1. Barış Eğitimi nedir?

Transkript

1. Barış Eğitimi nedir?
KAPSAYICI, ÖNYARGISIZ EĞİTİM İÇİN LİDERLER
Öğretmen ve Gençlik Çalışanları için
Barış Eğitimi Rehberi
Kadından Yaşama Destek Derneği
KAYAD
2011
Hazırlayan
Dr. Ömür Yılmaz
İngilizce’den-Türkçe’ye Çeviri:
Anıl Işık
Tasarım
Hüseyin Daniş
Baskı
Ateş Matbaası
Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilip, KAYAD tarafından
uygulanmıştır. Bu yayının içeriğinin sorumluluğu tamamen KAYAD’a aittir ve
hiçbir şekilde Avrupa Birliği’nin görüşlerinin yansıtıyor olarak kabul edilemez.
This project is funded by the European Union and implemented by KAYAD. The
contents of this publication are the sole responsibility of KAYAD and can in no
way be taken to reflect the views of the European Union.
İçindekiler
Öğretmen Kılavuzu
4
Giriş5
BÖLÜM A
BARIŞ EĞİTİMİNDEKİ ANAHTAR KAVRAMLAR
1. Barış Eğitimi Nedir?
2. Barış Eğitimi Pedagojisi ve Ortamı
3. İnsan Hakları
4. Çok Kültürlülük 5. Toplumsal Cinsiyet
6. Anlaşmazlıkların Yönetimi ve Çözümü
9
15
20
25
28
31
BÖLÜM B
ÖRNEK FAALİYETLER, ÇALIŞTAYLAR, DERS PLANLARI
Sözleşmemizi Oluşturmak
41
Öğrenme Biçiminiz Nedir?
43
Arkadaşlık Oyunu
49
“Oğlan mı Kız mı?”
51
İnsan Haklarını Bilmek ve Korumak
53
Çocuk Hakları için Hazine Avı Oyunu
55
Önemli Görev
57
Mobious’da Çarpmışma
59
İki Gözlü Oğlan
63
Bir Adım İleri Atın
65
Stereotiplerimizi Keşfetme
69
Resimlerdeki Stereotipler
71
Kendimin Çemberleri
73
Eğitime Erişim
75
Dil Ders Kitaplarında Klişeler
77
Toplumsal Cinsiyet Stereotiplerini Keşfetmek
80
Toplumsal Cinsiyet ve Ayrımcılık
82
Stella’nın Hikayesi
84
Güvenli Ortamlar
86
Empatiyi Anlamak ve Geliştirmek
88
Etkili İletişim
90
Anlaşmazlık ve İletişim
92
Anlaşmazlıkları Yönetim Biçiminiz Nedir?
95
ANNEX 1
Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi
Basitleştirilmiş Versiyon
ANNEX 2
Çocuk Hakları Sözleşmesi
Basitleştirilmiş Versiyon
101
105
ÖĞRETMEN KILAVUZU
Yaşadığımız zaman diliminde her geçen gün bilgi birikimi artıyor. ‘ Bilgi çağ’ı adı verilen günümüzde bilgi
toplumu oluşturmak, ülkelerin en önemli amacıdır. Çünkü yeni dünya düzeninde ayakta durabilmek,
varlığını sürdürebilmek ve küreselleşen dünyanın ihtiyaçlarını yerine getirmek için eğitilmiş insan
gücüne ihtiyaç vardır.
Dünyada olup bitenlere bakarken insanlığın ve doğanın bütünlüğünün ne kadar zarar gördüğünü de
edinilen bilgilerden öğrenmiş oluyoruz. İşte yeryüzündeki bu bütünlüğü ve barışı sağlıyacak mucizeler
anneler ve öğretmenlerin elindedir. Onlardan alınan eğitimle düşünceler, bireyin beden ve ruhundaki
yaratıcılık ve güzellkler, mükemmelliği optimal potansiye ulaştırır.
En temel gıda olan sevgi ile anaokuldan, ortaeğitimin sonuna kadar eğitim sürecinde öğrencilerin
gelişim, büyüme ve uyumlarında birinci derece etkili olan öğretmenlerdir. Bireyin evrensel değerlere
ulaşmasını sağlayarak, insanı merkez yapan anlayışı benimsetir; ve iyi bir öğrenci değil iyi bir insan
olmasında öncülük yapar. Sonuçta, değişim için mücadele eden, yön bulmada berrak duygular oluşturan
ve düzgün seçim yapan ve düşünce yaratan içsel enerjisi olan öğrenciler yetiştirir.
Herkesin hayatında ilk karşılaştığı bir öğretmen vardır. Çoğunlukla da her öğrencinin sevdiği bir
öğretmeni ve öğretmenlik mesleği, çoğu insanın belleğinde yatır. Öğretmen ise birey ve resmi
makamların arasındaki ilk köprüdür. Sivil yaşamda ülkemizin gerçek hedefe ulaşmasında hedef
davranışlar açık ve somut olarak belirlenir ve bunlara nasıl ulaşılacağı sınıf ve okul ortamında uygulanabilir
etkinlikler olarak verilir ve öğrencilerin katılımları sağlanır. Bununla birlikte bireyin, mutluluğa, insani
hak, sorumluluk ve değerlere ulaşmasında öğretmenlik ideal bir meslektir.
Her türlü yeniliğe açık, insan haklarını içselleştirmiş, bilimsel gelişmelerden haberdar, sorumluluk
taşıyan, çalışkan, insani değerleri ve evrensel erdemleri önemseyen, yaratıcı, başarılı ve özgüveni ve
özsaygınlığı yüksek İnsan yetiştirmek zordur. Bu bilinçle, proje üreten, fotoğrafı büyük gören, küçük
hesapları olmayan, geleneksellikten modernizasyon arasındaki köprüde cinsiyet, din dil, ırk, renk, fizik ve
her türlü ayrımcılık yapmadan her iki cinsin birlikte durarak her gün özel evinden, genel dünyaya doğru
ilerliyen bireyleri topluma yetiştirmek zorundayız.
Öğrencilerin nitelikli, barışcıl ve mutlu birer insan olarak yetişmesinde de bu büyük görev ögretmenlere
düşmektedir. İşte bu nedenden dolayı özelinden genel dünyaya ilerleyen öğretmen ve eğitmenler,
günümüz sorunlarını irdelerken kimi suçlayabiliriz sorusunun yerine bu gün çocuklar için günümüz
sorunlarını çözebilmede onlara ne katkı koyabiliriz sorusu olmalıdır.
Eğitim al ver ilişkisine dayalıdır. Her öğretmen ayni zamanda bir öğrencidir ve bu paylaşım ve anlayış
özsaygı, özgüven, özcesaret ve hevesi geliştirir. Sevgi, barış, mutluluk ve refah içinde yaşayan bir dünyayı
amaçlamak her bireyin hakkıdır. Bunları elde etmek için de öğretmenlerin eğitim sürercinde yaşam
farkındalıklarını geliştirmede rolünü farkında oynamalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle insan eğitimine gönül veren tüm yönetici ve öğretmenlerin ‘Öğretmenlik
Kılavuzu’ vardır. Su anda elinizdeki kılavuz da, sizlerle birlikte hazırladığımız bir ‘Barış Eğitimi’ örnek
kılavuzudur.
Meral Akıncı
KAYAD Board of Directors, Chairwoman
Giriş
Bu el kitabı, Barış Eğitimi ile ilgilenmeyi arzulayan öğretmenler ve gençlik çalışanları için bir kaynaktır.
KAYAD’ın Avrupa Komisyonu tarafından kısmen desteklenen Leaders for Inclusive Free-of-Bias Education
(Katılımcı Önyargısız Eğitim için Liderler, LIFE) Projesi’nin bir parçası olarak hazırlanmıştır. Bu proje, 2010
yılında Kıbrıs’ın kuzeyinden ve güneyinden ve Kuzey İrlanda’nın Katolik ve Protestan toplumlarından 30
genç öğretmeni, öğretmen adayını ve gençlik çalışanını 10 günlük ‘eğitimcinin eğitimi’ programı
çerçevesinde biraraya getirdi. Aynı grup, daha sonra 3 günlük bir takip programı için Kıbrıs’ta buluştu.
Bu projenin esas amacı, çok kültürlülüğü irdelemek ve çok kültürlü toplumlarımızda barışa katkı
konulması amacıyla öğretmenler ve gençlik çalışanları için araçlar sağlamaktı. Barış anlayışımız geniştir;
sadece fiziksel şiddetin olmayışını değil, ayrıca herkesin insan haklarından eşit faydalanmasını ve herkes
için sosyal, ekonomik ve siyasi adaletin mevcudiyetini de kapsamaktadır. Barış Eğitimi’ne yaklaşımımız,
içsel, kişilerarası, gruplararası, ulusal ve uluslararası barışı sağlayacak bilginin, becerilerin, değerlerin ve
tutumların teşvik edilmesini öngörür.
Bu ek kitabı, A Bölümü’nde, Barış Eğitimi’nin bazı anahtar kavramlarına bir giriş yapmaktadır. B
Bölümü’nde ise, mevcut müfredata dahil edilebilecek ya da bağımsız çalıştaylar olarak kullanılabilecek
bazı model ders planları ve faaliyetler sunmaktadır. A Bölümü’nde ayrıca, B Bölümü’nde bulabileceğiniz
ilgili alıştırmalara referans veriyoruz. Aksi belirtilmediği takdirde (“Hedef Grup: Küçük Çocuklar” olarak),
faaliyetler gençlere yöneliktir.
Barış Eğitimi’nin uygulandığı toplumun özel ihtiyaçlarına yanıt vermesi gerektiğini belirtmek önemlidir.
Barış Eğitimi verildiği zamanda toplumla ya da hedef grubuyla doğrudan doğruya ilgili konuları ele
alırsa daha etkili olur. Bu nedenle, programımız, özelllikle çok kültürlülük ve adanın her iki tarafında
göçmenlere karşı ırkçı tavırların yaygınlığını göz önünde bulundurarak, önyargı, ayrımcılık ve ırkçılık
sorunlarına odaklandı. Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık ve şiddet—fiziksel, ekonomik, psikolojik,
duygusal, yapısal—ile ilgili farkındalığın eksikliği de ele alınması gereken bir başka genel sorundu.
BÖLÜM A
BARIŞ EĞİTİMİ’NDE ANAHTAR KAVRAMLARI
Sayfa 9
1. Barış Eğitimi nedir?
Barış Eğitimi, çocukları, gençleri ve yetişkinleri;
Hem aleni hem de yapısal şiddeti önlemek;
Anlaşmazlıkları barışçıl bir şekilde çözmek;
• İçsel, kişilerarası, gruplararası, ulusal ya da uluslararası düzeyde barışa yardımcı olan koşulları
yaratamak amacıyla;
etkinleştirecek davranış değişikliklerine yol açabilmek için gerekli olan bilginin, becerilerin, tutumların
ve değerlerin geliştirilmesi sürecidir (UNICEF’in Fountain 1999’daki tanımından uyarlanmıştır).
•
•
Barış Eğitimi’nin merkezindeki bazı önemli unsurları vurgulamak önemlidir.
Barış Eğitimi, sadece bilgi aktarmayı ve bilgiyi geliştirmeyi değil, davranışlarda değişikliklere yol
açacak becerileri ve değerleri/tutumları geliştirmeyi de hedeflemektedir.
Barış Eğitimi, sadece aleni ya da fiziksel şiddetin olmayışını değil (olumsuz barış), yapısal şiddetsizliği
(olumlu barış) de hedeflemektedir.
Yapısal şiddet, yoksulluk, ayrımcılık, fırsatlara haksız erişim, bir toplumun zenginliğinin ve
kaynaklarının dağıtılmasına karar vermede haksız güç dağılımı gibi adaletsizlikler anlamına
gelmektedir (farklı düzeylerde farklı şiddet türleri örnekleri için aşağıdaki tabloya bakınız).
Barış, sadece fiziksel pasifizm ya da savaşın olmayışı demek değildir; barış, her türlü adaletsizliğin
yok edilmesini gerektirir ve temel insan haklarının ihlal edildiği bir toplumda var olamaz. Olumlu
barış, toplum, ülke ve genel olarak dünyadaki herkes ve hatta gelecek nesiller için sosyal, ekonomik
ve siyasi adaleti içerir (Galtung, 1969; Hicks 1985; Navarro-Castro ve Nario-Galace 2008; Fountain,
1999).
Barış Eğitimi, farklı seviyelerde—içsel (iç huzur), kişilerarası (insanlar arası barış), gruplararası
(gruplar ya da toplumlar arası barış), ulusal (bir ülkede barış) ve uluslararası (ülkeler arası barış)—
barışı hedefler.
Barış Eğitimi, toplumsal bir çabadır; herhangi bir yaş grubuyla ya da okullardaki resmi eğitimle
kısıtlı değildir.
Barış Eğitimi, aşağıda belirtilen şu aşamalarla bireylerin davaranışlarını etkilemeyi hedeflemektedir:
1 Her seviyede barışa engel teşkil eden konular hakkında farkında olmalarını sağlamak (içsel,
kişilerarası, gruplararası, ulusal ve uluslararası);
2 Bu konularla ilgilenmelerini sağlamak;
3 Bu konular hakkında bilgi sağlamak;
4 Bu konuları yapıcı, barışçıl bir şekilde ele almaları için becerilerini geliştirmek;
5 Yeni becerileri uygulamaları ve yeni davranışları denemeleri için onları motive etmek (örneğin,
anlaşmazlıkların barışçıl yönetimi);
6 Yeni davranışların etkisini değerlendirmek; ve
7 Yeni tür davaranışı bir değer ve tutum olarak içselleştirmeleri ve bireyin bunu düzenli olarak
uygulamasını sağlamak.
Sayfa 10
Seviye
Şiddet
Türü
İçsel
Kişilerarası
Doğrudan/
Fiziksel
Drug or alchohol
abuse, suicide
Okulda/evde/sokakda vurma
ya da itişip kakışma, ateş
etme, bıçaklama
İç savaş, göstericilere
karşı polis şiddeti, intihar
bombalamaları
Ülkeler arası savaş
Yapısal:
Ekonomik,
Siyasi, Sosyal,
Kültürel
Düşük benlik saygısı,
yabancılaşma, kendi
hakkını aramama
İnsanlar arasındaki
eşitsizlikler, yoksulluk,
önyargı / klişeler, ırçılık,
cinsiyetçilik,
zorbalık
Sosyal adaletsizlik, fırsat
ve hak eşitsizliği,
yoksulluk, baskı
Kürsel eşitlisizlikler,
yoksulluk, açlık
Ekolojik
Aşırı- tüketim
Aşırı tüketim, kirlilik
Aşırı tüketim, kirliilik,
kimyasal /biyolojik savaş
Aşırı tüketim, kirlilik,
kimyasal/biyolojik /
nükleer savaş
Gruplararası / Ulusal Uluslararası / Küresel
* Alıntı: Navarro-Castro & Nario-Galace, 2008.
Barış Eğitimi, belli bilgi, beceri ve değerleri teşvik ederek, BM Barış Kültürü Deklarasyonu’nda (1998)
tanımlanan barış kültürünü besleyecektir.
Barış Kültürü: Aşağıdaki unsurları yansıtan ve aşılayan bir dizi değer, tutum, gelenek,
davranış biçimi ve yaşam şekli:
• Hayata ve tüm insan haklarına saygı;
• Her türlü şiddetin reddedilmesi ve diyalog ve müzakere yoluyla, şiddetli anlaşmazlığın
ana nedenlerinin ele alınarak önlenmesine bağlılık;
• Mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarının adilane karşılanması sürecine tam katılım
taahhüdü;
• Kadınların ve erkeklerin eşit haklarının ve fırsatlarının desteklenmesi;
• Herkese özgür ifade, düşünce ve bilgi hakkının tanınması;
• Ulusallar arasında, etnik, dini, kültürel, ve diğer gruplar arasında ve bireyler arasında
özgürlük, adalet, demokrasi, hoşgörü, dayanışma, işbirliği, çoğulculuk, kültürel çeşitlilik,
dialog ve anlayış ilkelerine bağlılık (BM Barış Kültürü Deklarasyonu, 1998).
Barış Eğitimi için yaptığımız tanımın anlaşmazlığın ortadan kaldırılmasına
atıfta bulunmadığına dikkat edin. Çünkü anlaşmazlık günlük yaşamımızın
doğal bir parçasıdır ve bunun bastırılması taraf ya da tarafların
susturulması anlamına gelir. Çince’de, anlaşmazlık kelimesi, kriz ve fırsatı
sembolize eden iki karakterden oluşur. Ele alınış şekline bağlı olarak,
anlaşmazlıklar krizlere ya da fırsatlara dönüşebilir. Eğer yapıcı bir şekilde
Çince’de Anlaşmazlık
yönetilirse, bu, konunun irdelenmesi, farklı tarafların ihtiyaçlarının
anlaşılması, empati kurulması, anlaşmazlığın krize (hatta olası bir şiddete) dönüşmesi öncesinde
birikmiş duyguların serbest bırakılması açsından bir fırsat olabilir.
Sayfa 11
Evrensel Düşün, Yerel Hareket Et!
“Evrensel Düşün, Yerel Hareket Et”, Barış Eğitimi’nin ana ilkelerinden biridir. Bu, birkaç önemli unsuru
içerir:
İnsan hakları, eşitlik ve adalet evrensel ilkeleri, her zaman Barış Eğitimi’nin merkezinde olmalıdır.
Ayrıca uygulandığı toplumun özel koşulları ve ihtiyaçlarıyla bağlantılı olmalıdır. Örneğin, Kıbrıs’ta
Barış Eğitimi, sadece iki toplum—Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar—arasındaki barışla alakalı
olmamalıdır; iki toplumda yer alan diğer göçmen topluluklara yönelik ayrımcılık konularının da ele
alınması gerekmektedir.
Bugün birçok küresel sorunun, yerel sebepleri ve/veya sonuçları vardır ve yerel olarak yaşanan
birçok sorunun küresel sebepleri ve/veya sonuçları bulunmaktadır. İnsan ticareti, bunun bir
örneğidir. Kıbrıs, bilhassa fuhuş ya da ev hizmetilsi olarak çalışmak için adaya getirilen kadınlar
olmak üzere ticareti yapılan insanları kabul eden ülkelerden biridir. Bu nedenle, Barış Eğitimi’nde
insan ticaretinin ve Kıbrıs’taki bireyler olarak modern kölelikte bizim payımızın da ele alınması
gerekir.
Herkes için insan hakları, eşitlik ve adalet evrensel ilkelerini ihlal etmemek şartıyla, Barış Eğitimi’nin
yerel toplumların kültürel/dini hassasiyetlerini önemsemesi ve bunlara karşı saygılı olması gerekir.
Barış Eğitimi, küresel vatandaşlar yaratmayı hedeflemektedir ve bu bağlamda Küresel Eğitim, Barış
Eğitiminin bir alt kümesi olarak görülebilir.
Küresel Vatandaşlık, uzak yerlerle ve farklı kültürlerle ilişki kurmaktır,
ancak bu asla kendi yaşamımız ve toplulumumuzdan bağımsız bir şekilde
olmaz. Hedef, daha çok, bizi diğer insanlara, yerlere, kültürlere bağlayan
şeyleri, bu ilişkilerin niteliğini (eşitliğini) ve bu insanlar, yerler ve
kültürlerden ve ayrıca onlar hakkında öğrenebileceğimiz şeyleri bulmaktır.
Tüm bunlar Kürsel Vatandaşlığın yerel bir yansımasıyla sonuçlanabilir,
örneğin okuldaki akşam yemeği sırasında ırkçı bir söyleme itiraz etme.
- Oxfam, Küresel Vatandaşlığa Başlangıç: Yeni Öğretmenler için Kılavuz
Sayfa 12
Kürsel Vatandaşlar
Daha geniş bir dünyanın farkındadır ve
dünya vatandaşı olarak kendi rolleri olduğu
hissine sahiptir
Çeşitliliğe saygılıdır ve değer verir
Dünyanın işleyişiyle ilgili bir anlayışa sahiptir
Sosyal adaletsizlikten dolayı öfkelidir
Yerelden küresele her düzeyde toplumda
katılımcı biçimde yer alır
Daha eşit ve sürdürülebilir bir dünya için
eyleme hazırdır
Kendi eylemleri ve eylemsizlikleri için
sorumluluk alır
* Kaynak: Oxfam, Kürsel Vatadaşlığa Giriş: Yeni Öğretmenler için Kılavuz
Sayfa 13
Küresel Vatandaşlık Kavramının Ana Başlıkları
Küreselleşme ve Karşılıklı Bağımlılık
“Bugün sabah kahvaltını bitirene kadar
dünyanın yarısından fazlasına ihtiyaç
duymuş olacaksın.”
-Martin Luther King
Sosyal Adalet ve Eşitlik
“Adaletsizlikler karşısında tarafsız kalırsan,
ezenin tarafını tuttun demektir. Eğer bir fil
ayağıyla bir farenin kuyruğuna basıyorsa ve
sen de tarafsız olduğunu söylüyorsun, fare
tarafsızlığını takdir etmeyecektir.”
-Desmond Tutu
Çeşitlilik
“Hepimiz mutlu olmak amacıyla yaşarız;
hayatlarımız çok değişik, aynı zamanda
da farksız.”
Sürdürülebilir Gelişim
“Dünyada herkesin ihtiyaçlarını
karşılamaya yetecek kaynak vardır, ama
herkesin açgözlülüğünü değil.”
-Mahatma Gandhi
-Anne Frank
Barış ve Çatışma
“Barış, eğer savaş durumunun olmaması anlamına geliyorsa, açlık ve
soğuktan ölmek üzere olan birisi için pek bir anlam ifade etmez. Barış,
ancak insan haklarına saygı gösterildikçe, insanların doyurulup, hem
bireylerin hem milletlerin özgür oldukları yerlerde var olabilir”
-The 14th Dalai Lama
Sayfa 14
Bilgi, Beceriler, Değerler
Aşağıdaki şema, çeşitli kaynaklardan derlenmiştir ve dünya genelinden çok çeşitli barış eğitimi
literatürünü ve uygulamalarını yansıtır. Barışın önünde duran belirgin konular her zaman bir toplumdan
diğer topluma değişeceğinden—bir yerde süregelen bir savaş, başka bir yerde ırkçılık, bir başka yerde
homofobia, diğer bir yerde çevre tahribatı vs. olabilir—Barış Eğitimi’nin irdelemesi gereken konular
farklı zamanlarda ve yerlerde biraz farklı olacaktır. Ancak, genel temalar aşağıdaki şemada sunulduğu
gibi olacaktır. Burada söz konusu olan bilgi, beceriler ve değerler/tutumlar, herkesin hem fiziksel hem de
duygusal olarak güvende hissettiği, hoşgörü, özen ve saygı ortamlarında; çeşitli, işbirliği ve katılımcı
öğrenim metodları kullanılarak teşvik edilecektir.
Barış Eğitiminin Hedefleri
Bilgi
• Barışın bütünsel kavramı
• Uyuşmazlığın ve şiddetin nedenleri
• Uyuşmazlığın şiddetsiz yönetimi, müzakere,
arabuluculuk
• Sosyal çeşitlilik (kültür, din, etnik, cinsiyet,
engellilik)
• İnsan hakları
• Sosyal adalet ve sorumluluk
Değerler/Tutumlar
• Öz saygınlık
• Başkalarına saygı
• Çeşitliliğe saygı, hoşgörü
• Adalete dayalı kalkınma
•Sürdürülebilir kalkınma
Skills
• Kültürlerarası anlayış
• İletişim, aktif dinleme, düşünce
• Şiddetsizlik
• Empati ve şefkat
• Adalet
• Eleştirisel düşünce ve analiz
• Şefkat
• Karar verme, sorun çözme,
• Sosyal sorumluluk
• Hayal gücü, yaratıcılık
• Toplumsal cinsiyet farkındalığı ve hassasiyeti
• Grup oluşturma, işbirliği
• Ekolojik farkındalık ve kaygı
• Özfarkındalık, özdenetim, sabır
•Küresel kaygı
•Anlaşmazlık yönetimi /çözüm
Sayfa 15
2. Barış Eğitimi Pedagojisi ve Ortamı
Barış Bölgeleri: Barış Eğitimi’nin uygulandığı sınıflar, okullar ve diğer eğitim ortamları, Barış Eğitimi’nin
ana ilkelerini temsil etmeli ve yansıtmaldır. Barış Eğitimi ile uyumlu olması için, aşağıda belirtilen
niteliklerle ‘barış bölgeleri’ modeli olarak işlev göstermeleri gerekir:
Katılımcılar (öğrenciler, çocuklar, gençler ve yetişkinler) hem fiziksel hem de psikolojik olarak
güvende hissetmelidirler. Katılan herkes, sözlü (aşağılayıcı sözler), duygusal (örneğin toplumdan
dışlanma), ya da fiziksel şiddet içeren bir karşılık alma korkusu hisssetmeden özgürce konuşmak
için güvende hissetmelidir.
Katılımcılara, farklı güçlü duyguları içermesi muhtemel tartışmalı konuları irdemeleri için güvenli
bir mekan sunulmalıdır. Yönetici, katılımcıları, belli bir şekilde hissetmelerine neden olan kişileri
suçlamak yerine, kendi duygularının farkında olmaya ve bunun sorumluluğunu üstlenmeye teşvik
etmelidir. Katılımcılar, her birinin kendi vücutları ve dilleriyle duygularını nasıl deneyimlediklerini
ve ifade ettiklerini anlamaya teşvik edilmelidirler.
İdari politikalar ve uygulamalar, eşitlik, ayrım yapmama ve tüm katılımcıların haklarına ve onuruna
saygı göstererek, şiddet içermeyen bir şekilde anlaşmazlıkların üstesinden gelinmesi ilkelerini
idame ettirmelidir.
Gerek çocuk, gerek yetişkin olsun tüm katılımcıların neyin, nerde ve nasıl çalışılacağına karar
verilmesine aktif bir şekilde katıldığı demokratik ortamlar olması gereklidir.
Katılımcılar, ayrıca bu öğrenme ortamı içerisinde herkesin saygı göstereceği kuralları belirleyen bir
‘sözleşme’nin yapılmasına dahil edilmelidir. Bu, güvenli ve etkili bir ortamda birlikte çalışmak için ihtiyaç
duyulan kuralların zemini hakkında gruptaki herkesin kabul edeceği bir anlaşma olacaktır. Bu, bir
mülkiyet, aidiyet ve sorumluluk duygusuna sahip olmaya yardımcı olacaktır. Gerekli olduğunda yeniden
değerlendirilebilecek ve revize edilebilecektir. “Sözleşmemizi Oluşturmak” faaliyeti bu anlaşmanın
oluşturulmasında kullanılabilir.
Bir çember içinde çalışmak demokratik öğrenme ortamının oluşmasının ayrılmaz bir parçasıdır. Bu:
•
Eşitliği teşvik eder (hiyerarşi, lider, başta ya da sonda gelen, önde ya da arkada olan yoktur);
•
Güven inşa eder ve birbirlerinin yanıtlarını onaylamaya imkan tanır (herkes herkesi görebilir ve
duyabilir);
•
Katılımı teşvik eder (‘pas’ deme olanağıyla, insanlar herkesin tepkisini gördüğünde daha kolay ve
dürüstçe konuşabilir);
•
Aidiyet duygusunu güçlendirir (çember bir takım oluşturur);
•
Kişisel sorumluluğu ve grup sorumluluğunu teşvik eder;
•
Çeşitli deneyimsel öğrenme (deneyimlerden öğrenmek) yöntemlerinin ve katılımı, işbirliğini,
eleştirel düşünmeyi teşvik eden yöntemlerin kullanılması gereklidir.
Alternatif eğitim hedefleri alternatif pedagojik bir yaklaşımı gerektirir: Geleneksel eğitim
yaklaşımlarından farklı olarak, Barış Eğitimi sadece bilgi sağlamayı değil, ayrıca davranış değişikliklerine
yol açacak becerilerin, değerlerin, tutumların geliştirilmesini de hedefler. Bu nedenle Barış Eğitimi, arzu
edilen becerilerin ve değerlerin katılımcıların aklına iyice yerleşmesini gerektirir ve bu ezberleme ve ders
anlatmadan öteye giden bir öğrenme yöntemini gerekli kılar. “Barış Eğitimi bir ruh hali oluşturmayı
hedeflediği için, ana öğretim biçimleri deneyimlemeyi hedefler. Deneyimsel öğrenme, değerlerin,
tutumların, algıların, becerilerin ve davranış eğilimlerinin kazanılmasında, diğer bir deyişle
içselleştirilmesinde anahtar yöntemdir. İçselleştirme, sadece öğüt vermekle başarılamaz; esas kazanım
mekanizması uygulamadır” (Bar-Tal 2002, 33).
Öğrencilerin öğretmenlerce ders bilgileriyle doldurulan bir boş yazı tahtası farz edildiği geleneksel
öğretmen merkezli yaklaşımın aksine, Barış Eğitimi, öğrenci merkezli bir yaklaşımı gerektirir. Barış
Eğitimi, öğrencilerin eğitim ortamına çok çeşitli değerli enformasyon, bilgi, inançlar, değerler ve
Sayfa 16
tecrübeler taşıdığını kabul etmelidir. Öğrencilerin ve öğretmenlerin, herkesin birbirlerinden öğrenecek
birşeyleri vardır. Başarılı bir eğitmenin, bu farklılıkları kabul etmesi ve aktif ve katılımcı öğrenmeyi
kolaylaştırması gerekir; bunun sayesinde öğrenciler kendi mevcut bilgilerini ve tercübelerini
geliştirebilecektir.
Deneyimsel öğrenme, öğrenciye, konuyla ilgili okumanın ve öğrenmenin ötesinde, kişisel olarak konuyu
araştırma ve konuyla doğrudan bağlantı kurma imkanı tanır; öğrenci, öğretim/öğrenme sürecinde aktif
bir katılımcı olur. Örneğin hayvanlar hakkında öğrenirken, katılımcılar, sadece bu hayvanlar hakkında
okumak yerine, bir hayvanat bahçesini ziyaret edebilir ya da doğada hayvanları gözlemleyebilir. Empati
hakkında öğrenirken, katılımcılar rol yapma oyunlarında yer almaya teşvik edilebilir, böylece kendini
başka birinin yerine koyabilir ve bu kişinin duygularını ve ihtiyaçlarını anlayabilir.
Öğreniyoruz…
Okuduklarımızın %10’unu,
Duyduklarımızın %20’sini,
Gördüklerimizin %30’unu,
Gördüklerimizin ve duyduklarımızın %50’sini,
Tartıştıklarımızın %70’ini,
Deneyimlediklerimizin %80’ini,
Başkalarına öğrettikerimizin %95’ini.
- William Glassner
Deneyimsel öğrenmenin 4 ana aşaması vardır:
•
Somut tecrübe;
•
Bu tecrübe hakkında düşünme;
•
Bu düşünceye dayanan soyut kavramların oluşumu, diğer bir deyişle kuramlaştırma;
•
Deneyerek bu yeni kavramların sınanması (Kolb ve Fry 1975).
Çok basit bir örnek olarak, ateşin tehlikelerini öğrenen bir çocuk düşünün. Eğer ateşe dokunursa ve
kendi kendini yakarsa, bu tecrübesine dayanarak birinin ateşe benzeyen bir nesneye dokunduğunda
yanabileceği ve bu nedenle bu tür nesnelere dokunulmaması gerektiği sonucuna varabilir. Bu anlayışı
içselleştirmeden ve kalıcı bir davranışa dönüştürmeden önce, bunu bir kereden fazla, belki farklı
durumlarda ve farklı nesnelerle tercübe edinmesi gerekebilir.
Öğrenme, her zaman kişisel bir deneyimle başlamak zorunda değildir. Bir konuyla ilgili kavramlar ve
teoriler, öğrenciye bir başkası tarafından aktarılabilir ve öğrenci daha sonra bu konuyla ilgili kendi
düşüncesini ya da teorilerini formüle etmek için duyduklarını ya da okuduklarını deneyimleyebilir.
İnsanlar, ayrıca öğrenme şekillerinde farklılık gösterebilir: Bazı insanlar bu aşamalardan birinden
(örneğin, doğrudan kişisel tercübe) öğrenebilirken, başka insanların öğrenmesi için diğer bir aşama
(örneğin konu hakkındaki kavramları ve teorileri okuma ya da tartışma) daha kolay olabilir. Bu, bir Barış
Eğitimcisi’nin, eğitim planlarını hazırlarken dikkat etmesi gereken en temel çeşitlilik faktörlerinden
biridir, ancak bu şekilde tüm katılımcıların öğrenme ihtiyaçlarına yanıt verebilirler.
David Kolb’un deneyimsel öğrenmeyle ilgili teorisine dayanarak, Peter Honey ve Alan Mumford (1986),
farklı aşamalarda öğrenme eğilimleri ve tercihlerine dayalı olarak bir öğrenme türleri tipolojisi—Aktivist,
Sayfa 17
Yansıtıcı, Kuramcı, Pragmacı—geliştirdi (resme bakınız).
Honey & Mumford: Öğrenme Şekilleri Tipolojisi
Aktivist: Yapmayı
ve tecrübe etmeyi
tercih eder
Somut
Deneyim
Değerlendirerek
Gözlem
Aktif Deneme
Soyut
Kavramsallaştırma
Değerlendiren:
Gözlemler ve
değerlendirir
Kuramcı: Temeldeki
sebep, kavram ve
ilişkileri anlamak ister
Pragmatik: Calışıp
çalışmadığını deneyerek
görmek ister
* Source: http://www.learningandteaching.info/learning/experience.htm.
Başarılı bir Barış Eğitimcisi, insanların öğrenme biçimlerinde değişilik gösterdiğini kabul etmeli ve
gruptaki farklı öğrenme ihtiyaçlarını karşılayabilmek üzere planlarını ve araçlarını geliştirmelidir.
“Öğrenme Türün Nedir?” etkinliği bu çeşitliliği tanımlamak açısından iyi bir yöntemdir; bu ayrıca
katılımcıların, herkesin farklı öğrenme şekillleri ve ihtiyaçları olduğunu ve öğrenmenin doğru ya da
yanlış şekli olmadığını anlamasını sağlayacaktır.
Özgürleşme Aracı olarak Eğitim: Yeni ufuklar açan çalışmasında, Baskı Görenlerin Pedagojisi (1968),
Paulo Freire, “eğitimde bankacılık kavramı” olarak tanımladığı geleneksel eğitim yaklaşımını eleştirdi ve
alternatif olarak “sorun tanımlayıcı eğitimi” sundu. Barış Eğitimi, eleştirisel ve yaratıcı düşünmeyi ve
deneyimsel öğrenmeyi teşvik ederek, sorun tanımlayıcı öğrenme yöntemlerini kullanmalıdır. Geleneksel
eğitim yaklaşımları, öğrencileri toplumun mevcut güç yapılarını ve düzenini sorgulamadan kabul
etmeye programladığı için bir baskı aracı olmuştur. Öte yandan Barış Eğitimi, öğrencileri yaşadıkları
dünyayı düşünmeye ve analiz etmeye ve herkes için siyasi, ekonomik ve sosyal adaletin olduğu bir
topluma ve dünyaya yönelik değişim için bilgi, beceriler ve değerler edinmeye teşvik ederek bir
özgürleşme aracı olabilir ve olmalıdır.
Sayfa 18
Eğitimde Bankacılık Kavramı
Sorunsallaştıran Eğitim
Öğrencilere, öğretmenin bilgi depolayabileceği
“boş tenekeler” ya da kutular gibi
davranılmaktadır.
Öğrenciler ve öğretmenler/yöneticiler gerçeği
birlikte keşfederler.
Öğretmen ve öğrenci arasındaki fark: öğretmen
herşeyi bilir, öğrenciler hiçbir şeyi bilmez.
Herkesi, öğretmeni ve öğrenciyi kapsar:
öğretmen ve öğrencilerin birbirlerinden
öğrenecekleri ve paylaşacakları bilgi ve
tercübeler vardır.
Öğrenciler, sadece ezberlemeyi teşvik eden
ve eleştirisel ve yaratıcı düşünmeyi an aza
indirgeyen öğretmenlerin dikte ettiği bilgileri
alır, dosyalar, akılda tutar.
Eğitimci, öğrenciler için dünyayı sorunsallaştırır,
eleştirisel düşünceyi teşvik eder.
Ders verme, ana öğretim yöntemidir.
Katılımcılık, işbirliği, ve ampirik öğrenme,
yaşadığımız dünyayı düşünme ve analiz etme
teşvik edilir.
Eğitim, insanları toplumun mevcut güç
ilişkilerini ve düzenini kabul etmeye koşullayan
bir hakimiyet uygulaması ve baskı aracı olur.
Eğitim, insanları toplumun mevcut güç
ilişkilerini ve düzenini sorgulamaya teşvik
ederek, sosyal değişimin yolunu açan bir
özgürleşme aracı olur.
Sayfa 19
Öğrenme-Öğretme Stratejileri
Yukarıda tanımlanan Barış Eğitimi ilkeleriyle uyumlu birçok olası strateji vardır. Bu stratejilerde öğrenci
süreçte aktif bir katılımcı olarak yer alır.
Grup tartışması
Küçük grup tartışmaları, farklı seslerin duyulmasına imkan tanır. Bu tartışmalar, belli sorularla yönlendirilmesi ve iyi
düşünülmüş fikirlere dayanması halinde daha etkili olurlar (muhtemelen kendi düşüncelerini oluşturmak için
verilecek bir zamandan sonra).
İkili paylaşım
İkili gruplardan belli bir soruyu ya da konuyu tartışmaları istenir. A Kişisi, yanıt verirken, B kişisi müdahale etmeden
dinler. Sonra rolleri değişirler ve B yanıt verirken, A dinler. Bu eylem, dinleme becerilerini geliştirebilir.
Rol yapma ve simulasyon
Katılımcılara belli bir konu ve ilgili aktörler hakkında bilgi verilir. Ardından, her birinden kendilerini tarif edilen
karakterin yerine koyarak, bu kişinin bakış açısını ve ihtiyaçlarını yansıtacak şekilde o role girmesi istenir. Bu eylem,
empatiyi geliştirir ve farklı pozisyonlarla onların sosyal etkileşimini daya iyi anlamayı sağlar.
Anahtar kelimeler
Karatahtaya “şiddet” ya da “barış” gibi kelimeler yazmak ve katılımcıları bu kelimelerin kendilerine yaptığı
çağrışımla ilgili duygularını ve düşüncelerini ifade etmeye cesaretlendirmek düşünmeyi teşvik edebilir. Bu, belli bir
konuyu tartışmak için iyi bir başlangıç noktası olabilir. (Küçük çocuklarla bir örnek için “Arkadaşlık Oyunu”na bakınız)
Film ve fotoğraflar
Görsel öğrenme araçları, katılımcıların aklında güçlü imajlar yaratılmasında oldukça etkili olabilir. Bunu, iletilen
mesajlar hakkında düşünceler ile tartışmalar ve katılmcıların reaksiyonları takip edebilir. (Toplumsal cinsiyet
konusunda bir örnek için “Kız mı Erkek mi?”ye bakınız).
Hikaye anlatmak
Kavramlar, anektodlar ve hikayelerle daha kolay hatırlanabilir, bilhassa kişinin bizzat kendisi tarafından anlatılırsa.
Bu da empatiyi ve şefkati geliştirir.
Öğretilebilir anlar
Eğitimciler, bilhassa katılımcıların yaşamlarıyla ilgili konular olan günün sıcak konularını tartışma fırsatını
kullanmalıdırlar.
Röpörtajlar ya da
araştırmalar
Öğrencilerden belli bir konu hakkında bilgi toplamak için ilgili kişilerle görüşmelerini, bilhassa röportaj yapılan
kişinin kişisel tecrübeleri hakkında bilgi edinmelerini istemek etkili bir öğrenme aracı olabilir.
Karşılıklı öğreti
Katılımcılar, öğrenmenin kolaylaştırılmasında sırayla yer alır. Bir konuyu tartışmak için fırsat verildiğinde,
katılımcılar ilgili kavramları, değerleri ve becerileri daha iyi özümseme şansı elde ederler. Farklı öğrenme/öğretme
stratejilerini kullanmaya teşvik edilmelidirler.
Keşif gezileri
Bu, katılımcılara sorunları ve doğrudan etkilenmiş olan insanları gözlemleme fırsatı verir. Bu, empatinin, şefkatin ve
insan hakları ihlaleri ve adeletsizlik durumlarında bir sorumluluk duygusunun gelişmesinde etkili bir araç olabilir.
Beyin fırtınası
Başkaları herhangi bir yorumda bulunmadan, katılımcıların belli bir soru/kavram/sorun hakkında kendi akıllarına
gelenleri söylenmesi istenir. İfade edilmiş olan farklı görüşler karatahtada özetlenebilir ve ardından da tartışılabilir.
Örnek olaylar
Örnek olaylar, katılımcıların analiz etmesi istenen hikayeler ve senaryolardır. Katılımcılar, başlıca konuları ve ilgili
oyuncuların ihtiyaçlarını ve tutumlarını tanımlamaya ve olası çözümler sunmaya çalışır.
Kolaj yapımı
Kumaş, fotoğraf ve kağıt parçalarını kesip, bir yüzeye yapıştırma sanatıdır. Bu, katılımıcıların soyut kavramları
düşünme ve anlamaları için etkili bir araç olabilir.
Aktivizmi teşvik
Katılımcıları, etraflarında gördükleri adaletsizliklerin ve insan hakları ihlallerin ortadan kalkması ve anlaşmazlıların
barışçıl çözümü konusunda sorumlu hissetmeye ve kendi yartıcılıklarını kullanmaya teşvik eder (bakınız “İnsan
Hakları’nı Bilmek ve Korumak”).
Sayfa 20
3. İnsan Hakları
“Barış, savaşın olmaması anlamında, açlıktan ya da soğuktan
ölen birisi için çok az bir değer taşır. Barış, sadece insan
haklarına saygı duyulduğu, insanların tok olduğu, bireylerin ve
ulusların özgür olduğu yerde kalıcıdır.”
- 14. Dalai Lama
Barış, sadece fiziksel şiddetin ya da savaşın olmayışı değildir; barış, her türlü adaletsizliğin ortadan
kaldırılmasını gerektirir ve temel insan haklarının ihlal edildiği bir toplumda var olamaz. Olumlu barış, bir
toplumda, ülkede ve dünya genelinde herkes ve hatta gelecek nesiller için sosyal, ekonomik ve siyasi
adaleti içerir. Bu nedenle Barış Eğitimi, İnsan Hakları Eğitimi’ni temel bir unsur olarak içermelidir.
İnsan hakları, bir kişinin sadece insan olmasından dolayı sahip olduğu hakları ifade etmektedir. Diğer bir
deyişle, insan hakları tüm insanların eşit şekilde yararlanması gereken haklardır. İnsan Hakları Eğitimi,
hem insan haklarına dair hem de insanlar hakları için öğretir. Bir yandan, insanlara insan haklarına dair
bilgi vermeyi ve bilgi birikimlerini geliştirmeyi hedefler. Diğer yandan, insan hakları için değerleri,
saygıyı, sorumluluk duygusunu ve bu hakların savunulması için eylem becerilerini geliştirmeye de
çabalar. Bu nedenle İnsan Hakları Eğitimi, sadece İnsan Hakları Evrensel Beyanamesi, yoksulluk ve
adaletsizlik hakkında öğretim ve öğrenme değildir. İnsan Hakları Eğitimi, ‘tüm bunların benimle ilgisi
nedir?’, ‘Herkesin hakkına saygı göstermek benim için ne anlama gelir?’, ve ‘Nasıl kendimin ve diğer
insanların haklarının korunmasına katkı koyabilirim?’ sorularını düşünmeye de itmelidir.
Kendi haklarını bilmeyen insanlar, bu haklarını savunma ve koruma bilgisine ve becerisine sahip
olmadıklarıdan insan hakları ihlallerine karşı daha savunmasızdırlar. İnsan hakları eşit bir şekilde her
birimize ait olduğu gibi, tüm insanların insan haklarına saygı duyma, bunları savunma ve destekleme
sorumluluğu da eşit bir şekilde her birimize aittir. İnsan Hakları Eğitimi, bu sorumlulukları karşılamak için
gerekli farkındalığı, bilgiyi, değerleri ve becerileri sağlar. (Eşit insan haklarını vurgulayan ve farklı kişilerin
insan haklarının çatışması durumunda gençleri eleştirek düşünmeye ve adil çözümlere ulaşmaya teşvik
etmek için örnek bir alıştırma olarak “Möbiüs’te Çarpışma”ya bakınız.)
“Sonuç olarak, insan hakları nerden başlar? Küçük yerlerde, eve yakın yerlerde– o kadar yakın ve
küçük ki herhangi bir dünya haritasında görülemeyebilirler. Ancak bunlar o bireyin dünyasıdır;
yaşadığı semt; gittiği okul ya da üniversite; çalıştığı fabrika, çiftlik ya da büro. Bu yerler her erkeğin,
her kadının, her çocuğun eşit adalet ve fırsatlar aradığı yerlerdir; ayrımcılık olmadan eşit itibar. Eğer
bu haklar orada anlam ifade etmiyorsa, hiçbir yerde önemli bir anlam taşımaz. Bunları bireylere
yakın yerlerde korumak için duyarlı yurttaş hareketleri yoksa, dünyanın tümünde de ilerleme
olmasını beklemek abesttir.”
- Eleanor Roosevelt, “Bizim Elimizde,” 1958 nutuk
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (İHEB), insan hakları tarihinde bir dönüm noktasıdır. 1948’de
Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen Beyanname, tüm insanlar ve ülkeler için savunulması gereken
temel hakları düzenleyen ilk belge ve evrensel bir norm haline geldi. İHEB hakkında öğrenmek, bir
Sayfa 21
kişinin kendi devredilmez hakları ve bu kişinin diğerlerinin insan haklarının idame edilmesine karşı
sorumluluğunu kabul etmede önemli bir ilk adımdır. Katılımcıları, güvende, değerli, adil ve mutlu
hissetmeleri için karşılanması gereken kendi ihtiyaçları hakkında düşünmeye teşvik eden faaliyetler,
İHEB’in ve kişisel, sivil, siyasi, ekonomik, kültürel, sosyal hakları temsil eden çeşitli maddelerin tartışılması
açısından iyi bir başlangıç noktası olabilir ( bakınız “İnsan Hakları’nı Bilmek ve Korumak”).
“Bütün insanlar, özgür; onur ve haklar bakımından eşit doğarlar.
Akıl ve vicdana sahiptirler, birbirlerine kardeşlik anlayışıyla
davranmalıdırlar.”
- Madde 1, İHEB
Bu açıdan, çocuklarla çalışırken, onlara kendi haklarlarını öğretmek de önemlidir. 1989’da Birleşmiş
Milletler tarafından kabul edilen Çocuk Hakları Konvansiyonu (ÇHK) bunun için kilit araçtır. Benzer
faaliyetler, ayrıca ÇHK hakkında öğretmek için kullanılabilir (bakınız “Çocuk Hakları İçin Define Avı” ve
“Önemli İş”. Ek 1 ve Ek 2’de sunulan İHEB’in ve ÇHK’nin basitleştirilmiş versiyonları katılımcıların yaşlarına
göre kullanılabilir.
Sayfa 22
İnsan Hakları Eğitimi’nin Hedefleri
Bilgi
• Tüm insanların temel haysiyeti ve saygıyla
muamele görme hakkı
• İnsan haklarının temel ilkeleri
• İnsan hakları barışı nasıl sağlar
• İnsan hakları tarihi ve süregelen gelişimi
• Uluslararası hukuk, İnsan Hakları Evrensel
Beyanamesi, Çocuk Hakları Konvansiyonu
Değerler/Tutumlar
• İnsan haklarına ve temel özgürlüklere saygı
• Öz saygınlık
• Tüm insanların haysiyetini anlama ve saygı
gösterme
• İhlal edilen haklarla ilgili olarak empati
kurmak, dayanışma duygusunu hissetmek
• İnsan haklarının tüm insanlarca
kullanılmasının adil, demokratik ve barışçıl
bir toplum için önkoşul olduğunu kabul etmek
Beceriler
• Sorunların, anlaşmazlıkların eleştirsel
anlayışı
• İnsan hakları ihlallerine yol açan etkenleri
analiz etmek
• İnsan haklarını savunmak için kişisel ve
sosyal
menfaat
sorumluluğunu
benimsemek
• İnsan haklarını savunmak için kişisel
kaynakları ve yerel, ulusal, bölgesel ve
küresel araçları kullanabilmek
• Herkes için insan haklarını desteklemek ve
korumak için uygun ve etkili eylemler
geliştirmek
Sayfa 23
İnsan Hakları İlkeleri
Evrensellik ve Vazgeçilmezlik
Dünyanın her yerinde tüm insanlar, insan haklarına sahiptir: “Bütün insanlar onur ve
hakları bakımından eşit ve özgür doğarlar” (İHEB, Madde 1).
Ayrılmazlık
Tüm insan hakları – kişisel, kültürel, ekonomik, siyasi, ya da sosyal – eşit statüye sahiptir
ve hiyerarşik düzenleme içine konulamaz. Bir hakkın reddedilmesi, her durumda diğer
haklardan faydalanılmasına engel teşkil eder.
Karşılıklı Bağımlılık ve Karşılıklı İlişki
Tüm insan hakları, bir kişinin gelişimsel, fiziksel, psiokolojik ve manevi ihtiyaçlarının
karşılanmasıyla bu kişinin onurunu kavramasına katkı koyar. Bir hakkın gerçekleşmesi
genellikle diğerinin gerçekleşmesine bağlıdır. Örneğin, sağlık hakkının gerçekleşmesi,
eğitim hakkının ya da uygun barınma hakkının gerçekleşmesine bağlı olabilir.
Eşitlik ve Ayrımsızlık
Bütün bireyler, insan varlığı olarak ve her insan varlığının doğuştan sahip olduğu
onurundan dolayı eşittir. Bu nedenle, kimse ırk, renk, etnik köken, cinsiyet, yaş, dil, cinsel
yönelim, din, siyasi ya da diğer görüşler ulusal, sosyal ya da coğrafik köken, engellilik,
mülk, doğum ya da diğer statülere dayanan herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmamalıdır.
Katılım ve Dahil Olma
Bütün herkes, kendi yaşamını ve refahını etkileyen karar verme mekanizması süreçleriyle
ilgili bilgiye katılım ve ulaşım hakkına sahiptir.
Sorumluluk and Hukukun Üstünlüğü
Devletler, insan haklarının gözetiminden sorumludurlar. Bu bakımdan, yasal kurallara ve
uluslararası hukuk mevzuatında önemli bir yere konmuş olan standartlara uymak
zorundadırlar. Hakları ihlal edilen bireyler ya da gruplar, yetkili bir mahkeme önünde
uygun bir tazminat için dava açma hakkına sahiptir. Kişiler, medya, sivil toplum ve
uluslararası topluluk, hükümetlerin insan haklarının idame edilmesi görevinde sorumlu
tutulmasında önemli rol oynarlar.
Sayfa 24
İnsan hakları hakkında en iyi bilgi günlük yaşamdaki deneyimlerle kazanılır.
Okulunuzda şu anki insan hakları ortamı nasıldır?
Öğrenciler arasındaki ilişkiler:
Şiddet ya da aşağılama vakaları var mıdır? Örneğin, alay etmek için lakap takma?
Öğrencilere karşı önyargılar var mıdır? Örneğin göçmen ailelerin çocuklarına, engelli öğrencilere ya da geleneksel toplumsal cinsiyet
klişelerine uymayan öğrencilere karşı?
Öğrenciler şiddet hakkında şikayette bulunduklarında herhangi birşey oluyor mu?
Öğretmenler ve öğrenciler arasındaki ilişkiler:
Öğrencilerin talimatların ne olduğunu anlamadan öğretmenleri dinlemeleri mi bekleniyor?
Öğrencilere okul kurallarının düzenlenmesi ve uygulanmasında söz hakkı veriliyor mu?
Not verme sistemi, öğrencilerin belli güçlü yönlerini, eksikliklerini, ihtiyaçlarını dikkate alan adil bir sistem midir?
Öğrenciler öğretmenler tarafından aşağılanıyor mu?
Disiplin, fiziksel, psikolojik ve duygusal şiddeti içeriyor mu?
Tüm öğrenciler, eşit bir şekilde muamele görüyor mu?
Bir öğrenci konseyi var mıdır? Bu konseye öğrenciler demokratik olarak mı seçiliyor /atanıyor?
Öğretmenler, çocukların hakkını koruyor mu? Örneğin, evde istismar ya da ihmalden şüphelendiklerinde ne yapıyorlar?
Öğretmenler ve Okul Yöneticileri arasındaki ilişkiler:
Öğretmenler, Okul Yöneticilerine şikayette ya da önerilerde bulunmaktan korkuyorlar mı?
Öğretmenler hiç birlikte çalışıyor ya da kendi aralarında deneyimlerini paylaşıyorlar mı?
Öğretmenlere idare kararlarında bir söz hakkı veriliyor mu?
Öğretmenler, eşit muamele görüyor mu?
Terfi, performansa mı yoksa siyasi ya da kişisel tercihlere mi dayanıyor?
Öğretmenler ve eğitim yetkilileri arasındaki ilişkiler?
Öğretmenler ve ebeveynler arasındaki ilişkiler:
Ebeveynler, çocuklarına muamele ya da ders veriliş şeklinden memnun olmadıkları zaman öğretmenlere şikayette bulunmaktan
korkuyorlar mı?
Bu şikayetin, çocukları açısından durumu daha kötüleştirebileceğinden korkuyorlar mı?
Ebeveynler okul idaresinde yer alıyor mu? Bu faydalı oluyor mu? Bu nasıl iyileştirilebilir?
Okul kuralları ve süreçleri:
Okul kurallarında hangi değerler teşvik ediliyor?
Öğrencilerin gözleri kapalı, itaat ve disiplin uğruna, tüm kurallara uyması mı bekleniyor?
Tuvalete gitme ihtiyacı için her saat izin almak gibi öğrencileri küçük düşüren kurallar var mıdır?
Cezalar, yersiz ve haksız mıdır?
Okul kuralları tüm öğrencilere eşit bir şekilde mi uygulanıyor?
Öğrenciler kuralların düzenlenmesine yardımcı olabiliyorlar mı yoksa bunlar onların üzerine empze mi ediliyor?
Fiziksel çevre:
Okul binası, yaşam koşulları açısından sağlıklı mıdır?
Bir oyun alanı var mıdır?
Öğrenciler sınıflarında rahat ediyorlar mı?
Öğrencilerin resimleri, şiirleri ve yazıları duvarlarda gösteriliyor mu? Daha az yetenekli öğrencilerinkiler de gösteriliyor mu?
Öğrencilerin toplumsal cinsiyetine ya da sosyal statülerine bakmaksızın, eğitim materyalleri ve araları tüm örğenciler için eşit bir şekilde
mevcut mudur?
Öğrenciler, eşyalarını bırakabilecekleri, özel, güvenli bir yere sahip midirler? Ya da yalnız kalabilecekleri?
- Alıntı: İlk Adımlar –İnsan Hakları Eğitimine Başlangıç için El Kitabı, Uluslararası Af Örgütü.
Sayfa 25
4. Çok Kültürlülük
Çok kültürlü bir toplum içinde yaşıyoruz. Birçok yönden farklı olabiliriz: yaş, cinsiyet, fiziksel özellikler,
cinsel yönelim, inançlar, lisan, etnik köken, öğrenme ihtiyaçları... Barış eğitimcilerinin, bu çeşitliliği kabul
etmesi; bu farklılıkları gözetmeksizin herkesin onur ve hak eşitliğini desteklemesi; bu farklılıkları ve barış
ve adalet için yaratıcı sonuçlara varılmasında kazançlar olarak ortaya çıkan bu farklı tecrübeleri
değerlendirmesi gerekir.
Çok-kültür-lülük, basitçe bir toplumda birçok farklı kültürün varlığını ifade eder. Maalesef, bu çeşitlilik her
zaman itibar görmez ve değer bulmaz; çoğunluğu teşkil eden gruplar (sayılar ve/veya güç açısından),
diğer ülkelerden göçmenler, lezbiyen ve gayler ya da engelliler gibi azınlıklar ayrımcılığa, ihmale,
dışlanmaya ya da assimile edilmeye maruz kalabilirler.
Yollarımızı ve binalarımızı tekerlekli sandalyelerin girişine imkan tanımayan bir şekilde inşa ederek
ya da engelli çocuklara yönelik özel eğitim fırsatları yaratmayarak, ayrımcılık yaparız ve onların
insan haklarını ihlal ederiz.
Eşcinselleri, hakaretleyerek, toplumlarımızdan dışlayarak, ve sevdikleri kişiyle evlenme haklarını
reddederek, insan haklarını ihlal ederiz.
Göçmenlerin sağlık hizmetlerine, eğitime, uygun barınmaya erişimlerini ve kendi haklarını
savunmak için dernek kurma haklarını reddederek insan haklarını ihlal ederiz.
Seks işçisi olarak çalışmaları için ülkeye ticareti yapılan kadınların pasaportlarına hükümetimiz
tarafından el konulmasına sessiz kalarak ve bu kadınların hapsedilip köle gibi davranıldığı gece
kulüplerini destekleyerek, ticareti yapılan kadınların insan haklarının ihlal edilmesine katkıda
bulunuruz.
Çocuk istismarı ya da ihmali gördüğümüzde sessiz kalarak, çocukların insan haklarının ihlal
edilmesine neden oluruz.
Bir etnik grup olarak ‘bizi’, bir başka gruptan üstün gören tavır ve davranışlarda bulunduğumuzda
ve toplumsal sorunları günah keçisi olarak onların üzerine yüklediğimizde, ırkçılık yapmış oluruz ve
‘öteki’ grubun insan haklarını ihlal ederiz.
Günah keçisi olarak görme, yapmadıkları
yanlışlardan ya da sorumlu olmadıkları sosyal
sorunlardan bir kişiyi ya da bir grubu suçlama,
cezalandırma ya da lekeleme eylemidir.
Böylelikle, ‘çok kültürlülük’, tek başına ayrımcılık veya insan hakları ihlali olmadan çeşitli kültürlerin barış
içinde birlikte yaşaması anlamına gelmez. Çok kültürlü toplumları üç farklı modelde düşünebiliriz: erime
kazanı, mozaik, ve ebru. Resimde gördüğünüz gibi, erime kazanı modelinde toplumu oluşturan farklı
kültürlerin farklı renkleri ya da özellikleri (dil, din, cinsel yönelim vs. farklılıklar) kaybolur; egemen kültür
her zaman öteki grubu ya bastırmaya ya asimile etmeye ya da toplumdan dışlamaya çalışır—‘Bizden biri
olmak istiyorsan, bizim gibi olmak zorundasın!’
Mozaik modelde, farklı kültürler yan yana yaşar ama gerçekten kaynaşmazlar. Farklı kültürler her an
bölünebilirler, bazen iç savaşlarla sonuçlanır.
Ebru modelinde, farklı kültürler kaynaşır ve uyum içinde birlikte yaşar. Hiçbir kültür bir diğerine baskı
yapmaya da ya hükmetmeye çalışmaz; daha geniş bir topluluğa ait olmaya devam ederken tüm bireysel
özelliklerini koruyabilirler.
Sayfa 26
Ne çeşit Çok Kültürlü bir Toplum?
Erime Kazanı
Karışıp kaynaştıkları zaman farklı renkler kaybolup, tek bir
renk oluştururlar. Farklı renkleri görmek ya da ayrıştırmak
artık mümkün değildir.
Mozaik
Farklı renkli parçalar gerçekten birleşmez, sadece kenarları
bir birine değer. Oluşturulan bütün, farklı parçalara
ayrılabilir.
Ebru
Renkler, kendi özelliklerini kaybetmeden birbirinin içine
geçmiştir ve uyum içinde dolaşırlar. Artık ayrılamayan farklı
renklerin her birini görebilirken, birleşimlerinin
güzelliğinden zevk alınabilir.
* Ebru, farklı renkleri su yüzeyine şerpiştirerek ve sonra da
tasarımın üstünde meydana gelen figürleri kağıta aktararak
yapılan kağıt süsleme sanatıdır.
Barış eğitimi, ebru modelini teşvik etmelidir. Böylelikle, bir toplumda farklı gruplara karşı klişeler,
önyargılar ve ayrımcılıklar ele alınmalı ve sorgulanmalıdır. Barış eğitimi, sadece hoşgörüyü değil, farklı
kültürlerin sosyal içerilmesini; tüm insanların onuruna ve eşit haklarına saygıyı; ve farklı kültürlerin
Sayfa 27
barışçıl etkileşimini ve işbirliğini de teşvik etmelidir. Bu, bazen Kültürlerarası Eğitim olarak da adlandırılır.
Stereotip / Klişe
Bir grubun üyeleri hakkında, eksik
bilgiye dayalı ve bireysel farklılıkları
görmezden gelen fikirler, genellemeler.
Ayrımcılık
Önyargı
Davranışta önyargı: bir grubun üyelerine
Bir grubun üyelerine karşı sadece o
karşı, sırf o grubun parçası oldukları için
gruba üye olmalarına dayanan bir tutum,
olumsuz davranış.
taraflı bir değerlendirme.
“Stereotiplerimizi Keşfetmek,” “Resimlerde Stereotipler,” “Kendimin Çemberleri” aktiviteleri
stereotipler, önyargı ve ayrımcılıktan bahsetmek için iyi bir başlangıç olarak kullanılabilir. “Bir Adım İleri
At” çeşitli farklılıklara dayalı sosyal, politik, ekonomik eşitsizlik ve adaletsizlik hakkında farkındalık
yaratmak, empati ve her bireyin insan haklarını savunmak için sorumluluk duygusu geliştirmek üzere
kullanılabilir. “Eğitime Erişim” özellikle eğitim alanında eşitlik ve adalet konularını işler.
Sayfa 28
5. Toplumsal Cinsiyet
Toplumsal cinsiyet, tüm dünyada klişelerin, önyargının, ayrımcılığın ve şiddetin önemli bir kaynağıdır. Bu
nedenle toplumsal cinsiyet, dünyanın her yerinde Barış Eğitim’nin, uygulandığı toplumla en ilgili
sorunlara odaklanarak, irdelenmesi gereken alanlarından biridir. Bu yerine göre namus adına işlenen
cinayetler olabilir; aile içi şiddet, eş tecavüzü, eşit olmayan maaşlar, çocuk istismarı, ya da eşcinsellere
karşı ayrımcılık ya da nefret cinayetleri olabilir.
Doğduğumuz günden itibaren, doğmuş olduğumuz anatomiye bağlı olarak, toplum (aile, okullar,
medya, vs.) bizi belli bir kimliği—ilk ‘oğlan’ ya da ‘kız,’ sonra ‘adam’ ve ‘kadın’—ve bunarla bağdaşlaştırılan
rolleri, becerileri, değerleri, tavırları, davranışları, yaşam şekillerini—kabul etmeye zorlar. Bu, bireylerin
kendilerini özgürce geliştirme ve gerçekten kendileri olma özgürlüklerini elinden alır. Bu, en temel
hakkın ihlalidir: “Bütün insanlar, onur ve hakları yönünden eşit ve özgür doğarlar. Akıl ve vicdana
sahiptirler…” (İHEB, Madde 1).
Bu nedenle barış eğitimcileri olarak, biz, öncelikle, gerçekten içimizde olduğumuz kişi olma,
yaşamlarımızı istediğimiz gibi yaşama, sevmek istediğimiz kişiyi sevme, sahip olmak istediğimiz
önceliklere sahip olma ve yapmak istediğimiz işleri yapma vs. özgürlüğümüzün toplumun bize dayattığı
toplumsal cinsiyet değerlerince ihlal edildiğini kabul etmeliyiz. Ancak bunun ardından biz, cinsiyete
dayalı kendi klişelerimizi, klişelerimizin nasıl ötekilerine karşı davranışlarımızı ve tutumlarımızı
şekillendirdiğini ve böylelikle cinsiyete dayalı ayrımcılığı ve şiddeti idame ettirdiğini anlayabileceğiz.
İlk olarak, çoğu kez birbiriyle karıştırılan cinsiyet ve toplumsal cinsiyet arasındaki farklılığı vurgulamamız
gerekir.
Cinsiyet, biyolojiktir, anatomiye dayalıdır (dış cinsel organ, kromozomlar, iç üreme sitemi). Cinsiyet
kavramları, erkek, dişi, transseksüel, interseks.
Toplumsal Cinsiyet, sosyal olarak inşa edilmiştir. Doğan kişinin anatomisine bağlı olarak, bu kişi
toplum tarafından iki kalıptan—‘kadınlık’ ya da ‘erkeklik’—birine zorlanır ve bu cinsiyet rollerine ve bu
rollerin her biriyle ilişkilendirilen ‘kadınsı’ (feminen) ya da ‘erkeksi’ (maskülen) özelliklere göre yaşaması
beklenir. Adam, kadın, travesti, erkeksi, kadınsı, ve kuir kavramları toplumsal cinsiyetle ilişkilidir.
Toplumsal cinsiyet rolleri, zaman ve yere göre değişebilir.
İnsanlar cinsiyet temelinde doğuştan farklıyken, bu farklılıklar ayrımcılığa ve eşitsizliğe dönüşmemelidir.
Anatomik olarak, kadın ve erkek farklıdır: Kadın regl olabilir, erkekler olamaz; kadınların çoğunlukla
emzirmeye yarayan memeleri gelişmiştir; erkeklerin gelişmemiştir: erkeklerin testisleri vardır, kadınların
yoktur; erkeklerin genellikle kadınlardan daha büyük kemikleri vardır vs. Tüm bunlar, biyolojik cinsiyete
bağlı olan fiziksel farklılıklardır. Öte yandan, kadınları ev işlerinden ve çocuk bakımından daha fazla
sorumlu tutmak, kadınlarda erkeklere kıyasla akşamları dışarı çıkmayı daha az kabul edilir görmek, ya da
kadınlarda erkeklere kıyasla evlilik öncesi sekse daha az hoşgörü gösterilmesi, toplumsal cinsiyeti
yantsıtan, sosyal olarak inşa edilen kurallardır.
“Kız Mıdır Erkek Midir?,”“Toplumsal Cinsiyet Stereotiplerini Keşfetmek,”“Toplumsal Cinsiyet ve Ayrımcılık”
ve “Stella” toplumsal cinsiyet rolleri ve toplumsal cinsiyete dayalı stereotipler, önyargılar ve ayrımcılığı
incelemek için kullanılabilecek faaliyet örnekleridir.
Yaşamın ilk gününden başlayarak, toplum, insanları belli cinsiyet rollerine zorlar. Örneğin oğlan
bebeklere mavi, kız bebeklere pembe giydirilir. Bu belirlenen rolleri onaylamayan herkes, erkek ya da
Sayfa 29
kadın, ayrımcılığa uğrar. Eşcinsellerin, transseksüellerin, transgenderlerin karşı karşıya kaldığı ayrımcılık,
bunun rahatsız edici bir örneğidir ve insan haklarının ihlalidir. LGBTQ bireylerin insan haklarıyla ilgili
farkındalık ve hassasiyet yaratmak için “Güvenli Alanlar Yaratmak” faaliyetini kullanınız.
Toplumsal cinsiyet kimliğini, cinsel yönelim ile karıştırmamak çok önemlidir. Birçok insan, gay
olmayı kadın gibi olmak, lezbiyen olmayı erkek gibi olmakla ilişkilendirerek, gay erkeğin gerçekten kadın
olmak ve lezbiyenlerin erkek olmak istediği yönünde yanlış bir izlenime kapılır. Bu bir hatadır. Toplumsal
cinsiyet kimliği, birinin, genellikle 3 ya da 4 yaşlarında kendini göstermeye başlayan, ‘dişi’ ya da ‘erkek’
olarak benlik duygusunu ifade eder; cinsel yönelim, birinin hayatının ileri safhalarında ortaya çıkan
cinsel, romantik, fiziksel, duygusal, psikolojik, ve/veya ruhsal çekim demektir. Diğer bir deyişle, gay ya da
lezbiyen olmak bir kişinin toplumsal cinsiyet kimliği—bu kişinin özkimliğinin ‘erkek’ ya da ‘kadın’
olması—ile ilgili herhangi birşey ifade etmez. Ayrıca, cinsel yönelimi; tamamen heteroseksüel, tamamen
homoseksüel ve farklı biseksüellik formlarnı içeren bir süremde düşünmek gerekir. Birçok insan, doğal
olarak tamamen heteroseksüellik ve tamamen homoseksüellik arasında bir yerde olmasına rağmen,
heteroseksist toplumlar, insanları eş cinslerine karşı, cinselliklerini, romantikliklerini, fizikselliklerini,
duygusallıklarını, psikolojik ve/veya ruhsal cazibelerini bastırmaya zorlarlar. Cinsiyetle ilgili terminolojinin
anahtar tanımları için aşağıya bakınız.
LGBTQ
Gay
Lebziyen, gay, biseksüel, transseksüel, transgender, kuir için kullanılan kısaltma. Bazen, interseksi temsil
eden ‘I’ ile birlikte, LGBTTQ ya da LGBTIQ olarak görülebilir.
Genel olarak, başka erkeklere karşı fiziksel, duygusal ve/veya ruhsal çekim hisseden bir erkek. Ayrıca başka
dişilere karşı çekim hisseden dişileri de ima edebilir.
Biseksüel
Hem kendi cinsine hem de karşı cinse, cinsel, duygusal ve ruhsal çekim hisseden kişi.
Lebziyen
Fiziksel, duygusal ve/veya ruhsal çekim hissini kendi cinsiden bireylere karşı hisseden bir kadın.
Homoseksüel
Kendi cinsinden olanlara karşı fiziksel, duygusal ve/veya ruhsal çekim hisseden insanlar.
Heteroseksüel Karşı cinse cinsel, duygusal ve ruhsal çekim hisseden insanlar. “Zıtcinsel” (straight) olarak da kullanılır.
Interseks
Biyolojik olarak hem erkek hem de dişiliğin özelliklerinin çeşitli ölçülerde oluşumuyla doğan kişiler.
Doğdukları zaman erkek ya da dişi olarak “belirlenen” kimlikleri daha sonra gelişen kimlikleriyle genellikle
örtüşmez.
Transgender
Çoğu insanın toplumsal cinsiyet kimliği, doğdukları anatomik cinsiyetle uyuşurken (erkek-adam,
dişi-kadın), bazı insanlarınki uyuşmaz. Transgender kişilerin cinsel kimlikleri, toplum içindeki geleneksel
“adam” ve “kadın” tanımlarının ötesindedir. Birçok transgender kişi heteroseksüeldir.
Transseksüel
Sadece transgender bir kimliğe sahip olan değil, fiziksel, duygusal, ve düşünsel olarak kendini karşı cinsin
bir üyesi olarak gören insanlar. Bazen fiziksel olarak biyolojik cinsiyetine uyum sağlanması için operasyon
süreçlerinden geçilir ve transseksüeller genellikle “operasyon-öncesi” (pre-op) ya da “operasyon-sonrası”
(pre-op) olarak bilinir.
Queer
Toplumda, cinsel yönelimi, cinsiyet kimliği ya da ifadesi “standart” olmayan herkes. Ayrıca, ikili düşünceyi
(erkeğe karşı kadın ve gaye karşı heteroseksüel) ve toplumsal cinsiyetin empoze ettiği kısıtlayıcı, baskıcı
rolleri kırmayı destekleyen siyasi bir duruş.
Toplumsal cinsiyet, ayrıca erkek ve kadın arasında hiyerarşik bir ilişki kurar. Yaşamın özel ve kamusal
alanlarında belirgin ayrılıklar (örneğin, eve karşı kamusal siyasi, ekonomik, ve sosyal yaşam) yaratır ve
kadını özel alana hapseder. Erkeklerin yapması kabul gören birçok şey, kadınlar için kabul görmez.
Kıbrıs’ta kadınların büyük bir çoğunluğu, yaşamlarındaki birincil önceliğin hala bir anne ve ev hanımı
olması gerektiği inancındadırlar. Bu nedenle, ev dışında çalışsalar bile, hala ev işleri ve çocuk bakımı
sorumluluğunu yalnız başına taşırlar. Bu rolü ve bununla ilgili sorumlulukları o kadar benimserler ki ev
dışında harcadıkları her an için suçlu hissettirilirler. Genç kadınlar üzerinde belli bir şekilde davranmaları
için kurulan bu baskı o kadar büyüktür ki, bu baskıdan kaçmak için birçok kadın, baskı, ayrımcılık ve
hatta şiddete maruz kalmaya devam ettikleri sorunlu evlilikler yaparlar. Kadınlar, anne olduklarında,
toplum tarafından dayatılan cinsiyet rollerini ve görevlerini kendi çocuklarına aşılamayı kendi vazifeleri
Sayfa 30
olarak görürler ve böylelikle cinsiyete dayalı ayrımcılık ve şiddeti idame ettirirler.
Şiddetten ne kastettiğimizi açıklamak önemlidir. Cinsiyet rolleri o kadar normalleşir ve içselleştirilir ki
insanlar cinsiyete dayalı şiddete maruz kaldıklarını ya da bunu idame ettirdiklerini farketmeyebilirler.
Cinsyete dayalı şiddet, isteğine karşı işlenmiş, bu kişinin fiziksel ya da psikolojik sağlığı, gelişimi ve
kimliği üzerinde olumsuz bir ektisi olan her türlü eylemi ifade eder. Bu, fiziksel, cinsel, psikolojik,
ekonomik, sosyo-kültürel ya da yapısal olabilir. Bu, toplumsal cinsiyet tarafından dayatılan asimetrik
güç ilişkilerinden kaynaklanan şiddetir. Tüm kültürlerde öncelikle kadınları ve kızları etkilese de, kendi
üzerlerine dayatılan toplumsal cinsiyet rollerine uymayan herkesi de etkileyebilir.
Sonuç olarak, popüler yanlış algılamaların ve göstergelerin aksine, bugün feminizm, kadınların erkekler
üzerinde üstünlüğü için bir hareketi ya da erkek düşmanlığını ifade etmez. Feminizm, cinsiyete dayalı—
kadınlar üzerinde erkek, gayler ve biseksüeller üzerinde heteroseksüeller, çocuklar üzerinde yetişkinler
ve toplum vs.—her türlü hiyerarşiye, ayrımcılığa, baskıya ve şiddete meydan okumaktır. Feminizm,
sadece kadının, erkeklerle adil ve eşit şartlarda kamu alanlarına katılımını değil, insanları sosyal olarak
belirlenen ‘erkeklik’ ya da ‘kadınlık’ kalıpları içine sokulması uygulamasının ortadan kadırılması çağrısında
bulunur. Feminizm, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, baskı, ve şiddet konularında farkındalığın ve
sonrasında bunların ortadan kaldırılmasının, diğer her türlü ayrımcılık, baskı ve şiddet konularında
farkındalık ve bunların ortadan kaldırılması açısından gerekliliğini öngörür.
Sayfa 31
6. Anlaşmazlıkların Yönetimi ve Çözümü
Daha önce vurguladığımız gibi, anlaşmazlıklar gündelik yaşamın doğal bir parçasıdır. Barış Eğitimcileri,
bu anlaşmazlıkların barışçıl dönüşümünü ve çözümünü kolaylaştırıcı becerileri öğretir. Bunlar arasında,
etkili ve barışçıl iletişimi, empatiyi, bir kişinin kendi klişeleri ve önyargılarıyla ilgili farkındalığını, eleştirel
ve yaratıcı düşünceyi, müzakere ve arabuluculuğu geliştiren beceriler yer alır. Şiddetsizlik, hoşgörü ve
kendine ve başkalarına karşı saygı sorumluluğunu aşılamayı hedefler.
Etkili bir şekilde iletişim kurabilmek için, aşağıdaki şekildeki gibi örneklendirilebilecek iletişim sürecinin
farkında olmak önemlidir (bk. “Etkili İletişim”).
Barışçıl İletişim: İletişim Döngüsü
Gözlem
Aktarma
(Görme, duyma, koku alma, tat
alma, dokunma duyularımızla ne
olduğunu kaydederiz.)
Algı
(Karşıdaki kendi kendi ihtiyaç, tecrübe,
değer, inanç ve fikirlerimize dayanarak
gözlemine anlam verir.)
Gözlem
(Karşımızdaki kendi duyularıyla
ne olduğunu kaydeder.)
Algı
(Gözlemimize kendi ihtiyaç, tecrübe,
değer, inanç ve fikirlerimize
dayanarak anlam veririz.)
Aktarma
(Algımızı konuşma ve hareket diline
çevirip karşıdakine aktarırız.)
Birşey olduğunda ya da biri birşey söylediğinde, biz bunu kendi deneyimlerimize, değerlerimize,
inançlarımıza, düşünelerimize ve ihtiyaçlarımıza göre yorumlarız. Bu, farklı insanların, aynı olayı kendi
kişisel deneyimlerine vs. göre farklı yorumlayabileceği anlamına gelir. Karşılık vereceksek, yanıtımızı
kelimelerle ya da mimiklerle formüle ederiz ve başka biri gönderdiğimiz mesajı alır, çözmeye başlar ve
yorumlar. Kendi deneyimlerimize, değerlerimize, inançlarımıza ve ihtiyaçlarımıza göre yanıtımızı formüle
ederken, alıcı, bunu kendi deneyimlerine vs. göre yorumlar. Bu nedenle, iletişimimizin etkili olması için
yanıtımızı formüle etmeden önce söz konusu alıcı kişi tarafından belli bir mesajın nasıl yorumlanacağını
anlamaya çalışmalıyız. Ötekinin ihtiyaçlarını, deneyimlerini, değerlerini, kültürünü vs. bilmek ve anlamak,
etkili bir iletişimin önemli unsurlarıdır.
Mevcut klişeler ve önyargılar, iletişim sırasında gönderilen ve alınan mesajların yorumlanmasında
önemli faktörler arasındadır. Bu nedenle, bizim ve iletişim içinde bulunduğumuz diğer kişilerin konuyla
ilgili klişe ile önyargılarının farkında olmamız önemlidir.
Empati, bir kişinin başka bir kişiyle kendini özdeşleştirerek, o kişinin durumunu, duygularını, ihtiyaçlarını
ve düşüncesini anlamaktır. Bu anlamda empati, mesajı gönderenin, mesajı alanın ihtiyaçlarını,
değerlerini, kalıplaşmış düşüncelerini, önyargılarını vs. anlamaya ve bu kişinin bu mesajı nasıl
yorumlayacağını öngörmeye çalışma sürecidir. Bu, bir kişinin kendisini başkasının yerine koyması
demektir—bu kişinin ihtiyaçlarına, değerlerine, inançlarına, deneyimlerine, kültürüne vs. sahip olmuş
Sayfa 32
olsaydınız, bu mesajı nasıl algılardınız? (bk. “Empatiyi Anlamak ve Geliştirmek ”)
Empati, kişilerarası, toplumsal ve hatta uluslararası barışın temel yapılarından biridir. Barış Eğitmeni,
sadece birebir iletişim içinde olduğumuz kişilerle değil, hakları ihlal edilen ya da adil olmayan bir şekilde
davranılan herhangi bir kişiyle empati kurmaya yardımcı olmalıdır. Sadece empati yoluyla eylemlerimizin
etkisini anlayabilir ve hareketlerimizin ya da şiddet ve ayrımcılıkla karşılaşıldığında hareketsiz kalmamızın
sorumluluğunu alabiliriz.
Empati kurmak için gerekli olan becerilerden ikisi şunlardır:
•
Bir durumun detaylarını ve ilgili kişilerin davaranışlarını, tutumlarını ve ifadelerini nesnel olarak
gözlemleme becerisi, ve
•
Bu durumda olan kişi olduğumuzu hayal etmek ve kendimizi onunla özdeşleştirerek duygularımızı,
düşüncelerimizi, ihtiyaçlarımızı vs. ifade etmek.
•
Kişisel basmakalıp düşünceler, peşin hükümler ve önyargılar, bir kişinin gerçek duyguları,
düşünceleri ve ihtiyaçlarını anlamamızda engel teşkil eder. Bu nedenle empati kurmak stereotip
ve önyargıları aşmayı gerektirir.
İletişim Engelleri /Barikatlar
Etkili ve barışçıl iletişimde sık karşılaşılan 12 barikat, engel vardır. Bu
barikatlar ve ilgili örnekler aşağıdaki tabloda sunulmuştur. Bu barikatlar,
sadece sözlü engelleri ifade ederken, her zaman, üç yolla—kelimeler,
nüansımız, ve sözsüz davranış (yüz ifadeleri ve vücud dili)—konuştuğumuzu
ve iletişim kurduğumuzu hatırlamak önemlidir. Kelimeler gibi, nüansımız,
yüz ifademiz ve vücut dilimiz de ya etkili iletişimi kolaylaştırıp zorlaştırabilir.
Sayfa 33
İletişim Bariyerleri
Alay etmek, lakap takmak,
mahcup etmek
‘Aptalcaydı!’
Eleştirmek, yargılamak, suçlamak
‘Ahmak gibi davranıyorsun!’
Uyarmak, tehdit etmek
‘Eğer böyle yapmazsan...’
Öğüt vermek, ahlak dersi vermek
‘Yapmalısın...’
İdare etmek, buyurmak, emretmek
‘Yapacaksın...’
Ders vermek
‘Farkında mısın...’
Teşhis etmek
‘Senin sorunun...’
Sorgulamak
‘Neden? Kim? Nerde? Ne zaman?’
Tavsiye vermek, talimat vermek
‘Senin için en iyisi olacaktır, eğer sen...’
Konuyu dağıtmak, espri yapmak
‘Bu bana şeyi hatırlattı...’
Övmek, onaylamak
‘Doğru şeyi yaptın’
Temin etmek, teselli etmek
‘O kadar kötü değil.’
Sözsüz bariyerler
Kolları çapraz yapmak, diğer kişinin gözlerine bakmamak, uzaklaşmak,
ayaklarını sallamak, yüzüne doğru parmak sallamak, vurmak
Etkili iletişimin kopmasının nedeni genelde iletişim bariyerlerinin kullanılmasıdır. Bu bariyerler mesaji
gönderen ve alan(lar) arasında bir duvar inşa eder ve bilhassa mesajı alan bir sorun, güçlü duygular ya
da stres yaşıyorsa, iletişimi bloke eder. Mesajı gönderenin niyeti olmasa bile, bu bariyerler alıcıya
olumsuz mesajlar gönderebilir—örneğin, bu kişinin her zaman suçlu olması ya da asla hiçbirşeyi doğru
yapmaması. Bu mesajlar, söz konusu kişinin özsaygısını düşürür ve tamamen reddetme, inkar ve alınma
gibi savunma mekanizmasını harekete geçirerek, bu aşamada iletişimin daha fazla ileri gitmesini
engeller. Gerek çocuklar, gerek gençler gerekse yetişkinlerle çalışırken, bu bariyerlerin farkında olmak ve
bu kelimelerin kırabileceğini ve bu kişinin özsaygınlığı üzerinde kalıcı etkileri olabileceğini hatırlamak
çok önemlidir!
Aktif dinleme ve “Ben” mesajını kullanmak etkili iletişimin iki önemli unusurudur.
Aktif dinleme
Mimikler ve yüz ifadeleri gibi sözsüz ipuçları kullanarak, konuşmacıya dinlediğinizi ve söylediğiyle
ilgilendiğinizi hissettirin.
•
Kulaklarınız ve kalbinizle dinleyin, empati kurun.
•
“Ne demek istedin...” ya da “Biraz daha açıklayabilir misin?...” gibi sorular sorarak doğru
anladığınızdan emin olun.
•
“Gerçekten kırılmışsın gibi geldi” gibi şeyler söylerek konuşmacının duygularını doğrulayın ve
yansıtın.
•
Aktif dinleme ve genel olarak etkili iletişim için “Etkili İletişim” alıştırmasını kullanabilirsiniz.
•
“Ben” mesajını kullanmak
“Ben” mesajları kullanarak, suçlamadan, saldırmadan ya da tehdit etmeden—yani kısaca iletişim
Sayfa 34
•
•
•
bariyerlerinden herhangi birini kullanmadan—ne hissettiğinizi söyleyebilirsiniz.
“Ben” mesajları, anlaşmazlıkları yumuşatır ve yapıcı diayloğa yardımcı olur.
“Ben” mesajları kullanarak, iletişimi bloke etmeden hakkınızı savunabilirsiniz.
“Ben” mesajları üç bölümden oluşur:
•
“ Sen ... yaptığın zaman (eleştirmeden davranşı tarif edin),
Ben ... hissediyorum (hissettiğinizi isimlendirin ve sahiplenin).
... ihtiyacım var/istiyorum (açık bir şekilde emir vermeden ya da tehdit
etmeden ne istediğinizi neye ihtiyacınız olduğunu söyleyin) ...”
“Sen yaramaz bir çocuksun! Her zaman sınıfta
sorunlara yol açıyorsun!”
yerine
“Sınıfta ben konuşurken, dinlemediğinde hayal
kırıklığına uğruyorum. Tenefüs olana kadar
konuşmamanı istiyorum ki arkadaşlarının beni
duyabilmeleri için bağırmak zorunda kalmayım.”
“Ben” mesajını uygulamak için “Anlaşmazlık ve İletişim” alıştırmasını kullanabilirsiniz.
Barış eğitimcileri olarak, başkalarına aşılamak istediğiniz iletişim dahil davranış biçimleri için iyi bir
model olmanız gerekir. Örneğin çocuklar için bir eğitimciyseniz, iyi bir iletişim davranışına sahip olup
olmadığınızı görmek için aşağıdaki tabloya bakınız.
Sayfa 35
İyi bir İletişim Davranış Örneği misiniz?
Çocukları dinlerken, onların gözlerinin içine bakıyor Çocukların
gözlerinin
içine
bakmak,
onları
musunuz?
dinlediğinizin sözsüz bir iletişim öğesidir.
Anlamadığınız zaman çocukların söylediklerini Başka kelimelerle açıklamak, çocuğun söylediğini
başka bir şekilde açıklıyor musunuz?
doğru anlamayı yeterince önemsediğinizi gösterir.
Çocukların yanıtlarını tekrar ediyor musunuz?
Onların ne dediğini tekrar etmeden, çocukları ilk olarak
yüksek sesle ve anlaşılır bir şekilde konuşmaya teşvik
edebilirsiniz.
Çocuklardan sınıfa geri soru yöneltiyor musunuz?
Sınıfa geri soru yönlendirmek, sadece sizle değil,
birbirleri ile iletişim kurmalarını istediğinizi ve bu
soruyu önemsediğinizi gösteririr.
Davranışı yargılamadan tarif eder misiniz?
Davranışı yargılamadan açıklamak çocukların konuya
bakışlarını duymaya açık olduğunuzu gösterir.
Kendi hakkınızda bazı kişisel bilgileri paylaşmak, bir
Çocuklarla kişisel bilgilerinizi paylaşıyor musunuz? güven ve cesaret ortamı oluşturur ve çocukları rahat
konuşmaya teşvik eder.
Kelimelerinizle bir şey söylerken, vücudunuzla Sözlü iletişiminizle çelişmeyen vücut dili samimiyetinizi
farklı birşey söylememeye dikkat ediyor musunuz?
gösterir.
Beş dakika beklemek, çocuklara yanıt verme hakkı verir
Yönlendirme
yapmadan
önce
çocukların
ve gerçekten onların ne söyleyeceğini duymak
yanıtlaması için en az beş dakika bekliyor musunuz?
istediğinizi gösterir.
Söze karşıyor musunuz?
Söze
karşımamanız,
çocukların
söylediğinin
önemsediğiniz anlamına gelir. Onları da başkalarının
sözünü kesmemeye teşvik eder.
"Lütfen", "teşekkür ederim", ve "özür dilerim" demek,
Çocuklara konuşurken, ‘lütfen’, ‘teşekkür ederim’ ve
çocuklara saygı gösterdiğinizi ve onları da benzer
‘özür dilerim’ diyor musunuz?
tutumlar sergilemeye teşvik eder.
* Kaynak: http://www.go.ednet.ns.ca/glooscap/peacefulschool/unit3.html. Bunu gençler ve yetişkinlerle çalışmalarınızda da uygulayabilirsiniz.
Etkili iletişime ek olarak, bir kazan-kazan yaklaşımı—ben kazanmak istiyorum ve senin de kazanmanı
istiyorum—kullanmak da anlaşmazlıkların barışcıl yönetiminin ve çözümünün önemli bir unsurudur. Bir
anlaşmazlık durumunu saldırı- savunma durumundan iki tarafın da kazanmasını sağlayacak bir işbirliği
durumuna nasıl dönüştürebiliriz?
Etkili müzakerenin unsurları:
•
•
Etkili bir şekilde iletişim—aktif dinleme; duygularımızı, ihtiyaçlarımızı ve ve sorunlu yargılamadan,
açıkça ifade etmek için ‘ben’ mesajını kullanmak.
Empati kurmak; bir yandan kendi duygu ve ihtiyaçlarımızla ilgili açık ve net olurken, diğerinin
Sayfa 36
•
•
•
•
duygularını ve ihtiyaçlarını anlamaya çalışmak.
İlk durum üzerine değil ihtiyaçlara odaklanmak.
Konu üzerinde sert, insanlara karşı yumuşak olmak.
Ortak özellikleri vurgulamak.
Farklı çözümler konusunda yaratıcı olmak.
Bir konuda arabulucuysanız:
•
Tarafsız olun;
•
Destek olun;
•
Eleştirel olmayın;
•
Müzakerenin özelliklerini değil, süreci yönlendirin;
•
Kazan-kazan yaklaşımını teşvik edin.
Anlaşmazlıkların yönetiminde farklı insanlar farklı stratejiler kullanırlar. Bu stratejiler doğuştan gelmez,
öğrenilir; bu nedenle insanlara değerler ve beceriler öğreterek farklı stratejiler kullanmaları da
sağlanabilir. Anlaşmazlık sırasında, insanların aşağıdaki üç stratejiden birini seçme eğilimi vardır—kavga,
kaçış, akış.
Kavga
Kaçış
Akış
Saldırgan
Pasif
Kararlı
Şiddetli, hükmeden
Kaçınan ya da teslim olan
İşbirlikçi
Ben kazanırım-sen kaybedersin
Ben kaybederim ya da sen
kazanırsın-sen kaybedersin
Ben kazanırım-sen kazanırsın
‘Akış’, her iki tarafın ihtiyaçlarına özen gösterip dengeleyen, her iki tarafın kararlılığını ve işbirliğini içeren,
uyuma ve kazan-kazan sonucuna yol açan ideal anlaşmazlık yöntemi stratejisidir.
Katılımcıların kendi anlaşmazlık yöntemi stratejilerini keşfetmeleri için “Senin Anlaşmazlık Yönetim
Stratejin Ne?” alıştırmasını kullanabilirsiniz.
Sayfa 37
Rekabetçi
- “Köpek balığı” tarzı
- Kendi istediğini gerçekleştirmek
için şiddet kullanan
- Kazan-kaybet
Kararlılık
benim ihtiyaçlarıma,
arzuladığım
sonuçlara
odaklanma
İşbirlikçi
- “Baykuş” tarzı
- Bir yandan anlaşmazlığı mutlu bir
şekilde çözerken diğer yandan ilişkiyi
koruyacak şekilde, iki taraf için de kabul
edilebilir bir çözüm aranır
- Kazan-kazan
Tavizci
- “Tilki” tarzı
- Kendi hedeflerinin bazılarından vazgeçerken,
diğerlerini de bunu yapmaya ikna eden
- İki taraf da sonuçtan memnun değildir
- Kazan-kaybet veya kaybet-kaybet
Kaçınan
- “Kamplumbağa” tarzı
- Sorunu görmezden gelen; anlaşmazlık
çözümsüz kalır
- Kaybet-kaybet
Uyum sağlayan
- “Ayıcık” tarzı
- İlişkiyi sürdürmek için kendi
ihtiyaçlarından vazgeçen
- Kaybet-kazan
İşbirliği
Diğerlerinin ihtiyaçlarına ve
bu ilişkilere odaklanmak
BÖLÜM B
ÖRNEK FAALİYETLER, ÇALIŞTAYLAR, DERS PLANLARI
Sayfa 41
Sözleşmemizi Oluşturmak*
Genel Bakış:
Barış Eğitimi, yaşayarak öğrenmeyi teşvik eder. Bu nedenle, Barış Eğitimi’nin uygulandığı sınıflar, okullar
ve diğer eğitim ortamları, Barış Eğitimi’nin ana ilkelerini temsil etmeli ve yansıtmalıdır. Barış Eğitimi ile
uyumlu olması için, ‘barış bölgeleri’ modeli olarak faaliyet göstermeleri gerekir. Güvenli, özgür, adil ve
demoktarik ortamlar olmalıdırlar. Diğer şeyler arasında, katılımcılar bu ortamda herkesin saygı
göstermesi gereken kuralları belirleyen sözleşmelerin hazırlanmasına dahil edilmelidir.
Amaç:
•
•
•
•
Barış Eğitimi için en uygun ortamı oluşturmak.
Katılımı, karşılıklı güveni ve saygıyı, işbirliğini ve grup duygusunu teşvik etmek.
Katılımcıların, kendilerini ve diğerlerini güvende, rahat ve serbest hissettirecek gerekli koşulları
düşünmesini sağlamak.
Saygıyı, adaleti ve sosyal sorumluluğu teşvik etmek.
Malzemeler:
•
•
Karatahta/beyaztahta ve tahta kalemleri
Büyük kağıtlar
Süre:
•
60 dakika
Talimatlar:
1 4-5 katılımcıdan oluşan gruplar oluşturun ve her gruba bir büyük kağıt ve kalem verin.
2 Her gruptan, bu sınıfta, okulda, kampta vs. olmasını “istediklerinin” bir listesini oluşturmasını
isteyin.
3 Şimdi de “ihtiyaçlarını” düşünerek, ilk listeden gerçekten ihtiyaç duyulan öğeleri seçmelerini
isteyin; sonuçta en gerekli “ihtiyaçların” bulunduğu daha kısa bir liste ortaya çıkmalıdır. Sonra da
bu ihtiyaç listesinden katılımcıların bu grubun üyesi olarak kendilerinin—ve gruptaki diğer
herkesin—bekleme “hakkına” sahip olduğunu düşündükleri öğreleri seçmelerini isteyin.
4 Her grubun kendi listesini sunmasını ve neden bunları seçtiklerini kısaca açıklamalarını isteyin.
Onlar bunu yaparken, tahtada ya da büyük bir sayfada “Bizim Sınıf Haklarımız” listesini yapın (ya
da grubun diğer üyeleri açıklamalarını yaparken, her gruptan bir kişinin önerdikleri hakları
tahtaya yazmasını isteyin).
5 Tüm gruplar bitirdikten sonra, tahtadaki her öğeyi gözden geçirip, her hakkı sorumlulukları
açısından açıklayın. Faaliyetin bu bölümüne başlarken, ‘eğer ben belli haklara sahip isem,
başkaları da sahiptir, bu da başkalarının bu haklarına saygı gösterme ve koruma sorumluluğunu
da beraberinde getirir’ noktasını vurgulayın. Hakları farklı bir şekilde yazarak “Bizim Sınıf
Sorumluluklarımız” adlı ayrı bir liste oluşturun (örneğin; “Herkesin kendi düşüncesini ifade
etmek için güvende hissetmesi gerekir” hakkı, “Herkes, diğerlerine müdahale etmeden,
yargılamadan, hakaret etmeden ya da aşağılamadan, diğerlerini dinleme sorumluluğuna
sahiptir” şeklinde açıklanabilir).
6 Her iki listeyi, her zaman görülebilen bir yere asın. Bunların grubun üzerinde uzlaştığı kurallar—
sözleşme—olduğunu ve gruptaki herkesin bu sözleşmeye saygı gösterme sorumluluğu
olduğunu vurgulayın ve bunu yapmadıklarında diğerlerini uyarın. Ayrıca bu sözleşmenin,
gerekli olması halinde, yine fikir birliğiyle değiştirilebileceğini belirtin.
Sayfa 42
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Katılımcılara ne olduğu—süreç ve sonuçları—hakkında hislerini sorun.
2 Katılımcıların, bu etkinlikte, düşüncelerini özgürce dile getirebilmeleri ve başkalarıyla işbirliği
içinde çalışabilmeleri açısından kendi davranışlarını değerlendirmelerini isteyin.
3 Bu, adil, güvenli, kapsamlı ve katılımcı bir süreç miydi? Bunun daha iyi yapılması için daha farklı
birşey yapılabilir miydi?
* Uyarlanmıştır: ABC İnsan Hakları Öğretimi: İlkokul ve Ortaokullar için Uygulanabilir Faaliyetler, OHCHR (2003) (HR/PUB/DEACDE/2003/1).
Sayfa 43
Öğrenme Biçiminiz Nedir?
Genel Bakış:
Etkili bir Barış Eğitmeni, insanların öğrenme biçimlerinde farklılık gösterdiğini ve öğrenme planlarını ve
araçlarını gruptaki farklı öğrenme ihtiyaçlarına yanıt verebilecek şekide geliştirmesi gerektiğini kabul
etmelidir. Bu, her eğitimcinin kabul etmesi ve saygı göstermesi gereken çeşitliliğin ilk unsurlarından
biridir. Bu alıştırma, bu çeşitliliği tanımlamak için iyi bir yöntem sunar; bu, katılımcıların herkesin farklı
öğrenme biçimleri ve ihtiyaçları olduğunu ve doğru ya da yanlış bir öğrenme şekli olmadığını
anlamalarını da sağlar.
Sunulan anketten ortaya çıkan öğrenme biçimlerinin tipolojisi David Kolb’un deneyimsel öğrenme
teorisine dayanır. Ankete katılanlar, deneyimsel öğrenme çemberinin farklı aşamaları sırasında
öğrenme eğilimleri ve önceliklerine göre Aktivist, Değerlendiren, Kuramcı ya da Pragmatik olarak
kategorize edilmiştir.
Honey & Mumford: Öğrenme Şekilleri Tipolojisi
Aktivist: Yapmayı
ve tecrübe etmeyi
tercih eder
Somut
Deneyim
Değerlendirerek
Gözlem
Aktif Deneme
Soyut
Kavramsallaştırma
Değerlendiren:
Gözlemler ve
değerlendirir
Kuramcı: Temeldeki
sebep, kavram ve
ilişkileri anlamak ister
Pragmatik: Calışıp
çalışmadığını deneyerek
görmek ister
* Kaynak: http://www.learningandteaching.info/learning/experience.htm.
Amaç:
•
•
•
Deneyimsel öğrenme kavramını anlamayı teşvik etmek.
Kendi öğrenme biçimini belirlemek ve etkili bir eğitimci tarafından karşılanması gereken farklı
öğrenme ihtiyaçları ve öncelikleri olduğunu göstermek.
Deneyimsel öğrenmeyi/öğretimi uygulamada göstermek (bu alıştırma ile) ve deneyimsel
öğrenme/öğretim tekniklerinin katılımcıların eğitim yöntemlerine dahil edilebilmesi ve farklı
Sayfa 44
öğrenme biçimlerinin sağlanabilmesi konusunda fikirler geliştirmek.
Materyaller:
•
•
•
Her katılımcı için anket, puanlama tablosu ve kalem/tükenmez.
Büyük kağıtlar ve tahta kalemleri.
Karatahta/beyaztahta.
Süre:
•
90 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcılara, ankete yanıt vererek, şimdi kendi öğrenme biçimlerini belirleme fırsatı elde
edeceklerini söyleyin. Her katılımcıya, puanlama tablosuyla birlikte bir anket verin. Herkese,
anketi, diğerleriyle tartışmadan ellerinden gelen en iyi şekilde yanıtlamalarını, bitirdiklerinde
notlandırmayı yapmalarını ve diğer herkesin bitirmesini beklemelerini söyleyin. A, D, K ve P’nin
neyi temsil ettiğini şu aşamada açıklamayın.
2 Herkes bitiridiğinde, katılımcıların notlandırmalarına göre dört ayrı grup oluşturmalarını isteyin
(örneğin tüm A’lar bir gruba, tüm D’lar diğer gruba girecek vs.).
3 Farklı grupları, sınıfın farklı yerlerinde oturtun (ya da gerekiyorsa farklı sınıflarda) ki birbirlerini
rahatsız etmeden gruplar olarak çalışabilsinler. Her gruba, bir büyük kağıt ve tahta kalemi verin.
Aşağıdaki unsurları düşünmelerini isteyin:
- Öğrenmelerini kolaylaştıran etmenler ve koşullar; ve
- Öğrenmelerini zorlaştıran etmenler ve koşullar.
Bu etmenler, öğretme/öğrenme ortamını, öğretmen/yöneticiyle ilgili birşeyi, kullanılan
yöntemleri vs. içerebilir. (örneğin; ders verme, detaylar, grup çalışması, eğitim gezileri, soyut
düşünceler ya da teoriler…). Kendilerine verilen tabaka kağıtlara yukarıdaki iki noktayı cevaplayan
iki ayrı liste yapmalıdırlar.
4 Dört grup da bitiridiğinde, listelerini tüm gruba sunmalıdırlar. Eğer grup olarak uzlaşamadıkları
herhangi bir husus varsa, bunları da not etmelidirler.
5 Dört büyük kağıdı birbirinin yanına koyun ve ortaya çıkan resmi bütün grupla ele alın.
6 Şimdi A, D, K, ve P’nin ne demek olduğunu açıklayın ve deneyimsel öğrenme çemberiyle
ilişkilendirin.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Katılımcılara alıştırma hakkında düşündüklerini ve hissettiklerini sorun.
2 Puanlamalarında çıkan modelle kendilerini özdeşletiriyorlar mı?
3 Öğretmen ya da gençlik çalışanıysalar, birlikte çalıştıkları öğrencilerin ya da gençlerin bu farklı
modellerin hangisine girdiklerini ayırt edebiliyorlar mı?
4 İnsanların önceliklerinin ve ihtiyaçlarının ve dolayısıyla öğrenme biçimlerinin zaman içinde ve
durumlara göre değişebileceğini vurgulayın.
Sayfa 45
Deneyimsel Öğrenme Biçimleri
Aktivist
Değerlendiren
Felsefeleri: "Herşeyi bir
kez deneyeceğim"dir. İlk
önce hareket etme ve
sonuçlarını daha sonra
düşünme eğilimlidirler.
"Anı" yaşarlar. Yeni
tecrübelere meydan
okumak onlara iyi gelir,
ancak düşünmekten,
kuramsallaştırmadan ve
planlamadan sıkılırlar.
Takımlarda aktif bir şekile
birlikte çalışmaktan zevk
alırlar. En iyi, yeni
tercübeler edindikleri
zaman öğrenirler. Ders
dinledikleri ya da
okudukları ve takip
etmeleri gereken uzun,
kesin talimatlar
olduğunda daha az
öğrenirler.
Değerlendirenler,
tecrübeleri düşünmek için
bir kenara çekilmeyi ve
bunları çok farklı açılardan
gözlemlemeyi severler. İlk
elden ve diğerlerinden
veri toplarlar ve herhangi
bir sonuca varmadan
bunun hakkında iyice
düşünmeyi tercih ederler.
Toplantılarda ve
tartışmalarda arka planda
kalırlar ve kendi
görüşlerini ifade etmeden
önce diğerlerininkini
dinlemeyi tercih ederler.
En iyi, gözlemlediklerini
değerlendirmek için bol
zaman verildiğinde, birçok
farklı açılardan
düşündüklerinde, analizler
ettiklerinde ve raporlar
ürettiklerinde öğrenirler.
Lider rolu almaya mecbur
bırakıldıklarında ya da
zaman sınırlamasıyla
aceleye getirildiklerinde
daha az öğreniler.
* Alıntı: http://www.brainboxx.co.uk/a2_learnstyles/pages/learningstyles.htm.
Kuramcı
Kuramcılar, gözlemleri
karmaşık ama mantıksal
olarak güçlü teroilere
uyarlarlar ve katarlar.
Sorunları, mantıklı ve
aşama aşama, enine
boyuna düşünürler.
Tamamen farklı olguları
uyumlu ve bütünsel
teorilere uydururlar.
Analiz yapmayı ve
sentezlemeyi severler.
Soru sormaya ve
varsayımları sorgulamaya
meraklıdırlar. En iyi,
doğrudan ilgili olmasa
bile, ilginç fikirler ve
kavramlar sunulduğunda
ve soru sorma fırsatı
verildiğinde öğrenirler.
İlgili ilkeleri ya da
kavramları bilmeden
birşeyler yapmak zorunda
olduklarında ve eylem
yapsız olduğunda ya da
bilgilendirme yetersiz
olduğunda daha az
öğrenirler.
Pragmatist
Pragmacılar, yeni fikirlerin,
kuramların ve tekniklerin
uygulamada çalışıp
çalışmadığını görmek için
bunları denemeye
meraklıdırlar. Birşeylerle
meşgul olurlar ve onları
çeken fikirler konusunda
hızlıca ve güvenle hareket
ederler. Uzun uzun
düşünme ve
sınırlanmamış
tartışmalarda sabrısız
olma eğilimlidirler. Sorun
çözmeyi seven, temelde
pratik ve gerçekçi
insanlardır (genellikle
deneme ve yanılma
yoluyla). En iyi,
başarmaları gereken konu
ve iş arasında belirgin bir
bağ olduğunda ve
deneyeblecekleri bir
örnek gösterildiğinde
öğrenirler. ‘Bütünüyle
Teori’ gibi gördüklerinde
ve faaliyetin yapılması
için uygulama ya da kesin
talimatlar olmadığında
daha az öğrenirler.
Sayfa 46
Honey ve Mumford: Öğrenme Biçimleri Anketi
Bu anket için zaman sınırlaması yoktur. Bu, muhtemelen 10-15 dakikanızı alacaktır.
Sonuçların doğruluğu ne kadar dürüst olabildiğinize bağlıdır. Doğru ya da yanlış yanıt yoktur.
Eğer katılmanız katılmamanızdan daha ağır basıyorsa, katıldığınız cümleleri bir doğrulama
işareti ile işaretleyin. Her maddeye doğrulama ya da çapraz işareti koyduğunuzdan emin
olun. Anketi tamamladığınızda aşağıdaki puanlama talimatlarına göre puanınızı hesaplayın.
1.
Neyin doğru neyin yanlış, neyin iyi neyin kötü olduğu hakkında güçlü inançlarım vardır.
2.
Çoğu kez olası sonuçları düşünmeden hareket ederim.
3.
Sorunları genelde aşama aşama çözerim.
4.
Resmi prosedürlerin ve kuralların insanları kısıtladığına inanıyorum.
5.
Düşündüğümü açık ve direkt olarak söylemekle tanınırım.
6.
Çoğu kez duygularla hareket etmeyi, dikkatli düşünmeye ve analize dayalı olanlar kadar doğru bulurum.
7.
Titiz bir hazırlanma ve uygulama için zamanım olan işleri severim.
8.
Düzenli olarak insanları temel varsayımlarıyla ilgili olarak sorgularım.
9.
En önemli olan şey birşeyin uygulamada çalışıp çalışmadığıdır.
10.
Aktif olarak yeni deneyimler ararım.
11.
Yeni bir fikir ya da yaklaşım duyduğumda hemen bunu nasıl uygulayacağımı düşünmeye başlarım.
12.
Öz-disipline önem veririm (beslenmeme dikkat etme, düzenli egsersiz yapma, belli bir rutine bağlı olma vs.).
13.
Kusursuz iş yapmaktan gurur duyarım.
14.
Mantıklı, analitik insanlarla çok iyi; anlık, "mantıksız" insanlarla daha az anlaşırım.
15.
Mevcut olan verinin yorumlanmasına özen gösteririm ve hemen bir sonuca varmaktan kaçınırım.
16.
Birçok alternatifi ölçüp biçtikten sonra dikkatlice bir sonuca ulaşmayı severim.
17.
Pratik düşüncelerden çok ilginç, sıradışı fikirlerden hoşlanırım.
18.
Düzensiz şeyleri sevmem ve olayları uyumlu bir modele oturtmayı tercih ederim.
19.
Bir işin yapılması için etkili bir yol olarak gördüğüm sürece belirlenmiş yöntemleri ve ilkeleri kabul eder ve
bunlara bağlı kalırım.
20.
Davranışlarımı genel bir ilkeyle ilişkilendirmeyi severim.
21.
Tartışmalarda hemen konuya girmeyi severim.
22.
Genelde birlikte çalıştığım insanlarla mesafeli, oldukça resmi ilişkilerim vardır.
23.
Yeni ve farklı birşeyle başa çıkma mücadelesi bana iyi gelir.
24.
Eğlenceyi seven, doğal insanları severim.
25.
Bir sonuca varmadan önce detaylara büyük itina gösteririm.
26.
Ani fikirler üretmekte zorlanırım.
27.
Hemen sadede gelmeye inanırım.
28.
Çok hızlı şekilde bir sonuca varmama konusunda dikkatliyim.
29.
Mümkün olduğunca çok bilgi kaynağına sahip olmayı terich ederim—ne kadar çok üzerinde düşünecek veri
varsa o kadar iyi.
30.
Olayları yeterince ciddiye almayan uçarı insanlar beni genellikle rahatsız eder.
31.
Kendi bakış açımı ortaya koymadan önce başka insanların fikirlerini dinlerim.
Sayfa 47
32.
Duygularım hakkında genelde açık olurum.
33.
Tartışmalarda diğer katılımcıların davranışlarını izlemekten hoşlanırım.
34.
Olaylara, önceden planlanlayarak değil, doğal ve esnek zeminde yanıt vermeyi tercih ederim.
35.
Ağ analizleri, akış şeması, acil durum planlaması vs. gibi tekniklerden hoşlanırım.
36.
Sıkı bir son teslim tarihine uymak amacıyla bir işi yapmak için acele etmek beni endişelendirir.
37.
İnsanların fikirlerini pratikliklerine göre değerlendiririm.
38.
Sessiz, düşünceli insanlar rahatsız hissetmeme neden olur.
39.
Birşeyleri aceleye getiren insanlardan genellikle rahatsız olurum.
40.
Geçmiş ve gelecek hakkında düşünmektense şu andan zevk almak daha önemlidir.
41.
Bütün bilgilerin detaylı analizine dayanan kararlar, sezgilere dayananlardan daha mantıklıdır.
42.
Mükemmeliyetçi olma eğilimim vardır.
43.
Tartışmalarda genellikle birçok anlık fikir üretirim.
44.
Toplantılarda pratik gerçekçi fikirler ortaya atarım.
45.
Çoğu zaman kurallar çiğnenmek için vardır.
46.
Bir durumdan uzak durmayı ve tüm perspektifleri ele almayı tercih ederim.
47.
Genellikle diğer insanların savunmalarında tutarsızlıklar ve eksiklikler görebilirim.
48.
Genel olarak dinlediğimden daha çok konuşurum.
49.
Genellikle birşeyleri başarmanın daha iyi ve pratik yollarını görebilirim.
50.
Yazılı raporların kısa ve net olması gerektiğini düşünüyorum.
51.
Rasyonel ve mantıklı düşünmenin kazançlı olduğuna inanıyorum.
52.
Sosyal tartışmaya girmektense belli şeyleri insanlarla tartışma eğilimim var.
53.
Olaylara teorik değil, gerçekçi yaklaşan insanları severim.
54.
Tartışmalarda yersizliğe ve konu dışılığa tahammül edemem.
55.
Yazmam gereken bir rapor varsa, nihai versiyonunu belirlemeden önce birçok taslak yazarım.
56.
Uygulamada çalıştıklarını görmek için birşeyleri denemeye meraklıyım.
57.
Mantıksal bir yaklaşımla yanıtlara ulaşmaya meraklıyım.
58.
Çok konuşan kişi olmaktan zevk alırım.
59.
Tartışmalarda genellikle gerçekçi olan, insanların konudan sapmamasını sağlayan ve garip spekülasyonlardan
sakın ben olurum.
60.
Kararımı vermeden birçok seçeneği düşünmeyi severim.
61.
İnsanlarla tartışmalarda çoğunlukla soğukkanlı ve tarafsız olan benim.
62.
Tartışmalarda genellikle liderlik yapmak ve çok fazla konuşmak yerine "dikkat çekmeme" politikasını
benimserim.
63.
Mevcut eylemleri, uzun süreli genel bir görünümle ilişkilendirebilmeyi seviyorum.
64.
Birşeyler ters gittiğinde, bunu umursamamaktan ve "bunu denemiş olmaktan" mutluyum.
65.
Uygulanabilir olmadıklarından dolayı çılgın, doğal fikirleri reddetme eğilimim var.
66.
Faaliyette bulunmadan önce dikkatlice düşünmek en iyisidir.
67.
Genel olarak konuşmaktan çok dinlerim.
68.
Mantıksal bir yaklaşım benimsemeyi zor bulan insanlara karşı katı olma eğilimim var.
Sayfa 48
69.
Genelde sonuçların araçları meşru kıldığına inanırım.
70.
İşler halledildiği sürece insanların duygularını incitmeyi umursamam.
71.
Belli hedeflere ve planlara sahip olma formalitesini boğucu bulurum.
72.
Genellikle hayatı bir eğlenceye dönüştüren insanlardan biriyim.
73.
İşin yapılması için uygun olan herneyse yaparım.
74.
Yöntemsel ve ayrıntılı çalışmalardan çabucak sıkılırım.
75.
Olayları ve işlere zemin oluşturan temel varsayımları, ilkeleri ve teorileri araştırmaya meraklıyım.
76.
Her zaman insanların ne düşündüğünü öğrenmekle ilgilenirim.
77.
Metodolojik çizgilerde, belirlenmiş gündeme bağlı kalınan vs. toplatılardan hoşlanırım.
78.
Öznel ve belirsiz konulardan sakınırım.
79.
Bir kriz durumunun draması ve heyecanından zevk alırım.
80.
İnsanlar beni genellikle onların duygularına karşı hassasiyetsiz bulur.
Puanlama
Doğrulama işareti koyduğunuz her madde için bir puan kazanıyorsunuz. Çapraz işareti için puan
almıyorsunuz. Doğrulama işareti koyduğunuz soruları aşağıdaki liste üzeride daire içine alın:
Toplam
2
7
1
5
4
13
3
9
6
15
8
11
10
16
12
19
17
25
14
21
23
28
18
27
24
29
20
35
32
31
22
37
34
33
26
44
38
36
30
49
40
39
42
50
43
41
47
53
45
46
51
54
48
52
57
56
58
55
61
59
64
60
63
65
71
62
68
69
72
66
75
70
74
67
77
73
79
76
78
80
A
D
K
P
Sayfa 49
Arkadaşlık Oyunu
Genel Bakış:
Arkadaşlık oyunu farklı barış eğitimi konularıyla ilgili sohbetlere katılımlarını sağlamak amacıyla okul
öncesi ya da ilkokul seviyesindeki çocuklarla oynayabileceğiniz eglenceli bir oyundur. Bu oyuna,
içerilen şiddetin farkında olmadan oynamaya alışık oldukları bir oyun hakkında düşünmelerini
sağlayarak başlarsınız.
Amaç:
•
•
•
Değişik şiddet türleri hakkında farkındalık yaratmak.
Barış ve evrensel eğitim kavramlarıyla ilgili bilgi.
Saygı, hak ve sosyal sorumluluğu teşvik etmek.
Hedef:
•
Genç çocuklar
Materyaller:
•
•
Karatahta/beyaztahta ve tahta kalemleri
Büyük kağıt ve kalemler
Süre:
•
30-45 dakika
Talimatlar:
1 “Adam Asmaca” ya da “Asma” oyunu, çocukken oynadığımız bir oyundur. Çocuklara hala bu
oyunu oynayıp oynamadıklarını sorun (Kıbrıs’ta okul çağındaki çocuklar tarafından hala
oynanan popüler bir oyundur). Bu, oyuncuların kelimenin içindeki doğru harfleri tahmin ederek,
kelimeyi bulmaya çalıştıkları bir kelime oyunudur. Kelime içinde olmayan söylenmiş her harf için
resmin bir kısmı çizilir, sonunda çizilmiş olan kişi asılır; oyun, kişinin altına ateş ya da kaynayan
su çizilmesi gibi değişik unsurlar da içerebilir. Birkaç gönüllüden bu oyunu nasıl oynadıklarını
tahtaya çizerek göstermelerini isteyin.
2 Ardından tüm gruba, tahtada onları rahatsız eden herhangi birşey görüp görmediklerini sorun.
Kısa sürede şiddet hakkında konuşmaya başlayacaklardır. Ayrıca, herkesi sırayla konuşmaya
teşvik ederek, sınıftaki herkesin konuşmaya ve herkesin ne söylediğini duymaya eşit hakkı
olduğunu da vurgulayabilirsiniz.
3 Sonra onlara şimdi çalıştayın/sınıfın geriye kalan bölümünde bir alternatif, barışçıl ve sevgi dolu
bir oyun oynayacağınızı söyleyin. Tahtaya, “arkadaşlık” oyununu çizin, isterlere buna “sevgi” veya
“aşk” oyunu da diyebilirler. Bu alternatif oyunda, çizilen son şey dokunan eller ve arkadaşların
elele tutuşmasıdır.
Sayfa 50
“Asma oyunu”
“hanging
game”
“Arkadaşlık oyunu”
“friendship
game”
4 Şimdi ilgilerini çekmiş olarak, oyunu öğretmek istediğiniz kavramlarla alakalı kelimelerle
oynamaya başlayabilirsiniz (örneğin barış, empati, çevre, sürdürülebilirlik, vs.). Kelimeyi doğru
tahmin ettiklerinde, bu kelime hakkında ne bildiklerini sorun. Bu, onlara neyi hatırlatıyor?
5 Çocukları kişisel deneyimlerinden ve hikayelerinden bahsetmeye teşvik ederek, tartışılan
kelimeleri ve kavramları onlarla doğrudan ilgili tecrübelerle bağlantılandırmaya çalışın.
Bilgilendirme ve Değerlendirme:
1 Katılımcılara bu yeni oyun hakkında nasıl hissetiklerini sorunuz.
2 Bu alıştırma sırasında öğrendiklerini kendi yaşamlarında nasıl uygulayabilecekleriyle ilgili olarak
birkaç dakika düşünmelerini isteyin. Bunları kağıda dökmelerini isteyin. Bunun kendileri hakkında
punlama ya da performanslarını değerlendirmek için olmadığını vurgulayın.
3 Bu etkinliği değerlendirmek için iyi bir kaynak olacak yanıtları bir araya getirin. Çocukların
yanıtlarını, onlar için ilginç olabilecek yeni faaliyetler planlamak için de kullanabilirsiniz. Çocuklara,
onların yanıtlarını okuduğunuzu ve bunları göz önünde bulundurduğunuzu hissettirmek,
kendilerine olan öz güvenlerini ve sizinle bir güven ilişkisini daha çok güçlendirecektir.
Sayfa 51
“Oğlan mı Kız mı?”*
Genel Bakış:
Doğduğumuz günden itibaren, doğmuş olduğumuz anatomiye bağlı olarak, toplum (aile, okullar,
medya, vs.) bizi belli bir kimlik—ilk ‘oğlan’ ya da ‘kız,’ sonra ‘adam’ ve ‘kadın’—ve bunarla ilişkilendirilmiş
rolleri, becerileri, değerleri, tavırları, davranışları, yaşam şekilleri edinmeye zorlar. Bu, bireylerin özgür
gelişimini ve gerçekten kim iseler o olma özgürlüğünü elinden alır. Bu, en temel insan hakların ihlalidir:
“Bütün insanlar, onur ve hakları yönünden eşit ve özgür doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler…” (İHEB,
Madde 1).
Amaç:
Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet arasındaki farkla ilgili bilgi.
Sosyal olarak inşa edilen toplumsal cinsiyet rolleri ve beklentileri ve bunların hayatlarımızdaki
etkileri hakkında farkındalık yaratmak.
Kişisel farkındalığı ve toplumsal cinsiyet kimliğinin özgür ifadesini teşvik etmek.
Eleştirisel düşünceyi teşvik etmek.
Genel olarak kabul edilmiş toplumsal cinsiyet normlarından sapmalara saygıyı teşvik etmek.
•
•
•
•
•
Materyaller:
Projektör ve Tomboy videosu (bu video Türkçe altyazılı http://www.youtube.com/
watch?v=NfBzo937O5s adresinden izlenebilir ve http://vimeo.com/10772672 adresinden
indirilebilir).
Karatahta/beyaztahta ve tahta kalemleri
“Gay mi heteroseksüel mi?” oyunu için ünlü insanların fotoğrafları
•
•
•
Süre:
•
60-75 dakika
Talimatlar:
1 Yaklaşık 13 dakika süren videoyu izletin.
2 Katılımcılara, filmle ilgili düşüncelerini ve hislerini sorun. Bunu, hayatlarında karşılaşmış ya da
tanıklık etmiş oldukları benzer ayrımcılık türleriyle ilişkilendirmelerini teşvik edin.
3 Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet arasındaki farkı vurgulayarak tartışmayı toparlayın. Bu iki terimi
düşündüklerinde akıllarına ne geldiğini sorun ve yanıtları iki ayrı sütun halinde tahtaya yazın.
Aşağıdaki ana unsurlar ortaya çıkmalıdır. Önemli birşey dışarda kalmışsa, bu unsurları da ortaya
koyun ve bunlar hakkında tartışmayı teşvik edin.
Cinsiyet, biyolojiktir, anatomiye dayalıdır (dış cinsel organ, kromozomlar, iç üreme sitemi). Cinsiyet
kavramları, erkek, dişi, transseksüel, interseks.
Toplumsal cinsiyet, sosyal olarak inşa edilmiştir. Doğan kişinin anatomisine dayanarak, bu kişi toplum
tarafından iki kalıptan—‘kadınlık’ ya da ‘erkeklik’—birine zorlanır ve bu cinsiyet rollerine ve bu rollerin
her biriyle ilişkilendirilen ‘kadınsı’ (feminen) ya da ‘erkeksi’ (maskülen) özelliklere göre yaşaması beklenir.
Adam, kadın, transgender, erkeksi, kadınsı, ve kuir kavramları toplumsal cinsiyetle ilişkilidir. Toplumsal
cinsiyet rolleri, zaman ve yere göre değişebilir.
4 Ayrı bir sütuna, cinsel eğilim yazın ve katılımcıların bu kavramı yorumlamalarını da isteyin.
Yanıtlarını not edin (örneğin; toplumsal cinsiyetle ilgil terimler, “eğilim” kuramına vurgu, vs.). Bir
yandan toplumsal cinsiyet kimliği ve bununla ilgili terimler, diğer yandan cinsel eğilim ve bununla
Sayfa 52
ilgili terimler arasındaki farkı vurgulayın. Örneğin birinin gay olması, bu kişinin kendini ne kadar
bir erkek olarak tanımlandığıyla ilgili herhangi birşey ifade etmez; ya da bir kişi aynı zamanda
hem transseksüel hem heteroseksüel olabilir.
5 “Gay mi heteroseksüel mi?” oyunu: Ekranda gösterilmek üzere bir ünlü kişilerin fotoğraflarından
oluşan bir slayt gösterisi ya da bir grup resim—görünüşleri bakımından toplumun toplumsal
cinsiyet bekletilerine uygun görünen, ancak kendilerini gay ya da lezbiyen olarak tanımlayan ve
ayrıca görünüşleri ya da tavırları toplumsal cinsiyet bekletilerine aykırı olan ama kendilerini
heteroseksüel olarak tanımlayan veya heteroseksüel bir yaşam tarzı olan kişiler. Bazı örnekler:
• John Amaechi, sonradan gay olduğunu açıklayan eski bir NBA oyuncusu (basketbol sahasında
çekilmiş “adamsı” bir fotoğraf kullanın);
• Portia de Rossi, toplumsal “kadın” görünüşüne uygun olan, oldukça feminen ve güzel görünen,
lezbiyen olduğunu açıklayan bir kadın oyuncu;
• Bülent Ersoy, erkekten kadına dönüşmek için cinsiyet değiştirme operasyonu geçirmiş olan
popüler bir transeksüel Türk şarkıcı. İlk eğilim, onu gay ya da lezbiyen olarak kategorize
etmektir, ancak o şimdi kendini bir kadın olarak tanımlıyor ve erkeklerle çıkıyor, bu da onun
heteroseksüel olduğu anlamına gelir;
• İnsanların toplumsal cinsiyet kimliklerinin ya da kendilerini erkek veya kadın olarak
tanımlamayı reddetmelerinin, bize onların cinsel eğilimleri hakkında herhangi birşey ima
etmediğini vurgulamak için toplum standartlarına göre bir kadına veya erkeğe benzemeyen
insanların fotoğrafları kullanılabilir;
• Önceki unsura değinmek için “tamamen heteroseksüel” görünen insanların fotoğrafları da
kullanılabilir—insanların cinsel eğilimlerini sadece onların görünüşleriyle tahmin edemeyiz;
• Son olarak, eğer mümkünse, çalıştay kolaylaştırıcılarının fotoğraflarını göstermek katılımcıların
hemen karşılarında duran gerçek hayat örneğini düşünmelerini sağlamak için iyi bir strateji
olabilir.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Katılımcılara, bu alıştırmalarla ilgili hislerini ve düşüncelerini sorun.
2 Toplumsal cinsiyet rollerinin ve beklentilerinin etkilerini kendi yaşamlarında, ilişkilerinde,
değerlerinde ve stereotiplerinde (klişelerinde) görebiliyorlar mı?
3 Artık cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve cinsel eğilime farklı bir şeklide bakacaklar mı? Nasıl?
Sayfa 53
İnsan Haklarını Bilmek ve Korumak
Genel Bakış:
Barış, sadece şiddetsizlik ya da savaşın olmayışı demek değildir; barış, her türlü adaletsizliliğin yok
edilmesini gerektirir ve temel insan haklarının ihlal edildiği bir toplumda var olamaz. Pozitif barış, bir
toplum, ülke ve genel olarak dünyadaki herkes ve hatta gelecek nesiller için sosyal, ekonomik ve siyasi
adaleti içerir. Bu nedenle Barış Eğitimi, İnsan Hakları Eğitimi’ni temel bir unsuru olarak içermelidir.
İnsan hakları, bir kişinin sadece insan olmasından dolayı sahip olduğu hakları ifade etmektedir. Diğer bir
deyişle, bu haklar, tüm insanların eşit bir şekilde yararlanması gereken haklardır. Kendi haklarını bilmeyen
insanlar, bu haklarını savunma ve koruma bilgisine ve becerisine sahip olmadıkları için daha savunmasızdırlar.
İnsan Hakları Eğitimi, hem insan haklarına dair hem de insanlar hakları için öğretir. Bir yandan, insanlara
insan haklarına dair bilgi vermeyi ve bilgi birikimlerini geliştirmeyi hedefler. Diğer yandan, insan
haklarına saygıya dayalı değerler ve tutumlar, insan hakları için sorumluluk duygusu ve bu hakların
savunulması için eylem becerilerini geliştirmeye de çabalar.
Amaç:
•
•
•
•
İnsan hakları ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (İHEB) hakkında bilgi vermek.
Kendi toplumumuzda ve ayrıca dünyada olan insan hakları ihlallerinin çeşitli türleri hakkında
farkındalık yaratmak.
İnsan haklarına saygı ve insan haklarını savunma sorumluluğunu geliştirmek.
Katılımcıları, kişisel ya da grup olarak başkalarının ve kendi insan haklarını savunmak için
yapabilecekleri konusunda düşündürmeye teşvik etmek ve bununla ilgili becerilerin gelişimini
sağlamak.
Materyaller:
•
•
•
İnsan Hakları Evrensel Beyanamesi’nin maddelerinin basitleştirilmiş şekillerinin yazılı olduğu
kartlar (Ek 1’e bakınız)
Karatahta/beyaztahta
Büyük kağıtlar ve renkli tükenmezler/kalemler/markerler/boya kalemleri
Süre:
•
90 dakika
Talimatlar:
1 İHEB’i sunmadan, katılımcıları 2-4 gruba ayırın. Grupların sayısına bağlı olarak tüm kartları dağıtın
(her biri İHEB’in bir maddesinin basitleştirilmiş şekli), böylelikle her grup 3-4 kart alacaktır.
Kendilerinde bulunan her ifade için aşağıdaki soruları düşünmelerini ve kısa yanıtları (kartların
arkasına ya da diğer tabaka kağıtlar üzerine) not etmelerini söyleyin:
- Bu, onlar için ne ifade ediyor? Nerden bahsediyor?
- Buna katılıyorlar mı? Neden?
- Kendi toplumlarında ya da dünyada bu ifadenin ihlallerini görüyorlar mı? Örnekler veriniz.
Her gruba dağıtılan kartların sayısına bağlı olarak alıştırmanın bu bölümüne 15-20 dakika
ayrılmalıdır.
2 Kartlarla çalışmayı bitirdiklerinde, bütün grubun bu ifadelerin nerden geldiğini tahmin etmelerini
isteyin. Hem haklara hem sorumluluklara vurgu yaparak, İnsan Hakları Evrensel Beyanamesi’ne
giriş yapın.
3 Bilhassa ihlal durumlarına odaklanarak, ellerindeki bir ya da daha fazla maddeyi ve verdikleri
yanıtları sunmaları için her gruptan gönüllüler arayın. Gönüllü yanıt vermek isteyen çıkmazsa,
Sayfa 54
özellikle o toplum için önde gelen insan hakları konularında tartışmayı başlatın (örneğin insan
ticareti, vatandaşlık, mülteciler, kamusal sağlık hizmetleri, zenginler ve fakirler arasındaki fark,
engelililik, homofobiya, vs.).
4 Katılımcıların belirttikleri ihlalleri tahtaya yazın.
5 Her gruba bir büyük kağıt ve renkli markerler/boya kalemleri verin. İhlallerden birini seçerek, ilgili
hakkı savunan bir poster, kampanya planı, reklam, slogan vs. hazırlamalarını isteyin. Beyin fırtınası
ve posterin, planların vs. hazırlanması için yaklaşık 30 dakika verin. Tabii ki, bunlar taslak fikirler
olacaktır. Katılımcıların bu alıştırma üzerine daha sonra daha kapsamlı bir tasarım ya da savunma
planı geliştrimelerini isteyebilirsiniz.
6 Her grubun kendi fikirlerini kısaca sunmalarını isteyin.
Bilgilendirme ve Değerlendirme:
1 Daha önce bilmedikleri herhangi birişey öğrenip öğrenmediklerini sorun. Ne öğrendiler?
2 Bu çalıştay boyunca öğrendikleri ya da deneyimledikleri şeyler insan hakları konularıyla ilgili
tavırlarını ve davranışlarını değiştirecek mi?
3 Haklar ve sorumluluklar arasındaki ilişkiyi görüyorlar mı?
4 Diğer insanların insan haklarını savunma sorumluluğunu hissediyorlar mı? Eğer öyleyse, bunu
nasıl yapabilirler?
Sayfa 55
Çocuk Hakları için Hazine Avı Oyunu*
Genel Bakış:
İnsan hakları, bir kişinin sadece insan olmasından dolayı sahip olduğu hakları ifade etmektedir. Diğer bir
deyişle, insan hakları tüm insanların eşit bir şekilde yararlanması gereken haklardır. Kendi haklarını
bilmeyen insanlar, bu haklarını savunma ve koruma bilgisine ve becerisine sahip olmadıkları için daha
savunmasızdırlar. İnsan Hakları Eğitimi, hem insan haklarına dair hem de insanlar hakları için öğretir. Bir
yandan, insanlara insan haklarına dair bilgi vermeyi ve bilgi birikimlerini geliştirmeyi hedefler. Diğer
yandan, insan haklarına saygıya dayalı değerler ve tutumlar, insan hakları için sorumluluk duygusu
ve bu hakların savunulması için eylem becerilerini geliştirmeye de çabalar.
Bu, genç çocuklara yönelik genelde insan haklarını ve özelde çocuk haklarını öğretmeyi hedefleyen bir
oyundur.
Amaç:
•
•
•
•
İnsan hakları, çocuk hakları ve Çocuk Hakları Bildirgesi (ÇHB) hakkında bilgi sağlamak.
Çocukların etrafındaki hak ihlalleriyle ilgili olarak farkındalık yaratmak.
Bu haklara saygı ve bunları savunmak için sorumluluk duygusunu geliştirmek.
İnsan hakları ihlallerini anlamalarını ve bunlara karşı durmaları için çocukları güçlendirmek.
Materials:
•
ÇHB’nin maddelerinin basitleştirilmiş şekillerinin yazılı olduğu kartlar (Ek 2’ye bakınız)
Süre:
•
30-90 dakika (tasarımınızın karmaşıklığına bağlı olarak)
Talimatlar:
1 Her birinin üzerinde ÇHB’nin bir maddesinin basitleştirilmiş şekli olan kartları hazırlayın.
Bulunduğunuz ortam için en uygun maddeleri seçin. Eğer çocuklar maddelerin basiteştirilmiş
şekillerini anlamak için çok küçükseler, aşağıdaki özet maddeleri de kullanabilirsiniz:
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Çocuklar, aileleriyle ya da onlara en iyi bakacaklarla olma hakkına sahiptir.
Çocuklar, yeterli gıda ve temiz su hakkına sahiptir.
Çocuklar, uygun bir yaşam standardı hakkına sahiptir.
Çocuklar, sağlık hizmeti hakkına sahiptir.
Engeli çocuklar, özel bakım ve eğitim hakkına sahiptir.
Çocuklar, oyun hakkına sahiptir.
Çocuklar, serbest eğitim hakkına sahiptir.
Çocuklar, güvende olma, zarar görmeme ve ihmal edilmeme hakkına sahiptir.
Çocuklar, ucuz işçi ya da asker olarak kullanılmamalıdır.
Çocukların kendi dillerini konuşmalarına ve ibadetlerini ya da kültürlerini idame etmelerine izin verilmelidir.
Çocuklar, kendi fikirlerini ifade etme ve kendi görüşlerini ifade etmek için bir araya gelme hakkında sahiptir (Uluslararası Af Örgütü, 2002, İlk Adımlar: İnsan Hakları Eğitimine Başlangıç için El Kitabı).
2 Eğer bir sınıftaysanız, kartları çocuklar gelmeden sınıfın farklı yerlerine saklayın. Eğer mümkünse,
Sayfa 56
bunu dışarda yapmanız çocuklar için daha zorlayıcı ve eğlenceli olacaktır. Grubun yaş durumuna
ve ortamın özelliklerine bağlı olarak (örneğin eğer dışarda bir kamptaysanız), haritalar hazırlayıp,
dağıtabilirsiniz de. Kartı bulanlar, arkadaşlarına kartları bulmaları için yardım edebilirler, böylelikle
sonunda herkes bir kart bulmuş olur.
3 Av bittiğinde, tüm çocukların bir araya gelmesini ve herkesin elindeki kartı okumasını isteyin.
Herkes kartın ne anlama geldiğini anlıyor mu? Örnekler düşünebiliyorlar mı?
4 Ardından, çocuklara bundan sonra kendi ellerindeki kartta yazan haktan sorumlu olacaklarını
söyleyin. Eğer kamptaysanız, bu kampın sonuna kadar devam edecektir. Eğer bir sınfıtaysanız, bu
yıl sonuna kadar ya da dönem sonuna kadar devam edebilir. Grupta, okulda, toplumda, ya da
gazetelerde veya televizyonda, başka yerlerde bu tür bir ihlali duyduklarında bunu tüm grubun
bilgisine getirmekten sorumlu olacaktırlar. Diğer bir deyişle, her biri bir hakkın savunucusu ve
destekcisi olacaktır.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Çocuklara, belli aralıklarla, bu hakkın savunucuları olduğu sorumluluğunu hatırlatın. İhlallere
dikkat çektiklerinde sorumluluk duygularını ve farkındalıklarını onaylayın ve övün.
2 Etraflarında ya da televizyonda veyahut gazetelerde gördüklerinde ihlalleri fark edebiliyorlar mı?
3 Bu ihlallere bir başka kişinin haklarını çiğnemeden nasıl müdahale edilebilir?
4 Gruba taşdıkları bu vakaları, bunları düzeltecek önerilerle birlikte belgelemelerinin yaratıcı ve
eğlenceli şekillerini bulabilirsiniz.
* Uyarlanan kaynak: Uluslararası Af Örgütü, 2002, İlk Adımlar: İnsan Hakları Eğitimi için El Kitabı.
Sayfa 57
Önemli Görev*
Genel Bakış:
Kendi haklarını bilmeyen insanlar, bu haklarını savunma ve koruma bilgisine ve becerisine sahip
olmadıkları için daha savunmasızdırlar. İnsan Hakları Eğitimi, hem insan haklarına dair hem de insanlar
hakları için öğretir. Bir yandan, insanlara insan haklarına dair bilgi vermeyi ve bilgi birikimlerini
geliştirmeyi hedefler. Diğer yandan, insan haklarına saygıya dayalı değerler ve tutumlar, insan hakları
için sorumluluk duygusu ve bu hakların savunulması için eylem becerilerini geliştirmeye de çabalar.
Bu alıştırma, genç çocuklara yönelik Çocuk Hakları Bildirgesi’nde yer alan çocuk haklarını öğretmeyi
hedeflemektedir (basitleştirilmiş şekli için Ek 2’ye bakınız).
Amaç:
•
•
•
İnsan hakları, çocuk hakları, Çocuk Hakları Bildirgesi (ÇHB) hakkında bilgiyi geliştirmek.
Kendi toplumumuzda ve ayrıca dünyada çeşitli insan hakları ihlalleri hakkında farkındalık
yaratmak.
Çocukları, bu ihlalleri fark etmeleri ve kendi haklarını savunmaları için güçlendirmek.
Hedef:
•
Genç çocuklar
Materyaller:
•
•
Büyük bir kağıt üzerine ÇHB’nin özeti (aşağıya bakınız)
Karatahta/beyaztahta ve tebeşir/markerler
Süre:
•
60 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcıların, Birleşmiş Milletlerin (dünya ülkelerinin parlamentosu) kendilerinden tüm
çocukların mutlu ve sağlıkı olması için heryerde gerekli olan şeylerin bir listesini yapmasını
istediğini hayal etmelerini isteyin. Örneğin yemek, oyun, hava, sevgi...
2 Sundukları bu “ihtiyaçları” değerlendirmeden yazın.
3 Başka bir öneri kalmadığında, grupun önerilerinin hangisinin gerçekten “ihiyaçları”, hangisinin
“istekleri” olduğunu belirtmelerini isteyin. (Örneğin, televizyon ve şekerler “ihtiyaçlar” değil,
“istekleri” olacaktır).
4 Şimdi çocuklara Çocuk Hakları Konvansiyonu’nun özetini gösterin. Yıllar önce, benzer bir listenin
BM tarafından yapıldığını ve bunun sonra Konvansiyon haline getirildiğini anlatın. Konvansiyon,
dünyanın her yerinde çocukların bu haklarını koruması açısından tüm devletler için bağlayıcıdır.
5 Grubtan, kendi listeleri ile Konvansiyonun özetini kıyaslamalarını isteyin. Hangi ihtiyaçlar haklar
olarak tanımlanmıştır? Her iki liste arasında herhangi bir farklılık varmıdır? Neden?
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Okulunuzda/şehrinizde/ülkenizde ve dünyada çocukların bu haklara sahip olduğunu düşünüyor
musunuz?
2 Çevrenizde herhangi bir ihlal görüyor musunuz? Bunlar hakkında yapabildiğiniz herhangi birşey
Sayfa 58
varmıdır?
3 Ülkenizdeki liderlerin, öğretmenlerin, ebevynlerinizin ya da sizin ve arkadaşlarınızın ülkenizdeki
tüm çocukların bu haklarının güvence altına almak için ne yapabileceğini düşünüyorsunuz?
Çocuk Hakları Konvansiyonu’nun Özeti
Çocuklar, aileleriyle ya da onlara en iyi bakacak olan kişilerle olma hakkına sahiptir.
Çocuklar, yeterli gıda ve temiz su hakkına sahiptir.
Çocuklar, uygun bir yaşam standardı hakkına sahiptir.
Çocuklar, sağlık hizmeti hakkına sahiptir.
Engeli çocuklar, özel bakım ve eğitim hakkına sahiptir.
Çocuklar, oyun hakkına sahiptir.
Çocuklar, serbest eğitim hakkına sahiptir.
Çocuklar, güvende olma, zarar görmeme ve ihmal edilmeme hakkına sahiptir.
Çocuklar, ucuz iççi ya da asker olarak kullanılmamalıdır.
Çocukların kendi dillerini konuşmalarına ve ibadetlerini ya da kültürlerini idame etmelerine izin
verilmelidir.
* Uyarlanan kaynak: Uluslararası Af Örgütü, 2002, İlk Adımlar: İnsan Hakları Eğitimi için El Kitabı.
Sayfa 59
Mobious’ta Kaza*
Genel Bakış:
Yaşımıza, dilimize, dinimize, miliyetimize, cinsiyetimize ve cinsel eğilimimize, fiziksel özelliklerimize ve
diğer tüm farklılıklarımıza bakmaksızın, insan hakları eşit bir şekilde her birimize aittir. Tüm insanların
insan haklarına saygı, savunma ve teşvik etme sorumluluğu da aynı şekilde her birimize eşit bir şekilde
aittir. Bu kendi haklarımızı kullanırken, başkalarının haklarını çiğnememe sorumluluğunu da kapsar.
Bu simülasyon çalışması, katılımcılara toplumun genel ihtiyaçlarının bireylerin haklarıyla gerginlik içinde
olduğu bir senaryoyu oynamalarına imkan tanıyacaktır. Belli bir çözümü olmayan sorunlar üzerinden,
değişik haklar uyuşmazlık içinde olduğunda ne yapılacağına karar vermek için müzakere etmeleri
gerekecektir.
Amaç:
•
•
•
•
•
Olası hak uyuşmazlığıyla ilgili olarak farkındalık yaratmak.
Tüm insanların insan haklarına saygı göstermeyi teşvik etmek.
Bir kişinin eyleminin, diğerinin hakkını nasıl etkileyeceğini düşünme sorumluluğunu geliştirmek.
Etkili, barışçıl iletişimi teşvik etmek.
Bir uyuşmazlığa çözümler bulmak için barışçıl müzakereyi teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
•
•
“Mobius’ta Kaza” hikayesi
Her grup için sorun kartları
Her grup için en üstünde bir kurtarma kulesi ve buna giden 17 kareyle birlikte bir oyun tahtası
(alternatif olarak geniş bir alanda her grup için ayrı ayrı yere çizeceğiniz/işaretleyeceğiniz kareler
ve sembolik bir kurtarma kulesi)
Projektör ve İHEB’nin basitleştirilmiş şeklinin PPT sunumu
Süre:
•
60-90 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcılara yaklaşık 4 kişiden oluşan gruplar oluşturmalarını söyleyin. Her gruba bir dizi sorun
kartı (aşağıya bakınız) ve bir oyun tahtası verin. Kartları karıştırıp masanın üzerine kapalı şekilde
koyacaklar.
2 Onlara bir hikaye okuyacağınızı ve anlatılan hikayede kendilerini hayal etmeleri gerektiğini
söyleyin. Teker teker kartları alacaklar ve grup olarak kart üzerindeki soruları yanıtlayacaklar. Her
sorun için, A’yı yanıtlarlarsa bir kare ilerleyecekler, B’yi yanıtlarlarsa iki kare ilerleyecekler (bunu
kareleri işaretleyerek veya yerde oynuyorsanız karelerin üzerinde hareket ederek yapın). Her grup
yanıtlarını müzakere edecek ve daha hızlı ilerlemek uğruna B’yi seçmeyecek.
3 Tüm gruplar kurtarma kulesine ulaştıklarında, oturuma geri dönün ve her gruba kurtarma
kulesine ulaşmadan önce kaç hamle yaptıklarını sorun.
• 8-10 hamle: Kararları, tüm grubun hızlıca kurtarma kulesine ulaşmalarını kolaylaştırdı, ancak
bazı kişileri yolda kaybetmiş olabilirler.
• 11-13 hamle: Grubu olabilidiğince hızlı bir şekilde ilerletmeye çalışmışlar, ancak grubun bazı
üyelerinin ihtiyaçlarını gözardı etmemişlerdir.
• 14-16 hamle: Grupun kişisel üyelerinin isteklerini, tüm grubun ihtiyaçlarının önüne
Sayfa 60
koymuşturlar. Bu da yolculuğun daha uzun sürmüş olduğu anlamına gelir.
4 Aşağıdaki bilgilendirme bölümünde sıralanan süreçle ilgili sorunlara göz attıktan sonra, İHEB’nin
basitleştirilmiş şekliyle ilgili PPT’yi gösterin ve farklı insan hakları açısından sorun senaryolarının
bağlantısını ele alın.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Grubunuzda bazı kararlar almak zor muydu? Hangileri? Neden? Grubunuzun uzlaşamadığı bazı
kararlar oldu mu?
2 Bazı kararlar diğerlerinden daha kolay mıydı? Neden? Grubun çoğunluğunun hem fikir olduğu
bazı kararlar oldu mu?
3 Grubunuzdaki tartışma süreci nasıl çalıştı? Herkes kendi görüşünü söyledi mi? Bazı insanlar,
diğerlerine kıyasla görüşlerinde daha ikna edici miydi?
4 İHEB’nin basitleştirilmiş şekline bakarak, her sorun senaryosuyla iligli insan haklarını tanımlayabilir
misiniz?
5 Benzer hak uzlaşmazlığıyı sorunlarına gerçek hayattan örnekler düşünebiliyor musunuz? Bu
durumlarda kararlar nasıl alınır? Bu uzlaşmazlıkların ele alınmasının adil/eşit bir şekili midir?
Mobius’da Çarpmışma
Kosmik Tatili Uzay Gemisi Gezgin, dünyadan Eğlence tatil gezegenine doğru yol
alırken bir meteor yağmuruna tutulmuş. Uzay gemisi ciddi hasar almış ve bir imdat
çağrısı gönderemeden tüm iletişim sistemi imha olmuş. Pilot, en yakın gezegen
olan Mobius’a iniş yapmayı başarmış.
Gezegen nerdeyse keşfedilmemiş durumda ancak kazalı geminden hayatta
kalanlar, bu gezegenin dünyadakine benzer bir oksijen atmosferi olduğunu ve eski
gezginlerin Mobius’un kuzey kutbuna bir kurtarma kulesi inşa ettiğini biliyorlar.
Maalesef, uzay gemisi karşı kutba yakın bir yere çarpmıştır. Kurtarma kulesine
yolculuk aylarca alabilir.
Siz, kurtarma kulesine doğru yolculuğa başlayacak olan hayatta kalan bir büyük
grubun parçasısınız. Biraz yiyecek ve erzak kurtarmayı başardınız ama yolculuk
ettikçe birlikte çözmeniz gerekecek olan bir dizi durum ortaya çıkıyor. Eğer sorunlar
hızlıca çözülmezse, tüm grup mağdur olabilir ve siz asla kurtarma kulesine
ulaşamayabilirsiniz.
Sayfa 61
Birinci Sorun
Grubun bir üyesi, şarkı söylemekten hoşlanıyor. Maalesef, sürekli şarkı söylüyor. Bazı insanlar
umursamıyor, ama bazıları bunun onları deli ettiğini söylüyor.
a. Hiçbirşey yapmaz ve istediği zaman şarkı söylemesine izin mi verisiniz?
b. Diğerleri etraftayken şarkı söylemeyi bırakmasını mı istersiniz?
İkinci Sorun
İniş yaparken yaralanan bazı insanlar işleri yavaşlatıyor. Yiyecekleriniz bitmeden, kurtarma kulesine
ulaşmayı başaramaycağınızdan korkuyorsunuz.
a. Onların hızına iner ve herkesin hayatını tehlikeye mi atarsınız?
b. Onları geride mi bırakırsınız, belki de ölüme?
Sorun Üç
Gruba kimin liderlik yapacağı konusunda anlaşmazlıklar var. Herkese konuşmak için fırsat vermek çok
zaman kaybına yol açıyor.
a. Herkesin kendi görüşünü söyleme imkanı olduğu bu sistemi muhafaza mı edersiniz?
b. Hızlı bir şekilde kararlar alabilecek bir lider mi seçersiniz?
Sorun Dört
Ağır engelli bir çocuğu olan bir ailenin üyeleri, çocuklarına gerektiği gibi bakamadıklarını iddia ediyor.
Çocuk mağdur.
a. Aileye yardımcı olması için fazladan bir kişi mi sağlarsınız?
b. Hiçbirşey yapmaz, aileyi kendi sorununu çözmek için yalnız mı bırakırsınız?
Sorun Beş
Gruptan birinin bir bebeği doğdu. Bebek hastadır ve hareket ettirilirse ölebilir.
a. Çocuk ve anne yolculuk yapabilene kadar grubu bekletir misiniz?
b. Devam eder ve bebeğin hayatta kalmasını mı umarsınız?
Sorun Altı
Yaşlı bir kadın ölür. Yaşlı kadının yüksek miktarda para taşıyor olduğu fark edilir ve kızı bu paranın
kendisine ait olduğunu iddia eder.
a. Kızının bu parayı tutmasına izin mi verirsiniz?
b. Parayı iade etmesini ister, böylelikle haksız miktarda yiyecek almak için kullanmamasını mı
sağlarsınız?
Sorun Yedi
Grup, açık yeşil bir sıvı içeren bir göl bulur. Bu sıvı, insanların mutlu insanlar yapan bir etkiye sahiptir,
ama bazı insanlar onları tembelleştirecek kadar çok içerler.
a. İçmelerine izin mi verirsiniz?
b. Göl suyundan içilmesini tamamen yasaklar mısınız?
Sorun Sekiz
14 yaşındaki kişi çok kötü davranıyor, grubun ilerlemesini engelliyor. Ebeveynleri onu kontrol edemiyor
ama başkalarının kontrol etmeye çalışmasına da izin vermiyor.
a. Ebveynlerin isteğine saygı mı gösterirsiniz?
b. Çocuğu başka bir ailenin kontroluna mı verirsiniz?
Sayfa 62
Sorun Dokuz
Grup liderlerinden biri hasta olmuştur ve kan nakline ihtiyaç vardır. Birçok insan aynı kan grubundandır,
ama enfeksiyon korkusu nedeniyle kimse kan vermek için gönüllü çıkmaz.
a. İnsanların kan vermeyi reddetmelerine izin mi verirsiniz?
b. İnsanları kan vermeye mecbur eder misiniz?
Sorun On
Bir kişi sürekli olarak grubun yönetim şeklini eleştiriyor. Onun tavırları diğerlerinkini de etkiliyor.
a. Devam etmesine izin mi verirsiniz?
b. Susmasını söyler ve onu diğerlerinden ayırır mısınız?
Sorun Onbir
Grup üyelerinden biri kendisine verilen görevleri yerine getirmeyi reddediyor. Bir anlamı olmadığınıölüme mahkum olduklarını söylüyor. Oldukça depresyonda.
a. Onu rahat bırakır ve ne isterse yapmasına izin mi verirsiniz?
b. Eğer çalışmazsa onu cezalandırmakla tehdit mi edersiniz?
Sorun Oniki
Grubu yavaşlattıklarını hisseden yaşlı çift, geride kalmaya gönüllü olur.
a. Yolculuğa devam etmelerine yardımcı mı olursunuz?
b. Tekliflerini kabul mu edersiniz?
Sorun Onüç
Yiyecek stoklarından sorumlu yaptığınız kişinin, hırsızlıktan altı yıl hapiste kaldığı ortaya çıktı. Şu ana
kadar çok iyi bir iş yapıyor. Siz:
a. Ona güvenir ve işine devam etmesine izin mi verirsiniz?
b. Fırsat tanımaz ve başka birini mi yiyeceklerden sorumlu yaparsınız?
Sorun ondört
Grubun bir üyesi gruptaki evli bir adamı kendine tecavüz etmekle suçluyor. Bu adam, karısı ve başka
bazı grup üyeleri kadının grubu ve yolculuğu terk etmesini talep ediyorlar, etmezse onu zarar vermekle
tehdit ediyorlar.
a. Yolculuğun geriye kalanında kadının güvenliğini sağlamak için gerekli kaynakları ayırır mısınız?
b. Kadına artık grupla yola devam edeceğini mi söylersiniz?
Sorun onbeş
Grubun iki üyesi arasında bir tartışma vardır. Gece kavga etmeyi planlıyorar.
a. Kavga etmelerine izin mi verirsiniz?
b. Diğerlerinin de karışabileceğini düşünere kavga etmelerine engel mi olursunuz?
Sorun Onaltı
Gezegende hava çok soğuktur. Uzay gemisi çarptığında bazı yolcular kalın giyisilerini kaybetti.
a. Er geç eşyalar yıpranacağından, insanların kendi giyisilerini tutmasına izin mi verirsiniz?
b. Herkesin eşit bir şekilde giyisileri paylaşmasını mı sağlarsınız?
Sorun Onyedi
Biri hırsızlık yapmıştır. Bir kadın bir çantadan para alırken yakalanır. Siz:
a. Onu işlemiş olduğu bir suçtan mı cezalandırırsınız?
b. Onu, bir örnek olması için çok ağır bir şekilde mi cezalandırırsınız?
* Uyarlanan kaynak: Uluslararası Af Örgütü, 2002, İlk Adımlar: İnsan Hakları Eğitimi için El Kitabı.
Sayfa 63
İki Gözlü Oğlan *
Genel Bakış:
Çok kültürlü bir toplum içinde yaşıyoruz. Birçok yönden farklı olabiliriz: yaş, cinsiyet, fiziksel özellikler,
cinsel yönelim, inançlar, lisan, etnik köken, öğrenme ihtiyaçları... Barış eğitimcilerinin, bu çeşitliliği kabul
etmesi; bu farklılıkları gözetmeksizin herkesin onur ve hak eşitliğini desteklemesi; bu farklılıkları ve
onlardan ortaya çıkan farklı tecrübeleri barış ve adelete yönelik yaratıcı çözümlerin geliştirilebilmesi için
kullanabilmesi gerekir.
Bu çeşitlilik, maalesef her zaman itibar görmez ve değer bulmaz; çoğunluğu teşkil eden gruplar (sayıları
ve/veya güç açısından), diğer ülkelerden göçmenler, lezbiyen ve gayler ya da engelliler gibi azınlıklar
ayrımcılığa, ihmale, dışlanmaya ya da assimile edilmeye maruz kalabilirler. Genç çocuklara yönelik olan
bu alıştırma, çeşitliliğe, fiziksel farklılıklara ve özellikle engelliliklere karşı saygıyı geliştririr ve engelli
insanların insan haklarına dikkat çekme fırsatı sunar.
Amaç:
•
•
•
Farklılıklara karşı saygıyı geliştirmek, çocukların çeşitliliğe değer vermesini teşvik etmek.
Farklı fiziksel/mental özelikleri olan insanların ihtiyaçlarının anlaşılmasını sağlamak.
Engelli insanların insan haklarına saygıyı ve bu hakların savunulması ve müdafaa edilmesi için
sorumluluk duygusunu geliştirmek.
Hedef:
•
Genç çocuklar
Materyaller:
•
İki gözlü oğlanın hikayesi
Süre:
•
40-60 dakika
Talimatlar:
1 Tüm çocukların sizin de parçası olduğunuz bir daire içinde rahatça oturmasını isteyin (sandalyede
ya da yerde).
2 Onlara aşağıdaki hikayeyi anlatın:
“Gezegende, çok, çok uzaklarda, dünyaya benzeyen bir gezegen var. Bu gezegende yaşayan
insanlar, bir tek şey dışında bize benziyorlar, onların sadece tek bir gözü var. Ama bu çok özel bir
göz. Tek gözleriyle gece görebiliyorlar. Çok, çok uzakları görebiliyorlar ve duvarları aşarak
görebiliyorlar. Dünyada olduğu gibi, bu gezegendeki kadınlar da çocuklar doğuruyorlar.
Bir gün garip bir çocuk doğdu. İki gözü vardı! Annesi ve babası çok üzgündü. Oğlan, mutlu bir
çocuktu. Ebeveynleri onu çok sevdi ve ona severek baktılar. Ancak endişeliydiler, çünkü o
sıradışıydı. Onu birçok doktora götürdüler. Doktorlar başlarını salladırlar ve “hiçbirşey yapılamaz”
dediler.
Çocuk büyüdükçe gittikçe artan sorunları oldu. Çünkü karanlıkta göremiyordu, bir ışık taşımak
zorundaydı. Okula gittiğinde, diğer çocuklar kadar iyi okuyamıyordu. Öğretmenleri ona daha
fazla yardım etmek zorundaydı. Uzak mesafeleri göremiyordu, bu nedenle özel bir teleskobu
Sayfa 64
vardı. Ancak o zaman diğer herkes gibi, öteki gezegenleri görebiliyordu. Bazen okuldan eve
yürürken çok yalnız hissederdi. “Diğer çocuklar görebiliyorlar, ben göremiyorum,” “onların
göremediği şeyleri görmeliyim” diye düşünürdü.
Ve bir gün, hiçkimsenin göremediği şeyleri gördüğünü keşfeder. Diğer herkesin gördüğü gibi
siyah ve beyaz görmüyordu. Ailesini dışarı çıkardı ve bu heyecan verici keşfini onlara söyledi.
Ailesi de hayrete düştü. Onlara olağanüstü hikayeler anlattı. Onların daha önce hiç kullanmamış
olduğu kelimeleri kullandı... Mesela kırmızı ve yeşil... ve turuncu. Yeşil ağaçlardan ve mor
çiçeklerden bahsetti. Herkes onun gördüklerini bilmek istiyordu. Masmavi denizlerle ve üstü
beyaz köpüklü dalgalarla ilgili mükemmel hikayeler anlattı. Çocuklar onun ilginç ejderha
hakkındaki hikayelerini duymak için can atıyorlardı. O, derisini, gözlerini ve ateşten nefesini
anlattıkça nefesleri kesiliyordu.
Bir gün bir kızla tanışır. Aşık olurlar. Kız onun iki gözü olduğuna aldırış etmez. Ardından o da
umursamadığını fark eder. Oğlan çok ünlü olur. Gezegenin her yerinden insanlar onun
konuşmasını dinlemek için gelirdi. Nihayetinde bir oğlulları olur. Çocuk, gezegendeki diğer
çocuklar gibidir. Tek gözü vardır.”
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1
2
3
4
5
Tek gözlü bir gezegende iki göze sahip olmanın nasıl birşey olduğunu düşünüyorsunuz?
İki gözlü oğlanın ne gibi zorlukları olduğunu düşünüyorsunuz? Neden?
Dünyamızda insanların sahip oldukları becerilerde ne tür farklılıklar vardır?
Sizce farklı kabiliyetleri olan insanlara eşit şekilde muamele ediliyor mu?
Engelli olsaydınız, ne şekilde muamele görmek isterdiniz (engellilikten ne kastettiğinizle ilgili
örnekler veriniz)?
* Uyarlanan kaynak: Uluslararası Af Örgütü, 2002, İlk Adımlar: İnsan Hakları Eğitimi için El Kitabı.
Sayfa 65
Bir Adım İleri Atın*
Genel Bakış:
Çok kültürlü bir toplum içinde yaşıyoruz. Birçok yönden farklı olabiliriz: yaş, cinsiyet, fiziksel özellikler,
cinsel yönelim, inançlar, lisan, etnik köken, öğrenme ihtiyaçları... Barış eğitimcilerinin, bu çeşitliliği kabul
etmesi; bu farklılıklara bakmaksızın herkesin onur ve hak eşitliğini desteklemesi; bu farklılıkları ve
onlardan ortaya çıkan farklı tecrübeleri barış ve adelete yönelik yaratıcı çözümlerin geliştirilebilmesi için
kullanabilmesi gerekir.
Çok-kültürlü-lük, basitçe bir toplumda birçok farklı kültürün varlığını ifade eder. Maalesef, bu çeşitlilik her
zaman itibar görmez ve değer bulmaz; çoğunluğu teşkil eden gruplar (sayılar ve/veya güç açısından),
diğer ülkelerden göçmenler, lezbiyen ve gayler ya da engelliler gibi azınlıklara karşı ayrımcılık yapabilir,
görmezikten gelebilir, dışlayabilir ya da assimile edebilir. Bu, sosyal, ekonomik ve siyasi adaletsizliği
doğurur.
Amaç:
•
•
•
•
Farklı olanlarla empati kurmayı teşvik etmek.
Toplumdaki çeşitli ayrımcılık türleri ve fırsat eşitsizlikleri hakkında farkındalık yaratmak.
Belli sosyal azınlık ya da kültürel gruplara ait olmanın kişisel olası sonuçlarıyla ilgili anlayış
geliştirmek.
Diğerlerinin insan haklarını koruma sorumluluğu duygusunu teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
•
Rol kartları (aşağıya bakınız ama sizin hedef grubunuza ya da toplumunuza uygun roller yapmak
için biraz değiştirin)
Açık alan (geniş bir sınıf ya da dışarısı)
Müzik çalar ve hafif/rahatlatıcı/meditasyon müziği
Süre:
•
60 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcılara, herbirine farklı roller vereceğinizi ve bu rollere bürünmelerini isteyeceğinizi söyleyin
(bu kişiler olduklarını hayal edecekler).
2 Rastgele rol kartlarını dağıtın. Şimdilik kimseye göstermemelerini söyleyin.
3 Arka plandaki müziği açın. Katılımcılardan oturmalarını ve rahat etmelerini isteyin (tercihen yere).
4 Şimdi gözlerini kapamalarını ve rollerine girmeye çalışmalarını isteyin. Onlara yardımcı olmak
için aşağıdaki soruları okuyun; her sorudan sonra durun, onlara düşünmeleri, kendileri ve
hayatlarıyla ilgili bir resim canlandırabilmeleri için zaman tanıyın:
-
-
-
Çocukluğunuz nasıldı? Nasıl bir evde yaşadınız? Ne tür oyunlar oynadınız? Ebeveynleriniz ne tür iş yaparlardı?
Şimdi günlük hayatınız nasıldır? Nerede sosyalleşirsiniz? Sabahları, öğleden sonraları, akşamları ne yaparsınız?
Nasıl bir yaşam şekliniz vardır? Nerede yaşıyorsunuz? Her ay ne kadar para kazanıyorsunuz? Sayfa 66
Boş vakitlerinizde ne yaparsınız? Tatillerinizde ne yaparsınız?
- Sizi heyecanlandıran ve ürküten şeyler nelerdir?
5 Katılımcıların yerlerinden kalkıp yan yana dizilmelerini, bunu yaparken de sessiz olmalarını
isteyin.
6 Bir cümleler listesi okuyacağınızı söyleyin. Cümlelere, her ‘evet’ yanıtı verdiklerinde, bir adım öne
çıkmalıdırlar.
7 Cümleleri okumaya başlayın (aşağıya bakınız).
8 Her cümleden sonra durup bir adım ileri çıkmaları ve diğerlerinin duruşunu fark etmeleri için
zaman verin.
9 Son cümleden sonra, katılımcılardan diğerleriyle karşılaştırıldığında nihai duruş noktalarına
dikkat etmelerini isteyin. Rollerini açıklamalarını ve hissettiklerinden ve düşündüklerinden kısaca
bahsetmelerini isteyin.
10 Bilgilendirme yapmadan önce rollerinden çıkmaları için onlara bir kaç dakika verin.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1
2
3
4
5
6
7
8
Bu etkinlikle ilgili ne hissettiler?
İleri adım atılması ya da atılmamsıyla ilgili ne hissettiler?
Diğerlerinin duruşlarını ya da hareketlerini fark ettiler mi? Bu, kendilerini nasıl hissetirdi?
Farklı rolleri oynamak ne kadar kolay ya da zordu? Bu kişinin ve bu kişinin yaşamının neye
benzediğini nasıl hayal ettiler?
Herhangi biri, kendi insan haklarının ihlal edildiğini hissetti mi?
Bu alıştırma, bir şekilde sizin toplumunuza ayna tuttu mu? Nasıl?
Şimdi etrafınızdaki ayrımcılığın ve adaletsizliğin daha fazla farkın mısınız?
Toplumunuzdaki ayrımcılık ve eşitsizliklere karşı ne yapılabilir?
Sayfa 67
Okunacak cümleler:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Asla hiçbir ciddi mali sıkıntıyla karşılaşmadınız.
Telefon hattı ve televizyonu olan makul bir konutunuz var.
Yaşadığınız toplumda dilinize, dininize, kültürünüze saygı gösterildiğini hissediyorsunuz.
Sosyal ve siyasi konularda düşüncelerinizin önemsendiğini hissediyorsunuz, görüşleriniz
dinleniyor.
Diğer insanlar farklı konularda size danışırlar.
Polis tarafından durdurulmaktan korkmuyorsunuz.
İhtiyacınız olduğunda tavsiye ve yardım için nereye başvuracağınızı biliyorsunuz.
Kökeninizden dolayı hiçbir zaman ayrımcılığa uğramış hissetmediniz.
İhtiyaçlarınız için yeterli sosyal ve sağlık sigortasına sahipsiniz.
Yılda bir kez tatile çıkabilirsiniz.
Akşam yemeği için arkadaşlarınızı evinize davet edebilirsiniz.
İlginç bir yaşamınız var ve gelecekle ilgili iyimsersiniz.
Kendi seçtiğiniz mesleği okuyabileceğinizi ve yapabileceğinizi hissediyorsunuz.
Sokaklarda ya da medyada tacize ya da saldırıya uğramaktan korkmuyorsunuz.
Genel ve yerel seçimlerde oy kullanabilirsiniz.
Akrabalarınız ve yakın dostlarınızla en önemli dini bayramları kutlayabiliyorsunuz.
Yurtdışında uluslararası bir seminere katılabiliyorsunuz.
Haftada en az bir kez sinemaya ya da tiyatroya gidebiliyorsunuz.
Çocuklarınızın geleceği için endişe etmiyorsunuz.
En az üç ayda bir yeni giyisiler satın alabiliyorsunuz.
Kendi tercih ettiğiniz kişiye aşık olabiliyorsunuz.
Yeteneklerinize yaşadığınız toplumda saygı duygulduğunu hissediyorsunuz.
İnternet kullanabiliyor ve bundan faydalanabiliyorsunuz.
Sayfa 68
Rol Kartları
İşsiz ya da bekar bir annesiniz.
Somali’den kanlı bir savaştan kaçmış olan bir mültecisiniz.
Bir banka müdürünün kızısınız. Yurtdışında bir üniversitede eğitim
Bir parlamento üyesinin oğlusunuz.
görüyorsunuz.
Orduda zorunlu askerlik hizmetini yapan bir askersiniz.
Fakir bir ailenin 30 yaşındaki oğlusunuz. Üniversiteye gidemediniz.
Nijeryalı yasadışı bir göçmensiniz.
24 yaşında Afganistanlı bir mültecisiniz.
16 yaşında göçmen bir ailenin oğlusunuz ve aileniz yaşadığınız ülkenin ana
Amerikan’nın Kıbrıs Büyükelçisinin kızısınız.
dilini bilmiyor.
Şu an iktidarda olan bir siyasi partinin gençlik kolları başkanısınız.
İnşaatta çalışan bir göçmen işçisiniz ve memleketinizdeki ailenize para
gönderiyorsunuz.
Kıbrıs’ta bir gece kulübünde fahişe olarak çalışan Moldovyalı genç bir
kadınsınız.
Çocuklarını bırakmak zorunda kalmış ve şu an Kıbrıs’ta bir hizmetçi
olarak çalışan 45 yaşında Filipinli bir kadınsınız.
Ailesi tarafından bir adamla evlenmek zorlanan 40 yaşında bir lezbiyensiniz.
Ayakkabı üreten bir fabrikadan emekli işçisiniz.
Büyük şehirlerden uzak bir köydeki çiftçinin 16 yaşındaki oğlusunuz.
60 yaşında bir annesiniz. 14 yaşındayken evelenmek zorunda bırakıldınız.
Her zaman ev hanımıydınız.
26 yaşında gay bir adamsınız. Partnerinize aşıksınız ve hayatınızın geriye
kalan kısmını onunla paylaşmak istiyorsunuz.
İşsiz, alkolik, öfkeli bir adamın karısısınız.
40 yaşında sağır ve dilsiz bir kişisiniz.
İşsiz, alkolik, öfkeli bir adamın oğlusunuz.
Sadece tekerlekli sandalye ile hareket edebilen engelli bir genç kadınsınız.
27 yaşında evsiz bir genç adamsınız.
Büyük şehirlerden uzak bir köydeki çiftçinin 16 yaşındaki kızısınız.
Aile şirketi iflas ettiğinde tüm varlığını kaybetmiş bir ailesi olan 20
yaşında genç bir adamsınız.
23 yaşında kör bir genç adamsınız.
24 yaşında transseksüel birisiniz. Doğuştan vajinanız var ama asla bir
kadın gibi hissetmediniz.
* Uyarlanan kaynak: “Adım İleri Çık”, Gençlerle İnsan Hakları Eğitimi El Kitabı, Avrupa Konseyi.
Sayfa 69
Stereotiplerimizi Keşfetme*
Genel Bakış:
İnsanlar birçok yönden tamamen farklı olabilir ve yaş, cinsiyet, fiziksel özellikler, kişilik, cinsel yönelim, inançlar, etnik köken, dil, yaşam standartlarına göre tanımlanabilirler. Pozitif barış, bu farklılıkları
bakmaksızın herkes için sosyal, ekonomik ve siyasi adaleti gerektirir. Ancak, stereotipler/klişeler (belli
bir grubun üyeleri hakkında genellemeler) önyargılara (bu genellemelere dayanarak bir grubun üyelerine yönelik yanlı tavırlara) ve ayrımcılığa (önyargıya dayalı olarak bu grubun üyelerine yönelik olumsuz
eylemlere) neden olup, sosyal, ekonomik ve siyasi adalet için ciddi engeller teşkil ederler.
Bu nedenle, stereotiplerin farkında olmak ve bunları ortadan kaldırmak Barış Eğitimi’nin önemli bir
parçasıdır. Stereotipler, belli bir gruba ait olan insanlar arasındaki kişisel farklılıkları gözardı eder
(örneğin; bir etknik/dini grup, mülteciler, engelliler, gayler/lezbiyenler, kadınlar, kırsal alanda yaşayan
insanlar vs). Stereotipler, ayrıca bir kişinin kimliğinin sadece bir etiketle değerlendirilemeyeceği
gerçeğini de görmezlikten gelir. Bir kişinin kimliğinin (‘ben kimim?’ sorusuna yanıt) birçok farklı yönü
vardır, mesela (bazılarını belirtelim):
•
•
•
•
•
•
Yaşamda oynadığınız roller (kız evlat/erkek evlat, kız kardeş/erkek kardeş, anne/baba, öğrenci vs.);
Mesleğiniz;
Seçebileceğiniz özellikleriniz (örneğin giyim tarzınız, yaşam şekliniz, hoşlandığınız müzik tarzı,
desteklediğiniz siyasi parti, hobileriniz vs.);
Doğduğunuz, şu an yaşadığınız yer;
Cinsiyetiniz, toplumsal cinsiyetiniz, cinsel eğiliminiz;
Dininiz.
•
İnsanları bir etikete, sadece kimliklerinin bir unsuruna göre değerlendirmek ve bu etkiket altında katagorize ettiğiniz tüm insanların aynı olduğunu ve belli bir tür muamaleyi hak ettiğini farzetmek, insan
haklarının ve adaletin ihlalidir.
Amaç:
•
•
Klişelerin ve bunların nasıl önyargıya ve ayrımcılığa yol açtığının fark edilmesini ve anlaşılmasını
sağlamak.
Çeşitliliği bir değer olarak kabul edip, sadece hoşgörüyü değil, sosyal içermeyi teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
•
Farklı görünen insanların magazin resimleri (farklı etknik gruplar/meslekler/cinsiyet, engelliler,
mülteciler vs). Bu fotoğrafları kesip, altında geniş bir boşluk bırakarak bir kağıt üzerine
yapıştırmanız gerekecek. Katılımcıların sayısı resme/kağıda ihtiyacınız olacak.
Karatahta/beyaztahta ve markerler
Herkes için kalem
Süre:
•
60 dakika
Sayfa 70
Talimatlar:
1 Katılımcıların daire şeklinde oturmalarını isteyin ve herkese bir kağıt dağıtın. Eğer çok fazla
katılımcı varsa, gruplar halinde çalışmalarını isteyebilirsiniz. Her kişiye resimli bir kağıt dağıtın.
2 Resme bakmalarını ve sayfanın alt kısmına ilk izlenimlerini yazmalarını isteyin. Ardından
yazdıklarını gizlemek için sayfayı aşağıdan yukarıya çevirip, kağıdı bir sonraki kişiye geçirecekler.
3 Katılımcılar, ikinci resme bakacak ve izlenimlerini yazacak, sayfayı yukarıya çevirip bir sonraki
kişiye verecekler. Herkes, tüm resimlerle ilgili yorumda bulunana kadar bu tekrar edecek.
4 Şimdi kağıtları açın ve her resimle ilgili farklı izlenimleri okuyun. Her resim için anahtar izlenimleri
tahtaya yazın.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Katılımcılara, farklı katılımcıların değişik resimlerle iligli ilk izlenimlerine baktıklarında
düşündüklerini ve hissetiklerini sorun.
2 İnsanların izlenimlerinin benzer/farklı yönlerini tartışın. Bazı resimlerle ilgili izlenimlerdeki
benzerlikler daha mı fazlaydı?
3 Çok az gerçek bilgiye dayanan varsayımlar ve klişeler, ilk izlenimlerini nasıl şekillendirdi?
4 Resimlerdeki gruplarla igili klişeler gibi toplumunuzda bu gruplara karşı önyarıya ve ayrımcılığa
yol açan bazı gerçek yaşam örnekleri nelerdir?
5 Katılımcılara kendilerinin kimliklerinin bir ya da daha fazla unsuruna yönelik klişelere ve
önyargılara dayalı bir ayrımcılık hisssetmiş olup olmadıklarını sorun.
Kolaylaştırıcılar için not:
Bu alıştırma, resimlerdeki temsil edilen gruplar ve ele alınan stereotipler çalıştayın yapıldığı toplumla
ilgili olması halinde daha fazla faydalı olacaktır. Ancak, en çok önem gösterilmesi gereken şey hiçbir
katılımcının tartışma sırasında yargılandığını ya da ayrımcılığa uğradığını hissetmemesidir. Bu, özellikle
bir ya da daha fazla katılımcının kendisini tarif edilen gruplardan birine ait olarak nitelendirmesi halinde
önem arz edebilir (bu bizim için ya da katılımcılar için göze çarpan birşey olabilir ya da olmayabilir). Bu,
bu tür gruplar hakkında tartışmadan kaçınılması gerektiği anlamına gelmez, çünkü ayrımcılığa uğramış
grubun bir üyesinin yaşadığı ayrımcılığı anlatması diğer katılımcılar açısından çok değerli bir empatikurma deneyimi olabilir. Ancak, çalıştay yöneticisinin önceliği gruptaki herkesin güvende ve değerli
hissetmesini sağlamak olmalıdır.
* Alıntı: “Adım İleri Çık”, Gençlerle İnsan Hakları Eğitimi El Kitabı, Avrupa Konseyi.
Sayfa 71
Resimlerdeki Stereotipler *
Genel Bakış:
İnsanlar birçok yönden tamamen farklı olabilirler ve yaş, cinsiyet, fiziksel özellikler, kişilik, cinsel yönelim,
inançlar, lisan, etnik köken, dil, yaşam standartlarına göre tanımlanabilirler. Pozitif barış, bu farklılıklara
bakmaksızın herkes için sosyal, ekonomik ve siyasi adaleti gerektirir. Ancak, steretoipler (belli bir grubun
üyeleri hakkında genellemeler) önyargılara (bu genellemelere dayanarak bir grubun üyelerine yönelik
yanlı tavırlara) ve ayrımcılığa (önyargıya dayalı olarak bu grubun üyelerine yönelik olumsuz eylemlere)
neden olup, sosyal, ekonomik ve siyasi adalet için ciddi engeller teşkil ederler.
Bu nedenle, stereotiplerin farkında olmak ve bunları ortadan kaldırmak Barış Eğitimi’nin önemli bir
parçasıdır. Bu alıştırma, eğlenceli ve yaratıcı bir aktiviteyle stereotipleri ve önyargıları ele almayı ve
sorgulamayı hedefliyor.
Amaç:
•
•
•
Stereotiplerin ve bunların nasıl önyargıya ve ayrımcılığa yol açtığının fark edilmesini ve
anlaşılmasını sağlamak.
Stereotipleri sorgulamak, eleştirisel düşünceyi teşvik etmek.
Yaratıcılığı ve kendini ifade etmeyi teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
•
•
Toplumda stereotipleri çağrıştıran kelimelerin bir listesi (Muslüman, ırkçılık, homoseksüel,
yerleşik, çingene, mülteci, kilise, Yunan, seks çalışanı, sivil toplum, engelliler, vs.)
Kağıt ve kalemler
Büyük kağıtlar ya da beyaztahta/karatahta ve markerler
Resimleri görülebilecek bir yere yapıştırmak için bant veya raptiye
Süre:
•
60-90 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcıların, 3-4 kişiden oluşan gruplar oluşturmalarını ve gruplar birbirine çok yakın olmaycak
bir şekilde oturmalarını isteyin.
2 Her ekibe, birçok sayıda kağıt ve kalemler verin.
3 Her gruptan bir kişiyi çağırın ve onlara bir kelime verin.
4 Katılımcılar kendi gruplarına dönerek, bu kelimeyi çizmeye ve grubun diğer üyeleri de bu
kelimenin ne olduğunu tahmin etmeye çalışacaklar. Konuşmalarına izin verilmez, sadece şekilller
çizebilirler, sayı ya da kelime kullanılamaz.
5 Ekip üyeleri sadece tahminlerini söylemek için konuşabilirler. Kelime doğru tahmin edildiğinde,
ekip bağıracaktır ve ilk bağıran ekip bu turun kazananı olacaktır.
6 Her tur için tahtada puanlama yapın.
7 Her turdan sonra, çizim yapan kişi resim üzerine doğru kelimeyi yazmalıdır.
8 Her tur farklı bir üye kelimeyi almak için gelecek ve çizimini yapacaktır.
9 Ele almak istediğiniz tüm kelimeler bittikten sonra, resimleri duvara yapıştırın, böylelikle her
kelime için farklı şekiller ve yorumlamalar kıyaslanabilsin.
Sayfa 72
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Çizim yapanlar benzer mi yoksa farklı şekiller mi çizdiler?
2 Ekipler için hangi kelimeleri tahmin etmek zordu? Neden? Çizenler ve diğer üyeler bu kelime
hakkında farklı stereotiplere mi sahipler?
3 Çizilen herhangi bir kelimeyle ilgili öne çıkan herhangi bir stereotipi söyleyebilir misiniz?
4 Bu şekillerin ve stereotiplerin gerçek hayattaki etkileri nedir?
* Uyarlanan kaynak: ‘Cultionary,’ Tamamen Farklı –Tamamen Aynı Eğitim Paketi, Avrupa Konseyi.
Sayfa 73
Kendimin Çemberleri*
Genel Bakış:
Stereotiplerin farkında olmak ve bunları ortadan kaldırmak Barış Eğitimi’nin önemli bir parçasıdır.
Stereotipler, belli bir gruba ait olan insanlar arasındaki kişisel farklılıkları gözardı eder (örneğin; bir
etknik/dini grup, mülteciler, engelliler, gayler/lezbiyenler, kadınlar, kırsal alanda yaşayan insanlar vs).
Stereotipler, ayrıca bir kişinin kimliğinin sadece bir etiketle değerlendirilemeyeceği gerçeğini de
görmezlikten gelir. Bir kişinin kimliğinin (‘ben kimim?’ sorusuna yanıt) birçok farklı yönü vardır, mesela
(bazılarını belirtelim):
•
•
•
•
•
•
Yaşamda oynadığınız roller (kız evlat/erkek evlat, kız kardeş/erkek kardeş, anne/baba, öğrenci vs.);
Mesleğiniz;
Seçebileceğiniz özellikleriniz (örneğin giyim tarzınız, yaşam şekliniz, hoşlandığınız müzik tarzı,
desteklediğiniz siyasi parti, hobileriniz vs.);
Doğduğunuz, şu an yaşadığınız yer;
Cinsiyetiniz, toplumsal cinsiyetiniz, cinsel eğiliminiz;
Dininiz.
İnsanları bir etikete, sadece kimliklerinin bir unsuruna göre değerlendirmek ve bu etkiket altında
katagorize ettiğiniz tüm insanların aynı olduğunu ve belli bir tür muamaleyi hak ettiğini farzetmek,
insan haklarının ve adaletin ihlalidir.
Bu alıştırma, katılımcıları kendi tecrübelerinden ve maruz kaldıkları stereotip ve önyargılardan başlayarak,
stereotipleri fark etmeye teşvik eder.
Amaç:
•
•
•
Kimliğin öz tanımını sağlamak.
Stereotipleri sorgulamak, eleştirisel düşünceyi teşvik etmek.
Ayrımcılığa uğramış kişilerle empati kurmayı sağlamak, hoşgörü ve çeşitliliğe saygıyı artırmak.
Materyaller:
•
•
Karatahta/beyaztahta ve markerler
Herkes için kağıt ve kalem
Süre:
•
40-60 dakika
Talimatlar:
1 Aşağıdaki şekli tahtaya çiziniz ve katılımcıların benzer bir şekli kağıtlarına çizmesini isteyiniz.
İsimlerini ortadaki çembere yerleştireceker ve kimliklerinin önemli addettikleri yönlerini—onları
tarif eden belirleyiciler/tanımlayıcılar/etiketler (örneğin kadın, anne, aktivist, Kıbrıslı, öğretmen
Sayfa 74
vs.)—çevresindeki çemberlere yerleştirecekler.
2 Katılımcıların iki olay/anekdot düşünmelerini isteyin: (1) Belirttikleri tanımlayıcılardan biriyle
tanımlandıklarında gurur duydukları ve (2) bu etkiketlerden biriyle tanımlandıklarında zor
durumda hissettikleri.
3 Katılımcılardan ayrıca belirttikleri tanımlayıcılardan biriyle bağdaşlaştırılan ama aslında kendi
kimliklerini yansıtmayan bir veya iki stereotipi yazmalarını isteyin. Örneğin yazmış olduğum
tanımlayıcılardan biri Kıbrıslı Türk olmak ise, ‘ben bir Kıbrıslı Türküm ama Müslüman değilim’
diyebilirsiniz. Ya da Müslüman olmak yazdığım tanımlayıclardan biriyse, ‘Ben bir Müslümanım
ama aşırı tutucu bir kişi değilim’ diyebilirsiniz. Aşağıdaki cümleleri doldurmalıdırlar:
Ben (bir) …......im, ama ben (bir) ……………. değilim.
4 Kendi kimlikleriyle iligli belirttikleri stereotipleri paylaşmalarını isteyiniz. Bunlar, düşündükleri
anekdotlarla bağlantılı mı?
5 Kendi kimliklerinin farklı yönleriyle ilgili olumlu ya da olumsuz anekdotları paylaşmak istyen
gönüllü olup olmadığını sorun.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Diğer katılımcıların maruz kaldığını ifade ettiği herhangi bir stereotipe sahip miydiniz? Bu
stereotipleriniz nasıl oluştu?
2 Paylaştığınız ve duyduğunuz tercübelere dayanarak, sizin toplumunuzda şu an var olan bazı
önemli klişeler nelerdir?
3 Bu stereotipler ne tür ayrımcılığa neden oluyorlar? İnsan hakları ve sosyal adaletle nasıl ilişkilidirler?
4 Stereotipleri, önyargıları ve ayrımcılığı ortadan kaldırmak için ne yapılabilir?
* Uyarlanan kaynak: Paul C. Gorski’nin ‘Kendimin Çemberleri’ Faaliyeti, Çok Kültürlü Eğitim ve İnternet, http://www.mhhe.com/socscience/education/
multi_new.
Sayfa 75
Eğitime Erişim*
Genel Bakış:
Barış, sadece şiddetsizliğin ya da savaşın olmayışı demek değildir; barış, her türlü adaletsizliğin yok
edilmesini gerektirir ve temel insan haklarının ihlal edildiği bir toplumda var olamaz. Pozitif barış,
toplum, ülke ve genel olarak dünyadaki herkes ve hatta gelecek nesiller için sosyal, ekonomik ve siyasi
adalet gerektirir.
Bu alıştırma, çeşitli dezavantajlı grupların eğitime erişim konularına ışık tutuyor.
Amaç:
•
•
•
Dezavantajlı gruplarla empati kurmak.
Eğitimde dezavantajlı gruplar için erişim konuları hakkında farkındalık yaratmak.
Engelli insanlar dahil dezavantajlı gruplara eşit hakların sağlanması için sorumluluk ve eylemde
bulunma duygusunu teşvik etmek.
Materyaller:
•
Her biri farklı bir kağıt üzerinde 3 senaryo (aşağıya bakınız)
Süre:
•
90 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcılara 3 gruba ayrılmalarını söyleyin. Sandalye ya da yerde oturup rahat etmelerini isteyin.
2 Her gruba bir senaryo verin. Bir kaç dakika için gözlerini kapatmalarını ve kendilerini bu
senaryodaki ebeveynlerin yerine koymalarını isteyin.
3 Aşağıdaki klavuz soruları takip etmelerini isteyin:
-
-
-
-
Oğlunuzun ayrımcılığa uğrayabileceğini düşünüyor musunuz? Okulda ya da çevrede arkadaşları tarafından dışlanacak mıdır?
Bu durumlarda oğlunuzun nasıl hissedeceğini düşünüyorsunuz?
Oğlunuza bu sorunların üstesinden gelmesi için nasıl yardımcı olursunuz?
Dezavantajlı bir gruba ait bir oğlunuzun olması kendinizi nasıl hissettiriyor?
4 Herkese bu sorular üzerinde kişisel olarak düşünmeleri için biraz zaman tanıdıktan sonra, her
grup kendi arasında tartışır. Kendi gruplarında tartışmayı ve paylaşımı bitirdikten sonra, her grup
senaryosunu ve kendi aralarındaki tartışmada ortaya çıkan ana unsurları büyük gruba sunar.
5 Katılımcıların, sınıflarındaki dezavantajlı bir çocuk hakkında düşünmelerini ve onunla ilgili kendi
deneyimlerini paylaşmalarını isteyin. Bu çocuk ne tür sorunlarla karşılaştı? Bu durumu hafifletmek
ve bu çocuğun haklarını korumak için siz ne yaptınız?
Bilgilendirme ve değerlendirme:
Aşağıdaki soruları bu büyük grupla tartışın.
1 Alıştırma hakkında genel olarak ne hissettiniz?
2 Sınıfınızda ya da okulunuzda dezavantajlı çocukları ve onların karşılaştığı sorunları düşünebiliyor
Sayfa 76
musunuz? Şimdi öncesine kıyasla, daha fazla farkında olacak mısınız?
3 Başka çocuklar, okul, ebeveynleri, ya da sistem tarafından hakları ihlal edilen dezavantajlı bir
çocuk gördüğünüzde tepki verecek misniz?
4 Bu çocukları, onların etkili bir şekilde eğitime erişimleri ve kendi haklarını savunmaları için nasıl
güçlendirebilirsiniz?
Senaryolar:
15 yıldır evlisiniz ve 12 yaşında bir oğulunuz var. Eşiniz Dışişleri Bakanlığı’nda çalışıyor ve
eşinizin işi nedeniyle, sizin 4 yıllık bir süre için yurtdışına yerleşmeniz ve orda yaşamanız
gerekiyor. Oğlunuz bu yeni ülkede okula başlayacak.
Eşiniz ve 12 yaşındaki oğlunuzla talihsiz bir kaza geçirdiniz. Tüm müdahalelerin ardından,
oğlunuzun yaşamının geri kalanında tekerlekli sandalye kullanması gerekeceğini
öğreniyorsunuz. Oğlunuz daha önce gittiği okula gitmeye devam edecek.
Oğlunuz orta okula başlıyor. Ancak, ekonomik sıkıntılardan dolayı ayrıca para kazanmak
için çalışması gerekiyor. Okuldan önce 2 saat ve okuldan sonra 4 saat işlemelidir. Geriye
kalan zamanı okul, evde ders çalışma ve uyumakla geçecek.
* LİFE Projesi çerçevesinde Efsun Cambaz tarafından hazırlandı.
Sayfa 77
Dil Ders Kitaplarında Klişeler *
Genel Bakış:
Stereotipler (belli bir grubun üyeleri hakkında genellemeler) önyargılara (bu genellemelere dayanarak
bir grubun üyelerine yönelik yanlı tavırlara) ve ayrımcılığa (önyargıya dayalı olarak bu grubun
üyelerine yönelik olumsuz eylemlere) neden olup, sosyal, ekonomik ve siyasi adalet için ciddi engeller
teşkil ederler. Bu nedenle, stereotipleri fark etmek, bunları anlamaya ve ortadan kaldırmaya çalışmak
Barış Eğitimi’nin önemli bir unsurudur.
Bu alıştırma, dil öğretmenlerini ve öğretmen adaylarını hedefler ve dil ders kitaplarında stereotip
kavramını inceler.
Amaç:
•
•
•
•
Stereotipler ve önyargılar hakkında farkındalık yaratmak.
Sınıfta öğrenciler arasında anlayışı ve empatiyi geliştirmek.
Kitapların içerdiği stereotipler ve bunların öğrencilerin üstündeki etkisiyle ilgili olarak öğretmenler
arasında farkındalık yaratmak.
Kitaplar hakkında eleştirisel düşünceyi ve eleştirsel yaklaşımı teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
•
Karatahta/beyaztahta ve markerler
Herkes için kağıt ve tükenmez/kalem
Her katılımcı için dil ders kitabının bir örnek sayfasının nüshası
Time:
•
90 dakika
Talimatlar:
1 Herkesin bir parça kağıdı ve tükenmezi/kalemi olduğundan emin olun. Katılımcıların bir kaç
dakikalığına gözlerini kapatmasını ve akıllarını boşatmasını isteyin.
2 Katılımcıların sayfalarına 1’den 10’a kadar numaralandırarak bir liste yapmasını isteyin.
3 Tahtaya bir kelime yazacaksınız ve katılımcıların bu kelimeyi düşündükleri zaman akıllarına gelen
ilk şeyi yazmalarını isteyeceksiniz. Örneğin, siz ‘erkek’ yazın, onlar karşılığında ‘baskın’ yazsın.
Yazdıkları şey listelerinde 1. numaraya konur. Sonra yanıtlayacakları başka bir kelime yazarsınız ve
bu devam eder. Söylediğiniz kelimeler, grupla ve ele almak istediğiniz klişelerle ve önyargılarla
ilgili olmalıdır.
4 10 kelimeden sonra, katılımcılara yanıtlarını sorunuz. Aşağıdakilerini tartışınız:
• Bu yanıtları neden verdiğinizi düşünüyorsunuz?
• Başkaları da aynı yanıtları verdi mi?
• Bu yanıtlar, olumlu mu yoksa olumsuz anlamlar mı taşıyor?
5 Şimdi katılımcılarla bazı anahtar kelimelerin—stereotipler, önyargı, ayrımcılık—üzerinden
gidebilirsiniz.
6 Gruba, şimdi diğer kültürlerle ilgili bazı stereotiplerimizi sunmuş olup olmayacağını görmek
amacıyla bir dil kitabı örneğine bakacağınızı söyleyin.
7 Her katılımcıya örnek sayfanın bir nüshasını verin ve ‘okuma ve konuşma’ (‘reading and speaking’)
bölümüne odaklanmalarını isteyin.
Sayfa 78
8 Katılımcılara alıştırmayı yapmak için 5 dakika verin.
9 Bu alıştırmanın hedefinin ne olduğunu düşünüyorlar? Kendi sınıflarında bunu nasıl
uygulayabilecekler? Başka ders kitaplarında gördükleri benzer örneklerleri düşünebiliyorlar mı?
Sayfa 79
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1
2
3
4
Bu tür alıştırmalar farklı kültürlere karşı öğrencilerin değerlerini ve tutumlarını nasıl etkiliyor?
Çok kültürlü sınıflardaki öğrencilerin ilişkilerinin nasıl etkileyebilirler?
Stereotipleri nasıl ediniriz?
Bu stereotiplerde herhangi bir sorun var mı? Farklı insanlara karşı değerlerimizi ve tutumlarımızı
nasıl etkiliyorlar?
5 Öğretmenler olarak bu stereotipleri ortadan kaldırmak için ne yapabilirsiniz?
* LIFE Projesi çerçevesinde Ayse Hadımcı tarafından hazırlanmıştır.
Sayfa 80
Toplumsal Cinsiyet Stereotiplerini Keşfetmek*
Genel Bakış:
Doğduğumuz günden itibaren, doğmuş olduğumuz anatomiye bağlı olarak, toplum (aile, okullar,
medya, vs.) bizi belli bir kimlik—ilk ‘oğlan’ ya da ‘kız,’ sonra ‘erkek’ ve ‘kadın’—edinmeye ve bunarla
ilişkilendirilmiş rolleri, becerileri, değerleri, tavırları, davranışları, yaşam şekillerini kabul etmeye zorlar.
Bu, bireylerin kendilerini özgürce geliştirmelerini ve gerçekten kimseler o olma özgürlüklerini elinden
alır. Bu, özü itibarıyla en temel insan haklarının ihlalidir: “Bütün insanlar, onur ve hakları yönünden eşit
ve özgür doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler…” (İHEB, Madde 1).
Not: Bu alıştırmayı, ayrıca etnik ve diğer stereotipleri ele almak ve sorgulamak için uyarlayabilirsiniz. Farklı
toplumları farklı gruplara (örneğin Kıbrıslı Türkler bir grupta, Kıbrıslı Rumlar başka grupta gibi) yerleştirin
ve her grubun ‘öteki’ ile ilgili klişelerini büyük kağıtlara yazmalarınıve sonra da tüm gruba sunmalarını
isteyin; bu, farklı grupların birbirleriyle ilgili stereotiplerini ortaya çıkarmak ve bu stereotipleri sorgulamak
için iyi bir alıştırmadır.
Amaç:
•
•
•
•
•
Toplumsal cinsiyete dayalı stereotipler, önyargılar ve yanılgıları anlamayı teşvik etmek.
Kendi toplumsal cinsiyete dayalı stereotiplerimiz ve önyargılarımız hakkında farkındalık yaratmak.
Toplumsal cinsiyet rolleri ve beklentilerinin toplum tarafından şekillendirilmesi ve bunların
hayatlarımızdaki etkileri ile ilgili farkındalık yaratmak.
Eleştirisel düşünceyi teşvik etmek.
Genel olarak kabul gören toplumsal cinsiyet normlarından sapmalara yönelik saygıyı teşvik
etmek.
Materyaller:
•
Kağıt tahtası sayfaları ve markerler
Süre:
•
60 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcıları 3-4 gruba ayrın. Bunu açık bir şekilde yapmayın, fakat mümkünse hem karışık hem
de sadece erkeklerden ve kadınlardan oluşan gruplar oluşmasına dikkat edin.
2 Her gruba iki kağıt verin ve iki ayrı kağıt üzerine bir oğlanın/adamın ve bir kızın/kadının resmini
çizmelerini isteyin. Bu iki farklı grupla iligli mümkün olduğunca fazla özellik dahil etmelerini
isteyin. Bazı detayları kelimelerle de not edebilirler (örneğin iş, karakter özellikleri, vs.). Bu 10-15
dakika almalıdır.
3 Her grup, tüm gruba kendi resimleri hakkında sunuş yapsın ve konuşsun.
4 Şunuşların ardından, tüm resimleri, oğlan/adam ve kız/kadın resimlerini birlikte gruplandırarak,
katılımcıların görebileceği bir duvarın üzerine asın.
5 Katılımcıların resimlere bakıp, görebildikleri ortak eyilimleri tanımlamalarını isteyin. Yanıt vermek
isteyen gönüllü var mı diye sorun. Ayrıca ortaya çıkan ana özellikleri iki farklı kolon altında tahtaya
Sayfa 81
yazabilirsiniz.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Katılımcılara, tanımlandıkları özelliklerin cinsiyetle mi toplusam cinsiyetle mi ilgili olduğunu
sorun. Bu özelliklerin hangileri doğuştan, hangileri sonradan kazanılmıştır? Eğer bu sizin, grupla
toplumsal cinsiyet üzerine ilk çalışmaznızsa aşağıdaki kıyaslamaları açıklayın.
Cinsiyet, biyolojiktir, anatomiye dayalıdır (dış cinsel organ, kromozomlar, iç üreme sitemi). Cinsiyet
kavramları, erkek, dişi, transseksüel, interseks.
Toplumsal cinsiyet, sosyal olarak inşa edilmiştir. Doğan kişinin anatomisine dayanarak, bu kişi toplum
tarafından iki kalıptan—‘kadınlık’ ya da ‘erkeklik’—birine zorlanır ve bu cinsiyet rollerine ve bu rollerin
her biriyle ilişkilendirilen ‘kadınsı’ (feminen) ya da ‘erkeksi’ (maskülen) özelliklere göre yaşaması beklenir.
Adam, kadın, transgender, erkeksi, kadınsı, ve kuir kavramları toplumsal cinsiyetle ilişkilidir. Toplumsal
cinsiyet rolleri, zaman ve yere göre değişebilir.
Bu belirtilen özellikler—yazıda ya da çizimde—genellikle toplumsal cinsiyete dayalı stereotipleri
yansıtır. Katılımcılar bunu belirtmezse siz buna dikkat çekin. 2 Toplumsal cinsiyet rollerinin ve beklentilerinin kendi hayatları, ilişkileri, değerleri ve stereotipleri
üzerindeki etkilerini görebiliyorlar mı?
3 Bu imajların değiştirilebileceğini düşünüyorlar mı? Nasıl?
4 Bu alıştırmayı başka bir ülkede ya da kültürde yapmış olsalardı, ortaya çıkardıkları imajlar ne kadar
benzer olacaktı?
* Uyarlanan kaynak: Toplumsal Cinsiyet Farkındalık ve Hassasiyet Uygulamaları: Eğitim Kaynağı Paketi, UNNATI.
Sayfa 82
Toplumsal Cinsiyet ve Ayrımcılık *
Genel Bakış:
Doğduğumuz günden itibaren, doğmuş olduğumuz anatomiye bağlı olarak, toplum (aile, okullar,
medya, vs.) bizi belli bir kimlik—ilk ‘oğlan’ ya da ‘kız,’ sonra ‘erkek’ ve ‘kadın’—ve bunarla ilişkilendirilmiş
rolleri, becerileri, değerleri, tavırları, davranışları, yaşam şekilleri edinmeye zorlar. Bazılarımız ‘kadınsı’
bazılarımız da ‘erkeksi’, dolayısıyla kızlar/kadınlar ve oğlanlar/erkekler için ayrı ayrı kabul edilebilir
özellikleri dikkate alarak sosyalleşiriz. Bununla birlikte, ataerkil toplumlar, ‘erkeksi’ olarak düşünülen
özellikleri daha olumlu, makbul ve değerli addettiği için toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığın ve
eşitsizliğin temelini kurarlar.
Amaç:
•
•
Bazı özellikleri ‘erkeksi’ bazılarını da ‘kadınsı’ kabul etmek üzere nasıl sosyalleştiğimiz konsunda
farkındalık yaratmak.
‘Erkeksi’ özelliklerin nasıl daha olumlu/değerli/istenilen olduğu ve bunun nasıl ayrımcılığa ve
toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliğe yol açtığı konsunda farkındalığı ve anlayışı sağlamak.
Materyaller:
•
•
•
Bir dizi kart (aşağıya bakınız)
A ve B çalışma sayfaları (aşağıya bakınız)
Çalışma sayfalarını duvara/tahtaya koymak için yapıştırıcı bantlar ya da raptiyeler.
Süre:
•
60 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcıları iki gruba bölün ve sınıfın farklı köşelerinde oturmalarını isteyin. Eğer tüm sınıf 14-15
kişiden fazla ise, katılımcıların, her grupta 5-6 kişiden fazla olmayacak şekilde, 4 grup oluşturmasını
isteyin ve grupların ikisini A grubu, diğer ikisini B grubu yapın (aşağıya bakınız).
2 Her gruba bir dizi kart (karşıt kelimelerin bulunduğunun belli olmaması için iyice karıştırın ki) ve
bir çalışma sayfası verin. Bir grup, A çalışma kağıdını, diğer grup da B çalışma sayfasını alacak.
Böylelikle, bir grup kartların üzerindeki sıfatları erkeksi-kadınsı, diğer grup aynı sıfatları değerlideğersiz (olumlu-olumsuz) olarak kategorize edecek. Grupların, bu sıfatları farklı kategorilerde
kategorize ettiğini fark etmemelerini sağlayın. Diğer bir değişle, iki çalışma sayfasının farklı
olduğunu görmemelidirler.
3 Gruplara, kartlar üzerindeki sıfatları, çalışma sayfalarında ait oldukları kolona yerleştirmelerini
söyleyin. Bunun hakkında çok fazla düşünmeden ya da tartışmadan, mümkün olduğunca hızlı
çalışmalıdırlar.
4 Her iki grup bitirdiğinde, çalışma sayfalarını yan yana duvara asın ve katılımcıların bu sonuçlar
üzerinde yorum yapmalarını isteyin.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Katılımcılara sonuçlar hakkında ne düşüdüklerini sorun.
2 Gruplar kategorilerini nasıl açıklıyorlar? Neden bazı özellikleri ‘erkeksi’ bazılarını da ‘kadınsı’ olarak
kategorize ediyoruz?
3 Toplumsal cinsiyet ve toplum tarafından farklı özelliklere verilen değer arasındaki ilişki nedir?
4 ‘Erkeksi’ olduğu farzedilen bu özelliklerin daha fazla olumlu/makul/değerli olarak görülmesinin
Sayfa 83
gerçek hayattaki etkileri nedir?
Sayfa 84
Kart Seti
Bağımlı
Bağımsız
Duygusal
Mantıklı
Öznel/sübjektif
Tarafsız
Boyun eğen
Egemen
Pasif
Aktif
İşletme konusunda kabiliyetsiz
İşletme konusunda kabiliyetli
Yeteneksiz
Yetenekli
Çok fazla tereddüt eden
Hızlı kararlar veren
Hırslı olmayan
Hırslı
Diplomatik
Direkt/tok sözlü
Örnek A Çalışma Sayfası
Erkeksi
Kadınsı
Örnek B Çalışma Sayfası
Olumlu/Hoş
Olumsuz/Hoş Olmayan
* Uyarlanan kaynak: “İyi, Daha İyi, En İyisi” , Toplumsal Cinsiyet Konularında: Gençlerle Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddeti İrdelenmesi hakkında El Kitabı,
Avrupa Konseyi.
Sayfa 85
Stella’nın Hikayesi*
Genel Bakış: Toplumsal cinsiyet, tüm dünyada, klişelerin, önyargının, ayrımcılığın ve şiddetin ana kaynaklarındandır.
Toplumsal cinsiyet normları—toplumunun, toplumsal cinsiyete dayalı olarak (‘oğlan/adam’ ya da ‘kız/
kadın’) bireylere tahsis ettiği ve talep ettiği değerler, beceriler, tutumlar, ve davranışlar—bizim ahkal
anlayışımızı da büyük ölçüde şekillendirir. Bu alıştırma, ahlak ve cinsiyet arasındaki bağı ele almayı ve
eleştirisel düşünceyi ve ahlak anlayışlarımızın öz araştırmasını teşvik etmeyi hedefler.
Amaç:
•
•
•
Kendi ahlaki duruşumuz ve bunu şekillendiren şeylerle ilgili öz farkındalığı geliştirmek.
Sosyal olarak belirlenen toplumsal cinsiyet rolleri ve ahlak arasındaki ilişkiyle iligli farkındalığı
geliştirmek.
Eleştirisel düşünceyi teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
Her katıımcı için Stella’nın hikayesinin bir nüshası
Her katılımcı için tükenmez /kalem
Süre:
•
60-90 dakika
Talimatlar:
1 Her katıkımcıya, Stella’nın hikayesinin bir nüshasını verin. Bireysel olarak hikayeyi okumalarını ve
her karakteri davranışlarına göre (Stella, Vitali, Ralf, Stella’nın annesi, ve Goran) sıralamalarını
isteyin. En kötü şekilde kim hareket etti? İkinci en kötü davranan kişi? Ve devam edin. Bunu
yapmaları için onlara yaklaşık 10 dakika verin.
2 Herkes bireysel sıralamalarını bitirdiğinde, 4-6 kişiden oluşan gruplar oluşturmalarını isteyin. Bu
gruplarda katılımcılar, karakterlerin davranışlarını nasıl algıladıklarını tartışmalı ve grup için ortak
bir sıralama yapmalıdırlar.
3 Yaklaşık 15-20 dakika sonra, grupların büyük gruba kendi sonuçlarını sunmalarını isteyin. Bir
ortak liste oluşturmayı başarabildiler mi? Eğer olşturamadılarsa, neden?
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Grupların sonuçları arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları tartışın. Sıralamalardaki bu farklılıkları
nasıl açıklayabilirsiniz?
2 Katılımcılara bireysel olarak nasıl kendi kararlarını verdiklerini sorun. Neyin kötü, neyin iyi davranış
olduğuna nasıl karar verdiler?
3 Grup sıralamasını yapmak zor muydu? Neden?
4 Bu süreçte kişisel değerlerin rolü neydi? Sıralama sürecinde ektili olan kişisel değerlere nasıl
sahip oldular?
5 Ahlaki ve toplumsal cinsiyetle ilgili değerleri nerden öğreniyoruz?
6 Hikayede belirlenmiş herhangi bir toplumsal cinsiyet rolü ve beklentisini tanımlayabilirler mi?
Yönetici için not: Her sıralamanın açıkça kabul edilebilir olduğu ve katılımcıların savunmalarından
dolayı yargılanmadıkları ya da dışlanmadıkları bir ortam yaratmak gereklidir.
Sayfa 86
Stella’nın Hikayesi
Çok, çok uzaklarda bir yerde güzel bir kız yaşıyor. Nehrin diğer tarafında yaşayan yakışıklı Vitali’yi seviyor. Baharın ilk
zamanlarında korkunç bir sel bütün köprüleri yıkmış ve suda sadece bir bot geriye bırakmıştır. Stella, botun sahibi
Ralf’ın onu nehrin karşı tarafına geçirmesini ister. Ralf kabul eder, ama sadece bir şartla. Stella’nın onunla ilişkiye
girmesinde ısrar eder. Stella’nın aklı karışmıştır. Ne yapacağını bilmez ve tavsiye almak için annesine koşar. Annesi
Stella’nın özel işine karışmak istemediğini söyler. Çaresizlik içinde, Stella, Ralf ile birlikte olur ve daha sonra Ralf onu
nehrin karşısına geçirir. Stella Vitali’ye koşarak onu mutlu bir şekilde kucaklar ve ona olan herşeyi anlatır. Vitali, onu
kabaca iter ve Stella göz yaşları içinde kaçar. Vitali’nin evinin yakınlarında, Stella Vitali’nin en iyi arkadaşı Goran’la
karşılaşır. Ona herşeyi anlatır. Goran, Stella’ya yapmış olduklarından dolayı Vitali’ye vurur ve Stella ile uzaklaşır…
* Uyarlanan kaynak: “Stella”, Toplumsal Cinsiyet Konuları: Gençlerle Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddeti İrdeleyen El Kitabı, Avrupa Konseyi.
Sayfa 87
Güvenli Ortamlar *
Genel Bakış:
Yaşamın ilk günlerinden başlayarak, toplum, insanları belli cinsiyet rollerine zorlar; örneğin erkek
bebeklerine mavi, kız bebeklerine pembe giydirilir. Bu belirlenen rollere uymayan herkes, erkek ya da
kadın, ayrımcılığa uğrar. LGBTQ (lesbiyen, gay, biseksüel, transseksüel/transgender ve kuir) bireylerin
karşı karşıya kaldığı ayrımcılık, bunun rahatsız edici bir örneğidir ve insan haklarının ihlalidir.
Amaç:
•
•
Cinsel eğilime dayanan ayrımcılık ve şiddetle ilgili farkındalık yaratmak.
Empatiyi, hoşgörüyü, saygıyı, sosyal içermeyi teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
•
Katılımcıların hareket edebileceği ve oturabileceği geniş, boş bir duvar alanı.
Üzerinde ‘OLDUKÇA GÜVENLİ’, ‘BELİRSİZ’ ve ‘OLDUKÇA GÜVENSİZ’ kelimelerinin yazılı oluğu farklı
renklerde üç büyük kağıt.
‘BELİRSİZ’ olan ortada olmak kaydıyla bu kağıtları, aralarında geniş boşluklar bırakarak boş duvara
asın ki katılımcılar bu kelimelerin altında her yönde hareket edebilsin ve oturabilsin.
Süre:
•
40-60 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcılara, bu odanın bir ucu ‘oldukça güvenli’, ortası ‘belirsiz’ ve diğer ucu ‘oldukça güvensiz’
olan kocaman bir düşünce ölçeği olduğunu hayal etmelerini söyleyin.
2 Aşağıda belirtilen farklı yerlerde ‘out’ olmanın (yani cinsel eğilimleri ya da toplumsal cinsiyet
kimlikleri hakkında açık olmanın) LGBTQ bireyler için ne kadar güvenli olduğunu düşünmelerini
isteyin:
• Bir gay ya da lezbiyen barda,
• Okulda bir sınıf tartışması sırasında,
• Sahneden homofobik sloganların atıldığı bir konserde,
• Ebeveynleri ile bir sohbette,
• Şehir parkında,
• Irkçı ve homofobik konuşmaların yapıldığı okuldaki bir tartışma sırasında,
• Bir iş yerinde,
• Yerel bir eczanede prezervatif isterken,
• Bulumduğunuz çalıştayda/sınıfta/kampta.
3 Her yeri söyledikten sonra, katılımcıların o ortamın ne kadar güvenli olacağını düşünmeleri ve
ilgili kağıdın altına gitmeleri için fırsat tanıyın.
4 Herkes yerine geçtikten sonra, katılımcıların tepkilerini açıklamalarını isteyin. Diğerlerinin
yanıtlarının yargılamadan kendi görüşlerini açıklamaya çalışmalıdırlar. Katılımcıları, seçtikleri
pozisyonun altında yatan tecrübelerden veya kanıta dayalı argumanlardan bahsetmeleri için
teşvik edin.
5 Yukarıdaki ortamlarda ne kadar güvenli hissedeceklerini sorduktan sonra, o an bulundukları
ortamda—sınıf, çalıştay, program, kamp vs.—nasıl hissedeceklerini sormak, ortamın LGBTQ’lar ve
tüm farklılıklarına rağmen herkes için güvenli güvenli/güvensiz kılınmasında kendi rollerini
düşünmelerini teşvik etmeye yönelik etkili bir araç olabilir.
Sayfa 88
Bilgilendirme ve Değerlendirme:
1 Katılımcıların bir daire şeklinde oturmalarını ve duygularına konsantre olmalarını isteyin: alıştırma
ve sonuçları hakkında ne hissetiler?
2 Değişik ortamların ‘out’ olan LGBTQ bireyler için ne kadar güvenli olduğu konusunda neden farklı
algılarımız var?
3 Neden LGBTQ bireyler için her günkü ortamların/yerlerin bazılarını diğerlerine kıyasla daha
‘güvenli’ algılıyoruz? Bu ortamları/yerleri diğerlerine kıyasla daha ‘güvenli’ yapan nedir?
4 ‘Out’ olmasından dolayı toplumuzdaki genç LGBTQ bireylerin karşılaştığı tehlikelerin ne olduğunu
düşünüyorsunuz? Bunun toplumunuzdaki insan hakları ve huzur durumu açısından etkileri
nelerdir?
5 Bu yerlerin her birinde LGBTQ bireylerin güvende hissetmelerini sağlamak için sorumlu bireyler
olarak neler yapabilirsiniz?
Yöneticilere not: Katılımcılar arasında ‘out’ olan ya da olmayan LGBTQ bireyler olabileceği ihtimalini
düşünerek bu alıştırmayı yapın. Herhangi bir aşağılayıcı ya da ayrımcı söylemin olması halinde bunları
tartışın ve bunu katılımcıları bu tür söylemlerin ya da davranışların insanları güvensiz hissettirdiğini
anlamaları için bir fırsat olarak kullanın.
* Uyarlanan kaynak: “Alanlar ve Yerler”, Toplumsal Cinsiyet Konuları: Gençlerle Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddeti İrdeleme hakkında El Kitabı, Avrupa
Konseyi.
Sayfa 89
Empatiyi Anlamak ve Geliştirmek*
Genel Bakış:
Empati, kişilerarası, toplumsal ve hatta uluslararası barışın temel ilkelerinden biridir. Sadece empati
yoluyla ayrımcılığa ya da şiddete karşı eylemlerizin ya da eylemsizliklerimizin başkalarının üzerindeki
etkisini tamamen anlayabiliriz. Eylemlerimizin ve eylemsizliklerimizin sorumluluğunu empati kurarak
hissedebiliriz.
Empati kurmayı geliştirmek için gerekli olan becerilerden ikisi şunlardır:
•
Bir durumun detaylarını ve ilgili kişilerin davaranışlarını, tutumlarını ve ifadelerini objektif olarak
gözlemleme becerisi, ve
•
Bu durumda olan kişi olduğunuzu hayal etmek ve kendinizi onunla özdeşleştirerek duygularınızı,
düşüncelerinizi, ihtiayçlarınızı, motivelerinizi vs. ifade etmek.
Kişisel stereotipler, peşin hükümler ve önyargılar, bir kişinin gerçek duyguları, düşünceleri ve ihtiyaçlarını
tanımlamamıza engel teşkil eder. Bu nedenle, empati kurmak stereotipleri, peşin hükümleri ve
önyargıları aşmayı gerektirir.
Amaç:
•
•
•
•
Empati anlayışını geliştirmek.
Olayların nesnel gözlemi ile öznel yorumlaması arasındaki farkla ilgili anlayışı geliştirmek.
Katılımcıların, dezavantajlı gruplar hakkında mevcut önyargıları, stereotipleri, yanılgıları hakkında
farkındalık yaratmak.
İnsan haklarına saygı ve bunların krounması için bir sorumluluk duygusu geliştirmek.
Materyaller:
•
•
•
Dezavantajlı grupları ya da insan hakları ihlali durumlarını tasvir eden büyük, poster resimler.
İçinde bulunduğunuz toplumla ilgili konuları (örneğin göçmenler, engelliler, okullarda zorbalık,
çocuk işçiliği, insan ticareti—ekteki bazı örnek resimlere bakınız) seçmeye çalışın ve bu resimlerin
katılımcıların yaşlarına hitap etmesini uygun sağlayın.
Her kişi için kağıt ve tükenmez/kalemler
Karatahta/beyaztahta ve marker
Süre:
•
40-60 dakika
Talimatlar:
1 Odanın önüne bir resim yerleştirin ve katılımcıların resimde ne olduğunu gözlemlemelerini
isteyin. Gördüklerini nesnel bir şekilde tanımlayan cümleler yazmalarını isteyin (örneğin yüz
ifadeleri, fiziksel özellikler, olay yeri, hareketler). Ardından katılımcıların betimleyici cümleleri
paylaşmalarını ve bunların bazılarını tahtaya yazmalarını isteyin.
2 Katılımcıların yeniden resme bakmalarını, gözlerini bir dakika için kapatarak, resimdeki kişi (ya da
kişilerden biri) olduklarını hayal etmelerini isteyin. Nasıl hissediyorlar? Düşünceleri, endişeleri ve
ihtiyaçları nelerdir? Bu duygularını ve düşüncelerini adlandıran ve tarif eden bazı cümleler
yazmalarını isteyin. Ardından katılımcıların kendi cümlelerini paylaşmalarını ve bazılarını tahtaya
ayrı bir kolona yazmalarını isteyin.
3 Bunu bir resimle daha tekrarlayabilirsiniz.
4 Tahtadaki iki liste—nesnel gözlemler ve öznel yorumlamalar—arasındaki farlılığı tartışın.
5 Resimdeki kişinin duyguları ve düşünceleri ile ilgili yorumlara nasıl vardıklarını sorun. Benzer
Sayfa 90
kişisel deneyimler? Benzer durumda olan kişilerle önceki ilişkiler? Herhangi bir eleştiri ya da
yargılama yapmadan bunları farklı bir köşeye yazın. Bunlar, katılımcıların resimdeki insanlarla
empati kurmalarını geliştirmeye yarayan ipuçlarıdır.
6 Şimdi, katılımcıların bu ipuçlarına bakmalarını ve bunlardan herhangi birinin onları doğru
olmayan ya da gerçekçi olmayan yorumlamalara yöneltip yöneltmediğini düşünmelerini isteyin.
Stereotiplere ve önyargılara işaret edin.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Alıştırma sırasında katılımcıların nasıl hissettiğini sorun.
2 Resimlerde sunulan konuların katılımcıların içinde yaşadığı toplum/ülke ile alakasını tanımlayan
bazı bilgiler verin. Resimdeki insanlarla empati kurduktan sonra, bu konular hakkında ne
hissediyorlar? Ne düşünüyorlar? Birşey yapma ya da herhangi bir şekilde farklı hareket etme
sorumluluğu hissediyorlar mı? Neden?
Bu alıştırmayı, en sonunda insan haklarının desteklenmesi, adaletsizliklerin ve diğer ihlallerin
engellenmesi için her birimizin—bireylerin ve ayrıca toplumların—ne yapabileceğini tartışmak
için bir fırsat olarak kullanabilirsiniz.
Uyarlanan kaynak: 8. Bölüm: Empati Kurmak, Çevrimci İngilizce Öğretimi Forumu’nun Dil ve Sivil Toplum, ABD Eğitim ve Kültür İşleri Bakanlığı, (http://eca.
state.gov/forum/journal/pea8activities.htm).
Sayfa 91
Etkili İletişim *
Genel Bakış:
Etkili bir iletişim kurmak için, aşağıdaki figürde sunulduğu gibi örneklendirilen iletişim sürecinin farkında
olmak önemlidir.
Gözlem
Aktarma
(Görme, duyma, koku alma, tat
alma, dokunma duyularımızla ne
olduğunu kaydederiz.)
Algı
(Karşıdaki kendi kendi ihtiyaç, tecrübe,
değer, inanç ve fikirlerimize dayanarak
gözlemine anlam verir.)
Gözlem
(Karşımızdaki kendi duyularıyla
ne olduğunu kaydeder.)
Algı
(Gözlemimize kendi ihtiyaç, tecrübe,
değer, inanç ve fikirlerimize
dayanarak anlam veririz.)
Aktarma
(Algımızı konuşma ve hareket diline
çevirip karşıdakine aktarırız.)
Birşey olduğunda ya da biri birşey söylediğinde, biz bunu kendi deneyimlerimize, değerlerimize,
inançlarımıza, düşüncelerimize ve ihtiyaçlarımıza göre yorumlarız. Bu, farklı insanların, aynı olayı kendi
kişisel deneyimlerine vs. göre farklı yorumlayabileceği anlamına gelir. Karşılık vereceksek, yanıtımızı
kelimelerle ya da mimiklerle formüle ederiz ve başka biri gönderdiğimiz mesajı alır, çözmeye başlar ve
yorumlar. Biz kendi deneyimlerimize, değerlerimize, inançlarımıza ve ihtiyaçlarımıza göre yanıtımızı
formüle ederken, alıcı, bunu kendi deneyimlerine vs. göre yorumlar. Bu nedenle, iletişimimizin etkili
olması için yanıtımızı formüle etmeden önce sözkonusu alıcı kişi tarafından belli bir mesajın nasıl
yorumlanacağını anlamaya çalışmalıyız. Ötekinin ihtiyaçlarını, deneyimlerini, değerlerini, kültürünü vs.
bilmek ve anlamak, etkili bir iletişimin önemli unsurlarıdır.
Amaç:
•
•
İletişim sürecinin anlaşılmasını sağlamak.
Etkili iletişimi, aktif dinlemeyi teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
- Renkli sayfalardan kesilen çeşitli şekiller
- Her katılımcı için kağıt ve kalem/tükenmez
Süre:
•
60 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcıları, her grupta eşit sayıda insan olacak şekilde dört gruba ayırın. Grupları A1, A2, B1 ve
B2 olarak isimlendirin. Sınıfın farklı köşelerinde oturmalarını isteyin.
2 İki A grubuna birer set renkli şekil verin (aynı set). Ellerindeki şekillerin hepsini kullanarak bir şekil
Sayfa 92
yaratmalarını ve yaptıklarını diğer grupların görmesine izin vermelerini isteyin.
3 Şimdi B gruplarına birer set renkli şekil verin; bu şekiller A gruplarının şekilleriyle aynı şekiller
fakat farklı renklerde olacak (bu farkı belirtmeyin). A1’e, B1’e kendi yarattıkları şeklin aynısını
yaratabilmeleri için talimatlar vermelerini söyleyin; A2 de aynı şeyi B2 grubu ile yapacak. Bunu,
uzaktan bir birlerinin çalışmalarını görmeden, sözlü olarak yapacaklar.
4 Bitirdikleri zaman sonuçları inceleyin ve tartışın.
a. Gruplar aynı şekilleri oluşturmayı başardılar mı?
b. Zorluklar nelerdi?
c. İletişimi kolaylaştırmak için belli stratejiler kullandılar mı?
5 Şimdi katılımcıların gruplarından çıkmasını ve başlangıçtaki oturma şekillerine geri dönmelerini
isteyin. Her gruba bir kağıt ve kalem/tükenmez verin (eğer halihazırda yoksa).
6 Herkes tükenmezleri ve kalemlerini alıp oturduktan sonra, 30 saniye için sessizce oturmalarını
isteyin.
7 30 saniye sonra, bu sürede duyduklarını yazmalarını isteyin.
8 Şimdi bir 30 saniye daha sessizce oturmalarını isteyin ve bu sefer aktif olarak dinlemelerini ve
sonra duyduklarını yazmalarını isteyin.
9 Dinleme ve duyma arasındaki farkı tartışın.
10 Grupla, iki insan birbiriyle konuştuğunda iyi dinlemenin neye benzediği konusunda beyin fırtınası
yapın. Burada ortaya çıkması gerken bazı noktalar:
• Empatik olmak, ötekinin görüşlerini, hislerini, ihtiyaçlarını vs. anlamaya çalışmak;
• Mimikler ve yüz ifadeleri gibi ipuçları kullanarak konuşmacıya dinlediğinizi hissettirmek;
• Doğru anlıyor olduğunu teyid etmek için “ne demek istiyorsun. . .” ya da “bana biraz daha
bahsedebilir misin?” gibi sorular sormak;
• “Gerçekten kırılmışsın gibi duyuluyor” gibi şeyler söylerek konuşmacının duygularını
anladığınızı ifade etmek.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Katılımcıların, bu iki alıştırmayla etkili iletişim hakkında ne öğrendiklerini sorun.
2 Grupla iletişim süreci çizelgesini ya da bunun daha basit bir şeklini gözden geçirmek,
varsayımlarımızın ve önyargılarımızın verdiğimiz mesajları ve gelen mesajları algılayış şekillerimiz
nasıl etkilendiğine odaklanarak bunu ilk alıştırmayla ilişkilendirmek faydalı olabilir.
3 Katılımcılara aktif dinlemenin etkili iletişimle bağlantısını ve aktif dinlemeyi uygulayıp
uygulayamadıklarını sorun. Nasıl? Bunu uygulamaları için ne yapmaları gerekir?
* Uyarlanan kaynak: “Unit 8: Etkili İletişim Nedir?”, Cözümsülüğün Ötesinde. Ed. Guy Burgess ve Heidi Burgess. DATE. Uyuşmazlık Araştırma Konsorsiyumu,
Colorado Üniversitesi, Boulder, Colorado, ABD. http://msct.beyondintractability.org/gateways/msct/8communication/l8_lesson_plan.jsp
Sayfa 93
Anlaşmazlık ve İletişim*
Genel Bakış:
Anlaşmazlıklar gündelik yaşamın doğal bir parçasıdır. Barış Eğitimcileri, anlaşmazlıkların barışçıl
dönüşümünü ve çözümünü kolaylaştırıcı becerileri öğretir. Bunlar arasında, etkili ve barışçıl iletişimi,
empatiyi, bir kişinin kendi stereotipleri ve önyargılarıyla ilgili farkındalığını, kritik ve yaratıcı düşünceyi,
müzakere ve arabuluculuğu geliştiren beceriler yer alır.
Etkili iletişimin en önemli unsurları, özellikle anlaşmazlığın ortasında, ‘ben mesajını’ kullanmayı ve 12 sık
karşılaşılan iletişim bariyerini kullanmaktan saknmayı içerir.
Amaç:
•
•
•
‘Ben mesajlarını’ kullanmayı teşvik etmek
Anlaşmazlıkları barışçıl bir şekilde çözmek için etkili iletişimi kullanmayı kolaylaştırmak
İletişim bariyerlerinin anlaşılmasını teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
Ayrı kağıtlar üzerinde farklı anlaşmazlık senaryoları (katılımcıların sayısının yarısı kadar)
Her katılımcı için kağıt ve kalem/tükenmez
Süre:
•
90 dakika
Talimatlar:
1 Katılımcıların eşleşmelerini isteyin. Her çifte bir anlaşmazlık senaryosu verin ve bu senaryoyu tüm
gruba oynamalarını için hazırlanmalarını isteyin.
2 Her çift skeçi bitirdiğinde, diğer katılımcılara tartışma/anlaşmazlık konusunu, bu tartışma
sırasında kullanılan en az iki taktiği (örneğin yargılama, dalga geçme, ötekinin ihtiyaçlarını
anladığını belli etme) ve tartışmanın sonuçlarını yazmalarını isteyin (kaybet-kaybet, kazankaybet; kazan-kazan).
3 Tüm gruplar doğaçlamayı bitirdiğinde, sonuçları, kullanılan taktikleri ve ikisi arasındaki ilişkiyi
tartışın.
4 Tartışma sonrasında, katılımcılara önceki eşleşmelerine dönmelerini ve bu sefer rollerini değişip
ve ‘ben mesajını’ kullanarak yeniden çalışmalarını isteyin.
“ Sen ... yaptığın zaman (eleştirmeden davranşı tarif edin),
Ben ... hissediyorum (hissettiğinizi isimlendirin ve sahiplenin).
... ihtiyacım var/istiyorum (açık bir şekilde emir
vermeden ya da tehdit etmeden ne istediğinizi neye ihtiyacınız
olduğunu söyleyin) ...”
Sayfa 94
5 Çiftlerin yeni skeçlerini sunmalarını isteyin.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Bu alıştırma hakkında ne hissediyorsunuz? Senaryoları oynamak zor muydu? Senaryoların
hangisini oynamak daha zordu?
2 Skeçlerin ilk turunda kullanılan bazı iletişim bariyerleri nelerdi?
3 ‘Ben mesajları’ kullanıldığında sonuçlar değişti mi? Ne kadar?
Sayfa 95
Örnek Anlaşmazlık Senaryoları
Basit, günlük hayat senaryoları:
•
•
•
•
•
•
Okula gitmeden önce kahvaltı yapıyorsunuz. Anneniz giydiğiniz bu mini eteğin okulda
giyilemeyecek kadar kısa olduğunu düşündüğü için öfkelidir.
Sizin ve bir başka öğrencinin, bir okul projesi üstünde birlikte çalışmanız gerekiyor. Projeden
alacağınız notu önemsiyorsunuz ve bu çalışmayı yapmayı istiyorsunuz. Diğer öğrenci umursamıyor
ve herhangi bir çalışma yapmakla ilgilenmiyor.
En iyi arkadaşınız, birine sizin gizli aşkınız olan kişiyi söylüyor ve o andan itibaren okulda söylenti
yayılıyor. Siz, bunun gerçekten güven bozucu birşey olduğunu düşünüyorsunuz.
Arkadaşınız size sormadan uzun kollu tişörtünüzü “ödünç aldı”. Bunu, öğleden sonra şans eseri
şehirde onun üstünde görüyorsunuz.
Arkadaşınız sınfıta size konuşuyor. Öğretmen ikinizi de uyarıyor. Sizi zora soktuğu için arkadaşınıza
kızgınsınız.
Erkek kardeşiniz, size sormadan sürekli CD’lerinizi ödünç alıyor ve genellikle çizilmiş bir şekilde
bırakıyor.
Bazı siyasi senaryolar:
•
•
•
•
•
•
Babanız, düzenli olarak cami/kilise/sinagoga gidiyor. Siz Tanrı’ya inanmadığınıza karar verdiniz ve
gitmek istemiyorsunuz. Babanız, sizi ailenizle birlikte cami/kilise/sinagoga gitmeye zorluyor.
Bir Müslümansınız. Okulunuzda bir öğrencinin Müslümanlardan korktuğunu ve onlarla arkadaş
olmak istemediğini söylediğini duyuyorsunuz.
Şimdi Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan Kıbrıslı Türk bir göçmensiniz. Tanımadığınız bir Kıbrıslı Rum,
kapınızı çalıyor. Kapıyı açtığınızda, size evini işgal ettiğinizi söyleyip bağırmaya başlıyor.
Kıbrıs’ta yasal olarak çalışan bir göçmensiniz. Bir gün bir markette yerli bir kişi geliyor ve size
‘burasının onun ülkesi olduğunu ve işlerini çalmış olduğunuzu’ söylüyor.
Kıbrıs’ta yasal olarak çalışan bir göçmensiniz. Hasta olduğunuz için bir gün devlet hastanesine
gidiyorsunuz. Uzun bir sırada bekleyen çok öfkeli bir başka hasta, size ‘bu ülkenin insanlarına ait
olan kaynakları ve hizmetleri kullandığınızdan dolayı ülkenize geri gitmenizi’ söyleyerek
bağırmaya başlıyor.
Bir tekerlekli sandalye kullanıyorsunuz. Yeni bir mahalleye taşındığınız zaman oradaki çocuklar,
sizin hareket edemeyeceğinizi ve oynayamayacağınızı düşündükleri için sizi kendileriyle oyun
oynamaya çağırmıyor.
* Uyarlanan kaynak: “Unit 8: Etkili İletişim Nedir?”, İnatçılığın Ötesinde. Ed. Guy Burgess ve Heidi Burgess. DATE. Uyuşmazlık Araştırma Konsorsiyumu,
Colorado Üniversitesi, Boulder, Colorado, ABD. http://msct.beyondintractability.org/gateways/msct/8communication/l8_lesson_plan.jsp
Sayfa 96
Anlaşmazlıkları Yönetim Biçiminiz Nedir?
Genel Bakış:
Anlaşmazlıkları yönetmek için farklı insanlar, farklı stratejiler kullanırlar. Bu stratejiler doğuştan gelmez,
öğrenilir, dolayısıyla insanlara değerler ve beceriler öğretilerek, diğer stratejilere adapte olmaları da
sağlanabilir. Anlaşmazlık sırasında, insanların aşağıdaki üç stratejiden birini seçme eğilimi vardır—
kavga, kaçış, akış.
Kavga
Kaçış
Akış
Saldırgan
Pasif
Girişken
Şiddetli, hükmeden
Kaçınan ya da teslim olan
İşbirliği yapan
Ben kazanırım-sen kaybedersin
Ben kaybederim-sen kazanırsın veya
ben kaybederim-sen kaybedersin
Ben kazanırım-sen kazaanırsı
‘Akış’, her iki tarafın ihtiyaçlarına özen gösterip dengeleyen, her iki tarafın girişkenliğini ve işbirliğini
içeren, uyuma ve kazan-kazan sonucuna yol açan ideal anlaşmazlık yöntemi stratejisidir.
Amaç:
•
•
Anlaşmazlıklarla başa çıkma konusunda öz farkındalık yaratmak.
Kazan-Kazan sonucunu doğuracak anlaşmazlık yönetimi biçimlerini teşvik etmek.
Materyaller:
•
•
•
Her katılmcı için anlaşmazlıkların yönetim şeklini değerlendirme anketi (aşağıdaki modele
bakınız), tükenmezler/kalemler
Büyük kağıtlar ve markerler
Projeksiyon ve yönetim şekilleri figürünün PPT sunumu (ya da her katılımcı için basılı nüsha)
Süre:
•
60 dakika
Talimatlar:
1 Her katılımcıya bir anket verin ve doldurup aşağıdaki talimatlara göre puanlamalarını isteyin.
Herhangi bir karmaşıklık olmaması için talimatları grupla birlikte gözden geçirebilirsiniz.
2 Herkes bitirdiği zaman, baskın biçimlerine göre gruplar oluşturmalarını isteyin (örneğin tüm
köpek balıkları bir gruba, tüm baykuşlar diğer gruba vs.). Her gruba bir kağıt ve markerler verin.
Aşağıdaki soruları kendi gruplarında tartışmalarını ve yanıtlarını kağıt üzerine yazmalarını isteyin:
• Anlaşmazlıkları ele alış şekillerindizdeki ortak bir özelliği tanımlayabilir misiniz?
• Bir anlaşmazlığın ortasındayken sizin önceliğiniz ne olur? (örneğin kendi yolunuza gitmek,
ilişkinizi korumak, çatışmadan sakınmak vs.)
• Anlaşmazlığı ele alış şeklinizdeki avantajlar nelerdir?
• Anlaşmazlıkları ele alış şeklinizdeki dezavantajları tanımlayabilir misiniz?
3 Gruplar bu çalışmayı bitirdikten sonra, teker teker tüm gruba kendilerinin baskın şeklinin ne
olduğunu ve küçük gruplarda varılan sonuçları sunmalarını isteyin.
4 Sunuşlarının ardından, yönetim şekilleriyle iligli aşağıdaki şemayı onlarla paylaşın (ya PPT ya da
basılı metin olarak). Anketlerde vardıkları yönetim şekillerine bağlayarak, her iki boyutu da
açıklayın ve her kutuyu gözden geçirin.
Sayfa 97
Rekabetçi
- “Köpek balığı” tarzı
- Kendi istediğini gerçekleştirmek
için şiddet kullanan
- Kazan-kaybet
İşbirlikçi
- “Baykuş” tarzı
- Bir yandan anlaşmazlığı mutlu bir
şekilde çözerken diğer yandan ilişkiyi
koruyacak şekilde, iki taraf için de kabul
edilebilir bir çözüm aranır
- Kazan-kazan
Tavizci
- “Tilki” tarzı
- Kendi hedeflerinin bazılarından vazgeçerken,
diğerlerini de bunu yapmaya ikna eden
- İki taraf da sonuçtan memnun değildir
- Kazan-kaybet veya kaybet-kaybet
Kararlılık
benim ihtiyaçlarıma,
arzuladığım
sonuçlara
odaklanma
Kaçınan
- “Kamplumbağa” tarzı
- Sorunu görmezden gelen; anlaşmazlık
çözümsüz kalır
- Kaybet-kaybet
Uyum sağlayan
- “Ayıcık” tarzı
- İlişkiyi sürdürmek için kendi
ihtiyaçlarından vazgeçen
- Kaybet-kazan
İşbirliği
Diğerlerinin ihtiyaçlarına ve
bu ilişkilere odaklanmak
5 Bu şemaya bakarak, farklı stratejilerin avantajlarını ve dezavantajlarını tartışın. Farklı şekillerle
ilgili olarak herhangi bir yargılayıcı dilin kullanılmamasını sağlayın ve bunların doğuştan değil,
sonradan kazanılan özellikler olduğunu vurgulayın. Böylelikle arzu eden her birey, kendi
anlaşmazlık yönetim biçimini değiştirmek için becerilen edinebilir.
Bilgilendirme ve değerlendirme:
1 Kendi durumunuzda anketin değerlendirmesiyle aynı fikirde misiniz?
2 Küçük gruplarda daha fazla ortak benzerlikler mi farklılıklılar mı tespit ettiniz?
3 Anlaşmazlıkları yönetim şeklinizden mutlu musunuz? Bunun avantajlarını ve dezavantajlarını
tespti edebildiniz mi?
4 Sahip olmak isteyebileceğiniz diğer anlaşmazlık yönetim şekillerinin özellikleri var mıdır? Bunlara
sahip olmak için ne yapabilirsiniz?
Anlaşmazlıkları Yönetim Biçiminiz *
Talimatlar: Aşağıda sıralanmış 15 cümle vardır. Her strateji, bir anlaşmazlığın ele alınması için bir olası
strateji sağlıyor.
Her birine sayısal bir değer verin (1=Her zaman, 2=Oldukça sık, 3=Bazen, 4= Çok sık değil, 5=
Ender, nadiren).
Düşündüğünüz gibi değil, gerçekten davrandığunız gibi yanıtlamalısınız.
____ a. Ortaya koyduğum tavrın altındaki sebepleri açıklamak için arkadaşlarımla, meslektaşlarımla ve
iş arkadaşlarımla durumu tartışırım.
____ b. Müzakere yoluyla bir uzlaşıya ulaşmaya çalışırım.
____ c. Diğerlerinin beklentilerini karşılamaya çalışırım.
____ d. Karşılıklı kabul edilebilir çözümler bulmak için diğerleriyle konuları araştırırım.
____ e. Konu üzerinde duruşumu savunmaya geldi mi çok kararlı olurum.
____ f. Diğerleriyle anlaşmazlığımı kendime saklayarak, dışlanmış hissetmekten kaçınırım.
____ g. Sorunlara kendi çözümlerimde ısrarcı olurum.
____ h. Çözümlere ulaşmak için fedakarlık yaparım.
____ i. Sorunları birlikte çözmek için diğerleriyle önemli bilgileri paylaşırım.
____ j. Diğerleriyle farklılıklarımı tartışmaktan kaçınırım.
____ k. Arkadaşlarımın ve meslektaşlarımın isteklerinin karşılamaya çalışırım.
____ l. Anlaşmazlıkların olası en iyi şekilde çözümü için herkesin endişelerini ortaya koymasına
çalışırım.
____ m. Çıkmazların aşılması için çabalarda ara yolu sunarım.
____ n. Arkadaşlarımın, meslektaşlarımın ve iş arkadaşlarımın tavsiyelerini kabul ederim.
____ o. Diğerleriyle anlaşmazlıklarımı kendime saklayarak kırmaktan kaçınırım.
Puanlama: Yukarıda okuduğunuz 15 cümle, aşağıda beş kategoride sıralanmıştır. Her kategori, üç
cümlenin harflerini içermektedir. Her cümlenin yanına koyduğunuz rakamı kaydedin. Her kategoride
toplam puanı hesaplayın.
Biçimi
Toplam
Köpek balığı
a. _____
e._____
g. _____
______
Baykuş
d. _____
i. _____
l. _____
______
Kablumbağa
f. _____
j. _____
o. _____
______
Oyuncak Bear
c._____
k. _____
n. _____
______
Tilki
b. _____
h. _____
m. _____
______
Sonuçlar: Baskın biçimim _________________________________ ( En DÜŞÜK puanınız) ve yedek
biçiminiz _______________________________ (İkinci düşük puanınız)
* Anket http://k3hamilton.com/ob/ipsyconstyle.html adresinden alınmıştır.
ANNEX 1
Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi
Basitleştirilmiş Versiyon
Sayfa 101
Önsözün Özeti
Genel Kurul, insanlık ailesinin tüm üyelerinde bulunan onuru ve onların eşit ve ayrılmaz haklarını
tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu, insan haklarının hukuk düzeyinde
korunması gerektiğini, uluslar arasında dostça ilişkiler geliştirmeyi özendirmenin temel bir zorunluluk
olduğunu göz önüne alır; Birleşmiş Milletler halkları temel insan haklarına, insan kişiliğinin onur ve
değerine, erkeklerle kadınların eşitliğine olan inançlarını bir kere daha belirtmişlerdir; sosyal gelişmeyi
sağlamaya, daha iyi yaşam düzeyi ve daha geniş özgürlük alanı oluşturmaya karar vermişlerdir ve insan
haklarını ve bu hakların ortak anlayışını geliştirmeye söz vermişlerdir.
Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi Özeti
1
2
3
4
Bütün insanlar özgürdür ve herkese eşit davranılmalıdır.
Herkes ırk, renk, cinsiyet,dil, din, gibi ayrımlar gözetilmeksizin eşittir.
Yaşama, özgürlük ve kişi güvenliği herkesin hakkıdır.
Hiç kimsenin seni kölelik veya kulluk altında bulundurma hakkı olmadığı gibi, senin de bir
başkasını kölelik veya kulluk altında bulundurma hakkın yoktur.
5 Hiç kimsenin sana işkence yapma ya da kötü davranma hakkı yoktur.
6 Herkesin hukuk önünde eşit muamele görme hakkı vardır.
7 Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin herkese eşit uygulanmalıdır.
8 Herkesin hakları çiğnendiği zaman yasal yardım için başvurmaya hakkı vardır.
9 Kimsenin seni keyfi olarak tutuklamaya veya kendi ülkenden kovmaya hakkı yoktur.
10 Herkesin bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkı vardır.
11 Suçu ispatlanmadıkça herkes suçsuzdur.
12 Herkes, kendisine zarar verildiği takdirde, yardım isteme hakkına sahiptir; fakat geçerli bir nedeni
olmadan kimse evinize giremez, mektuplarını açamaz veya sizi veya ailenizi rahatsız edemez.
13 Herkesin istediği gibi seyahat etme hakkı vardır.
14 Herkesin zulüm veya zulüm tehlikesi altında başka ülkelere sığınma ve korunma isteme hakkı
vardır.
15 Herkesin bir yurttaşlığa hakkı vardır. Eğer isterseniz hiç kimse sizin başka bir ülke vatandaşı
olmanızı engelleyemez.
16 Herkesin evlenme ve aile sahibi olma hakkı vardır.
17 Herkesin mal ve mülk edinme hakkı vardır.
18 Herkesin kendi dinini uygulama ve ibadet etme ve isterse dinini değiştirme hakkı vardır.
19 Herkesin düşündüğünü söyleme, bilgi alıp vermeye hakkı vardır.
20 Herkesin silahsız ve saldırısız toplantılara ve derneğe katılma hakkı vardır.
21 Herkesin ülke yönetimine katılma ve ülke yönetimini seçme hakkı vardır.
22 Herkesin sosyal güvenliğe ve becerilerini geliştirmek için olanaklara hakkı vardır.
23 Herkesin adil ücretlerle güvenli ortamlarda çalışma ve bir sendikaya üye olma hakları vardır.
24 Herkesin dinlenme ve tatil yapma hakkı vardır.
25 Herkesin yeterli yaşam standardı ve hasta oldukları zaman tıbbi yardım alma hakkı vardır.
26 Herkesin okula gitme hakkı vardır.
27 Herkesin toplumunun kültürel yaşamına katılma hakkı vardır.
28 Herkes, bu Bildirge’de öngörülen hak ve özgürlüklerin gerçekleşeceği bir toplumsal düzene saygı
duymalıdır.
29 Herkes başkalarının haklarına, toplumun ve kamunun mülkiyetine saygı göstermelidir.
30 Kimsenin bu bildirgede bildirilen haklardan herhangi birisini geri alma hakkı yoktur.
ANNEX 2
Çocuk Hakları Sözleşmesi
Basitleştirilmiş Versiyon
Sayfa 105
Sözleşmenin amacı çocukların her gün tüm ülkelerde karşılaştıkları her türlü taciz ve ihmale karşı
korumak için standartlar belirlemektir. Devletlerin kendine özgü gelenekleri ve kültürel değerleri olduğu
göz önünde tutmalıdır. En önemli faktör çocuğun çıkarıdır.
Sözleşmede belirlenen haklar genelde üç kategoride gruplanabilir.
Temin: Bazı şeylere ve hizmetlere erişim, sahip olma ve temin etme hakkı (örneğin; ad, milliyet, sağlık,
eğitim, dinlenme ve oyun ve özürlü ve öksüzlere bakım)
Koruma: Zararlı davranışlardan ve eylemlerden korunma hakkı (örneğin; aileden ayrılma, savaşa katılma,
ticari ve cinsel sömürü ve fi ziksel veya zihinsel suiistimal)
Katılım: Kendi yaşamını etkileyen kararlarda çocuğun sözlerinin dinlenilmesi hakkı. Yetenekleri
geliştikçe, çocuk yetişkin hayata hazırlanmak gibi, toplum faaliyetlerinde artan olanaklara kavuşmalıdır.
(örneğin; konuşma ve fi krini söyleme, kültür, din ve dil özgürlüğü)
Önsöz
Sözleşmedeki 54. maddenin yorumlanacağı atmosferi belirler. Çocuğun uyumlu gelişimi için ailenin
önemi, doğum sonrasında olduğu kadar, doğum öncesinde de uygun yasal korumayı da içeren özel
güvence ve koruma gereksiniminin önemi, çocuğun gelişimi için herkesin kültürel ve geleneksel
değerlerinin önemi gibi sözleşmeden önce gelen başlıca BM metinler ve çocuklarla ddoğrudan ilgili
olanlar belirtilmiştir.
Madde 1 Çocuk Tanımı
Bu Sözleşme uyarınca çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu
hariç, onsekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır.
Madde 2 Ayrımcılık Yapmama
Tüm haklar her çocuğa hiçbir ayrım gözetmeksizin tanınır. Devlet çocukları ayrım gö- zetmeksizin
korumakla yükümlüdür. Devlet çocukları her türlü ayrıma karşı korumakla yükümlüdür.
Madde 3 Çocuğun Yararı
Çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.
Madde 4 Hakların Yürütülmesi
Devletler, bu Sözleşmede tanınan hakların uygulanmasını sağlamak zorundadırlar.
Madde 5 Ebeveyn, Aile, Topluluk Hak ve Sorumlulukları
Devletler çocuğun yetiştirilmesi konusunda ana-baba ve aileye saygı göstermek zorundadır.
Madde 6 Yaşam, Hayatta Kalma ve Gelişim
Çocuğun yaşam hakkı ve devletin çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için sağlama yükümlülüğü.
Madde 7 Ad ve Tabiiyet
Doğumdan itibaren bir isim hakkına, bir vatandaşlık kazanma hakkına ve mümkün olduğu ölçüde
anababasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip olacaktır.
Madde 8 Kimliğin Korunması
Çocuğun kimliğinden yasaya aykırı olarak yoksun bırakılması halinde, devlet çocuğun kimliğine yeniden
kavuşturulması amacıyla gerekli yardım ve korumada bulunur.
Madde 9 Aileden Ayrılmama
Ana-babasından veya bunlardan birinden ayrı olan çocuğun ana babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde
kişisel ilişki kurma hakkı vardır. Böyle bir ayrılık tutukluluk, hapis veya ölüm nedeniyle olursa Devlet
anababaya, çocuğa söz konusu aile bireyinin ya da bireylerinin bulunduğu yer hakkında gereken bilgiyi
verecektir.
Madde 10 Ailenin Tekrar Biraraya Gelmesi
Ailenin birleşmesi amaçlarıyla yapılan bir ülkeye girme ya da onu terk etme konusundaki her başvuru
insani bir tutumla ele alınacaktır. Ana-babası, ayrı devletlerde oturan bir çocuk hem ana hem de babası
ile düzenli biçimde kişisel ilişkiler kurma hakkına sahiptir.
Madde 11 Çocuğun Yasadışı Olarak Tutulması ve Geri Verilmemesi
Devlet, çocukların yasadışı yollarla ülke dışına çıkarılıp geri döndürülmemesi halleriyle mücadele için
önlemler alırlar.
Madde 12 Görüşleri İfade Etme
Çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme, bu görüşlere gereken özen
gösterilme hakkı
Madde 13 İfade ve Bilgi Özgürlüğü
Çocuk yazılı, sözlü, basılı, sanatsal biçimde veya çocuğun seçeceği başka bir araçla her türlü haber ve
düşüncelerin araştırılması, elde edilmesi ve verilmesi özgürlüğünü içerir.
Madde 14 Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü
Devletler, ana-babanın çocuğun yeteneklerinin gelişmesiyle bağdaşır biçimde haklarının kullanılmasında
çocuğa yol gösterme konusundaki hak ve ödevlerine, saygı gösterirler.
Madde 15 Dernek Kurma Özgürlüğü
Çocuğun dernek kurma ve barış içinde toplanma özgürlükleri
Madde 16 Özel Yaşantı, Onur ve İtibar
Hiçbir çocuğun özel yaşantısına, aile, konut ve iletişimine keyfi ya da haksız bir biçimde müdahale
yapılamaz
Madde 17 Bilgiye Erişim ve Medya
Çocuk çeşitli kaynaklardan bilgi ve belge edinebilmeli, azınlık grubuna özel önem gösterilmeli ve
çocuğun esenliğine zarar verebilecek bilgi ve belgelere karşı korunması için uygun yönlendirici ilkeler
geliştirilmelidir.
Madde 18 Ana Babalık Sorumluluğu
Çocuğun yetiştirilmesinde ve gelişmesinin sağlanmasında ana-baba birlikte sorumluluk taşırlar ve bu
sorumlulukları kullanmada ana-babaya uygun yardım yapılır.
Madde 19 Suiistimal ve İhmal
Devletler, çocuğu her türlü tacizden korumak zorundadırlar. Sosyal programlar ve destek servisleri her
zaman olanaklı olmalıdır.
Madde 20 Aileden Yoksun Kalan Çocuğa Özel Koruma
Devletler özel bakıma muhtaç çocuklara kendi ulusal yasalarına göre uygun olan bakımı sağlayacaklardır.
Çocuğun yetiştirilmesinde sürekliliğin korunmasına ve çocuğun etnik, dinsel, kültürel ve dil kimliğine
gereken saygı gösterilecektir.
Madde 21 Evlat Edinme
Devletler evlât edinilme işleminin ancak yetkili makamlarca yapılmasını sağlar. Eğer ülkesinde çözümler
Sayfa 108
tükenmişse ülkeler arası evlât edinme düşünülebilir.
Madde 22 Mülteci Çocuk
Mülteci çocuğa özel koruma sağlanmalıdır. Devletler bu durumun sonlanması ve ailesi ile yeniden
biraraya gelebilmesi için uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapacaktır.
Madde 23 Özürlü Çocuklar
Toplumsal yaşama etkin biçimde katılmalarını sağlamak için özürlü çocuğun eğitimi ve özel bakım
hizmetlerinden yararlanma hakkı
Madde 24 Sağlık Hizmeti
Çocuğun koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerine erişimi yanında zararlı geleneksel uygulamaların
kaldırılması
Madde 25 Periyodik Gözden Geçirme
Korunma ve bakım veya tedavi altına alınan çocuğun yerleştirme şartlarının belli aralıklarla gözden
geçirilmesi.
Madde 26 Sosyal Güvenlik
Çocuğun sosyal güvenlik hakkı.
Madde 27 Yaşam Standardı
Ana babadan biri çocuğun yaşadığı ülkeden başka bir ülkede yaşasa dahi çocuğun gelişmesi için gerekli
hayat şartlarının sağlanması sorumluluğu çocuğun ana-babasına düşer.
Madde 28 Eğitim
Parasız İlköğretim hakkı, mesleki eğitimin elde edilir olması, okuma yazma bilmeme oranının düşürülmesi
için gerekli önlemler.
Madde 29 Eğitimin Amaçları
Eğitim, çocuğun kişiliğinin, yeteneklerinin gelişmesini, sorumlu bir yetişkinliğe hazırlanmasını, insan
haklarına, kültürel kimliğine, yaşadığı veya geldiği menşe ülkenin ulusal değerlerine ve kendisininkinden
farklı uygarlıklara saygısının geliştirilmesini sağlamalıdır.
Madde 30 Azınlık ve Yerli Çocuklar
Azınlıktan ya da yerli halktan olan çocuk kendi kültüründen yararlanma, kendi dinine 162 İnsan Hakları
Eğitimine Başlangıç inanma ve uygulama ve kendi dilini kullanma hakkından yoksun bırakılamaz.
Madde 31 Oyun ve Eğlence
Çocuğun oynama ve eğlence (etkinliklerinde) bulunma ve kültürel ve sanatsal yaşama serbestçe katılma
hakkı.
Madde 32 Ekonomik Sömürü
Çocuğun her türlü tehlikeli işten ve ekonomik sömürüden korunma hakkı
Madde 33 Uyuşturucu ve Psikotik Maddeler
Çocukların uyuşturucu ve psikotik maddelerin yasadışı kullanımına karşı korunması ve çocukların bu tür
maddelerin yasadışı üretimi ve kaçakçılığı alanında kullanılmasını önlenmesi
Madde 34 Cinsel Sömürü
Çocuğu fahişelikte dahil her türlü cinsel sömürüden ve pornografi k nitelikli malzemede kullanılmasına
Sayfa 109
karşı koruma güvencesi.
Madde 35 Kaçırılma, Satılma ve Ticaret
Devletler çocukların kaçırılmalarını, satılmalarını veya fuhuşa konu olmalarını önlemek zorundadır.
Madde 36 Diğer Sömürü Şekilleri
Madde 37 İşkence, ölüm cezası, özgürlükten yoksun bırakılma
Gözaltındaki çocuklara karşı devletin yükümlülükleri
Madde 38 Silahlı Savaş
Onbeş yaşından küçük çocuklar silahlı çatışmalara doğrudan katılamazlar. 15 yaşından küçük çocuklar
asker olamazlar
Madde 39 Telafi ve Yeniden Entegrasyon
Devletler, her türlü sömürü, işkence ya da silahlı çatışma mağduru olan bir çocuğun eğitimini ve yeniden
toplumla bütünleşebilmesini sağlamak zorundadırlar.
Madde 40 Genç Adaleti
Ceza hukukunu ihlal etmekle suçlanan çocuk taşıdığı saygınlık ve değer duygusunu geliştirecek nitelikte
muamele görmelidir.
Madde 41 Diğer Belgelerdeki Çocuk Hakları
Madde 42 Sözleşmenin Neşredilmesi Sözleşmenin yetişkinler ve çocuklar tarafından öğrenilmesini
sağlamak devletlerin görevidir.
Madde 43 – 54 Yürütme
Bu paragrafl ar, Çocuk Hakları Komitesi’nin Sözleşme’nin uygulanmasına nezaret etmesini sağlar.
• Madde başlıkları sadece kolay başvuru içindir. Metnin bir parçası değildirler.

Benzer belgeler