dinimiz islam - Namaz Bilgileri

Transkript

dinimiz islam - Namaz Bilgileri
www.dinimizislam.com
DİNİMİZ İSLAM
www.dinimizislam.com
Namaz
Künye
Sahibi:
Mehmet Ali Demirbaş
Gazeteci – Yazar
29 Ekim Cad. No:23 Kat:4
Yenibosna İstanbul
Tel: (0212) 454 38 20
[email protected]
Hazırlayan:
www.bizimsahife.org
1
www.dinimizislam.com
İÇİNDEKİLER
Resimli seccadeler
Namazın dindeki yeri 5
Rüku ve secdede ayakları
birleştirmek
88
Sübhane Rabbike âyetini
değiştirmek
89
Yüksek sesle âmin demek
90
Namaz ne vakit farz olur
93
Namazda nasıl elbise giyilir
94
Namazda düşünmek
95
Sünnet ile farz arasında konuşmak98
Namazda sarık takke kullanmak 100
Namazda niyetin yeri kalbdir
102
Tadil-i erkana riayet etmek
103
Şehadet parmağını kaldırmak 105
Unutarak selam vermek
106
Sure veya âyet okurken besmele
çekmek
107
İftitah tekbirini ayakta almak
şarttır
109
Namaz kılanın önünden geçmek110
Dilsizin kekemenin namazı
111
Fitneye sebep olmamalı
112
Tertip sahibi olmak
112
Namaz ve riya
116
Namazda yanlış okumak
117
Bazı tesbih ve duaların manaları 121
Vesveseden kurtulmak için
125
Mezarlıkta namaz kılmak
130
Vitir namazı vaciptir
131
Teyemmüm edemeyenin ve
mahpusun namazı
134
Namazı kazaya bırakmak için
özürler
135
Namazda sure atlayarak okumak 135
Kıbleye karşı dua
138
Dört hak mezhepte namazın
hükümleri
139
Ayakkabıları camide arkaya
bırakmak
141
Namazda elleri göbek altına
Namaz dinin direğidir
Namaz kılmamanın zararı
Namazla alay edilmez
5
9
16
Kalbim temiz, sen kalbe bak demek17
Her kötülüğün tek ilacı
19
Namaz kılmak kime zor gelir
22
Her zikir namaz değildir
23
Salât ne demektir?
25
Namaz beş vakittir
27
En büyük günah
32
Namaz kılmayanın iyilikleri
33
Namazın farzları
34
Necasetten taharet
38
Necasetin ne kadarı namaza
manidir?
Necis olanlar ve olmayanlar
Necaset nasıl temizlenir?
Çocuklar ve necaset
Elbise veya halıdaki necaset
Alkol, kolonya ve parfüm
Hayvanlar ve necaset
Necaseti üç kere mi yıkamalı?
38
41
45
47
48
51
52
53
İstikbal-i kıble
54
Kıble neresidir, nasıl bulunur?
Namazda kıbleye dönmek
Kıbleyi araştırmak
Kıbleye saygı
Kıble tayini
54
55
57
58
58
Namaz vakitleri
59
Namaz vakitleri
Yatsı namazının vakti
Oruç ve namaz
Namazı vaktinde kılmak
Namazlarda niyet
59
60
61
62
63
Namaz nasıl kılınır?
66
Namazı nasıl kılacağım
Kadınların namazı
66
77
85
2
www.dinimizislam.com
bağlamak
141
Öğle ve yatsının son sünnetini
4 kılmak
141
İkindinin sünnetini terk
142
Namazda kağıda bakarak okumak145
Kısa kollu gömlekle namaz
146
Çıplak ayakla namaz
148
Namazda avret yerinin açılması 150
Rükün nedir
151
Vaktin sonu beklenmez
151
Vaktine yetişip de kılamadığım 152
Rabbena lekel hamd
153
Namazda huşu ve tefekkür
153
Namazı doğru kılmak
155
Zamm-ı sure okumakla ilgili
sorular
156
Namazda oturuşla ilgili sorular 160
Kıyam ile ilgili sorular
163
Namaz kılınan yerde
164
Rükû ve secde ile ilgili sorular 165
Namaz kılarken güneş doğsa 168
İadeyi gerektirenler
170
İadeyi gerektirmeyenler
171
Namazla ilgili çeşitli sorular
172
Namazdan sonra dua ve tesbih 188
Namazı bozan şeyler
207
Namazın vacibleri
221
Namazın mekruhları
223
Namazın sünnetleri
243
Namazın müstehabları
244
Namazı bozmayı mubah kılan
sebepler
246
Secde-i sehv
247
Mesbukun namazı
265
Hastalıkta namaz
Seferilikle ilgili örnekler
287
Seferilikte mesafe
289
Seferinin cemaatle namazı
292
Vasıtalarda namaz
296
Gemide ve limanlarda namaz 299
Seferilik müddeti
300
Seferde ezan ve ikamet
300
Unutarak 4 rekat kılmak
301
Seferiliğe niyet
301
Şoförlerin seferiliği
304
Seferde kazaya kalan namaz
304
Namaz vaktinin sonunda sefere
çıkan
305
Mekke'de seferilik
305
Giriş çıkış gününde ölçü imsak
vaktidir
307
Maliki'yi taklit edenin seferiliği 308
Seferi olduğundan şüphe eden 310
Mahremsiz sefere çıkmak
310
Seferilikte iki namazı birleştirmek 313
Namazda fikir değiştirmek
314
Vatan-ı ikamet ve vatan-ı sükna
nasıl bozulur
315
Seferilikle ilgili çeşitli sual
cevaplar
317
Cemaatle namaz
329
Sual: Salâten tüncinayı
İmamlık
368
Cuma günü
ve Cuma namazı
Cuma gününün önemi
Cuma günü ölmek nimettir
Cuma günü yapılacak işler
Cuma namazının farzları
Cuma namazı nasıl kılınır
Cuma günü öğle namazı
(Zuhr-i ahir)
Cumaya gitmemek
Cuma ile ilgili çeşitli sorular
İki namazı cem etmek
(birleştirmek)
269
Hastalıkta namaz nasıl kılınır? 265
Sandalyede namaz
280
Teyemmüm edemeyen hasta
ne yapar?
282
Yolculukta namaz
283
Yolculukta namaz nasıl kılınır
283
3
383
383
387
388
390
392
392
395
397
402
www.dinimizislam.com
Nafile namazlar
415
Teheccüd namazı
Kuşluk (Duha) namazı
Hacet namazı
Tesbih namazı
Tehıyyet-ül-menzil namazı
Resulullahı rüyada görmek için
Abher namazı
Sübha namazı
İstihare namazı
Tehıyyet-ül-mescid namazı
Küsuf ve Husuf namazları
Evvabin namazı
Sünnet namazlar
Nafile namazlarla ilgili çeşitli
sorular
Farzın önemi büyüktür
415
418
420
421
424
424
425
425
426
428
429
430
431
Sünnet yerine kaza
kılmak
Sünneti terk etmek günah mı? 475
Sünnet namaz ne demek
477
İlim ehlinin söz birliği
479
Farzı ödemeye pot kırmak diyenler480
Bir yazarın iddialarına cevaplar 481
Sünnet ve kaza namazında niyet486
Kazası olmayanın kaza namazı
kılması
488
Farz ve nafile
492
Terk etmek mi, fevt etmek mi? 493
Evla, farz demek değildir
495
Sünnet, nafile ve adak
496
Kaza namazlarıyla ilgili çeşitli
sorular
497
Teravih namazı
510
Bayram namazları
510
Cenaze namazı ve defin
511
434
438
orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Camilere saygı
534
Ezan ve İkamet
553
Doğru okunabilmesi için ikametin
İslam
harfleriyle
yazılışı
için
tıklayınız.
Tilavet secdesi
564
443
Kaza namazı kılmak gerekmez mi?443
Namaz
hangi
özürle
kazaya
kalabilir444
Hayırlı işler namaz yerine geçmez447
Farz yanında nafilenin kıymeti 447
Sünnet ne demektir
448
Namazı kaza etmeyi geciktirmek451
Sünnetler de nafiledir
453
Kaza namazı borcu olanın
sünnet kılması
455
Cihazla ibadet etmek 569
Hoparlörden çıkan sesin mahiyeti569
Yankı ve hoparlör
574
“Herkes öyle diyor” demek
575
İbadetle başka şey mukayese
edilmez
576
Hoparlörle kıldıran imama uymak580
Hoparlörden Kur’an dinlemek 583
İçinde Kur’an olan CD ve
bilgisayar
584
Benzerine de saygı gerekir
586
Mübelliğ imamın yardımcısıdır 587
Hazret-i Davud ve mizmar
588
Televizyonla namaz
589
İbadet lisanı Arapçadır
589
Teganni nedir?
593
Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Bir iş için birkaç niyet
462
Sünnet terk edilmiş olmaz
467
Unutulan sünnetler ve farzlar 469
Nafile farz ile mukayese edilmez469
Nafileler farzlar yerine geçmez 471
Farz borcu varken
474
4
www.dinimizislam.com
Namaz
Namazın dindeki yeri
Namaz dinin direğidir
Sual: Namazın dindeki yeri nedir?
CEVAP
Namazın önemi çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani]
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı
düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir
ameli kabul edilmez.) [Taberani]
(Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları
dökülür.) [İ.Ahmed]
(Allahü teâlâ buyuruyor ki, "Söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde,
doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete
koyarım") [Hâkim]
(Her Peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.) [Gunye]
Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok
büyük günahtır. Hanbeli’de namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve
Maliki’de büyük günah işlediği için ceza olarak katli gerektiği fıkıh kitaplarında
yazılıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki]
(Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni Nasr]
(Namaz kılan, kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olur.)
[Taberani]
(Namaz kılmayan, kıyamette, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur.)
[Bezzar]
(Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza
başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır.) [Ebu Nuaym]
(Bizimle kâfir arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.)
[Nesai]
Yukarıdaki hadis-i şerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklamışlardır:
Dinimizde en büyük günahı işleyen kâfir olmaz. Bunun için namaz
kılmayana kâfir denmez. Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için,
namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Namaz kılmayanın
kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez. Günahlar da insanı küfre
sürükler. Bazı âlimler, namaz kılmayanın kâfir olacağını bildirmişlerdir. Bu
bakımdan her ne şart altında olursa olsun muhakkak namazı kılmalı!
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
5
www.dinimizislam.com
Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak ancak müminlere kolay gelir.
Kur'an-ı kerimde, (İman ve ibadet etmek, müşriklere güç gelir) ve (Namaz
kılmak müminlere kolay gelir) buyurulmaktadır. Namaz kılmamak, iman
zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine
severek kolaylıkla uymaktır.(1/191,289)
Namaz kılmamanın ne kadar büyük günah olduğunu bilen, ayakta
duramayacak kadar hasta olsa bile, mutlaka namaz kılar. Ateşin yaktığını bilen
kimse, kendini nasıl ateşe atar? Cehennemden kaçan, Cenneti isteyen namaz
kılmaz mı? Hadis-i şerifte, (Cenneti isteyip de, Allah’ın yasakladıklarından
kaçınmayan, isteğinde yalancıdır) ve (Cenneti isteyen, hayırlı işlere
koşar, Cehennemden korkan, haramlardan kaçar) buyuruluyor. (Beyheki)
Tadil-i erkâna riayet etmek vacibdir. Namazın vaciblerinden biri bilerek
terk edilirse, o namazı tekrar kılmak vacib olur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor
ki:
(Hırsızların en büyüğü, namazından çalandır. Yani namazın erkânına
riayet etmez, rükû ve secdelerini hakkiyle yerine getirmez.) [Vesilet-ün
Necat]
(Herkesin namazında, kalbin hazır olduğu kısımlar yazılır. Kalbin
hazır olmadığı namaza, Allahü teâlâ nazar etmez.) [Vesilet-ün Necat]
Cemaatle namaz kılmak erkeklere Sünnet-i hüdadır. Yani dinimizin şiarı,
alameti olan sünnettir. Özürsüz terk etmek asla caiz değildir. Bilhassa yatsı ve
sabah namazını cemaatle kılmak çok önemlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle
kılan, gecenin tamamını ibadetle geçirmiş sayılır.) [Müslim]
(Münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı ile sabah namazını cemaatle
kılmaktır. Bunlardaki ecri bilen, sürünerek de olsa, cemaate gelir.)
[Buhari]
En faziletli ibadet
Sual: İbadetler içinde en faziletlisi hangisidir?
CEVAP
İbadetler içinde en faziletlisi namazdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en
faziletlisidir. Rızkın bereketi, duanın kabulüdür. Kabirde ışıktır. Sıratı
yıldırım gibi geçiricidir. Cennette başa taçtır. İmanın başı, gözün nuru ve
Cehennemden kurtarıcıdır.) [Miftah-ul-Cenne]
(Cennetin anahtarı namazdır.) [Darimi]
(En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır.) [Ebu Davud]
(Kalk namaz kıl, namaz elbette şifadır.) [İ.Ahmed, İ.Mace]
(Namazın farz olduğuna inanıp, eksiksiz kılan, Cennete gider.)
[Hâkim]
(Ümmetimin fesadı zamanında sünnetime yapışan, [yani Ehl-i sünnet
olan] ve beş vakit namazı cemaatle kılanın amel defterine her gün yüz
6
www.dinimizislam.com
şehid sevabı yazılır.) [İ.Nâsiruddin]
Namaza dikkat edin
Sual: Vaizler, hatipler, hep İslam’ın sosyal strüktüründen, sosyoekonomik, sosyo-politik yönlerinden bahsediyorlar da neden, namazın
öneminden, sünnetlerinden, secde-i sehvden bahsetmiyorlar? Kabirde,
ahirette neler sorulacak, iyi Müslüman olmak için neler yapmak gerekir? Dini
gazete denilen bazı yayın organları da böyle. Acaba namazdan bahsetmeyi
aşağılık mı kabul ediyorlar?
CEVAP
Böyle sualleri sahiplerine sormak gerekir. Fakat namazın önemi söz
konusu olduğu için, (Namaz kılmaz ama dayımın oğlunun imanı çok
kuvvetlidir. Teyzem de açık saçık gezer ama imanı çok sağlam) diyen bir
okuyucumuza bu vesile ile cevap vermek istiyoruz. Namaz kılmayanın,
pervasızca günah işleyenin imanı kuvvetli olmaz. Bir kimse, namazı ne kadar
doğru kılıyorsa, imanı o ölçüde kuvvetlidir, parlaktır. Namaz kılmayanın ve
kılmadığı için üzülmeyenin imanı çok sönüktür, belki de çoğunun imanı yoktur.
Peygamber efendimiz, (İman namaz demektir. Namaz dinin direğidir)
buyuruyor. Direksiz din olur mu?
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(İman, namaz demektir. Namazı itina ile, vaktine, sünnetine ve diğer
şartlarına riayet ederek kılan, mümindir.) [İbni Neccar]
Peygamber efendimizin son sözlerinden biri, (Namaza dikkat edin) idi.
(İbni Mace)
Namaz her iyiliğin anahtarıdır
Sual: Ben namaz kılmıyorum. Fakat hiç günah işlemiyorum. İçki içmem,
kumar oynamam, hırsızlık etmem ve başka günahları da işlemem. Bunlar
yetmez mi?
CEVAP
Namaz kılmamak çok büyük günahtır. Hırsızlık etmekten, kumar
oynamaktan, içki içmekten daha büyük günahtır. Birçok hadis-i şerifte, kasten
namaz kılmamanın küfür olduğu bildirilmiştir. Amel imandan parça olmadığı
halde, namaz konusunda ittifak hâsıl olmamıştır. Namazın imandan olduğunu
bildiren âlimler de olmuştur. Bu bakımdan namaz kılmamak, çok büyük
tehlikedir.
Bir insan her türlü kötülüğü işlese, namaz kılmaya devam etse, namazı
doğru olarak kılsa, kötülüklerin çoğunu, hatta tamamını terk eder; çünkü
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her
türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.) [Ankebut 45]
Namaz kılmanın fazileti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Namaz, her hayrın, her iyiliğin anahtarıdır.) [Taberani]
7
www.dinimizislam.com
Bu hadis-i şerifleri okuduktan sonra, namaz kılmayan Müslümana hayret
etmemek imkânsızdır.
İbadet ve ihtiyaç
Sual: Nefsime yenik düşerek, namaz kılmayı terk ettim. Şimdi bir bunalım
içindeyim. Arkadaşlar, (Böyle zamanda namaz kılmak daha önemlidir)
dediler. Peki, şimdi başlarsam, Allah, bu kulum sadece bana ihtiyacı varken,
bunalımdayken namaz kılıyor demez mi?
CEVAP
Öyle düşünmek doğru değildir. Var olabilmek, varlıkta ve hayatta
kalabilmek için, zaten her an Allahü teâlâya muhtacız. Gözümüzün görmesi,
kulağımızın duyması, konuşmamız, nefes almamız, yürümemiz, oturmamız,
kalkmamız için hep Allah’a muhtacız. Muhtaç olmadığımız bir an
düşünülemez. Allahü teâlâya, sadece sıkıntıda olduğumuz zaman değil, her
an muhtacız. Yaptığımız ibadetlerinse, bununla hiçbir ilgisi yoktur. Onlar zaten
bizim kulluk vazifelerimizdir. Rabbimizin emridir. İmandan sonra en büyük
vazifemiz, beş vakit namaz kılmaktır. Bunun için hemen namaza başlamalı.
Dualarımızın kabulü için de, sadece sıkıntılı zamanlarda değil, her zaman dua
etmeli, Allahü teâlâdan af ve afiyet istemeli. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sıkıntıda duasının kabul edilmesini isteyen, rahat zamanında çok
dua etsin!) [Tirmizi]
Namazı kaçırmamalı
Sual: İşlerimizin hayırla neticelenmesi için ne yapmak gerekir?
CEVAP
Namaza mâni olan işte, hayır olmadığını iyi bilmek gerekir. Şu üç şeye
çok sıkı sarılmalı:
1- Namazları vaktinde kılmak, 2- Haramlardan sakınmak, 3- Helâl
kazanmak. Bu üç şeye mâni olan her şeyi terk etmelidir.
Namazın önemi büyüktür
Sual: Her çeşit şükür ve ibadet namazda toplanmıştır deniyor. Böyle bir
şeyin aslı nedir?
CEVAP
İslam âlimleri, (Namaz, her çeşit şükrü kendinde toplar) demişlerdir.
Büyük âlim Abdullah-i Dehlevi hazretleri de buyuruyor ki:
Bütün ibadetler namaz içinde toplanmıştır:
1- Kur’an-ı kerim okumak,
2- Tesbih söylemek [Sübhanallah demek],
3- Resulullaha salevat söylemek [Salli barikleri okumak],
4- Günahlara istiğfar etmek,
5- İhtiyaçları yalnız Allahü teâlâdan isteyerek Ona şükredip dua etmek
[Fatiha okumak] namaz içindedir. Daha başka ibadetler de vardır.
Ağaçlar, otlar, namazda durur gibi dik duruyorlar. Hayvanlar, rükû halinde,
8
www.dinimizislam.com
cansızlar da namazda Kade’de oturur gibi yere serilmişlerdir. Namaz kılan,
bunların ibadetlerinin hepsini yapmaktadır. (Mekatib-i şerife m.85)
Ne zaman farz olur?
Sual: (Küçük bir çocuk yatsıyı kıldıktan sonra cünüp olsa ve fecirden
sonra uyansa yatsıyı kaza etmesi gerekir) deniyor, ne demektir?
CEVAP
Akıl baliğ olmayan çocuk, yatsıyı kıldıktan sonra akıl baliğ olsa, o yatsıyı
tekrar kılması farz olur, çünkü önceki kıldığı yatsı nafileydi, büluğ çağında
olmayana farz olmaz.
Hazret-i Âdem’den beri
Sual: Namaz, ne vakitten beri kılınıyor?
CEVAP
Namaz, ilk Peygamber Hazret-i Âdem’den beri kılınmaktadır. (Mevkufat)
Her dinde farzdı
Sual: Âdem aleyhisselamdan beri her dinde namaz var mıydı? Varsa kaç
vakit idi?
CEVAP
Âdem aleyhisselamdan beri her dinde namaz var idi. Her ümmete bir vakit
farz idi. Ama bir vakitte birçok rekat farz idi. Kimine sabah namazı, kimine
akşam namazı farz idi. Her ümmete ayrı farz olan namazlar, bizim ümmetimize
hepsi birden farz oldu.
Hak geçmez
Sual: Almanya’da çalışıyorum. Namaz kılacak kadar işi bırakınca hak
geçer mi?
CEVAP
Hak geçmez. Hiç kimsenin namaza mani olma hakkı olmaz.
Mekke’de farz oldu
Sual: Neden namaz Mekke’de, abdest Medine’de farz oldu?
CEVAP
İkisi de Mekke’de farz oldu. Namaz Mirac’da farz oldu. Halbuki daha önce
de namaz kılınıyordu. Kıyamete kadar ihtilafa düşmemek için Maide suresinde
önemi bildirildi.
Namaz kılmamanın zararı
Sual: Namaz kılmak büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok
büyük günah değil midir?
CEVAP
Elbette çok büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kasten [mazeretsiz] namaz kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ
kabul etmez. Tevbe edinceye kadar da Allah’ın himayesinden uzak olur.)
[İsfehani]
9
www.dinimizislam.com
(Beş vakit namazı terk eden, Allahü teâlânın hıfz ve emanından
mahrum olur.) [İbni Mace]
(Namaz kılmayanın Müslümanlığı, abdest almayanın namazı yoktur.)
[Bezzar]
(İman ile küfür arasındaki fark, namazı kılıp kılmamaktır.) [Tirmizi]
(Namaz, imanın başı ve Cehennemden kurtarıcıdır.) [Miftah-ul-Cennet]
Namaz kılmayan
Sual: Namaz kılmamanın zararı nedir?
CEVAP Birçok zararı vardır. Seyyid Abdülhakim efendi hazretleri buyurdu
ki:
Namaz kılmayan, her şeyden önce bütün müminlere zulmetmiş olur;
çünkü her namazda (Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin) demekle
bütün müminlere dua ediliyor. Namaz kılmayan, her gün beş vakit namazda
sünnetlerle beraber 21 kere tekrarlanan bu duadan Müslümanları mahrum
bırakıyor. Kıyamette bütün müminler bu haklarını namaz kılmayanlardan
alacaktır.
Namaza gevşeklik gösteren, kıymetini bilmeyip hafif tutan birçok
cezaya uğrar:
Ömründen hayır ve menfaat görmez. Çeşitli hastalık, aşağılık, hakaret ve
zilletler içerisinde hayat sürer. Salihlerden saygı görmediği gibi, çeşitli
mahrumiyet ve sıkıntılara maruz kalır. Sıhhatinden hayır ve menfaat görmez.
Genelde kötü yerlerde çalışanlar, namaz kılmayan veya namaza gevşeklik
gösterenlerdir. Zahmetli, yorucu ve ağır işlerde çalışanlar da çoğunlukla
bunlardır. Namazı doğru kılan, hem salihlerin yanında, hem de, arkadaşları ve
akrabaları arasında saygı ve itibar sahibidir.
Namaz kılanda yaratılışındaki güzellikten başka bir güzellik ve cemal
vardır ki, namaz kılmayan ne kadar güzelleşmeye, süslenmeye çalışsa da, her
gün yıkansa da, yeni elbiseler giyse de, yine bu güzellik ve cemale
kavuşamaz. Güzel kokular sürünse de, kendisinde hâsıl olan tiksindirici
kokuyu, hissedenlerden gizleyemez.
Namaz kılanın yüzü güzel olur, uzun zaman yıkanmasa da, günlerce
çamaşır değiştirmese de, vücut, elbise ve çamaşırları pis kokmaz. Namaz
kılmayan, sık sık yıkanıp çamaşır değiştirse de, o nezafete, o zarafete sahip
olamaz. Günde defalarca sadaka verse, yetimleri sevindirse, yedirip giydirse,
günlerce Kur'an okusa, her yıl hacca gitse, buna benzer ibadet ve iyilik yapsa
da sevap alamaz. Allahü teâlâ, o vakitleri namaza mahsus kıldığından bu
vakitleri namazda geçirmek gerekir. Bu vakitleri Allahü teâlânın tayin ettiği
şekilden çıkarmak yani bozmak zulmünde bulunduğu için namaz kılmayanın
her işinden, hayır ve bereket kalkar, duası da makbul olmaz.
Namaz kılan Ya Rabbi dediği zaman, Allahü teâlâ, (Lebbeyk = söyle
yapılsın) buyurur. Namaz kılmayana lebbeyk, işittim demez. Ancak namazı
doğru kılan hayır ve berekete ve rahmete vesile olur. Namazda, Hazret-i
10
www.dinimizislam.com
Âdem’den itibaren bütün müminlerin ve bütün mahlûkatın hakları vardır.
Namaz terk edilince, Hakkın rahmeti, örtülü kalır. Rahmetin gelmesine
kesilmesine sebep olduğundan bütün mahlûkat namazı terk edene buğzeder.
Müslümanların dualarının bereketinden mahrum kalır. Ölse, mezarı yanından
geçen bir Müslümanın okuduğu Fatihadan gerektiği kadar faydalanamaz.
Allahü teâlâ böylelerini, ulûhiyet makamında özel hizmet sayılan namaza
almadığından, bu önemli hizmetten kovulmuş olur. Bu hizmet için verilecek
olan faydalardan mahrum kalır.
Namaz kılmayan, görünüşü bozularak yatağa düşer. Üstünü başını,
yatağını, yorganını ve diğer şeylerini pisleterek berbat eder. Öyle olur ki, en
yakınları, çocukları, hanımı, ana ve babası da ölümünden nefret eder. Hiç
kimseden saygı göremez.. Bu kimse büyük bir padişah da olsa, yine ölüm
zamanında nefret edilen bir şekilde ölür.
Namaz kılmayanın ölümünde, gözlerinde korku alametleri, telaş ve
hüzün eserleri, gözünü göğe dikme işaretleri görünür. Gözlerinin rengi değişir.
Yukarıya veya aşağıya doğru dikilir ki, bakmak mümkün değildir. Burun
delikleri kurur. Kuş tüyü yatakta, süslü odada ve sarayda bin bir ihtişam ve
debdebe içerisinde bulunsa da, yine zelil ve aşağı olur.
Namaz kılmamakla iman zayıflar. Bu kimsenin namaza saygısı
olmadığından melekler, ölüler ve diğer yaratıklar da ona saygı göstermez.
Namaz kılmayan ölürken saçı sakalı karışır. Namaz kılanın ise
ölümünde de hayattaki durumu bozulmaz, canlı gibi kalır. Onun ölümünü
gören, ölümünden haberdar değilse, uyuduğunu zanneder.
Namaz kılmayan ne kadar çok yemek yese de, yine açlık ızdırabı dinmez.
Gittikçe şiddetlenir, dayanılmaz bir hâl alır. Ne kadar fazla ve iyi yemekler
yedirilse, bu acı, bu ağrı, bu sızı dindirilemez. Bu ızdırap teskin olunamaz. Hep
açlıkla acı çeker. Açlık bir orantı halinde yükselir, artar. Nihayet kıvrana
kıvrana can verir; çünkü namazı terk etmek büyük günahtır. Cezası da o
nispette büyük olur.
Namaz kılan, güler yüzlü, parlak ve nurani yüzlü olur. Sevinç ve neşe
alametleri yüzünde ve gözlerinde aşikâr olur. Kendi kusurlarını ve Hak teâlânın
lütuf ve ihsanını görür de, alnından terler dökülür, burnunun delikleri sulanır.
Kulak altları ve burun delikleri hafif bir şekilde terler. Güzel bir şekilde kokar.
Renginde latif bir güzellik olur. Etrafa güzel kokular yayılır. En lezzetli ve en
nefis yemekler yemiş gibi tok ve kanmış olarak vefat eder.
İbadetler imandan parça değildir. Yani inandığı halde bir ibadeti
yapmayan veya bir haramı işleyen kâfir olmaz. Ancak namazda sözbirliği
olmadı. Hanbeli’de bir namazı özürsüz terk eden kâfir olduğundan öldürülür.
Yıkanmaz, kefene sarılmaz, namazı kılınmaz ve Müslümanların kabristanına
konulmaz. Ayağına ip bağlanır, murdar bir it gibi, bir çukur kazıp içine konur.
Üzerine toprak atılır. Üzerine kabir alameti de yapılmaz. Şafii ve Maliki’de
büyük günah işlediği için ceza olarak öldürülür. Hanefi’de namaza
11
www.dinimizislam.com
başlayıncaya kadar dövülüp hapse atılır. Namaz kılmamak imansız ölmeye,
namaz kılmak ise iki cihan saadetine sebep olur.
Namaz ve dindarlık
Sual: Namaz kılmadan da, hayır hasenat yaparak dindar olmak mümkün
değil midir?
CEVAP
Sermaye olmadan kâr etmek nasıl mümkün değilse, namaz kılmadan da
dindar olmak mümkün değildir. Namaz kılmayanın hayır hasenatına sevab
verilmez. Peygamber efendimiz, (Namaz kılmayanın ibadetlerine sevap
verilmez) buyuruyor. (Ebu Nuaym)
Namaz, dinin direğidir. Namaz kılan dinini doğrultmuş olur. Namaz
kılmayanın dini yıkılır. Namazları, müstehab zamanlarında ve şartlarına ve
edeplerine uygun olarak, mümkünse cemaatle kılmalı. Muhammed Masum
hazretleri, (Bunlardan biri yapılmazsa, yas tutulsa yeridir) buyuruyor. Bir hadisi şerif meali şöyledir:
(Bir mümin, namaz kılmaya başlayınca, Cennet kapıları açılır.
Rabbiyle arasındaki perdeler kalkar. Bu hâl, namaz bitinceye kadar
devam eder.) [Taberani]
Namazın önemi
Sual: Bir arkadaş, (Namaz kılmakla cennete girilemez) derken, başka
bir arkadaş da, (Namaz kılmadan, cennete hiç girilmez) dedi. Hangisi
doğru?
CEVAP
İki sözde de, doğruluk ve yanlışlık var. Cennete girmek için, namaz kılmak
yeterli değildir. Namaz kılan, Ehl-i sünnet itikadında değilse, mutlaka
cehenneme girecek, imanını kurtarabildiyse, sonunda cennete girecektir; fakat
itikadı doğru olmayanın, imanla ölmesi çok zordur. İtikadının bozukluğu küfre
sebep olmuşsa, o zaman cehennemde ebedi kalır.
Namaz kılmayan da, imanını kurtarabilirse, günahlarının cezasını
çektikten sonra cennete girebilir; ama namaz kılmayanın imanla ölmesi çok
zordur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kıyamette önce, namazdan sorulacaktır. Namaz doğruysa, diğerlerinin
hesabı, Allahü teâlânın yardımıyla kolay geçecektir. (2/67)
Vazife elbette mukaddestir
Sual: Bazı kimseler, (Ben namaz kılmam ama fakirlere yardım ederim,
hayvanlara acırım. Bunlar da ibadettir. Sadece namaz kılmakla olmaz. Vazife
mukaddestir. Önce iş, sonra namaz) diyorlar. Namaz kılmayanın yaptığı iyi
işler kabul olur mu?
CEVAP
(Sadece namazla olmaz) demek, namazı hafife almak olur. Namaz sanki
iman gibidir. Nasıl ki, imanı olmayanın hiçbir ibadetine, iyiliğine sevap
12
www.dinimizislam.com
verilmiyorsa, namaz kılmayanın da hiçbir ibadetine sevap verilmez.
(Namaz kılmayanın ibadetleri kabul olmaz.) [Ebu Nuaym]
(Vazife mukaddestir. Önce iş, sonra namaz) diyerek namaz kıldırmamak
doğru değildir. Namaz kılmakla işverenin hakkı geçmiş olmaz. Yani işverenin
namaza mani olma hakkı olmaz.
Vazife ne demektir? Vazife, âmir tarafından emredileni yapmak, yasak
edileni yapmamak demektir. Birkaç âmirin verdiği emir, birbirine
benzemiyorsa, daha üstün olan âmirin emri yapılır. Memuriyette ve askerlikte
de, birinci vazife büyük âmirin emrini yapmaktır. En büyük âmir kimdir? Vazife
elbette mukaddestir. Çünkü hadis-i şerifte, (İnsanların en iyisi, insanlara
faydalı olandır) buyuruldu. (Kudai)
İnsanlara ne yapılırsa faydalı olacağını da, en büyük âmir olan Allahü
teâlâ bildirmiştir. Birinci vazife, en büyük âmirin emrini yapmak olduğuna göre,
en büyük âmir ne diyor? (İmandan sonra en büyük vazife namaz kılmaktır)
buyuruyor. Namaz kılmayanın ibadetleri, iyi işleri kabul olmadığı gibi, kazancı
da bereketsiz olur.
Namaz kılmak, işi aksatmaz. Hatta namaz kılan, işini daha canla başla
yapmaya gayret eder. Namaz kılan, kul hakkından, haramdan korkar,
vazifesini ihmal etmez. (Namaz kılmaya vaktim yok) demek veya başka
bahane uydurmak, beynamaz mazeretidir, namazın önemini bilmemektir.
Hadis-i şerifte, (Bir kimse, namazını kasten, mazeretsiz kılmazsa, Allahü
teâlâ onun diğer ibadetlerini faydasız kılar) buyuruldu. (İ.Gazali)
Allahü teâlâ, namaz kılmayanın iyiliklerine sevap vermez. (Sefer-i ahiret)
Namaz dinin direğidir
Sual: İşlerimin yoğunluğu sebebiyle namazları vaktinde kılamıyorum. Bir
arkadaş, dinde kolaylık vardır, namazların hepsini birleştirip kılmamı söyledi.
Gece eve gidince hepsini kıl dedi. İşlerimi aksatmadan namazımı nasıl
kılabilirim?
CEVAP
Namazlarınızı aksatmadan işlerinizi yapmalısınız. Müslüman için en
önemli ibadet namazdır. İş aksayabilir, ama namaz asla aksamaz. Namazı
aksatanın işinde hayır olmaz.
İşlerin arasında namazı da hallederim zihniyeti salih Müslümana
yakışmaz. Onun maksadı namazdır, onun en zevkli anı namazdadır. Namazı
gaye bilenin, diğer işleri kolaylaşır.
Dünya ve ahiret saadetimiz için, işlerimizin hayrını görmek için, namazı
öne almalı, namaz kılmadan işe başlamamalı. Namaza mani olan işte hayır
olmaz.
İşlerin yoğunluğu sebebiyle namaz cem edilmez. Herhangi bir sebeple
namaz kazaya kalma tehlikesi varsa, kazaya bırakmamak için cem edilir.
Sonra gündüz kılmayıp gece cem edilmez. Öğle ile ikindi, akşam ile yatsı
zaruret olunca Hanbeli mezheb taklit edilerek, birleştirilerek kılınır. Namaz her
13
www.dinimizislam.com
işten önemlidir. Ayakta kılınamazsa, oturarak kılınır, oturarak da kılamayan
yatarak kılar. Su bulunmazsa veya suyu kullanmakta sakınca varsa,
teyemmüm edilir. Bütün bunlar namazın önemini göstermektedir. Peygamber
efendimiz, (Namaz dinin direğidir) buyuruyor. (Taberani, Beyheki)
Direksiz bina olmadığı gibi, namazsız Müslümanlık da olmaz.
Namazsız din olmaz
İş arasında namaz kılanlardan olma sen,
Mahşer günü saçını yolanlardan olma sen.
Allah’ın her emrini öne almalı kişi,
Önce namazı kılıp sonra yapmalı işi.
İş önce gelir diye namazları aksatma,
Önce namazını kıl, dini dünyaya satma.
Direksiz bina olmaz, direk varsa yıkılmaz,
Namaz dinde direktir, namazsız İslam olmaz.
Vücutta baş ne ise, öyledir dinde namaz,
Başsız vücut olmazsa, namazsız da din olmaz.
Başsız beden yürüse korku kaplar insanı,
Başsız görür evliya da namaz kılmayanı.
Evlenmekle affedilir mi?
Sual: Eğer namazı evlenince kılsam kılmadıklarımın günahı af olur mu?
CEVAP
Namaz, hac gibi ömürde bir defa yapılmıyor ki, evlenince, askerlikten
sonra kılarım diyesiniz. Günlük yemek gibidir. Mesela ben birkaç gün
yemeyeyim veya evlendikten sonra yerim deseniz olur mu?
Namaz kılmayanın hali
Sual: Namaz vakti çıkarken namazı kılmadığı için üzülmeyenin imanı
gider mi?
CEVAP
Evet, imanı gider ama üzülmemek ne demektir? Namaz kılmayan, içki
içen ve açık gezen, eğer ben de namaz kılsam iyi olur, içki içmesem iyi olur,
açık gezmesem iyi olur diyerek günahlarına devam ediyorsa kâfir değildir.
Bunları yapıyor bu arada oruç da tutuyorsa yine kâfir denmez. Biz de bazı
günahları işliyoruz, gıybet ediyoruz. Hadis-i şerifte gıybet zinadan kötüdür
buyuruluyor. Suizan ediyoruz vs. Ama yaptığımıza günahtır diyoruz. Namaz
kılmayan da böyle diyorsa kâfir olmaz. Namaz kılmasam da açık gezsem de
içki içsem de kalbim temizdir, içmeyenleri namaz kılanları görüyoruz, benim
onlardan neyim aşağı diyorsa tehlikededir. Ben kapanırsam namaz kılarsam
onlardan iyi olurum diye düşünüyorsa, yaptığının yanlış olduğunu biliyorsa
küfür olmaz.
Farzı yapmamanın günahı
Sual: Bir insan içki içip kumar oynasa mı daha çok günah kazanır, yoksa
14
www.dinimizislam.com
namaz kılmasa mı?
CEVAP
Namaz kılmasa veya oruç tutmasa yani bir farzı yapmasa daha çok
günah kazanır. Çünkü farzları yapmamanın günahı, haram işlemek
günahından daha çoktur. Haramdan sakınmanın sevabı, farzı yapmanın
sevabından kat kat çoktur.
İbadetleri kazaya bırakmak
Sual: (İnsan yaşlanınca, gençken olduğu gibi kolay ibadet edemez,
abdestli duramaz, ağrıdan sızıdan namazlarını doğru dürüst kılamaz,
Ramazan orucunu tutamaz, nerede kaldı ki bunları kaza etsin. Bunun için,
oruçları ve namazları kazaya bırakmamalı) deniyor. İnsan hiç yaşlanmasa ve
hep genç kalsa, orucunu ve namazını kazaya bırakması caiz olur mu?
CEVAP
Asla caiz olmaz. Namaz kılmanın yaşlanmakla hiç alakası yoktur. Hep
genç kalsa da, emekli olunca rahatça kazalarını ödese bile, geciktirdiği için
haram işlemiş olur. Bir de, bir ibadeti zamanında yapmakla, kazasını ödemek
arasında sevab bakımından dağlar kadar fark vardır. Bir hadis-i şerif meali:
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa,
Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi]
Namaz da oruç gibi vakitli ibadettir. Vaktinde kılmak gerekir. Bir vakit
namazı kazaya bırakmak, çok büyük günahtır. Kaza edilse bile günahı
affolmaz. Ayrıca tevbe etmek gerekir.
Emekli olunca, kazalarını ödeyebilen sadece azaptan kurtulur; ama
namazdan ve oruçtan hâsıl olacak büyük sevaba kavuşamaz. Kurban
kesmeyip kazasını yapan, yani değerini sonra veren kimse de, sadece
azaptan kurtulur, kurban kesme sevabına kavuşamaz.
Namazı, kazaya bırakmak büyük günah olduğu gibi, kazasını geciktirmek
de büyük günahtır. Bu büyük günah, kaza kılacak kadar zaman geçince, bir
misli artar. Kaza etmeyi geciktirince de, tevbe etmek farz olur. (S. Ebediyye)
Namaz kılmayan
Sual: (Namaz kılmayanın İslam’dan nasibi yoktur) sözü, namaz
kılmayana kâfir demek olur ki, bu da Ehl-i sünnet itikadına aykırı değil midir?
CEVAP
Bu söz hadis-i şeriftir, çeşitli hadis kitaplarında vardır. Bunun gibi namaz
kılmamanın küfür olduğunu bildiren hadis-i şerifler çoktur. Birkaçı şöyledir:
(Namazı kasten terk eden kâfirdir.) [Taberani]
(Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni Nasr]
(Namaz kılmayanın müslümanlığı yoktur.) [Bezzar]
(Bizimle kâfirlik arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir
olur.) [Nesai]
(İman, namaz demektir. Namazı itinayla, vaktine ve diğer şartlarına
15
www.dinimizislam.com
riayet ederek kılan, mümindir.) [İbni Neccar]
S. Ebediyye’de, (Namaz kılmayanın İslam’dan nasibi yoktur) hadis-i
şerifiyle diğer hadis-i şerifler açıklanarak deniyor ki:
Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliğiyle, (İbadetler imandan parça değildir)
buyurdular. Yalnız, namazda söz birliği olmadı. Fıkıh imamlarından İmam-ı
Ahmed ibni Hanbel, İshak ibni Raheveyh, Abdullah ibni Mübarek, İbrahim
Nehai, Hakem bin Uteybe, Eyyub Sahtiyani, Davud Tai, Ebu Bekir ibni Şeybe,
Zübeyr bin Harb ve daha birçok büyük âlimler, (Bir namazı bile bile, kasten
kılmayan kimse kâfir olur) dedi. (Namazın ehemmiyeti kısmı)
El-fıkh-u alel mezahibil-erbea kitabında da deniyor ki:
Hanbelîler ile Abdullah bin Mübarek, İshak bin Raheveyh ve Şafiî’nin bazı
eshabı dediler ki: Namazı mazeretsiz olarak, kasten terk eden kimse kâfir olur.
Bu söz, Hazret-i Ali’den de nakledilmiştir. Bunlar, delil olarak Tevbe suresinin
(Eğer müşrikler tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse serbest
bırakın!) mealindeki 5. âyet-i kerimesini bildirmişlerdir. Resulullah efendimiz
bu âyet-i kerimeyi açıklayarak buyurdu ki:
(Müşrikler La ilahe illallah deyinceye, namaz kılıncaya ve zekât
verinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum.) [Buhari]
Diğer üç mezhep mensuplarıysa, (Namaz kılmayı, zekât vermeyi vazife
bilmez, farz olduğuna inanmaz, bunları yerine getirmediği için üzülmez,
günaha girdiğini bilmezse, kâfir olur) demişlerdir. Yani Hanefi, Maliki ve
Şafii’de namaz kılmayan kâfir olmuyor; ancak önem vermezse kâfir oluyor.
Namazı kazaya bırakmak
Sual: S. Ebediyye’de, Tergib-üs-salat kitabından alınarak, (Bir namazı
özürsüz, vaktinden sonra kılan, seksen hukbe Cehennemde yanacaktır)
mealindeki hadis-i şerif bildirilmektedir. Namazı kılmak niye günah oluyor?
CEVAP
Günah olan, namaz kılmak değil, namazı kasten kılmayıp kazaya
bırakmaktır. Tevbe edip o namazı kaza ederse, cezadan kurtulur. Çünkü
Mektubat’taki bir hadis-i şerifte, (Bir namazı bile bile, vaktinde kılmayıp,
kaza etmeyene, Cehennemde seksen hukbe azap edilecektir) buyuruluyor.
(m. 266)
Demek ki, tevbe edip kaza eden, hattâ kaza etmediği hâlde, şefaate yahut
affa kavuşan cezadan kurtulur.
Namazla alay edilmez
Sual: Bir hoca, (Müslümanlık, sadece yatıp kalkmak değildir, namazdan
başka yapılacak çok iş vardır) dedi. Namaz için yatıp kalkmak tabiri uygun
mudur?
CEVAP
Uygun değildir. Kelam, mantık ve matematiğe dair eserleri de olan büyük
16
www.dinimizislam.com
âlim Sarı Lütfi denilen Tokatlı Molla Lütfi, bir dersinde, insanların doğru namaz
kılmadıklarını bildirmek için, (Bizim kıldığımız namaz, yatıp kalkmaktan
başka şey değildir) demiş. Onu çekemeyen muhalifleri, (Namaz için yatıp
kalkma tabirini kullandı) diyerek şikâyet etmişler, yatıp kalkmak tabiri namazı
önemsiz görmek kabul edildiği için Hatibzade Muhyiddin efendinin verdiği
fetvaya istinaden mahkeme neticesinde Sultanahmet meydanında idam
olunmuştur. (1495)
Yavuz Sultan Selim Han, Ahmed ibni Kemal paşaya (Tokatlı Molla Lütfi
hocanız imiş. İlmi, irfanı yüksek, değerli, dört başı mamur bir ilim adamı iken
idamına sebep ne oldu?) diye sordu. Kemal Paşazâde, (Hocam haset
belasına uğradı. Tam bir âlim, kâmil, salih, dindar bir kişi iken, düşmanları
haset ettiler, namaza önem vermiyor diyerek katline sebep oldular) dedi.
Şakadan da olsa, başka bir niyetle de olsa, namaza yatıp kalkmak
dememelidir. Namazı doğru kılanın her işi düzgün olur. Kur'an-ı kerimde
mealen buyuruluyor ki:
(Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her
türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar; çünkü zikrullah [Namaz
kılmak] elbette en büyüktür ibadettir.) [Ankebut 45; Beydavi]
Bir genç, namaz kılar ve her türlü kötülüğü de yapardı. Bu gencin
durumunu Resulullaha bildirdiler. Peygamber efendimiz, (Bir gün gelir
namaz, onu diğer günahlardan alıkoyar) buyurdu. Aradan çok zaman
geçmedi. O genç günahlarına tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu. Bu bakımdan
namazı doğru kılmalıdır!
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı
düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir
ameli kabul edilmez.) [Taberani]
(Allahü teâlâ buyuruyor ki, "Söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde,
doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete
koyarım") [Hâkim]
(Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları
dökülür.) [İ. Ahmed]
Doğru kılınan namaz, bütün kötülüklerden uzaklaştırır. Yani insan namazı
doğru kılarsa, dine tam uymuş olur. Dine tam uyan da, hiç bir kötülüğü
işlemez, ayrıca dinimizin emrettiği iyi işleri yapmaya çalışır. Namaz gibi çok
önemli bir ibadet için yatıp kalkmak tabiri kullanılmamalıdır!
Kalbim temiz, sen kalbe bak demek
Sual: Bazı kimseler hiç ibadet etmediği ve her çeşit günahı işlediği halde,
(Benim kalbim temizdir, sen kalbe bak) diyorlar. Namaz kılmayanın kalbi temiz
olur mu?
17
www.dinimizislam.com
CEVAP
Önce kalb ile yüreğin tarifini yapalım! Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et
parçası değildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalb,
yürekte bulunan bir kuvvettir. Görülmez. Ampulde bulunan elektrik cereyanı
gibidir. Buna, kalb veya gönül diyoruz. Gönül, insanlarda bulunur. Hayvanlarda
bulunmaz.
Bedendeki bütün a’za, kalbin emrindedir. His uzuvlarımızın duydukları
bütün bilgiler kalbde toplanır. İnanmak, sevmek, korkmak kalbin işidir. İtikad
eden, yani iman eden ve kâfir olan, kalbdir. Güzel, iyi ahlakın ve kötü huyların
yeri kalbdir. Kalbi temizlemek için riyazet ve mücahede lazımdır. Riyazet,
nefsin arzularını yapmamaktır. Nefsimiz, haramları, mekruhları arzu eder.
Bunlardan kaçmak lazımdır. Mücahede, nefsin istemediği şeyleri yapmak
demektir. Nefsimiz, iyilik ve ibadet yapmak istemez. İyilik ve ibadet ederek
kalbi temizlemelidir! Allahü teâlâ, dinleri, Peygamberleri, kalbi temizlemek için
gönderdi. Kalbi temiz olan, dinimizin emirlerine uyar, yasak ettiklerinden kaçar.
Kalbi kötü olan kimse, İslamiyet’ten kaçar. Dinimizin emirlerini gericilik,
tutuculuk olarak kabul eder. Dine uymamayı da ilericilik, uygarlık, özgürlük
olarak bilir.
Namaz kılmayan ve kendisine farz olan diğer ibadetleri yapmayan
kimsenin kalbi temiz olmaz. Günah işleyenlerin kalbi temiz olmaz. Günah kalbi
karartır. Zaten namaz kılmamak en büyük günahlardan biridir. Hatta namaz
kılmayana kâfir diyen âlimler bile olmuştur. Namaz kılmayanın, içki içenin kalbi
çok kararmış demektir. Her türlü rezaleti işleyip de, sen kalbe bak demek,
dinsizlerin veya din cahillerinin sözüdür. Bir yazar, kitabında, bir fâsıkı
överken, "Çok içki içerdi. Şarabı hamamın kurnasına koyar, oradan içerdi;
fakat tertemiz, pırıl pırıl bir kalbi vardı" diyor. Allahü teâlâ ve Peygamber
efendimiz, namaz kılmayanın ve içki içenin kalbi temiz olmaz buyururken, cahil
yazar, böyle söylemekle Allah’ı ve Resulullahı yalancı çıkarmaya çalışıyor.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hâsıl olur.
Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o
leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalb, kapkara olur.) [Harâiti]
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlânın emirlerini yapmamak kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin
bozuk olması, dine tam inanmamaktır. İmanın alameti, dinin emirlerini seve
seve yapmaktır. [Namaz kılmayıp günah işleyenin, (Benim kalbim temiz, sen
kalbe bak) demesinin ne kadar cahilce bir söz olduğu buradan da anlaşılır.]
Kalb, sevgi yeridir. Sevgi bulunmayan Kalb ölmüş demektir. Kalbde, ya dünya
sevgisi veya Allah sevgisi bulunur. Allah’ı anarak, ibadet yaparak, kalbden
dünya sevgisi çıkarılınca, kalb temiz olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi,
kendiliğinden dolar. Günah işleyince, kalb kararır, hastalanır, dünya sevgisi
yerleşir ve Allah sevgisi gider. Kalbin bu hali, bir şişeye benzer. Su
18
www.dinimizislam.com
doldurunca, havası çıkar. Suyu boşaltınca, hava kendiliğinden dolar. Bir
bardaktaki hava çıkmadıkça içine su girmez. İçine su koyunca da, bu suyu
çıkarmadan başka şey koyulmaz. Kalb de bardak gibidir. Kalbi Allah sevgisiyle
doldurmak için, başka her şeyi temizlemek lazımdır. Bir kalbde iki veya daha
fazla sevgi bulunamaz. Kur’an-ı kerimde, (Allah, insanın içinde iki kalb
yaratmamıştır) buyuruluyor. (Ahzab 4)
Nefs-i emmare, dine inanmaz. Bunun için, nefsi, tezkiye etmek,
kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak gerekir. Şems suresinde
(Nefsini tezkiye eden [kötülüklerden temizleyip faziletlerle dolduran]
kurtuldu. Nefsini günahta, dalalette bırakan zarar etti) buyuruldu. (Şems 9–
10)
Hadika kitabında buyuruluyor ki:
Haram işleyenlerin, sen kalbime bak, kalbim temiz demeleri yanlıştır.
Kendini ve Müslümanları aldatmaktır. Ancak dinin emir ve yasaklarına uyanın
kalbi temiz olur. Peygamber efendimiz, (Günaha devam edenlerin zamanla
kalbi mühürlenir. O, artık sevap işleyemez olur) buyuruyor. (Bezzar)
(La ilahe illallah) kelimesini çok söylemek, kalbi temizlemekte çok
tesirlidir. Her gün, belli miktar okumak iyi olur. Abdestli ve abdestsiz
söylenebilir. (1/14)
Rabbimizin gazabını söndürmek için (La ilahe illallah Muhammedün
Resulullah) güzel kelimesinden daha faydalı bir şey yoktur. Bu güzel kelime,
Cehenneme götüren gazabı söndürünce, daha küçük olan başka gazaplarını
elbette söndürür. Bu güzel kelime, Kıyamet için ayrılmış olan 99 rahmet
hazinesinin anahtarıdır. Küfür karanlıklarını, şirk pisliklerini temizlemek için, bu
güzel kelimeden daha kuvvetli, hiçbir yardımcı yoktur. Bir kimse, bu kelimeye
inanınca, imanın zerresi hâsıl olur. (2/37)
Allah’ı anmanın, La ilahe illallah demenin faydalı olabilmesi için dinimize
uymak şarttır. Farzları ve sünnetleri yapmak ve haramlardan ve şüphelilerden
sakınmak lazımdır. (1/190)
Kalbin Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmesi onu karartır, paslandırır. Bu
pası temizlemek lazımdır. Temizleyicilerin en iyisi sünnet-i seniyyeye uymaktır.
Sünnet-i seniyyeye uymak, nefsin kalbi karartan isteklerini yok eder.
Her kötülüğün tek ilacı
Sual: Bir arkadaş namaz kıldığı halde içki ve diğer kötülükleri bırakmıyor.
Bu nasıl oluyor?
CEVAP
Doğru kılınan namaz her türlü kötülükten alıkoyar. (Ankebut 45)
Kötülükten alıkoymayan namaz doğru kılınmıyor demektir. Hadis-i şerifte
buyuruluyor ki:
(Bir kişinin namazı, kendini fahşa ve münkerden [her türlü kötülükten]
19
www.dinimizislam.com
alıkoyamıyorsa, Allah’tan uzaklığı artar.) [Taberani]
O halde yapılacak iş, namazı doğru kılmaya çalışmaktır. Namazı doğru
kılabilmek için önce itikadın düzgün olması şarttır. Daha sonra diğer şartlar
gelir. Guslün ve abdestin doğru olması lazımdır. Bu şartlara riayet eden,
mutlaka her türlü kötülüğü bırakır.
Kötülerle gezmek bile çok zararlıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenince, ateş kıvılcımları
seni yakmazsa da, kokusu seni rahatsız eder.) [Buhari]
(İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de,
yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.)
[Müslim]
İçki ve namaz
Sual: Kocam içkili iken namaz kılıyor. Namazı kabul olur mu? Oruç da
tutuyor. İçkiyle orucunu açtığı da oluyor. Namazı da orucu da boşa mı gidiyor?
CEVAP
Günah ayrı, ibadet ayrıdır. Yani günah işleyen kimsenin de ibadetleri
sahih olur. Namaz borcundan, oruç borcundan kurtulur. Ayrıca, doğru kılınan
namaz insanı kötülüklerden, günahlardan alıkoyar. Ahirette niçin namaz
kılmadın, oruç tutmadın diye sorguya çekilmez. Niye içki içtin diye sorguya
çekilir. İçki içenin kıldığı namazlar sahih olur, fakat kabul olmaz. Kabul olmaz
demek, sahih olmaz demek değildir. Sahih ve ihlâslı olan her ibadetin sevabı
olur. Namaz borcundan kurtulur; fakat namazdan hâsıl olan büyük sevabların
hepsine kavuşamaz demektir.
Açık gezen kadının namazı da böyledir. Namaz borcundan kurtulur,
namaz kılmakla hâsıl olacak büyük sevabların hepsine kavuşamaz, yani
sevabı az olur. Bu sadece içki içen, açık gezen için değil, her çeşit günahı
işleyen için de böyledir. Yalan söyleyen, gıybet eden, laf taşıyan kimsenin de
namazlarının sevabları azalır.
Namaz kılmayan
Sual: Mecusi’nin biri Ramazan ayında çocuğuna dışarıda yemek
yedirtmiyor, Müslümanlara saygılı davranıyor ve son nefeste imanla ölüyor.
Dini yazılarda ise namaz kılmayan Müslümanın imanla ölmesinin zor olduğu,
yani imanının tehlikede olduğu yazıyor. O Müslümanken bile kâfir ölebiliyor da,
kâfir nasıl Müslüman ölebilir?
CEVAP
İslamiyet insanlardan iki şey ister. Birincisi ne bildirilmişse hepsine olduğu
gibi iman etmek. İkincisi bu iman ettiklerine hürmet edip, saygı göstermek,
hepsini beğenmek. Bunlar imanla ilgilidir. Yapıp yapmamak ise günah ve
sevab ile ilgilidir. Bahsettiğiniz örnekte üstelik bir mecusinin yani ateşe tapanın
oruca, Müslümanların ibadetine hürmeti, saygısı, onun Müslüman olmasına
vesile olabilir ki olmuştur da. Buna benzer olaylar çok olmuştur.
20
www.dinimizislam.com
Fakat bir Müslümanın senelerce namaz kılmaması, diğer haramları
işlemesi, bunları yaptığı veya yapmadığı için değil, iman ettiği hususlara
saygıyı, hürmeti azaltacağı, hatta yok edebileceği için küfre düşme tehlikesi
çok fazladır. Namaz dinin direğidir buyuruluyor. Namaz insanı elbette
kötülüklerden alıkoyar buyuruluyor. Kendisini koruyucu namazı niyazı yok.
Üstelik laf olsun diye, gevezelikle saygıyı hürmeti kaybedenler ise çoktur. Bu
yüzden, ikisi çok farklıdır. Birbirine karıştırmamak lazımdır.
Kâfir bir kelime-i şahadet söylerse hemen Müslüman olur, bütün günahları
affolur, fakat namaz kılmayan Müslüman, yukarıda açıklamaya çalıştığımız
sebepler yüzünden tehlikededir.
Doğru kılınan namaz
Sual: Doğru kılınan namazın her türlü kötülüğü önlediği bildiriliyor.
Namazı nasıl kılarsak doğru kılmış oluruz?
CEVAP
Namazın doğru olması için şunlar gereklidir:
1- Düzgün iman sahibi yani Ehl-i sünnet itikadında olmak gerekir. İtikatta
bozukluk varsa, namazı ve hiçbir ibadeti kabul olmaz. Onun için her Müslüman
Ehl-i sünnet itikadını öğrenmeli.
2- Haramlardan sakınmalı. Haram yiyenin, haram işleyenin namazı kabul
olmaz. Yani sadece namaz borcu ödenir, âhirette niye namaz kılmadın diye
sorulmaz, ama sevabından mahrum kalır.
3- Namazın farzlarına, vaciblerine, sünnetlerine ve müstehablarına riayet
etmeli. Namazı mekruh veya ifsat edecek şeylerden sakınmalı.
4- Her zaman namazı cemaatle kılmaya gayret etmeli.
5- Namaz vakti girince, hemen kılmaya çalışmalı, geciktirip mekruh vakte
bırakmamalı.
6- Gusül ve abdest doğru alınmazsa, kılınan namaz da doğru olmaz.
Alınan gusül ve abdest sahih değilse, namaz da sahih olmaz.
7- Gusül ve abdestin farzlarına, sünnetlerine ve müstehablarına uyulmaz,
mekruhlarından ve müfsitlerinden kaçılmazsa, böyle alınmış gusül ve abdestle
kılınan namaz, doğru kılınmış namaz olmaz. Farz ve müfsitlerine uyulmazsa,
namaz zaten hiç sahih olmaz. Mesela kaplama veya dolgu dişi olan, Maliki
veya Şafii mezhebini taklit etmezse guslü sahih olmaz. Guslü sahih olmayınca
namazı da sahih olmaz.
8- Namaz surelerini doğru okuyabilmeli. Doğru okunmazsa namaz sahih
olmaz.
Bir insan, namaz kıldığı hâlde, kötülüklerden kurtulamıyorsa, namazı
doğru kılmadığı anlaşılır.
21
www.dinimizislam.com
Namaz kılmak kime zor gelir
Sual: Müslüman olmak isteyen gayrimüslimler, (Müslüman oluruz; ama
günde beş kere namaz kılmak, yılda bir ay oruç tutarak aç kalmak ve daha
başka emirler bize güç geldiği için Müslüman olmuyoruz) diyorlar. İbadet
etmek niçin güç gelir?
CEVAP
Müslüman olana ibadetler güç gelmez. Müslüman olsalar böyle şeyler
söylemezler. İmam-ı Rabbani hazretleri, Mektubat’ında buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, kullarına yapabilecekleri şeyleri emretmiştir. Güç
yetiremeyeceği işleri emretmemiştir. İnsanları zayıf yarattığı için, kolaylık
göstermiştir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki:
(Allah, size hafif, kolay emretmek istedi, çünkü insan, zayıf
yaratılmıştır.) [Nisa 28]
Namaz, oruç kolaydır. Zekât için de malın tamamının değil, kırkta birinin
verilmesini emretmiştir. Dinin diğer emirlerine dikkatle ve insafla bakılırsa, bu
kolaylıklar görülür. Bununla beraber ibadet etmenin güç geldiği kimseler yok
değildir. İbadetlerin zor gelmesi, Allahü teâlânın düşmanı olan nefstendir.
Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak, ancak müminlere kolay gelir. Kalbi
kararmışlara zor gelir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Bu din [inanıp ibadet etmek] müşriklere güç gelir.) [Şura 13]
([Her çeşit günahtan çekinmek, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yapmak
için] Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyiniz. Sabır ve
namaz, yalnız Allah’tan korkan müminlerden başkalarına zor gelir.)
[Bekara 45]
Namaz kılmamak, imansızlıktan veya iman zayıflığından ileri gelir. İmanın
kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek, kolaylıkla uymaktır.
Bedeni hasta olana bazı işleri yapmak güç geldiği gibi, kalbi ve ruhu hasta
olana da ibadet etmek güç gelir. (1/191,289)
Kalbi temizlemek için, iman edip, Allahü teâlânın nimetlerine şükretmek
gerekir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allah’a iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?)
[Nisa 147]
Allah’a şükretmek, Ona inanıp, emir ve yasaklarına riayet etmekle olur.
(3/41)
Münafığın namazı
Sual: Münafık da namaz kılar mı?
CEVAP
Münafık, Müslüman görünen kâfir demektir. Kâfir namaz kılmaz, ama
namaz kılıyor görünür. Münafıklarla ilgili hadis-i şerifler:
(Münafıklar Kur'anı öğrenirler ve Kur'anla ilim ehliyle mücadele
ederler.) [Taberani]
22
www.dinimizislam.com
(Münafıklar ikindi namazını akşama doğru kılarlar.) [Hakim]
(Münafıklarla bizim aramızdaki eman namazdır.) [Hakim]
(Namaz aşikâre oldu, kabul ettiler [öyle göründüler] Zekat gizli oldu
vermediler.) [Bezzar]
(Yatsı ve sabah namazına münafık devam edemez.) [Hakim]
(Bizimle münafıklar arasındaki alamet, yatsı ve sabah namazlarına
gelmektir. Münafıklar her zaman bunu yapamazlar.) [Said bin Mansur]
İbadetin önemi
Sual: Beş vakit namaz kılmak, bazı kimselere neden güç geliyor? Namaz
kılmak neden önemlidir?
CEVAP
Beş vakit namaz kılmak, kalbi hasta olanlara güç gelir. Çok namaz
kılmakla kalbde Allah sevgisi hâsıl olur. Allah sevgisi zamanla kalbi doldurur.
Saadetlerin en büyüğü, kalbe Allah sevgisini yerleştirmektir.
Haramla, mekruhla, malayani ile meşgul olanların, geçici olan dünya
nimetlerine ve lezzetlerine kavuşmayı düşünenlerin kalblerinde Allah sevgisi
azalır, zamanla hiç kalmaz. İnsanı bu felaketten kurtaran en kuvvetli ilaç,
namazı doğru kılmaktır. Bunun için, Allahü teâlâ, sonsuz merhametinden
dolayı, her gün bir vakit değil, beş vakit namaz kılmayı emretmiştir. Allahü
teâlânın bu emri, insanlara sıkıntı vermek için değil, onları kalb hastalığından
kurtarmak içindir.
Alıştığı bir işi yapmayıp bırakanın o işteki kabiliyeti azaldığı gibi, Allahü
teâlâyı düşünmek ve Ona yapılan şükür azaldıkça, Ona giden yoldan
uzaklaşılır. Hâlbuki her gün muntazam yapılan ibadet, Allahü teâlânın doğru
yolunda istikrarlı şekilde ilerlemek demektir.
Her Müslümanın, Allahü teâlâyı çok hatırlaması, kalbine Allah sevgisini
yerleştirmesi lazımdır. Kalb, Beytullah yani Allah’ın evidir. Bir eve sahibi
sokulmazsa, eve de, sahibine de, düşmanlık edilmiş olur. Beş vakit namaz,
insanı bu felaketten kurtarmaktadır. Dünya işlerine, dünyanın geçici zevklerine
dalarak, Allah’ı unutan insana, namaz, Rabbini hatırlatmaktadır.
Her zikir namaz değildir
Sual: Bazıları, (Kur’an der ki: (Beni zikir için / beni anmak için namaz
kıl. Taha 14), (Allah’ı çok zikredin / çok anın. Ahzab 41) Namaz zikirdir yani
Allah’ı anmadır. Bir kimse, çıplak da olsa, hayzlı da olsa, cünüp de olsa, Allah’ı
anma olan temel öğe düşmez. Hiçbir şey, hiçbir durum namaza engel olamaz)
diyorlar. Namaz için abdeste ve gusle ihtiyaç yok mu denmek isteniyor?
CEVAP
Müslüman böyle iddiada bulunamaz, ancak münafık veya misyoner
bulunabilir.
Allah’ı an da nasıl anarsan an, çıplak, hayzlı ve cünüp olmak fark etmez
23
www.dinimizislam.com
denildiğine göre, namaza inanılmadığı anlaşılıyor. Maksat ise dini bozmaktır.
Evet, namaz Allah’ı anmaktır ama her Allah’ı anma işi namaz değildir. Bunun
için, (Allah’ı anmak için gusle, abdeste ihtiyaç olmadığına göre, namaz da
Allah’ı anmaktır, namaz için de gusle, abdeste ihtiyaç yoktur) demek, sinsi bir
şekilde dini bozmaya çalışmak demektir.
Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde namaz kılmak için gerekli şartlar
bildirilmiştir. Her durumda namaz kılınamaz. Namaz için, 1- Hadesten taharet,
2- Necasetten taharet, 3- Setri avret, 4- Vakit, 5- Niyet, 6- İstikbali kıble şartı
vardır. Ayrıca namaz içinde de şartlar vardır.
1- Hadesten taharet şartı:
Cünüp olanın ve hayzı bitenin gusletmesi, su yoksa teyemmüm etmesi,
abdestsiz olanın da abdest alması şarttır. Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Cünüpken, gusledene kadar namaza yaklaşmayın.) [Nisa 43]
(Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi, ellerinizi
dirseklerinize kadar yıkayın, başlarınızı meshedip, topuklara kadar
ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, gusledin.) [Maide 6]
Hadesle ilgili çok hadis-i şerif vardır. Bazıları şöyledir:
(Abdestsiz kılınan namaz sahih olmaz.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu
Davud]
(Hadesten temizlenmeden [abdestsiz, gusülsüz] kılınan namazı Allahü
teâlâ kabul etmez.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
(Dua rahmetin, abdest namazın, namaz da Cennetin anahtarıdır.)
[Deylemi]
(Kadın hayzlı iken namazı bırakır, hayzı bittikten sonra özür kanı
devam ederse yıkanır, namazını kılar, orucunu da tutar. Fakat her namaz
vakti girince abdest alır.) [Darimi]
(Lohusa kadın kırk gün geçtiği halde, kan devam ederse, özürlü
sayılır, yıkanır ve namaza devam eder. Kan devam ederse, her namaz
vakti abdest alır.) [Hâkim]
(Gusül, abdesti nesh etmiştir.) [Beyheki] (Yani gusül abdesti ile namaz
kılınır, tekrar abdest almak gerekmez.)
(Cebrail aleyhisselam, ilk vahyi getirince, abdesti ve namazı öğretti.)
[Dare Kutni]
(Namaz kılarken abdesti bozulan, burnunu tutup namazdan çıksın.)
[İbni Mace] (Gören burnu kanadı zannetsin, suizanna sebep olmasın.]
(İki melek birinin kabrine gelip, ona şiddetli bir darbe vurdular. Kabir
ateşle doldu. Adam bayıldı. Ayılınca, meleklere, “Neden bana vurdunuz”
dedi. Melekler, “Sen temiz olmadığın halde namaz kıldın ve mazlûm
birine imkânın varken yardım etmedin” dediler.) [Taberani]
2- Necasetten taharet:
Namaz kılacak olanın, elbisesinin ve namaz kılacak yerin temiz olması
24
www.dinimizislam.com
şarttır. (Hindiye)
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Elbisen de temiz olsun.) [Müddessir 4]
3- Setri avret:
Erkeklerin diz ile göbek aralarını, kadınların el ve yüz hariç her yerini
namazda örtmeleri farzdır. (Redd-ül-muhtar)
Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
([Namaz kılarken] Her secde edişinizde ziynetli [temiz, sevilen, güzel]
elbiselerinizi giyiniz.) [Araf 31]
4- Vakit:
Namaz vakti girmeden kılınmaz. Vaktin girmesi şarttır. (Halebi)
Bir âyet meali şöyledir:
(Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103]
5- Niyet:
Namaz kılacağına niyet etmek de şarttır. (Dürer)
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Niyetsiz ibadet makbul olmaz.) [Deylemi]
6- İstikbali kıble:
Bir âyet meali şöyledir:
(Yüzünü mescid-i haram tarafına dön. Siz de nerede bulunursanız
bulunun, yüzünüzü o tarafa döndürün.) [Bekara 144]
Bu deliller açıkça gösteriyor ki, namazın dışındaki ve içindeki şartlara
riayet etmeden kılınan namaz sahih olmaz.
Salât ne demektir?
Sual: Namaz kılmayan bazı kimseler, (Namaz, salât yani duadır. Tanrı’yı
içten anıp selamlamaktır. Bunun da bir şekli, belli bir saati, zaman dilimi, yeri,
kuralı yoktur. İnsan, istediği vakit, istediği dilde, istediği şekilde, istediği yerde
dua edebilir. Şimdi kılınan beş vakit namaz, gerçeklere aykırıdır) diyorlar.
Peygamber efendimiz, beş vakit namaz kılmadı mı, namaz kılınmasını
emretmedi mi?
CEVAP
Bu tür iddialar, Peygamber efendimize inanmayanların, dinimizi yıkmak
isteyenlerin, çeşitli maskeler altında asıl kimliklerini gizleyerek gündeme
getirdikleri iddialardır. Hiçbir ilmi değeri yoktur.
Peygamber efendimiz, namaz farz olduktan sonra, beş vakit namaz kılıp,
farz olduğunu bildirdi. Eshab-ı kiram ve ondan sonra gelenler hep beş vakit
namaz kılmışlardır. Resulullah, hâşâ Kur’an-ı kerimi anlayamadı mı? Salât
kelimesini anlayamadı mı? Hâşâ, beş vakit namaz kılması yanlış olsaydı,
Allahü teâlâ vahiy gönderip düzeltmez miydi?
Cebrail aleyhisselam, gelip, beş vakit namazın vakitlerini, kılınış şeklini ve
25
www.dinimizislam.com
diğer bütün hususları bizzat tatbiki olarak öğretti. Peygamber efendimiz de,
(Namazı benim kıldığım gibi kılın) buyurdu. (Buhari)
Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103]
Demek ki, namaz kılmanın belli vakitleri vardır.
Asr-ı saadetten bugüne kadar, camiler, mescidler namaz kılmak için
yapılmıştır. Diğer namazlar evde de kılınabilir ama, Cuma namazının, camide
cemaatle kılınması gerekir. Beş vakit namazın da, geçerli bir mazeret
olmadıkça, camide cemaatle kılınması emredilmiştir. Camilerin, mescitlerin,
namaz kılınması için yapılmasını, Allahü teâlâ emretmiştir. Bir ayet-i kerime
meali şöyledir:
(Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden,
namaz kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler
imar eder.) [Tevbe 18]
Kur’an-ı kerimde geçen salât kelimesi, namaz değil de dua demek
olsaydı, belli zamanı ve yeri olmasaydı, Allahü teâlâ mescit yapılmasını
Kur’an-ı kerimde bildirir miydi?
Salât kelimesinin manaları
Sual: Hadis kitabındaki bir hadisin tercümesinde, (Bana ilk salât edecek
yani namazımı kılacak olan Allah’tır) ifadesi geçiyor. Allah namaz mı kılar?
CEVAP
Bu yanlışlık, salât kelimesinin yanlış tercüme edilmesinden
kaynaklanıyor. Salât kelimesi, dua, istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelir.
Istılahta ise salât, bildiğimiz namaz anlamına gelir. Salât kelimesi her zaman
dua veya her zaman namaz diye tercüme edilirse yanlış olur. Cümledeki
yerine göre mana verilir. Bir âyet-i kerime meali:
(Allah ve melekleri, Resule salât ediyor. Ey iman edenler, siz de salât
edin.) [Ahzab 56]
Burada salât, Allahın rahmet, meleklerin istiğfar, müminlerin ise, dua
etmesi anlamındadır.
Sualdeki, (Bana salât edecek olan Allah’tır) demek, (Bana rahmet
edecek olan Allah’tır) demektir. Ondan sonra müminler, salât-ü selam
ederler.
Her dilde olduğu gibi, Türkçede de bir kelimenin çeşitli manaları olur.
Cümleye göre anlamı değişir. Mesela yüz kelimesinin birkaç anlamı vardır.
Birkaç örnek verelim:
1- Denizde yüz!
2- Ona yüz verme!
3- Bana yüz lira ver!
4- Ne güzel yüz bu...
5- Koyunun derisini yüz!
6- Bıçağın keskin yüzü...
26
www.dinimizislam.com
7- Kumaşın yüzü de, astarı da güzeldir.
8- Yorganın ve yastığın yüzünü değiştirdik.
9- Ne yüzle geldin bize?
10- Size gelmeye yüzüm yok.
11- Binanın arka yüzü boyandı.
12- Adamda hiç yüz yok.
13- Bu yüzden uzun yazmak zorunda kaldık.
Ayrıca deyimlerde de yüz kelimesi pek çok geçmektedir. Bazılarını
bildirelim:
1- Yüze duramamak,
2- Yüzü kızarmak,
3- Yüzünden kan damlamak,
4- Yüzüne gözüne bulaştırmak,
5- Yüzüne kan gelmek,
6- Yüzünü kara çıkarmak,
7- Yüzünü ağartmak,
8- Onun yüzü suyu hürmetine,
9- Yüz verince astar istemek,
10- Suçunu yüzüne vurmak,
11- Yüz kızartmak,
12- Yüzünden okumak,
13- Yüzü gözü açılmak,
14- Yüzüne gülmek,
15- Yüzüne çarpmak,
16- Yüzünü ekşitmek,
17- Yüzü gülmek,
18- Yüzüne duramamak,
19- Yüzüne hasret kalmak,
20- Yüzü yumuşak olmak.
Kur’an-ı kerimde de el, yüz, göz ifadeleri geçer. Bunlara tek mana
verilirse, büyük yanlışlıklara sebebiyet verir. Vehhabiler, kelimenin diğer
manalarına bakmadan, Allah’ın eli, yüzü var diyerek küfre girmişlerdir.
Namaz beş vakittir
Sual: Namaz beş vakit değil mi? Niye üç veya altı vakit diyenler çıkıyor?
CEVAP
Peygamber efendimiz bize namazın beş vakit olduğunu bildirdi. Senelerce
beş vakit kıldı. Artık başka delil aramak gerekmez. Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103]
Nisa suresinin 103. âyetinde, (Namaz, belli vakitlerde farz kılındı)
27
www.dinimizislam.com
buyurulup, ayrıca, beş vaktin hepsi de diğer âyetlerde bildirildiği halde, “Beş
vakit namaz” ifadesinin geçmeyişi, kutuplarda ve buralara yakın yerlerde, beş
vaktin tamamının teayyün etmemesindendir. (Nimet-i İslam)
İsra suresinin, (Güneşin kayması anından, gecenin kararmasına kadar
ve sabah vakti namaz kıl) mealindeki 78. âyet-i kerimenin aslında geçen,
(Dülûk-üş şems) öğle ve ikindi, (Gasak-ıl leyl) akşam ve yatsı namazı, (Fecr)
de sabah namazıdır. (Beydavi)
Kaf suresinin, (Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve gece
Rabbini tesbih et) mealindeki 39. ve 40. âyet-i kerimesindeki, güneşin
doğuşundan önceki sabah namazı, güneşin batışından önceki öğle ve ikindi
namazı, geceki de akşam ve yatsı namazıdır. (Beydavi)
İbni Abbas hazretleri, (Kur’an-ı kerimde beş vakit namazı bildiren âyet
hangisi) diye sual edildiğinde, şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu:
(Akşama girerken, sabaha ererken, gündüzün sonunda ve öğle
vaktinde Allah’ı tenzih edin!) [Rum 17,18]
(Akşama girerken)den maksat, akşam ve yatsı namazı, (sabaha
ererken)deki sabah namazı, gündüzün sonundaki, ikindi namazı, öğledeki de,
öğle namazıdır. (Celaleyn)
Nur suresinin 58. âyet-i kerimesinde, (salât-ı fecr = sabah namazı) ve
(salât-ı işâ = yatsı namazı) ifadesi açıkça geçmektedir.
Peygamber efendimiz, Bekara suresindeki, (Namazları ve vusta
namazını kılın) mealindeki 238. âyet-i kerimeyi açıklarken, (Vusta namazı
ikindi namazıdır) buyurdu. (İ. Ahmed)
Bu âyet-i kerimede, (Namazları ve orta namazı [ikindi namazını] kılın)
buyuruluyor. Arabi gramere göre, namazlar [salevat] denince, ikiden fazla
namaz anlaşılır. Çünkü iki namaz demek için, salevat [namazlar] değil,
salâteyn [iki namaz] denilir. Vusta [orta] namaz ikindi namazı olduğuna göre,
ikindi hariç, öteki namazların sayısı iki olamaz, ikiden fazla olması gerekir. Üç
de olamaz; çünkü VUSTA NAMAZI hariç 4,6 gibi çift sayılı olmalı ki, orta
namaz [ikindi namazı] tam ortada olabilsin. Yani ortadaki namaz ikindi
olduğuna göre, ondan önce iki namaz, ondan sonra da iki namaz bulunduğu
meydana çıkar. Diğer âyetlerdeki namaz vakitleri de dikkate alınınca, namaz
vakitlerinin beş olduğunda hiç şüphe kalmaz.
(Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru
namaz kıl. Çünkü güzellikler kötülükleri [günahları] giderir. Bu, iyi
düşünenlere bir öğüttür.) [Hud 114]
Gündüzün iki tarafındaki namazlar sabah, öğle, ikindi; gecenin yakın
saatlerindeki namazlar da akşam ve yatsı namazlarıdır. (Medârik)
Burada Hasenat = Güzelliklerden murat beş vakit namazdır. (Medârik,
Beydavi)
Kitap ve Sünnet’ten sonraki delil İcma’dır. Peygamber efendimiz, Eshab-ı
kiram ve onlardan sonra bugüne kadar gelen bütün âlimler, beş vakit namaz
28
www.dinimizislam.com
kılmış, bu hususta kesin bir icma hâsıl olmuştur.
İslam âlimleri de, beş vakit namazın nasıl kılınacağını kitaplara yazmışlar,
böylece Kıyas-ı fukaha ile de namazın beş vakit olduğu sabit olmuştur.
İki vakit yeter mi?
Sual: Bir yerde şöyle bir hadis okudum:
(Meşhur İslam âlimlerinden İmam Ahmed b. Hanbel ve Ebu Davud’un
rivayetlerine göre beş vakit namaz kılmaya vakit olmadığını söyleyip “Bana
öyle bir şey emret ki yaptığım zaman yeterli olsun” diyen Fudale’ye Hazret-i
Muhammed sabah ve ikindi namazlarına devam etmesini, iki vakti kılmasının
ona yeterli olacağını söylemiştir.)
Yukarıda bildirilen hadis doğru mu?
CEVAP
Böyle bir ifadeye rastlamadık. Uydurma olma ihtimali vardır; çünkü İslam
âlimleri Hazret-i Muhammed demez. Bunu genelde yabancılar söyler. Ayrıca
bu ifade, aşağıda bildirilen sahih hadislerin hepsine aykırıdır. Bir vakit namazı
kasten terk etmek çok büyük günahtır. Böyle bir hadis varsa eğer, bu olay beş
vakit namaz farz olmadan önce vuku bulmuş olabilir; çünkü Miracdan önce,
yalnız sabah ve ikindi namazı vardı. Hac, namazdan on yıl sonra farz oldu.
Mesela şu hadis-i şerifte, hac’dan hiç bahsedilmiyor:
Saçları dağınık biri [belki de İslamiyet’i öğrenmek için] gelip, Resulullaha
sordu:
(- Ya Resulallah İslam nedir?
- Günde beş vakit namaz kılmaktır.
- Beşten fazla değil mi?
- Hayır, nafile kılmak isteyen kılabilir. Bir de yılda bir ay ramazan
orucu vardır.
- Bundan başka, oruç yok mu?
- Nafile olarak tutmak isteyen tutabilir. Bir de zengin için malının
zekâtı vardır.
- Bundan fazlası var mıdır?
- İsteyen nafile olarak sadaka verebilir.
- Vallahi ne fazla, ne de bundan noksan yaparım.
- Bunları yapan kurtuluşa erer.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]
Yahut sırf o söylenen şahsa ait özel bir durumdur, namaza alışana kadar
ona öyle denmiş olabilir; çünkü o zaman din yeni geldiği için, özel olaylar
olabiliyordu. Mesela buna benzer bir olay şöyle idi: Bir genç, (Ya Resulallah,
yalan, zina ve içkiyi bırakamıyorum. Ne buyurursunuz?) dedi. Resulullah
efendimiz, (Yalanı benim için bırak) buyurdu. O genç, kabul edip gitti. Daha
sonra, diğer iki günahı işlemek isteyince, (Bu günahları işleyip Resulullahın
karşısına çıkınca, "işlemedim" desem yalan olur. Eğer “işledim” dersem,
beni cezalandırır) diye düşündü. Diğer iki günahtan da vazgeçti.
Namazın beş vakit olduğuna dair hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
29
www.dinimizislam.com
(İslam beş şey [temel] üzerine kuruldu:
1- Allah’a ve Muhammed aleyhisselamın Onun resulü olduğuna
inanmak,
2- Her gün beş vakit namaz kılmak,
3- Senede bir kere malının kırkta birini Müslüman olan fakirlere zekât
vermek,
4- Ramazan-ı şerif ayında her gün oruç tutmak,
5- Mekke’ye giderek, ömründe bir kere hac etmek.) [Buhari, Müslim,
Tirmizi, Nesai]
(Beş vakit namaz kılanın hâli, evinin önünden akan suda beş defa
yıkanan kimse gibidir. Nasıl böyle bir kimse kirden temizlenirse namaz
kılan da küçük günahlardan öyle temizlenir.) [Buhari, Müslim, İ.Ahmed,
Beyheki, Darimi, Taberani]
(Hazret-i Cebrail inip, bana imamlık yaptı ve kendisi ile birlikte beş
vakit namazı kıldım ve beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari, Müslim,
Ebu Davud, Nesai]
(Farz olduğuna inanıp, rükû, sücud, abdest ve vakitlerine riayet
ederek beş vakit farz namaza devam edene Cennet vacib, Cehennem
haram olur.) [Taberani]
(Beş vakit namazı, ilk tekbire yetişerek kırk gün cemaatle kılana
Cennet vacibdir.) [Ebu Ya’la]
(Allah’tan korkun, beş vakit namazı kılın, [Ramazan ayında] oruç
tutun, mallarınızın zekâtını, isteyerek verin, âmirinize itaat edin, böylece
Rabbinizin Cennetine girin.) [Tirmizi]
(Allah için ibadetinizi ihlâslı yapın. Beş vakit namazı kılın, gönül
hoşluğu ile malınızın zekâtını verin, Ramazan orucunu tutun, Hacca
gidin, böylece Rabbinizin Cennetine girersiniz.) [Taberani]
(Allahü teâlânın ilk farz kıldığı şey beş vakit namazdır. İlk ortadan
kalkacak olan da yine beş vakit namazdır. İlk sorgu da beş vakit
namazdan olacaktır.) [Hâkim]
(Kıyamette herkes korku içinde iken korkmayan üç grup insandan
biri, sırf Allah rızası için, her gün beş vakit namaza çağıran müezzindir.)
[Taberani]
(Allahü teâlâ beş vakit namazı emretti. Güzel abdest alıp, bunları
vaktinde kılanı, rükû ve huşularını tamam yapanı affedeceğine söz verdi.
Bunları yapmayan için söz vermedi. Onu dilerse affeder, dilerse azap
eder.) [Ebu Davud, İbni Mace, Nesai, İ.Malik, İ.Ahmed]
(Beş vakit namaz, güzelce kılan için kıyamette nur, delil ve kurtuluş
olur.) [İbni Nasr]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: “Beş vakit namazı farz kıldım. Şartlarına
uyarak, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana
verilmiş bir sözüm yoktur.”) [İbni Mace, Ebu Davud]
30
www.dinimizislam.com
(Beş vakit namaz ve Cuma namazı, gelecek Cumaya kadar ve
Ramazan orucu, gelecek Ramazana kadar yapılan günahlara kefarettir.
Büyük günah işlemekten sakınanların küçük günahlarının affına sebep
olur.) [Müslim, İ.Ahmed]
(Mirac gecesi, 50 vakit namaz farz oldu. Sonra beş vakte indirildi.)
[Buhari, Müslim, İ.Ahmed]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Bende söz ve hüküm asla değiştirilmez. Bu
beş vakit namaz karşılığında elli vakit namaz sevabı vardır.) [Buhari,
Müslim, Tirmizi, Nesai]
(Bir kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini
yabancılardan korur ve kocasına itaat ederse, Cennete istediği kapıdan
girer.) [İbni Hibban]
(Beş vakit namazı terk eden, Allahü teâlânın hıfz ve emanından
mahrum olur.) [İbni Mace]
(Herkes bozulunca, beş vakit namazı cemaatle kılana her gün yüz
şehid sevabı yazılır.) [İ.Nasr]
(Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi
geçer.) [Taberani]
(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekât veren ve
büyük günahlardan sakınan herkese, kıyamette, Cennetin sekiz kapısı
açılır. Dilediği kapıdan girer.) [Hâkim]
(Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Buhari]
(Beş vakit namaza devam edin, çünkü küçük günahlara kefaret olur.)
[Taberani]
(Kitab ehli olan bir kavme vazifeli olarak gittiğin zaman, önce,
Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü
olduğuna şehadet etmeye davet et. Bunu kabul ederlerse, Allah’ın günde
beş vakit namazı farz kıldığını haber ver. Bunu da kabul ederlerse,
Allah’ın kendilerine zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen bir sadakayı
[zekatı] farz kıldığını söyle.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud]
(Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekâtını veren ve
yedi büyük günahtan kaçan kimseye, Cennetin bütün kapıları açılıp,
“Selamet ve emniyet içinde gir” denilir.) [Nesai]
Üç vakit kılmak
Sual: Abduhçu biri, (Kur’anda beş vakit ifadesi geçmez, ama Peygamber,
hayatı boyunca beş vakit namaz kılmıştır. Bu bakımdan 5 vakit namaz kılmak
suç sayılmadığı gibi üç vakit kılmak da caizdir) diyor. Bu kimse, Resulullahın
Kur’ana aykırı olarak mı beş vakit kıldığını söylemek istiyor?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde 5 vakit namaz bildirilmemiş de, Resulullah efendimiz
kendiliğinden mi 5 vakit kıldı? Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor:
(Miraca çıktığım gece, beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari,
31
www.dinimizislam.com
Müslim]
Hâşâ Resulullah efendimiz, (Beş vakit namazla emrolundum) diye
yalan mı söylüyor?
Din düşmanı istediğini söyleyebilir, zaten maksadı dini bozmak ve yıkmak;
ama bir Müslümana, bunlarla dostluk kurmak, sözlerine itibar etmek hiç yakışır
mı? Dinini, din düşmanlarının şu veya bu maske altında yazdığı kitaplardan
öğrenmek, hiç uygun olur mu?
Elli vakit namaz
Sual: Mirac’da elli vakit namaz farz kılınınca, Hazret-i Musa’nın,
Peygamberimize, (Rabbinden vakit sayısının azaltmasını iste) demesi üzerine
pazarlıkla, elli vakit beş vakte indiriliyor. Allah, insanlara neyin zor geleceğini
bilmiyor mu da, Hazret-i Musa’nın teklifinden sonra, namaz beş vakte
indiriliyor?
CEVAP
Pazarlık lafı çok çirkindir. Allahü teâlâ elbette olmuş ve olacak her şeyi
bilir. Mesela biri hastalansa, iyileşmek için dua etse, Allahü teâlâ da duasını
kabul edip şifa verse, (Allahü teâlâ iyileşmek istediğini bilmiyor mu, duaya ne
lüzum var?) denemez. Dua, iyileşmesi için bir sebeptir. Her şeyi bir sebeple
yaratmak Allahü teâlânın âdetidir. Burada da, beş vakit namazı farz kılmasına,
Musa aleyhisselamın bildirmesini sebep kılmıştır. Böylece, ezeldeki takdir
yerini bulmuş ve beş vakit namaz farz kılınmıştır.
En büyük günah
Sual: Namaz kılmak ibadet yani sevap olduğuna göre, sevabı her gün
işlemek yerine, müsait olduğum zamanlar veya emekli olunca kılsam ne
mahzuru vardır? Orucu da, her yıl belli ayda değil, emekli olunca hepsini
tutsam ne mahzuru olur? Sonuçta bunların hesabını ben vereceğime göre,
sevab işlemeyi geciktirmem veya hiç işlememem niye günah oluyor ki?
CEVAP
Namaz kılmayan çok kimse, namaz kılmayı, sadece sevab zannediyor.
Namaz kılmamak, en büyük günahlardan biridir. İçki içmekten de daha büyük
günahtır. Üç hak mezhepte, namazı kasten bırakanın cezası ölümdür. Bu
ceza, namazın önemini göstermektedir.
Emekli olunca, namazların ve oruçların kazalarını ödese bile, geciktirdiği
için haram işlemiş olur. Bir de, bir ibadeti zamanında yapmakla, kazasını
ödemek arasında sevab bakımından dağlar kadar fark vardır. Bir hadis-i şerif
meali:
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa,
Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi]
Namaz da oruç gibi vakitli ibadettir. Vaktinde kılmak gerekir. Bir vakit
namazı kazaya bırakmak, çok büyük günahtır. Kaza edilse bile günahı
32
www.dinimizislam.com
affolmaz. Ayrıca tevbe etmek gerekir.
Emekli olunca, kazalarını ödeyebilen sadece azaptan kurtulur; ama
namazdan ve oruçtan hâsıl olacak büyük sevaba kavuşamaz. Kurban
kesmeyip kazasını yapan, yani değerini sonra veren kimse de, sadece
azaptan kurtulur, kurban kesme sevabına kavuşamaz.
Namazı, kazaya bırakmak büyük günah olduğu gibi, kazasını geciktirmek
de büyük günahtır. Bu büyük günah, kaza kılacak kadar zaman geçince, bir
misli artar. Kaza etmeyi geciktirince de, tevbe etmek farz olur.
(Hesabını ben vereceğim) demek de çok yanlıştır. Hiç namaz kılmayan
hatta iman etmeyen kimse de, nasıl olsa hesabını ben vereceğim diyebilir. İçki
içen de aynı şeyi söyleyebilir, diğer günahları yapan da oruç tutmayan da aynı
şeyi söyleyebilir. Netice zararı kendine olur. Allahü teâlânın emirlerini
zamanında yapmak ve yasak ettiklerinden de, her zaman kaçmak gerekir.
Namazı bırakıp başlamak
Sual: Halk arasında, (Namaza başlayıp bırakmak, sonra tekrar başlayıp
tekrar bırakmak, hiç kılmamaktan daha büyük günah olur. Bıraktıktan sonra
tekrar başlamak günah olur) deniyor. Bırakma ihtimali olan kimsenin hiç
namaza başlamaması daha mı iyidir?
CEVAP
Daha kötüdür. Tekrar günah işlerim diye tevbe etmemekten de kötüdür.
Bir kabı, nasıl olsa tekrar kirlenecek diye yıkamayıp kirli bırakmaya benzer.
(Bırakınca yeniden başlamak günahtır) sözü çok yanlıştır. Bırakınca
tekrar başlamak farzdır, büyük sevabdır. Günah olan namaza başlamak değil,
namazı kasten bırakmaktır. Namaz kılmamak diğer amelleri de, olumsuz
yönden etkiler. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kasten [mazeretsiz] namaz kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ
kabul etmez. Tevbe edinceye kadar Allah’ın himayesinden de uzak olur.)
[İsfehani]
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Kıyamette önce, namazdan sorulacaktır. Namaz doğruysa, diğerlerinin
hesabı, Allahü teâlânın yardımıyla kolay geçecektir. (2/67)
Namaz kılmayanın iyilikleri
Sual: (Namaz kılmayanın hiçbir iyiliğine sevab verilmez ve haram
işleyenin ibadetleri kabul olmaz) deniyor. Allah iyiliklerimizi niye zayi ediyor ki?
CEVAP
Allahü teâlâ iyilikleri zayi etmez. Kimseye haksızlık etmez. Namaz
kılmamak en büyük günahlardan biridir. Yani namaz kılmamak haramdır.
(Haram işleyenin ibadeti kabul olmaz) demek, o ibadet için bildirilen büyük
sevablara kavuşamaz, yani sevablarının hepsini muhafaza edemez; çünkü
günahlar bu sevapları azaltır demektir. Yoksa hiç sevab alamaz demek
33
www.dinimizislam.com
değildir. Her ibadetten sevab alınır; ama işlenen haramlar sevabları alıp
götürür. Diyelim ki, oruç tutana 70 birim sevap veriliyorsa, içki içene de 70
birim günah yazılıyorsa, orucunu içkiyle açan 70 sevab kazanırken, içki içince
70 günah yüklenir ve sevabsız kalır. Eğer oruç tutmasaydık, içki günahı artı
olarak kalacaktı. Orucun, içki günahının affına sebep olması yetmez mi?
Günah işleyenlerin de ibadetlerini aksatmamaları gerekir. Başka günahlar da
işlemişse sevabları eksilere iner. Namaz kılmamak bin birim günah ise, ne
kadar çok iyilik ve ibadet edersek edelim, bin birimi bulamayız. Nafile ibadetler
farzların yanında denizde damla bile olmadığı için, yapılmayan farzların
günahları bu iyilikleri alır götürür, insan hiç iyilik etmemiş duruma düşer. İşte,
(İyiliklerine sevab verilmez veya haram işleyenin ibadetleri kabul olmaz) bu
demektir.
(Kaza namazı olanın nafile namazları kabul olmaz) demek de böyledir.
Farzı tehir edip nafileyle meşgul olunca, farzı tehir etme günahı, nafile
namazın sevabından fazla olduğu için nafile namazları boşa gitmiş olur. Yoksa
nafile namaz kıldığı için elbette sevab alır; fakat zararı kârından pek çok olur.
Çünkü farzın yanında nafileler, denizde damla bile değildir.
Yukarıdaki bilgiler, itikadı düzgün olan yani ehl-i sünnet itikadındaki
müslümanlar içindir. Ehl-i sünnet itikadında olmayana bid’at ehli denir. Bunun
yaptığı ibadetleri sahih olup da, borçtan, azabından kurtulursa da, vaat edilmiş
olan sevablarına kavuşamaz. Ahirette, dünyada yapmış olduğu iyiliklerin,
hayrat ve hasenatının karşılığına kavuşamaz. (Cennet Yolu İlmihali)
Kâfirlerin ve bid’at sahibi olanların, hayırları reddedilip, şerleri için de ceza
görürler. (Cevab Veremedi)
Namazın farzları
Sual: Namazın farzları nelerdir?
CEVAP
Namazın farzları 12’dir. Bunların altısı içinde, altısı dışındadır. Dışındaki
farzlara şart denir. Namazın içindeki farzlara rükün denir.[ Bazı âlimler, iftitah
tekbirinin, namazın dışında olduğunu söylemişlerdir. Bunlara göre, namazın
şartları 7, rükünleri ise 5 olmaktadır.]
A- Namazın dışındaki farzlar:
1- Hadesten taharet:
Abdestsiz olanın abdest alması, cünüp veya hayzlı ve nifaslı olanın
gusletmesidir.
2- Necasetten taharet:
Namaz kılanın, vücudunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri, necasetten
yani dinimizde pis sayılan şeylerden temizlemesidir.
3- Setr-i avret:
Avret yerini örtmek demektir. Namaz kılarken açması veya her zaman
34
www.dinimizislam.com
başkasına göstermesi ve başkasının da bakması haram olan yerlerine (Avret
mahalli) denir. Erkeğin avret yeri, göbeğinden dizi altına kadardır. Kadınların
ise, yüz ve ellerinden başka her yeri avrettir.
4- İstikbal-i kıble:
Namaz kılarken kıbleye dönmektir.
5- Vakit:
Namazı, vaktinde kılmaktır.
6- Niyet:
Namaza dururken kalb ile niyet etmektir. Yalnız ağız ile söylemeye niyet
denmez. Namaza niyet etmek demek, ismini, vaktini, kıbleyi, cemaatle
kılınıyorsa imama uymayı, kalbden geçirmek demektir. Niyet, başlama tekbiri
söylenirken yapılır.
B- Namazın içindeki farzlar:
1- İftitah tekbiri:
Namaza başlarken “Allahü ekber” demektir. Başka kelime söylemekle,
tekbir alınmış olmaz.
2- Kıyam:
Namazda ayakta durmaktır. Ayakta duramayan hasta, oturur. Oturarak
kılamayan yatarak ima ile kılar.
3- Kıraat:
Namazda, Kur'an-ı kerimden sure veya âyet okumaktır.
4- Rüku:
Ayakta okuma bittikten sonra, eğilip elleri dize koymaktır.
5- Secde:
Rükudan sonra yere kapanmaktır.
6- Kâde-i âhıre [son oturuş]:
Son rekatta Ettehıyyatüyü okuyacak kadar oturmaktır.
Sual: Abdestim yok zannı, fazla olmasına rağmen; yine de, namaz kıldım.
Daha sonra, abdestimin olduğunu kesin olarak hatırladım. Abdestli olarak
kıldığım bu namaz sahih oldu mu?
CEVAP
Abdestsiz olduğunu sanarak namaz kılıp, sonra abdestinin olduğunu
hatırlayanın namazını tekrar kılması gerekir. Kıbleyi tespit etmeden, vaktin
girdiğini bilmeden de, namaza durulmaz.
Namazda kalbden okumak
Sual: Namazda, dudaklarını hiç oynatmadan, kalbden okumak da caiz
olur mu?
CEVAP
Hayır, Hanefi’de caiz olmaz. Namazın farzlarından biri de, kıraattir. Kıraat,
kendisi işitecek kadar sesli okumaya denir. Kendi işitmezse, o kıraat olmaz.
Böyle kılınan namaz, sahih olmaz. Çok kimse, bunu bilmedikleri için, dillerini
oynatmadan, okuduklarını duymadan namaz kılıyorlar. Namazları sahih
35
www.dinimizislam.com
olmuyor.
Kıraat farzdır
Sual: Namazda kıraat farzını yerine getirmek için, Fatiha ile bir zamm-ı
sure mi okunur?
CEVAP
Hayır. Kıraat Kur’an okumak demektir. Fatiha veya zamm-ı sureden biri
okununca, kıraat farzı yerine gelmiş olur. Fatiha ve zamm-ı sure okumak
vacibdir. Diğer mezheplerdeyse, Fatiha okumak farz, zamm-ı sure okumak
sünnettir.
Sual: Hasta olduğu için veya ağza koyduğu ilaçtan dolayı namazda sure
ve duaları okuyamayan, ne yapar?
CEVAP
Böyle sebeplerle okuyamayan, okumadan kılar. (Halebî-yi kebir)
İftitah tekbiri
Sual: İftitah tekbiri ne zaman söylenir? Eller kulağa kaldırılmadan önce
mi, yoksa kulağa kaldırdıktan sonra mı?
CEVAP
Namaza başlarken, eller tekbirden önce kaldırılır. Esah olan budur.
Hidaye’de de böyle bildirilmiştir. (F. Hindiyye)
Eller kulaklara kaldırıldıktan sonra tekbir alınır. (Dürr-ül-muhtar)
Eller tekbirden önce kaldırılır sözü, İmam-ı a’zam ve İmam-ı
Muhammed’in kavlidir. Bahr ve Nehr’de de, Hidaye’deki gibi bildirilmiştir. Evla
olan, bu kavildir. (Redd-ül-muhtar)
Bu ifadelerin açıklaması ise şöyledir:
Eller kulağa kaldırıldıktan sonra tekbir alınır. Yani eller, kulaktan ayrılırken
(Allahü ekber) demeye başlanıp, göbek altına bağlanırken bitirilir. (S.
Ebediyye)
Rükû ve secde farzdır
Sual: Rükûda ve secdede ne kadar durmak farzdır?
CEVAP
Rükû için belini eğmek, secde için alnını yere koymak farzdır. Buralarda
bir veya üç kere (Sübhânallah) diyecek kadar durmak vacibdir.
Gusül ve abdest
Sual: Abdest almak ve gusletmek, başlı başına birer farz mıdır?
CEVAP
İkisi de namazın şartıdır, yani namaza bağlı farzlardır. Namazın
şartlarından birisi, hadesten taharettir. Bu da, cünüp olanın gusletmesi, abdesti
olmayanın abdest alması demektir.
Namaz kılan ve kılmayan herkesin, bir namaz vaktini cünüp geçirmesi,
büyük günah olur. Cünüp olunca, hemen gusletmek iyi olursa da; mesela öğle
ezanından sonra cünüp olanın, öğle namazını kılmamışsa, ikindi vaktine,
36
www.dinimizislam.com
öğleyi kılacak kadar zaman kalıncaya kadar, guslü geciktirmesi caizdir. Daha
fazla geciktirmesi haram olacağı için, hemen gusletmesi farz olur.
Nafile namazda kıyam
Sual: Nafile namazlarda da kıyam farz mıdır?
CEVAP
Kıyam, farz ve vacib namazlarda ve bunları kaza ederken farzdır. Nafile
namazlarda farz değildir. Bunun için, beş vakit namazın sünnetleri de dâhil,
nafile namazları, ayakta kılmaya gücü yeterken, oturarak kılmak, her zaman
ve her yerde caizdir. (Nimet-i İslam)
Nafileleri özürsüz oturarak kılmak caizdir. Yalnız sabah namazının sünneti
ayakta kılınır. Nafileleri oturarak kılana, sevabın yarısı verilir. (Merak-ıl-felah)
Kazası olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, farz
namazlarda kıyam farz olduğu için oturarak kılamaz.
Namazda kıraat
Sual: Namazda kendi işitecek kadar okumak farz mıdır?
CEVAP
Üç mezhepte, kendi işitecek kadar sesli okumak farzdır. Mâlikî’de farz
değil, müstehabdır. (İslam Ahlakı)
Kendi isteğiyle namazdan çıkmak
Sual: Sabah namazının farzını kılarken, güneş doğmasından korkup, salli
barikleri okumadan selam verenin namazı sahih olur mu?
CEVAP
Evet, sahih olur. Kendi isteğiyle namazdan çıkmak, İmam-ı a’zama göre
farz, İmameyn’e göre ise farz değildir. Bir kimse, namazın sonunda teşehhüd
miktarı oturduktan sonra, kasten namaza aykırı bir iş yapsa, mesela gülse,
konuşsa, yiyip içse, sözbirliğiyle namazı tamam olur. Fakat elde olmadan
abdesti bozulsa İmameyn'e göre namaz tamam olmuş olur. İmam a’zama göre
ise, hemen abdest alıp kendi isteğiyle namazdan çıkması gerekir, aksi takdirde
namazı bâtıl olur.
Bir kimse, son oturuşta teşehhüd miktarı oturduktan sonra, namazdan
çıkmadan önce namaz vakti çıksa, mesela güneş doğsa veya başka bir namaz
vakti girse, İmameyn'e göre, namaz tamamdır. İmam-ı a’zama göre ise,
namaza kendi isteğiyle son vermediği için bozulmuş olur. Bu iki kavilden
hangisinin müftabih olduğunda farklı kaviller vardır. (Halebî)
İhtiyaç olunca İmameyn’in kavliyle amel edilirse, namaz sahih olur.
Namazda tertip farzdır
Sual: (Namazda tertip, yani sırayla kılmak farzdır. Unutulan bir rükün
sonradan yapılırsa secde-i sehv ile namaz kurtulur) deniyor. S. Ebediyye’de,
(Farz kılarken, son rekâtta oturmayıp ayağa kalkarsa, secdeye inince
hatırladı ise, farz namazı, nafile şekline döner) deniyor. Farz olan son
oturuş geciktirilerek yapılmıştır, farz gecikince niye namaz nafile oluyor?
37
www.dinimizislam.com
Secde-i sehv yapılsa da yine farz yerine gelmez mi?
CEVAP
Secde-i sehvle yerine gelmez. Çünkü farz olan son oturuş terk edilmiş
oluyor. Farz terk edilince secde-i sehv kurtarmaz. Kılınan namaz nafile olur.
Oturma süresi
Sual: İlmihalde, (Son oturuşta Ettehıyyatü’yü okuyacak kadar oturmak
farzdır) deniyor. Kimi Ettehıyyatü'yü hızlı okur, kimi yavaş okur. Bunun bir
ölçüsü yok mudur?
CEVAP
Ölçüsü o kişinin kendi okuduğu süredir. Kaç dakikada okuyorsa o
kadardır. Yahut normal şartlarda bir kimse ne kadar zamanda okuyabiliyorsa,
hızlı okumakla yavaş okumanın ortalaması ne ise o esas alınır.
Kıraat unutulsa
Sual: Bir kimse, kıraati yani Fâtiha ile zamm-ı sûreyi unutup rükûa gitse,
secdeye giderken hatırlasa secde-i sehv ile kurtulur mu?
CEVAP
Kıraat farzdır. Secde-i sehv ile tamamlanmaz. Fâtiha veya zammı
sûreden biri unutulsa idi, secde-i sehv ile namaz tamamlanırdı. İkisi de
okunmayınca farz terk edilmiş olur. Secdeye giderken doğrulup Fâtiha ve
zammı sûreyi okur, rükûu tekrar yapar, namazda tertip, yani sıraya riayet
etmek farz olduğu için, önce yaptığı rükû geçersiz olur. Namaz sonunda da
secde-i sehv yapar. (Hindiyye)
Necasetten taharet
Necasetin ne kadarı namaza manidir?
Sual: Necasetten taharet ne demektir?
CEVAP
Bedende, elbisede ve namaz kılacak yerde necaset, pislik
bulunmamaktır. Baş örtüsü, başlık, sarık, mest ve nalın da elbiseden sayılır.
Boyuna sarılı atkının sarkan kısmı, namaz kılan ile birlikte hareket ettiği için
elbise sayılır ve burası temiz olmazsa, namaz kabul olmaz. Yaygının, bastığı
ve başını koyduğu yeri temiz olunca, başka yerinde necaset bulunursa, namaz
kabul olunur; çünkü yaygı, atkı gibi bedene bitişik değildir. Fakat kapalı şişe
içinde, idrar taşıyanın namazı caiz olmaz; çünkü şişe bevlin [idrarın] meydana
geldiği yer değildir. [Bundan anlaşılıyor ki, cebinde kapalı alkol şişesi veya
kapalı kutudaki kanlı mendil, necis bez varken namaz kılmak caiz değildir.]
İki ayağın bastığı ve secde ettiği yerin temiz olması lazımdır. Necaset
üstüne örtülü bez, cam, naylon üstünde namaz kabul olur. Secdede etekleri
kuru necasete değerse, zararı olmaz.
Deride, elbisede, namaz kılınan yerde, (dirhem miktarı) veya daha çok
38
www.dinimizislam.com
kaba necaset yok ise, namaz kabul olur ise de, dirhem miktarı bulunursa,
tahrimen mekruh olur ve yıkamak vacip olur. Dirhemden çok ise, yıkamak farz
olur. Az ise sünnettir. Şarabın damlasını da yıkamak farzdır. İmameyne [imamı Ebu Yusuf ve imam-ı Muhammed’e] göre ve diğer üç mezhepte kaba
necasetlerin hepsinin zerresini bile yıkamak farzdır. Maliki’de iki kavil var,
birinci kavilde zerresini temizlemek farz, öteki kavilde ise, necaseti temizlemek
sünnettir. Necaset miktarı, bulaştığı zaman değil, namaza dururken olan
miktarıdır.
Dirhem miktarı, katı necasetlerde, bir miskal, yani dört gram ve seksen
santigram ağırlıktır. Akıcı necasetlerde, açık el ayasındaki suyun yüzü genişliği
kadar yüzeydir. Bir miskalden az olan katı necaset elbisenin, avuç içinden
daha geniş yüzüne yayılınca namaza mani olmuyor.
Necaset iki türlüdür:
1- Kaba necaset: İnsandan çıkınca, abdest veya gusle sebep olan her
şey, eti yenmeyen hayvanların, (yarasa hariç) ve yavrularının yüzülmüş,
dabağlanmamış derisi, eti, pisliği ve bevli, insanın ve bütün hayvanların kanı
ve şarap, leş, domuz eti ve kümes hayvanlarının pisliği ve yük hayvanlarının,
koyun ve keçinin necasetleri, galiz, yani kabadır.
2- Hafif necaset: Hafif olan necasetlerden, bir uzva ve elbisenin bir
kısmına bulaşınca, bu kısım veya uzvun dörtte biri kadarı namaza zarar
vermez. Eti yenen dört ayaklı hayvanların bevli ve eti yenmeyen kuşların pisliği
hafiftir. Güvercin, serçe ve benzerleri gibi eti yenen kuşların pisliği temizdir.
Şarabın, imbiklenmesi ile elde edilen rakı ve ispirto kaba necaset olup,
içilmesi şarap gibi haramdır. Namaz kılarken, kan, ispirto ve alkollü içkiler,
elbiseden ve deriden yıkanıp temizlenmelidir. Uçmakla temiz olmaz. Bunlar
bulunan şişe ve benzerleri cepten çıkarılmalıdır.
Dört mezhebe göre necaset
Sual: Diğer hak mezheplerimize göre necasetin hükümleri nasıldır?
CEVAP
Necasetin azı da üç mezhepte namaza manidir. Bedende, elbisede ve
namaz kılacak yerde az da olsa necaset bulunmamalıdır. Hanefi’de ise, çok
az necasetle namaz kılmak mekruhtur. Maliki’nin bir kavlinde ise, necaset çok
olsa da namaza mani değildir.
Meni, mezi ve idrardan sonra çıkan vedi, Hanefi ve Maliki’de kaba
necasettir. Şafii’de yalnız meni, Hanbeli’de ise, üçü de temizdir.
El ayası
Sual: Akıcı necasette el ayasındaki suyun yüzeyi genişliği, el ayasının
ortasındaki çukurlukta durabilecek su yüzeyi midir?
CEVAP
Evet.
Necis yerlerin toplamı
39
www.dinimizislam.com
Sual: Üzerimizde ve elbisemizin çeşitli yerlerine sıvı necaset damlamış
olsa, bunların toplamı mı esastır, yoksa bir yere bulaşan mı esas alınır?
CEVAP
Toplamı esas alınır. (S. Ebediyye)
Necaset olan yerde namaz
Sual: Kilisede, hamamda ve necis olma ihtimali olan yerde namaz kılmak
caiz midir?
CEVAP
Üstü açık necasete ve kabre karşı namaz kılmak mekruhtur. Necis olma
ihtimali olan yerlerde, mesela hamam içinde ve kilisede kılmak mekruh olup,
yıkayıp temizleyerek kılmak mekruh olmaz. Başka yer bulunamazsa, kilisede
de kılmak caiz olur. Namazdan sonra hemen çıkmalıdır; çünkü kilisede,
şeytanlar toplanır. Kilisedeki küfür alametleri boşaltılırsa, namaz kılmak
mekruh olmaz. (Redd-ül-muhtar)
Necasete karşı namaz
Sual: Necasetli boyayla boyanmış duvara karşı namaz kılınır mı?
CEVAP
Evet, kılınır.
Taharetten kalan yaşlık
Sual: Taharetten arta kalan yaşlık çamaşırımıza bulaşıyor. Temizlemek
gerekir mi? Şafii’de nasıldır?
CEVAP
Taharetten yani istincadan arta kalan yaşlık temizdir, namaza mani
değildir. Şafii’de de böyledir. Hatta Şafii mezhebinde, istincadan sonra necaset
kalsa affedilir. Halbuki Şafii’de az bir necaset namaza mani olduğu halde,
taharetten sonra arta kalan necaset affedilmiştir.
Taharetten arta kalan yaşlığı kurulamak müstehabdır. Bez veya tuvalet
kâğıdı yoksa el ile kurulanır.
Bulaşan meni
Sual: Çamaşıra bulaşınca meni ile namaz kılınabilir mi?
CEVAP
Çamaşıra az bulaşırsa mahzuru olmaz. Kuruyunca ufalanırsa yine
mahzuru olmaz.
Hanbeli’de necaset
Sual: Hanbeli'de necasetin hükmü, Şafii’deki gibi midir?
CEVAP
Evet, Şafii gibidir, az necasetle de namaz sahih olmaz. Maliki’de ise, çok
da olsa affediliyor. Necaseti temizlemede bir harac varsa, Maliki mezhebi taklit
edilir.
Çok necaset bulaşan
Sual: Hemoroid sebebiyle Maliki’yi taklit eden, kan akarken veya
40
www.dinimizislam.com
elbisesine fazla kan bulaşmış iken namaz kılsa, caiz olur mu?
CEVAP
Evet; çünkü temizlemek zordur.
Üzerimize sıçrayan idrar
Sual: Tuvalette bizim haberimiz olmadan üzerimize idrar sıçrarsa,
aldığımız abdest geçerli sayılır mı?
CEVAP
İdrarın abdeste zararı olmaz. Çok olursa namaza zararı olur. Maliki
mezhebi taklit edilince bilinmeden çok idrar da olsa namaza zararı olmaz.
Namaz dışında
Sual: Namazda idrarlı, kanlı elbise giymek caiz olmadığı gibi, namaz
dışında da giymek caiz değil mi?
CEVAP
Namaz dışında da, zaruretsiz necis yani pis elbise giymek mekruhtur.
Alkollü boyaya karşı namaz
Sual: İçinde alkol bulunan yağlı boyayla badana yapmak caiz olur mu? Bu
duvara karşı namaz kılınır mı?
CEVAP
Caizdir, namaz kılınır. Necasete karşı namaz kılınmaz; fakat necaset
bulaşmış bir şeye karşı kılmak, caiz olur.
Şarabın damlası
Sual: Namaz kılabilmek için, kaba necasetin ne kadarını yıkamak farzdır?
CEVAP
Deride, elbisede, namaz kılınan yerde, dirhem miktarı [4.8 gram] katı
necaset bulunursa, tahrimen mekruh olur ve yıkamak vacib olur. Sıvı
necasetlerde ise bu miktar, açık el ayasındaki suyun genişliği kadar yüzeydir.
Sıvı necaset bundan fazlaysa ve katı necaset de dirhemden çoksa, yıkamak
farz olur. Şarabın ise, damlasını da yıkamak farzdır.
Katı necaset miktarı
Sual: Katı necasetin ne kadarı namazı mani, ne kadarı mani değildir?
CEVAP
Elbisede veya namaz kılınan yerde, dirhem miktarı [4.8 gram] veya daha
çok kaba necaset yoksa, namaz sahih olursa da, dirhem miktarı ise, tahrimen
mekruhtur, yıkamak vacibdir. Dirhemden azsa, yıkamak sünnettir. Dirhemden
çoksa, yıkamak farzdır.
Necis olanlar ve olmayanlar
Sual: Kir, necis midir? Necasetli çamaşırları yıkamakta sayı var mıdır?
CEVAP
Necaset bulaşmamış çamaşırlar, kirden temizlemek için yıkanır. Kir, necis
değildir. Bir defa yıkansa da olur veya hiç yıkanmasa da yine necis değildir.
41
www.dinimizislam.com
Necasetli çamaşırları yıkamakta belli bir sayı yoktur. Bir defa yıkayınca
çıkarsa kâfidir. Necaset giderildikten sonra renk ve koku kalsa da, zararı
olmaz. Sıcak su ile veya sabunlu, deterjanlı su ile yıkamak lazım gelmez.
Pis olmaz
Sual: Namaz kılmayan bazı kimseler temizliğe riayet etmiyorlar.
Tuvaletten çıkınca, ellerini yıkamıyorlar. O ellerini evin çeşitli yerlerine
sürüyorlar. Kapının koluna dokunuyorlar. Ellerini sandalyeye, koltuğa
sürüyorlar. Onların ellerini sürdükleri yerlere dokununca elimiz pis olur mu?
CEVAP
Hayır, pis olmaz.
Zannetmekle necis olmaz
Sual: Yer necis zannediyoruz. Elimizde iki tane kâğıt mendil var. Bunları
yere serip namaz kılabilir miyiz? Serersek nereye sermeliyiz?
CEVAP
Zannetmekle yer necis olmuş olmaz. Necis olduğu bilinmiyorsa temiz
kabul edilir.
Kesin olarak yerin necis olduğu biliniyorsa, başka temiz yer de yoksa, en
azından iki ayağın basılan ve secde edilen yerin temiz olması gerekir. Secde
edilen mendil küçük olsa bile, başka tarafları pis olsa da, namaz caiz olur.
Ellerin ve dizlerin konduğu yerin temiz olması şart değil diyen âlimler de
çoktur. Bu âlimlere göre, ayakla basılan ve secde edilen yer temiz olunca diğer
yerler necis de olsa namaz sahih olur.
Necaset görünmüyorsa
Sual: Sık sık yurtdışına çıkıyorum. Otellerdeki halıfleksler çok temiz
duruyor, böyle üzerinde kaba necaset bulunmayan yerde namaz kılmak caiz
midir?
CEVAP
Caizdir. Secde yerine mendil gibi bir şey sermek iyi olur. Serilmesi şart
değildir.
Necis yerde yürümek
Sual: Çocuklar bazen halıların üstüne çiş yapıyorlar. İdrarları kuruyunca,
abdest alıp yaş ayağımızla bu halılara bassak ayağımıza necaset bulaşmış
olur mu?
CEVAP
Hayır necaset bulaşmaz.
Yellenince taharetlenmek
Sual: Yellendikten sonra taharetlenmek gerekir mi? Çamaşır yaş ise
yıkamak gerekir mi?
CEVAP
Su ile taharetlendikten sonra oturak yeri henüz yaş iken yellenince
yeniden taharetlenmek mendubdur yani iyidir; fakat oturak yeri kuruyken
42
www.dinimizislam.com
yellenince, yıkamak bid’attir. Yellenmekle, yaş çamaşır necis olmaz, yıkamak
gerekmez.
Şehidin kanı
Sual: Şehid, kanlı elbisesiyle gömülüyormuş. Kan necis değil midir?
Temiz sayılan kan var mıdır?
CEVAP
Kendi üzerinde kaldıkça, şehidin kanı temizdir. Yenilen et, karaciğer,
yürek ve dalakta bulunup, akmayan kanlar ve balık da temizdir. Bit, pire ve
tahtakurusu kanları da necis değildir. Yani, bunların kanı bulaşınca da, namaz
kılınabilir. (S. Ebediyye)
Mezi ve vedi
Sual: Mezi ve vedi, Şafii’de de necis mi?
CEVAP
Evet. Şafii’de sadece meni temizdir.
Çamur
Sual: Çamur necis midir?
CEVAP
Çamur necis değildir. Sokaktan sıçrayan çamurlar da namaza mani
değildir.
Dökülen deri
Sual: Güneş derimi yaktı. Soyulup dökülen deriler necis mi?
CEVAP
Sinir ve kan olmadığı için necis değildir.
Şarapla yıkananlar
Sual: Bazı Amerikan pipo tütünlerinin üzerinde, şarapla yıkanmıştır
ifadesi geçiyor. Böyle tütünler necis midir? Bununla namaz kılınır mı?
CEVAP
Şarapla yıkanmıştır ifadesi varsa, pipo tütünleri necis olur. Bu pipo
tütünler cepte iken namaz kılınmaz. Böyle bir ifade yoksa, necis sayılmaz.
Uyuşturucu otlar
Sual: Haram olan afyon gibi uyuşturucu otlar, necis midir? Cebe konarak
onunla namaz kılınır mı?
CEVAP
Necis değildir, temizdir. Namaz kılarken cepte bulunmaları namazın
sıhhatine mâni olmaz. Uyuşturucu katı maddelerin, aklı giderecek kadar fazla
miktarını kullanmak haramdır. İlaçlarda az miktar kullanılması günah değildir.
Akmayan kanlar
Sual: Ciğer, dalak, yürek ve ette bulunup da akmayan kanlar üstümüze
bulaşsa yıkamadan namaz kılınır mı?
CEVAP
Bu kanlar necis değildir. (Merakıl-felah)
43
www.dinimizislam.com
Etlerdeki kanlar
Sual: Kasabın kestiği etlerden üzerine sıçrayanlar necis midir? Etlerin
üzerinde kan olduğu halde, kıyma yapmak caiz midir?
CEVAP
Dalak, ciğer ve etlerin üzerinde bulunup akmayan kanlar temizdir.
Kesilmiş bir hayvanın etindeki kanlar temizdir. Etleri keserken üstümüze
sıçrayanlar necistir. Sıçramayıp et üzerinde kalanlar temiz olduğu için, böyle
etleri kıyma yapmakta mahzur yoktur.
Kanlı dalak
Sual: Cebimizdeki kanlı dalakla namaz kılabilir miyiz? Dalaktaki kan necis
mi?
CEVAP
Ciğer, dalak, yürek ve ette bulunup da akmayan kanlar necis değildir.
Dalakla namaz kılınabildiği gibi, bu kanlar elbisemize de bulaşsa, elbiseyi
necis etmez. (Merakıl-felah)
Abdestte sıçrayan su
Sual: Abdestten yere düşen suyun üzerine basınca ıslanan çorap necis
olur mu?
CEVAP
Necis olmaz.
Köpek, necaset ve abdest
Sual: Hanefi ve Şafii’de köpeğe dokunmak abdesti bozar mı? Salyası ve
kılları necis midir?
CEVAP
Hanefi mezhebinde, köpeğe dokunmak abdesti bozmaz. Köpeğin salyası
necis, kılları temizdir. Suya girerek veya yağmurdan ıslanan köpek silkinince,
üstümüze sıçrayan sular, necis olmaz.
Şafii mezhebinde de, köpeğe dokunmak abdesti bozmaz. Köpeğin üstü
ve kılları yaşken dokunursa veya köpeğin salyası üstümüze bulaşırsa, o yeri,
biri çamurlu su olmak üzere, yedi kere temiz suyla yıkamak gerekir.
Taharette kurulanmak
Sual: Taharetlendikten sonra kurulanmadan kalksak, yaşlık çamaşırımıza
bulaşsa necis mi olur?
CEVAP
Hayır, necis olmaz. Bezle veya tuvalet kâğıdı ile kurulanmak müstehabdır,
iyidir. Kurulanmasa da mahzuru olmaz. Bez yoksa, sadece elle de
kurulanabilir.
Kedinin gezdiği yerde
Sual: Kedinin gezdiği yerde namaz kılınır mı?
CEVAP
Kedi temizdir. Gezdiği yerde namaz kılınır.
44
www.dinimizislam.com
Yılan ve domuz derisi
Sual: Yılan ve domuz derisi tabaklanmakla temiz olur mu?
CEVAP
Domuz ve yılan derisi, tabaklansa da temiz olmaz. Bu derilerden yapılmış
cüzdan, kemer, çanta, elbiseyle namaz kılınmaz. (Halebî, Hidaye, Hindiyye,
Mizan-ül-kübra, Mezahib-il Erbea, S. Ebediyye)
Domuz, yılan, fare ve insan derisi tabaklanmakla temiz olmaz. (Redd-ülmuhtar)
Domuzun derisi tabaklanmakla temiz olmaz. (Nisab-ül fıkh, Tergib-üs
salât, Nimet-i İslam, Büyük İslam İlmihali)
Şafii’de, domuzdan başka köpek derisi de tabaklanmakla temiz olmaz.
(Misbah-un-necat)
Bir hükme âlimin birisi sünnet, bir diğeri de mekruh dese, mekruh kavli
esas alınır. Yılan ve domuz derisine temiz diyen âlimler olsa bile, necis
diyenlerinki esas alınır.
Gaz yağı necis değildir
Sual: Yıkadığımız gaz bidonuna su koyduk. Suyun kokusu ve tadı değişti.
Bu suyla abdest alınabilir mi?
CEVAP
Gaz yağı necis değildir, abdest alınır.
Yılan derisi
Sual: Ayakkabıcıyım, gayrimüslimlere yılan derisinden ayakkabı yapmam
caiz midir?
CEVAP
Caizdir. Namaz kılan Müslümanlara yapmamalı; çünkü yılan derisi
necistir.
Köpeğin bastığı yer
Sual: Köpeğin dolaşıp gezdiği yerlerde namaz kılınır mı?
CEVAP
Köpeğin bastığı yerler necis olmaz. Hatta çamura bassa, yine necis [pis]
olmaz.
Süt emen çocuk
Sual: Süt emen çocuğun kusmuğu necis olur mu?
CEVAP
Evet, kaba necasettir. (S. Ebediyye)
Necaset nasıl temizlenir?
Sual: Necaset nasıl temizlenir?
CEVAP
Necaset, her temiz su ile, abdest ve gusül alınmış su ile, sirke ve gül suyu
gibi akıcı mayılerle temizlenir. Abdestte, gusülde kullanılan suya (müstamel
45
www.dinimizislam.com
su) denir. Bu su temizdir; fakat hadesi temizleyici değildir. Yani, bununla
necaset temizlenir; fakat abdest alınmaz ve gusül edilmez.
Tahmin edilen yer yıkanır
Sual: Döven hayvanı, buğdayın bir yerine idrarını yapsa, bu kısım tam
bilinemeyip, tahmin edilen yeri yıkamakla, bu buğday temiz kabul edilir mi?
CEVAP
Evet. (Hadika)
Kar ile taharet
Sual: Kar ile taharet caiz mi?
CEVAP
Evet.
Silmekle temizlenmez
Sual: Saf alkol, kan ve idrar bulaşmış teni silmek kâfi midir?
CEVAP
Silmekle temizlenmez, yıkamak gerekir.
Çıkmayan kan
Sual: Abdest almadan üzerimdeki elbisemde daha önce bulaşmış kan
lekesi gördüm. Yıkamaya çalıştım fakat rengi çıkmadı. Namaza mani midir?
CEVAP
Renginin kalmasının önemi yok, üç kere yıkamak yeterlidir. Namaza mani
değildir.
Karda yürümek
Sual: Karda yürümekle ayakkabıların altı temizlenmiş olur mu?
CEVAP
Karda ve karada [toprakta] yürümekle ayakkabılar temizlenir. Mesela hep
dağda gezen çobanın ayakkabısı temiz olur.
Necaset bulaşan tahta
Sual: Necaset bulaşan tahta, yıkamakla temizlenmiş olur mu? Onun
üstünde namaz kılınabilir mi? Yoksa içine necaset girdiği için, hiç temizlenmez
mi?
CEVAP
Necaset bulaşan tahta, yıkamakla temiz olur. Temizlenince namaz da
kılınır. (Dürer c.l, s.44; İhtiyar c.1, s.33)
Emip tükürmek
Sual: Su olmadığı için, elime bulaşan kanı, birkaç defa emip tükürdüm.
Temiz oldu mu?
CEVAP
Evet, emip tükürmekle temiz olur. (İhtiyar)
Sirke ve süt
Sual: Elime bulaşan kan veya idrar, sirke veya sütle temizlenir mi?
CEVAP
46
www.dinimizislam.com
Sirkeyle temizlenir. Sütle temizlenmez
Necasetli işkembe
Sual: Necasetli işkembe nasıl temizlenir?
CEVAP
Necasetli işkembe de, üç defa soğuk su ile yıkanınca temiz olur.
Elbise temizlemede
Sual: Temizleyicide, bizim elbisemiz, başkalarının elbiseleriyle beraber
yıkanırken, necaset bulaşabilir mi?
CEVAP
Başkalarının elbiselerinden necaset bulaşma ihtimali olabilirse de,
ihtimalle hüküm verilmez, yani temiz kabul edilir.
Necis suyu temizlemek
Sual: Bir kovadaki suya kan veya idrar bulaşsa, temizlemek için ne
yapmak gerekir?
CEVAP
Necis suya, temiz su ilave edilip kova içindeki kadar su taşınca, hepsi
temiz olur. Taşan su, necaset eseri görülmedikçe temizdir. Necis kova,
doldurulur ve taşarsa, necasetin üç eserinden [renk, koku, tat] biri
görülmeyince su da, kova da temiz olur. (Redd-ül-muhtar)
Yetmiş kere el yıkamak
Sual: Bulgaristan’dan gelen bir hoca, (Tuvalette, önce necaset tuvalet
kâğıdıyla temizlenir, daha sonra su ile taharet alınır. Böyle yapılmazsa,
necaset bulaşan el, 70 kere yıkansa yine temizlenmez) diyor. Böyle bir şey var
mı?
CEVAP
Tamamen uydurmadır. Genelde gayrimüslimler böyle yapıyormuş. Kâğıtla
necaseti temizleyip elini dokundurmadan su akıtıyorlarmış. Bu hoca da,
onlardan görmüş veya duymuş olabilir. Necaset kâğıtla temizlenmez. Necaset
parmakla alınır, sonra parmak yıkanır. Kalan necaset de temizlendikten sonra,
tuvalet kâğıdıyla veya bezle kurulanmak iyi olur. Tuvaletten çıkınca, eli
sabunla falan yıkamak da gerekmez. Normal suyla yıkanınca el necasetten
temizlenmiş olur.
Çocuklar ve necaset
Sual: Bezinde necaset olan çocuğu sırta sarıp namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Necasetli çocuğu, sırta sararak namaza durunca, namaz sahih olmaz. Bu,
cepte idrar şişesi taşımaya benzer; fakat çocuk, kendiliğinden kucağa oturur,
sırta binerse, üstü necasetli de olsa, namaza mani olmaz. (Redd-ül-muhtar)
Şafii’de süt çocuğunun idrarı
Sual: Şafii mezhebinde süt çocuğunun idrarı necis midir?
47
www.dinimizislam.com
CEVAP
Şafii’de süt oğlanın idrarı hafif necasettir. Sıkarak veya kurutarak izale
ettikten sonra, üzerine su serpince, akmasa dahi, temiz olur. Oğlan sütten
başka bir şey, bir kere bile yerse veya iki yaşını geçerse idrarı kaba necaset
olur. Süt emen kızın her zaman idrarı necistir, su ile yıkayarak temizlemek
lazım olur.
Süt emen bebek
Sual: Yalnız süt emen bebeğin idrarı necis mi?
CEVAP
Hanefi’de necistir. Şafii’de oğlanınki necis değildir.
Elbise veya halıdaki necaset
Sual: Temiz ve kirli çamaşırları beraber yıkamakta mahzur var mıdır?
CEVAP
İdrarlı, kanlı çamaşırları temiz çamaşırlarla beraber yıkamakta mahzur
yoktur.
Çocuk bezi yıkanmış leğen
Sual: Çocuk bezi yıkanmış naylon leğende temiz çamaşırları yıkamakta
mahzur var mıdır?
CEVAP
Mahzur yoktur.
Bir defa yıkamak
Sual: Görülmeyen necasetler, mesela idrar, kan bulaşmış çamaşırlar,
leğende veya çamaşır makinesinde yıkanırken, bir defa yıkamakla temizlendiği
zannedilirse kâfi gelir mi?
CEVAP
Evet.
Çamaşır makinesi
Sual: Otomatik çamaşır makinesi ile yıkanan necis çamaşırlar temiz olur
mu?
CEVAP
Evet. Otomatik çamaşır makineleri,
yıkamaktadır.
el ile yıkanandan daha iyi
Makinede yıkarken
Sual: Yıkarken, makinedeki su ve diğer eşya necis olur mu?
CEVAP
Hayır.
Temizlendiğinde şüphe eden
Sual: Necasetli çamaşırların temizlendiğinde şüphe eden ne yapar?
CEVAP
48
www.dinimizislam.com
Temizlendiğinde şüphe eden üç defa yıkar ve her yıkayışta sıkar. Irmakta
veya muslukta yıkanan bir şeyi sıkmak lazım değildir. (Halebi)
Halı yıkamak
Sual: Büyük olduğu için sıkılmayan halı gibi necaseti emen eşya nasıl
yıkanırsa temiz olur?
CEVAP
Her yıkayışta, su damlaması kesilinceye kadar beklenir. Böyle üç defa
yıkayınca temizlenmiş olur. Sıkılması, fırçalanması gerekmez.
Halı yıkama makinesi
Sual: İdrarlı halı, halı yıkama makinesi ile yıkanınca temiz olur mu?
CEVAP
İdrarlı bir halının, halı yıkama makinesi ile kısa fasılalarla üç defa ön yüzü,
üç defa da arka yüzü yıkanırsa temiz olur. Üstünde seccadesiz namaz kılınır.
Kir için bir defa yıkamak kâfidir.
Elbisedeki necaset
Sual: Elbisenin bir yerine necaset bulaşsa, sonra da bu yeri bulamayan
ne yapar?
CEVAP
Elbise veya vücudun bir yerine necaset bulaşsa, bu yeri bulamazsa,
zannettiği yeri yıkasa temiz olur. Namazdan sonra meydana çıksa namazı
iade etmez. (Hadika)
Satın alınan elbiseyi yıkamak
Sual: Satın alınan hazır elbiseyi, yıkamadan giyip onunla namaz kılmakta
mahzur var mıdır?
CEVAP
Eşyada esas olan temizliktir. Necis olduğu kesin olarak bilinmedikçe hepsi
temiz kabul edilir. Hatta gayrimüslimlerin elbiseleri de temiz kabul edilir.
(Hadika)
Mestte necaset
Sual: Mestte namaza mani olacak necaset varsa ne yapılır?
CEVAP
Yıkamak gerekir. Mestte namaza mani olacak necaset varsa, temizlemek
farzdır. Mesh etmekle necaset temizlenmiş olmaz.
Kuru temizleme
Sual: Necaset bulaşığı olmayan bir elbise ile, kanlı ve idrarlı bir elbise
kuru temizlemede temizlenir mi ve ötekileri kirletir mi? Yani kuru temizlemeciye
verdiğimiz necaset bulaşmamış elbise ile namaz kılabilir miyiz?
CEVAP
Kuru temizlemede sadece kirler temizlenir. Yıkanmadıkça idrar ve kan
temizlenmiş olmaz. Fakat idrarlı elbise diğerlerini kirletmez. Yani kuru
temizlemeciye verdiğimiz necaset bulaşmamış elbise ile namaz kılmamızda
49
www.dinimizislam.com
mahzur olmaz. Dinde zan ile hüküm verilmez. Kâfirlerin elbiselerine idrar ve
şarap bulaşmış olma ihtimali kuvvetlidir. Buna rağmen dinimiz, kâfir elbisesini
yıkamadan, o elbise ile namaz kılınabileceğini bildiriyor. (Eşbah şerhi)
Dinimizin emri böyle iken, kuru temizlemeciye verilen temiz elbise ile
namaz kılınmayacağını veya kesin bilgi olmadan gıdaların içinde, necis madde
bulunduğu için yenmeyeceğini söylemek halkı huzursuzluğa sevk edeceği,
fitneye sebep olacağı için günahtır.
Temizleme imkânı olmayan
Sual: Elbisesinin tamamı necis olan, namazını kaçırmamak için çıplak mı
kılar?
CEVAP
Üstünde namaza mani olacak kadar necaset bulunan kimse, temizlemesi
mümkün değilse, o haliyle kılar, çıplak kılmaz. Hatta temizleme imkanı olsa;
fakat yabancılar bulunsa, temizlemeden namazını kılar. Çünkü başkalarının
yanında avret yerini açmak yasak edilmiştir. Necaseti temizlemek ise
emredilmiştir. Emir ile yasak bir araya gelince yasağa uyulur. (Merakıl-felah)
Maliki’yi taklit ederek kılarsa hiç mahzuru olmaz.
Temiz elbisesi olmayan
Sual: Cezaevi hücresindeki bir mahkûmun elbiseleri necis olsa, namazını
nasıl kılar?
CEVAP
Temiz elbise bulamamak zarurettir. Zaruret halinde necasetli elbise ile
namaz kılınır. Eğer Maliki’yi taklit ederse de, Maliki’de necaset namaza mani
olmadığı için, namaz sahih olur.
Namazdan sonra görülen necaset
Sual: Namazdan sonra elbisemizde necaset görsek, namazımızı iade
etmemiz gerekir mi?
CEVAP
Necasetle kılınan namaz sahih olmaz. Necaset olup da, bilmese sahih
olur. Necaset olduğunu namazdan sonra görse, kaza etmek gerekmez diyen
âlimler de olmuştur. Resulullah efendimiz, namaz içinde, nalınını çıkarıp
namaza devam etti. Namazdan sonra, nalınını niçin çıkardığını soranlara
(Cebrail aleyhisselam, nalınımın kirli olduğunu haber verdiği için
çıkardım) buyurdu ve namazı kaza etmedi. [Nalın altı deri, üstü açık terliğe
benzer bir giyecektir.] Maliki mezhebi taklit edilerek kılınırsa, namaz sahih olur.
Necis elbiseyle kılan
Sual: Yatsıyı kıldıktan sonra vitri başka elbise ile kılan, yatsıyı kıldığı
elbisenin necis olduğunu görse, vitri de iade eder mi?
CEVAP
Evet. Ancak bu namazları Maliki’ye göre kıldım derse, iade etmesine
lüzum yok; çünkü bilmeden necis elbise ile kılmıştır. Kasıt olmadığı için
50
www.dinimizislam.com
Maliki’yi taklit etmesi caiz olur.
Necis elbiseyle namaz
Sual: Namaz vakti çıkmak üzereyken, temiz elbisesi olmayan ve temiz
elbise de bulamayan kimse, namazını kazaya bıraksa günah olur mu?
CEVAP
Namazı kazaya bırakmak haramdır. Maliki’yi taklit ederek necasetli
elbiseyle kılar. Maliki’de necaset namaza mani değildir.
Unutup necis elbiseyle namaz kılan kimse, sonra elbisesinin necis
olduğunu hatırlasa, kıldığı namazı iade etmez, Maliki’ye göre kıldım demesi
yeter.
Alkol, kolonya ve parfüm
Sual: Her alkol necis midir?
CEVAP
Haram ve necis olan sadece etil alkoldür. Diğerlerinin kimyada da adı
alkoldür. Onlar necis değildir. Namaz kılarken etil alkolü temizlemek gerekir.
Kolonya ve parfümler
Sual: Kolonya, tentürdiyot ve parfüm gibi, alkollü karışım sürülmüş
elbiseyle, namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Caizdir. Alkol; ilaç, koku veya su gibi şeylere bir menfaat için karıştırılınca,
karışım temiz olur. (İ. Ahlakı)
Demek ki alkol; kolonya, tentürdiyot ve parfüm gibi maddelere, bir
menfaat gayesiyle karıştırıldığı için namaza mani olmuyor. Bir menfaat
olmadan karıştırılırsa, karışımlar temiz olmaz. Mesela suyun içine alkol döküp
onu elbiseye sürsek, bu da karışımdır diyerek, böyle elbiseyle namaz kılınmaz.
Alkollü merhem
Sual: Alkollü merhem namaza mani mi?
CEVAP
Hayır, mani değildir.
Kolonya temizdir
Sual: İslam Ahlakı kitabında deniyor ki:
1- Suyla toprak karıştırıldığı zaman, bu ikisinden biri temizse, meydana
gelen çamur temiz olur ve bu kavil sahihtir. Fetva da böyledir.
2- Bu fetvanın zayıf olduğunu bildiren âlimler varsa da, harac olunca,
zayıf kaville amel olunur.
3- Necis olan sıvı, mesela ispirto, ilaç, koku [su veya toprak] gibi şeylere
[bir menfaat için] karıştırılınca, karışım temiz olur. [Lakin ilaç için olmayanları
içmek haramdır.] Bunun için, tentürdiyot ve kolonya, Hanefi’de temizdir.
Bu ifadelerden, harac, sıkıntı olmadan kolonya dökülerek kılınan namazın
sahih olduğunu anlıyorum. Kolonya temiz dendiğine göre, harac olmadan da
51
www.dinimizislam.com
üstümüze döksek, onunla namaz kılmanın caiz olduğu mu anlaşılıyor?
CEVAP
Evet, öyle olduğu pek açıktır. Burada iki ayrı kavilden bahsediliyor:
Birinci kavilde, (Karışım temizdir, bu kavil sahihtir ve fetva da böyledir)
buyuruluyor. Fetva böyledir denince artık mesele kalmamıştır. 3. maddede, 1.
maddedeki sahih olan fetvanın açıklaması yapılıyor. Tentürdiyot ve kolonyanın
temiz olduğu, bir de ilaç için olan karışımların da, yani içinde alkol bulunan
ilaçları kullanmanın da caiz olduğu açıkça bildiriliyor.
İkinci maddede, sahih olan ve fetva verilen kavle, bazı âlimlerin zayıf
dediği bildiriliyor. Sahih kavli bildirdikten sonra, bazı âlimler denince, bu kaville
amel etmek lazım gelmediği anlaşılıyor. Burada kolonya, tentürdiyot gibi
karışımların temiz olduğunu bildiren kavil, zayıf değil, sahih kavildir ve fetvanın
da böyle verildiği bildiriliyor. Zayıf kavil diyerek, bunun aksini söyleyip
Müslümanları sıkıştırmak, caiz olmaz.
Parfüm kullananın namazı
Sual: Üzerimizde parfüm varken namaz olur mu? Birkaç defa sıkınca el
ayasını geçiyor miktarı.
CEVAP
Ne kadar çok olursa olsun namaz sahih olur.
Hayvanlar ve necaset
Domuz ve yılan derisi
Sual: Cepte yılan derisinden cüzdan ve fildişi tarak varken namaz kılmak
caiz mi?
CEVAP
Domuz ve yılan derisi, dabağlansa da temiz olmaz. Bu derilerden
yapılmış cüzdan, kemer, çanta, elbise ile namaz kılmamalıdır! Domuz hariç,
her hayvan ölünce kemiği pis olmaz. Filin de kemiği temizdir. (Halebi, Hidaye,
Hindiyye, S. Ebediyye)
Domuz derisi
Sual: Bilmeden domuz derisi ile birkaç ay namaz kıldım. Bu namazlarla
ilgili bir şey yapmam gerekir mi?
CEVAP
Domuz derisi necistir, necasetle kılınan namaz sahih olmaz. Ancak Maliki
mezhebinde necaseti temizlemek farz değil, sünnettir. Bu bakımdan, o
namazları Maliki mezhebine göre kıldım denirse, namazlar sahih olur.
Kuş pisliği
Sual: Kuş pisliği bulaşan elbise ile namaz kılınır mı?
CEVAP
Eti yenmeyen kuşların pisliği hafif necasettir. Hafif olan necaset, bir uzva
ve elbisenin bir kısmına bulaşınca, bu kısmın veya uzvun dörtte biri kadarı
52
www.dinimizislam.com
namaza zarar vermez.
Güvercin ve serçe gibi eti yenen kuşların pisliği temizdir, yani bu pislikle
namaz kılmak caizdir. Temizlenirse iyi olur.
Kedinin idrarı
Sual: Kedinin idrarı, vücuda değse, temiz mi?
CEVAP
Hayır. Sadece elbisede temizdir.
Cepteki haşarat
Sual: Yenmeyen midye, istiridye, karides gibi haşarat cebimizde iken,
namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Necis olmadıkları için, namaza mani olmaz.
Necaseti üç kere mi yıkamalı?
Sual: Necaseti temizlerken nelere dikkat edilmeli ve yıkamada belli bir
sayı var mıdır?
CEVAP
Hanefi’de, necaset dirhem miktarından fazlaysa, yıkamak farzdır.
Yıkamakta adet yoktur. Temizleninceye kadar yıkamalı.
Katı necaset, kemer, çanta, mest, ayakkabı üzerinde olunca, ovmakla,
silmekle temizlenir. Emici olmayan, düz parlak şeyler, mesela cam, ayna,
kemik, tırnak, bıçak, yağlı boyalı eşya, vernikli eşya üzerindeki katı veya akıcı
her necaseti, elle, toprakla veya başka şeyle silip, bunun üç sıfatı, [rengi,
kokusu ve tadı] gidince temiz olur.
Testi, çanak ve bakır gibi, necaseti emmeyen şeyleri ve muslukta yıkanan
her şeyi sıkıp kurutmak lazım değildir.
Kurumuş meniyi ovmakla, bulunduğu yer ve deri temiz olur. Meni yaşsa,
elbiseyi ve deriyi yıkamak gerekir.
Şarabın damlasını yıkamak farzdır diyen âlimler de vardır. İhtiyata riayet
etmeli.
Her şeyde asıl olan, temizliktir. Necaset bulaştığı kesin bilinmedikçe,
zannetmekle necis denmez. Ehl-i kitabın kestiği hayvan, aksi sabit olmadıkça,
temiz kabul edilir.
Üzüm suyu temizdir, şaraba dönünce pis olur. Şarap, sirke olunca temiz
olur.
Eldeki, çok az necaseti de yıkamak farzdır.
Hanefi’de, kedi ve fare idrarının elbiseden temizlenmesinde, harac
[meşakkat] olduğu için, dirhemden fazlası da affedilmiştir.
Necis boyayla boyanan kumaş, üç kere yıkanınca temiz olur.
İdrarlı eşya, leğende, çamaşır makinesinde, ayrı sularla, temizlendiği
zannedilinceye kadar yıkanır. Bir kere yıkamakla temizlenirse, kâfi olur.
53
www.dinimizislam.com
Yıkarken, diğer eşya necis olmaz. Vesveselinin üç kere yıkaması ve hepsinde
sıkması gerekir.
Çürük, ince veya büyük olduğu için sıkılmayan eşya, mesela halı, deri gibi
necaseti emen şeyler, her üç yıkayışta, su damlaması kesilinceye kadar
beklenir.
Necis yağla tabaklanmış deri, üç kere yıkayıp sıktıktan sonra temiz olur.
Kaynamayan sıcak suda bırakılan, içi boşaltılmamış tavuğun, yalnız derisi
necis olur. İçi boşaldıktan sonra, üç kere soğuk suyla yıkanınca, her yeri temiz
olur. İşkembe de, böyle üç kere yıkamakla temiz olur.
İdrarlı bez, üç defa muslukta yıkanmakla temiz olur.
Kan rengi
Sual: Elbisedeki kan lekesi yıkanmışsa da rengi çıkmadı. Namaza mani
midir?
CEVAP
Renginin kalmasının önemi yok, üç kere yıkamak yeterlidir. Namaza mani
değildir. Kandan başka renkli necis maddeler de böyledir. Yıkandığı hâlde
rengi çıkmazsa, namaza mani olmaz.
İstikbal-i kıble
Kıble neresidir, nasıl bulunur?
Sual: Namazın şartlarından olan istikbal-i kıble ne demektir?
CEVAP
Namazı Kâbe’ye karşı kılmak demektir. Mekke’de bulunan Kâbe binasının
istikametine Kıble denir.
Kıble neresidir?
Sual: Kıble, Kâbe’nin binası mıdır?
CEVAP
Hayır, kıble Kâbe’nin arsasıdır. Yani, yerden Arşa kadar, o boşluk kıbledir.
Bunun için deniz ve kuyu diplerinde, yüksek dağlarda ve uçaklarda, bu cihete
doğru namaz kılınır.
Kıble nasıl bulunur?
Sual: Kıble pratik olarak kolayca nasıl bulunabilir?
CEVAP
Akrep ve yelkovanı olan bir saatin yüzü, gökyüzüne doğru ve akrebi
güneşe doğru tutulunca, akreple 12 rakamı arasındaki açının orta hattı, güneyi
gösterir. Bunun ters istikameti kuzey yönüdür.
Her şehir için, pusula kuzeyinden saat yönünde kıble açısı,
www.namazvakti.com sitesinde yazılıdır. Mesela, İstanbul için bu açı, 147
derecedir. Yani İstanbul’da, güneyden 180–147=33 derece doğuya dönünce,
kıble bulunmuş olur.
54
www.dinimizislam.com
Kıble saati
Sual: Türkiye takviminde kıble saati diye bir şey var. Bu nedir?
CEVAP
Her şehir için gösterilen Kıble Saati Vakti'nde, güneşe doğru yüzünü
dönen kimse, Kâbe yönüne dönmüş ve o yerin kıblesini bulmuş olur.
İbrik ve kıble
Sual: Tam İlmihal’de, abdestin sünnetleri bildirilirken, (Abdest aldığı kabı
dolu bırakmaktır. İbriğin ağzını kıbleye karşı durdurmalıdır. Yolcu, kıble
cihetini, ibriğin ağzına bakarak kolayca anlar) deniyor. Şimdi ibrikle abdest
alınmıyor, hem alınsa bile, çocuklar başka yöne çeviremez mi?
CEVAP
Eskiden köylerde misafir odaları bulunurdu. Yabancı birisi gelince doğru
oraya giderdi. Orada yatakları da hazır idi. Muhtar onların yemeğini verirdi.
Köy bekçisi bu işle vazifeliydi. Seccade de kıble istikametine serilirdi. Bazı
odalarda şu yazı asılı olurdu:
Ey misafir kıl namazı, kıble şu canipte[yönde]dir,
İşte leğen, işte ibrik, peşkir [havlu] ise iptedir.
Yani kıbleyi gösteren alametler vardı. Şayet kıblede tereddüt ederse
birisine sorabilirdi.
Namazda kıbleye dönmek
Sual: Namazda niyet ederken, kıble yönünü ve vaktin girdiğini düşünmeli
midir?
CEVAP
Kıbleye döndüğümüzü biliyorsak mesele yok. Yani seccadeyi başka
tarafa sermiş olsalar, böyle serilmeyecekti diyebiliyorsak kıbleye dönmüş
sayılırız. Vaktin girdiğini de bilmek gerekir. Bilmeden rastgele namaz olmaz.
Tam İlmihal’de diyor ki:
Kıble cihetini bilmeyen kimse, araştırmadan kılarsa, kıbleye rastlamış olsa
bile, namazı kabul olmaz; fakat rastlamış olduğunu, namazdan sonra
öğrenirse kabul olur.
Kıbleyi araştırıp da, karar verdiği cihete kılmazsa, rastladığını anlasa bile,
tekrar kılması lazım olur.
Kıbleye dönemeyen
Sual: Hastalık, malın çalınma tehlikesi, yırtıcı hayvan tehlikesi, düşman
görme tehlikesi varsa, vasıtadan inince, tekrar binemeyecekse, iki namazı
[öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı, üç mezhepten birini taklit edip] cem
ederek de kılamayan ne yapar?
CEVAP
Namazını gücü yettiği tarafa doğru yönelerek kılar.
Vasıtada kıble
55
www.dinimizislam.com
Sual: Vasıta veya uçak, otobüs hangi yöne giderse o yer kıble mi sayılır?
CEVAP
Hayır, yine kıbleye dönmeye çalışmak gerekir.
Uzayda kıbleye dönmek
Sual: Dünyada namaz kılınırken kıbleye dönülür. Fezada nasıl olur?
Mesela Amerika Mars’a astronot yolladı, içlerinde Müslüman olanlar da var.
Diyelim ki, onlar Mars’a ulaştıklarında orada 6 ay kaldılar, bu sırada namaz
kılmayı isteyen bir astronot nereyi Kıble olarak almalı? Namaz saatlerini nasıl
ayarlamalı?
CEVAP
Dünyaya doğru dönünce kıbleye dönülmüş olur. Ellerindeki aletlerle
dünyanın ne tarafta olduğunu bilirler. Bilmediklerini kabul edelim, o zaman da
dünyanın ne tarafta olduğunu tahmin ederler, zannettikleri yöne doğru kılarlar.
Namaz vakitleri güneşe göre ayarlanır. Mars’a gidebilen, teknik imkân ve
bilgiye sahip bu insanların, güneşe göre namaz vakitlerini de tayin etmeleri zor
olmaz. Mars’a gidebiliyorsa namaz vakitlerini de hesaplayabilir.
Kıbleden kaç derece sapılabilir?
Sual: Kıbleden kaç derece sapılırsa namaz caiz olur? Kıbleye karşı ayak
uzatmak, ya da ihtiyaç gidermek için mahzurlu olan kıble açısı ne kadardır?
Yine bunun gibi inşaat yaparken, WC kıbleden ne kadar dönük olmalı?
CEVAP
Göz sinirlerinin çapraz istikameti arasındaki açıklık Kâbe’ye rastlarsa,
namaz sahih olur. Bu açı 45 derece kadardır. Hastalık sebebiyle ve hırsız
korkusu ile kıbleden çok ayrılmak da caizdir.
Yanlış duranı döndürmek
Sual: Bir kimse kıbleyi araştırarak namaza durup bir rekat kıldıktan sonra
salih biri gelse, (Yanlış durmuşsun) diyerek eli ile kıbleye döndürse, namazı
sahih olur mu?
CEVAP
Evet, namaz sahihtir.
Ters yöne namaz
Sual: Avrupa’da, camimizin kıblesi 40 derece kadar yanlıştır. Kıbleye
doğru namaz kılalım dediğim zaman imam, (Müslümanlara kolaylık olsun, düz
kılsınlar, kıbleye dönmek gerekmez) dedi. Hoca bu durumu, Türkiye’den ve
Diyanet’ten gelen profesörlere de sormuş, onlar da, (Kıble 30–40 derece eğik
olsa da kılabilirsiniz, çünkü siz Müslüman ülkesinde değilsiniz, binalar kıbleye
doğru yapılmıyor, caminin yönü ne tarafaysa o yöne kılabilirsiniz) demişler.
Böyle bir şey olabilir mi?
CEVAP
Bu işte bir yanlışlık var gibi görünüyor. Diyanet yetkilileri niye böyle bir şey
söylesin? İmam yanlış anlamış veya kendi görüşünü onlara mal etmek istemiş
56
www.dinimizislam.com
olabilir.
Namazın şartlarından birisi de İstikbal-i kıble’dir, namaz kılarken kıbleye
dönmek demektir. Şâfiî mezhebinde tam kıbleye dönülmesi, hiç eğik olmaması
lazımdır. Hanefî ve Malikî mezheplerinde ise, sağa veya sola doğru 22,5
derecen fazla sapılırsa namaz sahih olmaz.
Kıbleyi araştırmak
Sual: Tam İlmihal’de, (Kıble yönünü bilmeyen kimse, araştırmadan
kılarsa, kıbleye rastlamış olsa bile, namazı kabul olmaz; fakat rastlamış
olduğunu, namazdan sonra öğrenirse kabul olur) deniyor. Bu kısmı
anlayamadık.
CEVAP
Araştırma yapmadan kıldığı için namazı kabul olmuyor. Sonra kıbleye
kıldığını öğrenince namazı kabul oluyor. Öğrenmezse kabul olmuyor. Ne
tarafa kıldığı bilinmediği için kabul olmuyor. Öğrenince ne tarafa kıldığı
biliniyor.
Abdestli bir kimse de, abdestli olup olmadığını bilmese, namaz kılsa kabul
olmaz; çünkü abdesti olduğunu bilmiyor. Ama abdestli olduğunu hatırlarsa
namazı kabul olur.
Kıbleyi araştıran
Sual: Kıbleyi bilmeyen kimse, araştırıp namaz kılsa, daha sonra kıldığı
istikametin kıble ciheti olmadığı anlaşılsa, namazı iade etmesi gerekir mi?
CEVAP
Kıbleyi bilmeyen kimse, kendisi araştırır, zannına göre karar verdiği cihete
doğru kılar. Sonradan yanlış olduğunu anlasa bile namazını iade etmez.
Çünkü kıble ve namaz vakitleri fazla zan ile kabul olur. (El-ihtiyar)
Araştırmadan kıbleye dönmek
Sual: Kıbleyi araştırmadan namaz kılan, sonra kıbleye rastladığını
anlarsa namazı sahih olur mu?
CEVAP
Bir kimse, camilere, güneşe bakmadan, bilen birine sormadan ve
araştırma yapmadan namaz kılarsa, kıbleye rastlamış olsa bile, namazı kabul
olmaz; fakat rastlamış olduğunu, namazdan sonra öğrenirse sahih olur.
Namaz arasında, öğrenirse sahih olmaz. Kıbleyi araştırıp da, karar verdiği
yöne kılmazsa, rastladığını anlasa bile, tekrar kılması gerekir.
Kıbleyi araştırmak
Sual: Kıbleyi bilmeyen, kâfir ve fâsıklara sorup öğrenebilir mi?
CEVAP
Cami bulunmayan, hesap, yıldız, pusula, güneş gibi şeylerle de
anlaşılamayan yerlerde, kıbleyi bilen, salih Müslümanlara sormak gerekir.
Kâfirlere, fâsıklara ve çocuklara sorulmaz. Bunlara, yönleri anlamak için,
57
www.dinimizislam.com
güneşin ne taraftan doğduğu ve battığı sorulabilir. Böylece kendi araştırır.
Karar verdiği yöne doğru kılar. Sonradan, yanlış olduğunu anlarsa, namazı
iade etmez.
Kıbleye saygı
Sual: Otururken arkamızı kıbleye gelecek şekilde oturmak veya kıbleye
karşı ayak uzatmak caiz midir? Eski camilerde vaaz kürsüsünün arkası kıbleye
gelmiyordu, yeni camilerde arkaya gelecek şekilde yapılıyor. Bu uygun mudur?
CEVAP
Muteber din kitaplarımızdaki bilgiler şöyledir:
1- Yatarken ve otururken, kıbleye karşı ayak uzatmak mekruhtur.
2- Mushaf’a karşı ayak uzatmak mekruhtur. Mushaf yüksekteyse mekruh
olmaz.
3- Tuvalette kıbleyi öne veya arkaya getirmek mekruhtur.
4- Mushaf’ı kıbleye karşı oturarak okumak sünnettir.
5- Ezanı başından sonuna kadar, kıbleye karşı okumak sünnettir.
6- Her zaman otururken, kıbleye karşı oturmak sünnettir. Bir hadis-i şerif
meali:
(Her şeyin en güzel ve en uygun bir şekli vardır. Oturma şeklinin en
güzeli de, kıbleye karşı oturmaktır.) [Ebu Davud]
Bunların istisnaları da vardır:
İmamın, oturduğu yerde kıbleye karşı kalması mekruhtur. Cemaate
dönmesi veya sağa, sola dönüp oturması lazımdır. Kabir ziyaret ederken,
kıbleyi arkada bırakıp, meyyitin yüzüne karşı oturup selam vermek
müstehabdır. (İhya)
Tuvalette kıbleye dönmek
Sual: Helâda kıbleye karşı dönmenin dini hükmü nedir?
CEVAP
Helâda ve kırda abdest bozarken kıbleye önünü ve arkasını dönmek
mekruhtur. Unutulursa, üstünü kirletmek tehlikesi varsa veya başka bir
mazereti varsa, kıbleye önünü veya arkasını dönmek mekruh olmaz. (Hidaye)
Küçük çocukları kıbleye karşı tutarak abdest ettirmek, tutan büyüğe
mekruh olur.
Kıble tayini
Aşağıdaki (Qibla locator) program yardımıyla, bulunulan yere ait kıble
yönü kolaylıkla tespit edilebilir. Haritadaki kırmızı çizgi kıble yönünü
göstermektedir.
Arama özelliğiyle, istenilen şehre ait haritaya kolaylıkla ulaşılabilir. (+) ve
(-) butonlarıyla, harita yakınlaştırılıp uzaklaştırılabilir. Mouse yardımıyla, harita
istenilen yöne doğru hareket ettirilebilir. Haritayı istenilen sokağa, hatta ev
veya iş yerine kadar yakınlaştırıp, kıbleyi tespit etmek mümkündür. Uydu veya
58
www.dinimizislam.com
Karma özelliği seçilirse, yaklaştırıldığında istenilen bina daha kolay bulunabilir.
Namaz vakitleri
Namaz vakitleri
Sual: Namaz vakitleriyle ve kıble tayini ile ilgili bütün konuları, doğru
olarak nereden öğrenebilir ve bu konuyla ilgili suallerimizi nereye sorabiliriz?
CEVAP
www.turktakvim.com ve www.namazvakti.com sitelerinde geniş bilgi
vardır. Sualleri de onlara sormak gerekir. [email protected] mail
adresine veya (0 212) 454 23 87 numaralı faksa sorulabilir.
Namaz vakitleri için yeni masaüstü aracı
Takvimlerde, Sabah, Güneş, Öğle, İkindi, Akşam, Yatsı, Kıble Saati Vakti
şeklinde yayımlanan 7 vakte ilaveten, diğer 11 adet vakitle birlikte, aşağıdaki
toplam 18 vaktin tamamı veya seçilecek olanlar, Bilgisayar Masaüstü
Aracı’nda görüntülenebiliyor:
İmsâk
Sabâh
Güneş
İşrak
Dahve-i kübrâ
Kerâhet
Öğle
İkindi
Asr-ı sânî
İsfirâr-ı şems
Akşam
İştibâk-i nücûm
Yatsı
İşâ-i sânî
Gece Yarısı
Teheccüd
Seher
Kıble Sâati Vakti
Masaüstü Aracı sadece Windows Vista ve Windows 7 ile çalışmakta,
Windows XP ile çalışmamaktadır.
Masaüstü aracını indirmek ve kurulumu hakkında bilgi için:
www.turktakvim.com/60/Namaz-Vakitleri-Windows-Gadget
Yukarıdaki vakitlerin açıklamaları için:
www.turktakvim.com/8/Namaz_Vakti_Bilgileri/masaustu_aracindaki_vakitl
erin_aciklamalari.html?ID=232
59
www.dinimizislam.com
Yatsı namazının vakti
Sual: Günde beş vakit namaz yok diyenler çıktığı gibi şimdi de, (Bugün
yatsı ezanının okunduğu vakitte yatsı vakti bitmiş oluyor. Dört mezhebe göre
de böyle iken, sonradan mezhepçiler yatsı vaktinin sabaha kadar devam
ettiğini bildirdiler. Kitaba uyularak bu yanlışlık düzeltilmelidir) deniyor.
Müslümanlar, 1400 yıldan beri yanlış mı namaz kılıyor?
CEVAP
Sanki din yeni ortaya çıktı. Peygamber efendimiz ve asırlardır gelen
âlimler yatsıyı yanlış vakitte kıldı demek, yalan ve bir iftiradır. Bu konudaki
âyetlere, hadislere ve İslam âlimlerinin bildirdiklerine bakalım:
İsra suresinin, (Güneşin kayması anından, gecenin kararmasına kadar
ve sabah vakti namaz kıl) mealindeki 78. âyet-i kerimesinin aslında geçen,
Dülûk-üş şems öğle ve ikindi, Gasak-ıl leyl akşam ve yatsı namazı, Fecr de
sabah namazıdır. (Beydavi)
Kaf suresinin, (Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve gece
Rabbini tesbih et) mealindeki 39. ve 40. âyet-i kerimesindeki, güneşin
doğuşundan önceki sabah namazı, güneşin batışından önceki öğle ve ikindi
namazı, geceki de akşam ve yatsı namazıdır. (Beydavi)
Hud suresinin (Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde
dosdoğru namaz kıl) mealindeki 114. âyet-i kerimesindeki gündüzün iki
tarafındaki namazlar sabah, öğle, ikindi; gecenin yakın saatlerindeki namazlar
da akşam ve yatsı namazlarıdır. (Medârik)
Bu âyet-i kerimeleri açıklayan hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir:
Mukaddimet-üs-salat, Tefsir-i Mazheri, Mizan-ı kübra, Halebi-yi kebir
ve Tergib-üs-salat kitaplarındaki hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cebrail aleyhisselam Kâbe kapısı yanında iki gün bana imam oldu.
İkimiz, fecr doğarken sabah namazını, güneş tepeden ayrılırken öğleyi,
her şeyin gölgesi kendi boyu uzayınca ikindiyi, güneş batarken [battıktan
sonra] akşamı ve ondan sonra şafak kararınca yatsıyı kıldık. İkinci günü
de, sabah namazını, hava aydınlanınca, öğleyi, her şeyin gölgesi kendi
boyunun iki katı uzayınca, ikindiyi bundan hemen sonra, akşamı oruç
bozulduğu zaman, yatsıyı gecenin üçte biri olunca kıldık. Sonra “Ya
Resulallah senin ve geçmiş Peygamberlerin namaz vakitleri budur.
Ümmetin, beş vakit namazın her birini, bu kıldığımız iki vaktin arasında
kılsınlar” dedi. Her gün beş kere namaz kılınması emrolundu.) [Tirmizî,
Ebu Davud]
(Yatsıyı hava iyice kararınca kılın!) [Ebu Davud, Beyheki]
Hazreti Büreyde anlatır: Bir kimse, namaz vakitlerini sorunca, Resulullah,
(Bizimle iki gün namaz kıl!) buyurdu. İlk gün, güneş batınca, akşamı kıldı,
ufuktaki aydınlık kaybolunca yatsıyı kıldı. İkinci gün, akşamı ufuktaki beyazlık
kaybolmadan az önce kıldı. Yatsıyı gecenin üçte biri geçtikten sonra kıldı.
60
www.dinimizislam.com
Sonra, o kimseye, (Namazların vakti böyledir) buyurdu. (Müslim, Tirmizî,
Nesai)
(Namazın bir ilk bir de son vakti vardır. Akşam vaktinin evveli,
güneşin battığı andır. Vaktin sonu da ufuktaki aydınlığın kaybolduğu
andır. Yatsının vaktinin evveli, ufkun kaybolduğu andır. Vaktin sonu da
gecenin yarısıdır.) [Müslim, Tirmizî]
İbni Abbas hazretleri anlatıyor: "Resulullah yatsıyı tehir ettiği gün,
(Ümmetime meşakkat vermemiş olsam yatsıyı bu vakitte kılmalarını
emrederdim) buyurdu.” (Buharî, Müslim, Nesai)
Muteber din kitaplarında da deniyor ki:
Hanefi’de yatsı namazının vakti, akşam şafakın kayıp olmasından sabaha
[imsak vaktine] kadardır. (Halebî, Dürr-ül muhtar, Redd-ül muhtar, Dürer ve
gurer, Hindiyye, Kâfi, Mecmua-i Zühdiyye)
Yatsının vakti, şafak aydınlığının kaybolmasından başlayıp, gecenin sonu
demek olan, fecrin tuluuna kadar uzayan zamandır. (Nimet-i İslam)
Yatsı, şafak kaybolup karanlık başlayınca başlar. Son vakti ise, sabah
vaktinin başlamasından öncedir. Yani fecr-i sâdıkın başladığı âna kadardır.
(Riyad-ün nasihin)
Kudûrî'de yatsı namazını gecenin üçte birinden önce kılmalıdır denildi.
Hulâsa'da yatsıyı, gecenin üçte birine kadar kılmak müstehab, gece yarısına
kadar geciktirmek mubah, gece yarısından fecre kadar olan zamanda kılmak
mekruhtur. (Şir’a şerhi)
Yatsı namazını gecenin üçte biri geçinceye kadar geciktirmek
müstehabdır. (Hidâye)’de bildiriliyor ki: yatsı namazını gece yarısına kadar
geciktirmek mubahtır. (Tergib-üs-salat)
Yatsı namazının vakti, İmameyn’e göre, işâ-i evvelden, yani batıdaki
zâhirî ufuk hattı üzerinde, kırmızılık kaybolduktan sonra başlar. Diğer üç
mezhepte de böyledir. (S. Ebediyye)
Namaz vakitleri konusunda geniş bilgi şu sitelerde mevcuttur:
http://www.turktakvim.com ve www.namazvakti.com
Oruç ve namaz
Sual: Oruçta imsak vakti girince yiyip içmeyi bırakıyoruz, fakat sabah
namazına ise, imsak vaktinden mevsimlere göre, 15-20 dakika kadar sonra
başlamamızın sebebi nedir?
CEVAP
Oruçta ve yatsı namazının vaktinin sonu için, ihtiyat olarak, birinci fecre
itibar olunur. Sabah namazında ise itibar, ikinci fecredir. Şerh-i Vikâye'de de
böyledir. (Hindiyye)
Yani yatsı namazını en geç imsak vaktine kadar kılmalı. Oruca da en geç
imsak vaktinde başlamalı.
61
www.dinimizislam.com
Sabah namazının vakti, dört mezhepte de, şer’i gecenin sonunda başlar.
Yani Fecr-i sadık denilen beyazlığın şarktaki ufk-ı zâhiri hattının bir
noktasında görülmesiyle başlar. (S. Ebediyye)
Namazı vaktinde kılmak
Sual: S. Ebediyye’de, (Vaktin içinde olduğunu bilerek, vaktin farzı
diyerek başladığı namazı kılarken, vakit çıksa ve çıktığını bilmese, sahih
olmaz. Bu günün farzı deseydi, sahih olup kaza olurdu) deniyor. Kitabın
namaz vakitleri kısmında ise, (Vakit çıkmadan, Hanefi’de iftitah tekbiri
alınca, Mâlikî’de ve Şâfiî'de ise, bir rekât kılınca, namazı vaktinde kılmış
olur) deniyor. İftitah tekbiri alınca namaz sahih olduğuna göre, vakit çıkınca
niye namaz sahih olmuyor? Bugünün farzı ile vaktin farzı demek arasında ne
fark vardır?
CEVAP
Vaktin farzı denince, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı vaktinde, hangi
vakit farz kılınıyorsa kılınan o farz kast ediliyor, bugünün farzı denince de, gün
içinde kılınması gereken farz anlaşılıyor. Mesela öğlenin farzını, öğle vaktinde
kılmak gerekir. Öğle vaktinden çıkınca, ifa edilmesi gereken günün farzı
oluyor. Günün farzı, ikindi vakti girince kılınırsa kaza edilmiş olur. Vaktin farzı
demekle günün farzı demek bu bakımdan önemlidir. Günün farzı denirse, vakti
içinde kılınırsa eda olur, vakit çıkmışsa kaza olur.
Birinci ifadede, vaktin çıktığını bilmediği için namaz sahih olmuyor. Çünkü
namazın şartlarından birisi de, eda olması için, vaktinde kıldığını bilmektir.
İkincisinde ise, vaktin çıktığını biliyor. Yani Allahü ekber dedikten sonra vaktin
çıkacağını biliyor. Bilince, vakit çıkmadan iftitah tekbiri aldığı için namazı sahih
oluyor.
Vaktin çıkmasına çok az kaldığını bilerek, (Bugünün öğle namazını eda
etmeye) diye niyet eden kimse, vakit çıkmışsa, öğleyi kaza etmiş olur. Eğer
öğle vakti çıkmadığı hâlde, çıktı sanarak, (Bugünkü öğleyi kaza etmeye) diye
niyet ederek kılsa, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur. Her
ikisinde de aynı namaza niyet etmiş, yalnız vaktin çıkmasında yanılmıştır.
Fakat geçmiş öğle namazını kaza etmeye diye niyet ederek kıldığı
namaz, o günün öğle namazının yerine geçmez. Çünkü bugünün namazına
diye niyet etmemiştir. Böylece, eda niyeti ile kılınan öğle namazı geçmişte
kılınmamış bir öğle namazının yerine geçmez.
Bunun gibi, bir kimse, hazır olan imam için Ali hocaya uymaya niyet etse,
imam başka birisiyse, mesela Veli hocaysa, Veli hocayla kıldığı namaz sahih
olmaz. Onun için hocanın ismini söylemeyip uydum hazır olan imama
demelidir.
Bir kimse, yıllarca, öğleyi vaktinden önce kılmış olsa ve hepsine (Üzerime
farz olan öğleyi kılmaya) diye niyet etse, o günkü öğleyi düşünmese, her gün
62
www.dinimizislam.com
bir evvelki öğleyi kaza etmiş olur. Yalnız son öğleyi ayrıca kaza etmesi lazım
olur. (Bugünkü öğle namazına) diye niyet etse, eda dese de, demese de, her
gün o günkü öğleyi eda etmiş olup, vaktinden önce oldukları için, hiçbiri
öğlenin farzı olmaz, nafile olur. Hepsini kaza etmesi lazım olur. Görülüyor ki,
namazların vakitlerini bilmek gerektiği gibi, vaktin içinde kılmış olduğunu da
bilmek gerekir.
Namazlarda niyet
Sual: Namazda niyeti kalble mi yapmalı yoksa dille mi?
CEVAP
Namaza başlarken niyetin nasıl olması gerektiği hakkında kitaplardaki
bilgiler kısaca şöyledir:
Niyetin yeri kalbdir. Dille de söylenmesi iyidir. Dille söylenmezse bir şey
gerekmez. (El Kâfi, Fetava-i Hindiyye)
Peygamber efendimizin namaza başlarken dille niyet ettiği bildirilmemiştir.
Sahabe ve Tabiin’den de böyle bir şey bildirilmemiştir. Hılye’de dört mezhep
imamından da, dille niyet edilebilir diye bir şey bildirilmemiştir. Niyeti dille
yapmanın bid’at olduğunu bildiren âlimler vardır. Fetih sahibi bunu
nakletmiştir. Hılye’de de, (Belki en uygunu, kalbi toparlamak için dille
söylemek bid’at-i hasene olur) demiştir. (Redd-ül-muhtar)
Hanefi’de namaza dille niyet bid’attir, ancak vesveseden kurtulmak için
caiz görülmüştür. (Mezahib-i erbea)
İmam-ı a’zam hazretlerinin fetvalarını bildiren El-ihtiyar kitabında, (Niyet,
o namazın hangi namaz olduğunu kalben bilmektir. Bu işte dille söylemeye
itibar edilmez) buyuruluyor.
Dürer ve gurer’de, (Hidaye’de bildirildiğine göre: Niyet, kalb ile hangi
namazı kıldığını bilmektir. Dille söylemeye itibar edilmez. Kalbin hazır olması
için dille de söylenmesi müstehabdır, iyi olur) buyuruluyor.
Halebi’de (Niyet kalbledir, dille de söylenmesi müstehabdır. Kalben niyet
edip de, dille söylenmese mahzuru olmaz) buyuruluyor.
İslam âlimlerinin göz bebeği olan İmam-ı Rabbani hazretleri, Kâbil
müftüsüne yazdığı bir mektubunda buyuruyor ki:
Âlimler, namaza başlarken, kalble niyet etmekle beraber, ağızla da
söylemek müstehab olur demiştir. Halbuki, Resulullah efendimizin, Eshab-ı
kiramın ve Tâbiin-i izâmın sözle niyet ettikleri, zayıf bir haberle dahi
bildirilmemiştir. Ağızla niyet etmek bid’attir. Buna bid’at-i hasene diyorlar.
Hâlbuki bu bid’at, yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor, farzı da yok ediyor.
Çünkü çok kimse, yalnız ağızla niyet ederek kalble niyet etmiyor. Resulullahın
sünnetine bir şey katmamalı ve Onun Eshab-ı kiramına uymalıdır. (1/186)
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Niyet, yalnız kalble olur. Yalnız sözle niyet etmek bid’attir. Kalble niyet
63
www.dinimizislam.com
edenin, şüpheden, vesveseden kurtulmak için, sözle de niyet etmesi caizdir.
Niyet, kalble olur. Yalnız söylemekle niyet edilmiş olmaz. Kalble birlikte
olmak şartıyla söyleyerek niyet etmek caiz olur da denildi. Kalble niyet, sözle
niyete benzemezse, kalbdeki niyete bakılır. İbadetlerde niyetin sözle
yapılacağını bildiren hiçbir hadis-i şerif ve haber mevcut değildir. Dört
mezhebin imamları da bildirmemiştir. (İslam Ahlakı)
İbadetlere başlarken, yalnız ağızla söylemeye niyet denmez. Kalble niyet
edilmezse, dört mezhepte de namaz sahih olmaz. Resulullahın ve Eshab-ı
kiramın ve Tâbiinin ve hatta dört imamın ağızla niyet ettikleri işitilmemiştir.
Hanefi’de, abdest alırken yüzü yıkarken, kalble niyet etmek sünnettir. [Ağızla
da niyet etmek, sünnettir, müstehabdır ve bid’attir denildiği İbni Âbidin’de
yazılıdır. Sünnettir veya bid’attir denilen bir şeyi yapmamak lazım olduğu,
Berika, Hadika ve İbni Âbidin’de bildirilmektedir. Bunun için ağızla niyet
etmemelidir.] (S. Ebediyye)
Sözün özü şudur ki, niyetin yeri kalbdir. Kalble niyet edenin, şüpheden
kurtulmak için, sözle de niyet etmesi caizdir.
Mezhep taklidinde niyet
Sual: Maliki mezhebini taklit eden kişi namaza başlarken kalble mi niyet
etmeli, yoksa dille de söylemeli mi?
CEVAP
Dört mezhepte de niyet kalble olur. Kalble niyet etmeyi beceremeyenin,
dille de söylemesi caizdir.
Ne zaman niyet edilir?
Sual: Namaza başlarken niyet, eller kulaklara kaldırılırken mi yapılır?
CEVAP
O zaman da yapılır, eller kulaklara kadar kaldırılıp Allahü ekber demeden
önce de yapılır.
Akşam namazının farzına birkaç niyet
Sual: Akşam namazının farzını yalnız veya cemaatle kılarken, tehıyyet-ülmescid namazına da niyet edilebilir mi?
CEVAP
Evet, niyet edilebilir. Hatta yeni abdest almışsa, sübha namazına da niyet
edilebilir. Mesela (Bugünkü akşam namazının farzına, tehıyyet-ül-mescid ve
sübha namazını kılmaya) diye niyet edilir.
Vakit, kıble ve niyet
Sual: Namaza niyet ederken, kıble yönünü ve vaktin girdiğini düşünmeli
midir?
CEVAP
Kıbleye döndüğümüzü biliyorsak mesele yok. Yani seccadeyi başka
tarafa sermiş olsalar, böyle serilmeyecekti diyebiliyorsak kıbleye dönmüş
sayılırız. Vaktin girdiğini de bilmek gerekir
64
www.dinimizislam.com
Niyette kalbe itibar edilir
Sual: Öğle namazını kılarken, ikindi namazına diye niyet edilse namaz
sahih olur mu?
CEVAP
Hangi namazı kıldığını bilmek ve ona göre niyet etmek farzdır. Öğle
namazını kılarken ikindi namazına niyet edilirse namaz sahih olmaz. Niyet
kalble olur. Bir kimse, öğleyi kılmaya başlarken, kalble öğlenin farzını kıldığını
bilse, fakat dille ikindi dese kalbe itibar edilir, dile itibar edilmez. Böyle niyetle
kılınan namaz sahih olur.
Niyet etmenin önemi
Sual: Deniyor ki:
“Gün, imsak vaktinden sonra başlar. Onun için imsak vaktinden önce
oruca niyet ederken, yarınki oruca diye niyet edilir. İmsak vakti geçince niyet
ederken bugünkü oruca diye niyet edilir. Bu bakımdan bir kimse imsak
vaktinden önce, önümüzdeki günü kastederek bugünkü oruca diye niyet etse,
niyeti sahih olmaz. Hatta imsak vaktinden sonra oruca diye niyet etse hangi
günü kast ettiğini bildirmediği için orucu yine sahih olmaz. Bunun gibi, bir
kimse öğle namazını kılarken, bugünkü öğle demezse, sadece öğle namazına
diye niyet etse hangi günkü öğleyi kıldığını bildirmediği için namazı sahih
olmaz.”
Bu denilenler doğru mu? Bir kimse, imsak vaktinden önce veya sonra
oruca diye niyet etse bugünkü veya yarınki demese orucu sahih olmaz mı?
Öğleyi veya başka vakti kılarken bugünkü diye belirtmezse niyeti sahih olmaz
mı?
CEVAP
Günün tarifi doğru, diğerleri hep yanlıştır. Fıkıh kitaplarında açıklanıyor.
Oruca demekle, niyet sahih olmuş olur. Çünkü o orucun ramazan orucu
olduğunu biliyor, hangi gün tutacağını da biliyor. Onun için, yanlışlıkla bugün
diyeceğine yarın dese veya gece niyet ederken, yarın demesi gerekirken
bugün dese yine orucu sahih olur.
Hiçbir namazda, bugünkü demek şart değildir. Çünkü bugünkü namazı
kıldığını bilmektedir. Bugünkü demese de niyeti sahihtir.
Bir kimse, öğle vakti, öğle namazına niyet ederken, diliyle, bugünkü ikindi
namazına diye niyet etse, kalbiyle de öğle olduğunu bilse, öğleyi kılmaya niyet
etse, öğle için niyet etmiş sayılır, dille söylediğine itibar edilmez. Tersine,
öğleyi kılmaya başlarken, ikindi zannetse; fakat diliyle de bugünkü öğleye
diye niyet etse, namazı sahih olmaz. Kalben yaptığı geçerlidir.
Bunun gibi namaz kılarken kıbleye dönmek, kıblenin Kâbe olduğunu
bilmek şarttır. Ancak namaza niyet ederken bunları söylemek şart değildir.
Yani döndüm kıbleye, kıblem Kâbe demek şart değildir. Çünkü Müslüman
kıblesinin Kâbe olduğunu bilir. Seccadesi Kıbleye doğru değilse düzeltir. Hiç
65
www.dinimizislam.com
araştırmadan durursa Kıbleye isabet etse bile namazı sahih olmaz. Kıbleye
döndüğünü söylemesi gerekmez. Demek ki bugünkü oruca, bugünkü öğleyi
kılmaya, döndüm kıbleye demek şart değildir. (Redd-ül-muhtar, Dürer ve
gurer)
Ağızla niyet
Sual: Tam İlmihal’de, namazda niyet bahsinde, (Resulullahın, Eshab-ı
kiramın, Tabiinin, hatta dört imamın ağızla niyet ettikleri işitilmemiştir)
dendiği halde, Şafii’de ve Hanbeli’de, ağızla niyet etmenin sünnet olduğu da
bildiriliyor. İmam-ı Şafii ve İmam-ı Ahmed bin Hanbel de ağızla niyet
etmediğine göre, bu iki mezhepte, ağızla niyet etmek nasıl sünnet oluyor?
CEVAP
Bu, o iki mezhepte müctehid olan âlimlerin tercih edilen kavlidir. Herkes
mezhebinin tercih edilen kavline uymalıdır.
Namaz nasıl kılınır?
Namazı nasıl kılacağım
Sual: Namaza yeni başladım. Nasıl namaz kılacağımı örnekle açıklar
mısınız?
CEVAP
Sabah namazının sünneti şöyle kılınır:
1- Kıbleye karşı dönülür. Ayaklar birbirinden dört parmak kadar açık
tutulur. Ellerin baş parmakları kulak yumuşaklarına değdirilir, avuç içleri kıble
istikametine açılır. Niyet ettim. Allah rızası için bu günün sabah namazının
sünnetini kılmaya dedikten sonra Allahü ekber diyerek göbek altında sağ el
sol elin üzerine bağlanır. O anda kıbleye döndüğünü de bilmek lazımdır.
2- Gözler, secde edilecek yerden ayrılmadan Sübhaneke okunur. Euzü
Besmeleden sonra Fatiha ve besmele çekmeden bir zammı sure okunur.
3- Zammı sureden sonra Allahü ekber diyerek rükuya eğilinir. Ellerle diz
kapakları kaplanır, bel düz tutulur ve gözler ayaklara bakar, üç defa Sübhane
Rabbiyel-azim denir.
4- Semi'allahü limen hamideh diyerek doğrulur. Doğrulurken, pantolonu
çekmemeli ve gözlerini secde yerinden ayırmamalı. Tam dik durunca
Rabbena lekel hamd denir.
5- Ayakta biraz durup, Allahü ekber diyerek secdeye gidilir. Secdede üç
defa Sübhane Rabbiyel-a'lâ denir.
6- Sonra, Allahü ekber diyerek sol ayak yere yayılır, sağ ayağın
parmakları kıble istikametinde bükülür, uylukların üzerinde oturulur. Avuçlar,
dizin üzerine konur ve parmaklar kendi haline bırakılır.
7- Sonra Allahü ekber diyerek, tekrar secdeye varılır.
8- Secdede üç defa Sübhane Rabbiyel a’lâ dedikten sonra Allahü ekber
66
www.dinimizislam.com
diyerek ayağa kalkılır.
9- Ayakta besmele çekilip Fatiha ve bir zammı sure okunup, Allahü ekber
diyerek rükuya eğilinir.
10- İkinci rekat da, birinci rekatta tarif edildiği gibi tamamlanır. Yalnız ikinci
secdeden sonra (Allahü ekber) diyince ayağa kalkmayıp uyluklar üzerine
oturulur, Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena âtina
dualarını okuduktan sonra önce sağa, sonra sola Esselamü aleyküm ve
rahmetullah diye selam verilir ve Allahümme entesselam ve minkesselam
tebarekte ya zel-celali vel-ikram denir
Sonra hiç konuşmadan, hiçbir şey okumadan sabah namazının farzını
kılmaya kalkılır. Sabah namazının farzı da aynen sünneti gibi kılınır.
Namazdan sonra, 3 kere istiğfar yani Estağfirullah okunur, sonra, Âyetel-kürsi, 33 er defa sübhanallah, elhamdülillah ve Allahü ekber ve bir kez (Lâ
ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve
alâ külli şey’in kadir) okunur. Daha sonra dua edilir.
Dört rekatlı sünnetlerin ikinci rekatından sonra oturduğunda sadece
tehıyyat okuyup, [yani yukarıda tarif ettiğimiz gibi ilk iki rekatı kılıp] üçüncü
rekata kalkılır. Üçüncü ve dördüncü rekatlarda Fatiha ve zammı sure
okuyarak, rüku ve secdelerini yapıp oturur. Ettehıyyatü, Allahümme salli,
Allahümme barik ve Rabbena âtina dualarını okuduktan sonra önce sağa,
sonra sola selam vererek namazı tamamlar.
Dört rekatlı farzların da ikinci rekatından sonra oturduğunda sadece
tehıyyat okuyup, [yani yukarıda tarif ettiğimiz gibi ilk iki rekatı kılıp] üçüncü
rekata kalkılır. Ancak, üçüncü ve dördüncü rekatlarda sadece Fatiha okuyarak,
rüku ve secdelerini yapıp oturur. Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme
barik ve Rabbena âtina dualarını okuduktan sonra önce sağa, sonra sola
selam vererek namazı tamamlar.
Akşamın farzı da böyledir. Yani üçüncü rekatında zammı sure okunmaz.
Vitrin üç rekatında da, Fatihadan sonra zammı sure okunur. Üçüncü
rekatta zammı sureden sonra, tekbir getirip eller kulaklara kaldırılır. Sonra
Kunut duaları okunur.
İkindinin ve yatsının ilk sünnetleri de diğer 4 rekatlı sünnetler gibidir.
Ancak ikinci rekattan sonraki oturmada tehıyyattan sonra Allahümme salli ve
barikler de okunur.
Kadın ise namaz kılarken, elleri erkekler gibi kulaklara getirmez, elleri
omuz hizasına kaldırıp, niyet eder, elleri göğsü üzerine bağlar. Rükuda tam
düz durmaz. Secdede dirsekleri yere yayar. Tehıyyatta uylukların üzerine
oturur.
Sual: Namazda niyet etmek ne demektir?
CEVAP
Namazda niyet etmek demek, o namazın ismini, vaktini, kıbleyi, cemaatle
kılıyorsa imama uymayı veya imam olmayı kalbinden geçirmek demektir.
67
www.dinimizislam.com
Sual: Namazda ilk tekbir getirilirken eller kulakta mı olacaktır?
CEVAP
Namaza başlarken, erkekler iki eli kaldırır, baş parmak uçları kulak
yumuşağına değer. Avuç içleri kıbleye döndürülür. Eller kulaktan ayrılırken,
Allahü ekber demeye başlanır, göbek altına bağlarken bitirilir. Allahü ekber
denildikten sonra da eller bağlansa namaz bozulmuş olmaz ise de,
bahsettiğimiz tarife uygun yapılması iyi olur.
Sual: Namaza tekbir getirince mi başlamış oluyoruz, elleri bağlayınca mı?
CEVAP
Ellerin önemi yok, tekbir getirince başlanmış oluyor.
Sual: Seccadesiz namaz kılınır mı?
CEVAP
Namaz, temiz olan her yerde kılınır. Seccade şart değildir. Toprak
üzerinde, hasır üzerinde, kilim üzerinde, temiz olan her şey üzerinde namaz
kılınır. Namaz kılacak yer bulunamadığı takdirde ayakkabı ile girilen, fakat
necaset görülmeyen odalarda da kılınır.
Sual: Bir rekat namaz, ne zaman başlar, ne zaman biter?
CEVAP
Birinci rekat, namaza durunca, diğer rekatlar ayağa kalkınca başlar, tekrar
ayağa kalkıncaya kadar devam eder. Son rekat ise, selam verinceye kadar
devam eder. İki rekattan az namaz olmaz.
Sual: Zammı sure nedir, uzunluğu ne kadar olmalıdır?
CEVAP
Fatihadan sonra okunan, uzun veya kısa bir sureye yahut üç âyete veya
üç âyet miktarına uygun bir âyete zammı sure denir. Üç âyetin miktarı kelime
itibarı ile on kelime, harf itibarı ile otuz [30] harf olmalıdır! (Redd-ül-muhtar)
Sual: Beş vakit namazda okunan zammı surenin sünnet miktarı kaç
âyettir?
CEVAP
Sabah namazının iki rekatında toplam kırk, en fazla elli âyet okumak
sünnettir.
Öğle namazında sünnet olan, sabah namazından daha aşağı miktar
okumaktır.
İkindi ve yatsı namazında sünnet olan, yirmi âyet okumaktır.
Akşam namazında sünnet olan, her rekatta kısa bir sure okumaktır. Kısa
sureler, Beyyine suresinden sonraki surelerdir.
İmam olan kimsenin farz kıldırırken yukarıda bildirilen âyet miktarlarından
fazla okuması tahrimen mekruhtur. Cemaat uzun okunmasını istese de yine
mekruh olur. Fakat cemaat sünnet miktarından daha kısa okunmasını isterse,
imamın kısa okuması caiz, uzun okuması caiz değildir. Mesela yolcular,
abdesti zor tutan kimseler, sabahın farzını kıldıracak imama, “En kısa sure ile
namazı kıldır” deseler, imam da Kevser ve İhlas suresi ile namazı kıldırsa
68
www.dinimizislam.com
caizdir, mekruh olmaz. (Hindiyye)
Sual: Elektrik sobasına, hava gazı alevine karşı namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Her türlü sobaya karşı, aleve ve ışık kaynaklarına karşı namaz kılmak
caizdir. Ancak açıkta olan ateşe karşı namaz kılmak caiz değildir.
Sual: Namaz kılarken melodili cep telefonum çalarsa, namaza zararı olur
mu?
CEVAP
Cep telefonu çalınca namaz bozulmaz. Fakat İbni Âbidin’de bildirildiğine
göre, kalbi meşgul eden, huşuu gideren şeyler yanında, mesela çalgı yanında
namaz kılmanın mekruh olduğu bildirilmektedir. Mekruhlar namazın sevabını
azaltır. Bazı camilerde hoparlör açık olduğu zaman müzik sesleri geliyor.
Namaz kılarken huşua mani olan şeyleri kaldırmak gerekir.
Sual: Namaz kılarken nasıl durulur?
CEVAP
Allahü teâlânın huzurunda bulunduğumuz için edebe uygun durulur.
Namaza dururken, önde Sırat varmış gibi düşünmek, Azrail aleyhisselamın her
an canımızı almak üzere hazır olduğunu düşünmek ve ömrümüzün en son
namazını kılıyormuş gibi hareket etmek iyi olur.
Sual: Secde ederken takke alna gelse mekruh olur mu?
CEVAP
Evet. Secdeye alnın çıplak olarak değmesi gerekir.
Sual: Namaza durunca, önümdeki masanın üstünde bir resim gördüm.
Namazımın mekruh olmaması için namazı bozup resmi kaldırmam uygun olur
muydu?
CEVAP
Namazı bozmak caiz değildir. Namazdan önce bunun gibi hususlara
dikkat etmeli.
Sual: Namaz kılarken, elektrikler sönse veya birisi bilmeden söndürse
kılınan namaz sahih midir?
CEVAP
Kılınan namaz sahihtir. Mekruh olmaz. Özürsüz zifiri karanlıkta namaza
durmak mekruhtur.
Sual: Namaz kılarken, başını yana döndürüp, gelen kimseye bakmak
veya falanca eşya nerde diye sorana, kolunu uzatıp el ile işaret etmek namazı
bozar mı?
CEVAP
Namazı bozmayan az işe amel-i kalil, namazı bozacak kadar çok olana
amel-i kesir denir.
Namaz kılarken başını, yüzünü etrafa çevirmek amel-i kalil olup
mekruhtur. (Falanca şey nerede?) diye sorana, eli ile kolu ile işaret etmek de
amel-i kalil olup mekruhtur. Namaz kılarken göğsünü kıbleden çevirmek amel-i
69
www.dinimizislam.com
kesir olup namazı bozar. (Merakıl-felah)
Sual: Namaz kılan bir arkadaşa, Düşen takkeni bir elinle al, mahzuru
olmaz veya Biraz yer aç da geçeyim gibi sözler söylesem, o da bana uyarak
dediklerimi yapsa, arkadaşın namazı bozulur mu?
CEVAP
Başkasının sözü ile takkeyi almak veya onun sözü ile yer açmak namazı
bozar. Fakat kendiliğinden hareket ederse bozmaz.
Sual: Namaz kılarken çocuklar gürültü ediyor. Seslerini kesmeleri için
tekbirleri biraz yüksek sesle okumak mekruh olur mu?
CEVAP
Mekruh olmaz. Şaşırtmayacak kadar az olan gürültülerine mani
olmamalıdır!
Sual: Namaz kılmakta olan bir kimseye, (Namazdan çıkınca, falanca yere
gideceksin) gibi bir haber veren kimse, günaha girer mi?
CEVAP
Günaha girmez.
Sual: Farz namazı kılıyordum. Bir arkadaş, Farzı mı kılıyorsun dedi. Ben
de evet manasında başımı hafifçe eğdim. Namazım bozuldu mu?
CEVAP
Namaz bozulmadı.
Sual: Cepte yılan veya domuz derisinden cüzdan varken namaz kılmak
caz mi?
CEVAP
Domuz ve yılan derisi, dabağlansa da temiz olmaz. Bu derilerden
yapılmış cüzdanla namaz kılınmaz.
Sual: Namazda selam verirken meleklere ve Peygamber efendimize de
niyet edilir mi?
CEVAP
Yalnız kılan selam verirken hafaza meleklerine niyet eder. Peygamber
efendimize de niyet etmesi iyi olur. Cemaatle kılan, imama ve sağındaki
solundaki cemaate de niyet eder.
Sual: Son teşehhüdde Rabbenadan sonra, yalnız kılanın ve cemaatin,
"Allahümme inni euzü bike min hemezatiş-şeyatin" duasını okumak sevap
mıdır?
CEVAP
Evet çok sevaptır.
Sual: Bir kimse kıbleyi araştırarak namaza durup bir rekat kıldıktan sonra,
salih biri gelse, "yanlış durmuşsun" diyerek eli ile kıbleye döndürse, namazı
sahih olur mu?
CEVAP
Evet, namaz sahihtir.
Sual: Namazda, kıyamda iken ayakları ne kadar açmak gerekir?
70
www.dinimizislam.com
CEVAP
Kıyamda iken, Hanefiler ayaklarını dört parmak, Şafiiler ise bir karış açar.
Sual: İkindi ve yatsının farzını kaza ederken sünnetini kılar gibi ilk
oturuşta salli barik okunur mu? Bir de akşamın farzını kaza ederken sünneti
gibi iki rekat mı kılmak gerekir?
CEVAP
Bir farz, nasıl eda ediliyorsa, kazası da aynı olur. Kazası değişik olmaz.
Akşamın farzını kaza ederken iki değil, üç rekat kılmak gerekir. (Redd-ülmuhtar)
Sual: Dükkanda namaz kılarken müşteri geliyor. Namazı bozup
müşteriyle meşgul olmak uygun mudur? Yoksa, namazı bitirmek mi gerekir?
CEVAP
Namazı zaruretsiz bozmak haramdır. Namazı bitirmeniz gerekir. Müşteri
sizin namaz kıldığınızı gördüğüne göre, ya bekler veya gider. Müşteri için
günah işlenmez.
Sual: Namaz kılarken secdede dua etmek caiz midir?
CEVAP
Namaz kılarken secdede dua edilmez. Ancak bazı nafile namazlarda,
secdede iken dua edilir. Namaz kılmadan da secdeye kapanıp dua etmek iyi
olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kulun Rabbine en yakın hâli secdede ikendir. Öyle ise, secdede çok
dua edin.) [Müslim]
(Rüku ve secdede duaya gayret edin. Bu dua kabule layıktır.)
[Müslim]
(Secdede 3 kere, Rabbiğfirli diyen secdeden kalkmadan mağfiret
olur.) [Deylemi]
Sual: Sabah ezanı okununca namazımı kılıp yatıyorum. Fakat ben
yattıktan sonra başka camilerin ezanı okunuyor. Yeniden mi kılmam gerekir?
CEVAP
Namaz kılmak için ezanın okunması değil, vaktin girmesi şarttır. Vakit
girmişse, ezan okunmasa da, kendimiz ezan okur, namazı kılarız. Ezan
okumadan da kılsak namaz yine sahih olur. Fakat ezan okumaktan meydana
gelecek sünnet sevabı noksan olur.
Sual: Bir rükünde üç defa eli kaldırıp bir yerimizi kaşımak namazı bozar
mı?
CEVAP
Bir rükünde üç defa eli kaldırıp, kaşımak namazı bozar. Bir kaldırışta aynı
yeri 3-4 defa kaşımak namazı bozmaz. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Farz namazların üçüncü ve dördüncü rekatında zammı sure
okunursa namaz bozulur mu? Böyle kılınan namazları kaza etmek gerekir mi?
CEVAP
Farz namazların 3. ve 4. rekatlarında zammı sure okumakta hiç mahzur
71
www.dinimizislam.com
yoktur. Bu bakımdan okunarak kılınmış namazları kaza etmek gerekmez.
(Redd-ül-muhtar)
Sual: Namazdan selam verip çıkınca, hemen kalkmak caiz mi?
Allahümme entes selamü’yü, otururken değil de, kalkarken okumakta bir
mahzur var mıdır?
CEVAP
Peygamber efendimiz, namaz sonunda selam verince, “Allahümme entes
selamü ve minkes selam tebarekte ya zel celali vel ikram” der ve ancak o
miktarda otururdu. (Tirmizi)
Sual: Akşamın, yatsının, sabahın farzı gündüz kaza edilirken sesli mi
okunur?
CEVAP
Sesli okumak caizdir.
Sual: Tehıyyat okurken Besmele çekilse, secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez.
Sual: Kırk yıllık namaz borcum vardır. Kazalarımı bir an önce bitirebilmem
için son tehıyyatta okunan Rabbena duasını okumasam, bundan kazanacağım
zamanı kaza namazına ayırsam uygun olur mu?
CEVAP
Caizdir. Çünkü namaz kazalarını bir an önce ödemek şarttır. (Nevadir-i
Fıkhıyye)
Sual: Son rekatta Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, kalkıp bir rekat daha
kılanın, secde-i sehv ile namazı sahih mi?
CEVAP
Son rekatta oturduğu için secde-i sehv ile namazı sahihtir. Fakat bir rekat
daha kılıp sonra selam verseydi, son kıldığı iki rekat nafile olurdu.
Sual: Namaz kılarken, yatağa girince, dua veya kelime-i tevhid okurken,
ağzımız kapalı olarak kalbden sessiz okumak uygun mu?
CEVAP
Kıraat, ağız ile okumak demektir. Kendi kulakları işitecek kadar sesli
okumaya, hafif okumak denir. Yanında olan kimselerin de işitecekleri kadar
sesli okumaya, yüksek sesle okumak denir. Hafif sesle okuyanı bir iki kişinin
işitmesi mekruh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demektir.
(Bezzâziyye)
Kendi işiteceği kadar sesle okumadan kılınan namaz sahih olmaz. Dua
ederken de, kendi işiteceği sesle okuması, söylemesi gerekir.
Kelime-i tehlili de, ibadet sevabı hasıl olması için, dil ile, kendi işitecek
kadar sesli söylemek gerekir. Hatm-i tehlil okuyanların da, en az kendi
işitecekleri kadar sesli okumaları gerekir. Kelime-i tehlil, ibadet olarak değil de,
kalbi temizlemek için okunurken, dil oynatılmaz. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Öğleyi kıldıktan sonra abdestsiz olduğumu hatırladım. Yeniden
72
www.dinimizislam.com
kılmam gerekir mi?
CEVAP
Evet yeniden kılmak gerekir. Abdestli olduğunu zannederek, abdestsiz
kılınan namaz sahih olmaz. Fakat, niyetine karşılık çok sevap verilir. Temiz
zannederek necis su ile abdest alıp kılınan namazın şartı noksan olduğu için
sahih olmaz ise de, niyet ettiği için sevap verilir. Şartlarına uygun olduğu için
sahih olan bir namaz, riya ile, gösteriş için kılınırsa, sevap hasıl olmaz.
(Eşbah)
Sual: Takvimlerde yazılı olan imsak ne demektir? Bu vakitte sabah
namazı kılınır mı?
CEVAP
İmsak, gecenin bitimi, yiyip içmenin yasak olduğu vaktin başlaması
demektir. Türkiye Takvimi’nde yazılı olan imsak vaktinde, yiyip içmeyi
kesmelidir! Türkiye'de bundan 15-20 dakika kadar sonra sabah namazı
kılınabilir! Yanlış takvimlere göre hareket edip de, yiyip içmeye ezan
okununcaya kadar devam eden kimsenin, suçu yanlış takvime bulması,
kendini mesuliyetten kurtaramaz!
Sual: Namaz kılarken, zammı surelerin sırasını şaşırınca secde-i sehv
gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. Dalgınlıkla yapılınca, mekruh da olmaz.
Sual: Namaz kılarken abdesti bozulan ne yapar?
CEVAP
Hemen sağ tarafa selam verip, namazdan çıkar. Abdest alıp, namazını
tekrar kılar.
Son teşehhüdde, salli-barikleri okurken abdest bozulsa, selam verilip
namazdan çıkılır, namaz tamam olur.
Sual: Eşimle beraber namaz kılıyoruz. Ayrıca niyet etmem lazım mı?
CEVAP
Cemaatle namazda, imama uyduğuna niyet etmek farzdır. İmama
uyulmazsa, namaz sahih olmaz.
Sual: Namazda rüku ve secdedeki tesbihler 3 den fazla (5 veya 9) gibi
söylenebilir mi?
CEVAP
Tek olmak şartı ile 5, 7, 9,11 gibi okumak müstehaptır iyi olur. İmam 3 den
fazla okuyamaz.
Sual: Vakit namazlarında zammı sure olarak hangilerinin okunması
efdaldir?
CEVAP
Sabah namazında mümkünse biraz uzun sure okumalı, diğer vakitlerde
kısa okumalı.
Sual: Sadece Fatiha, Kevser ve İhlas surelerini biliyorum. Bunlarla namaz
73
www.dinimizislam.com
kılınır mı?
CEVAP
Kılınır. Diğer kısa surelerden de ezberlemeye çalışmalı, hep aynı şeyleri
okumamalı.
Sual: Ben namazda iken biri hapşırınca namazı bozup, yerhamükallah
diyecek miyim?
CEVAP
Namazda iken hapşırana bir şey denmez.
Sual: Soğukta kulakları kapatan pardösü başlığı [kapüşon] ile namaz
kılınır mı?
CEVAP
Evet kılınır. Hatta sıcak günlerde de kılınır.
Sual: Namazda âyetleri kendi duyacağımız kadar sesli okumak gerekiyor.
Çok gürültülü bir ortamda âyetleri duymak için sesimizi yükseltmek gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. Gürültü yokken kendi duyacağı kadar yavaş okunur.
Sual: Gözlük kullanıyorum. Çıkarmayı unutup namaza duruyorum. Secde
ederken gözlükten burnum yere değmiyor. Namaz esnasında gözlüğümü
çıkarsam namazım bozulmuş olur mu?
CEVAP
Secdeye inerken gözlük çıkarılabilir. Namaz bozulmuş olmaz. Tek el ile
çıkarılması gerekir. Tek el ile çıkarılması zor ise, iki el ile de çıkarılabilir.
Sual: Vaktin bitmesine az zaman kala, abdesti olan ama haceti gelen biri,
namazı kaçırma tehlikesi var ise bu namazı bu halde kılmalı mıdır?
CEVAP
Evet hemen kılmalı. Çünkü namazı kazaya bırakmak haramdır, büyük
günahtır. Sıkışık olsa da kılmak şarttır.
Sual: Namaz kılarken fatihadan sonra sure okuyacağı halde bir an
unutarak ellerini aşağı saldı ama eğilmedi. Namaza devam ederken ellerini
tekrar bağlayarak mı devam edecek?
CEVAP
Bağlasa da mahzuru olmaz. Bağlamaması daha iyidir. Namazda fazla
hareketten kaçmak gerekir.
Sual: Namazda zammı sure deyince genellikle Fil suresi ile Nas suresi
arası okunuyor. Kadir suresini Âyet-el kürsiyi Amenerrasulüyü veya herhangi
bir uzun surenin birkaç âyetini okuyamaz mıyız?
CEVAP
Okunur. Kur’anın baştan sona kadar her âyeti okunur. Kısa olduğu için
onlara namaz sureleri denmiş. Yoksa her sure okunur.
Sual: İkindi namazını kılıyoruz. Namazın sünnetini kılıp bitirdikten sonra
farza başlamadan evvel konuşmak (telefona cevap vermek, aile bireylerine bir
şey söylemek gibi... vs) caiz midir?
74
www.dinimizislam.com
CEVAP
Zaruret olmadan asla konuşulmaz. Dua vesaire de okunmaz. Zaruretler
hariç beklenmez, ara verilmez, hemen farz kılınır.
Sual: Cep telefonu çaldığında namazı bozabilir miyiz?
CEVAP
Namazı bozmak haramdır. Camide telefonu kapatmak gerekir. Yahut
sesini kesmek iyi olur.
Sual: Rükudan doğrulurken secde yerine mi bakmak lazım?
CEVAP
Evet.
Sual: Yalnız Fatihayı bilen, zammı sure olarak da okur mu?
CEVAP
Sure öğreninceye kadar Fatihayı okur.
Sual: Birinci rekatta kıraati unutan, ikinci rekatta hatırlasa ne yapar?
CEVAP
Namazı iade etmesi lazımdır. Kıraat farzdır.
Sual: Akşamın farzını yanılıp üçüncü rekatta oturmadan dört rekat kılanın
iade etmesi lazım mı?
CEVAP
Evet.
Sual: Namaz kılana (Farz mı kılıyorsun) diye sorulunca, onun da evet
manasında başını önüne eğmesi caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Parka başlığı ile namaz kılmak caiz mi?
CEVAP
Hiç mahzuru olmaz.
Sual: İçine ot doldurulmuş hayvanların bulunduğu odada namaz kılmak
caiz mi?
CEVAP
Namaz kılarken, arkaya koymalı!
Sual: Zammı sureyi okuduktan sonra Fatiha okumadığını hatırlayanın,
Fatiha okuması gerekir mi?
CEVAP
Evet. Sonra da secde-i sehv yapar.
Sual: Müminler için okunan 25 istiğfarı, birer defa namazda Rabbena...
dan sonra okumak caiz mi?
CEVAP
Evet. Namazı müteakip duadan sonra okumak evladır.
Sual: Tehıyyatta (İbad-is-salihin) denirse namaz bozulur mu?
CEVAP
Hayır.
75
www.dinimizislam.com
Sual: Gülmemek için selam verip namazdan çıkmak caiz mi?
CEVAP
Hayır. Gülünce mecburen çıkılır.
Sual: Besmele geçen âyeti, zammı sure olarak okumak caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Namazda sure okunurken, uzun bir sure içinden âyet-i kerimeler
okumakla, kısa bir surenin tamamını okumak arasında sevap açısından bir
fark var mıdır?
CEVAP
Kısa sure okumak daha sevaptır.
Sual: Gayri müekked sünnet namazlarda, ilk teşehhüdde tehıyyat ve
salevatlar dışında rabbena âtina ve rabbenağfirli duaları okunur mu?
CEVAP
Okumak sevaptır.
Sual: Bir sureyi bir rekatta birkaç kere okumak caiz midir?
CEVAP
Farzlarda bir sureyi bir rekatta tekrar okumak mekruhtur. Nafilelerde
mekruh değildir.
Sual: Namazda Salli bariklerden sonra, başka dua okumak caiz mi?
CEVAP
Hadis-i şeriflerde bildirilenleri okumak caizdir. Rabbena âtina veya
rabbenağfirli gibi dua âyetlerini dua niyetiyle okumak da caizdir
Sual:
Kur'anda,
İnnehü
min
süleymane
ve
innehü
Bismillahirrahmanirrahim diye bir âyet var. Bu âyeti zammı sure olarak okumak
caiz olur mu?
CEVAP
Üç âyet miktarında bir âyet olduğu için caizdir.
Sual: Namaz vakti çıkmadan ne kadar önce namaza başlanırsa, o namaz
sahih olur?
CEVAP
Sabah namazı hariç, diğer dört vakit namazda, vakit çıkmadan, iftitah
tekbiri alınca, namazı vaktinde kılmış olur. [Maliki ve Şafii’de ise, bir rekat
kılınca o namaz vaktinde kılınmış olur.]
Sabah namazı kılarken, güneş doğmaya başlarsa, bu namaz sahih
olmaz. İkindiyi kılarken güneş batarsa, bu namaz sahih olur.
Sual: Namaz esnasında soluk alırken de kıraat caiz midir?
CEVAP
Caizdir.
Sual: Namazda sure veya dua okurken hapşırsak duayı okumaya tekrar
baştan başlamak gerekir mi?
CEVAP
76
www.dinimizislam.com
Kalınan yerden devam edilir.
Sual: Namaz surelerinin bazılarında âyetlerin sonlarında "la" durakları
var. O duraklarda durmayı karıştırıyorum, geçince böyle okumak namazı bozar
mı?
CEVAP
Namazı bozmaz.
Sual: Her namazdan sonra, selam verince, eli yüze sürmek caiz mi?
CEVAP
Caiz ise de, sürmemeli; çünkü sünnet zannedilebilir.
Sual: Secdeye giderken ve secdeden kalkarken sağ sol önceliği var
mıdır?
CEVAP
Secdeye varırken, önce sağ, sonra sol diz, sonra sağ, sonra sol el, sonra
burun ve alın yere konur. Secdeden kalkarken de bunun tersi yapılır. Yani
secdeden kalkarken önce alın, sonra burun, sonra da sol el ve sağ el, sonra
sol diz ve sağ diz yerden kaldırılır. Ancak, bunu çok bariz şekilde değil,
başkalarının dikkatini çekmeyecek şekilde yapmalıdır.
Sual: Kitaplarda secde için, alnı, burun ile beraber yere koymak vacib
diye okudum. Bunlardan birisi yere gelirse secdenin sahih olduğunu mu
anlayacağız?
CEVAP
Secde için alnı yere koymak farzdır. Alın yere konmazsa namaz sahih
olmaz. Burnu alınla beraber koymak vaciptir. Burnu koymayıp yalnız alnı
koymak mekruhtur.
Abdest sıkışıkken
Sual: Abdesti sıkışıkken namaz kılmak tahrimen mekruhtur; fakat vakit
dar olur da, abdest almakla meşgul olmak, namaz vaktinin geçmesine sebep
olacaksa, yine bu halde o namazı kılması gerekir mi?
CEVAP
Evet, kılması gerekir; çünkü kazaya bırakma günahı, mekruh olarak
kılmak günahından daha büyüktür. Kerahat vaktinde kılmak mekruh, kazaya
bırakmaksa haramdır. (Hindiyye)
Kadınların namazı
Sual: Kadının, erkeğe göre, namazda farklı yaptığı şeyler nelerdir?
CEVAP
Şunlardır:
1- Kadın, namaza dururken, ellerini omuzlarına kadar kaldırır. Sağ el
parmaklarını sol bilek üzerine halka yapmaz. Sağ eli, sol el üzerinde olarak
göğüs üstüne koyar.
2- Rükuya eğilirken ayaklarını birleştirmez. Rükuda az eğilir, belini başı ile
77
www.dinimizislam.com
düz tutmaz, dizlerini büker. Ellerini dizleri üstüne koyar, dizlerini kavramaz ve
parmaklarını açmaz.
3- Secdede kollarını, karnına yakın olarak yere serer. Karnını uyluklarına
bitiştirir.
4- Teşehhüdde, ayaklarını sağa çıkararak yere oturur. Parmakları
birbirine yapışık olur.
5- Dua ederken ellerini ileri uzatmaz, yüzüne karşı eğik tutar.
6- Sabah namazını geç kılması müstehap değildir. Vakit girer girmez
kılmaları iyi olur.
7- Namazda yüksek sesle okumaz. Kurban bayramında farz namazlardan
sonra teşrik tekbirini sessiz okur. (Redd-ül-muhtar, Tahtavi)
Sual: Halebi’de ve Redd-ül-muhtar’da, rükuya eğilirken ayakları
birleştirmenin sünnet olduğu yazılıdır. Kadınlar da ayak birleştirir mi?
CEVAP
Hayır, kadınlar birleştirmez. Bu erkeklere mahsustur.
Sual: Namaz kılarken bazen saçım açılıyor. Bir müddet sonra
kapatıyorum. Namazım bozuluyor mu?
CEVAP
Kadınlarda saç avrettir. Üç kere Sübhanallah diyecek kadar avret yeri
açılırsa namazı bozulur. Açıldıktan sonra bir eli ile hemen kapatırsa, namazı
bozulmaz. İki eli ile kapatırsa namazının bozulacağını bildiren kitaplar da
vardır. Onun için bir el ile kapatmaya çalışmalıdır.
Kadınlar beklemez
Sual: Erkeklerin cuma namazından çıkmalarını beklemeden, kadınlar
öğle namazını kılabilirler mi?
CEVAP
Evet, kılabilirler.
Sual: Bir rükün miktarı saçımız açılırsa namaz bozulur mu? Rükün miktarı
ne kadardır?
CEVAP
Namazın bozulmasında ve secde-i sehvlerde rükün miktarı önemlidir.
Bunu iyi bilmek gerekir.
Namazın içindeki farzlara rükün denir. Hepsi beştir: Kıyam, kıraat, rüku,
sücud ve son teşehhüdde oturmak.
Bu rükünlerin birinde, saçı açılan kadın, bir âyet okuyacak kadar zaman
içinde saçını kapatamazsa, namazı bozulur. Yahut üç kere sübhanallah
diyecek kadar avret yeri açılırsa namazı bozulur. Normal şekilde üç kere
sübhanallah demek bir rükün için ölçüdür.
Kaç rekat kıldığını şaşırıp, namaz içinde düşünen kimse, sonraki rüknün
veya vacibin üç kere sübhanallah diyecek kadar bir zaman gecikmesine sebep
olursa, bu arada, âyet ve tesbih okusa bile, secde-i sehv yapması gerekir.
Sual: Kadın secde ederken başörtüsü alnına gelse mekruh olur mu?
78
www.dinimizislam.com
CEVAP
Evet. Secdeye alnın çıplak olarak değmesi gerekir.
Sual: Sağlam kadınlar, gerek tarlada ve gerekse camide yabancı
erkeklerin göreceği yerde oturarak namaz kılıyorlar. Kıyam, yani ayakta
durmak farz değil mi? Yabancı erkek görecek diye oturarak namaz kılmak caiz
midir?
CEVAP
Caiz değildir. Farzı ayakta kılmak farzdır. Ancak hasta olup ayağa
kalkamayan oturup kılar. Erkek görecek diye oturarak kılmak caiz olmaz.
(Redd-ül-muhtar, Hindiyye)
Sual: Kadın, çıplak ayakla namaz kılabilir mi?
CEVAP
Namaz etekliği uzun ise, ayaklar görülmüyorsa, bir mahzuru olmaz.
Sual: Namaz borçları olan kadın, yıllar içindeki hayzlı zamanlarını
düşerek mi kaza hesabı yapar?
CEVAP
Evet.
Sual: Namaz kılarken, kadının altınları görünse, caiz mi?
CEVAP
Görünmemesi iyi olur.
Sual: Kadının namazını, evde kocasıyla veya mahrem erkek akrabasıyla
cemaatle kılması, yalnız kılmasından evla mıdır?
CEVAP
Evet.
Sual: Dizle ayak arasının ¼ ü açılan kadının namazı bozulur mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Kadının, namazda yüzünü tülbentle kapatması caiz mi?
CEVAP
Hayır.
Sual: İstavrozlu, yani haç şekli bulunan namaz eteğim vardır. Resimli
etek gibi bununla namaz kılmak mekruh olur mu?
CEVAP
Evet mekruh olur.
Sual: Ruj ve ojede plasenta kullanıldığını, imalinde çalışan birkaç yetkili
ağızdan işittim. Rujlu ve ojeli iken namaz kılmak uygun olur mu?
CEVAP
Oje plasentadan imal edilmese de, altına su geçmez. Ojeli iken alınan
abdest de sahih olmaz.
Sual: Örtünün altından peruk görünürse namaz bozulur mu?
CEVAP
Bozulmaz.
79
www.dinimizislam.com
Sual: Maliki’yi taklit eden kadın, abdestte ve gusülde, örülü saçını
çözmesi gerekir mi?
CEVAP
Maliki’de, kadının, abdestte örülü saçını açması gerekmez. Örgünün
üstünden hepsini mesh eder.
Gusülde de saçların dibine, yani başındaki deriye su ulaşabiliyorsa,
örgüyü çözmek yine gerekmez. Hanefi’de de böyledir. Yani kadınlar, örülü
saçın diplerini ıslatınca, çözmeden örgünün üstünü ıslatmak yeterlidir. Saç
dipleri ıslanmazsa, örgüyü açmak gerekir. Örülmemiş saçların her tarafını da
yıkamak farzdır. Maliki’de guslederken saçları hilallemek de gerekir.
Sual: (Kadın, kürsüf kullanmazsa, namazı kabul olmaz) deniyor. Doğru
mu?
CEVAP
Böyle bir şeyin aslı yoktur. Hiç kürsüf kullanılmasa da, yine de namazlar
sahih olur. Kürsüf kullanılmazsa, iç çamaşırı kirlenebilir. Kirli çamaşır çıkarılıp
temiz çamaşırla namaz kılınır. Kürsüf, yani bez veya pamuk, namazdan sonra
konursa, çamaşır kirlenmiş olmaz. Maliki mezhebini taklit ederse, namazda
bile akıntı gelse, abdesti de, namazı da bozmaz.
Sual: Hayzlı, nifaslı kadın, namaz kılabilir mi?
CEVAP
Kılamaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Hayzlı kadın namaz kılamaz.) [Buhari, Müslim]
(İstihazalı [özürlü], hayzı bitince yıkanır, namazını kılar, orucunu
tutar.) [Darimi]
Sual: Komşumuz, Cilbabsız, yani çarşafsız namaz kılan kadının
namazı kabul olmaz dedi. Böyle bir şey var mıdır?
CEVAP
Böyle bir şeyin aslı yoktur. Cilbab, erkeğin de, kadının da giydiği bir
elbise, bir gömlektir. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Haramdan cilbab [gömlek] giyen erkeğin namazları kabul olmaz.)
[Bezzar]
(Hayâ cilbabını [örtüsünü] çıkarandan [aleyhinde] söz etmek gıybet
olmaz.) [Beyheki]
Cilbab, baş örtüsünden daha geniş ve gömlekten kısa olan örtüdür.
Bedeni örten her örtüye denir. (Ebüssüud tefsiri, Ruh-ul-beyan tefsiri)
Resulullah efendimizin hanımı Ümmi Seleme validemiz anlatır:
(Resulullaha, kadın yalnız atkısı ve gömleği ile izarsız namaz kılabilir mi?)
diye sordum. (Giydiği dır’ [uzun gömlek], ayaklarının üstü ile birlikte bütün
vücudunu örterse, kılabilir) buyurdu.) [Ebu Davud]
Yine hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Kadın, ancak başını ve bütün vücudunu örten elbise ile namaz
kılarsa, tesettüre uymuş olur ve namazı kabul olur.) [Ebu Davud, Tirmizi]
80
www.dinimizislam.com
(Namazı, izar ve rida ile kılın!) [İbni Adiy]
İzar, belden altını örten; rida ise, belden yukarısını örten giysidir. İhramın
da alt kısmına izar, üst kısmına rida denir. İzar, bir cins peştamal, rida ise bir
cins gömlektir.
(Bahr-ür-râık)da diyor ki:
(Erkek, hanımına şunları alması gerekir: Kisve, senede iki dır’, iki himâr
ve iki milhafedir. Milhafe, kadının sokağa çıkarken giydiği elbisedir. [Buna
ferâce, saya, manto da denir. Himâr, baş örtüsüdür.] Dır’ göğsü açılabilen
uzun gömlektir. Kamîs, omuzu açılabilen uzun gömlek [entâri]dir.)
Nur suresinin 31. âyet-i kerimesinde, (Kadınlar, himarlarını [baş
örtülerini] yakalarının üzerine örtsünler) buyuruluyor. Eğer kadınlar, çarşaf
giyselerdi, himar yani baş örtüsünü yakanın üzerine örtmekten bahsedilmezdi.
Kadınlara vücut hatları [kaba avret yerlerinin şekli ve rengi] belli
olmayacak herhangi bir elbise ile örtünmek farzdır. Dinimiz, kapanmayı
emretti, ama belli bir örtü şekli bildirmedi. (Dürer-ül-mültekıte)
Bu vesikaların hepsi gösteriyor ki, kadınların çarşaf giymesi gerekmez. Ne
Resulullah efendimizin hanımlarının, ne de Eshab-ı kiramın hanımlarının
çarşaf giydiklerine dair bir vesika yoktur. Din kitaplarında da kadına nafaka
olarak verilmesi gereken elbiseler bildirilmiş, hiç birisinde çarşaftan
bahsedilmemiştir.
Çarşaf Türkiye’ye Tanzimat döneminde hacca gidenler tarafından,
İranlılardan alınmak suretiyle getirilmiştir. Önceleri pek tutulmayan, hatta bid'at
denilen çarşaf, 1870’te yaygınlaşmıştır. Daha sonra II. Abdülhamid han, 4
Ramazan 1309 (2 Nisan 1892) tarihli bir emirname ile çarşaf giyilmesini
yasaklamıştır. (İslam Ansiklopedisi Diyanet Vakfı)
1913’de Balkan muhacirleri, Rumeli’nde Yahudi ve Ortodoks kadınlarının
giydikleri siyah çarşaf ile gelmişlerdi. Zamanla bu İstanbul’a yayıldı. (Osmanlı
Tarih Deyimleri Sözlüğü)
Sual: Kadın için Bayram ve Cuma namazı farz olan bir mezhep var
mıdır?
CEVAP
Bayram namazı Şafii ve Maliki'de sünnet, Hanefi'de vaciptir.
Cuma namazının yalnız erkeklere farz olduğu çeşitli hadis-i şeriflerle
bildirilmiştir. Bunlardan ikisi şöyle:
(Cuma namazı, köle, kadın, çocuk, hasta olan kimse hariç, her
müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim]
(Namaz kıldırması için bir erkeğe emredip, sonra da Cuma namazına
gelmeyen erkeklerin evlerini başlarına yıksam diye düşündüm.) [Buhari]
Bayram namazının şartları da Cuma namazının şartları gibidir. Bu
bakımdan Cuma namazına gitmeyen kadın, bayram namazına da gitmez.
Erkeklerin camide cemaatle namaz kılmalarının, evde kıldıkları namazdan
27 derece daha fazla sevap olduğu, kadınların ise, evde namaz kılmalarının,
81
www.dinimizislam.com
camide namaz kılmalarından daha çok sevap olduğu hadis-i şeriflerle
bildirilmiştir.
Sual: Kadın, erkeklere imam olabilir mi?
CEVAP
Bütün fıkıh kitaplarında imam olmak için bildirilen şartlardan biri, (Erkek
olmaktır. Kadın, erkeklere imam olamaz) buyuruluyor. (Halebi)
Dürer’deki bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kadınların, [namazda imam olarak] öne geçirilmesi caiz değildir.)
[Rezin]
Kadın, erkeklerle birlikte cemaatle namaz kılsa, kadının sağındaki,
solundaki ve arkasındaki erkeğin namazı bozulur. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Neden kadınlar erkeklerin arasında namaz kılamıyor? Din kardeşi
değil miyiz, omuz omuza kılsak ne mahzuru olur?
CEVAP
Öyle ya namazda kadına bir kötülük edecek erkek çıkmaz. Gerçekten
niye kadın erkeklerin arasına girmiyor ki? Her kadın birimizin anasıdır veya
bacısıdır veya hanımıdır veya kızıdır, halamız, teyzemiz de olabilir.
Evet annemizle de yan yana namaz kılamayız, onun değil, bizim
namazımız bozulur. Bir başka hanım da, (O erkeklerin bana ne zararı
dokunabilir) demişti. Evet erkeklerin ona da sana da bize de zararı dokunmaz.
Ama kadınla erkek yan yana namaz kılınca erkeğin namazı bozulur. Niye
bozulur? Namaz kılmayı bize emreden öyle emretmiştir de ondan, yani Allah
öyle emrettiği için öyledir. İnsan teyze kızı ile evlenebiliyor da neden kız
kardeşi ile evlenemiyor? Allah öyle emrettiği için, kız kardeşinizle evlenin
deseydi evlenirdik. Bir kadın niye iki erkekle evlenemiyor, yine aynı cevap,
öyle emrettiği için. Yani şu sebepten dolayı değil. Mesela erkeklere ipek
giymek haramdır, niye haram? Cevap aynı, öyle emredildiği için.
Sual: Amerika’da kadın imamın, Kilise’de Cuma namazı kıldırmasının
amacı nedir? Feminizm için mi, yoksa başka maksatlar da var mıdır?
CEVAP
Maksatsız değil elbette. Ama asıl maksadı nedir bilmiyoruz. Görünenler
var. Hutbede ve demeçlerinde şu hususları vurguluyor:
(Kadın da erkeğin yaptığı işleri yapmalıdır. Mesela kadın, yaptığı zinadan
dolayı cezalandırılamaz. Yaptığı zinaları gizleme ve zina yapma hakkına
sahiptir. Bu, feminizmden çok, bir reform hareketidir, İslam’ın kuralları artık
değişmelidir. Sultanahmet camiinde de Cuma namazı kıldırmak istiyorum.)
İranlı kadın bir profesör ile ilahiyatçı erkek bir profesör de, (İmamlık için
kadın erkek fark etmez, kim daha liyakatli ise o imam olmalıdır) diyerek,
Amerikalı kadının imamlığını onaylamışlardır. Bu arada daha başkalarından da
çatlak sesler çıkmıştır. Bunların maksadı, ne feminizmdir, ne de dinde
reformdur. Dinde reform adı altında dini içten yıkmaktır. Önce kadın Cuma
namazına gitmeli dendi, sonra, âdetli ve lohusa iken namaz kılabilir, tesettür
82
www.dinimizislam.com
şart değildir denerek âdetli bazı kadınlara cenaze namazı kıldırıldı. Kadın
kadına imamlık yapabilir dendi. Şimdi de kadın erkeklere imam olabilir dendi.
Adım adım dinin emirleri yıkılmaya başlanıyor. Bunlar kıyamet
alametlerindendir.
Böyle bir zamanda Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına sarılmanın önemi
daha da artmaktadır.
Sual: Büyük İslam İlmihali’nde (Kadının kadına imamlığı caizdir)
denirken, siz niye mekruhtur diyorsunuz?
CEVAP
Hiç bir ilmihalde böyle demiyor. Bahsettiğiniz ilmihale de baktık. Orada,
(Kadının kadına imamlığı kerahetle caizdir) deniyor. Kerahatle kelimesini niçin
yazmadığınızı anlayamadık. Yani kadının kadına imam olması mekruhtur.
Mekruh denilince tahrimen mekruh anlaşılır. Tahrimen mekruh harama yakın
mekruh demektir, namazın sevabını yok eder. Sadece namaz borcundan
kurtulmuş olunur ise de sevap alınmaz. Din yeni mi geldi? Dinimizin hükümleri
bilinmiyor mu? Her gün dinin bir meselesini bozmaya çalışmanın âlemi nedir?
Sual: Kadınların cenazelere iştirak etmeleri, cenaze namazı kılmaları,
cenaze taşımaları ve cenazeyi defnetmeleri farz mıdır?
CEVAP
Hayır kadınlara farz değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kadınlar, cenazelere iştirak etmezler.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud]
Hayzlıya yasak olanlar
Sual: Mezhepsiz biri, “Yaygın kanaate göre kadınlar hayzlı iken namaz
kılamaz, oruç tutamaz, Mushaf’a el süremez, camiye giremez deniyorsa da,
bunu yasaklayan ne bir hadis, ne de başka bir delil yoktur” diyor. Peki din
kitaplarının hepsi yanlış mı yazıyor?
CEVAP
Hepsi doğru yazıyor. Hepsinin delili vardır. Mezhepsiz, hak olan dört
mezhep demiyor, Ehl-i sünnet âlimleri demiyor, yaygın kanaate göre diyerek,
Allah ve Resulünün emirlerine, Resulullahın vârisleri olan âlimlerin
naklettiklerine yanlış bir kanaat diyor. Halbuki aksini söyleyen bir tek Ehl-i
sünnet âlimi yoktur.
Hayzlı kadın şunları yapamaz:
1) Namaz kılamaz. Bir hadis-i şerif meali:
(Hayzlı kadın namaz kılamaz.) [Ebu Davud]
Ümmü Büsse radıyallahü anha anlatır:
Hac esnasında Ümmü Seleme radıyallahü anhaya sordum:
- Ey müminlerin annesi, hayz sırasında kılınmayan namazların kazası
gerekir mi?
- Hayır, kaza edilmez. Hanımlarından biri, nifas sebebiyle kırk gün
namaz kılmadı, Resulullah nifas zamanı kılınmayan namazları kaza
etmesini emretmedi. (Ebu Davud)
83
www.dinimizislam.com
Nifas da hayz gibi olduğu için böyle bildirilmiştir.
2) Kur’an okuyamaz. Bir hadis-i şerif meali:
(Hayzlı ve cünüp, Kur'an okuyamaz.) [Tirmizi]
3) Oruç tutamaz. Bir kadın Hazret-i Âişe validemize sordu:
- Niye hayzlı kadın orucunu kaza ediyor da, namazını kaza etmiyor?
Âişe validemiz buyurdu ki:
- Sen Haruriye [harici] misin?
- Haruriye değilim, fakat öğrenmek için soruyorum.
- Hayzımız Ramazana rastlardı da, oruç tutmayıp, kazası ile
emrolunur; fakat hayzlı iken kılmadığımız namazları kaza etmekle
emrolunmazdık. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)
Bir hadis-i şerif meali de şöyle:
Resulullah zamanında hayız veya nifas sebebiyle Ramazanda
hanımlarından biri orucunu yerdi de, Resulullah ile birlikte Şaban ayına kadar
kaza etmediği olurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)
4) Mushaf’a el süremez. Bir hadis-i şerif meali:
(Kur'ana ancak temiz olan dokunabilir.) [Nesai]
5) Camiye giremez. Bir hadis-i şerif meali:
(Cünübe ve hayzlıya mescide girmek helal olmaz.) [İbni Mace]
6) Kâbe’yi tavaf edemez. Bir hadis-i şerif meali:
(Beytullahı tavaf etmek, namaz kılmak gibidir, yani abdestli olmak
lazımdır.) [Tirmizi]
7) Kocası ile cima edemez. (Bekara 222) Bir hadis-i şerif meali de
şöyledir:
(Hayzın başladığını ve bittiğini kocasından saklayan kadın
melundur.) [Cevhere]
Hayzlı iken kadına yaklaşmak haram olduğu için bunu saklayan kadın
günaha girer.
Sual: Kadınların namazda ellerinin üstlerini ve ayaklarını örtmeleri gerekir
mi?
CEVAP
S. Ebediyye’de diyor ki:
Kadınların el ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve
ayaklarının altı, namaz için Hanefi’de avrettir. Ellerin üstü avret değildir diyen
âlimler de çoktur. Bunlara göre, kadınların bileklerine kadar ellerinin üstü açık
kılmaları caiz olur. Ama, kitapların hepsine uymuş olmak için, kadınların elleri
örtecek kadar uzun kollu namazlık veya geniş baş örtüsü ile elleri örtülü olarak
kılmaları, daha iyi olur. Kadınların ayakları namazda avret değildir diyen
âlimler de varsa da, bu âlimler de, namazda örtmesi sünnet, açması mekruhtur
dedi.
Sarkan saçlar da, ayak gibidir. (Kadıhan)
Kadının dua etmesi
84
www.dinimizislam.com
Sual: Kadın da erkek gibi dua ederken ellerini uzatır mı?
CEVAP
Hayır, kadın dua ederken ellerini ileri uzatmaz, yüzüne karşı eğik tutar. (S.
Ebediyye)
Kadının sarkan saçı
Sual: Kadının kulaklarından aşağı sarkan saçı namazda açılsa, namaz
bozulmuş olur mu?
CEVAP
Kadınların kulaklarına kadar sarkan saçı avrettir. Kulaktan aşağı sarkan
kısmı da, âlimlerin çoğuna göre yine avrettir. Açılırsa namaz bozulur. Bazı
âlimlere göre, sarkan kısım namazda avret olmaz; fakat yabancı erkeklerin bu
saçlara bakmaları caiz değildir. (Halebî-yi kebir)
Celsede otururken
Sual: Kadın, namazda iki secde arasında nasıl oturur?
CEVAP
Teşehhütte yani namazdaki normal oturuşta oturduğu gibi oturur. (Reddül-muhtar)
Resimli seccadeler
Sual: Üzerinde cami veya Kâbe resmi bulunan seccadede namaz kılmak
caiz midir?
CEVAP
Üzerinde İslam yazısı veya bir harfi bulunan seccadeyi yere sermek
tahrimen mekruhtur. Böyle seccadeyi ne maksatla olursa olsun yere sermek,
mübarek yazıya hakaret olur. (Hadika c. 2, s. 633)
Kâbe, cami veya İslam yazısı bulunan seccadeyi yere sermek [ona
hakaret olacağı için] caiz değildir. Fakat resim bulunan battaniye böyle
değildir. İbni Hacer-i Mekki hazretleri, fetvasında, (Canlı resmini, hürmet edilen
yerlerde kullanmak caiz değildir, hürmet edilmeyen şeyler üzerinde caizdir)
buyuruyor. Battaniye yere serilince onun üzerinde bulunan resme hürmet
edilmemiş, hakaret edilmiş olur. Resim, secde edilen yerde değilse, böyle
resimli battaniye üzerinde namaz kılmakta mahzur olmaz. Canlı resimleri,
göbekten yukarıda bulunursa, orada namaz kılmak mekruh olur. Canlı resmi,
basılan, oturulan yerde ise mekruh olmaz. Namaz kılanın arkasında göbekten
yukarıda olursa tenzihen mekruh olur. (Redd-ül-muhtar)
Şu halde canlı resmi bulunan şeyleri yere serince ona hakaret olduğu için,
namaz mekruh olmuyor. Kâbe, cami resmi bulunan şeyleri yere sermek de
ona hakaret olduğu için caiz olmuyor. (S. Ebediyye)
Sual: Minare resimli seccadede namaz kılmak mekruh mu?
CEVAP
Değildir.
85
www.dinimizislam.com
Sual: Aslan, geyik gibi canlı resmi bulunan battaniye, halı üzerinde
namaz kılmak mekruh olur mu?
CEVAP
Resim, namaz kılanın ayağı altında, oturduğu yerde veya secde ettiği
yerde olmazsa, böyle resimli battaniye, seccade üzerinde namaz kılmak
mekruh olmaz. Resim, yerlerde bulunduğu için ona hakaret edilmiş olur. Fakat
secde edilen yerde ise, yahut basılan ve oturulan yerde ise sanki insan
vücudunda bulunmuş gibidir. Namaz mekruh olur. Onun için üzerinde resim
bulunan elbise ile namaz kılmamalıdır! (Zevacir)
Sual: Kâbe ve cami resimli seccadenin yere yayılmasının mekruh
olduğuna inanmayan küfre girer mi?
CEVAP
Küfre girmez. Seccadeyi yere sermek mekruhtur. Hakaret için sermiyorlar
ve de bilmiyorlar. Bilmedikleri için küfür olmaz, yani çok kimse bilmiyor.
Sual: Seccade eskiyince basılıp geçilen yerlere sermek uygun olur mu?
CEVAP
Uygun olmaz, hürmetsizlik olur.
Sual: Seccadenin yerde serili kalması caiz mi?
CEVAP
Evet. Kirlenmemesi için kaldırmak iyi olur.
Sual: Seccadenin secde edilen yerine basmak mekruh mu?
CEVAP
Mekruh değildir. Edebe muhaliftir.
Sual: İşlemeli seccadede namaz kılmak caiz mi? Şimdi dikkati çeken
süslü halılar var. Bunların üstünde namaz kılmak mekruh olur mu? Evimizin
kıble duvarında çeşitli süs eşyaları var. Bunlara karşı namaz kılınır mı?
CEVAP
Zihni meşgul eden şeyler üzerinde mesela nakışlı seccadede namaz
kılmak mekruhtur. Seccadeler sade olmalı veya ters çevirip kılmalıdır.
Şimdi bazı camilerde şekilli halılar huşuya mani olmaktadır. Düz halı
sermelidir.
Caminin veya namaz kıldığımız evin kıble duvarında da âyet, hadis, dini
levha bulunmamalıdır. Levhaları âyetleri caminin sağ ve sol duvarına
asmalıdır.
Sual: Tam İlmihal’de (Secde edilmeyen yerlerinde canlı resmi bulunan
seccade üzerinde namaz kılmak mekruh değildir. Çünkü yere sermek
hakarettir) deniyor. Buna göre, Kâbe veya Cami resmi olan seccadede namaz
kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Bir resmi yere sermek, ona hakaret olur. Kâbe ve Cami resmi olan
seccadeyi yere sermek bunlara hakaret olduğu için, üzerlerinde namaz kılmak
caiz olmaz.
86
www.dinimizislam.com
Sual: S. Ebediyye’de, (Zihni meşgul eden nakışlar bulunan
seccadeleri kullanmak caiz değil) deniyor. Bugün camilerde çok süslü halılar
var. Bu süslü halılarda namaz kılmak mekruh değil midir?
CEVAP
Halılardaki süsler, nakışlı seccadelerdeki gibi zihni meşgul ediyorsa,
namaz mekruh olur. Aynaya karşı veya resmimiz görülen pencere camlarına
karşı namaz kılmak da zihni meşgul ettiği için mekruh olur. Camlarda şeklimiz
hiç görülmese veya hiç oraya bakmasak namaz mekruh olmaz. Ölçü insanı
meşgul etmesidir. Peygamber efendimiz, üzerinde şekiller bulunan elbise ile
namaz kıldı. Sonra bu şekillerin kendisini meşgul ettiğini gördü. Elbiseyi
çıkarıp başkasına verdi. Bu bakımdan, yazılı veya resimli elbiselerle namaz
kılmamalıdır.
Kanaviçe
Sual: Etamin üzerine işlenen kanaviçe, artı işaretine benziyor. Bu işareti
haça benzetiyorlar. Böyle işlemeli seccadeler üzerinde namaz kılmak caiz
midir?
CEVAP
Evet, caizdir.
Sual: Türbelerin ve evliya zatların kabirlerinin resimlerine de, hürmet
etmek gerekir mi?
CEVAP
Evet, gerekir.
Resimli seccade
Sual: S. Ebediyye’de, (Secde edilmeyen yerlerinde canlı resmi
bulunan seccadede namaz kılmak mekruh değil) dendikten sonra, (Resim,
namaz kılanın ayağı altında, oturduğu yerde bedeninde olursa mekruh
olur) deniyor. Bu ikisi arasındaki fark nedir?
CEVAP
Birinci cümlede, canlı resmi bulunan seccade yere serilince resme
hakaret oluyor ve resimsiz yerine secde edince mekruh olmuyor. İkincisinde
ise, resimli yaygıyı biz sermiyoruz. Resme değer vermek için yere serilmiştir.
Yerdeki böyle resim, bedendeki resim gibi oluyor. Onun için mekruh oluyor.
Elbisede resim olması, resme kıymet vermekten ileri geliyor.
Resimli gazete
Sual: Üstünde resim olan gazeteyi yere seccade gibi sererek üzerinde
namaz kılınabilir mi?
CEVAP
Resim, secde yerinde olmazsa, kılınabilir. Resimli bir yaygı yere serilince,
üstündeki resme hürmet edilmemiş olur, yani basıldığı için hakaret edilmiş
olur. Resim, secde edilen yerde değilse, böyle yaygı üzerinde namaz kılmak
caiz olur. (Redd-ül-muhtar)
87
www.dinimizislam.com
Rüku ve secdede ayakları birleştirmek
Sual: Rüku ve secdede ayakları birleştirmek sünnet midir?
CEVAP
Evet. Maalesef bugün bu sünnet unutulmuştur. Bunun gibi başa kaplama
mesh yapmak da unutulmuştur. Sadece başın dörtte biri meshediliyor, yalnız
farz yapılıyor, sünnet yapılmıyor.
Sual: Rükuda topuk kemiklerini birleştirmeye çalışırken çok zor oluyor.
Rükuda ve secdede topukları birleştirmek yeterli midir, yoksa illâ topuk
kemiklerini de birleştirmek şart mıdır?
CEVAP
Şart değildir. Sadece topukları birleştirmekle sünnet yerine gelir. Tam
İlmihal’de diyor ki:
(Halebi-i kebir)de, üç yüz on beşinci sayfada ve (Dürr-ül-muhtar)da
diyor ki, (Rükuda sünnetlerden birisi de, topuk kemiklerini birbirine
bitiştirmektir) Bunun için, rükuya eğilirken, sol ayağın topuğu, sağ ayak yanına
getirilir. Secdeden kıyama kalkarken açılır.
Son cümlede, (Bunun için, rükuya eğilirken, sol ayağın topuğu, sağ ayak
yanına getirilir) deniyor.
Sadece topukları birleştirmek yeterlidir. Bunu İlmihalin müellifine yazılı
olarak sormuştuk. (Topukları birleştirmek kâfidir) diye cevap gelmişti.
Cennet Yolu İlmihali’nde namazın müstehabları sayılırken, (Rükuda ayakları
bitiştirmek) ifadesi geçiyor.
Halebi, Dürr-ül-muhtar ve Redd-ül-muhtar’da (kâbeyni [iki kâ’bı]
birleştirmek) ifadesindeki kâ’b kelimesi, ayakların iç tarafındaki çıkıntılı
kemiktir. Buna topuk kemiği de denir. Topukların birleştirilmesi yeterlidir. Bu iki
kemiği zorla birleştirmeye kalkmak gerekmez, iki topuk yan yana gelince
sünnet yerini bulmuş olur. Bu olayı büyütmek yanlıştır. Namazda sakin olmak
esastır. Topuk kemiklerini birleştirmeye çalışarak kendini zorlamak uygun
olmaz. Birleştirene de, birleştirmeyene de bir şey dememek gerekir.
Kadınlar rükûda ayaklarını birleştirmez. Bu erkeklere mahsustur.
Ayaklar ne zaman açılır?
Sual: S. Ebediyye’de, (Rükûa eğilirken, sol ayağın topuğu, sağ ayak
yanına getirilir. Secdeden kıyama kalkarken ayaklar açılır) deniyor. Bazıları
secdeden ayağa kalktıktan sonra açıyorlar. Kalkarken açılır ne demektir?
CEVAP
Kalkarken açılır demek, secdeden kalkacağı zaman açılır demektir.
Ayaklar açılmış olarak kalkmış olur. Şayet bunu unutursa ayağa kalkınca açar.
Ayakları birleştirmek
Sual: Erkeklerin rükûda ayaklarını birleştirmesinin sünnet olduğu, hangi
kitaplarda geçiyor?
CEVAP
88
www.dinimizislam.com
Hanefî’de sünnet olduğu, Halebî ve Redd-ül-muhtar gibi kıymetli
kitaplardan alınarak S. Ebediyye’de bildiriliyor. Osmanlıca meşhur Mızraklı
İlmihal ve Enis-ül âbidîn kitaplarında da yazılıdır. Yine, öğrenciler için,
zamanında Osmanlıca olarak yazılmış olan “Anadolu Yavrusunun Kitabı:
Malumat-ı Diniyye” kitabında da, (Rükûda ayaklar birleştirilir) deniyor. Yani
zamanla bunlar unutulduğu için de, Latin harfleriyle basılan kitaplara
yazılmamıştır. Unutulan bu sünneti ihya etmek çok sevab olur.
Sübhane Rabbike âyetini değiştirmek
Sual: Dua niyetiyle, "Sübhane Rabbike" âyetini değiştirerek, "Sübhane
Rabbina" şeklinde okumakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Birkaç kitapta (Dua ederken âyeti değiştirip Rabbike yerine Rabbina
demek daha iyi olur) deniyor ise de muteber kitaplardaki hüküm şöyle:
Müfessirlerin baş tacı Beydavi hazretleri Hazret-i Ali’nin (Kıyamet günü
bol bol sevaba kavuşmak isteyen, her toplantı sonunda, Sübhane Rabbike
âyetini sonuna kadar okusun!) buyurduğunu bildirmektedir. Diğer tefsirlerde de
mesela Mevakib tefsirinde de böyle yazmaktadır.
Birkaç hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Kıyamet günü bol sevap kazanmak isteyen kimse, bir toplantıdan
kalkınca Sübhane Rabbike âyet-i kerimesini okusun!) [İbni Hibban]
(Bir kimse namaz sonunda, üç defa Sübhane Rabbike âyet-i
kerimesini okursa, kâfi miktarda sevaba kavuşur.) [Taberani]
Ebu Said-i Hudri Radıyallahü anh, Resulullah efendimizin namazdan
selam verince, üç defa (Sübhane Rabbike Rabbıl ızzeti...) okuduğunu
bildiriyor. (Ebu Ya’la) (Hatib-i Bağdadi)
Yine Ebu Said-i Hudri hazretleri, (Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem,
namazda, selam vereceği zaman, Sübhane Rabbike âyet-i kerimesini okurdu)
buyurmaktadır. (İbni Ebi Şeybe)
Abdullah İbni Abbas radıyallahü anhüma, (Resulullah, namazda selam
vermeden önce, Sübhane Rabbike âyet-i kerimesini okurdu) buyurmaktadır.
(Taberani)
İlim ehli bilir ki, teşehhüdde âyet-i kerimeler dua niyetiyle okunur.
Yukarıdaki hadis-i şerifler gösteriyor ki, dua niyetiyle de Peygamber efendimiz,
âyet-i kerimeyi değiştirmeden okumuştur. O halde Sübhane Rabbikeyi,
değiştirip (Sübhane Rabbina) şeklinde okumak, Kur'an-ı kerime el uzatmak ve
sünnet-i seniyyeye müdahale etmek gibi çok çirkin bir hareket olur.
İslam âlimleri fıkıh kitaplarında dua olarak da (Sübhane Rabbike) şeklinde
okunmasını bildirmişlerdir. (Dürr-ül muhtar, Merakıl felah)
Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki:
(Kur'an-ı kerimdeki duaları okurken değiştirmek, Kur'an-ı kerimi kasten
89
www.dinimizislam.com
değiştirmek olur.) [Hadika]
(Sübhane Rabbike)nin manası
(Sübhane rabbike) demek, (Bütün insanların üstünde, akılların ermediği
kemalatın, üstünlüklerin sahibi olan senin gibi bir Peygamberi yaratan,
yetiştiren Rabbin, her ayıptan münezzehtir) demektir. Halbuki, (Sübhane
rabbina) demek, (Biz günahı çok, asi kulların yaratanı, yetiştireni her ayıptan
münezzehtir) demektir. Allahü teâlâyı tenzih etmekte, sena etmekte günahkâr
kulları araya sokmanın, ne kadar yersiz olduğu, ilmi ve aklı olan kimse için,
pek meydandadır. O halde (Sübhane rabbike) makamı, (Sübhane rabbina)
makamından, edep, fesahat ilimleri bakımından, kat kat daha yüksektir. Yani
(Sübhane rabbike) demek, (Sübhane rabbina) demekten, tenzihe ve senaya
daha ziyade uygundur. Âyet-i kerimede Allahü teâlâ, kendi kendini meth ve
sena ediyor. İnsan, bundan daha iyi sena yapabilir mi? (Seadet-i Ebediyye)
Sual: Tam İlmihal'de, Sübhane Rabbike âyetini namazda ve namaz
dışında okumanın çok sevap olduğu bildiriliyor. Bu âyeti namazda, selamdan
önce, Salli barik ve Rabbena okuduktan sonra mı okuyacağız yoksa dua
ederken mi? Başka nerelerde okunur?
CEVAP
Sübhane Rabbike âyeti bir çok yerde okunur. Birkaçını bildirelim:
1- Zammı sure olarak okunur.
2- Kur’an-ı kerim okunduktan sonra okunur.
3- Dine aykırı olmayan toplantıdan sonra okunur.
4- Namaz bitip dua ettikten sonra da okumak çok sevaptır. 11 kere İhlas-ı
şerif, bir kere Kuleuzüler okunur ve 67 Estağfirullah denerek yetmişe
tamamlanır. On kere (Sübhanallahi ve bi-hamdihi sübhanallahilazim) denir.
Sübhane Rabbike âyeti de okunur. (S. Ebediyye)
Namazdan sonra, duayı Sübhane Rabbike âyetini okuyarak tamamlamalı.
(Dürr-ül-muhtar, Dürer)
Yüksek sesle âmin demek
Sual: İmamlık yapıyorum. Cemaatten biri, (Hocam, Kâbe gibi mübarek bir
yerde, yüksek sesle âmin dendiği, hatta bu hususta hadis de olduğu halde,
niçin Türkiye’de sessiz âmin deniyor) dedi. Ben de Hanefi mezhebinde, yüksek
sesle söylemek mekruhtur. Vehhabilerin farklı hareketleri bizlere ölçü olmaz)
dedim. Âminin sesli olarak söyleneceğine dair hadis-i şerif var mıdır?
CEVAP
Mezhep ve Mezhepsizlik maddesinde, bizlerin hadislerden hüküm
çıkaramayacağımızı vesikalarla bildirmiştik. Kütüb-i sittenin beşinde bulunan,
(Ateşte ısınmış bir şeyi yiyip içmek abdesti bozar) hadis-i şerifini nakletmiş,
ateşte ısınan şeylerin abdesti bozmayacağını bildirmiştik.
Ayrıca cemaatle namaz kılarken, imam arkasında cemaatin de Fatiha
90
www.dinimizislam.com
okuması gerektiği hadis-i şerifle bildirilmiştir. Fakat Hanefi mezhebinde, imam
arkasında Fatiha okumak harama yakın mekruhtur.
Ebu Davud’un bildirdiği hadis-i şerifte, imamın veleddâllin dedikten sonra,
ön safta olanların işiteceği bir sesle âmin dediği bildirilmektedir. Fakat Hanefi
mezhebinde, yüksek sesle âmin demek mekruhtur.
Dürr-ül-muhtardaki (Fatihadan sonra, imam ve cemaat, sessiz olarak,
âmin der. İmam Fatihayı bitirince, cemaatin ve imamın yüksek sesle âmin
demesi mekruhtur. Hafif söylemelidir) hükmü, İbni Abidin c.1, s. 492,
[tercümesi c. 2, s. 270], Halebi-yi kebir s. 309, Halebi-yi sagir s. 233,
Hindiyye s. 258, Mizan-ı kübra s. 249, Mezahib-i erbea s. 250, Hidaye
s.107, Dürer gurer s.127, Nimet-i İslam s. 300 [namazın 80. mekruhu], Ömer
Nasuhi Bilmenin ilmihalinin 159. sayfasında da vardır.
Mevkufatta da, (İmam, veleddâllin dedikten sonra, hem imam, hem de
cemaat âmini gizli olarak söyler. Hadis-i şerifte, (İmam şu üç şeyi gizli
söyler: Euzü çekmek, Besmele okumak ve âmin demek) buyuruldu)
denmektedir.
İmam-ı a'zam Ebu Hanife hazretlerinin, (Cemaatle namaz kılarken,
imama uyanlar, Fatiha ve zammı sure okumaz) dediğini duyanlardan on
kişi, Hazret-i imamın huzuruna gelip derler ki:
- İmamın okumasını kâfi görüp, cemaate Kur'an okutmadığını işittik.
Halbuki, Fatihasız namaz olmaz. Elimizde bunu ispat eden kuvvetli deliller
vardır. Hakkın ortaya çıkması için tartışmaya geldik.
Hazret-i imam der ki:
- Ben bir kişi, siz on kişisiniz, hepinizle aynı anda nasıl tartışayım?
- Nasıl tartışmak istiyorsunuz?
- İçinizden en bilgili, âlim olanı seçin, onunla konuşayım. O, kendi ile
birlikte hepinizin adına konuşsun.
- Teklifiniz uygun...
- O beni yenerse, hepiniz beni yenmiş olacaksınız, ben onu
yenersem, hepiniz yenilmiş olacaksınız. Kabul mü?
- Peki kabul ettik.
- Tartışmayı ben kazandım.
- Nasıl olur, daha başlamadık bile...
- Siz, seçtiğiniz âlimin hepinizin adına konuşmasını kabul etmediniz
mi?
- Evet...
- Ben de, sizin kabul ettiğinizi kabul ediyor, aynı şeyi söylüyorum.
Herkesin tâbi olduğu imam, kendi adına ve ona uyup, imam kabul
edenler adına Kur'an-ı kerim okur, cemaat okumaz. Anlaşamadığımız bir
nokta kaldı mı?
- Evet anlaştık.
Fatihasız namaz olmaz
91
www.dinimizislam.com
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Namazda kıraat farzdır ve hadis-i şerifte (Fatihasız namaz olmaz)
buyuruluyor. Neden Hanefilerin, hakiki kıraatı [cemaatin hepsinin okumasını]
bırakıp, kıraat-i hükmiye [İmamın okuyup, cemaatin susmasına] karar
vermelerinin sebebini tam anlayamadım.
İmam arkasında sükut etmeye dair açık bir delil bulamadım. Buna
rağmen, mezhebime uyarak imam arkasında Fatiha okumadım. Çünkü, delili
zayıf diye, mezhebimin hükmü ile amel etmemenin ilhad olduğunu biliyordum.
Nihayet Allahü teâlâ, mezhebe uymanın bereketi ile, Hanefi mezhebinde
imama uyan cemaatin kıraati terk etmelerindeki hakikati izhar eyledi. İmam,
sanki cemaatin dilinden okuyor. Bu şuna benzer:
Bir köy halkı, köyün ortak bir meselesi için, köylünün tamamı kaymakama
gitmez. Birkaç kişilik bir heyet seçerler. Bu heyetin hep bir ağızdan meseleyi
anlatmaları da doğru olmaz. İçlerinden birini, temsilci seçerler. Temsilci,
istekler aynı olduğu için, hepsinin dili ile ihtiyaçlarını arz eder.
Kendilerine temsilci kabul ettikleri bu kimse, onların adına konuşur.
Seçilen bu temsilcinin hepsinin adına ihtiyaçlarını arz etmesi şeklinde olan,
cemaatin hükmi konuşması, onların hakiki konuşmalarından daha iyidir. İmam
ile cemaatin hali de böyledir. (Mebde ve Mead f.30)
Sual: Namazda imam arkasında Fatiha okunur mu?
CEVAP
Bu konudaki üç hadis-i şerif şöyle:
(Fatihasız namaz eksiktir.) [Tirmizi]
(Namazda imam okurken siz de okumayın, Fatihayı hafif okuyun!)
[Beyheki]
(Fatihasız namaz olmaz.) [Buhari, Müslim]
Bu hadislere ve başka delillere dayanarak, Şafii âlimleri imam arkasında
Fatiha okumanın farz olduğunu bildirmişlerdir.
Maliki’de ise, imam yavaş okurken müstehaptır. İmam açıktan okuyorsa,
Fatiha okunmaz. Namazda Fatiha okumak Maliki’de farz, Hanefi’de ise,
vaciptir.
Hadis-i şeriflere bakalım:
(İmamla namaz kılarken susun, imamın kıraati, cemaatin kıraatidir.)
[Hatib]
(İmamın arkasında olmak hariç, Fâtiha okumadan bir rekat kılan, aslâ
namaz kılmamıştır.) [Tirmizi]
(Ne o, Kur’anda rekabet mi, namazda biri benimle beraber
okuyordu.) [Tirmizi]
Hanefi âlimleri, bu hadislere ve başka delillere dayanarak, (İmam
arkasında Fatiha okumak mekruhtur) demişlerdir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
(Hadis-i şeriflerle amel etmek, bize caiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne
92
www.dinimizislam.com
aykırı gibi görülen hadis-i şerifler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve
senet olamaz. Bir Hanefinin, imam arkasında Fatiha okuması mezhepten
çıkmaktır, ilhaddır.) [Müjdeci m. 312, Mebde ve Mead 31]
M. Hadimi hazretleri buyuruyor ki:
(Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin
bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız.
Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir.
Çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş
olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır.) [Berika s. 94]
Namaz ne vakit farz olur
Sual: Kitaplarda, (Bir namazın vakti girince hemen edası farz olmaz, o
vakit çıkarken o vakti kılacak kadar bir zaman kalınca edası farz olur)
deniyor. Vakti girince edası farz olmuyor mu?
CEVAP
Evet, vakit girince edası hemen farz olmuyor, öyle olsa, on dakika, yarım
saat, bir saat sonra kılmak haram olur. Elbette hemen kılınırsa iyi olur, ama
edası ancak vaktin sonunda farz oluyor.
Bir insan vakit girdikten sonra, namaz kılmadan ölse, o vakti kılmadığı için
sorumlu olmaz, çünkü o vakti kılacak kadar zaman kalınca edası farz olur.
Ancak bir namazın vakti gelince, bu namazı edaya [kılmaya] başlandığı vakit,
kılmak farz olur.
Kurban kesmek de zengine bayramın üçüncü günü vacib olur, daha önce
vacib olmaz. Bir kimse bayramın ikinci günü ölse, kurban kesme borcu ile
ölmüş olmaz. Eğer üçüncü günü, kurban kesmeden ölürse, borçlu olarak ölür.
Birinci günü kesse, vacib yerine gelmiş olur. Ancak namazda olduğu gibi,
kurban bayramı birinci veya ikinci veya üçüncü günü kurbanı kesmeye veya
vekile kestirmeye başlandığı vakit, kesmek vacib olur.
Hac da böyledir. Hac günleri gelmeden Kâbe’ye gidince hac farz olmaz.
Hac zamanı farz olur. Yolda ölürse hac sakıt olur, borçlu olarak ölmüş olmaz.
Ama zengin olduğu birinci sene gitmeyip ikinci sene giderken yolda ölürse, o
zaman hac borcu ile ölmüş olur. Haccı tehir ederek daha sonra giderse
haccını eda etmiş olur.
Zekat da öyledir. Bir sene dolmadan farz olmaz. Fakat günü hatta senesi
gelmeden bile, zekât vermekle farz yerine gelmiş olur. Birkaç yılın zekâtı daha
önce de verilse, ama o seneler hep zengin ise farz sevabı alınır.
Büluğa erince
Sual: Büluğa ermemiş bir çocuk, vakit girince o namazı kılsa, vaktin
sonuna doğru büluğa erse, o namazı tekrar kılması farz olur mu?
CEVAP
Evet, büluğa erince, büluğa erdiği vakitteki namazı kılması farz olur.
93
www.dinimizislam.com
Önceki kıldığı nafile olur. Çünkü büluğa ermeyen çocuğa namaz farz değildir.
Bunun gibi vaktin sonunda ayılan baygına, hayzı veya nifası biten kadına o
namazı kılmak farz olur. Kılmamışsa, kaza etmesi farz olur. (Dürr-ül muhtar)
Bir çocuk, yatsı namazını kılar da, sonra ihtilam olur yani büluğa ererse,
sabah namazına kadar yatsıyı tekrar kılması farz olur. İmam-ı Muhammed,
bunu İmam-ı a'zam Ebu Hanife’ye sormuş, o da, (Evet, yatsıyı kılması farz
olur) buyurmuştur. (Redd-ül muhtar)
Namazda nasıl elbise giyilir
Sual: Namazda nasıl elbise giyilir? Evde pijama ile namaz kılınır mı?
CEVAP
Namazı, iş elbisesi ile ve büyüklerin yanına çıkamayacak elbise ile ve pis
kokulu elbise ve çorap ile kılmak mekruhtur. Başka elbisesi yoksa, mekruh
olmaz. Parası varsa, alması gerekir.
Önemli kimselerin huzuruna çıkan kimsenin şık, temiz elbise giymesi
gerekir. Allahü teâlânın huzuruna durulduğu zaman, buna daha çok dikkat
etmeli, büyüklerin karşısına çıkılamayan elbise ile namaz kılmamalıdır! Kur’anı kerimde mealen, (Her namaz kılarken, süslü [temiz, sevilen, güzel]
elbiselerinizi giyiniz) buyuruluyor. (Araf 31)
Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
(Namaz kılarken en iyi elbisenizi giyinin. Allahü teâlâ, kendisi için
ziynetlenmeye, süslenmeye en layık olandır.) [Beyheki]
Evinde temiz ve bol pijama ile veya gecelik ile namaz kılmak mekruh
değildir. Ancak camiye pijama ile gelmemelidir! Samimi olmayan kimselerin
yanında pijama ile oturmak da uygun değildir. Ayıplanacak ve geleneklerimize
aykırı şeyler yapmamalıdır!
Sual: Resimli veya yazılı elbise ile, namaz kılmak sakıncalı mıdır?
CEVAP
Resim veya yazı, açıkta ise namaz mekruh olur. Örtülü ise, mekruh
olmaz.
Sual: Yeni aldığım pantolonun paçaları çok uzundur. Paçalarını henüz
kestirmedim. Sıvayıp namaz kılmak mekruh mudur?
CEVAP
Paçalar çok uzun ise ayağın üstüne kadar sıvamakta mahzur olmaz.
Paçaları çok sıvayıp bacak görünürse mekruh olur.
Sual: Dar pantolonla gezmek ve namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Dar pantolonla gezmek caiz değildir. Kaba avret yerlerine yapışık dar
pantolonla namaz kılmak mekruhtur, başkalarına karşı istenilen tesettür
yapılmış olmaz.
Sual: Namaz kılmak için takım elbisenin pantolonu kırışmasın ya da
94
www.dinimizislam.com
yıpranmasın diye çıkarıp, rahat bir şey giyip namaz bitince değiştirmek uygun
olur mu? Dünyanın parasını verip aldığım, takımlara, gözüm gibi bakmak için
ütüsü falan bozulmasın diye çıkarmam uygun mu?
CEVAP
Elbette elbisenize gözünüz gibi bakacaksınız, ama namaza da canınız
gibi bakmanız lazım. Kur’an-ı kerimde, namaza dururken en güzel elbisemizi
giymemiz emrediliyor. Mühim mevkide bulunan veya önemli bir zatın huzuruna
çıkan kimsenin şık, temiz elbise giymesi gerekir. Allahü teâlânın huzuruna
çıkıldığı zaman buna daha çok dikkat etmelidir! (Her namaz kılarken, süslü,
temiz, sevilen elbiselerinizi giyiniz!) mealindeki âyet-i kerime ile (Güzel
koku gamı, güzel, temiz elbise kederi azaltır) mealindeki hadis-i şerife
uymaya çalışmalı, eski bile olsa temiz elbise giymelidir! Bol pijama ile namaz
kılmak caizdir, mekruh değildir.
Sual: Laboratuar önlüğü ile namaz kılınır mı? İş elbisesi sayılır mı?
CEVAP
İş elbisesi demek, yağlı kirli, elbise demektir. Laboratuar gömleği temiz
ise, düzgün ise onunla kılmakta hiç mahzur olmaz. Hatta iyi olur.
Sual: Pantolonla namaz kılanın kaba avret yerine bakmak caiz mi?
CEVAP
Haramdır.
Sual: Namazda ceketin düğmesinin kapalı olması lazım mı?
CEVAP
Lazım değildir. Kapalı olması edeptir, iyi olur.
Sual: Gömleğin kollarını iliklemeden namaza durmanın mahzuru var
mıdır?
CEVAP
Mahzuru yoktur.
Namazda düşünmek
Sual: Namazda düşünmek zararlı mıdır?
CEVAP
Namazdaki düşünce namazı bozmaz. Fakat elden geldiği kadar
düşünmemeye gayret etmelidir! Namazda manasını bilenin, okuduğunu
düşünmesi iyi olur. Kendini Rabbimizin huzurunda düşünmek ve o huzurda
nasıl olunması gerekiyorsa öyle bulunmak çok iyidir. Kendinin son namazı
olduğunu, son amelinin bu olduğunu, yahut kendini Sırat üzerinde düşünüp
kendini toparlamak, efendisinden kaçmış, yakalanıp tekrar efendisinin
huzuruna götürülmüş köle gibi bilmek, yahut her an nimetleri içinde bulunduğu,
her an kendisine muhtaç olduğu Rabbinin huzurunda nasıl durulursa öyle
durmak, namazda kalbi toparlamaya yardım eder.
Dünyaya önem vermemek, işlerini mesele ve düşünce vesilesi
95
www.dinimizislam.com
yapmamak, geldiği gibi gider, ne olduysa öyle olur gibi dünya hakkında
hoşgörülü olup namazda hep Rabbi ile olmaya çalışmalıdır.
Namaza başlayıp eller kulaklara kaldırılınca, sanki Allahü teâlâdan
gayrisini arkaya atmış cezasından korkarak, affını umarak Mevlanın huzuruna
durulmuş olunur. Sahibinin huzurunda kendini efendisinden kaçmış gibi korku
içinde, cezalandıracak mı yoksa af mı edecek diye düşünen suçlu bir kul
vaziyetinde ellerin bağlandığına işaret vardır.
Fatiha okununca, Allahü teâlânın görünen ve görünmeyen nimetlerine
hamd etmek, rahmetine çok muhtaç olduğunu düşünüp, rahmet istemek,
ibadeti yalnız Onun için yapmak, yalnız Ondan yardım istemek, salihlerin
yolunda olmayı dilemek ve sapıklıktan Ona sığınmak istemek vardır.
Zammı sure okuyunca, sanki, "Duanı kabul etmesi için Rabbine tazim
eyle" deniyor.
Rükuya eğilince, Allahü teâlânın azametine, kulun aşağılığına işaret
vardır. Sanki "Başını kaldır, Allahü teâlâ sana ihsan eyledi, dua ve tesbihlerini
kabul eyledi, o halde doğrul" deniyor.
"Semiallahü limen hamideh..." denince, Onun ihsanı ile kabul edilmenin
müjdesi akabinde hamd etmek, affettiği için hemen secdeye kapanmak,
Rabbimiz için alçalıp, yalnız Onu tenzih etmeye işaret vardır. (T.Necat)
Sual: Namazda huşuyu yakalamak için nelere dikkat etmeli?
CEVAP
Namazda huşuyu yakalamak için şunlara dikkat etmelidir:
Huzuru kalb: Okuduğunu düşünmek.
Tefehhüm: Okuduğunu anlamak.
Tazim: Saygı.
Heybet: Saygı ile korkmak.
Reca: Ümit.
Haya: Utanma.
Şimdi bunları açıklayalım:
Huzuru kalb: Meşgul olduğunu, okuduğunu düşünmek, dünya işlerinden
kalbi ayırmak, tamamen meşgul olduğu işe, okuduğu Kur'ana kalbini
bağlamaktır. Gönül başka düşüncelerden ayrılır, yaptığı işten gaflet etmez ve
yalnız onu düşünürse, o zaman huzuru kalb hasıl olur.
Tefehhüm: Okuduğunu düşünüp anlamaktır. Çok kere kalb, söz ile hazır
olur, fakat manasını düşünmez. Büyük zatların namaz esnasında anladığı öyle
latif manalar olur ki, başka zaman hatırlarına bile gelmez, işte böyle kılınan
namaz, her çeşit kötülükten alıkoyar. [Namaz kılarken okuduğunu anlamak
lazım değildir. Ancak manasını biliyorsa, anlamaya çalışmalı. Yahut manasını
bildiği sure ve âyetleri okumak daha uygun olur.]
Tazim: Bir âmir, mahiyetindekine bir şey emreder, o da, kalbi huzur içinde
emredileni anlayıp yapsa da saygı duymayabilir. Onun için saygı tefehhümden
sonra gelir. Yani Allahü teâlânın emrini saygı duyarak yapmak gerekir.
96
www.dinimizislam.com
Heybet: Bu da tazimden sonra meydana gelen bir korkudur. Bu korku,
yılandan, çıyandan korkmaktan farklıdır. Bu Allahü teâlânın sevgisini
kaybetmekten meydana gelen bir korkudur.
Reca: Sevap beklemek demektir. Allahü teâlânın nimetlerini, rahmetinin
bolluğunu, namaz kılanlara Cenneti söz verdiğini ve verdiği sözde durduğunu
bilmektir. İnsan padişaha saygı gösterip korksa da bir mükafat beklemez.
Halbuki Allah’ın azabından korktuğu halde, kıldığı namazdan sevap umar.
Haya: Kusurunu bilip, Allah’tan utanarak, namazı kusursuz kılmaya
çalışmak gerekir. Namazda Allahü teâlâya karşı saygılı olabilmek için, Onun
azamet ve celalini bilmesi, kendisini de, hakir, zelil ve Allahü teâlânın emrine
boyun eğen adi bir kul olduğunu düşünmesi gerekir. Onun azametini bilmeyen
veya inanmayan kimse Ona gerekli saygıyı gösteremez. Allah’a imanı daha
parlak, daha kuvvetli olanın huşuu da kuvvetli olur. Hazret-i Âişe validemiz,
(Resulullah bizimle konuşur, gülerdi. Ama namaz vakti gelince adeta bizi
tanımazdı) buyurmuştur.
Namaz kılarken eğer kalbin namazda değilse, boş durmuyor; mutlaka
dünyalık bir şey düşünüyordur. İnsan sevdiği şeyi çok düşünür. Bunun için
Allah'tan başkasını seven kimse, namazda sevdiklerini düşünür, Allah’ı
hatırlaması zor olur, namazda bile gaflet içinde olur.
Allahü teâlâ ne kadar iyi bilinirse, haşyet ve heybeti de o nispette artar.
Hak teâlâ, Musa aleyhisselama, (Ya Musa! Beni andığın zaman vücudun
titresin, huşu ve itminan içinde bulun. Dilin beni anarken kalbin başka
yerde olmasın, aciz bir kulun efendisinin huzurunda durduğu gibi dur)
diye vahy etmiştir.
Demek ki namaz kılarken gafletten uzak durmaya çalışmalıdır. Büyük
zatlardan bazıları o derece huzur içinde namaz kılardı ki, safta dururken sağ
ve solundakilerin kim olduğunu bilmezdi. [Hazret-i Ali’nin ayağına ok batınca,
namazda çıkartılması hadisesi meşhurdur.]
Eshab-ı kiram, (İnsanlar kıyamette dünyadaki namazlarında gösterdikleri
huzur, sükun ve namazdan aldıkları lezzet ölçüsünde haşrolurlar) buyururlardı.
(İhya)
Sual: Namazda iken aklım çok dağınık, toparlayamıyorum. Günlük
düşünceler olsun, değişik şeyler geliyor. Vesveselerden kurtulmak, kafamı
toparlamam için ne yapmalıyım?
CEVAP
Bu hemen herkeste olur. Kiminde az kiminde çok olur. Namaz başlarken
la havle’yi okuyunuz. İnsanın ihlası arttıkça düşüncesi de azalır diyor âlimler.
Yemek yerken, ibadetleri yapmaya kuvvet bulmak için diye de niyet etmeli.
Uyurken de aynı şekilde niyet etmeli.
Sual: Namazda dünya düşüncesinin hatıra gelmesi namazı bozar mı?
CEVAP
Namazı bozmaz. Namaza başlarken, Allahü teâlâyı görür gibi, edeple
97
www.dinimizislam.com
namaza başlamalı ki, namaz hakiki namaz olsun. Eğer beden namazda, kalb
başka yerde olursa, o namaz sahih olsa da, makbul olmaz. Bunun için, “La
havle vela kuvvete illa billahil aliyyil’azim” dedikten sonra namaza
başlamak faydalıdır. (Ey Oğul İlmihâli)
Sual: Namaz kılarken yapacağı işleri düşünenin namazı sahih mi?
CEVAP
Evet. Bu düşünce, ihlas noksanlığındandır.
Sünnet ile farz arasında konuşmak
Sual: Sünnet ile farz veya farz ile sünnet arasında konuşmak, selam alıp
vermek, dua etmek, tesbih çekmek, Kur'an okumak, bid'at midir? Sabahın
sünnetini evinde kılıp gelen kimse, camide, tesbihini alıp kelime-i tevhid veya
salevat-ı şerife okusa veya konuşsa ne olur?
CEVAP
Merakıl-felah’ın Tahtavi haşiyesinin tercümesi olan Nimet-i İslam
kitabının (Nafile Namazlar) kısmında deniyor ki:
(Farzla sünnet veya sünnetle farz arasında konuşmak sünneti iptal etmez.
Ama sünnetin sevabını azaltır. Esah olan kavilde ise sünneti iade etmek
gerekir. Her türlü dua da konuşmak gibidir.)
Aynı ifade Dürr-ül-muhtar’da da vardır: Esah olan kavil, sünnet kabul
olmaz, önceki sünneti tekrar kılmak gerekir. Bu ifade (Dürr-ül-muhtar)ın arabi
aslının 457, bazı baskılarında 711. sayfasındadır. Türkçe tercümesinin de 3.
cild 40 ve 41. sayfasındadır.
İbni Âbidin hazretleri, Dürr-ül-muhtar'ın ifadesini açıklarken, her türlü
okumaların da bu hükme girdiğini bildirmektedir.
Şu halde, sünnet ile farz arasında dua, sure veya üç ihlas okumamalı.
Hele bunu âdet haline getirmek bid'attir. İbadetlere ilave yapmak dini
değiştirmek olur. Hadis-i şerifte, (İbadetleri bizim gibi yapmayan bizden
değildir) buyuruluyor. Peygamber efendimiz nasıl ibadet etmişse, mezhebimiz
bunu nasıl bildirmişse, o şekilde ibadet edilir. (Şunu da yapalım, ötekini de
ilave edelim) demek, dinde reform olur. Asla caiz olmaz. Sünnet ile farz
arasında bir şey okumanın sünneti iptal edeceği Bahr-ür-raık’ta da yazılıdır.
Sabahın sünnetini evinde kılıp gelen kimse, camiye gelince, konuşmaz,
sesli olarak bir şey okumaz. Dudağını kıpırdatmadan kalbinden kelime-i tevhid
okuyabilir veya tefekkür eder. Eğer kaza namazı varsa, kaza namazı kılar.
Kur'an-ı kerim okunuyorsa dinler.
Camide sünneti kılıp, farzı beklerken, dışarıdan gelenin selamını almak
da, sünnet ile farz arasında bir şey okumak ve konuşmak gibi sünnetin
sevabını yok eder.
Netice:
İbadetleri bildirildiği şekilde yapmalı. Hazine, bildirildiği şekilde yapmakta
98
www.dinimizislam.com
gizlidir. Az veya çok yapmak, hazineye kavuşamamak, mahrum kalmak
demektir. Üstelik emri değiştirmemiz, hazineden mahrum olmamıza sebep
olduğu gibi, bid'at işlememize veya küfre düşmemize de sebep olabilir. Maksat
emre itaat ve hazineye kavuşmak olduğuna göre, ibadetleri bildirildiği şekilde
yapmalı.
Mezhep imamlarımızın ve imam-ı Rabbani hazretleri gibi ehli sünnet
âlimlerinin yolunda olmayan, onları sevip onlarda fani olmayan, ilmen bilse
bile, ibadetleri bildirildiği şekilde yapamaz.
Sual: Sünnet ile farz arasında soru sorana kalem ile yazıp vermek,
konuşmak yerine geçer mi?
CEVAP
Evet. Hiçbir şeyle meşgul olmamak gerekir.
Sual: Sünnet ile farz arasında “Allahümme entesselam…”dan başka bir
şey okunmadığına göre, kitaplarda sünnet ile farz arasında okunacak diye
bildirilen duaları da mı okumamak gerekir?
CEVAP
Bu genel kaidedir. Her kaidenin istisnası olabilir. Bu istisna için bir örnek:
Kırk gün sabah namazının sünneti ile farzı arasında 41 kere Fatiha
okunur. Besmelenin sonundaki Mim’i Fatihanın Lam harfi ile birlikte okunur.
[Rahimilhamdü denir.] Sonra yapılan dua kabul olur. Suya üfleyip hasta veya
büyülenmiş kimseye içirilirse, eceli gelmemiş olan hasta şifa bulur ve büyü
çözülür. (Tefsir-i Azizi)
Sual: Farz ile sünnet arasında bir şey okunmaz, ancak, şifa niyetiyle S.
Ebediyye kitabında bildirilen, (40 gün sabah namazının sünneti ile farzı
arasında 41 kere, Besmelenin sonundaki Mimi Fatihanın Lam harfi ile
birlikte okuduktan sonra yapılan dua kabul olur) deniyor. Bunu okumak
uygun mu?
CEVAP
Farz ile sünnet arasında konuşmak ve herhangi bir dua okumak uygun
değil ise de, böyle şifa olarak okunanlar istisna olur, yani caiz olur. Başka bir
mezhebi taklide ihtiyaç kalmaz
Sual: Camide bazen öğle namazının farzının ikinci rekatına yetişiyorum.
Daha ben namazı bitirmeden, imâm duaya başlıyor. Son sünneti kılmadan
imâmla birlikte dua etmem uygun mudur?
CEVAP
Farz ile sünnet, sünnet ile farz arasında, konuşmak ve dua etmek uygun
değildir. Bunun için, namazı bitirdikten sonra, tesbihleri çekip ondan sonra dua
etmelidir.
Sual: Sünnetle farz arasında dua da okumak caiz değildir. (Allahümme
entesselam ve minkesselam tebarekte ya zel-celali vel-ikram) demek de buna
dâhil midir?
CEVAP
99
www.dinimizislam.com
Hayır, dâhil değildir. Farz olsun, nafile olsun, her namazdan sonra,
(Esselamü aleyküm ve rahmetullah) diye selam verdikten sonra, (Allahümme
entesselam ve minkesselam tebarekte ya zel-celali vel-ikram) denir. (Redd-ülmuhtar)
Namazlardan sonra
Sual: Hadis-i şeriflerde, (Farz namazlardan sonra şu duayı okumak
sevabdır) deniyor. Farzı kılınca mı okunacak, yoksa duadan sonra mı?
CEVAP
Hanefî'de namaz bitip dua ettikten sonra okunur, çünkü farzla sünnet,
sünnetle farz arasında dua okumak, Hanefî'de caiz değildir. (İbni Abidin)
Sünnetle farz arasında konuşmak
Sual: Camide sünneti kıldıktan sonra, dışarıdan gelenin selamını almak,
sünnetle farz arasında konuşmak hükmüne girer mi?
CEVAP
Evet, girer. Camiye girince, sünneti kılıp bekleyenlerle konuşmamalı,
onlara selam vermemeli. Sünneti kılıp bekleyen de, kimseyle konuşmamalı,
dua okumamalı, zikir çekmemeli. Tefekkür edebilir, vakit müsaitse kaza
namazı kılabilir.
Sabah namazının sünnetini kılıp camiye giderken de, yolda dua okumak,
zikir çekmek, konuşmak gibidir. Hattâ selam verenin selamı da alınmaz.
İnsanlarla konuşma ihtimali olduğu için, sabah namazının sünnetini evde değil,
camide kılmalıdır.
Namazda sarık takke kullanmak
Sual: Sarıkla mı, yoksa takke ile mi namaz kılmak daha sevaptır?
CEVAP
Sarık takkeden daha faziletlidir. Herhangi bir başlıkla namaz kılmak, başı
açık kılmaktan daha faziletlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bedir’de, Huneyn’de sarıklı melekler yardım etti. Sarık, müminle,
kâfiri ayırt edici bir alamettir.) [Deylemi]
(Takke üzerine sarık sarmak, müşriklerle aramızdaki farktır. Sarığın
her dolaması için bir nur ihsan olunur.) [İ.Maverdi]
(Sarıkla kılınan iki rekat namaz, sarıksız kılınan 70 rekat namazdan
daha efdaldir.) [Ebu Nuaym]
İbni Asakir’in bildirdiği hadis-i şerifte, (Resulullah, sarığın altına ve sarık
sarmadan da takke giyerdi) buyurulmaktadır.
Müslim’in bildirdiği hadis-i şerifte, (Resulullah, sarık sardığında, ucunu
iki küreği arasına [iki karış kadar] uzatırdı) buyurulmaktadır. (Mevahib-i
Ledünniyye)
Sual: Namazda renksiz ve şeffaf naylon takke giyilebilir mi?
CEVAP
100
www.dinimizislam.com
Namaz kılarken erkeklerin başını örtmesi sünnettir. Maksat saçları
göstermemek değil, başa bir şey koyarak sünneti yerine getirmektir. Böyle
niyet ederek renksiz, şeffaf naylon takke giyilebilir.
Sual: Şafii’de başı örtmek sünnet değil mi?
CEVAP
Şafii mezhebinde de başı sarık veya takke ile örtmek sünnettir. (Fetava i
kübra c.1, s.169)
Dört mezhepte de takke sarığın yerini tutmaz, ama takke başı kapattığı
için namazı mekruh etmekten korur. Sarıkla kılmak elbette daha faziletlidir.
Başı örtmek, dört mezhepte de sünnettir. Dört mezhepte de kollar sığalı,
yani açık kılmak mekruhtur. Kâbe’deki durum bundan müstesnadır. Kadınla
erkek yan yana namaz kılamazken Kâbe’de kılması caizdir. Oranın hükmü
farklıdır.
Sual: Üzerinde Allah yazılı takke ile namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Caizdir.
Sual: Haç veya siyonist işareti olan takke ile namaz kılmak caiz mi?
CEVAP
Haçı ibadet olarak yaptıkları için asla caiz olmaz. Siyonist işareti âdette bir
sembol olduğu için mahzuru olmaz.
Sual: Namaz kılarken taktığımız takkeyi takıp tuvalete girmenin mahzuru
var mı?
CEVAP
Mahzuru olmaz, takke ile girmek sünnettir.
Sual: Tepesinde topuz olan takke takmak uygun mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Abdest alırken, misvak kullanılmasa, sadece dişler, diş fırçası ile
fırçalansa, sünnet yerine gelmiş olur mu? Bir de namaz, sarıkla değil de, takke
ile kılınsa sünnet yerine gelmiş olur mu?
CEVAP
Fırça, misvak yerine, takke de, sarık yerine geçmez. Ancak dişleri fırça ile
temizlemekle sünnet yerine gelmiş olur. Çünkü, dişleri, bir şey ile ovmakla,
temizlemekle sünnet yerine gelmiş olur. Parmaklarla da temizlense sünnet ifa
edilmiş olur. Fırça ile veya parmakla değil de, misvak ile temizlenirse
müstehap sevabı da alınmış olur. Müstehabı küçümsememelidir. İmam-ı
Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Müstehap, Allahü teâlânın sevdiği şeydir. Eğer bütün dünyayı Allahü
teâlânın sevdiği bir şey için verseler, hiçbir şey vermiş olmazlar. (Berekat)
Takke ile namaz kılınca sünnet yerine gelmiş ve mekruh da işlenmemiş
olur. Sarıkla kılınırsa müstehap sevabı da alınmış olur. Bir hadis-i şerif meali
şöyledir:
101
www.dinimizislam.com
(Sarıkla kılınan iki rekat namaz, sarıksız kılınan 70 rekat namazdan
daha efdaldir.) [Ebu Nuaym]
Sarık sarmak zevaid sünnettir. Yani kılık kıyafetle ilgili bir sünnettir.
Arapların kâfirleri de sarıkla gezerlerdi. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sarık Arapların tacıdır.) [Beyheki]
Resulullah efendimiz de giydiği için bize zevaid sünnet olmuştur.
Namazda giyilmesi ise müstehaptır. Evde takkeye bir tülbent sararak kılmak iyi
olur. Hiçbir müstehabı küçük görmemelidir.
Sual: Takkesiz namaza duranın takke giymek için namazı bozması caiz
midir?
CEVAP
Caiz değildir. Çünkü takke giymek sünnettir. Sünneti yapmak için haram
işlenmez. Namazı bozmak ise haramdır.
Sual: Mendil, takke bulunmadığı zaman, takke yerine kullanılabilir mi?
CEVAP
Evet.
Delikli takke
Sual: Delikleri büyük olup, saç görülen dantel takke ve parmak sığacak
kadar yırtığı olan takkeyle, erkeklerin namaz kılması mekruh mudur?
CEVAP
Mekruh değildir. Erkeklerin saçlarının görülmesi mekruh olmaz. Başı
kapatmak sünnettir. Delikli takkeyle de, bu sünnet yerine gelir.
Sual: Takkesini evde unutan, cami önünde bir takke daha alsa israf olur
mu?
CEVAP
Bir takke daha almak israf değildir.
Namazda niyetin yeri kalbdir
Sual: Namazda niyeti kalb ile mi yapmalı yoksa dil ile mi?
CEVAP
Namaza başlarken, niyeti dil ile de söylemek hakkında kitaplardaki bilgiler
kısaca şöyledir:
Niyetin yeri kalbdir. Dil ile de söylenmesi iyidir. Dil ile söylenmezse bir şey
gerekmez. (El Kâfi, Fetava-i Hindiyye)
Peygamber efendimizin namaza başlarken dil ile niyet ettiği
bildirilmemiştir. Sahabe ve tabiinden de böyle bir şey bildirilmemiştir. Hılye’de
dört mezhep imamından da dil ile niyet edilebilir haberi bildirilmemiştir. Niyeti
dil ile yapmanın bid’at olduğunu bildiren âlimler vardır. Fetih sahibi bunu
nakletmiştir. Hılye’de de, (Belki en uygunu, kalbi toparlamak için dil ile
söylemek bid’at-i hasene olur) demiştir. (Redd-ül-muhtar)
Hanefi’de namaza dil ile niyet bid’attir, vesveseden kurtulmak için caiz
102
www.dinimizislam.com
görülmüştür. (Mezahib-i erbea)
İmam-ı a’zam hazretlerinin fetvalarını bildiren El-ihtiyar kitabında, (Niyet,
o namazın hangi namaz olduğunu kalben bilmektir. Bu işte dil ile söylemeye
itibar yoktur) buyuruluyor.
Dürer ve gurer’de, (Hidaye’de bildirildiğine göre. Niyet kalb ile, hangi
namazı kıldığını bilmektir. Dil ile söylemeye itibar edilmez. Kalbin hazır olması
için dil ile de söylenmesi müstehaptır, iyi olur) buyuruluyor.
Halebi’de (Niyet kalb iledir, dil ile de söylenmesi müstehaptır. Kalben
niyet edip de, dil ile söylenmese mahzuru yoktur) buyuruluyor.
İslam âlimlerinin göz bebeği olan İmam-ı Rabbani hazretleri, Kâbil
müftüsüne yazdığı 186. Mektubunda buyuruyor ki:
(Âlimler, namazda, kalb ile niyet etmekle beraber, ağız ile de söylemek
müstehap olur demiştir. Halbuki, Resulullah efendimizin, Eshab-ı kiramın ve
Tâbiin-i ızâmın söz ile niyet ettikleri, zayıf bir haber ile dahi, bildirilmemiştir.
Ağız ile niyet etmek bid’attir. Bu bid’ate hasene diyorlar. Halbuki, bu bid’at,
yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor, farzı da yok ediyor. Çünkü çok kimse,
yalnız ağızla niyet ederek kalb ile niyet etmiyor. Resulullahın sünnetine bir şey
katmamalı ve Onun Eshab-ı kiramına uymalıdır.) [c.1, m.186]
[İbni Âbidin buyuruyor ki: (Niyet, yalnız kalb ile olur. Yalnız söz ile niyet
etmek bid’attir. Kalb ile niyet edenin, şüpheden, vesveseden kurtulmak için,
söz ile de niyet etmesi caizdir.]
Niyet, kalb ile olur. Yalnız söylemek ile niyet edilmiş olmaz. Kalb ile birlikte
olmak şartı ile söyleyerek niyet etmek caiz olur da denildi. Kalb ile niyet, söz ile
niyete benzemezse, kalbdeki niyete bakılır. İbadetlerde niyetin söz ile
yapılacağını bildiren hiçbir hadis-i şerif ve haber mevcut değildir. Dört
mezhebin imamları da bildirmemiştir. (İslam Ahlakı)
İbadetler yapılırken, yalnız ağız ile söylemeye niyet denmez. Kalb ile niyet
edilmezse, dört mezhepte de namaz sahih olmaz. Resulullahın ve Eshab-ı
kiramın ve Tâbiinin ve hatta dört imamın ağız ile niyet ettikleri işitilmemiştir.
Hanefi’de, abdest alırken yüzü yıkarken, kalb ile niyet etmek sünnettir. [Ağız ile
de niyet etmek, sünnettir, müstehaptır ve bid’attir denildiği İbni Âbidin’de
yazılıdır. Sünnettir veya bid’attir denilen bir şeyi yapmamak lazım olduğu,
Berika, Hadika ve İbni Âbidin’de bildirilmektedir. Bunun için ağız ile niyet
etmemelidir. (Seadet-i Ebediyye)
Sözün özü şudur ki, niyetin yeri kalbdir. Kalb ile niyet edenin, şüpheden
kurtulmak için, söz ile de niyet etmesi iyi olur.
Tadil-i erkana riayet etmek
Sual: Tadil-i erkan nedir? Tadil-i erkana uyulmazsa ne olur?
CEVAP
Tadil-i erkan, namazda beş yerde yani rüku, iki secde, kavme ve celsede,
103
www.dinimizislam.com
her uzvun hareketsiz ve sakin olup, bir miktar durmak demektir. Tadil-i erkan
kasten terk edilirse, imam-ı Ebu Yusuf’a göre namaz bozulmuş olur. Tarafeyne
yani imam-ı a’zam ile imam-ı Muhammede göre, bozulmuş olmaz ise de,
vacibin kasten terki dolayısıyla, namazın iadesi vacibdir. Unutarak terk edilince
de secde-i sehv gerekir.
İslam Ahlakı kitabında, tadil-i erkana uymamanın bazı zararları şöyle
sıralanıyor:
1- Fakirliğe sebep olur.
2- Adaletten düşer, şahitliği dinen kabul olmaz.
3- Namaz kıldığı yer, kıyamette aleyhine şahitlik eder.
4- İmansız ölmeye sebep olur.
5- Namazın hırsızı olur.
6- Kıldığı namazı, eski bez gibi ahirette yüzüne vurulur.
7- Allahü teâlânın merhametinden mahrum olur.
8- Diğer ibadetlerin sevabının yok olmasına sebep olur.
9- Cahillerin tadil-i erkanı terk etmelerine sebep olur. Bu bakımdan, din
adamının günah işlemesi daha çok azap çekmeye sebep olur. [Mesela din
adamı takkesiz namaz kılsa, cahillere örnek olacağı için diğer insanlardan
daha çok kerih iş işlemiş olur.]
10- Allahü azım-üş-şanın gazabına düçar olur.
11- Şeytanı sevindirmiş olur.
12- Cennetten uzak, Cehenneme yakın olur.
13- Kendine zulmetmiş olur.
14- Sağ ve solundaki meleklere eziyet etmiş olur.
15- Resulullah efendimizi üzmüş olur.
16- Bütün mahlûkata zararı dokunur. Çünkü o kimsenin günahı sebebiyle,
yağmurlar yağmayabilir veya vakitsiz olarak yağmur yağar da, yarar yerine
zarar vermiş olur.
Kavme: rüküdan kalkıp dikilmek
Celse: iki secde arasında oturmak
Sual: Namazda tadil-i erkana riayet nasıl olur?
CEVAP
Rüku, secde, kavme ve celsede, her uzvun hareketsiz ve sakin olup, bir
miktar durmaya tadil-i erkan denir. Mesela rükuya eğilir eğilmez durmadan
kalkılmaz. Kavme de öyle, yani rükudan kalkınca biraz beklemek belini dik
tutmak gerekir. Secdeden kalkınca da öyle. Bunlara tadil-i erkan denir.
Okumalar hareketsiz olmaya mani değildir. Üç kere tesbih söyleyince
otomatikman beklemiş oluyoruz, ayrıca beklenmez. Kavmede de Rabbena
lekel hamd demekle beklemiş oluyoruz.
Sual: Çok hızlı namaz kılanlar oluyor. Böyle çok hızlı kılınan namaz sahih
midir?
CEVAP
104
www.dinimizislam.com
Namazı hızlı kılan kimse, eğer kıraati düzgün ise ve tadil-i erkana da
riayet edebiliyorsa, namazları sahih olur. Fakat genel olarak hızlı kılan kimse,
tadil-i erkana riayet etmez. Kavme ve celsede belini tam doğrultmaz. Tadil-i
erkana riayet etmek vaciptir. Namazın vaciplerinden biri bilerek terk edilirse, o
namazı tekrar kılmak vacip olur.
Bu bakımdan namazı acele etmeden, farzına, vacibine, sünnet ve
edeplerine riayet ederek kılmalıdır. Vesilet-ün-necattaki hadis-i şeriflerden
birkaçı şöyle:
(Hırsızların en büyüğü, namazından çalandır. Yani namazın erkanına
riayet etmez, rüku ve secdelerini hakkıyla yerine getirmez.)
(Altmış sene, namaz kılıp da namazı kabul olmayan şu kimsedir ki,
rüku ve secdeleri tamamiyle yerine getirmez.)
(Namaz kılan çok kimse vardır ki, namazlarından onda birden fazla
yazılmaz. Herkesin namazında, kalbin hazır olduğu kısımlar yazılır.)
(Kalbin hazır olmadığı namaza, Allahü teâlâ nazar etmez.)
(Namaz, imanın başı, dinin direği, müminin miracı, göğün nuru ve
Cehennemden kurtarıcıdır.)
Şu halde dinimizin direği olan namazı kılarken acele etmemeli, gafletten
uzak olarak kılmaya çalışmalıdır. (Saadet Yolu)
Sual: Tumaninetin ölçüsü Hanefi ve Maliki ve Şafii’de nedir?
CEVAP
Üç mezhepte de aynıdır.
Şehadet parmağını kaldırmak
Sual: Namaz kılarken teşehhüdde şehadet parmağını kaldırmak, işaret
etmek caiz midir? Bazı kimseler, bu konuda hadis var diyerek parmaklarını
kaldırıyorlar. Caiz midir?
CEVAP
Şafii’de şehadet parmağını kaldırmak sünnet, Hanefi’de caiz değildir.
Parmak kaldırmaya, müctehid âlimlerin bir kısmı mekruh bir kısmı sünnet
demiştir. Dinde bir kaide vardır. Bir işe sünnet ve mekruh denilmişse, o iş
yapılmaz. Fetvalar birbirine uymazsa, yani (Caizdir, caiz değildir veya helaldir,
haramdır) şeklinde olduğu zaman, caiz değildir veya haramdır diyen fetvalara
uymak esastır. Böylece mekruh veya haram işlemekten sakınılmış olur.
Sünnettir veya bid’attir denilen bir şeyi yapmamak lazım olduğu, Berika,
Hadika ve İbni Âbidin’de bildirilmektedir.
Parmak kaldırmakla ilgili muteber kitaplardaki yazılardan bazıları şöyledir:
(İşaret etmek sünnet diyenler olduğu gibi, müstehap diyenler de vardır.
Doğrusu, işaret etmek haramdır. (Fetâvâ-i garâib)
Şehadet parmağı ile işaret mekruhtur. (Kübrâ) kitabı da böyle diyor. Fetva
da böyledir. Çünkü, namazda sakin, hareketsiz olmak lazımdır. (Fetâvâ-i
105
www.dinimizislam.com
Sirâciyye)
Şehadet parmağı ile işaret edilmez. Fetva böyledir. (Gıyâsiyye,
Bezzaziye)
İşaret edilmez ve parmak bükülmez. Fetva da böyledir. Mudmerât,
Velvâlciyye, Hulâsa ve daha başka kitaplarda da böyle yazılıdır. (Cami-urrumuz)
Şehadet parmağı ile işaret edilmez. Fetva da böyledir. (Dürr-ül-muhtar)
Ebussüud Efendi, namazda otururken, şehadet parmağını kaldırmak mı,
kaldırmamak mı daha iyidir şeklindeki bir suale, (Her ikisi de iyi, demişlerdir.
Fakat, parmağı kaldırmamak daha iyi olduğu meydanda) diye fetva vermiştir.
Bütün âlimler bildiriyor ki: Parmakları, gücü yettiği kadar kıbleye karşı
bulundurmak sünnettir. (Namazda, her uzvunu, gücün yettiği kadar, kıbleye
karşı bulundur) hadis-i şerifi, bunu açıkça emretmektedir.
İşaret etmenin haram olduğunu söyleyen âlimler vardır. Mekruh olduğunu
bildiren fetvalar mevcuttur. İşaret edilmez, parmak bükülmez, usul haberleri
böyledir, diyenler çoktur. O halde, bizim gibi mukallidlerin, hadis-i şerif vardır
diyerek, işaret etmeye kalkışması ve böylece, birçok müctehidlerin fetvaları ile
haram veya mekruh ve yasak olduğu bildirilen bir işi yapması doğru olmaz. Bir
müslüman şöyle düşünmelidir:
Bu büyük âlimler, işaret etmenin haram veya mekruh olacağına bir delil,
vesika elde etmeselerdi, haram veya mekruh demezlerdi. İşaret etmenin
sünnet ve müstehap olduğunu bildiren haberleri söyledikten sonra, (Böyle
demişler ise de, doğrusu işaretin haram olduğudur) buyurmazlardı. Demek ki,
bu din büyükleri, işaretin sünnet ve müstehap olduğunu gösteren haberlerin
değil, yasak olduğunu gösteren vesikaların daha kuvvetli olduğunu
anlamışlardır.
Bir Hanefi, nasıl olsa Şafii’de sünnetmiş diyerek, parmak kaldırmaya
kalkması caiz olmaz. Buna mezhep taklidi de denmez. Mezhep taklidi, ancak
ihtiyaç halinde caiz olur.
Sual: Şafii’yi taklit edenin namazda oturunca şehadet parmağını
kaldırması gerekir mi?
CEVAP
Taklit eden kaldırmaz. Çünkü Hanefi’den çıkmış sayılmıyor. Hanefi’de ise
parmak kaldırılmaz.
Unutarak selam vermek
Sual: Unutarak selam verince namaz bozulmaz mı?
CEVAP
Namaz kılarken unutarak selam veren kimse, selamdan sonra
hatırlayınca, kalkıp namazına devam eder, namaz sonunda secde-i sehv
yapar. Piyasada bulunması kolay olduğu için Halebiyi sagir tercümesinin 352.
106
www.dinimizislam.com
sayfasında aynen şöyle deniyor:
(Bir kimse, öğle namazını tamamladım zannı ile, iki rekatta selam verip,
sonra iki rekat kılmış olduğunu hatırlarsa, namazını tamamlar ve sehv
secdesini yapar. Çünkü bu durumda selam sehven verilmiş olmaktadır.)
Merakıl-felah haşiyesinin tercümesi olan Nimet-i İslam kitabının (Secde-i
sehv) bahsinde de şöyle denilmektedir:
(Dört veya üç rekatlı farz kılan kimse, namazı tamamladı zannı ile selam
verip de, namaza münafi [namazı bozacak] bir şey yapmayan, hemen kalkıp
namazın noksanını tamamlar ve yanıldığı için secde-i sehv yapar.)
Hiçbir fıkıh kitabında unutarak selam verince namaz bozulur diye yazmaz.
Konuşmak, yiyip içmek gibi namaza mani bir hâl olmadıkça namaz bozulmuş
olmaz.
Sual: Dört rekatlık bir farzı kılarken, ilk tehıyyatı son tehıyyat sanarak
selam verdim. Sonra yanıldığımı hatırlayıp, hemen ayağa kalkıp namaza
devam ettim. Sonunda secde-i sehv yaptım. Namaz sahih oldu mu?
CEVAP
Evet.
Eğer Allahümme entesselamü… dedikten sonra hatırlarsa namaz
bozulmuş olur.
Sure veya âyet okurken besmele çekmek
Sual: Sure ve âyet okurken euzü besmele okunur mu?
CEVAP
Sure okurken, euzü ve besmele okunur. Âyet-i kerime okurken, âlimlerin
çoğuna göre, yalnız euzü okunur, besmele okunmaz. Mesela Âyet-el kürsi,
Amenerresulü, Hüvallahüllezi gibi âyetleri okurken besmele çekmek
gerekmez. Sadece euzü okunur. Besmele de çekilirse mahzuru olmaz.
Sure veya âyet okumaya başlarken euzü okumak vaciptir. Diğer surelere
başlarken besmele okumak sünnettir.
Namaz içinde Fatihadan önce besmele çekmek sünnet, namaz dışında
Fatiha okumaya başlarken besmele okumak vaciptir. Şafii mezhebinde ise her
zaman Fatiha okurken besmele çekmek farzdır.
Sual: Yalnız namaz kılarken, sübhaneke okuduktan sonra euzü besmele
okumak sünnet midir?
CEVAP
Evet.
Sual: Yalnız kılanın, zammı sureye başlarken, besmele çekmesi gerekir
mi?
CEVAP
Gerekmez, bazı âlimlere göre, besmele çekmekte mahzur yoktur.
Sual: Yalnız namaz kılarken besmeleyi Fatiha-i şerif ile birleştirerek
107
www.dinimizislam.com
okumanın hükmü nedir?
CEVAP
Caizdir. Birleşince ...milhamdü lillahi diye okunur.
Sual: Peş peşe zammı sure okunsa, başlarında besmele çekmek gerekir
mi?
CEVAP
Gerekmez.
Sual: Sübhaneke, Ettehıyyatü ve diğer duaların aralarında Besmele mi
çekilir, Allahü ekber mi denir?
CEVAP
Besmele çekilmez, Allahü ekber de denmez.
Sual: Yayınlarınızdaki kitaplarda şöyle deniyor:
Namazda Fatihadan sonra, Besmele çekmek gerekmez. Çekmek iyi olur.
(S. Ebediyye)
Fatiha ile sure arasında Besmele çekmek, caiz veya müstehabdır. (S.
Ebediyye)
Zammı sure okurken Besmele çekilmez. (Ey oğul ilmihali, Namaz kitabı)
Zammı sureden önce Besmele çekilir mi çekilmez mi?
CEVAP
Zammı sureden önce Besmele çekmek gerekmez. Çekilirse iyi olur,
müstehab olur. Çekilmezse mahzuru olmaz. Şafii mezhebinde ise Besmele
çekmek gerekir. Bir mezhepte yapmak gereken şeyi, öteki mezhepte
yasaklanmamışsa, o işi yapmak müstehab olur. Mesela kadınlara dokunan
kimsenin Şafiide abdesti bozulur. Hanefide abdesti bozulmaz. Ama, bir hanefi
yabancı kadına veya eşine dokununca, o abdestini kullanmışsa, yeniden
abdest almasının mahzuru olmaz. Şafiide yeniden abdest almak farz olduğu
için, Hanefinin yeniden abdest alması iyi olur, müstehab olur. Bunun gibi, Şafii
mezhebinde zammı sure okurken besmele çekilir. Hanefinin çekmesi
gerekmez, ama çekerse iyi olur, müstehab olur. Mesele bundan ibarettir.
Sual: Nahl suresinin 98. âyetinde, Kur’an okurken Euzü çekmenin farz
olduğu bildirildiğine göre, namaz kılarken Fatihadan önce Euzü besmele
okumayı unutana secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde bildirilen her emir farz değildir. Namaz dışında sure veya
âyet okumaya başlarken Euzü okumak vacibdir. Yine namaz dışında Fatiha
okumaya başlarken Besmele okumak da vacibdir. Diğer surelere başlarken
Besmele okumak sünnettir.
Namaz içinde zammı sure okumaya başlarken Euzü Besmele çekilmez.
Bazı âlimlere göre, besmele çekilmesi müstehabdır, iyi olur.
Namaz içinde, Sübhaneke okuduktan sonra, Fatihadan önce, Euzü
Besmele okumak sünnettir. Unutulursa secde-i sehv gerekmez. Sizin dediğiniz
gibi, farz olsa idi, secde-i sehv kurtarmazdı, farz terk edildiğinden o namazı
108
www.dinimizislam.com
yeniden kılmak gerekirdi.
Tevbe sûresini okurken
Sual: Tevbe sûresinin başında, niye Besmele yok?
CEVAP
Bu sûrenin, Enfal sûresinin devamı mı, yoksa ayrı bir sûre mi olduğu
bildirilmeyip, Resulullah efendimiz de, Besmele yazılmasını emretmediği için,
bu sûrenin başına Besmele konmadı. (Beydavi)
İlk bu sureyi okumaya başlarken çekilir. Önceki sureden sonra okurken,
besmele çekmek mekruhtur.
Sual: Namaz dışında Fatiha okurken, Euzü Besmele çekmek vacib midir?
CEVAP
Vacibdir. Fakat Fatiha dua niyetiyle okunursa, vacib olmaz. Namaz içinde,
Sübhaneke’den sonra, Fatiha’dan önce Euzü Besmele çekmek sünnettir.
İftitah tekbirini ayakta almak şarttır
Sual: İmama rükuda yetişmek için acele tekbir getirip eğildim. Tekbiri
rükuya gidince bitirmiş oldum. İmamla rükuda bir an beraber durduk. O rekata
yetişmiş oldum mu?
CEVAP
Bırakın rekata yetişmeyi namazınız sahih olmadı. Çünkü iftitah tekbirini
ayakta almak şarttır. İftitah tekbirini ayakta alıp, sonra imamla rükuda bir an
beraber kalsaydınız hem namazınız sahih olmuş olur, hem de o rekata
yetişmiş olurdunuz. Rekata yetişeceğim diye böyle hata yapmamalı. Rekata
yetişemese de namaza uyması sahih olmalı. Bunun için de tekbiri ayakta iken
almak şarttır.
Sual: İftitah tekbirini yanlış alan, mesela (Sübhaneke) diyen, namaz
içinde iken kesin anlarsa ne yapması lazım?
CEVAP
Hemen ayağa kalkıp yeniden (Allahü ekber) diyerek, iftitah tekbirini
ayakta alıp imama uymak gerekir.
Sual: Namaza dururken, çok defa tekrar etmeme, uğraşmama rağmen
Allahü ekber diyemiyorum.
Özürlü olduğum için Allahü kebir veya Tebarekallah desem sahih olur
mu?
CEVAP
(Anlatılışa göre fetva verilir) diye bir söz var. Allahü ekber diyemiyorum
dediğinize göre nakil yapıyoruz.
Dört mezhepte ve bütün âlimlerce, iftitah tekbirine başlarken Allahü
ekber denir. Allahü kebir ifadesine diğer üç mezhebin âlimleri muhaliftir. Ama
sizin özrünüz var. Allahü kebir, Allahü azim veya Allahü celil demenizde
mahzur olmaz. Tebarekallah, La ilahe illallah veya sübhanallah deseniz de
109
www.dinimizislam.com
olur. Hatta Allah’ın kendisinde ortak olmayan sıfatlarını da söylemeniz caiz
olur. Mesela, Ya Rahman, Ya Halık, Ya Razzak, Ya Allah gibi kelimelerle de
namaza başlamanız caizdir. (Halebi, Dürer, Tahtavi)
Sual: İftitah tekbirini, niyeti müteakip mi getirmek evladır?
CEVAP
Evet.
Sual: Çeşitli kimseler iftitah tekbirini farklı alıyorlar:
1- Ellerini kulaklarına götürmeden önce, Allahü ekber diyenler oluyor.
2- Ellerini kulaklarına götürürken Allahü ekber diyenler oluyor.
3- Ellerini kulaklarına kaldırıp Allahü ekber demeye başlıyor, bitince
ellerini bağlamış olanlar var.
Bunların hangisi uygundur?
CEVAP
Her üç şekilde de namaza başlansa namaz sahih olur. Hatta eller hiç
kaldırılmadan da tekbir alınsa namaz yine sahih olur. Ancak sünnete
uyulmamış olur.
1- Allahü ekber denince namaza girilmiş oluyor. Eller bundan sonra
kaldırılınca, namaz içinde iki el hareket etmiş oluyor. Bu durum, namazı
bozmaz ise de, böyle hareket etmemelidir.
2- İkinci gruptakiler de, Allahü ekber dedikten sonra eller kulakta oluyor,
namaz başladığı halde elleri indirmekle meşgul oluyorlar. Bu durum, namazı
bozmaz ise de, böyle hareket etmemelidir.
3- Üçüncü gruptakilerin yaptıkları en uygun olanıdır. Tekbir bitince eller
bağlanmış oluyor. Namaza girilince başka bir hareket olmuyor.
Namaz kılanın önünden geçmek
Sual: Namaz kılanın önünden geçmek mekruh mu, haram mı?
CEVAP
Namaz kılanın önünden geçmek mekruhtur. Mekruh kelimesi yalnız
kullanılınca ekseriya tahrimen mekruh anlaşılır. Yani günah olur. Haram biraz
daha fazla günahtır. Kırda ve büyük veya küçük camilerin her yerinde, namaz
kılanın önünden, yakın olsun, uzak olsun kadın veya erkek veya köpek
geçerse, namazı hiç bozulmaz. Kırda ve büyük camide ayaklar ile secde yeri
arasından, küçük mescitte ve odada ise, ayakları ile kıble duvarı arasından
geçen, günaha girer. Kıble duvarı ile arka duvarı arası yirmi metreden az olan
mescide, küçük denir. Sed, sedir gibi yüksek şeyler üzerinde kılanın, önünden,
aşağıdan geçen, başı namaz kılanın ayaklarından yukarı olursa günaha girer.
Mescid-i haram içinde namaz kılanların önünden geçmek günah değildir. (S.
Ebediyye)
Sual: Namaz kılanın önünden hangi uzaklıkta geçilebilir?
CEVAP
110
www.dinimizislam.com
Arazide ve büyük camilerde, secde edilen yer hariç her uzaklıkta geçilir.
Sual: Namaz kılanın önünden, ne kadar yakınken geçilmez? Mesela
ovada namaz kılanın 1 km önünden geçemez miyiz?
CEVAP
Ovada uzaktan geçilir, fakat secde yerinden geçilmez.
Sual: Namaz kılarken önümüzden kimse geçmesin diye önümüze yastık
koysak olur mu?
CEVAP
50 cm kadar bir şey koymalı, mesela sandalye koymak iyi olur. Sonra
önden birisi geçmekle namaza zarar vermez, geçene günah olur. Ama
herkesin gelip geçtiği yere durulursa durana da günah olur. Çocuk geçerse
çocuğa günah olmaz.
Sual: Evde veya küçük mescitte namaz kılan bir kimse önüne sandalye,
ceket vb. bir sütre koysa önünden geçmek caiz olur mu?
CEVAP
Sütre olarak sandalye koyarsa olur. Yani geçmek caiz olur. Sütrenin dik
olarak boyu yarım metreden aşağı olmamalıdır. Hiçbir şey bulunmazsa, o
zaman uzunluğuna bir çizgi de çizilebilir veya ceket de uzunluğuna konur.
Namaz kılanın önünden geçerken
Sual: Namaz kılanın önünden geçmek zorunda kalınca, arkamızı namaz
kılana dönerek yan yan geçilse günah olur mu?
CEVAP
Günah olmaz.
Dilsizin kekemenin namazı
Sual: Dilsiz olan veya ses telleri kuruyup konuşamayan, namazı nasıl
kılar?
CEVAP
Dinimiz, hiç kimseye gücünün yetmediğini emretmez. Dilsizden veya
konuşamayan kimseden kıraat farzı sakıt olur. Okuyamaması namazına zarar
vermez. Namazda ayakta durmak farzdır. Fakat ayakta duramayan hasta veya
ayakları olmayan oturarak namaz kılar. Oturamayan yatarak ima ile kılar.
(Merakıl-felah)
Sual: Kekeme, namaz kılarken kendi işiteceği kadar bir sesle okuyunca
fazla zaman alıyor. Kendi duymayacak kadar içinden okuması caiz olur mu?
CEVAP
Kendi işitemeyecek kadar sessiz, yani içinden okumak caiz olmaz.
Kekeme de, fazla zaman alsa da kendi işiteceği kadar sesle okur. (Halebi)
Sual: Dilsiz namaz surelerini nasıl öğrenir?
CEVAP
Dilsizin okuma mecburiyeti yok. Ayakta durur eğilir kalkar.
111
www.dinimizislam.com
Fitneye sebep olmamalı
Sual: Fitne olsa da, başkaları kızsa da namazı onların gözleri önünde
emr-i maruf niyetiyle kılmak gerekmez mi? Yoksa fitneye sebep olmamak için,
ibadeti gizlemek mi gerekir?
CEVAP
Fitneye sebep olmamak ve zararlarından korunmak için, din
düşmanlarından ibadeti gizlemelidir. Böyle kimselerin yanında açıktan ibadet
yapmak emr-i maruf olmaz, fitne olur. Fitne çıkarmak haramdır. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Bir zaman gelir ki, şimdi aranızda münafıkların gizlendiği, ibadet
yapar göründüğü gibi, o zaman da müminler gizlenir, ibadetleri gizli
yaparlar.) [İbni Sünni]
Sual: Tehlike zamanında, namazı oturarak veya ima ile kılmak caiz midir?
CEVAP
Düşman veya yırtıcı hayvan korkusundan veya hastalanıp ayakta
duramayan veya çamur olup kuru yer bulamayan kimse, namazını ima ile
kılar. Daha sonra bunları iade etmesi gerekmez. (Halebi)
Sual: Namaz kıldığımız bilinmesin diye göz ile kılmamız caiz mi?
CEVAP
Hanefi’de kılınmaz. Ayakta duramayan oturarak kılar. Oturarak kılamayan
yatarak başı ile ima eder. Yatarak başı ile de kılamayan gözü ile kılamaz ve
namazını kazaya bırakır. Bu haliyle namazını kazaya bıraktığı için günaha
girmez. Çünkü kılmaya imkanı yoktur.
Bir zaruret olursa, başka hiçbir imkan da bulunmazsa, Şafii mezhebi taklit
edilerek kılınabilir.
Tertip sahibi olmak
Sual: Namazda tertip ne demektir?
CEVAP
Namazları sırasıyla kılmak demektir.
Bir günlük beş vakit farz namazla vitri kılarken ve kaza ederken tertibe
riayet etmek, yani sıralarını gözetmek farzdır.
Sabah namazına uyanamayan, hutbe okunurken bile hatırlarsa, hemen
bunu kaza etmelidir. Bir namazı kılmadıkça ve bunu kaza etmedikçe, bundan
sonraki beş vakit namazı kılmak caiz olmaz. Hadis-i şerifte, (Bir namazı
uykuda geçiren veya unutan kimse, sonraki namazı cemaatle kılarken
hatırlarsa, imamla namazı bitirip, sonra önceki namazını kaza etsin!
Bundan sonra, imamla kıldığını tekrar kılsın!) buyuruldu.
[Mesela öğle namazını kılmayı unutup ikindi vakti girse, tertip sahibi
kimsenin, önce öğleyi kaza etmesi gerekir. Uyuyup öğle namazını kaçıran
kimse de, önce öğleyi kaza ettikten sonra ikindiyi kılar.]
112
www.dinimizislam.com
Sabah namazına başlamadan veya namaz arasındayken, vitri kılmadığını
hatırlayan kimse, vitri kaza etmeden sabah namazını kılsa, kabul olmaz.
Güneş doğmasına, yalnız vitri kaza edecek kadar zaman kalmışsa, ancak bu
halde sabah namazı kabul olur. Demek ki, bir namaz vaktinin sonunda, kazayı
da kılacak kadar zaman kalmazsa, kazayı önce kılmak lüzumu affolur.
Vakit daraldı sanarak, vakit namazının farzını kılan, sonra daha zaman
olduğunu anlasa, kazayı ve sonra vaktin farzını tekrar kılar.
Vaktin namazına başlarken veya namaz içindeyken, kazası olduğunu
unutursa, namazdan sonra hatırlasa da, kıldığı namazı kabul olur, çünkü
unutmak özürdür.
[Mesela sabah namazını kılarken vitri kılmadığını unutsa, namaz kıldıktan
sonra hatırlasa bile sabah namazı sahih olur. Eğer namaz içindeyken
hatırlarsa, o namaz sahih olmaz. Önce vitri kılması gerekir. Bir başka örnek:
Sabahı kılmadığını hatırladığı halde öğleyi kılarsa öğle sahih olmaz, fakat
sabahı kılmadığını unutarak öğleyi kılarsa sahih olur. Unutmak özür oluyor.]
Kazaya kalan namaz sayısının altı olması da, sırayla kılmayı affettiren bir
özürdür. Kılmadığı veya kılıp da kabul olmayan farz namazı sayısı altı olan bir
kimse, tertip sahibi olmaz. Kaza namazlarının birbiri arasında ve bunlarla vakit
namazları arasında sırayı gözetmesi lazım olmaz. Mesela bir farzı kılmayan
kimse, bunu hatırladığı halde, beş tane vakit namazı kılsa, bu beşi kabul
olmayacağı için, kılınmamış namaz sayısı altı olur. Vitir namazı, burada
hesaba katılmaz. Eskiden kazaya kalmış farzlar da hesaba katılır.
Namazlar arasında sırayı gözetmek lüzumunu gideren bir başka sebep,
sırayla kılmanın lazım olduğunu bilmemektir. Nass veya icma olmayan şeyi
bilmemek özürdür. Mesela, sabahı kılmayan, bunu hatırladığı halde, öğleyi
kılsa, bu kabul olmaz. Sonra, sabahı kaza edip, sonra ikindiyi kılsa, ikindi
kabul olur, çünkü kıldığı öğlenin kabul olduğunu sanmaktadır.
Beşten fazla kazaları olan, bunları kaza ederken, kılmadığı namaz sayısı
altıdan aşağıya inince, sırayı gözetmek lüzumu tekrar geri gelmez. Bunları da
sırasız kılabilir. Sonra eda ettiği namaz sayısı, kazaya kalanla birlikte altı
olunca, eda etmiş olduğu namazlar, tekrar kabul olur. Mesela, bir farzı veya
vitri kılmasa, sonra gelen namazları kılsa, bu namazlar kabul olmaz. Beşinci
namazı kılmadan, önce kılmamış olduğu namazı kaza ederse, kıldığı namazlar
nafile olmuş olur. Kazayı kılmadan önce kıldığı beşinci namazın vakti çıkarsa,
kazaya kalan ile kabul olmayan namaz sayısı altı olur. Bu halde, kılınan beş
namaz tekrar sahih olur.
Kıldığı beş namazın her birinde, kazası olduğunu hatırlamak lazımdır.
Birkaçında hatırlamadıysa, bunlar hesaba katılmaz. Sabah namazını kılmayan
kimse, sonra gelen namazları kılsa, ertesi gün güneş doğarken, kılmış olduğu
beş namazın hepsi kabul olur. (S. Ebediyye)
Sual: Tertip sahibi olmak ne demektir?
CEVAP
113
www.dinimizislam.com
Tertip sahibi olmak demek, hiç namaz borcu olmamak veya en fazla beş
vakit kaza borcu olmak demektir. Daha fazla kaza borcu olursa, tertip sahibi
olmaktan çıkar. Kaza borçlarını ödeyen kimse de tertip sahibi olur. Tertip
sahibi olanın, beş vakit farzı ve vitri kılarken, sıralarını gözetmesi gerekir. Bir
namazı kılmadıkça, ondan sonraki beş namazı kılmak caiz olmaz; yani beş
vakitten az olan kaza namazını, vakit namazından önce kılmak şarttır. Hadis-i
şerifte, (Bir namazı uykuda geçiren veya unutan, sonraki namazı cemaat
ile kılarken hatırlarsa, imamla namazı bitirip, sonra önceki namazını kaza
etsin! Bundan sonra, imamla kıldığını tekrar kılsın) buyuruldu. (Dürr-ülmuhtar)
Bu tertibe, şu üç halde uymak gerekmez:
1- Unutmak,
2- Vaktin daralması,
3- Kaza namazlarının çok olması.
Bunlara birer misal verelim:
1- Unutmak: Öğle namazını kılmayı unutan, ikindi ezanı okunduktan
sonra hatırlasa, öğleyi kaza etmeden ikindiyi kılsa sahih olmaz. Fakat ikindi
namazını kıldıktan sonra, öğle namazını kılmayı unuttuğunu hatırlasa,
unutmak özür olduğu için, ikindi namazı sahih olur. Ondan sonra da öğleyi
kaza eder. Bir kimse, vitri kılmadan yatsa, sabah ezanı okunurken uyansa,
önce vitri kaza etmesi gerekir. Eğer, sabah namazını kıldıktan sonra vitri
kılmadığını hatırlarsa, sabah namazı sahih olmuş olur.
2- Vaktin daralması: Bir kimse, ikindi namazını kılmayı unutsa, yatsıya
dört rekat namaz kılacak kadar zaman kalsa, artık ikindiyi kaza etmeden
akşamı kılar. Daha sonra da ikindiyi kaza eder.
3- Kaza namazlarının çok olması: Altı vakit veya daha fazla kazası olan
kimse, bunları kaza etmeden de vakit namazlarını kılabilir. Bir kimse, bir ay
namaz kılmasa, sonra pişman olup, bu namazları kaza etmeden vakit
namazlarını kılmaya başlasa, bu arada bir vakit namazı mesela öğleyi
kılmasa, ekseri ulemaya göre, bu bir vakti kaza etmeden vakit namazlarını
kılsa caiz olur. (Halebi)
Sual: Tertip sahibi bir kimse, vitri gece kalkınca kılarım dese, uyanınca
sabah vakti girdiğini görse, nasıl olsa vitir kazaya kaldı diye, vitri kılmayıp
sabah namazını kılsa, sabah namazı sahih olur mu? Uyanınca güneşin
doğmasına üç rekat namaz kılacak kadar zaman kalsa ne yapması gerekir?
Vitri mi kılması gerekir, yoksa sabah namazının farzını mı?
CEVAP
Vitir eda ve kaza yönünden aynen farz namazlar gibidir. Yani tertip sahibi
için vitri kılmadan sabah namazının farzını kılmak sahih olmaz. Ancak
unutarak veya vakit darlığı sebebiyle olursa ancak o zaman caiz olur. Güneşin
doğmasına üç rekat namaz kılacak kadar zaman kalınca, sabahın farzı kılınır.
Güneş doğduktan 50 dakika sonra veya öğleye 20 dakika kalıncaya kadar vitri
114
www.dinimizislam.com
kaza etmek şarttır. Aksi takdirde, vitri kaza etmeden öğle namazını kılmak
sahih olmaz.
Sual: Fıkıh kitaplarında, tertip sahibi kimsenin, unuttuğu bir farz namazı
kaza etmeden vaktin namazını kılsa sahih olmayacağı bildiriliyor. Peki
kazasını kılmadan vaktin farzını kılması sahih olmayınca, kazası varken
sünnet veya nafile kılması sahih olur mu?
CEVAP
Tertip sahibinin durumu ile tertip sahibi olmayanın durumu farklıdır. Tertip
sahibi olan, yani hiç namaz borcu olmayan kimse, unutarak veya başka dini bir
mazeretle, namazı kazaya kalsa, o namazını kaza etmeden vaktin namazını
kılsa, vaktin namazı sahih olmaz. Bu hususu bildiren üç hadis-i şerif meali
şöyledir:
(Bir kimse, unuttuğu bir farz namazı kaza etmeden vaktin namazını
kılsa, o namaz sahih olmaz.) [Dare Kutni, Kurtubi, İ. Süyuti]
(Bir namazı unutup da bir farz namazı kılarken onu hatırlayan,
başladığı namazı tamamladıktan sonra, unuttuğunu kılsın.) [Beyheki, Dare
Kutni, İbni Adiy]
(Kim bir farz namazı kılmayı unutsa, imamla başka bir namaza
durmuşken hatırlasa, o namazını imamla kılsın, namazını bitirince,
unuttuğunu kaza etsin. Sonra imamla kıldığını da iade etsin.) [Taberani,
Hatib]
Kaza namazı borcundaki durum ise, bunlar bir özürle namazını kaçıranlar
içindir. Kasten terk edilmiş namazları var ise, onları kaza etmeden de vaktin
namazı sahih olur, ama sünnet ve nafileleri kabul olmaz. (Bey ve şira risalesi,
Nevadir-i fıkhıyye fi mezheb-il-hanefiyye)
Hazret-i Ali’nin naklettiği bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan
hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu
kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz
namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabul
etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48] (Fıkıh kitaplarında bütün sünnetlerin nafile
namaz olduğu bildirilmiştir.)
Tertip sahibi
Sual: Yatsıyı kılmadan yatan tertip sahibi bir kimse, uyuyup kalsa,
uyanınca sabah namazını kılacak kadar zaman kaldığını görse, tertip sahibi
olduğu için önce yatsıyı mı kılması gerekir?
CEVAP
Vaktin dar olması, tertibi düşürür. Yani sabahın farzını kılar. (Hindiyye)
Tertip sahibi
Sual: Kazaya kalan namaz borcunu tam hesaplayamadığı için, tertip
sahibi olup olmadığını bilmeyen, nasıl hareket eder?
115
www.dinimizislam.com
CEVAP
İhtiyaten tertip sahibi gibi hareket etmesi; yani bir namazı kazaya kalırsa,
sonraki vakti kılmadan önce, kazaya kalan namazını kaza etmesi iyi olur.
Tertip sahibi
Sual: Tertip sahibi olan bir kimse, imsak vaktinden önce kılmak niyetiyle,
vitri kılmadan yatsa, o vakitte kılamayıp sonra da unutsa, ertesi gün yatsıyı
kılmadan önce hatırına gelse, kıldığı sabah, öğle, ikindi ve akşam namazlarını
kaza etmesi gerekir mi?
CEVAP
Unuttuğu için kaza etmesi gerekmez. Unutmak özür olur. Vitri kılmadığını
hatırladıktan sonra, vitri kaza etmeden önce yatsıyı kılarsa, yatsı namazı sahih
olmaz.
Namaz ve riya
Sual: Kayınpeder adayımın yanında namazı düzgün kılmak veya ikindinin
sünnetini çok zaman terk ederken onun yanında kılmak riya olduğu için küfür
olur mu? Çünkü riyanın küçük şirk olduğuna dair bir hadis okudum. Ticaret için
hacca gitmek de riya mıdır?
CEVAP
İbadetlerine riya karıştıranın sevabı azalır. Yahut tamamen riya ise sevap
hasıl olmaz ama kâfir de olmaz. İbadet yaparak Allahü teâlâdan dünya
çıkarlarını istemek, riya olmaz. Yağmur duasına çıkmak böyledir. İstihare
yapmak da, böyledir. Ücret ile imamlık ve Kur’an kursu hocalığı yapmak,
sıkıntıdan, hastalıktan ve fakirlikten kurtulmak için âyet-i kerime okumak da,
böyledir. Bunlarda hem ibadet, hem de menfaat niyetleri bulunmaktadır. İbadet
niyeti hiç bulunmazsa riya olur. İbadet niyeti çok olursa, sevap hasıl olur.
İbadetlerini başkalarına göstermek, onlara öğretmek ve teşvik etmek niyeti ile
olursa, yine riya olmaz, hatta çok sevap olur.
Allahü teâlânın rızası için namaza başlayıp, sonra namaz içinde hasıl olan
riyanın zararı olmaz. Riya ile yapılan farzlar sahih olur. İbadet borcu ödenmiş
olur ise de, sevabı olmaz. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(İbadetine riya karıştırana ahirette “Git sevabını o kişiden iste”
denir.) [İbni Mace]
Hem ticaret yapmak, hem de hac etmek için giden kimsenin, hac niyeti
çoksa, sevap kazanır. Ticaret niyeti çok ise veya iki niyet eşit ise, hac sevabı
kazanamaz. Fakat, şartlarını yerine getirdi ise, yalnız farz borcunu ödemiş
olur. Farzı yapmamak azabından kurtulur. Gösteriş için yapılan her ibadet ve
hayrat ve hasenat sevabı da böyledir. (Dürr-ül-muhtar)
Sual: Camiye gidince maşallah bu yaşta namaz kılıyorsun diyorlar, benim
de hoşuma gidiyor, herkes beni takdir etsin diye cemaate gidiyorum. Bu riya
imiş. Riyaya bulaşmamak için camiye gitmemem daha uygun olmaz mı?
116
www.dinimizislam.com
CEVAP
Farz namazları kılarken, riya, gösteriş tehlikesi olsa da, yine farzları
camide kılmak lazımdır. Camiler namaz kılmak için yapıldı. İmam-ı Rabbani
hazretleri buyuruyor ki:
Nafile ibadetleri gizli yapmak lazımdır. Böylece, riya ve gösteriş tehlikesi
olmaz. Cemaat ile kılmak böyle değildir. Farzları açıkça yapmak, herkese
göstermek lazımdır. Çünkü farzlarda gösteriş lekesi olmaz. Bunları cemaat ile
kılmak, bunun için uygundur. (1/288)
Sual: İkindinin ve yatsının sünnetini tembellikten çok zaman kılamıyorum.
Ama arkadaşlarla beraber olunca kılmak zorunda kalıyorum. Yalnız kılsaydım
kılmayacaktım. Onlar ayıplamasın diye kılmam gösteriş, riya oluyor. Riya
olmaması için hiç niyet etmeden yatıp kalkıyorum. Bu uygun mudur?
CEVAP
Uygun değildir. Normal sünneti kılmalıdır. Namazı biz Allah rızası için
kılıyoruz. Arkadaşlar için kılmıyoruz. Yani niyetimiz Allah rızası olmalıdır.
Niyetimiz Allah rızası olunca mahzuru olmaz.
Namazda yanlış okumak
Sual: Namazda yanlış okumak nasıl olur?
CEVAP
Namazda yanlış okumak dört şekilde olabilir:
1- İrâb hatası, harekelerde ve sükunde olabilir. Mesela şedde hafif
okunur, medler kısa okunur veya aksi olur. Mesela, Kâfirun suresini okurken,
leküm dinüküm yerine leküm diniküm desek namaz bozulmaz. Buna irâb
hatası denir. Üstünü esre okumak, esreyi üstün okumak veya ötre okumakla
namaz bozulmuş olmaz. Yani dinüküm yerine yanılarak diniküm veya dineküm
dense namaz bozulmuş olmaz.
[Sonra gelen âlimler, Arap olmayan Müslümanların, yanlış
okuyabileceğini, namazlarının bozulmaması için ruhsatlar aradılar. İrâb
hatasının namazı bozmayacağına fetva verdiler. Allahü teâlâ hiç kimseye
yapamayacağı işi teklif etmez. Kekeme veya elsağ olanlara [sin harfini, se
harfi gibi okuyanlara] da kolaylık gösterilmiştir.]
2- Harflerde yanlışlık yapılır: Harfin yeri değiştirilir veya harf ilave edilir,
yahut azaltılır, veyahut harf ileri geri alınır. [Böyle hatalar yapılınca mana
bozulursa namaz da bozulur.]
3- Kelime ve cümleler yanlış okunur. [Bunda da mana bozulursa namaz
da bozulur.]
4- Durulacak yerde durulmaz. Geçilecek yerde durulur. Bu hatalar namazı
bozmaz.
Yanlış okumalarda bozulan ve bozulmayanlara bazı örnekler verelim:
1- (İnnellahe beriun minelmüşrikine ve Resülühü)deki resülühü’yü,
117
www.dinimizislam.com
resülihi diye okumak namazı bozmaz. (Allah ve resulü müşriklerden beridir)
demek iken, Resülihi denince, (Allah müşriklerden ve Resülünden beridir)
anlamına gelir.
2- (Ve ente hayrul-münziline)’deki son kelimeyi (münzeline) diye
okumak da bozmaz. (Sen indirenlerin en hayırlısısın) demek iken, (sen
indirilenlerin en hayırlısısın) olur.
3- Nahnü halakna’daki halakna kelimesini halakana diye okumak da
bozmaz.
4- (Ve izi'btelâ İbrahime Rabbühü) deki son kelimeyi Rabbehü okumak
namazı bozmaz.
5- (Hatta) kelimesini (atta) şeklinde okumak da bozmaz. (Semi'allahü
limen hamideh) derken, nun yerine lam okumak yani (semi'allahü limel
hamideh) demek de bozmaz.
6- (İyyâke na'büdü) yü (iyake na'büdü) şeklinde okumak, mana değiştiği
halde namazı bozmaz. (Halebi)
7- (İhdina's-sırata) lafzını (ihdina'l-sırata) diye okumak namazı bozmaz.
8- Rabbilâlemin yerine Rabilâlemin demek bozmaz. Ya mâlik yerine ya
mâli deyince, bozulmaz.
9- (Et-tehıyyâtü) yerine (Tı) ile (eT-Tahıyyâtü) veya (dal) ile (eddahıyyâtü) dense, mana değiştiği halde namaz bozulmuş olmaz. Eddahıyyatü kurbanlar anlamına gelir.
10- (Allahümme salli...) derken (sad) yerine (sin) okumak, (Allahümme
selli…) demek, bazı âlimlere göre bozar, bazılarına göre bozmaz. Böyle
ifadelerde ihtiyatlı olmak iyi olur.
11- Kaf harfini kef harfine benzeterek okumak veya kef harfini kafa
benzeterek okumak namazı bozmaz. Sin harfini sad harfine benzetmek veya
sad harfini sine benzeterek okumak da namazı bozmaz. (sad) ile (sin) aynı
mahrecden çıkar. Genelde yanlışlık yapılan sad yerine sin, sin yerine sad
okumak bozmaz. Mesela (iza cae nasrullahi) lafzını (sin) ile (iza cae
nesrullahi) şeklinde okumak ve (Allahüs-samed) kelimesini (sin) ile (Allahüssemed) şeklinde okumak da namazı bozmaz.
12- Harf hatalarından şunlar namazı bozar: zel yerine zı, dat yerine zı
okunursa namaz bozulur. Zı harfini zel gibi okumak da caiz değildir. (Kul
hüve'llahü ehad)’i (Kul hüve'llahü ehet) şeklinde Dal harfini Te olarak
okumak, namazı bozar. (Halebi)
13- Namazda Fatihayı okurken iyyake nabüdü yerine, iyya kenabüdü
demek, namazı bozmaz. Bozar diyen âlimler de olduğu için dikkat etmek iyi
olur.
14- Bir kimsenin namazda okuduğu, dokuz âlime göre yanlış olsa, bir
âlime göre doğru olsa, bunun namazı bozuldu denmez. (Tergib-üs-salat)
15- Arapça veya tecvid bilmeyen müslümanların, harflerin mahreçlerini
tam gözetemeyeceğinden yanlış okumalarının af edileceğini yani böyle kılınan
118
www.dinimizislam.com
namazların sahih olacağını bildiren âlimler vardır. Bunlara göre harfleri
çalıştığı halde çıkaramayanların namazları sahih olur. Namaz surelerini tecvidli
okumak şart değildir. Harfler mahreçlerinden çıkarılırsa düzgün okunmuş olur.
16- Resulullah kelimesinin başına ya gelirse resulallah olur. Abdullah
kelimesinin de başına ya gelince, Abdallah olur. Muhammedün resulullah
ise, tecvid kaidesine göre, Muhammedür Resulullah olarak okunur.
Muhammedün resulullah da dense, Muhammeder resulullah da dense yine
namaz bozulmuş olmaz.
17- Namaz kılarken, gayret ettiği halde doğru okuyamayan ve okuduğu
ifade küfre düşürücü ise, o kimse kâfir olmaz. Yanlışlıkla yapılan bir şeyden
dolayı namaz kılan müslümana küfre girdin denilmez. Bunların namazlarının
sahih olacağını bildiren âlimler vardır. Unutarak abdestsiz kılan kimse, hiç
hatırlamazsa o namazı sahih olur, küfre falan da düşmüş olmaz. Kasten
bilerek namazla alay için abdestsiz namaz kılmak küfür olur ki, hiçbir
müslüman da böyle şey yapmaz.
Namaz kılarken küfür işlemek
Sual: S. Ebediyye kitabında, (Rüku tesbihindeki azim kelimesi, Zı ile
söylenince Rabbim büyük demektir. Eğer ince Ze ile söylenirse, Rabbim
benim düşmanım demek olur) deniyor. Böyle bilmeden, namazda yanlış
okuyan, küfre düşmüş, kâfir olmuş mu oluyor?
CEVAP
Hayır. Bu kasten yapılmıyor. Allahü teâlânın rızası için namaz kılana, kâfir
denir mi hiç?
Üstünde, su ve erzak yüklü devesini çölde kaybeden bir kimse, açlıktan
ve susuzluktan öleceğini anlayınca, bir ağacın dibinde uyuyakalır. Uyanınca,
devesini geldiğini görür. Sevinç ve şaşkınlık içinde, dili sürçerek, (Ya Rabbi,
sen benim kulumsun, ben de senin rabbinim, sana hamdolsun ki devem
geldi) der. Peygamber efendimiz bunu, gülümseyerek anlatır. Böyle hatalar
küfür olmaz. Bir âlim şöyle anlatır:
(Bana, su getiren bir talebemin, ayağı kayıp düşse, bardak da kırılsa, ben
ona kızar mıyım, yoksa acır mıyım? Hizmet edilirken, yapılan hatalar hoş
görülür. İşte bunun gibi, Allahü teâlâya ibadet ederken, yapılan hatalar da,
affedilir.)
Demek ki, ibadette, bilmeden yapılan yanlış küfür olmuyor. Bir hadis-i
şerif meali:
(Kur’an için vekil edilen bir melek, Arap olmadığı için, doğru
okuyamayan kimsenin, hatasını düzeltir ve doğru olarak yükseltir.)
[Şirazi]
Zı harfini Ze okumak
Sual: Tam İlmihal’de, İbni Abidin’den alınarak, (Rükû tesbihinde Zı ile
azîm denir ki, Rabbim büyüktür demektir. Eğer ince Ze ile okunursa, Rabbim
119
www.dinimizislam.com
düşmanımdır demek olur ve namaz bozulur) deniyor. Azîm, ince Ze ile olursa
düşman anlamına mı gelir?
CEVAP
İnce Ze ile söylenince, manası değişiyor. Müncid lügatinde, şiddetli
düşman anlamına geldiği yazılıdır.
Sual: Namazda aynı kelime tekrar edilirse, namaz bozulmuş olur mu?
CEVAP
Yanlış okununca, düzeltmek için tekrar okumak gerekir. Tekrar okuyunca
mahzuru olmaz, yani namazı bozmaz.
Sünnet olanı yanlış okumak
Sual: (Sünnet olan bir şeyde, yanlış okuyanın namazı bozulmaz) deniyor,
doğru mu? Mesela, (Sübhâne Rabbiyel azîm) derken, manayı bozacak şekilde
yanlış okursak, namaz bozulur mu?
CEVAP
Sünnet olan bir şeyde de, yanlış okumakla namaz bozulur. Mesela
Arapçada üç Z harfi vardır. Birincisi kalın Zı, ikincisi ince okunan Ze, üçüncüsü
Zal’dır. Bunların üçü ayrı ayrı söylenir. Rükû tesbihinde, Zı ile azıym denir ki,
Rabbim büyüktür demektir. Eğer ince Ze ile azim denilirse, Rabbim benim
düşmanımdır demek olur ve namaz bozulur. (Redd-ül muhtar)
Kâfirun suresini okumak
Sual: (Kâfirun suresini okurken yanılan kimse küfre düşer) deniyor.
Bilmeden söylenince veya dil sürçmesiyle söylenince de mi küfür olur?
CEVAP
Dil sürçmesiyle veya bilmeden, namazda küfre düşürücü şekilde bir âyet
okunsa küfür olmaz. Yanılmak özür olur.
Namazda yanlış okumak
Sual: Bir insan namaz kılarken yanlış okusa, yanlışı küfrü gerektirse,
sonra dönüp düzeltse, namazı bozulmuş mu olur?
CEVAP
Hayır, namazı bozulmuş olmaz. Doğrusunu okuyunca namaza devam
eder.
Ehad yerine ehat
Sual: Namazda İhlas suresini okurken, ehad yerine ehat denince namaz
bozulmuş olur mu?
CEVAP
S. Ebediyye’de, Bezzaziyye kitabından alınarak bozacağı bildirilmektedir.
Kelimeyi bölmek
Sual: Bir kelimeyi bölüp ondan sonra gelen kelimenin başına koymak
namazı bozar mı?
CEVAP
Kelimenin bölünme durumuna bağlıdır.
120
www.dinimizislam.com
Bir kelimeyi ayırıp, ikinci kelimeye birleştirmek, mesela iyyake nabüdü
yerine iyya kenabüdü demek, bir kavle göre bozar. (S. Ebediyye)
Namazda yanlış okumak
Sual: Fatiha suresindeki megdubi kelimesini magdubi diye okumak,
müstekım kelimesini müstakim diye okumak namazı bozar mı?
CEVAP
Çok kelime, Latin harfleriyle yanlış yazılıyor. Bunları sesli olarak bilen
birinden öğrenmek gerekir. Tarifle olmaz. Megdubi, magdubi diye okunsa
mana değişmez. Müstekım kelimesi de öyle. İkinci harfler kalın olduğu için
kalın okunabilir. Mesela müstekıl kelimesi, müstakil diye, vekar kelimesi vakar
diye okunsa veya bekara kelimesi bakara olarak okunsa mana değişmez.
Bazı tesbih ve duaların manaları
Sual: Namazda ve günlük hayatta okuduğumuz aşağıdaki duaların
manaları nedir?
CEVAP
Kısaca yazalım:
Allahü ekber:
Allah büyüktür. [Allahü teâlâ, zihne gelen her şekilden ve hayallerden ve
yarattığı mahlûklara benzemekten uzak ve kâmillikle vasf olunan her şeyden,
daha büyüktür.]
Sübhane rabbiyel azim:
Azim olan Rabbimi bütün noksanlıklardan tenzih ederim. [Her şeyden
büyük olan Rabbimi her türlü ayıp ve noksan sıfatlardan münezzeh ve
mukaddes bilirim.]
Semiallahü limen hamideh:
Allahü teâlâ kendisine hamd edeni işitir, bilir.
Rabbena lekel hamd:
Rabbim sana hamd olsun.
Sübhane rabbiyel a’la:
Her şeyden yüksek, yüce olan Rabbimi bütün noksan sıfatlardan
münezzeh ve mukaddes bilirim.
Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü:
Huzur ve selamet, Allahü teâlânın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize
olsun.
Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte ya zelcelali vel
ikram:
Ya Rabbi sen selamsın, selam da sendendir [bütün afetlerden sen
korursun]. Yüceltilmeye ve saygıya layık olan sensin.
İstiğfar: Estağfirullah: Allah’ım beni affet.
İstiğfar duası: Estağfirullah el-azim ellezi la ilahe illa hüv elhayyel
121
www.dinimizislam.com
kayyume ve etübü ileyh:
Büyük Allah’ım, günahlarımı affet. Her şeyi yoktan var eden ve her an
varlıkta durduran, yalnız Sensin! Sen hep varsın!
Estağfirullah min külli ma kerihallah:
Ya Rabbi, razı olmadığın, beğenmediğin şeylerden, yaptıklarımı af et,
yapmadıklarımı da yapmaktan koru!
Tehlil:
La ilahe illallah veya (La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh, lehülmülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadir):
Allah’tan başka ilah yoktur. O tektir ve ortağı yoktur. Mülk onundur. Hamd
edilmeye layık olan Odur. Onun her şeye gücü yeter.
Sübhane rabbiyel aliyyil a’lel vehhab:
İhsanı bol olan yüce Rabbimi tenzih ederim.
Allahümmahşurna fi zümretissalihin:
Allah’ım bizi salihlerle haşret.
Tesbih: Sübhanallah: Allah’ım seni noksan sıfatlardan tenzih ederim.
Tekbir: Allahü ekber: Allah büyüktür
Tahmid: Elhamdülillah: Allah’a hamd, şükrederim
Temcid: Lâ havle velâ kuvvete illâ billah: Her türlü kuvvet ve kudret
ancak Allah’tandır.
Âmin: Kabul et ya Rabbi.
La ilahe illallah:
Allah’tan başka ilah yok demektir. Yani İbadet olunmaya hakkı olan,
yalnız Allahü teâlâdır, hak üzere başka mabud yoktur. Her şeyi yaratan bir
Allah vardır, ortağı ve benzeri yoktur.
Muhammedün Resulullah:
Muhammed aleyhisselam Allahü teâlânın resulüdür.
Kelime-i tevhid:
La ilahe illallah Muhammedün Resulullah:
Allah’tan gayri ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam Onun resulüdür.
Kelime-i şehadet:
Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve
resulühü:
Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın Allah’ın
kulu ve Resulü olduğuna şehadet ederim. Yani görmüş gibi bilir ve bildiririm ki,
Allahü teâlâdan başka, varlığı lazım olan, ibadet ve itaat olunmaya hakkı olan,
hiç ilah, hiçbir kimse yoktur. Yine görmüş gibi bilir, bildiririm ki, Muhammed
aleyhisselam, Allahü teâlânın kulu ve son Peygamberidir. [Onun gönderilmesi
ile, Ondan önceki Peygamberlerin dinleri tamam olmuş, hükümleri
kalmamıştır. Sonsuz mutluluğa kavuşmak için, ancak Ona uymak lazımdır.
Onun din ile ilgili her sözü, Allahü teâlâ tarafından kendisine bildirilmiştir. Hepsi
doğrudur. Yanlışlık ihtimali yoktur.]
122
www.dinimizislam.com
Rabbenâ âtinâ fid-dünyâ haseneten ve fil-âhireti haseneten vakınâ
azaben-nâr:
Ey Rabbimiz, bize dünya ve ahirette iyilik ver, bizi Cehennem azabından
koru!
Rabbenağfirlî veli vâlideyye ve lil-mü’minine yevme yekumul hisab:
Ey Rabbimiz, kıyamette hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve
müminleri bağışla!
Salevat: [En kısası]
Allahümme salli alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed:
Allah’ım Muhammed aleyhisselama ve Onun âline salat-ü selam olsun.
Telbiye:
Lebbeyk. Allahümme Lebbeyk. Lebbeyk la şerike leke lebbeyk. İnnel
hamde ve’n-ni’mete vel mülke leke la şerike lek:
Buyur emret, ey varlığı mutlak lazım olan Allah’ım, emrine hazırım ve ilahi
iradene itaat ederim. Senin benzerin ve ortağın yoktur.
Teşrik tekbiri:
Allahü ekber, Allahü ekber. La ilahe illallah. Vallahü ekber, Allahü
ekber ve lillahil-hamd:
Allah büyüktür, Ondan başka ilah yoktur, hamd ancak Allah içindir.
Sabah ve akşam okunan iman duası:
Allahümme inni euzü bike min en üşrike bike şey-en ve ene alemü ve
estağfirü-ke li-ma la-alemü inneke ente allamül-guyub:
Allah’ım bilerek şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmeyerek koştumsa beni
affet, Sen her şeyi bilirsin.
Yemek duası:
El-hamdü-lillahillezi eşbeana ve ervana min-gayrı-havlin minna ve la
kuvveh. Allahümme at'imhüm kema at'amuna. Allahümmerzukna kalben
takıyyen, mineşşirki beriyyen la kâfiren ve şakıyyen velhamdülillahi
rabbilâlemin:
Bizim gücümüz kuvvetimiz olmadan, bizi nimetleri ile doyuran ve
susuzluğumuzu gideren Allahü teâlâya hamd olsun. Ya Rabbi, bize bu
yemeğin hazırlanmasında emeği geçen ve bize bu nimetleri ikram edenlere
sen de ikram et. Ya Rabbi, bizim kalbimizi şirk ve kötülüklerden koru. Bizlere,
dinimizin emirlerine uyan bir kalb nasip eyle.
Şükür duası:
Allahümme mâ esbaha bi min nimetin ev bi-ehadin min halkıke, fe
minke vahdeke, lâ şerike leke, fe lekel hamdü ve lekeşşükür:
Ya Rabbi, bana ve diğer yarattıklarına verdiğin maddi ve manevi
nimetlerin sabaha (akşama) kadar bizim yanımızda kalması yalnız Sendendir.
Senin ortağın yoktur. Sana hamd ve şükrediyoruz.
[Akşam okurken (Mâ esbaha) yerine (Mâ emsa) demelidir.]
Peygamber efendimizin çok okuduğu dua:
123
www.dinimizislam.com
Allahümme inni eselükes-sıhhate vel-afiyete vel-emanete ve hüsnelhulkı verrıdae bilkaderi birahmetike ya Erhamerrahimin:
Ya Rabbi, senden, sıhhat ve afiyet ve emanete riayet etmek [hıyanet
etmemek] ve güzel ahlak ve kaderden razı olmak istiyorum. Ey merhamet
sahiplerinin en merhametlisi! Merhametin hakkı için, bunları bana ver!
Öfkelenince okunacak dua:
(Allahümmağfir li-zenbi ve ezhib gayza kalbi ve ecirni mineşşeytan:
Ya Rabbi! Günahımı af eyle. Beni kalbimdeki öfkeden ve şeytanın
vesvesesinden kurtar.
Biri ölünce okunan âyet:
İnna lillah ve inna ileyhi raciun:
"Elbette biz, Allahü teâlânın kuluyuz, ölümden sonra dirilerek yine Ona
döneceğiz."
Dinde sebat edip son nefeste iman ile ölmek için:
Allahümme, ya mukallibel kulüb, sebbit kalbi, alâ dinik:
Ey büyük Allah’ım, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak
Sensin. Kalbimi, dininde sâbit kıl, dininden döndürme, Müslümanlıktan ayırma!
Tecdid-i iman ve nikah duası:
Allahümme innî ürîdü en üceddidel-îmâne ven-nikaha tecdîden
bikavli la ilahe illallah Muhammedün Resulullah:
Ya Rabbi, la ilahe illallah Muhammedün Resulullah diyerek imanımı ve
nikahımı tazeliyorum.
Sübhaneke’nin manası:
Ey Allah’ım! Seni noksanlıklardan tenzih eder, bütün kemal sıfatlarıyla
tavsif ederim. Sana hamd ederim. Senin ismin yücedir. (Ve Senin şânın her
şeyin üstündedir). Senden başka ilah yoktur.
Ettehıyyatü’nün manası:
Her türlü hürmet, salevat ve bütün iyilikler Allah’a mahsustur. Ey Nebiy-yi
zişân! Allah’ın selam, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Selam, bizim ve
Allah’ın salih kullarının üzerine olsun. Şehadet ederim ki, Allah birdir ve yine
şehadet ederim ki, Muhammed (aleyhisselam) Onun kulu ve resulüdür.
Allahümme salli’nin manası:
Ey Allah’ım! İbrahim’e “aleyhisselam” ve âline rahmet ettiğin gibi,
(Efendimiz) Muhammed’e “aleyhisselam” ve âline de rahmet eyle. Muhakkak
sen Hamid ve Mecidsin.
Allahümme barik’in manası:
Ey Allah’ım! İbrahim’e “aleyhisselam” ve âline bereketler ihsan ettiğin gibi,
(Efendimiz) Muhammed’e “aleyhisselam” ve âline de bereketler ihsan eyle.
Muhakkak sen Hamid ve Mecidsin.
Kunut duasının manası:
Ey Allah’ım! Biz senden yardım dileriz. Sana istiğfar ederiz. Senden
hidayet isteriz. Sana iman ederiz. Sana tevbe ve sana tevekkül ederiz. Bütün
124
www.dinimizislam.com
hayırlarla seni överiz. Sana (nimetlerine) şükreder, küfran-ı nimet etmeyiz.
Sana karşı fısk ve fücur edeni atar ve terk ederiz.
Ey Allah’ım! Ancak sana ibadet eder, namaz kılar, secde eder, sana koşar
ve iltica ederiz. Rahmetini reca (ümit) eyler ve azabından korkarız. Çünkü
senin azabın gerçeği örten kâfirlere mutlaka ulaşır.
Âyet-el kürsi’nin meali:
(Allah, Ondan başka ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan,
diri, her an yaratıklarını gözetip durandır. Göklerde olan ve yerde olan ancak
Onundur. Onun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların
işlediklerini ve işleyeceklerini bilir, dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi
kavrayamazlar. Hükümranlığı gökleri ve yeri kaplamıştır, onların gözetilmesi
Ona ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.) [Bekara 255]
Vesveseden kurtulmak için
Sual: Abdestte, namazda, temizlikte ve niyette vesvese ediyorum.
Kurtuluş çaresi nedir?
CEVAP
Vesvese, zararlı olan şüphe, kuruntu demektir. Hadis-i şerifte, (Vesvese
şeytandandır. Abdest alırken, guslederken ve necaset temizlerken,
şeytanın vesvesesinden sakının) buyuruldu. (Tirmizi)
Vesvese etmek günahtır. Vesvese eden imamın arkasında namaz kılmak
mekruhtur. Vesvese, suyu israf etmeye sebep olur. İsraf ise haramdır.
Vesvese, namazı geciktirmeye, cemaati, hatta namaz vaktini kaçırmaya sebep
olur. Vakti, ömrü zayi etmeye sebep olur. Başkalarının elbisesinin, yemeğinin
necis olmasından şüphe eder ki, müslümanlara suizan haramdır. Kendini
ihtiyatlı sanıp, kibirli olur.
Abdestin, taharetin ve namazın şartlarını, sünnetlerini, mekruhlarını
bilmeyen, vesvese hastalığına yakalanır. Bunları bilip, yerine getirince,
şüpheye düşmemeli, iyi ve tamam yaptığına inanmalıdır! Böyle inanmak ihtiyat
olur. Şüpheye düşmek vesvese olur. Vesvese sahibi, ruhsat ile amel etmelidir!
Kalbi, kötü ahlaktan temizlemekte, kul haklarını gözetmekte ve haramlardan
sakınmakta, vesvese olmaz. Vera ve takva olur. (Hadika, Berika)
Bilen vesvese etmez
Vesveseden kurtuluş çaresi, hangi meselede vesvese ediliyorsa dinimizin
o konudaki hükmünü iyi bilmektir. İyi bilen vesvese etmez. Her müslüman,
haramlardan, şüpheli şeylerden, hatta mubahların fazlasından da kaçmalıdır!
Buna azimetle hareket etmek denir. Günah olmayan, caiz olan işleri yapmaya,
ruhsatla hareket etmek denir. İhtiyaç olmadıkça, ruhsatla amel etmemelidir!
Azimetleri yani güç gelen işleri yapamayanın, ruhsatla yani kolay olan, izin
verilen işi yapması, azimeti yapmak gibi sevap olur. İmam-ı Rabbani hazretleri,
(Gerektiğinde en kolay fetvaya uymalıdır. Allahü teâlâ, insanlara güç gelen
125
www.dinimizislam.com
şeyleri değil, kolay olanların yapılmasını istiyor. Çünkü insan zayıf, dayanıksız
yaratılmıştır) buyuruyor.
İmam-ı Şarani hazretleri buyurdu ki: İhtiyaç halinde ruhsatla amel
etmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın verdiği kolaylıklardan, ruhsatlardan istifade edin!)
[Buhari]
(Ruhsatlardan istifade etmeyen, Arafat dağı kadar günah işlemiş
olur.) [Taberani]
(Allahü teâlâ, azimetle hareket edilmesini sevdiği gibi, ruhsatla da
amel edilmesini sever.) [Beyheki]
(Bir zaman gelecek, insanlar temizlikte fazla titiz hareket edecek,
[vesveseye düşerek] dinde haddi aşacaklardır.) [Ebu Davud]
Şeytan namazı kıldırmak istemez. Namaz kılana da "Madem namaz
kılıyorsun, güzel abdest al, doğru namaz kıl, kuru yer kalmasın, iyi yıka,
namazın olmadı, yeni baştan kıl!" gibi vesveseler verip sıkıntıya sokar.
İbadetler mekruh olmakla kalmaz, ruhi bunalıma yol açar.
Dinimiz, kolaylıklar, ruhsatlar dinidir. Mesela, abdest aldığını bilip sonra
bozulduğunda şüphe edenin abdesti var demektir. Abdest aldıktan sonra, kuru
yer kalmıştır zannıyla yeniden abdest almak icap etmez. Tekrar abdest alması
mekruh olur. Abdest aldıktan sonra, iç çamaşırında yaşlık görüp, idrar mı, su
mu diye şüphe eden, abdestten önce çamaşırına su serpmelidir! Sonra orada
bir yaşlık gördüğü zaman "Bu benim serptiğim su" demelidir. Hatta o yaşlık
idrar bile olsa, onun idrar olduğu kesin olarak bilinmediği için yıkamak
gerekmez.
Yaş ayakla necis yerde yürünse, yer kuru ise ayaklar necis olmaz.
Elbisenin veya vücudunun bir yerine necaset bulaşsa, burayı bulamayıp,
zannettiği yeri yıkasa, necaseti temizlemiş kabul edilir. Hatta namazdan sonra
necasetli yer meydana çıksa, bir kavle göre kıldığı namazı iade etmesi
gerekmez.
Çocuk ceketin sağ koluna işemiştir, fakat biz sağ kol olduğunu bilmiyoruz,
galiba sol kol diyerek ceketin sol kolunu yıkasak idrar bulunan sağ kol da temiz
gibi kabul edilerek namazımız sahih olur. Önemli olan kuru yerin kalmaması
değildir. Kuru yer kalsa da biz bunu bilmiyorsak bu tamamdır. Ölçü yapılıp
yapılmadığını bilmemektir. İmam-ı Gazali hazretleri gıdalarda domuz yağı gibi
necis şeyleri anlatırken buyuruyor ki:
Allahü teâlâ bize necis olmayan gıdaları yemeyin demiyor, necis olduğunu
bilmediğiniz gıdaları yiyin buyuruyor. Eğer necis olmayanı yiyin deseydi bu çok
zor, hatta imkansız olurdu.
Abdest ve gusül için de kuru yer kalmasın demiyor, kuru yer kaldığını
bilmiyorsak, kuru yer kalsa bile, her yer ıslanmış kabul edilir.
Abdestte kuru yer kalsa, fakat kuru yer kaldığını bilmeyen o kısmı
yıkamaz. Ben burada kuru yer kaldığını bilmiyorum öyle ise burası yıkanmıştır
126
www.dinimizislam.com
demelidir ve orayı artık yıkamamalıdır. Yine kalbde burası yıkanmadı galiba
diye zan kalabilir, kalsın ona itibar edilmez. Dinimiz böyle emrederken niye
dinimizin tersini yapalım ki? Kuru yer kaldı zannı ile tekrar yıkamayı dinimiz
emretmiyor, aksine yasaklıyor. Yani insan yıkandığına kanaat getirmese de,
dinimiz kanaate varmayı istemiyor. Kalbin tatmin olmasını istemiyor. Benden
istenen üç kere yıkamak demeli ve kuru yer kaldığını bilmeyince bilmemek
ölçüdür. Bu ölçüyü unutmamalı. Ben kuru yer kaldığını bilmiyorum, o halde
abdestim tamam demelidir. Kalbin tatmin olmasını, kanaat hasıl olmasını
beklememeli. O zaten kolay kolay ele geçmez. Bunun gibi imam ateisttir, fakat
biz onu bilmediğimiz için onunla kıldığımız namazlar sahihtir.
Şüphe etmemeli
Abdestten sonra, "Acaba başımı mesh ettim mi?" veya "Abdestim var
mı?" diye şüphe etmek, namaz kıldıktan sonra "Elbisem temiz mi idi?" veya
"İftitah tekbirini almış mıydım?" gibi şüpheler vaki olan kimse, yeniden abdest
almaz, elbisesini yıkamaz, namazını iade etmez.
İbadetlerimizi eksik yapmakla, hâşâ Allahü teâlânın bir kaybı, fazla
yapmakla da bir kazancı olmaz. Bunun için, dinin emrine uyularak noksan
veya fazla yapılmış olsa mahzuru olmaz. Mesela sabahın farzını kılarken (iki
mi, bir mi kıldım?) diye şüphe eden, bir rekat daha kılsa ve kıldığı üç rekat
olsa, namazı sahih olur. Fakat kasten üç kılsa namazı sahih olmaz. Bir kimse
de dört kıldım zannıyla üç rekat kılsa, kıldığı namaz sahih olur. Cenab-ı Hak,
"Niçin yanlış zannettin?" demez. Gücümüzün yetmediği işleri bize emretmez.
(Hadika)
Kalbe gelen düşünceler
İnsanın kalbine, melekten, şeytandan ve kendi nefsinden de çeşitli
düşünceler gelir. Bunların birbirinden farkı nasıl bilinir? Hadis-i şerifte,
(Melekten gelen ilham, İslamiyet’e uygun olur. Şeytandan gelen vesvese,
İslamiyet’ten ayrılmaya sebep olur) buyuruldu. O halde vesveseyi ilhamdan
ayırmak için dinin emrini iyi bilmek gerekir.
Şeytan, hayırlı, iyi bir işe mani olmak için daha az iyi olanı yaptırmak
maksadıyla vesvese verir. Büyük günaha sürüklemek için küçük iyilikleri
yaptırmaya çalışır. Dinini bilen kimseyi, şeytan, asla aldatamaz. Her insan
Allah’ın kulu olduğu halde, dinini bilen, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına
riayet eden kimseler için Kur'an-ı kerimde, şeytana hitap edilirken mealen,
(Benim kullarıma senin sultan [hakimiyetin] yoktur) buyuruluyor. (İsra 65)
Şeytanı kovmak için
Şeytanın vesvesesine aldanmamak için Allahü teâlânın, (Benim Kulum)
dediği kimselerden olmalı, yani düzgün bir itikada ve ilme sahip olmalı ve ilmi
ile amel etmelidir! "Mesela şeytan vesvese verince, onu hemen
uzaklaştırmalıdır! Hadis-i şerifte, (Şeytan vesvese verir. Allah’ın ismi
zikredilince, söylenince kaçar. Söylenmezse, vesveselerine devam eder)
buyuruldu. (Ebu Ya’la)
127
www.dinimizislam.com
Sünnete uygun abdest almasını bilmeyen kimse, iyi abdest alayım diye
fazla su kullanır. Bu ise vesvesedir.
Vesvese eden kimse, dine iyi uymak niyetiyle yeni bir şeyler çıkarır, bu ise
bid'attir. Bid'at ise haramdır. Başkalarının yiyecek ve içeceklerinin,
giyeceklerinin temiz olup olmadığında şüphe eder. Bu da suizanna sebep olur.
Müslümana suizan ise haramdır. (Ben her gıdayı yemem, ihtiyatlı davranırım)
diyerek kibre düşer. Halbuki zerre kadar kibri olanın Cennete girmesi zordur.
Fatır suresi 6. âyet-i kerimesinde mealen, (Elbette şeytan size
düşmandır. Onu düşman edinin!) buyuruluyor. Vesvese eden, şeytanı
kendine dost ve kardeş edinmiş olur. Sünnetleri, mekruhları ve diğer emir ve
yasakları bilmeyen, vesvese hastalığına yakalanır. Bunları bilip yerine getiren
şüpheye düşmemelidir! Vesvese eden, ruhsatlarla amel etmelidir! Üzerinde
necaset görünmeyen her şey temiz kabul edilir. Şüphe etmekle necis olmaz.
Gıdalarda necis maddeler var zannı ile gıda almamak vesvesedir, aşırılıktır.
Hadis-i şerifte, (Aşırı gidenler helak oldu) buyuruldu. (Müslim)
İfrat ve tefritten yani aşırılıklardan uzak olmak ve orta yolu tutmak gerekir.
Deylemi’deki hadis-i şerifte, (İşlerin hayırlısı vasat olanıdır) buyuruldu.
(Hadika)
Sual: İnsanın kalbine şeytandan gelen "acaba abdestim var mı, yoksa ve
ben ya var diye hatırlıyorsam" gibi vesveseler geldiğinde ne yapmalı?
CEVAP
Hem (şeytandan gelen) diyorsunuz hem de ne yapmalı diye
soruyorsunuz. Elbette bu vesveselere önem vermemeli. Abdest aldığınızı
hatırlıyorsanız mesele yok. Abdest var kabul edilir.
Sual: Namazda bazen üçüncü mü dördüncü rekat mı diye şüpheye
düşüyorum. Bazen namazdan sonra aklıma geliyor vesvese ve iade ediyorum.
Uygun mudur?
CEVAP
Uygun değildir. Namazdan sonraki vesveseye itibar edilmez. Şunu hiç
unutmayın, çünkü namaz kılan herkese lazımdır: Fıkıhta şüphe ile zan
farklıdır. Şüphe, üç mü dört mü kıldığını hiç bilememektir. Zan ise, bir tarafı
biraz ağır basar. Zannıma göre üç kıldım denirse üç olur. İbadetlerde zan
geçerlidir. Hükümlerde ise zan geçersizdir. % 100 bilmek gerekir. Buna göre,
üç mü dört mü kıldım diye zan ederse, zannı ne tarafta ise öyle hareket eder.
Zan edemiyor da, şüphe ediyorsa, o zaman üç kıldım der ve üçüncüde oturur,
bir rekat daha kılar ve secde-i sehv yapar. Zan ile şüpheyi iyi bilmek gerekir.
Sual: Namazda iken aklım çok dağınık, toparlayamıyorum. Günlük
düşünceler olsun, değişik şeyler geliyor. Vesveselerden kurtulmak, kafamı
toparlamam için ne yapmalıyım?
CEVAP
Bu hemen herkeste olur. Kiminde az kiminde çok olur. Namaz başlarken
La havle’yi okuyunuz. İnsanın ihlası arttıkça düşüncesi de azalır diyor âlimler.
128
www.dinimizislam.com
Yemek yerken, ibadetleri yapmaya kuvvet bulmak için diye de niyet etmeli.
Uyurken de aynı şekilde niyet etmeli.
Sual: Dört rekatlı namazı kılarken bazen dalgınlık oluyor. Sonra kendimizi
3.rekatta falan buluyoruz. Namazı tamamlıyoruz ama ufak bir şüphe oluyor,
acaba rekat atladım mı ya da fazla mı kıldım diye, nasıl davranmalıyız?
CEVAP
Namazdan sonraki şüpheye itibar edilmez. Namaz içinde iki mi üç mü
diye şüphe edilirse, iki kabul edilip bir rekat daha kılınır, sonunda secde-i sehv
yapılır.
Sual: Şeytan insana vesvese verir mi? Yani bize gelen kötü düşünceler
şeytandan mıdır?
CEVAP
Evet dine aykırı vesveseler şeytandandır. Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Hakikaten şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman edinin. Çünkü
o, kendine uyanları, [günahlara sokup] Cehennem ehlinden olmaya
çağırıyor.) [Fatır 6]
(Ey iman edenler, şeytanın yoluna [ve vesveselerine] uymayın.)
[Bekara 208]
(Şeytanın izine, yoluna tâbi olmayın. Muhakkak ki, o size apaçık bir
düşmandır. Şeytan size ancak kötülüğü, fahşayı [hayasızlığı, dünyaya
düşkün olmayı, nefsin arzularının peşinde koşmayı] emreder.) [Bekara 168169]
(Şeytan sizi [Allah yolunda infak ederken] fakir olursunuz diye korkutur
ve [sadaka vermemenizi] emreder.) [Bekara 268]
(Şeytan onları [taşkınlığa meylettirip] hidayete uzak bir sapıklığa
düşürmek ister.) [Nisa 60]
(Şeytana itaat etmeyin, o size açık düşmandır diye size nasihat
vermedim mi?) [Yasin 60]
(Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin bırakmak ister.
Sizi, Allah’ı zikirden ve namazdan alıkoymak ister. Siz bunlardan
[ayıplarını, zararlarını bildikten sonra] hâlâ sakınmaz mısınız?) [Maide 91]
([Nefsine uyarak] Allah’ın dininden yüz çevirenlere, [dünyada] bir
şeytan musallat ederiz.) [Zuhruf 36]
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Melekten gelen ilham, İslamiyet’e uygun olur. Şeytandan gelen
vesvese, İslamiyet’ten ayrılmaya sebep olur.) [Tirmizi]
(Şeytan, kalbe vesvese verir. Allahü teâlânın ismi söylenince hemen
kaçar. Söylenmezse vesvese vermeye devam eder.) [Ebu Ya’la, İbni Adiy]
(Allahü teâlânın rahmeti cemaat üzerinedir. Şeytan, Müslümanların
cemaatine katılmayıp muhalefet eden kimse ile beraberdir.) [D.Kulub]
(Sürüden uzak kalan koyunu kapan kurt gibi, şeytan da insanın
129
www.dinimizislam.com
kurdudur. Bölünüp parçalanmaktan sakının, cemaat halinde birleşin,
mescitlere koşun!) [Tirmizi]
Sual: Namaz kıldıktan sonra, kaç rekat kıldığımda şüphe ediyorum,
yeniden mi kılmam gerekiyor? Bir de, galiba ben iftitah tekbirini söylemedim,
abdestim var mı idi, elbiseme necaset bulaşmış mıydı? Abdestte, kollarımı
yıkamış mıydım gibi şüpheler sık sık geliyor. Bu durumda ne yapmam
lazımdır?
CEVAP
Genellikle böyle şüphe ediyorsanız, namazı bozmaz, tamamlarsınız.
Yeniden abdest almanız, elbise değiştirmeniz gerekmez. Namaz bittikten
sonra, kaç rekat kıldığınızda şüphe ederseniz, bu vesvesedir. Yeniden
kılmanız gerekmez.
Mezarlıkta namaz kılmak
Sual: Mezarlıkta, kilisede, hamamda ve necis olma ihtimali olan yerde
namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Üstü açık necasete ve kabre karşı namaz kılmak mekruhtur. Necis olma
ihtimali olan yerlerde, mesela kabristanda, hamam içinde ve kilisede kılmak
mekruh olup, yıkayıp temizleyerek kılmak mekruh olmaz. Başka yer
bulunamazsa, kilisede de kılmak caiz olur. Namazdan sonra hemen çıkmalıdır.
Çünkü, kilisede, şeytanlar toplanır. Kilisedeki küfür alametleri boşaltılırsa,
namaz kılmak mekruh olmaz. (Redd-ül-muhtar)
Hadis-i şerifte (Mezar üzerinde namaz kılanlara lanet olsun) buyuruldu.
Çünkü, kabir üzerinde namaz kılmak, Yahudilere benzemek olur. Bunun için,
mekruhtur. Kabristanın kabir olmayan yerinde kılmanın mekruh olmadığı
Haniyye ve Havi kitaplarında yazılıdır. Kabir, namaz kılanın arkasında olursa
veya önünde olup da, önünden geçmesi caiz olacak uzaklıkta ise, yine mekruh
olmaz. Peygamberlerin ve salihlerin türbelerini de mescid haline getirmek,
Yahudilere benzemek olur. İbadette, başkasını Allahü teâlâya ortak yapmaya
benzediği için Peygamber efendimiz, bunu da yasak etmiş, (Ya Rabbi,
kabrimi ibadet olunur put haline getirme) buyurmuştur. Fakat, salih bir
kimseye yakın mescid yapılırsa veya onun yüzünden Allahü teâlânın
merhametine kavuşmayı veya ibadetinden ona da fayda olmasını düşünerek,
kabri yanında namaz kılınırsa, ona saygı olmak için, ona karşı kılmayı
düşünmezse, hiç zararı olmaz. Çünkü, İsmail aleyhisselamın kabri, Kâbe’nin
yanında, Hatim, denilen yerdedir. Mescid-i haramda kılınan namazların en
kıymetlisi, burada kılınan namazdır. (Hadika)
Önünde perde, duvar gibi bir şey olmazsa, kabre karşı namaz kılmak
mekruhtur. (Marifetname)
Mescidin kıblesi ile kabir arasında, perde, duvar olursa veya kabir yanda
130
www.dinimizislam.com
veya arkada kalırsa, namaz mekruh olmaz. (Fetava-yı-Hindiyye)
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kabirlerin üstüne oturmayın ve onlara karşı namaz kılmayın!) [Nesai]
Vitir namazı vaciptir
Sual: Vitir Şafii’de sünnet, Hanefi’de nasıl vacip oluyor?
CEVAP
İctihadla çıkarılan hükümler farklı olabilir. Farklı olması da rahmettir.
İctihad, ictihadı nakzetmez. Bir mezhepte helal olan bir şey, diğer mezhepte
haram olabilir. Ahirette, herkes, tâbi olduğu mezhebe göre muamele
görecektir. Mesela koç yumurtası yiyen Şafiilere bir şey sorulmadığı halde,
Hanefiler sorguya çekilecek, yasak edilen şeyi niçin yedikleri sorulacaktır.
Bu dünya işlerinde bile böyledir. Silah taşımak bazı ülkelerde serbest,
bazılarında yasaktır. Herkes kendi kanununa göre sorguya çekilir.
Vitir namazı hakkında çeşitli hadis-i şerifler vardır. İkisi şöyle:
(Vitir haktır. Vitri kılmayan bizden değildir.) [Ebu Davud]
(Vitir namazı bana farz, size nafiledir.) [Deylemi]
Şafii, Maliki ve Hanbeli âlimleri de, vitrin sünnet olduğu hükmünü
çıkarmışlardır. Sünnet nafile demektir.
Hadis kitaplarından hüküm çıkarmak, ancak müctehid âlimlerin işidir. Son
hadis-i şerifi okuyan bir Hanefi, vitrin nafile olduğunu zanneder. Onun için sık
sık izah ettiğimiz gibi, hadis-i şeriflerden hüküm çıkarmaktan sakınmak gerekir.
Hanefi âlimleri, buna ve başka delillere dayanarak vitrin vacip olduğunu
bildirmişlerdir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
(Hadis-i şeriflerle amel etmek, bize caiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne
aykırı gibi görülen hadis-i şerifler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve
senet olamaz. Bir Hanefinin, imam arkasında Fatiha okuması mezhepten
çıkmaktır, ilhaddır.) [Müjdeci m. 312, Mebde ve Mead 31]
M. Hadimi hazretleri buyuruyor ki:
(Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin
bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız.
Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir.
Çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş
olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır.) [Berika s. 94]
Sual: Vitri gece yarısından sonra kılmak istediğimizde, uyanamayıp
kazaya kalırsa, sabah yatsıyı da kaza etmek lazım mı?
CEVAP
Vitir müstakil namazdır. Gece yarısından sonra kılmak iyidir. Vitir
kılınmazsa yatsıyı kaza etmek gerekmez. Vitri kaza etmek gerekir. Gece yarısı
kalkamayanların vitri de yatsıyla beraber kılıp yatmaları gerekir.
131
www.dinimizislam.com
Sual: Vitir namazının kazası kılınır mı?
CEVAP
Evet kaza edilir, çünkü vaciptir.
Sual: Vitir namazında 4. rekata kalkarsak 5'e mi tamamlamamız gerekir?
CEVAP
Secdeden önce hatırlarsak, oturur secde-i sehv yaparız. Dördüncü rekatın
secdelerini de yapınca hatırlarsak, o zaman bir rekat daha kılıp beşe
tamamlarız. Ancak üçüncü rekatta oturmuş olmamız şarttır. Oturulmamışsa,
dört rekat bitince selam veririz. Hepsi nafile olur, vitri yeniden kılarız.
Sual: Vitri kılarken, üçüncü rekatta zammı sureden sonra Kunut duaları
için ayakta tekbir getirirken, elleri kulaklara değdirip öyle mi tekbire başlayıp
bağlarken bitirmeli?
CEVAP
İftitah tekbiri gibi yapmalı. Yani Al.. derken kulaklara değmeli, ekber
denince bağlanmış olmalı. Başka türlü de yapılsa caiz olur.
Sual: Vitri kılarken, Kevser, Felak ve Nas surelerini okumak uygun mu?
(Kevser 3 âyet, Nas 6 âyet olduğu için soruyorum.)
CEVAP
Kevser’den sonra Nas okunsa mekruh olur. Kevser’den sonra Felak
okunduğu için uygundur. Nas Felak’tan sonra okunuyor, üç âyet değil, bir âyet
fazla olduğu için mahzuru olmaz
Sual: Farz namazlarda kıyam farzdır. Vitirde de kıyam [ayakta durmak]
farz mıdır?
CEVAP
Evet farzdır. (Sirac-ül-vehhac)
Sual: Vitirde Kunuttan önce tekbir alırken, eller aşağı salmadan mı
kaldırılır?
CEVAP
Evet.
Sual: Vitir kazası olan da, sünnet kılamaz mı?
CEVAP
Hayır.
Sual: Vitir namazının niyetini yaparken, yatsı namazının vitir namazı mı,
vaktin vacibi mi demek lazım?
CEVAP
Vitir müstakil bir namazdır, gece namazıdır. Sadece vitir veya vitir vacip
diye niyet edilir.
Sual: Kunut duası vacip mi, sünnet mi?
CEVAP
İmam-ı a'zam hazretlerine göre, vitir de, Kunut okumak da vaciptir.
(Redd-ül-muhtar)
Sual: Kunut duasını bilmeyen ne okur?
132
www.dinimizislam.com
CEVAP
Kunut duasını bilmeyen kimse öğrenene kadar, üç kere istiğfar okur.
Mesela, (Allahümmağfirli) der. Yahut bir kere (Rabbenâ âtinâ...) âyetini
sonuna kadar okur.
Sual: Kunut okumayı unutan, rükuya eğilirken geri dönebilir mi?
CEVAP
Tamamen eğilmeyince geriye dönülür.
Kunut okumayı unutmak
Sual: Rükûda kunut dualarını okumadığını anlayan kimse, ne yapar?
CEVAP
Rükûda kunut dualarını okumadığını hatırlayan kimse, artık geri dönmez,
namazın sonunda secde-i sehv yapar; ama zamm-ı sureyi okumadığını
hatırlarsa geri döner. Zamm-ı sureyi okur ve rükû yapar. Önceki yaptığı rükû
geçersiz sayılır. Rükû etmeyip secdeye giderse, namazı bozulur; çünkü
kıraatten sonra rükûa gitmek farzdır.
Vitir, Ramazan ayında imamla kılınırken, imam, unuttuğu kunutları
okumak için geri dönüp kunutları okurken, başka birisi imama uysa, bu rekâta
yetişmiş sayılmaz; çünkü rükûu kaçırmıştır.
Sual: Yatsıyı kıldıktan sonra vitri başka elbise ile kılan, yatsıyı kıldığı
elbisenin necis olduğunu görse, vitri de iade eder mi?
CEVAP
Evet. Çünkü vitrin vakti, yatsı namazından sonra başlar, sabaha kadar
devam eder.
Ancak, ben o namazı yani necasetli elbise ile kıldığım yatsı namazını
Maliki mezhebine göre kıldım diye niyet ederse, iki namazı da iade etmesi
gerekmez. Çünkü Malikide necis elbise namaza mani değildir.
Sual: Vitri kılarken, son rekâtta zamm-ı sureyi okumayı unutup, kunut
tekbiri alan kimse, kunut dualarını okurken hatırlarsa, ne yapması gerekir?
CEVAP
Unutulan zamm-ı sureyi okur, sonra tekrar kunut tekbiri alıp kunut
dualarını okur. Vacib olan zammı sureyi geciktirdiği için secde-i sehv de
gerekir.
Sual: Ramazan ayında, bir kimse, imamla beraber vitir kılarken, henüz
kunutu bitirmeden, imam rükûa varmış olsa, o kimse ne yapar?
CEVAP
Kunut okumayı bırakıp imama tabi olur. Onunla rükûa eğilir. (F. Hindiyye)
Sual: Ramazan ayında, bir kimse, imamla beraber vitir kılarken, üçüncü
rekâtın rükûunda imama yetişen kimse, namazının kalan kısmını kaza ederken
kunut okur mu?
CEVAP
Üçüncü rekâtı imamla kılmış sayıldığı için, artık kunut okumaz. (F.
Hindiyye)
133
www.dinimizislam.com
Kunut duaları
Sual: Kunut dualarının ikisini de mi okumak vacibdir?
CEVAP
Birini okumak vacib, diğerini de okumak sünnettir.
Sual: Ramazanda imamla vitri kılarken, vacib olan kunut dualarının biri
yetişmezse, imamla rükua gidilince, vacibi terk edilmiş olur mu? Yani kunut
okumak imamla kılarken de vacib midir?
CEVAP
Kunut duası, imama uyan için, vacib değil sünnettir. (Redd-ül-muhtar)
Vitri kılarken
Sual: Ramazanda teravihten sonra vitri kılarken, vitir vacib namazına
ikinci rekâtta yetişen kimse, kılamadığı son rekâtı kılarken, kunut dualarını
tekrar okuması gerekir mi?
CEVAP
Hayır, tekrar kunut dualarını okumaz.
Vitirde aynı sûreleri okumak
Sual: Vitir namazında Asr, Kevser ve İhlâs’ı devamlı okumak mekruh olur
mu?
CEVAP
Vacib olan Vitir namazı, sûre okuma yönünden nafile gibidir. Yani
nafilelerde olduğu gibi, vitirde de hep, Asr, Kevser ve İhlas sûrelerini okumak
mekruh olmaz. Yani nafile namazların aynı rekâtlarında aynı sûreleri okumak
mekruh olmaz.
Teyemmüm edemeyenin ve mahpusun namazı
Sual: Teyemmüm edemeyen bir hasta ve mahpus namaz kılar mı?
CEVAP
Abdest alamayan ve gusledemeyen bir hasta, para ile de, bir yardımcı
bulamazsa, teyemmüm eder. Yardımcı ile de teyemmüm edemeyen kılmaz. İyi
olunca kaza eder.
Temiz yer, su ve toprak bulamayan mahpus, okumadan, namaz kılar gibi
yapar. Kurtulunca, hepsini iade eder.
Aradaki fark şu: Birisi teyemmüm bile edemiyor. Öteki teyemmüm
edecek ve namaza kılacak gücü var ama ne su var, ne de teyemmüm etme
imkanı var. Biri hasta, öteki sağlamdır. Sağlam olanın namaz için bir şeyler
yapması gerekir. Onun için namaz kılar gibi yapıyor. Kurtulunca iade ediyor.
Hapiste olanın özrü olduğu halde, bir çare araması namaz kılar gibi
yapması, namazın ne kadar önemli olduğuna güzel bir örnektir.
Hastanın ise, teyemmüm bile edemediği için namazını kazaya bırakması
caiz oluyor. İyi olursa kaza eder. İyi olmazsa affoluyor.
134
www.dinimizislam.com
Namazı kazaya bırakmak için özürler
Sual: Yolculukta namazları kılmak zor oluyor. Namazı kazaya bırakmakta
mahzur var mıdır?
CEVAP
Namazı dini bir özür olmadan kazaya bırakmak, büyük günahtır. Namazı
cem ederek kılma imkanı da yoksa, vaktinden sonraya bırakabilmek için, 5
özür vardır:
1- Savaşta, oturarak ve kıbleden başka tarafa dönerek bile namaz
kılmaya imkan yoksa, hayvan üstünde giderek de kılamazsa,
2- Yolda hırsız, eşkıya, yırtıcı hayvana yakalanacaksa,
3- Anne veya çocuğu telef olacağı zaman ebe, ameliyatlarda doktor
namaz kılamamışsa,
4- Unutmuşsa,
5- Uyuyup kalmışsa.
Namazda sure atlayarak okumak
Sual: Namazda bir sure atlayarak okumak mekruh mu? Aradaki sure
uzun olsa yine mekruh olur mu? Mesela (Vettini)yi, sonra (İnna enzelna)yı
okumak mekruh mudur?
CEVAP
Her namazda, ikinci rekatta birinci rekatta okuduğundan üç âyet uzun
okumak mekruhtur. İkinci rekatta, birinci rekatta okuduğundan sonraki bir kısa
sureyi atlayarak daha sonrakini okumak da mekruhtur.
Buna göre, (Eraeytellezi)yi birinci rekatta okuyan kimsenin, ikinci rekatta
(Kul ya)yı okuması mekruh olur. Çünkü bir küçük sure olan (İnna ateyna)
atlanmıştır. (Vettini)den sonra (İnna enzelna)yı okumak mekruh değildir.
Çünkü bu iki sure arasında uzun bir sure olan (İkra) diye başlayan sure
bulunmaktadır.
Sual: Birinci rekatta Kevser suresini okuyan kimse, ikinci rekatta da
unutup yine Kevser suresini okumaya başladıktan sonra, bırakıp İhlası okusa
mahzuru olur mu?
CEVAP
Ezberinde iki sure varken bir sureyi iki rekatta da kasten okumak
mekruhtur. Fakat unutarak ikinci rekatta da aynı sureye başlarsa, bırakmaz,
tamamlar. Hadis-i şerifte (Bir sureye başlarsan, onu oku ve artık
değiştirme!) buyuruldu.
Sual: Vitir vacip namazını kılarken 3. rekatta zammı sure olarak 2.rekatta
okunan zammı surenin devamı olmayıp bir veya iki sure öncesi okunursa ne
olur veya 3. rekat müstakil olarak kabul edilip bir önceki okunana bakılmaz mı?
CEVAP
Üçüncü rekat müstakil değildir. İkinci rekatta okunandan sonrakini veya
135
www.dinimizislam.com
daha aşağıdakilerini okumak gerekir. Kasten öncekileri okunursa mekruh olur,
unutularak okunursa mekruh olmaz.
Sual: Vitirde sıra ile Felak, Nas, Fil suresini okumak mekruh mu?
CEVAP
Evet.
Sual: İlk rekatta İhlas, 2.de, unutup Kevseri okumak mekruh mu?
CEVAP
Mekruh olmaz. Çünkü yanılmak özürdür.
Sual: Atlanılan sure uzun olursa, bir sure atlanabilir mi? Mesela Tin
suresinden sonra, uzun olan Alak suresini atlayıp Kadir suresi okunabilir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Kadir suresini okurken yanılıp bir âyet atlayarak okumuşum. Namaz
bozulmuş oldu mu?
CEVAP
Hayır bozulmuş olmadı. Üç âyet okununca vacib yerine gelir.
Sual: Namazda zammı sure okurken unutularak bir âyet atlansa caiz olur
mu?
CEVAP
Bundan önce veya sonra 3 âyet veya 3 kısa âyet uzunluğunda bir âyet
okunmuşsa caizdir. Okunmamışsa tekrar baştan alınır, 3 ayet okunur ve
secde-i sehv de yapılır.
Sual: Bir rekatta, atlayarak Kadir, Fil ve İhlası okumak caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Namazda, uzun bir sureyi okurken, üç veya daha fazla âyet-i
kerime atlayarak diğer rekatta devamını okumak uygun mudur? Diğer rekatta
okumaya devam ederken biraz ileriden okunabilir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: S. Ebediyye kitabında, (İmamın birinci rekatta, ikinci rekatta
okuduğunun iki misli uzun okuması sünnettir) deniyor. Mesela imam,
birinci rekatta 5 âyet olan Fil suresini, ikinci rekatta 4 âyet olan Kureyş
suresini okusa mekruh mu olur? Birinci rekatta 3 âyet olan Nasr, ikinci rekat 4
âyet olan Tebbet'i okusa mekruh mu olur? Mekruh ve sünnet olana birer
örnek verir misiniz?
CEVAP
Hiç birisi mekruh olmaz. İkinci rekatta okunan sure, birinci rekatta
okunanla aynı âyet miktarı olsa, hatta ondan iki âyet fazla olsa yine mekruh
olmaz. Üç âyet fazla olursa mekruh olur. Yani, ikinci rekatta, birinciden üç âyet
uzun okumak mekruhtur.
Birkaç örnek verelim:
136
www.dinimizislam.com
Kureyş’ten sonra Maun suresini, Kevser’den sonra Kâfirun’u okumak
mekruh olur. Kevser’den sonra Nas okumak da mekruh olur. Çünkü ikinci
okunanlar, birinci sureden üç âyet fazladır. İhlas’tan sonra Felak suresini
okumak veya Felak’tan sonra Nas suresini okumak mekruh olmaz. Çünkü
ikinci okunanlar, birinci okunanlardan sadece bir âyet uzun, üç âyet uzun
olursa mekruh olur. Bu kaide, kısa sure ve âyetler içindir. Uzun bir âyetten
sonra, üç veya daha fazla âyet okumak mekruh olmaz. Mesela birinci rekatta,
Âyet-el kürsi ikinci rekatta, 6 âyet olan Kâfirun suresi okunursa mekruh
olmaz.
İmamın, önce Maun, sonra Kevser, önce Kâfirun sonra Nasr suresini
okuması sünnet olur. Çünkü birinci rekatta, ikinci rekatta okuyacağının iki misli
uzun okumuş oluyor. Bunun gibi önce, Alak suresini, sonra Kadir suresini
okuması da sünnet olur. Çünkü Alak suresi, Kadir suresinin iki mislinden daha
büyüktür.
İmamın sağ tarafa selam verirken, sol tarafa verdiği selamdan daha
yüksek sesle söylemesi de sünnettir. İki tarafa da aynı tonda selam verirse
mekruh olmaz ise de, sünnete uymamış olur.
Sual: Namazlarda ikinci rekatta okuduğumuz sureler, birinciden üç âyet
miktarı uzun olursa mekruh olur mu? Bu husus, farz, sünnet ve nafilelerde
aynı mıdır?
CEVAP
Evet hem farz, hem sünnet, hem de diğer nafilelerde böyledir. Ancak
nafilelerde üçüncü ve dördüncü rekatlarda da zammı sure okunur. Üçüncü
rekatları birinci ve ikinci rekatlardan uzun okumak mekruh olmaz. Çünkü
nafilelerde her iki rekat müstakil bir namaz sayılır. Sünnetler de nafile namaz
demektir.
Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edenler için bu durum geçerli değildir;
çünkü onlar farz gibi kılınır, yani üçüncü dördüncü rekatlarında zammı sure
okunmaz. Okunursa da mahzuru olmaz.
Zammı sure okurken
Sual: Namazda, zamm-ı surede ikinci rekâtta okunan, birinci rekâtta
okunan sureden üç âyet fazla olmaması sünnettir deniyor. O zaman, sadece
Fil suresinden aşağısını ezbere bilen birisi, sünnete nasıl uyabilir?
CEVAP
Birinci rekâtta Maun okunursa yedi âyettir. Ondan sonra üç veya dört
âyetli sureler okunabilir. Mesela birincide Maun, ikincide, Kevser, Nasr veya
İhlâs okunabilir. Yahut birincide Kâfirun okunursa, ikincide Nasr okunabilir.
İkincide aynı miktar veya iki âyet fazla olanları da okumak caizdir, mekruh
olmaz. Mesela üç âyet olan Kevser’den sonra, beş ayet olan Tebbet ve Felak
okunabilir.
Zammı sure okurken
137
www.dinimizislam.com
Sual: Yanılarak, bir önceki rekâtta okuduğu zamm-ı sureden önceki bir
sureyi veya bir sure atlayarak okumaya başlayan ne yapar?
CEVAP
Bir şey yapmak gerekmez, okumaya devam eder, mekruh olmaz, çünkü
unutmak özürdür.
Uzun sure okumak
Sual: Zamm-ı sure olarak Kevser suresinden sonra, Kâfirun suresini
okumak neden mekruhtur?
CEVAP
İkinci rekâtta, birinci rekâtta okunan zamm-ı sureden, üç veya daha fazla
âyet okumak mekruh olduğu için, Kevser'den sonra Kâfirun’u okumak
mekruhtur. Yanılıp okunursa mekruh olmaz.
İkinci rekâtta uzun okumak
Sual: (Namazda ikinci rekâtta birinciden üç âyet uzun okumak mekruhtur)
deniyor. Buradaki mekruh, tenzihen mi, tahrimen mi?
CEVAP
Yalnız mekruh denince genelde tahrimen mekruh anlaşılırsa da, Nimet-i
İslam kitabında, bunun tenzihen mekruh olduğu bildiriliyor. Unutarak okunursa
mekruh olmaz.
Aynı sûreden farklı âyet okumak
Sual: Bir kimse, aynı rekâtta aynı sûrenin farklı âyetlerini zammı sûre
olarak okuması mekruh olur mu? Mesela Tebareke sûresinin ilk âyetini
okuyup, arkasından, ikinci sayfasındaki (ve esirru) diye başlayan âyeti okusa
mekruh olur mu?
CEVAP
Evet, mekruh olur. Atlamadan okumalıdır.
Kıbleye karşı dua
Sual: (Allah her yerde olduğuna göre, namazı niçin kıbleye karşı
kılıyoruz) diyen uygunsuz kimseleri işitmiştim. Geçen gün, düzgün itikadlı bir
arkadaş, kıbleyi yan tarafına alarak dua ediyordu? Niçin kıbleye karşı
dönmediğini sorunca, hemen arkasını kıbleye dönerek duaya başladı.
Arkadaşın böyle yapması küfrü gerektirir mi? Kıbleye karşı dua etmek sünnet
değil midir?
CEVAP
Önce tevilini bilmeden Allah her yerde demek tehlikelidir. Allah’a mekan
ittihaz edilmiş olur. Bu ise küfürdür. Allahü teâlâ, mekandan münezzehtir.
Dünya, gezegenler, gökler ve Arş ezeli değildir, sonradan yaratılmıştır,
mahlûktur. Yer ve gökler yok iken de Allahü teâlâ var idi. Onun için Allah her
yerde denmez. Böyle söylemek Allah’a mekan göstermek olur. Allahü teâlâ
zamanlı ve mekanlı olmadığı için, Allah, her yerde hazır ve nazırdır denmez.
138
www.dinimizislam.com
Fakat Allah, zamansız ve mekansızdır, hiçbir yerde olmayarak hazır ve
nazırdır manasında söylemek caizdir. Miftah-ül Cenne kitabında, (Bir kimse
"Allah’tan boş yer yok" dese, kâfir olur. Çünkü Allahü teâlâ mekandan
beridir) buyuruluyor.
Âlimlerimiz buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, kâinatın ne içinde, ne de dışındadır. İçinde, dışında olmak,
var olan iki şey arasında düşünülür. Halbuki kainat, hayal mertebesinde
yaratılmıştır. Hayal mertebesindeki âlemin devamlı var görünmesi Allahü
teâlânın kudreti ile oluyor.
Bir kimse hayal kursa, hayalinde çeşitli işler yapsa, "Bu kimse, hayalinin
içindedir, dışındadır denemez. Çünkü hayal gerçek değildir. Rüya gören
kimse, rüyasının ne sağında, ne solundadır. Rüyasında yer, içer. Hatta
rüyasında rüya bile görür. Allahü teâlânın kudreti ile hep devam etse, insan
rüyayı gerçek bilir. Rüyadan başka hayat yok zanneder. (İnsanlar uykudadır.
Ölünce uyanırlar) hadis-i şerifi, içinde bulunduğumuz dünya hayatının bir
rüyadan ibaret olduğunu bildirmektedir.
Yalnız dünya değil, bütün gezegenler, Cennet, Cehennem ve her varlık,
hayal mertebesinde yaratılmıştır. Allahü teâlânın kudreti ile devam etmektedir.
(Mekt. Rabbani)
O halde niçin Kâbe-i şerife dönerek namaz kılıyoruz? Bunun tek cevabı
vardır: Allahü teâlâ öyle emrettiği için. Daha önce de Kudüs’e doğru
kılınmasını emretmişti.
Dua ederken kıbleye karşı dönmek de dinimizin emridir. Arkadaşınızın
arkasını kıbleye dönmesi normal değildir. Dua eden insana suizan edilmez.
Ancak arkadaşınızın sünnete önem vermediği düşünülemez. Çünkü sünnete
önem vermeyen kâfir olur.
Belki, (Senin emrinle kıbleye karşı dönmek istemem) diye düşünmüş
olabilir. Bu da en azından kibirden ileri gelir. Tevbe edip bir daha da böyle
hareket etmemelidir.
Dört hak mezhepte namazın hükümleri
Sual: Hanefi mezhebi ile diğer hak mezheplerdeki namazın hükümleri
hakkında bilgi verir misiniz?
CEVAP
Namaza başlarken ağız ile, dil ile niyet etmek, Hanefi’de bid’at, Şafii ve
Hanbeli’de sünnet, Maliki’de caizdir. Hanefi’de kalbi tatmin olmayanın dil ile
de niyet etmesi caizdir.
Kıyamda iken, Şafii’de ayaklar bir karış kadar açılır. Diğer üç mezhepte
dört parmak kadar açılır.
Namazda intikal tekbirleri Hanbeli’de vacip, diğer üç mezhepte sünnettir.
Namazda Fatiha okumak, Hanefi’de vacip, diğer üç mezhepte farzdır.
139
www.dinimizislam.com
İmamın arkasında Fatiha okumak, Hanefi’de tahrimen mekruh, Şafii’de
farzdır. Maliki ve Hanbeli’de, imam yüksek sesle okurken, tahrimen mekruh,
sessiz okurken müstehaptır.
Son teşehhüdde salevat okumak Şafii’de farz, diğer üç mezhepte
sünnettir.
Vitir namazı İmam-ı a'zama göre vacip, imameyne ve diğer üç mezhebe
göre sünnettir.
Beş vakit namazın farzlarını cemaat ile kılmak, Hanefi, Şafii ve Maliki’de
sünnet, Hanbeli’de vaciptir.
Cuma namazına imamdan başka, Hanefi’de 3, Şafii ve Hanbeli’de 40,
Maliki’de 12 erkek yetişir.
Hanefi âlimlerinin çoğuna göre, tadil-i erkan vacip, imam-ı Ebu Yusuf ve
diğer üç mezhebe göre farzdır.
Hanefi’de seferde iken namazları cem etmek caiz değildir. Maliki’de
seferde, hastalıkta, karanlıkla beraber yağmur ve çamur olunca, öğle ile
ikindiyi, akşam ile yatsıyı birleştirerek kılmak caizdir. Şafii’de seferde, bu
namazları, birleştirip, takdim veya tehir ederek kılmak caizdir. Yağmur
yağarken de sadece takdim ederek birleştirmek caizdir. Hanbeli’de ise,
seferde, hastalıkta, kadının müstehaza [özürlü] olmasında, idrar ve yel
kaçırmak gibi abdesti bozan özürlerde, canından, malından ve namusundan
korkanın, maişetine zarar gelecek olanın iki namazı cem edip kılmaları caizdir.
Şafii ve Hanbeli’de kadının kadına imam olması caiz, Hanefi’de mekruh,
Maliki'de sahih değildir.
Teravihi on rekatta bir selam vererek kılmak üç mezhepte mekruh,
Şafii'de sahih değildir.
Bayram namazı, Hanbeli’de farz-ı kifaye, Hanefi 'de vacip, Şafii ve
Maliki'de sünnettir.
Bir namazı özürsüz terk eden Hanbeli, Şafii ve Maliki’de öldürülür.
Hanbeli’de kâfir olduğu için, diğer ikisinde büyük günah işlediği için öldürülür.
Hanefi’de namaza başlayıncaya kadar dövülüp hapse atılır. Özürle bir veya
birkaç namazı kılamayanın durumu ise şöyledir: Şafii, Hanbeli ve Maliki’de,
kazası olanın, sünnet kılması haramdır. Hanbeli ve Maliki’de, sabahın
sünneti, vitir ve bayram namazı bundan müstesnadır. Hanefi’de ise, sünnetleri
ve kuşluk, evvabin, tesbih, tehıyyet-ül-mescid gibi nafile namazları kılmak,
kaza kılmaktan evladır. Çünkü bu kazalar bir özürle kılınamamıştır, böyle
kazaya kalmak günah olmadığı için, sünnetleri ve nafileleri kılacak kadar
ertelemek de Hanefi’de günah değildir. Ama namazları kasten, özürsüz terk
eden, sünnet veya nafile kılamaz.
Gaibin, yani uzak ülkede ölenin ardından burada cenaze namazı Şafii ve
Hanbeli’de kılınabilir, Hanefi ve Maliki’de kılınmaz. Şehidin cenaze namazı
Hanefi’de kılınır, diğer üç mezhepte kılınmaz. İntihar edenin cenaze namazı
dört mezhepte de kılınır. Maliki’de ve Hanbeli’de ise, devlet başkanı intihar
140
www.dinimizislam.com
edenin cenaze namazını kılmaz. (Mizan-ı kübra)
Seferi olmak için Hanefi’de 104 km, diğer üç mezhepte 80 km uzağa
gitmek gerekir. Giderken yolda da seferi olunur. Üç mezhepte, giriş ve çıkış
günleri hariç, 4 günden, Hanefi’de ise 15 günden az kalmaya niyet eden seferi
olur. Hanefi’de seferde 4 rekatlık farzları, iki rekat kılmak vacip, Maliki’de,
meşru yani günah olmayan seferde 2 kılmak sünnet, Şafii ve Hanbeli’de, 2
veya 4 kılmak da caizdir.
Şafii veya Maliki olan veya taklit eden, mukim iken, hacda seferi olan
Hanefi imama uyarak dört rekat farzları iki rekat olarak kılar ise, bu namazları
sahih olmadığı için kaza etmesi gerekir.
Ayakkabıları camide arkaya bırakmak
Sual: Ayakkabımı caminin girişindeki ayakkabılıklara koydum. Bir
arkadaş, “Ayakkabı namaz kılanın solunda bulunması gerekir” dedi. Evimizde
de ayakkabılar arkada kalıyor. Ayakkabıları arkaya koymanın mahzuru var
mıdır?
CEVAP
Çalınma endişesiyle, huşuya mani olacağı için camide ayakkabıları
arkaya bırakmak mekruhtur. Huşuya mani olan her şey mekruhtur. Bu
bakımdan ayakkabıları arkaya, öne veya sağa değil, namaz kılarken sola
koymak sünnettir. Eski olduğu için veya başka bir sebeple ayakkabıların
çalınma tehlikesi yoksa, yani huşu ile namaz kılınıyorsa ayakkabıları arkaya
koymak mekruh olmaz. Bazı camilerde arkada kilitli küçük ayakkabı dolapları
da oluyor. Onlara da koymak mekruh olmaz. Evde çalınma endişesi olmadığı
için arkaya koymak mekruh olmaz.
Namazda elleri göbek altına bağlamak
Sual: Namazda elleri göbek altına bağlamak bid’at mi?
CEVAP
Hayır, bid’at değil sünnettir.
Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerif meali:
Namazda sağ eli, sol el üstüne koyup göbek altına bağlamak sünnettir.
(Ebu Davud, İ. Ahmed)
Bütün fıkıh kitaplarında, namazda eller göbek altına bağlanır deniyor.
Dürr-ül Muhtar’da namazın sünnetlerinin sekizincisinde diyor ki:
Erkekler, sağ eli sol elin üzerine koyup göbek altına bağlar. Hazret-i Ali
(Elleri göbek altına bağlamak sünnettir) demiştir. Namazda erkek, bileğini
baş ve küçük parmağıyla tutarak sağ eli sol eli üzerine bağlar ve göbeğinin
altına koyar. Muhtar olan kavil budur. (Dürr-ül Muhtar)
Türkçe Nimet-i İslam kitabında namazın sünnetlerinin beşincisinde diyor
ki:
141
www.dinimizislam.com
(Erkek kısmı, sağ elini sol eli üzerine olmak üzere göbeği altına koymak)
Bunları bütün fıkıh kitaplarında bulmak mümkündür.
Öğle ve yatsının son sünnetini 4 kılmak
Sual: Öğle ve yatsı namazının son sünnetini dört rekat kılmakta mahzur
var mıdır?
CEVAP
Mahzur yoktur. İyi olur.
Farz ve vacip namazlardan başka kılınan namazlara, sünnetler de dahil,
nafile namaz denir. Mekruh vakitler haricinde her zaman nafile namaz kılmak
caizdir.
Öğle ve yatsı namazının farzından sonra dört, akşamın farzından sonra
altı rekat nafile namaz kılmanın fazileti hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı
şöyle:
(Öğle namazından önce ve sonra 4 rekat namaz kılmaya devam
edene Cehennem haram olur.) [Tirmizi]
(Akşamdan sonra 6 rekat namaz kılanın, günahları deniz köpüğü
kadar da olsa affedilir.) [Taberani]
(Akşam namazından sonra, konuşmadan 6 rekat namaz kılan, 12 yıl
nafile ibadet etmiş gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace]
(Öğlenin farzından önce kılınan 4 rekat, yatsının farzından sonra
kılınan 4 rekat namaz gibidir. Yatsıdan sonra kılınan 4 rekat namaz, Kadir
gecesinde kılınan 4 rekat namaz sevabına eşittir.) [Taberani]
Ancak nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için farz borcunun
olmaması gerekir. Bu borcu ödemedikçe, bu cinsten olan hiçbir nafile
ibadetine sevap verilmez. Dürret-ül fahiredeki hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ,
kazaya kalmış, namaz borcu olanın, nafile namazını kabul etmez)
buyuruldu. Ayrıca nafile ibadetlere sevap verilebilmesi için, haramlardan kaçıp
günahlara da tövbe etmek gerekir. (Nevadir-i fıkhıyye)
İkindinin sünnetini terk
Sual: İkindini sünnetini kılmayan bir hocaya niye kılmadığını sorunca,
Peygamber efendimiz ikindi namazını devamlı kılmaz, çok zaman terk ederdi.
Biz de Onun sünnetini yapıyoruz. Çünkü Onun yaptığını yapmak, yapmadığını
yapmamak bize sünnettir) dedi. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Böyle bir şey yok. O şekilde düşünmek çok yanlıştır. Resulullah
efendimizin yaptıklarını yapmak sünnettir, yapmadıklarını yapmamak sünnet
olmaz. İslam âlimleri (Sevap getirecek iş yapmak sünnettir, sevaptan mahrum
iş yapmak sünnet olmaz) buyuruyor. Birkaç örnek verelim:
1- Resulullah, uçağa binmediği için uçağa binmemek sünnettir demek çok
142
www.dinimizislam.com
yanlıştır.
2- Resulullah, bilgisayar kullanmadığı için bizim de bilgisayar
kullanmamamız sünnet olamaz.
3- Peygamber efendimiz, ameliyat olmamıştır, ameliyat gereken bir
hastalıktan dolayı ameliyat olmamak sünnettir demek cahilliğin daniskasıdır.
Resulullah efendimizin bütün yaptıklarını yapmak, yapmadıklarını
yapmamak gerekmez. Yani Resulullahı her hususta taklit caiz olmaz. Çünkü
Mevahib-i Ledünniyye kitabında bildirildiğine göre, yalnız Peygamber
efendimize mahsus farzlar ve haramlar vardır. Mesela kurban kesmek, kuşluk
namazı, sabah namazının sünneti ile gece namazı kılması, misvak kullanması,
istişare ile iş görmesi, gördüğü yerde ve zamanda münker bir işi değiştirmesi,
başladığı işi bitirmesi, sadece Peygamber efendimize mahsus farzlardan idi.
Resulullaha mahsus haramlar da vardır. Kitap ehli olan kadınla evlenmesi,
zekât, sadaka alması haram idi. Zengin de olsa zekât vermesi farz değil idi.
Şimdi ahmağın birisi çıkıp Peygamberimiz zekât vermezdi, ben de ona uyarak
sünnet olsun diye zekât vermiyorum diyebilir mi? Bu konuda çok örnekler
vardır.
Mevahib kitabındaki birkaç örneği bildirelim:
1- Resulullah efendimiz dörtten fazla kadın ile evlenmiştir. Ona uymak için
dörtten fazla kadınla evlenmek sünnete ittiba olmaz, aksine haram olur.
2- Resulullah efendimizin yazı yazması haram idi. Bir âyet-i kerime meali
şöyledir:
(Allah’a ve Onun ümmi nebi olan Resulüne uyun ki doğru yolu
bulasınız.) [Araf 158]
Resulullaha uymak için yazı yazmamak sünnete ittiba olur mu hiç?
3- Miras bırakması haram idi. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Biz Peygamberler, miras bırakmayız. Bize kimse vâris olamaz.)
[Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Miras bırakmamak sünnete ittiba
olmaz.)
4- Soğan sarmısak gibi çirkin kokulu şeyleri yemesi haram idi. Bir hadis-i
şerif meali:
(Yanıma melek geldiği için soğan sarmısak yemem.) [Hakim]
(Resulullaha uymak için soğan sarmısak yememek sünnete ittiba olmaz.)
5- Şiir söylemesi haramdır. Bir hadis-i şerif meali: (Şiir söylemek bana
haramdır.) [Ebu Davud]
(Şiir söylememek sünnete ittiba olmaz. Öyle olsa idi, bir çok ulema ve
evliya şiir yazmazdı.)
6- Borçlu ölen müminin borcunu ödemek, ona farz idi. Bir hadis-i şerif
meali:
(Ölen müminin borcu varsa ödemek benim üzerime farzdır.) [Müslim]
(Resulullaha uymak için ölenlerin borcunu ödememiz gerekmez.)
7- Resulullahın zekât alması haramdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
143
www.dinimizislam.com
(Bizim zekât almamız helal değildir.) [Tirmizi, Ebu Davud]
İmam-ı Münavi hazretleri buyuruyor ki:
Peygamberlere zekât farz değildir; çünkü zekât, malın kirini temizlemek
içindir. Peygamberler kirlenmekten masumdur, yer yüzünde Allah’ın en emin
yarattığı insanlardır. (Cami-üs-sagir şerhi)
Resulullaha uymak için zenginin zekât vermemesi sünnete ittiba olmaz,
haram olur. Bunun gibi örnekler çoktur. Resulullah, gayri müekked sünnetleri
bazen terk ettiği için bizim de terk etmemiz Ona ittiba değil, Onun emrine
muhalefet olur. Çünkü O namaz kılın buyuruyor, namazı bırakın demiyor.
Sual: İkindinin sünnetini bazen terk etmekte mahzur var mı? Sünnetler,
kılınmamış farzlara eklenir mi?
CEVAP
Redd-ül-muhtarda, (Her sünnet nafiledir; fakat her nafile sünnet değildir)
buyuruluyor. İkindi ve yatsının gayrı müekked sünnetleri, diğer müekked
sünnetler gibi nafile ibadettir. Farz namazlar içinde sünnetlerde bir noksanlık
olursa, bu noksanlıklar nafile namazlarla tamamlanır. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Kıyamette önce namazdan sorulur. Namaz doğru kılındı ise,
kurtulur. Namazı bozuksa, işi kötüdür. Farz namazında bir şey noksan
ise, nafilelerle tamamlanır.) [Hakim]
(Bir kimse, namazını tamamlamadı ise, o namazın üzerine,
tamamlanıncaya kadar, nafile namazları eklenir.) [Darimi]
(Namaz, zekât ve başka farzlardaki bir noksanlık, nafilelerle
tamamlanır.) [Beyheki]
İnsanın derecesi ne kadar yüksek olursa olsun, kusursuz iş yapamaz. İşte
nafileler farzlarda olan kusurları tamamlar. Nafile kılmak, farzdaki kusurları
tamamlamak için emrolunmuştur. Kurtuluş, farzları noksansız yapmaktadır.
Bilhassa namaz çok mühimdir. Çünkü Allahü teâlâ, (Namaz hesabının
altından kalkarsan, kurtuluş senindir. Öteki hesapları kolaylaştırırım)
buyuruyor. (Umdet-ül-İslam)
O halde farz namaz kazası olmayan, farz namazlardaki kusurlarının
düzelmesi için nafile namazlara devam etmelidir!
İkindi namazının sünneti gayrı müekked olmakla beraber, faziletli nafile
namazlardandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İkindinin farzından önce, 4 rekat namaza devam edene, Cennette bir
köşk verilir.) [Ebu Ya’la]
(İkindinin sünnetini kılmaya devam edenin günahları affolur.)
[Ebuşşeyh]
(İkindinin sünnetini kılanın vücudu Cehenneme haramdır.) [Taberani]
(Münafık, ikindi namazını akşama az bir zaman kalıncaya kadar
geciktirir.) [Hakim]
(İkindinin farzından önce dört rekat kılana Allah rahmet etsin!)
144
www.dinimizislam.com
[Tirmizi]
Peygamber efendimizin duası elbette kabul olur. O halde bu duaya nail
olmak için ikindi namazının sünnetini devamlı kılmaya çalışmalıdır. Çünkü
Allah katında en makbul amel devamlı olandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah katında en kıymetli amel, az olsa da, devamlı yapılandır.)
[Buhari]
(Ey insanlar, gücünüzün yettiği kadar amel yapın! Siz, yaptığınız
amelden usanmadıkça, Hak teâlâ size sevap vermekten usanmaz.
Allah’ın en çok sevdiği amellerden biri de, az fakat ara verilmeden
yapılan ameldir.) [Müslim]
Ara verilerek yapılan ameller Allah indinde sevimli olmaz. Hatta Allahü
teâlânın tekdirine maruz kalır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir kimse, bir ibadeti Allah için devamlı yaparken usanıp bu ameli
terk ederse, Allahü teâlâ ona şiddetli buğzeder.) [İbni Sünni]
Allahü teâlânın gazabı şiddetlidir. Bir zaruret olmadıkça, ibadetleri bazen
yapıp bazen terk etmemelidir. Hak teâlâ, muhakkak çok amel istemiyor, (Salih
amel işleyin) buyuruyor. Az olsa da, devamlı olan salih amelleri seviyor. O
halde Rabbimizin, sevdiği amelleri yapmaya çalışmalıdır. (Envar-ül Kudsiye)
Namazda kağıda bakarak okumak
Sual: Yeni Müslüman olan kişi, hiçbir sûre ve dua bilmediğine göre,
öğrenene kadar nasıl kılar? Bir de, namaza geç başlayanlar, sûreleri öğrenene
kadar nasıl kılar? Tam İlmihal’de şöyle deniyor:
(Kur’an-ı kerime veya kâğıda bakıp, öğrenerek okumak bozar, çünkü
başkasından öğrenmek demektir. İmam-ı Muhammed ve Ebu Yusuf,
mekruh olur dediler. Kitaplı kâfirlere benzemeyi düşünmezse, mekruh da
olmaz dediler.)
Böyle durumlarda, İmam-ı Muhammed ile İmam-ı Ebu Yusuf’un kavline
uyarak Fatiha, sûre ve dualar kâğıda yazılıp karşıya asılsa, oradan okunsa
caiz olur mu?
CEVAP
Evet, öğrenene kadar bu kavle uymak caiz olur. Tam İlmihal’deki bu ifade,
Dürr-ül muhtar ve bunun şerhi olan Redd-ül muhtar kitabından alınmıştır.
Orada daha geniş bilgi vardır.
Sual: Namaz kılarken karşımızda duvar saati oluyor. Saate bakıp kaç
olduğunu anlamak namazı bozar mı? Cemaatten yazılı elbise giyenler oluyor.
Önümüzde durunca ister istemez ne yazdığını okuyoruz. Namazımız
bozuluyor mu?
CEVAP
Karşımızdaki yazıya, saate veya resme bakıp, anlamamak bozmaz. Ne
yazdığı, saatin kaç olduğu gibi şeyleri anlayınca namaz mekruh olur. Gözüne
145
www.dinimizislam.com
rastlarsa, saatin kaç olduğu görülse, veya yazı anlaşılsa bile mekruh olmaz.
Çünkü bunları okumadığı halde gözüne rastladığı için anlamıştır.
Huşua mani olmamak için gerek evin gerekse cami duvarlarının kıble
istikametine, yazı ve resim koymamalıdır. Yazılı elbise giyerek namazı mekruh
etmemelidir.
Kâğıttan bakarak okumak
Sual: Bir arkadaş, namazda Mushaf’ı eline alıyor, okuyor sonra Mushaf’ı
yere bırakıyor. Ayağa kalkarken tekrar yerden alıp okuyor. Böyle namaz
kılmak caiz mi?
CEVAP
Caiz değildir. İbni Âbidin’de buyuruluyor ki:
Kur’an-ı kerime veya kağıda bakıp, öğrenerek okumak namazı bozar.
Çünkü başkasından öğrenmek demektir. İmam-ı Muhammed ile imam-ı Ebu
Yusuf’a göre mekruh olur.
Bir de Mushafı yerden alıp açmak amel-i kesirdir yani çok iş yapmaktır.
Bir eli bir rükünde üç kere hareket ettirmek mesela üç kere kaşınmak namazı
bozar, hatta iki el ile bir hareket de, bozar diyen âlimler olmuştur. (Redd-ülmuhtar)
Ayrıca Mushafı yere atmak küfür olur. Hatta fetvayı bile yere atmak
küfürdür. (Birgivi)
Namazda resim veya yazıya bakmak
Sual: Namaz kılarken önümüzde namaz kılanın elbisesinde yazı oluyor.
O yazıyı göz ile okumak namazı bozar mı?
CEVAP
Bir yazıya, bir şeye veya duvardaki bir resme bakıp, anlamamak namazı
bozmaz. Anlayınca mekruh olur. Bakmayıp gözüne rastlarsa, mekruh olmaz.
(S. Ebediyye)
Kısa kollu gömlekle namaz
Sual: (Kısa kollu gömlekle namaz kılmak, dini bir mekruh değil, örfi bir
mekruhtur. Yani bir beldede herkes uzun kolla namaz kılıyorsa, siz kısa kolla
kılarsanız, bu da dikkati çekiyorsa, örfî mekruh olur. Eğer yadırganmazsa bir
mahzuru olmaz) deniyor.
Peki, bir sahil beldesinde herkes kısa pantolon giyse, o hâliyle namaz
kılsa, örfî haram mı işlemiş olur? Yani mahzuru olmaz mı?
CEVAP
Yanlış bir şeyi herkesin yapmasıyla, o iş meşru hâle gelmiş olmaz. Dinde
tab’an mekruh vardır, örfî mekruh ve örfî haram diye bir şey yoktur. Tab’an
mekruh, insanın tabiatına hoş gelmeyen, soğan, sarımsak kokusu gibi
şeylerdir.
Dizden yukarısını gösteren pantolon giymek şer’an haramdır. Kısa kollu
146
www.dinimizislam.com
gömlekle namaz kılmak da şer’an mekruhtur. Şort gibi kısa pantolonla kılınan
namaz, hiç sahih olmaz. Sahil beldesinde herkes böyle giydiği için, haram,
helal hâle gelmez. Herkese yani çoğunluğa uymak, insanı felaketten
kurtaramaz. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(İnsanların çoğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar.) [Enam
116]
Herkes böyle yapıyor, herkes böyle diyor demek dinde delil olmaz. Ölçü,
dinin bildirmesidir; insanların çoğunun yaptığı, söylediği şeyler değildir. Bu
mekruhu kaldırmak için herkes bir şey uydurmaya çalışıyor. Mesela bir
reformcu ise, (Eskiden padişahın huzuruna başı açık çıkılamayacağı için, başı
açık namaz kılmak mekruhtu. Artık buna gerek kalmadı. Kısa kollu gömlekle
namaz kılmak mekruh değildir. Bu her zaman giydiği kıyafetidir) diyor.
Muteber din kitaplarında bildiriliyor ki:
1- Nimet-i İslam’da, namazın mekruhlarının 11. sinde, (Erkek kısmı
namazda kolunu açık bulundurmaktır) deniyor. Dipnotta ise, etekleri toplayıp
bacakları açmak da mekruh diyor. (s.564) [Aynı kitabın mekruhların 12.sinde
ise, sadece şalvar ile, izar ile namaz kılmanın mekruh olduğu bildiriliyor.
Çünkü vücudun üst kısmı açılarak ten görünmektedir.]
2- Elbisenin kollarını sıvayarak kolları açık namaz kılmak mekruhtur.
Fetava-i Kadıhan’da da böyledir. (Hindiyye) [Burada sıvamak değil, kolları
açmanın, teni göstermenin mekruh olduğu bildiriliyor. Nitekim, yine aynı kitapta
deniyor ki: Gömleği varken, gömleksiz namaz kılmak mekruhtur, Hulasa’da da
böyle yazmaktadır. Bir omzu açık bırakarak namaz kılmak da mekruhtur.
(Hindiyye)]
3- İzarının ön ve arkasını, toz olmasın diye yukarı çekmek mekruhtur.
Yenleri ve izarı sığalı olarak namaz kılmak da mekruhtur. (Halebi) [İzar; etek,
peştamal gibi belden alta giyilen elbisedir. Etek yukarı çekilince bacak görülür.
Kıvırmak değil, bacağın görülmesi mekruhtur. Yere sürünüp, toz toprak
olmasın diye yukarı çekmek de mekruhtur. Çünkü bacak görünür. Eğer bacağı
göstermeyen uzun don varsa mekruh olmaz. Yine aynı kitapta diyor ki:
Namazı sadece izar ile kılmanın mekruh olduğu hadis-i şerifle bildirildi. [Çünkü
vücudun üst kısmı açık kalmaktadır.] Fakat başka elbisesi yoksa mekruh
olmaz. (Halebi)]
4- Dürrül-muhtar’da diyor ki:
(Namazda toz, topraktan korunmak için yen ve paçasını sıvamak mekruh
olduğu gibi; elbiseyi toplamak, yani kaldırmak da mekruhtur.)
İbni Abidin hazretleri burayı açıklarken buyuruyor ki:
Elbiseyi secdeye giderken kaldırmak da mekruhtur. Bahr sahibi diyor ki:
Az sıvansa da mekruhtur. Çünkü elbiseyi toplamak sözü hepsini içine alır.
5- İbni Abidin hazretlerinin oğlu Muhammed Alaeddin, Hediyyetül alaiyye
isimli kitabında, namazın mekruhlarının 10. sunda (Erkekler için kolları açmak)
tabiri var. Mekruhların 16. sında ise, izarını kaldırmak ifadesi var. İzar
147
www.dinimizislam.com
kaldırılınca bacaklar görünür. Demek ki mekruh olan, sıvamak değil tenin
görünmesidir.
6- Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri buyuruyor ki:
Çiğini [omuzlar] ve kollar açık olarak namaz kılmak mekruhtur.
(Marifetname s.268)
7- Şir’a şerhindeki hadis-i şerifte, (Yakası kapalı kılınan namaz, yakası
açık kılınandan yetmiş derece daha sevaptır) buyuruluyor. Demek ki yakayı
bağrı açıp teni göstermemelidir.
Kısa kol için, bu her zaman giyilen kıyafettir deniliyor. Bir erkek de şortla
gezebilir bu onun kıyafeti olabilir; ama din kitapları şöyle bildiriyor:
Âdet olarak giyilen bir kıyafet, namazı bozuyor veya mekruh ediyorsa,
namazda o kıyafeti giymemek gerekir. (Dürer)
Demek ki, kısa pantolon ve kısa kollu gömlek giymek âdet olsa da, kısa
pantolonla namaz hiç caiz olmaz, kısa kollu gömlekle de mekruh olur.
Çıplak ayakla namaz
Sual: Kadın, çıplak ayakla namaz kılabilir mi?
CEVAP
Namaz etekliği uzun ise, ayaklar görülmüyorsa, bir mahzuru olmaz.
Kadınların el ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve
ayaklarının altı, namaz için Hanefi’de avrettir. Ellerin üstü avret değildir diyen
âlimler de çoktur. Bunlara göre, kadınların bileklerine kadar ellerinin üstü açık
kılmaları caiz olur. Ama, kitapların hepsine uymuş olmak için, kadınların elleri
örtecek kadar uzun kollu namazlık veya geniş baş örtüsü ile elleri örtülü olarak
kılmaları, daha iyi olur. Kadınların ayakları namazda avret değildir diyen
âlimler de varsa da, bu âlimler de, namazda örtmesi sünnet, açması mekruhtur
dedi. (S. Ebediyye)
Kadınların ayaklarının açık olmasında iki kavil vardır. Birinci kavle göre
mekruh, ikinci kavle göre namaz bozulur. Kadınlar, ya çorapla veya ayaklara
kadar uzun etek veya entari giyerek namaz kılmalıdır! (Mezahib-i Erbea)
Kadının topuk kemiği, bileği veya boynu yahut saçı açık olarak kıldığı
namazı sahih olmaz. İnce olup içindeki uzvun şekli veya rengi görünen kumaş,
yok demektir. (Umdet-ül-İslam)
Şafii’de kadının iki elinden ve yüzünden başka her yeri her zaman avrettir.
(Hür kadının avuç içinden ve yüzünden ve ayaklarından başka bütün
vücudu avrettir. Ayaklarına avret diyenler de oldu. Nur suresindeki (Kadınlar
ayaklarını yere vurarak yürümesinler ki, ayaklarındaki örtülü ziynetlerin sesleri
işitilmesin) mealindeki âyet-i kerime ayakların avret olduğunu göstermektedir.
(Halebi-yi kebir)
Namaz dışında avrettir ve avret değildir diyen âlimler olmuştur. Bu
bakımdan namazda ve namaz dışında ayakları çorapla örtmeli, ayağı açık
148
www.dinimizislam.com
gezenlere de haram işliyor dememelidir.
Çıplak ayakla namaz mekruhtur
Sual: Kadınların ayakları avret olduğu için çıplak ayakla namaz
kılamıyorlar. Erkeğin ayağı avret olmadığına göre, çıplak ayakla namaz
kılmaları Hanefi’de mekruh mudur? Hatta diz ile göbek arasını kapatarak kılsa
ne zararı olur?
CEVAP
Sadece göbek ile diz arasını örterek kılınan namaz sahih olursa da,
mekruh olur. Namaz borcundan kurtulur ise de namazdan hasıl olan büyük
sevaplara kavuşamaz. Fıkıh kitaplarında deniyor ki:
1- Namazı, temiz mest veya ayakkabıyla, ayakları örtülü olarak kılmak,
çıplak ayakla kılmaktan kat kat efdaldir. Hadis-i şerifte, örtülü ayakla kılmak
emredildi. (Dürr-ül-muhtar)
2- Resulullah ve Eshab-ı kiram, nalınla namaz kılarlardı. Namazı, çorap
veya mestle kılmalı, çıplak ayakla namaz kılan Yahudilere benzememelidir.
(Redd-ül-muhtar)
3- Namazı ayakları örtülü kılmanın sevabı çok fazladır. (Halebî, Berika,
Hadika)
4- Erkeklerin, ayakları çıplak olarak namaza durması mekruhtur. Ayakkabı
veya mest kirliyse, ayakları, temiz çorapla örtmek sünnet olur. Namazın vacibi
gibi, sünnetini de terk etmek mekruh olur. (İ. Ahlakı)
5- (Yahudilere benzememek için, namazları nalınla [meste benzer bir
ayakkabıyla] kılın) hadis-i şerifi, çıplak ayakla namaz kılmanın mekruh
olduğunu göstermektedir. (S. Ebediyye)
Ayakları örtmek
Sual: Fıkıh kitaplarında, (Secdede ayakları elle örtmek mekruhtur)
deniyor. Örtmek niye mekruh oluyor?
CEVAP
Erkeklerin çıplak ayakla namaz kılmaları mekruhtur. Çıplak ayakla
namaza duran kimse, bu mekruha mani olmak için, elleriyle ayaklarını örtmeye
çalışırsa, ikinci bir mekruh işlemiş olur.
Otururken, eli uyluklardan ayırmak mekruh olduğundan, ayağın açık
olması mekruhluğunu gidermek için, ikinci bir mekruh işlememelidir. (Halebî-yi
kebir)’de yazdığı gibi, ayakta, rükûda, secdelerde ve otururken, elleri sünnet
olduğu gibi koymamak mekruhtur. (Merakıl-felah)’da, (Sünneti terk etmek
mekruhtur. Bunun için, erkeklerin secdede, çıplak ayağını eliyle örtmesi
mekruh olur) demesi de, bu sebeptendir. (S. Ebediyye)
Çıplak ayakla namaz
Sual: Şâfiî'de, erkeklerin çıplak ayakla namaz kılması sünnet, Hanefî'de
ise mekruhtur. Herkesin kendi mezhebine göre hareket etmesi gerekmez mi?
CEVAP
149
www.dinimizislam.com
Evet. Mezhepler arasında böyle farklı hüküm çoktur. Mesela Şâfiî'de
imam arkasında Fatiha okumak farz iken, Hanefî’de harama yakın mekruhtur.
Herkes, kendi mezhebinin hükmüne göre hareket eder. Hanefî'de böyledir
denince Şâfiîlerin de öyle yapması gerekmez.
Namazda avret yerinin açılması
Sual: Namazda avret yerinin kendiliğinden açılması ile bizim kasten
açmamız fark eder mi?
CEVAP
Evet fark eder. Kendimiz açarsak hemen namaz bozulur. Kendiliğinden
açılırsa bir rükün miktarı zaman geçmedikçe namaz bozulmuş olmaz. Mesela
kadın sarkan saçlarını açarsa, namazı hemen bozulur. Kendiliğinden açılırsa,
bir rükün geçmedikçe bozulmuş olmaz.
Namazda bir uzvun açılması
Sual: S. Ebediyye kitabında namazı bozanlar bahsinde, (Bir rüknde, üç
kere Sübhanallah diyecek kadar avret yeri açılırsa namaz bozulur)
deniyor. Bir uzvun tamamı mı, yoksa dörtte biri mi açılırsa namaz bozulur?
CEVAP
Bir uzvun tamamı değil, dörtte biri açık kalırsa bozulur. Çünkü yine S.
Ebediyyenin setri avret bahsinde, (Avret uzuvlarından birinin dörtte biri, bir
rükn açık kalırsa, namaz bozulur) deniyor. Fıkıhta, bir uzvun dörtte biri,
tamamı yerine geçer. Mesela başı mesh etmek farzdır. Dörtte birisi mesh
edilirse tamamı mesh edilmiş sayılıyor. Kol bir uzuvdur. Namazda kadınların
kolunun dörtte biri açılırsa namaz bozulur. Erkeklerin kolunun dörtte biri
açılırsa namaz mekruh olur.
İnce tülbentle namaz
Sual: Namaz tülbendim çok ince olup saçlarım rahatça görünebiliyor.
Böyle tülbent ile namaz kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Din kitaplarında, (İnce olup içindeki uzvun şekli veya rengi görünen
kumaş, yok demektir) buyuruluyor. Bu bakımdan kalın namaz örtüsü ile
kılmanız gerekir.
Uzvun şeklinin belli olması
Sual: Birkaç kere yazılmasına rağmen, kumaş cilde yapışsa, uzvun şekli
belli olsa namaz sahih olur mu, olmaz mı anlayamadım. Pantolonum dardır.
Kaba avret yerlerimin şekli belli oluyor. Namazım sahih oluyor mu?
CEVAP
Şekli belli olsa da namaz sahih olur. Çünkü İslam Ahlakı kitabında
deniyor ki:
Avret yerini örten ince kumaş altındaki cildin rengi belli olursa, namaz
bozulur. Örtü cilde yapışıp, uzvun şekli belli olursa, namaz bozulmuş olmaz.
150
www.dinimizislam.com
Rükün nedir
Sual: S. Ebediyye’de, (Bir rükünde, üç kere Sübhanallah diyecek kadar
avret yeri açılırsa veya imamın önüne geçerse yahut aynı imama uymuş olan
kadınla bir hizada olursa namaz bozulur) deniyor. Yani, bir rüknün tamamında
değil, bir rüknün içinde üç kere Sübhanallah diyecek kadar zaman avret yeri
açılırsa veya imamın önüne geçerse yahut kadınla yan yana durursa mı
namaz bozuluyor?
CEVAP
Evet, rüknün uzunluğu veya kısalığı ölçü alınmıyor. Son teşehüdde
oturmak, uzun bir rükündür. Rükû ve secdeler ise çok kısadır. Allah diyecek
kadar çok az durmak, bir rükündür. Uzun rükünde olsun, kısa rükünde olsun,
üç kere Sübhanallah diyecek kadar bir zaman, bildirilen bu işler yapılınca
namaz bozuluyor.
Vaktin sonu beklenmez
Sual: Hanefi mezhebinde henüz özür sahibi olmayan, akıntısı kesilmezse
o vaktin sonuna kadar bekler mi? Vücudunun herhangi bir yerinde akıntılı yara
meydana gelse, bu yara kısa veya çok uzun sürse Maliki’yi taklit ederken
guslünü de Maliki’ye göre mi alması gerekir?
CEVAP
Özür sahibi olsaydı, vaktin sonuna kadar beklemesi gerekmezdi. Vakit
girince hemen abdestini alıp namazını kılardı. İlk defa olan bu akıntıda ise,
akıntının kesilip kesilmeyeceği bilinmediği için, vaktin çıkmasına abdest alıp
farzı kılacak kadar zaman [10-15 dakika] kalınca, abdest alıp namazını kılar.
İkindi vakti böyle bir durum olunca, akşam ezanına kadar, yatsı vaktinde de
böyle bir durum olunca imsak vaktine kadar beklemesi gerekir.
S. Ebediyye’de deniyor ki:
Bir namaz vakti girdikten, farzı kılacak kadar zaman sonra özür başlasa,
vaktin sonu yaklaşıncaya kadar bekler, hiç durmadı ise, vaktin sonunda abdest
alıp, o vaktin namazını kılar. Namaz vakti çıktıktan sonra, sonraki namaz vakti
içinde durursa, önceki namazını iade eder. İkinci namaz vaktinin başından
sonuna kadar hiç kesilmezse, özür sahibi olduğu anlaşılır ve kılmış olduğu
önceki vaktin namazını iade etmez.
Ancak, böyle durumlarda, ikindiyi akşama [mekruh vakte] kadar
geciktirmemek ve yatsıyı gece yarısından sonra kılmamak için Maliki
mezhebine uyarak vaktin sonunu beklemeden abdest alıp namazını kılabilir.
Abdesti bozacak başka şey olmamışsa, bu abdestle beş vakit namaz kılabilir.
İşte, çarşıda, pazarda, yolculuk veya benzer yerlerde olup da, gusletme
imkanı yoksa, Maliki’ye göre gusletmeden de Maliki’yi taklit edebilir. Gusletme
imkanı varsa gusletmesi gerekir. Gusülde, abdestte ve namazda Maliki’nin
şartlarına uyması gerekir. Çünkü bu üçü birbirine bağlıdır.
151
www.dinimizislam.com
Vaktine yetişip de kılamadığım
Sual: Bazen vaktine yetişip de kılamadığım ilk…namazının farzını
kılmaya, bazen de son… deniyor. İlk veya son denilse değişen ne olur? Bir de,
ne diye vaktine yetişip de kılamadığım …. namazının farzı deniyor? Cuma
günü zuhri ahir kılarken de niye böyle deniyor? Vakit girince namazın edası
farz olmuyor mu?
CEVAP
Bir namazın vakti girince, hemen edası farz olmaz, o vakit çıkarken o
vakti kılacak kadar bir zaman kalınca edası farz olur. Vakit girince edası
hemen farz olmuyor, öyle olsa, on dakika, yarım saat, bir saat sonra kılmak
haram olur. Elbette hemen kılınırsa iyi olur ama edası ancak vaktin sonunda
farz oluyor. Bir insan vakit girdikten sonra, namaz kılmadan ölse, o vakti
kılmadığı için sorumlu olmaz, çünkü o vakti kılacak kadar zaman kalınca edası
farz olur. Ancak bir namazın vakti gelince, bu namazı edaya [kılmaya]
başlandığı vakit, kılmak farz olur. Kılınca da farz eda edilmiş olur.
Bunun için Cuma günü zuhr-i ahir kılarken, (Üzerime edası farz olan)
demeyip, (Vaktine yetişip de kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya)
diye niyet etmelidir. Veya (Üzerime son farz olan kılmadığım öğle namazını
kılmaya) diye niyet etmelidir. İkisi de aynı anlamdadır.
Eğer Cuma namazı sahih olmuş ise, en son kazaya kalan öğle namazı
kaza edilmiş olur. Cuma sahih olmamışsa, bugünkü öğle namazı kılınmış olur.
Burada üzerime son farz olan değil de, ilk farz olan diye niyet edilirse, ilk
kazaya kalan bir namaz kaza edilmiş olur, öğle namazı kılınmamış olur. İlk ve
son diye niyet etmenin önemi buradadır. Kaza namazlarında ise, ilk kazaya
diye niyet ederek başlamak iyidir.
Müslüman olmayan ülkelerde, cemaatle kılınan bir namazda, imamın
itikadından şüphe edilmişse, cemaatle kıldıktan sonra tekrar kılarken, yine
aynı şekilde, (Vaktine yetişip de kılamadığım son … namazının farzını
kılmaya) diye niyet edilir. Eğer gerçekten imamın itikadı bozuk ise, bu kılınan
namaz, eda olur. İmamın itikadı düzgün ise, o vaktin son kazaya kalan namazı
kaza edilmiş olur.
Neden, kılmadığım değil de, kılamadığım demek daha uygun oluyor
denirse, kılmamakta sanki bir kusur görünüyor. Kılamamakta ise bir mazeret
olabileceği anlaşılıyor. Bir nevi özür dileme vardır. Buna rağmen, kılmadığım
demekte de mahzur yoktur.
Kutuplarda sabah ve yatsı namazının vaktinin girmediği zamanlarda da
böyle niyet edilebilir. Vakit girmeyince, vaktinde kılıyorum denmez, yatsıyı
kılıyorum denir ve böylece farz diyen âlimlere uyulmuş olur. Ancak diğer
âlimlere göre, vakit girmediği için sahih olmazsa, vaktine yetişip de
kılamadığım son yatsı namazının farzına denmesi daha uygun olur. Böyle
niyet edilerek yatsı veya sabah kılınırsa, her iki kavle de uyulmuş olur.
152
www.dinimizislam.com
Rabbena lekel hamd
Sual: Rükûdan kalkarken, imam, cemaat ve yalnız kılan Rabbenâ lekel
hamd der mi?
CEVAP
Yalnız kılan kimse, rükûdan kalkarken hem Semi’allahü limen hamideh,
hem de Rabbenâ lekel hamd der. (Redd-ül-muhtar)
Namaz kılan kimse, imama uymuşsa, Semi’allahü limen hamideh
demez, Rabbenâ lekel hamd der. Yalnız kılıyorsa, bunların ikisini de söyler.
Muhit, Tatarhaniyye ve Hidaye kitaplarında da böyle bildirilmiştir. (F. Hindiyye)
Rükûdan kalkarken Semi’allahü limen hamideh demek, imama ve yalnız
kılana sünnettir. Cemaatle kılarken, cemaat, Semi’allahü limen hamideh
demez, sadece Rabbenâ lekel-hamd der. (S. Ebediyye)
İmam, Semi’allahü limen hamideh demese de, cemaat Rabbenâ lekel
hamd der.
İmam-ı azama göre, İmam, Rabbenâ lekel hamd demez, İmameyne göre
ise der. Kitapların çoğunda, İmam-ı a’zamın kavli tercih edilmiştir. (Redd-ülmuhtar)
Hanbelî ve Şâfiî’de ise, imamın, cemaatin ve yalnız kılanın Rabbenâ
lekel hamd demesi sünnettir. Mâlikî’de yalnız kılanın ve cemaatin demesi
mendubdur. (Mezahib-i Erbea)
Namazda huşu ve tefekkür
Sual: Namazı huşûyla kılmak ne demektir?
CEVAP
Huşu, Allahü teâlâdan korkmak demektir. İmam-ı Rabbani hazretleri
buyuruyor ki:
Namazları cemaatle, huşû ve hudû ile kılmalı, çünkü insanı iki cihanda
felaketlerden, sıkıntılardan kurtaracak, ancak huşû ile kılınan namazdır. İki
âyet-i kerime meali:
(Namazlarını huşû ile [Kalbleri Allah korkusuyla dolu, tadil-i erkâna
uyarak] kılan müminler, muhakkak felah buldu. [Kurtuluşa erdi, zafere
kavuştu.]) [Müminun 1, 2] (1/85)
Namazın kusursuz olması, farzlarını, vaciblerini, sünnetlerini ve
müstehablarını yerine getirmekle olur. Namazda huşû, yani her uzvun tevazu
göstermesi, bu dört şeyi yapmaktır. Kalbin hudûu, yani Allah korkusu da yine
bunları tam yapmakla olur. (Kalb hazır olmazsa, namaz da olmaz) hadis-i
şerifi, kalbin, yukarıda bildirilen dört şeyin yapılmasında hazır olması, uyanık
olması demektir. Yani bunların hepsinin yapılmasında gevşeklik olmamasına
dikkat etmektir. (1/305)
Namazın kabul olmasının şartı, haramlardan sakınmak, huşû ve takva ile
kılmak ve malayaniyi terk etmektir. (Miftah-ul-Cennet)
153
www.dinimizislam.com
Takva, bütün uzuvlarını haramdan ve mekruhtan korumaktır. Malayaniyi
terk, dünya ve ahirete yaramayan işi terk etmek demektir.
Dünya işlerini düşünmemek için
Sual: Namazda dünya işlerini düşünmemek için ne yapmalı?
CEVAP
Namazda dünya işlerini düşünmek, ihlâs noksanlığından ileri gelir. Buna
sebep olan eksiklikleri gidermeye çalışmalı. Her iş, Allah rızası için yapılırsa,
ihlâs elde edilir. Namaza başlarken, Allahü teâlâyı görür gibi, edeple namaza
başlamalı ki, namaz hakiki namaz olsun. Eğer beden namazda, kalb başka
yerde olursa, o namaz sahih olsa da, makbul bir namaz olmaz. Bunun için, (Lâ
havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil’azîm) dedikten sonra namaza
başlamak faydalıdır.
İslam Ahlakı kitabında da deniyor ki: İmama uyunca, imam Fatiha’yı
okurken, (Sağımda Cennet ve solumda Cehennem, ensemde Azrail
aleyhisselam, karşımda Beytullah, önümde kabir ve ayağımın altında Sırat,
acaba benim sualim kolay olur mu? Ettiğim ibadet, ahirette başıma taç,
yanıma yoldaş ve kabrimde ışık olur mu? Yoksa kabul olmayıp, eski bez gibi
yüzüme vurulur mu?) diye tefekkür etmelidir. (Miftah-ül-cennet)
Namazda zihni toparlamak
Sual: Namaz kılarken, zihni toparlayabilmek için, ne yapmak gerekir?
CEVAP
Mümin, Allahü teâlâdan korkar, Onun rahmetinden ümidini kesmez ve
hatalarından dolayı utanır. Namazda bu hâlinden ayrılıyorsa, fikri dağınık ve
vesvese mevcut demektir. Görmek, düşünmeye sebeptir. Bu bakımdan insanı
meşgul edecek şeyleri, gözün gördüğü yerlerden kaldırmalı. Namazı
mümkünse loş bir aydınlıkta kılmak iyi olur. Nakışlı seccade yerine, düz olanlar
tercih edilmeli. Kıble duvarı sade olmalı, herhangi bir levha asılı olmamalı. Hep
önüne bakmalı.
Namaza başlarken Allah'ın huzuruna durduğunu, bu huzurda gafil
olmanın tehlikesini düşünmeli ve kıyametin korkunç manzarasını hatırlamalı.
Kalbi meşgul eden, dünyevî istek ve arzulardır. Nefse ceza verip bunlardan
kurtarmak gerekir. Ebu Talha hazretleri, bahçede namaz kılarken bir kuş
daldan dala konup namazını şaşırtınca, büyük bir bahçesini sadaka olarak
verdi. Namazının noksanına kefaret olsun diye böyle yaptı.
Nefsi çeşitli şekilde cezalandırarak kalbi toparlamaya çalışmalıdır. Tam
huzura kavuşamıyorum diye mücadeleyi bırakmamalı. Bir bardak dolu
zeytinyağına ne kadar su konursa, o kadar zeytinyağı dışarı dökülür, çünkü
zeytinyağı suya göre hafif olduğu için suyun üstüne çıkar. İkisi birleşmez.
Dünya sevgisiyle âhiretin kalbdeki durumu, zeytinyağı ile su gibidir. Bardak
suyla dolu olunca, zeytinyağı orada bulunmaz. Dünya sevgisi kalbi
kaplamışsa, vesveseden kurtulmak mümkün olmaz. Dünya sevgisi ne kadar
154
www.dinimizislam.com
azsa, kalb huzuru o kadar fazlalaşır. Demek ki, kalbi toparlayabilmek için,
dünyanın faydasız şeyleri peşinden koşmamalı. İlim ve ihlâsla amel etmeye
çalışmalı, göze çarpan ve kalbi meşgul eden şeyleri ortadan kaldırmalıdır.
Huşu ile namaz
Sual: Huşu ile namaz kılmak için ne yapmalıdır?
CEVAP
Namazda mânasını biliyorsanız, okuduğunuzu düşünmek, iyi olur. Kendini
Rabbinin huzurunda düşünmek ve o huzurda nasıl olması gerekiyorsa, öyle
bulunmak çok iyidir. Kendinin son namazı olduğunu, son amelinin bu
olduğunu, yahut kendini sırat üzerinde düşünüp kendini toparlamak, kibriya,
azamet ve celâli huzurunda, kendini kartal pençesindeki serçe, yahut
efendisinden kaçmış, yakalanıp tekrar efendisinin huzuruna götürülmüş köle
gibi bilmek, yahut her an nimetleri içinde bulunduğu, her an kendisine muhtaç
olduğu hakiki nimet sahibinin huzurunda nasıl durulursa, öyle durmak, hiç
olmazsa, general karşısına çıkan bir er gibi bulunmak, namazda kalbi
toparlamaya yardım eder. Dünyaya önem vermemek, işlerini mesele ve
düşünce vesilesi yapmamak, geldiği gibi gider, ne olduysa öyle olur gibi,
dünya hakkında hoşgörülü olup, namazda hep Rabbi ile olmak mühimdir gibi
düşünceye sahip olmak faydalı olur.
Namazı doğru kılmak
Sual: Bir hadis-i şerifte, (Beş vakit namazı doğru kılana, her gün için
bin şehid sevabı verilir) buyuruluyor. Namazı doğru kılmak nasıl olur?
CEVAP
Namazın doğru olması için şu şartlara riayet etmek gerekir:
1- Ehl-i sünnet itikadında olmalı. Bid’at ehlinin kıldığı namaz, sahih olsa
da, namaz borcu ödenmiş olsa da, kabul olmaz yani doğru namaz olamaz. Bir
hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bid’at ehlinin namazı, orucu, haccı, umresi, cihadı, tevbesi, farzı,
nafilesi ve hiçbir iyiliği kabul olmaz.) [İbni Mace]
O halde, Ehl-i sünnet itikadında olmalı ve bid’at işlemekten çok sakınmalı.
2- Haramlardan sakınmalı. Haramlar çeşitli şekilde işlenir. Elle, dille,
gözle, kulakla, ayakla, kalble, mideyle ve elbiseyle olabilir.
Elle: Haramlara uzanıyorsa,
Dille: Yalan, gıybet gibi haramlar işliyorsa,
Gözle: Harama bakıyorsa, kâinata ibretle bakmıyorsa,
Kulakla: Çalgı veya gıybet gibi günahlar dinleniyorsa,
Ayakla: Günah işlenen yerlere gidiliyorsa,
Kalble: Kin, haset, kibir, suizan, riya gibi kötü huylar varsa,
Mideyle: Haram şeyler yenilip içilmişse, [Bir hadis-i şerifte, (Bir lokma
haram yiyenin kırk günlük güzel ameli kabul olmaz) buyuruldu. (Taberani)]
155
www.dinimizislam.com
Elbiseyle: Bir elbisenin sadece bir düğmesi veya bir ipliği haram olsa, bu
elbiseyle kılınan namaz kabul olmaz.
3- İhlâsla yani sırf Allah rızası için kılmalı, riya karıştırmamalı.
4- Namazın farzına, vacibine, sünnetine, müstehabına, edebine de riayet
etmeli.
5- Namazın doğru olması için guslün ve abdestin de doğru olması şarttır.
Abdest ve guslün doğru olması için de, bunların farzına, vacibine, sünnetine,
müstehabına, edebine riayet etmeli.
Bu beş maddeye riayet edilirse, namaz doğru kılınmış olur.
Zamm-ı sure okumakla ilgili sorular
Sual: Muavvizeteyn, Felak ve Nas sureleri mi? 4 Kul da Kâfirun, İhlas,
Felak ve Nas sureleri mi?
CEVAP
Evet.
Rükûda hatırlayan
Sual: Namazda zammı sureyi okumadığını rükûda hatırlayan kimse ne
yapar?
CEVAP
Rükûdan doğrulup zammı sureyi okur. Tekrar rükûa gider. Bu durumda
secde-i sehv gerekmez diyenler olduğu gibi, gerekir diyen âlimler de vardır.
Vacib olan kunut duaları unutulsa, rükûda iken hatırlansa artık geri
dönülüp kunut okunmaz. Vacib terk edildiği için secde-i sehv gerekir. Döner
de, kunut dualarını okursa, rükûa gitmeden secdeye gitmesi gerekir. Rükûu
tekrar ederse, kasten iki rükû yaptığı için namaz bozulur. Çünkü rükûu
kıraatten hemen sonradır. Kunutu okumasa da secde-i sehv gerekir, dönüp
geriye okusa da secde-i sehv gerekir. Uygun olanı, rükûda kunutları
okumadığını hatırlayan kimse, artık geri dönmez. Secde-i sehv ile namazını
tamamlar. (Redd-ül-muhtar)
Kunut duasını okumayı rükûda hatırlayan, kunutu rükûda okumaz, kıyama
da kalkıp okumaz. Tatarhaniyye’de de böyledir. Bu kimse, şayet rükûdan
kıyama dönse ve kunutu okusa, bu durumda, rükûu yenilemezse, namazı
bozulmaz. Tekrar rükû yaparsa namazı bozulur. Bahr-ür-râık’ta da böyledir;
fakat bu kimse kunutu unuttuğunu, rükûdan kalkınca hatırlarsa, kunutu
okumaya dönmez. Mudmerât’ta da böyledir. (F. Hindiyye)
Zamm-ı surenin en az miktarı
Sual: Zamm-ı sure olarak üç âyetten aşağı olmaz deniyor. İki âyet olan
Amenerresulü veya tek âyet olan Âyet-el-kürsi okumak caiz değil midir?
CEVAP
Caizdir. Zamm-ı sure, Fatihadan sonra okunan, en az üç âyete veya üç
âyet uzunluğunda bir âyete denir. Üç âyetin miktarı, en az, 30 harf olmalıdır.
156
www.dinimizislam.com
(Redd-ül-muhtar)
İki âyet olan Amenerresulü veya tek âyet olan Âyet-el-kürsi de, üç kısa
âyetten uzun oldukları için zamm-ı sure olarak okunur. Hatta Âyet-el-kürsi tek
âyet olduğu halde, yarısı birinci rekatta, diğer yarısı da, ikinci rekatta
okunabilir.
Sadece Besmele okumak
Sual: Namazda zammı sure olarak Besmele okumak yeter mi?
CEVAP
Sadece Besmele okumak mekruh olur. (Fetava-i Hindiyye)
Gücü yettiği kadar
Sual: Zekâ özürlü birisi, duaları iyi söyleyemiyor eksik namaz kılması
uygun olur mu?
CEVAP
Okuyabildiği kadar okur. Herkese gücünün yettiğinden fazlası sorulmaz.
Bir sure okumak
Sual: Sabah namazında, uzun sure okumak için birinci rekâtta,
Elemtere’den başlayıp üç beş sure okumak mı uygun, yoksa bir sure okumak
mı?
CEVAP
Bir sure okumak daha iyidir.
Tebbet suresi
Sual: (Tebbet suresinde beddua olduğu için zamm-ı sure olarak
okunmaz. Beddua ile Allah’ın huzuruna çıkılmaz) denmesi yanlış değil mi?
Zamm-ı sure olarak her âyet okunmaz mı?
CEVAP
Her âyet-ı kerime zamm-ı sure olarak okunur. Kur’an-ı kerimde beddua
olan, lanet okunan çok âyet-i kerime vardır. Hepsi de okunur. Birkaçının meali
şöyledir:
(Allah’ın laneti inkâr edenlerin üzerine olsun.) [Bekara 89]
(Biz kitapta açıkça belirttikten sonra, indirdiğimiz açık delilleri ve
hidayeti gizleyenlere, hem Allah, hem de bütün lanet ediciler lanet eder.)
[Bekara 159]
(Âyetlerimizi inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, işte Allah’ın,
meleklerin, insanların hepsinin laneti onlaradır.) [Bekara 161]
(Allah, iki yüzlü erkek ve kadınlarla inkârcılara, ebedi kalacakları
Cehennem ateşini hazırlamıştır. Allah lanet etsin! Onlara devamlı azap
vardır.) [Tevbe 68]
(Allah ve Resulünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lanet
etmiştir.) [Ahzab 57]
Önceki sûreyi okumak
Sual: İkinci rekâtta, birinci rekâtta okunan sûreden öncekini veya birinci
157
www.dinimizislam.com
rekâttan daha uzun bir sûre okumak mekruh mudur?
CEVAP
Evet, mekruhtur. Farz ve nafilelerin hepsinde, ikinci rekâtta birinci rekâttan
daha uzun okumak mekruhtur. Kasten okunmazsa mekruh olmaz. Eğer
okunmaya başlanmışsa artık terk edilmez, devam edilir. (Halebî)
Nâfile namazlarda mekruh olmayacağını bildiren âlimler de vardır.
Aynı sûreyi okumak
Sual: Bir namazın her rekâtında aynı zamm-ı sûreyi okumak mekruh olur
mu?
CEVAP
Nafilelerde mekruh olmaz. Farz veya kaza kılarken mekruh olur.
Nâfile kılarken
Sual: Dört rekâtlık bir nâfile namazda, sırasıyla Maun, Kevser, Kâfirun
ve Nasr surelerini okumak mekruh olur mu?
CEVAP
Nâfile namazlarda üçüncü rekâtta, kendisinden önceki rekâttan daha
uzun okumak mekruh olmaz, çünkü üçüncü rekâtla başka müstakil bir bölüme
başlanmış olmaktadır. (Halebî)
Nâfile kılarken fazla okumak
Sual: Nâfile kılan kimse, zamm-ı sureyi bir rekâtta iki defa veya daha
fazla okusa yahut her iki rekâtta da aynı sureyi okusa mekruh olur mu?
CEVAP
Nafile namazlarda mekruh olmaz, fakat farz ve kaza namazlarında
mekruh olur. (Halebî, Hindiyye)
Sünnette zammı sure
Sual: Sünnetlerde ve diğer nafile namazlarda, zamm-ı sure olarak aynı
sureler okunabilir mi?
CEVAP
Okunabilir. Peygamber efendimiz, sabah namazının sünneti ile akşamın
sünnetinde Kâfirun ve İhlas’ı; öğle namazının ilk dört rekât sünnetinde dört
Kul’ü; öğlenin son sünnetiyle yatsının son sünnetinde Felak ve Nas’ı
okumuştur. (Tergib-üs salat)
Dört Kul: Kâfirun, İhlas, Felak ve Nas sureleridir.
Sure okumak
Sual: Namazda, zamm-ı sure olarak uzun birkaç âyet okumak, kısa bir
sure okumaktan evla mıdır? Mesela Âmenerresulü’yü okumak Kevser suresi
okumaktan evla mıdır?
CEVAP
Hayır, kısa veya uzun sure okumak, uzun olsa da bir veya birkaç âyet
okumaktan daha sevabdır. Tek sure okumak, birkaç sure okumaktan daha
sevabdır. Bir kısa sure kadar üç âyet okumak da, uzun bir âyet okumaktan
158
www.dinimizislam.com
daha sevabdır.
Aynı namazda aynı sureyi okumak
Sual: Namazda Kur’an okumak, namaz haricinde Kur’an okumaktan daha
sevab olduğu için, akşam ve sabah namazlarından sonra okunması sünnet
olan Haşr suresinin sonunu, yalnız kılarken, sabah ve akşam namazında
okumak uygun olur mu?
CEVAP
Evet, uygun, fakat her zaman okumamalı.
İmamın aynı namazların aynı rekâtlarında, aynı âyetleri okumayı âdet
edinmesi mekruhtur. Yalnız kılanlar için de, her namaz için böyledir denildi.
Ara sıra başka âyet de okumalıdır. Namazda kısa bir sure, mesela Fil veya
Kevser suresini okumak, uzun bir âyet okumaktan daha sevabdır. (İbni
Abidin)
Zammı sure sırası
Sual: Namazda zamm-ı sureler hangi sırayla okunur?
CEVAP
Mushaf’taki sırayla okunur. Tersine okumak tahrimen, önceki rekâtta
okunan sureyi okumak tenzihen mekruhtur. Bir de, önceki rekâtta
okuduğumuzdan, üç veya daha fazla âyet uzun olan bir sureyi okumak
mekruhtur. Üçüncü kural da, bir sure atlanarak okumak mekruhtur. Bu üç
kurala uygun okununca mesele kalmaz. Başka yeni bir namaz kılarken, artık
önceki namazdaki sıraya riayet etmek gerekmediği gibi; unutarak, yanılarak
böyle okuyunca mekruh olmaz.
Sual: Farz namazda Fatiha’dan sonra zamm-ı sure okumayı unutana
secde-sehv gerekir mi?
CEVAP
Birinci ve ikinci rekâtlarda okumayı unutursa, üçüncü ve dördüncü
rekâtlarda okumak ve secde-i sehv yapmak gerekir.
Aynı sureyi okumak
Sual: S. Ebediyye’de, (İmamın aynı namazların aynı rekâtlarında, aynı
âyetleri okumayı âdet edinmesi mekruhtur. Yalnız kılanlar için de her
namaz için böyledir denildi. Ara sıra başka âyet de okumalıdır) deniyor.
Bu farz için midir? Sünnet ve nafilelerde aynı sûreleri okumak caiz midir? Ben
sadece Kevser, İhlas ve Felak sûresini biliyorum. Vitirde hep bu üç sûreyi
okusam mahzuru olur mu?
CEVAP
S. Ebediyye’de bildirilen farz namazlar içindir. Her namazda aynı âyetleri
okumanın mekruh olması imamlar içindir. (Yalnız kılanlar için de böyledir
denildi) deniyor. Denildi denince bunun zayıf kavil olduğu anlaşılır. Yani
yalnız kılan farz namazlarda bile aynı sureleri okuyabilirse de, farklı sureler
bilirse ara sıra onları da okuması iyi olur. Nafile için böyle bir kayıt yoktur.
159
www.dinimizislam.com
Sünnetler de nafiledir. Hattâ vitir vacib bile, sure okuma yönünden nafileye
tâbidir. Yani bir kimse vitirde hep, Kevser, İhlas ve Felak surelerini okusa
mekruh olmaz. Üç sûre bildiğinize göre, farz namazlarda, bazen Kevser ile
İhlas sûresini, bazen de Kevser ile Felak sûresini okumanız iyi olur. Böylece
aynı sûreleri okumamış olursunuz.
Sünnetlerde aynı sûre okumanın mahzuru olmaz. Peygamber efendimiz,
sabah namazının sünneti ile akşamın sünnetinde Kâfirun ve İhlas’ı; öğle
namazının ilk dört rekât sünnetinde dört Kul’ü [Kâfirûn, İhlâs, Felak, Nas];
öğlenin son sünnetiyle yatsının son sünnetinde Felak ve Nas’ı okumuştur.
(Tergib-üs salat)
Şirkten korunmak
Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Kâfirun suresini sabah akşam okuyan,
kendisini şirkten korumuş olur) deniyor. Bu sûreyi namazda zamm-ı sûre
olarak okusak yine şirkten korunmuş olur muyuz?
CEVAP
Evet, namazda okumak daha sevab olur. Sabah ve akşam namazının
sünnetlerini kılarken her zaman okumak daha iyidir.
Sünnetlerde her zaman aynı sûre okumanın mahzuru olmaz. Peygamber
efendimiz, sabah namazının sünneti ile akşamın sünnetinde Kâfirun ve İhlas’ı;
öğle namazının ilk dört rekât sünnetinde dört Kul’ü [Kâfirûn, İhlâs, Felak, Nas];
öğlenin son sünnetiyle yatsının son sünnetinde Felak ve Nas’ı okumuştur. Bu
sûreleri bu sünnetlerde okuyan diş ve kulunç ağrısı da görmez. (Tergib-üs
salat)
Âyetin yarısını okumak
Sual: Âyet-el kürsi uzun bir âyettir. Zammı sûre olarak yarısını okumakta
mahzur var mıdır? Bunun gibi Enbiya suresinin 87. âyetinde geçen (La ilahe
illa ente sübhâneke, innî küntü minez-zâlimin) kısmını veya Neml suresinin
30. âyetinde geçen (İnnehü min Süleymâne ve innehü Bismillâhirrahmânir-rahîm) kısmını, yani uzun bir âyetin bir bölümünü zamm-ı sûre
olarak okumak caiz midir?
CEVAP
Evet, caizdir.
Namazda oturuşla ilgili sorular
Sual: Kade-i ahirede ettehıyyatüyü okumak vacip. Ettehıyyatüyü
okuyacak kadar oturmak farz, ölçüsünü nasıl ayarlayacağız. Belirli bir zamanı
var mı yoksa hızlı okuyan biri ile yavaş okuyan biri arasındaki oturma ölçüsü
nedir?
CEVAP
Herkesin Ettehıyyatü’yü okuduğu müddet kadar oturması farzdır.
Son oturuşta okunanlar
160
www.dinimizislam.com
Sual: Salli ve Barik'ten sonra dua niyetiyle okunan âyetleri, Kur'an-ı
kerimdeki sırasına göre, önce Rabbena âtinâ, sonra Rabbic’alnî, sonra
Rabbenağfirli’yi mi okumak gerekir?
CEVAP
O sıra ile okumak, iyi olur.
Rabbenâ âtinâ
Sual: Namazda, Salli Bârik’lerden sonra, Rabbenâ âtinâ’yı dua olarak
okurken, Bi-rahmetike yâ erhamerrâhimîn’i eklemek gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez, fakat dua olarak okunduğu için eklenmesinin de mahzuru
olmaz.
Son oturuşta dua
Sual: S. Ebediyye’de, (Cemaat istese de, imamın, farz kıldırırken kıraati
ve tesbihleri sünnetten fazla okuması tahrimen mekruhtur) deniyor. Buna göre,
son oturuşta, salli bariklerden sonra Rabbena Âtina duasını okumak mekruh
değil mi?
CEVAP
Son oturuşta, salli barik dualarından sonra, herhangi bir dua okumak
sünnettir. Dua âyetlerinden veya hadis-i şeriflerde bildirilen dualardan biri
okunur. Burada genelde, Rabbena Âtina ayet-i kerimesini dua olarak okumak
tercih edilmektedir. Bu bakımdan imamın, salli bariklerden sonra Rabbena
Âtina okuması mekruh değil sünnettir. Nimet-i İslam kitabında, namazın
sünnetlerinin 43. maddesinde, (Salevattan [salli bariklerden] sonra bir dua
okumak sünnettir) buyuruluyor.
Namazda abdestin bozulması
Sual: Namaz kılarken, son teşehhüdde, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra,
abdestimiz veya namazımız bozulsa yahut kendimiz kasten bozsak, o namazı
iade etmemiz gerekir mi?
CEVAP
Teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasten abdestini veya namazını
bozanın, namazı tamam olur. Mesela Ettehıyyatü’yü bitirdikten sonra birisiyle
konuşsa, konuşması günah olursa da, kasten yaptığı için namazı tamam olur.
Teşehhüd miktarı oturduktan sonra kendiliğinden abdesti bozulursa, hemen
abdest alıp vacib olan selamı verirse yahut abdest almayıp, namazı bozan bir
şey yaparsa, mesela selam verirse, namazı tamam olur. (S. Ebediyye)
Sağ ayağını dikmek
Sual: Yeni namaza başladım. Sağ ayağımı dikip sol ayağımın üstüne
oturmakta çok zorlanıyorum. Sağ ayağımın parmakları çok acıyor. Sağ
ayağımı dikmeden otursam namazım kabul olur mu?
CEVAP
Erkeklerin, sağ ayağını dikip, sol ayağının üzerine oturmaları sünnettir. Bir
161
www.dinimizislam.com
özürle sünnet terk edilirse mekruh olmaz. Yeni namaza başlayanlarda, böyle
durumlar olur. Sünnete uygun oturmalı, zamanla alışır. Birkaç ay içinde rahat
oturabilir.
Namazda okunan dualar
Sual: Namazda, Rabbena âtina’dan sonra, şu duaları okumakta mahzur
var mıdır?
1- Allahümme innî es'elüke-ssıhhate vel-âfiyete vel-emânete ve hüsnelhulkı verrıdâe bilkaderi bi-rahmetike yâ Erhamerrâhimîn.
2- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbül afve fa'fü annî.
3- Allahümme mağfiretüke evsa'u min zünûbî ve rahmetüke ercâ indî min
amelî.
4- Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit kalbî alâ dînik.
5- Allahümme innî e'ûzü bike min hemezâtiş-şeyâtîn.
CEVAP
Hepsi de hadis-i şerifte bildirilen dualar olduğu için, son teşehhütte
Rabbena âtina’dan sonra bunların birini veya hepsini okumakta, mahzur
olmaz. Çünkü orası dua okuma yeridir.
1- Birinci duanın manası: Yâ Rabbi, sıhhate, afiyete kavuşmayı, emanete
riayet etmeyi [hıyanet etmemeyi], güzel ahlaka sahip olmayı ve kaderine rıza
göstermeyi bana nasip eyle! Ey merhametlilerin en merhametlisi, merhametin
hakkı için, bunları bana ver!
Resulullah efendimiz bu duayı çok okurdu. (Taberani)
2- İkinci duanın manası: Yâ Rabbi, sen affedicisin, kerimsin, affı seversin,
beni de affeyle!
Resulullah efendimiz, özellikle Kadir gecesinde bu duayı okumayı
bildirmiştir. (Nesai, Tirmizî)
3- Üçüncü duanın manası: Yâ Rabbi, mağfiretin, benim günahlarımdan
daha geniştir. Rahmetin ise, amelimden daha ümit vericidir. [Amelime değil,
senin sonsuz rahmetine güveniyorum.]
Adamın biri, 2–3 defa (Vay günahlarım) der. Bunu duyan, Resulullah
efendimiz, bu duayı okumasını söylüyor. O kişiye üç defa bu duayı
tekrarlattıktan sonra, Peygamber efendimiz, (Allah seni affetti) buyurur.
(Hâkim)
4- Dördüncü duanın manası: Yâ Rabbi, kalbleri iyiden kötüye, kötüden
iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde sabit kıl, beni dininden ayırma!
Resulullah efendimiz her zaman, bu duayı okurdu. (Tirmizi)
5- Beşinci duanın manası: Yâ Rabbi, [insan ve cin] şeytanlarının
vesvesesinden, şerrinden sana sığınıyorum. Bu duayı seyyid Abdülhakim
Arvasi hazretlerinin çok okuduğu bildirilmiştir. Bu duanın benzeri, Müminun
sûresinin 97. âyet-i kerimesinde, (Rabbî e'ûzü bike min hemezâtiş-şeyâtîn)
olarak geçer.
162
www.dinimizislam.com
Kıyam ile ilgili sorular
Sual: Farz namazlarda kıyam farzdır. Sünnetlerde de kıyam [ayakta
durmak] farz mıdır?
CEVAP
Yalnız farz ile vitir namazını kılarken ayakta durmak farzdır. (Sirac-ülvehhac)
Hasta ve özürlü olmasa da, nafileleri oturarak kılmak her zaman ve her
yerde caizdir. Yalnız [vacip diyenler de olduğu için] sabah namazının sünnetini
ayakta kılmalıdır! Nafileleri oturarak kılana, sevabın yarısı verilir. (Merakılfelah)
Beş vakit namazın sünnetlerini hiçbir mazeret yokken de, ayakta
durmayıp, oturarak kılmak caizdir; çünkü bu sünnetler de, nafile namazdır.
(Cevhere)
Namazda fazla hareketten kaçmalı
Sual: Namazda kıyamdayken, Fatiha’yı okuduktan sonra zammı sureyi
okumayı unutan bir kimse, rükûa eğilmek için ellerini aşağı saldıktan ve
ayaklarını birleştirdikten sonra zammı sureyi okumadığını hatırlarsa, zammı
sureyi okurken tekrar ellerini bağlayıp, ayaklarının arasını sünnet miktarı yani
dört parmak kadar açar mı?
CEVAP
Böyle yapmak caiz ise de, ellerini tekrar bağlamadan ve ayaklarının
arasını açmadan okuması efdaldir. Namazda, mümkün olduğu kadar
hareketsiz durmak esastır.
Secde yerine bakılır
Sual: Mescid-i Haramda da namazda, secde yerine mi bakılır?
CEVAP
Evet.
İftitah tekbirine yetişmek
Sual: Bir hadis-i şerifte, (Yedi kat yer ve yedi kat gök kağıt olsa,
deryalar mürekkep olsa, bütün ağaçlar kalem olsa, bütün melekler katip
olsa ve kıyamete kadar yazsalar, yine imam ile alınan iftitah tekbirinin
sevabını yazamazlar) buyuruluyor. İftitah tekbirine yetişmek için imama en
son ne zaman uymamız gerekir?
CEVAP
İmam Fatihayı bitirmeden yetişen, iftitah tekbirine yetişmiş sayılır.
Kıraat nasıl olmalı?
Sual: Kıraati kendimiz işitecek kadar sesli okumazsak namaz sahih olur
mu?
CEVAP
Sahih olmaz. Kendimizin işitecek kadar sesli olması gerekir. Üç
mezhepte, kendi işitecek kadar sesli okumak farzdır. Maliki’de farz değil,
163
www.dinimizislam.com
müstehabdır.
Çocuğa namazı öğretmek
Sual: Kendim namaz kılarken, 9 yaşındaki kızımın da duyması için sesli
okuyorum, yani namazı, namaz kılarak, namazda öğretiyorum. Anneyle kızın
böyle namaz kılması uygun mu?
CEVAP
Öğretmek için sesli okumanız doğru olmaz. Namaz kılmadan aynı şekilde
sesli olarak ve tarif ederek namazı öğretebilirsiniz. Mesela rükûa eğilince, bu
haldeyken üç kere, Sübhane rabbiyel azîm denir dersiniz. Ayakta şu
okuduğum okunur dersiniz. Böyle tarif edersiniz.
Namaz kılınan yerde
Sual: Hadis kitaplarında, resim bulunan eve meleklerin girmeyeceği
bildiriliyor. Siz ise, resim bulunan odaya girmez diyorsunuz, bir de rahmet
melekleri diyorsunuz. Her melek girmez mi? Bir de, bir odada bir kadın olsa,
ayrı odada da yabancı erkek olsa halvet olmaz mı?
CEVAP
Hadis-i şerifte beyt kelimesi geçiyor. Yanlışlık, beyt kelimesini ev diye
tercüme etmekten ileri geliyor. Halbuki beyt kelimesi oda anlamına da gelir.
Genel olarak da oda anlamında kullanılır. Sözlüklerde, dâr kelimesi mesken
olarak bildirilir. Fukaha ise, dâr kelimesini, içinde birkaç beyti [odası] ve avlusu
bulunan yer diye tarif etmektedir.
Beytullah = Allah’ın evi = Kâbe demektir. Tek odadan meydana gelmiştir.
Beytüzzifaf gerdek odası demektir. Bunu gerdek evi diye tercüme etmek
yanlış olur. Gerdeğe bir odada girilir. Evin bütün odalarına gerdek odası
denmez.
Beytülmal hazine odası, Beyt-i makdis [mukaddes] Mescid-i aksa
demektir.
Bir evin odaları müstakildir. Odanın birinde namaz kılınır, birinde içki
içilirse, namaz kılınan oda şereflenmiş, öteki oda ise kirletilmiş olur.
Bir evin bir odasında yabancı bir hanım, öteki odasında yabancı bir erkek
bulunsa, aynı odada bulunmadıkları için halvet olmaz, yani günah olmaz.
Çünkü her oda ayrı kabul edilir.
Hadis-i şerifteki melekten kasıt, rahmet melekleridir. Çünkü insanların
iyiliklerini ve kötülüklerini yazan hafaza melekleri, günah işlenen, resim
bulunan yerlere de girer. İnsandan yalnız cima ve helada ayrılır. Helada iken
yapılanları, Allahü teâlâ meleklere bildirir.
Bu sualiniz de gösteriyor ki, hadis-i şerifleri açıklamasız okumak yanlış
anlamalara sebep oluyor.
Oyuncak varsa
Sual: Bebek, ayı oyuncakları gibi çeşitli oyuncaklar bulunan odada namaz
164
www.dinimizislam.com
kılmak mekruh olur mu? Böyle bir odaya rahmet melekleri girer mi?
CEVAP
İmam-ı Ebu Yusuf’a göre, çocukların oyuncakla oynaması caizdir, o
odaya rahmet melekleri de girer, o odada namaz da kılınır. Namaz kılarken,
oyuncaklar kıble tarafında olmamalı. Kıble tarafında ise üstü örtülü olmalıdır.
Kadın varsa
Sual: Namaz kılınan odada kadın bulunursa, mahzuru olur mu?
CEVAP
Namaz kılınan yerde mahrem bir kadının bulunmasında mahzur yoktur.
Erkek namaz kılarken, içeriye yabancı bir kadın girerse, yine mahzuru olmaz.
Yanına kadın oturursa
Sual: Bir erkek namaz kılarken hemen yanına mahrem veya namahrem
kadın otursa namazı mekruh olur mu?
CEVAP
Hayır, mekruh olmaz.
Silahla namaz kılmak
Sual: Görevliyiz. Üzerimizde tabanca veya başka silah olabiliyor. Silahla
namaz kılmanın mahzuru olur mu?
CEVAP
Hayır, hiç mahzuru olmaz.
Rükû ve secde ile ilgili sorular
Sual: Allah’tan başkasına secde etmek küfür değil mi? Küfür ise, ne diye
Allah, Hazret-i Âdem’e secde edilmesini meleklere emretti? Neden
Müslümanlar, Kâbe’ye secde ediyorlar?
CEVAP
İbadet niyetiyle Allah’tan başkasına secde etmek küfürdür. Saygı için
yapılırsa küfür olmaz, haram olur. Çünkü Âdem aleyhisselamdan İbrahim
aleyhisselama kadar, selamlaşma, birbirine secde etmekle olurdu. Sonra,
bunun yerine boynuna sarılmakla oldu. Muhammed aleyhisselam zamanında,
el ile müsafeha sünnet oldu.
Kâbe’ye karşı secde edilir. Kâbe için secde edilmez. Kâbe için secde
eden kâfir olur. Kâbe kıbledir, kıble istikametinde Allah’a secde edilir. Ettiğimiz
secdeler, Kâbe için değil, Allah içindir, kıblesi Kâbe’dir. Allahü teâlâ da, Âdem
aleyhisselam istikametinde kendisine secde edilmesini emretti. Ama İblis bunu
da kabul etmedi. Âdem aleyhisselama saygı için secde etmesini de
emredebilirdi. Yukarıda bildirildiği gibi, Âdem aleyhisselam zamanında
selamlaşmak secde etmekle oluyordu. Bu manada da olsa İblis Âdem
aleyhisselama saygı göstermeyi kabul etmedi. Aslında Allahü teâlânın emrine
karşı geldi. Karşı gelmek niye küfür olsun ki denebilir. İblis, Allahü teâlânın bu
emrini beğenmedi, (Ateşten yaratılan bir varlık, topraktan yaratılana nasıl
165
www.dinimizislam.com
saygı gösterebilir. Bu emrin yanlış) dedi. Allahü teâlânın emrini beğenmediği
için kâfirlerden oldu.
Yüksekteki yere secde etmek
Sual: Camide, minbere çıkılan 4 parmak yükseklikteki basamağa secde
ediyoruz. Mekruh oluyor mu?
CEVAP
Evet, mekruhtur. Tam İlmihal’de diyor ki:
25 santimetreden daha az yükseğe secde mekruhtur. Çünkü, Resulullah
az yüksek şey üzerine dahi secde etmemiştir. (İbni Âbidin s. 338)
Az yükseğe bile caiz olmadığı Camiur-rumuz 69. sayfasında ve Şelbînin
Tebyîn haşiyesinde yazılıdır. Bunun için, özrü olanların dahi az yükseğe de
secde etmemeleri lazımdır.
Yalnız kılanlar için
Sual: Namazda rükûda 5, 7, 9 veya 11 kere (Sübhane rabbiyel-azîm)
denilince, secdede de, aynı sayıda (Sübhane rabbiyel a'lâ) demek mi
gerekir? Bunun gibi bir ihtiyaçtan dolayı öğleyi (asr-ı evvel)de, ikindiyi de (asrı sani)de kılsak, yatsıyı da, (işa-i sani)de kılmak gerekir mi?
CEVAP
Rükûda 5 veya 7 kere söylenmişse, secdede de, aynı sayıda söylemek
gerekmez. 3 veya 11 defa söylenebilir. Üçten az söylememeli, bir de teke
riayet ederek 3, 5, 7 gibi okumalı.
İkindiyi asr-ı sanide kılınca, yatsıyı işa-i sanide kılmak gerekmez. Fakat
cemaatle kılınmıyorsa, her zaman ikindiyi asr-ı sanide, yatsıyı da işa-i sanide
kılmak iyidir. Böylece İmam-ı a'zam hazretlerinin kavline de uyulmuş olunur.
Rükuda ve secdede tesbih
Sual: Rükuda ve secdede üç kere tesbih söyleyecek kadar durmak vacib
midir?
CEVAP
Bir kere diyecek kadar durmak vacibdir. Üç kere diyecek kadar durmak
sünnettir. Üç kere diyecek kadar durmak vacib diyen âlimler de olmuştur.
İki secde de farzdır
Sual: Secdenin birisinin farz, diğerinin sünnet olduğunu söyleyenler var.
Secdenin her ikisi de farz değil midir?
CEVAP
Secdenin her ikisi de farzdır. (Redd-ül-muhtar)
Secdeye gitme imkânı yoksa
Sual: Hücre dar olup secde edemeyen mahkum namazı nasıl kılar?
CEVAP
Hücre dar olup, secdeye gitme imkanı yoksa, oturup ima ile kılar.
(Merakıl-felah)
Gözlükle namaz
166
www.dinimizislam.com
Sual: Namazda gözlükleri çıkarmak gerekir mi?
CEVAP
Secdeye alnı koymak farzdır. Burunla beraber koymak vacibdir. Eğer
gözlük burnun yere değmesine mâniyse, mekruh olur. Gözlüklü kimse alın ve
burun yere iyi değsin diye başını bastırmaya kalkarsa gözlüğü kırılabilir. Böyle
bir problem yoksa gözlükle de kılınabilir.
Sual: Secdede ayakları yere koymak ve ayak parmakların kıbleye
çevirmek farz mıdır?
CEVAP
Secdede iki ayağı veya hiç olmazsa her birinin birer parmaklarını yere
koymak farz, vacib veya bir kavle göre de sünnettir. Yani iki ayak yere
konmazsa namaz sahih olmaz veya mekruh olur. Ayak parmaklarını bükerek,
uçlarını kıbleye çevirmek de farz değil, sünnettir. Farz diyenlerin hata ettiği,
(Redd-ül-muhtar)’da yazılıdır. Secdede, alın, burun ve ayaklar, yerden az
zaman kalkmış olursa, zararı olmaz. (S. Ebediyye)
Rükûu unutan
Sual: Rükûu unutup secdeye giden kimse, secdeyi yaptıktan sonra rükûu
unuttuğunu hatırlarsa ne yapar?
CEVAP
Kalkıp rükûu yapar, sonra secdeye gider. Önceki secdelere itibar edilmez.
Yani onlar artık geçersiz olur. Rükû farzını geciktirdiği için, namazın sonunda
secde-i sehv de yapar.
Tesbihleri tek söylemek
Sual: İmam-ı Rabbani hazretleri, (Rükû ve secdelerde tesbih en az üç
kere söylenir. Çoğu yedi veya on birdir) buyuruyor. Buradan beş ve dokuz
kere söylemenin caiz olmadığı mı anlaşılıyor?
CEVAP
Hayır. Bu ifadenin hemen altında, (Kuvvetli bir insanın, sıkıntısı
olmadığı zamanlarda, yalnız kılarken, tesbihleri, en az miktarda
söylemesi, ne kadar utanacak bir haldir. Hiç olmazsa, beş kere
söylemelidir) buyuruyor. Tesbihin çoğu yedi keredir, dokuz ve on bir kere de
söylemek caizdir, müstehabdır, iyidir. Teke riayet ederek söylenmelidir.
İmam-ı Rabbani hazretleri, Mevlana Salih’e bahçeden birkaç karanfil
getirmesini emretti. Onun, altı tane karanfil getirdiğini görünce buyurdu ki:
(Bizim en aşağı talebemiz, en azından (Allahü teâlâ tektir, teke riayet
edeni sever) hadis-i şerifini bilir. Teke riayet müstehabdır. İnsanlar müstehabı
ne zannediyorlar? Müstehab, Allahü teâlânın sevdiği şeydir. Eğer dünya ve
ahireti Allahü teâlânın sevdiği bir şey için verseler, hiçbir şey vermemiş
olurlar.)
Rabbenâ lekel hamd
Sual: (Rabbenâ lekel hamd) yerine (Rabbenâ ve lekel hamd) demek
167
www.dinimizislam.com
caiz midir?
CEVAP
Caizse de, (Rabbenâ lekel hamd) demek daha uygundur.
Namaz kılarken güneş doğsa
Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Sabah namazı kılarken, güneş doğmaya
başlarsa, bu namaz sahih olmaz. İkindiyi kılarken güneş batarsa, bu
namaz sahih olur) ve S.Ebediyye'de de, (Sabah namazı hariç, diğer
vakitlerde, vakit çıkmadan, Hanefi’de iftitah tekbiri alan, Maliki’de ve
Şafii’de ise, bir rekât kılan, namazı vaktinde kılmış olur) deniyor. Niye üç
mezhepte bir rekât kılmak lazım veya niye sabah namazı hariç tutuluyor?
Akşam güneş batınca, ikindinin vakti çıkmış olduğu halde bu namaz sahih
oluyor da, sabah güneş doğunca, sabahın vakti de çıkmış olduğuna göre, niye
sabah namazı sahih olmuyor?
CEVAP
Mezheplerin hükmü böyledir. Niye öyle, niye böyle denmez. Bu konu
kitaplarda şöyle bildiriliyor:
Kendi arzusuyla namazdan çıkmak, İmam-ı a’zama göre farzdır.
İmameyne göre, farz değil vacibdir. Bir kimse namazın sonunda teşehhüd
miktarı oturduktan sonra kasten namaza aykırı bir iş yapsa, mesela
kahkahayla gülse, konuşsa, yiyip içse namazı sahih olur; fakat elinde olmadan
abdesti bozulsa, bu durumda İmam-ı a’zama göre, hemen abdest alarak, gelip
selam vererek, kendi isteğiyle namazdan çıkması gerekir. (Halebi)
Abdesti bozacak bir şey, selam vermeden önce hâsıl olursa, üç mezhepte
namaz bozulur. Son teşehhüdü okumayı bitirmeden önce olursa, Hanefi’de de
bozulur. (İ. Ahlakı)
Sabah namazına gün doğmadan önce başlanır da, namaz
tamamlanmadan güneş doğarsa, namaz bâtıl olur. Ancak teşehhüd miktarı
oturmuş olan kişinin namazının bu durumda batıl olup olmayacağı hususunda
ihtilâf vardır. (Mezahib-i erbaa)
Tertip sahibi, namaz esnasında kılmadığı bir namazı hatırlarsa veya
İmam-ı azama göre, sabah namazını kılarken güneş doğarsa yahut Cumayı
kılarken ikindi vakti girerse; bunlar teşehhüd miktarı oturduktan sonra veya
sehv secdesi yaparken bile meydana gelse, o kimsenin namazı bâtıl olur. Eğer
bu imam ise, arkasındaki cemaatin namazları da bâtıl olur. (Fetava-i
Hindiyye) İmameyne göre, teşehhüd miktarı oturduktan sonra, salli barikleri
okurken güneş doğsa o namaz sahih olur.
Abdest alırken veya namaz kılarken, özrü kesilip, sonraki ikinci vaktin
sonuna kadar hiç gelmezse, özürlüyken aldığı abdesti ve namazı iade eder.
Namaz bittikten veya teşehhüd miktarı oturduktan sonra kesilirse, namazını
iade etmez. (S. Ebediyye)
168
www.dinimizislam.com
Teşehhüd miktarı oturduktan sonra abdestini bozarsa, namazı tamam
olur. Teşehhüd miktarı oturduktan sonra abdesti kendiliğinden bozulursa,
hemen abdest alıp vacib olan selamı verirse yahut abdest almayıp, namazı
bozan bir şey yaparsa, mesela selam verirse, namazı tamam olur. (S.
Ebediyye)
Namazın rükünlerini tamamladıktan sonra [Ettehıyyatüyü okuduktan
sonra], ayağa kalkmak gibi kendi arzusuyla namazdan çıkaran bir şey yapanın
namazı sahihtir. (Redd-ül muhtar)
Bir kimse teşehhüd miktarı oturduktan sonra, kasten namaza aykırı bir
şey yaparsa -isterse abdesti bozulduktan sonra olsun- namaz tamam olur;
çünkü farzları tamamdır. Evet, selam vermek vacib olduğu için namaz
tekrarlanır. Namaza aykırı hareketi kendi fiiliyle olmayarak oturmadan önce
olursa, namaz ittifakla bozulur. Oturduktan sonra olursa İmam- a’zama göre
bozulur. İmameyne göre sahihtir. (Dürr-ül muhtar)
Sabah namazında güneşin doğmasıyla, Cuma namazında ikindi vaktinin
girmesiyle, namaz içinde özürlünün özrünün yok olmasıyla, yaranın iyileşip
sargısı düşmesiyle, necasetle namaz kılanın necaseti gideren şeyi teşehhüd
miktarı oturduktan sonra bulmasıyla, kaza kılan kimsenin üzerine mekruh
vaktin girmesiyle meydana gelen durumlar İmam-ı a’zama göre, namazı bozar.
İmameyne göre bozmaz. (Dürer ve gurer)
Namazın sonunda teşehhüd miktarı oturup, sonra kendi iradesiyle
namazdan çıkanın namazı sahihtir. (Dürer ve gurer)
Teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasten kahkahayla gülerse namazı
tamamdır. (Redd-ül muhtar)
Bir kısım insanlar gemide cemaatle namaz kılsalar, bir kısmı da geminin
dışında bu cemaate uysalar, teşehhüdden sonra selâm vermeden gemi
hareket ederse, gemi dışında imama uyanların namazı İmam-ı a’zama göre
bozulur, İmameyne göre bozulmaz. Sabah namazının farzını kılarken
Ettehıyyatü’yü okuyup selâm vermeden güneş doğarsa, yine İmam-ı a’zama
göre namaz bozulur, İmameyne göre bozulmaz. (Tergib-üs-salât)
Mesbukun imamı teşehhüd miktarı oturduktan sonra kahkahayla gülerse,
imamın ve mesbuk olmayanların namazları tamamdır. Mesbukun namazı
bozulur; çünkü namazın rükünleri tamam olmadan, bozan bir şey olmuştur.
(Redd-ül muhtar)
Tertip sahibi bir kimse namazdayken kaza namazı olduğunu hatırlarsa;
teşehhüd miktarı oturmadan hatırladığı takdirde, namazı ittifakla bozulur.
Teşehhüd miktarı oturup selam vermeden önce hatırlarsa İmam-ı a’zama göre
bozulur; İmameyne göre bozulmaz. (Redd-ül muhtar)
Netice: Üç imama da uyabilmek için, namazın rükünlerini tamamladıktan
sonra, kendi irademizle namazdan çıkmalıyız. Kendi irademiz olmadan
namazdan çıkılmışsa, İmameynin kavline göre namaz yine sahihtir. Maliki’yi
taklit edenlerin, kendi iradeleriyle namazdan çıkmaları farz olduğu için, İmam-ı
169
www.dinimizislam.com
a’zamın kavline uymaları gerekir.
İadeyi gerektirenler
Sual: Namazı iade etmeyi, yani tekrar kılmayı gerektiren durumlar
nelerdir?
CEVAP
Bazıları şunlardır:
1- Namazın vaciblerinden birini kasten terk edene, bu namazı iade etmek
vacibdir. Unutarak terk edilirse secde-i sehv yapılır.
2- Namazı kıldığında şüphe eden kimse, vakit çıkmadıysa tekrar kılar.
3- Secde-i sehvi kasten yapmayanın veya namazın vaciblerinden birini,
mesela Fatiha okumayı, bilerek terk edenin, o namazı tekrar kılması vacib
olur.
4- Namazdan sonra, bir âdil Müslüman yanlış kıldın derse, tekrar kılması
iyi olur. İki âdil Müslüman söylerse, tekrar kılması vacib olur. Âdil olmazsa,
sözüne itibar edilmez.
5- Bir kimse, gusülde bir yerini yıkamayı unutup namaz kılsa, sonra
hatırlasa, orasını yıkayıp farzı tekrar kılar. Maliki’de, yıkanmadık yer kaldığı bir
ay sonra bile hatırlansa, yalnız orayı hemen yıkamalı. Hemen yıkanmazsa,
gusül bâtıl olur, fakat kılınan namazlar sahih olur.
6- Kıble yönünü bilmeyen kimse, kıbleyi araştırıp da, karar verdiği yöne
kılmazsa, rastladığını anlasa da, tekrar kılması gerekir. Rastgele dursa,
kıbleye isabet ettiğini daha sonra anlasa yine namazı iade etmesi gerekir.
Araştırıp karar verdiği istikamete dursa, orasının kıble olmadığı meydana çıksa
namazını iade etmez.
7- İmamda namazı bozan bir şey bulunduğunu anlayan kimse, bu namazı
tekrar kılar.
8- İmam abdestsiz olduğunu hatırlarsa yahut namazdayken namazı
bozan bir şey hâsıl olursa, bunu hemen cemaate bildirir. Namazdan sonra
anlarsa, o cemaatten olanlara söyler veya haber gönderir. Haber alan, iade
eder. Alamayan affolur. Bir kavle göre, imamın cemaate haber vermesi
gerekmez. Cemaatin namazı sahih olur. İmam namazını tekrar kılar.
9- Tertip sahibi olan, kaza borcu varsa, önce kazayı kılıp, sonra vaktin
farzını kılar. Sadece vaktin farzını kılacak kadar vakit kaldıysa, kazayı sonra
kılar. Farzı tekrar kılması gerekmez, ama vakit daraldı sanarak, vakit
namazının farzını kılan, sonra daha zaman olduğunu anlasa, kazayı ve sonra
vaktin farzını tekrar kılar.
10- Tadil-i erkânı kasten terk edenin, o namazı iade etmesi vacibdir.
11- Hapiste, eli ayağı bağlı olan, teyemmüm edemezse, abdestsiz, bir şey
okumadan, rükû ve secde yapar. Bunu da yapamazsa, ayakta ima eder.
Kurtulunca iade eder.
170
www.dinimizislam.com
12- Hapiste, temiz yer, su ve toprak bulamayan kimse, okumadan, namaz
kılar gibi yapar. Kurtulunca, hepsini iade eder.
13- Şehirlerarası otobüsle giderken, uyuyup ihtilam olan kimse, inip
gusletme imkânı da yoksa, teyemmüm ederek namazı kılar, guslettikten sonra
iade eder.
14- Yatılı okulda veya benzeri yerlerde, banyoyu güneş doğduktan sonra
açsalar, tuvalette filan gusletme imkânı da yoksa, teyemmümle kılar.
Guslettikten sonra iade eder.
15- Yanında âdil bir Müslüman bulunan kimse, suyu sormadan
teyemmüm edip namaza dursa, sonra su olduğunu haber alsa, abdest alıp
namazı iade eder.
16- Suyunun bittiğini zanneden, namazdan sonra suyunu görse,
teyemmümle kıldığı namazı iade eder. Abdestsiz kılan da, abdestsiz olduğunu
hatırlayınca, namazı iade eder.
17- Su yakın olsa, fakat su yanında düşman, zarar verecek hayvan ve
ateş varsa veya hapisteyse, teyemmüm ederek kılarsa da, bu sebepler kul
tarafından oldukları için, gusül ve abdest alınca, bu namazları tekrar kılması
gerekir.
18- Vaktin girmediği zannıyla namaz kılan, namazdan sonra vaktin girdiği
anlaşılsa bile, tekrar kılar, çünkü vaktin girdiğini kesin bilerek namaza durması
gerekirdi.
19- Tenha yer yoksa taharetlenmek için başkasının yanında avret yerini
açmaz. Tenha oluncaya kadar bekler. Namaz vakti daralırsa, başkaları
yanında taharetlenmez. Çamaşırını da yıkamaz. Necasetle namaz kılar, çünkü
haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce gelir. Sonra, tenha yer bulunca
taharetlenir, çamaşırını yıkar veya değiştirir ve namazı iade eder. (S.
Ebediyye)
Namazı iade etmek
Sual: Namaz hangi hâllerde iade edilir?
CEVAP
Namazda farzlardan biri terk edilirse, o namazı iade etmek farz olur.
Vaciblerden biri kasten terk edilirse, o namazı iade etmek vacib olur.
Vaciblerden biri unutularak terk edilirse secde-i sehv yapılır. Mesela tâdil-i
erkânı kasten terk edenin, o namazı iade etmesi vacibdir. Vacibin terki hariç,
namazda herhangi bir mekruh işlenirse veya sünnet terk edilirse, o namazı
iade etmek vacib olmaz, sünnet olur.
Abdest veya yel sıkıştırmasından kurtulmak için, namazı bozmak
mubahtır.
İadeyi gerektirmeyenler
Sual: Namazı iade etmeyi, yani tekrar kılmayı gerektirmeyen durumlar
hangileridir?
171
www.dinimizislam.com
CEVAP
Bazıları şunlardır:
1- Kıbleyi bilmeyen, araştırır. Karar verdiği yöne doğru kılar. Sonradan,
yanlış olduğunu anlarsa, namazı iade etmez, çünkü araştırarak kılmıştır.
2- İmam doğru kıldık derse, cemaat ise yanlış kıldık derse, imam kendine
güveniyorsa veya bir şahidi olursa, namaz tekrar kılınmaz.
3- Tertip sahibi olanın kaza borcu olursa, önce kazayı kılıp, sonra vaktin
farzını kılar. Önceki vaktin namazını kılmadan, vakit daraldı sanarak vaktin
namazına başlarken veya namaz içindeyken, önceki vakti kılmadığını
unutursa, namazdan sonra hatırlasa da, kıldığı namazı sahih olur; çünkü
unutmak özürdür. Tekrar kılmak gerekmez.
4- Suyu araştırıp teyemmüm ederek namaz kıldıktan sonra, suyu görse,
namazını iade etmez.
5- Hastalık sebebi, malın çalınmak tehlikesiyle veya gemide batmaya
sebep olursa veya yırtıcı hayvan, düşman görmek tehlikesi varsa, iki namazı
cem eder. Cem edemezse, farzı da gücü yettiği tarafa doğru kılar ve namazı
artık iade etmez, çünkü bu özürlere kendisi sebep olmamış, semavi yani gayr-i
ihtiyari, elinde olmadan meydana gelmiştir.
6- İki elinin ve iki ayağının, yıkaması farz olan yerleri kesik olanın, yüzü de
yara ise, teyemmüm edemeyeceğinden abdestsiz kılar ve kıldığı namazı iade
etmez.
7- Elbisenin veya vücudun bir yerine necaset gelse, bu yeri bulamasa,
zannettiği yeri yıkasa temiz olur. Namazdan sonra, necis olan yer meydana
çıksa, kıldığı namazı iade etmez.
8- Dörtte birinden azı temiz olan örtüden başka bir şey bulamayan
kimsenin, bu örtüyle kılması veya oturup ima ile kılması caizdir. Dörtte biri
temiz olan örtüyle, ayakta kılması gerekir ve kıldığı namazı iade etmez.
9- Seferi olan, bir mil içinde, içmeden fazla su bulamazsa, namazını
necasetli örtüyle kılar ve kıldığı namazı iade etmez. [Bir kara mili, 1609
metredir.]
10- Namazı kıldığında şüphe edenin, vakit çıktıysa tekrar kılması
gerekmez. (S. Ebediyye)
Namazla ilgili çeşitli sorular
Sual: Namaz çeşitleri nelerdir?
CEVAP
Namazlar farz, vacip ve nafile olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan;
1- Farz namazlar: Beş vakit namazın farzları, Cuma namazının iki rekat
farzı ve cenaze namazı, farz namazlardır. (Cenaze namazı farz-ı kifayedir.)
2- Vacip namazlar: Vitir namazı, bayram namazları, adak olan namaz ve
başlanıp yarıda kalan nafile namazlardır. Kazaya kalan vitir namazını da, kaza
172
www.dinimizislam.com
etmek vaciptir.
3- Nafile namazlar: Beş vakit namazın sünnetleri, teravih namazı ve
sevap kazanmak niyeti ile kılınan teheccüd, tehıyyet-ül-mescid, işrak, duha,
evvabin, istihare, tesbih namazları gibi namazlar, nafile namazlardır. Yani
kılınması emir değildir. Farz ve vacip olan namazlardan, borcu olmayan bir
kimsenin, nafile ibadetlerine de sevap verilir.
Namaza giderken
Sual: Namaz kılmaya gittiğim zaman, benimle oturan insanlara, gelin
namaz kılalım demiyorum. Bu durumda günahım var mıdır?
CEVAP
Size günah olmaz. Namaz kılmaya giderken, ben namaz kılmaya
gidiyorum derseniz, iyi olur. Onlara namazı hatırlatmış olursunuz. Bak bu genç
kılıyor, biz de kılsak diye düşünen çıkabilir. Yani bir çeşit emr-i maruf olur, iyi
olur. Namaza düşman olanlara ise söylenmez. Hatta onlardan namaz
kıldığımızı gizlemek lazımdır.
Cünüp olduğunu bilmeden
Sual: Farkında olmadan cünüp olarak namaz kılan, haram işlemiş olur
mu?
CEVAP
Bilmeyince günah olmaz. Eğer hiç farkına varmasaydı, namazı bile sahih
olurdu. Allahü teâlâ gücümüzün yetmediği işleri, emirleri teklif etmez.
Çalar saat
Sual: Allahü ekber sesi çıkaran saatleri sabah namazına uyanmak için
kullanmak caiz mi?
CEVAP
Çalar saat kullanmalıdır.
İhtiyaç varsa
Sual: İhtiyaçsız, sabah Maliki, öğle Şafii’ye göre namaz kılmak caiz mi?
CEVAP
Bir ihtiyaç olunca caiz olur.
Namazda kastedilen kol
Sual: Namazda bütün kol, iki uzuv mu?
CEVAP
Evet.
Fildişi tarakla
Sual: Maliki’de, fildişi tarakla, namaz kılmak caiz mi?
CEVAP
Evet.
Yan tarafa alsa
Sual: Yol üstüne durup namaz kılanın önünden geçmemek için, onu
tutup, bir metre yan tarafa alsak, bu kimsenin namazı bozulur mu?
173
www.dinimizislam.com
CEVAP
Hayır.
Farzı nafile olarak yapmak
Sual: (Farzı nafile olarak yapmak, müekked sünnetleri yapmaktan daha
çok sevap olur) buyuruluyor. Bu hangi ibadetlerde olur?
CEVAP
Namaz ve hacda olur. Mesela, nafile hac yapmak, umre yapmaktan daha
sevaptır. Öğleyi yalnız kılıp son sünneti kılacağı sırada yanında cemaatle
namaz kılınmaya başlansa, hemen cemaate uyup onlarla öğleyi nafile olarak
kılmak, öğlenin ilk ve son sünnetinden daha sevaptır.
Tekrar kılmak
Sual: Farzı nafile olarak yapmak, sünnetten evla olduğuna göre, farzı
tekrar kılmakta mahzur var mı?
CEVAP
Farz tekrar kılınmaz. Ancak, farz kılarken sünnetlerinden birini terk
etmişse veya mekruh işlemişse o zaman caiz olur. Bir de, hazır cemaat varsa
onlara uyarak nafile kılmak caizdir.
Sünnet olanı değiştirmek
Sual: Namazda otururken, sünnet diye, kıbleye dönmesi için, sol ayağı
da, sağ ayak gibi dikmek bid'at olur mu?
CEVAP
Evet, bid’at olur.
Farzdan sonra
Sual: Yetişilemezse, yatsının ilk sünneti, farzdan sonra kılınır mı?
CEVAP
Evet.
Abdestsiz olduğunu hatırlayan
Sual: Kendini abdestli zannedip akşam namazın farzını kılsa, sünneti
kılarken abdestsiz olduğunu hatırlasa, farzı tekrar kılması gerekir mi?
CEVAP
Abdest alıp farzı tekrar kılar. Vakit çıktıktan sonra hatırlarsa kaza eder.
Namazın içindeki sünnetler
Sual: Namaz içindeki sünnetlerden biri terk edilince, mesela başı açık
namaz kılanın, o namazı iade etmesinin hükmü nedir?
CEVAP
Gerekmez. O namazı iade etmek, sünnettir. İade etmese de olur.
Yanlışlıkla terk edilirse mahzuru olmaz.
Sabah namazlarını kaçıran
Sual: Sabah namazlarını kaçıran ne yapmalıdır?
CEVAP
Erken yatmalı ve çalar saat kullanmalı. Ayrıca her zaman şu üç şeye mani
174
www.dinimizislam.com
olan her şeyi terk edip üç şeye sarılmalı:
1- Namazları vaktinde kılmaya,
2- Haramlardan sakınmaya,
3- Helal lokma yemeye.
İbadetten sevap beklenir
Sual: S. Ebediyye’de orucun Allahın emri olduğuna inanmak ve sevab
bekleyerek tutmak lazım olduğu bildiriliyor. Oruç gibi, namaz için de, aynı
şekilde sevab beklemek lazım mıdır?
CEVAP
Elbette sevab beklemek lazımdır. Zekât da öyle, hac da öyledir.
Dört rekât niyetiyle
Sual: Dört rekât niyetiyle bir nafile namaza başlayıp, herhangi bir sebeple
iki kılıp selam verilirse, kılmadığımız iki rekât üzerimize vacib mi olur?
CEVAP
Evet.
Peygamberlere kıldırdığı namaz
Sual: Peygamber efendimiz miraca çıkmadan namaz farz edilmemişti.
Kudüs'te bütün Peygamberlere kıldırdığı namaz nafile mi idi?
CEVAP
Evet.
Eda niyetiyle kaza
Sual: Eda niyetiyle kaza, kaza niyetiyle eda caiz midir?
CEVAP
Eda niyetiyle kılınan bir namaz, vakti girmemişse, nafile olur. Vakti
çıktıktan sonra kılınmış ise, kaza olur. Mesela, (Bugünkü öğle namazını eda
etmeye) diye niyet eden, vakti çıkmış ise öğleyi kaza etmiş olur. Öğle vakti
çıktı zannederek, (Bugünkü öğleyi kaza etmeye) diye niyet edip namaz kılarsa,
vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur; fakat geçmiş öğle namazını
kazaya niyet ederek kıldığı namaz, o günün öğle namazının yerine geçmez;
çünkü bugünün namazına diye niyet etmemiştir.
Erkeğin buluğa ermesi
Sual: Erkek çocuklar buluğa kaç yaşında ulaşır? Buluğa ulaşmadığı
müddetçe dini emirlerle yükümlü olmaz mı?
CEVAP
12 yaşından itibaren buluğa ulaşır. Eğer 15 ini doldurduğu halde, hâlâ
buluğa ermemişse, ermiş kabul edilir, dini emirleri yapmakla yükümlü olur.
Sevabı gönderilir
Sual: Ölü veya diri için namaz kılmak, oruç tutmak ve ona bu sevabı
yollamak caiz olur mu?
CEVAP
Namazın, orucun sevabı ona gönderilir; fakat onun için namaz kılınmaz,
175
www.dinimizislam.com
oruç tutulmaz.
Küçük çocuk ve abdest
Sual: Küçük çocuk Kur'an-ı kerimi abdestsiz tutabilir mi, namaz kılabilir
mi?
CEVAP
Tutabilir. Usulen olsun abdesti öğretmeli, teyemmümü öğretmeli. Namaz
kılacaksan teyemmüm et demeli, abdestsiz kılsa da olur, fakat namaz için
abdestin lüzumunu öğrenmeli. Abdestsiz kılınamayacağını bilmeli.
Yeni iman eden
Sual: Kâfirken müslüman olan, kâfirken kılmadığı namaz ve tutmadığı
oruç borçlarını kaza eder mi?
CEVAP
İman edenin namaz ve oruç borcu olmaz; çünkü o kâfir iken ona namaz
kılmak ve oruç tutmak farz değildi. Diğer ibadetler de, zekât ve hac da
böyledir.
İçki içen de namaz kılmalı
Sual: İçki içen birinin, içkinin 40 gün vücuttan çıkmayacağını ve 40 gün
ibadetlerinin kabul olmayacağını düşünerek, namazı bırakması doğru olur mu?
CEVAP
Doğru olmaz. Çok yanlış olur. Namazı bırakmak çok büyük günahtır. İçki
vücuttan kırk gün çıkmaz diye bir şey yok. Kur'an-ı kerimde sarhoş iken
kılmayın deniliyor, okuduğunu anlarsa kılması lazım. Ayıkken kılması lazımdır.
Derhal namaza başlamalı. Ne günah işlenirse işlensin namaz terk edilmemeli.
İçki içenin namazı sahihtir, yani borç ödenmiş olur; ama büyük sevablara
kavuşamaz.
Evde namaz kılmak
Sual: (Namazlarınızın bir kısmını evde kılın ve evlerinizi kabre
çevirmeyin) hadisine uyarak, ara sıra namazlarımızı evde kılıyor, camiye,
cemaate gitmiyoruz. Uygun mudur?
CEVAP
Hadis-i şeriften kendi anladığımıza göre amel etmemiz caiz olmaz. İmam
uygunsa, evde kılmak uygun olmaz. Evlerde kaza ve nafile kılarak evleri
ibadetsiz geçen kabir haline getirmemeli. İmam-ı Münziri hazretleri buyuruyor
ki:
(Evlerinizi kabre çevirmeyin) hadis-i şerifi, evlerinizi namaz kılmamakla,
kabirlere benzetmeyin demektir; çünkü kabristanda namaz kılmak caiz
değildir.
Yatsının ilk ve son sünneti
Sual: Yatsı namazının ilk ve son sünnetiyle alakalı bir hadis-i şerif var
mıdır?
CEVAP
176
www.dinimizislam.com
Hazret-i İbni Ömer’in, (Resulullah ile beraber, yatsı namazından sonra
iki rekat namaz kıldık) diye bildirdiği hadis-i şerifi, yatsının son sünnetini,
Hazret-i Abdullah ibni Mugaffelin rivayet ettiği, (Her ezan ve ikamet arasında
namaz vardır) hadis-i şerifi de, yatsının ilk sünnetini göstermektedir. (Buhari)
Tembelliğin ilacı
Sual: Tembellikten, boş şeylerden nasıl kurtulabiliriz?
CEVAP
Tembelliğin ilacı, çalışkanlarla konuşmak, tembel, uyuşuk kimselerden
kaçınmak, Allahü teâlâdan hayâ etmek lazım geldiğini ve azabının şiddetli
olduğunu düşünmek ve namazları vaktinde kılmaktır. Namaza önem veren
tembellikten kurtulur.
Haramdan kaçmayan
Sual: İçki içmek ve kumar oynamak gibi bir haramdan kaçmak mı daha
sevap, yoksa namaz kılmak, oruç tutmak mı daha sevaptır? Yani bir kimse içki
içiyorsa, kumar oynuyorsa, fakat namazlarını da kılıyorsa ahirette kârlı mı
çıkar zararlı mı?
CEVAP
Zararlı çıkar. Çünkü haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın
sevabından daha fazladır.
Sahibinin rızası olmayan yerde
Sual: Rızasız olarak zorla bir kimsenin evinde, bahçesinde namaz kılmak
caiz midir?
CEVAP
Gasp edilen yerde namaz kılmak caiz ise de mekruhtur. Yani namaz
borcu ödenmiş olursa da, namaz kılmakla hasıl olacak büyük sevaptan
mahrum kalınır. Midesinde, elbisesinde azıcık haram bulunan kimsenin de
namazı mekruh olur.
Müekked sünnetler kılınamamışsa
Sual: Müekked sünnetlerin vaktin farzlarından sonra da kılınabileceği,
gayri müekked sünnetlerin ise kılınamayacağı doğru mudur?
CEVAP
Yanlıştır. Doğrusu şöyledir:
Öğlenin, müekked sünnet olan ilk sünneti, farzdan önce kılınamamışsa,
farzdan sonra kılınır. Sabahın çok faziletli olan müekked sünneti, farzdan önce
kılınmamışsa, farzdan sonra kılınmaz. Çünkü sabah namazının farzından
sonra nafile kılınmaz. Sünnetler de nafiledir.
İkindinin sünneti, farzdan önce kılınamamışsa farzdan sonra kılınmaz.
Çünkü akşama kadar kerahat vaktidir. Kerahat vaktinde sünnet, nafile
kılınmaz. Yatsının ilk sünneti, gayr-i müekked olmasına rağmen, farzdan sonra
kılınabilir. Çünkü yatsıdan sonra kerahat vakti yoktur. Sabaha kadar kılınabilir.
Bu hususlar bütün fıkıh kitaplarında, mesela Redd-ül-muhtar’da yazılıdır.
177
www.dinimizislam.com
Müstehab daha sevap olur mu?
Sual: Namaz kitabında, abdest alırken dişleri misvak ile temizlemek
müstehaptır denirken, abdestin sünnetleri bahsinde ise, misvak önemli sünnet
deniyor. Burada bir çelişki yok mu? Bunun gibi namaz kılarken rüku ve
secdelerde tesbihleri üçer kere okumak sünnet, 5,7,9 gibi fazla okumak ise
müstehaptır deniyor. Fazla okuyunca sevabı niye azalıyor ki?
CEVAP
Abdest alırken dişleri temizlemek, fırçalamak sünnettir. Bunu misvak ile
yapmak müstehabdır, daha iyidir. Yani misvak kullanılınca hem sünnet yerine
geliyor hem müstehab, parmakla veya diş fırçası ile dişler temizlenirse sadece
sünnet yerine gelir. Bu sünnet misvakla yapılınca ayrıca müstehab sevabı da
alınıyor.
Rüku ve secdelerde üçer defa tesbih çekmek sünnet, daha fazla çekince
ayrıca müstehab sevabı da alınıyor.
Bunun gibi, namazda selam verirken, iki omuzuna bakmak sünnet,
dikkatle bakmak ise müstehabdır.
Namaz içinde niyet
Sual: Namaz içinde, başka mezhebi taklide niyet etmek caiz mi?
CEVAP
Hayır.
Namazı kazaya bırakmamak için
Sual: Namaz vakti çıkmaya yakın, semavi özür olmadan eli kanayan,
Maliki'yi taklit edip namaz kılabilir mi?
CEVAP
Namazı kazaya bırakmak haramdır. Namazı kazaya bırakmamak için
taklit caizdir.
Haram işleyenden uzaklaşmalı
Sual: Tam İlmihal’de, (Parmağında altın yüzük takılı kimsenin bulunduğu
sofraya oturmamalı ve birinci safta, böyle birisi yanında namaz kılmayıp, arka
safa kaçmalı. Başka haramları kullananlardan da böyle uzaklaşmalı) deniyor.
Bid'at sahibi olmak da bu hükme dâhil midir?
CEVAP
Evet.
Namaz kıldığından şüphe etmek
Sual: Namazı kılıp kılmadığından emin olamayan kimse ne yapmalı?
CEVAP
Namazı kıldığından şüphe eden kimse, vakit çıkmadıysa, o namazı tekrar
kılar. Vakit çıktıysa artık kılması gerekmez.
Haram elbiseyle namaz
Sual: Bir erkeğin yanında çalınmış elbise ve ipek varsa, bunlarla namaz
kılmak caiz olmadığı için namazını kazaya mı bırakması gerekir?
178
www.dinimizislam.com
CEVAP
Namaz kazaya bırakılmaz. Özürsüz namazı kazaya bırakmak büyük
günah olur. İpek elbiseyle namazını kılar. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
İpek ve gasp edilmiş, çalınmış elbiseyle namaz kılmak tahrimen
mekruhtur. Hiçbir şey bulamayan bir erkeğin, yalnız ipek bulunca, ipek
elbiseyle namaz kılması lazım olur. (Redd-ül-muhtar)
Kamet okunduktan sonra
Sual: Peygamber efendimiz, (Farz namaz için kamet okununca, artık
başka namaz kılınmaz) buyurunca, oradakiler, “Ya Resulallah, sabahın iki
rekât sünneti de mi kılınmaz” diye sorduklarında, (Evet, sabahın iki rekât
sünneti de kılınmaz) buyurduğu bildiriliyor. Kamet okunduktan sonra niye
namaz kılınmaz?
CEVAP
Âlimler bu hadis-i şerifi şöyle açıklıyorlar:
Cemaatle farz namaz kılınırken sünnet kılmaya başlanmaz, hemen
cemaate uyup farz kılınır demektir. Onun için cemaate geç gelen, sünnete
hemen başlamamalı, farzı kıldıktan sonra o sünneti kılmalıdır. Ancak bundan
sabah namazının sünneti ile ikindinin sünneti hariçtir. Sabah namazının
kuvvetli sünneti farzdan sonra kılınmayacağı için, mümkünse, farza
yetişebileceğini iyi anladığı takdirde, caminin girişinde cemaatten ayrı bir yerde
kılmalı. Buna da imkân yoksa bir direk arkasında kılınabilir. Cemaatin arasında
kılınmaz.
Kaza namazı olan Şafii
Sual: Şafii mezhebinde kazası olanın sünnet kılması harammış. Şafii
âlimleri nasıl olur da namaz kılmaya haram diyebiliyorlar? Bu kadar
mantıksızlık olur mu?
CEVAP
Bazı deyimler, tabirler vardır, bir şey söylenir başka şey anlaşılır. Mesela
soba yanıyor denir, maksat içindeki odun yanıyor demektir, yoksa demir
sobanın kendisi değil. Şafii âlimlerinin ve diğer mezhep âlimlerinin, kaza
namazı varken sünnetle iştigal etmeye haram demeleri de böyledir. Haram
olan sünnet kılmak değildir, farzı tehir etmektir. Sünnet olsun, nafile olsun
namazla meşgul olmak sevaptır, ancak farz borcunu tehir etmek haramdır.
Onun için sünnet kılmak haramdır deniyor. Sünnet kılınınca farz tehir edildiği
için sünnet kılmak haramdır deniyor. Yoksa bizzat sünnet kılmak haramdır
denmiyor.
Bu konuya örnek vermek için Tergib-us-salat kitabındaki iki hadis-i şerifi
bildirelim:
(Bir namazı, vakti çıktıktan sonra kılan, 80 hukbe Cehennemde
kalacaktır.)
(İki farz namazı bir araya getirmek, büyük günahtır.)
179
www.dinimizislam.com
Birinci hadis-i şerifte, sanki namaz kılmak veya kazasını kılmanın cezası
Cehennemde 80 hukbe kalmak olarak bildiriliyor. Burada namaz kılmak, kaza
namazı kılmak günahtır denmiyor. Namazı özürsüz kazaya bırakmak günahtır
deniyor.
İkinci hadis-i şerif de böyledir. Diyelim mazeretsiz öğle namazının farzını
kılmayıp ikindi ile beraber kılmak büyük günahtır deniyor. Bu ne demek?
Öğleyi mazeretsiz ikindi vaktine bırakmak büyük günahtır deniyor. Kaza
etmekle bile günah affolmuyor. Ayrıca istiğfar etmek gerekir.
Namazda esnemek
Sual: Namazda esnerken ağzımızı elin içi ile mi yoksa dışı ile mi
kapatmalıyız?
CEVAP
Ağzı açarak esnemek mekruhtur. Esnemeye mani olmak için, alt dudağı
dişlerin arasına sıkıştırmalıdır. Esnemeye mani olunamazsa, ayakta sağ elin,
diğer rükünlerde ve namaz dışında sol elin dışı ile, ağzı örtmek gerekir.
Tenin birbirine değmesi
Sual: Namazda, bacakların çıplak olarak, birbirine değmemesi için, eteğin
altına mutlaka iç çamaşırı giymek gerekir mi?
CEVAP
Hayır, gerekmez. Değmesinin mahzuru olmaz.
Sabah namazına uyanabilmek için
Sual: Genelde sabah namazına kalkamayanın ne yapması gerekir?
CEVAP
Namaza uyandırıcı bir tedbir almak gerekir. Bu tedbirlerin en kolayı, erken
yatmak ve saati kurmaktır. Bu tedbirleri aldıktan sonra, Kevser suresini okuyup
(Ya Rabbi, sabah namazına vaktinde kalkmamı ihsan et) diye dua etmelidir.
(Cennet Yolu İlmihali)
Kâbe’de kadın erkek cemaatli namaz
Sual: Kâbe’de erkek kadınla yan yana cemaatle namaz kılabilir mi?
CEVAP
Kılabilir. Bu Kâbe’ye mahsus istisna bir durumdur. (Dürr-ül-muhtar)
Uyuyanı namaza kaldırmak
Sual: Kaldığımız yerde uyuyanları, namaza kaldırmak gerekir mi?
CEVAP
Memnun olacak kimseyi kaldırmak sünnettir. Beni kaldır diye tembih
etmişse, kaldırmak farz olur. Memnun olmayanları kaldırmak gerekmez.
Dizlerini sert yere koyamamak
Sual: Dizlerinde ağrı olan bir kimse, dizlerini sert yere koyamıyorsa,
namaz kılarken dizlerinin altına yumuşak bir şey, mesela sünger koyabilir mi?
CEVAP
Mazeret olduğu için mahzuru olmaz.
180
www.dinimizislam.com
Erkeklerin tülbentle namazı
Sual: Arap ülkelerinde, erkekler başlarına beyaz tülbent bağlıyorlar.
Tülbendi, agel denilen bağ ile tutturuyorlar. Bununla namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Arap ülkeleri çok sıcak yerlerdir. Beyaz renk güneş ışığını yansıtır. Belki
de onun için başlarına tülbent takıyorlardır, üstelik ince ve hafiftir. Bununla da
namaz kılmak caizdir.
Sert yatakta namaz
Sual: Somya veya sert yatak üzerinde, namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Evet, caizdir.
Pantolonla namaz
Sual: Kadın, pantolonla namaz kılabilir mi?
CEVAP
Örtünün dar olması veya bol olsa da, herhangi bir avret yerine yapışıp,
uzvun belli olması, namaza zarar vermez, fakat böyle başkalarına karşı
örtülmüş olmaz. (S. Ebediyye)
Pantolon erkek kıyafetidir. Kadın giyemezse de, herhangi bir sebeple
giyilmişse, pantolon üstüne bir etek giyerek kılmak uygun olur.
Seccadeyi açık bırakmak
Sual: Namazdan sonra seccadenin açık kalması caiz midir, kapatmak
veya kenarını kıvırmak gerekir mi?
CEVAP
Açık kalması caizdir, kapatmak veya kenarını kıvırmak gerekmez.
Tozlanmasın, kirlenmesin diye kaldırmak iyi olur.
Farz namazı sebepsiz iade etmek
Sual: Bir farz namazı sebepsiz iade etmekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Eda edilen bir namazı sebepsiz iade etmek, hadis-i şerifle men
olunmuştur. İade etmek yerine, ilk kazaya kalmış bir farz namazı kaza
etmelidir. Yahut, farz namazda şüpheli bir durum varsa, (Vaktine yetişip de
kılamadığım son … namazına) diye niyet ederek kılınabilir. Böyle kılınca, farz
sahih olmadıysa, bu namaz farzın yerine; sahih olmuşsa, kaza namazı yerine
geçer.
Farz terk edilmişse, iade etmek farz olur. Vacib terk edilerek mekruh
işlenmişse, o namazı iade etmek vacib olur. Sünnet terk edilerek mekruh
işlenmişse, o namazı iade etmek sünnet olur, vacib olmaz.
Kurulanmadan namaza durmak
Sual: Acele ile abdest alıp, kurulanmadan namaza durmak caiz midir?
CEVAP
Kurulanmadan namaza durmak caizdir. Şafii’de, kurulanmamak daha
181
www.dinimizislam.com
iyidir.
Yaradan ve çıbandan çıkan kan
Sual: Namaz kıldıktan sonra yarasından veya çıbanından kan çıktığını
gören kimsenin, kıldığı namazı iade etmesi gerekir mi?
CEVAP
Eğer selam verince hemen bakıp, damlamış olduğunu görürse, namazını
iade eder. Selamdan birkaç dakika sonra bakıp görürse, namazını abdestli
kılmış sayılır.
Böyle akan yarası olan kimsenin Maliki mezhebini taklit etmesi iyi olur.
Çünkü, Maliki’de yarasından kan çıksa da, abdesti bozulmuş olmaz. Kan,
namazda iken çamaşırına bulaşsa da, Maliki’de necaset namaza mani olmaz.
Namazını ve orucunu bozan
Sual: Nafile namaz kılarken veya nafile oruç tutarken bir mazeretle veya
mazeretsiz namazını veya orucunu bozan kimsenin, bunları kaza etmesi
gerekir mi?
CEVAP
Bozulan nafile namazları tekrar kılmak, bozulan nafile oruçları da tekrar
tutmak vacibdir. Çünkü, nafileye başlanınca, bunu tamamlamak vacib olur.
(Uyun-ül-besair)
Uykudan uyandırmak
Sual: Namazı kerahat vaktine veya kazaya kalacaksa, o kimseyi uykudan
uyandırmamak günah olur mu?
CEVAP
Fitneye sebep olacaksa, uyandırmamak günah olmaz. Fitneye sebep
olmayacaksa, uyandırmamak mekruh olur. Eğer söz vermişse, o zaman
uyandırmamak haram olur.
Namaz kılıyor mu?
Sual: Bir kimsenin namaz kılıp kılmadığını takip etmek, araştırmak suizan
olur mu?
CEVAP
Sebepsiz takip, suizan olur. Önemli bir sebep için olursa, mesela onunla
evlenmek gerekiyorsa, o zaman caiz olur.
Namazda Resulullah'a uymak
Sual: Namaza dururken, (Peygamber efendimiz bu namazı kıldığı için
ben de kılıyorum) diye düşünmek uygun olur mu?
CEVAP
Evet, çok iyi olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Bu farzı Peygamber efendimiz kıldı, ben de kılıyorum) diye niyet
edilirse, farzı yapmak sevabından başka, tâbi olmak sevabı da ayrıca hâsıl
olur. (3/87)
Hayırlı işlere sağdan başlanır
182
www.dinimizislam.com
Sual: Namaz kılarken, yanıma gel anlamında, arkamızdan birisi sırtımıza
dokunuyor. Onun yanına giderken önce sağ adımı mı atmak gerekir?
CEVAP
Evet, hayırlı işlere sağdan başlanır.
Bunlar büyük sevaplara kavuşamazlar
Sual: İslam Ahlakı kitabındaki hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
1. kat gökteki melekler yalancıların,
2. kattakiler, kalbi namazda dünya işiyle meşgul olanların,
3. kattakiler, namazını beğenenlerin,
4. kattakiler, kibredenlerin,
5. kattakiler, haset edenlerin,
6. kattakiler, merhametsizlerin,
7. kattaki melekler ise, tamahkârların namazını geçirmeyip geri
döndürürler.
Peki, bu namazlar sahih olmuyor mu?
CEVAP
Sahih olur, yani namaz borcundan kurtulmuş olurlar. Namazını
geçirmezler demek, o namaz için vaat edilen büyük sevablara kavuşamazlar
demektir.
Namaz kılındığını gizlemek
Sual: Namaz kıldığımızı saklamamız caiz midir?
CEVAP
Evet, gerekiyorsa gizli kılınır.
Uyanmak için tedbir
Sual: Namaz vakti girdikten sonra, tedbir almadan uyuyup namazı
kaçırmak haram mıdır?
CEVAP
Vakit girdikten sonra uyuyup namazı kaçırmak, haram değilse de,
tahrimen mekruhtur. Birisine tembih ederek veya çalar saat kurarak uyanmayı
temin edince mekruh olmaz. Vakit girdikten sonra, kılmadan uyumak özür
olmaz. Bunun, vakit çıkmadan uyanması için tedbir alması farz, vakit girmeden
uyuyanın tedbir alması ise, müstehabdır. (S. Ebediyye)
Korku namazı
Sual: Korku namazı nasıl kılınır?
CEVAP
Bir tehlike anında veya düşman saldırınca, cemaat iki gruba ayrılır,
imamın arkasında, farz namazı nöbetleşe kılarlar. İki rekâtlı bir namazın ilk
rekâtını veya dört rekâtlı bir namazın ilk iki rekâtını imamla birlikte kılan birinci
grup, ikinci secdeden veya ilk oturuştan sonra cemaatten ayrılıp görev başına
gider, ikinci grup gelerek imamla birlikte kalan rekâtları tamamlayıp görevlerine
dönerler. İmam kendi başına selam verir. Daha sonra da birinci grup kıraatsiz,
183
www.dinimizislam.com
ikinci grup kıraatli olarak nöbetleşe namazlarını tamamlar, böylece hem
cemaatle namaz ifa edilmiş, hem de görev aksatılmamış olur. (F. Hindiyye)
Kılınamayan sünnetler
Sual: Kitaplarda, (Sabah camiye gelen biri, sünneti kıldığı takdirde,
cemaati kaçıracağından korksa, sünneti terk edip imama uyar. Kılmadığı
sünneti kaza etmesi de gerekmez) deniyor. Kılınamayan bu sünnet, öğleden
önce kaza edilse, bir mahzuru olur mu?
CEVAP
Mahzuru olmaz, iyi olur. İmam-ı Muhammed’e göre sünnet, Şeyhayn’a
göreyse nafile sevabı alır. Diğer dört vaktin sünnetleri de kaza edilirse, sünnet
değil, nafile kılınmış ve nafile sevabı alınmış olur.
Bahçeye izinli girmek
Sual: Birinin bahçesinde izinsiz namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Bahçeye zarar verilmezse caizdir. Bahçenin etrafı çevriliyse izinli girmeli!
Cepteki resim
Sual: Bazıları parada resim olduğu için, paraları çoraplarının içine koyup
yalın ayak kılıyorlar. Caiz mi?
CEVAP
Paradaki resim, cepte kapalı olduğu için namaza zararı olmaz. Hanefi’de
yalın ayakla namaz kılmak mekruhtur.
Çok önemli beş şart
Sual: Tergib-üs-salat kitabındaki hadis-i şerifte, (Cuma günü sabah
namazından önce, üç kere “Estağfirullah el-azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel
hayyel kayyûme ve etûbü ileyh” okuyanın, kendinin ve ana babasının
bütün günahları affolur) buyuruluyor. Bu herkes için geçerli midir?
CEVAP
Şartsız bildirilen böyle hususlar, mutlaka şarta bağlıdır. Bu şartlar
şunlardır:
1- Müslüman olmak. [Müslüman olmayanın hiçbir iyiliğine sevab
verilmez.]
2- Ehl-i sünnet itikadında olmak. [Bid’at ehlinin de, hiçbir ibadetine sevab
verilmez.]
3- Kul haklarını ödemek. [Ödenmedikçe, kul hakları istiğfar söylemekle
affolmaz.]
4- Kazaya kalmış farzları ödemek. [Namaz, oruç gibi farz ibadetleri
ödemedikçe, istiğfar söylemekle bunlar ödenmiş olmaz.]
5- Haramlardan vazgeçmek. [Haramlardan el çekmedikçe, istiğfar
söylemekle haramlar affolmaz. Haramlar bırakılınca, istiğfar söylemekle
günahlar affolur.]
Demek ki, bu beş şart varsa üç istiğfar duası okumakla, hem kendisinin,
184
www.dinimizislam.com
hem de ana babasının bütün günahları affolur. Bu şartlar yoksa affolmaz.
Namazda abdesti bozulan
Sual: Namazı veya abdesti bozulanın, namazdan çıkarken, selam
vermesi gerekir mi?
CEVAP
İkisi farklıdır. Namazı bozulan, zaten namazdan çıkmış olur, selam
vermesi gerekmez. Abdesti bozulan ise, hemen bir omzuna selam verip,
namazdan çıkar; çünkü abdesti bozulmuş olup, namazı bozulmamıştır. Hemen
gidip abdestini tazeleyip, kaldığı yerden namazına devam edebilir; ama baştan
kılması iyi olur.
Rabbena atina
Sual: Son oturuşta salli bariklerden sonra okunan Rabbena atina âyetini,
Allahümme Rabbena âtina… diye okumak daha mı iyi olur?
CEVAP
Allahümme diye başlayarak okumak da caizdir; fakat Rabbena diye
başlamak daha iyidir.
Alındaki yara
Sual: Alnımda, sağ kaşımın hizasında yara var. Namaz kılarken yaranın
üstüne secde edersem kanıyor. Abdestimin bozulmaması için sadece alnımın
sol tarafını ve burnumu yere değdirmem caiz olur mu?
CEVAP
Caiz olursa da, yarayı oksijenli suyla yıkayıp, merhem sürüp, bantlayarak
normal secde etmek daha uygun olur.
Namazda şaşıran
Sual: Bir kimse, dört rekâtlık bir namaz kılarken, üçüncü rekâtta mı,
beşinci rekâtta mı olduğunda şüphe ederse nasıl hareket eder?
CEVAP
Üçüncü rekâtta mı, beşinci rekâtta mı olduğunda şüphe ederse, hemen
oturup Ettehıyyatüyü okur. Sonra kalkar bir rekât daha kılıp tekrar oturup
Ettehıyyatüyü okur. Sonra ayağa kalkar; bir rekât daha kılıp oturur.
Ettehıyyatayü okuduktan sonra secde-i sehv yapar. Böylece namaz
tamamlanmış olur.
Eğer üç kıldıktan sonra şaşırmışsa, dördüncü rekâtta oturduğu için o
namaz sahih olur. Beşinci rekâta kalktığında şaşırmışsa, yine dördüncü
rekâtta oturduğu için o namaz sahih olur. Böyle durumlarda son rekâtta
oturmaya dikkat etmelidir; çünkü son rekâtta oturulmazsa namaz sahih olmaz.
Şafak nedir?
Sual: S. Ebediyye’deki bir hadis-i şerifte (Cebrail aleyhisselamla şafak
kararınca yatsıyı kıldık) buyuruluyor. Yine S. Ebediyye’de (Akşam namazının
vakti, güneş kaybolduktan sonra başlayıp, şafak kararıncaya kadar devam
eder) deniyor. Şafak, sabah, tan vaktine denmiyor mu?
185
www.dinimizislam.com
CEVAP
Güneş doğmaya yakın tan zamanına dendiği gibi, güneş batıp ortalık
kararmaya başlanılan zamana da şafak deniyor.
Namazı ilk vaktinde kılmak
Sual: Cemaate gidemeyen kimselerin ve kadınların, namazı vakti girer
girmez kılmaları daha iyi değil midir?
CEVAP
Namazı vakti girer girmez kılmak daha faziletlidir. Cemaatle kılmak için
veya cemaati çoğaltmak niyetiyle geciktirilmesi uygun olur. Cemaatle
kılınmayan yerlerde ise, vakit girer girmez kılmak evladır. Kadınların da vakit
girer girmez hemen kılmaları evladır. (Redd-ül Muhtar)
Namaza dört şeyle girilir
Sual: İslam Ahlakı kitabında (Namaza dört şeyle girilir: Farz, vacib,
sünnet ve müstehabla) deniyor. Bunlar nelerdir?
CEVAP
Hanefî’de, ellerini kulağının hizasına kaldırmak ve avuç içini kıbleye
çevirmek sünnettir.
Erkeklerin başparmağını kulak yumuşağına değdirmesi ve kadınların,
omuz hizasına kaldırması müstehabdır.
Tekbir getirmek farzdır. Tekbir getirirken Allah demek farz, ekber ile
birlikte söylenince vacib de yerine gelmiş oluyor.
İmam-ı a’zama göre, Allah demekle farz yerine gelmiş olur. Fetva da
böyledir. Allahü ekber ifadesinden başka şeyle namaza başlamak mekruhtur.
(İbni Âbidin)
Yalnız Allah deyip de, ekber denmezse vacib terk edilmiş olduğundan
tahrimen mekruh oluyor.
Allah-ül-kebîr veya Allahü kebîr demekle de farz yerine gelir. Allahü celle,
Allahü a’zam, Er- Rahmanü ekber, Lâ ilahe illallah, Tebarekellah, Er-Rahman,
el-Hâlık, er-Rezzak derse farz yerine gelmiş olur. (Halebi)
Vacibin de yerine gelmesi için, Allahü ekber diyerek namaza başlamak
şarttır. Diğer üç mezhepte Allahü ekber demek farzdır. (İslam Ahlakı)
Depremden kaçmak
Sual: Namaz kılarken deprem olsa, hemen namazı bozup kaçmak mı
gerekir?
CEVAP
Muteber kitaplarda, (Kapalı yerdeyken deprem olursa, oradan dışarı
kaçmak müstehabdır) buyuruluyor. (Redd-ül-muhtar, Bezzaziyye)
Namazı, zaruretsiz bozmak haramdır. Ancak deprem sebebiyle evimize,
kendimize veya çoluk çocuğumuza bir zarar gelecekse, o zararı önlemek için
namazı bozmak caiz olur. Ortada başka sebep yoksa bozmak caiz olmaz.
Namazı ilk vaktinde kılmalı
186
www.dinimizislam.com
Sual: Namazı vakti içinde mesela vaktinin sonunda kılmakta mahzur var
mıdır?
CEVAP
İkindi, akşam ve yatsı namazını geciktirip, mekruh vakte bırakmak
tahrimen mekruhtur, günahtır. Sabah ve öğle namazını ise vaktin sonunda
kılmak günah değildir, ama efdali her namazı vakit girer girmez kılmaktır. Bir
hadis-i şerif meali:
(İlk vaktinde kılınan namazda Allah’ın rızası vardır, vaktin sonunda
kılınanda da Allah'ın affı vardır.) [Tirmizî]
(Namazı vakit girer girmez kılmak Allah’ın rızasına, ortasında kılmak
Allah’ın rahmetine, sonunda kılmak ise Allah’ın affına vesiledir.) [Dâre
Kutnî]
Namazı mekruh olarak son vaktinde de kılan, yine affa uğrayabiliyor. Hiç
kılmayan için öyle bir af müjdesi yoktur. Namazı kesinlikle aksatmamalı,
namaza mani olan işlerde hayır olmadığını bilmeli.
Son teşehhütte
Sual: Bir hadiste, (Allahü teâlâ buyurdu ki: Abdesti bozulunca abdest
almayan bana cefa etmiş olur. Abdest alıp da, iki rekât namaz kılmayan
da bana cefa etmiş olur. İki rekât namaz kılıp da, dua edip benden bir
ihtiyacını istemezse yine bana cefa etmiş olur. İki rekât namaz kıldıktan
sonra dua edenin duasını kabul etmezsem ben de ona cefa etmiş olurum.
Hâlbuki ben cefa etmem) buyuruluyor. Bu müjdeye kavuşmak için her
namazda, son teşehhütte Rabbena’dan sonra şu duaların hepsini okumakta
mahzur var mıdır? 1- Rabbicalni…, 2- Rabbenağfirli…, 3- Allahümme inni
eselüke…, 4- Allahümme inneke…, 5- Allahümme mağfiretüke…, 6Allahümme ya mukallibel kulüb… 7- Allahümme inni euzübike…
Bu duaların manaları nedir?
CEVAP
Namazda okunan Kur'an-ı kerim daha sevab olduğu gibi, namazda
yapılan dua da daha sevabdır. Dediğiniz duaları son teşehhütte, Rabbena’dan
sonra okumakta mahzur yoktur, iyi olur. Duaların manaları şöyledir:
1- Rabbic’alnî mukîmessalatî ve min zürriyyetî rabbenâ ve tekabbel düâi =
Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle,
ey Rabbimiz! Duamı kabul et!
2- Rabbenağfirlî veli vâlideyye ve lil-mü’minine yevme yekûmül hisab = Ey
Rabbimiz, kıyamette hesaba çekileceğimiz gün beni, ana babamı ve müminleri
affet!
3- Allahümme innî es’elükes-sıhhate vel-âfiyete vel-emânete ve hüsnelhulkı verrıdâe bilkaderi birahmetike yâ Erhamerrâhimîn = Yâ Rabbi, bana
sıhhat, âfiyet [dinimi ve itikadımı bid'atlerden, amelimi ve ibadetimi âfetlerden,
nefsimi şehvetlerden, kalbimi heva ve vesveseden koru] ve güzel ahlak ver,
emanete riayet etmeyi, hıyanet etmemeyi ve kaderine rıza göstermemi nasip
187
www.dinimizislam.com
eyle! Ey merhamet sahiplerinin en merhametlisi! Merhametin hakkı için, duamı
kabul eyle!
4- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhıbbül afve fa’fü annî = Ya Rabbi
sen elbette affedicisin, kerimsin, affetmeyi de seversin, ihsanınla beni de affet!
5- Allahümme mağfiretüke evsau min zünûbi ve rahmetüke erca indî min
amelî = Yâ Rabbi, senin mağfiretin, benim günahlarımdan çok geniş, çok
fazladır. Sonsuz rahmetinin yanında benim amelim hiçtir. Ben bu amelime
değil, rahmetine güveniyorum. Rahmetinle günahlarımı affet!
6- Allahümme yâ mukallibel kulûb, sebbit kalbî, alâ dînik = Ey büyük
Allah’ım, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak Sensin. Kalbimi,
dininde sâbit kıl, dininden döndürme, Müslümanlıktan ayırma!
7- Allahümme innî eûzü bike min hemezât-iş-şeyatîn = Yâ Rabbi, [insan
ve cin] şeytanlarının vesvesesinden, şerrinden ve sataşmalarından sana
sığınıyorum, beni onlardan koru!
İmsak vaktinden sonra
Sual: Sabah namazının sünnetinden önce, şükür namazı, tehıyyet-ül
mescit gibi herhangi bir nafile namaz kılınır mı?
CEVAP
İmsak vaktinden sonra, sabah namazının sünneti hariç, hiçbir nafile
namaz kılınmaz. Sabahın farzından sonra ise, sabahın sünneti de kılınmaz.
(Dürer)
Sabahleyin, tan yeri ağardıktan, güneş doğuncaya kadar, sabah
namazının sünnetinden başka nafile kılınmaz. (S. Ebediyye)
Namazdan sonra dua ve tesbih
Sual: Namaz bittikten sonra neler yapılır?
CEVAP
Yalnız kılmış olan veya imamla kılan kimse, selamın akabinde,
(Allahümme entesselamü ve minkes-selamü tebarekte ya zel-celali velikram) der.
Bundan sonra, 3 kere (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüv
elhayyelkayyume ve etübü ileyh) der. Buna istiğfar duası denir.
Sonra Âyet-el-kürsi okunur, 33 kere (Sübhanallah), 33 kere
(Elhamdülillah) ve 33 kere (Allahü ekber) denir. Bir kere (La ilahe illallahü
vahdehü la şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve ala külli şeyin
kadir) denir. Bunların arasına başka dualar karıştırmak bid’at olur.
Sonra eller kaldırılıp dua edilir. Duadan sonra âmin denir ve eller yüze
sürülür. Hadis-i şerifte, (Beş vakit farz namazdan sonra yapılan dua kabul
olur) buyuruldu. Ama dua, uyanık kalb ile ve sessiz yapılmalı. Duayı yalnız
namazlardan sonra veya belli zamanlarda yapmak ve belli şeyleri ezberleyip,
şiir okur gibi şuursuzca dua etmek mekruhtur.
188
www.dinimizislam.com
Sual: Duadan sonra okunacak sure ve zikirler nelerdir?
CEVAP
11 kere İhlas-ı şerif, bir kere Kuleuzüler okunur ve 67 Estağfirullah
denerek yetmişe tamamlanır. On kere (Sübhanallah ve bi-hamdihi
sübhanallahilazim) denir. Sübhane Rabbike âyeti okunur.
Sual: Hacda gördük. Bazıları tesbih çekmeden, dua etmeden kalkıyorlar.
Namazdan sonra toplu olarak tesbih çekmek, imamın duasına âmin demek
bid’at diyorlar. Bunlar bid’at midir?
CEVAP
Cemaatin imam ile birlikte, sessizce dua etmeleri efdaldir. Ayrı ayrı dua
yapmaları ve dua etmeden kalkıp gitmeleri de caizdir. Ama bunu âdet haline
getirmemelidir. Hem imamın duasına âmin demeli, hem de kendimiz dua
etmeliyiz. Bid’at olan sadece müezzinin komut etmesidir. Tesbih çekmek, dua
etmek bid’at değildir.
Din kitaplarında ifadeler şöyledir:
Farzı veya son sünneti kılınca, imamın sağa, sola veya cemaate dönmesi
müstehaptır. İşlerini görmesi için, hemen gitmesi de caizdir. Hadis-i şerifte,
(Her namazdan sonra, üç kere, Estağfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv
el-hayyel-kayyume ve etubü ileyh okuyanın, bütün günahları afv olur)
buyuruldu. İstiğfârdan sonra, Âyet-el-kürsî ve 33 kere (Sübhânallah), 33 kere
(Elhamdülillah) ve 33 kere (Allahü ekber) ve bir (kelime-i tehlil) yani (La ilahe
illallahü vahdehü la şerike leh...) okumaları ve ellerini göğüs hizasına
kaldırarak, dua etmeleri de müstehaptır. (Merâkıl-felâh, Tahtavi)
İmam ve cemaat ile beraber kollarını, az ileriye uzatıp ve göğüs hizasına
kaldırıp, avuçları tam açık olarak semaya çevirip dua et ve âmin de. (Ey Oğul
İlmihali)
Âmin ile ilgili dört hadis-i şerif meali şöyledir:
(Bir cemaat topluca dua eder, bir kısmı da âmin derse, Allahü teâlâ o
duayı kabul eder.) [Hakim]
(Dua edenle âmin diyen sevapta ortaktır.) [Deylemi]
(İmam duada, cemaati hariç tutmasın. Hariç tutarsa onlara hıyanet
etmiş olur.) [Beyheki]
(İmam âmin dediği zaman siz de âmin deyin. Çünkü birinin âmin
demesi meleklerin âmin demesine tesadüf ederse onun geçmiş günahları
mağfiret olunur.) [Buhari]
Cemaatin imam ile tesbih çekmesi ve dua etmesi bid’at değil,
müstehaptır. (Nimet-i İslam)
Sual: Namazdan sonra okunması gereken dualar nelerdir?
CEVAP
Namazlardan sonra, okunması gereken belli dua yoktur. Herkes ihtiyacına
göre dua eder. Hep aynı duayı okumak da uygun değildir. Ne istediğini şuurlu
olarak bilmek gerekir. Ne istediğinin farkında olmadan dua etmek uygun
189
www.dinimizislam.com
olmaz. Belli şeyleri ezberleyip, şiir okur gibi dua etmek mekruhtur. Dua, uyanık
kalb ile ve sessiz yapılmalı, duayı yalnız namazlardan sonra ve belli
zamanlarda yapmak da mekruhtur. Her fırsatta dua etmelidir!
Mesela şöyle dua edilebilir:
Elhamdülillahi Rabbilâlemin essalatü vesselamü alâ resulina
Muhammedin ve alâ alihi ve sahbihi ecmain.
Ya Rabbi, kıldığımız namazları kabul eyle! Ahir ve akıbetimizi hayreyle!
Son nefesimizde kelime-i tevhid söylememizi nasip eyle! Ölmüşlerimizi af ve
mağfiret eyle!
Allahümmağfir verham ve ente hayrürrahimin. Teveffeni müslimen ve el
hıkni bissalihin. Allahümmağfir li veli valideyye ve lilmüminine vel müminat
yevme yekumül hisab.
Ya Rabbi, bizi şeytan ve düşman şerrinden ve nefs-i emmaremizin
şerrinden muhafaza eyle! Evimize iyilikler, hayırlı ve bereketli rızıklar ihsan
eyle! Ehl-i İslama selamet ihsan eyle! Din düşmanlarını kahr ve perişan eyle!
Kâfirlerle cihad etmekte olan müslümanlara imdad-ı ilahiyyen ile imdat eyle!
Allahümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbül afve fa'fü annî.
Ya Rabbi, hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva ihsan eyle! Allahümme
inni eselükessıhhate velafiyete vel-emanete ve hüsnelhulki verridae bilkaderi
bi rahmetike ya erhamerrahimin.
Riyadan, nifaktan, şikaktan, her türlü hastalıktan, kazadan, belâdan,
tembellikten, acizlikten, zelil olmaktan, zulüm görmekten, azdıran zenginlik ve
azdıran fakirlikten, şeytan ve nefsin şerrinden, düşman galebesinden, kötü
huydan, bid’at işlemekten, dalalete düşmekten, ihlassız amelden, her çeşit
günahtan, küfre girmekten, erzeli ömürden, ölürken gelecek fitnelerden,
dinimize, dünyamıza zarar verecek şeylerden bizleri koru!
Hakiki iman, güzel bir ahlak, şükredici bir kalb, zikredici bir dil, kaza ve
kadere rıza gösteren hayırlı bir ömür, az yemek, az uyumak, az konuşmak, az
gülmek ve çok hizmet etmeyi, kabir azabından ve ahiret dehşetinden
kurtulmayı, ömür boyu rızana uygun iş yapmayı, şehit olarak ölmeyi ve son
nefeste ehl-i sünnet itikadına uygun bir iman ve tevbe nasip eyle.
Ya Rabbi, kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, sevgine kavuşturacak
amellerin sevgisini nasip eyle! İlmimizi, ihlasımızı, kabiliyetimizi artır,
muratlardan, muhlaslardan olmamızı nasip eyle, cömert ve îsâr sahibi
kullarından eyle.
Ana babamıza ve evlatlarımıza ve akraba ve ahbabımıza ve bütün din
kardeşlerimize hayırlı ömürler ve güzel huy, akl-ı selim ve sıhhat ve afiyet
rüşdü hidayet ve istikamet ihsan eyle ya Rabbi! Amin.
Velhamdü lillahi Rabbilalemin. Allahümme salli ala..., Allahümme barik
ala..., Allahümme Rabbena atina... Velhamdü lillahi Rabbilalemin.
Estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah estağfirullahelazim elkerim ellezi la
ilahe illa hü, elhayyel-kayyume ve etubü ileyh.
190
www.dinimizislam.com
Duada geçen kelimelerin açıklaması:
Riya: İki yüzlülük, Allah’tan başkası için ibadet etme.
Nifak: Münafıklık.
Şikak: Uyuşmazlık.
Nefs-i emmare: Kötülük yapmak isteyen nefs.
Rüşdü hidayet: Doğru yolu arayıp bulma.
İstikamet: Doğru yol.
Kelime-i tevhid: La ilahe illallah Muhammedün Resulullah sözü.
Erzeli ömür: Başkalarına muhtaç olunan sıkıntılı ihtiyarlık dönemi.
Murat: Seçilmiş kimse.
Muhlas: Devamlı ihlas sahibi.
Îsâr: Cömertlik, kendine ihtiyacı olmayan şeyleri vermek, îsâr ise, kendine
gereken şeyleri vermektir. Yani başkalarını kendine tercih etmektir.
Sual: Dua ederken göğe bakmakta mahzur var mı?
CEVAP
Dua ederken başı yukarı kaldırmak doğru değildir. Allahü teâlâ mekandan
münezzehtir. Bazı bid’at ehli gibi, hâşâ, Allahü teâlâyı gökte sanmak çok
tehlikelidir. Buhari’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, namaz kılarken de göğe
bakmak şiddetle men edilmiştir. (El-Envar)
Sual: Namaz kılarken, yatağa girince, dua veya kelime-i tevhid okurken,
ağzımız kapalı olarak kalbden sessiz okumak uygun mu?
CEVAP
Kıraat, ağız ile okumak demektir. Kendi kulakları işitecek kadar sesli
okumaya, hafif okumak denir. Yanında olan kimselerin de işitecekleri kadar
sesli okumaya, yüksek sesle okumak denir. Hafif sesle okuyanı bir iki kişinin
işitmesi mekruh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demektir.
(Bezzâziyye)
Kendi işiteceği kadar sesle okumadan kılınan namaz sahih olmaz. Dua
ederken de, kendi işiteceği sesle okuması, söylemesi gerekir.
Kelime-i tehlili de, ibadet sevabı hasıl olması için, dil ile, kendi işitecek
kadar sesli söylemek gerekir. Hatm-i tehlil okuyanların da, en az kendi
işitecekleri kadar sesli okumaları gerekir. Kelime-i tehlil, ibadet olarak değil de,
kalbi temizlemek için okunurken, dil oynatılmaz. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Hadis-i şerifte, (Sabah-akşam, Haşr suresinin son üç âyetini
okuyan şehid olarak ölür) buyurulduğu için, sabah-akşam Haşr suresinin
sonunu okuyorum. Camide kıldığım zaman imam okuyor, biz dinliyoruz. Ben
okumasam, yine aynı sevaba kavuşur, şehid olarak ölür müyüm?
CEVAP
Kur’an-ı kerimi okumak sünnet, dinlemek farzdır. Dinleyen, okuyandan
daha fazla sevap aldığı için, ayrıca okuması gerekmez. Her gece
Amenerresulü’yü okuyan da, imamdan dinlemişse, onun da okuması
gerekmez. (Şir’a)
191
www.dinimizislam.com
Sual: Hadis-i şerifte, sabah ve akşam namazlarından sonra, Haşr
suresinin [hüvallahülleziden itibaren] son üç âyetinin okunması bildiriliyor.
Halbuki çok yerde Lev enzelnadan okunuyor. Yine hadiste, namazlardan
sonra, 10 ihlas okunması bildirilirken, siz 11 ihlas okunacağını bildirdiniz. Niçin
böyle yapılıyor?
CEVAP
Bir hususta birkaç rivayet varsa, en faziletli olanını seçmek iyi olur. Haşr
suresinin sonunu Lev enzelnadan okumak daha iyi olur. Namazdan sonra 10
veya 11 İhlas okunması bildirilmiştir. 11 defa okumak daha iyidir. Hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Sabah namazından sonra 11 defa ihlas okuyan müslümana,
Cennette bir burç verilir.) [Harâiti] (Bu hadis-i şerif, Ramuz’un 382.
sayfasında vardır.)
Sual: Bir hadis-i şerifte, sabah namazını kılıp, iki dizinin üstünde
otururken, bağdaş kurmadan ve konuşmadan on defa, "La ilahe illallahü
vahdehü la-şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyi ve yümit ve
hüve ala külli şeyin kadir" okuyanın, o gün her türlü kötülükten ve şeytanın
şerrinden korunacağı ve birçok sevaplara kavuşacağı bildiriliyor. Ayağında
ağrısı olan bağdaş kurup okusa, camiden çıkarken yolda okusa veya
sandalyeye oturup okusa, aynı sevaplara kavuşur mu?
CEVAP
Bir işin, ruhsat ve azimet tarafı olur. Hadis-i şerifte bildirilen şekil en uygun
olanıdır.
Kur'an-ı kerim de, iki diz üstüne oturup, kıbleye dönerek edeple okunur.
Fakat ihtiyaç olunca, sandalyeye de oturup okunabilir.
Yolda giderken ezbere okunabilir. Dualar da böyledir. Bir ihtiyaç yokken
diz üstü oturup okumalıdır.
Ayakları ağrıyanın veya uyuşanın bağdaş kurup okumasında mahzur
yoktur. Yolda da, sandalye üzerinde de okumak caizdir. Efdal olanı bildirildiği
şekilde edebe uygun okumaktır.
Sual: Namazdan sonra istiğfar nasıl okunur?
CEVAP
Namazlardan sonra üç kere Estağfirullah denir. Fakat ve etubü ileyhe
kadar okumak daha iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her namazdan sonra, 3 defa "Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüv
el-hayyel-kayyume ve etübü ileyh" okuyanın, bütün günahları affolur.)
[Merakıl-felah]
Bu istiğfarı müezzinin yüksek sesle okumasının bid’at olduğu El-İbda
kitabı s.59 da yazılıdır.
Sual: Namazlardan sonra Kur'an-ı kerim okunduktan sonra, Fatiha demek
gerekir mi?
CEVAP
192
www.dinimizislam.com
Namazlardan sonra Kur'an-ı kerim okumak da, okumamak da caizdir.
Yani okunsa da olur, okunmasa da olur. Ancak Kur'an-ı kerim okumak çok
sevap olduğu için vakit müsait ise, Kur'an-ı kerim okumak elbette çok iyidir.
Kur'an-ı kerim okuyup Sübhane rabbike âyetinden sonra Fatiha okumasına
sebep olunur. Fatiha okumak ise çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kur'an-ı kerimde hayrı en çok olan sure Fatihadır.) [İ. Ahmed]
(Kur'an-ı kerimin en faziletli suresi Fatihadır.) [Hakim]
(Fatiha suresi, bütün dertlere devadır.) [Beyheki]
(Fatiha suresi zehire şifadır.) [Ebuşşeyh]
Bir sahabi, Fatiha suresini okuduğunu söyleyince Peygamber efendimiz
buyurdu ki:
(Yemin ederim ki, Allah, ne Tevratta, ne İncilde, ne de Zeburda, o
surenin benzerini indirmemiştir. O, namazlarda tekrar edilen yedi âyet
olup, bana verilen Kur'an-ı azimdendir.) [Tirmizi]
Peygamber efendimiz, Cebrail aleyhisselamla otururken bir melek gelip
dedi ki:
(Senden önce hiç bir Peygambere verilmeyen, sadece sana verilen
iki nur ile seni müjdeliyorum. Bunlar Fatiha suresi ile Bekara suresinin
son âyetleridir. Bu iki sureden okuyacağın her harften dolayı, istediğin
mutlaka verilecektir.) [Müslim]
(Fatiha suresi Allahü teâlânın gadabını önler.) [Şir’a]
Bir kabile reisini yılan soktu. Eshab-ı kiramdan biri Fatiha suresini
okuyunca, Allah’ın izni ile hasta şifaya kavuştu. Kabile reisi, bir sürü koyun
hediye etti. Sahabi, caiz olup olmadığını bilmediği için Peygamber efendimize
sordu. Resulullah, (Ne okudun) buyurdu. O da, Fatiha suresini okuduğunu
bildirince, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Fatihanın şifa olduğunu nereden bildin? O koyunları al,
yanındakilere pay et!) [B.Arifin]
Berikada buyuruluyor ki:
(Dua okuması bildirilen yerlerde, Fatiha okumak daha iyidir. Namazlardan
sonra dua edilmesi hadis-i şerifle bildirilmiştir. Fatiha suresi, duaların en iyisini
bildirmek için nazil oldu. İmam, Fatiha dediği zaman, herkesin sessizce
okumaları iyi olur. Çünkü duaların sonunda hamd etmek müstehaptır. Hamd
etmenin en iyisi de Fatiha okumaktır.) [S.137]
Namazlardan sonra, Kur'an-ı kerim okumak, Kur'an-ı kerim okunduktan
sonra Fatiha okumak caizdir. Okunmazsa günahı olmaz. Fakat okunursa
sevap olur.
Sual: Bazı kimseler, Kur’an-ı kerim okunduktan sonra Fatiha demenin ve
okumanın bid’at ve haram olduğunu söyleyerek fitne çıkarıyor, bölücülük
yapıyorlar. Bu konuda din kitapları ne diyor?
CEVAP
Muhammed Masum Faruki hazretleri birinci cilt, 197. Mektubunda,
193
www.dinimizislam.com
(Büyüklerimiz, beş vakit namazdan sonra, elleri kaldırarak, Fatiha okumadı.
Namazdan sonra, hacetlere kavuşmak için Fatiha okumak bid’attir) buyuruyor.
Burada, bir hacete kavuşmak için namazlardan sonra elleri kaldırarak
Fatiha okumanın caiz olmadığı bildirilmektedir. Normal olarak Fatiha okumanın
ise mahzuru yoktur.
Bu konuda Faideli Bilgiler kitabının, (Doğruya inan, bölücüye aldanma)
kısmında deniyor ki:
(Namazlardan ve dualardan sonra Fatiha suresini okumak bid’at midir,
değil midir? Bunun cevabını Hâdimi, Berika kitabının 137. sayfasında uzun
yazıyor. Kısaca bildirelim: Âlimlerin çoğuna göre, dua okuması bildirilen
yerlerde, Fatiha okumak daha iyidir. Namazlardan sonra dua edilmesi de,
hadis-i şeriflerde bildirilmiştir. Bid’at, İslamiyet’in sahibinin izni olmadan yapılan
ibadetlerdir. Fatiha suresi duaların en iyisini bildirmek için nazil oldu. Bunun
namazlardan ve dualardan sonra okunmasına bid’at diyen olmamıştır.
Herkesin birlikte yüksek sesle okumaları yasaktır. İmam, fatiha dediği zaman,
herkesin sessizce okumaları iyi olur. Çünkü, duaların sonunda hamd etmek
müstehaptır. Hamd etmenin en iyisi de, Fatiha okumaktır. Farzla sünnet
arasında okumak ve isteklerine [hacetlerine] kavuşmak için okumak
mekruhtur.)
Burada da Fatiha okumanın iyi olduğu bildiriliyor. Ancak yukarıda olduğu
gibi hacetlere kavuşmak için okumanın mekruh olduğu bildiriliyor. Koro halinde
yüksek sesle farzla sünnet arasında okumanın doğru olmadığı bildirilmektedir.
Tam İlmihal’de diyor ki:
(Cilâ-ül-kulubda diyor ki: Kabristana gelen bir kimse, ayakta, (Esselamü
aleyküm, yâ Ehle dâr-il kavm-ilmü'minin! İnna İnşaallahü an karibin biküm
lâhikun) der. Sonra, Besmele ile onbir İhlas ve bir Fatiha okur. Kabrin yanına
gelince, ölünün sağ [kabrin kıble] ve ayak tarafından yaklaşır. Selam verir.
Ayakta veya çömelip veya oturup, Bekara suresinin başını ve sonunu, Yasin-i
şerifi, Tebareke, Tekâsür, İhlas-ı şerif ve Fatiha surelerini okuyup, ölüye
hediye eder.)
Görüldüğü gibi burada da en sonda Fatiha okunmaktadır.
Ey Oğul İlmihali’nde diyor ki:
(Namazdan sonra, imam ve cemaat ile beraber kollarını, bir miktar ileriye
uzatıp ve göğüs hizasına kaldırıp, avuçları tam açık olarak semaya çevirip dua
et ve âmin de. Dua bitince ellerini yüzüne sürüp, “Velhamdü lillâhi rabbil
âlemin” de ve salevat ile Fatiha-i şerife oku.)
Burada da namaz sonunda Fatiha okunacağı açıkça bildirilmektedir.
Sual: Namazdan sonra edilecek dualardan birkaçını yazar mısınız?
CEVAP
Namazdan sonra edilecek dua çoktur. Bir tanesini bildirelim. Peygamber
efendimiz buyuruyor ki:
(Ya Muaz vallahi seni seviyorum, her namazdan sonra, şu duayı
194
www.dinimizislam.com
bırakmadan oku: Allahümme eınni alâ zikrike ve şükrike ve hüsni
ibadetike.) [Nesai] (Ya Rabbi, seni zikretmeyi, sana şükredip güzel ibadet
etmeyi bana nasip eyle) mealindedir.
Taberani’de bildirilen, (Günde 25 kere, erkek ve kadın müminlere dua
eden, kendisi için dünyaya rızık ihsan edilen ve duası kabul olanlardan
olur) hadis-i şerifindeki müjdeye kavuşabilmek için aşağıda bildirilen duayı
okumalıdır:
(Günde 25 defa (Allahümmağfir li ve li-valideyye ve li-üstaziyye ve lil
müminine vel müminat vel müslimine vel müslimat el ahya-i minhüm vel
emvat bi-rahmetike ya erhamerrahimin) okuyan, abidlerden olur. Allahü
teâlâ, bu kimsenin kalbinden kin ve hasedi çıkarır. Ona, bütün müminler
adedince, sevap yazılır. Kıyamette, bütün müminler: Ya Rabbi, bu kulun
bizim için, istiğfar okurdu. Sen de onu af eyle derler..) [Miftah-ün-necat]
İçinde bulunduğumuz hâle de şükretmek gerekir. Mesela şöyle demelidir:
El-hamdülillahi alâ külli hâl sivel küfri ved-dalâl = küfür ve dalalet hariç
her halimize hamd olsun.
Şöyle bir ifade de var: (El-hamdülillahi alâ külli hâl ve E'uzü billâhi min
hâl-i ehlinnâr) = Her hâlükârda Allahü teâlâya hamd olsun. Cehennem ehlinin
halinden Allahü teâlâya sığınırım.]
Sual: Dua ederken eller yüze karşı eğik mi tutulur?
CEVAP
Dua ederken, avuçlar, yüze karşı değil, semaya karşı açık ve göğüs
hizasında olmalıdır.
Eller bitişik değil, aralıklı olmalıdır. (Fetva-i Hindiyye, Dürr-ül muhtar)
Kadın, dua ederken ellerini ileri uzatmaz, yüzüne karşı eğik tutar. Şimdi
birçok erkek, böyle kadınlar gibi dua ediyor.
Sual: Namazdan sonra dua ne zaman yapılır?
CEVAP
Dua, tesbihler çekildikten sonra yapılır.
Sual: Bir dua ezberleyip her namazdan sonra okuyorum. Bir mahzuru var
mıdır?
CEVAP
Aynı duayı okurken şuurunda olmak gerekir. Yani şiir gibi okumamalıdır.
Ne istediğinin farkında olmalıdır. Aynı duayı okumak caizdir, fakat işin
şuurunda olmalısınız. Dilinizle okuyup aklınız başka yerde olmamalıdır. Hem
insanın her zaman isteği, sıkıntısı aynı olmaz ki. Duayı Türkçe yapmanın
mahzuru olmaz.
Sual: Allahümme entesselam... sadece farzlardan sonra mı okunur? Bir
de her namazdan sonra istiğfar okunur mu?
CEVAP
Farz, vacip, sünnet ve nafileden yani her namazdan sonra, selamı
müteakip "Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte ya zelcelali
195
www.dinimizislam.com
vel ikram" denir. Son sünnet kılındıktan veya en son namaz kılındıktan sonra,
üç kere (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve
etubü ileyh) denir. Ondan sonra Âyet-el kürsi okunup tesbihler çekilir ve dua
edilir. Dua ederken, "Ya Allah ya Allah ya hayyü ya kayyumü ya zelcelali
vel ikram, eselüke en tuhyiye kalbi bi nuri marifetike ebeden ya Allah ya
Allah" okumak çok iyi olur.
Tesbih çekmek sünnettir
Sual: Namazdan sonra, Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahü ekber diye
tesbih çekmek bid’at midir?
CEVAP
İcma ile de sabit olmuş müekked bir sünnettir. Tesbihleri parmakla
saymak ve tesbih kullanmak caizdir. Resulullah efendimiz, bir kadının
tesbihleri, çekirdeklerle saydığını görmüş, fakat yasaklamamıştır. Bu da,
tesbihleri, taşla, çekirdekle ve tesbihle çekmenin caiz olduğunu
göstermektedir. (Redd-ül-muhtar)
Kur’an-ı kerimde, Bâkıyat-üs-sâlihât [sürekli kalan iyi işler] geçmektedir.
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Bâkıyat-üs-sâlihâtı, çok söyleyin. Bunlar; tesbih, tehlil, tahmid,
tekbir ve temciddir.) [Taberani]
[Tesbih Sübhanallah,
Tehlil Lâ ilâhe illallah,
Tahmid Elhamdülillah,
Tekbir Allahü ekber,
Temcid, Lâ havle velâ kuvvete illâ billah demektir.]
Bütün günahları affolur
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her namazdan sonra 33 Sübhanallah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahü
ekber sonra, “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike leh lehül-mülkü ve
lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir” diyenin deniz köpüğü kadar
günahı olsa da affedilir.) [Müslim]
(Parmak uçları ile sayarak tesbihe ve tehlile devam edin. Kıyamette
her âzadan sual edilir ve parmaklar için “tesbihte kullandı” derler. Gafil
olan rahmetten uzak kalır.) [Hakim]
(Tekbiri, tahmidi, tesbihi ve tehlili sebebiyle Müslüman olarak
yaşlanandan iyisi yoktur.) [İ. Ahmed]
Fakirler, (Ya Resulallah; zenginler derece ve nimet bakımından bizi
geçtiler. Biz namaz kılıyoruz, onlar da kılıyorlar; biz oruç tutuyoruz, onlar da
tutuyorlar; fakat onlar, zekât, sadaka veriyor, köle azat ediyor, biz edemiyoruz)
dedikleri zaman, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Sizden üstün olanlara yetişebileceğiniz, sizden aşağı olanları
geçebileceğiniz ve sizin yaptığınız gibi yapanlar hariç, sizden başka
kimsenin üstün olamayacağı bir şey öğreteyim. Her namazın sonunda 33
196
www.dinimizislam.com
defa Sübhanallah, 33 defa Elhamdülillah, 33 defa Allahü ekber, bir kere
de “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike leh lehül mülkü ve lehül hamdü
ve hüve alâ külli şey’in kadir” söyleyin!) Fakirler, (Zenginler de bizim gibi
tesbih çekip, yine bizi geçiyorlar) dediklerinde, Resulullah efendimiz buyurdu
ki:
(Bu, Allahü teâlânın fazlıdır, dilediği kimselere verir.) [Ebu Davud]
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Namaz kılan, Rabbine yalvarmakta ve Onun büyüklüğünü ve Ondan
başka her şeyin hiç olduğunu görmektedir. Namazdaki kusurlar, çekilen
Tesbih ile örtülür, layık ve tam ibadet yapılamadığı bildirilir. Tahmid ile, namaz
kılmakla şereflenmenin, Onun yardımı ile olduğu bilinerek, bu büyük nimete
hamd edilir. Tekbir ile de, Ondan başka ibadete layık kimse olmadığı bildirilir.
(m. 304)
Günah işleyen bir kimse, bu emirlerin ve yasakların sahibinin azametini ve
kibriyasını düşünmüş olsaydı, Onun emirlerine karşı gelemezdi. Günahları
yapması, Onun emirlerine ve yasaklarına kıymet vermediğini göstermektedir.
Böyle şeyden, Allahü teâlâya sığınırız. Tenzih kelimesini, [yani yukarıda yazılı
olan tesbihi] çok okumakla, bu kusur affolunur.
İstiğfar etmek, günahların örtülmesini istemektir. Tenzih kelimesini
okumak ise, günahların yok olmasını istemektir. O nerede, bu nerede?
Sübhanallah şaşılacak bir kelimedir. Söylemesi çok kısadır. Manaları ve
faydaları ise pek çoktur.
Tahmid [elhamdülillah] kelimesini çok okumakla, Allahü teâlâya şükür
edilmiş olur. Onun verdiği nimetlerin şükrü yapılmış olur.
Tekbir [Allahü ekber] kelimesi, Allahü teâlânın, kulların yaptığı
şükürlerden çok yüksek olduğunu, Ona yakışan şükür yapılamayacağını
göstermektedir. Çünkü, Ona yapılan istiğfarlar, af dilemekler için de, çok
istiğfar etmek gerekir.
Hak teâlâya yakışan hamd, ancak Onun tarafından yapılabilir. Bunun
içindir ki kendisi, Saffat suresinin sonunda, (Sübhane Rabbike...)
buyurmuştur. Kendini hesaba çekmek isteyen, bu âyet-i kerimeyi çok
okumalıdır! Böylece istiğfar ve şükür etmiş olur. İstiğfar ve şükredemediğini de
ve kusurlarını da bildirmiş olur. (Mektubat-ı Rabbani c.1, m.309)
Sual: Namazdan sonraki tesbihleri 33’ten fazla çeksek zararı olur mu?
CEVAP
Namazdan sonraki tesbihleri okurken 33’e dikkat etmek gerekir. Dinin
emirlerinde, çeşitli hikmetler vardır. Bu adetler, ilacın miktarı gibidir. Ziyade
veya noksan olursa, istenilen fayda hasıl olmaz. Hazine 33’tedir. Bir metre
ileri, bir metre geri gidilirse, hazine bulunamaz. Tesbihleri 33 yerine, çok sevap
olsun diye 40 defa veya daha fazla çekmek bid’at olur. Hiç tesbih çekilmeden
gidilse günah olmaz. Fakat sünnet sevabından mahrum kalınmış olunur.
Sual: Namaz kıldıktan sonra da istiğfar ediyoruz. Her iyilik ve ibadetten
197
www.dinimizislam.com
sonra da niçin suç işlemiş gibi korkup istiğfar ediyoruz?
CEVAP
İnsan bütün taatlarını, ibadetlerini kusurlu bilmeli, hakkıyla yapamadığını
düşünmelidir! Ebu Muhammed bin Menazil hazretleri buyurdu ki:
(Allahü teâlâ, Al-i İmran suresinin 17. âyetinde, sabredenleri, sadıkları,
namaz kılanları, zekât verenleri ve seher vakitlerinde istiğfar edenleri meth
buyurdu. Hepsinden sonra, istiğfar edenleri bildirmesi, insanın her ibadetini
kusurlu görüp, daima istiğfar etmesi içindir.)
Cafer bin Sinan hazretleri de buyurdu ki:
"İbadet yapanların kendilerini beğenmeleri, fâsıkların günahlarından daha
kötü ve daha zararlıdır."
Bir iyilik ve ibadet edince de dört yerde korkmak gerekir:
Birinci korku: İnsan bir iyilik işleyince veya bir ibadet edince, o iyilik ve
ibadetin kabul edilip edilmediğinden endişe edip korkmalıdır! Çünkü Kur'an-ı
kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ ancak müttekilerin [takva ehlinin] amelini kabul eder.)
[Maide 27]
İkincisi riyadır. İhlassız amellerin kıymeti yoktur. İyiliği sırf Allah rızası
için mi yaptım, yoksa başka bir menfaat düşündüm mü diye korkmak gerekir.
Ancak ihlasla yapılan ibadetin kabul edileceği yine Kur'an-ı kerimde bildiriliyor.
(Beyyine 5)
Üçüncüsü, yapılan iyilikleri, ibadetleri zarara uğratmadan yerine teslim
edebilme korkusudur.
Kötülükler, günahlar, iyiliğe zarar verir. Şu halde, iyiliği, ibadeti zarara
uğratmadan yerine götürmeye çalışmalıdır! Kur'an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Bir iyilik getirene on katı verilir.) [Enam 160]
Dördüncüsü, yapılan iyilikle rezil olma korkusudur. Başkalarınca iyilik
sanılan şeyler, belki de art niyetle yapılmış birer kötülük olabilir. Yapılan
iyiliklerin, zararlardan korunarak başarıya ulaşıp ulaşmayacağından da
korkmalıdır! Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Başarmam ancak Allah’ın yardımı iledir.) [Hud 88]
Allahü teâlânın yardımına kavuşmak için de, Onun emirlerine uyup, yasak
ettiklerinden kaçmak gerekir. Kötülük veya herhangi bir günah işledikten sonra
pişman olmak ve iyilik ve ibadet etmeye devam etmek gerekir. Hadis-i
şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir günah işleyince hemen arkasından bir iyilik yap, bir sevap işle ki
onu mahvetsin!) [Beyheki]
(Nerede, ne halde bulunursan bulun, Allah’tan kork ve kötülüğün
akabinde bir iyilik yap ki onu yok etsin!) [Tirmizi]
Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki:
(Elbette hasenat, seyyiatı yok eder.) [Hud 114]
198
www.dinimizislam.com
[Hasenat, her çeşit iyilik, seyyiat, her çeşit kötülük]
Sual: Namaz kıldıktan sonra, tesbih çekmeden çıkıp gitmek günah mıdır?
CEVAP
Namaz kıldıktan sonra tesbih çekmek şart değildir, işi olan işine gidebilir.
Tesbihi yolda da çekebilir. Fakat mühim ve acil işi olmayan mutlaka tesbih
çekmelidir. Çünkü namazlardan sonra tesbih çekmenin fazileti çoktur.
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Namaz kılan kişi, Rabbi ile konuşmakta, Ona yalvarmakta ve Onun
büyüklüğünü ve Ondan başka her şeyin hiç olduğunu görmektedir. Peygamber
efendimiz, (Farz namazdan sonra 33 tesbih, 33 tahmid, 33 tekbir ve bir de
tehlil) emretmiştir. Bunun sebebi, namazdaki kusurlar Tesbih ile örtülür. Layık
olan, tam ibadet yapılamadığı bildirilir. Tahmid ile, namaz kılmakla
şereflenmenin Onun yardımı ve eriştirmesi ile olduğu bilinerek, bu büyük
nimete hamd edilir. Tekbir ederek de, Ondan başka ibadete layık kimse
olmadığı bildirilir. (m.304)
Sual: Camide namazı kıldıktan sonra duayı beklemeden işimize giderken
yolda Âyet-el kürsiyi okumak ve tesbihleri çekmekte mahzur var mıdır?
CEVAP
İşi olanın duayı beklemeden gitmesi, yolda okuması caizdir. Zaruret
olmadıkça, dua ve tesbihleri terk etmemelidir. Âyet-el kürsi ve tesbihlerin
fazileti büyüktür. Ey Oğul İlmihali’ndeki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir kişi namazdan sonra hemen bir defa Âyet-el kürsiyi okusa, o
âyet Arş-ı alaya kadar gider ve orada durmadan hareket ederek "Ya
Rabbi, beni okuyan kulunu affet!" der. Hak teâlâ, mekandan ve cihetten
münezzeh olarak "Ey meleklerim, şahid olun, namazdan sonra Âyet-el
kürsiyi okuyan kulumun günahlarını affettim") buyurur.)
(Namazdan sonra, âyet-el kürsiyi okuyana her harfi için 40 sevap
verilir.)
(Kim, farz namazı bitirince, yerinden kalkmadan bir defa Âyet-el
kürsiyi okuyup 33 defa Sübhanallah, 33 defa Elhamdülillah, 33 defa
Allahü ekber derse, 99 olur. Bir defa da La ilahe illallahü vahdehü la
şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve ala külli şeyin kadir, dese
Hak teâlâ o kişinin günahlarını affeder.)
Bir hadis-i şerifte de, sabah namazını kılıp, yerinden kalkmadan ve
konuşmadan on defa, "La ilahe illallahü vahdehü la-şerike leh lehül-mülkü
ve lehül-hamdü yuhyi ve yümit ve hüve ala külli şeyin kadir" okuyanın, o
gün her türlü kötülükten ve şeytanın şerrinden korunacağı ve birçok sevaplara
kavuşacağı bildiriliyor. (Nesai)
Allahü teâlânın affettiği günahlar, yalnız kendisi ile o kulu arasında olan,
tevbe etmiş olduğu günahlardır. Kul hakkından kurtulmak için helalleşmek de
gerekir.
Sual: İmam duaya başlayınca, tesbih çekmeyen de duaya katılır mı?
199
www.dinimizislam.com
CEVAP
Tesbihi çektikten sonra duaya katılmak daha iyidir.
Sual: İhtiyaç halinde sol el ile tesbih çekmek caiz mi?
CEVAP
Elbette caizdir. Peygamber efendimizin iyi işlere sağdan başlaması,
giyim-kuşam, yiyip-içmek gibi âdetlerine (Sünnet-i zevaid) denir. Bunları
unutarak veya bir özürle terk etmekte hiç mahzur yoktur. (Hadika)
Hayırlı yani iyi işleri sağ el ile yapmak sünnettir. Sol ile de yapılsa
mahzuru olmaz ama her işte Peygamber efendimize uymak iyidir.
Sual: Namazdan sonra (selam verdikten sonra) ve tesbihler ile duadan
sonra ne okunur?
CEVAP
Namazdan sonra (selam verdikten sonra), üç defa:
"Estağfirullah, Estağfirullah min külli ma kerihallah, Estağfirullah el
azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etübü ileyh"
Tesbihlerden ve duadan sonra da yalnız 67 kere estağfirullah söyleyip
70'e tamamlamalıdır.
Sual: Tesbih çekerken, tesbihatı kendi duyacağımız şekilde sesli
söylemek gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir.
Tesbihi elle saymak
Sual: Tesbihi elle mi yoksa tesbihle mi çekmek daha sevabdır?
CEVAP
Namazdan sonra tesbihleri parmakla çekmek sünnettir. Zihin dağınıklığı
sebebiyle sayıda şaşıranların, tesbihle saymaları daha sevab olur.
Şaşırmayanların parmakla sayması, şaşıranların ise tesbihle sayması iyi olur.
Bazılarının sandığı gibi tesbihle tesbih çekmek sünnete aykırı değildir.
Sual: Bazıları tesbih çekerken Sübhanallah derken tesbihi aşağıdan
yukarıya doğru, Elhamdülillah derken düz, Allahü ekber derken yukarıdan
aşağı doğru tutuyor. Neden böyle yapıyorsunuz? diye sorduğumuzda Sırat
köprüsü böyle olduğu için diyorlar. Böyle yapmakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Bir mahzuru yoktur.
Sual: Namazdan sonra âyet-el kürsi okunduktan sonra tesbihe niçin
üflüyoruz?
CEVAP
Tesbihe üflenmez. Elimize üfleriz. Üflemek caizdir, çünkü Peygamber
efendimiz bir şey okuduğu zaman bazen ellerine üfleyip mübarek vücutlarına
sürerlerdi. Ellere üflerken tesbihe de üflenirse mahzuru olmaz.
Sual: Güneş doğarken ve güneş batarken tesbih ve dua etmekte mahzur
var mı?
200
www.dinimizislam.com
CEVAP
Mahzuru yok. Sadece sabah namazı güneş doğarken kılınmaz. İkindi
namazı güneş batmadan başlanırsa, güneş battıktan sonra devam edilir.
Sual: Akşam ve sabah namazından sonra haşr suresinin sonunu,
yatsıdan sonra Amenerresulüyü okumak müstehap mıdır?
CEVAP
Evet müstehaptır.
Sual: Namazdan sonra Fatiha okurken eller kaldırılmaz mı?
CEVAP
Evet.
Sual: Haşr suresini okurken 3.de (Esteizü) demek caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Duaya başlarken sonu ... vehhab la biten duayı mı, ve ma
erselnake... âyetini mi okumak evladır?
CEVAP
İkisini okumak evladır.
Sual: Namazdan sonra, işi olduğu için, tesbihleri çekmeden dua etmek
veya sadece âyet-el-kürsiyi okumak caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: 33 lük tesbihle tesbih çekmek caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Kehribar veya gümüş tesbih kullanmak caiz midir?
CEVAP
Evet.
Sual: Namaz kılınca yanımızda gürültü yapan kişiye yapma kafam
karışıyor anlamında ima etmek için tesbihleri biraz yüksek sesle söylemek caiz
mi?
CEVAP
Evet caizdir.
Sual: Namazları yavaş kılıyorum. Tam ben namazı bitirip tesbihata
başlayacakken Kur'an okunuyor. Kur’an okunurken dinleyip sonra mı tesbihatı
yapmalıyım, yoksa okunurken tesbihatı yapmaya devam etmeli miyim?
CEVAP
Okunan Kur'anı dinlemek farzdır, bin sene tesbih çekseniz o kadar sevap
alamazsınız. Çünkü nafile, farzın yanında denizle damla gibi bile değildir.
Onun için farzı tercih etmeli, yani Kur'anı dinlemeli. Hatta Kur'an okunurken
sünnet ve nafile namaz da kılmamalı.
Sual: Farz namazlardan önce veya sonra secdeye kapanarak dua
edilmez mi?
201
www.dinimizislam.com
CEVAP
Namaz içinde secdede iken dua edilmez. Farz namaz dışında her zaman
secdeye kapanıp dua edilir. Ancak farz ile sünnet, sünnet ile farz arasında
yapmamalıdır. Nafile namazlarda secdede iken dua edilebilir.
Sual: Amenerresulüyü dinleyen dua kısmında âmin dese caiz olur mu?
CEVAP
Caiz olur.
Sual: Bazıları üç istiğfarı imam selam verdikten sonra okuyor. Allahümme
entesselam...dan sonra okunması mı gerekiyor?
CEVAP
Evet.
Sual: Kış günü soğuk olunca, namazı kılıp tesbih ve duaları yatakta
okumak caiz mi?
CEVAP
Evet, caizdir.
Sual: Namazdan sonra Âyet-el kürsiyi okuduktan sonra tesbihe üflemek
bid’at midir?
CEVAP
Âyet-el kürsiyi okuduktan sonra ele üflemek caizdir, ele üflerken tesbihe
de gelirse mahzuru olmaz. Özel olarak tesbihe üflenmez.
Sual: Namazdan sonra, hep aynı duayı okumak mekruh mudur?
CEVAP
Şuurla, uyanık kalb ile okunursa, hep aynı dua olsa da mekruh olmaz. Bir
duayı ezberleyip, şiir okur gibi okumak mekruhtur. Yani ezberlenen şeyi
papağan gibi tekrar etmek mekruhtur. Ama ne istediğini bilerek aynı şeyleri
istemek mekruh olmaz.
Dua ederken
Sual: Duaya el kaldırırken, bazı imamlar, iki eli aynı anda kaldırıyor,
bazılarıysa, önce sağ eli, sonra sol eli kaldırıyorlar. Hangisi doğrudur?
CEVAP
İki eli aynı anda kaldırmalıdır.
Tesbih bid’at mi?
Sual: Numaratörle veya elektronik sayaçla tesbih çekmek, zikretmek
bid’at midir?
CEVAP
Sayı saymak ibadet değil, âdettir. Deveye binmek zevaid sünnettir.
Otomobile, uçağa binmek âdettir, sünnete aykırı değildir. Bunun gibi, mekanik
veya elektronik aletlerle tesbih çekmek bid’at değildir. Ancak bu aletleri
insanların içinde kullanmak dikkati çeker. Riyaya, fitneye sebep olabilir,
gösterişe kaçabilir. Bu bakımdan cep içinde ve tenhada çekilmelidir.
Normal tesbihlerle de, elektronik tesbihlerle de tesbih çekmek bid’at
değildir. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
202
www.dinimizislam.com
Resulullah efendimiz, bir kadının tesbihleri, çekirdeklerle saydığını
görmüş; fakat yasaklamamıştır. Bu da, tesbihleri, taşla, çekirdekle ve tesbihle
çekmenin caiz olduğunu göstermektedir. Delili de şudur: Ebu Davud, Tirmizi,
Nesai, İbni Hibban ve Hâkim’in; Said bin Ebi Vakkas’tan [radıyallahü anh]
rivayet ettikleri hadis-i şerifte, Resulullah bir kadının çekirdeklerle veya çakıl
taşlarıyla tesbih çektiğini gördüğü halde yasaklamadığını bildirmektedir.
(Redd-ül-muhtar)
Peygamber efendimiz işin aslını bildirirdi. Mesela, (Ezanı yüksek yerde
okuyun) buyurmuştur. Bunun için Minarede ezan okumak sünnete aykırıdır
denmez. Tesbihi hurma çekirdeğiyle, iğde çekirdeğiyle veya çakıl taşıyla
saymak, sünnete aykırı değildir. Merhum hocamızın bir hatırası, bu konuyu
çok iyi açıklamaktadır:
Lisede öğretmen iken derste, bir talebe, (Hocam, harpte ölen Müslüman
şehit olur mu?) dedi. (Evet, olur) dedim. (Peygamber bunu haber verdi mi?)
dedi. (Evet) dedim. (Denizde boğulursa da, uçaktan düşerse de, helikopterden
düşüp ölürse de şehit olur mu?) dedi. (Evet, olur) dedim. (Peygamberimiz
bunları da haber verdi mi?) dedi. (Evet, haber verdi) dedim. Bir kahraman
edasıyla, (Hocam, o zaman uçak ve helikopter var mı idi?) dedi. (Peygamber
efendimiz, Cami-ul-kelim idi. Çok şeyleri, bir kelimeyle, bir cümleyle bildirirdi.
(Yüksekten düşen şehit olur) buyurdu) dedim. Talebe, (Şimdi anladım) dedi.
Demek ki, attan düşsün, minareden düşsün, teleferikten düşsün, yüksek
yerden düşüp ölünce şehit olur. O zaman minare ve teleferik yoktu denmez.
Kanserden ölen müminin şehit olduğu bildirilince, (O zaman kanser mi
vardı da, Resulullah bildirdi) diyenlere, hadis-i şerifte iç hastalıklarından ölen
şehit olacağı açıklanmıştı. Her hastalığın ismen teker teker bildirilmesi
gerekmez. Şu hadis-i şerif birçok hastalığı içine almaktadır: (İç
hastalıklarından ölen kimse şehittir.) [İbni Asakir]
Tesbih taneleri
Sual: Tesbihteki taneler, 33 değil de, fazla veya eksik olursa mahzuru
olur mu?
CEVAP
Bilinmeyince mahzuru olmaz. 33 sayısı, 3’ün katı olduğu için, tesbih
çekerken, bazen üçer üçer çekilirse, eksik veya fazla olup olmadığı, ayrıca
saymadan anlaşılabilir.
Cenneti istemek
Sual: Namazdan sonra cenneti istemek ve cehennemden korunmak için
hangi duayı okumalı?
CEVAP
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Namazı bitiren kimse, hiçbir şey konuşmadan “Allahümme ecirnî
minennâr ve edhılnil cennete” demezse melekler, “Yazık şuna,
203
www.dinimizislam.com
cehennemden korunmasını istemekten aciz kaldı”, cennet de, “Yazık
şuna cenneti istemekten aciz oldu” der.) [Taberani] Duanın anlamı, (Ya
Rabbi, cehennemden koru, cennete dâhil eyle) demektir. Bu dua, namazdan
sonra, dua ederken okunabilir.
Dua ederken
Sual: Dua ederken, parmakların araları açılır mı?
CEVAP
Hayır, beşi de bitişik olur.
Namazdan sonra Amenerresulü okunurken
Sual: Amenerresulü okunurken dinleyenlerin dua kısmında âmin demeleri
caiz mi?
CEVAP
Caizdir, iyi olur. (Şir’a)
Haşr suresinin sonu
Sual: Sabah ve akşam namazınında sonra okunan Haşr suresinin
sonunu, Hüvallahüllezi yerine Lev enzelna’dan başlayarak okumak bid’at olur
mu?
CEVAP
Hayır bid’at değildir. Peygamber efendimizin Lev enzelnadan okuduğu da
bildirildi. La yestevi’den okunsa, hatta Haşr suresinin tamamı okunsa yine
bid’at olmaz. Yatsı vakti, Bekara suresinin son iki âyeti yani Amenerresulü diye
başlayan iki âyet okunur. Daha fazla okunsa, Bekara’nın tamamı okunsa yine
bid’at olmaz.
Namazda okumak
Sual: Sabah ve akşam Haşr suresinin sonunu, gece yatarken de
Amenerresulü’yü okumak çok sevap. Bunları namazda okumak, denilen
vakitte okumak yerine geçer mi?
CEVAP
Evet daha iyi olur. Her zaman sabah ve akşam namazının ya farzının
veya sünnetinin ilk rekatında hep Haşr suresinin sonu yani Hüvallahüllezi
okunabilir. İkinci rekatta da herhangi bir sure okunur. İkinci rekattaki değişik
olunca sakıncası olmaz. İkinci rekatta hep aynı sure okunursa, birinci rekatta
okunan değişik olmalı. Yatsı namazının sünnetinde veya farzında da
Amenerresülü okunur. Bilen ve vakti olan Tebareke suresini de okursa daha iyi
olur.
Üç istiğfar okumak
Sual: Namazlardan önce üç kere istiğfar okumak gerekiyormuş. Bunu
kametten önce mi sonra mı okumak gerekir?
CEVAP
Namazlardan önce üç kere istiğfar okumak gerekmez. Sadece bütün
namazlar bitince, selam verip, (Allahümme entesselamü…) dedikten sonra,
204
www.dinimizislam.com
üç kere istiğfar duası okunur. Bu sünnettir. Bir de Cuma günü sabah
namazının sünnetinden önce üç kere istiğfar duası okunur. Diğer namazlardan
önce okumak gerekmez. Her namazdan önce, üç kere, beş kere, yüz kere de
okunsa mahzuru olmaz; ama (Okumak gerekir) denince yanlış olur. Bid’at
çıkarılmış olur.
Mesela, Yasin-i şerif okunurken Selamün kavlen… âyet-i kerimesini üç
kere okuyorlar. Üç kere, beş kere, yüz kere okumak caizdir; ancak (Üç kere
okumak gerekir) denirse bid’at çıkarılmış olur.
Bu inceliği iyi bilmelidir. İstiğfarı ve diğer duaları her zaman okumakta
mahzur yoktur. Ancak, dinimizin bildirdikleri dışında, şu zaman, şu kadar
okumak gerekir demek bid’at olur.
Duaya el kaldırırken
Sual: Namazdan sonra duaya başlarken, (Sübhâne rabbiyel aliyyil a’lel
vehhâb) demek mi, yoksa (Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil-âlemîn) âyet-i
kerimesini mi okumak evladır?
CEVAP
İkisini birlikte okumak evladır.
Tesbih çekmemek
Sual: Namazdan sonra, işi olduğu için, tesbihleri yolda çekmek veya
tesbihleri hiç çekmeden sadece dua etmek yahut sadece ayet-el kürsiyi
okumak caiz midir?
CEVAP
Evet, üçü de caizdir. Ancak imkân varken hepsini okumak daha iyidir.
Fatiha okurken
Sual: Namaz kılıp, duayı bitirdikten sonra Fatiha okunursa, elleri
kaldırmadan mı okunur?
CEVAP
Evet.
Tesbih kullanmak
Sual: Bulgaristan’dan gelen bazı göçmenler, dua ederken parmakları
birbirine geçiriyorlar. Namaz sonunda tesbih çekerken bid’at diye tesbih de
kullanmıyorlar. Ellerini dizlerine koyarak parmaklarıyla çekiyorlar. Dört
mezhebin imamları, müctehid âlimler, İmam-ı Rabbani hazretleri, Abdülkadir-i
Geylani hazretleri ve diğer tasavvuf âlimleri tesbih çektikleri halde, bütün
tekkeler tesbihle doluyken bunlar niye çekmiyorlar? Bütün âlimlerinki yanlış da,
tek Bunlarınki mi doğru?
CEVAP
Tesbihle tesbih çekmek bid’at değildir. Zannımıza göre, bizim Türkiye’deki
diğer insanlardan bir farkımız olsun diye öyle yapılmış olabilir. Hele dua
ederken parmak geçirilmesi bu zannı doğrulamaktadır. Vehhabiler ve Şiiler de
parmaklarını geçirmiyorlar. Demek herkesten farklı bir dua ve tesbih çekme
205
www.dinimizislam.com
usulü çıkarılmış.
Sabah ve ikindiden sonra
Sual: (Sabah ve ikindi namazlarından sonra son sünnet olmadığı için
cemaatin yerinden kalkmaması gerekiyor) diyenler var. Doğru mudur?
CEVAP
Doğru değildir. Safları bozmak müstehabdır, son sünneti olmayan
namazlar bundan istisna tutulmamıştır. Kitaplarda deniyor ki:
Farz namazları kılınca, safları bozmak müstehabdır. (S. Ebediye)
Cemaatin farz namazdan sonra safları bozması, sonradan gelen
kimselerin onların farz kıldığını sanmaması için müstehabdır. (Halebî-yi sagir)
Görüldüğü gibi safları bozmak, sabah ve ikindi namazlar dahil bütün
namazlar için bildiriliyor.
Hadis-i şeriflerle amel etmek
Sual: Camiye girince oturmadan namaz kılınırsa veya ayağa kalkmadan
şu dua okunursa şu sevab alınır diye hadisler var. Camide oturulduktan veya
ayağa kalkıldıktan sonra okunursa sevabı azalır mı, yoksa hiç sevab olmaz
mı?
CEVAP
Hadis-i şeriflerden bizim hüküm çıkarmaya çalışmamız ve çıkardığımız
hükümle amel etmemiz çok yanlış olur; çünkü o hadis-i şerif ictihad isteyebilir,
başka bir hadis-i şerifle değişmiş olabilir, nesh edilmiş olabilir veya
bilmediğimiz bir tevili vardır. Mezhebimizin hükmü neyse onunla amel edilir.
(Berika)
Hadis-i şerifte, denizden çıkan her hayvanın yendiği bildirilirken, Hanefî
âlimleri deniz haşaratının yenmesinin caiz olmadığını bildirmişlerdir. Yine
hadis-i şerifte kan aldırmanın, vücuttan kanın çıkmasının abdesti bozmayacağı
bildirildiği halde, Hanefî âlimleri, vücuttan kan çıkınca abdestin bozulacağına
hükmetmişlerdir. Bunun için bizim hadis-i şerifle değil, mezhebimizin o
konudaki hükmüyle amel etmemiz gerekir.
Bildirdiğiniz hadis-i şeriflerden birkaçının meali şöyledir:
(Mescide girince, oturmadan önce iki rekât [tehıyyet-ül mescid] namaz
kılın!) [Buhari]
Hanefî mezhebine göre, oturduktan sonra da, kalkıp kılınabilir.
(Akşam namazından sonra, konuşmadan 6 rekât namaz kılan, 12 yıl
nafile ibadet etmiş gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace]
Konuşulmuş olsa da yine evvabin sevabı alınır.
(Sabah namazını kıldıktan sonra konuşmadan kıbleye karşı durup,
güneş bir mızrak yükseldikten sonra, iki rekât işrak namazı kılan
Cennetliktir.) [İslam Ahlakı]
Konuşulsa da, yine o vakitte işrak namazı kılınınca işrak sevabı hâsıl olur.
(Namazı bitiren kimse, hiç konuşmadan “Allahümme ecirnî minennâr
206
www.dinimizislam.com
ve edhılnil Cennete” demezse melekler, “Yazık şuna! Cehennemden
korunmasını istemekten aciz kaldı”, Cennet de, “Yazık şuna! Cenneti
istemekten aciz oldu” der.) [Taberani]
Namazı bitirince demek, tesbihleri çekip duayı ettikten sonra demektir.
Tesbihlerden önce yapılması bid’at olur. Duadan sonra konuşsa da, o duayı
okursa, bildirilen ecre kavuşur.
(Akşam namazını kıldıktan sonra, hiç konuşmadan yedi kere
“Allahümme ecirnî minen-nâr” diyen, o gece ölürse, ona Cehennem
ateşinden kurtuluş emânı [belgesi] verilir. Sabah namazından sonra da
aynı şekilde okuyup, o gün ölene, yine ateşten kurtuluş emânı verilir.)
[Müslim]
Bunun da tesbihlerden önce yapılması bid’at olur. Konuştuktan sonra
okuyan da aynı sevaba kavuşur.
Bir hadis-i şerifte de, sabah namazını kılıp, yerinden kalkmadan ve
konuşmadan on defa, (La ilahe illallahü vahdehü lâ-şerike leh lehül-mülkü
ve lehül-hamdü yuhyî ve yümît ve hüve alâ külli şey’in kadîr) okuyanın, o
gün her türlü kötülükten ve şeytanın şerrinden korunacağı ve birçok sevablara
kavuşacağı bildiriliyor. (Nesai)
Yerinden kalksa da, okumadan önce konuşsa da, yine duanın faziletine
kavuşur. Elbette daha iyi olanı, konuşmadan okumaktır.
Namazı bozan şeyler
Sual: Namazı bozan şeyler nelerdir?
CEVAP
Namazı bozan şeylerden bazıları şunlardır:
1- Konuşmak.
2- Kendisi işitecek kadar gülmek.
3- Bir farzı terk etmek. [Mesela rükuya varmadan secdeye gitmek]
4- Dünya işi için veya ağrı, üzüntü sebebi ile, yüksek sesle ağlamak.
5- Ah, of diye inlemek, uf diye sıkıntıyı bildirmek. Hasta, elinde olmadan
ah, of derse bozulmaz.
6- Özürsüz öksürmek.
7- Ameli kesir. (Bir rükünde, üç kere bir yerini kaşımak veya kapalı kapıyı
açmak gibi)
8- Kendi işitemeyecek kadar sessiz okumak.
9- İmamdan ileri durmak.
10- Özürsüz bir saf kadar yürümek.
11- Saçını veya sakalını taramak.
12- Çocuğunu kucaklamak.
13- Bir şey yiyip içmek.
14- Diş arasında kalan nohut kadar şeyi yutmak.
207
www.dinimizislam.com
15- Ağzındaki şekerin lezzetini duyup, suyu boğazına kaçmak.
16- İki eliyle başındaki takkesini çıkarıp giymek. (Namazda iken düşen
takkeyi bir el ile almalı, iki el ile de almak bozmaz diyen âlimler vardır.)
17- Özürsüz, göğsünü kıbleden çevirmek.
18- Secdede iki ayağını yerden kaldırmak. (Bozmaz diyenler de vardır. Bir
an kalkması bozmaz.)
19- Kur'anı, manası bozulacak kadar yanlış okumak.
20- Çocuk emzirmek.
21- Başkasının sözü ile yerini değiştirmek.
22- Ceketini giymek.
23- İmamdan başkasının duasına âmin demek.
24- Necasetli yerde durmak veya necasetli yere secde etmek.
25- Bir rükünde, üç kere sübhânallah diyecek kadar avret yeri açılırsa,
beden ve elbisede namazı bozacak kadar necaset varsa, aynı imama uymuş
olan kadınla yan yana durmuşsa namaz bozulur .
26- İmam, bir rükne başlamadan önce, bu rükne başlayıp bitirmek.
27- Manayı bozacak şekilde teganni ile okumak. Teganni ile okuyan bir
imam arkasında kılınan namazın tekrar kılınması lazımdır. (Halebi)
Buradaki kelimelerin açıklanması:
Amel-i kesir: Namazı bozan çok hareket.
Rükün: Namazın içindeki bir farz.
Rüku: Namazda, elleri dize koyup yaklaşık 90 derece eğilmek.
Necaset: Gaita, idrar, kan gibi pislik.
Teganni: Teganni, ırlamak, sesini hançeresinde tekrarlayıp türlü sesler
çıkarmaktır. Yani, musiki perdesine uydurmak için, hareke, harf ve med
[uzatmak] eklemek veya çıkarmak suretiyle kelimeleri bozmak demektir.
Fıkıh: Dinde yapılması ve yapılmaması gereken işleri bildiren ilim. Bu
ilimden kendisine lazım olanları öğrenmek farzdır.
Sual: Kadının sarkan saçının dörtte biri, bir rükün kadar açık olursa,
namazı bozulurmuş. Rükün nedir?
CEVAP
Namazın içindeki farzlara rükün denir. Hepsi beştir:
Kıyam, kıraat, rüku, sücud ve son teşehhüdde oturmak.
Saçı açılan kadın, bir âyet okuyacak kadar veya üç kere sübhanallah
diyecek kadar bir zamanda saçını kapatamazsa, namazı bozulur.
Sual: Namaz kılarken küçük çocuğum secde esnasında sırtıma bindi.
Secdeden doğrulurken düşmesin diye bir elimle tuttum. Çocuk yavaşça düştü.
Namazım bozuldu mu?
CEVAP
Evet bozuldu. (Halebi)
Sual: Ağlamak, namazı bozar mı?
CEVAP
208
www.dinimizislam.com
Ağrı, üzüntü sebebiyle, namazda sesli ağlamak namazı bozar. Sessiz
gözyaşı ile ağlamak veya Cenneti veya Cehennemi hatırlayarak sesli ağlamak
namazı bozmaz. (Dürr-ül muhtâr)
Sual: (Namazda üç kere el kaldırılırsa, namaz bozulur) deniyor. Mesela 1
kere bir yerimizi kaşımak için kaldırdık, bundan sonra 2 kere de esnerken
ağzımızı kapamak için kaldırsak namaz bozulur mu?
CEVAP
Eğer bir rükünde ise namaz bozulur.
Sual: Namazda iken öksürünce balgam geliyor, yutuyorum. Namazım
bozuluyor mu?
CEVAP
Balgam yutmak orucu da namazı da bozmaz.
Sual: İmdat diye bağıran olunca, namazı bozmak caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Kıbleye yanlış duranı, düzeltmek namazını bozar mı?
CEVAP
Bozmaz.
Sual: Namaz kılarken bazen alışkanlık icabı dalgınlıkla bazı âyetlerin
sonunda "sadakallahül azim" demek namazı bozar mı?
CEVAP
Namazı bozmaz. Fakat kasten yapılırsa mekruh olur.
Sual: Bazen namaz kılarken kravat boğazımızı sıkacak derecede sıkıyor,
hafifçe gevşetebilir miyiz?
CEVAP
Tek el ile kravatı gevşetmek namazı bozmaz.
Sual: Gülmek abdesti ve namazı bozar mı?
CEVAP
Namazda tebessüm, namazı da, abdesti de bozmaz. Yanındakiler işitirse,
kahkaha denir. Kendi de işitmezse, tebessüm denir. Yalnız kendi işitirse
Dahk denir. Dahk, yalnız namazı bozar. Kahkaha, hem abdesti hem namazı
bozar. Şafii mezhebinde ise, kahkahayla gülmek, sadece namazı bozar,
abdesti bozmaz.
Sual: Namazın sahih olmaması ile kabul olmaması aynı mıdır?
CEVAP
Kabul olmakla sahih olmak ayrıdır. Namaz sahih olursa da kabul
olmayabilir, yani sadece borç ödenir, sevap verilmez. Sahih olmazsa, zaten
kabul olmaz. Mesela abdestsiz namaz kılmak sahih olmaz, mesela kıraat
okumadan kılınan namaz sahih olmaz. Yani o hiç namaz olmaz.
Sual: Namazın fâsid olması ne demektir?
CEVAP
Fâsid bozulmak demektir. Namaz bozulmuş olur.
209
www.dinimizislam.com
Sual: Ahiret için düşünerek ağlamak namazı bozar mı?
CEVAP
Hayır.
Sual: Bir âlimi düşünerek ağlamak namazı bozar mı?
CEVAP
Onun şahsı için, dünyalık için olursa bozar. Ahiret için ise bozmaz.
Sual: Bir rükünde başını, sonra kaydırarak ensesini, sonra kulağını
kaşımak üç kaşımak sayılıp namaz bozulur mu?
CEVAP
Bozulmaz. Elini bir kere kaldırmış olur. Bir kaşımak sayılır.
Sual: Bir uzvun dörtte biri açılsa, tamamı açılmış mı sayılır?
CEVAP
Evet.
Sual: Secde yerine gelen bebeği el ile itmek, namazı bozar mı?
CEVAP
Hayır.
Sual: Namaz kılarken pantolonu çekmek namaza zarar verir mi?
CEVAP
El açık olarak çekilirse namaza zarar vermez. Hafif tutup çekilirse mekruh
olur. Dar pantolonu iyice kavrayıp iki elle çekilirse namaz bozulur. Namaz
kılan, mecbur değilse geniş pantolon giymeli, pantolonu hiç çekmemelidir.
Sual: Ayakta namazda iken cebimden bazen küçük mushaf veya muska
yere düşüyor. Bir elimle alıp cebime koysam, namazım bozulmuş olur mu?
CEVAP
Bozulmaz.
Sual: Zammı sure okurken küfre düşürücü şekilde manayı bozan yanlışlık
yapılıp, sonra düzeltilince namaz bozulur mu?
CEVAP
Bozulmaz.
Sual: Teşehhüdde iken, biri, beni seccade ile kenara çekti. Namazım
bozuldu mu?
CEVAP
Bozulmadı. Zaruretsiz çeken günaha girer.
Sual: Namazda dua okurken aynı kelimeyi birkaç kere tekrar edersek,
namaz bozulur mu?
CEVAP
Bozulmaz.
Sual: Sağ ayağın baş parmağı yerden kaldırınca namaz bozulmuş olur
mu?
CEVAP
Bozulmuş olmaz. Sağ ayak yerden kalkmış olsa da bozulmaz.
Sual: Namazda herhangi bir sure okurken en az kendimiz duyacak kadar
210
www.dinimizislam.com
bir sesle mi söylemeliyiz yoksa hiç ağız kıpırdanmadan kalbden okumak diye
bir şey var mıdır?
CEVAP
Kendimiz duymadan okuma geçerli değildir. Namaz sahih olmaz.
Okumaya kıraat denir. Kıraat kendi duyacak kadar sesli okumaktır.
Sual: Sabah namazını güneş doğarken kılmak mekruh mu?
CEVAP
Güneş doğmaya başlayınca, hiç namaz sahih olmaz, kabul olmaz. Güneş
doğduktan sonra 45-50 dakika hiç kılınmaz. Güneş doğana kadar kılıp bitirmek
gerekir.
Sual: Geciken namazı sabah güneş tam doğarken ve ikindi vakti güneş
batarken kılmalı mı yoksa bekleyip kaza mı etmek gerekir?
CEVAP
İkindi namazını güneşin batmasına üç saniye kalsa bile hemen kılmalıdır.
Yani Allahü ekber denecek kadar zaman kalsa kılınır. Ama sabah öyle değil.
Eğer namaz kılarken güneş doğarsa o namaz, imam-ı a’zam hazretlerine göre
sahih olmaz, imamayne göre ise, Ettehıyyatü okunacak kadar oturulduğu için
sahih olur.
Sual: Namaz kılarken 3 defa kaşımak namazı bozar mı?
CEVAP
Evet bir rükünde üç defa kaşımak bozar. Üç defa kaşımak demek, eli üç
defa kaldırarak kaşımak demektir. Bir defa kaldırıp üç beş defa kaşımak bir
kaşımak demektir.
Sual: Amel-i kesir namazı bozar deniyor. Amel-i kesir nedir?
CEVAP
Amel-i kesir, namazı bozan çok iş, çok hareket demektir.
Amel-i kalil, namazı bozmayan az iş, az hareket demektir. [Diğer adı
amel-i yesirdir.]
Namaz kılarken başını, yüzünü etrafa çevirmek amel-i kalil olup
mekruhtur. (Falanca şey nerede?) diye sorana, eli ile kolu ile işaret etmek de
amel-i kalil olup mekruhtur.
Amel-i kesirin beş türlü olduğu bildirilmiştir:
1- Uzaktan bakan bir kimse, namaz kılanın yaptığı çok hareketlerden
dolayı onun namazda olmadığına şüphe etmediği iştir. Namaz kıldığında
şüphe ederse o iş amel-i kalildir. [Bir kimse, namaz kılarken çok hareket etse,
bu kısım kamera ile tespit edilse, sonra bu kesit seyredilse, bu kimse namaz
kılmıyor intibaını uyandırırsa, bu amel-i kesir olur, namazı bozar.]
2- Adeten iki el ile yapılan iş ameli kesirdir. O iş, bir el ile de yapılsa yine
namazı bozar. Mesela, sarık sarmak, elbise giymek, düşmekte olan
pantolonunu çekip kayışını bağlamak gibi iki el ile yapılması gereken işler, bir
el ile de yapılsa da amel-i kesir olur, namazı bozar. Bir kadın açılan
başörtüsünü, az bir hareketle örtmesi mümkün olmazsa, kapatmaya
211
www.dinimizislam.com
uğraşması amel-i kesir olup namazı bozar.
Yanındaki kimseye vurmak namazı bozar. Bu vurmak, ya düşmanlıktandır
veya onu terbiye etmek içindir, yahut şakalaşmak için olur. Üçü de amel-i kesir
olup namazı bozar. Yanında hareket eden çocuğa dur oynama diye eli ile veya
ayağı ile vurmak da amel-i kesir olup namazı bozar.
Âdeten bir el ile yapılan iş amel-i kalildir. İki el ile yapılsa da namazı
bozmaz. Mesela pantolonun fermuarını kapatmak, yanında duran elektrik
düğmesine basıp elektrikleri yakmak veya söndürmek, yahut açık kapıyı eli ile
iterek kapatmak amel-i kalildir, namazı bozmaz. Düşen takkeyi giymek de
bozmaz.
3- Peş peşe yapılan üç hareket amel-i kesirdir. Bir rükünde, üç kere bir
yerini kaşımak, saçını taramak veya kapalı kapıyı açmak, ağzındaki ufak bir
şeyi üç kere çiğnemek yahut eritip yutmak, namazı bozar. Diş arasında kalmış,
nohuttan küçük şeyi yutmak bozmaz ise de, küçük de olsa, mesela bir susam
tanesini dışardan alıp yutmak bozar.
Başını çevirip gelene bakmak, mekruh ise de, namazı bozmaz. göğsünü
kıbleden çevirirse namazı bozulur. Sorulan veya istenilen bir şey için baş, göz
ve kaş ile işarette bulunulsa, namaz bozulmaz. Fakat bir namaz kılana,
"Yanında namaz kılacak kimseye yer ver biraz ileri git" denilince, o da bu emre
uyarak hareket etse, namazı bozulur. Çünkü namaz içinde Allah'tan
başkasının emrine uymuş olur. Fakat kendiliğinden çekilirse namaz bozulmuş
olmaz.
4- Kasten yapılan işler. Mesela namaz kılan bir kadını kocası öperse,
yahut bir çocuk emer de süt çıkarsa namazı bozulur.
5- Namaz kılana göre çok hareket namazı bozar. Yani bir kimse, benim
yaptığım amel-i kesirdir, bu namazı bozar diyorsa, bir kavle göre namazı
bozulur.
Namazda yürümek
Sual: Son safta yer olmadığı ve en arkada tek başına durmak da mekruh
olduğu için, ön saftaki bir kimseye, hafifçe dokunarak çağırsak, o da, yanımıza
gelse, namazı bozulmuş olur mu?
CEVAP
Sizin emrinize uyarak hemen geri giderse, namazı bozulur. Fakat yalnız
kalmasın diye, kendi iradesi ile geriye giderse, namazı bozulmuş olmaz.
Şekerin tadını duymak
Sual: Namazdayken, daha önce yenilen şekerin tadını duymak namazı
bozar mı?
CEVAP
Namazdan önce yenilen şekerin tadını duymak, hattâ bu tadı tükürükle
yutmak, namazı bozmaz.
Sual: Namazda öksürmek namazı bozar mı?
212
www.dinimizislam.com
CEVAP
Özürsüz öksürmek, öksürür
Kendiliğinden olursa bozmaz.
gibi
ses
çıkarmak
namazı
bozar.
Namazda salevat getirmek
Sual: Namaz kılarken, Peygamber efendimizin ismi geçince salevat
okunur mu, bunun gibi Allahü teâlânın ismi geçince, celle celalüh denir mi?
CEVAP
Namazda bunlar söylenmez, söylenirse namaz bozulur. (S. Ebediyye)
Elhamdülillah demek
Sual: Namazda, elhamdülillah diyenin, namazı bozulur mu?
CEVAP
Hayır, bozulmaz. Eğer aksırdıktan sonra derse, yine namazı bozulmaz;
ama aksırdıktan sonra Elhamdülillah diyenin namazı bozulur diyen âlimler de
olduğu için, dememek iyi olur.
İki rükne yetişememek
Sual: Cemaatle namaz kılarken dalgın olan, imamla birlikte rükû
edemese, sonra rükû yapıp secdede yetişse namazına zarar gelir mi?
Secdeye de yetişemese ne olur?
CEVAP
İmam bir rüknü bitirdikten sonra, bu rükne başlayanın namazı sahih olur.
Yani rükû yapıp secdede imama yetişenin namazı sahih olur. Secdeye de
yetişemezse, iki rüknü kendi başına yaptığı için namazı sahih olmaz.
İki rükû ve üç secde yapmak
Sual: Bir kimse, rükû yaptıktan sonra zamm-ı sure okumadığını hatırlasa,
sonra dönüp okuduktan sonra tekrar rükû yapsa, iki rükû mu yapmış olur, bir
mahzuru olur mu? Bir de unutup üç kere secde etmek namazı bozar mı?
CEVAP
Namazdan olmayan fazla hareketler, namazı bozar; fakat rükû ve
secdeleri çok yapmak bozmaz, secde-i sehv gerekir.
Dışarıdan müdahele etmekle bozanlar
Sual: Dışarıdan müdahale etmekle namazı bozanlar nelerdir?
CEVAP
Bazıları şöyledir:
1- İmamdan başkasının duasına âmin demek bozar. Yanımızdaki biri,
işitebileceğimiz kadar sesle Fatiha okusa, biz onun okuduğu Fatiha’ya âmin
dersek namaz bozulur. Yahut biz yalnız namaz kılarken, yanımızda cemaatle
namaz kılınsa, o cemaatin imamı Fatiha’yı okuyunca bizim âmin dememiz
namazı bozar, çünkü o kendi imamımız değildir. Yahut biri yanımıza gelip,
Allah senin günahlarını affetsin dese, biz de âmin desek namazımız bozulur.
Hoparlörden çıkan ses, fen yönüyle de imamın kendi sesi olmadığı için, bu
sese âmin demek de namazı bozar.
213
www.dinimizislam.com
2- Başkasının sözüyle yerini değiştirmek, mesela imamla beraber iki kişi
namaz kılarken, üçüncü bir kişi gelip, imamın yanındaki duran kimseye, arkaya
gel dese veya omzuna vursa, o da gelen kimseye uyup geriye gelse namazı
bozulur. Kendi arzusuyla, gelirse bozulmuş olmaz.
3- Namaz kılarken yanına gelen biri, biraz çekil de, ben de yanına
sıkışayım dese, o da, onun sözüyle yer açsa namazı bozulur, çünkü namazda
başkasının emriyle hareket etmiştir.
4- İmamından başkasının yanlışını düzeltmek namazı bozar. Mesela
başka birisi Kur’an-ı kerim okurken yanlış okusa, namaz kılan da, kelimenin
doğrusunu söylese namazı bozulur, çünkü kendi imamından başkasına cevap
verilmiş oluyor. Kendi imamı yanlış okusa düzeltmek yahut âyetin devamını
getiremese, ona hatırlatmak bozmaz.
5- Birisi çağırınca veya bir şey sorunca, (La havle ve la kuvvete illa
billah) veya (Sübhanallah) yahut (La ilahe illallah) demek namazı bozar.
Namazda olduğunu bildirmek için söylerse, namaz fâsid olmaz. Sorana cevap
maksadıyla söylerse bozulur. Bu inceliğe dikkat edilmelidir.
6- Diliyle veya eliyle başkasının selamını almak bozar. Birisi, biz namaz
kılarken, bilerek veya bilmeyerek bize selam verse, biz de alsak veya elimizle
aldığımızı bildirsek, mesela elimizi göğsümüze koysak veya başımıza
kaldırsak, cevap olacağı için namaz bozulmuş olur.
7- Aksırıp (Elhamdülillah) diyene, (Yerhamükallah) demek bozar, çünkü
onun hamd etmesine cevap verilmiş oluyor.
8- Bir musibet, kötü bir haber işitince, (İnna lillah ve inna ileyhi raciun)
demek bozar, çünkü o habere cevap verilmiş oluyor. Namaz kılarken biri gelip,
deden öldü dese, o da (İnna lillah… ) dese namazı bozulur; çünkü dışarıdan
birisine cevap verilmiş oluyor.
9- Allahü teâlânın ismi işitilince, (Celle celalühü) gibi bir söz söylemek
bozar, çünkü bu da dışarıdan birine cevap vermek sayılıyor.
10- Resulullah efendimizin ismini işitince, (Sallallahü aleyhi ve sellem)
demek veya başka salevat getirmek namazı bozar, çünkü bu da dışarıdan
birine cevap vermek demektir.
11- Biz namaz kılarken yanımızda başka cemaat teşekkül etse, o imam,
(Semi’ Allahü limen hamideh) dediği zaman, biz (Rabbena lekel-hamd)
desek namazımız bozulur; çünkü başka birisinin sözüne cevap vermiş
oluyoruz. Hoparlörden gelen, (Semi’ Allahü limen hamideh) sesine,
(Rabbena lekel-hamd) diyerek cevap vermek de, başka birisine cevap
vermek gibidir.
Resulullah efendimiz, namazda rükûdan kalkarken, (Semi’ Allahü limen
hamideh) deyince, ilk safta bulunan Hazret-i Muaviye, cevap olarak (Rabbena
lekel-hamd) dedi. Böyle söylemesi takdir buyurularak, bunu söylemek
kıyamete kadar sünnet olarak kaldı.
Yanlış okuyunca
214
www.dinimizislam.com
Sual: Namaz kılarken, yanlış okuyunca ne yapmak gerekir, namaz
bozulur mu?
CEVAP
Yanlış okunduğu biliniyorsa, geriden alınıp doğrusu okunur. Namazı
bozan bir yanlışlık yapılmış olsa da, böyle yapınca, namaz bozulmamış olur.
Namazı bozan 12 mesele
Sual: İmam-ı a’zama göre namazı bozan 12 mesele varmış. Bunlar
nelerdir?
CEVAP
Aşağıdaki 12 husus İmam-ı a’zama göre namazı bozar, İmameyne göre
bozmaz.
1- Sabahın farzını kılarken Ettehıyyatü’yü okuyup, selam vermeden önce
güneş doğarsa,
2- Teyemmümle namaz kılan, Ettehıyyatü’yü okuyup selâmdan önce suyu
görse,
3- Cuma namazında, Ettehıyyatü okuduktan sonra, ikindi vakti girse,
4- Mestlerine mesh etmiş olan, Ettehıyyatü okuduktan sonra, mesh
müddeti sona erse,
5- Ettehıyyatü okuduktan sonra, mestinin biri ayağından çıksa veya
kendisi çıkarsa,
6- Ümmi olan, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra bir sure okumasını
öğrense,
7- Çıplak olanın, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra, elbisesi gelse,
8- Îmâ ile namaz kılan hasta, Ettehıyyatü’den sonra rükû ve secde edecek
duruma gelse,
9- Tertip sahibi, Ettehıyyatü’den sonra kılmadığı namazı hatırlasa,
10- İlim sahibi imam, Ettehıyyatü’den sonra abdesti bozulup, ümmîyi
imamlığa geçirse,
11- Sargı üzerine mesh edenin, Ettehıyyatü’den sonra yarası iyi olup,
sargısı düşse,
12- Ettehıyyatü’den sonra, istihazalının kanı dursa ve namaz vakti çıkana
kadar hiç gelmese namaz bozulur. (Tergib-üs-salât, Halebî)
Avret yeri açılırsa
Sual: Avret yerinin ne kadarı açılırsa namaz bozulur?
CEVAP
Erkeğin veya kadının avret uzuvlarından herhangi birinin dörtte biri, bir
rükün açık kalırsa, namaz bozulur. Azı açılırsa namaz bozulmasa da, mekruh
olur. Mesela, ayağının dörtte biri açık olan kadının namazı sahih olmaz.
Kendisi açarsa hemen bozulur. (S. Ebediyye)
Namaz kılarken
Sual: Namaz kılarken, namazda olduğunu bildirmek için yüksek sesle
215
www.dinimizislam.com
okumak veya elhamdülillah, sübhanallah veya Allahü ekber demek namazı
bozar mı?
CEVAP
Bozmaz. (Halebî)
Namazda sübhanallah demek
Sual: İki secde arasında, sübhanallah diyecek kadar durmak gerekir
denince sübhanallah demek de gerekir diye anlamışım, söylenmemesi
gerektiği halde, bilmeden yıllarca sübhanallah dedim. Bu namazları kaza
etmek gerekir mi?
CEVAP
Namaza aykırı bir iş olmadığı için, namazları kaza etmek gerekmez.
Bilmeden yapınca günah olmaz.
Namazda çocuğa vurmak
Sual: Çocuklarla namaz kılarken, namazı bozacak hareketlerde
bulunuyorlar. Bir elimle veya ayağımla vurup (Yapmayın) manasında ikazda
bulunmam namazımı bozar mı?
CEVAP
Evet, bozar. Çünkü namazda iken birine vurmak, ya şakalaşmak içindir
veya düşmanlık içindir yahut da terbiye içindir. Bunun üçü de namazı bozar.
(Halebi-yi sagir)
Namazda haram işlemek
Sual: S. Ebediyye’de (İmâmın namazda, ihtiyaçtan fazla yüksek sesle
okuması, namazı bozmazsa da, haramdır) deniyor. Haramsa namazı bozması
gerekmez mi, bu ifade çelişkili değil mi? Namazda haram işlemek namazı
bozar anlamına gelmez mi?
CEVAP
Gelseydi öyle yazılmazdı. Haram işlemek ayrı, namazın bozulması
ayrıdır. Birkaç örnek verelim:
1- İpek giymek erkeğe haramdır. Çıplak kimsenin ipekten başka elbisesi
yoksa namazı haram olan ipekle kılması lazım olur. (Redd-ül muhtar)
2- Çıplak namaz kılmak, hatta çıplak durmak haramdır; fakat hiç elbisesi
olmayan kimse veya olup da giyemeyen kimse, namazda oturduğu gibi veya
ayaklarını kıbleye uzatıp, elleriyle önünü örtüp, ima ile kılar; çünkü avret yerini
örtmek, namazın diğer farzlarından daha mühimdir. (İbni Abidin)
3- Alkollü içki içmek haramdır. Okuduğunu anlayacak kadar sarhoş
olanın böyle sarhoşken kıldığı namazları sahihtir; fakat kabul olmaz, yani
sevabı olmaz. (Rıyad-ün-nasihin)
Kabul olmaz, demek, namaz sahih olur, namaz borcundan kurtulursa da o
namazdan sevab hâsıl olmaz demektir. Başka haram yiyen kimsenin kıldığı
namazlar da böyledir.
İki elin bir hareketi
216
www.dinimizislam.com
Sual: (İki elin bir hareketi namazı bozar) deniyor. Bu her zaman böyle
midir?
CEVAP
Kitaplarda, (İki elle bir hareket de, bozar denildi) deniyor. Denildi ifadesi,
bu kavlin zayıf olduğunu gösterir. Ancak amel-i kesir olursa o zaman bozar.
Şunlar ise mekruhtur:
1- İki ele dayanarak kalkmak veya iki ele dayanarak oturmak mekruhtur.
2- Secdeye inerken pantolon paçalarını iki elle çekmek mekruhtur.
3- İki elin parmaklarını namazda birbirleri arasına koymak mekruhtur.
4- Rükûa eğilirken ve kalkarken iki eli kulaklara kaldırmak mekruhtur.
5- Namazda, secde yerinden taşı, toprağı elleriyle süpürmek mekruhtur.
İki elle yapılması âdet olan bir iş amel-i kesirdir. Yani çok iş yapılmış olur.
İki elle yapılan bir iş, bir elle de yapılsa, yine namazı bozar. Mesela, sarık
sarmak, elbise giymek, düşmekte olan pantolonunu çekip kayışını bağlamak
gibi iki elle yapılması gereken işler, bir elle de yapılsa, amel-i kesir olur,
namazı bozar. Bir kadının açılan başörtüsünü, az bir hareketle örtmesi
mümkün olmazsa, kapatmaya uğraşması amel-i kesir olup, namazı bozar. Bir
elle yapılması âdet olan az bir iş, iki elle de yapılsa namazı bozmaz. Mesela,
pantolonun fermuarını kapatmak, yanında duran elektrik düğmesine basmak
veya söndürmek yahut açık kapıyı iki elle iterek kapatmak gibi işler buna
dâhildir.
Namazda öğretmek
Sual: Namaz surelerini ve namaz kılmayı bilmeyen birine öğretmek
maksadıyla açıktan okumakta mahzur var mıdır?
CEVAP
Namazda bir şeyi başkasına öğretmek namazı bozar. Bunları namaz
dışında yapmak gerekir.
Namazda dua okumak
Sual: Namazın herhangi bir yerinde, Estağfirullah, Allahümmağfirlî ve
benzeri duaları okumak, namazı bozar mı?
CEVAP
Hayır, hiçbiri bozmaz. Halebi-yi sagir’de deniyor ki:
Allahümme ekrimnî = Allah’ım, bana ikram et!
Allahümme en’im aleyye = Allah’ım, bana nimet ver!
Allahümme eslıh emrî = Allah’ım, işimi ıslâh et!
Allahümmerzuknil-âfiyete = Allah’ım, beni afiyetle rızıklandır!
Allahümmağfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü’minîne ve’l-mü’minât =
Allah’ım, beni, anamı, babamı ve erkek kadın bütün müminleri affet!
Yukarıdaki Arapça duaların hiçbirini okumak namazı bozmaz. Bu hususta
asıl kaide şudur: Namazda insanlardan istenilmesi imkânsız olan bir şeyle
Arapça
dua
etmek,
namazı
bozmaz.
Bunun
için
Hidaye’de,
217
www.dinimizislam.com
(Allahümmerzuknî = Allah’ım beni rızıklandır demek, insanlardan talep
edilmesi imkânsız olan şeylerden değildir. Bu bakımdan namaz bozulur)
denilmişse de, bu duadan sonra, mal veya benzeri bir şey zikredilmedikçe,
sadece Allahümmerzuknî = Allah’ım bana rızık ver demekle de, namaz
bozulmuş olmaz.
Allahümmerzuknî rü’yeteke = Allah’ım, beni seni görmekle rızıklandır
veya Allahümmerzuknî Cenneteke = Allah’ım beni Cennetinle rızıklandır
demek de namazı bozmaz. Çünkü bunlar halktan istenebilecek şeylerden
değildir; fakat aşağıdakileri söylerse namazı bozulur.
Allahümmerzuknî dâbbeten = Allah’ım, bana bir hayvan ver!
Allahümmerzuknî kermen = Allah’ım, bana bir bağ ver!
Allahümmerzuknî zevcen = Allah’ım, bana bir eş ver!
Allahümmekdı deynî = Allah’ım, borcumu öde!
Bunları insanlardan istemek de mümkün olduğu için namaz bozulur.
(Halebi-yi sagir)
Namazda dua okumak
Sual: (Allahümmerzuknâ kalben takıyyen min-eş-şirki beriyyen lâ kâfiren
ve şakiyyen) duasını, iki secde arasında okumak namazı bozar mı, son
oturuşta okununca ise secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Bu dua, hadis-i şerifle bildirilmiştir. (Riyad-ün-nasıhin)
İki secde arasında okumak namazı bozmaz. Ancak orada dua okunmaz.
S. Ebediyye’de, (Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şerifte bulunmayan duaları
okumak, namazı bozar) deniyor. Yani Kur’an-ı kerimde veya hadis-i şeriflerde
bulunan her duayı okumak, namazı bozmaz. Farzı veya vacibi geciktirirse,
sadece secde-i sehvi gerektirir.
Son oturuşta okumak ise, secde-i sehvi de gerektirmez. Salli bariklerden
sonra ve selamdan önce bir dua okumak sünnettir, daha fazla okumak
müstehabdır. Dua okumakla selam gecikmiş sayılmaz. Burada da, Kur’an-ı
kerimde veya hadis-i şeriflerde bulunan her dua okunabilir. (Nimet-i İslam,
Tergib-üs-salat)
Mesela şu dua âyetleri okunabilir:
1- Rabbenâ lâ tüziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ ve heb lenâ min
ledünke rahmeh, inneke entel vehhâb. (Âl-i İmran 8)
2- Rabbenağfirlî ve li-valideyye ve lil-mü’minîne yevme yekûmül hisâb.
(İbrahim 41)
3- Rabbenağfir lenâ ve li-ihvâninellezîne sebekûnâ bil-îmâni ve lâ tec’al fî
kulûbinâ gıllen lillezîne âmenû rabbenâ inneke raûfün rahîm. (Haşr 10)
4- Rabbenâ fağfirlenâ zünûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ
me’al-ebrâr. (Âl-i İmran 193)
5- Rabbenâ ve âtinâ mâ ve adtenâ alâ rusülike ve lâ tühzinâ yevmel
kıyâmeh. İnneke lâ tühlifül mî’âd. (Âl-i İmran 194)
218
www.dinimizislam.com
Hadis-i şeriflerde bildirilen dualardan birkaçı da şöyledir:
1- Allahümme innî e’ûzü bike min hemezâtiş-şeyâtîn. (S. Ebediyye)
2- Allahümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîren, lâ yağfirûz-zünûbe illâ
ente, fağfir lî mağfireten min indike verhamnî, inneke entel gafûr-ur-rahîm.
(Halebi)
3- Allahümme innî e’ûzü bike min azabil-kabri ve min azabinnar ve min
fitnetil mahyâ vel-memâti ve min fitnetil Mesihiddeccâl. (H. Lazım Olan İman)
4- Allahümmağfir lî ve li-vâlideyye ve li-cemî’il mü’minîne vel-mü’minât
vel-müslimîne vel-müslimât el ehyâü minhüm vel emvât. (Tergîb-üs-salat)
5- Rabbenâ âtinâ fid-dünyâ haseneten ve fil-âhireti haseneten ve kınâ
azâbennâri ve azâbel kabri verzuknâ şefâ’ate Muhammedin sallallahü aleyhi
ve sellem. Bi-rahmetike yâ erhamerrâhimîn. (Tergîb-üs-salat)
Selam vermek
Sual: Namazın sonunda unutup, sağa selam vermeden, sadece sola
verilip namazdan çıkılsa namaz sahih olur mu?
CEVAP
Evet, sahih olur; çünkü vacib olan selam verilmiş oluyor. Boynu sağa
döndürmek sünnet veya müstehab olduğu için unutarak çevrilmeyince bir
mahzuru olmaz.
Namazda sübhanallah demek
Sual: (İki secde arasında, Sübhanallah diyecek kadar durmak gerekir)
ifadesini yanlış anlayıp, burada Sübhanallah denecek zannettim. Hep
Sübhanallah dedim. Namazlarım bozuldu mu?
CEVAP
Hayır, bozulmadı.
Hanımın namazını bozmak
Sual: Bir kimse namaz kılan hanımını öpse veya çimdiklese, hanımın
namazı bozulur mu?
CEVAP
Bir kimse, namaz kılan hanımını şehvetsiz öpse bile, kadının namazı
bozulur. Şehvetle hanımını tutarsa yine hanımın namazı bozulur.
Namaz kılan hanıma bunun gibi şeyler yaparak hanımının namazının
bozulmasına sebep olmak günah olur. Şaka olarak da, ciddi olarak da, namaz
kılan hanıma böyle şeyler yapmamalı.
Namazda olduğunu bildirmek
Sual: Dükkânın arka tarafında namaz kılan kimsenin müşterisi gelince,
orada olduğunu ve namaz kıldığını bildirmek için ne yapması gerekir? Mesela
öksürür gibi yaparsa namazı bozulur mu?
CEVAP
Namazda olduğunu bildirmek için öksürünce, bir harf çıkacak kadar az
olursa namaz bozulmuş olmaz, mekruh olur, bir harften daha fazla olursa
219
www.dinimizislam.com
namazı bozar, fakat Kur’an-ı kerimi yüksek sesle okursa, Elhamdülillah,
Allahü Ekber veya Sübhanallah derse, namazı bozulmuş olmaz. (Halebi)
Namaz kılana selam
Sual: Namaz kılan kimseye selam verilse, o da işaretle alsa veya bir soru
sorulsa işaretle cevap verilse namazı bozulmuş olur mu?
CEVAP
Eliyle, gözüyle, başıyla, kaşıyla selamı almak, namazı bozmazsa da
mekruh olur, fakat sorulan bir suale evet veya hayır manasına gelen bir
işaretle, başıyla, eliyle veya gözüyle cevap vermesi mekruh değildir. (HalebiS. Ebediyye)
Namaz kılarken
Sual: Namaz kılmakta olan kimse, kendisini çağırana veya içeriye girmek
için izin isteyene, namazda olduğunu anlatmak için Elhamdülillah veya
Sübhanallah dese veya açıktan sesli okumaya başlasa namazı bozulur mu?
CEVAP
Bozulmaz.
Namaz kılanı öpmek
Sual: Namaz kılarken eşim beni öpse namazım bozulur mu?
CEVAP
Eş denince kadın mı erkek mi olduğu anlaşılmıyor. Karıya da, kocaya da
eş deniyor. Kadın mı kocasını öpüyor, yoksa kocası mı hanımını öpüyor?
Şehvetlenmezse de, kocası tarafından öpülen kadının namazı bozulur,
fakat şehvetlenmezse, karısı tarafından öpülen kocanın namazı bozulmaz,
şehvetlenirse, onun da bozulur, ancak namaz kılan öpülmez, çünkü öperek
namazı bozdurmak haramdır.
Kıraati unutmak
Sual: Bir kimse, kıyamda Sübhaneke’den sonra, kıraati unutup rükûa
gitse, sonra secdeye giderken hatırlasa, kalkıp kıraati yapsa, sonra secdeye
gitse, namazı bozulmuş olur mu?
CEVAP
Evet, bozulmuş olur. Kıraati yaptıktan sonra tekrar rükûa gidilmesi şarttır.
Yani önceki rükû geçerli olmaz. Kıraatten sonra yeni bir rükû yapılır. Çünkü
rükû gibi tekrarlanmayan rükünler arasında tertibe riayet etmek yani sıra ile
kılmak farzdır.
Hatalı okumak
Sual: Kadir suresindeki melaiketü yerine melaiketi okumak namazı bozar
mı?
CEVAP
Buna irab hatası denir. İrab hataları namazı bozmaz. Melaikete dense de
bozmaz.
220
www.dinimizislam.com
Namazın vacibleri
Sual: Namazın vacibleri nelerdir?
CEVAP
Namazın vacipleri şunlardır:
1- Fatiha suresini okumak.
2- Fatihadan sonra bir sure veya en az üç kısa âyet okumak.
3- Fatihayı sureden önce okumak.
4- Fatihadan sonra okunan sureyi, farzların birinci ve ikinci rekatlarında,
sünnetlerin her rekatında okumak.
5- Secdeleri birbiri ardınca yapmak.
6- Fatihayı sünnet ve vacip namazların her rekatında bir kere okumak.
7- Üç ve dört rekatlı namazların ikinci rekatında oturmak.
8- İkinci rekatta teşehhüdden fazla oturmamak.
9- Secdede burnu alnı ile beraber yere koymak.
10- Teşehüdde iken Ettehıyyatüyü okumak.
11- Tadil-i erkana riayet etmek.
12- Namazın sonunda, selam vermek.
13- Vitir namazının son rekatında, Kunut duası okumak.
14- Bayram namazlarında tekbir getirmek.
15- İmamın sabah, cuma, bayram, teravih, vitir namazlarında ve akşam
ile yatsının ilk iki rekatında yüksek sesle okuması.
16- İmamın ve yalnız kılanın öğle ve ikindi farzlarında ve akşamın üçüncü,
yatsının üçüncü ve dördüncü rekatlarında sessiz okuması.
Namazın iadesi
Sual: Mekruh olarak kılınan namazın iadesi vacib midir?
CEVAP
Namazın vaciblerinden birini terk etmek, tahrimen mekruh olur. Namaz
sahih olur ise de, vacib terk edildiği için günah olur. Bu namazı iade etmek,
yani tekrar kılmak vacibdir.
Namazın müekked sünnetlerinden birini terk etmek de, tahrimen
mekruhtur. Böyle mekruh kılınan namazı, iade etmekse, vacib değil, sünnettir.
Sual: S. Ebediyye’de, (Farzların 3. ve 4. rekatlarında Fatiha okumak
sünnettir. Vacib diyenler de olmuştur) deniyor. Yani üçüncü veya dördüncü
rekatlarda hiçbir şey okumadan biraz bekleyip rüku’a eğilsek namaz sahih olur
mu?
CEVAP
Sünnet dendiğine göre sünneti terk etmek mekruh olur. Vacib diyen
âlimlere göre ise, Fatiha okumadan kılınan namazın iadesi vacib olur.
Maliki ve Şafii’de, her rekatta fatiha okumak farzdır. Taklit edenin okuması
farzdır.
Sual: Hanefide namazın sonunda selam verip namazdan çıkmak farz
221
www.dinimizislam.com
mıdır vacib midir?
CEVAP
Müftabih kavil vacibdir. Kendi ihtiyarı ile namazdan çıkmak, İmam-ı
a’zama göre farzdır. İmameyne göre farz değildir.
Bir kimse namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasten
namaza aykırı bir iş yapsa, mesela gülse, konuşsa, yiyip içse namazı sahih
olur. Fakat elinde olmadan abdesti bozulsa, bu durumda imameyne göre yine
namaz tamam olur. İmam-ı a’zama göre, hemen abdest alarak gelip selam
vererek kendi ihtiyarı ile namazdan çıkması gerekir. Fetva İmameynin kavlidir.
Gündüz ve gece namazları
Sual: Hangi namazlarda açıktan okumak caizdir?
CEVAP
Namazda Kur’an-ı kerim okumaya kıraat denir. Kendi işitecek kadar sesli
okumaya, hafî yani gizli okumak denir. Yanında olan kimselerin de işitecekleri
kadar sesli okumaya, cehrî yani açıktan okumak denir.
İmamın, sabahın iki rekât farzında, akşamla yatsının ilk iki rekâtında,
Fatiha ile zamm-ı sureyi açıktan okuması vacibdir. Unutarak gizli okursa
secde-i sehv gerekir.
Tek başına kılan kimse ise, açıktan okunan bu namazlarda muhayyerdir.
Yani dilerse açıktan okur, dilerse gizli okur. Açıktan okumak daha evladır.
Kazaya kalan sabah, akşam ve yatsı namazlarının farzlarını gece veya
gündüz kaza ederken, açıktan okumakta mahzur yoktur. Hattâ açıktan okumak
daha evladır. (Hindiyye)
Kazaya kalan, aynı günün sabah, akşam ve yatsı namazları cemaatle
kılınıyorsa, imam, vaktinde kılınan gibi açıktan okur.
Vitir namazı da, vaktinde kılınsın veya kaza edilsin açıktan okunabilir.
Kunut duaları açıktan okunmaz.
Tek başına gece Evvabin, Teheccüd gibi nafile namaz kılan serbesttir,
gizli veya açıktan okur, fakat öğle ikindi gibi gündüz kılınan namazlarla, kuşluk
gibi nafile namazlarda gizli okumak vacibdir. (Hindiyye)
Bir kimse, yalnız başına akşam, yatsı veya sabah namazını kılarken,
Fatiha’nın bir kısmını okuduktan sonra, bir başka şahıs gelip, o kimseye
uyarsa, imam Fatiha’yı açıktan ve tekrar yeni baştan okur. (Hindiyye)
Bir kimseye Fatiha’nın tamamını veya birazını gizli okuduktan sonra imam
olursa, Fatiha’yı açıktan tekrarlar, çünkü cemaat olunca geri kalan kısmını
sesle okumak vacib olur. Fakat bir rekâtta kıraatin yarısını açıktan, yarısını
gizli okuması çirkin olur. Açıktan okunarak tekrarlanması bundandır, yani o
kimse sureyi bitirirken imam olsa, hem Fatiha’yı hem sureyi açıktan tekrarlar.
(İbni Abidin)
Akşam ve yatsının sünnetlerini kılarken kazaya da niyet eden, açıktan
okuyabilir. Evvabin veya Teheccüd gibi nafile namazları kılarken, kazaya da
niyet eden, açıktan okuyabilir.
222
www.dinimizislam.com
Açıktan okumak erkekler içindir. Kadın, hiçbir namazda, yanında kimse
olmasa da, sesli okuyamaz. (Redd-ül muhtar)
Kunut tekbiri vacib midir?
Sual: Kunut tekbiri getirmek vacib midir?
CEVAP
Kunut tekbiri İmam-ı a’zama göre vacib, İmameyn’e göre sünnettir.
(Redd-ül-muhtar, Bahr-ür-râık, Nimet-i İslam)
Bu tekbir unutulursa secde-i sehv gerekmez. Kunut duaları unutulmuşsa
secde-i sehv gerekir.
Namazın mekruhları
Sual: Namazda genel olarak işlenen mekruhlar nelerdir?
CEVAP
Mekruh; kerih, çirkin, beğenilmeyen iş demektir.Namazda müekked
sünneti ve vacibi terk etmek, tahrimen mekruh, müekked olmayan sünneti terk,
tenzihen mekruh olur. Mekruh olarak kılınan namaz sahih olursa da, sevabı
çok az olur.
Daha çok işlenen mekruhlardan bazıları şunlardır:
1- Namazda tadil-i erkanı terk etmek.
2- Başı döndürüp bakmak.
3- Secdede iki kolu yere döşemek. [Kadınlar döşer.]
4- Başı bir tarafa eğmek.
5- Esnerken ağzı kapatmamak.
6- Özürsüz gözleri yummak.
7- Öndeki safta boş yer varken, geri safta kılmak.
8- Üzerinde canlı resmi bulunan elbise ile namaz kılmak.
9- Canlı resmi asılı odada namaz kılmak.
10- İş elbisesi ile ve büyüklerin yanına çıkamayacak elbise ile veya kötü
kokulu çorap ile kılmak.
11- Abdest sıkıştırırken kılmak.
12- Tekbir alırken ve teşehhüdde otururken parmakları açık veya kapalı
tutmak. [Kendi haline bırakılır. Secdede parmaklar kapalı, rükuda ise açık
tutulur.]
13- Secdeye inerken pantolonunu yukarı çekmek.
14- Başı açık kılmak. [Mekke’de, ihramlı iken, namaz baş açık kılınır.]
15- Namazda ağırlığı, bir ayağa çok, diğerine az vermek.
16- İmam namaza durunca, sabahın sünnetini caminin girişinde veya
direk arkasında kılmayıp, saf arasında veya başka yerde kılmak. [İmam
namaza az sonra duracaksa, öğle, ikindi ve yatsının sünnetlerine durulmaz,
hemen imama uyulur.]
17- İmam, açıktan yani sesli okurken Sübhanekeyi okumak.
223
www.dinimizislam.com
18- Secdeye veya rükuya, imamdan önce başını koymak veya kaldırmak.
19- Çıplak ayakla namaz kılmak. [Şafii’de çıplak ayakla kılınır.]
20- Kolu sığalı veya kısa kollu gömlekle namaz kılmak.
21- Sağa-sola eğilmek, sallanmak.
22- Secdede burnu yere değmemek.
23- Secdede bir ayağı kaldırmak. [İki ayak kalkarsa, bazı âlimlere göre
namaz bozulur.]
24- Kıyamda okuduğunu rükuda, rükuda okuduğunu kıyamda
tamamlamak.
25- Bir rükünde iki defa bir yeri kaşımak. [Bir rükünde, üç defa ayrı
kaşımak bozar.]
26- Namazda 4-5 kişi duyacak kadar yüksek sesli okumak. [Kendi
işitmeyecek kadar sessiz okunursa namaz sahih olmaz.]
27- İkinci rekatta, birincide okuduğu âyeti tekrar okumak ondan evvelki bir
âyeti okumak. [Unutarak okumak mekruh olmaz.] İkinci rekatta birinciden üç
âyet uzun okumak.
28- Özürsüz teşehhüdde, sünnete uygun oturmamak. Kıyamda sünnete
uygun olarak ayakları dört parmak kadar açmamak. [Şafii’de bir karış kadar
açmak sünnettir.]
29- Özürsüz bir şeye dayanıp kalkmak.
30- Farzdan sonra hemen son sünnete kalkmamak. Yahut konuşmak
veya bir şey okumak.
31- Namaz kılanın önünden geçmek veya önünden geçilebilecek yere
namaza durmak.
32- Namazın sünnetlerinden birini terk etmek. Sünnet iki kısımdır: Birincisi
Sünen-i hüda. Bunlar, müekked sünnetlerdir. İkincisi Sünen-i zevaid. Bunlar,
müekked olmayan sünnetlerdir.
Namazda müekked sünneti ve vacibi terk etmek, tahrimen mekruh olur.
Müekked olmayan sünneti terk, tenzihen mekruh olur. Müstehabı terk, mekruh
olmaz.
Tenzihi mekruh helale, tahrimi mekruh harama yakındır. Mekruh olarak
kılınan namaz sahih ise de, sevabı çok az olur. (İmad-ül-islam)
Başı, kolları ve ayakları açık kılmak
Sual: Erkeklerin, baş, kol ve ayakları açık olarak namaz kılmaları mekruh
mu?
CEVAP
Evet mekruhtur. Mekruh olan namaz sahih ise de, sevabı olmaz. Bir
erkek, namazda başı örtmeye önem vermediği için açık kılarsa, mekruh olur.
Namaza önem vermediği için açarsa, kâfir olur. Kendini Allahü teâlâya karşı,
küçük göstermek için, başı açık kılmak zarar vermez ise de, yine örtmek
efdaldir. Harareti teskin ve rahatlık için açmak da mekruhtur. (Redd-ülmuhtar)
224
www.dinimizislam.com
Önemli kimselerin huzuruna çıkan kimsenin şık, temiz elbise giymesi
gerekir. Allahü teâlânın huzuruna durulduğu zaman buna daha çok dikkat
etmeli, büyüklerin karşısına çıkılamayan elbise ile namaz kılmamalıdır! Kur'anı kerimde (Her namaz kılarken, süslü [temiz, sevilen] elbiselerinizi giyiniz)
buyuruluyor. (Araf 31)
Peygamber efendimiz başı açık kılmazdı. Sarıkla kılmanın önemini
bildirerek buyuruyor ki:
(Sarıkla kılınan namaz, sarıksız kılınan yetmiş rekat namazdan
efdaldir.) [Ebu Nuaym]
Namazda başı hiç olmazsa, herhangi bir renkte olan takke ile örtmelidir!
(Nimet-i İslam)da namazın mekruhlarının onbeşincisinin dipnotunda
(Başı açık namaz kılmak mekruhtur) buyuruluyor. 57.sinde de mekruh olduğu
yine bildiriliyor. Namazın mekruhlarının onbirincisinde ise, kolları açık namaz
kılmanın mekruh olduğu bildiriliyor.
Namaz kılarken düşen başlığı tek el ile alıp giyerek başı örtülü kılması o
haliyle kılmasından daha iyidir. (Gurer ve Dürer)
İbni Abidin hazretleri, namazın mekruhları sonunda buyuruyor ki:
Namazı, nalın veya mest ile kılmak, çıplak ayakla kılmaktan efdaldir.
Böylece, Yahudilere uyulmamış olur. Hadis-i şerifte, (Yahudilere
benzememek için namazları, nalın [bir cins ayakkabı] ile kılın) buyuruldu.
Resulullah ve Eshab-ı kiram, sokakta giydikleri nalın ile kılarlardı. Nalınları
temiz idi ve Mescid-i Nebi kum döşeli idi. Kirli nalınla girilmezdi. (Redd-ülmuhtar)
Ayakları herhangi bir şey ile örterek namaz kılmayı bildiren üç hadis-i şerif
meali de şöyledir:
(Yahudiler, namaz kılarken nalın veya mest ile ayaklarını örtmezler.
Siz onlara muhalefet edin, nalın veya mest giyinin!) [Müslim, Ebu Davud,
Hakim, Taberani]
(Müşriklere muhalefet edin, namaz kılarken mestlerinizi giyin.)
[Hakim]
(Nalını olmayan, mestlerini giysin.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud,
Tirmizi, İ. Ahmed]
Temiz olmayan mest, nalın vesaire ile mescide girilmezdi. Şimdi çorap
giyerek bu sünnet yerine getirilir.
Eshab-ı kiram kamis denilen ayağa kadar uzun olan gömlek ile, yani
entari ile namaz kıldıkları için ayakları örtülmüş olurdu. Ayaklar örtülü kılınan
namazın çok sevap olduğu Halebi, Berika ve Hadika kitaplarında da yazılıdır.
Müslüman olmayanlar, kiliselerinde başı açık, ayağı çıplak tapınıyor, onlar
gibi, uygar ibadet etmeli diyerek, başı açık, ayağı çıplak kılmak, sandalyede
veya yükseğe secde etmek caiz değildir.
Kadınların ayaklarının açık olmasında iki kavil vardır. Birinci kavle göre
mekruh, ikinci kavle göre namaz bozulur. Kadınlar, ya çorapla veya ayaklara
225
www.dinimizislam.com
kadar uzun etek veya entari giyerek namaz kılmalıdır! (M.Erbea)
Sual: Erkeklerin saçı alna gelse, secde mekruh olur mu?
CEVAP
Evet. Takke de alna gelse böyledir. Çıplak olarak yere değmelidir.
Sual: Namazda kıraati bitirmeden elleri aşağıya bırakmak uygun mudur?
CEVAP
Uygun değildir, sünnete aykırıdır, kıraat bitene kadar ellerin bağlı kalması
sünnettir.
Sual: Parmakları birbirine geçirmek caiz mi?
CEVAP
Namazda tahrimen, hariçte tenzihen mekruhtur.
Sual: Mezarlıkta camiler var. Kabre karşı namaz kılınır mı?
CEVAP
Önünde perde, duvar gibi bir şey olmazsa, kabre karşı namaz kılmak
mekruhtur. (Marifetname)
Mescidin kıblesi ile kabir arasında, perde, duvar olursa veya kabir yanda
ise, namaz mekruh olmaz. (Hindiyye)
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kabre karşı namaz kılmayın!) [Nesai]
Sual: Çalgı aleti, tv, içki bulunan yere rahmet melekleri girer mi?
CEVAP
Kumar ve çalgı aleti, tv, canlı resmi, haç resmi, köpek, cünüp, içki ve
sarhoş bulunan yere rahmet melekleri girmez. Böyle yerlerde namaz kılmak
mekruh olur ve edilen dua da makbul değildir.
Sual: Kumar ve çalgı aleti, tv, canlı resmi, haç resmi, köpek, cünüp, içki
ve sarhoş bulunan yere rahmet melekleri girmezse, ne kaybımız olur?
CEVAP
Mekruh olarak kılınan namaz sahih olur. Yani o kimse, namaz borcundan
kurtulursa da, namaz kılmakla hasıl olacak büyük sevaba kavuşamaz. Eğer
evde odada meleklerin girmesine mani olan bir şey varsa, o kişi meleklerin
yapacağı bu duadan mahrum kalır. [Duanın Önemi maddesinde, Meleklerin
duasından mahrum kalmak kısmına bakınız.]
Sual: Yatak odasında namaz kılmadığımız için, odanın duvarlarına anababamın ve diğer akrabalarımın resimlerini koydum. Bir mahzuru var mı?
CEVAP
İki mahzuru vardır. Birincisi, insan ve hayvan resmini, belden yukarı
asmak haramdır. Bitki ve cansızların resmini asmakta mahzur yoktur. İkincisi,
canlı resmi bulunan odaya rahmet melekleri girmez. Resimli gazete bile
bulunsa girmez. Gazeteyi okuduktan sonra kapalı bir yere koymalıdır! Kapalı
olursa girer.
Namaz kılınmayan yerlere, mesela banyoya, mutfağa, yatak odasına,
çeşitli canlı resimlerini, mesela ana babamızın resimlerini, bir evliyanın
226
www.dinimizislam.com
resimlerini veya artist resimlerini koymanın günah olmadığını zannedenler var.
Bir zaruret olmadıkça, her türlü canlı resmini belden yukarı asmak haramdır.
Her türlü resmi albümde saklamalıdır.
Ana babamızın veya bir evliyanın da olsa, resmini duvara asmak
haramdır. Resmini duvara astığımız evliya, bu hareketimizden dolayı bizi
sevmez. Aksine günah işlediğimiz için üzülür.
Sual: Müzik dinlediğimiz televizyon veya radyo bulunun odada namaz
kılmak mekruh mu?
CEVAP
İçki, kumar, çalgı aletleri bulunan mahalde namaz kılmanın mekruh
olduğu ve buraya rahmet meleklerinin girmeyeceği ve burada yapılan duanın
kabul olmayacağı (Tergib-üs-salât)da ve (Nisabül-ahbâr)da yazılıdır. Çalgı
da dinlenen ve bakması haram olan resimlerine de bakılan şeyler, çalgı aleti
gibidir. Televizyon kapalı da olsa orada namaz kılmak mekruh olur. Bir evde
bağlama bulunsa çalınmasa bile o odada namaz kılmak mekruh olur. İçki
içilmese bile, içki bulunan odada namaz kılmak mekruh olur. Duvardaki resme
tapılmasa bile, canlı resmi bulunan evde namaz kılmak mekruh olur.
Bilgisayarda günah işleniyorsa o da dahildir, müzik çalınıyorsa o da dahildir.
Sual: Bir odada namaz kılarken o odada herhangi büyüklükte ve herhangi
içerikte bir veya daha fazla resim bulunması caiz mi?
CEVAP
Resim, namaz kılanın ayağı altında, oturduğu yerde veya secde ettiği
yerde olmazsa, böyle resimli battaniye, seccade üzerinde namaz kılmak
mekruh olmaz. Resim, yerlerde bulunduğu için ona hakaret edilmiş olur. Fakat
secde edilen yerde ise, yahut basılan ve oturulan yerde ise sanki insan
vücudunda bulunmuş gibidir. Namaz mekruh olur. Onun için üzerinde resim
bulunan elbise ile namaz kılmamalıdır! Canlı resimleri göbekten yukarıda
bulunursa, orada namaz kılmak mekruh olur. Canlı resmi, basılan, oturulan
yerde ise mekruh olmaz. Namaz kılanın arkasında göbekten yukarıda olursa
tenzihen mekruh olur.
İnsan ve hayvan resmini, belden yukarı asmak haramdır. Bitki ve
cansızların resmini asmakta mahzur yoktur. Canlı resmi bulunan odaya
rahmet melekleri girmez. Resimli gazete bile bulunsa girmez. Gazeteyi
okuduktan sonra kapalı bir yere koymalıdır! Namaz kılanın başında, önünde,
sağ ve sol hizasında, duvara çizilmiş veya beze, kağıda yapılarak asılmış veya
konmuş ise, mekruhtur.
Sual: Bir odada namaz kılarken o odada bulunan resimleri ters çevirmek
veya üstünü örtmek, namazın mekruh olmaması için çözüm olur mu?
CEVAP
Evet. Ters çevrilirse veya üstü örtülürse mekruh olmaz.
Sual: Namazda gözleriyle başka yerlere bakmak mekruh mu?
CEVAP
227
www.dinimizislam.com
Evet, tenzihen mekruh olur.
Sual: İdrar sıkıştırırken namaz kılmak uygun mu?
CEVAP
Mekruh olur. Selam verip namazdan çıkmalı, abdest alıp yeniden kılmak
gerekir.
Sual: Abdesti sıkışık iken, yel sıkıştırırken, idrar sıkıştırırken namaz
kılmak mekruh olur deniyor. Bu sıkışıklığın ölçüsü nedir? Mesela gaz
sıkıştırıyor, bir süre sonra geçiyor, o zaman namaz kılsam mekruh olur mu?
CEVAP
Mekruh olmaz. Gelip geçen sıkışıklık mekruh etmez. Abdest sıkışıklığının,
idrar sıkışıklığının ve yel sıkışıklığının ölçüsü şudur:
Namaza durunca hatırına sıkışıklık gelmezse, huzura mani olmazsa,
namaz mekruh olmaz. Hep hatırımızda, namazı kılar kılmaz hemen tuvalete
gitme ihtiyacı hissediyorsak, o zaman namaz mekruh olur.
Sual: Şafii mezhebinde de takkesiz namaz kılmak mekruh mu?
CEVAP
Evet mekruhtur.
Sual: Aynanın önünde namaz kılmak günah mıdır?
CEVAP
Eğer bakınca aynada şeklimiz görülüyorsa, dikkati çektiği için namaz
mekruh olur. Ayna üstüne bir şey asmalı, suretimiz görülmemelidir.
Sual: Namaz kılana anahtar nerede dense, o da parmakla gösterebilir
mi?
CEVAP
Parmakla göstermesi mekruhtur. Fakat ona uyabilmek için farz kılıyorsan
parmağını kaldır dese, yahut kaç rekat kıldın dese o da parmağı ile iki üç diye
gösterse mekruh olmaz.
Sual: Bazı kimseler, nafile bir namaz olan tesbih namazını cemaatle
kılıyorlar. Nafile namazları cemaatle kılmanın mekruh olduğunu söyleyince,
(Biz önce tesbih namazı kılmayı adıyoruz. Adayınca tesbih namazını kılmak
vacip oluyor. Vacibi de cemaatle kılıyoruz. Bazen de, cemaatle namaza
duruyoruz. Sonra da bozuyoruz. Tekrar kılması vacip olacağı için cemaatle
kılıyoruz) dediler. Böyle vacip yaparak cemaatle kılmak caiz mi?
CEVAP
Tesbih namazı, nafile olduğu için cemaatle kılınmaz. Dürerde deniyor ki:
Ramazanın dışında, vitir de cemaat ile kılınmaz. Bu husus icma ile
sabittir. Ramazanda teravihten başka, cemaat ile nafile kılınmaz. Ancak
çağrılmadan gelen bir kişi, birine iktida eder veya iki kişi, bir kişiye uyarsa,
mekruh olmaz. 3 kişide ihtilaf vardır. 4 kişi olursa, ittifakla mekruh olur. Bir defa
vacip de olsa cemaatle kılınmaz. Vitir vacip olduğu halde, Ramazan haricinde
cemaatle kılınmaz. Tesbih namazı nasıl cemaatle kılınabilir?
Sual: Namazda bir sure atlayarak okumak mekruh mu? Aradaki sure
228
www.dinimizislam.com
uzun olsa yine mekruh olur mu? Mesela (Vettini)yi, sonra (İnna enzelna)yı
okumak mekruh mudur?
CEVAP
Her namazda, ikinci rekatta birinci rekatta okuduğundan üç âyet uzun
okumak mekruhtur. İkinci rekatta, birinci rekatta okuduğundan sonraki bir kısa
sureyi atlayarak daha sonrakini okumak da mekruhtur.
Buna göre, (Eraeytellezi)yi birinci rekatta okuyan kimsenin, ikinci rekatta
(Kulya)yı okuması mekruh olur. Çünkü bir küçük sure olan (İnna ateyna)
atlanmıştır. (Vettini)den sonra (İnna enzelna)yı okumak mekruh değildir.
Çünkü bu iki sure arasında uzun bir sure olan (İkra) diye başlayan sure
bulunmaktadır.
Sual: Yeşil ağaca doğru namaz kılmak gibi, ormanda ağaçları sütre edip
namaz kılmak da mekruh mu?
CEVAP
Yeşil ağaca karşı kılmayı kastederek namaz kılmak mekruhtur. Başka
niyetle, mesela sütre için kılmak mekruh değildir.
Sual: Namazda çocuk bir resmi karşıma koydu. Mekruh oldu mu?
CEVAP
Hayır.
Sual: Önümdeki cemaatten birinin gömleğinde resim var idi. Namazım
mekruh oldu mu?
CEVAP
Hayır.
Sual: Bir erkek, dirsek ile bileği arasının dörtte birini açarak namaz kılsa,
mekruh olur mu?
CEVAP
Evet. Bir uzvun dörtte biri tamamı hükmündedir. Dirseğe kadar
açılmasının mekruh oluşunda âlimlerin ittifakı vardır. Ama dörtte birinin
açılmasında ittifak yoktur.
Sual: Namaz kılarken, bir yazıya bakıp ne olduğu veya saate bakıp kaç
olduğu anlaşılınca, namaz mekruh olur mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Vitir vacip namazını kılarken 3. rekatta zammı sure olarak 2.rekatta
okunan zammı surenin devamı olmayıp bir veya iki sure öncesi okunursa ne
olur veya 3. rekat müstakil olarak kabul edilip bir önceki okunana bakılmaz mı?
CEVAP
Üçüncü rekat müstakil değildir. İkinci rekatta okunandan sonrakini veya
daha aşağıdakilerini okumak gerekir. Kasten öncekileri okunursa mekruh olur,
unutularak okunursa mekruh olmaz.
Sual: Namaz kılarken secde yerine iki metre uzakta kuş resmi olsa
mekruh olur mu?
229
www.dinimizislam.com
CEVAP
Genelde kuş resimleri net olmuyor, bunun için mekruh olmaz.
Sual: (Canlı resmi insanın başında ise mekruh olur) ifadesindeki baş
neresidir?
CEVAP
Tavandır.
Sual: (Secde edilmeyen yerlerinde resim bulunan seccadede namaz
kılmak caizdir, fakat resim, ayak basılan veya oturulan yerde ise mekruh olur)
ifadesinden kasıt nedir?.
CEVAP
Oturunca, basınca resim bedeninde sayılır. Oturulan, basılan yer de,
secde edilen yer olur.
Sual: Vitirde sıra ile Felak, Nas, Fil suresini okumak mekruh mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Namaz kılarken, ağırlığı bir ayak üzerine vermek caiz mi?
CEVAP
Mekruhtur.
Sual: Kazaların kılındığını göstermek caiz mi?
CEVAP
Mekruh ise de, bu zamanda belli olması hiç mahzur teşkil etmez.
Herkesin kazasının olmadığı zamanlarda uygun değildi.
Sual: Maliki’de namazda Euzü okumak mekruh yazıyor, Maliki’yi taklit
edenler ne yapacak, Euzüyü okuyacak mı?
CEVAP
Mezhep taklit edilirken sadece taklit ettiği mezhebin farzlarına uyar bir de
müfsitlerinden kaçar. Mekruhlarına riayet etmez. Yani Euzü okuyacağız.
Çünkü kendi mezhebimizden çıkmış olmuyoruz.
Sual: Herhangi bir sebeple namaz mekruh olursa bu namazı iade etmek
vacip mi?
CEVAP
İki türlü mekruh var: Bir sünneti terk etmekle meydana gelen mekruh,
bunun iadesi vacip değildir, vacibin terki ile meydana gelen mekruh var bunun
iadesi vaciptir. İadesi vacip olan namazın vakti çıktı ise kaza edilir. Mekruh
vakitte namaz kılınca bunun iadesi vacip olmaz.
Sual: Namaz kıldıktan sonra namazı mekruh yapacak bir resim gördüm.
Namaz mekruh olur mu?
CEVAP
Kasıtlı olmayınca mekruh olmaz.
Sual: Resmin namazı mekruh etmesi niyete bağlı değil mi? Biz zaten
Allah’ın huzuruna duruyoruz, kalbimiz bununla dolu, yani yine de mekruh olur
mu?
230
www.dinimizislam.com
CEVAP
Burada niyetin rolü yok. Yani hiç kimse resme tapmaz. Bunu Allah
biliyordu elbette. Ama yine yasaklamış. Resme karşı durmayın diye. Hatta
aynada kendi görüntümüz olsa yine mekruh oluyor. Bazıları da Araplar pis
olduğu için abdest ve yıkanma emri getirilmiştir, bizim yıkanmaya ihtiyacımız
yok diyorlar. Halbuki dinimizde toprağa elimizi sürmekle de cünüplükten
kurtuluyoruz. Demek ki esas mesele temizlik değil emre uymaktır. Bu resim işi
de öyle tapmakla falan ilgisi yok, resme karşı kılma denmiş bize düşen de
emre uymak
Sual: Paltoyla namaz kılarken paltonun eteklerinin secdede dizlerin
altında kalması mekruh mudur?
CEVAP
Mekruh değildir.
Sual: Maliki mezhebini taklit ediyorum. Secdede ellerimin üstüne secde
ediyorum. Bir sakıncası var mı?
CEVAP
Hanefi’de mekruhtur. Diğer üç mezhepte sahih değildir. Bu bakımdan el
üstüne secde etmemeli.
Sual: Pantolonun paçaları uzun olup, kıvırarak giyiyorsak bu şekilde
namaz kılmanın mahzuru var mıdır? Mekruh olur mu?
CEVAP
Mekruh olmaz.
Sual: Havalar soğuk olduğu için genelde eldiven takıyorum. Mescit de
bayağı soğuktu, dalgınlıkla eldivenleri çıkarmadan namaza durdum. Ediven ile
namaz kılmak uygun mu?
CEVAP
Özürsüz eldivenle namaz kılmak mekruh olur. Soğuk olunca veya başka
özür varsa mekruh olmaz.
Sual: Âyet-el Kürsi'yi, tesbihleri ve duayı, Cuma namazında ve normal
vakitlerde de son sünnetten sonra mı yapmalı yoksa farzdan sonra mı
yapmalı, bir mecburiyet var mı?
CEVAP
Son sünnetten sonra yapma mecburiyeti vardır. Son sünnetten önce
okunursa mekruh olur.
Sual: Gömlek kolları uzun olduğu zaman kolları geri kıvırıyoruz, fakat
namaz kılarken düzeltiyoruz. Gömleğin kollarını içeri kıvırdığımız zaman ne
olur böyle namaz kılınır mı bir sakıncası var mı?
CEVAP
Gömleğin kolunu içine veya dışına bükmekte mahzur olmaz. Mahzurlu
olanı, sıyırıp etin görünmesidir. Et görünmüyorsa sıyrılmanın mahzuru olmaz.
Sual: Namazda Asrdan sonra Hümeze veya Kureyş, Kevserden sonra
Kâfirun veya Tebbet okunur mu?
231
www.dinimizislam.com
CEVAP
Okuma sırası yukarıdan aşağıya doğrudur, ters okumak mekruh olur,
kasten olmayıp da unutarak ters okunursa mekruh olmaz. Bir de okuduğumuz
sureden sonraki sureyi atlayıp ondan sonrakini okumamız mekruh olur. En az
iki sure atlamamız gerekir. Yahut hiç atlamayıp sıra ile okunur. Bir de ikinci
okuduğumuz sure birinci sureden üç âyet miktarı fazla olmamalıdır, olursa
namaz mekruh olur. Şimdi buna göre, Asrdan sonra Hümeze okunmaz çünkü
Hümeze 3 âyetten daha fazladır hepsi 9 âyet, Asr ise üç âyet. Kevserden
sonra Kâfirun suresi de okunmaz, çünkü Kâfirun suresi Kevser suresinden üç
âyet uzundur. Kevserden sonra Tebbet okunur çünkü üç âyet uzun değil iki
âyet uzun.
Sual: Yurt dışında yaşıyoruz. Caminin bulunmadığı yerlerde mecbur
kalırsak, kilise, sinagog gibi yerlerde veya budist tapınağında da namaz
kılabilir miyiz?
CEVAP
İslamiyet’te namaz her yerde kılınır, illa cami olması gerekmez. Dağda,
bağda, ovada, bahçede, sokakta her yerde namaz kılınır. Kilisede bile kılınır.
Fakat kilisede resim falan olduğu için mecbur kalmadıkça kılmamalı, namaz
mekruh olur. Resim olmazsa kilisede de kılınır.
Sual: Teşehhüdde parmak kaldırmanın hükmü nedir?
CEVAP
Şafii’de sünnettir. Hanefi’de ise, sünnet, mekruh ve haram diyenler olduğu
için kaldırmamalıdır.
Sual: Bir hoca diyor ki, (Namazı başı açık kılmanın mekruh olmasının
sebebi fıkıh kitaplarına göre şudur: Padişahın karşısına bile başı açık çıkmak
edepsizliktir. Allah’ın huzurunda hiç başı açık durulur mu? Ama artık
günümüzde devlet başkanlarının huzuruna başı açık çıkılabildiğine göre,
namazdaki mekruhluk da kalkmalıdır) Gerçekten mekruhluğun sebebi bu zatın
söylediği gibi mi?
CEVAP
Din zamana göre değişmez. Başı kapatmak da söylenilen gerekçeye
dayanmaz. Peygamber efendimiz namaz kılmazken de başını kapatırdı.
Padişahlar değişir ama, padişahlar padişahı Allah değişmez.
Sual: İlk rekatta İhlas, ikinci rekatta unutup Kevseri okumak mekruh mu?
CEVAP
Mekruh olmaz. Çünkü yanılmak özürdür.
Sual: Esnemeye mani olmalı mı?
CEVAP
Dudağı ısırarak mani olmalı. Namazda ise, esnemeye böyle mani olma
imkanı var iken, el ile kapatmak mekruhtur
Sual: Hanım yanında otururken, beyi namaza dursa mekruh mu?
CEVAP
232
www.dinimizislam.com
Evet mekruh olur. Arada bir insan geçecek kadar boşluk olursa mekruh
olmaz.
Sual: Arkası dönük mahrem kadına doğru, namaz kılmak mekruh mu?
CEVAP
Mekruh olmaz.
Sual: Celsede durmanın azami müddeti var mı?
CEVAP
Vardır. Rükünleri geciktirmek mekruhtur.
Sual: Yan yana iki odanın birinde resim var. Odaların kapısı açıktır.
Resimsiz odada namaz kılmak mekruhsuz caiz olur mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Namaz kılarken yanlışlık yapan, mesela dört yerine üç rekat kılan
bir arkadaşa namazdan sonra söylememek mekruh mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Kolçak takarak namaz kılmak mekruh olur mu?
CEVAP
Hayır.
Sual: Bazı camilerin kıble tarafındaki camlarda gece, ayna gibi yansıma
oluyor, huşumuz bozuluyor. Ayna önünde namaz gibi mekruh oluyor mu?
CEVAP
Evet mekruh olur. Bunun çaresine bakılmalıdır. Kıble duvarlarını
süslemek, huşuyu bozacak levhalar asmak da bu bakımdan mekruhtur.
İşlenmiş süslü seccadelerde bile namaz kılmak huşuya mani olacağı için
mekruhtur. Mekruha önem vermemek veya hafife almak tehlikelidir.
Sual: Cünüp veya hayzlı iken giyilen elbise ile namaz kılmakta bir mahzur
var mıdır?
CEVAP
Hayır, hiçbir mahzur yoktur.
Sual: Sünnet ile farz veya farz ile sünnet arasında konuşmak, dua
okumak caiz midir?
CEVAP
Sünnet ile farz, farz ile sünnet arasında konuşulmaz. Bu sünnetin
sevabını azaltır. Bir şey okumak da, böyle sünnetin sevabını azaltır. Bazı
âlimlere göre, sünnet hiç kabul olmaz; önceki sünneti tekrar kılmak lâzım olur.
(Dürr-ül-muhtar)
Aişe validemiz buyuruyor ki:
Resûlullah farzdan sonra, (Allahümme entesselâm...) diyecek kadar
oturup, hemen son sünnete başlardı. (Müslim, Tirmizi)
Mihrabda kıldırmak
Sual: Tam İlmihal’de (Camilerde birinci cemaatin imamı mihrabda
233
www.dinimizislam.com
kıldırmazsa mekruh olur) deniyor. Yollarda, iş yerinde bir mescide
girdiğimizde, o vakitte ilk giren biz olabiliyoruz. Cemaatle kılarken imamımız
mihrabda kıldırmazsa mekruh olur mu?
CEVAP
Hayır. O hüküm, belli cemaati ve belli bir imamı olan mahalle camileri
içindir. Yollarda, dinlenme tesislerinde ve iş yerlerinde birkaç vakit namaz
kılınan mescidler böyle değildir.
Sual: (Yağlı, kirli boyacı elbisesi ile namaz kılmak caizdir. Çünkü
ruhsatlardan istifade etmek gerekir) deniyor. Yanımızda temiz elbise varken de
böyle ruhsatlardan faydalanmak caiz mi?
CEVAP
Yağlı kirli iş elbisesi ile namaz kılmak mekruh olur. Burada, ruhsatlık bir iş
yoktur. Değiştirmek için elbisesi yoksa veya uzakta olan elbisesini giymek için
gidince, namaz vakti çıkma tehlikesi varsa, kirli elbise ile namaz kılmak caiz
olur. Yanında temiz elbisesi olanın, kirli elbise ile namaz kılması, mekruh olur.
Sual: Namazda Fatihanın son kısmını veya ondan sonra okunan surenin
son kısmını rükuda bitirsek mahzuru olur mu?
CEVAP
Zamm-ı sureleri rükuda tamamlamak, dört mezhepte de mekruhtur.
Fatihayı tamamlamak ise, hanefide mekruhtur. Diğer üç mezhepte, namazı
bozar.
Sual: Kısa kollu gömlekle namaz kılmamak için kolluk takınıyoruz. Ama
bu insanların dikkatini çekiyor. Buna rağmen kollukla namaz kılmak uygun olur
mu?
CEVAP
Dedikoduya, fitneye sebep olmak caiz değildir. Fitne demek, bir söz veya
bir işten dolayı Müslümanların ve Müslümanlığın zarar görmesidir. Şahsi
olarak biz zarar görmesek veya bu zarara razı olsak bile vebalden
kurtulamayız. Bizim yüzümüzden diğer Müslümanlara ve Müslümanlığa zarar
gelmemelidir.
Dini iyi bilmeyen bir şahıs, “Kolluklu adamları görünce, çok tuhafıma gitti,
ömrümde kolsuz gömlek giymediğim halde, sırf onlara inat olması için kısa
kollu gömlek aldım, onunla namaz kılıyorum” dedi.
Dikkati çekici her şeyden uzak durmalıdır. Mesela herkesin gözü önünde
tesbihle veya dijital tesbihle tesbih çekmek de dikkati çekiyor. Bunun gibi
yemeğe tuzla başlamak sünnettir. Fakat herkesin dikkatini çekecek şekilde
tuzla başlamak yerine, ekmekteki tuza niyet ederek dikkatleri çekmemek
gerekir. Bunun gibi şeyler çoktur. Hasılı kelam dikkati çekecek şeylerden uzak
durmalıdır.
Sünnetle mekruh çakışırsa, mekruh işlememek için sünnet terk edilir.
Farzla haram veya bid'at yahut fitne çakışırsa, farz tehir edilir. Fitneye sebep
olmak çok günahtır. Kur'an-ı kerimde fitnenin adam öldürmekten daha kötü
234
www.dinimizislam.com
olduğu bildiriliyor. Peygamber efendimiz de, fitne çıkaranlara lanet ediyor.
Müslüman fitneye sebep olacak işlerden uzak durmalıdır.
Sual: Sünneti ayrı yerde, farzı ayrı yerde ve son sünneti ayrı yerde kılmak
daha fazla sevap mı olur?
CEVAP
Evet, farklı yerlerde kılmak müstehaptır. Namaz kılınan yer şahitlik
edecektir. Bunun için değişik yerlerde namaz kılmak daha sevaptır. Farz
kıldığı yerden biraz solda veya arkada kılmak daha iyidir. (Şir’a)
İmamın, farz kıldığı yerde, son sünneti kılması mekruhtur. Cemaatin
kılması mekruh değil ise de, başka yerde kılmaları müstehaptır. Son sünneti
başka yerde, hatta yolda kimseyle konuşmayacaksa evde kılmak daha iyidir.
(İmdad)
Cami kalabalık olunca, farzdan sonra aynı yerde son sünneti kılmak
zorunda kalan, müstehap işlemek için yanındakini rahatsız ederek onu kendi
yerine çekip, kendisi onun yerine geçmemelidir.
Safları doldurmak
Sual: Genelde bir saf cemaat oluyor. Birinci safın ortalarında bir iki kişilik
boşluklar oluyor. İmam ikaz ediyor. Herkes yan yana gelerek bu boşlukları
doldurmaya çalışıyor. Vakit kayboluyor, imam da namaza başlamış oluyor.
Tek başına duran olmuyor, herkesin yanında birkaç kişi oluyor. Arada
boşlukların kalması mekruh olur mu?
CEVAP
Tek başına duran yoksa mekruh olmaz. Müezzin veya başkaları, bir veya
birkaç kişiyle arkada dursalar da mekruh olmaz.
Akşam namazı hariç, imam boşlukları doldurun diye ikaz etmemeli; çünkü
Hanefi mezhebinde, sünnetle farz arasında konuşulmaz, hatta dua ve zikir bile
yapılmaz.
Sual: Namazda mazeretsiz gözleri yummak caiz midir?
CEVAP
Tenzihen mekruhtur. Zihni dağılmasın diye yummak mekruh olmaz.
Sual: Pis kokan çorapla veya pis kokan başka bir şey ile camiye gidilirse,
kul hakkı geçer mi?
CEVAP
Başkalarını herhangi bir şekilde rahatsız edince kul hakkı geçer. Pis
kokulu şeylerle camiye girilmemeli. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Sarımsak, soğan, pırasa ve turp gibi kötü kokan bir şey yiyen,
kokusu gitmeden mescidimize yaklaşmasın.) [Taberani]
Sual: Bazıları, Nimet-i İslam kitabında, pijama ve gecelikle namaz
kılmanın caiz olmadığı yazılı diyorlar. Doğru mudur?
CEVAP
Pijama ile kılmak mekruh değildir. Fakat yağlı, kirli iş elbisesi ile,
büyüklerin yanına çıkamayacak kıyafet ile, pis kokulu elbise ve çorap ile
235
www.dinimizislam.com
namaz kılmak mekruhtur. Başka elbisesi yoksa, mekruh olmaz.
Nimet-i İslam kitabında, mekruhların 56. sında, (Kirli iş elbisesi ile
kılmak) dendikten sonra, dip notunda, (Gecelikler, mutat elbise olmakla, o
kılıkta namaz kılmakta kerahet yoktur) denilmektedir. Görüldüğü gibi,
Nimet-i İslam kitabına iftira edilmektedir.
Çalgı bulunan yerde namaz kılmak
Sual: Çalgı aleti veya bilgisayar bulunan odada namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Din kitaplarımızda deniyor ki:
Çalgı aleti bulunan odada, namaz kılmak, mekruh olur. (Tergib-üs-salat,
Nisabül-ahbar)
Çalgı da dinlenen ve bakması haram olan resimlere de bakılan cihazlar,
çalgı aleti gibidir. (S. Ebediyye)
Şu halde, radyo, TV, bilgisayar, video gibi aletlerde, çalgı çalınıyorsa veya
bakması haram olan resimler, görüntüler bulunuyorsa, çalgı aleti gibidir. Bu
aletlerle çalgı çalınmıyorsa veya bakması haram olan resimler bulunmuyorsa,
bu aletlerin bulunduğu odada namaz kılmak, mekruh olmaz.
Sual: Halı üzerinde namaz kılmak mekruh mudur?
CEVAP
Hayır. Secdenin toprak üzerine yapılması evlâdır. Ancak soğuktan ve
sıcaktan korumak yahut elbiseyi tozdan korumak maksadıyla herhangi bir
sergi serilmesinde mahzur yoktur. Sırf toprağa secde etmemek için, sergi
sermek mekruh olur. İslâm âlimlerinin çoğuna göre, halı, pösteki gibi bir şey
üzerine secde etmekte mahzur yoktur. İmâm-ı Mâlik hazretlerine göre, halı,
pösteki gibi yer cinsinden olmayan bir şey üzerine secde edilmesi mekruhtur.
İmâm-ı a’zam ve diğer imamlara göre mekruh değildir. Hanefi olup, Maliki’yi
taklit eden için de, mekruh olmaz. Keten, kenevir ve pamuk gibi yer cinsinden
olan sergiler üzerinde, namaz kılmakta mahzur yoktur.
Sual: Pirinç veya buğday çuvalları üzerine namaz kılmak mekruh mudur?
CEVAP
Hayır; çünkü serttir.
Sual: Bütün namazlarda aynı sureleri okumak caiz midir?
CEVAP
İmâmın aynı namazların aynı rekatlarında, aynı âyetleri okumayı âdet
edinmesi mekruhtur. Yalnız kılanlar için de, her namaz için böyledir denildi.
Ara sıra başka âyet okumalıdır.
Sual: Üstünde yazı bulunan elbiseyi, çorabı, namazda veya namaz
dışında giymek, uygun mu?
CEVAP
Mümkün mertebe, yazısız olanları tercih etmeye çalışmalı. Çorabın
altında yazı varsa, cemaatle namaz kılarken, arkamızda duranın gözüne
takılabilir. Ne yazıyor diye okursa, okuyanın namazı mekruh olur. Namazda,
236
www.dinimizislam.com
elbisedeki yazı, dışarıdan görünecek şekilde ise, namaz mekruh olur. İçeride
ise, yani görünmüyorsa, namaz mekruh olmaz.
Uzun pantolon
Sual: Paçaları yere değen pantolonla veya pijamayla namaz kılmak
mekruh mudur?
CEVAP
Hayır. Eğer paçalar çok uzunsa, topuklara kadar kıvrılabilir.
Sual: Alerjik nezle olduğum için, özellikle sabah namazlarında burnum
akmaktadır. Camide halıya dökülmemesi için silmek gerekiyor. Mekruh oluyor
mu?
CEVAP
Namazda faydalı hareketin zararı olmaz, Meselâ eli ile, alnındaki teri
silmek veya burnundaki akıntıyı silmek mekruh değildir. Yalnız, bir rükünde el
üç kere kaldırılırsa namaz bozulur.
Sual: Unutarak takkesiz namaza duran kimse, namazda hatırlasa,
namazını bozup takkesini giymesi gerekir mi?
CEVAP
Takkesiz namaz kılmak, mekruhtur. Namazı özürsüz bozmak ise
haramdır. Haram işlememek için, namazı bozmamak gerekir.
Yalınayak, başıkabak
Sual: Şafii bir arkadaş, (Erkeklerin namazda yalınayak, başıkabak
olmaları gerekir. Nitekim Hacda da böyle yapılıyor) diyerek takke takmıyor.
Bu doğru mu?
CEVAP
Şafii’de namazda ayakların açık olması sünnettir; fakat başı kapalı olmalı.
Haccın durumuysa farklıdır.
Tembellikle veya başı kapalı kılmanın önemini düşünmeden, başı açık
namaz kılmak mekruhtur. Kendini aciz, zavallı göstermek, Allahü teâlâdan
korktuğu için başını örtmemek mekruh olmaz. [Yani, Allahü teâlânın
korkusundan rengi sararıp, vücudu titreyip, kendini ve her şeyi unutan kimse,
başını örtmezse, mekruh olmaz.] Fakat bunların da örtmesi, daha iyi olur;
çünkü başı açmak, (Namazda ziynetli elbisenizi alınız, örtünüz) âyet-i
kerimesine uymamak olur. Namaz kılarken düşen başlığı, az hareketle yerden
alıp örtmek iyi olur. Harareti teskin ve rahatlık için başı açmak da mekruhtur.
(S. Ebediyye)
Namazda başı hiç olmazsa, herhangi bir renkte olan takkeyle örtmelidir.
Siyah başlık sünnettir. Takke, yün başlık, külah, kalensüve, kapüşon gibi
başlıklar, sarığın yerini tutmazsa da, hiç olmazsa, başı örtmek sünneti,
bunlarla yerine getirilmiş olur.
Sual: Müezzinin arkada yeri var. Orada tek başına veya bir iki kişiyle
imama uyması mekruh olur mu?
237
www.dinimizislam.com
CEVAP
Büyük veya küçük camilerde, müezzinin yanında bir kişi varsa namazı
mekruh olmaz. Tek başına orada durması mekruh olur.
Kıraati sessiz okumak
Sual: Namazda kıraatin sahih olması için Kur’anı sesli mi, sessiz mi
okumak gerekir?
CEVAP
Kendi işitemeyeceği kadar sessiz okunursa namaz sahih olmaz. Dua ve
diğer zikirler de böyledir. Namazda, yüksek sesle okunması caiz olan yerler
hariç, yüksek sesle okumak mekruhtur. Başkalarının huşuuna mani olacak
veya onları şaşırtacak kadar yüksek sesle okumamalıdır. Sesli ve sessiz
okumanın ölçüsü şöyle bildiriliyor:
Ağızla okumaya kıraat denir. Kendi kulakları işitecek kadar sesli
okumaya, hafif okumak denir. Yanında olan kimselerin de işitecekleri kadar
sesli okumaya, yüksek sesle okumak denir. Hafif sesle okuyanı, bir iki kişinin
işitmesi mekruh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demektir.
(Bezzâziyye)
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Yüksek sesle dua etmek mekruhtur.) [Abdurrezzâk]
Peygamber efendimiz, yavaş sesle namaz kılan hazret-i Ebu Bekir’e, niye
çok hafif sesle namaz kıldığını sordu. O da, (Ya Resulallah, yalvardığım zat
ne kadar yavaş okusam duyacağı için, hafif sesle okuyorum) dedi. Hazreti Ömer’e de, niçin yüksek sesle okuduğunu sordu. O da, (Uyuyanları
uyandırıyor, şeytanı kovuyorum) dedi. Bunun üzerine Resulallah efendimiz
buyurdu ki:
(Ya Eba Bekir, sen sesini biraz yükselt! Ya Ömer, sen de, sesini biraz
kıs!) [Tirmizi, Ebu Davud]
İki âyet-i kerime meali de şöyledir:
(İçinden, yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah ve
akşam Rabbini an! Gafillerden olma!) [Araf 205]
(Namazda, sesini yükseltme, gizli de okuma, ikisi ortasında bir yol
tut!) [İsra 110]
Sessiz okumak
Sual: Namazda sessiz okunması gereken yerde, başkaları da duyacak
şekilde okumak uygun mudur?
CEVAP
Sadece kendisi işitecek kadar sesli okumaya, hafif okumak denir.
Yanındakilerin de işitecekleri kadar sesli okumaya, yüksek sesle okumak
denir. Hafif okunacak yerde, diğerleri de duyacak kadar sesli okunursa,
mekruh olur. Bir iki kişinin işitmesi, mekruh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin
işitmesi demektir. Başkalarının huşuuna mani olacak veya onları şaşırtacak
238
www.dinimizislam.com
kadar yüksek sesle okumamalıdır.
Sual: Namaz vaktinin çıkmasına az zaman kalsa; fakat abdestimiz
sıkıştırsa, bu haldeyken namaz kılmak mekruh olur mu?
CEVAP
Küçük ve büyük abdesti sıkıştırırken ve yel zorlarken, namaza durmak
mekruhtur. Namaz vaktini veya cenaze namazını kaçırmamak için olursa,
mekruh olmaz. (S. Ebediyye)
Sual: Namaz kılarken yel sıkıştırmasının ölçüsü nedir? Hangi durumda
abdest tazelemelidir?
CEVAP
Devamlı ise yeniden abdest almak gerekir, gelip giden yel ise bozmak
gerekmez.
Boynunu bükmek
Sual: Namaz kılarken boynu bir tarafa bükmek caiz midir?
CEVAP
Mekruhtur.
Resimli yerde namaz kılmak
Sual: Namaz kılınan yerde, resim nerede olursa namazı mekruh eder?
CEVAP
Canlı resmi, namaz kılanın başında, önünde, sağ ve sol hizasında,
duvarda ise, mekruhtur. Namaz kılanın arkasındaki duvarlarda ve tavanda ise,
hafif mekruhtur.
Resim, namaz kılanın ayağı altında, oturduğu yerde, elbisesinde,
elindeyse, mekruh olur; çünkü bastığı, oturduğu yer, bedenindeki elbise gibidir.
Bir yerdeki resim, küçük olursa, yani yere koyunca, ayakta duran kimse,
uzuvlarını ayırt edemezse, namaz mekruh olmaz.
Namaz kılarken, oyuncak bebeklerden kıble tarafında olanların üstünü
örtmek farzdır.
Battaniye üzerinde, gözü net olmayan aslan resmi varsa, bu resim
hükmünde değildir; fakat böyle resimli eşya almamaya dikkat etmeli. Şüpheli
şeylerle çok meşgul olmak haram işlemeye sebep olur.
Resimli çocuk elbiselerini satmak ve çocuklara giydirmek de mahzurludur.
Mümkün olduğu kadar, resimsiz olanları tercih etmelidir.
Resimli gazete, açık olarak yerde de olsa, yine oraya rahmet melekleri
girmez.
Celsede çok durmak
Sual: Cemaatle namaz kılarken imamın tesbihleri üçten yani sünnetten
fazla söylemesi de mekruh olduğu halde, Mekke’deki vehhabi imamları rükû
ve secdeleri uzatıyorlar. Celsede sünnetten çok durmaları mekruh olmuyor
mu?
CEVAP
239
www.dinimizislam.com
Onların itikadı bozuktur. İtikadı bozuk olanın, mekruh işlemesinin ne
önemi olur ki? Namazın makbul olması için, önce imanın, itikadın doğru olması
gerekir. Bunlar bozuksa, namazın bütün şartlarına riayet edilse de, yine
faydası olmaz.
Takkesiz namaz kılmak
Sual: S. Ebediyye’de, (Tembellikle veya başı kapalı kılmanın
ehemmiyetini düşünmeyerek, başı açık namaz kılmak mekruhtur. Namaza
ehemmiyet vermemek ise küfürdür) deniyor. Başı kapatmak sünnettir. Sünnete
önem vermemek küfür iken, niye burada mekruh deniyor?
CEVAP
Burada başı kapatmak sünnetine önem vermemek değil, tembellikle veya
başı kapalı kılmanın, yani sünnetin önemini düşünmemek mekruh oluyor.
Takkenin sünnet olduğunu bilerek, kasten, (Sünnet de olsa başımı
kapatmam) denirse elbette küfür olur.
Sünneti tembellikle yapmamak küfür olmadığı gibi, tembellikle veya farzın
önemini düşünmeden farzı yapmamak da küfür olmaz. Bir farzı yapmamak
küfür olmadığına göre, başı kapatma sünnetine riayet etmemeye de küfür
denmez. Haram işlemeye de küfür denmez. Mesela bir kimse alışkanlık
sebebiyle veya haramın tehlikesini düşünmeden gıybet etse, buna kâfir
denmez. Yani her gıybet yapana, her haram işleyene, harama önem vermiyor
denmez.
Parmak çıtlatmak
Sual: Parmak çıtlatmak mekruh mu?
CEVAP
Camide, namaz için safa girerken, namaza dururken ve namaz içinde
parmakları çıtlatmak mekruhtur.
Haç resimli oda
Sual: Hıristiyanlarla çok samimi, hoşgörülü bir arkadaşım var. Bu
arkadaşımın evinin duvarında haç resmi var. Burada namaz kılmanın mahzuru
olur mu?
CEVAP
Hıristiyan kâfirlerin dini ayinlerini beğenmek ve zaruret yokken zünnar
kuşanmak ve haç gibi küfür alametlerini kullanmak, bir de bunlara sevgi
beslemek küfürdür.
Haç resmi de canlı resmi gibidir. O odada zaruretsiz namaz kılmak
mekruh olur.
Namazı mekruh eden resimler
Sual: Hangi resimler, resim hükmünde olmaz ve namazı mekruh etmez?
Battaniyede, duvara asılan halıda, dayanılan yastıkta, aslan veya kedi sureti
oluyor. Haliyle gözleri net değildir. Böyle suretler resim hükmünde midir?
CEVAP
240
www.dinimizislam.com
Net olmayınca resim hükmünde olmaz.
Canlı resmi net de olsa, basılan, oturulan, dayanılan şeyde ise, namazı
mekruh olmaz. (S. Ebediye)
Paradaki, yüzükteki ve her yerdeki resim, küçük olursa, yani yere
koyunca, ayakta duran kimse, uzuvlarını ayırt edemezse, namaz mekruh
olmaz. (Redd-ül muhtar)
Kalbi meşgul etmeyen canlı resmi, nerde bulunursa bulunsun, Şafii’de
namazı mekruh yapmaz. (İ. Ahlakı)
Namazda meşgul eden, renkli şey, nakış, [nakışlı seccade], resim, yazı ve
benzerleri mekruhtur. (Kıyamet ve Âhiret)
Canlı resimli elbise
Sual: Canlı resmi bulunan elbise giymek ve bununla namaz kılmakta
mahzur var mıdır?
CEVAP
Resim çok küçükse, belirgin değilse mahzuru olmaz.
Üzerinde canlı, yani insan veya hayvan resmi bulunan elbiseyle namaz
kılmak, tahrimen mekruhtur. (Redd-ül muhtar)
Namazda giyilmese de, üzerinde canlı resmi bulunan elbise giymek, her
zaman mekruhtur. (Hadika, İmdat)
Üzerinde yazı bulunan elbiseyi de resimli elbise gibi, namazda ve namaz
dışında giymek mekruhtur. (İ. Ahlakı)
Çoraptaki yazı
Sual: Çorap altındaki yazı namazı mekruh eder mi?
CEVAP
Evet, mekruh eder; çünkü bedeninde, yani elbisesindedir.
Resim, namaz kılan kimsenin ayağı altında, oturduğu yerde, bedeninde,
elinde ise, mekruh olur. (S. Ebediyye)
İmamın sarığını kullanmak
Sual: Takkesini unutan kimse, camiye girince, takke bulamasa, açıkta
duran imamın sarığını kullanması caiz olur mu?
CEVAP
Caiz olur.
Göz ucuyla bakmak
Sual: Namazda yüzü döndürmeden göz ucuyla sağa sola bakmak caiz
midir? Hindiyye’de beis yoktur yazıyor.
CEVAP
Dürr-ül-muhtar’da (Göz ucuyla bakmak tenzihen mekruhtur) yazıyor. İbni
Abidin hazretleri burayı açıklarken buyuruyor ki:
Namazda bakınmak yasaktır. İki hadis-i şerif şu mealdedir:
(Sakın namazda bakınmayın; çünkü namazda bakınmak helak
olmaktır. Mutlaka bakınmak lazımsa, farzda değil de, hiç olmazsa nafile
241
www.dinimizislam.com
kılarken bakılabilir.) [Tirmizi]
(Namazda bakınmak bir hırsızlıktır. Şeytan onu kulun namazından
çalar.) [Buhari]
Bu hadis-i şeriflerde özürsüz bakmak bildiriliyor. Bu da tahrimen mekruh
olur. (Bahr)
Zeylai ile Bakani’nin Mülteka şerhinde bildirildiğine göre, yüz hiç
çevrilmezse, göz ucuyla bakmak mubahtır. Çünkü Peygamber efendimiz,
namazında gözünün ucuyla eshabına bakardı. Bu ise evlanın hilafıdır. (İbni
Abidin)
Burada mubah, tenzihi ve tahrimi mekruh olarak üç kavil bildirilmektedir.
Ancak âlimlerin çoğu, yüzü çevirmeden göz ucuyla bakmanın tenzihi mekruh
olmasını tercih etmişlerdir.
Televizyon bulunan oda
Sual: Televizyon bulunan odada namaz kılınır mı?
CEVAP
Aletin suçu yoktur. Alete günah işletiliyorsa, o zaman suçlu olur. Eğer o
televizyonla uygunsuz şeyler seyrediliyorsa, çalgı dinleniyorsa, televizyon
kapalı da olsa, bulunduğu odada namaz kılmak mekruh olur. Çalgı gibi
günahlar yapılmıyorsa, o zaman mekruh olmaz.
Maskeyle namaz
Sual: Domuz gribinden dolayı veya başka sebeple maskeyle namaz
kılmak caiz midir?
CEVAP
Caizdir.
Son sünnete kalkarken
Sual: Farzı kılıp son sünneti kılmadan önce, bir şey okuyarak veya
okumadan, sessizce beklemenin mahzuru var mıdır?
CEVAP
Farzdan sonra, son sünnete hemen kalkmamak mekruhtur. (Tergib-üssalât)
Latin yazısı ve resim
Sual: Kıble istikametindeki duvarda, okunacak şekilde Latin harfleriyle
yazılı yazılar bulunsa, bunlar resim hükmünde midir? Bu yazılara karşı namaz
kılmak mekruh olur mu?
CEVAP
Resim hükmünde değildir, namazı mekruh etmez. Fakat yazı huşuyu
bozabilir. Yazılara karşı namaz kılmamaya çalışmalı.
Yatsının sünnetleri
Sual: Yatsının farzını, gece yarısına kadar geciktirmek mekruh olduğu
gibi, sünnetleri de, geciktirmek mekruh olur mu?
CEVAP
242
www.dinimizislam.com
Sadece farzı geciktirmek mekruhtur. Gecikse de sünnetleri kılmak mekruh
olmaz, çünkü gece yarısından, sabah namazına kadar, yatsının ilk ve son
sünneti dâhil, her çeşit nafile kılmak mekruh değildir.
Namazın sünnetleri
Sual: Namazın sünnetleri nelerdir?
CEVAP
Şunlardır:
1- Namazda tekbir alırken elleri kulağa kaldırmak. Kadın omuz hizasına
kadar kaldırır.
2- El ayasını kıbleye çevirmek.
3- Tekbir aldıktan sonra, elleri bağlamak.
4- Sağ eli, sol elinin üzerine koymak. Erkek göbek altına, kadın göğsünün
üstüne koyar.
5- Fatihadan önce Besmele okumak. Fatihadan sonra yavaşça âmin
demek.
6- İftitah tekbirinden sonra, Sübhaneke okumak.
7- Sübhanekeden sonra euzü besmele çekmek.
8- Kıyamda topukları birbirinden dört parmak kadar açık tutmak, rükuda,
kavmede ve secdede bitişik tutmak.
9- Rükuda üç kere Sübhane rabbiyel-azim demek.
10- Secdede üç kere Sübhane rabbiyel-a’lâ demek.
11- Son oturuşta salli barikleri okumak.
12- Namazı bitirip selam verirken başını sağına ve soluna çevirmek.
13- İmamın, birinci rekatta ikinci rekatta okuyacağının iki misli uzun
okuması.
14- Rükuda ayakları bitiştirmek.
15- Rükuda bel ile başı bir hizada tutmak.
16- Rükuda, elleri, parmakları açık olarak, diz kapakları üzerine
bağlamak.
17- Rükudan kalkarken Semiallahü limen hamideh demek.
18- Rükudan kalkınca Rabbena lekel-hamd demek.
19- Secdede erkekler dizlerini yere koyup, uyluklarını karnından ayırmak
ve kadınlar uyluklarını karnına yapıştırmak.
20- Secdede, el parmaklarını bitiştirmek ve ayak parmaklarını bükerek
uçlarını kıbleye çevirmek.
21- İki secde arasında oturmak.
22- Secdede ellerini ve ayak parmaklarını kıbleye çevirmek.
23- Secdede, ellerini kulaklarının hizasında tutmak.
24- Rüku ve secdelere inerken ve secdelerden kalkarken Allahü ekber
demek.
243
www.dinimizislam.com
25- Erkekler, sağ ayağını dikip, sol ayağının üzerine oturmak.
26- Tehıyyatta, elleri dizlerinin ucuna beraber tutup, parmaklarını kendi
haline bırakmak.
27- Dört rekat olan farzların son iki rekatlarında yalnız Fatiha okumak.
28- Ezan ve ikamet okumak. [Erkekler için]
Başparmak
Sual: Secdede parmakları birleştirirken, başparmağı da birleştirmek
gerekir mi?
CEVAP
Evet.
Besmelenin hükmü
Sual: Namaz kılarken, Fâtiha’dan önce Besmele çekmenin hükmü nedir?
CEVAP
Her rekâtta, Fâtiha’dan önce Bismillahirrahmânirrahîm diyerek Besmele
çekmek, Hanefî ve Hanbelî’de sünnet, Mâlikî’de mekruh, Şâfiî’de ise farzdır.
(El-fıkhü alel mezahibil-erbea) Şafiî’de, Besmele Fâtiha’dan bir âyettir.
Namazda Fâtiha okumak gibi farzdır.
Bir mezhebi bir hususta taklit eden, kendi mezhebinin bütün hususlarına
uymakla beraber, taklit ettiği mezhebin sadece farzlarına uyar, müfsitlerinden
kaçar. Sünnet ve mekruhlarda, kendi mezhebine uyar. Bunun için, namazda
Malikî’yi taklit eden Hanefî’nin, Besmele çekmesi, mekruh değil, sünnet olur.
Şâfiî’yi taklit eden Hanefî’nin ise Besmele çekmesi farz olur.
Takkesiz namaz
Sual: Takkesiz mekruh olarak kılınan namazı iade etmenin hükmü nedir?
CEVAP
Sünnettir.
Namazın müstehabları
Sual: Namazın müstehabları nelerdir?
CEVAP
Namazın müstehablarını yapana çok sevab verilir, yapmamak mekruh
olmaz. Yani namazın sevabı azalmaz. Müstehab sevabından mahrum kalır.
Bazıları şunlardır:
1- Tekbir alırken baş parmağı kulaklarının yumuşağına dokundurmak.
(Erkekler için)
2- Namaz kılarken secde yerine bakmak.
3- Rükuda ayaklarına bakmak.
4- Secdede burun konan yere bakmak.
5- Rükuda parmakları açıp, diz üzerine koymak.
6- Başını, boyun ile birlikte rükuda düz tutmak.
7- Rüku ve secdede, tesbihleri 5-11 kere söylemek.
244
www.dinimizislam.com
8- Rükuda ayakları bitiştirmek.
9- Kıyamda, ellerini bağlayınca, bileğini sıkıca tutmak.
10- Secdeye varırken önce sağ, sonra sol dizlerini yere koymak.
11- Secdeyi, iki eli arasında yapmak.
12- Secdeye, alnından önce, burnunu koymak.
13- Secdede burnunun iki yanına bakmak.
14- Namazda esnerken elin arkası ile ağzını kapamak.
15- Namaz içinde terini silmemek.
16- Öksürüğü ve esnemeyi terk etmek.
17- Secdede dirseklerini kaldırıp yüksek tutmak. Bu erkek içindir. Kadın
kollarını yere serer.
18- Secdede kolları ve ayakları karnından ayrı tutmak. [Erkekler için]
19- Secdeden başını kaldırdıktan sonra, ellerini yerden kaldırmak.
20- Ellerini kaldırdıktan sonra, dizlerini kaldırmak.
21- Tehıyyatta dizlerinin üzerine bakmak. Ellerini dizleri üzerine koyup,
parmaklarını kıbleye karşı düz tutmak
22- Sağına, soluna selam verirken başını çevirmek ve omuz başlarına
bakmak.
23- Selam verirken, imam, hafaza meleklerine ve cemaate niyet etmek.
Müstehab sevabı
Sual: Müstehaba da riayet etmek sevab olur mu?
CEVAP
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Müstehabları hafif görmemeli. Bunlar, Allahü teâlânın sevdiği şeylerdir.
Eğer, bütün dünyayı vermekle, beğendiği bir işin yapılabileceği bilinmiş olsa ve
dünyayı verip o iş yapılabilse, çok kâr edilmiş olur ve birkaç saksı parçası verip
kıymetli bir elması ele geçirmek gibi veya çakıl parçası verip, ölmüş bir
sevdiğimizi diriltmek gibidir. (1/266)
Müstehabı terk etmek
Sual: Namazın bir müstehabı terk edilince mekruh olur mu?
CEVAP
Müstehab terk edilince, namaz mekruh olmaz, yani namazın sevabı
azalmaz; fakat müstehabın sevabından mahrum kalınmış olur.
Secdeye inip kalkarken
Sual: Secdeye gidince önce alnı mı, yoksa burnu mu koymak gerekiyor?
CEVAP
Alından önce, burnu yere koymak müstehabdır. Kalkarken de tersi yapılır,
yani önce alın, sonra burun kalkar. Diğer uzuvları da böyledir. Secdeye
inerken, önce sağ, sonra sol diz, sonra sağ, sonra sol el, sonra burun ve alın
yere konur. Secdeden kalkarken bunu tersi yapılır. Yani önce alın, sonra
burun, sonra sol el ve sağ el, sonra sol diz ve sağ diz yerden kaldırılır. Böyle
245
www.dinimizislam.com
yapmak müstehabdır. Böyle yapılmasa da namaz yine sahihtir; fakat
müstehab sevabından mahrum kalınır. Bunları dikkati çekecek kadar yavaş
yapmamalıdır.
Şahitleri çoğaltmak
Sual: Bir namazın ilk sünnetini, farzını ve son sünnetini aynı yerde
kılmakla farklı yerlerde kılmak arasında fark var mıdır?
CEVAP
Evet, fark vardır. Kılınan her yer ayrı şahitlik yapar. Çok az, mesela 3–5
cm yer değiştirmek yeterlidir. Emrivaki ile, başkasını yer değiştirmeye
zorlamamalıdır.
Son sünneti, imamın farz kıldığı yerde kılması mekruhtur. Cemaatin
kılması mekruh değil ise de, başka yerde kılmaları müstehabdır. (Tahtavi)
Resulullah efendimiz, farz namazdan sonra sünneti, farzı kıldığı yerde
kılmazdı. (Dâre Kutnî)
Evimizde yalnızken de, akşam, yatsı, sabah gibi açıktan okunabilen farz
ve nafile namazları kılarken, okunması caiz olan yerlerde cehri yani açıktan
okuyarak kılmak daha sevabdır. Sesimizi duyan duvarlar şahit olur, yerler şahit
olur, eşyalar, halılar, koltuklar, odada ne varsa hepsi şahit olur.
Evinde kaza kılan, şahitleri çoğaltmak için, ezan ve ikameti, odada
işitilecek kadar yüksek sesle okumalı. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kırda da olsa ezan okurken sesini yükselt! Ezan sesini işiten cin,
insan, taş, ağaç ve her şey kıyamette ezan okuyana şahitlik edecektir.)
[Buhari
Namazı bozmayı mubah kılan sebepler
Sual: Her namazı bozmayı mubah kılan sebepler nelerdir?
CEVAP
Şunlardır:
1- Yılanı öldürmek için,
2- Kaçan hayvanı yakalamak için,
3- Sürüyü kurttan kurtarmak için,
4- Taşan tencereyi ateşten ayırmak için,
5- Kendinin veya başkasının malını zayi olmaktan, yok olmaktan korumak
için,
6- Abdest ve yel sıkıştırmasından kurtulmak için,
7- Vaktin veya cemaatin kaçmasından korku olmadığı zaman, başka
mezhepte namazı bozan bir şeyden kurtulmak için. Mesela, dirhemden az
necaseti temizlemek için ve yabancı kadına dokunmuş olduğunu hatırlayınca,
abdest almak için, namazı bozmak caiz olur.
Her namazı bozmak farz [lazım] olan sebepler ikidir:
1- İmdat diye bağıran bir kimseyi kurtarmak için, kuyuya düşecek a’mayı,
246
www.dinimizislam.com
yanacak, boğulacak kimseyi kurtarmak, yangını söndürmek için.
2- Ana, baba, dede, nine çağırınca, farz namazı bozmak vacib olmaz,
caiz olur ise de, ihtiyaç yok ise, bozmamalıdır. Nafile [sünnetler dahi] ise,
bozulur. Bunlar, imdat isterse, farzları da bozmak lazım olur. Namaz kıldığını
bilerek çağırıyorlarsa, nafileyi de bozmayabilir, bilmeyerek çağırdılarsa,
bozması lazımdır.
Sual: Kapı çalınırsa dışarıdakini bekletmemek için, telefon çalınırsa da
önemli olabilir düşüncesi ile namazı bozmak caiz midir?
CEVAP
Hayır. Kapı çalınınca dört rekat namaz kılacak kadar beklenir. Zaruretsiz
namazı bozmak haramdır. Telefon çalınca da namazı bozmak haramdır.
Sual: Bahçeden evimize akrep giriyor. Bazen namaz kılarken seccadenin
yanına geliyor. Akrebi öldürmek için namazı bozmak caiz olur mu?
CEVAP
Bir tehlike halinde namazı bozmak caizdir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Namazda da olsanız, yılanı, akrebi öldürün!) [Nesai]
Sokmak ihtimali olan, yani yaklaşan yılanı ve akrebi öldürmek namazı
bozmaz ve mekruh da olmaz.
Sual: Bir yazıda, (Namaz kılarken namazı bozmak haramdır, ancak
ana, baba, dede, nine çağırınca, farz namazı bozmak caiz olur) deniyordu.
Peki, ana, baba, dede ve nineden daha kıymetli olan hoca çağırırsa farz
namazı bozmak caiz olmaz mı?
CEVAP
Evet caiz olur. Ancak hoca denince, fizik hocası, din dersi hocası veya
cami hocası anlaşılmamalı. Eskiden mürşid-i kâmil olan veli hocalar var idi.
Onlar, ana baba, dede ve nineden daha kıymetlidir. Dua ederken de önce
böyle hocadan başlamak gerekir. Kabri öpmek de haramdır. Ancak ana
babanın ve bunlardan daha kıymetli olan evliya kabrini öpmek caizdir.
Namaz kılarken
Sual: Namaz kılarken, bir gayrimüslim gelse ve (Bana İslamiyet’i öğret,
Müslüman olmak istiyorum) dese, namazı bozup, ona İslamiyet’i anlatması
caiz olur mu?
CEVAP
Evet. Sonra o namazı iade eder. (Fetava-i Hindiyye)
Secde-i sehv
Sual: Secde-i sehv, hangi hallerde ve nasıl yapılır?
CEVAP
Secde-i sehv [yanılma secdesi], farzın gecikmesi, farzın tekrarı, vacibin
terki, vacibin gecikmesi, vacibin tekrarı ve vacibin değişmesinden dolayı, o
namazın sonunda yapılması gereken iki secde ile Ettehıyyatü, Allahümme
247
www.dinimizislam.com
Salli, Allahümme Bârik ve Rabbena âtinâ okumaktan ibarettir. Şöyle yapılır:
Son oturuşta Ettehıyyatü okunduktan sonra, sağa selam verilir. Ondan
sonra Allahü Ekber denilerek secdeye varılıp, üç kere, Sübhane Rabbiyelâ’la okunur. Ondan sonra, Allahü Ekber denilerek doğrulur. Az bir miktar
duraklamadan sonra, tekrar Allahü Ekber diyerek, ikinci secdeye varılır. Yine
üç kere, Sübhane Rabbiyel-â’la okunduktan sonra, Allahü Ekber denilerek
doğrulur ve oturulur. Ettehıyyatü, Allahümme Salli, Allahümme Bârik ve
Rabbena âtinâ okunup, önce sağ, sonra sol tarafa selam verilir.
Sual: Secde-i sehv nasıl yapılır?
CEVAP
Secde-i sehv yapmak için, tehıyyat okunup, bir tarafa selam verildikten
sonra, iki secde yapıp oturulur ve Tehıyyat, Salli barik, Rabbena okunarak
namaz tamamlanır.
Sual: Secde-i sehv yaparken, selam iki tarafa da verilebilir mi?
CEVAP
Evet iki tarafa da selam verdikten sonra veya hiç selam vermeden de
secde-i sehv yapılabilir. Cemaatle yapılırken sadece sağ tarafa vermek daha
uygun olur.
Sual: Hangi haller secde-i sehvi gerektirir?
CEVAP
Secde-i sehvi gerektiren haller şunlardır:
1- Farzın tehiri [gecikmesi]
2- Farzın tekrarı
3- Vacibin terki
4- Vacibin tehiri
5- Vacibin tekrarı
6- Vacibin tebdili [değişmesi].
Sual: Namazda sıra ile kılmak yani tertip farz mıdır?
CEVAP
Evet farzdır. Secdeler önce yapılsa, rüku sonra yapılsa namaz sahih
olmaz.
Farzın tehiri halinde:
Sual: Farzın tehirinde secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Kıraati [Kur'an okumayı] unutup sadece Sübhaneke
okuduktan sonra rükûa veya secdeye giden kimse, geri dönüp kıraati yaptıktan
sonra, tekrar rükû ve secdeyi yapar. Farz tehir edildiği için secde-i sehv de
gerekir. Rükû ve secdeyi yapmazsa namazı sahih olmaz. Çünkü namazda
tertip yani farzları sıra ile yapmak farzdır. Rükûu unutup secdeye giden, tekrar
dönüp rükûu yapmazsa namazı sahih olmaz. Rükû yaparsa, namazın sonunda
secde-i sehv de gerekir.
İki secde farzdır. Secdeleri peş peşe yapmak vacibdir. İki secdeden biri
248
www.dinimizislam.com
unutulup namaz içinde hatırlanınca hemen o secde yapılır, namazın sonunda
da secde-i sehv gerekir. Son teşehhüdde Ettehıyyatü okuyacak kadar
oturmayanın da namazı sahih olmaz. İki rekâtlı namazda, ikinci rekâtta değil
de üçüncü rekâtta otursa, 4 rekâtlı namazda, dörtte oturmayıp beşinci rekâtta
otursa, namazı sahih olmaz; çünkü farz yerinde yapılmamış oluyor.
Farzın tekrarı halinde:
Sual: Üç secde yapan veya iki rüku yapanın, secde-i sehv ile namazı
tamam olur mu?
CEVAP
Evet tamam olur.
Vacibin terki halinde:
Sual: Zammı sure, Fatiha veya Kunut dualarını okumayı unutanın secde-i
sehv yapması gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Çünkü vacip terk edilmiş oluyor.
Sual: Oturması gereken yerde kalkan, mesela 4 rekatlı farzlarda ilk
teşehhüdde oturmayıp, kalkan secde-i sehv yapması gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Çünkü vacip terk edilmiş oluyor.
Sual: Kalkılması gereken yerde, mesela ilk rekâtı kılıp, ikinci rekâta
kalkmadan birinci rekâtta oturana secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet, gerekir, çünkü vacib geciktirilmiş oluyor.
Sual: Teşehhüdde dua okunacak yerde Kur'an okuyana, mesela
teşehhüdde Ettehıyyatüyü okumayıp Fatiha veya başka bir sure okuyana
secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Çünkü dua yerinde Kur’an okunmuş oluyor.
Vacibin tekrarı halinde:
Sual: Fatihayı peş peşe iki defa okuyana secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Çünkü bu durumda vacip olan zammı sure gecikiyor ve
vacip tekrar edilmiş oluyor. Ancak, Fatihayı sureden sonra da okursa, secde-i
sehv gerekmez.
Sual: Fatiha ve zammı sureden sonra tekrar Fatiha okunsa, secde-i sehv
gerekir mi?
CEVAP
Fatiha tekrar edildiği halde secde-i sehv gerekmez. Çünkü orası kıraat
mahallidir, orada ne kadar çok âyet okunursa okunsun secde-i sehv
gerekmez.
Vacibin tehiri halinde:
249
www.dinimizislam.com
Sual: Zammı sureleri birinci ve ikinci rekatlarda okumayı unutup üçüncü
ve dördüncü rekatlarda okuyunca secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Çünkü vacip tehir edilmiş oluyor.
Sual: Ettehıyyatüyü de okuyup tamamlamış olduğu namazdan sonra,
unutup ayağa kalkarak vacip olan selamı geciktiren mesela iki rekatlı
namazda, üçüncü rekata, üç rekatlılarda, dördüncü rekata, dört rekatlılarda ise
beşinci rekata kalkan, secde yapmadan önce hatırlarsa, hemen oturup secde-i
sehv yapması gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Çünkü vacip olan selam geciktirilmiş oluyor.
Vacibin tebdili halinde:
Sual: Kur'an okunacak yerde dua okuyana, mesela kıyamda Fatihayı
unutup Ettehıyyatü okuyana secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Çünkü vacip olan Fatiha terk edilmiş oluyor.
Sual: Eğer kıyamda Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, Fatihayı da okursa
secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. Fatiha okunmuş oluyor. Kıraat mahalli olduğu için
Ettehıyyatünün veya başka duaların okunması secde-i sehvi gerektirmiyor.
Sual: İmam, öğle ve ikindide hafif okuması gerekirken sesli okursa,
secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Çünkü vacibin vasfı değiştirilmiş oluyor.
Sual: İmam, akşam, yatsı ve sabahta sesli okuması gerekirken hafif
okusa, secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Çünkü vacip terk edilmiş oluyor.
Secde-i sehv gerektiren haller
Sual: İlk Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, yanılıp Allahümme... demek
secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Evet gerektirir.
Sual: Tadil-i erkanı terk etmek veya Kunut dualarını unutmak secde-i
sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Evet gerektirir.
Sual: Son rekatta Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, kalkıp bir veya iki rekat
daha kılmak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
250
www.dinimizislam.com
Evet gerektirir.
Sual: Namaz içindeki bir şeyi, bir rükün miktarı düşünmek, sonraki rüknün
veya vacibin gecikmesine sebep olursa secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Evet gerektirir. [Başka namazdakini veya dünya işlerinden birini
düşünmek secde-i sehvi gerektirmez. Rükün: Üç kere sübhanallah diyecek
kadar zamandır.]
Sual: Unutarak iki rüku veya üç secde yapmak, secde-i sehvi gerektirir
mi?
CEVAP
Evet gerektirir.
Sual: Zammı surenin bir kısmını rükuda okumak secde-i sehvi gerektirir
mi?
CEVAP
Evet gerektirir.
Sual: Dört rekatlı farzların, vitrin ve öğlenin dört rekatlı sünnetinin ilk
oturuşunda Ettehıyyatü’den sonra, az da olsa bir şey okumak secde-i sehvi
gerektirir mi?
CEVAP
Evet gerektirir.
Sual: İlk oturuşta, iki tarafa selam verince hatırlayıp namaza devam
edilse, namaz bozulmuş olur mu?
CEVAP
Hayır namaz bozulmuş olmaz, ama secde-i sehv gerekir.
Sual: Ayağa kalkınca, oturmaması gerekirken oturmuşsa ne yapar?
CEVAP
Namaz sonunda secde-i sehv yapar.
Sual: Dördüncü rekatta teşehhüd miktarı oturup, selam vermeden
beşinciye kalkarsa, ne yapar?
CEVAP
Beşinci rekatın secdesini yapmadan hatırladıysa oturur, secde-i sehv ile
namazını tamamlar.
Sual: Beşinci rekatın secdesini yaptıktan sonra hatasını anlarsa ne
yapar?
CEVAP
Altıncı rekatı da tamamlayıp, secde-i sehv yapar. Farzı tamam etmiş olur.
İki rekatı da nafile olur.
Sual: Namazda bir secdeyi unutan ne yapar?
CEVAP
Secdeyi unutan kimse, rüku’da veya secdede hatırlarsa, rüku’dan hemen;
secdeden ise, oturduktan sonra, o secdeyi yapar, sonra rüku ve secdeyi iade
eder. Farzı geciktirdiği için namaz sonunda secde-i sehv yapar. Yahut, bu
251
www.dinimizislam.com
secdeyi ve son oturuşta hatırladığı secdeyi son oturuş arasında veya sonunda
yapar ve tekrar oturarak Ettehıyyatü’yü okur ve secde-i sehv yapar. Tekrar
oturmazsa, namazı bozulur. (S. Ebediyye)
Sual: 4 rekatlı farzların ilk teşehhüdünde oturmayı unutup kalkmak,
secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Evet gerektirir.
Sual: Birinci rekatı kılıp ikinci rekata kalkması gerekirken unutup oturmak
secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Birinci teşehhüdde Ettehıyyatüyü okuyacakken Fatiha veya başka
bir sure okumak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Ettehıyyatüyü bitirmeden selam verilirse, o anda hatırlanınca,
hemen secde-i sehv yapılır mı?
CEVAP
Evet.
Sual: Zammı sure unutulunca secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Kıyamda unutup Fatiha yerine Ettehıyyatü okursa, secde-i sehv
gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir. Eğer o anda hatırlayıp Fatihayı okursa secde-i sehv
gerekmez. Çünkü kıyam kıraat mahallidir. Fazla bir şey okumak secde-i sehvi
gerektirmez.
Sual: Son rekatta salli bariki okuyup kalkan secde-i sehv yapar mı?
CEVAP
Vacib olan selamı geciktirdiği için, secde-i sehv gerekir.
Sual: Son rekatta, Ettehıyyatüden önce Fatiha okunsa, secde-i sehv
gerekir mi?
CEVAP
Vacip olan Ettehıyyatü geciktiği için secde-i sehv gerekir.
Sual: Son rekatta Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, kalkıp bir rekat daha
kılanın namazı sahih mi?
CEVAP
Son rekatta oturduğu için secde-i sehv ile namazı sahihtir. Fakat bir rekat
daha kılıp sonra selam verseydi, son kıldığı iki rekat nafile olurdu.
Sual: Vitri kılarken Kunut dualarını okumayı unutan ne yapar?
CEVAP
252
www.dinimizislam.com
Namaz bitmeden hatırladı ise, namazın sonunda secde-i sehv yapar.
Secde-i sehvi de unutana bir şey gerekmez. Yani tekrar kılmak gerekmez.
Çünkü unutmak özürdür.
Sual: Sünnet kılarken, zammı sure yerine Kunut okuyana secde-i sehv
gerekir mi?
CEVAP
Vacip olan zammı sureyi terk ettiği için secde-i sehv gerekir.
Sual: Dört rekatlı bir namazın birinci rekatında zammı sureyi unutup ikinci
rekatta hatırlarsa ne yapar?
CEVAP
Hatırlayınca üçüncü rekatta okur, burada da unutursa dördüncü rekatta
okur. Farzların 3. ve 4.rekatlarında da zammı sure okumanın mahzuru olmaz.
Namazın sonunda secde-i sehv yapar. Dördüncü rekatta, okusa da, okumayı
unutsa da yine secde-i sehv yapar. Secde-i sehvi de unutursa, bir şey yapmak
gerekmez.
Sual: Bayram namazında imam ilk rekatta zevaid tekbirlerini getirmedi.
Namazın sonunda secde-i sehv yaptı, namaz sahih oldu mu?
CEVAP
Vacipler unutulunca secde-i sehv kurtarır.
Sual: İki veya dört rekatlı bir farzın son rekatında yanılıp oturmadan
kalkan ne yapar?
CEVAP
Secdeye varmadan hatırladı ise hemen oturur, sonunda secde-i sehv
yapar. Secdeyi yaptıktan sonra hatırlamışsa, bir rekat daha kılar. Namazı
nafileye döner. Farzı yeniden kılması gerekir.
Sual: Namazda ilk teşehhüdde oturmayıp kalkarken hatırlayan yapar?
CEVAP
Eğer iki diz yerden kesilirse, bir daha dönülmez yani oturup tehıyyat
okunmaz ve namazın sonunda secde-i sehv yapılır.
Sual: Dört rekatlı bir namazın ikinci rekatında iken namaz bitti sanarak iki
tarafa selam veren ve hemen hatasını anlayan kimse kalkıp namaza devam
edebilir mi?
CEVAP
Evet namaza devam eder ve sonunda secde-i sehv yapar.
Sual: Dört rekatlı bir namazın ilk teşehhüdü unutulursa ne yapılır?
CEVAP
Secde-i sehv yapılır.
Sual: Vitir namazında Kunut dualarını okumadığını teşehhüdde iken
hatırlayan ne yapar?
CEVAP
Secde-i sehv yapar.
Sual: Bazen neler okuduğumuzu, kaç rekat kıldığımızı şaşırıyoruz. Bu
253
www.dinimizislam.com
durumda ne yapmak gerekir?
CEVAP
İbadetlerde zan geçerlidir. Yani hangi taraf ağırlık basıyorsa öyle hareket
edilir. İki tarafa da bir meyil yoksa iki taraf da % 50 ise buna şüphe [kuşku]
denir. Mesela üç rekat mı dört rekat mı kıldım diye şüphe edilirse, iki tarafa da
bir zan meydana gelmezse, yani galiba üç kıldım veya galiba dört kıldım gibi
bir düşünce gelmezse, üç kılmış kabul edilerek bir rekat daha kılınır ve üçüncü
rekatta oturulur. Çünkü üçüncü rekatın dördüncü rekat olma ihtimali vardır.
Sonra da secde-i sehv yapılır.
Sual: Namazın ilk rekatında oturup bir şey okumadan kalkmak secde-i
sehv gerektirir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Kaç rekat kıldığını şaşırıp, namazda düşünmesi, sonraki rüknün
veya vacibin, bir rükün zamanı kadar gecikmesine sebep olursa, bu arada,
âyet ve dua okusa secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir.
Sual: Son rekatta oturmadan ayağa kalkan, o rekatın secdesini yaptıktan
sonra hatırlarsa ne yapar?
CEVAP
Farz namazı, nafile şekline döner. Bir rekat daha kılıp, altıncı rekata
tamamlar. Farzı nafileye döndüğü için yeniden kılması gerekir.
Sual: Seferde, dört rekatlı namazları unutarak tam kılmak secde-i sehvi
gerektirir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Mesbuk, imam selam verdikten sonra namazını tamamlarken,
secde-i sehvi gerektiren bir iş yapsa, sonunda secde-i sehv yapması lazım
mıdır?
CEVAP
Evet secde-i sehv lazımdır.
Secde-i sehv gerekmeyen haller
Sual: Zammı sureden önce ve sonra Fatiha okuyana secde-i sehv gerekir
mi?
CEVAP
Hayır gerekmez.
Sual: İkinci rekatta Fatihadan önce, Ettehıyyatü veya başka duaları
okumak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Farzın son iki rekatında zammı sure okumak secde-i sehvi gerektirir
254
www.dinimizislam.com
mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Farzın son iki rekatında, Fatihadan sonra besmele çekmek veya
herhangi bir dua okumak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Son rekatta, Ettehıyyatüden sonra birkaç dua okumak secde-i sehvi
gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Unutup salli barikleri, iki defa okumak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Ettehıyyatü veya Sübhanekeden önce unutup Besmele çekmek
secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Farz namazların 3. ve 4. rekatlarında Fatihadan önce, yanlışlıkla
herhangi bir dua okumak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Namazda unutup estağfirullah, elhamdülillah, Allahümmağfirli
demek secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Sübhanekeden sonra, Ettehıyyatüyü, sonra da Fatihayı okumak
secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Birinci rekâtta okuduğu zammı sureyi, unutup ikinci rekâtta tekrar
okumak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez. Unuttuğu için mekruh da olmaz.
Sual: Daha sonraki zammı sureyi okuyacak yerde daha öncekini okumak.
Mesela Kevser suresini okuyup ikinci rekatta da, İhlası okuyacakken, unutup
Fil suresini okumak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez. Unuttuğu için mekruh da olmaz.
Sual: Zammı sure okurken bir veya birkaç âyet atlamak secde-i sehvi
gerektirir mi?
CEVAP
255
www.dinimizislam.com
Hayır, gerektirmez.
Sual: Son teşehhüdde Ettehıyyatüden sonra Fatiha veya başka dua
okumak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez. Çünkü orası dua okuma yeridir.
Sual: Namaz kılarken, zamm-ı sûreyi yarısına kadar okunduktan sonra,
şaşırıp, yeniden başlamak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Ettehıyyatüyü veya Sübhanekeyi yarısına kadar okuduktan sonra,
şaşırıp, yeniden başlamak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Sual: Başka bir namazı kılıp kılmadığını veya dünya işlerini düşünen, bir
rüknün gecikmesine sebep olsa secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Hayır gerekmez.
Sual: Tehıyyattan önce yanılıp Besmele çekilse, secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Hayır gerekmez.
Sual: Namaz içinde secde-i sehv gerekip gerekmediğini düşününce
secde-i sehv yapmak lazım mı?
CEVAP
Hayır.
Sual: Hiç lüzum yokken ihtiyaten secde-i sehv yapılabilir mi? (mesela,
kıraatte bir hata yapılması veya tadil-i erkanın tam yerine getirilmemesi gibi
şüpheleri gidermek için...)
CEVAP
İhtiyaten secde-i sehv yapılmaz. Şüphe üzerine secde-i sehv olmaz.
Kıraatte hata için yapılmaz. Kıraatte bir kelimeyi yanlış okuyunca veya bir harf
sessiz çıkınca tekrar düzgün olarak okunduğunda, secde-i sehv gerekmez.
Sual: Namazda unutarak, ikinci rekatta, önceki rekatta okuduğu zammı
surenin evvelindekini okumak veya bir sure atlayarak okumak mekruh olur mu
ve secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Secde-i sehv gerekmez, unutarak bir önceki sureyi ve bir atlayarak
okumak da mekruh değildir. Bunlar unutmadan da yapılsa secde-i sehv
gerekmez.
Sual: İmam secde-i sehv yaparken de, camiye gelip, uymak caiz midir?
CEVAP
Evet caizdir.
Sual: Secde-i sehv yaparken, bir yanlış daha yapılsa, tekrar secde-i sehv
256
www.dinimizislam.com
gerekir mi?
CEVAP
Hayır. Her namazda bir secde-i sehv yapılır. Bir namazda birkaç defa
yanılan kimse de bir defa secde-i sehv yapar.
Sual: Sehv secdesi yaparken sadece tehıyyatı okumak yeterli midir?
CEVAP
Sadece tehıyyatı okumak yeterlidir. Evla olanı salli barikleri de okumaktır.
Sual: Namazda secde-i sehv yaparken iki secde yerine bir secde yapsak
sakıncası var mı?
CEVAP
Secde-i sehv yaparken secde bir defa yapılmaz, iki defa secde yapmak
şarttır.
Sual: Secde-i sehvde Ettehıyyatüyü okumak vacip midir?
CEVAP
Evet.
Sual: Secde-i sehv unutulursa namazı tekrar kılmak gerekir mi?
CEVAP
Hayır gerekmez. Unutmak özürdür.
Sual: İmam, zammı surede yanıldı veya yanlışlıkla başka âyetlere atlayıp
okumaya devam etmiş ise, ne yapmak gerekir?
CEVAP
Bir şey yapmak gerekmez. Öyle yapılır. Secde-i sehv de gerekmez.
Devam eder. Bilmeden müdahale etmemelidir.
Sual: İmama uyup cemaatle namaz kılarken, şaşıran kimse secde-i sehv
yapar mı?
CEVAP
Hayır yapmaz.
Sual: Namaz kılması haram olan üç vakitte, secde-i sehv caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir.
Sual: Maliki’de, namazdan çıkmak için, selam vermek farz olduğuna göre,
secde-i sehv yapmak gerekince, selam vermeden mi, secde-i sehv yapmak
gerekiyor?
CEVAP
Secde-i sehv yaparken, selamdaki niyetimiz, namazdan çıkmak olmadığı
için, bir veya iki tarafa selam vererek, secde-i sehv yapmanın mahzuru olmaz.
Sual: Namazda zamm-ı sureden sonra yanlışlıkla, sadakallahülazim
deyince secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Hayır gerekmez.
Sual: Namazda, Sübhaneke’den önce veya sonra Ettehıyyatüyü okumak
yahut Sübhanekeyi veya Salli Barik’leri ikişer defa okumak, Rabbena’dan
257
www.dinimizislam.com
başka, beş on dua daha okumak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hiç birisi gerektirmez. Sübhaneke okunacak yer dua mahallidir. Orada
başka dualar da okunsa yine secde-i sehvi gerektirmez. Yanılarak iki veya üç
kere Sübhaneke okunsa, yine secde-i sehvi gerektirmez. Salli barikten sonra,
Rabbena ile başlayan birçok âyeti kerimeyi dua niyetiyle okumak veya hadis-i
şerif ile bildirilen duaları okumak selamı geciktirmek sayılmaz, secde-i sehv de
gerekmez. Çünkü orası dua mahallidir.
Sual: Zammı sureyi okumadığını rükûda veya rükûdan kalkınca
hatırlayan ne yapar?
CEVAP
Rükûda hatırlayan hemen kalkar, zammı sureyi okuyup tekrar rükûya
gider. Secde-i sehv yapması gerekmez. Rükûdan kalkınca veya daha sonra
hatırlarsa geri dönmez. Sonunda secde-i sehv yapar.
Sual: Şafii ve Malikide selam verilince namazdan çıkılıyor. O halde,
Hanefi bir imam sehiv secdesi yaparsa, Şafii veya Maliki biri ne yapmalıdır?
CEVAP
Onlar da selam verir. Çünkü secde-i sehv olduğunu biliyorlar. Namazdan
çıkmaya niyet etmek farzdır. Burada secde-i sehv için selam verilince
namazdan çıkmış olmuyorlar.
Kunut’u unutan
Sual: Zamm-ı sure okumak da, vitirde Kunut duasını okumak da vacib
iken, ne diye zamm-ı sureyi okumadığını rükûda hatırlayan kalkıp zamm-ı
sureyi okuyor da, Kunut duasını okumak için geri dönemiyor? Dönerse ne
mahzuru vardır?
CEVAP
Unutulan Kunut için kıyama dönemez. Döner de, Kunut dualarını okursa,
rükûa gitmeden secdeye gitmesi gerekir. Rükûu tekrar ederse, kasten iki rükû
yaptığı için namaz bozulur, çünkü rükû, kıraatten hemen sonradır. Kunut’u
okumasa da, secde-i sehv gerekir, dönüp geriye okusa da secde-i sehv
gerekir. Uygun olanı, rükûda Kunut’ları okumadığını hatırlayan kimse, artık
geri dönmez. Secde-i sehvle namazını tamamlar. (Redd-ül muhtar)
Secde-i sehvden sonra
Sual: İmam secde-i sehv yaptıktan sonra cemaate uyan, cemaat
sevabına kavuşur mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Herhangi bir rekatta Fatiha okumayı unutan, bunu namaz içinde
telafi edebilir mi?
CEVAP
Hanefi’de, Fatiha okumak vacibdir. Fatihayı unutan, secde-i sehv yapar.
258
www.dinimizislam.com
Maliki’de ise, Fatiha okumak farzdır. Bir rekatta, farz terk edilince, secde-i sehv
ile namaz kurtulmaz. Namazı tekrar kılmak gerekir.
Üçüncü rekâtta oturmayan
Sual: Üç rekâtlık namazda, üçüncü rekâtta oturmayı unutarak, dördüncü
rekâta kalkan kimse, secdeyi de, yaptıktan sonra hatırlasa, rekâtı beşe mi
tamamlar?
CEVAP
Teşehhüte oturmadığı için, beşe tamamlamaz, dörde tamamlayıp selam
verir. Namaz nafileye döndüğü için, farzı tekrar kılmak gerekir. Eğer üçüncü
rekâtta oturmuş olsaydı, unutup dördüncü rekata kalkıp beşinci rekatın da
secdesini yapsaydı, o zaman beşe tamalardı. Secde-i sehvle namazı da sahih
olurdu. Son ikisi de nafile olurdu.
Az bir şey
Sual: Ettehıyyatü’den sonra az bir şey okuyarak, üçüncü rekâtı
geciktirene, secde-i sehv gerekiyor. Burada az bir şeyden maksat ne kadardır?
CEVAP
(Allahümme) dese, yahut sadece (Al...) bile dese, secde-i sehv gerekir.
Hemen (Allahü ekber)e çevirip ayağa kalkarsa, secde-i sehv gerekmez.
Sual: Rükudan doğrulurken (Semiallahü limen hamideh) yerine, yanılıp
(Allahü ekber) dense, secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Hayır, secde-i sehv gerekmez.
Sual: Namazda, secde-i sehvi gerektirmeyen bir işi yapmanın veya bir
duayı okumanın mahzuru olur mu?
CEVAP
Namazda secde-i sehv gerekmese de bazı işler mekruhtur. Mesela
namazda Kâfirun suresinden sonra, Nasr suresini okumak yerine Kevser
suresi okunsa, secde-i sehv gerekmez ama mekruh olur. Unutularak okunursa
mekruh olmaz. Sübhanekeden önce Besmele çekmek, başka dua okumak,
mesela Ettehıyyatü'yü okumak gibi şeyler secde-i sehvi gerektirmese de,
bunları bilerek yapmak caiz olmaz.
İki kere Fatiha okumak
Sual: Namazda vacibin tekrarında secde-i sehv gerekiyor. Fatiha’yı bir
defa zamm-ı sureden önce, bir de zamm-ı sureden sonra okumak secde-i
sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Gerektirmez; çünkü orası kıraat [okuma] yeridir. Fatiha peş peşe iki kere
okunursa, vacib tekrar edildiği için secde-i sehiv gerekir. Eğer farzların son iki
rekâtında, Fatiha peş peşe iki kere okunsa, orada Fatiha okunması, esah olan
kavle göre vacib olmadığı için, secde-i sehv gerekmez, mekruh da olmaz.
Farzların son iki rekâtında, zamm-ı sure okunmaz. Okunursa veya peş peşe iki
259
www.dinimizislam.com
kere okunsa da, secde-i sehv gerekmez; çünkü orada zamm-ı sure okumak
vacib değildir. (Redd-ül muhtar)
Fatihayı iki kere okumak
Sual: Kıyamda Fatiha, unutularak peş peşe iki kere okunsa, secde-i sehv
gerekir mi?
CEVAP
Unutularak ilk iki rekâtta okunursa secde-i sehvi gerekir. Üçüncü ve
dördüncü rekâtlarda okunursa secde-i sehv gerekmez; çünkü son iki rekâtta
Fatiha okumak sünnettir. Diğer sünnetleri unutarak iki defa okumak da secde-i
sehvi gerektirmez. Mesela sübhaneke ve salli barikler unutularak iki defa
okunsa secde-i sehv gerekmez.
Üçüncü ve dördüncü rekâtlarda Fatihayı okumak unutulsa yine secde-i
sehv gerekmez; çünkü son iki rekâtta Fatiha okumak sünnettir.
Sünneti tekrar etmek
Sual: Namazda sünnetleri, mesela Salli Barik’leri birkaç defa okusak,
Sübhaneke’yi tekrar etsek, rükû ve secdedeki tesbihleri, 21 kere, 41 kere 100
kere çeksek, celsede ve kavmede çok dursak secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Secde-i sehv gerekmez; fakat kasten yapılırsa sünnete uyulmamış,
mekruh işlenmiş olur. Rükû ve secde tesbihleri, en fazla 11’e kadar okunabilir.
Abdestte de, sünnet olan miktardan yani üçten fazla yıkamak mekruhtur.
Zamm-ı sure okumak
Sual: Farzların veya kaza namazının 3. ve 4. rekâtlarında, kasten veya
unutarak, Fatiha’dan sonra, zamm-ı sure okumak veya besmele çekmek,
secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Hayır, gerektirmez.
Secde-i sehv sakıt olur
Sual: Secde-i sehv yaptığı takdirde, sabah namazını kılarken güneş
doğacaksa, ikindiyi kılarken mekruh vakit girecekse, secde-i sehv sakıt olur
mu?
CEVAP
Evet, sakıt olur. Yani artık secde-i sehv yapılmaz. (Dürr-ül-muhtar)
Secde-i sehv yapılmasa
Sual: Secde-i sehv gerektiği halde, şüphelenip secde-i sehv yapmayanın
bu namazı sahih olur mu?
CEVAP
Evet, sahih olur.
Namazda âyet atlamak
Sual: Namaz kılarken, sure içinde bir âyet atlansa sehv secdesi gerekir
mi?
260
www.dinimizislam.com
CEVAP
Hayır, gerekmez.
Kasten farzı tekrar etmek
Sual: Unutarak farzı tekrar eden, mesela üç secde yapan secde-i sehv
yapıyor. Kasten yapınca da mı secde-i sehv gerekir?
CEVAP
Secde-i sehv yanılma secdesidir. Yanılınca secde-i sehv yapılır. Kasten
yapılınca Hanefi’de secde-i sehv kurtarmaz. Günah işlemiş olur. Günah
işleyenin de, tevbe etmesi ve bir daha işlememesi gerekir.
Esnerken okumak
Sual: Namazda esnerken okumaya devam etmezsek, bir rükün geçeceği
için secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Esnemek elimizde değildir. Esneme bitene kadar ağzımızı kapatırız.
Secde-i sehv de gerekmez.
Secde-i sehv gerektirmeyenler
Sual: Secde-i sehvi gerektirmeyen hususlar nelerdir?
CEVAP
Böyle soru yanlış olur, çünkü secde-i sehvi gerektirmeyen yüzlerce,
binlerce mesele olur. Nelerin secde-i sehvi gerektirdiği bilinirse, onlardan
başkasının gerektirmediği anlaşılır. Abdesti bozmayanlar nelerdir diye bir soru
da uygun olmaz. Bozanlar bilinirse, diğerlerinin bozmadığı anlaşılır. Bozan ise
sadece yedi şeydir. Bu yedi şeyi öğrenince diğerlerinin bozmadığı kolayca
anlaşılır. Secde-i sehvi gerektiren haller ise, farzın gecikmesi ile tekrarı,
vacibin terki, gecikmesi ve tekrarı ile değişmesidir. Bu altı husustan başkası,
secde-i sehvi gerektirmez. Buna rağmen, çok sorulduğu için, secde-i sehvi
gerektirmeyen bazı hususları aşağıya çıkardık:
1- Namazda, Sübhaneke okumak sünnettir. Unutulursa secde-i sehv
gerekmez.
2- Fâtiha ve zamm-ı sureden sonra tekrar Fatiha okunsa, secde-i sehv
gerekmez, çünkü orası kıraat mahallidir.
3- Kıyamda, Fatiha’dan önce, Ettehıyyatü sonra Fatiha okunsa, secde-i
sehv gerekmez.
4- Namazda yanlış okuduğu bir kelimeyi düzeltip tekrar okuyunca, secde-i
sehv gerekmez.
5- Zamm-ı sure okunurken, unutarak bir veya birkaç âyet atlansa, secde-i
sehv gerekmez. Eğer üç âyet okunmuşsa mesele kalmaz.
6- Sübhaneke’den önce veya sonra Ettehıyyatü okunsa, secde-i sehv
gerekmez.
7- Rükûdan kalkarken yanılıp Allahü ekber dense, secde-i sehv
gerekmez.
261
www.dinimizislam.com
8- Namazda bir sure atlayarak okumak, aynı sureyi tekrar okumak veya
bir öncekileri okumak, mesela Kâfirun suresinden sonra, Nasr suresini okumak
yerine Kevser suresi okunsa, secde-i sehv gerekmez, ama mekruh olur.
Unutularak okunursa, mekruh da olmaz.
9- Namazda unutarak, ikinci rekâtta, önceki rekâtta okuduğu zamm-ı
sureyi veya ondan öncekini okumak yahut bir sure atlayarak okumak secde-i
sehvi gerektirmez. Kasten böyle okumak mekruh olur, fakat yine secde-i sehv
gerekmez.
10- Farzların son iki rekâtında Fatiha unutulsa veya peş peşe iki kere
okunsa, secde-i sehv gerekmez. Bu iki rekâtta Fatiha okumak, vacib değil
sünnettir.
11- Farzların son iki rekâtında zamm-ı sure okunsa secde-i sehv
gerekmez.
12- Namazda esnerken, bir rükün miktarı geçse de secde-i sehv
gerekmez.
13- Namazda sünnetleri, mesela Salli Barik’leri, Sübhaneke’yi birkaç defa
okumak, rükû ve secde tesbihlerini, 3’ten az ve 11’den fazla, mesela 21 kere,
41 kere, 100 kere çekmek, celsede ve kavmede sünnet miktarından çok
durmak, secde-i sehvi gerektirmez, fakat bunları kasten yapmak mekruh olur.
Son iki rekâtta
Sual: Son iki rekâtta, Fatiha okumayı unutanın, secde-i sehv yapması
gerekir mi?
CEVAP
Farz ve kaza namazlarında, secde-i sehv gerekmez, çünkü farzların son
iki rekâtında Fatiha okumak vacib değil, sünnettir. Nâfilelerde, sünnetlerde
veya vitirde ise, her rekâtta Fatiha okumak vacib olup, biri unutulursa secde-i
sehv gerekir. (Hindiyye)
Mâlikî ve Şâfiî’de, her rekâtta Fatiha okumak farzdır. Bir ihtiyaçtan dolayı
bu iki mezhepten birini taklit edenin, okuması farzdır. Okumazsa namaz sahih
olmaz. Secde-i sehvle de kurtulmaz.
Duayı sesli okumak
Sual: Namazda Sübhaneke veya Salli Barikler unutularak sesli okunsa
veya tekrar edilse, secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Hayır, gerekmez.
Fatiha’yı sesli okumak
Sual: İmam, akşamın farzının üçüncü rekâtında, yatsının farzının üçüncü
veya dördüncü rekâtında, sessiz okuması gerektiği halde, sesli okursa, secde-i
sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet, gerekir.
262
www.dinimizislam.com
Fatiha’yı unutmak
Sual: Bir kişi veya imam, unutup Fatiha’nın bir kısmını okusa, secde-i
sehv gerekir mi?
CEVAP
Fatiha’nın çoğunu okur da, azını unutursa, secde-i sehv gerekmez. Eğer
yarıdan fazlasını unutursa secde-i sehv gerekir. (Hindiyye)
Esnemek
Sual: Namazda esnerken okunmuyor. Esneme süresi bir rüknü geçiyor.
Secde-i sehv gerekiyor mu?
CEVAP
Gerekmez.
Açıktan okumak
Sual: Gizli okunacak yerde açıktan, açıktan okunacak yerde gizli
okumanın hükmü nedir?
CEVAP
Gizli okunacak yerde, namaz caiz olacak miktardaki kıraati sehven
açıktan okuyana veya açıktan okunması gereken yerde, sehven gizli okuyana,
secde-i sehv vacib olur. Az bir şey okunmuşsa secde-i sehv gerekmez.
İmamın açıktan okuması gereken yerlerde yalnız kılan, gizlice okursa mahzuru
olmaz. Çünkü tek başına kılan muhayyerdir, dilerse açıktan okunması gereken
yerde açıktan okur, dilerse gizli okur. Fakat gizli okunması gereken yerde
açıktan okuyana, secde-i sehv vacib olur. Çünkü imam olsun, yalnız kılan
olsun gizli okunacak yerde, açıktan okursa vacibi terk etmiş olur. (Halebî)
Zammı sureyi önce okumak
Sual: Bir kimse, unutarak önce zamm-ı sûreyi, sonra Fâtiha’yı okusa,
yerleri değiştiği için secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet, Fatiha’yı, zamm-ı sûreden sonra okuyana, secde-i sehv gerekir.
Fakat Fâtiha'yı okuyup zammı sûreden sonra tekrar okursa, secde-i sehv
gerekmez. (Hindiyye)
Fâtiha'yı unutan
Sual: Birinci veya ikinci rekâtta Fâtiha'yı okumayı unutup zamm-ı sûre
okuyan ve sonra Fâtiha’yı okumadığını hatırlayan kimse ne yapar?
CEVAP
Fâtiha'yı hemen okur, arkasından zammı sûreyi okur. Secde-i sehv
gerekmez. (Hindiyye)
Geriden almak
Sual: Fâtiha veya zammı sûre okurken yahut Ettehıyyatü okurken
şaşırınca veya yanlış okuyunca geriden almak secde-i sehvi gerektirir mi?
CEVAP
Gerektirmez.
263
www.dinimizislam.com
Fâtiha'dan bir âyet unutmak
Sual: Fatiha’nın son âyetini okumayı unutan kimsenin secde-i sehv
yapması gerekir mi?
CEVAP
Fâtiha'nın çoğunu okur da, azını unutursa, secde-i sehv yapması
gerekmez, fakat yarıdan fazlasını okumayı unutsa secde-i sehv gerekir.
(Hindiyye)
İki kere Fâtiha okumak
Sual: Fâtiha’yı, sonra zamm-ı sûreyi ve ondan sonra da tekrar Fâtiha’yı
okuyanın secde-i sehv yapması gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez, ama Fâtiha peş peşe okunursa secde-i sehv gerekir.
(Hindiyye)
Secde-i sehv gerekmez
Sual: Secde-i sehv yaparken yanılınca, tekrar secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. Bir namazda ancak bir kere secde-i sehv yapılır. (Hindiyye)
Teşehhütten sonra Fâtiha
Sual: Son teşehhütte Ettehıyyatü'yü okuduktan sonra Fâtiha’yı okuyana,
secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. (Hindiyye)
Sübhaneke'yi unutmak
Sual: Birinci rekâtta, Euzü Besmele'yi veya Sübhaneke’yi unutana,
secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Vacib olmayıp sünnet olduğu için gerekmez. (Hindiyye)
Geçiş tekbirleri
Sual: Secdeye giderken, secdeden kalkarken veya rükûa inerken Allahü
ekber demeyi unutana secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Bunlara intikal [geçiş] tekbirleri denir. Sünnet olan bu tekbirleri unutana
secde-i sehv gerekmez.
Başka sûreye geçmek
Sual: Namazda bir sûre veya âyet okurken yanılıp okuyamadığı için
başka bir sûreye geçene, secde-i sehv yapması gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez. (Hindiyye)
Ettehıyyatü’den önce
Sual: Unutup Ettehıyyatü'den önce veya sonra Fâtiha'yı okuyana secde-i
sehv gerekir mi?
264
www.dinimizislam.com
CEVAP
Birinci veya son oturuşta, Ettehıyyatü’den önce Fâtiha okuyana secde-i
sehv lazım gelir, fakat son oturuşta, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra, Fâtiha’yı
okuyana, secde-i sehv gerekmediği gibi, salli barikleri okuduktan sonra
okuyana da yine secde-i sehv gerekmez. (Hindiyye)
Fâtiha'dan önce
Sual: Dalgınlıkla Fâtiha’dan önce veya sonra Ettehıyyatü okunursa
secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Fâtiha'dan önce Ettehıyyatü veya salli barik okunursa secde-i sehv
gerekmez, fakat Fâtiha'dan sonra okunursa secde-i sehv gerekir. (Hindiyye)
Ettehıyyatü’yü tekrar etmek
Sual: İlk ve son oturuşta, unutarak Ettehıyyatü tekrar edilse secde-i sehv
gerekir mi?
CEVAP
Unutarak ilk oturuşta Ettehıyyatü'yü tekrar edenin secde-i sehv yapması
gerekir. Fakat son oturuşta tekrar okumak secde-i sehvi gerektirmez.
(Hindiyye)
Secde-i sehv gerekir
Sual: Bir kimse, unutup Ettehıyyatü okuyacak yerde Fâtiha veya zamm-ı
sûre okumaya başlasa, hatırlayıp hemen Ettehıyyatü'yü okusa, secde-i sehv
gerekir mi?
CEVAP
Evet, gerekir. (Hindiyye)
Baştan tekrar okumak
Sual: Namazda Fâtiha veya zamm-ı sureyi yarısına kadar okuduktan
sonra şaşırıp, başa dönüp tekrar okuyunca secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Hayır, gerekmez.
Geriye dönüp okumak
Sual: Ettehıyyatü’yü yarısına kadar okuduktan sonra şaşırıp baştan tekrar
okunsa, secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Hayır, gerekmez.
Mesbukun namazı
Sual: Namaza geç kalıp, imama, çeşitli rekatlarda yetişen kimse, nasıl
hareket eder? Hepsine ayrı ayrı misal vererek anlatır mısınız?
CEVAP
Namaza geç kalıp imama birinci rekatta yetişemeyen kimseye Mesbuk
denir. Mesbuk, imam iki tarafa da selam verdikten sonra, ayağa kalkarak,
265
www.dinimizislam.com
yetişemediği rekatları kaza eder ve kıraetleri [okumaları], birinci, ikinci, üçüncü
rekat kılıyormuş gibi okur. Oturmayı ise, dördüncü, üçüncü ve ikinci rekat
sırası ile, yani sondan başlamış olarak yapar.
Mesela:
1- Öğle, ikindi veya yatsının farzının ikinci rekatına yetişen yani sadece bir
rekat kaçırmış kimse, imam selam verdikten sonra, kalkıp, Sübhaneke, Fatiha
ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra oturur, Ettehıyyatüyü, salli
barikleri, Rabbena âtinayı okuyup selam verir.
2- Öğle, ikindi veya yatsının üçüncü rekatına yetişen yani iki rekat
kaçırmış kimse, imam selam verdikten sonra, kalkıp, Sübhaneke, Fatiha ve
zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra oturur. [Başka bir kavle göre
oturmazsa da namazı sahih olur.] Ettehıyyatüyü okuduktan sonra kalkar,
Fatiha, zammı sure okur, rüku ve secdeden sonra oturur. Ettehıyyatüyü, salli
barikleri, Rabbena âtinayı okuyup selam verir. Evla olanı böyledir.
3- Öğle, ikindi veya yatsının dördüncü yani son rekatına yetişen kimse,
imam selam verdikten sonra, kalkıp Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur.
Rüku ve secdeden sonra oturur, Ettehıyyatüyü okuduktan sonra kalkar, Fatiha
ve zammı sure okur, rüku ve secdeden sonra oturmayıp kalkar. Fatiha okur,
rüku ve secdeden sonra oturup Ettehıyyatüyü, salli barikleri, Rabbena âtinayı
okur, selam verir.
4- Akşamın ikinci rekatına yetişen kimse, imam selam verdikten sonra,
kalkıp, Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra
oturur, Ettehıyyatüyü, salli barikleri, Rabbena âtinayı okuyup selam verir.
Akşamın üçüncü rekatına yetişen kimse de, imam selam verdikten sonra,
kalkıp, Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra
oturur, Ettehıyyatüyü okuduktan sonra kalkar, Fatiha ve zammı sure okur,
Rüku ve secdeden sonra oturur, namazı tamamlar.
5- Sabahın 2. rekatına yetişen kimse, imam selam verdikten sonra, kalkıp,
Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra oturup
namazı tamamlar.
6- Mesbuk, imam son rekatta otururken, Ettehıyyatüyü yavaş yavaş okur,
eğer erken bitirirse, imam selam verinceye kadar Kelime-i şehadeti tekrar
eder. Sükut etmez. Bu hususta başka kaviller varsa da âlimlerin tercih ettiği
budur.
7- Son rekatı da kaçıran kimse, imama teşehhüdde yetişirse, yine cemaat
sevabına kavuşur.
8- İftitah tekbirini imamla birlikte söylemenin sevabı çoktur. Onun için
imamla birlikte tekbir almaya çalışmalıdır!
9- Hiçbir rekata yetişemeyen, selamdan önce, mesela son teşehhüdde
imama uyan, imam, selam verince kalkar, tekbir almadan yeni baştan kılar gibi
kılar. Okumalar baştan, oturmalar sondan şekliyle de kılması caizdir.
10- Mukim, seferi olan imama da uyabilir. Seferi olan da, 4 rekatlı olan
266
www.dinimizislam.com
farzları eda ederken de, mukim imama uyabilir. Yetişemediği rekat olursa,
imam selam verince dörde tamamlar. Çünkü, seferi olanın namazı değişerek,
imamın namazı gibi 4 rekat olur.
11- Seferi olan öğle, ikindi ve yatsı namazını kılamayıp kazaya bırakınca,
kazayı iki rekat kılması gerektiğinden, aynı namazı kaza eden mukim imama
uyamaz. Çünkü, mukim imamın, ikinci rekatın sonunda oturması farz değildir.
Seferi olanın ise, oturması farz olduğundan mukim imama uyamaz.
12- Cemaate gelen, imamı rükuda görürse, ayakta tekbir getirip, rükua
eğilir. Tekbiri eğilirken söylerse, namazı sahih olmaz. Eğilmeden, imam
kalkarsa, o rekata yetişmemiş olur.
13- İmam açıktan yani sesli okurken imama uyan kimse, Sübhanekeyi
okumaz, imamı dinler. Çünkü Sübhaneke okumak sünnet, imamı dinlemek ise
vaciptir. Sübhaneke okumaktan mahrum kalmamak için, imam tekbir aldıktan
sonra, hemen imama uymaya çalışmalıdır! İmama uymak için vesvese edip
gecikmek doğru değildir.
Sünneti kıldıktan sonra, safa girerken niyet etmek yetişir. Ellerini
kulaklarına götürüp "kalbimi toplamadım" diye vesvese edip niyeti geciktiren,
bu yüzden Sübhaneke okumayı kaçıran çoktur. Buna fırsat verilmemelidir!
14- İmam farza başlarken veya ikamet okunurken, camiye gelen,
cemaatin arasında sünnet kılmaya durmamalıdır. Sabah namazı hariç, diğer
namazlarda hemen imama uymalıdır. Sabah namazında ise, sünneti caminin
girişindeki sofada kılmalıdır. Sofa yoksa, bir direk arkasında kılmalıdır. Direk
de yoksa, hemen imama uymalıdır. Farzdan sonra da sabahın sünneti artık
kılınmaz.
15- Camiye geç gelen, rastgele bir yerde durmamalıdır. Eğer sünneti
kılarken önünden geçen olursa, kendisine de günah olur. Direk arkasına
durmalıdır! (Redd-ül-muhtar, Halebi)
Sual: İmama rükuda yetişmek için acele tekbir getirip eğildim. Tekbiri
rükuya gidince bitirmiş oldum. İmamla rükuda bir an beraber durduk. O rekata
yetişmiş oldum mu?
CEVAP
Bırakın rekata yetişmeyi namazınız sahih olmadı. Çünkü iftitah tekbirini
ayakta almak şarttır. İftitah tekbirini ayakta alıp, sonra imamla rükuda bir an
beraber kalsaydınız hem namazınız sahih olmuş olur, hem de o rekata
yetişmiş olurdunuz. Rekata yetişeceğim diye böyle hata yapmamalı. Rekata
yetişemese de namaza uyması sahih olmalı. Bunun için de tekbiri ayakta iken
almak şarttır.
Sual: İmamın secde-i sehv yapmayacağını salli barikleri okuduğu için
bilen mesbuk, imam sağa selam verip sola selam vereceği sırada ayağa
kalkmasında mahzur var mıdır?
CEVAP
Mahzur yoktur. Sağa selam vermekle namaz bitmiştir. Sola selam
267
www.dinimizislam.com
verirken ayağa kalkabilir.
Sual: İmam selam verince mesbuk olan kişi namazını tamamlamak için
ayağa kalkıyor. Mescide yeni gelen kimselerin, farz kılan bu mesbuka uymaları
caiz midir?
CEVAP
Mesbuka uymak caiz değildir.
Sual: Akşam namazının 2. rekatında cemaate yetişen ve imamın birinci
rekatta İhlası, ikinci rekatta Nas suresini okuduğunu görenin yalnız
tamamlayacağı 1. rekatta hangi sureyi okuması uygun olur?
CEVAP
İstediği sureyi okur. Mesela Kevser suresini okur, Fil suresini okur, Bekara
suresini okur.
Sual: Mesbuk imama birinci oturuşta yetişti. İmama uymaya niyetlendi,
tekbir aldı elleri bağlamayıp da mı oturacak yoksa elleri bağlayıp da mı
oturacak? Tekbiri nasıl alırsa namazı bozulur?
CEVAP
Elleri bağlamaz, hemen oturur. Eğilirken tekbir alırsa namaza başlamamış
olur.
Sual: İkindi namazının son rekatına yetişen seferi mesbuk, imamın
mukim olduğunu zannederek dört kılıyor. Mahzuru oldu mu?
CEVAP
Kasten kılmadığı için mahzuru olmaz.
Sual: Mesbukun farz olan oturuşu, kendi son oturuşu mudur?
CEVAP
Evet.
Sual: Namaza geç gelip birinci rekata yetişemeyen, imam selam
vermeden önce kalkabilir mi?
CEVAP
İmamın selamını beklemek vaciptir. İmam selam vermeden önce kalkmak
tahrimen mekruhtur.
Eğer mesbuk daha fazla bekleyince namazı fâsid olacaksa, o zaman
kalkar. Mesela kendi namazını tamamlarken güneş doğma tehlikesi varsa
veya mestin mesh müddeti geçecekse veya özürlü olup vaktin çıkıp abdesti
bozulacaksa, buna benzer sebeplerle teşehhüd miktarı oturduktan sonra,
imamın selamını beklemeden kalkar. (Halebi)
Sual: Cemaate ikinci rekatta yetişen kimse, son rekatta salli barikleri okur
mu?
CEVAP
Halebi’de diyor ki: Mesbuk olan [imama birinci rekattan sonra yetişen]
kimse, ettehıyyatüyü imamın selam vermesinden önce okuyup bitirirse,
şunlardan birisini yapar:
1- Kelime-i şehadeti tekrar eder.
268
www.dinimizislam.com
2- Ettehıyyatüyü tekrar okur.
3- Sükut eder, yani bir şey okumaz.
4- Salevat-i şerifleri ve Rabbena’yı da okur.
5- İmam selam verdiği zamana yetişecek şekilde Ettehıyyatüyü yavaş
yavaş okur. En uygun olanı budur. (Halebi-yi sagir)
Bazı âlimler ise, kelime-i şehadeti tekrar eder kavlini esas almıştır. Tam
İlmihalde’de bu kavil tercih edilmiştir. Yine Halebi’de diyor ki: Muktedi, yani
mesbuk olmayan, imama vaktinde yetişen kimse, imamdan önce teşehhüdü,
salli barik ve duaları okuyup bitirirse, susup bekler. Bunda farklı bir kavil
yoktur.
İmama sonradan yetişen
Sual: İmama birinci rekâttan sonra yetişen kimse, imam selam verdikten
sonra kıldığı rekâtlarda, imamın açıktan okuduğu zamm-ı sureden, bir veya
birkaç önceki sureyi okuyabilir mi?
CEVAP
Evet, sıraya riayet etmeden okuyabilir.
Son safta yer yoksa
Sual: Cemaat farza başladıktan sonra mescide gelen kimse, son safta
yer yoksa ne yapar?
CEVAP
Cemaat ayaktaysa, rükûa kadar birini bekler. Kimse gelmezse, öndeki
safa sıkışır. Öndeki safa sığmazsa, güvendiği birini arkaya, yanına çeker.
Güvendiği kimse yoksa en arkada yalnız durur. Cemaat oturuyorsa, o zaman
son safta yer olmasa da, en arkada yalnız durur.
Sübhaneke okumak
Sual: İmama ikinci rekâtta yetişip Sübhaneke’yi okuyan kimse, imam
selâm verdikten sonra ayağa kalkınca, tekrar Sübhaneke okur mu?
CEVAP
Namazı tamamlarken kıyam bakımından birinci rekâttan başlanıldığı için
Sübhaneke okunur.
Hastalıkta namaz
Hastalıkta namaz nasıl kılınır?
Sual: Hasta, namazlarını nasıl kılar?
CEVAP
Hastalık değişiktir. Ayakta duramayan hasta oturarak kılar. Oturamayan
da yatarak ima ile kılar.
Hadis-i şerifte, (Hasta, namazını ayakta kılamazsa, oturarak, buna da
gücü yetmezse, sırtüstü yatarak ima ile kılar) buyuruldu. Âl-i İmrân
suresinin, (Onlar ayakta iken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı
zikrederler) mealindeki 191. âyetindeki zikir, namaz demektir. (Namazı, gücü
269
www.dinimizislam.com
yeten ayakta kılar, ayakta kılmaktan aciz olan oturarak kılar, bundan da aciz
olan, yatarak ima ile kılar) demektir. (Bahr-ür-râık)
Ayakları uzatmak
Sual: Ayakta namaz kılamayıp, secde de edemeyip, ayaklarını
bükemeyen de olduğu gibi, bükebilenin de, ayaklarını kıbleye karşı uzatması
gerekir mi?
CEVAP
Ayaklarını bükemeyen, ayaklarını kıbleye karşı uzatarak kılar; fakat
bükebilen, ayaklarını altına toplar. Kolayına geldiği gibi bağdaş kurarak veyâ
dizlerini dikip kollarını kavuşturarak yahut başka türlü yere oturur. Mazeretsiz
kıbleye doğru ayak uzatmak mekruh olur. Bükemeyen için mekruh olmaz.
Sandalyede namaz
Sual: Belim ve dizim ağrıyor, eğilemiyor ve secde edemiyorum.
Ayaklarımı bükemiyorum, namazımı nasıl kılabilirim? Sandalyeye oturup
kılabilir miyim?
CEVAP
Ayaklarınızı bükemiyorsanız, yere oturup ayaklarınızı kıbleye doğru
uzatarak ima ile kılarsınız. Yere oturamazsanız, kıbleye karşı uzatılmış yatak
üzerinde, ayaklarınızı sarkıtmadan oturarak kılarsınız.
Eğer sandalyeye veya koltuğa oturmak gerekiyorsa, o zaman önünüze
başka bir sandalye veya sehpa koyarak ayaklarınızı onun üstüne koyarsınız,
yani ayaklar kıbleye karşı uzatılarak namaz kılınır. Ayaklarını bükebilen büker,
kıbleye karşı uzatmaz.
Sual: Ayakta duramayan hasta nasıl namaz kılar?
CEVAP
Ayakta duramayan veya zarar gören, başı dönen kimse, farzları da, secde
ettiği yerde oturarak kılar. Rüku için eğilir, secde için, başını yere koyar.
Duvara, direğe, insana dayanarak, biraz ayakta durabilenin, ayakta tekbir
alması ve o kadarcık ayakta okuması farzdır. Dayanarak oturmak mümkün
iken, yatarak ima caiz olmaz.
Farz kılarken özürsüz, duvara, direğe dayanmak mekruhtur. Bir özür
olursa mekruh olmaz.
Hamile veya hasta, sağ ve soluna sehpa gibi bir şey koyup onlara
dayanarak ayağa kalkabilirse öyle kılması gerekir. Bu da mümkündür.
Sual: Hastamızın iyi olana kadar hareket etmeden yatması gerekiyor.
Rüku ve secde yapamıyor. Ama ayakta dikilebiliyor. Bu hasta namazlarını
nasıl kılmalı?
CEVAP
Ayakta veya oturup ima ile kılar. Bunları da yapamıyorsa yatarak ima ile
kılar.
Sual: Ayakta da, oturarak da namazını kılamayan hasta nasıl namaz
270
www.dinimizislam.com
kılar?
CEVAP
Bir şeye dayanarak veya bir kimsenin tutması ile de, yerde oturamayan
hasta, sırt üstü yatarak kılar. Başı altına yastık koyar. Yüzü kıbleye karşı olur.
Veya kıbleye karşı sağ veya sol yanı üzerine yatar. Rüku ve secdeleri, başı ile
ima eder. Baş ile de ima edemeyen hasta, namazını kazaya bırakır.
Sual: Alnı ile burnunda yara olan veya başka bir hastalık sebebiyle başını
yere koyamayan hasta nasıl namaz kılar?
CEVAP
Oturup ima ile namazını kılar. Rüku için biraz eğilir, secde için, rükuda
eğildiğinden daha çok eğilir.
Sual: Ne kadar yüksek olan yere secde etmek caiz olmaz?
CEVAP
25 cm den yükseğe secde etmek caiz değildir. Bazı âlimlere göre, az
yükseğe de secde etmek caiz değildir. (Camiur-rumuz)
Sual: 25 cm den az olan mesela 5 cm yükseğe secde etmek caiz mi?
CEVAP
Mekruhtur. Yani namaz sahih olursa da sevabı gider. Secde edilen yer hiç
yüksek olmamalıdır.
Sual: Hastanede hastamız var. Çeşitli cihazlar bağlı. Kıbleye tam
dönemiyor. Ne yapması gerekir? Namaz kılarken, ayaklarını kıbleye karşı
uzatmasında mahzur var mıdır?
CEVAP
Kıbleye dönemeyen hastanın, kolayına gelen tarafa doğru kılması caiz
olur.
Ayaklarını kıbleye uzatır. Dikebilirse, dizlerini dikmesi iyi olur. Başı altına
yastık koyar. Yüzü kıbleye karşı olur. Veya kıbleye karşı sağ veya sol yanı
üzerine yatar. İma ile kılar. Kolayına hangisi geliyorsa öyle yapar.
Sual: Ayakta fazla duramayan hasta, tekbiri de oturarak mı alır?
CEVAP
Eğer oturunca secde edeliyorsa, duvara falan dayanarak, biraz ayakta
durabilenin, ayakta tekbir alması farzdır. Oturunca secde edemiyorsa, o
zaman oturarak tekbir alır.
Sual: Ayakta namaz kılınca idrar veya yel kaçıran, oturunca idrarı
kaçırmazsa, oturarak mı kılar?
CEVAP
Evet.
Sual: Oturamayan hasta, ayakta ima ile mi kılar?
CEVAP
Evet.
Sual: Yatarak ima ile kılarken, sağa veya sol tarafa yatarak da kılabilir
mi?
271
www.dinimizislam.com
CEVAP
Evet. Sağ tarafa yatmak, sol tarafa yatarak kılmaktan evladır. Sırtüstü
yatmak da sağa yatıp ima ile kılmaktan evladır.
Sual: Göz ile ima olur mu?
CEVAP
İma baş ile, vücut ile olur. Göz, kaş ve kalb ile ima olmaz. Fetva böyledir.
İmam-ı Ebu Yusuf’a göre, başı ile ima edemeyen hastanın gözü ile ima etmesi
caizdir. İmam-ı Züfer’e göre ise, kalbi ile de ima caizdir. (Redd-ül-muhtar,
Halebi, Tahtavi)
Baş ile de ima edemeyen hasta, isterse, imam-ı Ebu Yusuf’un kavlini
tercih ederek veya Şafii mezhebini taklit ederek göz ile ima ederek kılabilir.
Sual: Beyin ameliyatı geçirdim. Başımı sağa sola çeviremiyorum. Namazı
nasıl kılabilirim?
CEVAP
Başı sallamak sağa sola çevirmek gerekmez. Secde edebiliyorsanız hiç
mesele yok. Edemiyorsanız, oturarak ima ile kılarsınız.
Sual: Sağlam iken kılınamayan namazlar, hasta iken teyemmümle ve
oturup ima ile kaza edilebilir mi?
CEVAP
Evet caizdir. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Ayağımda mantar var. Ayakta durunca tazyikten dolayı yaşlık
çıkıyor. Abdestimin bozulmaması için oturarak kılsam caiz olur mu?
CEVAP
Evet oturarak namaz kılmak gerekir. (Hindiyye)
Maliki'yi taklit ederseniz, yaşlık çıkmakla abdestiniz bozulmuş olmaz.
Sual: Yatalak bir hasta, abdest alması veya aldırtması mümkün değilse
ne yapar?
CEVAP
Teyemmüm eder, namazlarını ima ile kılar. (Merakıl-felah)
Sual: Bir hastalıktan dolayı konuşamaz hâle gelen namazı nasıl kılar?
CEVAP
Dinimiz, hiç kimseye gücünün yetmediğini emretmez. Dilsiz olanlardan
veya konuşamayan kimselerden yahut ses telleri kuruyup konuşamayanlardan
kıraat farzı sakıt olur [düşer.] (Merakıl-felah)
Demek ki, şuuru yerinde olan bir hasta, her halükârda namazını kılması
gerekir. Bu da namazın çok önemli bir ibadet olduğunu göstermektedir.
Sual: İyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanan kimsenin
teyemmüm edecek durumu olmadığı gibi, bir yardımcısı da yoksa namazını
nasıl kılar?
CEVAP
Şuuru yerinde olduğu müddetçe bütün çarelere baş vurup kılmaya
çalışması gerekir. Yemeğini kim yediriyor, diğer hizmetlerini kim yapıyorsa o
272
www.dinimizislam.com
teyemmüm ettirir. Gerekirse, iki namazı cem edebilir. Yatarak ima ile kılabilir.
İma ile de kılamayan namazını kazaya bırakır.
Sual: Kuyruk sokumunda kıl dönmesi nedeniyle ameliyat olan bir
yakınımız var. Ameliyat yerindeki dikişler açıkta, doktorlar iki hafta su
değdirmeyeceksin demişler. Yaranın üzerinde sargı falan yok. Bu hasta gusül
abdesti alırken nasıl hareket etmeli. Dikişli yaralı bölgenin üzerini bir bezle
örtüp sargı gibi yaptıktan sonra bunun üzerini mesh edebilir mi?
CEVAP
Evet edebilir.
Sual: Bir hasta bir ay falan yüz üstü hareket etmeden yatması gerekiyor.
Yürümesi dahi yasak, sadece ayakta dikilebiliyor. Fakat rüku ve secde
yapamıyor. Bu hasta namazlarını nasıl kılar?
CEVAP
Oturup ima ile kılar. Oturamıyorsa yatarak ima ile kılar.
Sual: Bacağına ameliyatla protez takılan bir hastanın bir ağrısı ve sızısı
yok, namazı nasıl kılar?
CEVAP
Ayakta kılamazsa oturarak kılar.
Sual: Beli ağrıyan ve dizlerini bükemeyen namazını nasıl kılar?
CEVAP
Secdeye gidemeyen ve dizlerini bükemeyen yere oturup ayaklarını
kıbleye doğru uzatarak ima ile kılar. Yani rüku için azıcık eğilir, secde için
ondan biraz daha fazla eğilir, böylece ima ile kılınır. Dizlerini bükebilen
ayaklarını uzatmaz.
Sual: Ağır hasta namazını nasıl kılar? Namaz üzerinden sakıt olmuyor
mu?
CEVAP
Aklı başında ise namaz sakıt olmaz. Oturarak veya yatarak kılması lazım.
Secdeye gidemezse, oturarak rüku için başını biraz eğer, secde için biraz
daha fazla eğer. Secdeye gidebiliyorsa oturarak kılar. Ayağa bir şeye
dayanarak kalkabiliyorsa yanına sehpa gibi bir şey koyarak ayağa kalkar.
Ayakta duramayan oturarak kılar. Oturamayan yatarak kılar. Dinimizde kolaylık
var. Bu herkesin kolayına, işine geleni yapması demek değildir. Ayağa
kalkabiliyorsa oturarak kılamaz. Oturarak kılıyorsa ima ile kılamaz.
Hasta olan için abdest almak zor ise, Maliki’de iki namazı cem edip
kılması caiz olur. Bir yakını abdest aldırmazsa ancak o zaman teyemmüm
edebilir.
Sual: Boynumdan ameliyat olacağım için başımla ima edemem. Ne
yapmam lazım?
CEVAP
Vücudunuz sağlam olduğuna göre, yere oturursunuz. Rüku için belini
biraz eğersin, secde için de ondan biraz daha fazla eğersin, boynu hareket
273
www.dinimizislam.com
ettirmemen mühim değil. Selam verirken de sağa sola dönmeye ihtiyaç yok.
Zaten sağa sola dönmek farz ve vacip değil sünnettir. Selam vermek vaciptir.
Sual: Oturarak kılarken, rükuya ve secdeye ima ile eğilirken eller nereye
konulacak?
CEVAP
Rükuda dizler tutulur, secde için de eller uyluklara konur. Kıyamda iken
de eller bağlanır. Eller bu şekilde konamasa da namaza zararı olmaz.
Sual: Kolumda serum varken teyemmüm edilir mi?
CEVAP
Serumun teyemmüme zararı olmaz.
Sual: Ameliyata girmeden önce, takdim veya tehir edilir mi?
CEVAP
Elbette edilir ve etmek de lazımdır, Hanbeli taklit edilir. Ağızda dolgu
varsa Maliki taklit edilir.
Sual: Özürlü olan Hanefi, ikindiyi kılarken akşam girse, abdesti bozulduğu
için namazı sahih olur mu?
CEVAP
Sahih olmaz. Kaza etmesi gerekir. Ama Maliki’yi taklit ederse, abdesti
bozulmuş olmaz.
Sual: Abdest alamayacak kadar hasta olanın, hanımı yardım etmezse,
teyemmüm mü eder?
CEVAP
Evet. Kadın ile kocasının birbirine abdest aldırması vacip değildir.
Birbirine yardım ederek abdest aldırmaları iyi olur. Abdest alamayacak bir
kimse, para ile de bir yardımcı bulamazsa, teyemmüm eder.
Sual: Bir yakınımızın cinsiyeti belli değil. Böyle kimse namazı, erkek gibi
mi, yoksa kadın gibi mi kılar? Cenazesini kim yıkar? Sonradan kadın olan
erkeklerin durumu nedir?
CEVAP
Kendisinde hem erkeklik, hem de kadınlık uzvu bulunan veya her ikisi de
bulunmayan kimseye Hünsa denir. Her iki uzvu olup da, idrarını hangisinden
yapıyorsa, ona göre hüküm verilir. Bu, henüz çocuk iken böyledir. Büyüyünce,
sakalı çıkar, erkek gibi ihtilam olursa erkek hükmündedir. Göğsü büyür,
kadınlık halleri zuhur ederse kadın olduğu anlaşılır.
Eğer erkek veya kadın olduğuna dair hiçbir alamet bulunmazsa veya her
ikisinden eşit miktarda bulunursa, böyle kimseye Hünsa-i müşkil denir.
Hünsa-i müşkil, kadın olma ihtimali düşünülerek ihtiyatlı hareket eder. Namazı
kadınlar gibi kılar. Ölünce, kadınlar gibi kefenlenmesi iyi olur. Teyemmüm
ettirilerek defnedilir.
Kadın olduğu zannedilip ameliyatla erkek olduğu meydana çıkan kimse,
erkektir. Erkek olduğu zannedilip ameliyat edilince kadın olduğu meydana
çıkarsa kadındır. Fakat erkek iken, kadın olmak niyetiyle ameliyat olan, kadın
274
www.dinimizislam.com
olmaz. (Hidaye, Dürer, Hindiyye)
Sual: Dizim oturup kalkarken ağrı yapıyor. Üzerine de oturamıyorum.
Ayakta durabiliyorum ama secdede dizimi kıvıramadığım için ayağımı arkaya
doğru uzatıyorum. Mahzuru var mı?
CEVAP
Bir mahzuru olmaz, istediğiniz gibi uzatın. Secde yapabilenin ve ayakta
durabilenin ayakta kılması gerekir. Bir şeye dayanarak kalkabilirsiniz, yanınıza
tabure veya sehpa koyun öyle kalkın, istediğiniz gibi oturun. Ayağa
kalkabiliyorsunuz, oturarak kılamazsınız. Ama gerçekten ayağa kalkınca çok
ağrı oluyorsa, namaza ayakta başlarsınız, diğer rekatları oturarak kılabilirsiniz.
Sual: Namaz kılamayan hasta, kılamadığı namaz ve tutamadığı oruç
yerine fidye verir mi?
CEVAP
Ağır hasta ve çok ihtiyar kimse, namaz kılamazsa, yerine fakire fidye
[para] vermez. Ama tutamadığı oruç yerine fidye vermesi lazımdır.
Sual: Hastayım, hanımı uyandıramazsam namazı teyemmümle kılabilir
miyim?
CEVAP
Evet.
Sual: Ayağa protezin giyilmesi meşakkatli oluyor. Protezsiz ayakta
duramıyorum. Oturarak namaz kılmam caiz mi?
CEVAP
Meşakkatli olunca caiz olur.
Sual: Secde edemeyen, oturup ima ile kılarken, iftitah tekbirini ayakta mı
alması gerekir?
CEVAP
Hayır. Secde edemeyen, ayakta durmaz.
Sual: Oturunca ayağa kalkamayan, oturarak mı namaz kılar?
CEVAP
Eğer oturunca secde edebiliyorsa, ayakta tekbir alır, durabildiği kadar
ayakta durur, sonra oturup kılar.
Sual: Sağ kaşımda yara var. Secde edince kanıyor. Yalnız alnımın sol
tarafını ve burnumu yere koyup secde etmem caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Narkozdan kurtulma esnasında namaz vakti çıkarsa ne yapmalı?
CEVAP
İki namaz cem edilir.
Sual: Tehlike zamanında, namazı oturarak veya ima ile kılmak caiz midir?
CEVAP
Düşman veya yırtıcı hayvan korkusundan veya hastalanıp ayakta
duramayan veya çamur olup kuru yer bulamayan kimse, namazını ima ile
275
www.dinimizislam.com
kılar. Daha sonra bunları iade etmesi gerekmez. (Halebi)
Sual: Şizofreni hastasının namaz durumu nasıl olur?
CEVAP
Gayri tabii hareketleri devamlı değilse, sıhhatli iken namazını kılar,
kılmadıklarını da kaza eder.
Sual: İki eli veya iki ayağı olmayan kimseye de namaz kılmak farz mıdır?
CEVAP
Evet farzdır. Herkes, gücü nispetinde ibadet eder. Ayakta namaz
kılamayan oturarak kılar, oturarak da kılamayan yatarak ima ile kılar. Abdest
alamayan teyemmüm eder.
Sual: Bir veya birkaç özrü olan kimse namazını nasıl kılar?
CEVAP
Özürlü kimse, Maliki mezhebini taklit ederse iyi olur. Çünkü Maliki’de,
abdesti bozan başka bir sebep yoksa, devam eden özür, namaz vakti çıksa
da, abdesti bozmaz. Maliki mezhebine göre, özür sahibi olmak için, abdesti
bozan bir şeyin hastalık sebebi ile bir kere çıkması kâfidir. Bir namaz vakti
içinde devamlı çıkması gerekmez. Namazdan önce veya namaz içinde idrar
veya yel kaçıran yani gelen yeli tutamayan veya yarasından kan irin çıkan
veya basuru kanayan yahut başka bir akıntısı olan, abdest ve namazının
bozulmaması için, Maliki mezhebini taklit eder. (M.Erbea)
Sual: Bir vaktin girmesiyle eli veya herhangi bir yeri kanayan bir kimse
farzı kılacak kadar bir zamanda kan durmazsa, vaktin sonuna doğru o haliyle
vaktin farz namazını kılabiliyorken yatsı vaktinin girmesiyle eli kanayan ve
kanaması devam eden bir kimse yatsı namazını ve vitri kılmak için yatsının
son vakti olan imsak vaktine kadar mı beklemesi lazım?
CEVAP
Evet. Ancak Maliki taklit edilirse hemen kılınır, sabaha kadar beklenmez.
Sual: Abdesti hangi miktarda olan kan bozar, tükürükten fazla olursa mı?
CEVAP
Ağızdaki bir yara veya hastalıktan dolayı kan ne kadar çok çıkarsa çıksın
Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz. Hanefi’de ise, elini dişe sürünce kan
bulaşmışsa kan çıktığı için abdest bozulur, ama elma ısırınca misvaktaki
kürdandaki bozmaz. Tükürünce tükürükten az ise yine bozmaz.
Sual: Arkadaş namaza yeni başlamış. Her namazda yel zorlaması
başlıyormuş. Yel kaçırdığını hissediyor. Bu durum sadece namaz kılmaya
başladığı zaman oluyormuş. Bu sebepten birkaç kere abdest alma ihtiyacını
hissediyor. Bu kişinin ne yapması lazım?
CEVAP
Bu konuda hadis-i şerif var. Bunu şeytan yapıyormuş. Dübür kısmını
üflüyor, insanı şüpheye düşürüyormuş. Onun için Peygamber efendimiz, (Bir
ses ve koku duymadıkça abdestiniz bozulmuş olmaz) buyuruyor. Demek ki
bu vesvesedir, önem vermemek gerekir. Eğer, gerçekten bozuluyorsa, o
276
www.dinimizislam.com
zaman Maliki mezhebini taklit eder. Maliki’de elde olmadan, tutulamayıp çıkan
gaz, abdesti bozmaz.
Sual: Kadın, günde bir defa gelen akıntı için, Maliki’yi taklit eder mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Sinüzit ameliyatı olacağım. Burnuma tampon koyacaklar, abdest
alırken, namaz kılarken nasıl bir yol izlemeliyim?
CEVAP
Abdestte burnun içini yıkamak farz değil. Yani bir problem yok.
Bayıltıyorlar, ameliyattan uyanınca vakit geçmiş olabilir. Onun için Hanbeli
mezhebini taklit etmek gerekebilir. Diyelim ki öğle vakti ameliyat olacaksanız,
ikindiyi de öğle ile birlikte kılarsınız. Sabah ameliyat olacaksanız, öğleyi belki
yetiştiremem diyerek ikindi vaktinde ikisini birden kılarsınız.
İkindi namazını kıldıktan sonra ameliyat olursanız, akşamı yatsı vaktinde
kılarım dersiniz. İki namazı bir arada kılmaya ayarlarsınız.
Eğer Maliki’yi taklit ediyorsanız, o zaman Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit
ederek iki namazı cem edersiniz. Hastalık halinde Maliki’de de iki namaz cem
edilir.
Sual: Abdest almak istiyoruz fakat yüzümüzdeki kesik kanamaya devam
ediyor. Bu durumda Maliki’ye uyduğumuzu düşünüp abdest almamızda bir
mahzur olmaz değil mi?
CEVAP
Evet mahzuru olmaz. Fakat bir yara bandı yapıştırıp abdest almak daha
uygun olur. Kan çıkmazsa Maliki’yi bile taklide lüzum kalmaz, kan çıkarsa
Maliki taklit edilir.
Sual: Bugün öğleye doğru dişimi çektirdim, çektirdikten sonra diş etinde
kanamalar devam ediyor. Maliki'yi taklit ediyorum.Öğleyi kaçırmamak için,
abdest aldım namazımı kıldım. Ve kanama hâlâ devam ediyor. Kıldığım öğle
namazının kazasını kılmam gerekir değil mi?
CEVAP
Abdestiniz bile bozulmamıştır. O abdestle ikindiyi de akşamı da
kılabilirsiniz. Tabii abdesti bozan başka bir şey olmamışsa. Kanamak Maliki’de
abdesti bozmaz. Namazı kaza etmeniz gerekmez.
Sual: Soğuktan el veya dudak yarılıp kanarsa Maliki’yi taklit edenin
abdestini bozar mı?
CEVAP
Bozmaz. Semavi sebepler bozmaz, bir müdahale varsa bozar.
Sual: Hastalıkla sık sık kusan, Maliki’yi taklit ederse abdesti bozulmamış
mı olur?
CEVAP
Evet.
Sual: Ameliyatla, karnımdan delik açılarak torba bağladılar. Torbadan
277
www.dinimizislam.com
bazen necaset sızıyor. Maliki’yi taklit caiz mi?
CEVAP
Evet.
Not: Maliki mezhebini taklit ile ilgili geniş bilgi, Mezhep ve Mezhepsizlik
maddesinde, Mezhep taklidi rahmettir kısmında var.
Hastanede namaz
Sual: Hastanede, yatağından hiç kalkamayan hastanın yatağı uygun
değilse, namazını nasıl kılar?
CEVAP
Kıble sağ tarafındaysa sağ tarafa, kıble solundaysa sol tarafa dönerek
kılar. Kıble ayak yönündeyse, başının altına yastık koyarak, yüzü kıbleye
gelecek şekilde ima ile kılar. Başı kıble tarafına geliyorsa veya ara yönlerden
bir tarafa doğruysa, dönebildiği kadar başını kıbleye dönmeye çalışır. Sağ
tarafa yatmak, sol tarafa yatarak kılmaktan evladır. Sırtüstü yatmak da, sağa
yatıp ima ile kılmaktan evladır.
Tek kolu olmayan
Sual: Tek kolu olmayan, namazda elini nasıl tutar?
CEVAP
İki eli varken yaptığı gibi yapar. Mesela tek elini, yine göbeğin altına
koyar.
Hamile kadının namazı
Sual: Hamile kadın, namazlarını oturarak kılabilir mi?
CEVAP
Namazda ayağa kalkmakta zorlanıyorsa, sağına ve soluna, sehpa koyup,
onlara dayanarak kalkabilir. Bu şekilde de ayakta kılamazsa, o zaman oturarak
kılabilir.
Hamilelikte namaz
Sual: Doktor hamileye, (Hareket edersen çocuğun düşer. Hep
yatacaksın) dese, çocuğun düşmemesi için namazlarını oturarak kılması,
abdest yerine teyemmüm etmesi caiz midir?
CEVAP
Evet, caizdir.
Oturarak namaz kılarken
Sual: Ayakta namaz kılamayan kimsenin, oturarak namaz kılarken
ayakları bükme, dizüstü veya bağdaş kurma imkânı varken kıbleye karşı
uzatması caiz midir?
CEVAP
Dizlerini bükemeyen, ayaklarını kıbleye karşı uzatır. Bükebilen ayaklarını
toplar kıbleye karşı uzatmaz. Dizüstü veya bağdaş kurma imkânı varken
ayaklarını kıbleye doğru uzatması mekruh olur. Dizüstü oturabiliyorsa,
secdeye de gitmesi gerekir. Secdeye gidemiyorsa, ima ile kılar.
278
www.dinimizislam.com
Mesh zarar verirse
Sual: Mâlikî’yi taklit eden veya etmeyen Hanefî’nin, başına mesh etmesi
zarar verir, hastalığını arttırırsa, meshi terk etmesi caiz olur mu?
CEVAP
Şâfiî’de başın çok az bir kısmını, mesela bir parmakla bile mesh edilirse
farz yerine gelir. Salih ve uzman doktor, ıslak elle başı mesh etmek hastalığını
artırır derse, Şâfiî’yi taklit edip çok az kısmını mesh etmek caiz olur.
Akıntıyı durdurmalı
Sual: Ayakta namaz kılınca, elde olmadan yel veya idrar kaçıran yahut
yarası akan kimse, oturunca bu akıntılar olmuyorsa, namazı ayakta kılmayıp,
oturarak mı kılar?
CEVAP
Evet, oturup îmâ ile kılınca bu özürler akmayıp kesiliyorsa, îmâ ile kılmak
gerekir, çünkü sargıyla, bantla, ilaçla veya başka bir yolla akıntıyı durdurmak
vacibdir. (S. Ebediyye)
Eğer yukarıda bildirilen özürlere mani oluyorsa, îmâ ile kılmak, akıntı
devam ederken ayakta kılmaktan daha uygundur. (Halebi)
Akıntısı sadece secde hâlinde gelen, secdeyi terk eder. Akıntısı sadece
ayakta gelen ise, kıyamı terk edip akıntı gelmeyecek şekilde oturup îmâ ile
kılar.
Eğer böyle akıntılı durumlarda, Mâlikî mezhebi taklit edilirse, bu özürlerin
hiçbiri abdestini bozmaz. O zaman îmâ ile kılmak gerekmez. Bu bakımdan
Mâlikî'yi taklit ederek kılmak iyi olur.
Îmâ ile kaza etmek
Sual: Sağlamken kılınmayan namazları hastayken teyemmümle ve îmâ
ile kaza etmek caiz midir?
CEVAP
Evet, caizdir, kaza ettikten sonra sıhhati düzelse, tekrar kılması
gerekmez. (Dürer, Mecmua-i Zühdiyye)
Îmâ ile kılarken
Sual: Ayaklarını kıbleye doğru uzatıp, îmâ ile namaz kılan, imamla yan
yana duruyorsa, ayakları imamın ayaklarından ileriye geçmiş oluyor. Bu
durumda namazı sahih oluyor mu?
CEVAP
Normal ayakta cemaatle namaz kılarken, ayakların bulunduğu yere itibar
edilir. Ayağının topuğu imamın topuğundan ileri olursa o namaz sahih olmaz.
Ama îmâ ile kılarken böyle değildir, o zaman topuklara değil, başın bulunduğu
yere itibar edilir. Îmâ edenin başı, imamın başının gerisinde veya aynı hizada
olursa, ayakları imamın ayaklarının ilerisinde olsa da namazı sahih olur. (İbni
Abidin)
Secde edemeyen
279
www.dinimizislam.com
Sual: Ayakta durabilen, fakat secde edemeyen hasta, namazını nasıl
kılar?
CEVAP
Hasta, ayakta durabilse de, secde yapamıyorsa, ayağa kalkması
gerekmez, oturarak îmâ ile kılar. Ayakta da îmâ ile kılması caizdir. Oturarak
îmâ ile kılmak, ayakta îmâ ile kılmaktan efdaldir. (Mülteka, Mecmua-i
Zühdiyye)
Sandalyede namaz
Sual: Birçok camilere sandalyeler konmuş. Sandalyede namaz kılanlar,
(Dinde kolaylık olduğu, güçlük olmadığı için sandalyede namaz kılıyoruz)
diyorlar. Doğru mu?
CEVAP
Doğru değildir. Dinde güçlük yok demek, (Size güç gelen ibadetleri
yapmayın veya bu ibadetleri istediğiniz gibi değiştirin) demek değildir.
Dinimizin izin verdiği ruhsatlardan istifade edilir. Camiye kadar gelen kimse
yere de oturabilir. Secde edemiyorsa, ayaklarını kıbleye doğru uzatarak ima ile
namazını kılar. Yahut sandalyeye oturup ayaklarını başka bir sandalyenin
üstüne koyabilir.
Sual: Hasta bir kimsenin, sandalyede namaz kılması niçin caiz değildir?
CEVAP
Din kitaplarında deniyor ki:
Ayakta duramayan veya zarar gören, başı dönen kimse, farzları da, secde
ettiği yerde oturarak kılar. Rüku için eğilir. Secde için, başını yere koyar.
Duvara, değneğe, insana dayanarak, biraz ayakta durabilenin, ayakta tekbir
alması ve o kadarcık ayakta okuması farzdır. Secde için yere eğilemeyen
hasta, 25 cm.den yüksek olmayan, sert bir şey üzerine secde eder. Alnında
yara olan, yalnız burnu ile, burnunda yara olan da, yalnız alnı ile secde eder.
Alnında ve burnunda birlikte özür olup başını yere veya böyle sert bir şey
üzerine koyamayan, ayakta durabilse bile, yere oturarak ima ile kılar. Yani
rüku için biraz eğilir. Secde için, rükudan daha çok eğilir. Secde için, kendisi
veya başkası, yerden bir şey kaldırıp, yüzünü bunun üstüne koyması tahrimen
mekruhtur.
Resulullah efendimiz bir hastayı ziyaret etti. Bunun, eli ile yastık kaldırıp,
üzerine secde ettiğini görünce, yastığı aldı. Hasta, odun kaldırarak bunun
üstüne secde etti. Odunu da aldı ve (Gücün yeterse, yere secde et! Yere
eğilemezsen, yüzüne bir şey kaldırıp, bunun üzerine secde etme! İma
ederek kıl ve secdede, rükudan daha çok eğil!) buyurdu. (Fethul-kadir,
Merakıl-felah, Halebi, Mecmaul-enhür)
Bir uzvundaki dertten dolayı uygun oturamayan kimse, istediği gibi oturur.
Oturabilmek için, ayaklarını kıbleye karşı uzatabilir. Bir yerini yastığa veya
280
www.dinimizislam.com
başka şeye dayar. Yahut, bir kimse tutarak düşmesine mani olur. Yüksek bir
şeyin üstüne oturup ima ile kılması caiz değildir.
[Sandalyede oturarak kılanın namazı kabul olmaz. Çünkü, sandalyede
oturmak için zaruret yoktur. Sandalyede oturabilen kimse, yerde de oturabilir
ve yerde oturabilenin yere oturup kılması lazımdır. Namazdan sonra, yerden
ayağa kalkamayan, sandalyeden ise kolay kalkan hastayı yerden bir kimse
kaldırır. Yahut, kıbleye karşı olan bir karyolada, ayaklarını sarkıtmadan
oturarak kılar. Namazdan sonra, ayaklarını yatağın bir yanına sarkıtıp,
sandalyeden kalkar gibi kalkar.]
Bir şeye dayanarak veya bir kimsenin tutması ile de, yerde oturamayan
hasta, sırt üstü yatarak kılar. Ayaklarını kıbleye uzatır. Başı altına yastık koyar.
Yüzü kıbleye karşı olur. Veya kıbleye karşı sağ veya sol yanı üzerine yatar.
Rüku ve secdeleri, başı ile ima eder. Böyle de ima edemeyen aklı başında bir
hasta, bir günden çok namazını kılamazsa, hiçbirini kaza etmez. Semavi bir
sebep ile, yani elinde olmayarak, mesela hastalık ile veya baygın yahut secde,
rekat sayılarını unutacak kadar dalgın olarak, beşten fazla namazını
kılamayan da böyledir. Alkollü içkiler veya ilaç alarak böyle baygın, dalgın
olanın, kılamadığı namazlarının adedi birkaç günlük olsa da, hepsini kaza
etmesi lazımdır.
Hastanın yatakta veya sandalyede, ayaklarını sarkıtarak oturup, ima ile
kılması caiz değildir. Hasta, yerde veya uzunluğu kıble istikametinde olan bir
çekyat üstünde, kıbleye karşı oturarak kılar. Yere oturunca kalkamazsa,
sandalye, koltuk veya yatak üzerine oturur, ayaklarını bir sehpanın üstüne
koyarak ima ile kılar. Felçli olup sandalyesinden inip binemeyen de,
mümkünse ayaklarını sehpaya koyar veya koydurur. Buna da imkan yoksa,
zaruretten dolayı kendi sandalyesinde kılması caiz olur.
Sual: Bacaklarını bükemeyen hastalar sandalyede namaz kılamıyor. Bu
hasta oturup kalkamıyorsa veya felçli ise ne olacak? Tekerlekli sandalyesinde
kılamaz mı?
CEVAP
Ayaklarını bükemeyen hasta, yatağının içinde, ayaklarını kıbleye karşı
uzatarak ima ile kılabilir. Divanda, somyada veya yatakta böyle oturarak kılar.
Koltuğa oturursa ayaklarını sehpaya veya başka bir koltuğa koyarak kılabilir.
Bunları da yapamayan hasta yatarak ima ile kılar.
Tekerlekli sandalyesinde oturan felçli de, bir yardımcısı yoksa, ayaklarını
önündeki sehpaya koyamayacağı için, ayaklarını sarkıtarak da kılması caiz
olur.
Oturaklı seccade
Sual: Çeşitli rahatsızlıkları olan hastalar için, resimde görüldüğü gibi
oturaklı seccade yapılmış. Hastalar bu oturağa oturuluyor, ayaklar yine altta
kalıyor. Hastaların böyle namaz kılmaları caiz olur mu?
CEVAP
281
www.dinimizislam.com
Hasta, yerde nasıl rahat ediyorsa öyle oturabilir. Oturamıyorsa sırtını
duvara dayayabilir. Dizüstü oturamıyorsa bağdaş kurabilir. Ayaklarını
bükemiyorsa kıbleye doğru uzatabilir. Resimde görüldüğü gibi, bisiklet
oturağına benzer bir şey üzerine de oturabilir. Altına yastık da koyabilir.
Sandalyeye oturup ayaklarını sarkıtmaksa, caiz olmaz.
Sual: Diyanet İşleri Başkanlığının, cuma hutbesi olarak okuttuğu,
müftülüklere gönderdiği tamimde ve diyanetin resmi web sitesinde, camilerde
sandalyede namaz kılmanın, özellikle sabit oturakların bulunmasının yanlışlığı
ve yerden kalkamayacak kadar özürlü mesela felçli olanların dışında
sandalyede namaz kılmanın caiz olmadığı bildirilmektedir. Bu tamime rağmen,
niye hâlâ camilere sandalye veya tabure taşıyanlar görülmektedir?
CEVAP
Camiye kadar yürüyerek gelebilen insanın, sandalyede namaz kılmasında
bir zaruret yoktur. Maalesef şimdi ne Diyanetin tamimleri, ne de muteber
eserler dikkate alınıyor. Herkes kendi aklını ölçü kabul ediyor. (Niye olmasın
bal gibi olur) diyerek aklına göre hareket ediyor. Sandalyeye bağlı felçliler
hariç, sandalyede namaz kılmak caiz değildir.
Teyemmüm edemeyen hasta ne yapar?
Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Elleri ve ayakları kesik olanın yüzü de
yara ise, namazı abdestsiz kılar) denirken, başka bir yerinde, (Abdest
aldıracak bir kimse bulamayan hasta, teyemmüm eder. Teyemmüm de
edemeyen namazı kazaya bırakır) deniyor. Niye bu da abdestsiz kılmıyor?
Yahut öteki de bunun gibi kazaya bırakmıyor? Bu çelişki değilse, farklı bir kavil
midir?
282
www.dinimizislam.com
CEVAP
Çelişki yok, farklı bir kavil de değildir.
Birinci hastanın yardımcı ile de teyemmüm etme imkanı yoktur. Namazı
kazaya bıraksa da, elleri kolları kesik olduğu için iyi olup ileride abdest alarak
kılma imkanı yok, teyemmüm de edemiyor. Mecburen abdestsiz kılıyor. Yani
abdestin farzları yerine gelmiyor, abdest o şahıstan sakıt oluyor.
İkinci hastanın uzuvları var, ama kendisi abdest alamıyor, ancak yardımcı
ile alabiliyor. Yardımcı yoksa teyemmüm edebiliyor. Hastalığından dolayı
teyemmüm de edemiyorsa, iyileşince veya yardımcı bulunca, abdest alarak
veya teyemmüm ederek kılma imkanı oluyor. Onun için kazaya bırakıyor. Bir
özürle kazaya bıraktığı için de günah olmuyor. Bir yardımcı gelince hemen
teyemmüm edebiliyor veya abdest aldırabiliyor, onun için kazaya bırakıyor.
Birinci hasta, kazaya bıraksa da, abdest alacak veya teyemmüm edecek
imkanı olmadığı için teyemmümsüz namazını kılıyor. Yani abdest ve
teyemmüm farzları yerine gelmediği için, abdest ve teyemmüm bu hastaya
farz olmuyor, sakıt oluyor.
Yolculukta namaz
Yolculukta namaz nasıl kılınır
Sual: Seferi ile misafir aynı manaya mı gelir? Yolculukta namaz nasıl
kılınır?
CEVAP
Seferi veya Misafir olmak demek, yolcu olmak demektir. 3 günlük yere
gitmek niyeti ile yola çıkan kimse, konakladığı bir yerden üç günlük yola
gitmeye niyet ederek, ayrılırsa, gideceği yolun iki tarafındaki evlerin hizasından
ayrılınca misafir olur. Büyük şehirlerde kenar evler kalmamıştır. Bu bakımdan
şehre yakın mezarlık, fabrika, okul ve kışla geçilince seferilik başlar.
Niyet etmez ise, bütün dünyayı dolaşsa bile, misafir olmaz. Düşmanı
arayan askerlerin hâli böyledir. Fakat, geri dönüşte misafir olur. İki günlük
uzaklıkta olan bir yere gitmeye niyet eden kimse, yolda iken veya o yere
varınca, iki günlük yere daha gitmeye niyet etse, o dört günlük yere giderken
misafir olmaz.
Hanefi mezhebinde seferde, 4 rekat olan farz namazları 2 rekat kılmak
vaciptir. 4 rekat kılmak mekruhtur, günah olur. Hadis-i şerifte, (Seferde
namazı tamam kılan hazarda eksik kılan gibidir.) buyuruldu. Üç rekatları
aynen kılar. Müekked sünnetler, gayrı müekked sünnet haline gelir.
Maliki’de, meşru seferde 4 rekat farzları 2 kılmak sünnet, Şafii’de, meşru
seferde, 2 veya 4 kılmak da caizdir. İki kılmak evladır. Hanbeli’de ise seferde 2
veya 4 kılmak Şafii’deki gibidir.
Hanefi’deki Müslümanların günah işlememeleri için 4 rekatlık namazlarını
283
www.dinimizislam.com
seferde 2 rekat olarak kılmaları gerekir. Bunun için sefere ait hükümleri de
bilmek gerekir. Bu bilgiler Hanefi’ye göre aşağıya çıkarılmıştır:
İnsanın mukim olduğu, yerleştiği yere Vatan denir.
3 çeşit vatan vardır:
a- Vatan-ı asli: İnsanın doğup büyüdüğü, daha sonra evlendiği yerdir.
Bundan sonra da hep kalmak niyetiyle yerleştiği yerdir. Burayı da değiştirip
temelli kalmak üzere başka yere göçebilir. O zaman göçtüğü yer vatan-ı asli
olur.
b- Vatan-ı ikamet: 15 gün veya daha çok kalıp, sonra çıkmaya niyet
edilen yerdir.
c- Vatan-ı sükna: İnsanın uğradığı yer olup, 15 günden az kalmak için
niyet edilen, yahut bugün yarın çıkarım diyerek uzun müddet oturulan yerdir.
Vatanın değişmesi:
Vatanın değişmesi aşağıda belirtilen örneklerdeki gibi olur:
Bir kimse, evlenip veya temelli kalmak üzere bir yere yerleşmedikçe,
doğup büyüdüğü yer vatan-ı asli olmaktan çıkmaz. Evlenirse, eski vatan-ı
aslisi bozulur. Evlendiği yer vatan-ı asli olur. Başka bir yerde temelli kalmak
üzere yerleşirse, bu sefer evlendiği yer vatan-ı asli olmaktan çıkar. Temelli
yerleştiği yerden ayrılıp başka bir yere temelli yerleşirse, önceki yerleştiği yer
vatan-ı asli olmaktan çıkar. Yani bir kimse, Haymana’da doğsa, vatan-ı aslisi
Haymana olur. Bu kişi, Samsun’da evlense, Haymana vatan-ı asli olmaktan
çıkar ve vatan-ı aslisi Samsun olur. Daha sonra Fatih’te temelli yerleşmeye
karar verirse, o zaman vatan-ı aslisi Fatih olur. Samsun vatan-ı asli olmaktan
çıkar. Vatan-ı aslide bir saat de kalınsa namazlar kısaltılmaz.
Bir kimse, evlenip bir yere yerleştikten sonra, hanımı o şehirde ikamet
ettirse, iş icabı kendisi gidip başka bir şehre temelli yerleşse, iki vatan-ı aslisi
olur.
Bir köyde, ikamet eden bir kadın, şehirdeki doğum evine giderek çocuğu
olsa, çocuğun vatan-ı aslisi annesinin ikamet ettiği köydür. Çünkü orada
büyüyecektir. Birkaç gün kaldığı yerde, yani vatan-ı süknada doğmuş
sayılmaz.
Bir kimse 60 km.lik mesafeye gitmek için bir otobüse binse, otobüste
uyuyup 150-200 km.lik mesafeye gitse bile yine seferi olmaz. Çünkü buraya
gelmeye niyet etmemiştir. Burada iken 60 km. ilerideki şehre bir iş için gitse,
yine seferi olmaz. Dönerken ilk çıktığı yere gelmeye niyet ederse, dönüşte
seferi olur. Bunun gibi, bir kişi, 60 km. olan Çatalca’ya gitmek üzere Fatih’ten
çıksa, otobüste uyuduğu için Edirne’ye gelse, Edirne’ye kendi isteği ile
gitmediği, niyetsiz gittiği için, Edirne’de namazlarını mukim olarak yani 4 rekat
olarak kılar. Edirne’den tekrar Fatih’e gitmeye niyet ederek yola çıksa,
Edirne’den çıkar çıkmaz, namazlarını kısaltır.
Sual: Seferi iken namazda nasıl niyet edilir?
CEVAP
284
www.dinimizislam.com
Rekat sayısını ve seferi olduğunu söylemeye gerek yok. Her zamanki gibi
niyet edilir. Mesela (Niyet ettim öğle namazının farzını kılmaya) denir.
Sual: Yolculukta saat mi yoksa mesafe mi esas alınır?
CEVAP
Mesafe esas alınır. (104 km.dir)
Sual: Hanefi mezhebinde olup da, Maliki mezhebini taklit eden birinin
seferilik konusunda, mesafe ve ikamet suresi olarak Maliki mezhebini mi esas
alması gerekir?
CEVAP
Mesafe olarak Hanefi, ikamet süresi olarak Maliki mezhebi esas alınır.
Çünkü kendi mezhebimizden çıkmadığımız için, taklit ettiğimiz mezhebin
farzlarına uyuyor, müfsidlerinden kaçıyoruz.
Sual: Yolculukta namazlar kaç rekat kılınır?
CEVAP
Dört rekatlı farzlar iki rekat olarak kılınır, üç rekatlılar kısaltılmaz,
sünnetler vakit müsait değilse hiç kılınmaz, vakit varsa kılmak iyi olur.
Sual: Vatan-ı ikamet nasıl bozulur?
CEVAP
Vatan-ı ikamet üç şeyle bozulur:
1- Başka bir vatan-ı ikamete gidince, sefer niyeti ile çıkmamış olsa ve
aralarındaki uzaklık üç günlük yoldan az olsa bile, önceki vatan-ı ikamet
bozulur.
2- Vatan-ı asliye gidince de bozulur. Bir kimse, vatan-ı aslisi olan
Nevşehir’den Konya’ya bir ay kalmak niyetiyle gitse, sonra, Karamana gidip
evlense ve oraya yerleşse, Karaman vatan-ı asli olur. Konya vatan-ı ikamet,
Nevşehir de vatan-ı asli olmaktan çıkar.
3- Sefere niyet ederek çıkmaktır. Yani vatan-ı ikametten 3 günlük yola
gitmeye niyet ederek ayrılınca, burası vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Daha az
yola niyet ile gidip gelseydi, vatan-ı ikameti bozulmazdı. Vatan-ı ikametten
niyetsiz çıkıp, başka yerde 3 günlük yola gitmek için niyet ederse, 3 günlük
yola gitmeden önce, vatan-ı ikamete girerse, seferi olması bozulur. Mukim
olur. Niyet ettikten başlayarak 3 günlük yol gittikten sonra, buraya girse de
artık burada mukim olmaz.
Sual: Evli bir kimse, iki sene sonra ben falanca şehre temelli
yerleşeceğim demekle orasını vatan-ı asli edinmiş olur mu?
CEVAP
Hayır olmaz. Bir şehre yerleşilir, temelli kalmaya niyet edilirse o zaman
vatan-ı asli edinilmiş olur. Bu arada herhangi bir görevle birkaç aylığına veya
birkaç seneliğine başka şehre gidilse de yine orası yani temelli yerleşmeye
niyet ettiği şehir vatan-ı asli olur. Bir yerin vatan-ı asli olması için, önce orayı
vatan edinip orada ikamet etmek gerekir. Bunun bozulması için de, yeni bir
şehre temelli kalmak üzere yerleşmek gerekir.
285
www.dinimizislam.com
Sual: Yolculuk rahat olsa da, seferi olan, dört rekat olan farzları iki rekat
mı kılması gerekir?
CEVAP
Yolculuk genelde sıkıntılı olduğu için, dinimiz dört rekat olan farzların iki
rekat kılınmasını bildirmiştir. Hiçbir sıkıntı olmasa da, iki rekat kılınır. Şimdi
yolculuklar rahattır, seferiliğe ihtiyaç yoktur denmez. Tersine, mukim iken, hiç
rahat olmasak, çok zor şartlarda bile, dört rekatlık farzları iki rekat olarak
kılamayız.
Seferde insan garip olur, yardımcı bulması zor olur. Yollarda, eşkıyaya
rastlaması da, mümkündür. Onun için tek başına yolculuk yapmak mekruhtur.
Kadınların ise, yanlarında mahrem erkekleri bulunmadan, sefere çıkması caiz
değildir. Yol çok emin olsa da, hiç eşkıya tehlikesi bulunmasa da, uçakla kısa
zamanda, gitme imkanı olsa da, yine kadınların, mahremsiz, 104 kilometreden
uzağa gitmeleri caiz değildir. Şimdi yolculuklar emindir, bir kadın istediği yere
gidebilir demek yanlış olur. Dini hükümler zamanla değişmez. Ancak âdete ait
olanlar zamanla değişebilir.
Sual: Seferde, yolculukta güçlük olunca, dört rekatlı farzlar iki mi kılınır?
CEVAP
Güçlük olmasa da, çok rahat olsa da, babasının evinden daha uygun olsa
da, yine seferde dört rekatlı farzlar iki rekat olarak kılınır. Tersine, kendi evinde
çok güçlük olsa da, namazlar kısaltılamaz.
Yolda doğan
Sual: Yolda, dağ başında doğmuş, bekâr, âkil baliğ ve hiç bir yere
yerleşmemiş kimsenin vatan-ı aslisi olur mu?
CEVAP
Vatan-i aslisiz insan olmaz. Doğduktan sonra getirilip büyüdüğü yer,
vatan-i aslisi olur.
Vatan-ı ikamete uğramak
Sual: Vatan-ı ikametim Fatih’tir. Buradan Yenibosna’ya gidip iki gün
kalsam, sonra Ankara’ya gitmek niyetiyle, Yenibosna’dan çıkıp yine Fatih’e
uğrasam, Fatih’te seferi olur muyum?
CEVAP
Yenibosna’dan Ankara’ya gitmek üzere yola çıkınca seferilik başlar;
ancak Fatih’e uğrayınca seferilik bozulur, mukim olur. Fatih’ten çıkınca, tekrar
seferilik başlar; çünkü Fatih’ten ilk defa çıkarken, seferilik mesafesindeki yola
gitmeye niyet etmemişti. Fatih’in vatan-ı ikamet olmasının bozulması için,
Fatih’ten çıkarken 104 km yola gitmek üzere çıkması gerekirdi. Eğer Fatih’e
uğramazsa, mukim olmaz.
Vatan-ı asli
Sual: Hanımı vefat ettikten sonra başka bir hanımla evlenenin, vatan-ı
aslisi değişir mi? Yani ilk evlendiği yer vatan-ı aslilikten çıkıp, son evlendiği yer
286
www.dinimizislam.com
mi vatan-ı aslisi olur?
CEVAP
Evet; ama eğer şimdiki yerde temelli kalmaya niyet etmişse, evlilik temelli
kalınan yeri vatan-i aslilikten çıkarmaz.
Yazlık ev vatan olur mu?
Sual: Yazlık gibi bir yerde evlenip, 6 ay yazlıkta, 6 ay da şehirde oturanın
vatan-ı aslisi neresidir?
CEVAP
Vatan-ı aslisi, yazlık değil şehir olur.
Seferiliğin başlaması
Sual: Vatan-ı asliden çıkıp sefer mesafesindeki bir yere giderken, fabrika,
kışla, mezarlık gibi bir yeri geçince seferilik başlar; fakat vatan-ı ikametten ise,
evden çıkar çıkmaz seferilik başlar deniyor. Doğru mudur?
CEVAP
Doğru değildir. İkisinde de, fabrika, kışla, mezarlık gibi bir yeri geçince,
seferilik başlar.
Doğduğu ve doyduğu yer
Sual: Bir arkadaş, (Vatan-ı asli, insanın doğduğu yer değil, doyduğu
yerdir. Doyduğun yerde birkaç sene de kalsan vatan-i asli olur) dedi. Vatan-i
asli, doğduğumuz yer değil midir?
CEVAP
Bir kimsenin, vatan-ı aslisi, doğduğu yerdir. Eğer bu kimse, başka bir
şehirde evlenirse, doğduğu yer vatani asli olmaktan çıkar, artık evlendiği yer
vatan-ı asli olur. Evlendiği yerden başka bir şehirde temelli kalmaya niyet
ederse, artık evlendiği yer de vatan-ı asli olmaktan çıkar, temelli kalmaya karar
verdiği yer vatan-ı asli olur.
(İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde yaşamalı) atasözünün,
vatan-ı asli ile alakası yoktur. Bu söz, bir insanın işi, ticareti nerde iyi ise, orada
yaşaması gerekir demektir.
Seferilikle ilgili örnekler
Sual: Seferilikle ilgili örneklerle bilgi verir misiniz?
CEVAP
1- Vatan-ı aslisi Van olan bir kişi, çoluk çocuğuyla İzmir’e temelli
yerleşmek için gelse, ve otele yerleşse, ev tutunca eşya gelecek olsa, çoluk
çocuk daha sonra gelse bile o kişinin vatan-ı aslisi İzmir olur.
2- Vatan-ı aslisi Sivas olan bir babanın, Fatih’te oturmakta iken, Sivas’ta
oturan hanımı, Fatih’e gelince doğursa, çocuğu, Fatih’te de ikamet eden
babanın yanına bırakıp Sivas’a gitse, çocuğun vatan-ı aslisi Fatih’tir. Çocuğun
doğup büyüdüğü yer vatan-ı aslisi olur. Ana babasına bağlı olmaz.
3- Bir kimse, Sivas’ta doğduktan 6 yıl sonra babası ile birlikte Fatih’e
287
www.dinimizislam.com
yerleşse, orada ilkokulu bitirdikten sonra, talebelik sebebiyle çeşitli illerde
bulunsa, vatan-ı aslisi doğduğu yer olan Sivas’tır.
4- Bingöl’e gitmek üzere Van’dan çıkınca seferi olunur. Bingöl’den Van’a
gelince de, bir hafta sonra tekrar gitmeye karar verilmişse, Van’da da seferi
olunur.
5- 15 günden fazla kalmak niyetiyle Ankara’dan Fatih’e giden bir kişi,
Fatih’e gelince işinin on günde biteceğini anlarsa, yani 15 günden fazla
kalmayacağına karar verdiği andan itibaren, seferi olur.
6- Vatan-ı asli Konya olan bir kimse vazife icabı Fatih’te otursa, fakat
işyeri Fatih’ten 120 km. uzaklıkta olsa pazar hariç, her gün işine gidip akşama
eve dönüyorsa, hem Fatih’te hem de işyerinde seferi olur. Vaziyet hiç
değişmez ise ömür boyu seferilik devam eder. Ancak Fatih vatan-ı asli olursa,
Fatih’te bulunduğu sürece seferi olmaz. Fatih’ten çıkıp, işyerinden tekrar
Fatih’e dönünceye kadar seferi olur.
7- Vatan-ı aslisi Adana olan, Ankara’dan Bursa’ya 2 günde bir gidip gelen
bir şoförün hem Ankara’da hem Bursa’da evinde olsa 15 günden fazla
kalmaya niyet etmedikçe hep seferi olur. Eğer Adana’ya giderse, orası vatan-ı
asli olduğundan seferi olunmaz. Vatan-ı aslide bir saat de kalınsa seferilik
sona erer.
8- Vatan-ı asli Adana olan ve Eskişehir’de ikamet eden bir kimse, oradan
da çıkıp gezerken niyetsiz 45 km uzaklıktaki Bozüyük’e uğrayınca, Ankara’ya
gitmeye karar verse, Eskişehir’e uğramadan Ankara’ya gitse, Bozüyük’ten
çıkıştan itibaren seferi olur. Eskişehir’e uğrarsa, Eskişehir’de mukim olur.
Fakat Ankara’dan dönerken Bozüyük’e gitmeye niyet etse, Eskişehir üzerinden
dönse, Eskişehir’de seferi olur.
9- Tamir sebebiyle gemide15 günden fazla kalan bir kimse, Kaptan
(Burada 15 günden fazla kalacağız) derse, karada mukim, denizde seferi olur.
Gemi vatan olmaz. (Ne kadar kalacağımız belli değil) der ise 15 günden fazla
kalınsa, yine seferi olunur.
Seferi olan, camide veya evde yalnız veya cemaatle namaz kılarken ezan
okur. Çünkü camide, okunan ezan, onun namazı için sayılmaz. Yolcu,
çıkarken misafir olduğu yere gelinceye kadar misafir sayılır. Gelip de 15
günden fazla kalmaya niyet ederse mukim olur.
İkindi namazının son rekatına yetişen seferi kimse, imamın mukim
olduğunu zannederek 4 rekat kılsa, sonra imamın seferi olduğunu öğrense,
kasten 4 rekat kılmadığı için mahzuru yoktur.
Misafir, seferde Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı, takdim ve
tehirle yani öğle ile ikindiyi öğle vaktinde veya ikindi vaktinde, akşam ile
yatsıyı, akşam veya yatsı vaktinde kılabilmek yani cem edebilmesi için bir
ihtiyaç hasıl olması gerekir. Gerek yolda ve gerekse seferde ihtiyaç hasıl
olmadan takdim ve tehir ile namaz kılınmaz. Çünkü, kolay hükümleri
toplamaya telfîk denir ki, caiz olmaz.
288
www.dinimizislam.com
Seferde trenle giden bir kimse, trende namazlarını ayakta kılamazsa, tren
durduğu zaman takdim veya tehirle kılar.
Mestli bir kimse, abdestli olarak sefere çıksa, 3 günlük mesh süresi
abdest bozulduğu anda başlar, 3 gün devam eder.
Seferilikte mesafe
Sual: Seferilikte mesafe ne kadardır?
CEVAP
Üç günlük yola, süratli bir araç ile, mesela trenle daha az zamanda giden
de seferi olur. (Mecelle şerhi)
Keşfedilecek yeni bir vasıta ile, bir saniyede, bir anda Amerika’ya giden
de seferi olur. Eskiden kerametle bir anda başka ülkelere giden evliya da
seferi olarak namazlarını kılmıştır. Yine din kitaplarında deniyor ki:
Bir yere giden iki yol olsa, biri kısa, öteki uzun olsa, uzun yol, 104
kilometreden fazla ise, bu uzun yoldan her vasıta ile [otobüsle, uçakla veya
kerametle] giden seferi olur. Eskiden hızlı giden atlar da var idi. Ama dinimiz,
atı değil deve yürüyüşünü esas almıştır. Mesela Fetava-i Hindiyye’de
buyuruluyor ki:
Bir kimse, üç günlük [104 km] mesafede bulunan bir yere, süratli koşan bir
at ile iki günde veya daha az bir zamanda varmış olsa da, yine seferi olur, dört
rekatlık namazlarını kısaltarak iki rekat olarak kılar. Cevhere kitabında da
böyle bildirilmektedir. (On beşinci bab)
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Âlimlerin hepsi, seferiliği fersah denilen, bir saatte gidilen yolun uzunluğu
ile bildirmiştir. Seferi olacak mesafeyi de 15, 18 ve 21 fersah olarak tespit
etmişlerdir. Fetva 18 fersaha göre verilmiştir. (Redd-ül- Muhtar)
Bir fersah 6 km civarındadır. Net olarak 5,8 kilometredir. Bu da yaklaşık
104 km ediyor. Maliki, Şafii ve Hanbeli mezheplerinde ise 80 kilometreden
fazla giden seferi olur. (Mezahib-i Erbea)
Sual: Peygamberin zamanında otobüs ve uçak gibi araçlar olmadığı için
104 km den fazla giden seferi olur demiştir. Ama bugün için bu mesafe çok
azdır. Seferilikte mesafe değil, varılan zaman yani süre önemli olmalıdır. 104
km bir yol için namazı kısaltmak nasıl doğru olabilir? Bu dini kolayına geldiği
gibi değiştirmek olmuyor mu?
CEVAP
Kaş yapayım derken göz çıkardığınızın farkında değilsiniz galiba.
Farkında olmasanız bile hatta aksini iddia etseniz bile, sözlerinizden şu anlam
çıkıyor:
Allah, ileride otobüs, tren, uçak, deniz otobüsü, hızlı giden deniz
motorlarının veya füzelerin çıkacağını [hâşâ] bilmiyordu. Onun Peygamberi de,
kıyamete kadar geçerli dininde, sadece günündeki problemleri bildirmiştir.
289
www.dinimizislam.com
Bu çok kötü bir suçlama olur. Allahü teâlâ, kıyamete kadar olacak lüzumlu
bütün olayları Peygamberine bildirdiği için, Resulullah efendimiz her asra
uygulanabilecek hükümler bildirmiştir.
Asıl sizin aklınıza göre yaptığınız teklif, dini değiştirmek olur. Dinimiz
mesafe önemli diyor, zaman, süre hesaba katılmaz diyor, yukarıda bunları
naklettik.
İbadet demek, Allah ve Resulü tarafından emredilen şeyi, bildirilen
zamanda ve miktarda ve şartlarda yapmak demektir. Bunu azaltmak veya
artırmak veya çeşitli şekilde değiştirmek, dini değiştirmek olur. Bunun da
ibadetle alakası kalmaz.
Sual: Seferilikte üç günlük yol esastır. Bu da 104 km civarındadır. Bu yol,
çok engebeli olsa, bu yüzden, 4–5 günde gidilebiliyorsa; fakat yol 104 km.nin
altında ise seferi olur mu?
CEVAP
Hayır seferi olmaz; çünkü mesafe esastır. Tersine uçakla bir saatte
gidilerek, zaman kısalsa da, yine mesafe esas alınır. Hangi araçla ve kaç
günde gidilirse gidilsin, 104 km.den az mesafeye giden seferi olamaz. 104
kilometreden uzağa bir saniyede bile gidilse seferi olunur.
Sual: İstanbul’dan İzmit’e giden seferi olur mu?
CEVAP
Seferi olmak için Hanefi’de 104 km uzaklığa gitmek üzere yola çıkmak
gerekir. İstanbul’un neresinden yola çıkıldığına göre ve gidilen yola göre
değişir. Mesela:
İzmit - Bostancı köprüsü (E-5’ten 90 km, E-6’dan 102 km.)
İzmit - Boğaz köprüsü (103 km)
İzmit - Fatih köprüsü 122 km)
İzmit - Yenibosna (E-5’ten 145 km, E-6’dan 160 km.)
Demek ki, bir kimse, Boğaz köprülerinin Avrupa yakasındaki herhangi bir
yerden İzmit’e giderse seferi oluyor.
Sual: Bir kimse, Yeni kapıdan deniz yolu ile Armutlu tatil köyüne gitmek
üzere, İstanbul Marmara evleri birinci kısımdan çıksa, direkt Armutlu'ya vapur
bulamasa, Yalova üzerinden gitmeye karar verse, Armutlu'da seferi olur mu?
CEVAP
Armutlu'ya Gemlik üzerinden gelirse, Yenikapı - Yalova arası 48 km dir.
Yalova - Armutlu 73 km dir. 48 + 73 = 121 km olur ki, seferi olur.
Armutlu'ya Çınarcık üzerinden giderse Yenikapı - Yalova arası 48 km dir.
Yalova - Armutlu 58 km dir. Toplam 106 km yi buluyor ki bu yoldan giden de
seferi olur. Mesafe Marmara evlerinden değil, Yenikapı'dan hesap edilir.
Çünkü niyet değiştirdiği yer önemlidir.
Marmara Evleri birinci kısımdan, Armutlu'ya deniz yolu ile giden seferi
olmaz. Çünkü Marmara evleri - Yeni kapı 35 km, Yeni kapı - Armutlu 58 km
dir. 104 km yi bulmamaktadır.
290
www.dinimizislam.com
Kara yolu ile gidecekler için de bir cetvel aşağıya çıkarılmıştır.
1- Marmara 1. kısım-Yenikapı iskelesi (Sahil yolundan): 35 Km
2- Marmara 1. kısım-Yenikapı iskelesi (E5'ten): 33 Km
3- Marmara 1. kısım-Yenibosna/E5 üzerindeki benzin ist (E5'ten): 17 Km
4- Marmara 1. kısım-Yenibosna/E5 üzerindeki benzin ist (E6'dan): 25 Km
5- Yenikapı iskelesi -Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu): 27Mil = 50
Km
6- Kadıköy iskelesi- Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu): 27,5Mil = 51
Km
7- Yenikapı iskelesi -Yalova Feribot iskelesi (Deniz yolu): 26 Mil = 48 Km
8- Pendik iskelesi -Yalova Feribot iskelesi (Deniz yolu): 13.2Mil = 24 Km
9- Armutlu ilçesi - Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 4 Km
10- Armutlu ilçesi iskelesi - Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu: 3Mil =
5,5 Km
11- Topçular iskelesi-Yalova (Karayolu): 20 Km
12-Yalova-Çınarcık-Armutlu Tatilköyü (Karayolu): 58 Km
13-Yalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu Tatilköyü (Karayolu): 73 Km
14- Orhangazi-Gemlik (Karayolu): 20 Km
15- Gemlik-Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 38 Km
16- İzmit-Gölcük-Değirmendere-Karamürsel-Altınova-Çiftlikköy-TopçularYalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 126Km
17- Eskihisar arabalı vapur iskelesi-Topçular iskelesi (Deniz yolu): 4,8Mil
= 8,8 Km
18- Yenibosna (İhlas yuva)-Kadıköy (E5 Karayolu): 34 Km
19- Yenibosna (İhlas yuva)-Kadıköy (E6 Karayolu): 55 Km
20- Küçükbakkalköy gişeleri (E6)-Eskihisar-Topçular-Yalova-OrhangaziGemlik-Armutlu: 151 Km
NOT: 1 Deniz mili = 1852 m’dir.
Mesafeyi kısa zannetmek
Sual: Vatan-ı ikametim olan Fatih’ten çevre yoluyla İzmit’e gitmek üzere
yola çıktım. Fatih İzmit arasının 90 km.’yi geçmeyeceğini sanıyordum. Buna
göre, seferi olmadığım için, yolda öğle namazını kısaltmadan kıldım. Kartal’a
varınca, Fatih’le İzmit arasındaki mesafenin 110 km.’yi geçtiğini öğrendim.
İkindiyi kaç rekât kılmam gerekir?
CEVAP
Seferi uzaklıktaki bir yola çıkan, mesafenin uzunluğunu bilmese de seferi
olur. Seferi olduğu bilinmeyince dört kılmak günah olmaz. İlk yola çıkışta, bu
yolun 100 km.’den az olduğu sanılıp da, bu yolun aslında 104 km.’den fazla
olduğu öğrenilince, seferi olduğu anlaşılır.
Mesafeyi uzun zannetmek
Sual: Vatan-ı ikametim olan Üsküdar’dan, öğle vakti İzmit’e gitmek üzere
291
www.dinimizislam.com
yola çıktım. Üsküdar İzmit arasının seferi uzaklıkta olduğunu sanıyordum.
Buna göre seferi olduğumu düşünerek yolda öğle namazını iki rekât kıldım.
Kartal’a varınca, Üsküdar İzmit arasındaki mesafenin seferi uzaklıkta
olmadığını öğrendim. İkindiyi kaç rekât kılmam gerekir?
CEVAP
Seferi olduğunu sanarak öğle namazını iki rekât kılmak günah olmamıştır.
Ancak vakit çıkmamışsa, dört rekât olarak iade etmek, vakit çıkmışsa kaza
etmek gerekir. İkindiyi de dört rekât olarak kılmak gerekir.
Evde ve yolda
Sual: Vatan-ı aslim Kayseridir. Ankara’da ikamet ediyorum. Her gün
Ankara’dan 230 km uzaktaki Eskişehir’e gidip geliyorum. Hem Ankara’da
evimdeyken, hem de Eskişehir’de seferi mi oluyorum?
CEVAP
Evet, hem Ankara’da evinizdeyken, hem Eskişehir’de, hem de yollarda
hep seferi olursunuz.
Boğazı geçen seferi mi olur?
Sual: S. Ebediyye’de, (İstanbul’dan Anadolu’da 104 kilometreye gitmeye
niyet edenlerin hepsi, boğazın karşı sahiline geçince seferi olurlar) deniyor.
Boğazın karşısına geçince niye seferi olunuyor? Mesela Beşiktaş’tan
Gebze’ye giden seferi olur mu?
CEVAP
Hayır. Boğazın karşısına geçtiği için değil, 104 km’lik yola gitmek niyetiyle
çıktığı için seferi olur. Yine S. Ebediyye’de, (İstanbul’da, Fatih’ten otobüsle
sefere çıkan, bugün için, Edirnekapı kabristanını geçince, Aksaray’dan çıkan,
Topkapı kabristanını, sahil yolundan ise, Yedikule kapısını geçince,
Üsküdar’dan çıkan, Selimiye kışlası ile Karacaahmet kabristanı arasından
geçince seferi olur) deniyor. Hanefi’de, 104 km uzağa gitmek niyetiyle yola
çıkan kimse, fina denilen boş arazi, kışla, fabrika, ırmak veya okul gibi yerleri
geçince seferi olur. 104 km’den daha yakın yere gidiyorsa, boğazı da geçse
seferi olmaz.
Seferinin cemaatle namazı
Sual: Seferi cemaatle namazı nasıl kılar?
CEVAP
Misafir imam, namaz içinde, mukim olmaya niyet edip, 4 rekat kılsa,
cemaatin de namazı sahih olur.
Seferi imama uyan mukim, imam selam verdikten sonra kalan rekatları
tamamlarken secde-i sehvi gerektiren bir şey yaparsa, secde-i sehv yapar.
Bir kimse, namaz vaktinin sonunda sefere çıksa, bu namazı kılmamış ise,
iki rekat kılar. Vaktin sonunda vatanına gelse, bu vaktin namazını kılmamış
ise, dört rekat kılar.
292
www.dinimizislam.com
Misafir imama uyan mukim, ilk teşehhüdde salevatları okumaz.
Ettehıyyatüyü yavaş okur. Misafir, Cuma günü ahir zuhur namazını iki rekat
olarak kılar.
İstanbul’da öğrenci olan bir kimse, haftanın herhangi bir gününde bir iş
için seferi uzaklığa gitse, sefer dönüşünde de bu hafta da falan yere gideceğim
diye de niyet etse İstanbul’da seferi olur.
Seferiliğe ait yeteri bilgiye sahip olmayan bir kişi seferi olduğundan şüphe
ederse, mukim olur. Namazlarını 4 rekat olarak kılması gerekir. Tahmininde
yanılsa bile kasten 4 kılmadığı için mazur sayılır. Fakat seferi değilken 2
kılarsa, kıldığı namazları kaza etmesi gerekir. İhtiyatlı hareket etmelidir.
Seferde, Şafii veya Maliki’yi taklit eden yolcu, ikindi ile cem ederek kılmak
için, öğleyi geciktirirse, öğle vakti çıktıktan sonra, öğleyi kılmadan önce mukim
olsa, önce öğle namazını kaza eder. Öğleyi kazaya bıraktığı için günaha
girmez. Çünkü namazı özürsüz kazaya bırakmak günahtır. Burada seferde
olmak özrü ile kazaya bırakıldığı için günah olmaz.
Sual: Misafir, gittiği yerde istediği gibi hareket edebilir mi? Teklif
edilmeden imamlığa geçebilir mi?
CEVAP
Bir eve misafir gidildiği zaman ev sahibinin gösterdiği yere oturmalıdır.
Namaz kılarken ev sahibi imam olur veya imamı tayin eder. Kısacası oranın
amiri ev sahibidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Bir arkadaşınızın yanına gidince, yanından ayrılıncaya kadar
arkadaşınız sizin emirinizdir.) [İbni Adiy]
Sual: Öğle namazında, mukim cemaatte imam olan seferi kimse, unutup
dört rekat kılsa, bir kısmı imamla birlikte, dört kılsa, bir kısmı da imam
üçüncüye kalkınca, kendi başına kalan iki rekatı tamamlasa, ne olur?
CEVAP
Seferi imama sonuna kadar uyan mukimlerin namazları bozulur. Çünkü
farz kılan, nafile kılana uyamaz. İki rekat kıldıktan sonra, imama uymayıp diğer
iki rekatı kendi başına tamamlayanların namazları ise sahih olur.
Sual: Seferi olan cemaat, mukim olan imama uyması durumunda 4 rekatlı
farz namazları nasıl kılar?
CEVAP
Dört rekat olarak kılarlar.
Sual: Seferi olan bir imama mukim biri uyarsa namazını kısa mı kılar
yoksa uzun mu kılar?
CEVAP
Mukim namazını kısaltamaz. Kaç rekatsa öyle kılar. Mesela öğle namazı
ise 4 rekata tamamlar.
Sual: İkindi namazının son rekatına yetişen seferi kimse, imamın seferi
olduğunu zannederek 2 rekat kılsa, sonra imamın mukim olduğunu öğrense ne
yapması gerekir?
293
www.dinimizislam.com
CEVAP
Zan ile hareket edilmez. İmamın seferi olduğu bilinmiyorsa mukim olduğu
anlaşılır. Vakit çıkmamışsa iade etmek, vakit çıkmışsa kaza etmek gerekir.
Sual: İkindi namazının son rekatına yetişen seferi kimse, imamın mukim
olduğunu zannederek 4 rekat kılsa, sonra imamın seferi olduğunu öğrense ne
yapması gerekir?
CEVAP
Kasten 4 rekat kılmadığı için mahzuru yoktur.
Sual: Seferi imam, mukim cemaate Cuma namazı kıldırabilir mi?
CEVAP
Kıldırabilir.
Sual: Seferi imama uyan mukim, imam selam verdikten sonra secde-i
sehvi icap eden bir şey yapsa, secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
İmamla kılarken, cemaattan biri, hata yaparsa secde-i sehv yapmaz.
İmam selam verdikten sonra kalan rekatları tamamlarken secde-i sehvi
gerektiren bir şey yaparsa, o zaman secde-i sehv yapar.
Sual: Misafir imama uyan mukim, ilk teşehhüdde salevatları okur mu?
CEVAP
Salevatları okumaz. Ettehıyyatüyü yavaş okur.
Sual: Seferde 4 rekat kılan Şafii’ye, mukim Hanefi uyabilir mi?
CEVAP
Uyabilir.
Sual: Seferde de, cemaatle namaz kılmak sünnet mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Tam İlmihal’in cemaatle namaz bahsinin sondan ikinci
paragrafında, (Misafir, dört rekatlı olan farzları eda ederken, mukime
uyabilir. Mukim imama vakit içinde uyan misafirin namazı değişerek,
imamın namazı gibi dört rekat olur. Fakat misafir kazayı iki rekat kılması
gerektiğinden, mukim imama uyamaz. Çünkü, oturması ve okuması farz
olan, nafile olana uymuş olur) deniyor. Bunun izahı nasıldır?
CEVAP
Seferi olan kimse, öğle, ikindi ve yatsı namazını kılamayıp kazaya
bırakınca, kazayı iki rekat kılması gerektiğinden, aynı namazı kaza eden
mukim imama uyamaz. Çünkü, mukim imamın, ikinci rekatın sonunda
oturması farz değildir. Seferi olanın ise, oturması farz olduğundan mukim
imama uyamaz.
Seferi olan kimse, vakit namazlarında mukim imama uyabilir.
Sual: Bir arkadaş, (S. Ebediye kitabında, misafir olan mukim imama
ikinci rekâttan sonra uyamaz yazıyor) diyerek cemaate uymadı. Böyle bir
şey var mı?
294
www.dinimizislam.com
CEVAP
Böyle bir şey yok. Misafir olan her rekâtta mukim imama uyabilir. S.
Ebediyyede şöyle diyor:
Misafir, dört rekâtlı olan farzları eda ederken, mukime uyabilir.
Yetişemediği rekât olursa, imam selam verdikten sonra dörde tamamlar.
Çünkü, mukim imama, vakit içinde uyan misafirin namazı değişerek, imamın
namazı gibi dört rekât olur.
Seferi imama uyan
Sual: Seferi imam son teşehhüdde salli barik ve Rabbenâ’yı okurken,
mukim olan cemaat Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra kelime-i şehadeti tekrar
eder mi?
CEVAP
Tekrar etmesi iyi olur. Susup beklemesi de caizdir.
Seferi imam dört kılarsa
Sual: Seferi imam, iki rekât kılması gereken farzı dört kılarsa, kendisinin
ve cemaatin namazı sahih olur mu?
CEVAP
Seferi olan imam, ikinci rekâtta teşehhüdü okuduktan sonra, yanılıp
üçüncü rekâta kalksa ve namazı dörde tamamlasa, imamın ve ona uyan
seferilerin namazı sahih olur. Mukimlerin namazı sahih olmaz, çünkü imamın
son iki rekâtı nafile olur. Nafile kılana, farz kılanlar uyamaz.
Seferi imam, ikinci rekâtta teşehhüdü okuyup, üçüncü rekâta kalkınca,
seferi olan cemaat kalkmayıp selam verse, namazları sahih olur. İmama uyup
dört rekât kılan seferilerin namazlarıysa, mekruh olur. Mukimlerin namazı ise
hiç sahih olmaz.
Sual: Misafir imam, namaza başlayınca, mukim olmaya niyet edip, 4 rekat
kılsa, cemaatin de namazı sahih olur mu?
CEVAP
Evet, sahih olur. Mukim olan kimse, seferi olan imama uyarsa, imam
yanılıp üçüncü rekata kalkıp dörde tamamlarsa, imamın namaz sahih olur, ona
uyan cemaatin namazı sahih olmaz. Seferi bir kimse, seferi imam üçüncü
rekata ayağa kalkınca selam verse, namazı sahih olur. Fakat bilerek dört rekat
kılan seferilerin, namazı mekruh olur.
Mesbuk ve nafile
Sual: İmam, öğlenin farzını kıldırırken, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra
yanılarak beşinci rekâta kalkıp, altıncı rekâtı da kılıp selam verdi. Mesbuk olan
bir arkadaş da, imam selam verdikten sonra kalkıp bir rekât daha kıldı.
Mesbuk arkadaşın namazı sahih oldu mu?
CEVAP
İmamın kıldığı beşinci ve altıncı rekâtlar nafile olduğundan, farz kılan,
nafile kılan imama uyduğu için namazı sahih olmadı.
295
www.dinimizislam.com
Kelime-i şehadeti tekrar etmek
Sual: Seferi imama uyan mukimin, imam son oturuşta Salli, Barik ve
Rabbenâ’yı okurken, kelime-i şehadeti tekrar etmesi iyi olur mu?
CEVAP
Evet, iyi olur.
Seferde mukime uymak
Sual: Misafir, öğle namazını, mukim imamla birlikte kılmaya başlasa,
sonra abdesti bozulsa, abdest almaya gitse, gelince namazın kılınmış
olduğunu görse, yeniden kendi başına yalnız namaza başlayınca, seferi
olduğu için iki rekât mı kılması gerekir, yoksa imama uyunca dört rekât kılması
gerektiği için yine dört rekât mı kılması gerekir?
CEVAP
Seferi olduğu için iki rekât olarak kılması gerekir; çünkü artık imama
uyması bozulmuştur.
Seferde dört rekât kılmak
Sual: Seferî bir kimse, mescitte cemaatle namaz kılındığını görüp imama
uyuyor. İmam da seferi olduğu için iki rekât kılıp selâm veriyor. Bu kimse 3.
rekâta yetiştiğini sanarak dörde tamamlıyor. Daha sonra imamın da seferî
olduğunu anlıyor. Namaz sahih oldu mu?
CEVAP
Evet, namaz sahihtir. Kasten 2 rekât yerine 4 rekât kılmadığı için mekruh
olmamıştır.
Vasıtalarda namaz
Sual: Vasıtalarda namaz kılınır mı?
CEVAP
Sağlam bir kimsenin, gemi, tren, uçak ve otobüs gibi vasıtalarda, farzları
oturarak kılması caiz değildir. Ancak teyemmüm yapmak için gereken özürler
varsa caizdir. (Halebi, Redd-ül-muhtar)
Zaruri özürler şunlardır:
Malın, canın, hayvanın tehlikede olması, inince hayvanın veya
hayvandaki veya yanındaki eşyanın, malın çalınması, yırtıcı hayvan, düşman,
yerde çamur olması, yağmur olması, hastanın, inerken, binerken iyi olmasının
gecikmesi veya hastalığının artması, arkadaşlarının beklemeyip tehlikede
kalması, indikten sonra hayvana yardımcısız binememek gibi sebepler birer
özür olur.
Böyle bir özürle vasıta içinde ima ile namaz kılmak caiz olur. Namazda
oturur gibi yere veya koltuğun üzerine oturarak ve kıbleye dönerek namaz
kılınır.
Bildirilen özürler yoksa, oturarak vasıtada namaz kılınmaz. Otobüslerin
verdiği molalarda kılınabilir. Yahut otobüsü durdurup namaz kılınır.
296
www.dinimizislam.com
Durdurulamazsa, inilir, namaz kılındıktan sonra başka vasıta ile gidilir. İlk
otobüse binerken, (Namaz vakitlerinde yolda duruyorsanız sizden bilet
alayım) diye pazarlık ederek binmelidir.
Bu da yapılamazsa, diğer üç mezhepten biri taklit edilerek iki namaz cem
edilir.
Giden gemide farzları, özürsüz oturarak kılmak, iki imama göre caiz
değildir. Baş dönmesi özürdür.
Deniz ortasında demirli gemi, rüzgarla çok sallanıyorsa, giden gemi
gibidir. Çok sallanmıyorsa, sahile yanaşmışsa, farz namazları oturarak kılmak
caiz olmaz.
Giden gemide, namaza başlarken kıbleye karşı durmak ve gemi dönünce,
kıbleye dönmek gerekir.
Misafir, vapurda ve trende, farz namaza, kıbleye karşı durup, secde yeri
yanına pusula koyarak, vapur ve tren döndükçe, kendisi kıbleye karşı
dönmelidir. Yahut başka birisi, sağa sola onu döndürmelidir. (S. Ebediyye)
Namazda göğsü kıbleden ayrılırsa, namazı bozulur. Çünkü, vapur ve tren ev
gibidir. Hayvan gibi değildir.
Otobüste, trende, dalgalı denizde kıbleye dönemeyenin, farz namazları
caiz olmaz. Bunlar yolda seferi oldukları müddetçe Maliki, Şafii veya Hanbeli’yi
taklit ederek, iki namazı cem ederek kılabilir.
Sual: Talebeler olarak geziye gidiyoruz. Arabada namaz kılmam
gerekebilir. Nasıl yapacağım?
CEVAP
Arabada mecbur kalmadıkça kılmayın. İki namazı cem ederek kılın.
Arabada kılmak zorunda kalırsanız bağdaş kurarak veya diz üstü oturmanız
gerekir. Ayakkabıyı çıkartmanız gerekir. Kıbleye karşı ima ile kılınır.
Sual: Araba devamlı hareket ederken kıbleye doğru nasıl kılabilirim? İma
ile nasıl kılınır?
CEVAP
İma demek rüku için biraz eğilmek, secde için ondan fazla eğilmekle olur.
Hastalar da böyle yapar. Yollar hep eğri büğrü değil ya, düz yolda giderken
zaten iki rekat kılacaksınız, en kısa sureleri okursunuz, kıbleye dönersiniz öyle
kılarsınız. Ama dediğim gibi arabada kılmayı tercih etmeyin, iki namazı
birleştirip kılın.
Sual: Arabada yanımda su götürmeyi düşünüyorum. Olur da abdestim
bozulurda abdest alırım diye. Sadece farz olan yerleri yıkasam caiz olur mu?
CEVAP
Caiz olur. Sadece bir kere de yıkasanız olur, üç kere yıkamak şart değil.
Yani bir gazoz şişesindeki su ile rahat abdest alınır.
Sual: Uçakla giderken bir namaz vakti çıkacak olsa, ne yapmak gerekir?
CEVAP
Uçakta namaz kılınır. Uçakta kılma imkanı olmayıp vakit de çıkacak olsa,
297
www.dinimizislam.com
diğer üç mezhepten birini taklit ederek, iki namazı cem ederek takdim veya
tehir ile kılmak gerekir. Sabah namazı cem edilmez. Sabah namazını uçakta
ima ile kılmak gerekir. (Hadika)
Sual: Uçakta namaz ima ile kılınır mı?
CEVAP
Otobüs gibidir.
Sual: Uçakla ABD'ye gideceğim. Öğle namazı vakti girmeden
İstanbul’dan ayrılmış oluyorum. Öğleyi nasıl kılacağım?
CEVAP
İki yol var:
1- Uçakta kılınabiliyor. Arka kısımda ayakta kılma imkanı var. İki rekat
farzını kılıyorsunuz o kadar.
2- Eğer uçakta ayakta kılma imkanı olmazsa, inince ikindi ile cem edip
kılarım diye karar verirsiniz. Uçaktan inince, Maliki mezhebini taklit ederek,
sünnet kılmadan iki rekat öğle, iki rekat da ikindi namazını beraber kılarsınız.
Not: İkindi vaktinde de Amerika’ya varamıyacaksanız, ayakta kılma
imkanı da olmazsa, o zaman uçakta iken, koltukta diz üstü veya bağdaş kurup
oturarak ima ile namazınızı kılarsınız. Zaten gelirken bunu mecburen
yapacaksınız. Zira vakitler havada iken geçiyor.
Sual: Namazı otobüste oturarak kılmak zorunda kalırsak otobüsün
durmuş olması mı gerekiyor?
CEVAP
Dururken kılma imkanı varsa dururken kılınır. Durmuyorsa, hareket
ederken de kılınır.
Sual: Yolculuk esnasında vapurda veya trende kıbleye dönmek şart
mıdır?
CEVAP
Evet kıbleye dönmek şarttır. Yolculukta dört rekatlı farzlar iki rekat kılınır.
İki rekat namaz kılana kadar trenin, yönü genelde değişmez. Yani tren fazla
viraj almaz. Eğer, eğri büğrü giderse, kıbleye karşı durup, secde yeri yanına
pusula koymalı. Vapur veya tren döndükçe, kendisi de kıbleye karşı
dönmelidir. Yahut başka birisi, sağa sola döndürebilir. Vapur ve tren ev gibi
olduğu için, namazda göğsü kıbleden ayrılırsa, namazı bozulur. Böyle
vasıtalarda kıbleye dönemeyenin, farz namazları caiz olmaz. Bunlar yolda
seferi oldukları müddetçe, vardıkları yerde diğer üç mezhepten birini taklit edip
iki namazı cem ederek kılabilirler.
Sual: Dünyanın dönüşünden, daha hızlı giden bir uçakla, mesela,
Ekvatorda iken, yarım saatte dünyanın etrafında bir tur atacak şekilde gidilse,
namazlar nasıl kılınır?
CEVAP
Vakit namazın şartıdır. Vakit girdikçe namaz kılmak farz olur.
Güney veya kuzey yönüne gidilirse, değişen bir şey olmaz. Aynı
298
www.dinimizislam.com
meridyende gidilmiş sayılır. Doğuya da, Batıya da gidilse, 30 dakika içinde,
sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarının vakti peş peşe hemen girip
çıkar. Bir namazı kılana kadar vakit çıkabilir. Bunun için, iki namazı cem
ederek kılmak uygun olur. Eğer uçağın çok hızlı gitmesinden dolayı namazı
kazaya bırakırsak, günah olmaz. Uçaktan inince, vakti girdiği halde,
kılınamayan namazlar kaza edilir.
Gemi vatan olmaz
Sual: Gemimiz Gölcük’te tamirde, ayrılış tarihimiz kesin bilinmiyor. Tamiri
biter bitmez Mersin’e gideceğiz. Mersin’de de, ne kadar kalacağımız belli değil,
demirli olarak, belki bir ay, belki daha fazla kalabiliriz. Bu durumlarda
namazları nasıl kılmak gerekir?
CEVAP
Gemi kaptanı veya başka yetkili, burada 15 günden fazla kalacağız derse,
karada mukim, gemide seferi olunur. Gemi vatan olmaz. Böyle söylemedikçe,
hep seferi kılınır.
Gemide ve limanlarda namaz
Sual: Gemi ile çeşitli ülkelere gidiyoruz. Gemide ve limanlarda
namazlarımızı nasıl kılacağız? Dört rekatlı namazları iki rekat olarak mı
kılacağız?
CEVAP
Giden gemide farzları, özürsüz oturarak kılmak, iki imama göre caiz
değildir. Baş dönmesi özürdür. Deniz ortasında demirli gemi, rüzgarla çok
sallanıyorsa, giden gemi gibidir. Çok sallanmıyorsa, sahile yanaşmışsa, farz
namazları oturarak kılmak caiz olmaz. Giden gemide, namaza başlarken
kıbleye karşı durmak ve gemi dönünce, kıbleye dönmek gerekir. Misafir,
vapurda ve trende, farz namaza, kıbleye karşı durup, secde yeri yanına pusula
koyarak, vapur ve tren döndükçe, kendisi kıbleye karşı dönmelidir. Yahut
başka birisi, sağa sola onu döndürmelidir. (S. Ebediyye) Namazda göğüs
kıbleden ayrılırsa, namaz bozulur.
104 km.den daha uzaklığa gitmek üzere hareket eden gemide ve kalkış
limanından sonra gidilen her limanda dört rekatlı farzlar iki rekat olarak kılınır.
Üç rekatlılar aynen kılınır, kısaltılmaz. Sünnet ise, vakit müsaitse kısaltılmadan
aynen kılınır. Vakit müsait değilse, terk edilmesi caizdir.
Uğranılan limanların birinde veya birkaçında 15 günden daha fazla
kalınacaksa, seferi olunamaz, namazlar kısaltılmaz. Gemi, limandan
ayrıldıktan sonra yine iki rekat olarak kılınır. Bu hükümler Hanefi mezhebine
göredir. Diğer üç mezhepte ise, dört gün kalmaya niyet eden seferilikten çıkar,
mukim olur. Üç gün ve daha az kalan seferi olur.
Sual: Vatan-ı aslim olan Gölcük’ten İzmir’e gemi ile gidip dönüyoruz.
Gölcükte karaya çok yakın bir yerde demir atıyoruz. Gemide, namazları seferi
299
www.dinimizislam.com
olarak mı kılmam gerekir?
CEVAP
Gölcük’te karaya ayak basmadığınız için seferisiniz. Sefer dönüşlerinde
gemide kaldığınız müddetçe dört rekatlık namazlarınızı iki rekat olarak
kılmanız gerekir. (Nihaye)
Sual: Her gün Silivri’den Büyükada’ya giden birinin, akşam namaz vakti
gemide geçiyor. Akşam namazını kaçırmamak için, gemide namazını kılması
caiz mi?
CEVAP
Sahile yanaşmış gemi, karaya oturmuş ise namaz kılmak caizdir. Karaya
oturmamış ise, âlimlerin çoğuna göre, dışarı çıkmak mümkün ise, farz kılmak
caiz olmaz. Dışarı çıkıp karada kılmalıdır! Gemi gidiyorsa, kıbleye dönerek
ayakta kılmalıdır. Başı dönen kimse, ayakta kılamazsa, oturarak kılmalıdır.
Sual: Gemi mürettebatındanız. Gemimiz İzmir'de tamirdedir. Ayrılış tarihi
bilinmiyor. Seferi miyiz?
CEVAP
Kaptan,15 günden fazla kalacağız derse, karada mukim, gemide seferi
olunur. Gemi vatan olmaz. Böyle söylemedikçe hep seferi olunur.
Seferilik müddeti
Sual: Şafii ve Maliki'de sefer mesafesi ve müddeti ne kadardır?
CEVAP
Hanefi’de sefer mesafesi 104 km, müddeti de 15 gündür. Giriş-çıkış
günleri hariç, 15 veya daha fazla gün kalırsa mukim olur. Fakat giriş-çıkış
günleri ile beraber 15 gün kalırsa seferi olur. Çünkü giriş-çıkış günleri
sayılmadığı için 13 gün kalmış olur.
Maliki, Şafii ve Hanbeli'de, 80,640 kilometre mesafeye gidip, giriş ve çıkış
günleri hariç, 4 günden az kalan seferi olur. 4 veya daha fazla gün kalan
mukim olur. [Bu üç mezhepten birini taklit eden Hanefi, mesafe olarak kendi
mezhebindeki mesafeye yani 104 km.ye uyar. Seferilik süresinde ise taklit
ettiği mezhebe uyması gerekir.]
Sefere çıkan kimse, sabah ezanları okunurken bir şehre girse, o gün
sayılmaz.
Ezanlar okunurken o şehirden çıksa çıktığı gün de sayılmaz. 3 gün
kalınca 3 sabah namazı kılar, bir girişte, bir de çıkışta sabah namazı kılınmış
olur ki, hepsi 5 sabah namazı eder. Demek ki, 3 sabah namazı değil, en fazla
5 sabah namazı kılan bile seferi oluyor, mukim olmuyor. Şer'i gün, imsak vakti
girince başlar.
Seferde ezan ve ikamet
Sual: Misafir, yalnız veya cemaatle namaz kılsa, ezan ve ikamet okur
300
www.dinimizislam.com
mu?
CEVAP
Seferi olan, camide veya evde yalnız veya cemaatle namaz kılarken ezan
okur. Çünkü camide, okunan ezan, onun namazı için sayılmaz. Hem ezan
hem ikamet okumak iyi olur. [Seferi olan ezanı dışarıda okumaz. Gittiği otelde,
evde veya caminin içinde okuyabilir. Yavaşça okur, sadece kendi duyacak
kadar okur.]
Unutarak 4 rekat kılmak
Sual: Seferi, unutarak veya kasten 4 rekat kılsa ne yapar? Misafir olan
imam, yanılarak dört rekat kılarsa buna uymuş olan mukimin namazı ne olur?
CEVAP
Misafir farzı dört rekat kılarsa, son iki rekatı nafile olur. Emri dinlemediği
için ve nafilenin iftitah tekbirini ve farzın selamını terk ettiği için ve nafileyi farz
ile karıştırdığı için, günah olur. Unutarak dört rekat kılan kimse secde-i sehv
yapar.
Misafir olan imam, yanılarak dört rekat kılarsa, buna uymuş olan mukimin
namazı fâsid olur. İkinci rekatta oturmazsa, farzı kabul olmaz. Üçüncü rekatın
secdesini yapmadan, o şehirde 15 gün kalmaya niyet ederse, o farzı dört rekat
kılması lazım olur. Fakat, üçüncü rekatın kıyamını ve rükuunu tekrarlaması
lazım olur. Çünkü, bu ikisini nafile olarak yapmıştı. Nafile olarak yapılan ibadet
farz yerine geçemez.
Misafir sureleri kısa okur. Tesbihleri üçten az yapmaz. Yolda iken, yani
sıkıntılı zamanında, sabah namazından başka sünnetleri terk edebilir.
Sünnetleri özür ile terk etmek caizdir. Seferde, yatsı namazını kerahat vaktine
bırakmak caizdir.
Sual: Seferi olan, öğleyi, ikindiyi ve yatsıyı 4 rekat olarak kılsa, daha
sonra hatırına gelse kaza etmesi gerekir mi?
CEVAP
Gerekmez.
Seferiliğe niyet
Sual: Üç günlük yola [mesela Ankara'dan Tokat'a] giden ve orda bir hafta
kalmayı düşünen her hanefi otomatikman seferi mi olmuş olur?
CEVAP
Evet. Gitmeye karar vermek niyettir.
Sual: Tam İlmihal’de, (Niyet etmez ise, bütün dünyayı dolaşsa bile,
misafir olmaz) deniyor. Sefersiz niyet, niyetsiz sefer olmaz, ikisinin de olması
lazım deniyor. Biri olmazsa olmaz deniyor. Ben niyet etmeden uçağa binip
Amerika'ya gitsem seferi olmayacağımı anlıyorum. Anladığım doğru mu?
CEVAP
301
www.dinimizislam.com
Anladığınız yanlış. Amerika'ya gitmek için bilet alıyorsunuz, uçağa
biniyorsunuz ve Amerika’ya gidiyorsunuz. Bunlar niyet değil mi? Bunları kendi
iradenizle yapmıyor musunuz? Niyet bir iş yapmaya karar vermek demektir.
Hem Amerika'ya gidiyorsunuz, hem de ben gitmeye karar vermedim
diyorsunuz. Gitmeniz karar verdiğinizi gösterir. Hem niyet etmiş, hem de
sefere çıkmış oluyorsunuz.
İlmihalde, (Niyet etmez ise, bütün dünyayı dolaşsa bile, misafir
olmaz) dendikten sonra, (Düşmanı arayan askerlerin hâli böyledir. Fakat,
geri dönüşte misafir olur) ifadesi var. Askerler düşmanı buralarda arıyorlar,
sefer mesafesi olan uzaklıkta aramıyorlar. Ama araya araya sefer mesafesini
de geçseler, yine seferi olmazlar, çünkü oraya gelmek için niyet etmemişlerdi.
Bir yere gitmeye karar verince sefer mesafesini geçmesi gerekir, yoksa oraya
gitmekle seferi olamaz.
Başka örnek verelim:
Pendik'ten İzmit'e gitmek için otobüse binen kimse, yolda uyusa,
uyanınca Bolu'ya gelmiş olduğunu görse, Bolu'da seferi olmaz. Çünkü buraya
gelmeye niyet etmemişti. Ama oradan tekrar İstanbul'a gelmeye karar verirse
o zaman Bolu'yu çıkar çıkmaz seferi olur.
Bolu'dan İzmit'e gelmeye karar verse, Bolu - İzmit arası seferi mesafede
olmasa, yine seferi olamaz. İzmit'ten de Adapazarı'na gitse, yine seferi
olamaz. Çünkü sefer mesafesi kadar gitmiyor. Adapazarı'ndan da Akyazı Kuzuluk kaplıcasına gideyim dese, yine seferi olmaz, böyle sefer mesafesi
olmayacak yerlere giderek dünyayı dolaşsa seferi olmaz.
Seferde niyet değiştirmek
Sual: İstanbul’dan deniz otobüsü ile Armutlu tatil köyüne geldik. Yol kısa
olduğu için seferi olmuyoruz. Armutlu’da iken, 80 km uzaktaki Bursa’ya gidip
gezmeye karar verdik. Bursa’da seferi olur muyuz?
CEVAP
Mukim bir kimse, 104 km den uzak yere gitmeye karar verince ancak
seferi olur. 80 km ye gitmeye niyet etmekle seferi olmaz. Yani Bursa’da seferi
olmaz. Eğer İstanbul’da iken Bursa’ya gideceğinizi bilseydiniz, hem Armutlu’da
hem de Bursa’da seferi olurdunuz. Şimdi Bursa’da seferi olmazsınız. Ancak
Bursa’dan dönerken İstanbul’a gelmeye niyetiniz olduğu için Bursa’yı çıkar
çıkmaz seferi olursunuz. Armutlu’da da seferi olursunuz. İstanbul’a gelene
kadar seferi olursunuz.
Seferiliğe niyet şarttır
Sual: Seferi olmak için, niyet şart mı?
CEVAP
Evet niyet şarttır. Mesela bir kimse, Pendik’ten 50-60 km uzaktaki İzmit’e
gitmek üzere otobüse binse, otobüste uyuyup kalsa, Düzce’ye gelince uyansa,
Düzce - Pendik arası, seferilik mesafesinde olduğu halde, Düzce’ye niyet
302
www.dinimizislam.com
ederek gelmediği için seferi olamaz. Bir kimse de, Pendik’ten Düzce’ye
gitmek üzere otobüse binse; fakat ben sefere niyet etmiyorum dese de, seferi
uzaklığa gitmeye karar verdiği için seferi olur. Bu kararı niyet sayılır. Yani
gideceği yer seferilik mesafesinden fazla ise, niyet etmese de seferi olur;
seferilik mesafesinden az ise, seferiliğe niyet etse de seferi olmaz. Demek ki,
seferiliğin gerçekleşmesi için, hem seferi uzaklık şart, hem de niyet şart.
Seferilikte niyet
Sual: Bir kimse, 80 km uzaktaki A şehrine gitse, sonra, bir iş çıkıp A
şehrine 85 km uzaktaki B şehrine gidip tekrar A şehrine dönse, B şehrinde
seferi olur mu?
CEVAP
Seferi olmaz. Eğer A şehrine giderken, B şehrine de uğrayacağını
biliyorsa, o zaman hem A şehrinde, hem de B şehrinde seferi olur.
Seferilikte niyet
Sual: Bir kimse, sefer uzaklığındaki A şehrine toplam 30 gün kalmak
üzere gitse, gittiğinde orada on gün kaldıktan sonra, 10 km uzaktaki B şehrine
gidip, orada on gün kaldıktan sonra, 10 km uzaktaki D şehrine gitse, orada da
on gün kaldıktan sonra tekrar A şehrine gelse, 30 gün hep seferi mi olur?
CEVAP
Hayır seferi olmaz, mukim olur. Mukim olduktan sonra, seferi uzaklığa
gidilmedikçe hep mukim olunur. Eğer, çıkarken, B ve D şehrinde onar gün
kalacağını biliyorsa, 30 gün hep seferi olurdu. Aynı durumda, Maliki’yi taklit
eden ise hep mukim olurdu.
Seferiliği kaldırma hilesi
Sual: İstanbul Fatih'ten İzmit arası seferi uzaklıkta olduğu için, bir kadın
yanında mahremi olmadan İzmit'e gidemiyor. Hocanın biri, bir hile bulmuş.
(Pendik veya Gebze'ye kadar niyet etmezsiniz, sonra niyet etseniz de,
zaten seferi olmazsınız ve mahremsiz İzmit'e gidebilirsiniz) demiş. Böyle
bir niyetle bir kadının Fatih'ten İzmit'e mahremsiz gitmesi caiz olur mu?
CEVAP
Kesinlikle caiz olmaz. O zaman niye Gebze'de niyet ediyor ki? İzmit'e
kadar hiç niyet etmesin. Adapazarı'na niyet etmeden gitsin, Ankara'ya niyet
etmeden gitsin. O zaman bir kimse, niyet etmedim diyerek dünyayı dolaşsa
seferi olmaz. Seferilik diye bir şey kalmamış olur. Niyet, bir yere gitmeye
kalbden karar vermek demektir. Seferi olmamak için, niyet etmiyorum demek
geçersizdir. Ankara'ya gitmek için karar verip bileti almak niyettir. Ankara'ya
gitmeye karar verse, biletini de alsa, ben sefere niyet ettim dese; fakat gitmese
seferi olmaz. Demek ki, seferi olmak için hem niyet, hem de gitmek gerekiyor.
Karar verip gittiği halde, ben niyet etmedim demesi geçersizdir. Buna hile-i
şeriyye denmez, hile-i bâtıla yani bâtıl olan hile denir.
Yalova'da mukim olarak kurban kesmek için de, böyle geçersiz hile
303
www.dinimizislam.com
yapılıyormuş. Kara yoluyla giderken, Kartal'a, Pendik'e kadar niyet
edilmiyormuş, sonra niyet ediliyormuş. Madem istenildiği zaman niyet
edilebiliyor, hiç niyet edilmeden gidilsin! Ama bu yanlış olur. Yalova'ya gitmeye
karar vermek niyettir. 104 kilometreden fazla giden, seferi olur, keseceği
kurban da nafile olur.
Şoförlerin seferiliği
Sual: Vatan-ı aslim Konya'dır. Vazife icabı Fatih'te oturuyorum. Fakat
işyerim Fatih'ten 120 km. uzaklıktadır. Cumartesi pazar hariç, her gün işime
gidip akşama eve dönüyorum. Fatih'te ve işyerimin bulunduğu yerde seferi
sayılır mıyım?
CEVAP
Evet, hem işyerinde, hem de Fatih'te seferisiniz. Vaziyet hiç değişmezse
ömür boyu hep seferi olursunuz. Fatih vatan-ı asliniz olursa, Fatih'te
bulunduğunuz müddetçe seferi olmazsınız. Fatih'ten çıkıp, işyerinden tekrar
Fatih'e dönünceye kadar seferi olursunuz. Şehirlerarası şoförlük yapanların
durumu da böyledir.
Seferde kazaya kalan namaz
Sual: Seferde kazaya kalan namazı, mukimken, kaç rekat olarak kılmak
lazımdır?
CEVAP
Seferde kazaya kalan öğle, ikindi ve yatsının farzları mukim iken de yine 2
rekat olarak kaza edilir. Sabah, akşam ve vitir aynen kaza edilir.
Sual: Seferde kazaya kalan vitrin kazası yine vacip midir?
CEVAP
Evet vaciptir.
Sual: Seferdeki kaza namazı adedi bilinmese, hepsi 4 kılınır mı?
CEVAP
Kasten olmadığı için dört kılmak caiz olur.
Sual: (Seferde kazaya kalan ilk öğle namazına) diye niyet ederek iki rekat
namaz kılmak caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Mukimken kazaya kalan farzlar, seferde de dört rekat olarak mı
kılınır?
CEVAP
Evet. Sabah, akşam ve vitir aynen kaza edilir.
304
www.dinimizislam.com
Namaz vaktinin sonunda sefere çıkan
Sual: Namaz vaktinin sonunda sefere çıkan veya vaktin sonunda
vatanına gelen o vakitlerin namazlarını kılmamış ise kaç rekat kılar?
CEVAP
Namaz vaktinin sonunda sefere çıkan, bu namazı kılmamış ise, 2 rekat
kılar. Vaktin sonunda vatanına gelen, bu vaktin namazını kılmamış ise, 4 kılar.
Yolcu, seferden dönerken, çıkarken misafir olduğu yere gelinceye kadar
misafir sayılır. Gelince mukim olur.
Mekke'de seferilik
Sual: Bir kimse Mekke’de veya başka yerde niyet etmeden 15 günden
fazla kalsa, seferi olur mu?
CEVAP
Mekke-i mükerremeye giden, 15 veya daha fazla gün kalmaya niyet
ederse mukim olur.15 günden az kalmaya niyet ederse veya hiç niyet etmeden
aylarca kalsa misafir olur.
Mekke, Minâ ve Arafat gibi başka başka yerlerde toplam 15 gün kalmaya
niyet eden de, mukim olmaz. Yalnız Mekke’de veya Minâ’da 15 gün kalmaya
niyet eden mukim olur. Mukim olan da, namazlarını kısaltamaz. Bayram
kurbanını da kesmesi vacip olur.
Talebe, asker, işçi gibi emir altında bulunanlar, kendi niyetleri ile değil,
hocalarının, kumandanlarının, işverenlerinin emrine göre hareket ederler.
Âmirleri 15 gün kalmaya niyet etse, bunlar emri işitinceye kadar misafir olurlar.
Emri hiç işitmezlerse, kaç gün kalsalar hep seferi olurlar.
Bir görevliye tâbi olan hacılar da, bunun sözü ile hareket ederler. Görevli,
15 gün Mekke’de kalacağız dememişse, bu görevliye bağlı olanlar seferi olur.
Seferi olanın da bayram kurbanını kesmesi vacip olmaz. Fakat şükür kurbanını
kesmesi vacip olur. Dört rekatlık farzları iki rekat olarak kılar. (Nihaye)
Sual: 1991 yılından sonra Mekke ile Minâ birbirine bitişmiş. Minâ,
müstakil karye hükmünden çıkmış mı? Mekke’de 8 gün, Minâ’da sekiz gün
kalmaya niyet eden mukim mi olur?
CEVAP
Evet.
Sual: Bir hacı hac farizası için, Mekke’de 13 gün kaldıktan sonra 14-15.
günleri de Minâ ve Arafat’ta bulunup (Mekke- Mine, Arafat arası 22 km) tekrar
Mekke’ye geri dönerek 7 gün daha kaldıktan sonra Medine’ye giderse seferi
midir?
CEVAP
Tam İlmihal’de diyor ki:
Mekke, Minâ ve Arafat gibi başka başka yerlerde toptan 15 gün kalmaya
niyet eden, mukim olmaz. Demek ki Türkiye'den giderken veya oraya varınca
305
www.dinimizislam.com
bir yerde 15 günden fazla kalmaya niyet edilmemişse seferi olur. Medine’de 15
günden fazla kalmaya niyet eder ise orada da mukim olur, 15 günden az
kalmaya niyet etmişse seferi olur.
Mekke’de mukim olunmaz mı?
Sual: Tam İlmihal’de (Mekke, Minâ ve Arafât gibi başka başka yerlerde
toptan 15 gün kalmaya niyet eden de, mukim olmaz) deniyor. Bir kimse
Mekke’de bir ay kalsa, mukim olmaz mı?
CEVAP
Mukim olur. Bir yerde 15 günden fazla kalınınca mukim olur. Mesela bir
kimse 13 gün Mekke’de kalmaya, sonra bir gün Arafat veya Minâ’da kalmaya,
sonra 13 gün yine Mekke’de kalmaya niyet edip sonra, Medine’ye gitmeye
niyet etse, bir yerde 15 günden fazla kalmaya niyet etmediği için Mekke’de
toplam 26 gün kalmasına rağmen seferi olur. Namazlarını kısaltarak kılar. Ama
kişi, Ramazanda gidip Mekke’de 15 günden fazla kalmaya mesela bir ay
kalmaya niyet etmişse, artık Mekke’de mukimdir. Arafat’ta da, Minâ’da da,
Müzdelife’de de seferi olamaz, mukimdir. Namazlarını kısaltamaz.
Bütün fıkıh kitapları hep aynı şeyi yazmaktadır. Farklı bir kavil yoktur.
Fakat anlatılışları farklıdır. Birkaç örnek verelim:
Misafir olan yolcu, Mekke ve Minâ’da 15 gün ikamet etmeye niyet etse
namazları dört kılmaz, çünkü iki yerde kalmayı niyet etmek çok yerde kalmayı
gerektirir, bu ise yolculuğun gerçekleşmesine manidir. Ancak yolcu geceyi
birinde kalmayı niyet ederse oraya girmesiyle mukim olur, çünkü kişinin
ikameti gece kaldığı yere izafe olunur. (Hidaye)
Mekke ve Minâ’da 15 gün kalmaya niyet eden namazları dört kılmaz;
çünkü ikamet iki yerde kalmaya niyet etmekle mukim olunmaz. Yolcunun
ikametleri toplansa 15 günü geçse de seferidir. Ancak geceyi birinde ikamet
etmeye niyet ederse o zaman oraya girmesiyle mukim olur, çünkü kişinin
ikameti kaldığı, yattığı yere izafe olunur. Hac farzını yerine getirmek için hac
ayının on günü içinde Mekke’ye girse ve 15 gün ikamete niyet etse, mukim
olmaz, çünkü Arafat'a çıkmak zorundadır. Bir yerde 15 günden çok
kalmadıkça mukim olamaz. (Bahr-ür Raik)
Kişi Kufe’den çıksa Mekke ve Minâ'da 15 gün ikamet etmek üzere yola
çıksa Mekke'ye girdiğinde namazı dört kılamaz, çünkü sadece Mekke’de 15
gün kalmayacaktır. (Mebsut - Şeybani)
Yolcu bir yerde 15 gün kalmaya niyet ederse mukim olur. Ama iki yerde
15 gün kalmayı niyet eder ise, bu iki yerin her biri kendi başına bir şehirdir.
Dolayısıyla biri diğerine tâbi değildir. Mekke ve Minâ’da toplam 20 gün
kalmaya niyet eden mukim olmaz. Ancak bu iki yerden birinde 15 gün kalmaya
niyet eden mukim olur. (Tuhfetül Fukaha)
İki yerde mesela Mekke ve Minâ’da, yahut Kufe ve Hira’da kalmayı niyet
eden şayet geceyi bunlardan birinde ikamet etmeye azmetse ve gündüzleri
oradan diğerlerine gitmeyi planlasa, eğer gece kalmayı azmettiği yere gündüz
306
www.dinimizislam.com
girse mukim olmaz. Ama gece ikamet etmeyi azmettiği yere geceleri girse
mukim olur, sonra diğer yerlere oradan yola çıksa misafir olmaz. Çünkü kişinin
ikamet yeri kaldığı yerdir. Başkasının yerine hac yapan arkadaşları gittikten
sonra Mekke'de 15 gün veya daha çok kalmayı niyet eden Mekke'de mukim
olur. (Mebsut - Serahsi)
Diğer üç mezhepte seferilik farklıdır. Giriş çıkış günleri hariç, bir yerde
dört gün kalmaya niyet eden mukim olur. Bir ihtiyaçtan dolayı bu
mezheplerden birisini taklit eden Hanefi de, taklit ettiği mezhebin şart ve
müfsitlerine riayet eder. Yani dört gün kalınca mukim olur ve namazlarını
kısaltamaz.
Seferde mezhep taklidi
Sual: Seferilik mesafesindeki bir yerde on gün kalacak olup Maliki’yi taklit
eden veya etmeyen kimse, ihtiyaç olunca, namazlarını hangi mezhebe göre
cem eder?
CEVAP
Bir yerde on gün kalıp seferi olan kimse, Hanefi’ye göre seferi, diğer üç
mezhebe göre mukim olur. Maliki ve Şafii’ye göre mukimken iki namaz cem
edilmez. Hanbeli’ye göreyse, ihtiyaç olunca mukimken de cem edilebilir. Bir
mezhebi taklit ederken, o mezhebin o konudaki şartlarına da uyması lazımdır.
Seferde on gün kalan kimse, Hanbeli’de mukim olacağı için, Hanbeli’nin
uyulabilen bütün şartlarına da riayet etmesi gerekir. Mukimken dört rekâtlık
namazları kısaltmadan kılmak farz olduğu için, cem ederken, farzları iki rekât
değil dört rekât olarak kılması gerekir. Maliki’yi taklit eden de, etmeyen de
böyle kılar. Hanefi kimse, seferde cem etmediği zamanlarda, dört rekâtlı
farzları, Hanefi’ye göre seferi olduğu için, yine iki rekât olarak kılar.
Seferde cem ederken
Sual: Seferilik mesafesindeki bir yerde 2 gün kalacak olup Maliki’yi taklit
eden veya etmeyen kimse, ihtiyaç olunca, namazlarını hangi mezhebe göre
cem eder?
CEVAP
Seferilik mesafesinde bir yerde 2 gün kalan dört mezhepte de seferi olur.
Seferi olduğu için, ihtiyaç olunca diğer üç mezhepten birine göre cem edebilir.
Ancak Maliki’yi taklit eden, Maliki’nin şartlarını iyi bildiği için, Maliki’ye göre
cem etmesi daha uygun olur. Dört mezhepte de seferi olduğu için, dört rekâtlı
farzları iki rekât olarak kılar.
Giriş çıkış gününde ölçü imsak vaktidir
Sual: Seferilikte giriş ve çıkış günleri ne zaman başlar, ne zaman biter?
CEVAP
Gün, oruçta olduğu gibi imsak vaktinde başlar. Ertesi günü imsak vaktine
kadar devam eder.
307
www.dinimizislam.com
Mesela, İstanbul’a imsak vaktinden sonra, sabah ezanı okunurken giren
kimse, giriş günü olduğu için o günü saymaz. Eğer imsak vaktinden önce
girerse, imsak vaktinden sonraki gün giriş günü olmaz. İmsak vaktinden sonra
çıkarsa, o gün çıkış günüdür.
Demek ki bir kimse, bir yere güneş doğarken girse, o gün giriş günü
olduğu için hesaba katmaz. Ayrılacağı zaman da, imsak vaktinden sonra,
mesela güneş doğarken oradan çıksa, o günü de hesaba katmaz.
Maliki'yi taklit edenin seferiliği
Sual: Maliki mezhebini taklit eden bir hanefinin seferilik süresi ne kadar?
Seferilik süresine vardığı ve ayrıldığı günler dahil mi olur?
CEVAP
Girdiği ve çıktığı günler hariç, 4 gün kalan mukim olur, 3 gün kalırsa seferi
olur. Giriş çıkış günleri dahil 6 gün kalan mukim, 5 gün ve daha az kalan seferi
olur. [Giriş çıkış günlerinde ölçü imsak vaktidir. Gidilen yere imsak vaktinden
sonra girilirse, o gün sayılmaz, hariç tutulur. Çıkılan yerden imsak vaktinden
sonra çıkılırsa o gün sayılmaz, hariç tutulur.]
Sual: Maliki mezhebini taklit eden biri, seferiliğe Hanefi’deki gibi mi
uyacak yoksa Maliki mezhebindeki gibi mi?
CEVAP
Kilometre olarak Hanefi esas alınır, yani 104 kilometreden önce seferi
olunmaz. Seferi olmak için gün olarak da Maliki esas alınır. Yani giriş çıkış
hariç dört gün kalan mukim olur.
Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. Sefere çıkacağız. Bir işimiz var olursa
birkaç gün içinde döneceğiz. Normal durumda 1 hafta kalmaya niyetlendik.
Namazları seferi olarak mı kılacağız?
CEVAP
Kesin olmadığı için hep seferi olursunuz. Dört rekatlıları iki kılacaksınız.
Sual: Maliki mezhebini taklit eden Hanefi sefere niyet ediyor, çalıştığı
şirkete varınca arabanın km göstergesi 103,3 km gösteriyor, seferi sayılır mı?
Yoksa şirketin bulunduğu şehir sınırı mı dikkate alınıyor?
CEVAP
Önce çıkış yeri önemli. Şehrin mezarlık, fabrika, kışla, ırmak gibi bir
yerden kilometre hesap edilir. Vardığı yerin de aynı şeyler kışla, fabrika,
mezarlık gibi yerine varınca tamam. Şirketin yeri önemli değildir. Eğer bu ara
103 km ise seferi olur.
Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. 3 günlüğüne bir yere gitmeye niyet
etmiştim. Buraya geldikten sonra bir gün seferi olarak kıldım namazları, fakat
birkaç gün daha kalmak zorunda kaldım. Seferiliğim bozuldu mu? Seferi olarak
kıldığım namazlar sahih oldu mu?
CEVAP
308
www.dinimizislam.com
Sahih oldu. Maliki mezhebine göre, giriş ve çıkış günlerinden başka üç
günden ziyade kalmaya niyet ettiği bir yere girince, yahut dört günden önce
biteceğini sandığı işi için gittiği yerde onsekiz günden çok kalınca mukim olur.
Daha az kalırsa seferi olur. Şafii’de de böyledir.
Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. Beş gün kalmak üzere bir yere gidiyorum.
Fakat beş gün kalacağıma niyet etmiyorum. Hep seferi miyim? Yahut ne kadar
kalacağımı bilmiyorum, bu üç gün de olabilir beş veya daha fazla da olabilir.
Ne yapmam lazım?
CEVAP
Maliki’de bir yerdeki işinin dört günden önce bitmeyeceğini bilirse, niyet
etmese de, oraya girince mukim olur. Müddetini iyi bilmezse, onsekiz gün
sonra mukim olur. Şafii’de de böyledir.
Sual: Maliki mezhebine göre, giriş ve çıkış günlerinden başka üç günden
ziyade kalmaya niyet ettiği bir yere girince, yahut dört günden önce biteceğini
sandığı işi için gittiği yerde onsekiz günden çok kalınca mukim olur ne
demektir?
CEVAP
Mesela dört günden az kalırım diye İzmir’e gidiyorsunuz, işiniz çıkıyor, iki
gün daha kalmanız gerekiyor, iki gün sonra bitmiyor, üç gün daha kalmak
gerekiyor, böyle 2 veya 3 gün kalınca 18 güne kadar seferi olursunuz. Bu
durumda Hanefi’de ise ömür boyu seferi olur.
Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. Doğum yerim Balıkesir, memleketim
Erzurum, İstanbul'da yaşıyorum ve Antalya’da evlendim. Erzurum'da ve
Antalya'da 4 günden az kalırsam seferi olur muyum?
CEVAP
Antalya vatan-ı asliniz olduğu için orada seferi olamazsınız. [Baliğ bir
çocuğun ana-babasının bulunduğu yer doğduğu yer bile olsa, buradan ayrılıp
başka yerde, çıkmamak niyet edip yerleşse veya evlense, orası (Asli yeri) olur.
Ana babasının yanına gidince, yerleşmeye niyet etmedikçe, burası çocuğun
asli yeri olmaz. Onun asli yeri evlendiği veya son yerleştiği yerdir.]
Maliki’yi taklit ve seferilik
Sual: Hanefi mezhebindeki bir kimse, 10 günlüğüne sefere çıksa, orada
bir akıntıdan veya başka bir ihtiyaçtan dolayı Maliki mezhebini taklit etmesi
gerekse, seferiliği devam eder mi?
CEVAP
Maliki’nin şartlarına da uyması gerektiği için, seferiliği devam etmez.
Seferde cem etmek
Sual: Maliki’yi taklit eden bir kimse, seferde iki namazını cem edebilir mi?
CEVAP
Bir ihtiyaç, bir sıkıntı olmadan cem edemez.
Mâlikî'de seferilik
309
www.dinimizislam.com
Sual: Bir arkadaş, Mâlikî’de mukim olmayı formüle etmiş, üç sabah
namazının kılındığı yerde mukim olunacağını tespit etmiş. Bir kişi sefere çıkıp,
üç sabah namazını kıldığı yerde mukim olur mu?
CEVAP
Hayır, mukim olmaz. O arkadaşın o formülü yanlıştır. Mâlikî, Şâfiî ve
Hanbelî’de, giriş ve çıkış günleri hariç, üç gün kalan seferi olur. Dört veya daha
fazla gün kalan mukim olur. Sefere çıkan kimse, sabah ezanları okunurken bir
şehre girse, imsak vaktinden sonra girdiği için, o gün giriş günüdür, sayılmaz.
Ezanlar okunurken o şehirden çıksa çıktığı gün de sayılmaz. Üç gün kalınca
üç sabah namazı kılar, bir girişte, bir de çıkışta sabah namazı kılınmış olur ki,
hepsi beş sabah namazı eder. Demek ki, üç sabah namazı değil, en fazla beş
sabah namazı kılan bile seferi oluyor, mukim olmuyor. Şer’i gün, imsak vakti
girince başlar.
Seferi olduğundan şüphe eden
Sual: Seferiliğe ait kâfi bilgiye sahip olmadığım için, bir yere gidince
acaba seferi miyim, değil miyim diye karar veremiyorum. Namazları bu halde
nasıl kılmam gerekir?
CEVAP
Seferi olduğundan şüphe eden, mukimdir. Namazlarını 4 rekat olarak
kılması gerekir. Tahmininde yanılsa bile kasten 4 kılmadığı için mazur sayılır.
Fakat seferi değilken 2 kılarsa, kıldığı namazları kaza etmesi gerekir. İhtiyatlı
hareket etmelidir.
Sual: Seferiyim zannedip namazı kısalttım. Kazası gerekir mi?
CEVAP
Evet. Zan ile seferilik olmaz.
Sual: Kendi memleketinde seferiyim diye namazlarını seferi usule göre
kılan kişi daha sonra seferi olmadığını öğrendiği zaman o namazlarını kaza
edecek midir?
CEVAP
Evet edecektir.
Mahremsiz sefere çıkmak
Sual: Kadın, Şafii mezhebini taklit ederek mahremsiz sefere gidebilir mi?
CEVAP
Şafii mezhebinde de kadın mahremsiz sefere [üç günlük yola] gidemez.
Diğer mezheplerde de mahremsiz sefere gidemez. Çünkü hadis-i şerifte
buyuruluyor ki:
(Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kadının, yanında kocası veya
mahremi olmadan üç günlük ve daha fazla bir yola sefere çıkması helal
olmaz.) [İbni Mace]
310
www.dinimizislam.com
Sual: Bazı hanımlar mesela Konya’dan İstanbul’a yanlarında mahremleri
olmaksızın gidip geliyorlarmış. Bu konuda Şafii mezhebini taklit ettiklerini ifade
ediyorlarmış. Böyle bir şeyin aslı var mıdır?
CEVAP
Böyle bir şeyin aslı yoktur. Şafii mezhebinde de kadınlar mahremsiz
sefere çıkamazlar. Sadece farz olan hacca gidebilirler. Bu konuda da taklit
etmek caiz olmaz.
Konya’daki bayanlar, mahremsiz İstanbula gelip gidemezler. Tam
İlmihal’de diyor ki:
Hür kadının, zevci veya ebedi mahrem akrabasından biri yanında
bulunmadan, yalnız veya başka kadınlarla yahut akıl, baliğ ve salih olmayan
mahremi ile üç günlük yola gitmesi [üç mezhepte] haramdır. Şafii mezhebinde,
kadınlar ile mahremsiz olarak, farz olan hacca gidebilir. (Kadın, mürâhik olan,
yani büluğa yaklaşmış, oniki yaşındaki mahremi ile sefere gidebilir).
(Kadihân)da diyor ki, (Kadın, salih cemaat ile sefere gidebilir). [Bu iki kavil,
zaruret halinde caiz olur.]
Bir kadın, üç günlük sefere, ancak kocası ile, fâsık olmayan ebedi
mahrem akrabası ile veya [ihtiyaç halinde] mürahık erkek çocuğu ile gidebilir.
Fâsık olan mahremi ile sefere çıkamaz. Salih mahremi yoksa, zaruret halinde
yalnız çıkmaktansa, fâsık mahremiyle çıkmak daha uygun olur. [Mürahık 12
yaşını doldurmuş, henüz balig olmamış çocuk demektir. Mahrem, kardeş,
amca, dayı gibi yakın akraba demektir.
Diyelim siz hanımınızı Isparta’ya götürüp geldiniz. Daha sonra o
kocasının yanına yani sizin yanınıza uygun vasıtalarla mahremsiz gelebilir.
Sual: İhtiyar kadın, yalnız sefere çıkabilir mi?
CEVAP
Çıkabilir. Ama fitne zamanında çıkmamalıdır.
Sual: İhtiyar kadın, 55 yaşından büyük olan mı?
CEVAP
Evet.
Sual: Mukim hanım, başka şehirdeki zevcinin veya mahreminin yanına
mahremsiz gidebilir mi?
CEVAP
Mukim gidemez. Seferdeki hanım gidebilir.
Sual: Bir kızın, abla ve eniştesiyle sefere çıkması caiz mi?
CEVAP
Zaruret halinde caiz.
Sual: Kadın, ana babasının yanına Antalya'ya gitmek için İstanbul'dan
yalnız başına uçakla gidebilir mi? Hayzlı iken gidebilir diye bir şey var mı?
CEVAP
Gidemez. Hayzlı iken de gidemez. Antalya'da ise, İstanbul'a kocasının
yanına gelebilir.
311
www.dinimizislam.com
Sual: Kadın, seferden yalnız başına ne zaman döner?
CEVAP
Zevcinin, mahreminin bulunduğu her yere yalnız dönebilir. Tenha
olmamak da lazımdır.Yani uygun bir vasıta ile gelmelidir.
Sual: Çok ihtiyar kadın, mahrem olmayan akrabasını ziyaret için, çok
ihtiyar erkekle sefere çıkabilir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Hanımım yalnız başına Ankara'dan Konya'ya gidecek. Hayzlı olarak
sefere çıkıyor. Konya'da seferi olur mu?
CEVAP
Yanında kocası veya mahremi bulunmayan hayzlı kadının sefer niyeti ile
yola çıkması kıymetsizdir. Yani Konya'da seferi olamaz. Temizlendikten sonra
104 kilometre daha gitmeden önce kaldığı yerde seferi olamaz. Eğer
Konya'dan temiz olarak çıkıp Ankara'ya geri dönse, çıktığından itibaren seferi
olur. Ankara vatan-i aslisi değilse ve orada 15 günden az kalırsa Ankara'da da
seferi olur. Ankara vatan-i aslisi ise orada çok az kalsa bile seferi olmaz.
İhtiyar kadın
Sual: İhtiyar bir kadın, üç günden uzun bir yola uçak veya otobüsle
mahremsiz, namahremle gidebilir mi?
CEVAP
Gidebilir. Orada salih, yaşlı birine, gerekince ilgilenmesi için tembih etmek
gerekir.
Kadının sefere çıkması
Sual: Bir kadın, sefer mesafesinde uzaklığa yalnız başına uçakla veya
şehirlerarası otobüsle gidebilir mi?
CEVAP
Ebedî mahrem akrabasından biri veya kocası yanında bulunmayan
kadının üç günlük yani Hanefî’de 104 km’lik yola gitmesi câiz değildir. İmam-ı
a’zam ve imam-ı Ebu Yusuf’a göre, hür kadının bir günlük yani 35 km
uzaklıktaki yere mahremsiz gitmesi mekruhtur. (Fetava-yı Hindiyye)
Hayzlının seferi olması
Sual: Yanında kocası veya mahremi bulunmayan hayzlı kadın, sefere
çıksa, sonra henüz seferdeyken hayzı bitse, seferi olduğu için namazlarını
kısaltabilir mi?
CEVAP
Böyle bir kadının seferiliği geçersizdir. Temizlendikten sonra, seferi
uzaklıktaki yere gitmeye karar verip yola çıkarsa, o zaman seferi olur. Fıkıh
kitaplarında deniyor ki:
Yanında kocası veya mahremi olmayan hayzlı kadın, uzun yola çıksa,
seferi olamaz. Hayz bitince, bulunduğu yerden üç günlük yola giderse, ancak o
312
www.dinimizislam.com
zaman seferi olur. (S. Ebediyye)
Sefere çıkan hayzlı kadın, temizlenince, varmak istediği yere üç günden
az bir mesafe kalmış olursa, bu kadın, sahih kavle göre namazlarını tamam
kılar. (Halebi)
Halebi kitabındaki bu ifadede de, seferdeki hayzlı kadının, gideceği yere
üç günden az kalırsa seferilik hükmü geçerli olmuyor, namazlarını tam kılar
deniyor.
Hayzlı bir kadın, temizlenir de varacağı yere iki günlük mesafe kalırsa,
sahih kavle göre, büluğa eren çocuk gibi namazlarını tamam kılar. (Dürr-ül
muhtar)
Dürr-ül muhtar kitabındaki bu ifadede de, seferdeki hayzlı kadın,
gideceği yere üç günden az kalırsa seferi sayılmadığı için, namazlarını tam
kılar deniyor. Seferde iken büluğa eren çocuk da, üç günlük yola gitmeden
seferi olmaz deniyor.
Mahremsiz sefere çıkmak
Sual: Vatan-i aslim Adapazarı’dır. Ailem İstanbul’da, Üsküdar’da oturuyor.
Beyim, bayrama yakın beni İzmit’e kadar getirip, (Buradan Üsküdar’a yalnız
gidebilirsin, çünkü seferilik mesafesinden az) dese, Üsküdar’a kadar
mahremsiz gitmem caiz midir? Üsküdar’da 15 günden az kalacağıma göre,
seferi oluyor muyum, kurban kesmem vacib midir?
CEVAP
İzmit-Üsküdar arası seferilik mesafesinden az olduğu için mahremsiz
gidebilirsiniz. Ancak Adapazarı’ndan Üsküdar’a gitmek niyetiyle yola çıktığınız
için seferisiniz. Seferi olunca, kurban kesmeniz vacib olmaz, ama keserseniz
iyi olur, sevab olur.
Seferilikte iki namazı birleştirmek
Sual: Hanefi’de seferde iken, iki namazı birleştirmek caiz mi?
CEVAP
Hanefi’de seferde iken iki namazı birleştirmek asla caiz değildir. Ancak
ihtiyaç ve zaruret olunca diğer üç mezhepten birini taklit ederek kılar. Seferde
bir harac yani zorluk yoksa iki namazı birleştirmek haramdır.
Sual: Otobüs yolcuğunda namazların kaçmaması için birleştirmek caiz
olur mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Misafir, seferde Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı cem
edebilir mi?
CEVAP
Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı takdim ve tehirle, yani öğle ile
ikindiyi öğle vaktinde veya ikindi vaktinde, akşam ile yatsıyı akşam veya yatsı
313
www.dinimizislam.com
vaktinde kılabilmek için bir ihtiyaç hasıl olması gerekir.
Gerek yolda ve gerekse seferde ihtiyaç hasıl olmadan takdim ve tehir ile
namaz kılınmaz. Çünkü, kolay hükümleri toplamaya telfîk denir ki, caiz olmaz.
Seferde trenle giden bir kimse, trende namazlarını ayakta kılamazsa, tren
durduğu zaman takdim ve tehirle kılar.
Sual: Arabada, vapurda hareket halinde bir vasıta için inememe durumu
varsa Şafii’yi taklit ederek öğleyle ikindiyi akşamla yatsıyı cem eder, Maliki’yi
taklit de yapabilir miyiz, bunu ve 2 namazı bu şekilde cem ettiğimiz için günah
olur mu?
CEVAP
Seferde Şafii’de de Maliki’de de iki namazı cem etmek caizdir. Eğer
seferde değilse cem etmek caiz olmaz. Bir zaruret varsa o zaman yani
mukimken Hanbeli taklit edilerek iki namaz cem edilir. [Maliki, Şafii ve
Hanbeli’yi taklit ile ilgili bilgiler, Mezhep ve Mezhepsizlik maddesinde var.]
Sual: Seferde, Şafii veya Maliki’yi taklit edip, öğle ile ikindiyi cem ederek
kılmak için öğleyi geciktirdim. İkindi olunca da memleketime gelerek mukim
oldum. Öğle kazaya kaldığı için günaha girdim mi?
CEVAP
İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki:
(Seferi olan, ikindi ile cem ederek kılmak için, öğleyi geciktirirse, öğle vakti
çıktıktan sonra, öğleyi kılmadan önce mukim olsa, önce öğle namazını kaza
eder. Öğleyi kazaya bıraktığı için günaha girmez. Çünkü namazı özürsüz
kazaya bırakmak günahtır. Burada seferde olmak özrü ile kazaya bırakıldığı
için günah olmaz.) [Fetava-i Fıkhıyye]
Not: İki namazı birleştirmek hakkında geniş bilgi için, (İki namazı cem
etmek (birleştirmek) maddesine bakınız.
Namazda fikir değiştirmek
Sual: 10 gün kalmak niyetiyle İstanbul’dan Ankara’ya gittim. Seferi olarak,
öğlenin farzını kılmaya başlamıştım. Birinci rekâttayken, 20 gün kalmaya karar
verdim. O namazı mukim olarak dört rekât kıldım. Namazım sahih oldu mu?
CEVAP
Evet, sahih oldu; çünkü o andan itibaren, artık mukim oldunuz.
Namazda karar vermek
Sual: 20 günden fazla kalmak niyetiyle İstanbul’dan Ankara’ya gittim.
Mukim olarak öğlenin farzını kılmaya başlamıştım. Birinci rekâttayken,
arkadaşım geldi, acilen İstanbul’a geri dönüyoruz, namazı kıl hareket ediyoruz
dedi. O namazı seferi olarak iki rekât kıldım. Namazım sahih oldu mu?
CEVAP
Evet, sahih oldu; çünkü o anda, seferi olduğunuz anlaşıldı. 15 gün kalıp
mukim olsaydınız, Ankara’dan çıkmadan seferi olamazdınız.
314
www.dinimizislam.com
Seferde niyet değiştirmek
Sual: İstanbul’dan Ankara’ya giderken, Düzce’de öğle namazını iki rekât
kılacakken unutup üçüncü rekâta kalkan kimse, secde yapmadan veya secde
yaptıktan sonra, Düzce’de bir ay kalmaya niyet etse, öğleyi nasıl kılar?
CEVAP
Seferi olan kimse, üçüncü rekâtın secdesini yapmadan, o şehirde 15
günden fazla kalmaya niyet ederse, o farzı dört rekât olarak kılması lazım olur.
Fakat üçüncü rekâtın kıyamını ve rükûunu tekrarlaması lazım olur. Çünkü
kıyamı ve rükûu nafile olarak yapmıştı. (S. Ebediyye)
Eğer üçüncü rekâtın secdesinden sonra mukim olmaya karar verirse, bir
rekât daha kılıp dörde tamamlar, ama namazı nafileye döner. Öğleyi yeniden
kılar.
Vatan-ı ikamet ve vatan-ı sükna nasıl bozulur
Sual: Vatan-ı ikamet nasıl bozulur?
CEVAP
Vatan-ı ikamet üç şeyle bozulur:
1- Başka bir vatan-ı ikamete gidince, önceki vatan-ı ikameti bozulur. Sefer
niyetiyle çıkmamış olsa da, aralarındaki uzaklık 3 günlük yoldan az olsa da,
önceki vatan-ı ikamet bozulur. Mesela, Fatih’te ikamet eden biri, 20 gün
kalmak üzere Armutlu’ya gitse, Fatih vatan-ı ikamet olmaktan çıkar, Armutlu
vatan-ı ikamet olur.
2- Vatan-ı asliye gidince de bozulur. Mesela, Fatih vatan-ı ikametiyken,
Silivri’ye gidip evlense, Silivri vatan-ı aslisi olur, Fatih de vatan-ı ikamet
olmaktan çıkar. Fatih’te ikamet eden biri, vatan-ı aslisi olan Silivri’ye bir
günlüğüne dahi gitse, Fatih vatan-ı ikamet olmaktan çıkar.
3- Sefere niyet ederek çıkmaktır. Yani vatan-ı ikametten 104 km’lik yola
gitmeye niyet ederek ayrılınca, burası vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Mesela,
vatan-ı ikameti olan Fatih’ten, 104 km’den fazla uzaktaki Bursa’ya gidince,
Fatih vatan-ı ikamet olmaktan çıkar.
Daha az yola niyet ederek gidip gelse, vatan-ı ikameti bozulmaz. Mesela,
vatan-ı ikameti olan Fatih’ten, Büyükçekmece’ye gidip gelse, Fatih vatan-ı
ikamet olmaktan çıkmaz.
Vatan-ı ikametten niyetsiz çıkıp, başka yerde seferi mesafedeki yola
gitmek için niyet ederse, 104 km gitmeden önce, vatan-ı ikamete girerse,
seferi olması bozulur, mukim olur. Niyet etmesinden başlayarak 104 km
gittikten sonra, buraya girse de, artık burada mukim olmaz. Mesela, vatan-ı
ikameti olan Fatih’ten, bir işi için, Büyükçekmece’ye gitse, sonra
Büyükçekmece’den Sakarya’ya gitmeye niyet edip yola çıksa, Fatih’e
uğrayıp geçse, Fatih’te seferi olması bozulur. Yani Fatih’te mukim olur. Eğer
Fatih’e uğramadan, çevre yoluyla Sakarya’ya gitse, yol boyu seferi olur.
315
www.dinimizislam.com
Sakarya’dan, Büyükçekmece’ye dönmeye karar verse, gelirken Fatih’e
uğrasa, Fatih’te mukim olmaz, seferi olur.
Vatan-ı ikameti olan Fatih’ten, Büyükçekmece’ye gelen kimse, yolda ve
Büyükçekmece’de seferi olmaz. Büyükçekmece’de 20 gün kalmaya niyet
ederse, Fatih vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Büyükçekmece vatan-ı ikameti
olur. Sonra, Fatih’e gidip bir gün kaldıktan sonra, Çanakkale’ye gitmeye niyet
ederek
yola
çıksa,
Büyükçekmece’ye
uğrayınca,
mukim
olur.
Büyükçekmece’den çıkınca seferilik tekrar başlar.
Büyükçekmece’de 20 gün kaldıktan sonra, Çanakkale’ye gitmek
niyetiyle yola çıkan, 104 km’lik yol gitmeden, mesela Güzelce’den, bir iş için,
yine Büyükçekmece’ye dönse, mukim olmaz; çünkü üç günlük yola gitmek
niyetiyle çıkınca, Büyükçekmece vatan-ı ikamet olmaktan çıkmıştır.
Vatan-ı sükna
Sual: Vatan-ı sükna ne demektir?
CEVAP
Vatan-ı sükna, uğranılan yer olup, 15 günden az kalmak için niyet edilen
yahut bugün yarın çıkarım diyerek uzun müddet oturulan yerdir. Seferi olan,
vatan-ı süknada mukim olmaz. Seferi olmayan, vatan-ı süknada mukim olur.
Sefer mesafesi kadar uzak olmayan bir yere gitmek için şehrinden çıkan, bu
yerde 15 günden az kalsa, burası vatan-ı sükna olur. Burada misafir olmaz.
Mesela, vatan-ı ikameti Fatih olan, Büyükçekmece’de 10 gün kalsa,
Büyükçekmece vatan-ı sükna olur. Büyükçekmece’de misafir olmaz.
Büyükçekmece’den sefere niyet etmeden çıksa, yoldayken, Sakarya’ya
gitmeye niyet etse, seferi olur. Fatih’e uğrarsa Fatih’te mukim olur; çünkü
vatan-ı asliye veya vatan-ı süknaya girmediği için ve Büyükçekmece’den
sefer niyetiyle çıkmadığı için, Büyükçekmece’nin vatan-ı sükna olması
bozulmuş olmaz.
Görülüyor ki, vatan-ı süknanın bozulması, vatan-ı ikamet gibi oluyor.
Vatan-ı süknada mukim olmak için, bununla vatan-ı asli veya vatan-ı ikamet
arası sefer mesafesinden [104 km’den] az olmalıdır. Mesela, bir kimse
Fatih’ten Büyükçekmece’ye gidiyor. Büyükçekmece’den Güzelce’ye doğru
yola çıkıyor. Güzelce’ye gelmeden, Büyükçekmece’ye dönüyor. Unuttuğunu
alıp, Sakarya’ya gidecektir. Fatih’e uğramıyor, Büyükçekmece’de, namazı
mukim olarak kılar; çünkü Büyükçekmece’den ayrılırken sefere niyet etmediği
ve Güzelce’ye girmediği için, Büyükçekmece vatan-ı sükna olmaktan
çıkmadı. Eğer, Büyükçekmece’den sefere niyet ederek çıksaydı veya
Güzelce’ye girseydi, Büyükçekmece vatan-ı sükna olmaktan çıkardı.
Büyükçekmece’de seferi olurdu.
Sefer mesafesindeki yani 104 km’den fazla olan yola sefer niyetiyle çıkan
kimse, 104 km gitmeden önce, bir kasabada 15 günden az kalsa, sonra
buradan çıksa, bu kasabaya tekrar gelirse mukim olmaz; çünkü ilk geldiğinde
de seferi idi. Mesela, Fatih’ten sefer niyetiyle, Çanakkale’ye gitmek üzere yola
316
www.dinimizislam.com
çıkan kimse, Büyükçekmece’de 10 gün kalsa, sonra, Büyükçekmece’den
çıktıktan sonra, tekrar Büyükçekmece’ye gelirse mukim olmaz; çünkü
Büyükçekmece’ye ilk geldiğinde de seferiydi.
Vatan-ı ikamet
Sual: Pazar günleri Bursa’da kalmak niyetiyle 20 günlüğüne Fatih’ten
Armutlu’ya giden kimse için, Armutlu vatan-ı ikamet olur mu?
CEVAP
Armutlu vatan-ı ikamet olmaz. Eğer geceleri Armutlu’da, gündüzleri
Bursa’da kalmaya niyet ederse, Armutlu vatan-ı ikamet olur. Gece nerede
kalacağına bakılır.
Seferde vatanın değişmesi
Sual: Bir kimsenin vatan-ı aslisi Ankara’dır. Vatan-ı ikameti de
İstanbul’dur. Yıllardan beri İstanbul Fatih’te otururken, bir iş için Gebze’ye gitse
ve orada 20 gün kalsa, sonra İzmit’e uğrasa, orada da 25 gün kalsa, oradan
da Adapazarı’na gidip, orada bir ay kaldıktan sonra İstanbul’a dönüp, 10 gün
kaldıktan sonra, Edirne’ye gitmeye karar verse, Edirne’de 10 gün kaldıktan
sonra İstanbul’a, 15 günden fazla kalmak üzere gelse, gittiği yerlerde seferi mi
olur, yoksa mukim mi olur?
CEVAP
Gebze, İzmit ve Adapazarı’nda mukim olur. Fatih, vatan-ı ikamet
olmaktan çıkar. Adapazarı’ndan tekrar Fatih’e gelince, Fatih’te seferi olur.
Edirne’ye gidince de seferi olur. Edirne’den Fatih’e dönünce, artık Fatih’te
mukim olur.
Seferilikle ilgili çeşitli sual cevaplar
Sual: Sekiz senedir Bursa'da yaşıyorum. Bayram tatilinde doğum yerim
olan İzmir'e gideceğim. İzmir’de iken namazı seferi olarak mı kılacağım?
CEVAP
Yolda seferi olursunuz. İzmir’de seferi olmazsınız.
Sual: Van’da doğdum, İstanbul’da yeni evlendim, burada kalacağız.
Vatan-ı aslim neresi?
CEVAP
Herkesin bir vatan-ı aslisi olur. Evlendiğiniz yer neresi ise, vatan-ı asliniz
orasıdır. İleride beyiniz, başka bir yere gider ve temelli orada kalmaya niyet
ederse, evlenilen yer vatan-ı asli olmaktan çıkar. Evinizin bulunduğu yer,
vatan-ı asliniz değilse, evinize gitmekle mukim olmazsınız, seferi olursunuz.
Sual: Tekirdağ'da üniversitede okuyan, vatan-ı aslisi İstanbul olan ve
Maliki mezhebini taklit eden hanefi bir öğrenci; her Pazartesi İstanbul'dan
çıkıyor Tekirdağ'a gidiyor. Orada yurtta kalıyor ve Cuma günü Tekirdağ'dan
çıkıp, İstanbul'a geliyor. Bu öğrenci Tekirdağ'da iken 4 rekatlık farz
namazlarını kaç rekat olarak kılmalı?
317
www.dinimizislam.com
CEVAP
Tekirdağ’da ve yollarda iki rekat kılması gerekir. İstanbul vatan-ı aslisi
olmasa idi, İstanbul’da da seferi olurdu.
Sual: Kimse bulunmayan bir dağ başına veya ev bulunmayan bir adaya
15 günden fazla kalmak üzere kamp kuran kimse mukim sayılır mı?
CEVAP
Kamp ev sayıldığı için mukim olunur. Çadırsız kalınırsa misafir olur.
Çünkü ev olmayan adada, çölde çadırsız kalan kimseler ise, mukim olmaz.
(Redd-ül-muhtar)
Sual: Bir yere temelli yerleşmek nasıl olur?
CEVAP
Ben artık doğduğum veya evlendiğim yere gitmeyeceğim, hep İstanbul’da
kalacağım demişse, İstanbul vatan-ı aslisi olur. Burası vatan-ı aslisi olunca
ana babasının evine de gitse, doğduğu yere de gitse 15 günden az kalınca
seferi olur. 15 günden fazla nereye giderse gitsin orada mukim olur.
Sual: İstanbul Anadolu yakasında oturmaktayım. Bazen müşteri ziyareti
için İzmit'e gidiyorum (sabah gidip akşam geliyorum) İstanbul-İzmit arası
mesafe yaklaşık 100 km. Maliki mezhebini taklit ediyorum. İzmit’te iken veya
gidiş dönüş yolunda iken seferi oluyor muyum?
CEVAP
Kilometre, evinizden çıkıp ilk mezarlık, fabrika, kışla gibi belli yerden
hesap edilir. Eğer gittiğiniz yer 104 km ise, seferi olursunuz. Daha aşağı ise
olunmaz. Seferi olunca çıkıştan itibaren seferi olunur. Yolda da dört rekatlı
namazlar iki rekat olarak kılınır. Giriş ve çıkış günleri dahil 6 gün kalan mukim
olur, beş gün kalan seferi olur, daha az kalan da seferi olur.
Sual: Doğum yerim İzmir, burada 3 yaşına kadar yaşamışım. Buradan
sonra Erzincan’da 3 sene, Diyarbakır’da 5 sene, Ankara’da 15 sene yaşadım.
4 seneden beri de İstanbul’da yaşamaktayım. Eğer ben İzmir'e 3 günden az
kalmak için gidersem İzmir’de seferi mi olurum yoksa mukim mi? Bu sorum
daha önce yaşadığım iller için de geçerli.
CEVAP
İzmir vatan-ı asliniz, diğer bütün iller vatan-ı ikamet olur. İzmir’e bir
saatliğine de gitseniz mukim olursunuz, seferi olunmaz.
Sual: Memleketim Konya. İstanbul’da çalışıyorum. Evli değilim. 1
haftalığına Konya’ya ailemin yanına gidiyorum. 1 hafta müddetince seferi
miyim?
CEVAP
Memleketiniz değil, doğum yeriniz Konya ise, ancak yolda seferi
olursunuz. Konya'da mukim olursunuz, yani namazları Konya’da iken
kısaltmazsınız.
Sual: Sık sık tatil olması nedeniyle memleket ve görev yerimiz arasında
mekik dokumaktayım. Kendi memleketimizden görev yerine giderken (104
318
www.dinimizislam.com
km’den fazla), veya tam tersi iken, namazlarımızı seferi mi yoksa normal mi
kılmalıyız?
CEVAP
Yollarda seferi kılarsınız. Temelli ikamete niyet ettiğiniz yer yoksa,
evlendiğiniz yer neresi ise orası vatan-ı aslinizdir. Oraya girince bir gün veya
bir saat bile kalsanız namazları tam kılarsınız. Başka şehirlerde ise15 günden
az kalırsanız seferi kılarsınız.
Sual: Ankara’da ikamet eden aynı zamanda talebe olup evli olmayan bir
bayan (Babasının doğum yeri ve memleketi Urfa, kendi doğum yeri Ankara)
Urfa’ya 10 günlüğüne giderse (Hanefi mezhebinde olup diş dolgusu olduğu
için Maliki’yi taklit ediyor) yolda ve oraya gidince seferilik durumu nasıl olur?
CEVAP
O bayanın doğum yeri Ankara’dır, Ankara vatan-ı aslisidir. Urfa’ya
giderken yolda seferi olarak namazlarını kılar. Urfa’da giriş çıkış günleri dahil 5
günden fazla kalacağı için seferi olamaz, mukim olur, yani namazlarını tam
kılar, kısaltamaz. Yolda dört rekatlık farzları iki kılar, üç rekatlıkları aynen kılar,
sünnetleri ise vakit müsaitse kılar, değilse kılmaz.
Sual: Seferi olan kimse Cuma günü zuhr-i ahiri iki rekat mı dört rekat mı
kılar?
CEVAP
İki rekat kılar.
Sual: Bir süre için Amerika’dayız. Namaza eve yetişemeyeceğimiz zaman
arabayı bir kenara çekip kıbleyi bularak ayaklarımızı altımıza toplayarak araba
içinde imayla namaz kılıyoruz, olur mu?
CEVAP
Ayakta kılmalısınız. Ayakta kılma imkanı yoksa o zaman oturarak
bahsettiğiniz şekilde kılabilirsiniz. Fakat ayakta kılınacak yerler bulunur.
Başkalarının namaz kılarken kadınları görmeleri namazı bozmaz.
Sual: Bir kimsenin vatan-ı aslisi İstanbul, namazda Maliki mezhebini taklit
ediyor. Çalıştığı iş yerinden 21 gün yıllık iznini alarak yola çıksa, niyet olarak ta
2 gün Bursa’da 6 gün İzmir’de 8 gün Niğde’de birkaç gün Mersin’de ve günü
birlikte Hatay’a giderim diye niyet etse, gittiği yerlerde bu kişi namazlarını nasıl
kılar?
CEVAP
Hanefi olanlar hep seferi olarak kılar. Maliki olanlar da giriş çıkış günleri
hariç, 4 gün kaldığınız yerler mukim, üç gün kaldığınız yerlerde seferisiniz.
Sual: İstanbul, New York gibi çok büyük şehirlerde şehrin bir ucundan
diğerine 104 km den fazla mesafe varsa, şehrin içinde bir ucundan diğerine
gidince seferi olunur mu?
CEVAP
Evet. Beylikdüzü’nden Avcılar’dan çıkıp İzmit’e gidilse, hemen hemen
yollarda boş yer yok, sanki bir şehir gibi. Kilometreyi geçerse seferi olur.
319
www.dinimizislam.com
Ankara’ya kadar evler bitişik olsa, hepsi bir şehir olsa yine seferi olur.
Sual: Vatan-ı aslim Manisa Akhisar'dır. İstanbul’da oturuyorum. Bursa’ya
15 günden az kalma niyeti ile geldim. Fakat geldiğim günden 3 gün sonra 15
günden daha fazla kalmaya niyet ettim. Acaba bu üç günlük namazı kaza
etmem gerekir mi?
CEVAP
Üç gün 15 günün içinde ise seferi olmazsınız. Çünkü niyet ettiğiniz
günden itibaren 15 veya daha fazla kalmaya niyet etmeniz gerekir. Eğer, üç
gün kaldıktan sonra, yeniden bir 15 günden fazla kalmaya niyet etmişseniz, o
zaman mukim olursunuz. Üç gündür kıldığınız namazlar da doğrudur, kaza
etmek gerekmez. Çünkü o zaman seferi idiniz.
Sual: Diyelim ki saat 20:35 te yatsı namazı vakti giriyor. Saat 21:00 ise
sefere çıkılacak. Yatsı namazı sefere çıkılmadan önce mi kılınmalı yoksa
seferi olunca da kılınabilir mi?
CEVAP
Her iki halde de kılınabilir. Eğer sefere çıkmadan kılınırsa, dört rekat
olarak kılınır. Sefere çıkınca kılınırsa, iki rekat olarak kılınır.
Sual: İstanbul’da daimi ikamet eden bir kişi sabah erkenden araba ile yola
çıkıp Adapazarı’na gitse öğlenin vakti çıkmadan İstanbul’a dönse ve ikindi
zamanında da tekrar Adapazarı’na dönse ve yatsı vaktinde de tekrar
İstanbul’a dönse o günkü namazları nasıl kılacağını izah eder misiniz?
CEVAP
İstanbul’un bir semti vatan-ı aslisi ise, öğleyi de orada kılacaksa mukim
olarak kılar. Yani kısaltmaz, aynen kılar. İkindiyi de Adapazarı’nda kılsa, seferi
olarak kılar yani kısaltır, iki rekat olarak kılar. Yatsıyı da nasıl kılacağını
biliyorsunuz. İstanbul’daki vatan-ı asli olarak seçtiği semtinde kılarsa mukim
olarak kılar. Koca İstanbul bir köy gibi düşünülmez. Her yer müstakil bir karye
kabul edilir. Mesela o kişi Fatih’te oturuyorsa, namazını da Üsküdar’da
kılmışsa Üsküdar’da seferi olarak kılması gerekir.
Sual: Ankara’ya gitmek üzere yola çıktım. İzmit’e gelince öğle oldu. Öğle
namazını iki rekat olarak kıldım. Namazdan çıkınca Ankara’ya gitmekten
vazgeçtim. İzmit’teki işlerimi yaptım. İkindi vakti oldu. İki mi dört mü
kılacağımda tereddüt ettim. Tereddüt edilen yerlerde dört kılınmasını
bildirdiğiniz için dört kıldım. Kaç kılmam gerekirdi?
CEVAP
Seferi uzaklığa gitmeden, geri dönmeye niyet ettiğiniz için, o andan
itibaren misafirlikten çıkıp mukim oldunuz. Mukim olduktan sonra da ikindiyi
dört kılmak gerekir. Öğleyi kılarken seferi olduğunuz için iki rekat kılmakla
isabet etmişsiniz. (Halebi)
Sual: Bekârım. Van vatan-ı aslim idi. Fatihe gelip temelli kalmak üzere
yerleştim. Ankara’da evleneceğim. Ankara’da evlenince vatan-ı aslim neresi
olur?
320
www.dinimizislam.com
CEVAP
Devamlı kalacağınız Fatih vatan-ı aslinizdir.
Sual: Yolcu, seferden dönerken mukim olduğu yere ne kadar yaklaşırsa
misafirlikten çıkar?
CEVAP
Çıkarken misafir olduğu yere gelinceye kadar misafir sayılır. Gelince
mukim olur.
Sual: Vatan-ı aslim Van’dır. Çoluk çocukla İzmir’e temelli geldik.
Oteldeyiz. Ev tutunca eşya gelecektir. Çoluk çocuk daha sonra gelseydi vatanı aslim yine İzmir mi olurdu?
CEVAP
Evet.
Sual: İznik’te ikamet ederken annem, doğum için Bursa’ya gitmiş.
Bursa’da doğmuşum. 7 gün sonra İznik’e getirmiş. Vatan-ı aslim neredir?
CEVAP
İznik’tir. Vatan-ı süknada doğanın, vatan-ı aslisi vatan-ı sükna olmaz.
Sual: Hanımı vefat eden, başka bir yerde evlenince, son evlendiği yer mi
vatan-ı asli olur?
CEVAP
Evet.
Sual: Her hafta Van’dan Bingöl’e gidip geliyorum. Her hafta gideceğimi
bildiğime göre, memuriyet sebebiyle ikamet ettiğim Van’da da seferi olur
muyum?
CEVAP
Sefere çıkılınca seferi olunur. Bilmek ve tahminle seferi olunmaz. Niyetle
iş bir arada olunca seferi olur.
Bingöl’e gitmek üzere Van’dan çıkınca seferi olursunuz. Bingöl’den Vana
gelince de, bir hafta sonra tekrar gitmeye karar verilmişse, Van’da da seferi
olunur.
Sual: Vatan-ı aslim Muş iken Van’da evlendim. Hanım öldü. Hâlâ Van’da
oturuyorum. Vatan-ı aslim neresidir?
CEVAP
Başka bir yere temelli yerleşmediğiniz müddetçe vatan-ı asliniz hep Van
olur.
Sual: Ankara’da doğdum. Memuriyet sebebiyle Samsun’da ikamet
ediyorum. Bir iş sebebiyle Fatih’e gittim. 20 gün Fatihte kalmaya niyet ettim.
Sonra Giresun’a gitmek niyetiyle Fatih’ten çıkıp Ankara’da 3 gün kaldım.
Sonra Samsun’a uğradım. 3 gün de Samsun’da kaldıktan sonra Giresun’a
gittim. Giresun’da da 4 gün kaldıktan sonra Samsun’a döndüm. Yolda ve
uğradığım yerlerde namazlarımı nasıl kılmam gerekirdi?
CEVAP
Ankara’da doğduğunuz için vatan-ı asliniz Ankara’dır. Samsun vatan-ı
321
www.dinimizislam.com
ikametiniz olur. Fatih’e giderken ve dönerken yol boyu 4 rekatlık farzları 2
rekat olarak kılmak gerekir.
Fatih’te 20 gün kalmaya niyet edilince, Samsun, vatan-ı ikamet olmaktan
çıkar. Fatih vatan-ı ikamet olur. Sefer niyetiyle vatan-ı ikametten çıkılınca
vatan-ı ikamet bozulur. Fatihte 15 günden fazla kalınmaya niyet edilince
namazlar kısaltılmaz, 4 rekat olarak kılınır. Fatih’ten Ankara’ya uğranınca
Ankara’da ister bir saat, ister 3 gün kalınsın, Ankara vatan-ı asli olduğu için
Ankara’da namazlar asla kısaltılmaz. Ankara’dan Giresun’a giderken yol boyu
yine namazlar kısaltılır. Samsuna uğrayınca 3 gün kendi evinde kalınırsa, yine
namazlar kısaltılarak kılınır. Giresun’a gidince, 15 günden az kalındığı için
orada da namazlar kısaltılır. Samsun’a geri gelindiğinde, 15 günden önce
başka bir yere gitmeye niyet etmedikçe Samsun’da namazlar kısaltılmaz.
Sual: Aynı şahıs, Samsun’da evlense ve aynı yolları gitse namazlarını
nasıl kılar?
CEVAP
Ankara vatan-ı asli olmaktan çıkmış, Samsun vatan-ı asli olmuştur.
Ankara’da namazlarını kısaltması gerekir. Samsun vatan-ı asli olduğu için kaç
günlüğüne gelirse gelsin Samsun’da namazlarını kısaltamaz. Diğer yerler
aynıdır.
Sual: Aynı memur, emekli olup Fatih’e yerleşse, yukarıdaki yerlere gitse
namazlarını nasıl kılar?
CEVAP
Fatih’e temelli yerleşince, Samsun vatan-ı asli olmaktan çıkar. Ankara ise
daha önce vatan-ı asli olmaktan çıktığı için Fatih haricinde 15 günden az
kaldığı yerlerde namazlarını kısaltır.
Sual: Aynı şahıs, Edirne’ye gitmek üzere yola çıksa, Çatalca’da birkaç
gün kaldıktan sonra unuttuğu bir şeyi almak üzere Fatih’e gelip tekrar
Edirne’ye hareket etse, namazlarını nasıl kılar?
CEVAP
Edirne’ye gitmek üzere Çatalca’da bulunduğu müddetçe namazlarını
kısaltır. Hatta bugün yarın giderim diye Çatalca’da 15 günden fazla kalsa, yine
namazlarını kısaltır.
Eğer Çatalca’da 15 günden fazla kalmaya niyet ederse, Çatalca vatan-ı
ikameti olur ve namazlarını kısaltamaz.
Unuttuğu şeyi almak üzere Fatih’e dönmeye karar verince, Çatalca Fatih
arası 104 Km.den az olduğu için namazlarını dört kılar. Fatih’te ise, orası
vatan-ı asli olduğu için hep dört kılar.
Tekrar Edirne’ye hareket etmek üzere yola çıksa, çıkıştan itibaren
namazlarını kısaltarak kılar.
Sual: 15 günden fazla kalmak niyetiyle Ankara’dan Fatih’e gittim. Fatih’e
gelince işimin birkaç günde biteceğini anladım. Yani 15 günden fazla
kalmayacağıma karar verdim. Fatih’te seferi miyim, mukim miyim?
322
www.dinimizislam.com
CEVAP
15 günden az kalmaya karar verdiğiniz andan itibaren seferisiniz.
Sual: Vatan-ı aslim Bursa iken Adana’da evlenip bir gün kaldıktan sonra
Ankara’ya geldim. Temelli yerleşme niyetim yoktur. Vatan-ı aslim neresidir?
CEVAP
Evlenilen yer vatan-ı asli olur. Doğduğu yer vatan-ı asli olmaktan çıkar.
Sizin vatan-ı asliniz Adana’dır. Ankara’ya temelli yerleşmeye niyet ederseniz
Ankara vatan-ı asliniz olur.
Sual: Vatan-ı aslim Adana’dır. Ankara’dan Bursa’ya 2 günde bir gidip
geliyorum. Şoförlük yapıyorum. Hem Ankara’da hem Bursa’da evim var.
Ankara ve Bursa’da seferi olur muyum?
CEVAP
Evet, hem Ankara’da, hem de Bursa’da seferi olursunuz. 15 günden fazla
kalmaya niyet etmedikçe hep seferi olursunuz. Eğer Adana’ya giderseniz,
orası vatan-ı asliniz olduğu için seferi olmazsınız. Vatan-ı aslide bir saat de
kalınsa seferilik sona erer.
Sual: Eskişehir’de ikamet ediyorum. Vatan-ı aslim Adana’dır.
Eskişehir’den çıkıp gezerken niyetsiz 45 km uzaklıktaki Bozüyük’e uğrayınca,
Ankara’ya gitmeye karar versem, Eskişehir üzerinden veya Eskişehir’e
uğramadan Ankara’ya gitsem, namazlarımı nasıl kılarım?
CEVAP
Eskişehir’e uğramazsanız, Bozüyük’ten çıkıştan itibaren seferi olursunuz.
Eskişehir’e uğrarsanız, Eskişehir’de mukim olursunuz. Fakat Ankara’dan
dönerken Bozüyük’e gitmeye niyet etseniz, Eskişehir üzerinden dönseniz,
Eskişehir’de seferi olursunuz.
Sual: Fatih’te talebeyim. Her cumartesi günü bir iş için seferi uzaklığa
gidiyorum. Seferden dönüşte de, bu hafta da falan yere gideceğim diye niyet
ediyorum. Fatih’te seferi olur muyum?
CEVAP
Sefere gitmekten vazgeçmediğiniz müddetçe hep seferi olursunuz.
Sual: Seferilik, yatsı namazını kerahet vaktine bırakmak için özür olur
mu?
CEVAP
Evet, özür oluyor.
Sual: Bir ay kalmak üzere, Van’dan Muş’a gittim. 2 gün kalınca, dönmeye
karar verdim. Karardan itibaren seferi miyim?
CEVAP
Evet.
Sual: Sarıyer’den Van’a gitmek üzere, vapurla boğazdan karşıya geçen
seferi olur mu?
CEVAP
Evet, karşıya çıkınca seferi olur.
323
www.dinimizislam.com
Sual: Erenköy’den Edirne’ye giden, Karacaahmed’i geçince mi seferi
olur?
CEVAP
Evet.
Sual: Kabataş’tan İzmir’e vapurla giden, ne zaman seferi olur?
CEVAP
Kabataş sınırını geçince.
Sual: Vatan-ı aslim İzmir’dir. Fatih’te ikamet ediyorum. Her hafta Bursa’ya
gelip üç gün sonra Fatih’e dönüyorum. Hep seferi olur muyum?
CEVAP
Evet, hep seferisiniz.
Sual: Sefere yalnız çıkarken, birkaç arkadaşa (Sen de gel) diye teklif
edilince, yalnız gitme mekruhundan kurtulmuş olunur mu?
CEVAP
Olunmaz.
Sual: Yenibosna’daki İhlas Yuvadan sefere çıkan, ne vakit seferi olur?
CEVAP
Mezarlığı veya fabrikaları geçince seferi olur.
Sual: Memuriyet sebebiyle bir yerde yıllarca kalmaya niyet edilse, orası
vatan-ı asli olur mu?
CEVAP
Bir kimse, tahsil veya vazife için bir yerde yıllarca kalmaya ve sonra
buradan çıkmaya niyet ederse, burası vatan-ı ikamet olur. Temelli yerleşseydi,
burası vatan-ı asli olurdu.
Sual: Birkaç ay kalmak üzere Bursa’ya gideceğim. Geceleri Bursa’da,
gündüzleri ilçe ve köylerine gideceğim. Bursa vatan-ı ikamet olur mu?
CEVAP
Geceleri Bursa’da, gündüzleri başka yerde kalmaya niyet edilirse, Bursa
vatan-ı ikamet olur.
Sual: İhlas Kuzuluk kaplıcasına devremülk olarak 15 günlüğüne giden,
orada seferi olur mu?
CEVAP
Seferi uzaklıktan Kuzuluk kaplıcasına gelen kimse, giriş-çıkış günleri
hariç, 15 veya daha fazla gün kalırsa mukim olur. Fakat giriş-çıkış günleri ile
beraber 15 gün kalırsa seferi olur. Çünkü giriş-çıkış günleri sayılmadığı için 13
gün kalmış olur. 5 gün kaldıktan sonra, bir arkadaşı, (Benim 15 günlük
devremülkte de sen kal) dese, o da kabul etse, karar verdiğinden itibaren
mukim olur. 15 günden fazla kalacağı için mukim olur. Namazlarını kısaltamaz.
Bazı kimseler, (Burası da sizin evinizdir. Burada kaç gün kalırsanız kalın
hep mukim olursunuz) diyormuş. Orası devremülk olmayıp hepsi de bizim
evimiz olsa, yine mukim olmayız. Mukim olmanın şartları vardır. Ancak vatan-ı
aslide her zaman mukim olunur. İkinci, üçüncü, dördüncü evimiz, vatan-ı asli
324
www.dinimizislam.com
değil ki mukim olalım. 15 günden az kalınınca seferi, 15 günden fazla kalınca
mukim olunur.
Sual: Çorlu ile Kartal arası 120 km.dir. Çorlu’dan Kartal’a gelen seferi olur
mu?
CEVAP
Evet Kartal, müstakil belde kabul edildiği için, seferi olur.
Sual: Bursa’dan İzmir’e bir ay kalmak üzere giden bir kimse, İzmir’de bir
gün kaldıktan sonra, dönmeye karar verse, mukimlikten çıkıp seferi olur mu?
CEVAP
İzmir’de kalmak kararını değiştirinceye kadar mukimdir. Sonra seferi
olarak geri döner. (Hindiyye)
Sual: Vatan-ı aslinin üstünden uçakla geçince seferilik biter mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Memurun vatan-ı aslisi nasıl olur?
CEVAP
Memurun ailesi ile yerleştiği yer vatan-ı aslisidir. Bekâr memurun niyeti ile
vatanı değişmez, onunki doğduğu yerdir.
Sual: 6 ay evlendiği yazlıkta, 6 ay şehirde kalana vatan-ı asli neredir?
CEVAP
Şehirdir.
Sual: Çorlu’dan Erenköy’e gelen seferi olur mu?
CEVAP
Evet.
Sual: Su altında kalıp köyü dağılanın vatan-ı aslisi neresidir?
CEVAP
Yeni yerleşilen yerdir.
Sual: Gar ve otelde, namaz kılınan oda, mescit hükmünde mi?
CEVAP
Namaza mahsus ise ve cemaat ile kılınıyorsa evet.
Sual: İstanbul’da ikamet ediyorum. Bursa’ya gittim. Her hafta İstanbul’a
gelip 3 gün sonra Bursa’ya dönüyorum. Nasıl kılacağım?
CEVAP
Hep seferi.
Sual: Gölcük’te vatan-ı ikametteyim. İstanbul’a iki günlüğüne geliyorum.
Gölcük’e dönerken bir hafta sonra tekrar İstanbul’a dönmeye niyet ediyorum
.Gölcük’te de seferi olur muyum?
CEVAP
Evet. Her iki yerde seferi olunur.
Sual: Vatan-ı aslime gittim. Bir şey almak için vatan-ı ikametime
dönüyorum namazı nasıl kılacağım?
CEVAP
325
www.dinimizislam.com
Seferi olarak kılınır. Çıkmakla bozulmuştur.
Sual: Büyükada’dan Van’a giden, karaya çıkınca mı seferi olur?
CEVAP
Evet.
Sual: Sarıyer’den Ankara’ya, gitmek üzere, vapurla boğazdan karşıya
geçen, karaya çıkınca mı seferi olur?
CEVAP
Evet.
Sual: Vatan-ı aslim Şişli. Edirne’den Fatih’e gelince, seferi miyim?
CEVAP
Evet.
Sual: Maliki’yi taklit eden, on gün kaldığı seferde, seferi olur mu?
CEVAP
Seferi olmaz.
Sual: Maliki’de 3 günden çok kalınan yerde, farzlar kasredilir mi?
CEVAP
Hayır.
Sual: Fatih’ten Ankara’ya, Topkapı’dan sonra, Edirnekapı’dan gidiliyor.
Topkapı’da seferi olunur mu?
CEVAP
Hayır.
Sual: Issız adaya kamp kurup, 20 gün kalan mukim olur mu?
CEVAP
Evet. Kamp ev sayılır.
Sual: Seferi iken öğleyi ikindi vaktine tehir ettik. Gideceğimiz yere varınca
mukim olduk. Vardığımızda İkindi vakti de hâlâ çıkmamışsa öğle ve ikindiyi
cem ederken dört mü yoksa iki mi kılarız?
CEVAP
Artık mukim olunca cem edilmez. Öğle kaza edilir. Kazaya bir özürle
kaldığı için günah olmaz. İki rekat olarak kaza edilir. İkindi de dört rekat olarak
kılınır.
Sual: Vatan-ı aslimiz Merzifon, vatan-ı ikametimiz Çorum, seferilikten
Çorum’a dönünce ertesi gün tekrar sefere çıkarsam vatan-ı ikamette kaldığım
gün seferi olarak mı namaz kılacağım?
CEVAP
Seferi kılacaksınız. Sefere çıkarsam değil de, ertesi günü sefere
gideceğinizi bilirseniz ve karar verirseniz o zaman Çorum’da seferisiniz. Yani
Merzifon’dan Çorum’a gidip üç gün kaldıktan sonra Ankara’ya gidecekseniz o
zaman Çorum’da seferisiniz.
Sual: Seferilikte mesafe hesap ederken yerleşim yerinin eski merkezi mi
esas alınacak. Misal: Yozgat’a giderken Çorum çıkışından ölçünce 100 km.,
eski kabristandan ölçünce 105 km. seferi olunuyor mu?
326
www.dinimizislam.com
CEVAP
Kabristandan itibaren ölçülür.
Sual: Kişinin uzak yoldan gelmesi ve 15 günden az kalacak olması onu
memleketinde seferi yapar mı?
CEVAP
Vatanda seferi olamaz. Beş dakika bile kalsa seferi olmaz.
Sual: Seferi olan necaseti temizlemek için su bulamasa ne yapar?
CEVAP
Seferi olan, bir mil içinde su bulamazsa, necasetli örtü ile kılar ve iade
etmez. Hiç temiz elbise bulamayan kimsenin de, namazı terk etmesi caiz
değildir. Dörtte birinden azı temiz olan örtünecek bir örtüden başka bir şey
bulamayan kimse, bu örtü ile kılar veya oturup ima ile kılar. Dörtte biri temiz
olan örtü ile, ayakta kılar ve namazını iade etmez.
Durum1: Maliki’yi taklit eden, geldiğinin ilk 2 günü ne kadar kalacağını
bilmiyor. Geldiğinden 2 gün sonra, 1 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda
namazları nasıl kılacak? (İlk 2 günde nasıl ve sonraki 1 günde nasıl kılacak?)
CEVAP
Her üç günde de seferi kılacak.
Durum2: Geldiğinin ilk 2 günü ne kadar kalacağını bilmiyor.
Geldiğinden 2 gün sonra, 4 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda
namazları nasıl kılacak? (İlk 2 günde nasıl ve sonraki 4 günde nasıl kılacak?)
CEVAP
İlk iki günü seferidir, diğer dört gün mukimdir.
Durum3: Geldiğinin ilk 6 günü ne kadar kalacağını bilmiyor.
Geldiğinin ilk 6 günü, 5 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda namazları
nasıl kılacak? (İlk 6 günde nasıl ve sonraki 5 günde nasıl kılacak?)
CEVAP
İlk günden altı güne kadar, bugün yarın giderim diye kalmışsa, hepsini de
seferi kılar, 18 güne kadar böyledir. Altı günden sonra beş gün kalacağına
karar vermişse artık mukimdir.
Maliki’yi taklit etmeyerek yani Hanefi’de;
Durum1: Geldiğinin ilk 13 gününe kadar kalacağını bilmiyor.
Geldiğinden 13 gün sonra, 1 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda
namazları nasıl kılacak? (İlk 2 günde nasıl ve sonraki 1 günde nasıl kılacak?)
CEVAP
Geldiğinden itibaren hep seferi kılar.
Durum2: Geldiğinin ilk 13 gününe kadar kalacağını bilmiyor.
Geldiğinden 13 gün sonra, 4 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda
namazları nasıl kılacak? (İlk 2 günde nasıl ve sonraki 4 günde nasıl kılacak?)
CEVAP
13 gün niyet etmeden bugün yarın giderim diye kalsa değil, 2 veya 3 gün
14 daha kalacağına niyet etse yine hep seferi olur. 14 gün sonra yine 14 gün
327
www.dinimizislam.com
kalacağına niyet etse yine seferidir, 15 günden fazlaya niyet etmediği
müddetçe hep seferidir.
Sual: İşim gereği aşağı yukarı günde ortalama 400 km. yolculuk
yapıyorum. Bu yolculuklar örneğin; 200 km.lik bir noktaya gidiş ve dönüş
şeklinde oluyor ve her akşam yine evime geri dönüyorum, dolayısıyla gittiğim
yerlerde hiç geceyi geçirmiyorum. Bu durumda namazları seferi olarak kılmam
gerekir mi? Ayrıca yolculuğa bir gün gidip bir gün gitmediğimde de bu seferilik
hali devam eder mi?
CEVAP
Evet gittiğiniz yerlerde ve yollarda hep seferi olursunuz. Eğer eviniz vatanı aslide değil de ikamet ettiğiniz yerde ise, kendi evinizde de hep seferi
olursunuz.
Sual: Evlendiği yer demek (ilk geceyi geçirip gerdeğe girdiği yer mi)
demektir?
CEVAP
Evet. Mesela İstanbul’da düğünü olan fakat İzmir’de gerdeğe giren birisi
İzmir’de evlenmiş olur.
Sual: Rize’den hanımımı, ağabeyim yengem ile beraber getirebilir mi?
CEVAP
Salih namahrem de getirebilir. Sefere göndermez. Salih namahrem fâsık
mahremden daha iyidir.
Sual: Akşam namazını kılmadan İstanbul’dan Ankara’ya otobüsle
giderken trafik sıkışıklığından dolayı, şehri çıkmadan yatsı vakti girse, ne
yapar?
CEVAP
Şehri çıkınca, diğer üç mezhepten birini taklit ederek akşamla yatsıyı cem
eder.
Adadan çıkınca
Sual: Heybeliada’dan, Ankara’ya gitmek üzere hareket eden kimse, ne
zaman seferi olur?
CEVAP
Adadan ayrılınca seferi olur. Bütün adalar, bağımsız belde hükmündedir.
Seferi olmak için, kilometre hesabını da, Heybeliada’dan itibaren hesaplamak
gerekir. Diyelim ki, Heybeliada ile İzmit 110 km ise İzmit’e, Heybeliada’dan
giden kimse, seferi olur.
Sefere yalnız gitmek
Sual: S. Ebediyye’de, (Bir veya iki erkeğin sefere gitmesi mekruhtur. Üç
erkeğin gitmesi mekruh olmaz. Dört erkeğin gitmesi ve içlerinden birini emîr
[başkan] seçmeleri sünnettir) deniyor. Bir kişi, şehirlerarası otobüsle, trenle,
uçakla, vapurla uzun yola gitse, tek başına mı gitmiş olur? Yani mekruh mu
olur?
328
www.dinimizislam.com
CEVAP
Hayır, mekruh olmaz, çünkü yanında birçok insan vardır.
Gece kalınan yer
Sual: Seferilik mesafesinde olan bir şehre gidip, geceleri bu şehirde
kalsak, gündüzleriyse çeşitli sebeplerle bu şehrin ilçe ve köylerine gidecek
olsak, bu şehirde mukim mi oluruz, seferi mi oluruz?
CEVAP
Gece kalınan yere itibar edilir. Bu şehirde 15 günden az kalmak niyetiyle
gitmişsek seferi oluruz, 15 günden çok kalmak niyetiyle gitmişsek mukim
oluruz. Gündüzleri bir yerlere gidip gelmek, mukim veya seferi olmayı
etkilemez.
Adaya kamp kurmak
Sual: Ev bulunmayan bir adaya yiyecek ve içecek götürerek kamp
kurularak yirmi gün çadırda kalınsa mukim olunur mu?
CEVAP
Evet, mukim olunur; çünkü çadır ev sayılır.
Evlilik ve vatan
Sual: S. Ebediyye’de, (Bir kimse, bir yerde, 15 gün kalmaya niyet
etmeden bile evlense, o yer, vatan-ı asli olur) deniyor. Evlenmekten kasıt
nedir? Düğünün mü, nikâhın mı yapıldığı yerdir?
CEVAP
Evlenmek, nikâhın veya düğünün değil, zifafın olduğu yerdir.
Vatanı aslinin değişmesi
Sual: Ankara’da doğdum, Eskişehir’de nikâhım, Bursa’da düğünüm oldu.
Bolu’da zifaf oldu. Şimdi İstanbul’da ikamet ediyorum. Bir ay sonra temelli
İzmir’e yerleşeceğim. Benim vatan-ı aslim neresidir?
CEVAP
Herkesin vatan-ı aslisi doğduğu yerdir. Evlenince, doğduğu yer vatan-ı
asli olmaktan çıkar. İzmir’e yerleşene kadar vatan-ı asliniz Bolu’dur. Yerleşince
vatan-ı asliniz İzmir olur.
Cemaatle namaz
Sual: Teheccüd namazı kılıyorum. Fakat sabah namazına camiye
gelemiyorum. Bir mahzuru var mıdır?
CEVAP
Hazret-i Ömer, sabah namazında, camide Süleyman isimli bir genci
göremeyince, nerede olduğunu sordu. Dediler ki:
(O, gece pek uyumaz. Teheccüd ve benzeri nafile ibadetle meşgul olur,
belki şimdi uykuya dalmıştır.)
Hazret-i Ömer buyurdu ki:
(Eğer bütün gece uyuyup da sabah namazını cemaat ile kılsaydı daha iyi
329
www.dinimizislam.com
olurdu.) [İmam-ı Malik]
Cemaatle namaz kılmak Sünnet-i hüda, yani İslam’ın şiarı olan mühim
sünnettir. Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 25 veya 27
derece daha faziletlidir. Cemaatle namaz kılmanın önemi hakkında bildirilen
hadis-i şerif meallerinden birkaçı şöyle:
(Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi
geçer.) [Taberani]
(Bir kimse, kırk gün sabah namazının ilk tekbirine yetişirse,
kendisine iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile münafıklıktan
eminlik beratı.) [Ebuşşeyh]
(İlk tekbire yetişecek şekilde, kırk gün cemaatle kılana Cennet vacip
olur.) [Ebu Ya’la]
(Cemaatle namaz kılmak için bekleyen, hep namazda gibi sevap
kazanır.) [Buhari]
(Evi mescide uzak olanın [her adımına sevap verileceği için] sevabı
daha fazladır.) [Buhari]
(Peygamberin sünnetini [önem vermeyip] terk eden kâfir olur.) [Ebu
Davud]
(Cemaatin bir kısmı dua eder, ötekiler de âmin derse, o dua kabul
olur.) [Hakim]
(İmam, namazı tamamlayıp cemaate yüzünü döndürünceye kadar
onunla bulunan, gece ibadet etmiş gibi sevaba kavuşurlar.) [Tirmizi]
(Namazlarını cemaatle kılanları Allahü teâlâ sever.) [Taberani]
(En kıymetli yer mescitlerdir. Cami ehlinin en efdali, ilk girip son
çıkandır. Cemaate ilk gelen ilk müslüman olan gibi kıymetlidir.) [İ. Râfi’i]
(Ezanı işitip de, cemaate gitmemek, münafıklık alametidir.) [İmad-ülislam]
Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmamak münafıklık alametidir. Nasıl
ki, yalan söylemek münafıklık alameti ise, cemaate gelmemek de münafıklık
alametidir. Bu, cemaate gelmeyen münafık demek değildir. Kendisinde
münafıklık alametinden bir alamet var demektir. Verdiği sözde durmamak da
münafıklık alametidir. Sözünde durmayana münafık denmez. Fakat münafıklık
alametinden birini işlemiş olur. Bu konudaki hadis-i şeriflerin mealleri de şöyle:
(Yatsı ile sabahı cemaatle kılmak, bizi münafıklardan ayıran
alamettir. Münafıklar, yatsı ve sabah namazına devam edemezler.)
[Beyheki]
(Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmak, münafıklara çok ağır gelir.
Eğer bundaki ecri bilselerdi, sürünerek de olsa, cemaate gelirlerdi.
Namaza gelmeyenlerin evlerini yakmak istedim.) [Buhari]
(Yatsıyı cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan,
gecenin tamamını ibadetle geçirmiş olur.) [Müslim]
(Yatsıyı cemaatle kılan Kadir gecesinden hisse almış olur.) [Taberani]
330
www.dinimizislam.com
Fıkıh kitaplarında cemaate gitmemeyi mubah kılan mazeretler vardır.
Böyle bir mazereti olmadan cemaate gitmemek caiz değildir. Bunlar
kendilerinde münafıklık alameti bulunan kimselerdir. Böyle kimselerden
olmamaya dikkat etmeliyiz!
Münafık, müslüman görünen kâfir demektir.
Bir mazereti olup da camiye gitmeyenlere de suizan etmemelidir!
Cemaatle namazın önemi
Sual: Camide yalnız kılınan namazın sevabı, evde cemaatle kılınanın
sevabından daha fazla mıdır?
CEVAP
Hayır. Evde de cemaatle kılınsa camide yalnız kılanın sevabından çok
fazladır.
Buhari'de bildirilen hadis-i şerifte, cemaatle kılınan namazın sevabı,
yalnız kılınandan 25 ve başka rivayette 27 kat fazla olduğu bildirilmektedir. Bir
hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan daha çok
sevabdır. İki kişiyle birlikte kılınan namaz da, bir kişiyle kılınandan daha
çok sevabdır. Cemaat ne kadar çok olursa, sevabı daha çok olur.) [Tirmizi]
Camide kılmanın ise, ayrı bir sevabı vardır. Yani camide namaz kılmak,
evde kılmaktan daha sevabdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Evde kılınan namaza bir sevab, mahalle mescidinde yirmi beş
sevab, Cuma namazı kılınan büyük camide beş yüz sevab, Mescid-i
Aksa'da beş bin sevab, Medine'deki bu mescidimde elli bin sevab,
Mescid-i haramda [Kâbe'de] yüz bin sevab vardır.) [İbni Mace]
Evde de cemaatle kılınsa, yalnız kılmaktan 27 derece fazla sevab alınır.
Bir hadis-i şerif meali:
(Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 27 derece daha
faziletlidir.) [Buhari]
Cemaat gitmemek
Sual: Camiye yani cemaate gitmemek için neler özür olur?
CEVAP
Mazeretsiz cemaate gitmemek caiz olmaz. Çünkü bazı âlimler cemaate
gitmeye vacip demişlerdir.
Şunlar, cemaate gitmemek için özür olur:
1- Yağmur, çamur, şiddetli sıcak ve soğuk, gece şiddetli rüzgar, havanın
çok kararması gibi hava muhalefeti.
2- Felçli, yaşlı veya başka sebeple yürüyemeyen, bir ayağı kesik olan
veya kör. [Bunların yardımcıları veya arabaları olsa da, gitmeleri gerekmez.]
3- Canına veya malına saldıracak düşman korkusu.
4- Abdesti sıkışık olan.
5- Hareket halindeki yolcu.
6- Hastalığının artmasından veya uzamasından korkan hasta.
331
www.dinimizislam.com
7- Yerine bırakacak kimse bulunmayan hasta bakıcı.
8- Nadir bulunan fıkıh dersini kaçırmak.
9- Sofra hazır iken, sevdiği yemeği veya içeceği kaçırmak istemeyen.
10- İmamın bid'at sahibi olduğunu veya abdestin, guslün, namazın
şartlarını gözetmediğini bilen.
Cemaat ile kılınan namazın sevabı, yalnız kılınan namaz sevabından pek
çoktur. Cemaatin bu kadar büyük fazileti, imamın namazının sahih olduğu
takdirdedir.
Eskiden İslamiyet kuvvetli olduğu zamanlarda, imamlara ve her
müslümana hüsn-i zan edilirdi. Fakat şimdi, müslümanım diyenlerin ve imam
olmak isteyenlerin bazısının, dinden, imandan haberi olmayan cahiller olduğu
söz, hâl ve hareketlerinden anlaşılıyor.
O halde, bugün Ehl-i sünnet itikadına karşı olduğu belli olmayan ve
guslünü, abdestini ve namazını doğru yapabilen ve haram işlemekten sakınan
imam bulup ona uymak lazımdır. Aksi takdirde cemaat sevabı değil,
namazımız da elden kaçar. Fâsık imamın arkasında kılınan namaz, Maliki’de
sahih değildir. (Halebi)
Sabahı cemaatle kılmak
Sual: Tam İlmihal’de Tahtavi’den naklen deniyor ki:
(Sabah namazının sünneti çok faziletlidir. Fakat, bunu bile kılmayan
için, hiç ceza bildirilmedi. Halbuki, sabah farzını cemaat ile kılmayıp,
yalnız kılanın Cehenneme gideceği bildirildi.)
Burada cemaatin önemi mi, yoksa sabah namazını cemaatle kılmanın
önemi mi anlatılmak isteniyor?
CEVAP
Burada hem cemaatin, hem de sabahı cemaatle kılmanın önemi
bildiriliyor. O cümlenin devamında cemaatin önemi vurgulanıyor. Hadis-i
şeriflerde buyuruluyor ki:
(Cemaati terk edip evde namaz kılan sünneti terk etmiş, sapıtmış
olur.) [Müslim]
(Mazeretsiz cemaate gitmemenin sapıklık olduğu bildiriliyor.)
(Ezanı duyup da cemaate gitmemek kişinin asi ve bedbahtlığına
kâfidir.) [Taberani]
(Buradaki bedbahtlık Cehennemlik anlamındadır.)
(Gece kaim, gündüz saim olan cemaate gelmezse Cehenneme gider.)
[Tirmizi]
(Geceleri ibadet edip gündüzleri de oruç tutan kimsenin bile, mazeretsiz
cemaate gitmezse Cehenneme gideceği bildiriliyor.)
(Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi
geçer.) [Taberani]
(Cemaatin önemi bildiriliyor.)
Yatsıyı cemaatle kılmak, öğle, ikindi ve akşamı cemaatle kılmaktan
332
www.dinimizislam.com
önemlidir. Sabahı cemaatle kılmak ise hepsinden önemlidir. Hadis-i şeriflerde
buyuruluyor ki:
(Sabahı cemaatle kılmak, yatsıdan iki misli daha faziletlidir.) [İbni
Huzeyme]
(Emekleyerek de olsa, yatsı ve sabahı cemaatle kılmaya gidin!)
[Taberani]
(Sabah namazını cemaatle kılan Allahü teâlânın himayesindedir.)
[İbni Mace]
(Hastalar, çocuklar ve kadınlar olmasaydı, sabah namazı için,
mazeretsiz cemaate gelmeyenlerin evlerini yakardım.) [İ.Ahmed, İbni
Mace]
Son hadis-i şerif, sabah namazı için camiye gelmenin önemini bildiriyor.
Ev yakmak tabiri bir deyimdir, işin önemini gösterir. Yoksa evin yakılması
gerektiğini göstermez.
Bir mazereti olmayan, beş vakti de cemaatle kılmaya çalışmalıdır.
Camide namaz kılmak
Sual: Evim camiye uzaktır. Namazları evde kılmamda mahzur var mıdır?
CEVAP
Cemaatle namaz kılmak, yalnız başına kılmaktan 25 veya 27 derece daha
sevaptır. Ayrıca camiye gitmenin fazileti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Camiye gidip gelen, Allah yolunda cihaddadır.) [Taberani]
(Allahü teâlânın en çok sevdiği yerler camilerdir.) [Müslim]
(Camiler Allah’ın evidir. Camiye devam edenin, huzura kavuşmasına
ve Sırattan geçip Cennete girmesine Allahü teâlâ kefildir.) [Beyheki]
(Güzel abdest alıp camiye giren Allah’ın misafiri olur. Allahü teâlâ da
misafirine mutlaka ikram eder.) [Beyheki]
(Şeytan, insanın kurdudur. Sürüden ayrılan koyunu kurt kaptığı gibi,
şeytan da cemaatten ayrılanı kapar. Sakın cemaatten ayrılmayın! Cami ve
cemaatte bulunun.) [Tirmizi]
(Hak teâlâ, bir cemaate rahmet edince [kötü olan] birini
affetmemekten haya eder.) [Ebuşşeyh]
(Camiye giren, o andan itibaren namazda sayılır. Başkasına sıkıntı
vermediği ve abdesti bozulmadığı müddetçe melekler ona, "Allah’ım, buna
rahmet et ve bunun tevbesini kabul et!" diye dua ederler.) [İbni Ebi Şeybe]
(Topluluk, birlik beraberlik rahmet, ayrılık ise azaptır.) [Hadika]
(Şehirde, köyde, bir yerde, üç kişi beraberken namazı cemaatle
kılmazlarsa, onlara şeytan hakim olur. O halde cemaat olun!) [Nesai]
(Cemaatten bir karış ayrılan İslam halkasını boynundan çıkarmış
olur.) [Ebu Davud]
(Cemaatten ayrılan yüzüstü Cehenneme düşer.) [Taberani]
(İki kişi, bir kişiden; üç kişi, iki kişiden hayırlıdır. O halde birlik olun!)
333
www.dinimizislam.com
[İ. Asakir]
(Seferde üç kişi olunca birinizi reis seçin!) [Taberani]
(Bir topluluğu seven, onların arasında haşrolur.) [Hadika]
Cemaatle namaz kılmak "Sünnet-i hüdadır. Yani İslam’ın şiarı olan
sünnettir. Özürsüz terki caiz değildir. Hadis-i şerifte, (Cemaatle namaz
kılmak, sünnet-i hüdadır. Cemaate gelmeyen münafıktır) ve (Cemaati terk
eden, dört kitapta da lanetliktir) buyurulmuştur. (Hidaye, İmad-ül-islam)
Evde kılınan namaz
Sual: Evi camiye yakın olanın bazı sünnetleri, evde kılması uygun olur
mu?
CEVAP
Yolda konuşulmazsa evde kılmak daha uygun olur. Çünkü hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Evinizi kabre çevirmeyin, evde de namaz kılın!) [Buhari]
Evde cemaatle kılmak
Sual: Bir kimse, herhangi bir sebeple bazen camiye gidemese, evinde
cemaat yaparak namazı kılsa, cemaat sevabından mahrum kalır mı?
CEVAP
Herhangi bir sebeple camiye gidemeyen eğer, evinde cemaatle kılarsa
cemaat sevabından mahrum kalmaz. Özürsüz camiye gitmeyip evinde
cemaatsiz, yani yalnız kılarsa, cemaat sevabından, hatta namazının
sevabından da mahrum kalır. İslam Ahlakı kitabındaki bir hadis-i şerifin meali
şöyle:
(Özürsüz, evinde [yalnız] namaz kılan kişinin borcu ödenir, namazının
sevabı noksan kalır.)
Ancak camideki imamın itikadı düzgün değilse, bid'at ehli ise veya fâsık
ise elbette evde kılmak gerekir. Cemaat sevabı alacağım derken namazdan da
olmamalıdır.
Sünnete başlamak
Sual: Cemaatle namaz kılınırken, sünnete başlamak mekruh mudur?
CEVAP
Evet tahrimen mekruhtur.
Sabah sünnetini kılmamış olan, sünneti kılarsa, cemaat ile namazda
oturmayı da kaçıracağını anlarsa, sünneti kılmaz, hemen imama uyar. Cemaat
ile 2. rekatta oturabileceğini anlarsa, sünneti câminin dışında, sofada [holde]
çabuk kılar. Hol yoksa, içerde direk arkasında kılar. Böyle yer yoksa sünneti
kılmaz. Çünkü, cemaat ile kılınırken, nafile kılmak mekruhtur. Mekruh
işlememek için sünnet terk edilir.
Vacib olmayan yerler
Sual: Cemaatin imama uyması vacip olmayan yerler var mıdır?
CEVAP
334
www.dinimizislam.com
Mevkufat kitabında buyuruluyor ki:
Dört şeyi, imam yaparsa, cemaat yapmaz. Bunlar:
1- İmam, ikiden çok secde yaparsa, cemaat yapmaz.
2- İmam, bayram tekbirini, bir rekatta üçten çok yaparsa, cemaat yapmaz.
3- İmam, cenaze namazında, dörtten çok tekbir yaparsa, cemaat yapmaz.
4- İmam, beşinci rekata kalkarsa, cemaat kalkmaz. İmamla beraber selam
verirler.
Yine aynı fıkıh kitabında buyuruluyor ki:
On şeyi imam yapmazsa, cemaat yapar. Bunlar:
1- İmam, iftitah tekbirinde el kaldırmasa da, cemaat kaldırır.
2- İmam, Sübhaneke okumazsa cemaat okur. "Okumaz" diyen âlimler de
vardır.
3- İmam, rükuya eğilirken tekbir getirmezse, cemaat getirir.
4- İmam, rükuda tesbih okumasa da cemaat okur.
5- İmam, secdelere gidip gelirken tekbir söylemese, cemaat söyler.
6- İmam, secdelerde tesbih okumasa da cemaat okur.
7- İmam, "semiallahü..." demese de, cemaat "Rabbena lekel hamd" der.
8- İmam, ettehıyyatüyü okumazsa, cemaat okur.
9- İmam, namazın sonunda selam vermeden çıkıp gitse, cemaat selam
vererek çıkar.
10- Kurban Bayramında, 23 farzdan sonra, imam selam verince tekbir
okumasa da, cemaat okur.
Bu hususlar diğer fıkıh kitaplarında da yazılıdır. (Halebi, Hindiyye)
Beşinci rekat
Sual: İmam, dördüncü rekatta oturup, Ettehıyyatüyü okuduktan sonra
beşinci rekata kalkmışsa, cemaat ne yapar?
CEVAP
Cemaat oturarak imamı bekler. İmam, yanıldığını hatırlayıp otursa ve
secde-i sehv de yapmadan hemen selam verse, cemaat de selam verir. İmam,
rüku ve secdeye giderse, cemaat imamı beklemeden selam verir. Eğer imam,
dördüncü rekatta oturmadan kalkmışsa, yanıldığını hatırlamayıp secdeye
gitse, namaz fâsid olur, yani bozulur. Cemaatin oturması ve selam vermesi
fayda vermez.
İmama tek kişi uyarsa
Sual: İmama tek kişi uysa, o da, ayaklarında kireçlenme olduğu için
dizlerini bükemese, imam ile yan yana durunca ayakları imamın ayaklarından
ileri olmuş oluyor. Böyle namaz sahih olur mu?
CEVAP
Ayakların imamın ayaklarından ileri olup namaza mani olması, sağlam
insanlar içindir. Hasta olup, dizlerini bükemeyen, bu yüzden secde
edemeyerek ima ile kılan kimsenin, imamın ayaklarından ileride olmasının
335
www.dinimizislam.com
mahzuru olmaz. Böyle kimsenin başı, imamın başından ileri olmamalıdır.
Tekbirleri söylememek
Sual: Namaz içinde rükuya, secdeye giderken ve secdeden kıyama
kalkarken tekbirleri imamın sesli olarak söylemesi vacip midir, unutulunca
secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
İmamın intikal tekbirlerini sesli söylemesi vacip değil, sünnettir.
Unutulursa secde-i sehv gerekmez. İmam bu tekbirleri söylerken, cemaatin de
Allahü ekber demesi sünnettir. (Halebi)
Ön saftakilerin fazileti
Sual: Namazda ön safta bulunanın daha faziletli olduğu bildirildi. Arka
saftakiler faziletsiz midir?
CEVAP
Hadis-i şerifte de bildirildiği gibi, namazda ön safta bulunmak, fazileti daha
çok olana nasip olur. Başka bir hadis-i şerifte de, sevap bakımından daha
faziletli olana önce selam vermek nasip olacağı bildirilmiştir. Daha sonra selam
verenin veya son saftakilerin faziletsiz olduğu değil, daha az sevaba
kavuşacağı anlaşılmaktadır.
Bir kimse, hep ön safta bulunuyorsa, her zaman arkadaşından önce
selam veriyorsa, onun daha faziletli olduğu anlaşılır.
İmamın itikadından şüphe etmek
Sual: İmamın durumundan şüphe edenin, onunla kıldığı öğle namazını
iade etmeyip de, son sünneti kılarken (Kılması üzerime farz olan öğle
namazını kılmaya) diye niyet ederek dört rekat namaz kılması uygun mudur?
CEVAP
İmamın abdestinden veya itikadından şüphe eden veyahut namazın
sıhhatinden şüphe eden kimse, (Vaktine yetişip kılamadığım son öğle
namazının farzını kılmaya) diye niyet ederek dört rekatlık bir namaz
kılmalıdır! Eğer imam ile birlikte kıldığı namaz sahih ve kabul olmuş ise, bu
kıldığı kaza olur. İmamla kıldığı sahih değilse, bu kıldığı öğle namazının farzı
olur. Fakat niyet ederken, (Kılması üzerime farz olan) dememelidir! Çünkü
öğle namazı, öğle vaktinde kılınınca farz yerine gelirse de, hemen kılmak farz
olmaz. İkindiye dört rekat namaz kılacak kadar zaman kalınca edası farz olur.
Eğer (Kılması üzerime farz olan son öğle namazını kılmaya) diye niyet edilirse,
bir gün önceki öğlenin farzı kılınmış olur. Onu da, bir gün önce kılmış
olduğundan bu kıldığı nafile olur. Onun için (Vaktine yetişip kılmadığım son
..... namazını kılmaya) diye niyet etmelidir!
Sırta secde etmek
Sual: Camide cemaatle namaz kılarken yer dar olduğu için öndeki şahsın
ayağının üstüne veya sırtına secde etmek sahih olur mu?
CEVAP
336
www.dinimizislam.com
Evet.
Namaz kılanların önünden geçmek
Sual: Ön saftaki boş yere geçmek için namaz kılanların önünden geçmek
günah olur mu?
CEVAP
Birinci safta boş yer olup ikinci safta yoksa, ikinciyi yarıp birinciye geçilir.
Ön safa geçmek için, namaz kılanların önünden geçmek günah olmaz.
İmamın burnunun kanaması
Sual: İmamla namaz kılarken, onun burnu kanadı. Abdesti bozulduğu için
namazdan çıkıp gitti. Ben namazımı tamamladım. Namazım sahih oldu mu?
CEVAP
Evet. Cemaat birden fazla olsa idi, imamın, birini vekil bırakması gerekirdi.
(Redd-ül-muhtar)
Akşam namazını geciktirmek
Sual: Akşam namazını cemaatle kılabilmek için yarım saat geciktirmekte
mahzur var mıdır?
CEVAP
Akşam namazını vaktin evvelinde kılmak sünnettir. Özürsüz yıldızlar
görününceye kadar geciktirmek haramdır. Cemaatle kılmak sünnettir. Sünnet
işlemek için namazı haram vakte bırakmak caiz değildir. Hastalık, seferi olmak
gibi özürlerle yıldızlar çok görülünceye kadar geciktirilebilir. Cemaat için
geciktirilemez. Cemaat için 15-20 dakikadan fazla geciktirmemelidir!
Yer değiştirmek
Sual: Farz namazdan sonra sünnet kılarken yer değiştirilir mi?
CEVAP
Cemaatle farz namazı kıldıktan sonra safları bozmak müstehaptır.
Dışarıdan gelen bir kimsenin, cemaatle kılınmadığını bilmesi için, safları
bozmak iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz kıldıktan sonra nafile namaz kılmak isteyen, biraz ileri
veya geri, biraz sağa veya sola gitsin!) [Ramuz]
İmamın son sünneti, farz kıldığı yerde kılması mekruhtur. Biraz sağda
veya biraz solda kılar. Küçük mescitlerde veya cemaat çok olup safları bozma
imkanı olmayan yerlerde, cemaat olduğu yerde durur. Olduğu yerde azıcık
kıpırdaması kâfidir. Yanındakini kendi yerine çekmesi, onun yerine kendisinin
gitmesi, böylece yanındaki müslümanı rahatsız etmesi doğru değildir. Safları
bozmak şart değildir. Bu bakımdan yanındaki müslümanları rahatsız etmek
asla caiz olmaz.
Ayağa kalkmak
Sual: İmama, ikinci veya üçüncü rekatta yetişen kimse, imam selam
vermeden mi ayağa kalkıp namazını tamamlar?
CEVAP
337
www.dinimizislam.com
İmam, selam verdikten sonra ayağa kalkar.
Sübhaneke okumak
Sual: Cemaatle namaz kılarken Sübhanekeyi bitirmeden imam sesli
okumaya başlıyor. Okumayı kesip imamı dinlemem gerekir mi?
CEVAP
Sübhaneke okumak sünnet, imamı dinlemek vaciptir. İmam sesli okurken
cemaate yetişen, Sübhanekeyi okumaz. İmamın nefes almak için okumayı
kestiği yerlerde, Sübhanekenin kalan kısmı tamamlanabilir! (Halebi)
Önce selam vermek
Sual: Cemaatle namazda salli bariki okuyunca selam verdim, sonra imam
da selam verdi. Namazım sahih oldu mu?
CEVAP
Mekruh olarak sahih oldu. İmama uymak vaciptir.
Teyemmüm etmiş imam
Sual: Abdest almış olanın, teyemmüm etmiş olan imama uyması caiz
midir?
CEVAP
Caizdir. Sargı üzerine mesheden imama uyması da caizdir. (Redd-ülmuhtar)
Oturarak kılana uymak
Sual: Namazı ayakta kılan, oturarak kılana uyabilir mi?
CEVAP
Ayakta durarak namaz kılan kimsenin, oturduğu yerde secde edebilen
kimseye uyması caizdir. Ayakta namaz kılan kimse, imayla namaz kılan
kimseye uyamaz. (Hindiyye)
Mukim olarak namaz
Sual: Öğle vakti misafirlerle uyuyakalmışız. İkindi vaktinde öğle namazını
cemaatle kaza ederken, ev sahibi olarak ben imam oldum. Seferi olan bu
misafirlerin, mukim olduğum için bana uyarak kıldıkları namaz sahih oldu mu?
CEVAP
Sahih olmadı. Çünkü bu namazı, siz mukim olduğunuz için 4 rekat olarak,
misafirler ise 2 rekat olarak kaza edecektiniz. Misafirlerin ilk oturuşu farz,
mukim olan imamın ilk oturuşu vaciptir. Farz kılan bir kimse, nafile veya vacip
kılan imama uyamadığı gibi, bir rüknü farz olarak eda edecek kimse de, onu
nafile veya vacip olarak eda eden imama uyamaz. (Redd-ül-muhtar)
Seferi imam
Sual: Öğle vakti misafirle uyuyakalmışız. İkindi vaktinde öğle namazını
cemaatle kaza ederken, seferi olan arkadaş imam olup ikindiyi bize dört rekat
olarak kıldırdı. Mukim olduğum için seferi olan bu imama uyup kıldığım namaz
sahih oldu mu?
CEVAP
338
www.dinimizislam.com
Sahih olmadı. Çünkü misafirin kıldırdığı son iki rekat namaz nafiledir. Siz
farz kılıyorsunuz, farz kılan nafile kılana uyamaz. (Redd-ül-muhtar)
Misafir imam, üçüncüye kalkınca siz, ondan ayrılıp kendiniz iki rekat daha
kılsaydınız namazınız olurdu.
Elleri kaldırırken tekbir
Sual: Bazı imamlar, namaza başlarken, Allahü ekber diyerek ellerini
kulaklarına götürüyorlar. Böylece namaza başlamış oluyorlar. Sonra da
namaza başlamış olduğu için, ellerini namaz içinde göbeklerine bağlıyorlar. İki
elin bir hareketi namazı bozacağı için bunların namazı bozulmuyor mu? Bir de
vitrin üçüncü rekatında, elleri aşağı bırakmadan tekbir almak gerekmez mi?
CEVAP
Eller, kulaktan ayrılırken Allahü ekber demeye başlanıp, göbek altına
bağlarken bitirilir. Bahsettiğiniz şekilde yapmakla da namaz bozulmuş olmaz.
Yani ellerini kulaklarına götürürken veya ellerini kulaklara kaldırınca da tekbir
getirilirse yine namaz bozulmuş olmaz. Fakat uygun olanı bizim bildirdiğimiz
gibidir.
Vitirde de tekbir, ilk başlarken alınan tekbir gibidir. Eller aşağıya
salıverilmeden kaldırılır. Eller salınsa da, namaz bozulmuş olmaz. Fakat aşağı
salmadan kaldırılmalıdır.
İki rekât sünnet
Sual: Cemaate yetişebilmek için, bazen ikindinin sünnetini iki rekat olarak
kılmakta mahzur var mı?
CEVAP
Cemaat başlamışsa, iki rekat da kılınmaz. Cemaatle namaz kılmak
sünneti, diğer sünnetlerden 27 derece efdaldir. Bu bakımdan cemaate
yetişmek için ikindinin sünnetini iki rekat olarak kılmakta mahzur yoktur.
Resulullah efendimizin, ikindinin sünnetini iki rekat kıldığı da olmuştur.
(Resulullah, ikindinin farzından önce, bazen iki rekat namaz kılardı) diye
rivayet vardır. (Ebu Davud)
Rabbena’yı terk
Sual: Cemaate veya iftitah tekbirine yetişmek için Rabbena...yı terk caiz
midir?
CEVAP
Evet.
İftitah tekbirine yetişmek
Sual: İftitah tekbirine ne zaman yetişilmiş sayılır?
CEVAP
Fatiha bitene kadar imama uyan, yetişmiş sayılır.
Son teşehhüt
Sual: Camiye girdiğimde, cemaat son teşehhüdde oturuyordu. İftitah
tekbirini alıp otururken imam selam vermeye başladı. Cemaate yetişmiş oldum
339
www.dinimizislam.com
mu?
CEVAP
İmam selam vermeden önce, iftitah tekbirini aldığınız için, cemaate
yetişmiş oldunuz.
Bayılan biriyle ilgilenmek
Sual: Cemaatle namaz kılarken sara tutan veya bayılan biri ile ilgilenmek
için namazı bozmak caiz mi?
CEVAP
Evet.
Ön saftaki boş yer
Sual: Namaza duracağımız sırada, bazen ön safta bir kişilik boş yer
oluyor. Yanımızdaki, bir yaşlıya, boş olan yere geçmesini işaret etmek caiz
midir?
CEVAP
Caizdir. Kendisinin geçmesi iyidir. İsâr, muhtaç olduğu bir şeyi kendi
kullanmayıp, muhtaç olan din kardeşine vermektir. İnsana lazım olan şeylerde
isâr yapılır. Kurbet ve ibadetlerde isâr yapılmaz. Mesela, taharetlenecek kadar
suyu, setr-i avret edecek kadar örtüsü olan, bunları muhtaç olana vermez,
kendi kullanır. Namazda ön saftaki yerini başkasına vermez. Namaz vakti
gelince abdestsiz kimsenin abdest suyunu başkasına vermesi caiz değildir.
(Eşbah)
Allahü teâlânın beğendiği şeylere taat denir. Allah rızası için taat yapmaya
ise, kurbet denir.
İmamın yüksek sesle okuması
Sual: Birkaç kişi, sabah namazına uyanamayıp, güneş doğduktan bir saat
sonra sabahın farzını cemaatle kaza etseler, imamın yüksek sesle okuması
gerekir mi?
CEVAP
Gerekir. (Hindiyye)
Mihrapta cemaatle namaz
Sual: Camide, mihraptan başka yerlerde, cemaatle namaz kılmak caiz
midir?
CEVAP
Camilerde birinci cemaatin imamı mihrapta kıldırmazsa, mekruh olur.
İmamı ve cemaati belli kimseler olan her camide, vakit namazları, imam
mihrapta olarak, cemaat ile kılındıktan sonra, tekrar cemaatler yapılabilir.
Ancak sonraki cemaatler, mihraptan başka yerde kılmalıdır!
(Eğer sonraki cemaatin imamı mihrapta bulunur, ezan ve ikamet
okunmazsa, mekruh olmaz) diyen âlimler de vardır. İhtiyaten sonraki
cemaatler mihrapta kılmamalıdır!
Yol kenarlarındaki belli bir imamı olmayan mescitlerde, ezan ve ikamet
340
www.dinimizislam.com
okunarak, mihrapta veya mescidin başka yerinde cemaatler yapılabilir.
(Halebi)
Camiye koşarak gitmek
Sual: Camiye koşarak gitmek uygun mu?
CEVAP
Cemaate yetişilemeyecek bile olsa, yine camiye koşarak gitmek
mekruhtur. Peygamber efendimiz, (Namaza koşarak gitmeyin) buyurdu.
(Buhari)
Camide yer ayırmak
Sual: Camide kendine belli yer ayırmak uygun mu?
CEVAP
Camide kendine yer ayırmak mekruhtur. Fakat, dışarı çıkarken, kimse
oturmasın diye, yerine ceketini bırakırsa, gelince oraya tekrar oturabilir.
Umumi yerlerde, parkta, vapurda, otobüslerde de böyledir.
Bu yerin fazlasını, iki kişi isterse, hangisine verirse, o oturur. İkisi de
istemeden, bu fazla yere biri oturursa, bundan alıp ikincisine veremez. Fakat,
burayı, onun emri ile, onun için ayırdım, kendim için ayırmadım diye yemin
ederse, kaldırabilir. Umumi yerlerde, ilk oturan, herkese zararlı olmuş ise,
kaldırılabilir.
Eksik kılınırsa
Sual: 4 rekatlık bir namaz kılan bir kimse dalgınlıkla 3 rekat kılsa ve 4
rekat kıldığını bilmese ve namazı bitirdikten sonra onu gören başka birisi onun
3 rekat kıldığını söylemesi gerekir mi?
CEVAP
Söyleyen salih biri ise o namazı iade etmesi gerekir.
Kalkmayı unutmak
Sual: 4 rekatlık bir namazda ikinci rekatta kalkmayı unutup, iki tarafa da
selam verdik. Ayağa kalkıp devam edip sehv secdesi yapmak kurtarıyor mu?
CEVAP
Evet kurtarır.
İmamın namazı
Sual: İmamın namazı sahih olmazsa, bundan cemaat mesul mü?
CEVAP
Mesul değildir.
Yavaşça Kur’an okumak
Sual: Mescitte namaz kılanların yanında Kur’an okunabilir mi?
CEVAP
Yavaşça okunabilir.
Ettehıyyatü’yü yavaş okumak
Sual: Cemaate geç yetişen kimse, cemaat 4. rekata oturduğu zaman
ettehıyyatüyü okuduktan sonra selam verilene kadar bir şey okur mu?
341
www.dinimizislam.com
CEVAP
Ettehıyyatüyü yavaş yavaş okur. Hızlıca okursa, o zaman, kelime-i
şehadeti tekrar eder.
Mekruh vakitte namaz
Sual: Akşam ezanına 10 dakika kala yani mekruh vakitte, birkaç kişi
ikindiyi cemaatle kılabilir mi? Kılarsa cemaat sevabına kavuşulur mu?
CEVAP
Evet kılabilir ve cemaat sevabına kavuşur.
Farzdan önce
Sual: Farzdan önce üç İhlas okumak bid’at midir?
CEVAP
Evet üç ihlas okumak bid’attir.
Salaten tüncina
Sual: Salâten tüncinayı, selamdan sonra okumak bid'at midir?
CEVAP
Evet bid'attir. Namazlardan sonra (âyet-el-kürsi) okunur. Sonra tesbihler
çekilir, ondan sonra dua edilir. Dua ederken Salâten tüncinayı okumakta
mahzur yoktur. Âyet-el kürsinin okunduğu yerde Salâten tüncinayı okumak
sünneti değiştirmek olur. Yani bid'attir.
Kerahet vakti
Sual: Kerahet vakitlerinde de namazı cemaat ile kılmak caiz midir?
CEVAP
Caizdir.
Sünneti evde kılmak
Sual: Farzı camide cemaatle kılmak için sabah namazının sünnetini evde
kılıp çıkıyoruz. Camiye gelince imam, Kuran-ı Kerim okumayı bitirince El fatiha
diyor. Fatihayı okumak gerekir mi?
CEVAP
Sünneti kılanlar okuyamaz. Sünneti kılmayanların okumasında mahzur
yoktur.
Ettahıyyatü bitmeden kalkmak
Sual: Biz ettehıyyatüyü bitirmeden imam kalkarsa bizim de kalkmamız
gerek mi?
CEVAP
Ettehıyyatüyü bitirip kalkmamız gerekir.
Yanlış niyeti duymak
Sual: Öğleyi cemaatle kılarken imamın yanılarak yatsı namazına diye
niyet ettiğini duydum. Namazdan sonra sen yatsıya niyet ettin dedim, hayır
ben öğleye niyet ettim dedi. Namazımız sahih oldu mu?
CEVAP
Dil ile niyetin önemi yok. Kalben öğleye niyet etmişse, namaz sahih olur.
342
www.dinimizislam.com
Namazdan sonra
Sual: Beş vakit namazdan sonra (Estağfirullah..) ifadesini müezzin mi,
imam mı yoksa cemaat mi okur?
CEVAP
Herkes kendisi okur.
Cemaate sonradan yetişmek
Sual: Cemaate sonradan yetişen, Sübhanekeyi okuması gerekir mi,
gerekirse ne zaman okumalıdır?
CEVAP
Sübhaneke okumak sünnettir. İmam içinden okuyorsa, başlar başlamaz
okur. İmam açıktan okuyorsa okumaz.
Yüksek sesle âmin
Sual: Yüksek sesle âmin demek uygun mu?
CEVAP
Fatihadan sonra, imam ve cemaat, sessiz olarak, âmin der. İmam
Fatihayı bitirince, cemaatin ve imamın yüksek sesle âmin demesi mekruhtur.
Hafif söylemelidir.
İmamla dua etmek
Sual: Cemaat imamla dua ederken, imamın duasına mı âmin diyecek,
kendi de dua edebilir mi?
CEVAP
Her ikisini de yapacaktır. İmamın duasına da âmin diyecek, kendisi de
dua edecek. Bazı kimseler hep kendisi dua okuyor, imamınkine âmin demiyor.
Kimisi de hep âmin diyor, kendisi hiç dua etmiyor. Her ikisini de yapmalıdır.
Başka cemaat
Sual: İkindiyi kılıp tesbih çekerken veya akşam namazının farzını kılıp
son sünnetini kılmak için ayağa kalkınca, mescitte başka bir cemaat oluşuyor.
Ben farzını kıldım, onlara tekrar uyup kılmam mı gerekiyor, yoksa hemen
dışarı çıkmam mı gerekiyor?
CEVAP
Farzı yalnız kılmışsanız, hemen çıkmanız gerekir, cemaatle kılmışsanız,
çıkmanız gerekmez.
Farz için beklerken
Sual: Sünneti kılıp farz için cemaati beklerken kelime-i tevhid okumakta
mahzur var mı?
CEVAP
Hiçbir şey okunmaz.
Sırta dokunmak
Sual: Namaza sonradan gelen kişinin sırtımıza dokunmasını beklemek
gerekir mi? Beklemeden onun cemaate uyacağını anlayıp kendiliğimizden
geriye gelebilir miyiz?
343
www.dinimizislam.com
CEVAP
Evet uygun olanı onun vurmasını beklememektir. Onun sözü ile gidilirse
namaz bozulmuş olur. Kendi arzumuzla gidersek namaz bozulmuş olmaz.
Ara tekbirler
Sual: İmamla birlikte ara tekbirlerini bizim de söylememiz gerekir mi?
CEVAP
Evet gerekir.
Tertip sahibinin kazası
Sual: Tertip sahibiyim. Sabah namazına uyanamadım. Kaza etmeyi de
unutmuşum. Aynı gün akşam namazında imam oldum. Yatsı namazını
kıldıktan sonra sabahı kaza etmediğimi hatırladım. Ne yapmam lazım? Akşam
namazını benimle kılan cemaatin namazı kabul oldu mu?
CEVAP
Cemaatin namazı sahih olmuştur. Onlara duyurmak gerekmez. Sizin
sabah namazını kaza etmeniz lazım, çünkü kılmadınız. Tertip sahibi
olduğunuzu unutarak, kıldığınız diğer namazları kaza etmeniz gerekmez,
çünkü unutmak özürdür.
Üzeride yazı olan tişört
Sual: Üzerinde yazı, resim, fotoğraf olan tişörtle namaz kılınır mı?
CEVAP
Mekruh olur.
Sırttaki yazı
Sual: Bazen de sırt kısmında yazı olan kıyafetler var, bunun mahzuru olur
mu?
CEVAP
Arkasındaki yazıyı cemaat okursa namaz mekruh olur. Çünkü bir yazıya,
bakıp, anlamak bozmaz ama anlayınca mekruh olur.
Telefon çalarsa
Sual: Cemaatle namaz kılarken devamlı çalan cep telefonunu namazı
bozup kapatmak caiz mi?
CEVAP
Namazı bozmak haram olur. Namazı bozmadan az hareketle kapatma
imkanı varsa kapatılır. [Namazdan önce tedbir almalı, ya kapatmalı veya sesini
kısmalıdır.]
Namazda uyumak
Sual: İmama uyan, namazda ayakta veya otururken uyusa namazı veya
abdesti bozulmuş olur mu?
CEVAP
Namazda uyumak abdesti de namazı da bozmaz.
Çocukla cemaat
Sual: On yaşında bir çocuğum var. Onunla cemaat olup cemaatle namaz
344
www.dinimizislam.com
kılabilir miyim?
CEVAP
Çocukla da cemaat olur ve cemaat sevabı alınır.
Farzı kaçırmak
Sual: Mescide gelen ikindi veya yatsı namazın sünnetine başlandığını
görse, o da eğer namaza duracak olsa, farzın ilk rekatını kaçıracağını anlasa
ne yapar?
CEVAP
O rekat kaçacaksa, yani biz sünnet kılarken farz kılınacağı için mekruh
olur. Onun için sünneti dört değil iki rekat olarak kılar. İki rekat kılınca da
yetişemeyeceğini anlarsa, bekler, namaza durmaz.
Cemaate başlanırsa
Sual: Öğlenin farzını yalnız kıldım. Ben bitince yanımda farzı cemaatle
kılmaya başladılar. Onlara uymam lazım mı, uymam lazımsa nasıl niyet
edeceğim?
CEVAP
Cemaat olunca cemaate uymalı. Allah rızası için namaz kılmaya, uydum
imama demeniz yeterlidir. Sadece öğle ve yatsı namazını böyle cemaatle
kılabilirsiniz. Diğerlerini kılamazsınız. Çünkü sabahın ve ikindinin farzından
sonra nafile kılınmaz. Akşamda ise üç rekat nafile olmaz. Sadece öğle ve yatsı
namazı kılınır.
Sessiz selam
Sual: Cemaatle namaz kılarken imam namazı bitirince sessiz selam
verse ne yapılmalıdır?
CEVAP
Diğerleri de selam verip namazdan çıkarlar.
Ayakkabıların yeri
Sual: Camide ayakkabıları arkaya mı öne mi koymak uygundur?
CEVAP
Çalınma endişesi ile namaz kılmak huşuya mani olacağı için ayakkabıları
arkaya koymak mekruhtur. Öne ve sağa koymak da sünnete aykırıdır. Sol
tarafa koymak sünnettir. Çalınma endişesi yoksa, yani huşuya mani değilse,
arkaya koymanın da mahzuru olmaz.
Namaz kılarken
Sual: Camide namaz kılarken yanımızdan geçen, çarpmasın diye yana
çekilsek namaz bozulur mu?
CEVAP
Kendi arzumuzla çekildiğimiz için namaz bozulmaz.
Takkesiz imam
Sual: Takkesiz namaz kıldıran imamın arkasında namaz kılınır mı?
CEVAP
345
www.dinimizislam.com
Kılınmaz. Kılınırsa mekruh olur. Takkeye önem vermiyorsa daha kötüdür.
İtikadı bozuk olabilir. Kasten sünnete riayet etmeyen imamlara uymamalıdır.
İtikâfa niyet
Sual: Mescide girerken niçin "itikâfa niyet ettim" deniyor?
CEVAP
İtikâfa niyet edince orada yatmak, yiyip içmek v.s caiz olur. İtikâfa niyet
etmezsek bunlar yapılmaz.
Cemaate uymak
Sual: Mescitte vaktin farzını tek başına veya cemaatle kılan bir kimse,
mescide gelen bir grup cemaat yapar ise, bu cemaate uymak zorunda mıdır?
Bu konu ile ilgili hüküm nedir?
CEVAP
Cemaatle namaz kılınırken tek başına namaz kılmak veya oturup dua
etmek tesbih çekmek mekruh olur, ya cemaate uyulur veya dışarı çıkılır. Ama
itikâfa niyet edilmişse orada durulabilir. İkindiyi, sabahı veya akşamı kıldıktan
sonra tekrar cemaate uyulmaz; ya dışarı çıkmalı veya itikâfa niyet etmelidir.
Müezzin yerleri
Sual: Bazı camilerde müezzinlerin yerleri yüksek oluyor. Buradan imama
uyulabilir mi?
CEVAP
Yüksekte durmanın mahzuru olmaz. Fakat tek başına dururlarsa tahrimen
mekruh olur. İki veya daha fazla kişi olursa kurtarır.
Camiye gitmenin önemi
Sual: Camiye gidemiyorum. Ne tavsiye edersiniz?
CEVAP
Camiye gitmeyi ihmal etmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Her namaz vakti camiye giden, ya Allah yolunda istifade edeceği bir
ahiret kardeşi bulur, ya güzel bir ilme, ya hidayetini artıracak veya onu
sapıklığa düşmekten muhafaza edecek bir kelimeye yahut rahmet-i
İlahiyyeye mazhar olur.) [Taberani]
Euzü besmele
Sual: Cemaatle namaz kılarken, sübhanekeyi okuduktan sonra, euzü
besmele çekilir mi?
CEVAP
Çekilmez.
Okuduktan sonra
Sual: Cemaatle namaz kılarken, imam selam verir vermez kalkıp,
Allahümme entesselamü ayakta veya başka yerde okuyabilir miyiz?
CEVAP
Gerek cemaatle ve gerekse yalnız kılarken, okunduktan sonra ayağa
kalkmalıdır.
346
www.dinimizislam.com
3 secde
Sual: İmamdan önce başı secdeden kaldırıp koymak 3 secde sayılır mı?
CEVAP
Hayır.
İmamın adını niyette söylemek
Sual: Cemaatle namaz kılarken uydum Ali’ye dedim. İmam Veli imiş.
Namaz sahih mi?
CEVAP
Sahih olmaz. Onun için imamın ismini söylememeli, sadece uydum
imama demeli.
İkinci saf
Sual: İkinci safa da imamın arkasından mı başlanır?
CEVAP
Evet.
Ön saftaki boşluk
Sual: Ön safta boş yer varken, arkada yalnız imama uyulur mu?
CEVAP
Mekruh olur.
Tesbih çekmeden dua
Sual: İmam duaya başlayınca, tesbih çekmeyen de duaya katılır mı?
CEVAP
Tesbihi çektikten sonra duaya katılması daha iyidir. İşi varsa tesbih
çekmeden dua etmesi de caizdir. Hatta hiç tesbih çekmeden, dua etmeden
gitmesi de caizdir.
Yatsıyı kılmış olan
Sual: Yatsıyı ve vitri de kılmış olan yatsının farzını kılana uyar mı?
CEVAP
Nafile olarak kılması iyi olur.
İmamın yanına durmak
Sual: İmamla bir kişi namaz kılarken, biri gelip imamın arkasına veya
soluna veya sağdakinin sağına dursa, mekruh olur mu?
CEVAP
Mekruh olmaz.
Mesbuka uymak
Sual: Mesbuka uymak caiz mi?
CEVAP
Hayır. Mesbuk imam olamaz.
Dışarıdan gelenin selamı
Sual: Camide sünneti kılıp, farzı beklerken, dışarıdan gelenin selamını
almak, sünnet ile farz arasında bir şey okumak gibi mi?
347
www.dinimizislam.com
CEVAP
Evet. Vakit az ise, tefekkür veya kalben zikir etmeli. Vakit fazla ise, kaza
namazı kılmalı.
Bir kişilik boşluk
Sual: Cemaatle namazda en sağda duranın solundaki kişinin abdesti
bozulup gitse, bir kişilik boşluk kalıyor. Sağdaki de yana bir adım atarak
boşluğu doldursa namaz bozulur mu?
CEVAP
Bozulmaz.
Kaza kılan kimse
Sual: Cemaatle namaz kılınmaya başlansa, kaza kılan kimsenin, namazı
bozup onlara uyması caiz midir?
CEVAP
Hayır.
Cemaate uymak
Sual: Yalnız başına farzı kılanın yanında, sabah veya akşamın farzı
cemaatle kılınmaya başlansa, o kişi namazı bozup imama uyabilir mi?
CEVAP
Evet hemen sağına selam verip cemaate uyar. Sadece akşam ve sabah
namazında, birinci rekâtta secde ettikten sonra da, namazı bozup cemaate
uyar, fakat ikinci rekâtın secdesini yaptıysa, cemaate uymayıp namazını
tamamlar. Diğer namazlarda böyle değildir.
Dört rekâtlı farzlarda, birinci rekâtın secdesini yapmadıysa, yine hemen
sağına selam verip cemaate uyar. Birinci rekâtın secdesini yaptıysa, iki rekât
kılıp selam verir. Üçüncü rekâtın secdesini yapmadıysa, ayakta bir tarafa
selam verip bozar ve cemaate katılır. Üçüncü rekâtın secdesini yaptıysa, dört
rekâtı tamamlar.
Sesli okumamak
Sual: Akşam namazını kılana uydum. Sesli okunacağını bilmediği için
gizli okudu. Benim namazım sahih oldu mu?
CEVAP
Evet, sizinki sahih olur. Onun da bilmemesi özür olur. Kasten yapsa idi
vacibi terk etmiş olurdu.
İmamın selamı
Sual: İmam, selam vermedi diye imama uydum. Bir arkadaş, beni
görmüş, selamdan sonra uyduğumu söyledi. Ona inanıp tekrar kılmam lazım
mı?
CEVAP
Evet.
Cemaatin önüne geçmek
Sual: Odada imamın arkasına bir saf sığıyor. Sonradan gelenlerin,
348
www.dinimizislam.com
cemaatin önünden geçip, imamın sağına, soluna durması caiz mi? Arka saf
dolar zannı ile imamın sağına soluna durmak caiz mi?
CEVAP
Her ikisi de caizdir.
İkamet okunurken
Sual: İkamet okunurken imam ayakta ise, cemaat de kalkar mı?
CEVAP
Kalkması lazım değildir. Kalkmaları caizdir.
İkamet okunurken
Sual: İkamet okunurken camiye girince oturmak gerekir mi?
CEVAP
İkamet okunurken camiye giren kimse, imam mihraba gitmek üzere ayağa
kalkmamışsa, oturur.
İmam otururken ayakta beklemek mekruh olur. (N. İslam)
Sırta secde etmek
Sual: Sırta secde edenin sırtına, secde etmek caiz mi?
CEVAP
İkincisinin secdesi, sahih değildir.
El Fatiha denince
Sual: İmam el-fatiha deyince salevat da okumak efdal mi?
CEVAP
Evet.
İmamın hatası
Sual: İmam, ilk oturuşu unuttu. İkaz ettik. Namazı secde-i sehv yapmadan
tamamladı. Namazı iade etmesi vacip miydi?
CEVAP
Değildi. Çünkü imamın secde-i sehv etmeme yetkisi var.
Maliki’de selam vermek
Sual: İmam, secde-i sehv için selam verince, Maliki’yi taklit eden secde-i
sehv olduğunu bilmeden selam verse, namaz bozulur mu?
CEVAP
Hayır.
Selam vermeden kalkmak
Sual: İmam, son rekatta salli bariki okuduktan sonra, selamı unutup,
kalkıp gitse, cemaat, kendi kendine mi selam verir?
CEVAP
Evet.
Son teşehhüd
Sual: İmama son teşehhüdde uyan, namazı nasıl kılar?
CEVAP
Yalnız kılan gibi kılar.
349
www.dinimizislam.com
Aşır okumak
Sual: Her namazdan sonra mihrabiye, aşır okumak caiz mi?
CEVAP
Evet.
Mihrabiye’den sonra
Sual: Mihrabiyeden sonra, uzun salevat-ı şerife okumak caiz mi?
CEVAP
Ara sıra okunması caizdir. Sünnetmiş intibaını vermemek için her zaman
okunmamalıdır.
İmamın gizli okuması
Sual: İmam, açık okunacak yerde, Fatihanın yarısını gizli okusa, gizli
okunacak yerde, açık okusa, secde-i sehv gerekir mi?
CEVAP
Evet. Fakat cemaatle secde-i sehv yapmamak caizdir.
Tesbihleri okumak
Sual: Cemaatten biri, işi varken, tesbihleri ve duayı beklemeden dışarı
çıkınca, dışarıda veya gittiği yerde okuması caiz olur mu?
CEVAP
Evet.
Dar pantolon
Sual: Dar pantolon olunca, cemaati terk etmek gerekir mi?
CEVAP
Cemaat terk edilmez.
İmamın getirdiği tekbir
Sual: İmam, cenaze namazında üç tekbir getirdi. Cemaatten dört tekbir
getirenler de oldu. Bunların namazı sahih oldu mu?
CEVAP
Evet.
Dolu mescit
Sual: Mescit dolu idi. İmamın son teşehhüdde oturduğunu anladım.
Birinin önüne oturdum. Günah mı?
CEVAP
Zaruret olduğu için caizdir.
Cemaatin kalkması
Sual: İmam 4. rekata kalkmayı unutup oturursa cemaat kalkar mı?
CEVAP
Ön saftaki cemaatten birinin "sübhanallah" diye ikazı iyi olur.
İki namazı cem
Sual: İki namazı cem ederken, yanımda, ikindi cemaatle kılınmaya
başlansa, öğleyi kıldıktan sonra onlara uymam caiz mi?
350
www.dinimizislam.com
CEVAP
Evet.
İmamı duymamak
Sual: İmamın tekbirini duymadık. İmam, rükudan kalkarken biz rükuya
indik. Secdede imama yetiştik. Namazımız sahih oldu mu?
CEVAP
Evet.
Kerahet vaktinde ikindi
Sual: Kerahet vaktinde, ikindiyi yine cemaatle kılmak gerekir mi?
CEVAP
Evet.
Gece yarısı yatsı
Sual: Yatsı gece yarısına kalsa, cemaatle mi kılmak evladır?
CEVAP
Evet.
Sübhaneke okurken
Sual: Biz Sübhaneke okurken, imam sesli okumaya başlıyor. İmam, nefes
aldığı zamanlarda kalan kısmı tamamlamak uygun mudur?
CEVAP
Evet.
Selamı uzatmak
Sual: İmam, sağa selam verirken (Lah) kısmını uzatıyor. Cemaat, kısaca
selam veriyor. İmamdan önce selam verilmiş sayılır mı?
CEVAP
Hayır. Namazları sahihtir.
İmama uymaya niyet
Sual: Evinden çıkarken imama uymaya niyet eden, yolda biri ile konuşsa,
yeniden mi niyet etmesi gerekir?
CEVAP
Evet.
5. rekata kalkmak
Sual: İmam yanılıp 5. rekata kalksa, o anda biri gelip ona uysa, namazı
sahih olur mu?
CEVAP
Hayır sahih olmaz. Çünkü farz kılacak olanın nafile kılana uyması caiz
değildir.
Kılınmamış rekat
Sual: İmam, teşehhüdden sonra, 5. ye kalktı. 6. da kılıp selam verdi. 2.
rekatta imama uymuştum. İmam 5.ye kalkınca, uymayıp, kılmadığım bir rekatı
tek başına kıldım. Sahih mi?
CEVAP
351
www.dinimizislam.com
Evet.
Sure-i Haşr’ı okumak
Sual: Sure-i Haşrın sonunu imam okuyunca, cemaat de okumuş sayılır
mı?
CEVAP
Evet. Çünkü kendisinin okuması sünnet, dinlemesi ise farzdır. Sünnet
sevabı, farzın yanında denizde damla bile değildir.
İmamın namazı bozulursa
Sual: İmamda namazı bozan bir şey bulunduğunu anlayan kimse ne
yapmalı?
CEVAP
Bu namazı tekrar kılar. Bunu imam namazda hatırlarsa yahut namazda
iken namazı bozan bir şey hasıl olursa, bunu hemen cemaate bildirir.
Namazdan sonra anlarsa, o cemaatten olduklarını hatırladığına söyleyerek,
haber göndererek bildirir. Haber alan, iade eder. Alamayan affolur. Bir kavle
göre de, imamın cemaate haber vermesi gerekmez.
Namazda adım atmak
Sual: Cemaatle namaz kılarken, önümdeki saftan birisi veya yanımdaki
ayrılsa, namaz içerisinde onun yerine bir adım atarak geçebilir miyim?
CEVAP
Geçmek gerekmez. Geçilse de mahzuru olmaz. Yani hem öne hem yana
geçilebilir.
İmamla aradaki mesafe
Sual: İmamla cemaatın arasından 15-16 metrelik bir yol geçiyor. Yolun
arkasında kalan cemaatin namazı sahih olur mu? Yol dışarıda, cemaat cami
dışındadır.
CEVAP
Cami içi ile dışarısı farklıdır. (Fetâvâ-yı Hindiyye)de diyor ki, (İmama
uymaya mani olan sebeplerden biri, imam ile cemaat arasında, kayık geçecek
kadar nehir veya araba geçecek kadar yol yahut sahrada kılarken, arada iki
saflık boşluk bulunmaktır. Camilerin içinde büyük boşluk arkasında, imama
uymak caizdir.) Demek ki dışarıda olduğu için o kadar bir boşluk varsa imama
uymak caiz olmuyor.
Elleri bağlamak
Sual: Cemaat otururken imama uyacağımız zaman ellerimizi bağlayıp
öyle mi cemaate dahil olacağız?
CEVAP
Elleri bağlamak gerekmez.
Kadınla namaz
Sual: Ben namaz kılarken hanımım veya annem yahut yabancı bir kadın
benim önümde namaz kılarsa namazım olur mu?
352
www.dinimizislam.com
CEVAP
Sizden dokuz ayak ileride iseler namazınız sahih olur.
İmamın uyuması
Sual: Son teşehhüdde salli bariki okuduktan sonra imam uyusa veya
epey vakit geçtiği için uyuduğu sanılsa, cemaatin selam verip namazdan
çıkması caiz mi?
CEVAP
Evet.
Tehıyyet-ül-mescide niyet
Sual: Akşamın farzını yalnız veya cemaatle kılarken, tehıyyet-ül-mescide
de niyet edilebilir mi?
CEVAP
Evet niyet edilir. Hatta yeni abdest almışsa, sübha namazına da niyet
edebilir. Mesela (Bugünkü akşam namazının farzına, tehıyyet-ül-mescide ve
sübha namazı kılmaya) diye niyet edilir.
Mukim kılmak
Sual: Ankara'ya gitmek üzere evden çıktım, 10 km uzaklıktaki iş yerime
geldim, daha İstanbul'da olduğum için kendimi seferi hissetmedim. İmam olup
öğleyi mukimlere kıldırdım. Benim ve cemaatin namazları sahih oldu mu?
CEVAP
Sizinki mekruh olarak sahih oldu. Cemaatinki ise hiç sahih olmadı. Çünkü
farz kılanın nafile kılana uyması caiz değildir. Sizin son iki rekatınız nafile
olduğu için cemaatin namazı sahih olmadı.
Tesbih atmak
Sual: Mescitte, tesbihi olmayana, tesbih atmak edebe aykırı mı?
CEVAP
Evet.
Evde cemaat
Sual: Evinde namazını kılanın yanına, birkaç kişi gelip, ikindi veya akşam
namazını cemaatle kılsa, onun evden çıkması gerekir mi?
CEVAP
Hayır.
İmamın yerine geçmek
Sual: İmamın abdesti bozulsa, yerine geçen, nereden okur?
CEVAP
Baştan veya imamın kaldığı yerden okuması caizdir.
İmamın hatasını söylemek
Sual: Hariçten biri, imamın hatasını söylese, o da düzeltse caiz olur mu?
CEVAP
Caiz olmaz.
Namaz kılınırken çalışmak
353
www.dinimizislam.com
Sual: Odada cemaatle namaz kılınırken çalışmam caiz mi?
CEVAP
Namaz kılmış olan için caizdir.
Namazı iade etmek
Sual: Tanıdığım salih arkadaşlara baktım cemaatle ikindi namazını
kılıyorlar. Ben de onlara uyup kıldım. Sonra saatime baktım ki namaz vakti
yeni girmiş. İade ettim. Eğer saatime bakmasaydım bu namaz veya daha önce
böyle saatime bakmadan onlara hüsnü zan edip kıldığım namazlar ne oldu?
Bazen unutup abdestsiz kıldırsalar veya iyi sandığımız kimsenin, sonradan
inançsız olduğu meydana çıksa, bütün bu namazları kaza etmemiz gerekir mi?
CEVAP
Kaza etmeniz gerekmez. Bu konuda birkaç örnek:
1- Dinimiz, zahire göre hükmeder. Adamın abdestsiz olduğunu niye
bilmedin veya inançsız birisi olduğunu niye anlamadın diye sorguya çekmez.
2- İmam unutup abdestsiz kıldırsa, namazdan sonra hatırlasa cemaate
söylemese, abdest alıp namazını kılsa, cemaate söylemediği için günaha
girmiş olmaz. Eğer cemaate benim abdestim yoktu demişse, duyanların tekrar
kılmaları gerekir. Duymayanlar sorumlu olmazlar.
3- Vesvese etmekten sakınmalıdır. İbadette zannı galip yeterlidir. Mesela
gusledip banyodan çıksa, fakat bazı yerleri kuru kalmış olsa, kuru kaldığını
bilmese guslü sahih olur. Bunun gibi insan domuz yağı bulunan bir şey yese,
domuz yağı olduğunu bilmese, bilmediği için ona günah olmaz.
4- Araştırıp kıble istikameti diye yanlış olarak ters yöne dönse bile, yine
namazı sahih olur.
5- Bayram hilaline baksa hava bulutlu olduğu için görülmese, ama
gerçekte ise ertesi günü bayram olsa, o kimse hilali görmediği için ertesi günü
yani bayram günü oruç tutsa, hem günah olmaz, hem de o oruç ramazan
ayından sayılır.
Rüku’a gitmek
Sual: Cemaate imam rükuda iken yetişen mesbuk, yalnız tekbir getirip de
mi rükuya gider, yoksa tekbir getirdikten sonra bir daha Allahü ekber der öyle
mi rükuya gider?
CEVAP
Vakit müsaitse inerken de tekbir getirir, değilse sadece iftitah tekbiri
yetişir.
Namazı kılmış olan
Sual: Vaktin farz namazını kılan bir kişi namaz kılmamış bir kişiye imam
olup namaz kıldırabilir mi?
CEVAP
Kıldıramaz. Şafii’de kıldırabilir.
İlk oturuş
354
www.dinimizislam.com
Sual: İmama sonraki rekatlarda yetişildiğinde ilk oturuşta sadece
ettehıyyatü mü okunur?
CEVAP
Evet.
Farzdan sonra sünnet
Sual: Öğle namazı farzı kılınırken imama uyan, ilk sünneti farzdan hemen
sonra mı, yoksa son sünnetten sonra mı kılmalıdır, yatsı namazında da durum
böyle midir?
CEVAP
Önce ilk sünnet kılınır.
Tek kişi
Sual: İki kişi cemaatle namaz kılarken, cemaat olan tek kişi imamın
neresine durur? Bunlar namaz kılarken bir başkası gelse o nereye durur?
CEVAP
Cemaat bir kişi ise, imamın sağ yanında hizasında durur. Solunda veya
arkasında durması mekruh olur. Ayağının topuğu, imamın topuğundan ileri
olmazsa, namazı sahih olur. Çok kimse, bunu bilmediği için imamın gerisinde
duruyor. İmamla omuz omuza olmalıdır. İmamdan ileri olmamak için ayağının
topuğu imamın topuğundan ileri olmaması yeter. İhtiyat için dört parmak kadar
geriden durulabilir.
İki kişi cemaatle namaz kılarken, bir kişi daha gelse, bu kişi, imamın
yanındakinin omzuna hafifçe dokunur, geriye gelmesini bekler. O geriye
gelirse onun yanında durur, gelmezse, yahut o kişinin geleceğini sanmıyorsa,
o kişinin sağına veya imamın soluna durabilir.
Bazı kimseler böyle geriye gelineceğini bilmiyor. Bilmediği için de
gelmeyebilir veya vuran kimsenin emri ile geriye gelirse namazı bozulur. Kendi
isteği ile geriye gelirse namazı bozulmuş olmaz. Gelen kişi yalnız kalmasın
diye kendi isteği ile gelmelidir.
Papazın imamlığı
Sual: Bir papaz, inancını saklayıp müslüman gibi senelerce namaz
kıldırsa, cemaat onun papaz olduğunu bilmediği için, cemaatin namazına bir
zarar gelir mi?
CEVAP
Gelmez.
Âlimin yanında yürümek
Sual: Yaş veya ilimce büyük olan bir zatla giderken, onun sağında mı,
solunda mı gitmek gerekir?
CEVAP
İki kişi cemaatle namaz kılarken biri imam olunca, diğeri cemaat olur.
Cemaat olan sağda, imam olan solda durur. Yürürken de rütbesi veya ilmi
fazla olan solda yürür.
355
www.dinimizislam.com
İmam vekil etmek
Sual: Ben imam oldum, birkaç arkadaşla evimizin bir odasında cemaatle
namaz kılarken, öbür odada hasta yatan annem çağırdı. Ben de yavaşça
selam verip namazı bozdum. Giderken bir arkadaşı yerime vekil ettim. O
namazı tamamladı. Bu namaz sahih oldu mu?
CEVAP
Evet sahih oldu.
Abdestsiz namaz
Sual: Birkaç arkadaşla cemaatle namaz kıldırıyordum. Bir müddet sonra
abdestimin olmadığını hatırladım. Hemen namazı bozup yerime birisini vekil
edip gittim. Niye gittiğimi sordular, ben de abdestimin olmadığını söyledim.
Onların namazı sahih oldu mu?
CEVAP
Onların namazı sahih olmadı. Çünkü sizinle kıldıkları sahih değildi. S.
Ebediyye’de şöyle bildiriliyor:
İmamda namazı bozan bir şey bulunduğunu anlayan kimse, bu namazı
tekrar kılar. Bunu imam namazda hatırlarsa, bunu hemen cemaate bildirir.
Namazdan sonra anlarsa, o cemaatten olduklarını hatırladığına, söyleyerek,
haber göndererek, yazarak bildirir. Haber alan, iade eder. Alamayan affolur.
Bir kavilde ise imamın cemaate haber vermesi lazım değildir. Şafii
mezhebinde haber vermesi gerekmez.
Mekruh mu, sünnet mi?
Sual: İşyerinde veya evde, namazları cemaat yapıp kılalım diyoruz. Fakat
namaz oldukça gecikiyor. Namazı, yalnız dahi olsa erken vaktinde kılmak mı,
yoksa kerahet vaktinde dahi olsa cemaati beklemek mi daha efdaldir?
CEVAP
Sünnet ile mekruh çakışınca mekruh işlememek için sünnet terk edilir.
Mekruh vakitte cemaatle kılmak mekruhtur. Onun için mekruh vakit girmeden
yalnız kılınır.
Mihrabda durmak
Sual: Camide, ilk cemaatin imamı, mihrapta durmazsa mekruh olur
deniyor. Namaz kıldığımız camide, birkaç bölme var. Mihrap olan yerde, Cuma
ve bayram namazları kılıyoruz. Kışın burası soğuk olduğu için, beş vakit
namazı küçük odada kılıyoruz, fakat orada da mihrap yok. Kıldığımız namazlar
mekruh mu oluyor?
CEVAP
Her oda, müstakil yer demektir. Kışın küçük odada namaz kılmak mekruh
olmaz.
Cemaatin farza başlaması
Sual: Sünnet veya kaza namazı kılarken, cemaat farza başlarsa, namazı
bozup, imama uymak gerekir mi?
356
www.dinimizislam.com
CEVAP
Dört rekat sünnete başlamış ise, iki rekat kılınca selam verip imama uyar.
Üç rekat kılmışsa dörde tamamlar. Sünnet kılarken kaza namazına da niyet
eden, farza başlanıldığını görürse, namazını bozmaz. İki veya dört rekata
tamamlar. Mesela öğlenin ilk sünnetinde iki rekatta selam veren, farzdan
sonra, iki daha kılarak, dörde tamamlar. Yeniden dört rekat kılması, daha iyi
olur. Kaza kılarken cemaate başlanırsa, tertip sahibi olan bozmaz. Maliki
mezhebinde de böyledir.
Cemaatle namaz kılarken, başka bir namaz kılmak tahrimen mekruhtur.
Bunun için, iftitah tekbirine yetişemeyeceğini zanneden, başka namaza
başlamaz, cemaati bekler.
Tekbiri ayakta almak
Sual: İmama rükuda yetişmek için, acele tekbir alıp, rükua gidince tekbiri
bitiren, o rekata yetişmiş olur mu?
CEVAP
İftitah tekbirini ayakta almak şarttır. Eğilirken alınırsa imam uyulmuş
olmaz. O namaz sahih olmaz.
İftitah tekbirini ayakta alıp, sonra imamla rükuda bir an beraber kalınca,
hem namaz sahih olmuş olur, hem de o rekata yetişmiş olunur. Rekata
yetişeceğim diye eğilirken tekbir alınmamalı. Rekata yetişemese de, namaza
uyması sahih olmalı. Namaza uymak sahih olmazsa, namaz da sahih olmaz.
Evden çıkarken niyet
Sual: Cemaatle namaz kılmak niyetiyle evden çıkan, yeni bir niyet
etmeden imama uyabilir mi?
CEVAP
Uyabilir; fakat yolda namazı bozacak bir şey yapmamak gerekir. Yürümek
ve abdest almak zarar vermez. (S.Ebediyye)
Seferi iken
Sual:Seferi imama uyunca, imam selam verdikten sonra, iki rekat daha
kılarken, Fatiha okumak gerekir mi?
CEVAP
Bazı âlimler, seferi imama uyan mukim, üçüncü ve dördüncü rekatlarda
Fatiha okumasa da olur dedi ise de, Şems-ül eimme Abdülaziz Halvani ve
başka âlimler, okur dediler. O halde, ihtiyat ederek, okumalıdır. (Cami-urrümuz, Tatarhaniyye)
İmamın ve cemaatin niyeti
Sual: İmam cemaatle namaz kıldıracağı zaman nasıl niyet eder?
CEVAP
İmam, (Bana uyan cemaate imam oldum) der. İmamın, erkeklere imam
olmaya niyet etmesi şart değildir. Eğer niyet etmezse namaz sahih olur; ama
kendisi cemaatle kılmak sevabına kavuşamaz. (Cemaate imam olmaya) niyet
357
www.dinimizislam.com
ederse bu sevaba da kavuşur.
Cemaatte kadın da varsa imamın, (Kadınlara imam olmaya) diye niyet
etmesi şarttır. Böyle niyet etmezse kadınların namazı sahih olmaz.
İmamdan önce selam
Sual: İmam daha okumalarını bitirmeden, dalgınlıkla imamdan önce her
iki tarafa da selam verenin namazı bozulur mu?
CEVAP
Bozulmuş olmaz. İmamın selam vermediğini görünce, namaza devam
eder ve imamla tekrar selam verir.
Sünnet kılarken imama uymak
Sual: Tam İlmihal’de (Dört rekât sünnet kılarken, farz kılan imama uyan,
namazı farz gibi kılar) deniyor. Sünnet kılarken, farz kılan imama nasıl uyulur?
CEVAP
Nafile kılan farz kılana uyabilir. Mesela, öğlenin sünnetini kılmadan
cemaate yetişen kimse, öğlenin farzını kıldıktan sonra, ilk sünneti kılacağı
sırada, yanında yeniden cemaat teşekkül etse, o imama uyarak öğlenin
sünnetini kılar. İmama uyduğu için de, farz gibi kılar. Son sünneti kılarken de
uyulabilir; hatta son sünneti kıldıktan sonra da, imama uyup nafile kılınabilir.
Kadınla cemaat
Sual: Hanımımla cemaat olup, on senedir namaz kılıyoruz. Hanım benim
sağıma duruyordu. Şimdi öğrendim ki, kadınla yan yana durup cemaatle
namaz kılınca erkeğin namazı bozuluyormuş. Şimdi bu on senelik namazımı
kurtarmamın bir yolu var mı?
CEVAP
Sizin namazınız bozulunca hanımınki de bozulmuş olur. Şafii
mezhebinde; cemaatle namaz kılarken, kadın, erkeğin yanında namaza dursa,
ikisinin de namazı sahih olur; ancak evla olan kadının erkeklerin arkasında
durmasıdır. (Muğnil muhtac, Kitabül Üm)
On yıllık namazı kaza etmek çok zordur. Dört hak mezhep rahmettir. O
kılınan namazları Şafii mezhebine göre kıldım diye niyet ederseniz,
namazlarınız sahih olur. Kaza etmek gerekmez. Her ne kadar, o zamanlar,
Şafii mezhebinin bütün şartlarına uyulmamış bile olsa, bunda zaruret olduğu
için (Telfîk) olmaz, caiz olur.
Telfîk; kendi mezhebinde caiz değil iken, bir ihtiyaç, bir harac [güçlük]
olmadan ve şartlarına riayet etmeden, başka mezhebde caiz olan hükümlerle
amel etmek demektir. Telfîk haramdır, söz birliği ile bâtıldır.
Ön safa geçmek
Sual: Cemaatle namaz kılarken bazen ön safta boş yer oluyor. Namaza
başlamış cemaatin önünden geçerek ön safı doldurmak gerekir mi?
CEVAP
Öndeki safta boş yer varken, arkasındaki safta durmak mekruhtur. Ön
358
www.dinimizislam.com
safa geçmek için, cemaatin önünden geçmek de günah olmaz. Hatta, birinci
safta boş yer olup ikinci safta boş yer yoksa, ikinci safı yarıp birinci safa geçilir.
Bulaşıcı hastalığı olan
Sual: Bulaşıcı bir hastalığı olanın, mescide devam etmesi caiz midir?
CEVAP
Caiz değildir.
Cemaatle kaza kılmak
Sual: Bir arkadaşım, kaza borcu olduğu için, cemaatle teravih namazı
kılınırken imama uyarak kaza namazı kıldığını söyledi. Bu şekilde, başka bir
namaz kılana uyarak kaza kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Şafii mezhebindeyse, caizdir. Hanefi mezhebinde caiz olmaz. Hanefi
mezhebinde, aynı namaz kazaya kalmışsa cemaatle kaza edilebilir. Mesela
bugünkü sabah namazını vaktinde kılamayanlar, kazasını cemaatle kılabilirler.
Bunun haricinde, Hanefi’de cemaatle kaza namazı kılmak caiz değildir. Çünkü
herkesin kazaya kalan namaz vakitleri değişiktir.
Hanefi’ye uyan Şafii
Sual: Hanefi imama uyan Şafii veya Şafii imama uyan Hanefi, sabah
namazında kunut okur mu?
CEVAP
Hanefiye uyan Şafii, okumaya fırsat olmadığı için, kunut okumaz. Şafii’ye
uyan Hanefi de, okumaz, imamı bekler.
İkinci cemaat
Sual: Mescitte, ikinci üçüncü cemaat yapılsa, imam olanın illa mihrapta
mı durması gerekir?
CEVAP
Camide ilk cemaatin imamı mihrapta kıldırmazsa, mekruh olur. İmamı ve
cemaati belli kimseler olan her camide, vakit namazları, imam mihrapta olarak,
cemaat ile kılındıktan sonra, tekrar cemaatler yapılabilir. Ancak sonraki
cemaatler, mihraptan başka yerde kılmalıdır!
(Eğer sonraki cemaatin imamı mihrapta bulunur, ezan ve ikamet
okunmazsa, mekruh olmaz) diyen âlimler de vardır. İhtiyaten sonraki
cemaatler mihrapta kılmamalıdır!
Yol kenarlarındaki belli bir imamı olmayan mescitlerde, ezan ve ikamet
okunarak, mihrapta veya mescidin başka yerinde cemaatler yapılabilir.
(Halebi)
Cemaatten ayrı ikamet
Sual: Yollarda veya belli bir imamı olmayan yahut cemaati belli kimseler
olmayan camilerde, cemaatten ayrı namaz kılarken ikamet okumak gerekir
mi?
CEVAP
359
www.dinimizislam.com
Yollarda bulunan veya imamı ve müezzini bulunmayan ve cemaati belli
kimseler olmayan camilerde, çeşitli zamanlarda gelenler, bir vaktin namazı
için, çeşitli cemaatler yaparlar. Her cemaat için, ezan ve ikamet okunur. Böyle
camide, yalnız kılan da, ezan ve ikameti kendi işiteceği kadar sesle okur.
İmamla yapılan hatalar
Sual: İmam ile namaz kılarken imam secdeden doğruldu zannederek
başımı kaldırdım, baktım ki imam daha secdede. Tekrar secdeye gittim. Yani
benimki üç secde oldu. Bir de yine dalgınlıkla, imam selam vermeden önce
selam verdim. Sonra baktım imam daha okuyor. Bekleyip imamla birlikte
selam verdim. Namazım sahih oldu mu? Secde-i sehv yapmam gerekiyor
muydu?
CEVAP
İmamla yapılan hatalarda secde-i sehv gerekmez. Namazınız sahih
olmuştur.
Saf olmak
Sual: Cemaatle namaz kılarken, yalnız bir kişi varsa, o bir kişinin
imamdan yarım metre geriye durması mı gerekir?
CEVAP
Hayır. Yan yana durmaya saf olmak denir. İki kişi yan yana durunca saf
olur. Birisi geride, imam ileride durunca saf olmaz. İmamla yan yana aynı
hizada durmaları gerekir. İmamın sağ yanında duran kimsenin, secdeye inip
kalkarken, imamdan ileri gitmemesi için, topuklarının imamın topuklarından
geride durması ihtiyatlı olur. İmamdan ileri geçmezse, imamla aynı hizada
durmasında mahzur olmaz.
Bir kadınla kocası veya mahremi bir erkek, cemaatle namaz kılarken,
kadın tam imamın arkasında durur.
Sesli okumak
Sual: Sübhaneke okumayı yetiştiremezsek imam açıktan okurken devam
edip bitirmemizde veya imam açıktan okumaya başlayınca imama yeni
uymuşsak, Sübhanekeyi okumakta bir sakınca var mıdır?
CEVAP
İmam sesli okurken, Sübhaneke okunmaz. Yarıda kalmışsak bile
kesmemiz gerekir. Sübhaneke okumak sünnet, imamı dinlemek ve imama tâbi
olmak vacibdir. İmam, âyet aralarında nefes alırken Sübhanekeyi parça parça
okumakta da mahzur yoktur.
İmama tabi olmak
Sual: Kunut’u okumak da, Ettehıyyatü’yü okuyacak kadar durmak da
vacib iken, birinci oturuşta Ettehıyyatü’yü yetiştiremeyen, tamamlayıp ondan
sonra kalkıyor da, Ramazan’da vitir cemaatle kılınırken, Kunut’u
yetiştiremeyen, niye Kunut’u okumayıp imamla birlikte rükûa gidiyor?
CEVAP
360
www.dinimizislam.com
İmam arkasında Kunut okumak, vacib değildir, sünnettir. Ayrıca Kunut’u
bitirmeden imam rükûa giderse, kunutu bitiremeyen, okumayı kesip imama
tâbi olur, çünkü imamla birlikte rükûu kaçırma tehlikesi vardır. Teşehhüd böyle
değildir, bitirdikten sonra kıyama kalkabilir. Ama secde, rükû gibi rükünlerde
imama muhalefet etmek, namazı bozar. (Dürer)
Yeni Müslüman olan imam
Sual: 3 yıl imamlık yapan kişi, (Ben Hıristiyan idim, şimdi Müslüman
oldum. Arkamda kılınan namazları kaza etmeniz gerekir) dedi. Arkasında
kılınan namazları kaza gerekir mi?
CEVAP
Hayır, kaza etmek gerekmez. (Tergib-üs-salât)
Cemaatle namaz kılmak İslam’ın şiarıdır. İslamiyet zahire bakar,
Müslümanım diyeni Müslüman kabul eder. Cemaat, imamın kalbindeki imanı
bilemez, zaten dinimiz de bunun bilinmesini istememiştir. İmam olan zat,
cemaat için hükmen Müslüman kabul edildiği için, imamın daha sonra
gayrimüslim olduğu meydana çıksa da artık, onun arkasında kılınan namazları
kaza etmek gerekmez.
Safları düzeltmek
Sual: Resulullah, namazdan önce safları düzeltmek için değnekle işaret
etmiş midir?
CEVAP
Evet.
Sünnetten fazla okumak
Sual: Muteber bir kitapta, (İmamın farz kıldırırken, kıraati ve tesbihleri
sünnetten fazla okuması tahrimen mekruhtur) buyurulurken, başka yerindeyse,
(İmam cemaatin hâline göre hareket eder) buyuruluyor. Bu iki ifadeyi nasıl
birleştirebiliriz?
CEVAP
İmamın, sünnetlerden fazla okuması uygun değildir, çünkü cemaatin
içinde hastalar, ihtiyarlar, yolcular ve işi acele olanlar olabilir. Bunun için
sünnetten fazla okumak tahrimen mekruhtur. Cemaatin içinde hastalar ve
özürlülerin olduğu biliniyorsa, imam sıkıntı vermemek için, sünnetten de kısa
okuyabilir. Mesela, sabah namazında uzun sure okumak sünnetken, böyle
hâllerde kısa sureyle namaz kılınır.
Üç rekât kılmak
Sual: Güvenilen biri, (Sen öğleyi üç rekât kıldın) dese, namazı iade etmek
gerekir mi?
CEVAP
Öğle namazını kılan, selam verdikten sonra, güvenilir bir kimse, (Sen öğle
namazını üç rekât kıldın) dese, namaz kılan kimse de dört rekât kıldığından
emin olsa, kendisine üç rekât kıldığını haber veren kimsenin sözüne uyması
361
www.dinimizislam.com
gerekmez. (Fetava-yı Hindiyye)
Araya şeytan girmesin
Sual: Sıcak havalarda, cemaatle namaz kılarken, safları seyrek tutmak
caiz midir?
CEVAP
Hava sıcak da olsa, safları sık tutmalı. Safların sık olması, rahmetin
gelmesine sebep olur. Saflar sıklaştırılıp omuzlar birbirine sıkıca değmeli.
Eshab-ı kiram safta çok sık durduğundan, elbiselerinin omuzları eskirdi. İki
hadis-i şerif meali:
(Namazda, omuz omuza sık durun! Açıklıkları kapatın ki, şeytan
girmesin!) [Hâkim]
(Hak teâlâ, safı sıklaştırana rahmet, safta boşluk bırakana gazap
eder.) [Nesai]
Sünnete başlamak
Sual: Öğle, ikindi ve yatsı namazlarında, camiye girdiğimizde ilk sünnetler
kılınmaya başlanmış, yarısı da kılınmışsa veya sünnetler bitmek üzereyse, ne
yapmak gerekir?
CEVAP
İftitah tekbirine yetişemeyeceğini anlayan, sünnete başlamaz, cemaati
bekler. Cemaat farza başlamadan önce, iki rekât kılabileceğini kuvvetli tahmin
ediyorsa, sünneti, sabahın kazasına niyet ederek, iki rekât olarak kılabilir.
Farzı kıldıktan sonra, öğle ve yatsının son sünneti, iki veya dört rekât olarak da
kılınabilir. Her zaman, öğlenin ve yatsının son sünnetlerini dört rekât olarak
kılmakta da mahzur olmaz, hatta iyi olur. İkindinin sünnetini kılamadan farza
uyan kimse, farzdan sonra sünneti kılamaz. Çünkü ikindi namazının farzından
sonra nafile kılınmaz. Kaza borcu olan, kaza namazı kılabilir.
Ücretle namaz kıldırmak
Sual: Ücretle namaz kıldıran imamın arkasında, namaz kılınır mı?
CEVAP
İmamlık şartlarını taşıyan bir kimse, ücret veya maaş karşılığı imamlık
yapıyorsa, bunun arkasında namaz kılmanın caiz olduğuna fetva verilmiştir.
Kur’an-ı kerim, din dersi öğretmek, ezan ve imamlık için parayla insan
görevlendirmek caiz olur. Son zamanlarda, dinde gevşeklik olduğundan,
Kur’an-ı kerimin ve din bilgilerinin unutulmaması ve imamlığın, müezzinliğin
yapılabilmesi için, ücretle yaptırılması zaruret haline gelmiştir; fakat bu fetva,
bütün ibadetlerin ücretle yapılabileceğini göstermez. (Redd-ül-muhtar)
İmama yetişemeyen
Sual: Cemaatle namaz kılarken, cemaatin de okuduğu yerlerde, imama
yetişemeyen, mesela ilk oturuşta, Ettehıyyatü’yü okumadan imam ayağa
kalksa ve son oturuşta Ettehıyyatü’yü bitirmeden imam selam verse imama
uymamız gerekir mi?
362
www.dinimizislam.com
CEVAP
İlk oturuşta da, son oturuşta da, Ettehıyyatü’yü bitirmek gerekir.
Ettehıyyatü’yü bitirmek
Sual: Birinci ve ikinci oturuşta, Ettehıyyatü’yü bitirmeden imam kalkar
veya selam verirse, cemaatin okuyup bitirmesi gerekiyor. Peki, imama birinci
veya ikinci oturuşta uyarak mesbuk olanın da, Ettehıyyatü’yü bitirmesi gerekir
mi?
CEVAP
Hayır, onun bitirmesi gerekmez.
İmamın sessiz okuması
Sual: İmam, sesli okunacak namazlarda, Fatiha’nın yarısını sessiz
okuduktan sonra hatırlasa, sesli okumaya baştan mı yoksa kaldığı yerden mi
başlaması gerekir?
CEVAP
Baştan başlaması daha iyi olur. Secde-i sehv de yapmaz. Tamamını
sessiz okusaydı, secde-i sehv gerekirdi.
İmam Fatiha’yı gizli okursa
Sual: İmam, Fatiha’yı açıktan okuyacakken, yanılıp gizli okusa, sonra
hatırlarsa ne yapar?
CEVAP
Fatiha’yı tekrar okumaz. Zamm-ı sureyi açıktan okur. Bir âyeti veya daha
fazla âyeti gizli okursa, onu açıktan tamamlar. Tamamını tekrarlamaz. Gizli
okuması gereken yerde, imam Fatiha’nın çoğunu açıktan okursa kalanını gizli
olarak tamamlar. Namazın sonunda da secde-i sehv yapar.
Cemaatle namaz sünnettir
Sual: Cemaatle namaz kılmak sünnet değil midir?
CEVAP
Evet, Hanefi, Şafii ve Maliki’de, beş vakit namazın farzlarını cemaatle
kılmak, erkeklere sünnettir. Hanbeli’de bazı şartlar dâhilinde farzdır.
Küfür alışkanlığı
Sual: Ara sıra bize imamlık yapan güneyli bir arkadaş var. Hafif kızdırsak
hemen, dine imana, Allah’a sövüyor. Tevbe et diyoruz, tevbe ediyor; fakat
alışkanlık haline getirdiği için, basit bir olaydan sonra yine aynı şekilde Allah’a
sövüyor. Böyle bir arkadaşın arkasında namaz kılmak caiz midir?
CEVAP
Böyle bir kimsenin arkasında namaz kılınmaz. Tevbesinde samimiyse;
ancak kendini kurtarır. Biz onun kalbini bilemeyiz; fakat o halini bilerek,
arkasında namaz kılamayız; çünkü hadis-i şerifte, böyle küfrü değil, günahı
bile bırakmadan istiğfar edenin, Rabbiyle alay ettiği bildiriliyor.
Mekruhla sünnet çakışırsa
Sual: Namazı cemaatle kılmak sünnet olduğu için, vacib olan tadili erkâna
363
www.dinimizislam.com
riayet etmeyen veya başka mekruh işleyen imama uymak uygun olur mu?
CEVAP
Uygun olmaz. (Halebî)
Bir sünnetle bir mekruh çakışınca, yani sünnet işlemek için mekruh
işlemek zorunda kalınca sünneti bırakmak gerekir. Yani mekruhtan kaçmak,
sünneti yapmaktan önce gelir. (Uyun-ül-besair)
Kaza kılarken
Sual: Kazası olan veya olmayan kimse, kaza namazı kılarken yanında
cemaat teşekkül etse, namazı bozup cemaate uyabilir mi?
CEVAP
Hayır. (Halebî)
İmam beşinci rekâta kalksa
Sual: İmam son teşehhüde oturmadan beşinci rekâta kalkınca cemaat ne
yapar?
CEVAP
İmam dördüncü rekâtta oturmayıp beşinci rekâta kalkarsa, cemaat, imamı
oturduğu yerde bekler. İmam hatırlayınca secde yapmadan oturup
teşehhüdden sonra selam verirse, secde-i sehv ile namaz sahih olur.
İmam, geri dönmeyip, beşinci rekâtın secdesini de yapınca, hepsinin
namazları bozulur. Cemaatin yalnız başına teşehhüd yapması ve selam
vermesi fayda vermez. (Redd-ül muhtar)
İmam beşinci rekâtı kılsa
Sual: İmam, öğlenin farzını kıldırırken, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra
yanılarak beşinci rekâta kalkıp, altıncı rekâtı da kılıp selam verdi. Ben ikinci
rekâtta imama uydum. İmam beşinci rekâta kalkınca ben imama uymadım.
Kılmadığım bir rekâtı, kalkıp kıldım. İmam selam verirken onunla selam
verdim. Namazım sahih oldu mu?
CEVAP
Sahih oldu. İmamla beşinci veya altıncı rekâtı kılsaydınız sahih olmazdı.
Halvette namaz kılmak
Sual: Bir erkek, evine gelen yabancı kadınlara imam olabilir mi?
CEVAP
Evde erkek, mahremi olan kadınlara imam olur, yabancı kadınlara imam
olamaz, çünkü halvet olur. Eğer cemaat arasında, bir erkek veya imamın
mahremi kadın bulunursa, yabancı kadınlar da cemaate girebilir. (S.
Ebediyye)
Bir evde kadınların arasında yalnız bir erkek bulunur da, o erkeğin kızı,
kız kardeşi, annesi, halası, teyzesi gibi bir mahremi veya karısı bulunmazsa,
kadınlara imam olması mekruhtur, ama yanında bunlardan biri bulunur yahut
kadınlara mescidde imam olursa mekruh olmaz. (Dürr-ül muhtar)
Kıraati sesli okumak
364
www.dinimizislam.com
Sual: İmam, sesli okunacak namazlarda Fatiha veya zamm-ı surenin
yarısını gizli okuduktan sonra hatırlarsa, kaldığı yerden mi, yoksa baştan mı
sesli okuması gerekir?
CEVAP
Baştan okuması iyi olur.
Üst kattan imama uymak
Sual: Apartmanımızın alt katında cemaatle namaz kılınıyor. Biz, hemen
onun üst katında oturuyoruz. İmamın sesini rahat duyabilecek büyüklükte bir
delik açtık. İmamın sesi duyuluyor. Bu durumda üst kattan alt kattaki imama
uymak caiz olur mu?
CEVAP
Alt katta boş yer varsa caiz olmaz.
İmama tâbi olmak
Sual: İmam rükû veya secdede üç kere tesbih söylemeden kalksa,
cemaat üçe tamamlayıp mı kalkar, yoksa imama tâbi olup hemen kalkması mı
gerekir?
CEVAP
Hemen kalkması gerekir; çünkü cemaatin imama tâbi olması vacibdir.
(Dürr-ül-muhtar)
İmamdan önce kalkmak
Sual: Bir kimse, dalgınlıkla imamdan önce başını rükûdan kaldırsa, sonra
cemaatin hâlâ rükûda olduğunu görünce tekrar rükûa gitse iki rükû mu yapmış
olur?
CEVAP
İmamdan önce başını kaldıran kimse tekrar rükûa döner. Bu, iki rükû
sayılmaz. (Dürr-ül-muhtar)
Yemek yerken
Sual: Yemek yerken namaz vakti girse, ne yapmak gerekir?
CEVAP
Yemek yerken namaz vakti girse, yemeğe devam edildiği takdirde namaz
vakti kaçacaksa, yemek bırakılıp namaz kılınır. Cemaat kaçacak diye, yemek
bırakılmaz. Eğer yemek yerken Cuma namazının cemaati kaçacaksa, yine
yemek bırakılır. (S. Ebediyye)
İmam selam verirken
Sual: İmam sağa selam verirken imama uyanın namazı sahih olur mu?
İmama yetişemese de, namazı yeni baştan kılacağına göre, namaza devam
etmesinde mahzur var mıdır?
CEVAP
Sadece imama uyması değil, namaz da sahih olmaz, çünkü tek başına
kılmaya değil, imama uyarak kılmaya niyet etmişti. İmama uymanın sahih
olması için, selam vermeden önce uymak şarttır.
365
www.dinimizislam.com
Cemaate yetişmek için
Sual: Bir kimse sabah namazının sünnetini kılarken, cemaatle namaza
başlansa, cemaate, imam selam vermeden önce yetişemeyeceğini anlayan,
namazın sünnetlerini terk edebilir mi?
CEVAP
Cemaatle kılınan yirmi yedi derece sevaba kavuşabilmek için, Euzü’yü,
Sübhaneke’yi terk eder, Rükû ve secdelerdeki tesbihleri birer defa söyler.
(Halebî-yi sagir)
Namaz kılana uyunca
Sual: Yatsının farzını yalnız kılan kimseye, zamm-ı sureyi okurken bir
başkası uysa, imam olan kimse, okuduğu Fatiha ve zammı sureyi tekrar okur
mu?
CEVAP
Evet, ikinci defa okur. Cemaatle kılınan akşam, yatsı ve sabah
namazlarında sesli okunduğu için, açıktan okur. (Bahr-ür-Râık, Hindiyye)
Kadınların camiye gitmesi
Sual: Kadınların vaaz veya Kur’an dinlemek, teravih veya vakit
namazlarını cemaatle kılmak için, camiye gitmeleri daha sevab olmaz mı?
CEVAP
Hayır. Kadınların evde kıldıkları namaz, daha sevabdır. İki hadis-i şerif
meali şöyledir:
(Kadınların en hayırlı namazı, evlerinin en dip köşesinde kıldıkları
namazdır.) [Taberani]
(Kadınların, evinin en mahrem yerinde kıldığı namaz, salonda kıldığı
namazdan efdaldir. Salonda kıldığı namaz ise, camide kıldığından
efdaldir.) [Ebu Davud, İ. Ahmed]
İbni Âbidin hazretleri de buyuruyor ki:
Kızların, genç ve yaşlı kadınların beş vakit namaz ile Cuma ve Bayram
namazları için ve vaaz dinlemek için camiye gitmeleri caiz değildir. Eskiden,
yalnız çok yaşlı kadınların, akşam ve yatsı namazına gitmesine izin verilmişse
de, şimdi bunların da gitmesi caiz değildir. (Redd-ül-muhtar)
Kadınların cemaate gelmeleri mekruhtur. Ancak, (Yaşlı kadınların, sabah,
akşam ve yatsı namazına gelmeleri caizdir) diye fetva verilmişse de,
zamanımızda fesadın meydana çıkmış olmasından dolayı, kadınların, artık
bütün namazlara gelmeleri mekruhtur. Tebyin kitabında da böyle bildirilmiştir.
(Hindiyye)
Yolculukta veya evden uzakta iken camiye girip namaz kılmak gerektiği
zamanlarda kadınların, cemaatin camiden çıktığı vakitleri tercih etmeleri
gerekir.
Namaza başlamış olmaz
Sual: İmamdan önce iftitah tekbiri getirirsek imama uymuş sayılmıyoruz,
366
www.dinimizislam.com
fakat imam namaza başlarken Allahü ekber cümlesini bitirmeden hemen
Allahü ekber diyen, imama uymuş olur mu?
CEVAP
Hayır, imama uymuş olmaz. (Dürer ve Gurer)
İmam bitirdikten sonra söylemeli.
Camide yer vermek
Sual: S. Ebediyye’de (İbadetlerde îsar yapılmaz. Mesela, birinci
saftaki yerini başkasına vermez) deniyor. Bir ihtiyara veya büyük bir zata yer
versek mekruh mu olur?
CEVAP
Îsar, muhtaç olduğu bir şeyi kendi kullanmayıp, muhtaç olana vermektir.
Îsar yapılmaz demek, onu yapmak gerekmez, yapılmazsa günah olmaz
demektir. Yapılması da caizdir. Mesela bir âlime, bir yaşlıya veya emîr
durumundaki bir zata, yerimizi vermemiz uygun olur.
İmama âmin demek
Sual: Cemaatle imam dua ederken, biz sadece âmin mi diyeceğiz yoksa
biz de mi dua edeceğiz?
CEVAP
Hem âmin diyeceğiz, hem de dua edeceğiz. Bunun bir istisnası vardır.
Eğer imam büyük zatlardan biri ise, kendimiz dua etmeyip, sadece o zatın
duasına âmin demeliyiz.
Hoparlörle kılınırken
Sual: S. Ebediyye’de, (İmama uymanın sahih olması için, imamın veya
müezzinin sesini işitmek yahut bunları görmek veya cemaatin hareketlerini
görmek lâzımdır) deniyor. Cemaat de hoparlöre uyduğu için, özellikle cuma ve
bayram namazlarında ne yapmak gerekiyor?
CEVAP
Camiye önce gelip imama yakın durmalı. Buna da imkân olmazsa,
caminin üst katına çıkmalı, imamı görecek bir yere durmalı. Secdede iken
imam görülmez, ancak hoparlörden gelen sesten sonra, kendi isteğimizle
kalkarsak hoparlöre uymamış oluruz. Kalkınca bakarız, imam kalkmışsa
mesele yoktur. İmamın bid’at ehli olduğu kesin biliniyorsa, vakit namazlarında,
böyle imamın arkasında namaz kılınmamalıdır.
Îmâ ile kılana uymak
Sual: S. Ebediyye’de, (Ayakta namaz kılan, oturarak kılana uyabilir)
deniyor. Buradan îmâ ile kılana da uyabileceği, yani îmâ ile kılanın ayakta
kılabilenlere imam olabileceği anlaşılır mı?
CEVAP
Hayır, oturup îmâ ile kılan yani rükû ve secde edemeyen kimse, ayakta
kılan kimseye imam olamaz. Bu hususta fıkıh kitaplarında deniyor ki:
Ayakta durarak namaz kılan kimse, oturduğu yerde rükû ve secde eden
367
www.dinimizislam.com
imama uyabilir, fakat rükû' ve secde ile namaz kılan kimse, îmâ ile namaz
kılana uyamaz. (Fetava-i Hindiyye)
Oturanın, ayakta durana imam olması caizdir, fakat rükû ve secde ile
namaz kılanın, îmâ ile namaz kılana uyması sahih değildir. (Mecmua-i
Zühdiye)
Rükû ve secde eden, îmâ ile kılana uyamaz. (İbni Âbidin)
Ayakta kılan oturarak kılana uyar. Îmâ ile kılan, îmâ ile kılana uyar. Ancak
oturarak îmâ ile kılan, yatarak îmâ ile kılan imama uyamaz. Ayakta olan da
uyamaz. (Dürer Gurer)
Hasta, namazın bir kısmını îmâ ile kılar, sonra ayağa kalkıp rükû ve secde
ederek namaz kılmaya gücü yeterse, o kimsenin namazını iade etmesi gerekir.
Çünkü namazı rükû ve secde ederek kılanın îmâ ile kılana uyması caiz
olmadığı gibi, îmâ ile kılmaya başladığı namazı, rükû ve secde ederek
tamamlaması caiz olmaz. (Halebi-yi sagir)
Rükû ve secde ile namaz kılanın, îmâ ile namaz kılana uyması caiz
olmaz. (Nimet-i İslâm)
Hanefi’de, ayakta namaz kılanın, oturarak rükû ve secdeyi yapabilen
imama uyması sahihtir. Rükû ve secdeyi yapmaktan âciz olana, ayakta kılanın
uyması sahih olmaz. (El-fıkhü alel mezahibil-erbea)
İmamlık
Sual: Birkaç kişi, cemaatle namaz kılarken, imam olmak istemeyen
olduğu gibi, teklifsiz imam olan da oluyor. Hangisi uygundur?
CEVAP
İkisi de uygun değildir. Aşağıda bildirilen hususlara göre kendi aralarında
imam seçmelidir. İmamlığa en layık olmada tercih sırası şöyledir:
1- Sünneti yani din bilgilerini en iyi bilen, namazı bozanları ve
bozmayanları en iyi bilen,
2- Kur’an-ı kerimi en iyi okuyan, tecvidi en iyi bilen,
3- Takvası daha çok olan,
4- En yaşlı olan,
5- Huyu, ahlakı daha güzel olan,
6- Yüzü en güzel olan,
7- Nesebi en güzel olan,
8- Sesi en güzel olan,
9- Elbisesi daha temiz ve güzel olan,
10- Malı, mevkii daha çok olan,
11- Mukim misafire tercih edilir.
12- Çoğunluğun seçtiği imam olur.
13- Çoğunluk da seçmezse, kur’a çekilir.
Bir evde, ziyafette, seçim aranmadan, ev sahibi, ziyafet sahibi imam olur.
368
www.dinimizislam.com
Yahut, imamı bu seçer. Kiracı, ev sahibi demektir. (İbni Âbidin)
Daha üstünü varken, başkası seçilirse, uygun değilse de, günah olmaz.
Ümminin, kendisi gibi ümmi olanlara imam olması caizdir. Ümmi, Kur’an-ı
kerimi yüzünden okumasını bilmeyen kişidir. Ümminin, Kur’an-ı kerim
okumasını bilene imam olması caiz değildir. Tecvidle okuyamayan da, tecvidle
okuyana imam olamaz. Kendisinden daha ehli varken imamlığa geçmemelidir.
İmam olmanın sorumluluğu büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kur’an-ı kerimi en iyi okuyan imam olsun; bunda eşit olunca,
sünneti [İslamiyet’in hükümlerini] en iyi bilen imam olsun, bunda da eşit
olursa, en yaşlı olan imam olsun!) [Müslim]
(Ezan okumak için koşun, fakat imamlığa atılmayın!) [İbni Ebi Şeybe]
(İmam olan, Allah’tan korksun, imamlık ettiklerinin sorumluluğunu
yüklendiğini bilsin! Eğer imam namazı eksiksiz kıldırırsa, cemaatin
sevabı kadar da imama sevap verilir. Eğer eksik kıldırırsa, günahı yalnız
imama olur.) [Taberani]
Ehil olmayanlar, bu sorumluluktan kaçmalı, ehil olanlar da bu vazifeden
imtina etmemelidir! Kur’an-ı kerimi tecvid üzere okuyan ve İslamiyet’i iyi bilen
imam olmalıdır.
Kendinde imamlık şartları bulunan kimsenin tevazu ediyorum zannıyla
imamlıktan imtina edip, yerine imamlık şartları bulunmayanı geçirerek,
imamlıktan kaçması uygun olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kıyametin dehşeti içinde, üç sınıfın korkmadığı ve hesap vermediği
görülür. Bunlar misk tepelerinde, mahşer halkının hesabı görülünceye
kadar otururlar. Bunlardan biri, bir topluluğun rızası ile onlara imamlık
edenlerdir.) [Taberani]
(İmam ile müezzin, cemaatın sayısı kadar sevaba kavuşur.)
[Ebuşşeyh]
- Ya Resulallah, bana bir amel bildir ki, yalnız onu işlemekle Cennete
gideyim. - Senin vasıtanla namaza gelmeleri için kavminin müezzini ol! Ya Resulallah bunu yapamam. - O halde sana uyup namaz kılmaları için
kavminin imamı ol! - Onu da yapamam ya Resulallah. - O vakit namazı ilk
safta kıl! (Buhari)
İmamlığa daha layıksa, oğul babasına imam olur. (Halebi)
Özrü olan imam
Sual: Bir özrü olan mesela, bir yerinden kan veya irin akmak, idrar veya
yel kaçırmak, üstü necis olmak, harflerin bazısını peltek okumak gibi bir özrü
olan kimse, özrü olmayan sağlam kimselere imam olabilir mi? Bir de, oturarak
namaz kılana ayakta kılanlar uyabilir mi?
CEVAP
Özrü olan, özrü olmayanlara imam olamaz.
Özürleri birbirine benzeyenler birbirlerine ve bir özürlü olan, iki özürlü
olana imam olabilir. Maliki'de ve Şafii'de, özürlü olan, özürsüz olana imam
369
www.dinimizislam.com
olabilir.
Yara üstündeki merheme, sargıya mesh eden ve herhangi bir sebeple
Maliki veya Şafii'yi taklit eden Hanefiler özürlü sayılmaz.
Teyemmüm etmiş olan, abdest almış olana, oturarak kılan, ayakta kılana
imam olabilir.
Misafir imam
Sual: Bir arkadaş, bize misafir olarak geldiğinde, namaz kılacağımız
zaman, hemen imam oluyor. Misafir diye bir şey demiyoruz. Arkadaşın teklifsiz
imamlığa geçmesi doğru mu?
CEVAP
Doğru değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Bir yere ziyarete giden kimse, onlara imamlık yapmasın!) [Tirmizi]
(Bir cemaat bir yere misafir giderse, o evden gidene kadar, ev sahibi
o cemaatin emiri olur, ona itaat vacip olur.) [Deylemi]
Açıktan günah işleyen
Sual: Açıktan günah işleyen imamın arkasında namaz kılmak caiz mi?
CEVAP
İçki içen, kumar oynayan veya başka günahları işleyen bir kimse, itikadı
düzgün ise, abdestin ve namazın farzlarını iyi biliyor ve önem veriyorsa, böyle
bir kimsenin arkasında namaz kılmak keraheten caiz, yani mekruhtur. Eğer
namazın şartlarına önem vermiyorsa, zaten namaz sahih olmaz.
Ebüssüud efendi fetvasında, (Salih ve facir [günahkâr, fitneci],
arkasında namaz kılınız) hadis-i şerifi açıklanırken, (Bu hadis-i şerif cami
imamları için değil, Cuma kıldıran emirler içindir. Bunlara uymak, itaat etmek
gerektiğinden, fitne çıkarmamak için fâsık olan [açıktan günah işleyen] emirler
arkasında namaz kılınır) buyuruyor. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
(Her imamla namaz kıl, sevabı sana, yanlışı varsa vebali onadır. Her
emirle cihad et, ecri sana, yanlış karar vermişse zararı onadır. Müslüman
her ölünün cenaze namazını kıl, intihar etmiş olsa da...) [Deylemi]
Bu husus, yukarıdaki fetvada da bildirildiği gibi emirlere itaat içindir.
Bid’at ehli, içki içen, kumar oynayan cami imamlarının arkasında namaz
kılmamalıdır!
Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyan, kendinde imamlık şartları bulunmayan
ve açıktan günah işleyen imamların da arkasında namaz kılmamalıdır! Hele
itikadı bozuk kimselerin arkasında namaz kılmak hiç caiz değildir. Fakat
camide böyle fâsık, sapık imam var sanarak camiyi terk etmemelidir.
Yine Ebüssüud efendi fetvasında buyuruluyor ki:
(Kur’an-ı kerimi tecvid üzere okumasını bilmek farzdır. Tecvid bilmeyen
bir imamın okuduğu Kur’an-ı kerim ve kıldırdığı namaz sahih olmaz.)
İtikadı bozuk veya bid’at ehli olan, İslam âlimlerinin yazılarına, fetvalarına
önem vermeyen, belli bir mezhebe bağlanmayan, müfessir ve muhaddis
370
www.dinimizislam.com
icazeti olmadığı halde Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere kendi görüşüne göre
mana veren sapık kimselerin arkasında namaz kılınmaz. (Hadika)
Salih imam
Sual: Ehl-i sünnet âlimlerinin ve kitaplarının aleyhinde konuşan imamın
arkasında namaz kılınır mı?
CEVAP
Bid’at ehli, fâsık ve mekruh işleyen imamlardan uzak durmalı, salih
imamları tercih etmeli.
Kadın imam
Sual: Kadın, erkeklere imam olabilir mi?
CEVAP
Bütün fıkıh kitaplarında imam olmak için bildirilen şartlardan biri, (Erkek
olmaktır. Kadın, erkeklere imam olamaz) buyuruluyor. (Halebi)
Dürer’deki bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kadınların, [namazda imam olarak] öne geçirilmesi caiz değildir.)
[Rezin]
Kadın, erkeklerle birlikte cemaatle namaz kılsa, kadının sağındaki,
solundaki ve arkasındaki erkeğin namazı bozulur. (Redd-ül-muhtar)
Veled-i zina
Sual: Toplumda, babası bilinmeyen, veled-i zina denilen çocuklar gün
geçtikçe çoğalıyor. Ana babalarının günahları bu çocuklara da yazılır mı?
Veled-i zina, imam olabilir mi?
CEVAP
Veled-i zinanın çoğalması, kıyamet alametidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Ahir zamanda, veled-i zina [piç] çoğalır.) [Taberani]
Kâfir çocukları bile günahsız doğar. Ana-babanın günahını çocuğu
çekmez. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Veled-i zina, babasının günahını çekmez. Hiç kimse, diğerinin
günahını yüklenmez.) [Hakim]
Kur’an-ı kerimde de mealen buyuruldu ki:
(Bir kimse, diğer kimsenin günahını çekmez.) [Necm 38]
Cahil ise, veled-i zinanın, imam olması mekruhtur. Cahil değil ise imam
olmasında mahzur yoktur. (Nur-ül-izâh)
Veled-i zina genelde, ilgisiz ve bilgisiz yetiştiği için, yani cahil olacağı için
imamlık yapamaz. Fakat ilim sahibi olanlarının imamlık yapmasında hiç
mahzur yoktur.
Cemaatin namazı
Sual: Büyük günah işlemiş, fakat sonradan tevbe etmiş, salih biri olmuş
bir kimse, imam olsa, bunun günahını cemaat bilmese, cemaatin namazına bir
zarar gelir mi? Böyle bir kimsenin imamlık yapmasında bir mahzur var mıdır?
CEVAP
371
www.dinimizislam.com
Bir zararı olmaz. Böyle bir kimsenin imamlık yapmasında bir mahzur
yoktur.
İmam ve cemaat
Sual: S. Ebediyye’de, (Cemaat istese de, imamın, farz kıldırırken kıraati
ve tesbihleri sünnetten fazla okuması tahrimen mekruhtur) denirken,
Mektubat-ı Rabbani’de, (İmam için ise, cemaatin haline göredir) deniyor. Bu
çelişki değil mi?
CEVAP
Hayır, biri diğerini açıklamaktadır. Cemaatin haline göredir demek,
sünnetten bile az okuyabilir demektir; çünkü hasta, yolcu olabilir, bir an önce
gitmek isteyebilir. İmam cemaatin durumuna göre, sünnet miktarından aşağı
da okuyabilir. Cemaat istese de, sünnetten fazla okuması mekruh olur. Zammı sure okumak için de böyledir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(İmam olan zat, namazı uzatmadan hafif kıldırsın. Cemaatin içinde,
küçük, yaşlı, hasta ve ihtiyaç sahibi bulunabilir. Yalnız kılarken dilediği
kadar uzatabilir.) [Buhari, Müslim]
Fâsık imam
Sual: Eşim açık geziyor. Eşi açık gezene fâsık denir, fâsıkın imamlığı ise
mekruhtur. Arkadaşlarım sen imamlık yap diyorlar, ben de imamlık yapmak
istemiyorum. Yaptığım doğru mu?
CEVAP
Evet yaptığınız doğrudur. Fâsık olan imam olmamalıdır.
İmamın niyeti
Sual: İmamlığa nasıl niyet yapılacağını bilmiyorum. (Niyet ettim, öğle
namazını kıldırmaya) demek doğru mu?
CEVAP
Evet öyle niyet etmenin de mahzuru yoktur. Yani namaz sahih olur. Hiç
imamlığa niyet etmeseniz de, erkeklere kıldırdığınız namaz sahih olur. Yani
sadece (Niyet ettim öğle namazını kılmaya) deseniz de, böyle bir niyetle size
uysalar yine onların da namazları sahih olur.
Niyet çeşitli şekilde yapılırsa da, (Bana uyanlara imam oldum) demek
en uygunudur.
Kadına imam olmaya niyet
Sual: Ben imam oldum oğlumla namaz kılarken annesi de gelip bize
uymuş. Namazı sahih oldu mu?
CEVAP
Onun da geleceğini biliyorsanız, namazı sahih olur. Çünkü kadınlara da
imam olmaya niyet etmek şarttır. Niyetsiz olmaz. Onun geleceğini
bilmiyorsanız ve kadınlara imam olmaya da niyet etmemişseniz namazı sahih
olmaz. Böyle durumlarda, yani kadınların da cemaat olma ihtimali olduğu
zaman, namaza dururken kadınlara da imam olmaya niyet etmelidir!
372
www.dinimizislam.com
Kadınla cemaat
Sual: Sadece hanımla cemaatle namaz kılarken niyet nasıl olmalıdır?
CEVAP
Hanımın uyduğunu bilmek yeter. Mesela (Niyet ettim, bana uyanlara
imam olmaya) demek yetişir. (Niyet ettim kadınlara da imam olmaya) denebilir.
Hatta niyet ettim öğlenin farzını kılmaya bile demek yeter. Önemli olan
arkanızda kadın cemaat olduğunu bilmektir. Niyetin değişik olmasının
mahzuru olmaz.
Fasığın imamlığı
Sual: Cemaat yapma imkanı varken, oradakilerin hepsinin fâsık olduğu
bilindiği durumlarda fâsık fâsıka imam olabilir mi?
CEVAP
Olabilir.
İmam yavaş okursa
Sual: İmam, intikal tekbirlerini yavaş okusa, duymayanların namazları
olmaz mı?
CEVAP
İmamın namaza dururken ve rükünden rüküne geçerken ve selam
verirken, cemaat işitecek kadar, sesini yükseltmesi sünnettir.
İmama uymanın sahih olması için, imamın sesini işitmek veya imamın
veya cemaatin hareketlerini görmek lazımdır.
İmamın hareketlerine uymak lazımdır. Sesine uymak şart değildir. İmamı
göremeyen, imamı görenlerin hareketlerine uyarsa, imamın hareketlerine
uymuş olur.
İmam tamamen içinden söylese, hiç kimse duymasa bile yine namaz
sahih olur.
İmamın yüksek sesle okuması
Sual: İmamın namazda yüksek sesle okumasında bir mahzur var mıdır?
CEVAP
İmamın namazda, ihtiyaçtan fazla yüksek sesle okuması namazı
bozmazsa da, haramdır; çünkü arkadaki cemaatin, imamın okuduğunu
duyması şart değildir. (Dürr-ül muhtar)
Tövbe eden zani
Sual: Tevbe eden zaninin imam olması uygun olur mu?
CEVAP
Başkası biliyorsa, nefret edilen kimsenin imamlığı mekruh olur. Tevbesi
kendinedir. Fakat onun zinasını da tevbesini de hiç kimse bilmiyorsa, imam
olması caiz olur.
Şafii imam
Sual: Namaz kılınırken Şafii mezhebinde rükudan kalkarken eller
kaldırılır. Hanefi olanlara imam oluyor namaz kıldırıyoruz. Ellerimizi
373
www.dinimizislam.com
kaldırmamızda bir mahzur var mı?
CEVAP
Şafii’de elleri kaldırmak sünnettir. Mecbur kalmadıkça bu sünnet terk
edilmez. Hanefilere de imam olsanız ellerinizi kaldırmanız lazım.
Topal imam
Sual: Topal kimse imam olabilir mi?
CEVAP
Evet.
Misafir
Sual: (Misafir, dört rekatlı olan farzları eda ederken, mukime uyabilir.
Mukim imama vakit içinde uyan misafirin namazı değişerek, imamın namazı
gibi dört rekat olur. Fakat misafir kazayı iki rekat kılması gerektiğinden, mukim
imama uyamaz. Çünkü, oturması ve okuması farz olan, nafile olana uymuş
olur) ifadesinin izahı nasıldır?
CEVAP
Seferi olan, öğle, ikindi ve yatsı namazını kılamayıp kazaya bırakınca,
kazayı iki rekat kılması gerektiğinden, aynı namazı kaza eden mukim imama
uyamaz. Çünkü, mukim imamın, ikinci rekatın sonunda oturması farz değildir.
Seferi olanın ise, oturması farz olduğundan mukim imama uyamaz.
Seferi olan kimse, vakit namazlarında mukim imama uyabilir.
Zamm-ı sure
Sual: Zammı sure nedir, en kısası ne kadar olmalıdır?
CEVAP
Fatihadan sonra okunan, üç âyete veya üç âyete eşit bir âyete denir. Üç
âyet miktarı, kelime itibarı ile on kelime, harf itibarı ile otuz harf olmalı! (Reddül-muhtar)
İmamın cemaate dönmesi
Sual: Cemaat kaç kişi olursa imam yüzünü cemaate döndürür?
CEVAP
Cemaat az olsun, çok olsun imamın namazdan sonra yüzünü cemaate
döndürmesi sünnettir. (Halebi)
Eğer cemaat bir kişi ise, yüzünü o bir kişiye dönmez. Bir kişiden fazla ise
döner. İmam-ı Ebulleys hazretleri Mukaddime şerhinde buyuruyor ki: İmam-ı
a’zam Ebu Hanife (imam, namazdan sonra dua ederken cemaat on kişiden
çok ise yüzünü döndürür, az ise döndürmez) buyurdu. (Şir’a)
Eğer cemaat on kişiden az olur, birinci safta namaz kılanlar da var ise,
ikinci kavli tercih ederek imam yüzünü cemaate döndürmez. Namaz kılan
yoksa, cemaat az olsa da birinci kavle uyarak imam yüzünü cemaate
döndürmelidir. Çünkü müminlerin yüzüne dönmek, Kâbe-i şerife dönmekten
evladır. Cemaat çok olsa da, namaz kılanın yüzüne dönmek mekruhtur. Yan
dönülürse mekruh olmaz. (Hindiyye)
374
www.dinimizislam.com
Âmirin imamlığı
Sual: Âmire imam olmak uygun mu?
CEVAP
Âmire izni olmadan imam olmamalıdır. İzin almadan imamlığa geçmek
dargınlığa sebep olabilir. İstenmeyen kimsenin imam olması mekruhtur.
İmamın ikameti
Sual: İmamlık yapacak kimsenin, ikameti de kendisinin okuması mekruh
olur mu?
CEVAP
Mekruh olmaz. Hazret-i Ömer bazen böyle yapardı.
Telaffuzu kötü olan imam
Sual: Yeni müslüman birinin telaffuzu iyi değilse imamlığı caiz mi?
CEVAP
Hayır. Hemen öğrenmelidir.
Mukim ile misafir
Sual: Maliki’yi taklit eden mukimle misafir, birbirine imam olur mu?
CEVAP
Evet.
Tecvid bilmeyen
Sual: Tecvid bilmeyen mahreçleri doğru çıkarıyorsa okuması sahih olur
mu?
CEVAP
Mahreçleri doğru çıkarıyorsa, tecvidi bilmese de okuduğu sahih olur.
Sünnetle farz arası
Sual: “İmam namazdan önce cemaate safları düzeltmesini söyler"
deniyor. Halbuki sünnet ile farz namazı arasında konuşmamak gerekmez mi?
CEVAP
Bu akşam namazına mahsustur. [Hanefi’de böyle, Şafii’de her zaman
söyler.]
Fatiha’dan sonra amin
Sual: İmam Fatiha’dan sonra âmin der mi?
CEVAP
Evet.
Kamet
Sual: Kad kametissalat denirken, imamın namaza başlaması gerekir mi?
CEVAP
Kad kametissalat denirken imam efendi namaza durur. Cemaat de
beraber durur. Yani ikamet bitmeden durulur. İkamet bitince de hemen
durulursa olur. Fakat daha fazla geciktirmek mekruh olur.
İmamın dönmesi
375
www.dinimizislam.com
Sual: İmam, namazı bitirince, ayağa kalkarak mı cemaate döner, yoksa
kalkmadan da dönebilir mi?
CEVAP
Her ikisi de caizdir.
Kıbleye arkasını dönmek
Sual: İmam niçin namazdan sonra arkasını kıbleye doğru dönüyor?
CEVAP
Sünnet olduğu için dönüyor. Kâbe şereflidir. Ancak müminin şerefi daha
fazladır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Merhaba ey Beytullah. Ne büyüksün ve hürmetin ne büyüktür. Lakin
mümin, Allahü teâlâ indinde senden daha muhteremdir.) [Beyheki]
(Ey Kâbe "Seni Allahü teâlâ, şerefli, mükerrem ve muazzam kıldı.
Fakat mümin, hürmet bakımından senden daha kıymetlidir.) [Taberani]
(Mümin Kâbe’den üstündür.) [İbni Mace]
Bu sebepten dolayı imam, cemaate yönünü dönüyor. Müminin kalbini
kırmak, Kâbe’yi yetmiş defa yıkmaktan daha büyük günahtır.
İmamın abdesti
Sual: İmamın abdestinin bozulduğunda imam ve imamın arkasındaki ne
yapar? Nasıl yapılır?
CEVAP
İmam, arkasındakine işaret eder. O da azıcık ileri çıkar. İmam çıkacak yer
varsa çıkıp gider.
İmamın niyeti
Sual: Cemaatte farklı mezheplerden insanlar varsa imamın niyeti farklı
olur mu?
CEVAP
Hayır her zamanki gibi niyet eder.
İmamın tesbihleri okuması
Sual: (İmam tesbihleri cemaatin haline göre okur) ne demektir?
CEVAP
Cemaat isterse, sünnet miktarından bile az okuyabilir demektir. Cemaat
sünnetten fazla istese de okuyamaz.
Cemaat sevabı
Sual: Tek başına farza duran (Bana uyan olabilir) diye, imamlığa niyet
etse, sonra ona uyan olsa, cemaat sevabı alır mı?
CEVAP
Evet.
İmamın cemaat sevabı
Sual: Tek başına duran kimseye uyan cemaat sevabı alıyor. İmam olan
cemaat sevabı alamaz mı?
CEVAP
376
www.dinimizislam.com
İmamlığa niyet etmediği için cemaat sevabı alamaz.
İmamın dua okuması
Sual: İmamın duayı yalnız kendine tahsisi mekruhtur. Rabbenağfirli gibi
duaları okuması da mekruh mu?
CEVAP
Meşhur olan duaları okumak mekruh değildir.
Vacibi geciktirmek
Sual: (Unutularak bir vacip geciktirilmesi secde-i sehvi gerektiriyor, kasten
geciktirilirse tahrimen mekruh olur) deniyor. İmamın ve yalnız kılanın, son
oturuşta salli barikten sonra Rabbena…yı ve başka duaları okuması selam
verme vacibini geciktiriyor mu, secde-i sehvi gerektiriyor mu?
CEVAP
Hayır, gerektirmez. Çünkü orası dua okuma yeri olduğu için âyet-i kerime
ve hadis-i şerifle bildirilen bütün duaları okumak caizdir. Bunun gibi, kıyam
kıraat mahallidir. Burada bir rekatta, bir sure değil, 10 sure de 20 sure de
okunabilir. Sen çok sure okudun, o zaman, rükuu geciktirdin, secde-i sehv
yapman lazım denmez elbette. Son teşehhüd de böyle, orası dua okuma
yeridir, fazla dua edilse de secde-i sehv gerekmez.
Nimet-i İslam kitabında, namazın sünnetlerinin 43. sünde diyor ki:
Salevattan (salli barikten) sonra dua okunur.
Namazda Arapça’dan başka dilde dua okumak haram olur. Arapça da
olsa, halk sözüne benzememesi için okunan dualar âyet-i kerime ve hadis-i
şeriflerden alınmış olmalıdır. Mesela şu âyet-i kerimeler okunabilir:
(Bekara 201, Rabbena… âyeti), (Âl-i İmran 8 ve 9), (İbrahim 40,41), (Kehf
10, Rabbena ile başlayan kısmı), (Furkan 74).
Nimet-i İslam kitabında hadis-i şerifte geçen iki dua da örnek olarak
bildirilmiştir. Demek ki dua âyetlerini ve dua hadislerini salli barikten sonra
okumanın hiç mahzuru yoktur. Ne kadar çok okunursa okunsun mahzuru
olmaz.
İmam kendinden eminse
Sual: İmam dört rekatlı namazda dördüncü rekatta otursa fakat cemaat
üç diye ayağa kalksalar, imam kendinden emin ise ne yapar?
CEVAP
Ettehıyyatüyü ve Salli barikleri okuyup selam verir. Namazdan sonra, bu
yetki bana aittir der. Cemaat yanlış diye diretseler de, imam kendine
güveniyorsa veya bir şahidi olursa, tekrar kılınmaz.
Mahrem kadınlar
Sual: İmam mahrem kadınlara namaz kıldırsa, namaz sonunda cemaate
döner mi?
CEVAP
Evet.
377
www.dinimizislam.com
Yabancı kadın
Sual: Cemaatimizde yenge, baldız gibi yabancı kadın da varsa yine
dönebilir miyim?
CEVAP
Yabancı kadınlara karşı dönülmez. Yahut yan dönüp onlara
bakmamalıdır.
Son teşehhüdde Rabbena
Sual: İmamın son teşehhüdde Rabbena ve diğer duaları okuması mekruh
mudur?
CEVAP
Mekruh değildir. (Gurer)
Diş dolgusu ve imamlık
Sual: Bazen imamlık yapıyorum. Diş dolgusundan ve hastalıktan dolayı
Maliki'yi taklit ediyorum. Cemaatte her mezhepten insan varken de, bunlara
imam olmam caiz mi?
CEVAP
Evet.
Abdestsiz olduğunu hatırlamak
Sual: Cemaate namaz kıldırdıktan sonra abdestsiz olduğumu hatırladım.
Kendim iade ettim. Cemaate de haber vermem gerekir miydi?
CEVAP
Evet duyurabildiğiniz cemaate de haber vermek gerekir. Ancak başka bir
kavle göre haber vermek gerekmez, sadece sizin iade etmeniz yeter.
Fasığın arkasında namaz
Sual: Kumar oynayan kişinin arkasında namaz kılınır mı?
CEVAP
Hangi çeşit kumar olursa olsun kumar oynayan fâsıktır. Çayına kağıt
oynasa da yine kumardır, haramdır. Fâsıkın arkasında namaz kılınmaz.
Kılmak tahrimen mekruhtur. Maliki’de hiç caiz değildir.
Tesbihleri tek okumak
Sual: Namazda rüku ve secdedeki tesbihler 3 den fazla (5 veya 9) gibi
söylenebilir mi?
CEVAP
Tek olmak şartı ile 5, 7, 9,11 gibi okumak müstehaptır iyi olur. İmam 3 den
fazla okuyamaz.
Camiye koşarak gitmek
Sual: İmamlık yapıyorum. Namaz geç kalınca camiye koşarak gidiyorum.
Görevli olduğum için camiye koşup gitmenin dinen mahzuru var mıdır?
CEVAP
Zaruretsiz camiye koşarak gitmek mekruhtur. Cemaati kaçırma ihtimali de
olsa koşmak yine mekruhtur. Cemaatle namaz kılmak sünnet, koşarak camiye
378
www.dinimizislam.com
gitmek mekruhtur. Mekruh işleyerek sünnet yapılmaz. Eskiler bu durumu tenkit
için şöyle derlerdi:
Görürsen camiye koşup giden iki civan,
Bil ki, biri müezzindir, öteki de imam.
Sünnet miktarı zammı sure
Sual: İmamın sünnet miktarından uzun sure okuması tahrimen mekruh
diye bildirdiniz. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarında imamın en
fazla kaç âyet okuması mekruh olmaz? Yani sünnet miktarı ne kadardır?
CEVAP
Sabah namazının iki rekatında toplam kırk, en fazla elli âyet okumak
sünnettir.
Öğle namazında sünnet olan, sabah namazından daha aşağı miktar
okumaktır.
İkindi ve yatsı namazında sünnet olan, yirmi âyet okumaktır.
Akşam namazında sünnet olan, her rekatta kısa bir sure okumaktır. Kısa
sureler, Beyyine suresinden sonraki surelerdir.
İmam olan kimsenin farz kıldırırken yukarıda bildirilen âyet miktarlarından
fazla okuması tahrimen mekruhtur. Cemaat uzun okunmasını istese de yine
mekruh olur. Fakat cemaat sünnet miktarından daha kısa okunmasını isterse,
imamın kısa okuması, caiz, uzun okuması caiz değildir. Mesela yolcular,
abdesti zor tutan kimseler, sabahın farzını kıldıracak imama, "Kısa sure ile
namazı kıldır" deseler, imam da Kevser ve İhlas suresi ile namazı kıldırsa
mahzuru olmaz. (Hindiyye)
Cemaati rahatsız edecek uzun sure ile namaz kıldırmak tahrimen mekruh
olur. Hadis-i şerifte bildiriliyor ki: Hazret-i Muaz’ın, Bekara, bazen de Nisa
suresi ile namaz kıldırdığını haber alan Resulullah efendimiz, üç kere
buyuruyor ki:
(Ya Muaz, sen fettan mısın? Alâ, Şems ve Duha sureleri ile
kıldırsaydın. Çünkü cemaat arasında, yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi
kimseler bulunabilir.) [Buhari]
[Fettan: çok fitneci demektir. Fitneci misin, fitneye mi sebep olacaksın
buyuruluyor.]
Cemaatin hepsi uzun sure okunmasını istese, bir tanesi de kısa
okumasını istese, o bir kişiye uymak ve kısa sure okumak gerekir. Hiç kimseyi
camiden nefret ettirmemelidir. Namazdan sonra da, ilahi, tesbihat gibi şeyler
okuyarak cemaati rahatsız etmek de caiz değildir. Çünkü adamın ihtiyacı
vardır, gitmesi gerekiyordur. Camiden çıkarsa ayıp olur diye onu dinlemeye
mecbur etmek caiz olmaz. Böyle şeyler, isteyenlere ayrıca caminin ayrı bir
yerinde dinletilebilir, gösterilebilir.
Yabancı kadınlara imam olmak
Sual: Bir erkek, evde yabancı kadınlara, imam olabilir mi?
379
www.dinimizislam.com
CEVAP
Bir erkek, aralarında mahrem akrabası veya hanımı bulunmayan yabancı
kadınlara imam olamaz. Halvet olur, yani günah olur. Eğer kadınların içinde bir
tane mahrem akrabası veya hanımı varsa yahut yabancı da olsa, bir erkek
daha varsa, halvet olmayacağı için imam olabilir.
Yüksek sesle okumak
Sual: İmâmın yüksek sesle okumasında bir mahzur var mıdır?
CEVAP
İmâmın namazda, ihtiyaçtan fazla yüksek sesle okuması, namazı bozmaz
ise de, haramdır. Çünkü arkadaki cemaatin, imamın okuduğunu duyması şart
değildir. (Dürer)
İmam olmaya niyet
Sual: İmamın kadınlara imam olmaya da niyet etmesi gerekiyormuş.
Uzun zamandır, hanımımla beraber, cemaatle namaz kılıyoruz. Fakat
kadınlara da imam olmak için niyet gerektiğini bilmiyordum. Şimdi hanımın
namazları sahih olmadı mı?
CEVAP
Sahih oldu. Hanımın size uyduğunu bildiğinize göre, kadınlara da, niyet
etmiş olursunuz.
Gençlerin imam olması
Sual: Kıymetli, muhterem ve yaşca büyük olan kişiler; bazen imamete
gençleri geçiriyorlar, kendileri geçmiyorlar. Genç olanlar da, söz dinlemiş
olmak ve edepsizlik etmemek için imamete geçiyorlar. Yaşça, ilimce ve takva
yönünden daha üstün kişiler varken, gençlerin imamete geçmesi uygun oluyor
mu efendim? Ben geçmeyeceğim diye ısrar mı etmesi lazım, söz dinleyip
imamete geçmesi mi lazım?
CEVAP
El emru fevkal edep. Emir edepten üstündür. Söz dinleyip geçmesi
gerekir.
Özürlünün imamlığı
Sual: Abdesti bozan bir şeyden dolayı özürlü olan bir âlim, cahile imam
olabilir mi?
CEVAP
Özürlü olduğu için, özürsüze imam olamaz. Özürleri birbirine benzeyenler,
birbirlerine ve bir özrü olan, iki özrü olana imam olabilir. Maliki’de ve Şafii’de,
özürlü olan, özürsüz olana imam olabilir.
Fâsık imam
Sual: Fâsık olmak ne demektir? Fâsık kimse imam olur mu?
CEVAP
Fâsık kimsenin imam olması tahrimen mekruhtur. Maliki’de hiç sahih
değildir. (Halebi-yi Kebir)
380
www.dinimizislam.com
Fâsık, hangi günah olursa olsun, açıktan günah işleyen kimsedir. Mesela
bu günahlardan birini açıktan yapan fâsık olur:
1- Alkollü içki içen,
2- Altın yüzük takan, [Erkek için]
3- Avret yerini açan veya başkasının avret yerine bakan, [Erkeğin avret
yeri göbekle diz arası, kadının yabancı erkekler için avret yeri el ve yüz hariç
her yeridir.]
4- Büyü yapan ve yaptıran,
5- Çalgı çalan ve çalgı dinleyen,
6- Çayına bile olsa kâğıt, tavla, domino vesaire oynayan,
7- Faiz alıp veren,
8- Falcılık yapan,
9- Farz namazı, özürsüz kazaya bırakan,
10- Gıybet eden,
11- İpek giyinen [erkek],
12- İsraf eden,
13- Karısı veya kızı açık gezen,
14- Kibirlenen,
15- Kur’an-ı kerimi parayla okuyan,
16- Kur’an-ı kerimi teganni ederek okuyan,
17- Mazeretsiz oruç tutmayan,
18- Beş vakit namaz kılmayan,
19- Rüşvet alan,
20- Sakalı bir tutamdan kısa yaparak sünneti değiştiren,
21- Söz taşıyan,
22- Uyuşturucu kullanan,
23- Yalan söyleyen,
24- Zekât veya uşur vermeyen,
25- Zina eden.
Bid’at ehlinin arkasında namaz kılmak
Sual: Bid’at ehlinin arkasında namaz kılınabilir mi?
CEVAP
Bid’atlerin çıktığı zamandaki bid’at ehlinin bir kısmı küfre düşmemişlerdi.
Küfre düşmeyenler için kitaplarda şöyle bildirilmiştir:
Bid’ati küfre varırsa ona uyanın namazı sahih olmaz. Küfre sebep
olmazsa, sahih; fakat mekruh olur. (Hulasa)
Fâsıkla bidat ehlinin, âlim olsalar da, imam olmaları mekruhtur. Bunları
imam yapmak günah olur. (Nur-ul-izah, Redd-ül-muhtar)
Fakat şimdiki bid’at ehli kimse, biraz Mutezile, biraz Vehhabi, biraz Rafızî
itikadına sahiptir. Doğru itikadı yoktur. Böyle bid’at ehlinin arkasında namaz
kılınmaz. Hatta onlarla birlikte bile namaz kılınmaz. Bir hadis-i şerif meali
şöyledir:
381
www.dinimizislam.com
(Bid’at ehlinin cenazesine gitmeyin, onlarla birlikte namaz kılmayın!)
[İbni Hibban]
İmamın abdesti yoksa
Sual: İmamın abdesti, cemaatteki bazı kimselerin mezheplerine göre
sahih olmazsa, mesela imam Şâfiî olup, abdesti Hanefî’ye uygun değilse,
Hanefî cemaatin namazı sahih olur mu?
CEVAP
Sahih olur. Tahtavi’nin Merak-ıl-felah haşiyesinde, (Başka mezheplerdeki
bir imama uymanın sahih olması için, uyanın mezhebine göre, namazı bozan
bir şeyin imamda bulunmaması lazımdır. Eğer bozan bir şey varsa, imama
uyan bunu bilmiyorsa yine namazı sahih olur. Güvenilen kavil budur. İkinci
kavle göre ise, imamın kendi mezhebine göre namazı sahih olursa, uyanın
mezhebine göre sahih olmadığı görülse bile, buna uyması sahih olur)
buyuruyor. Bu ikinci kavil, her ne kadar zayıfsa da, harac olunca, zayıf kaville
amel etmek lazımdır. Fitneye mani olmak için de, zayıf kaville amel edileceği,
Hadika’da da yazılıdır. (İ. Ahlakı)
Yani birinci kavle göre bile, Şâfiî imamın abdestinin Hanefî’ye uygun
olmadığı, mesela abdest aldıktan sonra elinin kanadığı, ancak kesin olarak
biliniyorsa, ona uyan Hanefî cemaatin namazı sahih olmuyor. Bilinmiyorsa
kanamış olsa bile sahih oluyor. Sormak, araştırmak da caiz değildir. İkinci
kavle göre ise, kanadığı bilinse de sahih oluyor.
Harac olunca veya fitneye sebep olmamak için, ikinci kavle uymak
gerektiği de açıkça bildiriliyor. Bu açık hükmü kabul etmemek, Müslümanları
sıkıntıya sokmak olur.
Şâfiî imama uymak
Sual: Şâfiî bir imam, (Cemaat arasında bir tek Hanefî de olsa, namazı
Hanefî’ye göre kılmak gerekir) dedi. Öyle bir şey var mıdır?
CEVAP
Öyle bir şey yoktur. Cemaatin hepsi Hanefî de olsa, imam yine kendi
mezhebine göre kıldırır. İmam, cemaatin mezhebindeki şartlara elinden geldiği
kadar uyarsa iyi olur.
Cemaatte kadın varsa
Sual: Evde namaz kılarken, cemaatteki kadın yenge, baldız gibi yabancı
veya teyze, yeğen gibi mahrem olsa, imam namaz sonunda yüzünü cemaate
döner mi?
CEVAP
Kadınların hepsi mahrem ise döner. İçinde bir tane yabancı varsa
dönmez.
İmamın kıraati
Sual: İmamın birinci rekâtta, ikinci rekâtta okuduğunun iki misli veya daha
uzun bir zammı sûre okuması sünnet midir?
382
www.dinimizislam.com
CEVAP
Evet, sünnettir. İbni Abidin’de deniyor ki: İmamın cuma ve bayram
namazlarından başka her namazda, birinci rekâtta, ikinci rekâtta okuduğunun
iki misli uzun okuması sünnettir. (S. Ebediyye)
Günümüzde imamların çoğu bu sünneti terk etmektedir. Dinini kayıran
imamların, her sünnete olduğu gibi, bu sünnete de önem vermeleri gerekir.
Çünkü bir hadis-i şerifte, (Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz
şehid sevabı vardır) buyuruluyor. (Hâkim)
Mesela Maun sûresini birinci rekâtta, Kevser sûresini ikinci veya Kâfirun
sûresini birinci rekâtta, Nasr sûresini ikinci rekâtta okuyan imam, bu sünneti
yerine getirmiş olur. Tek başına kılanın buna riayet etmesi gerekmez.
Başka mezhepteki imam
Sual: Kitaplardan öğrendiğimize göre, başka mezhepteki imama, mesela
Hanefîler, Şâfiî imama; Şâfiîler de, Hanefî imama uyabilir. Bu uymanın doğru
olması için, imamın guslünün, abdestinin ve namazının cemaatin mezhebine
göre sahih olması şart değil mi? Mesela Hanefî imam, kadına dokunmuşsa,
Şafiîlere imam olabilir mi? Şâfiî imamdan kan çıkmışsa, Hanefilere imam
olabilir mi?
CEVAP
Evet, imam olabilir.
Başka mezhepteki imama uyan cemaat, eğer varsa, kendi mezheplerine
göre namazı bozan bir şeyin, imamda bulunduğunu bilmezse cemaatin
namazları sahih olur. Mesela, imamdan kan akması veya başının dörtte
birinden az miktarını mesh etmesi, Hanefi mezhebinde caiz olmadığından,
böyle yaptığı bilinen bir Şâfiî imama uymak âlimlerin çoğuna göre caiz olmaz.
(S. Ebediyye)
Yukarıdaki kavle göre imamın, cemaatin mezhebine göre de abdestli
olması şarttır. İmamın namazı kendi mezhebine göre sahihse, farklı
mezheplerdeki cemaatin namazının sahih olduğuna dair başka bir kavil de
vardır:
Başka mezhepteki kimsenin, kendi mezhebine göre sahih olmasa da,
namazı kendi mezhebine göre sahih olan imama uyması caizdir. (Halebi-yi
kebir, Nihaye, Eşbah)
Cuma günü ve Cuma namazı
Cuma gününün önemi
Sual: Cuma gününün önemi nedir?
CEVAP
Cuma, müminlerin bayramıdır. Cuma günü yapılan ibadetlere iki kat
sevap verilir. Bugün işlenen günahlar da iki kat yazılır. Bilhassa Cuma gününü,
383
www.dinimizislam.com
günahlardan kaçarak ibadetle geçirmeye çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Cuma günü günah işlemeden selametle geçerse, diğer günler de
selametle geçer.) [İmam-ı Gazali]
(Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha
kıymetlisi, günahlar içinde de Cuma günü ve gecesinde işlenilenden
kötüsü yoktur.) [Ramüz]
(Cumadan faziletli bayram yoktur ve o günkü iki rekat namaz, Cuma
günü dışındaki bin rekattan efdaldır.) [Deylemi]
(Cuma, fakirlerin haccıdır ve müminlerin bayramıdır ve gök ehlinin
bayramıdır ve Cennette de bayram günüdür. Günlerin en iyisi, en şereflisi
Cumadır.) [Ey Oğul İlmihali]
(Cuma günü iyiliklerin hazinesidir ve güzel şeylerin menbaıdır.) [Ey
Oğul İlmihali]
(Cuma günü geldiği için sevinen bir mümine, kıyamete kadar her
gün, o kadar sevap verilir ki, adedini Allahü teâlâ bilir.) [Ey Oğul İlmihali]
(Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk
ihsan edilir.) [Taberani]
(Cuma gecesi Kehf suresi okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir
nurla aydınlanır. İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur.) [Tergib]
(Cuma gecesi iki rekat namaz kılıp, her rekatta bir Fatiha, bir Âyet-el
Kürsi, 15 İhlas okuyup selam verdikten sonra bana bin salevat okuyan,
beni rüyada görür.) [Şir’a]
(Cuma günü sabah namazından önce, üç kere Estağfirullah elazim
ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh okuyanın,
kendinin ve anasının ve babasının bütün günahları af olur.) [Tergib-üssalat] (Kul haklarını ve kazaya kalan farzları ödemek ve haramlardan
vazgeçmek şarttır.)
(Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cumayı farz
kıldı. Adil veya zalim bir imam, başkan zamanında küçümseyerek veya
inkâr ederek Cumayı terk edenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir
kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekâtı, haccı, orucu ve hiçbir ibadeti
kabul olmaz.) [İbni Mace]
(Cuma namazı kılmak; köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her
müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim]
(Bir Müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma namazına
giderse, bir haftalık günahları af olur ve her adımı için sevap verilir.)
[Riyadun-nasıhin]
(Özürsüz üç Cumayı kılmayanın kalbi mühürlenir, yani iyilik yapamaz
olur.) [Hakim]
(Cuma namazı kılmayanın kalbi mühürlenir, gafil olur.) [Müslim]
(Cuma namazı yolunda ayakları tozlanana Cehennem ateşi
384
www.dinimizislam.com
haramdır.) [Tirmizi]
(Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn okuyanı,
Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur.) [İbni Sünni]
[İhlas, Kul hüvallahü ehaddır. Muavvizeteyn, kul euzülerdir.]
Cuma Namazını kılıp dua ettikten sonra, Fatiha, Kâfirun, İhlâs, Felak ve
Nas surelerini yedişer defa okuyan, bir hafta, kaza, bela ve sıkıntılardan
kurtulur. (S. Ebediyye)
Allahü teâlâ, Cuma gününü Müslümanlara mahsus kılmıştır. Cuma suresi
sonundaki âyet-i kerimede mealen; (Ey iman etmekle şereflenen kullarım!
Cuma günü, öğle ezanı okunduğu zaman, hutbe dinlemek ve Cuma
namazı kılmak için camiye koşunuz. Alış verişi bırakınız! Cuma namazı
ve hutbe, size, başka işlerinizden daha faydalıdır. Cuma namazını
kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için
dağılabilirsiniz. Allahü teâlâdan rızk bekleyerek çalışırsınız. Allahü teâlâyı
çok hatırlayınız ki, kurtulabilesiniz!) buyuruldu. Namazdan sonra, isteyen
işine gider çalışır. İsteyen camide kalıp, namaz, Kur'an-ı kerim, dua ile meşgul
olur. (Riyadun-nasıhin)
Cuma günleri duanın kabul olacağı bir an vardır. Bu an, hutbe ile Cuma
namazı içindedir diyenler çoktur. Hutbe dinlerken, dua kalbden olur. Ses
çıkarmak caiz değildir. Bu an her şehir için başkadır. Cuma günü, gecesinden
daha kıymetlidir. Gecesinde veya gündüzünde (Kehf suresini) okumak çok
sevaptır. (Tefsir-i Mazheri)
Bir hadis-i şerifte, (Cuma günlerinde bir an vardır ki, müminin o anda
ettiği dua red olmaz) buyuruldu. Bazıları, bu an, ikindi ile akşam ezanları
arasındadır, dedi. (Riyadun-nasıhin)
Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleriyle tanışırlar. Kabirler ziyaret edilir.
Cehennem, Cuma günü çok sıcak olmaz. Âdem aleyhisselam Cuma günü
yaratıldı. Cuma günü, Cennetten çıkarıldı. Cennettekiler, Allahü teâlâyı Cuma
günleri göreceklerdir. Cuma günü kabir azapları durdurulur. Bazı âlimlere göre,
müminin azabı artık başlamaz. Kâfirin Cuma günü ve Ramazan ayı hariç,
kıyamete kadar azabı devam eder. Cuma günü ölen müminler, hiç kabir azabı
görmez. (S. Ebediye)
Cuma günü denince, gecesi de anlaşılır. Ramazan ayı denince de,
geceleriyle birlikte bir ay anlaşılır.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cumartesi günleri Yahudilere, pazar günleri nasaraya verildiği gibi,
Cuma günü, Müslümanlara verildi. Bugün, Müslümanlara hayır, bereket,
iyilik vardır.) [Riyadun-nasıhin]
(Musa aleyhisselam dedi ki: Ya Rabbi! Bana cumartesi gününü
verdin, Muhammed aleyhisselamın ümmetine hangi günü vereceksin?
Onlara Cuma gününü vereceğim, buyuruldu. İlahi! Cuma gününün
kıymeti ve sevabı ne kadardır diye sordu. Ey Musa! Cuma günü yapılan
385
www.dinimizislam.com
bir ibadete, cumartesi günü yapılan yüz bin ibadet sevabı vardır,
buyuruldu. Bunun üzerine Musa aleyhisselam, ya Rabbi! Beni
Muhammed aleyhisselamın ümmetinden eyle diye dua eyledi.) [Ey Oğul
İlmihali]
Kur'an-ı kerimde Cuma gününü bildiren âyet-i kerimeyi getirince, Cebrail
aleyhisselam dedi ki, ya Muhammed “aleyhissalatü vesselam”! Musa
aleyhisselamın ümmeti eğer Cuma gününün kıymetini bilselerdi buzağıya
tapmaktan, Yahudi olmaktan kurtulurlardı. İsa aleyhisselamın ümmeti de
bilselerdi Hıristiyan olmaktan korunurlardı. (Ey Oğul İlmihali)
Cuma gününün önemiyle ilgili, Tergib-üs-salat kitabında bildirilen bazı
hadis-i şerif mealleri de şöyledir:
(Üzerine güneşin doğduğu günlerin en kıymetlisi Cuma günüdür.)
(Âdem aleyhisselam Cuma günü yaratılmıştır. Cuma günü Cennete
götürülmüştür. Cuma günü dünyaya gönderilmiştir. Cuma günü kıyamet
kopacaktır. Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, o saatte bütün dualar
kabul olur.)
(Cuma günü, bayram günlerinden, Arefe ve Aşure gününden daha
kıymetlidir.)
(Allahü teâlâ, Cuma günü ölen mümine kabirde azap etmez.)
(Cuma günü kırk defa salevat getirenin kırk yıllık günahını Allahü
teâlâ affeder.)
(Cuma gecesi iki rekât namaz kılıp her rekâtında bir Fatiha ve yetmiş
İhlâs okuyarak selâmdan sonra yetmiş kere istiğfar okuyan, Allahü
teâlâya yemin ederim ki ümmetimin [imanlı olanlardan] hepsi büyük günah
işleyerek ölse, bu namazı kılan, onlara şefaat eder, Allahü teâlâ da onun
şefaati ile [Müslümanların] hepsini Cennete koyar.)
(Kim, Cuma günü gusleder, güzel elbiselerini giyer, güzel koku
sürünür, mescide gelip cemaatin omuzlarına basmadan oturursa, bir
haftalık günahları affolur.)
(Her kim Cumaya gelip cemaatin omuzlarına basarak ilerlerse
Kıyamette o kimseden Cehenneme giden bir köprü yapılır. Halk onun
üzerinden geçerler.)
(Güzel bir abdest alıp Cumaya gelerek sessizce hutbe dinleyenin, bir
önceki Cumadan bu Cumaya ve üç gün sonrasına kadar, yani toplam on
günlük günahı affolur.)
(Cuma günü bir defa İhlas-ı şerif okuyan, Kadir gecesini idrak etmiş
gibi olur.)
(Cuma namazına yetişen kimseye bin şehid sevabı verilir.)
Riyad-un-nasıhin kitabındaki hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Cuma, dünyada ve Cennette müminlerin bayramıdır.)
([Mazeretsiz] Cuma namazını kılmayanların kalblerini, Allahü teâlâ
mühürler. Gafil olurlar.)
386
www.dinimizislam.com
(Cuma günlerinde öyle bir an vardır ki, müminin o anda ettiği dua
reddedilmez.)
(Bir mani yokken, üç Cuma namazını kılmayanın kalbini, Allahü teâlâ
mühürler [iyilik edemez olur].)
Cuma bayramı
Sual: Cuma günü için, Cuma bayramı demek caiz midir?
CEVAP
Evet caizdir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Günlerin en kıymetlisi Cumadır. Cuma günü, bayram günlerinden ve
aşure gününden daha kıymetlidir. Cuma, dünyada ve Cennette
müminlerin bayramıdır.) [Riyadun-nasıhin]
(Ümmetinin bayramları içinde Cumadan daha kıymetli bayram yoktur
ve o günkü iki rekat namaz, Cuma günü dışındaki bin rekattan efdaldir.)
[Deylemi]
(Allah indinde günlerin seyyidi Cumadır. O, kurban ve Ramazan
bayramı gününden de kıymetlidir.) [Buhari]
(Günlerin efendisi Cuma,
Ayların efendisi Muharrem,
Ağaçların efendisi sedir ağacı,
Dağların efendisi Tur-i Sina,
Habeşlilerin efendisi Bilal,
İranlıların efendisi Selman,
Sözlerin efendisi Kur’ân,
Kur’ânın efendisi Bekara,
Bekara Suresinin seyyidi, yani efendisi Âyet-el-Kürsi’dir.) [Deylemi]
Gece ve gündüz
Sual: Cuma gününüz mübarek olsun denince, içine gecesi de giriyor mu?
Yoksa Cuma geceniz ve gününüz mü demeli?
CEVAP
Halk arasında, gün kelimesi, gündüz olarak anlaşılıyor. Gün, 24 saatlik
zamana denir. Yani geceyle birlikte gündüze, gün denir. (Cuma geceniz ve
gündüzünüz) yerine, (Cuma gününüz) demek, hatta sadece (Cumanız)
demek yeterlidir. Bayram ve diğer mübarek günler de böyledir.
Cuma günü ölmek nimettir
Sual: Kur’anın mantığına, ruhuna göre, mübarek gün ve gecelerde doğup
ölmenin hiç önemi yoktur. Çünkü doğmak ve ölmek bizim elimizde değildir.
Kadir gecesinde de doğup, yine o gece ölsek ne fark eder? İster meyhanede
öl, ister tuvalette öl, istersen camide namaz kılarken öl hiç önemi yoktur.
Çünkü insan fiiliyle değer kazanır. Bu görüşümde yanlış mıyım?
CEVAP
387
www.dinimizislam.com
Dini konularda sizin ve bizim görüşümüzün ne önemi olur? Din kitapları
ne yazıyorsa o esastır. Din kitaplarında Kur’anın mantığı, Kur’anın ruhu diye
bir deyim yoktur. Bunlar, İslam dininin hak din olduğuna inanmayan,
Resulullahın hâşâ kendi kurduğu beşeri sistem olduğunu sanan gayri
müslimlerin etkisinde kalıp, yazılarında, kitaplarında İslam düşüncesi tabirini
kullanan bid’at ehlinin uydurmasıdır. Eğer Kur’anın manası denmek
isteniyorsa, Kur’an-ı kerimi siz ve biz mi iyi anlarız, yoksa Peygamber
efendimiz ve İslam âlimleri mi?
Şimdi Resulullah efendimizin bildirdiği hadis-i şeriflere bakalım:
(Cuma günü veya gecesi ölen mümine kabir azabı olmaz.) [Tirmizi]
(Tirmizi, Kütüb-i sitte adı ile maruf, en kıymetli altı hadis kitabından birisidir.
Cuma günü ölen Müslüman, o günün şerefine kabir azabı görmüyor. Kâfir o
gün ölürse elbette cezasını çeker.)
(Cuma günü veya gecesi ölen mümin, şehit olur, kabir azabından
kurtulur.) [Ebu Nuaym - Hilyet-ül evliya, İ. Süyuti – Cami-üs-sagir, İbni Âbidin
- Redd-ül-muhtar] (Görüldüğü gibi bu âlimler de bu hadis-i şerifi bildiriyorlar.
Cuma günü ölen Müslümana kabir azabı olmaması, Allahü teâlânın bir
ihsanıdır, bu nimeti dilediğine verir. Buna kimse itiraz edemez.)
(Cuma günü günah işlemeden geçerse, diğer günler de selametle
geçer.) [İ.Gazali] (Bu da Allahü teâlânın bir ihsanıdır.)
(Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o
günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar
bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi,
Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi] (Allahü teâlâ, kullarına çok
acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, dua ve tevbeleri
kabul edeceğini bildirmiştir. Hiç kimsenin, niye Allah bazı gecelere kıymet verdi
diye bir sual sormaya hakkı yoktur.)
Cuma günü yapılacak işler
Sual: Cuma günü bir müslümanın yapması gereken işler nelerdir?
CEVAP
Cuma namazı için gusletmek, güzel koku sürünmek, yeni, temiz giyinmek,
saç, tırnak kesmek sünnettir. Tırnakları Cuma namazından önce veya sonra
kesmek sünnettir. Namazdan sonra kesmek efdaldir. (Dürr-ül-muhtar)
Hadis-i şerifte, (Cuma günü tırnak kesmek şifaya sebeptir) buyuruldu.
(Ebuş-şeyh)
Perşembe günü de tırnak kesilebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ya Ali, tırnak Perşembe günü kesilir. Cuma günü de, koku sür ve
yeni elbise giy.) [Deylemi]
(Cumaya perşembe gününden hazırlanın!) [Hatib]
(Her müslüman, Cuma günü yıkanmalı, misvaklanmalı ve güzel koku
388
www.dinimizislam.com
sürünmelidir.) [Buhari]
Cuma günleri şunları da yapmak iyi olur:
1- Cumayı perşembeden karşılamalı. Perşembe ikindiden sonra istiğfar
etmeli. Kur’an-ı kerim ve Yasin suresini okumalı. Bir hadis-i şerifte, (Cuma
gecesi Yasin suresini okuyanın günahları affedilir) buyurulmaktadır.
(İsfehani)
2- Cuma gecesi ehli ile gusletmeli. Peygamber efendimiz, (Cuma günü
gusledenin günahları affolur) buyurmaktadır. (Taberani)
3- Cuma namazına erken gitmeli, ilk safta yer almalı. Namaz kılanın
önünden geçmemeli. Hatip minbere çıkınca, konuşmamalı.
4- Az da olsa sadaka vermeli. Çoluk çocuğunun nafakasını bol vermeli.
5- Cuma günü duanın kabul olduğu vakti bulmak için hep ibadet etmeli.
6- Cuma günü çok salevat-ı şerife getirmeli. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor
ki:
(Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur.) [Dare Kutni]
7- Ana babanın ve evliyanın kabirlerini ziyaret etmeli. Bir hadis-i şerif
meali şöyledir:
(Ana-babasının kabrini, Cuma günleri ziyaret edenin günahları
affolur. Haklarını ödemiş olur.) [Tirmizi]
8- Cuma günü sevinmek, herhangi bir müslümanın Cumasını tebrik etmek
iyi olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cuma günü, kuşlar ve vahşi hayvanlar birbirine "Selamün aleyküm,
bugün Cuma günüdür" derler.) [Deylemi]
9- Cuma günleri ve her gün şu (istiğfar duası)nı çok okumalıdır:
(Allahümmagfir li ve li abai ve ümmehati ve li ebnai ve benati ve li
ihveti ve ehavati ve li-amami ve ammati ve li-ahvali ve halati ve li-zevceti
ve ebeveyha ve li-esatizeti ve lil-müminine vel-müminat vel hamdü-lillahi
Rabbilalemin!)
Kadın okursa, zevceti yerine zevci ve ebeveyha yerine, ebeveyhi
demelidir.
10- İkindiden sonra, seccade üzerinde elinden geldiği kadar, (ya Allah, ya
Rahman, ya Rahim, ya Kavi, ya Kadir) demeli, sonra dua etmelidir.
Tırnak keserken
Sual: Tırnakları hangi sırayla kesmek gerekir?
CEVAP
Sağdan başlayarak kesilir. (S. Ebediyye)
Önce sağ elin şehadet parmağından başlanır, sırayla kesilip, sol elin
başparmağına kadar devam edilir, en son sağ elin başparmağının tırnağı
kesilerek bitirilir. Ayak parmaklarında da, sağ ayağının küçük parmağından
başlar ve sol ayağın küçük parmağında bitirilir. (Hindiye)
Tırnak kesmek
389
www.dinimizislam.com
Sual: Cuma günü tırnaklarını kesemeyen kimsenin, diğer cumayı
beklemesi gerekir mi?
CEVAP
Hayır, sonraki cumayı beklemeden kesmelidir. (S. Ebediyye)
Say etmek
Sual: Cumanın vaciblerinden biri de, camiye sa’y ederek gitmektir
deniyor. Sa’y etmek ne demektir?
CEVAP
Sa’y etmek, çalışıp çabalamak anlamına geldiği gibi, hızlı yürümek
anlamına da gelir. Hacda Safa ile Merve arasında usulüne göre yedi defa gelip
gitmeye de sa’y denir. Burada sa’y, acele etmek demektir.
Cuma bayramı
Sual: Cuma günü, yeni ve temiz elbise mi giymek gerekiyor?
CEVAP
Evet, en iyi elbisemizi giymek gerekir; çünkü Cuma günü müminlerin
bayramıdır. Hatta iki bayramdan da kıymetlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Allahü teâlânın indinde günlerin seyyidi Cuma’dır, Kurban ve
Ramazan bayramından da kıymetlidir.) [Buhari]
Cuma günü kıymetli elbise giymekle ilgili hadis-i şeriflerden bazıları
şöyledir:
(Ya Ali, Cuma günü güzel koku sür ve yeni elbise giy!) [Deylemi]
(Günlük giyilen elbiseden başka, Cuma günleri giyilecek ayrı bir
elbisenin olması ne iyidir.) [İbni Mace]
(Resulullah, aldığı yeni elbiseyi Cuma günü giyer, Allah’a hamd eder,
iki rekât namaz kılar ve eskisini de birine verirdi.) [Hatîb]
(Resulullah, Yemen kumaşından olan elbisesini, Cuma ve
bayramlarda giyerdi.) [Beyheki]
Şu halde Cuma günleri, en iyi elbisemizi giymeliyiz.
Cuma namazının farzları
Sual: Cuma namazının şartları nelerdir?
CEVAP
Hanefi’de Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır:
1- Vücub şartları,
2- Eda şartları.
Eda şartlarından biri yoksa, namaz sahih olmaz. Vücub şartları yoksa,
sahih olur.
Eda şartları yedidir:
1- Namazı şehirde kılmak. Bugün muhtarı veya jandarması bulunan
köyler şehir hükmündedir.
2- İzinli olarak kılmak. [Gayrimüslim ülkelerde, cemaatin seçeceği imam,
390
www.dinimizislam.com
Cuma namazını kıldırır. Cumanın kabul olması şüpheli olan yerlerde, Cuma
namazının son sünneti ile vaktin sünneti arasında dört rekat zuhr-i ahir [son
öğle] namazı kılmalıdır.]
3- Öğle namazının vaktinde kılmak.
4- Vakit içinde hutbe okumak.
5- Hutbeyi namazdan önce okumak.
6- Cuma namazını cemaat ile kılmaktır. İmamdan başka, Hanefi’de 3,
Maliki’de 12, Şafii ve Hanbeli’de 40 erkek gerekir.
7- Cami herkese açık olmak. Kapıyı kilitleyip içerde kılmak caiz olmaz.
Vücub şartları:
Cuma namazının Vücub şartları 9’dur:
1- Mukim olmak, seferi olmamak.
2- Sağlam olmak, hasta olmamak.
3- Hür olmak.
4- Mahpus olmamak. Düşmanın yakalama korkusu olmamak.
5- Âkıl ve bâliğ olmak.
6- Kör olmamak.
7- Yürüyebilmek. Arabası olsa bile felçliye, ayaksıza farz değildir.
8- Erkek olmak. Cuma namazı kadınlara farz değildir.
9- Çok yağmur, kar, fırtına, çamur, çok soğuk olmamak.
Âmir izin vermezse
Sual: (Memur ve işçi köle sınıfına dâhildir. Patron veya müdür izin
vermezse, o kişiye Cuma namazı farz olmaz) deniyor. Doğru mudur?
CEVAP
(Memur ve işçi köle sınıfındandır, hür değildir) demek yahut onları
mahkûm [hapis] durumuna sokmak yanlış olur. İşçi, memur, başka zaman o
kadar fazla mesai yapayım diyebilir veya maaşımdan kes diyebilir. Yani bir
uzlaşma olabilir. Uzlaşmaya yanaşmayan âmir, vakit namazlarını
kıldırmayabilir. Patron kıldırmıyor diye namazın farziyeti kalkmış olamaz.
Gerekirse iki namazı cem eder, yine namazını kazaya bırakmaz. Cumaya
kesin gönderilmezse, cumanın farziyeti kalkmış olmaz, o zaman zuhr-i ahir
namazı kılınır. Yani o günkü öğle kılınır. Hiçbir patronun namaza mani olmaya
hakkı olmaz. Namaz vakti kadar ücretinden kesebilir veya fazla mesai yaptırır.
Gözleri görmeyen
Sual: Gözleri görmeyene cuma namazı farz mıdır?
CEVAP
Gözleri görmeyene, yardımcısı olsa da cuma namazı kılmak farz değildir,
fakat yardımcı olmadan kendisi camiye gidebiliyorsa, o zaman farz olur. (S.
Ebediyye)
391
www.dinimizislam.com
Cuma namazı nasıl kılınır
Sual: Cuma namazı kaç rekattır ve nasıl kılınır?
CEVAP
Cuma günü 16 rekat namaz kılınır. [Bunun iki rekatını kılmak farzdır. Öğle
namazından daha kuvvetli farzdır.] Bunlar sırası ile şöyledir:
1- Önce, Cumanın dört rekatlık ilk sünneti kılınır. Bu sünnet, öğle
namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sonra, cami içinde ikinci ezan ve hutbe
okunur. Hutbe okunduktan sonra, ikamet okunup, cemaat ile Cuma namazının
iki rekatlık farzı kılınır.
2- Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, dört rekatlık son sünneti
kılınır. Bunun kılınışı öğle namazının ilk sünneti gibidir.
3- Bundan sonra, “Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazının
farzını kılmaya” diye niyet ederek, öğle namazının farzı gibi zuhr-i ahir
denilen bir namaz kılınır.
4- Sonra da, sabah namazının sünneti gibi iki rekat vaktin sünneti kılınır.
Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbihler okunup, dua edilir.
Sual: Cuma namazının sünnetlerini kılarken kazaya nasıl niyet edilir?
CEVAP
Cumanın ilk sünnetini kılarken, (Cumanın sünnetini ve ilk kazaya
kalmış öğle [ikindi veya yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir.
Cumanın farzından sonra 10 rekat namaz kılınır. Bunun ilk dört rekatını
kılarken, (Cumanın son sünnetine ve ilk kazaya kalmış öğle [ikindi veya
yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. İkinci dört rekatı kılarken,
(Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya) diye niyet
edilir ve farz gibi kılınır. Buna zuhr-i ahir namazı denir, mutlaka kılmalıdır.
Cuma namazı kabul olmazsa, bu namaz o günün öğle namazı yerine geçer.
Sonra iki rekat daha kılınır, buna da (Vaktin son sünnetini ve ilk kazaya
kalmış sabah namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir.
Cuma günü öğle namazı (Zuhr-i ahir)
Sual: Acele işimiz olunca, Cuma namazının farzını kılıp hemen çıkabilir
miyiz?
CEVAP
Cuma namazının birçok eda ve vücub şartları var. Bunlardan bir veya
birkaçı tahakkuk etmeyebilir. Bu durumda da Cuma namazı sahih olmaz.
Bunun için (Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazına) diye niyet ederek
Zuhr-i ahir adıyla dört rekat namaz kılınması gerekir. (İbni Hümam ve İbni
Âbidin)
Bu şekilde kılınınca, Cuma kabul olmuş ise, bu namaz, kaza namazı
yerine geçer. Cuma namazı kabul olmamışsa öğlenin farzı yerine geçer. Zuhr-i
ahir namazını terk etmemeli, mutlaka kılmalıdır. Acele bir işimiz olduğu zaman,
392
www.dinimizislam.com
Cumanın farzını kılıp camiden çıkmak ve zuhr-i ahir namazını öğle namazı
vakti çıkmadan önce başka yerde kılmak da caizdir.
Sual: Cuma günü zuhr-i ahir namazı kılmak bid’at midir?
CEVAP
Hayır değildir. Cuma namazının eda şartlarından birisi bulanmayan
yerlerde bu namazı kılmak farz olur. Çünkü Cuma kılmak farz olmayınca, öğle
namazını kılmak farz olur.
Şafii (Tenvir-ül kulub) kitabında diyor ki:
(Muhakkikler güneşi Remli hazretlerinden, “Şafiiler, Allah ve Resulüne
muhalefet edip, beş vakit namaza altıncı bir farz ilave ettiler” diye iftira
edene, ne ceza gerekir, diye soruldu. O da, bunu söyleyenin, en az benzerleri
gibi, tazir cezasıyla cezalandırılması gerektiğine fetva verdi. Farz olan beş
vakti, altıya çıkarmak, dinden çıkmayı gerektirir. Dine ilave yapılamaz. Şafiiler
dine ilave yapmıyor.
Cuma namazının birden fazla camide kılındığı yerlerde, o günkü öğleyi de
kılıyorlar.
Müdiriyye kadısı, Şafiilerin, Cuma namazından sonra öğle namazı
kılmalarını yasaklamıştı. Fakat adı geçen fetva, kadıya okununca, kadı, insaf
ehli olduğu için, “Ey Şafiiler, ben hatalıyım. Yine Cumadan sonra öğle
namazını mescitte kılmaya devam edin” demiştir. Bu konu hakkında Şafii
âlimlerinden Yusuf Nebhani hazretleri de bir eser yazmıştır. Bu eserde,
birden fazla yerde Cuma kılınan şehirlerde, Cuma namazından sonra, öğle
namazını kılmanın sadece Şafiilere mahsus olmadığını, dört mezhep
âlimlerinin de aynı hükmü bildirdiklerini söylemiştir.
Muhammed Şirvani de bu hususta bir eser yazmıştır. Cuma namazından
sonra öğle namazının kılınması gerektiğini bildirmiştir. Aynı zat, Hanefi
âlimlerinin Cumanın birden fazla yerde kılınması veya namaz kılınan yerin
şehir sayılıp sayılmayacağı hususunda şüphe edilmesi halinde öğle namazının
kılınması gerektiğini bildiren cevaplarını (Davuş-Şema fi salât-iz zuhri badel
cumua) eserine almıştır. Bu değerli âlim, bu hususta ele alınan bütün itirazları
teker teker çürütmüştür.
Resulullah efendimizin zamanında Cuma tek mescitte kılınıyordu.
Cumaya geç kalanların ikinci, üçüncü cemaat yapmalarına izin verilmiyordu.
Hulefa-i raşidin de bu yolu tuttu. Hazret-i Ömer döneminde fetihler yapılıp
şehirler çoğalmasına rağmen, birden fazla camide Cuma kılınmasına
müsaade edilmedi. Valilere yazılan mektuplarda, Cumanın tek mescitte
kılınması emredildi.
Emeviler döneminde ve Abbasilerin ilk yıllarında bu durum aynen devam
etti. Cumanın birden fazla camide kılınmasının, imam-ı Şafii hazretlerinin
vefatından 76 yıl sonra olduğunu Hatib Bağdadi ve İbni Hacer hazretleri
bildirmektedir.
Fakihlerin cumhuruna göre, Cumanın tek camide kılınması vacibdir.
393
www.dinimizislam.com
Birden fazla camide namaz kılmak sünnetten ayrılmaktır. İmam-ı Şafii
hazretleri, ihtiyaç olsun olmasın bir şehirde birden fazla camide Cuma
kılınmasının caiz olmadığını bildirmiştir. Zamanının İkinci Şafiisi olarak kabul
edilen İbni Sübki hazretleri de aynen imam-ı Şafii hazretleri gibi fetva
vermiştir. Sözü hüccet mezhep âlimleri, birkaç camide Cuma kılındığı takdirde,
öğle namazının da kılınması gerektiğini bildirmişlerdi. Çünkü ihtiyatlı
davranmak gerekir. Hadis-i şerifte, “Şüphelerden sakınan dinini
korumuştur” buyuruldu.)
Birden fazla yerde Cuma namazı kılınan mescitlerde Şafiiler öğle
namazını kılmaları gerekir. Hanefilerin ise, Cuma namazından sonra, Vaktine
yetişip kılmadığım son öğle namazına diye niyet ederek Zuhr-i ahir adıyla
bir namaz kılmalarının gerektiğini İbni Hümam ve İbni Âbidin hazretleri gibi
Hanefi âlimleri bildirmektedir. Bu şekilde kılınınca, Cuma kabul olmuş ise, bu
namaz, kaza namazı yerine geçer. Cuma namazı kabul olmamışsa öğlenin
farzı yerine geçer. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Kazası olmayan, Cuma günü ahir zuhuru kılarken her dört
rekatında da zammı sure okumalı mıdır?
CEVAP
Evet okumalıdır. Çünkü Cuma kabul olmuş ise, o namaz nafile olur.
Nafilelerin ise üçüncü ve dördüncü rekatında zammı sure okumak vaciptir.
Kazası olanın ise, okuması gerekmez, okusa da olur, okumasa da. Yani
Farzın her rekatında zammı sure okumanın mahzuru olmaz.
Zuhri ahir namazı, Cuma namazı kabul olmazsa, öğlenin farzı yerine
geçer. Kabul olmuş ise, kaza yerine geçer. Kazası da yoksa nafile olur.
Sual: Kazası olmayan kimse, zuhri ahiri kılarken, üçüncü ve dördüncü
rekatlarda zammı sure okumalı dediniz. O zaman kazası olmayan, sünnetleri
kılarken kazaya da niyet edince, üçüncü ve dördüncü rekatlarda zammı sure
okuması gerekmez mi?
CEVAP
Gerekmez. Zuhri ahir namazı bunlarla kıyas edilmez. Zuhri ahir namazı
sırf o günkü Cuma namazının sahih olup olmaması ile ilgilidir. Kazası olmayan
kimse, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünneti terk etmiş olmuyor,
farz namaz yanında bir namaz kılınınca sünnet de kılınmış oluyor. Onun için,
kazaya da niyet edilen dört rekatlı sünnetlerin üçüncü ve dördüncü
rekatlarında zammı sure okunması gerekmez. Yani farzların üçüncü ve
dördüncü rekatında zammı sure okumanın mahzuru olmaz. Okunursa secde-i
sehv gerekmez.
Sual: Misafir, Cuma günü zuhr-i ahir namazını kaç rekat olarak kılar?
CEVAP
İki rekat olarak kılar.
Sual: Zuhr-i ahiri kılarken ikamet okumak mekruh mu?
CEVAP
394
www.dinimizislam.com
Hayır.
Sual: Zuhr-i ahir namazı nasıl kılınır, farz namazı gibi mi?
CEVAP
Cumanın farzından sonra kılınır, farz gibi kılınır.
Cumaya gitmemek
Sual: Japonya, Kore, Amerika gibi ülkelerde, Cuma namazı kılmanın
şartları yoksa, Cuma namazına gitmek yine şart mıdır? İmam fâsık ise yine
gitmek gerekir mi?
CEVAP
Mazeretsiz üç Cumaya gitmemek münafıklık alametidir. Bir ülkede Cuma
kılmanın şartları yoksa, yine de Cuma günü, cemaate gitmek lazımdır. Salih
imamın bulunduğu camiye Cuma kılmak için sebepsiz gitmemek münafıklık
alametidir. Bir çeşit bölücülük olur.
Eskiden Cumaları vali kıldırırdı. Vali fâsık da olsa, birlik ve beraberliğin
bozulmaması için Cumaya gitmek gerekirdi. Çünkü Peygamber efendimiz
buyuruyor ki:
(İmam salih veya facir olsa da, büyük günah işlese de arkasında
namaz kılın.) [Ebu Davud] (İslam âlimlerinin büyüklerinden Ebussuud Efendi
bu hadis-i şerifin Cuma kıldıran valiler için olduğunu bildirmektedir.)
(Büyük günah işleyen imamın arkasında namaz kılın) hadis-i şerifi,
fitne çıkmaması için ve emir olan zata itaat içindir. Yoksa büyük günah işleyen
yani içki içen, zina eden, kumar oynayan fâsık imamın arkasında namaz
kılmak Hanefi'de tahrimen mekruh, Maliki’de hiç sahih değildir. (Halebi)
Fâsık olan imamların arkasında namaz kılmamalı, başka camide kılmalı.
(Redd-ül-muhtar, Tahtavi, Hindiyye)
Fâsık kimse, âlim olsa da, imam yapılması tahrimen mekruh olur. Çünkü,
İslamiyet'e uymakta gevşek davranır. Böyle kimseye fâsıklığından dolayı
kıymet vermemek vacibdir. İmam yapmak ise, ona saygı göstermek olur.
İmam olmasına mani olunamazsa, her namazı başka camide kılmalıdır.
(Merak-ıl-felah)
İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki:
Fâsık imam arkasında namaz kılınmaz. Cuma namazında fâsık imama da
uyulur. Ancak bir şehirde birkaç camide Cuma namazı kılınıyorsa, Cuma
namazını da, fâsık imam arkasında kılmak mekruh olur. Feth-ul-kadir'de de
böyle yazılıdır. (Redd-ül-muhtar)
Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Vera sahibi [salih] imam ile kılınan iki rekat namaz, fâsık ile kılınan
bin rekattan daha faziletlidir.) [Ebu Nuaym]
Üç Cumayı terk etmek
Sual: Üç cumayı kılmayan münafık olur mu? Görev gereği gidilmezse
395
www.dinimizislam.com
günah olur mu?
CEVAP
Hanefi’de Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır:
1- Vücub şartları, 2- Eda şartları.
Eda şartlarından biri yoksa, namaz sahih olmaz. Vücub şartları yoksa,
sahih olur. [Bunların neler olduğu, Cuma namazının farzları maddesinde
yazılıdır.]
Vücub şartlarından biri veya birkaçı bulunan erkek, isterse Cuma namazı
kılabilir. Yani namazı sahih olur. Kılmazsa günaha girmez.
Özürsüz Cuma kılmayanın, Cuma kılınmadan önce, öğle namazını
kılması haramdır. Sonra kılması ise farzdır. Özür ile Cuma kılmayanların, öğle
namazını cemaat ile kılmaları mekruhtur.
Cuma namazının eda şartlarından bir veya birkaçı noksan olsa da camiye
gitmeli. Yani cemaate gitmek lazımdır. Zaruretsiz salih imamın cumasına
gitmeyen münafık sayılır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Mazeretsiz üç Cumayı terk eden münafıklardan yazılır.) [Taberani,
Dare Kutni]
(Zaruretsiz arka arkaya üç Cumayı terk edenin kalbini Allahü teâlâ
mühürler.) [Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, Nesai, Hâkim]
Kalbi mühürlenmek, iyilik yapmaz hâle gelmektir. Hayır hasenat ve ibadet
yapmak ona zor gelir.
Münafıklardan yazılır demek ise, kâfir olur anlamında değildir. Münafık
ameli işlemiş olur. Mesela münafık yalan söyler. Yalan münafıklık alametidir.
Ama yalan söyleyen münafık, yani kâfir olmaz. Münafık ameli işleyenlerin
sonunda küfre düşme ihtimali çoktur. Bunun için bütün haramlardan
sakınmaya gayret etmeli, bir mazereti yoksa Cumalara gitmelidir. Bir
mazeretle Cumaya gidemeyen muhakkak öğle namazını kılmalıdır.
Sual: Üç cumayı kılmayanın tevbesi kabul olmaz ve kâfir olurmuş. Bu
doğru mu?
CEVAP
Hiç namaz kılmayan kimse de kâfir olmaz ve tevbesi de kabul olabilir. Bir
hadis-i şerifte, (Bir kimse, mani yok iken, üç Cuma namazı kılmazsa,
Allahü teâlâ, kalbini mühürler) buyuruldu. Yani, iyilik yapmaz olur, gafil olur.
Tevbe eder Cumalara giderse, üstündeki gaflet kalkar. Bu hadis-i şerif,
İslamiyet’le idare edilen yerler içindir.
Sual: Peş peşe üç Cuma namazını kaçıran bir erkeğin nikahı düşermiş,
doğru mu?
CEVAP
Öyle bir şey yok. Farz olduğuna inanıp, bin kere kaçırsa veya hiç gitmese
boş olmaz.
Sual: Memur, işçi ve öğrenci, cuma namazı için izin alamazsa ne
yapması gerekir?
396
www.dinimizislam.com
CEVAP
O günkü öğle namazını kılmak şart olur. Başka bir şey yapması
gerekmez.
Cuma namazına gitmemek
Sual: Gayrimüslim ülkesi olduğu için, Avrupa’da cuma namazına
gitmemek uygun mudur?
CEVAP
Uygun değildir. Cuma namazına gitmelidir. Gayrimüslim ülkesi de olsa,
Müslümanların bir araya gelip de kıldıkları cuma namazının sahih olduğu, İbni
Abidin’de yazılıdır. Zuhr-i ahir namazını da mutlaka kılmalıdır.
Küfür diyarında
Sual: Gayrimüslim ülkelerde, Müslüman olmayan devlet başkanının veya
ona bağlı olan kurumların tayin ettiği imamın kıldırdığı Cuma, bayram ve vakit
namazları sahih olur mu?
CEVAP
Evet, sahih olur. (Redd-ül-muhtar)
Nerede olursa olsun, zuhr-i ahir namazını da mutlaka kılmalıdır.
Seferde Cuma kılmak
Sual: Âmâ veya yolcu gibi, kendisine Cuma namazı kılmak farz olmayan
bir kimse, camide Cuma namazını kılsa, Cuma sahih olmuşsa; bu, öğlenin
farzının yerine geçer mi?
CEVAP
Evet. Ancak günümüzde Cumanın şartlarından bazısı noksan olduğu için,
Cuma günü zuhr-i ahir namazını muhakkak kılmalıdır. (Redd-ül-muhtar)
Cuma ile ilgili çeşitli sorular
Sual: Ezan okunurken ve Cuma vaktinde alış veriş yapmak mekruh
mudur?
CEVAP
Evet, mekruhtur. Alış verişin kendisi helaldir. Yani alınan mal mekruh
değil, helaldir; fakat Cuma vakti ve ezan okunurken alış veriş yapan, mekruh
işlemiş olur. (Dürer)
Cuma günü alış veriş
Sual: Cuma günü öğle ezanıyla imam selam verinceye kadar olan
zamanda alış veriş yapmak mekruhtur; fakat iş gereği, dükkânı
kapatamıyoruz. Henüz Cuma namazı farz olmayan çocuklarımız, alış veriş
yapsa caiz olur mu?
CEVAP
Evet, caiz olur.
Sual: Cuma günü oruç tutmak sünnet midir?
CEVAP
397
www.dinimizislam.com
Cuma günü oruç tutmak müstehaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Cuma günü oruç tutan için, on ahiret günü oruç sevabı yazılır.)
[Beyheki]
Bazı âlimlere göre, yalnız Cuma günü oruç tutmak mekruhtur. Bir hadis-i
şerif meali:
(Yalnız Cuma günü oruç tutmayın! Perşembe veya cumartesiyle
beraber tutun.) [Buhari]
Bunun için, cuma günü oruç tutmak isteyenin, perşembe veya cumartesi
günü de tutması iyi olur; çünkü sünnet veya mekruh denilen bir işi yapmamak
gerekir. Cumartesi günü oruç tutma imkânı olmazsa, cuma günü tek tutmak
mekruh olmaz.
Sual: Cuma namazı kılınmayan mezra denilen köylerde ve İslamiyet ile
idare edilmeyen yerlerde, öğle namazı kılarken ikamet okunur mu?
CEVAP
Evet okur. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Cuma kılınmayan mezra denilen küçük köylerde cemaatle öğle
namazını kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Evet caizdir. (Fetava-i Abdurrahim)
Sual: Cumanın sahih olduğu yerlerde, öğleyi cemaatle kılmak ve ikamet
okumak mekruh olur mu?
CEVAP
Evet mekruh olur. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Seferi olanın Cuma namazı kılması farz mıdır?
CEVAP
Seferi olana Cuma kılmak farz değildir. Fakat kılarsa farz sevabını alır.
(Hindiyye)
Sual: Kadınların Cuma günü, öğle namazını evlerinde kılabilmeleri için
cemaatin camiden çıkmalarını beklemeleri şart mıdır?
CEVAP
Şart değildir. Diğer günlerde de böyledir. (Hidaye)
Sual: En az 6 ay kalmak niyetiyle ABD'ye gelen kişi normal vakit
namazlarını seferi olarak mı kılmalı?
CEVAP
15 günden fazla kaldığı yerde normal kılar.
Sual: Kadın için bayram ve Cuma namazı farz olan bir mezhep var mıdır?
CEVAP
Şafii ve Maliki'de bayram namazı sünnet, Hanefi'de vaciptir.
Cuma namazının yalnız erkeklere farz olduğu çeşitli hadis-i şeriflerle
bildirilmiştir. Bunlardan biri şöyle:
(Cuma namazı, köle, kadın, çocuk, hasta olan kimse hariç, her
Müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim]
398
www.dinimizislam.com
Bayram namazının şartları da Cuma namazının şartları gibidir. Bu
bakımdan Cuma namazına gitmeyen kadın, Bayram namazına da gitmez.
Erkeklerin camide cemaatle namaz kılmalarının, evde kıldıkları namazdan
27 derece daha fazla sevap olduğu, kadınların ise, evde namaz kılmalarının,
camide namaz kılmalarından daha çok sevap olduğu hadis-i şeriflerle
bildirilmiştir.
Sual: Mahkumların Cuma günü öğle namazını cemaatle kılmaları mekruh
olur mu?
CEVAP
Mahkumlara Cuma kılmaları farz olmadığı için, öğleyi cemaatle kılmak
mekruh olmaz.
Sual: Hutbeleri nutuk çeker gibi okumak caiz mi?
CEVAP
Hutbeye dünya sözü karıştırmak haramdır. Hutbe nutuk, konferans
şekline sokulmaz. Hutbeyi nutuk çeker gibi, şiir söyler gibi okumak caiz
değildir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Şairlerin şiirlerine itina ettikleri gibi, hutbedeki konuşmasına itina
edenlere Allah lanet etsin!) [Taberani, İ.Ahmed]
Sual: Camiye, Cuma namazına gidince namaza yeni başlanmışsa ne
yapmak lazım?
CEVAP
Camiye girince eğer imama ilk tekbirde yetişeceğini zannederse sünnete
kılmaya durur, ilk tekbire yetişemeyeceğini zannederse sünneti kılmaz.
Cuma günü ise, imam minbere çıkmadan sünneti yetiştireceğini
zannederse sünneti kılar, zannetmezse sünneti kılmaz. Sünnet ile farz, farz ile
sünnet arasında konuşulmaz. İmam hutbede iken de konuşulmaz. Hadis-i
şerifte sus diyenin namazı yok buyuruluyor, sevabı olmaz demektir.
Sual: Çeşitli sebeplerden dolayı, Cuma namazlarını kılamayanın kaza
etmesi gerekir mi?
CEVAP
Cuma namazı kaza edilmez, o günkü öğle namazı kılınır.
Sual: Cuma namazının ilk sünneti ne zamana kadar kılınır?
CEVAP
Hutbe başlayıncaya kadar kılınır. Hutbe okunurken kılınmaz. Eğer hutbe
başlayana kadar yetiştirilememişse, Cumanın farzından sonra kılınır.
Sual: Cuma namazındaki sünnetleri kılarken kazası olan, kazaya da niyet
eder mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Cuma namazı hutbesinde imam hutbeyi bitirdikten sonra dua
ediyor, âmin dememiz gerekir mi?
CEVAP
399
www.dinimizislam.com
Açıktan âmin demek caiz değildir. Namaz kılar gibi sessiz durmak gerekir.
Sual: Şafii imam, Şafiilere sonra Hanefilere Cuma kıldırsa caiz mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Eda şartlarından biri noksansa Cumaya gitmek lazım mı?
CEVAP
Fitneye sebep olmamak için gitmek lazımdır.
Sual: Cuma namazında iç ezanı, cemaatin tekrarlaması lazım mı?
CEVAP
Sadece dinlemesi lazımdır. Tekrarlamaz.
Sual: Hutbeye çıkarken yüksek sesle dua okumak bid'at mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Hutbeyi kağıttan okumak mekruh mu?
CEVAP
Hayır.
Sual: Seferi imam, mukim cemaate Cuma namaz kıldırır mı?
CEVAP
Evet.
Sual: Mescidimiz küçük, etrafta cami de yok. Cuma namazında, birinci
cemaat çıktıktan sonra, ikinci cemaat olmak caiz mi?
CEVAP
Hayır.
Sual: Cuma sahih olmayan yerde, Şafii mezhebi taklit edilip kılınsa farz
sevabı alınır mı?
CEVAP
Evet.
Sual: Cuma hutbesinde bağdaş kurup oturmak uygun olur mu?
CEVAP
Caizdir.
Sual: Cuma günü cami içinde niye ezan okunuyor? Dışarıda okunması
yetmiyor mu?
CEVAP
Cami içinde okunmasını Peygamber efendimiz emretmiştir. Birinci ezanı
ise Hazret-i Osman emretti. Hulefa-i raşidinin sünneti Peygamber efendimizin
sünneti demektir.
Resulullah ile Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer’in devrinde Cuma
günü ilk ezan imam minbere çıkıp oturduğu zamanda idi. Hazret-i Osman
halife olup, insanlar çoğalınca, dışarıda birinci ezanın okunmasını emretti.
(Taç)
Hazret-i Osman hulefa-i raşidindendir. Onun sünneti de dinde senettir. Bir
hadis-i şerif meali şöyledir:
400
www.dinimizislam.com
(Benden sonra ihtilaflar çıkacaktır. İşte o zaman sünnetime ve
hulefa-i raşidinin sünnetine uyun! Onlara azı dişinizle ısırır gibi sımsıkı
sarılın!) [Tirmizi]
Sual: Hutbelerin Türkçe olmasının ne mahzuru var?
CEVAP
İbni Abidin hazretleri, (Hutbeyi, Arabiden başka dil ile okumak, başka dil
ile iftitah tekbiri almak gibi tahrimen mekruhtur) buyurdu. Hindistan
âlimlerinden Muhammed Viltori hazretleri de (Hutbelerin bir kısmını bile
Arabiden başka dil ile okumak bid'attir) buyurdu. (El-edille)
Eshab-ı kiram ve Tabiin-i izam, bid’at işlememek için, Asya ve Afrika’da,
hutbeleri hep arabi okudu. Halbuki, dinleyenler Arabi bilmiyordu. Bunun için,
Osmanlı âlimleri, 600 yıldır, hutbelerin, kabul olmayacağını bildikleri için,
Türkçe okunmasına izin vermediler. Cuma vaazları koydular. Bu vaazlar,
namazdan önce veya sonra, hutbenin manasını anlatırdı. Hutbe böylece
öğrenilirdi.
İlk Cuma namazı
Sual: İlk Cuma namazı nerede ve hangi camide kılındı?
CEVAP
Resulullah efendimiz, ilk Cuma namazını Medine ile Kuba arasında
(Ranona) vadisinde bulunan Mescid-i Cuma isimli camide kılmıştır.
Sual: Cuma günü ezandan önce sala okumak, caiz midir?
CEVAP
Melik Nasır bin Mensur, hicri 700 yılında, Cuma ezanından önce,
minarelerde salat-ü selam okuttu. (Mirat-ül haremeyn)
Bu tarihten sonra gelen âlimler, buna bir şey demedikleri için, Cuma günü
salat okunmasına bid’at denmez.
Cenaze olduğunu bildirmek için, salat okumak ise, bid’attir. (S. Ebediyye)
Sual: (Cuma geceleri evde helva yapıp kokutmalı, ruhlar eve kokusuna
gelir) sözü uydurma mıdır?
CEVAP
Evet.
Sual: İmamın, Cuma namazının ilk sünnetini minberin önünde kılması
sünnete uygun mudur?
CEVAP
Uygun değildir. Minberin sağ yanında kılması sünnettir.
Camide istiğfar
Sual: Camide, cuma akşamları cemaate istiğfar ettirmek uygun olur mu?
CEVAP
Cemaate öğretmek niyetiyle yapılması uygundur.
Seferi imam
Sual: Seferi olana Cuma namazı kılmak farz olmadığı halde, seferi olan
401
www.dinimizislam.com
kimse, Cuma namazını kıldırabilir mi?
CEVAP
Evet, kıldırabilir.
Hutbeyi kılıçla okumak
Sual: Bazı imamlar hutbeyi kılıçla okuyor. Böyle bir şey var mı?
CEVAP
Evet, Mekke ve Bursa gibi, savaşla alınan şehirlerde, imam, minbere
çıkarken sol eline kılıç alır. Kılıca dayanarak okur. (S. Ebediyye)
Hutbe dinlerken
Sual: Hutbe dinlerken, konuşulmaz ve bir şey okunmaz, ama bugünkü
hutbelerde, ağaç dikmek, kalkınmak gibi şeylerden de bahsediliyor, üstelik
Arapça da okunmuyor. Kalbi temizlemek niyetiyle içimizden kelime-i tevhid
okumamızda sakınca olur mu?
CEVAP
Hutbe Arapça da okunsa, namazdan oruçtan da bahsedilse yine kalbden
okununca zararı olmaz.
İki namazı cem etmek (birleştirmek)
Sual: İki namazı hangi hallerde birleştirmek caizdir?
CEVAP
Bazen iki namazı birleştirip bir vakitte kılmak gerekebiliyor. Ameliyattaki
doktor, doğum esnasında ebe veya boğulmakta olan bir insanı kurtarmak, o
saatte bir imtihanda olmak veya hasta olmak gibi bir sebeple namaz
kılınamazsa, iki namazı cem etmek yani birleştirip bir vakitte kılmak bazı
mezheplerde caizdir. İkindiyi öğle vaktinde, öğle ile birlikte veya yatsıyı akşam
vaktinde, akşam ile birlikte kılmaya takdim ederek cem etmek denir. Öğleyi
ikindi vaktinde ikindi ile veya akşamı yatsı vaktinde, yatsı ile birlikte kılmaya
tehir ederek cem etmek denir. Sabah namazı cem edilmez.
Hanefi mezhebinde:
Hacılar, Arafat’ta, hutbe okuyan imamın arkasında öğle ile ikindiyi öğle
vaktinde takdim ederek kılar. Çadırlarda cemaatle veya yalnız kılarken, cem
edilmez. Müzdelife’de ise akşam ile yatsı, yatsı vaktinde tehir edip kılınır.
Müzdelife’deki cem için cemaatle kılmak şart değil, münferit de cem edebilir.
Başka yerde başka zamanlarda iki namazı cem edemezler. Ancak ihtiyaç
ve zaruret olunca diğer mezheplerden birini taklit ederek kılar.
Maliki mezhebinde:
Arafat’ta öğle ve ikindi, Müzdelife’de ise akşamla yatsı imam arkasında
kılarken cem etmek sünnettir. Seferde cem caiz; fakat deniz seferinde cem
caiz değildir. Cem için ihtiyaç hasıl olursa, diğer üç mezhepten birisi taklit
edilebilir.
Mukimken de önemli bir hastalıkta, ihtiyarlıkta cem edilebilir. Ayrıca,
402
www.dinimizislam.com
camide cemaatle kılarken, karanlıkla beraber şiddetli yağmur ve çamur olunca,
takdimle cem caiz olur; fakat evde bu caiz olmaz. Cem edince, vitir vaktinde
kılınır.
Maliki’de iki namazı birleştirirken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce
kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, iki farzı peş peşe
kılmak gerekir. İki farz arasında abdest almak ve kamet getirmekte mahzur
yoktur. Sünnet kılmak mekruhtur. Bazı âlimlere göre, düğün gibi bazı ihtiyaç
hallerinde de mukimken cem caizdir. Dolgu dişi olan Hanefi, hasta iken
Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit ederek cem edebilir.
Şafii mezhebinde:
Mubah olan seferde, Arafat ve Müzdelife’de, öğle ikindi ile, akşam yatsı ile
cem edilir. Şiddetli yağmurda sadece camide cemaatle cemi takdim caiz, cemi
tehir caiz değildir. Başka bir kavle göre de münferit kılan da cem edebilir. Bir
kavle göre, hastalık halinde de, cem etmek caizdir. Bir korku sebebiyle cem
caiz olduğu gibi, önemli ihtiyaç halinde mukimken de cem caizdir. İmam-ı
Nevevi ve İbni Münzir de böyle demiştir. Şafii’de cem ederken öğleyi ikindiden,
akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi niyet
etmek, ikisini peş peşe kılmak gerekir. İki farz arasında sünnet kılınırsa cem
caiz olmaz, fakat abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur.
Hanbeli mezhebinde:
Arafat ve Müzdelife’de, mubah olan seferde, hastalıkta, emzikli olanda,
istihaza, idrar ve yel kaçırmak gibi abdesti bozan özürlerde, abdest ve
teyemmüm için meşakkat çekenlerde, âmâ olan, yer altında çalışıp da namaz
vaktini anlamakta âciz olan, can, mal ve ırzından korkan, maişetine zarar
gelecek olan da iki namazı cem edebilir. Soğuk, kış, yağmur, çamur, fırtınada,
yatsıyı akşam ile, evde de cem caiz, öğle ile ikindi caiz değildir. Cem ederken
öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem
etmeyi, niyet etmek, ikisini peş peşe kılmak gerekir. Abdest almak ve ikamet
okumak zarar vermez. Sünnet kılarsa cem sahih olmaz. Ağzında dolgusu olan
Hanefi, hasta iken iki namazı cem için Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit etmesi
gerekir. Çünkü Maliki’de taklit imkanı vardır. Maliki’de taklit imkanı olmayınca
Hanbeli taklit edilir.
Mukimken iki namazı cem etmek
Bir harac, yani bir sıkıntı, bir meşakkat olursa, iki namaz Hanbelî mezhebi
taklit edilerek cem edilebilir; çünkü S. Ebediyye’de, (Namaz kılmak için
işlerinden ayrılmaları mümkün olmayanların, Hanbeli mezhebini taklit
ederek iki namazı cem etmeleri caizdir) diyor. Namaz kıldığı için maişetine
zarar gelmese bile, siciline işlenebiliyorsa veya başka mahzurları varsa,
onların gözleri önünde kılmamak için iki namazı, mukimken cem etmek caiz
olur. Caiz olan durumlardan birkaç örnek verelim:
1- Ebe doğumdaysa, namaz kazaya kalacaksa, iki namazı cem caiz olur.
403
www.dinimizislam.com
2- Ameliyattaki doktorun namazı kazaya kalacaksa, iki namazı cem
etmesi caiz olur.
3- Öğrenci sınavdayken namaz kazaya kalacaksa, iki namazı cem caiz
olur.
4- Abdest ve namaz kılmakta zorluk çeken hasta veya yaşlı, iki namazı
cem edebilir.
5- Uçakta abdest alıp namaz kılmak zor olacaksa, iki namazı cem caiz
olur.
6- Abdest veya namaz için yer bulunmazsa, iki namazı cem caiz olur.
7- Abdest ve teyemmüm için zorluk varsa, iki namazı cem caiz olur.
8- Güvenlik görevlisinin namaz kılma imkânı yoksa iki namazı cem etmesi
caiz olur.
9- Dağda, gurbette, kışta kalıp vakitleri anlamak zor olursa, iki namazı
cem caiz olur.
10- Yağmur, fırtına gibi sebeple namaz kaçacaksa, iki namazı cem caiz
olur.
11- Namazı tuvalette bile kılma imkânı yoksa iki namazı cem caiz olur.
12- Mescidi olmayan otel, restaurant, hava limanlarında, uluslararası
toplantılarda, namaz kazaya kalacaksa, iki namazı cem etmek caiz olur.
13- Gayrimüslimlerin de katıldığı iftar yemeklerinde namaz kılmak, fitneye
sebep olacaksa, iki namazı cem caiz olur.
14- Önemli bir toplantıda bulunan bir memur, toplantıyı bırakırsa işine,
maişetine zarar gelecekse, iki namazı cem caiz olur.
15- Şehirlerarası yolculukta, otobüs durmayacaksa, yanında hastası
varsa yahut ikinci otobüs için parası yoksa bunun gibi sebeplerle iki namazı
mukimken de cem caiz olur.
16- İstanbul gibi trafik problemi olan bir yerde, şehir içinde özel arabasıyla
giderken trafik sıkışıp namaz kazaya kalacaksa, mukimken de cem caiz olur.
17- Boğulacak olanı kurtarırken namaz vakti çıkacaksa, iki namazı cem
caiz olur.
18- Namaz kılarken düşmanın, anarşistin veya eşkıyanın bir zarar verme
ihtimali varsa, iki namazı cem edebilir.
19- Yeni Müslüman olmuş kimse, namaz kıldığı görülürse bir zarara
uğrama ihtimali varsa, iki namazı cem edebilir.
20- Abdesti bozan özrü olan, mesela ishalini veya idrarını tutamayan,
çıbanından, yarasından kan akan, basurdan kan, fistüllerden, göbekten akıntı
çıkan, elde olmadan gaz kaçıran yani gelen yeli tutamayan, ağız dolusu
kusan, bunlar gibi abdesti bozan bir özrü olan kimsenin, iki namazı cem etmesi
caiz olur.
Sual: Otobüs yolcuğunda namazların kaçmaması için birleştirmek caiz
olur mu?
CEVAP
404
www.dinimizislam.com
Evet.
Sual: Yolculukta veya mukimken, bir ihtiyaçtan dolayı akşam vaktinde,
akşamla yatsı cem edilince, vitri de cem etmek caiz midir? Bir de, İslam
Ahlakı kitabında, (Malikiyi taklit edenin, harac olunca, vitir namazını terk
etmesi caiz olur) deniyor. Harac, zaruret demek midir?
CEVAP
Harac, zaruret demek değildir. Bir sıkıntı, bir güçlük olması demektir. Bir
harac olmadan, iki namaz cem edilemez. Zorluk varsa, seferde, diğer üç
mezhepten birini taklit ederek, akşamla yatsı cem edilebildiği gibi, mukimken
de, Hanbelî taklit edilerek cem edilebilir. Fakat vitir cem edilmez, imsak vaktine
kadar kılınır. Eğer bu vakte kadar da kılma imkânı olmazsa, bir özürle kazaya
kaldığı için günah olmaz. İmameyne göre ve diğer üç mezhepte vitir sünnettir.
Harac olduğu zaman, diğer üç mezhepten biri taklit edilirse, vitri kazaya
bırakmak, hatta terk etmek de caiz olur. Yolculukta veya mukimken harac
olunca, İmameynin kavline de uyularak vitir kazaya bırakılabilir veya terk
edilebilir. Ancak bunlar, harac olmadan yapılmaz.
Sual: Seferi olan bir kimse cemaatle akşamı kıldıktan sonra hemen
arkasından yatsıyı takdim ederek kılabilir mi?
CEVAP
Evet.
Sual: Misafir, seferde Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı cem
edebilir mi?
CEVAP
Evet edebilir, ama bir ihtiyaç olması gerekir. İhtiyaçsız cem edilmez.
Seferde trenle giden bir kimse, trende namazlarını ayakta kılamazsa, tren
durduğu zaman takdim ve tehirle kılar.
Gerek yolda ve gerekse seferde ihtiyaç hasıl olmadan takdim ve tehir
ile namaz kılınmaz. Çünkü, kolay hükümleri toplamaya telfîk denir ki, caiz
olmaz.
Sual: Öğle ile ikindiyi cem etmek için, öğle vakti çıktıktan sonra cem
etmeye niyet edilir mi?
CEVAP
Öğle çıkmadan önce cem etmeye niyet edilir.
Sual: Seferde namazı cem ederken o mezhebin şartlarına uymak şart
mı?
CEVAP
Mezhep taklit ederken şartlarına uymak şarttır.
Sual: Seferi olan, namazı cem etmek için ne zaman niyet eder?
CEVAP
Kılacağı zaman. Yola çıkmadan önce cem edilmez.
Sual: İkindi vakti mukim olacağını bilenin öğle ile ikindiyi cem edip ikindi
vaktinde kılması caiz mi?
405
www.dinimizislam.com
CEVAP
Zaruretsiz tehir etmek günahtır.
Sual: Seferde, ikindide namaz kılma imkanımız olmaz diye, Maliki
mezhebini taklit ederek, öğle ile ikindiyi, öğle vaktinde cem ettikten [birleştirip
kıldıktan] sonra, ikindide namaz kılacak vakit bulursak, ikindiyi tekrar kılmamız
gerekir mi?
CEVAP
Namaz kılınmıştır, tekrar kılmak gerekmez. Ancak ihtiyata riayet etmek iyi
olur. Belki cem etmeyi gerektirecek sebep olmayabilir veya iki namazı cem
ederken gerekli şartlara uyulmamış olabilir. Bunun gibi sebeplerle cem sahih
olmamış olabilir. Bu bakımdan (Vaktine yetişip de kılamadığım son ikindi
namazının farzını kılmaya) diyerek bir namaz kılmak iyi olur. İkindi sahih
olmuşsa bu kıldığımız kaza namazı yerine geçer. İkindi sahih olmamışsa onun
yerine geçer.
Sual: Öğle tehir edildikten sonra ikindinin mekruh vakti girmişse, yine de
ikindi ile cem edip kılınabilir mi?
CEVAP
Elbette kılınır.
Sual: İki namazı cem etmek zorunda kaldığım zaman, iki namaz arasında
"Allahümme entesselamü.." yü okuyorum. Caiz midir?
CEVAP
Allahümme entesselamü… namazdan sayılır, mahzuru olmaz.
Sual: İhtiyaç halinde namazı Hanbeli’ye göre cem ederken, dolgu için
Maliki’yi taklit eden kişi, hem Maliki’yi hem Hanbeli’yi taklit ettiğini hatırlaması
lazım mı?
CEVAP
Evet. Cem ettiği iki namazda da böyle niyet eder.
Sual: Tam İlmihalde diyor ki:
(Hanbeli mezhebinde, seferde, hastalıkta, kadının emzikli veya
müstehaza olmasında, abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm
için meşakkat çekenlerde ve a’mâ ve yer altında çalışan gibi, namaz
vaktini anlamakta âciz olanın ve canından, malından ve namusundan
korkanın ve maişetine zarar gelecek olanın, iki namazı cem etmeleri caiz
olur.)
Müstehaza halinde kadın niye namazlarını cem edebilir?
CEVAP
İstihaza halindeki kadına müstehaza denir. İstihaza ise, normal âdetinden
sonra, kan gelmesi demektir. Böyle kadının her namaz vaktinde tekrar abdest
alması sıkıntılı olur. Hem çamaşırını değiştirecek hem de ikinci vakitte tekrar
abdest alma zorluğu vardır. Bu zorluktan dolayı iki namazı cem etmesi caiz
olur. Zaten mezhep taklidi zaruret olduğu zaman değil, ihtiyaç, haraç, bir
sıkıntı olduğu zaman yapılır. Zaruret olunca, başka mezhepte de kolaylık
406
www.dinimizislam.com
yoksa kendi mezhebi affeder. Eğer başka mezhepte bir kurtuluş varsa o taklit
edilir. Diş dolgusu böyledir. Çünkü başka bir mezhepte kurtuluş yolu vardır.
Hiç bir mezhepte kurtuluş yolu olmasaydı, o zaman kendi mezhebi onu
affederdi, yani yaptığı şey caiz olurdu.
Maliki mezhebini taklit eden istihazalı kadın için iki namazı cem etmeye
lüzum yoktur. Çünkü istihaza hâli onun abdestini bozmaz. Aynı abdestle ikinci
vakitteki namazı da kılabilir. Mezhep taklidi bir rahmeti ilahidir. Bu rahmetten
faydalanmalı, taassuba [bağnazlığa] kapılıp da bu rahmetten kaçmamalıdır.
Sual: Maliki mezhebini taklit eden bir kimsenin namazları cem edebilmesi
için mazereti ne olmalıdır?
CEVAP
Aynen Hanefi gibidir, farkı yoktur. Hanefi’de cem edebilmek için ne şartlar
gerekiyorsa, taklit edende de o şartların olması gerekir. Taklit eden kendi
mezhebinden çıkmış sayılmaz. Cem edebilmek için taklit edenle taklit etmeyen
arasında fark yoktur.
Sual: Ağzında dolgusu olan mukim iken, ihtiyaç hâlinde Hanbeli
mezhebini taklit edip iki namazı cem edebilir mi?
CEVAP
Hanbeli’de gusülde ağzın içini yıkamak farz ise de, ihtiyaç olunca,
Hanbeli’yi taklit ederek iki namazı mukim iken cem etmek caizdir, telfîk olmaz.
Telfîk, ihtiyaçsız başka mezhebin kolay kavillerini almaktır, haramdır. Bir
ihtiyaç olunca telfîk olmaz, caiz olur.
Trafik problemi ve ruhsat
Sual: Bir yazıda, “İstanbul gibi trafik problemi çekilen bir yerde, arabası ile
giderken trafik sıkışıklığından dolayı, evine ulaşamayıp yolda da, abdest alıp
namaz kılacak yer bulamayan iki namazı cem edebilir” deniyor. Bu hareket,
namaza önem vermemeyi ve namazı hafife almayı göstermez mi?
CEVAP
Tam tersine, namaza çok önem vermeyi gösterir. Çünkü namazı
zaruretsiz kazaya bırakmak haramdır, büyük günahtır. İçki içmekten ve başka
haramlardan daha büyük günahtır. Böyle bir günaha düşmemek için, hak olan
başka bir mezhebi taklit etmek gerekir. Bu önemli ruhsattan da faydalanmak
gerekir. Çünkü bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ruhsatlardan faydalanmayan, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.)
[Taberani]
Bir âyet-i kerime meali de şöyledir::
(Allah size kolaylık ister, zorluk istemez.) [Bekara 185]
Cem etmeden mukim olmak
Sual: Bir yolcu, Malikî mezhebini taklit ederek öğleyle ikindiyi, ikindi
vaktinde cem etmeye niyet edip de, ikindi vakti girince mukim olsa, öğleyi
kazaya bırakmış olacağı için, günaha girmiş olur mu?
407
www.dinimizislam.com
CEVAP
Kasten kazaya bırakmadığı için günah olmaz. (Fetava-i fıkhiyye)
Böyle durumlarda, Hanbelî’yi taklit ederek mukimken de cem edebilir.
Cem ederken cemaate uymak
Sual: Bir ihtiyaç hâlinde, diğer üç mezhepten birine uyup iki namazı,
mesela öğle ile ikindiyi, öğle vaktinde cem ederken, öğlenin farzını cemaatle,
ikindinin farzını da yalnız kılmak caiz olur mu? Yahut cemi ikindi vakti
yaparken, öğleyi yalnız kılıp ikindiyi cemaatle kılmak caiz olur mu?
CEVAP
Evet, ikisi de caizdir, vaktin farzını kılarken imam olmak da caizdir. Dikkat
edilmesi gereken şey, cem ederken, iki farzı peş peşe kılmak gerekir, arada
başka namaz kılınmaz.
Öğleyle ikindiyi cem etmek
Sual: Bazen zaruret olunca öğleyi kılamıyorum, ikindi vakti girince
ikindiyle birleştiriyorum. İkindiyle birleştirebilmek için nasıl niyet etmem
gerekiyor?
CEVAP
İkindiyle öğleyi birleştirebilmek için önce, öğleyi vaktinde kılamazsam, asrı
evvelde kılarım, asrı evvelde de kılamazsam, asrı sanide ikindiyle cem ederim
diye düşünmek gerekir. Sonra da öğleyi meşru bir sebeple öğle vaktinde
kılamayınca, İmam-ı azam hazretlerinin kavline uyarak asrı evvelde kılmaya
çalışmalı, asrı evvelde de kılma imkanı yoksa, o zaman asrı sanide, Hanbeli
mezhebi taklit edilerek ikindiyle cem ederek kılınır. Bugünkü öğle namazını
cem ederek ikindi namazıyla kılıyorum diye niyet edilir.
Akşamı vaktinde kılamayan da, yatsı ile cem edebilmesi için böyle niyet
eder. İkindide olduğu gibi yatsıda da iki vakit vardır. Buna İşa-i evvel ve İşa-i
sani denir. [İşa, yatsı demektir.] İşa-i sani, işa-i evvelden, Eylülden Mart ayına
kadar 10-12 dakika sonradır. Nisanda 12-14, Mayısta 14-18, Haziranda 18-19,
Temmuzda 15-19, Ağustosta ise 12-15 dakika sonradır. Hem İmam-ı a'zam
hazretlerinin, hem de İmameyn’in kavline uyabilmek için ikindiyi asr-ı sanide,
yatsıyı da işa-i sani’de kılmak iyi olur.
Arabada namaz
Sual: Kış günü ikindiyi kılıp akşamı evimde kılarım diye yola çıkan ve
yatsıya evine varamayan kimse, yolda arabasında namazını ima ile kılamaz
mı?
CEVAP
Namazı cem etmek, arabada ima ile kılmaktan önce gelir. Eve gidince
yatsı ile cem etme imkanı varsa, (namazı yatsı ile cem edeceğim) diye niyet
eder ve eve gidince de cem eder. Yatsıya da eve gitme imkanı yoksa, o
zaman mecburen araba içinde ima ile namaz kılınır.
Namazları cem ederken
408
www.dinimizislam.com
Sual: İşyerinde, askerde veya okulda namaz kılma imkanı olmayan
kimse, namazı kazaya mı bırakmalı, yoksa öğle ve ikindiyi cem mi etmeli?
CEVAP
Namazı kazaya bırakmak, büyük günahtır. Önce kendi mezhebimize göre
vaktinde kılmak için, bütün imkanlar araştırılır. Hatta, tuvalette kılınır. Bu da,
mümkün olmazsa, Hanbeli mezhebinde, böyle durumlarda, mukim iken de,
öğle ile ikindiyi veya akşam ile yatsıyı cem etmek caizdir. Öğle ile ikindi, öğle
veya ikindi vaktinde cem ederek, yani birleştirilerek kılınabilir. Cem edince, iki
namazın farzı peş peşe kılınır. Arada sünnet veya kaza namazı kılınmaz.
Öğle vaktinde kılınacaksa, öğlenin farzı kılındıktan sonra, (Niyet ettim
Hanbeli mezhebine uyarak, ikindiyi takdim ederek, öğle vaktinde kılmaya)
diye niyet ederek, ikindi namazı kılınır.
Öğleyi, öğle vaktinde kılma imkanı yoksa, (ikindi vakti, ikindi ile cem
ederim) diye düşünmeli. İkindi vaktinde kılınırken, (Niyet ettim Hanbeli
mezhebine uyarak, öğleyi tehir ederek, ikindi vaktinde kılmaya) diye niyet
ederek, öğle namazı kılınır. Sonra, ikindi namazı kılınır.
Bir ihtiyaç olursa, akşamla yatsı namazları da, akşam veya yatsı vaktinde,
Hanbeli mezhebi taklit edilerek böyle cem edilebilir. İkindiyle akşam cem
edilmez. Sabah namazı da, yatsı veya öğle namazıyla cem edilmez, vaktinde
kılmak gerekir.
Harac olmadan cem edilmez
Sual: Diş dolgusu veya başka bir sebeple Maliki mezhebini taklit eden,
harac olmasa da, seferde öğleyle ikindi ve akşamla yatsı namazlarını cem
ederek kılabilir mi?
CEVAP
Hayır, harac [meşakkat, zorluk, sıkıntı] olmadan cem edilmez. Maliki’yi
taklid eden, kendi mezhebinden çıkmış sayılmaz. Harac olmadan, Hanefi
mezhebine aykırı olan hükümlere uyulmaz.
Maliki taklit edilmese de, harac olunca, o anda üç mezhepten biri taklit
edilerek, cem edebilir. Cemin yapılabilmesi için harac şarttır.
Cuma günü cem etmek
Sual: Cuma günü, öğleyle ikindi namazını cem etmesi gereken kişi, nasıl
cem eder?
CEVAP
Seferiyse, seferi olana Cuma kılmak farz olmaz, öğleyi kılması farz olur.
Diğer üç mezhepten biri taklit edilerek, cumayı kılmayıp, öğleyle ikindi cem
edilir. Mukimken cem etmek gerekince, Hanbelî mezhebi taklit edilerek cem
edilir.
Mukimken, Cuma namazını kılmadan önce cem etmeyi gerektiren durum
ortaya çıktıysa, o zaman, Cuma namazının farzını cemaatle kıldıktan sonra,
Cumanın farzı, ikindinin farzıyla cem edilir, arada başka namaz kılınmaz,
409
www.dinimizislam.com
başka şeyler okunmaz; fakat Cuma namazının herhangi bir sebeple sahih
olmama ihtimali olduğu için, ikindiyi kıldıktan sonra, yine zuhr-i ahir namazını
kılmalıdır.
Mukimlik ve cem
Sual: Maliki mezhebinde, bir ihtiyaç olunca, seferde öğleyle ikindi ve
akşamla yatsı namazlarını cem etmek caiz olduğuna göre, 10 gün için sefere
çıkan Hanefi, ihtiyaç halinde Maliki’yi taklit ederek cem edebilir mi?
CEVAP
Başka bir mezhebi taklit edenin, o mezhebin o husustaki diğer şartlarına
da uyması gerekir. Maliki’de seferde cem etmek caizse de, giriş çıkış günleri
hariç 4 veya daha fazla gün için sefere çıkan, Maliki’de seferi olmaz. 10 gün
için sefere çıkan kimse de, Maliki’ye göre seferi olmayacağı için, Maliki’yi taklit
ederek cem edemez. Hanbelî’de ise, ihtiyaç halinde mukimken de cem caizdir.
Maliki’ye göre seferi olamayan, Hanbelî’yi taklit ederek cem eder. Mukim
olacağı için de, cem ederken dört rekât olan farzları yine dört rekât olarak kılar.
Mukimken cem
Sual: Bir zaruret veya ihtiyaç halinde, mukimken, Hanbeli’den başka, iki
namazı cem etmeyi caiz gören başka mezhep var mıdır?
CEVAP
Şafii ve Maliki mezhebinde bazı durumlarda mukimken de cem caizdir:
Şafii mezhebinde:
Şiddetli yağmurda, sadece camide cemaatle cem-i takdim caiz, cem-i
tehir caiz değildir. Başka bir kavle göre de, münferit kılan da cem edebilir. Bir
kavle göre, hastalık halinde de, cem etmek caizdir. Bir korku sebebiyle cem
caiz olduğu gibi, önemli ihtiyaç halinde, mukimken de cem caizdir.
Maliki mezhebinde:
Önemli bir hastalıkta, ihtiyarlıkta cem edilebilir. Ayrıca, camide cemaatle
kılarken, karanlıkla beraber şiddetli yağmur ve çamur olunca, takdimle cem
caiz olur; fakat evde bu caiz olmaz. Cem edince, vitir vaktinde kılınır. Vaktinde
kılınamazsa vitir Maliki'ye göre sünnet olduğu için kazası gerekmez.
Sual: Diş dolgusu olan hasta, iki namazı cem için niye Hanbeli’yi değil de,
Maliki’yi taklit etmesi gerekir?
CEVAP
Çünkü gusülde Hanbeli’de ağzın içini yıkamak farzdır. Dolgusu olan
Hanefi, bu durumda Hanbeli’yi taklit edemez. Maliki’de caiz olduğuna göre,
Hanbeli’yi taklit etmeye ihtiyaç kalmıyor.
Şafiide cem-i takdimin şartları
Sual: S. Ebediyye’de, (Şafii mezhebinde, yağmur sebebiyle camide
cemaatle cem-i takdim caizse de, yedi şartı vardır) deniyor. Orada
bildirilmeyen bu yedi şart nelerdir?
CEVAP
410
www.dinimizislam.com
Yağmur sebebiyle cem-i takdimin yani öne alarak cem etmenin yedi şartı
şunlardır:
1- Tertibe uymak:
İkindiyi öğle vaktinde kılacaksa, önce öğleyi sonra ikindiyi kılmalı, yatsıyı
da akşam vaktinde kılacaksa, önce akşamı sonra yatsıyı kılmalıdır.
2- Niyet:
Birinci namazda cem etmeye niyet etmelidir: Öğle ile ikindiyi cem-i
takdimle kılacaksa, öğle vaktinde, öğleyi ikindiyle beraber kılacağına niyet
etmelidir. Akşamla yatsıyı cem-i takdimle kılacaksa, akşam vaktinde, akşamı
yatsıyla beraber kılacağına niyet etmelidir.
3- Muvalat:
İki farz namazı ara vermeden peş peşe kılmalıdır. Aralarında sünnet
kılmak, caiz olmaz. Aralarına ezan, ikâmet ve taharet gibi fasılaların konulması
caizdir. Meselâ öğle namazını kıldıktan sonra, ikindiyi kılmadan abdesti
bozulan kişinin abdest alması, ceme zarar vermez.
4- Uzaklık:
Yağmur sebebiyle cem edebilmesi için, caminin uzakta olması da gerekir.
5- Birinci vaktin çıkmaması:
İkinci namazı kılana kadar, birinci namazın vaktinin çıkmaması gerekir.
Mesela öğle ile ikindinin farzı kılınırken ikindi vaktinin girmemesi gerekir.
6- Birinci namazın sahih olduğunu zannetmek:
Meselâ birinci namaz Cuma namazı ise, cumanın şartlarının bulunmadığı
için sahih olmadığını biliyorsa cem caiz olmaz.
7- Namazı cemaatle kılmak:
İmamın cemaate de niyet etmesi gerekir. Bu, Şafii’de yağmur sebebiyle
cem etmenin şartıdır; yoksa seferde cem ederken cemaatle kılmak şart
değildir.
Seferi ise, ikinci namaza iftitah tekbiri alıp başlayıncaya kadar seferin
devam etmesi şarttır. İkinci namaza başladıktan sonra sefer biterse, ceme
devam edilir; ama ikinci namaza başlamadan önce sefer sona ererse, artık
cem etmek sahih olmaz. Böyle durumlarda Hanbelî mezhebi taklit edilerek
cem yapılabilir. Eğer bir özürle bu vakte bırakmışsa günah olmaz.
İki namazı cem etmek (birleştirmek)
Sual: Mezheplere göre iki namazı cem etmenin şartları nelerdir?
CEVAP
Cem etmek, iki namazı birleştirip kılmak demektir.
İkindiyi öğle vaktinde, öğle ile birlikte veya yatsıyı akşam vaktinde, akşam
ile birlikte kılmaya cem-i takdim = takdim ederek cem etmek denir. Takdim
etmek öne almak, sonraki namazı öne alıp öncekiyle birlikte kılmak demektir.
Öğleyi ikindi vaktinde ikindi ile veya akşamı yatsı vaktinde, yatsı ile birlikte
kılmaya cem-i tehir = tehir ederek cem etmek denir. Önceki vakitteki namazı
tehir ederek sonraki vakitteki namazla birlikte kılmak demektir.
411
www.dinimizislam.com
Sabah namazı başka vakitlerle cem edilemez.
Mezheplere göre cem etmek şöyledir:
Hanefi mezhebinde:
Hacılar, Arafat’ta, hutbe okuyan imamın arkasında öğleyle ikindiyi öğle
vaktinde takdim ederek kılar. Çadırlarda cemaatle veya yalnız kılarken, cem
edilmez.
Müzdelife’de ise akşamla yatsı, yatsı vaktinde tehir edip kılınır.
Müzdelife’deki cem için cemaatle kılmak şart değil, münferit de cem edebilir.
Başka yerde başka zamanlarda iki namazı cem edemezler. Ancak ihtiyaç
ve zaruret olunca diğer mezheplerden birini taklit ederek kılınabilir.
Maliki mezhebinde:
Cem yapılabilecek durumlar:
1- Seferde: Mubah olmayan seferde cem edilmez.
2- Hastalıkta: Abdest almakta ve ayakta namaz kılmakta zorluk çeken
hastalar, cem edebilir.
3- Karanlıkla birlikte yolların çamurlu olması: Ancak camide cemaatle
kılarken cem edilir. Camide tek başına namaz kılan kişinin, iki namazı cem
etmesi caiz olmaz. İmam camide ikamet etse bile o, cemaatle birlikte cem
edebilir.
4- Arafat’ta: Haccetmek için gelen hacıların öğle ile ikindiyi cem-i takdim
yapmaları sünnettir.
5- Müzdelife’de: Hac ibadetini eda eden kişinin, Arafat’tan ayrıldıktan
sonra Müzdelife’ye ulaşıncaya kadar akşam namazını tehir etmesi sünnet olur.
Müzdelife’de akşam namazını tehir ederek yatsıyla birlikte imamla cem-i tehir
şeklinde kılar.
Bu beş şarttan başka ihtiyarlıkta da takdim ve tehirle cem yapılabilir.
Vitir cem edilmez, vaktinde kılınır. Kılma imkânı yoksa, kazaya kalması
günah olmaz. Evde kılan cem edemez. Deniz yolculuğunda cem caiz olmaz.
İhtiyaç olunca, Şafii veya Hanbeli taklit edilerek cem edilebilir. Diş dolgusu
olan, Şafii mezhebini taklit eder.
Maliki’de iki namazı cem ederken:
1- Niyet: Birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek,
2- Tertibe riayet etmek: Öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak,
3- Muvalat: İki farzı peş peşe kılmak. İki farz arasında abdest almak ve
kamet getirmekte mahzur yoktur. İkisi arasında sünnet kılmak mekruhtur.
Bazı âlimlere göre, düğün gibi bazı ihtiyaç hallerinde de mukimken cem
caizdir. Dolgu dişi olan Hanefi, hasta iken Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit
ederek cem edebilir.
Şafii mezhebinde:
Cem edilebilecek durumlar:
1- Mubah olan seferde: Bir sıkıntı olmasa da takdim ve tehir caizdir.
412
www.dinimizislam.com
2- Arafat ve Müzdelife’de: Takdim ve tehirle kılınabilir.
3- Şiddetli yağmurda: Sadece camide cemaatle cem-i takdim caiz, cem-i
tehir caiz değildir.
4- Hastalıkta: Takdim ve tehirle kılınabilir.
Bu dört şarttan başka ihtiyarlıkta da takdim ve tehirle cem yapılabilir.
Şafii’de cem-i takdimin şartları:
1- Niyet: Birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek,
2- Tertibe riayet temek: Öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak,
3- Muvalat: İki farzı peş peşe kılmak. İki farz arasında sünnet kılınırsa
cem caiz olmaz, fakat abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur.
4- İkinci namaza başlayıncaya kadar yolculuğun devam etmesi.
Şafii’de cem-i tehirin şartları
1- Birinci namazın vakti çıkmadan, namazı cem-i tehir ile kılmaya niyet
etmek.
2- İkinci namazı da kılıp bitirinceye kadar yolculuğun devam etmesi.
Hanbeli mezhebinde:
Arafat ve Müzdelife’de, mubah olan seferde, hastalık, emzikli olmak,
istihaza, idrar ve yel kaçırmak gibi abdesti bozan özürlü hallerde, abdest ve
teyemmüm için meşakkat çekenlerde, âmâ olan, yer altında çalışıp da namaz
vaktini anlamakta âciz olan, can, mal ve ırzından korkan, maişetine zarar
gelecek olan da iki namazı cem edebilir. Soğuk, kış, yağmur, çamur, fırtınada,
yatsıyı akşam ile, evde de cem caiz, öğle ile ikindi caiz değildir.
Hanbeli’de cem-i takdimin şartları:
1- Niyet: Birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek,
2- Tertibe riayet temek: Öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak,
3- Muvalat: İki farzı peş peşe kılmak. Abdest almak ve ikamet okumak
zarar vermez. Sünnet kılarsa cem sahih olmaz.
4- Cemi gerektiren özrün, ikinci namaz tamamlanıncaya kadar devam
etmesi gerekir.
Ağzında dolgusu olan Hanefi, hastayken iki namazı cem için Hanbeli’yi
değil, Maliki’yi taklit etmesi gerekir; çünkü Maliki’de taklit imkânı vardır.
Maliki’de taklit imkânı olmayınca Hanbeli taklit edilir.
Hanbeli’de cem-i tehirin şartları
1- Birinci namazın vakti çıkmadan, namazı cem-i tehir ile kılmaya niyet
etmek. Ancak vakit dar olursa bu takdirde ikinci namazı öne alarak birinciyle
cemetmek caiz olmaz.
2- Cemi gerektiren özrün, birinci vakitte yapılan niyetten, ikinci namazın
vakti girinceye kadar devam etmesi gerekir.
Cem ederken niyet
Sual: Seferde akşamla yatsıyı, Şâfiî veya Mâlikî’ye göre takdim ederek
akşam vaktinde kılacak olan kimse, akşam namazına başlarken cem niyetini
413
www.dinimizislam.com
unutan, daha sünneti kılmadan cem edeceğini hatırlasa, yatsının farzını
kılarken niyet etse sahih olur mu?
CEVAP
Evet.
İhtiyarlıkta cem
Sual: S. Ebediyye’de, Mâlikî ve Şâfiî’de, sadece seferde değil, (Hastalıkta
ve ihtiyarlıkta da iki namaz cem edilebilir) deniyor. Mâlikî'yi taklit eden
mukimin, hasta iken namazlarını Hanbelî'ye göre değil de, Mâlikî'ye göre mi
cem etmesi gerekir? İkincisi, hasta olmadan ihtiyarlar da mı cem edebiliyor?
CEVAP
Mâlikî'yi taklit eden kimse, Mâlikî’de cem mümkün olan yerde, Hanbelî'ye
göre cem edemez. Çünkü Hanbelî’de de, gusülde ağzın içini yıkamak farzdır.
Hanbelî'ye göre guslü olmadığı için Hanbelî'yi taklit edemiyor. Hastalıkta Mâlikî
mezhebinde cem caiz olduğu için Hanbelî'ye lüzum kalmıyor. Ama mukim
iken, başka bir mazeretle Hanbelî'yi taklit ederek cem edebilir. Çünkü cem için
başka çare yoktur. Namazın kazaya kalmaması için hangi mezhepte cem caiz
ise ona uyularak namaz kılınır.
İhtiyarın açık bir hastalığı görülmese de, onun gücü kuvveti olmaz, ayakta
zor durur, itelense yıkılır. Namaz kılarken bile yorulabilir. Abdest alması zor
olabilir. Böyle durumdaki bir ihtiyar, seferi olmasa da, kendi evinde bile olsa, iki
namazı cem edebilir.
İki namazı cem
Sual: Seferde öğleyi vaktinde kılma imkânı olmadığı için, cem etmek
niyetiyle ikindi vaktine tehir etsek, gideceğimiz yere varınca mukim olsak,
vardığımızda ikindi vakti de hâlâ çıkmamışsa, Mâlikî'ye göre, öğle ve ikindiyi
cem ederken dört mü, yoksa iki mi kılmak gerekir?
CEVAP
Mukim olunca, artık Mâlikî'ye göre cem edilmez, Hanbeli’ye uyarak, öğle
iki, ikindi dört rekât olarak cem edilebilir. Yahut öğle iki rekât olarak kaza edilip,
ikindi de, dört rekât olarak kılınır. Öğle namazı, geçerli bir mazeretle kazaya
kaldığı için günah olmaz.
Cem için ihtiyaç
Sual: İstanbul’dan Kuzuluk kaplıcasına giderken, Adapazarı’na uğradık.
Akşamı Kuzuluk’ta kılarız diye düşünüyorduk. Akyazı’ya gelince, akşama
Kuzuluk’a yetişemeyeceğimizi anladık. Ben Akyazı’da inip namazı kıldım.
Başka bir vasıtayla Kuzuluk’a geldim. Yanımdaki arkadaşlar biz Kuzuluk’ta
cem ederiz diyerek inmediler. Onların da inmesi gerekmez miydi?
CEVAP
İki namazı cem için gerekli ihtiyaç yoksa inmek gerekir. İhtiyaç olmadan
cem etmek caiz olmaz. Mesela şunlardan biri varsa cem edilebilir:
1- Yolda inerse, başka vasıtayla gidecek parası yoksa veya vasıta bulma
414
www.dinimizislam.com
imkânı yoksa,
2- Yanında bir hastası olup da, inip binecek durumu yoksa,
3- Yanında yükleri çok olup, indirip başka vasıta bulmak zorsa,
4- İneceği yerde veya yakınlarında abdest alacak yer yoksa,
5- İneceği yerde anarşistlerin, eşkıyaların bir zarar verme ihtimali varsa,
6- Şiddetli yağmur varsa, iki namazı cem etmek için özür olur.
Bunlar veya bunlara benzeyen bir özrü yokken, iki namazı cem etmek
caiz olmaz.
Nafile namazlar
Teheccüd namazı
Sual: Teheccüd namazı kılmak için, önce uyuyup sonra kalkmak şart mı?
Kazası olan teheccüd kılabilir mi? Gece namazı kılmanın önemi nedir?
CEVAP
Teheccüd, gecenin üçte ikisi geçtikten sonra, imsak vakti girinceye kadar
kılınan nafile bir namazdır. Teheccüd, uykuyu terk etmek demektir. Teheccüd
için önce uyuyup, sonra kalkmanın şart olduğunu bildirenler de olmuştur.
(Şir’a şerhi)
Gece kılınan nafile namaz, gündüz kılınan nafile namazdan daha
faziletlidir. Çünkü gece uyanmak nefse zor gelir. Hadis-i şerifte (İbadetin
efdali zahmetli olanıdır) buyuruldu. (M. Felah, İbni Esir, Nihaye)
Teheccüd namazı, gündüz kılınan bin rekâttan daha faziletlidir. Bir saat
ilim öğrenmek, [mesela ilmihal okumak] geceyi ibadetle geçirmekten daha çok
sevabdır. (Dürr-ül-muhtar)
(Amellerin kıymetlisi, az da olsa devamlı olanıdır) hadis-i şerifi,
meşakkatli ibadeti ara sıra yapmaktansa, meşakkati az olanı devamlı
yapmanın daha faydalı olduğunu bildirmektedir. (Beyheki)
Gece namazı çok faziletlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Gece seherde kılınan iki rekât namaz, dünya ve içindekilerden daha
kıymetlidir. Eğer meşakkat vermeseydi, gece namazını ümmetime farz
kılardım.) [Deylemi]
(Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.) [Müslim]
(Gündüz kaylule yaparak teheccüde, sahura kalkarak da oruca
yardım edin!) [İbni Mace]
(Cennette öyle muazzam köşkler vardır ki, bunlar tatlı dilli olan,
selamı yayan, herkese yemek yediren, çok oruç tutan ve gece namazı
kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]
(Gecenin sonunda kılınan iki rekât namaz, dünyadan ve
dünyadakilerden hayırlıdır. Ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim,
onlara teheccüdü mecburi kılardım.) [Müslim]
(Cemaatle namazlarını kılan kimse, gece namazına kalkmış gibi
415
www.dinimizislam.com
sevab alır.) [Tirmizî]
(Yatsı veya sabah namazını cemaatle kılan gece namazı kılmış gibi
sevaba kavuşur.) [Hatîb]
(Gece namazına devam edin! Bu, sizden önceki salihlerin âdetidir.
Gece namazı, Allah’a yakınlaştırıcı, günahlardan uzaklaştırıcı ve onlara
kefarettir. Bedene de sağlıktır.) [Hâkim]
(Cebrail aleyhisselam gece namazını o kadar çok tavsiye etti ki, pek
az uyuyanların ümmetimin hayırlıları olduğunu anladım.) [Deylemî]
(Ramazanda inanarak ve sevabını umarak gece namazı kılanın
günahları affolur.) [Buhârî] (Teravih kılan da gece namazı kılmış olur.)
(Deve veya koyun sağımı kadar da olsa, gece namazı kılmalı.
Yatsıdan sonra yatmadan önce kılınan namaz gece namazı sayılır.) [Ebu
Nuaym]
(Teheccüd kılma âdeti olup da, uyuya kalana, Allahü teâlâ kılmış gibi
sevab verir; uykusu da, kendisi için bir sadaka olur.) [Nesai]
(Selamı yayar, açları doyurur, sıla-i rahimde bulunur, geceleri herkes
uyurken namaz kılarsanız, selametle Cennete girersiniz.) [Tirmizi]
(Müminin şerefi gece namazı kılmasındadır.) [Hatîb]
(Gece namaz kılanların yüzü güzel olur.) [Rıyad-un-nasihin]
(Teheccüd, günahları affettiren, salihlerin ameli olup, hastalıklara da
şifa verir.) [Tirmizi]
(Kış, müminin baharıdır. Gündüzleri kısadır, oruç tutar; geceleri
uzundur, ibadet eder.) [Beyheki]
(Gecenin sonunda uyanamayacağından korkan, gecenin evvelinde
vitri eda etsin! Sonra yatsın! Gece sonunda uyanacağını ümit eden, vitri
o zaman kılsın! Çünkü gecenin sonundaki kalkmakta rahmet melekleri
hazır olur.) [Müslim]
(Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.)
[Tirmizi]
(Seher vakti Allahü teâlâ buyurur ki: İstiğfar eden yok mu, onu
mağfiret edeyim. İsteyen yok mu, istediğini vereyim, duasını kabul
edeyim.) [Müslim]
Allahü teâlâ iyileri överken, (Onlar seher vaktinde istiğfar eder)
buyuruyor. (Zariyat 18)
Hazreti Yakub oğullarına, (Sizin için seher vakti Rabbime istiğfar
edeceğim) dedi. (Yusuf 98)
Âl-i İmran suresinin 17. âyetinde, sabredenler, sadıklar [söz, iş ve
niyetlerinde doğru olanlar], namaz kılanlar, zekât verenler ve seherde istiğfar
edenler övülmektedir. Beş vakit namazı, tadil-i erkan ile ve cemaat ile eda
etmeli! Teheccüd namazı kılmalı, seher vakitlerini istiğfarsız geçirmemeli,
gaflete dalmamalı, ölümü ve âhireti düşünmeli, haramları bırakıp, âhirete
yönelmeli. (Mek. Masumiyye)
416
www.dinimizislam.com
Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama, (Benim için ibadet et!) buyurunca,
Hazreti Musa, (Ya Rabbi, sana ne zaman ibadet edeyim ki makbul olsun?)
diye sordu. Cenab-ı Hak da, (Gece namaz kıl!) buyurdu. (Ey Oğul İlmihali)
Teheccüd namazı böyle faziletli olmakla beraber, nafiledir. Bir kimse,
ömründe hiç teheccüd kılmasa, âhirette hiçbir ceza verilmez. Çünkü nafile
namazdır, ama farz namazın kazasını kılmayan büyük cezalara maruz
kalacaktır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzın yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında, damla bile
değildir. (1/29)
Hanefi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi hazretleri buyurdu ki:
Fütuh-ul-gayb kitabındaki (Farz namaz borcu olanın nafile
namazlarını, Allahü teâlâ kabul etmez) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu
olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir.
Kazası olan, gece kaza namazı kılarsa, teheccüd namazı da kılmış olur.
Eğer teheccüd namazına da niyet ederse, niyet sevabı da alır. Kazası
olmayanın da, kaza namazı kılmasının hiç mahzuru olmaz.
Gece kaza kılan hem kazasını öder, hem de teheccüd sevabına kavuşur.
(Nevadir-i Fıkhıyye)
Teheccüd namazının sınırı
Sual: S. Ebediyye’de, teheccüd ve kuşluk namazlarının en çoğunun, 12
rekât, evvabin namazının ise 6 rekât olduğu bildiriliyor. Bu namazlar, sınırsız
değil midir?
CEVAP
Bunlar sünnet namazlardır. Peygamber efendimiz ne kadar bildirmişse o
kadarı sünnettir. Sünnetlere de nafile denir. Her sünnet nafiledir; fakat her
nafile, sünnet değildir. Nafileler, revatib ve regaib diye ikiye ayrılır. Revatib,
farzlardan önce veya sonra kılınan müekked ve gayr-ı müekked sünnetlerdir.
Regaib ise, kuşluk, teheccüd ve evvabin gibi diğer sünnetlerdir. (Nimet-i
İslam)
Teravih namazı da sünnettir ve sünnet olan miktarı 20 rekâttır. Daha fazla
kılınırsa nafile olur. Kuşluk, evvabin ve teheccüd namazlarının da sünnet olan
miktarı bildirilen miktardır. Bir kimse kuşluk vakti 40 rekât namaz kılsa, bunun
12 rekâtı sünnet, kalanı nafile olur. Akşam namazının farzından sonra, 20
rekât nafile namaz kılınsa, bunun 6 rekâtı sünnet, kalanı nafile olur. Bir kimse
gece bin rekât nafile namaz kılsa, bunun 12’si sünnet olan teheccüd namazı,
diğerleri nafile olur.
Sual: Hangi nafile namaz diğerlerinden üstündür?
CEVAP
Teheccüd namazı diğer nafilelerden daha üstündür. Bir hadis-i şerif meali
şöyledir:
(Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan teheccüd
namazıdır.) [Müslim]
417
www.dinimizislam.com
Kazaya da niyet edilirse, hem kaza borcu ödenmiş, hem de teheccüd
sevabına kavuşulmuş olur.
Sual: Gece bir saat uyanık kalsak, bu bir saatte, kısa sure okuyarak 30
rekat kaza kılmak mı, veya, uzun sure okuyarak 2 rekat kaza kılmak mı daha
iyi olur? Yoksa toplam bir saat ibadet edildiği için ikisi eşit mi olur?
CEVAP
Nafile ibadet farklıdır. Ancak kaza namazı için ne kadar çok kaza kılınırsa
o evla olur. Yatsıdan sabaha kadar iki rekat kaza kılan kimse, iki rekat kaza
borcunu ödemiş olur. İki dakikada iki rekat kılan da iki rekat kaza borcunu
öder. Kadir gecesi yatsıdan sabaha kadar iki rekat kaza kılan da yine iki rekat
kaza borcunu öder. Sevap yönü ayrıdır. O gece bir saat ibadet etmek, başka
zamanki bin saatten daha kıymetlidir.
Gece namazı
Sual: Seher vakti uyanıp kaza namazı veya vitri kılan teheccüd namazı
da kılmış sayılır mı?
CEVAP
Evet, kılmış sayılır. Gece hangi namaz kılınsa, teheccüd namazı da
kılınmış olur. Hadis-i şerifte, (Yatsı namazından sonra kılınan namaz, gece
namazındandır) buyurulmuştur. (İbni Abidin)
Gece kaza kılan hem kazasını öder, hem de teheccüd sevabına kavuşur.
(Nevadir-i Fıkhıyye)
Demek ki, gece kaza namazı kılan teheccüd namazı da kılmış sayılır,
ancak niyet sevabına da kavuşmak için, hem kaza namazına, hem de
teheccüd namazına niyet etmeli. Yeni abdest alınmışsa, Sübha namazı da
kılınmış olur. Niyet sevabına da kavuşmak için Sübha namazına da niyet
etmeli.
Kuşluk (Duha) namazı
Sual: Kuşluk namazının önemi nedir, ne zaman kılınır?
CEVAP
Kuşluk vakti, şer’i gündüzün dörtte biri geçtikten sonra başlar, zeval
[İstiva] vaktine kadar devam eder. Yani imsak vaktine bu dörtte birlik zaman
ilave edilince, kuşluk vakti başlar. Mesela 21 Aralıkta İstanbul’da imsak
5.31dir. Akşam ise 16.44te oluyor. Böylece şer’i gündüz 11 saat 13 dakika
olup, bunun dörtte biri 2 saat 48 dakikadır. Bu imsak vaktine ilave edilince
5.31+2.48= 8.19 bulunur. Şu halde, kuşluk bu vakitte başlıyor demektir. Bu da
aşağı yukarı işrak vakti ile aynıdır. Çünkü o gün işrak vakti 8.13tür. Kuşluk
namazı, bu vakitten öğleye 20 dakika kalıncaya kadar kılınır. (Kısaca
söylersek, kuşluk vakti, güneş doğduktan 50 dakika sonra başlayıp, öğleye 20
dakika kalana kadar olan vakittir.)
Kuşluk vaktinde en az iki rekat namaz kılmak çok sevaptır. Hadis-i
418
www.dinimizislam.com
şeriflerde buyuruldu ki:
(Günde iki rekat kuşluk namazı kılanın günahları denizlerin köpüğü
kadar olsa, affedilir.) [İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud]
(Herkesin eklem yeri kadar sadaka vermesi gerekir. Sübhanallah,
Elhamdülillah, La ilahe illallah veya Allahü ekber demek birer sadakadır.
İyiliği tavsiye etmek, kötülüğe mani olmaya çalışmak birer sadakadır. İki
rekat kuşluk namazı kılmak ise bütün bunları karşılar.) [Müslim]
(Günde 2 rekat kuşluk namazı kılan, doğduğu günkü gibi günahsız
olur.) [Ebu Ya’la]
(İki rekat kuşluk namazı kılan gafillerden olmaz. Dört rekat kılan,
abidlerden olur. Altı rekat kılarsa, bu namaz o gün ona kâfi gelir. Sekiz
rekat kılan, masivayı terk edip itaat eden kullardan yazılır. On iki rekat
kılan da Cennette özel bir köşke kavuşur.) [Taberani]
(Cennetin bir Duha kapısı vardır. Bu kapıdan ancak kuşluk namazı
kılanlar girer.) [Taberani]
(İki rekat kuşluk namazı, kabul olunmuş bir hac ve umreye bedeldir.)
[Ebuşşeyh]
Peygamber efendimizin, düşman üstüne gönderdiği askerler, kısa
zamanda zafer kazanıp bol ganimet ile evlerine döndüler. Bu askerlere gıpta
edenleri görünce buyurdu ki:
(Size bunlardan daha kısa süren, daha çok ganimet getiren ve daha
tez eve döndüren cihad yolunu göstereyim. Kuşluk namazı için camiye
giden, daha az savaşmış, daha çok ganimet almış ve daha tez evine
dönmüş olur.) [İ. Ahmed]
(İki rekat kuşluk namazı kılmak bana farzdır.) [İ.Ahmed]
(İki rekat kuşluk namazı kılan vücudunun zekâtını ödemiş olur.)
[İ.Asâkir]
Redd-ül-muhtar’da, (Kuşluk namazına devam eden şehid olarak ölür)
buyuruluyor.
İmam-ı Şarani hazretleri, (Kuşluk namazına devam edenlere cin
musallat olamaz) buyurdu.
Kuşluk namazı nafile namazdır. Kazası olan, kazasını ödemedikçe nafile
namaz kılarsa kabul olmaz. Önce kazasını ödemelidir. Kaza namazı borcu
olan, kuşluk vakti kuşluk namazı kılmak isterse, (İlk kazaya kalmış sabah
[veya öğle, ikindi, akşam, yatsı] namazının farzını ve kuşluk namazı kılmaya)
diye niyet ederse, hem kazası ödenmiş, hem de kuşluk namazı kılmış olur.)
[Redd-ül-muhtar]
Sual: Seferde kuşluk namazı kılmak caiz mi?
CEVAP
Vakit müsaitse kılmak iyi olur. Kaza namazı olan hem kazaya hem de
kuşluğa niyet etmelidir.
Sual: Duha, kuşluk ve işrak namazları, ne zaman başlar, ne zamana
419
www.dinimizislam.com
kadar kılınabilir?
CEVAP
Duha, kuşluk demektir. Âlimlerin çoğu işrak namazının da kuşluk namazı
olduğunu bildirmektedir. Tam İlmihal’de diyor ki:
Duha vakti olunca, iki rekat (İşrak namazı) kılmak sünnettir. Bu namaza
(Kuşluk namazı) da denir.
İşrak vakti, bayram namazı kılınan vakitte başlar. Öğleye 20 dakika
kalıncaya kadar kılınır. Kaza namazı kılan kuşluğa da niyet ederek kılar.
Böylece hem kaza namazı ödenmiş olur, hem de kuşluk namazı kılınmış olur.
Kaza kılarken
Sual: Sabah namazının vakti girince nafile kılmak caiz olmadığına göre,
sabah namazı kazaya kalınca, kuşluk vaktinde sünnetini kılarken, sübha ve
kuşluk namazına da niyet edilebilir mi?
CEVAP
Evet, niyet edilebilir. Kaza kılarken, kuşluk, sübha, tehıyyet-ül-mescid gibi
nafile namazlara da niyet edilir.
Hacet namazı
Sual: Hacet namazı nasıl kılınır?
CEVAP
Hacet namazı birkaç şekilde kılınır:
1- Eshab-ı kiramdan Osman bin Huneyf hazretleri anlatır: Gözleri
görmeyen bir kimse, gözlerinin açılması için Resulullaha ricada bulundu.
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Abdest alıp iki rekat namaz kıl, sonra şöyle dua et!: "Allahümme inni
eselüke ve eteveccehü ileyke binebiyyi Muhammedin sallallahü aleyhi ve
sellem nebiyyirrahmeti." Daha sonra gözlerinin açılması için "Ya Rabbi
Resulünün hürmeti için gözlerimi aç!" diye dua et!) [Nesai]
O kişinin, namaz kılıp dua ettikten sonra, gözlerinin açıldığını gördük.
(Tergib)
2- Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’tan veya insanlardan bir isteği bulunan kimse, güzelce abdest
alıp iki rekat namaz kılsın! Sonra Allahü teâlâya hamd etsin, Resulüne
salevat getirsin, sonra şu duayı okusun!
(La ilahe illallah-ül-halim-ül-kerim. Sübhanallahi Rabb-il-arş-il-azim.
Elhamdü lillahi Rabbil âlemin. Eselüke mucibati rahmetike ve azaimi
mağfiretike vel ganimete min külli birrin vesselamete min külli ismin la
teda li zenben illa gafertehü vela hemmen illa ferrectehü vela haceten
hiye leke rıdan illa kadayteha ya erhamerrahimin.) [Halebi]
[Bu duayı İslam harfleriyle yazıp doğru olarak okumak gerekir.]
Hacet namazı iki, dört veya oniki rekat olarak kılınır. Birinci rekatta
420
www.dinimizislam.com
Fatihadan sonra üç kere Âyet-el kürsi okunur, diğer rekatlarda Fatiha ile birer
kere İhlas ve Muavvizeteyn [iki kuleuzü] okunur. Yahut her rekatta Fatiha,
Âyet-el-kürsi ve İhlas okunur.
3- Bir başka hacet namazı da şöyle:
Yatsı namazını kılıp vitri kılmadan önce, dört rekat namaz kılınır. Birinci
rekatta bir Fatiha, üç kere Âyet-el-kürsi okunur. İkinci rekatta Fatihadan sonra
üç kere İhlas ve Muavvizeteyn [yani iki kuleuzü] okunur. Üçüncü rekatta ilk
rekatta okunanlar okunur. Dördüncü rekatta ise ikinci rekatta okunanlar
okunur. Namazdan sonra dileğini ister. (İmad-ül-islam)
Türkçe olarak şöyle dua etmek de olur:
(Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Âlemlere rahmet olarak gönderdiğin
Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden
istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni
vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini
istiyorum. Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana şefaatçı eyle! Onun hürmetine
duamı kabul et!)
Bu duayı müslümanlar, her zaman okuyup maksatlarına kavuşmuşlardır.
Bu duaları bir kere okuyup bırakmamalı, kırk gün kadar devam etmek iyi olur.
Tesbih namazı
Sual: Tesbih namazı nasıl kılınır? Kazası olan da kılabilir mi?
CEVAP
Sevabı pek çok olan bir namazdır. Peygamber efendimiz amcası Hazret-i
Abbas’a, (Sana öğreteceğim şeyi yaptığın zaman, eski-yeni, öncekisonraki, gizli-açık, hataen veya kasten işlediğin bütün günahları Allahü
teâlâ affeder) buyurup tesbih namazının nasıl kılınacağını bildirmiştir. (Ebu
Davud)
Tesbih namazı, mekruh vakitlerin haricinde her zaman kılınabilir. Eğer
gündüz kılınırsa dört rekatta bir, gece kılınırsa iki rekatta bir selam vermek
daha iyi olur.
Haftada veya ayda bir veya hiç olmazsa ömürde bir defa olsun bu namazı
kılmanın iyi olacağı bildirilmiştir. Her rekatında 75 defa (Sübhanallahi
velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber) tesbihi okunarak kılınan
dört rekatlı nafile bir namazdır.
[Fazla yer kaplamaması için, bu tesbih yukarıda siyah harfle kısa olarak
yazılmıştır. Tesbih denilince bu anlaşılmalıdır.]
Tesbih namazının kılınışı
Allah rızası için nafile namaza niyet edilir. Sübhanekeden sonra 15 defa
yukarıda bildirilen Tesbih okunur.
Sonra “Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” denir, sonra
Euzü-Besmele çekilip Fatiha ile bir zammı sure okunur.
421
www.dinimizislam.com
Sonra rükuya gitmeden tekrar 10 defa aynı Tesbih okunur. Sonra “Vela
havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” denir.
Sonra rükuya varılır, rüku tesbihinden sonra 10 defa Tesbih okunarak,
rükudan, (Semiallahü limen hamideh) diyerek doğrulduktan sonra ayakta
iken aynı Tesbih 10 defa daha okunur.
Tesbih bittikten sonra, (Rabbena lekel hamd) denir ve secdeye varılır.
Secde tesbihinden sonra 10 defa Tesbih okunur. Secdeden kalkılır,
celsede 10 defa Tesbih okunur, ikinci secdede de yine 10 defa Tesbih okunur.
Toplamı 75 eder.
İkinci rekata kalkılınca, yine önce 15 defa Tesbih okunur, sonra yine
birinci rekattaki gibi hareket edilir, sonra kadeye varılır. Tehıyyat ve salevatlar
okunur.
3. ve 4. rekatlar da ilk iki rekat gibi kılınır.
Her rekatta 75 Tesbih okunmuş olur ki, toplamı 300 eder.
Secde-i sehv gerekirse, secdede bu Tesbih okunmaz.
Nafile bir namaz olduğundan kaza borcu olanın Tesbih namazı kabul
olmaz.
Tesbih namazını cemaatle kılmak
Sual: (Tesbih namazı istisna olarak cemaatle kılınır) demek yanlış değil
midir?
CEVAP
Evet, yanlıştır. Muteber kitaplarda diyor ki:
Geceleyin nafile kılan kimse, imam olursa, aşikâre okur. Eğer başkalarına
duyurulursa, üçten fazla kişiyle kılınması mekruh olur. Üç kişiye kadar ve ilan
edilmemek şartıyla, cemaatle kılınınca mekruh olmaz. (Redd-ül-muhtar)
Teravih, küsuf ve istiska namazından başka, bütün nafile namazları
başkalarına haber vererek cemaatle kılmak mekruhtur. Eğer çağırılmadan, bir
iki kişi nafile kılana uysa, mekruh olmaz. Üç kişide ihtilaf vardır. Dört kişinin
uyması ise, ittifakla yani sözbirliğiyle mekruh olur. Bu durum Kâfi ve diğer
kitaplarda böyle zikredilmiştir. (Halebi-yi sagir)
Birbirini çağırarak, nafile bir namazı cemaatle kılmak mekruhtur. İmamdan
başka üç kişi olursa mekruh olmaz; fakat dört kişinin nafileyi cemaatle
kılmaları, esah olan kavle göre mekruhtur. Hulâsa’da da böyledir. (Fetava-i
Hindiyye)
Birbirine duyurarak cemaatle nafile namaz kılmak dört kişi olursa
mekruhtur. (Dürr-ül-muhtar)
Hanefi mezhebinde, Ramazan ayı dışında vacib olan vitir vacibi de
cemaatle kılmak, nafile kılmak gibi, mutlak surette mekruh olur. İmama uyanlar
üç kişiden fazla olurlarsa, cemaatle nafile kılmak mekruh olur, üç veya daha
azsa mekruh olmaz. (Mezahib-i Erbea)
Ravda-tül Fetâvâ’da diyor ki: Gece veya gündüz, nafile namazı cemaatle
kılmak mekruhtur. Teravih namazını bile yirmi rekatten fazla cemaatle kılmak
422
www.dinimizislam.com
mekruhtur. Vitri de Ramazandan başka zamanda cemaatle kılmak mekruhtur.
Mebsut’ta diyor ki: Çağrılarak toplanıp cemaatle nafile namaz kılmak
mekruhtur. Şemsül Eimme, (Eğer biri imam üç kimseyle, cemaatle nafile
namaz kılsalar caizdir) demiştir. (Tergib-üs salat)
Teravih hariç, farzı hatırlatacağı için, nafile kılan imamın açıktan okuması
mekruhtur. (Nimet-i İslam)
Yazıklar olsun, binlerce yazıklar olsun! Birçok bid’atler meydana çıkarıldı.
Teheccüd namazını cemaatle kılıyorlar. Gece yarısı, bu namaz için uzaklardan
akın edip geliyorlar. Cemaatle kılıyorlar. Hâlbuki nafile namazları cemaatle
kılmak, tahrimen mekruhtur. Fıkıh âlimlerinden birkaçı, bunun mekruh
olması için duyurulması, ilan edilmesi şarttır demişlerse de, bunlar da, nafile
namazı caminin bir köşesinde ve en çok üç kişi cemaatle kılabilir, demişlerdir.
Üçten fazla kimsenin cemaatle kılması, sözbirliğiyle mekruhtur. (Mektubat-ı
Rabbani 1/131)
Sual: Tesbih namazını cemaatle kılmanın mekruh olduğunu biliyoruz. Bir
hile-i şer'iyye yaparak iki şekilde mubah hale getiriyoruz. Şöyle ki:
1- Cemaatle tesbih namazı kılmayı adıyoruz. Adayınca, adağımızı yerine
getirmek vacib olduğu için cemaatle kılıyoruz.
2- Cemaatle namaza duruyoruz, mekruh olduğu için namazı bozuyoruz.
Bozulan nafileyi iade etmek vacib olduğu için tekrar cemaatle kılıyoruz.
Bizim bu şekildeki namazımıza da mekruh diyenler oluyor. Bu bir hile-i
şer'iyyedir, niye mekruh olsun ki?
CEVAP
Sizinki hile-i şer'iyye değil, hile-i batıladır. Yani caiz olmayan hiledir:
1- Cemaatle nafile namaz kılmak mekruhtur. Mekruh olan şey adanmaz.
Mesela namazın sünnetlerini ve vaciblerini yapmadan, iki rekât namaz kılmayı
adıyorum denmez. Eğer bu sene hamsi çok çıkarsa, on midyeyi bir fakire
vermek nezrim olsun diye adak yapılmaz; çünkü midye yenmez. Midye yemek,
Hanefi'de helal değildir.
Yanlışlık yapıp cemaatle namaz kılmak adanmışsa, yine cemaatsiz
kılınması gerekir. Yanlış bir iş, yanlış olarak düzeltilmez. Dine uygun
düzeltmeye çalışılır.
2- Namazı şer'i özürsüz bozmak haramdır. Bin rekât nafile namaz kılınsa,
tesbih namazı kılınsa bu günah affolmaz. Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir
günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha
iyidir) buyuruluyor. Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür;
fakat bazısı, bazısına göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün
cihanın nafile ibadetlerinden daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz
değildir. Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-nasıhin)
Dinde, önce haramdan kaçınmak esastır. Haram işleyerek, farz bile
yapılmaz. Farz ile haram bir araya gelince, yani farzı işlerken haram işlemek
mecburiyeti olunca, haram işlememek için farz tehir edilir. Üstünde çok
423
www.dinimizislam.com
necaset bulunan kimse, avret yerini açmadan veya başka bir sebeple
temizlemesi mümkün değilse, başka elbisesi de yoksa o haliyle kılar, çıplak
kılmaz. Hatta temizleme imkânı olsa; ama yanında yabancılar varsa,
temizlemeden namazını kılar; çünkü başkalarının yanında avret yerini açmak
yasak, necaseti temizlemek ise emirdir. Emir ile yasak bir araya gelince,
yasağa uyulur. Yani avret yeri açılmaz. Bir emri yapmak, bir haramı işlemeye
sebep olursa, haram işlememek için, o emir terk edilir, yapılmaz.
Haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce geldiği gibi, mekruhtan
kaçmak, sünneti yapmaktan önce gelir. Haram işleyerek nafile namaz kılmaya
çalışmak, kaş yapayım derken göz çıkarmak olur.
Tehıyyet-ül-menzil namazı
Evden çıkarken ve eve girince, kerahet vakti değilse iki rekat namaz
kılmalı! Buna "Tehıyyet-ül-menzil" namazı denir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Evinden çıkarken iki rekat namaz kılan, dışarıdan gelecek her çeşit
beladan korunur. Evine girince iki rekat namaz kılan da, içteki
kötülüklerden korunmuş olur.) [Beyheki]
Farz kazası olanlar, bildirilen nafile namazların vaktinde kaza namazı
kılmalıdır! Hem kaza borcu ödenir, hem de nafile namaz sevabına kavuşulur.
Mesela tehıyyet-ül-menzil namazını kılarken, (ilk kazaya kalmış sabah
namazının farzına ve tehıyyet-ül-menzil namazını kılmaya) diye niyet etmelidir.
Böylece hem kaza borcu ödenmiş, hem de adı geçen nafile namaz kılınmış
olur. (N.Fıkhıyye)
Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül-muhtar,
Hindiyye)
Resulullahı rüyada görmek için
Sual: Resulullahı rüyada görmek için ne yapmak gerekir?
CEVAP
Resulullah efendimizi rüyada hakiki şekliyle görebilmek için düzgün
itikada sahip olmak, ibadetleri yapıp haramlardan kaçmak ve çok salevat-ı
şerife getirmek gerekir. Hadis-i şerifte, (Cuma gecesi iki rekat namaz kılıp,
her rekatta bir Fatiha, bir Âyet-el Kürsi, 15 İhlas okuyup selam verdikten
sonra bana bin salevat okuyan, öteki Cumaya varmadan beni rüyada
görür) buyuruldu. (Şir’a)
Sual: Peygamber efendimiz aleyhisselamı rüyada görmek için tarif
ettiğiniz iki rekatlık namazı kılarken, kazaya kalmış sabah namazının farzına
da niyet edebilir miyiz?
CEVAP
Ömürde bir iki kere kılınan namazlar için, o namaza niyet edilmelidir.
424
www.dinimizislam.com
Not: Abher namazı maddesine de bakınız.
Abher namazı
Abher veya Abhür namazı, dört rekatlık nafile bir namazdır.
İkinci rekatta, oturulunca Ettehıyyatüden sonra salli barik okunur. Her
rekatta bir Fatiha, on defa Kadir suresi okunur. Sonra rükudan önce, 15 defa
Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber tesbihi
okunur, sonra rükua varılır, rükuda 3 defa Sübhane rabbiyel azim dendikten
sonra 3 defa yukarıdaki tesbih okunur. Sonra doğrulup, kavmede, yani ayakta
iken aynı tesbih 3 defa daha okunur. Secdeye varılır, 3 Sübhane Rabbiyel
aladan sonra, aynı tesbih 5 defa okunur. Daha sonra ikinci secdeye gidilir. İki
secde arasında tesbih okunmaz.
Diğer 3 rekat da böyle tamamlanır. Selamdan sonra konuşmadan Kadir
suresi on defa okunur. Sonra aynı tesbih 33 defa okunup Cezallahü
Muhammeden anna ma hüve ehlühü denir.
Hazret-i Ömer, (Bir mümin, Abher namazını kılıp da Resulullahı
rüyasında görmezse, ben Ömer değilim. Yemin ederim ki, Allahü teâlâ, bu
namazı kılanın işini görür, dilediğini verir, günahı ne kadar çok olsa da, hepsini
affeder, ölürken susamaz, kabrine çiçekler döşenir. Kabrinden kalkarken de,
başına keramet tacı konur) buyurdu. [Nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek
için, farz namaz borcu, yani kaza namazının olmaması lazımdır.]
Hazret-i Ali de (Resulullahı görmek istediğim zaman, Abher namazını
kılarım) buyurdu. (Şir’a)
Sübha namazı
Abdest aldıktan sonra kılınan 2 rekat namaza sübha namazı denir.
Mekruh vakitler hariç, her zaman kılınır. Abdest aldıktan veya guslettikten
hemen sonra sübha kılmak isteyen, kazası var ise, hem kaza namazına, hem
de sübha namazına niyet ederse, hem kazası ödenmiş olur hem de sübha
sevabına kavuşur. Vaktin farz veya sünnetini kılarken bu namaza da niyet
etmek iyi olur.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Güzelce abdest alıp, vesvesesiz iki rekat namaz kılanın, günahları
affolur.) [Buhari]
(Cennette Bilal’e bu makama nasıl geldiğini sordum. "Her abdest
aldıktan sonra iki rekat namaz kılardım" diye cevap verdi.) [Buhari]
Sübha namazından sonra edilen dua da kabul olur. Hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Abdesti bozulunca abdest almayan bana
cefa etmiş olur. Abdest alıp da, iki rekat namaz kılmayan da bana cefa
etmiş olur. İki rekat namaz kılıp da benden bir ihtiyacını istemezse yine
425
www.dinimizislam.com
bana cefa etmiş olur. Abdest alıp, iki rekat namaz kıldıktan sonra dua
edenin duasını kabul etmezsem ben de ona cefa etmiş olurum. Halbuki
ben cefa etmem.) [Şir’a]
Sual: Sübha namazı için abdestten sonra beklememek mi lazım?
CEVAP
Geciktirmemeye çalışmalıdır.
İki işe bir niyet
Sual: Bir kimse, abdest alınca, hemen herhangi bir namaz kılsa, mesela
kaza kılsa, niyet etmese de, sübha namazı yerine de geçer mi?
CEVAP
Evet, geçer. Bir kimse, camiye girince farz, vacib, sünnet veya nafile
namaz kılsa, tehıyyet-ül mescide hiç niyet etmese de tehıyyet-ül mescid
namazı kılınmış olur. Bir fakir kurban bayramı günlerinde nafile niyetiyle tavaf
etse de farz yerine geçer. Yevm-i şekte yani Şaban ayının son günü nafile
oruca niyet eder de, sonra o günün Ramazandan olduğu anlaşılırsa, o
kimsenin tuttuğu oruç ramazan orucu olur. Seher vakti, iki rekât teheccüd
namazına niyet eder de, sonra fecrin doğduğu, yani sabah olduğu anlaşılırsa,
bu iki rekât sabah namazının sünneti yerine geçer. Muayyen bir günde
[mesela Zilhicce ayının altıncı Perşembe günü] oruç tutacağım diye adakta
bulunan kimse, o gün, nafile olarak oruç tutsa, nezri yani adağı yerine gelir.
(Redd-ül muhtar)
Sübha namazı
Sual: Abdest aldıktan 1–2 saat sonra, sübha yani abdeste şükür namazı
kılınsa caiz olur mu?
CEVAP
Caiz olursa da, geciktirmeden kılınmalı.
İstihare namazı
Sual: İstihare nedir ve istihare namazı nasıl kılınır?
CEVAP
İstihare, bir işin hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için abdest alıp
iki rekat namaz kıldıktan sonra bu husustaki duayı okuyarak o işle ilgili rüya
görmek üzere uykuya yatmaktır.
İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Dört şeyi yapan dört şeyden mahrum kalmaz:
1- Şükreden, nimetin artmasından,
2- Tevbe eden, kabulden,
3- İstihare eden, hayırdan,
4- İstişare eden, doğruyu bulmaktan, hakikate ulaşmaktan mahrum
olmaz.
Herhangi bir işe başlarken, mesela evlenirken, ev alırken istihare
426
www.dinimizislam.com
yapmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Mutluluk, istihare namazı kılmakla gerçekleşir.) [Hakim]
(İstiharede bulunmak ve kadere rıza göstermek kişinin mutlu
olacağına, bunun aksi ise, kişinin mutsuz olacağına alamettir.) [Tirmizi]
(İstihare eden kimse mahrum kalmaz, istişare eden pişman olmaz.
İktisat eden darlık çekmez.) [Taberani]
Evlenmeden önce, birkaç defa istihare etmeli, Hak teâlâya sığınmalıdır.
Nefsin ve kötü kimselerin araya girmemesi için, yalvarmalıdır.
Bir işe başlayacağınız veya bir şeyden kurtulmak istediğiniz zaman, iki
rekat nafile namaz kılıp [aşağıda bildirilen Arapça duayı okuyarak] "Eğer bu
işim [Mesela şununla evlenmem veya şu evi almam] dünya ve ahiretim için
hayırlı ise, bunu bana mübarek eyle. Eğer hakkımda hayırlı değilse, onu
benden uzaklaştır ve hayırlı olanı bana kolaylaştır. Beni kazana rıza
gösterenlerden eyle, Ya Erhamerrahimin" demelidir.
Önce günahlardan tevbe edilir. Tevbe için kısaca, "Ya Rabbi! Büluğ
anımdan şimdiye kadar yaptığım günahlara pişman oldum. Bundan sonra da,
inşallah hiç günah işlememeye söz veriyorum" denir. Sonra gusledilir.
Gusülden sonra, o gece (istihareye niyet ettim) diyerek iki rekat nafile namaz
kılınır. İlk rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas okunur. İstihare namazından
sonra şu dua okunur:
(Allahümme innî estehirüke bi-ilmike ve estakdirüke bi-kudretike ve
eselüke min fadlikelazim fe inneke takdirü ve la akdirü ve tâlemü vela
âlemü ve ente allamül-guyub)
Bu şekilde istihareye yedi gece devam edilir. [Gündüz de istihareye
yatmak caizdir.] Gusül sadece ilk gün alınır. Diğer günler gusle gerek yoktur.
İstihare başkasına yaptırılmaz. İstihareyi herkesin kendi yapması gerekir.
İstihare yapmasını öğrenmeli, bu sünneti kendisi ifâ etmelidir. Bedenle yapılan
ibadetleri başkasına yaptırmak caiz değildir.
İstihare namazını kılıp duasını ettikten sonra hiç konuşulmadan yatılmalı.
İhtiyaç varsa konuşulur. Aslında her zaman yatsı namazını kıldıktan sonra,
ihtiyaç olmadıkça konuşmamak müstehaptır, iyi olur.
İstihareden sonra, abdestli olarak, kıbleye dönüp yatılır. Rüyada beyaz
veya yeşil görmek hayra, siyah veya kırmızı görmek şerre alamettir. 7 gün
istihareden sonra, rüyada bir şey görülmezse, kalbe bakılır. O işi yapmak
arzusu varsa, o işe karar verilir.
Bir muradı olan kimse, abdest alır, temiz bir yere oturur, üç defa salevat-ı
şerife okur, sonra her birine Besmele çekerek 10 Fatiha, sonra 11 İhlas okur,
sonra üç defa salevat okur. Sonra sağ yanı üzere, yüzü kıbleye karşı olarak ve
sağ elini sağ yanağı altına koyarak yatar, niyet ettiği şeyin iyi veya kötü
olacağını bi-iznillah rüyada görür. (Fetava-i Karı-ül-hidaye)
İstişare, istihareden üstündür
Sual: İstişare edecek salih, güvenilir kimsesi olanın, istişareyi bırakıp
427
www.dinimizislam.com
istihare yapması uygun mu?
CEVAP
Bir işin, hakkımızda hayırlı olup olmadığını anlamak için rüyaya yatmaya
istihare denir. Bir işi ehline sormaya da istişare denir. İstişare sünnettir; hatta
Resulullaha farzdı. Hâlbuki elbette vahiyle öğrenebilirdi. Cebrail
aleyhisselamdan Allahü teâlânın muradını sorup öğrenebilirdi veya bizzat
kendisi devamlı istihare yapabilirdi; ama Allahü teâlâ istişare yapmasını
emretti. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Bir iş yapacağın zaman arkadaşlarınla istişare et!) [Al-i İmran 159]
İyi kimseler övülürken de, (İstişare ederek iş yaparlar) buyuruluyor.
(Şura 38)
İnsan, malını, güvendiği kimseye bıraktığı gibi, doğru söyleyeceğine emin
olduğu kimseyle istişare eder, danışır. Meşveret [danışmak], insanı pişman
olmaktan koruyan bir kale gibidir. Meşveret olunacak kimsenin, insanların
halini, zamanın ve memleketin şartlarını bilmesi lazımdır. Buna, siyaset bilgisi
denir. Bundan başka, aklı, fikri kuvvetli, ileriyi gören, hatta sıhhati yerinde
olması gerekir.
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Salih olan âlimlerle istişare edin!) [Taberani]
(İstişare, pişmanlığa karşı kaledir.) [İ. Maverdi]
(İstişare eden, pişman olmaz.) [Taberani]
(Yapacağı işi ehliyle istişare edene, o işin en güzeli nasip olur.)
[Taberani]
(Akıllıya danışıp onu dinleyen doğruyu bulur, dinlemeyen pişman
olur.) [İ. Maverdi]
(Tedbirli kimse, işinin ehli olana danışıp, ona göre hareket eder.)
[Ebu Davud]
Hazret-i Âdem, (İşlerinizi istişareyle yapın. Eğer ben, yasak meyve
konusunda meleklerle istişare etseydim, musibete maruz kalmazdım)
buyuruyor. Hazret-i Ömer de, (Allah’tan korkanlarla istişare edin)
buyurmuştur.
Demek ki, işin ehli olanla istişare, istihareden üstündür, yani istişare
şartları varken istihare yapılmaz. Ancak, danışacak salih, güvenilir bir zatı
tanımayan, istihare yapmalıdır.
Tehıyyet-ül-mescid namazı
Mescide girince, oturmadan önce, mescidin sahibine yani Allahü teâlâya
tazim ve hürmet için kılınan iki rekat nafile namazdır.
Camiye girenin tehıyyet-ül-mescid olarak iki rekat namaz kılması, söz
birliği ile sünnettir. Sesli Kur'an-ı kerim okunuyorsa tehıyyet-ül-mescid namazı
kılınmaz. (Hamevi)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
428
www.dinimizislam.com
(Mescide girince, oturmadan önce iki rekat namaz kılın! Sonra ister
oturun, ister işinize gidin!) [Ebu Davud]
(Allahü teâlânın en çok sevdiği yer, camilerdir.) [Hakim]
(Camiye gelen Allah’ın misafiri olur. Allahü teâlâ da, misafirine
elbette ikram eder.) [Taberani]
Farz kazası olanlar, bildirilen nafile namazların vaktinde kaza namazı
kılmalıdır! Hem kaza borcu ödenir, hem de nafile namaz sevabına kavuşulur.
Mesela tehıyyet-ül-mescid namazını kılarken, (ilk kazaya kalmış sabah
namazının farzına ve tehıyyet-ül-mescid namazını kılmaya) diye niyet
etmelidir. Böylece hem kaza borcu ödenmiş, hem de adı geçen nafile namaz
kılınmış olur. (N.Fıkhıyye)
Sual: Tehıyyet-ül-mescid namazı mekruh vakitlerde de kılınabilir mi?
Şafiiler mekruh vakit olsa da camiye gelince, iki rekat tehıyyet-ül-mescid
namazı kılıyorlar. Hanefiler de kılabilir mi?
CEVAP
Hanefi’de mekruh vakitlerde tehıyyet-ül-mescid namazı kılınmaz. Mesela
öğle ezanı okunduktan sonra camiye girince iki rekat tehıyyet-ül-mescid
kılabilir. İkindi namazı için camiye gelince kılabilir. Bir de yatsı için gelince
kılabilir. Sabah namazına gelince imsak vaktinden sonra tehıyyet-ül-mescid
kılmak mekruh olur. Bir de akşam namazından önce kılınmaz. Bir de öğle
namazına 20 dakika kala kılınmaz.
Camiye gelen kimse, farz veya sünnet yahut kaza kılarken, tehıyyet-ülmescide de niyet ederse, bütün âlimlere göre, tehıyyet-ül-mescid namazı da
kılınmış olur.
Şafii mezhebinde, tehıyyet-ül-mescid namazı, o vaktin namazı olduğu
için, kerahat vakti de olsa kılmak caizdir.
Sual: Câmiye girip, sünnet veya farz olan herhangi bir namaz kılınınca,
tehıyyet-ül mescid namazı da kılınmış sayılır mı?
CEVAP
Evet, sayılır. Ancak niyet sevabına da kavuşmak için sünneti veya farzı
kılarken tehıyyet-ül mescide de niyet etmek gerekir. Yeni abdest alıp camiye
girmişse, Sübha namazına da niyet edilirse, niyet sevabı da alınır. Niyet
edilmese de, her iki namaz kılınmış olur, ancak niyet sevabı eksik olur.
Bunlar gibi, hiç niyet edilmeden abdest ve gusül alınsa, abdest de, gusül
de sahih olur, ama niyet de edilince, niyet sevabına da kavuşulur. Her ibadeti
yaparken niyet ederek niyet sevabına kavuşmalı. Bazı ibadetlerde, mesela
teyemmümde, namazda niyet etmek farzdır. Niyetsiz o ibadet hiç sahih olmaz.
Küsuf ve Husuf namazları
Sual: Küsuf ve husuf namazları nedir, nasıl kılınır?
CEVAP
429
www.dinimizislam.com
Bu iki namaz nafile namazdır. Küsuf namazı güneş tutulunca, Husuf
namazı ise ay tutulduğu zaman kılınır.
Küsuf namazı:
Güneş tutulduğu zaman, cuma namazını kıldıran imam, ezansız ve
ikametsiz en az iki rekat namaz kıldırır. Kıraati gizli veya açıktan okur. Kıraatte
uzun sure okumak iyidir.
Namazdan sonra da güneş açılıncaya kadar kıbleye doğru ayakta veya
cemaate karşı oturarak dua eder. Böyle bir imam bulunmazsa, bu namazı
herkes, kendi evinde tek başına da kılabilir. Sahrada da kılınabilir.
Küsuf namazında imam-ı a'zama, imam-ı Malik'e ve imam-ı Ahmed'e
göre, hutbe okunmaz. İmam-ı Şafii’ye göre, namazdan sonra hutbe okunması
müstehaptır.
Husuf namazı:
Ay tutulduğu zaman, herkes kendi evinde tek başına olarak güneş
tutulması namazı gibi, kıraati gizli veya açıktan okuyarak iki veya dört rekat
namaz kılması iyi olur. Bu namazın camide cemaatle kılınması da, caizdir.
Bu namaz, iki rekat kılınırsa sabahın sünneti gibi, dört rekat kılınırsa
ikindinin sünneti gibi kılınır.
Evvabin namazı
Sual: Evvabin namazı nedir, nasıl kılınır?
CEVAP
Akşam namazından sonra kılınan nafile namaza (Evvabin namazı) denir,
bu namazı kılmak müstehabdır. Altı rekat olarak kılınır.
Hepsini bir selam ile veya iki rekatta birer selam ile kılınabilir. Her iki
şekilde de, ilk iki rekatları, akşam namazının sünneti yerine sayılır. Bu namazı,
sünnetten sonra, ayrıca kılmak da olur. İki hadis-i şerif meali:
(Akşam namazından sonra, altı rekat kılanın günahları, deniz köpüğü
kadar da olsa, affolur.) [Taberani]
(Akşam namazından sonra, arada kötü bir şey konuşmadan, altı
rekat nafile namaz kılmak, on senelik ibadete denk olur.) [Tirmizi]
Evvabin namazı kılarken, kazaya niyet edilirse, hem bu büyük sevablara
kavuşulmuş, hem de kaza borcu ödenmiş olur. Kaza borcu olan, kazaya niyet
etmeden, nafile olan evvabin namazını kılarsa, bu sevablara kavuşamaz.
Çünkü Hazret-i Ali’nin naklettiği bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Farz namaz borcu olan kimsenin, nafile namaz kılması, doğurmak
üzere olan hamile kadına benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu
düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Kaza borcu olan
kimse de, böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun
nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48]
430
www.dinimizislam.com
Sünnet namazlar
Sual: Bazı kimseler, sünnet namazlar hakkında, özellikle, yatsının ilk
sünneti hakkında hadis olmadığı için bid’at diyorlar. Doğrusu nedir?
CEVAP
Bütün sünnetler hakkında hadis-i şerif vardır. Yatsının ilk sünneti
Hanefi’de ve Maliki’de gayri müekked sünnettir.
Nimet-i İslam kitabında deniyor ki:
Sünnetlere (Nafile) denilmesi, nafile deyiminin daha kapsamlı
olmasındandır. Çünkü her sünnet nafiledir. Her nafile, sünnet değildir. Nafileler
revatib ve regaib diye ikiye ayrılır.
Revatib: Farzlardan önce veya sonra kılınan müekked ve gayr-ı müekked
sünnetlerdir.
Regaib: Kuşluk ve teheccüd gibi diğer nafile sünnetlerdir.
Müekked sünnetlerin bir kısmı iki, bir kısmı dört rekâttır.
İki rekâtlılar: Sabah namazından önce, öğle, akşam ve yatsı namazından
sonra kılınan iki rekât sünnetlerdir.
Dört rekâtlılar: Öğle ve Cuma namazından önce ve Cuma namazından
sonra kılınan dört rekât sünnetlerdir.
Gayr-i müekked sünnetler: İkindi ve yatsıdan önce kılınan 4 rekâtlı
sünnetlerdir.
Öğlenin ve yatsının ikişer rekâttan ibaret olan son sünnetlerini onlara
ikişer rekât daha ekleyerek dörder kılmak da mendub sünnetlerdendir. Bir
hadis-i şerif meali şöyledir:
(Öğlenin farzından önce ve sonra devamlı olarak dört rekât [nafile]
kılana cehennem haram olur.) [Tirmizi, Ebu Davud]
Akşam namazının farzından veya müekked sünnet olan iki rekâttan sonra
altı rekât namaz kılmak da mendub sünnettir. Bu mendub sünnete Evvabin
denir. Bir hadis-i şerif meali:
(Akşam namazından sonra konuşmadan altı rekât daha kılanın elli
yıllık [küçük] günahları affolunur.) [Feyz-ül Kadir]
İkindinin ilk sünneti, yatsının ilk sünnetinden daha faziletlidir. Hazret-i Aişe
validemiz (Resulullah, yatsının farzından önce dört, farzından sonra da
dört rekât kılıp yatarlardı) buyurdu.
Hazret-i İbni Ömer’in, (Resulullah ile beraber, yatsı namazından sonra
iki rekât namaz kıldık) diye bildirdiği hadis-i şerifi, yatsının son sünnetini,
Hazret-i Abdullah ibni Mugaffelin rivayet ettiği, (Her ezan ve ikamet arasında
namaz vardır) hadis-i şerifi de, yatsının ilk sünnetini göstermektedir. (Buhari)
Mezahib-i erbaa’da nafile namazlar mezheplere göre şöyle bildiriliyor:
Hanefide: Farz namaza tabi olan nafileler, ikiye ayrılır: Mesnun ve
mendub.
Mesnun olanlar:
431
www.dinimizislam.com
Sabah namazından önce iki,
Öğle namazından önce dört, sonra iki,
Cuma namazından önce ve sonra dört,
Akşam namazından sonra iki,
Yatsı namazından sonra iki.
Mendub namazlar:
Akşam namazından sonra altı,
Yatsı namazından önce dört rekât. Hazret-i Aişe validemiz, (Resulullah,
yatsının farzından önce dört, farzından sonra da dört rekât kılıp
yatarlardı) buyurdu.
Hanbelî’de: Farz namazlara tâbi olan nafileler ikiye ayrılır: Ratibe ve
gayr-i ratibe.
Ratibeler:
Öğle farzından önce iki, öğle farzından sonra da iki,
Akşam namazından sonra iki,
Yatsı namazından sonra iki ve sabah namazından önce de iki rekat.
Revatibin gayrı ise yirmi tanedir:
Öğle namazından önce dört ve sonra dört,
İkindi namazından önce dört,
Akşam namazından sonra dört,
Yatsı namazından sonra da dört rekât,
Akşam namazından önce iki rekât kılmak da mubahtır.
Şafiide: Farzlara tabi olan nafile namazları ikiye ayrılır: Müekked, gayri
müekked.
Müekkedler (Revatib olanlar):
Sabah namazının iki rekâtı,
Öğle ve Cuma namazından önce iki, Cumadan sonra iki,
Akşam namazından sonra iki,
Yatsı namazından sonra da iki rekât, bir de vitirdir.
Sünnet-i gayri müekkedeler:
Öğleden önce ve öğleden sonra iki rekât. Cuma da öğle gibidir. [Öğlenin
ve Cumanın farzından önce, iki rekât müekked, iki rekât da gayr-i müekked
olmak üzere, toplam dört rekât sünnet namaz vardır.]
İkindiden önce dört,
Akşamdan önce iki rekât. Bu iki rekât, (Her iki ezan arasında bir namaz
vardır) hadisinden dolayı kılınır. İki ezandan murat ezan ve ikamettir.
Yatsı namazından sonra iki rekât.
Malikide: Farzlara tabi olan nafileler ikiye ayrılır: Revatib ve diğerleri.
Revatib olanlar:
Bunların belli bir rekât sayısı yok ise de evla olanı şöyledir:
Öğle namazından önce ve sonra dört,
İkindi namazından önce dört,
432
www.dinimizislam.com
Akşam namazından sonra altı rekât.
(İki ezan arasında bir namaz vardır) hadis-i şerifine istinaden yatsı
namazından önce nafile kılmak müstehabdır.
Revatib olmayan nafileler:
Sabah namazı iki rekât.
Maliki’de yatsı namazından sonra ve vitir namazından önce kılınan bir
nafile namaz var.
Vitir sünnet-i müekkededir. İki rekât tavaf namazından sonra sünnetlerin
en kuvvetlisidir.
Görüldüğü gibi, her mezhepte sünnet namazlar vardır.
Sual: Öğle ve yatsının son sünnetini dört rekat kılmak caiz midir?
CEVAP
Farz ve vacip namazlardan başka kılınan namazlara, sünnetler de dahil,
nafile denir. Mekruh vakitler haricinde her zaman nafile namaz kılmak caizdir.
Öğle ve yatsı namazının farzından sonra dört, akşamın farzından sonra altı
rekat nafile namaz kılmanın fazileti hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Öğle namazından önce ve sonra dört rekat namaz kılmaya devam
edene Cehennem haram olur.) [Tirmizi]
(Akşamdan sonra altı rekat namaz kılanın, günahları deniz köpüğü
kadar da olsa affedilir.) [Taberani]
(Akşam namazından sonra, konuşmadan 6 rekat namaz kılan, 12 yıl
nafile ibadet etmiş gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace]
(Öğlenin farzından önce kılınan dört rekat, yatsının farzından sonra
kılınan dört rekat namaz gibidir. Yatsıdan sonra kılınan dört rekat namaz,
Kadir gecesinde kılınan dört rekat namaz sevabına eşittir.) [Taberani]
Ancak nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için farz borcunun
olmaması gerekir. Bu borcu ödemedikçe, bu cinsten olan hiçbir nafile
ibadetine sevap verilmez. Dürret-ül fahire’deki hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ,
kazaya kalmış namaz borcu olanın, nafile namazını kabul etmez)
buyuruldu. Ayrıca nafile ibadetlere sevap verilebilmesi için, haramlardan kaçıp
günahlara da tevbe etmek gerekir.
Sual: Bazen öğlenin sünnetini terk etmekte mahzur var mıdır?
CEVAP
Çok mühim bir mazeret olmadan namazın sünnetlerini terk etmek doğru
değildir. Hele kaza borcu olanın namazlarını bir an önce kaza etmesi farzdır.
Bir kişi, bazen sabah ve akşam yemeğini yiyip öğle yemeğini yemese, bir şey
olmaz. Yemek için namazın sünnetlerini bırakmak uygun değildir. Hele
sünnete önem verilmediği için kılınmazsa çok daha tehlikelidir. Peygamber
efendimizin yaptığı işleri beğenmemek olur ki maazallah çok kötüdür.
Peygamber aleyhisselam, farzların yanında nafile namazlar kılmıştır. O kıldığı
için bu nafile namazlara sünnet diyoruz. Peygamber efendimizin kıldığı bu
nafilelerin [sünnetlerin] önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
433
www.dinimizislam.com
(Her gün öğlenin farzından önce 4, öğle ve akşam ve yatsının
farzından sonra 2, sabahın farzından önce 2 rekat olmak üzere 12 rekat
nafile [sünnet] kılan Cennete girer.) [Ebu Davud]
(Her gün 12 rekat nafile namaz kılan müslümana Cennette bir köşk
yapılır.) [Müslim]
(Öğlenin farzından önce 4 rekat [sünnet] kılan, gece bu kadar
teheccüd namazı kılmış gibi sevap kazanır.) [Taberani]
(Öğlenin farzından önce ve sonra 4 rekat [sünnet] kılmaya devam
edenin Cehenneme girmesi haramdır.) [Nesai]
(Öğlenin farzından önce 4 rekat kılan, İsrailoğullarından bir köleyi
azat etmiş kadar sevap alır.) [Taberani]
Resulullah efendimizin hangi namazı daha çok sevdiği ve ona devam
ettiği sorulduğunda, Hazret-i Âişe validemiz, (Öğleden önce 4 rekat [sünnet]
kılardı, kıyamlarını uzatır, rüku ve secdelerini güzel yapardı) buyurdu. (İbni
Mace)
Resulullah, öğlenin dört rekat olarak kıldığı ilk sünneti için, (Bu vakit,
göklerin kapılarının açık olduğu zamandır. Bu vakitte iyi bir amelimin
Arşa çıkmasını isterim) buyururdu. (Tirmizi)
(Öğlenin farzından önceki 4 rekat [sünnet] hariç, gündüz kılınan
[sünnet] namazların hiç biri, gece kılınan [sünnete] denk olamaz. Gece
namazlarının, gündüz namazlarına olan üstünlüğü, cemaatle kılınan
namazın yalnız kılınan namaza üstünlüğü gibidir.) [Taberani]
(Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 27 derece daha
faziletlidir.) [Buhari]
Öğle namazının sünnetlerinin fazileti bu kadar mühimdir. İmam-ı Gazali
hazretleri, (Öğlenin son sünneti, ilk sünnetinden daha kuvvetlidir) buyuruyor.
Redd-ül-muhtar’daki hadis-i şerifte ise, (Öğlenin farzından önceki [sünneti]
terk eden, şefaatime kavuşamaz) buyuruluyor. O halde, mühim bir özür
olmadan sünnetleri terk etmemelidir.
İslam âlimleri, bu hadis-i şerifi, (Özürsüz ve ısrar ile öğlenin sünnetini terk
eden, bu namaz için olan ve derecenin yükselmesine yarayan şefaatime
kavuşamaz) şeklinde açıklıyorlar. Çünkü sünneti değil, farzı bile terk edene,
büyük günah işleyene şefaat edilecektir.
Farzdan önce sünnet kılmak, şeytanın ümidini kırmak, onu üzmek için
emredilmiştir. Şeytan, (Sünnetlerde bile insanı aldatamıyorum, farzlarda ise,
hiç aldatamam) diye üzülür. (Tahtavi)
Resulullahı sevindirmek, şeytanı üzmek için sünnetleri hiç terk
etmemelidir!
Nafile namazlarla ilgili çeşitli sorular
Sual: Nafile ibadet yapmak şart mıdır? Mesela nafile oruç tutmak, nafile
434
www.dinimizislam.com
namaz kılmak gerekir mi?
CEVAP
Hayır nafile ibadet yapmak şart değildir. Ancak Resulullahın sünnetine,
emirlerine uymak büyük saadettir. Önce farzları yapmalı, farz borcu olmayan
nafile ibadetleri de yapması çok iyi olur.
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Ayda üç gün oruç tutmanızı ve her gün iki rekat kuşluk namazı
kılmanızı tavsiye ederim.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
Peygamber efendimizin tavsiyesini emir telakki etmeli, ayda üç gün oruç
tutmaya çalışmalı. Farz namaz kazası olan da, kuşluk vakti, iki rekat kaza
namazı kılarsa Kuşluk namazı da kılınmış olur. Yeni abdest almışsa, Sübha
namazı da kılınmış olur. Sefere çıkarken kılarsa, Tehıyyet-ül-menzil namazı
da kılınmış olur. Camide kılarsa, Tehıyyet-ül-mescid de kılınmış olur.
Bunların hepsi için niyet edilirse, ayrıca niyet sevabı da alınır.
Sual: Bir hoca, “Farzı terk ederek haram işleyen şefaate kavuşur, fakat
sünneti terk eden şefaate kavuşamaz” dedi. Sünnet farzdan daha mı
önemlidir?
CEVAP
Sünnetin birkaç manası vardır:
1- Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir.
2- Farz ve sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullahın emirleri demektir.
3- Sünnet, yalnız olarak kullanılınca, İslamiyet anlaşılır. (Sünnetimi
[İslamiyet’i] terk edene şefaatim haramdır) hadis-i şerifi, (İnanılacak şeylerde
İslamiyet’ten ayrılan şefaate kavuşamaz) demektir.
Demek ki, sünnet namazları değil, İslamiyet’i terk eden şefaate
kavuşamaz. Büyük günah işleyen de şefaate kavuşur. (Hadika)
Sual: İkindi namazını kıldıktan sonra, kerahet vakti çıkıncaya kadar, nafile
kılmak mekruh mu?
CEVAP
Evet mekruhtur. Yalnız nafile kılmak mekruh olan iki vakit vardır. Sabah,
tan yeri ağardıktan sonra güneş doğuncaya kadar, sabah namazının
sünnetinden başka nafile kılınmaz.
İkindiyi kıldıktan sonra, akşam namazından önce nafile kılmak mekruhtur.
Bildirilen bu iki vakitte, yani sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğuncaya
kadar kaza namazı kılınır. Ama nafile kılınmaz. İkindi namazı kılındıktan sonra,
kaza namazı kılınır. Fakat nafile kılınmaz. Kaza namazı da güneş batarken
bakacak kadar sararmaya başlayıncaya kadar kılınır. Ondan sonra kılınması
günah olur.
Sual: Şükür secdesi nasıl yapılır ve şükür namazı nasıl kılınır?
CEVAP
Kendisine nimet gelen veya bir dertten kurtulan kimsenin, Allahü teâlâ için
şükür secdesi yapması müstehabdır. Şükür secdesi, tilavet secdesi gibidir.
435
www.dinimizislam.com
Şükür secdesi yapacak kimse, niyet eder. Abdestli olarak, kıbleye karşı
ayakta durup, ellerini kulaklara kaldırmadan, Allahü ekber der ve secdeye
gider. Önce Elhamdülillah der. Sonra secde tesbihini okur. Sonra Allahü ekber
der ve ayağa kalkar.
Şükür namazı iki rekattır, sabah namazının sünneti veya farzı gibi kılınır.
Sual: Mesela şükür namazını kaza namazı kılarken niyetlensek eda etmiş
olur muyuz?
CEVAP
Ömürde böyle birkaç defa yapılan ibadetler için, kazaya niyet edilmez.
Sual: Kaza namazı borcu olan kimse, nafile olan istihare namazı kılabilir
mi?
CEVAP
Nadiren yapılacak ibadetler caiz olur.
Sual: Güneş doğduktan 1-2 saat kadar sonra, evinden çıkarken kuşluk
namazı kılarken, yeni abdest aldığımız için sübha namazına, evden
çıkacağımız için tehıyyet-ül-menzil namazına da niyet edebilir miyiz?
CEVAP
Evet. Böyle niyet edilirse her üç namazın sevabına da kavuşulur.
Ancak, üzerinde kaza namazı olan kimse, yukarıda bildirilen Tehıyyet-ülmenzil, sübha, kuşluk namazı gibi nafile namazları kılarsa, kabul olmaz.
Çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Kaza namazı borcu olanın nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ülfahire, Fütuh-ül-gayb]
Kaza namazı olan, bu namazı kılarken, kaza namazına ve yukarıda
bildirilen nafile namazlara da niyet ederse, hem kazasını öder, hem de nafile
namazların sevabına kavuşur. (İslam Ahlakı)
Sual: Bazı kimseler, imamla sabah namazının farzını kıldıktan sonra,
kılamadıkları o günkü sabah namazının sünnetini kılıyorlar. Caiz mi?
CEVAP
Sabah namazının farzından sonra, nafile namaz kılınmadığı gibi, sabah
namazının sünneti de nafile olduğu için kılınmaz. Ancak farz kazası olan, kaza
kılabilir.
Öğle namazının ilk sünneti kılınmadan, imamla farz kılınmışsa, ilk sünnet
farzdan sonra kılınır. Yatsı namazının ilk sünneti de farzdan önce
kılınamamışsa, farzdan sonra kılmak iyi olur. Sabahın sünneti gibi, ikindinin
sünneti de farzdan sonra kılınmaz.
Kamet okunduktan sonra ayrı bir yer yoksa cemaat arasında sünnete
durulmaz. Peygamber efendimiz, (Kamet okununca, [cemaat arasında] o
farzdan başka namaz kılınmaz) buyurunca, “Ya Resulallah, sabahın
sünnetini de mi kılmayacağız” dediler. (Evet, sabahın sünneti de kılınmaz)
buyurdu. (İbni Adiy)
Girişte veya direk arkasında, sabahın sünneti kılınıp imama yetişmeye
436
www.dinimizislam.com
çalışılır. Sünneti kılınca, imama yetişemeyeceğini zanneden kimse, sünneti
kılmaz, hemen imama uyar. Farzdan sonra da sünneti kılmaz. (Dürer)
Sual: Nafile namaz kılarken, secdede, dua okumak caiz midir?
CEVAP
Nafile namazlarda caizdir. Farzlarda okunmaz.
Sual: Nafile namazlar cemaatle kılınır mı?
CEVAP
Kılınmaz.
Sual: Farz namazlarda kıyam, yani ayakta durmak farzdır. Sünnetlerde
de ayakta durmak farz mıdır?
CEVAP
Sağlam kimse için yalnız farz namazlar ile vitir namazını kılarken ayakta
durmak farzdır. (Sirac-ül-vehhac)
Hasta ve özürlü olmasa da, nafileleri oturarak kılmak her zaman ve her
yerde caizdir. Yalnız [vacip diyenler de olduğu için] sabah namazının sünnetini
ayakta kılmalıdır! Nafileleri oturarak kılana, sevabın yarısı verilir. (Merakılfelah)
Beş vakit namazın sünnetlerini hiç bir mazeret yokken de, oturarak kılmak
caizdir. Çünkü bu sünnetler de, nafile namazdır. (Cevhere)
Bunlar Seadet-i Ebediyyede de yazılıdır.
Nafile namazları da ayakta kılmak iyi olur.
Sual: Bulgaristan’dan gelen Rumeli muhacirleri, Tesbih, Regaib… gibi
nafile namazları cemaatle kılabilmek için nezr ediyorlar, sonra cemaatle
kılıyorlar. Bazen de namaza başlayıp bozuyorlar. Sonra cemaatle kılıyorlar.
Böyle yapmaları dine uygun mudur?
CEVAP
Bu bâtıl bir yoldur. Mekruhtan kurtulmak için böyle yapmaları günah olur.
Fıkıh ilminde söz sahibi İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
«Bahr sahibi diyor ki: ……. namazını cemaatle kılmak mekruhtur; bid'attir.
Rumeli halkının kerahet ve nafileden kurtulmak için onu nezir etmeleri ise bâtıl
bir çaredir.» (Redd-ül-muhtar - Vitir ve nafileler bahsi)
Sual: Kitaplarda, teheccüd ve kuşluk namazlarının en çoğu 12 rekat
olarak bildiriliyor. Daha fazla kılsak günah olur mu? Kuşluk vaktinde ve gece
kaza namazı kılıyorum, gündüz kuşluğa gece de teheccüde niyet ediyorum.
Bu durumda 12 rekattan fazla namaz kılmamda mahzur var mıdır?
CEVAP
Hayır hiç mahzuru olmaz.
Nafile olarak yapmak
Sual: S. Ebediyye’de (Farzları ve vacibleri nafile olarak yapmak,
müekked sünnetleri yapmaktan daha çok sevab olur) deniyor. Farzları,
nafile olarak yapmak nasıl olur?
CEVAP
437
www.dinimizislam.com
Bir farzı eda ettikten sonra, onu tekrar yapmak nafile olur. Mesela hacca
giden, tekrar hacca giderse nafile olur. Öğlenin veya yatsının farzını yalnız
kıldıktan sonra, hazır cemaat varsa, onlara uyup tekrar kılmak nafile olur.
Yahut bir namaz, mekruh olarak veya bir sünneti eksik olarak kılınmışsa, o
namazı tekrar kılmak nafile olur. Nafile olarak kılınan bu namazın sevabı,
mekruh olarak ve bir sünneti eksik olarak kılınan namazdan daha fazla sevab
olur. Yalnız kıldıktan sonra, aynı namazı cemaatle kılınca da, sünnet olan
kısmının sevabı ötekinden fazla olur.
Gece nafile kılmak
Sual: Erkeklerin, geceleyin nafile namaz kılarken sesli de okumaları caiz
midir?
CEVAP
Evet, caizdir; fakat gündüz kılınan, farz ve nafile bütün namazları, gizli
okumak vacibdir. (Hindiyye)
Gündüz namazları, öğle ve ikindidir. Gece namazları ise, akşam, yatsı ve
sabah namazlarıdır.
Nafile kılarken
Sual: Bir kimse, Kuşluk, Teheccüd gibi nafile namazları kılarken sesli
okuyabilir mi?
CEVAP
Kuşluk namazı gibi gündüz kılınan nafilelerde, gizli okumak vacibdir.
Teheccüd gibi gece kılınan namazlarda, kişi muhayyerdir, yani ister sesli, ister
gizli okur. (Hindiyye)
Farzın nafilesi
Sual: S. Ebediyye’de, (Farzları nafile olarak yapmak, müekked
sünnetleri yapmaktan daha çok sevap olur) deniyor. Farzları nafile olarak
yapmak ne demektir? Bir örnek verilebilir mi?
CEVAP
Bir kimse öğle namazını kılsa, sonra orada bazı kimseler öğleyi cemaatle
kılmaya başlasalar, bu da onlara uysa, farzı nafile olarak kılmış olur. Öğlenin
farzını tekrar kılması nafile oluyor. Bu kılınan nafile, öğlenin sünnetinden daha
çok sevab oluyor. Cemaat sevabına kavuşur. Yani 27 derece sevab alır.
Farzın önemi büyüktür
Sual: Bazıları, “Gündüz namaz kılmaya gerek yok, gece nafile namaz
kılarsan onun yerine geçer” diyerek farza hiç önem vermiyorlar, nafileye teşvik
ediyorlar. Hatta cemaatle Tesbih namazı gibi nafile namaz kılıyorlar. Farzın
dindeki önemi nedir?
CEVAP
Farzın dindeki önemi çok büyüktür. Farzdan önemli bir şey yoktur. Bu
438
www.dinimizislam.com
konuda çok hadis-i şerif vardır.
Birisi gelip Resulullah efendimize sual etti:
- Ya Resulallah Cennete gidecek amel nedir?
- Allah’a ortak koşmazsın, farzları yaparsın, farz olan namazı kılarsın,
farz olan zekâtı verirsin, Ramazanda orucu tutarsın.
- Ya Resulallah bu söylediklerinizden başka yapılması gereken şey var
mı?
- Farz olarak bu kadardır; ama nafile olarak yapmak istersen başka.
- Allah’a yemin ederim ki farzları yaparım daha fazlasını yapmam.
Adam dönüp giderken Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Cennetlik bir kimse görmek isteyen bu adama baksın.) [Buhari,
Müslim, Ebu Davud, Nesai]]
Saçları dağınık birisi yine Resulullah efendimize bazı sorular sormaya
başladı:
- İslam nedir?
- Birincisi günde beş vakit namaz kılmak...
- Beşten fazla bir namaz yok mu?
- Hayır yoktur. Nafile kılmak istersen o başka. Bir de Ramazan orucu
var.
- Bundan başka, oruç yok mu?
- Farz olarak yok. Nafile olarak tutmak istersen var. Bir de zekât
vardır.
- Bundan fazlası var mıdır?
- Hayır yoktur. Nafile olarak sadaka verebilirsin.
Adam, (Vallahi ne fazla, ne de bundan noksan yaparım) diyerek çekip
gitti. Resulullah buyurdu ki:
(Sözünde durursa, kurtuluşa erdi.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]
İslam âlimleri bu hadis-i şerifi delil getirip, sünnet ve nafile kılmayanların
ahirette ceza görmeyeceğini, sadece sevabından mahrum kalacağını
bildirmişlerdir.
Farzın önemi hakkında, bazı hadis-i şerif mealleri:
(Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül
fahire]
(Nafile kılmak günah değildir. Farzın yanında denizde damla gibidir. Farzı
kılma imkanı varken tehir ederek nafile ile meşgul olunca, farzı tehir günahı
büyük olur. Bu günahtan azıcık nafile sevabı çıkarılınca yine ortada büyük
günah kalmaktadır. Onun için Peygamber efendimiz, nafilesi kabul olmaz
buyurmuştur.)
(Borcu var iken verilen sadaka kabul olmaz.) [Buhari]
(Borcu ödemek farzdır. Sadaka vermek nafiledir. Farz borcunu
geciktirmek de günahtır. Bu bakımdan verdiği sadaka geciktirme günahını
affettiremediği için kabul olmaz buyurulmuştur.)
439
www.dinimizislam.com
(Allahü teâlâ, “Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle
yaklaşılamaz” buyurdu.) [Buhari, Beyheki, Uyun-ül besair] (Yani Allahü
teâlânın rızasına kavuşmak için önce farzları eda etmek şarttır.)
(En üstün amel, cihaddır. En üstün cihad, farzları ifa etmektir.)
[İ.Ahmed Taberani]
(Farzları yapmak en üstün cihad oluyor.)
(Allah indinde en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır.)
[Müslim, Ebu Davud]
(En üstün amel, farz namazdan sonra zekâttır.) [Taberani]
(Ya Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir.) [Ebu Davud]
(Önce farzın ifası emrediliyor.)
(Allahü teâlânın sana farz kıldığı şeyleri eda et ki, insanların en âbidi
olasın.) [İbni Adiy]
(Çok nafile ibadet eden değil, farzları aksatmayan insanların en çok
ibadet edeni oluyor.)
(Farzları öğrenip onunla amel edene veya başkasına öğretene Allah
rahmet etsin.) [Ebuşşeyh]
(Bir Müslüman yoktur ki, farz namaz için layıkı ile abdest alsın da, o
gün ayaklarının yürüdüğü ellerinin tuttuğu, gözlerinin baktığı,
kulaklarının dinlediği, dilinin söylediği, nefsinin arzuladığı kötü şeyler
affolmasın.) [İ.Asakir]
(Kıyamette işlediği farzlarla içi dolu olana müjdeler olsun.) [Deylemi]
(Cihad için atılan adım ile bir farzı ifa için atılan adımdan daha
üstünü yoktur.) [Tirmizi]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Beş vakit farz namazı, şartlarına uyarak,
vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir
sözüm yoktur.) [İbni Mace, Ebu Davud]
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa,
o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi]
(Farz orucu kaza ediyor, oruç borcundan kurtuluyor ama, farzı zamanında
yapma sevabına kavuşamıyor. Hatta ömür boyu nafile oruç tutsa da bir farzı
zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Farzın ne kadar önemli olduğunu
bu hadis-i şerif açıkça bildiriyor.)
(Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan teheccüd
namazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
(Bir kimse, en kıymetli bir sünnet olan teheccüd namazını ömründe hiç
kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez, sadece sevabından mahrum kalır. Ama
bir farzı terkin cezası çok büyüktür.
Din kitaplarında deniyor ki:
Düşman karşısında, bir farz namaz, kılma imkanı varken, terk etmenin
cezası, Yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Cami-ül-fetâvâ Umdet-ül İslam)
Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. İmkanı varken kaza
440
www.dinimizislam.com
etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair)
[Farz borcu olanın nafile ile meşgul olması, farzı tehir ettiğinden dolayı
günahtır.]
Hazret-i Ali'nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan
hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu
kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz
namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul-gayb
m.48] (Bu hadisi açıklayan Hanefî âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri
buyuruyor ki:
Bu hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz.
Çünkü sünnetler de nafiledir. Bu hadis-i şerif, Zahire-i Fıkh kitabında da
vardır.)
Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor
ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın
nafile kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette
kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise
kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m. 48)
Kaza namazı borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şira
risalesi)
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer'e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
(Allah’ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz
yapman gerekeni de gece yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri
ödemeden nafile ibadetini kabul etmez.) [Kitab-ül Harac]
Denizde damla gibidir
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzın yanında nafileler kıymetsizdir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti
de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir. (Mektubat-ı Rabbani 1/29,
260)
[Yıllarca farz kaza namazı borcu olana sünnetleri bırakma demek, koca
denize değil, bir damlaya itibar etmek gibi çok abes ve cahilce bir sözdür.]
Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretleri buyurdu ki:
(Yıllarca kaza borcu olanın, sünnetleri kılarken, kaza namazına da niyet
etmesi, dört mezhepte de lazımdır) (S. Ebediyye)
Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. (Eşbah)
Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül-muhtar,
Hindiyye)
Alimlerin söz birliği
Ruh-ul-beyân’da En'am suresinin 165. âyetinin tefsirindeki hadis-i şerifte
bildiriliyor ki:
Kıyamette helal yoldan kazanan kimseye denir ki:
441
www.dinimizislam.com
- Bu malları kazanırken ve sarf ederken farz bir namazı vaktinde
kıldın mı? Namazın rükuunu, secdesini ve abdestte farzları tam yaptın
mı?
- Ya Rabbi, helalden kazanıp helal yerlere harcadım, hiçbir farzı
kaçırmadım.
- Helal kazanırken bazı yanlışların olmadı mı?
- Ya Rabbi, helal yollardan kazandım ve helal yollarda harcadım, hiçbir
farzı zayi etmedim, farzları yerine getirirken ihlasıma halel getirmedim. (Ruhul-beyân 3/132)
Âlimler sözbirliği ile bildirdiler ki:
Regaib ve revatib ameller ile vacibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte
farza ulaşamaz. Sünnetler farzların eksiklerini tamamlar. Nafileler ise
sünnetlerin eksiklerini tamamlar. Hiçbir nafile ile farz borcu ödenmiş olmaz.
Bazı avamın [cahillerin] iddia ettiği gibi farzı bırakıp da nafile ile
uğraşmalarının, mesela, evvabin namazının farz kazaların yerine geçeceğini
iddia etmelerinin dinde yeri yoktur. (Ruh-ul-beyân 3/127)
Sual: Farzı yapmayanın imanı gider mi?
CEVAP
Farzlara önem verip, tembellikle yapmayanın imanı gitmez. Fakat, bir
farzı yapmayan müslüman, iki büyük günaha girer:
Birincisi, o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek, yani farzı geciktirmek
günahıdır. Bunun affolması için tevbe etmek, yani pişman olmak gerekir.
İkincisi, bu farzı terk etmek günahıdır. Bu büyük günahın affolması için,
bu farzı hemen kaza etmek gerekir. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük
günah olur. Kaza geciktikçe, günahlar, katlanarak artar, sayılamayacak kadar
çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen
hukbe [1 hukbe 80 yıl] Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu müthiş
günahların altından kurtulabilmek için, namazları bir an önce kaza etmek
gerekir. (Tergib-üs-salat)
İbni Nüceym hazretleri buyuruyor ki:
(Farz namazları vaktinde sonraya bırakmak büyük günah olup, ancak
tevbe etmekle affolur. Tevbe ederken, kılmadığı namazları kaza etmesi
gerekir. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha
işlemiş olur. (Kebair ve segair)
Sual: Deniyor ki: “Tehıyyet-ül mescid, camiye, mescide girince, mekruh
vakit değilse, iki rekat nafile namaz kılmak demektir. Kur'an-ı kerim
okunuyorsa, tehıyyet kılınmaz. Çünkü, Kur'an-ı kerimi dinlemek farzdır. Farzı
kifaye için de sünneti terk etmek evladır.”
Okunan Kur’anı dinleyenler var iken, bizim tesbih çekmemiz veya nafile
namaz kılmamızda mahzur olur mu?
CEVAP
Okunan Kur’an-ı kerim, namaz kılarken sizi şaşırtmıyorsa, arkada veya
442
www.dinimizislam.com
kenar bir yerde kılmanız caiz olur.
Başkaları Kur’an-ı kerimi dinlediği için, sizin zikir çekmeniz de caiz olur.
Ancak okunan Kur’an-ı kerimi dinlemek farzdır, yani çok büyük sevaptır.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Farz ibadetin yanında nafile ibadetin hiç kıymeti yoktur, deniz yanında
damla bile değildir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir
damla su gibi bile değildir. Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük
gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor. Halbuki bir altın zekât vermek, yüz bin altın
sadaka vermekten daha sevaptır.) [c.1, m. 29, 260, c.3, m. 17]
Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Allahü teâlâ buyuruyor ki, bir kimse farzı yapmakla bana yaklaştığı
gibi, hiçbir şeyle yaklaşamaz.) [Beyheki]
Sünnet yerine kaza kılmak
Kaza namazı kılmak gerekmez mi?
Sual: İbni Teymiye ve yandaşları, (Vaktinde kılınmayan namazları kaza
etmek gerekmez, tevbe etmek yeterli olur) diyorlar. Namazları kaza etmek
gerekmez mi?
CEVAP
İbni Teymiye, (Özürlü ve özürsüz terk edilen namazları kaza etmek
gerekmez) diyor. (Mecmu-ul-Fetava 12/106.)
İbni Teymiye’nin sözü dinde senet değildir. Zaten birçok yanlış inancı
yüzünden küfre düşmüştür. Vaktinde kılınmayan namazları kaza etmek
gerekmez demek dini yıkmak olur. O zaman kimse namaz kılmaz, zekât
vermez, hacca gitmez, oruç tutmaz, sonunda da tevbe edince oluyormuş der.
Namazları vaktinde kılmak farz olduğu gibi, vaktinde kılınmayanı kaza
etmek de farz olduğu, bütün fıkıh kitaplarında bildirilmiştir. Birkaçı şöyledir:
1- Farz namazı, özürsüz vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu
günah, yalnız kaza edince affolmaz. Kaza ettikten sonra, ayrıca tevbe veya
haccetmek de gerekir. Kaza edince, yalnız namazı kılmamak günahı affolur.
Kaza kılmadan, tevbe edilince, terk günahı affolmadığı gibi, tehir günahı da
affolmaz, çünkü tevbenin kabul olması için, günahı terk etmek şarttır. (Dürr-ülmuhtar)
2- Farzlara önem verip, tembellikle yapmayan kimse, mürted olmaz.
İmanı gitmez; fakat bir farzı yapmayan Müslüman, iki büyük günaha girer: 1- O
farzın vaktini ibadetsiz geçirmek yani farzı geciktirmek günahı. Bunun
affolması için tevbe etmek gerekir. 2- Bu farzı yapmamak günahı. Bu büyük
günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek lazımdır. Kazayı
geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. (Berika)
3- Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza
443
www.dinimizislam.com
etmesi şarttır. (Halebî)
4- Vaktinde kılınmayan her namaz, unutarak veya kasten kazaya kalsa
da, o namazı kaza etmek farzdır. (Hindiyye)
5- Özürlü veya özürsüz kazaya kalan farz namazları, hemen kaza etmek
farzdır. (Mezahib-i Erbaa)
Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Bir namazı vaktinde kılmayı unutan, hatırlayınca kılsın. Unutulan
namazın bundan başka kefareti yoktur.) [Tirmizi, Ebu Davud, Nesai]
(Uyuyarak veya unutarak bir namazı vaktinde kılamayan, hatırlayınca
kılsın.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud]
(Farzı unutan, imamla daha sonraki bir namazı kılarken hatırlasa, o
namazını imamla kılsın, namazdan sonra, unuttuğunu kaza etsin. Sonra
imamla kıldığını da iade etsin.) [Taberani, Hatib]
(Farz namaz borcu olanın, nafile namaz kılması, hamile kadına
benzer. Doğumu yaklaşırken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile
de, ana da denmez. Kaza borcu olan kimse de, böyle olup, farz
namazlarını kaza etmedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabul
etmez.) [Fütuh-ul-gayb]
Resulullah, bir gecenin sonunda uyumuştu, güneş doğana kadar
uyanamadı. Uyandı ve güneş yükselince kaza etti. (Nesai)
Namaz hangi özürle kazaya kalabilir
Sual: Namaz, hangi özürle kazaya bırakılabilir ve kazası olan nafile
kılabilir mi?
CEVAP
Bir namaz, cem edilerek kılınma imkanı da yoksa, ancak şu özürlerle
kazaya bırakılabilir:
Savaşta, düşman karşısında oturarak ve kıbleden başka tarafa dönerek
bile namaz kılamazsa, seferde olduğu esnada; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya,
anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde îmâ ile
de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman
ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kazaya bırakmak
ve uyku, unutmak gibi bir özürle namazı fevt etmek [kaçırmak] günah olmaz.
(Dürr-ül Muhtar)
Böyle bir özür olmadan namazı kazaya bırakmak haramdır, büyük
günahtır.
Bütün fıkıh kitaplarında, faite, yani kaçırılmış namaz deniyor. Çünkü, bir
müslüman namazlarını terk etmez. Ancak yukarıda bildirilen bir özür ile
kaçırabilir. Bu bakımdan kaçırılan namaz sayısı az olur. Bugün terkedilmiş
namaz sayısı çoktur. Bir özür ile kaçırılmış namaz ile özürsüz, kasten terk
edilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, yukarıda bildirilen bir özürle
444
www.dinimizislam.com
fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını,
sünnetleri ve diğer nafileleri kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz.
Uyumak, unutmak gibi bir özürle kılınamayan yani fevt edilen [kaçırılan]
namazların hükmü şöyledir:
Fevt olan namazları kaza etmek, nafile kılmaktan iyi ise de, beş vakit
namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte övülen Duha, Tesbih, Tehıyyet-ülmescid gibi belli namazları kılmak böyle değildir. Vaktin sünnetleri ile bu
nafileleri kılmak kaza kılmaktan evladır. (Redd-ül-muhtar, Halebi, Hindiyye)
Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir:
Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri
kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında,
(Sünnetleri terk etmiş olmaz, çünkü o vakit içinde farzdan başka, [nafile olsun,
kaza olsun] herhangi bir namaz kılınınca, sünnet de yerine getirilmiş olur)
buyurdu. [Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s.36]
Beş vakit namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir.
Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın
sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet
kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan her namaz, sünnet
ismi verilen namaz olur. (Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En üstün cihad, farzları edadır.) [Taberani]
(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ülfâhire]
(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftâh-ün-necât]
(Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle
yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari]
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan
hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu
kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de, farz namazlarını
ödemedikçe, Allahü teâlâ, nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb
m.48]
Hanefi mezhebi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi, (Bu hadis, farz borcu
olanların, sünnetlerinin de kabul olmayacağını göstermektedir) buyuruyor.
Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki:
(Farz borcu varken sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Çünkü sünnetleri
kabul olmaz. Kaza borcu olanın sünnet kılması, alacaklıya, borçlunun hediye
götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar
sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz.)
[Fütuh-ul-gayb m. 48]
Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Yolculuğa
çıkmadan önce iki rekat namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa bir, iki
veya üç vakit namazını kaza etmelidir! Çünkü kaza borcu var iken, nafile
445
www.dinimizislam.com
kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. (s.6)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Farzın yanında nafilelerin hiç kıymeti yoktur. Sünnetlerin farzlar
yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir.) [m.29,
260]
Dört mezhebin fıkıh bilgilerini iyi bilen Seyyid Abdülhakim Arvasi
hazretleri buyuruyor ki:
(Yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kaza namazına niyet ederek
kılmalıdır. Böyle niyet ederek kılmak, dört mezhepte de lazımdır.)
Allahü teâlâ, (Bana farzla yaklaşılır), Resulü de (Kaza borcu olanın
nafilesi kabul olmaz) buyururken, âlimler de, (Kazası olanın, sünnet ve nafile
kılması ahmaklıktır), (Sünnetler farzın yanında denizde damla değildir) derken,
bir özürle kaçırılan namazla kasten kılınmayan namazı aynı zanneden cahiller,
Allahü teâlânın emri olan farzı bıraktırıp, Duha, Tehıyyet-ül-mescid, Tesbih,
Teheccüd namazı gibi nafileleri kıldırmaya çalışıyorlar. Bir kimse, ömründe bu
nafileleri hiç kılmasa, ahirette ceza verilmez. Fakat bir farzı terk etmenin
cezası çok büyüktür.
Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkün iken, terk etmek,
yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Câmi’-ül-fetâva)
Bu fetva da gösteriyor ki: Nafilelerle milleti meşgul edip farzları tehir
ettirenler veya farzları kıldırmayanlar büyük vebal altındadır.
Sual: Sabah namazını vaktinde kılamayıp kaçıran, kazasını öğleden
sonraya bıraksa, günaha girer mi?
CEVAP
Evet girer. Geciktirme günahı da çok büyüktür.
Unutmak özürdür
Sual: Çok defa unutup veya uyuyakalıp namazı kazaya bırakıyorum.
Unutmak özür olur mu?
CEVAP
Unutmak ve uyuyakalmak özürdür; ama bu sık oluyorsa, tedbir alınmadığı
için günah olur. Birkaç örnek verelim:
1- Gece çok geç yatılıyorsa, üstelik saat kurulmuyor veya başka tedbir
alınmıyorsa, namazın kazaya kalması normal değildir.
2- Bir kimse işyerinden çıkarken, namaz vakti girmiş olsa, eve gidince
kılarım diye düşünse, genellikle de eve vaktinde varamıyorsa, namaz
yoldayken kazaya kalıyorsa veya vaktinde eve geldiği halde, iş yerinde kıldığı
için evde kılmayı unutuyorsa, nasıl olsa unutmak özür diyerek, namazın
kazaya kalmasına önem vermiyorsa, yaptıklarından mazur olmaz.
3- Abdest alırken, sünnete uymak için kıbleye dönen kimse, devamlı
olarak unutup ayaklarını kıbleye doğru uzatıyorsa, ayaklarını kıbleye
uzatmamak için kıbleye doğru abdest almamalı; çünkü mekruh işlememek için
sünnet terk edilir. Yani, imkân varsa, arkası kıbleye gelse de, ayaklarını
446
www.dinimizislam.com
kıbleye uzatmamak için, abdesti kıbleye dönerek almaması gerekir.
Hayırlı işler namaz yerine geçmez
Sual: Bir yazar, İbni Teymiye gibi (Kılınmayan namazın kazası gerekmez.
Çok nafile kılması, çok hayır hasenat yapması gerekir) diyor. Hayırlı işler
namaz yerine geçer mi?
CEVAP
İbrahim Muhammed Neşat hazretleri buyuruyor ki:
Namazı bilerek terk etmenin büyük günah olduğunu ve kaza etmek
gerektiğini, cumhur-ı ulema bildirmektedir. İbni Teymiye, (Namazı kasten terk
edenin kaza etmesi gerekmez. Kaza kılması sahih olmaz. Çok nafile kılması,
çok hayrat ve hasenat yapması gerekir) dedi. Daha önce İbni Hazm da, böyle
uygunsuz fikirler ortaya atmıştı.
İbni Teymiye ve İbni Hazm, bazı âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere,
yanlış manalar vererek, Ehl-i sünnetten ayrıldılar. Böylece, hayırlı işlerin,
namaz yerine geçeceği sapıklığını ortaya attılar. İslamiyet’te açtıkları yaraların
en zararlı olanlarından biri de bu olmuştur. Hazret-i Ali’nin bildirdiği hadis-i
şerifte buyuruluyor ki:
(Farz borcu olan, kazasını kılmadan nafile kılarsa, boş yere zahmet
çekmiş olur.) [Fütuh-ul gayb 48. makale]
Bütün Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki:
Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunu kaza etmesi gerekir.
(İbni Âbidin, Halebi, Cevhere, Tahtavi)
Namazı, şer’i özürsüz vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu günah,
kaza edince affolmaz. Kaza ettikten sonra, ayrıca tevbe de gerekir. (Dürr-ül
Muhtar s.485)
Farz yanında nafilenin kıymeti
Sual: Kaza namazı olan, nafile namaz kılabilir mi, belli başlı nafile
namazlar hangileridir?
CEVAP
Namaz, iki sebeple kazaya kalır:
1- Uyumak, unutmak gibi dini bir özürle kaçırılır. Buna Faite yani
kaçırılmış namaz denir. Üzerinde böyle farz kazası olanın nafile namaz kılması
caizdir. Çünkü Redd-ül-muhtar, Halebi, Tahtavi ve Hindiyye gibi kıymetli
eserlerde buyuruluyor ki:
Faite [fevt olmuş, yani bir özürle kaçırılmış] namazların kazalarını acele
kılmak lazımdır. Fevt olmuş [bir özürle kazaya kalmış] namazların kazalarını
kılmak, nafile kılmaktan evla ise de, hadis-i şerifle övülmüş olan beş vaktin
sünnetlerini, duha, tesbih, tehıyyet-ül-mescid, evvabin gibi nafile namazları
kılmak, kaza kılmaktan evladır.
447
www.dinimizislam.com
Evla olmasının sebebi, unutmak, uyumak gibi bir özürle namazı kazaya
bırakmak günah olmadığı içindir. Böyle kimselerin, adı geçen nafileleri kılacak
kadar, kazaları geciktirmeleri günah olmaz. Unutarak, uyuyarak kazaya
bırakılan namaz sayısı bir veya birkaç vakittir. Mesela sabah namazının
vaktinde uyuyup kalan kimse, güneş doğduktan 50 dakika kadar sonra bu
namazı kaza eder. Kaza etmeden önce, duha [kuşluk] namazı kılarsa caiz
olur. Çünkü sabah namazını, uyanamayarak bu vakte bırakması günah
değildir. Duha namazı kılacak kadar geciktirmesi de günah olmaz.
2- Bir de namaz, bile bile tembellikle kılınmayıp kazaya bırakılır. Namazı
böyle terk ederek kılmamak büyük günahtır. Terk edilen böyle namazı, bir
özürle kaçırılan namazla karıştırmamalıdır. Birisinin kazaya kalması günah
değilken, ötekinin kazaya kalması büyük günahtır. Bu büyük günah her namaz
kılacak kadar boş zaman geçince, bir misli artar. Çünkü namazı boş
zamanlarda hemen kaza etmek farzdır.
Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki:
Farz kazası olanın nafile kılması, borçlunun alacaklıya, hediye
götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar
sermayesi, nafileler de kazancıdır. Sermaye kurtarılmadıkça, kazanç olamaz.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz borcu olan, kaza etmeden nafile kılarsa, boşa zahmet çekmiş
olur. Kazasını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz) [Fütuh-ul gayb,
48]
Hanefi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi hazretleri, bu hadis-i şerifi
açıklarken, farz borcu olanın hiçbir nafilesinin kabul olmayacağını bildiriyor.
Kaza borcu olanın nafilelerinin kabul olmayacağı Mektubat-ı
Ma'sumiyye, Bey ve Şir’a risalesi ve Nevâdir-i fıkhıyye fi mezheb-ilhanefiyye'de de yazılıdır.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzların yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında damla bile
değildir. (Müjdeci Mektublar, m.260)
Farz kazası olanlar, bildirilen nafile namazların vaktinde kaza namazı
kılmalıdır! Hem kaza borcu ödenir, hem de nafile namaz sevabına kavuşur.
Kuşluk, evvabin, teheccüd, tehıyyet-ül-mescid namazlarını kılarken, mesela,
(ilk kazaya kalmış sabah namazının farzına ve kuşluk namazını kılmaya) diye
niyet etmelidir. Böylece hem kaza borcu ödenmiş, hem de adı geçen nafile
namazlar kılınmış olur. (N.Fıkhıyye)
Hiç kazası olmayan kimsenin de kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ülmuhtar, Hindiyye)
Sünnet ne demektir
Sual: Farzı bırakıp haram işleyen şefaate kavuşurken, Peygamberimiz,
448
www.dinimizislam.com
(Büyük günah işleyene şefaat edeceğim) buyururken, “Sünneti terk eden
şefaate kavuşamaz” demek doğru mu?
CEVAP
Sünnet kelimesi üç anlama gelir:
1- Kitab ve Sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir.
2- Farz ve Sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullahın emirleri demektir.
Bunlar ikiye ayrılır:
Sünnet-i zevaid: Peygamber efendimizin ibadet olarak değil, âdet olarak
devamlı yaptığı şeylerdir. Elbiselerini giyiniş şekli, temiz şeylere sağdan
başlaması gibi.
Sünnet-i hüda: Yalnız dinimizin şiarı olan işlerdir. Ezan okumak,
cemaatle namaz kılmak gibi.
3- Sünnet yalnız olarak kullanılınca, İslamiyet anlaşılır. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Ümmetimin arasında fitne fesat yayıldığı zaman sünnetime uyana,
[Dinin bildirdiği ibadetleri yapıp haramlardan kaçana] yüz şehid sevabı
vardır.) [Hakim]
(Bir zaman gelir ki, sünnetim [İslam] unutulur, sünnete uyan garip
olur.) [Şir’a]
(Sünnetimi [İslam dinini] terk edene şefaatim haramdır.) [H.Erbain]
(İslamiyet’ten ayrılan şefaate kavuşamaz) demektir. (Şerh-i hadis-i
erbain, Şir’a)
Sünnetin diğer manası
Sünnet, yol, iş, âdet, çığır gibi manalara da gelir. Mesela Sünnetullah,
Allah’ın âdeti, işi demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Dinimizde bir “sünnet-i hasene” çıkaran [iyi çığır açan] bunun sevabı
ile, bununla amel edenlerin sevabına kavuşur, o yolda gidenlerin
sevabından da hiçbir şey eksilmez. Kim de, dinimizde bir “sünnet-i seyyie”
çıkarırsa, [kötü çığır açarsa] bunun günahı ile, bu yolda gidenlerin günahı,
ona da verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey
eksilmez.) [Müslim]
Hadis-i şerifteki Sünnet-i seyyie kötü yol, kötü çığır demektir. Sünnet-i
seyyie = Bid'at-i seyyie demektir. Âlimler, minare gibi güzel işlere, Bid'at-i
hasene demişlerdir. İmam-ı Rabbani hazretleri ise, minare, kitap, mektep gibi
güzel işlere, Bid'at-i hasene yerine Sünnet-i hasene demiştir. Kıyamete kadar
Sünnet-i hasene çıkarmak çok sevaptır. Sünnet-i seyyie ise bid'attir, günahtır.
(Faideli Bilgiler)
Avret yerini açmadan, necaseti temizlemek imkansızsa, namazı öyle kılar.
Çünkü, temizlemek emirdir. Açmak yasaktır. Günahtan kurtulmak önce gelir.
Sünnet emirden de sonra gelir. Sünnet, sevap kazanmak için yapılır. Mekruh
olan bir şeyi işleyerek de sünnet yapılmaz. Ama farz yapılır, borç ödenmiş
olur. Mesela başkasının suyu ile abdest almak, mekruh ise de, farz olan
449
www.dinimizislam.com
taharet hasıl olur. Abdestli olan, başkasının suyu ile abdest alınca, sünnet
sevabı hasıl olmaz. (Redd-ül-muhtar)
Demek ki, kaza kılıp büyük günahtan kurtulmak, sünnet kılmaktan önce
gelir.
Vacibi geciktirmemek için sünnet terk edilir. İmam, sabah namazını
kıldırmaya başlarken gelen, caminin dışında veya içerde, direk arkasında
sünneti kılar. Böyle, cemaatten ayrı bir yer bulamazsa, sünneti kılmadan
hemen imama uyar. Çünkü, cemaat ile namaz kılınırken, yalnız olarak namaza
başlamak mekruhtur. Mekruh işlememek için, sabah sünneti bile terk edilir.
(İmdâd-ül-fettâh)
Namaz vakti daraldığı zaman, nafile kılmak tahrimen mekruhtur. Çünkü,
farzın vaktini kaçırmaya sebep olur. Farz olmayan namazı kılarak, farz olan
namazı kaçırmış olur ki, aklı olanın yapacağı iş değildir. Güneş doğarken ve
tepede iken ve batarken de, nafile kılmak böyledir. Bu nafileler, beş vakit
namazın sünnetleri olsa da, yine böyledir. (Merakıl-felah ve Tahtavi)
Haram işlememek için
Namaz vakti daraldığı zaman, farzdan evvelki sünneti kılmak, farzın
kazaya kalmasına sebep olursa, bu sünneti kılmak haram olur. (Hadika)
Bir hakim, vazifesini yapmak için ve bir talebe din dersini kaçırmamak için,
sabah namazından başka namazların sünnetlerini terk edebilir. (Mülteka)
Hakimin vazifesi, farz-ı ayn olmadığı halde, sünnetleri terk etmek için özür
sayılınca, birikmiş kazaları ödemek, farz-ı ayn iken ve cezası pek şiddetli iken,
bunları ödemek özür olmaz mı?
Abdestte uzuvları üç kere yıkamak müekked sünnettir. Suyun pahalı
olması, soğuk olması, suya muhtaç olmak gibi özürlerle bu sünneti terk etmek
mekruh olmaz. (İbni Abidin)
Terk edilmiş namazı bir an önce kaza edip, büyük günahtan kurtulmak
için, sabah namazından başka sünnetleri kılarken, kazaya da niyet gerektiği
buradan da anlaşılmaktadır.
Şafii’de farz kazası olanın, sünnet ve nafile kılması haramdır. Nafaka
kazanacak kadar zaman ayırıp, başka hiçbir sebeple kazayı geciktirmesi caiz
değildir. (Fetava-i fıkhiyye)
Özürsüz terk edilen namazı kılmakta dört mezhep arasında fark yoktur.
Şefaat kime haram?
Sual: Peygamber efendimizin, zina ve içki gibi büyük günah işleyenlere
de şefaat edeceğine dair hadisleri vardır, fakat (Sünnetimi terk edene
şefaatim haramdır) buyuruyor. Sünneti terk etmek, zinadan ve içki içmekten
de mi daha büyük günahtır? Bazı hocalar da, (Büyük günah olmasına rağmen,
farzı terk edene şefaat vardır, fakat sünneti terk edene şefaat yoktur) diyorlar.
Farz namazı kılmayarak büyük günah işleyene şefaat var da, niye sünnet
namazı kılmayana şefaat yoktur?
CEVAP
450
www.dinimizislam.com
Yanlış söylüyorlar. Her çeşit büyük günah işleyene şefaat vardır.
Sünnetleri terk etmek büyük günah da değildir. Sağdan başlamak, camiye sağ
ayakla girmek, tuvalete sol ayakla girmek, sakal bırakmak, sarık sarmak gibi
birçok sünnet vardır. Bu sünnetleri terk etmek günah olmadığı için, günah
olmazsa, şefaat de söz konusu değildir. Çünkü (Büyük günahı olmayanın
şefaate ihtiyacı yoktur) buyurulduğu Tirmizi’de bildirilmektedir.
Şefaat büyük günahlar içindir. O hadis-i şerifte bildirilen sünnetten kasıt
İslamiyet’tir. Yani (İslamiyet’i terk edenlere şefaat etmem) demektir. (Şerh-i
hadis-i erbain, Şir’a)
İslamiyet’i terk eden kâfirdir. Kâfire şefaat olmaz. İmanı olan ne kadar
büyük günah işlerse işlesin şefaate kavuşur. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:
(Şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenler içindir.) [Nesai,
Tirmizi, ibni Mace, Ebu Davud]
(Büyük günah işleyip imanla ölen herkese şefaat edeceğim.) [Buhari,
Müslim]
(Her peygamberin müstecab [makbul] bir duası vardır. Her
peygamber o duasını dünyada iken yaptı. Ben ise bu duamı ümmetime
şefaat etmek için saklıyorum. Kıyamette ümmetimden şirk üzere ölmeyen
herkese şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Muvatta]
(Ben şefaatimi ümmetimden büyük günah işleyenlere sakladım. Siz o
şefaatin, takva ehli ve itaatkâr kimseler için olduğunu mu sanıyorsunuz?
Benim şefaatim günahla kirlenmiş müminler içindir.) [İhya]
Herhangi bir sünneti işlemeyene şefaat yoktur demek, yukarıda bildirildiği
gibi dinimize aykırıdır. Nakli esas almayanların sözüne itibar etmemelidir.
Namazı kaza etmeyi geciktirmek
Sual: Nafile kılmak kaza kılmaktan önemli midir? Namazı önem
vermeden terk etmekle, bir özürle kılamamak arasında fark var mıdır?
CEVAP
Elbette çok fark vardır. Namaza önem vermediği için kılmayan küfre girer.
Uyumak, unutmak gibi bir özürle namazı kaçırmaya, fevt etmek denir.
Fevt edilen namaza faite namaz denir. Faite namaz, kazaya kalması günah
olmayan namazdır. Bunun için, kuşluk, tehıyyet-ül-mescid gibi nafile namazları
kılacak kadar faiteleri geciktirmek günah olmaz.
Farz namazı özürsüz, vaktinde kılmamak büyük günahtır. Acele kaza
etmek gerekir. Zaruri işler haricinde kaza etmeyi geciktirmek de büyük
günahtır. (Berika)
Nafile zaruri iş olmadığı için, nafile kılarak, terk edilen kazayı geciktirmek
dört mezhepte de günahtır. Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak
mümkün iken, terk etmek, 700 büyük günah işlemek gibidir. (Umdet-ül islam,
Cami-ül-fetâva)
451
www.dinimizislam.com
Önem verip de, tembellikle farz namazı terk etmek büyük günah olur.
(Dürr-ül Muhtar, Cevhere)
Namaza önem vermeli
Namazı vazife tanımamak, önem vermemek ise küfürdür. Hadis-i
şeriflerde buyuruluyor ki:
(Namazı kasten terk eden kimse kâfir olur.) [Taberani]
(Küfrü imandan ayıran şey, namazı terk etmektir.) [Tirmizi]
(Namaz iman demektir. Namazı, vaktine ve diğer şartlarına riayet
ederek kılan, mümindir.) [İbni Neccar]
En kıymetli amel, vaktinde kılınan farz namazlardır. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Namazını, vakti girince hemen kılandan, Allahü teâlâ razı olur.
Vaktinin sonunda kılanı da affeder.) [Tirmizi]
(Rabbim söz verdi, namazı vaktinde, eksiksiz kılana azap
etmeyecek.) [Hakim]
(Kıyamette önce namazdan sorulur. Namazı düzgün olanın, diğer
amelleri kabul edilir. Namazı düzgün olmayanın, hiçbir ameli kabul
edilmez.) [Taberani]
Cennete götürücü ameli soran sahabiden bir zata, Peygamber efendimiz,
(Allah’a ortak koşmayıp, farz olan namazı, zekâtı ve Ramazan orucunu
eda eden Cennete gider) buyurdu. O zat, (Allah’a yemin ederim ki bundan
fazlasını yapmam) dedi. (Cennetlik görmek isteyen buna baksın) buyurdu.
(Buhari) Sahabi, nafile ibadet yapmayacağına yemin ettiği halde, Resulullah
efendimiz, (Bu Cennetliktir) buyuruyor. Demek ki, nafile ibadet yapmak şart
değildir. Âlimlerimiz, nafile ibadetin farzlardaki noksanlıkları tamamlayacağını
bildirmektedir.
Sabah namazının sünneti, diğer sünnetlere göre çok faziletlidir. Fakat,
sabah sünnetini bile kılmayan için, hiç ceza bildirilmedi. (Tahtavi)
İmama, sabah namazının 2. rekatında yetişen, sünneti kılmaz, imama
uyar. Çünkü sünnet, cemaatten hasıl olan 27 farz sevabından birisine bile
yetişemez. (Redd-ül-muhtar)
Müslim’deki bir hadis-i şerifte, (Farzlardan sonra en faziletli namaz,
gece [teheccüd] namazıdır) buyuruldu. Bir kimse, ömründe hiç teheccüd
kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez. Çünkü nafile namazdır. İmam-ı Rabbani
hazretleri buyuruyor ki:
(Farzın yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında, damla bile
değildir. Şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor. Nafilelere yol
açıyor. Zekat yerine, nafile sadakaları güzel gösteriyor. Halbuki, zekât niyeti ile
fakire bir altın vermek, yüzbin altın sadaka vermekten daha sevaptır.) [m.29]
Fütuh-ul-gayb kitabını şerh eden hanefi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi
hazretleri buyuruyor ki:
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan
452
www.dinimizislam.com
hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu
kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz
namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, nafile namazlarını kabul etmez)
hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü
sünnetler de nafiledir. Bu hadis-i şerif, Zahire-i Fıkh kitabında da vardır.
Sual: Her vakit namazın arkasından, sonra kaza kılmak uygun mudur?
CEVAP
Namazları özürsüz, kazaya bırakmak çok büyük günah olduğu gibi,
kazalarını özürsüz geciktirmek de büyük günahtır. Bu çok büyük günah, her
namaz kılacak kadar boş zaman geçince, bir misli artmaktadır. Çünkü namazı
boş zamanlarında hemen kaza etmek de farzdır. Hesaba, sayıya sığmayan bu
müthiş günahtan ve azabından kurtulmak için kazaları bir an önce bitirmeye
çalışmalıdır. Ancak kendinin ve bakması vacip olanların nafakasını kazanacak
kadar zamanı ayırıp, başka lüzumsuz hiç bir sebeple kazayı geciktirmek caiz
değildir.
Sual: Okuduğum kitaplarda, (Farz borcu olanın, Şafii, Maliki ve
Hanbeli’de sünnet ve nafile kılması haram) diyor. Sünnet ve nafile kılmak
niye haram olsun ki? Namaz kılmak hiç haram olur mu? Bir de, (Bir namazı,
vakti çıktıktan sonra kılan, 80 hukbe Cehennemde kalacaktır) ve (İki farz
namazı bir araya getirmek, büyük günahtır) mealindeki bu iki hadis, kaza
namazı kılmayı haram etmiyor mu?
CEVAP
Farz borcu olanın, sünnet veya nafile kılması haram değildir. Haram olan,
farz borcunu özürsüz geciktirmektir. Sünnet ve nafile kılarken, farz geciktirilmiş
oluyor. Bunun için sünnet ve nafile kılmak haramdır deniyor. Namaz kılmak
haram değil, farzın tehiri haram oluyor.
Bir namazı kaza ettiği için değil, özürsüz namazı kazaya bıraktığı için
günah işlemiş oluyor. Kaza kıldığı için günah işlemiş olmuyor. Sebepsiz
geciktirdiği için günah oluyor. İki farzı bir araya getirmek de böyledir. Yani
özürsüz farzı kazaya bırakıp onu bir vakit içinde kaza etmektir. Günah olan
kaza etmek değil, kazaya bırakmaktır. Kazasını yapmak farzdır.
İkindi namazını da akşama çok az kala bir zamanda kılmak, tahrimen
mekruh, hatta haramdır. Burada da namaz kılmak haram değil, o vakte
geciktirmek haramdır. Yoksa akşama bir dakika kalsa da, ikindiyi kılmak
farzdır. Ama zaruretsiz bu vakte bırakmışsa günah işlemiş olur.
Sünnetler de nafiledir
Sual: Nafile namaz nedir? Beş vakit namazın sünnetleri de nafile namaz
mıdır?
CEVAP
Nafile namaz, farz ve vacibden başka namazlar demektir. Beş vakit
453
www.dinimizislam.com
namazın sünnetleri ve diğer vacib olmayan namazlar, nafiledir. Müekked olan
ve olmayan, bütün sünnetler nafiledir. Önce birkaç hadis-i şerif bildirelim:
(Öğlenin farzından önce 4, sonra 2, akşam ve yatsının farzından
sonra 2, sabahın farzından önce 2 rekât olmak üzere günde 12 rekât
nafile kılan Cennete girer.) [Nesai]
(Öğlenin farzından önce ve sonra 4 rekât nafile kılmaya devam edene
Cehennem haram olur.) [Tirmizi]
Âişe validemiz, (Resulullah, sabah namazının iki rekât nafilesi hariç,
diğerlerini devamlı kılmazdı) buyurdu. (Buhari)
Bütün fıkıh kitapları, sünnetlerin de nafile olduğunu bildirmektedir. Birkaç
misal verelim:
1- Nafile, farz ve vacib olmayan ibadetlerdir. Bütün sünnetlere nafile denir.
(Tahtavi)
2- Nafileler, revatib ve regaib olarak ikiye ayrılır. Revatib, müekked ve
gayrı müekked olarak farzlardan önce veya sonra kılınan sünnetlerdir. Regaib
ise Duha, Evvabin ve Teheccüd gibi diğer nafilelerdir. Sünnetlere nafile
denmesi, nafile tabirinin daha şümullü olmasındandır. Her sünnet nafiledir,
ama her nafile sünnet değildir. (Nimet-i İslam)
3- Nafileleri ve Revatib sünnetleri, yalnız namaz kılmaya veya sünnetten
başka bir namaza niyet ederek kılınca, sahih olur. (Eşbah)
Görülüyor ki, namaz vakti içinde, o vaktin farzından başka kılınan her
namaz, mesela kaza namazı, o vaktin sünneti de olur. Sünnet yerine, kazaya
da niyet edince sünnet terk edilmiş olmuyor.
4- Yalnız namaza niyet edilerek kılınan sünnet sahih olur; çünkü beş vakit
namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir. Bu namazlara
sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini
kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet kılmaya) diye
niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan her namaz, sünnet ismi verilen
namaz olur. (Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi)
5- (Tecnis) kitabında bildirildiği gibi, beş vakit namazın sünnetleri nafile
namazdır. Nafile niyeti ile de kılınır. (Redd-ül-muhtar)
6- Beş vakit namazın sünnetleri ve teravih namazı, nafile namazdır.
Bunları kılarken, yalnız namaza diye niyet yetişir. (Dürr-ül-muhtar, Dürer)
7- Beş vakit namazın sünnetleri ve diğer vacib olmayan namazlar,
nafiledir. Müekked olan ve olmayan, bütün sünnetler nafiledir. (Dürr-ülmuhtâr, Redd-ül-muhtar, Halebi)
8- Her sünnet nafiledir; fakat her nafile sünnet değildir. (Redd-ül-muhtar,
Nimet-i İslam)
9- Beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz oturarak kılmak caizdir. Çünkü
bu sünnetler, nafile namazdırlar. (Cevhere, Hidaye)
10- Nafile namaz denince, sünnetler de anlaşılır. Kadı İmam-ı Ebu Zeyd,
(Nafile kılmak, farzdaki kusurları tamamlamak için emrolundu. Bir kimse, farzı
454
www.dinimizislam.com
kusursuz kılabilirse, sünnetleri kılmadığı için buna bir şey denemez) buyurdu.
(Dürer)
11- Farz borcu olanın nafile namazları kabul olmaz. Sünnetler de nafiledir.
(N. Fıkhiyye)
12- Sünnetler yerine kaza kılınca, sünnet sevabı da hâsıl olur. (Mekt.
Masumiyye 2/63)
13- Diğer 3 mezhepte de aynen Hanefi’deki gibi sünnetler nafiledir.
(Mezahib-i erbea)
14- Nafilenin kıymeti, farzın yanında hiç gibidir. Okyanus yanında, bir
damla kadar bile değildir. Sünnet de, farzın yanında, okyanus yanındaki bir
damla gibidir. (Mekt. Rabbani 1/260)
15- Regaib ve revatib namazlar sevabda ve üstünlükte farza ulaşamaz.
Hiçbir nafile ile farz borcu ödenmez. Avamın iddia ettiği gibi farzı bırakıp
nafileyle uğraşmanın, mesela, Evvabinin farz kazalarının yerine geçeceğini
iddia etmenin dinde yeri yoktur. (Ruh-ul-beyân 3/127)
16- Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, hamileye benzer. Doğumu
yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da
denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile
namazları kabul olmaz.) [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m.48]
Bu hadisi açıklayan Hanefi âlimlerinden Abdulhak-ı Dehlevi hazretleri
buyuruyor ki:
(Bu hadis-i şerif, farz borcu olanın, sünnetlerinin kabul olmayacağını
gösteriyor; çünkü sünnetler de nafiledir.)
Kaza namazı borcu olanın sünnet kılması
Sual: Bir yazar, (Kaza namazı borcu olan kimse, vaktin sünnetleriyle
birlikte, İşrak namazı, Duha namazı, Evvabin namazı, Teheccüd namazı,
Sübha namazı, Tehıyyet-ül-mescid gibi nafile namazları da asla bırakamaz.
Diğer üç mezhepte kazası olanın sünnetleri ve nafileleri kılması haramsa da
Hanefî’de, bu nafile namazları da kılması lazımdır. Büyük hocalarımız diyor ki:
Bu namazları vaktinde kılmayarak, bir edepsizlik yapan kimsenin, şimdi bunu
telâfi edeceğim derken, bu sefer sünnetleri ve nafileleri kılmayıp, başka bir
kusur işlemesi asla uygun olmaz) diyor. Bu kadar cahillik olur mu? Farzla
nafile veya sünnet aynı kefeye konur mu? Hatta nafile farza tercih edilir mi? Bir
insan, ömründe İşrak, Duha gibi nafile namazları kılmasa, ahirette sorguya
çekilir mi? Ama bir vakit farz namazı kılınmazsa büyük günaha girmez mi?
Nafilelerden önce farz borcunu ödemeye yani farzı kılmaya edepsizlik diyor.
Farzı kılmamak haram mı, yoksa sadece edepsizlik mi? Farzı böyle hafife
almak küfür olmaz mı?
CEVAP
455
www.dinimizislam.com
Yazar gerçekten çok süper cahilmiş. Farzı terk etmeye edepsizlik demek,
hainlik değilse, cahilliğin, ahmaklığın daniskasıdır. Edepsizlik günah değildir.
Câmi’ul-fetâvâ kitabında, (Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak
mümkünken terk etmenin cezası, 700 büyük günaha bedeldir) buyuruluyor. Bu
kadar büyük günaha hangi Müslüman sadece edepsizlik diyebilir ki?
Kazaya kalan namazları geciktirip sünnet kılmak, Allahü teâlânın farz olan
emrini geciktirmek olur. Sevmenin alameti emre uymak, emri geciktirmemektir.
Allah’ı seven, Onun farz olan emrini geciktirmez.
Resulullah efendimiz, farz namazı hafife alarak, önem vermeyerek,
sadece edepsizlik sayarak terk edenin kâfir olacağını bildirmiştir. Birkaç hadis-i
şerif meali şöyledir:
(Namazı kasten terk eden kâfirdir.) [Taberani]
(Bizimle kâfirlik arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir
olur.) [Nesai]
(Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni Nasr]
(Namaz kılmayanın Müslümanlığı yoktur.) [Bezzar]
(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki]
(Namazı bırakanın diğer ibadetleri kabul olmaz.) [Ebu Nuaym, İsfehani]
(Beş vakit namazı terk eden, Allah’ın hıfz ve emanından mahrum
olur.) [İbni Mace]
Bu hadis-i şeriflerden dolayı üç hak mezhep, namaz kılmayanların
öldürülmesini bildirmiş, sadece Hanefi mezhebi, hapsedilip namaz kılana
kadar dayak atılmasını emretmiştir.
Peygamber efendimiz, namaz kılmayana kâfir derken, yazarın işi hafife
alarak edepsizlik demesi affedilecek bir suç değildir. Derhal tevbe etmesi,
tecdid-i iman ve tecdid-i nikâh yapması şarttır.
Farzın dindeki önemi çok büyüktür. Bu konuda çok hadis-i şerif vardır.
Birisi gelip Resulullah efendimize sual etti:
— Ya Resulallah Cennete götürecek amel nedir?
— Allah’a ortak koşmazsın, farzları yaparsın, farz olan namazı
kılarsın, farz olan zekâtı verirsin, Ramazanda orucu tutarsın.
— Ya Resulallah bu söylediklerinizden başka yapılması gereken şey var
mı?
— Farz olarak bu kadardır, ama isteyen nafile ibadetler de yapabilir.
— Allah’a yemin ederim ki farzları yaparım, daha fazlasını yapmam.
Adam dönüp giderken Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Cennetlik görmek isteyen bu adama baksın!) [Buhari, Müslim, Ebu
Davud, Nesai]
Saçları dağınık birisi gelip, Resulullah efendimize bazı sorular sordu:
— İslam nedir?
— Birincisi, günde beş vakit namaz kılmak...
— Beşten fazla bir namaz yok mu?
456
www.dinimizislam.com
— Hayır yoktur, ama isteyen nafile namaz kılabilir. Bir de Ramazan
orucu var.
— Bundan başka oruç yok mu?
— Farz olarak yok. İsteyen nafile oruç tutabilir. Bir de zekât vardır.
— Bundan fazlası var mıdır?
— Hayır yoktur. İsteyen nafile olarak sadaka verebilir.
Adam, (Vallahi, farzlardan ne fazla, ne de eksik yaparım) diyerek çekip
gitti. Resulullah buyurdu ki:
(Bu, sözünde durursa, kurtuluşa erdi.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud,
Nesai]
İslam âlimleri bu hadis-i şerifleri delil getirip, sünnet ve nafile
kılmayanların ahirette ceza görmeyeceğini, sadece sevabından mahrum
kalacağını bildirmişlerdir. Farzın önemi hakkında, bazı hadis-i şerif mealleri:
(Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül
fahire]
Farzı kılma imkânı varken tehir ederek nafile ile meşgul olunca, farzı tehir
günahı büyük olur. Bu günahtan azıcık nafile sevabı çıkarılınca yine ortada
büyük günah kalmaktadır. Onun için Peygamber efendimiz, nafilesi kabul
olmaz buyurmuştur.
(Borcu varken verilen sadaka kabul olmaz.) [Buhari]
Borcu ödemek farzdır. Sadaka vermek nafiledir. Farz borcunu geciktirmek
de günahtır. Bu bakımdan verdiği sadakanın sevabı, geciktirme günahını
affettiremediği, denizde damla olduğu için kabul olmaz buyurulmuştur.
(Allahü teâlâ, “Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle
yaklaşılamaz” buyurdu.) [Buhari, Beyheki, Uyun-ül besair]
Yani Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için, önce farzları eda etmek
şarttır.
(En üstün amel, cihaddır. En üstün cihad, farzları ifa etmektir.) [İ.
Ahmed, Taberani]
(Allah indinde en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır.)
[Müslim, Ebu Davud]
(En üstün amel, farz namazdan sonra zekâttır.) [Taberani]
(Ya Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir.) [Ebu Davud]
Önce farzın ifası emrediliyor. Önce sünnet ve nafile denmiyor.
(Allahü teâlânın sana farz kıldığı şeyleri eda et ki, insanların en âbidi
olasın.) [İ. Adiy]
Çok nafile ibadet eden değil, farzları aksatmayan, insanların en çok ibadet
edeni oluyor.
(Öğrendiği farzlarla amel edene ve başkasına öğretene Allah rahmet
etsin.) [Ebu-ş-şeyh]
(Bir Müslüman yoktur ki, farz namaz için layıkıyla abdest alsın da, o
gün ayaklarının yürüdüğü, ellerinin tuttuğu, gözlerinin baktığı,
457
www.dinimizislam.com
kulaklarının dinlediği, dilinin söylediği, nefsinin arzuladığı kötü şeyler
affolmasın.) [İ. Asakir]
(Kıyamette işlediği farzlarla içi dolu olana müjdeler olsun.) [Deylemi]
(Cihad için atılan adımla bir farzı ifa için atılan adımdan daha üstünü
yoktur.) [Tirmizi]
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Beş vakit farz namazı, şartlarına uyarak,
vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir
sözüm yoktur.) [İ. Mace, Ebu Davud]
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa,
o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi]
Farz orucu kaza ediyor, oruç borcundan kurtuluyor, ama farzı zamanında
yapma sevabına kavuşamıyor. Hatta ömür boyu nafile oruç tutsa da, bir farzı
zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Farzın ne kadar önemli olduğunu
bu hadis-i şerif açıkça bildiriyor.
(Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan Teheccüd
namazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
Bir kimse, çok kıymetli bir sünnet olan Teheccüd namazını ömründe hiç
kılmasa ahirette hiçbir ceza verilmez, sadece sevabından mahrum kalır, ama
bir farzı terkin cezası çok büyüktür.
Din kitaplarında deniyor ki:
Düşman karşısında, bir farz namazı kılma imkânı varken, terk etmenin
cezası, yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Cami-ül-fetâvâ, Umdet-ül İslam)
Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. İmkânı varken kaza
etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair)
Farz borcu olanın nafileyle meşgul olması, farzı tehir ettiğinden dolayı
günahtır. Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan
hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu
kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz
namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul-gayb,
Zahire-i Fıkh]
Hanefî âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri, bu hadis-i şerifi şöyle
açıklıyor:
Bu hadis-i şerif gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz,
çünkü sünnetler de nafiledir. (Fütuh-ul-gayb şerhi)
Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor
ki, farz borcu varken nafileyle meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın
nafile kılması, alacaklıya borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette
kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise onun
kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan, kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m. 48)
Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
458
www.dinimizislam.com
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
Allah’ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz yapman
gerekeni de gece yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri ödemeden
nafile ibadetini kabul etmez. (Kitab-ül Harac)
Denizde damla gibidir
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzın yanında nafileler kıymetsizdir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti
de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir. Melun şeytan, müminleri
aldatarak, farzları küçük gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor. Hâlbuki bir altın
zekât vermek, yüz bin altın sadaka vermekten daha sevabdır. (Mektubat-ı
Rabbani 1/29, 1/260, 3/17)
Yıllarca farz kaza namazı borcu olana sünnetleri bırakma demek, koca
denize değil, bir damlaya itibar et demek gibi çok abes ve cahilce bir sözdür.
Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretleri buyurdu ki:
Yıllarca kaza borcu olanın, sünnetleri kılarken, kaza namazına da niyet
etmesi, dört mezhepte de lazımdır. (S. Ebediyye)
Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. (Eşbah)
Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül-muhtar,
Hindiyye)
Âlimlerin söz birliği
Ruh-ul-beyân’da En’am suresinin 165. âyetinin tefsirindeki hadis-i şerifte
bildiriliyor ki:
Kıyamette helal yoldan kazanan kimseye denir ki:
- Bu malları kazanırken ve sarf ederken farz namazları vaktinde kıldın
mı? Namazın rükuunu, secdesini ve abdestte farzları tam yaptın mı?
- Ya Rabbi, helalden kazanıp helal yerlere harcadım, hiçbir farzı
kaçırmadım.
- Helal kazanırken bazı yanlışların olmadı mı?
- Ya Rabbi, helal yollardan kazandım ve helal yollarda harcadım, hiçbir
farzı zayi etmedim, farzları yerine getirirken ihlasıma halel getirmedim. (Ruhul-beyân 3/132)
Âlimler sözbirliği ile bildirdiler ki:
Regaib ve revatib ameller ile vacibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte
farza ulaşamaz. Sünnetler, kılınmış olan farzların eksiklerini tamamlar.
Nafileler ise sünnetlerin eksiklerini tamamlar. Hiçbir nafileyle farz borcu
ödenmiş olmaz. Bazı avamın [cahillerin] iddia ettiği gibi, farzı bırakıp da
nafileyle uğraşmalarının, mesela Evvabin namazının farz kazaların yerine
geçeceğini iddia etmelerinin dinde yeri yoktur. (Ruh-ul-beyân 3/127) Orijinali
için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Farzlara önem verip, tembellikle yapmayanın imanı gitmez, fakat bir farzı
yapmayan müslüman, iki büyük günaha girer:
Birincisi, o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek, yani farzı geciktirmek
459
www.dinimizislam.com
günahıdır. Bunun affolması için tevbe etmek, yani pişman olmak gerekir.
İkincisi, bu farzı terk etmek günahıdır. Bu büyük günahın affolması için,
bu farzı hemen kaza etmek gerekir. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük
günah olur. Kaza geciktikçe, günahlar, katlanarak artar, sayılamayacak kadar
çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen
hukbe [1 hukbe=80 yıl] Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu müthiş
günahların altından kurtulabilmek için, farz namazları bir an önce kaza etmek
gerekir. (Tergib-üs-salat)
İbni Nüceym hazretleri buyuruyor ki:
Farz namazları vaktinden sonraya bırakmak büyük günah olup, ancak
tevbe etmekle affolur. Tevbe ederken, kılmadığı namazları kaza etmesi
gerekir. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha
işlemiş olur. (Kebair ve segair)
Bütün fıkıh kitaplarında, kaza namazı anlatılırken faite yani kaçırılmış
namaz deniyor, çünkü bir Müslüman namazlarını terk etmez. Ancak uyumak,
unutmak gibi geçerli bir özürle kaçırabilir. Bu bakımdan kaçırılan namaz sayısı
az olur. Bugün terk edilmiş namaz sayısı çoktur. Bir özürle kaçırılmış namazla
özürsüz, kasten terk edilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları,
yukarıda bildirilen bir özürle fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için,
bunların kazalarını, sünnetleri ve diğer nafileleri kılacak kadar geciktirmek de
günah olmaz. Uyumak, unutmak gibi bir özürle kılınamayan yani fevt edilen
[kaçırılan] namazların hükmü şöyledir:
Fevt olan namazları kaza etmek, nafile kılmaktan iyi ise de, beş vakit
namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte övülen Duha, Tesbih, Tehıyyet-ülmescid gibi belli namazları kılmak böyle değildir. Vaktin sünnetleriyle bu
nafileleri kılmak, kaza kılmaktan evladır. (Redd-ül-muhtar, Halebi, Hindiyye)
Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir:
Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri
kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında,
(Sünnetleri terk etmiş olmaz, çünkü o vakit içinde farzdan başka, [nafile olsun,
kaza olsun] herhangi bir namaz kılınınca, sünnet de yerine getirilmiş olur)
buyurdu. (Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s. 36)
Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Yolculuğa
çıkmadan önce iki rekât namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa bir, iki
veya üç vakit namazını kaza etmelidir! Çünkü kaza borcu varken, nafile kılmak
ahmaklıktır) buyuruluyor. (s.6) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Sünnet kılarken kazaya da niyet edince kaza da sünnet de kılınmış olur.
(Necat-ül müminin s. 90) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Beş vakit namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir.
Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın
sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet
460
www.dinimizislam.com
kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan herhangi bir namaz,
sünnet ismi verilen namaz olur. (Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(En üstün cihad, farzları edadır.) [Taberani]
(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ülfâhire]
(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftâh-ün-necât]
(Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle
yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari]
Allahü teâlâ, (Bana farzla yaklaşılır), Resulü de (Kaza borcu olanın
nafilesi kabul olmaz) buyururken, âlimler de, (Kazası olanın, sünnet ve nafile
kılması ahmaklıktır), (Sünnetler farzın yanında denizde damla değildir) derken,
bir özürle kaçırılan namazla kasten kılınmayan namazı aynı zanneden cahiller,
Allahü teâlânın emri olan farzı bıraktırıp, Duha, Tehıyyet-ül-mescid, Tesbih,
Teheccüd, Sübha namazı gibi nafileleri kıldırmaya çalışıyorlar. Nafilelerle
milleti meşgul edip farzları tehir ettirenler veya farzları kıldırmayanlar büyük
vebal altındadır.
Redd-ül-muhtar, Halebi, Tahtavi ve Hindiyye gibi kıymetli eserlerde
buyuruluyor ki:
Faite [fevt olmuş, yani bir özürle kaçırılmış] namazların kazalarını acele
kılmak lazımdır. Fevt olmuş [bir özürle kazaya kalmış] namazların kazalarını
kılmak, nafile kılmaktan evla ise de, hadis-i şerifle övülmüş olan beş vaktin
sünnetlerini, duha, tesbih, tehıyyet-ül-mescid, evvabin gibi nafile namazları
kılmak, kaza kılmaktan evladır. Yani kaza kılacak kadar geciktirmek günah
olmaz. Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda)
Evla olmasının sebebi, unutmak, uyumak gibi bir özürle namazı kazaya
bırakmak günah olmadığı içindir. Böyle kimselerin, adı geçen nafileleri kılacak
kadar, kazaları geciktirmeleri günah olmaz. Unutarak, uyuyarak kazaya
bırakılan namaz sayısı bir veya birkaç vakittir. Mesela sabah namazının
vaktinde uyuyup kalan kimse, güneş doğduktan 50 dakika kadar sonra bu
namazı kaza eder. Kaza etmeden önce, Duha [kuşluk] namazı kılarsa caiz
olur. Çünkü sabah namazının, uyanamayarak bu vakte bırakılması günah
olmamıştır. Duha namazı kılacak kadar geciktirmesi de günah olmaz. Buna
rağmen kazasını öğleye kadar geciktirmesi büyük günah olur.
Namazın kazaya kalma sebebi önemlidir. Eğer namaz şer’i bir özürle
kazaya kalmışsa, mesela seferde; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir
tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde ima ile de kılmak
mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil
ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kılınamamışsa ve uyku,
unutmak gibi bir özürle namaz kaçırılmışsa, kazayı önce kılmak gerekmez,
bahsedilen nafile namazları kılmakta hiç mahzur olmaz. Çünkü namazın bu
özürle kazaya kalması günah değildir.
461
www.dinimizislam.com
Sünneti terk etmek günah mı?
Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnet de kılınmış oluyor,
sünnetler terk edilmiş olmuyor. Terk edilse bile, sünnetleri terk etmek günah
olur mu? Bu hususta din kitaplarımızda bildirilenleri nakledelim:
1- İbni Hümam buyuruyor ki: Sünnetleri kılmamak, sevablarına ve yüksek
derecelere kavuşmamaya sebep olur. (Cevhere, Dürr-ül-münteka, Redd-ülmuhtar, Tahtavi)
2- Müekked ve gayri müekked sünnetleri terk etmek günah olmaz. Bunları
terk eden, yalnız sevablarına ve yüksek derecelere kavuşamaz ve azarlanır.
(Halebî-yi sagir)
3- Sabahın sünneti çok faziletli olmasına rağmen, kılmayan için bir ceza
bildirilmedi. (Tahavi)
4- Sünnetleri özürsüz terk eden, günaha girmezse de, sorguya çekilip,
azarlanır. (S. Ebediyye)
Özürsüz terk edilmesi bile günah olmayan sünnet ve nafileleri, farz
borcunu ödemek için terk etmek hiç günah olur mu? Hâlbuki sünnetleri
kılarken kazaya da niyet edince, sünnetlerin terk edilmiş olmadığı, yukarıdaki
vesikalarda açıkça bildirilmektedir.
Kaza namazı olan, bu namazı kılarken, kaza namazına ve sünnet ve
nafile namazlara da niyet ederse, hem kazasını öder, hem de nafile
namazların sevabına kavuşur. (İslam Ahlakı)
Kuşluk ve teheccüd namazı kılmak
Sual: Kaza namazı borcu olmayan kimse, kuşluk ve teheccüd
namazlarını nasıl kılar?
CEVAP
Kuşluk vaktinde ve gece seherde, 2, 4, 8 veya 12 rekât nafile namaz kılar.
Ancak kazası olmasa da, ihtiyaten kazaya da niyet etmelidir. Kazamız yoksa
zaten nafile olur, yani kazaya niyet etmekle, kuşluk ve teheccüd namazları da
kılınmış olur, bir kaybımız olmaz. Farz kazası olmayanın kıldığı nafile olacağı
ve nafile namazların her rekâtında zamm-ı sure okumak vacib olduğu için, dört
rekât kılarken son iki rekâtta da zamm-ı sure okumalıdır. Farzların da son iki
rekâtında, zamm-ı sure okumanın mahzuru olmaz. Bildirilen vakitlerde kaza
namazı kılarken kuşluk veya teheccüd namazı diye niyet etmek şart değilse
de, kuşluk veya teheccüd diye niyet edilirse, niyet sevabı da elde edilir. Abdest
alıp kılınacağı için sübha namazına, yani abdeste şükür namazına da niyet
edilirse, niyet sevabına kavuşulur. Niyet edilmese de, yine sübha namazı
kılınmış olur.
Bir iş için birkaç niyet
Sual: Bir iş için birkaç niyet edilir mi? Mesela teheccüd kılan kaza ve
sübha namazına da niyet eder mi?
462
www.dinimizislam.com
CEVAP
Evet iyi olur. Camide oturmak taattir. Caminin Allahü teâlânın evi
olduğunu düşünerek giren, onu ziyarete de niyet ederse sevabı daha çok olur.
Namaz kılmayı beklemek için, camide itikâf edip ahireti düşünmek için, vaaz
dinlemek için de niyet ederse, her niyeti için ayrı sevaba kavuşur. Bunun gibi,
bu kimse, sünnet olduğu için koku sürünür, şık giyinirse, camiye saygı için,
camideki müslümanları incitmemek için, temiz olmak, sıhhatli olmak için,
İslam’ın vakarını, şerefini korumak için niyet edince, her niyeti için ayrı sevap
kazanır.
İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
(Sünnet namazlar da nafiledir. Camiye girince, iki rekat namaz kılmak
sünnettir. Buna Tehıyyet-ül-mescid denir. Camiye girince, farz veya sünnet
kılmak bunun yerine geçer. Başka namaz kılarken tehıyyet-ül-mescid için de
ayrıca niyet gerekmez ise de, niyet edilirse iyi olur.) [Redd-ül-muhtar s.710]
Sünnet kılarken kazaya da niyet edince kaza da sünnet de kılınmış olur.
(Necat-ül müminin s.90)
Sünnet kılarken kazaya da niyet gerekir. (Ramiz-ül-mülk Trablus Fetva
emini)
Tatarhaniyye’de, (Sünnet kılarken kazaya da niyet daha iyidir) deniyor.
(Uyun-ül-besair s.103)
İlk veya son sünnet demeden hepsini farz diye niyet ederek kılanın
namazı sahih olur. Çünkü, sünnete, farz diye niyet edilirse, sünnet sahih olur.
İlk kıldığı farz, sonraki sünnet olur. (Fetava-i kübra)
Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız, (Allah rızası
için namaz kılmaya) derdi. Sünnet demezdi. Farzdan başka namaz kılınca
sünnet de kılınmış olur. (Halebi-yi kebir)
Öğlenin farzına dururken, hem farz, hem de sünneti olarak iki niyet
yapılırsa, iki imama göre, yalnız farz kılınmış olur. İmam-ı Muhammed’e göre
ise, o namaz sahih olmaz. Çünkü, farz ile sünnet ayrı cinsten iki namazdır. İki
imama göre, farzı kılınmış olur. Halbuki, camiye girince kılınan herhangi bir
namaz, tehıyyet-ül-mescid yerine de geçtiği için, farz kılarken tehıyyet-ülmescid olarak da niyet etmek de caiz olur. Yalnız farza niyet edince de, iki
namaz birlikte kılınmış olur. (İbni Âbidin)
Sünnet, farzdan başka kılınan namaz demek olduğu için, sünnetin kazaya
benzerliği tehıyyet-ül-mescid namazının farza benzerliği gibidir. Yani, sünnet
kılarken vaktin farzına niyet edilmez ama, kazaya kalmış bir namaza veya
başka bir nafileye de niyet edilebilir. (İslam Ahlakı, Tahtavi)
Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. Vaktin farzını kılarken,
sünnete de niyet edilirse, sünnet sahih olmaz. Fakat, kaza kılarken sünnete de
niyet etmek sahih olur. (Eşbah)
Nafile kılmak isteyen, önce namaz kılmayı adamalı, sonra, nafile yerine,
bu adak namazı kılmalı. Sünnet namazları adadıktan sonra kılan, bu sünnetleri
463
www.dinimizislam.com
kılmış olur. (Dürr-ül Muhtar s.458)
Nezr edilen namazı kılmak vacip olduğu için, vacip sevabı hasıl olur.
Sünnet yerine, nezr olunan namaz kılınınca, sünnet de kılınmış olur. (Redd-ülmuhtar)
Sünnetleri önceden nezr edip de, nezir olarak kılmak daha iyidir. (Halebi,
Merakıl-felah)
Öğle sünnetini kılmadan önce (4 rekat namaz kılmak nezrim olsun)
dense, sonra nezir olarak kılınsa, hem vacip sevabı kazanır, hem de öğle
namazının sünneti kılınmış olur. Kulun, kendine vacip ettiği namazı kılması ile,
sünnet terk edilmiş olmayınca, farz olan namazı kılınınca, sünnet elbette terk
edilmiş olmaz. Hem kaza kılınmış olur, hem de sünnet kılınmış olur. (Seadet-i
Ebediyye)
Birkaç niyetli namaz
Sual: Birkaç niyet isimli yazıda, camiye girince, ilk sünneti kılarken
tehıyyet-ül-mescide, yeni abdest alınmışsa sübha namazına, yolculuğa
çıkılacaksa, tehıyyet-ül-menzile de niyet edilebilir denmişti. Peki camiye
geldiğimizde ikindinin ve yatsının farzı kılınırken de bu şekilde niyet edebilir
miyiz?
CEVAP
Evet niyet edilebilir. Böylece niyet sevabı da alınır. Vaktin sünneti ile
vaktin farzına birlikte niyet edilmez. Mesela öğlenin sünnetine veya farzına
dururken, hem farz, hem de sünnete diye iki niyet edilirse, imam-ı
Muhammed’e göre ikisi de sahih olmaz, imam-ı a’zam ile imam-ı Ebu Yusuf’a
göre ise sadece farz kılınmış olur. Ama yukarıda bildirilen namazlara niyet
edince, her üç imama göre de sahih olur.
Bir namazda iki üç niyet
Sual: Kazası olan bir kimse, sünnetleri kılarken sadece kazaya niyet etse,
sünnete niyet etmese, yine sünnet kılınmış olur mu? Eğer cevap evet ise, o
zaman niyet etmenin faydası ne oluyor?
CEVAP
Peygamber efendimiz, farzlardan önce veya sonra nafile namaz kılardı.
Allah rızası için namaza diye niyet ederdi. Peygamber efendimiz, farzlardan
önce veya sonra nafile namaz kıldığı için bize bu namazları kılmak sünnet
olmuştur. Yani farzlar ile beraber kılınan sünnetlerin hepsi nafiledir. Sünnet
diye niyet etmek şart değildir, nafile dense de, Allah rızası için namaza...
dense de olur.
Şimdi biz, farzın yanında nafile veya kaza namazı kılsak yine o sünneti
işlemiş oluyoruz. Gece teheccüd namazı için kalkıp iki rekat nafile namaz
kılsak, sonra baksak ki, sabah namazının vakti girmiş, artık sünnet kılamayız,
kıldığımız iki rekat nafile sünnet yerine geçer. (Eşbâh)
Sünneti de kılmaya diye niyet edince, niyetin sevabını da alıyoruz. Yeni
464
www.dinimizislam.com
abdest alınca mesela öğlenin sünnetini kılmaya başlarken, hem abdest için
şükür namazına, camide kılıyorsak, hem de tehıyyet-ül-mescid namazına,
kazamız varsa hem de kaza namazına ve vaktin sünnetine diye niyet etmemiz
iyi olur. Böylece sevaplar fazlalaşır. Burada sadece vaktin sünneti ile vaktin
farzına aynı anda niyet etmek caiz olmaz.
İbni Âbidin hazretleri, (Tehıyyet-ül-mescid) namazını anlatırken buyuruyor
ki:
Öğlenin farzına dururken, hem farz, hem de sünneti olarak iki niyet
yapılırsa, iki imama göre, yalnız farz kılınmış olur. İmam-ı Muhammed’e göre
ise, o namaz kabul olmaz. Çünkü, farz ile sünnet ayrı cinsten iki namazdır.
Camiye girince kılınan herhangi bir namaz, tehıyyet-ül-mescid yerine de
geçtiği için, farz kılarken tehıyyet-ül-mescid olarak da, ayrıca niyet etmek,
imam-ı Muhammed’e göre de caiz olur. Yalnız farza niyet edince de, bu iki
namaz birlikte kılınmış olur. (Redd-ül-muhtar)
Kaza namazı ile sünnet, vaktin farzından başka bir namaz olduğu için, tek
bir namaz iki niyet ile kılınır.
Sual: Bir takvim yaprağında, (Kaza ile sünnete birlikte niyet edilmez)
diyor. Doğru mudur?
CEVAP
Fıkıh kitaplarında (Vaktin farzı ile vaktin sünnetine birlikte niyet edilmez.
Niyet edilirse farz kılınmış olur, sünnet sahih olmaz) diyor. Ama kaza namazı
ile vaktin sünnetine niyet edilir. Hatta kaza namazı ile sübha namazına,
tehıyyet-ül-mescid namazına, kuşluk namazına, teheccüd namazına ve diğer
nafile namazlara niyet edilirse hem o nafile kılınmış olur, hem de kaza namazı.
Bazı cahil ve art niyetli kimseler, (Vaktin farzı ile vaktin sünnetine birlikte niyet
edilmez) kaidesini kaza ile vaktin sünnetine de edilmez diye uydurup yalan
söylüyorlar. Hiçbir din kitabında öyle bir şey yoktur. Kaza namazı ile vaktin
sünneti dahil, her türlü nafile namaza niyet etmek sahihtir.
Bir namazda birkaç niyet
Sual: Yeni abdest alarak camiye girip imamla beraber yatsının farzını
kılarken, sübha namazına da niyet edilebilir mi?
CEVAP
Evet, niyet edilebilir. Ayrıca camiye girince tehıyyet-ül-mescit namazına,
sefere çıkılacaksa, tehıyyet-ül-menzil namazına da niyet edilebilir.
Vaktin farzı ile vaktin sünnetine birlikte niyet edilmez. Niyet edilirse
sadece farz kılınmış olur. Sünnet kılınmamış olur. Fakat camiye girince kılınan
farz veya sünnet herhangi bir namaz, tehıyyet-ül-mescit yerine de geçer.
Ancak tehıyyet-ül-mescit için de niyet edilirse, niyet etmek sevabı da alınır.
(Redd-ül-muhtar)
Vaktin sünnetini kılmaya başlarken, vaktin farzı hariç, kaza namazına,
yeni abdest alınmışsa sübha namazına, camide ise tehıyyet-ül-mescit
namazına, sefere çıkılacaksa tehıyyet-ül-menzil namazına da niyet edilebilir.
465
www.dinimizislam.com
Niyet etmese de
Sual: Abdest alıp camiye giren, öğlenin sünnetine değil de, bir kaza
namazına niyet etse, hem öğlenin sünnetini, hem sübha namazını, hem
tehıyyet-ül-mescid namazını kılmış olur mu?
CEVAP
Evet, bunlara ayrıca niyet etmese de, hepsi kılınmış olur. Ama niyet
edilirse ayrıca niyet sevabı da alınmış olur. Onun için sünneti kılarken, (İlk
kazaya kalmış öğlenin farzını, vaktin sünnetini, sübha namazını ve
tehıyyet-ül-mescid namazını kılmaya) diye niyet ederek kılmalı, böylece
niyet sevabından da mahrum kalmamalı.
Farz, sünnet ve kaza namazı
Sual: Tam İlmihal’de, (Farz namaz ile sünnet namaz birbirinden başka
oldukları için, farzı kılarken, sünnete de niyet etmek caiz olmuyor. Yani
sünnet sahih olmuyor. Kaza namazı ile sünnet namaz birbirlerinden
başka olmadıkları için, kaza kılarken sünnete de niyet etmek sahih
oluyor) deniyor. Kaza namazı ile sünnet namaz ne bakımdan aynıdır, vaktin
farzını kılarken niye vaktin sünnete de niyet edilmez?
CEVAP
Resulullah efendimiz, farzlardan önce veya sonra, bazılarında hem önce
hem sonra, nafile namaz kılmıştır. Farzın yanında bir namaz daha kıldığı için
bize de sünnet olmuştur. Yani sünnet olan, farzdan başka ayrıca namaz
kılmaktır. Hem vaktin farzına, hem vaktin sünnetine birlikte niyet edilemez. İkisi
farklı namazlardır. Ayrı ayrı kılınır.
Nafile namazları için de, kaza namazları için de, belli bir vakit yoktur.
Bundan dolayı, nafile olsun kaza olsun, bir vakitte farz namazdan başka,
herhangi bir namaz kılınınca, mesela sünnetleri kılarken, kazaya da niyet
edilirse, sünnet de yerine gelmiş olur.
Hem ziyaret, hem ticaret
Sual: Bir koltuğa iki karpuz sığmaz dendiği gibi, bir iş için iki niyet etmek
de böyle midir?
CEVAP
Niyet karpuz gibi değildir, iyi niyet ne kadar çoksa sevabı da o kadar çok
olur. Mesela camiye giden kimse, aşağıdaki hususlara niyet ederse hepsi için
ayrı sevab alır:
1- Caminin Allahü teâlânın sevdiği yer olduğunu düşünerek ziyaret
maksadıyla gitmek,
2- Soğan sarımsak gibi pis kokuları giderip, sünnet olduğu için güzel koku
sürünmek,
3- Camiye saygı için, temiz ve yeni elbiseyle gitmek,
4- Camide yanına oturan müslümanları incitmemek için, temiz giyinmek,
5- Müslüman pejmürde giyinmez diyerek, temiz ve düzgün giyinip İslam’ın
466
www.dinimizislam.com
vakarını, şerefini korumak,
6- Camiye gidince vaaz dinlerim diye niyet etmek,
7- Kur’an-ı kerim okunuyorsa dinleyip farz sevabı alırım diye niyet etmek,
8- Sağlıklı olmak için temiz giyinerek gitmek,
9- Camide cemaatle namaz kılıp daha çok sevab almak niyetiyle gitmek,
10- Namaza kalkıncaya kadar Allah’ın evi olan camide oturma sevabına
kavuşmak niyetiyle gitmek,
11- Mümin kardeşlerimden bir şey öğrenirim diye gitmek,
12- İnsanlara emr-i maruf yapabilirim, bildiklerimi söylerim diye gitmek,
13- Camide ahireti düşünmek için, tefekkür için gitmek,
14- Caminin ihtiyaçları için sadaka toplanıyorsa, sadaka verebilirim diye
niyet etmek,
15- Cenaze varsa namazını kılar, farz sevaba kavuşurum diye niyet
etmek,
16- Hasta olan varsa öğrenip, hasta ziyaretine giderim diye niyet etmek,
17- Müslümanları görür, selam verip selam alarak, farz sevabı işlemek
niyetiyle gitmek.
Daha bunlar gibi başka iyi niyet eden kimse, her niyeti için ayrı sevab alır.
Bir kimse, uzaktaki arkadaşını ziyaret etmek için giderken, şu malları
orada ucuza alıp kendi şehrimde satarak kâr ederim diye düşünebilir. Yani
hem ziyaret, hem ticaret yapmış olur, bir taşla iki kuş vurmuş olur. Bunun gibi
mübarek günlerde oruç tutmak isteyenin, kaza orucu borcu da varsa, kazaya
niyet ederek tutarsa, hem kazasını ödemiş, hem de o mübarek günlerde oruç
tutmuş olur.
Yine bunun gibi, gece teheccüt namazına kalkan kimse, eğer kaza
namazı borcu varsa kaza namazı kılarsa, hem teheccüte kalkmış sevabı alır,
hem de bir kaza namazı borcu ödenmiş olur. Kuşluk namazı, sübha namazı,
tehıyyet-ül menzil ve tehıyyet-ül mescid namazı da böyledir.
Bunların tek istisnası vardır. O günkü farz namazla o günkü sünnet
namaza birlikte niyet edilmez. Yani öğlenin sünneti kılınırken o günkü öğlenin
farzına da niyet edilmez; ama sünneti kılarken ilk kazaya kalmış bir namaza
niyet edilir. Peygamber efendimiz de, (Farz namaz borcu olanın nafileleri
kabul olmaz) buyuruyor. Sünnetlerin de, farzlara bağlı nafile namaz olduğu
fıkıh kitaplarında yazılıdır. (Gunye)
Sünnet terk edilmiş olmaz
Sual: Peygamberimiz, (Sünnetimi terk edene şefaatim haramdır)
buyurduğuna göre, sünnetler yerine kaza kılmak haram olmuyor mu?
CEVAP
Hayır, kaza kılınca, sünnete de uyulmuş olur. Bunu birkaç yönden
açıklayalım:
467
www.dinimizislam.com
1- Sünnetler yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. Çünkü
Peygamber efendimiz, farzın yanında nafile namaz da kılardı. Kıldıkları bize
sünnet olmuştur. Beş vakit namazın sünnetlerini kılmaktan maksat, o vakit
içinde, farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Farzın yanında kaza kılınca
yine sünnet kılınmış oluyor. Sadece farz kılıp yanında hiçbir şey kılmayan,
ancak o zaman sünneti terk etmiş olur. (Nevadir-i Fıkhiye)
2- Kaza borcu olanın sünnet ve nafile kılması, ahmaklıktır. Dört mezhepte
de kaza kılması gerekir. Din kitaplarında diyor ki:
Kaza namazı borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şira
risalesi)
Hazret-i Ali'nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan
hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu
kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz
namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Zahire-i Fıkh,
Fütuh-ul-gayb m.48] (Bu hadis-i şerifi açıklayan Hanefi âlimlerinden Abdulhakı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki: Bu hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu
olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir.)
Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor
ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın
nafile kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette
kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise
kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m.48)
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer'e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
Üzerinde farz borcu olanın nafile ibadetlerini, Allahü teâlâ kabul etmez.
(Kitab-ül Harac)
3- (Sünnetimi terk edene şefaat etmem) hadis-i şerifindeki sünnet,
namazın sünnetleri değildir, diğer sünnetler de değildir. İslamiyet demektir.
Burada sünnet, yol demektir. Benim sünnetim demek, benim yolum demektir.
Şeyh-ul-islam İbni Kemal Paşazade hazretleri, (Şerh-ı hadis-i erbain)
kitabında, (Sünnetimi terk edene şefaatim haram oldu) hadis-i şerifini
açıklarken buyuruyor ki: Bu hadis-i şerifteki sünnet, İslamiyet demektir; çünkü
mümin, büyük günah işlese de şefaatten mahrum kalmaz. Nitekim hadis-i
şerifte buyuruldu ki:
(Ümmetimden, büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim.) [Ebu
Davud]
Gerek namazın sünnetlerini ve gerekse diğer sünnetleri terk etmek, büyük
günah değildir. Büyük günahlara şefaat edilince, sünneti terk edene elbette
şefaat edilir.
(Sünnet yerine kaza kılma, şefaatten mahrum kalırsın) diyenlerin,
sünnetlerin çoğunu yapmadıkları görülür. Bu sünnetler hakkında, sitemizde bu
468
www.dinimizislam.com
linkteki yazıda bilgi var:
Unutulan sünnetler ve farzlar
( Sünnet - Bid'at Nedir >
Unutulan sünnetler ve farzlar)
Bunlara uymak elbette büyük nimet ve saadettir ama bunlardan bir
kısmını yapmayan Müslümana, (Sen şefaatten mahrum kalırsın) demek çok
yanlış olur; çünkü Peygamber efendimiz, büyük günah işleyenlere bile şefaat
edecektir. (Ebu Davud)
Nafile farz ile mukayese edilmez
Sual: İş yerinde bazı namazları kılamadığım için bir hocaya ne
yapacağımı sordum. O da, (Nafile namaz, kılınmamış farzların yerine geçer.
Akşam eve gidince o kadar nafile kılarsın. Yahut daha önce nafile kılmış isen,
bu nafileler farza sayılır) dedi. O zaman bir gece bir haftalık nafile kılsam, bir
hafta hiç namaz kılmasam bir sakıncası olur mu?
CEVAP
Çok yanlış. Namazı, zaruretsiz kazaya bırakmak haramdır. Namazı
kazaya bıraktığı için tevbe etmek ve kaza borçlarını ödemek farzdır. Milyon
rekat nafile namaz, iki rekat farzın yerine geçmez. Milyonlarla nafile sadaka,
bir lira zekât borcunu ödeyemez. Ömür boyu nafile oruç tutan, Ramazan
ayındaki bir günlük farz orucun yerine geçmez. Bin kere umreye gidilse bir farz
hac yerine geçmez.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Zekat niyeti ile fakire bir altın vermek, yüz bin altın sadaka vermekten
daha sevaptır. Çünkü zekât vermek, farzı yapmaktır. Sadakalar ise, nafile
ibadettir. Farz ibadetin yanında nafile ibadetlerin hiç kıymeti yoktur. Deniz
yanında, damla bile değildir. Şeytan aldatarak, kazaları kıldırtmayıp ve zekât
verdirmeyip, nafileleri güzel gösteriyor. (3/17)
İnsanı Allahü teâlânın rızasına kavuşturacak işler, farzlar ve nafilelerdir.
Farzların yanında nafilelerin hiç kıymeti yoktur. Bir farzı vaktinde yapmak, bin
yıl nafile ibadetten daha çok faydalıdır. Hangi nafile olursa olsun, ne kadar
halis niyetle yapılırsa yapılsın hepsi böyledir. Hatta farzları yaparken, bu farzın
sünnetlerinden bir sünneti, hatta bir edebi gözetmek de böyle çok faydalıdır.
(1/29)
Bir hadis-i şerifte, (Allah’ın bir kulunu sevmemesi, onun faydasız
şeylerle uğraşmasından anlaşılır) buyuruluyor. Bir farzı yapmayıp, bir nafile
ibadeti yapmak da, boşuna uğraşmaktır. (1/123)
Nafilenin kıymeti, farzın yanında hiç gibidir, okyanus yanında bir damla
gibi bile değildir. Sünnet de farzın yanında okyanus yanındaki bir damla su
gibidir. (1/260)
Büyük fıkıh âlimi seyyid Ahmed Tahtavi hazretleri, Dürr-ül-muhtar
469
www.dinimizislam.com
haşiyesinde buyuruyor ki:
(Farzdan bir şey noksan yapılırsa, nafile namazlarla tamamlanır)
hadis-i şerifi de nafilelerin farzlardaki kusurları tamamlayacağını
bildirmektedir.(Tahtavi)
(Tamam yapılmamış olan namaz, zekât ve başka farzlar, nafilelerle
tamamlanır) hadis-i şerifini İbni Âbidin hazretleri şöyle açıklıyor: İmam-ı
Beyheki, "Bu hadis-i şerif, yapılmış olan farzlar içindeki sünnetler noksan
kalırsa, nafilelerin bunları tamamlayacağını bildirmektedir. Yoksa yapılmamış
farzların yerine nafilelerin geçeceğini bildirmiyor" dedi. Şu halde, nafileler,
terkedilmiş olan farzları değil, noksan olarak kılınan namazlardaki kusurları
tamamlar. (Redd-ül-muhtar)
İnsan kusursuz iş yapamaz. Nafileler farzlarda olan kusurları tamamlar.
Kurtuluş ise, farzları noksansız yapmaktadır. Kaza namazını geciktirmek
büyük günah olur. Kaza geciktikçe; günahlar katlanarak artar, sayılamayacak
kadar çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir farz namazı özürsüz kılmayan, 80 hukbe
Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. (Tergib-üs salât)
Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. Kaza etmeye gücü
varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve
segair)
Müslim'deki bir hadis-i şerifte, (Farzlardan sonra en faziletli namaz,
gece [teheccüd] namazıdır) buyuruldu. Bir kimse, ömründe hiç teheccüd
kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez. Çünkü nafiledir. Bir hadis-i şerifte
buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın, nafilesi kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire,
Fütuh-ul-gayb, Zahire-i Fıkh]
Sual: Gündüz işte çalıştığım için öğle ile ikindiyi kılamıyor, akşam eve
gelince kaza ediyordum. Bir arkadaş, (Nafileler farzı tamamlar, gece evde 8
rekat nafile kılınca, öğle ile ikindi kılınmış olur) diyor. Kaza kılmayıp nafile mi
kılmalıyım?
CEVAP
(Çalıştığım için öğle ile ikindiyi kılamıyorum) demek beynamaz özrü, yani
sudan bahane olur, geçersiz bir gerekçedir. Dini bir özür olmadan namazı
bırakmak çok büyük günahtır, içki içmekten ve diğer bütün günahlardan daha
büyüktür. İş namaza mani olmaz veya olmamalıdır. Tuvalette olsun namazı
kılmalıdır. Gerekirse iki namazı [öğle ile ikindiyi] cem edip, yani birleştirip bir
vakitte kılınabilir. Namazı kazaya bırakmamak için cem etmek geçerli bir
özürdür.
Öğle paydosunda, öğle ile ikindi 8-10 dakikada kılınabilir. Namaz için bu
kadar zaman ayırmamak bir Müslümana yakışmaz.
Eğer bir özürle namaz kılınamazsa, muhakkak kaza edilmelidir. Milyon
rekat nafile namaz kılınsa, iki rekat farz yerine geçmez. İmam-ı Rabbani
hazretleri buyuruyor ki:
470
www.dinimizislam.com
(Farz ibadetin yanında nafile ibadetin hiç kıymeti yoktur, deniz yanında
damla bile değildir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir
damla su gibi bile değildir. Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük
gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor. Halbuki bir altın zekât vermek, yüz bin altın
sadaka vermekten daha sevaptır.) [1/29, 3/17]
Dikkat edilmişse, (Nafile, farzın yanında denizde damladır) denmiyor,
(damla bile değildir) deniyor, (hiç kıymeti yok) deniyor. Onun için farz ile nafile,
hatta sünnet ile nafile asla mukayese edilemez. Ömür boyu nafile namaz
kılınsa iki rekat farz namaz yerine geçmez. Şunu bunu değil, hakiki İslam
âlimlerinin kitaplarını ölçü almalıdır.
Nafileler farzlar yerine geçmez
Sual: Bir hoca, (Fıkıh kitaplarında, duha, tehıyyet-ül-mescid, evvabin,
tesbih namazı gibi nafile namazları kılmak, kaza namazı kılmaktan evla olduğu
yazıldığı için, kaza namazı kılmak yerine, bu nafileleri kılmak gerekir) dedi.
Ben bu nafile namazları kılmayıp, kaza namazı kılıyorum. Yanlış mı
yapıyorum?
CEVAP
Doğru yapıyorsunuz. Nafileler hiçbir zaman farzın yerine geçmez. Bir
kimse, farzları, vacipleri kılsa, fakat ömründe hiç nafile kılmasa nafile kılmadığı
için sorumlu olmaz.
Daha önemlisini yapmak için sünnet terk edilir. Mesela, sabah camiye
gelen, imam teşehhüdde ise, sünneti kılmadan imama uyar. Daha sonra da
sünneti kılmaz.
Cemaat ile namaz kılınırken, sünnete başlamak mekruhtur. Mekruh
işlememek için, sabahın sünneti bile terk edilir. (İmdad-ül fettah)
Vakit daralınca, ilk sünneti kılmak, farzın kazaya kalmasına sebep olursa,
bu sünneti kılmak haram olur. (Hadika)
Bir hakim, vazifesini yapmak için, sabahtan başka namazların sünnetlerini
terk edebilir. (Mülteka)
Hakimin vazifesi, farz-ı ayn olmadığı halde, sünnetleri terk etmek için özür
sayılınca, birikmiş kazaları ödemek, farz-ı ayn olup, cezası da pek şiddetli
iken, bunları ödemek elbette özür olur. Abdestte uzuvları üç kere yıkamak
müekked sünnettir. Su pahalı ise, hava soğuk ise, böyle bir özürle bu sünneti
terk etmek, yani bir kere yıkamak caizdir. (Redd-ül-muhtar)
Sual: Bazıları, “Nafileler farzın yerine geçer. Onun için, gündüz namaz
kılmayıp gece nafile kılıyoruz” diyorlar. Böyle bir şey var mıdır?
CEVAP
Nafile farzın yerine geçmez. İmam-ı Rabbani hazretleri (Nafile farzın
yanında denizde damla bile değildir) buyuruyor.
Nafile farzın yerine geçseydi, sadaka, hayır hasenat yapanların verdikleri,
471
www.dinimizislam.com
zekât yerine sayılır, ayrıca zekât farzına lüzum kalmazdı.
Nafile farzın yerine geçseydi, nafile hac, umre yapanların yaptıkları hac
farzının yerine kabul edilir, ayrıca hac farzına lüzum kalmazdı.
Nafile farzın yerine geçseydi, nafile oruç tutanların tuttukları oruç, farz
olan Ramazan orucunun yerine kabul edilir, ayrıca Ramazanda oruç tutmaya
lüzum kalmazdı.
Nafile farzın yerine geçseydi, vakitleri ve şartları belirli olarak 5 vakit
namaz farz olmaz, farzı vaktinde kılmamak yani kazaya bırakmak büyük
günah olmazdı. Namazı kazaya bırakmak haramdır, kaza etmedikçe farz
borcundan kurtulamaz. Bir farz namazı, vakti çıktıktan sonra kılmakla, yani
kaza etmekle, kazaya bırakma günahı affolmaz. Ayrıca tevbe etmesi de
gerekir.
Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen hukbe
[1 hukbe 80 yıl] cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu müthiş günahların
altından kurtulabilmek için, namazları bir an önce kaza etmek gerekir. (Tergibüs-salât)
İbni Nüceym hazretleri buyuruyor ki:
Farz namazları vaktinde sonraya bırakmak büyük günah olup, ancak
tevbe etmekle affolur. Tevbe ederken, kılmadığı namazları kaza etmesi
gerekir. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha
işlemiş olur. (Kebair ve segair)
Müslim'deki bir hadis-i şerifte, (Farzlardan sonra en faziletli namaz,
gece [teheccüd] namazıdır) buyuruldu. Bir kimse, ömründe hiç teheccüd
kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez. Çünkü nafiledir. Bir hadis-i şerif meali
şöyledir:
(Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire
Fütuh-ul-gayb, Zahire-i Fıkh]
Bunun gibi, hayatında hiç sadaka vermeyene, hiç hayır hasenat
yapmayana, hiç umreye nafile hacca gitmeyene, hiç nafile oruç tutmayana
ceza bildirilmedi. Farzların yerlerine geçselerdi, hem ceza bildirilirdi, hem de
farzlara lüzum kalmazdı.
Kefaret namazı
Sual: Ramazan ayının son cuma namazından sonra kefaret-i namaz
denilen dört rekâtlık namaz kılınırsa, bütün kaza borçlarının, affedileceği
söylenmektedir. Bu doğru mu?
CEVAP
Doğru değildir. Kefaret namazı kılmakla kaza borçları affedilmez. Sadece,
namazları vaktinde kılmama ve geciktirme günahları için, yapılan tevbenin
kabulüne vesile olur.
Kefaret-i namaz ve mübarek zamanlarda yapılan diğer ibadetler, kaza
edilmiş olan farz namazların, kazaya bırakma ve kazasını geciktirme
günahlarının affolması maksadıyla yapılan tevbenin kabul olması içindir.
472
www.dinimizislam.com
Yoksa kılınmamış namazlar, kaza edilmedikçe affolmaz. Nitekim oruç kefareti
de, oruç borcunu ödemiyor, gün sayısınca orucun kazası da gerekiyor. (S.
Ebediyye)
Bu namaz, dört rekât olarak kılınır. Her rekâtında, bir Fatiha, bir Âyet-el
kürsi ve 10 Kevser suresi okunur. (Kazaya bıraktığım ve kazasını geciktirdiğim
namazların, günahlarının affolması için, kefaret namazı kılmaya) diye niyet
edilir. Cuma namazından sonra, ikindi namazına kadar kılınır.
Aynen ikindinin sünneti gibi kılınır. Ondan tek farkı, her rekâtın kıyamında
Fatiha’dan sonra 1 Âyet-el kürsi ile 10 Kevser suresi okunur. Diğerleri aynıdır.
Âyet-el kürsiden ve Kevser’den önce Besmele okumak gerekmez, okunsa da
zararı olmaz.
Denizde damlaya talip olmak
Sual: Bir kimse kaza namazı kılmayıp ömür boyu teheccüd, kuşluk ve
evvabin gibi sünnet olan nafile namazlar kılsa, kaza namazı borcundan
kurtulmuş olur mu?
CEVAP
Asla kurtulmuş olmaz. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Farzların yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında damla bile
değildir. (1/260)
Ömür boyu kıldığı bütün nafileler, bir farz namazın sevabına kavuşamaz.
İslam âlimleri, (Farz kazası olanın nafilelerle meşgul olması ahmaklıktır)
buyuruyor. Bir farzı vaktinde yapmakla, kazasını ödemek bile aynı değildir.
Mesela bir kimse, Ramazan ayında farz bir orucu tutmayıp sonra kaza etse,
hatta ömür boyu nafile oruç tutsa, o bir günün sevabına kavuşamaz. Bir hadis-i
şerif meali şöyledir:
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa,
Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi]
Bu hadis-i şerif, farzları vaktinde eda etmenin önemini açıkça gösteriyor.
Kaza etmekle bile bu sevaba kavuşulamayacağı bildiriliyor. Hele kaza etmeyip
de nafilelerle meşgul olmayı, İslam âlimleri ahmaklık olarak nitelendiriyor.
Sünnetlerin de nâfile hükmüne dâhil olduğu, bütün fıkıh kitaplarında açıkça
yazıyor.
Nafile farz yerine geçmez
Sual: Bir kimse, kendisine farz veya vacib olan bir ibadeti ifa etmeden ve
kazasını yapmadan nafilesini yapsa, mesela nafile hacca gitse, zekât borcu
kadar sadaka verse, nafile kurban kesse, nafile namaz kılsa, farz veya vacib
borcunu ödemiş olur mu?
CEVAP
Hiçbir nafile ibadet, farz veya vacib yerine geçmez. Bin kere nafile hacca
gidilse nafileye niyet edilse, farz yerine geçmez.
Binlerce lira sadaka verilse, farz olan bir kuruş zekât yerine geçmez.
473
www.dinimizislam.com
Binlerce kurban kesilse, bir vacib kurban yerine geçmez.
Binlerce rekât nafile namaz kılınsa, iki rekât farz borcunu ödemez.
Peygamber efendimiz, (Farz borcu olanın, nafileleri de kabul olmaz)
buyuruyor. (Fütuh-ul-gayb m. 48)
İmam-ı Rabbani hazretleri, (Farzın yanında nafile, denizde damla bile
değildir) buyuruyor. (Mektubat-ı Rabbani 1/29, 260)
Hazret-i Ebu Bekir, (Üzerine farz borcu olanın, bu ibadetleri ödemeden
yaptığı nafile ibadetler kabul olmaz) buyuruyor. (Kitab-ül Harac)
Kaza namazı borcu varken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şira
risalesi)
Farz borcu varken, nafileyle meşgul olmanın veya bu yanlışı savunmanın
ne büyük gaflet olduğu bu vesikalardan da anlaşılmaktadır.
Farz borcu varken
Sual: Zekat borcu varken sadaka vermek, Ramazandan oruç borcu
varken nafile oruç tutmak ve diğer farz borcu varken nafilesini yapmak caiz
midir?
CEVAP
Caiz değildir. Çünkü farzın önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor
ki:
(En faziletli cihad farzları ifa etmektir.) [İ. Ahmed]
(Herkes nafile ile meşgul iken, siz farzları yapmaya çalışın!) [Miftahün-necat]
(Farzı yapmakla Allah’a yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz.)
[Beyheki]
(Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül
fahire]
(Kıyamette önce namazdan sorulur. Namaz doğru kılındı ise,
kurtulur, namaz bozuksa perişan olur.) [Hakim]
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer'e yaptığı vasiyette buyurdu ki:
(Allah’ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz
yapman gerekeni de gece yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri
ödemeden nafile ibadetini kabul etmez.) [Kitab-ül Harac]
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
(Nafilelerin farzlar yanındaki değeri, okyanus yanında bir damla gibi bile
değildir.) [m. 260]
(Nafile ibadet, bir farzı terk etmeye sebep olursa, ibadet olmaz, zararlı
olur.) [m. 123]
Şu halde, bir insanın bir milyon lira zekât borcu olsa, bu farz borcunu
ödemeden, bir milyon cami yaptırsa, milyonlarca insana, milyarlarca sadaka
verse kabul olmaz.
474
www.dinimizislam.com
Hiçbir mazereti yokken, Ramazan-ı şerifte bir gün oruç tutmayan, ömür
boyu nafile oruç tutsa kabul olmaz. Hatta Ramazandaki farz orucunu kaza
ettikten sonra, yine her gün oruç tutsa, Ramazan-ı şerifte tutmanın sevabına
kavuşamaz. Kaza edince, yalnız borçtan kurtulur. Ramazanda tutmuş gibi
sevap kazanamaz. Çünkü Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa,
o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi]
Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(“Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurması yakın hamileye
benzer. Doğumu yakınken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de,
ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe,
Allah, nafile namazlarını kabul etmez” hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu
varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması,
alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz.
Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye
kurtarılmadan kâr olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m. 48]
Yolculuğa çıkarken iki rekat namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı
varsa, kaza kılmalıdır! Çünkü kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır.
(Bey ve Şir’a risalesi)
Dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mütehassıs olan Seyyid Abdülhakim
Arvasi hazretleri, (Yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kaza namazına
niyet ederek kılmalıdır. Böyle niyet etmek, dört mezhepte de gerekir)
buyuruyor.
Sünnetleri kılarken kaza namazına da niyet etmek gerektiği, Trablus
Fetva emini Ramiz-ül-mülk'ün, Eşşihab'daki fetvasında da bildirilmektedir.
Tatarhaniyye'de, (Sünnet kılarken kaza namazına da niyet etmek daha iyidir)
deniyor. (Uyun-ül-besair s. 103)
Sünnetleri kılarken, kazaya niyet edilirse, sünnetler de kabul olur.
(Fetava-i kübra)
Sünneti terk etmek günah mı?
Sual: Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnet de kılınmış
oluyor, sünnetler terk edilmiş olmuyor. Peki, hiç sünnet kılınmasa günah olmaz
mı?
CEVAP
Bu hususta din kitaplarımızda bildirilenleri nakledelim:
1- İbni Hümam buyuruyor ki: Sünnetleri kılmamak, sevablarına ve yüksek
derecelere kavuşmamaya sebep olur. (Cevhere, Dürr-ül-münteka, Redd-ülmuhtar, Tahtavi)
2- Müekked ve gayri müekked sünnetleri terk etmek günah olmaz. Bunları
terk eden, yalnız sevablarına ve yüksek derecelere kavuşamaz ve azarlanır.
475
www.dinimizislam.com
(Halebî-yi sagir)
3- Sabahın sünneti çok faziletli olmasına rağmen, kılmayan için bir ceza
bildirilmedi. (Tahavi)
4- Sünnetleri özürsüz terk eden, günaha girmezse de, sorguya çekilip,
azarlanır. (S. Ebediyye)
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Saçları dağınık biri gelip, Resulullaha sordu:
— Ya Resulallah İslam nedir?
— Günde beş vakit namaz kılmaktır.
— Beşten fazla değil mi?
— Hayır, nafile kılmak isteyen kılabilir. Bir de yılda bir ay Ramazan
orucu vardır.
— Bundan başka, oruç yok mu?
— Nafile olarak tutmak isteyen tutabilir. Bir de zengin için malının
zekâtı vardır.
— Bundan fazlası var mıdır?
— İsteyen nafile olarak sadaka verebilir.
— Vallahi bundan ne fazla, ne de noksan yaparım.
— Bunları yapan mümin, kurtuluşa erer.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud,
Nesai]
Bu hadis-i şerifi esas alan bazı âlimler, nafile ibadetler yapılmasa da,
sünnetler kılınmasa da, farzları noksansız yapmak gerektiğini bildirmişlerdir.
Bununla beraber, beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz terk etmemeli; çünkü
kılınmış olan farzlardaki noksanlar, bu sünnetlerle tamamlanır. Kaza borcu
olan, sünnet ve nafile kılarken, kazaya da niyet etmelidir. Farzın önemini
bildiren birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(En faziletli cihad, farzları ifa etmektir.) [İ. Ahmed]
(Herkes nafileyle meşgulken, siz farzları yapmaya çalışın!) [Miftah-ünnecat]
(Farzı yapmakla Allah’a yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz.)
[Beyheki]
(Farz ibadetleri yapan, insanların en âbidi olur.) [İbni Adiy]
(Kazaya kalmış namaz borcu olanın, nafile namazları kabul olmaz.)
[Dürret-ül fahire]
Hazret-i Ebu Bekir buyurdu ki:
Allahü teâlâ, farz borcu olanın nafile ibadetini, bunları ödemeden kabul
etmez. (Kitab-ül Harac)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Nafilelerin farzlar yanındaki değeri, okyanus yanında bir damla bile
değildir. (1/260)
Nafile ibadet, bir farzı terk etmeye sebep olursa ibadet olmaz, zararlı olur.
(1/123)
476
www.dinimizislam.com
Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor
ki, farz borcu varken nafileyle meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın
nafile kılması, borçlunun alacaklıya hediye götürmesine benzer ki, elbette
kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise
kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m.48)
Farzı terk etmek gibi, kazasını geciktirmek de büyük günahtır. Sünnetler
kılınırken kazaya da niyet edilmezse, farz olan kaza namazı geciktirilmiş,
günaha girilmiş olur. Onun için sünnetleri kılarken kazaya da niyet etmeli.
Böylece sünnetler kılındığı gibi, kaza borcu da ödenmiş olur. (Nevadir-i
fıkhıyye)
Sünnetleri terk etmek
Sual: Sünnetlerin terki küçük günahtır, ısrar edilirse büyük günah olur ne
demektir?
CEVAP
Genel kaide: Küçük günahlarda ısrar etmek büyük günah olur. Sünneti
terk etmek günah değildir. Sünnetleri özürsüz olarak kılmamakta ısrar etmek,
küçük günah olur. Sünnete önem vermeyen ise kâfir olur.
Sünnet namaz ne demek
Sual: Cemaate yetişebilmek için, bazen ikindinin sünnetini iki rekat olarak
kılmak caiz dendi. Bir de akşamın sünneti iki iken üç rekat kaza kılmak, yine
yatsının son sünneti yerine üç rekat vitir kılmak caiz mi? Üç rekatlık nafile
namaz olmayacağı için sünneti terk etmiş olmuyor muyuz? Tam İlmihâl’de bu
konuda bilgi var mı?
CEVAP
Farzın yanında, bir namaz kılmakla sünnet de kılınmış oluyor, rekat
sayısı önemli değildir. Yani ikindinin ilk dört rekat sünneti yerine, akşamın üç
rekatlık kazası veya sabah namazının iki rekatlık kazası da kılınabilir. Kazası
olmayan insan da böyle yapmakla sünneti terk etmiş olmaz.
Bu konunun S. Ebediyye’de kaza namazı bahsinde geçen kısımlarından
bazıları şöyledir:
1- (Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, bir kimsenin kazaya kalmış
namazları olsa, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsının sünnetlerini, bu
namazların kazalarına niyet ederek kılsa, bu kimse sünnetleri terk etmiş olur
mu?) Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz, çünkü o vakit içinde farzdan
başka, [nafile olsun, kaza olsun] herhangi bir namaz kılınınca, sünnet de
yerine getirilmiş olur) buyurdu. (Nevadir)de diyor ki, sünnet yerine kaza
kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur. Kaza borcu olanlar, her namaz vakti,
o vaktin farzından başka namaz kılarak, sünneti yerine getirmiş olur) buyurdu.
2- (Eşbah)da buyuruyor ki, (Beş vakit namazın ilk ve son sünnetlerini,
477
www.dinimizislam.com
yani müekked sünnetleri kılarken, sünnet olduğuna niyet etmek lazım değildir.
Revatib sünnetler, nafile niyeti ile veya yalnız namaza niyet ederek sahih olur.
Yani o vaktin sünneti olur. Ayrıca sünnet diye niyet etmeye lüzum yoktur.
Mesela fecr doğmadan, teheccüd niyeti ile, iki rekat kılınca, fecrin başlamış
olduğu, sonradan anlaşılsa, bu namaz, sabah sünneti yerine geçer. Teravihde
de, teravih olduğuna niyet etmek şart olmadığı haberi sağlamdır. Bunun gibi,
kazaya kalmış öğle namazı olmayan kimse, Cuma namazından sonra kıldığı
dört rekata (Vaktine yetişip kılmamış olduğum son öğleyi kılmaya) niyet etse,
sonra Cuma namazının sahih olduğu anlaşılsa, sağlam ve sahih habere göre,
bu dört rekat, Cuma sünneti olur.
(Nafileleri ve Ratibe sünnetleri, yalnız namaz kılmaya veya sünnetten
başka bir namaza niyet ederek kılınca, sahih olur.) Görülüyor ki, namaz vakti
içinde, o vaktin farzından başka kılınan her namaz [mesela kaza namazı], o
vaktin sünneti de olur.
İbni Âbidin, namaza niyeti anlatırken diyor ki, (Derin âlimlere göre, yalnız
namaza niyet edilerek kılınan sünnet sahih olur. Çünkü, beş vakit namazın
sünneti demek, Peygamber efendimizin kıldığı namaz demektir. Bu namazlara
sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini
kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet kılmaya) diye
niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan her namaz, sünnet ismi verilen
namaz olur.)
(Beş vakit namazın sünnetleri ve teravih namazı, aslında nafile namazdır.
Bunları kılarken, yalnız namaza diye niyet yetişir.)
(Camiye girince iki rekat namaz kılmak sünnettir. Buna (Tehıyyet-ülmescid) namazı denir. Camiye girince, farz, sünnet ve herhangi bir namaz
kılınırsa, tehıyyet-ül-mescid de kılınmış olur. Kılınan namazlara, tehıyyet-ülmescid diye de ayrıca niyet etmeye lüzum yoktur.
3- Abdülhakim efendi hazretleri buyurdu ki:
Sünnet namaz demek, farzdan başka kılınan namaz demektir. Farzdan
evvel veya sonra olan sünnet yerine kaza kılan, bu kaza namazı ile, sünnet
namazın tarifine uyduğu için, sünneti de kılmış olmaktadır. (İslam Ahlakı)
Netice:
Öğlenin ilk sünneti yerine, ikindinin veya akşamın veya yatsının veya
sabah namazının kazası kılınsa, sünnet de kılınmış olur. Peki niye öğle
namazının ilk dört rekat sünneti yerine, yine öğlenin kazaya kalan farzına niyet
ediyoruz diye soruluyor. Böyle kılınınca hesabı kolay oluyor. Bir kimse böyle
bir sene namaz kılsa, bir senelik kaza kılmış oluyor. Karışık kılarsa, yani
öğlenin sünneti yerine akşamın kazasını kılsa, ikindinin sünneti yerine sabahın
kazasını kılsa hesabı yine sahih olur ama, hesabı zor olur. Teker teker
hesabını tutmak gerekir.
İkamet okunurken, yahut imam namaza başlamışken, hiçbir sünnet
kılınmaz. cemaate yetişme imkanı varsa sabahın sünneti ayrı bir yerde kılınır.
478
www.dinimizislam.com
Ayrı yer yoksa o da kılınmaz. Yine Tam İlmihâl’de diyor ki:
(Cemaat ile kılınırken, nafile namaza başlamak mekruhtur.)
Farza başlanacağı sırada cemaat arasında, ikindinin sünnetini kılmak
mekruh olur. Eğer iki rekat kılınca yetişme imkanı varsa, iki rekat sabah
namazının kazası kılınabilir.
İlim ehlinin söz birliği
İsmail Hakkı Bursevi hazretleri, Ruh-ul-beyan tefsirinde özetle diyor ki:
Enam suresinin 160. âyetinde, (Bir iyilik yapana on katı sevap verilir;
bir kötülük ise ancak misli ile [bire bir] cezalandırılır; kimseye haksızlık
yapılmaz) buyuruluyor. Bu, Allahü teâlânın Müslümanlara bir lütfudur. Gayri
Müslimlerin iyiliklerine sevap verilmez. Onlara, önce iman etmek farzdır.
İmansız olarak yapılan iyiliğin ahirette faydası olmaz.
Regaib ameller, revatib amellerden efdal değildir. [Nafileler revatib ve
regaib olarak ikiye ayrılır. Revatib, farzlardan önce veya sonra kılınan
sünnetlerdir. Regaib ise duha, evvabin ve teheccüd gibi diğer nafilelerdir.]
Mesela hadis-i şerifte, (12 rekat kuşluk namazı kılana Allahü teâlâ Cennette
altından köşk ihsan eder) buyuruluyor. Halbuki öğlenin sünneti kuşluk
namazından üstündür. Yine hadis-i şerifte, (Akşamla yatsı arasında altı rekat
[evvabin] kılana Allahü teâlâ 12 yıllık ibadet yazar) buyuruluyor. Halbuki
akşam namazının sünneti ondan daha faziletlidir. Böyle örnekler çoktur.
Regaib nafilelerin ecirleri, sevapları bildirilmemiş olan revatib sünnetlerden
efdal değildir.
Ehli ilim ittifak etti [âlimler sözbirliği ile bildirdiler] ki, regaib ve revatib
ameller ile vacibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte farza ulaşamaz.
Sünnetler farzların eksiklerini tamamlar. Nafileler ise sünnetlerin eksiklerini
tamamlar. Hiçbir nafile ile farz borcu ödenmiş olmaz. Bazı avamın [cahillerin]
iddia ettiği gibi farzı bırakıp da nafile ile uğraşmalarının, mesela, evvabin
namazının kazaların yerine geçeceğini iddia etmelerinin dinde yeri yoktur.
(Ruh-ul-beyan 3/127)
Yine Ruh-ul-beyan’da Enam suresinin 165. âyetinin tefsirindeki hadis-i
şerifte bildiriliyor ki:
Kıyamet gününde hesaba çekilmek üzere, haram yollardan mal edinip
haramlara harcayan biri getirilir. (Bunu Cehenneme götürün) denilir. Helal
yollardan mal edinip helal yerlere harcayan biri getirilerek hesaba çekilir. Ona
denir ki:
(Bu malları kazanırken ve sarf ederken üzerine farz olan bir namazı
vaktinde kılmamış veya namazın rüku, secde ve abdestte farzları tam
yapmamış olabilirsin.)
Kul der ki: (Ya Rabbi helalden kazanıp helal yerlere harcadım, hiçbir
farzı zayi etmedim.)
479
www.dinimizislam.com
Tekrar denir ki: (Bu kazançlarınla mal, mülk, makam ve binek elde
ettin onunla övünüp, verilmesini emrettiğim hak sahiplerine, mahrem
akrabalara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara vermemiş
olabilirsin.)
Kul der ki: (Ya Rabbi helal yollardan kazandım ve helal yollarda
harcadım bana farz ettiğin hiçbir farzı zayi etmedim, farzları yerine
getirirken ihlasıma halel getirmedim malımla övünmedim, vermemi
emrettiğin her şeyi zayi etmeden verdim.)
Bu zengin adamdan yardım görenler [zekat v.s. alanlar] huzura getirilip
yüzleştirilir onlar derler ki: (Ya Rabbi aramızda ona mal verip zengin ettin ve
ona [zekat v.s.] vermesi için emrettin. O da hiçbir farzda noksanlık
yapmadan, hileye kaçmadan bize verdi.) Ve böyle sorguya devam edilir.
(Ruh-ul-beyân 3/132)
Dikkat edilirse hep farzdan sual ediliyor. Allahü teâlâ, (Farz ile bana
yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz) buyururken, Resulü de, (Kazası
olanın, kıldığı nafilesi kabul olmaz) buyururken, âlimler, “sünnet ve nafileler,
farzın yanında denizde damla bile değil” buyururken, farz borcu varken
nafilelerle meşgul olmak ahmaklık olmaz mı?
Farzı ödemeye pot kırmak diyenler
Sual: Bir profesör der ki:
"Farz borcu olanın nafileleri kabul olmaz hadisini esas alıp, sünnet
yerine kaza kılanın, farzı kazaya bıraktığı için özür dilemesi gerekirken,
sünnet kılmayıp kaza kılması tekrar suç işlemek ve pot kırmaktır."
Bir başka profesörümüz de der ki:
"Farz namazlarını terk ederek bir edepsizlik işleyen kimse, sünneti
bırakıp farz kılarsa, ikinci edepsizliği işlemiş olur."
Bu profesörlere verilecek cevabınız var mıdır?
CEVAP
Birinci profesörü şahsen tanıyorum, İbni Teymiyecidir. İbni Teymiye’ye
göre, farz namaz kaza edilmez. Bu profesör de aynı fikirde olduğunu bizzat
bana söyledi. Özür dilemek demek, farz borcunu ödemeye başlamak demektir.
Farz borcunu ödemeye çalışmayan nasıl özür dileyecek ki? Sünnet kılarsa
farz borcu tehir edilmiş olacak. Bir an önce kaza edilmesi gereken şeyi tehir
etmek özür dilemek midir, yoksa farza önem vermemek midir?
İkinci profesörü de tanıyorum. Dikkat edin, farzı terk etmeye edepsizlik
diyor, haram demiyor. Sünnetle farzı aynı kefeye koyuyor. Halbuki ikinci bin
yılın müceddidi İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
(Elbette nafilenin kıymeti, farzın kıymeti yanında hiç gibidir. Okyanus
yanında, bir damla kadar bile değildir. Sünnet de, farzın yanında, okyanus
yanındaki bir damla su gibidir.) [Müjdeci Mektublar m.260]
480
www.dinimizislam.com
Salat, namaz demek değildir, dua demektir. Kur'anda namaz diye bir şey
yok diyen, tesettürü inkâr eden zamane profesörleri çoktur.
Ama illa günümüzün profesörlerinden de örnek istiyorsan ondan da
verelim:
İlahiyat fakültesi dekanlarından tefsir profesörü güzide insan Prof. Dr.
Orhan Karmış diyor ki:
(Kazası olanın sünnet ve nafilelerini Allahü teâlânın kabul
etmeyeceği fıkıh kitaplarında bildirilmiştir.)
Hadis profesörlerinden kıymetli ilim adamı Prof. Dr. Ramazan Ayvallı ise
diyor ki:
(Kazası olanın sünnet kılarsa kabul olmayacağı hadis-i şeriflerle
bildirilmektedir.)
Bir yazarın iddialarına cevaplar
Bir okuyucumuz, bir yazarın, nafile namazları savunan iddialarını
bize göndermiş, cevap vermemizi istiyor. Aşağıda bu iddia ve cevapları
okuyacaksınız.
İddia: Varsayalım ki bir amca 70 yaşına gelmiş. Bu amca 70 yıllık
ömründe namazlarını bazen kılmış bazen kılmamış. Gençliği de çok hızlı
geçmiş hiç kılmamış. Bu adamın kaç vakit namazının kazaya kaldığını tam
olarak bilmesi imkansızdır. Şimdi biz bu adama tahminen ne kadar namazın
kazaya kaldıysa onları kaza et desek, fazladan kaza ettiyse ne güzel ama ya
noksan kaza ettiyse! Bu amcanın sonradan yaptığı bütün nafile ibadetler çöpe
mi atılacak?
CEVAP
Çöpe atılmak tabiri bir ilim adamına yakışmaz. Boşa mı gidecek veya
kabul olmaz mı denebilirdi.
Resulullah efendimiz boşa gider diyorsa, kabul olmaz diyorsa elbette
kabul olmaz, Resulullahın vârisi olan âlimler boşa gider diyorsa elbette boşa
gider. Allah resulünden ümmetine karşı daha merhametli olan mı var yoksa?
Onun ümmetinin üzerine Ondan daha fazla titreyen mi var? O kabul olmaz
diyorsa elbette kabul olmaz.
İddia: Bir gün nafile namaz kılabilme ruhsatını alabilme umuduyla 70
yaşındaki bir amcanın bu kadar namazı kazaya ömrünün yeteceğini ben
sanmıyorum.
CEVAP
Onun sanmaması veya benim sanmam dinde senet mi? Bu hiçbir ilim
adamına yakışmaz. Sözü dinde senet olan imam-ı Rabbani hazretleri
buyuruyor ki:
(Farzın yanında nafilelerin hiç kıymeti yoktur. Sünnetlerin farzlar
yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir.) [m.29,
481
www.dinimizislam.com
260]
Şimdi biz o yazara mı inanalım, yoksa 12 tarikatın şeyhi, müceddid-i elfi
sani hazretlerine mi? Farzlardan sorguya çekileceğiz, nafilelerden sorguya mı
çekileceğiz de bu kadar gayret gösteriliyor? Niye Resulullahın ve vârisi olan
âlimlerin sözlerine itibar edilmiyor da “Ben sanmıyorum” diye kendi görüşünü
din gibi savunuyor?
Peki Peygamber efendimizin şu mübarek sözlerine ne diyecek ki?
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ülfahire]
(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftah-ün-necat]
(Allahü teâlâ, farzlarla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle
yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari]
(En üstün cihad, farzları edadır.) [Taberani]
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan
hamileye benzer. Doğumu yaklaşırken, çocuğu düşürür. Artık buna,
hamile denmez, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını
ödemedikçe, Allah nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48]
Daha çok vesika var. Resulullahın bu kadar hadis-i şerifleri varken, ne
diye şahısların indi görüşlerine uyalım?
İddia: Müslümanları nafile ibadete karşı niye soğutmak isteniyor ki?
CEVAP
Bu çirkin sözü imam-ı Rabbani için mi, yoksa Resulullah için mi söylüyor?
Nafileden soğutan biz miyiz yoksa Resulullah efendimiz mi, imam-ı
Rabbani hazretleri mi? Nafile denizde damla bile değil diyen kim? Din
hususunda konuşurken ağızdan çıkanı kulak da duymalı. Bu din nakil dinidir.
Şahsi görüşlerin dinde yeri yoktur. Bir hadis-i şerifte,
(Ateşe [Cehenneme] en cüretkâr olan, fetva vermeye en cüretkâr
davranandır) buyuruluyor.
İkincisi sünnetler yerine kaza kılınca zaten sünnetler terk edilmiş olmuyor.
Peygamber efendimiz, farz yanında bir nafile namaz kıldığı için ona sünnet
denmiştir. Bu kimseler sadece farzı mı kılıp gidiyorlar. Farzdan önce veya
sonra namaz kılmıyorlar mı?
İddia: Bir örnek vereyim: Diyelim ki eniştem mübarek Ramazan-ı şerif
ayındaki Kadir gecesinde camiye gitti. Sohbette hoca efendi o gecenin ve o
gecede kılınacak 4 rekatlık bir tesbih namazının önemini o kadar güzel anlattı
ki; eniştem geldi bu gece mübarek bir gece, tesbih namazı da çok ehemmiyetli
bi namazmış, ben de bu gece Allah rızası için bi tesbih namazı kılmaya
niyetlendim dese; Bizim ona dur bakalım hemşerim, senin bir sürü kaza
namazı borcun var git önce onları bi bitir ondan sonra gel, senin kılacağın
tesbih namazı kabul olmaz mı dememiz lazım? Ben böyle bir şey söylemekten
Allah’a sığınırım.
482
www.dinimizislam.com
CEVAP
Şu örneği gördünüz değil mi? Bu örnek Resulullahı tekzip etmiyor mu,
imam-ı Rabbaniyi ve diğer âlimleri tekzip etmiyor mu? Niye ilmi bir vesika
bildirmiyor da kendi görüşünü din gibi ortaya atıyor? Peygamber efendimizin
sözünü bildirmekten Allah’a sığınmak ne demek? Hâşâ Peygamber efendimiz
öyle yanlış şeyler mi söylüyor?
İddia: Bir hadisi kudside, Farzlarla kulum benim gadabımdan
(azabımdan) kurtulur, nafilelerle bana (benim rızama) yaklaşır. Hadisi kudsi
gayet açık; farzlar zaten boynumuzun borcu yapmak zorundayız. Yapmazsak
azaba düçar oluruz.
CEVAP
Peki niye farzları kıldırmayıp da nafile ile meşgul ediyor? Demek ki
azaptan kurtulmak için farzları eda şart. Kendisi de bunu intakı hak kabilinden
söylemiş oldu. Farzı yapmayan Allah’ın azabından nasıl kurtulur ki? İşte kendi
yazdığı hadis-i kudsi. Allah kimseyi şaşırtmasın, kendi kazdığı kuyuya kendisi
düştü.
Bir kudsi hadis de şöyledir:
(Allahü teâlâ buyurur:
“Benim dostlarımdan birine eza eden adam, bana harp ilan etmiş
demektir. Kulum bana kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli
şeyle yaklaşamaz. Kulum nafilelerle bana öyle yaklaşır ki nihayet onu
severim. Onu sevdiğimde de işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve
yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey isterse onu kendisine mutlaka
veririm. Bir şeyden bana sığınırsa onu mutlaka korurum.”) [Buhari, İmam-ı
Ahmed]
Gerek o ve gerekse bu hadis-i kudsi, farz borcu olmayanlar içindir. Çünkü
hadis-i şerifte bu husus açıklanmıştır. Yukarıda bildirildi.
İddia: Farz namaz o denli çok mühim. Ama farzı eda ettiğimiz vakit,
borçtan ve azaptan kurtuluyoruz. Nafilelerde ise böyle bir zorlama söz konusu
değil. Zorlama olmadığı için de farzlarla birlikte nafile ibadet yapan Cenab-ı
Hakkın rızasına yaklaşır.
CEVAP
Zorlama söz konusu olanı tehir ettirip de, zorlama söz konusu olmayanı
yaptırmak akıl kârı mıdır?
Bir de Farzlarla birlikte diyor. Zaten farzları tehir etmenin cezası büyük.
Nafile kılmakla kılınan namaz, boşa gitmiş olmakla kalmıyor. Farzları
geciktirdiği için azaba düçar oluyor. (Halebi)
Farzları bitireceğiz ondan sonra nafilelere sıra gelir. Âlimler diyor ki:
Farzlar binanın duvarları gibidir, sünnetler ve nafileler duvarın sıvası ve
süsü gibidir. Duvar olmadan duvara süs yapılmaya kalkılır mı hiç? Hadis-i
şerifte nafileleri boşa gider buyurulması, işte bunun yüzündendir, duvar
olmadan süs yapmak gibidir.
483
www.dinimizislam.com
İddia: Teşbihte hata olmaz; Bir işçiyi düşün bu işçinin görevi nedir? Mesai
saatlerinde üzerine düşen görevleri iyi bir şekilde yapmak. Bu işçi sadece
görevini yaptığı için ücretini hak eder. İşini yapmazsa da işten kovulur ve zor
durumda kalır. Ama bir işçi düşün ki akşam olmuş mesai saati sona ermiş ama
bu işçi bir saat de fazladan çalışmış ki patronunun işi yetişsin diye. Ama bunu
ne zorlamayla ne de mesai karşılığı yapmış. Yani sırf kendi rızasıyla çalışmış.
Birinci işçide mesai saati biter bitmez gitmiş. Birincisine sen niye sadece mesai
saatinde çalıştın senden memnun değilim denemez. Fakat ikinci işçinin
patronunu ne kadar mutlu edeceğini az çok tahmin edebiliriz.
CEVAP
Ne örnek ne örnek. Yine kendi sözü ile bizim savunduğumuz doğru yolu
ispat ediyor. Çünkü mesaisini bitirdikten sonra, yani çalışma mecburiyeti
bittikten sonra diyor yani farz borçlarını ödedikten sonra diyor.
İşçi mesai saatinde patronun verdiği görevleri yapmak zorunda iken bunu
değil de başka işleri yapması patronun rızasına aykırıdır. Mesai saati dışında
yaparsa ona elbette bir şey denmez. Çünkü o mesaisinden kaytarmış, yıllarca
mesaisine 

Benzer belgeler