zİrvede kAlıcı olmAk, zİrveye çıkmAktAn dAhA

Transkript

zİrvede kAlıcı olmAk, zİrveye çıkmAktAn dAhA
1
2
9
10
11
12
13
Editör
Editor
Zirveye çıkmak mı, zirvede kalıcı olmak mı?
Getting to the top or, being permanent on the top?
Değerli okurlar,
Dear readers,
Miller/Değirmenci Dergisi’nin bu sayısında Un Sanayinde
Uluslararası Pazarlama konusuna değinmeye çalıştık. Konu
kapsamında Karadeniz Un Sanayicileri Derneği Başkanı Günhan Ulusoy’la, özellikle Türkiye’deki atıl kapasite ve firmaların
un ihracatına yönelik bir röportaj yaptık. Türkiye’nin dünya un
ticaretinde son derece önemli bir başarıya sahip olduğunu
belirten Ulusoy, “Ancak bilindiği gibi zirvede kalıcı olmak, zirveye çıkmaktan daha zordur” dedi.
We tried to discuss International Marketing in Flour Industry
on the new issue of Miller Magazine. We made an interview
with the Chairman of Black Flour Industrialists’ Association
within the scope of the subject on idle capacity in especially
Turkey and flour export of the companies. Stating that Turkey has a significant success in world flour trade, Ulusoy said,
“However; as it is known being permanent on the top is harder
than getting to the top.”
Bu cümle, aslında uluslararası pazarlama açısından da son
derece önemli bir olgu. Tabi bu olguyu göz önüne almak
için öncelikle uluslararası alanda ticaret yapmak ve ticaret
yapılan alanda da zirveye çıkmak gerekiyor. Bir ürünün veya
ürün grubunun ihracatında dünyada söz sahibi olabilmek,
birbirinden farklı birçok dinamiğe bağlıdır. Bütün bu dinamikleri tek tek açıklayabilmek pek mümkün olmasa da biz,
uluslararası arenada pazarlama yapmak isteyen firmaların,
pazarlama yaparken bilmesi gereken bazı konuları mümkün
olduğunca açıklamaya çalıştık.
This phrase is a really important fact in terms of international
marketing. Of course, it is needed to make trade in the international arena firstly and get to the top in the specific trade
field. Having a voice in the world for the export of a product
or a product group depends on many dynamics different from
each other. It is not possible to explain all these dynamics one
by one but we tried our best to explain the subjects that the
companies desiring to do marketing in the international arena
should know.
Uluslararası pazarlama konusuyla ilgili hazırladığımız
çalışma, muhtemelen daha çok ihracata yeni atılan firmalara ışık tutacaktır. İhracatta zaten başarı kazanmış firmaların
bundan sonra yapacakları şey ise yukarda da vurgulamaya
çalıştığımız gibi başarılarını korumanın yollarını aramak
olmalıdır. Yani zirveyi korumak… Türkiye, ülke bazında
buğday unu ihracatında bu noktaya ulaştı. Dolayısıyla bundan sonraki hedef, zirvede kalıcı olmayı sağlamak ve pazar
payını artırmak…
Dünya un ihracatındaki pazar payını arttırmaya gelince; bu,
Türkiye için bundan sonraki süreçte daha da önemli olmalıdır.
Çünkü Türkiye un sanayi, çok ciddi bir atıl kapasiteye sahip,
hatta dünya un ihracatının ve iç tüketimin tamamından daha
fazlasını üretecek bir kapasiteye sahip. Bu da sektörü, ayakta
kalmak adına ciddi bir rekabete sürüklüyor.
Tabi Türkiye un sanayindeki atıl kapasite sorununun sadece
ihracatla aşılması mümkün değil ancak bu yine de bir nebze
rahatlama sağlayabilir. Geri kalan çözüm yollarını Sayın
Ulusoy’la yaptığımız röportajda bulabilirsiniz.
Our study about international marketing subject will possibly
light the way for the companies that newly started to export.
The thing what should the companies which already gained
success in export do is searching for the ways for maintaining their success as we tried to emphasize above. In other
words, maintaining to be at the top… Turkey has reached to
this point in wheat flour trade on country basis. Thus, the next
goal is to ensure being permanent on the top and increase the
market share…
In order to increase the market share in world flour export; Turkey should be a more important element in the next process.
Because Turkish flour industry has a serious amount of idle capacity; it has even a capacity that can produce more than the
world flour export and its entire domestic consumption. This
drags the sector to a serious competition in order to survive.
Of course the idle capacity problem in Turkish flour industry
cannot be eliminated only with export; however it may provide a relief to some extent. You can find the other solutions
in the interview with Mr. Ulusoy.
Best regards…
Saygılarımızla…
DÜZELTME: Miller/Değirmenci Dergisi’nin Ekim sayısında
(Sayı 46), “Türkiye Un Sanayicileri Karadeniz’de Buluştu”
başlıklı haberde kullanılan fotoğraf, habere konu edilen
toplantıya ait değildir. Düzeltir, okuyucularımızdan ve
sektör temsilcilerimizden özür dileriz.
CORRECTION: The picture used in the news titled as
“Turkish Flour Industrialists Met in Black Sea” on the
October issue (Issue 46) of Miller Magazine does not belong to the meeting mentioned in the news. We correct
that mistake and apologize from our readers and sector
representatives.
Derya GÜLSOY
14
15
İçindekiler
contents
37
Un sanayinde
uluslararası
pazarlama
“Zirvede kalıcı olmak,
zirveye çıkmaktan daha
zordur”
International
marketing in flour
mill industry
“To be permanent
on the top is harder
than getting to the top”
38
emtia tüccarından 20 milyon
20 Küresel
dolarlık tahıl deposu
20 million-dollar grain storage from global
commodity trader
50
Makedonya’daki pirinç
28 TİKA’nın
projesinde ilk etap tamamlandı
The first stage of TIKA’s rice Project in
Macedonia is completed
değirmenciler buğday kalitesi
ve bakliyat temizlemede
22 Filipinli
32 Hububat
için Amerika’ya gitti
Bühler Schmidt-Seeger
Philippine Millers went America to Discuss
Crop Quality
Allied firması, Brisbane
24 İngiliz
değirmenini büyütüyor
British Allied company expands Brisbane mill
Bühler Schmidt-Seeger in grain and
pulse cleaning
sertifikalı tohumluk
36 Türkiye
üretimi 650 bin tona çıktı
Turkish certificated seed production
increased 650 thousand tons
77
Brezilya ve Çin
kaynaklı talep artışı ve
fiyatlara etkisi
Demand increase from
Brazil and China and its
effect on prices
72
91
Bunge, Meksika’nın önde gelen değirmencisi Grupo Altex’in buğday öğütme işletmesini satın
almak için anlaştığını açıkladı.
Bunge announced that it agreed to buy one of Mexico’s leading miller Grupo Altex’s wheat milling facility.
Bunge Limited firmasının Kuzey Amerika’da faaliyet gösteren
kolu olan Bunge North America, Grupo Altex S.A. de C.V.’nin
buğday öğütme işletmesini satın almak için anlaştı. Anlaşmanın finansal maddeleri açıklanmadı. Yasal onay ve geleneksel
kapanış koşullarına bağlı olarak satın alma sürecinin yılsonunda tamamlanması bekleniyor.
Bunge North America, the North American operating arm of
Bunge Limited (NYSE: BG), announced that it has agreed to
buy the wheat milling business of Grupo Altex S.A. de C.V. Financial terms were not disclosed. The purchase is expected to
close by the end of the year subject to regulatory approval and
customary closing conditions.
Meksika’nın önde gelen buğday değirmencisi Grupo Altex, yıllık yaklaşık olarak 800 tonluk işleme kapasitesine sahip altı tane
değirmen işletiyor. Firma ekmek unu, pişirilmiş ürünler için hazır un, tortilla, pizza ve makarna için irmik de dahil olmak üzere birçok buğday çeşidi ile geniş bir portföyde üretim yapıyor.
Meksika’nın önemli popülasyon merkezlerine hizmet sunmak
için çok iyi bir şekilde konumlandırılmış olan bu değirmenler,
önemli un müşterilerine ülke çapında servis sağlayabilme açısından Bunge’nin Harinera La Espiga’da bulunan buğday unu
işletmesini tamamlayıcı nitelikte olacak.
A leading Mexican wheat miller, Grupo Altex operates six
mills with an annual processing capacity of approximately
800 thousand metric tons. It produces a broad portfolio of
products from many varieties of wheat including bread flour,
prepared flours for baked goods, tortillas and pizza and semolina for pasta. These mills are well placed to serve Mexico’s
key population centers and will complement Bunge’s existing
wheat milling business, Harinera La Espiga, to provide nationwide coverage to key flour customers.
REKABETÇİ BİR PAZARDA KARLI BÜYÜME İÇİN
SAĞLAM BİR PLATFORM
A SOLID PLATFORM FOR PROFITABLE GROWTH IN
A COMPELLING MARKET
“This investment further strengthens our core food and ingreBunge Limited’ın Food&Ingredients Genel Müdürü Gordon dients segment by building on the consistent success of our
Hardie, konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Bu yatırım, North American milling business,” said Gordon Hardie, managKuzey Amerika değirmencilik işletmemizin sürekli başarısı- ing director, Food & Ingredients, Bunge Limited. “Grupo Altex
18
nı devam ettirerek temel gıda ve malzemeler bölümümüzü
daha da güçlendiriyor. Grupo Altex tecrübeli bir ekibe, verimli varlıklara ve yenilikçi bir ürün portföyüne sahip. Bütün bu
özellikler, rekabetçi bir pazarda karlı büyüme için sağlam bir
platform sağlayacak.”
Bunge, değirmenlere ek olarak Grupo Altex firmasının ürün
markalarını ve yenilik merkezini de satın almış oluyor.
Bunge North America Başkanı ve CEO’su Todd Bastean ise,
“Ürünlerinin bütünlüğünü korumak için dünyanın en tanınmış gıda şirketleri ile ortak olduğumuz için Grupo Altex de
Bunge’nin kalite ve hizmete odaklanma anlayışını paylaşıyor.
Meksika değirmencilik varlıklarımızı Kuzey Amerika’daki buğday hazırlama imkanlarımızla geliştirerek müşterilere verimli
ve güvenilir bir tedarik zinciri sunabiliriz.” dedi.
“MÜŞTERİLERİMİZ VE ÇALIŞANLARIMIZIN YARARINA
OLACAĞINDAN EMİNİZ”
Grupo Altex Başkan Yardımcısı Jose B. Avalos da konu ile ilgili
şunları belirtti: “Çok da kolay bir karar olmayan buğday değirmeni satışımızın, hissedarlarımızın, özellikle de müşterilerimizin ve çalışanlarımızın yararına olacağından eminiz. Bunge,
işletmeyi büyütmek için oldukça iyi organize olmuş bir firma.
Satıştan elde edilen gelir, stratejik planımızla tamamen aynı
doğrultuda olarak meyve ve sebze işleme işletmemizdeki pozisyonumuzu güçlendirmek için kullanılacak.” Bunge satış işlemi için Rothschild ve Rabobank’ten tavsiye aldı.
has an experienced team, efficient assets and an innovative
product portfolio that will provide a solid platform for profitable growth in a compelling market.”
In addition to the mills, Bunge is acquiring Grupo Altex’s product brands and its innovation center.
“Grupo Altex shares Bunge’s approach of focusing on quality and service as we partner with some of the world’s most
well-known food companies to protect the integrity of their
products,” said Todd Bastean, president and CEO, Bunge North
America. “By leveraging our Mexico milling assets with our
wheat origination capabilities in North America, we can provide customers with an efficient, reliable supply chain.”
“WE ARE CONFIDENT THAT THIS AGREEMENT WILL BE
BEST INTEREST OF OUR CUSTOMERS AND EMPLOYEES”
Jose B. Avalos, executive vice president of Grupo Altex stated,
“We are confident that the sale of the wheat milling business
to Bunge, while not an easy decision, is in the best interest of
our key stakeholders, particularly our customers and employees. Bunge is well placed to grow the business. The proceeds
from the sale will be utilized to strengthen our position in the
fruit and vegetable processing businesses, fully in line with
our strategic plan.” Bunge was advised by Rothschild and Rabobank on the transaction.
19
Amerİkan tahıl devİnİn
Avustralya macerası sona erdi
US grain giant’s Australia adventure is over
Dünya tahıl devlerinin birbiriyle yarıştığı Avustralya tahıl pazarına üç yıl önce giriş yapan Amerikan tahıl devi Gavilon, Batı Avustralya’daki Perth şubesini kapatıyor.
Entering into Australian wheat market in which world grain giants are competing against each
other, US grain giant Gavilon closes its branch in Perth, Western Australia.
Avustralya tahıl pazarında dünya devlerinin rekabeti devam
ediyor. Üç yıl önce yerel pazarı hedefleyerek Batı Avustralya pazarın adım atan ancak başarıya ulaşamayan Amerikan tahıl devi
Gavilon, Perth şubesini kapatmaya hazırlanıyor. Gavilon’un son
iki yılda 50 milyon dolar kaybettiği belirtiliyor.
Giants’ competition in Australian wheat market continues.
Entering into Western Australia market by aiming the local
market three years ago but failing in that market, US grain giant Gavilon prepares to close its Perth branch. It is stated that
Gavilon lost around 50 million dollars.
Gavilon’un Batı Avustralya’daki başarısızlığının, CBG tarafından
yönetilen yerel pazarın sert yapısını yansıttığı fakat bu durumun büyüyen dünya tahıl talebini karşılamak için girişimde
bulunacak diğer ulusları engellemeyeceği ifade ediliyor.
Gavilon’s failure in WA reflects the aggressive nature of the local market dominated by CBH, but is not expected to deter
other multinationals wading in to meet growing world demand for grain.
Avustralya tahıl pazarının yeni oyuncularından biri Vitol. İsviçre merkezli enerji ve emtia tüccarı Vitol, bu hasat için Batı
Avustralya limanında 400 bin ton alım yaptıktan ve Güney
Avustralya’da bir kullanım alanı kurduktan sonra pazarda
önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktı. ABD girişimi olan CHS
ise bu yılın başlarında Avustralya tahıl pazarlamacısı Agfarm’ın
yüzde 50 hissesini satın aldı. Geri kalan hisselere Ruralco sahip. Agfarm, Batı Avustralya pazarında küçük bir oyuncu ve bu
sebeple yapılan hisse alışverişi neredeyse fark edilmedi. Fakat
endüstri kaynakları CHS’nin önümüzdeki birkaç yıl içinde Batı
Avustralya pazarında önemli bir güç olacağını tahmin ediyor.
Swiss-based and Dutch-owned energy and commodity trader Vitol has emerged as a big new player after buying about
400,000 tons of WA port capacity for this harvest and establishing a footprint in South Australia.
US co-operative CHS took a 50 per cent stake in Australian
grain marketer Agfarm earlier this year, with Ruralco retaining the remaining share. Agfarm is a small player in WA and
the deal went virtually unnoticed but industry sources now
expect CHS to become a significant force in WA over the next
few years.
20
21
Küresel emtia tüccarı ve tarım ürünleri işleme uzmanı Louis Dreyfus Commodities LLC firması,
Amerika’nın Rosedale Limanı’nda, yeni bir tahıl deposu ve mavna yükleme tesisi kuracak.
Global commodity merchandiser and agricultural products processing expert Louis Dreyfus
Commodities LLC will establish a new grain storage and barge loading facility at the Port of
Rosedale.
Merkezi Hollanda’da bulunan küresel emtia tüccarı ve tarım
ürünleri işleme uzmanı Louis Dreyfus Commodities LLC firması, Amerika’nın Rosedale Limanı’nda, yeni bir tahıl deposu ve
mavna yükleme tesisi kuracak. Rosedale-Bolivar İlçe Limanı Komisyonu ve Bolivar İlçe Denetim Kurulu arasından imzalanan
kiralama sözleşmesi kapsamında Louis Dreyfus Commodities
LLC firması, bağlı kuruluş olarak Rosedale Limanı’nda yeni bir
tahıl deposu ve mavna yükleme tesisi kurma ve çalıştırma görevlerini yerine getirecek.
Firma, tesisin inşasına 20 milyon doların üzerinde yatırım yapmayı planlıyor. Bu tesis yerel çiftçilere, firmanın
Louisiana’da bulunan Greater Baton Rouge Limanı’na yeni
kurulmuş terminali için mısır ve soya fasulyesi satmalarına
olanak sağlayacak. Firmanın Louisiana’da bulunan tesisi yıllık beş milyon tondan fazla bir kapasiteye sahip. Rosedale
Limanı’ndaki terminalin 2014 yazında çalışmaya başlayacağı
belirtiliyor.
Netherlands-based global commodity merchandiser and agricultural products processing expert Louis Dreyfus Commodities
LLC will establish a new grain storage and barge loading facility
at USA’s Rosedale Port. The Rosedale-Bolivar County Port Commission and the Bolivar County Board of Supervisors have entered into a lease agreement with a subsidiary of Louis Dreyfus
Commodities LLC for the construction and operation of a new
grain storage and barge loading facility at the Port of Rosedale.
The company expects to invest more than $20 million in constructing the facility, which will provide a new outlet for local
farmers to sell corn and soybeans to the company for subsequent export at its newly commissioned terminal at the Port
of Greater Baton Rouge, La., with an annual capacity of more
than five million tons. Louis Dreyfus Commodities expects the
Rosedale Port terminal to create up to 10 new jobs by the time
it is estimated to begin its operation in the summer of 2014.
Louis Dreyfus Commodities has more than 160 years of exPortföyünde tahıl, yem, taşıma, finans, meyve suyu, pamuk, perience, whose portfolio includes oilseeds, grains, feed, rice,
kahve, şeker, metal, süt ve gübre girdileri olan Louis Dreyfus freight, finance, juice, cotton, coffee, sugar, metals, dairy and
fertilizers and inputs.
Commodities, 160 yıldan fazla bir tecrübeye sahip.
22
23
Filipinli un değirmencileri, kalitesini görüşmek için buğday tedarikinde en büyük ortakları olan
Amerika’ya gitti.
Philippine flour millers went to America that is their largest partner in wheat supply in order to
discuss wheat quality.
Aralarında Filipin Un Sanayicileri Derneği (PAFMIL) Başkanı ve
Filipinler’de söz sahibi olan üç un değirmeni yöneticisinin de
bulunduğu Filipinli bir ticaret ekibi, 23-24 Ekim tarihlerinde
bu yılın sert kırmızı ilkbahar buğdayı hakkında daha fazla bilgi
almak için Amerika’nın Kuzey Dakota eyaletine gitti. Un değirmencilerinden oluşan heyet, eyalette kamu ve özel buğday yetiştiricileri ile bir araya geldi. Filipinler elli yıldan daha uzun süredir ABD ilkbahar buğdayının önemli bir müşterilerinden birisi.
Amerikan Buğday Birliği (USW) 1961’de Manila’da ilk şubesini
açtığında ülkenin Amerika’dan yaptığı buğday alımı 7 milyon
bushel seviyesinde iken 2012-13 sezonunda bu oran yaklaşık
74 milyon bushele çıktı. Böylece ülkenin öğütmelik buğday ithalatında ABD’nin pazar payı yüzde 90’ı geçti. Ülkenin buğday
alımlarının çoğunluğunu, kırmızı sert ilkbahar buğdayı ve beyaz buğday ürünleri oluşturuyor.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Kuzey Dakota Buğday Komisyonu (NDWC) Başkanı Francis Leiphon, şunları söyledi; “Kuzey
Dakota üreticileri için Filipin pazarı oldukça önemli. Yıllık ortalama 35 milyon bushel alımları ile ikinci en büyük buğday pazarımız olma özelliğine sahipler.”
Ekip, ürün kalitesini öğrenmenin yanı sıra ABD ilkbahar buğdayının üretim miktarını ve fiyatını etkileyen tedarik ve talep
faktörleri hakkında da bilgi aldı.
A trade team including the director of the Philippine Association of Flour Millers (PAFMIL) and key decision makers at three
of the leading flour mills in the Philippines went to North Dakota on October 23-24 to learn more about this year’s hard red
spring wheat crop and visited with public and private wheat
breeding companies.
The Philippines has been an important U.S. spring wheat
customer for more than fifty years, increasing annual wheat
purchases from 7 million bushels in 1961 when U.S. Wheat
Associates (USW) opened its office in Manila, to nearly 74
million bushels and a U.S. market share that exceeded 90
percent of milling wheat imports in 2012-13. The majority of their wheat purchases are hard red spring and white
wheat.
“The Philippine market is important for North Dakota producers,” says Francis Leiphon, NDWC Chairman, “They are our
second largest spring wheat market with average annual purchases of 35 million bushels.”
Along with learning about crop quality, the team learned
about supply and demand factors affecting availability and
price of U.S. spring wheat and gained a better understanding
of wheat transportation logistics and contracting.
24
25
İngİlİz Allied fİrması,
Brisbane değİrmenİnİ
büyütüyor
British Allied company expands Brisbane mill
İngiltere’nin önde gelen değirmenlerinden Allied Mills, Brisbana değirmeninde 43 milyon dolarlık bir genişletme yapacağını açıkladı.
As one of UK’s leading mills, Allied Mills announced that it will make 43 million-dollar expansion
in its Brisbane mill.
GrainCorp ve Cargill ortaklığında kurulan İngiltere’nin önde
gelen un değirmencisi ve unlu mamul tedarikçisi Allied Mills,
Queensland Başbakanı Campbell Newman’ın da katıldığı resmi bir törenle Brisbane değirmeninin 43 milyon dolarlık genişletilme projesini kutladı.
Established by the joint venture of GrainCorp and Cargill, one
of UK’s leading flour miller and baking products supplier Allied Mills has celebrated $43 million-expansion at its Brisbane
mill with an official opening by Queensland Premier, Campbell Newman.
2011 yılında Toowoomba şehrinin Darling Downs bölgesinde, merkezi ticaret alanlarının da bulunduğu birçok bölgeyi
sular altında bırakan sel felaketi nedeniyle kapasitede büyük
bir gerileme yaşayan Allied Mills, bu yeni değirmen ve karıştırma tesisiyle Queensland’deki üretim kapasitesine yeniden
ulaşacak. Firmanın Brisbane’deki tarihi değirmeni ve karıştır-
The new mill and mixing plant now re-establishes Allied Mills’
production capacity in Queensland after a big setback in early
2011 when flash flooding ripped through the Darling Downs
city of Toowoomba, inundating many parts of the central business precinct. Allied’s historic mill and mixing plant, and big
volumes of grain and flour stocks, were badly damaged by the
26
ma tesisiyle tahıl ve un stoklarının büyük bir bölümü, ciddi bir
sel felaketine dönüşen kötü hava koşulları yüzünden büyük
zarar görmüştü. Şu anda çalıştırılmayan Toowoomba tesisi ile
Tennyson tesisi, yeni sert buğday unu değirmeni, yeni kuru
karıştırma tesisi ve daha büyük bir depo ile önemli ölçüde
geliştirildi.
Bu büyük yatırımın Queensland müşterileri için şirketin hizmet ve etkinliğini arttıracağını ve yerel ekonomi ile iş pazarını destekleyeceğini söyleyen Allied Genel Müdürü Joe Di
Leo, sözlerine şunları ekledi: “Bu tesis projesi, Toowoomba
tesisinin müşterilerimize olan hizmetlerimizin devamlılığını
imkansız hale getiren sel felaketi karşısında, Allied Mills’in bir
şeyler yapması adına çok önemliydi.
Queensland’de bulunan müşterilerimize direkt olarak Tennyson tesisinden tam kapasite hizmet sunmayı ve artık eyaletler arası tesislerden ürün teminini durdurmayı dört gözle
bekliyoruz. Artık ürünlerimiz Queensland’de bulunan müşterilerimiz için % 100 Quensland’de üretiliyor.”
Allied Mills, GrainCorp ve Cargill arasında 60-40 ortak girişimle 11 yıl önce kuruldu. Firma bugün gıda endüstrisindeki
önemli un ve unlu mamul malzemeleri tedarikçilerinden biri
konumundadır.
extreme weather event, which later led to significant flooding
downstream in Brisbane.
With its Toowoomba plant now out of action, the Tennyson
facility has been substantially upgraded with a new hard
wheat flour mill, new dry mixing facilities and a larger warehouse.
Allied managing director Joe Di Leo said the big investment
was enabling the company to maximize its service and efficiency standard for Queensland customers and support the
local economy and job market.
“This building project was essential for Allied Mills to respond
to the flood devastation that left the Toowoomba site incapable of continuing to service our customers. We look forward to
now having full capability to service Queensland customers
directly from the Tennyson site and no longer requiring product from our interstate facilities. Our products are now 100 per
cent made in Queensland for Queensland customers.” Mr. Di
Leo said.
Allied Mills is a 60-40 joint venture between GrainCorp and
Cargill, formed 11 years ago. The company is a major flour and
baking ingredients supplier to the food industry.
27
Brezİlya’da
rekor tahıl hasadı beklentİsİ
Record grain harvest expectation in Brazil
Brezilya’da tahıl üretiminin 2013-14 sezonunda 191 milyon tonu aşması bekleniyor.
Brazil is expected to reap a record grain harvest of more than 191 million tons for the 20132014 period.
Brezilya’da bitkisel üretimle ilgili tahminlerde bulunan Conab
ajansı, 2013-2014 sezonuyla ilgili tahmininde, toplam tahıl üretiminin 191 milyon tonu aşacağını açıkladı. Ajans, Brezilya’nın
tahıl üretimindeki bu rekor artışla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları dile getirdi:
Making predictions about crop production in Brazil, Conab
agency announced in its prediction for 2013-2014 season that
total grain production will exceed 191 million tons.
In its explanation about this record increase in Brazil’s grain
production, the agency said, “Brazil’s grain production for
Brezilya’nın tahıl üretiminin 2013-2014 sezonunda 191.9 ve 2013-14 is estimated at between 191.9 and 195.5 million
195.5 milyon ton arasında gerçekleşmesi bekleniyor. Bu miktarı, tons, up between 2.6% and 4.5% compared with the previüretimin önceki hasatla karşılaştırıldığında yüzde 2.6 ile yüzde ous harvest,”.
4.5 arasında artış yaşayacağına işaret ediyor.” Brezilya’nın soya
fasulyesi ve mısırda da en iyi performansı sergileyerek sırasıyla Soybean and corn are seen as best performers, with harvests
88 ve 79 milyon tonluk üretim miktarlarına ulaşması bekleniyor. expected to reach 88 and 79 million tons, respectively.
HorIzon MIlling’den
İtalyan tİpİ un üretİmİ
Italian-style flour production from Horizon Milling
Dünyanın önde gelen değirmenlerinden biri olan Horizon Milling, gevrek ama yumuşak pizza
hamuru, pide, İtalyan ekmekleri ve kraker yapımı için Primo Mulino™ olarak markalandırdığı
İtalyan tipi unu piyasaya sundu.
As one of world’s leading mills, Horizon Milling put Italian-style flour branded as Primo Mulino™
for making great tasting crisp-yet-tender pizza crust, flatbreads, Italian-style breads and crackers on the market.
Dünya değirmencilik sektörünün önde gelen un üreticilerinden
biri olan Horizon Milling, gıda hizmeti sunan firmalara gevrek
ama yumuşak pizza hamuru, pide, İtalyan ekmekleri ve kraker
yapımında yardımcı olmak için İtalyan tipi un geliştirdi. Horizon
Milling, Primo Mulino™ olarak isimlendirdiği yeni İtalyan tipi un
ile Kuzey Amerika’daki ithal malzeme kullanımıyla ilgili sorunları
ortadan kaldırmayı hedefliyor. Primo Mulino™ ununun, en popüler “00” kalite ithal unlarla kıyaslanabilecek olduğu belirtiliyor.
Sert, bahar ve yumuşak buğday karışımından oluşan Horizon
Milling firmasının yeni İtalyan tipi un çeşidi Primo Mulino™, ince
öğütülmüş yapısı ve yüksek protein içeriyle kullanıcıya işlemesi
kolay, yumuşak ve esnek bir hamur üretme imkanı sunuyor.
As one of the leading flour producers in the world milling sector, Horizon Milling developed Italian-style flour in order to
help food service providers make great tasting crisp-yet-tender pizza crust, flatbreads, Italian-style breads and crackers.
Horizon Milling aims to eliminate the challenges associated
with using imported ingredients available in North American
consistent supply. With the new Italian-style flour named as
Primo Mulino™. It is stated that Primo Mulino™ flour is comparable to the most popular “00” quality imported flour. Mixed
with hard, spring and soft wheat, Horizon Milling’s new Primo
Mulino™ Italian-style flour is finely milled and the high protein
content produces soft, supple dough that is easy to work with.
28
29
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı ile Makedonya Cumhuriyeti Tarım, Ormancılık
ve Su Ekonomisi Bakanlığı işbirliğiyle uygulanan Makedonya’da Pirinç Kalitesini ve Üretimini
Geliştirme Projesi’nin ilk etabı başarılı bir şekilde tamamlandı.
Applied by the cooperation between Turkish Cooperation and Coordination Agency and Republic of Macedonia Agriculture, Forestry and Water Economy Ministry; the first stage of Rice Quality and Production Development Project in Macedonia is completed successfully.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) ve Makedonya
Cumhuriyeti Tarım, Ormancılık ve Su Ekonomisi Bakanlığı işbirliğiyle uygulanan Makedonya’da Pirinç Kalitesini ve Üretimini
Geliştirme Projesi’nin ilk etabı, düzenlenen bir törenle tamamlandı. Koçana Belediyesi’nde düzenlenen törene Makedonya
Cumhuriyeti Tarım, Ormancılık ve Su Ekonomisi Bakanı Lyupço
Dimovski, TİKA yetkilileri, Koçana Belediye Başkanı Ratko Dimitrovski, Makedonya Türkiye Ticaret Odası Başkanı Eyüp Kahveci, Makedonya Türk İşadamları Derneği Başkanı Kemal Nazım
ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Makedonya Cumhuriyeti Tarım, Ormancılık ve Su Ekonomisi
Bakanı Dimovski, törende yaptığı açıklamada, bakanlıklarının projenin gerçekleştirilmesinde aktif olarak rol aldığını ve
TİKA’nın işbirliği ile gerçekleştirilen projenin Makedonya’da pirinç alanında tüm sorunları gidereceğini kaydetti. İhracatta ve
pirinç kalitesinde sorun yaşadıklarını belirten Bakan Dimovski,
“Bu duruma çözüm arıyorduk. Türkiye Cumhuriyeti Gıda Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı ile TİKA’dan gelen yardım elini kabul
ettik. Onlar soruna çözüm bulmak için proje ürettiler.” dedi.
The first stage of Rice Quality and Production Development
Project in Macedonia that is applied by the cooperation between Turkish Cooperation and Coordination Agency (TIKA)
and Republic of Macedonia Agriculture, Forestry and Water
Economy Ministry is completed with a ceremony. Republic of
Macedonia Minister of Agriculture, Forestry and Water Economy Lyupço Dimovski, TIKA officials, Koçana Mayor Ratko Dimitrovski, President of the Chamber of Commerce of Macedonia
Turkey Eyüp Kahveci, President of the Association of Macedonia Turkish Businessmen Kemal Nazım and large number of
citizens attended to the ceremony at Koçana Municipality.
In his statement at the ceremony, Republic of Macedonia Minister
of Agriculture, Forestry and Water Economy Dimovski stated that
their ministry took an active role in the realization of the project
and this project realized with the cooperation of TIKA would fix
all the problems of rice field in Macedonia. Stating that they have
problems in export and rice quality; Minister Dimovski said; “We
were searching for solutions to this situation. We accepted the
helping hand from Republic of Turkey Ministry of Food, Agricul-
30
31
Türkiye’nin pirinç üretimindeki başarısına değinen Bakan Dimovski, şunları dile getirdi: “Pirinç üretiminde dünyanın en iyi
enstitülerine sahipler. Biz de yardımı doğru yerden, yani üretimi, pazarı ve bilgisi olan yerden aldık. Konseptimiz şu; bizim
ürettiğimiz pirinç Türkiye standartlarını karşılamalı. Mevcut
üretimimiz bu standartları karşılamıyor. Eğer şartları yerine
getirirsek ki bunda bir sorun olacağını düşünmüyorum, Türk
pazarına kapılarımız açılacak.”
TÜRK PİRİNÇLERİ ERKEN OLGUNLAŞTI
Uzmanların heyete verdiği bilgilere göre; iki parselde yapılan
deneylerde, ilk parselde 10 Türk pirinç çeşidi ile Koçana bölgesinin klasiği olmuş San Andrea türü kıyaslandı. Bu kıyaslama
sonucunda Türk pirinçlerinin daha erken olgunlaştıklarının
gözlemlendiğini ifade eden uzmanlar, daha küçük parsellerde
denenen 14 değişik pirinç türünün de bu bölgeye uyum sağlandığını ve Makedon üreticileri tarafından en çok Efe çeşidinin
beğenildiğini belirttiler.
Koçana Pirinç Enstitüsü’nün araştırmalar esnasında kullanacağı
hasat makineleri, nem tayin cihazları, ürün terazileri ve randıman ölçüm cihazları da TİKA tarafından hediye edildi.
PROJE İKİ YIL DEVAM EDECEK
Makedonya Tarım, Ormancılık ve Su Ekonomisi Bakanlığı ile
TİKA tarafından Mart ayında imzalanan protokol çerçevesinde,
projeyle ilgili çalışmalar iki yıl sürecek. Türkiye Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile
Koçana Enstitüsü’nün ortaklaşa yürüttükleri çalışmalar kapsamında, 20 Makedon ve Türk aileye verilen Türk pirinç çeşitleri
gelecek yıl da devam edecek. Sonraki dönemlerde bu proje
çerçevesinde belirlenen en uygun çeşitlerde, geniş çaplı üretime başlanacak.
Proje kapsamında pirincin üretimi ve kalitesinin arttırılmasının
yanı sıra teknik desteğin verilmesi de öngörülüyor. Ayrıca, pirinç üreticilerinin ve pirinç üretiminde çalışan bilim insanları
kadrosunun eğitimine de önem veriliyor. Bu kapsamda Makedon uzman ve proje hedef gruplarından oluşan 32 kişilik heyet,
birer ay arayla Türkiye’de hasat ve ekim çalışmaları konularında
eğitimlerini tamamlayarak, ülkelerinde gerçekleştirilen bu projenin başarı kazanmasına önemli katkılar sağladılar.
ture and Livestock and TIKA. They produced a project in order to
find a solution to the problem.” Stating the success of Turkey in
rice production; Minister Dimovski said, “They have the best institutes of the world in rice production. We took the help from
the right place that has production, market and knowledge. Our
concept is that the rice we produce should meet Turkey’s standards. Our current production does not meet those standards. If
we fulfill the requirements that I think there will be no problems
about it, our doors will be open for the Turkish market.”
TURKISH RICE MATURED EARLIER
According to the information given to the committee by the
experts; in the experiments made on two parcels, 10 Turkish
rice varieties and Koçana region’s classic San Andrea variety
was compared on the first parcel. Saying they observed that
Turkish rice is matured earlier as a result of this comparison;
the experts stated that 14 different rice varieties tried on
smaller parcels adapted to the region and Efe variety is the
one that Macedonian producers liked the most.
Harvesting machines, moisture determination devices, product scales and yield measuring devices were also given to
Koçana Rice Institute by TIKA as a gift.
THE PROJECT WILL CONTINUE FOR TWO MORE YEARS
Studies about the project will continue for two more years
within the protocol signed by Macedonia Agriculture, Forestry
and Water Economy Ministry and TIKA. Within the scope of
the study carried out jointly by Turkey Food, Agriculture and
Livestock Ministry Thrace Agricultural Research Institute and
Koçana Institute; the rice varieties given to 20 Macedon and
Turkish families will continue for the next year. Large-scale
production will be started for the most appropriate varieties
within this project in subsequent periods.
Within the project, it is projected to give technical support
besides increasing rice production and quality. Furthermore
great importance is given on the training of rice producers and
scientist staff working in rice production. Within this scope; a
32-person committee consisting of Macedonian expert and
project target groups contributed a lot in the success of the
project realized in their countries by completing their trainings on harvest and cultivation studies in Turkey.
32
33
Başta Sortex olmak üzere birçok hububat ve bakliyat teknolojisinin temsilciliğini yapan Atomika Makina’nin Satış Mühendisi ve Gıda Yüksek Mühendisi Osman Yaman, 2012 yılından itibaren
Bühler adı altında hizmet veren Schmidt-Seeger’in hububat ve bakliyat temizlemede ezberleri
bozacağını söyledi.
Sales Engineer and Food Engineer M.Sc. of Atomika Makina that represents particularly Sortex
and many grain and pulse technologies Osman Yaman said that Schmidt-Seeger giving services
under Bühler since 2012 will go beyond the ordinary in grain and pulse cleaning.
Gıda sektörüne yönelik endüstriyel makine ithalatı, satışı ve
satış sonrası hizmetleri veren Atomika Makina Satış Mühendisi
ve Gıda Yüksek Mühendisi Osman Yaman, temsilciliğini yaptıkları Bühler Schmidt-Seeger firmasıyla ilgili dergimize açıklamalarda bulundu. Schmidt-Seeger’in 2012 yılından bu yana
Bühler Schmidt-Seeger adı altında faaliyet gösterdiğini belirten Yaman, hububat ve bakliyat temizlemede Bühler SchmidtSeeger’in ezberleri bozacağını ifade etti.
Sales Engineer and Food Engineer M.Sc. of Atomika Makina
giving services on import, sales and after-sale of industrial
machineries for food sector made some explanations for our
magazine about Bühler Schmidt-Seeger company that they
represent. Stating that Schmidt-Seeger has been giving services under the name of Bühler Schmidt-Seeger since 2012;
Yaman expressed that Bühler Schmidt-Seeger will go beyond
the ordinary in grain and pulse cleaning.
GIDA ZİNCİRİNDEKİ TÜM AŞAMALARA ÇÖZÜM
SOLUTION FOR ALL STAGES IN FOOD CHAIN
Türkiye’de hububat ve bakliyat temizleme ve sınıflandırmada son yıllarda kalitesiyle ön plana çıkan Schmidt-Seeger firmasının, 1862 yılında kurulduğunu ve merkezinin Almanya
Beilngries’de bulunduğunu belirten Yaman, firmayla ilgili şu
bilgileri verdi:
Becoming prominent with its quality in grain and pulse cleaning and classification in Turkey recently, Yaman stated that
Schmidt-Seeger was established in 1862 and the headquarters are in Beilngries, Germany. He gave this information about
the company as follow: “Schmidt-Seeger was included in Bühler Group in September 2010.
“Schmidt-Seeger, 2010 Eylül ayında Bühler Grubu’na dahil
olmuştur. 2012 yılından bu yana Bühler Schmidt-Seeger adı
altında faaliyet göstermektedir. Bühler firmayı kendi bünyesine katarak hububat alanında taşıma, temizleme, kurutma,
tozdan arındırma ve depolama konusundaki yeteneklerini
artırmıştır.
It has been operating under the name of Bühler SchmidtSeeger since 2012. By incorporating the company in, Bühler
increased its capabilities of handling, cleaning, drying, dust
extraction and storage in the field of grain. Bühler SchmidtSeeger machines can provide solutions in all food chain
34
Bühler Schmidt-Seeger
makineleri, toplama merkezlerinden işlem alanlarına kadarki tüm gıda
zinciri basamaklarında
çözüm sunabilmektedir.
Bu çözümlerle birlikte ister depolama yapan çiftçiler olsun, isterse ürün
işleyen sanayiciler olsun
Bühler’in mutlaka uygun
bir seçeneği bulunmaktadır. Bühler SchmidtSeeger makineleri Bühler
Grubu’nun dünya çapında sahip olduğu yaygın hizmet ağı ile desteklenmektedir.”
“BU DENEYİMİ İŞ ORTAKLARIMIZLA
DEĞERLENDİRMEK İSTİYORUZ”
Atomika Makina olarak Türkiye’de bu büyük deneyimi, hububat ve bakliyat sektöründe değerlendirmek istediklerini belirten Yaman, “1989 yılından beri artık müşteri olmaktan çoktan
çıkarak iş ortağımız hale gelen kullanıcılarımıza, özellikle Bühler Sortex’le bu makineleri sunmayı hedefliyoruz.” diyor ve şunları ekliyor: “Bilindiği gibi bitkisel gıda tüketiminin en önemli
kalemleri olan hububat ve bakliyatın dünya çapındaki toplam
üretimi milyar tonları bulmaktadır.
Başka bir deyişle dünya üzerinde üretimi ve tüketimi yapılan en yüksek tonajlı gıda maddeleridir. Hemen her ülkede
bu ürünlerin gıda olarak hazırlanması gereksinimi vardır. Artan tüketime paralel olarak iyi tarım uygulamalarıyla üretim
miktarları da artmaktadır. Artan üretim miktarıyla birlikte
firmalar için modern teknolojiyi kullanarak daha az alanda,
daha az enerji harcayarak yüksek kapasite elde etmek zorunluluğu doğmuştur.
stages from collecting
centers to the areas
of process. With these
solutions, Bühler has
definitely a proper option both for the farmers storing goods and
industrialists processing those products.
Bühler Schmidt-Seeger
machines are supported with its extensive
worldwide service network of Bühler Group.”
“WE WANT TO EVALUATE THIS EXPERIENCE WITH OUR
BUSINESS PARTNERS”
Stating that as Atomika Makina, they want to evaluate this
great experience in grain and pulses sector Yaman said:
“We aim to present these machines especially with Bühler Sortex for our users who have become our business
partners rather than a customer since 1989. As it is known;
worldwide total production of grain and pulses that are
the most important items of phytonutrient consumption
rises to billion tons. In other words, they are the food stuff
with the highest tonnages produced and consumed in the
world.
These products need to be prepared as food almost in each
country. In parallel with the increasing consumption, production amounts are increased with good agriculture practices. Together with the increasing production amounts, it
became necessary to achieve high capacity for the companies by consuming less energy in less space by using modern technology.
In order to put healthy products with attractive appearance
Soframıza sağlıklı, görünümü çekici ve yabancı madde içer- and without foreign substance on our table; the systems in
meyen ürünlerin konulması için de geleneksel sınıflandırma parallel with developed technology should be used as well
ve ayıklama tekniklerinin yanında gelişen teknolojiye paralel as traditional classification and cleaning techniques.”
sistemler kullanılmalıdır.”
Reminding that agricultural products like grains and pulses
Tarlalardan elde edilen hububat ve bakliyat türü tarımsal ürün- obtained from the fields should be brought to the collecting
lerin kısa sürede toplama merkezlerine getirilmesi, bu alanlar- center in a short time, pre-cleaning of these products should
da ön temizlenmesinin yapılması ve kurutularak depolanması be made in those areas and should be stored by being dried;
gerektiğini hatırlatan Yaman, bu işlemler sırasında en kıymetli Yaman emphasized that the most important element during
these processes is time.
öğenin zaman olduğunu vurguluyor.
SAATTE 250 TONA VARAN KAPASİTELERDE
ÖN TEMİZLEME
PRE-CLEANİNG IN CAPACITIES WITH
250 TONS PER HOUR
Hasat zamanında, depolama merkezlerinde veya fabrika önlerinde bekleyen kamyon ve traktörlerin kısa sürede boşaltma
yapmasının ve ürünlerin ön temizleme yapılarak yine kısa sürede depolanmasının işletmelere büyük avantaj sağladığını
ifade eden Osman Yaman, açıklamasının devamında şunları
dile getiriyor: “Ön temizleme işleminin tek bir makineyle saatte
Stating that during harvest times, discharge of the trucks
and tractors waiting in front of the storage centers or facilities in a short time and storage of the products in a short
time again by pre-cleaning of the products provide great
advantages to the businesses; Osman Yaman said these in
his explanation: “Capability of making pre-cleaning process
35
250 tona varan kapasitelerle yapılabilmesi, bu alanda ulaşılan
noktayı göstermektedir. Böylesi kapasitelerin daha önce düşünülemezken şimdi yapılabiliyor olması ise ezberlerin bozulduğunu göstermektedir.
only with one machine in capacities with 250 tons per hour
shows the achieved progress. Achieving these capacities
that were not even thought before, show that the routine
has been broken.
Gereksiz ve ürünü kirleten yabancı maddelerin ön temizleme
yapılarak ayrılması, depolama alanlarının da en verimli şekilde
kullanılmasına izin vermektedir. Ayrıca depolama alanlarının
daha temiz hale gelmesini de sağlamaktadır. Ön temizlemede Bühler Schmidt-Seeger makineleri kullanmak, hem işletme
maliyetlerini düşürmekte hem de ürünün depolama esnasındaki bozulma risklerini de azaltmaktadır.”
Cleaning of the unnecessary foreign substances that pollute
the product by pre-cleaning allow the usage of storage spaces
in the most efficiently way. Besides, it provides the storage
spaces to be cleaner. Using Bühler Schmidt-Seeger machines
reduces both the costs of the businesses and the deterioration
risks during storage.”
DAHA AZ ALAN, YÜKSEK KAPASİTE, AZ ENERJİ
Teknolojik olarak gelişmemiş makinelerin fabrika içerisinde
çok fazla yer kapladığını, devasa görünümlerine karşın düşük
kapasiteye sahip olduklarını ifade eden Satış Mühendisi Yaman, ayrıca bu makinelerin enerji verimliliğinin de sorgulanması gerektiğini belirtiyor.
“İşletme maliyetini çok artıran elektrik tüketim değerleri, bu
makinelerin kullanılmasındaki en büyük sorunlardan biridir.”
diyen Yaman, son olarak şunları ekliyor: “Ayrıca bu sistemlerde
toz atım sistemlerinin hiç olmaması veya yeterli olarak geliştirilmemiş olması nedeniyle ortama çok miktarda toz salınmaktadır. Bu da hem çalışan sağlığını hem de ürün sağlığını
olumsuz yönde etkilemektedir. Yeterli toz atım sistemi olmaması, toz patlaması adı verilen tehlikeli durumlarda da davetiye çıkarmaktadır.
LESS SPACE, HIGH CAPACITY, LESS ENERGY
Expressing that machines, which are not technologically developed, occupy so much space in the facility and they have
low capacity despite of their huge appearances; Sales Engineer Yaman states that the energy efficiency of these machines should be questioned.
He says: “Electrical consumption values that increase the operating costs are one of the biggest problems in the usage of
these machines.
Besides, so much dust is released into the environment due to
the fact that there is no dust extraction system of these machines or they are not developed enough. This affects both the
health of the employee and product. Having an insufficient
dust extraction system causes dangerous situations called as
dust explosion.
Schmidt-Seeger makinelerinin detaylı temizleme ve sınıflan- Usage of Schmidt-Seeger machines inside the facility for
dırmada fabrika içinde kullanılması, işletmelere bu konularda detailed cleaning and classification would be useful for the
fayda sağlayacaktır.
businesses in these subjects.
Çok daha az alanda, ebatlarına göre çok büyük kapasiteler
yakalayan, az enerji harcayan ve ortama toz salmayan Bühler
Schmidt-Seeger makineler, piyasada kullanılmaya başlanmıştır. Tüm bunların yanı sıra temizlenmiş ürünün kalitesi ve atık
içinde bulunan iyi ürün miktarlarının da işletmecinin beklentilerinin ötesinde olacağını ayrıca hatırlatmak isteriz.”
Bühler Schmidt-Seeger machines that get huge capacities
for their sizes, consume less energy and do not release dust
into the environment are started to be used in the market.
Besides all of these; we would like to remind that the quality
of the cleaned product and good product amounts would
be beyond the expectations of the operators.”
36
37
Türkİye sertİfİkalı
tohumluk üretİmİ
650 bİn tona çıktı
Turkish certificated seed
production increased
650 thousand tons
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, sertifikalı buğday tohumluğunun destekleme
kapsamına alındığını ve Türkiye’nin sertifikalı tohumluk üretiminin 145 bin tondan yaklaşık 650
bin tona çıktığını söyledi.
Food, Agriculture and Livestock Minister M. Mehdi Eker said that certified wheat seed is taken
into the scope of support and Turkey’s certified seed production increased to approximately 650
thousand tons from 145 thousand tons.
Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünde (TAGEM) düzenlenen “Dünden Bugüne Sertifikalı Tohum” konulu
bilgilendirme toplantısına katılan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, Türkiye’deki sertifikalı tohum üretimiyle ilgili
açıklamalarda bulundu. Tarımsal üretimin en önemli faaliyet alanını oluşturan bitkisel üretimin esasının tohum olduğunu vurgulayan Bakan Eker, tohumu geliştirmeden, tohumda belirli bir
standarda ulaşmadan ne verimliliğin, ne kalitenin, ne standardın
artırılabileceğini, ne de uluslararası pazarda rekabet edilebileceğini söyledi. Açıklamasında Bakanlığın Türkiye’de sertifikalı tohum üretimiyle ilgili çalışmalarına değinen ve tohumluk ihtiyacından dolayı ithalat yapma mecburiyetinin ortadan kalktığını
söylen Bakan Eker, “Sertifikalı buğday tohumluğunu destekleme kapsamına aldık. Türkiye’nin sertifikalı tohumluk üretimi 145
bin tondan yaklaşık 650 bin tona çıktı. Bu büyük bir artış.” dedi.
Buğdayda Türkiye’nin 4 milyon ton fazlasının olmasına, dünyanın en büyük buğday unu ihracatçıları arasında bulunmasına
ve bunu 7 yıldır sürdürmesine rağmen zaman zaman “Türkiye
buğday ithal eder hale geldi” ifadeleriyle karşılaştıklarını aktaran Eker, enformatik kirliliğin ortamı olumsuz etkilediğini söyledi. Eker, şöyle devam etti: “Biz Türkiye’deki buğday kalitesini
çok önemli noktaya getirdik. Eskiden düşük kalite nedeniyle
ithalat yapılıyordu. Bugün Türkiye sadece hammadde olarak
ihtiyacından daha fazla üretiyor ve fazlasını ihraç ediyor. Türkiye ihtiyacından dolayı ithalat yapmak mecburiyetinde değil,
bu ihtiyaç ortadan kalktı.”
Attending to an information meeting titled as “Certified Seed
from Past to Present” held at General Directorate of Agricultural
Research and Policies (TAGEM), Food, Agriculture and Livestock
Minister M. Mehdi Eker made some announcements on certified
seed production in Turkey. Emphasizing that the basis of crop
production comprising the most important activity field of agricultural production is seed; Minister Eker said that without developing the seed and reaching a particular standard in seed neither
the efficiency nor the quality and standard can be increased, nor
can the competition in the international market be achieved.
Mentioning the studies of the ministry on certified seed production in Turkey and saying that the import obligation arising
from the seed need is eliminated, Minister Eker said, “We took
certified wheat seed into the scope of support. Turkey’s certified seed production increased to approximately 650 thousand
tons from 145 thousand tons. This is a big increase.” Recording
that Turkey has a surplus of 4 million tons in wheat, Turkey is
among world’s largest wheat flour exporters and they encounter the phrases of “Turkey started to import wheat” although it
has been on the top on flour export for 7 years; Eker said that informatic pollution affect the atmosphere negatively. He continued as, “We have brought the wheat quality in Turkey to a very
important point. Import was being done due to low quality in
the old times. Today, Turkey produces more than its need as
raw material and exports the surplus. Turkey does not obligate
to import due to the need, this need is eliminated.
38
39
Türkiye’nin buğday unu, makarna ve bisküvi gibi buğdaya dayalı gıda ürünlerinde son yıllarda
gerçekleştirdiği güçlü ihracat atağı, Türkiye’nin ve adı geçen sektörlerin, uluslararası pazardaki
rekabet gücünün bir göstergesidir. Ancak Türkiye’nin ya da uluslararası ticarette söz sahip olan
diğer ülkelerin, bulunduğu konumu muhafaza etmesi ve dünya ticareti içindeki pazar payını
artırabilmesi, küresel ticaretin gereklerini yerine getirmeye devam etmesine bağlıdır.
Strong export spurt realized by Turkey in wheat-based food products (wheat flour, pasta and
biscuits) recently, is an indicator of the competitive power of Turkey and above-mentioned sectors in the international market. However; Turkey’s or other countries that have a voice in the international trade maintaining their position and increasing the market share in the world trade
depend on the continuation of meeting the requirements of global trade.
Günümüzün temel kavramı olan küreselleşme, ekonomik,
sosyal ve kültürel alanlarda yerleşmiş normların artık ülkelerin
siyasi sınırlarının dışına çıkmasına neden oluyor. Günümüzde
birçok norm, uluslararası nitelik kazandığı ölçüde toplumların
hayatında değer buluyor. İlk bakışta ekonomik boyutunun ön
plana çıktığı küreselleşme kavramı, dünya ekonomilerinin geniş bir entegrasyona girmeleri ve dünya ticaretinin serbestleşmesi esasına dayanmaktadır.
As today’s main concept, globalization causes the norms settled in economic, social and cultural fields to go beyond the
political boundaries of countries. Today, most of the norms
gain value in the lives of the societies as much value as they
get international quality. Globalization concept, in which its
economic dimension becomes prominent, is based on the
principle that world economies enter into a wide integration
and world trade is liberalized.
Günümüzde ülkeler, dünya ekonomisinde daha fazla söz sahibi olabilmek adına kıyasıya bir yarışa girmiş ve bu yarışla
birlikte dünya, “Küresel Pazarlar” adı verilen yeni bir kavramla
tanışmıştır. Bu küresel pazarda ticaret yapabilmenin en önemli
koşulu ise orada boy gösteren yabancı firmalarla gerek kalite
gerekse fiyat ve hizmet açısından yarışabilmektir. Bu yarışta firmaların rekabet gücünün yanı sıra ülkelerin rekabet gücü de
önemli bir kavram olarak kaşımıza çıkmaktadır.
In today’s era; countries enter into a cutthroat competition in order to have much voice in the world economy and together with
this competition, world has met a new concept called as “Global
Markets”. The most important condition in order to make trade
in this global market is to compete with the foreign companies
already in that market in terms of both price and service. The
competitive power of the countries also becomes an important
concept, as well as the competitive power of the companies.
40
Ülkelerin dış rekabet gücünden anladığımız, bir ülkenin ürettiği malların diğer ülkelerin mallarıyla kalite ve fiyat açısından
yarışacak düzeyde olması, diğer bir ifade ile uluslararası pazarda kabul görmesidir. Rekabet gücünün artırılması Avrupa
Birliğine giriş sürecinde olan Türkiye için daha farklı bir boyuta
sahiptir. Çünkü Türkiye’nin, 1980’lerde başlattığı dışa açılma
sürecinde hızlı adımlarla ilerleyip küreselleşen dünyada yerini
alabilmesi, her şeyden önce dış pazarlarla rekabet edebilmesine bağlıdır.
Türkiye’nin buğdaya dayalı gıda ürünlerinde (buğday unu,
makarna ve bisküvi) son yıllarda gerçekleştirdiği güçlü ihracat
atağı da, Türkiye’nin ve adı geçen sektörlerin, uluslararası pazarındaki rekabet gücünün bir göstergesidir. Ancak Türkiye’nin
ya da uluslararası ticarette söz sahip olan diğer ülkelerin, bulunduğu konumu muhafaza etmesi ve dünya ticareti içindeki
pazar payını artırabilmesi, küresel ticaretin gereklerini yerine
getirmeye devam etmesine bağlıdır.
SATIŞTAN ULUSLARARASI PAZARLAMAYA
What we understand from the foreign competitive power of
the countries is that the goods of a country is at a level that
can compete with the goods of other countries in terms of
price and quality, in other words those goods are accepted in
the international market. Increasing the competitive power
has a different dimension for Turkey who is at European Union
accession process as Turkey’s taking its place in the globalized
world by taking further steps in the foreign expansion process
started in 1980s depends on that it can compete with foreign
marketers in the first place.
Strong export spurt realized by Turkey in wheat-based food
products (wheat flour, pasta and biscuits) recently, is an indicator of the competitive power of Turkey and above-mentioned sectors in the international market. However; Turkey’s
or other countries that have a voice in the international trade
maintaining their position and increasing the market share in
the world trade depend on the continuation of meeting the
requirements of global trade.
2009 yılında “Uluslararası Pazarlama” başlığı altında hazırlanan
bir çalışmada pazarlama kavramı; bir kazanç sağlama amacıyla
seçilmiş müşteri gruplarının ihtiyaç ve isteklerini tatmini için
belirli kaynakların çözümlenmesi, planlanması, örgütlenmesi,
kullanılması ve denetlenmesi olarak tanımlanmıştır. Uluslararası pazarlama ise bu çabaların uluslararası alanda yürütülmesi
olarak nitelendirilmektedir.
FROM SALES TO INTERNATIONAL MARKETING
Aslında pazarlamanın kökeni satıştır. Ancak kavram ve içerik
olarak bu iki işlem, günümüzde birbirinden iyice ayrılmıştır.
Satış işlemi çok basitleştirilmiş bir şekilde “mal veya hizmetlerin değişimi” şeklinde tanımlanabilir. Satışın gerçekleşmesi için
muhtemel müşteriyi bir ürün veya hizmeti satın alabilmesi için
ikna etmek gerekmektedir. Muhtemel müşterileri aramak, malı
sergilemek, pazarlık etmek gibi satışla ilgili çalışmalar uygarlığın başlangıcından beri süregelmektedir.
Actually, the root of the marketing is sales. But today, these two
transactions are separated from each other completely in terms
of concept and content. Sales transaction can be defined as “exchange of goods or services” in a very simplified manner. The
potential customer should be convinced to buy a good or a service in order to realize the sales. Sales-related activities such as
seeking for potential customers, displaying the good, bargaining have been realized since the beginning of the civilization.
Ulusal pazarların ve haberleşme olanaklarının gelişmesi sonucu 19. yüzyılın sonlarında üreticiler sürekli reklamın da yararını
görüp satış çalışmalarında yardımcı olarak kullanmaya başladılar. Reklâm, satılan ürün hakkında geniş tüketici gruplarını
bilinçlendirme ve ikna etme olanağı sağlıyor; kullananların o
ürüne bağlılığını arttırıyordu. Böylelikle firmalar reklam bölümleri kurma veya reklam ajanslarından yararlanma yoluna
gittiler.
As a result of the development of national markets and communication facilities; producers started to benefit from s the
ads and used them as a helper in their sales activities at the
end of 19th century. Ad provided awareness and persuasion
of the wide consumer groups about the sold product; it increased the commitment of the users to the product. Thus,
companies established advertisement departments or benefited from advertisement agencies.
20. yüzyılda ise ulusal pazarların, özellikle sanayileşmiş ülkelerde büyük boyutlara erişmesi satış çalışmalarının yönlendirilmesi için pazar araştırmasını gerekli kıldı. Firmalar satışta
yanılgı rizikosunu azaltabilmek için değişik tüketici gruplarının
ihtiyaç ve isteklerini, firmanın ürünlerine olan tepkilerini araştırmaya başladılar. Bu iş için birçok firmada pazar araştırması
bölümleri kuruldu.
National markets’ reaching to huge dimensions especially in
the industrialized countries in the 20th century, made it necessary to make market research for directing the sales activities. Companies started to search the needs and desires, their
reactions to the company’s products in order to decrease the
risk of delusion in the sales. For that, many companies established market research departments.
In a study prepared under the title of “International Marketing”
in 2009; marketing concept is defined as solving, planning, organizing, using and controlling specific sources for the satisfaction of needs and desires of selected customer groups with
the aim of providing a gain. International marketing is defined
as the conduction of these efforts in the international arena.
Bir süre satış, reklam ve pazar araştırması bölümleri ya bir- Sales, advertisement and market research departments worked
birlerinden bağımsız ya da satış kısmının yönetimi altında independent from each other or under the management
41
çalıştılar. Bu durumda da ağırlık, çoğunlukla en eski ve büyük bölüm olan satış bölümüne veriliyor, diğer işlevler ihmal ediliyordu. Tüm bunların sonucunda da birçok firmada
pazarlama bölümleri oluşturuldu. Bu yeni bölüm satış, reklam ve pazar araştırmasına ek olarak, müşteri hizmetleri,
fiyatlama, ürün araştırma ve geliştirilmesi çalışmalarını da
yönetir hale geldi.
Pazarlama kavramının gelişmesiyle birlikte firmalar, amacın
belli bir ürünü satmak değil, saptanan muhtemel müşteri kitlesinin ihtiyaçlarına cevap vermek olduğunu kabul ettiler. Bu
amaç; en yüksek ve sürekli kâr yolu olarak nitelendiriliyor. Çünkü belli ürün veya hizmetler kullanışsız, aranmaz, istenmez,
beğenilmez hale gelebilir ama kişilerin ihtiyaçları kalıcıdır ve
toplumun gelirinin yükselmesi ile de artmaktadır. Dolayısıyla
pazarlama kavramı, pazarlamanın amacını mal satmak değil,
seçilmiş muhtemel müşterilerin sorunlarına çözüm getirmek
olarak tanımlar. Pazarlama için mal veya hizmet, müşterisinin
bir sorununu çözmeye yarayan bir araçtır.
ULUSLARARASI PAZARLAMADA REKABET
Rekabet kavramının uluslararası platformdaki tanımı ve etkilendiği değişkenler; ülke, sektör ve firma ölçeğinde farklılık göstermektedir. Prof. Dr. Bedriye SARAÇOĞLU, “Bazı Gıda Sanayilerinin
Uluslararası Rekabet Gücü” başlıklı çalışmasında; ülke düzeyinde
rekabet gücünü, verimliliğin belirleyicilerinin ve üretim artışı gibi
yapısal faktörlerin etkilediğini, bunların yanı sıra ülkenin uyguladığı ekonomi politikalarının da rolü olduğunu belirtiyor. Sektör
bazında rekabet gücü kavramında, bu yapısal duruma ilaveten
nispi sanayi verimliliği ve nispi maliyet üstünlüğü önemli bir role
sahip. Firma ölçeğinde ise rekabet; kalite, maliyet, üretim ölçeği,
pazarlama gücü, firma stratejileri, yönetim-organizasyon ve beşeri sermaye gibi faktörlere bağlı olacaktır.
Uluslararası piyasalarda bir ülkenin rekabet gücüne tesir eden
faktörler; gayri safi yurtiçi hasıla, döviz kuru, ithalat, ihracat
gibi iktisadi faktörlerin yanı sıra din, kültür, alışkanlıklar gibi iktisadi olmayan sosyal faktörler şeklinde ele alınmaktadır. Buna
karşın, uluslararası platformda rekabet gücüne tesir eden en
önemli olgu ülkelerin uyguladıkları dış ticaret politikalarıdır.
Hatta çoğu zaman bu politikaların, iktisadi ve sosyal faktörlerden daha etkili olabildiği belirtilmektedir.
Literatürde, uluslararası rekabet edebilirliğin en önemli göstergesinin nispi verimlilik etkinliği olduğunu ileri süren bazı çalışmalar vardır. Bunlarda; teknolojik gelişme, sermaye ve emek
verimliliği ile ölçeğe göre getiri (ölçek ekonomileri) bazında
rekabet gücü kavramı ele alınmaktadır.
Nitekim ihracatta sürekliliğin sağlanabilmesi, dolayısıyla rekabet gücü kazanılabilmesi için birim başına maliyetlerin düşürülmesi; bunun için de üretim artışı ile birlikte kalite ve teknik
performansın arttırılması gerekir.
ULUSLARARASI PAZARLAMADA ÖNE ÇIKANLAR
İç piyasayı hedef almış pazarlamacı ile uluslararası pazarlama-
of sales department for a while. In this case; importance was
mainly given to the sales department that was the oldest and
largest department, other departments ignored. As a result of
these; marketing departments were established in most of the
companies. This new department started to manage customer
services, pricing, product research and development activities
in addition to advertisement and market research.
Together with the development of marketing concept; companies admitted that the aim is not selling a specific product;
it is to meet the needs of the potential customer group. This
aim is defined as the highest and continuous profit way. Specific products or services can become useless, now demanded, unwanted, and disliked but the needs of the persons are
permanent and increase with the increase in the income of
the society. Thus; marketing concept defines the objective of
the marketing as finding solutions to the problems of the selected potential customers, not as selling goods. According to
the marketing; a good or a service is a means that solves the
problem of a customer.
COMPETITION IN THE INTERNATIONAL MARKETING
The concept of competition’s definition in the international
arena and the variables it is affected from vary on country,
sector and company basis. In her study titled as “International
Competitive Power of Specific Food Industries”, Prof. Dr. Bedriye SARAÇOĞLU states that the determinants of the efficiency
and structural factors like production increase affect the competitive power on country basis and besides these the economy policies of the country have also a role on it. In addition to
this structural situation, relative industrial efficiency and the
relative cost advantage have an important role on competitive power on sector basis. On company basis; the competition would depend on factors like quality, cost, production
42
scale, marketing power, company strategies, managementorganization and human capital.
Factors that affect the competitive power of a country in the international markets are discussed as non-economic social factors like religion, culture and habits besides economic factors
such as gross domestic product, exchange rates, import, export.
However; the most important fact that affects the competitive
power in the international arena is the foreign trade policies of
the countries. Even, it is stated that these factors can be more
effective than economic and social factors mostly.
There are some studies in the literature asserting that the
most important indicator of international competitiveness is
relative efficiency activity. In these studies; concept of competitive power on returns to scale (economies of scale) is discussed with technological developments, capital and effort
efficiency. Thus; in order to ensure continuity of exports, in
other words to gain competitive power, cost per unit should
be decreased and for that, quality and technical performance
should be increased together with production increase.
cının amaç ve temel işlevleri aynıdır. Ayrı olan içinde çalıştıkları HIGHLIGHTS OF INTERNATIONAL MARKETING
ortamdır. Uluslararası pazarlamacının müşterileri kendi ülkesi- The objectives and basic functions of marketer who targets the
nin dışındaki bir ülkede veya ülkelerdedir.
domestic market and international marketer are the same. The
different thing is the environment in which they work. The cusDolayısıyla pazarladığı ürün veya hizmet en azından bir devlet- tomers of the international marketer are the ones in a country
lerarası sınırı geçmek zorundadır. Sınırı geçmek demek değişik or countries other than his/her own country. Thus, the marketpara birimleri, gümrük mevzuatları, yasalar, bankacılık sistem- ed product or service has to cross at least one interstate border.
leri, dil ve kültürler, ekonomik ve politik sistemlerle karşılaşmak Crossing the border means encountering different currencies,
demektir. Uluslararası pazarlamacını karşılaştığı ve kontrolü dı- customs regulations, laws, banking systems, languages and culşında kalan değişkenler, çok ve çapraşıktırlar. Bu da uluslararası tures, economic and political systems. The amount of the varipazarlamanın zorluğunu yansıtır.
ables that an international marketer encounters and are out of
his/her control is a lot and they are complicated. This represents
Satış, mal pazarlama zincirinin bir halkasıysa, ihracat da ulus- the difficulty of international marketing.
lararası pazarlama çalışmalarının bir parçasıdır. Ülke içinde
üretilen bir ürünün yurtdışına sevki ve karşılığında ülkeye dö- If sales is a part of product marketing chain, then export is
viz yani uluslararası geçerliliği olan paranın girmesi, ihracatı a part of international marketing activities. Export is formed
oluşturur. Ancak pazarlama uzmanları, konuya sadece üretilen when foreign currency that is internationally recognized is
ürünlerin ihracatı olarak yaklaşmanın başarıyı sınırladığı görü- brought to the country in exchange of a product or a delivery
şünde. Böyle bir yaklaşımda; ihracat, temel ürünlerin gelenek- of a product is produced within the country. However; marketsel alıcılarının istemleriyle sınırlı kalır. Eğer amaç yurt dışındaki ing experts think that approaching to the subject only as the
pazarların ihtiyaçlarını saptamak ve karşılamak olarak tanım- export of the products limits the success. In such an approach;
lanırsa; yeni pazarlar bulunabilir, yeni ihraç ürünleri geliştirile- export is limited with the requests of the traditional recipients
bilir, reklam ve tanıtma çalışmalarıyla bu ürünler dış pazarlara of basic products. If the goal is defined as determining and
kalıcı bir şekilde yerleştirilebilir.
meeting the needs of the markets in abroad; new markets
can be formed, new export products can be developed, these
products can be placed in the foreign markets permanently
Uluslararası ticaretin esası, karşılaştırmalı üstünlük ilkesi olarak with ad and promoting activities.
tanımlanmaktadır. Her ülke bazı ürün ve hizmetleri, diğer ürün
ve hizmetlerden daha verimli şekilde üretebilir. Ülkenin tekno- CONDITIONS THAT PREVENT INTERNATIONAL TRADE
lojik gücü, nüfusunun eğitim ve kültür düzeyi, doğal kaynak- The basis of international trade is defined as the principle of
ları ona bazı konularda üstünlük sağlar. Örneğin; Türkiye hem comparative advantage. Any country can produce specific
buğday hem de otomobil üretmektedir. Ancak ikliminin elve- products and services more efficiently than other product and
rişli, tarım alanlarının geniş ve verimli olması, Türkiye’nin buğ- services. Technological power of the country, its population’s
dayı otomobilden daha verimli üretmesine neden olmaktadır. education and cultural level, its natural resources can outclass
ULUSLARARASI TİCARETİ ENGELLEYİCİ KOŞULLAR
43
44
45
Bir ülkenin kaynaklarını en verimli biçimde kullanabilmek için
onları avantajlı olduğu sahalara yöneltmesi, bu sahalardan
elde edeceği ihraç geliri ile de dezavantajlı olduğu ürün ve
hizmetleri ithal etmesi çıkarı gereğidir. Sonuçta uluslararası ticaret doğmakta, bu ticarete katılan ülkelerin kaynakları daha
verimli şekilde kullanılmakta, tüketiciler daha ucuza ürün ve
hizmet alabilmektedirler.
Ancak, uygulamada çeşitli etkenler uluslararası serbest ticareti
engellemektedir. Devletler ulusal güvenlik amacıyla ekonomik
avantajları olmayan verimsiz alanlara yatırım yapmakta ve ithalatı zorlaştırıcı önlemlerle bu sektörleri korumaktadırlar. Yine
ülkenin üstünlüğe sahip olmadığı, devri geçmiş sanayi sektörleri de işsizliğe yol açmamak için devlet bütçesinden yardım,
yani sübvansiyon yoluyla ayakta tutulmakta, ithalatın rekabetinden gümrük duvarları ile korunmaktadır.
Gelişmekte olan ülkeler ise genellikle yeni kurdukları ama serbest uluslararası ticaret ortamında yaşama şansına sahip olmayan çeşitli sanayi sektörlerini, ithalatı önleyerek kuvvetlendirmeye çalışmaktadırlar.
Yukarıdaki nedenlerle serbest uluslararası ticareti engellemek
isteyen devletlerin kullandıkları en önemli araçları, söyle özetleyebiliriz:
1. Gümrükler
Yabancı ülkelerden gelen mallardan sınırlarda, istasyonlarda,
havaalanlarında alınan vergi ve resimler ithalatı pahalılaştırmak suretiyle dış ticareti engeller. Gümrük vergileri, gümrüklenen malın değeri (ad valorem), ağırlığı veya benzeri bir baz
üzerinden (specific) alınır. Bu iki verginin birlikte uygulandığı
ürünlerden ise karma (compound) gümrük vergisi alınır.
in some situations. For instance; Turkey produces both wheat
and automobile. But convenient climate conditions and the
vast and fertile agricultural lands induce that Turkey produces
wheat more efficiently than automobile.
A country’s directing its resources to the fields on which it has
advantages to use them most efficiently and importing the
goods and services on which it has disadvantages with the
export income are the obligations for its own interests. As a
Uluslararası ticareti yapılan ürünler “Brüksel Nomenclature” result; international trade emerges, the resources of the counadlı katalogda ayrıntılı olarak numaralanmıştır. Ülkeler kendi tries entering to this trade are used more efficiently and the
gümrük vergilerini bu listedeki ayırımlara göre cetvel haline consumers can get the products and services cheaper.
getirir ve ilân ederler.
However; various effects in practice prevent international free
trade. With the aim of national security; governments invest
2. Kotalar
İthalata adet veya toplam değer olarak konulan sınırlamalar, in the unproductive areas without economic advantages and
yani kotalar da çeşitli ülkelerce dış rekabeti engelleyici bir yön- protect these sectors with precautions that make it difficult
tem olarak kullanılmaktadır. Kotaların yönetimi genellikle ithal for import. Expired industrial sectors with which the country
has no superiority are supported via help from government
lisansları ile yapılır.
budget (subvention) in order to prevent unemployment and
they are protected from the competition of the import with
3. Kambiyo Sınırlamaları
Kambiyo denetimi, döviz işlemlerinde devletçe uygulanan customs barriers. Developing countries try to strengthen varikısıtlamalar. Kambiyo denetiminin uygulandığı bir ülkede her- ous industrial sectors that are newly established and do not
kes, elde ettiği dövizi devletin gösterdiği bir kuruma (genellik- have the chance to survive in the free international trade enle merkez bankası ya da uzmanlaşmış devlet kuruluşu) belir- vironment by preventing import. We can sum up the most imlenen kur üzerinden satmakla yükümlü tutulur. Bazı kambiyo portant means used by the governments that want to prevent
denetim sistemlerinde belirli kaynaklardan döviz sağlayanlara, free international trade due to the reasons above as follows:
elde ettikleri dövizin bir bölümünü serbest piyasada satma izni
verilir. Denetimi üstlenen kurum, döviz piyasasını tek başına
oluşturacağından, dövizin hangi amaçlar için kullanılacağını
ve harcanacak miktarları da belirleyebilir.
1. Customs
The taxes and duties taken from the goods coming from foreign
countries at the borders, stations and airports prevent foreign
46
trade through increasing the prices of import. Customs taxes are
taken on ad valorem, weight of the goods cleared through customs or a similar basis (specific). Compound tariff is taken from
the products on which these two taxes are applied. The products
internationally traded are numerated in details in the catalogue
titled as “Brussels Nomenclature”. Countries form scales of their
tariffs according to the differentials in this list and declare them.
2. Quotas
The limitations imposed on the import as unit or total value,
in other words quotas, are used as a method preventing foreign competition by various countries. Managing the quotas
is usually achieved by import licenses.
Kambiyo denetimi uygulanan ülkelerde ulusal paranın yabancı
para cinsinden değeri, genellikle serbest piyasadakinden daha
yüksektir. Bu durum ihracatı kısıtlayıcı, ithalatı ise özendirici bir
etki yaratır. Ama kişilerin satın alabileceği döviz miktarı kısıtlanarak ithalatın belirli bir düzeyin üzerine çıkması önlenebilir.
Böylece toplam altın rezervlerinin azalmaması ve ödemeler
dengesinin açık vermemesi sağlanır.
3. Foreign Exchange Restrictions
Foreign exchange control is the restrictions applied by the governments in foreign currency transactions. Everyone in a country, where foreign exchange control is applied, is obliged to sell
the foreign currency they earn to an institution determined
by the government (usually the central bank or an experted
government agency) at a determined rate. In some foreign exchange control systems; persons supplying foreign currency
from specific resources are allowed to sell a portion of the foreign currency they get in the free market. As the institution undertaking the control forms the foreign exchange market alone,
it can determine that for what purpose the currency is used and
the amounts to be spent. In the countries where foreign exchange control is applied; the value of the national currency in
foreign currency is usually higher than the one in the free market. This situation creates an encouraging effect for import by
limiting the foreign currency amounts to be bought by the individuals. However; the import can be prevented from exceeding
a certain level by limiting the foreign currency to be bought by
the individuals. Thus; the decrease in the gold reserves and the
deficit in the balance of payments can be prevented.
4. Boykotlar
Boykotlar da uluslararası ticareti engelleyen etkenlerdendir.
Boykotlar, Arap ülkelerinin İsrail ve onunla ticaret yapan şirketlerle ticareti yasaklamaları gibi resmî veya Amerikan liman is- 4. Boycotts
çisi sendikalarının zaman zaman Rusya’ya mal taşıyan gemileri Boycotts are the factors preventing international trade. Boyyüklememeleri gibi gayri resmi olabilir.
cotts can be official like that Arabian countries forbid the trade
with Israel and companies trading with Israel or unofficial like
5. Diğer Engeller
that US port worker unions do not load the ships carrying
Uyulması güç standartlar, paketleme ve etiketleme şartları, goods to Russia from time to time.
sağlık kontrolleri, uzun ve karışık formaliteler ve benzeri idari
uygulamalar ile ithalatı güçleştiren piyasa koşulları da diğer 5. Other Obstacles
engeller arasında sayılabilir. Örneğin; Japonya resmi engeller The standards difficult to follow, packaging and labeling reyerine yabancı şirketlerin uyması güç piyasa koşulları ile uzun quirements, health checks, long and complicated formalities
yıllar ithalatını düşük bir düzeyde tutabilmiştir.
and similar administrative practices and market conditions
making it difficult for import can be counted as other obstacles. For instance; Japan remained its import at a low level
Aralarında ticareti engelleyen koşulları kaldırıp, ticaret hacmini for long years with hard market conditions difficult to apply
ve dolayısıyla ekonomilerinin boyutlarını ve verimini artırmak rather than official obstacles.
isteyen bazı ülkeler, bölgesel ticaret blokları oluşturmaktadır.
Genellikle bu bloklar, ülkelerin tarihi ve coğrafi bağlantıları INTERNATIONAL TRADE BLOCKS
çerçevesinde ortaya çıkmıştır. Tarihteki yakın politik dost- Some countries who want to eliminate the conditions preventluk veya sömürge ilişkileri, bazı ülkelerin dış ticaretinde hala ing the trade between them and increase the trade volume thus
ağırlığa sahiptir. Örneğin; Fransa’nın dış ticaretinin yüzde 10’u the dimensions and efficiency of their economies, form regional
ULUSLARARASI TİCARET BLOKLARI
47
trade blocks. Usually these blocks emerge within the frame of
historical and geographical connections of the countries. Close
political friendship or colony relations in the history have still importance in the foreign trade of some countries. For instance; 10
% of the foreign trade of France is still with the African countries
that are the old colonies of the country. Due to the transportation costs, some countries make a great part of their foreign trade
with neighboring countries (like that Turkey mainly makes trade
with Middle Eastern countries). These geographical bonds give
regional quality to the trade blocks, as well as historical relations.
It is possible to count European Community, COMECON (Council
for Mutual Economic Assistance), ASEAN (Association of South
East Asian Nations), and North-South dialogue as examples.
MARKET RESEARCH
The first step taken by the company that decides to make export is to search whether there are requests for the products it
is interested in the foreign markets. In other words; it inspects
the products for which there are requests in the foreign markets. Deciding to develop a product for the export, a company
should learn what kind of a product is liked and accepted in the
foreign markets. Besides the climate conditions to which the
product is imposed, important cultural features needed to be
learned in that specific market and standards to be complied
with would be the subject of research. Decisions of starting
export, entering to a new export market or presenting a new
product to the existing market usually enforce the development and change of the product. This requires market research.
Before starting a market research; firstly the inspection whether
the desired information is searched by others should be done;
then if it is searched, it is possible to get the results from an existing secondary resources with a desk research. If the results
obtained from this way are satisfying, a great time saving can be
achieved. Market analysis as a part of marketing research covers
the information about markets and communication channels.
Information like market shares, stock levels and distribution
rates of different brands belong to this category. If a product is
marketed direct for the consumer, consumer research should
be a part of the market research. Consumers’ any ideas, attitudes
and habits related with especially the product, advertisement
and promotions are within the scope of consumer research.
TOPICS TO BE RESEARCHED WHILE ENTERING INTO
THE NEW MARKETS
INFORMATION ABOUT MARKETS
1. Export regulations of your home country
- Restrictions
- Tax, tax return and exchange regulations
- Registration, license and other documentation requirements.
2. Entering into the market
- Customs and quotas
- Inland duty,
- Foreign exchange restrictions,
- legislation related with health and standards,
- Political factors.
48
eski sömürgeleri olan Afrika ülkeleriyledir. Ulaştırma maliyetleri nedeniyle, bazı ülkeler dış ticaretlerinin önemli bir kısmını
komşuları ile yapmaktadır (Türkiye’nin ağırlıklı olarak Ortadoğu ülkeleriyle ticaret yapması gibi). Bu coğrafi bağlar da tarihi
ilişkilerin yanında ticaret bloklarına bölgesel nitelik vermektedir. Bu tür ticaret bloklarına örnek olarak Avrupa Topluluğu,
COMECON (Council for Mutual Economic Assistance), ASEAN
(Association of South East Asian Nations ), Kuzey-Güney diyaloğunu vermek mümkün olabilir.
PAZAR ARAŞTIRMASI
İhracata yönelmeye karar veren firmanın atacağı ilk adım,
ilgilendiği ürünler için dış pazarlarda istem olup olmadığını araştırmaktır. Başka bir deyişle, dış pazarlardaki istemin
ne tür ürünler için olduğunu inceleyecektir. İhracata yönelik bir ürün geliştirmeye karar veren firma, nasıl bir ürünün
yabancı pazarlarda beğenilip kabul edileceğini araştırmak
zorundadır. Ayrıca bu ürünün maruz kalacağı iklim koşulları, düşünülen piyasanın bilinmesi gereken önemli kültürel özellikleri, uyulması gereken standartları da araştırma
konusu olacaktır. İhracata başlama, yeni bir ihraç pazarına
girme veya mevcut dış piyasaya yeni bir ürün çıkarma kararları, genellikle ürünün geliştirilmesini ve değiştirilmesini
zorunlu kılar. Bu da pazar araştırmasını gerektirir.
Bir pazar araştırmasına başlarken; ilk olarak elde edilmek istenen bilgilerin, önceden başkaları tarafından araştırılıp araştırılmadığının incelenmesi; eğer araştırılmışsa sonuçların mevcut ikinci dereceli kaynaklardan elde edilmesi bir masa başı
araştırması ile mümkün olabilir. Eğer bu yoldan elde edilen
sonuçlar doyurucu ise büyük zaman ve para tasarrufu gerçekleştirilebilir.
Pazar araştırmasının bir parçası olan “piyasa araştırması”, piyasalarla ve iletişim kanallarıyla ilgili bilgileri kapsar. Değişik
markaların piyasa payları, stok seviyeleri ve dağıtım oranları
gibi bilgiler bu kategoriye girer. Eğer direkt tüketiciye yönelik
bir ürün pazarlanacaksa, tüketici araştırması da pazar araştırmasının bir parçası olmalıdır. Tüketicilerin başta ürün, reklam
ve promosyonlarla ilgili olan her türlü düşünce, davranış ve
alışkanlıkları tüketici araştırmasının kapsamına girer.
YENİ PAZARLARA GİRERKEN ARAŞTIRILMASI
GEREKEN BAŞLIKLAR
PAZARLA İLGİLİ BİLGİLER
1. Bulunduğunuz ülkenin ihracat mevzuatı
- Sınırlamalar,
- Vergi, vergi iadesi ve kambiyo mevzuatı,
- Tescil, lisans ve diğer dokümantasyon şartları.
2. Pazara giriş
- Gümrük ve kotalar
- Dahili vergiler,
- Kambiyo sınırlamaları,
- Sağlık ve standartlarla ilgili mevzuat,
- Politik etkenler.
49
3. Pazarın boyutları ve gelişmesi
- İthalat (miktar, değer, kaynak, gelişme eğrisi)
- Tüketim (miktar, gelişme eğrisi, coğrafi özellikler).
3. Size and development of the market
- Import (quantity, value, source, growth curve)
- Consumption (quantity, growth curve, geographical features).
4. Pazarın bölünmemesi
- Muhtemel bölümler (yaş, gelir, kültürel, coğrafi gibi)
- Tipik tüketici profili.
4. Non-division of the market
- Possible sections (age, income, cultural, geographical, etc.)
- Profile of the typical consumer.
5. Talep üzerindeki etkenler
- İklim ve coğrafya,
- Sosyal ve kültürel etkenler,
- Politik etkenler.
5. Effects on the demand
- Climate and geography,
- Social and cultural factors,
- Political factors.
6. Rakipler
- O ülkedeki iç üretim ve üretimdeki gelişmeler,
- Rekabetin şekli (kimliği, piyasa payları, fabrika yerleri, kapasiteleri, planları)
- Rakiplerin kuvveti (boyutları, özel avantajları)
- Rekabette başarı nedenleri,
- Rekabette üretim yelpazesindeki boşluklar,
- Marka ve patent durumları.
6. Competitors
- Domestic production and production developments in that country,
- Competition in the form (ID, market shares, factory places
capacities, plans)
- Competitors’ power (size, private benefits)
- Reasons for success in competition,
- Gaps in the production range in the competition,
- Trademark and patent cases.
7. Fiyat
- Perakende fiyatları,
- Toptancı ve perakendeci kâr oranları,
- Ulaşım maliyetleri,
- Fabrika satış fiyatları.
7. Price
- Retail prices
- Wholesaler and retailers’ profit rate
- Transportation costs,
- Factory sales prices.
ÜRÜNLE İLGİLİ BİLGİLER
1. Ürün Nitelikleri
- Renk,
- Tat,
- Boyutlar,
- Dizayn ve stil,
- Hammaddeler,
- Kullanım,
- Teknik koşullar.
INFORMATION ABOUT THE PRODUCT
1. Product Qualifications
- Color,
- Taste,
- Dimensions,
- Design and style,
- Raw materials,
- Use,
- Technical conditions.
2. Ürün Ambalajı
- Koruma,
- Bilgi,
- Sergileme ve satış,
- Yasal yükümlülükler,
- Alışveriş yöntemleri,
- Tüketici.
2. Product Package
- Protection,
- Information,
- Exhibition and sale,
- Legal obligations,
- Shopping methods
- Consumer.
3. Dış ambalaj
- Tasıma,
- Yükleme, boşaltma,
- Depolama.
3. External packing
- Transportation,
- Loading, unloading,
- Storage.
PAZARLAMA YÖNTEMLERİ İLE İLGİLİ BİLGİLER
1. Taşıma
- Bulunabilme, hız ve frekans,
- Güvenlik ve risk,
- Maliyet.
INFORMATION ABOUT MARKETING METHODS
1. Transport
- Availability, speed and frequency,
- Safety and risk,
- Cost.
50
2. Satış ve dağıtım kanalları
- Kanallar ve kullanımları,
- Stok düzeyleri ve sevk süreleri,
- Kârlılık oranları,
- Satış koşulları,
- Önemli dağıtıcılar.
2. Sales and distribution channels
- Channels and their uses,
- Inventory levels and delivery times,
- Profitability ratios
- Conditions of sale,
- Important distributors.
3. Fiyatlar
- Üst ve alt sınırlar,
- Rakiplerin fiyatları ve fiyat stratejileri,
- Ürün avantajları.
3. Prices
- Upper and lower limits,
- Prices and pricing strategies of competitors,
- Product advantages.
4. Teknik hizmetler
- Müşavirlik,
- Şikâyetleri karşılama,
- Bakım, onarım ve yedek parça,
- Eğitim,
- Garanti.
4. Technical services
- Consultancy,
- Obtaining complaints,
- Maintenance, repair and spare parts,
- Training,
- Warranty.
5. Reklâm ve satış promosyonları
- Rakiplerin teknikleri ve harcamaları,
- Medyaların maliyetleri ve etkinlikleri,
- Rakiplerin verdikleri mesajlar,
- Dağıtım kanallarınca yapılan tanıtma çalışmaları.
5. Advertising and promotions
- Competitors’ techniques and expenditure,
- Media costs and activities
- Competitors’ messages,
- Promotion efforts via distribution channels.
Kaynaklar- Source:
1. Bazı Gıda Sanayilerinin Uluslararası Rekabet Gücü: Makarna, Bisküvi ve Un Sanayi, Prof. Dr. Bedriye SARAÇOĞLU, Dr. Nezir KÖSE, Gazi Üniversitesi, Proje Raporu 2000-2,
Mayıs 2000, Ankara 2. Uluslararası Rekabet Stratejileri: Türkiye Gıda Sanayi, TÜSİAD Rekabet Stratejileri Dizisi-10, Eylül 2007 3. Uluslararası Ticaret Politikası, Dış Ticaret
Politikası, Orhan İÇÖZ 4. Uluslararası Pazarlama, Anonim, 2009, http://www.tml.web.tr
51
“Zİrvede kalıcı olmak, zİrveye
çıkmaktan daha zordur”
“To be permanent on the top is harder
than getting to the top”
Günhan Ulusoy: “Ülkemizin dünya un ihracatçısı ülkeler arasındaki yerine baktığımızda manzara gayet hoş. Ancak bilindiği gibi zirvede kalıcı olmak, zirveye çıkmaktan daha zordur. Bu
durumu göz önüne aldığımızda, bizim dikkate almamız gereken en önemli unsur, ihracatın
gerektirdiği tüm donanımlar konusunda çağa ayak uydurmak ve küresel ticaret kuramlarını
en iyi şekilde kavrayıp, yeni trendleri yakından takip etmektir.”
Günhan Ulusoy: “When we look at the place of our country among other flour exporter countries in the world, the view is pretty nice. However; as it is known that it is harder to be permanent on the top than be permanent on the top. When we take this situation into consideration;
the most important element we should take into account is to keep up with the times on all
equipment necessary for export, grasp the theories of global trade in the best way and follow
new trends closely.”
52
Dünya un ticaretinde son on yılda önemli bir mesafe kaydeden
ve dünyanın en büyük un ihracatçısında dönüşen Türkiye un
sanayi, kendi içinde de ciddi bir rekabet halinde. Çünkü Türkiye
un sanayinde 20 milyon tona yakın bir atıl kapasite söz konusu.
Bu durum da haliyle firmaları agresif bir rekabete zorluyor.
Having a significant progress on world flour trade in the last
ten years and becoming world’s largest flour exporter of the
world, Turkish flour industry is in a serious competition in itself
as there is an idle capacity around 20 million tons in Turkish
flour industry.
Karadeniz Un Sanayicileri Derneği Başkanı ve Ulusoy Un
CEO’su Günhan Ulusoy, uluslararası ticaretin bu atıl kapasite sorununu bir nebze de olsa rahatlatacağını ancak asıl
çözümün konsolidasyon ve açılacak yeni fabrikalarla ilgili
getirilecek yasal sınırlamalar olacağını belirtiyor. Türkiye un
sanayindeki atıl kapasite sorunu ve uluslararası un ticaretiyle ilgili sorularımızı yanıtlayan Ulusoy, Türkiye’nin dünya
un ticaretinde ilk sırada yer aldığını ancak asıl önemli olanın
bu noktada kalmayı başaracak yapıyı oluşturmak olduğunu
ifade ediyor.
Thus, this situation forces companies into an aggressive competition. Chairman of Black Sea Flour Industrialists’ Association
and CEO of Ulusoy Un Günhan Ulusoy states that international
trade will relieve this idle capacity problem to some extent
but the real solution for that is consolidation and the legal restraints to be made about opening new facilities.
Answering our questions on the problem of idle capacity in
Turkish flour industry and international flour trade, Ulusoy
expresses that Turkey ranks first in world flour trade but it is
more important to form the structure that succeeds to remain
Sayın Ulusoy, öncelikle Türkiye’deki un üretim kapasitesi ve at this point.
tüketim miktarları hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz?
Bugün Türk aile sofrasının olmazsa olmazı olan ekmeğin Mr. Ulusoy, could you give us some information about the
hammaddesi unun üretildiği fabrikaların toplam üretim ka- flour production capacity and consumption amounts in Turpasitesi, yaklaşık 40 milyon tondur. Buna karşın Türkiye’de key firstly?
yılda tüketilen un miktarı 15 milyon ton, dünya birincisi ol- Total production capacity of flour, which is the raw material
duğumuz un ihracatı miktarımız 2 milyon tondur. Yani üre- of bread that is a sine qua non for Turkish family table today,
tim kapasitemiz ve tüketim miktarı arasındaki fark 23 milyon is approximately 40 million tons. Whereas; annual flour consumption amount in Turkey is 15 million tons and our flour
tondur.
export amount on which we are at the top in the world is 2
Sizin de dikkat çektiğiniz gibi Türkiye un sanayinde önemli million tons. In other words, the difference between our probir atıl kapasite söz konusu. Bu atıl kapasitenin nedenleri ve duction capacity and consumption amount is 23 million tons.
sonuçları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Hepimizin bildiği gibi ülkemizde un üretimi sektöründe faali- As you also pointed out, there is an important idle capacity
yet gösteren sanayi kuruluşları olarak bizler, büyük bir rekabet in the flour industry in Turkey. What can you say about the
içindeyiz. Mevcut un fabrika sayısının ihtiyaç duyulandan fazla reasons and results of this idle capacity?
olmasının yanı sıra, günümüzde isteyen herkes istediği yerde As we all know; as the industrial organizations operating in
the flour production sector of our country, we are in a big
un fabrikası kurma olanağına sahiptir.
competition. Besides the fact that there are already more
Bu durum, ürettiği una uygun fiyatta alıcı bulma sıkıntısı çeken flour mills than the necessary amount; today anyone can
mevcut sanayicinin, rekabet şartlarını daha da zorlaştırmakta establish a flour mill wherever they want. This situation
ve onu içinden çıkılması imkansız bir durumla karşı karşıya bı- makes the competition conditions more difficult for the
existing industrialists
rakmaktadır. Hali hazırda
that have problems on
kurulu un fabrikalarının
finding a buyer with
üretim hacminin 40 milthe proper price for the
yon ton olduğunu düşüflour they produce and
nürsek, ülkemizde tükemake them face a situtilen ve ihraç edilen un
ation that is a complete
miktarının maksimum 20
mess. If we consider
milyon ton olduğunu da
that the production
hesaba katarsak, atıl kavolumes of the current
pasitenin kullanılan kapaflour mills and take into
site kadar, yani 20 milyon
account that the flour
ton olduğunu görebiliriz.
amount which is consumed and exported
Türkiye un sanayindeki
is maximum 20 million
atıl kapasite sorunu sizce
tons; we can see that
nasıl çözülebilir? Bu ko-
53
nudaki çalışmalarınız ve tavsiyeleriniz nelerdir?
Açıkçası hali hazırda bulunan, öyle veya böyle faaliyet gösteren
bir işletmeciye, kimse ‘sen burayı kapat’ diyemez. Bunun sebebi
de bu fabrikanın hiçbir engel veya kotaya tabi tutulmadan kurulmasına izin verilmiş olmasıdır.
Aslında atıl kapasite sorununun temelinde de bu kavram
yatmaktadır. Bir bölge belirlemeksizin veya iki fabrika arasındaki mesafe durumu gözetilmeksizin faaliyet izni verilebiliyor. Buna bir kısıtlama getirebilirsek, hepimizin ortak
sorunu olan atıl kapasite meselesine, belki bir nebze dur
diyebiliriz diye düşünüyorum.
Uluslararası pazarlama (ihracat) bu sorunun çözümüne ne
kadar katkı sağlayabilir?
Türkiye un ihracatında son 10 yılda büyük ilerleme kaydetmiş
bir ülkedir. Un ihracatçısı ülkeler sıralamasında 11. sırada yer
alırken, bugün bu alanda dünya birincisi olmuştur. İhracatımızın artması, ülke ekonomisine yapacağı katkının yanı sıra atıl
kapasite sorunumuzu da belli ölçüde azaltabilir.
Bu, hem biz un sanayicileri hem de bu ülkede yaşayan tüm
vatandaşlarımız için olumlu bir durumdur. Ancak atıl kapasite
sorununun çözümü için ihracat tek başına yeterli değildir. Çünkü dünyadaki un ticareti 13 milyon ton seviyesindedir. Türkiye
olarak bunun hepsini üretsek bile yine de kapasitemizi doldu- the amount of idle capacity is as much as the used capacity,
in other words it is 20 million tons.
ramıyoruz. Atıl kapasitenin erimesi için konsolidasyon şarttır.
Türkiye un sanayinde yer alan firmaların uluslararası pazarlama faaliyetlerini ve ihracat miktarlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Firmaların uluslararası pazarlamadaki eksiklikleri,
hataları nelerdir? Un üreticileri ihracat yaparken veya ihracat
için yeni pazarlar ararken nelere dikkat etmeli?
Aslında ülkemizin dünya un ihracatçı ülkeler arasındaki yerine baktığımızda manzara gayet hoş. Ancak bilindiği gibi zirvede kalıcı olmak, zirveye çıkmaktan daha zordur. Bu durumu
göz önüne aldığımızda, bizim dikkate olmamız gereken en
önemli unsur, ihracatın gerektirdiği tüm donanımlar konusunda çağa ayak uydurmak ve küresel ticaret kuramlarını en
iyi şekilde kavrayıp, yeni trendleri yakından takip etmektir.
Pazarlamasını yapacağınız ürününüzü iyi tanımak, ihracat yapacağınız ülkenin ihtiyaçlarını en güzel şekilde belirlemek ve
koyduğunuz hedeflere ulaşmak adına, cebinizde her zaman
bir B planı bulundurmak biz ihracatçılara yardımcı olacak en
temel unsurlardır.
How can the idle capacity problem in Turkey’s flour industry
be solved? What are your studies and advices on this subject?
Obviously, no one can say “close this place” to any already existing operator who operates in one way or another. The reason for it is that the mill was allowed to be established without
being subjected to any obstacle or quota. Actually, this theory
relies on the basis of this idle capacity problem. Operating
permission can be given without determining an area or considering the distance between two different mills. If we bring
a restriction to that, I think that we can stop the idle capacity
problem, which is our common problem, to some extent.
How much international trade (export) can contribute to the
solution of this problem?
Turkey is a country that has progressed so much in flour export in
the last 10 years. While it ranked 11th in the list of flour exporter
countries, today it is the number one in the world in this field. Besides contributing to the country economy; increasing our export
can also decrease our idle capacity problem noticeably. This is a
positive situation both for us as the flour industrialists and our
citizens living in this country. However; export is not sufficient
alone for the solution idle capacity problem as the flour trade in
the world is around 13 million tons. Even if we produce that entire
amount as Turkey, we cannot fill our capacity completely. Consolidation is a must for the elimination of idle capacity.
Son yıllarda bazı Asya ülkelerindeki yeni düzenlemeler ve
Ortadoğu ülkelerindeki siyasi sorunlar, Türkiye un üreticilerini ve ihracatçılarını nasıl etkiledi? Bu pazarlardaki kayıplar
nasıl telafi edilebilir?
Takdir edersiniz ki un ihracatı gerçekleştirdiğimiz Güney ve
Güney Doğu Asya ülkeleri bizim için çok önemli bir pazar. Bu
ülkelerin ithalat kural ve koşullarında ortaya çıkan en ufak değişiklikler bizleri doğrudan etkiliyor. İthalata konulan kota veya How do you evaluate the international marketing activities
vergiler, ticareti etkileyecek derecedeki ülke içi karışıklıklar ya and export amounts of the companies in Turkish flour in-
54
dustry? What are the deficiencies and mistakes of the companies in the international market? What should the flour
producers take into consideration in exporting or searching
for new markets for export?
Actually; when we look at the place of our country among
other flour exporter countries in the world, the view is pretty
nice. However; as it is known that it is harder to be permanent
on the top than be permanent on the top. When we take this
situation into consideration; the most important element we
should take into account is to keep up with the times on all
equipment necessary for export, grasp the theories of global
trade in the best way and follow new trends closely. Knowing
the product that you will market well, determining the needs
of the country to which you will export in the best way and
having always a B plan in order to reach your goals are the
main elements that help us as the exporters.
How the new regulations in the Asian countries and political
issues in Middle East countries have affected Turkish flour
producers and exporters? How the losses in those markets
can be recovered?
As you appreciate that South and South-East Asian countries
to which we export flour are really important markets for us.
Any changes in the import rules and conditions of these countries affect us directly. Quota or taxes on import, civil unrest
da ticaret yapan iki ülke arasındaki sorunlar doğal olarak alı- that can affect trade or the problems between two trading
cı ve satıcıya engel teşkil edebiliyor. Endonezya’da uygulanan countries can constitute an impediment for the buyer and the
vergi, Suriye’deki durumun belirsizliği bu ülkelere yapmakta seller naturally.
olduğumuz ihracatları oldukça etkiledi. Bu durumun meydana
getirdiği olumsuzlukları gidermek adına girişimlerimiz sürüyor. The tax applied in Indonesia, the uncertainty of the situation
İhracatçı birliklerimiz devletimiz ile işbirliği içerisinde, sorun in Syria affected our exports to these countries a lot. Our neolan ülkelerdeki engellerin kaldırılması için canla başla müca- gotiations for eliminating the negations caused by this situadele ediyorlar.
tion still continue. Our export units are struggling with heart
Biz de Un Sanayicileri Federasyonu olarak bu çalışmalara destek oluyoruz. Yeni pazar araştırmaları ve mevcut pazarlarda
yeni bağlantılar kurarak zararımızı bir nebze de olsa karşılamaya çalışıyoruz.
Türkiye un sanayinin uluslararası pazardaki rekabet gücünü
arttırmak için neler yapılabilir?
Az önce de bahsettiğim gibi zirvede kalıcı olmak zordur. İhracat birkaç temel unsurdan meydana gelir. Hammaddeyi alır,
işler ve satarsınız. Fakat bu iş bu kadar basit değil. Örneğin
Uzakdoğu’ya un ihraç edeceksiniz. Müşteri kalitenin yanında
fiyata da önem veriyor doğal olarak. Ancak ürünü göndereceğiniz yer dünyanın öbür ucu diyebiliriz ve hemen güneyinde
Avustralya bulunuyor. Navlun nispeten daha ucuz.
Fiyatın düşük olması müşterinin dikkatini çekiyor haliyle. Ama
bizim de kaliteden yana avantajımız var. Bu durumda önemli
olan uygun navlunu yakalayıp, alıcının ihtiyaçları doğrultusunda hizmet sunmaktır. Tabi devletimizin de ülke ihracatını arttırmak adına çalışmaları var, bizim de bu çalışmalara ihtiyacımız
var. Türkiye un ihracatında daima en üstte yer alacaktır, buna
inancımız tam.
and soul for the elimination of the obstacles in those problematic countries in cooperation with our government. As Flour
Industrialists’ Federation, we support these efforts. We try to
compensate our losses to some extent by making new market
researches and making new contacts in the existing markets.
What can be done in order to increase the competition power of Turkish flour industry in the international market?
As I mentioned before, it is hard to stay at the top. Export comprises of several key elements. You buy, process and sell the
raw material. However, it is not that easy. For instance; you will
export flour to Far East. Naturally the customer gives importance on price as well as quality.
But the place where you will send the product is at the other
end of the world and there is Australia just on the south. The
freight is relatively cheaper. However, we have an advantage
of quality. In this situation; the important thing is to get appropriate freight and provide service in accordance with the
needs of the buyer. Our government has also some efforts to
increase the country export rate and we need those efforts.
Turkey will always be on the top in flour export, we have complete belief in that.
55
Buğday Unu İçİn
Kodeks Standardı
Codex Standard for Wheat Flour
Uluslararası un ticaretinde, ihracatçıların unla ilgili standartları
göz önünde bulundurması ve üretimlerini buna göre düzenlemeleri gerekmektedir. Buğday unuyla ilgili ithalatçı ülkelerin
kendi iç standartları bulunduğu gibi uluslararası kuruluşlarca
belirlenen belirli standartlar da söz konusudur. Bu standartlar
pek çok ülkede kabul gören temel esasları belirler.
1963 tarihinde Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ve
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından kurulan Kodeks Alimentarius Komisyonu (Gıda Standartları Komisyonu), tüketicilerin
sağlığını korumak ve gıda ticaretinde adil uygulamaları sağlayabilmek için uyumlu uluslararası gıda standartları, kuralları ve uygulama kodları geliştirmiştir. Komisyon ayrıca uluslararası hükümetler ve sivil toplum kuruluşları tarafından üstlenilen tüm gıda
standardı çalışmalarının koordinasyonunu da desteklemektedir.
Bu komisyon tarafından oluşturulan Buğday Unu Kodeksi, uluslararası alanda kabul gören kodekslerden biridir.
KODEKS STANDARDI 152-1985
1. KAPSAM
1.1 Bu standart; ekmeklik buğday Triticum aestivum L. ya da
kulüp buğdayı Triticum compactum Host. veya bunların karışımlarından insan tüketimi için hazırlanan, tüketiciye satışa
hazır olarak paketlenmiş olan ya da diğer gıda ürünlerinde kullanım için hazırlanmış buğday ununu kapsar.
Exporters should take into account the standards of flour in
the international flour trade and regulate their productions
according to those standards. Besides domestic standards
of importer countries for wheat flour, there are also some
specific standards determined by international institutions.
These standards determine basic essentials accepted in many
countries.
The Codex Alimentarius Commission, established by FAO and
WHO in 1963 develops harmonized international food standards,
guidelines and codes of practice to protect the health of the consumers and ensure fair practices in the food trade. The Commission also promotes coordination of all food standards work undertaken by international governmental and non-governmental
organizations. Formed by this commission, Wheat Flour Codex is
one of the codices that are accepted in the international arena.
CODEX STANDARD 152-1985
1. SCOPE
1.1 This standard applies to wheat flour for direct human
consumption prepared from common wheat, Triticum aestivum L., or club wheat, Triticum compactum Host., or mixtures
thereof, which is prepackaged ready for sale to the consumer
or destined for use in other food products.
1.2 Aşağıdaki durumları kapsamaz:
– durum buğdayı ile tek başına ya da başka buğdaylarla birleştirilerek hazırlanan herhangi bir ürünü;
– kepekli, tam buğday unu veya irmik; ekmeklik buğday Triticum aestivum L. ya da kulüp buğdayı Triticum compactum
Host. veya bunların karışımları ile öğütülen nişastayı (farina);
– mayalanmaya yardımcı olmak veya nişasta ve/ya da glüten
üretimi için kullanılan buğday ununu;
– gıda dışı endüstriyel kullanım için kullanılan buğday ununu;
– protein içeriği azaltılmış ya da kurulama veya ağartma işlemlerindense öğütme sürecinden sonra özel bir uygulamaya tabi
tutulan veya Bölüm 3.2.2 ve 4’te anlatılan malzemeler kullanılan unları kapsamaz.
1.2 It does not apply:
– to any product prepared from durum wheat, Triticum durum
Desf., singly or in combination other wheat;
– to whole meal, whole-wheat flour or semolina, farina milled
from common wheat, Triticum aestivum L., or club wheat, Triticum compactum Host., or mixtures thereof;
– to wheat flour destined for use as a brewing adjunct or for
the manufacture of starch and/or gluten;
– to wheat flour for non-food industrial use;
– flours whose protein content have been reduced or which
have been submitted after the milling process to a special
treatment other than drying or bleaching and/or to which
have been added other ingredients than those mentioned under Sections 3.2.2 and 4.
2. TANIM
2. DESCRIPTION
2.1 Ürün tanımı
Buğday unu; kepek ve ruşeymin ayrıldığı ve geriye kalanın da
uygun bir dereceye gelene kadar ufaltıldığı öğütme işlemleri
ile ekmeklik buğday (Triticum aestivum L.) ya da kulüp buğdayı (Triticum compactum Host.) veya bunların karışımlarından
elde edilen üründür.
2.1 Product definition
Wheat flour is the product prepared from grain of common
wheat, Triticum aestivum L., or club wheat, Triticum compactum Host., or mixtures thereof, by grinding or milling processes in which the bran and germ are partly removed and the
remainder is comminuted to a suitable degree of fineness.
56
57
58
3. TEMEL YAPISI VE KALİTE FAKTÖRLERİ
3. ESSENTIAL COMPOSITION AND QUALITY FACTORS
3.1 Kalite Faktörleri – genel
3.1.1 Buğday unu ve eklenen tüm malzemeler insan tüketimine uygun ve güvenli olmalıdır.
3.1.2 Buğday unu anormal tatlar, kokular ve canlı böcek içermemelidir.
3.1.3 Buğday unu insan sağlığına tehdit oluşturacak miktardaki kirlerden (hayvan kaynaklı kirler, ölü böcekler de dahil) arındırılmış olmalıdır.
3.1 Quality factors – general
3.1.1 Wheat flour and any added ingredients shall be safe and
suitable for human consumption.
3.1.2 Wheat flour shall be free from abnormal flavours, odours,
and living insects.
3.1.3 Wheat flour shall be free from filth (impurities of animal
origin, including dead insects) in amounts which may represent a hazard to human health.
3.2 Kalite Faktörleri – özel
3.2.1 Maksimum nem içeriği 15.5% m/m
Düşük nem limitleri, taşıma ve depolama süresi ve ortamıyla
ilgili olarak bazı yerler için gerekli olmalıdır. Standardı kabul
eden hükümetler, kendi ülkelerinde yürürlükte olan şartları belirtmeli ve doğrulamalıdır.
3.2 Quality factors – specific
3.2.1 Moisture content 15.5% m/m max
Lower moisture limits should be required for certain destinations in relation to the climate, duration of transport
and storage. Governments accepting the Standard are requested to indicate and justify the requirements in force in
their country.
3.2.2 İsteğe göre katkı maddeleri
Aşağıdaki katkı maddeleri teknolojik amaçlar için gerekli miktarlarda buğday ununa katılabilir:
– buğday, çavdar ya da arpadan yapılmış enzimatik aktiviteye
sahip malt ürünleri;
– çok gerekli buğday glüteni;
– soya unu ve baklagil unu.
3.2.2 Optional ingredients
The following ingredients may be added to wheat flour in
amounts necessary for technological purposes: – malted
products with enzymatic activity made from wheat, rye or
barley; – vital wheat gluten; – soybean flour and legume
flour.
4. GIDA KATKI MADDELERİ
4. FOOD ADDITIVES
59
5. KONTAMİNANTLAR
5.CONTAMINANTS
5.1 Ağır metaller
5.1 Heavy metals
Buğday unu insan sağlığına tehdit oluşturacak miktarda ağır Wheat flour shall be free from heavy metals in amounts which
metal içermemeli.
may represent a hazard to human health.
5.2 Tarım İlacı kalıntıları
5.2 Pesticide residues
Buğday unu, Kodeks Alimentarius Komisyonu tarafından bu em- Wheat flour shall comply with those maximum residue limits
tia için belirlenen maksimum kalıntı limitleri ile uyumlu olmalı.
established by the Codex Alimentarius Commission for this
commodity.
5.3 Mikotoksinler
Buğday unu, Kodeks Alimentarius Komisyonu tarafından bu emtia 5.3 Mycotoxins
için belirlenen maksimum mikotoksin limitleri ile uyumlu olmalı. Wheat flour shall comply with those maximum mycotoxin limits established by the Codex Alimentarius Commission for this
6. HİJYEN
commodity.
6.1 Bu standardın hükümlerinin kapsadığı ürün; Tavsiye Edilen
Uluslararası Uygulama Kanunu – Genel Gıda Hijyen İlkeleri’nin 6. HYGIENE
(CAC/RCP 1-1969) uygun bölümleri ile ve Kodeks Alimentarius 6.1 It is recommended that the product covered by the proKomisyonu’nun bu ürünle ilgili tavsiye ettiği diğer Uygulama visions of this standard be prepared and handled in accordKanunları ile hazırlanıp işlenmesi tavsiye edilmektedir.
ance with the appropriate sections of the Recommended
International Code of Practice – General Principles of Food
6.2 İyi imalat uygulamalarıyla mümkün olduğu ölçüde ürün Hygiene (CAC/RCP 1-1969) and other Codes of Practice recsakıncalı maddelerden arındırılmış olmalıdır.
ommended by the Codex Alimentarius Commission which
are relevant to this product.
6.3 Uygun örnekleme ve inceleme metotları ile test edildiğinde, ürün:
6.2 To the extent possible in good manufacturing practice, the
– sağlığa tehdit oluşturacak miktarda mikroorganizma içermemeli; product shall be free from objectionable matter.
– sağlığa tehdit oluşturacak miktarda parazit içermemeli;
– sağlığa tehdit oluşturacak miktarda mikroorganizma kaynak- 6.3 When tested by appropriate methods of sampling and
lı yabancı madde içermemelidir.
examination, the product:
– shall be free from micro-organisms in amounts which may
7. PAKETLEME
represent a hazard to health;
7.1 Buğday unu; ürünün hijyenik, besinsel, teknolojik ve duyu- – shall be free from parasites which may represent a hazard
sal özelliklerini koruyacak kaplarda paketlenmelidir.
to health; and
– shall not contain any substance originating from micro-or7.2 Kaplar, paketleme malzemesi de dahil istenilen kullanım için uy- ganisms in amounts which may represent a hazard to health.
gun ve güvenilir maddelerden yapılmış olmalıdır. Ürüne herhangi
bir toksik madde ya da istenmeyen koku veya tat vermemelidir.
7. PACKAGING
7.1 Wheat flour shall be packaged in containers which will
7.3 Ürün çuvallarda paketlendiğinde; bu çuvallar temiz, sağ- safeguard the hygienic, nutritional, technological, and orlam, sıkı dikilmiş ve kapatılmış olmalıdır.
ganoleptic qualities of the product.
60
8. ETİKETLEME
7.2 The containers, including packaging material, shall be
Hazır Gıdaların Etiketlenmesi için Kodeks Genel Standardı ge- made of substances which are safe and suitable for their inreksinimlerine (CODEX STAN 1-1985) ek olarak aşağıdaki özel tended use. They should not impart any toxic substance or
undesirable odor or flavor to the product.
hükümler uygulanabilir:
7.3 When the product is packaged in sacks, these must be
8.1 Ürünün adı
8.1.1 Etikette görünecek olan ürünün adı “buğday unu” olmalıdır. clean, sturdy and strongly sewn or sealed.
8.2 Satışta olmayan kapların etiketlenmesi
Satışta olmayan kapların bilgileri, kapların üzerinde ya da beraberinde gelen belgelerde bulunmalı; sadece ürünün adı, lot numarası, üretici ya da paketleyici firmanın adı ve adresi kabın üzerinde
görünüyor olmalıdır. Fakat lot numarası ve üretici veya paketleyici
firmanın adı ve adresinin yerine, ürünle birlikte gelen belgelerde
açıkça belirlenebilir olan bir tanımlama işareti kullanılabilir.
8. LABELLING
In addition to the requirements of the Codex General Standard
for the Labeling of Prepackaged Foods (CODEX STAN 1-1985)
the following specific provisions apply:
8.1 Name of the product
8.1.1 The name of the product to be shown on the label shall
be “wheat flour.”
9. ANALİZ VE NUMUNE ALMA YÖNTEMLERİ
Analiz ve numune alma yöntemleri ile ilgili Kodeks metinlerini 8.2 Labeling of non-retail containers
Information for non-retail containers shall either be given
incelenebilir.
on the container or in accompanying documents, except
EK: Tek bir faktör limiti ve/veya analiz metodunun verildiği du- that the name of the product, lot identification and the
rumlarda, kullanıcılara uygun limit ve metot analizlerini belirle- name and address of the manufacturer or packer shall appear on the container.
meleri tavsiye ediliyor.
However, lot identification
and the name and address
of the manufacturer or
packer may be replaced by
an identification mark, provided that such a mark is
clearly identifiable with the
accompanying documents.
9. METHODS OF
ANALYSIS AND
SAMPLING
See relevant Codex texts
on methods of analysis
and sampling.
ANNEX
In those instances where
more than one factor limit
and/or method of analysis
is given we strongly recommend that users specify
the appropriate limit and
method of analysis.
61
ULUSLARARASI ALANDA ÖNERİLEN
GIDA HİJYENİ UYGULAMASININ
GENEL İLKELERİ-1
RECOMMENDED INTERNATIONAL CODE OF
PRACTICE GENERAL PRINCIPLES
OF FOOD HYGIENE-1
GİRİŞ
INTRODUCTION
İnsanlar, yedikleri gıdaların güvenli ve tüketime uygun olduğunu bilme hakkına sahipler. Gıda kaynaklı hastalıklar ve yaralanmalar hoş olmayan durumlardır; hatta ölüme bile sebep
olabilirler. Fakat bunların başka sonuçları da olabiliyor. Gıda
kaynaklı hastalık salgınları, ticarete ve turizme zarar verebiliyor
ve kazanç, işsizlik ve dava kayıplarına yol açabiliyor. Gıda bozulmaları, israfa yol açar ve oldukça maliyetlidir. Hatta ticaret ve
tüketici güvenirliğini olumsuz etkileyebilir.
People have the right to expect the food they eat to be safe
and suitable for consumption. Foodborne illness and foodborne injury are at best unpleasant; at worst, they can be fatal.
But there are also other consequences. Outbreaks of foodborne illness can damage trade and tourism, and lead to loss
of earnings, unemployment and litigation. Food spoilage is
wasteful, costly and can adversely affect trade and consumer
confidence.
Uluslararası ticaret ve yabancı ülkelere seyahat, gittikçe yaygınlaşmakta ve önemli sosyal ve ekonomik faydalar sağlamaktadır. Fakat bu durum hastalıkların dünya çapında yayılmasını
da yol açmaktadır. Birçok ülkede yeme alışkanlıkları son yirmi
International food trade and foreign travel are increasing, bringing important social and economic benefits. But this also makes
the spread of illness around the world easier. Eating habits too,
have undergone major change in many countries over the last
62
yılda önemli değişikliklere maruz kaldı. Bunu yansıtmak için
de yeni gıda üretim, hazırlama ve dağıtım teknikleri geliştirildi. Bu yüzden etkili hijyen kontrolü; gıda kaynaklı hastalıkların,
yaralanmaların ve gıda bozulmalarının insan sağlığına olumsuz
etkilerinden ve ekonomik sonuçlarından kaçınmak oldukça
önemli olmaktadır. Çiftçiler ve yetiştiriciler, üreticiler ve işleyiciler, gıda taşıyıcıları ve tüketicileri de dahil herkes gıdanın
güvenli ve tüketime uygun olduğunu sağlamada sorumluluk
sahibidir. Genel Prensipler, gıda hijyeni sağlamak için sağlam
bir zemin hazırlamaktadır. Bu ilkeler, mikrobiyolojik kriterlere
ilişkin kuralların ve uygun durumların oluştuğu yerlerde, hijyenik uygulamanın her bir özel koduyla ile uyumlu olarak kullanılmalıdır. Bu çalışma, temel üretimden nihai tüketime kadar
olan her bir aşamadaki önemli hijyen noktalarını kapsamakta
ve vurgulamaktadır. Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktası
(HACCP) Sistemi ve Uygulama Kurallarında tanımlanan gıda
güvenliğinin mümkün olan her yerlerde sağlaması için HACCP
temelinde bir sistem önerilmektedir.
two decades and new food production, preparation and distribution techniques have developed to reflect this. Effective
hygiene control, therefore, is vital to avoid the adverse human
health and economic consequences of foodborne illness, foodborne injury, and food spoilage. Everyone, including farmers
and growers, manufacturers and processors, food handlers and
consumers, has a responsibility to assure that food is safe and
suitable for consumption. These General Principles lay a firm
foundation for ensuring food hygiene and should be used in
conjunction with each specific code of hygienic practice, where
appropriate, and the guidelines on microbiological criteria. The
document follows the food chain from primary production
through to final consumption, highlighting the key hygiene
controls at each stage. It recommends a HACCP-based approach wherever possible to enhance food safety as described
in Hazard Analysis and Critical Control Point (HACCP) System
and Guidelines for its Application (Annex).
Bu Genel Prensipler belgesinde açıklanan denetimler, tüketim
için gıda uygunluğu ve güvenliğini sağlamada, uluslararası düzeyde kabul görmüş temellerden oluşmaktadır. Genel Prensipler; hükümetlere, endüstrilere (bireysel birincil üreticiler, üreticiler, işleyiciler, gıda hizmeti operatörleri ve perakendeciler de
dahil olmak üzere) ve tüketicilere önerilmektedir.
The controls described in this General Principles document
are internationally recognized as essential to ensure the
safety and suitability of food for consumption. The General Principles are commended to Governments, industry
(including individual primary producers, manufacturers,
processors, food service operators and retailers) and consumers alike.
BÖLÜM I – AMAÇLAR
SECTION I - OBJECTIVES
1.1 GIDA HİJYENİ KODEKSİNİN GENEL İLKELERİ
• Gıdanın güvenilir ve insan tüketimine uygun olduğunu sağlamak için gıda zinciri (birincil üretimden nihai tüketiciye kadar
olan süreç de dahil) boyunca geçerli olacak gıda hijyeni temel
ilkelerin belirlenmesi;
• Gıda güvenliğini sağlamak için HACCP tabanlı bir yaklaşımın
araç olarak önerilmesi;
• Bu ilkelerin nasıl uygulanacağının gösterilmesi;
• Hijyen gereksinimlerini belirli bölgelere uygulamak adına
gıda zinciri sektörleri, süreçler veya emtialar için gerekli olabilecek özel kodların bir rehberle sunulması.
1.1 THE CODEX GENERAL PRINCIPLES OF FOOD HYGIENE:
• identify the essential principles of food hygiene applicable
throughout the food chain (including primary production
through to the final consumer), to achieve the goal of ensuring that food is safe and suitable for human consumption;
• recommend a HACCP-based approach as a means to enhance food safety;
• indicate how to implement those principles; and
• provide a guidance for specific codes which may be needed
for - sectors of the food chain; processes; or commodities; to
amplify the hygiene requirements specific to those areas.
BÖLÜM II – KAPSAM, KULLANIM VE TANIM
SECTION II - SCOPE, USE AND DEFINITION
2.1 KAPSAM
2.1.1 Gıda Zinciri
Bu çalışma, güvenilir ve tüketime uygun gıda üretimi için
gerekli hijyen koşullarını belirleyerek birincil üretimden nihai tüketiciye kadar olan gıda zincirini kapsamaktadır. Ayrıca belirli sektörlere uygulanabilecek kodlar için daha açıklayıcı olan temel bir seviye sunmaktadır. Bu tarz özel kodlar
ve rehberler, bu belge ve Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol
Noktası (HACCP) Sistemi ve Uygulama Kuralları ile birlikte
okunmalıdır.
2.1 SCOPE
2.1.1 The food chain
This document follows the food chain from primary production to
the final consumer, setting out the necessary hygiene conditions
for producing food which is safe and suitable for consumption.
The document provides a base-line structure for other, more specific, codes applicable to particular sectors. Such specific codes
and guidelines should be read in conjunction with thisdocument
and Hazard Analysis and Critical Control Point (HACCP) System
and Guidelines for its Application (Annex).
2.1.2 Hükümetlerin, endüstrilerin ve tüketicilerin rolü
Hükümetler bu belgenin içeriğini gözden geçirip genel ilkelerin uygulanmasını en iyi nasıl teşvik edeceklerine karar
verebilmekte ve böylece aşağıdaki durumları gerçekleştirebilmektedirler:
2.1.2 Roles of Governments, industry, and consumers
Governments can consider the contents of this document and
decide how best they should encourage the implementation
of these general principles to:
• protect consumers adequately from illness or injury caused
63
• Gıda kaynaklı hastalık ya da yaralanmalardan tüketicileri yeterince koruyabilmek; politikalar, nüfusun güvenlik açığı veya
nüfus içindeki farklı grupları da göz önünde bulundurulmalıdır.
• Gıdanın insan tüketimine uygun olmasını sağlanmak;
• Uluslararası ticarete konu olan gıdanın güvenirliğinin sürdürmek;
• Endüstri ve tüketiciler arasında gıda hijyeni ilkeleri için etkili
iletişimi sağlayan sağlık eğitimi programları sunmak.
Endüstri, bu çalışmada belirlenmiş olan hijyen uygulamalarını
uygulamalıdır:
• Tüketim için uygun ve güvenli gıdalar sağlamak;
• Tüketicilere; gıdalarını koruyabilmeleri için gıda kaynaklı patojenlerin depolama, taşıma ve doğru bir şekilde hazırlama yoluyla bulaşmasını ve büyümesinden etiketleme ve diğer uygun
yöntemlerle tüketiciye açık ve kolay anlaşılır bilgiler sunmak;
• Tüketiciye; depolama, taşıma ve hazırlama yöntemleriyle bulaşması, büyümesi ve kirlenmesi mümkün gıda kaynaklı patojenlerden gıdalarını koruyabilmeleri için etiketleme ve diğer
uygun yöntemlerle açık ve kolay anlaşılır bilgiler sunmak;
• Uluslararası ticarete konu olan gıdanın güvenirliğini sürdürmek.
Tüketiciler, ilgili talimatları izleyerek ve uygun gıda hijyen önlemlerine başvurarak rollerini tanımalıdır.
2.2 KULLANIM
Bu çalışmadaki her bir bölüm, hem başarılacak amaçları hem
de gıda güvenliği ve uygunluğu açısından bu amaçların altındaki mantığı vurgulamaktadır.
by food; policies need to consider the vulnerability of the population, or of different groups within the population;
• provide assurance that food is suitable for human consumption;
• maintain confidence in internationally traded food; and
• provide health education programmes which effectively
communicate the principles of food hygiene to industry and
consumers.
Bölüm III birincil üretim ve ilgili prosedürleri kapsamaktadır.
Hijyen uygulamaları, çeşitli gıda emtiaları için önemli ölçüde
değişmesine ve uygun olan yerlerde özel kodlar uygulanmasına rağmen, bu bölümde bazı genel bilgiler verilmiştir. Bölüm
IV’ten X’e kadar gıda zincirinden satış noktasına kadar olan
süreçte uygulanan genel hijyen ilkeleri belirlenmiştir. Tüketici
bilgilerini içeren Bölüm IX’de ise gıda güvenliğini ve uygunluğunu sürdürmede tüketicilerin sahip olduğu rolü göz önünde Industry should apply the hygienic practices set out in this
document to:
bulundurulmaktadır.
• provide food which is safe and suitable for consumption;
Bu çalışmada yer alan belirli gereksinimler uygulanmadığı za- • ensure that consumers have clear and easily-understood inman, kaçınılmaz olarak bazı durumlar ortaya çıkacaktır. Her bir formation, by way of labelling and other appropriate means,
durumda temel soru; “Tüketim için gıda güvenliği ve uygunlu- to enable them to protect their food from contamination and
growth/survival of foodborne pathogens by storing, handling
ğu için gerekli ve uygun olan nedir?” olmalıdır.
and preparing it correctly; and
Çalışma, “gerekli yerlerde” ve “uygun yerlerde” tabirlerini kullana- • maintain confidence in internationally traded food.
rak, bu soruların doğduğu yerleri belirtmektedir. Uygulamada bu
şu anlama geliyor; gereksinim genelde uygun ve makul olmasına
rağmen, gıda güvenliği ve uygunluk gerekçesiyle gerekli ya da uygun olmayan yerlerde bazı durumlar ortaya çıkacaktır. Bir gereksinimin gerekli veya uygun olup olmadığına karar verirken, risk değerlendirmesi yapılmalı; eğer mümkünse de bu HACCP yaklaşımı
çerçevesinde yapılmalıdır. Bu yaklaşım; çalışmadaki gereksinimin
uygun bir bakış açısıyla, tüketime uygun ve güvenilir gıda üretiminin genel hedefleri açısından esnek ve duyarlı olmasını sağlamaktadır. Böylece çok çeşitli faaliyetler ve gıda üretimindeki değişen
derecelerdeki risk de hesaba katılmaktadır.
Consumers should recognize their role by following relevant
instructions and applying appropriate food hygiene measures.
2.2 USE
Each section in this document states both the objectives to be
achieved and the rationale behind those objectives in terms of
the safety and suitability of food.
Section III covers primary production and associated procedures. Although hygiene practices may differ considerably for
64
the various food commodities and specific codes should be
applied where appropriate, some general guidance is given
in this section. Sections IV to X set down the general hygiene
principles which apply throughout the food chain to the point
of sale. Section IX also covers consumer information, recognizing the important role played by consumers in maintaining
the safety and suitability of food.
There will inevitably be situations where some of the specific
requirements contained in this document are not applicable.
The fundamental question in every case is “what is necessary
and appropriate on the grounds of the safety and suitability of
food for consumption?”
2.3 TANIMLAR
Bu Kodun amacı doğrultusunda, aşağıdaki terimlerin anlamları
şu şekilde verilmiştir:
Temizleme: Toprak, gıda kalıntısı, kir, yağ ya da diğer sakıncalı
maddelerden arındırma
The text indicates where such questions are likely to arise by using
the phrases “where necessary” and “where appropriate”. In practice, this means that, although the requirement is generally appropriate and reasonable, there will nevertheless be some situations where it is neither necessary nor appropriate on the grounds
of food safety and suitability. In deciding whether a requirement
is necessary or appropriate, an assessment of the risk should be
made, preferably within the framework of the HACCP approach.
This approach allows the requirements in this document to be
flexibly and sensibly applied with a proper regard for the overall
objectives of producing food which is safe and suitable for consumption. In so doing it takes into account the wide diversity of
activities and varying degrees of risk involved in producing food.
Additional guidance is available in specific food codes.
2.3 DEFINITIONS
For the purpose of this Code, the following expressions have
the meaning stated:
Cleaning - the removal of soil, food residue, dirt, grease or
other objectionable matter.
Kontaminant (Bulaşan): Gıda güvenliği ve uygunluğunu tehlikeye atabilecek olan ve kasti olarak eklenmemiş her türlü Contaminant - any biological or chemical agent, foreign matbiyolojik veya kimyasal madde, yabancı madde ya da diğer ter, or other substances not intentionally added to food which
maddeler
may compromise food safety or suitability.
Kontaminasyon (Bulaşma): Gıdanın veya gıda çevresinin bir Contamination - the introduction or occurrence of a contamibulaşanla kirletilmesi
nant in food or food environment.
Dezenfeksiyon: Ortamda bulunan mikroorganizmaların sayısını, kimyasal madde ve/veya fiziksel metotlar yoluyla gıda güvenliğini veya uygunluğunu tehlikeye atmayacak bir seviyeye
düşürmek
Disinfection - the reduction, by means of chemical agents
and/or physical methods, of the number of micro-organisms
in the environment, to a level that does not compromise food
safety or suitability.
Kuruluş: Aynı yönetimin kontrolü altında, gıdanın işlendiği Establishment - any building or area in which food is hanherhangi bir bina ve çevresi
dled and the surroundings under the control of the same
management.
Gıda hijyeni: Gıda zincirinin tüm aşamalarında gıda güvenliğini ve uygunluğunu sağlamak için gerekli tüm koşulların ve Food hygiene - all conditions and measures necessary to ensure
önlemlerin alınması
the safety and suitability of food at all stages of the food chain.
Tehlike: Biyolojik veya kimyasal madde ya da sağlığa olumsuz Hazard - a biological, chemical or physical agent in, or condition
etkisi olan gıdanın durumu
of, food with the potential to cause an adverse health effect.
65
HACCP: Gıda güvenliği için önemli olan tehlikeleri tanımlayan, HACCP - a system which identifies, evaluates, and controls
hazards which are significant for food safety.
değerlendiren ve kontrol eden sistem
Gıda işleyicisi: Paketlenmiş, paketlenmemiş gıda, gıda ekipmanı ve aletlerini doğrudan işleyen herhangi bir kişi ya da gıdayla temasa geçen yüzeyler; bu nedenden dolayı gıda hijyeni
gereksinimlerini karşılıyor olmalı
Food handler - any person who directly handles packaged or
unpackaged food, food equipment and utensils, or food contact surfaces and is therefore expected to comply with food
hygiene requirements
Gıda güvenliği: Gıdanın kullanım amacına göre hazırlanması Food safety - assurance that food will not cause harm to the
ve/veya yenmesi durumunda tüketiciye zarar vermeyeceğinin consumer when it is prepared and/or eaten according to its
intended use.
garantisi
Gıda uygunluğu: Gıdanın kullanım amacına göre insan tüketi- Food suitability - assurance that food is acceptable for human
consumption according to its intended use.
mine uygun olduğunun garantisi
Birincil üretim: Hasat, kesim, sağım, balık tutma gibi gıda zinci- Primary production - those steps in the food chain up to and
including, for example, harvesting, slaughter, milking, fishing.
rinde yer alan basamaklar
BÖLÜM III – BİRİNCİL ÜRETİM
AMAÇLAR:
Birincil üretim gıdanın kullanım amacı için güvenli ve uygun
olmasını sağlayacak şekilde yapılmalıdır. Gerekli olan yerlerde
şunları içermelidir:
• Ortamın gıda güvenliği için tehdit oluşturduğu yerlerden kaçınmak;
• Gıda güvenliğini tehdit etmeyecek şekilde bulaşanları, zararlıları, hayvan ve bitki hastalıklarını kontrol etmek;
• Gıdanın uygun hijyenik ortamlarda üretildiğini sağlamak için
gerekli uygulamaları ve önlemleri benimsemek.
SECTION III - PRIMARY PRODUCTION
OBJECTIVES:
Primary production should be managed in a way that ensures
that food is safe and suitable for its intended use. Where necessary, this will include:
− avoiding the use of areas where the environment poses a
threat to the safety of food;
− controlling contaminants, pests and diseases of animals and
plants in such a way as not to pose a threat to food safety;
− adopting practices and measures to ensure food is produced
under appropriately hygienic conditions.
GEREKÇE:
Gıda zincirinin sonraki aşamalarında gıdanın güvenliğini veya
tüketime uygunluğunu olumsuz etkileyebilecek tehlikelerin
olasılığını azaltmak
3.1 ORTAM HİJYENİ
Ortamdan bulaşabilecek olan potansiyel kaynaklar göz önünde bulundurulmalıdır. Özellikle birincil gıda üretimi, potansiyel
olarak gıdada tehlikeli maddelerin varlığının kabul edilemez
seviyelere çıkmasına neden olabilecek yerlerde yapılmamalıdır.
3.2 GIDA KAYNAKLARININ HİJYENİK ÜRETİMİ
Gıda güvenliği ve uygunluğu ile ilgili birincil üretim aktivitelerinin potansiyel etkileri, sürekli akılda tutulmalıdır. Özellikle;
yüksek oranda kontaminasyon olasılığı olan yerlerde, bu tarz
aktivitelerin oluşumundaki tüm özel noktaları belirlenmeli ve bu
olasılığı minimize etmek için belirli önlemler alınmalıdır. HACCP
temelli yaklaşım, bu tarz önlemlerin alınmasında yardımcı olabilmektedir. Bunun için Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol (HACCP)
Puan Sistemi ve Uygulama Kuralları bölümünü inceleyebilirsiniz.
Üreticiler aşağıdaki amaçları gerçekleştirmek için uygulanabilir ölçüde önlemler almalıdır:
• Hava, toprak, su, yem, gübre (doğal gübreler dahil), pestisitler,
veteriner ilaçları veya birincil üretimde kullanılan diğer maddelerin bulaşmasını kontrol etmek;
66
• Gıda tüketimiyle insan sağlığına tehdit oluşturmaması veya
ürünün uygunluğunu olumsuz etkilememesi için bitki ve hayvan sağlığını kontrol etmek;
• Dışkı ve diğer bulaşanlardan gıda kaynaklarını korumak.
RATIONALE:
Özellikle; atıkların yönetimi ve zararlı maddelerin doğru bir
şekilde depolamasına dikkat edilmelidir. Spesifik gıda güvenliği hedeflerine ulaşmakta kullanılan çiftlik programları, birincil
üretimin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu programlar
daha fazla desteklenmelidir.
3.1 ENVIRONMENTAL HYGIENE
3.3 TAŞIMA, DEPOLAMA VE ULAŞIM
Prosedürler şu sırayla gerçekleştirilmelidir:
• Belirgin bir şekilde insan tüketimine uygun bulunmayan materyaller, gıda ve gıda maddelerinden ayrılmalı;
• Tüm reddedilmiş malzeme, hijyenik bir şekilde imha edilmeli;
• Gıda maddeleri; taşıma, depolama ve ulaşım süreçleri boyunca zararlı, kimyasal, fiziksel ya da mikrobiyolojik bulaşanlardan
veya diğer sakıncalı maddelerin bulaşmasından korunmalıdır.
To reduce the likelihood of introducing a hazard which may
adversely affect the safety of food, or its suitability for consumption, at later stages of the food chain.
Potential sources of contamination from the environment
should be considered. In particular, primary food production
should not be carried on in areas where the presence of potentially harmful substances would lead to an unacceptable
level of such substances in food.
3.2 HYGIENIC PRODUCTION OF FOOD SOURCES
The potential effects of primary production activities on the
safety and suitability of food should be considered at all times.
In particular, this includes identifying any specific points in
such activities where a high probability of contamination may
exist and taking specific measures to minimize that probability. The HACCP-based approach may assist in the taking of such
measures - see Hazard Analysis and Critical Control (HACCP)
Sıcaklığı, nemi ve/veya diğer unsurları kontrol etmeyi içerebi- Point System and Guidelines for its Application (Annex).
len uygun önlemlerle, bugüne kadar makul olan bozulmaları
engellemeye dikkat edilmelidir.
Producers should as far as practicable implement measures to:
• control contamination from air, soil, water, feedstuffs, fertiliz3.4 BİRİNCİL ÜRETİMDE TEMİZLEME, BAKIM VE KİŞİSEL HİJYEN ers (including natural fertilizers), pesticides, veterinary drugs
Aşağıdaki durumları sağlamak için uygun olanaklar ve prose- or any other agent used in primary production;
dürler bulunmalıdır:
• control plant and animal health so that it does not pose a
• Tüm gerekli temizlik ve bakım etkili bir şekilde yürütülmeli;
threat to human health through food consumption, or ad• Uygun derecede kişisel hijyen sürdürülmeli.
versely affect the suitability of the product; and
• protect food sources from faecal and other contamination.
In particular, care should be taken to manage wastes, and store
harmful substances appropriately. On-farm programmes which
achieve specific food safety goals are becoming an important
part of primary production and should be encouraged.
3.3 HANDLING, STORAGE AND TRANSPORT
Procedures should be in place to:
• sort food and food ingredients to segregate material which is
evidently unfit for human consumption;
• dispose of any rejected material in a hygienic manner; and
• Protect food and food ingredients from contamination by
pests, or by chemical, physical or microbiological contaminants or other objectionable substances during handling,
storage and transport.
Care should be taken to prevent, so far as reasonably practicable, deterioration and spoilage through appropriate measures
which may include controlling temperature, humidity and/or
other controls.
3.4 CLEANING, MAINTENANCE AND
PERSONNEL HYGIENE AT PRIMARY PRODUCTION
Appropriate facilities and procedures should be in place to
ensure that:
• any necessary cleaning and maintenance is carried out effectively; and
• an appropriate degree of personal hygiene is maintained
67
“Gıda Güvencesi ve Beslenme için Sürdürülebilir Gıda Sistemleri” temasıyla düzenlenen Dünya
Gıda Günü etkinlikleri kapsamında, kampanya çalışmalarından dolayı Toprak Mahsulleri Ofisi’ne
(TMO) ödül verildi.
Turkish Grain Board (TMO) is awarded for its campaign efforts within the activities of World Food
Day held with the theme of “Sustainable Food Systems for Food Security and Nutrition”.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası’nın (TÜGİS) “Dünya Gıda Günü” nedeniyle
İstanbul’da düzenlediği toplantıda Toprak Mahsulleri Ofisi,
“Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası” çalışmalarından dolayı
ödüllendirildi.
At the meeting held by Food and Agriculture Organization of
the United Nations (FAO), The Ministry of Food, Agriculture
and Livestock and Food Employers’ Association of Turkey (TUGIS) because of “World Food Day” in Istanbul; Turkish Grain
Board is awarded for its “Campaign for the Prevention of Wastage of Bread” efforts.
Deputy Minister of Food, Agriculture and Livestock Kutbettin
ARZU, FAO Representative Mustapha SINACEUR, TUGIS Chairman Necdet BUZBAŞ, TMO Board Member Mehmet KÜÇÜK,
TUSAF Chairman Erhan ÖZMEN and a large number of institutions, organizations, industry, and university representatives
attended to the meeting that was held at Istanbul Cevahir
Hotel and Convention Center on 10th October 2013 within
the activities of “World Food Day” organized with the theme of
“Sustainable Food Systems for Food Security and Nutrition”. At
the meeting; awareness was tried to be created on hunger and
Toplantıda bu yılki temaya uygun olarak dünyada yaşanan aç- malnutrition in the world in accordance with this year’s theme.
lık ve yetersiz beslenme konularına ilişkin farkındalık oluşturulmaya çalışıldı. Açılış konuşmalarıyla başlayan programda, “Gıda At the program that started with opening statements; two
Güvencesi ve Beslenme için Sürdürülebilir Gıda Sistemleri” ve panels were held on “Sustainable Food Systems for Food Se“Doğru Beslenme için Gıda Sistemlerinin Sürdürülebilirliği” ko- curity and Nutrition” and “Sustainability of Food Systems for
Proper Nutrition”.
nulu iki panel düzenlendi.
“Gıda Güvencesi ve Beslenme için Sürdürülebilir Gıda Sistemleri” temasıyla düzenlenen “Dünya Gıda Günü” etkinleri
kapsamında, 10 Ekim 2013 tarihinde İstanbul Cevahir Otel
ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen toplantıya Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanı Yardımcısı Kutbettin ARZU, FAO Temsilcisi Mustapha SİNACEUR, TÜGİS Başkanı Necdet BUZBAŞ, TMO
Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet KÜÇÜK, TUSAF Başkanı Erhan
ÖZMEN ile çok sayıda kurum, kuruluş, sektör ve üniversite
temsilcisi katıldı.
68
69
BİR ÖDÜL DE TUSAF’A
ANOTHER REWARD FOR TUSAF
Toplantıda ayrıca tam buğAt the meeting; “FAO World Food
day ekmeği tüketiminin yayDay Award” was given to Turkey
gınlaştırılması, un ve ekmek
Flour Industrialists’ Federation
tebliği çalışmalarında göste(TUSAF) due to its support for its
rilen çaba ile ekmekte kepek
efforts on promoting the consumporanının artırılmasına yönelik
tion of whole wheat bread, flour
çalışmalara verdiği destekten
and bread notification studies
ötürü Türkiye Un Sanayicileri
and for the studies on increasing
Federasyonu’na (TUSAF), “FAO
the bran rate in bread. The award,
Dünya Gıda Günü Ödülü” vewhich was given by The Ministry
rildi. Gıda Tarım ve Hayvancılık
of Food, Agriculture and Livestock,
Bakanlığı tarafından verilen ödülü, Bakan Yardımcısı Kutbet- was presented by Vice Minister Kutbettin Kuzu to TUSAF Chairtin Arzu, TUSAF Başkanı Erhan Özmen’e takdim etti.
man Erhan Özmen.
Dış tİcaret açığı
tarımsal İhracatla azalır
Foreign trade deficit is reduced with
agricultural exports
Alınacak önlemlerle tarımsal ihracatın birkaç yıl içerisinde 20 milyar dolara ulaşabileceğini söyleyen Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, ıslah edilmiş tohum kullanımına dikkat
çekti.
Telling that agricultural export would increase to 20 billion dollars in a few years with the precautions to be taken, Board Chairman of Reis Gıda Mehmet Reis pointed out the use of improved
seeds.
Türkiye bakliyat sektörünün önde gelen temsilcilerinden biri
olan Reis Gıda’nın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, basına yaptığı bir açıklamada alınacak bazı önlemlerle tarımsal
ihracatın birkaç yılda 20 milyar dolar seviyesine ulaştırılabileceğini söyledi. Tarımsal ihracatın, dış ticaret açığının azaltılmasında da önemli bir role sahip olabileceğini söyleyen
Reis, üretimin arttırılması ve ıslah edilmiş tohum kullanımına
dikkat çekti.
Türkiye’de son yıllarda düşüş kaydeden bakliyat üretiminin;
teşviklerin, ıslah edilmiş tohum kullanımının ve üretim alanlarının arttırılmasıyla yeniden arttırılabileceğini dile getiren
Mehmet Reis, bu artışla birlikte hem iç pazarın ihtiyacının
karşılanabileceğini hem de ihracat potansiyelinin artacağını
söyledi.
Tarımsal ihracatın dış ticaret açığını azaltacak olan en önemli
sektör olduğunu vurgulayan Reis, 6 milyar doları bulan tarımsal ihracatın, alınacak önlemlerle birkaç yıl içinde 20 milyar dolara ulaşmasının mümkün olduğunu ifade etti.
Board Chairman of Reis Gıda that is one of the prominent representatives of Turkish pulses sector, Mehmet Reis said in his
press statement that agricultural export can be increased to
20 billion dollars in a few years with the precautions to be taken. Saying that agricultural export would have an important
role on the reduction of foreign trade deficit, Reis pointed out
the increasing production and use of improved seeds.
Expressing that the pulse production, which has recorded
decrease in Turkey in the recent years, can be re-increased by
increasing incentives, use of improved seeds and production
fields; Mehmet Reis said that both domestic market’s needs
can be met and export potential would be increased with this
increase.
Emphasizing that agricultural export is the most important
sector that will reduce the foreign trade deficit; Reis said it is
possible that agricultural export, which is worth 6 billion dollars, will reach to 20 billion dollars in a few years with the precautions to be taken.
70
71
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, Türkiye’nin gıda ihracatında temel hedefinin
dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girmek olduğunu belirtti.
Food, Agriculture and Livestock Minister M. Mehdi Eker stated that Turkey’s basic goal in food
export is to be one of the top 10 countries in the world.
Ekim ayında Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu Başkanı Şemsi Kopuz ve beraberindeki heyetle bir
araya gelen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker,
Türkiye’nin un ihracatında birinci, makarna ihracatında da dünya ikincisi olduğunu hatırlattı ve hedefin gıda ihracatında dünyadaki ilk 10 ülke arasına girmek olduğunu vurguladı.
Getting together with Federation of Food and Drink Industry
Associations of Turkey Chairman Şemsi Kopuz and the committee with him, Food, Agriculture and Livestock Minister M.
Mehdi Eker reminded that Turkey ranks first in flour export,
second in pasta export in the world and emphasized that their
aim is to be one of the top 10 countries in food export.
Gıda konusunda net ihracatçı olan Türkiye’nin, en büyük ihracatını Avrupa ülkelerine yaptığını belirten Bakan Eker, dünyada
dinamik ve istekli ülkelerin oluşturduğu pazarlarda Türkiye’nin
yer aldığını ve bu doğrultuda hedeflerini belirlediklerini söyledi.
Stating that Turkey as a net exporter in food makes its largest
export to European countries; Minister Eker said that Turkey
takes place in the markets with dynamic and willing countries
in the world and they set the target with this direction.
“Bizim kalite konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Son 9 senedir
ambalajlı gıda ürünlerinde en büyük ihracatımız Avrupa ülkelerinedir.” diyen Bakan Eker, şunları ekledi: “Tarım hasılasını
3 kat artırdık. Sulanabilir olan alanların sulu tarıma açılmasıyla
verim ve çeşitlilik daha da artacak ve ihracatımız da o oranda
fazlalaşacaktır.” Buğday üretiminde 22 milyon tonla bu yıl Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını ifade eden Bakan Eker,
artan hammadde ve yağlı tohum ihtiyacının karşılanması için
de çalışmaların sürdüğünü belirtti.
Minister Eker said, “We do not have any issues about quality.
Our largest export in packaged food products is made to European countries. We tripled the agricultural products. Yield
and variety will increase with the opening of irrigable areas to
irrigated farming and our export will increase with the same
rate.” Expressing that Republic record has been broken this
year with 22 million tons in wheat production, Minister Eker
stated that the efforts continue to meet increasing raw material and oil seed needs.
72
73
Son zamanlarda pirincin sağlığa zararlı olduğuna dair bazı açıklamaları eleştiren Sağlık Bakanı
Mehmet Müezzinoğlu, pirincin aleyhine yapılan çalışmaların bilinçli ve kasıtlı olduğunu söyledi.
Criticizing some explanations made lately about that rice is harmful to health; Minister of Health
Mehmet Müezzinoğlu said that the efforts made against rice are intended and deliberate.
Türkiye pirinç üretim merkezlerinden biri olan Edirne’de bir
dizi etkinliğe katılın Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, burada yaptığı bir konuşmada pirincin sağlığa zararlı olduğuna
dair yapılan açıklamaları eleştirdi ve pirinç aleyhine yapılan bu
çalışmaların, bilinçli ve kasıtlı olduğunu söyledi.
Attending to a number of events in Edirne that is one of the
rice production centers in Turkey, Minister of Health Mehmet
Müezzinoğlu criticized the explanations made about that rice
is harmful to health in his speech there and said that those efforts are intended and deliberate.
Trakya’nın Türkiye’nin pirinç ambarı olduğunu ifade eden Ba- Expressing that Thrace is Turkey’s rice storehouse, Miniskan Müezzinoğlu, Sağlık Bakanı olarak pirinçle ilgili konuşması ter Müezzinoğlu said that he has to speak as the Minister of
Health and added:
gerektiğini söyledi ve şunları ekledi:
“Zaman zaman pirincin sağlığa zararlı olduğu söyleniyor.
İtalya’da pizzanın sağlığa zararlı olduğunu, dünyada kimse konuşmuyor. Makarnanın sağlığa zararlı olduğunu kimse konuşmuyor. Ama nedense Türkiye’de birileri pirincin sağlığa zararlı
olduğu yönünde çeşitli propagandalar yapmaya çalışıyor. Oysa
pizzayı bile ülkemizde pirinçten fazla yedirmeyi başardılar.
“Time to time, it is said that rice is harmful to health. No one
in the world says that pizza is harmful to health in Italy. No
one talks about that pasta is harmful to health. But for some
reason, somebodies in Turkey try to make propagandas about
that rice is harmful to health. They even succeeded to make
pizza eaten in our country more than rice.
Pirincin aleyhine yapılan çalışmaların bilinçli ve kasıtlı olduğunu bilmemiz gerekir. Bu yöndeki açıklamalara karşı, gerekirse
bazı üniversitelerle birlikte çalışma yapmalı ve bu sorulara bilimsel açıklamalarla cevap vermeliyiz.”
We should know that efforts made against rice are intended
and deliberate. Against these kinds of explanations, we should
work with some universities and answer these questions with
scientific explanation when it is necessary.”
74
75
Brezİlya ve Çİn
kaynaklı talep artışı
ve fİyatlara etkİsİ
Zafer ERGEZEN
Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı
Futures and Commodity Market Specialist
[email protected]
Demand increase from
Brazil and China and its
effect on prices
Eylül ayında Aralık vadeli buğday fiyatı, özellikle Brezilya ve
Çin kaynaklı artan talep nedeniyle yukarı yönlü bir seyir izledi.
Özellikle Eylül ayı sonunda başlayan güçlenme eğilimi, Ekim
ayında da devam etti. Gecen ayki yazımda belirttiğim 640-710
cent/bushel bandının üst seviyesini bu dönemde gördük. Zaten 710 cent/bushel seviyesinde satışların arttığı ve daha dengeli seansların yaşandığı görülüyordu.
Yüksek üretim beklentilerine rağmen buğday fiyatının güçlü
bir seyir izlediği görüldü. Uluslararası Hububat Konseyi (IGC)
verilerine göre; dünya buğday üretimi tahminleri bir önceki
aya göre yükselirken, buğday stokları da artış göstermektedir.
Bu açıdan bakıldığında Ekim ayı için buğday tahminleri ile fiyat
hareketleri arasında ters bir korelasyon yaşandığı anlaşılıyor.
Bunun başlıca nedeni ise Brezilya ve Çin kaynaklı artan talep
olduğu görülmektedir.
December futures wheat price followed an upward trend especially due to the increasing demand from Brazil and China in
September. Especially the appreciation trend that had started
at the end of September continued in October. In this period
we experienced the upper level of 640-710 cent/bushel level
that I mentioned on my previous article.
It was clearly seen that sales increased and more balanced
sessions were experienced at 710 cent/bushel level. It is seen
that wheat price followed a strong course despite the high
production expectations. According to International Grain
Council (IGC) data; while world wheat production estimations increase, wheat stocks also increase. From this point; it
is understood that there is an inverse correlation between the
wheat estimations and price movements for October. It is seen
that the primary reason for that situation is the increasing demand from Brazil and China.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), aylık olarak hazırladığı durum raporunda buğday üretim tahminini 5,2 milyon azaltarak 704,6 milyon tona düşürdü. Bu rakam, son 5 yılın
en yüksek rekoltesine işaret ediyor. Kısaca azalış beklentisi olsa
bile halen rekor seviyede üretim tahminleri devam etmektedir.
Aynı şekilde buğday stokları da dünya genelinde azalıyor. Tahminlere göre dönem sonu stokları, 10,4 milyon azalarak 558,8
milyon tona gerileyecek.
Food and Agriculture Organization of the United Nations
(FAO) decreased its wheat production estimation to 704,06
million tons by being reduced 5,2 million tons in its status report prepared monthly. This figure points the highest yield of
the last 5 years. Shortly; even if there is decrease expectation,
record high production estimations still continue. Likewise
the wheat socks decrease in the world wide.
Stokların yüksek orandaki azalışı, artan talep ile açıklansa da
aynı üretimde olduğu gibi, rekor seviyede stok beklentisi devam ediyor. Bu veriler ışığında aslında buğday fiyatında marjinal değişikliğe neden olacak bir veri bulunmuyor. Fakat unutulmaması gerekir ki piyasa oyuncuları, mevcut verilere göre
According to the estimations; end period stocks will decrease
to 558,8 million tons by being reduced 10,4 million tons. Although the high rate decrease of the stocks is explained by
increasing demand, record high stock expectations still continue. Based on these data; there is not any data that may
76
değil, gelecekte öngördükleri verilere göre hareket ediyorlar.
Ve piyasada oluşan talep, asıl fiyat belirleyicisi olarak rol oynuyor. Kısaca Ağustos ve Eylül ayında görülen Çin ve Mısır talebi
ile fiyatlar canlanırken, sonrasında Brezilya başta olmak üzere
artan Güney Amerika talebi, fiyatlarda yükselişin devam etmesine yol açtı.
cause marginal change in wheat prices. However; it shouldn’t
be forgotten that market players take action according to the
future data that they foresee, not to the existing data. Demand
in the market plays a role as the actual price determinant.
Shortly; while the prices increase with the demand from China
and Egypt in August and September, increasing demand from
particularly Brazil and South America caused the prices conABD Tarım Bakanlığı, hükümetin faaliyetlerinin durdurul- tinue to increase.
ması nedeniyle aylık tahmin raporunu yayınlamadı. Son
olarak yayınlanan raporda 2013/14 sezonu için üretim U.S. Department of Agriculture did not post the monthly foretahmini 708,89 milyon ton olarak açıklanmıştı. Bu üretim cast report as the government activities stopped. In the last
artışında özellikle Kanada ve Avrupa Bölgesi’ndeki yüksek report; the production estimation for 2013/14 season was
rekolte beklentileri öne çıkarken, dünya buğday tüketi- explained as 708,89 million tons. In this production increase;
minin 1,17 milyon ton azalması bekleniyordu. Kısaca ABD while the high yield expectations for especially Canada and
Tarım Bakanlığı’nın tahminlerini incelediğimizde, buğday European Region came to the forefront, wheat consumption
rekoltesi artarken, talepte çok fazla değişim olmadığı gö- was expected to decrease 1,17 million tons. Shortly; when we
rülmekteydi.
reviewed the U.S. Department of Agriculture estimations, it
was seen that while the wheat harvest increased, there wasn’t
Uluslararası Hububat Konseyi (IGC), dünya buğday tüketiminin much change in the demand.
önceki aya göre 1,7 milyon artışla 692,6 milyon tona ulaşmasını bekliyor. IGC verilerinde, ABD Tarım Bakanlığı verilerinden International Grain Council (IGC) expects that world wheat
farklı olarak üretimde artış öngörülüyor. Bunun nedeni olarak consumption will reach to 692,6 million tons with an increase
da Karadeniz ve Avrupa Bölgeleri’nde yaşanan yüksek buğday of 1,7 million tons compared to previous month. In IGC data,
üretimi gösteriliyor. Dünya buğday ticaretinde ise bir değişim an increase is forecast in the production unlike the data of U.S.
beklenmiyor. Buna rağmen buğday stoklarındaki artış 4 milyon Department of Agriculture. The reason of that is shown as the
tona ulaşacak.
high wheat production in Black Sea and European Region.
There is not any change to be expected in the world wheat
Çin kaynaklı talep ve artan buğday üretimi, stoklarda artış ola- trade. In spite of this, the increase in wheat stocks will reach
rak karşımıza çıkıyor. IGC, Çin’in 2013-14 sezonu buğday üreti- to 4 million tons.
minin ortalamanın üzerinde olacağını tahmin ediyor. Bununla
beraber elverişsiz hava koşulları nedeniyle buğday kalitesinin Demand from China and increasing wheat production apdüşük olduğuna dair raporlar geliyor. Bunun sonucu olarak da pears as an increase in stocks. IGC estimates that 2013/14
buğday ithalatının ve buğday fiyatının yükseldiği ifade ediliyor. season wheat production will be above average. Nonetheless
Çin’in buğday ithalatı 7,2 milyon tona ulaşmış durumda. Yılso- there are some reports about that the wheat quality is low
nuna kadar ise buğday ithalatının 9,6 milyon tona ulaşması due to adverse weather conditions. As a result of that, wheat
bekleniyor. Bu rakam ise son yıllarda görülen en yüksek buğ- import and prices increase. China’s wheat import reached to
day ithalatına işaret ediyor.
7,2 million tons. It is expected to reach 9,6 million tons until
77
Sonuç olarak; hububat piyasalarında küresel tahmin gerçekleştiren üç kuruluşun tahmin ortalamaları göz önüne alındığında,
dünya buğday üretiminin ortalama 702,3 milyon ton olması
bekleniyor. Bu miktar, bir önceki aya göre ortalama 1,2 milyon
tonluk bir düşüşe işaret ediyor.
Geçen sene ortalaması ise 656,7 milyon ton olarak gerçekleşmişti. Tahmini veriler incelendiğinde, farklı yönde analizler olsa da, asıl farklılığın artan talep kaynaklı geliştiği görülmektedir. Bu noktada daha önce belirttiğim Brezilya ve
Çin kaynaklı talebin, buğday piyasasında belirleyici bir rol
üstlendiği anlaşılıyor. Bunun ne kadar kalıcı olacağı, fiyatların yönünü belirleyecektir.
Bu çerçevede talep tarafındaki gelişmelere baktığımızda; Arjantin ve Rusya’da buğday üretiminin azalması ve güçlü seyreden Brezilya ve Çin talebi nedeniyle fiyatlardaki toparlanmanın devam ettiği görülmektedir. Çin kaynaklı talep Karadeniz
Bölgesi’nde fiyatları yükseltirken, Brezilya kaynaklı talep ise
ABD’deki fiyatların yükselmesine neden oluyor.
the end of the year. This figure points the highest wheat import of the recent years.
As a result; when the estimation average of the three intuitions
that make global estimations in the grain markets is taken into
consideration, average of the world wheat production is expected to be 702,3 million tons. This figure points average 1,2
million-ton decrease compared to previous month. Last year’s
average was realized as 656,7 million tons. When the estimated
data are reviewed; even if there are different analyzes, it is seen
that the main difference develops from the increasing demand.
At this point; it is understood that demand from Brazil and China that I mentioned before undertakes a decisive role in wheat
market. That how much it will be permanent will determine the
direction of prices.
When we look at the developments on the demand side within this frame; it is seen that due to the wheat production decreases in Argentina and Russia and increasing demand from
Brazil and China, recovery in prices continue. While demand
from China increases the prices in Black Sea Region, demand
Rusya’da son dönemde artan yağışlar ve soğuk hava, hasatta from Brazil increases the prices in USA.
gecikmelere neden oldu. Yoğun yağışlar nedeniyle 2013/14
sezonunda 4 milyon hektar ekili alan azalışı ile karşılaşabilece- The recent increased rainfall and cold weather in Russia
ği belirtiliyor. Bu rakam, geçen seneye göre yüzde 20 azalışa caused delays in the harvest. Due to the heavy rains, it is stated
that Russia can face with a decrease of 4 million hectares cultiişaret ediyor.
vated area in 2013/14 season. This figure points 20 % decrease
Rusya Tarım Bakanlığı’na göre; şimdiye kadar 12,1 milyon hek- compared to previous year. According to Russian Ministry of
tar alanın ekimi yapılmış durumda. Bu sene için hedeflenen Agriculture; 12,1 million hectare-area has been cultivated so
ekili alan miktarı, 16,4 milyon hektar seviyesinde bulunuyordu. far. Targeted cultivated land amount for this year was at 16,4
Fakat bu sene ekili alan miktarının 13 milyon hektara düşebi- million hectare level. However, it is stated that cultivated land
leceği ifade ediliyor. Bu rakam, son 20 yılın en düşük ekimine amount would decrease to 13 million hectare this year. This
işaret ediyor. Bu yazı yazıldığında, SovCon analiz şirketine göre; figure points the lowest cultivation of the last 20 years.
Rusya çıkışlı buğday fiyatı ton başına 272,5 dolara yükselmişti.
Karadeniz Bölgesi genelinde ise buğday ihraç fiyatı, 294 dolara When this article was being written, the price of wheat from
kadar yükseldi. Kısaca analiz, buğday fiyatında yüzde 17’lik bir Russia increased to 272,5 dollar per ton according to SovCon
78
79
artışa işaret ediyor. Ekili alan kaybı nedeniyle buğday fiyatının analysis company. In the Black Sea Region, wheat export price
increased to 294 dollars. Shortly; the analysis points an inarttığı gözleniyor.
crease of 17 % in wheat prices. It is observed that wheat prices
Ayrıca Arjantin’de buğday üretiminin 8,8 milyon ton olacağı increased due to the cultivated land loss.
tahmin ediliyor. Yani ABD Tarım Bakanlığı tahmininden 3,2
milyon ton daha düşük bir seviyeye işaret ediliyor. Toplam Besides, wheat production in Argentina is estimated to be
ekili alan kaybının ise 100 bin hektara ulaşabileceği açıklan- 8,8 million tons. It points 3,2 million tons lower level than the
dı. Bunun sonucu olarak Arjantin’in buğday açığı ile karşı estimation of U.S. Department of Agriculture. It is announced
that total cultivated land loss can reach to 100 thousand heckarşıya kalabileceği belirtiliyor.
tares. As a result of this; it is stated that Argentina can face with
Arjantin, toplam 6,05 milyon ton buğday tüketiyor. Ayrıca wheat deficit. Argentina consumes 6,05 million tons wheat in
700 bin ton buğday stoku bulunuyor. Fakat Arjantin, aynı za- total. Also it keeps 700 thousand-ton wheat stock. However,
manda kendi bölgesi için önemli bir buğday tedarikçisi. Za- Argentina is also an important wheat supplier in its own reten bu nedenle Güney Amerika’da buğday talebi ve fiyatları gion. That is why wheat demands and prices showed a rapid
hızlı bir artış gösterdi. Arjantin’de buğday fiyatı, ton başına increase in South America. Wheat price in Argentina was being traded for over 350 dollars per ton.
350 doların üzerinde işlem görüyordu.
Brezilya, normalde buğday ihtiyacını Arjantin kaynaklı buğday ithalatı ile karşılıyor. Fakat Arjantin’deki buğday açığı
nedeniyle ABD çıkışlı buğdaya yönelmiş durumda. ABD’den
yapılan ithalat ise vadeli fiyatların yükselmesine neden oluyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine
göre; Brezilya’da buğday üretimi 5,1 milyon ton seviyesinde.
ABD Tarım Bakanlığı verilerine göre ise toplam 7,7 milyon
ton buğday ithalatı var. Bu ithalatın büyük bir kısmı da Arjantin tarafından sağlanıyor. Veya sağlanıyordu! Simdi bu
ithalat ABD’ye yönelmiş durumda.
Ekim ayında Avrupa’da buğday ihracatı için yapılan başvuru
miktarı 759 bin tona ulaştı. Yazı yazıldığında ise toplam sezon
ihracatı ise 7,3 milyon tona ulaşmıştı. Bu rakam, geçen seneye
göre yüzde 68’lik bir artışa işaret ediyor. Avrupa kaynaklı buğdayın alıcısı Çin ve Kuzey Afrika ülkeleri olarak bilinmektedir.
Bu sebeple bu ülkelerdeki buğday talebinin yüksek seyrettiği
anlaşılıyor. Ayrıca Avrupa buğdayının üretim maliyetleri nedeniyle göreceli yüksek seyrediyordu. Fakat fiyatlardaki son yükseliş ile beraber Avrupa kaynaklı buğday ihracatının rekabetçi
konuma gelmesi bekleniyor.
Şikago Ticaret Borsası’nda Aralık vadeli buğday fiyatı, Eylül
ayında 710 cent/bushel direncine doğru yükseliş gösterdi.
Özellikle 640 cent/bushel seviyesinde başlayan yükseliş hareketi, Ekim ayında da gücünü korudu. Kritik 710 cent/bushel
seviyesinin geçilmesi durumunda teknik görünüm, çok daha
güçlenecektir. Bu durumda 710 cent/bushel seviyesi üzerinde yeni bir taban oluşumuna yönelik yatay hareket izlenebilir.
Aksi taktirde ise dalgalı ve zamanla gevşeyen fiyat hareketleri
görebiliriz. Dört yıllık yükselen trend çizgisi, 635 cent/bushel
seviyesinden geçiyor.
Kasım ayı içerisinde buğday fiyatlarının 710-640 cent/bushel
bandı içerisinde dalgalanacağı öngörülmektedir. Dünya buğday
talebinin güçlü kalmaya devam etmesi ve/veya buğday rekoltesinde meydana gelecek bir azalış, 710 cent/bushel seviyesinin
geçilmesine yol açabilir. Fakat genel eğilimin, dalgalı bir bantta
aşağı yönlü eğilim olacağı tahmin edilmektedir. Talep haberlerini ve üretim tahminlerini de takip etmeye devam edeceğiz.
Brazil normally meets its wheat need by the wheat import
from Argentina. However; due to the wheat deficit in Argentina, it turned to USA wheat. Import from USA causes
increase in futures prices. According to the data of Food and
Agriculture Organization of the United Nations (FAO); wheat
production in Brazil is at 5,1 million levels. According to the
data of U.S. Department of Agriculture, wheat import is 7,7
million tons in total. A great part of this import is provided by
Argentina. Or it was! Now this import turned to USA.
Applications for wheat export in Europe in October reached
759 thousand. When this article was being written, total season export reached 7,3 million tons. This figure points 68 %
decrease compared to last year. Buyer of the wheat from Europe is known as China and Northern African countries. Thus,
it is understood that wheat demand in these countries is at
high levels. Besides, due to the productions costs of European
wheat, it is relatively high. However; with the last increase in
the prices, it is expected that wheat export from Europe will
become competitive.
December futures wheat price at Chicago Mercantile Exchange increased to 710 cent/bushel resistance in September.
Especially the increase movement started at 640 cent/bushel
level, protected its power also in October. In case of that critical 710 cent/bushel level is exceeded, technical appearance
would be more powerful. In this case; horizontal movement
for the formation of a new base at 710 cent/bushel level can
be seen. Otherwise; we can see price movements that are fluctuating and loosening in time. Four-year increasing trend line
is at 635 cent/bushel level.
It is forecast that wheat prices will be fluctuating within
710-640 cent/bushel level during November. Continuation
of world wheat demand to be remain strong and/or any decrease in wheat harvest may cause that 710 cent/bushel level
is exceeded. However the general trend is estimated to be
downward at a fluctuating level. We will continue to follow demand news and production forecasts.
80
Dünya buğday ve un pazarı, 2012/13 sezonunu, bir önceki sezona göre düşük bir üretimle geçirdi. Üretimdeki bu düşüş, geçtiğimiz dönem buğday fiyatlarında önemli oynamalara neden
olmuştu. Ancak Haziran ayında başlayan 2013/14 sezonuyla ilgili üretim beklentilerinin piyasayı
son derece olumlu etkilediğini söyleyebiliriz. 2012/13 sezonundaki 655 milyon tonluk buğday
üretimine karşılık, yeni sezon beklentisinin 696 milyon ton olması, fiyatların da yeniden daha
kabul edilir bir seviyede olmasını sağladı. 2013/14 sezonuyla ilgili tek sıkıntı ise birçok bölgede,
üretimdeki artışa rağmen kalite oranın düşmesi.
World wheat and flour market had a low-production season in 2012/13 compared to the previous season. This decrease in production induced important changes in wheat prices over the
past period. However; we can say that the production expectations about 2013/14 season started in June affected the market extremely positive. The expectation for the new season as 696
million tons compared to the 665 million-ton wheat production in 2012/13 provided the prices
to be at a more acceptable level again. The only problem with 2013/14 season is that the quality
rate in many regions has decreased in spite of the increase in the production.
81
Buğday dünyada en çok üretilen ve pek çok ülkenin beslenme,
ticaret ve ekim nöbeti sistemlerinde vazgeçilmez bir kültür bitkisidir. Özellikle insan beslenmesinde alternatifsiz bir bitki olan
buğdayın ekim alanları ve üretimi, nüfus artışına paralel olarak
artmaktadır. 1802 yılında 1 milyarı aşan dünya nüfusu, 1927
yılında yaklaşık 2 milyar olmuş ve 2012 yılında da 7 miyarı aşmıştır. Dünya nüfusunun 2020’de 8.5 milyar, 2030’da 9.6 milyar,
2050’de ise 12 milyar olacağı tahmin edilmektedir.
Nüfus artışına paralel olarak artan dünya buğday üretimi de
1960’li yıllarda yaklaşık 222 milyon ton iken, 2000’li yıllarda
586 milyon tona, 2012 yılında ise 695 milyon tona ulaşmıştır.
Dünyada kişi başına buğday tüketiminin 1960’li yıllarda yaklaşık 70 kg olduğu, günümüzde ise 100 kg/kişi civarında olduğu
As a cultivated plant, wheat has the highest level of production in the world and is indispensable for the nutrition, trade
and crop rotation systems of many countries. Cultivation area
and production of wheat increase in parallel with the population growth since it has no alternative especially in terms of
nutrition. The world population was over one billion in 1802,
around two billion in 1927 and over 7 billion in 2012. According to the estimates, the world population will reach 8.5 billion
by 2020, 9.6 billion by 2030 and 12 billion by 2050.
World wheat production stood at 222 million tons during
1960s, it reached 586 million tons in 2000s and 650 million
tons in 2012, paralleling the population growth. World wheat
consumption per capita was 70 kg in 1960s while it is now
82
tahmin edilmektedir. Dünya ortalama buğday verimi ise son
yıllarda 300 kg/da’a kadar yükselmiştir. Bugüne kadar dünya
buğday üretimindeki artış çoğunlukla ekim alanlarındaki artışa
bağlıydı ancak önümüzdeki yıllarda buğday üretimindeki artışın, mevcut ekim alanlarındaki artıştan ziyade, birim alandan
elde edilen veriminin artırılması yoluyla sağlanacağı düşünülmektedir.
estimated to be around 100 kg pro capita. World average
wheat yield has reached up to 300 kg/da in recent years. Up
until now, increase in the world wheat production depended
mostly on the increase in cultivation area but it is conjectured
that in the forthcoming years world wheat production will be
increased by enhancing the yield per unit rather than by enlarging the cultivation area.
DÜNYA BUĞDAY ÜRETİMİ VE BAŞLICA ÜRETİCİ ÜLKELER WORLD WHEAT PRODUCTION AND
Uluslararası Hububat Konseyi (IGC)’nin verilerine göre; MAJOR PRODUCER COUNTRIES
According to the data obtained from the International Grains
Council (IGC), wheat production standing at 679 million tons
in the 2009/2010 season receded to 653 million tons by a decrease of 26 million tons in the 2010/2011 season. It reached
to 695 million tons by an increase of 42 million tons in 2011/12
season. World wheat production started to decrease again in
the 2012/13 season, estimated to reach 655 million tons by a
record decrease of 40 tons. However, an increase in production is foreseen in the 2013/14 season due to the draught fac26 Eylül tarihli raporunda 2013/14 sezonu için 38 milyon tonluk ing certain regions.
bir artış öngören IGC, 31 Ekim tarihli son raporunda bu oranı
41 milyon tona çıkardı. Buna göre; 2013/14 sezonunda dünya IGC increased its decrease forecast of 38 million tons in its 26th
buğday üretimi 696 milyon ton civarında gerçekleşecek. ABD September report to 41 million tons in the 31st October reTarım Bakanlığı Dış Tarım Servisi’nin (USDA FAS) önceki yıllara port. Accordingly; world wheat production will be at around
ait dünya buğday üretimiyle ilgili verileri de IGC’nin verilerini 696 million tons in the 2013/14 season. World wheat producdestekler nitelikte. Ancak 2013/14 sezonuna ilişkin öngörüler- tion data from the Foreign Agriculture Service US Department
de USDA’nın beklentisinin çok daha yüksek olduğu görülüyor. of Agriculture (USDA) support those of IGC. However; in the
USDA, 2013/14 sezonu için Ağustos ayında 705 milyon ton forecasts about 2013/14 season, it is seen that USDA’s expecolarak öngördüğü buğday üretim miktarını, Eylül ayında 708 tations are much higher. Forecasting the wheat production
amount for 2913/14 season as 705 million tons in August,
milyon tona çıkardı.
USDA increased it to 708 million tons in September.
Ülkeler bazında bakıldığında; 2012/13 sezonunda dünya buğday ihtiyacının büyük bir kısmının Çin, Hindistan, ABD ve Rusya
tarafından karşılandığı görülmektedir. USDA verilerine göre; Country-based analysis shows that a large part of the world
2012/13 sezonunda 655 milyon ton civarında olan dünya buğ- wheat production is met by China, India, USA and Russia in
day üretiminin 315 milyon tonu (Çin 121 milyon ton, Hindis- 2012/13 season. According to USDA data, out of 655 million
tan 94,8 milyon ton, ABD 61,7 milyon ton, Rusya 37,7 milyon tons of world wheat production in the 2012/13 season, 315
ton) bu 4 ülke tarafından üretilmektedir. Bu 4 ülkeyi 27,2 mil- million tons of wheat is produced in these four countries
yon tonla Kanada, 23,3 milyon tonla Pakistan, 22 milyon tonla (China 121 million tons, India 94,8 million tons, USA 61,7 milAvustralya, 15,7 milyon tonla Ukrayna ve 15,5 milyon tonla Tür- lion tons, Russia 37,7 million tons). These four countries are
followed by Canada with 27,2 million tons, Pakistan with 23,3
kiye takip etmektedir.
million tons, Australia with 16.7 million tons, Ukraine with 15,7
USDA verileri incelendiğinde; bir önceki sezona kıyasla 2012/13 million tons, and Turkey with 15,5 million tons.
sezonunda, buğday üretiminde en büyük düşüşün Rusya (yakWhen USDA data
laşık 18 milyon ton)
are reviewed; comve Kazakistan’da
pared to 2012/13
(yaklaşık 13 milyon
season, it is seen
ton) yaşandığı; en
that the highest
büyük artışın ise
decrease in wheat
yaklaşık 8’er milproduction is in
yon tonla ABD ve
Russia
(approxiHindistan’da oldumately 18 million
ğu görülmektedir.
tons) and Kazakhstan (approximateUSDA 2013/14 sely 13 million tons)
zonu öngörüsün2009/2010 sezonunda 679 milyon ton olan dünya buğday
üretimi, 2010/11 sezonunda 26 milyon tonluk düşüşle 653 milyon tona, 2011/12 sezonunda ise 42 milyon tonluk artışla 695
milyon tona ulaştı. 2012/13 sezonunda yeniden düşüşe geçen
dünya buğday üretiminin, 40 milyon tonluk rekor düşüşle 655
milyon tona gerilediği tahmin ediliyor. Ancak bazı bölgelerde
üretimin yeniden artışa geçmesi nedeniyle, 2013/14 sezonunda dünya buğday üretiminin yeniden artacağı öngörülüyor.
83
de; dünyanın en büyük buğday üreticileri arasında yer alan
ülkelerden Çin’in buğday üretiminin yine 121 milyon ton
seviyesinde kalacağını, Hindistan’ın buğday üretiminin yaklaşık 2 milyon ton, ABD’nin buğday üretiminin ise yaklaşık 4
milyon ton düşeceğini öngörüyor.
Diğer ülkelerin hemen hemen tamamında bir artış öngören USDA, en büyük artışın Rusya (yaklaşık 17 milyon ton),
Kazakistan’da (yaklaşık 8 milyon ton) ve Ukrayna (yaklaşık 7
milyon ton) yaşanacağına işaret ediyor. Eğer bu öngörüler gerçekleşirse Rusya, Ukrayna ve Kazakistan 2011/12 sezonundaki
üretim miktarlarına hemen hemen ulaşmış olacaklar.
Bölgesel açıdan dünya buğday üretimi incelendiğinde; Eski
Sovyetler Birliği (12) ülkelerinin dışında kalan Doğu ve Güney
Asya ülkelerinin 2012/13 sezonunda yaklaşık 248 milyon tonluk üretimle ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Asya ülkelerini,
136 milyon tonluk üretimle Avrupa ülkeleri takip etmektedir.
Amerika kıtası yaklaşık 111 milyon tonluk üretimle 3. sırada yer
alırken, Eski Sovyetler Birliği (12) ülkeleri ise 108 milyon tonluk
üretimle 4. sırada yer almaktadır.
Dünya dönem sonu buğday stoklarının ise 2012/13 sezonunda
19 milyon ton civarında gerileyeceği tahmin ediliyor. Dönem
sonu stoklarıyla ilgili IGC verileri incelendiğinde; 2010/11 ve
2011/12 sezonların 194 milyon ton olan dünya buğday stokunun, 2012/13 sezonunda 175 milyona gerileyeceği tahmin
ediliyor. IGC’nin 2013/14 sezonu için öngördüğü dönem sonu
dünya buğday stoku ise 182 milyon ton.
and the highest increase is in USA and India with approximately 8 million tons per each other.
In the forecast of USDA for 2013/14 season; it is predicted that
wheat production of China that is among the largest wheat
producers will remain at 121 million tons level, the wheat production will decrease 2 million tons in India and 4 million tons
in USA. Forecasting increase in almost all of other countries;
USDA points out that the highest increase will be realized by
Russia (about 17 million tons), Kazakhstan (about 8 million
tons) and Ukraine (about 7 million tons). If these forecasts are
realized; Russia, Ukraine and Kazakhstan would almost reach
their production amounts in 2012/13 season.
According to a region-based analysis of the world wheat production, countries in Eastern and South-eastern Asia, excepting the Former Soviet Union countries (12), are placed on the
top with a production figure of 248 million tons in the 2012/13
season. Asian countries are followed by European countries
with a wheat production of 136 million tons. American continent takes the third place with a production of 111 million
tons while the Former Soviet Union countries (12) rank fourth
with 108 million-ton production.
World end-of-season wheat stocks, on the other hand, are
estimated to recede by 19 million tons in the 2012/13 season. An analysis of IGC data on end-of-season stocks reveals that the world wheat stock standing at 194 million
84
Ülkeler bazında dönem sonu buğday stoklarına bakıldığında;
USDA verilerine göre 2012/13 sezonunda 53,9 milyon tonluk
stokla ilk sırayı Çin alıyor. Çin’i 24,2 milyon tonluk dönem sonu
buğday stokuyla Hindistan, 19,5 milyon tonla ABD, 5,1 milyon
tonla Rusya ve İran, 5 milyon tonla Kanada ve 4,5 milyon tonla
Mısır takip ediyor. 2013/14 sezonuyla ilgili öngörülerde; Mısır,
Hindistan ve ABD’nin dönem sonu stoklarında düşüş, adı geçen diğer ülkelerin stoklarında ise artış olacağı tahmin ediliyor.
DÜNYA BUĞDAY TÜKETİMİ VE
ÜLKELERİN TÜKETİMDEKİ YERİ
Genel tüketim rakamları için IGC’nin verilerine bakıldığında;
2009/10 sezonunda 653 milyon ton olan dünya buğday tüketiminin, 2010/11 sezonunda 4 milyon tonluk artışla 657 milyon tona, 2011/12 sezonunda da bir önceki sezona kıyasla 39
milyon tonluk artışla 696 milyon tona ulaştığı görülmektedir.
2012/13 sezonunda ise dünya buğday tüketiminin 23 milyon
tonluk düşüşle 673 milyon tona ulaştığını tahmin eden IGC,
2013/14 sezonu için de 690 milyon tonluk bir tüketim miktarı
öngörüsünde bulunuyor. Bu öngörü ise, 17 milyon tonluk bir
artışa işaret ediyor.
Dünya buğday üretiminde en büyük paya sahip olan Çin, aynı
zamanda en büyük buğday tüketicisi konumunda. USDA verilerine göre; 2012/13 sezonunda Çin, 121 milyon tonluk üretimine karşılık 125 milyon ton tüketim gerçekleştirmektedir.
Bu verilerden de anlaşılacağı üzere Çin, üretiminin tamamına
yakınını kendi iç tüketimi için kullanmaktadır. Bir diğer önemli
tons in the 2010/11 and 2011/12 seasons is expected to
decrease to 175 million tons in the 2012/2013 season. The
world end-of-season wheat stocks forecast of IGC for the
2013/14 season is 182 million tons.
When end-of-season wheat stocks are analysed on country
basis, China ranks first in the 2012/13 season with 53.9 million tons of stock, according to the data obtained from the
USDA. China is followed by the, India with 24,2 million tons,
USA with 19,5 million tons, Russia and Iran with 5,1 million
tons, Canada with 5 million tons and Egypt with 4,5 million
tons. According to the forecasts for the 2013/14 season,
a decrease will be observed in the end-of-season stocks
Egypt, India and USA and increase in the other countries
mentioned.
WORLD WHEAT CONSUMPTION AND
CONSUMPTION BY COUNTRY
IGC figures on general consumption show that the world
wheat consumption standing at 653 million tons in the
2009/10 season reached 657 million tons in the 2010/11 season by an increase of 4 million and reached to 696 million tons
in 2011/12 season with an increase of 39 million compared to
the previous season. IGC estimates that wheat consumption
decreased to 673million tons in the 2012/13 season with a decrease of 23 million tons and forecasts a consumption level of
690 million tons for the 2013/14 season. This forecast indicates
an increase by 17 million tons.
85
China, having the largest share in the
world wheat production, also has the
largest wheat consumption. According
to USDA data; China consumed 121 million tons of wheat in the 2012/13 season
whereas it produced 125 million tons. As it
is understood from these data; China uses
almost all of its production for the domestic consumption. As another important
producer, India has a consumption level
of 83,8 million tons as opposed to 94,8
million tons of production. USA, which
ranked third with 61,7 million tons of production in the country-based analysis for
the 2012/13 season, uses 38,3 million tons
of its wheat production for domestic consumption.
In the Russia, 33.5 tons of consumption
üretici olan Hindistan ise 94,8 milyon tonluk üretimine karşılık takes place out of 37,7 million tons of production. These four
countries, which ranked at the top in consumption as well as
83,8 milyon tonluk tüketim oranına sahip.
in production during the 2012/13 season, are followed by Pa2012/13 sezonunda 61,7 milyon tonluk üretimle ülkeler bazın- kistan, Egypt, Turkey, Iran and Ukraine with consumption figda buğday üretiminde üçüncü sırada yer alan ABD, bu üretimin ures of 23,9, 18.7, 17.5, 16,4 and 11,8 million tons respectively.
38,3 milyon tonluk kısmını kendi iç tüketimi için kullanmaktadır. 37,7 milyon tonluk üretime sahip Rusya ise 33,5 milyon USDA does not forecast a substantial increase or decrease in
tonluk tüketim gerçekleştirmektedir. 2012/13 sezonunda üre- the consumption of countries for the 2013/14 season and estitimde olduğu gibi tüketimde de ilk sırayı alan bu 4 ülkeyi, 23,9 mates the biggest decrease to occur in USA by approximately
milyon tonluk tüketim miktarı ile Pakistan, 18,7 milyon tonla 3 million tons and increase in India with approximately 7 milMısır, 17,5 milyon tonla Türkiye, 16,4 milyon tonla İran ve 11,8 lion tons. When analysed on the basis of region, the world
wheat consumption is again greatest in countries of Eastmilyon tonla Ukrayna takip etmektedir.
ern, Southern and South-eastern Asia, excepting the For2013/14 sezonuyla ilgili öngörüsünde ülkeler için çok büyük mer Soviet Union countries (12), as was the case in world
tüketim artışları ve düşüşleri öngörmeyen USDA, en büyük wheat production. According to USDA data; the quantity
düşüşün yaklaşık 3 milyon tonla ABD’de, en büyük artışın ise of wheat consumed by Asian countries during the 2012/13
season adds up to around 277 million tons. Asian countries
yaklaşık 7 milyon tonla Hindistan’da olacağını tahmin ediyor.
are followed by European countries with a wheat consumpBölgesel açıdan dünya buğday tüketimi incelendiğinde; Eski tion of 125 million tons. Continental America takes the third
Sovyetler Birliği (12) ülkelerinin dışında kalan Doğu, Güney ve place with a consumption of 80 million tons while Former
Güneydoğu Asya ülkelerinin, üretimde olduğu gibi tüketimde Soviet Union countries (12) rank fourth in world regionde ilk sırada olduğu görülmektedir. USDA verilerine göre Asya based wheat consumption, consuming 71million tons of
ülkelerinin 2012/13 sezonunda tükettiği buğday miktarı yakla- the wheat it produced.
şık 277 milyon ton civarında. Asya ülkelerini 125 milyon tonluk
tüketimle Avrupa ülkeleri takip etmektedir. Eski Sovyetler Birliği (12) ülkeleri 71 milyon tonluk tüketimle 3. sırada yer alırken, WORLD WHEAT TRADE and COUNTRIES SHAPING THE
Amerika kıtası ise üretiminin 80 milyon tonluk kısmını tükete- WHEAT TRADE
rek bölgesel bazda dünya buğday tüketiminde 4. sırada yer al- According to the IGC report, the quantity of wheat traded
maktadır. Amerika kıtası 80 milyon tonluk tüketimle 3. sırada worldwide in the 2009/10 season is 128 million tons. World
yer alırken, Eski Sovyetler Birliği (12) ülkeleri ise üretiminin 71 wheat trade volume decreasing to 126 million tons in 2010/11
milyon tonluk kısmını tüketerek bölgesel bazda dünya buğday season reached to 145 million tons in the 2011/12 season with
tüketiminde 4. sırada yer almaktadır.
a record increase. In the 2012/13 season, on the other hand,
the world wheat trade was realized in parallel with the deDÜNYA BUĞDAY TİCARETİ ve BUĞDAY TİCARETİNE crease in production. Estimating that the world wheat trade
decreased to 141 million tons by a decrease of 4 million tons in
YÖN VEREN ÜLKELER
IGC’nin raporuna göre; 2009/10 sezonunda dünya ticaretine 2012/13 season as compared to the previous season; IGC forekonu olan buğday miktarı 128 milyon ton. 2010/11 sezonun- casts it to increase only 1 million tons in the 2013/14 season.
86
da 126 milyon tona gerileyen dünya buğday ticaret hacmi,
2011/12 sezonunda ise rekor artışla 145 milyon tona ulaştı.
2012/13 sezonunda ise üretimdeki düşüşe paralel olarak dünya buğday ticareti de düşüş gösterdi.
2012/13 sezonunda dünya buğday ticaretinin, bir önceki sezona kıyasla 4 milyon tonluk düşüşle 141 milyon tona gerilediğini tahmin eden IGC, 2013/14 sezonun için de sadece 1 milyon tonluk bir artış öngörüyor. Buna göre yeni sezonda dünya
buğday ticaretine konu olacak buğday miktarı, 142 milyon
ton civarında olacak. IGC verileriyle kıyaslandığında birkaç ton
farklılık gösteren USDA verilerine göre ise; 2012/13 sezonunda
146,9 milyon ton olan dünya buğday ticareti, 2013/14 sezonunda 152,3 milyon ton seviyesine ulaşacak.
USDA verilerine göre; 2012/13 sezonunda 146,9 milyon ton
olan dünya buğday ihracatının yaklaşık 79 milyon ton gibi
önemli bir kısmını, 4 ülke gerçekleştirmektedir. Dünya buğday
ticaretine yön veren ülke konumunda olan Amerika, 2012/13
sezonunda dünya buğday ihracatının 27,6 milyon tonluk kısmını tek başına gerçekleştirdi. 2011/2012 sezonunda 28,1
milyon ton buğday ihraç eden ABD, son dört yılda buğday ve
un ihracatındaki en yüksek seviyeye 36 milyon ton ihracatla
2010/11 sezonunda ulaştı.
Amerika için 2013/14 sezonu için öngörülen ihraç miktarı ise
30 milyon ton. 2012/13 sezonunda, 21,3 milyon tonluk buğday
ihracatıyla ABD’nin ardından ikinci sırada yer alan Avustralya,
dünya buğday ticaretinin en önemli aktörlerinden bir diğeri.
2010/11 sezonunda 18,4 milyon ton buğday ihraç eden Avustralya, 2011/12 sezonunda 23 milyon ton ihraç rakamına ulaşmıştı. Avustralya için 2013/14 sezonunda öngörülen ihracat rakamı
ise 2,3 milyon tonluk düşüle 19 milyon ton. 2012/13 sezonunda
dünya buğday ihracatında Avustralya’yı kanada takip ediyor.
USDA verilerine göre; Kanada’nın 2012/13 sezonunda gerçekleştirdiği ihracat miktarı 18,5 milyon ton.
Accordingly; quantity of wheat to be traded worldwide during
the new season will be around 142 million tons. According to
USDA data, which differ from the IGC data by a few tons; world
wheat trade that was 146,9 million tons in 2012/13 season will
reach to 152,3 million tons level in 2013/14 season.
Egypt has the biggest share of the world wheat import like in
previous seasons. According to USDA data; Egypt imported
Ülkenin 2013/14 sezonunda da ihracatını
arttıracağı ve 20,5 milyon ton seviyesine ulaşacağı öngörülüyor. 2010/11 sezonunda kuraklık ve beraberindeki üretim düşüşü nedeniyle buğday ihracatını durduran ve sadece
3,9 milyon tonluk ihracat gerçekleştiren dünya buğday ticaretinin bir diğer önemli aktörü Rusya. 2012/13 sezonunda 11,2 milyon
tonluk bir ihracat gerçekleştiren Rusya’nın,
2013/14 sezonunda ihracat rakamını 17
milyon tona çıkaracağı öngörülüyor. Dünya
buğday ihracatında, 2012/13 sezonu verileri
bazında Rusya’yı 8,6 milyon ton ile Hindistan,
7,4 milyon ton ile Arjantin, 7,1 milyon ton ile
Ukrayna, 7 milyon ton ile Kazakistan ve 3,5
milyon tonla Türkiye takip ediyor.
IGC ve USDA verilerinde belirtilen dünya
buğday ticaretine ilişkin rakamlar, buğday
87
8.3 million tons of wheat out of 146,9 million tons of world
wheat import during the 2012/13 season and forecasts suggest that it will remain at the top in the 2013/14 season, as
well, with an import of 9.5 million tons. Brazil follows Egypt in
world wheat import in 2013/14 season. It is forecast that realizing 7,5 million tons of wheat in 2012/13 season, Brazil will realize 7,7 million-ton import in 2013/14 season. In world wheat
import; Brazil is followed by Indonesia with 7,1 million tons,
Japan with 6,5 million tons, Algeria with 6,2 million tons, South
Korea with 5,4 million tons.
Region-based analysis of the world wheat import shows that
the countries in Asia, excepting the Former Soviet Union countries (12), have the biggest share of the world wheat import
in the 2012/13 season with an import figure of 39.2 million
tons. Forecasts suggest that the countries in the Asian continent will carry out 45.9 million tons of wheat import during
the 2013/14 season. In terms of the world wheat import in
the 2012/13 season, Asian countries are followed by African
continent with an import figure of 39 million tons.
ve un ihracatının, buğday bazındaki karşılığını temsil etmektedir. Tek başına un ihracatı dikkate alındığında ülkelerin sıralaması tamamen değişmektedir. Dünya un ticaretinde en etkili
iki ülke Kazakistan ve Türkiye’dir.
Dünyanın miktar bazında lider un ihracatçısı olan Kazakistan, 2009–2010 döneminde 3,5 milyon ton ihracat gerçekleştirirken, aynı dönemde dünyanın ikinci büyük un
ihracatçısı olan Türkiye’nin ihracatı 2,6 milyon tondur. Kazakistan sadece 5 ülkeye ihracat yaparken Türkiye, 100 den
fazla ülkeye ihracat gerçekleştirmektedir. 2012 içinde Kazakistan 2,2 milyon ton ihracat ile 605 milyon dolarlık gelir
elde ederken, Türkiye 2 milyon ton ile 843 milyon dolar gelir elde etmiştir. Uluslararası Hububat Birliği istatistiklerine
göre ise; 2012/13 hasat döneminde Türkiye ve Kazakistan,
buğday karşılığı olarak 2,8 milyon tonluk ihracatla berabere kalmışlardır.
Dünya buğday ithalatında ise en büyük pay daha önceki sezonlarda da olduğu gibi Mısır’a aittir. USDA verilerine göre 2012/13
sezonunda 146,9 milyon ton olan dünya buğday ithalatının 8,3
milyon tonunu gerçekleştiren Mısır’ın, 2013/14 sezonunda da
9,5 milyon tonluk ithalatla ilk sırada yer almaya devam edeceği öngörülüyor. 2012/13 sezonunda dünya buğday ithalatında
Mısır’ı, Brezilya takip ediyor. 2012/13 sezonunda 7,5 milyon ton
ithalat gerçekleştiren Brezilya’nın, 2013/2014 sezonunda da 7,7
milyonluk ithalat gerçekleştireceği öngörülüyor.
According to the forecasts, Asian countries will import 39 million tons of wheat in the 2013/14 season. Having reached an
import figure of 23,7 million tons of wheat and flour in the
2012/13 season, countries in the America will import 24.2 million tons during the 2013/14 season, according to the forecasts. Countries in the Middle East, on the other hand, are
estimated to import 23,6 million tons in the 2013/14 season.
European and Former Soviet Union countries are taking a back
seat in terms of import. It is estimated that European countries, which imported 6.9 million tons of wheat in the 2012/13
season, will import 6.7 million tons during the 2013/14 season,
whereas 12 Former Soviet Union countries, which imported
7.4 million tons in the 2012/13 season, will import 6.8 million
tons in the 2013/14 season.
According to USDA data; four countries undertake a significant portion (79million tons) of the world wheat export (146,9
million tons) in 2012/13 season. As a country shaping the
world wheat trade, USA alone performed 27.6 million tons
of the world wheat export in the 2012/13 season. Exporting
28,1 million tons of wheat in 2011/12 season; United States
reached the highest wheat and flour export level of the last
four years in the 2010/11 season with 36 million-ton export.
The forecast export quantity of the USA for the 2013/14 season is at 30 million tons.
Australia is another major actor in the world wheat and flour
trade, taking the second place following the USA, with a wheat
and flour export of 21,3 million tons in the 2012/13 season.
Australia, which exported 18,4 million tons of wheat in the
2010/11 season, reached an export figure of 23 million tons
in the 2011/12 season. Forecast export figure of Australia for
the 2013/14 season is 19 million tons by a decrease of 2,3 million tons. Canada follows Australia in world wheat export
in 2012/13 season. According to USDA data; the export
88
Dünya buğday ithalatında Brezilya’yı 7,1 milyon ton ile Endo- amount realized by Canada in 2012/13 season is 18,5 milnezya, 6,5 milyon ton ile Japonya, 6,2 milyon ton ile Cezayir, 5,4 lion tons. It is estimated to increase its export in 2013/14
season and will reach to 20,5 million tons level. Being anmilyon tonla Güney Kore takip etmektedir.
other major actor of the world wheat trade, Russia suspendBölgesel açıdan dünya buğday ithalatına bakıldığında; bir ön- ed its wheat export in the 2010/11 season due to draught
ceki sezondan farklı olarak Eski Sovyetler Birliği (12) ülkelerinin and the ensuing decline in production, exporting only 3.9
dışında kalan Asya ülkelerinin, 2012/13 sezonunda 39,2 milyon million tons of wheat while its export figure stood at 11,2
ton ile dünya buğday ithalatındaki en büyük paya sahip oldu- million tons in the 2012/13 season. It is forecast that Rusğu görülmektedir. Asya ülkelerinin 2013/14 sezonunda da 45,9 sia will increase its export amount to 17 million tons in
milyon ton buğday ithal edeceği öngörülüyor. 2012/13 sezo- 2013/14 season. Based on the world wheat export data of
nunda dünya buğday ithalatında Asya ülkelerini, 39 milyon ton the 2012/13 season, Russia is followed by India, Argentina,
Ukraine, Kazakhstan and Turkey with export figures of 8.6,
ithalatla Afrika ülkeleri takip ediyor.
7.4, 7.1, 7 and 3.5 million tons respectively.
Afrika kıtasındaki ülkelerin, 2013/14 sezonunda da yine 39 milyon ton civarında bir buğday ithalatına imza atacakları öngö- All of the numbers about world wheat trade given in the data of
rülüyor. 2012/13 sezonunda 23,7 milyon tonluk buğday ve un IGC and USDA here cover the wheat and flour export based on
89
ithalatına imza atan Amerika kıtası ülkelerinin, 2013/14 sezonunda da 24,2 milyon tonluk ithalat gerçekleştirecekleri öngörülüyor. 2012/13 sezonunda 24 milyon ton ithalat gerçekleştiren Ortadoğu ülkelerinin ise 2013/14 sezonunda 23,6 milyon
ton ithalat gerçekleştireceği öngörülüyor.
Avrupa ve Eski Sovyetler Birliği ülkeleri ise ithalatta geri planda
kalmaktadır. 2012/13 sezonunda 6,9 milyon ton buğday ithalatı gerçekleştiren Avrupa ülkelerinin, 2013/14 sezonunda 6,7
milyon ton ithalat gerçekleştireceği; 2012/13 sezonunda 7,4
milyon ton ithalat gerçekleştiren 12 Eski Sovyetler Birliği ülkesinin de 2013/14 sezonunda 6,8 milyon ton ithalat gerçekleştireceği tahmin ediliyor.
TÜRKİYE’DE BUĞDAY VE UN ÜRETİMİ VE TÜKETİMİ
Türkiye’de geçmişten günümüze buğdaydaki gelişmeleri değerlendirdiğimizde, 1930’lu yıllarda yaklaşık 2.5 milyon ton
olan buğday üretiminin 1967 yılında 10 milyon tona, 2009
yılında 20.6 milyon tona, 2011 yılında 21.8 milyon tona çıktığı
görülmektedir. 2012 yılında ise üretim bir miktar düşerek 20,1
milyon tona geriledi. 2013 yılına dair buğday üretim miktarının
da yaklaşık 22 milyon ton olduğu tahmin edilmektedir.
wheat. If flour export is taken individually, ranking of the countries changes completely. The two most dominant countries in
the world flour trade are Kazakhstan and Turkey. Kazakhstan is
the leader of worldwide quantity-based flour export with an
export quantity of 3.5 million tons during the 2009/10 season
while the export quantity of Turkey –world’s second biggest
flour exporter- was 2.6 million tons during the same period.
While Kazakhstan exports to only 5 countries, Turkey makes export to more than 100 countries. While Kazakhstan gained 605
million dollar with 2,2 million-ton export, Turkey gained 843
million dollars with 2 million tons. According to the statistics of
International Association of Cereal; Turkey and Kazakhstan realized the same amount of wheat export with 2,8 million tons.
WHEAT AND FLOUR PRODUCTION AND
CONSUMPTION IN TURKEY
When we analyse Turkey’s historical developments in terms
of wheat; we see that 2.5 million tons of wheat production
in 1930s reached 10 million tons in 1967, 20.6 million tons in
2009 and 21.8 million tons in 2011. In 2012, it decreased to
20,1 million tons. Wheat production for 2013 is estimated to
be around 22 million tons.
90
91
1930 ile 2013 arasındaki dönemde, buğday üretimindeki artış oran yüzde 780 olarak gerçekleşmiştir. Üretimde meydana gelen bu artışta, belli bir döneme kadar ekim alanlarındaki artışın etkisi olurken, daha sonraki dönemlerde, özellikle
de son yıllarda, yapılan ıslah çalışmaları ve verimi arttırmaya
yönelik yetiştirme teknikleri etkili olmuştur. Nitekim 1930
yılında 2.8 milyon hektar olan buğday ekim alanları, 1967
yılında 8 milyon hektara, yani 2011 yılındaki düzeyine ulaşmıştır. 2012 yılında ise ekim alanları yaklaşık 5 milyon hektar
gerilemiştir.
Birim alandan elde edilen verim ise 1930 yılında 92 kg/da
iken, 1967 yılında % 35.9 artışla 125 kg/da, 2011 yılında 269
kg/da’a ulaşmış, 2012 yılında ise 267 kg/da’a gerilemiştir.
Hem ekim alanlarının azalması hem de verimin bir miktar
gerilemesi, 2012’deki üretim miktarının da bir miktar düşmesine neden olmuştur. 1967’den 2012’ye kadar ekim alanlarındaki artış % 1’ler seviyesinde gerçekleşirken verimdeki
artış yüzde 100’ü geçmiştir.
The rate of wheat production increase between 1930 and
2013 is 780%. Such an increase in production was influenced by the increase in cultivated areas up to a certain
point, with soil improvement and proper cultivation techniques becoming more influential at later times. As a matter of fact, the size of wheat cultivation areas was 2.8 acres
in 1930, reaching 8 million acres by 1967, which is the same
level in 2011. In 2012, cultivation areas decreased nearly 5
million hectares.
On the other hand, yield per unit, standing at 92 kg/da in 1930,
reached 125 kg/da in 1967 increasing by 35.9 % and hit 269
kg/da in 2011. It decreased to 267 kg/da in 2012. Both the reduction in cultivation areas and yield caused the production
amount decreased in 2012. Between 1967 and 2012, the increase in cultivation areas was 1. % whereas the increase in
yield surpassed 100%.
Türkiye’nin nüfusu 1927 yılında yaklaşık 13.6 milyon iken, 2012
yılında 74 milyona ulaşmıştır. Buna göre; 1930 yılından 2012
yılına kadardaki süreçte, nüfustaki artış oranı yüzde 444’tür.
Buna karşın buğday üretimindeki artış oranının yüzde 780
olması, genel olarak Türkiye’de buğday talebinin karşılanması
konusunda bu güne kadar ciddi bir darboğazın yaşanmamasını sağlamıştır. Ancak ülke ekonomisine önemli katkı sağlayan
un sanayinin kaliteli hammadde teminiyle ilgili sorunu hala
devam etmektedir. Bu bağlamda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin
(TMO) protein esaslı alım ve çeşit guruplarını azaltması kararı,
kaliteli buğday sorununun ülke içerisinde çözümü açısından
önemli bir gelişme olarak görülmektedir.
Population of Turkey was around 13.6 million in 1927, while
it reached 74 million by 2012. Accordingly; population
growth between 1930 and 2012 is 444%, while the increase
in wheat production is 780%, which has generally prevented Turkey from facing any serious bottlenecks in terms of
meeting wheat demands. However, Turkey needs to resolve
the problem of insufficient quality raw materials for the
flour industry, which has significant contributions to the
country’s economy. In this context, decision of the Turkish Grain Board (TMO) to reduce protein-based purchases
and type groups is considered to be an important development to bring a domestic solution to the problems faced
by wheat-based industries, especially in terms of finding
quality wheat.
TÜRKİYE UN SANAYİNİN DURUMU
STATUS OF TURKISH FLOUR INDUSTRY
Değirmencilik, Türkiye’deki en eski sektörlerden biri olup, taş
değirmenler ile başlayan öğütme teknolojisindeki gelişmeler,
1950’li yıllarda un fabrikası sayısının şehirleşme ile birlikte artmasına, 1974 yılından sonra ise yüksek bir ivme kazanmasına
neden olmuştur.
Milling is one of the oldest sectors in Turkey and developments in milling technology starting with stone mill led to an
increase in the number of flour mills during 1950s alongside
urbanisation and as of 1974, this process gained considerable
momentum.
2010 yılı verilerine göre; Türkiye’de yaklaşık 800 adet faal un According to 2010 data, there are approximately 800 active
fabrikası bulunmaktadır. Bu un fabrikalarının kurulu buğday flour mills in Turkey. These active flour mills have an inöğütme kapasitesi yaklaşık 40 milyon ton/yıl’dır. Buna karşılık stalled wheat milling capacity of approximately 40 million
92
bu kapasitenin yalnızca yüzde 40’lık kısmı faal olarak kullanılmaktadır. Türkiye’de kurulan un fabrikalarının kuruluş yeri
belirlenirken, işletmelerin yüzde 40’ı hammaddeye yakınlığı,
yüzde 29’u pazara yakınlığı ve yüzde 23’ü de altyapıya yakınlığını ön planda tutmuştur. Genelde un fabrikalarının İç Anadolu
Bölgesi’nde yoğunlaşması, o bölgenin Türkiye’de en fazla buğday ekim ve üretim alanına sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Yer seçiminde diğer önemli etkenler ise bölgenin pazara
yakınlığı ve altyapı durumudur.
tons per year. However, only 40 % of this capacity is actively
utilized. Important factors to consider while determining
the location of a flour mill in Turkey are prioritised as follows: proximity to raw material (40 %), proximity to market
(29%), proximity to infrastructure (23%). Flour materials are
mostly concentrated in central Anatolia, which is primarily
due to the fact that the region has the largest wheat cultivation and production areas in Turkey. Other important
factors affecting site selection are proximity to market and
infrastructure conditions of the region.
Prof. Dr. Birol AKGÜN’un hazırladığı “Dünya’da ve Türkiye’de Un
Sanayisinin Gelişimi ve Sorunları” başlıklı çalışmaya göre; Türkiye’deki toplam un üretim kapasitesi tahminen 32,5 milyon tondur. Fiili üretimi ise ihracat dahil yaklaşık 14,5 milyon tondur.
Mevcut üretim kapasitesi, Türkiye’deki toplam un tüketiminin
yaklaşık 2,5 katıdır. Ayrıca Türkiye’nin mevcut un üretim kapasitesi, tüm dünyada yıllara göre değişmekle birlikte yaklaşık 8-10
milyon ton olan un ticaretini karşılayabileceği gibi ortalama 9,5
milyon tonluk kapasite fazlası da oluşturmaktadır.
According to the study titled as “Development and Problems of
Flour Industry in the World and in Turkey” and prepared by Prof.
Dr. Birol AKGÜN; total flour production capacity in Turkey is approximately 32.5 million tons. On the other hand, actual production is around 14.5 million tons, including exports. Current
production capacity in Turkey is approximately 2.5 times greater
than the country’s total flour consumption. Furthermore, the current flour production capacity of Turkey can meet the global flour
trade of approximately 8-10 million tons, which may change by
Öncelikle, ABD ve Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında, Tür- years, and can even produce 9.5 million tons of surplus capacity.
kiye un sanayinde faaliyet gösteren firma sayısı oldukça yüksektir. Bu nedenle, pek çok fabrika düşük kapasiteyle çalışmak First of all, Turkey has a relatively great number of firms active
zorunda kalmaktadır. Kapasite kullanım oranları ABD’de yüzde in the flour industry when compared to the USA and European
90’lardadır. İngiltere’de yüzde 100’e yaklaşmaktadır. Dünya or- countries. Therefore, most mills have to operate with low catalaması ise yüzde 65’lerdedir. Oysa Türkiye’de bu oran yüzde pacity. Capacity utilization rates are around 90% in the USA
and nearly 100% in England. The world average is around
40’leri ancak bulmaktadır.
65%. However, this rate is only 40-50%.
TÜRKİYE BUĞDAY VE UN DIŞ TİCARETİ
Türkiye’nin yıllara göre değişmekle birlikte, ortalama 8-10
milyon ton olan dünya un ticaretindeki payı yaklaşık 2 milyon tondur. 2005 yılında dünya un ihracatında birinci olan
Türkiye, son birkaç yıldır da Kazakistan’ın hemen ardından
ona çok yakın bir miktarla ikinci sırada yer almaktadır. Bununla birlikte Türkiye teknolojik üstünlüğü sebebiyle daha
TURKISH FOREIGN TRADE OF WHEAT AND FLOUR
Turkey’s share in 8-10 million tons of average global flour
trade, subject to change by years, is around 2 million tons.
Turkey ranked first in global flour exports in 2005 and in
recent years it has maintained the second place after Kazakhstan. Nevertheless, Turkey is the leader of the world
93
kaliteli un ürettiğinden, değer bazında dünya un ihracatında birinci konumdadır. 2011 yılının ilk beş ayında, 75 ülkeye
679 bin ton un ihraç eden Türkiye, bunun karşılığında 324,3
milyon dolar gelir elde etmiştir. Yılında tamamında ise ihraç
edilen un miktarının 1,8 milyon ton, değer olarak karşılığının
ise 860 milyon dolar civarında olduğu tahmin edilmektedir.
2012 yılı içerisinde ise 2 milyon tonluk ihracatla 843 milyon
dolar gelir elden Türkiye, bugün 100’den fazla ülkeye un ihraç etmektedir.
flour export in terms of value, since it produces higher
quality flour thanks to its technological superiority. In the
first five months of 2011, Turkey imported 679 thousand
tons of flour to 75 countries, which generated an income
of 324.3 million dollars. It is estimated the amount of flour
exported in the whole year is 1,8 million tons and its value
is 860 million dollars. Gaining 843 million dollars with 2
million-ton export in 2012, Turkey exports flour to more
than 100 countries.
Kaynaklar- Sources:
1. Ulusal Hububat Konseyi, Buğday Raporu, Mayıs 2011
2. Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu, Ocak-Mayıs 2011 Dönemi Türkiye Un İhracatı Raporu
3. Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Dünya ve Türkiye Un Ticareti Raporu, 30 Temmuz 2013
4. Uluslararası Tahıl Konseyi, Tahıl Pazarı Raporu, 31 Ekim 2013 - International Grains Council, Grain Market Report, 31 October 2013
5. Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği, Değirmencilik Ürünleri Sektör Raporu, Haziran 2010
6. Prof. Dr. Birol Akgün, Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri, Dünya’da Ve Türkiye’de Un Sanayisinin Gelişimi Ve Sorunları, Nisan-2010
94
95
Güneydoğu Asya’nın en büyük ikinci ekonomisi olarak nitelendirilen Tayland’da değirmencilik
sektörü, yoğun pirinç üretiminden dolayı ağırlıkla pirinç değirmenlerinden oluşmaktadır. Ancak
son yıllarda buğday değirmenciliği de ülkede gelişim göstermektedir. Günümüzde ülkede, üretimde söz sahibi, modern ve gelişmiş yapıya sahip 8-10 adet un değirmeni bulunduğu tahmin
edilmektedir.
In Thailand, which is characterized as the second largest economy in Southeast Asia, milling
sector consists of mainly rice mills due to intense rice production. However; wheat milling has
shown some development in the recent years. Today, it is estimated that there are 8-10 flour
mills that have a voice in the production with modern and developed structure.
Dünyanın bir numaralı pirinç ihracatçısı olan ancak son 2 sezondur bu konumunu Hindistan’a kaptıran Tayland, buğday
unu ve değirmencilik ürünlerin açısından önemli bir pazar
olarak değerlendirilmektedir. Özellikle Taylandlı tüketicilerin değişen tüketim alışkanlıkları ve hızla artan ülkenin turist sayısı, pahalı ve lüks gıda ürünlerinin ithalatında önemli
artışlara neden olmaktadır. Bu akım ayrıca çok fazla olmasa
da tüketicileri geleneksel gıda maddesi olan pirinç yerine
diğer ürünlere yöneltmektedir. Bu ürünler içerisinde buğday ve buğday unu da bulunmaktadır.
Being world’s top rice exporter but losing its position to
India for the last 2 season, Thailand is considered as an important market in terms of wheat flour and milling products. Especially the changing consumption habits and
rapidly increasing tourist numbers in the country cause
important increases in imports of luxury food products. Although this movement is not much widespread, it directs
consumers to other products rather than rice which is the
traditional food product. Wheat and wheat flour are among
these products.
Tayland’da iç talebi karşılayacak buğday unu ihtiyacı, genellikle
doğrudan un ithalatıyla karşılanmaktadır. Türkiye, Tayland’ın 2012
yılında gerçekleştirdiği toplam 114,3 milyon dolarlık un ithalatının
yüzde 19’unu karşılayarak Vietnam’dan sonra bu ülkeye en çok un
ihraç eden ikinci ülke konumundadır. Ancak ülkede değirmenciliğin gelişimi ve bu yönde yapılan yeni yatırımlar, gelecekte direkt
buğday ithalatının da artacağına işaret etmektedir.
Wheat flour need that can meet the domestic demand in
Thailand is directly met with flour import. Turkey is the second largest flour exporter to Thailand after Vietnam by meeting 19% of total 114,3 million-dollar flour import of Thailand
in 2012. However; development of milling in the country and
new investments in this direction point that direct wheat import will increase in the future.
TAYLAND’DA EKONOMİ
ECONOMY IN THAILAND
Geleneksel olarak tarımsal ihracata dayalı olan, ancak son
yıllarda sanayi sektörü odaklı bir yapıya dönüşün Tayland
ekonomisi, 1998 yılına kadar geçen 25 yıllık süre içerisinde
Güneydoğu Asya’nın seçkin ekonomilerden biri haline dönüşmüştür. 1970’li yıllarla birlikte aktif yabancı sermaye teşviki, ithal ikamesine dayalı bir sanayi sektörünü yaratmıştır.
1980’li yıllarda tekstil ve giyim gibi emek-yoğun üretime dayalı ürünlerin yer aldığı ihracat odaklı imalat sektörü, gelişmeye başlamıştır. 1990’lı yıllardan sonra en büyük büyüme
bilgisayar aksesuarları ve motorlu araç parçaları gibi teknoloji ürünlerinde gerçekleşmiştir. 2005-2008 yılları arasında
Tayland ekonomisinde ortalama yüzde 4,3’lük bir büyüme
oranı yakalanmıştır. 2009 yılında ise yaşanan küresel ekonomik kriz, ülke ekonomisinin yüzde 2,3 oranında küçülmesine neden olmuştur. Ancak 2010 yılında, bir önceki yıl
gerçekleşen resesyondan sonra ülke kendisini toparlamış ve
son 15 yılın en büyük büyüme oranı olan yüzde 7,8’lik oranı
yakalamıştır.
Traditionally based on agricultural export but transforming
into an industrial sector-oriented structure recently, Thailand economy became one of the outstanding economies of
Southeast Asia during 25-year period until 1998. In 1970s, active foreign investment incentive created an industrial sector
based on import substitution.
2011 yılında da; Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami ile
bozulan tedarik zincirine ve Tayland’da yaşanan sel felaketine
bağlı olarak, ekonominin büyüme hızı düşmüştür. Özellikle
2011 yılının ikinci yarısında gerçekleşen sel felaketi, Tayland
ekonomisine büyük zarar vermiştir. 2011’in dördüncü çeyre-
In 2011; growth speed of the economy decreased due to the
flood disaster in Thailand and the damaged supply chain
because of the earthquake and tsunami in Japan. Especially
the flood disaster at the second quarter of 2011 gave great
damage to Thailand economy. Contraction of the economy
In 1980s, export-oriented manufacturing sector, in which there
were products based on labor-intensive products like textiles
and clothing, started to develop. In 1009s, the largest growth
was realized in technological products such as computer accessories and motor vehicle parts. An average of 4.3 percent
growth rate was realized in Thailand’s economy between the
years 2005 and 2008. Global economic crisis in 2009 caused
the country economy to decrease with 2,3 % rate. However; in
2010, the country recovered itself after the recession occurred
the previous year and reached 7,8 % growth rate that was the
highest growth rate of the last 15 years.
96
ğinde ekonominin yıllık bazda yüzde 8,9 daralması, 2011 yılında büyümeyi yüzde 0,1’e çekmiştir. Sel sularının çekilmesine
rağmen 2012’nin ilk yarısında üretim normal seviyenin altında
kalmıştır. Sel sonrası tamir çalışmaları sebebiyle, diğer Güney
Doğu Asya ülkelerinin aksine Tayland’ın 2012 ekonomik büyümesi hız kazanmıştır.
2012 yılında yeniden yükselen ve yüzde 6,5’a çıkan ekonomik
büyümeye, iç talebin tüm bileşenleri (özel tüketim, kamu harcamaları ve brüt sabit yatırım) katkıda bulunmuştur. 2012 yılında yeniden yükselen ve yüzde 6,5’a çıkan büyüme, bir önceki
yıl sel felaketine bağlı olarak düşük kalan büyümeyle kıyaslandığında hızlanmış olsa da, 2013 yılında aynı hızda devam etmeyeceği ve yüzde 4,4 civarına kalacağı tahmin ediliyor.
Uzun vadeli gelecekle ilgili öngörülerde; dünya ekonomisindeki büyümenin ivme kazanmasıyla Tayland ekonomisinin 2014
yılında yüzde 4,7 büyüyeceği, 2015-2017 arasında da yüzde
5,2’lik büyüme oranına ulaşacağı öngörülmektedir. Bu oran
Tayland’ın 2008 yılından önceki büyüme oranlarına yakındır.
TAYLAND TARIM SEKTÖRÜ
Bir zamanlar Tayland’da ekonominin omurgasını oluşturan tarım sektörü, ekonominin bütünü içindeki önemini yitirmektedir. Günümüzde tarım sektörü, Tayland ekonomisinin sadece
yüzde 12’sini oluşturmaktadır. Ancak ekonomideki bu düşük
payına rağmen, ülkedeki işgücünün yarısına yakınını da (2012
verilerine göre yüzde 41,9) yine bu sektör istihdam etmektedir.
Ülkenin toplam yüzölçümünün yaklaşık yüzde 27,5’i tarım arazilerinden oluşmaktadır. Toplam yüzölçümün yüzde 25’i orman
arazilerinden, geri kalan yüzde 34’lük kısım ise sınıflandırılmayan arazilerden oluşmaktadır. Merkez ovaların (Central Plains)
bulunduğu bölge, Tayland’ın tarımsal üretim için en zengin
kaynaklarının bulunduğu bölgelerdir. Mısır, manyok, pamuk ve
ananas yüksek yaylalarda yetiştirilmekte ve kauçuk da ülkenin
güneyinde üretilmektedir. Ekilebilir alanlar son 30 yıl içinde iki
kat artmış ve 20 milyon hektara ulaşmıştır. Bu ekilebilir alanların yarısına yakınında çeltik ekimi yapılmaktadır. Günümüze
kadar ülkedeki tarımsal üretim; sulama ve gübre kullanımı ile
ilgili verim iyileştirmelerinden ziyade genellikle ekili alanların
genişletilmesi ile artırılmaktaydı. Ancak kentleşme ve topraktaki tuzlanmanın, ekilebilir alanı zaman içinde kademeli olarak
azaltması beklenmektedir.
Tayland tarım sektörü, üretkenlik açısından genellikle verimsiz olarak nitelendirilmektedir. Tarım sektöründeki verimlilik, sanayi sektöründekinin yüzde 12’si kadardır. Ülkede, üretim ve ihracatı geliştirmek amacıyla pazar bilgisinin
çiftçilere temin edilmesi ve bunun temini için de köylerin
birbirine bağlanması projeleri tasarlanmıştır. Gıda işleme
kalitesini artırmak ve yüksek üretkenlik için de daha fazla
teknoloji kullanımı teşvik edilmektedir. Ayrıca Tayland devleti, tarım ürünleri fiyat ve kontrolünün artırılması için başlıca tarım ihraç ürünleri üreticisi ülkelerle görüşme girişimlerinde bulunmaktadır.
8,9 % on year basis at the fourth quarter of 2011 decreased
growth to 0,1 % in that year. Despite the fact that flood waters ebbed, production remained below the normal level at
the first quarter of 2012.
Due to the repair works after the flood, Thailand’s 2012 economic growth gained speed unlike other South East Asian
countries. All components of domestic demand (private consumption, public expenditure and gross fixed investment)
contributed to the economic growth that increased in 2012
again and reached 6,5 %. Although the growth that increased
in 2012 and reached 6,5 % gained speed compared to the
growth that was low due to the flood disaster in the previous
year, it is estimated not to continue with the sane speed in
2013 and will remain at 4,4 %.
In the long-term future predictions; it is forecast that Thailand
economy will increase 4,7 % in 2014 and reach 5,2 % growth
rate between 2015 and 2017 with the acceleration of world
economy growth. This rate is close to the growth rates of Thailand before 2008.
THAILAND AGRICULTURE SECTOR
Forming the backbone of Thailand’s economy once upon
a time, agriculture sector loses its importance in the whole
economy. Agriculture sector today only constitutes 12 % of
Thailand economy. However; despite this low rate, almost half
of the country’s workforce (41,9 % according to 2012 data) is
employed by this sector.
Nearly 27,5 % of the country’s total surface area consists of
agricultural fields. 25 % of total surface area consists of forest lands and remaining 34 % consists of unclassified lands.
Central Plains region is the region where there are the richest
sources for Thailand’s agricultural production. Corn, cassava,
cotton and pineapple are grown in high plateaus and rubber
is produced in the south of the country. Arable lands have
doubled and reached 20 million hectares in the last 30 years.
Paddy rice cultivation is made on nearly half of these arable
lands. Until today; agricultural production in the country was
increased generally by expanding cultivated areas rather than
yield improvements about irrigation and fertilizer usage . But
it is expected that urbanization and soil salinity would decrease the arable lands gradually in time.
Thailand agricultural sector is generally characterized as infertile in terms of productivity. Productivity in agricultural sector
is 12 % of industrial sector. The projects for providing market
information to farmers with the aim of developing production and export in the country and in order to achieve that
connecting the villages to each other were designed. More
technology usage is encouraged for increasing food process
quality and high productivity. Besides; Thailand government
makes attempts of negotiating with major agricultural export
products producer in order to increase the agricultural product prices and controls.
97
Ülkedeki en baskın tarım ürünü olan pirincin üretimi, ülkenin Central Plains bölümünde sulamayla, diğer bölgelerde
ise yağmur suyuyla gerçekleşmektedir. Tayland’da devlet
pirinç fiyatlarında daha fazla kontrol seviyelerine ulaşmayı
hedeflemektedir. Asya’daki beş pirinç üreticisi ülke olan Çin,
Hindistan, Pakistan, Tayland ve Vietnam; pirinç ticaretinde
karşılıklı bilgi değişimi için nasıl bir sistem kurulabileceği
üzerine Bangkok’ta Aralık 2002’de bir toplantı yapmıştır.
Bu beş ülke bilgi işleme ve dağıtımının odak noktası olan
hizmetin, Tayland tarafından sağlanması üzerinde anlaşmışlardır. Bu bilgiler pazarda istikrarın sağlanması bakış açısıyla
fiyatların belirlenmesi ve çiftçilerin kazançlarının korunması
için kullanılabilecektir.
HUBUBAT ÜRETİMİ VE TÜKETİMİ
Yukarıda da değindiğimiz gibi pirinç Tayland’da üretimi gerçekleştirilen en baskın tarım ürünüdür. Pirinç üretiminde dünyada da söz sahibi olan Tayland; Çin, Hindistan, Endonezya,
Bangladeş ve Vietnam’dan sonra dünyadaki en büyük altıncı
pirinç üreticisi konumundadır. Amerikan Tarım Bakanlığı Dış
Tarım Servisi’nin (USDA FAS) verilerine göre; son yıllarda ortalama 20 milyon tonluk pirinç üretimi gerçekleştiren Tayland,
son 10 yılda üretimini yaklaşık 3 milyon ton arttırmıştır. USDA
verilerine göre; 2002 yılında 17,1 milyon ton olan Tayland pirinç üretimi, 2008 yılında 19,8 milyon tona, 2012 yılında da 20,2
milyon tona ulaşmıştır. 2013 yılına ilişkin pirinç üretim tahmini
ise 21,1 milyon tondur.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tayland’ın pirinç üretimine yönelik tahminlerini çeltik bazında açıklamaktadır. Buna göre; ülkenin 2002 yılında gerçekleştirdiği çeltik
üretimi 27,9 milyon tondur. Bu oran 2008 yılında 31,6 milyon
Production of rice that is the most dominant agricultural product in the country is realized with irrigation in Central Plains
and with rain water in other regions. Government in Thailand
aims to reach more control levels in rice prices. As the five rice
producer countries in Asia; China, India, Thailand and Vietnam
met in Bangkok in 2002 on how to establish a system for information exchange in rice trade. These five countries agreed
on the issue that the service which is the focal point of information processing and distribution is done by Thailand. This
information can be used for determination of the prices from
the perspective of ensuring stability in the market and protection of the farmers’ earnings.
GRAIN PRODUCTION AND CONSUMPTION
As we mentioned above, rice is the most dominant agricultural product in Thailand. Having a voice also in the world
for rice production; Thailand is the world’s sixth largest
rice producer after China, India, Indonesia, Bangladesh
and Vietnam. According to the data of U.S. Department of
Agriculture Foreign Agricultural Service (USDA FAS); realizing 20 million-ton rice production averagely in the recent
years, Thailand has increased its production 3 million tons
in the last 10 years. According to USDA data; Thailand rice
production, which was 17,1 million tons in 2002, reached 19,8
million tons in 2008 and 20,2 million tons in 2012. The prediction for 2013 is 21,1 million tons.
Food and Agriculture Organization of the United Nations
(FAO) explains its predictions for Thailand’s rice production
on paddy rice basis. According to that; the paddy rice amount
of the country realized in 2002 was 27,9 million tons. This
amount reached 31,6 million tons in 2008, 37,8 million tons in
98
tona, 2012 yılında ise 37,8 milyon tona ulaşmıştır. Çeltiğin pirince işlenme sürecinde yüzde 35 civarında bir artık oluştuğu
öngörüldüğünde; pirinç üretiminin 2002 yılında 18,1 milyon
ton, 2008 yılında 20,5 milyon ton, 2012 yılında da 24,5 milyon
ton civarında gerçekleştiği düşünülebilir. Bu rakamlardan hareketle, 2012 yılı hariç, FAO ve USDA verilerinin hemen hemen
örtüştüğü görülmektedir.
Tayland, pirinç üretiminin yarısına yakınını kendi iç tüketimi
için değerlendirmektedir. USDA verilerine göre; 2002 yılında
9,4 milyon ton olan Tayland pirinç tüketimi, 2008 yılında 9,5
milyon tona, 2012 yılında da 10,6 milyon tona ulaşmıştır. Tüketimin 2013 yılında da sadece 100 bin ton artış kaydederek 10,7
milyon tona ulaştığı tahmin edilmektedir.
Buğday, Tayland’da üretimi yapılmayan bir tahıl ürünüdür ancak tüketim, son yıllarda bir miktar da olsa artış kaydetmektedir. USDA verileri incelendiğinde, 2002 yılında 810 bin ton olan
buğday tüketiminin 2008 yılında 1 milyon tona, 2011 yılında
2,2 milyon tona ulaştığı görülmektedir. Ancak tüketim 2012
yılında bir miktar gerileme kaydetmiş ve 1,9 milyon tona düşmüştür. Tayland buğday tüketiminin 2013 yılında da 1,9 milyon ton civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Tayland’da yetiştirilen bir diğer tahıl ürünü de mısır. USDA verilerine göre; her yıl ortalama 4 milyon ton mısır üretimi gerçekleştiren Tayland, 2006-07 yılında mısır üretiminde bir miktar gerileme yaşamış ancak sonraki yıllarda üretim yeniden 4
milyon ton seviyelerine ulaşmıştır. Son 10 yılda mısırdaki en
yüksek üretim miktarının 4,8 milyon tonla 2013’te gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Mısır üretiminin tamamı iç tüketimde değerlendirilmektedir.
DEĞİRMENCİLİK VE TAHIL İŞLEME SEKTÖRÜ
2012. When it is forecast that about 35 % of a residue is formed
during the process of paddy rice into rice; it can be considered
that rice production was realized as 18,1 million tons in 2002
and 20,5 million tons in 2008 and 24,5 million tons in 2012.
From these figures; except 2012, data of FAO and USDA are
almost similar.
Thailand uses almost half of its rice production for its domestic consumption. According to USDA data; Thailand rice consumption which was 9,4 million tons in 2002, reached 9,5 million tons in 2008 and 10,6 million tons in 2012. It is estimated
that the consumption has reached 10,7 million tons by only
increasing 100 thousand tons in 2013.
Wheat is a grain product that is not produced in Thailand, but
its consumption has increased a little in the recent years. When
USDA data are reviewed; it is seen that wheat consumption,
which was 810 thousand tons in 2002, reached 1 million tons
in 2008 and 2,2 million tons in 2011. However; the consumption recorded a slight decline in in 2012 and decreased to 1,9
million tons. It is estimated that Thailand wheat consumption
is around 1,9 million tons in 2013.
Another grain product that is cultivated in Thailand is corn. According to USDA data; realizing averagely 4 million tons corn
every year, Thailand experienced a decline in corn production
in 2006-07 season but has reached 4 million ton-levels again
in the recent years. It is estimated that the highest production
amount for corn in the last 10 years will be realized in 2013 as
4,8 million tons. All corn production is used in the domestic
consumption.
MILLING AND GRAIN PROCESSING SECTOR
Thailand milling sector consists of mainly rice mills due to the
Tayland değirmencilik sektörü, yoğun pirinç üretiminden do- intense rice production. However; wheat milling has shown
layı ağırlıkla pirinç değirmenlerinden oluşmaktadır. Ancak son some development in the recent years. It is estimated that to-
99
yıllarda buğday değirmenciliği de ülkede gelişim göstermektedir. Günümüzde ülkede, üretimde söz sahibi, modern ve gelişmiş yapıya sahip 8-10 adet un değirmeni bulunduğu tahmin
edilmektedir.
Tayland’da iç talebi karşılayacak buğday unu ihtiyacı, genellikle doğrudan un ithalatıyla karşılanıyor ancak değirmenciliğin gelişimi ve bu yönde yapılan yeni yatırımlar, gelecekte
buğday ithalatının artacağına, un ithalatının ise azalacağına
işaret ediyor. Ülkede değirmencilik yatırımları yoğun bir
şekilde gelişmeye devam ediyor. Orta Anadolu İhracatçı
Birlikleri’nin (OAİB) BM İstatistik Bölümü’ne açıkladığı verileri göre; Tayland 2010 yılında dünya değirmen makineleri
ithalatında 8. sırada yer alıyor.
Ayrıca Asya bölgesindeki birçok ülkede olduğu gibi Tayland’da
da buğday unu kullanımının yaygınlaşması bekleniyor.
Tayland’ın Türkiye’nin değirmencilik ürünleri ve buğday unu
ihracatında önemli bir yere sahip olması da ülkenin bu yöndeki
gelişimine işaret ediyor.
TAYLAND’DA DIŞ TİCARET
Tayland, Güneydoğu Asya’nın en büyük ikinci ekonomisi olarak nitelendirilmektedir. Ekonominin ağırlıklı olarak ihracata
dayandığı Tayland’da, ülke ihracatının yüzde 80’i sanayi ürünlerinden oluşur ve bu ürünlerin çoğunun girdisi ithal mallardır.
Ülkede petrol üretimi, tüketime göre yetersiz olduğundan dolayı, petrol ithaline bağımlıdır.
day there are 8-10 flour mills that have a voice in the production with a modern and developed structure.
Wheat flour demand in Thailand is met usually with direct flour import but the new investment on this direction
point that wheat import will increase and flour import will
decrease in the future. Milling investments continue to
develop intensely in the country. According to the data
explained by Central Anatolia Exporters Union (OAİB); Thailand ranks 8th in world milling machines import in 2010.
Besides, it is expected that wheat flour will become widespread in Thailand just like in many other Asian countries.
Thailand’s having an importance place in Turkey’s milling
products and wheat flour export points country’s development on this direction.
FOREIGN TRADE IN THAILAND
Thailand is characterized as Southeast Asia’s second largest
economy. In Thailand, where the economy mainly depends on
export, 80 % of country export consists of industrial products
and most of these products are imported ones. As petroleum
production is insufficient for consumption in the country, petroleum depends on imports.
Thailand’s export, which was 68,1 billion dollars in 2002,
reached 229 billion dollar level in 2012. However; some declines were also experienced in that period. For example; real-
100
Tayland’ın 2002 yılında 68,1 milyar dolar olan ihracatı, 2012
yılında 229 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Ancak bu süreç içerisinde zaman zaman düşüşler de yaşanmıştır. Örneğin;
2008 yılında 175,9 milyar $ olarak gerçekleşen ülkenin ihracatı,
2009 yılında küresel ekonomik krize bağlı olarak 152,5 milyar $
düzeyine gerilemiştir.
2010 yılında ise yaklaşık yüzde 29 artarak, ülke GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 62’si olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında ise uluslararası petrol ve gıda fiyatlarındaki artış, Japonya’da gerçekleşen deprem ve tsunami nedeniyle tedarik zincirinin bozulması
ve bunun üretimi sekteye uğratması, ülkede yaşanan sel felaketi gibi etkenlere bağlı olarak ülke dış ticaret açığı vermiştir.
2012 yılında ise bir önceki yılın etkisiyle ihracat ancak yüzde
0,3 artmış ve dış ticaret açığı 21,2 milyar dolara ulaşmıştır.
Tayland’ın mal ihracatının yaklaşık olarak yüzde 80’ini sanayi
ürünleri oluşturmaktadır. Tayland’ın ihracatında makineler,
bunların aksam ve parçaları, motorlu taşıtlar, kauçuk ve kauçuktan elde edilen ürünler gibi katma değeri yüksek ürünler
önemli yer tutmaktadır.
İthalat açısından bakılacak olursa; 2002 yılında 64,6 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiren Tayland, 2012 yılında 250,6 milyar
dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir. Tayland’ın ithalatı 2012 yılında 2011’e göre yüzde 9,7 artmıştır. Elektrikli makine ve cihazlar, ham petrol, bilgi işlem alet parçaları, ham ve yarı işlenmiş
haldeki altın, kara taşıtları için aksam parçaları gibi hammadde
ve ara mallar Tayland’ın başlıca ithal kalemleridir. Japonya geleneksel olarak Tayland’ın dış ticarette en önemli partneridir.
İki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 2012 yılında bir önceki seneye göre yüzde 10 artarak 73,6 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Çin de Tayland’ın dış ticaretinde diğer önemli ülkedir. İki
ülke arasındaki ticaret hacmi 2012 yılı itibarı ile 64 milyar dolara
ulaşmıştır. Çin, Tayland’ın ihracatında bir numaralı ülke iken Japonya da ithalatındaki en önemli ülke konumundadır. Tayland
ve gelişmekte olan Asya Pasifik ülkeleri arasındaki dış ticaretin
kompozisyonu, bölgenin giderek artan entegre üretim yapısını
yansıtacak biçimde hammadde ve ara malından oluşmaktadır.
ized as 175,9 billion $ in 2008, country’s export decreased to
152,5 billion $ level in 2009 due to the global economic crisis. In 2010, it was realized as 62 % of country gross domestic
product by increasing 29 %.
In 2011, country had a deficit in foreign trade depending on
factors like flood disaster in the country and that the supply chain was damaged due to the earthquake and tsunami
in Japan and its interruption the production in Thailand. In
2012, export increased only 0,3 % due to the effects of previous year and foreign trade deficit reached 21,2 billion dollars.
Approximately 80 % of Thailand’s good export consists of
industrial products. Products with high added value like
machines, their parts and components, motor vehicles,
rubber and rubber products have an important place in
Thailand’s export.
In terms of import; realizing 64,6 billion-dollar import in 2002,
Thailand realized 250,6 billion-dollar import in 2012. Thailand’s import increased 9,7 % in 2012 compared to 2011. Raw
materials and intermediate goods such as electrical machinery and equipment, crude oil, information processing tool
parts, raw and semi-processed form of gold, spare parts for
motor vehicles are Thailand’s major import items. Japan is traditionally Thailand’s most important partner in foreign trade.
Foreign trade volume between two countries reached 73,6
billion dollar level by increasing 10 % in 2012 compared to
previous year.
China is another important country for Thailand’s foreign
trade. Trade volume between two countries reached 64 billion dollars in 2012. While China is number one country in
Thailand’s export, Japan is the most important country in
Thailand’s import. The composition of foreign trade between
Thailand and developing Asian Pacific countries consists of
raw material and intermediate good that can reflect the integrated production structure that is increasing gradually. Thailand has a very balanced export market compared to other
countries. The shares of China, Japan, USA, Hong Kong, Malay-
101
Tayland’ın ülkeler itibari ile çok iyi dengelenmiş bir ihracat pazarı vardır. Tayland’ın ihracat yaptığı Çin, Japonya, ABD, Hong
Kong, Malezya’nın ülkenin ihracatındaki payları sırasıyla yüzde
12, yüzde 10, yüzde 10, yüzde 6 ve yüzde 5’dir.
2009 yılına kadar Tayland’ın ihracattaki en büyük pazarı ABD
iken 2009 yılından sonra ABD yerini Çin’e bırakmıştır. 2012 itibariyle Çin’i Japonya ve ABD takip etmektedir. 2012 yılında bu
üç ülkeye yapılan ihracatın toplam ihracat içindeki payı yaklaşık
yüzde 32’dir. Tayland’ın en büyük ihraç pazarı olan Çin’e ihracatı,
ağırlıklı olarak hammadde ve ara mallarından oluşmaktadır. Japonya ve ABD’ye yapılan ihracatta ise tüketici malları önemli kısmı oluşturmaktadır. Japonya, Tayland’ın ithalatındaki en önemli
ülke konumundadır.
Ülkenin başta otomotiv ve elektronik sektörleri olmak üzere birçok imalat faaliyeti, Japonya’dan gelen aksam ve parçaların ithalatına bağlıdır. Japonya, Çin, BAE, Malezya ve ABD’nin ülkenin
ithalatındaki payları sırasıyla yüzde 20, yüzde 15, yüzde 6, yüzde
5 ve yüzde 5’dir.
DIŞ TİCARETTE HUBUBATIN YERİ
Tahıl ürünleri arasında pirinç, ülkenin en büyük tarımsal ihraç
kalemi niteliğindedir. Yıllık ortalama 20 milyon ton pirinç üretimi gerçekleştiren Tayland, bu üretimin yarısına yakınını kendi
iç tüketimi için değerlendirirken geriye kalanını yurtdışına ihraç
etmektedir. Dünyanın en büyük 2 pirinç ihracatçısından biri olan
ülke, yıllarca dünya pirinç ihracatında ilk sırada yer almıştır. Ancak 2011/12 sezonunda bu konumunu Hindistan’a kaptırmıştır.
Bunun nedeni, Tayland’ın pirinç ihracatının azalmasından çok
Hindistan’ın son yıllarda çok ciddi bir pirinç ihracatı artışı sağlamış olmasıdır. USDA verilerine göre; 2002 yılında 7,5 milyon ton
olan Tayland’ın pirinç ihracatı, 2007 yılında 10 milyon tona ulaşmış ancak sonraki 2 yılda 8-9 milyon ton seviyesinde kalmıştır.
2010 yılında yeniden 10,6 milyon ton ihracat seviyesine ulaşan
sia with which Thailand makes export are 12 %, 10 %, 10 %, 6
% and 5 % respectively.
Until 2009, Thailand’s largest market for export was USA; but
USA gave its place to China after 2009. As of 2012, Japan and
USA follow China. The share of the export that was made with
these three countries in total export was nearly 32 %. Export of Thailand to China that is the largest export market
mainly consists of raw material and intermediate goods. In
the export to Japan and USA, consumer goods constitute
a great part. Japan is the most important country in Thailand’s import.
Country’s many manufacturing activities, particularly the
ones in the automotive and electronics sectors depend
on the imports of parts and components from Japan. The
shares of Japan ,China, UAE, Malaysia and USA in country’s
import are 20 %, 15 %, 6 %, 5 % and 5 % respectively.
THE PLACE OF GRAIN IN FOREIGN TRADE
Rice is the largest export item of the country among grain
products. Realizing averagely 20 million tons rice annually
Thailand uses nearly half of this production for its domestic
consumption and the rest is exported. As one of the world’s
2 largest rice exporter, country ranked first in world rice export for years.
However; it lost this position to India in 2011/12 season. The
reason of it is that India provided a serious increase in rice
export rather than that Thailand decreased its rice export.
According to USDA data; Thailand’s rice export, which was
7,5 million tons in 2002, reached 10 million tons in 2007
but remained at 8-9 million tons level for the next 2 years.
Reaching 10,6 million export level again in 2010, Thailand
remained at 7 million tons level for the next 2 years.
102
103
Tayland, sonraki 2 yılda 7 milyon ton seviyelerinde kalmıştır. Tahminler Tayland’ın pirinç ihracatının 2013 yılında 8 milyon ton seviyesinde gerçekleşeceği yönündedir. FAO’un Tayland’ın pirinç
ihracatına yönelik verileri, USDA verilerinden birkaç ton farklılık
göstermektedir. USDA ve FAO verileri arasındaki en büyük fark
ise 2011 yılına dairdir. USDA Tayland’ın 2011 yılı pirinç ihracatını
6,9 milyon ton olarak açıklarken FAO bunu 10,6 milyon ton olarak açıklamaktadır. Buğday ise Tayland’ın tahıl ürünleri arasında
en çok ithal ettiği üründür.
USDA verilerine göre; un da dahil Tayland’ın buğday ithalatı,
2002 yılında 895 bin ton iken 2010 yılında 1,9 milyon tona ulaşmıştır. 2012 yılında, gerçekleştirdiği 2,6 milyon tonluk ithalatla
son 10 yılın en yüksek buğday ithalatına ulaşan Tayland, sonraki
yıl ithalat miktarını 1,8 milyon tona düşürmüştür. Ülkenin 2013
yılında da 2,1 milyon ton civarında buğday ithalatı yapacağı tahmin edilmektedir. FAO verileri ise ülkenin buğday ithalatında sadece 2006-2009-2010 ve 2011 yılında 1 milyon tonun bir miktar
üzerine çıktığını göstermektedir.
TAYLAND GIDA VE BUĞDAY UNU İTHALATI
Tayland, dünyanın 12. net gıda ihracatçısı olmakla birlikte 2011
yılında yaklaşık olarak 11 milyar dolar tarım ve gıda ürünü ithal
etmiştir. Son yıllarda özellikle pahalı ve lüks gıda ürünlerinin ithalatında önemli artışların olduğu belirtilmektedir. Bu değişikliğin
temelinde, Taylandlı tüketicilerin değişen tüketim alışkanlıkları
ve sayısı hızla artan turistlerin önemli bir yeri vardır. Perakende
sektöründe olduğu gibi catering sektöründeki oteller, büyük tatil köyleri, restoranlar ve kafeler ithal gıda ürünlerinin potansiyel
alıcıları olarak nitelendirilmektedir. Artan turist sayısına bağlı
olarak bu yerlerin ithal gıda ürünleriyle ilgili taleplerinde artış
olacağı tahmin edilmektedir.
Türkiye’nin Tayland’a yaptığı gıda ve tarım ürünleri ihracatı, 2007
yılından 2011 yılına kadar yüzde 10 artarak 144 milyon dolardan
228 milyon dolara yükselmiştir. Son yıllarda kişi başına düşen
gelirde meydana gelen artışla birlikte, tüketiciler geleneksel
gıda maddesi olan pirinç yerine çok fazla olmasa da diğer ürünlere yönelmeye başlamıştır. Bu ürünler içerisinde ülke iklimine
bağlı olarak yetişmesi pratik olarak imkansız olan buğday ve
The estimations say that rice export of Thailand in 2013 will
be realized as 8 million tons level. FAO’s data for Thailand’s
rice export show a few ton-differences from USDA data.
The largest difference between USDA and FAO data is the
data of 2011. While USDA announced Thailand’s 2011 rice
export as 6,9 million tons, FAO announced it as 10,6 million tons. Wheat is the mostly imported product of Thailand
among grain products. According to USDA data; including
flour ,Thailand’s wheat import reached 1,9 million tons in
2010 while it was 895 thousand tons in 2002. Reaching the
highest wheat import of the last 10 years in 2012 with 2,6
million-ton import,
Thailand decreased the import amount to 1,8 million tons in
the next year. It is estimated that the country will make 2,1 million tons wheat import in 2013. FAO data show that country’s
wheat import exceeded 1 million tons only in 2006-2009-2010
and 2011.
THAILAND FOOD AND WHEAT FLOUR IMPORT
As world’s 12th net food exporter, Thailand imported nearly
11 billion-dollar agricultural and food products in 2011. It is
stated that there are important increases in especially expensive and luxury food products’ import recently. On the
basis of this change, changing consumption habits of Thai
consumers and rapidly increasing numbers of tourists have
an important place. Hotels in catering sector just like in retails sector, major resorts, restaurants and cafes are considered as the potential buyers of imported food products. It
is estimated that there will be increase in demands of these
places for the imported food products.
Food and agricultural products export of Turkey to Thailand
reached to 228 million dollars from 144 million dollars by
increasing 10 % between 2007 and 2011. Together with the
increase in per capita income in the recent years; rather than
rice, which is the traditional food product, consumers have
started to direct to another products that is not too widely.
Wheat that is not possible to be cultivated due to the country
climate and wheat flour are among these products. MThus
104
buğday unu da bulunmaktadır. Ülke buna bağlı olarak buğday
ve buğday unu ihtiyacını ithalat yoluyla karşılamaktadır. Türkiye,
Tayland’ın 2012 yılında gerçekleştirdiği toplam 114,3 milyon dolarlık un ithalatının yüzde 19’unu karşılayarak Vietnam’dan sonra
bu ülkeye en çok un ihraç eden ikinci ülke konumundadır.
TAYLAND’DA MAKARNA VE BİSKÜVİ PAZARI
Ülkeye ihracatı gerçekleştirilen veya gelecek gerçekleştirilebilecek diğer gıda ürünleri arasında makarna ve bisküvi de
yer almaktadır. Tayland’da modern yaşam tarzı ve hazırlanma
kolaylığı makarna talebini canlı tutmaktadır. Bazı tüketiciler
sadece farklı bir şeyler yemek için dahi makarna satın almaktadır. Normal olarak Asya yemekleri tüketilmekle birlikte, bazı
yemeklerde Batı tarzı yemekler tercih edilmektedir. Makarna
da bunlardan biridir. Ülkedeki tek önemli makarna türü kurutulmuş makarnadır. Tayland’da makarna kategorisi, paketlenmiş gıda sektöründeki diğer ürünlere göre daha az dinamik
bir alandır. Tüketici tercihlerinde marka önemli bir kriter olarak
öne çıkmaktadır. İnternet siteleri, ürün ambalajı ve örnek ürünler yoluyla da tüketicilere ulaşılmaya çalışılmaktadır. 2012 yılında makarna satışlarında yüzde 5 büyüme gerçekleşmiştir. Fiyat
artışı da devam etmiştir. Tayland’da son dönemde yaygınlaşan
İtalyan restoranlarının popülerliğinin artmasının, makarnaya
olan talebin de artmasına neden olacağı öngörülmektedir.
Tahıl fiyatlarındaki istikrarsızlık, makarnanın perakende fiyatı üzerinde de etkili olmaktadır. Özellikle buğday ve buğday
unu üretim maliyetleri ve ithalat fiyatlarının artmasına bağlı
olarak makarna fiyatları artmıştır ve bu durum da tüketiciyi
ucuz ve orta kaliteli ürünlere yöneltmiştir. Tayland’ın yıllık
makarna ithalatı rakamlarına bakıldığında; ürün çeşitliliği,
ambalajlama ve dağıtım açısından İtalya’nın bir numaralı tedarikçi ülke olduğu görülmektedir.
Türkiye ise ülkenin 2012 yılında gerçekleştirdiği 19 milyon
Dolarlık makarna ithalatında, gerçekleştirmiş olduğu 194 bin
dolarlık ihracatla oldukça alt sıralarda yer almaktadır. Ülkede
2012 yılında bisküvi piyasasının büyüklüğü yaklaşık olarak 9,1
milyar Baht olarak gerçekleşmiştir. Bisküvi ürün grubunda en
büyük büyümeyi ise yüzde 8 ile çikolata kaplı bisküviler gerçekleştirmiştir. Premium bisküvilerinin satışının artması sebebiyle hacimsel büyüme değersel büyümenin altında kalmıştır.
2008-2010 yılları arasında bisküvi üreticileri melamin bulaşmış
ürünler ve ekonomideki resesyondan olumsuz etkilenmişlerdir. 2011’da gerçekleşen ekonomik düzelme, tüketici gelirinin
ve güveninin artması, yeni ürünler ve agresif pazarlama stratejileri sektörün yeniden toparlanmasına yardımcı olmuştur.
Sandviç bisküviler, baharatlı bisküviler ve krakerler de bu büyümeye önemli katkılar sağlamıştır. Çikolata kaplı bisküviler
ve dolgulu bisküviler ise dinamik bir büyüme sergilemişlerdir.
2012 yılında yerli firmalar piyasaya yeni çeşitler sunarak oldukça agresif pazarlama yapan uluslararası firmaların pazardaki payına yönelik çalışmışlardır. Ülkede, daha düşük fiyatlı
olmaları ve daha az kalorili olmaları sebebiyle küçük paketlerde satılan bisküvilere olan talep daha yüksektir. Bu ürünlerin
the country meets its wheat and wheat flour need via import.
Turkey is the second largest flour exporter to Thailand after
Vietnam by meeting 19% of total 114,3 million-dollar flour import of Thailand in 2012.
PASTA AND BISCUIT MARKE IN THAILAND
Pasta and biscuit are among other food products that are
imported to the country or to be imported. Modern life
style and ease of preparation keep pasta demand alive in
Thailand. Some consumers buy pasta in order just to eat
something different. Together with Asian meals are consumed normally; Western-style foods are preferred in some
meals. Pasta is one of them. The only important pasta type
in the country is dried pasta. Pasta category in Thailand is
less dynamic field compared to other products in packaged
food sector. Brand comes to the forefront as an important
criterion in consumer preferences. Consumers are tried to be
reached via websites, product package and sample products.
5% growth was realized in pasta sales in 2012. Price increase
also continued. It is forecast that the increase in Italian restaurants that have become widespread in Thailand recently will
cause an increase in the demand of pasta.
Instability in grain products is effective on the retail price of
pasta. Pasta prices increased especially due to the increase in
wheat and wheat flour costs and import prices and this situation directed consumers to cheap and medium-quality products. When the annual pasta import figures of Thailand are reviewed; it is seen that Italy is the top supplier country in terms
of product variety, packaging and distribution.
Turkey took place near the bottom in country’s 19 million-dollar pasta import in 2012 with 194 thousand-dollar export. The
size of the biscuit market in the country in 2012 was realized
nearly as 9,1 billion Baht. The largest growth in biscuit group
was realized by chocolate covered biscuits with 8% rate. Due
to the increase in premium biscuit sales, volumetric growth
remained below the increase in value.
Biscuit producers were adversely affected from the melaminecontaminated products and the economic recession between
2008-2010. Economic recovery in 2011, the increase in consumer income and confidence, new products and aggressive
marketing strategies help the sector recover. Sandwich biscuits,
spiced biscuits and crackers also contributed to this growth
a lot. Chocolate covered biscuits and filled biscuits showed a
dynamic growth. In 2012, new companies made efforts for the
market share of international companies that make aggressive
marketing by putting new varieties to the market.
Due to their low prices and having less calorie, biscuits sold
in little packages are demanded more. As the retail sales
prices of these products are low, kids can buy them on their
own and they are preferred by low-income people. There was
an increase of 2% in the prices in 2012. It is expected that
biscuit market in 2012-2017 period will have 6 % growth
105
perakende satış fiyatlarının düşük olması sebebiyle çocuklar
kendi kendilerine satın alabilmekte ve düşük gelirli insanlar tarafından da tercih edilmektedir. 2012 yılında fiyatlarda yaklaşık
yüzde 2’lik bir artış meydana gelmiştir.
2012-2017 döneminde bisküvi pazarının yüzde 6 büyüme hızına sahip olması beklenmekte olup, büyümenin yeni ürün
geliştirme ve üreticilerin aktif pazarlama faaliyetlerinden
kaynaklanacağı öngörülmektedir. Bütün kategoriler içerisinde çikolata kaplı bisküviler ve sandviç bisküvilerin en hızlı
büyüme hızına sahip olması beklenmektedir. Premium ve
ithal bisküvilere olan talebin ise özellikle şehirli tüketiciler
ve genç Taylandlılar arasında yükseleceği öngörülmektedir.
Ancak Taylandlı bisküvi tüketicileri için fiyat tercihte önemini
koruyacaktır. Sağlıklı yaşam ve iyi beslenme trendine rağmen
Tayland’da yağ, şeker veya tuz açısından düşük içeriğe sahip ürünlerin popülarite kazanmamış olması, damak tadının
önde gelmesinden kaynaklanmaktadır.
Sağlıklı beslenme endişesi olan tüketiciler, daha küçük paketlerde az miktarda tüketmeyi tercih etmektedirler. Tayland’ın
2012 yılı bisküvi ithalatı yüzde 25,6 artarak 144,8 milyon Dolara ulaşmış olup, Endonezya, Malezya ve Çin ilk 3 tedarikçi ülke
konumundadır. Türkiye’nin ülkeye ihracatı ise 2012 yılında 84
bin dolara düşmüştür.
speed and this growth will be from developing new products and active marketing activities of the producers. It is
expected that chocolate covered biscuits and sandwich biscuits will have the fastest growth rate among all categories.
It is forecast that the demand for premium and imported
biscuits will be spread among especially urban consumers
and young Thais. However; price will protect its importance
in preference for Thai biscuit consumers. The fact that products with low fat, sugar and salt have not become popular in Thailand in spite of healthy living and good nutrition
trend arises from that palatal delight comes first.
Consumers with healthy nutrition concern prefer to consume fewer amounts in little packages. Thailand’s 2012 biscuit import reached 144,8 million dollars by increasing 25,6
% and Indonesia, Malaysia, and China are the top 3 supplier
countries. Turkey’s export to the country decreased to 84
thousand dollars in 2012.
Kaynaklar - Sources:
1. T.C. Bangkok Büyükelçiliği Ticaret Müşavirliği, Tayland’ın Genel Ekonomik Durumu ve Türkiye İle Ekonomik-Ticari İlişkileri 2011, Mayıs 2012, Bangkok
2. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Food and Agriculture Organization of
the United Nations (FAO-FAOSTAT), http://faostat3.fao.org
3. ABD Tarım Bakanlığı, Dış Tarım Servisi, U.S. Department of Agriculture (USDA)Foreign Agricultural Service (FAS), www.usda.gov
4. Konya Ticaret Odası, Tayland Krallığı Ülke Raporu, Etüd-Araştırma Servisi,
Ağustos 2007
5. T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, Tayland
Ülke Profili, 2008-2013
6. Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği, Değirmencilik Ürünleri Sektör
Raporu, Haziran- 2010
106
107
108
109
110

Benzer belgeler