Çünkü yasaklayan valilik makamı ile tesisleri açan aynı zamanda iptal eden İstanbul
Büyükşehir Belediyesi ayrı ayrı ülkelerin
yötecilerimidir ki: Birisi ‘’burada sağlık
sorunu vardır, yüzülemez’’, diğeri ise ‘’
Madem ki kirlilik var, bende bu tesisi iptal
ediyorum’’ davraınışı onbinlerce insana ve
burada yaşayan Yeşilköylülere zulum olup
olmadığını düşünüyor sevgili Yeşilköylülere
buradan mesaj göndererek, çeşitli şekillerde
bu olayın, ilgililere, basına duyurulmalarını,
sorunları dile getirmelerini önemle rica ediyorum
UNUTULAN DEĞERLER VE VEFA KONUSU
Ataköy Olimpiyat Evi karşısındaki kavşakta
Bakırköy Belediyesi Encümeni’nce isimleri
verilen Uğur Mumcu ve Adnan Kahvesi Caddeleri’nin ve tabelalarının bakımsız kalışı ve
sebebi dikkatinizi çekti mi?
Fikret TORAMAN
Yine ana arter olarak anılan Bakırköy Sahil
Caddesi’nde eski Belediye Başkanı Aytekin
Kotil adına dikilmiş olan
mermer sütunun yerinde
bulunmadığı, ilgililerin
dikkatine sunulur çünkü
geçmişimize, bu ülke ve
şehirlere emek vermiş
insanlarımıza saygı ve
değer vermek zorundayız.
YEREL HİZMETLERDE KARMAŞA.
MAĞDUR OLAN SESSİZ HALKIMIZ.
Genel olarak bahsettiğimiz cadde, park,
sokaklarda bugün başıboş köpek ve kedilerden geçilmemekte, onların pislikleri arasında vatandaşlar zikzak yapmakta, köpek
saldırılarına da hedef olmaktadırlar.
Doğanın can damarı olan yeşil alan ve
ağaçlar acınacak halde, bakımsız, sokaklarda çürüyen çöp kutuları, zamanında temizlenmeyen sahil şeridi ve pisliği, ilaçlama
konusu insanları bezdirecek boyuttadır. Bunların nedeni yukarıda bahsettiğimiz gibi
benim bölgem, senin bölgen ‘’SEN KARIŞMA’’ felsefesinden kaynaklanmaktadır.
21.07.2010 tarihinde internetten Yeşilköy’de
bir vatandaşımızın söylediği gibi ‘’YEŞİLKÖY
ARTIK YAŞANMAZ HALE GELMİŞTİR’’ tepkisi
herhalde ilginizi çekmiştir. Herşeye rağmen
düzelen, değişen hiçbir şeyin olmadığı da
üzüntü vericidir.
B- İKİNCİ ÖRNEK: Yine çok akıl almaz,
mantığa sığmaz bir konu olması açısından
sizlere iletmek istediğim Yeşilköy Sahil’deki
deniz kirliliği, denize girme, boğulma ve
orada yapılan bir plajın işletmesinin kapatılması olayıdır. Bu sahiller uzun yıllar önce bir
Hollanda şirketine ihale edilmiş, doğal konumundan bugünkü plaj haline getirilmiştir.
(Keşke gtirilmeseydi de bugünkü olaylar
yaşanmasaydı) Daha sonra Sayın Recep
Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı ve
Sayın Kadir Topbaş zamanında düzenlenerek çimlenmiş, asfalt sulama tesisleri, üç
yıl öncede Çiroz semtinde halk plajı adı
altında plaj tesisleri yapılmıştı.
Üç yıl önce burası açılırken kullanma,
yararlanma, yarar ve zararları hakkında
yöre halkına danışılmadan yapılmış kendi
halinde ve bütün Bakırköy ile çevre halkına
açık bir şekilde işletmeye alınmıştır. İşte
bugün fizibilitesi yapılamayan bu plaj suları
kirliliği nedeni ile devre dışı bırakılmıştır
yani denize girmekten vazgeçmeyen insanlarımız burada başıbozuk düzende hiçbir
ihtiyacını cevap vermeksizin serinlemektedirler. Bağcılar, Güngören, Esenler,
Bahçelievler, Küçükçekmece, Zeytinburnu
özellikle hafta sonları onbinlerce vatandaş
sahilde toplanmakta her yılda 10-15 genç
çocuğumuz boğulmaktadır.
Ama buna rağmen iptal edilen bu plajın
yerine valiliğin koyduğu yasak bahane edilerek, Menekşe Sahili’ne ücretsiz halk plajı
açmakta, daha ileri de Florya’da ücretli
olarak Güneş Plajı faaliyete geçirilmektedir.
Burada sormakta yarar var: Yeşilköy Sahilleri kirli ise, Menekşe ve Florya Sahilleri çok
daha mı temiz olmaktadır yoksa bu işlem
siyasi bir davranış mıdır?
C- SAHİLİN SON DURUMU: Mart 2010 tarihinde İstanbul Valiliği Sağlık Koordinasyon
Komisyonu tarafından 5 km’ye yakın bu
sahilin (Çiroz Plajı dahil) kirlilik nedeni ile
denize girmenin yasaklandığı ilan edilmiştir.
Şimdi soralım: 1- Bu plaj açılırken deniz
suyu yüksek oranda mikroplu değil miydi
öyle ise neden açıldı? 2- Şayet sağlığa aykırı
derecede mikroplu ise milyarlarca TL
sarfedilerek işletme tesisleri neden kuruldu
ve ücretsiz olarak halka açıldı? 3- Yeşilköy
Çiroz mevkiinde sahil suyu kirli ve zararlı ise
Haziran’da açıldığı ilan edilen 2 km ileride
ki Menekşe ücretsiz halk plajı ile ‘’ÜCRETLİ
GÜNEŞ PLAJI’’NIN açılması ve Çiroz Plajı’nın
tesislerinin iptal edilmesi ne ifade etmektedir?
Bir başka dündürücü durum ise; halkımızın
yasakları ve kirliliği hiçe sayarak Çiroz’da
denize girdiklerine göre ‘’Çünkü ücretsiz’’
buradaki cankurtaran ekibi, güvenlik elemanları, büfe, wc, duş, soyunma tesisleri
Büyükşehir tarafından kaldırıldığına göre bu
sahildeki pisliğin insanlara ve Yeşiköylülere
RAMAZAN İFTARLARI ABARTILIYOR MU?
İçinde bulunduğumuz müslümanların
önemli aylarından Ramazan’daki iftarlar
benim şahsi görüşüme göre bir ibadet şeklinden ziyade siyasi gösterilere dönüşerek
ekseninden saptırılmıştır.
İstanbul’un her köşesinde onbinlerce hatta
40 bine varan miktarda sofralar kurulmakta
bence bu yemeklerden gerçek ihtiyaç sahipleri fakir, fukara kardeşlerimizden ziyade,
siyasal propaganda canbazlarının zaman
zaman milletin parasını boşa harcadıklarını
düşünmekteyim. Bu bağlamda sizlerle iftarla
ilgili konuyu paylaşarak gerçekten dini
ikramdan ziyade siyasetin kokusunun iftarlara hakim olduğunu açıklamak isterim.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi sahillerde ve
parklarda zaman zaman yüzlerce kişiye iftar
yemeği vermektedir. Buna karşın bazı
Yeşilköylü esnaf ve halkımız bu yemeğin bir
kere de Bakırköy Belediyesi’nce tertiplenmesi
istenmiş ben bunu bir duyum olarak
aldığımda doğruluğu hakkında endişedeyim
çünkü bu isteğe Belediye Başkanımızın
‘’Büyükşehir her gün orada binlerce kişiye
iftar vermektedir. Yeşilköylülerde oraya
gitsinler’’ demiş ve isteği geri çevirmiş. Bu
konuyla ilgili bir Yeşilköylü partili arkadaş
ise: ‘’Yeşilköy esnafı CHP’li değildir ki,
neden iftar verelim’’ buyurmuş. İşte kastettiğim iftarın dejenere edilmesine örnektir
bunlar. Ayrıca bu arkadaşa şunu sormak
gerekir. Yeşilköy’deki halkın ve esnafın
envanterini mi çıkardın ki, onların CHP’li
olmadığını söyleyebiliyorsun. Bunun cevabını
vermesi lazım. İşte bu örnekler iftarın ibadet
gereği mi yoksa gösteriş mi olduğunu bence
çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Bu vesile ile önümüzdeki Ramazan ve
bayramın tüm insanlığa, Bakırköylülere
13
Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek, Kardeşçe Yaşamak İçin
BAKIRKÖY ULUSLARARASI HEYKEL SEMPOZYUMU
Bakırköy Belediyesi yeni bir projeye daha imza atarak, Bakırköy Uluslararası Heykel Sempozyumu
gerçekleştiriyor. Sempozyuma 5’i yurt dışından 6’sı da Türkiye’den olmak üzere 11 heykeltraş katılacak.
Bakırköy Belediyesi yeni
bir projeye daha imza
atarak, Bakırköy Uluslararası Heykel Sempozyumu gerçekleştiriyor.
1-20 Eylül tarihleri arasında Ataköy E-5 yanyol
gölet çevresinde kurulacak sempozyum alanında
gerçekleştirilen organizasyona, Türk heykeltraşlar,
Bilal Hakan Karakaya, Mehmet Umut Çetiz, Korkut
Sönmez, Tülay İçöz, Deniz Erol, Evrim Kılıç, ile yabancı
heykeltıraşlar Ali Noori (Irak), Ivan Tsiskadre, Egidio Iovanna
(İtalya), Husam Chaya (Lübnan), Kırıakos Dıdaskalou (Yunanistan)
katılıyor.
Dünya Barış Günü’nde Bakırköy’ün Atatürk Havalimanı barındırması sebebiyle tüm kıtalarla bağlantısının vurgulanması,
Bakırköy’ün Türkiye’nin tüm dünya ile uluslararası barış ve sanat
köprüsünün kurulması ve Türkiye’nin en modern ilçelerinden birisi
olan Ataköy’e sanatsal çehrenin kazandırılması ve Ataköy’ün bir
açık hava müzesine dönüştürülmesi amacı ile gerçekleştirilen
sempozyumda, gerek Bakırköy'de yaşayan, gerekse yerli yada
yabancı turistlerin, çocuk ve gençleriyle sempozyum çalışma
ortamında sanat eğitimcisi ve sanatçılarıyla, uygun malzemelerle
3 boyutlu (heykel) çalışmaları yapılacak. Türkiye’de heykel sanatına emeği geçmiş sanatçılara “Yaşam Boyu Heykel Sanatına Katkı
Onur Ödülü” verilecek ve sempozyum boyunca sanatçıların çalış-
ma anını gösteren fotoğraflar, sanatçıların özgeçmişleri, sempozyumda gerçekleştirdikleri heykeller ve
eserini açıklayan metin sonuçları Bakırköy Belediyesi
tarafından bir kitaba dönüştürülecek.
Bakırköy Uluslararası Heykel Sempozyumu ile ilgili
görüşlerini aldığımız Bakırköy Belediyesi Sağlık
İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Bakırköy
Belediye Meclisi Kültür Komisyonu Başkanı Bahar
Sunman, ‘’Bakırköy’de kültürel ve sanatsal bir etkinlik yapmak istedik. Bakırköy, Fatih veya Sultanahmet
‘te ki gibi değil. En azından Ataköy öyle değil. Ama
Ataköy, Türkiye’nin ilk modern yerleşim birimi. O
zaman bizde dedik ki, burası açık hava müzesi gibi
bir yer olsun. Heykel kent yapabiliyorsak yapalım. Ve
bu konuda çalışmalar yaptık. Bunun için dünya barış
gününü içine alacak şekilde, Bakırköy Uluslararası
Heykel Sempozyumu düzenliyoruz. Sloganımızı da kuşlar gibi
uçmak, balıklar gibi yüzmek, kardeşçe yaşamak için Bakırköy
Uluslar arası Heykel Sempozyumu diye belirledik. Bu sene 11
sanatçı geliyor. 5 sanatçı yurt dışından 6 tanesi de Türkiye’den.
Önümüzde 3 sene daha var. Bu sempozyum adı altında Bakırköy
44 tane heykel kazanmış olacak. Bu konu çevresinde Ataköy’de
E-5 yanyol gölet çevresinde bir sempozyum alanı kuracağız.
Sanatçılar gelecekler verdiğiniz konuyla ilgili heykellerini
yapacaklar. 20 gün boyunca orada adeta bir heykel atölyesi
kuruyoruz. Tribünde yapacağız. Ayrıca, Dünya Barış Günü,
Türkiye’nin heykele bakış açısı gibi çeşitli konularda söyleşiler
düzenleyeceğiz. Daha sonra biz o 11 heykeli, sanatçı eseri ne
düşünerek yapmış, neden yapmış heykelin hikayesini yazan
künyeleri ile birlikte Bakırköy’deki parklara yerleştireceğiz.’’dedi.
CHP MYK ÜYESİ PROF. DR. SÜHEYL BATUM BAKIRKÖY’DE
CHP
Merkez
Yürütme Kurulu
(MYK) Üyesi
ve Anayasa
Profesörü
Süheyl
Batum,”Neden
Hayır” konulu
panelde konuşmacı olarak
geldiği Bakırköy’de
CHP Bakırköy İlçe
Örgütü’nü ziyaret
etti.
Batum, 12 Eylül’de
yapılacak Anayasa
Referandum’u öncesinde
partililere bilgiler vererek,
‘’hayır’’ oyu istedi.
Ataköy 7-8 Kısım Yunus Emre Kültür Merkezi’nde ‘’Neden Hayır’’ konulu düzenlenen panele
konuşmacı olarak katılan Süheyl Batum, partililerin yoğun ilgisi ile karşılandı.
Panelde konuşan Süheyl Batum, oylanacak olan
anayasa değişiklik paketinin tamamen ‘ABD
tarafından AKP’ye dikte edilerek hazırlandığını
belirterek, başladığı konuşmasında, yapılacak
değişiklikler hakkında bilgiler verdi.
Demokrasilerde anayasanın toplumun değişik
gruplarının ve katmanlarının isteklerini karşılaması ve bu grupların haklarını koruması gerektiğini ifade eden Batum, ‘’Oysa hazırlanan
anayasa değişiklik paketi başlı başına AKP
Anayasa’sıdır. Çünkü AKP’nin anayasa değişik-
liği sürecinde hiçbir siyasi partinin görüşlerine
başvurmadığını ve tüm sivil toplum örgütlerine
üç gün süre verdiğini biliyoruz. AKP, bugüne
kadar yapılan tüm çalışmalara, siyasi partiler ve
sivil toplum örgütleri tarafından hazırlanan
taslaklara dönüp bakmadı bile. İşte bu nedenle
hazırlanan anayasa tamamen AKP
Anayasa’sıdır’’ dedi.
12 Eylül’de yapılacak olan Anaysa Referandumu’ndan evet oyu çıkması halinde Türkiye’yi
karanlık günlerin beklediğinin altını çizen
Batum, referandum sürecinde CHP olarak
tabandan tavana önemli çalışmalar yapmaları
gerektiğini ve ev ev, kapı kapı dolaşarak halkı
aydınlatmak zorunda olduklarını dile getirdi.
Anaysa Profesörü Batum, AKP’nin anayasa
değişikliği ile birlikte yargıyı ele geçirmek istediğini kaydederek, ‘’AKP, anaysa değişikliği ile
yargıyı ele geçirmenin planlarını yapıyor. Burada ki amaç ise Recep Tayyip Erdoğan’ın Yüce
Divan’da yargılanmasının önüne geçebilmektir.
CHP olarak bizlere önemli görevler düşüyor.
Halkı bilinçlendirmeli, neden ‘’hayır’’ oyu kullanamaları gerektiğini anlatmayız. 12 Eylül
günü sandıkların başından bir dakika bile ayrılmamalıyız.’’ diye konuştu.
Partililerin yoğun akışları arasında konuşmasını
noktalayan Süheyl Batum’a Panel sonunda
Bakırköy CHP İlçe Başkanı Dilek Baki tarafından
çiçek verildi.
Bu arada, panelde konuşan CHP Bakırköy İlçe
Başknı Dilek Baki ise, Bakırköy İlçe Örgüt’ü
olarak referandumla ilgili çalışmalarının hızlı
bir şekilde devam ettiğini ve Bakırköy’ün
merkez noktalarında kurulan referandum çadırlarında halkı bilinçlendirdiklerini söyledi.
( Yavuz ARPACIK)
14
"Gel Ey Seher" şarkısını her duyduğumda çağdaşTürk hikayəsinin
en tanınmış temsilcilerinden olan
Sait Faik Abasıyanık’ın "Şiir
olmayan yerde insan sevgisi olmaz.
İnsanı insana ancak şiir sevdirir.
Şiir insanı insana yakınlaşdıran şeydir" - sözleri aklıma gelir.
Söylediğim gibi, onun yüreği hala
genç, kesinlikle yazacaktır.
- Tanınmış şairimiz Yahya Kemal
Bayatlı’nın, “Şiir, düşündüğünü
duygu haline getirene dek yoğurmaktır,” diye bir deyimi var. Size
göre şiir nedir, nasıl yazılır?
- Gerçekten Yahya Kemal çok güzel
söylemiş. Bence, dünyada ne kadar
şair varsa, bu soruya o kadar da
yanıt vardır. Benim yüreğimde şiir
bir tohum gibi
yeşerir, yapraklanır, dal Yasemin BAYER
budak salar; içime sığmaz,
içimden çıkar. Aynı anda
“KALBİMDE ŞİİR, TOHUM başka bir tohum yeşermeye
başlar. Yani yüreğimde boş
Azerbaycan Yazarlar BirGİBİ YEŞERİR”
zaman olmuyor. İşte bu
liği’nin tarih kokan binasının
nedenle de vakit bulup ölemiyikinci katında bulunan odasınorum.
da Fikret Koca ile şiir üzerine sohbet ettik.
Gerçekten de Azerbaycan’ın
tanınmış şairi Fikret Koca, hayatı,
insanı, sevginin sıcaklığını
betimleyen sade, yalın, etkileyici şiirler yazmasaydı, kim
onun dizelerini anımsar onu
bu kadar severdi ki?
- Şiir yazmaya nasıl başladınız?
- Ben şiir yazmaya başlamadım ki, yaşamaya
başladım. Ben yetmiş dört yaşımdayım. Yaşamaya da hevesim var. Çünkü her sabah, her
gelen sabah bekliyorum, bana yeni haber
getirecek. Her gelen sabah dünya biraz daha
güzel olacak. Çünkü hər gelen insan daha
mutlu olacak. Ben ise insanları, hayatı biraz
daha mutlu görmek için yaşıyorum.
- "Gel, ey seher" şarkınızın Türkiye’de
okunması sizde nasıl bir etki yaratıyor?
- Biliyor musunuz, bir müellif için
eseriyle görüşmek vatanıyla, akrabalarıyla, yakınlarıyla görüşmek gibi bir şeydir.
Hele yurt dışında ise. Türkiye bize hısım bir
diyardır ama Türkiye hakkında bizim için
yabancı bir ülke diye bir düşünce de var.
Size şarkı ile ilgili bir konuyu anlatmak istiyorum. Gençliğimde Moskova’da Maksim Gorki
Üniversitesi’nde okurken işlerim
pek yolunda gitmiyordu.
Ailemde karışıklıklar vardı;
akrabalarımdan ölenler olmuştu. Kitabım da sansür tarafından yasaklanmıştı. Gergin bir
halde, depresyona uğramış,
trenle Moskova’ya gidiyordum.
Unutulmuş, fırlatılıp atılmış bir
insan gibi. Şiir yazmak için
elimde tuttuğum kağıdı buruşturup trenin penceresinden dışarı fırlattım.
Arkasından baktım. Bana öyle geldi ki, o “ben”
ile kendim arasında o mesafe kadar, çok az bir
mesafe kalmış. Birden trende radyo çalmaya
başladı. “Ay Şelale” adlı bir şarkım vardı.
Hoparlörden “şarkının sözleri Fikret
Koca’nındır,” diye bildirdiler. Şarkım çaldı; tren
ışıklandı. Dünya aydınlandı. Bir anda belim dikleşti. “Ben varım ve yaşamak da güzel,” dedim.
Şarkılarımı duyduğumda bunları hissederim.
“Gel ey seher”de de öyle. “Gel, ey seher” şarkısı
bundan 40 yıl önce yazıldı. “Çocukluğun Son
Gecesi” filmi, Maksut İbrahimbeyov’un
senaryosuna göre çekilen film için yazıldı. Doğal
olarak bestekar Polat ile bizim dostluğumuz da
bu kadar eskidir. O, çok yetenekli genç bir
bestekardı. Bugün de yaşlı olmasına karşın
gençlerin bestekarıdır. Çünkü Polat, benim
tanıdığım bestekarlar arasında yüreği hep genç
kalan bestekarlardandır. Önce Kültür Bakanı
oldu; şimdi ise Moskova sefirimiz. Her iki
görevde de ülkemiz ve halkımız için çok büyük
işler gördü. Ama kalbimde bir üzüntü hissi var;
çünkü görev , bestekar Polat Bülbüloğlu’nu bir
miktar, nasıl desem, ikinci sıraya getirdi.
Doğrudur, ülkemizin bugünkü durumunda belki
de Polat’ın gördüğü bu işler daha da önemlidir.
Ne çare ki, bir koltuğa iki karpuz sığmıyor. Ama
Polat’ın yazmadığı şarkılar da gereklidir.
- Şair olarak mı doğulur, yoksa yeteneğin büyük
bir kısmı kendi üzerinde çalışmakla mı oluşur?
- Şair olarak doğulur; şair külçe altın gibi doğar,
keşfedilir. Onu daha değerli hale getirmek için
kuyumcu gibi çalışıp, o altını ölmez sanat eseri
haline getirmek gerek. Şair olarak doğmak
külçe altındır; şairin yeteneğini işlemesi ise
kuyumculuk sanatını kazanmasıdır.
- Şairliğinizin gelişmesi ve ilerlemesi
açısından yaşamınızın en önemli dönemi
hangisidir?
- En ağır, en ağrılı anları.
- Şair yaşadıklarını mı yazar, yoksa
yazdıklarını mı yaşar?
- Şair ulaşamadıklarını yazar; sonra da ulaşılamayanlar şairi yaşatır.
- Bugünkü Azerbaycan şiiri hakkındaki
düşünceleriniz nedir?
- Azerbaycan şiiri her zaman
vardı; bugün de var; gelecekte
de olacak. Şiir canın hareretidir. Şairler, ülkenin, milletin
canının hareretidir.
- En çok sevdiğiniz şiiriniz?
- Her şairin en güzel şiirini çok
severim.
- Sənətkarın gündəlik qəzetləri, gündəlik
qəzetlərin de sənət adamını dəstəkləməsinə
tərəfdarsınızmı?
- Sanatkarın gündelik gazeteleri, gündelik
gazetelerin de sanat adamını desteklemesine
taraftar mısınız?
- Gazeteler gündeliktir, sanat ebedi. Güzel
sanatkarın günlük övgü ya da eleştiri için
ayırdığı zaman, onun ömrünü kısaltır. Gazeteler sanatkarın yüreğine virüs sokar. Onun hislerini, duygularını zedeler. Sanatçıyı kendinden,
kendi samimiyetinden ayırır.
- İsterseniz yazmayabilir misiniz?
- İstersem ölebilirim ama yazmaya son veremem.
525-ci Gazete, 26 Eylül 2009- Bakü
Azerbaycan
ZÜLKANÝ SÝRMEN
TÜRKİYE’NİN BU SON ŞANSI
…
Değerli Ataköy gazetesi okurları bir iki
ay sizinle beraber yazamadım ama
kalbimle yaşamım hep sizinle oldu.
Türkiye çok ince bir yoldan, kılıcın
keskin yüzünden gitmeye devam ediyor.
Askeri şurada yaşananlar artık insana bu
kadarda olur mu dedirtiyor. Mustafa
Kemal ATATÜRK ‘ün kurduğu ve bizlere
emanet ettiği şu Türkiye’nin haline bakın.
12 Eylül anayasa referandumunu Türkiye
için ben son şans olarak görüyorum ve
%60 da HAYIR çıkacağından eminim.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun,
Çorlu Babaeski ve en son İstanbul
Çağlayan mitingi de bizlere şunu ifade
etti; artık AK Parti’nin suyu ısındı ve yolcu.
Yolcu olmakla birlikte Türkiye‘yi bu hale
getirenler adalet önünde mutlaka hesap
vereceklerdir. Kimin boyu uzun kimin boyu
kısa o zaman her şey netleşecek.
Oğullarının yurt dışında, kendi akrabalarının yurt içinde işler tıkırında ye
babam ye.
Hükümetin yargıya ve askeriyeye kini
neden? Çünkü kendi yandaşlarına yer
açmak bazı görevlileri zora sokup istifa
ettirmek ve dışardan aldıkları emirleri yerine getirmek. Hiç mi sizin Türk halkına
saygınız yok. Askeri şuraya bir gün kala
sırf asker rütbe almasın diye kendi yandaş
Savcısı Zekeriya Öz’e dava açtırıyorlar ve
askerin rütbe almasını engelliyor ve dışarıdan aldıkları kararları yerine getiriyorlar.
Bu nereye kadar sürecek? Tabi ki 13 Eylül
günü Türkiye’yi yeni bir gün bekleyecek.
Bunun içinde CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu kötü gidişin farkında ve
Türkiye’yi nasıl kurtaracağını düşünüyor.
Türk halkı sabrede sabrede, kemerleri sıka
sıka ne hale geldi. Aileler oğullarını
askere göndermeme kararı bile alıyorlar.
Hala televizyondan insanın gözünün içine
baka baka doğru dürüst kişiler koskoca
yalanlar söylüyor. Necmettin Erbakan’ın
dediği gibi siz kimi kandırıyorsunuz?
12 Eylül anayasa referandumunda
HAYIR çıkacak bundan sonra dengeler
değişecek, belki de erken seçimin yolu
açılacak. Halk dışarıda ve içeride perişan,
aç her gün hırsızlıklar tecavüzler diz boyu.
En son olarak sizlere Türkiye de bir anda
bomba etkisi yapan ve gündemi değiştiren
Hanifi Avcı nın kitabını okumanızı tavsiye
ederim. Şu anda bizi yönetenleri çok iyi
irdelemiş ve kaleme almış ülkenin ne hale
geldiğini bizlere çok acı ve net olarak
aktarmış.
Her şey gönlünüzce olsun…
15
MİLLETVEKİLİ ŞİKAYET ETTİ, MÜFTÜ SÜRÜLDÜ
Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun geçen Aralık ayında Ataköy 5. kısım camisinde şehit cenazesinde yaptığı konuş made “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” dediği için AKP Milletvekili Feyzullah Kıyıklık tarafından Vali ve
bakanlığa şikayet edildi. Milletvekilinin şikayeti üzerine Zakir Uzun Mersin müftü yardımcılığına tayin edildi.
Zakir Uzun, geçen
Aralık ayında
Ataköy 5. Kısım
camisinde
Tokat’ta şehit
edilmen Cengiz
Sarıbaş’ın cenaze
namazında
“Şehitler Ölmez,
Vatan bölünmez”
dedği için
Mersin’e tayin
edildiğini öne
sürdü.
Uzun yaptığı
açıklamada
”Cenazede bulunan AKP İtanbul
Milletvekili
Feyzullah Kıyıklık
cenaze töreninin
ardından telefonla arayarak bölücülük yaptığımı söyledi. İstanbul İl Müftüzü Prof. Dr.
Mustafa Çağırıcı arayarak, “ keşke ‘Ölmez ve
Bölünmez’ şeklinde konuşmasaydın. Başımıza
iş açacaksın. Bu iş Ankara’ya kadar gider “
değdi. Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin
“ seni tanımasam , ülkücü bilsem seni derhal
görevden alırdım” diyerek neden böyle
konuştuğumu sordu. Kıyıklık’ın kendisini telefonda azarlayıp dönemin İstanbul Valisi
Muammer Güler ve Devlet Bakanı Faruk
Çelik’e şikayet ettiğini, onunda konuyu
Dinayet İşleri Başkanlığı’na ilettiğini” anlattı.
BAKIRKÖY MÜFTÜSÜ
ZAKİR UZUN’UN
ŞEHİT CENAZESİNDE
YAPTIĞI KANUŞMA
Zakir Uzun açıklamalarına şöyle devam etti.:
“Cenazede yaklaşık 20 bin kişi ve büyük öfke
seli vardı. Hükümeti temsilen Abdülkadir
Aksu’yu ve Mehdi Eker’i göndermişler.
Cenazede insanlar onları görünce iyice tahrik
oldular. Ciddi hakarette bulundular. Bir şiir
okuyayım ortalık yatışsın dedim. Herkes
boynuma sarılıp tebrik etti. Bana hocam
ortalığıbiraz rahatlattın dediler.
Bakırköy’e tayin olalı 3 yıl geçti. Tayin
edilmem mümkün değil. Diyanet resmen
zumetti. Dinayet’in yaptığı tamamen siyasi bir
tayindir. Mersin’e gitmeyip mahkemeye gideceğim. “ dedi.
YASAK BAŞLADI
Bakırköy Belediye Meclisi’nin almış olduğu karar
gereği, Bakırköy’de plastik poşet kullanımı 1 Agustos 2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere
yasaklandı.
Uygulamayla birlikte plastik poşetlerin yerine
Bakırköy’de file, bez torba ve oxo
biyobozunur poşet kullanılacak.
Halkı ve esnafı bu konuda bilinçlendirmek amacıyla Bakırköy
Çevre Kontrol Müdürlüğü ve Zabıta
Müdürlüğü tarafından Bakırköy’deki tüm pazarlarda halka ve esnafa
file, bez torba ve oxo biyobozunur
poşet dağıtıldı.
CEZASI 140 TL
Bakırköy Belediye Meclisi’nin aldığı
bu karara uymayanlar 140 TL para
cezası ödeyecekler.
Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Yervant Özuzun, uygulamayı
yaygınlaştırmak için Bakırköy’de
bulunan büyük alışveriş merkezleri
ve büyük süpermarket yöneticileri
ile bir araya geldiklerini ve bazı firmaların daha önceden bu uygulamaya geçtiklerini öğrendiklerini
belirtti.
Özuzun, Belediye Meclisi’nin almış
olduğu karar uymayanların Kabahatlar Kanunu’na göre belediyenin
emir ve yasaklarına uymamak
suçunu işlemiş olacaklarını ve 140
TL para cezasına çarptırılacaklarını
ifade etti.
Yervant Özuzun ayrıca ceza kesilen bir firmanın tekrar aynı
uygulamaya devam
etmesi sonucunda
yine 140 TL cezaya
uğrayacağını dile getirdi.
Uygulamanın
Bakırköy’de bulunan en
küçük bir bakkal
dükkanından, büyük
mağazalara kadar tüm
esnafı kapsadığını ifade
eden Özuzun,
denetlemelerin Zabıta
Müdürlüğü tarafından
yapılacağını da kaydetti.
( Yavuz ARPACIK)
Bakırköy Müftüsü Zakir Uzun şehit
cenazesinde şöyle demişti:
Çanakkale’de, Sakarya’da,
Dumlupınar’da, Kore’de, Kıbrıs’ta
ve yurdumuzun çeşitli bölgelerinde
şehit düşen ve asil kanlarıyla cen net vatanımızı sulayan aziz şehit lerimizin, isimleri tarihe mal olmuş
atalarımızın, Gazi Mustafa Kemal
ve silah arkadaşlarının ruhlarına
hediye eyledik. Sen ulaştır ya
Rabbi! Yurdunu, mukaddesatını,
canından aziz bilipgörevi başında
şehit olan ordu mensuplarımızın,
emniyet ve güvenlik kuvvetlerimkuvvetlerimizin ruhlarına hediye eyledik vasıl
eyle ya Rabbi! Kahraman ordu muzu denizde, havada, karada
daima mensuru muzaffer eyle. BizBizleri din, vatan, millet ve bayrak
sevgisinden ayırma ya Rabbi! BizBizleri vatansız, gönülleri imansız,
minarelerimizi ezansız bırakma ya
Rabbi! Şehitler ölmez vatan bölün mez.
16
BUNU
BİLİYOR MUYDUNUZ?
İnönü, Rusya seyahati dönüşü, Bulgaristan elçiliğimizde mahsur
kaldı.
Bulgar çeteciler İnönü'yü öldürmek için elçiliğimizi kuşatmışlardı.
Bulgaristan'a ihtar verildi ama, hükümeti umursamadı.
Ankara'daki bazı kafalar çareler düşündüler. İşin içinden çıkamadılar.
Atatürk'e sordular.
O, "sizler ne düşünüyorsunuz"?, diye sordu.
"Bulgaristan'a ekonomik baskı uygulayalım ......", dediler.
Atatürk, güldü: "Telefonu verin bana", dedi.
Donanmaya emir verdi.
Ertesi sabah, Yavuz zırhlısı İzmit'ten Varna'ya gitti.
Limanda havaya yüz bir pare top atışı yaptı. Topların gürültüsünden evlerin camları kırıldı. ...
Gemi amirali Bulgar yetkililere, "İsmet Paşa'yı almaya geldim",
dedi.
Bulgar hükümeti, İsmet Paşa'yı Sofya'dan Varna'ya zırhlı bir trenle derhal getirdi.
Oradan da bando ve merasimle Yavuz'a uğurladı.
Amiralimiz, kırılan camların parasını ödedi.
İsmet Paşa'yı yurda getirdi.
Kaynak: Avni Altıner, "Her Yönüyle Atatürk"
(Osman Oy, "Yorumsuz", Oda Yayınları., 1. baskı, Haziran 2007,
İstanbul, s.387-388)
BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
---------------------------------------------İşte Güçlü Ordu,
Güçlü Devlet,
Gerçek Lider bu demek…
ATATÜRK’ÜN FOTOĞRAFI
UZAYA GİDECEK
Son görevine Kasım ayında çıkacak uzay mekiği ''Discovery'', bu
yolculuğunda Atatürk'ün fotoğrafını da uzaya götürecek.
Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan (ISS), 2005 yılının aralık ayında astronot Bill McArthur ile telsiz aracılığıyla görüşmeyi
başaran, ''Uzaydaki astronotla telsiz bağlantısı kuran ilk Türk
amatör telsizci'' olarak bilinen Ali Rıza Özsaran, NASA'nın bir
süre önce internet sitesi üzerinden Discovery ile Endeavour'un
son kez uzaya gideceğini duyurduğunu ifade ederek, ''NASA,
uzaya gidecek mekiğin bilgisayarına fotoğraf ve isim gönderilebileceğini açıkladı. İnternet aracılığıyla gönderilen resimler,
mekikle birlikte uzaya çıkacak'' dedi.
Bunun üzerine Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk’ün fotoğrafını uzaya göndermeye karar verdiğini ve
kayıt yaptırdığını belirten Özsaran, sözlerine şöyle devam etti:
''Discovery'nin 1 Kasım’da uzaya hareket etmesi planlanıyor.
Görev süresi 10 gün. Yani 10 Kasım’da uzaydaki görevinde olacak. Ben de böyle anlamlı bir zamanda Atatürk'ün resminin uzayda yer almasının güzel olacağını düşündüm. Atamızın çok
fotoğrafı var. Ben, bana göre en anlamlılarından birini seçtim.
Ulu Önderimizin Türk Bayrağı önünde, imzalı fotoğrafı ölüm yıl
dönümünde uzayda olacak. Atatürk'ün fotoğraftaki bakışı da 'İstikbal Göklerdedir' sözünü anımsatıyor. Discovery, 11 Kasım’da
görevini tamamlayıp gelecek. NASA 12 Kasım’da, kayıt yaptıranlara fotoğrafın uzaya çıktığına dair sertifika gönderecek.''
AB ve TÜRKİYE
Geçtiğimiz günlerde İngiliz Financial Times
Gazetesi’nde bir karikatür dikkatimi çekti.
Karikatürde Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye
açılan giriş kapısı olarak bir Ortaçağ derebeylik şatosu bulunmaktadır. Şatonun önünde
aşılması oldukça güç bir hendek ve hendeğin
karşısında ellerinde Türk bayraklarıyla hendeği aşmaya çalışan Türkler bulunmaktadır.
Halbuki şato mazgallarında gardını
almış ve bu girişi engellemeye çalışan
Almanya Başbakanı Ancela Merkel,
Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy
ve İngiltere Başbakanı David Cameron bulunmaktadır.
Ferhan KILIÇ
Cameron göreve başladığının ilk günlerinde tıpkı ABD Başbakanı
Barack Obama gibi TBMM’de Türk parlementosunun üyelerine ve
basın aracılığı ile tüm dünyaya hitap ederken, Avrupa Birliği içinTürkiye’nin taşıdığı önemi dile getirmişti. Stratejik bir yakınlaşma
diye adlandırılan bu nostaljik serenat, adeta ağzımıza uzatılıp geri
çekilen, değil yalamaya koklamaya bile izin verilmeyen bir parmak
bal gibiydi.
Kopenhag Kriterleri diye önümüze sunulan reçeteleri biz yalayıp
yutmamış mıydık? Dış politikamızda onların isteklerine uygun
olarak balans ayarları yapmamış mıydık? Tarım politikalarımız,
Kıbrıs ve Ermeni konularına bakış açılarımız daha pek çok uygulamalarımız da onların istekleri doğrultusunda yönlendirildi ve yönlendirilmeye de devam etmektedir.
Kopenhag olmasa Ankara kriterleri olur varsayımıyla ve oldukça
iyi niyetle hareket eden politikacılarımız doğru yoldalar elbette.
Ancak çabalar tek taraflı olunca insan ister istemez gocunuyor.
İngiliz Financial Times Gazetesi’nin köşe yazarı Gideon Rachman’ın “İkiyüzlülüğü bırakıp samimi konuşalım” başlıklı köşe
yazısında Avrupa Birliği’ni samimi olmaya çağırırken, Türkiye’nin
Avrupa Birliği’ne alınması için kuralların değiştirilmesini, tam
dolaşım hakkı içermeyen bir formül benimsenmesi gerektiğini
savunmaktadır. Rahmetli babannemin dediği gibi a havlevela
kuvvete!... Sammiyet bu mudur? Eğer böyleyse kalsın, ben
almayayım…
Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda tutum ve davranış
sergilemesi son derece doğaldır. Oysa bunlar batı için giderek
artan endişe kaynağı olmaktadır. Türkiye’nin Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi’nde İran’a yaptırımlara karşı çıkması batılıların
tüm engelleme çabalarına rağmen “red” oyu kullanması, ayrıca
İsrail’in tehlike yaratmasına dikkat çekmesi hoş karşılanmamış
olmalı. Avrupa Birliği’nin önüne taş koymaların temelinde de bu
yatıyor…
Elbette AB ye katılma yönünde çabalarımız var. Her ne kadar
sonuçsuz bırakılmaya çalışılsa da bu çabalarımız artarak sürdürülecektir. İngilizcede “Talking Türkey” ifadesi samimiyetle konunun
üzerine inmek anlamına geliyor. Bu ifade AB’de hileli ve kaçamak
sözler olarak algılanmaktadır. Oysa samimi olmak gerekir. AB
vatandaşları serbest dolaşım hakkına sahipler. Herkes eşit haklardan yararlanmalıdır.
Makul olan, gurur kırmayan, olumsuz ve acı izler bırakmayan,
kısacası bariz haksızlıklar yaratmayan yaptırımlara bizler varız. Her
ne kadar Ortadoğu da aktif rol oynasak da Avrupa Birliği bizim
vazgeçilmezimizdir. Çağdaş uygarlığın orada olduğunu bize Ulu
Önder Mustafa Kemal Atatürk göstermiştir. Öyle ya da böyle biz bu
yolu asla bırakmayacağız.
Azim ve karar önümüze açılan hendekleri kaldıracak, AB li liderlerin gardını düşürecektir.
Olumlu, onurlu ve ılımlı politikalar üretilmeli, sorun yaratmayan,
kırıcı olmayan, hak ve hukuka uygun olan lobiler sürdürülmelidir.
Morallerimiz asla bozulmasın. Gelecek günler aydınlık, önümüzde
açılan AB yolları pürüzsüz olacaktır. Hiç şüpheniz olmasın.
17
OKUL MÜDÜRLERİNİN YER DEĞİŞTİRME SONUÇLARI AÇIKLANDI
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı denetlemeler sonucunda yüz üzerinden yüz puan alarak büyük başarı sağlayan Bakırköy
Ticaret Meslek Lisesi müdürü Mehmet Kulak ve Ataköy Cumhuriyet Anadolu Lisesi okul müdürü Muhittin İşgüder’e Bakırköy
Kaymakamı Dursun Ali Şahin’de takdirname ile ödüllendirmişti.
Sonra ne oldu?... Kurunun yanında yaşta yandı... Muhittin İŞGÜDER, Arnavutköy Ayazma İlk Öğretim Okulu Müdürlüğüne
atanırken yerine Küçükçekmece İMKB Anadolu Otelçilik ve Meslek Lisesi Müdürü Yunus ÇEPNE getirildi.
Bakırköy TTicaret Meslek Lisesi Müdürü Mehmet KULAK Bakırköy Kız Meslek ve Teknik Lisesi Müdürlüğüne atandı.
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim kurumları yöneticilerinin atama ve yer
değiştirmelerine ilişkin yönetmeliğin ‘’Zorunlu yer değiştirmeler’’ başlıklı 22.
maddesi hükümlerince, bulundukları eğitim kurumlarında beş yıllık çalışma
süresini tamamlayan müdürlerin görev yerleri değiştirildi.
İstanbul’da, 907 eğitim kurumu müdüründen 873’ü, 1067 münhal kuruma
atanmak üzere başvuruda bulundu. Başvuruda bulunan eğitim kurumu
müdürlerinden 769’ u puan ve tercih üstünlüğüne göre tercihlerinden birine
atandı. Tercihlerinden birine atanamayan 104 eğitim kurumu müdürünün
ataması bilgisayar kurası ile yapıldı.
BAKIRKÖY’DE DEĞİŞEN
OKUL MÜDÜRLERİNİN
LİSTESİ
Ataköy Cumhuriyet Anadolu
Lisesi
Eski Müdür: Muhittin İşgüder
Atandığı Okul: (Arnavutköy
Ayazma İOO)
Gelen Müdür: Yunus Çepni
Geldiği Okul: (Küçükçekmece
İMKB Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi)
Bakırköy Lisesi:
Eski Müdür: Alaettin Çakmak.
Atandığı Okul: (Bahçelievler
Lisesi)
Gelen Müdür: Cengiz Tarbak
Geldiği Okul: (Bakırköy Yahya
Kemal Beyatlı Anadolu Lisesi)
Bakırköy Yahya Kemal Beyatlı
Anadolu Lisesi
Eski Müdür: Cengiz Tarbak
Atandığı Okul: (Bakırköy Lisesi)
Gelen Müdür: Eyüp Gülmez
Geldiği Okul: (Bahçelievler
Kemal Hasoğlu Lisesi)
Ataköy Mimar Sinan İlköğretim Okulu
Eski Müdür: N. Murat Çobanoğlu: Atandığı Okul: (Bahçelievler Kuleli İÖO)
Gelen Müdür: Hacı Uygun
Geldiği Okul: (Bakırköy Halil Bedii
Yönetken İÖO)
Bakırköy İbni Sina İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Veli Doğan
Atandığı Okul: (Güngören 50 Yıl Ahmet
Merter İÖO)
Gelen Müdür: Hüseyin Ağaç
Geldiği Okul: (Bağcılar Şükrü Savaşeri
İÖO)
Bakırköy Mustafa Necati İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Murat Yılmaz
Atandığı Okul: (Beyoğlu Dr. Tevfik Sağlam
İÖO)
Gelen Müdür: İlhami Tutkun
Geldiği Okul: (Bakırköy Aybars Ak İÖO)
Ataköy İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Yavuz Baydar
Atandığı Okul: (Bakırköy Pilot Cengiz Topel
İÖO)
Gelen Müdür: İlhan Özen
Geldiği Okul: (Soğanlı Mustafa Kemal
İÖO)
Bakırköy Aybars Ak İlköğretim Okulu
Eski Müdür: İlhami Tutkun
Atandığı Okul (Bakırköy Mustafa Necati
İÖO)
Gelen Müdür: Mehmet Karaoğlu Geldiği Okul: (Bakırköy Pilot Cengiz Topel
İÖO)
Bakırköy Kız Meslek ve Teknik Lisesi
Eski Müdür: Nebahat Ataç
Atandığı Okul: (Bahçelievler İHKİB Yenibosna Kız Teknik ve Meslek Lisesi)
Gelen Müdür: Mehmet Kulak
Geldiği Okul: (Bakırköy Ticaret Meslek
Lisesi)
Bakırköy Ticaret Meslek Lisesi
Eski Müdür: Mehmet Kulak
Atandığı Okul: (Bakırköy Kız Teknik ve
Meslek Lisesi)
Gelen Müdür: Mehmet Toprak
Geldiği Okul: (Güngören Ticaret Meslek
Lisesi)
Şenlikköy İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Nevin Yılmaz
Atandığı Okul: (Florya Zeynep Bedia
Kılıçlıoğlu İÖO)
Gelen Müdür: Mığdat Tayfur
Geldiği Okul: (Beylikdüzü İhlas İÖO)
Ataköy Atatürk İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Atıf Cengiz:
Atandığı Okul: (Bahçelievler Kocasinan
İÖO)
Gelen Müdür: Ayhan Yavuz.
Geldiği Okul: (Bahçelievler Kuleli İÖO)
Bakırköy Hamdullah Suphi Tanrıöver İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Mehmet Karadeniz
Atandığı Okul: (Bahçelievler GSD Eğitim
Vakfı Bahçelievler İÖO)
Gelen Müdür: Mustafa Altunsoy
Geldiği Okul: (Bakırköy Osmaniye İÖO)
Florya Murat Köllük İlköğretim Okulu
Eski Müdür: İbrahim Bostancı
Atandığı Okul: (Beylikdüzü Büyükşehir
İÖO)
Gelen Müdür: Mustafa Kadakal
Geldiği Okul: (Bahçelievler Siyavuşpaşa
İÖO)
Bakırköy Halil Bedii Yönetken
İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Hacı Uygun
Yeni Okulu: (Ataköy Mimar
Sinan İÖO)
Gelen Müdür: Nazım Arslan
Geldiği Okul: (Esenler
Ayvalıdere İÖO)
Florya Zeynep Bedia Kılıçlıoğlu
İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Nevzat Aytekin
Atandığı Okul: (Yeşilköy Şehit
Pilot Muzaffer Erdönmez İÖO)
Gelen Müdür: Nevin Yılmaz
Geldiği Okulu: (Şenlikköy İÖO)
Yeşilköy Şehit Pilot Muzaffer
Erdönmez İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Ufuk Zor
Atandığı Okul: (Bakırköy Gürlek
Nakipoğlu Lisesi)
Gelen Müdür: Nevzat Aytekin
Geldiği Okul: (Florya Zeynep
Bedia Kılıçlıoğlu İÖO)
Bakırköy Osmaniye İlköğretim
Okulu
Eski Müdür: Mustafa Altunsoy
Atandığı Okul: (Bakırköy Hamdullah Suphi Tanrıöver İOO)
Gelen Müdür: Süleyman Akbulut
Geldiği Okul: (Zeytinburnu Reşat Tardu
İÖO)
Bakırköy İncirlik Ahmet Hamdi Tanpınar İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Ertuğrul Yılmaz
Atandığı Okul (Bahçelievler Koza İÖO)
Gelen Müdür: Yaşar Şişman
Eski Okul: (Çapa İÖO)
Bakırköy Pilot Cengiz Topel İlköğretim Okulu
Eski Müdür: Mehmet Jaraoğlu
Atandığı Okul: (Bakırköy Aybars Ak
İÖO)
Gelen Müdür: Yavuz Baydar
Geldiği Okul: (Ataköy İÖO)
Bakırköy Gürlek Nakipoğlu Lisesi
Eski Müdür: Davut Yaşar
Atandığı Okul: (Beykoz Defterdar
Mehmet Bey İÖO)
Gelen Müdür: Ufuk Zor
Geldiği Okulu: (Yeşilköy Şehit Muzaffer
Erdönmez İÖO)
EĞİTİMDE BAKIRKÖY BİRİNCİ
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından,
ilköğretim 6, 7 ve 8'nici sınıflara yönelik yapılan
Kazanım Değerlendirme Uygulama sonuçlarına
göre Bakırköy birinci oldu.
Seviye Belirleme Sınavı (SBS) öncesi ilk kez
uygulanan, ilçe ve okulların durumları ile öğrencilerin bilgi düzeylerini saptamaya yönelik sınavda en
başarılı ilçeler Bakırköy,
Kadıköy ve Beşiktaş oldu.
İstanbul'da 6 Mayıs'ta
yapılan ve ilköğretim 6, 7 ve
8'inci sınıfların ayrı ayrı
girdiği sınavda öğrencilere
Seviye Belirleme Sınavı'na
benzeyen bir yapı ve içerik
kullanıldı. Ancak uygulama
sonucunda öğrenciler herhangi bir sıralamaya tabii
tutulmadı. Sonuçlar da
öğrencilere "kişiye özel bir
değerlendirme çalışması" olarak sunuldu.
Böylece öğrencilerin kendilerini tanımaları,
eksik yönlerini teşhis etmeleri ve gidermeleri
hedeflendi. Sınav, İstanbul İl Milli Eğitim
Müdürlüğü ve Türk Telekom iştiraki olan Sebit
Eğitim ve Bilgi Teknolojileri işbirliği ile yapıldı.
Sınav sonucuna göre ilköğretim 6. sınıflarda
ilçe sıralaması şöyle: Bakırköy (not ortalaması
347.931), Kadıköy (not ortalaması 330.399 )
ve Beşiktaş (not ortalaması
323.334)
Okuy Müdürlerinin yer
değiştirmeleri sonucunda
“Krunun yananda yaşta
yandı” diyen Mlli Eğitimin
önemli görevde bulunan
bazı iimler “ HNak etmedikleri halde bazı müdürler
adeta sürgüne gönderildi.
Pekçok müdür dava açacak. Atamalar ile ilgili
yürütme durdurulursa
ortaya çıkacak kaosu
düşünmek bile itemiyoruz.
Bu durum eğitim kalitesinide etkileyecek” diyorlar.
18
TÜRKİYE 12 EYLÜL’DE REFERANDUMA GİDİYOR... PEKİ NEYİ OYLAYACAĞIZ?
10 Madde
POZİTİF AYRIMCILIK:
B
U
N
U
O
Y
L
A
Y
A
C
A
Ğ
I
Z
54. Madde
GREV HAKKI:
Anayasa’nın 10. maddesinde
Grev ve lokavt hakkına sınırlamalar
‘’Kadınlar ve erkekler eşit haklara
getiren, Anayasa’nın 54. maddesinin 3.
sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama
ve 7. fıkraları yürürlükten
geçmesini sağlamakla yükümkaldırılıyor. Böylece sendikal
lüdür’’ deniyor. Bu maddeye,
haklar ile grev ve lokavt
ANAYASA
‘’Bu maksatla alınacak tedhakkının kullanılabilmesi
MAHKEMESİNİN
birler eşitlik ilkesine aykırı
bakımından adım
YAPISI
olarak yorumlanamaz.
atılmış oluyor
Çocuklar, yaşlılar, özür146. 147. ve 148. maddelerde
lüler, harp ve vazife
yapılacak
değişikliklerle Anayasa
şehitlerinin dul ve
128. Madde
Mahkemesi’nin
yapısı yeniden
yetimleri ile malul ve
ÖZLÜK HAKLARI:
düzenlenecek. Mahkemenin üye
gaziler için alınacak
sayısı 11’den 17’ye çıkartılacak ve
tedbirler eşitlik ilkehepsi asıl üye olacak. Üyelerin 3’ünü
Memur ve diğer
sine aykırı sayılmaz’’
meclis, 14’ünü ise Cumhurbaşkanı kamu görevlilerinin
fıkrası ekleniyor.
seçecek. Yüksek Mahkeme, iki
nitelik, atanma,
bölüm ve Genel Kurul olarak çalışa- aylık, ödenek gibi
cak. Anayasa Mahkemesi üyeleri,
20. Madde
özlük haklarının
gizli oyla bir başkan ve iki
kanunla düzenKİŞİSEL VERİLER:
başkanvekili seçecek. Süresi
leneceği hükmü yer
bitenler yeniden seçilebilecek. alıyor. Memur ve diğer
Yapılan değişiklikle
Üyelerin görev süresi 12 yılla kamu görevlilerinin mali
herkes kişisel verilerinin
sınırlanacak. Mahkemeye
ve sosyal haklarına ilişkin
korunmasını isteyebilecek.
kişisel başvuru yapılatoplu sözleşme hükümKişisel veriler, ancak kanunda
bilecek.
lerinin saklı olduğu hükme
öngörülen hallerde veya kişinin
bağlanıyor.
rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve
usuller kanunla düzenlenecek.
14 Ağustos 2010 tarihli
SÖZCÜ
Gazetesi’nden alınmıştır
Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) terfi
işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle
emekliye ayırma hariç, her türlü ilişik
kesme kararlarına yargı yolu açılacak.
Ayrıca yargı yetkisi, idari eylem ve
işlemlerin hukuka uygunluğunun
denetimi ile sınırlı olacak, yerindelik
denetimi olmayacak.
14. Madde
ASKERİ YARGI:
Askeri yargı, askeri ve disiplin
mahkemelerince yürütülecek. Askeri
mahkemeler, asker kişiler tarafından
işlenen askeri suçlar ile bunların asker
kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve
görevleriyle ilgili olarak işledikleri
suçlara ait davalara bakacak. Devletin
güvenliğine, anayasal düzene ve
düzenin işleyişine karşı suçlara ait
davalar, sivil mahkemede görülecek.
156. Madde
ASKERİ YARGITAY:
Askeri Yargıtay üyelerinin disiplin ve
özlük işlerinde askerlik hizmetinin
129. Madde
gereklerine bakılmayacak.
23. Madde
DİSİPLİN CEZALARI:
Bunun için hakimlik temSİYASİ
inatı esasları dikkate
PARTİ
YURT DIŞI YASAĞI:
alınacak. Yüksek
Anayasa’nın 129. maddesindeki
KAPATMALAR
Askeri İdare
değişiklikle disiplin kararları
Anayasa’nın 23. maddesinin 3. fıkrası
Mahkemesi’ne
şöyle değiştiriliyor: Vatandaşın yurt dışı- düzenleniyor. Buna göre;
memurlar ve diğer kamu
hakimlik teminatı
na çıkma hürriyeti, ancak suç soruştur149. maddede yapılacak değişikliğe
ması veya kovuşturması sebebiyle hakim görevlilerine verilen uyarma göre, Anayasa Mahkemesi’nin bölüm- getirilecek
ve kınama cezalarının da
kararına bağlı olarak sınırlandırılabileleri başkanvekilinin başkanlığında 4
yargı denetimine açılması
cek.
üyenin
katılımıyla toplanacak. Genel Kurul
öngörülüyor.
ise başkanvekilinin başkanlığında en az 12
41. Madde
üye ile toplanacak. Kararlar salt çoğunluk74. Madde
166.
la alınacak. Siyasi partilere ilişkin dava ve
ÇOCUK HAKLARI:
OMBUDSMANLIK başvurulara Yüce Divan sıfatıyla Genel
Madde
Anayasa’nın 41. maddesinde ailenin
Kurul bakacak. Anayasa değişikliğinde
EKONOMİ
korunması ve çocuk hakları ele alonıyiptale, siyasi partilerin kapatılmasına ya
Kamu Denetçiliği Kurumu
KONSEYİ:
or. Maddeye; ‘’Her çocuk, yeterli
da devlet yardımından yoksun bırakıl(ombudsman) oluşturuluyor.
himaye ve bakımdan yararlanma, yükmasına karar verilebilmesi için üye ’Ekonomik ve
Meclis’e bağlı olacak kurum
sek yararına açıkça aykırı olmadıkça,
tam sayısının üçte ikisinin oyu
idarenin işleyişiyle ilgili
Sosyal Konsey’’
ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan
aranacak.
şikayetleri inceleyecek. Kamu
Anayasa
kapsamına
ilişki kurma ve sürdürme hakkına
başdenetçisini, meclis gizli oyla
alınıyor.
sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve
seçecek.
Konsey, ekonomiye
şiddete karşı koruyucu tedbirleri alır’’
ilişkin konularda
hükmü ekleniyor
84. Madde
hükümete
MİLLETVEKİLLİĞİ
danışmanlık yapacak.
51. Madde
SENDİKAL HAKLAR:
Anayasa’nın 51. maddesinin 4.
fıkrası, aynı zamanda aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye
olunamayacağı hükmü getiriyor. Değişiklikle söz konusu
fıkra yürürlükten kaldırılıyor
‘’Milletvekilliğinin Düşmesi’’ başlıklı 84.
maddenin son fıkrası kaldırılıyor. Böylece
milletvekilliğinin düşürülmesi uygulaması
kaldırılıyor.
HSYK’NIN
YAPISI
94. Madde
MECLİS DİVANI
3. fıkrada yapılması
Anayasa paketinin
içeriği ile ilgili
kafalar karışık.
işte hayatımızı
etkileyecek o
paket...
125. Madde
YAŞ’A YARGI YOLU:
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’- öngörülen değişikliğe göre Türkiye
nun (HSYK) yapısını düzenleyen 159.
Büyük Millet Meclisi
maddedeki değişiklik kapsamında
Başkanlık Divanı
HSYK’nın 7 olan asıl üye sayısı 22’ye, 5
seçimleri her
olan yedek üye sayısı ise 10’a çıkacak.
Anayasa’nın 53. madyasama döneHSYK, 3 devre halinde çalışacak. Adalet
desi, memur ve diğer
minde iki kez
Bakanı kurul başkanlığını yürütmeye
kamu görevlilerine
yapılacak. İlk
devam
edecek. 4 yıllık görev süresi biten seçilenlerin görev
sadece toplu görüşme
üyeler yeniden seçilebilecek. Kurulun
süresi iki yıl olacak,
hakkı tanıyor. Yeni
‘’meslekten çıkarma’’ cezasına ilişkin ikinci devre için
hükümlerle, memur ve
kararına itiraz yolu getiriliyor.
seçilenlerin görev
diğer kamu görevlilerine
Kurulun diğer kararları
süresi ise o yasama
toplu sözleşme yapma
döneminin sonuna kadar
yargıya taşınamayacak.
53. Madde
TOPLU
hakkı getiriliyor.
devam edecek.
144. Madde
HAKİM VE SAVCI DENETİMİ:
Değişikliğe göre, adalet hizmetleri ile
savcıların idari görevleri yönünden
Adalet Bakanlığı’nca denetimi, adalet
müfettişleri ile hakim ve savcı
mesleğinden olan iç denetçiler;
araştırma, inceleme ve soruşturma
işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle
yapılacak.
Gecici 15. Madde
DARBECİLERE YAGI YOLU:
Anayasa’nın, 12 Eylül dönemindeki
Milli Güvenlik Konseyi üyeleri ile bu
dönemde kurulan hükümetler ve
Danışma Meclisi’nde görev alanların
yargılanmasını önleyen geçici 15.
maddesi yürürlükten kaldırılıyor. Bu
değişiklikle 12 Eylül darbecilerine
yargı yolu açılacak.
19
5 yıllık görev süresi dolduğu için Yalova Valiliği’ne tayini çıkan Dursun Ali Şahin
“Ben gözüm arkada olmadan Bakırköy’e veda ediyorum. Ama şu
bir gerçek ki, Mimar Sinan’ın Selimiye için ’benim ustalık eser imdir’ dediği gibi Bakırköy’de benim meslekte ustalık eserimdir.”
Bakırköy Kaymakamı Dursun Ali Şahin 5 yıllık
görev süresini doldurduğu için Yalova Valiliği’ne tayin edildi. Dursun Ali Şahin Gölcük ve
Gemlik kaymakamlığına tayinini istemişti.
Dursun Ali Şahin Kartal Kaymakamlığında 2
yıl görev yaptıktan sonra Bakırköy Kaymakamlığına atanmıştı. Bakırköy Kaymakamlığı görevine başladığı günlerde ilk röportajı
gazetemize veren Şahin, tayini ile birlikte son
röportajını da gazetemizle yaptı.
Sayın Dursun Ali Şahin,
göreviniz gereği Bakırköy’den ayrılıyorsunuz. Nasıl bir
Bakırköy buldunuz, devletin
bir temsilcisi olarak
Bakırköy’de nasıl bir çalışma
dönemi geçirdiniz ve nasıl
bir Bakırköy bırakarak gidiyorsunuz?
15 Kasım 2005 tarihinde
Bakırköy’de göreve
başladım. 4 yıl 9 ay görev
yaptıktan sonra Bakırköy’deki görevime veda ediyorum.
Tabii ki vedalar farklı olur.
Bakırköy’ü nasıl bulduk,
nasıl bırakıyoruz konusuna
gelince, tabii ki bir tek kaymakamın gayreti ile
Bakırköy’ün belirgin bir
değişikliğe uğraması söz
konusu değil. Ama şu bir
gerçektir ki, Bakırköy’de ilk
önce Hükümet Konağı’ndan
başlayarak suya atılan bir taş
misali dalgalar halinde yayılıp, eğitimde,
sağlıkta, sosyal aktivitelerde ve engellilere
yönelik çalışmalarla bu görevimi en iyi şekilde
yaptığıma inanıyorum. Her şeyden önce
insanlar, vatandaşlar arasındaki diyalogun
sağlanmasında, vatandaşa güler yüzle yaklaşmanın en güzeli olduğuna inanan bir kişi
olarak bunu uyguladım. Her yerde her şeyden
şikayet edenler vardır. Ben onlar için diyorum
kiş, gökten ayı indirseniz kucağına verseniz
ayda kusur arayan insanlardır. Bunlar mutluluğu hiçbir zaman tadamazlar, bunların görevi şikayet etmektir. Ben Bakırköy’de bugüne
kadar ne vatandaşımdan ne de esnaftan
şikayet almadım. Ama şu bir gerçek ki, umumun şikayetlerini kendimize dert ettik, kendi
dertlerimizi bir kenara iterek Bakırköy’de
aşkla, şevkle 4 yıl 9 ay gibi uzun bir süre
görev yaptık. Kadir Akın’dan sonra
Bakırköy’de uzun süre görev yapan bir kaymakam olarak Bakırköy’e, Bakırköylülere
veda ederek ayrılıyoruz. Tabii ki bu ayrılığımız
şu an içindir. Bakırköy’den kopmak mümkün
değil. Dostluklarımızın hepsi devam edecektir.
Görev sürem içinde yapılanların hepsini tek
tek saymak doğru olmaz ama şu bir gerçektir
ki, Bakırköy’de göreve geldiğimiz günden bu
yana çok büyük değişiklikler oldu. Hükümet
Konağı’na bugünün parası ile 750-800 bin TL
gibi bir masraf yapıldı. Bir jeneratör
kazandırıldı. Hem Kaymakamlığa, hem de
Nüfus Müdürlüğü’ne 10 yılı aşkın bir süre
yetecek modern bir arşiv kazandırıldı. Eski
Anadolu kasabasındaki kaymakamlık binası
görünümde olan bina, modernize edildi.
Dairelerin dekarasyonuna varıncaya kadar en
ince teferruatı ile uğraşıp Bakırköy’e yaraşır
bir duruma getirdik. Gelen arkadaşın bu
konuda çok rahat olacağına inanıyorum.
Göreve geldiğimde Bakırköy’de 2 tane sağlık
ocağı vardı. Şu anda 9. sağlık ocağı yapılıyor.
Bu iki sağlık ocağının sayısını sekize çıkarmak
öyle kolay bir iş değil. Hem de devletle ilgili
değil, Bunların hepsi vatandaşların yardımlarıyla olmuştur. Hiç kendim dahil olmadım.
Vatandaşlar bankaya yatırmışlardır, yada ilgili
müteaahhite vererek, faturasını alarak yapılan
yapılardır. Bakırköy mevcut alanlarının 5 katı
sağlık alanına kavuşmuştur. Halk Eğitim
Merkezi’nin bugünkü binası İstanbul’daki en
güzel binalardan birisi. Ve gerçekten modern
bir bina. Ben çalışmalarımda hep Bakırköy’
yaraşır olma, Bakırköy’ün prestijini,
Bakırköy’ün çıtasını yukarılarda tutmaya
çalıştım. Bakırköy çok farklı. Bakırköy benim
için İstanbul’un kalbi niteliğindedir. Bakırköy
durursa, İstanbul durur düşüncesiyle aşkla,
şevkle görev yaptım. Göreve geldiğim
dönemdeki eğitim ile şimdiki eğitim arasında
gerek alt yapı olarak, gerekse eğitim düzeyi
olarak büyük fark var. Göreve geldiğimde
Bakırköy eğitimde 17. sıradaydı. Şu anda birinci sırada. Bu çok büyük bir gelişmedir. En
son İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yapmış
olduğu seviye belirlemelerinde Bakırköy’ün
birinci sırada olması, kendisinden sonra gelen
ilçeye 20 puan fark atması Bakırköy’ün
eğitimde en üst seviyeye geldiğinin bir göstergesidir. Tabii ki bunu sağlamada alt yapının
yanı sıra insan unsuru çok önemli.
Okullarımızın tamamı deprem
güçlendirilmesinden geçirildi. Bu büyük bir
olay. Benim katkılarımla Yeşilyurt’ta açmış
olduğumuz Adalet Meslek Lisesi herkese
orada okumanın nasip olmadığı bir lise. Alt
yapısı ve öğretmen kadrosuyla mükemmel bir
okul. Ve bu kendi imkanlarımızla sağlanan bir
okul. Ondan sonra Tevfik Ercan Anadolu Lisesi’nin tamamını kendi imkanlarımızla
yeniledik. Bunları sağlamak kolay değil. Özürlülere yönelik çalışmalara büyük önem verdik.
Onlara güzel imkanlar sağlamaya çalıştık.
Türkiye’de ilk defa görme özürlüler orkestrası
kurduk. Böyle bir orkestranın Bakırköy’de
olması, Bakırköy’ün çıtasını bir kat daha yükseltti. Bakırköy’de depremsellik yönünden,
itfaiye yönünden çok güzel çalışmalar yapıldı.
Her gün itfaiyeci 3 kişi öncelikle kalabalık yerlerin, işyerlerinin ve binaların denetimini
yapıyor. Bunlar belki bugün için vatandaşımıza yük oluyor ama yarın bir gün yangın
olduğunda bunun değeri anlaşılacak.
Bakırköy’de yangınla ilgili tedbirlerin alınmasını sağladık, ve halen bu çalışmalara
devam ediyoruz. Öte yandan gıda üretimi ve
satışı yapan yerlerin denetimi ile ilgili 2 tane
komisyon, 2 araçla her gün denetime çıkıyor.
Bunlar Bakırköy’de vatandaşın hijyenik ve
yararlı gıda temininin sonucunu sağlamak için yapılıyor. Cafeler, kahvehaneler,
bar, pavyon ve diskoteklerle
ilgili denetimler her gün
devam ediyor. Bunlar
şimdiye kadar olan şeyler
değildi. Bakırköy’de büyük
bir değişim, büyük bir farklılaşma yarattık. Biz
değişerek çalışmalarımıza
devam ettik. Bu çalışmalar
kaldığı yerden yine devam
edecek. Benim gitmemle
değişen bir şey olmayacaktır. Gelen arkadaşta inanıyorum ki Bakırköy’e uyum
sağlayacaktır. Bakırköylü
olacaktır. Tıpkı benim
olduğum gibi. Tabii ki bu
zaman içerisinde gerçekleştiremediğimiz hususlarda
var. Ama her şey dört
dörtlük olmuyor maalesef.
Ben gözüm arkada
olmadan Bakırköy’e veda ediyorum. Ama
şu bir gerçek ki, Mimar Sinan’ın Selimiye için
’benim ustalık eserimdir’ dediği gibi
Bakırköy’de benim meslekte ustalık eserimdir.
Sayın Şahin, gideceğinizi bilmenize rağmen
Kaymakamlık Lojmanı için çalışma başlattınız.
Bu konuda neler söylemek istersiniz?
1840 yıllarında ilçe olan Bakırköy halen Kaymakam Evi olmaması çok üzücü. Gerçekten
üzücü. Hükümet Konağı 1974 yılında faaliyete
geçiyor. Ve alt katı adliye olarak düşünülerek
faaliyete giriyor. Bu binaya bir kat daha ilave
edilmek suretiyle bugün bırakın adliyeyi
hükümet konağının 3’te birini karşılıyor.
Yapılan adliye ise belki buranın 40 katı
büyüklüğünde. Planları çok geniş tutmakta
yarar var. Dar olanı genişletmek zordur ama
geniş olanı daraltmak kolaydır. Boldan zarar
gelmez azdan zarar gelir. Büyük düşünmek,
büyük olmak hiçbir zaman kişiye, topluma
zarar vermez. Ben buna inanıyorum. Yapılacak olan Kaymakam Evi 730 metrekare, 3
katlı tripleks bir bina. Bakırköy’ün çıtasını yükseltecek bir yapı. Kaymakam, orada evinde
resepsiyon verebilecek. Değişik günlerde
çeşitli grupların toplarında 100 kişiyi bir araya
getirebilecek bir salonla gıpta edilecek bir
Kaymakam Evi Eylül ayı sonunda tamamlanmış olacak. Her yönüyle Bakırköy’ü yücelten,
Bakırköy’ün prestijine prestij katan bir bina
olacak. Bu gibi binaların yapılması lazım.
Bunlar fazlalık değil. Bu gibi binalar ne kadar
çok olursa o yerin çıtası da yükselmiş olur.
Sayın Şahin bizde size yeni görevinizde
başarılar diliyoruz.
Teşekkür ederim. Ben de yaptığınız yayınlarınızdan dolayı sizleri tebrik ediyorum.
20
Ağustos ayında
gazete ile birlikte ben de
tatildeyim,
oğlumla Bodrum
yapıyoruz. Sağ
olsun bizi
babası finanse
ediyor bu
arada. Neyse
uzatmayalım
anlayacağınız
bu bir tatil yazısı
olacak, henüz
İstanbul’a
bunun karaya ayak
bastıktan sonra ki
hayatlarını etkilemeyecek münferitlikte
olduğunu zannediyorlar.
Oysa durum bundan biraz daha farklı;
gelişimleri tamamlanmamış, kişilikleri
henüz tam olarak
olgunlaşmamış bu
çocuklar, dünyadan
kopabilecekleri bir
mekana sahipler evet
ama
onların
DÜZENİ KİM DÜZENLİYOR?
sandıkları
adapte olamayan ben, şu anda
gibi zararsız mı? Koparız, sonra
klavye başında size bunları
da döneriz buna da ihtiyacımız
yazarken Bodrum’da ve İstanvar moduna giren gençler içki
bul’da hayat akmaya devam
ve daha farklı uyuşturucu madediyor tabi.
deleri bu atmosferde normal
Gittiğimiz tatil köyü adeta
karşılayabilir ve farklı sapkınlıkcennetten bir parça, her şey
lara karşı da duyarsızlaşabilirgayet güzel düzenlenmiş,
ler.
ziyarete gelenler hem eğleniyor,
Bu durum çocukların kişisel ve
hem dinleniyor. Hava güzel, su
kimlik gelişimlerine zarar veregüzel, deniz süper vs.
bilecek boyutlara kadar taşınBu arada bir akşam
abilir.
Bodrum’un içinde bulunan bir
Çocuklarınızı bir yere yolyüzen diskoya gitmeye karar
larken çaktırmadan kontrol edin
veren gençlere oğlumun sensiz
ve onlarla ebeveynlik hakolmaz demesi ile bende ayak
larınızı saklı tutarak arkadaş
uyduruyorum.
olun ki size anlattıkları detaylarGemi –yüzen disko- açıldıktan da yakaladığınız tehlikeleri yine
sonra hararetli pazarlıklarla
onun bulmasını sağlayacak
kendilerini satan travestiler,
olgunluğa erişmesine yardımcı
‘’more coco’’ diye bağıran
olabilin.
şarkılar eşliğinde gençlerle
Bu tip ortamlar da tanımak
beraber uyumu bozmamak
amacı ile bulunmak istiyorsa en
adına ayakta sallanıyorum.
azından ilk seferinde yanında
Oğlum çevrede ki durumun
olun, onayladığı ve onaylafarkına varıyor ve rahatsız oluy- madığı bölümleri tartışın. Kişilik
or. Yahu nereye düştük anne
gelişimini bozacak şekilde
der gibi bir bakış atıyor. Masabaskıcı olmayın ama yine kişilik
da ki genç kızlarımız da
gelişimini bu tip ortamların yönçevrenin kendilerine yönelttiği
lendirmesine de izin vermeyin.
bakışlardan rahatsızlar.
Tanımasına izin verirseniz ve
Ben de bulabildiğim en saçma siz ortamı zihninde process
bahane ile yer değiştirmeyi tekederken yanında olursanız;
lif ediyor ve geminin üst katına
eğriyi ve doğruyu daha rahat
doğru seyirtiyorum.
keşfedecektir. Unutmayın ki bu
Bu sefer de üst katta
tip eğlence mekanları özellikle
konuşlanıyoruz. E durum
gençleri içine çekebilecek yapıdeğişiyor mu... tabi ki hayır.
da düzenlenmiştir. Hedefleri,
Aynı düzeni burada da tutturçocuklara bol para harcatabilemuş olan yüzen disko gediklileri cekleri bağımlılık yapan mekangönüllerince eğlenmeye devam
ları pazarlamaktır ki onlarında
ederken çevrede ki ses ve
kasaları dolsun.
görüntü kirliliğinin gerçekten de
Bizim payımıza düşen ‘’hımmeşi benzeri bulunmaz olduğunu
mm buralara gidemezsin ‘’
görmemek elde değil.
demek değil elbette ama hangi
Şimdi buraya kadar düzen
yaşta ve olgunlukta nereye
tutulmuş ve diyeceksiniz ki;
gidebileceğini ona seçtirmek ve
beğenmeyen gitmesin kardeşim. sapkın yönelimlere karşı
Bu da son derece doğru bir
duyarsızlaşmasını engellemektir
yargı ama ben bu yazıyı sizlere
ki bu da iyi bir eğitimin ergenbu yüzen disko örneğinden yola lik dönemi dahil verilmesi ile
çıkarak gençlerimizi ne gibi
mümkündür. Kişiliği olgunlaştehlikelerin bekleyebileceğini
maya yüz tutmuş, hedeflerini
anlatmak için yazıyorum.
doğru koymuş, iç görü kazanŞimdi, yüzen diskodayım... 18 mış bireyler; artık nereye
yaşın altında olan - yanlarında
giderlerse gitsinler, ne kadar
ebeveynleri olmayan- bir sürü
ileri gideceklerini bilen ve ‘’
genç var çevremde ve bu
burayı da gördüğüm iyi oldu,
gençler yüzen gemi açıldıktan
eğlendik ama bundan sonra ki
sonra psikolojik olarak kendieğlenceleri daha farklı mekanlerini bağımsız bir bölgede istelara taşımak bana daha çok
diklerini yapabilecekleri ve
uyacak’’ diyebilen bireylerdir.
Esra ERDOĞAN
ATEŞLİ PİKNİK YAPMAYA MECBUR MUYUZ?
Tescilli piknik alanları
dışında ateşli piknik
yapılması yasak ama...
Mangalın Böylesi
Bilindiği gibi mesire alanları dışında ateş yakmak suç teşkilediyor.
Tescilli piknik alanları dışında ateşli piknik yapılması yasak.
6831 sayılı orman kanununun 68. maddesine göre ormanların içinde
veya yakınında ateş ve yangın belirtisi görenler bunu derhal orman
idaresine veya en yakın muhtarlığa jandarma dairelerine veya mülki
amirlere haber vermeye mecburlar.
Orman ve orman kaynaklarını her türlü tehlikelere karşı korumak,
doğaya yakın bir anlayışla geliştirmek, ekosistem bütünlüğü içinde ve
topluma çok yönlü faydalar sağlamak için halkın bilinçlendirilmesi
büyük önem taşıyor.
Yine Orman Kanunu’nun 110-b maddesine göre izinsiz ateş yakma,
söndürmeden bırakma, sönmemiş sigara atmanın cezası 200 TL-500
TL arasında değişiyor.
İSTANBUL’DA YANGIN EĞİTİMLERİ
Şile Orman İşletme Müdürlüğü’nde yangın arazöz ve arazöz ekiplerinin kontrolleri ve eğitimleri gerçekleştirildi.
Göktepe Orman Fidanlığı’nda gerçekleştirilen eğitime, tüm arazöz ekipleri ve
işletme şefleri katıldı. Eğitimde öncelikle her arazözde mevcut tüm alet ve
edevat sırasıyla kontrol edildi ve karşılıklı soru cevap şeklinde bir arazözde
bulunması gereken araç, gereç ve edevat tek
tek tanıtıldı. Bu esnada mevcut eksikliler de
tespit edildi.
Eğitimde genel hatları ile arazöz su pompası, alçak basınç ve hortumları, yüksek
basınç ve hortumları, hortum tabancaları,
yangın kalkanı, yangın battaniyesi, gaz
maskesi, gaz torbası ve maskelerde kullanılan hava filtrelerinin nasıl kullanılacağı
ile ilgili uygulamalar yapıldı. Ayrıca yangın
yönetimi,
yangında
haberleşme,
yangın
esnasında
nasıl
hareket
edileceği ile
ilgili detaylı
ve önemli
bilgiler de
verildi.
21
Bakırköy Belediye Meclisi karar aldı
BAKIRKÖY BELEDİYESİ’NDE
KADIN SIĞINMA EVİ YAPILACAK TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI
Bakırköy Belediye Meclisi’nin Ağustos ayı oturumunda Bakırköy
Belediye Meclisi üyesi CHP’li Yurdanur Kırıcı kadın koruma evi
yapılması ile ilgili verilen önerge hakkında yaptığı konuşmanın bazı
satır başlarına Adalet ve Kalkınma partisi meclis üyelerinden itiraz
geldi.
Yurdanur Kırıcı’nın mecliste yaptığı konuşmanın tam metnini aşağıda bulacaksınız.
Sayın başkan, değerli meclis üyesi arkadaşlarım,
Biz 2006’da Kadın Meclisi’ni kurduğumuz 8 Mart gününden beri
Bakırköy’de bir
Kadın Konuk
Evi açılmasını
istedik. Ancak
karşımıza hep
bir takım
engeller çıktı.
Şimdi bir sığınma evini
(Bazıları bu
sözden hoşlanmasa da asıl
gerçek bu)
Bakırköy’e
kazandırıyor
olmaktan
büyük mutluluk
duyacağımızı belirtmek istiyorum. Başbakanımız sığınma sözcüğünden dahatsız oluyor ve kadın-erkek eşitliğine inanmıyor. 134 ülkeyi
kapsayan Dünya Ekonomik Formu’nun Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği
Raporu’nda Türkiye kadın-erkek eşitsizliği sıralamasında129. sırada
yer alıyor. Aynı raporda İran 128., Suudi Arabistan 130. sırayı
tutuyor. Kadın-erkek eşitsizliği denildiğinde dünyada bizden beter
Benin haricinde hepsi islam ülkesi 5 ülke var. Onlar da, Suudi Arabistan, Benin, Pakistan, Çad ve Yemen. Başbakan kadın-erkek
eşitliğine inanmıyor. İnansaydı eğer, mecliste kadınların oranı %9,
bakanlıkların sadece %2 si kadın, kadın belediye başkanlarının
oranı %1’den daha az olmazdı. 155 vali arasında tek bir kadın vali
olurdu. Kadınların iş gücüne katılımı sürekli azalıyor. Kadınların
%75’i iş gücüne katılmıyor. Kadınlar siyasi partilerin azınlık koridorlarında bekletiliyor, kota ile kadınlar aşağılanıyor.
Başbakan kadın-erkek eşitliğine inanmıyor. Ama kadına karşı şiddet sürekli artıyor. Kırsalda kadınların %43’ü, kentlerde ise kadınların %38’i şiddet görüyor. Yandaş televizyonda oturup kreşler
kötüleniyor. Kadın en az üç çocuk doğursun, oturup evde çocuk
büyütsün isteniyor. Kadına karşi şiddet giderek artıyor, tırmanıyor.
Dünya nüfusunun %52’sini oluşturan kadınlar haberlerin sadece
%21’inde yer alıyor. Ya 3. sayfa acılarında yada yada arka sayfa
güzelleri olarak. 3. sayfalar kadın acıları ile dolu, hepsi mahçup
çoğu masum, hepsi intiharlarla boyanmış, genç kızlık düşlerini
bulanık akan derelerde, kerpiç damlı evin tavanında, tarım ilacının
şişesinde sonlandırmış. Annelerin gizli gizli ağladığı, sığınma
evlerinden kaçıp sığınacak yer arayan kadınlar, kızlar, çocuk yaşta
tecavüze uğrayanlar, zorla intihara sürüklenen küçük gelinler, radyodan türkü istedi diye sokak ortasında öldürülen 14 yaşındaki
çocuklar, çalıştığı tarlanın sahibinin tecavüzüne uğrayan 14 yaşındaki çocuğu aynı tarlanın kenarında zehirli pide ile öldüren aileler!,
geceler boyu yediği dayaktan kurtulmak için polise sığınan ama
yine dayakçı kocaya teslim edilen kadınlar, karnındaki çocuğu ile
taşlanarak öldürülen kadınlar, “Namus”, olmadı “Töre” adı altında
babasının tüfeği ile sokak ortasında abisinin, kardeşinin kurşunlarıyla hastane yatağında öldürülen kadınlar. Ruh sağlığı, beden
sağlığı bozulan kadınlar. Bu kadınlar şiddetin en koyusunu yaşıyor
ve sığınacak bir yer arıyor.
Haberlerin dünyaya ayna tuttuğu söylenir. Bu haberler de bizlere
birşeyler söylüyor. Bu kadınlar neredeler, bu kadınlar yanı başımızdalar. Bu kadınlar insanlığımızdan sığınma hakkı istemekteler. Hem
de çığlık çığlığa.
Bakırköy Kadın Sığınma Evi-Bakırköy Kadın Konuk Evi artık ülkemizde büyük bir buzdağına dönüşmüş kadına karşı şiddet sorununa
elbette çözüm olma noktasında yetersiz kalacaktır. Buz dağının
sadece görünürdeki kısmına çözüm olabilen sığınma evlerinden biri
olarak bu büyük soruna dikkat çekecek ve çözüm için bir nebze de
olsa katkı sunacaktır.
Komisyon üyesi olarak bu kararı almaktan mutluluk duyduğumu
belirtir, sizlere saygılarımı sunarım.
Bakırköy Belediye Başkanlığı ile Belediye-İş Sendikası 2
No’lu Şube arasında yapılan görüşmeler neticesinde 280
işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandı.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ve Belediye-İş
Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Hasam Gülüm ile, ilgili
belediye başkan yardımcıları, müdürler ve sendika temsilcilerinin katılımıyla imzalanan toplu sözleşmeye göre taban
ücret 82 TL’ye yükseltildi ve birinci yıl için %7, ikinci yıl içinde
yevmiyeler ve sosyal haklara %9 oranında artış getirildi.
Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen törende yaptığı
konuşmada, Bakırköy Belediyesi olarak işçilerle çok güzel bir
toplu sözleşme imzaladıklarını belirterek. ‘’Tüm çalışanlarımızın en iyi şartlarda yaşamlarını sürdürebilmeleri için
biz belediye yönetimi olarak elimizden gelen sosyal katkıyı
sunduk. Sosyal haklarla birlikte işçi maaşları ortalama 3.300
TL’ye yükseltilmiştir. Bu Türkiye gerçeğinde çok iyi bir rakam
İşçi arkadaşlarımızın bundan sonraki süreçte daha fazla
çalışarak emekleriyle yapacakları katkının daha da
yukarılara çıkacağını umuyorum’’ dedi.
Belediye-İş Sendikası 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Gülüm’de
yaptığı konuşmada, Bakırköy Belediyesi’nde enflasyon oranına yakın bir zam aldıklarını belirterek, Bakırköy’ün diğer
ilçelere de örnek olması temennisinde bulundu.
HALK ECZANELERİ ŞİFA DAĞITIYOR
Bakırköy Belediyesi tarafından Bakırköy Merkez Bina yanı, Osmaniye Atatürk Spor ve Yaşam Köyü ile
Ataköy’deki Afet Merkezi’nin yanında oluşturulan 3 halk eczanesi vatandaşa şifa dağıtıyor.
Bakırköy Belediyesi Halk Eczaneleri vatandaştan topladığı ilaçları, yine vatandaşa reçete karşılığı veriyor.
Bakırköy Belediyesi’nin ilçenin çeşitli mahallelerinde yer alan sağlık merkezlerinde muayeneden geçirilen vatandaşlara reçete karşılığı hizmet verdiklerini söyleyen Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen,” Dar gelirli vatandaşlarımız mahallerimizde bulunan sağlık merkezlerinde muayenelerini olduktan
sonra 3 halk eczanemize gelerek reçete karşılığı ilaçlarını ücretsiz olarak alabiliyorlar. Başta Bakırköy
Cumhuriyet Meydanı olmak üzere Bakırköy’ün çeşitli noktalarında bulunan ilaç toplama kabinlerimize
vatandaşlar tarafından bırakılan ilaçlar eczacılarımız tarafından kullanma sürelerine göre ayrıştırılıyor ve
yine ihtiyacı olan yurttaşımıza veriliyor. 209 yılında toplam 22 bin 130 kişiye 61 bin 271 kalem ilaç
verdik. Ayrıca değeri binlerce lira olan kanser ilaçlarını da çeşitli kurumlara gönderiyoruz. Halk
Eczanelerimizden herhangi bir afet durumda afet bölgesine de ilaç gönderilmektedir. Yurttaşlarımıza bir
çağrım olacak: Lütfen evinizde kullanmadığınız ilaçlarınızı bize getirin. O ilaçlar birilerine şifa
olacaktır.”dedi.
22
GONK
‘’DAN DUN’’LA KARIŞIK!
Bu ay referandum var.
Haydi hayırlısı diyelim...
Ama meydanlara inen liderler öyle bir referandum
diyor ki sormayın;
Bağıra çağıra:
FEVERANdum gibi bir şey!..
MEYDANLAR ISINDIKÇA...
Vatandaşlar olarak 12
Eylül Referandum
sonuçlarını SAYGIyla bekliyoruz.
Amaaa ne yalan söyleyelim liderler meydanlarda
birbirlerine öyle amansızca
saldırıyorlar ki;
KAYGIyla izliyoruz!
BU GİDİŞLE...
Türkiye’nin nereye gittiği
sık sık soruluyor...
Oysa belli değil mi?
Halk referanduma;
Liderler adliyeye!
MEZİYET!
Parti liderlerinin 12 Eylül’e
kadar sürecek meydan
savaşı (!) vatandaşı
bezdirmiş.
Bezdirmez mi?
Adamlar lider değil;
Keder!
HATİCE DEĞİL NETİCE!
Herkes soruyor:
‘’12 Eylül’de ne olacak?’’
Ne olmasını bekliyorsunuz?
Herkes sandık başına
gidip, ya ‘’Evet’’ ya
‘’Hayır’’ diyecek.
Siz asıl 13’Eylül’e bakın o
gün acaba ne olacak?!
OLUR MU OLUR...
Anketlere göre referandum
sonuçları yarı yarıyaymış.
Yani, yüzde 50 yüzde 50...
Yani beraberlik!
Valla benden söylemesi:
Bu iş penaltılara kalır!
BALTALAR ELİMİZDE...
Cumhurbaşkanı Gül:
‘’Terörrün kökünü kazıyacağız’’ demiş.
Ah nerde o günler!
Kökünü kazıylaım
derken;
Dallarını buduyoruz galiba!!!
NERDE O GÜNLER?
Terör, Dörtyol’a
sıçramış.
Dörtyol, Beşyol, Altıyol...
Derken galiba herifler;
Abbas yolcu!..
SALLAMAYIN!
-Gazetelerden‘’Zeytinburnu Nazım’ı
ağırlıyor...’’
‘’Taksim Nazım’ı ağırlıyor...’’
El insaf!
Adam hala Moskova’da ama ne haber?!
BAYILDIĞIM SÖZLER
Söylenmesi çok kolay iki
kelime vardır ki aslında
söylemeden önce çok
düşünmek gerekir.
EVET ve HAYIR...
PYTHAGORAS
Batan güneş için ağlamayın;
yeniden doğduğunda ne
yapacağınıza karar verin.
DALE CARNEGİE
Mahkeme kadıya mülk
değildir.
Karamsar, her fırsatta
güçlüyü görür; iyimser ise her
güçlükte fırsatı.
WİNSTON CHURCHİLL
VİCDANLARINIZ YERLERDE
SÜRÜNÜYOR BEYLER!
Aşarı saldırgan ve yırtıcı
özellikleri ile bilinen pitbull’ların sokaklardan toplanma işlemini TV’den içim
yanarak izledim ve çok
merak ettim:
Boyunlarını kelepçe takılıp
sürüklenerek bağırmalarına, ağlama seslerine aldırmadan kamyonlara
bindirilen o yavru köpekler
de acab pitbull muydu?
İlgililerden yanıt bekliyorum.
Yazıklar olsun diyeceğim
ama acaba değer mi?!
OHOHOHH!
İstanbul’da büyük kediler
dolaşacakmış.
Hiç önemli değil.
Pitbull niyetine yavru
köpekleri yerlerde
sürükleyerek itlaf eden
bizim belediye ekipleri
EvelAllah hakkından gelir
onların!
GERÇEĞİ ARANIYOR!
TSE damgalı bazı ürünlerin
sahtesi çıkmışmış.
Çok mu anormal sizce;
İnsanların bile sahtesinin
ibadullah olduğu bir
zamanda hele?!!!
İYİ UÇUŞLAR!
Karayollarındaki hız limiti
90 km’den 130 km’ye
çıkarılmış.
Desenize karayolları olacak;
Havayolları!
BU NE SEVGİ AHHH...
‘’13 araç birbirine girdi’’
‘’20 araç birbirine girdi’’
‘’9 araç birbirine girdi’’
Gözlerim yaşarıyor be
arkadaş;
Yahu bu kadar mı seviyoruz yani birbirmizi:
Pes vallahi!!!
ÇELİŞKİ...
Tarım Bakanı Mehdi Eker,
Doğu’da katıldığı bir
düğünde ‘’Halay’’ çekmiş.
Aman ne güzel demişim!
Bakan ‘’Halay’’da;
Et fiyatları ‘’alay’’da!..
YARIM ASIR ARA İLE...
Bundan elli yıl önce Yassıada duruşmaları (o zaman
televizyon olmadığı için)
radyodan canlı olarak
yayınlanırdı.
50 yıl sonra Ergenekon
duruşmalarını televizyondan çizilen fotoshop
çizgiler sayesinde yani
resim olarak izliyoruz.
Sebebi ne acaba?
Görenlerin sinirlerinin
bozulmaması için mi?!
Çok merak ettim de...
NASIL OLSA SES ÇIKARTAN
YOK...
Elektrik fiyatında indirimden vazgeçilmiş.
Aman efendim niye indirim
yapılsın ki;
Bindirim varken!
İÇİMİZ KARARDI BE!
Eskiden güneş gözlükleri
renk renk camlarla
donatılırdı.
Füme renk, yteşil ve açık
kahverengi olanları revaçtaydı.
Şimdi ise hemen hemen
herkeste kara kara gözlükler moda.
Mafya ya da korumalara
özenen bir manzara sokaklarda resmi geçit yapıyor
sanki;
Yani nereye baksan:
Ajan Varujan!!!
PÖF!
Türkiye zengin bir ülke
değilmiş.
Nereden çıkarıyorlar
bilmem, ne müsabet?
Hem de kralı bizde:
Kriz
zenginiyiz
yetmez mi?!
PINAR KUMSAL
FISILDAYAN KELİMELER
Ben gibi hepiniz düşündünüz. Düşünmek için, bakmak
yeterli değildi. Baktığınızı görmek, gördüklerinizi dile
getirmeniz gerekiyordu. Çoğumuz dile getirmek istediklerimizden korktuk, ürktük. Düşündüklerinizi fısıldayamadınız veya fısıldadınız. Fısıltınız bile kimi zaman
yasaklandı. Sonunda kayıp hallerine büründük veya
kaybolmadan içimizden fısıldadık. Cesurduk, o kadar
cesurduk ki, kelimeleri fısıldarken; ölmeyi, mahpus yatmayı, kimi zaman dışlanmayı göze aldık.
Fısıldayan her doğru kelime, yok edilmeye çalışıldığında, aslında her birimizin var oluşuydu. Doğru düşünenleri yok etmek isteyenler, isteklerini fısıldamaktan ürkecek kadar yüreksizdiler. Fısıldayan kelimeler, yeni
doğan çocuk misali, kendi salıncağında büyüyor.
Ada vapuru iskeleye yanaştı. Büyükada’nın esintisi,
birkaç dost ile yüzümüze vuruyor. Kulaklarımızda,
gülücüklerimizin, ruhumuzu okşayan neşesi. Azıcık
yürüyüş, ardından her zamanki yerimizde balık rakı
keyfi. İçimizden biri “ Hey dostlar!!! masanın çakırkeyfi
içinde, eteklerimizde ki fısıldayan kelimeleri dökmenin
vakti.”deyip, mis gibi orman havasından, sahile doğru
kıvrılan yolu takiben, şen şakrak masamızdayız.
Masa fısıldayan kelimelerin sesini haykıran birkaç dosttan meydana geliyordu. Değmemek gerek keyiflere. Bir
ara kopuyorum masadan, karşı kıyıdan, yakamoz ile
birleşen ışıklara doğru dalıp gidiyorum. Aç insanları,
dayak yiyen kadınları, terk edilmiş çocukları, iş bulamayan vatandaşı, her gün kalabalıklaşan nüfusu ile
keşmekeş İstanbul’u düşünüyorum. Sonra düşündüklerimi içimden fısıldıyorum, ama ben sövmek istiyorum
geçmişe gelmişe, yapamıyorum. Bir yumruk ki boğazım
da kilit.
Rakının anason tadı genzimizde dolaşırken, yan masada kendi içinde, fısıldayarak yöre, ülke, fark etmeksizin
şarkılar, türküler söyleyen grup bir anda coştu. Fısıldayan melodilerinden payımıza düşeni paylaşıp, balık
dükkanının içinde, hepimizin bir ağızdan söylediği
çakırkeyif haykırışlara katıldık.
Vakit geldi, vapurun üflediği kalk borusu çalındı. Pazar
gününün verdiği boşlukla, tıklım tıklım dolu Büyükada,
artık vapurun içinde yaşıyordu. Rüzgar saçlarımı koklasın diye, başımı trabzana dayıyorum. Karşı köşemde
birkaç dost bana gülümserken, kulağıma iki aşığın
konuşması yankılanıyor. Gözlerimi aşıklara doğru, çaktırmadan çeviriyorum. Kızın bal rengi saçları, rüzgarın
etkisi ile, sevgilisinin suratını okşuyor.
“Aşkım ne var bir kerecik seni seviyorum desen.”
“Diyemem ben erkeğim.”
“Ne alakası var aşkım. Bir kerecik gözlerimin içine
bakarak desen. Çok mu şey istiyorum.”
“Ayrıca ben seni seviyorum diyorum. Sen uyurken,
saçlarını okşarken, kulağına fısıldıyorum.”
Fısıldayan kelimeleri dinlerken, gözlerim kıza doğru
yöneldiğinde, kızın bozulmasına rağmen, sevdiceğini
kaybetme korkusu ile içinden fısıldadığını hissediyorum
ve biliyorum. Erkek arkadaşının yanına gidip, kollarından tutup sallamak istedim. Demek istedim ki “Ne var
desen ölür müsün? Zor mu sevdiğini söylemek? Trafikte, orda burada haykırarak küfür ediyorsun da, sevdiğini haykırmak mı zor.” Ama fısıldadım…….. Derken
birkaç dost ile gene keşmekeşliğe karışıp, gözden kaybolduk…….
SON SÖZ: Fısıldarken, sadece başkaları oluyoruz.
Kendimiz olmak adına, haykırmak zamanıdır.
23
EVİNİZ ELİNİZDEN ALINABİLİR
Belediye Yasası’nın Kentsel Dönüşüm ve Gelişim
Alanları başlıklı 73. maddesi’nde değişiklik yapan
kanun teklifi 24.06.2010 tarihinde Resmi
Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi.
Yapılan değişiklikle beraber, özellikle mülkiyet
hakkına getirilen kısıtlamalar ve ilçe belediyelerin
imar yetkilerinin elinden alınmasına ilişkin hükümler nedeniyle Anayasa’ya aykırılıklar içerdiği
düşünülmektedir.
Yasanın yürürlüğe girmesi ile ile birlikte anılan
sakıncaların en önemli gördüğümüz bazılarını
yeniden belirtmekte ve kamuoyuyla paylaşmakta
yarar olduğunu düşünüyoruz.
73. maddede yapılan düzenleme, bu haliyle yürürlükte olduğu sürece;
Ülkemizde yaşayan hiç kimse; gelecekte ev yapıp
başını sokacağını düşündüğü bir arsası veya başını
sokacak bir evi olduğu için kendini güvende hissetmeyecektir. Evinizi veya
arsanızı borç harçla, tüm birikiminizi harcayarak almış
olmanız veya annenizden
babanızdan miras kalmış
olması bu konuda size bir
güvence sağlamayacak,
belediyelerin halen sahip
olduğunuz evinizi kendi istediği fiyatla elinizden almasına
ve yine kendi belirlediği fiyattan size geri satmasına engel
olamayacaktır.
Kentin fiziki yapısı yani yollar,
kaldırımlar, binalar, ağaçlar,
parklar, lokantalar, tiyatrolar,
sergi salonları, okullar, kamu
binaları, o mekânlarda yaşanmış anılar kent kültürünün en
önemli parçalarından birisidir.
Bu yasa değişikliği yürürlükte
kaldığı sürece kentlerimizde bu
gün olan şeylerin gelecekte de
bu günkü haliyle var olacağının hiçbir garantisi
kalmamıştır
NE GETİRİYOR
Bu yasa ile kentin tüm değerleri, anıtlar, tarihi ve
kültürel varlıklar, kentlerin çoğunlukla en yeşil bölgeleri olan kamuya ait alanlar, parklar dahi
kaldırılabilir, dönüştürülebilir, “geliştirilebilir” hale
gelmiştir. “Dünya Kültür Mirası” listesi’ne giren en
önemli kentimiz olan İstanbul’un, yanlış imar
uygulamaları ve yetersiz koruma nedeniyle bu listeden çıkarılarak “Tehlike Altındaki Dünya Mirası”
listesine alınabileceğini ilişkin haberler bu konudaki korkularımızın haklılığını göstermektedir.
Belediye sınırları içerisinde mülkiyet güvencesi
fiilen ortadan kalkmıştır. Hiçbir gerekçe gösterilmeksizin “Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı”
ilan ediliverecek alanlarda, tüm gayrimenkuller
üzerindeki tasarruf hakkı bütünüyle belediye
meclislerinde çoğunluğu elinde tutan parti gruplarının ve başkanlarının eline geçmiş, teknik bir
konu olan planlama gerektiğinde siyasi rakibini
mülksüz, yandaşları ise zengin yapabilecek siyasal
bir araç haline getirilmiştir. Bu demokrasiyi ve
özgür seçme hakkını dahi ortadan kaldırabilecek
büyüklükte bir güçtür.
13 Temmuz 2010 Salı günlü Resmi Gazetede
yayınlanan 7 adet Bakanlar Kurulu Kararı ile
yukarıda kısaca belirttiğimiz sakıncaları taşıdığını
düşündüğümüz yasa değişikliğinin uygulanmaya
başlandığını öğrenmiş bulunuyoruz. Ankara’da 7
bölge bu madde uyarınca Kentsel Dönüşüm ve
Gelişim Alanı ilan edildi. Kararın Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi yerine Bakanlar Kurulu’nca
alınmasının nedeni; madde metnindeki “kamunun
mülkiyetinde veya kullanımında olan yerlerde
kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan
edilebilmesi ve uygulama yapılabilmesi Bakanlar
Kurulu kararına bağlıdır” ifadesiyle ilişkilidir.
Resmi Gazete’de; bu alanların niçin kentsel
dönüşüm gelişim alanı ilan edildiğine dair hiçbir
ifade bulunmamaktadır. Nedenini sadece ilan
edenlerin bildiği bu kararla, anılan alanlarda evi
arsası, olan tüm vatandaşlarımız bu gayrimenkulleri üzerindeki tasarruf yetkilerini, madde metninde yer alan; “Kentsel dönüşüm ve gelişim alanı
ilan edilen yerlerde; ifraz, tevhit, sınırlı ayni hak
tesisi ve terkini, cins değişikliği ve yapı ruhsatı verilmesine ilişkin işlemler belediyenin izni ile yapılır.
Bu yerlerde devam eden inşaatlardan projeye
uygunluğu belediye tarafından kabul edilenler
dışındaki diğer inşaatlar beş yıl süreyle durdurulur.
Bu sürenin sonunda durdurma kararının devam
edip etmeyeceğine belediye tarafından karar verilir. Toplam durdurma süresi on yılı geçemez”
hükmü gereği (bizim düşüncemize göre
Anayasa’ya aykırı olarak) fiilen kullanamaz duruma gelmişlerdir. Ne kadar süreceği belli olmayan
bir zaman sonunda ellerine ne geçeceği ise
belediye başkanının ve meclisinin insafına
kalmıştır. Bu alanlarda gayrimenkulü olan vatandaşlarımız artık gayrimenkullerini bankalara
ipotek ettirebilmek için dahi belediyelerin iznini
almak zorunda kalacaklardır.
VATANDAŞ HABERDAR DEĞİL
Nedeni açıklanmayan, dolayısıyla kamu yararı
içermiyor olması muhtemel bir “Kentsel Dönüşüm
ve Gelişim Alanı” kararı sonucunda mülkiyet hakları kısıtlanan vatandaşlarımızın yapabileceği tek
şey, madde metnindeki Anayasa’ya aykırı
olduğunu düşündüğümüz hükümlere de dikkat
çekerek İdare Mahkemelerine başvurmak, yürütmeyi durdurma ve iptal talebinde bulunmaktır.
(ayrıntılı değerlendirme için BAKINIZ)
Ancak bu hakkın kullanılabilmesi şüphesiz ki yurttaşın kendi mülküne ilişkin olarak alınan kararlardan haberdar olabilmesine bağlıdır. İçerisinde
kamunun mülkiyetinde veya kullanımında yerler
olduğu için yazımızda bahis edilen Ankara’ya
ilişkin kararlar Resmi Gazetede yer almış, vatandaşın kendini ilgilendiren bu
kararlardan haberdar olması
mümkün olmuştur.
Belediye Meclis kararları
Resmi Gazetede ilan
edilmemektedir. Belediye
Meclis Kararlarının nasıl ilan
edileceği 5393 sayılı Belediye
Kanununun Meclis kararlarının kesinleşmesi başlıklı
23. maddesinde hükme
bağlanmış, “Kesinleşen
meclis kararlarının özetleri
yedi gün içinde uygun
araçlarla halka duyurulur”
şeklinde düzenlenmiştir.
Uygun aracın ne olduğu belli
değildir. Dolayısıyla vatandaşın kendi malını mülkünü
ilgilendiren Belediye Meclisi
kararlarından nasıl ve nerede
halka duyurulacağı belli
olmadığı için haberdar olmaması muhtemeldir. Bu durum vatandaşın bu kararlara yargı yoluyla itiraz hakkını fiilen kısıtlayacak
sonuçlar doğurabilecektir.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 20. Maddesi;
“Belediye meclisi, her ayın ilk haftası, önceden
kararlaştırdığı günde toplanır” şeklinde düzenlenmiştir. Büyükşehir Belediye Meclisleri ise 5216
sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu’nun 13.
Maddesine göre her ayın ikinci haftası önceden
meclis tarafından belirlenen günde toplanmaktadırlar.
Yurttaşların belki de evlerini kaybetmelerine neden
olabilecek kararlardan zamanında haberdar olabilmeleri ancak belediye meclis toplantılarını bizzat
takip etmeleri ile mümkündür. Bu yöntem yasal
olarak mümkünse de, fiilen mümkün olamayacaktır. Bu durumda, halkın kendini ilgilendiren konulardan haberdar olmasını sağlamak konusunda en
büyük görev muhtarlara, yerel basına ve şüphesiz
ki muhalif meclis üyelerine düşmektedir.
( iNTERNETTEN ALINMIŞTIR)
BAKIRKÖY KAYMAKAMLIĞI DIŞ İŞLER VE AB KOORDİNASYON BÜROSU
İçişleri Bakanlığı, Dış İlişkiler ve AB Dairesi
Başkanlığı’nın 26.01.2010 tarih ve 2010/6 sayılı
genelgesi ile Avrupa Birliği katılım sürecine yerel
paydaşların daha etkin katkı sağlamaları
amacıyla İstanbul’da kurulan Avrupa Birliği’ne
Uyum, Danışma ve Yönlendirme Kurulu’nun
04.03.2010 tarihinde gerçekleştirdiği toplantıdan
çıkan karar doğrultusunda Bakırköy Kaymakamlığı’nda Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği (AB) Projeleri Koordinasyon Bürosu kuruldu.
Bakırköy Kaymakamlığı AB Projeleri Bürosu
koordinatörlüğüne atanan Berna Ateşsal, büronun, AB topluluk programları, eğitim ve gençlik
programlarının (Socrates, Leonardo da Vinci,
Comenıus ve Youth in Action) ilçe içinde tanıtılması, koordinasyonu, yürütülmesi ve programlardan faydalanarak projelerin AB projeleri
merkezinde değerlendirilmesi, seçimi, AB
komisyonu ve Ulusal Ajansa sunulacak projelerin müracaatlarının derlenmesi, ön değerlendirmelerin yapılması, üye ülkeleri Ulusal
Ajans, AB komisyonu ile programının
gerçekleştirilmesi ve işbirliği kurulması
konusundaki ilişkilerin yürütülmesi amacıyla uygulayıcı ve koordinatör birim olarak
kurulduğunu söyledi.
Özellikle eğitim alanında çeşitli projeler
ürettiklerini ifade eden Ateşsal, şu ana
kadar 4 okulla ortak çalışma yaptıklarını,
hedeflerinin Bakırköy’de bulunan 46 resmi
okulun hepsine ulaşmak olduğunu dile
getirdi.
Uzun soluklu projeler geliştirdiklerini vurgulayan Berna Ateşsal, 8 kişilik bir ekibinin
olduğunu ve özellikle Eylül-Ekim aylarında Bakırköy’de çeşitli
etkinlikler gerçekleştireceklerini de kaydetti.
24
02 AĞUSTOS 2010 PAZARTESİ
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Hüseyin
Uğur Özhabeş, Cavit Ganiç, Coşkun Alagöz,
İlknur Meral, BaharSunman, Yalçın Kayalı, Elif
Arıkan Can’ın izinli olduğu, gelmeyen
üyelerin izinli
sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek
birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafından açıldı. Gündem okundu, oybirliğiyle
kabul edildi. Gündem maddelerinin görüşülmesi
neticesinde 1- İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğü başlıklı mahalli idare birlikleri norm kadro
ilke ve standartlarına dair yönetmeliğin 11. maddesi gereği 2 adet boş mühendislik kadrosunda
değişiklik yapılmasına dair başkanlık teklifinin
oybirliğiyle kabulüne. 2- İnsan Kaynakları ve
Eğitim Müdürlüğü başlıklı mahalli idare birlikleri
norm kadro ilke ve standartlarına dair yönetmeliğine dair 11. maddesi gereği norm fazlası
olan 1 adet zabıta memuru, 3 adet işçi kadrolarının iptaline dair başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne. 3- Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü başlıklı gelecek yıllara yaygın hasta nakil
ambulansı kiralanması hizmetine dair başkanlık
teklifinin oybirliğiyle kabulüne karar verilerek
birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafından 03.08.2010 Salı günü saat 16:00’da
toplanmak üzere kapatıldı.
03 AĞUSTOS 2010 SALI
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden
Hüseyin Uğur Özhabeş, Cavit Ganiç, Doğu
Coşkunfırat, Servet Deniz, Coşkun Alagöz, İlknur
Meral, Yalçın Kayalı ve Elif Arıkan Can’ın izinli
olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı,
ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim,
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu,
oybirliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde 1- Ruhsat ve Denetim
Müdürlüğü başlıklı 06.07.2009 tarih ve 37 sayılı
meclis kararında açık alkollü içki satışı yapılabilir
AĞUSTOS 2010
BELEDÝYE MECLÝSÝ’NDE
NELER GÖRÜÞÜLDÜ
bölgeler,
yerler,
umuma açık istirahat ve eğlence
yerleri ve içkili yerlerin ruhsat
landırılması mesafe ve kazanılmış haklar konulu
kararın 9. maddesinin değiştirilmesine dair
başkanlık teklifinin oybirliğiyle kabulüne. 2İmar ve Şehircilik Müdürlüğü başlıklı Zeytinlik
Mahallesi 15 pafta 84 ada 1 parsele ilişkin
1/1000 ölçekli uygulama imar planı tadilatı teklifine dair dosyanın İmar ve Şehircilik Komisyonu’na havalesinin oybirliğiyle kabulüne karar
verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan
Ersoy tarafından 04.08.2010 Çarşamba günü
saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
04 AĞUSTOS 2010 ÇARŞAMBA
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Levent
Gökçe, Cavit Ganiç, Ferzan Özer, Hüseyin Uğur
Özhabeş, Selim Malgaz, Yervant Özuzun,
Coşkun Alagöz, İlknur Meral, Yalçın Kayalı, Elif
Arıkan Can’ın izinli olduğu, gelmeyen üyelerin
izinli sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan
Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime ait zabıt
özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi. Gündem
maddelerinin görüşülmesi neticesinde; 1- Kültür
ve Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklı Kadın Koruma
Evi açılmasına dair Bütçe Plan Komisyonu
Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne, 2- Kültür ve
Sosyal İşler Müdürlüğü başlıklı Kadın Koruma Evi
açılmasına dair Kadın Sorunları Komisyonu
Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne karar verilerek
birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy
tarafında 05.08.2010 Perşembe günü saat 16’da
toplanmak üzere kapatıldı.
05 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBE
Yapılan yoklamada, meclis üyelerinden Baba
Levent Gökçe, Hüseyin Uğur Özhabeş, Serdal
Kılavuz, Cavit Ganiç, Yervant Özuzun, Doğu
Çoşkunfırat, Servet Deniz, Coşkun Alagöz, İlknur
Meral, Sefa Birinci, Halil Yalçın Kayalı, Elif Arıkan
Can ve Ramazan Baş’ın izinli olduğu, gelmeyen
üyelerin izinli sayıldığı, ekseriyetin bulunduğu
tespit edilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy tarafından açıldı. Geçen birleşime
ait zabıt özeti okundu, oybirliğiyle kabul edildi.
Gündem maddelerinin görüşülmesi neticesinde,
1- Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü başlıklı
sosyal yardım v sosyal hizmet yönetmelik taslağına dair hukuk komisyon raporunun 2 ret Mehmet
emin ertekin, Ayhan Can oya karşın oyçokluğuyla kabulüne, 2- imar ve şehircilik Müdürlüğü
başlıklı Osmaniye Mahallesi 73/1 pafta 158 ada
9 parsele ait 1/1000 ölçekli uygulama imar planı
tadilatına dir İmar ve Şehircilik Komisyonu
Raporu’nun 2 ret oy Mehmet emin erktin, Ayhan
Can, oya karşın oyçokluğuyla kabulüne karar
verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili Hasan
Ersoy tarafından 06 ağustos 2010 Cuma günü
saat 16:00’da toplanmak üzere kapatıldı.
06 AĞUSTOS 2010 CUMA
Yapılan yoklamada meclis üyelerinden Hüseyin
Uğur Özhabeş, Yervant Özuzun, Coşkun Alagöz,
İlknur Meral, Bahar Sunman, Halil Yalçın Kayalı,
Türkan Elif Arıkan Can ve Ramazan Baş’ın izinli
olduğu, gelmeyen üyelerin izinli sayıldığı ve
ekseriyetin bulunduğu tespit edilerek birleşim
Meclis 1. Başkan Vekili Hasan Ersoy tarafından
açıldı. Geçen birleşime ait zabıt özeti okundu ve
oybirliğiyle kabul edildi. Gündem maddelerinin
görüşülmesi neticesinde İmar ve Şehircilik
Müdürlüğü başlıklı Zeytinlik Mahallesi 15 pafta
84 ada 1 parsele ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama
imar planı tadilatı teklifine dair İmar ve Şehircilik
Komisyonu Raporu’nun oybirliğiyle kabulüne
karar verilerek birleşim, Meclis 1. Başkan Vekili
Hasan Ersoy tarafından kapatıldı.
Bakırköy Belediye Meclis üyesi
DOĞU COŞKUNFIRAT VEFAT ETTİ
Bakırköy Belediye
Meclis üyesi Doğu Coşkunfırat geçirdiği kalp krizi
sonrasında yaşamını yitirdi.
Cumhuriyet Halk Partisi’nden Bakırköy Belediye
Meclis üyesi olan Doğu
Coşkunfırat için ilk tören
Bakırköy Belediye Binası
önünde gerçekliştirildi.
Törene Coşkunfırat
ailesinin yanı sıra, Bakırköy
Belediye Başkanı Ateş Ünal
Erzen, belediye meclis
üyeleri ve çok sayıda seveni
katıldı. Buradaki törende
konuşun Bakırköy Belediye
Başkanı. Ateş Ünal Erzen,
çok yakın bir arkadaşını,
çok iyi bir Bakırköylüyü
kaybetmekten dolayı
çok büyük üzüntü içinde
olduğunu vurgulayarak,
Coşkunfırat ailesine
başsağlığı diledi Coşkunfırat’ın oğlu Acun Coşkunfırat’ta tarif edilemez bir acı
yaşadığını belirterek,
üzüntüsünü dile getirdi.
Bakırköy Belediye
Binası’nın önünde gerçekleştirilen törenin ardından
Coşkunfırat’ın naaşı Ataköy
5. Kısım Camii^nde ilkindi
namazına müteakip kılınan
cenaze namazının ardından
Güngören Köyiçi Mezerlığı’ndaki aile kabristanlığında defnedildi.
Meclis oturumlarýnýn tamamýný gazetemizin
www.atakoygazete.com.tr
sitesini ziyaret ederek okuyabilir ve
sesli olarak dinleyebilirsiniz.
25
Uzun süre bir
aradan sonra
sizlerle ve tekrar
gazete de
beraber olmak
ne mutlu.
Evet Bu süre
içinde nerelerdeydiniz
diyebilir
siniz ?
cortex bilinç altı
kayıtların
bulunduğu
Ünlü psikiyatrist Carl Gustav Jung'un
söylediği gibi
sürüngen
beynimiz var.
Beş duyu
ile
Funda ERZURUMLUOĞLU
iŞTE HAYAT BU BAŞARABİLİRSİNİZ .YETERKİ SİZ İSTEYİN.
Hani derler ya topraktan
daha çok verim almak için
toprağı nadasa bırakın diye
...
Ben de kendimi revize etmek
için belli bir takım eğitimler
aldım. Bu eğitimler ilk başta
kendimi tanımakla başladı ve
bu güzel çalışmalar sonunda
da hayatın ne kadar kolay
ne kadar zevkli olduğunun
farkına vardım. Okuyan
okuyucularım bilir ki benim
esas mesleğim eczacılık ve
misyonum esas olarak insanlara hastalıklarında şifa vermede vesile olmak ve bu
senelerce de her şifa bulan
hastamda da beni daha
mutlu etmiştir. Daha sonra
Genel yayın Yönetmenimiz
Özcan Atamer beyin bana
sağlamış olduğu imkanla
köşemde yazılarımla bazı
noktalara değinerek bir
takım problemlerin çözümlenmesinde yardımcı olmanın
mutluluğunu yaşadım. Ama
bir şeyler eksikti. Ben insanların mutluluğu huzur ve
başarıyı bulmasını arzu ediyor ve bu konuda bir takım
çalışmalar yapmak istiyordum. Ve başardım ....
2 senelik yoğun çalışmam
doğrultusunda ve almış
olduğum eğitimlerle
başardım ve artık bende
varım ve bu birikimlerimi ve
çalışmalarımı artık sizlerle
paylaşma zamanı....
Eğer yeter artık bu parasızlık
yeter artık mutsuzluk yeter
artık hayatta ki başarısızlıklara diyorsanız haydi kendinizi baştan yaratmaya ....
Değişim sizde başlar. Bunu
unutmayın ...
Düşüncelerinizi değiştirin ve
yaşamınız değişsin.
İnsan denilen varlık o kadar
güzel bir donanıma sahip ki
ilk başta bunu keşfederek
başlayalım.
Bizi diğer canlılardan ayıran
en değerli özelliğimiz bir
beyine sahip olmamız.
Beynin bizim hayatımızı etkileyen yönlendiren işleyiş
tarzını size şimdi burada
bahsedeceğim
Amerikada ki araştırmalarda
beyinde ki talamus amigdala
algıladığımız veriler talamusa gider orada eğer buna
benzer duygu ve olumsuzlukla karşılaşılmışsa amigdala
denilen bölgeye bir akım
giderek dur yapma yaparsan
başına iş gelir gibi komutlar
alır ve korkuyla başladığımız
işte korku frekansı yayarak
inançlarımız doğrultusunda
bilinç altında sen başaramazsın gibi birde kayıt varsa
başaramayacağımız kesindir.
İşte böyle bir sinyal almaya
başladığınızda gelişen olayın
sonuna odaklanmalı ve
başardığınızı imgelemelisiniz.
Bir danışanımda yaşadığım
bir olayı size anlatmak istiyorum. Danışanımın yüzme
korkusu vardı ayağını
basamayacağı yerde ve
sudan başını nefes almak
için çıkardığı zaman boğulma tehlikesi yaşıyordu. Biz
bilinç altında kayıtlara
indiğimizde çoçukluk yıllarında tam denizde yüzerken
denizde şakalaşan ağabeylerinden birinin onun üzerine
düştüğünü ve onunda o sıra
nefes olmak için su yüzeyine
çıktığı zaman birden denizde
boğulma tehlikesi geçirir. Bu
deneyim çocukluk yıllarında
almış olduğu bir deneyimidir
ve yıllarca deniz ve havuzda
yüzememiş ve her deneyimindede ben boğulacağım
inancı ile boğulma tehlikesi
geçirmiş yaptığımız çalışmalar doğrultusunda şu
anda 15 metrelik bir havuzu
rahatlıkla yüzdüğü ve bana o
ilk başarısından sonra Başardım diye mesaj atması
.... iŞTE HAYAT BU BAŞARABİLİRSİNİZ .YETERKİ SİZ
İSTEYİN.
Biz danışanımda geleceğe
başarı görüntüsünü kaydettik
ve başardı... Bilinç altında ki
kayıttı silip yeni görüntüyü
yerleştirdik. Bu ay ki yazımda
verdiğim bilgilerin devamını
daha sonra ki sayılardaki
dergimizde takip edebilirsiniz
BAKIRKÖY İLÇE EMNİYET MÜDÜRÜ İZZET KAPTAN
İstanbul Emniyet Müdürlüğünde
yapılan atamalar sonunda
Bakırköy İlçe Emniyet
Müdürü Nihat Çulhaoğlu’nun Bağçılar İlçe
Emniyet Müdürlüğüne
atanmaı
sonuçu,Bakırköy
İlçe Emniyet
Müdürlüğüne İzzet
KAPTAN getirildi. Bakırköy’e
İlçe Emniyet
Müdürü
olarak atanan
İzzet Kaptan
gazetemize
yaptığı açıklamada, Bakırköy
halkının huzur
ve güvenliğini
sağlamakla sorumlu
olduklarını
belirterek,
‘’"Bakırköy halkı ile birlikte mutlu ve mesut
günler geçirmek için,
vatandaş memnuniyeti
esas olmak üzere güzel bir
çalışma yapacağız.
Bakırköy halkına her zaman
yakın olacağız. Ben ve personelim
Bakırköy halkının huzur ve
güvenliğini sağlamakla sorumluyuz. Görev ve sorumluluk bilinci
içerisinde Bakırköy halkının memnuniyetini en üst düzeye çıkarmaya çalışacağız. Sizlerden de
destek bekliyoruz. Bizim
göremediklerimizde, objektif
değerler içerisinde bizlere
yardımcı olmanız bizi mutlu edecek. ” dedi.
BİR BUNLAR EKSİKTİ
SAĞLIK VE MUTLULUKLA
KALMAK DİLEĞİYLE
N.L.P Uzmanı,Yaşam Koçu
Ecz.Funda Erzurumluoğlu
İZZET KAPTAN KİMDİR ?
1969 İzmir doğumlu olan İzzet Kaptan,
1991 Polis Akademisi mezunu. Meslek
hayatında İstanbul, Rize, Kocaeli ve
tekrar İstanbul illerinde genel olarak
karakol ve asayiş hizmetlerinde olmak
üzere toplamda 19 yıllık bir hizmet hayatı bulunan İzzet Kaptan, evli ve 1 çocuk
babası.
İzzet Kaptan, Kartal İlçe Emniyet Müdürü
olarak 1 sene görev yaptıktan sonra
Bakırköy'e atandı.
Kısa süre sonra bu
güzel görüntülere
hasret kalacaksınız
İstanbul genelinde yaya kaldırımlar işgal altında. Pekçok yerde yayalar yollarda yürümek zorunda
kalıyor. Bu işgalleri engel olması
gerekenler, işgalçilere adeta çanak
tutuyor.
Büyükşehir Belediyesinin son uygulamaı işgalcilerin eline adeta koz
veriyor.
Büyükşehir Belediyesi özellikle yayaların yoğun olarak kullandıkları
kaldırımlara çiçek satılacak cam
mobolar yerleştiriyor.
Bakırköy’de de yaya trafiğinin
yoğun olduğu İstanbul Caddesi’nde bulunan Carousel Alışveriş
Merkezi önündeki kaldırıma konulan çiçek durağı, yayaların
kaldırımda yürümelerine engel
oluyor. Bu arada Cumhuriyet Meydanı girişine konan cam mobo da
yaya yolunu tamamen kapatmış
durumda.
Bu arada 40 yıldır Bakırköy’de
çiçek sattıklarını ifade eden seyyar
çiçekçiler ise, İstanbul Çiçekçiler
Esnaf Odası ve İstanbul Büyükşehir
Belediyesi yetkililerinin çiçek
duraklarını kendilerine tahsis edeceklerini söylediklerini fakat yine
de endişeli olduklarını belirtiyorlar.
TEKNOLOJÝ DÜNYA SI
vvvvvv
GÖKHAN ATAMER
[email protected]
AR-GE BELGELİ İLK OPERATÖR
Avea, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından verilen Ar-Ge Merkezi Belgesi'ni almaya hak kazanarak sektöründe bir ilke imza attı. 2006 yılından
bu yana toplam 65 milyon TL Ar-Ge yatırımı
gerçekleştiren ve Türkiye telekomünikasyon sektöründe "Ar-Ge Merkezi Belgesi"ni alan tek operatör olan Avea, Avea Ar-Ge Merkezi'nin resmi
açılışını Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Bilgi
Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Dr. Tayfun
Acarer'ın katılımıyla, Avea CEO'su Erkan
Akdemir'in ev sahipliğinde gerçekleştirdi. Hem
telekomünikasyon sektörünün hem de Türkiye'nin
teknoloji üssü olma hedefi doğrultusunda önemli
bir yere sahip olacak olan Avea Ar-Ge Merkezi,
toplam 1.700 m2'lik alanda, konusunda uzman
178 tam zamanlı çalışan ile Türkiye için 21.
yüzyılın yenilikçi teknolojilerini geliştiriyor. Gerçekleştirilen açılış töreninde bir konuşma yapan Avea
CEO'su Erkan Akdemir; "Avea, bugün geldiği noktada sadece bir telekomünikasyon veya bir iletişim
markası değil, aynı zamanda bir teknoloji markası.
Teknoloji markası olmak ise sadece ve sadece
araştırma ve geliştirme yatırımı yapmakla
mümkün. Avea son beş yılda araştırma ve
geliştirme faaliyetleri için 65 milyon liralık yatırım
yaptı ve bu kapsamda gelirlerine oranla Ar-Ge'ye
en çok yatırım yapan markalar arasında dünyadaki lider teknoloji şirketler seviyesine ulaştı. Bugün
açılışını yaptığımız Avea Ar-Ge Merkezi, bizim için
son beş yılda araştırma ve geliştirmeye yaptığımız
bu yatırımların ete kemiğe bürünmüş hali" dedi.
Avea'nın Ar-Ge çalışmalarını sürdürdüğü Avea ArGe Merkezi'ni açmasının ilk amacının verimliliği
artırmak olduğunu belirten Avea CEO'su Erkan
Akdemir, "Verimliliğimizi artırarak, müşterilerimize
daha kaliteli hizmetler üreteceğiz, müşteri deneyimini başka bir boyuta taşıyacağız" dedi. Erkan
Akdemir sözlerine şöyle devam etti; "İkinci
amacımız ise müşterilerimize ve tüketicilere, rakiplerimizden ciddi manada farklılaşmış teknolojik
hizmetler üretmek. Bu hizmet ve ürünlerimizin NFC
(yakın alan iletişimi) gibi ilk örneklerini yakın
zamanda uygulamaya koyduk. Buna benzer
hizmetler konusunda önümüzdeki dönemde daha
da ivmeleneceğiz. Avea Ar-Ge Merkezi'ni
açmamızın üçüncü amacı ise bütün iş ortaklarımız
ve paydaşlarımızla teknoloji temelli yeni projeler
üretmek. Bu anlamda merkezi, teknoloji temelli
projeler için bir kuluçka merkezi olarak görüyoruz." Gerçekleştirilen açılış merasiminde Avea ArGe Merkezi'nin sahip olduğu imkanları anlatan
Avea CEO'su Erkan Akdemir, Avea'nın Ar-Ge
konusundaki gelecek hedeflerinden de bahsetti.
Akdemir; "Avea Ar-Ge Merkezi'nin gözbebeğini
Avea İnovasyon Merkezi oluşturuyor. Avea İnovasyon Merkezi'nde, vizyoner ve teknoloji anlamında sınırları zorlayan projeler geliştireceğiz. Bu kap-
samda ulusal ve yabancı üniversitelerle, kurumsal
müşterilerimizle ve diğer Ar-Ge merkezleriyle
ortak çalışmalar yapacağız. Merkez sayesinde girişimcilere ve başta KOBİ'ler olmak üzere kurumsal
müşterilerimize kendi fikirlerini ürüne dönüştürebilecekleri teknoloji ortamı sağlayacağız. Böylece
müşterilerimizin pazarlama ve satış kanallarını
destekleyerek yeni markalar üreteceğiz. Avea İnovasyon Merkezi, üniversiteli öğrencilerden
akademisyenlere, ulusal ve yabancı üniversitelerden diğer Ar-Ge merkezlerine kadar geniş işbirlikleri oluştururak bir ekosistem yaratacak. Bu
anlamda merkez beyin göçünü tersine çevirmede
faydalı olacak" dedi. 25 milyon TL'lik yatırımla
oluşturulan test laboratuvarlarının da içinde bulunduğu Avea Ar-Ge Merkezi'nde halen 178 araştırmacının çalıştığını ve bu sayının kısa sürede 220'ye
çıkacağını söyleyen Erkan Akdemir; "Bugüne kadar
uygulamaya soktuğumuz ve üzerinde çalıştığımız
projelere 'Geleceğe teknoloji üretme' hedefiyle
büyük bir hız ile devam edeceğiz. Avea olarak
tüketicilerimize ve iş ortaklarımıza daha iyi hizmet
vermek için iki yıl içinde de 60 milyon TL'lik
araştırma geliştirme yatırımı yapacağız. Merkezimiz aracılığıyla Türkiye'ye sunacağımız inovatif
hizmet ve ürünlerin tüm dünyada örnek alınmasını
bekliyoruz" dedi.
SKYPE’A RAKİP GELDİ: GOOGLE VOICE
Google geçtiğimiz Mayıs ayında internet üzerinden
sesli ve görüntülü görüşme teknolojileri konusunda
uzman olan Global IP Solutions firmasını bünyesine katarak iletişim alanında yer sahibi olmak için
çalışmalara başlamıştı. Şirketin yeni hizmetiyle,
kullanıcılar internet üzerinden çok ucuza telefon
görüşmesi yapabilecek. Hizmet şu an için sadece
ABD'de yaşayan kullanıcılar tarafından kullanılabiliyor. Ancak Google, hizmetin kapsadığı ülkeleri
kısa zamanda genişletmeye ve bu alanda liderliği
açık ara elinde bulunduran Skype'a rakip olmaya
hazırlanıyor. Uygulama sayesinde telesekretere
bırakılan sesli mesajlar, yazılı metin halinde de
görüntülenebilecek. Google bu şekilde kullanıcılarına sadece gerekli gördükleri mesajları
dinleme olanağı ve zaman tasarrufu sağlamayı
hedefliyor. Ayrıca yeni uygulamayla telesekretere
bırakılan mesajları eşzamanlı olarak dinlemek ve
gerekli görüldüğü takdirde mesaj bırakılırken
araya girerek çağrıya yanıt vermek de mümkün
olacak. Google'ın sitesinde yer alan bilgilere göre
hizmet Türkiye için aktif hale getirildiğinde; Türkiye
sabit hatları dakikası 3 cente, cep telefonları ise
dakikası 18 cente aranabilecek. Ayrıca Google,
Google Voice üzerinden belirleyeceğiniz telefon
numaranızdan arandığınızda, hem ev, hem de iş
ve cep telefonlarınız üzerinden size aynı anda
ulaşılabilme imkânı da sağlayacak. Internet
üzerinden telefon ve sohbet hizmetleri sunan
Skype’ın 2010 yılının ilk yarısı itibarıyla yaklaşık
560 milyon kayıtlı kullanıcısı bulunuyordu. Aynı
dönemde Skype üzerinden 95 milyar dakikalık
sesli ve görüntülü görüşme gerçekleştirilmişti. Her
ne kadar Google Voice pazara iddialı bir giriş yapmış olsa da, Skype’ın liderliğini elinden alıp alamayacağını zaman gösterecek.
PES 2011 TÜRKÇE YOLDA
Ülkemizde oldukça büyük bir hayran kitlesi bulunan PES ( Pro Evolution Soccer ) için alınan karar
tüm Türk oyun severler tarafından müjde ile karşılandı. Konami - Digital Entertainment GmbH
yetkilileri, ülkemizde oyuna gösterilen ilginin yüksek olması üzerine talepleri dikkate alıp Türkçe dil
seçeneğinin ihtiyaç olduğu kararına vardılar. 7
Ekim'de piyasaya çıkacak olan PES 2011 , Playstation 3, PC ve Xbox 360 platformlarında yer alacak
Tükçe dil seçeneği de yer alacak. Konami - Avrupa
PES Ekip Lideri Jon Murphy PES 2011 için çok
yoğun çalışıldığını, sınırsız özgürlük, kusursuz kullanım ve gerçekçiliği sağlayabilmek için bugüne
ÝMTÝYAZ
GENEL
Taner SAHÝBÝ,
KÜÇÜKTEPE
Hukuk Danýþmaný: Av.
ATAKÖY
YÖNETMEN
VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ
Ofset Baský ; ÜNÝFORM
Özcan
Renk Ayýrým; FÝLMEVÝ
ATAMER
AYLIK BÖLGE
GAZETESÝ
Ýdare
Yeri: Ýncirli Caddesi YeþiladaHaber
Sokak No:2/1
Koordinatörü
Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Aylýk Süreli yayýn
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
YIL: 18 Sayý:196 AĞUSTOS-EYLÜL
2010
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
Yavuz ARPACIK
Köþe yazýlarýndaki sorumluluk,
yazarlarýnaBASIN
aittir
GAZETEMÝZ
AHLAK YASASINA
UYMAYI TAAHHÜT ETMÝÞTÝR
kadar görülen en köklü değişimleri gerçekleştirdiklerini ifade etti.
FIFA 2011 SINIRLARI ZORLUYOR
Kasım'da piyasaya sürüleceği belirtilen FIFA 2011
ile PES 2011 arasındaki rekabet yeni boyut
kazanıyor. En eski futbol oyunlarından olan ve
Electronic Arts tarafından geliştirilen FIFA serisinin
2011 için çıkacak versiyonu Köln'deki Gamescom
2010 fuarında tanıtıldı. EA standında kurulan 'futbol sahası'nda, karşılıklı iki takım, kaleler, yedek
ve hakem kulübeleri yer aldı. Bu noktalarda kurulu
konsollarla oyuncu ve hakemler, çekişmeli bir maç
ortaya koydu. Üstün grafikleriyle birlikte getirilen
yeni özelliklerin FIFA 2011'i bir adım daha öne
taşıyacağı belirtiliyor. FIFA 2011'in yeni özellikleri
arasında, profesyonel paslaşma, yeni kafa vuruşu
ve çelme teknikleri, kaleciyi tam olarak yönetebilme, yeni çalım çeşitleri ve 11'e karşı 11 takım
oyunu var. Oyuncuların uzaktan şut, oyun kuruculuk, ara pasçılık gibi özel yeteneklerinin bilgisayar
zekasının içinde de olması; oyunu tek başına
oynayanlara zor anlar yaşatacak. Bir çok kullanıcının iştirak edebileceği özel gol sevinci kombinasyonları ise oyunun eğlenceli yönlerinden biri
olarak dikkat çekiyor. Iniesta, Petr Cech, Wayne
Rooney, Danovan, Kaka, Drogba ve Anelka gibi
yıldızların tanıtım yüzü olduğu FIFA 2011'de
dikkatleri çeken başka bir tanıtım yüzü ise Real
Madrid'e yeni transfer olan Türk asıllı yıldız futbolcu Mesut Özil. FIFA 2011’in Kasım ayında piyasaya
çıkması bekleniyor.
APPLE’I KURTARAN TÜRK
Apple, marka itibarını zedeleyen ve 175 milyon
dolar ek maliyet çıkaran iPhone 4’deki anten sorununu tekrar yaşamamak için Boğaziçi Üniversitesi
mezunu Türk fizikçi Atakan Peker’in geliştirdiği
“esnek metal”i kullanmayı düşünüyor. Ağustos
ayında ABD’de Liquidmetal Technology şirketiyle
kontrat imzalayan ve tüketici elektroniği ürünlerinde bu materyali kullanma adına özel bir
anlaşma yaparak bu alanda tüm hakları kullanma
hakkını alan Apple, iPhone 4’ün yeni sürümlerinde
ve iPhone 5’in anteninde metali kullanacak. Şirket
bunun yanı sıra diğer ürün gruplarında da (iPad,
Macbook) bu metalle tasarıma ağırlık verebilecek.
iPhone’un yeni modellerinde kullanılacak olan yeni
form verilmiş metal, GSM anteninin bulunduğu
bölüm kapatıldığında esneyerek antenin kapanmasının önüne geçerek sinyal problemi yaşanmasına engel olacak. Atakan Peker, “güçlü plastik” olarak adlandırdığı bu materyalin görünüm
olarak diğer metallerden farkı olmadığını söyledi.
Milliyet gazetesinin haberine göre, Peker'in
geliştirdiği ürün titanyum veya paslanmaz çelik
gibi metallerden 10 kat daha esnek yapıda, çok
daha hafif ve iki kat dayanıklı. Diğer metallere
göre en önemli dezavantajı ise yoğun kullanım
alanı olmadığından fiyatının pahalı olması. Atakan
Peker, esnek metalin orjinal formülünü geliştiren
biri olarak Apple’un bu teknolojiyi kullanacak
olmasından dolayı gurur duyduğunu belirtti.
Esnek metal teknolojisini keşfeden Peker, 13 yıl
Liquidmetal firmasında çalıştı. Master tezini hazırlarken şirkete adım atan ardından ürün geliştirme
aşaması sonraki yıllarda da şirkette teknolojiden
sorumlu Başkan Yardımcılığı pozisyonuna kadar
yükselen Peker, şu anda Washington State Üniversitesi’nde “İleri Düzeyde Materyaller” dalında
Bölüm Başkanı olarak görev yapıyor. Elinde “esnek
metal” teknolojisi dışında 30’a yakın patenti
bulunduran ve bunların çoğunu endüstrinin kullanımına sunan Atakan Peker son 5 yılda bu
patentlerden 40 milyon doları aşkın gelir elde etti.
Peker'in geliştirdiği bu materyal, lüks saat
markalarının yanı sıra NASA ve savunma sanayi,
uzay araçları ve zırh delici kurşun alanında da kullanılıyor.
Hukuk Danýþmaný: Av. Taner KÜÇÜKTEPE
Ofset Baský : ÜNÝFORM
Renk Ayýrým : FÝLMEVÝ
Ýdare Yeri: Ýncirli Caddesi Yeþilada Sokak No:2/1
Ferhat Apt. Kat: 1 D:4 Bakýrköy / Ýstanbul
Tel: (0-212) 543 86 64-543 86 65-543 86 47 Fax: 543 86 16
Ataköy Gazetesi, Yurtgün Ýç ve Dýþ Ticaret A.Þ.
tarafýndan yayýnlanmaktadýr.
Gazetemizde yayýnlanan yazý ve fotoðraflar kaynak
gösterilmeden kullanýlamaz
27
YEDİTEPE HALK OYUNLARI DERNEĞİ, TÜRK KÜLTÜRÜNÜ DÜNYAYA TANITIYOR
İstanbul Yeditepe Halk Oyunları Gençlik ve Spor
Kulübü, Danı Kosidbe Kupres Bosnia Hersogovina Uluslararası Halk Oyunları Festivali’nde
Türkiye’yi başarılı bir şekilde temsil ederek, yurt
dışında Türk Kültürü’nü, ve s Türk Halkoyunları’nı tanıttı.
İstanbul Yeditepe Halkoyunları Derneği, Başkanı
Nedim Altuncu, yeni kurulan bir dernek olarak
kısa sürede birçok başarılı ve güzel faaliyetler
gerçekleştirdiklerini belirterek, “Ülkemizi ve
halkoyunlarımızı tanıtmada ve sevdirmede
başarılı çalışmalara imza attık. Önümüzdeki yıllarda da bunun gibi çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Yurt içinde ve yurt dışında Türk Folklörü’ne ve
Türk Halkı’nı tanıtmaya devam edeceğiz” dedi.
Bu arada, Yeditepe Halk Oyunları Gençlik ve
Spor Kulübü, 2010-2011 sezonunda gerçeleştireceği yeni gösteriler, yarışmalar ve festival çalışmaları için hazırlıklara başladı.
ŞİŞLİ SUALTI SPORLARI KULÜBÜ’NDEN TEKERLEKLİ
Şişli Sualtı Sporları Kulübü
Türkiye Omurilik Felçlileri
Derneği’nde (TOFD) ihtiyaç
sahibi 7 kişiye, manuel tekerlekli sandalye bağışında
bulundu
TOFD’un Ataköy’de bulunan
merkez binasında, yapılan
organizasyona Şişli Sualtı
Sporları Kulübü yönetimi,
bağışta bulunan kişiler,
kulüp üyesi ünlü oyuncu
Tolga Karel ve emekli SAT
Komando ve dünya rekortmeni Namık Ekin de katıldı.
TOFD Genel Başkanı
Ramazan Baş, Şişli Sualtı
Sporları Kulübü Başkanı
İhsan Polat’a, Namık Ekin’e
ve oyuncu Tolga Karel’e,
dernekle özdeşleşen tekerlekli sandalye şeklindeki
plaketle teşekkürlerini
sundu.
Şişli Sualtı Sporları Kulübü
Başkanı İhsan Polat yıllardır
TOFD ile yapılan işbirliği
neticesinde birçok engelliye
sandalye bağışında bulunduklarını ve bunun gururunu
yaşadıklarını belirtti.
Sandalyelerin ihtiyaç sahiplerine teslim edilmesinin
ardından TOFD Genel
SANDALYE BAĞIŞI
Başkanı Ramazan Baş ile
derneğin atölyelerini gezen
Tolga Karel, engellilere fırsat verildiğinde nelerin
başarılabileceğine dikkat
çekti. Sanatçıların sosyal
sorumluluk projelerine
destek vermeleri gerektiğini
belirten ünlü oyuncu her
türlü organizasyonda
Türkiye Omurilik Felçlileri
Derneği’ne destekte bulunacağını da vurguladı.
DENİZ SEKİ’DEN, BÖBREK HASTASI GENÇLERE İFTAR
Türk Böbrek Vakfı, diyaliz merkezlerinde tedavi gören genç
hastalarına ve ailelerine iftar yemeği verdi.
Yeşilköy Dürümcü Baba’da verilen iftar yemeği şarkıcı Deniz
Seki’nin evsahipliğinde gerçekleştirildi.
Yemeğe Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk ve yönetim
kurulu üyeleri ile sevilen sanatçılar Deniz Seki, Leyla Bilginer, Özlem Yılmaz, Mert Yavuzcan ve böbrek hastaları ile
aileleri katıldı.
Yemek sonrasında konuşan Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur
Erk, böyle bir organizasyonun düzenlenmesinde kendilerine
yardımcı olan Deniz Seki ve Dürümcü Baba yetkililerine
teşekkür ederek, Deniz Seki’den böbrek hastaları için özel bir
şarkı yapmasını istedi.
Organizasyona katkıda bulunan şarkıcı Deniz Seki’de yaptığı
konuşmada, sosyal sorumluluk projelerinde yer almanın kendisine mutluluk verdiğini belirtti.
Deniz Seki, böbrek hastaları için özel bir şarkı yapmak içinde
çalışacağını sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından Türk Böbrek Vakfı Başkinı tarafından
Deniz Seki ve yemeğe katılan sanatçılara plaket takdim edildi.
MUTLU GÜNLER
Özgün BAKIŞLI & İzzet Yasin ERSOY
EVLENDİLER
Yeşilköy Çınar Otel’de yapılan Nikah ve Düğün törenine Esra- İlhan BAKIŞLI ve
Hürriyet Hasan ERSOY’ ailelerinin akraba ve yakın dostları katıldı.
Özgün ve İzzet Yasin’i nikah ve düğünde arkadaşları yanlız bırakmadı.
ARDA BEBEK BİR YAŞINDA
Kanada’nın Ottawa kentinde dünyaya gelen Deniz Arda İleri’nin doğum günü Atamer
ve İleri ailelerinin katılımıyla kutlandı.
29
31
147 ülkeden bin
BREZİLYALI DAVULCULAR
ve Türkiye'den de
400 kadar genç,
KÜÇÜKÇEKMECE SOKAKLARINDA
5. Dünya Gençlik
Kongresi'ne katılmak üzere İstanbul’da bir araya
geldi.
Birleşmiş Milletler
tarafından
dünyadaki en
önemli gençlik
etkinlikleri arasında
gösterilen kongreye
katılan yabancı
konuklar, İstanbul’un
değişik semtlerinde
çeşitli aktivitelere
katıldı.
“5.Dünya Gençlik
Kongresi” kapsamında Türkiye’ye gelen
Brezilyalı davulcular Küçükçekmece Hürriyet Caddesi’nde, davul çalarak caddenin sonuna kadar yürüdüler.
Karşılarında davulcuları gören mahalleli müziğe tempo
tutarak eşlik etti.
TARİHİ BİNADA TARİHİ CİĞERCİ
Bakırköy Belediye Meclis Üyesi Ferzan Özer’in sahibi
olduğu tarihi özer ciğercisi Eyüp’te restore edilen tarihi
binasında tekrar hizmete girdi.
Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu ile Bakırköy
Belediyesi başkan yardımcısı Turgay Akbal’ın açılışını
gerçekleştirdiği Tarihi Özer Ciğercisi’nin açılışına
Bakırköy Belediye Meclis üyeleri ve çok sayıda davetli
katıldı.
Açılışa katılan konuklarla yakından ilgilenen Ferzan
Özer, 1900 yılından beri bu işi yaptıklarını belirterek, ürünler
hakkında bilgi verdi. Açılışa katılanlanlara özel işkembe çorbası ikram edildi. Kendi sucuklarını ürettiklerini de dile
getiren Özer, ayrıca Türkiye’de ilk defa ciğer pate kullanan tek
işletme olduklarını da sözlerine ekledi.
Açılış öncesinde dua yapıldı. Avukat Rahmi Özkan’da ilk alışverişi
( Yavuz ARPACIK )
yaparak uğur parası hediye etti.
ATAKÖYLÜLER DERNEĞİNDEN
DURSUN ALİ ŞAHİN’E ANI PLAKETİ
Ataköylüler Derneği Başkanı Özcan Atamer ve
başkan yqrdımcısı Göksenin İleri, Bakırköy
Kaymakamlığı’ndan ayrılan Dursun Ali
Şahin’e hizmetlerinden dolayı bir anı plaketi
sundular. Atamer, Şahin’e ‘’Sizi Bakırköy’lüler
daima şükranla anacaklardır’’ dedi.
BAKIRKÖY İŞADAMLARI DERNEĞİ
DURSUN ALİ ŞAHİN’İ UNUTMADI
BİAD, Dursun Ali Şahin için düzenledikleri
İftar sonrası başkan Salim Yılmaz, Şahin’e bir
plaket vererek ‘’Bakırköye yaptıkları hizmetleri takdirle hatırlayacağız’’ dedi
Ş
ŞE
EK
KE
ER
RB
BAAY
YR
RAAM
MIINNIIZ
ZII
E
ENN İİÇÇTTE
ENN
DDİİL
LE
EK
KL
LE
ER
RİİM
MİİZ
ZL
LE
E
K
KUUTTL
LAAR
RIIZ
Z
AT R Ý U M E S N A F V E Ç A L I Þ A N L A R I
Te l e f o n : ( 0 2 1 2 ) 6 6 1 1 2 3 3 / 3 7 / 4 1
560 36 65
33
TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK GÖSTERİ MERKEZİ KÜÇÜKCEKMECE’YE YAPILACAK
Küçükçekmece Belediyesi, "Avrasya Gösteri Merkezi"
adıyla bir kültür sanat projesi daha hazırladı. Mega
projede; teraslı 30 bin kişilik bir amfi tiyatro,
1300 metrekare kapalı spor
salonu, 250 kişilik konferans
salonu ve 600 araç kapasiteli bir otopark yer alacak.
Küçükçekmece Belediyesi
tarafından Halkalı
Merkez Mahallesi'nde
yapılacak olan "Avrasya
Gösteri Merkezi" İle ilgili
ihale hazırlık çalışmaları
sürüyor.
Avrasya Gösteri Merkezi 700
metrekarelik sahnesi ile tiyatro,
konser, dans gösterileri ve benzeri
etkinlikler için büyük avantaj sağlayacak.
Roma dönemi yapılarının en etkileyici eserlerinden birisi olan Efes Celsus Kütüphanesi’nden (M.S. 106) esinlenerek ortaya çıkarılan
proje, tarihi ve modern mimariyi bir araya
getirecek. Toplam 30 bin metrekare inşaat
alanına sahip olacak olan proje bu yıl sonunda
ihaleye çıkarılacak.
gösteri merkezinde karşılayacak. Ayrıca bu merkez uluslar
arası sanatçılar ve show gruplarının sanatsal faaliyetlerini kalabalık kitlelere rahatlıkla ulaştırabilecekleri bir alan olacak”
dedi.
Başkan Aziz Yeniay, tarihi ve doğal zenginliklerine sahip çıkan
vizyonla, kültürel, sanatsal ve sosyal etkinlikleriyle Küçükçekmece'nin "İstanbul’un bir kültür ilçesi” olduğunuda sözlerine
ekledi.
SANATIN KALBİ BURADA ATACAK
Amaçlarının sosyal kalkınmanın gerçekleştirilmesi ve sosyal refahın artırılması olduğunu
söyleyen Küçükçekmece Belediye Başkanı Aziz
Yeniay, "İstanbullular ve Küçükçekmeceliler
ihtiyaç duyduğu kültür ve sanat faaliyetlerini bu
PİLİ GETİR, ŞEKE Rİ GÖTÜR
Sadece bir tanesi bile 4 metreküp toprağı ya da
800 bin metreküp suyu kirletebilen atık piller,
başta kanser olmak üzere birçok hastalığa yol
açıyor. Küçükçekmece Belediyesi tarafından çevre
bilincinin geliştirilmesi amacıyla merkezi noktalara,
içine atık pil attığınızda şeker veren makineler yerleştirildi. Özellikle çocuklar bu makinelere büyük
ilgi gösterirken aileler de uygulamayı çok beğendi.
Geri dönüşüm projelerine özel bir önem veren
Küçükçekmece Belediyesi, uzmanlardan oluşan bir
ekip kurdu. Son olarak uygulanan projelerden biri
ise halkın yoğun olarak bulunduğu kalabalık
merkezlere konulan “Pil Geri Dönüşüm
Makineleri.” Bu makinelerin en önemli özelliği,
içine bitmiş pilleri attığınızda karşılığında şeker
vermesi. Çocuklar, oyuncaklarındaki bitmiş pillerle
evde kullanılmayan pilleri bu kutulara getirerek
şeker alıyorlar. Bu uygulamayla özellikle çocukların, erken yaşlarda çevre bilincine sahip olması
hedefleniyor. Eğitim-öğretim yılı başladığında
okullara da bu makinelerden yerleştirilmesi planlanıyor. Küçükçekmece Belediyesi tarafından bu
pilot çalışmanın sonuçları değerlendirilecek ve
başarılı olması halinde bu uygulama yaygınlaştırılarak sürdürülecek.
A T IK P İ L İN S A DE C E Y Ü Z DE 3’ Ü T O P L A N I Y O R
Çevre mühendisi Gül Sümeyra Han “Atık piller
genellikle çöpe atılıyor. Türkiye’de piyasaya
sürülen pilin ancak yüzde 3 civarındaki bölümü
geri toplanabiliyor. Bu miktarın mutlaka arttırılarak
zamanla Avrupa ülkeleri seviyesine
getirilmesi gerekiyor. Türkiye’de bir
yılda 11 bin ton pil piyasaya
sürülürken, bunun yaklaşık olarak
250 tonu geri toplanabiliyor.
Sadece İstanbul’da bile her yıl 1018 milyon pil satılıyor. Avrupa'da
yasal zorunluluk olarak, pil
satan her mağazada bitmiş pillerin atılması için kutular bulunduruluyor. Örneğin Almanya'da
2007 yılı içinde 1 milyardan
fazla pil satılmış, bunun yüzde
50’si geri toplanmış. Görüldüğü
gibi biz ülke olarak daha yolun
başındayız. Geri dönüşüm
konusunun önemi tüm halkımıza
anlatılmalı. Çeşitli etkinlikler,
uygulamalar yapılarak gelecek
nesillerin bilinçlendirilmesi; insan
sağlığı, çevre ve ekonomik anlamda
büyük önem taşıyor" diye konuştu.
H A N G İ H A S T A L IK L A R A N E DE N
OLUYOR ?
Piller, içeriğindeki cıva, kadmiyum, kurşun,
çinko, mangan, lityum, demir, nikel, kobalt vb.
kimyasal maddeler ile insan sağlığını ve
doğal hayatı tehdit ediyor. Araştırmalara göre; küçük bir kalem pil,
4 metreküp toprağı verimsiz
hale getirebiliyor ya da 800
bin metreküp suyu kirletebiliyor. Hayatımızın birçok
alanında kullandığımız
piller çöpe atıldığında,
içerdikleri ağır metaller
zamanla toprağa veya
suya karışarak besin
zinciri yoluyla vücudumuza giriyor. Atık pillerin neden olduğu
hastalıkların başında
kanser, nörolojik bozukluklar, merkezi sinir sistemi
hastalıkları, böbrek ve
karaciğer hastalıkları geliyor.
Pilde bulunan kadmiyum ise yüksek
tansiy-
ona,
kalp
hastalıklarına,
akciğer ve
böbrek hastalıklarına, prostat
kanserine, kansızlığa ve
daha birçok hastalığa neden oluyor. Üstelik
bu atık maddeler genetik bozulmalara yol
açtığı için gelecek nesilleri de etkileyebiliyor.
Y Ö N E T M E L İK L E DÜ Z E N L E N M İŞ
31 Ağustos 2004 tarihli Resmi Gazetede
yayınlanarak hayata geçirilen “Atık Pil
ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği” zararlı madde içeren pil ve
akümülatörlerin üretilmesinin, ihracatının, ithalatının ve satışının önlenmesini, atık pil ve akümülatörlerin geri
kazanım için toplama sisteminin kurulmasını düzenliyor. Yönetmelik üretici firmalara kota getiriyor ve pillerin verdiği
zararlar için tazminat yükümlülüğünü
yasalaştırıyor.
34
Bahçelievler Belediyesi
Kültür Müdürlüğü’nce
her yıl çocuk, genç ve
yetişkinlere yönelik
olarak sürdürülen ücretsiz tiyatro kursuları sona
erdi.
Tiyatro Kursunu tamamlayan 23’ü çocuk olmak
üzere, 16 genç ve 22
yetişkin tiyatro öğrencisi
Bahçelievler Belediyesi
Yeni Sahne Salonu’nda
düzenlenen törenle
‘’Katılım Sertifikalarını’’
Belediye Başkanı Osman
Develioğlu’nun elinden
aldılar.
Büyük yeteneklerin küçük yaşta
keşfedilmesini ve Türk Tiyatrosu’na alt
yapı oluşturulmasını hedeflediklerini
söyleyen Belediye Başkanı Osman
Develioğlu “Sanata ve sanatçıya değer
veren yönetim anlayışıyla kültürel ve
sosyal aktivitelere de önem veriyoruz.
Bu anlamda, özellikle geleceğimizi
emanet edeceğimiz çocuklarımıza tiyatroyu sevdirmek, kendilerini doğru ifade
edebilme ve sosyal ilişkiler kurmalarına
yardımcı olacak derslerin de olacağı ücretsiz tiyatro kursu ile sağlıklı yetişmelerini amaçladık. Kurs
alan öğrencilerimizin içinden mutlaka büyük
sanatçılar da yetişecektir” dedi.
G E L E C E Ğ İ N T İ YAT R O C U L A R I Y E T İ Ş İ YO R
Toplam 61 öğrencinin 8 ay süreyle düzenli olarak
devam ettiği ücretsiz tiyatro kursuna katılan kursiyerlere, doğaçlama, yaratıcı drama, diksiyonfonetik, jest-mimik ve beden, nefes çalışması, tip
yaratma konularında dersler verildi. Sertifika
töreninin ardından çiçeği burnunda tiyatrocular
tarafından sahnelenen oyunlar izleyicilerin
beğenisini topladı.
B A H Ç E L İ E V L E R ’ D E YA Z O K U L U C O Ş K U S U
Bahçelievler Belediyesi Yaz Oku lu’na katılan 1200 gence serti fikaları, Bahçelievler Belediye
Başkanı Osman Develioğlu
tarafından verildi.
Hasan Doğan Spor Kompleksi’nde
düzenlenen törende konuşan
Başkan Osman Develioğlu “Her
şeyin temeli sevgidir. Çocuk larımızla, yaz – kış spor
okullarımızda da buluşuyoruz.
Gençlerimizin gelişimi için bu yıl
Harun Erdenay ve İbrahim Kutlu ay spor salonlarını da hizmete
açtık. Ve altı yılda, Türk Spor ve
Türk Belediyecilik tarihine geçen
rekorla 16 spor salonunu hizmete
sunduk. İstiyoruz ve diliyoruz ki,
sağlıklı toplum, sağlıklı gelecek
demektir. İnsanımız da, gençler imiz de, hizmetlerin en güzeline
layıktır ” dedi.
17 MART 2010 günü vefat eden Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı vekili İbrahim
anısına düzenlenen İstanbul Adliyeler arası futbol turnuvasında
GÜRSES
ŞAMPİYON BAKIRKÖY ADLİYESİ
(Haberin devamı 7. sayfada)
Kuşlar Gibi Uçmak, Balıklar Gibi Yüzmek, Kardeşçe Yaşamak İçin
BAKIRKÖY ULUSLARARSI HEYKEL SEMPOZYUMU
Bakırköy Belediyesi yeni bir projeye daha imza atarak, Bakırköy Uluslararası Heykel Sempozyumu gerçekleştiriyor. Sempozyuma beşi yurt dışından altısı da Türkiye’den olmak üzere onbir heykeltraş katılacak.
Bakırköy Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Bakırköy Belediye
Meclisi Kültür Komisyonu Başkanı Bahar
Sunman, ‘’Bakırköy ’de kültürel ve
sanatsal bir etkinlik yapmak istedik.
Bakırköy, Fatih veya Sultanahmet
gibi değil. En azından Ataköy
öyle değil. Ama Ataköy,
Türkiye’nin ilk modern yerleşim
birimi. O zaman bizde dedik ki,
burası açık hava müzesi gibi
bir yer olsun. Yazısı 13. Sayfada

Benzer belgeler

GERİ SAYIM BAŞLADI

GERİ SAYIM BAŞLADI Sürekli, Etkili, Ýlkeli.

Detaylı

bu projeyi uygulayamayacaklar

bu projeyi uygulayamayacaklar seyahati için gittiği Almanya’da çektiği diş ağrısı, hayatını değiştirdi. Verilen hizmetin hem yetersiz, hem de pahalı olduğunu gören Mustafa Günaydın, Türkiye’de Dentaworld’ü kurmaya karar verdi. ...

Detaylı

Ataköy Gazetesi

Ataköy Gazetesi KIZILAY’IN AYIBI

Detaylı

bakırköy`de bilinçli fakat tepkisiz bir gençlik var

bakırköy`de bilinçli fakat tepkisiz bir gençlik var Özromano ve BAKGEM Başkanı Kenan Zülaloğlu sorularımızı yanıtladı. -Viki Özromano İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği olarak Bakırköy Belediyesi ile birlikte yeni bir proje başlatıyorsunuz. Nedir...

Detaylı