edak haberler

Transkript

edak haberler
n KIŞ nBAĞIŞIKLIK nBAKIM
R
n ocak-şubat 2013 n yıl-1 n sayı - 02
EADFIA’NKDA
EDAKTÜEL
Yıl: 1 / Sayı: 02 / Ocak-Şubat 2013
İMTİYAZ SAHİBİ
EDAK Adına
ECZ. EMRE BACANAK
[email protected]
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
ECZ. AYŞEM JALE KIHTIR
[email protected]
INDEX
Genel Yayın Koordinatörü
MURAT ŞELÇUK
AŞIK
48 NASIL
OLURUZ?
[email protected]
Genel Sağlık Editörü
ECZ. MELTEM KORTEL
RAFI
06 EDAK
ECZANELERDE!
[email protected]
Genel Sağlık Danışmanı
DR. SEYFULLAH DAĞISTANLI [email protected]
08 EDAK’TAN
HABERLER
Mİ,
12 BİTKİ
İLAÇ Mİ?
Reklam Koordinatörü
E. NİHAN KAYMAZ [email protected]
52
EKOLOJİK BİR
DENEYİM:
KOMPOST
58
TAKMA KAFANA
DİYEN ÜLKE:
ETYOPYA
64
VİRÜS VE BAKTERİ
DÜŞMANI
BESİNLER
Editörler
YEŞİM ERDEMİR
ÖZNUR KAYHAN
[email protected]
[email protected]
Art Director
Grafik
M. ŞAHİN ÖZTÜRK
NEHİR ÇELİKTAŞ
Bu Sayı Katkıda Bulunanlar
PROF. DR. ÖMER AKÇALI
Sayfa Editörleri
Sağlık Ürünleri
Genel Sağlık
Dermatoloji
Ekoloji
Pedagoji
Psikiyatri
Seyahat
Yemek
Sinema
ECZ. EMİNE AKGÜN
DR. MURAT ÖZIŞIK
DR. VİLDAN ŞENGÖZ
ECZ. AYTAÇ TOLGA TİMUR
PED. ÜLKÜ KELDAL
DR. İNCI VURAL
MUSTAFA ANDIÇ
IŞIK POLATER
CEM KARAPOLAT
16
ECZACINIZ SİZİ
DİNLİYOR
Editoryal Hizmetler ve Grafik
www.fortiks.com
iletiş[email protected]
Yönetim ve İletişim
EDAK Ecza Koop. S.S. İzmir
Eczacılar Üretim Temin ve Dağıtım Kooperatifi
Karacaoğlan Mahallesi 6173 Sokak No:4
Işıkkent/İzmir (232) 488 19 19
[email protected]
Baskı
Metro Matbaacılık
Yahya Kemal Beyatlı Cad. No: 94 BEGOS
3. Bölge 35400 Buca/İzmir (232) 290 33 11
Edaktüel Dergisi, EDAK Ecza Kooperatifi ücretsiz yerel süreli
yayınıdır. İki ayda bir yayınlanır. Dergi tüm yayın hakları EDAK
Ecza Koop.’a aittir. Yayınlanan yazı ve fotograflar tamamen veya
kısmen dahi olsa izinsiz kullanılamaz, çoğaltılamaz. Yayınlanan
yazıların ve ilanların sorumluluğu sahiplerine aittir. Edaktüel Dergisi basım ve meslek ilkelerine uymayı kabul ve taahhüt eder.
02
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
20 SAĞLIKLI
HABERLER
30
ÇOCUKLARDA
DURUŞ
BOZUKLUKLARI...
32
KIŞ AYLARINDA
CİLDİMİZİN
BAKIM VE SAĞLIĞI
O GÖZLERİ
70 AH
YOK MU?
ÖLÜMÜN
74 GİREMEDİĞİ YER
ECZANELERDEN
78 HABERLER
başkandan
Ecz. Emre Bacanak
EDAK Ecza Koop.
Yönetim Kurulu Başkanı
Sevgili Okurlarımız,
Bir koca yılı daha devirdik. Ümit
ederim ki, 2013 yılı hepimize huzur ve
sağlık dolu günleri beraberinde getirsin.
2012 yılının son aylarında bir eczacı
kuruluşu olarak, dergimiz EDAKTÜEL
sayesinde sizlerle buluşmaya başladık.
2013 yılına ise dergimizin 2. Sayısıyla
giriyoruz. Hayatı sizlerle paylaşmak bizim için gerçekten de büyük bir mutluluk kaynağı…
2012 yılının Birleşmiş Milletler tarafından “Uluslararası Kooperatifler Yılı”
ilan edildiğini biliyor muydunuz? Kooperatif deyince muhtemelen 80’li yıllara
şahitlik etmiş herkesin aklına yıllarca
aylık gelirinin büyük bir kısmını taksitler
halinde yatırarak bir ev sahibi olma
umudunu bir kısım gayrı etik müteahhidin boş vaatlerine kaptırmış yakınları
ve o dönemin “köşe dönmece” anlayışına
kurban gitmiş kötü hatıraları geliyordur.
Bu anlamda “Kooperatif” kelimesinin
zihnimizde yarattığı algı pek de hoş olmayabilir. Hâlbuki yakın tarihimizdeki
bu ahlaksız furyanın müsebbibi kooperatif ya da kooperatifçilik değil sadece
ve sadece kooperatifleri bu sahtekârlığa
alet etmiş avantacılardır.
Oysaki kooperatif kelimesinin kelime
anlamını inceleyecek olursak İngilizce
“Co-operation” yani “birlikte iş yapmak”
anlamını ifade eder ki, bu bizim toplum
olarak en çok sevdiğimiz ve övündüğümüz özelliğimizin tam karşılığıdır:
İMECE…
Yeryüzünde sanmıyorum ki bizim
kadar yardımlaşmayı ve birlikte iş yapmayı seven bir toplum daha olsun. Her
ne kadar bizler de son yıllarda tüm
dünyada esen, toplumu bireyselleştirme
rüzgârının etkisi altında olsak da
imece bizim genlerimizde var.
Peki, Birleşmiş Milletler
neden 2012 yılını “Uluslararası Kooperatifler
Yılı” ilan etti dersiniz?
Çünkü tüm dünyada
esen toplumları bireyselleştirme rüzgârı, aslında eski
adıyla “kapitalizm”
yeni adıyla “küreselleşme” dediğimiz
makro ekonomik sis-
temin toplumları yönetebilmek için kullandığı temel yaklaşımdır. Çok özet bir
deyimle küresel sermaye insanların bencilliklerinden beslenir. İşte bu sistemin
karşısına koyulabilecek tek sosyo-ekonomik yapılanma Ko-operatif yapılanmadır. İşte Birleşmiş Milletler de toplum
huzurunu tesis edebilmek için 2012
yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı”
ilan etmiştir.
l Biliyor musunuz yıllardır başta zeytinyağı olmak üzere incir, üzüm, pamuk
ve daha birçok besin maddesi için kalitenin
güvencesi haline dönüşmüş bir marka
olan TARİŞ bir kooperatifler birliğidir?
l Biliyor musunuz Isparta’nın o güzelim
güllerini tüm dünyaya pazarlayan ve
dünya gülyağı ihtiyacının çok büyük bir
kısmını karşılayan GÜLBİRLİK bir kooperatiftir?
l Biliyor musunuz Ege bölgesinde neredeyse herkesin bildiği ve en az bir tanıdığını ev sahibi yapan EGEKOOP bir kooperatiftir?
l Biliyor musunuz sizlerin ve çocuklarınızın daha temiz bir dünyada yaşayabilmesi ve daha farkında bir toplum yaratabilmek için harıl harıl çalışan ÇEKOOP
(Çevreci Eczacılar Kooperatifi) bir kooperatiftir?
l Biliyor musunuz şu anda elinizde
tuttuğunuz dergiyi sizler için hazırlayan
EDAK, tam 34 yıldır sizlerin eczanelerimizden ilaç ve çeşitli sağlık ürünlerine
güvenle ulaşabilmeniz için çalışan bir
eczacı kooperatifidir?
Sevgili Okurlarımız,
Aynı işi yapan ya da aynı amacı
güden küçük sermaye sahibi insanların
güçlerini birleştirmesi ve “birlikten
kuvvet doğar” ilkesiyle dayanıştığı
kooperatifçilik doğru yönetildiğinde
ve doğru denetlendiğinde piyasada
son derece etkili olabilen bir iş modelidir. Yapısı gereği bünyesinde adaletsizliği ve bunun getirdiği art niyetleri barındırmayan ideal bir işletim
şeklidir.
Sözlerimi Birleşmiş Milletlerin 2012
yılı ana teması ile noktalamak istiyorum;
“Kooperatif İşletmeler Daha İyi Bir
Dünya Kurar”
Hepinize sevgiler…
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
03
sunuş
Yeni başlangıçlara merhaba,
Yeni başlangıçlar heyecan vericidir… İnsanlar hayatın çeşitli dönemlerinde
yeni başlangıçlar yapmak isterler, bazen de zorunlu kalırlar.
Yeni bir yıl, yeni umutlar demektir, yeni başlangıçlara gebedir. Her yeni
yılda çoğumuz diyete başlamaya, spor yapmaya, daha sağlıklı beslenmeye,
sağlığımıza daha çok dikkat etmeye niyet eder, kendi kendimize sözler veririz.
2013 Yılı EDAK ailesi olarak bizler için de yeni umutlar, yeni projelerle
başladı. EDAK Rafı Ocak ayı ile birlikte eczanelerimizde yerini almaya başladı.
EDAK Rafında sağlınıza, güzelliğinize, kişisel ihtiyaçlarınıza yönelik birçok
ürünü eczacınızın danışmanlığında, EDAK güvencesiyle bulabileceksiniz.
Edaktüel dergimizi de EDAK Rafıyla birlikte eczanelerimiz ve eczacılarımız
aracılığıyla sizlere ikinci kez ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Dergimizin bu sayısında EDAK Rafındaki ürünler, bunlarının yanında yeni
çıkan ilaçlar, dünyadan sağlık haberleri gibi konuların yanında kış aylarında
hastalıklarla savaşmaya hazır mısınız? bağışıklık sisteminiz yeterince güçlü
mü? Biz kışlıklarımızı çıkardık, kışa hazırız peki ya cildimiz kışa hazır mı?
gibi ilgi çekici konularımız ile kış aylarına özgü doğal önerilerimiz ile A’dan
Z’ye sağlıkla ilgili bakım rehberimiz yer alacak.
Ecz. Ayşem Jale Kıhtır
EDAK Ecza Koop.
Yönetim Kurulu Üyesi
Ayrıca “Medikal ürünler eczaneden ve eczacı danışmanlığında alınır”
diyerek medikal ile ilgili merak ettiklerinizi de bu sayımızda mercek altına
alıyoruz.
Kış aylarında sağlıklı beslenmeye yönelik yemek tarifleri, dünya turu, daha
birçok ilginizi çekeceğini umduğumuz konularla dolu dolu bir dergi hazırladık.
Çünkü sizler bizim için değerlisiniz, sağlınız biz eczacılarınız için çok
değerli.
Hep sağlıklı kalın, mutlu olun…
Sevgiyle...
04
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
edak rafı
EDAK Rafı eczanelerde!
n EDAK Ecza Kooperatifi’nin “EDAK
size iyi bakar” sloganıyla yılbaşından
itibaren uygulanmaya başlanan projesi, hasta ve son tüketiciye EDAK markası ile ulaşmayı hedefliyor.. Son tüketiciye sağlıklı ve güvenli ürünleri
en uygun fiyatlarla ulaştırmayı amaç
edinen projenin tüm faaliyetleri
EDAK tarafından yürütülecek. Proje
kapsamında özel olarak yaptırılan
EDAK Rafları, yılbaşından itibaren
EDAK Eczanelerinde yer alacak. Raflarda, halk sağlığını ilgilendiren güçlü ürünlere yer verilecek ve ürünler
periyodik olarak yenilenecek.
Bu bağlamda EDAK Rafı’nı
destekleyici 30 bin tirajlı EDAKTÜEL
dergisi de 2 ayda bir yayınlanarak
rafa giren yeni ürünler ve akılcı ilaç
kullanımına yönelik bilgiler ile
tüketiciye mesajlar verecek.
EDAK Rafı
Lansmanı
İstanbul Haliç
Kongre
Merkezi’nde
gerçekleşti
n EDAK Ecza
Kooperatifi’nin 26 Kasım
2012 tarihinde İstanbul
Haliç Kongre Merkezi’nde
gerçekleştirdiği EDAK
Rafı Lansmanına çok
sayıda firma yönetici ve
temsilcisiyle, basın
mensupları katıldı.
Projenin tanıtımını yapan
EDAK Ecza Kooperatifi
Yönetim Kurulu Başkanı
Eczacı Emre Bacanak
“amaçlarının eczanelerin
üzerindeki ekonomik
baskıyı azaltmak ve yeni
eczane modeli oluşturmak
olduğunu” söyledi.
06
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
EADFIA’NKDA
R
edak haberler
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)
’ı Ziyaret etti
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Parenteral Drug Association (PDA)
ve Tıp Kurumu tarafından düzenlenen “İlaçta Soğuk Zincir
Yönetimi Gezici Eğitimi” kapsamında EDAK Ecza Kooperatifi’ni
ve kooperatif ortağı eczanelerini ziyaret etti.
A
şılar gibi belirli bir ısıda
saklanması, taşınması ve
uygulanması gereken
ilaçların üretimden, son
tüketiciye kadar doğru sıcaklıkta
ulaşmasını sağlayan sisteme
"Soğuk Zincir" denmektedir.
Aşılar, saklanması gereken
ısıdan daha düşük veya daha
yüksek ısılara maruz
bırakıldıklarında etkinliklerini
kaybeden maddeler oldukları
için, bu ürünlerin taşıması ve
saklanmasında soğuk zincir
uygulamalarının en doğru
şekilde uygulanmaları olmazsa
olmazdır. Eğer soğuk zincir
kırılmışsa aşılar etkinliklerini
yitirmiş demektir.
Dünyadaki Soğuk Zincir
Uygulamalarını gözlemlemek,
uygulamalar hakkında bilgi
almak ve gezici eğitim
kapsamında işbaşı eğitimler
Eczanenizden soğuk zincir
ürünlerini alırken;
Soğuk zincirin kırılmadığına
emin olun...
Eczacınızın tavsiyelerine
kulak verin...
Altın Havan iki kez
EDAK, sosyal sorumluluk
alanındaki kumbara ve
oyuncak kampanyaları ile
Eczacı Dergisi’nin “Altın
Havan” ödülünü ikinci kez aldı.
T
ürkiye’nin ilk ecza kooperatiflerinden olan EDAK,
Eczacı dergisi tarafından
Türk ilaç ve eczacılık sektörünün
birbirini tamamlayan tüm birimlerinin çalışmalarını ve hizmetlerini değerlendirmek, yetkinliklerini belgeleyerek çalışmalarına
güç katmak ve yetişmekte olan
kuşakları özendirmek amacıyla
verdiği “Altın Havan İlaç ve Eczacılık Sektörü Başarı Ödülleri”
08
düzenlemek amacıyla yola çıkan
Dünya Sağlık Örgütü (WHO),
soğuk zincire tabi ilaçların
yolculuğunda, saklama ve
sevkiyat alanındaki
uygulamalarını gözlemek için
son 3 yıldır EDAK'ı ziyaret
etmekte. İlaç depoculuğunda
soğuk zincir uygulamalarını en
güvenli şekilde gerçekleştirip
ürünleri kooperatif üyesi
eczanelerine yine en sağlıklı
şartlarda ulaştıran, buradan da
hastaların en uygun şartlarda
kullanımını sağlayan EDAK, halk
sağlığına kattığı değerlerle gurur
duyuyor.
organizasyonunda ikinci kez
“Sosyal Sorumluluk” alanındaki
ödüle değer görülmenin mutluluğunu yaşadı.
EDAK’ın bu ödüle layık görülmesinde; Dr. Behçet Uz Çocuk
Hastanesi yararına düzenlenen ve
Onkoloji servisinin tamamen ye-
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
’ın oldu!
nilenmesini sağlayan “1. Kumbara Kampanyası” ile elde edilen ilk
Altın Havan ödülü ve bu kampanyanın devamı niteliğinde görülen
“Oyuncak Toplama Kampanyası”
ile çocukların hayal dünyasına ve
bilişsel gelişimine olumlu katkı
yapması etkili oldu.
edak haberler
D
ers zili çalmasıyla yeni eğitim öğretim yılının heyecanı devam ediyor. Bu heyecana ortak olmak isteyen EDAK
Ecza Kooperatifi çalışanları, Üye
İlişkileri Şefi Burcu Yaylacık ve Kurumsal İletişim Şefi Yeşim Erdemir,
200’ü aşkın kooperatif çalışanının
katkılarıyla toplanan bağış ile alınan malzemeleri Solaklar Köyü
Merkez İlköğretim Okulu Müdürü
Gündüz Eren ve öğrencilerine takdim ettiler.
“İzmir’e çok yakın bir mesafede
bulunan okulumuzun ihtiyaçlarına
bir nebze olsun katkıda bulunduğunuz için mutluyuz”
İzmir’in Kiraz ilçesine bağlı Solaklar Köyündeki Merkez İlköğretim Okulunda tek öğretmenle birleştirilmiş öğrenim yapılıyor. İlköğretim öğrencilerine yardımcı
ders kitapları, bağışçılardan gelen
öykü, roman ve hikâyeler başta olmak üzere, resim araç ve gereçleri
ile oyunlardan oluşan yardım paketi, Okul Müdürü Gündüz Eren’e takdim edildi. “Ecz. Hayati Yalçın 16.
Çocuk Resimleri Yarışması nedeniyle EDAK ile tanıştık” diye konuşan Gündüz Eren, “Her türlü yoksunluk ve de yoksulluğun yaşandığı bir yöreden çocuklarımızın yaptığı resimlerle sizlere ulaştık.
EDAK’ tan okulumuza uzanan aydınlığın ve yürek dolusu sıcaklığın
sürekli olmasını dileriz” dedi.
EDAK Ecza Kooperatifi’nin düzenlediği Ecz. Hayati Yalçın Çocuk
Resimleri yarışmasına katılan 5000
resimden, dereceye giren 13 resim
arasında Solaklar İlköğretim Okulu
öğrencilerinden Sinem Efe’nin de
resmi yer aldı. EDAK desteğiyle,
Solaklar Köyü ilköğretim Okul Müdürü ve öğretmenleri ile birlikte
öğrencilerinin katıldığı ödül töreni
sonrasında da okulun ve öğrencilerin ihtiyaç duyabilecekleri malzemeler tespit edildi. EDAK çalışanlarının düzenlediği yardım kampanyası ile toplanan bağış sayesinde
ihtiyaç malzemeleri alındı.
çalışanları
öğrencileri sevindirdi!
İzmir’in Kiraz ilçesine bağlı Solaklar Köyündeki Merkez
İlköğretim Okulu Öğrencileri, EDAK çalışanlarının desteğiyle
alınan okul malzemeleri ile sevindi.
saüstü
r, 1 adet ma
a
y
a
is
g
il
b
dizüstü
ım
nde 1 adet
ti
e
k
a
p
nleri, ilk yard
rü
ım
ü
rd
n
e
Ya
y
ij
h
a dek
k
ıtıcı, temizli
ıftan 4. Sınıf
ın
s
.
1
ı,
s
ta
n
nci
bilgisayar, ıs
adet okul ça
lar, her öğre
n
6
a
3
,
m
ri
ro
le
e
e
v
m
malze
ibi
şitli öykü
un oyunlar g
kitapları, çe
g
y
rs
u
e
d
ta
ı
a
c
d
e
ım
fr
yard
retim yılında
ereçleri, mü
ğ
ö
g
e
e
v
v
ç
im
ra
it
a
ğ
in yeni e
için resim
or.
retmenlerin
ğ
ö
e
v
n
acı bulunuy
y
ri
ti
e
il
ih
l
u
k
o
öğrenc
ü
türl
ecekleri her
yararlanabil
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
09
edak haberler
Görme Engelli Vatandaşlarımıza
“Engelsiz İlaç Projesi”
T
ürkiye’nin öncü ecza kooperatiflerinden EDAK Ecza
Kooperatifi ile Türkiye’de
Atık İlaç Toplama kampanyası ile
adını duyuran Çevreci Eczacılar
Kooperatifi (ÇEKOOP) insan ve çevre sağlığına yaptıkları katkılara bir
yenisini daha eklediler. İzmir’deki
Çağdaş Görmeyenler Derneği ile işbirliği yapan EDAK ve ÇEKOOP,
görme engelli vatandaşlarımızın
ilaç kullanımında yaşadıkları sorunlara çözüm olacak “Engelsiz İlaç
Projesini” geliştirdi.
“Engelleri birlikte aşmak için bir
araya geldik” diyen EDAK Yönetim
Kurulu Başkanı Emre Bacanak ve ÇEKOOP Başkanı Şule İlkkurşunlu, “iki
kooperatifin ortaklaşa gerçekleştireceği proje ile görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımında yaşadıkları zorluklara çözüm sağlanacağını söylediler” Bu kapsamda “engelsiz
ilaç” projesi ile görme engellilere
özel ilaç kutusu hazırlanacak ve görme engelli vatandaşlarımızın ilaç
kullanımında yaşadıkları sıkıntılar
bertaraf edilmeye çalışılacak..
kullanılacak.
Çağdaş Görmeyenler Derneği
Başkanı Av. Ufuk Özen eğitim ile ilgili yaptığı açıklamada, “Atık ilaç ve
ilaç kullanımı konusunda bu eğitimle ufkumuz açıldı. Ama daha da
önemlisi yaşama bizim durduğumuz yerden bakan eczacı dostlarımızla tanışmış olduk” diyerek projeyi düzenleyen ve katkı veren herkese teşekkür etti.
Eğitimde Çağdaş Görmeyenler
EĞİTİM TOPLANTISI YAPILDI
Proje kapsamında Çevreci Eczacılar Kooperatifi Yönetim Kurulu,
Çağdaş Görmeyenler Derneği üyeleri ile biraraya gelerek engelsiz ilaç
projesi ile ilgili bir eğitim toplantısı
düzenledi. Görme engelli vatandaşlarımızın ilaç kullanımı ile ilgili yaşadıkları sorunlarını dinleyen ve çözüm önerilerini sunan yönetim kurulu üyeleri, “Engelsiz ilaç
projesi”ni de detayları ile aktardı.
Buna göre; proje kapsamında görme
engellilere özel Braille alfabesi ile
her ilacın üstüne günlük kullanım
şekli ve dozu ile ilacın ismi yazılacak. Braille alfabesi kullanmayan
vatandaşlar için sesli ilaç kutusu da
10
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Derneği Üyesi 40’ı aşkın görme engelli vatandaşımız ile Çevreci Eczacılar Kooperatifi Yönetim Kurulu
Başkanı Ecz. Şule İlkkurşunlu ve
Çağdaş Görmeyenler Derneği Başkanı Av. Ufuk Özen başta olmak
üzere ÇEKOOP Yönetim Kurulu
Sekreter Üyesi Ecz. Birsel Gültekin
ve Yönetim Kurulu Üyesi Ecz. Seval
Ünlüerler ile EDAK Ecza Kooperatifi
Kurumsal İletişim Şefi Yeşim Erdemir de hazır bulundu.
Dr.Seyfullah Dağıstanlı
sağlık gündemi
Hekim, toksikolog, ilaç eczacılığın eski bürokratı, sektörde
yönetici, köşe yazarı ve fikir lideri. O, ilaç dâhil hayatın her
öğesine farklı açılardan bakarak anlamaya çalışan bir meraklı.
Onun ayırt edici özelliği; doğal olması, şablonlardan sıkılması.
Çaydan, dostlarla derin sohbetlerden, bazen dalga geçmekten,
çalışmayı eğlenceye çevirmekten ve hep ama hep analizden
vazgeçemiyor. Hayallerinden gerçekleşenleri saymazsak
diğerleri: İyi bir film yönetmek, piyanoda “Saraydan Kız
Kaçırma”dan bir fragmanı hatasız çalmak, orijinal bir ilaca imza
atmak, deniz kenarında ama ağaç gölgesinde boşa vakit
geçirmek denebilir...
Meyanbalı
doğal bir ağrı
kesicidir ve özellikle
boğaz ağrısını
geçirmede en etkin
bitkidir.
Bitki mi, ilaç mı?
İster bitki kökenli, isterse sentetik, tedavi amaçlı her tür
ürün ancak ve ancak eczacı tarafından doğru kullanım
önerileri ile sunulursa tedaviye katkı sağlar, değilse,
boyutu öngörülemeyen ciddi sağlık dramlarına yol açar.
D
oğal yöntemlerle tedavi
giderek daha popüler oluyor. Tedavide bitkisel
ürünlerin mi, yoksa ilacın mı tercih edilmesi gerektiği konusunda hastaların zihni karışık.
Anımsayalım:
1- İlacın öyküsü zaten bitki ile
başladı. Eski Mısır’dan Yunan’a,
Aztek’ten Maya’ya kadar tüm uygarlıklarda ilaç yapımı bitki ile
başladı.
2- Günümüzde halen kullanılan pek çok ilaçta hammadde
kaynağı ya da ilk çıkış noktası
halen bitki. Penisilin’den paklitaksel’e pek çok ilaçta hammadde kaynağı bitki.
3- Bitkiden elde edilen ilaçların bir bölümü, endüstriyel gelişmelerle sentetik olarak da elde
edilir oldu. Bu bize doz ve kalite
standardizasyonu, insanlığın ihtiyacı kadar üretim, taşıma, depolama kolaylığı yanı sıra, bitkinin sadece etkin maddesini hastaya vermeyi, bitkide bulunması
muhtemel gereksiz ve bazen çok
zararlı diğer maddelere hastayı
maruz bırakmamayı sağladı.
4- Bugün ilaç ürünü tıbbi ve
yasal pek çok prosedürden geçiyor. Tıp kitaplarında ilacın tüm
etkileri, yan etkileri yer alıyor.
5- Bitkisel tedavinin standartlarını belirleyen Alman E Komisyonu Monografları, Avrupa
Farmakopesi’ne* de girdi, böylece 300’ü aşkın bitkisel formülasyon bilimsel standartlara uygun olarak eczacının rafında yer
alır oldu.
6- İlaçta daha çok yan etki
oluşuyor gibi görünmesinin nedeni bitkilerin daha zararsız olması değil, ilacın çok daha fazla
kontrol altında olması.
7- Hiç ilaç kullanmama seçeneğinden başlayarak daha yararlı
gördükleri durumlarda hekimler
ilaçsız, bitki ile ya da daha başka
doğal bir yöntemle tedaviyi zaten ön planda tutarlar. Hiçbir çocuk hekimi, öksüren çocuğa (çocuğun yaşam kalitesini bozan
şiddetli bir boğmaca öksürüğü
değilse ve diğer yöntemleri denemeden) kodein içeren öksürük
şurubu vererek solunum depresyonu riskini göze almaz.
Karmaşa
nereden çıkıyor?
Farmakognozi** ve fitoterapi*** eczacılık fakültelerinde var,
ama maalesef tıp fakültesi müfredatında yer almıyor. Bitki ile
tedaviyi bilen eczacı akademis-
yenler ile hastayı tedavi etme
yetkisine sahip tıp doktorlarını
buluşturamayınca, oluşan boşluğu ehil olmayan, inanç sömürücüsü türedi tipler dolduruyor.
Yapılacak en makul iş, tıp fakültesi müfredatına fitoterapi dersi
eklemek.
Bir ikinci karmaşa da, hiçbir
sağlık formasyonu olmayanların
ticari hırsla bu işten para kazanmaya çalışması. Tıbbi etkinliği
olan bir bitkinin saklama koşulları, raf ömrü, hazırlanma şekli
konusunda herhangi bir eğitime
sahip olmayan aktarlar tedavi
kürleri hazırlıyor. Eczaneler dışından alınacak hiçbir ürüne güvenilemeyeceğini topluma anlatmak gerek.
Bilgi ve inanç el ele verdiğinde insanların mutluluğu zirve
yapmıştır tarihte. Kör inanç bilimle, bilgiyle çatıştığında ise
kafası karıştırılmış halk kitleleri
üzerinden bilgiyi, muhakemeyi,
sağduyuyu nasıl yok etmeye çalıştığını Sokrat’tan, Galileo’dan
bu yana çok iyi biliyoruz.
*Farmakope: Tedavi etkinliği kesin
olarak kabul edilen etken maddelerin,
preparatların formüllerini, fiziksel ve
kimyasal özelliklerini, teşhis reaksiyonlarını, saflık kontrollerini, miktar tayinlerini ve saklama koşullarını bildiren kaynaklar.
**Farmakognozi: Bitkiler içindeki
maddeleri inceleyerek bunlardan organizmaya girdiğinde hastalıkları iyileştirici etkisini bulmaya çalışan bilim dalı.
***Fitoterapi: Bitkilerle tedavi.
[email protected]
12
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Ecz. Ayşem Jale Kıhtır
bilgi bankası
Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Mezunu. Aynı üniversitede Biyokimya Anabilim
Dalı’nda Yüksek Lisanslı. Mesleki dayanışmaya ve örgütlenmeye yürekten
inandığından meslek örgütlerinde görev alıyor. İzmir Eczacı Odası Denetleme
Kurulu Üyesi, ÇEKOOP Kurucu Üyesi ve 2010 yılından beri de dördüncü dönem
EDAK Ecza Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi… Onu, Gazeteedak’ta “gündem”
konulu yazılarından ve 1995 yılında açtığı eczanesini günümüze “dermokozmetik
eczane” olarak geliştirdiği başarılı çalışmalarından tanıyoruz. Evli ve Can’ın
annesi… Onun dinlenme biçimi bile başkaları için yorucu gelse de o bir çalışan,
yönetici, eczacı, evlat, eş ve anne olarak her gün bir Oscar heykelciğini işten eve,
evden işe götüren alçak gönüllü insanlardan…
kadar büyür ki, bu
durum cildiniz için
ağır bir yüktür. Liflerin
maksimum esnemesi
gerekir, cilt yapınız
zayıfsa bu çatlaklar çok
daha kolay oluşur. Bunu
önlemek için cildinizi
nemli tutun ve cilt
yapınızı güçlendirin.
n Cilt kuruluğunun
sebepleri nelerdir?
Mevsimsel- çevresel
etkenler, sıcak su,
deterjanlar, sık hava
yolculuğu, rüzgâr, çevre
kirliliği, klima ve
kimyasal maddelerin
yanında, atopik
dermatit, egzema, sedef,
ihtiyozis, kalıtsal
hastalıklar, tiroid bezi
çalışmaması, ilerleyen
yaş cilt kuruluğuna
sebep olabilir.
n 30 yaş üstü
kadınların hangi
vitaminlere ihtiyacı
vardır?
Özellikle 30 yaşından
sonra kadınlar daha
fazla kalsiyum
kaybeder. Menopozla
birlikte bu kayıp daha
da hızlanır. Osteoporoz
belirtileri (kemiklerde
zayıflama, ağrı)
görülebilir. Kalsiyumun
emilmesi ve vücut
tarafından kullanılması
için D vitamini ve genel
sağlığın korunmasına
yönelik vitaminler
önemlidir. Kadınlar 30
yaş sonrası daha çok süt
ve süt ürünleri
16
kullanmalı, güneş
ışığından daha çok
faydalanmalı ve daha
çok hareket etmelidir.
n Hamilelikte hangi
gıdalar kullanılmaz?
Belli başlı birkaç
yiyecek, özellikle
toksoplazmayı
artırdıkları için mutlaka
dikkatli tüketilmeli veya
tamamıyla menüden
çıkartılmalıdır. Çiğ et,
çiğ yumurta, çiğ süt
yenmemesi gereken
gıdalardır. Salatalar ise
çok iyi yıkanmalıdır.
Bunun dışında her
gebenin kişisel
durumundan
kaynaklanan farklılıkları
vardır. Mutlaka
doktorunuza danışınız.
n Her hamile kadının
cildinde çatlak oluşur
mu?
Bu tamamıyla
cildinizin yapısıyla
bağlantılıdır. Ama
kadınların % 70 inde
cilt çatlaklarıyla
karşılaşılır. Buna
şaşırmamak gerekir.
Çünkü hamilelikte
karın çapı 50-60 cm
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
n Adet öncesi
gerginlik nasıl önlenir?
Bu tip şikâyetleri
önlemek için egzersiz
yapılmalıdır. Özellikle
bu dönemlerde
beslenmeye dikkat
etmek gerekir ki; çay,
kahve, sigarayı kesip; bol
sebze ve meyve
tüketilmeli ve bol su
içilmelidir. Ayrıca B6, C,
E, D vitaminleri
kalsiyum ve magnezyum
alınmasının da bu
şikâyetleri azalttığı
görülmüştür.
Evening primose
bitkisinin
tohumlarından
elde edilen
yağın (epo)
kullanılması
ızı
soruların g.tr
.o
k
a r
edak@ed ize
adresim
EL
EDAKTU
e
il
rumuzu
s
ilir iniz
göndereb
sonucu rahatsızlıkların
azaldığı görülmüştür.
n OMEGA 3 yağ
asitleri besinlerden mi
yoksa gıda takviyesi
olarak mı alınmalı?
Omega 3 yağ asitleri
başta balık, keten
tohumu, semizotu,
ceviz, fındık, badem gibi
besinlerde bulunur. Bu
besinleri ömür boyu ve
her gün tüketmek
mümkün olmadığı için;
saflaştırılmış ve yüksek
emilimli gıda takviyesi
şeklinde kullanılabilir.
yeni ürünler
Doğadan Plus Bitki Şekerleri
n Doğal bitki özlerinden gelen sağlık şimdi tüm
eczanelerde… Doğadan Plus bitki şekerleri, doğal
bitki özlerinin bir araya getirildiği fonksiyonel
etkili ve şekersiz ürünler. Tıbbi bitkilerin sağlık için
yararlarını hızlı ve kolay bir şekilde sunabiliyor.
Pasiflora ve melisa; nane ve karanfil; ekinezya ve
zencefil; ıhlamur, bal, zencefil; adaçayı ve okaliptus
çeşitleri ile sağlıklı kışın keyfini çıkarın…
Fiyatı: 9,50 TL
Basiscreme baby krem
Dalin
Hipoalerjenik
Yüzey
Temizleyici
n Bebeğiniz ve sizin cildiniz için
hassas bakım sağlayan pediatrik
kullanıma uygun yepyeni bir ürün…
Bebeğinizin cildine kolayca nüfuz ederek
çinko oksit içeriği sayesinde koruyucu
bir tabaka oluşturup, cildin nem
kaybetmesini engelliyor. Böylece pişik
oluşumunu önleyerek; var olan pişik ve
kızarıklıkların da hızla iyileşmesini
sağlıyor. Antiseptik özelliği ile ileri pişik
sorunlarında ortaya çıkabilecek bakteri
ve mantar oluşumlarının da önüne
geçmeye yardımcıdır.
Fiyatı: 19,90 TL
n Dalin’den bir yenilik
daha… Floral kokulu
Dalin hipoalerjenik
yüzey temizleyici,
bebeğinizin odasını ve
bütün evinizi özenle
temizliyor. Yıkanabilir
bütün
yüzeylerde(seramik,
fayans, mermer, mozaik,
granit), ahşap ve
halılarda güvenle
kullanılabiliyor. Ph-nötr
olup, fosfat ve zararlı
solventler içermiyor.
Fiyatı: 9,90 TL
18
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Exdoz hijyenik
ped kutusu
n Günlük pedlerinizi
gönül rahatlığıyla çanta
veya cebinizde
taşıyabileceğiniz kutular
pratik ve sağlıklı kullanım
imkânı sağlıyor. Yağmura
ve ısıya uzun süre
dayanıklı sıhhi plastikten
imal edilmiş olup, farklı
renklerde eczanelerde
satışa sunuluyor.
Fiyatı: 2,00 TL
yeni ürünler
Zigavus One Minute sıkılaştırıcı
anti-aging krem
Poxclin Cool Mousse
n Poxclin Serinletici Köpük,
çocuklarda yaygın olarak
görülen suçiçeği hastalığının
semptomlarını hafifletmeye
yardımcı oluyor. İçeriğindeki
bitkisel 2QR kompleksi
sayesinde bakterileri bloke
ederek enfeksiyon ve yara
oluşumunu önlüyor. Kaşıntı,
tahriş ve hassasiyete karşı
anında etki ederek cildi hızlı ve
direkt bir şekilde serinletip,
yatıştırıyor.
Fiyatı: 34.90 TL
n Zigavus One Minute sıkılaştırıcı antiaging krem; yüz, dudak ve boyun
bölgesindeki derin çizgileri, kırışıklıkları ve
sarkmaları onarmaya yardımcı oluyor.
İçeriğindeki extreler cildin diriliğini ve
dolgunluğunu kalıcı olarak desteklemek için
Tip I kollajen sentezini uyarıyor. Cildin ve
altındaki bozulmuş tabakaların sıkılaşmasını,
parlaklaşmasını ve kırışıklıkların azalmasını
sağlıyor. Gözaltında meydana gelen
torbalanma ve şişkinlikleri de yumuşatarak
cildin pürüzsüz ve genç bir görünüm
kazanmasına destek oluyor.
Fiyatı: 79,00 TL
Alessandro Express SOS
Canlandırıcı El Kremi
n Ellerimiz iyi bir bakımı hak ediyor!
Canlandırıcı el kremi kış aylarında soğuktan
etkilenen sert ve çatlamış deri için ideal.
İçeriğindeki %10 üre ve saf badem yağı ile
yoğun nemlilik sağlayıp birkaç saniyede
kuru elleri yumuşatıyor, ipeksi ve pürüzsüz
bir görünüm sağlıyor.
Fiyatı: 44,00 TL
Exdoz diş fırçası kabı
n İş yerinizde, seyahatte,
çantanızda pratik ve kolay
kullanım olanağı sağlayan Exdoz
diş fırçası kabı, tüm diş fırçaları ile
uyumlu. Havalandırma delikleri
sayesinde nemli kalmıyor ve diş
fırçasının dış etkenlerden
korunmasını da sağlıyor.
Fiyatı: 2,00 TL
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
19
sağlıklı haberler
Ne Kadar Süt İçirmeli?
n Kanada'daki St. Michael Hastanesi'nden Dr.
Jonathon Maguire ve ekibi, inek sütündeki D
vitamini ve demirin etkisini 2-5 yaşındaki
1300'den fazla çocuğun katılımıyla araştırdı.
Ebeveynler genellikle çocuklarının ne kadar süt
içtiğini bildirirken bilim adamları, çocukların kan
tahlilinden D vitamini ve demir seviyesini
belirledi.
Günde 2 bardak sütün çocukların yeterli
oranda D vitamini almasını ve demir depolarının
normal düzeyde kalmasını sağladığı görüldü.
Bilim adamları, günde 2 bardaktan fazla süt içen
çocukların ise D vitamini oranının yükseldiğini,
ancak demir depolarının azaldığını belirledi.
Araştırma “Pediatrics” dergisinde yayımlandı.
20
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Greyfurt
Suyu Dost mu
Düşman mı?
n Greyfurt içerdiği antioksidanlar
ve C vitamini ile iyi bir kış desteğidir.
Ancak greyfurt suyu sindirim
sistemindeki bazı enzimleri
etkileyerek, ilaçların kandaki
konsantrasyon seviyelerini
değiştirebiliyor.
Yeni bir çalışma ile;
greyfurt suyunun
85'in üzerinde
ilaçla etkileşime
girdiği gösterildi.
Bunların arasında
bazı kalp, kolesterol,
alerji ve bağışıklık
sistemi ilaçları var.
İlaçlarınızla greyfurt
suyunu farklı
zamanlarda almanız
da yeterli olmayabilir.
Örneğin, greyfurt
suyunu üç gün önce
almış olsanız bile, bazı
kolesterol ilaçlarının
seviyesi yüzde 300
artabiliyor.
Hekime/eczacınıza
danışarak greyfurt
suyunun ilaçlarınızın
üzerinde böyle bir etkisi
olup olmadığını öğrenin.
Greyfurt suyu yerine
portakal veya üzüm suyunu
tercih edin. Nar suyu da, az
miktarda da olsa, ilaç
seviyelerini etkileyebiliyor.
sağlıklı haberler
Yakın Gözlükler Çöpe
n Uzmanların 10 yıla yakın bir
süredir üzerinde çalıştığı ve
Almanya, İngiltere, Japonya
başta olmak üzere son 1 yıldır
uygulanan sistemle, göz
merceğinin yakına
odaklanamaması sonucu oluşan
ve 40 yaş üzeri kişilerde sık
görülen yakın görme şikayeti 10
dakikada ortadan kaldırılıyor.
Yakın gözlüklerini çöpe attıran
yöntem Türkiye'ye de geldi.
Uzmanların yaklaşık 10 yıldır
üzerinde çalıştıkları "Kamra" adı
verilen teknolojiyle, göz yapısıyla
uyumlu, ortası delik bir mikro
implant korneanın ortasına
yerleştiriliyor. Bu pul kadar ince,
nokta kadar küçük implant
üzerinde korneanın doğal yapısını
korumak ve korneada herhangi
bir olumsuz etki bırakmak için
8400 adet lazerle eklenmiş özel
mikro geçişler bulunuyor. Ve bir
tuz tanesinden daha hafif olduğu
için gözde asla belli olmuyor. Çok
yakında yakın gözlükler tarih
olacağa benziyor.
Depresyonun Kış Hali
“Kapalı havalarda içimi bir
mutsuzluk kaplıyor, hiçbir şey
yapmak istemiyorum”
diyorsanız, bazen uykunuz
kaçıyor bazen de sürekli uyumak
istiyorsanız, iştahınız artıyor ya
da azalıyorsa mevsimsel
depresyon sorunu yaşıyor
olabilirsiniz.
Mevsimsel özelliklerin kişilerin
halini olumlu ya da olumsuz
şekilde etkilediği bilinmektedir.
Özellikle kış mevsiminde
günlerin kısalması, güneş ışığının
azalması, insanların sürekli
kapalı ortamda kalması, kişilerin
psikolojilerini olumsuz yönde
etkileyen faktörlerdendir. Bu
durumda depresyondan farklı
olarak aşırı yorgunluk, uyku
süresinde artış, iştah ve kilo artışı
gibi belirtiler dikkati çekmektedir.
Mevsimsel depresyon tanısı
konulabilmesi için belirtilerin
görüldüğü ve ortadan
kaybolduğu sürecin 2 yıl
devamlılık göstermesi
gerekmektedir.
Mevsimsel depresyonla
başa çıkmak için:
l Gün ışığından mümkün
olduğunca çok faydalanın.
l Ev ve iş ortamınızı yeteri
kadar aydınlatın ve
havalandırın.
l Düzenli spor yapın. Haftada
3 gün 30-40 dakika spor, kişinin
bedensel olduğu kadar
psikolojisi üzerinde de etkili.
l Uyku düzeninizi korumaya
çalışın.
l Sağlıklı ve dengeli beslenin,
karbonhidrat ve şeker tüketimini
kontrol altında tutun.
l Sosyal yaşama, planlı
şekilde zaman ayırın. Bütün bu
sıralanan önlemler kişi
üzerinde olumlu bir etki
sağlayamadığı takdirde, daha
detaylı değerlendirilmesi için
konunun uzmanına
başvurulması gerekmektedir.
Uygulanan tedaviler arasında
psikiyatrik destek,
psikoterapi ve ışık terapisi
yer almaktadır.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
21
sağlıklı haberler
Çocuğunuzun Bağışıklık
Sistemini Korumak Mümkün mü?
Kış aylarında artış gösteren
hastalıklar en çok çocukları etkiliyor. Kapalı ve kalabalık mekanlarda daha fazla vakit geçirmek, okul ve kreş ortamı gibi
etkenler çocukların daha sık hastalanmasına neden oluyor.
n C vitamini çocuğunuzun
can simididir C vitamini hastalıklardan korunmada önemli
rol oynar. Bu vitamin en çok
çilek, kivi, kavun, portakal, mandalina ve greyfurt gibi meyvelerde bulunmaktadır. Ayrıca zerdeçal ve zencefil C vitamini kaynaklarıdır. Çocukların günlük ortalama 100 mg kadar C vitaminine ihtiyaçları vardır. C vitamini depolanan bir vitamin değildir. Fazlası vücuttan atılmaktadır.
n Sarı ve koyu yeşil sebze
meyveler A vitamini zengini
Tüketilen sebze ve meyvelerin
mevsimine uygun olarak alınması, vücudun ihtiyacının doğal
yoldan karşılanmasını sağlayacak ve çocuğunuzun savunma
sistemini güçlendirecektir. A vitamini sarı renkli ve koyu yeşil
sebze ve meyvelerden elde edilebilmektedir. Karotenler A vitamini öncüsü sayılır. Bu nedenle savunma sisteminin yardımcı elemanlarındandır.
Greyfurt, havuç, kuru kayısı,
Trabzon hurması, kırmızılahana, pancar, kırmızıturp,
yaban mersini ve böğürtlende bol miktarda karoten bulunmaktadır.
n Selenyum ve demir çocuğunuza güç
22
verir Çocuğunuzun güçlü bir
savunma sisteminin olması için
sağlıklı bir vücuda sahip olması
gerekir. Bunun için öncelikli koşul,
mümkün olduğunca rafine olmuş
gıdalardan ve raf ömrü uzun
gıda maddelerinden uzak kalmasıdır. İkincil olarak antioksidan
olarak adlandırdığımız A,C,E,D
vitaminleri, demir ve selenyumu
yeterli miktarda almasını sağlamaktır. Selenyum; karides,
mantar, dana ve kuzu ciğeri, somon ve ton balığında bulunur.
n Demir ve D vitamini alımına dikkat! Demir; et, pekmez,
ciğer, yumurta, kuru üzüm, bakliyat ve bazı yeşil sebzelerde
bulunur. D vitamini de savunma
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
sistemi için gerekli vitaminlerdendir. Güneşin çok yakıcı olmadığı saatlerde güneşe çıkmak
D vitamini seviyesini normalleştirecektir.
n 1 köfte ile çinko ihtiyacı
karşılanabilir Çinko elementinin
de güçlü savunma mekanizmasında önemli rolü vardır. Örneğin;
100 gr ette (3 köfte) 9 mg,
pişmiş nohudun 100 gramında
1.4 mg çinko bulunmaktadır. 13 yaş arasındaki bir çocuğun 3
mg çinkoya ihtiyacı olduğuna
göre, sadece 1 köfte tüketen
bir çocuk çinko ihtiyacını rahatlıkla karşılamış olacaktır.
n Grip aşısı ve bağışıklık
güçlendirici haplar işe yarıyor
mu? Günümüzde bağışıklığı güçlendirdiği düşünülen bazı preparatlar da (ekinezya, mürver,
beta glukan, propolis, C vitamini,
çinko, arı sütü vb.) yararlı olabilmektedir. Gripten korunmak
için aşı uygulaması konusunda
da uzmanlar çocukların gelişigüzel aşılanmaması gerektiği
konusunda birleşmektedir.
Çocukların 2-8 yaş arasında
sosyalleşme süreçlerinde birçok
mikropla karşılaşacakları ve
sıklıkla hastalanabilecekleri
unutulmamalıdır. Çocuğun
dengeli beslenmesi ve yeterli
uyuması sağlanmalı, ayrıca düzenli bedensel
aktivitelere yönlendirilmelidir.
EADFIA’NKDA
R
bağışıklık ürünleri
Bomba
gibi bir kış
geçirmek
mümkün!…
D
aha geçen ay hastalanıp
yatak döşek yattım, şimdi
bu grip de nerden çıktı?”
diyenlerdenseniz bu sayfalar tam
size göre…
Malum, daha bahara ve
sonrasında yaz aylarına kadar biraz
zaman var. Bir soğuk bir sıcak
havalar vücut direncimizi etkiliyor.
Bununla birlikte iklim değişikliği
de küresel salgınları tetikleyip çok
hızlı yayılmasına neden oluyor.
Toplum içinde temasla yayılan
enfeksiyonlar bizleri çoğu zaman
günlerce yatağa bağlamaya yetiyor;
hatta bazılarının ölümcül riskler
taşıdığını düşündükçe işi pek şansa
bırakmamak gerektiği gibi bir
kanaate de ulaşabiliriz.
İşte bu durumlarla baş
edebilmemiz için bağışıklığımız,
vücut direncimiz güçlü olmalı ki
özellikle bu kritik virüs ve
24
bakterilere
karşı dirençli
olabilelim. Hele
çocuklar maalesef
en sıkıntı yaşayanlar
da onlar… Kreşe,
yuvaya gidip hastalıktan
kurtulamayanlar mı dersin,
sık sık hastalandığı için kilo
kaybeden hatta viralden bakteriyel
enfeksiyona çevirip ciddi sorunlar
yaşayanlar mı? İster yaşlı isterse
daha bebek olsun herkesin vücut
direncini artırabileceği çözümler
mümkün. Öncelikle beslenme
sisteminizi gözden geçirip sebze ve
meyvelerle işe başlayabilir ve
sonrasında eczacınızdan da bilgi
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
alarak destek
ürünler
kullanabilirsiniz.
Bağışıklık destek ürünleri
özellikle yaşlı, bebek, çocuk,
anneler, babalar ve sık hastalanan
risk gruplarının yanında çalışan,
dışarıda olan, sık seyahat edenler
için özellikle önerilmekte. Bu
ürünleri sadece hastalanmadan
önce değil hastayken de tedavi
süresini kısaltmak ve hastalığın
ilerlemesini önlemek amacıyla
kullanabilirsiniz…
EADFIA’NKDA
R
bağışıklık ürünleri
DOĞADAN PLUS PROFU BAĞIŞIKLIK ÇAYI
n İçeriğinde; mürver meyvesi, zeytin yaprağı, zencefil,
ekinezya ve C vitamini bulunan profu çayının içerisindeki bitkiler
antiviral, antioksidan, bağışıklığı güçlendirici ve vücut direncini
arttırıcı etkilere sahip. Doğadan Plus tarafından doğal bitkilerle
hazırlanmış fonksiyonel bir içecek.
Market raflarında yıllardır çay çeşitleriyle yerini alan
Doğadan’ın standardize edilmiş bitkilerden oluşan fitoterapik
çaylarını eczacınızın tavsiyeleriyle ve güvenle alıp
yudumlayabilirsiniz.
Fiyatı: 12,50 TL
BIFIFORM SACHET
BEE PROPOLİS®
n Bifiform Sachet, bugüne kadar
raporlanan en etkili ve altın standart
olan LGG Probiyotiğini içeriyor.
Bifiform, çocuklarda mide-bağırsak
mikro florasının dengesini kurarak
bağışıklığı artırıyor; kolik, gaz,
kabızlık, ishal gibi rahatsızlıkları
çözmeye yardımcı oluyor. Özellikle
yeni doğan bebeklerde görülen kolik
sancılarda kullanılabilen ürün, Pfizer
güvencesi ile sunuluyor.
n Propolis, bal arıları
tarafından doğadan toplanıp,
ağız sindirim enzimleri ile
karıştırarak ürettiği doğal bir
madde. Bu madde bağışıklık
sistemi kuvvetlendirici ve Antiviral etkileri oldukça güçlü
olduğu gibi ayrıca
enflamasyonu azaltıcı etkilere
de sahiptir.
Bağışıklık sisteminizi
güçlendirerek sizi hastalıklara
karşı koruyan bir besin
desteğidir.
Fiyatı: 22,00 TL
Fiyatı: 49,50 TL
VICKS FIRST DEFENCE
MİKROJEL BURUN SPREYİ
n Virüslerin yayılmasını
durdurmak için maalesef çok fazla
yapılabilecek bir şey yok; onlar
kalabalığın olduğu her yerdeler!
İşyerinde, otobüste, markette,
sinemada, okulda… Buralarda nefes
alıp verdikçe risk altında olabiliriz.
Vücudumuzun dışa açılan
kapılarından biri burnumuz. Virüsler
daha burnumuzdayken onları kapsül
içine alarak düşük ph’ ıyla
etkisizleştiren Vicks First Defence
güçlü etkisi ile vücudun doğal
savunma mekanizmasını
güçlendiriyor. Doğal bitki özleri
içeren mikrojel, bağışıklık koruyucu
etkisiyle, sınırdaki askerler gibi
vücudumuzu koruyor.
Fiyatı: 27,00 TL
26
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
bağışıklık ürünleri
SAMBUCOL
n Kara mürver ekstresi içeren Sambucol, grip ve soğuk
algınlığından korunmada ve bu hastalıkları önlemede
kullanılan etkili bir destek. Hastayken kullanıldığında da
antiviral ve antioksidan etkisiyle iyileşme sürecini
hızlandıran sambucol c vit + çinko ilaveli şurup ve
efervesan formlarıyla eczanelerde. 1-12 yas arasında
önerilen şurup formunu da çocuklarınıza içirmekte
zorlanmayacaksınız.
Fiyatı: 32,00 TL (1-12 yaş likit ve PLUS likit)
29,00 TL (PLUS efervesan tablet)
ZDROVİT ECHİNACEA
+VİTAMİN C+ ZİNC
n Ürün, içeriğindeki
Ekinezya Ekstratı, Vitamin C ve
Çinkonun sinerjik etkisi ile
gribal enfeksiyon, soğuk
algınlığı, nezle gibi
hastalıklarla baş etmede
vücuda direnç ve destek
sağlıyor. Çift faz tekniğiyle
hazırlanan efervesan
tabletlerde ekinezya diğer
etken maddelerle etkileşime
girmeyerek stabilitesini
koruyor. Limon tadıyla da kış
aylarında tercih edebileceğiniz
besin desteklerinden.
NBL GYNOBIOTIC
n Kadınlar sık sık vajinal ve üriner
enfeksiyon riski ile karşı karşıyalar.
İşte bu ürün salt kadınlara özel, dost
bakteri içeriği ile, üriner sistem
enfeksiyonlarında ve bakteriyel
vajinozis semptomları yatıştırmada,
akıntı ve kötü koku gibi problemlerin
giderilmesinde destek tedavi olarak
kullanılıyor.
Fiyatı: 38,00 TL
Fiyatı: 28,00 TL
SOLGAR BETA
GLUCANS COMPLEX
n Beta Glukan ekmek mayasından
elde edilen doğal bir madde. Ürün, vücut
bağışıklık sistemini destekleyen etken
maddeleri içeren sıkı bir formülasyon.
İçeriği Beta glukan, Ester-C vitamini, D3
vitamini, Selenyum, Çinko, Bakır
yanında Elderberry, Blueberry, Acai gibi
güçlü antioksidan özellik gösteren
meyve karışımlarıyla güçlendirilmiş.
Fiyatı: 44,95 TL
28
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
EADFIA’NKDA
R
medikolojik
Çocuklarda duruş
bozuklukları ve
omurga eğrilikleri
Ayakta dururken ve otururken vücudumuzun
pozisyonu sağlayan iki önemli etken; omurga ve
gövdeyi saran kaslarımızdır.
D
oğumdan itibaren tüm
yaşam boyunca
omurgamız farklı
şekillerde eğrilikler gösterir.
Burada önemli olan nokta, bir
çocuğun gelişimi sırasında
omurgada oluşan eğriliklerin
hastalık ya da deformitelerden
ayırt edilebilmesidir. Günlük
yaşantıda oldukça sık olarak
hafif öne eğik yürüyen ya da
kambur şekilde oturan
çocuklara rastlarız. Bu grup
içinde önemli deformiteler
olabilir ve erişkin yaşlarında
yaşam fonksiyonlarını
kısıtlayabilecek ağır
bozukluklar gelişebilir.
30
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Prof.Dr. Ömer Akçalı
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ortopedi ve
Travmatoloji Anabilim Dalı
Bebeklikten
Çocukluğa Omurga
Gelişimi
Böyle bir yazıda ilk sırada değinmemiz gereken konu omurganın
(kemik yapının) gelişimi ve normal
eğrilikleri olmalıdır. Çünkü çocukluk
yaşlarında gövdeye şeklini veren
temel yapı omurgadır. Yeni doğmuş
bir bebekte omurga düz veya hafif
öne eğiktir. Diğer bir deyişle yeni
doğan bebeklerde hafif kamburluk
normal sayılmalıdır. Bebeğin yatma
şeklinde bağlı olarak gövdesinde
sağa veya sola doğru eğrilme görülebilir. Önemli olan, bebeğin yatma pozisyonuna bağlı olarak sırtında
eğriliklerin kaybolmasıdır. Kucağa
alındığında ise bebeğin sırtında genellikle bir kamburluk oluşur. Eğer
bir bebekteki vücut şekil bozukluğu,
yatış şekli değiştiğinde ya da kucağa
alındığında kaybolmuyorsa bir hekime başvurulmalıdır.
Normalde belimizde bir çukurluk
(lordoz), sırtımızda ise hafif kamburluk (kifoz) olması gerekir. Bu
eğrilikler “fizyolojik eğrilikler” olarak isimlendirilir ve günlük işlerimizi yaparken en az düzeyde enerji
tüketmemize yardımcı olurlar. Vücut ergonomisi için çok önemli
olan bu fizyolojik eğriliklerin ilk
görülme yaşları çocuğun ilk ayağa
kalkma yaşlarıdır. Yürüme öncesi
bebeklerde daha oluşmamıştır. Çocuk yürümeye başlayınca önce belindeki çukurluk gelişmeye başlar.
Gelişime paralel olarak sırtında öne
doğru eğrilme oluşur ve vücut dengesi hızla kurulur. Bu nedenle bebekler ilk yürümeye başladıklarında
bel bölgelerindeki çukurluk biraz
fazla olarak göze çarpar ve bebekler
geriye doğru düşebilirler. Zamanla
gövde kaslarının gelişmesi ve yer
çekiminin de etkisi ile omurganın
fizyolojik eğrilikleri tamamlanır.
Gelişim sırasında fizyolojik eğri-
likler dışında başka omurga eğrilikleri gelişirse bunları patolojik olarak kabul etmekteyiz. Çocuğun büyümesi sırasında gözlemlenen bazı
şekil bozuklukları geçici olabilir ve
zamanla düzelebilir. Ancak bu konuda kararı deneyimli bir hekim
vermelidir. Çocuklarda tedavi edilmeyen ya da gözden kaçan omurga
deformiteleri erişkin yaşlarda ağır
fonksiyonel kısıtlanmalara neden
olabilirler.
Skolyoz Nedir?
Çocukluk yaşlarında görülen şekil
bozukluklarının ilk sırasında skolyoz
hastalığı vardır. Skolyoz, omurganın
yana doğru eğrilmesi ve kendi üzerinde dönmesi sonucunda oluşan
gövdenin bükülmesidir. Skolyozun
tipine bağlı olarak “S” harfi veya
“C“ harfi şeklinde gelişebilir. Nedeni
konusunda birçok teori olmakla birlikte genetik alt yapısı olduğu düşünülmektedir. Ergenlik dönemi
veya hemen öncesinde fark edilir.
Kız çocuklarda erkeklere oranla dokuz kat daha sıktır. Ergenlik dönemindeki kızlar, kadınsı şekilde vücut
gelişimi başladığından vücutlarını
saklama eğilimindedirler. Bu nedenle omurga eğrilikleri sıklıkla
aileler tarafından gözden kaçırılabilmektedir. Skolyozun tanınmasında iki omuz arasında seviye farkı
olması ve sırttan bakıldığında kürek
kemiklerinin asimetrik olması yardımcıdır. Çocuk öne eğildiğinde ise
omurgadaki eğriliği belirgin olarak
görebiliriz. Skolyozdan şüphelenildiğinde mutlaka bir hekime başvurulmalıdır.
Kifoz(Kamburluk)
Neden Oluşur?
Çocuklarda görülen bir diğer sorun da kamburluktur (kifoz). Kamburluk, kemiklerdeki hastalıklara
bağlı olabileceği gibi duruş bozukluklarına ya da bazı kötü alışkanlık-
medikolojik
lara bağlı da olabilir. Çocuğun gelişimi sırasında oturma eğitimi birçok
aile tarafından önemsenmez. Özellikle okul çocuklarında, sırada veya
sandalyede oturma sırasında dik
oturulması öğütlenmelidir. Okul sıralarında mutlaka bel desteği olmalıdır. Böylece bel çukurluğu uygun
şekilde gelişebilir. Yine ağır çantaların tek omuza asılarak taşınması,
bilgisayar karşısında uzun süre ve
uygunsuz şekilde oturulması, vücut
eğriliklerine uygun olmayan yatakların kullanılması da vücut eğriliklerini değiştirebilir. Boyu hızlı uzayan
çocuklarda kamburluk görülme sıklığı daha fazladır. Uzun boylu insanların biraz öne eğik ve kamburca
durduklarını hatırlayalım. Bu duruş
pozisyonu, gelişim döneminde boyun
fazlaca uzaması ile günlük işleri yaparken ve diğer insanlarla iletişim
kurarken öne eğilme gereksiniminden doğar. Bir süre sonra kişilerde
öne eğik bir duruş alışkanlığı gelişir.
Bu alışkanlık çocukluk yaşlardaki
duruş eğitimleri ve uygun fizyoterapi
ile düzelebilir.
Görme problemleri de çocuklarda duruş bozukluklarına neden
olabilir. Daha çok boyun bölgesinde
eğrilik şeklinde görülür. Çocuk
daha rahat görebilmek için vücudunu görmek istediği nesneye göre
şekillendirir. Ayrıntılı göz bakısı
ihmal edilmemelidir.
Sonuç olarak çocuklardaki duruş
sorunları bazı hastalıklara bağlı
olabileceği gibi, önlenebilecek bazı
kötü alışkanlıklara bağlı da olabilir.
Gelişimin hızlı olduğu dönemde
oturma dengesinin sağlanması, gövde kaslarının güçlendirilmesi, çalışma sandalyelerinin bel destekli
olmasına dikkat edilmesi, iki omuza
asılan sırt çantalarının tercih edilmesi gibi bazı basit önlemlerle ileride gelişebilecek önemli sorunlar
engellenebilir. Ancak yine de altta
yatan bir hastalığın atlanmaması
için hekim kontrolü önemlidir.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
31
dermatolojik
Kış aylarında
cildimizin bakımı
ve sağlığı
Kışa, sağlıklı ve ışıltılı bir
ciltle, ipek gibi saçlar ve
bakımlı tırnaklarla girmek
mümkün...
32
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Vildan Şengöz
Tıp fakültesine girdiği 1990 senesinde tıbbın, klasik tedavilerin yanı
sıra bitkisel tedaviler, karışımlar ve pozitif iletişimle de insanları iyi
edeceğini hayal ederdi. En sonunda dermatolog olup bunları kendi
adına yapabileceğini keşfetti. 2004 yılından beri cilt hastalıklarının
tedavisinde en son bilimsel yaklaşımları, tamamlayıcı ve önleyici tıpla
kombine ediyor. Dalmak, ata binmek, koşmak, yelken, bisiklete binmek
ve dünyanın uzak köşelerine gidip oradaki hayatları görmek ona yasam
enerjisi veriyor. Hayati ve insanlarla iletişim halinde olmayı seviyor.
T
üm organlarımızı büyük
bir örtü gibi saran cildimiz
mevsimsel değişikliklere
uyum sağlamaya çalışır. Tabakalar şeklinde sıralanmış olan deri
hücreleri soğuk- sıcak ve nem
yağ dengesini korumaya çalışır.
Benzer şekilde saç ve tırnaklarımızın yapısı da bu uyum sağlama sürecine girer. Ancak yine de
kışın özellikle havanın soğuması
kuruluk ve hassasiyetleri arttırır.
Buna eklenen rüzgâr ve nem oranı değişmeleri ve problemleri tetikleyebilir.
Kış aylarında en sık karşılaşılan sorunların başında ciltte kuruma ve çatlamalar gelir. Cildin
dış ortamla olan ilişkisini stratum korneum dediğimiz geçirgen
olmayan tabaka ayarlar. Bariyer
görevi vardır. İçerdeki maddelerin dışarı çıkmasını engellerken
dışardaki maddelerin de kontrollü olarak içeri girişini sağlar. Bu
bariyer tabakanın bütünlüğü bozulursa ilk önce derimiz suyunu
kaybetmeye başlar.
Neden Su Çok
Önemli?
Normalde cildin içeriğindeki
suyun en az %10 olması gerekir.
Cildin susuz kalması ya üstteki
koruyucu tabakanın aşınmasından ya da günlük olarak su alım
miktarının yetersiz olmasından
kaynaklanır. Yeterli miktarda
suyu bulamayan cilt hücreleri
büzülerek dökülmeye başlar. Bunun yansıması kuru, pullu ve kırışık görünen cilttir. Ardından
çatlamalar ve yarılmalar, kızarıklıklar eşlik eder. Üst tabaka dökülmeye başlayınca başta bakteri
ve mantarlar olmak üzere pek çok
mikroorganizma normalde ulaşamadığı alt tabakalara iner. Cilt
dermatolojik
enfeksiyonları başlar.
Ayrıca cildin koruyucu yağ tabakası yine bu üst bölgededir. Üst
tabakanın tahrip olmasıyla derinin koruyucu ve besleyici yağ
içeriği azalır. Tıpkı nem kaybında
olduğu gibi yağ kaybı da pullanma ve egzama denen kaşıntılı
yara oluşumlarına sebep olur.
Bu iki olayın yani nem ve yağ
kaybının sonucu ise cildin kuruması, gerilip pullanması, kaşıntı
ve kızarıklıklardır. Ardından klinik olarak gördüğümüz yaralar,
kırışıklıklar ve kahverengi leke
oluşumları gelir. Bu sorunların
önüne geçmek ve cildimize gereken bakımı yapabilmemiz için
özen göstermemiz gereken konuların başında önce yaşam alışkanlıklarımız gelir.
Kış aylarında havanın nem oranı genelde daha düşüktür. Sert ve
soğuk rüzgârlar eklendiğinde cildimiz su kaybeder. Soğuk etkisiyle daralan damarlarımız cildi yeterince besleyemez. Yaşadığımız ortamların klimayla ısıtılması ve az havalandırılması kurumayı
tetikler. Bu nedenle hem dış
ortamın hava
koşulları hem
de kapalı ortamların nem oranı
birlikte etki edecektir. Ayrıca
yünlü kıyafetler
özellikle alerjik cildin sorunlarını
arttırır. Tüm bunlara ek olarak çok
sıcak suyla banyo yapmak ve keselenerek yıkanmak cildi yıpratır
ve kışın görülen sorunları arttırır.
Anlatılan mekanizmalar kışın
sıkça karşılaştığımız saç ve tırnak
problemlerine de yol açar. Saçlarda kuruma ve yıpranma, elektriklenme görülür. El tırnaklarında
soyulma ve çatlamalar, renk değişiklikleri oluşur.
Kış aylarında havanın
nem oranı genelde daha
düşüktür. Sert ve soğuk
rüzgârlar eklendiğinde
cildimiz su kaybeder.
Soğuk etkisiyle daralan
damarlarımız cildi
yeterince besleyemez.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
33
dermatolojik
Cildimiz için
yapmamız gerekenler:
n Kuruyan cildin en büyük sorunu nem
kaybıdır. Piyasadaki tıbbi nemlendiriciler
üç mekanizma üzerinden etki eder. İlk
grup ciltteki nemli tabakayı örtüp buharlaşmayı engeller. Vazelin, lanolin, silikon içerenler bu gruba girer. İkinci grup olan Emolien grubu piyasada en çok
bilinen nemlendiricilerdir. Soyulmaya başlayan tabakaların aralarını ve pürüzlü görüntü yapan kısımlarını doldurup pürüzsüz görünüm de verir. Genelde
kremlerde veya losyonlarda üç dört emolien bir arada bulunur. Üçüncü grup olan humektanlar ise atmosferden veya derinin alt tabaklarından nemçeker
ve deriye verir. Hyaluronik asit, üre, kollogen, elastin maddeleri içeren ürünler bu şekilde etki eder.
Nemlendiricilerin mekanizması tamamen su kaybını engellemek veya nemi tutmak üzerinden çalışır.
Ancak kullanılacak bölgeye göre (Yüz, kol, bacak, el,
ayak gibi) veya kişinin cilt tipine, alerjisi olup olmamasına göre losyon, krem, merhem gibi farklı formülasyonlarda önerilir.
Kışın kullanılan vücut yıkama ürünlerinin özellikle hassas ve alerjik ciltlerde, bebeklerde dikkatli seçilmesi gerekir. Mümkünse “syndet” adı verilen sabun içermeyen temizleyicilerin kullanılması daha
doğrudur. Renkli ve parfümlü jeller kaşıntıya zemin
hazırlayabilir. Kremsi formda olan ve içeriğinde
nemlendirici içeren banyo jelleri tercih edilmelidir.
Özellikle gövde için losyon formunda nemlendiriciler gerekir. Banyodan hemen sonra kurulanır kurulanmaz sürülmelidir. Pantenol ve E vitamini içeren
ürünlerin aynı zamanda yenileyici özelliği de vardır.
34
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Saç Ürünleri:
n Tıpkı deriye uygulanan formüllerde olduğu
gibi saç için de benzer etken maddelerle koruyucu
ve nemlendiricileri kullanmak gerekir. Aksi takdirde
saçta kırılmayla beraber sağlıksız mat görünüm
oluşur. Kış aylarında kullanılacak saç bakım ürünlerinde en başta protein ve türevleri gelir. Bu maddeler saçın keratin yapısını destekler. Kırılma ve
kopmaların önüne geçer. Saçın dış kılıfını destekler.
İçinde çözünür keratin ve çözünür buğday proteinleri, bakır peptit, hidrolizat maddeleri içeren şampuan, bakım kremi veya saç boyası gibi ürünler bu
gruba girer.
Kışın uzama döngüsü yavaşlayan saçları canlandırmak ve keratin sentezini arttırmak için alınması gereken besinsel destekler önemlidir. Vitaminlerden biotin, pantenol bunların başındadır. Bitkisel ürünlerden soya, jojoba yağı, ısırgan otu, yeşil
çay ve papatya saçı destekler. Seçilen saç bakım
ürünleri bu sayılan maddeleri içermelidir. Çinko saç
ve derinin desteklenmesinde değerli bir mineraldir.
Aloe vera içeren bakım ürünlerinin saçın nemlenmesinde önemli faydalar taşıdığı gösterilmiştir.
Ağızdan alınacak biotin, çinko, üzüm çekirdeği
ekstresi, yeşil çay saçları kış mevsiminin yıpratıcı
etkisine karşı destekler.
Haftada en az bir sefer yapılacak saç bakım
maskelerinin içine lavanta, kekik, biberiye, jojoba
yağları koyulması özellikle faydalıdır. Karışımın
banyodan bir saat önce sürülmesi ve sıcak bir havluyla kapatılması emilimi arttırır.
dermatolojik
Tırnak Bakımı:
n Kışın tırnaklarımız daha kırılgan ve hassastır. Uzunluğu ne
kadar artarsa tırnağın nem kaybı
da artacağından, kırılma ve pul
pul kalkma sorunu varsa tırnaklar kısa tutulmalıdır. Oje seçerken koyu renklilerden uzak durmak veya ojeyi uzun sure tutmamak doğru olacaktır. Günde bir
defa susam yağı ve çay ağacı
yağı karışımıyla tırnaklara masaj
yapmak destekleyicidir. Yine saçta olduğu gibi ağızdan özellikle
biotin ve selenyum desteği almak
tırnak yapısını kuvvetlendirir. Dı-
şarı çıkarken eldiven takılması,
tırnaklara balsam kremlerin uygulanması koruyucu olacaktır.
Anlatılan tüm bakım ve nemlendirme ürünlerine rağmen deride kuruma ve kaşıntılar, yaralar
geçmiyorsa; tırnakta renk bozuklukları ve kırılmalar devam ediyorsa; saçlı deride pullanma ve
yaralar, saç dökülmesi fazlaysa
mutlaka bir cilt doktoruna görünmek gerekir. Alerjik hastalıklar
veya mantar gibi enfeksiyonlar
söz konusu olabilir. Bunun yanı
sıra kansızlık, demir eksikliği, tiroit sorunları, yumurtalık kistleri
sayılan sorunları tetikleyebilir.
Kullanılacak bakım ürünleri
her sabah UV koruma etkisi olan
en az 30 faktörlü güneş koruyucularla desteklenmelidir. Zaman
zaman doktorunuzun veya eczacınızın önereceği vitamin ve mineral takviyeleriyle saç, cilt ve tırnaklar beslenir. Bu sayede kışı
sağlıklı ve ışıltılı bir ciltle, ipek
gibi saçlar ve bakımlı tırnaklar
ile geçirmek mümkündür. Tüm
bunlar iyi bir uyku, spor, bol su
tüketilmesi ve sağlıklı beslenmeyle en iyi yanıtı verecektir.
www.vildansengoz.com
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
35
bakım ürünleri
Kış aylarında
yalnızca cildiniz
değil, saçlarınız da
özel bakım ister.
Kişilerde görünen biyotin
ve çinko eksikliği saç
dökülmesinin en önemli
nedenidir.
Saçlar, cilt ve tırnaklar
için sihirli iksirler
S
açlar, cilt ve tırnaklar
benzer vitamin ve
minerallere ihtiyaç
duyuyor. Asıl hassas konu ise
bunların nasıl sağlandığı ve
nelerle beslendiğimiz… Yani
güzel ve sağlıklı saç-cilt için ne
sürüldüğünden ziyade ne
yenildiği ve ne içildiği daha
önemli. C vitamini veya diğer
antioksidanlar yenileyici özelliği
ile hücrelerimizi ve cildin
elastikiyetini korurken, Omega 3
bağışıklığı artırmaya destek
oluyor. Biotin, Pantotenik asit ve
B kompleks vitaminleri ile Çinko
içeren bir multivitamin saç, cilt
ve tırnaklar için olmazsa olmaz
destek ürünlerinden. Bunun
yanında A, E vitaminleri, bakır,
demir, selenyum alımı da önemli.
Hyaluronik asit ise kırışıklıkları
38
önlemek için cildi içeriden
besliyor. Ayrıca zayıflama
diyetlerinin abartılmaması ve
meyve, sebze ağırlıklı bir diyet
gerekiyor. Günlük su alımını
artırmak ve doğal besin
takviyeleri kullanmak da
mümkün. “Sağlıklı cilt, saç ve
tırnaklar için beslenme
önerilerimiz aslında kolay
uygulanabilir yöntemler içeriyor.
Sadece birkaç ufak yaşam tarzı
değişikliği ile sağlıklı cilt ve
saçlara kavuşmak mümkün.”
n Yabanmersini portakala göre 3
kat fazla antioksidana sahip.
n Greyfurt, portakal, kivi, soğan,
biber gibi besinler kolajeni
korumamızı, daha sıkı ve elastik
cilde sahip olmamızı sağlıyor.
n Bir avuç çilek günlük kolajen
üretimi için gerekli olan ihtiyacı
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
karşılıyor.
n Her gün 2 adet kuru erik
yemek, kandaki antioksidan
seviyesini yüzde 25 artırıyor.
n Havucun içerdiği betakaroten
günlük güneş koruması sağlıyor.
n Brokoli cildi esnek ve genç
tutuyor.
n Haftada üç gün balık yemek
ve/veya omega 3 takviyesi cildi
pürüzsüzleştiriyor.
n A vitamini akne tedavisine
yardımcı oluyor.
n Her gün duş sırasında soğuk
su ile saçlara yapılan friksiyon
kıl köklerini uyararak saç
hücrelerini kuvvetlendiriyor.
n Yüksek mineralli su kullanmak
cildi içeriden besliyor.
n Her sabah yapılacak göz,
dudak ve yanak egzersizleri cildi
sıkılaştırıyor.
bakım ürünleri
Solgar Hyaluronic Acid
n Ürün, patentli bir karışım olan Biocell Collagen II®’yi içeriyor.
İçerisindeki Hyaluronik Asit su tutucu özelliğiyle cildin nem
dengesini korurken, Tip II Kollajen ise yaşlanmayla ortaya çıkan cilt
dokusundaki gevşeme ve kırışıklıkların azaltılmasına destek sağlıyor.
Aynı zamanda içeriğindeki C vitamini ile güçlü antioksidan etki
gösteriyor.
Fiyatı: 79,95 TL
M.Asam Aqua
Intense - Hassas Ciltler
Kapederm Krem
n Bu ürün doğal ve güçlü
formülü ile oldukça hızlı
etkili… Nemlendirici
özelliğinin yanında günlük
cilt bakımında, tahrişlerde,
güneş yanıklarında,
çocuklarda pişiklerde ve
annelerin meme başı
çatlaklarında
kullanılabiliyor.
Kapederm, ciltte yağlı his
bırakmadan çabuk emilen,
termal mineralli su bazlı…
Fiyatı: 14,90 TL
n Her cilt tipi ve özellikle hassas
ciltler için hazırlanmış parfüm
içermeyen üç ürünlü bu özel kofre,
kış bakımınız için ekonomik
çözüm içeriyor… Temizleyici
peeling özellikli jel, jojoba
tanecikleri ihtiva ediyor.
Temizledikten sonra
kullanacağınız cilt kreminiz
Hyaluronik Asit Kompleksi
içeriyor bu sayede cildinize bakım
yapıp, nemlendirerek kırışıklık
oluşumunun önlenmesine
yardımcı oluyor. Göz bakımınızda
kullanacağınız ürün ile de kaz
ayakları ve kırışıklıkları
engellemeniz mümkün.
Fiyatı: 199,00 TL
Imedeen D.O.
n Imedeen ,cildin doğal
destekleme yapısında
bulunan elementler ile
aynı işlevi gören
proteinler ve nem tutucu
polisakaritlerden oluşan
Marine Complex™
içeriğiyle ilk yaşlanma
belirtileri üzerinde etkili
bir çözüm. Ürün, cilde
parlaklık ve nem
kazandırıyor; aynı
zamanda güneş lekesi
görünümünü de azaltıyor.
Fiyatı: 110,00 TL
40
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
bakım ürünleri
Nature's Bounty
GrapeSeed Extract
n Güçlü antioksidan etkinliği olan üzüm çekirdeği,
kolajen yıkımını azaltarak cilt bağ dokusunun
desteklenmesine, cilt bütünlüğünün ve
esnekliğinin sağlanmasına yardımcı oluyor.
Ayrıca kalp-damar sağlığının korunmasında da
etkili olan ürün, içinde bulunan turunç
biyoflavonoidleri ile de antioksidan korumayı
arttırıyor.
Fiyatı: 28,50 TL
New Life EFA
Daily
n Bu ürün, içeriğindeki
yüksek konsantrasyonla kış
dönemlerinde ihtiyacınız
olan günlük Omega-3
ihtiyacınızı karşılamaya
yardımcı oluyor. Omega3’ün zihin, beden ve cilt
sağlığınıza olumlu etkileri
yanında içeriğinde ağır
metal, cıva ve kimyasal
atık içermediği bağımsız
kuruluş tarafından da
kanıtlanmış.
Fiyatı: 25,00 TL.
Youplus Vitamin
C 100 Mg.
n Eğer sigara içiyorsanız her
gün 25-100 mg. arası C
vitaminini vücudunuzdan
atıyorsunuz. Ürün,
kaybettiğiniz C vitaminini
size geri kazandırıyor.
Ayrıca özellikle kış
aylarında bağışıklığımızın
artması için C vitaminine
ihtiyaç duyuyoruz.
YOUPLUS C Vitamini tüm
bunları sağlayarak, vücut
direncinizi destekleyici ve
güçlü antioksidan
özellikleriyle öne çıkıyor.
Fiyatı: 18,50 TL
42
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Blistex MedPlus
n Hasar görmüş dudaklara
yoğun bakım ve koruma
sağlayarak anında etki
edebilen onarıcı bakım
ürünü Blistex MedPlus,
içeriğindeki
Eucalyptus, Menthol ve
Camphor ile aşırı hasar
görmüş, nem dengesini
kaybetmiş dudaklara
anında nem ve
yumuşaklık
kazandırmaya yardımcı
oluyor.
bakım ürünleri
Panplus Kapsül
n Panplus, güçlendirilmiş yeni formülü ile
saçınızı kökten ve içeriden besliyor. Ürün
içeriğindeki B1-B5 vitaminleri, L-Sistin,
p-aminobenzoik asid ve saçlar için
esansiyel Keratin ile dökülmeyi
durdurmaya, grileşmeyi önlemeye, saç
hasarını düzeltmeye, saça direnç
kazandırmaya yardımcı oluyor.
Fiyatı: 79,00 TL
Perfectil Tablet
Linola Şampuan
n Linola Şampuan kuru
ve hassas saç derileri
için özel olarak
geliştirilmiş günlük
kullanıma uygun bir
ürün. İçeriğindeki doğal
nemlendiriciler ve
linoleik asit saç
derisinin kurumasına
ve tahriş olmasına karşı
oldukça etkili. Ürün,
silikon, renklendirici,
koku ve koruyucu
madde içermediğinden;
parfüm alerjisi olanlar
tarafından da tercih
ediliyor.
Fiyatı: 33,00 TL
44
n Bu ürün, saç, tırnak ve cilt
sağlığı için üretilmiş, 20’den
fazla mikrobesin maddesinden
oluşan bir formülasyon.
İçeriğinde Vitamin B
kompleksi, Folik asit, Biotin,
Pantotenik asit, L-Sistin ve
Demir gibi besin takviyeleri
ile Selenyum, Krom, E, C
Vitamini, Beta Karoten ile
Üzüm çekirdeği ekstresi
buluyor. Perfectil, optimum
hücre bakımı ve yenilenmesi
için gerekli olan vitamin,
mineraller ve antioksidan
ajanları sayesinde saçın,
tırnakların ve cildin yapısını
güçlendirerek, sağlıklı bir
görünüme kavuşmasına
yardımcı bir seçenek.
Fiyatı: 60,00 TL
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
John Frieda Full
Repair Deep
Conditioner
n Yıpranmış ve işlem görmüş
saçlar için geliştirilmiş
Derinlemesine Onarıcı Bakım
Maskesi; yoğun onarıcı formülü
ile saç diplerine nüfuz ediyor ve
kırılma riskini azaltarak işlem
görmüş saçların yapısını
onarmaya yardımcı oluyor.
Fiyatı: 24,50 TL
EADFIA’NKDA
R
bakım ürünleri
Zade Vital Hindistan Cevizi Yağı
n Bu doğal ürünü haricen saçınızda, elinizde, cildinizde
ve vücuduzda kullanabilirsiniz. Hindistan cevizi yağı,
cilt için iyi bir nemlendirici ve deri yapımına destek
oluyor. Ürün saçta kullanıldığında yapısında bulunan
laurik asit sayesinde yıpranmış saç uçlarına bakım
yaparak kırılan saçları tamir ediyor. Ayrıca hindistan
cevizi yağı, antiinflamatuar özelliği ile romatizmal
ağrılarda, kas ve eklem sorunlarında haricen, destek
amaçlı olarak da kullanılabiliyor.
Fiyatı: 99,00 TL
Dermokil Saç
Bakım Kremi
n Bu saç kremi tüm saç türlerinde
kullanılabilen formülüyle saç
teli üzerinde koruyucu etki
oluşturarak onu dış etkilerden
koruyor ve yumuşatarak kolay
şekil almasını sağlıyor.
İçeriğindeki beyaz kil ve
bentonite ve mineral desteği ile
saçları güçlendiriyor.
Provitamin B5 ile yıpranma ve
kırılmaları önleyip saçlara
canlılık veriyor, hacim
kazandırıyor.
Fiyatı: 11,50 TL
Schwarzkopf Gliss
Marrakesh &
Coconut Şampuan
Zigavus Extra Plus
Sarımsaklı Şampuan
n Schwarzkopf’un saç için
esansiyel sıvı keratin
içeren Marrakesh yağı ve
Hindistan Cevizi ile
zenginleştirilmiş bu
şampuanı, saçınızı
ağırlaştırmadan
derinlemesine bakım
yapıyor. Özel formülü ile
saça daha fazla esneklik ve
parlaklık kazandırırken saç
telindeki çatlakları
doldurup, saçtaki
yıpranmayı onarıyor.
46
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
n Zigavus Extra Plus
kokusuz sarımsaklı
şampuan, kısa bir
süre için
kampanyada…
Sarımsak ekstresinde
bulunan, Betakaroten, çinko,
kalsiyum maddeleri
sayesinde saça sağlık,
canlılık, direnç
kazandırıyor, saçların
güçlenmesine ve saç
dökülmesi
sorunlarına yardımcı
oluyor.
Fiyatı: 3’lü kofre
49,00 TL
psikolojik
Nasıl âşık
oluruz?
‘Yüreğin bir bildiği vardır, aşkın
hiç haberdar olmadığı’
-Pascal
Aşktan
bahsedilince kafalar
karışır, herkes dikkat kesilir,
heyecanlanır. Zihinler, bugüne
kadar âşık olduğu kişileri gözden
geçirir ya da o an âşık olduğumuz
kişi gelir aklımıza.
Neden? Nasıl? Doğru insan o
mu? Ve aşka dair daha birçok
soru beynimizde döner
durur…
48
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Psikiyatrist Dr. İnci Vural
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, Bakırköy
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden uzmanlığını alıp doğuya,
yollara düştü. Sonra yine ver elini İstanbul…Doktorluktan kalan
zamanlarında dışa dönük kişiliği gereği hayat ve insanlarla
iletişim halinde olmayı seviyor, spor yapıyor, yazıyor, yollara bu
kez dünyayı gezmek için düşüyor. Hayatına kattığı anlamı, kızı Su
ile hayatı adeta akıp gidiyor.
psikolojik
“Magnesium
vitamini anti-stres
vitamin olarak bilinir.
Kas krampları ve
depresyonla
savaşta da
etkilidir.”
asıl oluyor da birileri
kalbimizi çalıp,
zihnimize yerleşiyor?
Bilimsel araştırmalar, üç
farklı şekilde âşık
olduğumuzu kanıtlanmış. Bir
başka deyişle, üç farklı
şekilde insanların birbirlerine
bağlandıkları tespit edilmiş:
N
GÜVENLİ TİP:
“Duygusal olarak birine
yakınlaşmam kolay, insanların
bana bağlanması ya da
başkalarına bağlanmak beni
rahatsız etmiyor. Başkalarının
beni kabul etmemesi beni
endişelendirmiyor.”
Bu durumda çeşitli ilişkileri
olmuş Can’ı tanıyarak daha net
bilgi edinelim. Aşkı yaşarken
Can’ın ebeveyn ilişkisinin
bugünkü aşk ilişkisine nasıl
yansıdığını da birlikte
gözlemleyelim.
Can tek çocuk, ebeveynleri ile
olan ilişkisini hep sıcak olarak
hatırlıyor. Annesiyle babası
küçük yaşlardan itibaren ona iyi
davranmışlar. Babasını disiplin
koyucu, annesini ise tatlı ve
anlayışlı olarak anlatmaktadır.
Can 28 yaşında, şu ana kadar
ortalama 4 flörtü olduğunu, ciddi
yakın ilişki sayısının 2 olduğunu
ve ortalama 2.5 yıl sürdüğünü
söylüyor. Fiziksel ve psikolojik
yakınlık duyduğunu, ilişkide
bağlılık ve güven duygusunu
hissettiğini, ilişkilerinde
gerektiği zaman mesafe
koyabildiklerini, ayrılık
dönemlerine katlanabildiklerini
ve ilişkisinin anne babasının
kurduğu ilişkiye benzediğini
iletiyor.
Can son yaşamakta olduğu
ilişkisini; sıcak, destekleyici,
keyifli, sevgi dolu ve heyecanlı
olarak tanımlıyor ve ekliyor “O
benim içimi biliyor ben onun,
dolayısıyla birbirimizin ne
hissettiğini her zaman biliyoruz
ve mutluyuz. Farklılıklarımız var
ve bu ilişkimizi zenginleştiriyor.
Ayrı kaldığımızda onu
özlüyorum, yaşadıklarımı ona
anlatmak, paylaşmak istiyorum.”
Can’ın ilişki tarzı güvenli
bağlanmaya iyi bir örnek.
Ebeveynleri tarafından kabul
gören ve sevildiğini hisseden bir
çocukluk dönemi geçiren Can’ın
ilişkisi sağlıklı görünmektedir.
KAYGILI
KARARSIZ TİP:
“Duygusal olarak yakın
ilişkiler istiyorum fakat
başkalarına bağlanmakta ve
güvenmekte güçlük çekiyorum,
terk edilmekten ve aşkıma
karşılık alamamaktan
korkuyorum.”
Bu durumda olan Mehmet’in
ilişkilerine bakalım. Ebeveyn
ilişkisinin aşkı yaşarken onu
nasıl etkilediğini gözlemleyelim.
Mehmet, 4 çocuklu bir ailenin 3.
erkek çocuğu. Annesi, evde
devamlı işleri olan, hep yorgun,
çocuğuna duygu ve yakınlaşma
hissettiremeyen bir annedir.
Babası ise eve geç gelen, devamlı
iş için seyahatler yapan bir
babadır. Mehmet ebeveyn
ilişkisini yakınlık ve güven
duygusundan uzak huzursuz
olarak tanımlıyor.
Mehmet flört sayısını net
hatırlamadığını ama hayatında
önemli ilişki sayısının 2
olduğunu söylüyor. Bu ilişkilerde
fiziksel çekim duyduğunu fakat
yakınlık ve bağlılık hissetmekte
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
49
psikolojik
zorlandığını iletiyor. Ayrılık
fikrine katlanamadığını, ilişkide
olduğu kişiyi kendisinin takipçisi
yaptığını, çatışmadan kaçmayı
tercih ettiğini çünkü bununla baş
edemediğini anlatıyor. Kurduğu
ilişkilerin anne baba ilişkisine
benzediğini fark ediyor.
Hayatında bir kez âşık
olduğunu, onu gördüğü an ondan
hoşlandığını, özel bir kız olduğu
için özel bir ilişki olmasını
istediğini, ona “seni seviyorum”
ları çok söylemediğini ama onu
etkilemek için pek çok şey
yaptığını anlatıyor. Ona hayran
olduğunu, onun yanındayken
kendini çok iyi hissettiğini, bu
hislerin onu korkuttuğunu ve
onunla olan ilişkisinin bu yüzden
onu çok heyecanlandırdığını
söylüyor. Annesi ile ilgili
benzerlik sorulduğunda;
kendinden emin, hayatını tek
başına sürdürebilen, kendisine
baskın çıkan yönleriyle annesine
benzediğini anlatıyordu.
Aşkın Üçlü
Teorisi;
Yakınlık
Tutku
Sadakat
KAÇINAN TİP:
“Yakın ilişkiler beni huzursuz
ediyor. Başkalarına
bağlanmamayı ve onların bana
bağlanmamasını tercih
ediyorum. Bağımsız olmak ve
kendi kendine yetmek benim için
önemli.”
Bu tarz bağlanmaya örnek
Aslı’nın öyküsüne bakalım.
Aslı 5 kardeşten 3.südür. Anne
babası o küçükken ayrılmışlar.
Baba hep meşgul bir babadır, Aslı
hiç beraber yemek yediklerini
hatırlamıyor. Anne çocuklarını
kendi başlarının çaresine baksınlar
diye onları kendi hallerine
bırakmış. Aslı annesinden çok
kardeşleriyle vakit geçirdiğini
hatırlıyor. Aslı kendisini babasına
hiç yakın hissetmemiş, babasını
hep mesafeli olarak tanımlıyor.
50
Aslı flört sayısının 2 olduğunu,
önemli yakın bir ilişki kimseyle
kuramadığını, fiziksel çekim,
ilişkiye bağlılık konusunda
yetersiz duyguları olduğunu
anlatıyor.
Aslı hiç yakın bir ilişkisi
olmadığı halde evlenip çocuk
sahibi olmayı hayal ediyor. Aslı
sevgisini gösterebilen ancak çok
yapışkan olmayan akıllı biridir.
“Şu anda belki de çok soğuk
görünüyorum ancak yine de her
şeyi benimle yapması gereken
birine ihtiyacım olduğunu
düşünüyorum” diye belirtiyor.
Aslı’nın ilişki tarzı kaçınan bir
bağlanma tarzını akla getiriyor.
Ebeveynleriyle sevgi ilişkisi
kuramadan, çok çabuk bağımsız
olmaya itilmesi sebebiyle
sevilebilirliğine olan inancı
düşük. Bir başka deyişle
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
çocukken sevildiğini ve kendisine
değer verildiğini hissetmediği
için sevilebilir olduğuna inancı
kırılmış.
Yukarıda anlatılan âşık olma
şekilleri, ilişki yaşama
biçimlerimizi ana hatlarıyla
özetleyebilir. Kendinizle ilgili
bulup benzettikleriniz önemlidir.
Ancak ilişkinizde yaşadığınız
sorunları netleştirmek ve çözüm
bulmak için yardım almak
akıllıca olacaktır.
Önemle unutmamamız
gereken bir diğer konu da anne
baba olmayı düşünen veya küçük
çocukları olanların çocukları ile
kurdukları sağlıklı ilişkilerin,
çocuklarının hayatları boyunca
kuracağı ilişkiler üzerine çok
önemli bir yeri olduğudur.
Herkese mutlu aşklar…
www.incivural.com
Gezegenin gidişatına
müdahil olmamız çok
önemli. Bu müdahalenin
ardından kişisel yaşam
alışkanlıklarımızı
değiştirmekle başlayan bir
takım uygulamalar var ki,
kompost bunlardan biri.
Evsel atıkların doğru bir
şekilde geri dönüşümünü
de sağlayan kompost aynı
zamanda topraktan geleni
yine toprağa
döndürmekte.
ekolojik
Yeni bir ekolojik deneyim:
SOLUCANLARLA EVDE
E
vde kompost yapmak yeni
bir kavram. İlk duyuşta
kulağa tanıdık gelmiyor.
Kompostu öğrenmek ve
uygulamak şehirde yaşayanlar ve
özellikle bahçesi olanlar için
neredeyse bir mecburiyet. Çünkü
şehirde gübre bulmak çok güç.
Kent bahçesi olmayanlar içinse
insana çok şey öğreten ve her gün
yeniden ekolojik duyarlılığı
hatırlatan bir uygulama.
Artık sağır sultan bile duydu;
evden artan cam, pil, plastik,
kâğıt, plastik şişe ve teneke
kutular çöp değil! Bunlar geri
dönüşebilir malzeme. Pek
çoğumuz daha bu malzemeleri
52
evdeyken ayırıp, çöp konteynerine
değil, geri dönüşüm kutularına
atıyoruz. Bunu evde yapmazsak,
çöp kutularından ve çöplüklerden,
şimdilerde dernekler de kuran ve
çalışma koşulları gerçekten çok
kötü olan insanlar yapıyor.
Evlerimizde bu malzemelerin
yanı sıra bir de organik
atıklarımız var; Tabakta kalan
lokmalar, meyve ve sebzelerin
kabukları, yemek pişirirken artan
organik maddeler gibi. Bunların
hepsi kompostun ilgi alanına
giren artıklar.
Şimdi ara verip, kompost nasıl
yapılır bölümünü okumanızı
öneriyorum.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Sıradışı bir Yaklaşım:
Solucan Besliyoruz
n Ben kendi kompostumda
kırmızı solucan kullanıyorum.
Kırmızı solucanlar ötekilere göre
daha hızlı kompostlaştırma
yeteneğine sahipler. Bu nedenle
evde kompost yapmak için daha
ideal oldukları biliniyor. İlk
başlarken yüz adet almıştım.
Sayıları az olduğu için, toprağı da
az koydum. Böylece birbirlerini
daha kolay buluyorlar. Çünkü
onların çoğalması ve daha fazla
organik maddeyi
kompostlaştırmaları lazım. Üç ay
sonra kompost kutum doldu. 12
Ecz. A. Tolga Timur
Ekolojist, yayıncı, eczacı, evli ve 2 çocuk babası…
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bitirdikten
sonra İstanbul Küçükyalı’daki eczanesinde eczacılık
yapmaya başladı. Yeryüzü Derneği’nde ekoloji
çalışmalarına katılıp, başta küresel iklim değişikliği,
genetiği değiştirilmiş organizmalar ve nükleer
santraller olmak üzere, gezegenin geleceğini tehdit
eden açgözlü girişimleri durdurmak için mücadele
ediyor.
ekolojik
KOMPOST NASIL
HAZIRLANIR?
yaşındaki oğlum Cem ve 2
yaşındaki kızım Ayça ile
beraber solucanları tek tek
komposttan ayırmaya
başladık. Bir yandan da
“nüfus sayımı” yapıyorduk.
Çok eğlenceliydi çünkü Zeki
Alasya ile Metin Akpınar’ın
meşhur altın sayma sahnesini
andıran bir şekilde sayılar,
solucanlar habire birbirine
karışıyordu. Sonunda sayım
tamamlandı; 220 adet kırmızı
solucanlık bir koloni
oluşmuştu.
Kompost kutunuza artan
yemekleri, sebzelerin
yemediğiniz bölümlerini,
meyve kabuklarını, yumurta
kabuklarını ve aklınıza
gelebilecek bütün organik
atıkları koyabilirsiniz. Bu
yiyecekleri ne kadar
küçültürseniz, solucanların
işini o kadar kolaylaştırmış
olursunuz. İster bıçakla küçük
parçalara ayırın, isterseniz
öğütücüden geçirip verin.
Zaten zamanla solucanlarla
aranızda bir dil gelişiyor ve
size daha da sevimli gelmeye
başlıyorlar. Elinize almanın,
parmağınıza dolamanın sağlık
açısından hiçbir sakıncası yok.
n Evimizde kompost yapmaya başlamak
için öncelikle boş bir kutuya ihtiyacımız
var. Bu kutu topraktan bir saksı, tahtadan
eski bir sandık olabilir. Bu kutuyu alıp,
dibine çok büyük olmayan bir delik açıyoruz.
İşimiz bitince bu deliğin tam altına gelecek
şekilde bir kavanoz yerleştireceğiz. Kompost
kutumuzun en altına çakıl taşları, küçük
tahta parçaları, bulursak biraz saman ya
da otlar koyup, süzme işlevi görecek bir
tabaka oluşturuyoruz. Sonra dört parmak
yüksekliğinde toprağı döküyoruz.
Bu kolay işlemlerle kompostumuzun
son aşamasına geldik, şimdi ihtiyacımız
olan tek şey; solucanlarımız. Solucan için
iki seçeneğimiz var; ilki etraftaki toprakları karıştırarak solucan toplamak, ikincisi kırmızı ya
da San Francisco solucanı denen solucanlardan satın almak.
Bunlar da öyle pahalı
şeyler değil. İnternetten
kolayca bulabilirsiniz. Özel olarak kırmızı solucan yetiştiren
firmalar var.
Solucanları eklediğinizde yapmanız gereken son bir şey var.
Güneşi sevmiyorlar.
Bu nedenle kutunun
üstünü herhangi bir
şeyle örtmeniz gerekiyor.
Sıkı sıkı kapatmanıza gerek yok. Çünkü
solucanlar nüfusu aşırı artmadıkları sürece
evlerini terk etmezler. Yalnız hangi yöntemle
solucanlarınızı bulursanız bulun, yeni evlerine
alışmaları zaman alıyor. Üç dört gün bir
şey yemiyorlar, yeni çevrelerini tanımaya
çalışıyorlar. Onlara yeni yuvalarını sevdirmek
için en sevdikleri yiyeceklerden olan; muz
kabuğu, elma kabuğu ikram ederek bir
hoş geldin partisi düzenleyebilirsiniz.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
53
ekolojik
EKOLOJİK YAŞAMA
DUYARLI OLMAK
n Ekolojik yaşam denize doğru akan ırmak.
Doğru hamlelerle ve ırmağın akışına ters düşmeden,
onunla birlikte akmayı başararak, doğaya saygılı ve
uyumlu bir hayat yaşamak mümkün. Âşık Veysel
Kara Toprak türküsünde, ‘gün gelir beni bağrına
basar’ diyor. Modern insanın en büyük korkusu
ölümü bile, ekolojik denge içinde böyle şenlikli
selamlamak mümkün, bize Aşık Veysel öğretiyor.
Bir insanın kendinden başlamayan değişim,
başarılı olamaz. Büyük laflar edildiği zaman da
inandırıcı olmaz. Küresel düşünüp, yerel hareket
etmek zorundayız. Yol uzun ve zorlu.
Geçen sayıda sizlere kent bahçeleri
uygulamalarımızı aktarmıştım. Bu kez daha teknik
bir konu ama eko fobiyi aşmayı da içeren bir konu
aktardım. Biz Yeryüzü Derneği’nde bu çalışmaları
yediden yetmişe çevreye, yaşama duyarlı insanlarla
gerçekleştiriyoruz. Her zaman dedikleri gibi; sen
katılmazsan bir eksiğiz.
Solucan kolonisi
gübre yapıyor...
n Solucanlarınız kompost yaptıkça,
toprağınız yükselmeye başlıyor. Artık bu tam
anlamıyla iyi bir gübre. Rengi koyu siyah ve
daha sıkı. Toprak yükselirken, bir yandan da
altta tuttuğunuz kavanozda solucanların idrarı
birikiyor. Bu vişne suyu renginde bir sıvı.
Bitkiler için çok faydalı. Aman bunu doğrudan
bitkilerin dibine dökmeyin, önce bire on
oranında sulandırın ve bu değerli gübreyi
verimli kullanın, kıymetini iyi bilin. Kompost
kutunuz ağzına kadar dolunca, solucanları
ayırıp, gübrenizi bahçenize, solucanları tekrar
kompost kutusuna koyma vakti gelmiştir.
Şehirde gübre bulmak çok zor, hele kaliteli
yanmış gübre bulmak daha da zor. Biz evimizde
solucanlar sayesinde çok kaliteli bir gübreye
ulaştık. Aynı zamanda organik, kompostlaşma
potansiyeli taşıyan atıklarımızı da çöpe atmadık.
Çöp arabası daha az çalıştı, daha az mazot
tüketti. Karbon ayak izimiz azaldı. Şehir çöplüğü
daha az doldu. Çöplük çevresinde yaşam kalitesi
yükseldi. Yeni çöplükler açmak için yeni verimli
tarımsal araziler işgal edilmedi. Biriken metan
gazının patlaması sonucu kimse zarar görmedi.
[email protected]
54
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
spina bifida
3500 Bebek
Kurtarılabilir...
G
ebelik öncesi
danışmanlık, akraba
evliğinin önlenmesi,
yeterli gebe izlemi, annenin
beslenmesi, annenin
bağışıklaması, çevresel
teratojenlerden kaçınma,
annenin hastalıklarının tedavisi
birincil korunma dediğimiz
önleme yollarıdır.
Doğurganlık çağındaki
kadınlarımıza Folik Asit vitamini
takviyesi anahtar rol oynar
çünkü en önemli NTD nedeni
annedeki Folik Asit vitamini
yetmezliğidir. Folik Asit doğada
yeşil yapraklı sebzelerde, yağlı
tohumlarda, karaciğerde bulunur
ancak Folik Asit alımı günlük
beslenme ile yeterli olmayabilir.
Örneğin, anne adaylarına yetecek
günlük 5 mg Folik Asiti
karşılamak için 8 tabak çiğ
brokoli yenmesi gerekecektir.
Normal beslenme ile yeterli
miktar Folik Asit
alınamadığından, anne
adaylarına gebe kalmadan önce
yeterli Folik Asit vitamini
desteği verildiği taktirde %70-80
oranında bu doğumsal anomali
önlenebilmektedir. Folik Asit
vitamininin gebe kalmadan önce
verilmiş olması çok önemlidir
çünkü nöral tüp gebeliğin ilk
ayında oluşur ve omurga
kapanamamış, ayrık kalmışsa bir
daha iyileşemez. İçinden
omurilik dışarı çıkmış, MMCmeningomyelocel- olmuşsa sinir
hasarı oluşabilir ve bebek çeşitli
felçler ile dünyaya gelecek
demektir.
Gelişmiş toplumlarda,
NTD’lerle mücadele edilmiş ve
başarı kazanılmıştır. Örneğin
Hollanda’da eczanelerden halka
direk Folik Asit vitamini etkileri
hakkında bilgi verilmesi ve satışı
yönünde bir proje geliştirilmiş
ve çok başarılı olmuştur.
Halk sağlığı açısından bu çok
önemli bilgilendirmeyle
yurdumuzda her yıl en az 3500
bebek kurtarılabilir!
Prof. Aliye Mandıracıoğlu ve
arkadaşlarının İzmir’de yaptığı
araştırmada Spina Bifida oranı
binde 3,9 olarak bulunmuştur.
Kaba doğum hızı ile hesaplanan
orana göre her yıl yaklaşık 5000
bebek Spina Bifida ile
doğmaktadır. Aslında Türkiye’de
geniş kapsamlı araştırma
olmamakla birlikte doğu ve
güneydoğu bölgelerimizde yer
yer binde 8'e varan oran tahmin
edilmektedir.
Gebeliklerin çok büyük oranda
planlanmadan gerçekleştiği
ülkemizde, anne adayları hekime
gebe kalınca gittiklerinden, bu
büyük sağlık sorununu önlemek
için Folik Asit vitamini ya un
gibi besinlerin içinde topluma
verilmeli ya da tüketicisini bilen
tanıyan eczacılarımız tarafından
kadınlarımıza önerilmelidir.
Spina Bifida Derneği ile ilgili her türlü bilgi
ve destek için;
Adres: 858 sok.No:9/405 Konak /İZMİR
T. 0.232.4416567
F. 0.232.4821858
spinabifida.org.tr
[email protected]
Spina Bifida AZ
bilinen ÇOK önemli bir
Nöral Tüp Defekti (NTD) olup
ayrık omurga demektir. Yani
doğumsal bir hastalıktır ve
en önemlisi büyük oranda
önlenebilir.
56
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
EADFIA’NKDA
R
dünyanın yolcuları
lkemizde eski adıyla ve özellikle Osmanlı
döneminde Habeşistan olarak bilinen
Etyopya; Afrika’nın doğusunda biraz da
eski adından dolayı daha çok çöl bölgesi çağrışımı
yapmaktadır. Tarihteki büyük Habeş Krallığı
ve onların Araplarla olan ilişkileri nedeniyle de
bir Afrika ülkesinden çok sanki Arap ülkesiymiş
gibi bilinegelmiştir. Farklı coğrafyalara ait ön
yargıları ya da yanlış olma ihtimali yüksek
varsayımları yenmenin tek yolu o coğrafyaları
yerinde görmek için yollara düşmektir.
Ü
Etyopya Görülmeye
Değer Bir Ülke
n Daha önce Etyopya’ya ve özellikle bu ülkenin güneyinde bulunan Omo Vadisi’ne gidenlerden edindiğim izlenim kesinlikle gitmeye
değer bir coğrafya olduğu konusunda içimde
en ufak bir kuşkuya ver vermiyordu. Hal böyle
olunca yollara düşüverdik.
Gece yarısından sonra ülkenin başkenti Addis
Ababa’ya vardığımızda şehir derin bir uyku halindeydi. Deniz seviyesinden yüksekliği 2500
metre olduğu için (La Paz ve Quito’dan sonra
dünyanın en yüksek 3. Başkenti) ekvatora yakın
olmamıza rağmen hava oldukça soğuktu. Otel
yolunda rehberimiz “Afrika’nın en güvenilir
başkentine hoş geldiniz” deyince sokakların
bomboş olmasını güvenlik kaygısına değil
şehrin uyuyor olmasına veriyoruz.
“Takma kafana” diyen ülke:
Etyopya’ya gittiğinizde
Afrika’nın da en meşhur
deyimi “Hakuna Matata”yı
yani “Her ne olursa olsun,
boş ver, takma kafana” yı
sık sık duyacaksınız.
58
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Mustafa Andıç
Kâşiflik tutkusu doğuşundan beri başına bela oldu. Arkadaşları
çelik çomak oynarken, o TRT’nin siyah beyaz belgesellerinden
dem vurdu hep. Belgesellerde gördüğü, kitaplarda okuduğu
coğrafyaları bir de kendi gözleriyle keşfe koyuldu. Uzun zaman
eğitimci olarak sınıflarını sırt çantasında getirdiği coğrafyalarla
doldurdu. Bitmez tükenmez gezme tutkusu iyice kontrolden
çıkınca, işi gücü bir kenara bırakıp hayalinin peşine düştü. Halen
bir yandan henüz göremediği gizemli coğrafyalara yelken
açarken, bir yandan da bu coğrafyaları yazıyor ve fotoğraflıyor.
dünyanın yolcuları
Ertesi sabah hiç vakit kaybetmeden 4 arkadaş bir jip ve hem
şoför hem de rehberimiz olan Ortodoks Hristiyan’ı Daniel ile güney
Etyopya keşfi için yola çıkıyoruz.
85 milyonluk ülkenin 5 milyonu
aşan başkentinde şehri terk etmek
çok kolay bir şey değil. Bunun için
toz toprak yollarda trafikle cebelleşerek iki saatinizi harcamanız
gerekiyor. Hele gittiğiniz yol birkaç
yıl önce ülkeden ayrılıp bağımsızlığını ilan eden ve Etyopya’nın
denizle bağlantısını koparan Cibuti yolu ise (Kızıldeniz’e açılan
kapı) yük taşıyan tır ve kamyonlardan dolayı durum biraz
daha vahimleşiyor. Sinirlenmeye hiç gerek yok. Öyle ya;
burası Afrika. Afrika’nın da
en meşhur deyimi “Hakuna
Matata” “her ne olursa olsun, boş ver, takma kafana.”
Şehrin çıkışında basit
barakalar halinde dizilmiş
kahve molası verilecek mekânlardan birinde durup Etyopya kahvesi
içiyoruz. Kahve Yemen’den gelir
sözü eskilerde kalmış olup Yemen’de kahve tarlalarının yerini
bir tür uyuşturucu olan gat bitkileri
alırken, Yemen’e de kahvenin artık
bu eski Habeş topraklarından gittiğini öğrenmiş bulunuyoruz.
Şehir çıkışında rastladığımız birkaç büyük sanayi tesisi dikkatimizi
çekiyor. Bu tesislerin önünde ya
bir Çin bayrağı ve yahut da bir
Türk bayrağı bulunuyor. Anlaşılan
Çinliler ve Türkler buradaki yatırımlar konusunda ciddi bir rekabete
girmişler. Şimdilik Çinliler biraz
önde gözüküyorlar. Iğdır’dan gelip
de 7000 kişinin çalıştığı ülkenin
en büyük fabrikasını kuranın bir
Türk olduğunu öğrenmek bizi mutlu ediyor. Havassa yolu üzerinde
ülkenin şu sıralar en ünlü atleti
olan olimpiyat şampiyonu Trunesh
Dibaba’nın yaptırdığı büyük hastane
göze çarparken, biraz daha ileride
ortalık Bob Marley resimlerinden
geçilmiyordu. Sebebi hikmetini öğrendik ki; bu kasabada yaşayanlar
1980 li yıllarda Jamaika’dan gelip
buraya yerleşmişler. Nihayet akşam
vakti Avassa Gölü kıyısında yine
bir dönemin dünyaca ünlü atleti
olimpiyat ve dünya şampiyonu
Hale Gabre Selasi’nin yaptırdığı muhteşem manzaralı
otele yerleşip hemen soluğu göl kıyısında alıyoruz.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
59
dünyanın yolcuları
Sazlıkların arasından süzülen çeşitli
yabanıl kuşları seyretmek son derece keyifli.
Ertesi sabah çok kalabalık yollardan geçerek ülkenin güneyine
doğru ilerliyoruz. Yol boyunca en
çok dikkatimizi çeken şey inanılmaz
sayıdaki eşek popülasyonu ve o
eşeklerin üzerindeki sarı renkli su
bidonları. Köylüler sıra sıra dizilmişler nerede bir su birikintisi
varsa oraya toplanıp ihtiyaçları
olan suyu taşıyorlar. Bu su havzalarından birine inip, yerlilerin yanına gittiğinizde üzerinize (özellikle
çocuklar başta olmak üzere) güruh
halinde saldırıp para istiyorlar.
Tüm Afrika’yı güneybatı kuzeydoğu
doğrultusunda kat eden ünlü Rift
Vadisi’ni ve onun kıyısında bulunan
Abaya Gölü’nü geride bıraktıktan
sonra Omo Vadisi yolunda en
önemli şehir olan ve küçük de bir
havalimanı bulunan Arba Minch
kentine ulaşıyoruz. Yolun asfalt
olması, böylesine fakir bir ülke
için beni biraz şaşırtmadı değil.
(Sonradan öğreniyorum ki bu yolların önemli bir kısmını Türk firmaları yapmışlar)
Öğle yemeğinde ülkenin en
meşhur yemeği olan “kidfu” siparişi veriyorum. Gelgelelim bu et
yemeği çiğ kıyma şeklinde yendiği
için çoğunu bırakmak zorunda kalıyorum. Bir süre daha toprak yoldan ilerleyip Konso kentine ulaşıyor ve çok güzel bir yerel mimari
ile yapılmış Kanta Lodge’a yerleşiyoruz.
Omo Vadisi
Derinliklerinde
Geleneksel Yaşam
n Sadece bu ülkenin değil tüm
Afrika’nın en renkli kabilelerinden
bazı grupların yaşadığı meşhur
Omo Vadisi’nin derinliklerine dalarak binlerce yıldır geleneksel yaşamlarını sürdüren yerlileri ziyarete
çıkıyoruz. Dağları bayırları geride
60
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
dünyanın yolcuları
bıraktıktan sonra bitki
örtüsü değişmeye başlıyor ve ortalık mango
ağaçlarının kapladığı
tropikal bir görüntüye
bürünüyor. Yerli kabileleri zaman zaman
alışveriş için geldikleri
yeni kurulduğu her
halinden belli olan Jinka kentine vardıktan
sonra yollar bozulmaya başlıyor. Bir süre
sonra derin bir çukurluk ve geniş bir düzlükte muhteşem Omo
Vadisi karşımıza çıkıyor. Toprak yol boyunca ilerlerken zaman
zaman yol kenarında
Mursi kabilesinin hayvancılıkla uğraşan çobanları karşımıza çıkıyor. Geleneksel kıyafetli ve bazense silahlı olan bu gençleri
görüntülemek istiyoruz ancak daha önceki
turistlerden edindikleri
alışkanlıkla deklanşöre
her bastığınızda karşılığında 5 Bır
para istiyorlar. (Yerel para birimi
“BIR” ve 1 dolar 18 Bır ediyor) Parasını ödeyip bol bol fotoğraf çekiyoruz.
Kızların Güzellik
Silahı: Yuvarlak
Plakalar
n Nihayet yeryüzünde geleneksel yaşamlarını en iyi koruyan
Afrika kabilelerinden biri olan
Mursiler’in 9 köyünden birine giriyoruz. Önce kabilenin şefinin yanına gidiyor ve köylerini ziyaret
için izin istiyoruz. Gelip giden ziyaretçilere alışık olan kabile şefi
300 Bır’i aldıktan sonra “ Şimdi
köyümü ziyaret edebilirsiniz” diyor.
Köy dediysem, bizim bildiğimiz
anlamda bir köy değil. Erkekler
kolye yapmışlar gururla sergiliyorlar. Belgesellerde gördüğüm gibi
tüm genç kız ve erkeklerin vücutlarında darp
izleri var. Ancak bu
darp izleri onlar için
birer gurur kaynağı.
Zira gençlik dönemine
adım atmak ya da evlenmek isteyen gençler
çeşitli düellolardan
geçmek ve özellikle vücuda uygulanan şiddet
ve darp sınavından geçmek zorundalar. Bu nedenle vücutlarında belirli desenlerde kabarık
izler var. Evlenme çağına gelmiş kızların
beni seçmeleri için köy
meydanında kırbaçlanmaktansa 6 ineği yan
yana dizip üzerinden
atlamayı ya da inek
kanı içmeyi tercih ederdim herhalde.
bir okaliptüs ağacının altına oturmuş sohbet ediyorlar. Çatıları sazlıktan yapılmış duvarları kamış
ve otlarla örtülmüş tek odalı geleneksel evlerinin önünde kadın
ve çocuklar günlük işleriyle uğraşıyor. Kimi yassı bir taşın üzerinde
yöreye özgü buğday yulaf karışımı
bir bitkiyi taşla ezerek un haline
getirmeye çalışırken, kimi de inek
tezeklerinden yaktığı ateşle ekmek
pişiriyor. Kadınların hemen hepsinin memeleri dışarıda, erkekler
bellerine süper mini bir eski kumaş
bağlamışlar ama o da vücutlarının
ilgili yerlerini örtmemiş, fakat bu
durumdan hiç biri rahatsız değil.
Özellikle genç kızlar güzellik
uğruna alt dudaklarını daire şeklinde kesmişler ve içine yuvarlak
bir plaka yerleştirmişler. Buldukları
bilumum, teneke parçası, saat kordonu, kola kutusu gibi ürünler ya
da mısır koçanından kendilerine
9 Sayısının
Kutsallığı
n Ertesi gün Etyopyalıların
“en çalışkan kabile” dedikleri Konso
yerlilerini görmek için bir Konso
Köyünü ziyarete gidiyoruz. Peşimizde çoluk çocuktan oluşan bir
sürü ile köyü geziyoruz. Yerel rehberimizin de köyü olan Konso yerlileri, yerleşik hayata geçip teras
yapmalarıyla ön plana çıkmışlar.
Tüm dağ ve tepeleri yüzlerce yıldır
teraslayarak tarımsal üretim yapıyorlar. Konso yerlileri için 9 kutsal bir sayı. Kabile şefleri öldüklerinde iç organlarını çıkarıyorlar
ve ölümünün 9. yılında, 9. ayında,
9. gününde ve 9. saatinde kötü
ruhlarından arınmak için tören
yapıyorlar. Bu nedenle ölülerini
mumyalıyorlar ve bunların totemlerine inanıyorlar. Köy meydanında
ve evlerin avlularında totem fi-
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
61
dünyanın yolcuları
gürleri var ve bunlar yerel bitki
köklerinden yapılmış. Köy meydanında bir soy ağacı var. Yerel
rehberimiz 60 soy ağacını 18 ile
çarpmamızı istedi. Kabile şefi 18
yılda bir değişir ve şeflik oğluna
geçermiş (Çok erken yaşlarda evleniyorlar) gezdiğimiz köy 1000
yıllık bir köydü ve bir milenyumdur hiçbir değişikliğe maruz kalmadan yaşayagelmişler.
Nehir boyunca kadın erkek alenen çıplak banyo yapan insanları
ve yol boyunca ineklerini sürüp
trafiği zaman zaman tıkayan çobanları geride bırakıp, bu defa kendimizi dağlara vuruyoruz. Tropikal
yağmurlardan dolayı iyice bozulan
toprak yolda biraz zorlanarak da
olsa nihayet 2400 metrelik dağın
zirvesine ulaştık. Dorze kabilesinin
yaşadığı yerde Bob Marley kılıklı
Getahun’un işlettiği Dorze Lodge’a
yerleştik. 180 derecelik bir açıyla
Rift Vadisi’ne bakan ve iki göl
manzarasıyla Arba Minch kentine
bakan manzaramız muhteşem...
Akşam yemeğinde kamp ateşi tadında güzel bir kuzu çevirmeden
sonra tüm Dorze köylülerinin katıldığı, kendilerinin söyleyip kendilerinin ateş etrafında dans ettikleri gösteri bizim için tarif edilmez
bir gece şölenine dönüşüyor…
Chamo Gölü’nde Bot
Safari Keyfi
n Tekrar Rift Vadisi’ne inip bu
kez Chamo Gölü’nde bot safariye
çıkıyoruz. Bir süre sonra bataklık
ve sazlıkların arasında dünyanın
en iri timsahlarından bazılarının
bulunduğu alana ulaşıyoruz. Boyları 5 metreyi bulan 400-500 kilo
ağırlığındaki dev timsahlar sanki
biraz önce koca bir sığırı mideye
indirmişler, kıpırdayacak halleri
kalmamış ve karınları davul gibi
bir halde ölü gibi yatıyorlar. Bu
devasa timsah ve onların yavruları
gölü bir diğer devasa hayvan grubu
su aygırlarıyla paylaşıyorlar. Ara-
62
larında adeta bir saldırmazlık anlaşması varmış gibi birbirlerine
hiç sataşmayıp birbirlerini görmezden geliyorlar. Akşam vakti
Güney Etyopya’nın en güzel oteli
seçilen muhteşem iki göl manzarasına sahip olan Paradise Lodge’a yerleşiyoruz.
Etyopya’ya
Gelmek İçin Bir Dizi
Sebep Mevcut
n Akşam tesadüfen Afrika’nın
çeşitli üniversitelerinden gelen
coğrafyacılarla tanışıp derin bir
sohbete dalıyoruz. Konu, Omo Vadisi’nde çıkartılacak olan petrol ve
bunun bu bölgede yaşayan binlerce
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
yıldır süregelen geleneksel Afrika
kabilelerini nasıl etkileyeceği… Ayrıca bu bölge yakın tarihe kadar
bilinen insan nesliyle ilgili teorileri
alt üst edip dünyanın en eski insan
fosilinin bulunduğu yer olarak dikkat çekmişti. (3.5 milyon yıl) Başkent Addis Ababa’ya gece döndüğümüz için dünyanın bu en eski
insan fosilini şimdilik görme şansımız olmadı.
Başta sadece bu en eski insan
fosili olmak üzere, daha birçok nedenden dolayı bu ülkeye yeniden
gelmemiz için çokça nedenimizin
olduğunun bilinciyle bir hafta sonra
eşsiz deneyimler ve bir dolu güzel
deklanşör kareleriyle tekrar memleketin yolunu tutuyoruz.
[email protected]
EADFIA’NKDA
R
Vejetaryen
beslenme diyeti yapan
kişilerde önemli ölçüde
B12 vitamini eksikliği
görülmektedir ve mutlaka
dışarıdan B 12 vitamini
alınmalıdır.
gastronomik
Virüs ve bakteri
düşmanı besinler
B
ağışıklık sistemi, özel
hücreler, protein ve
dokuların bir
birleşiminden oluşur. Bağışıklık
hücreleri, sürekli olarak bağırsak
ortamında devriye gezerler.
Sindirim sisteminin mikro
florası, insana zarar veren
bakterilerin çoğalmasını önleyen
ilk savunma kalkanıdır. Adı
geçen mikro flora, bağırsak
duvarında bir engel oluşturur ve
zararlı bakterinin kan dolaşımına
ve lenf sistemine karışmasını
engeller. Dolayısı ile sağlıklı bir
sindirim sistemi, bağışıklık
sistemini destekler.
Bu arada, kişinin stres
seviyesinin yüksekliği de, en az
yanlış ve eksik beslenme kadar
bağışıklık sistemini olumsuz
etkileyen faktörler arasında
sayılıyor. Stresle başa çıkma
yöntemlerinden birini seçip
kararlılıkla uygulamak, olumlu
düşünce ve yaklaşımı
benimsemek ve yaşamının
yönetimini ele almak, hayatına,
düşüncelerine, mutluluk ve
huzuruna sahip çıkmak, zarar
veren boş düşüncelerden,
ilişkilerden, duygulardan
arınmak ruhsal anlamda
bağışıklık sistemini devreye
sokmak olarak yorumlanabilir.
Ya da başka bir deyişle, hayatta
ne ile karşılaşırsak karşılaşalım,
sindirebilmek, hazmedebilmek
ve içinden bize yarayanı alıp,
geri kalanı bertaraf etmek ve
güçlenmek gerek.
Akıllı beslenme
Bedensel bağışıklık sistemini
yüksek tutmak için ise,
uzmanların belli başlı önerileri
arasında, yediğimiz besinleri
Vücudun
bağışıklık sisteminin
güçlü olması, büyük ölçüde
doğru ve dengeli beslenmeye
bağlıdır. Yediklerimiz ve
beslenme seçimlerimiz,
vücudumuzun yapı
taşlarının oluşmasında
belirleyici etmendir.
64
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Işık Polater
Makina Mühendisliği eğitimi alıp, 20 yıl boyunca uluslararası tekstil
alanında çalışıp, seyahat ederken; 2000 yılında vejetaryen
beslenmeye geçmesi sebebiyle, kendisine pratik hazırlanacak ve
lezzeti de eksik olmayan yemekler yapmaya başladı ve 2006 yılında
bir yemek kitabı yazdı. Kitap önce İngiltere’de, sonra Türkiye’de,
Avusturalya’da ve Brezilya’da yayınlandı. Yaratıcı oluşu ve rafine
incelikleri yaşamaya ve yaşatmaya müsait olması bakımından
yemek alanında çalışmaya başladı. Aynı zamanda gönüllü olarak
meditasyon ve kişisel gelişim konularında rehberlik ile seminer ve
atölye çalışmaları sunuyor.
akıllıca seçmek var. Bu bağlamda,
lif oranı yüksek olan sebze ve
meyve ağırlıklı beslenmek,
sindirilemeyen artıkların
bağırsaktan atılması sürecini
hızlandıracağından ve liflerin
fermantasyonu bağırsak duvarı
dokusuna iyi gelen bir yağ asidi
oluşumuna sebep olduğundan,
tavsiye edilen bir beslenme
biçimi.
Lif oranı yüksek gıdaları
seçtikten sonra, dikkat edilecek
başka bir nokta yeterince çok
çiğneyerek yemek ve
hazmın ağızda başladığını
unutmamak.
Bir diğer unsur,
vücutta sindirim
gastronomik
enzimlerinin yükselmesini
sağlayacak ve kabızlık, gaz ve
rahatsızlık yaratmayacak
besinleri seçmek. Uzmanlar,
bedende sindirim enzimlerini
yükseltecek, doğal olarak yüksek
enzim içeren besinlere örnek
olarak, sebzeleri, ananası, muzu
ve tahılları sıralıyorlar.
Yeterince ve alkali değeri
yüksek su içmek, prebiyotik ve
probiyotikler konusunda
bilgilenmek ve günlük diyete
katmak ve bağırsakları temiz
tutmak, bünyenize uygun detoks
yöntemlerini araştırmak ve
uygulamak da bağışıklık
sisteminizi yükselten
uygulamalar arasındadır.
Lif İçeren Besin Grupları Nelerdir?
l BAKLAGİLLER: Bu grupta; bakla,
barbunya, fasulye, nohut, börülce,
bezelye sayılabilir.
l HUBUBAT: Bu grubu buğday ve
yulaf gibi tam tahıllar oluşturur.
Kompleks karbonhidratlardır.
l MEYVELER: Taze- haşlanmışpişirilmiş- kurutulmuş meyveler; incir,
kuru erik, kuru incir, kuru kayısı, ayva
ve çilek en yüksek lif içeren
meyvelerdir.
l SEBZELER: Yeşil yapraklı sebzeler
arasında marul türleri, ıspanak,
kereviz ve karnabahar, brokoli en fazla
lif içerenlerdir. Kök sebzeler arasında
patates, havuç ve şalgamı sayabiliriz.
Bağışıklık Sistemini
Yükselten
Uygulamalar
l Lif oranı yüksek olan
sebze, meyve ve baklagiller
yiyin.
l Besinleri iyi çiğneyin,
hazmın ağızda başladığını
unutmayın.
l Vücutta sindirim
enzimlerini yükseltecek doğal
olarak yüksek enzim içeren
besinler tüketin. (sebzeler,
ananas, muz ve tahıllar…)
l Yeterince ve alkali değeri
yüksek su için.(Ph değeri 7
üzerinde)
l Prebiyotik ve probiyotikleri
günlük diyetinize
katın.(yoğurt, ayran, kefir…)
l Bünyenize uygun detox
yöntemlerini uygulayarak
bağırsaklarınızı temiz tutun.
l Günlük vitamin ve mineral
ihtiyacınız için gerekirse
takviye alın.
l Stresle başa çıkma
yöntemlerinden birini seçip
kararlılıkla uygulayın.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
65
gastronomik
İŞTE BAĞIŞIKLIĞIMIZA DESTEK OLACAK BİR MENÜ VE YEMEK TARİFİ
Menü önerisi:
n Yeşil ve Kırmızı Biberli Mantar Sote,
n Portakal Soslu Cevizli Roka Salatası
n Fırında Kuru Domatesli Karışık Kış
Sebzeleri Graten
4 Kişilik
Vereceğimiz reçeteyi, sebzeleri tercihinize göre değiştirerek veya
aynı tarifi tek bir sebzeye uygulayarak, yaratıcılığınızı kullanıp
kendi tariflerinizi oluşturabilirsiniz… Ayrıca, tarifte beşamel sosa
peynir ilavesi yapmadık fakat iyi bir kaşar peynir ya da tulum veya
parmesan peynir ilavesiyle sebze grateni bir basamak yukarıya
çıkarmanız da mümkün.
Malzemeler:
FIRINDA KURU
DOMATESLİ KARIŞIK
KIŞ SEBZELERİ
GRATEN
l 7-8 adet brüksel lahanası
l 200 gr. brokoli( iki avucunuza
sığacak kadar )
l 150-200 gr. karnabahar
l 1 orta boy havuç
l 1 kırmızı kapya biber
l 4-5 adet kurutulmuş domates
l 1-2 çorba kaşığı kadar doğranmış
taze dereotu ve/veya maydanoz
Beşamel sos için:
l 2 çorba kaşığı tereyağı
l 3 çorba kaşığı un
l 1 ½ su bardağı süt
l ¼ tatlı kaşığı taze çekilmiş
karabiber veya beyaz biber
l ½ veya 1 tatlı kaşığı rendelenmiş
toz hint cevizi - muskat (isteğe bağlı;
beşamel sosa iyi bir aroma katıyor…)
l ½ tatlı kaşığı kadar tuz
YAPILIŞI
1
Brokoli ve karnabaharı
çiçeklerine ayırın, brüksel
lahanasının dış yapraklarını
temizleyin. Havucu soyup, 1-2 mm.
halkalar halinde doğrayın.
Kırmızıbiberi 1-2 cm kare ya da
dikdörtgen parçalar halinde
doğrayın. Yıkanmış tüm sebzeleri
buhar aletinde ya da bir tencerenin
dibine 1 parmak kadar su doldurup,
kapağı kapalı şekilde yüksek
buharda yaklaşık 10 dk. pişirin.
Sebzeler pişmiş ama çok
yumuşamamış olmalı.
Bu sırada kurutulmuş
domatesleri kaynar suda 4-5
dk. bekletin; sudan çıkardığınızda
kurulayın. Dilerseniz biraz zeytinyağı,
kırmızı pul biber, kekik, fesleğen ile
tatlandırın. Kuru domates miktarını
2
66
başlangıçta biraz bol tutup, arta
kalanları kahvaltıda ya da ara
atıştırmalık olarak bir dilim kızarmış
tam buğday ekmeği ve güzel bir
peynirle tüketebilirsiniz.
Fırını 180 C de yakın.
3
4
Beşamel sos için; tereyağını
küçük bir tencereye koyun,
ocağı orta ayarda yakın. Tereyağı
erimeye başladığında unu ilave edin
ve karıştırın. 4-5 dakika un ve yağı
karıştırarak pişirdikten sonra, 1 ½
su bardağı soğuk sütü, hemen
ardından tuz, karabiber ve küçük
rende ile toz haline getirdiğiniz
muskat rendesini ilave edin ve bir
çırpma teli ile karışımı pürüzsüz hale
getirene dek karıştırın. Beşamel sos;
süt ısındığında katılaşmaya
başlayacak ve boza ya da muhallebi
kıvamına ulaşacaksınız. Sos
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
kaynadığında ateşten alın.
Bir fırın tepsisine, haşlanmış
sebzeleri karışık yerleştirin.
Kurutulmuş ve istediğiniz boyda
kestiğiniz domates dilimlerini, taze
maydanoz ve/veya dereotunu
sebzelere karıştırın. Üzerine,
beşamel sosu sebze tepsisinin her
yerine gezdirerek dağıtın. Tepsiyi
fırına vermeden önce bir kaşık
yardımıyla sosun sebzelerle iyice
karışmasını sağlayın.
Beşamel sosta yeterince yağ
olduğu için tepsiyi ayrıca yağlamaya
gerek yok.
Tepsiyi fırında yaklaşık 1520 dk. tutun. Sebzelerin üzeri
kızarmaya başlayınca yemeğiniz
hazır demektir.
Afiyet olsun…
5
6
www.duydoy.com
EADFIA’NKDA
R
Hipertansiyon sınırı;
sistolik kan basıncı için 140
mm Hg, diastolik kan basıncı
için 90 mm Hg’ dır.
Tansiyon ölçümlerinizi
düzenli olarak yapınız.
medikal ürünler
Medikal Malzemeler
Artık Eczanelerde
M
edikal ifadesi ülkemizde daha çok tıbbi malzeme satan özel
firmalara verilen ad olarak kullanılmakta. Oysa medikal, sağlığı
korumak ve sağlığı geri getirmek için yapılan uygulamaların tümüne deniyor. Yıllarca
uygun ve ehil olmayan ellerde çok fahiş fiyatlarla satılan medikal ürünler artık sağlıklı, güvenilir ve
hesaplı olarak eczanelerimizde; üstelik de bilgi ve deneyimle sizlere sunuluyor.
MEDİSANA ULTRABREEZE Hava
Nemlendirme Cihazı
n Nem oranının çok fazla veya aşırı az olması
solunum hastaları ve bebekler için risk oluşturuyor.
İdeal hava nem aralığının % 30-60 oranında olması
yeterli. Düşük nemli ortamlar olduğundan daha
soğuk, yüksek nemli ortamlar ise daha sıcak
hissediliyor. Bu nedenle ortamın ısı ayarı kadar
nem ayarı ve takibi de önemli. Solunan havanın
kalitesini artıran, hava nemlendirme cihazı nem
dengesini koruyor. Cihazın buhar verme süresi
programlanabiliyor aynı zamanda alarm, saat
ve gece lambası olarak da kullanılabiliyor.
Sessiz çalışan nemlendirici, su bittiğinde
otomatik olarak kapanıyor.
AND Bilekten Ölçer Tansiyon Aleti
Mediven Varis Çorapları
n Varis çoraplarının, sadece varis hastaları için değil, gün boyu ayakta veya
sürekli oturarak çalışanlar, hamileler, dolaşım bozukluğu olanlar gibi varis hastası
olmayan kişiler tarafından da kullanılması
gerekiyor. Varis çorapları, bacaklardaki
kan dolaşımını düzenlemek, varsa ağrı ve
yorgunluğu azaltmak, varis oluşumunu
engellemek, hamilelikte ödem, ağrı gibi
istenmeyen durumları azaltmak için en
etkili medikal çözümlerden biri... İçinde
bulunduğumuz kış ayları ise bu çorapları
rahatça giyebilmemiz için en uygun zaman... Mediven Elegance, ince, şeffaf, esnek dokusu ve farklı renk alternatifleri
ile oldukça konforlu. Hipoalerjik olan bu
çorap, vücut yüzeyindeki nemi dışarı taşıyarak terlemeyi önlüyor, cildinizin nefes
almasını sağlıyor.
68
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
n Artık tansiyon aleti taşımak
çok kolay… Dünyanın en küçük
bilekten ölçer tansiyon aletlerinden
AND UB-511, klinik onaylı olarak
tüketicilere sunuldu. Ultra kompakt
bu cihaz düzensiz nabız atışı yakalama
özelliği, 30 ölçümlük hafızası ve
tansiyon sonuç sınıfladırması gibi
teknolojileriyle sağlığınızı takip etmede
en büyük yardımcınız olacak.
F.BOSCH FB2405 TENS+EMS Terapi Sistemi
n Tens, elektrik akımlarıyla sinirlerin
uyarılması anlamına geliyor. Tens cihazını
kullanarak vücudun ağrıyan kesimlerindeki
sinirleri uyararak ağrılarınızın hafiflemesi
sağlayabilir, kaslarınızı uyararak onları
çalıştırabilir, tutulma ve gerginliğe karşı
lokal kan dolaşımını arttırabilirsiniz. Cihaz,
İkili terapi modu, 2 kanal, 8 farklı program,
12 kademe zamanlayıcısı ile ayarlanabilir
tedavi ve yoğunluk süresi imkanı sağlıyor
ve taşıma çantası ile birlikte sunuluyor.
sinematolojik
Ah o gözleri
yok mu?
Flipped, işlediği ilk aşk temasının
binlerce kez tüketilmesine rağmen,
eğlenceli senaryosu, tempolu kurgusu
ve başarılı görüntü yönetimiyle
izleyiciye hoşça vakit geçireceği 90
dakikalık bir seyirlik vaat ediyor.
70
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Cem Karapolat
Sinema-Televizyon okuyup, Kadıköy’ü mesken
tutmuş beyaz perde ve çizgi roman aşığı… Aklı beş
karış havada sessiz bir hayalperest olarak da
biliniyor. Kaç yaşına geldi, bugün bile dünyayı
kurtarıp kahraman olabilmek için dört gözle
uzaylıların istilasını bekliyor. Onlar gelene kadar ise
izlemekten ve okumaktan arta kalan vaktini,
senaryo yazarak geçiriyor. Yazdığı bir senaryo
ölmeden önce çizgi filme çekilirse, gözü arkada
kalmayacak.
sinematolojik
İ
lk çocukluk aşkınızı
hatırlar mısınız?
Gülümsemesini,
saçlarının rengini,
karşısında neler
hissettiğinizi... Bende,
yılların sis perdesiyle
örttüğü yüzünden geriye
sadece gözleri kaldı. Her
defasında bakışlarımı
kaçırdığım o güneş gibi
gözleri hiçbir zaman
unutmadım. Nedendir
bilmem, bu yaşımda bile
birine ondan bahsederken
o zamanki gibi kızarır, bir
yerlere saklanmak isterim.
Tıpkı bu bölümdeki
yazımın konusu olan
Flipped filmindeki Bryce'ın
Juli'yle ilk karşılaştığında
yaptığı gibi...
İLK AŞK
n Flipped, Wandelin
Von Draanen'in aynı
adlı romanından beyaz
perdeye uyarlanmış
2010 yapımı bir film.
Başrollerini daha
önceden tanışık
olmadığımız iki genç
sima, 96' doğumlu
Madeline Caroll ve 95'
doğumlu Callan
McAuliffe paylaşıyor.
Onlara, dizi
takipçilerinin hemen
hatırlayacağı, ER’ın Dr.
Mark Green'i Anthony
Edwards ve Fraiser'ın
babası John Mahoney
gibi ünlü oyuncular
eşlik etmekte.
Yönetmen koltuğunda
ise romantik komedinin
Sevgililer
gününde özel bir
planınız yoksa Flipped,
sevdiğiniz kişiyle hoşça vakit
geçirebilmeniz için güzel bir
fırsat. Patlamış mısırınızı
hazırlayın, filmi DVD
oynatıcısına koyun, sevgilinize
sarılın ve 'oynat'
tuşuna basın.
ünlü ismi Rob
Reiner var.
Stand by Me,
When Harry Met
Sally ve A Few
Good Old Men
gibi ünlü filmlere
imza atan Rob
Reiner, Flipped'in
uyarlaması sırasında
radikal bir karar almış
ve kitabın öyküsünü
1994- 2000'li yıllardan
60'ların Amerika'sına
taşımış. 1957 yılında
başlayan filmimiz,
Julliana (Juli) Baker'ın
mahalleye yeni taşınan
Bryce Loski'nin
gözlerine tutulmasıyla
başlıyor ve lise yıllarına
kadar süren romantik
serüvenlerini ikisinin
bakış açısından
anlatıyor.
Yaşanan ortak anlar,
âşık Juli'nin ve onun
ilgisinden rahatsız olan
Bryce'ın gözünden
sırasıyla aktarılırken,
izleyiciye ilk çocukluk
aşkını hatırlatan
rengârenk bir masala
dönüşüyor.
Özellikle iflah olmaz
romantiklerin bu
filmden hoşlanacağına
inanıyorum.
Kimi zaman
Juli'nin, Bryce'ı
etkileme
çabaları
karşısında
yüksek sesle
gülmekten, kimi
zaman ise
gözlerinizin
dolmasından kendinizi
alamayacaksınız. Tabi ki
burada, bize bütün bu
duyguları içtenlikle
yaşatan, usta yönetmen
Rob Reiner'ı anmak
gerekiyor. İlerde
değineceğim
sorunlarına rağmen
ortaya samimi bir film
çıkartmış. Flipped
yönetmenin en iyi filmi
değil, ama oldukça
başarılı.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
71
sinematolojik
SEVGİLİLER
GÜNÜ KEYFİ
AYNI GÖKYÜZÜNÜN ALTINDA
FARKLI GÖRÜŞLER
n Fliped'e yapılan eleştiriler ise
karışık. Rotten Tomatoes'da film
%54 gibi düşük bir puan alırken
IMDB'de ki puanı 7.4. Bence filmi
izlemeye başlamadan önce
beklentilerinizi iyi belirlemeniz
lazım. Bu film, sabun köpüğü
Hollywood filmlerinden
hoşlanmayanlara göre değil. Daha
önce de belirttiğim gibi işlenen
tema birçok kez pişirilip önümüze
kondu. Ayrıca senaryoda bazı
sorunlar var. Mesela Juli karakteri
o kadar aklı başında ve duyarlı ki
Caroll'un başarılı performansına
rağmen bazen yapmacık duruyor.
Bir de filmin geçtiği mekân,
karakterleri ve dönemiyle
bizlerden çok Amerikalılara hitap
ediyor. Eğer gerçekçi hikâyelerden
hoşlanıyorsanız ya da Amerikan
filmlerinden artık gına geldiyse
bu filmi seyretmeyin derdim ama
hayatımızda biraz daha
duygusallık ve neşe olmasının ne
mahsuru var ki?
Ben, yukarıda saydığım
eksilerine rağmen filmi izlerken
çok eğlendim. Juli ile Bryce'ın
yanlış anlamalarla örülü
hikâyesini izlerken ilk çocukluk
aşkımı hatırlamadan edemedim.
Size bu filmi tavsiye etmemin tek
nedeni de bende uyandırdığı bu
sıcak his. Her ne kadar bize
yabancı da olsa, bu film pembe ve
mor bulutların altındaki dev
akçaağaçları, bilge dedeleri, sert
babaları ve saf âşıklarıyla beni bu
zamandan uzaklarda şirin bir
diyara götürebildi. Bu başarısı da
Flipped'in bütün sorunlarını göz
ardı etmeme yetiyor. Kim bilir,
belki de hepimizin etrafımızı
saran sorunların içinde
boğulmamak için birazcık hayaller
âleminde dolaşmaya ihtiyacı
vardır.
[email protected]
72
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
n 2012 yılında
Amerika'da vizyona giren
Flipped, Türkiye'deki
sinemalara uğramadı.
Digitürk'te belli bir süre
dönmüş, belki izlemiş
olanlarınız olabilir. O yüzden
satın almadan önce
fragmanına göz atmanızı
tavsiye ederim. Filmin DVD'si
ise Tiglon Film etiketiyle 'İlk
Aşk' isminde piyasaya
sürüldü. Sevgililer gününde
özel bir planınız yoksa
Flipped, sevdiğiniz kişiyle
hoşça vakit geçirebilmeniz
için güzel bir fırsat. Patlamış
mısırınızı hazırlayın, filmi
DVD oynatıcısına koyun,
sevgilinize sarılın ve 'oynat'
tuşuna basın. Belki de Juli ve
Bryce'ın masum aşkı
gözlerinizin önünden akarken
yanınızdaki kişiye neden
tutulduğunuzu bir kez daha
hatırlayacak ve onu daha sıkı
sarmalayacaksınız.
EADFIA’NKDA
R
mitolojik
Ölümün
GİREMEDİĞİ YERa
asklepion-bergam
2
600 yıl önceydi… Tüm
Bergamalılar Sağlık Tanrısı
ASKLEPİOS adına eşi
benzeri olmayan bir çalışma
içindeydi… Bergamalı Arkhias,
Yunanistan'da avlandığı sırada
ayağından yaralanmış,
Yunanistan'ın en ünlü Epidauros
Asklepeion'unda tedavi olmuştu.
Şimdi de sağlık tanrısına
şükranlarını sunmak için bu kültün
Bergama’da kurulmasına
çalışmaktaydı.
Antik çağın en önemli sağlık
merkezlerinden birini yapmaya
koyulmuşlardı hep beraber… Kuzey
rüzgârından korunan, havası ve
suyu güzel bir yerde inşa
edilmekteydi Asklepion, tatlı bir
eğim üzerinde, kutsal bir bölgede…
Tapınağın bulunduğu yerde
sütunlarla çevrili bir avlu ve
çevresine tedavi odaları
yapılmaktaydı.
Hastaların tedavi dışındaki
yaşamlarını da düşünmek
gerekliydi… Konaklama yerleri tam
donanımlı ve dışarıda yer
74
almaktaydı. Korular, hipodromlar,
tiyatro merkezleri, kütüphaneler,
şifalı sularla dolu kaplıcalar
yapılmaya başlandı.
Dönemin ünlü hekimlerinin
yetiştiği bir tıp okulu olacaktı
Asklepion ve ilk psikiyatri
hastanesi. Beklenen ve bilinen
tedavinin dışında bir yöntem
izlenecekti burada.
Hatta, Apollon’un oğlu olan
sağlık tanrısı Asklepios, bu
tedaviyi o kadar ileri götürmüştür
ki, Gorgo canavarının şifalı kanı
ile ölüleri bile diriltmeye
başlamıştır. Fakat çok geçmeden,
Zeus tarafından doğal düzeni
bozduğu gerekçesiyle
cezalandırılacaktır.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Asklepion’a
şifa bulmaya
gelenler “propylon”
avlusuna alınır, muayene
edilir, teşhis konur,
iyileşebilecek gibilerse
Asklepion’a girmelerine izin
verilirdi. İyileşemeyecek ağır
hastalar ve doğum
yapacaklar asla içeriye
alınmazdı.
Öznur Kayhan
Arkeolog, eskiçağ tarihçisi, yazar, gezgin, kitap kurdu
bir optimist. Onun için en özel olan şey; düşünceleri.
Okumayı, gezmeyi, tırmanmayı, dalmayı, yemeyi,
içmeyi, kısaca yaşamayı çok seviyor. En büyük
tutkusu Evliya Çelebi misali dünyayı gezmek. Hayatı;
hem okuyarak hem de gezerek, öğrenmeye ve
bilgilenmeye çalışıyor. Sokrates’in dediği gibi; bütün
bildiğinin hiçbir şey bilmediği olduğunu düşünüyor.
Asklapios’un
mitolojideki
hikâyesi;
Apollon, Teselya Kralı’nın
kızı Koronis’e âşık olur.
Ancak Koronis onun bu
aşkına ihanet eder ve
karnında Apollon’un
çocuğunu taşıdığı
halde bir başkası ile
evlenir. Apollon
bunu duyunca çok
öfkelenir ve her
ikisinin de yakılarak
öldürülmelerini
emreder. Koronis’in
cesedi yarı yanmış
haldeyken Apollon onu
alevlerin arasından
çıkarıp karnını yarar
ve halen canlı olan
oğlunu alıp, onu
yetiştirmesi için bir
Kentauros (yarı insan
yarı at) olan Khrion’a
verir. Asklepios,
hekimliği ve hastaları
iyi etmenin sırrını
kendisini yetiştiren
Khrion’dan öğrenir ve
“Hekimlik Tanrısı”
olarak mitolojideki
yerini alır.
Asklepios doğadaki
dengeyi koruyan iyileştirici
gücü temsil etmekte ve bir
asa ile görülmektedir. Asaya
bir yılan sarılıdır. Yılan
değişim, uzun ömür, dikkat
ve majiyi simgeler,
günümüzde de eczacılık ve
tıp sembolüdür.
Sağlık tanrısı
Asklepios’un simgesi olan
yılan, psikoterapide de
özdeşleştirilir.
Asklepiadesler (din adamı–
hekimlerle) hastalarına
tünelden yılan gibi geçerken,
yılanın deri değiştirmesi
gibi, hastalıklarını geride
bırakacaklarını ve
yenileneceklerini söyleyerek
tedavi etmişlerdir.
)
e (Asklepion
n
ta
s
a
h
k
ü
y
rapi)
l İlk bü
davi (Psikote o, spor, ve çamur ile)
te
le
in
lk
te
k
tr
l İl
i (Müzik, tiya
v
a
d
te
l
a
ğ
o
l İlk d
açlar)
loji (doğal il
o
k
a
rm
fa
k
l İl
modeli ilaç
ı)
l İlk afyon
ğlık alt yapıs an
a
(s
i
n
e
y
ij
h
olan yıl
l İlk kent
ılık simgesi
c
a
z
c
e
e
v
p
l İlk tı
mitolojik
Asklepion’da
Tedavi
Uygulanan tedavi
yöntemleri arasında;
hastaların uyku odalarında
uyutularak (incubatıon)
rüyalarının rahip hekimlerce
yorumlanması (telkin
tedavi), sıcak, soğuk ve
çamur banyoları (arınma),
şifalı otlarla tedavi, diyet
kürleri, bitkisel yağ ya da
merhemlerle yapılan
masajlar, kan aldırma
(hacemat), bağırsakların
boşaltılması, güneşlenme
terapileri yer almakta idi.
Gerekli görüldüğü takdirde
cerrahi müdahaleler de
yapılmaktaydı.
Asklepios adına yaptırılan
sağlık şehirlerinin en
ünlüleri Trika, Rodos,
Epidauros, Bergama ve
İstanköy’dür. Hipokrat
döneminden sonra etkileri
azalsa da başvuran hastalar
ruhsal ve bedensel açıdan
iyileştirilmişlerdir.
Aslında Asklepion
hastanesinde yapılanları tam
olarak anlamak mümkün
değil. Ama bu merkezlerde
yetişmiş iki büyük hekim
tanıyoruz Hipokrat ve
droglardan ilaç elde etmeye
başlamış olduğundan
eczacılığın ve farmasötik
teknolojinin babası sayılan
Galenos…
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
75
mitolojik
Tedavinin
Basamakları
Viran kapıdan başlayıp
Asklepion’u Bergama’ya
bağlayan yol “kutsal yol”
olarak bilinirdi. Yolun
sonundaki anıtsal bir kapı
ile Asklepion’a girilir ve
“propylon” denilen kutsal
alana ulaşılırdı.
Asklepion’a şifa bulmaya
gelenler “propylon”avlusuna
alınır, muayene edilir, teşhis
konur, iyileşecek gibilerse
Asklepion’a girmelerine izin
verilirdi. İyileşemeyecek ağır
hastalar ve doğum
yapacaklar asla içeriye
alınmazdı.
Bu avlunun üç yanı
sütunlu galerilerle çevrilidir.
Burada tedavi gören
hastaların soğuk ve sıcak
havadan korunmasını
sağlamak amacıyla yaklaşık
80 m uzunluğunda üzeri
tonozlu yer altı tüneli vardır.
Tedavi ve meditasyon amaçlı
kullanılan tünelin tavanında
doğal ışık, hava ve ses girmesi
için boşluklar yer alır. Tünelden
akan suyun sesi ve tünelin
üstünde yer alan pencerelerden
asklepiadesların telkinleri ile
tedavi yapılırdı. Hastalar tünelin
içinde kutsal çeşmeden gelen
suda yürümüş olmalıydı. Tüneli
geçerken hipnoz haline gelen
hastaların, hipnozdan çıkmaları
için belirli yerlerde soğuk duş
uygulanırdı.
Anıtsal kapıdan girdikten
hemen sonra sağda kütüphane
binası yer almaktaydı. Kutsal alan
yazın insanları güneşten, kışınsa
yağmurdan koruyan tente (stoa)
ile çevrelenmişti. Kuzey stoanın
batı ucunda yarım daire şeklinde
ve 3500 kişilik bir tiyatro yer
almaktaydı. Tiyatroda yapılan
törenler, müzikle uygulanan
telkinler hastaların iyileşmesine
Tedavide
temel öğe; uyku
ve rüyalar, perhiz,
sıcak ve soğuk banyo
ile beden
hareketleriydi.
bitkilerden elde ettikleri ilaçları
kullanır, ayrıca hastaların spor
ve müzikle uğraşmalarını
sağlardı.
Tedavinin Süresi
ve Sonuç
katkıda bulunuyordu.
Latrinler, yani genel tuvaletler
batı ve güney galerilerin
birleştiği yerde konumlanmıştı.
Kutsal alanın odağında içme
ve yıkanma amacıyla kullanılan
kutsal kuyu yer almaktaydı.
Kutsal kuyunun hemen güneybatısında uyku odaları
bulunuyordu. İyileşme amacıyla
tanrıya dua edilip adak
adandıktan sonra, yıkanıp beyaz
giysiler giyen hastalar uyku
odalarına alınırdı. Bu arada
rüyalar yorumlanır, telkin
yoluyla onların iyileşmeleri
sağlanır, gerektiğinde ameliyat
gibi işlemler de yapılırdı.
Asklepion’da ayrıca 3 adet
tapınak ve çeşitli tedavilerin
uygulandığı bir yapı da
bulunmaktaydı. Asklepion’un
hekimleri hastalarına burada
çamur banyosu yaptırır,
Doğal olarak hastaların hepsi
bir gecede ya da birkaç günde
şifa bulmuyordu. Çoğunlukla
uzun süreli ziyaretler
gerekiyordu. Olağan süre 1 yıl
olsa da, ciddi hastalıkların daha
uzun sürede tedavi edildiğini
anlıyoruz.
Bu tedavi yöntemleri ve rüya
ile ilgili bilgilerin çoğu, kazılar
sonucu ele geçen adak taşları ve
yazıtların okunmasıyla
zamanımıza gelmiştir.
Burada sağlığına kavuşanlar
ayrılırken, Asklepios Tapınağı’nı
ziyaret ederek maddi olanakları
doğrultusunda yardım yaparlardı.
Ayrıca, iyileşen organlarının
küçük birer modelini buraya
bırakırlardı. Bu örneklerin çoğu
bugün Bergama Arkeoloji
Müzesindedir.
Asklepion telkin ve inanç
yoluyla iç içe geçmiş tıbbi,
cerrahi ve para medikal
tedavileri ile döneminin en
önemli sağlık merkezlerinden
biri olmuştu. Asklepion yalnızca
bir sağlık kurumu değildi, bir
hastane veya tıp okulu olmaktan
çok; herkese açık muayene,
tedavi, rahatlama ve meditasyon
merkezi sayılabilecek kocaman
bir şehir gibiydi.
[email protected]
76
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
eczanelerden haberler
Sizin için yenilendik,
tazelendik…
EDAK olarak eczanelerimizi yeni yılda da farklı ve kaliteli gösterecek
uygulamalarımıza devam ediyoruz. Sürekli gelişen ve yenilenen donanımları ve
hizmetleri ile EDAK eczanelerimizden bazılarına “farmagelişim eczaneleri projesi”
adı altında pilot uygulamalar yaptık. Neler mi? Biz sorduk eczanelerimiz yanıtladı:
Evet, burası
kozmetik eczane…
İzmir Çeşme’de EDAK Farmagelişim projesinde yer alan Eczacı Semra Yoğurtçu ile görüşüyoruz. Sağlıkla ilgili ilaç dışı ürünlere
eczanesinde yer verip, dermokozmetik eczaneye geçiş sürecini kendisinden dinliyoruz.
lEczanenizde hastalarınıza/
müşterilerinize dönük ne gibi değişiklikler yaptınız?
Bizim için ve birçok eczacı
için devrim niteliğinde olan sağlıkla ilgili ilaç dışı ürünlere yer
vermeye başladık. Aslında bu
mesleki geçmişimizde vardı ama
uzunca bir süredir ilaç yoğunluklu / reçete yoğunluklu eczane
olarak hayatımızı devam ettirirken halk sağlığı anlamında ilaç
dışı olsa da sağlıkla ilgili olan ve
eczanede olması gereken birçok
ürünün ehil olmayan yerlerde
yer almaya başlaması bizi harekete geçirdi diyebilirim. Böylelikle, eczanelerimizde ilaç dışı
ürünlere de yer vermeye başladık. İlk defa bundan on sene önce
başlattığım dermokozmetik ürün
çalışmaları ilk başlarda “A, burası kozmetik eczane olmuş” tepki-
78
Ecz. Semra Yoğurtçu
Semra Eczanesi/Çeşme-İzmir
sini alsa da (insanlar alışık olmadığı için), sonraları dermokozmetik ve kozmetik ürünlerinin gönül rahatlığıyla alınabilecek yerlerin aslında “Kozmetik” eğitimini ciddi anlamda lisans eğitimlerinde gören biz eczacılar ve eczaneleri olduğunu anladılar. Şimdi
çok memnunlar. Hatta eczaneye
girip artık “ Çok hoş bir eczane
olmuş, insanın bir şeyler alası
geliyor” dediklerine şahit oluyoruz. Biz de bu yorumlardan çok
memnun oluyoruz.
l Eczanenizde başka ne gibi
çalışmalar yapıyorsunuz?
Evet, daha birçok çalışmamız
var. EDAK’ın sunduğu yeni ürün
ve hizmetleri biz de hastalarımız
için hayata geçiriyoruz. Hatta şu
anda EDAK Farmagelişim ve Kalite bölümlerinden arkadaşları-
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
mızla burada, “eczanemizi kalite
standartlarında nasıl daha iyi
hizmet verir hale getiririz’’
çalışmasını yapıyoruz. Her ürünün üzerinde ürün tarif etiketinin bulunmasını sağlıyoruz.
Tema çalışmaları yapıyoruz.
Hangi ürün hangi dönemde çok
gidiyor, başka neler olabilir,
araştırıyoruz. Hasta profilimizi
çıkartarak, en uygun ürünlere
eczanemizde yer veriyoruz. Halkı bilinçlendirici, sosyal sorumluluk çalışmalarımıza mümkün
olduğunca yer veriyoruz.
l Hatta dergimizi okuyan
hastalarınız da var.
Evet! Eczanem küçük yerde
olduğu için eczaneme gelen tüm
hastalarım aynı zamanda arkadaşlarım / dostlarım ve onlar ile
hayatı da paylaşıyoruz.
eczanelerden haberler
Artık mesleğimden daha
fazla keyif alıyorum…
Manisa Sarıgöl’de EDAK Farmagelişim projesinde yer alan Eczacı Adnan Aygan ile
görüşüyoruz. Özyıldız Eczanesinin sahibi ve mesul müdürü olan Ecz. Adnan Bey’in eczanesi
Sarıgöl’ün en işlek caddesinde… Ancak kıyı kentlerimizde yer alan bir eczane değil, tam tersi
kırsal kesimde yer alan eczanelerimizden… O yöreye özgü sosyo ekonomik yapı içinde
eczanesinde ne gibi değişiklikler yapıyor? Nelere önem veriyor? Geçtiğimiz yıllara oranla
eczanesinde ne gibi değişiklikler yaşadı? Bunların yanıtlarını ondan dinliyoruz…
l İlaç dışı ürünlere eczanenizde yer verebiliyor
musunuz?
Evet, Bulunduğum ilçe en
yakın denize 250 km
uzakta. Ama eczanemiz
buna rağmen oldukça
fazla sayıda güneş
ürününü hastalarına sunar
duruma geldi.
l Eczanenizde neler değişti?
Okullarımızdan mezun
olduğumuzda ne iletişim,
ne pazarlama ne de finans
konusunda bir eğitim
aldık. Günlük rutin içinde
boğularak mesleğimiz
dışında her işle uğraşmak
zorunda kaldık, hem de
amatörce. Farmagelişim
projesi ile aldığımız
eğitimler ve uygulamalar
ile hem biz eczacılar hem
de personelimiz,
pazarlama İletişimini,
profesyonel anlamda
problem çözmeyi ve
paydaşımız olan eczacı
arkadaşlarımızla bu
çözümleri paylaşmayı
öğrendik, Toplam Kalite
Standartlarına ulaşabilmek
için çalışmalarımız eczane
özeline uygun devam
etmekte. Envanter
80
yönetimi ile bir küçük
işletmeyi mükemmele
yakın nasıl
yönetebileceğimizi
anladık. Ve en önemlisi
eczanemde sağlık
danışmanlığı görevimi
rutin işlerden kurtularak
daha fazla yapmaya
başladım. Sosyal
sorumluluk projeleri
gerçekleştirerek topluma,
biz sizin ve çocuklarınızın
geleceğini de
düşünüyoruz mesajını
vererek geleceğe de
yatırım yaptık ve
çalışmalarımıza
devam ediyoruz.
l O halde Farmagelişim
projesi bir …
Farmagelişim projesi ile
eczaneleri
kurumsallaştırmak için ne
gerekiyorsa üretiliyor.
Artık mesleğimden daha
fazla keyif alıyorum.
İşbirliği yaptığım başta
EDAK olmak üzere tüm
profesyonel arkadaşlara
ve eczacı arkadaşlarıma
teşekkür ederim.
Farmagelişim başlangıcı
olan ama sonu olmayan,
değişen ve gelişen bir
eczane modelidir.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
Ecz. Adnan Aygan
Özyıldız Eczanesi-Sarıgöl/ Manisa
EADFIA’NKDA
R
almanak
2012’nin en çok
İZLENENİ
DİNLENENİ
İşte seyirci sayılarına göre
2012'nin en fazla izlenen
ilk 10 filmi:
Avrupa ve Amerika’daki
popüler şarkılar, bir başka
deyişle 2012 Top 10:
OKUNANI
2012’nin en çok okunan
kitaplar listesinde öne
çıkanlar:
1 Sultanı Öldürmek,
Ahmet Ümit / Everest
Yayınları
2. Od, İskender Pala /
Kapı Yayınları
3. Aşkın Gözyaşları 3
Kimya Hatun, Sinan
Yağmur / Destek
Yayınları
4. Aşk’a Yolculuk Veysel
Karani, Sinan Yağmur /
Destek Yayınları
1. Fetih 1453
(6.565.850)
2. Evim Sensin
(2.469.742)
3. Berlin Kaplanı
(1.982.552)
4. Buz Devri 4 : Kıtalar Ayrılıyor
(1.865.318)
5. Sen Kimsin?
(1.592.471)
6. Alacakaranlık Efsanesi : Şafak Vakti Bölüm 2
(1.384.796)
7. Çanakkale 1915
(885.607)
8. Kara Şövalye Yükseliyor
(799.169)
9. Moskova'nın Şifresi: Temel
(778.467)
10. Uzun Hikaye
(708.598)
5. Gözlerini Sımsıkı
Kapat, John Verdon / Koridor Yayıncılık
6. Nar Ağacı, Nazan Bekiroğlu / Timaş Yayınları
7. Küçük Mucizeler Dükkanı Debbie Macomber /
Pegasus Yayınları
8. Tanrı daima Tebdil-i Kıyafet Gezer Laurent
Gounelle / Pegasus Yayınları
9. Yabancı, Albert Camus /Can Yayınları
10. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali / YKY
11. İsim Şehir Bitki, Yılmaz Özdil / Doğan Kitap
12. Sisle Gelen Yolcu, Jean Christophe Grange/
Doğan Kitap
13. İskender, Elif Şafak / Doğan Kitap
14. Şemspare, Elif Şafak /Doğan Kitap
15. Grinin Elli Tonu, E.L.James / Pegasus
Yayınları
1. Call Me Maybe,
2. We Are Young,
/ Fun.
3. Somebody That I Used to Know,
/Gotye
4. What Makes You Beautiful,
5. Starships,
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
/ One Direction
/ Nicki Minaj
6. We Are Never Ever Getting Back Together,
/ Taylor Swift
7. Mercy,
/ Kanye West
8. Gangnam Style,
/ Psy
9. Glad You Came,
/ The Wanted
10. Payphone,
82
/ Carly Rae Jepsen
/ Maroon 5
almanak
n İSPANYA Kralının Fil Avı Aynı
zamanda Dünya Yaban Hayatı
Koruma Vakfı fahri başkanı olan
İspanya Kralı Juan Carlos Afrika
gezisinde kalçasını kırdı. Önce düştü
sanıldı sonra gerçek ortaya çıktı.
Kral fil avında kalçasını kırmıştı. Kısa
adı WWF olan Dünya Yaban Hayatı
Koruma Vakfı, fil avlayan İspanya
onursal başkanı Kral Juan Karlos'u
üyelikten men etti.
n Peru’da Altın Madenleri
Çevreci eylemlerin en büyüğü Peru
da yaşandı. Altın madenlerinin tarım
alanlarını yok ettiğini öne süren
çiftçiler belediye binasını bastı. Çıkan
çatışmada 5 kişi öldü. Peru
Başbakanı Oscar Valdes hükümeti,
toplanma ve gösteri düzenleme
haklarını askıya almak için
çalışmalar başlattı. Madencilik
Peru’nun ihracat gelirlerinin yüzde
60’ını oluşturuyor.
n YENİLENEBİLİR Enerji Bilim
adamları alternatif enerji kaynakları
ile çalışan araçlar üzerine
çalışmalarını sürdürüyor. 2012
yılında dünyada ilk kez tamamen
Güneş enerjisi ile çalışan yelkensiz
katamaran bir tekne dünya turunu
tamamlamayı başardı. Almanlar
denizde ilerlerken, İsviçreliler güneş
enerjisini kullanarak İsviçre'den
Fas'a uçmayı başardı. Bu arada
İngiltere de dünyanın deniz üzerinde
kurulan en büyük rüzgâr santralini
devreye soktu.
n CAMERON’DAN bir İlk Titanik,
Avatar gibi filmlerin yönetmeni
James Cameron dünyanın en gizemli
derin yeri, dünyanın tabanı olarak
kabul edilen, Mariana Çukuru'na
inmeyi başardı. 11 km lik bu
derinliğe bugüne kadar 2 kişi
inebilmiş ve 20 dakika kalmışlardı.
James Cameron özel kameralarla
donatılmış mühendislik harikası
denizaltısıyla su altında 5 saat
kalarak dünyanın en derin noktasının
görüntüsünü çekti ve oraya özgü
canlılardan numuneler aldı.
n KÖPEKBALIĞI Katliamına Son
2012 yılına AB önemli bir karar aldı.
AB üye ülkelerde yüzgeçleri için
köpek balığı avlanmasını yasakladı.
Her yıl sadece yüzgeçlerinden
faydalanmak için 75 milyon köpek
balığı öldürülüyor. AB ülkeleri bu
yüzgeçleri Asya ülkelerine satıyordu.
n AVRUPA’NIN En Yeşil Şehri
Avrupa Komisyonu İspanya’nın
Vitoria-Gasteiz şehrini Avrupa’nın
yeşil Başkenti seçti. 1181 yılında
kurulan tarihi şehirde biogaz enerjisi,
fotovoltaik ve termal güneş enerjisi,
rüzgâr enerjisi gibi birçok
yenilenebilir enerji üretiliyor. VitoriaGasteiz’de, en fazla ayrıcalık tanınan
ulaşım aracıysa bisiklet.
n NÜKLEER Atıklar Avrupalı yeşil
şehirler yaratırken biz yok mu
ediyoruz? İzmir de bir döküm
atölyesinin bahçesinde nükleer
atıkların depolandığı haberi geldi.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
bölgeyi karantinaya aldı. Toprak
altından çıkan Europium 152 adlı
radyoaktif madde soru işaretlerini de
beraberinde getirdi. Nükleer tesisler
daha ortada yok ama atıkları
gündeme geldi.
n MANİSA’DA Patlama ABD
Sandy ile uğraşırken Türkiye'de
önemli bir olay yaşandı. Manisa
Alaşehir’de bir jeotermal kuyu
patladı. 15 futbol sahası
büyüklüğünde bir alan yok oldu.
Patlama 1011 metre derinlikteki
kuyuya beklenmedik bir gaz girişi
sonucu meydana geldi. Patlamanın
gece saatlerinde olması nedeniyle
bir facianın eşiğinden dönüldü.
n SAMSUN’DA Sel Felaketi 2012
yılında Samsun’da yaşanan sel
felaketinde dere yatağına yapılan
evlerde yaşayan 14 kişi hayatını
kaybetti, birçok ev ve kamu binası
da sular altında kaldı. En çok can
kaybı dere yatağına yapılan TOKİ
konutlarında oldu.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
83
almanak
Teknoloji
dünyasının en
hareketli
yıllarından
birini daha
geride bıraktık.
İşte 2012’nin
teknolojik
olayları:
WHATSAPP
n SMS yerine, kullanıcılar
Whatsapp türü internet tabanlı
programlara yönelince dünya
genelinde operatörler SMS'ten 14
milyar dolar zarar etti.
DİABLO III
n
10 yıldır oyun severlerin beklediği
popüler video oyunun devamı olan
Diablo III satışa sunuldu. Oyun
severler Türkiye dâhil dünyada oyuna
ilk sahip olanlardan olabilmek için
uzun kuyruklara neden oldu.
SÜRÜCÜSÜZ ARAÇ
n
Google'ın 2010 yılında başlayan
84
sürücüsüz araç projesi, plaka alacak
düzeye geldi. 2011 yılında sürücüsüz
araçların şehir içinde test sürüşleri
yapmasına izin verilirken, 2012’de
Google'ın insansız araçlarına kırmızı
plaka verildi.
GOOGLE AKILLI GÖZLÜK
n
Harita krizi öyle büyüdü ki Apple'ın iki
yöneticisi de işinden oldu.
BLACK OPS II
n Popüler video oyunu Call of Duty
serisinin dokuzuncu sürümü Black
Ops 2, 15 günde 1 milyar dolarlık
hasılat elde etti. Avustralya'da
yaşayan Okan Kaya oyunu 135 saat
aralıksız oynamış ve Guiness Rekorlar
Kitabı'na adını yazdırmıştı.
Google, kameralı ve ekranlı akıllı
bir gözlük yaptı. Google sihirli gözlüğü
ile insanlar artık video kayıtlarını,
basit belgesel ve deneme çekimlerini
yapılabilecek. Navigasyon işlevi de
gören gözlük, sabah uyanınca size ilk
günlük bilgiler ile kahvaltıda dahi
gelen elektronik postalarınızı okuma
imkânı yapabilecek.
HOTMAİL'E VEDA OUTLOOK'A
MERHABA
FACEBOOK INSTAGRAM'I ALDI
ZUCKERBERG EVLENDİ
n
n Sosyal paylaşım ağı Facebook'un
Facebook fotoğraf paylaşım
servisi Instagram’ı 1 milyar Dolar’a
satın aldı. Instagram, yazılımı sadece
12 saat içinde 1 milyon kez indirildi.
IOS 6 VE HARİTA KRİZİ
n
IPhone, IPad ve IPod'lara yeni IOS
sürümü geldi. IOS 6 ile birlikte Apple
cihazlarından YouTube ve Google
Maps'i kaldırdı. Apple kendi harita
uygulamasını kullanmaya başlarken,
hatalar kullanıcıları canından bezdirdi.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
n Microsoft'un popüler e-posta
servisi Hotmail isim değiştiriyor, yerini
Outlook. com’a bırakıyor.
halka arzından bir gün sonra, şirketin
kurucusu ve yöneticisi Mark
Zuckerberg, Priscilla Chan ile evlendi.
Zuckerberg, düğünden bir fotoğraf
karesini Facebook sayfasında paylaştı
ve çift, ilişki durumlarını "evli" olarak
değiştirdi.
GALAXY S III
IPHONE 5’E KARŞI
n Samsung yeni telefonu Galaxy S
III'ü ve Galaxy Note II’yi duyurduktan
sonra IPhone 5 ve IPad mini de
görücüye çıktı.
APPLE I 666 DOLARDI
374 BİN DOLARA FIRLADI
n Apple'ın ilk bilgisayarı "Apple I",
New York'ta düzenlenen açık
artırmayla rekor fiyatla (374 bin
dolara) satıldı. Apple'ın ilk ürünü olan
bilgisayar Steve Jobs ve adaşı Steve
Wozniak tarafından geliştirilmişti.
Apple I, toplamda 200 adet retilmişti.
WİNDOWS 8
n Microsoft'un yeni işletim sistemi
Windows 8 Windows işletim
sistemini baştan sona değiştirecek.
Windows 8 ile birlikte; cep telefonu,
tablet ve bilgisayarın ortak platformda
birleşmesi sayesinde iş ve eğlencenin
bütünleşmesi bekleniyor.
GOOGLE MAPS APP STORE'DA
n Apple'ın iOS 6 işletim sistemiyle
iPhone ve iPad'lerden çıkardığı Google
Maps uygulaması geri döndü.
Uygulama 8 saat içinde en çok
indirilenler listesinde bir numaraya
yerleşti. Ancak uygulamaya henüz
Türkiye'den ulaşılamıyor.
almanak
DÜNYADA
2012’yi geride
bıraktığımız şu
günlerde
Dünyadaki en
önemli
gelişmeler
Amerika, Fransa,
Çin ve Hindistan
seçimleri ile
Londra
Olimpiyatları ve
tüm dünyayı
kasıp kavuran
Gangnam Style
şarkısı oldu.
n Pentagon tarafından
desteklenen fizikçiler
görünmezlik pelerinini icat etti.
n Fransa'da 1915 olayları ile ilgili
Ermeni iddialarının reddedilmesinin
suç sayılması yasalaştı.
n Whitney Houston Los Angeles’ta bir otel odasında ölü olarak
bulundu. Ölüm nedeni kokain…
n Washington’da Sudan
Büyükelçiliği önünde yapılan protesto
gösterilerinde aktör George Clooney
tutuklandı.
n Amerikan Sinema Sanatları ve
Bilimleri Akademisi 84. Oscar ödüllerinde ‘The Artist’ filmi; en iyi film, en
iyi yönetmen, en iyi erkek oyuncu
ödüllerini aldı.
n Papa 16. Benedictus, Vatikan’da
gizli yazışmalar ve finansal belgelerin sızdırılması skandalı üzerine
soruşturma açtı. Suçlu Papa’nın
özel uşağı…
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
85
almanak
n Hollanda Başbakanı Rotte,
Cumhurbaşkanı Gül ile yapacağı toplantıya bisikletle geldi.
n Dünyanın en büyük sosyal ağı
olan facebook ABD borsasında işlem
görmeye başladı.
n ABD’de Google Merkezini ziyaret
eden Abdullah Gül insansız araçla test
sürüşü gerçekleştirdi.
n Yunan adalarından biri olan İkaria Atina yönetimiyle imzaladıkları
100 yıllık anlaşmanın bittiğini ve
Avusturya’ya bağlanmak istediklerini
ifade etti.
n 2012 Londra Olimpiyatları 27
Temmuz’da görkemli bir açılış töreniyle başladı. Bacakları olmayan ve
protez bacakla olimpiyatlara katılan
en hızlı insan Oscar Pistorius yarı finale kaldı.
n Apollo 11 uzay projesiyle Ay’a ilk
ayak basan astronot
Neil Armstrong öldü.
n Adam Lanza önce annesini ardından ilkokulda 20'si çocuk 26 kişiyi öldürdü ve intihar etti.
Amerika'da okul katliamları ilkokullara kadar inmiş oldu.
n Avusturyalı Felix Baumgartner, Uzay'dan Dünya'ya atladı.
Kapsülle 2 saat 40 dakikada çıktığı
39 bin metreden 4,5 dakikada
inerken milyonlar nefesini tuttu.
n Obama tekrar ABD başkanı
seçildi.
n İsrail Gazze’ye tekrar saldırdı.
n Myanmar’da 24 yıldır ev hapsinde tutulan muhalif lideri Aung San
Suu Kyi, kendisine layık görülen Nobel
ödülünü almaya 21 yıl sonra gidebildi.
n Amerikan Havacılık ve Uzay dairesi (NASA)tarafından şimdiye kadar
üretilmiş en zeki gezginci robot, gezegenler arasında gezmek ve hayata
ilişkin temel yapı taşlarını aramak için
Mars’a indi.
n Cern, ortaya çıkarılmak istenen
Higgs Bozonu'na işaret eden bir atom
altı parçacığa ait iz bulunduğunu
belirtti. Tanrı parçacığı
bulunuyor mu yoksa?
n Nobel Edebiyat ödülüne, Çin
toplumundaki yozlaşmayı eleştiren
eserleriyle tanınan Çinli yazar
Mao Yan layık görüldü.
86
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
n Hakkında öldü iddiaları yayılmaya başlayınca Fidel Castro pijamaları ile poz verdi ’başım bile
ağrımıyor’ dedi.
n Amerika’da başlayan Sandy Kasırgası sebebiyle uçuşlar iptal edilirken 11 Eylül’den beri ilk defa New
York Borsası’da tatil edildi. Kasırga 50
can aldı, 50 milyar dolar zarar verdi.
n Hz. Muhammed’e hakaret ettiği
düşünülen Innocence of Muslims
(Müslümanların Masumiyeti) filmine
tepki gösteren ABD’li Müslümanlar
Beyaz Saray’ın önünde protesto gösterisi yaptılar.
n Mayaların mayası tutmadı…
Hayattayız...
almanak
2012 yılında Türkiye de önemli
gelişmelere sahne oldu.
Türkiye’de en çok konuşulanlar
yeni eğitim sistemi, Türkiye ile
Suriye’yi savaşın sınırına getiren
olaylar ile MİT krizi oldu…
n "4+4+4" şeklinde adlandırılan
yeni eğitim sistemi tartışılmaya başlandı. 31 Mayıs'ta tasarı kanunlaştı.
n Uzun zamandır beklenen ve İstanbul’un fethini anlatan film ‘Fetih
1453’ vizyona girdi; ancak eleştirileride beraberinde geldi.
n Türkiye’nin ilk yüz nakli Akdeniz
n 1 Mart’ta TL'ye yeni sembol geldi;
Üniversitesi’nde 20 yaşındaki Uğur
şekli çokça polemiğe sahne oldu.
Acar’a yapıldı.
n Türkiye tarihinde bir ilk yaşandı
ve 26. Genelkurmay Başkanı İlker
Başbuğ internet andıcı davasında
tutuklandı .
n 19 Mayıs törenlerinin stadyumlarda yapılmama kararı alındı. Bu
sene milli bayramlar da, yasaklar da
çokça konuşuldu.
n Efsanevi futbolcu Lefter vefat
etti.
n Başbakan Tayyip Erdoğan ikinci
kez sindirim sistemi ameliyatı oldu.
n Hanedan affıyla Türkiye’ye dönen
Sultan Vahdettin’in torunu Neslişah
Osmanoğlu 91 yaşında öldü
n Kamuoyunda 2B olarak adlandırılan orman vasfını yitirmiş hazine
arazilerinin satışını öngören kanun
tasarısı meclisten geçti.
n Bazı bölümleri İstanbul’da ve Adana’da çekilen James Bond filmi seti
civarda yaşayanların akınına uğradı.
n Eşli Resepsiyonlar... 23 Nisan'da
Başbakan, eşi ile TBMM resepsiyonuna ilk kez geldi ve aynı şekilde29
Ekim'de köşke de eşiyle ilk kez çıktı.
n Sivas davası düştü. Protestolar
sokaklarda ve sosyal medyada halen
sürüyor.
n 12 Eylül davası başladı, ancak
sağlık sebepleriyle Kenan Evren ve
Tahsin Şahinkaya katılmadı.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
87
almanak
n Yıllar sonra ilk kez Taksim
Meydanı, 1 Mayıs için açıldı.
n S&P, Türkiye'nin kredi notunu düşürdü. Sonra S&P Türkiye'den özür
diledi mi, dilemedi mi tartışmaları
yaşandı.
n Devlet Tiyatroları’nın özelleştirilmesi tartışmaları başladı.
n Şırnak’ın Uludere İlçesi’nin Roboski Köyünden 34 kişi Türk savaş
uçaklarının bombalı saldırısı sonucu
hayatını kaybetmişti. “Her kürtaj bir
Uludere’dir” diyen Tayyip Erdoğan
yeni bir tartışmayı başlattı.
n Şanlıurfa cezaevinde isyan çıktı
ve 13 mahkûm öldü.
n Suriye açıklarında test ve eğitim
amacıyla bulunduğu açıklanan Türk
uçağı düşürüldü. Suriye üzüntülerini
bildirdi. Türkiye Suriye’ye nota verdi.
n Bayan milli voleybol takımı filenin sultanları yarım asır sonra olimpiyatlara gitmeye hak kazandı.
Çeyrek finale kadar yükseldi…
n Aziz Yıldırım tahliye edildi.
Fenerbahçe 2012-2013 ‘te
Şampiyonlar Ligi’ne katılabilecek.
n GS Şampiyon oldu. Kupa, Başbakan'ın araya girmesiyle gece yarısında Saraçoğlu'nda alındı.
Fenerbahçe Türkiye Kupası’nı aldı.
n Çift kol nakli olan Atilla Kavdır
hayatını kaybetti.
88
n Afyon’da cephanelik ihmal yüzünden patladı 25 asker öldü.
n Siirt’te helikopter düştü: 17 asker
hayatını kaybetti.
n İzmir’de mülteci faciası: 58 kişi
hayatını kaybetti.
n Türkiye MEB, kıyafet yönetmeliğini değiştirdi. MEB’e bağlı okullarda
serbest kıyafet uygulamasına geçildi.
n 2010 yılında UNESCO tarafından
‘yaşayan insan hazinesi’ ilan edilen
türkü ustası Neşet Ertaş’ kaybettik.
n Lefter’den sonra heykeli dikilen
futbolcu Alex, FB'de süresiz kadro dışı
bırakıldı.
n Türkiye Olimpiyatlardan 5 altın
madalya ile döndü. Haftalarca TV, gazete ve sosyal medyada tartışmalar
bitmedi.
n 2012 Paralimpik Oyunları Türk
rekoru ile başladı. Halterde Nazmiye
Muslu altın madalya kazandı. Milli
atıcı Korhan Yamaç ise gümüş madalya sahibi oldu.
•Edak Ecza Koop • edaktüel • ocak/şubat/2013
n Özal'ın mezarı açıldı. Ailesinin sürekli bunu gündem yapması eleştirildi.
"Zehirlendi mi, zehirlenmedi mi” tartışmaları yaşandı.
n Suriye’den atılan top mermisi Akçakale’ye düştü: 5 kişi hayatını kaybetti.
n Moskova Şam seferini yapan Suriye uçağı Ankara’ya indirildi, şüpheli
kargoya el konuldu.
n Karagümrük Çetesi’ne yönelik
soruşturma nedeniyle tutuklanan
Cübbeli Ahmet Hoca 360 gün sonra
tahliye edildi.
n 12 .12 .12 saat 12.12'de sms ve
telefon görüşmesi rekoru kırıldı.
n Profiterol deyince akla gelen
68 yıllık İnci Pastanesi Cercle d’orient
Binası’ndan aktivistlerin protestolarına
rağmen tahliye edildi.
n Türkiye en büyük özelleştirmelerinden birini yaşadı. 2. Boğaz
köprüsü ve 8 otoban 5.7 milyar
Dolar’a Koç ve Ülker’in kurduğu
konsorsiyuma verildi