dinimiz islam - Namaz Bilgileri
Transkript
dinimiz islam - Namaz Bilgileri
www.dinimizislam.com DİNİMİZ İSLAM www.dinimizislam.com Namaz Künye Sahibi: Mehmet Ali Demirbaş Gazeteci – Yazar 29 Ekim Cad. No:23 Kat:4 Yenibosna İstanbul Tel: (0212) 454 38 20 [email protected] Hazırlayan: www.bizimsahife.org 1 www.dinimizislam.com İÇİNDEKİLER Resimli seccadeler Namazın dindeki yeri 5 Rüku ve secdede ayakları birleştirmek 88 Sübhane Rabbike âyetini değiştirmek 89 Yüksek sesle âmin demek 90 Namaz ne vakit farz olur 93 Namazda nasıl elbise giyilir 94 Namazda düşünmek 95 Sünnet ile farz arasında konuşmak98 Namazda sarık takke kullanmak 100 Namazda niyetin yeri kalbdir 102 Tadil-i erkana riayet etmek 103 Şehadet parmağını kaldırmak 105 Unutarak selam vermek 106 Sure veya âyet okurken besmele çekmek 107 İftitah tekbirini ayakta almak şarttır 109 Namaz kılanın önünden geçmek110 Dilsizin kekemenin namazı 111 Fitneye sebep olmamalı 112 Tertip sahibi olmak 112 Namaz ve riya 116 Namazda yanlış okumak 117 Bazı tesbih ve duaların manaları 121 Vesveseden kurtulmak için 125 Mezarlıkta namaz kılmak 130 Vitir namazı vaciptir 131 Teyemmüm edemeyenin ve mahpusun namazı 134 Namazı kazaya bırakmak için özürler 135 Namazda sure atlayarak okumak 135 Kıbleye karşı dua 138 Dört hak mezhepte namazın hükümleri 139 Ayakkabıları camide arkaya bırakmak 141 Namazda elleri göbek altına Namaz dinin direğidir Namaz kılmamanın zararı Namazla alay edilmez 5 9 16 Kalbim temiz, sen kalbe bak demek17 Her kötülüğün tek ilacı 19 Namaz kılmak kime zor gelir 22 Her zikir namaz değildir 23 Salât ne demektir? 25 Namaz beş vakittir 27 En büyük günah 32 Namaz kılmayanın iyilikleri 33 Namazın farzları 34 Necasetten taharet 38 Necasetin ne kadarı namaza manidir? Necis olanlar ve olmayanlar Necaset nasıl temizlenir? Çocuklar ve necaset Elbise veya halıdaki necaset Alkol, kolonya ve parfüm Hayvanlar ve necaset Necaseti üç kere mi yıkamalı? 38 41 45 47 48 51 52 53 İstikbal-i kıble 54 Kıble neresidir, nasıl bulunur? Namazda kıbleye dönmek Kıbleyi araştırmak Kıbleye saygı Kıble tayini 54 55 57 58 58 Namaz vakitleri 59 Namaz vakitleri Yatsı namazının vakti Oruç ve namaz Namazı vaktinde kılmak Namazlarda niyet 59 60 61 62 63 Namaz nasıl kılınır? 66 Namazı nasıl kılacağım Kadınların namazı 66 77 85 2 www.dinimizislam.com bağlamak 141 Öğle ve yatsının son sünnetini 4 kılmak 141 İkindinin sünnetini terk 142 Namazda kağıda bakarak okumak145 Kısa kollu gömlekle namaz 146 Çıplak ayakla namaz 148 Namazda avret yerinin açılması 150 Rükün nedir 151 Vaktin sonu beklenmez 151 Vaktine yetişip de kılamadığım 152 Rabbena lekel hamd 153 Namazda huşu ve tefekkür 153 Namazı doğru kılmak 155 Zamm-ı sure okumakla ilgili sorular 156 Namazda oturuşla ilgili sorular 160 Kıyam ile ilgili sorular 163 Namaz kılınan yerde 164 Rükû ve secde ile ilgili sorular 165 Namaz kılarken güneş doğsa 168 İadeyi gerektirenler 170 İadeyi gerektirmeyenler 171 Namazla ilgili çeşitli sorular 172 Namazdan sonra dua ve tesbih 188 Namazı bozan şeyler 207 Namazın vacibleri 221 Namazın mekruhları 223 Namazın sünnetleri 243 Namazın müstehabları 244 Namazı bozmayı mubah kılan sebepler 246 Secde-i sehv 247 Mesbukun namazı 265 Hastalıkta namaz Seferilikle ilgili örnekler 287 Seferilikte mesafe 289 Seferinin cemaatle namazı 292 Vasıtalarda namaz 296 Gemide ve limanlarda namaz 299 Seferilik müddeti 300 Seferde ezan ve ikamet 300 Unutarak 4 rekat kılmak 301 Seferiliğe niyet 301 Şoförlerin seferiliği 304 Seferde kazaya kalan namaz 304 Namaz vaktinin sonunda sefere çıkan 305 Mekke'de seferilik 305 Giriş çıkış gününde ölçü imsak vaktidir 307 Maliki'yi taklit edenin seferiliği 308 Seferi olduğundan şüphe eden 310 Mahremsiz sefere çıkmak 310 Seferilikte iki namazı birleştirmek 313 Namazda fikir değiştirmek 314 Vatan-ı ikamet ve vatan-ı sükna nasıl bozulur 315 Seferilikle ilgili çeşitli sual cevaplar 317 Cemaatle namaz 329 Sual: Salâten tüncinayı İmamlık 368 Cuma günü ve Cuma namazı Cuma gününün önemi Cuma günü ölmek nimettir Cuma günü yapılacak işler Cuma namazının farzları Cuma namazı nasıl kılınır Cuma günü öğle namazı (Zuhr-i ahir) Cumaya gitmemek Cuma ile ilgili çeşitli sorular İki namazı cem etmek (birleştirmek) 269 Hastalıkta namaz nasıl kılınır? 265 Sandalyede namaz 280 Teyemmüm edemeyen hasta ne yapar? 282 Yolculukta namaz 283 Yolculukta namaz nasıl kılınır 283 3 383 383 387 388 390 392 392 395 397 402 www.dinimizislam.com Nafile namazlar 415 Teheccüd namazı Kuşluk (Duha) namazı Hacet namazı Tesbih namazı Tehıyyet-ül-menzil namazı Resulullahı rüyada görmek için Abher namazı Sübha namazı İstihare namazı Tehıyyet-ül-mescid namazı Küsuf ve Husuf namazları Evvabin namazı Sünnet namazlar Nafile namazlarla ilgili çeşitli sorular Farzın önemi büyüktür 415 418 420 421 424 424 425 425 426 428 429 430 431 Sünnet yerine kaza kılmak Sünneti terk etmek günah mı? 475 Sünnet namaz ne demek 477 İlim ehlinin söz birliği 479 Farzı ödemeye pot kırmak diyenler480 Bir yazarın iddialarına cevaplar 481 Sünnet ve kaza namazında niyet486 Kazası olmayanın kaza namazı kılması 488 Farz ve nafile 492 Terk etmek mi, fevt etmek mi? 493 Evla, farz demek değildir 495 Sünnet, nafile ve adak 496 Kaza namazlarıyla ilgili çeşitli sorular 497 Teravih namazı 510 Bayram namazları 510 Cenaze namazı ve defin 511 434 438 orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Camilere saygı 534 Ezan ve İkamet 553 Doğru okunabilmesi için ikametin İslam harfleriyle yazılışı için tıklayınız. Tilavet secdesi 564 443 Kaza namazı kılmak gerekmez mi?443 Namaz hangi özürle kazaya kalabilir444 Hayırlı işler namaz yerine geçmez447 Farz yanında nafilenin kıymeti 447 Sünnet ne demektir 448 Namazı kaza etmeyi geciktirmek451 Sünnetler de nafiledir 453 Kaza namazı borcu olanın sünnet kılması 455 Cihazla ibadet etmek 569 Hoparlörden çıkan sesin mahiyeti569 Yankı ve hoparlör 574 “Herkes öyle diyor” demek 575 İbadetle başka şey mukayese edilmez 576 Hoparlörle kıldıran imama uymak580 Hoparlörden Kur’an dinlemek 583 İçinde Kur’an olan CD ve bilgisayar 584 Benzerine de saygı gerekir 586 Mübelliğ imamın yardımcısıdır 587 Hazret-i Davud ve mizmar 588 Televizyonla namaz 589 İbadet lisanı Arapçadır 589 Teganni nedir? 593 Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Bir iş için birkaç niyet 462 Sünnet terk edilmiş olmaz 467 Unutulan sünnetler ve farzlar 469 Nafile farz ile mukayese edilmez469 Nafileler farzlar yerine geçmez 471 Farz borcu varken 474 4 www.dinimizislam.com Namaz Namazın dindeki yeri Namaz dinin direğidir Sual: Namazın dindeki yeri nedir? CEVAP Namazın önemi çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.) [Taberani] (Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani] (Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.) [İ.Ahmed] (Allahü teâlâ buyuruyor ki, "Söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarım") [Hâkim] (Her Peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.) [Gunye] Namaz kılmak böyle büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günahtır. Hanbeli’de namazı terk eden küfre düştüğü için, Şafii ve Maliki’de büyük günah işlediği için ceza olarak katli gerektiği fıkıh kitaplarında yazılıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki] (Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni Nasr] (Namaz kılan, kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olur.) [Taberani] (Namaz kılmayan, kıyamette, Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur.) [Bezzar] (Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahü teâlânın himayesinden uzak kalır.) [Ebu Nuaym] (Bizimle kâfir arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.) [Nesai] Yukarıdaki hadis-i şerifleri, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklamışlardır: Dinimizde en büyük günahı işleyen kâfir olmaz. Bunun için namaz kılmayana kâfir denmez. Fakat namaz, çok önemli bir ibadet olduğu için, namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zayıf bir ihtimaldir. Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günahları işlemekten çekinmez. Günahlar da insanı küfre sürükler. Bazı âlimler, namaz kılmayanın kâfir olacağını bildirmişlerdir. Bu bakımdan her ne şart altında olursa olsun muhakkak namazı kılmalı! İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 5 www.dinimizislam.com Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak ancak müminlere kolay gelir. Kur'an-ı kerimde, (İman ve ibadet etmek, müşriklere güç gelir) ve (Namaz kılmak müminlere kolay gelir) buyurulmaktadır. Namaz kılmamak, iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek kolaylıkla uymaktır.(1/191,289) Namaz kılmamanın ne kadar büyük günah olduğunu bilen, ayakta duramayacak kadar hasta olsa bile, mutlaka namaz kılar. Ateşin yaktığını bilen kimse, kendini nasıl ateşe atar? Cehennemden kaçan, Cenneti isteyen namaz kılmaz mı? Hadis-i şerifte, (Cenneti isteyip de, Allah’ın yasakladıklarından kaçınmayan, isteğinde yalancıdır) ve (Cenneti isteyen, hayırlı işlere koşar, Cehennemden korkan, haramlardan kaçar) buyuruluyor. (Beyheki) Tadil-i erkâna riayet etmek vacibdir. Namazın vaciblerinden biri bilerek terk edilirse, o namazı tekrar kılmak vacib olur. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Hırsızların en büyüğü, namazından çalandır. Yani namazın erkânına riayet etmez, rükû ve secdelerini hakkiyle yerine getirmez.) [Vesilet-ün Necat] (Herkesin namazında, kalbin hazır olduğu kısımlar yazılır. Kalbin hazır olmadığı namaza, Allahü teâlâ nazar etmez.) [Vesilet-ün Necat] Cemaatle namaz kılmak erkeklere Sünnet-i hüdadır. Yani dinimizin şiarı, alameti olan sünnettir. Özürsüz terk etmek asla caiz değildir. Bilhassa yatsı ve sabah namazını cemaatle kılmak çok önemlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Yatsı namazını cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibadetle geçirmiş sayılır.) [Müslim] (Münafıklara en ağır gelen namaz, yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmaktır. Bunlardaki ecri bilen, sürünerek de olsa, cemaate gelir.) [Buhari] En faziletli ibadet Sual: İbadetler içinde en faziletlisi hangisidir? CEVAP İbadetler içinde en faziletlisi namazdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namaz, Allahü teâlânın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir. Rızkın bereketi, duanın kabulüdür. Kabirde ışıktır. Sıratı yıldırım gibi geçiricidir. Cennette başa taçtır. İmanın başı, gözün nuru ve Cehennemden kurtarıcıdır.) [Miftah-ul-Cenne] (Cennetin anahtarı namazdır.) [Darimi] (En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır.) [Ebu Davud] (Kalk namaz kıl, namaz elbette şifadır.) [İ.Ahmed, İ.Mace] (Namazın farz olduğuna inanıp, eksiksiz kılan, Cennete gider.) [Hâkim] (Ümmetimin fesadı zamanında sünnetime yapışan, [yani Ehl-i sünnet olan] ve beş vakit namazı cemaatle kılanın amel defterine her gün yüz 6 www.dinimizislam.com şehid sevabı yazılır.) [İ.Nâsiruddin] Namaza dikkat edin Sual: Vaizler, hatipler, hep İslam’ın sosyal strüktüründen, sosyoekonomik, sosyo-politik yönlerinden bahsediyorlar da neden, namazın öneminden, sünnetlerinden, secde-i sehvden bahsetmiyorlar? Kabirde, ahirette neler sorulacak, iyi Müslüman olmak için neler yapmak gerekir? Dini gazete denilen bazı yayın organları da böyle. Acaba namazdan bahsetmeyi aşağılık mı kabul ediyorlar? CEVAP Böyle sualleri sahiplerine sormak gerekir. Fakat namazın önemi söz konusu olduğu için, (Namaz kılmaz ama dayımın oğlunun imanı çok kuvvetlidir. Teyzem de açık saçık gezer ama imanı çok sağlam) diyen bir okuyucumuza bu vesile ile cevap vermek istiyoruz. Namaz kılmayanın, pervasızca günah işleyenin imanı kuvvetli olmaz. Bir kimse, namazı ne kadar doğru kılıyorsa, imanı o ölçüde kuvvetlidir, parlaktır. Namaz kılmayanın ve kılmadığı için üzülmeyenin imanı çok sönüktür, belki de çoğunun imanı yoktur. Peygamber efendimiz, (İman namaz demektir. Namaz dinin direğidir) buyuruyor. Direksiz din olur mu? Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (İman, namaz demektir. Namazı itina ile, vaktine, sünnetine ve diğer şartlarına riayet ederek kılan, mümindir.) [İbni Neccar] Peygamber efendimizin son sözlerinden biri, (Namaza dikkat edin) idi. (İbni Mace) Namaz her iyiliğin anahtarıdır Sual: Ben namaz kılmıyorum. Fakat hiç günah işlemiyorum. İçki içmem, kumar oynamam, hırsızlık etmem ve başka günahları da işlemem. Bunlar yetmez mi? CEVAP Namaz kılmamak çok büyük günahtır. Hırsızlık etmekten, kumar oynamaktan, içki içmekten daha büyük günahtır. Birçok hadis-i şerifte, kasten namaz kılmamanın küfür olduğu bildirilmiştir. Amel imandan parça olmadığı halde, namaz konusunda ittifak hâsıl olmamıştır. Namazın imandan olduğunu bildiren âlimler de olmuştur. Bu bakımdan namaz kılmamak, çok büyük tehlikedir. Bir insan her türlü kötülüğü işlese, namaz kılmaya devam etse, namazı doğru olarak kılsa, kötülüklerin çoğunu, hatta tamamını terk eder; çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar.) [Ankebut 45] Namaz kılmanın fazileti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namaz, her hayrın, her iyiliğin anahtarıdır.) [Taberani] 7 www.dinimizislam.com Bu hadis-i şerifleri okuduktan sonra, namaz kılmayan Müslümana hayret etmemek imkânsızdır. İbadet ve ihtiyaç Sual: Nefsime yenik düşerek, namaz kılmayı terk ettim. Şimdi bir bunalım içindeyim. Arkadaşlar, (Böyle zamanda namaz kılmak daha önemlidir) dediler. Peki, şimdi başlarsam, Allah, bu kulum sadece bana ihtiyacı varken, bunalımdayken namaz kılıyor demez mi? CEVAP Öyle düşünmek doğru değildir. Var olabilmek, varlıkta ve hayatta kalabilmek için, zaten her an Allahü teâlâya muhtacız. Gözümüzün görmesi, kulağımızın duyması, konuşmamız, nefes almamız, yürümemiz, oturmamız, kalkmamız için hep Allah’a muhtacız. Muhtaç olmadığımız bir an düşünülemez. Allahü teâlâya, sadece sıkıntıda olduğumuz zaman değil, her an muhtacız. Yaptığımız ibadetlerinse, bununla hiçbir ilgisi yoktur. Onlar zaten bizim kulluk vazifelerimizdir. Rabbimizin emridir. İmandan sonra en büyük vazifemiz, beş vakit namaz kılmaktır. Bunun için hemen namaza başlamalı. Dualarımızın kabulü için de, sadece sıkıntılı zamanlarda değil, her zaman dua etmeli, Allahü teâlâdan af ve afiyet istemeli. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Sıkıntıda duasının kabul edilmesini isteyen, rahat zamanında çok dua etsin!) [Tirmizi] Namazı kaçırmamalı Sual: İşlerimizin hayırla neticelenmesi için ne yapmak gerekir? CEVAP Namaza mâni olan işte, hayır olmadığını iyi bilmek gerekir. Şu üç şeye çok sıkı sarılmalı: 1- Namazları vaktinde kılmak, 2- Haramlardan sakınmak, 3- Helâl kazanmak. Bu üç şeye mâni olan her şeyi terk etmelidir. Namazın önemi büyüktür Sual: Her çeşit şükür ve ibadet namazda toplanmıştır deniyor. Böyle bir şeyin aslı nedir? CEVAP İslam âlimleri, (Namaz, her çeşit şükrü kendinde toplar) demişlerdir. Büyük âlim Abdullah-i Dehlevi hazretleri de buyuruyor ki: Bütün ibadetler namaz içinde toplanmıştır: 1- Kur’an-ı kerim okumak, 2- Tesbih söylemek [Sübhanallah demek], 3- Resulullaha salevat söylemek [Salli barikleri okumak], 4- Günahlara istiğfar etmek, 5- İhtiyaçları yalnız Allahü teâlâdan isteyerek Ona şükredip dua etmek [Fatiha okumak] namaz içindedir. Daha başka ibadetler de vardır. Ağaçlar, otlar, namazda durur gibi dik duruyorlar. Hayvanlar, rükû halinde, 8 www.dinimizislam.com cansızlar da namazda Kade’de oturur gibi yere serilmişlerdir. Namaz kılan, bunların ibadetlerinin hepsini yapmaktadır. (Mekatib-i şerife m.85) Ne zaman farz olur? Sual: (Küçük bir çocuk yatsıyı kıldıktan sonra cünüp olsa ve fecirden sonra uyansa yatsıyı kaza etmesi gerekir) deniyor, ne demektir? CEVAP Akıl baliğ olmayan çocuk, yatsıyı kıldıktan sonra akıl baliğ olsa, o yatsıyı tekrar kılması farz olur, çünkü önceki kıldığı yatsı nafileydi, büluğ çağında olmayana farz olmaz. Hazret-i Âdem’den beri Sual: Namaz, ne vakitten beri kılınıyor? CEVAP Namaz, ilk Peygamber Hazret-i Âdem’den beri kılınmaktadır. (Mevkufat) Her dinde farzdı Sual: Âdem aleyhisselamdan beri her dinde namaz var mıydı? Varsa kaç vakit idi? CEVAP Âdem aleyhisselamdan beri her dinde namaz var idi. Her ümmete bir vakit farz idi. Ama bir vakitte birçok rekat farz idi. Kimine sabah namazı, kimine akşam namazı farz idi. Her ümmete ayrı farz olan namazlar, bizim ümmetimize hepsi birden farz oldu. Hak geçmez Sual: Almanya’da çalışıyorum. Namaz kılacak kadar işi bırakınca hak geçer mi? CEVAP Hak geçmez. Hiç kimsenin namaza mani olma hakkı olmaz. Mekke’de farz oldu Sual: Neden namaz Mekke’de, abdest Medine’de farz oldu? CEVAP İkisi de Mekke’de farz oldu. Namaz Mirac’da farz oldu. Halbuki daha önce de namaz kılınıyordu. Kıyamete kadar ihtilafa düşmemek için Maide suresinde önemi bildirildi. Namaz kılmamanın zararı Sual: Namaz kılmak büyük bir ibadet olduğu için terk edilmesi de çok büyük günah değil midir? CEVAP Elbette çok büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kasten [mazeretsiz] namaz kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez. Tevbe edinceye kadar da Allah’ın himayesinden uzak olur.) [İsfehani] 9 www.dinimizislam.com (Beş vakit namazı terk eden, Allahü teâlânın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mace] (Namaz kılmayanın Müslümanlığı, abdest almayanın namazı yoktur.) [Bezzar] (İman ile küfür arasındaki fark, namazı kılıp kılmamaktır.) [Tirmizi] (Namaz, imanın başı ve Cehennemden kurtarıcıdır.) [Miftah-ul-Cennet] Namaz kılmayan Sual: Namaz kılmamanın zararı nedir? CEVAP Birçok zararı vardır. Seyyid Abdülhakim efendi hazretleri buyurdu ki: Namaz kılmayan, her şeyden önce bütün müminlere zulmetmiş olur; çünkü her namazda (Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin) demekle bütün müminlere dua ediliyor. Namaz kılmayan, her gün beş vakit namazda sünnetlerle beraber 21 kere tekrarlanan bu duadan Müslümanları mahrum bırakıyor. Kıyamette bütün müminler bu haklarını namaz kılmayanlardan alacaktır. Namaza gevşeklik gösteren, kıymetini bilmeyip hafif tutan birçok cezaya uğrar: Ömründen hayır ve menfaat görmez. Çeşitli hastalık, aşağılık, hakaret ve zilletler içerisinde hayat sürer. Salihlerden saygı görmediği gibi, çeşitli mahrumiyet ve sıkıntılara maruz kalır. Sıhhatinden hayır ve menfaat görmez. Genelde kötü yerlerde çalışanlar, namaz kılmayan veya namaza gevşeklik gösterenlerdir. Zahmetli, yorucu ve ağır işlerde çalışanlar da çoğunlukla bunlardır. Namazı doğru kılan, hem salihlerin yanında, hem de, arkadaşları ve akrabaları arasında saygı ve itibar sahibidir. Namaz kılanda yaratılışındaki güzellikten başka bir güzellik ve cemal vardır ki, namaz kılmayan ne kadar güzelleşmeye, süslenmeye çalışsa da, her gün yıkansa da, yeni elbiseler giyse de, yine bu güzellik ve cemale kavuşamaz. Güzel kokular sürünse de, kendisinde hâsıl olan tiksindirici kokuyu, hissedenlerden gizleyemez. Namaz kılanın yüzü güzel olur, uzun zaman yıkanmasa da, günlerce çamaşır değiştirmese de, vücut, elbise ve çamaşırları pis kokmaz. Namaz kılmayan, sık sık yıkanıp çamaşır değiştirse de, o nezafete, o zarafete sahip olamaz. Günde defalarca sadaka verse, yetimleri sevindirse, yedirip giydirse, günlerce Kur'an okusa, her yıl hacca gitse, buna benzer ibadet ve iyilik yapsa da sevap alamaz. Allahü teâlâ, o vakitleri namaza mahsus kıldığından bu vakitleri namazda geçirmek gerekir. Bu vakitleri Allahü teâlânın tayin ettiği şekilden çıkarmak yani bozmak zulmünde bulunduğu için namaz kılmayanın her işinden, hayır ve bereket kalkar, duası da makbul olmaz. Namaz kılan Ya Rabbi dediği zaman, Allahü teâlâ, (Lebbeyk = söyle yapılsın) buyurur. Namaz kılmayana lebbeyk, işittim demez. Ancak namazı doğru kılan hayır ve berekete ve rahmete vesile olur. Namazda, Hazret-i 10 www.dinimizislam.com Âdem’den itibaren bütün müminlerin ve bütün mahlûkatın hakları vardır. Namaz terk edilince, Hakkın rahmeti, örtülü kalır. Rahmetin gelmesine kesilmesine sebep olduğundan bütün mahlûkat namazı terk edene buğzeder. Müslümanların dualarının bereketinden mahrum kalır. Ölse, mezarı yanından geçen bir Müslümanın okuduğu Fatihadan gerektiği kadar faydalanamaz. Allahü teâlâ böylelerini, ulûhiyet makamında özel hizmet sayılan namaza almadığından, bu önemli hizmetten kovulmuş olur. Bu hizmet için verilecek olan faydalardan mahrum kalır. Namaz kılmayan, görünüşü bozularak yatağa düşer. Üstünü başını, yatağını, yorganını ve diğer şeylerini pisleterek berbat eder. Öyle olur ki, en yakınları, çocukları, hanımı, ana ve babası da ölümünden nefret eder. Hiç kimseden saygı göremez.. Bu kimse büyük bir padişah da olsa, yine ölüm zamanında nefret edilen bir şekilde ölür. Namaz kılmayanın ölümünde, gözlerinde korku alametleri, telaş ve hüzün eserleri, gözünü göğe dikme işaretleri görünür. Gözlerinin rengi değişir. Yukarıya veya aşağıya doğru dikilir ki, bakmak mümkün değildir. Burun delikleri kurur. Kuş tüyü yatakta, süslü odada ve sarayda bin bir ihtişam ve debdebe içerisinde bulunsa da, yine zelil ve aşağı olur. Namaz kılmamakla iman zayıflar. Bu kimsenin namaza saygısı olmadığından melekler, ölüler ve diğer yaratıklar da ona saygı göstermez. Namaz kılmayan ölürken saçı sakalı karışır. Namaz kılanın ise ölümünde de hayattaki durumu bozulmaz, canlı gibi kalır. Onun ölümünü gören, ölümünden haberdar değilse, uyuduğunu zanneder. Namaz kılmayan ne kadar çok yemek yese de, yine açlık ızdırabı dinmez. Gittikçe şiddetlenir, dayanılmaz bir hâl alır. Ne kadar fazla ve iyi yemekler yedirilse, bu acı, bu ağrı, bu sızı dindirilemez. Bu ızdırap teskin olunamaz. Hep açlıkla acı çeker. Açlık bir orantı halinde yükselir, artar. Nihayet kıvrana kıvrana can verir; çünkü namazı terk etmek büyük günahtır. Cezası da o nispette büyük olur. Namaz kılan, güler yüzlü, parlak ve nurani yüzlü olur. Sevinç ve neşe alametleri yüzünde ve gözlerinde aşikâr olur. Kendi kusurlarını ve Hak teâlânın lütuf ve ihsanını görür de, alnından terler dökülür, burnunun delikleri sulanır. Kulak altları ve burun delikleri hafif bir şekilde terler. Güzel bir şekilde kokar. Renginde latif bir güzellik olur. Etrafa güzel kokular yayılır. En lezzetli ve en nefis yemekler yemiş gibi tok ve kanmış olarak vefat eder. İbadetler imandan parça değildir. Yani inandığı halde bir ibadeti yapmayan veya bir haramı işleyen kâfir olmaz. Ancak namazda sözbirliği olmadı. Hanbeli’de bir namazı özürsüz terk eden kâfir olduğundan öldürülür. Yıkanmaz, kefene sarılmaz, namazı kılınmaz ve Müslümanların kabristanına konulmaz. Ayağına ip bağlanır, murdar bir it gibi, bir çukur kazıp içine konur. Üzerine toprak atılır. Üzerine kabir alameti de yapılmaz. Şafii ve Maliki’de büyük günah işlediği için ceza olarak öldürülür. Hanefi’de namaza 11 www.dinimizislam.com başlayıncaya kadar dövülüp hapse atılır. Namaz kılmamak imansız ölmeye, namaz kılmak ise iki cihan saadetine sebep olur. Namaz ve dindarlık Sual: Namaz kılmadan da, hayır hasenat yaparak dindar olmak mümkün değil midir? CEVAP Sermaye olmadan kâr etmek nasıl mümkün değilse, namaz kılmadan da dindar olmak mümkün değildir. Namaz kılmayanın hayır hasenatına sevab verilmez. Peygamber efendimiz, (Namaz kılmayanın ibadetlerine sevap verilmez) buyuruyor. (Ebu Nuaym) Namaz, dinin direğidir. Namaz kılan dinini doğrultmuş olur. Namaz kılmayanın dini yıkılır. Namazları, müstehab zamanlarında ve şartlarına ve edeplerine uygun olarak, mümkünse cemaatle kılmalı. Muhammed Masum hazretleri, (Bunlardan biri yapılmazsa, yas tutulsa yeridir) buyuruyor. Bir hadisi şerif meali şöyledir: (Bir mümin, namaz kılmaya başlayınca, Cennet kapıları açılır. Rabbiyle arasındaki perdeler kalkar. Bu hâl, namaz bitinceye kadar devam eder.) [Taberani] Namazın önemi Sual: Bir arkadaş, (Namaz kılmakla cennete girilemez) derken, başka bir arkadaş da, (Namaz kılmadan, cennete hiç girilmez) dedi. Hangisi doğru? CEVAP İki sözde de, doğruluk ve yanlışlık var. Cennete girmek için, namaz kılmak yeterli değildir. Namaz kılan, Ehl-i sünnet itikadında değilse, mutlaka cehenneme girecek, imanını kurtarabildiyse, sonunda cennete girecektir; fakat itikadı doğru olmayanın, imanla ölmesi çok zordur. İtikadının bozukluğu küfre sebep olmuşsa, o zaman cehennemde ebedi kalır. Namaz kılmayan da, imanını kurtarabilirse, günahlarının cezasını çektikten sonra cennete girebilir; ama namaz kılmayanın imanla ölmesi çok zordur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Kıyamette önce, namazdan sorulacaktır. Namaz doğruysa, diğerlerinin hesabı, Allahü teâlânın yardımıyla kolay geçecektir. (2/67) Vazife elbette mukaddestir Sual: Bazı kimseler, (Ben namaz kılmam ama fakirlere yardım ederim, hayvanlara acırım. Bunlar da ibadettir. Sadece namaz kılmakla olmaz. Vazife mukaddestir. Önce iş, sonra namaz) diyorlar. Namaz kılmayanın yaptığı iyi işler kabul olur mu? CEVAP (Sadece namazla olmaz) demek, namazı hafife almak olur. Namaz sanki iman gibidir. Nasıl ki, imanı olmayanın hiçbir ibadetine, iyiliğine sevap 12 www.dinimizislam.com verilmiyorsa, namaz kılmayanın da hiçbir ibadetine sevap verilmez. (Namaz kılmayanın ibadetleri kabul olmaz.) [Ebu Nuaym] (Vazife mukaddestir. Önce iş, sonra namaz) diyerek namaz kıldırmamak doğru değildir. Namaz kılmakla işverenin hakkı geçmiş olmaz. Yani işverenin namaza mani olma hakkı olmaz. Vazife ne demektir? Vazife, âmir tarafından emredileni yapmak, yasak edileni yapmamak demektir. Birkaç âmirin verdiği emir, birbirine benzemiyorsa, daha üstün olan âmirin emri yapılır. Memuriyette ve askerlikte de, birinci vazife büyük âmirin emrini yapmaktır. En büyük âmir kimdir? Vazife elbette mukaddestir. Çünkü hadis-i şerifte, (İnsanların en iyisi, insanlara faydalı olandır) buyuruldu. (Kudai) İnsanlara ne yapılırsa faydalı olacağını da, en büyük âmir olan Allahü teâlâ bildirmiştir. Birinci vazife, en büyük âmirin emrini yapmak olduğuna göre, en büyük âmir ne diyor? (İmandan sonra en büyük vazife namaz kılmaktır) buyuruyor. Namaz kılmayanın ibadetleri, iyi işleri kabul olmadığı gibi, kazancı da bereketsiz olur. Namaz kılmak, işi aksatmaz. Hatta namaz kılan, işini daha canla başla yapmaya gayret eder. Namaz kılan, kul hakkından, haramdan korkar, vazifesini ihmal etmez. (Namaz kılmaya vaktim yok) demek veya başka bahane uydurmak, beynamaz mazeretidir, namazın önemini bilmemektir. Hadis-i şerifte, (Bir kimse, namazını kasten, mazeretsiz kılmazsa, Allahü teâlâ onun diğer ibadetlerini faydasız kılar) buyuruldu. (İ.Gazali) Allahü teâlâ, namaz kılmayanın iyiliklerine sevap vermez. (Sefer-i ahiret) Namaz dinin direğidir Sual: İşlerimin yoğunluğu sebebiyle namazları vaktinde kılamıyorum. Bir arkadaş, dinde kolaylık vardır, namazların hepsini birleştirip kılmamı söyledi. Gece eve gidince hepsini kıl dedi. İşlerimi aksatmadan namazımı nasıl kılabilirim? CEVAP Namazlarınızı aksatmadan işlerinizi yapmalısınız. Müslüman için en önemli ibadet namazdır. İş aksayabilir, ama namaz asla aksamaz. Namazı aksatanın işinde hayır olmaz. İşlerin arasında namazı da hallederim zihniyeti salih Müslümana yakışmaz. Onun maksadı namazdır, onun en zevkli anı namazdadır. Namazı gaye bilenin, diğer işleri kolaylaşır. Dünya ve ahiret saadetimiz için, işlerimizin hayrını görmek için, namazı öne almalı, namaz kılmadan işe başlamamalı. Namaza mani olan işte hayır olmaz. İşlerin yoğunluğu sebebiyle namaz cem edilmez. Herhangi bir sebeple namaz kazaya kalma tehlikesi varsa, kazaya bırakmamak için cem edilir. Sonra gündüz kılmayıp gece cem edilmez. Öğle ile ikindi, akşam ile yatsı zaruret olunca Hanbeli mezheb taklit edilerek, birleştirilerek kılınır. Namaz her 13 www.dinimizislam.com işten önemlidir. Ayakta kılınamazsa, oturarak kılınır, oturarak da kılamayan yatarak kılar. Su bulunmazsa veya suyu kullanmakta sakınca varsa, teyemmüm edilir. Bütün bunlar namazın önemini göstermektedir. Peygamber efendimiz, (Namaz dinin direğidir) buyuruyor. (Taberani, Beyheki) Direksiz bina olmadığı gibi, namazsız Müslümanlık da olmaz. Namazsız din olmaz İş arasında namaz kılanlardan olma sen, Mahşer günü saçını yolanlardan olma sen. Allah’ın her emrini öne almalı kişi, Önce namazı kılıp sonra yapmalı işi. İş önce gelir diye namazları aksatma, Önce namazını kıl, dini dünyaya satma. Direksiz bina olmaz, direk varsa yıkılmaz, Namaz dinde direktir, namazsız İslam olmaz. Vücutta baş ne ise, öyledir dinde namaz, Başsız vücut olmazsa, namazsız da din olmaz. Başsız beden yürüse korku kaplar insanı, Başsız görür evliya da namaz kılmayanı. Evlenmekle affedilir mi? Sual: Eğer namazı evlenince kılsam kılmadıklarımın günahı af olur mu? CEVAP Namaz, hac gibi ömürde bir defa yapılmıyor ki, evlenince, askerlikten sonra kılarım diyesiniz. Günlük yemek gibidir. Mesela ben birkaç gün yemeyeyim veya evlendikten sonra yerim deseniz olur mu? Namaz kılmayanın hali Sual: Namaz vakti çıkarken namazı kılmadığı için üzülmeyenin imanı gider mi? CEVAP Evet, imanı gider ama üzülmemek ne demektir? Namaz kılmayan, içki içen ve açık gezen, eğer ben de namaz kılsam iyi olur, içki içmesem iyi olur, açık gezmesem iyi olur diyerek günahlarına devam ediyorsa kâfir değildir. Bunları yapıyor bu arada oruç da tutuyorsa yine kâfir denmez. Biz de bazı günahları işliyoruz, gıybet ediyoruz. Hadis-i şerifte gıybet zinadan kötüdür buyuruluyor. Suizan ediyoruz vs. Ama yaptığımıza günahtır diyoruz. Namaz kılmayan da böyle diyorsa kâfir olmaz. Namaz kılmasam da açık gezsem de içki içsem de kalbim temizdir, içmeyenleri namaz kılanları görüyoruz, benim onlardan neyim aşağı diyorsa tehlikededir. Ben kapanırsam namaz kılarsam onlardan iyi olurum diye düşünüyorsa, yaptığının yanlış olduğunu biliyorsa küfür olmaz. Farzı yapmamanın günahı Sual: Bir insan içki içip kumar oynasa mı daha çok günah kazanır, yoksa 14 www.dinimizislam.com namaz kılmasa mı? CEVAP Namaz kılmasa veya oruç tutmasa yani bir farzı yapmasa daha çok günah kazanır. Çünkü farzları yapmamanın günahı, haram işlemek günahından daha çoktur. Haramdan sakınmanın sevabı, farzı yapmanın sevabından kat kat çoktur. İbadetleri kazaya bırakmak Sual: (İnsan yaşlanınca, gençken olduğu gibi kolay ibadet edemez, abdestli duramaz, ağrıdan sızıdan namazlarını doğru dürüst kılamaz, Ramazan orucunu tutamaz, nerede kaldı ki bunları kaza etsin. Bunun için, oruçları ve namazları kazaya bırakmamalı) deniyor. İnsan hiç yaşlanmasa ve hep genç kalsa, orucunu ve namazını kazaya bırakması caiz olur mu? CEVAP Asla caiz olmaz. Namaz kılmanın yaşlanmakla hiç alakası yoktur. Hep genç kalsa da, emekli olunca rahatça kazalarını ödese bile, geciktirdiği için haram işlemiş olur. Bir de, bir ibadeti zamanında yapmakla, kazasını ödemek arasında sevab bakımından dağlar kadar fark vardır. Bir hadis-i şerif meali: (Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi] Namaz da oruç gibi vakitli ibadettir. Vaktinde kılmak gerekir. Bir vakit namazı kazaya bırakmak, çok büyük günahtır. Kaza edilse bile günahı affolmaz. Ayrıca tevbe etmek gerekir. Emekli olunca, kazalarını ödeyebilen sadece azaptan kurtulur; ama namazdan ve oruçtan hâsıl olacak büyük sevaba kavuşamaz. Kurban kesmeyip kazasını yapan, yani değerini sonra veren kimse de, sadece azaptan kurtulur, kurban kesme sevabına kavuşamaz. Namazı, kazaya bırakmak büyük günah olduğu gibi, kazasını geciktirmek de büyük günahtır. Bu büyük günah, kaza kılacak kadar zaman geçince, bir misli artar. Kaza etmeyi geciktirince de, tevbe etmek farz olur. (S. Ebediyye) Namaz kılmayan Sual: (Namaz kılmayanın İslam’dan nasibi yoktur) sözü, namaz kılmayana kâfir demek olur ki, bu da Ehl-i sünnet itikadına aykırı değil midir? CEVAP Bu söz hadis-i şeriftir, çeşitli hadis kitaplarında vardır. Bunun gibi namaz kılmamanın küfür olduğunu bildiren hadis-i şerifler çoktur. Birkaçı şöyledir: (Namazı kasten terk eden kâfirdir.) [Taberani] (Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni Nasr] (Namaz kılmayanın müslümanlığı yoktur.) [Bezzar] (Bizimle kâfirlik arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.) [Nesai] (İman, namaz demektir. Namazı itinayla, vaktine ve diğer şartlarına 15 www.dinimizislam.com riayet ederek kılan, mümindir.) [İbni Neccar] S. Ebediyye’de, (Namaz kılmayanın İslam’dan nasibi yoktur) hadis-i şerifiyle diğer hadis-i şerifler açıklanarak deniyor ki: Ehl-i sünnet âlimleri sözbirliğiyle, (İbadetler imandan parça değildir) buyurdular. Yalnız, namazda söz birliği olmadı. Fıkıh imamlarından İmam-ı Ahmed ibni Hanbel, İshak ibni Raheveyh, Abdullah ibni Mübarek, İbrahim Nehai, Hakem bin Uteybe, Eyyub Sahtiyani, Davud Tai, Ebu Bekir ibni Şeybe, Zübeyr bin Harb ve daha birçok büyük âlimler, (Bir namazı bile bile, kasten kılmayan kimse kâfir olur) dedi. (Namazın ehemmiyeti kısmı) El-fıkh-u alel mezahibil-erbea kitabında da deniyor ki: Hanbelîler ile Abdullah bin Mübarek, İshak bin Raheveyh ve Şafiî’nin bazı eshabı dediler ki: Namazı mazeretsiz olarak, kasten terk eden kimse kâfir olur. Bu söz, Hazret-i Ali’den de nakledilmiştir. Bunlar, delil olarak Tevbe suresinin (Eğer müşrikler tevbe eder, namaz kılar ve zekât verirlerse serbest bırakın!) mealindeki 5. âyet-i kerimesini bildirmişlerdir. Resulullah efendimiz bu âyet-i kerimeyi açıklayarak buyurdu ki: (Müşrikler La ilahe illallah deyinceye, namaz kılıncaya ve zekât verinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum.) [Buhari] Diğer üç mezhep mensuplarıysa, (Namaz kılmayı, zekât vermeyi vazife bilmez, farz olduğuna inanmaz, bunları yerine getirmediği için üzülmez, günaha girdiğini bilmezse, kâfir olur) demişlerdir. Yani Hanefi, Maliki ve Şafii’de namaz kılmayan kâfir olmuyor; ancak önem vermezse kâfir oluyor. Namazı kazaya bırakmak Sual: S. Ebediyye’de, Tergib-üs-salat kitabından alınarak, (Bir namazı özürsüz, vaktinden sonra kılan, seksen hukbe Cehennemde yanacaktır) mealindeki hadis-i şerif bildirilmektedir. Namazı kılmak niye günah oluyor? CEVAP Günah olan, namaz kılmak değil, namazı kasten kılmayıp kazaya bırakmaktır. Tevbe edip o namazı kaza ederse, cezadan kurtulur. Çünkü Mektubat’taki bir hadis-i şerifte, (Bir namazı bile bile, vaktinde kılmayıp, kaza etmeyene, Cehennemde seksen hukbe azap edilecektir) buyuruluyor. (m. 266) Demek ki, tevbe edip kaza eden, hattâ kaza etmediği hâlde, şefaate yahut affa kavuşan cezadan kurtulur. Namazla alay edilmez Sual: Bir hoca, (Müslümanlık, sadece yatıp kalkmak değildir, namazdan başka yapılacak çok iş vardır) dedi. Namaz için yatıp kalkmak tabiri uygun mudur? CEVAP Uygun değildir. Kelam, mantık ve matematiğe dair eserleri de olan büyük 16 www.dinimizislam.com âlim Sarı Lütfi denilen Tokatlı Molla Lütfi, bir dersinde, insanların doğru namaz kılmadıklarını bildirmek için, (Bizim kıldığımız namaz, yatıp kalkmaktan başka şey değildir) demiş. Onu çekemeyen muhalifleri, (Namaz için yatıp kalkma tabirini kullandı) diyerek şikâyet etmişler, yatıp kalkmak tabiri namazı önemsiz görmek kabul edildiği için Hatibzade Muhyiddin efendinin verdiği fetvaya istinaden mahkeme neticesinde Sultanahmet meydanında idam olunmuştur. (1495) Yavuz Sultan Selim Han, Ahmed ibni Kemal paşaya (Tokatlı Molla Lütfi hocanız imiş. İlmi, irfanı yüksek, değerli, dört başı mamur bir ilim adamı iken idamına sebep ne oldu?) diye sordu. Kemal Paşazâde, (Hocam haset belasına uğradı. Tam bir âlim, kâmil, salih, dindar bir kişi iken, düşmanları haset ettiler, namaza önem vermiyor diyerek katline sebep oldular) dedi. Şakadan da olsa, başka bir niyetle de olsa, namaza yatıp kalkmak dememelidir. Namazı doğru kılanın her işi düzgün olur. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Namaz, münker ve fahşadan [edepsizlikten, akla ve dine uymayan her türlü kötülükten, her türlü günahtan] alıkoyar; çünkü zikrullah [Namaz kılmak] elbette en büyüktür ibadettir.) [Ankebut 45; Beydavi] Bir genç, namaz kılar ve her türlü kötülüğü de yapardı. Bu gencin durumunu Resulullaha bildirdiler. Peygamber efendimiz, (Bir gün gelir namaz, onu diğer günahlardan alıkoyar) buyurdu. Aradan çok zaman geçmedi. O genç günahlarına tevbe etti, iyi hâl sahibi oldu. Bu bakımdan namazı doğru kılmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani] (Allahü teâlâ buyuruyor ki, "Söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden Cennete koyarım") [Hâkim] (Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.) [İ. Ahmed] Doğru kılınan namaz, bütün kötülüklerden uzaklaştırır. Yani insan namazı doğru kılarsa, dine tam uymuş olur. Dine tam uyan da, hiç bir kötülüğü işlemez, ayrıca dinimizin emrettiği iyi işleri yapmaya çalışır. Namaz gibi çok önemli bir ibadet için yatıp kalkmak tabiri kullanılmamalıdır! Kalbim temiz, sen kalbe bak demek Sual: Bazı kimseler hiç ibadet etmediği ve her çeşit günahı işlediği halde, (Benim kalbim temizdir, sen kalbe bak) diyorlar. Namaz kılmayanın kalbi temiz olur mu? 17 www.dinimizislam.com CEVAP Önce kalb ile yüreğin tarifini yapalım! Kalb, göğsümüzün sol tarafındaki et parçası değildir. Buna, yürek denir. Yürek, hayvanlarda da bulunur. Kalb, yürekte bulunan bir kuvvettir. Görülmez. Ampulde bulunan elektrik cereyanı gibidir. Buna, kalb veya gönül diyoruz. Gönül, insanlarda bulunur. Hayvanlarda bulunmaz. Bedendeki bütün a’za, kalbin emrindedir. His uzuvlarımızın duydukları bütün bilgiler kalbde toplanır. İnanmak, sevmek, korkmak kalbin işidir. İtikad eden, yani iman eden ve kâfir olan, kalbdir. Güzel, iyi ahlakın ve kötü huyların yeri kalbdir. Kalbi temizlemek için riyazet ve mücahede lazımdır. Riyazet, nefsin arzularını yapmamaktır. Nefsimiz, haramları, mekruhları arzu eder. Bunlardan kaçmak lazımdır. Mücahede, nefsin istemediği şeyleri yapmak demektir. Nefsimiz, iyilik ve ibadet yapmak istemez. İyilik ve ibadet ederek kalbi temizlemelidir! Allahü teâlâ, dinleri, Peygamberleri, kalbi temizlemek için gönderdi. Kalbi temiz olan, dinimizin emirlerine uyar, yasak ettiklerinden kaçar. Kalbi kötü olan kimse, İslamiyet’ten kaçar. Dinimizin emirlerini gericilik, tutuculuk olarak kabul eder. Dine uymamayı da ilericilik, uygarlık, özgürlük olarak bilir. Namaz kılmayan ve kendisine farz olan diğer ibadetleri yapmayan kimsenin kalbi temiz olmaz. Günah işleyenlerin kalbi temiz olmaz. Günah kalbi karartır. Zaten namaz kılmamak en büyük günahlardan biridir. Hatta namaz kılmayana kâfir diyen âlimler bile olmuştur. Namaz kılmayanın, içki içenin kalbi çok kararmış demektir. Her türlü rezaleti işleyip de, sen kalbe bak demek, dinsizlerin veya din cahillerinin sözüdür. Bir yazar, kitabında, bir fâsıkı överken, "Çok içki içerdi. Şarabı hamamın kurnasına koyar, oradan içerdi; fakat tertemiz, pırıl pırıl bir kalbi vardı" diyor. Allahü teâlâ ve Peygamber efendimiz, namaz kılmayanın ve içki içenin kalbi temiz olmaz buyururken, cahil yazar, böyle söylemekle Allah’ı ve Resulullahı yalancı çıkarmaya çalışıyor. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hâsıl olur. Eğer tevbe ederse, o leke silinir. Tevbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalb, kapkara olur.) [Harâiti] İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlânın emirlerini yapmamak kalbin bozuk olmasındandır. Kalbin bozuk olması, dine tam inanmamaktır. İmanın alameti, dinin emirlerini seve seve yapmaktır. [Namaz kılmayıp günah işleyenin, (Benim kalbim temiz, sen kalbe bak) demesinin ne kadar cahilce bir söz olduğu buradan da anlaşılır.] Kalb, sevgi yeridir. Sevgi bulunmayan Kalb ölmüş demektir. Kalbde, ya dünya sevgisi veya Allah sevgisi bulunur. Allah’ı anarak, ibadet yaparak, kalbden dünya sevgisi çıkarılınca, kalb temiz olur. Bu temiz kalbe, Allah sevgisi, kendiliğinden dolar. Günah işleyince, kalb kararır, hastalanır, dünya sevgisi yerleşir ve Allah sevgisi gider. Kalbin bu hali, bir şişeye benzer. Su 18 www.dinimizislam.com doldurunca, havası çıkar. Suyu boşaltınca, hava kendiliğinden dolar. Bir bardaktaki hava çıkmadıkça içine su girmez. İçine su koyunca da, bu suyu çıkarmadan başka şey koyulmaz. Kalb de bardak gibidir. Kalbi Allah sevgisiyle doldurmak için, başka her şeyi temizlemek lazımdır. Bir kalbde iki veya daha fazla sevgi bulunamaz. Kur’an-ı kerimde, (Allah, insanın içinde iki kalb yaratmamıştır) buyuruluyor. (Ahzab 4) Nefs-i emmare, dine inanmaz. Bunun için, nefsi, tezkiye etmek, kötülüklerden temizlemek ve faziletlerle doldurmak gerekir. Şems suresinde (Nefsini tezkiye eden [kötülüklerden temizleyip faziletlerle dolduran] kurtuldu. Nefsini günahta, dalalette bırakan zarar etti) buyuruldu. (Şems 9– 10) Hadika kitabında buyuruluyor ki: Haram işleyenlerin, sen kalbime bak, kalbim temiz demeleri yanlıştır. Kendini ve Müslümanları aldatmaktır. Ancak dinin emir ve yasaklarına uyanın kalbi temiz olur. Peygamber efendimiz, (Günaha devam edenlerin zamanla kalbi mühürlenir. O, artık sevap işleyemez olur) buyuruyor. (Bezzar) (La ilahe illallah) kelimesini çok söylemek, kalbi temizlemekte çok tesirlidir. Her gün, belli miktar okumak iyi olur. Abdestli ve abdestsiz söylenebilir. (1/14) Rabbimizin gazabını söndürmek için (La ilahe illallah Muhammedün Resulullah) güzel kelimesinden daha faydalı bir şey yoktur. Bu güzel kelime, Cehenneme götüren gazabı söndürünce, daha küçük olan başka gazaplarını elbette söndürür. Bu güzel kelime, Kıyamet için ayrılmış olan 99 rahmet hazinesinin anahtarıdır. Küfür karanlıklarını, şirk pisliklerini temizlemek için, bu güzel kelimeden daha kuvvetli, hiçbir yardımcı yoktur. Bir kimse, bu kelimeye inanınca, imanın zerresi hâsıl olur. (2/37) Allah’ı anmanın, La ilahe illallah demenin faydalı olabilmesi için dinimize uymak şarttır. Farzları ve sünnetleri yapmak ve haramlardan ve şüphelilerden sakınmak lazımdır. (1/190) Kalbin Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmesi onu karartır, paslandırır. Bu pası temizlemek lazımdır. Temizleyicilerin en iyisi sünnet-i seniyyeye uymaktır. Sünnet-i seniyyeye uymak, nefsin kalbi karartan isteklerini yok eder. Her kötülüğün tek ilacı Sual: Bir arkadaş namaz kıldığı halde içki ve diğer kötülükleri bırakmıyor. Bu nasıl oluyor? CEVAP Doğru kılınan namaz her türlü kötülükten alıkoyar. (Ankebut 45) Kötülükten alıkoymayan namaz doğru kılınmıyor demektir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Bir kişinin namazı, kendini fahşa ve münkerden [her türlü kötülükten] 19 www.dinimizislam.com alıkoyamıyorsa, Allah’tan uzaklığı artar.) [Taberani] O halde yapılacak iş, namazı doğru kılmaya çalışmaktır. Namazı doğru kılabilmek için önce itikadın düzgün olması şarttır. Daha sonra diğer şartlar gelir. Guslün ve abdestin doğru olması lazımdır. Bu şartlara riayet eden, mutlaka her türlü kötülüğü bırakır. Kötülerle gezmek bile çok zararlıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kötü arkadaş, demirci körüğü gibidir. Üflenince, ateş kıvılcımları seni yakmazsa da, kokusu seni rahatsız eder.) [Buhari] (İyi arkadaş, güzel koku satan gibidir. Sana koku sürmese de, yanında bulunduğun müddetçe güzel kokusundan faydalanırsın.) [Müslim] İçki ve namaz Sual: Kocam içkili iken namaz kılıyor. Namazı kabul olur mu? Oruç da tutuyor. İçkiyle orucunu açtığı da oluyor. Namazı da orucu da boşa mı gidiyor? CEVAP Günah ayrı, ibadet ayrıdır. Yani günah işleyen kimsenin de ibadetleri sahih olur. Namaz borcundan, oruç borcundan kurtulur. Ayrıca, doğru kılınan namaz insanı kötülüklerden, günahlardan alıkoyar. Ahirette niçin namaz kılmadın, oruç tutmadın diye sorguya çekilmez. Niye içki içtin diye sorguya çekilir. İçki içenin kıldığı namazlar sahih olur, fakat kabul olmaz. Kabul olmaz demek, sahih olmaz demek değildir. Sahih ve ihlâslı olan her ibadetin sevabı olur. Namaz borcundan kurtulur; fakat namazdan hâsıl olan büyük sevabların hepsine kavuşamaz demektir. Açık gezen kadının namazı da böyledir. Namaz borcundan kurtulur, namaz kılmakla hâsıl olacak büyük sevabların hepsine kavuşamaz, yani sevabı az olur. Bu sadece içki içen, açık gezen için değil, her çeşit günahı işleyen için de böyledir. Yalan söyleyen, gıybet eden, laf taşıyan kimsenin de namazlarının sevabları azalır. Namaz kılmayan Sual: Mecusi’nin biri Ramazan ayında çocuğuna dışarıda yemek yedirtmiyor, Müslümanlara saygılı davranıyor ve son nefeste imanla ölüyor. Dini yazılarda ise namaz kılmayan Müslümanın imanla ölmesinin zor olduğu, yani imanının tehlikede olduğu yazıyor. O Müslümanken bile kâfir ölebiliyor da, kâfir nasıl Müslüman ölebilir? CEVAP İslamiyet insanlardan iki şey ister. Birincisi ne bildirilmişse hepsine olduğu gibi iman etmek. İkincisi bu iman ettiklerine hürmet edip, saygı göstermek, hepsini beğenmek. Bunlar imanla ilgilidir. Yapıp yapmamak ise günah ve sevab ile ilgilidir. Bahsettiğiniz örnekte üstelik bir mecusinin yani ateşe tapanın oruca, Müslümanların ibadetine hürmeti, saygısı, onun Müslüman olmasına vesile olabilir ki olmuştur da. Buna benzer olaylar çok olmuştur. 20 www.dinimizislam.com Fakat bir Müslümanın senelerce namaz kılmaması, diğer haramları işlemesi, bunları yaptığı veya yapmadığı için değil, iman ettiği hususlara saygıyı, hürmeti azaltacağı, hatta yok edebileceği için küfre düşme tehlikesi çok fazladır. Namaz dinin direğidir buyuruluyor. Namaz insanı elbette kötülüklerden alıkoyar buyuruluyor. Kendisini koruyucu namazı niyazı yok. Üstelik laf olsun diye, gevezelikle saygıyı hürmeti kaybedenler ise çoktur. Bu yüzden, ikisi çok farklıdır. Birbirine karıştırmamak lazımdır. Kâfir bir kelime-i şahadet söylerse hemen Müslüman olur, bütün günahları affolur, fakat namaz kılmayan Müslüman, yukarıda açıklamaya çalıştığımız sebepler yüzünden tehlikededir. Doğru kılınan namaz Sual: Doğru kılınan namazın her türlü kötülüğü önlediği bildiriliyor. Namazı nasıl kılarsak doğru kılmış oluruz? CEVAP Namazın doğru olması için şunlar gereklidir: 1- Düzgün iman sahibi yani Ehl-i sünnet itikadında olmak gerekir. İtikatta bozukluk varsa, namazı ve hiçbir ibadeti kabul olmaz. Onun için her Müslüman Ehl-i sünnet itikadını öğrenmeli. 2- Haramlardan sakınmalı. Haram yiyenin, haram işleyenin namazı kabul olmaz. Yani sadece namaz borcu ödenir, âhirette niye namaz kılmadın diye sorulmaz, ama sevabından mahrum kalır. 3- Namazın farzlarına, vaciblerine, sünnetlerine ve müstehablarına riayet etmeli. Namazı mekruh veya ifsat edecek şeylerden sakınmalı. 4- Her zaman namazı cemaatle kılmaya gayret etmeli. 5- Namaz vakti girince, hemen kılmaya çalışmalı, geciktirip mekruh vakte bırakmamalı. 6- Gusül ve abdest doğru alınmazsa, kılınan namaz da doğru olmaz. Alınan gusül ve abdest sahih değilse, namaz da sahih olmaz. 7- Gusül ve abdestin farzlarına, sünnetlerine ve müstehablarına uyulmaz, mekruhlarından ve müfsitlerinden kaçılmazsa, böyle alınmış gusül ve abdestle kılınan namaz, doğru kılınmış namaz olmaz. Farz ve müfsitlerine uyulmazsa, namaz zaten hiç sahih olmaz. Mesela kaplama veya dolgu dişi olan, Maliki veya Şafii mezhebini taklit etmezse guslü sahih olmaz. Guslü sahih olmayınca namazı da sahih olmaz. 8- Namaz surelerini doğru okuyabilmeli. Doğru okunmazsa namaz sahih olmaz. Bir insan, namaz kıldığı hâlde, kötülüklerden kurtulamıyorsa, namazı doğru kılmadığı anlaşılır. 21 www.dinimizislam.com Namaz kılmak kime zor gelir Sual: Müslüman olmak isteyen gayrimüslimler, (Müslüman oluruz; ama günde beş kere namaz kılmak, yılda bir ay oruç tutarak aç kalmak ve daha başka emirler bize güç geldiği için Müslüman olmuyoruz) diyorlar. İbadet etmek niçin güç gelir? CEVAP Müslüman olana ibadetler güç gelmez. Müslüman olsalar böyle şeyler söylemezler. İmam-ı Rabbani hazretleri, Mektubat’ında buyuruyor ki: Allahü teâlâ, kullarına yapabilecekleri şeyleri emretmiştir. Güç yetiremeyeceği işleri emretmemiştir. İnsanları zayıf yarattığı için, kolaylık göstermiştir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruyor ki: (Allah, size hafif, kolay emretmek istedi, çünkü insan, zayıf yaratılmıştır.) [Nisa 28] Namaz, oruç kolaydır. Zekât için de malın tamamının değil, kırkta birinin verilmesini emretmiştir. Dinin diğer emirlerine dikkatle ve insafla bakılırsa, bu kolaylıklar görülür. Bununla beraber ibadet etmenin güç geldiği kimseler yok değildir. İbadetlerin zor gelmesi, Allahü teâlânın düşmanı olan nefstendir. Namaz kılmak ve diğer ibadetleri yapmak, ancak müminlere kolay gelir. Kalbi kararmışlara zor gelir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Bu din [inanıp ibadet etmek] müşriklere güç gelir.) [Şura 13] ([Her çeşit günahtan çekinmek, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yapmak için] Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım isteyiniz. Sabır ve namaz, yalnız Allah’tan korkan müminlerden başkalarına zor gelir.) [Bekara 45] Namaz kılmamak, imansızlıktan veya iman zayıflığından ileri gelir. İmanın kuvvetli olmasının alameti, dinimizin emirlerine severek, kolaylıkla uymaktır. Bedeni hasta olana bazı işleri yapmak güç geldiği gibi, kalbi ve ruhu hasta olana da ibadet etmek güç gelir. (1/191,289) Kalbi temizlemek için, iman edip, Allahü teâlânın nimetlerine şükretmek gerekir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah’a iman edip, nimetlerine şükrederseniz, size niçin azap etsin?) [Nisa 147] Allah’a şükretmek, Ona inanıp, emir ve yasaklarına riayet etmekle olur. (3/41) Münafığın namazı Sual: Münafık da namaz kılar mı? CEVAP Münafık, Müslüman görünen kâfir demektir. Kâfir namaz kılmaz, ama namaz kılıyor görünür. Münafıklarla ilgili hadis-i şerifler: (Münafıklar Kur'anı öğrenirler ve Kur'anla ilim ehliyle mücadele ederler.) [Taberani] 22 www.dinimizislam.com (Münafıklar ikindi namazını akşama doğru kılarlar.) [Hakim] (Münafıklarla bizim aramızdaki eman namazdır.) [Hakim] (Namaz aşikâre oldu, kabul ettiler [öyle göründüler] Zekat gizli oldu vermediler.) [Bezzar] (Yatsı ve sabah namazına münafık devam edemez.) [Hakim] (Bizimle münafıklar arasındaki alamet, yatsı ve sabah namazlarına gelmektir. Münafıklar her zaman bunu yapamazlar.) [Said bin Mansur] İbadetin önemi Sual: Beş vakit namaz kılmak, bazı kimselere neden güç geliyor? Namaz kılmak neden önemlidir? CEVAP Beş vakit namaz kılmak, kalbi hasta olanlara güç gelir. Çok namaz kılmakla kalbde Allah sevgisi hâsıl olur. Allah sevgisi zamanla kalbi doldurur. Saadetlerin en büyüğü, kalbe Allah sevgisini yerleştirmektir. Haramla, mekruhla, malayani ile meşgul olanların, geçici olan dünya nimetlerine ve lezzetlerine kavuşmayı düşünenlerin kalblerinde Allah sevgisi azalır, zamanla hiç kalmaz. İnsanı bu felaketten kurtaran en kuvvetli ilaç, namazı doğru kılmaktır. Bunun için, Allahü teâlâ, sonsuz merhametinden dolayı, her gün bir vakit değil, beş vakit namaz kılmayı emretmiştir. Allahü teâlânın bu emri, insanlara sıkıntı vermek için değil, onları kalb hastalığından kurtarmak içindir. Alıştığı bir işi yapmayıp bırakanın o işteki kabiliyeti azaldığı gibi, Allahü teâlâyı düşünmek ve Ona yapılan şükür azaldıkça, Ona giden yoldan uzaklaşılır. Hâlbuki her gün muntazam yapılan ibadet, Allahü teâlânın doğru yolunda istikrarlı şekilde ilerlemek demektir. Her Müslümanın, Allahü teâlâyı çok hatırlaması, kalbine Allah sevgisini yerleştirmesi lazımdır. Kalb, Beytullah yani Allah’ın evidir. Bir eve sahibi sokulmazsa, eve de, sahibine de, düşmanlık edilmiş olur. Beş vakit namaz, insanı bu felaketten kurtarmaktadır. Dünya işlerine, dünyanın geçici zevklerine dalarak, Allah’ı unutan insana, namaz, Rabbini hatırlatmaktadır. Her zikir namaz değildir Sual: Bazıları, (Kur’an der ki: (Beni zikir için / beni anmak için namaz kıl. Taha 14), (Allah’ı çok zikredin / çok anın. Ahzab 41) Namaz zikirdir yani Allah’ı anmadır. Bir kimse, çıplak da olsa, hayzlı da olsa, cünüp de olsa, Allah’ı anma olan temel öğe düşmez. Hiçbir şey, hiçbir durum namaza engel olamaz) diyorlar. Namaz için abdeste ve gusle ihtiyaç yok mu denmek isteniyor? CEVAP Müslüman böyle iddiada bulunamaz, ancak münafık veya misyoner bulunabilir. Allah’ı an da nasıl anarsan an, çıplak, hayzlı ve cünüp olmak fark etmez 23 www.dinimizislam.com denildiğine göre, namaza inanılmadığı anlaşılıyor. Maksat ise dini bozmaktır. Evet, namaz Allah’ı anmaktır ama her Allah’ı anma işi namaz değildir. Bunun için, (Allah’ı anmak için gusle, abdeste ihtiyaç olmadığına göre, namaz da Allah’ı anmaktır, namaz için de gusle, abdeste ihtiyaç yoktur) demek, sinsi bir şekilde dini bozmaya çalışmak demektir. Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde namaz kılmak için gerekli şartlar bildirilmiştir. Her durumda namaz kılınamaz. Namaz için, 1- Hadesten taharet, 2- Necasetten taharet, 3- Setri avret, 4- Vakit, 5- Niyet, 6- İstikbali kıble şartı vardır. Ayrıca namaz içinde de şartlar vardır. 1- Hadesten taharet şartı: Cünüp olanın ve hayzı bitenin gusletmesi, su yoksa teyemmüm etmesi, abdestsiz olanın da abdest alması şarttır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Cünüpken, gusledene kadar namaza yaklaşmayın.) [Nisa 43] (Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi, ellerinizi dirseklerinize kadar yıkayın, başlarınızı meshedip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp oldunuz ise, gusledin.) [Maide 6] Hadesle ilgili çok hadis-i şerif vardır. Bazıları şöyledir: (Abdestsiz kılınan namaz sahih olmaz.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud] (Hadesten temizlenmeden [abdestsiz, gusülsüz] kılınan namazı Allahü teâlâ kabul etmez.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Dua rahmetin, abdest namazın, namaz da Cennetin anahtarıdır.) [Deylemi] (Kadın hayzlı iken namazı bırakır, hayzı bittikten sonra özür kanı devam ederse yıkanır, namazını kılar, orucunu da tutar. Fakat her namaz vakti girince abdest alır.) [Darimi] (Lohusa kadın kırk gün geçtiği halde, kan devam ederse, özürlü sayılır, yıkanır ve namaza devam eder. Kan devam ederse, her namaz vakti abdest alır.) [Hâkim] (Gusül, abdesti nesh etmiştir.) [Beyheki] (Yani gusül abdesti ile namaz kılınır, tekrar abdest almak gerekmez.) (Cebrail aleyhisselam, ilk vahyi getirince, abdesti ve namazı öğretti.) [Dare Kutni] (Namaz kılarken abdesti bozulan, burnunu tutup namazdan çıksın.) [İbni Mace] (Gören burnu kanadı zannetsin, suizanna sebep olmasın.] (İki melek birinin kabrine gelip, ona şiddetli bir darbe vurdular. Kabir ateşle doldu. Adam bayıldı. Ayılınca, meleklere, “Neden bana vurdunuz” dedi. Melekler, “Sen temiz olmadığın halde namaz kıldın ve mazlûm birine imkânın varken yardım etmedin” dediler.) [Taberani] 2- Necasetten taharet: Namaz kılacak olanın, elbisesinin ve namaz kılacak yerin temiz olması 24 www.dinimizislam.com şarttır. (Hindiye) Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Elbisen de temiz olsun.) [Müddessir 4] 3- Setri avret: Erkeklerin diz ile göbek aralarını, kadınların el ve yüz hariç her yerini namazda örtmeleri farzdır. (Redd-ül-muhtar) Bir âyet-i kerime meali şöyledir: ([Namaz kılarken] Her secde edişinizde ziynetli [temiz, sevilen, güzel] elbiselerinizi giyiniz.) [Araf 31] 4- Vakit: Namaz vakti girmeden kılınmaz. Vaktin girmesi şarttır. (Halebi) Bir âyet meali şöyledir: (Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103] 5- Niyet: Namaz kılacağına niyet etmek de şarttır. (Dürer) Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Niyetsiz ibadet makbul olmaz.) [Deylemi] 6- İstikbali kıble: Bir âyet meali şöyledir: (Yüzünü mescid-i haram tarafına dön. Siz de nerede bulunursanız bulunun, yüzünüzü o tarafa döndürün.) [Bekara 144] Bu deliller açıkça gösteriyor ki, namazın dışındaki ve içindeki şartlara riayet etmeden kılınan namaz sahih olmaz. Salât ne demektir? Sual: Namaz kılmayan bazı kimseler, (Namaz, salât yani duadır. Tanrı’yı içten anıp selamlamaktır. Bunun da bir şekli, belli bir saati, zaman dilimi, yeri, kuralı yoktur. İnsan, istediği vakit, istediği dilde, istediği şekilde, istediği yerde dua edebilir. Şimdi kılınan beş vakit namaz, gerçeklere aykırıdır) diyorlar. Peygamber efendimiz, beş vakit namaz kılmadı mı, namaz kılınmasını emretmedi mi? CEVAP Bu tür iddialar, Peygamber efendimize inanmayanların, dinimizi yıkmak isteyenlerin, çeşitli maskeler altında asıl kimliklerini gizleyerek gündeme getirdikleri iddialardır. Hiçbir ilmi değeri yoktur. Peygamber efendimiz, namaz farz olduktan sonra, beş vakit namaz kılıp, farz olduğunu bildirdi. Eshab-ı kiram ve ondan sonra gelenler hep beş vakit namaz kılmışlardır. Resulullah, hâşâ Kur’an-ı kerimi anlayamadı mı? Salât kelimesini anlayamadı mı? Hâşâ, beş vakit namaz kılması yanlış olsaydı, Allahü teâlâ vahiy gönderip düzeltmez miydi? Cebrail aleyhisselam, gelip, beş vakit namazın vakitlerini, kılınış şeklini ve 25 www.dinimizislam.com diğer bütün hususları bizzat tatbiki olarak öğretti. Peygamber efendimiz de, (Namazı benim kıldığım gibi kılın) buyurdu. (Buhari) Bir âyet-i kerime meali şöyledir: (Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103] Demek ki, namaz kılmanın belli vakitleri vardır. Asr-ı saadetten bugüne kadar, camiler, mescidler namaz kılmak için yapılmıştır. Diğer namazlar evde de kılınabilir ama, Cuma namazının, camide cemaatle kılınması gerekir. Beş vakit namazın da, geçerli bir mazeret olmadıkça, camide cemaatle kılınması emredilmiştir. Camilerin, mescitlerin, namaz kılınması için yapılmasını, Allahü teâlâ emretmiştir. Bir ayet-i kerime meali şöyledir: (Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namaz kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder.) [Tevbe 18] Kur’an-ı kerimde geçen salât kelimesi, namaz değil de dua demek olsaydı, belli zamanı ve yeri olmasaydı, Allahü teâlâ mescit yapılmasını Kur’an-ı kerimde bildirir miydi? Salât kelimesinin manaları Sual: Hadis kitabındaki bir hadisin tercümesinde, (Bana ilk salât edecek yani namazımı kılacak olan Allah’tır) ifadesi geçiyor. Allah namaz mı kılar? CEVAP Bu yanlışlık, salât kelimesinin yanlış tercüme edilmesinden kaynaklanıyor. Salât kelimesi, dua, istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelir. Istılahta ise salât, bildiğimiz namaz anlamına gelir. Salât kelimesi her zaman dua veya her zaman namaz diye tercüme edilirse yanlış olur. Cümledeki yerine göre mana verilir. Bir âyet-i kerime meali: (Allah ve melekleri, Resule salât ediyor. Ey iman edenler, siz de salât edin.) [Ahzab 56] Burada salât, Allahın rahmet, meleklerin istiğfar, müminlerin ise, dua etmesi anlamındadır. Sualdeki, (Bana salât edecek olan Allah’tır) demek, (Bana rahmet edecek olan Allah’tır) demektir. Ondan sonra müminler, salât-ü selam ederler. Her dilde olduğu gibi, Türkçede de bir kelimenin çeşitli manaları olur. Cümleye göre anlamı değişir. Mesela yüz kelimesinin birkaç anlamı vardır. Birkaç örnek verelim: 1- Denizde yüz! 2- Ona yüz verme! 3- Bana yüz lira ver! 4- Ne güzel yüz bu... 5- Koyunun derisini yüz! 6- Bıçağın keskin yüzü... 26 www.dinimizislam.com 7- Kumaşın yüzü de, astarı da güzeldir. 8- Yorganın ve yastığın yüzünü değiştirdik. 9- Ne yüzle geldin bize? 10- Size gelmeye yüzüm yok. 11- Binanın arka yüzü boyandı. 12- Adamda hiç yüz yok. 13- Bu yüzden uzun yazmak zorunda kaldık. Ayrıca deyimlerde de yüz kelimesi pek çok geçmektedir. Bazılarını bildirelim: 1- Yüze duramamak, 2- Yüzü kızarmak, 3- Yüzünden kan damlamak, 4- Yüzüne gözüne bulaştırmak, 5- Yüzüne kan gelmek, 6- Yüzünü kara çıkarmak, 7- Yüzünü ağartmak, 8- Onun yüzü suyu hürmetine, 9- Yüz verince astar istemek, 10- Suçunu yüzüne vurmak, 11- Yüz kızartmak, 12- Yüzünden okumak, 13- Yüzü gözü açılmak, 14- Yüzüne gülmek, 15- Yüzüne çarpmak, 16- Yüzünü ekşitmek, 17- Yüzü gülmek, 18- Yüzüne duramamak, 19- Yüzüne hasret kalmak, 20- Yüzü yumuşak olmak. Kur’an-ı kerimde de el, yüz, göz ifadeleri geçer. Bunlara tek mana verilirse, büyük yanlışlıklara sebebiyet verir. Vehhabiler, kelimenin diğer manalarına bakmadan, Allah’ın eli, yüzü var diyerek küfre girmişlerdir. Namaz beş vakittir Sual: Namaz beş vakit değil mi? Niye üç veya altı vakit diyenler çıkıyor? CEVAP Peygamber efendimiz bize namazın beş vakit olduğunu bildirdi. Senelerce beş vakit kıldı. Artık başka delil aramak gerekmez. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Namaz, müminlere belli vakitlerde farz kılındı.) [Nisa 103] Nisa suresinin 103. âyetinde, (Namaz, belli vakitlerde farz kılındı) 27 www.dinimizislam.com buyurulup, ayrıca, beş vaktin hepsi de diğer âyetlerde bildirildiği halde, “Beş vakit namaz” ifadesinin geçmeyişi, kutuplarda ve buralara yakın yerlerde, beş vaktin tamamının teayyün etmemesindendir. (Nimet-i İslam) İsra suresinin, (Güneşin kayması anından, gecenin kararmasına kadar ve sabah vakti namaz kıl) mealindeki 78. âyet-i kerimenin aslında geçen, (Dülûk-üş şems) öğle ve ikindi, (Gasak-ıl leyl) akşam ve yatsı namazı, (Fecr) de sabah namazıdır. (Beydavi) Kaf suresinin, (Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve gece Rabbini tesbih et) mealindeki 39. ve 40. âyet-i kerimesindeki, güneşin doğuşundan önceki sabah namazı, güneşin batışından önceki öğle ve ikindi namazı, geceki de akşam ve yatsı namazıdır. (Beydavi) İbni Abbas hazretleri, (Kur’an-ı kerimde beş vakit namazı bildiren âyet hangisi) diye sual edildiğinde, şu mealdeki âyet-i kerimeyi okudu: (Akşama girerken, sabaha ererken, gündüzün sonunda ve öğle vaktinde Allah’ı tenzih edin!) [Rum 17,18] (Akşama girerken)den maksat, akşam ve yatsı namazı, (sabaha ererken)deki sabah namazı, gündüzün sonundaki, ikindi namazı, öğledeki de, öğle namazıdır. (Celaleyn) Nur suresinin 58. âyet-i kerimesinde, (salât-ı fecr = sabah namazı) ve (salât-ı işâ = yatsı namazı) ifadesi açıkça geçmektedir. Peygamber efendimiz, Bekara suresindeki, (Namazları ve vusta namazını kılın) mealindeki 238. âyet-i kerimeyi açıklarken, (Vusta namazı ikindi namazıdır) buyurdu. (İ. Ahmed) Bu âyet-i kerimede, (Namazları ve orta namazı [ikindi namazını] kılın) buyuruluyor. Arabi gramere göre, namazlar [salevat] denince, ikiden fazla namaz anlaşılır. Çünkü iki namaz demek için, salevat [namazlar] değil, salâteyn [iki namaz] denilir. Vusta [orta] namaz ikindi namazı olduğuna göre, ikindi hariç, öteki namazların sayısı iki olamaz, ikiden fazla olması gerekir. Üç de olamaz; çünkü VUSTA NAMAZI hariç 4,6 gibi çift sayılı olmalı ki, orta namaz [ikindi namazı] tam ortada olabilsin. Yani ortadaki namaz ikindi olduğuna göre, ondan önce iki namaz, ondan sonra da iki namaz bulunduğu meydana çıkar. Diğer âyetlerdeki namaz vakitleri de dikkate alınınca, namaz vakitlerinin beş olduğunda hiç şüphe kalmaz. (Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl. Çünkü güzellikler kötülükleri [günahları] giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür.) [Hud 114] Gündüzün iki tarafındaki namazlar sabah, öğle, ikindi; gecenin yakın saatlerindeki namazlar da akşam ve yatsı namazlarıdır. (Medârik) Burada Hasenat = Güzelliklerden murat beş vakit namazdır. (Medârik, Beydavi) Kitap ve Sünnet’ten sonraki delil İcma’dır. Peygamber efendimiz, Eshab-ı kiram ve onlardan sonra bugüne kadar gelen bütün âlimler, beş vakit namaz 28 www.dinimizislam.com kılmış, bu hususta kesin bir icma hâsıl olmuştur. İslam âlimleri de, beş vakit namazın nasıl kılınacağını kitaplara yazmışlar, böylece Kıyas-ı fukaha ile de namazın beş vakit olduğu sabit olmuştur. İki vakit yeter mi? Sual: Bir yerde şöyle bir hadis okudum: (Meşhur İslam âlimlerinden İmam Ahmed b. Hanbel ve Ebu Davud’un rivayetlerine göre beş vakit namaz kılmaya vakit olmadığını söyleyip “Bana öyle bir şey emret ki yaptığım zaman yeterli olsun” diyen Fudale’ye Hazret-i Muhammed sabah ve ikindi namazlarına devam etmesini, iki vakti kılmasının ona yeterli olacağını söylemiştir.) Yukarıda bildirilen hadis doğru mu? CEVAP Böyle bir ifadeye rastlamadık. Uydurma olma ihtimali vardır; çünkü İslam âlimleri Hazret-i Muhammed demez. Bunu genelde yabancılar söyler. Ayrıca bu ifade, aşağıda bildirilen sahih hadislerin hepsine aykırıdır. Bir vakit namazı kasten terk etmek çok büyük günahtır. Böyle bir hadis varsa eğer, bu olay beş vakit namaz farz olmadan önce vuku bulmuş olabilir; çünkü Miracdan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı. Hac, namazdan on yıl sonra farz oldu. Mesela şu hadis-i şerifte, hac’dan hiç bahsedilmiyor: Saçları dağınık biri [belki de İslamiyet’i öğrenmek için] gelip, Resulullaha sordu: (- Ya Resulallah İslam nedir? - Günde beş vakit namaz kılmaktır. - Beşten fazla değil mi? - Hayır, nafile kılmak isteyen kılabilir. Bir de yılda bir ay ramazan orucu vardır. - Bundan başka, oruç yok mu? - Nafile olarak tutmak isteyen tutabilir. Bir de zengin için malının zekâtı vardır. - Bundan fazlası var mıdır? - İsteyen nafile olarak sadaka verebilir. - Vallahi ne fazla, ne de bundan noksan yaparım. - Bunları yapan kurtuluşa erer.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai] Yahut sırf o söylenen şahsa ait özel bir durumdur, namaza alışana kadar ona öyle denmiş olabilir; çünkü o zaman din yeni geldiği için, özel olaylar olabiliyordu. Mesela buna benzer bir olay şöyle idi: Bir genç, (Ya Resulallah, yalan, zina ve içkiyi bırakamıyorum. Ne buyurursunuz?) dedi. Resulullah efendimiz, (Yalanı benim için bırak) buyurdu. O genç, kabul edip gitti. Daha sonra, diğer iki günahı işlemek isteyince, (Bu günahları işleyip Resulullahın karşısına çıkınca, "işlemedim" desem yalan olur. Eğer “işledim” dersem, beni cezalandırır) diye düşündü. Diğer iki günahtan da vazgeçti. Namazın beş vakit olduğuna dair hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir: 29 www.dinimizislam.com (İslam beş şey [temel] üzerine kuruldu: 1- Allah’a ve Muhammed aleyhisselamın Onun resulü olduğuna inanmak, 2- Her gün beş vakit namaz kılmak, 3- Senede bir kere malının kırkta birini Müslüman olan fakirlere zekât vermek, 4- Ramazan-ı şerif ayında her gün oruç tutmak, 5- Mekke’ye giderek, ömründe bir kere hac etmek.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai] (Beş vakit namaz kılanın hâli, evinin önünden akan suda beş defa yıkanan kimse gibidir. Nasıl böyle bir kimse kirden temizlenirse namaz kılan da küçük günahlardan öyle temizlenir.) [Buhari, Müslim, İ.Ahmed, Beyheki, Darimi, Taberani] (Hazret-i Cebrail inip, bana imamlık yaptı ve kendisi ile birlikte beş vakit namazı kıldım ve beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai] (Farz olduğuna inanıp, rükû, sücud, abdest ve vakitlerine riayet ederek beş vakit farz namaza devam edene Cennet vacib, Cehennem haram olur.) [Taberani] (Beş vakit namazı, ilk tekbire yetişerek kırk gün cemaatle kılana Cennet vacibdir.) [Ebu Ya’la] (Allah’tan korkun, beş vakit namazı kılın, [Ramazan ayında] oruç tutun, mallarınızın zekâtını, isteyerek verin, âmirinize itaat edin, böylece Rabbinizin Cennetine girin.) [Tirmizi] (Allah için ibadetinizi ihlâslı yapın. Beş vakit namazı kılın, gönül hoşluğu ile malınızın zekâtını verin, Ramazan orucunu tutun, Hacca gidin, böylece Rabbinizin Cennetine girersiniz.) [Taberani] (Allahü teâlânın ilk farz kıldığı şey beş vakit namazdır. İlk ortadan kalkacak olan da yine beş vakit namazdır. İlk sorgu da beş vakit namazdan olacaktır.) [Hâkim] (Kıyamette herkes korku içinde iken korkmayan üç grup insandan biri, sırf Allah rızası için, her gün beş vakit namaza çağıran müezzindir.) [Taberani] (Allahü teâlâ beş vakit namazı emretti. Güzel abdest alıp, bunları vaktinde kılanı, rükû ve huşularını tamam yapanı affedeceğine söz verdi. Bunları yapmayan için söz vermedi. Onu dilerse affeder, dilerse azap eder.) [Ebu Davud, İbni Mace, Nesai, İ.Malik, İ.Ahmed] (Beş vakit namaz, güzelce kılan için kıyamette nur, delil ve kurtuluş olur.) [İbni Nasr] (Allahü teâlâ buyurdu ki: “Beş vakit namazı farz kıldım. Şartlarına uyarak, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.”) [İbni Mace, Ebu Davud] 30 www.dinimizislam.com (Beş vakit namaz ve Cuma namazı, gelecek Cumaya kadar ve Ramazan orucu, gelecek Ramazana kadar yapılan günahlara kefarettir. Büyük günah işlemekten sakınanların küçük günahlarının affına sebep olur.) [Müslim, İ.Ahmed] (Mirac gecesi, 50 vakit namaz farz oldu. Sonra beş vakte indirildi.) [Buhari, Müslim, İ.Ahmed] (Allahü teâlâ buyurdu ki: Bende söz ve hüküm asla değiştirilmez. Bu beş vakit namaz karşılığında elli vakit namaz sevabı vardır.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai] (Bir kadın, beş vakit namazı kılar, orucunu tutar, kendini yabancılardan korur ve kocasına itaat ederse, Cennete istediği kapıdan girer.) [İbni Hibban] (Beş vakit namazı terk eden, Allahü teâlânın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mace] (Herkes bozulunca, beş vakit namazı cemaatle kılana her gün yüz şehid sevabı yazılır.) [İ.Nasr] (Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.) [Taberani] (Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekât veren ve büyük günahlardan sakınan herkese, kıyamette, Cennetin sekiz kapısı açılır. Dilediği kapıdan girer.) [Hâkim] (Beş vakit namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Buhari] (Beş vakit namaza devam edin, çünkü küçük günahlara kefaret olur.) [Taberani] (Kitab ehli olan bir kavme vazifeli olarak gittiğin zaman, önce, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmeye davet et. Bunu kabul ederlerse, Allah’ın günde beş vakit namazı farz kıldığını haber ver. Bunu da kabul ederlerse, Allah’ın kendilerine zenginlerinden alınıp fakirlerine verilen bir sadakayı [zekatı] farz kıldığını söyle.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud] (Beş vakit namazı kılan, Ramazan orucunu tutan, zekâtını veren ve yedi büyük günahtan kaçan kimseye, Cennetin bütün kapıları açılıp, “Selamet ve emniyet içinde gir” denilir.) [Nesai] Üç vakit kılmak Sual: Abduhçu biri, (Kur’anda beş vakit ifadesi geçmez, ama Peygamber, hayatı boyunca beş vakit namaz kılmıştır. Bu bakımdan 5 vakit namaz kılmak suç sayılmadığı gibi üç vakit kılmak da caizdir) diyor. Bu kimse, Resulullahın Kur’ana aykırı olarak mı beş vakit kıldığını söylemek istiyor? CEVAP Kur’an-ı kerimde 5 vakit namaz bildirilmemiş de, Resulullah efendimiz kendiliğinden mi 5 vakit kıldı? Bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: (Miraca çıktığım gece, beş vakit namazla emrolundum.) [Buhari, 31 www.dinimizislam.com Müslim] Hâşâ Resulullah efendimiz, (Beş vakit namazla emrolundum) diye yalan mı söylüyor? Din düşmanı istediğini söyleyebilir, zaten maksadı dini bozmak ve yıkmak; ama bir Müslümana, bunlarla dostluk kurmak, sözlerine itibar etmek hiç yakışır mı? Dinini, din düşmanlarının şu veya bu maske altında yazdığı kitaplardan öğrenmek, hiç uygun olur mu? Elli vakit namaz Sual: Mirac’da elli vakit namaz farz kılınınca, Hazret-i Musa’nın, Peygamberimize, (Rabbinden vakit sayısının azaltmasını iste) demesi üzerine pazarlıkla, elli vakit beş vakte indiriliyor. Allah, insanlara neyin zor geleceğini bilmiyor mu da, Hazret-i Musa’nın teklifinden sonra, namaz beş vakte indiriliyor? CEVAP Pazarlık lafı çok çirkindir. Allahü teâlâ elbette olmuş ve olacak her şeyi bilir. Mesela biri hastalansa, iyileşmek için dua etse, Allahü teâlâ da duasını kabul edip şifa verse, (Allahü teâlâ iyileşmek istediğini bilmiyor mu, duaya ne lüzum var?) denemez. Dua, iyileşmesi için bir sebeptir. Her şeyi bir sebeple yaratmak Allahü teâlânın âdetidir. Burada da, beş vakit namazı farz kılmasına, Musa aleyhisselamın bildirmesini sebep kılmıştır. Böylece, ezeldeki takdir yerini bulmuş ve beş vakit namaz farz kılınmıştır. En büyük günah Sual: Namaz kılmak ibadet yani sevap olduğuna göre, sevabı her gün işlemek yerine, müsait olduğum zamanlar veya emekli olunca kılsam ne mahzuru vardır? Orucu da, her yıl belli ayda değil, emekli olunca hepsini tutsam ne mahzuru olur? Sonuçta bunların hesabını ben vereceğime göre, sevab işlemeyi geciktirmem veya hiç işlememem niye günah oluyor ki? CEVAP Namaz kılmayan çok kimse, namaz kılmayı, sadece sevab zannediyor. Namaz kılmamak, en büyük günahlardan biridir. İçki içmekten de daha büyük günahtır. Üç hak mezhepte, namazı kasten bırakanın cezası ölümdür. Bu ceza, namazın önemini göstermektedir. Emekli olunca, namazların ve oruçların kazalarını ödese bile, geciktirdiği için haram işlemiş olur. Bir de, bir ibadeti zamanında yapmakla, kazasını ödemek arasında sevab bakımından dağlar kadar fark vardır. Bir hadis-i şerif meali: (Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi] Namaz da oruç gibi vakitli ibadettir. Vaktinde kılmak gerekir. Bir vakit namazı kazaya bırakmak, çok büyük günahtır. Kaza edilse bile günahı 32 www.dinimizislam.com affolmaz. Ayrıca tevbe etmek gerekir. Emekli olunca, kazalarını ödeyebilen sadece azaptan kurtulur; ama namazdan ve oruçtan hâsıl olacak büyük sevaba kavuşamaz. Kurban kesmeyip kazasını yapan, yani değerini sonra veren kimse de, sadece azaptan kurtulur, kurban kesme sevabına kavuşamaz. Namazı, kazaya bırakmak büyük günah olduğu gibi, kazasını geciktirmek de büyük günahtır. Bu büyük günah, kaza kılacak kadar zaman geçince, bir misli artar. Kaza etmeyi geciktirince de, tevbe etmek farz olur. (Hesabını ben vereceğim) demek de çok yanlıştır. Hiç namaz kılmayan hatta iman etmeyen kimse de, nasıl olsa hesabını ben vereceğim diyebilir. İçki içen de aynı şeyi söyleyebilir, diğer günahları yapan da oruç tutmayan da aynı şeyi söyleyebilir. Netice zararı kendine olur. Allahü teâlânın emirlerini zamanında yapmak ve yasak ettiklerinden de, her zaman kaçmak gerekir. Namazı bırakıp başlamak Sual: Halk arasında, (Namaza başlayıp bırakmak, sonra tekrar başlayıp tekrar bırakmak, hiç kılmamaktan daha büyük günah olur. Bıraktıktan sonra tekrar başlamak günah olur) deniyor. Bırakma ihtimali olan kimsenin hiç namaza başlamaması daha mı iyidir? CEVAP Daha kötüdür. Tekrar günah işlerim diye tevbe etmemekten de kötüdür. Bir kabı, nasıl olsa tekrar kirlenecek diye yıkamayıp kirli bırakmaya benzer. (Bırakınca yeniden başlamak günahtır) sözü çok yanlıştır. Bırakınca tekrar başlamak farzdır, büyük sevabdır. Günah olan namaza başlamak değil, namazı kasten bırakmaktır. Namaz kılmamak diğer amelleri de, olumsuz yönden etkiler. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Kasten [mazeretsiz] namaz kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez. Tevbe edinceye kadar Allah’ın himayesinden de uzak olur.) [İsfehani] İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: Kıyamette önce, namazdan sorulacaktır. Namaz doğruysa, diğerlerinin hesabı, Allahü teâlânın yardımıyla kolay geçecektir. (2/67) Namaz kılmayanın iyilikleri Sual: (Namaz kılmayanın hiçbir iyiliğine sevab verilmez ve haram işleyenin ibadetleri kabul olmaz) deniyor. Allah iyiliklerimizi niye zayi ediyor ki? CEVAP Allahü teâlâ iyilikleri zayi etmez. Kimseye haksızlık etmez. Namaz kılmamak en büyük günahlardan biridir. Yani namaz kılmamak haramdır. (Haram işleyenin ibadeti kabul olmaz) demek, o ibadet için bildirilen büyük sevablara kavuşamaz, yani sevablarının hepsini muhafaza edemez; çünkü günahlar bu sevapları azaltır demektir. Yoksa hiç sevab alamaz demek 33 www.dinimizislam.com değildir. Her ibadetten sevab alınır; ama işlenen haramlar sevabları alıp götürür. Diyelim ki, oruç tutana 70 birim sevap veriliyorsa, içki içene de 70 birim günah yazılıyorsa, orucunu içkiyle açan 70 sevab kazanırken, içki içince 70 günah yüklenir ve sevabsız kalır. Eğer oruç tutmasaydık, içki günahı artı olarak kalacaktı. Orucun, içki günahının affına sebep olması yetmez mi? Günah işleyenlerin de ibadetlerini aksatmamaları gerekir. Başka günahlar da işlemişse sevabları eksilere iner. Namaz kılmamak bin birim günah ise, ne kadar çok iyilik ve ibadet edersek edelim, bin birimi bulamayız. Nafile ibadetler farzların yanında denizde damla bile olmadığı için, yapılmayan farzların günahları bu iyilikleri alır götürür, insan hiç iyilik etmemiş duruma düşer. İşte, (İyiliklerine sevab verilmez veya haram işleyenin ibadetleri kabul olmaz) bu demektir. (Kaza namazı olanın nafile namazları kabul olmaz) demek de böyledir. Farzı tehir edip nafileyle meşgul olunca, farzı tehir etme günahı, nafile namazın sevabından fazla olduğu için nafile namazları boşa gitmiş olur. Yoksa nafile namaz kıldığı için elbette sevab alır; fakat zararı kârından pek çok olur. Çünkü farzın yanında nafileler, denizde damla bile değildir. Yukarıdaki bilgiler, itikadı düzgün olan yani ehl-i sünnet itikadındaki müslümanlar içindir. Ehl-i sünnet itikadında olmayana bid’at ehli denir. Bunun yaptığı ibadetleri sahih olup da, borçtan, azabından kurtulursa da, vaat edilmiş olan sevablarına kavuşamaz. Ahirette, dünyada yapmış olduğu iyiliklerin, hayrat ve hasenatının karşılığına kavuşamaz. (Cennet Yolu İlmihali) Kâfirlerin ve bid’at sahibi olanların, hayırları reddedilip, şerleri için de ceza görürler. (Cevab Veremedi) Namazın farzları Sual: Namazın farzları nelerdir? CEVAP Namazın farzları 12’dir. Bunların altısı içinde, altısı dışındadır. Dışındaki farzlara şart denir. Namazın içindeki farzlara rükün denir.[ Bazı âlimler, iftitah tekbirinin, namazın dışında olduğunu söylemişlerdir. Bunlara göre, namazın şartları 7, rükünleri ise 5 olmaktadır.] A- Namazın dışındaki farzlar: 1- Hadesten taharet: Abdestsiz olanın abdest alması, cünüp veya hayzlı ve nifaslı olanın gusletmesidir. 2- Necasetten taharet: Namaz kılanın, vücudunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri, necasetten yani dinimizde pis sayılan şeylerden temizlemesidir. 3- Setr-i avret: Avret yerini örtmek demektir. Namaz kılarken açması veya her zaman 34 www.dinimizislam.com başkasına göstermesi ve başkasının da bakması haram olan yerlerine (Avret mahalli) denir. Erkeğin avret yeri, göbeğinden dizi altına kadardır. Kadınların ise, yüz ve ellerinden başka her yeri avrettir. 4- İstikbal-i kıble: Namaz kılarken kıbleye dönmektir. 5- Vakit: Namazı, vaktinde kılmaktır. 6- Niyet: Namaza dururken kalb ile niyet etmektir. Yalnız ağız ile söylemeye niyet denmez. Namaza niyet etmek demek, ismini, vaktini, kıbleyi, cemaatle kılınıyorsa imama uymayı, kalbden geçirmek demektir. Niyet, başlama tekbiri söylenirken yapılır. B- Namazın içindeki farzlar: 1- İftitah tekbiri: Namaza başlarken “Allahü ekber” demektir. Başka kelime söylemekle, tekbir alınmış olmaz. 2- Kıyam: Namazda ayakta durmaktır. Ayakta duramayan hasta, oturur. Oturarak kılamayan yatarak ima ile kılar. 3- Kıraat: Namazda, Kur'an-ı kerimden sure veya âyet okumaktır. 4- Rüku: Ayakta okuma bittikten sonra, eğilip elleri dize koymaktır. 5- Secde: Rükudan sonra yere kapanmaktır. 6- Kâde-i âhıre [son oturuş]: Son rekatta Ettehıyyatüyü okuyacak kadar oturmaktır. Sual: Abdestim yok zannı, fazla olmasına rağmen; yine de, namaz kıldım. Daha sonra, abdestimin olduğunu kesin olarak hatırladım. Abdestli olarak kıldığım bu namaz sahih oldu mu? CEVAP Abdestsiz olduğunu sanarak namaz kılıp, sonra abdestinin olduğunu hatırlayanın namazını tekrar kılması gerekir. Kıbleyi tespit etmeden, vaktin girdiğini bilmeden de, namaza durulmaz. Namazda kalbden okumak Sual: Namazda, dudaklarını hiç oynatmadan, kalbden okumak da caiz olur mu? CEVAP Hayır, Hanefi’de caiz olmaz. Namazın farzlarından biri de, kıraattir. Kıraat, kendisi işitecek kadar sesli okumaya denir. Kendi işitmezse, o kıraat olmaz. Böyle kılınan namaz, sahih olmaz. Çok kimse, bunu bilmedikleri için, dillerini oynatmadan, okuduklarını duymadan namaz kılıyorlar. Namazları sahih 35 www.dinimizislam.com olmuyor. Kıraat farzdır Sual: Namazda kıraat farzını yerine getirmek için, Fatiha ile bir zamm-ı sure mi okunur? CEVAP Hayır. Kıraat Kur’an okumak demektir. Fatiha veya zamm-ı sureden biri okununca, kıraat farzı yerine gelmiş olur. Fatiha ve zamm-ı sure okumak vacibdir. Diğer mezheplerdeyse, Fatiha okumak farz, zamm-ı sure okumak sünnettir. Sual: Hasta olduğu için veya ağza koyduğu ilaçtan dolayı namazda sure ve duaları okuyamayan, ne yapar? CEVAP Böyle sebeplerle okuyamayan, okumadan kılar. (Halebî-yi kebir) İftitah tekbiri Sual: İftitah tekbiri ne zaman söylenir? Eller kulağa kaldırılmadan önce mi, yoksa kulağa kaldırdıktan sonra mı? CEVAP Namaza başlarken, eller tekbirden önce kaldırılır. Esah olan budur. Hidaye’de de böyle bildirilmiştir. (F. Hindiyye) Eller kulaklara kaldırıldıktan sonra tekbir alınır. (Dürr-ül-muhtar) Eller tekbirden önce kaldırılır sözü, İmam-ı a’zam ve İmam-ı Muhammed’in kavlidir. Bahr ve Nehr’de de, Hidaye’deki gibi bildirilmiştir. Evla olan, bu kavildir. (Redd-ül-muhtar) Bu ifadelerin açıklaması ise şöyledir: Eller kulağa kaldırıldıktan sonra tekbir alınır. Yani eller, kulaktan ayrılırken (Allahü ekber) demeye başlanıp, göbek altına bağlanırken bitirilir. (S. Ebediyye) Rükû ve secde farzdır Sual: Rükûda ve secdede ne kadar durmak farzdır? CEVAP Rükû için belini eğmek, secde için alnını yere koymak farzdır. Buralarda bir veya üç kere (Sübhânallah) diyecek kadar durmak vacibdir. Gusül ve abdest Sual: Abdest almak ve gusletmek, başlı başına birer farz mıdır? CEVAP İkisi de namazın şartıdır, yani namaza bağlı farzlardır. Namazın şartlarından birisi, hadesten taharettir. Bu da, cünüp olanın gusletmesi, abdesti olmayanın abdest alması demektir. Namaz kılan ve kılmayan herkesin, bir namaz vaktini cünüp geçirmesi, büyük günah olur. Cünüp olunca, hemen gusletmek iyi olursa da; mesela öğle ezanından sonra cünüp olanın, öğle namazını kılmamışsa, ikindi vaktine, 36 www.dinimizislam.com öğleyi kılacak kadar zaman kalıncaya kadar, guslü geciktirmesi caizdir. Daha fazla geciktirmesi haram olacağı için, hemen gusletmesi farz olur. Nafile namazda kıyam Sual: Nafile namazlarda da kıyam farz mıdır? CEVAP Kıyam, farz ve vacib namazlarda ve bunları kaza ederken farzdır. Nafile namazlarda farz değildir. Bunun için, beş vakit namazın sünnetleri de dâhil, nafile namazları, ayakta kılmaya gücü yeterken, oturarak kılmak, her zaman ve her yerde caizdir. (Nimet-i İslam) Nafileleri özürsüz oturarak kılmak caizdir. Yalnız sabah namazının sünneti ayakta kılınır. Nafileleri oturarak kılana, sevabın yarısı verilir. (Merak-ıl-felah) Kazası olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, farz namazlarda kıyam farz olduğu için oturarak kılamaz. Namazda kıraat Sual: Namazda kendi işitecek kadar okumak farz mıdır? CEVAP Üç mezhepte, kendi işitecek kadar sesli okumak farzdır. Mâlikî’de farz değil, müstehabdır. (İslam Ahlakı) Kendi isteğiyle namazdan çıkmak Sual: Sabah namazının farzını kılarken, güneş doğmasından korkup, salli barikleri okumadan selam verenin namazı sahih olur mu? CEVAP Evet, sahih olur. Kendi isteğiyle namazdan çıkmak, İmam-ı a’zama göre farz, İmameyn’e göre ise farz değildir. Bir kimse, namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra, kasten namaza aykırı bir iş yapsa, mesela gülse, konuşsa, yiyip içse, sözbirliğiyle namazı tamam olur. Fakat elde olmadan abdesti bozulsa İmameyn'e göre namaz tamam olmuş olur. İmam a’zama göre ise, hemen abdest alıp kendi isteğiyle namazdan çıkması gerekir, aksi takdirde namazı bâtıl olur. Bir kimse, son oturuşta teşehhüd miktarı oturduktan sonra, namazdan çıkmadan önce namaz vakti çıksa, mesela güneş doğsa veya başka bir namaz vakti girse, İmameyn'e göre, namaz tamamdır. İmam-ı a’zama göre ise, namaza kendi isteğiyle son vermediği için bozulmuş olur. Bu iki kavilden hangisinin müftabih olduğunda farklı kaviller vardır. (Halebî) İhtiyaç olunca İmameyn’in kavliyle amel edilirse, namaz sahih olur. Namazda tertip farzdır Sual: (Namazda tertip, yani sırayla kılmak farzdır. Unutulan bir rükün sonradan yapılırsa secde-i sehv ile namaz kurtulur) deniyor. S. Ebediyye’de, (Farz kılarken, son rekâtta oturmayıp ayağa kalkarsa, secdeye inince hatırladı ise, farz namazı, nafile şekline döner) deniyor. Farz olan son oturuş geciktirilerek yapılmıştır, farz gecikince niye namaz nafile oluyor? 37 www.dinimizislam.com Secde-i sehv yapılsa da yine farz yerine gelmez mi? CEVAP Secde-i sehvle yerine gelmez. Çünkü farz olan son oturuş terk edilmiş oluyor. Farz terk edilince secde-i sehv kurtarmaz. Kılınan namaz nafile olur. Oturma süresi Sual: İlmihalde, (Son oturuşta Ettehıyyatü’yü okuyacak kadar oturmak farzdır) deniyor. Kimi Ettehıyyatü'yü hızlı okur, kimi yavaş okur. Bunun bir ölçüsü yok mudur? CEVAP Ölçüsü o kişinin kendi okuduğu süredir. Kaç dakikada okuyorsa o kadardır. Yahut normal şartlarda bir kimse ne kadar zamanda okuyabiliyorsa, hızlı okumakla yavaş okumanın ortalaması ne ise o esas alınır. Kıraat unutulsa Sual: Bir kimse, kıraati yani Fâtiha ile zamm-ı sûreyi unutup rükûa gitse, secdeye giderken hatırlasa secde-i sehv ile kurtulur mu? CEVAP Kıraat farzdır. Secde-i sehv ile tamamlanmaz. Fâtiha veya zammı sûreden biri unutulsa idi, secde-i sehv ile namaz tamamlanırdı. İkisi de okunmayınca farz terk edilmiş olur. Secdeye giderken doğrulup Fâtiha ve zammı sûreyi okur, rükûu tekrar yapar, namazda tertip, yani sıraya riayet etmek farz olduğu için, önce yaptığı rükû geçersiz olur. Namaz sonunda da secde-i sehv yapar. (Hindiyye) Necasetten taharet Necasetin ne kadarı namaza manidir? Sual: Necasetten taharet ne demektir? CEVAP Bedende, elbisede ve namaz kılacak yerde necaset, pislik bulunmamaktır. Baş örtüsü, başlık, sarık, mest ve nalın da elbiseden sayılır. Boyuna sarılı atkının sarkan kısmı, namaz kılan ile birlikte hareket ettiği için elbise sayılır ve burası temiz olmazsa, namaz kabul olmaz. Yaygının, bastığı ve başını koyduğu yeri temiz olunca, başka yerinde necaset bulunursa, namaz kabul olunur; çünkü yaygı, atkı gibi bedene bitişik değildir. Fakat kapalı şişe içinde, idrar taşıyanın namazı caiz olmaz; çünkü şişe bevlin [idrarın] meydana geldiği yer değildir. [Bundan anlaşılıyor ki, cebinde kapalı alkol şişesi veya kapalı kutudaki kanlı mendil, necis bez varken namaz kılmak caiz değildir.] İki ayağın bastığı ve secde ettiği yerin temiz olması lazımdır. Necaset üstüne örtülü bez, cam, naylon üstünde namaz kabul olur. Secdede etekleri kuru necasete değerse, zararı olmaz. Deride, elbisede, namaz kılınan yerde, (dirhem miktarı) veya daha çok 38 www.dinimizislam.com kaba necaset yok ise, namaz kabul olur ise de, dirhem miktarı bulunursa, tahrimen mekruh olur ve yıkamak vacip olur. Dirhemden çok ise, yıkamak farz olur. Az ise sünnettir. Şarabın damlasını da yıkamak farzdır. İmameyne [imamı Ebu Yusuf ve imam-ı Muhammed’e] göre ve diğer üç mezhepte kaba necasetlerin hepsinin zerresini bile yıkamak farzdır. Maliki’de iki kavil var, birinci kavilde zerresini temizlemek farz, öteki kavilde ise, necaseti temizlemek sünnettir. Necaset miktarı, bulaştığı zaman değil, namaza dururken olan miktarıdır. Dirhem miktarı, katı necasetlerde, bir miskal, yani dört gram ve seksen santigram ağırlıktır. Akıcı necasetlerde, açık el ayasındaki suyun yüzü genişliği kadar yüzeydir. Bir miskalden az olan katı necaset elbisenin, avuç içinden daha geniş yüzüne yayılınca namaza mani olmuyor. Necaset iki türlüdür: 1- Kaba necaset: İnsandan çıkınca, abdest veya gusle sebep olan her şey, eti yenmeyen hayvanların, (yarasa hariç) ve yavrularının yüzülmüş, dabağlanmamış derisi, eti, pisliği ve bevli, insanın ve bütün hayvanların kanı ve şarap, leş, domuz eti ve kümes hayvanlarının pisliği ve yük hayvanlarının, koyun ve keçinin necasetleri, galiz, yani kabadır. 2- Hafif necaset: Hafif olan necasetlerden, bir uzva ve elbisenin bir kısmına bulaşınca, bu kısım veya uzvun dörtte biri kadarı namaza zarar vermez. Eti yenen dört ayaklı hayvanların bevli ve eti yenmeyen kuşların pisliği hafiftir. Güvercin, serçe ve benzerleri gibi eti yenen kuşların pisliği temizdir. Şarabın, imbiklenmesi ile elde edilen rakı ve ispirto kaba necaset olup, içilmesi şarap gibi haramdır. Namaz kılarken, kan, ispirto ve alkollü içkiler, elbiseden ve deriden yıkanıp temizlenmelidir. Uçmakla temiz olmaz. Bunlar bulunan şişe ve benzerleri cepten çıkarılmalıdır. Dört mezhebe göre necaset Sual: Diğer hak mezheplerimize göre necasetin hükümleri nasıldır? CEVAP Necasetin azı da üç mezhepte namaza manidir. Bedende, elbisede ve namaz kılacak yerde az da olsa necaset bulunmamalıdır. Hanefi’de ise, çok az necasetle namaz kılmak mekruhtur. Maliki’nin bir kavlinde ise, necaset çok olsa da namaza mani değildir. Meni, mezi ve idrardan sonra çıkan vedi, Hanefi ve Maliki’de kaba necasettir. Şafii’de yalnız meni, Hanbeli’de ise, üçü de temizdir. El ayası Sual: Akıcı necasette el ayasındaki suyun yüzeyi genişliği, el ayasının ortasındaki çukurlukta durabilecek su yüzeyi midir? CEVAP Evet. Necis yerlerin toplamı 39 www.dinimizislam.com Sual: Üzerimizde ve elbisemizin çeşitli yerlerine sıvı necaset damlamış olsa, bunların toplamı mı esastır, yoksa bir yere bulaşan mı esas alınır? CEVAP Toplamı esas alınır. (S. Ebediyye) Necaset olan yerde namaz Sual: Kilisede, hamamda ve necis olma ihtimali olan yerde namaz kılmak caiz midir? CEVAP Üstü açık necasete ve kabre karşı namaz kılmak mekruhtur. Necis olma ihtimali olan yerlerde, mesela hamam içinde ve kilisede kılmak mekruh olup, yıkayıp temizleyerek kılmak mekruh olmaz. Başka yer bulunamazsa, kilisede de kılmak caiz olur. Namazdan sonra hemen çıkmalıdır; çünkü kilisede, şeytanlar toplanır. Kilisedeki küfür alametleri boşaltılırsa, namaz kılmak mekruh olmaz. (Redd-ül-muhtar) Necasete karşı namaz Sual: Necasetli boyayla boyanmış duvara karşı namaz kılınır mı? CEVAP Evet, kılınır. Taharetten kalan yaşlık Sual: Taharetten arta kalan yaşlık çamaşırımıza bulaşıyor. Temizlemek gerekir mi? Şafii’de nasıldır? CEVAP Taharetten yani istincadan arta kalan yaşlık temizdir, namaza mani değildir. Şafii’de de böyledir. Hatta Şafii mezhebinde, istincadan sonra necaset kalsa affedilir. Halbuki Şafii’de az bir necaset namaza mani olduğu halde, taharetten sonra arta kalan necaset affedilmiştir. Taharetten arta kalan yaşlığı kurulamak müstehabdır. Bez veya tuvalet kâğıdı yoksa el ile kurulanır. Bulaşan meni Sual: Çamaşıra bulaşınca meni ile namaz kılınabilir mi? CEVAP Çamaşıra az bulaşırsa mahzuru olmaz. Kuruyunca ufalanırsa yine mahzuru olmaz. Hanbeli’de necaset Sual: Hanbeli'de necasetin hükmü, Şafii’deki gibi midir? CEVAP Evet, Şafii gibidir, az necasetle de namaz sahih olmaz. Maliki’de ise, çok da olsa affediliyor. Necaseti temizlemede bir harac varsa, Maliki mezhebi taklit edilir. Çok necaset bulaşan Sual: Hemoroid sebebiyle Maliki’yi taklit eden, kan akarken veya 40 www.dinimizislam.com elbisesine fazla kan bulaşmış iken namaz kılsa, caiz olur mu? CEVAP Evet; çünkü temizlemek zordur. Üzerimize sıçrayan idrar Sual: Tuvalette bizim haberimiz olmadan üzerimize idrar sıçrarsa, aldığımız abdest geçerli sayılır mı? CEVAP İdrarın abdeste zararı olmaz. Çok olursa namaza zararı olur. Maliki mezhebi taklit edilince bilinmeden çok idrar da olsa namaza zararı olmaz. Namaz dışında Sual: Namazda idrarlı, kanlı elbise giymek caiz olmadığı gibi, namaz dışında da giymek caiz değil mi? CEVAP Namaz dışında da, zaruretsiz necis yani pis elbise giymek mekruhtur. Alkollü boyaya karşı namaz Sual: İçinde alkol bulunan yağlı boyayla badana yapmak caiz olur mu? Bu duvara karşı namaz kılınır mı? CEVAP Caizdir, namaz kılınır. Necasete karşı namaz kılınmaz; fakat necaset bulaşmış bir şeye karşı kılmak, caiz olur. Şarabın damlası Sual: Namaz kılabilmek için, kaba necasetin ne kadarını yıkamak farzdır? CEVAP Deride, elbisede, namaz kılınan yerde, dirhem miktarı [4.8 gram] katı necaset bulunursa, tahrimen mekruh olur ve yıkamak vacib olur. Sıvı necasetlerde ise bu miktar, açık el ayasındaki suyun genişliği kadar yüzeydir. Sıvı necaset bundan fazlaysa ve katı necaset de dirhemden çoksa, yıkamak farz olur. Şarabın ise, damlasını da yıkamak farzdır. Katı necaset miktarı Sual: Katı necasetin ne kadarı namazı mani, ne kadarı mani değildir? CEVAP Elbisede veya namaz kılınan yerde, dirhem miktarı [4.8 gram] veya daha çok kaba necaset yoksa, namaz sahih olursa da, dirhem miktarı ise, tahrimen mekruhtur, yıkamak vacibdir. Dirhemden azsa, yıkamak sünnettir. Dirhemden çoksa, yıkamak farzdır. Necis olanlar ve olmayanlar Sual: Kir, necis midir? Necasetli çamaşırları yıkamakta sayı var mıdır? CEVAP Necaset bulaşmamış çamaşırlar, kirden temizlemek için yıkanır. Kir, necis değildir. Bir defa yıkansa da olur veya hiç yıkanmasa da yine necis değildir. 41 www.dinimizislam.com Necasetli çamaşırları yıkamakta belli bir sayı yoktur. Bir defa yıkayınca çıkarsa kâfidir. Necaset giderildikten sonra renk ve koku kalsa da, zararı olmaz. Sıcak su ile veya sabunlu, deterjanlı su ile yıkamak lazım gelmez. Pis olmaz Sual: Namaz kılmayan bazı kimseler temizliğe riayet etmiyorlar. Tuvaletten çıkınca, ellerini yıkamıyorlar. O ellerini evin çeşitli yerlerine sürüyorlar. Kapının koluna dokunuyorlar. Ellerini sandalyeye, koltuğa sürüyorlar. Onların ellerini sürdükleri yerlere dokununca elimiz pis olur mu? CEVAP Hayır, pis olmaz. Zannetmekle necis olmaz Sual: Yer necis zannediyoruz. Elimizde iki tane kâğıt mendil var. Bunları yere serip namaz kılabilir miyiz? Serersek nereye sermeliyiz? CEVAP Zannetmekle yer necis olmuş olmaz. Necis olduğu bilinmiyorsa temiz kabul edilir. Kesin olarak yerin necis olduğu biliniyorsa, başka temiz yer de yoksa, en azından iki ayağın basılan ve secde edilen yerin temiz olması gerekir. Secde edilen mendil küçük olsa bile, başka tarafları pis olsa da, namaz caiz olur. Ellerin ve dizlerin konduğu yerin temiz olması şart değil diyen âlimler de çoktur. Bu âlimlere göre, ayakla basılan ve secde edilen yer temiz olunca diğer yerler necis de olsa namaz sahih olur. Necaset görünmüyorsa Sual: Sık sık yurtdışına çıkıyorum. Otellerdeki halıfleksler çok temiz duruyor, böyle üzerinde kaba necaset bulunmayan yerde namaz kılmak caiz midir? CEVAP Caizdir. Secde yerine mendil gibi bir şey sermek iyi olur. Serilmesi şart değildir. Necis yerde yürümek Sual: Çocuklar bazen halıların üstüne çiş yapıyorlar. İdrarları kuruyunca, abdest alıp yaş ayağımızla bu halılara bassak ayağımıza necaset bulaşmış olur mu? CEVAP Hayır necaset bulaşmaz. Yellenince taharetlenmek Sual: Yellendikten sonra taharetlenmek gerekir mi? Çamaşır yaş ise yıkamak gerekir mi? CEVAP Su ile taharetlendikten sonra oturak yeri henüz yaş iken yellenince yeniden taharetlenmek mendubdur yani iyidir; fakat oturak yeri kuruyken 42 www.dinimizislam.com yellenince, yıkamak bid’attir. Yellenmekle, yaş çamaşır necis olmaz, yıkamak gerekmez. Şehidin kanı Sual: Şehid, kanlı elbisesiyle gömülüyormuş. Kan necis değil midir? Temiz sayılan kan var mıdır? CEVAP Kendi üzerinde kaldıkça, şehidin kanı temizdir. Yenilen et, karaciğer, yürek ve dalakta bulunup, akmayan kanlar ve balık da temizdir. Bit, pire ve tahtakurusu kanları da necis değildir. Yani, bunların kanı bulaşınca da, namaz kılınabilir. (S. Ebediyye) Mezi ve vedi Sual: Mezi ve vedi, Şafii’de de necis mi? CEVAP Evet. Şafii’de sadece meni temizdir. Çamur Sual: Çamur necis midir? CEVAP Çamur necis değildir. Sokaktan sıçrayan çamurlar da namaza mani değildir. Dökülen deri Sual: Güneş derimi yaktı. Soyulup dökülen deriler necis mi? CEVAP Sinir ve kan olmadığı için necis değildir. Şarapla yıkananlar Sual: Bazı Amerikan pipo tütünlerinin üzerinde, şarapla yıkanmıştır ifadesi geçiyor. Böyle tütünler necis midir? Bununla namaz kılınır mı? CEVAP Şarapla yıkanmıştır ifadesi varsa, pipo tütünleri necis olur. Bu pipo tütünler cepte iken namaz kılınmaz. Böyle bir ifade yoksa, necis sayılmaz. Uyuşturucu otlar Sual: Haram olan afyon gibi uyuşturucu otlar, necis midir? Cebe konarak onunla namaz kılınır mı? CEVAP Necis değildir, temizdir. Namaz kılarken cepte bulunmaları namazın sıhhatine mâni olmaz. Uyuşturucu katı maddelerin, aklı giderecek kadar fazla miktarını kullanmak haramdır. İlaçlarda az miktar kullanılması günah değildir. Akmayan kanlar Sual: Ciğer, dalak, yürek ve ette bulunup da akmayan kanlar üstümüze bulaşsa yıkamadan namaz kılınır mı? CEVAP Bu kanlar necis değildir. (Merakıl-felah) 43 www.dinimizislam.com Etlerdeki kanlar Sual: Kasabın kestiği etlerden üzerine sıçrayanlar necis midir? Etlerin üzerinde kan olduğu halde, kıyma yapmak caiz midir? CEVAP Dalak, ciğer ve etlerin üzerinde bulunup akmayan kanlar temizdir. Kesilmiş bir hayvanın etindeki kanlar temizdir. Etleri keserken üstümüze sıçrayanlar necistir. Sıçramayıp et üzerinde kalanlar temiz olduğu için, böyle etleri kıyma yapmakta mahzur yoktur. Kanlı dalak Sual: Cebimizdeki kanlı dalakla namaz kılabilir miyiz? Dalaktaki kan necis mi? CEVAP Ciğer, dalak, yürek ve ette bulunup da akmayan kanlar necis değildir. Dalakla namaz kılınabildiği gibi, bu kanlar elbisemize de bulaşsa, elbiseyi necis etmez. (Merakıl-felah) Abdestte sıçrayan su Sual: Abdestten yere düşen suyun üzerine basınca ıslanan çorap necis olur mu? CEVAP Necis olmaz. Köpek, necaset ve abdest Sual: Hanefi ve Şafii’de köpeğe dokunmak abdesti bozar mı? Salyası ve kılları necis midir? CEVAP Hanefi mezhebinde, köpeğe dokunmak abdesti bozmaz. Köpeğin salyası necis, kılları temizdir. Suya girerek veya yağmurdan ıslanan köpek silkinince, üstümüze sıçrayan sular, necis olmaz. Şafii mezhebinde de, köpeğe dokunmak abdesti bozmaz. Köpeğin üstü ve kılları yaşken dokunursa veya köpeğin salyası üstümüze bulaşırsa, o yeri, biri çamurlu su olmak üzere, yedi kere temiz suyla yıkamak gerekir. Taharette kurulanmak Sual: Taharetlendikten sonra kurulanmadan kalksak, yaşlık çamaşırımıza bulaşsa necis mi olur? CEVAP Hayır, necis olmaz. Bezle veya tuvalet kâğıdı ile kurulanmak müstehabdır, iyidir. Kurulanmasa da mahzuru olmaz. Bez yoksa, sadece elle de kurulanabilir. Kedinin gezdiği yerde Sual: Kedinin gezdiği yerde namaz kılınır mı? CEVAP Kedi temizdir. Gezdiği yerde namaz kılınır. 44 www.dinimizislam.com Yılan ve domuz derisi Sual: Yılan ve domuz derisi tabaklanmakla temiz olur mu? CEVAP Domuz ve yılan derisi, tabaklansa da temiz olmaz. Bu derilerden yapılmış cüzdan, kemer, çanta, elbiseyle namaz kılınmaz. (Halebî, Hidaye, Hindiyye, Mizan-ül-kübra, Mezahib-il Erbea, S. Ebediyye) Domuz, yılan, fare ve insan derisi tabaklanmakla temiz olmaz. (Redd-ülmuhtar) Domuzun derisi tabaklanmakla temiz olmaz. (Nisab-ül fıkh, Tergib-üs salât, Nimet-i İslam, Büyük İslam İlmihali) Şafii’de, domuzdan başka köpek derisi de tabaklanmakla temiz olmaz. (Misbah-un-necat) Bir hükme âlimin birisi sünnet, bir diğeri de mekruh dese, mekruh kavli esas alınır. Yılan ve domuz derisine temiz diyen âlimler olsa bile, necis diyenlerinki esas alınır. Gaz yağı necis değildir Sual: Yıkadığımız gaz bidonuna su koyduk. Suyun kokusu ve tadı değişti. Bu suyla abdest alınabilir mi? CEVAP Gaz yağı necis değildir, abdest alınır. Yılan derisi Sual: Ayakkabıcıyım, gayrimüslimlere yılan derisinden ayakkabı yapmam caiz midir? CEVAP Caizdir. Namaz kılan Müslümanlara yapmamalı; çünkü yılan derisi necistir. Köpeğin bastığı yer Sual: Köpeğin dolaşıp gezdiği yerlerde namaz kılınır mı? CEVAP Köpeğin bastığı yerler necis olmaz. Hatta çamura bassa, yine necis [pis] olmaz. Süt emen çocuk Sual: Süt emen çocuğun kusmuğu necis olur mu? CEVAP Evet, kaba necasettir. (S. Ebediyye) Necaset nasıl temizlenir? Sual: Necaset nasıl temizlenir? CEVAP Necaset, her temiz su ile, abdest ve gusül alınmış su ile, sirke ve gül suyu gibi akıcı mayılerle temizlenir. Abdestte, gusülde kullanılan suya (müstamel 45 www.dinimizislam.com su) denir. Bu su temizdir; fakat hadesi temizleyici değildir. Yani, bununla necaset temizlenir; fakat abdest alınmaz ve gusül edilmez. Tahmin edilen yer yıkanır Sual: Döven hayvanı, buğdayın bir yerine idrarını yapsa, bu kısım tam bilinemeyip, tahmin edilen yeri yıkamakla, bu buğday temiz kabul edilir mi? CEVAP Evet. (Hadika) Kar ile taharet Sual: Kar ile taharet caiz mi? CEVAP Evet. Silmekle temizlenmez Sual: Saf alkol, kan ve idrar bulaşmış teni silmek kâfi midir? CEVAP Silmekle temizlenmez, yıkamak gerekir. Çıkmayan kan Sual: Abdest almadan üzerimdeki elbisemde daha önce bulaşmış kan lekesi gördüm. Yıkamaya çalıştım fakat rengi çıkmadı. Namaza mani midir? CEVAP Renginin kalmasının önemi yok, üç kere yıkamak yeterlidir. Namaza mani değildir. Karda yürümek Sual: Karda yürümekle ayakkabıların altı temizlenmiş olur mu? CEVAP Karda ve karada [toprakta] yürümekle ayakkabılar temizlenir. Mesela hep dağda gezen çobanın ayakkabısı temiz olur. Necaset bulaşan tahta Sual: Necaset bulaşan tahta, yıkamakla temizlenmiş olur mu? Onun üstünde namaz kılınabilir mi? Yoksa içine necaset girdiği için, hiç temizlenmez mi? CEVAP Necaset bulaşan tahta, yıkamakla temiz olur. Temizlenince namaz da kılınır. (Dürer c.l, s.44; İhtiyar c.1, s.33) Emip tükürmek Sual: Su olmadığı için, elime bulaşan kanı, birkaç defa emip tükürdüm. Temiz oldu mu? CEVAP Evet, emip tükürmekle temiz olur. (İhtiyar) Sirke ve süt Sual: Elime bulaşan kan veya idrar, sirke veya sütle temizlenir mi? CEVAP 46 www.dinimizislam.com Sirkeyle temizlenir. Sütle temizlenmez Necasetli işkembe Sual: Necasetli işkembe nasıl temizlenir? CEVAP Necasetli işkembe de, üç defa soğuk su ile yıkanınca temiz olur. Elbise temizlemede Sual: Temizleyicide, bizim elbisemiz, başkalarının elbiseleriyle beraber yıkanırken, necaset bulaşabilir mi? CEVAP Başkalarının elbiselerinden necaset bulaşma ihtimali olabilirse de, ihtimalle hüküm verilmez, yani temiz kabul edilir. Necis suyu temizlemek Sual: Bir kovadaki suya kan veya idrar bulaşsa, temizlemek için ne yapmak gerekir? CEVAP Necis suya, temiz su ilave edilip kova içindeki kadar su taşınca, hepsi temiz olur. Taşan su, necaset eseri görülmedikçe temizdir. Necis kova, doldurulur ve taşarsa, necasetin üç eserinden [renk, koku, tat] biri görülmeyince su da, kova da temiz olur. (Redd-ül-muhtar) Yetmiş kere el yıkamak Sual: Bulgaristan’dan gelen bir hoca, (Tuvalette, önce necaset tuvalet kâğıdıyla temizlenir, daha sonra su ile taharet alınır. Böyle yapılmazsa, necaset bulaşan el, 70 kere yıkansa yine temizlenmez) diyor. Böyle bir şey var mı? CEVAP Tamamen uydurmadır. Genelde gayrimüslimler böyle yapıyormuş. Kâğıtla necaseti temizleyip elini dokundurmadan su akıtıyorlarmış. Bu hoca da, onlardan görmüş veya duymuş olabilir. Necaset kâğıtla temizlenmez. Necaset parmakla alınır, sonra parmak yıkanır. Kalan necaset de temizlendikten sonra, tuvalet kâğıdıyla veya bezle kurulanmak iyi olur. Tuvaletten çıkınca, eli sabunla falan yıkamak da gerekmez. Normal suyla yıkanınca el necasetten temizlenmiş olur. Çocuklar ve necaset Sual: Bezinde necaset olan çocuğu sırta sarıp namaz kılmak caiz midir? CEVAP Necasetli çocuğu, sırta sararak namaza durunca, namaz sahih olmaz. Bu, cepte idrar şişesi taşımaya benzer; fakat çocuk, kendiliğinden kucağa oturur, sırta binerse, üstü necasetli de olsa, namaza mani olmaz. (Redd-ül-muhtar) Şafii’de süt çocuğunun idrarı Sual: Şafii mezhebinde süt çocuğunun idrarı necis midir? 47 www.dinimizislam.com CEVAP Şafii’de süt oğlanın idrarı hafif necasettir. Sıkarak veya kurutarak izale ettikten sonra, üzerine su serpince, akmasa dahi, temiz olur. Oğlan sütten başka bir şey, bir kere bile yerse veya iki yaşını geçerse idrarı kaba necaset olur. Süt emen kızın her zaman idrarı necistir, su ile yıkayarak temizlemek lazım olur. Süt emen bebek Sual: Yalnız süt emen bebeğin idrarı necis mi? CEVAP Hanefi’de necistir. Şafii’de oğlanınki necis değildir. Elbise veya halıdaki necaset Sual: Temiz ve kirli çamaşırları beraber yıkamakta mahzur var mıdır? CEVAP İdrarlı, kanlı çamaşırları temiz çamaşırlarla beraber yıkamakta mahzur yoktur. Çocuk bezi yıkanmış leğen Sual: Çocuk bezi yıkanmış naylon leğende temiz çamaşırları yıkamakta mahzur var mıdır? CEVAP Mahzur yoktur. Bir defa yıkamak Sual: Görülmeyen necasetler, mesela idrar, kan bulaşmış çamaşırlar, leğende veya çamaşır makinesinde yıkanırken, bir defa yıkamakla temizlendiği zannedilirse kâfi gelir mi? CEVAP Evet. Çamaşır makinesi Sual: Otomatik çamaşır makinesi ile yıkanan necis çamaşırlar temiz olur mu? CEVAP Evet. Otomatik çamaşır makineleri, yıkamaktadır. el ile yıkanandan daha iyi Makinede yıkarken Sual: Yıkarken, makinedeki su ve diğer eşya necis olur mu? CEVAP Hayır. Temizlendiğinde şüphe eden Sual: Necasetli çamaşırların temizlendiğinde şüphe eden ne yapar? CEVAP 48 www.dinimizislam.com Temizlendiğinde şüphe eden üç defa yıkar ve her yıkayışta sıkar. Irmakta veya muslukta yıkanan bir şeyi sıkmak lazım değildir. (Halebi) Halı yıkamak Sual: Büyük olduğu için sıkılmayan halı gibi necaseti emen eşya nasıl yıkanırsa temiz olur? CEVAP Her yıkayışta, su damlaması kesilinceye kadar beklenir. Böyle üç defa yıkayınca temizlenmiş olur. Sıkılması, fırçalanması gerekmez. Halı yıkama makinesi Sual: İdrarlı halı, halı yıkama makinesi ile yıkanınca temiz olur mu? CEVAP İdrarlı bir halının, halı yıkama makinesi ile kısa fasılalarla üç defa ön yüzü, üç defa da arka yüzü yıkanırsa temiz olur. Üstünde seccadesiz namaz kılınır. Kir için bir defa yıkamak kâfidir. Elbisedeki necaset Sual: Elbisenin bir yerine necaset bulaşsa, sonra da bu yeri bulamayan ne yapar? CEVAP Elbise veya vücudun bir yerine necaset bulaşsa, bu yeri bulamazsa, zannettiği yeri yıkasa temiz olur. Namazdan sonra meydana çıksa namazı iade etmez. (Hadika) Satın alınan elbiseyi yıkamak Sual: Satın alınan hazır elbiseyi, yıkamadan giyip onunla namaz kılmakta mahzur var mıdır? CEVAP Eşyada esas olan temizliktir. Necis olduğu kesin olarak bilinmedikçe hepsi temiz kabul edilir. Hatta gayrimüslimlerin elbiseleri de temiz kabul edilir. (Hadika) Mestte necaset Sual: Mestte namaza mani olacak necaset varsa ne yapılır? CEVAP Yıkamak gerekir. Mestte namaza mani olacak necaset varsa, temizlemek farzdır. Mesh etmekle necaset temizlenmiş olmaz. Kuru temizleme Sual: Necaset bulaşığı olmayan bir elbise ile, kanlı ve idrarlı bir elbise kuru temizlemede temizlenir mi ve ötekileri kirletir mi? Yani kuru temizlemeciye verdiğimiz necaset bulaşmamış elbise ile namaz kılabilir miyiz? CEVAP Kuru temizlemede sadece kirler temizlenir. Yıkanmadıkça idrar ve kan temizlenmiş olmaz. Fakat idrarlı elbise diğerlerini kirletmez. Yani kuru temizlemeciye verdiğimiz necaset bulaşmamış elbise ile namaz kılmamızda 49 www.dinimizislam.com mahzur olmaz. Dinde zan ile hüküm verilmez. Kâfirlerin elbiselerine idrar ve şarap bulaşmış olma ihtimali kuvvetlidir. Buna rağmen dinimiz, kâfir elbisesini yıkamadan, o elbise ile namaz kılınabileceğini bildiriyor. (Eşbah şerhi) Dinimizin emri böyle iken, kuru temizlemeciye verilen temiz elbise ile namaz kılınmayacağını veya kesin bilgi olmadan gıdaların içinde, necis madde bulunduğu için yenmeyeceğini söylemek halkı huzursuzluğa sevk edeceği, fitneye sebep olacağı için günahtır. Temizleme imkânı olmayan Sual: Elbisesinin tamamı necis olan, namazını kaçırmamak için çıplak mı kılar? CEVAP Üstünde namaza mani olacak kadar necaset bulunan kimse, temizlemesi mümkün değilse, o haliyle kılar, çıplak kılmaz. Hatta temizleme imkanı olsa; fakat yabancılar bulunsa, temizlemeden namazını kılar. Çünkü başkalarının yanında avret yerini açmak yasak edilmiştir. Necaseti temizlemek ise emredilmiştir. Emir ile yasak bir araya gelince yasağa uyulur. (Merakıl-felah) Maliki’yi taklit ederek kılarsa hiç mahzuru olmaz. Temiz elbisesi olmayan Sual: Cezaevi hücresindeki bir mahkûmun elbiseleri necis olsa, namazını nasıl kılar? CEVAP Temiz elbise bulamamak zarurettir. Zaruret halinde necasetli elbise ile namaz kılınır. Eğer Maliki’yi taklit ederse de, Maliki’de necaset namaza mani olmadığı için, namaz sahih olur. Namazdan sonra görülen necaset Sual: Namazdan sonra elbisemizde necaset görsek, namazımızı iade etmemiz gerekir mi? CEVAP Necasetle kılınan namaz sahih olmaz. Necaset olup da, bilmese sahih olur. Necaset olduğunu namazdan sonra görse, kaza etmek gerekmez diyen âlimler de olmuştur. Resulullah efendimiz, namaz içinde, nalınını çıkarıp namaza devam etti. Namazdan sonra, nalınını niçin çıkardığını soranlara (Cebrail aleyhisselam, nalınımın kirli olduğunu haber verdiği için çıkardım) buyurdu ve namazı kaza etmedi. [Nalın altı deri, üstü açık terliğe benzer bir giyecektir.] Maliki mezhebi taklit edilerek kılınırsa, namaz sahih olur. Necis elbiseyle kılan Sual: Yatsıyı kıldıktan sonra vitri başka elbise ile kılan, yatsıyı kıldığı elbisenin necis olduğunu görse, vitri de iade eder mi? CEVAP Evet. Ancak bu namazları Maliki’ye göre kıldım derse, iade etmesine lüzum yok; çünkü bilmeden necis elbise ile kılmıştır. Kasıt olmadığı için 50 www.dinimizislam.com Maliki’yi taklit etmesi caiz olur. Necis elbiseyle namaz Sual: Namaz vakti çıkmak üzereyken, temiz elbisesi olmayan ve temiz elbise de bulamayan kimse, namazını kazaya bıraksa günah olur mu? CEVAP Namazı kazaya bırakmak haramdır. Maliki’yi taklit ederek necasetli elbiseyle kılar. Maliki’de necaset namaza mani değildir. Unutup necis elbiseyle namaz kılan kimse, sonra elbisesinin necis olduğunu hatırlasa, kıldığı namazı iade etmez, Maliki’ye göre kıldım demesi yeter. Alkol, kolonya ve parfüm Sual: Her alkol necis midir? CEVAP Haram ve necis olan sadece etil alkoldür. Diğerlerinin kimyada da adı alkoldür. Onlar necis değildir. Namaz kılarken etil alkolü temizlemek gerekir. Kolonya ve parfümler Sual: Kolonya, tentürdiyot ve parfüm gibi, alkollü karışım sürülmüş elbiseyle, namaz kılmak caiz midir? CEVAP Caizdir. Alkol; ilaç, koku veya su gibi şeylere bir menfaat için karıştırılınca, karışım temiz olur. (İ. Ahlakı) Demek ki alkol; kolonya, tentürdiyot ve parfüm gibi maddelere, bir menfaat gayesiyle karıştırıldığı için namaza mani olmuyor. Bir menfaat olmadan karıştırılırsa, karışımlar temiz olmaz. Mesela suyun içine alkol döküp onu elbiseye sürsek, bu da karışımdır diyerek, böyle elbiseyle namaz kılınmaz. Alkollü merhem Sual: Alkollü merhem namaza mani mi? CEVAP Hayır, mani değildir. Kolonya temizdir Sual: İslam Ahlakı kitabında deniyor ki: 1- Suyla toprak karıştırıldığı zaman, bu ikisinden biri temizse, meydana gelen çamur temiz olur ve bu kavil sahihtir. Fetva da böyledir. 2- Bu fetvanın zayıf olduğunu bildiren âlimler varsa da, harac olunca, zayıf kaville amel olunur. 3- Necis olan sıvı, mesela ispirto, ilaç, koku [su veya toprak] gibi şeylere [bir menfaat için] karıştırılınca, karışım temiz olur. [Lakin ilaç için olmayanları içmek haramdır.] Bunun için, tentürdiyot ve kolonya, Hanefi’de temizdir. Bu ifadelerden, harac, sıkıntı olmadan kolonya dökülerek kılınan namazın sahih olduğunu anlıyorum. Kolonya temiz dendiğine göre, harac olmadan da 51 www.dinimizislam.com üstümüze döksek, onunla namaz kılmanın caiz olduğu mu anlaşılıyor? CEVAP Evet, öyle olduğu pek açıktır. Burada iki ayrı kavilden bahsediliyor: Birinci kavilde, (Karışım temizdir, bu kavil sahihtir ve fetva da böyledir) buyuruluyor. Fetva böyledir denince artık mesele kalmamıştır. 3. maddede, 1. maddedeki sahih olan fetvanın açıklaması yapılıyor. Tentürdiyot ve kolonyanın temiz olduğu, bir de ilaç için olan karışımların da, yani içinde alkol bulunan ilaçları kullanmanın da caiz olduğu açıkça bildiriliyor. İkinci maddede, sahih olan ve fetva verilen kavle, bazı âlimlerin zayıf dediği bildiriliyor. Sahih kavli bildirdikten sonra, bazı âlimler denince, bu kaville amel etmek lazım gelmediği anlaşılıyor. Burada kolonya, tentürdiyot gibi karışımların temiz olduğunu bildiren kavil, zayıf değil, sahih kavildir ve fetvanın da böyle verildiği bildiriliyor. Zayıf kavil diyerek, bunun aksini söyleyip Müslümanları sıkıştırmak, caiz olmaz. Parfüm kullananın namazı Sual: Üzerimizde parfüm varken namaz olur mu? Birkaç defa sıkınca el ayasını geçiyor miktarı. CEVAP Ne kadar çok olursa olsun namaz sahih olur. Hayvanlar ve necaset Domuz ve yılan derisi Sual: Cepte yılan derisinden cüzdan ve fildişi tarak varken namaz kılmak caiz mi? CEVAP Domuz ve yılan derisi, dabağlansa da temiz olmaz. Bu derilerden yapılmış cüzdan, kemer, çanta, elbise ile namaz kılmamalıdır! Domuz hariç, her hayvan ölünce kemiği pis olmaz. Filin de kemiği temizdir. (Halebi, Hidaye, Hindiyye, S. Ebediyye) Domuz derisi Sual: Bilmeden domuz derisi ile birkaç ay namaz kıldım. Bu namazlarla ilgili bir şey yapmam gerekir mi? CEVAP Domuz derisi necistir, necasetle kılınan namaz sahih olmaz. Ancak Maliki mezhebinde necaseti temizlemek farz değil, sünnettir. Bu bakımdan, o namazları Maliki mezhebine göre kıldım denirse, namazlar sahih olur. Kuş pisliği Sual: Kuş pisliği bulaşan elbise ile namaz kılınır mı? CEVAP Eti yenmeyen kuşların pisliği hafif necasettir. Hafif olan necaset, bir uzva ve elbisenin bir kısmına bulaşınca, bu kısmın veya uzvun dörtte biri kadarı 52 www.dinimizislam.com namaza zarar vermez. Güvercin ve serçe gibi eti yenen kuşların pisliği temizdir, yani bu pislikle namaz kılmak caizdir. Temizlenirse iyi olur. Kedinin idrarı Sual: Kedinin idrarı, vücuda değse, temiz mi? CEVAP Hayır. Sadece elbisede temizdir. Cepteki haşarat Sual: Yenmeyen midye, istiridye, karides gibi haşarat cebimizde iken, namaz kılmak caiz midir? CEVAP Necis olmadıkları için, namaza mani olmaz. Necaseti üç kere mi yıkamalı? Sual: Necaseti temizlerken nelere dikkat edilmeli ve yıkamada belli bir sayı var mıdır? CEVAP Hanefi’de, necaset dirhem miktarından fazlaysa, yıkamak farzdır. Yıkamakta adet yoktur. Temizleninceye kadar yıkamalı. Katı necaset, kemer, çanta, mest, ayakkabı üzerinde olunca, ovmakla, silmekle temizlenir. Emici olmayan, düz parlak şeyler, mesela cam, ayna, kemik, tırnak, bıçak, yağlı boyalı eşya, vernikli eşya üzerindeki katı veya akıcı her necaseti, elle, toprakla veya başka şeyle silip, bunun üç sıfatı, [rengi, kokusu ve tadı] gidince temiz olur. Testi, çanak ve bakır gibi, necaseti emmeyen şeyleri ve muslukta yıkanan her şeyi sıkıp kurutmak lazım değildir. Kurumuş meniyi ovmakla, bulunduğu yer ve deri temiz olur. Meni yaşsa, elbiseyi ve deriyi yıkamak gerekir. Şarabın damlasını yıkamak farzdır diyen âlimler de vardır. İhtiyata riayet etmeli. Her şeyde asıl olan, temizliktir. Necaset bulaştığı kesin bilinmedikçe, zannetmekle necis denmez. Ehl-i kitabın kestiği hayvan, aksi sabit olmadıkça, temiz kabul edilir. Üzüm suyu temizdir, şaraba dönünce pis olur. Şarap, sirke olunca temiz olur. Eldeki, çok az necaseti de yıkamak farzdır. Hanefi’de, kedi ve fare idrarının elbiseden temizlenmesinde, harac [meşakkat] olduğu için, dirhemden fazlası da affedilmiştir. Necis boyayla boyanan kumaş, üç kere yıkanınca temiz olur. İdrarlı eşya, leğende, çamaşır makinesinde, ayrı sularla, temizlendiği zannedilinceye kadar yıkanır. Bir kere yıkamakla temizlenirse, kâfi olur. 53 www.dinimizislam.com Yıkarken, diğer eşya necis olmaz. Vesveselinin üç kere yıkaması ve hepsinde sıkması gerekir. Çürük, ince veya büyük olduğu için sıkılmayan eşya, mesela halı, deri gibi necaseti emen şeyler, her üç yıkayışta, su damlaması kesilinceye kadar beklenir. Necis yağla tabaklanmış deri, üç kere yıkayıp sıktıktan sonra temiz olur. Kaynamayan sıcak suda bırakılan, içi boşaltılmamış tavuğun, yalnız derisi necis olur. İçi boşaldıktan sonra, üç kere soğuk suyla yıkanınca, her yeri temiz olur. İşkembe de, böyle üç kere yıkamakla temiz olur. İdrarlı bez, üç defa muslukta yıkanmakla temiz olur. Kan rengi Sual: Elbisedeki kan lekesi yıkanmışsa da rengi çıkmadı. Namaza mani midir? CEVAP Renginin kalmasının önemi yok, üç kere yıkamak yeterlidir. Namaza mani değildir. Kandan başka renkli necis maddeler de böyledir. Yıkandığı hâlde rengi çıkmazsa, namaza mani olmaz. İstikbal-i kıble Kıble neresidir, nasıl bulunur? Sual: Namazın şartlarından olan istikbal-i kıble ne demektir? CEVAP Namazı Kâbe’ye karşı kılmak demektir. Mekke’de bulunan Kâbe binasının istikametine Kıble denir. Kıble neresidir? Sual: Kıble, Kâbe’nin binası mıdır? CEVAP Hayır, kıble Kâbe’nin arsasıdır. Yani, yerden Arşa kadar, o boşluk kıbledir. Bunun için deniz ve kuyu diplerinde, yüksek dağlarda ve uçaklarda, bu cihete doğru namaz kılınır. Kıble nasıl bulunur? Sual: Kıble pratik olarak kolayca nasıl bulunabilir? CEVAP Akrep ve yelkovanı olan bir saatin yüzü, gökyüzüne doğru ve akrebi güneşe doğru tutulunca, akreple 12 rakamı arasındaki açının orta hattı, güneyi gösterir. Bunun ters istikameti kuzey yönüdür. Her şehir için, pusula kuzeyinden saat yönünde kıble açısı, www.namazvakti.com sitesinde yazılıdır. Mesela, İstanbul için bu açı, 147 derecedir. Yani İstanbul’da, güneyden 180–147=33 derece doğuya dönünce, kıble bulunmuş olur. 54 www.dinimizislam.com Kıble saati Sual: Türkiye takviminde kıble saati diye bir şey var. Bu nedir? CEVAP Her şehir için gösterilen Kıble Saati Vakti'nde, güneşe doğru yüzünü dönen kimse, Kâbe yönüne dönmüş ve o yerin kıblesini bulmuş olur. İbrik ve kıble Sual: Tam İlmihal’de, abdestin sünnetleri bildirilirken, (Abdest aldığı kabı dolu bırakmaktır. İbriğin ağzını kıbleye karşı durdurmalıdır. Yolcu, kıble cihetini, ibriğin ağzına bakarak kolayca anlar) deniyor. Şimdi ibrikle abdest alınmıyor, hem alınsa bile, çocuklar başka yöne çeviremez mi? CEVAP Eskiden köylerde misafir odaları bulunurdu. Yabancı birisi gelince doğru oraya giderdi. Orada yatakları da hazır idi. Muhtar onların yemeğini verirdi. Köy bekçisi bu işle vazifeliydi. Seccade de kıble istikametine serilirdi. Bazı odalarda şu yazı asılı olurdu: Ey misafir kıl namazı, kıble şu canipte[yönde]dir, İşte leğen, işte ibrik, peşkir [havlu] ise iptedir. Yani kıbleyi gösteren alametler vardı. Şayet kıblede tereddüt ederse birisine sorabilirdi. Namazda kıbleye dönmek Sual: Namazda niyet ederken, kıble yönünü ve vaktin girdiğini düşünmeli midir? CEVAP Kıbleye döndüğümüzü biliyorsak mesele yok. Yani seccadeyi başka tarafa sermiş olsalar, böyle serilmeyecekti diyebiliyorsak kıbleye dönmüş sayılırız. Vaktin girdiğini de bilmek gerekir. Bilmeden rastgele namaz olmaz. Tam İlmihal’de diyor ki: Kıble cihetini bilmeyen kimse, araştırmadan kılarsa, kıbleye rastlamış olsa bile, namazı kabul olmaz; fakat rastlamış olduğunu, namazdan sonra öğrenirse kabul olur. Kıbleyi araştırıp da, karar verdiği cihete kılmazsa, rastladığını anlasa bile, tekrar kılması lazım olur. Kıbleye dönemeyen Sual: Hastalık, malın çalınma tehlikesi, yırtıcı hayvan tehlikesi, düşman görme tehlikesi varsa, vasıtadan inince, tekrar binemeyecekse, iki namazı [öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı, üç mezhepten birini taklit edip] cem ederek de kılamayan ne yapar? CEVAP Namazını gücü yettiği tarafa doğru yönelerek kılar. Vasıtada kıble 55 www.dinimizislam.com Sual: Vasıta veya uçak, otobüs hangi yöne giderse o yer kıble mi sayılır? CEVAP Hayır, yine kıbleye dönmeye çalışmak gerekir. Uzayda kıbleye dönmek Sual: Dünyada namaz kılınırken kıbleye dönülür. Fezada nasıl olur? Mesela Amerika Mars’a astronot yolladı, içlerinde Müslüman olanlar da var. Diyelim ki, onlar Mars’a ulaştıklarında orada 6 ay kaldılar, bu sırada namaz kılmayı isteyen bir astronot nereyi Kıble olarak almalı? Namaz saatlerini nasıl ayarlamalı? CEVAP Dünyaya doğru dönünce kıbleye dönülmüş olur. Ellerindeki aletlerle dünyanın ne tarafta olduğunu bilirler. Bilmediklerini kabul edelim, o zaman da dünyanın ne tarafta olduğunu tahmin ederler, zannettikleri yöne doğru kılarlar. Namaz vakitleri güneşe göre ayarlanır. Mars’a gidebilen, teknik imkân ve bilgiye sahip bu insanların, güneşe göre namaz vakitlerini de tayin etmeleri zor olmaz. Mars’a gidebiliyorsa namaz vakitlerini de hesaplayabilir. Kıbleden kaç derece sapılabilir? Sual: Kıbleden kaç derece sapılırsa namaz caiz olur? Kıbleye karşı ayak uzatmak, ya da ihtiyaç gidermek için mahzurlu olan kıble açısı ne kadardır? Yine bunun gibi inşaat yaparken, WC kıbleden ne kadar dönük olmalı? CEVAP Göz sinirlerinin çapraz istikameti arasındaki açıklık Kâbe’ye rastlarsa, namaz sahih olur. Bu açı 45 derece kadardır. Hastalık sebebiyle ve hırsız korkusu ile kıbleden çok ayrılmak da caizdir. Yanlış duranı döndürmek Sual: Bir kimse kıbleyi araştırarak namaza durup bir rekat kıldıktan sonra salih biri gelse, (Yanlış durmuşsun) diyerek eli ile kıbleye döndürse, namazı sahih olur mu? CEVAP Evet, namaz sahihtir. Ters yöne namaz Sual: Avrupa’da, camimizin kıblesi 40 derece kadar yanlıştır. Kıbleye doğru namaz kılalım dediğim zaman imam, (Müslümanlara kolaylık olsun, düz kılsınlar, kıbleye dönmek gerekmez) dedi. Hoca bu durumu, Türkiye’den ve Diyanet’ten gelen profesörlere de sormuş, onlar da, (Kıble 30–40 derece eğik olsa da kılabilirsiniz, çünkü siz Müslüman ülkesinde değilsiniz, binalar kıbleye doğru yapılmıyor, caminin yönü ne tarafaysa o yöne kılabilirsiniz) demişler. Böyle bir şey olabilir mi? CEVAP Bu işte bir yanlışlık var gibi görünüyor. Diyanet yetkilileri niye böyle bir şey söylesin? İmam yanlış anlamış veya kendi görüşünü onlara mal etmek istemiş 56 www.dinimizislam.com olabilir. Namazın şartlarından birisi de İstikbal-i kıble’dir, namaz kılarken kıbleye dönmek demektir. Şâfiî mezhebinde tam kıbleye dönülmesi, hiç eğik olmaması lazımdır. Hanefî ve Malikî mezheplerinde ise, sağa veya sola doğru 22,5 derecen fazla sapılırsa namaz sahih olmaz. Kıbleyi araştırmak Sual: Tam İlmihal’de, (Kıble yönünü bilmeyen kimse, araştırmadan kılarsa, kıbleye rastlamış olsa bile, namazı kabul olmaz; fakat rastlamış olduğunu, namazdan sonra öğrenirse kabul olur) deniyor. Bu kısmı anlayamadık. CEVAP Araştırma yapmadan kıldığı için namazı kabul olmuyor. Sonra kıbleye kıldığını öğrenince namazı kabul oluyor. Öğrenmezse kabul olmuyor. Ne tarafa kıldığı bilinmediği için kabul olmuyor. Öğrenince ne tarafa kıldığı biliniyor. Abdestli bir kimse de, abdestli olup olmadığını bilmese, namaz kılsa kabul olmaz; çünkü abdesti olduğunu bilmiyor. Ama abdestli olduğunu hatırlarsa namazı kabul olur. Kıbleyi araştıran Sual: Kıbleyi bilmeyen kimse, araştırıp namaz kılsa, daha sonra kıldığı istikametin kıble ciheti olmadığı anlaşılsa, namazı iade etmesi gerekir mi? CEVAP Kıbleyi bilmeyen kimse, kendisi araştırır, zannına göre karar verdiği cihete doğru kılar. Sonradan yanlış olduğunu anlasa bile namazını iade etmez. Çünkü kıble ve namaz vakitleri fazla zan ile kabul olur. (El-ihtiyar) Araştırmadan kıbleye dönmek Sual: Kıbleyi araştırmadan namaz kılan, sonra kıbleye rastladığını anlarsa namazı sahih olur mu? CEVAP Bir kimse, camilere, güneşe bakmadan, bilen birine sormadan ve araştırma yapmadan namaz kılarsa, kıbleye rastlamış olsa bile, namazı kabul olmaz; fakat rastlamış olduğunu, namazdan sonra öğrenirse sahih olur. Namaz arasında, öğrenirse sahih olmaz. Kıbleyi araştırıp da, karar verdiği yöne kılmazsa, rastladığını anlasa bile, tekrar kılması gerekir. Kıbleyi araştırmak Sual: Kıbleyi bilmeyen, kâfir ve fâsıklara sorup öğrenebilir mi? CEVAP Cami bulunmayan, hesap, yıldız, pusula, güneş gibi şeylerle de anlaşılamayan yerlerde, kıbleyi bilen, salih Müslümanlara sormak gerekir. Kâfirlere, fâsıklara ve çocuklara sorulmaz. Bunlara, yönleri anlamak için, 57 www.dinimizislam.com güneşin ne taraftan doğduğu ve battığı sorulabilir. Böylece kendi araştırır. Karar verdiği yöne doğru kılar. Sonradan, yanlış olduğunu anlarsa, namazı iade etmez. Kıbleye saygı Sual: Otururken arkamızı kıbleye gelecek şekilde oturmak veya kıbleye karşı ayak uzatmak caiz midir? Eski camilerde vaaz kürsüsünün arkası kıbleye gelmiyordu, yeni camilerde arkaya gelecek şekilde yapılıyor. Bu uygun mudur? CEVAP Muteber din kitaplarımızdaki bilgiler şöyledir: 1- Yatarken ve otururken, kıbleye karşı ayak uzatmak mekruhtur. 2- Mushaf’a karşı ayak uzatmak mekruhtur. Mushaf yüksekteyse mekruh olmaz. 3- Tuvalette kıbleyi öne veya arkaya getirmek mekruhtur. 4- Mushaf’ı kıbleye karşı oturarak okumak sünnettir. 5- Ezanı başından sonuna kadar, kıbleye karşı okumak sünnettir. 6- Her zaman otururken, kıbleye karşı oturmak sünnettir. Bir hadis-i şerif meali: (Her şeyin en güzel ve en uygun bir şekli vardır. Oturma şeklinin en güzeli de, kıbleye karşı oturmaktır.) [Ebu Davud] Bunların istisnaları da vardır: İmamın, oturduğu yerde kıbleye karşı kalması mekruhtur. Cemaate dönmesi veya sağa, sola dönüp oturması lazımdır. Kabir ziyaret ederken, kıbleyi arkada bırakıp, meyyitin yüzüne karşı oturup selam vermek müstehabdır. (İhya) Tuvalette kıbleye dönmek Sual: Helâda kıbleye karşı dönmenin dini hükmü nedir? CEVAP Helâda ve kırda abdest bozarken kıbleye önünü ve arkasını dönmek mekruhtur. Unutulursa, üstünü kirletmek tehlikesi varsa veya başka bir mazereti varsa, kıbleye önünü veya arkasını dönmek mekruh olmaz. (Hidaye) Küçük çocukları kıbleye karşı tutarak abdest ettirmek, tutan büyüğe mekruh olur. Kıble tayini Aşağıdaki (Qibla locator) program yardımıyla, bulunulan yere ait kıble yönü kolaylıkla tespit edilebilir. Haritadaki kırmızı çizgi kıble yönünü göstermektedir. Arama özelliğiyle, istenilen şehre ait haritaya kolaylıkla ulaşılabilir. (+) ve (-) butonlarıyla, harita yakınlaştırılıp uzaklaştırılabilir. Mouse yardımıyla, harita istenilen yöne doğru hareket ettirilebilir. Haritayı istenilen sokağa, hatta ev veya iş yerine kadar yakınlaştırıp, kıbleyi tespit etmek mümkündür. Uydu veya 58 www.dinimizislam.com Karma özelliği seçilirse, yaklaştırıldığında istenilen bina daha kolay bulunabilir. Namaz vakitleri Namaz vakitleri Sual: Namaz vakitleriyle ve kıble tayini ile ilgili bütün konuları, doğru olarak nereden öğrenebilir ve bu konuyla ilgili suallerimizi nereye sorabiliriz? CEVAP www.turktakvim.com ve www.namazvakti.com sitelerinde geniş bilgi vardır. Sualleri de onlara sormak gerekir. [email protected] mail adresine veya (0 212) 454 23 87 numaralı faksa sorulabilir. Namaz vakitleri için yeni masaüstü aracı Takvimlerde, Sabah, Güneş, Öğle, İkindi, Akşam, Yatsı, Kıble Saati Vakti şeklinde yayımlanan 7 vakte ilaveten, diğer 11 adet vakitle birlikte, aşağıdaki toplam 18 vaktin tamamı veya seçilecek olanlar, Bilgisayar Masaüstü Aracı’nda görüntülenebiliyor: İmsâk Sabâh Güneş İşrak Dahve-i kübrâ Kerâhet Öğle İkindi Asr-ı sânî İsfirâr-ı şems Akşam İştibâk-i nücûm Yatsı İşâ-i sânî Gece Yarısı Teheccüd Seher Kıble Sâati Vakti Masaüstü Aracı sadece Windows Vista ve Windows 7 ile çalışmakta, Windows XP ile çalışmamaktadır. Masaüstü aracını indirmek ve kurulumu hakkında bilgi için: www.turktakvim.com/60/Namaz-Vakitleri-Windows-Gadget Yukarıdaki vakitlerin açıklamaları için: www.turktakvim.com/8/Namaz_Vakti_Bilgileri/masaustu_aracindaki_vakitl erin_aciklamalari.html?ID=232 59 www.dinimizislam.com Yatsı namazının vakti Sual: Günde beş vakit namaz yok diyenler çıktığı gibi şimdi de, (Bugün yatsı ezanının okunduğu vakitte yatsı vakti bitmiş oluyor. Dört mezhebe göre de böyle iken, sonradan mezhepçiler yatsı vaktinin sabaha kadar devam ettiğini bildirdiler. Kitaba uyularak bu yanlışlık düzeltilmelidir) deniyor. Müslümanlar, 1400 yıldan beri yanlış mı namaz kılıyor? CEVAP Sanki din yeni ortaya çıktı. Peygamber efendimiz ve asırlardır gelen âlimler yatsıyı yanlış vakitte kıldı demek, yalan ve bir iftiradır. Bu konudaki âyetlere, hadislere ve İslam âlimlerinin bildirdiklerine bakalım: İsra suresinin, (Güneşin kayması anından, gecenin kararmasına kadar ve sabah vakti namaz kıl) mealindeki 78. âyet-i kerimesinin aslında geçen, Dülûk-üş şems öğle ve ikindi, Gasak-ıl leyl akşam ve yatsı namazı, Fecr de sabah namazıdır. (Beydavi) Kaf suresinin, (Güneşin doğuşundan ve batışından önce ve gece Rabbini tesbih et) mealindeki 39. ve 40. âyet-i kerimesindeki, güneşin doğuşundan önceki sabah namazı, güneşin batışından önceki öğle ve ikindi namazı, geceki de akşam ve yatsı namazıdır. (Beydavi) Hud suresinin (Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl) mealindeki 114. âyet-i kerimesindeki gündüzün iki tarafındaki namazlar sabah, öğle, ikindi; gecenin yakın saatlerindeki namazlar da akşam ve yatsı namazlarıdır. (Medârik) Bu âyet-i kerimeleri açıklayan hadis-i şeriflerden birkaçı şöyledir: Mukaddimet-üs-salat, Tefsir-i Mazheri, Mizan-ı kübra, Halebi-yi kebir ve Tergib-üs-salat kitaplarındaki hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Cebrail aleyhisselam Kâbe kapısı yanında iki gün bana imam oldu. İkimiz, fecr doğarken sabah namazını, güneş tepeden ayrılırken öğleyi, her şeyin gölgesi kendi boyu uzayınca ikindiyi, güneş batarken [battıktan sonra] akşamı ve ondan sonra şafak kararınca yatsıyı kıldık. İkinci günü de, sabah namazını, hava aydınlanınca, öğleyi, her şeyin gölgesi kendi boyunun iki katı uzayınca, ikindiyi bundan hemen sonra, akşamı oruç bozulduğu zaman, yatsıyı gecenin üçte biri olunca kıldık. Sonra “Ya Resulallah senin ve geçmiş Peygamberlerin namaz vakitleri budur. Ümmetin, beş vakit namazın her birini, bu kıldığımız iki vaktin arasında kılsınlar” dedi. Her gün beş kere namaz kılınması emrolundu.) [Tirmizî, Ebu Davud] (Yatsıyı hava iyice kararınca kılın!) [Ebu Davud, Beyheki] Hazreti Büreyde anlatır: Bir kimse, namaz vakitlerini sorunca, Resulullah, (Bizimle iki gün namaz kıl!) buyurdu. İlk gün, güneş batınca, akşamı kıldı, ufuktaki aydınlık kaybolunca yatsıyı kıldı. İkinci gün, akşamı ufuktaki beyazlık kaybolmadan az önce kıldı. Yatsıyı gecenin üçte biri geçtikten sonra kıldı. 60 www.dinimizislam.com Sonra, o kimseye, (Namazların vakti böyledir) buyurdu. (Müslim, Tirmizî, Nesai) (Namazın bir ilk bir de son vakti vardır. Akşam vaktinin evveli, güneşin battığı andır. Vaktin sonu da ufuktaki aydınlığın kaybolduğu andır. Yatsının vaktinin evveli, ufkun kaybolduğu andır. Vaktin sonu da gecenin yarısıdır.) [Müslim, Tirmizî] İbni Abbas hazretleri anlatıyor: "Resulullah yatsıyı tehir ettiği gün, (Ümmetime meşakkat vermemiş olsam yatsıyı bu vakitte kılmalarını emrederdim) buyurdu.” (Buharî, Müslim, Nesai) Muteber din kitaplarında da deniyor ki: Hanefi’de yatsı namazının vakti, akşam şafakın kayıp olmasından sabaha [imsak vaktine] kadardır. (Halebî, Dürr-ül muhtar, Redd-ül muhtar, Dürer ve gurer, Hindiyye, Kâfi, Mecmua-i Zühdiyye) Yatsının vakti, şafak aydınlığının kaybolmasından başlayıp, gecenin sonu demek olan, fecrin tuluuna kadar uzayan zamandır. (Nimet-i İslam) Yatsı, şafak kaybolup karanlık başlayınca başlar. Son vakti ise, sabah vaktinin başlamasından öncedir. Yani fecr-i sâdıkın başladığı âna kadardır. (Riyad-ün nasihin) Kudûrî'de yatsı namazını gecenin üçte birinden önce kılmalıdır denildi. Hulâsa'da yatsıyı, gecenin üçte birine kadar kılmak müstehab, gece yarısına kadar geciktirmek mubah, gece yarısından fecre kadar olan zamanda kılmak mekruhtur. (Şir’a şerhi) Yatsı namazını gecenin üçte biri geçinceye kadar geciktirmek müstehabdır. (Hidâye)’de bildiriliyor ki: yatsı namazını gece yarısına kadar geciktirmek mubahtır. (Tergib-üs-salat) Yatsı namazının vakti, İmameyn’e göre, işâ-i evvelden, yani batıdaki zâhirî ufuk hattı üzerinde, kırmızılık kaybolduktan sonra başlar. Diğer üç mezhepte de böyledir. (S. Ebediyye) Namaz vakitleri konusunda geniş bilgi şu sitelerde mevcuttur: http://www.turktakvim.com ve www.namazvakti.com Oruç ve namaz Sual: Oruçta imsak vakti girince yiyip içmeyi bırakıyoruz, fakat sabah namazına ise, imsak vaktinden mevsimlere göre, 15-20 dakika kadar sonra başlamamızın sebebi nedir? CEVAP Oruçta ve yatsı namazının vaktinin sonu için, ihtiyat olarak, birinci fecre itibar olunur. Sabah namazında ise itibar, ikinci fecredir. Şerh-i Vikâye'de de böyledir. (Hindiyye) Yani yatsı namazını en geç imsak vaktine kadar kılmalı. Oruca da en geç imsak vaktinde başlamalı. 61 www.dinimizislam.com Sabah namazının vakti, dört mezhepte de, şer’i gecenin sonunda başlar. Yani Fecr-i sadık denilen beyazlığın şarktaki ufk-ı zâhiri hattının bir noktasında görülmesiyle başlar. (S. Ebediyye) Namazı vaktinde kılmak Sual: S. Ebediyye’de, (Vaktin içinde olduğunu bilerek, vaktin farzı diyerek başladığı namazı kılarken, vakit çıksa ve çıktığını bilmese, sahih olmaz. Bu günün farzı deseydi, sahih olup kaza olurdu) deniyor. Kitabın namaz vakitleri kısmında ise, (Vakit çıkmadan, Hanefi’de iftitah tekbiri alınca, Mâlikî’de ve Şâfiî'de ise, bir rekât kılınca, namazı vaktinde kılmış olur) deniyor. İftitah tekbiri alınca namaz sahih olduğuna göre, vakit çıkınca niye namaz sahih olmuyor? Bugünün farzı ile vaktin farzı demek arasında ne fark vardır? CEVAP Vaktin farzı denince, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı vaktinde, hangi vakit farz kılınıyorsa kılınan o farz kast ediliyor, bugünün farzı denince de, gün içinde kılınması gereken farz anlaşılıyor. Mesela öğlenin farzını, öğle vaktinde kılmak gerekir. Öğle vaktinden çıkınca, ifa edilmesi gereken günün farzı oluyor. Günün farzı, ikindi vakti girince kılınırsa kaza edilmiş olur. Vaktin farzı demekle günün farzı demek bu bakımdan önemlidir. Günün farzı denirse, vakti içinde kılınırsa eda olur, vakit çıkmışsa kaza olur. Birinci ifadede, vaktin çıktığını bilmediği için namaz sahih olmuyor. Çünkü namazın şartlarından birisi de, eda olması için, vaktinde kıldığını bilmektir. İkincisinde ise, vaktin çıktığını biliyor. Yani Allahü ekber dedikten sonra vaktin çıkacağını biliyor. Bilince, vakit çıkmadan iftitah tekbiri aldığı için namazı sahih oluyor. Vaktin çıkmasına çok az kaldığını bilerek, (Bugünün öğle namazını eda etmeye) diye niyet eden kimse, vakit çıkmışsa, öğleyi kaza etmiş olur. Eğer öğle vakti çıkmadığı hâlde, çıktı sanarak, (Bugünkü öğleyi kaza etmeye) diye niyet ederek kılsa, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur. Her ikisinde de aynı namaza niyet etmiş, yalnız vaktin çıkmasında yanılmıştır. Fakat geçmiş öğle namazını kaza etmeye diye niyet ederek kıldığı namaz, o günün öğle namazının yerine geçmez. Çünkü bugünün namazına diye niyet etmemiştir. Böylece, eda niyeti ile kılınan öğle namazı geçmişte kılınmamış bir öğle namazının yerine geçmez. Bunun gibi, bir kimse, hazır olan imam için Ali hocaya uymaya niyet etse, imam başka birisiyse, mesela Veli hocaysa, Veli hocayla kıldığı namaz sahih olmaz. Onun için hocanın ismini söylemeyip uydum hazır olan imama demelidir. Bir kimse, yıllarca, öğleyi vaktinden önce kılmış olsa ve hepsine (Üzerime farz olan öğleyi kılmaya) diye niyet etse, o günkü öğleyi düşünmese, her gün 62 www.dinimizislam.com bir evvelki öğleyi kaza etmiş olur. Yalnız son öğleyi ayrıca kaza etmesi lazım olur. (Bugünkü öğle namazına) diye niyet etse, eda dese de, demese de, her gün o günkü öğleyi eda etmiş olup, vaktinden önce oldukları için, hiçbiri öğlenin farzı olmaz, nafile olur. Hepsini kaza etmesi lazım olur. Görülüyor ki, namazların vakitlerini bilmek gerektiği gibi, vaktin içinde kılmış olduğunu da bilmek gerekir. Namazlarda niyet Sual: Namazda niyeti kalble mi yapmalı yoksa dille mi? CEVAP Namaza başlarken niyetin nasıl olması gerektiği hakkında kitaplardaki bilgiler kısaca şöyledir: Niyetin yeri kalbdir. Dille de söylenmesi iyidir. Dille söylenmezse bir şey gerekmez. (El Kâfi, Fetava-i Hindiyye) Peygamber efendimizin namaza başlarken dille niyet ettiği bildirilmemiştir. Sahabe ve Tabiin’den de böyle bir şey bildirilmemiştir. Hılye’de dört mezhep imamından da, dille niyet edilebilir diye bir şey bildirilmemiştir. Niyeti dille yapmanın bid’at olduğunu bildiren âlimler vardır. Fetih sahibi bunu nakletmiştir. Hılye’de de, (Belki en uygunu, kalbi toparlamak için dille söylemek bid’at-i hasene olur) demiştir. (Redd-ül-muhtar) Hanefi’de namaza dille niyet bid’attir, ancak vesveseden kurtulmak için caiz görülmüştür. (Mezahib-i erbea) İmam-ı a’zam hazretlerinin fetvalarını bildiren El-ihtiyar kitabında, (Niyet, o namazın hangi namaz olduğunu kalben bilmektir. Bu işte dille söylemeye itibar edilmez) buyuruluyor. Dürer ve gurer’de, (Hidaye’de bildirildiğine göre: Niyet, kalb ile hangi namazı kıldığını bilmektir. Dille söylemeye itibar edilmez. Kalbin hazır olması için dille de söylenmesi müstehabdır, iyi olur) buyuruluyor. Halebi’de (Niyet kalbledir, dille de söylenmesi müstehabdır. Kalben niyet edip de, dille söylenmese mahzuru olmaz) buyuruluyor. İslam âlimlerinin göz bebeği olan İmam-ı Rabbani hazretleri, Kâbil müftüsüne yazdığı bir mektubunda buyuruyor ki: Âlimler, namaza başlarken, kalble niyet etmekle beraber, ağızla da söylemek müstehab olur demiştir. Halbuki, Resulullah efendimizin, Eshab-ı kiramın ve Tâbiin-i izâmın sözle niyet ettikleri, zayıf bir haberle dahi bildirilmemiştir. Ağızla niyet etmek bid’attir. Buna bid’at-i hasene diyorlar. Hâlbuki bu bid’at, yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor, farzı da yok ediyor. Çünkü çok kimse, yalnız ağızla niyet ederek kalble niyet etmiyor. Resulullahın sünnetine bir şey katmamalı ve Onun Eshab-ı kiramına uymalıdır. (1/186) İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Niyet, yalnız kalble olur. Yalnız sözle niyet etmek bid’attir. Kalble niyet 63 www.dinimizislam.com edenin, şüpheden, vesveseden kurtulmak için, sözle de niyet etmesi caizdir. Niyet, kalble olur. Yalnız söylemekle niyet edilmiş olmaz. Kalble birlikte olmak şartıyla söyleyerek niyet etmek caiz olur da denildi. Kalble niyet, sözle niyete benzemezse, kalbdeki niyete bakılır. İbadetlerde niyetin sözle yapılacağını bildiren hiçbir hadis-i şerif ve haber mevcut değildir. Dört mezhebin imamları da bildirmemiştir. (İslam Ahlakı) İbadetlere başlarken, yalnız ağızla söylemeye niyet denmez. Kalble niyet edilmezse, dört mezhepte de namaz sahih olmaz. Resulullahın ve Eshab-ı kiramın ve Tâbiinin ve hatta dört imamın ağızla niyet ettikleri işitilmemiştir. Hanefi’de, abdest alırken yüzü yıkarken, kalble niyet etmek sünnettir. [Ağızla da niyet etmek, sünnettir, müstehabdır ve bid’attir denildiği İbni Âbidin’de yazılıdır. Sünnettir veya bid’attir denilen bir şeyi yapmamak lazım olduğu, Berika, Hadika ve İbni Âbidin’de bildirilmektedir. Bunun için ağızla niyet etmemelidir.] (S. Ebediyye) Sözün özü şudur ki, niyetin yeri kalbdir. Kalble niyet edenin, şüpheden kurtulmak için, sözle de niyet etmesi caizdir. Mezhep taklidinde niyet Sual: Maliki mezhebini taklit eden kişi namaza başlarken kalble mi niyet etmeli, yoksa dille de söylemeli mi? CEVAP Dört mezhepte de niyet kalble olur. Kalble niyet etmeyi beceremeyenin, dille de söylemesi caizdir. Ne zaman niyet edilir? Sual: Namaza başlarken niyet, eller kulaklara kaldırılırken mi yapılır? CEVAP O zaman da yapılır, eller kulaklara kadar kaldırılıp Allahü ekber demeden önce de yapılır. Akşam namazının farzına birkaç niyet Sual: Akşam namazının farzını yalnız veya cemaatle kılarken, tehıyyet-ülmescid namazına da niyet edilebilir mi? CEVAP Evet, niyet edilebilir. Hatta yeni abdest almışsa, sübha namazına da niyet edilebilir. Mesela (Bugünkü akşam namazının farzına, tehıyyet-ül-mescid ve sübha namazını kılmaya) diye niyet edilir. Vakit, kıble ve niyet Sual: Namaza niyet ederken, kıble yönünü ve vaktin girdiğini düşünmeli midir? CEVAP Kıbleye döndüğümüzü biliyorsak mesele yok. Yani seccadeyi başka tarafa sermiş olsalar, böyle serilmeyecekti diyebiliyorsak kıbleye dönmüş sayılırız. Vaktin girdiğini de bilmek gerekir 64 www.dinimizislam.com Niyette kalbe itibar edilir Sual: Öğle namazını kılarken, ikindi namazına diye niyet edilse namaz sahih olur mu? CEVAP Hangi namazı kıldığını bilmek ve ona göre niyet etmek farzdır. Öğle namazını kılarken ikindi namazına niyet edilirse namaz sahih olmaz. Niyet kalble olur. Bir kimse, öğleyi kılmaya başlarken, kalble öğlenin farzını kıldığını bilse, fakat dille ikindi dese kalbe itibar edilir, dile itibar edilmez. Böyle niyetle kılınan namaz sahih olur. Niyet etmenin önemi Sual: Deniyor ki: “Gün, imsak vaktinden sonra başlar. Onun için imsak vaktinden önce oruca niyet ederken, yarınki oruca diye niyet edilir. İmsak vakti geçince niyet ederken bugünkü oruca diye niyet edilir. Bu bakımdan bir kimse imsak vaktinden önce, önümüzdeki günü kastederek bugünkü oruca diye niyet etse, niyeti sahih olmaz. Hatta imsak vaktinden sonra oruca diye niyet etse hangi günü kast ettiğini bildirmediği için orucu yine sahih olmaz. Bunun gibi, bir kimse öğle namazını kılarken, bugünkü öğle demezse, sadece öğle namazına diye niyet etse hangi günkü öğleyi kıldığını bildirmediği için namazı sahih olmaz.” Bu denilenler doğru mu? Bir kimse, imsak vaktinden önce veya sonra oruca diye niyet etse bugünkü veya yarınki demese orucu sahih olmaz mı? Öğleyi veya başka vakti kılarken bugünkü diye belirtmezse niyeti sahih olmaz mı? CEVAP Günün tarifi doğru, diğerleri hep yanlıştır. Fıkıh kitaplarında açıklanıyor. Oruca demekle, niyet sahih olmuş olur. Çünkü o orucun ramazan orucu olduğunu biliyor, hangi gün tutacağını da biliyor. Onun için, yanlışlıkla bugün diyeceğine yarın dese veya gece niyet ederken, yarın demesi gerekirken bugün dese yine orucu sahih olur. Hiçbir namazda, bugünkü demek şart değildir. Çünkü bugünkü namazı kıldığını bilmektedir. Bugünkü demese de niyeti sahihtir. Bir kimse, öğle vakti, öğle namazına niyet ederken, diliyle, bugünkü ikindi namazına diye niyet etse, kalbiyle de öğle olduğunu bilse, öğleyi kılmaya niyet etse, öğle için niyet etmiş sayılır, dille söylediğine itibar edilmez. Tersine, öğleyi kılmaya başlarken, ikindi zannetse; fakat diliyle de bugünkü öğleye diye niyet etse, namazı sahih olmaz. Kalben yaptığı geçerlidir. Bunun gibi namaz kılarken kıbleye dönmek, kıblenin Kâbe olduğunu bilmek şarttır. Ancak namaza niyet ederken bunları söylemek şart değildir. Yani döndüm kıbleye, kıblem Kâbe demek şart değildir. Çünkü Müslüman kıblesinin Kâbe olduğunu bilir. Seccadesi Kıbleye doğru değilse düzeltir. Hiç 65 www.dinimizislam.com araştırmadan durursa Kıbleye isabet etse bile namazı sahih olmaz. Kıbleye döndüğünü söylemesi gerekmez. Demek ki bugünkü oruca, bugünkü öğleyi kılmaya, döndüm kıbleye demek şart değildir. (Redd-ül-muhtar, Dürer ve gurer) Ağızla niyet Sual: Tam İlmihal’de, namazda niyet bahsinde, (Resulullahın, Eshab-ı kiramın, Tabiinin, hatta dört imamın ağızla niyet ettikleri işitilmemiştir) dendiği halde, Şafii’de ve Hanbeli’de, ağızla niyet etmenin sünnet olduğu da bildiriliyor. İmam-ı Şafii ve İmam-ı Ahmed bin Hanbel de ağızla niyet etmediğine göre, bu iki mezhepte, ağızla niyet etmek nasıl sünnet oluyor? CEVAP Bu, o iki mezhepte müctehid olan âlimlerin tercih edilen kavlidir. Herkes mezhebinin tercih edilen kavline uymalıdır. Namaz nasıl kılınır? Namazı nasıl kılacağım Sual: Namaza yeni başladım. Nasıl namaz kılacağımı örnekle açıklar mısınız? CEVAP Sabah namazının sünneti şöyle kılınır: 1- Kıbleye karşı dönülür. Ayaklar birbirinden dört parmak kadar açık tutulur. Ellerin baş parmakları kulak yumuşaklarına değdirilir, avuç içleri kıble istikametine açılır. Niyet ettim. Allah rızası için bu günün sabah namazının sünnetini kılmaya dedikten sonra Allahü ekber diyerek göbek altında sağ el sol elin üzerine bağlanır. O anda kıbleye döndüğünü de bilmek lazımdır. 2- Gözler, secde edilecek yerden ayrılmadan Sübhaneke okunur. Euzü Besmeleden sonra Fatiha ve besmele çekmeden bir zammı sure okunur. 3- Zammı sureden sonra Allahü ekber diyerek rükuya eğilinir. Ellerle diz kapakları kaplanır, bel düz tutulur ve gözler ayaklara bakar, üç defa Sübhane Rabbiyel-azim denir. 4- Semi'allahü limen hamideh diyerek doğrulur. Doğrulurken, pantolonu çekmemeli ve gözlerini secde yerinden ayırmamalı. Tam dik durunca Rabbena lekel hamd denir. 5- Ayakta biraz durup, Allahü ekber diyerek secdeye gidilir. Secdede üç defa Sübhane Rabbiyel-a'lâ denir. 6- Sonra, Allahü ekber diyerek sol ayak yere yayılır, sağ ayağın parmakları kıble istikametinde bükülür, uylukların üzerinde oturulur. Avuçlar, dizin üzerine konur ve parmaklar kendi haline bırakılır. 7- Sonra Allahü ekber diyerek, tekrar secdeye varılır. 8- Secdede üç defa Sübhane Rabbiyel a’lâ dedikten sonra Allahü ekber 66 www.dinimizislam.com diyerek ayağa kalkılır. 9- Ayakta besmele çekilip Fatiha ve bir zammı sure okunup, Allahü ekber diyerek rükuya eğilinir. 10- İkinci rekat da, birinci rekatta tarif edildiği gibi tamamlanır. Yalnız ikinci secdeden sonra (Allahü ekber) diyince ayağa kalkmayıp uyluklar üzerine oturulur, Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena âtina dualarını okuduktan sonra önce sağa, sonra sola Esselamü aleyküm ve rahmetullah diye selam verilir ve Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte ya zel-celali vel-ikram denir Sonra hiç konuşmadan, hiçbir şey okumadan sabah namazının farzını kılmaya kalkılır. Sabah namazının farzı da aynen sünneti gibi kılınır. Namazdan sonra, 3 kere istiğfar yani Estağfirullah okunur, sonra, Âyetel-kürsi, 33 er defa sübhanallah, elhamdülillah ve Allahü ekber ve bir kez (Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir) okunur. Daha sonra dua edilir. Dört rekatlı sünnetlerin ikinci rekatından sonra oturduğunda sadece tehıyyat okuyup, [yani yukarıda tarif ettiğimiz gibi ilk iki rekatı kılıp] üçüncü rekata kalkılır. Üçüncü ve dördüncü rekatlarda Fatiha ve zammı sure okuyarak, rüku ve secdelerini yapıp oturur. Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena âtina dualarını okuduktan sonra önce sağa, sonra sola selam vererek namazı tamamlar. Dört rekatlı farzların da ikinci rekatından sonra oturduğunda sadece tehıyyat okuyup, [yani yukarıda tarif ettiğimiz gibi ilk iki rekatı kılıp] üçüncü rekata kalkılır. Ancak, üçüncü ve dördüncü rekatlarda sadece Fatiha okuyarak, rüku ve secdelerini yapıp oturur. Ettehıyyatü, Allahümme salli, Allahümme barik ve Rabbena âtina dualarını okuduktan sonra önce sağa, sonra sola selam vererek namazı tamamlar. Akşamın farzı da böyledir. Yani üçüncü rekatında zammı sure okunmaz. Vitrin üç rekatında da, Fatihadan sonra zammı sure okunur. Üçüncü rekatta zammı sureden sonra, tekbir getirip eller kulaklara kaldırılır. Sonra Kunut duaları okunur. İkindinin ve yatsının ilk sünnetleri de diğer 4 rekatlı sünnetler gibidir. Ancak ikinci rekattan sonraki oturmada tehıyyattan sonra Allahümme salli ve barikler de okunur. Kadın ise namaz kılarken, elleri erkekler gibi kulaklara getirmez, elleri omuz hizasına kaldırıp, niyet eder, elleri göğsü üzerine bağlar. Rükuda tam düz durmaz. Secdede dirsekleri yere yayar. Tehıyyatta uylukların üzerine oturur. Sual: Namazda niyet etmek ne demektir? CEVAP Namazda niyet etmek demek, o namazın ismini, vaktini, kıbleyi, cemaatle kılıyorsa imama uymayı veya imam olmayı kalbinden geçirmek demektir. 67 www.dinimizislam.com Sual: Namazda ilk tekbir getirilirken eller kulakta mı olacaktır? CEVAP Namaza başlarken, erkekler iki eli kaldırır, baş parmak uçları kulak yumuşağına değer. Avuç içleri kıbleye döndürülür. Eller kulaktan ayrılırken, Allahü ekber demeye başlanır, göbek altına bağlarken bitirilir. Allahü ekber denildikten sonra da eller bağlansa namaz bozulmuş olmaz ise de, bahsettiğimiz tarife uygun yapılması iyi olur. Sual: Namaza tekbir getirince mi başlamış oluyoruz, elleri bağlayınca mı? CEVAP Ellerin önemi yok, tekbir getirince başlanmış oluyor. Sual: Seccadesiz namaz kılınır mı? CEVAP Namaz, temiz olan her yerde kılınır. Seccade şart değildir. Toprak üzerinde, hasır üzerinde, kilim üzerinde, temiz olan her şey üzerinde namaz kılınır. Namaz kılacak yer bulunamadığı takdirde ayakkabı ile girilen, fakat necaset görülmeyen odalarda da kılınır. Sual: Bir rekat namaz, ne zaman başlar, ne zaman biter? CEVAP Birinci rekat, namaza durunca, diğer rekatlar ayağa kalkınca başlar, tekrar ayağa kalkıncaya kadar devam eder. Son rekat ise, selam verinceye kadar devam eder. İki rekattan az namaz olmaz. Sual: Zammı sure nedir, uzunluğu ne kadar olmalıdır? CEVAP Fatihadan sonra okunan, uzun veya kısa bir sureye yahut üç âyete veya üç âyet miktarına uygun bir âyete zammı sure denir. Üç âyetin miktarı kelime itibarı ile on kelime, harf itibarı ile otuz [30] harf olmalıdır! (Redd-ül-muhtar) Sual: Beş vakit namazda okunan zammı surenin sünnet miktarı kaç âyettir? CEVAP Sabah namazının iki rekatında toplam kırk, en fazla elli âyet okumak sünnettir. Öğle namazında sünnet olan, sabah namazından daha aşağı miktar okumaktır. İkindi ve yatsı namazında sünnet olan, yirmi âyet okumaktır. Akşam namazında sünnet olan, her rekatta kısa bir sure okumaktır. Kısa sureler, Beyyine suresinden sonraki surelerdir. İmam olan kimsenin farz kıldırırken yukarıda bildirilen âyet miktarlarından fazla okuması tahrimen mekruhtur. Cemaat uzun okunmasını istese de yine mekruh olur. Fakat cemaat sünnet miktarından daha kısa okunmasını isterse, imamın kısa okuması caiz, uzun okuması caiz değildir. Mesela yolcular, abdesti zor tutan kimseler, sabahın farzını kıldıracak imama, “En kısa sure ile namazı kıldır” deseler, imam da Kevser ve İhlas suresi ile namazı kıldırsa 68 www.dinimizislam.com caizdir, mekruh olmaz. (Hindiyye) Sual: Elektrik sobasına, hava gazı alevine karşı namaz kılmak caiz midir? CEVAP Her türlü sobaya karşı, aleve ve ışık kaynaklarına karşı namaz kılmak caizdir. Ancak açıkta olan ateşe karşı namaz kılmak caiz değildir. Sual: Namaz kılarken melodili cep telefonum çalarsa, namaza zararı olur mu? CEVAP Cep telefonu çalınca namaz bozulmaz. Fakat İbni Âbidin’de bildirildiğine göre, kalbi meşgul eden, huşuu gideren şeyler yanında, mesela çalgı yanında namaz kılmanın mekruh olduğu bildirilmektedir. Mekruhlar namazın sevabını azaltır. Bazı camilerde hoparlör açık olduğu zaman müzik sesleri geliyor. Namaz kılarken huşua mani olan şeyleri kaldırmak gerekir. Sual: Namaz kılarken nasıl durulur? CEVAP Allahü teâlânın huzurunda bulunduğumuz için edebe uygun durulur. Namaza dururken, önde Sırat varmış gibi düşünmek, Azrail aleyhisselamın her an canımızı almak üzere hazır olduğunu düşünmek ve ömrümüzün en son namazını kılıyormuş gibi hareket etmek iyi olur. Sual: Secde ederken takke alna gelse mekruh olur mu? CEVAP Evet. Secdeye alnın çıplak olarak değmesi gerekir. Sual: Namaza durunca, önümdeki masanın üstünde bir resim gördüm. Namazımın mekruh olmaması için namazı bozup resmi kaldırmam uygun olur muydu? CEVAP Namazı bozmak caiz değildir. Namazdan önce bunun gibi hususlara dikkat etmeli. Sual: Namaz kılarken, elektrikler sönse veya birisi bilmeden söndürse kılınan namaz sahih midir? CEVAP Kılınan namaz sahihtir. Mekruh olmaz. Özürsüz zifiri karanlıkta namaza durmak mekruhtur. Sual: Namaz kılarken, başını yana döndürüp, gelen kimseye bakmak veya falanca eşya nerde diye sorana, kolunu uzatıp el ile işaret etmek namazı bozar mı? CEVAP Namazı bozmayan az işe amel-i kalil, namazı bozacak kadar çok olana amel-i kesir denir. Namaz kılarken başını, yüzünü etrafa çevirmek amel-i kalil olup mekruhtur. (Falanca şey nerede?) diye sorana, eli ile kolu ile işaret etmek de amel-i kalil olup mekruhtur. Namaz kılarken göğsünü kıbleden çevirmek amel-i 69 www.dinimizislam.com kesir olup namazı bozar. (Merakıl-felah) Sual: Namaz kılan bir arkadaşa, Düşen takkeni bir elinle al, mahzuru olmaz veya Biraz yer aç da geçeyim gibi sözler söylesem, o da bana uyarak dediklerimi yapsa, arkadaşın namazı bozulur mu? CEVAP Başkasının sözü ile takkeyi almak veya onun sözü ile yer açmak namazı bozar. Fakat kendiliğinden hareket ederse bozmaz. Sual: Namaz kılarken çocuklar gürültü ediyor. Seslerini kesmeleri için tekbirleri biraz yüksek sesle okumak mekruh olur mu? CEVAP Mekruh olmaz. Şaşırtmayacak kadar az olan gürültülerine mani olmamalıdır! Sual: Namaz kılmakta olan bir kimseye, (Namazdan çıkınca, falanca yere gideceksin) gibi bir haber veren kimse, günaha girer mi? CEVAP Günaha girmez. Sual: Farz namazı kılıyordum. Bir arkadaş, Farzı mı kılıyorsun dedi. Ben de evet manasında başımı hafifçe eğdim. Namazım bozuldu mu? CEVAP Namaz bozulmadı. Sual: Cepte yılan veya domuz derisinden cüzdan varken namaz kılmak caz mi? CEVAP Domuz ve yılan derisi, dabağlansa da temiz olmaz. Bu derilerden yapılmış cüzdanla namaz kılınmaz. Sual: Namazda selam verirken meleklere ve Peygamber efendimize de niyet edilir mi? CEVAP Yalnız kılan selam verirken hafaza meleklerine niyet eder. Peygamber efendimize de niyet etmesi iyi olur. Cemaatle kılan, imama ve sağındaki solundaki cemaate de niyet eder. Sual: Son teşehhüdde Rabbenadan sonra, yalnız kılanın ve cemaatin, "Allahümme inni euzü bike min hemezatiş-şeyatin" duasını okumak sevap mıdır? CEVAP Evet çok sevaptır. Sual: Bir kimse kıbleyi araştırarak namaza durup bir rekat kıldıktan sonra, salih biri gelse, "yanlış durmuşsun" diyerek eli ile kıbleye döndürse, namazı sahih olur mu? CEVAP Evet, namaz sahihtir. Sual: Namazda, kıyamda iken ayakları ne kadar açmak gerekir? 70 www.dinimizislam.com CEVAP Kıyamda iken, Hanefiler ayaklarını dört parmak, Şafiiler ise bir karış açar. Sual: İkindi ve yatsının farzını kaza ederken sünnetini kılar gibi ilk oturuşta salli barik okunur mu? Bir de akşamın farzını kaza ederken sünneti gibi iki rekat mı kılmak gerekir? CEVAP Bir farz, nasıl eda ediliyorsa, kazası da aynı olur. Kazası değişik olmaz. Akşamın farzını kaza ederken iki değil, üç rekat kılmak gerekir. (Redd-ülmuhtar) Sual: Dükkanda namaz kılarken müşteri geliyor. Namazı bozup müşteriyle meşgul olmak uygun mudur? Yoksa, namazı bitirmek mi gerekir? CEVAP Namazı zaruretsiz bozmak haramdır. Namazı bitirmeniz gerekir. Müşteri sizin namaz kıldığınızı gördüğüne göre, ya bekler veya gider. Müşteri için günah işlenmez. Sual: Namaz kılarken secdede dua etmek caiz midir? CEVAP Namaz kılarken secdede dua edilmez. Ancak bazı nafile namazlarda, secdede iken dua edilir. Namaz kılmadan da secdeye kapanıp dua etmek iyi olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kulun Rabbine en yakın hâli secdede ikendir. Öyle ise, secdede çok dua edin.) [Müslim] (Rüku ve secdede duaya gayret edin. Bu dua kabule layıktır.) [Müslim] (Secdede 3 kere, Rabbiğfirli diyen secdeden kalkmadan mağfiret olur.) [Deylemi] Sual: Sabah ezanı okununca namazımı kılıp yatıyorum. Fakat ben yattıktan sonra başka camilerin ezanı okunuyor. Yeniden mi kılmam gerekir? CEVAP Namaz kılmak için ezanın okunması değil, vaktin girmesi şarttır. Vakit girmişse, ezan okunmasa da, kendimiz ezan okur, namazı kılarız. Ezan okumadan da kılsak namaz yine sahih olur. Fakat ezan okumaktan meydana gelecek sünnet sevabı noksan olur. Sual: Bir rükünde üç defa eli kaldırıp bir yerimizi kaşımak namazı bozar mı? CEVAP Bir rükünde üç defa eli kaldırıp, kaşımak namazı bozar. Bir kaldırışta aynı yeri 3-4 defa kaşımak namazı bozmaz. (Redd-ül-muhtar) Sual: Farz namazların üçüncü ve dördüncü rekatında zammı sure okunursa namaz bozulur mu? Böyle kılınan namazları kaza etmek gerekir mi? CEVAP Farz namazların 3. ve 4. rekatlarında zammı sure okumakta hiç mahzur 71 www.dinimizislam.com yoktur. Bu bakımdan okunarak kılınmış namazları kaza etmek gerekmez. (Redd-ül-muhtar) Sual: Namazdan selam verip çıkınca, hemen kalkmak caiz mi? Allahümme entes selamü’yü, otururken değil de, kalkarken okumakta bir mahzur var mıdır? CEVAP Peygamber efendimiz, namaz sonunda selam verince, “Allahümme entes selamü ve minkes selam tebarekte ya zel celali vel ikram” der ve ancak o miktarda otururdu. (Tirmizi) Sual: Akşamın, yatsının, sabahın farzı gündüz kaza edilirken sesli mi okunur? CEVAP Sesli okumak caizdir. Sual: Tehıyyat okurken Besmele çekilse, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Gerekmez. Sual: Kırk yıllık namaz borcum vardır. Kazalarımı bir an önce bitirebilmem için son tehıyyatta okunan Rabbena duasını okumasam, bundan kazanacağım zamanı kaza namazına ayırsam uygun olur mu? CEVAP Caizdir. Çünkü namaz kazalarını bir an önce ödemek şarttır. (Nevadir-i Fıkhıyye) Sual: Son rekatta Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, kalkıp bir rekat daha kılanın, secde-i sehv ile namazı sahih mi? CEVAP Son rekatta oturduğu için secde-i sehv ile namazı sahihtir. Fakat bir rekat daha kılıp sonra selam verseydi, son kıldığı iki rekat nafile olurdu. Sual: Namaz kılarken, yatağa girince, dua veya kelime-i tevhid okurken, ağzımız kapalı olarak kalbden sessiz okumak uygun mu? CEVAP Kıraat, ağız ile okumak demektir. Kendi kulakları işitecek kadar sesli okumaya, hafif okumak denir. Yanında olan kimselerin de işitecekleri kadar sesli okumaya, yüksek sesle okumak denir. Hafif sesle okuyanı bir iki kişinin işitmesi mekruh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demektir. (Bezzâziyye) Kendi işiteceği kadar sesle okumadan kılınan namaz sahih olmaz. Dua ederken de, kendi işiteceği sesle okuması, söylemesi gerekir. Kelime-i tehlili de, ibadet sevabı hasıl olması için, dil ile, kendi işitecek kadar sesli söylemek gerekir. Hatm-i tehlil okuyanların da, en az kendi işitecekleri kadar sesli okumaları gerekir. Kelime-i tehlil, ibadet olarak değil de, kalbi temizlemek için okunurken, dil oynatılmaz. (Redd-ül-muhtar) Sual: Öğleyi kıldıktan sonra abdestsiz olduğumu hatırladım. Yeniden 72 www.dinimizislam.com kılmam gerekir mi? CEVAP Evet yeniden kılmak gerekir. Abdestli olduğunu zannederek, abdestsiz kılınan namaz sahih olmaz. Fakat, niyetine karşılık çok sevap verilir. Temiz zannederek necis su ile abdest alıp kılınan namazın şartı noksan olduğu için sahih olmaz ise de, niyet ettiği için sevap verilir. Şartlarına uygun olduğu için sahih olan bir namaz, riya ile, gösteriş için kılınırsa, sevap hasıl olmaz. (Eşbah) Sual: Takvimlerde yazılı olan imsak ne demektir? Bu vakitte sabah namazı kılınır mı? CEVAP İmsak, gecenin bitimi, yiyip içmenin yasak olduğu vaktin başlaması demektir. Türkiye Takvimi’nde yazılı olan imsak vaktinde, yiyip içmeyi kesmelidir! Türkiye'de bundan 15-20 dakika kadar sonra sabah namazı kılınabilir! Yanlış takvimlere göre hareket edip de, yiyip içmeye ezan okununcaya kadar devam eden kimsenin, suçu yanlış takvime bulması, kendini mesuliyetten kurtaramaz! Sual: Namaz kılarken, zammı surelerin sırasını şaşırınca secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Gerekmez. Dalgınlıkla yapılınca, mekruh da olmaz. Sual: Namaz kılarken abdesti bozulan ne yapar? CEVAP Hemen sağ tarafa selam verip, namazdan çıkar. Abdest alıp, namazını tekrar kılar. Son teşehhüdde, salli-barikleri okurken abdest bozulsa, selam verilip namazdan çıkılır, namaz tamam olur. Sual: Eşimle beraber namaz kılıyoruz. Ayrıca niyet etmem lazım mı? CEVAP Cemaatle namazda, imama uyduğuna niyet etmek farzdır. İmama uyulmazsa, namaz sahih olmaz. Sual: Namazda rüku ve secdedeki tesbihler 3 den fazla (5 veya 9) gibi söylenebilir mi? CEVAP Tek olmak şartı ile 5, 7, 9,11 gibi okumak müstehaptır iyi olur. İmam 3 den fazla okuyamaz. Sual: Vakit namazlarında zammı sure olarak hangilerinin okunması efdaldir? CEVAP Sabah namazında mümkünse biraz uzun sure okumalı, diğer vakitlerde kısa okumalı. Sual: Sadece Fatiha, Kevser ve İhlas surelerini biliyorum. Bunlarla namaz 73 www.dinimizislam.com kılınır mı? CEVAP Kılınır. Diğer kısa surelerden de ezberlemeye çalışmalı, hep aynı şeyleri okumamalı. Sual: Ben namazda iken biri hapşırınca namazı bozup, yerhamükallah diyecek miyim? CEVAP Namazda iken hapşırana bir şey denmez. Sual: Soğukta kulakları kapatan pardösü başlığı [kapüşon] ile namaz kılınır mı? CEVAP Evet kılınır. Hatta sıcak günlerde de kılınır. Sual: Namazda âyetleri kendi duyacağımız kadar sesli okumak gerekiyor. Çok gürültülü bir ortamda âyetleri duymak için sesimizi yükseltmek gerekir mi? CEVAP Gerekmez. Gürültü yokken kendi duyacağı kadar yavaş okunur. Sual: Gözlük kullanıyorum. Çıkarmayı unutup namaza duruyorum. Secde ederken gözlükten burnum yere değmiyor. Namaz esnasında gözlüğümü çıkarsam namazım bozulmuş olur mu? CEVAP Secdeye inerken gözlük çıkarılabilir. Namaz bozulmuş olmaz. Tek el ile çıkarılması gerekir. Tek el ile çıkarılması zor ise, iki el ile de çıkarılabilir. Sual: Vaktin bitmesine az zaman kala, abdesti olan ama haceti gelen biri, namazı kaçırma tehlikesi var ise bu namazı bu halde kılmalı mıdır? CEVAP Evet hemen kılmalı. Çünkü namazı kazaya bırakmak haramdır, büyük günahtır. Sıkışık olsa da kılmak şarttır. Sual: Namaz kılarken fatihadan sonra sure okuyacağı halde bir an unutarak ellerini aşağı saldı ama eğilmedi. Namaza devam ederken ellerini tekrar bağlayarak mı devam edecek? CEVAP Bağlasa da mahzuru olmaz. Bağlamaması daha iyidir. Namazda fazla hareketten kaçmak gerekir. Sual: Namazda zammı sure deyince genellikle Fil suresi ile Nas suresi arası okunuyor. Kadir suresini Âyet-el kürsiyi Amenerrasulüyü veya herhangi bir uzun surenin birkaç âyetini okuyamaz mıyız? CEVAP Okunur. Kur’anın baştan sona kadar her âyeti okunur. Kısa olduğu için onlara namaz sureleri denmiş. Yoksa her sure okunur. Sual: İkindi namazını kılıyoruz. Namazın sünnetini kılıp bitirdikten sonra farza başlamadan evvel konuşmak (telefona cevap vermek, aile bireylerine bir şey söylemek gibi... vs) caiz midir? 74 www.dinimizislam.com CEVAP Zaruret olmadan asla konuşulmaz. Dua vesaire de okunmaz. Zaruretler hariç beklenmez, ara verilmez, hemen farz kılınır. Sual: Cep telefonu çaldığında namazı bozabilir miyiz? CEVAP Namazı bozmak haramdır. Camide telefonu kapatmak gerekir. Yahut sesini kesmek iyi olur. Sual: Rükudan doğrulurken secde yerine mi bakmak lazım? CEVAP Evet. Sual: Yalnız Fatihayı bilen, zammı sure olarak da okur mu? CEVAP Sure öğreninceye kadar Fatihayı okur. Sual: Birinci rekatta kıraati unutan, ikinci rekatta hatırlasa ne yapar? CEVAP Namazı iade etmesi lazımdır. Kıraat farzdır. Sual: Akşamın farzını yanılıp üçüncü rekatta oturmadan dört rekat kılanın iade etmesi lazım mı? CEVAP Evet. Sual: Namaz kılana (Farz mı kılıyorsun) diye sorulunca, onun da evet manasında başını önüne eğmesi caiz mi? CEVAP Evet. Sual: Parka başlığı ile namaz kılmak caiz mi? CEVAP Hiç mahzuru olmaz. Sual: İçine ot doldurulmuş hayvanların bulunduğu odada namaz kılmak caiz mi? CEVAP Namaz kılarken, arkaya koymalı! Sual: Zammı sureyi okuduktan sonra Fatiha okumadığını hatırlayanın, Fatiha okuması gerekir mi? CEVAP Evet. Sonra da secde-i sehv yapar. Sual: Müminler için okunan 25 istiğfarı, birer defa namazda Rabbena... dan sonra okumak caiz mi? CEVAP Evet. Namazı müteakip duadan sonra okumak evladır. Sual: Tehıyyatta (İbad-is-salihin) denirse namaz bozulur mu? CEVAP Hayır. 75 www.dinimizislam.com Sual: Gülmemek için selam verip namazdan çıkmak caiz mi? CEVAP Hayır. Gülünce mecburen çıkılır. Sual: Besmele geçen âyeti, zammı sure olarak okumak caiz mi? CEVAP Evet. Sual: Namazda sure okunurken, uzun bir sure içinden âyet-i kerimeler okumakla, kısa bir surenin tamamını okumak arasında sevap açısından bir fark var mıdır? CEVAP Kısa sure okumak daha sevaptır. Sual: Gayri müekked sünnet namazlarda, ilk teşehhüdde tehıyyat ve salevatlar dışında rabbena âtina ve rabbenağfirli duaları okunur mu? CEVAP Okumak sevaptır. Sual: Bir sureyi bir rekatta birkaç kere okumak caiz midir? CEVAP Farzlarda bir sureyi bir rekatta tekrar okumak mekruhtur. Nafilelerde mekruh değildir. Sual: Namazda Salli bariklerden sonra, başka dua okumak caiz mi? CEVAP Hadis-i şeriflerde bildirilenleri okumak caizdir. Rabbena âtina veya rabbenağfirli gibi dua âyetlerini dua niyetiyle okumak da caizdir Sual: Kur'anda, İnnehü min süleymane ve innehü Bismillahirrahmanirrahim diye bir âyet var. Bu âyeti zammı sure olarak okumak caiz olur mu? CEVAP Üç âyet miktarında bir âyet olduğu için caizdir. Sual: Namaz vakti çıkmadan ne kadar önce namaza başlanırsa, o namaz sahih olur? CEVAP Sabah namazı hariç, diğer dört vakit namazda, vakit çıkmadan, iftitah tekbiri alınca, namazı vaktinde kılmış olur. [Maliki ve Şafii’de ise, bir rekat kılınca o namaz vaktinde kılınmış olur.] Sabah namazı kılarken, güneş doğmaya başlarsa, bu namaz sahih olmaz. İkindiyi kılarken güneş batarsa, bu namaz sahih olur. Sual: Namaz esnasında soluk alırken de kıraat caiz midir? CEVAP Caizdir. Sual: Namazda sure veya dua okurken hapşırsak duayı okumaya tekrar baştan başlamak gerekir mi? CEVAP 76 www.dinimizislam.com Kalınan yerden devam edilir. Sual: Namaz surelerinin bazılarında âyetlerin sonlarında "la" durakları var. O duraklarda durmayı karıştırıyorum, geçince böyle okumak namazı bozar mı? CEVAP Namazı bozmaz. Sual: Her namazdan sonra, selam verince, eli yüze sürmek caiz mi? CEVAP Caiz ise de, sürmemeli; çünkü sünnet zannedilebilir. Sual: Secdeye giderken ve secdeden kalkarken sağ sol önceliği var mıdır? CEVAP Secdeye varırken, önce sağ, sonra sol diz, sonra sağ, sonra sol el, sonra burun ve alın yere konur. Secdeden kalkarken de bunun tersi yapılır. Yani secdeden kalkarken önce alın, sonra burun, sonra da sol el ve sağ el, sonra sol diz ve sağ diz yerden kaldırılır. Ancak, bunu çok bariz şekilde değil, başkalarının dikkatini çekmeyecek şekilde yapmalıdır. Sual: Kitaplarda secde için, alnı, burun ile beraber yere koymak vacib diye okudum. Bunlardan birisi yere gelirse secdenin sahih olduğunu mu anlayacağız? CEVAP Secde için alnı yere koymak farzdır. Alın yere konmazsa namaz sahih olmaz. Burnu alınla beraber koymak vaciptir. Burnu koymayıp yalnız alnı koymak mekruhtur. Abdest sıkışıkken Sual: Abdesti sıkışıkken namaz kılmak tahrimen mekruhtur; fakat vakit dar olur da, abdest almakla meşgul olmak, namaz vaktinin geçmesine sebep olacaksa, yine bu halde o namazı kılması gerekir mi? CEVAP Evet, kılması gerekir; çünkü kazaya bırakma günahı, mekruh olarak kılmak günahından daha büyüktür. Kerahat vaktinde kılmak mekruh, kazaya bırakmaksa haramdır. (Hindiyye) Kadınların namazı Sual: Kadının, erkeğe göre, namazda farklı yaptığı şeyler nelerdir? CEVAP Şunlardır: 1- Kadın, namaza dururken, ellerini omuzlarına kadar kaldırır. Sağ el parmaklarını sol bilek üzerine halka yapmaz. Sağ eli, sol el üzerinde olarak göğüs üstüne koyar. 2- Rükuya eğilirken ayaklarını birleştirmez. Rükuda az eğilir, belini başı ile 77 www.dinimizislam.com düz tutmaz, dizlerini büker. Ellerini dizleri üstüne koyar, dizlerini kavramaz ve parmaklarını açmaz. 3- Secdede kollarını, karnına yakın olarak yere serer. Karnını uyluklarına bitiştirir. 4- Teşehhüdde, ayaklarını sağa çıkararak yere oturur. Parmakları birbirine yapışık olur. 5- Dua ederken ellerini ileri uzatmaz, yüzüne karşı eğik tutar. 6- Sabah namazını geç kılması müstehap değildir. Vakit girer girmez kılmaları iyi olur. 7- Namazda yüksek sesle okumaz. Kurban bayramında farz namazlardan sonra teşrik tekbirini sessiz okur. (Redd-ül-muhtar, Tahtavi) Sual: Halebi’de ve Redd-ül-muhtar’da, rükuya eğilirken ayakları birleştirmenin sünnet olduğu yazılıdır. Kadınlar da ayak birleştirir mi? CEVAP Hayır, kadınlar birleştirmez. Bu erkeklere mahsustur. Sual: Namaz kılarken bazen saçım açılıyor. Bir müddet sonra kapatıyorum. Namazım bozuluyor mu? CEVAP Kadınlarda saç avrettir. Üç kere Sübhanallah diyecek kadar avret yeri açılırsa namazı bozulur. Açıldıktan sonra bir eli ile hemen kapatırsa, namazı bozulmaz. İki eli ile kapatırsa namazının bozulacağını bildiren kitaplar da vardır. Onun için bir el ile kapatmaya çalışmalıdır. Kadınlar beklemez Sual: Erkeklerin cuma namazından çıkmalarını beklemeden, kadınlar öğle namazını kılabilirler mi? CEVAP Evet, kılabilirler. Sual: Bir rükün miktarı saçımız açılırsa namaz bozulur mu? Rükün miktarı ne kadardır? CEVAP Namazın bozulmasında ve secde-i sehvlerde rükün miktarı önemlidir. Bunu iyi bilmek gerekir. Namazın içindeki farzlara rükün denir. Hepsi beştir: Kıyam, kıraat, rüku, sücud ve son teşehhüdde oturmak. Bu rükünlerin birinde, saçı açılan kadın, bir âyet okuyacak kadar zaman içinde saçını kapatamazsa, namazı bozulur. Yahut üç kere sübhanallah diyecek kadar avret yeri açılırsa namazı bozulur. Normal şekilde üç kere sübhanallah demek bir rükün için ölçüdür. Kaç rekat kıldığını şaşırıp, namaz içinde düşünen kimse, sonraki rüknün veya vacibin üç kere sübhanallah diyecek kadar bir zaman gecikmesine sebep olursa, bu arada, âyet ve tesbih okusa bile, secde-i sehv yapması gerekir. Sual: Kadın secde ederken başörtüsü alnına gelse mekruh olur mu? 78 www.dinimizislam.com CEVAP Evet. Secdeye alnın çıplak olarak değmesi gerekir. Sual: Sağlam kadınlar, gerek tarlada ve gerekse camide yabancı erkeklerin göreceği yerde oturarak namaz kılıyorlar. Kıyam, yani ayakta durmak farz değil mi? Yabancı erkek görecek diye oturarak namaz kılmak caiz midir? CEVAP Caiz değildir. Farzı ayakta kılmak farzdır. Ancak hasta olup ayağa kalkamayan oturup kılar. Erkek görecek diye oturarak kılmak caiz olmaz. (Redd-ül-muhtar, Hindiyye) Sual: Kadın, çıplak ayakla namaz kılabilir mi? CEVAP Namaz etekliği uzun ise, ayaklar görülmüyorsa, bir mahzuru olmaz. Sual: Namaz borçları olan kadın, yıllar içindeki hayzlı zamanlarını düşerek mi kaza hesabı yapar? CEVAP Evet. Sual: Namaz kılarken, kadının altınları görünse, caiz mi? CEVAP Görünmemesi iyi olur. Sual: Kadının namazını, evde kocasıyla veya mahrem erkek akrabasıyla cemaatle kılması, yalnız kılmasından evla mıdır? CEVAP Evet. Sual: Dizle ayak arasının ¼ ü açılan kadının namazı bozulur mu? CEVAP Evet. Sual: Kadının, namazda yüzünü tülbentle kapatması caiz mi? CEVAP Hayır. Sual: İstavrozlu, yani haç şekli bulunan namaz eteğim vardır. Resimli etek gibi bununla namaz kılmak mekruh olur mu? CEVAP Evet mekruh olur. Sual: Ruj ve ojede plasenta kullanıldığını, imalinde çalışan birkaç yetkili ağızdan işittim. Rujlu ve ojeli iken namaz kılmak uygun olur mu? CEVAP Oje plasentadan imal edilmese de, altına su geçmez. Ojeli iken alınan abdest de sahih olmaz. Sual: Örtünün altından peruk görünürse namaz bozulur mu? CEVAP Bozulmaz. 79 www.dinimizislam.com Sual: Maliki’yi taklit eden kadın, abdestte ve gusülde, örülü saçını çözmesi gerekir mi? CEVAP Maliki’de, kadının, abdestte örülü saçını açması gerekmez. Örgünün üstünden hepsini mesh eder. Gusülde de saçların dibine, yani başındaki deriye su ulaşabiliyorsa, örgüyü çözmek yine gerekmez. Hanefi’de de böyledir. Yani kadınlar, örülü saçın diplerini ıslatınca, çözmeden örgünün üstünü ıslatmak yeterlidir. Saç dipleri ıslanmazsa, örgüyü açmak gerekir. Örülmemiş saçların her tarafını da yıkamak farzdır. Maliki’de guslederken saçları hilallemek de gerekir. Sual: (Kadın, kürsüf kullanmazsa, namazı kabul olmaz) deniyor. Doğru mu? CEVAP Böyle bir şeyin aslı yoktur. Hiç kürsüf kullanılmasa da, yine de namazlar sahih olur. Kürsüf kullanılmazsa, iç çamaşırı kirlenebilir. Kirli çamaşır çıkarılıp temiz çamaşırla namaz kılınır. Kürsüf, yani bez veya pamuk, namazdan sonra konursa, çamaşır kirlenmiş olmaz. Maliki mezhebini taklit ederse, namazda bile akıntı gelse, abdesti de, namazı da bozmaz. Sual: Hayzlı, nifaslı kadın, namaz kılabilir mi? CEVAP Kılamaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Hayzlı kadın namaz kılamaz.) [Buhari, Müslim] (İstihazalı [özürlü], hayzı bitince yıkanır, namazını kılar, orucunu tutar.) [Darimi] Sual: Komşumuz, Cilbabsız, yani çarşafsız namaz kılan kadının namazı kabul olmaz dedi. Böyle bir şey var mıdır? CEVAP Böyle bir şeyin aslı yoktur. Cilbab, erkeğin de, kadının da giydiği bir elbise, bir gömlektir. Çünkü hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Haramdan cilbab [gömlek] giyen erkeğin namazları kabul olmaz.) [Bezzar] (Hayâ cilbabını [örtüsünü] çıkarandan [aleyhinde] söz etmek gıybet olmaz.) [Beyheki] Cilbab, baş örtüsünden daha geniş ve gömlekten kısa olan örtüdür. Bedeni örten her örtüye denir. (Ebüssüud tefsiri, Ruh-ul-beyan tefsiri) Resulullah efendimizin hanımı Ümmi Seleme validemiz anlatır: (Resulullaha, kadın yalnız atkısı ve gömleği ile izarsız namaz kılabilir mi?) diye sordum. (Giydiği dır’ [uzun gömlek], ayaklarının üstü ile birlikte bütün vücudunu örterse, kılabilir) buyurdu.) [Ebu Davud] Yine hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Kadın, ancak başını ve bütün vücudunu örten elbise ile namaz kılarsa, tesettüre uymuş olur ve namazı kabul olur.) [Ebu Davud, Tirmizi] 80 www.dinimizislam.com (Namazı, izar ve rida ile kılın!) [İbni Adiy] İzar, belden altını örten; rida ise, belden yukarısını örten giysidir. İhramın da alt kısmına izar, üst kısmına rida denir. İzar, bir cins peştamal, rida ise bir cins gömlektir. (Bahr-ür-râık)da diyor ki: (Erkek, hanımına şunları alması gerekir: Kisve, senede iki dır’, iki himâr ve iki milhafedir. Milhafe, kadının sokağa çıkarken giydiği elbisedir. [Buna ferâce, saya, manto da denir. Himâr, baş örtüsüdür.] Dır’ göğsü açılabilen uzun gömlektir. Kamîs, omuzu açılabilen uzun gömlek [entâri]dir.) Nur suresinin 31. âyet-i kerimesinde, (Kadınlar, himarlarını [baş örtülerini] yakalarının üzerine örtsünler) buyuruluyor. Eğer kadınlar, çarşaf giyselerdi, himar yani baş örtüsünü yakanın üzerine örtmekten bahsedilmezdi. Kadınlara vücut hatları [kaba avret yerlerinin şekli ve rengi] belli olmayacak herhangi bir elbise ile örtünmek farzdır. Dinimiz, kapanmayı emretti, ama belli bir örtü şekli bildirmedi. (Dürer-ül-mültekıte) Bu vesikaların hepsi gösteriyor ki, kadınların çarşaf giymesi gerekmez. Ne Resulullah efendimizin hanımlarının, ne de Eshab-ı kiramın hanımlarının çarşaf giydiklerine dair bir vesika yoktur. Din kitaplarında da kadına nafaka olarak verilmesi gereken elbiseler bildirilmiş, hiç birisinde çarşaftan bahsedilmemiştir. Çarşaf Türkiye’ye Tanzimat döneminde hacca gidenler tarafından, İranlılardan alınmak suretiyle getirilmiştir. Önceleri pek tutulmayan, hatta bid'at denilen çarşaf, 1870’te yaygınlaşmıştır. Daha sonra II. Abdülhamid han, 4 Ramazan 1309 (2 Nisan 1892) tarihli bir emirname ile çarşaf giyilmesini yasaklamıştır. (İslam Ansiklopedisi Diyanet Vakfı) 1913’de Balkan muhacirleri, Rumeli’nde Yahudi ve Ortodoks kadınlarının giydikleri siyah çarşaf ile gelmişlerdi. Zamanla bu İstanbul’a yayıldı. (Osmanlı Tarih Deyimleri Sözlüğü) Sual: Kadın için Bayram ve Cuma namazı farz olan bir mezhep var mıdır? CEVAP Bayram namazı Şafii ve Maliki'de sünnet, Hanefi'de vaciptir. Cuma namazının yalnız erkeklere farz olduğu çeşitli hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Bunlardan ikisi şöyle: (Cuma namazı, köle, kadın, çocuk, hasta olan kimse hariç, her müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim] (Namaz kıldırması için bir erkeğe emredip, sonra da Cuma namazına gelmeyen erkeklerin evlerini başlarına yıksam diye düşündüm.) [Buhari] Bayram namazının şartları da Cuma namazının şartları gibidir. Bu bakımdan Cuma namazına gitmeyen kadın, bayram namazına da gitmez. Erkeklerin camide cemaatle namaz kılmalarının, evde kıldıkları namazdan 27 derece daha fazla sevap olduğu, kadınların ise, evde namaz kılmalarının, 81 www.dinimizislam.com camide namaz kılmalarından daha çok sevap olduğu hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Sual: Kadın, erkeklere imam olabilir mi? CEVAP Bütün fıkıh kitaplarında imam olmak için bildirilen şartlardan biri, (Erkek olmaktır. Kadın, erkeklere imam olamaz) buyuruluyor. (Halebi) Dürer’deki bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Kadınların, [namazda imam olarak] öne geçirilmesi caiz değildir.) [Rezin] Kadın, erkeklerle birlikte cemaatle namaz kılsa, kadının sağındaki, solundaki ve arkasındaki erkeğin namazı bozulur. (Redd-ül-muhtar) Sual: Neden kadınlar erkeklerin arasında namaz kılamıyor? Din kardeşi değil miyiz, omuz omuza kılsak ne mahzuru olur? CEVAP Öyle ya namazda kadına bir kötülük edecek erkek çıkmaz. Gerçekten niye kadın erkeklerin arasına girmiyor ki? Her kadın birimizin anasıdır veya bacısıdır veya hanımıdır veya kızıdır, halamız, teyzemiz de olabilir. Evet annemizle de yan yana namaz kılamayız, onun değil, bizim namazımız bozulur. Bir başka hanım da, (O erkeklerin bana ne zararı dokunabilir) demişti. Evet erkeklerin ona da sana da bize de zararı dokunmaz. Ama kadınla erkek yan yana namaz kılınca erkeğin namazı bozulur. Niye bozulur? Namaz kılmayı bize emreden öyle emretmiştir de ondan, yani Allah öyle emrettiği için öyledir. İnsan teyze kızı ile evlenebiliyor da neden kız kardeşi ile evlenemiyor? Allah öyle emrettiği için, kız kardeşinizle evlenin deseydi evlenirdik. Bir kadın niye iki erkekle evlenemiyor, yine aynı cevap, öyle emrettiği için. Yani şu sebepten dolayı değil. Mesela erkeklere ipek giymek haramdır, niye haram? Cevap aynı, öyle emredildiği için. Sual: Amerika’da kadın imamın, Kilise’de Cuma namazı kıldırmasının amacı nedir? Feminizm için mi, yoksa başka maksatlar da var mıdır? CEVAP Maksatsız değil elbette. Ama asıl maksadı nedir bilmiyoruz. Görünenler var. Hutbede ve demeçlerinde şu hususları vurguluyor: (Kadın da erkeğin yaptığı işleri yapmalıdır. Mesela kadın, yaptığı zinadan dolayı cezalandırılamaz. Yaptığı zinaları gizleme ve zina yapma hakkına sahiptir. Bu, feminizmden çok, bir reform hareketidir, İslam’ın kuralları artık değişmelidir. Sultanahmet camiinde de Cuma namazı kıldırmak istiyorum.) İranlı kadın bir profesör ile ilahiyatçı erkek bir profesör de, (İmamlık için kadın erkek fark etmez, kim daha liyakatli ise o imam olmalıdır) diyerek, Amerikalı kadının imamlığını onaylamışlardır. Bu arada daha başkalarından da çatlak sesler çıkmıştır. Bunların maksadı, ne feminizmdir, ne de dinde reformdur. Dinde reform adı altında dini içten yıkmaktır. Önce kadın Cuma namazına gitmeli dendi, sonra, âdetli ve lohusa iken namaz kılabilir, tesettür 82 www.dinimizislam.com şart değildir denerek âdetli bazı kadınlara cenaze namazı kıldırıldı. Kadın kadına imamlık yapabilir dendi. Şimdi de kadın erkeklere imam olabilir dendi. Adım adım dinin emirleri yıkılmaya başlanıyor. Bunlar kıyamet alametlerindendir. Böyle bir zamanda Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına sarılmanın önemi daha da artmaktadır. Sual: Büyük İslam İlmihali’nde (Kadının kadına imamlığı caizdir) denirken, siz niye mekruhtur diyorsunuz? CEVAP Hiç bir ilmihalde böyle demiyor. Bahsettiğiniz ilmihale de baktık. Orada, (Kadının kadına imamlığı kerahetle caizdir) deniyor. Kerahatle kelimesini niçin yazmadığınızı anlayamadık. Yani kadının kadına imam olması mekruhtur. Mekruh denilince tahrimen mekruh anlaşılır. Tahrimen mekruh harama yakın mekruh demektir, namazın sevabını yok eder. Sadece namaz borcundan kurtulmuş olunur ise de sevap alınmaz. Din yeni mi geldi? Dinimizin hükümleri bilinmiyor mu? Her gün dinin bir meselesini bozmaya çalışmanın âlemi nedir? Sual: Kadınların cenazelere iştirak etmeleri, cenaze namazı kılmaları, cenaze taşımaları ve cenazeyi defnetmeleri farz mıdır? CEVAP Hayır kadınlara farz değildir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Kadınlar, cenazelere iştirak etmezler.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud] Hayzlıya yasak olanlar Sual: Mezhepsiz biri, “Yaygın kanaate göre kadınlar hayzlı iken namaz kılamaz, oruç tutamaz, Mushaf’a el süremez, camiye giremez deniyorsa da, bunu yasaklayan ne bir hadis, ne de başka bir delil yoktur” diyor. Peki din kitaplarının hepsi yanlış mı yazıyor? CEVAP Hepsi doğru yazıyor. Hepsinin delili vardır. Mezhepsiz, hak olan dört mezhep demiyor, Ehl-i sünnet âlimleri demiyor, yaygın kanaate göre diyerek, Allah ve Resulünün emirlerine, Resulullahın vârisleri olan âlimlerin naklettiklerine yanlış bir kanaat diyor. Halbuki aksini söyleyen bir tek Ehl-i sünnet âlimi yoktur. Hayzlı kadın şunları yapamaz: 1) Namaz kılamaz. Bir hadis-i şerif meali: (Hayzlı kadın namaz kılamaz.) [Ebu Davud] Ümmü Büsse radıyallahü anha anlatır: Hac esnasında Ümmü Seleme radıyallahü anhaya sordum: - Ey müminlerin annesi, hayz sırasında kılınmayan namazların kazası gerekir mi? - Hayır, kaza edilmez. Hanımlarından biri, nifas sebebiyle kırk gün namaz kılmadı, Resulullah nifas zamanı kılınmayan namazları kaza etmesini emretmedi. (Ebu Davud) 83 www.dinimizislam.com Nifas da hayz gibi olduğu için böyle bildirilmiştir. 2) Kur’an okuyamaz. Bir hadis-i şerif meali: (Hayzlı ve cünüp, Kur'an okuyamaz.) [Tirmizi] 3) Oruç tutamaz. Bir kadın Hazret-i Âişe validemize sordu: - Niye hayzlı kadın orucunu kaza ediyor da, namazını kaza etmiyor? Âişe validemiz buyurdu ki: - Sen Haruriye [harici] misin? - Haruriye değilim, fakat öğrenmek için soruyorum. - Hayzımız Ramazana rastlardı da, oruç tutmayıp, kazası ile emrolunur; fakat hayzlı iken kılmadığımız namazları kaza etmekle emrolunmazdık. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai) Bir hadis-i şerif meali de şöyle: Resulullah zamanında hayız veya nifas sebebiyle Ramazanda hanımlarından biri orucunu yerdi de, Resulullah ile birlikte Şaban ayına kadar kaza etmediği olurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai) 4) Mushaf’a el süremez. Bir hadis-i şerif meali: (Kur'ana ancak temiz olan dokunabilir.) [Nesai] 5) Camiye giremez. Bir hadis-i şerif meali: (Cünübe ve hayzlıya mescide girmek helal olmaz.) [İbni Mace] 6) Kâbe’yi tavaf edemez. Bir hadis-i şerif meali: (Beytullahı tavaf etmek, namaz kılmak gibidir, yani abdestli olmak lazımdır.) [Tirmizi] 7) Kocası ile cima edemez. (Bekara 222) Bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (Hayzın başladığını ve bittiğini kocasından saklayan kadın melundur.) [Cevhere] Hayzlı iken kadına yaklaşmak haram olduğu için bunu saklayan kadın günaha girer. Sual: Kadınların namazda ellerinin üstlerini ve ayaklarını örtmeleri gerekir mi? CEVAP S. Ebediyye’de diyor ki: Kadınların el ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve ayaklarının altı, namaz için Hanefi’de avrettir. Ellerin üstü avret değildir diyen âlimler de çoktur. Bunlara göre, kadınların bileklerine kadar ellerinin üstü açık kılmaları caiz olur. Ama, kitapların hepsine uymuş olmak için, kadınların elleri örtecek kadar uzun kollu namazlık veya geniş baş örtüsü ile elleri örtülü olarak kılmaları, daha iyi olur. Kadınların ayakları namazda avret değildir diyen âlimler de varsa da, bu âlimler de, namazda örtmesi sünnet, açması mekruhtur dedi. Sarkan saçlar da, ayak gibidir. (Kadıhan) Kadının dua etmesi 84 www.dinimizislam.com Sual: Kadın da erkek gibi dua ederken ellerini uzatır mı? CEVAP Hayır, kadın dua ederken ellerini ileri uzatmaz, yüzüne karşı eğik tutar. (S. Ebediyye) Kadının sarkan saçı Sual: Kadının kulaklarından aşağı sarkan saçı namazda açılsa, namaz bozulmuş olur mu? CEVAP Kadınların kulaklarına kadar sarkan saçı avrettir. Kulaktan aşağı sarkan kısmı da, âlimlerin çoğuna göre yine avrettir. Açılırsa namaz bozulur. Bazı âlimlere göre, sarkan kısım namazda avret olmaz; fakat yabancı erkeklerin bu saçlara bakmaları caiz değildir. (Halebî-yi kebir) Celsede otururken Sual: Kadın, namazda iki secde arasında nasıl oturur? CEVAP Teşehhütte yani namazdaki normal oturuşta oturduğu gibi oturur. (Reddül-muhtar) Resimli seccadeler Sual: Üzerinde cami veya Kâbe resmi bulunan seccadede namaz kılmak caiz midir? CEVAP Üzerinde İslam yazısı veya bir harfi bulunan seccadeyi yere sermek tahrimen mekruhtur. Böyle seccadeyi ne maksatla olursa olsun yere sermek, mübarek yazıya hakaret olur. (Hadika c. 2, s. 633) Kâbe, cami veya İslam yazısı bulunan seccadeyi yere sermek [ona hakaret olacağı için] caiz değildir. Fakat resim bulunan battaniye böyle değildir. İbni Hacer-i Mekki hazretleri, fetvasında, (Canlı resmini, hürmet edilen yerlerde kullanmak caiz değildir, hürmet edilmeyen şeyler üzerinde caizdir) buyuruyor. Battaniye yere serilince onun üzerinde bulunan resme hürmet edilmemiş, hakaret edilmiş olur. Resim, secde edilen yerde değilse, böyle resimli battaniye üzerinde namaz kılmakta mahzur olmaz. Canlı resimleri, göbekten yukarıda bulunursa, orada namaz kılmak mekruh olur. Canlı resmi, basılan, oturulan yerde ise mekruh olmaz. Namaz kılanın arkasında göbekten yukarıda olursa tenzihen mekruh olur. (Redd-ül-muhtar) Şu halde canlı resmi bulunan şeyleri yere serince ona hakaret olduğu için, namaz mekruh olmuyor. Kâbe, cami resmi bulunan şeyleri yere sermek de ona hakaret olduğu için caiz olmuyor. (S. Ebediyye) Sual: Minare resimli seccadede namaz kılmak mekruh mu? CEVAP Değildir. 85 www.dinimizislam.com Sual: Aslan, geyik gibi canlı resmi bulunan battaniye, halı üzerinde namaz kılmak mekruh olur mu? CEVAP Resim, namaz kılanın ayağı altında, oturduğu yerde veya secde ettiği yerde olmazsa, böyle resimli battaniye, seccade üzerinde namaz kılmak mekruh olmaz. Resim, yerlerde bulunduğu için ona hakaret edilmiş olur. Fakat secde edilen yerde ise, yahut basılan ve oturulan yerde ise sanki insan vücudunda bulunmuş gibidir. Namaz mekruh olur. Onun için üzerinde resim bulunan elbise ile namaz kılmamalıdır! (Zevacir) Sual: Kâbe ve cami resimli seccadenin yere yayılmasının mekruh olduğuna inanmayan küfre girer mi? CEVAP Küfre girmez. Seccadeyi yere sermek mekruhtur. Hakaret için sermiyorlar ve de bilmiyorlar. Bilmedikleri için küfür olmaz, yani çok kimse bilmiyor. Sual: Seccade eskiyince basılıp geçilen yerlere sermek uygun olur mu? CEVAP Uygun olmaz, hürmetsizlik olur. Sual: Seccadenin yerde serili kalması caiz mi? CEVAP Evet. Kirlenmemesi için kaldırmak iyi olur. Sual: Seccadenin secde edilen yerine basmak mekruh mu? CEVAP Mekruh değildir. Edebe muhaliftir. Sual: İşlemeli seccadede namaz kılmak caiz mi? Şimdi dikkati çeken süslü halılar var. Bunların üstünde namaz kılmak mekruh olur mu? Evimizin kıble duvarında çeşitli süs eşyaları var. Bunlara karşı namaz kılınır mı? CEVAP Zihni meşgul eden şeyler üzerinde mesela nakışlı seccadede namaz kılmak mekruhtur. Seccadeler sade olmalı veya ters çevirip kılmalıdır. Şimdi bazı camilerde şekilli halılar huşuya mani olmaktadır. Düz halı sermelidir. Caminin veya namaz kıldığımız evin kıble duvarında da âyet, hadis, dini levha bulunmamalıdır. Levhaları âyetleri caminin sağ ve sol duvarına asmalıdır. Sual: Tam İlmihal’de (Secde edilmeyen yerlerinde canlı resmi bulunan seccade üzerinde namaz kılmak mekruh değildir. Çünkü yere sermek hakarettir) deniyor. Buna göre, Kâbe veya Cami resmi olan seccadede namaz kılmak caiz olur mu? CEVAP Bir resmi yere sermek, ona hakaret olur. Kâbe ve Cami resmi olan seccadeyi yere sermek bunlara hakaret olduğu için, üzerlerinde namaz kılmak caiz olmaz. 86 www.dinimizislam.com Sual: S. Ebediyye’de, (Zihni meşgul eden nakışlar bulunan seccadeleri kullanmak caiz değil) deniyor. Bugün camilerde çok süslü halılar var. Bu süslü halılarda namaz kılmak mekruh değil midir? CEVAP Halılardaki süsler, nakışlı seccadelerdeki gibi zihni meşgul ediyorsa, namaz mekruh olur. Aynaya karşı veya resmimiz görülen pencere camlarına karşı namaz kılmak da zihni meşgul ettiği için mekruh olur. Camlarda şeklimiz hiç görülmese veya hiç oraya bakmasak namaz mekruh olmaz. Ölçü insanı meşgul etmesidir. Peygamber efendimiz, üzerinde şekiller bulunan elbise ile namaz kıldı. Sonra bu şekillerin kendisini meşgul ettiğini gördü. Elbiseyi çıkarıp başkasına verdi. Bu bakımdan, yazılı veya resimli elbiselerle namaz kılmamalıdır. Kanaviçe Sual: Etamin üzerine işlenen kanaviçe, artı işaretine benziyor. Bu işareti haça benzetiyorlar. Böyle işlemeli seccadeler üzerinde namaz kılmak caiz midir? CEVAP Evet, caizdir. Sual: Türbelerin ve evliya zatların kabirlerinin resimlerine de, hürmet etmek gerekir mi? CEVAP Evet, gerekir. Resimli seccade Sual: S. Ebediyye’de, (Secde edilmeyen yerlerinde canlı resmi bulunan seccadede namaz kılmak mekruh değil) dendikten sonra, (Resim, namaz kılanın ayağı altında, oturduğu yerde bedeninde olursa mekruh olur) deniyor. Bu ikisi arasındaki fark nedir? CEVAP Birinci cümlede, canlı resmi bulunan seccade yere serilince resme hakaret oluyor ve resimsiz yerine secde edince mekruh olmuyor. İkincisinde ise, resimli yaygıyı biz sermiyoruz. Resme değer vermek için yere serilmiştir. Yerdeki böyle resim, bedendeki resim gibi oluyor. Onun için mekruh oluyor. Elbisede resim olması, resme kıymet vermekten ileri geliyor. Resimli gazete Sual: Üstünde resim olan gazeteyi yere seccade gibi sererek üzerinde namaz kılınabilir mi? CEVAP Resim, secde yerinde olmazsa, kılınabilir. Resimli bir yaygı yere serilince, üstündeki resme hürmet edilmemiş olur, yani basıldığı için hakaret edilmiş olur. Resim, secde edilen yerde değilse, böyle yaygı üzerinde namaz kılmak caiz olur. (Redd-ül-muhtar) 87 www.dinimizislam.com Rüku ve secdede ayakları birleştirmek Sual: Rüku ve secdede ayakları birleştirmek sünnet midir? CEVAP Evet. Maalesef bugün bu sünnet unutulmuştur. Bunun gibi başa kaplama mesh yapmak da unutulmuştur. Sadece başın dörtte biri meshediliyor, yalnız farz yapılıyor, sünnet yapılmıyor. Sual: Rükuda topuk kemiklerini birleştirmeye çalışırken çok zor oluyor. Rükuda ve secdede topukları birleştirmek yeterli midir, yoksa illâ topuk kemiklerini de birleştirmek şart mıdır? CEVAP Şart değildir. Sadece topukları birleştirmekle sünnet yerine gelir. Tam İlmihal’de diyor ki: (Halebi-i kebir)de, üç yüz on beşinci sayfada ve (Dürr-ül-muhtar)da diyor ki, (Rükuda sünnetlerden birisi de, topuk kemiklerini birbirine bitiştirmektir) Bunun için, rükuya eğilirken, sol ayağın topuğu, sağ ayak yanına getirilir. Secdeden kıyama kalkarken açılır. Son cümlede, (Bunun için, rükuya eğilirken, sol ayağın topuğu, sağ ayak yanına getirilir) deniyor. Sadece topukları birleştirmek yeterlidir. Bunu İlmihalin müellifine yazılı olarak sormuştuk. (Topukları birleştirmek kâfidir) diye cevap gelmişti. Cennet Yolu İlmihali’nde namazın müstehabları sayılırken, (Rükuda ayakları bitiştirmek) ifadesi geçiyor. Halebi, Dürr-ül-muhtar ve Redd-ül-muhtar’da (kâbeyni [iki kâ’bı] birleştirmek) ifadesindeki kâ’b kelimesi, ayakların iç tarafındaki çıkıntılı kemiktir. Buna topuk kemiği de denir. Topukların birleştirilmesi yeterlidir. Bu iki kemiği zorla birleştirmeye kalkmak gerekmez, iki topuk yan yana gelince sünnet yerini bulmuş olur. Bu olayı büyütmek yanlıştır. Namazda sakin olmak esastır. Topuk kemiklerini birleştirmeye çalışarak kendini zorlamak uygun olmaz. Birleştirene de, birleştirmeyene de bir şey dememek gerekir. Kadınlar rükûda ayaklarını birleştirmez. Bu erkeklere mahsustur. Ayaklar ne zaman açılır? Sual: S. Ebediyye’de, (Rükûa eğilirken, sol ayağın topuğu, sağ ayak yanına getirilir. Secdeden kıyama kalkarken ayaklar açılır) deniyor. Bazıları secdeden ayağa kalktıktan sonra açıyorlar. Kalkarken açılır ne demektir? CEVAP Kalkarken açılır demek, secdeden kalkacağı zaman açılır demektir. Ayaklar açılmış olarak kalkmış olur. Şayet bunu unutursa ayağa kalkınca açar. Ayakları birleştirmek Sual: Erkeklerin rükûda ayaklarını birleştirmesinin sünnet olduğu, hangi kitaplarda geçiyor? CEVAP 88 www.dinimizislam.com Hanefî’de sünnet olduğu, Halebî ve Redd-ül-muhtar gibi kıymetli kitaplardan alınarak S. Ebediyye’de bildiriliyor. Osmanlıca meşhur Mızraklı İlmihal ve Enis-ül âbidîn kitaplarında da yazılıdır. Yine, öğrenciler için, zamanında Osmanlıca olarak yazılmış olan “Anadolu Yavrusunun Kitabı: Malumat-ı Diniyye” kitabında da, (Rükûda ayaklar birleştirilir) deniyor. Yani zamanla bunlar unutulduğu için de, Latin harfleriyle basılan kitaplara yazılmamıştır. Unutulan bu sünneti ihya etmek çok sevab olur. Sübhane Rabbike âyetini değiştirmek Sual: Dua niyetiyle, "Sübhane Rabbike" âyetini değiştirerek, "Sübhane Rabbina" şeklinde okumakta mahzur var mıdır? CEVAP Birkaç kitapta (Dua ederken âyeti değiştirip Rabbike yerine Rabbina demek daha iyi olur) deniyor ise de muteber kitaplardaki hüküm şöyle: Müfessirlerin baş tacı Beydavi hazretleri Hazret-i Ali’nin (Kıyamet günü bol bol sevaba kavuşmak isteyen, her toplantı sonunda, Sübhane Rabbike âyetini sonuna kadar okusun!) buyurduğunu bildirmektedir. Diğer tefsirlerde de mesela Mevakib tefsirinde de böyle yazmaktadır. Birkaç hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Kıyamet günü bol sevap kazanmak isteyen kimse, bir toplantıdan kalkınca Sübhane Rabbike âyet-i kerimesini okusun!) [İbni Hibban] (Bir kimse namaz sonunda, üç defa Sübhane Rabbike âyet-i kerimesini okursa, kâfi miktarda sevaba kavuşur.) [Taberani] Ebu Said-i Hudri Radıyallahü anh, Resulullah efendimizin namazdan selam verince, üç defa (Sübhane Rabbike Rabbıl ızzeti...) okuduğunu bildiriyor. (Ebu Ya’la) (Hatib-i Bağdadi) Yine Ebu Said-i Hudri hazretleri, (Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem, namazda, selam vereceği zaman, Sübhane Rabbike âyet-i kerimesini okurdu) buyurmaktadır. (İbni Ebi Şeybe) Abdullah İbni Abbas radıyallahü anhüma, (Resulullah, namazda selam vermeden önce, Sübhane Rabbike âyet-i kerimesini okurdu) buyurmaktadır. (Taberani) İlim ehli bilir ki, teşehhüdde âyet-i kerimeler dua niyetiyle okunur. Yukarıdaki hadis-i şerifler gösteriyor ki, dua niyetiyle de Peygamber efendimiz, âyet-i kerimeyi değiştirmeden okumuştur. O halde Sübhane Rabbikeyi, değiştirip (Sübhane Rabbina) şeklinde okumak, Kur'an-ı kerime el uzatmak ve sünnet-i seniyyeye müdahale etmek gibi çok çirkin bir hareket olur. İslam âlimleri fıkıh kitaplarında dua olarak da (Sübhane Rabbike) şeklinde okunmasını bildirmişlerdir. (Dürr-ül muhtar, Merakıl felah) Abdülgani Nablusi hazretleri buyuruyor ki: (Kur'an-ı kerimdeki duaları okurken değiştirmek, Kur'an-ı kerimi kasten 89 www.dinimizislam.com değiştirmek olur.) [Hadika] (Sübhane Rabbike)nin manası (Sübhane rabbike) demek, (Bütün insanların üstünde, akılların ermediği kemalatın, üstünlüklerin sahibi olan senin gibi bir Peygamberi yaratan, yetiştiren Rabbin, her ayıptan münezzehtir) demektir. Halbuki, (Sübhane rabbina) demek, (Biz günahı çok, asi kulların yaratanı, yetiştireni her ayıptan münezzehtir) demektir. Allahü teâlâyı tenzih etmekte, sena etmekte günahkâr kulları araya sokmanın, ne kadar yersiz olduğu, ilmi ve aklı olan kimse için, pek meydandadır. O halde (Sübhane rabbike) makamı, (Sübhane rabbina) makamından, edep, fesahat ilimleri bakımından, kat kat daha yüksektir. Yani (Sübhane rabbike) demek, (Sübhane rabbina) demekten, tenzihe ve senaya daha ziyade uygundur. Âyet-i kerimede Allahü teâlâ, kendi kendini meth ve sena ediyor. İnsan, bundan daha iyi sena yapabilir mi? (Seadet-i Ebediyye) Sual: Tam İlmihal'de, Sübhane Rabbike âyetini namazda ve namaz dışında okumanın çok sevap olduğu bildiriliyor. Bu âyeti namazda, selamdan önce, Salli barik ve Rabbena okuduktan sonra mı okuyacağız yoksa dua ederken mi? Başka nerelerde okunur? CEVAP Sübhane Rabbike âyeti bir çok yerde okunur. Birkaçını bildirelim: 1- Zammı sure olarak okunur. 2- Kur’an-ı kerim okunduktan sonra okunur. 3- Dine aykırı olmayan toplantıdan sonra okunur. 4- Namaz bitip dua ettikten sonra da okumak çok sevaptır. 11 kere İhlas-ı şerif, bir kere Kuleuzüler okunur ve 67 Estağfirullah denerek yetmişe tamamlanır. On kere (Sübhanallahi ve bi-hamdihi sübhanallahilazim) denir. Sübhane Rabbike âyeti de okunur. (S. Ebediyye) Namazdan sonra, duayı Sübhane Rabbike âyetini okuyarak tamamlamalı. (Dürr-ül-muhtar, Dürer) Yüksek sesle âmin demek Sual: İmamlık yapıyorum. Cemaatten biri, (Hocam, Kâbe gibi mübarek bir yerde, yüksek sesle âmin dendiği, hatta bu hususta hadis de olduğu halde, niçin Türkiye’de sessiz âmin deniyor) dedi. Ben de Hanefi mezhebinde, yüksek sesle söylemek mekruhtur. Vehhabilerin farklı hareketleri bizlere ölçü olmaz) dedim. Âminin sesli olarak söyleneceğine dair hadis-i şerif var mıdır? CEVAP Mezhep ve Mezhepsizlik maddesinde, bizlerin hadislerden hüküm çıkaramayacağımızı vesikalarla bildirmiştik. Kütüb-i sittenin beşinde bulunan, (Ateşte ısınmış bir şeyi yiyip içmek abdesti bozar) hadis-i şerifini nakletmiş, ateşte ısınan şeylerin abdesti bozmayacağını bildirmiştik. Ayrıca cemaatle namaz kılarken, imam arkasında cemaatin de Fatiha 90 www.dinimizislam.com okuması gerektiği hadis-i şerifle bildirilmiştir. Fakat Hanefi mezhebinde, imam arkasında Fatiha okumak harama yakın mekruhtur. Ebu Davud’un bildirdiği hadis-i şerifte, imamın veleddâllin dedikten sonra, ön safta olanların işiteceği bir sesle âmin dediği bildirilmektedir. Fakat Hanefi mezhebinde, yüksek sesle âmin demek mekruhtur. Dürr-ül-muhtardaki (Fatihadan sonra, imam ve cemaat, sessiz olarak, âmin der. İmam Fatihayı bitirince, cemaatin ve imamın yüksek sesle âmin demesi mekruhtur. Hafif söylemelidir) hükmü, İbni Abidin c.1, s. 492, [tercümesi c. 2, s. 270], Halebi-yi kebir s. 309, Halebi-yi sagir s. 233, Hindiyye s. 258, Mizan-ı kübra s. 249, Mezahib-i erbea s. 250, Hidaye s.107, Dürer gurer s.127, Nimet-i İslam s. 300 [namazın 80. mekruhu], Ömer Nasuhi Bilmenin ilmihalinin 159. sayfasında da vardır. Mevkufatta da, (İmam, veleddâllin dedikten sonra, hem imam, hem de cemaat âmini gizli olarak söyler. Hadis-i şerifte, (İmam şu üç şeyi gizli söyler: Euzü çekmek, Besmele okumak ve âmin demek) buyuruldu) denmektedir. İmam-ı a'zam Ebu Hanife hazretlerinin, (Cemaatle namaz kılarken, imama uyanlar, Fatiha ve zammı sure okumaz) dediğini duyanlardan on kişi, Hazret-i imamın huzuruna gelip derler ki: - İmamın okumasını kâfi görüp, cemaate Kur'an okutmadığını işittik. Halbuki, Fatihasız namaz olmaz. Elimizde bunu ispat eden kuvvetli deliller vardır. Hakkın ortaya çıkması için tartışmaya geldik. Hazret-i imam der ki: - Ben bir kişi, siz on kişisiniz, hepinizle aynı anda nasıl tartışayım? - Nasıl tartışmak istiyorsunuz? - İçinizden en bilgili, âlim olanı seçin, onunla konuşayım. O, kendi ile birlikte hepinizin adına konuşsun. - Teklifiniz uygun... - O beni yenerse, hepiniz beni yenmiş olacaksınız, ben onu yenersem, hepiniz yenilmiş olacaksınız. Kabul mü? - Peki kabul ettik. - Tartışmayı ben kazandım. - Nasıl olur, daha başlamadık bile... - Siz, seçtiğiniz âlimin hepinizin adına konuşmasını kabul etmediniz mi? - Evet... - Ben de, sizin kabul ettiğinizi kabul ediyor, aynı şeyi söylüyorum. Herkesin tâbi olduğu imam, kendi adına ve ona uyup, imam kabul edenler adına Kur'an-ı kerim okur, cemaat okumaz. Anlaşamadığımız bir nokta kaldı mı? - Evet anlaştık. Fatihasız namaz olmaz 91 www.dinimizislam.com İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Namazda kıraat farzdır ve hadis-i şerifte (Fatihasız namaz olmaz) buyuruluyor. Neden Hanefilerin, hakiki kıraatı [cemaatin hepsinin okumasını] bırakıp, kıraat-i hükmiye [İmamın okuyup, cemaatin susmasına] karar vermelerinin sebebini tam anlayamadım. İmam arkasında sükut etmeye dair açık bir delil bulamadım. Buna rağmen, mezhebime uyarak imam arkasında Fatiha okumadım. Çünkü, delili zayıf diye, mezhebimin hükmü ile amel etmemenin ilhad olduğunu biliyordum. Nihayet Allahü teâlâ, mezhebe uymanın bereketi ile, Hanefi mezhebinde imama uyan cemaatin kıraati terk etmelerindeki hakikati izhar eyledi. İmam, sanki cemaatin dilinden okuyor. Bu şuna benzer: Bir köy halkı, köyün ortak bir meselesi için, köylünün tamamı kaymakama gitmez. Birkaç kişilik bir heyet seçerler. Bu heyetin hep bir ağızdan meseleyi anlatmaları da doğru olmaz. İçlerinden birini, temsilci seçerler. Temsilci, istekler aynı olduğu için, hepsinin dili ile ihtiyaçlarını arz eder. Kendilerine temsilci kabul ettikleri bu kimse, onların adına konuşur. Seçilen bu temsilcinin hepsinin adına ihtiyaçlarını arz etmesi şeklinde olan, cemaatin hükmi konuşması, onların hakiki konuşmalarından daha iyidir. İmam ile cemaatin hali de böyledir. (Mebde ve Mead f.30) Sual: Namazda imam arkasında Fatiha okunur mu? CEVAP Bu konudaki üç hadis-i şerif şöyle: (Fatihasız namaz eksiktir.) [Tirmizi] (Namazda imam okurken siz de okumayın, Fatihayı hafif okuyun!) [Beyheki] (Fatihasız namaz olmaz.) [Buhari, Müslim] Bu hadislere ve başka delillere dayanarak, Şafii âlimleri imam arkasında Fatiha okumanın farz olduğunu bildirmişlerdir. Maliki’de ise, imam yavaş okurken müstehaptır. İmam açıktan okuyorsa, Fatiha okunmaz. Namazda Fatiha okumak Maliki’de farz, Hanefi’de ise, vaciptir. Hadis-i şeriflere bakalım: (İmamla namaz kılarken susun, imamın kıraati, cemaatin kıraatidir.) [Hatib] (İmamın arkasında olmak hariç, Fâtiha okumadan bir rekat kılan, aslâ namaz kılmamıştır.) [Tirmizi] (Ne o, Kur’anda rekabet mi, namazda biri benimle beraber okuyordu.) [Tirmizi] Hanefi âlimleri, bu hadislere ve başka delillere dayanarak, (İmam arkasında Fatiha okumak mekruhtur) demişlerdir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: (Hadis-i şeriflerle amel etmek, bize caiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne 92 www.dinimizislam.com aykırı gibi görülen hadis-i şerifler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve senet olamaz. Bir Hanefinin, imam arkasında Fatiha okuması mezhepten çıkmaktır, ilhaddır.) [Müjdeci m. 312, Mebde ve Mead 31] M. Hadimi hazretleri buyuruyor ki: (Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir. Çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır.) [Berika s. 94] Namaz ne vakit farz olur Sual: Kitaplarda, (Bir namazın vakti girince hemen edası farz olmaz, o vakit çıkarken o vakti kılacak kadar bir zaman kalınca edası farz olur) deniyor. Vakti girince edası farz olmuyor mu? CEVAP Evet, vakit girince edası hemen farz olmuyor, öyle olsa, on dakika, yarım saat, bir saat sonra kılmak haram olur. Elbette hemen kılınırsa iyi olur, ama edası ancak vaktin sonunda farz oluyor. Bir insan vakit girdikten sonra, namaz kılmadan ölse, o vakti kılmadığı için sorumlu olmaz, çünkü o vakti kılacak kadar zaman kalınca edası farz olur. Ancak bir namazın vakti gelince, bu namazı edaya [kılmaya] başlandığı vakit, kılmak farz olur. Kurban kesmek de zengine bayramın üçüncü günü vacib olur, daha önce vacib olmaz. Bir kimse bayramın ikinci günü ölse, kurban kesme borcu ile ölmüş olmaz. Eğer üçüncü günü, kurban kesmeden ölürse, borçlu olarak ölür. Birinci günü kesse, vacib yerine gelmiş olur. Ancak namazda olduğu gibi, kurban bayramı birinci veya ikinci veya üçüncü günü kurbanı kesmeye veya vekile kestirmeye başlandığı vakit, kesmek vacib olur. Hac da böyledir. Hac günleri gelmeden Kâbe’ye gidince hac farz olmaz. Hac zamanı farz olur. Yolda ölürse hac sakıt olur, borçlu olarak ölmüş olmaz. Ama zengin olduğu birinci sene gitmeyip ikinci sene giderken yolda ölürse, o zaman hac borcu ile ölmüş olur. Haccı tehir ederek daha sonra giderse haccını eda etmiş olur. Zekat da öyledir. Bir sene dolmadan farz olmaz. Fakat günü hatta senesi gelmeden bile, zekât vermekle farz yerine gelmiş olur. Birkaç yılın zekâtı daha önce de verilse, ama o seneler hep zengin ise farz sevabı alınır. Büluğa erince Sual: Büluğa ermemiş bir çocuk, vakit girince o namazı kılsa, vaktin sonuna doğru büluğa erse, o namazı tekrar kılması farz olur mu? CEVAP Evet, büluğa erince, büluğa erdiği vakitteki namazı kılması farz olur. 93 www.dinimizislam.com Önceki kıldığı nafile olur. Çünkü büluğa ermeyen çocuğa namaz farz değildir. Bunun gibi vaktin sonunda ayılan baygına, hayzı veya nifası biten kadına o namazı kılmak farz olur. Kılmamışsa, kaza etmesi farz olur. (Dürr-ül muhtar) Bir çocuk, yatsı namazını kılar da, sonra ihtilam olur yani büluğa ererse, sabah namazına kadar yatsıyı tekrar kılması farz olur. İmam-ı Muhammed, bunu İmam-ı a'zam Ebu Hanife’ye sormuş, o da, (Evet, yatsıyı kılması farz olur) buyurmuştur. (Redd-ül muhtar) Namazda nasıl elbise giyilir Sual: Namazda nasıl elbise giyilir? Evde pijama ile namaz kılınır mı? CEVAP Namazı, iş elbisesi ile ve büyüklerin yanına çıkamayacak elbise ile ve pis kokulu elbise ve çorap ile kılmak mekruhtur. Başka elbisesi yoksa, mekruh olmaz. Parası varsa, alması gerekir. Önemli kimselerin huzuruna çıkan kimsenin şık, temiz elbise giymesi gerekir. Allahü teâlânın huzuruna durulduğu zaman, buna daha çok dikkat etmeli, büyüklerin karşısına çıkılamayan elbise ile namaz kılmamalıdır! Kur’anı kerimde mealen, (Her namaz kılarken, süslü [temiz, sevilen, güzel] elbiselerinizi giyiniz) buyuruluyor. (Araf 31) Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki: (Namaz kılarken en iyi elbisenizi giyinin. Allahü teâlâ, kendisi için ziynetlenmeye, süslenmeye en layık olandır.) [Beyheki] Evinde temiz ve bol pijama ile veya gecelik ile namaz kılmak mekruh değildir. Ancak camiye pijama ile gelmemelidir! Samimi olmayan kimselerin yanında pijama ile oturmak da uygun değildir. Ayıplanacak ve geleneklerimize aykırı şeyler yapmamalıdır! Sual: Resimli veya yazılı elbise ile, namaz kılmak sakıncalı mıdır? CEVAP Resim veya yazı, açıkta ise namaz mekruh olur. Örtülü ise, mekruh olmaz. Sual: Yeni aldığım pantolonun paçaları çok uzundur. Paçalarını henüz kestirmedim. Sıvayıp namaz kılmak mekruh mudur? CEVAP Paçalar çok uzun ise ayağın üstüne kadar sıvamakta mahzur olmaz. Paçaları çok sıvayıp bacak görünürse mekruh olur. Sual: Dar pantolonla gezmek ve namaz kılmak caiz midir? CEVAP Dar pantolonla gezmek caiz değildir. Kaba avret yerlerine yapışık dar pantolonla namaz kılmak mekruhtur, başkalarına karşı istenilen tesettür yapılmış olmaz. Sual: Namaz kılmak için takım elbisenin pantolonu kırışmasın ya da 94 www.dinimizislam.com yıpranmasın diye çıkarıp, rahat bir şey giyip namaz bitince değiştirmek uygun olur mu? Dünyanın parasını verip aldığım, takımlara, gözüm gibi bakmak için ütüsü falan bozulmasın diye çıkarmam uygun mu? CEVAP Elbette elbisenize gözünüz gibi bakacaksınız, ama namaza da canınız gibi bakmanız lazım. Kur’an-ı kerimde, namaza dururken en güzel elbisemizi giymemiz emrediliyor. Mühim mevkide bulunan veya önemli bir zatın huzuruna çıkan kimsenin şık, temiz elbise giymesi gerekir. Allahü teâlânın huzuruna çıkıldığı zaman buna daha çok dikkat etmelidir! (Her namaz kılarken, süslü, temiz, sevilen elbiselerinizi giyiniz!) mealindeki âyet-i kerime ile (Güzel koku gamı, güzel, temiz elbise kederi azaltır) mealindeki hadis-i şerife uymaya çalışmalı, eski bile olsa temiz elbise giymelidir! Bol pijama ile namaz kılmak caizdir, mekruh değildir. Sual: Laboratuar önlüğü ile namaz kılınır mı? İş elbisesi sayılır mı? CEVAP İş elbisesi demek, yağlı kirli, elbise demektir. Laboratuar gömleği temiz ise, düzgün ise onunla kılmakta hiç mahzur olmaz. Hatta iyi olur. Sual: Pantolonla namaz kılanın kaba avret yerine bakmak caiz mi? CEVAP Haramdır. Sual: Namazda ceketin düğmesinin kapalı olması lazım mı? CEVAP Lazım değildir. Kapalı olması edeptir, iyi olur. Sual: Gömleğin kollarını iliklemeden namaza durmanın mahzuru var mıdır? CEVAP Mahzuru yoktur. Namazda düşünmek Sual: Namazda düşünmek zararlı mıdır? CEVAP Namazdaki düşünce namazı bozmaz. Fakat elden geldiği kadar düşünmemeye gayret etmelidir! Namazda manasını bilenin, okuduğunu düşünmesi iyi olur. Kendini Rabbimizin huzurunda düşünmek ve o huzurda nasıl olunması gerekiyorsa öyle bulunmak çok iyidir. Kendinin son namazı olduğunu, son amelinin bu olduğunu, yahut kendini Sırat üzerinde düşünüp kendini toparlamak, efendisinden kaçmış, yakalanıp tekrar efendisinin huzuruna götürülmüş köle gibi bilmek, yahut her an nimetleri içinde bulunduğu, her an kendisine muhtaç olduğu Rabbinin huzurunda nasıl durulursa öyle durmak, namazda kalbi toparlamaya yardım eder. Dünyaya önem vermemek, işlerini mesele ve düşünce vesilesi 95 www.dinimizislam.com yapmamak, geldiği gibi gider, ne olduysa öyle olur gibi dünya hakkında hoşgörülü olup namazda hep Rabbi ile olmaya çalışmalıdır. Namaza başlayıp eller kulaklara kaldırılınca, sanki Allahü teâlâdan gayrisini arkaya atmış cezasından korkarak, affını umarak Mevlanın huzuruna durulmuş olunur. Sahibinin huzurunda kendini efendisinden kaçmış gibi korku içinde, cezalandıracak mı yoksa af mı edecek diye düşünen suçlu bir kul vaziyetinde ellerin bağlandığına işaret vardır. Fatiha okununca, Allahü teâlânın görünen ve görünmeyen nimetlerine hamd etmek, rahmetine çok muhtaç olduğunu düşünüp, rahmet istemek, ibadeti yalnız Onun için yapmak, yalnız Ondan yardım istemek, salihlerin yolunda olmayı dilemek ve sapıklıktan Ona sığınmak istemek vardır. Zammı sure okuyunca, sanki, "Duanı kabul etmesi için Rabbine tazim eyle" deniyor. Rükuya eğilince, Allahü teâlânın azametine, kulun aşağılığına işaret vardır. Sanki "Başını kaldır, Allahü teâlâ sana ihsan eyledi, dua ve tesbihlerini kabul eyledi, o halde doğrul" deniyor. "Semiallahü limen hamideh..." denince, Onun ihsanı ile kabul edilmenin müjdesi akabinde hamd etmek, affettiği için hemen secdeye kapanmak, Rabbimiz için alçalıp, yalnız Onu tenzih etmeye işaret vardır. (T.Necat) Sual: Namazda huşuyu yakalamak için nelere dikkat etmeli? CEVAP Namazda huşuyu yakalamak için şunlara dikkat etmelidir: Huzuru kalb: Okuduğunu düşünmek. Tefehhüm: Okuduğunu anlamak. Tazim: Saygı. Heybet: Saygı ile korkmak. Reca: Ümit. Haya: Utanma. Şimdi bunları açıklayalım: Huzuru kalb: Meşgul olduğunu, okuduğunu düşünmek, dünya işlerinden kalbi ayırmak, tamamen meşgul olduğu işe, okuduğu Kur'ana kalbini bağlamaktır. Gönül başka düşüncelerden ayrılır, yaptığı işten gaflet etmez ve yalnız onu düşünürse, o zaman huzuru kalb hasıl olur. Tefehhüm: Okuduğunu düşünüp anlamaktır. Çok kere kalb, söz ile hazır olur, fakat manasını düşünmez. Büyük zatların namaz esnasında anladığı öyle latif manalar olur ki, başka zaman hatırlarına bile gelmez, işte böyle kılınan namaz, her çeşit kötülükten alıkoyar. [Namaz kılarken okuduğunu anlamak lazım değildir. Ancak manasını biliyorsa, anlamaya çalışmalı. Yahut manasını bildiği sure ve âyetleri okumak daha uygun olur.] Tazim: Bir âmir, mahiyetindekine bir şey emreder, o da, kalbi huzur içinde emredileni anlayıp yapsa da saygı duymayabilir. Onun için saygı tefehhümden sonra gelir. Yani Allahü teâlânın emrini saygı duyarak yapmak gerekir. 96 www.dinimizislam.com Heybet: Bu da tazimden sonra meydana gelen bir korkudur. Bu korku, yılandan, çıyandan korkmaktan farklıdır. Bu Allahü teâlânın sevgisini kaybetmekten meydana gelen bir korkudur. Reca: Sevap beklemek demektir. Allahü teâlânın nimetlerini, rahmetinin bolluğunu, namaz kılanlara Cenneti söz verdiğini ve verdiği sözde durduğunu bilmektir. İnsan padişaha saygı gösterip korksa da bir mükafat beklemez. Halbuki Allah’ın azabından korktuğu halde, kıldığı namazdan sevap umar. Haya: Kusurunu bilip, Allah’tan utanarak, namazı kusursuz kılmaya çalışmak gerekir. Namazda Allahü teâlâya karşı saygılı olabilmek için, Onun azamet ve celalini bilmesi, kendisini de, hakir, zelil ve Allahü teâlânın emrine boyun eğen adi bir kul olduğunu düşünmesi gerekir. Onun azametini bilmeyen veya inanmayan kimse Ona gerekli saygıyı gösteremez. Allah’a imanı daha parlak, daha kuvvetli olanın huşuu da kuvvetli olur. Hazret-i Âişe validemiz, (Resulullah bizimle konuşur, gülerdi. Ama namaz vakti gelince adeta bizi tanımazdı) buyurmuştur. Namaz kılarken eğer kalbin namazda değilse, boş durmuyor; mutlaka dünyalık bir şey düşünüyordur. İnsan sevdiği şeyi çok düşünür. Bunun için Allah'tan başkasını seven kimse, namazda sevdiklerini düşünür, Allah’ı hatırlaması zor olur, namazda bile gaflet içinde olur. Allahü teâlâ ne kadar iyi bilinirse, haşyet ve heybeti de o nispette artar. Hak teâlâ, Musa aleyhisselama, (Ya Musa! Beni andığın zaman vücudun titresin, huşu ve itminan içinde bulun. Dilin beni anarken kalbin başka yerde olmasın, aciz bir kulun efendisinin huzurunda durduğu gibi dur) diye vahy etmiştir. Demek ki namaz kılarken gafletten uzak durmaya çalışmalıdır. Büyük zatlardan bazıları o derece huzur içinde namaz kılardı ki, safta dururken sağ ve solundakilerin kim olduğunu bilmezdi. [Hazret-i Ali’nin ayağına ok batınca, namazda çıkartılması hadisesi meşhurdur.] Eshab-ı kiram, (İnsanlar kıyamette dünyadaki namazlarında gösterdikleri huzur, sükun ve namazdan aldıkları lezzet ölçüsünde haşrolurlar) buyururlardı. (İhya) Sual: Namazda iken aklım çok dağınık, toparlayamıyorum. Günlük düşünceler olsun, değişik şeyler geliyor. Vesveselerden kurtulmak, kafamı toparlamam için ne yapmalıyım? CEVAP Bu hemen herkeste olur. Kiminde az kiminde çok olur. Namaz başlarken la havle’yi okuyunuz. İnsanın ihlası arttıkça düşüncesi de azalır diyor âlimler. Yemek yerken, ibadetleri yapmaya kuvvet bulmak için diye de niyet etmeli. Uyurken de aynı şekilde niyet etmeli. Sual: Namazda dünya düşüncesinin hatıra gelmesi namazı bozar mı? CEVAP Namazı bozmaz. Namaza başlarken, Allahü teâlâyı görür gibi, edeple 97 www.dinimizislam.com namaza başlamalı ki, namaz hakiki namaz olsun. Eğer beden namazda, kalb başka yerde olursa, o namaz sahih olsa da, makbul olmaz. Bunun için, “La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil’azim” dedikten sonra namaza başlamak faydalıdır. (Ey Oğul İlmihâli) Sual: Namaz kılarken yapacağı işleri düşünenin namazı sahih mi? CEVAP Evet. Bu düşünce, ihlas noksanlığındandır. Sünnet ile farz arasında konuşmak Sual: Sünnet ile farz veya farz ile sünnet arasında konuşmak, selam alıp vermek, dua etmek, tesbih çekmek, Kur'an okumak, bid'at midir? Sabahın sünnetini evinde kılıp gelen kimse, camide, tesbihini alıp kelime-i tevhid veya salevat-ı şerife okusa veya konuşsa ne olur? CEVAP Merakıl-felah’ın Tahtavi haşiyesinin tercümesi olan Nimet-i İslam kitabının (Nafile Namazlar) kısmında deniyor ki: (Farzla sünnet veya sünnetle farz arasında konuşmak sünneti iptal etmez. Ama sünnetin sevabını azaltır. Esah olan kavilde ise sünneti iade etmek gerekir. Her türlü dua da konuşmak gibidir.) Aynı ifade Dürr-ül-muhtar’da da vardır: Esah olan kavil, sünnet kabul olmaz, önceki sünneti tekrar kılmak gerekir. Bu ifade (Dürr-ül-muhtar)ın arabi aslının 457, bazı baskılarında 711. sayfasındadır. Türkçe tercümesinin de 3. cild 40 ve 41. sayfasındadır. İbni Âbidin hazretleri, Dürr-ül-muhtar'ın ifadesini açıklarken, her türlü okumaların da bu hükme girdiğini bildirmektedir. Şu halde, sünnet ile farz arasında dua, sure veya üç ihlas okumamalı. Hele bunu âdet haline getirmek bid'attir. İbadetlere ilave yapmak dini değiştirmek olur. Hadis-i şerifte, (İbadetleri bizim gibi yapmayan bizden değildir) buyuruluyor. Peygamber efendimiz nasıl ibadet etmişse, mezhebimiz bunu nasıl bildirmişse, o şekilde ibadet edilir. (Şunu da yapalım, ötekini de ilave edelim) demek, dinde reform olur. Asla caiz olmaz. Sünnet ile farz arasında bir şey okumanın sünneti iptal edeceği Bahr-ür-raık’ta da yazılıdır. Sabahın sünnetini evinde kılıp gelen kimse, camiye gelince, konuşmaz, sesli olarak bir şey okumaz. Dudağını kıpırdatmadan kalbinden kelime-i tevhid okuyabilir veya tefekkür eder. Eğer kaza namazı varsa, kaza namazı kılar. Kur'an-ı kerim okunuyorsa dinler. Camide sünneti kılıp, farzı beklerken, dışarıdan gelenin selamını almak da, sünnet ile farz arasında bir şey okumak ve konuşmak gibi sünnetin sevabını yok eder. Netice: İbadetleri bildirildiği şekilde yapmalı. Hazine, bildirildiği şekilde yapmakta 98 www.dinimizislam.com gizlidir. Az veya çok yapmak, hazineye kavuşamamak, mahrum kalmak demektir. Üstelik emri değiştirmemiz, hazineden mahrum olmamıza sebep olduğu gibi, bid'at işlememize veya küfre düşmemize de sebep olabilir. Maksat emre itaat ve hazineye kavuşmak olduğuna göre, ibadetleri bildirildiği şekilde yapmalı. Mezhep imamlarımızın ve imam-ı Rabbani hazretleri gibi ehli sünnet âlimlerinin yolunda olmayan, onları sevip onlarda fani olmayan, ilmen bilse bile, ibadetleri bildirildiği şekilde yapamaz. Sual: Sünnet ile farz arasında soru sorana kalem ile yazıp vermek, konuşmak yerine geçer mi? CEVAP Evet. Hiçbir şeyle meşgul olmamak gerekir. Sual: Sünnet ile farz arasında “Allahümme entesselam…”dan başka bir şey okunmadığına göre, kitaplarda sünnet ile farz arasında okunacak diye bildirilen duaları da mı okumamak gerekir? CEVAP Bu genel kaidedir. Her kaidenin istisnası olabilir. Bu istisna için bir örnek: Kırk gün sabah namazının sünneti ile farzı arasında 41 kere Fatiha okunur. Besmelenin sonundaki Mim’i Fatihanın Lam harfi ile birlikte okunur. [Rahimilhamdü denir.] Sonra yapılan dua kabul olur. Suya üfleyip hasta veya büyülenmiş kimseye içirilirse, eceli gelmemiş olan hasta şifa bulur ve büyü çözülür. (Tefsir-i Azizi) Sual: Farz ile sünnet arasında bir şey okunmaz, ancak, şifa niyetiyle S. Ebediyye kitabında bildirilen, (40 gün sabah namazının sünneti ile farzı arasında 41 kere, Besmelenin sonundaki Mimi Fatihanın Lam harfi ile birlikte okuduktan sonra yapılan dua kabul olur) deniyor. Bunu okumak uygun mu? CEVAP Farz ile sünnet arasında konuşmak ve herhangi bir dua okumak uygun değil ise de, böyle şifa olarak okunanlar istisna olur, yani caiz olur. Başka bir mezhebi taklide ihtiyaç kalmaz Sual: Camide bazen öğle namazının farzının ikinci rekatına yetişiyorum. Daha ben namazı bitirmeden, imâm duaya başlıyor. Son sünneti kılmadan imâmla birlikte dua etmem uygun mudur? CEVAP Farz ile sünnet, sünnet ile farz arasında, konuşmak ve dua etmek uygun değildir. Bunun için, namazı bitirdikten sonra, tesbihleri çekip ondan sonra dua etmelidir. Sual: Sünnetle farz arasında dua da okumak caiz değildir. (Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte ya zel-celali vel-ikram) demek de buna dâhil midir? CEVAP 99 www.dinimizislam.com Hayır, dâhil değildir. Farz olsun, nafile olsun, her namazdan sonra, (Esselamü aleyküm ve rahmetullah) diye selam verdikten sonra, (Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte ya zel-celali vel-ikram) denir. (Redd-ülmuhtar) Namazlardan sonra Sual: Hadis-i şeriflerde, (Farz namazlardan sonra şu duayı okumak sevabdır) deniyor. Farzı kılınca mı okunacak, yoksa duadan sonra mı? CEVAP Hanefî'de namaz bitip dua ettikten sonra okunur, çünkü farzla sünnet, sünnetle farz arasında dua okumak, Hanefî'de caiz değildir. (İbni Abidin) Sünnetle farz arasında konuşmak Sual: Camide sünneti kıldıktan sonra, dışarıdan gelenin selamını almak, sünnetle farz arasında konuşmak hükmüne girer mi? CEVAP Evet, girer. Camiye girince, sünneti kılıp bekleyenlerle konuşmamalı, onlara selam vermemeli. Sünneti kılıp bekleyen de, kimseyle konuşmamalı, dua okumamalı, zikir çekmemeli. Tefekkür edebilir, vakit müsaitse kaza namazı kılabilir. Sabah namazının sünnetini kılıp camiye giderken de, yolda dua okumak, zikir çekmek, konuşmak gibidir. Hattâ selam verenin selamı da alınmaz. İnsanlarla konuşma ihtimali olduğu için, sabah namazının sünnetini evde değil, camide kılmalıdır. Namazda sarık takke kullanmak Sual: Sarıkla mı, yoksa takke ile mi namaz kılmak daha sevaptır? CEVAP Sarık takkeden daha faziletlidir. Herhangi bir başlıkla namaz kılmak, başı açık kılmaktan daha faziletlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Bedir’de, Huneyn’de sarıklı melekler yardım etti. Sarık, müminle, kâfiri ayırt edici bir alamettir.) [Deylemi] (Takke üzerine sarık sarmak, müşriklerle aramızdaki farktır. Sarığın her dolaması için bir nur ihsan olunur.) [İ.Maverdi] (Sarıkla kılınan iki rekat namaz, sarıksız kılınan 70 rekat namazdan daha efdaldir.) [Ebu Nuaym] İbni Asakir’in bildirdiği hadis-i şerifte, (Resulullah, sarığın altına ve sarık sarmadan da takke giyerdi) buyurulmaktadır. Müslim’in bildirdiği hadis-i şerifte, (Resulullah, sarık sardığında, ucunu iki küreği arasına [iki karış kadar] uzatırdı) buyurulmaktadır. (Mevahib-i Ledünniyye) Sual: Namazda renksiz ve şeffaf naylon takke giyilebilir mi? CEVAP 100 www.dinimizislam.com Namaz kılarken erkeklerin başını örtmesi sünnettir. Maksat saçları göstermemek değil, başa bir şey koyarak sünneti yerine getirmektir. Böyle niyet ederek renksiz, şeffaf naylon takke giyilebilir. Sual: Şafii’de başı örtmek sünnet değil mi? CEVAP Şafii mezhebinde de başı sarık veya takke ile örtmek sünnettir. (Fetava i kübra c.1, s.169) Dört mezhepte de takke sarığın yerini tutmaz, ama takke başı kapattığı için namazı mekruh etmekten korur. Sarıkla kılmak elbette daha faziletlidir. Başı örtmek, dört mezhepte de sünnettir. Dört mezhepte de kollar sığalı, yani açık kılmak mekruhtur. Kâbe’deki durum bundan müstesnadır. Kadınla erkek yan yana namaz kılamazken Kâbe’de kılması caizdir. Oranın hükmü farklıdır. Sual: Üzerinde Allah yazılı takke ile namaz kılmak caiz midir? CEVAP Caizdir. Sual: Haç veya siyonist işareti olan takke ile namaz kılmak caiz mi? CEVAP Haçı ibadet olarak yaptıkları için asla caiz olmaz. Siyonist işareti âdette bir sembol olduğu için mahzuru olmaz. Sual: Namaz kılarken taktığımız takkeyi takıp tuvalete girmenin mahzuru var mı? CEVAP Mahzuru olmaz, takke ile girmek sünnettir. Sual: Tepesinde topuz olan takke takmak uygun mu? CEVAP Evet. Sual: Abdest alırken, misvak kullanılmasa, sadece dişler, diş fırçası ile fırçalansa, sünnet yerine gelmiş olur mu? Bir de namaz, sarıkla değil de, takke ile kılınsa sünnet yerine gelmiş olur mu? CEVAP Fırça, misvak yerine, takke de, sarık yerine geçmez. Ancak dişleri fırça ile temizlemekle sünnet yerine gelmiş olur. Çünkü, dişleri, bir şey ile ovmakla, temizlemekle sünnet yerine gelmiş olur. Parmaklarla da temizlense sünnet ifa edilmiş olur. Fırça ile veya parmakla değil de, misvak ile temizlenirse müstehap sevabı da alınmış olur. Müstehabı küçümsememelidir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Müstehap, Allahü teâlânın sevdiği şeydir. Eğer bütün dünyayı Allahü teâlânın sevdiği bir şey için verseler, hiçbir şey vermiş olmazlar. (Berekat) Takke ile namaz kılınca sünnet yerine gelmiş ve mekruh da işlenmemiş olur. Sarıkla kılınırsa müstehap sevabı da alınmış olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: 101 www.dinimizislam.com (Sarıkla kılınan iki rekat namaz, sarıksız kılınan 70 rekat namazdan daha efdaldir.) [Ebu Nuaym] Sarık sarmak zevaid sünnettir. Yani kılık kıyafetle ilgili bir sünnettir. Arapların kâfirleri de sarıkla gezerlerdi. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Sarık Arapların tacıdır.) [Beyheki] Resulullah efendimiz de giydiği için bize zevaid sünnet olmuştur. Namazda giyilmesi ise müstehaptır. Evde takkeye bir tülbent sararak kılmak iyi olur. Hiçbir müstehabı küçük görmemelidir. Sual: Takkesiz namaza duranın takke giymek için namazı bozması caiz midir? CEVAP Caiz değildir. Çünkü takke giymek sünnettir. Sünneti yapmak için haram işlenmez. Namazı bozmak ise haramdır. Sual: Mendil, takke bulunmadığı zaman, takke yerine kullanılabilir mi? CEVAP Evet. Delikli takke Sual: Delikleri büyük olup, saç görülen dantel takke ve parmak sığacak kadar yırtığı olan takkeyle, erkeklerin namaz kılması mekruh mudur? CEVAP Mekruh değildir. Erkeklerin saçlarının görülmesi mekruh olmaz. Başı kapatmak sünnettir. Delikli takkeyle de, bu sünnet yerine gelir. Sual: Takkesini evde unutan, cami önünde bir takke daha alsa israf olur mu? CEVAP Bir takke daha almak israf değildir. Namazda niyetin yeri kalbdir Sual: Namazda niyeti kalb ile mi yapmalı yoksa dil ile mi? CEVAP Namaza başlarken, niyeti dil ile de söylemek hakkında kitaplardaki bilgiler kısaca şöyledir: Niyetin yeri kalbdir. Dil ile de söylenmesi iyidir. Dil ile söylenmezse bir şey gerekmez. (El Kâfi, Fetava-i Hindiyye) Peygamber efendimizin namaza başlarken dil ile niyet ettiği bildirilmemiştir. Sahabe ve tabiinden de böyle bir şey bildirilmemiştir. Hılye’de dört mezhep imamından da dil ile niyet edilebilir haberi bildirilmemiştir. Niyeti dil ile yapmanın bid’at olduğunu bildiren âlimler vardır. Fetih sahibi bunu nakletmiştir. Hılye’de de, (Belki en uygunu, kalbi toparlamak için dil ile söylemek bid’at-i hasene olur) demiştir. (Redd-ül-muhtar) Hanefi’de namaza dil ile niyet bid’attir, vesveseden kurtulmak için caiz 102 www.dinimizislam.com görülmüştür. (Mezahib-i erbea) İmam-ı a’zam hazretlerinin fetvalarını bildiren El-ihtiyar kitabında, (Niyet, o namazın hangi namaz olduğunu kalben bilmektir. Bu işte dil ile söylemeye itibar yoktur) buyuruluyor. Dürer ve gurer’de, (Hidaye’de bildirildiğine göre. Niyet kalb ile, hangi namazı kıldığını bilmektir. Dil ile söylemeye itibar edilmez. Kalbin hazır olması için dil ile de söylenmesi müstehaptır, iyi olur) buyuruluyor. Halebi’de (Niyet kalb iledir, dil ile de söylenmesi müstehaptır. Kalben niyet edip de, dil ile söylenmese mahzuru yoktur) buyuruluyor. İslam âlimlerinin göz bebeği olan İmam-ı Rabbani hazretleri, Kâbil müftüsüne yazdığı 186. Mektubunda buyuruyor ki: (Âlimler, namazda, kalb ile niyet etmekle beraber, ağız ile de söylemek müstehap olur demiştir. Halbuki, Resulullah efendimizin, Eshab-ı kiramın ve Tâbiin-i ızâmın söz ile niyet ettikleri, zayıf bir haber ile dahi, bildirilmemiştir. Ağız ile niyet etmek bid’attir. Bu bid’ate hasene diyorlar. Halbuki, bu bid’at, yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor, farzı da yok ediyor. Çünkü çok kimse, yalnız ağızla niyet ederek kalb ile niyet etmiyor. Resulullahın sünnetine bir şey katmamalı ve Onun Eshab-ı kiramına uymalıdır.) [c.1, m.186] [İbni Âbidin buyuruyor ki: (Niyet, yalnız kalb ile olur. Yalnız söz ile niyet etmek bid’attir. Kalb ile niyet edenin, şüpheden, vesveseden kurtulmak için, söz ile de niyet etmesi caizdir.] Niyet, kalb ile olur. Yalnız söylemek ile niyet edilmiş olmaz. Kalb ile birlikte olmak şartı ile söyleyerek niyet etmek caiz olur da denildi. Kalb ile niyet, söz ile niyete benzemezse, kalbdeki niyete bakılır. İbadetlerde niyetin söz ile yapılacağını bildiren hiçbir hadis-i şerif ve haber mevcut değildir. Dört mezhebin imamları da bildirmemiştir. (İslam Ahlakı) İbadetler yapılırken, yalnız ağız ile söylemeye niyet denmez. Kalb ile niyet edilmezse, dört mezhepte de namaz sahih olmaz. Resulullahın ve Eshab-ı kiramın ve Tâbiinin ve hatta dört imamın ağız ile niyet ettikleri işitilmemiştir. Hanefi’de, abdest alırken yüzü yıkarken, kalb ile niyet etmek sünnettir. [Ağız ile de niyet etmek, sünnettir, müstehaptır ve bid’attir denildiği İbni Âbidin’de yazılıdır. Sünnettir veya bid’attir denilen bir şeyi yapmamak lazım olduğu, Berika, Hadika ve İbni Âbidin’de bildirilmektedir. Bunun için ağız ile niyet etmemelidir. (Seadet-i Ebediyye) Sözün özü şudur ki, niyetin yeri kalbdir. Kalb ile niyet edenin, şüpheden kurtulmak için, söz ile de niyet etmesi iyi olur. Tadil-i erkana riayet etmek Sual: Tadil-i erkan nedir? Tadil-i erkana uyulmazsa ne olur? CEVAP Tadil-i erkan, namazda beş yerde yani rüku, iki secde, kavme ve celsede, 103 www.dinimizislam.com her uzvun hareketsiz ve sakin olup, bir miktar durmak demektir. Tadil-i erkan kasten terk edilirse, imam-ı Ebu Yusuf’a göre namaz bozulmuş olur. Tarafeyne yani imam-ı a’zam ile imam-ı Muhammede göre, bozulmuş olmaz ise de, vacibin kasten terki dolayısıyla, namazın iadesi vacibdir. Unutarak terk edilince de secde-i sehv gerekir. İslam Ahlakı kitabında, tadil-i erkana uymamanın bazı zararları şöyle sıralanıyor: 1- Fakirliğe sebep olur. 2- Adaletten düşer, şahitliği dinen kabul olmaz. 3- Namaz kıldığı yer, kıyamette aleyhine şahitlik eder. 4- İmansız ölmeye sebep olur. 5- Namazın hırsızı olur. 6- Kıldığı namazı, eski bez gibi ahirette yüzüne vurulur. 7- Allahü teâlânın merhametinden mahrum olur. 8- Diğer ibadetlerin sevabının yok olmasına sebep olur. 9- Cahillerin tadil-i erkanı terk etmelerine sebep olur. Bu bakımdan, din adamının günah işlemesi daha çok azap çekmeye sebep olur. [Mesela din adamı takkesiz namaz kılsa, cahillere örnek olacağı için diğer insanlardan daha çok kerih iş işlemiş olur.] 10- Allahü azım-üş-şanın gazabına düçar olur. 11- Şeytanı sevindirmiş olur. 12- Cennetten uzak, Cehenneme yakın olur. 13- Kendine zulmetmiş olur. 14- Sağ ve solundaki meleklere eziyet etmiş olur. 15- Resulullah efendimizi üzmüş olur. 16- Bütün mahlûkata zararı dokunur. Çünkü o kimsenin günahı sebebiyle, yağmurlar yağmayabilir veya vakitsiz olarak yağmur yağar da, yarar yerine zarar vermiş olur. Kavme: rüküdan kalkıp dikilmek Celse: iki secde arasında oturmak Sual: Namazda tadil-i erkana riayet nasıl olur? CEVAP Rüku, secde, kavme ve celsede, her uzvun hareketsiz ve sakin olup, bir miktar durmaya tadil-i erkan denir. Mesela rükuya eğilir eğilmez durmadan kalkılmaz. Kavme de öyle, yani rükudan kalkınca biraz beklemek belini dik tutmak gerekir. Secdeden kalkınca da öyle. Bunlara tadil-i erkan denir. Okumalar hareketsiz olmaya mani değildir. Üç kere tesbih söyleyince otomatikman beklemiş oluyoruz, ayrıca beklenmez. Kavmede de Rabbena lekel hamd demekle beklemiş oluyoruz. Sual: Çok hızlı namaz kılanlar oluyor. Böyle çok hızlı kılınan namaz sahih midir? CEVAP 104 www.dinimizislam.com Namazı hızlı kılan kimse, eğer kıraati düzgün ise ve tadil-i erkana da riayet edebiliyorsa, namazları sahih olur. Fakat genel olarak hızlı kılan kimse, tadil-i erkana riayet etmez. Kavme ve celsede belini tam doğrultmaz. Tadil-i erkana riayet etmek vaciptir. Namazın vaciplerinden biri bilerek terk edilirse, o namazı tekrar kılmak vacip olur. Bu bakımdan namazı acele etmeden, farzına, vacibine, sünnet ve edeplerine riayet ederek kılmalıdır. Vesilet-ün-necattaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle: (Hırsızların en büyüğü, namazından çalandır. Yani namazın erkanına riayet etmez, rüku ve secdelerini hakkıyla yerine getirmez.) (Altmış sene, namaz kılıp da namazı kabul olmayan şu kimsedir ki, rüku ve secdeleri tamamiyle yerine getirmez.) (Namaz kılan çok kimse vardır ki, namazlarından onda birden fazla yazılmaz. Herkesin namazında, kalbin hazır olduğu kısımlar yazılır.) (Kalbin hazır olmadığı namaza, Allahü teâlâ nazar etmez.) (Namaz, imanın başı, dinin direği, müminin miracı, göğün nuru ve Cehennemden kurtarıcıdır.) Şu halde dinimizin direği olan namazı kılarken acele etmemeli, gafletten uzak olarak kılmaya çalışmalıdır. (Saadet Yolu) Sual: Tumaninetin ölçüsü Hanefi ve Maliki ve Şafii’de nedir? CEVAP Üç mezhepte de aynıdır. Şehadet parmağını kaldırmak Sual: Namaz kılarken teşehhüdde şehadet parmağını kaldırmak, işaret etmek caiz midir? Bazı kimseler, bu konuda hadis var diyerek parmaklarını kaldırıyorlar. Caiz midir? CEVAP Şafii’de şehadet parmağını kaldırmak sünnet, Hanefi’de caiz değildir. Parmak kaldırmaya, müctehid âlimlerin bir kısmı mekruh bir kısmı sünnet demiştir. Dinde bir kaide vardır. Bir işe sünnet ve mekruh denilmişse, o iş yapılmaz. Fetvalar birbirine uymazsa, yani (Caizdir, caiz değildir veya helaldir, haramdır) şeklinde olduğu zaman, caiz değildir veya haramdır diyen fetvalara uymak esastır. Böylece mekruh veya haram işlemekten sakınılmış olur. Sünnettir veya bid’attir denilen bir şeyi yapmamak lazım olduğu, Berika, Hadika ve İbni Âbidin’de bildirilmektedir. Parmak kaldırmakla ilgili muteber kitaplardaki yazılardan bazıları şöyledir: (İşaret etmek sünnet diyenler olduğu gibi, müstehap diyenler de vardır. Doğrusu, işaret etmek haramdır. (Fetâvâ-i garâib) Şehadet parmağı ile işaret mekruhtur. (Kübrâ) kitabı da böyle diyor. Fetva da böyledir. Çünkü, namazda sakin, hareketsiz olmak lazımdır. (Fetâvâ-i 105 www.dinimizislam.com Sirâciyye) Şehadet parmağı ile işaret edilmez. Fetva böyledir. (Gıyâsiyye, Bezzaziye) İşaret edilmez ve parmak bükülmez. Fetva da böyledir. Mudmerât, Velvâlciyye, Hulâsa ve daha başka kitaplarda da böyle yazılıdır. (Cami-urrumuz) Şehadet parmağı ile işaret edilmez. Fetva da böyledir. (Dürr-ül-muhtar) Ebussüud Efendi, namazda otururken, şehadet parmağını kaldırmak mı, kaldırmamak mı daha iyidir şeklindeki bir suale, (Her ikisi de iyi, demişlerdir. Fakat, parmağı kaldırmamak daha iyi olduğu meydanda) diye fetva vermiştir. Bütün âlimler bildiriyor ki: Parmakları, gücü yettiği kadar kıbleye karşı bulundurmak sünnettir. (Namazda, her uzvunu, gücün yettiği kadar, kıbleye karşı bulundur) hadis-i şerifi, bunu açıkça emretmektedir. İşaret etmenin haram olduğunu söyleyen âlimler vardır. Mekruh olduğunu bildiren fetvalar mevcuttur. İşaret edilmez, parmak bükülmez, usul haberleri böyledir, diyenler çoktur. O halde, bizim gibi mukallidlerin, hadis-i şerif vardır diyerek, işaret etmeye kalkışması ve böylece, birçok müctehidlerin fetvaları ile haram veya mekruh ve yasak olduğu bildirilen bir işi yapması doğru olmaz. Bir müslüman şöyle düşünmelidir: Bu büyük âlimler, işaret etmenin haram veya mekruh olacağına bir delil, vesika elde etmeselerdi, haram veya mekruh demezlerdi. İşaret etmenin sünnet ve müstehap olduğunu bildiren haberleri söyledikten sonra, (Böyle demişler ise de, doğrusu işaretin haram olduğudur) buyurmazlardı. Demek ki, bu din büyükleri, işaretin sünnet ve müstehap olduğunu gösteren haberlerin değil, yasak olduğunu gösteren vesikaların daha kuvvetli olduğunu anlamışlardır. Bir Hanefi, nasıl olsa Şafii’de sünnetmiş diyerek, parmak kaldırmaya kalkması caiz olmaz. Buna mezhep taklidi de denmez. Mezhep taklidi, ancak ihtiyaç halinde caiz olur. Sual: Şafii’yi taklit edenin namazda oturunca şehadet parmağını kaldırması gerekir mi? CEVAP Taklit eden kaldırmaz. Çünkü Hanefi’den çıkmış sayılmıyor. Hanefi’de ise parmak kaldırılmaz. Unutarak selam vermek Sual: Unutarak selam verince namaz bozulmaz mı? CEVAP Namaz kılarken unutarak selam veren kimse, selamdan sonra hatırlayınca, kalkıp namazına devam eder, namaz sonunda secde-i sehv yapar. Piyasada bulunması kolay olduğu için Halebiyi sagir tercümesinin 352. 106 www.dinimizislam.com sayfasında aynen şöyle deniyor: (Bir kimse, öğle namazını tamamladım zannı ile, iki rekatta selam verip, sonra iki rekat kılmış olduğunu hatırlarsa, namazını tamamlar ve sehv secdesini yapar. Çünkü bu durumda selam sehven verilmiş olmaktadır.) Merakıl-felah haşiyesinin tercümesi olan Nimet-i İslam kitabının (Secde-i sehv) bahsinde de şöyle denilmektedir: (Dört veya üç rekatlı farz kılan kimse, namazı tamamladı zannı ile selam verip de, namaza münafi [namazı bozacak] bir şey yapmayan, hemen kalkıp namazın noksanını tamamlar ve yanıldığı için secde-i sehv yapar.) Hiçbir fıkıh kitabında unutarak selam verince namaz bozulur diye yazmaz. Konuşmak, yiyip içmek gibi namaza mani bir hâl olmadıkça namaz bozulmuş olmaz. Sual: Dört rekatlık bir farzı kılarken, ilk tehıyyatı son tehıyyat sanarak selam verdim. Sonra yanıldığımı hatırlayıp, hemen ayağa kalkıp namaza devam ettim. Sonunda secde-i sehv yaptım. Namaz sahih oldu mu? CEVAP Evet. Eğer Allahümme entesselamü… dedikten sonra hatırlarsa namaz bozulmuş olur. Sure veya âyet okurken besmele çekmek Sual: Sure ve âyet okurken euzü besmele okunur mu? CEVAP Sure okurken, euzü ve besmele okunur. Âyet-i kerime okurken, âlimlerin çoğuna göre, yalnız euzü okunur, besmele okunmaz. Mesela Âyet-el kürsi, Amenerresulü, Hüvallahüllezi gibi âyetleri okurken besmele çekmek gerekmez. Sadece euzü okunur. Besmele de çekilirse mahzuru olmaz. Sure veya âyet okumaya başlarken euzü okumak vaciptir. Diğer surelere başlarken besmele okumak sünnettir. Namaz içinde Fatihadan önce besmele çekmek sünnet, namaz dışında Fatiha okumaya başlarken besmele okumak vaciptir. Şafii mezhebinde ise her zaman Fatiha okurken besmele çekmek farzdır. Sual: Yalnız namaz kılarken, sübhaneke okuduktan sonra euzü besmele okumak sünnet midir? CEVAP Evet. Sual: Yalnız kılanın, zammı sureye başlarken, besmele çekmesi gerekir mi? CEVAP Gerekmez, bazı âlimlere göre, besmele çekmekte mahzur yoktur. Sual: Yalnız namaz kılarken besmeleyi Fatiha-i şerif ile birleştirerek 107 www.dinimizislam.com okumanın hükmü nedir? CEVAP Caizdir. Birleşince ...milhamdü lillahi diye okunur. Sual: Peş peşe zammı sure okunsa, başlarında besmele çekmek gerekir mi? CEVAP Gerekmez. Sual: Sübhaneke, Ettehıyyatü ve diğer duaların aralarında Besmele mi çekilir, Allahü ekber mi denir? CEVAP Besmele çekilmez, Allahü ekber de denmez. Sual: Yayınlarınızdaki kitaplarda şöyle deniyor: Namazda Fatihadan sonra, Besmele çekmek gerekmez. Çekmek iyi olur. (S. Ebediyye) Fatiha ile sure arasında Besmele çekmek, caiz veya müstehabdır. (S. Ebediyye) Zammı sure okurken Besmele çekilmez. (Ey oğul ilmihali, Namaz kitabı) Zammı sureden önce Besmele çekilir mi çekilmez mi? CEVAP Zammı sureden önce Besmele çekmek gerekmez. Çekilirse iyi olur, müstehab olur. Çekilmezse mahzuru olmaz. Şafii mezhebinde ise Besmele çekmek gerekir. Bir mezhepte yapmak gereken şeyi, öteki mezhepte yasaklanmamışsa, o işi yapmak müstehab olur. Mesela kadınlara dokunan kimsenin Şafiide abdesti bozulur. Hanefide abdesti bozulmaz. Ama, bir hanefi yabancı kadına veya eşine dokununca, o abdestini kullanmışsa, yeniden abdest almasının mahzuru olmaz. Şafiide yeniden abdest almak farz olduğu için, Hanefinin yeniden abdest alması iyi olur, müstehab olur. Bunun gibi, Şafii mezhebinde zammı sure okurken besmele çekilir. Hanefinin çekmesi gerekmez, ama çekerse iyi olur, müstehab olur. Mesele bundan ibarettir. Sual: Nahl suresinin 98. âyetinde, Kur’an okurken Euzü çekmenin farz olduğu bildirildiğine göre, namaz kılarken Fatihadan önce Euzü besmele okumayı unutana secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Kur’an-ı kerimde bildirilen her emir farz değildir. Namaz dışında sure veya âyet okumaya başlarken Euzü okumak vacibdir. Yine namaz dışında Fatiha okumaya başlarken Besmele okumak da vacibdir. Diğer surelere başlarken Besmele okumak sünnettir. Namaz içinde zammı sure okumaya başlarken Euzü Besmele çekilmez. Bazı âlimlere göre, besmele çekilmesi müstehabdır, iyi olur. Namaz içinde, Sübhaneke okuduktan sonra, Fatihadan önce, Euzü Besmele okumak sünnettir. Unutulursa secde-i sehv gerekmez. Sizin dediğiniz gibi, farz olsa idi, secde-i sehv kurtarmazdı, farz terk edildiğinden o namazı 108 www.dinimizislam.com yeniden kılmak gerekirdi. Tevbe sûresini okurken Sual: Tevbe sûresinin başında, niye Besmele yok? CEVAP Bu sûrenin, Enfal sûresinin devamı mı, yoksa ayrı bir sûre mi olduğu bildirilmeyip, Resulullah efendimiz de, Besmele yazılmasını emretmediği için, bu sûrenin başına Besmele konmadı. (Beydavi) İlk bu sureyi okumaya başlarken çekilir. Önceki sureden sonra okurken, besmele çekmek mekruhtur. Sual: Namaz dışında Fatiha okurken, Euzü Besmele çekmek vacib midir? CEVAP Vacibdir. Fakat Fatiha dua niyetiyle okunursa, vacib olmaz. Namaz içinde, Sübhaneke’den sonra, Fatiha’dan önce Euzü Besmele çekmek sünnettir. İftitah tekbirini ayakta almak şarttır Sual: İmama rükuda yetişmek için acele tekbir getirip eğildim. Tekbiri rükuya gidince bitirmiş oldum. İmamla rükuda bir an beraber durduk. O rekata yetişmiş oldum mu? CEVAP Bırakın rekata yetişmeyi namazınız sahih olmadı. Çünkü iftitah tekbirini ayakta almak şarttır. İftitah tekbirini ayakta alıp, sonra imamla rükuda bir an beraber kalsaydınız hem namazınız sahih olmuş olur, hem de o rekata yetişmiş olurdunuz. Rekata yetişeceğim diye böyle hata yapmamalı. Rekata yetişemese de namaza uyması sahih olmalı. Bunun için de tekbiri ayakta iken almak şarttır. Sual: İftitah tekbirini yanlış alan, mesela (Sübhaneke) diyen, namaz içinde iken kesin anlarsa ne yapması lazım? CEVAP Hemen ayağa kalkıp yeniden (Allahü ekber) diyerek, iftitah tekbirini ayakta alıp imama uymak gerekir. Sual: Namaza dururken, çok defa tekrar etmeme, uğraşmama rağmen Allahü ekber diyemiyorum. Özürlü olduğum için Allahü kebir veya Tebarekallah desem sahih olur mu? CEVAP (Anlatılışa göre fetva verilir) diye bir söz var. Allahü ekber diyemiyorum dediğinize göre nakil yapıyoruz. Dört mezhepte ve bütün âlimlerce, iftitah tekbirine başlarken Allahü ekber denir. Allahü kebir ifadesine diğer üç mezhebin âlimleri muhaliftir. Ama sizin özrünüz var. Allahü kebir, Allahü azim veya Allahü celil demenizde mahzur olmaz. Tebarekallah, La ilahe illallah veya sübhanallah deseniz de 109 www.dinimizislam.com olur. Hatta Allah’ın kendisinde ortak olmayan sıfatlarını da söylemeniz caiz olur. Mesela, Ya Rahman, Ya Halık, Ya Razzak, Ya Allah gibi kelimelerle de namaza başlamanız caizdir. (Halebi, Dürer, Tahtavi) Sual: İftitah tekbirini, niyeti müteakip mi getirmek evladır? CEVAP Evet. Sual: Çeşitli kimseler iftitah tekbirini farklı alıyorlar: 1- Ellerini kulaklarına götürmeden önce, Allahü ekber diyenler oluyor. 2- Ellerini kulaklarına götürürken Allahü ekber diyenler oluyor. 3- Ellerini kulaklarına kaldırıp Allahü ekber demeye başlıyor, bitince ellerini bağlamış olanlar var. Bunların hangisi uygundur? CEVAP Her üç şekilde de namaza başlansa namaz sahih olur. Hatta eller hiç kaldırılmadan da tekbir alınsa namaz yine sahih olur. Ancak sünnete uyulmamış olur. 1- Allahü ekber denince namaza girilmiş oluyor. Eller bundan sonra kaldırılınca, namaz içinde iki el hareket etmiş oluyor. Bu durum, namazı bozmaz ise de, böyle hareket etmemelidir. 2- İkinci gruptakiler de, Allahü ekber dedikten sonra eller kulakta oluyor, namaz başladığı halde elleri indirmekle meşgul oluyorlar. Bu durum, namazı bozmaz ise de, böyle hareket etmemelidir. 3- Üçüncü gruptakilerin yaptıkları en uygun olanıdır. Tekbir bitince eller bağlanmış oluyor. Namaza girilince başka bir hareket olmuyor. Namaz kılanın önünden geçmek Sual: Namaz kılanın önünden geçmek mekruh mu, haram mı? CEVAP Namaz kılanın önünden geçmek mekruhtur. Mekruh kelimesi yalnız kullanılınca ekseriya tahrimen mekruh anlaşılır. Yani günah olur. Haram biraz daha fazla günahtır. Kırda ve büyük veya küçük camilerin her yerinde, namaz kılanın önünden, yakın olsun, uzak olsun kadın veya erkek veya köpek geçerse, namazı hiç bozulmaz. Kırda ve büyük camide ayaklar ile secde yeri arasından, küçük mescitte ve odada ise, ayakları ile kıble duvarı arasından geçen, günaha girer. Kıble duvarı ile arka duvarı arası yirmi metreden az olan mescide, küçük denir. Sed, sedir gibi yüksek şeyler üzerinde kılanın, önünden, aşağıdan geçen, başı namaz kılanın ayaklarından yukarı olursa günaha girer. Mescid-i haram içinde namaz kılanların önünden geçmek günah değildir. (S. Ebediyye) Sual: Namaz kılanın önünden hangi uzaklıkta geçilebilir? CEVAP 110 www.dinimizislam.com Arazide ve büyük camilerde, secde edilen yer hariç her uzaklıkta geçilir. Sual: Namaz kılanın önünden, ne kadar yakınken geçilmez? Mesela ovada namaz kılanın 1 km önünden geçemez miyiz? CEVAP Ovada uzaktan geçilir, fakat secde yerinden geçilmez. Sual: Namaz kılarken önümüzden kimse geçmesin diye önümüze yastık koysak olur mu? CEVAP 50 cm kadar bir şey koymalı, mesela sandalye koymak iyi olur. Sonra önden birisi geçmekle namaza zarar vermez, geçene günah olur. Ama herkesin gelip geçtiği yere durulursa durana da günah olur. Çocuk geçerse çocuğa günah olmaz. Sual: Evde veya küçük mescitte namaz kılan bir kimse önüne sandalye, ceket vb. bir sütre koysa önünden geçmek caiz olur mu? CEVAP Sütre olarak sandalye koyarsa olur. Yani geçmek caiz olur. Sütrenin dik olarak boyu yarım metreden aşağı olmamalıdır. Hiçbir şey bulunmazsa, o zaman uzunluğuna bir çizgi de çizilebilir veya ceket de uzunluğuna konur. Namaz kılanın önünden geçerken Sual: Namaz kılanın önünden geçmek zorunda kalınca, arkamızı namaz kılana dönerek yan yan geçilse günah olur mu? CEVAP Günah olmaz. Dilsizin kekemenin namazı Sual: Dilsiz olan veya ses telleri kuruyup konuşamayan, namazı nasıl kılar? CEVAP Dinimiz, hiç kimseye gücünün yetmediğini emretmez. Dilsizden veya konuşamayan kimseden kıraat farzı sakıt olur. Okuyamaması namazına zarar vermez. Namazda ayakta durmak farzdır. Fakat ayakta duramayan hasta veya ayakları olmayan oturarak namaz kılar. Oturamayan yatarak ima ile kılar. (Merakıl-felah) Sual: Kekeme, namaz kılarken kendi işiteceği kadar bir sesle okuyunca fazla zaman alıyor. Kendi duymayacak kadar içinden okuması caiz olur mu? CEVAP Kendi işitemeyecek kadar sessiz, yani içinden okumak caiz olmaz. Kekeme de, fazla zaman alsa da kendi işiteceği kadar sesle okur. (Halebi) Sual: Dilsiz namaz surelerini nasıl öğrenir? CEVAP Dilsizin okuma mecburiyeti yok. Ayakta durur eğilir kalkar. 111 www.dinimizislam.com Fitneye sebep olmamalı Sual: Fitne olsa da, başkaları kızsa da namazı onların gözleri önünde emr-i maruf niyetiyle kılmak gerekmez mi? Yoksa fitneye sebep olmamak için, ibadeti gizlemek mi gerekir? CEVAP Fitneye sebep olmamak ve zararlarından korunmak için, din düşmanlarından ibadeti gizlemelidir. Böyle kimselerin yanında açıktan ibadet yapmak emr-i maruf olmaz, fitne olur. Fitne çıkarmak haramdır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir zaman gelir ki, şimdi aranızda münafıkların gizlendiği, ibadet yapar göründüğü gibi, o zaman da müminler gizlenir, ibadetleri gizli yaparlar.) [İbni Sünni] Sual: Tehlike zamanında, namazı oturarak veya ima ile kılmak caiz midir? CEVAP Düşman veya yırtıcı hayvan korkusundan veya hastalanıp ayakta duramayan veya çamur olup kuru yer bulamayan kimse, namazını ima ile kılar. Daha sonra bunları iade etmesi gerekmez. (Halebi) Sual: Namaz kıldığımız bilinmesin diye göz ile kılmamız caiz mi? CEVAP Hanefi’de kılınmaz. Ayakta duramayan oturarak kılar. Oturarak kılamayan yatarak başı ile ima eder. Yatarak başı ile de kılamayan gözü ile kılamaz ve namazını kazaya bırakır. Bu haliyle namazını kazaya bıraktığı için günaha girmez. Çünkü kılmaya imkanı yoktur. Bir zaruret olursa, başka hiçbir imkan da bulunmazsa, Şafii mezhebi taklit edilerek kılınabilir. Tertip sahibi olmak Sual: Namazda tertip ne demektir? CEVAP Namazları sırasıyla kılmak demektir. Bir günlük beş vakit farz namazla vitri kılarken ve kaza ederken tertibe riayet etmek, yani sıralarını gözetmek farzdır. Sabah namazına uyanamayan, hutbe okunurken bile hatırlarsa, hemen bunu kaza etmelidir. Bir namazı kılmadıkça ve bunu kaza etmedikçe, bundan sonraki beş vakit namazı kılmak caiz olmaz. Hadis-i şerifte, (Bir namazı uykuda geçiren veya unutan kimse, sonraki namazı cemaatle kılarken hatırlarsa, imamla namazı bitirip, sonra önceki namazını kaza etsin! Bundan sonra, imamla kıldığını tekrar kılsın!) buyuruldu. [Mesela öğle namazını kılmayı unutup ikindi vakti girse, tertip sahibi kimsenin, önce öğleyi kaza etmesi gerekir. Uyuyup öğle namazını kaçıran kimse de, önce öğleyi kaza ettikten sonra ikindiyi kılar.] 112 www.dinimizislam.com Sabah namazına başlamadan veya namaz arasındayken, vitri kılmadığını hatırlayan kimse, vitri kaza etmeden sabah namazını kılsa, kabul olmaz. Güneş doğmasına, yalnız vitri kaza edecek kadar zaman kalmışsa, ancak bu halde sabah namazı kabul olur. Demek ki, bir namaz vaktinin sonunda, kazayı da kılacak kadar zaman kalmazsa, kazayı önce kılmak lüzumu affolur. Vakit daraldı sanarak, vakit namazının farzını kılan, sonra daha zaman olduğunu anlasa, kazayı ve sonra vaktin farzını tekrar kılar. Vaktin namazına başlarken veya namaz içindeyken, kazası olduğunu unutursa, namazdan sonra hatırlasa da, kıldığı namazı kabul olur, çünkü unutmak özürdür. [Mesela sabah namazını kılarken vitri kılmadığını unutsa, namaz kıldıktan sonra hatırlasa bile sabah namazı sahih olur. Eğer namaz içindeyken hatırlarsa, o namaz sahih olmaz. Önce vitri kılması gerekir. Bir başka örnek: Sabahı kılmadığını hatırladığı halde öğleyi kılarsa öğle sahih olmaz, fakat sabahı kılmadığını unutarak öğleyi kılarsa sahih olur. Unutmak özür oluyor.] Kazaya kalan namaz sayısının altı olması da, sırayla kılmayı affettiren bir özürdür. Kılmadığı veya kılıp da kabul olmayan farz namazı sayısı altı olan bir kimse, tertip sahibi olmaz. Kaza namazlarının birbiri arasında ve bunlarla vakit namazları arasında sırayı gözetmesi lazım olmaz. Mesela bir farzı kılmayan kimse, bunu hatırladığı halde, beş tane vakit namazı kılsa, bu beşi kabul olmayacağı için, kılınmamış namaz sayısı altı olur. Vitir namazı, burada hesaba katılmaz. Eskiden kazaya kalmış farzlar da hesaba katılır. Namazlar arasında sırayı gözetmek lüzumunu gideren bir başka sebep, sırayla kılmanın lazım olduğunu bilmemektir. Nass veya icma olmayan şeyi bilmemek özürdür. Mesela, sabahı kılmayan, bunu hatırladığı halde, öğleyi kılsa, bu kabul olmaz. Sonra, sabahı kaza edip, sonra ikindiyi kılsa, ikindi kabul olur, çünkü kıldığı öğlenin kabul olduğunu sanmaktadır. Beşten fazla kazaları olan, bunları kaza ederken, kılmadığı namaz sayısı altıdan aşağıya inince, sırayı gözetmek lüzumu tekrar geri gelmez. Bunları da sırasız kılabilir. Sonra eda ettiği namaz sayısı, kazaya kalanla birlikte altı olunca, eda etmiş olduğu namazlar, tekrar kabul olur. Mesela, bir farzı veya vitri kılmasa, sonra gelen namazları kılsa, bu namazlar kabul olmaz. Beşinci namazı kılmadan, önce kılmamış olduğu namazı kaza ederse, kıldığı namazlar nafile olmuş olur. Kazayı kılmadan önce kıldığı beşinci namazın vakti çıkarsa, kazaya kalan ile kabul olmayan namaz sayısı altı olur. Bu halde, kılınan beş namaz tekrar sahih olur. Kıldığı beş namazın her birinde, kazası olduğunu hatırlamak lazımdır. Birkaçında hatırlamadıysa, bunlar hesaba katılmaz. Sabah namazını kılmayan kimse, sonra gelen namazları kılsa, ertesi gün güneş doğarken, kılmış olduğu beş namazın hepsi kabul olur. (S. Ebediyye) Sual: Tertip sahibi olmak ne demektir? CEVAP 113 www.dinimizislam.com Tertip sahibi olmak demek, hiç namaz borcu olmamak veya en fazla beş vakit kaza borcu olmak demektir. Daha fazla kaza borcu olursa, tertip sahibi olmaktan çıkar. Kaza borçlarını ödeyen kimse de tertip sahibi olur. Tertip sahibi olanın, beş vakit farzı ve vitri kılarken, sıralarını gözetmesi gerekir. Bir namazı kılmadıkça, ondan sonraki beş namazı kılmak caiz olmaz; yani beş vakitten az olan kaza namazını, vakit namazından önce kılmak şarttır. Hadis-i şerifte, (Bir namazı uykuda geçiren veya unutan, sonraki namazı cemaat ile kılarken hatırlarsa, imamla namazı bitirip, sonra önceki namazını kaza etsin! Bundan sonra, imamla kıldığını tekrar kılsın) buyuruldu. (Dürr-ülmuhtar) Bu tertibe, şu üç halde uymak gerekmez: 1- Unutmak, 2- Vaktin daralması, 3- Kaza namazlarının çok olması. Bunlara birer misal verelim: 1- Unutmak: Öğle namazını kılmayı unutan, ikindi ezanı okunduktan sonra hatırlasa, öğleyi kaza etmeden ikindiyi kılsa sahih olmaz. Fakat ikindi namazını kıldıktan sonra, öğle namazını kılmayı unuttuğunu hatırlasa, unutmak özür olduğu için, ikindi namazı sahih olur. Ondan sonra da öğleyi kaza eder. Bir kimse, vitri kılmadan yatsa, sabah ezanı okunurken uyansa, önce vitri kaza etmesi gerekir. Eğer, sabah namazını kıldıktan sonra vitri kılmadığını hatırlarsa, sabah namazı sahih olmuş olur. 2- Vaktin daralması: Bir kimse, ikindi namazını kılmayı unutsa, yatsıya dört rekat namaz kılacak kadar zaman kalsa, artık ikindiyi kaza etmeden akşamı kılar. Daha sonra da ikindiyi kaza eder. 3- Kaza namazlarının çok olması: Altı vakit veya daha fazla kazası olan kimse, bunları kaza etmeden de vakit namazlarını kılabilir. Bir kimse, bir ay namaz kılmasa, sonra pişman olup, bu namazları kaza etmeden vakit namazlarını kılmaya başlasa, bu arada bir vakit namazı mesela öğleyi kılmasa, ekseri ulemaya göre, bu bir vakti kaza etmeden vakit namazlarını kılsa caiz olur. (Halebi) Sual: Tertip sahibi bir kimse, vitri gece kalkınca kılarım dese, uyanınca sabah vakti girdiğini görse, nasıl olsa vitir kazaya kaldı diye, vitri kılmayıp sabah namazını kılsa, sabah namazı sahih olur mu? Uyanınca güneşin doğmasına üç rekat namaz kılacak kadar zaman kalsa ne yapması gerekir? Vitri mi kılması gerekir, yoksa sabah namazının farzını mı? CEVAP Vitir eda ve kaza yönünden aynen farz namazlar gibidir. Yani tertip sahibi için vitri kılmadan sabah namazının farzını kılmak sahih olmaz. Ancak unutarak veya vakit darlığı sebebiyle olursa ancak o zaman caiz olur. Güneşin doğmasına üç rekat namaz kılacak kadar zaman kalınca, sabahın farzı kılınır. Güneş doğduktan 50 dakika sonra veya öğleye 20 dakika kalıncaya kadar vitri 114 www.dinimizislam.com kaza etmek şarttır. Aksi takdirde, vitri kaza etmeden öğle namazını kılmak sahih olmaz. Sual: Fıkıh kitaplarında, tertip sahibi kimsenin, unuttuğu bir farz namazı kaza etmeden vaktin namazını kılsa sahih olmayacağı bildiriliyor. Peki kazasını kılmadan vaktin farzını kılması sahih olmayınca, kazası varken sünnet veya nafile kılması sahih olur mu? CEVAP Tertip sahibinin durumu ile tertip sahibi olmayanın durumu farklıdır. Tertip sahibi olan, yani hiç namaz borcu olmayan kimse, unutarak veya başka dini bir mazeretle, namazı kazaya kalsa, o namazını kaza etmeden vaktin namazını kılsa, vaktin namazı sahih olmaz. Bu hususu bildiren üç hadis-i şerif meali şöyledir: (Bir kimse, unuttuğu bir farz namazı kaza etmeden vaktin namazını kılsa, o namaz sahih olmaz.) [Dare Kutni, Kurtubi, İ. Süyuti] (Bir namazı unutup da bir farz namazı kılarken onu hatırlayan, başladığı namazı tamamladıktan sonra, unuttuğunu kılsın.) [Beyheki, Dare Kutni, İbni Adiy] (Kim bir farz namazı kılmayı unutsa, imamla başka bir namaza durmuşken hatırlasa, o namazını imamla kılsın, namazını bitirince, unuttuğunu kaza etsin. Sonra imamla kıldığını da iade etsin.) [Taberani, Hatib] Kaza namazı borcundaki durum ise, bunlar bir özürle namazını kaçıranlar içindir. Kasten terk edilmiş namazları var ise, onları kaza etmeden de vaktin namazı sahih olur, ama sünnet ve nafileleri kabul olmaz. (Bey ve şira risalesi, Nevadir-i fıkhıyye fi mezheb-il-hanefiyye) Hazret-i Ali’nin naklettiği bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48] (Fıkıh kitaplarında bütün sünnetlerin nafile namaz olduğu bildirilmiştir.) Tertip sahibi Sual: Yatsıyı kılmadan yatan tertip sahibi bir kimse, uyuyup kalsa, uyanınca sabah namazını kılacak kadar zaman kaldığını görse, tertip sahibi olduğu için önce yatsıyı mı kılması gerekir? CEVAP Vaktin dar olması, tertibi düşürür. Yani sabahın farzını kılar. (Hindiyye) Tertip sahibi Sual: Kazaya kalan namaz borcunu tam hesaplayamadığı için, tertip sahibi olup olmadığını bilmeyen, nasıl hareket eder? 115 www.dinimizislam.com CEVAP İhtiyaten tertip sahibi gibi hareket etmesi; yani bir namazı kazaya kalırsa, sonraki vakti kılmadan önce, kazaya kalan namazını kaza etmesi iyi olur. Tertip sahibi Sual: Tertip sahibi olan bir kimse, imsak vaktinden önce kılmak niyetiyle, vitri kılmadan yatsa, o vakitte kılamayıp sonra da unutsa, ertesi gün yatsıyı kılmadan önce hatırına gelse, kıldığı sabah, öğle, ikindi ve akşam namazlarını kaza etmesi gerekir mi? CEVAP Unuttuğu için kaza etmesi gerekmez. Unutmak özür olur. Vitri kılmadığını hatırladıktan sonra, vitri kaza etmeden önce yatsıyı kılarsa, yatsı namazı sahih olmaz. Namaz ve riya Sual: Kayınpeder adayımın yanında namazı düzgün kılmak veya ikindinin sünnetini çok zaman terk ederken onun yanında kılmak riya olduğu için küfür olur mu? Çünkü riyanın küçük şirk olduğuna dair bir hadis okudum. Ticaret için hacca gitmek de riya mıdır? CEVAP İbadetlerine riya karıştıranın sevabı azalır. Yahut tamamen riya ise sevap hasıl olmaz ama kâfir de olmaz. İbadet yaparak Allahü teâlâdan dünya çıkarlarını istemek, riya olmaz. Yağmur duasına çıkmak böyledir. İstihare yapmak da, böyledir. Ücret ile imamlık ve Kur’an kursu hocalığı yapmak, sıkıntıdan, hastalıktan ve fakirlikten kurtulmak için âyet-i kerime okumak da, böyledir. Bunlarda hem ibadet, hem de menfaat niyetleri bulunmaktadır. İbadet niyeti hiç bulunmazsa riya olur. İbadet niyeti çok olursa, sevap hasıl olur. İbadetlerini başkalarına göstermek, onlara öğretmek ve teşvik etmek niyeti ile olursa, yine riya olmaz, hatta çok sevap olur. Allahü teâlânın rızası için namaza başlayıp, sonra namaz içinde hasıl olan riyanın zararı olmaz. Riya ile yapılan farzlar sahih olur. İbadet borcu ödenmiş olur ise de, sevabı olmaz. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (İbadetine riya karıştırana ahirette “Git sevabını o kişiden iste” denir.) [İbni Mace] Hem ticaret yapmak, hem de hac etmek için giden kimsenin, hac niyeti çoksa, sevap kazanır. Ticaret niyeti çok ise veya iki niyet eşit ise, hac sevabı kazanamaz. Fakat, şartlarını yerine getirdi ise, yalnız farz borcunu ödemiş olur. Farzı yapmamak azabından kurtulur. Gösteriş için yapılan her ibadet ve hayrat ve hasenat sevabı da böyledir. (Dürr-ül-muhtar) Sual: Camiye gidince maşallah bu yaşta namaz kılıyorsun diyorlar, benim de hoşuma gidiyor, herkes beni takdir etsin diye cemaate gidiyorum. Bu riya imiş. Riyaya bulaşmamak için camiye gitmemem daha uygun olmaz mı? 116 www.dinimizislam.com CEVAP Farz namazları kılarken, riya, gösteriş tehlikesi olsa da, yine farzları camide kılmak lazımdır. Camiler namaz kılmak için yapıldı. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Nafile ibadetleri gizli yapmak lazımdır. Böylece, riya ve gösteriş tehlikesi olmaz. Cemaat ile kılmak böyle değildir. Farzları açıkça yapmak, herkese göstermek lazımdır. Çünkü farzlarda gösteriş lekesi olmaz. Bunları cemaat ile kılmak, bunun için uygundur. (1/288) Sual: İkindinin ve yatsının sünnetini tembellikten çok zaman kılamıyorum. Ama arkadaşlarla beraber olunca kılmak zorunda kalıyorum. Yalnız kılsaydım kılmayacaktım. Onlar ayıplamasın diye kılmam gösteriş, riya oluyor. Riya olmaması için hiç niyet etmeden yatıp kalkıyorum. Bu uygun mudur? CEVAP Uygun değildir. Normal sünneti kılmalıdır. Namazı biz Allah rızası için kılıyoruz. Arkadaşlar için kılmıyoruz. Yani niyetimiz Allah rızası olmalıdır. Niyetimiz Allah rızası olunca mahzuru olmaz. Namazda yanlış okumak Sual: Namazda yanlış okumak nasıl olur? CEVAP Namazda yanlış okumak dört şekilde olabilir: 1- İrâb hatası, harekelerde ve sükunde olabilir. Mesela şedde hafif okunur, medler kısa okunur veya aksi olur. Mesela, Kâfirun suresini okurken, leküm dinüküm yerine leküm diniküm desek namaz bozulmaz. Buna irâb hatası denir. Üstünü esre okumak, esreyi üstün okumak veya ötre okumakla namaz bozulmuş olmaz. Yani dinüküm yerine yanılarak diniküm veya dineküm dense namaz bozulmuş olmaz. [Sonra gelen âlimler, Arap olmayan Müslümanların, yanlış okuyabileceğini, namazlarının bozulmaması için ruhsatlar aradılar. İrâb hatasının namazı bozmayacağına fetva verdiler. Allahü teâlâ hiç kimseye yapamayacağı işi teklif etmez. Kekeme veya elsağ olanlara [sin harfini, se harfi gibi okuyanlara] da kolaylık gösterilmiştir.] 2- Harflerde yanlışlık yapılır: Harfin yeri değiştirilir veya harf ilave edilir, yahut azaltılır, veyahut harf ileri geri alınır. [Böyle hatalar yapılınca mana bozulursa namaz da bozulur.] 3- Kelime ve cümleler yanlış okunur. [Bunda da mana bozulursa namaz da bozulur.] 4- Durulacak yerde durulmaz. Geçilecek yerde durulur. Bu hatalar namazı bozmaz. Yanlış okumalarda bozulan ve bozulmayanlara bazı örnekler verelim: 1- (İnnellahe beriun minelmüşrikine ve Resülühü)deki resülühü’yü, 117 www.dinimizislam.com resülihi diye okumak namazı bozmaz. (Allah ve resulü müşriklerden beridir) demek iken, Resülihi denince, (Allah müşriklerden ve Resülünden beridir) anlamına gelir. 2- (Ve ente hayrul-münziline)’deki son kelimeyi (münzeline) diye okumak da bozmaz. (Sen indirenlerin en hayırlısısın) demek iken, (sen indirilenlerin en hayırlısısın) olur. 3- Nahnü halakna’daki halakna kelimesini halakana diye okumak da bozmaz. 4- (Ve izi'btelâ İbrahime Rabbühü) deki son kelimeyi Rabbehü okumak namazı bozmaz. 5- (Hatta) kelimesini (atta) şeklinde okumak da bozmaz. (Semi'allahü limen hamideh) derken, nun yerine lam okumak yani (semi'allahü limel hamideh) demek de bozmaz. 6- (İyyâke na'büdü) yü (iyake na'büdü) şeklinde okumak, mana değiştiği halde namazı bozmaz. (Halebi) 7- (İhdina's-sırata) lafzını (ihdina'l-sırata) diye okumak namazı bozmaz. 8- Rabbilâlemin yerine Rabilâlemin demek bozmaz. Ya mâlik yerine ya mâli deyince, bozulmaz. 9- (Et-tehıyyâtü) yerine (Tı) ile (eT-Tahıyyâtü) veya (dal) ile (eddahıyyâtü) dense, mana değiştiği halde namaz bozulmuş olmaz. Eddahıyyatü kurbanlar anlamına gelir. 10- (Allahümme salli...) derken (sad) yerine (sin) okumak, (Allahümme selli…) demek, bazı âlimlere göre bozar, bazılarına göre bozmaz. Böyle ifadelerde ihtiyatlı olmak iyi olur. 11- Kaf harfini kef harfine benzeterek okumak veya kef harfini kafa benzeterek okumak namazı bozmaz. Sin harfini sad harfine benzetmek veya sad harfini sine benzeterek okumak da namazı bozmaz. (sad) ile (sin) aynı mahrecden çıkar. Genelde yanlışlık yapılan sad yerine sin, sin yerine sad okumak bozmaz. Mesela (iza cae nasrullahi) lafzını (sin) ile (iza cae nesrullahi) şeklinde okumak ve (Allahüs-samed) kelimesini (sin) ile (Allahüssemed) şeklinde okumak da namazı bozmaz. 12- Harf hatalarından şunlar namazı bozar: zel yerine zı, dat yerine zı okunursa namaz bozulur. Zı harfini zel gibi okumak da caiz değildir. (Kul hüve'llahü ehad)’i (Kul hüve'llahü ehet) şeklinde Dal harfini Te olarak okumak, namazı bozar. (Halebi) 13- Namazda Fatihayı okurken iyyake nabüdü yerine, iyya kenabüdü demek, namazı bozmaz. Bozar diyen âlimler de olduğu için dikkat etmek iyi olur. 14- Bir kimsenin namazda okuduğu, dokuz âlime göre yanlış olsa, bir âlime göre doğru olsa, bunun namazı bozuldu denmez. (Tergib-üs-salat) 15- Arapça veya tecvid bilmeyen müslümanların, harflerin mahreçlerini tam gözetemeyeceğinden yanlış okumalarının af edileceğini yani böyle kılınan 118 www.dinimizislam.com namazların sahih olacağını bildiren âlimler vardır. Bunlara göre harfleri çalıştığı halde çıkaramayanların namazları sahih olur. Namaz surelerini tecvidli okumak şart değildir. Harfler mahreçlerinden çıkarılırsa düzgün okunmuş olur. 16- Resulullah kelimesinin başına ya gelirse resulallah olur. Abdullah kelimesinin de başına ya gelince, Abdallah olur. Muhammedün resulullah ise, tecvid kaidesine göre, Muhammedür Resulullah olarak okunur. Muhammedün resulullah da dense, Muhammeder resulullah da dense yine namaz bozulmuş olmaz. 17- Namaz kılarken, gayret ettiği halde doğru okuyamayan ve okuduğu ifade küfre düşürücü ise, o kimse kâfir olmaz. Yanlışlıkla yapılan bir şeyden dolayı namaz kılan müslümana küfre girdin denilmez. Bunların namazlarının sahih olacağını bildiren âlimler vardır. Unutarak abdestsiz kılan kimse, hiç hatırlamazsa o namazı sahih olur, küfre falan da düşmüş olmaz. Kasten bilerek namazla alay için abdestsiz namaz kılmak küfür olur ki, hiçbir müslüman da böyle şey yapmaz. Namaz kılarken küfür işlemek Sual: S. Ebediyye kitabında, (Rüku tesbihindeki azim kelimesi, Zı ile söylenince Rabbim büyük demektir. Eğer ince Ze ile söylenirse, Rabbim benim düşmanım demek olur) deniyor. Böyle bilmeden, namazda yanlış okuyan, küfre düşmüş, kâfir olmuş mu oluyor? CEVAP Hayır. Bu kasten yapılmıyor. Allahü teâlânın rızası için namaz kılana, kâfir denir mi hiç? Üstünde, su ve erzak yüklü devesini çölde kaybeden bir kimse, açlıktan ve susuzluktan öleceğini anlayınca, bir ağacın dibinde uyuyakalır. Uyanınca, devesini geldiğini görür. Sevinç ve şaşkınlık içinde, dili sürçerek, (Ya Rabbi, sen benim kulumsun, ben de senin rabbinim, sana hamdolsun ki devem geldi) der. Peygamber efendimiz bunu, gülümseyerek anlatır. Böyle hatalar küfür olmaz. Bir âlim şöyle anlatır: (Bana, su getiren bir talebemin, ayağı kayıp düşse, bardak da kırılsa, ben ona kızar mıyım, yoksa acır mıyım? Hizmet edilirken, yapılan hatalar hoş görülür. İşte bunun gibi, Allahü teâlâya ibadet ederken, yapılan hatalar da, affedilir.) Demek ki, ibadette, bilmeden yapılan yanlış küfür olmuyor. Bir hadis-i şerif meali: (Kur’an için vekil edilen bir melek, Arap olmadığı için, doğru okuyamayan kimsenin, hatasını düzeltir ve doğru olarak yükseltir.) [Şirazi] Zı harfini Ze okumak Sual: Tam İlmihal’de, İbni Abidin’den alınarak, (Rükû tesbihinde Zı ile azîm denir ki, Rabbim büyüktür demektir. Eğer ince Ze ile okunursa, Rabbim 119 www.dinimizislam.com düşmanımdır demek olur ve namaz bozulur) deniyor. Azîm, ince Ze ile olursa düşman anlamına mı gelir? CEVAP İnce Ze ile söylenince, manası değişiyor. Müncid lügatinde, şiddetli düşman anlamına geldiği yazılıdır. Sual: Namazda aynı kelime tekrar edilirse, namaz bozulmuş olur mu? CEVAP Yanlış okununca, düzeltmek için tekrar okumak gerekir. Tekrar okuyunca mahzuru olmaz, yani namazı bozmaz. Sünnet olanı yanlış okumak Sual: (Sünnet olan bir şeyde, yanlış okuyanın namazı bozulmaz) deniyor, doğru mu? Mesela, (Sübhâne Rabbiyel azîm) derken, manayı bozacak şekilde yanlış okursak, namaz bozulur mu? CEVAP Sünnet olan bir şeyde de, yanlış okumakla namaz bozulur. Mesela Arapçada üç Z harfi vardır. Birincisi kalın Zı, ikincisi ince okunan Ze, üçüncüsü Zal’dır. Bunların üçü ayrı ayrı söylenir. Rükû tesbihinde, Zı ile azıym denir ki, Rabbim büyüktür demektir. Eğer ince Ze ile azim denilirse, Rabbim benim düşmanımdır demek olur ve namaz bozulur. (Redd-ül muhtar) Kâfirun suresini okumak Sual: (Kâfirun suresini okurken yanılan kimse küfre düşer) deniyor. Bilmeden söylenince veya dil sürçmesiyle söylenince de mi küfür olur? CEVAP Dil sürçmesiyle veya bilmeden, namazda küfre düşürücü şekilde bir âyet okunsa küfür olmaz. Yanılmak özür olur. Namazda yanlış okumak Sual: Bir insan namaz kılarken yanlış okusa, yanlışı küfrü gerektirse, sonra dönüp düzeltse, namazı bozulmuş mu olur? CEVAP Hayır, namazı bozulmuş olmaz. Doğrusunu okuyunca namaza devam eder. Ehad yerine ehat Sual: Namazda İhlas suresini okurken, ehad yerine ehat denince namaz bozulmuş olur mu? CEVAP S. Ebediyye’de, Bezzaziyye kitabından alınarak bozacağı bildirilmektedir. Kelimeyi bölmek Sual: Bir kelimeyi bölüp ondan sonra gelen kelimenin başına koymak namazı bozar mı? CEVAP Kelimenin bölünme durumuna bağlıdır. 120 www.dinimizislam.com Bir kelimeyi ayırıp, ikinci kelimeye birleştirmek, mesela iyyake nabüdü yerine iyya kenabüdü demek, bir kavle göre bozar. (S. Ebediyye) Namazda yanlış okumak Sual: Fatiha suresindeki megdubi kelimesini magdubi diye okumak, müstekım kelimesini müstakim diye okumak namazı bozar mı? CEVAP Çok kelime, Latin harfleriyle yanlış yazılıyor. Bunları sesli olarak bilen birinden öğrenmek gerekir. Tarifle olmaz. Megdubi, magdubi diye okunsa mana değişmez. Müstekım kelimesi de öyle. İkinci harfler kalın olduğu için kalın okunabilir. Mesela müstekıl kelimesi, müstakil diye, vekar kelimesi vakar diye okunsa veya bekara kelimesi bakara olarak okunsa mana değişmez. Bazı tesbih ve duaların manaları Sual: Namazda ve günlük hayatta okuduğumuz aşağıdaki duaların manaları nedir? CEVAP Kısaca yazalım: Allahü ekber: Allah büyüktür. [Allahü teâlâ, zihne gelen her şekilden ve hayallerden ve yarattığı mahlûklara benzemekten uzak ve kâmillikle vasf olunan her şeyden, daha büyüktür.] Sübhane rabbiyel azim: Azim olan Rabbimi bütün noksanlıklardan tenzih ederim. [Her şeyden büyük olan Rabbimi her türlü ayıp ve noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddes bilirim.] Semiallahü limen hamideh: Allahü teâlâ kendisine hamd edeni işitir, bilir. Rabbena lekel hamd: Rabbim sana hamd olsun. Sübhane rabbiyel a’la: Her şeyden yüksek, yüce olan Rabbimi bütün noksan sıfatlardan münezzeh ve mukaddes bilirim. Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü: Huzur ve selamet, Allahü teâlânın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun. Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte ya zelcelali vel ikram: Ya Rabbi sen selamsın, selam da sendendir [bütün afetlerden sen korursun]. Yüceltilmeye ve saygıya layık olan sensin. İstiğfar: Estağfirullah: Allah’ım beni affet. İstiğfar duası: Estağfirullah el-azim ellezi la ilahe illa hüv elhayyel 121 www.dinimizislam.com kayyume ve etübü ileyh: Büyük Allah’ım, günahlarımı affet. Her şeyi yoktan var eden ve her an varlıkta durduran, yalnız Sensin! Sen hep varsın! Estağfirullah min külli ma kerihallah: Ya Rabbi, razı olmadığın, beğenmediğin şeylerden, yaptıklarımı af et, yapmadıklarımı da yapmaktan koru! Tehlil: La ilahe illallah veya (La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh, lehülmülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şeyin kadir): Allah’tan başka ilah yoktur. O tektir ve ortağı yoktur. Mülk onundur. Hamd edilmeye layık olan Odur. Onun her şeye gücü yeter. Sübhane rabbiyel aliyyil a’lel vehhab: İhsanı bol olan yüce Rabbimi tenzih ederim. Allahümmahşurna fi zümretissalihin: Allah’ım bizi salihlerle haşret. Tesbih: Sübhanallah: Allah’ım seni noksan sıfatlardan tenzih ederim. Tekbir: Allahü ekber: Allah büyüktür Tahmid: Elhamdülillah: Allah’a hamd, şükrederim Temcid: Lâ havle velâ kuvvete illâ billah: Her türlü kuvvet ve kudret ancak Allah’tandır. Âmin: Kabul et ya Rabbi. La ilahe illallah: Allah’tan başka ilah yok demektir. Yani İbadet olunmaya hakkı olan, yalnız Allahü teâlâdır, hak üzere başka mabud yoktur. Her şeyi yaratan bir Allah vardır, ortağı ve benzeri yoktur. Muhammedün Resulullah: Muhammed aleyhisselam Allahü teâlânın resulüdür. Kelime-i tevhid: La ilahe illallah Muhammedün Resulullah: Allah’tan gayri ilah yoktur. Muhammed aleyhisselam Onun resulüdür. Kelime-i şehadet: Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselamın Allah’ın kulu ve Resulü olduğuna şehadet ederim. Yani görmüş gibi bilir ve bildiririm ki, Allahü teâlâdan başka, varlığı lazım olan, ibadet ve itaat olunmaya hakkı olan, hiç ilah, hiçbir kimse yoktur. Yine görmüş gibi bilir, bildiririm ki, Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlânın kulu ve son Peygamberidir. [Onun gönderilmesi ile, Ondan önceki Peygamberlerin dinleri tamam olmuş, hükümleri kalmamıştır. Sonsuz mutluluğa kavuşmak için, ancak Ona uymak lazımdır. Onun din ile ilgili her sözü, Allahü teâlâ tarafından kendisine bildirilmiştir. Hepsi doğrudur. Yanlışlık ihtimali yoktur.] 122 www.dinimizislam.com Rabbenâ âtinâ fid-dünyâ haseneten ve fil-âhireti haseneten vakınâ azaben-nâr: Ey Rabbimiz, bize dünya ve ahirette iyilik ver, bizi Cehennem azabından koru! Rabbenağfirlî veli vâlideyye ve lil-mü’minine yevme yekumul hisab: Ey Rabbimiz, kıyamette hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla! Salevat: [En kısası] Allahümme salli alâ Muhammed ve alâ âli Muhammed: Allah’ım Muhammed aleyhisselama ve Onun âline salat-ü selam olsun. Telbiye: Lebbeyk. Allahümme Lebbeyk. Lebbeyk la şerike leke lebbeyk. İnnel hamde ve’n-ni’mete vel mülke leke la şerike lek: Buyur emret, ey varlığı mutlak lazım olan Allah’ım, emrine hazırım ve ilahi iradene itaat ederim. Senin benzerin ve ortağın yoktur. Teşrik tekbiri: Allahü ekber, Allahü ekber. La ilahe illallah. Vallahü ekber, Allahü ekber ve lillahil-hamd: Allah büyüktür, Ondan başka ilah yoktur, hamd ancak Allah içindir. Sabah ve akşam okunan iman duası: Allahümme inni euzü bike min en üşrike bike şey-en ve ene alemü ve estağfirü-ke li-ma la-alemü inneke ente allamül-guyub: Allah’ım bilerek şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmeyerek koştumsa beni affet, Sen her şeyi bilirsin. Yemek duası: El-hamdü-lillahillezi eşbeana ve ervana min-gayrı-havlin minna ve la kuvveh. Allahümme at'imhüm kema at'amuna. Allahümmerzukna kalben takıyyen, mineşşirki beriyyen la kâfiren ve şakıyyen velhamdülillahi rabbilâlemin: Bizim gücümüz kuvvetimiz olmadan, bizi nimetleri ile doyuran ve susuzluğumuzu gideren Allahü teâlâya hamd olsun. Ya Rabbi, bize bu yemeğin hazırlanmasında emeği geçen ve bize bu nimetleri ikram edenlere sen de ikram et. Ya Rabbi, bizim kalbimizi şirk ve kötülüklerden koru. Bizlere, dinimizin emirlerine uyan bir kalb nasip eyle. Şükür duası: Allahümme mâ esbaha bi min nimetin ev bi-ehadin min halkıke, fe minke vahdeke, lâ şerike leke, fe lekel hamdü ve lekeşşükür: Ya Rabbi, bana ve diğer yarattıklarına verdiğin maddi ve manevi nimetlerin sabaha (akşama) kadar bizim yanımızda kalması yalnız Sendendir. Senin ortağın yoktur. Sana hamd ve şükrediyoruz. [Akşam okurken (Mâ esbaha) yerine (Mâ emsa) demelidir.] Peygamber efendimizin çok okuduğu dua: 123 www.dinimizislam.com Allahümme inni eselükes-sıhhate vel-afiyete vel-emanete ve hüsnelhulkı verrıdae bilkaderi birahmetike ya Erhamerrahimin: Ya Rabbi, senden, sıhhat ve afiyet ve emanete riayet etmek [hıyanet etmemek] ve güzel ahlak ve kaderden razı olmak istiyorum. Ey merhamet sahiplerinin en merhametlisi! Merhametin hakkı için, bunları bana ver! Öfkelenince okunacak dua: (Allahümmağfir li-zenbi ve ezhib gayza kalbi ve ecirni mineşşeytan: Ya Rabbi! Günahımı af eyle. Beni kalbimdeki öfkeden ve şeytanın vesvesesinden kurtar. Biri ölünce okunan âyet: İnna lillah ve inna ileyhi raciun: "Elbette biz, Allahü teâlânın kuluyuz, ölümden sonra dirilerek yine Ona döneceğiz." Dinde sebat edip son nefeste iman ile ölmek için: Allahümme, ya mukallibel kulüb, sebbit kalbi, alâ dinik: Ey büyük Allah’ım, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak Sensin. Kalbimi, dininde sâbit kıl, dininden döndürme, Müslümanlıktan ayırma! Tecdid-i iman ve nikah duası: Allahümme innî ürîdü en üceddidel-îmâne ven-nikaha tecdîden bikavli la ilahe illallah Muhammedün Resulullah: Ya Rabbi, la ilahe illallah Muhammedün Resulullah diyerek imanımı ve nikahımı tazeliyorum. Sübhaneke’nin manası: Ey Allah’ım! Seni noksanlıklardan tenzih eder, bütün kemal sıfatlarıyla tavsif ederim. Sana hamd ederim. Senin ismin yücedir. (Ve Senin şânın her şeyin üstündedir). Senden başka ilah yoktur. Ettehıyyatü’nün manası: Her türlü hürmet, salevat ve bütün iyilikler Allah’a mahsustur. Ey Nebiy-yi zişân! Allah’ın selam, rahmet ve bereketi senin üzerine olsun. Selam, bizim ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun. Şehadet ederim ki, Allah birdir ve yine şehadet ederim ki, Muhammed (aleyhisselam) Onun kulu ve resulüdür. Allahümme salli’nin manası: Ey Allah’ım! İbrahim’e “aleyhisselam” ve âline rahmet ettiğin gibi, (Efendimiz) Muhammed’e “aleyhisselam” ve âline de rahmet eyle. Muhakkak sen Hamid ve Mecidsin. Allahümme barik’in manası: Ey Allah’ım! İbrahim’e “aleyhisselam” ve âline bereketler ihsan ettiğin gibi, (Efendimiz) Muhammed’e “aleyhisselam” ve âline de bereketler ihsan eyle. Muhakkak sen Hamid ve Mecidsin. Kunut duasının manası: Ey Allah’ım! Biz senden yardım dileriz. Sana istiğfar ederiz. Senden hidayet isteriz. Sana iman ederiz. Sana tevbe ve sana tevekkül ederiz. Bütün 124 www.dinimizislam.com hayırlarla seni överiz. Sana (nimetlerine) şükreder, küfran-ı nimet etmeyiz. Sana karşı fısk ve fücur edeni atar ve terk ederiz. Ey Allah’ım! Ancak sana ibadet eder, namaz kılar, secde eder, sana koşar ve iltica ederiz. Rahmetini reca (ümit) eyler ve azabından korkarız. Çünkü senin azabın gerçeği örten kâfirlere mutlaka ulaşır. Âyet-el kürsi’nin meali: (Allah, Ondan başka ilah olmayan, kendisini uyuklama ve uyku tutmayan, diri, her an yaratıklarını gözetip durandır. Göklerde olan ve yerde olan ancak Onundur. Onun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir, dilediğinden başka ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Hükümranlığı gökleri ve yeri kaplamıştır, onların gözetilmesi Ona ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.) [Bekara 255] Vesveseden kurtulmak için Sual: Abdestte, namazda, temizlikte ve niyette vesvese ediyorum. Kurtuluş çaresi nedir? CEVAP Vesvese, zararlı olan şüphe, kuruntu demektir. Hadis-i şerifte, (Vesvese şeytandandır. Abdest alırken, guslederken ve necaset temizlerken, şeytanın vesvesesinden sakının) buyuruldu. (Tirmizi) Vesvese etmek günahtır. Vesvese eden imamın arkasında namaz kılmak mekruhtur. Vesvese, suyu israf etmeye sebep olur. İsraf ise haramdır. Vesvese, namazı geciktirmeye, cemaati, hatta namaz vaktini kaçırmaya sebep olur. Vakti, ömrü zayi etmeye sebep olur. Başkalarının elbisesinin, yemeğinin necis olmasından şüphe eder ki, müslümanlara suizan haramdır. Kendini ihtiyatlı sanıp, kibirli olur. Abdestin, taharetin ve namazın şartlarını, sünnetlerini, mekruhlarını bilmeyen, vesvese hastalığına yakalanır. Bunları bilip, yerine getirince, şüpheye düşmemeli, iyi ve tamam yaptığına inanmalıdır! Böyle inanmak ihtiyat olur. Şüpheye düşmek vesvese olur. Vesvese sahibi, ruhsat ile amel etmelidir! Kalbi, kötü ahlaktan temizlemekte, kul haklarını gözetmekte ve haramlardan sakınmakta, vesvese olmaz. Vera ve takva olur. (Hadika, Berika) Bilen vesvese etmez Vesveseden kurtuluş çaresi, hangi meselede vesvese ediliyorsa dinimizin o konudaki hükmünü iyi bilmektir. İyi bilen vesvese etmez. Her müslüman, haramlardan, şüpheli şeylerden, hatta mubahların fazlasından da kaçmalıdır! Buna azimetle hareket etmek denir. Günah olmayan, caiz olan işleri yapmaya, ruhsatla hareket etmek denir. İhtiyaç olmadıkça, ruhsatla amel etmemelidir! Azimetleri yani güç gelen işleri yapamayanın, ruhsatla yani kolay olan, izin verilen işi yapması, azimeti yapmak gibi sevap olur. İmam-ı Rabbani hazretleri, (Gerektiğinde en kolay fetvaya uymalıdır. Allahü teâlâ, insanlara güç gelen 125 www.dinimizislam.com şeyleri değil, kolay olanların yapılmasını istiyor. Çünkü insan zayıf, dayanıksız yaratılmıştır) buyuruyor. İmam-ı Şarani hazretleri buyurdu ki: İhtiyaç halinde ruhsatla amel etmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Allahü teâlânın verdiği kolaylıklardan, ruhsatlardan istifade edin!) [Buhari] (Ruhsatlardan istifade etmeyen, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.) [Taberani] (Allahü teâlâ, azimetle hareket edilmesini sevdiği gibi, ruhsatla da amel edilmesini sever.) [Beyheki] (Bir zaman gelecek, insanlar temizlikte fazla titiz hareket edecek, [vesveseye düşerek] dinde haddi aşacaklardır.) [Ebu Davud] Şeytan namazı kıldırmak istemez. Namaz kılana da "Madem namaz kılıyorsun, güzel abdest al, doğru namaz kıl, kuru yer kalmasın, iyi yıka, namazın olmadı, yeni baştan kıl!" gibi vesveseler verip sıkıntıya sokar. İbadetler mekruh olmakla kalmaz, ruhi bunalıma yol açar. Dinimiz, kolaylıklar, ruhsatlar dinidir. Mesela, abdest aldığını bilip sonra bozulduğunda şüphe edenin abdesti var demektir. Abdest aldıktan sonra, kuru yer kalmıştır zannıyla yeniden abdest almak icap etmez. Tekrar abdest alması mekruh olur. Abdest aldıktan sonra, iç çamaşırında yaşlık görüp, idrar mı, su mu diye şüphe eden, abdestten önce çamaşırına su serpmelidir! Sonra orada bir yaşlık gördüğü zaman "Bu benim serptiğim su" demelidir. Hatta o yaşlık idrar bile olsa, onun idrar olduğu kesin olarak bilinmediği için yıkamak gerekmez. Yaş ayakla necis yerde yürünse, yer kuru ise ayaklar necis olmaz. Elbisenin veya vücudunun bir yerine necaset bulaşsa, burayı bulamayıp, zannettiği yeri yıkasa, necaseti temizlemiş kabul edilir. Hatta namazdan sonra necasetli yer meydana çıksa, bir kavle göre kıldığı namazı iade etmesi gerekmez. Çocuk ceketin sağ koluna işemiştir, fakat biz sağ kol olduğunu bilmiyoruz, galiba sol kol diyerek ceketin sol kolunu yıkasak idrar bulunan sağ kol da temiz gibi kabul edilerek namazımız sahih olur. Önemli olan kuru yerin kalmaması değildir. Kuru yer kalsa da biz bunu bilmiyorsak bu tamamdır. Ölçü yapılıp yapılmadığını bilmemektir. İmam-ı Gazali hazretleri gıdalarda domuz yağı gibi necis şeyleri anlatırken buyuruyor ki: Allahü teâlâ bize necis olmayan gıdaları yemeyin demiyor, necis olduğunu bilmediğiniz gıdaları yiyin buyuruyor. Eğer necis olmayanı yiyin deseydi bu çok zor, hatta imkansız olurdu. Abdest ve gusül için de kuru yer kalmasın demiyor, kuru yer kaldığını bilmiyorsak, kuru yer kalsa bile, her yer ıslanmış kabul edilir. Abdestte kuru yer kalsa, fakat kuru yer kaldığını bilmeyen o kısmı yıkamaz. Ben burada kuru yer kaldığını bilmiyorum öyle ise burası yıkanmıştır 126 www.dinimizislam.com demelidir ve orayı artık yıkamamalıdır. Yine kalbde burası yıkanmadı galiba diye zan kalabilir, kalsın ona itibar edilmez. Dinimiz böyle emrederken niye dinimizin tersini yapalım ki? Kuru yer kaldı zannı ile tekrar yıkamayı dinimiz emretmiyor, aksine yasaklıyor. Yani insan yıkandığına kanaat getirmese de, dinimiz kanaate varmayı istemiyor. Kalbin tatmin olmasını istemiyor. Benden istenen üç kere yıkamak demeli ve kuru yer kaldığını bilmeyince bilmemek ölçüdür. Bu ölçüyü unutmamalı. Ben kuru yer kaldığını bilmiyorum, o halde abdestim tamam demelidir. Kalbin tatmin olmasını, kanaat hasıl olmasını beklememeli. O zaten kolay kolay ele geçmez. Bunun gibi imam ateisttir, fakat biz onu bilmediğimiz için onunla kıldığımız namazlar sahihtir. Şüphe etmemeli Abdestten sonra, "Acaba başımı mesh ettim mi?" veya "Abdestim var mı?" diye şüphe etmek, namaz kıldıktan sonra "Elbisem temiz mi idi?" veya "İftitah tekbirini almış mıydım?" gibi şüpheler vaki olan kimse, yeniden abdest almaz, elbisesini yıkamaz, namazını iade etmez. İbadetlerimizi eksik yapmakla, hâşâ Allahü teâlânın bir kaybı, fazla yapmakla da bir kazancı olmaz. Bunun için, dinin emrine uyularak noksan veya fazla yapılmış olsa mahzuru olmaz. Mesela sabahın farzını kılarken (iki mi, bir mi kıldım?) diye şüphe eden, bir rekat daha kılsa ve kıldığı üç rekat olsa, namazı sahih olur. Fakat kasten üç kılsa namazı sahih olmaz. Bir kimse de dört kıldım zannıyla üç rekat kılsa, kıldığı namaz sahih olur. Cenab-ı Hak, "Niçin yanlış zannettin?" demez. Gücümüzün yetmediği işleri bize emretmez. (Hadika) Kalbe gelen düşünceler İnsanın kalbine, melekten, şeytandan ve kendi nefsinden de çeşitli düşünceler gelir. Bunların birbirinden farkı nasıl bilinir? Hadis-i şerifte, (Melekten gelen ilham, İslamiyet’e uygun olur. Şeytandan gelen vesvese, İslamiyet’ten ayrılmaya sebep olur) buyuruldu. O halde vesveseyi ilhamdan ayırmak için dinin emrini iyi bilmek gerekir. Şeytan, hayırlı, iyi bir işe mani olmak için daha az iyi olanı yaptırmak maksadıyla vesvese verir. Büyük günaha sürüklemek için küçük iyilikleri yaptırmaya çalışır. Dinini bilen kimseyi, şeytan, asla aldatamaz. Her insan Allah’ın kulu olduğu halde, dinini bilen, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riayet eden kimseler için Kur'an-ı kerimde, şeytana hitap edilirken mealen, (Benim kullarıma senin sultan [hakimiyetin] yoktur) buyuruluyor. (İsra 65) Şeytanı kovmak için Şeytanın vesvesesine aldanmamak için Allahü teâlânın, (Benim Kulum) dediği kimselerden olmalı, yani düzgün bir itikada ve ilme sahip olmalı ve ilmi ile amel etmelidir! "Mesela şeytan vesvese verince, onu hemen uzaklaştırmalıdır! Hadis-i şerifte, (Şeytan vesvese verir. Allah’ın ismi zikredilince, söylenince kaçar. Söylenmezse, vesveselerine devam eder) buyuruldu. (Ebu Ya’la) 127 www.dinimizislam.com Sünnete uygun abdest almasını bilmeyen kimse, iyi abdest alayım diye fazla su kullanır. Bu ise vesvesedir. Vesvese eden kimse, dine iyi uymak niyetiyle yeni bir şeyler çıkarır, bu ise bid'attir. Bid'at ise haramdır. Başkalarının yiyecek ve içeceklerinin, giyeceklerinin temiz olup olmadığında şüphe eder. Bu da suizanna sebep olur. Müslümana suizan ise haramdır. (Ben her gıdayı yemem, ihtiyatlı davranırım) diyerek kibre düşer. Halbuki zerre kadar kibri olanın Cennete girmesi zordur. Fatır suresi 6. âyet-i kerimesinde mealen, (Elbette şeytan size düşmandır. Onu düşman edinin!) buyuruluyor. Vesvese eden, şeytanı kendine dost ve kardeş edinmiş olur. Sünnetleri, mekruhları ve diğer emir ve yasakları bilmeyen, vesvese hastalığına yakalanır. Bunları bilip yerine getiren şüpheye düşmemelidir! Vesvese eden, ruhsatlarla amel etmelidir! Üzerinde necaset görünmeyen her şey temiz kabul edilir. Şüphe etmekle necis olmaz. Gıdalarda necis maddeler var zannı ile gıda almamak vesvesedir, aşırılıktır. Hadis-i şerifte, (Aşırı gidenler helak oldu) buyuruldu. (Müslim) İfrat ve tefritten yani aşırılıklardan uzak olmak ve orta yolu tutmak gerekir. Deylemi’deki hadis-i şerifte, (İşlerin hayırlısı vasat olanıdır) buyuruldu. (Hadika) Sual: İnsanın kalbine şeytandan gelen "acaba abdestim var mı, yoksa ve ben ya var diye hatırlıyorsam" gibi vesveseler geldiğinde ne yapmalı? CEVAP Hem (şeytandan gelen) diyorsunuz hem de ne yapmalı diye soruyorsunuz. Elbette bu vesveselere önem vermemeli. Abdest aldığınızı hatırlıyorsanız mesele yok. Abdest var kabul edilir. Sual: Namazda bazen üçüncü mü dördüncü rekat mı diye şüpheye düşüyorum. Bazen namazdan sonra aklıma geliyor vesvese ve iade ediyorum. Uygun mudur? CEVAP Uygun değildir. Namazdan sonraki vesveseye itibar edilmez. Şunu hiç unutmayın, çünkü namaz kılan herkese lazımdır: Fıkıhta şüphe ile zan farklıdır. Şüphe, üç mü dört mü kıldığını hiç bilememektir. Zan ise, bir tarafı biraz ağır basar. Zannıma göre üç kıldım denirse üç olur. İbadetlerde zan geçerlidir. Hükümlerde ise zan geçersizdir. % 100 bilmek gerekir. Buna göre, üç mü dört mü kıldım diye zan ederse, zannı ne tarafta ise öyle hareket eder. Zan edemiyor da, şüphe ediyorsa, o zaman üç kıldım der ve üçüncüde oturur, bir rekat daha kılar ve secde-i sehv yapar. Zan ile şüpheyi iyi bilmek gerekir. Sual: Namazda iken aklım çok dağınık, toparlayamıyorum. Günlük düşünceler olsun, değişik şeyler geliyor. Vesveselerden kurtulmak, kafamı toparlamam için ne yapmalıyım? CEVAP Bu hemen herkeste olur. Kiminde az kiminde çok olur. Namaz başlarken La havle’yi okuyunuz. İnsanın ihlası arttıkça düşüncesi de azalır diyor âlimler. 128 www.dinimizislam.com Yemek yerken, ibadetleri yapmaya kuvvet bulmak için diye de niyet etmeli. Uyurken de aynı şekilde niyet etmeli. Sual: Dört rekatlı namazı kılarken bazen dalgınlık oluyor. Sonra kendimizi 3.rekatta falan buluyoruz. Namazı tamamlıyoruz ama ufak bir şüphe oluyor, acaba rekat atladım mı ya da fazla mı kıldım diye, nasıl davranmalıyız? CEVAP Namazdan sonraki şüpheye itibar edilmez. Namaz içinde iki mi üç mü diye şüphe edilirse, iki kabul edilip bir rekat daha kılınır, sonunda secde-i sehv yapılır. Sual: Şeytan insana vesvese verir mi? Yani bize gelen kötü düşünceler şeytandan mıdır? CEVAP Evet dine aykırı vesveseler şeytandandır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Hakikaten şeytan size düşmandır. Siz de onu düşman edinin. Çünkü o, kendine uyanları, [günahlara sokup] Cehennem ehlinden olmaya çağırıyor.) [Fatır 6] (Ey iman edenler, şeytanın yoluna [ve vesveselerine] uymayın.) [Bekara 208] (Şeytanın izine, yoluna tâbi olmayın. Muhakkak ki, o size apaçık bir düşmandır. Şeytan size ancak kötülüğü, fahşayı [hayasızlığı, dünyaya düşkün olmayı, nefsin arzularının peşinde koşmayı] emreder.) [Bekara 168169] (Şeytan sizi [Allah yolunda infak ederken] fakir olursunuz diye korkutur ve [sadaka vermemenizi] emreder.) [Bekara 268] (Şeytan onları [taşkınlığa meylettirip] hidayete uzak bir sapıklığa düşürmek ister.) [Nisa 60] (Şeytana itaat etmeyin, o size açık düşmandır diye size nasihat vermedim mi?) [Yasin 60] (Şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin bırakmak ister. Sizi, Allah’ı zikirden ve namazdan alıkoymak ister. Siz bunlardan [ayıplarını, zararlarını bildikten sonra] hâlâ sakınmaz mısınız?) [Maide 91] ([Nefsine uyarak] Allah’ın dininden yüz çevirenlere, [dünyada] bir şeytan musallat ederiz.) [Zuhruf 36] Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki: (Melekten gelen ilham, İslamiyet’e uygun olur. Şeytandan gelen vesvese, İslamiyet’ten ayrılmaya sebep olur.) [Tirmizi] (Şeytan, kalbe vesvese verir. Allahü teâlânın ismi söylenince hemen kaçar. Söylenmezse vesvese vermeye devam eder.) [Ebu Ya’la, İbni Adiy] (Allahü teâlânın rahmeti cemaat üzerinedir. Şeytan, Müslümanların cemaatine katılmayıp muhalefet eden kimse ile beraberdir.) [D.Kulub] (Sürüden uzak kalan koyunu kapan kurt gibi, şeytan da insanın 129 www.dinimizislam.com kurdudur. Bölünüp parçalanmaktan sakının, cemaat halinde birleşin, mescitlere koşun!) [Tirmizi] Sual: Namaz kıldıktan sonra, kaç rekat kıldığımda şüphe ediyorum, yeniden mi kılmam gerekiyor? Bir de, galiba ben iftitah tekbirini söylemedim, abdestim var mı idi, elbiseme necaset bulaşmış mıydı? Abdestte, kollarımı yıkamış mıydım gibi şüpheler sık sık geliyor. Bu durumda ne yapmam lazımdır? CEVAP Genellikle böyle şüphe ediyorsanız, namazı bozmaz, tamamlarsınız. Yeniden abdest almanız, elbise değiştirmeniz gerekmez. Namaz bittikten sonra, kaç rekat kıldığınızda şüphe ederseniz, bu vesvesedir. Yeniden kılmanız gerekmez. Mezarlıkta namaz kılmak Sual: Mezarlıkta, kilisede, hamamda ve necis olma ihtimali olan yerde namaz kılmak caiz midir? CEVAP Üstü açık necasete ve kabre karşı namaz kılmak mekruhtur. Necis olma ihtimali olan yerlerde, mesela kabristanda, hamam içinde ve kilisede kılmak mekruh olup, yıkayıp temizleyerek kılmak mekruh olmaz. Başka yer bulunamazsa, kilisede de kılmak caiz olur. Namazdan sonra hemen çıkmalıdır. Çünkü, kilisede, şeytanlar toplanır. Kilisedeki küfür alametleri boşaltılırsa, namaz kılmak mekruh olmaz. (Redd-ül-muhtar) Hadis-i şerifte (Mezar üzerinde namaz kılanlara lanet olsun) buyuruldu. Çünkü, kabir üzerinde namaz kılmak, Yahudilere benzemek olur. Bunun için, mekruhtur. Kabristanın kabir olmayan yerinde kılmanın mekruh olmadığı Haniyye ve Havi kitaplarında yazılıdır. Kabir, namaz kılanın arkasında olursa veya önünde olup da, önünden geçmesi caiz olacak uzaklıkta ise, yine mekruh olmaz. Peygamberlerin ve salihlerin türbelerini de mescid haline getirmek, Yahudilere benzemek olur. İbadette, başkasını Allahü teâlâya ortak yapmaya benzediği için Peygamber efendimiz, bunu da yasak etmiş, (Ya Rabbi, kabrimi ibadet olunur put haline getirme) buyurmuştur. Fakat, salih bir kimseye yakın mescid yapılırsa veya onun yüzünden Allahü teâlânın merhametine kavuşmayı veya ibadetinden ona da fayda olmasını düşünerek, kabri yanında namaz kılınırsa, ona saygı olmak için, ona karşı kılmayı düşünmezse, hiç zararı olmaz. Çünkü, İsmail aleyhisselamın kabri, Kâbe’nin yanında, Hatim, denilen yerdedir. Mescid-i haramda kılınan namazların en kıymetlisi, burada kılınan namazdır. (Hadika) Önünde perde, duvar gibi bir şey olmazsa, kabre karşı namaz kılmak mekruhtur. (Marifetname) Mescidin kıblesi ile kabir arasında, perde, duvar olursa veya kabir yanda 130 www.dinimizislam.com veya arkada kalırsa, namaz mekruh olmaz. (Fetava-yı-Hindiyye) Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Kabirlerin üstüne oturmayın ve onlara karşı namaz kılmayın!) [Nesai] Vitir namazı vaciptir Sual: Vitir Şafii’de sünnet, Hanefi’de nasıl vacip oluyor? CEVAP İctihadla çıkarılan hükümler farklı olabilir. Farklı olması da rahmettir. İctihad, ictihadı nakzetmez. Bir mezhepte helal olan bir şey, diğer mezhepte haram olabilir. Ahirette, herkes, tâbi olduğu mezhebe göre muamele görecektir. Mesela koç yumurtası yiyen Şafiilere bir şey sorulmadığı halde, Hanefiler sorguya çekilecek, yasak edilen şeyi niçin yedikleri sorulacaktır. Bu dünya işlerinde bile böyledir. Silah taşımak bazı ülkelerde serbest, bazılarında yasaktır. Herkes kendi kanununa göre sorguya çekilir. Vitir namazı hakkında çeşitli hadis-i şerifler vardır. İkisi şöyle: (Vitir haktır. Vitri kılmayan bizden değildir.) [Ebu Davud] (Vitir namazı bana farz, size nafiledir.) [Deylemi] Şafii, Maliki ve Hanbeli âlimleri de, vitrin sünnet olduğu hükmünü çıkarmışlardır. Sünnet nafile demektir. Hadis kitaplarından hüküm çıkarmak, ancak müctehid âlimlerin işidir. Son hadis-i şerifi okuyan bir Hanefi, vitrin nafile olduğunu zanneder. Onun için sık sık izah ettiğimiz gibi, hadis-i şeriflerden hüküm çıkarmaktan sakınmak gerekir. Hanefi âlimleri, buna ve başka delillere dayanarak vitrin vacip olduğunu bildirmişlerdir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: (Hadis-i şeriflerle amel etmek, bize caiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne aykırı gibi görülen hadis-i şerifler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve senet olamaz. Bir Hanefinin, imam arkasında Fatiha okuması mezhepten çıkmaktır, ilhaddır.) [Müjdeci m. 312, Mebde ve Mead 31] M. Hadimi hazretleri buyuruyor ki: (Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü bizler, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadise uymuyor gibi görünse de yanlış değildir. Çünkü âyet ve hadis ictihad isteyebilir, başka bir âyet veya hadisle değişmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır.) [Berika s. 94] Sual: Vitri gece yarısından sonra kılmak istediğimizde, uyanamayıp kazaya kalırsa, sabah yatsıyı da kaza etmek lazım mı? CEVAP Vitir müstakil namazdır. Gece yarısından sonra kılmak iyidir. Vitir kılınmazsa yatsıyı kaza etmek gerekmez. Vitri kaza etmek gerekir. Gece yarısı kalkamayanların vitri de yatsıyla beraber kılıp yatmaları gerekir. 131 www.dinimizislam.com Sual: Vitir namazının kazası kılınır mı? CEVAP Evet kaza edilir, çünkü vaciptir. Sual: Vitir namazında 4. rekata kalkarsak 5'e mi tamamlamamız gerekir? CEVAP Secdeden önce hatırlarsak, oturur secde-i sehv yaparız. Dördüncü rekatın secdelerini de yapınca hatırlarsak, o zaman bir rekat daha kılıp beşe tamamlarız. Ancak üçüncü rekatta oturmuş olmamız şarttır. Oturulmamışsa, dört rekat bitince selam veririz. Hepsi nafile olur, vitri yeniden kılarız. Sual: Vitri kılarken, üçüncü rekatta zammı sureden sonra Kunut duaları için ayakta tekbir getirirken, elleri kulaklara değdirip öyle mi tekbire başlayıp bağlarken bitirmeli? CEVAP İftitah tekbiri gibi yapmalı. Yani Al.. derken kulaklara değmeli, ekber denince bağlanmış olmalı. Başka türlü de yapılsa caiz olur. Sual: Vitri kılarken, Kevser, Felak ve Nas surelerini okumak uygun mu? (Kevser 3 âyet, Nas 6 âyet olduğu için soruyorum.) CEVAP Kevser’den sonra Nas okunsa mekruh olur. Kevser’den sonra Felak okunduğu için uygundur. Nas Felak’tan sonra okunuyor, üç âyet değil, bir âyet fazla olduğu için mahzuru olmaz Sual: Farz namazlarda kıyam farzdır. Vitirde de kıyam [ayakta durmak] farz mıdır? CEVAP Evet farzdır. (Sirac-ül-vehhac) Sual: Vitirde Kunuttan önce tekbir alırken, eller aşağı salmadan mı kaldırılır? CEVAP Evet. Sual: Vitir kazası olan da, sünnet kılamaz mı? CEVAP Hayır. Sual: Vitir namazının niyetini yaparken, yatsı namazının vitir namazı mı, vaktin vacibi mi demek lazım? CEVAP Vitir müstakil bir namazdır, gece namazıdır. Sadece vitir veya vitir vacip diye niyet edilir. Sual: Kunut duası vacip mi, sünnet mi? CEVAP İmam-ı a'zam hazretlerine göre, vitir de, Kunut okumak da vaciptir. (Redd-ül-muhtar) Sual: Kunut duasını bilmeyen ne okur? 132 www.dinimizislam.com CEVAP Kunut duasını bilmeyen kimse öğrenene kadar, üç kere istiğfar okur. Mesela, (Allahümmağfirli) der. Yahut bir kere (Rabbenâ âtinâ...) âyetini sonuna kadar okur. Sual: Kunut okumayı unutan, rükuya eğilirken geri dönebilir mi? CEVAP Tamamen eğilmeyince geriye dönülür. Kunut okumayı unutmak Sual: Rükûda kunut dualarını okumadığını anlayan kimse, ne yapar? CEVAP Rükûda kunut dualarını okumadığını hatırlayan kimse, artık geri dönmez, namazın sonunda secde-i sehv yapar; ama zamm-ı sureyi okumadığını hatırlarsa geri döner. Zamm-ı sureyi okur ve rükû yapar. Önceki yaptığı rükû geçersiz sayılır. Rükû etmeyip secdeye giderse, namazı bozulur; çünkü kıraatten sonra rükûa gitmek farzdır. Vitir, Ramazan ayında imamla kılınırken, imam, unuttuğu kunutları okumak için geri dönüp kunutları okurken, başka birisi imama uysa, bu rekâta yetişmiş sayılmaz; çünkü rükûu kaçırmıştır. Sual: Yatsıyı kıldıktan sonra vitri başka elbise ile kılan, yatsıyı kıldığı elbisenin necis olduğunu görse, vitri de iade eder mi? CEVAP Evet. Çünkü vitrin vakti, yatsı namazından sonra başlar, sabaha kadar devam eder. Ancak, ben o namazı yani necasetli elbise ile kıldığım yatsı namazını Maliki mezhebine göre kıldım diye niyet ederse, iki namazı da iade etmesi gerekmez. Çünkü Malikide necis elbise namaza mani değildir. Sual: Vitri kılarken, son rekâtta zamm-ı sureyi okumayı unutup, kunut tekbiri alan kimse, kunut dualarını okurken hatırlarsa, ne yapması gerekir? CEVAP Unutulan zamm-ı sureyi okur, sonra tekrar kunut tekbiri alıp kunut dualarını okur. Vacib olan zammı sureyi geciktirdiği için secde-i sehv de gerekir. Sual: Ramazan ayında, bir kimse, imamla beraber vitir kılarken, henüz kunutu bitirmeden, imam rükûa varmış olsa, o kimse ne yapar? CEVAP Kunut okumayı bırakıp imama tabi olur. Onunla rükûa eğilir. (F. Hindiyye) Sual: Ramazan ayında, bir kimse, imamla beraber vitir kılarken, üçüncü rekâtın rükûunda imama yetişen kimse, namazının kalan kısmını kaza ederken kunut okur mu? CEVAP Üçüncü rekâtı imamla kılmış sayıldığı için, artık kunut okumaz. (F. Hindiyye) 133 www.dinimizislam.com Kunut duaları Sual: Kunut dualarının ikisini de mi okumak vacibdir? CEVAP Birini okumak vacib, diğerini de okumak sünnettir. Sual: Ramazanda imamla vitri kılarken, vacib olan kunut dualarının biri yetişmezse, imamla rükua gidilince, vacibi terk edilmiş olur mu? Yani kunut okumak imamla kılarken de vacib midir? CEVAP Kunut duası, imama uyan için, vacib değil sünnettir. (Redd-ül-muhtar) Vitri kılarken Sual: Ramazanda teravihten sonra vitri kılarken, vitir vacib namazına ikinci rekâtta yetişen kimse, kılamadığı son rekâtı kılarken, kunut dualarını tekrar okuması gerekir mi? CEVAP Hayır, tekrar kunut dualarını okumaz. Vitirde aynı sûreleri okumak Sual: Vitir namazında Asr, Kevser ve İhlâs’ı devamlı okumak mekruh olur mu? CEVAP Vacib olan Vitir namazı, sûre okuma yönünden nafile gibidir. Yani nafilelerde olduğu gibi, vitirde de hep, Asr, Kevser ve İhlas sûrelerini okumak mekruh olmaz. Yani nafile namazların aynı rekâtlarında aynı sûreleri okumak mekruh olmaz. Teyemmüm edemeyenin ve mahpusun namazı Sual: Teyemmüm edemeyen bir hasta ve mahpus namaz kılar mı? CEVAP Abdest alamayan ve gusledemeyen bir hasta, para ile de, bir yardımcı bulamazsa, teyemmüm eder. Yardımcı ile de teyemmüm edemeyen kılmaz. İyi olunca kaza eder. Temiz yer, su ve toprak bulamayan mahpus, okumadan, namaz kılar gibi yapar. Kurtulunca, hepsini iade eder. Aradaki fark şu: Birisi teyemmüm bile edemiyor. Öteki teyemmüm edecek ve namaza kılacak gücü var ama ne su var, ne de teyemmüm etme imkanı var. Biri hasta, öteki sağlamdır. Sağlam olanın namaz için bir şeyler yapması gerekir. Onun için namaz kılar gibi yapıyor. Kurtulunca iade ediyor. Hapiste olanın özrü olduğu halde, bir çare araması namaz kılar gibi yapması, namazın ne kadar önemli olduğuna güzel bir örnektir. Hastanın ise, teyemmüm bile edemediği için namazını kazaya bırakması caiz oluyor. İyi olursa kaza eder. İyi olmazsa affoluyor. 134 www.dinimizislam.com Namazı kazaya bırakmak için özürler Sual: Yolculukta namazları kılmak zor oluyor. Namazı kazaya bırakmakta mahzur var mıdır? CEVAP Namazı dini bir özür olmadan kazaya bırakmak, büyük günahtır. Namazı cem ederek kılma imkanı da yoksa, vaktinden sonraya bırakabilmek için, 5 özür vardır: 1- Savaşta, oturarak ve kıbleden başka tarafa dönerek bile namaz kılmaya imkan yoksa, hayvan üstünde giderek de kılamazsa, 2- Yolda hırsız, eşkıya, yırtıcı hayvana yakalanacaksa, 3- Anne veya çocuğu telef olacağı zaman ebe, ameliyatlarda doktor namaz kılamamışsa, 4- Unutmuşsa, 5- Uyuyup kalmışsa. Namazda sure atlayarak okumak Sual: Namazda bir sure atlayarak okumak mekruh mu? Aradaki sure uzun olsa yine mekruh olur mu? Mesela (Vettini)yi, sonra (İnna enzelna)yı okumak mekruh mudur? CEVAP Her namazda, ikinci rekatta birinci rekatta okuduğundan üç âyet uzun okumak mekruhtur. İkinci rekatta, birinci rekatta okuduğundan sonraki bir kısa sureyi atlayarak daha sonrakini okumak da mekruhtur. Buna göre, (Eraeytellezi)yi birinci rekatta okuyan kimsenin, ikinci rekatta (Kul ya)yı okuması mekruh olur. Çünkü bir küçük sure olan (İnna ateyna) atlanmıştır. (Vettini)den sonra (İnna enzelna)yı okumak mekruh değildir. Çünkü bu iki sure arasında uzun bir sure olan (İkra) diye başlayan sure bulunmaktadır. Sual: Birinci rekatta Kevser suresini okuyan kimse, ikinci rekatta da unutup yine Kevser suresini okumaya başladıktan sonra, bırakıp İhlası okusa mahzuru olur mu? CEVAP Ezberinde iki sure varken bir sureyi iki rekatta da kasten okumak mekruhtur. Fakat unutarak ikinci rekatta da aynı sureye başlarsa, bırakmaz, tamamlar. Hadis-i şerifte (Bir sureye başlarsan, onu oku ve artık değiştirme!) buyuruldu. Sual: Vitir vacip namazını kılarken 3. rekatta zammı sure olarak 2.rekatta okunan zammı surenin devamı olmayıp bir veya iki sure öncesi okunursa ne olur veya 3. rekat müstakil olarak kabul edilip bir önceki okunana bakılmaz mı? CEVAP Üçüncü rekat müstakil değildir. İkinci rekatta okunandan sonrakini veya 135 www.dinimizislam.com daha aşağıdakilerini okumak gerekir. Kasten öncekileri okunursa mekruh olur, unutularak okunursa mekruh olmaz. Sual: Vitirde sıra ile Felak, Nas, Fil suresini okumak mekruh mu? CEVAP Evet. Sual: İlk rekatta İhlas, 2.de, unutup Kevseri okumak mekruh mu? CEVAP Mekruh olmaz. Çünkü yanılmak özürdür. Sual: Atlanılan sure uzun olursa, bir sure atlanabilir mi? Mesela Tin suresinden sonra, uzun olan Alak suresini atlayıp Kadir suresi okunabilir mi? CEVAP Evet. Sual: Kadir suresini okurken yanılıp bir âyet atlayarak okumuşum. Namaz bozulmuş oldu mu? CEVAP Hayır bozulmuş olmadı. Üç âyet okununca vacib yerine gelir. Sual: Namazda zammı sure okurken unutularak bir âyet atlansa caiz olur mu? CEVAP Bundan önce veya sonra 3 âyet veya 3 kısa âyet uzunluğunda bir âyet okunmuşsa caizdir. Okunmamışsa tekrar baştan alınır, 3 ayet okunur ve secde-i sehv de yapılır. Sual: Bir rekatta, atlayarak Kadir, Fil ve İhlası okumak caiz mi? CEVAP Evet. Sual: Namazda, uzun bir sureyi okurken, üç veya daha fazla âyet-i kerime atlayarak diğer rekatta devamını okumak uygun mudur? Diğer rekatta okumaya devam ederken biraz ileriden okunabilir mi? CEVAP Evet. Sual: S. Ebediyye kitabında, (İmamın birinci rekatta, ikinci rekatta okuduğunun iki misli uzun okuması sünnettir) deniyor. Mesela imam, birinci rekatta 5 âyet olan Fil suresini, ikinci rekatta 4 âyet olan Kureyş suresini okusa mekruh mu olur? Birinci rekatta 3 âyet olan Nasr, ikinci rekat 4 âyet olan Tebbet'i okusa mekruh mu olur? Mekruh ve sünnet olana birer örnek verir misiniz? CEVAP Hiç birisi mekruh olmaz. İkinci rekatta okunan sure, birinci rekatta okunanla aynı âyet miktarı olsa, hatta ondan iki âyet fazla olsa yine mekruh olmaz. Üç âyet fazla olursa mekruh olur. Yani, ikinci rekatta, birinciden üç âyet uzun okumak mekruhtur. Birkaç örnek verelim: 136 www.dinimizislam.com Kureyş’ten sonra Maun suresini, Kevser’den sonra Kâfirun’u okumak mekruh olur. Kevser’den sonra Nas okumak da mekruh olur. Çünkü ikinci okunanlar, birinci sureden üç âyet fazladır. İhlas’tan sonra Felak suresini okumak veya Felak’tan sonra Nas suresini okumak mekruh olmaz. Çünkü ikinci okunanlar, birinci okunanlardan sadece bir âyet uzun, üç âyet uzun olursa mekruh olur. Bu kaide, kısa sure ve âyetler içindir. Uzun bir âyetten sonra, üç veya daha fazla âyet okumak mekruh olmaz. Mesela birinci rekatta, Âyet-el kürsi ikinci rekatta, 6 âyet olan Kâfirun suresi okunursa mekruh olmaz. İmamın, önce Maun, sonra Kevser, önce Kâfirun sonra Nasr suresini okuması sünnet olur. Çünkü birinci rekatta, ikinci rekatta okuyacağının iki misli uzun okumuş oluyor. Bunun gibi önce, Alak suresini, sonra Kadir suresini okuması da sünnet olur. Çünkü Alak suresi, Kadir suresinin iki mislinden daha büyüktür. İmamın sağ tarafa selam verirken, sol tarafa verdiği selamdan daha yüksek sesle söylemesi de sünnettir. İki tarafa da aynı tonda selam verirse mekruh olmaz ise de, sünnete uymamış olur. Sual: Namazlarda ikinci rekatta okuduğumuz sureler, birinciden üç âyet miktarı uzun olursa mekruh olur mu? Bu husus, farz, sünnet ve nafilelerde aynı mıdır? CEVAP Evet hem farz, hem sünnet, hem de diğer nafilelerde böyledir. Ancak nafilelerde üçüncü ve dördüncü rekatlarda da zammı sure okunur. Üçüncü rekatları birinci ve ikinci rekatlardan uzun okumak mekruh olmaz. Çünkü nafilelerde her iki rekat müstakil bir namaz sayılır. Sünnetler de nafile namaz demektir. Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edenler için bu durum geçerli değildir; çünkü onlar farz gibi kılınır, yani üçüncü dördüncü rekatlarında zammı sure okunmaz. Okunursa da mahzuru olmaz. Zammı sure okurken Sual: Namazda, zamm-ı surede ikinci rekâtta okunan, birinci rekâtta okunan sureden üç âyet fazla olmaması sünnettir deniyor. O zaman, sadece Fil suresinden aşağısını ezbere bilen birisi, sünnete nasıl uyabilir? CEVAP Birinci rekâtta Maun okunursa yedi âyettir. Ondan sonra üç veya dört âyetli sureler okunabilir. Mesela birincide Maun, ikincide, Kevser, Nasr veya İhlâs okunabilir. Yahut birincide Kâfirun okunursa, ikincide Nasr okunabilir. İkincide aynı miktar veya iki âyet fazla olanları da okumak caizdir, mekruh olmaz. Mesela üç âyet olan Kevser’den sonra, beş ayet olan Tebbet ve Felak okunabilir. Zammı sure okurken 137 www.dinimizislam.com Sual: Yanılarak, bir önceki rekâtta okuduğu zamm-ı sureden önceki bir sureyi veya bir sure atlayarak okumaya başlayan ne yapar? CEVAP Bir şey yapmak gerekmez, okumaya devam eder, mekruh olmaz, çünkü unutmak özürdür. Uzun sure okumak Sual: Zamm-ı sure olarak Kevser suresinden sonra, Kâfirun suresini okumak neden mekruhtur? CEVAP İkinci rekâtta, birinci rekâtta okunan zamm-ı sureden, üç veya daha fazla âyet okumak mekruh olduğu için, Kevser'den sonra Kâfirun’u okumak mekruhtur. Yanılıp okunursa mekruh olmaz. İkinci rekâtta uzun okumak Sual: (Namazda ikinci rekâtta birinciden üç âyet uzun okumak mekruhtur) deniyor. Buradaki mekruh, tenzihen mi, tahrimen mi? CEVAP Yalnız mekruh denince genelde tahrimen mekruh anlaşılırsa da, Nimet-i İslam kitabında, bunun tenzihen mekruh olduğu bildiriliyor. Unutarak okunursa mekruh olmaz. Aynı sûreden farklı âyet okumak Sual: Bir kimse, aynı rekâtta aynı sûrenin farklı âyetlerini zammı sûre olarak okuması mekruh olur mu? Mesela Tebareke sûresinin ilk âyetini okuyup, arkasından, ikinci sayfasındaki (ve esirru) diye başlayan âyeti okusa mekruh olur mu? CEVAP Evet, mekruh olur. Atlamadan okumalıdır. Kıbleye karşı dua Sual: (Allah her yerde olduğuna göre, namazı niçin kıbleye karşı kılıyoruz) diyen uygunsuz kimseleri işitmiştim. Geçen gün, düzgün itikadlı bir arkadaş, kıbleyi yan tarafına alarak dua ediyordu? Niçin kıbleye karşı dönmediğini sorunca, hemen arkasını kıbleye dönerek duaya başladı. Arkadaşın böyle yapması küfrü gerektirir mi? Kıbleye karşı dua etmek sünnet değil midir? CEVAP Önce tevilini bilmeden Allah her yerde demek tehlikelidir. Allah’a mekan ittihaz edilmiş olur. Bu ise küfürdür. Allahü teâlâ, mekandan münezzehtir. Dünya, gezegenler, gökler ve Arş ezeli değildir, sonradan yaratılmıştır, mahlûktur. Yer ve gökler yok iken de Allahü teâlâ var idi. Onun için Allah her yerde denmez. Böyle söylemek Allah’a mekan göstermek olur. Allahü teâlâ zamanlı ve mekanlı olmadığı için, Allah, her yerde hazır ve nazırdır denmez. 138 www.dinimizislam.com Fakat Allah, zamansız ve mekansızdır, hiçbir yerde olmayarak hazır ve nazırdır manasında söylemek caizdir. Miftah-ül Cenne kitabında, (Bir kimse "Allah’tan boş yer yok" dese, kâfir olur. Çünkü Allahü teâlâ mekandan beridir) buyuruluyor. Âlimlerimiz buyuruyor ki: Allahü teâlâ, kâinatın ne içinde, ne de dışındadır. İçinde, dışında olmak, var olan iki şey arasında düşünülür. Halbuki kainat, hayal mertebesinde yaratılmıştır. Hayal mertebesindeki âlemin devamlı var görünmesi Allahü teâlânın kudreti ile oluyor. Bir kimse hayal kursa, hayalinde çeşitli işler yapsa, "Bu kimse, hayalinin içindedir, dışındadır denemez. Çünkü hayal gerçek değildir. Rüya gören kimse, rüyasının ne sağında, ne solundadır. Rüyasında yer, içer. Hatta rüyasında rüya bile görür. Allahü teâlânın kudreti ile hep devam etse, insan rüyayı gerçek bilir. Rüyadan başka hayat yok zanneder. (İnsanlar uykudadır. Ölünce uyanırlar) hadis-i şerifi, içinde bulunduğumuz dünya hayatının bir rüyadan ibaret olduğunu bildirmektedir. Yalnız dünya değil, bütün gezegenler, Cennet, Cehennem ve her varlık, hayal mertebesinde yaratılmıştır. Allahü teâlânın kudreti ile devam etmektedir. (Mekt. Rabbani) O halde niçin Kâbe-i şerife dönerek namaz kılıyoruz? Bunun tek cevabı vardır: Allahü teâlâ öyle emrettiği için. Daha önce de Kudüs’e doğru kılınmasını emretmişti. Dua ederken kıbleye karşı dönmek de dinimizin emridir. Arkadaşınızın arkasını kıbleye dönmesi normal değildir. Dua eden insana suizan edilmez. Ancak arkadaşınızın sünnete önem vermediği düşünülemez. Çünkü sünnete önem vermeyen kâfir olur. Belki, (Senin emrinle kıbleye karşı dönmek istemem) diye düşünmüş olabilir. Bu da en azından kibirden ileri gelir. Tevbe edip bir daha da böyle hareket etmemelidir. Dört hak mezhepte namazın hükümleri Sual: Hanefi mezhebi ile diğer hak mezheplerdeki namazın hükümleri hakkında bilgi verir misiniz? CEVAP Namaza başlarken ağız ile, dil ile niyet etmek, Hanefi’de bid’at, Şafii ve Hanbeli’de sünnet, Maliki’de caizdir. Hanefi’de kalbi tatmin olmayanın dil ile de niyet etmesi caizdir. Kıyamda iken, Şafii’de ayaklar bir karış kadar açılır. Diğer üç mezhepte dört parmak kadar açılır. Namazda intikal tekbirleri Hanbeli’de vacip, diğer üç mezhepte sünnettir. Namazda Fatiha okumak, Hanefi’de vacip, diğer üç mezhepte farzdır. 139 www.dinimizislam.com İmamın arkasında Fatiha okumak, Hanefi’de tahrimen mekruh, Şafii’de farzdır. Maliki ve Hanbeli’de, imam yüksek sesle okurken, tahrimen mekruh, sessiz okurken müstehaptır. Son teşehhüdde salevat okumak Şafii’de farz, diğer üç mezhepte sünnettir. Vitir namazı İmam-ı a'zama göre vacip, imameyne ve diğer üç mezhebe göre sünnettir. Beş vakit namazın farzlarını cemaat ile kılmak, Hanefi, Şafii ve Maliki’de sünnet, Hanbeli’de vaciptir. Cuma namazına imamdan başka, Hanefi’de 3, Şafii ve Hanbeli’de 40, Maliki’de 12 erkek yetişir. Hanefi âlimlerinin çoğuna göre, tadil-i erkan vacip, imam-ı Ebu Yusuf ve diğer üç mezhebe göre farzdır. Hanefi’de seferde iken namazları cem etmek caiz değildir. Maliki’de seferde, hastalıkta, karanlıkla beraber yağmur ve çamur olunca, öğle ile ikindiyi, akşam ile yatsıyı birleştirerek kılmak caizdir. Şafii’de seferde, bu namazları, birleştirip, takdim veya tehir ederek kılmak caizdir. Yağmur yağarken de sadece takdim ederek birleştirmek caizdir. Hanbeli’de ise, seferde, hastalıkta, kadının müstehaza [özürlü] olmasında, idrar ve yel kaçırmak gibi abdesti bozan özürlerde, canından, malından ve namusundan korkanın, maişetine zarar gelecek olanın iki namazı cem edip kılmaları caizdir. Şafii ve Hanbeli’de kadının kadına imam olması caiz, Hanefi’de mekruh, Maliki'de sahih değildir. Teravihi on rekatta bir selam vererek kılmak üç mezhepte mekruh, Şafii'de sahih değildir. Bayram namazı, Hanbeli’de farz-ı kifaye, Hanefi 'de vacip, Şafii ve Maliki'de sünnettir. Bir namazı özürsüz terk eden Hanbeli, Şafii ve Maliki’de öldürülür. Hanbeli’de kâfir olduğu için, diğer ikisinde büyük günah işlediği için öldürülür. Hanefi’de namaza başlayıncaya kadar dövülüp hapse atılır. Özürle bir veya birkaç namazı kılamayanın durumu ise şöyledir: Şafii, Hanbeli ve Maliki’de, kazası olanın, sünnet kılması haramdır. Hanbeli ve Maliki’de, sabahın sünneti, vitir ve bayram namazı bundan müstesnadır. Hanefi’de ise, sünnetleri ve kuşluk, evvabin, tesbih, tehıyyet-ül-mescid gibi nafile namazları kılmak, kaza kılmaktan evladır. Çünkü bu kazalar bir özürle kılınamamıştır, böyle kazaya kalmak günah olmadığı için, sünnetleri ve nafileleri kılacak kadar ertelemek de Hanefi’de günah değildir. Ama namazları kasten, özürsüz terk eden, sünnet veya nafile kılamaz. Gaibin, yani uzak ülkede ölenin ardından burada cenaze namazı Şafii ve Hanbeli’de kılınabilir, Hanefi ve Maliki’de kılınmaz. Şehidin cenaze namazı Hanefi’de kılınır, diğer üç mezhepte kılınmaz. İntihar edenin cenaze namazı dört mezhepte de kılınır. Maliki’de ve Hanbeli’de ise, devlet başkanı intihar 140 www.dinimizislam.com edenin cenaze namazını kılmaz. (Mizan-ı kübra) Seferi olmak için Hanefi’de 104 km, diğer üç mezhepte 80 km uzağa gitmek gerekir. Giderken yolda da seferi olunur. Üç mezhepte, giriş ve çıkış günleri hariç, 4 günden, Hanefi’de ise 15 günden az kalmaya niyet eden seferi olur. Hanefi’de seferde 4 rekatlık farzları, iki rekat kılmak vacip, Maliki’de, meşru yani günah olmayan seferde 2 kılmak sünnet, Şafii ve Hanbeli’de, 2 veya 4 kılmak da caizdir. Şafii veya Maliki olan veya taklit eden, mukim iken, hacda seferi olan Hanefi imama uyarak dört rekat farzları iki rekat olarak kılar ise, bu namazları sahih olmadığı için kaza etmesi gerekir. Ayakkabıları camide arkaya bırakmak Sual: Ayakkabımı caminin girişindeki ayakkabılıklara koydum. Bir arkadaş, “Ayakkabı namaz kılanın solunda bulunması gerekir” dedi. Evimizde de ayakkabılar arkada kalıyor. Ayakkabıları arkaya koymanın mahzuru var mıdır? CEVAP Çalınma endişesiyle, huşuya mani olacağı için camide ayakkabıları arkaya bırakmak mekruhtur. Huşuya mani olan her şey mekruhtur. Bu bakımdan ayakkabıları arkaya, öne veya sağa değil, namaz kılarken sola koymak sünnettir. Eski olduğu için veya başka bir sebeple ayakkabıların çalınma tehlikesi yoksa, yani huşu ile namaz kılınıyorsa ayakkabıları arkaya koymak mekruh olmaz. Bazı camilerde arkada kilitli küçük ayakkabı dolapları da oluyor. Onlara da koymak mekruh olmaz. Evde çalınma endişesi olmadığı için arkaya koymak mekruh olmaz. Namazda elleri göbek altına bağlamak Sual: Namazda elleri göbek altına bağlamak bid’at mi? CEVAP Hayır, bid’at değil sünnettir. Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerif meali: Namazda sağ eli, sol el üstüne koyup göbek altına bağlamak sünnettir. (Ebu Davud, İ. Ahmed) Bütün fıkıh kitaplarında, namazda eller göbek altına bağlanır deniyor. Dürr-ül Muhtar’da namazın sünnetlerinin sekizincisinde diyor ki: Erkekler, sağ eli sol elin üzerine koyup göbek altına bağlar. Hazret-i Ali (Elleri göbek altına bağlamak sünnettir) demiştir. Namazda erkek, bileğini baş ve küçük parmağıyla tutarak sağ eli sol eli üzerine bağlar ve göbeğinin altına koyar. Muhtar olan kavil budur. (Dürr-ül Muhtar) Türkçe Nimet-i İslam kitabında namazın sünnetlerinin beşincisinde diyor ki: 141 www.dinimizislam.com (Erkek kısmı, sağ elini sol eli üzerine olmak üzere göbeği altına koymak) Bunları bütün fıkıh kitaplarında bulmak mümkündür. Öğle ve yatsının son sünnetini 4 kılmak Sual: Öğle ve yatsı namazının son sünnetini dört rekat kılmakta mahzur var mıdır? CEVAP Mahzur yoktur. İyi olur. Farz ve vacip namazlardan başka kılınan namazlara, sünnetler de dahil, nafile namaz denir. Mekruh vakitler haricinde her zaman nafile namaz kılmak caizdir. Öğle ve yatsı namazının farzından sonra dört, akşamın farzından sonra altı rekat nafile namaz kılmanın fazileti hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle: (Öğle namazından önce ve sonra 4 rekat namaz kılmaya devam edene Cehennem haram olur.) [Tirmizi] (Akşamdan sonra 6 rekat namaz kılanın, günahları deniz köpüğü kadar da olsa affedilir.) [Taberani] (Akşam namazından sonra, konuşmadan 6 rekat namaz kılan, 12 yıl nafile ibadet etmiş gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace] (Öğlenin farzından önce kılınan 4 rekat, yatsının farzından sonra kılınan 4 rekat namaz gibidir. Yatsıdan sonra kılınan 4 rekat namaz, Kadir gecesinde kılınan 4 rekat namaz sevabına eşittir.) [Taberani] Ancak nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için farz borcunun olmaması gerekir. Bu borcu ödemedikçe, bu cinsten olan hiçbir nafile ibadetine sevap verilmez. Dürret-ül fahiredeki hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, kazaya kalmış, namaz borcu olanın, nafile namazını kabul etmez) buyuruldu. Ayrıca nafile ibadetlere sevap verilebilmesi için, haramlardan kaçıp günahlara da tövbe etmek gerekir. (Nevadir-i fıkhıyye) İkindinin sünnetini terk Sual: İkindini sünnetini kılmayan bir hocaya niye kılmadığını sorunca, Peygamber efendimiz ikindi namazını devamlı kılmaz, çok zaman terk ederdi. Biz de Onun sünnetini yapıyoruz. Çünkü Onun yaptığını yapmak, yapmadığını yapmamak bize sünnettir) dedi. Böyle bir şey var mı? CEVAP Böyle bir şey yok. O şekilde düşünmek çok yanlıştır. Resulullah efendimizin yaptıklarını yapmak sünnettir, yapmadıklarını yapmamak sünnet olmaz. İslam âlimleri (Sevap getirecek iş yapmak sünnettir, sevaptan mahrum iş yapmak sünnet olmaz) buyuruyor. Birkaç örnek verelim: 1- Resulullah, uçağa binmediği için uçağa binmemek sünnettir demek çok 142 www.dinimizislam.com yanlıştır. 2- Resulullah, bilgisayar kullanmadığı için bizim de bilgisayar kullanmamamız sünnet olamaz. 3- Peygamber efendimiz, ameliyat olmamıştır, ameliyat gereken bir hastalıktan dolayı ameliyat olmamak sünnettir demek cahilliğin daniskasıdır. Resulullah efendimizin bütün yaptıklarını yapmak, yapmadıklarını yapmamak gerekmez. Yani Resulullahı her hususta taklit caiz olmaz. Çünkü Mevahib-i Ledünniyye kitabında bildirildiğine göre, yalnız Peygamber efendimize mahsus farzlar ve haramlar vardır. Mesela kurban kesmek, kuşluk namazı, sabah namazının sünneti ile gece namazı kılması, misvak kullanması, istişare ile iş görmesi, gördüğü yerde ve zamanda münker bir işi değiştirmesi, başladığı işi bitirmesi, sadece Peygamber efendimize mahsus farzlardan idi. Resulullaha mahsus haramlar da vardır. Kitap ehli olan kadınla evlenmesi, zekât, sadaka alması haram idi. Zengin de olsa zekât vermesi farz değil idi. Şimdi ahmağın birisi çıkıp Peygamberimiz zekât vermezdi, ben de ona uyarak sünnet olsun diye zekât vermiyorum diyebilir mi? Bu konuda çok örnekler vardır. Mevahib kitabındaki birkaç örneği bildirelim: 1- Resulullah efendimiz dörtten fazla kadın ile evlenmiştir. Ona uymak için dörtten fazla kadınla evlenmek sünnete ittiba olmaz, aksine haram olur. 2- Resulullah efendimizin yazı yazması haram idi. Bir âyet-i kerime meali şöyledir: (Allah’a ve Onun ümmi nebi olan Resulüne uyun ki doğru yolu bulasınız.) [Araf 158] Resulullaha uymak için yazı yazmamak sünnete ittiba olur mu hiç? 3- Miras bırakması haram idi. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Biz Peygamberler, miras bırakmayız. Bize kimse vâris olamaz.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Miras bırakmamak sünnete ittiba olmaz.) 4- Soğan sarmısak gibi çirkin kokulu şeyleri yemesi haram idi. Bir hadis-i şerif meali: (Yanıma melek geldiği için soğan sarmısak yemem.) [Hakim] (Resulullaha uymak için soğan sarmısak yememek sünnete ittiba olmaz.) 5- Şiir söylemesi haramdır. Bir hadis-i şerif meali: (Şiir söylemek bana haramdır.) [Ebu Davud] (Şiir söylememek sünnete ittiba olmaz. Öyle olsa idi, bir çok ulema ve evliya şiir yazmazdı.) 6- Borçlu ölen müminin borcunu ödemek, ona farz idi. Bir hadis-i şerif meali: (Ölen müminin borcu varsa ödemek benim üzerime farzdır.) [Müslim] (Resulullaha uymak için ölenlerin borcunu ödememiz gerekmez.) 7- Resulullahın zekât alması haramdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: 143 www.dinimizislam.com (Bizim zekât almamız helal değildir.) [Tirmizi, Ebu Davud] İmam-ı Münavi hazretleri buyuruyor ki: Peygamberlere zekât farz değildir; çünkü zekât, malın kirini temizlemek içindir. Peygamberler kirlenmekten masumdur, yer yüzünde Allah’ın en emin yarattığı insanlardır. (Cami-üs-sagir şerhi) Resulullaha uymak için zenginin zekât vermemesi sünnete ittiba olmaz, haram olur. Bunun gibi örnekler çoktur. Resulullah, gayri müekked sünnetleri bazen terk ettiği için bizim de terk etmemiz Ona ittiba değil, Onun emrine muhalefet olur. Çünkü O namaz kılın buyuruyor, namazı bırakın demiyor. Sual: İkindinin sünnetini bazen terk etmekte mahzur var mı? Sünnetler, kılınmamış farzlara eklenir mi? CEVAP Redd-ül-muhtarda, (Her sünnet nafiledir; fakat her nafile sünnet değildir) buyuruluyor. İkindi ve yatsının gayrı müekked sünnetleri, diğer müekked sünnetler gibi nafile ibadettir. Farz namazlar içinde sünnetlerde bir noksanlık olursa, bu noksanlıklar nafile namazlarla tamamlanır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kıyamette önce namazdan sorulur. Namaz doğru kılındı ise, kurtulur. Namazı bozuksa, işi kötüdür. Farz namazında bir şey noksan ise, nafilelerle tamamlanır.) [Hakim] (Bir kimse, namazını tamamlamadı ise, o namazın üzerine, tamamlanıncaya kadar, nafile namazları eklenir.) [Darimi] (Namaz, zekât ve başka farzlardaki bir noksanlık, nafilelerle tamamlanır.) [Beyheki] İnsanın derecesi ne kadar yüksek olursa olsun, kusursuz iş yapamaz. İşte nafileler farzlarda olan kusurları tamamlar. Nafile kılmak, farzdaki kusurları tamamlamak için emrolunmuştur. Kurtuluş, farzları noksansız yapmaktadır. Bilhassa namaz çok mühimdir. Çünkü Allahü teâlâ, (Namaz hesabının altından kalkarsan, kurtuluş senindir. Öteki hesapları kolaylaştırırım) buyuruyor. (Umdet-ül-İslam) O halde farz namaz kazası olmayan, farz namazlardaki kusurlarının düzelmesi için nafile namazlara devam etmelidir! İkindi namazının sünneti gayrı müekked olmakla beraber, faziletli nafile namazlardandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (İkindinin farzından önce, 4 rekat namaza devam edene, Cennette bir köşk verilir.) [Ebu Ya’la] (İkindinin sünnetini kılmaya devam edenin günahları affolur.) [Ebuşşeyh] (İkindinin sünnetini kılanın vücudu Cehenneme haramdır.) [Taberani] (Münafık, ikindi namazını akşama az bir zaman kalıncaya kadar geciktirir.) [Hakim] (İkindinin farzından önce dört rekat kılana Allah rahmet etsin!) 144 www.dinimizislam.com [Tirmizi] Peygamber efendimizin duası elbette kabul olur. O halde bu duaya nail olmak için ikindi namazının sünnetini devamlı kılmaya çalışmalıdır. Çünkü Allah katında en makbul amel devamlı olandır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Allah katında en kıymetli amel, az olsa da, devamlı yapılandır.) [Buhari] (Ey insanlar, gücünüzün yettiği kadar amel yapın! Siz, yaptığınız amelden usanmadıkça, Hak teâlâ size sevap vermekten usanmaz. Allah’ın en çok sevdiği amellerden biri de, az fakat ara verilmeden yapılan ameldir.) [Müslim] Ara verilerek yapılan ameller Allah indinde sevimli olmaz. Hatta Allahü teâlânın tekdirine maruz kalır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir kimse, bir ibadeti Allah için devamlı yaparken usanıp bu ameli terk ederse, Allahü teâlâ ona şiddetli buğzeder.) [İbni Sünni] Allahü teâlânın gazabı şiddetlidir. Bir zaruret olmadıkça, ibadetleri bazen yapıp bazen terk etmemelidir. Hak teâlâ, muhakkak çok amel istemiyor, (Salih amel işleyin) buyuruyor. Az olsa da, devamlı olan salih amelleri seviyor. O halde Rabbimizin, sevdiği amelleri yapmaya çalışmalıdır. (Envar-ül Kudsiye) Namazda kağıda bakarak okumak Sual: Yeni Müslüman olan kişi, hiçbir sûre ve dua bilmediğine göre, öğrenene kadar nasıl kılar? Bir de, namaza geç başlayanlar, sûreleri öğrenene kadar nasıl kılar? Tam İlmihal’de şöyle deniyor: (Kur’an-ı kerime veya kâğıda bakıp, öğrenerek okumak bozar, çünkü başkasından öğrenmek demektir. İmam-ı Muhammed ve Ebu Yusuf, mekruh olur dediler. Kitaplı kâfirlere benzemeyi düşünmezse, mekruh da olmaz dediler.) Böyle durumlarda, İmam-ı Muhammed ile İmam-ı Ebu Yusuf’un kavline uyarak Fatiha, sûre ve dualar kâğıda yazılıp karşıya asılsa, oradan okunsa caiz olur mu? CEVAP Evet, öğrenene kadar bu kavle uymak caiz olur. Tam İlmihal’deki bu ifade, Dürr-ül muhtar ve bunun şerhi olan Redd-ül muhtar kitabından alınmıştır. Orada daha geniş bilgi vardır. Sual: Namaz kılarken karşımızda duvar saati oluyor. Saate bakıp kaç olduğunu anlamak namazı bozar mı? Cemaatten yazılı elbise giyenler oluyor. Önümüzde durunca ister istemez ne yazdığını okuyoruz. Namazımız bozuluyor mu? CEVAP Karşımızdaki yazıya, saate veya resme bakıp, anlamamak bozmaz. Ne yazdığı, saatin kaç olduğu gibi şeyleri anlayınca namaz mekruh olur. Gözüne 145 www.dinimizislam.com rastlarsa, saatin kaç olduğu görülse, veya yazı anlaşılsa bile mekruh olmaz. Çünkü bunları okumadığı halde gözüne rastladığı için anlamıştır. Huşua mani olmamak için gerek evin gerekse cami duvarlarının kıble istikametine, yazı ve resim koymamalıdır. Yazılı elbise giyerek namazı mekruh etmemelidir. Kâğıttan bakarak okumak Sual: Bir arkadaş, namazda Mushaf’ı eline alıyor, okuyor sonra Mushaf’ı yere bırakıyor. Ayağa kalkarken tekrar yerden alıp okuyor. Böyle namaz kılmak caiz mi? CEVAP Caiz değildir. İbni Âbidin’de buyuruluyor ki: Kur’an-ı kerime veya kağıda bakıp, öğrenerek okumak namazı bozar. Çünkü başkasından öğrenmek demektir. İmam-ı Muhammed ile imam-ı Ebu Yusuf’a göre mekruh olur. Bir de Mushafı yerden alıp açmak amel-i kesirdir yani çok iş yapmaktır. Bir eli bir rükünde üç kere hareket ettirmek mesela üç kere kaşınmak namazı bozar, hatta iki el ile bir hareket de, bozar diyen âlimler olmuştur. (Redd-ülmuhtar) Ayrıca Mushafı yere atmak küfür olur. Hatta fetvayı bile yere atmak küfürdür. (Birgivi) Namazda resim veya yazıya bakmak Sual: Namaz kılarken önümüzde namaz kılanın elbisesinde yazı oluyor. O yazıyı göz ile okumak namazı bozar mı? CEVAP Bir yazıya, bir şeye veya duvardaki bir resme bakıp, anlamamak namazı bozmaz. Anlayınca mekruh olur. Bakmayıp gözüne rastlarsa, mekruh olmaz. (S. Ebediyye) Kısa kollu gömlekle namaz Sual: (Kısa kollu gömlekle namaz kılmak, dini bir mekruh değil, örfi bir mekruhtur. Yani bir beldede herkes uzun kolla namaz kılıyorsa, siz kısa kolla kılarsanız, bu da dikkati çekiyorsa, örfî mekruh olur. Eğer yadırganmazsa bir mahzuru olmaz) deniyor. Peki, bir sahil beldesinde herkes kısa pantolon giyse, o hâliyle namaz kılsa, örfî haram mı işlemiş olur? Yani mahzuru olmaz mı? CEVAP Yanlış bir şeyi herkesin yapmasıyla, o iş meşru hâle gelmiş olmaz. Dinde tab’an mekruh vardır, örfî mekruh ve örfî haram diye bir şey yoktur. Tab’an mekruh, insanın tabiatına hoş gelmeyen, soğan, sarımsak kokusu gibi şeylerdir. Dizden yukarısını gösteren pantolon giymek şer’an haramdır. Kısa kollu 146 www.dinimizislam.com gömlekle namaz kılmak da şer’an mekruhtur. Şort gibi kısa pantolonla kılınan namaz, hiç sahih olmaz. Sahil beldesinde herkes böyle giydiği için, haram, helal hâle gelmez. Herkese yani çoğunluğa uymak, insanı felaketten kurtaramaz. Bir âyet-i kerime meali şöyledir: (İnsanların çoğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar.) [Enam 116] Herkes böyle yapıyor, herkes böyle diyor demek dinde delil olmaz. Ölçü, dinin bildirmesidir; insanların çoğunun yaptığı, söylediği şeyler değildir. Bu mekruhu kaldırmak için herkes bir şey uydurmaya çalışıyor. Mesela bir reformcu ise, (Eskiden padişahın huzuruna başı açık çıkılamayacağı için, başı açık namaz kılmak mekruhtu. Artık buna gerek kalmadı. Kısa kollu gömlekle namaz kılmak mekruh değildir. Bu her zaman giydiği kıyafetidir) diyor. Muteber din kitaplarında bildiriliyor ki: 1- Nimet-i İslam’da, namazın mekruhlarının 11. sinde, (Erkek kısmı namazda kolunu açık bulundurmaktır) deniyor. Dipnotta ise, etekleri toplayıp bacakları açmak da mekruh diyor. (s.564) [Aynı kitabın mekruhların 12.sinde ise, sadece şalvar ile, izar ile namaz kılmanın mekruh olduğu bildiriliyor. Çünkü vücudun üst kısmı açılarak ten görünmektedir.] 2- Elbisenin kollarını sıvayarak kolları açık namaz kılmak mekruhtur. Fetava-i Kadıhan’da da böyledir. (Hindiyye) [Burada sıvamak değil, kolları açmanın, teni göstermenin mekruh olduğu bildiriliyor. Nitekim, yine aynı kitapta deniyor ki: Gömleği varken, gömleksiz namaz kılmak mekruhtur, Hulasa’da da böyle yazmaktadır. Bir omzu açık bırakarak namaz kılmak da mekruhtur. (Hindiyye)] 3- İzarının ön ve arkasını, toz olmasın diye yukarı çekmek mekruhtur. Yenleri ve izarı sığalı olarak namaz kılmak da mekruhtur. (Halebi) [İzar; etek, peştamal gibi belden alta giyilen elbisedir. Etek yukarı çekilince bacak görülür. Kıvırmak değil, bacağın görülmesi mekruhtur. Yere sürünüp, toz toprak olmasın diye yukarı çekmek de mekruhtur. Çünkü bacak görünür. Eğer bacağı göstermeyen uzun don varsa mekruh olmaz. Yine aynı kitapta diyor ki: Namazı sadece izar ile kılmanın mekruh olduğu hadis-i şerifle bildirildi. [Çünkü vücudun üst kısmı açık kalmaktadır.] Fakat başka elbisesi yoksa mekruh olmaz. (Halebi)] 4- Dürrül-muhtar’da diyor ki: (Namazda toz, topraktan korunmak için yen ve paçasını sıvamak mekruh olduğu gibi; elbiseyi toplamak, yani kaldırmak da mekruhtur.) İbni Abidin hazretleri burayı açıklarken buyuruyor ki: Elbiseyi secdeye giderken kaldırmak da mekruhtur. Bahr sahibi diyor ki: Az sıvansa da mekruhtur. Çünkü elbiseyi toplamak sözü hepsini içine alır. 5- İbni Abidin hazretlerinin oğlu Muhammed Alaeddin, Hediyyetül alaiyye isimli kitabında, namazın mekruhlarının 10. sunda (Erkekler için kolları açmak) tabiri var. Mekruhların 16. sında ise, izarını kaldırmak ifadesi var. İzar 147 www.dinimizislam.com kaldırılınca bacaklar görünür. Demek ki mekruh olan, sıvamak değil tenin görünmesidir. 6- Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri buyuruyor ki: Çiğini [omuzlar] ve kollar açık olarak namaz kılmak mekruhtur. (Marifetname s.268) 7- Şir’a şerhindeki hadis-i şerifte, (Yakası kapalı kılınan namaz, yakası açık kılınandan yetmiş derece daha sevaptır) buyuruluyor. Demek ki yakayı bağrı açıp teni göstermemelidir. Kısa kol için, bu her zaman giyilen kıyafettir deniliyor. Bir erkek de şortla gezebilir bu onun kıyafeti olabilir; ama din kitapları şöyle bildiriyor: Âdet olarak giyilen bir kıyafet, namazı bozuyor veya mekruh ediyorsa, namazda o kıyafeti giymemek gerekir. (Dürer) Demek ki, kısa pantolon ve kısa kollu gömlek giymek âdet olsa da, kısa pantolonla namaz hiç caiz olmaz, kısa kollu gömlekle de mekruh olur. Çıplak ayakla namaz Sual: Kadın, çıplak ayakla namaz kılabilir mi? CEVAP Namaz etekliği uzun ise, ayaklar görülmüyorsa, bir mahzuru olmaz. Kadınların el ve yüzlerinden başka her yerleri, bilekleri, sarkan saçları ve ayaklarının altı, namaz için Hanefi’de avrettir. Ellerin üstü avret değildir diyen âlimler de çoktur. Bunlara göre, kadınların bileklerine kadar ellerinin üstü açık kılmaları caiz olur. Ama, kitapların hepsine uymuş olmak için, kadınların elleri örtecek kadar uzun kollu namazlık veya geniş baş örtüsü ile elleri örtülü olarak kılmaları, daha iyi olur. Kadınların ayakları namazda avret değildir diyen âlimler de varsa da, bu âlimler de, namazda örtmesi sünnet, açması mekruhtur dedi. (S. Ebediyye) Kadınların ayaklarının açık olmasında iki kavil vardır. Birinci kavle göre mekruh, ikinci kavle göre namaz bozulur. Kadınlar, ya çorapla veya ayaklara kadar uzun etek veya entari giyerek namaz kılmalıdır! (Mezahib-i Erbea) Kadının topuk kemiği, bileği veya boynu yahut saçı açık olarak kıldığı namazı sahih olmaz. İnce olup içindeki uzvun şekli veya rengi görünen kumaş, yok demektir. (Umdet-ül-İslam) Şafii’de kadının iki elinden ve yüzünden başka her yeri her zaman avrettir. (Hür kadının avuç içinden ve yüzünden ve ayaklarından başka bütün vücudu avrettir. Ayaklarına avret diyenler de oldu. Nur suresindeki (Kadınlar ayaklarını yere vurarak yürümesinler ki, ayaklarındaki örtülü ziynetlerin sesleri işitilmesin) mealindeki âyet-i kerime ayakların avret olduğunu göstermektedir. (Halebi-yi kebir) Namaz dışında avrettir ve avret değildir diyen âlimler olmuştur. Bu bakımdan namazda ve namaz dışında ayakları çorapla örtmeli, ayağı açık 148 www.dinimizislam.com gezenlere de haram işliyor dememelidir. Çıplak ayakla namaz mekruhtur Sual: Kadınların ayakları avret olduğu için çıplak ayakla namaz kılamıyorlar. Erkeğin ayağı avret olmadığına göre, çıplak ayakla namaz kılmaları Hanefi’de mekruh mudur? Hatta diz ile göbek arasını kapatarak kılsa ne zararı olur? CEVAP Sadece göbek ile diz arasını örterek kılınan namaz sahih olursa da, mekruh olur. Namaz borcundan kurtulur ise de namazdan hasıl olan büyük sevaplara kavuşamaz. Fıkıh kitaplarında deniyor ki: 1- Namazı, temiz mest veya ayakkabıyla, ayakları örtülü olarak kılmak, çıplak ayakla kılmaktan kat kat efdaldir. Hadis-i şerifte, örtülü ayakla kılmak emredildi. (Dürr-ül-muhtar) 2- Resulullah ve Eshab-ı kiram, nalınla namaz kılarlardı. Namazı, çorap veya mestle kılmalı, çıplak ayakla namaz kılan Yahudilere benzememelidir. (Redd-ül-muhtar) 3- Namazı ayakları örtülü kılmanın sevabı çok fazladır. (Halebî, Berika, Hadika) 4- Erkeklerin, ayakları çıplak olarak namaza durması mekruhtur. Ayakkabı veya mest kirliyse, ayakları, temiz çorapla örtmek sünnet olur. Namazın vacibi gibi, sünnetini de terk etmek mekruh olur. (İ. Ahlakı) 5- (Yahudilere benzememek için, namazları nalınla [meste benzer bir ayakkabıyla] kılın) hadis-i şerifi, çıplak ayakla namaz kılmanın mekruh olduğunu göstermektedir. (S. Ebediyye) Ayakları örtmek Sual: Fıkıh kitaplarında, (Secdede ayakları elle örtmek mekruhtur) deniyor. Örtmek niye mekruh oluyor? CEVAP Erkeklerin çıplak ayakla namaz kılmaları mekruhtur. Çıplak ayakla namaza duran kimse, bu mekruha mani olmak için, elleriyle ayaklarını örtmeye çalışırsa, ikinci bir mekruh işlemiş olur. Otururken, eli uyluklardan ayırmak mekruh olduğundan, ayağın açık olması mekruhluğunu gidermek için, ikinci bir mekruh işlememelidir. (Halebî-yi kebir)’de yazdığı gibi, ayakta, rükûda, secdelerde ve otururken, elleri sünnet olduğu gibi koymamak mekruhtur. (Merakıl-felah)’da, (Sünneti terk etmek mekruhtur. Bunun için, erkeklerin secdede, çıplak ayağını eliyle örtmesi mekruh olur) demesi de, bu sebeptendir. (S. Ebediyye) Çıplak ayakla namaz Sual: Şâfiî'de, erkeklerin çıplak ayakla namaz kılması sünnet, Hanefî'de ise mekruhtur. Herkesin kendi mezhebine göre hareket etmesi gerekmez mi? CEVAP 149 www.dinimizislam.com Evet. Mezhepler arasında böyle farklı hüküm çoktur. Mesela Şâfiî'de imam arkasında Fatiha okumak farz iken, Hanefî’de harama yakın mekruhtur. Herkes, kendi mezhebinin hükmüne göre hareket eder. Hanefî'de böyledir denince Şâfiîlerin de öyle yapması gerekmez. Namazda avret yerinin açılması Sual: Namazda avret yerinin kendiliğinden açılması ile bizim kasten açmamız fark eder mi? CEVAP Evet fark eder. Kendimiz açarsak hemen namaz bozulur. Kendiliğinden açılırsa bir rükün miktarı zaman geçmedikçe namaz bozulmuş olmaz. Mesela kadın sarkan saçlarını açarsa, namazı hemen bozulur. Kendiliğinden açılırsa, bir rükün geçmedikçe bozulmuş olmaz. Namazda bir uzvun açılması Sual: S. Ebediyye kitabında namazı bozanlar bahsinde, (Bir rüknde, üç kere Sübhanallah diyecek kadar avret yeri açılırsa namaz bozulur) deniyor. Bir uzvun tamamı mı, yoksa dörtte biri mi açılırsa namaz bozulur? CEVAP Bir uzvun tamamı değil, dörtte biri açık kalırsa bozulur. Çünkü yine S. Ebediyyenin setri avret bahsinde, (Avret uzuvlarından birinin dörtte biri, bir rükn açık kalırsa, namaz bozulur) deniyor. Fıkıhta, bir uzvun dörtte biri, tamamı yerine geçer. Mesela başı mesh etmek farzdır. Dörtte birisi mesh edilirse tamamı mesh edilmiş sayılıyor. Kol bir uzuvdur. Namazda kadınların kolunun dörtte biri açılırsa namaz bozulur. Erkeklerin kolunun dörtte biri açılırsa namaz mekruh olur. İnce tülbentle namaz Sual: Namaz tülbendim çok ince olup saçlarım rahatça görünebiliyor. Böyle tülbent ile namaz kılmak caiz olur mu? CEVAP Din kitaplarında, (İnce olup içindeki uzvun şekli veya rengi görünen kumaş, yok demektir) buyuruluyor. Bu bakımdan kalın namaz örtüsü ile kılmanız gerekir. Uzvun şeklinin belli olması Sual: Birkaç kere yazılmasına rağmen, kumaş cilde yapışsa, uzvun şekli belli olsa namaz sahih olur mu, olmaz mı anlayamadım. Pantolonum dardır. Kaba avret yerlerimin şekli belli oluyor. Namazım sahih oluyor mu? CEVAP Şekli belli olsa da namaz sahih olur. Çünkü İslam Ahlakı kitabında deniyor ki: Avret yerini örten ince kumaş altındaki cildin rengi belli olursa, namaz bozulur. Örtü cilde yapışıp, uzvun şekli belli olursa, namaz bozulmuş olmaz. 150 www.dinimizislam.com Rükün nedir Sual: S. Ebediyye’de, (Bir rükünde, üç kere Sübhanallah diyecek kadar avret yeri açılırsa veya imamın önüne geçerse yahut aynı imama uymuş olan kadınla bir hizada olursa namaz bozulur) deniyor. Yani, bir rüknün tamamında değil, bir rüknün içinde üç kere Sübhanallah diyecek kadar zaman avret yeri açılırsa veya imamın önüne geçerse yahut kadınla yan yana durursa mı namaz bozuluyor? CEVAP Evet, rüknün uzunluğu veya kısalığı ölçü alınmıyor. Son teşehüdde oturmak, uzun bir rükündür. Rükû ve secdeler ise çok kısadır. Allah diyecek kadar çok az durmak, bir rükündür. Uzun rükünde olsun, kısa rükünde olsun, üç kere Sübhanallah diyecek kadar bir zaman, bildirilen bu işler yapılınca namaz bozuluyor. Vaktin sonu beklenmez Sual: Hanefi mezhebinde henüz özür sahibi olmayan, akıntısı kesilmezse o vaktin sonuna kadar bekler mi? Vücudunun herhangi bir yerinde akıntılı yara meydana gelse, bu yara kısa veya çok uzun sürse Maliki’yi taklit ederken guslünü de Maliki’ye göre mi alması gerekir? CEVAP Özür sahibi olsaydı, vaktin sonuna kadar beklemesi gerekmezdi. Vakit girince hemen abdestini alıp namazını kılardı. İlk defa olan bu akıntıda ise, akıntının kesilip kesilmeyeceği bilinmediği için, vaktin çıkmasına abdest alıp farzı kılacak kadar zaman [10-15 dakika] kalınca, abdest alıp namazını kılar. İkindi vakti böyle bir durum olunca, akşam ezanına kadar, yatsı vaktinde de böyle bir durum olunca imsak vaktine kadar beklemesi gerekir. S. Ebediyye’de deniyor ki: Bir namaz vakti girdikten, farzı kılacak kadar zaman sonra özür başlasa, vaktin sonu yaklaşıncaya kadar bekler, hiç durmadı ise, vaktin sonunda abdest alıp, o vaktin namazını kılar. Namaz vakti çıktıktan sonra, sonraki namaz vakti içinde durursa, önceki namazını iade eder. İkinci namaz vaktinin başından sonuna kadar hiç kesilmezse, özür sahibi olduğu anlaşılır ve kılmış olduğu önceki vaktin namazını iade etmez. Ancak, böyle durumlarda, ikindiyi akşama [mekruh vakte] kadar geciktirmemek ve yatsıyı gece yarısından sonra kılmamak için Maliki mezhebine uyarak vaktin sonunu beklemeden abdest alıp namazını kılabilir. Abdesti bozacak başka şey olmamışsa, bu abdestle beş vakit namaz kılabilir. İşte, çarşıda, pazarda, yolculuk veya benzer yerlerde olup da, gusletme imkanı yoksa, Maliki’ye göre gusletmeden de Maliki’yi taklit edebilir. Gusletme imkanı varsa gusletmesi gerekir. Gusülde, abdestte ve namazda Maliki’nin şartlarına uyması gerekir. Çünkü bu üçü birbirine bağlıdır. 151 www.dinimizislam.com Vaktine yetişip de kılamadığım Sual: Bazen vaktine yetişip de kılamadığım ilk…namazının farzını kılmaya, bazen de son… deniyor. İlk veya son denilse değişen ne olur? Bir de, ne diye vaktine yetişip de kılamadığım …. namazının farzı deniyor? Cuma günü zuhri ahir kılarken de niye böyle deniyor? Vakit girince namazın edası farz olmuyor mu? CEVAP Bir namazın vakti girince, hemen edası farz olmaz, o vakit çıkarken o vakti kılacak kadar bir zaman kalınca edası farz olur. Vakit girince edası hemen farz olmuyor, öyle olsa, on dakika, yarım saat, bir saat sonra kılmak haram olur. Elbette hemen kılınırsa iyi olur ama edası ancak vaktin sonunda farz oluyor. Bir insan vakit girdikten sonra, namaz kılmadan ölse, o vakti kılmadığı için sorumlu olmaz, çünkü o vakti kılacak kadar zaman kalınca edası farz olur. Ancak bir namazın vakti gelince, bu namazı edaya [kılmaya] başlandığı vakit, kılmak farz olur. Kılınca da farz eda edilmiş olur. Bunun için Cuma günü zuhr-i ahir kılarken, (Üzerime edası farz olan) demeyip, (Vaktine yetişip de kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya) diye niyet etmelidir. Veya (Üzerime son farz olan kılmadığım öğle namazını kılmaya) diye niyet etmelidir. İkisi de aynı anlamdadır. Eğer Cuma namazı sahih olmuş ise, en son kazaya kalan öğle namazı kaza edilmiş olur. Cuma sahih olmamışsa, bugünkü öğle namazı kılınmış olur. Burada üzerime son farz olan değil de, ilk farz olan diye niyet edilirse, ilk kazaya kalan bir namaz kaza edilmiş olur, öğle namazı kılınmamış olur. İlk ve son diye niyet etmenin önemi buradadır. Kaza namazlarında ise, ilk kazaya diye niyet ederek başlamak iyidir. Müslüman olmayan ülkelerde, cemaatle kılınan bir namazda, imamın itikadından şüphe edilmişse, cemaatle kıldıktan sonra tekrar kılarken, yine aynı şekilde, (Vaktine yetişip de kılamadığım son … namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. Eğer gerçekten imamın itikadı bozuk ise, bu kılınan namaz, eda olur. İmamın itikadı düzgün ise, o vaktin son kazaya kalan namazı kaza edilmiş olur. Neden, kılmadığım değil de, kılamadığım demek daha uygun oluyor denirse, kılmamakta sanki bir kusur görünüyor. Kılamamakta ise bir mazeret olabileceği anlaşılıyor. Bir nevi özür dileme vardır. Buna rağmen, kılmadığım demekte de mahzur yoktur. Kutuplarda sabah ve yatsı namazının vaktinin girmediği zamanlarda da böyle niyet edilebilir. Vakit girmeyince, vaktinde kılıyorum denmez, yatsıyı kılıyorum denir ve böylece farz diyen âlimlere uyulmuş olur. Ancak diğer âlimlere göre, vakit girmediği için sahih olmazsa, vaktine yetişip de kılamadığım son yatsı namazının farzına denmesi daha uygun olur. Böyle niyet edilerek yatsı veya sabah kılınırsa, her iki kavle de uyulmuş olur. 152 www.dinimizislam.com Rabbena lekel hamd Sual: Rükûdan kalkarken, imam, cemaat ve yalnız kılan Rabbenâ lekel hamd der mi? CEVAP Yalnız kılan kimse, rükûdan kalkarken hem Semi’allahü limen hamideh, hem de Rabbenâ lekel hamd der. (Redd-ül-muhtar) Namaz kılan kimse, imama uymuşsa, Semi’allahü limen hamideh demez, Rabbenâ lekel hamd der. Yalnız kılıyorsa, bunların ikisini de söyler. Muhit, Tatarhaniyye ve Hidaye kitaplarında da böyle bildirilmiştir. (F. Hindiyye) Rükûdan kalkarken Semi’allahü limen hamideh demek, imama ve yalnız kılana sünnettir. Cemaatle kılarken, cemaat, Semi’allahü limen hamideh demez, sadece Rabbenâ lekel-hamd der. (S. Ebediyye) İmam, Semi’allahü limen hamideh demese de, cemaat Rabbenâ lekel hamd der. İmam-ı azama göre, İmam, Rabbenâ lekel hamd demez, İmameyne göre ise der. Kitapların çoğunda, İmam-ı a’zamın kavli tercih edilmiştir. (Redd-ülmuhtar) Hanbelî ve Şâfiî’de ise, imamın, cemaatin ve yalnız kılanın Rabbenâ lekel hamd demesi sünnettir. Mâlikî’de yalnız kılanın ve cemaatin demesi mendubdur. (Mezahib-i Erbea) Namazda huşu ve tefekkür Sual: Namazı huşûyla kılmak ne demektir? CEVAP Huşu, Allahü teâlâdan korkmak demektir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Namazları cemaatle, huşû ve hudû ile kılmalı, çünkü insanı iki cihanda felaketlerden, sıkıntılardan kurtaracak, ancak huşû ile kılınan namazdır. İki âyet-i kerime meali: (Namazlarını huşû ile [Kalbleri Allah korkusuyla dolu, tadil-i erkâna uyarak] kılan müminler, muhakkak felah buldu. [Kurtuluşa erdi, zafere kavuştu.]) [Müminun 1, 2] (1/85) Namazın kusursuz olması, farzlarını, vaciblerini, sünnetlerini ve müstehablarını yerine getirmekle olur. Namazda huşû, yani her uzvun tevazu göstermesi, bu dört şeyi yapmaktır. Kalbin hudûu, yani Allah korkusu da yine bunları tam yapmakla olur. (Kalb hazır olmazsa, namaz da olmaz) hadis-i şerifi, kalbin, yukarıda bildirilen dört şeyin yapılmasında hazır olması, uyanık olması demektir. Yani bunların hepsinin yapılmasında gevşeklik olmamasına dikkat etmektir. (1/305) Namazın kabul olmasının şartı, haramlardan sakınmak, huşû ve takva ile kılmak ve malayaniyi terk etmektir. (Miftah-ul-Cennet) 153 www.dinimizislam.com Takva, bütün uzuvlarını haramdan ve mekruhtan korumaktır. Malayaniyi terk, dünya ve ahirete yaramayan işi terk etmek demektir. Dünya işlerini düşünmemek için Sual: Namazda dünya işlerini düşünmemek için ne yapmalı? CEVAP Namazda dünya işlerini düşünmek, ihlâs noksanlığından ileri gelir. Buna sebep olan eksiklikleri gidermeye çalışmalı. Her iş, Allah rızası için yapılırsa, ihlâs elde edilir. Namaza başlarken, Allahü teâlâyı görür gibi, edeple namaza başlamalı ki, namaz hakiki namaz olsun. Eğer beden namazda, kalb başka yerde olursa, o namaz sahih olsa da, makbul bir namaz olmaz. Bunun için, (Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil’azîm) dedikten sonra namaza başlamak faydalıdır. İslam Ahlakı kitabında da deniyor ki: İmama uyunca, imam Fatiha’yı okurken, (Sağımda Cennet ve solumda Cehennem, ensemde Azrail aleyhisselam, karşımda Beytullah, önümde kabir ve ayağımın altında Sırat, acaba benim sualim kolay olur mu? Ettiğim ibadet, ahirette başıma taç, yanıma yoldaş ve kabrimde ışık olur mu? Yoksa kabul olmayıp, eski bez gibi yüzüme vurulur mu?) diye tefekkür etmelidir. (Miftah-ül-cennet) Namazda zihni toparlamak Sual: Namaz kılarken, zihni toparlayabilmek için, ne yapmak gerekir? CEVAP Mümin, Allahü teâlâdan korkar, Onun rahmetinden ümidini kesmez ve hatalarından dolayı utanır. Namazda bu hâlinden ayrılıyorsa, fikri dağınık ve vesvese mevcut demektir. Görmek, düşünmeye sebeptir. Bu bakımdan insanı meşgul edecek şeyleri, gözün gördüğü yerlerden kaldırmalı. Namazı mümkünse loş bir aydınlıkta kılmak iyi olur. Nakışlı seccade yerine, düz olanlar tercih edilmeli. Kıble duvarı sade olmalı, herhangi bir levha asılı olmamalı. Hep önüne bakmalı. Namaza başlarken Allah'ın huzuruna durduğunu, bu huzurda gafil olmanın tehlikesini düşünmeli ve kıyametin korkunç manzarasını hatırlamalı. Kalbi meşgul eden, dünyevî istek ve arzulardır. Nefse ceza verip bunlardan kurtarmak gerekir. Ebu Talha hazretleri, bahçede namaz kılarken bir kuş daldan dala konup namazını şaşırtınca, büyük bir bahçesini sadaka olarak verdi. Namazının noksanına kefaret olsun diye böyle yaptı. Nefsi çeşitli şekilde cezalandırarak kalbi toparlamaya çalışmalıdır. Tam huzura kavuşamıyorum diye mücadeleyi bırakmamalı. Bir bardak dolu zeytinyağına ne kadar su konursa, o kadar zeytinyağı dışarı dökülür, çünkü zeytinyağı suya göre hafif olduğu için suyun üstüne çıkar. İkisi birleşmez. Dünya sevgisiyle âhiretin kalbdeki durumu, zeytinyağı ile su gibidir. Bardak suyla dolu olunca, zeytinyağı orada bulunmaz. Dünya sevgisi kalbi kaplamışsa, vesveseden kurtulmak mümkün olmaz. Dünya sevgisi ne kadar 154 www.dinimizislam.com azsa, kalb huzuru o kadar fazlalaşır. Demek ki, kalbi toparlayabilmek için, dünyanın faydasız şeyleri peşinden koşmamalı. İlim ve ihlâsla amel etmeye çalışmalı, göze çarpan ve kalbi meşgul eden şeyleri ortadan kaldırmalıdır. Huşu ile namaz Sual: Huşu ile namaz kılmak için ne yapmalıdır? CEVAP Namazda mânasını biliyorsanız, okuduğunuzu düşünmek, iyi olur. Kendini Rabbinin huzurunda düşünmek ve o huzurda nasıl olması gerekiyorsa, öyle bulunmak çok iyidir. Kendinin son namazı olduğunu, son amelinin bu olduğunu, yahut kendini sırat üzerinde düşünüp kendini toparlamak, kibriya, azamet ve celâli huzurunda, kendini kartal pençesindeki serçe, yahut efendisinden kaçmış, yakalanıp tekrar efendisinin huzuruna götürülmüş köle gibi bilmek, yahut her an nimetleri içinde bulunduğu, her an kendisine muhtaç olduğu hakiki nimet sahibinin huzurunda nasıl durulursa, öyle durmak, hiç olmazsa, general karşısına çıkan bir er gibi bulunmak, namazda kalbi toparlamaya yardım eder. Dünyaya önem vermemek, işlerini mesele ve düşünce vesilesi yapmamak, geldiği gibi gider, ne olduysa öyle olur gibi, dünya hakkında hoşgörülü olup, namazda hep Rabbi ile olmak mühimdir gibi düşünceye sahip olmak faydalı olur. Namazı doğru kılmak Sual: Bir hadis-i şerifte, (Beş vakit namazı doğru kılana, her gün için bin şehid sevabı verilir) buyuruluyor. Namazı doğru kılmak nasıl olur? CEVAP Namazın doğru olması için şu şartlara riayet etmek gerekir: 1- Ehl-i sünnet itikadında olmalı. Bid’at ehlinin kıldığı namaz, sahih olsa da, namaz borcu ödenmiş olsa da, kabul olmaz yani doğru namaz olamaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Bid’at ehlinin namazı, orucu, haccı, umresi, cihadı, tevbesi, farzı, nafilesi ve hiçbir iyiliği kabul olmaz.) [İbni Mace] O halde, Ehl-i sünnet itikadında olmalı ve bid’at işlemekten çok sakınmalı. 2- Haramlardan sakınmalı. Haramlar çeşitli şekilde işlenir. Elle, dille, gözle, kulakla, ayakla, kalble, mideyle ve elbiseyle olabilir. Elle: Haramlara uzanıyorsa, Dille: Yalan, gıybet gibi haramlar işliyorsa, Gözle: Harama bakıyorsa, kâinata ibretle bakmıyorsa, Kulakla: Çalgı veya gıybet gibi günahlar dinleniyorsa, Ayakla: Günah işlenen yerlere gidiliyorsa, Kalble: Kin, haset, kibir, suizan, riya gibi kötü huylar varsa, Mideyle: Haram şeyler yenilip içilmişse, [Bir hadis-i şerifte, (Bir lokma haram yiyenin kırk günlük güzel ameli kabul olmaz) buyuruldu. (Taberani)] 155 www.dinimizislam.com Elbiseyle: Bir elbisenin sadece bir düğmesi veya bir ipliği haram olsa, bu elbiseyle kılınan namaz kabul olmaz. 3- İhlâsla yani sırf Allah rızası için kılmalı, riya karıştırmamalı. 4- Namazın farzına, vacibine, sünnetine, müstehabına, edebine de riayet etmeli. 5- Namazın doğru olması için guslün ve abdestin de doğru olması şarttır. Abdest ve guslün doğru olması için de, bunların farzına, vacibine, sünnetine, müstehabına, edebine riayet etmeli. Bu beş maddeye riayet edilirse, namaz doğru kılınmış olur. Zamm-ı sure okumakla ilgili sorular Sual: Muavvizeteyn, Felak ve Nas sureleri mi? 4 Kul da Kâfirun, İhlas, Felak ve Nas sureleri mi? CEVAP Evet. Rükûda hatırlayan Sual: Namazda zammı sureyi okumadığını rükûda hatırlayan kimse ne yapar? CEVAP Rükûdan doğrulup zammı sureyi okur. Tekrar rükûa gider. Bu durumda secde-i sehv gerekmez diyenler olduğu gibi, gerekir diyen âlimler de vardır. Vacib olan kunut duaları unutulsa, rükûda iken hatırlansa artık geri dönülüp kunut okunmaz. Vacib terk edildiği için secde-i sehv gerekir. Döner de, kunut dualarını okursa, rükûa gitmeden secdeye gitmesi gerekir. Rükûu tekrar ederse, kasten iki rükû yaptığı için namaz bozulur. Çünkü rükûu kıraatten hemen sonradır. Kunutu okumasa da secde-i sehv gerekir, dönüp geriye okusa da secde-i sehv gerekir. Uygun olanı, rükûda kunutları okumadığını hatırlayan kimse, artık geri dönmez. Secde-i sehv ile namazını tamamlar. (Redd-ül-muhtar) Kunut duasını okumayı rükûda hatırlayan, kunutu rükûda okumaz, kıyama da kalkıp okumaz. Tatarhaniyye’de de böyledir. Bu kimse, şayet rükûdan kıyama dönse ve kunutu okusa, bu durumda, rükûu yenilemezse, namazı bozulmaz. Tekrar rükû yaparsa namazı bozulur. Bahr-ür-râık’ta da böyledir; fakat bu kimse kunutu unuttuğunu, rükûdan kalkınca hatırlarsa, kunutu okumaya dönmez. Mudmerât’ta da böyledir. (F. Hindiyye) Zamm-ı surenin en az miktarı Sual: Zamm-ı sure olarak üç âyetten aşağı olmaz deniyor. İki âyet olan Amenerresulü veya tek âyet olan Âyet-el-kürsi okumak caiz değil midir? CEVAP Caizdir. Zamm-ı sure, Fatihadan sonra okunan, en az üç âyete veya üç âyet uzunluğunda bir âyete denir. Üç âyetin miktarı, en az, 30 harf olmalıdır. 156 www.dinimizislam.com (Redd-ül-muhtar) İki âyet olan Amenerresulü veya tek âyet olan Âyet-el-kürsi de, üç kısa âyetten uzun oldukları için zamm-ı sure olarak okunur. Hatta Âyet-el-kürsi tek âyet olduğu halde, yarısı birinci rekatta, diğer yarısı da, ikinci rekatta okunabilir. Sadece Besmele okumak Sual: Namazda zammı sure olarak Besmele okumak yeter mi? CEVAP Sadece Besmele okumak mekruh olur. (Fetava-i Hindiyye) Gücü yettiği kadar Sual: Zekâ özürlü birisi, duaları iyi söyleyemiyor eksik namaz kılması uygun olur mu? CEVAP Okuyabildiği kadar okur. Herkese gücünün yettiğinden fazlası sorulmaz. Bir sure okumak Sual: Sabah namazında, uzun sure okumak için birinci rekâtta, Elemtere’den başlayıp üç beş sure okumak mı uygun, yoksa bir sure okumak mı? CEVAP Bir sure okumak daha iyidir. Tebbet suresi Sual: (Tebbet suresinde beddua olduğu için zamm-ı sure olarak okunmaz. Beddua ile Allah’ın huzuruna çıkılmaz) denmesi yanlış değil mi? Zamm-ı sure olarak her âyet okunmaz mı? CEVAP Her âyet-ı kerime zamm-ı sure olarak okunur. Kur’an-ı kerimde beddua olan, lanet okunan çok âyet-i kerime vardır. Hepsi de okunur. Birkaçının meali şöyledir: (Allah’ın laneti inkâr edenlerin üzerine olsun.) [Bekara 89] (Biz kitapta açıkça belirttikten sonra, indirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti gizleyenlere, hem Allah, hem de bütün lanet ediciler lanet eder.) [Bekara 159] (Âyetlerimizi inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, işte Allah’ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti onlaradır.) [Bekara 161] (Allah, iki yüzlü erkek ve kadınlarla inkârcılara, ebedi kalacakları Cehennem ateşini hazırlamıştır. Allah lanet etsin! Onlara devamlı azap vardır.) [Tevbe 68] (Allah ve Resulünü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lanet etmiştir.) [Ahzab 57] Önceki sûreyi okumak Sual: İkinci rekâtta, birinci rekâtta okunan sûreden öncekini veya birinci 157 www.dinimizislam.com rekâttan daha uzun bir sûre okumak mekruh mudur? CEVAP Evet, mekruhtur. Farz ve nafilelerin hepsinde, ikinci rekâtta birinci rekâttan daha uzun okumak mekruhtur. Kasten okunmazsa mekruh olmaz. Eğer okunmaya başlanmışsa artık terk edilmez, devam edilir. (Halebî) Nâfile namazlarda mekruh olmayacağını bildiren âlimler de vardır. Aynı sûreyi okumak Sual: Bir namazın her rekâtında aynı zamm-ı sûreyi okumak mekruh olur mu? CEVAP Nafilelerde mekruh olmaz. Farz veya kaza kılarken mekruh olur. Nâfile kılarken Sual: Dört rekâtlık bir nâfile namazda, sırasıyla Maun, Kevser, Kâfirun ve Nasr surelerini okumak mekruh olur mu? CEVAP Nâfile namazlarda üçüncü rekâtta, kendisinden önceki rekâttan daha uzun okumak mekruh olmaz, çünkü üçüncü rekâtla başka müstakil bir bölüme başlanmış olmaktadır. (Halebî) Nâfile kılarken fazla okumak Sual: Nâfile kılan kimse, zamm-ı sureyi bir rekâtta iki defa veya daha fazla okusa yahut her iki rekâtta da aynı sureyi okusa mekruh olur mu? CEVAP Nafile namazlarda mekruh olmaz, fakat farz ve kaza namazlarında mekruh olur. (Halebî, Hindiyye) Sünnette zammı sure Sual: Sünnetlerde ve diğer nafile namazlarda, zamm-ı sure olarak aynı sureler okunabilir mi? CEVAP Okunabilir. Peygamber efendimiz, sabah namazının sünneti ile akşamın sünnetinde Kâfirun ve İhlas’ı; öğle namazının ilk dört rekât sünnetinde dört Kul’ü; öğlenin son sünnetiyle yatsının son sünnetinde Felak ve Nas’ı okumuştur. (Tergib-üs salat) Dört Kul: Kâfirun, İhlas, Felak ve Nas sureleridir. Sure okumak Sual: Namazda, zamm-ı sure olarak uzun birkaç âyet okumak, kısa bir sure okumaktan evla mıdır? Mesela Âmenerresulü’yü okumak Kevser suresi okumaktan evla mıdır? CEVAP Hayır, kısa veya uzun sure okumak, uzun olsa da bir veya birkaç âyet okumaktan daha sevabdır. Tek sure okumak, birkaç sure okumaktan daha sevabdır. Bir kısa sure kadar üç âyet okumak da, uzun bir âyet okumaktan 158 www.dinimizislam.com daha sevabdır. Aynı namazda aynı sureyi okumak Sual: Namazda Kur’an okumak, namaz haricinde Kur’an okumaktan daha sevab olduğu için, akşam ve sabah namazlarından sonra okunması sünnet olan Haşr suresinin sonunu, yalnız kılarken, sabah ve akşam namazında okumak uygun olur mu? CEVAP Evet, uygun, fakat her zaman okumamalı. İmamın aynı namazların aynı rekâtlarında, aynı âyetleri okumayı âdet edinmesi mekruhtur. Yalnız kılanlar için de, her namaz için böyledir denildi. Ara sıra başka âyet de okumalıdır. Namazda kısa bir sure, mesela Fil veya Kevser suresini okumak, uzun bir âyet okumaktan daha sevabdır. (İbni Abidin) Zammı sure sırası Sual: Namazda zamm-ı sureler hangi sırayla okunur? CEVAP Mushaf’taki sırayla okunur. Tersine okumak tahrimen, önceki rekâtta okunan sureyi okumak tenzihen mekruhtur. Bir de, önceki rekâtta okuduğumuzdan, üç veya daha fazla âyet uzun olan bir sureyi okumak mekruhtur. Üçüncü kural da, bir sure atlanarak okumak mekruhtur. Bu üç kurala uygun okununca mesele kalmaz. Başka yeni bir namaz kılarken, artık önceki namazdaki sıraya riayet etmek gerekmediği gibi; unutarak, yanılarak böyle okuyunca mekruh olmaz. Sual: Farz namazda Fatiha’dan sonra zamm-ı sure okumayı unutana secde-sehv gerekir mi? CEVAP Birinci ve ikinci rekâtlarda okumayı unutursa, üçüncü ve dördüncü rekâtlarda okumak ve secde-i sehv yapmak gerekir. Aynı sureyi okumak Sual: S. Ebediyye’de, (İmamın aynı namazların aynı rekâtlarında, aynı âyetleri okumayı âdet edinmesi mekruhtur. Yalnız kılanlar için de her namaz için böyledir denildi. Ara sıra başka âyet de okumalıdır) deniyor. Bu farz için midir? Sünnet ve nafilelerde aynı sûreleri okumak caiz midir? Ben sadece Kevser, İhlas ve Felak sûresini biliyorum. Vitirde hep bu üç sûreyi okusam mahzuru olur mu? CEVAP S. Ebediyye’de bildirilen farz namazlar içindir. Her namazda aynı âyetleri okumanın mekruh olması imamlar içindir. (Yalnız kılanlar için de böyledir denildi) deniyor. Denildi denince bunun zayıf kavil olduğu anlaşılır. Yani yalnız kılan farz namazlarda bile aynı sureleri okuyabilirse de, farklı sureler bilirse ara sıra onları da okuması iyi olur. Nafile için böyle bir kayıt yoktur. 159 www.dinimizislam.com Sünnetler de nafiledir. Hattâ vitir vacib bile, sure okuma yönünden nafileye tâbidir. Yani bir kimse vitirde hep, Kevser, İhlas ve Felak surelerini okusa mekruh olmaz. Üç sûre bildiğinize göre, farz namazlarda, bazen Kevser ile İhlas sûresini, bazen de Kevser ile Felak sûresini okumanız iyi olur. Böylece aynı sûreleri okumamış olursunuz. Sünnetlerde aynı sûre okumanın mahzuru olmaz. Peygamber efendimiz, sabah namazının sünneti ile akşamın sünnetinde Kâfirun ve İhlas’ı; öğle namazının ilk dört rekât sünnetinde dört Kul’ü [Kâfirûn, İhlâs, Felak, Nas]; öğlenin son sünnetiyle yatsının son sünnetinde Felak ve Nas’ı okumuştur. (Tergib-üs salat) Şirkten korunmak Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Kâfirun suresini sabah akşam okuyan, kendisini şirkten korumuş olur) deniyor. Bu sûreyi namazda zamm-ı sûre olarak okusak yine şirkten korunmuş olur muyuz? CEVAP Evet, namazda okumak daha sevab olur. Sabah ve akşam namazının sünnetlerini kılarken her zaman okumak daha iyidir. Sünnetlerde her zaman aynı sûre okumanın mahzuru olmaz. Peygamber efendimiz, sabah namazının sünneti ile akşamın sünnetinde Kâfirun ve İhlas’ı; öğle namazının ilk dört rekât sünnetinde dört Kul’ü [Kâfirûn, İhlâs, Felak, Nas]; öğlenin son sünnetiyle yatsının son sünnetinde Felak ve Nas’ı okumuştur. Bu sûreleri bu sünnetlerde okuyan diş ve kulunç ağrısı da görmez. (Tergib-üs salat) Âyetin yarısını okumak Sual: Âyet-el kürsi uzun bir âyettir. Zammı sûre olarak yarısını okumakta mahzur var mıdır? Bunun gibi Enbiya suresinin 87. âyetinde geçen (La ilahe illa ente sübhâneke, innî küntü minez-zâlimin) kısmını veya Neml suresinin 30. âyetinde geçen (İnnehü min Süleymâne ve innehü Bismillâhirrahmânir-rahîm) kısmını, yani uzun bir âyetin bir bölümünü zamm-ı sûre olarak okumak caiz midir? CEVAP Evet, caizdir. Namazda oturuşla ilgili sorular Sual: Kade-i ahirede ettehıyyatüyü okumak vacip. Ettehıyyatüyü okuyacak kadar oturmak farz, ölçüsünü nasıl ayarlayacağız. Belirli bir zamanı var mı yoksa hızlı okuyan biri ile yavaş okuyan biri arasındaki oturma ölçüsü nedir? CEVAP Herkesin Ettehıyyatü’yü okuduğu müddet kadar oturması farzdır. Son oturuşta okunanlar 160 www.dinimizislam.com Sual: Salli ve Barik'ten sonra dua niyetiyle okunan âyetleri, Kur'an-ı kerimdeki sırasına göre, önce Rabbena âtinâ, sonra Rabbic’alnî, sonra Rabbenağfirli’yi mi okumak gerekir? CEVAP O sıra ile okumak, iyi olur. Rabbenâ âtinâ Sual: Namazda, Salli Bârik’lerden sonra, Rabbenâ âtinâ’yı dua olarak okurken, Bi-rahmetike yâ erhamerrâhimîn’i eklemek gerekir mi? CEVAP Gerekmez, fakat dua olarak okunduğu için eklenmesinin de mahzuru olmaz. Son oturuşta dua Sual: S. Ebediyye’de, (Cemaat istese de, imamın, farz kıldırırken kıraati ve tesbihleri sünnetten fazla okuması tahrimen mekruhtur) deniyor. Buna göre, son oturuşta, salli bariklerden sonra Rabbena Âtina duasını okumak mekruh değil mi? CEVAP Son oturuşta, salli barik dualarından sonra, herhangi bir dua okumak sünnettir. Dua âyetlerinden veya hadis-i şeriflerde bildirilen dualardan biri okunur. Burada genelde, Rabbena Âtina ayet-i kerimesini dua olarak okumak tercih edilmektedir. Bu bakımdan imamın, salli bariklerden sonra Rabbena Âtina okuması mekruh değil sünnettir. Nimet-i İslam kitabında, namazın sünnetlerinin 43. maddesinde, (Salevattan [salli bariklerden] sonra bir dua okumak sünnettir) buyuruluyor. Namazda abdestin bozulması Sual: Namaz kılarken, son teşehhüdde, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra, abdestimiz veya namazımız bozulsa yahut kendimiz kasten bozsak, o namazı iade etmemiz gerekir mi? CEVAP Teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasten abdestini veya namazını bozanın, namazı tamam olur. Mesela Ettehıyyatü’yü bitirdikten sonra birisiyle konuşsa, konuşması günah olursa da, kasten yaptığı için namazı tamam olur. Teşehhüd miktarı oturduktan sonra kendiliğinden abdesti bozulursa, hemen abdest alıp vacib olan selamı verirse yahut abdest almayıp, namazı bozan bir şey yaparsa, mesela selam verirse, namazı tamam olur. (S. Ebediyye) Sağ ayağını dikmek Sual: Yeni namaza başladım. Sağ ayağımı dikip sol ayağımın üstüne oturmakta çok zorlanıyorum. Sağ ayağımın parmakları çok acıyor. Sağ ayağımı dikmeden otursam namazım kabul olur mu? CEVAP Erkeklerin, sağ ayağını dikip, sol ayağının üzerine oturmaları sünnettir. Bir 161 www.dinimizislam.com özürle sünnet terk edilirse mekruh olmaz. Yeni namaza başlayanlarda, böyle durumlar olur. Sünnete uygun oturmalı, zamanla alışır. Birkaç ay içinde rahat oturabilir. Namazda okunan dualar Sual: Namazda, Rabbena âtina’dan sonra, şu duaları okumakta mahzur var mıdır? 1- Allahümme innî es'elüke-ssıhhate vel-âfiyete vel-emânete ve hüsnelhulkı verrıdâe bilkaderi bi-rahmetike yâ Erhamerrâhimîn. 2- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbül afve fa'fü annî. 3- Allahümme mağfiretüke evsa'u min zünûbî ve rahmetüke ercâ indî min amelî. 4- Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit kalbî alâ dînik. 5- Allahümme innî e'ûzü bike min hemezâtiş-şeyâtîn. CEVAP Hepsi de hadis-i şerifte bildirilen dualar olduğu için, son teşehhütte Rabbena âtina’dan sonra bunların birini veya hepsini okumakta, mahzur olmaz. Çünkü orası dua okuma yeridir. 1- Birinci duanın manası: Yâ Rabbi, sıhhate, afiyete kavuşmayı, emanete riayet etmeyi [hıyanet etmemeyi], güzel ahlaka sahip olmayı ve kaderine rıza göstermeyi bana nasip eyle! Ey merhametlilerin en merhametlisi, merhametin hakkı için, bunları bana ver! Resulullah efendimiz bu duayı çok okurdu. (Taberani) 2- İkinci duanın manası: Yâ Rabbi, sen affedicisin, kerimsin, affı seversin, beni de affeyle! Resulullah efendimiz, özellikle Kadir gecesinde bu duayı okumayı bildirmiştir. (Nesai, Tirmizî) 3- Üçüncü duanın manası: Yâ Rabbi, mağfiretin, benim günahlarımdan daha geniştir. Rahmetin ise, amelimden daha ümit vericidir. [Amelime değil, senin sonsuz rahmetine güveniyorum.] Adamın biri, 2–3 defa (Vay günahlarım) der. Bunu duyan, Resulullah efendimiz, bu duayı okumasını söylüyor. O kişiye üç defa bu duayı tekrarlattıktan sonra, Peygamber efendimiz, (Allah seni affetti) buyurur. (Hâkim) 4- Dördüncü duanın manası: Yâ Rabbi, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dininde sabit kıl, beni dininden ayırma! Resulullah efendimiz her zaman, bu duayı okurdu. (Tirmizi) 5- Beşinci duanın manası: Yâ Rabbi, [insan ve cin] şeytanlarının vesvesesinden, şerrinden sana sığınıyorum. Bu duayı seyyid Abdülhakim Arvasi hazretlerinin çok okuduğu bildirilmiştir. Bu duanın benzeri, Müminun sûresinin 97. âyet-i kerimesinde, (Rabbî e'ûzü bike min hemezâtiş-şeyâtîn) olarak geçer. 162 www.dinimizislam.com Kıyam ile ilgili sorular Sual: Farz namazlarda kıyam farzdır. Sünnetlerde de kıyam [ayakta durmak] farz mıdır? CEVAP Yalnız farz ile vitir namazını kılarken ayakta durmak farzdır. (Sirac-ülvehhac) Hasta ve özürlü olmasa da, nafileleri oturarak kılmak her zaman ve her yerde caizdir. Yalnız [vacip diyenler de olduğu için] sabah namazının sünnetini ayakta kılmalıdır! Nafileleri oturarak kılana, sevabın yarısı verilir. (Merakılfelah) Beş vakit namazın sünnetlerini hiçbir mazeret yokken de, ayakta durmayıp, oturarak kılmak caizdir; çünkü bu sünnetler de, nafile namazdır. (Cevhere) Namazda fazla hareketten kaçmalı Sual: Namazda kıyamdayken, Fatiha’yı okuduktan sonra zammı sureyi okumayı unutan bir kimse, rükûa eğilmek için ellerini aşağı saldıktan ve ayaklarını birleştirdikten sonra zammı sureyi okumadığını hatırlarsa, zammı sureyi okurken tekrar ellerini bağlayıp, ayaklarının arasını sünnet miktarı yani dört parmak kadar açar mı? CEVAP Böyle yapmak caiz ise de, ellerini tekrar bağlamadan ve ayaklarının arasını açmadan okuması efdaldir. Namazda, mümkün olduğu kadar hareketsiz durmak esastır. Secde yerine bakılır Sual: Mescid-i Haramda da namazda, secde yerine mi bakılır? CEVAP Evet. İftitah tekbirine yetişmek Sual: Bir hadis-i şerifte, (Yedi kat yer ve yedi kat gök kağıt olsa, deryalar mürekkep olsa, bütün ağaçlar kalem olsa, bütün melekler katip olsa ve kıyamete kadar yazsalar, yine imam ile alınan iftitah tekbirinin sevabını yazamazlar) buyuruluyor. İftitah tekbirine yetişmek için imama en son ne zaman uymamız gerekir? CEVAP İmam Fatihayı bitirmeden yetişen, iftitah tekbirine yetişmiş sayılır. Kıraat nasıl olmalı? Sual: Kıraati kendimiz işitecek kadar sesli okumazsak namaz sahih olur mu? CEVAP Sahih olmaz. Kendimizin işitecek kadar sesli olması gerekir. Üç mezhepte, kendi işitecek kadar sesli okumak farzdır. Maliki’de farz değil, 163 www.dinimizislam.com müstehabdır. Çocuğa namazı öğretmek Sual: Kendim namaz kılarken, 9 yaşındaki kızımın da duyması için sesli okuyorum, yani namazı, namaz kılarak, namazda öğretiyorum. Anneyle kızın böyle namaz kılması uygun mu? CEVAP Öğretmek için sesli okumanız doğru olmaz. Namaz kılmadan aynı şekilde sesli olarak ve tarif ederek namazı öğretebilirsiniz. Mesela rükûa eğilince, bu haldeyken üç kere, Sübhane rabbiyel azîm denir dersiniz. Ayakta şu okuduğum okunur dersiniz. Böyle tarif edersiniz. Namaz kılınan yerde Sual: Hadis kitaplarında, resim bulunan eve meleklerin girmeyeceği bildiriliyor. Siz ise, resim bulunan odaya girmez diyorsunuz, bir de rahmet melekleri diyorsunuz. Her melek girmez mi? Bir de, bir odada bir kadın olsa, ayrı odada da yabancı erkek olsa halvet olmaz mı? CEVAP Hadis-i şerifte beyt kelimesi geçiyor. Yanlışlık, beyt kelimesini ev diye tercüme etmekten ileri geliyor. Halbuki beyt kelimesi oda anlamına da gelir. Genel olarak da oda anlamında kullanılır. Sözlüklerde, dâr kelimesi mesken olarak bildirilir. Fukaha ise, dâr kelimesini, içinde birkaç beyti [odası] ve avlusu bulunan yer diye tarif etmektedir. Beytullah = Allah’ın evi = Kâbe demektir. Tek odadan meydana gelmiştir. Beytüzzifaf gerdek odası demektir. Bunu gerdek evi diye tercüme etmek yanlış olur. Gerdeğe bir odada girilir. Evin bütün odalarına gerdek odası denmez. Beytülmal hazine odası, Beyt-i makdis [mukaddes] Mescid-i aksa demektir. Bir evin odaları müstakildir. Odanın birinde namaz kılınır, birinde içki içilirse, namaz kılınan oda şereflenmiş, öteki oda ise kirletilmiş olur. Bir evin bir odasında yabancı bir hanım, öteki odasında yabancı bir erkek bulunsa, aynı odada bulunmadıkları için halvet olmaz, yani günah olmaz. Çünkü her oda ayrı kabul edilir. Hadis-i şerifteki melekten kasıt, rahmet melekleridir. Çünkü insanların iyiliklerini ve kötülüklerini yazan hafaza melekleri, günah işlenen, resim bulunan yerlere de girer. İnsandan yalnız cima ve helada ayrılır. Helada iken yapılanları, Allahü teâlâ meleklere bildirir. Bu sualiniz de gösteriyor ki, hadis-i şerifleri açıklamasız okumak yanlış anlamalara sebep oluyor. Oyuncak varsa Sual: Bebek, ayı oyuncakları gibi çeşitli oyuncaklar bulunan odada namaz 164 www.dinimizislam.com kılmak mekruh olur mu? Böyle bir odaya rahmet melekleri girer mi? CEVAP İmam-ı Ebu Yusuf’a göre, çocukların oyuncakla oynaması caizdir, o odaya rahmet melekleri de girer, o odada namaz da kılınır. Namaz kılarken, oyuncaklar kıble tarafında olmamalı. Kıble tarafında ise üstü örtülü olmalıdır. Kadın varsa Sual: Namaz kılınan odada kadın bulunursa, mahzuru olur mu? CEVAP Namaz kılınan yerde mahrem bir kadının bulunmasında mahzur yoktur. Erkek namaz kılarken, içeriye yabancı bir kadın girerse, yine mahzuru olmaz. Yanına kadın oturursa Sual: Bir erkek namaz kılarken hemen yanına mahrem veya namahrem kadın otursa namazı mekruh olur mu? CEVAP Hayır, mekruh olmaz. Silahla namaz kılmak Sual: Görevliyiz. Üzerimizde tabanca veya başka silah olabiliyor. Silahla namaz kılmanın mahzuru olur mu? CEVAP Hayır, hiç mahzuru olmaz. Rükû ve secde ile ilgili sorular Sual: Allah’tan başkasına secde etmek küfür değil mi? Küfür ise, ne diye Allah, Hazret-i Âdem’e secde edilmesini meleklere emretti? Neden Müslümanlar, Kâbe’ye secde ediyorlar? CEVAP İbadet niyetiyle Allah’tan başkasına secde etmek küfürdür. Saygı için yapılırsa küfür olmaz, haram olur. Çünkü Âdem aleyhisselamdan İbrahim aleyhisselama kadar, selamlaşma, birbirine secde etmekle olurdu. Sonra, bunun yerine boynuna sarılmakla oldu. Muhammed aleyhisselam zamanında, el ile müsafeha sünnet oldu. Kâbe’ye karşı secde edilir. Kâbe için secde edilmez. Kâbe için secde eden kâfir olur. Kâbe kıbledir, kıble istikametinde Allah’a secde edilir. Ettiğimiz secdeler, Kâbe için değil, Allah içindir, kıblesi Kâbe’dir. Allahü teâlâ da, Âdem aleyhisselam istikametinde kendisine secde edilmesini emretti. Ama İblis bunu da kabul etmedi. Âdem aleyhisselama saygı için secde etmesini de emredebilirdi. Yukarıda bildirildiği gibi, Âdem aleyhisselam zamanında selamlaşmak secde etmekle oluyordu. Bu manada da olsa İblis Âdem aleyhisselama saygı göstermeyi kabul etmedi. Aslında Allahü teâlânın emrine karşı geldi. Karşı gelmek niye küfür olsun ki denebilir. İblis, Allahü teâlânın bu emrini beğenmedi, (Ateşten yaratılan bir varlık, topraktan yaratılana nasıl 165 www.dinimizislam.com saygı gösterebilir. Bu emrin yanlış) dedi. Allahü teâlânın emrini beğenmediği için kâfirlerden oldu. Yüksekteki yere secde etmek Sual: Camide, minbere çıkılan 4 parmak yükseklikteki basamağa secde ediyoruz. Mekruh oluyor mu? CEVAP Evet, mekruhtur. Tam İlmihal’de diyor ki: 25 santimetreden daha az yükseğe secde mekruhtur. Çünkü, Resulullah az yüksek şey üzerine dahi secde etmemiştir. (İbni Âbidin s. 338) Az yükseğe bile caiz olmadığı Camiur-rumuz 69. sayfasında ve Şelbînin Tebyîn haşiyesinde yazılıdır. Bunun için, özrü olanların dahi az yükseğe de secde etmemeleri lazımdır. Yalnız kılanlar için Sual: Namazda rükûda 5, 7, 9 veya 11 kere (Sübhane rabbiyel-azîm) denilince, secdede de, aynı sayıda (Sübhane rabbiyel a'lâ) demek mi gerekir? Bunun gibi bir ihtiyaçtan dolayı öğleyi (asr-ı evvel)de, ikindiyi de (asrı sani)de kılsak, yatsıyı da, (işa-i sani)de kılmak gerekir mi? CEVAP Rükûda 5 veya 7 kere söylenmişse, secdede de, aynı sayıda söylemek gerekmez. 3 veya 11 defa söylenebilir. Üçten az söylememeli, bir de teke riayet ederek 3, 5, 7 gibi okumalı. İkindiyi asr-ı sanide kılınca, yatsıyı işa-i sanide kılmak gerekmez. Fakat cemaatle kılınmıyorsa, her zaman ikindiyi asr-ı sanide, yatsıyı da işa-i sanide kılmak iyidir. Böylece İmam-ı a'zam hazretlerinin kavline de uyulmuş olunur. Rükuda ve secdede tesbih Sual: Rükuda ve secdede üç kere tesbih söyleyecek kadar durmak vacib midir? CEVAP Bir kere diyecek kadar durmak vacibdir. Üç kere diyecek kadar durmak sünnettir. Üç kere diyecek kadar durmak vacib diyen âlimler de olmuştur. İki secde de farzdır Sual: Secdenin birisinin farz, diğerinin sünnet olduğunu söyleyenler var. Secdenin her ikisi de farz değil midir? CEVAP Secdenin her ikisi de farzdır. (Redd-ül-muhtar) Secdeye gitme imkânı yoksa Sual: Hücre dar olup secde edemeyen mahkum namazı nasıl kılar? CEVAP Hücre dar olup, secdeye gitme imkanı yoksa, oturup ima ile kılar. (Merakıl-felah) Gözlükle namaz 166 www.dinimizislam.com Sual: Namazda gözlükleri çıkarmak gerekir mi? CEVAP Secdeye alnı koymak farzdır. Burunla beraber koymak vacibdir. Eğer gözlük burnun yere değmesine mâniyse, mekruh olur. Gözlüklü kimse alın ve burun yere iyi değsin diye başını bastırmaya kalkarsa gözlüğü kırılabilir. Böyle bir problem yoksa gözlükle de kılınabilir. Sual: Secdede ayakları yere koymak ve ayak parmakların kıbleye çevirmek farz mıdır? CEVAP Secdede iki ayağı veya hiç olmazsa her birinin birer parmaklarını yere koymak farz, vacib veya bir kavle göre de sünnettir. Yani iki ayak yere konmazsa namaz sahih olmaz veya mekruh olur. Ayak parmaklarını bükerek, uçlarını kıbleye çevirmek de farz değil, sünnettir. Farz diyenlerin hata ettiği, (Redd-ül-muhtar)’da yazılıdır. Secdede, alın, burun ve ayaklar, yerden az zaman kalkmış olursa, zararı olmaz. (S. Ebediyye) Rükûu unutan Sual: Rükûu unutup secdeye giden kimse, secdeyi yaptıktan sonra rükûu unuttuğunu hatırlarsa ne yapar? CEVAP Kalkıp rükûu yapar, sonra secdeye gider. Önceki secdelere itibar edilmez. Yani onlar artık geçersiz olur. Rükû farzını geciktirdiği için, namazın sonunda secde-i sehv de yapar. Tesbihleri tek söylemek Sual: İmam-ı Rabbani hazretleri, (Rükû ve secdelerde tesbih en az üç kere söylenir. Çoğu yedi veya on birdir) buyuruyor. Buradan beş ve dokuz kere söylemenin caiz olmadığı mı anlaşılıyor? CEVAP Hayır. Bu ifadenin hemen altında, (Kuvvetli bir insanın, sıkıntısı olmadığı zamanlarda, yalnız kılarken, tesbihleri, en az miktarda söylemesi, ne kadar utanacak bir haldir. Hiç olmazsa, beş kere söylemelidir) buyuruyor. Tesbihin çoğu yedi keredir, dokuz ve on bir kere de söylemek caizdir, müstehabdır, iyidir. Teke riayet ederek söylenmelidir. İmam-ı Rabbani hazretleri, Mevlana Salih’e bahçeden birkaç karanfil getirmesini emretti. Onun, altı tane karanfil getirdiğini görünce buyurdu ki: (Bizim en aşağı talebemiz, en azından (Allahü teâlâ tektir, teke riayet edeni sever) hadis-i şerifini bilir. Teke riayet müstehabdır. İnsanlar müstehabı ne zannediyorlar? Müstehab, Allahü teâlânın sevdiği şeydir. Eğer dünya ve ahireti Allahü teâlânın sevdiği bir şey için verseler, hiçbir şey vermemiş olurlar.) Rabbenâ lekel hamd Sual: (Rabbenâ lekel hamd) yerine (Rabbenâ ve lekel hamd) demek 167 www.dinimizislam.com caiz midir? CEVAP Caizse de, (Rabbenâ lekel hamd) demek daha uygundur. Namaz kılarken güneş doğsa Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Sabah namazı kılarken, güneş doğmaya başlarsa, bu namaz sahih olmaz. İkindiyi kılarken güneş batarsa, bu namaz sahih olur) ve S.Ebediyye'de de, (Sabah namazı hariç, diğer vakitlerde, vakit çıkmadan, Hanefi’de iftitah tekbiri alan, Maliki’de ve Şafii’de ise, bir rekât kılan, namazı vaktinde kılmış olur) deniyor. Niye üç mezhepte bir rekât kılmak lazım veya niye sabah namazı hariç tutuluyor? Akşam güneş batınca, ikindinin vakti çıkmış olduğu halde bu namaz sahih oluyor da, sabah güneş doğunca, sabahın vakti de çıkmış olduğuna göre, niye sabah namazı sahih olmuyor? CEVAP Mezheplerin hükmü böyledir. Niye öyle, niye böyle denmez. Bu konu kitaplarda şöyle bildiriliyor: Kendi arzusuyla namazdan çıkmak, İmam-ı a’zama göre farzdır. İmameyne göre, farz değil vacibdir. Bir kimse namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasten namaza aykırı bir iş yapsa, mesela kahkahayla gülse, konuşsa, yiyip içse namazı sahih olur; fakat elinde olmadan abdesti bozulsa, bu durumda İmam-ı a’zama göre, hemen abdest alarak, gelip selam vererek, kendi isteğiyle namazdan çıkması gerekir. (Halebi) Abdesti bozacak bir şey, selam vermeden önce hâsıl olursa, üç mezhepte namaz bozulur. Son teşehhüdü okumayı bitirmeden önce olursa, Hanefi’de de bozulur. (İ. Ahlakı) Sabah namazına gün doğmadan önce başlanır da, namaz tamamlanmadan güneş doğarsa, namaz bâtıl olur. Ancak teşehhüd miktarı oturmuş olan kişinin namazının bu durumda batıl olup olmayacağı hususunda ihtilâf vardır. (Mezahib-i erbaa) Tertip sahibi, namaz esnasında kılmadığı bir namazı hatırlarsa veya İmam-ı azama göre, sabah namazını kılarken güneş doğarsa yahut Cumayı kılarken ikindi vakti girerse; bunlar teşehhüd miktarı oturduktan sonra veya sehv secdesi yaparken bile meydana gelse, o kimsenin namazı bâtıl olur. Eğer bu imam ise, arkasındaki cemaatin namazları da bâtıl olur. (Fetava-i Hindiyye) İmameyne göre, teşehhüd miktarı oturduktan sonra, salli barikleri okurken güneş doğsa o namaz sahih olur. Abdest alırken veya namaz kılarken, özrü kesilip, sonraki ikinci vaktin sonuna kadar hiç gelmezse, özürlüyken aldığı abdesti ve namazı iade eder. Namaz bittikten veya teşehhüd miktarı oturduktan sonra kesilirse, namazını iade etmez. (S. Ebediyye) 168 www.dinimizislam.com Teşehhüd miktarı oturduktan sonra abdestini bozarsa, namazı tamam olur. Teşehhüd miktarı oturduktan sonra abdesti kendiliğinden bozulursa, hemen abdest alıp vacib olan selamı verirse yahut abdest almayıp, namazı bozan bir şey yaparsa, mesela selam verirse, namazı tamam olur. (S. Ebediyye) Namazın rükünlerini tamamladıktan sonra [Ettehıyyatüyü okuduktan sonra], ayağa kalkmak gibi kendi arzusuyla namazdan çıkaran bir şey yapanın namazı sahihtir. (Redd-ül muhtar) Bir kimse teşehhüd miktarı oturduktan sonra, kasten namaza aykırı bir şey yaparsa -isterse abdesti bozulduktan sonra olsun- namaz tamam olur; çünkü farzları tamamdır. Evet, selam vermek vacib olduğu için namaz tekrarlanır. Namaza aykırı hareketi kendi fiiliyle olmayarak oturmadan önce olursa, namaz ittifakla bozulur. Oturduktan sonra olursa İmam- a’zama göre bozulur. İmameyne göre sahihtir. (Dürr-ül muhtar) Sabah namazında güneşin doğmasıyla, Cuma namazında ikindi vaktinin girmesiyle, namaz içinde özürlünün özrünün yok olmasıyla, yaranın iyileşip sargısı düşmesiyle, necasetle namaz kılanın necaseti gideren şeyi teşehhüd miktarı oturduktan sonra bulmasıyla, kaza kılan kimsenin üzerine mekruh vaktin girmesiyle meydana gelen durumlar İmam-ı a’zama göre, namazı bozar. İmameyne göre bozmaz. (Dürer ve gurer) Namazın sonunda teşehhüd miktarı oturup, sonra kendi iradesiyle namazdan çıkanın namazı sahihtir. (Dürer ve gurer) Teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasten kahkahayla gülerse namazı tamamdır. (Redd-ül muhtar) Bir kısım insanlar gemide cemaatle namaz kılsalar, bir kısmı da geminin dışında bu cemaate uysalar, teşehhüdden sonra selâm vermeden gemi hareket ederse, gemi dışında imama uyanların namazı İmam-ı a’zama göre bozulur, İmameyne göre bozulmaz. Sabah namazının farzını kılarken Ettehıyyatü’yü okuyup selâm vermeden güneş doğarsa, yine İmam-ı a’zama göre namaz bozulur, İmameyne göre bozulmaz. (Tergib-üs-salât) Mesbukun imamı teşehhüd miktarı oturduktan sonra kahkahayla gülerse, imamın ve mesbuk olmayanların namazları tamamdır. Mesbukun namazı bozulur; çünkü namazın rükünleri tamam olmadan, bozan bir şey olmuştur. (Redd-ül muhtar) Tertip sahibi bir kimse namazdayken kaza namazı olduğunu hatırlarsa; teşehhüd miktarı oturmadan hatırladığı takdirde, namazı ittifakla bozulur. Teşehhüd miktarı oturup selam vermeden önce hatırlarsa İmam-ı a’zama göre bozulur; İmameyne göre bozulmaz. (Redd-ül muhtar) Netice: Üç imama da uyabilmek için, namazın rükünlerini tamamladıktan sonra, kendi irademizle namazdan çıkmalıyız. Kendi irademiz olmadan namazdan çıkılmışsa, İmameynin kavline göre namaz yine sahihtir. Maliki’yi taklit edenlerin, kendi iradeleriyle namazdan çıkmaları farz olduğu için, İmam-ı 169 www.dinimizislam.com a’zamın kavline uymaları gerekir. İadeyi gerektirenler Sual: Namazı iade etmeyi, yani tekrar kılmayı gerektiren durumlar nelerdir? CEVAP Bazıları şunlardır: 1- Namazın vaciblerinden birini kasten terk edene, bu namazı iade etmek vacibdir. Unutarak terk edilirse secde-i sehv yapılır. 2- Namazı kıldığında şüphe eden kimse, vakit çıkmadıysa tekrar kılar. 3- Secde-i sehvi kasten yapmayanın veya namazın vaciblerinden birini, mesela Fatiha okumayı, bilerek terk edenin, o namazı tekrar kılması vacib olur. 4- Namazdan sonra, bir âdil Müslüman yanlış kıldın derse, tekrar kılması iyi olur. İki âdil Müslüman söylerse, tekrar kılması vacib olur. Âdil olmazsa, sözüne itibar edilmez. 5- Bir kimse, gusülde bir yerini yıkamayı unutup namaz kılsa, sonra hatırlasa, orasını yıkayıp farzı tekrar kılar. Maliki’de, yıkanmadık yer kaldığı bir ay sonra bile hatırlansa, yalnız orayı hemen yıkamalı. Hemen yıkanmazsa, gusül bâtıl olur, fakat kılınan namazlar sahih olur. 6- Kıble yönünü bilmeyen kimse, kıbleyi araştırıp da, karar verdiği yöne kılmazsa, rastladığını anlasa da, tekrar kılması gerekir. Rastgele dursa, kıbleye isabet ettiğini daha sonra anlasa yine namazı iade etmesi gerekir. Araştırıp karar verdiği istikamete dursa, orasının kıble olmadığı meydana çıksa namazını iade etmez. 7- İmamda namazı bozan bir şey bulunduğunu anlayan kimse, bu namazı tekrar kılar. 8- İmam abdestsiz olduğunu hatırlarsa yahut namazdayken namazı bozan bir şey hâsıl olursa, bunu hemen cemaate bildirir. Namazdan sonra anlarsa, o cemaatten olanlara söyler veya haber gönderir. Haber alan, iade eder. Alamayan affolur. Bir kavle göre, imamın cemaate haber vermesi gerekmez. Cemaatin namazı sahih olur. İmam namazını tekrar kılar. 9- Tertip sahibi olan, kaza borcu varsa, önce kazayı kılıp, sonra vaktin farzını kılar. Sadece vaktin farzını kılacak kadar vakit kaldıysa, kazayı sonra kılar. Farzı tekrar kılması gerekmez, ama vakit daraldı sanarak, vakit namazının farzını kılan, sonra daha zaman olduğunu anlasa, kazayı ve sonra vaktin farzını tekrar kılar. 10- Tadil-i erkânı kasten terk edenin, o namazı iade etmesi vacibdir. 11- Hapiste, eli ayağı bağlı olan, teyemmüm edemezse, abdestsiz, bir şey okumadan, rükû ve secde yapar. Bunu da yapamazsa, ayakta ima eder. Kurtulunca iade eder. 170 www.dinimizislam.com 12- Hapiste, temiz yer, su ve toprak bulamayan kimse, okumadan, namaz kılar gibi yapar. Kurtulunca, hepsini iade eder. 13- Şehirlerarası otobüsle giderken, uyuyup ihtilam olan kimse, inip gusletme imkânı da yoksa, teyemmüm ederek namazı kılar, guslettikten sonra iade eder. 14- Yatılı okulda veya benzeri yerlerde, banyoyu güneş doğduktan sonra açsalar, tuvalette filan gusletme imkânı da yoksa, teyemmümle kılar. Guslettikten sonra iade eder. 15- Yanında âdil bir Müslüman bulunan kimse, suyu sormadan teyemmüm edip namaza dursa, sonra su olduğunu haber alsa, abdest alıp namazı iade eder. 16- Suyunun bittiğini zanneden, namazdan sonra suyunu görse, teyemmümle kıldığı namazı iade eder. Abdestsiz kılan da, abdestsiz olduğunu hatırlayınca, namazı iade eder. 17- Su yakın olsa, fakat su yanında düşman, zarar verecek hayvan ve ateş varsa veya hapisteyse, teyemmüm ederek kılarsa da, bu sebepler kul tarafından oldukları için, gusül ve abdest alınca, bu namazları tekrar kılması gerekir. 18- Vaktin girmediği zannıyla namaz kılan, namazdan sonra vaktin girdiği anlaşılsa bile, tekrar kılar, çünkü vaktin girdiğini kesin bilerek namaza durması gerekirdi. 19- Tenha yer yoksa taharetlenmek için başkasının yanında avret yerini açmaz. Tenha oluncaya kadar bekler. Namaz vakti daralırsa, başkaları yanında taharetlenmez. Çamaşırını da yıkamaz. Necasetle namaz kılar, çünkü haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce gelir. Sonra, tenha yer bulunca taharetlenir, çamaşırını yıkar veya değiştirir ve namazı iade eder. (S. Ebediyye) Namazı iade etmek Sual: Namaz hangi hâllerde iade edilir? CEVAP Namazda farzlardan biri terk edilirse, o namazı iade etmek farz olur. Vaciblerden biri kasten terk edilirse, o namazı iade etmek vacib olur. Vaciblerden biri unutularak terk edilirse secde-i sehv yapılır. Mesela tâdil-i erkânı kasten terk edenin, o namazı iade etmesi vacibdir. Vacibin terki hariç, namazda herhangi bir mekruh işlenirse veya sünnet terk edilirse, o namazı iade etmek vacib olmaz, sünnet olur. Abdest veya yel sıkıştırmasından kurtulmak için, namazı bozmak mubahtır. İadeyi gerektirmeyenler Sual: Namazı iade etmeyi, yani tekrar kılmayı gerektirmeyen durumlar hangileridir? 171 www.dinimizislam.com CEVAP Bazıları şunlardır: 1- Kıbleyi bilmeyen, araştırır. Karar verdiği yöne doğru kılar. Sonradan, yanlış olduğunu anlarsa, namazı iade etmez, çünkü araştırarak kılmıştır. 2- İmam doğru kıldık derse, cemaat ise yanlış kıldık derse, imam kendine güveniyorsa veya bir şahidi olursa, namaz tekrar kılınmaz. 3- Tertip sahibi olanın kaza borcu olursa, önce kazayı kılıp, sonra vaktin farzını kılar. Önceki vaktin namazını kılmadan, vakit daraldı sanarak vaktin namazına başlarken veya namaz içindeyken, önceki vakti kılmadığını unutursa, namazdan sonra hatırlasa da, kıldığı namazı sahih olur; çünkü unutmak özürdür. Tekrar kılmak gerekmez. 4- Suyu araştırıp teyemmüm ederek namaz kıldıktan sonra, suyu görse, namazını iade etmez. 5- Hastalık sebebi, malın çalınmak tehlikesiyle veya gemide batmaya sebep olursa veya yırtıcı hayvan, düşman görmek tehlikesi varsa, iki namazı cem eder. Cem edemezse, farzı da gücü yettiği tarafa doğru kılar ve namazı artık iade etmez, çünkü bu özürlere kendisi sebep olmamış, semavi yani gayr-i ihtiyari, elinde olmadan meydana gelmiştir. 6- İki elinin ve iki ayağının, yıkaması farz olan yerleri kesik olanın, yüzü de yara ise, teyemmüm edemeyeceğinden abdestsiz kılar ve kıldığı namazı iade etmez. 7- Elbisenin veya vücudun bir yerine necaset gelse, bu yeri bulamasa, zannettiği yeri yıkasa temiz olur. Namazdan sonra, necis olan yer meydana çıksa, kıldığı namazı iade etmez. 8- Dörtte birinden azı temiz olan örtüden başka bir şey bulamayan kimsenin, bu örtüyle kılması veya oturup ima ile kılması caizdir. Dörtte biri temiz olan örtüyle, ayakta kılması gerekir ve kıldığı namazı iade etmez. 9- Seferi olan, bir mil içinde, içmeden fazla su bulamazsa, namazını necasetli örtüyle kılar ve kıldığı namazı iade etmez. [Bir kara mili, 1609 metredir.] 10- Namazı kıldığında şüphe edenin, vakit çıktıysa tekrar kılması gerekmez. (S. Ebediyye) Namazla ilgili çeşitli sorular Sual: Namaz çeşitleri nelerdir? CEVAP Namazlar farz, vacip ve nafile olmak üzere üçe ayrılır. Bunlardan; 1- Farz namazlar: Beş vakit namazın farzları, Cuma namazının iki rekat farzı ve cenaze namazı, farz namazlardır. (Cenaze namazı farz-ı kifayedir.) 2- Vacip namazlar: Vitir namazı, bayram namazları, adak olan namaz ve başlanıp yarıda kalan nafile namazlardır. Kazaya kalan vitir namazını da, kaza 172 www.dinimizislam.com etmek vaciptir. 3- Nafile namazlar: Beş vakit namazın sünnetleri, teravih namazı ve sevap kazanmak niyeti ile kılınan teheccüd, tehıyyet-ül-mescid, işrak, duha, evvabin, istihare, tesbih namazları gibi namazlar, nafile namazlardır. Yani kılınması emir değildir. Farz ve vacip olan namazlardan, borcu olmayan bir kimsenin, nafile ibadetlerine de sevap verilir. Namaza giderken Sual: Namaz kılmaya gittiğim zaman, benimle oturan insanlara, gelin namaz kılalım demiyorum. Bu durumda günahım var mıdır? CEVAP Size günah olmaz. Namaz kılmaya giderken, ben namaz kılmaya gidiyorum derseniz, iyi olur. Onlara namazı hatırlatmış olursunuz. Bak bu genç kılıyor, biz de kılsak diye düşünen çıkabilir. Yani bir çeşit emr-i maruf olur, iyi olur. Namaza düşman olanlara ise söylenmez. Hatta onlardan namaz kıldığımızı gizlemek lazımdır. Cünüp olduğunu bilmeden Sual: Farkında olmadan cünüp olarak namaz kılan, haram işlemiş olur mu? CEVAP Bilmeyince günah olmaz. Eğer hiç farkına varmasaydı, namazı bile sahih olurdu. Allahü teâlâ gücümüzün yetmediği işleri, emirleri teklif etmez. Çalar saat Sual: Allahü ekber sesi çıkaran saatleri sabah namazına uyanmak için kullanmak caiz mi? CEVAP Çalar saat kullanmalıdır. İhtiyaç varsa Sual: İhtiyaçsız, sabah Maliki, öğle Şafii’ye göre namaz kılmak caiz mi? CEVAP Bir ihtiyaç olunca caiz olur. Namazda kastedilen kol Sual: Namazda bütün kol, iki uzuv mu? CEVAP Evet. Fildişi tarakla Sual: Maliki’de, fildişi tarakla, namaz kılmak caiz mi? CEVAP Evet. Yan tarafa alsa Sual: Yol üstüne durup namaz kılanın önünden geçmemek için, onu tutup, bir metre yan tarafa alsak, bu kimsenin namazı bozulur mu? 173 www.dinimizislam.com CEVAP Hayır. Farzı nafile olarak yapmak Sual: (Farzı nafile olarak yapmak, müekked sünnetleri yapmaktan daha çok sevap olur) buyuruluyor. Bu hangi ibadetlerde olur? CEVAP Namaz ve hacda olur. Mesela, nafile hac yapmak, umre yapmaktan daha sevaptır. Öğleyi yalnız kılıp son sünneti kılacağı sırada yanında cemaatle namaz kılınmaya başlansa, hemen cemaate uyup onlarla öğleyi nafile olarak kılmak, öğlenin ilk ve son sünnetinden daha sevaptır. Tekrar kılmak Sual: Farzı nafile olarak yapmak, sünnetten evla olduğuna göre, farzı tekrar kılmakta mahzur var mı? CEVAP Farz tekrar kılınmaz. Ancak, farz kılarken sünnetlerinden birini terk etmişse veya mekruh işlemişse o zaman caiz olur. Bir de, hazır cemaat varsa onlara uyarak nafile kılmak caizdir. Sünnet olanı değiştirmek Sual: Namazda otururken, sünnet diye, kıbleye dönmesi için, sol ayağı da, sağ ayak gibi dikmek bid'at olur mu? CEVAP Evet, bid’at olur. Farzdan sonra Sual: Yetişilemezse, yatsının ilk sünneti, farzdan sonra kılınır mı? CEVAP Evet. Abdestsiz olduğunu hatırlayan Sual: Kendini abdestli zannedip akşam namazın farzını kılsa, sünneti kılarken abdestsiz olduğunu hatırlasa, farzı tekrar kılması gerekir mi? CEVAP Abdest alıp farzı tekrar kılar. Vakit çıktıktan sonra hatırlarsa kaza eder. Namazın içindeki sünnetler Sual: Namaz içindeki sünnetlerden biri terk edilince, mesela başı açık namaz kılanın, o namazı iade etmesinin hükmü nedir? CEVAP Gerekmez. O namazı iade etmek, sünnettir. İade etmese de olur. Yanlışlıkla terk edilirse mahzuru olmaz. Sabah namazlarını kaçıran Sual: Sabah namazlarını kaçıran ne yapmalıdır? CEVAP Erken yatmalı ve çalar saat kullanmalı. Ayrıca her zaman şu üç şeye mani 174 www.dinimizislam.com olan her şeyi terk edip üç şeye sarılmalı: 1- Namazları vaktinde kılmaya, 2- Haramlardan sakınmaya, 3- Helal lokma yemeye. İbadetten sevap beklenir Sual: S. Ebediyye’de orucun Allahın emri olduğuna inanmak ve sevab bekleyerek tutmak lazım olduğu bildiriliyor. Oruç gibi, namaz için de, aynı şekilde sevab beklemek lazım mıdır? CEVAP Elbette sevab beklemek lazımdır. Zekât da öyle, hac da öyledir. Dört rekât niyetiyle Sual: Dört rekât niyetiyle bir nafile namaza başlayıp, herhangi bir sebeple iki kılıp selam verilirse, kılmadığımız iki rekât üzerimize vacib mi olur? CEVAP Evet. Peygamberlere kıldırdığı namaz Sual: Peygamber efendimiz miraca çıkmadan namaz farz edilmemişti. Kudüs'te bütün Peygamberlere kıldırdığı namaz nafile mi idi? CEVAP Evet. Eda niyetiyle kaza Sual: Eda niyetiyle kaza, kaza niyetiyle eda caiz midir? CEVAP Eda niyetiyle kılınan bir namaz, vakti girmemişse, nafile olur. Vakti çıktıktan sonra kılınmış ise, kaza olur. Mesela, (Bugünkü öğle namazını eda etmeye) diye niyet eden, vakti çıkmış ise öğleyi kaza etmiş olur. Öğle vakti çıktı zannederek, (Bugünkü öğleyi kaza etmeye) diye niyet edip namaz kılarsa, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi eda etmiş olur; fakat geçmiş öğle namazını kazaya niyet ederek kıldığı namaz, o günün öğle namazının yerine geçmez; çünkü bugünün namazına diye niyet etmemiştir. Erkeğin buluğa ermesi Sual: Erkek çocuklar buluğa kaç yaşında ulaşır? Buluğa ulaşmadığı müddetçe dini emirlerle yükümlü olmaz mı? CEVAP 12 yaşından itibaren buluğa ulaşır. Eğer 15 ini doldurduğu halde, hâlâ buluğa ermemişse, ermiş kabul edilir, dini emirleri yapmakla yükümlü olur. Sevabı gönderilir Sual: Ölü veya diri için namaz kılmak, oruç tutmak ve ona bu sevabı yollamak caiz olur mu? CEVAP Namazın, orucun sevabı ona gönderilir; fakat onun için namaz kılınmaz, 175 www.dinimizislam.com oruç tutulmaz. Küçük çocuk ve abdest Sual: Küçük çocuk Kur'an-ı kerimi abdestsiz tutabilir mi, namaz kılabilir mi? CEVAP Tutabilir. Usulen olsun abdesti öğretmeli, teyemmümü öğretmeli. Namaz kılacaksan teyemmüm et demeli, abdestsiz kılsa da olur, fakat namaz için abdestin lüzumunu öğrenmeli. Abdestsiz kılınamayacağını bilmeli. Yeni iman eden Sual: Kâfirken müslüman olan, kâfirken kılmadığı namaz ve tutmadığı oruç borçlarını kaza eder mi? CEVAP İman edenin namaz ve oruç borcu olmaz; çünkü o kâfir iken ona namaz kılmak ve oruç tutmak farz değildi. Diğer ibadetler de, zekât ve hac da böyledir. İçki içen de namaz kılmalı Sual: İçki içen birinin, içkinin 40 gün vücuttan çıkmayacağını ve 40 gün ibadetlerinin kabul olmayacağını düşünerek, namazı bırakması doğru olur mu? CEVAP Doğru olmaz. Çok yanlış olur. Namazı bırakmak çok büyük günahtır. İçki vücuttan kırk gün çıkmaz diye bir şey yok. Kur'an-ı kerimde sarhoş iken kılmayın deniliyor, okuduğunu anlarsa kılması lazım. Ayıkken kılması lazımdır. Derhal namaza başlamalı. Ne günah işlenirse işlensin namaz terk edilmemeli. İçki içenin namazı sahihtir, yani borç ödenmiş olur; ama büyük sevablara kavuşamaz. Evde namaz kılmak Sual: (Namazlarınızın bir kısmını evde kılın ve evlerinizi kabre çevirmeyin) hadisine uyarak, ara sıra namazlarımızı evde kılıyor, camiye, cemaate gitmiyoruz. Uygun mudur? CEVAP Hadis-i şeriften kendi anladığımıza göre amel etmemiz caiz olmaz. İmam uygunsa, evde kılmak uygun olmaz. Evlerde kaza ve nafile kılarak evleri ibadetsiz geçen kabir haline getirmemeli. İmam-ı Münziri hazretleri buyuruyor ki: (Evlerinizi kabre çevirmeyin) hadis-i şerifi, evlerinizi namaz kılmamakla, kabirlere benzetmeyin demektir; çünkü kabristanda namaz kılmak caiz değildir. Yatsının ilk ve son sünneti Sual: Yatsı namazının ilk ve son sünnetiyle alakalı bir hadis-i şerif var mıdır? CEVAP 176 www.dinimizislam.com Hazret-i İbni Ömer’in, (Resulullah ile beraber, yatsı namazından sonra iki rekat namaz kıldık) diye bildirdiği hadis-i şerifi, yatsının son sünnetini, Hazret-i Abdullah ibni Mugaffelin rivayet ettiği, (Her ezan ve ikamet arasında namaz vardır) hadis-i şerifi de, yatsının ilk sünnetini göstermektedir. (Buhari) Tembelliğin ilacı Sual: Tembellikten, boş şeylerden nasıl kurtulabiliriz? CEVAP Tembelliğin ilacı, çalışkanlarla konuşmak, tembel, uyuşuk kimselerden kaçınmak, Allahü teâlâdan hayâ etmek lazım geldiğini ve azabının şiddetli olduğunu düşünmek ve namazları vaktinde kılmaktır. Namaza önem veren tembellikten kurtulur. Haramdan kaçmayan Sual: İçki içmek ve kumar oynamak gibi bir haramdan kaçmak mı daha sevap, yoksa namaz kılmak, oruç tutmak mı daha sevaptır? Yani bir kimse içki içiyorsa, kumar oynuyorsa, fakat namazlarını da kılıyorsa ahirette kârlı mı çıkar zararlı mı? CEVAP Zararlı çıkar. Çünkü haramdan kaçmanın sevabı, farzları yapmanın sevabından daha fazladır. Sahibinin rızası olmayan yerde Sual: Rızasız olarak zorla bir kimsenin evinde, bahçesinde namaz kılmak caiz midir? CEVAP Gasp edilen yerde namaz kılmak caiz ise de mekruhtur. Yani namaz borcu ödenmiş olursa da, namaz kılmakla hasıl olacak büyük sevaptan mahrum kalınır. Midesinde, elbisesinde azıcık haram bulunan kimsenin de namazı mekruh olur. Müekked sünnetler kılınamamışsa Sual: Müekked sünnetlerin vaktin farzlarından sonra da kılınabileceği, gayri müekked sünnetlerin ise kılınamayacağı doğru mudur? CEVAP Yanlıştır. Doğrusu şöyledir: Öğlenin, müekked sünnet olan ilk sünneti, farzdan önce kılınamamışsa, farzdan sonra kılınır. Sabahın çok faziletli olan müekked sünneti, farzdan önce kılınmamışsa, farzdan sonra kılınmaz. Çünkü sabah namazının farzından sonra nafile kılınmaz. Sünnetler de nafiledir. İkindinin sünneti, farzdan önce kılınamamışsa farzdan sonra kılınmaz. Çünkü akşama kadar kerahat vaktidir. Kerahat vaktinde sünnet, nafile kılınmaz. Yatsının ilk sünneti, gayr-i müekked olmasına rağmen, farzdan sonra kılınabilir. Çünkü yatsıdan sonra kerahat vakti yoktur. Sabaha kadar kılınabilir. Bu hususlar bütün fıkıh kitaplarında, mesela Redd-ül-muhtar’da yazılıdır. 177 www.dinimizislam.com Müstehab daha sevap olur mu? Sual: Namaz kitabında, abdest alırken dişleri misvak ile temizlemek müstehaptır denirken, abdestin sünnetleri bahsinde ise, misvak önemli sünnet deniyor. Burada bir çelişki yok mu? Bunun gibi namaz kılarken rüku ve secdelerde tesbihleri üçer kere okumak sünnet, 5,7,9 gibi fazla okumak ise müstehaptır deniyor. Fazla okuyunca sevabı niye azalıyor ki? CEVAP Abdest alırken dişleri temizlemek, fırçalamak sünnettir. Bunu misvak ile yapmak müstehabdır, daha iyidir. Yani misvak kullanılınca hem sünnet yerine geliyor hem müstehab, parmakla veya diş fırçası ile dişler temizlenirse sadece sünnet yerine gelir. Bu sünnet misvakla yapılınca ayrıca müstehab sevabı da alınıyor. Rüku ve secdelerde üçer defa tesbih çekmek sünnet, daha fazla çekince ayrıca müstehab sevabı da alınıyor. Bunun gibi, namazda selam verirken, iki omuzuna bakmak sünnet, dikkatle bakmak ise müstehabdır. Namaz içinde niyet Sual: Namaz içinde, başka mezhebi taklide niyet etmek caiz mi? CEVAP Hayır. Namazı kazaya bırakmamak için Sual: Namaz vakti çıkmaya yakın, semavi özür olmadan eli kanayan, Maliki'yi taklit edip namaz kılabilir mi? CEVAP Namazı kazaya bırakmak haramdır. Namazı kazaya bırakmamak için taklit caizdir. Haram işleyenden uzaklaşmalı Sual: Tam İlmihal’de, (Parmağında altın yüzük takılı kimsenin bulunduğu sofraya oturmamalı ve birinci safta, böyle birisi yanında namaz kılmayıp, arka safa kaçmalı. Başka haramları kullananlardan da böyle uzaklaşmalı) deniyor. Bid'at sahibi olmak da bu hükme dâhil midir? CEVAP Evet. Namaz kıldığından şüphe etmek Sual: Namazı kılıp kılmadığından emin olamayan kimse ne yapmalı? CEVAP Namazı kıldığından şüphe eden kimse, vakit çıkmadıysa, o namazı tekrar kılar. Vakit çıktıysa artık kılması gerekmez. Haram elbiseyle namaz Sual: Bir erkeğin yanında çalınmış elbise ve ipek varsa, bunlarla namaz kılmak caiz olmadığı için namazını kazaya mı bırakması gerekir? 178 www.dinimizislam.com CEVAP Namaz kazaya bırakılmaz. Özürsüz namazı kazaya bırakmak büyük günah olur. İpek elbiseyle namazını kılar. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: İpek ve gasp edilmiş, çalınmış elbiseyle namaz kılmak tahrimen mekruhtur. Hiçbir şey bulamayan bir erkeğin, yalnız ipek bulunca, ipek elbiseyle namaz kılması lazım olur. (Redd-ül-muhtar) Kamet okunduktan sonra Sual: Peygamber efendimiz, (Farz namaz için kamet okununca, artık başka namaz kılınmaz) buyurunca, oradakiler, “Ya Resulallah, sabahın iki rekât sünneti de mi kılınmaz” diye sorduklarında, (Evet, sabahın iki rekât sünneti de kılınmaz) buyurduğu bildiriliyor. Kamet okunduktan sonra niye namaz kılınmaz? CEVAP Âlimler bu hadis-i şerifi şöyle açıklıyorlar: Cemaatle farz namaz kılınırken sünnet kılmaya başlanmaz, hemen cemaate uyup farz kılınır demektir. Onun için cemaate geç gelen, sünnete hemen başlamamalı, farzı kıldıktan sonra o sünneti kılmalıdır. Ancak bundan sabah namazının sünneti ile ikindinin sünneti hariçtir. Sabah namazının kuvvetli sünneti farzdan sonra kılınmayacağı için, mümkünse, farza yetişebileceğini iyi anladığı takdirde, caminin girişinde cemaatten ayrı bir yerde kılmalı. Buna da imkân yoksa bir direk arkasında kılınabilir. Cemaatin arasında kılınmaz. Kaza namazı olan Şafii Sual: Şafii mezhebinde kazası olanın sünnet kılması harammış. Şafii âlimleri nasıl olur da namaz kılmaya haram diyebiliyorlar? Bu kadar mantıksızlık olur mu? CEVAP Bazı deyimler, tabirler vardır, bir şey söylenir başka şey anlaşılır. Mesela soba yanıyor denir, maksat içindeki odun yanıyor demektir, yoksa demir sobanın kendisi değil. Şafii âlimlerinin ve diğer mezhep âlimlerinin, kaza namazı varken sünnetle iştigal etmeye haram demeleri de böyledir. Haram olan sünnet kılmak değildir, farzı tehir etmektir. Sünnet olsun, nafile olsun namazla meşgul olmak sevaptır, ancak farz borcunu tehir etmek haramdır. Onun için sünnet kılmak haramdır deniyor. Sünnet kılınınca farz tehir edildiği için sünnet kılmak haramdır deniyor. Yoksa bizzat sünnet kılmak haramdır denmiyor. Bu konuya örnek vermek için Tergib-us-salat kitabındaki iki hadis-i şerifi bildirelim: (Bir namazı, vakti çıktıktan sonra kılan, 80 hukbe Cehennemde kalacaktır.) (İki farz namazı bir araya getirmek, büyük günahtır.) 179 www.dinimizislam.com Birinci hadis-i şerifte, sanki namaz kılmak veya kazasını kılmanın cezası Cehennemde 80 hukbe kalmak olarak bildiriliyor. Burada namaz kılmak, kaza namazı kılmak günahtır denmiyor. Namazı özürsüz kazaya bırakmak günahtır deniyor. İkinci hadis-i şerif de böyledir. Diyelim mazeretsiz öğle namazının farzını kılmayıp ikindi ile beraber kılmak büyük günahtır deniyor. Bu ne demek? Öğleyi mazeretsiz ikindi vaktine bırakmak büyük günahtır deniyor. Kaza etmekle bile günah affolmuyor. Ayrıca istiğfar etmek gerekir. Namazda esnemek Sual: Namazda esnerken ağzımızı elin içi ile mi yoksa dışı ile mi kapatmalıyız? CEVAP Ağzı açarak esnemek mekruhtur. Esnemeye mani olmak için, alt dudağı dişlerin arasına sıkıştırmalıdır. Esnemeye mani olunamazsa, ayakta sağ elin, diğer rükünlerde ve namaz dışında sol elin dışı ile, ağzı örtmek gerekir. Tenin birbirine değmesi Sual: Namazda, bacakların çıplak olarak, birbirine değmemesi için, eteğin altına mutlaka iç çamaşırı giymek gerekir mi? CEVAP Hayır, gerekmez. Değmesinin mahzuru olmaz. Sabah namazına uyanabilmek için Sual: Genelde sabah namazına kalkamayanın ne yapması gerekir? CEVAP Namaza uyandırıcı bir tedbir almak gerekir. Bu tedbirlerin en kolayı, erken yatmak ve saati kurmaktır. Bu tedbirleri aldıktan sonra, Kevser suresini okuyup (Ya Rabbi, sabah namazına vaktinde kalkmamı ihsan et) diye dua etmelidir. (Cennet Yolu İlmihali) Kâbe’de kadın erkek cemaatli namaz Sual: Kâbe’de erkek kadınla yan yana cemaatle namaz kılabilir mi? CEVAP Kılabilir. Bu Kâbe’ye mahsus istisna bir durumdur. (Dürr-ül-muhtar) Uyuyanı namaza kaldırmak Sual: Kaldığımız yerde uyuyanları, namaza kaldırmak gerekir mi? CEVAP Memnun olacak kimseyi kaldırmak sünnettir. Beni kaldır diye tembih etmişse, kaldırmak farz olur. Memnun olmayanları kaldırmak gerekmez. Dizlerini sert yere koyamamak Sual: Dizlerinde ağrı olan bir kimse, dizlerini sert yere koyamıyorsa, namaz kılarken dizlerinin altına yumuşak bir şey, mesela sünger koyabilir mi? CEVAP Mazeret olduğu için mahzuru olmaz. 180 www.dinimizislam.com Erkeklerin tülbentle namazı Sual: Arap ülkelerinde, erkekler başlarına beyaz tülbent bağlıyorlar. Tülbendi, agel denilen bağ ile tutturuyorlar. Bununla namaz kılmak caiz midir? CEVAP Arap ülkeleri çok sıcak yerlerdir. Beyaz renk güneş ışığını yansıtır. Belki de onun için başlarına tülbent takıyorlardır, üstelik ince ve hafiftir. Bununla da namaz kılmak caizdir. Sert yatakta namaz Sual: Somya veya sert yatak üzerinde, namaz kılmak caiz midir? CEVAP Evet, caizdir. Pantolonla namaz Sual: Kadın, pantolonla namaz kılabilir mi? CEVAP Örtünün dar olması veya bol olsa da, herhangi bir avret yerine yapışıp, uzvun belli olması, namaza zarar vermez, fakat böyle başkalarına karşı örtülmüş olmaz. (S. Ebediyye) Pantolon erkek kıyafetidir. Kadın giyemezse de, herhangi bir sebeple giyilmişse, pantolon üstüne bir etek giyerek kılmak uygun olur. Seccadeyi açık bırakmak Sual: Namazdan sonra seccadenin açık kalması caiz midir, kapatmak veya kenarını kıvırmak gerekir mi? CEVAP Açık kalması caizdir, kapatmak veya kenarını kıvırmak gerekmez. Tozlanmasın, kirlenmesin diye kaldırmak iyi olur. Farz namazı sebepsiz iade etmek Sual: Bir farz namazı sebepsiz iade etmekte mahzur var mıdır? CEVAP Eda edilen bir namazı sebepsiz iade etmek, hadis-i şerifle men olunmuştur. İade etmek yerine, ilk kazaya kalmış bir farz namazı kaza etmelidir. Yahut, farz namazda şüpheli bir durum varsa, (Vaktine yetişip de kılamadığım son … namazına) diye niyet ederek kılınabilir. Böyle kılınca, farz sahih olmadıysa, bu namaz farzın yerine; sahih olmuşsa, kaza namazı yerine geçer. Farz terk edilmişse, iade etmek farz olur. Vacib terk edilerek mekruh işlenmişse, o namazı iade etmek vacib olur. Sünnet terk edilerek mekruh işlenmişse, o namazı iade etmek sünnet olur, vacib olmaz. Kurulanmadan namaza durmak Sual: Acele ile abdest alıp, kurulanmadan namaza durmak caiz midir? CEVAP Kurulanmadan namaza durmak caizdir. Şafii’de, kurulanmamak daha 181 www.dinimizislam.com iyidir. Yaradan ve çıbandan çıkan kan Sual: Namaz kıldıktan sonra yarasından veya çıbanından kan çıktığını gören kimsenin, kıldığı namazı iade etmesi gerekir mi? CEVAP Eğer selam verince hemen bakıp, damlamış olduğunu görürse, namazını iade eder. Selamdan birkaç dakika sonra bakıp görürse, namazını abdestli kılmış sayılır. Böyle akan yarası olan kimsenin Maliki mezhebini taklit etmesi iyi olur. Çünkü, Maliki’de yarasından kan çıksa da, abdesti bozulmuş olmaz. Kan, namazda iken çamaşırına bulaşsa da, Maliki’de necaset namaza mani olmaz. Namazını ve orucunu bozan Sual: Nafile namaz kılarken veya nafile oruç tutarken bir mazeretle veya mazeretsiz namazını veya orucunu bozan kimsenin, bunları kaza etmesi gerekir mi? CEVAP Bozulan nafile namazları tekrar kılmak, bozulan nafile oruçları da tekrar tutmak vacibdir. Çünkü, nafileye başlanınca, bunu tamamlamak vacib olur. (Uyun-ül-besair) Uykudan uyandırmak Sual: Namazı kerahat vaktine veya kazaya kalacaksa, o kimseyi uykudan uyandırmamak günah olur mu? CEVAP Fitneye sebep olacaksa, uyandırmamak günah olmaz. Fitneye sebep olmayacaksa, uyandırmamak mekruh olur. Eğer söz vermişse, o zaman uyandırmamak haram olur. Namaz kılıyor mu? Sual: Bir kimsenin namaz kılıp kılmadığını takip etmek, araştırmak suizan olur mu? CEVAP Sebepsiz takip, suizan olur. Önemli bir sebep için olursa, mesela onunla evlenmek gerekiyorsa, o zaman caiz olur. Namazda Resulullah'a uymak Sual: Namaza dururken, (Peygamber efendimiz bu namazı kıldığı için ben de kılıyorum) diye düşünmek uygun olur mu? CEVAP Evet, çok iyi olur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Bu farzı Peygamber efendimiz kıldı, ben de kılıyorum) diye niyet edilirse, farzı yapmak sevabından başka, tâbi olmak sevabı da ayrıca hâsıl olur. (3/87) Hayırlı işlere sağdan başlanır 182 www.dinimizislam.com Sual: Namaz kılarken, yanıma gel anlamında, arkamızdan birisi sırtımıza dokunuyor. Onun yanına giderken önce sağ adımı mı atmak gerekir? CEVAP Evet, hayırlı işlere sağdan başlanır. Bunlar büyük sevaplara kavuşamazlar Sual: İslam Ahlakı kitabındaki hadis-i şerifte buyuruluyor ki: 1. kat gökteki melekler yalancıların, 2. kattakiler, kalbi namazda dünya işiyle meşgul olanların, 3. kattakiler, namazını beğenenlerin, 4. kattakiler, kibredenlerin, 5. kattakiler, haset edenlerin, 6. kattakiler, merhametsizlerin, 7. kattaki melekler ise, tamahkârların namazını geçirmeyip geri döndürürler. Peki, bu namazlar sahih olmuyor mu? CEVAP Sahih olur, yani namaz borcundan kurtulmuş olurlar. Namazını geçirmezler demek, o namaz için vaat edilen büyük sevablara kavuşamazlar demektir. Namaz kılındığını gizlemek Sual: Namaz kıldığımızı saklamamız caiz midir? CEVAP Evet, gerekiyorsa gizli kılınır. Uyanmak için tedbir Sual: Namaz vakti girdikten sonra, tedbir almadan uyuyup namazı kaçırmak haram mıdır? CEVAP Vakit girdikten sonra uyuyup namazı kaçırmak, haram değilse de, tahrimen mekruhtur. Birisine tembih ederek veya çalar saat kurarak uyanmayı temin edince mekruh olmaz. Vakit girdikten sonra, kılmadan uyumak özür olmaz. Bunun, vakit çıkmadan uyanması için tedbir alması farz, vakit girmeden uyuyanın tedbir alması ise, müstehabdır. (S. Ebediyye) Korku namazı Sual: Korku namazı nasıl kılınır? CEVAP Bir tehlike anında veya düşman saldırınca, cemaat iki gruba ayrılır, imamın arkasında, farz namazı nöbetleşe kılarlar. İki rekâtlı bir namazın ilk rekâtını veya dört rekâtlı bir namazın ilk iki rekâtını imamla birlikte kılan birinci grup, ikinci secdeden veya ilk oturuştan sonra cemaatten ayrılıp görev başına gider, ikinci grup gelerek imamla birlikte kalan rekâtları tamamlayıp görevlerine dönerler. İmam kendi başına selam verir. Daha sonra da birinci grup kıraatsiz, 183 www.dinimizislam.com ikinci grup kıraatli olarak nöbetleşe namazlarını tamamlar, böylece hem cemaatle namaz ifa edilmiş, hem de görev aksatılmamış olur. (F. Hindiyye) Kılınamayan sünnetler Sual: Kitaplarda, (Sabah camiye gelen biri, sünneti kıldığı takdirde, cemaati kaçıracağından korksa, sünneti terk edip imama uyar. Kılmadığı sünneti kaza etmesi de gerekmez) deniyor. Kılınamayan bu sünnet, öğleden önce kaza edilse, bir mahzuru olur mu? CEVAP Mahzuru olmaz, iyi olur. İmam-ı Muhammed’e göre sünnet, Şeyhayn’a göreyse nafile sevabı alır. Diğer dört vaktin sünnetleri de kaza edilirse, sünnet değil, nafile kılınmış ve nafile sevabı alınmış olur. Bahçeye izinli girmek Sual: Birinin bahçesinde izinsiz namaz kılmak caiz midir? CEVAP Bahçeye zarar verilmezse caizdir. Bahçenin etrafı çevriliyse izinli girmeli! Cepteki resim Sual: Bazıları parada resim olduğu için, paraları çoraplarının içine koyup yalın ayak kılıyorlar. Caiz mi? CEVAP Paradaki resim, cepte kapalı olduğu için namaza zararı olmaz. Hanefi’de yalın ayakla namaz kılmak mekruhtur. Çok önemli beş şart Sual: Tergib-üs-salat kitabındaki hadis-i şerifte, (Cuma günü sabah namazından önce, üç kere “Estağfirullah el-azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüvel hayyel kayyûme ve etûbü ileyh” okuyanın, kendinin ve ana babasının bütün günahları affolur) buyuruluyor. Bu herkes için geçerli midir? CEVAP Şartsız bildirilen böyle hususlar, mutlaka şarta bağlıdır. Bu şartlar şunlardır: 1- Müslüman olmak. [Müslüman olmayanın hiçbir iyiliğine sevab verilmez.] 2- Ehl-i sünnet itikadında olmak. [Bid’at ehlinin de, hiçbir ibadetine sevab verilmez.] 3- Kul haklarını ödemek. [Ödenmedikçe, kul hakları istiğfar söylemekle affolmaz.] 4- Kazaya kalmış farzları ödemek. [Namaz, oruç gibi farz ibadetleri ödemedikçe, istiğfar söylemekle bunlar ödenmiş olmaz.] 5- Haramlardan vazgeçmek. [Haramlardan el çekmedikçe, istiğfar söylemekle haramlar affolmaz. Haramlar bırakılınca, istiğfar söylemekle günahlar affolur.] Demek ki, bu beş şart varsa üç istiğfar duası okumakla, hem kendisinin, 184 www.dinimizislam.com hem de ana babasının bütün günahları affolur. Bu şartlar yoksa affolmaz. Namazda abdesti bozulan Sual: Namazı veya abdesti bozulanın, namazdan çıkarken, selam vermesi gerekir mi? CEVAP İkisi farklıdır. Namazı bozulan, zaten namazdan çıkmış olur, selam vermesi gerekmez. Abdesti bozulan ise, hemen bir omzuna selam verip, namazdan çıkar; çünkü abdesti bozulmuş olup, namazı bozulmamıştır. Hemen gidip abdestini tazeleyip, kaldığı yerden namazına devam edebilir; ama baştan kılması iyi olur. Rabbena atina Sual: Son oturuşta salli bariklerden sonra okunan Rabbena atina âyetini, Allahümme Rabbena âtina… diye okumak daha mı iyi olur? CEVAP Allahümme diye başlayarak okumak da caizdir; fakat Rabbena diye başlamak daha iyidir. Alındaki yara Sual: Alnımda, sağ kaşımın hizasında yara var. Namaz kılarken yaranın üstüne secde edersem kanıyor. Abdestimin bozulmaması için sadece alnımın sol tarafını ve burnumu yere değdirmem caiz olur mu? CEVAP Caiz olursa da, yarayı oksijenli suyla yıkayıp, merhem sürüp, bantlayarak normal secde etmek daha uygun olur. Namazda şaşıran Sual: Bir kimse, dört rekâtlık bir namaz kılarken, üçüncü rekâtta mı, beşinci rekâtta mı olduğunda şüphe ederse nasıl hareket eder? CEVAP Üçüncü rekâtta mı, beşinci rekâtta mı olduğunda şüphe ederse, hemen oturup Ettehıyyatüyü okur. Sonra kalkar bir rekât daha kılıp tekrar oturup Ettehıyyatüyü okur. Sonra ayağa kalkar; bir rekât daha kılıp oturur. Ettehıyyatayü okuduktan sonra secde-i sehv yapar. Böylece namaz tamamlanmış olur. Eğer üç kıldıktan sonra şaşırmışsa, dördüncü rekâtta oturduğu için o namaz sahih olur. Beşinci rekâta kalktığında şaşırmışsa, yine dördüncü rekâtta oturduğu için o namaz sahih olur. Böyle durumlarda son rekâtta oturmaya dikkat etmelidir; çünkü son rekâtta oturulmazsa namaz sahih olmaz. Şafak nedir? Sual: S. Ebediyye’deki bir hadis-i şerifte (Cebrail aleyhisselamla şafak kararınca yatsıyı kıldık) buyuruluyor. Yine S. Ebediyye’de (Akşam namazının vakti, güneş kaybolduktan sonra başlayıp, şafak kararıncaya kadar devam eder) deniyor. Şafak, sabah, tan vaktine denmiyor mu? 185 www.dinimizislam.com CEVAP Güneş doğmaya yakın tan zamanına dendiği gibi, güneş batıp ortalık kararmaya başlanılan zamana da şafak deniyor. Namazı ilk vaktinde kılmak Sual: Cemaate gidemeyen kimselerin ve kadınların, namazı vakti girer girmez kılmaları daha iyi değil midir? CEVAP Namazı vakti girer girmez kılmak daha faziletlidir. Cemaatle kılmak için veya cemaati çoğaltmak niyetiyle geciktirilmesi uygun olur. Cemaatle kılınmayan yerlerde ise, vakit girer girmez kılmak evladır. Kadınların da vakit girer girmez hemen kılmaları evladır. (Redd-ül Muhtar) Namaza dört şeyle girilir Sual: İslam Ahlakı kitabında (Namaza dört şeyle girilir: Farz, vacib, sünnet ve müstehabla) deniyor. Bunlar nelerdir? CEVAP Hanefî’de, ellerini kulağının hizasına kaldırmak ve avuç içini kıbleye çevirmek sünnettir. Erkeklerin başparmağını kulak yumuşağına değdirmesi ve kadınların, omuz hizasına kaldırması müstehabdır. Tekbir getirmek farzdır. Tekbir getirirken Allah demek farz, ekber ile birlikte söylenince vacib de yerine gelmiş oluyor. İmam-ı a’zama göre, Allah demekle farz yerine gelmiş olur. Fetva da böyledir. Allahü ekber ifadesinden başka şeyle namaza başlamak mekruhtur. (İbni Âbidin) Yalnız Allah deyip de, ekber denmezse vacib terk edilmiş olduğundan tahrimen mekruh oluyor. Allah-ül-kebîr veya Allahü kebîr demekle de farz yerine gelir. Allahü celle, Allahü a’zam, Er- Rahmanü ekber, Lâ ilahe illallah, Tebarekellah, Er-Rahman, el-Hâlık, er-Rezzak derse farz yerine gelmiş olur. (Halebi) Vacibin de yerine gelmesi için, Allahü ekber diyerek namaza başlamak şarttır. Diğer üç mezhepte Allahü ekber demek farzdır. (İslam Ahlakı) Depremden kaçmak Sual: Namaz kılarken deprem olsa, hemen namazı bozup kaçmak mı gerekir? CEVAP Muteber kitaplarda, (Kapalı yerdeyken deprem olursa, oradan dışarı kaçmak müstehabdır) buyuruluyor. (Redd-ül-muhtar, Bezzaziyye) Namazı, zaruretsiz bozmak haramdır. Ancak deprem sebebiyle evimize, kendimize veya çoluk çocuğumuza bir zarar gelecekse, o zararı önlemek için namazı bozmak caiz olur. Ortada başka sebep yoksa bozmak caiz olmaz. Namazı ilk vaktinde kılmalı 186 www.dinimizislam.com Sual: Namazı vakti içinde mesela vaktinin sonunda kılmakta mahzur var mıdır? CEVAP İkindi, akşam ve yatsı namazını geciktirip, mekruh vakte bırakmak tahrimen mekruhtur, günahtır. Sabah ve öğle namazını ise vaktin sonunda kılmak günah değildir, ama efdali her namazı vakit girer girmez kılmaktır. Bir hadis-i şerif meali: (İlk vaktinde kılınan namazda Allah’ın rızası vardır, vaktin sonunda kılınanda da Allah'ın affı vardır.) [Tirmizî] (Namazı vakit girer girmez kılmak Allah’ın rızasına, ortasında kılmak Allah’ın rahmetine, sonunda kılmak ise Allah’ın affına vesiledir.) [Dâre Kutnî] Namazı mekruh olarak son vaktinde de kılan, yine affa uğrayabiliyor. Hiç kılmayan için öyle bir af müjdesi yoktur. Namazı kesinlikle aksatmamalı, namaza mani olan işlerde hayır olmadığını bilmeli. Son teşehhütte Sual: Bir hadiste, (Allahü teâlâ buyurdu ki: Abdesti bozulunca abdest almayan bana cefa etmiş olur. Abdest alıp da, iki rekât namaz kılmayan da bana cefa etmiş olur. İki rekât namaz kılıp da, dua edip benden bir ihtiyacını istemezse yine bana cefa etmiş olur. İki rekât namaz kıldıktan sonra dua edenin duasını kabul etmezsem ben de ona cefa etmiş olurum. Hâlbuki ben cefa etmem) buyuruluyor. Bu müjdeye kavuşmak için her namazda, son teşehhütte Rabbena’dan sonra şu duaların hepsini okumakta mahzur var mıdır? 1- Rabbicalni…, 2- Rabbenağfirli…, 3- Allahümme inni eselüke…, 4- Allahümme inneke…, 5- Allahümme mağfiretüke…, 6Allahümme ya mukallibel kulüb… 7- Allahümme inni euzübike… Bu duaların manaları nedir? CEVAP Namazda okunan Kur'an-ı kerim daha sevab olduğu gibi, namazda yapılan dua da daha sevabdır. Dediğiniz duaları son teşehhütte, Rabbena’dan sonra okumakta mahzur yoktur, iyi olur. Duaların manaları şöyledir: 1- Rabbic’alnî mukîmessalatî ve min zürriyyetî rabbenâ ve tekabbel düâi = Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle, ey Rabbimiz! Duamı kabul et! 2- Rabbenağfirlî veli vâlideyye ve lil-mü’minine yevme yekûmül hisab = Ey Rabbimiz, kıyamette hesaba çekileceğimiz gün beni, ana babamı ve müminleri affet! 3- Allahümme innî es’elükes-sıhhate vel-âfiyete vel-emânete ve hüsnelhulkı verrıdâe bilkaderi birahmetike yâ Erhamerrâhimîn = Yâ Rabbi, bana sıhhat, âfiyet [dinimi ve itikadımı bid'atlerden, amelimi ve ibadetimi âfetlerden, nefsimi şehvetlerden, kalbimi heva ve vesveseden koru] ve güzel ahlak ver, emanete riayet etmeyi, hıyanet etmemeyi ve kaderine rıza göstermemi nasip 187 www.dinimizislam.com eyle! Ey merhamet sahiplerinin en merhametlisi! Merhametin hakkı için, duamı kabul eyle! 4- Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhıbbül afve fa’fü annî = Ya Rabbi sen elbette affedicisin, kerimsin, affetmeyi de seversin, ihsanınla beni de affet! 5- Allahümme mağfiretüke evsau min zünûbi ve rahmetüke erca indî min amelî = Yâ Rabbi, senin mağfiretin, benim günahlarımdan çok geniş, çok fazladır. Sonsuz rahmetinin yanında benim amelim hiçtir. Ben bu amelime değil, rahmetine güveniyorum. Rahmetinle günahlarımı affet! 6- Allahümme yâ mukallibel kulûb, sebbit kalbî, alâ dînik = Ey büyük Allah’ım, kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak Sensin. Kalbimi, dininde sâbit kıl, dininden döndürme, Müslümanlıktan ayırma! 7- Allahümme innî eûzü bike min hemezât-iş-şeyatîn = Yâ Rabbi, [insan ve cin] şeytanlarının vesvesesinden, şerrinden ve sataşmalarından sana sığınıyorum, beni onlardan koru! İmsak vaktinden sonra Sual: Sabah namazının sünnetinden önce, şükür namazı, tehıyyet-ül mescit gibi herhangi bir nafile namaz kılınır mı? CEVAP İmsak vaktinden sonra, sabah namazının sünneti hariç, hiçbir nafile namaz kılınmaz. Sabahın farzından sonra ise, sabahın sünneti de kılınmaz. (Dürer) Sabahleyin, tan yeri ağardıktan, güneş doğuncaya kadar, sabah namazının sünnetinden başka nafile kılınmaz. (S. Ebediyye) Namazdan sonra dua ve tesbih Sual: Namaz bittikten sonra neler yapılır? CEVAP Yalnız kılmış olan veya imamla kılan kimse, selamın akabinde, (Allahümme entesselamü ve minkes-selamü tebarekte ya zel-celali velikram) der. Bundan sonra, 3 kere (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüv elhayyelkayyume ve etübü ileyh) der. Buna istiğfar duası denir. Sonra Âyet-el-kürsi okunur, 33 kere (Sübhanallah), 33 kere (Elhamdülillah) ve 33 kere (Allahü ekber) denir. Bir kere (La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve ala külli şeyin kadir) denir. Bunların arasına başka dualar karıştırmak bid’at olur. Sonra eller kaldırılıp dua edilir. Duadan sonra âmin denir ve eller yüze sürülür. Hadis-i şerifte, (Beş vakit farz namazdan sonra yapılan dua kabul olur) buyuruldu. Ama dua, uyanık kalb ile ve sessiz yapılmalı. Duayı yalnız namazlardan sonra veya belli zamanlarda yapmak ve belli şeyleri ezberleyip, şiir okur gibi şuursuzca dua etmek mekruhtur. 188 www.dinimizislam.com Sual: Duadan sonra okunacak sure ve zikirler nelerdir? CEVAP 11 kere İhlas-ı şerif, bir kere Kuleuzüler okunur ve 67 Estağfirullah denerek yetmişe tamamlanır. On kere (Sübhanallah ve bi-hamdihi sübhanallahilazim) denir. Sübhane Rabbike âyeti okunur. Sual: Hacda gördük. Bazıları tesbih çekmeden, dua etmeden kalkıyorlar. Namazdan sonra toplu olarak tesbih çekmek, imamın duasına âmin demek bid’at diyorlar. Bunlar bid’at midir? CEVAP Cemaatin imam ile birlikte, sessizce dua etmeleri efdaldir. Ayrı ayrı dua yapmaları ve dua etmeden kalkıp gitmeleri de caizdir. Ama bunu âdet haline getirmemelidir. Hem imamın duasına âmin demeli, hem de kendimiz dua etmeliyiz. Bid’at olan sadece müezzinin komut etmesidir. Tesbih çekmek, dua etmek bid’at değildir. Din kitaplarında ifadeler şöyledir: Farzı veya son sünneti kılınca, imamın sağa, sola veya cemaate dönmesi müstehaptır. İşlerini görmesi için, hemen gitmesi de caizdir. Hadis-i şerifte, (Her namazdan sonra, üç kere, Estağfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ huv el-hayyel-kayyume ve etubü ileyh okuyanın, bütün günahları afv olur) buyuruldu. İstiğfârdan sonra, Âyet-el-kürsî ve 33 kere (Sübhânallah), 33 kere (Elhamdülillah) ve 33 kere (Allahü ekber) ve bir (kelime-i tehlil) yani (La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh...) okumaları ve ellerini göğüs hizasına kaldırarak, dua etmeleri de müstehaptır. (Merâkıl-felâh, Tahtavi) İmam ve cemaat ile beraber kollarını, az ileriye uzatıp ve göğüs hizasına kaldırıp, avuçları tam açık olarak semaya çevirip dua et ve âmin de. (Ey Oğul İlmihali) Âmin ile ilgili dört hadis-i şerif meali şöyledir: (Bir cemaat topluca dua eder, bir kısmı da âmin derse, Allahü teâlâ o duayı kabul eder.) [Hakim] (Dua edenle âmin diyen sevapta ortaktır.) [Deylemi] (İmam duada, cemaati hariç tutmasın. Hariç tutarsa onlara hıyanet etmiş olur.) [Beyheki] (İmam âmin dediği zaman siz de âmin deyin. Çünkü birinin âmin demesi meleklerin âmin demesine tesadüf ederse onun geçmiş günahları mağfiret olunur.) [Buhari] Cemaatin imam ile tesbih çekmesi ve dua etmesi bid’at değil, müstehaptır. (Nimet-i İslam) Sual: Namazdan sonra okunması gereken dualar nelerdir? CEVAP Namazlardan sonra, okunması gereken belli dua yoktur. Herkes ihtiyacına göre dua eder. Hep aynı duayı okumak da uygun değildir. Ne istediğini şuurlu olarak bilmek gerekir. Ne istediğinin farkında olmadan dua etmek uygun 189 www.dinimizislam.com olmaz. Belli şeyleri ezberleyip, şiir okur gibi dua etmek mekruhtur. Dua, uyanık kalb ile ve sessiz yapılmalı, duayı yalnız namazlardan sonra ve belli zamanlarda yapmak da mekruhtur. Her fırsatta dua etmelidir! Mesela şöyle dua edilebilir: Elhamdülillahi Rabbilâlemin essalatü vesselamü alâ resulina Muhammedin ve alâ alihi ve sahbihi ecmain. Ya Rabbi, kıldığımız namazları kabul eyle! Ahir ve akıbetimizi hayreyle! Son nefesimizde kelime-i tevhid söylememizi nasip eyle! Ölmüşlerimizi af ve mağfiret eyle! Allahümmağfir verham ve ente hayrürrahimin. Teveffeni müslimen ve el hıkni bissalihin. Allahümmağfir li veli valideyye ve lilmüminine vel müminat yevme yekumül hisab. Ya Rabbi, bizi şeytan ve düşman şerrinden ve nefs-i emmaremizin şerrinden muhafaza eyle! Evimize iyilikler, hayırlı ve bereketli rızıklar ihsan eyle! Ehl-i İslama selamet ihsan eyle! Din düşmanlarını kahr ve perişan eyle! Kâfirlerle cihad etmekte olan müslümanlara imdad-ı ilahiyyen ile imdat eyle! Allahümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbül afve fa'fü annî. Ya Rabbi, hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva ihsan eyle! Allahümme inni eselükessıhhate velafiyete vel-emanete ve hüsnelhulki verridae bilkaderi bi rahmetike ya erhamerrahimin. Riyadan, nifaktan, şikaktan, her türlü hastalıktan, kazadan, belâdan, tembellikten, acizlikten, zelil olmaktan, zulüm görmekten, azdıran zenginlik ve azdıran fakirlikten, şeytan ve nefsin şerrinden, düşman galebesinden, kötü huydan, bid’at işlemekten, dalalete düşmekten, ihlassız amelden, her çeşit günahtan, küfre girmekten, erzeli ömürden, ölürken gelecek fitnelerden, dinimize, dünyamıza zarar verecek şeylerden bizleri koru! Hakiki iman, güzel bir ahlak, şükredici bir kalb, zikredici bir dil, kaza ve kadere rıza gösteren hayırlı bir ömür, az yemek, az uyumak, az konuşmak, az gülmek ve çok hizmet etmeyi, kabir azabından ve ahiret dehşetinden kurtulmayı, ömür boyu rızana uygun iş yapmayı, şehit olarak ölmeyi ve son nefeste ehl-i sünnet itikadına uygun bir iman ve tevbe nasip eyle. Ya Rabbi, kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, sevgine kavuşturacak amellerin sevgisini nasip eyle! İlmimizi, ihlasımızı, kabiliyetimizi artır, muratlardan, muhlaslardan olmamızı nasip eyle, cömert ve îsâr sahibi kullarından eyle. Ana babamıza ve evlatlarımıza ve akraba ve ahbabımıza ve bütün din kardeşlerimize hayırlı ömürler ve güzel huy, akl-ı selim ve sıhhat ve afiyet rüşdü hidayet ve istikamet ihsan eyle ya Rabbi! Amin. Velhamdü lillahi Rabbilalemin. Allahümme salli ala..., Allahümme barik ala..., Allahümme Rabbena atina... Velhamdü lillahi Rabbilalemin. Estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah estağfirullahelazim elkerim ellezi la ilahe illa hü, elhayyel-kayyume ve etubü ileyh. 190 www.dinimizislam.com Duada geçen kelimelerin açıklaması: Riya: İki yüzlülük, Allah’tan başkası için ibadet etme. Nifak: Münafıklık. Şikak: Uyuşmazlık. Nefs-i emmare: Kötülük yapmak isteyen nefs. Rüşdü hidayet: Doğru yolu arayıp bulma. İstikamet: Doğru yol. Kelime-i tevhid: La ilahe illallah Muhammedün Resulullah sözü. Erzeli ömür: Başkalarına muhtaç olunan sıkıntılı ihtiyarlık dönemi. Murat: Seçilmiş kimse. Muhlas: Devamlı ihlas sahibi. Îsâr: Cömertlik, kendine ihtiyacı olmayan şeyleri vermek, îsâr ise, kendine gereken şeyleri vermektir. Yani başkalarını kendine tercih etmektir. Sual: Dua ederken göğe bakmakta mahzur var mı? CEVAP Dua ederken başı yukarı kaldırmak doğru değildir. Allahü teâlâ mekandan münezzehtir. Bazı bid’at ehli gibi, hâşâ, Allahü teâlâyı gökte sanmak çok tehlikelidir. Buhari’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte, namaz kılarken de göğe bakmak şiddetle men edilmiştir. (El-Envar) Sual: Namaz kılarken, yatağa girince, dua veya kelime-i tevhid okurken, ağzımız kapalı olarak kalbden sessiz okumak uygun mu? CEVAP Kıraat, ağız ile okumak demektir. Kendi kulakları işitecek kadar sesli okumaya, hafif okumak denir. Yanında olan kimselerin de işitecekleri kadar sesli okumaya, yüksek sesle okumak denir. Hafif sesle okuyanı bir iki kişinin işitmesi mekruh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demektir. (Bezzâziyye) Kendi işiteceği kadar sesle okumadan kılınan namaz sahih olmaz. Dua ederken de, kendi işiteceği sesle okuması, söylemesi gerekir. Kelime-i tehlili de, ibadet sevabı hasıl olması için, dil ile, kendi işitecek kadar sesli söylemek gerekir. Hatm-i tehlil okuyanların da, en az kendi işitecekleri kadar sesli okumaları gerekir. Kelime-i tehlil, ibadet olarak değil de, kalbi temizlemek için okunurken, dil oynatılmaz. (Redd-ül-muhtar) Sual: Hadis-i şerifte, (Sabah-akşam, Haşr suresinin son üç âyetini okuyan şehid olarak ölür) buyurulduğu için, sabah-akşam Haşr suresinin sonunu okuyorum. Camide kıldığım zaman imam okuyor, biz dinliyoruz. Ben okumasam, yine aynı sevaba kavuşur, şehid olarak ölür müyüm? CEVAP Kur’an-ı kerimi okumak sünnet, dinlemek farzdır. Dinleyen, okuyandan daha fazla sevap aldığı için, ayrıca okuması gerekmez. Her gece Amenerresulü’yü okuyan da, imamdan dinlemişse, onun da okuması gerekmez. (Şir’a) 191 www.dinimizislam.com Sual: Hadis-i şerifte, sabah ve akşam namazlarından sonra, Haşr suresinin [hüvallahülleziden itibaren] son üç âyetinin okunması bildiriliyor. Halbuki çok yerde Lev enzelnadan okunuyor. Yine hadiste, namazlardan sonra, 10 ihlas okunması bildirilirken, siz 11 ihlas okunacağını bildirdiniz. Niçin böyle yapılıyor? CEVAP Bir hususta birkaç rivayet varsa, en faziletli olanını seçmek iyi olur. Haşr suresinin sonunu Lev enzelnadan okumak daha iyi olur. Namazdan sonra 10 veya 11 İhlas okunması bildirilmiştir. 11 defa okumak daha iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Sabah namazından sonra 11 defa ihlas okuyan müslümana, Cennette bir burç verilir.) [Harâiti] (Bu hadis-i şerif, Ramuz’un 382. sayfasında vardır.) Sual: Bir hadis-i şerifte, sabah namazını kılıp, iki dizinin üstünde otururken, bağdaş kurmadan ve konuşmadan on defa, "La ilahe illallahü vahdehü la-şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyi ve yümit ve hüve ala külli şeyin kadir" okuyanın, o gün her türlü kötülükten ve şeytanın şerrinden korunacağı ve birçok sevaplara kavuşacağı bildiriliyor. Ayağında ağrısı olan bağdaş kurup okusa, camiden çıkarken yolda okusa veya sandalyeye oturup okusa, aynı sevaplara kavuşur mu? CEVAP Bir işin, ruhsat ve azimet tarafı olur. Hadis-i şerifte bildirilen şekil en uygun olanıdır. Kur'an-ı kerim de, iki diz üstüne oturup, kıbleye dönerek edeple okunur. Fakat ihtiyaç olunca, sandalyeye de oturup okunabilir. Yolda giderken ezbere okunabilir. Dualar da böyledir. Bir ihtiyaç yokken diz üstü oturup okumalıdır. Ayakları ağrıyanın veya uyuşanın bağdaş kurup okumasında mahzur yoktur. Yolda da, sandalye üzerinde de okumak caizdir. Efdal olanı bildirildiği şekilde edebe uygun okumaktır. Sual: Namazdan sonra istiğfar nasıl okunur? CEVAP Namazlardan sonra üç kere Estağfirullah denir. Fakat ve etubü ileyhe kadar okumak daha iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Her namazdan sonra, 3 defa "Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüv el-hayyel-kayyume ve etübü ileyh" okuyanın, bütün günahları affolur.) [Merakıl-felah] Bu istiğfarı müezzinin yüksek sesle okumasının bid’at olduğu El-İbda kitabı s.59 da yazılıdır. Sual: Namazlardan sonra Kur'an-ı kerim okunduktan sonra, Fatiha demek gerekir mi? CEVAP 192 www.dinimizislam.com Namazlardan sonra Kur'an-ı kerim okumak da, okumamak da caizdir. Yani okunsa da olur, okunmasa da olur. Ancak Kur'an-ı kerim okumak çok sevap olduğu için vakit müsait ise, Kur'an-ı kerim okumak elbette çok iyidir. Kur'an-ı kerim okuyup Sübhane rabbike âyetinden sonra Fatiha okumasına sebep olunur. Fatiha okumak ise çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kur'an-ı kerimde hayrı en çok olan sure Fatihadır.) [İ. Ahmed] (Kur'an-ı kerimin en faziletli suresi Fatihadır.) [Hakim] (Fatiha suresi, bütün dertlere devadır.) [Beyheki] (Fatiha suresi zehire şifadır.) [Ebuşşeyh] Bir sahabi, Fatiha suresini okuduğunu söyleyince Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Yemin ederim ki, Allah, ne Tevratta, ne İncilde, ne de Zeburda, o surenin benzerini indirmemiştir. O, namazlarda tekrar edilen yedi âyet olup, bana verilen Kur'an-ı azimdendir.) [Tirmizi] Peygamber efendimiz, Cebrail aleyhisselamla otururken bir melek gelip dedi ki: (Senden önce hiç bir Peygambere verilmeyen, sadece sana verilen iki nur ile seni müjdeliyorum. Bunlar Fatiha suresi ile Bekara suresinin son âyetleridir. Bu iki sureden okuyacağın her harften dolayı, istediğin mutlaka verilecektir.) [Müslim] (Fatiha suresi Allahü teâlânın gadabını önler.) [Şir’a] Bir kabile reisini yılan soktu. Eshab-ı kiramdan biri Fatiha suresini okuyunca, Allah’ın izni ile hasta şifaya kavuştu. Kabile reisi, bir sürü koyun hediye etti. Sahabi, caiz olup olmadığını bilmediği için Peygamber efendimize sordu. Resulullah, (Ne okudun) buyurdu. O da, Fatiha suresini okuduğunu bildirince, Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Fatihanın şifa olduğunu nereden bildin? O koyunları al, yanındakilere pay et!) [B.Arifin] Berikada buyuruluyor ki: (Dua okuması bildirilen yerlerde, Fatiha okumak daha iyidir. Namazlardan sonra dua edilmesi hadis-i şerifle bildirilmiştir. Fatiha suresi, duaların en iyisini bildirmek için nazil oldu. İmam, Fatiha dediği zaman, herkesin sessizce okumaları iyi olur. Çünkü duaların sonunda hamd etmek müstehaptır. Hamd etmenin en iyisi de Fatiha okumaktır.) [S.137] Namazlardan sonra, Kur'an-ı kerim okumak, Kur'an-ı kerim okunduktan sonra Fatiha okumak caizdir. Okunmazsa günahı olmaz. Fakat okunursa sevap olur. Sual: Bazı kimseler, Kur’an-ı kerim okunduktan sonra Fatiha demenin ve okumanın bid’at ve haram olduğunu söyleyerek fitne çıkarıyor, bölücülük yapıyorlar. Bu konuda din kitapları ne diyor? CEVAP Muhammed Masum Faruki hazretleri birinci cilt, 197. Mektubunda, 193 www.dinimizislam.com (Büyüklerimiz, beş vakit namazdan sonra, elleri kaldırarak, Fatiha okumadı. Namazdan sonra, hacetlere kavuşmak için Fatiha okumak bid’attir) buyuruyor. Burada, bir hacete kavuşmak için namazlardan sonra elleri kaldırarak Fatiha okumanın caiz olmadığı bildirilmektedir. Normal olarak Fatiha okumanın ise mahzuru yoktur. Bu konuda Faideli Bilgiler kitabının, (Doğruya inan, bölücüye aldanma) kısmında deniyor ki: (Namazlardan ve dualardan sonra Fatiha suresini okumak bid’at midir, değil midir? Bunun cevabını Hâdimi, Berika kitabının 137. sayfasında uzun yazıyor. Kısaca bildirelim: Âlimlerin çoğuna göre, dua okuması bildirilen yerlerde, Fatiha okumak daha iyidir. Namazlardan sonra dua edilmesi de, hadis-i şeriflerde bildirilmiştir. Bid’at, İslamiyet’in sahibinin izni olmadan yapılan ibadetlerdir. Fatiha suresi duaların en iyisini bildirmek için nazil oldu. Bunun namazlardan ve dualardan sonra okunmasına bid’at diyen olmamıştır. Herkesin birlikte yüksek sesle okumaları yasaktır. İmam, fatiha dediği zaman, herkesin sessizce okumaları iyi olur. Çünkü, duaların sonunda hamd etmek müstehaptır. Hamd etmenin en iyisi de, Fatiha okumaktır. Farzla sünnet arasında okumak ve isteklerine [hacetlerine] kavuşmak için okumak mekruhtur.) Burada da Fatiha okumanın iyi olduğu bildiriliyor. Ancak yukarıda olduğu gibi hacetlere kavuşmak için okumanın mekruh olduğu bildiriliyor. Koro halinde yüksek sesle farzla sünnet arasında okumanın doğru olmadığı bildirilmektedir. Tam İlmihal’de diyor ki: (Cilâ-ül-kulubda diyor ki: Kabristana gelen bir kimse, ayakta, (Esselamü aleyküm, yâ Ehle dâr-il kavm-ilmü'minin! İnna İnşaallahü an karibin biküm lâhikun) der. Sonra, Besmele ile onbir İhlas ve bir Fatiha okur. Kabrin yanına gelince, ölünün sağ [kabrin kıble] ve ayak tarafından yaklaşır. Selam verir. Ayakta veya çömelip veya oturup, Bekara suresinin başını ve sonunu, Yasin-i şerifi, Tebareke, Tekâsür, İhlas-ı şerif ve Fatiha surelerini okuyup, ölüye hediye eder.) Görüldüğü gibi burada da en sonda Fatiha okunmaktadır. Ey Oğul İlmihali’nde diyor ki: (Namazdan sonra, imam ve cemaat ile beraber kollarını, bir miktar ileriye uzatıp ve göğüs hizasına kaldırıp, avuçları tam açık olarak semaya çevirip dua et ve âmin de. Dua bitince ellerini yüzüne sürüp, “Velhamdü lillâhi rabbil âlemin” de ve salevat ile Fatiha-i şerife oku.) Burada da namaz sonunda Fatiha okunacağı açıkça bildirilmektedir. Sual: Namazdan sonra edilecek dualardan birkaçını yazar mısınız? CEVAP Namazdan sonra edilecek dua çoktur. Bir tanesini bildirelim. Peygamber efendimiz buyuruyor ki: (Ya Muaz vallahi seni seviyorum, her namazdan sonra, şu duayı 194 www.dinimizislam.com bırakmadan oku: Allahümme eınni alâ zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetike.) [Nesai] (Ya Rabbi, seni zikretmeyi, sana şükredip güzel ibadet etmeyi bana nasip eyle) mealindedir. Taberani’de bildirilen, (Günde 25 kere, erkek ve kadın müminlere dua eden, kendisi için dünyaya rızık ihsan edilen ve duası kabul olanlardan olur) hadis-i şerifindeki müjdeye kavuşabilmek için aşağıda bildirilen duayı okumalıdır: (Günde 25 defa (Allahümmağfir li ve li-valideyye ve li-üstaziyye ve lil müminine vel müminat vel müslimine vel müslimat el ahya-i minhüm vel emvat bi-rahmetike ya erhamerrahimin) okuyan, abidlerden olur. Allahü teâlâ, bu kimsenin kalbinden kin ve hasedi çıkarır. Ona, bütün müminler adedince, sevap yazılır. Kıyamette, bütün müminler: Ya Rabbi, bu kulun bizim için, istiğfar okurdu. Sen de onu af eyle derler..) [Miftah-ün-necat] İçinde bulunduğumuz hâle de şükretmek gerekir. Mesela şöyle demelidir: El-hamdülillahi alâ külli hâl sivel küfri ved-dalâl = küfür ve dalalet hariç her halimize hamd olsun. Şöyle bir ifade de var: (El-hamdülillahi alâ külli hâl ve E'uzü billâhi min hâl-i ehlinnâr) = Her hâlükârda Allahü teâlâya hamd olsun. Cehennem ehlinin halinden Allahü teâlâya sığınırım.] Sual: Dua ederken eller yüze karşı eğik mi tutulur? CEVAP Dua ederken, avuçlar, yüze karşı değil, semaya karşı açık ve göğüs hizasında olmalıdır. Eller bitişik değil, aralıklı olmalıdır. (Fetva-i Hindiyye, Dürr-ül muhtar) Kadın, dua ederken ellerini ileri uzatmaz, yüzüne karşı eğik tutar. Şimdi birçok erkek, böyle kadınlar gibi dua ediyor. Sual: Namazdan sonra dua ne zaman yapılır? CEVAP Dua, tesbihler çekildikten sonra yapılır. Sual: Bir dua ezberleyip her namazdan sonra okuyorum. Bir mahzuru var mıdır? CEVAP Aynı duayı okurken şuurunda olmak gerekir. Yani şiir gibi okumamalıdır. Ne istediğinin farkında olmalıdır. Aynı duayı okumak caizdir, fakat işin şuurunda olmalısınız. Dilinizle okuyup aklınız başka yerde olmamalıdır. Hem insanın her zaman isteği, sıkıntısı aynı olmaz ki. Duayı Türkçe yapmanın mahzuru olmaz. Sual: Allahümme entesselam... sadece farzlardan sonra mı okunur? Bir de her namazdan sonra istiğfar okunur mu? CEVAP Farz, vacip, sünnet ve nafileden yani her namazdan sonra, selamı müteakip "Allahümme entesselam ve minkesselam tebarekte ya zelcelali 195 www.dinimizislam.com vel ikram" denir. Son sünnet kılındıktan veya en son namaz kılındıktan sonra, üç kere (Estağfirullahelazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh) denir. Ondan sonra Âyet-el kürsi okunup tesbihler çekilir ve dua edilir. Dua ederken, "Ya Allah ya Allah ya hayyü ya kayyumü ya zelcelali vel ikram, eselüke en tuhyiye kalbi bi nuri marifetike ebeden ya Allah ya Allah" okumak çok iyi olur. Tesbih çekmek sünnettir Sual: Namazdan sonra, Sübhanallah, Elhamdülillah, Allahü ekber diye tesbih çekmek bid’at midir? CEVAP İcma ile de sabit olmuş müekked bir sünnettir. Tesbihleri parmakla saymak ve tesbih kullanmak caizdir. Resulullah efendimiz, bir kadının tesbihleri, çekirdeklerle saydığını görmüş, fakat yasaklamamıştır. Bu da, tesbihleri, taşla, çekirdekle ve tesbihle çekmenin caiz olduğunu göstermektedir. (Redd-ül-muhtar) Kur’an-ı kerimde, Bâkıyat-üs-sâlihât [sürekli kalan iyi işler] geçmektedir. Resulullah efendimiz buyurdu ki: (Bâkıyat-üs-sâlihâtı, çok söyleyin. Bunlar; tesbih, tehlil, tahmid, tekbir ve temciddir.) [Taberani] [Tesbih Sübhanallah, Tehlil Lâ ilâhe illallah, Tahmid Elhamdülillah, Tekbir Allahü ekber, Temcid, Lâ havle velâ kuvvete illâ billah demektir.] Bütün günahları affolur Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Her namazdan sonra 33 Sübhanallah, 33 Elhamdülillah, 33 Allahü ekber sonra, “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir” diyenin deniz köpüğü kadar günahı olsa da affedilir.) [Müslim] (Parmak uçları ile sayarak tesbihe ve tehlile devam edin. Kıyamette her âzadan sual edilir ve parmaklar için “tesbihte kullandı” derler. Gafil olan rahmetten uzak kalır.) [Hakim] (Tekbiri, tahmidi, tesbihi ve tehlili sebebiyle Müslüman olarak yaşlanandan iyisi yoktur.) [İ. Ahmed] Fakirler, (Ya Resulallah; zenginler derece ve nimet bakımından bizi geçtiler. Biz namaz kılıyoruz, onlar da kılıyorlar; biz oruç tutuyoruz, onlar da tutuyorlar; fakat onlar, zekât, sadaka veriyor, köle azat ediyor, biz edemiyoruz) dedikleri zaman, Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Sizden üstün olanlara yetişebileceğiniz, sizden aşağı olanları geçebileceğiniz ve sizin yaptığınız gibi yapanlar hariç, sizden başka kimsenin üstün olamayacağı bir şey öğreteyim. Her namazın sonunda 33 196 www.dinimizislam.com defa Sübhanallah, 33 defa Elhamdülillah, 33 defa Allahü ekber, bir kere de “Lâ ilâhe illallahü vahdehü lâ şerike leh lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadir” söyleyin!) Fakirler, (Zenginler de bizim gibi tesbih çekip, yine bizi geçiyorlar) dediklerinde, Resulullah efendimiz buyurdu ki: (Bu, Allahü teâlânın fazlıdır, dilediği kimselere verir.) [Ebu Davud] İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: Namaz kılan, Rabbine yalvarmakta ve Onun büyüklüğünü ve Ondan başka her şeyin hiç olduğunu görmektedir. Namazdaki kusurlar, çekilen Tesbih ile örtülür, layık ve tam ibadet yapılamadığı bildirilir. Tahmid ile, namaz kılmakla şereflenmenin, Onun yardımı ile olduğu bilinerek, bu büyük nimete hamd edilir. Tekbir ile de, Ondan başka ibadete layık kimse olmadığı bildirilir. (m. 304) Günah işleyen bir kimse, bu emirlerin ve yasakların sahibinin azametini ve kibriyasını düşünmüş olsaydı, Onun emirlerine karşı gelemezdi. Günahları yapması, Onun emirlerine ve yasaklarına kıymet vermediğini göstermektedir. Böyle şeyden, Allahü teâlâya sığınırız. Tenzih kelimesini, [yani yukarıda yazılı olan tesbihi] çok okumakla, bu kusur affolunur. İstiğfar etmek, günahların örtülmesini istemektir. Tenzih kelimesini okumak ise, günahların yok olmasını istemektir. O nerede, bu nerede? Sübhanallah şaşılacak bir kelimedir. Söylemesi çok kısadır. Manaları ve faydaları ise pek çoktur. Tahmid [elhamdülillah] kelimesini çok okumakla, Allahü teâlâya şükür edilmiş olur. Onun verdiği nimetlerin şükrü yapılmış olur. Tekbir [Allahü ekber] kelimesi, Allahü teâlânın, kulların yaptığı şükürlerden çok yüksek olduğunu, Ona yakışan şükür yapılamayacağını göstermektedir. Çünkü, Ona yapılan istiğfarlar, af dilemekler için de, çok istiğfar etmek gerekir. Hak teâlâya yakışan hamd, ancak Onun tarafından yapılabilir. Bunun içindir ki kendisi, Saffat suresinin sonunda, (Sübhane Rabbike...) buyurmuştur. Kendini hesaba çekmek isteyen, bu âyet-i kerimeyi çok okumalıdır! Böylece istiğfar ve şükür etmiş olur. İstiğfar ve şükredemediğini de ve kusurlarını da bildirmiş olur. (Mektubat-ı Rabbani c.1, m.309) Sual: Namazdan sonraki tesbihleri 33’ten fazla çeksek zararı olur mu? CEVAP Namazdan sonraki tesbihleri okurken 33’e dikkat etmek gerekir. Dinin emirlerinde, çeşitli hikmetler vardır. Bu adetler, ilacın miktarı gibidir. Ziyade veya noksan olursa, istenilen fayda hasıl olmaz. Hazine 33’tedir. Bir metre ileri, bir metre geri gidilirse, hazine bulunamaz. Tesbihleri 33 yerine, çok sevap olsun diye 40 defa veya daha fazla çekmek bid’at olur. Hiç tesbih çekilmeden gidilse günah olmaz. Fakat sünnet sevabından mahrum kalınmış olunur. Sual: Namaz kıldıktan sonra da istiğfar ediyoruz. Her iyilik ve ibadetten 197 www.dinimizislam.com sonra da niçin suç işlemiş gibi korkup istiğfar ediyoruz? CEVAP İnsan bütün taatlarını, ibadetlerini kusurlu bilmeli, hakkıyla yapamadığını düşünmelidir! Ebu Muhammed bin Menazil hazretleri buyurdu ki: (Allahü teâlâ, Al-i İmran suresinin 17. âyetinde, sabredenleri, sadıkları, namaz kılanları, zekât verenleri ve seher vakitlerinde istiğfar edenleri meth buyurdu. Hepsinden sonra, istiğfar edenleri bildirmesi, insanın her ibadetini kusurlu görüp, daima istiğfar etmesi içindir.) Cafer bin Sinan hazretleri de buyurdu ki: "İbadet yapanların kendilerini beğenmeleri, fâsıkların günahlarından daha kötü ve daha zararlıdır." Bir iyilik ve ibadet edince de dört yerde korkmak gerekir: Birinci korku: İnsan bir iyilik işleyince veya bir ibadet edince, o iyilik ve ibadetin kabul edilip edilmediğinden endişe edip korkmalıdır! Çünkü Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allahü teâlâ ancak müttekilerin [takva ehlinin] amelini kabul eder.) [Maide 27] İkincisi riyadır. İhlassız amellerin kıymeti yoktur. İyiliği sırf Allah rızası için mi yaptım, yoksa başka bir menfaat düşündüm mü diye korkmak gerekir. Ancak ihlasla yapılan ibadetin kabul edileceği yine Kur'an-ı kerimde bildiriliyor. (Beyyine 5) Üçüncüsü, yapılan iyilikleri, ibadetleri zarara uğratmadan yerine teslim edebilme korkusudur. Kötülükler, günahlar, iyiliğe zarar verir. Şu halde, iyiliği, ibadeti zarara uğratmadan yerine götürmeye çalışmalıdır! Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Bir iyilik getirene on katı verilir.) [Enam 160] Dördüncüsü, yapılan iyilikle rezil olma korkusudur. Başkalarınca iyilik sanılan şeyler, belki de art niyetle yapılmış birer kötülük olabilir. Yapılan iyiliklerin, zararlardan korunarak başarıya ulaşıp ulaşmayacağından da korkmalıdır! Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Başarmam ancak Allah’ın yardımı iledir.) [Hud 88] Allahü teâlânın yardımına kavuşmak için de, Onun emirlerine uyup, yasak ettiklerinden kaçmak gerekir. Kötülük veya herhangi bir günah işledikten sonra pişman olmak ve iyilik ve ibadet etmeye devam etmek gerekir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Bir günah işleyince hemen arkasından bir iyilik yap, bir sevap işle ki onu mahvetsin!) [Beyheki] (Nerede, ne halde bulunursan bulun, Allah’tan kork ve kötülüğün akabinde bir iyilik yap ki onu yok etsin!) [Tirmizi] Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruluyor ki: (Elbette hasenat, seyyiatı yok eder.) [Hud 114] 198 www.dinimizislam.com [Hasenat, her çeşit iyilik, seyyiat, her çeşit kötülük] Sual: Namaz kıldıktan sonra, tesbih çekmeden çıkıp gitmek günah mıdır? CEVAP Namaz kıldıktan sonra tesbih çekmek şart değildir, işi olan işine gidebilir. Tesbihi yolda da çekebilir. Fakat mühim ve acil işi olmayan mutlaka tesbih çekmelidir. Çünkü namazlardan sonra tesbih çekmenin fazileti çoktur. İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki: Namaz kılan kişi, Rabbi ile konuşmakta, Ona yalvarmakta ve Onun büyüklüğünü ve Ondan başka her şeyin hiç olduğunu görmektedir. Peygamber efendimiz, (Farz namazdan sonra 33 tesbih, 33 tahmid, 33 tekbir ve bir de tehlil) emretmiştir. Bunun sebebi, namazdaki kusurlar Tesbih ile örtülür. Layık olan, tam ibadet yapılamadığı bildirilir. Tahmid ile, namaz kılmakla şereflenmenin Onun yardımı ve eriştirmesi ile olduğu bilinerek, bu büyük nimete hamd edilir. Tekbir ederek de, Ondan başka ibadete layık kimse olmadığı bildirilir. (m.304) Sual: Camide namazı kıldıktan sonra duayı beklemeden işimize giderken yolda Âyet-el kürsiyi okumak ve tesbihleri çekmekte mahzur var mıdır? CEVAP İşi olanın duayı beklemeden gitmesi, yolda okuması caizdir. Zaruret olmadıkça, dua ve tesbihleri terk etmemelidir. Âyet-el kürsi ve tesbihlerin fazileti büyüktür. Ey Oğul İlmihali’ndeki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Bir kişi namazdan sonra hemen bir defa Âyet-el kürsiyi okusa, o âyet Arş-ı alaya kadar gider ve orada durmadan hareket ederek "Ya Rabbi, beni okuyan kulunu affet!" der. Hak teâlâ, mekandan ve cihetten münezzeh olarak "Ey meleklerim, şahid olun, namazdan sonra Âyet-el kürsiyi okuyan kulumun günahlarını affettim") buyurur.) (Namazdan sonra, âyet-el kürsiyi okuyana her harfi için 40 sevap verilir.) (Kim, farz namazı bitirince, yerinden kalkmadan bir defa Âyet-el kürsiyi okuyup 33 defa Sübhanallah, 33 defa Elhamdülillah, 33 defa Allahü ekber derse, 99 olur. Bir defa da La ilahe illallahü vahdehü la şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve ala külli şeyin kadir, dese Hak teâlâ o kişinin günahlarını affeder.) Bir hadis-i şerifte de, sabah namazını kılıp, yerinden kalkmadan ve konuşmadan on defa, "La ilahe illallahü vahdehü la-şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyi ve yümit ve hüve ala külli şeyin kadir" okuyanın, o gün her türlü kötülükten ve şeytanın şerrinden korunacağı ve birçok sevaplara kavuşacağı bildiriliyor. (Nesai) Allahü teâlânın affettiği günahlar, yalnız kendisi ile o kulu arasında olan, tevbe etmiş olduğu günahlardır. Kul hakkından kurtulmak için helalleşmek de gerekir. Sual: İmam duaya başlayınca, tesbih çekmeyen de duaya katılır mı? 199 www.dinimizislam.com CEVAP Tesbihi çektikten sonra duaya katılmak daha iyidir. Sual: İhtiyaç halinde sol el ile tesbih çekmek caiz mi? CEVAP Elbette caizdir. Peygamber efendimizin iyi işlere sağdan başlaması, giyim-kuşam, yiyip-içmek gibi âdetlerine (Sünnet-i zevaid) denir. Bunları unutarak veya bir özürle terk etmekte hiç mahzur yoktur. (Hadika) Hayırlı yani iyi işleri sağ el ile yapmak sünnettir. Sol ile de yapılsa mahzuru olmaz ama her işte Peygamber efendimize uymak iyidir. Sual: Namazdan sonra (selam verdikten sonra) ve tesbihler ile duadan sonra ne okunur? CEVAP Namazdan sonra (selam verdikten sonra), üç defa: "Estağfirullah, Estağfirullah min külli ma kerihallah, Estağfirullah el azim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etübü ileyh" Tesbihlerden ve duadan sonra da yalnız 67 kere estağfirullah söyleyip 70'e tamamlamalıdır. Sual: Tesbih çekerken, tesbihatı kendi duyacağımız şekilde sesli söylemek gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Tesbihi elle saymak Sual: Tesbihi elle mi yoksa tesbihle mi çekmek daha sevabdır? CEVAP Namazdan sonra tesbihleri parmakla çekmek sünnettir. Zihin dağınıklığı sebebiyle sayıda şaşıranların, tesbihle saymaları daha sevab olur. Şaşırmayanların parmakla sayması, şaşıranların ise tesbihle sayması iyi olur. Bazılarının sandığı gibi tesbihle tesbih çekmek sünnete aykırı değildir. Sual: Bazıları tesbih çekerken Sübhanallah derken tesbihi aşağıdan yukarıya doğru, Elhamdülillah derken düz, Allahü ekber derken yukarıdan aşağı doğru tutuyor. Neden böyle yapıyorsunuz? diye sorduğumuzda Sırat köprüsü böyle olduğu için diyorlar. Böyle yapmakta mahzur var mıdır? CEVAP Bir mahzuru yoktur. Sual: Namazdan sonra âyet-el kürsi okunduktan sonra tesbihe niçin üflüyoruz? CEVAP Tesbihe üflenmez. Elimize üfleriz. Üflemek caizdir, çünkü Peygamber efendimiz bir şey okuduğu zaman bazen ellerine üfleyip mübarek vücutlarına sürerlerdi. Ellere üflerken tesbihe de üflenirse mahzuru olmaz. Sual: Güneş doğarken ve güneş batarken tesbih ve dua etmekte mahzur var mı? 200 www.dinimizislam.com CEVAP Mahzuru yok. Sadece sabah namazı güneş doğarken kılınmaz. İkindi namazı güneş batmadan başlanırsa, güneş battıktan sonra devam edilir. Sual: Akşam ve sabah namazından sonra haşr suresinin sonunu, yatsıdan sonra Amenerresulüyü okumak müstehap mıdır? CEVAP Evet müstehaptır. Sual: Namazdan sonra Fatiha okurken eller kaldırılmaz mı? CEVAP Evet. Sual: Haşr suresini okurken 3.de (Esteizü) demek caiz mi? CEVAP Evet. Sual: Duaya başlarken sonu ... vehhab la biten duayı mı, ve ma erselnake... âyetini mi okumak evladır? CEVAP İkisini okumak evladır. Sual: Namazdan sonra, işi olduğu için, tesbihleri çekmeden dua etmek veya sadece âyet-el-kürsiyi okumak caiz mi? CEVAP Evet. Sual: 33 lük tesbihle tesbih çekmek caiz mi? CEVAP Evet. Sual: Kehribar veya gümüş tesbih kullanmak caiz midir? CEVAP Evet. Sual: Namaz kılınca yanımızda gürültü yapan kişiye yapma kafam karışıyor anlamında ima etmek için tesbihleri biraz yüksek sesle söylemek caiz mi? CEVAP Evet caizdir. Sual: Namazları yavaş kılıyorum. Tam ben namazı bitirip tesbihata başlayacakken Kur'an okunuyor. Kur’an okunurken dinleyip sonra mı tesbihatı yapmalıyım, yoksa okunurken tesbihatı yapmaya devam etmeli miyim? CEVAP Okunan Kur'anı dinlemek farzdır, bin sene tesbih çekseniz o kadar sevap alamazsınız. Çünkü nafile, farzın yanında denizle damla gibi bile değildir. Onun için farzı tercih etmeli, yani Kur'anı dinlemeli. Hatta Kur'an okunurken sünnet ve nafile namaz da kılmamalı. Sual: Farz namazlardan önce veya sonra secdeye kapanarak dua edilmez mi? 201 www.dinimizislam.com CEVAP Namaz içinde secdede iken dua edilmez. Farz namaz dışında her zaman secdeye kapanıp dua edilir. Ancak farz ile sünnet, sünnet ile farz arasında yapmamalıdır. Nafile namazlarda secdede iken dua edilebilir. Sual: Amenerresulüyü dinleyen dua kısmında âmin dese caiz olur mu? CEVAP Caiz olur. Sual: Bazıları üç istiğfarı imam selam verdikten sonra okuyor. Allahümme entesselam...dan sonra okunması mı gerekiyor? CEVAP Evet. Sual: Kış günü soğuk olunca, namazı kılıp tesbih ve duaları yatakta okumak caiz mi? CEVAP Evet, caizdir. Sual: Namazdan sonra Âyet-el kürsiyi okuduktan sonra tesbihe üflemek bid’at midir? CEVAP Âyet-el kürsiyi okuduktan sonra ele üflemek caizdir, ele üflerken tesbihe de gelirse mahzuru olmaz. Özel olarak tesbihe üflenmez. Sual: Namazdan sonra, hep aynı duayı okumak mekruh mudur? CEVAP Şuurla, uyanık kalb ile okunursa, hep aynı dua olsa da mekruh olmaz. Bir duayı ezberleyip, şiir okur gibi okumak mekruhtur. Yani ezberlenen şeyi papağan gibi tekrar etmek mekruhtur. Ama ne istediğini bilerek aynı şeyleri istemek mekruh olmaz. Dua ederken Sual: Duaya el kaldırırken, bazı imamlar, iki eli aynı anda kaldırıyor, bazılarıysa, önce sağ eli, sonra sol eli kaldırıyorlar. Hangisi doğrudur? CEVAP İki eli aynı anda kaldırmalıdır. Tesbih bid’at mi? Sual: Numaratörle veya elektronik sayaçla tesbih çekmek, zikretmek bid’at midir? CEVAP Sayı saymak ibadet değil, âdettir. Deveye binmek zevaid sünnettir. Otomobile, uçağa binmek âdettir, sünnete aykırı değildir. Bunun gibi, mekanik veya elektronik aletlerle tesbih çekmek bid’at değildir. Ancak bu aletleri insanların içinde kullanmak dikkati çeker. Riyaya, fitneye sebep olabilir, gösterişe kaçabilir. Bu bakımdan cep içinde ve tenhada çekilmelidir. Normal tesbihlerle de, elektronik tesbihlerle de tesbih çekmek bid’at değildir. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: 202 www.dinimizislam.com Resulullah efendimiz, bir kadının tesbihleri, çekirdeklerle saydığını görmüş; fakat yasaklamamıştır. Bu da, tesbihleri, taşla, çekirdekle ve tesbihle çekmenin caiz olduğunu göstermektedir. Delili de şudur: Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, İbni Hibban ve Hâkim’in; Said bin Ebi Vakkas’tan [radıyallahü anh] rivayet ettikleri hadis-i şerifte, Resulullah bir kadının çekirdeklerle veya çakıl taşlarıyla tesbih çektiğini gördüğü halde yasaklamadığını bildirmektedir. (Redd-ül-muhtar) Peygamber efendimiz işin aslını bildirirdi. Mesela, (Ezanı yüksek yerde okuyun) buyurmuştur. Bunun için Minarede ezan okumak sünnete aykırıdır denmez. Tesbihi hurma çekirdeğiyle, iğde çekirdeğiyle veya çakıl taşıyla saymak, sünnete aykırı değildir. Merhum hocamızın bir hatırası, bu konuyu çok iyi açıklamaktadır: Lisede öğretmen iken derste, bir talebe, (Hocam, harpte ölen Müslüman şehit olur mu?) dedi. (Evet, olur) dedim. (Peygamber bunu haber verdi mi?) dedi. (Evet) dedim. (Denizde boğulursa da, uçaktan düşerse de, helikopterden düşüp ölürse de şehit olur mu?) dedi. (Evet, olur) dedim. (Peygamberimiz bunları da haber verdi mi?) dedi. (Evet, haber verdi) dedim. Bir kahraman edasıyla, (Hocam, o zaman uçak ve helikopter var mı idi?) dedi. (Peygamber efendimiz, Cami-ul-kelim idi. Çok şeyleri, bir kelimeyle, bir cümleyle bildirirdi. (Yüksekten düşen şehit olur) buyurdu) dedim. Talebe, (Şimdi anladım) dedi. Demek ki, attan düşsün, minareden düşsün, teleferikten düşsün, yüksek yerden düşüp ölünce şehit olur. O zaman minare ve teleferik yoktu denmez. Kanserden ölen müminin şehit olduğu bildirilince, (O zaman kanser mi vardı da, Resulullah bildirdi) diyenlere, hadis-i şerifte iç hastalıklarından ölen şehit olacağı açıklanmıştı. Her hastalığın ismen teker teker bildirilmesi gerekmez. Şu hadis-i şerif birçok hastalığı içine almaktadır: (İç hastalıklarından ölen kimse şehittir.) [İbni Asakir] Tesbih taneleri Sual: Tesbihteki taneler, 33 değil de, fazla veya eksik olursa mahzuru olur mu? CEVAP Bilinmeyince mahzuru olmaz. 33 sayısı, 3’ün katı olduğu için, tesbih çekerken, bazen üçer üçer çekilirse, eksik veya fazla olup olmadığı, ayrıca saymadan anlaşılabilir. Cenneti istemek Sual: Namazdan sonra cenneti istemek ve cehennemden korunmak için hangi duayı okumalı? CEVAP Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Namazı bitiren kimse, hiçbir şey konuşmadan “Allahümme ecirnî minennâr ve edhılnil cennete” demezse melekler, “Yazık şuna, 203 www.dinimizislam.com cehennemden korunmasını istemekten aciz kaldı”, cennet de, “Yazık şuna cenneti istemekten aciz oldu” der.) [Taberani] Duanın anlamı, (Ya Rabbi, cehennemden koru, cennete dâhil eyle) demektir. Bu dua, namazdan sonra, dua ederken okunabilir. Dua ederken Sual: Dua ederken, parmakların araları açılır mı? CEVAP Hayır, beşi de bitişik olur. Namazdan sonra Amenerresulü okunurken Sual: Amenerresulü okunurken dinleyenlerin dua kısmında âmin demeleri caiz mi? CEVAP Caizdir, iyi olur. (Şir’a) Haşr suresinin sonu Sual: Sabah ve akşam namazınında sonra okunan Haşr suresinin sonunu, Hüvallahüllezi yerine Lev enzelna’dan başlayarak okumak bid’at olur mu? CEVAP Hayır bid’at değildir. Peygamber efendimizin Lev enzelnadan okuduğu da bildirildi. La yestevi’den okunsa, hatta Haşr suresinin tamamı okunsa yine bid’at olmaz. Yatsı vakti, Bekara suresinin son iki âyeti yani Amenerresulü diye başlayan iki âyet okunur. Daha fazla okunsa, Bekara’nın tamamı okunsa yine bid’at olmaz. Namazda okumak Sual: Sabah ve akşam Haşr suresinin sonunu, gece yatarken de Amenerresulü’yü okumak çok sevap. Bunları namazda okumak, denilen vakitte okumak yerine geçer mi? CEVAP Evet daha iyi olur. Her zaman sabah ve akşam namazının ya farzının veya sünnetinin ilk rekatında hep Haşr suresinin sonu yani Hüvallahüllezi okunabilir. İkinci rekatta da herhangi bir sure okunur. İkinci rekattaki değişik olunca sakıncası olmaz. İkinci rekatta hep aynı sure okunursa, birinci rekatta okunan değişik olmalı. Yatsı namazının sünnetinde veya farzında da Amenerresülü okunur. Bilen ve vakti olan Tebareke suresini de okursa daha iyi olur. Üç istiğfar okumak Sual: Namazlardan önce üç kere istiğfar okumak gerekiyormuş. Bunu kametten önce mi sonra mı okumak gerekir? CEVAP Namazlardan önce üç kere istiğfar okumak gerekmez. Sadece bütün namazlar bitince, selam verip, (Allahümme entesselamü…) dedikten sonra, 204 www.dinimizislam.com üç kere istiğfar duası okunur. Bu sünnettir. Bir de Cuma günü sabah namazının sünnetinden önce üç kere istiğfar duası okunur. Diğer namazlardan önce okumak gerekmez. Her namazdan önce, üç kere, beş kere, yüz kere de okunsa mahzuru olmaz; ama (Okumak gerekir) denince yanlış olur. Bid’at çıkarılmış olur. Mesela, Yasin-i şerif okunurken Selamün kavlen… âyet-i kerimesini üç kere okuyorlar. Üç kere, beş kere, yüz kere okumak caizdir; ancak (Üç kere okumak gerekir) denirse bid’at çıkarılmış olur. Bu inceliği iyi bilmelidir. İstiğfarı ve diğer duaları her zaman okumakta mahzur yoktur. Ancak, dinimizin bildirdikleri dışında, şu zaman, şu kadar okumak gerekir demek bid’at olur. Duaya el kaldırırken Sual: Namazdan sonra duaya başlarken, (Sübhâne rabbiyel aliyyil a’lel vehhâb) demek mi, yoksa (Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil-âlemîn) âyet-i kerimesini mi okumak evladır? CEVAP İkisini birlikte okumak evladır. Tesbih çekmemek Sual: Namazdan sonra, işi olduğu için, tesbihleri yolda çekmek veya tesbihleri hiç çekmeden sadece dua etmek yahut sadece ayet-el kürsiyi okumak caiz midir? CEVAP Evet, üçü de caizdir. Ancak imkân varken hepsini okumak daha iyidir. Fatiha okurken Sual: Namaz kılıp, duayı bitirdikten sonra Fatiha okunursa, elleri kaldırmadan mı okunur? CEVAP Evet. Tesbih kullanmak Sual: Bulgaristan’dan gelen bazı göçmenler, dua ederken parmakları birbirine geçiriyorlar. Namaz sonunda tesbih çekerken bid’at diye tesbih de kullanmıyorlar. Ellerini dizlerine koyarak parmaklarıyla çekiyorlar. Dört mezhebin imamları, müctehid âlimler, İmam-ı Rabbani hazretleri, Abdülkadir-i Geylani hazretleri ve diğer tasavvuf âlimleri tesbih çektikleri halde, bütün tekkeler tesbihle doluyken bunlar niye çekmiyorlar? Bütün âlimlerinki yanlış da, tek Bunlarınki mi doğru? CEVAP Tesbihle tesbih çekmek bid’at değildir. Zannımıza göre, bizim Türkiye’deki diğer insanlardan bir farkımız olsun diye öyle yapılmış olabilir. Hele dua ederken parmak geçirilmesi bu zannı doğrulamaktadır. Vehhabiler ve Şiiler de parmaklarını geçirmiyorlar. Demek herkesten farklı bir dua ve tesbih çekme 205 www.dinimizislam.com usulü çıkarılmış. Sabah ve ikindiden sonra Sual: (Sabah ve ikindi namazlarından sonra son sünnet olmadığı için cemaatin yerinden kalkmaması gerekiyor) diyenler var. Doğru mudur? CEVAP Doğru değildir. Safları bozmak müstehabdır, son sünneti olmayan namazlar bundan istisna tutulmamıştır. Kitaplarda deniyor ki: Farz namazları kılınca, safları bozmak müstehabdır. (S. Ebediye) Cemaatin farz namazdan sonra safları bozması, sonradan gelen kimselerin onların farz kıldığını sanmaması için müstehabdır. (Halebî-yi sagir) Görüldüğü gibi safları bozmak, sabah ve ikindi namazlar dahil bütün namazlar için bildiriliyor. Hadis-i şeriflerle amel etmek Sual: Camiye girince oturmadan namaz kılınırsa veya ayağa kalkmadan şu dua okunursa şu sevab alınır diye hadisler var. Camide oturulduktan veya ayağa kalkıldıktan sonra okunursa sevabı azalır mı, yoksa hiç sevab olmaz mı? CEVAP Hadis-i şeriflerden bizim hüküm çıkarmaya çalışmamız ve çıkardığımız hükümle amel etmemiz çok yanlış olur; çünkü o hadis-i şerif ictihad isteyebilir, başka bir hadis-i şerifle değişmiş olabilir, nesh edilmiş olabilir veya bilmediğimiz bir tevili vardır. Mezhebimizin hükmü neyse onunla amel edilir. (Berika) Hadis-i şerifte, denizden çıkan her hayvanın yendiği bildirilirken, Hanefî âlimleri deniz haşaratının yenmesinin caiz olmadığını bildirmişlerdir. Yine hadis-i şerifte kan aldırmanın, vücuttan kanın çıkmasının abdesti bozmayacağı bildirildiği halde, Hanefî âlimleri, vücuttan kan çıkınca abdestin bozulacağına hükmetmişlerdir. Bunun için bizim hadis-i şerifle değil, mezhebimizin o konudaki hükmüyle amel etmemiz gerekir. Bildirdiğiniz hadis-i şeriflerden birkaçının meali şöyledir: (Mescide girince, oturmadan önce iki rekât [tehıyyet-ül mescid] namaz kılın!) [Buhari] Hanefî mezhebine göre, oturduktan sonra da, kalkıp kılınabilir. (Akşam namazından sonra, konuşmadan 6 rekât namaz kılan, 12 yıl nafile ibadet etmiş gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace] Konuşulmuş olsa da yine evvabin sevabı alınır. (Sabah namazını kıldıktan sonra konuşmadan kıbleye karşı durup, güneş bir mızrak yükseldikten sonra, iki rekât işrak namazı kılan Cennetliktir.) [İslam Ahlakı] Konuşulsa da, yine o vakitte işrak namazı kılınınca işrak sevabı hâsıl olur. (Namazı bitiren kimse, hiç konuşmadan “Allahümme ecirnî minennâr 206 www.dinimizislam.com ve edhılnil Cennete” demezse melekler, “Yazık şuna! Cehennemden korunmasını istemekten aciz kaldı”, Cennet de, “Yazık şuna! Cenneti istemekten aciz oldu” der.) [Taberani] Namazı bitirince demek, tesbihleri çekip duayı ettikten sonra demektir. Tesbihlerden önce yapılması bid’at olur. Duadan sonra konuşsa da, o duayı okursa, bildirilen ecre kavuşur. (Akşam namazını kıldıktan sonra, hiç konuşmadan yedi kere “Allahümme ecirnî minen-nâr” diyen, o gece ölürse, ona Cehennem ateşinden kurtuluş emânı [belgesi] verilir. Sabah namazından sonra da aynı şekilde okuyup, o gün ölene, yine ateşten kurtuluş emânı verilir.) [Müslim] Bunun da tesbihlerden önce yapılması bid’at olur. Konuştuktan sonra okuyan da aynı sevaba kavuşur. Bir hadis-i şerifte de, sabah namazını kılıp, yerinden kalkmadan ve konuşmadan on defa, (La ilahe illallahü vahdehü lâ-şerike leh lehül-mülkü ve lehül-hamdü yuhyî ve yümît ve hüve alâ külli şey’in kadîr) okuyanın, o gün her türlü kötülükten ve şeytanın şerrinden korunacağı ve birçok sevablara kavuşacağı bildiriliyor. (Nesai) Yerinden kalksa da, okumadan önce konuşsa da, yine duanın faziletine kavuşur. Elbette daha iyi olanı, konuşmadan okumaktır. Namazı bozan şeyler Sual: Namazı bozan şeyler nelerdir? CEVAP Namazı bozan şeylerden bazıları şunlardır: 1- Konuşmak. 2- Kendisi işitecek kadar gülmek. 3- Bir farzı terk etmek. [Mesela rükuya varmadan secdeye gitmek] 4- Dünya işi için veya ağrı, üzüntü sebebi ile, yüksek sesle ağlamak. 5- Ah, of diye inlemek, uf diye sıkıntıyı bildirmek. Hasta, elinde olmadan ah, of derse bozulmaz. 6- Özürsüz öksürmek. 7- Ameli kesir. (Bir rükünde, üç kere bir yerini kaşımak veya kapalı kapıyı açmak gibi) 8- Kendi işitemeyecek kadar sessiz okumak. 9- İmamdan ileri durmak. 10- Özürsüz bir saf kadar yürümek. 11- Saçını veya sakalını taramak. 12- Çocuğunu kucaklamak. 13- Bir şey yiyip içmek. 14- Diş arasında kalan nohut kadar şeyi yutmak. 207 www.dinimizislam.com 15- Ağzındaki şekerin lezzetini duyup, suyu boğazına kaçmak. 16- İki eliyle başındaki takkesini çıkarıp giymek. (Namazda iken düşen takkeyi bir el ile almalı, iki el ile de almak bozmaz diyen âlimler vardır.) 17- Özürsüz, göğsünü kıbleden çevirmek. 18- Secdede iki ayağını yerden kaldırmak. (Bozmaz diyenler de vardır. Bir an kalkması bozmaz.) 19- Kur'anı, manası bozulacak kadar yanlış okumak. 20- Çocuk emzirmek. 21- Başkasının sözü ile yerini değiştirmek. 22- Ceketini giymek. 23- İmamdan başkasının duasına âmin demek. 24- Necasetli yerde durmak veya necasetli yere secde etmek. 25- Bir rükünde, üç kere sübhânallah diyecek kadar avret yeri açılırsa, beden ve elbisede namazı bozacak kadar necaset varsa, aynı imama uymuş olan kadınla yan yana durmuşsa namaz bozulur . 26- İmam, bir rükne başlamadan önce, bu rükne başlayıp bitirmek. 27- Manayı bozacak şekilde teganni ile okumak. Teganni ile okuyan bir imam arkasında kılınan namazın tekrar kılınması lazımdır. (Halebi) Buradaki kelimelerin açıklanması: Amel-i kesir: Namazı bozan çok hareket. Rükün: Namazın içindeki bir farz. Rüku: Namazda, elleri dize koyup yaklaşık 90 derece eğilmek. Necaset: Gaita, idrar, kan gibi pislik. Teganni: Teganni, ırlamak, sesini hançeresinde tekrarlayıp türlü sesler çıkarmaktır. Yani, musiki perdesine uydurmak için, hareke, harf ve med [uzatmak] eklemek veya çıkarmak suretiyle kelimeleri bozmak demektir. Fıkıh: Dinde yapılması ve yapılmaması gereken işleri bildiren ilim. Bu ilimden kendisine lazım olanları öğrenmek farzdır. Sual: Kadının sarkan saçının dörtte biri, bir rükün kadar açık olursa, namazı bozulurmuş. Rükün nedir? CEVAP Namazın içindeki farzlara rükün denir. Hepsi beştir: Kıyam, kıraat, rüku, sücud ve son teşehhüdde oturmak. Saçı açılan kadın, bir âyet okuyacak kadar veya üç kere sübhanallah diyecek kadar bir zamanda saçını kapatamazsa, namazı bozulur. Sual: Namaz kılarken küçük çocuğum secde esnasında sırtıma bindi. Secdeden doğrulurken düşmesin diye bir elimle tuttum. Çocuk yavaşça düştü. Namazım bozuldu mu? CEVAP Evet bozuldu. (Halebi) Sual: Ağlamak, namazı bozar mı? CEVAP 208 www.dinimizislam.com Ağrı, üzüntü sebebiyle, namazda sesli ağlamak namazı bozar. Sessiz gözyaşı ile ağlamak veya Cenneti veya Cehennemi hatırlayarak sesli ağlamak namazı bozmaz. (Dürr-ül muhtâr) Sual: (Namazda üç kere el kaldırılırsa, namaz bozulur) deniyor. Mesela 1 kere bir yerimizi kaşımak için kaldırdık, bundan sonra 2 kere de esnerken ağzımızı kapamak için kaldırsak namaz bozulur mu? CEVAP Eğer bir rükünde ise namaz bozulur. Sual: Namazda iken öksürünce balgam geliyor, yutuyorum. Namazım bozuluyor mu? CEVAP Balgam yutmak orucu da namazı da bozmaz. Sual: İmdat diye bağıran olunca, namazı bozmak caiz mi? CEVAP Evet. Sual: Kıbleye yanlış duranı, düzeltmek namazını bozar mı? CEVAP Bozmaz. Sual: Namaz kılarken bazen alışkanlık icabı dalgınlıkla bazı âyetlerin sonunda "sadakallahül azim" demek namazı bozar mı? CEVAP Namazı bozmaz. Fakat kasten yapılırsa mekruh olur. Sual: Bazen namaz kılarken kravat boğazımızı sıkacak derecede sıkıyor, hafifçe gevşetebilir miyiz? CEVAP Tek el ile kravatı gevşetmek namazı bozmaz. Sual: Gülmek abdesti ve namazı bozar mı? CEVAP Namazda tebessüm, namazı da, abdesti de bozmaz. Yanındakiler işitirse, kahkaha denir. Kendi de işitmezse, tebessüm denir. Yalnız kendi işitirse Dahk denir. Dahk, yalnız namazı bozar. Kahkaha, hem abdesti hem namazı bozar. Şafii mezhebinde ise, kahkahayla gülmek, sadece namazı bozar, abdesti bozmaz. Sual: Namazın sahih olmaması ile kabul olmaması aynı mıdır? CEVAP Kabul olmakla sahih olmak ayrıdır. Namaz sahih olursa da kabul olmayabilir, yani sadece borç ödenir, sevap verilmez. Sahih olmazsa, zaten kabul olmaz. Mesela abdestsiz namaz kılmak sahih olmaz, mesela kıraat okumadan kılınan namaz sahih olmaz. Yani o hiç namaz olmaz. Sual: Namazın fâsid olması ne demektir? CEVAP Fâsid bozulmak demektir. Namaz bozulmuş olur. 209 www.dinimizislam.com Sual: Ahiret için düşünerek ağlamak namazı bozar mı? CEVAP Hayır. Sual: Bir âlimi düşünerek ağlamak namazı bozar mı? CEVAP Onun şahsı için, dünyalık için olursa bozar. Ahiret için ise bozmaz. Sual: Bir rükünde başını, sonra kaydırarak ensesini, sonra kulağını kaşımak üç kaşımak sayılıp namaz bozulur mu? CEVAP Bozulmaz. Elini bir kere kaldırmış olur. Bir kaşımak sayılır. Sual: Bir uzvun dörtte biri açılsa, tamamı açılmış mı sayılır? CEVAP Evet. Sual: Secde yerine gelen bebeği el ile itmek, namazı bozar mı? CEVAP Hayır. Sual: Namaz kılarken pantolonu çekmek namaza zarar verir mi? CEVAP El açık olarak çekilirse namaza zarar vermez. Hafif tutup çekilirse mekruh olur. Dar pantolonu iyice kavrayıp iki elle çekilirse namaz bozulur. Namaz kılan, mecbur değilse geniş pantolon giymeli, pantolonu hiç çekmemelidir. Sual: Ayakta namazda iken cebimden bazen küçük mushaf veya muska yere düşüyor. Bir elimle alıp cebime koysam, namazım bozulmuş olur mu? CEVAP Bozulmaz. Sual: Zammı sure okurken küfre düşürücü şekilde manayı bozan yanlışlık yapılıp, sonra düzeltilince namaz bozulur mu? CEVAP Bozulmaz. Sual: Teşehhüdde iken, biri, beni seccade ile kenara çekti. Namazım bozuldu mu? CEVAP Bozulmadı. Zaruretsiz çeken günaha girer. Sual: Namazda dua okurken aynı kelimeyi birkaç kere tekrar edersek, namaz bozulur mu? CEVAP Bozulmaz. Sual: Sağ ayağın baş parmağı yerden kaldırınca namaz bozulmuş olur mu? CEVAP Bozulmuş olmaz. Sağ ayak yerden kalkmış olsa da bozulmaz. Sual: Namazda herhangi bir sure okurken en az kendimiz duyacak kadar 210 www.dinimizislam.com bir sesle mi söylemeliyiz yoksa hiç ağız kıpırdanmadan kalbden okumak diye bir şey var mıdır? CEVAP Kendimiz duymadan okuma geçerli değildir. Namaz sahih olmaz. Okumaya kıraat denir. Kıraat kendi duyacak kadar sesli okumaktır. Sual: Sabah namazını güneş doğarken kılmak mekruh mu? CEVAP Güneş doğmaya başlayınca, hiç namaz sahih olmaz, kabul olmaz. Güneş doğduktan sonra 45-50 dakika hiç kılınmaz. Güneş doğana kadar kılıp bitirmek gerekir. Sual: Geciken namazı sabah güneş tam doğarken ve ikindi vakti güneş batarken kılmalı mı yoksa bekleyip kaza mı etmek gerekir? CEVAP İkindi namazını güneşin batmasına üç saniye kalsa bile hemen kılmalıdır. Yani Allahü ekber denecek kadar zaman kalsa kılınır. Ama sabah öyle değil. Eğer namaz kılarken güneş doğarsa o namaz, imam-ı a’zam hazretlerine göre sahih olmaz, imamayne göre ise, Ettehıyyatü okunacak kadar oturulduğu için sahih olur. Sual: Namaz kılarken 3 defa kaşımak namazı bozar mı? CEVAP Evet bir rükünde üç defa kaşımak bozar. Üç defa kaşımak demek, eli üç defa kaldırarak kaşımak demektir. Bir defa kaldırıp üç beş defa kaşımak bir kaşımak demektir. Sual: Amel-i kesir namazı bozar deniyor. Amel-i kesir nedir? CEVAP Amel-i kesir, namazı bozan çok iş, çok hareket demektir. Amel-i kalil, namazı bozmayan az iş, az hareket demektir. [Diğer adı amel-i yesirdir.] Namaz kılarken başını, yüzünü etrafa çevirmek amel-i kalil olup mekruhtur. (Falanca şey nerede?) diye sorana, eli ile kolu ile işaret etmek de amel-i kalil olup mekruhtur. Amel-i kesirin beş türlü olduğu bildirilmiştir: 1- Uzaktan bakan bir kimse, namaz kılanın yaptığı çok hareketlerden dolayı onun namazda olmadığına şüphe etmediği iştir. Namaz kıldığında şüphe ederse o iş amel-i kalildir. [Bir kimse, namaz kılarken çok hareket etse, bu kısım kamera ile tespit edilse, sonra bu kesit seyredilse, bu kimse namaz kılmıyor intibaını uyandırırsa, bu amel-i kesir olur, namazı bozar.] 2- Adeten iki el ile yapılan iş ameli kesirdir. O iş, bir el ile de yapılsa yine namazı bozar. Mesela, sarık sarmak, elbise giymek, düşmekte olan pantolonunu çekip kayışını bağlamak gibi iki el ile yapılması gereken işler, bir el ile de yapılsa da amel-i kesir olur, namazı bozar. Bir kadın açılan başörtüsünü, az bir hareketle örtmesi mümkün olmazsa, kapatmaya 211 www.dinimizislam.com uğraşması amel-i kesir olup namazı bozar. Yanındaki kimseye vurmak namazı bozar. Bu vurmak, ya düşmanlıktandır veya onu terbiye etmek içindir, yahut şakalaşmak için olur. Üçü de amel-i kesir olup namazı bozar. Yanında hareket eden çocuğa dur oynama diye eli ile veya ayağı ile vurmak da amel-i kesir olup namazı bozar. Âdeten bir el ile yapılan iş amel-i kalildir. İki el ile yapılsa da namazı bozmaz. Mesela pantolonun fermuarını kapatmak, yanında duran elektrik düğmesine basıp elektrikleri yakmak veya söndürmek, yahut açık kapıyı eli ile iterek kapatmak amel-i kalildir, namazı bozmaz. Düşen takkeyi giymek de bozmaz. 3- Peş peşe yapılan üç hareket amel-i kesirdir. Bir rükünde, üç kere bir yerini kaşımak, saçını taramak veya kapalı kapıyı açmak, ağzındaki ufak bir şeyi üç kere çiğnemek yahut eritip yutmak, namazı bozar. Diş arasında kalmış, nohuttan küçük şeyi yutmak bozmaz ise de, küçük de olsa, mesela bir susam tanesini dışardan alıp yutmak bozar. Başını çevirip gelene bakmak, mekruh ise de, namazı bozmaz. göğsünü kıbleden çevirirse namazı bozulur. Sorulan veya istenilen bir şey için baş, göz ve kaş ile işarette bulunulsa, namaz bozulmaz. Fakat bir namaz kılana, "Yanında namaz kılacak kimseye yer ver biraz ileri git" denilince, o da bu emre uyarak hareket etse, namazı bozulur. Çünkü namaz içinde Allah'tan başkasının emrine uymuş olur. Fakat kendiliğinden çekilirse namaz bozulmuş olmaz. 4- Kasten yapılan işler. Mesela namaz kılan bir kadını kocası öperse, yahut bir çocuk emer de süt çıkarsa namazı bozulur. 5- Namaz kılana göre çok hareket namazı bozar. Yani bir kimse, benim yaptığım amel-i kesirdir, bu namazı bozar diyorsa, bir kavle göre namazı bozulur. Namazda yürümek Sual: Son safta yer olmadığı ve en arkada tek başına durmak da mekruh olduğu için, ön saftaki bir kimseye, hafifçe dokunarak çağırsak, o da, yanımıza gelse, namazı bozulmuş olur mu? CEVAP Sizin emrinize uyarak hemen geri giderse, namazı bozulur. Fakat yalnız kalmasın diye, kendi iradesi ile geriye giderse, namazı bozulmuş olmaz. Şekerin tadını duymak Sual: Namazdayken, daha önce yenilen şekerin tadını duymak namazı bozar mı? CEVAP Namazdan önce yenilen şekerin tadını duymak, hattâ bu tadı tükürükle yutmak, namazı bozmaz. Sual: Namazda öksürmek namazı bozar mı? 212 www.dinimizislam.com CEVAP Özürsüz öksürmek, öksürür Kendiliğinden olursa bozmaz. gibi ses çıkarmak namazı bozar. Namazda salevat getirmek Sual: Namaz kılarken, Peygamber efendimizin ismi geçince salevat okunur mu, bunun gibi Allahü teâlânın ismi geçince, celle celalüh denir mi? CEVAP Namazda bunlar söylenmez, söylenirse namaz bozulur. (S. Ebediyye) Elhamdülillah demek Sual: Namazda, elhamdülillah diyenin, namazı bozulur mu? CEVAP Hayır, bozulmaz. Eğer aksırdıktan sonra derse, yine namazı bozulmaz; ama aksırdıktan sonra Elhamdülillah diyenin namazı bozulur diyen âlimler de olduğu için, dememek iyi olur. İki rükne yetişememek Sual: Cemaatle namaz kılarken dalgın olan, imamla birlikte rükû edemese, sonra rükû yapıp secdede yetişse namazına zarar gelir mi? Secdeye de yetişemese ne olur? CEVAP İmam bir rüknü bitirdikten sonra, bu rükne başlayanın namazı sahih olur. Yani rükû yapıp secdede imama yetişenin namazı sahih olur. Secdeye de yetişemezse, iki rüknü kendi başına yaptığı için namazı sahih olmaz. İki rükû ve üç secde yapmak Sual: Bir kimse, rükû yaptıktan sonra zamm-ı sure okumadığını hatırlasa, sonra dönüp okuduktan sonra tekrar rükû yapsa, iki rükû mu yapmış olur, bir mahzuru olur mu? Bir de unutup üç kere secde etmek namazı bozar mı? CEVAP Namazdan olmayan fazla hareketler, namazı bozar; fakat rükû ve secdeleri çok yapmak bozmaz, secde-i sehv gerekir. Dışarıdan müdahele etmekle bozanlar Sual: Dışarıdan müdahale etmekle namazı bozanlar nelerdir? CEVAP Bazıları şöyledir: 1- İmamdan başkasının duasına âmin demek bozar. Yanımızdaki biri, işitebileceğimiz kadar sesle Fatiha okusa, biz onun okuduğu Fatiha’ya âmin dersek namaz bozulur. Yahut biz yalnız namaz kılarken, yanımızda cemaatle namaz kılınsa, o cemaatin imamı Fatiha’yı okuyunca bizim âmin dememiz namazı bozar, çünkü o kendi imamımız değildir. Yahut biri yanımıza gelip, Allah senin günahlarını affetsin dese, biz de âmin desek namazımız bozulur. Hoparlörden çıkan ses, fen yönüyle de imamın kendi sesi olmadığı için, bu sese âmin demek de namazı bozar. 213 www.dinimizislam.com 2- Başkasının sözüyle yerini değiştirmek, mesela imamla beraber iki kişi namaz kılarken, üçüncü bir kişi gelip, imamın yanındaki duran kimseye, arkaya gel dese veya omzuna vursa, o da gelen kimseye uyup geriye gelse namazı bozulur. Kendi arzusuyla, gelirse bozulmuş olmaz. 3- Namaz kılarken yanına gelen biri, biraz çekil de, ben de yanına sıkışayım dese, o da, onun sözüyle yer açsa namazı bozulur, çünkü namazda başkasının emriyle hareket etmiştir. 4- İmamından başkasının yanlışını düzeltmek namazı bozar. Mesela başka birisi Kur’an-ı kerim okurken yanlış okusa, namaz kılan da, kelimenin doğrusunu söylese namazı bozulur, çünkü kendi imamından başkasına cevap verilmiş oluyor. Kendi imamı yanlış okusa düzeltmek yahut âyetin devamını getiremese, ona hatırlatmak bozmaz. 5- Birisi çağırınca veya bir şey sorunca, (La havle ve la kuvvete illa billah) veya (Sübhanallah) yahut (La ilahe illallah) demek namazı bozar. Namazda olduğunu bildirmek için söylerse, namaz fâsid olmaz. Sorana cevap maksadıyla söylerse bozulur. Bu inceliğe dikkat edilmelidir. 6- Diliyle veya eliyle başkasının selamını almak bozar. Birisi, biz namaz kılarken, bilerek veya bilmeyerek bize selam verse, biz de alsak veya elimizle aldığımızı bildirsek, mesela elimizi göğsümüze koysak veya başımıza kaldırsak, cevap olacağı için namaz bozulmuş olur. 7- Aksırıp (Elhamdülillah) diyene, (Yerhamükallah) demek bozar, çünkü onun hamd etmesine cevap verilmiş oluyor. 8- Bir musibet, kötü bir haber işitince, (İnna lillah ve inna ileyhi raciun) demek bozar, çünkü o habere cevap verilmiş oluyor. Namaz kılarken biri gelip, deden öldü dese, o da (İnna lillah… ) dese namazı bozulur; çünkü dışarıdan birisine cevap verilmiş oluyor. 9- Allahü teâlânın ismi işitilince, (Celle celalühü) gibi bir söz söylemek bozar, çünkü bu da dışarıdan birine cevap vermek sayılıyor. 10- Resulullah efendimizin ismini işitince, (Sallallahü aleyhi ve sellem) demek veya başka salevat getirmek namazı bozar, çünkü bu da dışarıdan birine cevap vermek demektir. 11- Biz namaz kılarken yanımızda başka cemaat teşekkül etse, o imam, (Semi’ Allahü limen hamideh) dediği zaman, biz (Rabbena lekel-hamd) desek namazımız bozulur; çünkü başka birisinin sözüne cevap vermiş oluyoruz. Hoparlörden gelen, (Semi’ Allahü limen hamideh) sesine, (Rabbena lekel-hamd) diyerek cevap vermek de, başka birisine cevap vermek gibidir. Resulullah efendimiz, namazda rükûdan kalkarken, (Semi’ Allahü limen hamideh) deyince, ilk safta bulunan Hazret-i Muaviye, cevap olarak (Rabbena lekel-hamd) dedi. Böyle söylemesi takdir buyurularak, bunu söylemek kıyamete kadar sünnet olarak kaldı. Yanlış okuyunca 214 www.dinimizislam.com Sual: Namaz kılarken, yanlış okuyunca ne yapmak gerekir, namaz bozulur mu? CEVAP Yanlış okunduğu biliniyorsa, geriden alınıp doğrusu okunur. Namazı bozan bir yanlışlık yapılmış olsa da, böyle yapınca, namaz bozulmamış olur. Namazı bozan 12 mesele Sual: İmam-ı a’zama göre namazı bozan 12 mesele varmış. Bunlar nelerdir? CEVAP Aşağıdaki 12 husus İmam-ı a’zama göre namazı bozar, İmameyne göre bozmaz. 1- Sabahın farzını kılarken Ettehıyyatü’yü okuyup, selam vermeden önce güneş doğarsa, 2- Teyemmümle namaz kılan, Ettehıyyatü’yü okuyup selâmdan önce suyu görse, 3- Cuma namazında, Ettehıyyatü okuduktan sonra, ikindi vakti girse, 4- Mestlerine mesh etmiş olan, Ettehıyyatü okuduktan sonra, mesh müddeti sona erse, 5- Ettehıyyatü okuduktan sonra, mestinin biri ayağından çıksa veya kendisi çıkarsa, 6- Ümmi olan, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra bir sure okumasını öğrense, 7- Çıplak olanın, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra, elbisesi gelse, 8- Îmâ ile namaz kılan hasta, Ettehıyyatü’den sonra rükû ve secde edecek duruma gelse, 9- Tertip sahibi, Ettehıyyatü’den sonra kılmadığı namazı hatırlasa, 10- İlim sahibi imam, Ettehıyyatü’den sonra abdesti bozulup, ümmîyi imamlığa geçirse, 11- Sargı üzerine mesh edenin, Ettehıyyatü’den sonra yarası iyi olup, sargısı düşse, 12- Ettehıyyatü’den sonra, istihazalının kanı dursa ve namaz vakti çıkana kadar hiç gelmese namaz bozulur. (Tergib-üs-salât, Halebî) Avret yeri açılırsa Sual: Avret yerinin ne kadarı açılırsa namaz bozulur? CEVAP Erkeğin veya kadının avret uzuvlarından herhangi birinin dörtte biri, bir rükün açık kalırsa, namaz bozulur. Azı açılırsa namaz bozulmasa da, mekruh olur. Mesela, ayağının dörtte biri açık olan kadının namazı sahih olmaz. Kendisi açarsa hemen bozulur. (S. Ebediyye) Namaz kılarken Sual: Namaz kılarken, namazda olduğunu bildirmek için yüksek sesle 215 www.dinimizislam.com okumak veya elhamdülillah, sübhanallah veya Allahü ekber demek namazı bozar mı? CEVAP Bozmaz. (Halebî) Namazda sübhanallah demek Sual: İki secde arasında, sübhanallah diyecek kadar durmak gerekir denince sübhanallah demek de gerekir diye anlamışım, söylenmemesi gerektiği halde, bilmeden yıllarca sübhanallah dedim. Bu namazları kaza etmek gerekir mi? CEVAP Namaza aykırı bir iş olmadığı için, namazları kaza etmek gerekmez. Bilmeden yapınca günah olmaz. Namazda çocuğa vurmak Sual: Çocuklarla namaz kılarken, namazı bozacak hareketlerde bulunuyorlar. Bir elimle veya ayağımla vurup (Yapmayın) manasında ikazda bulunmam namazımı bozar mı? CEVAP Evet, bozar. Çünkü namazda iken birine vurmak, ya şakalaşmak içindir veya düşmanlık içindir yahut da terbiye içindir. Bunun üçü de namazı bozar. (Halebi-yi sagir) Namazda haram işlemek Sual: S. Ebediyye’de (İmâmın namazda, ihtiyaçtan fazla yüksek sesle okuması, namazı bozmazsa da, haramdır) deniyor. Haramsa namazı bozması gerekmez mi, bu ifade çelişkili değil mi? Namazda haram işlemek namazı bozar anlamına gelmez mi? CEVAP Gelseydi öyle yazılmazdı. Haram işlemek ayrı, namazın bozulması ayrıdır. Birkaç örnek verelim: 1- İpek giymek erkeğe haramdır. Çıplak kimsenin ipekten başka elbisesi yoksa namazı haram olan ipekle kılması lazım olur. (Redd-ül muhtar) 2- Çıplak namaz kılmak, hatta çıplak durmak haramdır; fakat hiç elbisesi olmayan kimse veya olup da giyemeyen kimse, namazda oturduğu gibi veya ayaklarını kıbleye uzatıp, elleriyle önünü örtüp, ima ile kılar; çünkü avret yerini örtmek, namazın diğer farzlarından daha mühimdir. (İbni Abidin) 3- Alkollü içki içmek haramdır. Okuduğunu anlayacak kadar sarhoş olanın böyle sarhoşken kıldığı namazları sahihtir; fakat kabul olmaz, yani sevabı olmaz. (Rıyad-ün-nasihin) Kabul olmaz, demek, namaz sahih olur, namaz borcundan kurtulursa da o namazdan sevab hâsıl olmaz demektir. Başka haram yiyen kimsenin kıldığı namazlar da böyledir. İki elin bir hareketi 216 www.dinimizislam.com Sual: (İki elin bir hareketi namazı bozar) deniyor. Bu her zaman böyle midir? CEVAP Kitaplarda, (İki elle bir hareket de, bozar denildi) deniyor. Denildi ifadesi, bu kavlin zayıf olduğunu gösterir. Ancak amel-i kesir olursa o zaman bozar. Şunlar ise mekruhtur: 1- İki ele dayanarak kalkmak veya iki ele dayanarak oturmak mekruhtur. 2- Secdeye inerken pantolon paçalarını iki elle çekmek mekruhtur. 3- İki elin parmaklarını namazda birbirleri arasına koymak mekruhtur. 4- Rükûa eğilirken ve kalkarken iki eli kulaklara kaldırmak mekruhtur. 5- Namazda, secde yerinden taşı, toprağı elleriyle süpürmek mekruhtur. İki elle yapılması âdet olan bir iş amel-i kesirdir. Yani çok iş yapılmış olur. İki elle yapılan bir iş, bir elle de yapılsa, yine namazı bozar. Mesela, sarık sarmak, elbise giymek, düşmekte olan pantolonunu çekip kayışını bağlamak gibi iki elle yapılması gereken işler, bir elle de yapılsa, amel-i kesir olur, namazı bozar. Bir kadının açılan başörtüsünü, az bir hareketle örtmesi mümkün olmazsa, kapatmaya uğraşması amel-i kesir olup, namazı bozar. Bir elle yapılması âdet olan az bir iş, iki elle de yapılsa namazı bozmaz. Mesela, pantolonun fermuarını kapatmak, yanında duran elektrik düğmesine basmak veya söndürmek yahut açık kapıyı iki elle iterek kapatmak gibi işler buna dâhildir. Namazda öğretmek Sual: Namaz surelerini ve namaz kılmayı bilmeyen birine öğretmek maksadıyla açıktan okumakta mahzur var mıdır? CEVAP Namazda bir şeyi başkasına öğretmek namazı bozar. Bunları namaz dışında yapmak gerekir. Namazda dua okumak Sual: Namazın herhangi bir yerinde, Estağfirullah, Allahümmağfirlî ve benzeri duaları okumak, namazı bozar mı? CEVAP Hayır, hiçbiri bozmaz. Halebi-yi sagir’de deniyor ki: Allahümme ekrimnî = Allah’ım, bana ikram et! Allahümme en’im aleyye = Allah’ım, bana nimet ver! Allahümme eslıh emrî = Allah’ım, işimi ıslâh et! Allahümmerzuknil-âfiyete = Allah’ım, beni afiyetle rızıklandır! Allahümmağfirlî ve li-vâlideyye ve lil-mü’minîne ve’l-mü’minât = Allah’ım, beni, anamı, babamı ve erkek kadın bütün müminleri affet! Yukarıdaki Arapça duaların hiçbirini okumak namazı bozmaz. Bu hususta asıl kaide şudur: Namazda insanlardan istenilmesi imkânsız olan bir şeyle Arapça dua etmek, namazı bozmaz. Bunun için Hidaye’de, 217 www.dinimizislam.com (Allahümmerzuknî = Allah’ım beni rızıklandır demek, insanlardan talep edilmesi imkânsız olan şeylerden değildir. Bu bakımdan namaz bozulur) denilmişse de, bu duadan sonra, mal veya benzeri bir şey zikredilmedikçe, sadece Allahümmerzuknî = Allah’ım bana rızık ver demekle de, namaz bozulmuş olmaz. Allahümmerzuknî rü’yeteke = Allah’ım, beni seni görmekle rızıklandır veya Allahümmerzuknî Cenneteke = Allah’ım beni Cennetinle rızıklandır demek de namazı bozmaz. Çünkü bunlar halktan istenebilecek şeylerden değildir; fakat aşağıdakileri söylerse namazı bozulur. Allahümmerzuknî dâbbeten = Allah’ım, bana bir hayvan ver! Allahümmerzuknî kermen = Allah’ım, bana bir bağ ver! Allahümmerzuknî zevcen = Allah’ım, bana bir eş ver! Allahümmekdı deynî = Allah’ım, borcumu öde! Bunları insanlardan istemek de mümkün olduğu için namaz bozulur. (Halebi-yi sagir) Namazda dua okumak Sual: (Allahümmerzuknâ kalben takıyyen min-eş-şirki beriyyen lâ kâfiren ve şakiyyen) duasını, iki secde arasında okumak namazı bozar mı, son oturuşta okununca ise secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Bu dua, hadis-i şerifle bildirilmiştir. (Riyad-ün-nasıhin) İki secde arasında okumak namazı bozmaz. Ancak orada dua okunmaz. S. Ebediyye’de, (Kur’an-ı kerimde ve hadis-i şerifte bulunmayan duaları okumak, namazı bozar) deniyor. Yani Kur’an-ı kerimde veya hadis-i şeriflerde bulunan her duayı okumak, namazı bozmaz. Farzı veya vacibi geciktirirse, sadece secde-i sehvi gerektirir. Son oturuşta okumak ise, secde-i sehvi de gerektirmez. Salli bariklerden sonra ve selamdan önce bir dua okumak sünnettir, daha fazla okumak müstehabdır. Dua okumakla selam gecikmiş sayılmaz. Burada da, Kur’an-ı kerimde veya hadis-i şeriflerde bulunan her dua okunabilir. (Nimet-i İslam, Tergib-üs-salat) Mesela şu dua âyetleri okunabilir: 1- Rabbenâ lâ tüziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ ve heb lenâ min ledünke rahmeh, inneke entel vehhâb. (Âl-i İmran 8) 2- Rabbenağfirlî ve li-valideyye ve lil-mü’minîne yevme yekûmül hisâb. (İbrahim 41) 3- Rabbenağfir lenâ ve li-ihvâninellezîne sebekûnâ bil-îmâni ve lâ tec’al fî kulûbinâ gıllen lillezîne âmenû rabbenâ inneke raûfün rahîm. (Haşr 10) 4- Rabbenâ fağfirlenâ zünûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ me’al-ebrâr. (Âl-i İmran 193) 5- Rabbenâ ve âtinâ mâ ve adtenâ alâ rusülike ve lâ tühzinâ yevmel kıyâmeh. İnneke lâ tühlifül mî’âd. (Âl-i İmran 194) 218 www.dinimizislam.com Hadis-i şeriflerde bildirilen dualardan birkaçı da şöyledir: 1- Allahümme innî e’ûzü bike min hemezâtiş-şeyâtîn. (S. Ebediyye) 2- Allahümme innî zalemtü nefsî zulmen kesîren, lâ yağfirûz-zünûbe illâ ente, fağfir lî mağfireten min indike verhamnî, inneke entel gafûr-ur-rahîm. (Halebi) 3- Allahümme innî e’ûzü bike min azabil-kabri ve min azabinnar ve min fitnetil mahyâ vel-memâti ve min fitnetil Mesihiddeccâl. (H. Lazım Olan İman) 4- Allahümmağfir lî ve li-vâlideyye ve li-cemî’il mü’minîne vel-mü’minât vel-müslimîne vel-müslimât el ehyâü minhüm vel emvât. (Tergîb-üs-salat) 5- Rabbenâ âtinâ fid-dünyâ haseneten ve fil-âhireti haseneten ve kınâ azâbennâri ve azâbel kabri verzuknâ şefâ’ate Muhammedin sallallahü aleyhi ve sellem. Bi-rahmetike yâ erhamerrâhimîn. (Tergîb-üs-salat) Selam vermek Sual: Namazın sonunda unutup, sağa selam vermeden, sadece sola verilip namazdan çıkılsa namaz sahih olur mu? CEVAP Evet, sahih olur; çünkü vacib olan selam verilmiş oluyor. Boynu sağa döndürmek sünnet veya müstehab olduğu için unutarak çevrilmeyince bir mahzuru olmaz. Namazda sübhanallah demek Sual: (İki secde arasında, Sübhanallah diyecek kadar durmak gerekir) ifadesini yanlış anlayıp, burada Sübhanallah denecek zannettim. Hep Sübhanallah dedim. Namazlarım bozuldu mu? CEVAP Hayır, bozulmadı. Hanımın namazını bozmak Sual: Bir kimse namaz kılan hanımını öpse veya çimdiklese, hanımın namazı bozulur mu? CEVAP Bir kimse, namaz kılan hanımını şehvetsiz öpse bile, kadının namazı bozulur. Şehvetle hanımını tutarsa yine hanımın namazı bozulur. Namaz kılan hanıma bunun gibi şeyler yaparak hanımının namazının bozulmasına sebep olmak günah olur. Şaka olarak da, ciddi olarak da, namaz kılan hanıma böyle şeyler yapmamalı. Namazda olduğunu bildirmek Sual: Dükkânın arka tarafında namaz kılan kimsenin müşterisi gelince, orada olduğunu ve namaz kıldığını bildirmek için ne yapması gerekir? Mesela öksürür gibi yaparsa namazı bozulur mu? CEVAP Namazda olduğunu bildirmek için öksürünce, bir harf çıkacak kadar az olursa namaz bozulmuş olmaz, mekruh olur, bir harften daha fazla olursa 219 www.dinimizislam.com namazı bozar, fakat Kur’an-ı kerimi yüksek sesle okursa, Elhamdülillah, Allahü Ekber veya Sübhanallah derse, namazı bozulmuş olmaz. (Halebi) Namaz kılana selam Sual: Namaz kılan kimseye selam verilse, o da işaretle alsa veya bir soru sorulsa işaretle cevap verilse namazı bozulmuş olur mu? CEVAP Eliyle, gözüyle, başıyla, kaşıyla selamı almak, namazı bozmazsa da mekruh olur, fakat sorulan bir suale evet veya hayır manasına gelen bir işaretle, başıyla, eliyle veya gözüyle cevap vermesi mekruh değildir. (HalebiS. Ebediyye) Namaz kılarken Sual: Namaz kılmakta olan kimse, kendisini çağırana veya içeriye girmek için izin isteyene, namazda olduğunu anlatmak için Elhamdülillah veya Sübhanallah dese veya açıktan sesli okumaya başlasa namazı bozulur mu? CEVAP Bozulmaz. Namaz kılanı öpmek Sual: Namaz kılarken eşim beni öpse namazım bozulur mu? CEVAP Eş denince kadın mı erkek mi olduğu anlaşılmıyor. Karıya da, kocaya da eş deniyor. Kadın mı kocasını öpüyor, yoksa kocası mı hanımını öpüyor? Şehvetlenmezse de, kocası tarafından öpülen kadının namazı bozulur, fakat şehvetlenmezse, karısı tarafından öpülen kocanın namazı bozulmaz, şehvetlenirse, onun da bozulur, ancak namaz kılan öpülmez, çünkü öperek namazı bozdurmak haramdır. Kıraati unutmak Sual: Bir kimse, kıyamda Sübhaneke’den sonra, kıraati unutup rükûa gitse, sonra secdeye giderken hatırlasa, kalkıp kıraati yapsa, sonra secdeye gitse, namazı bozulmuş olur mu? CEVAP Evet, bozulmuş olur. Kıraati yaptıktan sonra tekrar rükûa gidilmesi şarttır. Yani önceki rükû geçerli olmaz. Kıraatten sonra yeni bir rükû yapılır. Çünkü rükû gibi tekrarlanmayan rükünler arasında tertibe riayet etmek yani sıra ile kılmak farzdır. Hatalı okumak Sual: Kadir suresindeki melaiketü yerine melaiketi okumak namazı bozar mı? CEVAP Buna irab hatası denir. İrab hataları namazı bozmaz. Melaikete dense de bozmaz. 220 www.dinimizislam.com Namazın vacibleri Sual: Namazın vacibleri nelerdir? CEVAP Namazın vacipleri şunlardır: 1- Fatiha suresini okumak. 2- Fatihadan sonra bir sure veya en az üç kısa âyet okumak. 3- Fatihayı sureden önce okumak. 4- Fatihadan sonra okunan sureyi, farzların birinci ve ikinci rekatlarında, sünnetlerin her rekatında okumak. 5- Secdeleri birbiri ardınca yapmak. 6- Fatihayı sünnet ve vacip namazların her rekatında bir kere okumak. 7- Üç ve dört rekatlı namazların ikinci rekatında oturmak. 8- İkinci rekatta teşehhüdden fazla oturmamak. 9- Secdede burnu alnı ile beraber yere koymak. 10- Teşehüdde iken Ettehıyyatüyü okumak. 11- Tadil-i erkana riayet etmek. 12- Namazın sonunda, selam vermek. 13- Vitir namazının son rekatında, Kunut duası okumak. 14- Bayram namazlarında tekbir getirmek. 15- İmamın sabah, cuma, bayram, teravih, vitir namazlarında ve akşam ile yatsının ilk iki rekatında yüksek sesle okuması. 16- İmamın ve yalnız kılanın öğle ve ikindi farzlarında ve akşamın üçüncü, yatsının üçüncü ve dördüncü rekatlarında sessiz okuması. Namazın iadesi Sual: Mekruh olarak kılınan namazın iadesi vacib midir? CEVAP Namazın vaciblerinden birini terk etmek, tahrimen mekruh olur. Namaz sahih olur ise de, vacib terk edildiği için günah olur. Bu namazı iade etmek, yani tekrar kılmak vacibdir. Namazın müekked sünnetlerinden birini terk etmek de, tahrimen mekruhtur. Böyle mekruh kılınan namazı, iade etmekse, vacib değil, sünnettir. Sual: S. Ebediyye’de, (Farzların 3. ve 4. rekatlarında Fatiha okumak sünnettir. Vacib diyenler de olmuştur) deniyor. Yani üçüncü veya dördüncü rekatlarda hiçbir şey okumadan biraz bekleyip rüku’a eğilsek namaz sahih olur mu? CEVAP Sünnet dendiğine göre sünneti terk etmek mekruh olur. Vacib diyen âlimlere göre ise, Fatiha okumadan kılınan namazın iadesi vacib olur. Maliki ve Şafii’de, her rekatta fatiha okumak farzdır. Taklit edenin okuması farzdır. Sual: Hanefide namazın sonunda selam verip namazdan çıkmak farz 221 www.dinimizislam.com mıdır vacib midir? CEVAP Müftabih kavil vacibdir. Kendi ihtiyarı ile namazdan çıkmak, İmam-ı a’zama göre farzdır. İmameyne göre farz değildir. Bir kimse namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra kasten namaza aykırı bir iş yapsa, mesela gülse, konuşsa, yiyip içse namazı sahih olur. Fakat elinde olmadan abdesti bozulsa, bu durumda imameyne göre yine namaz tamam olur. İmam-ı a’zama göre, hemen abdest alarak gelip selam vererek kendi ihtiyarı ile namazdan çıkması gerekir. Fetva İmameynin kavlidir. Gündüz ve gece namazları Sual: Hangi namazlarda açıktan okumak caizdir? CEVAP Namazda Kur’an-ı kerim okumaya kıraat denir. Kendi işitecek kadar sesli okumaya, hafî yani gizli okumak denir. Yanında olan kimselerin de işitecekleri kadar sesli okumaya, cehrî yani açıktan okumak denir. İmamın, sabahın iki rekât farzında, akşamla yatsının ilk iki rekâtında, Fatiha ile zamm-ı sureyi açıktan okuması vacibdir. Unutarak gizli okursa secde-i sehv gerekir. Tek başına kılan kimse ise, açıktan okunan bu namazlarda muhayyerdir. Yani dilerse açıktan okur, dilerse gizli okur. Açıktan okumak daha evladır. Kazaya kalan sabah, akşam ve yatsı namazlarının farzlarını gece veya gündüz kaza ederken, açıktan okumakta mahzur yoktur. Hattâ açıktan okumak daha evladır. (Hindiyye) Kazaya kalan, aynı günün sabah, akşam ve yatsı namazları cemaatle kılınıyorsa, imam, vaktinde kılınan gibi açıktan okur. Vitir namazı da, vaktinde kılınsın veya kaza edilsin açıktan okunabilir. Kunut duaları açıktan okunmaz. Tek başına gece Evvabin, Teheccüd gibi nafile namaz kılan serbesttir, gizli veya açıktan okur, fakat öğle ikindi gibi gündüz kılınan namazlarla, kuşluk gibi nafile namazlarda gizli okumak vacibdir. (Hindiyye) Bir kimse, yalnız başına akşam, yatsı veya sabah namazını kılarken, Fatiha’nın bir kısmını okuduktan sonra, bir başka şahıs gelip, o kimseye uyarsa, imam Fatiha’yı açıktan ve tekrar yeni baştan okur. (Hindiyye) Bir kimseye Fatiha’nın tamamını veya birazını gizli okuduktan sonra imam olursa, Fatiha’yı açıktan tekrarlar, çünkü cemaat olunca geri kalan kısmını sesle okumak vacib olur. Fakat bir rekâtta kıraatin yarısını açıktan, yarısını gizli okuması çirkin olur. Açıktan okunarak tekrarlanması bundandır, yani o kimse sureyi bitirirken imam olsa, hem Fatiha’yı hem sureyi açıktan tekrarlar. (İbni Abidin) Akşam ve yatsının sünnetlerini kılarken kazaya da niyet eden, açıktan okuyabilir. Evvabin veya Teheccüd gibi nafile namazları kılarken, kazaya da niyet eden, açıktan okuyabilir. 222 www.dinimizislam.com Açıktan okumak erkekler içindir. Kadın, hiçbir namazda, yanında kimse olmasa da, sesli okuyamaz. (Redd-ül muhtar) Kunut tekbiri vacib midir? Sual: Kunut tekbiri getirmek vacib midir? CEVAP Kunut tekbiri İmam-ı a’zama göre vacib, İmameyn’e göre sünnettir. (Redd-ül-muhtar, Bahr-ür-râık, Nimet-i İslam) Bu tekbir unutulursa secde-i sehv gerekmez. Kunut duaları unutulmuşsa secde-i sehv gerekir. Namazın mekruhları Sual: Namazda genel olarak işlenen mekruhlar nelerdir? CEVAP Mekruh; kerih, çirkin, beğenilmeyen iş demektir.Namazda müekked sünneti ve vacibi terk etmek, tahrimen mekruh, müekked olmayan sünneti terk, tenzihen mekruh olur. Mekruh olarak kılınan namaz sahih olursa da, sevabı çok az olur. Daha çok işlenen mekruhlardan bazıları şunlardır: 1- Namazda tadil-i erkanı terk etmek. 2- Başı döndürüp bakmak. 3- Secdede iki kolu yere döşemek. [Kadınlar döşer.] 4- Başı bir tarafa eğmek. 5- Esnerken ağzı kapatmamak. 6- Özürsüz gözleri yummak. 7- Öndeki safta boş yer varken, geri safta kılmak. 8- Üzerinde canlı resmi bulunan elbise ile namaz kılmak. 9- Canlı resmi asılı odada namaz kılmak. 10- İş elbisesi ile ve büyüklerin yanına çıkamayacak elbise ile veya kötü kokulu çorap ile kılmak. 11- Abdest sıkıştırırken kılmak. 12- Tekbir alırken ve teşehhüdde otururken parmakları açık veya kapalı tutmak. [Kendi haline bırakılır. Secdede parmaklar kapalı, rükuda ise açık tutulur.] 13- Secdeye inerken pantolonunu yukarı çekmek. 14- Başı açık kılmak. [Mekke’de, ihramlı iken, namaz baş açık kılınır.] 15- Namazda ağırlığı, bir ayağa çok, diğerine az vermek. 16- İmam namaza durunca, sabahın sünnetini caminin girişinde veya direk arkasında kılmayıp, saf arasında veya başka yerde kılmak. [İmam namaza az sonra duracaksa, öğle, ikindi ve yatsının sünnetlerine durulmaz, hemen imama uyulur.] 17- İmam, açıktan yani sesli okurken Sübhanekeyi okumak. 223 www.dinimizislam.com 18- Secdeye veya rükuya, imamdan önce başını koymak veya kaldırmak. 19- Çıplak ayakla namaz kılmak. [Şafii’de çıplak ayakla kılınır.] 20- Kolu sığalı veya kısa kollu gömlekle namaz kılmak. 21- Sağa-sola eğilmek, sallanmak. 22- Secdede burnu yere değmemek. 23- Secdede bir ayağı kaldırmak. [İki ayak kalkarsa, bazı âlimlere göre namaz bozulur.] 24- Kıyamda okuduğunu rükuda, rükuda okuduğunu kıyamda tamamlamak. 25- Bir rükünde iki defa bir yeri kaşımak. [Bir rükünde, üç defa ayrı kaşımak bozar.] 26- Namazda 4-5 kişi duyacak kadar yüksek sesli okumak. [Kendi işitmeyecek kadar sessiz okunursa namaz sahih olmaz.] 27- İkinci rekatta, birincide okuduğu âyeti tekrar okumak ondan evvelki bir âyeti okumak. [Unutarak okumak mekruh olmaz.] İkinci rekatta birinciden üç âyet uzun okumak. 28- Özürsüz teşehhüdde, sünnete uygun oturmamak. Kıyamda sünnete uygun olarak ayakları dört parmak kadar açmamak. [Şafii’de bir karış kadar açmak sünnettir.] 29- Özürsüz bir şeye dayanıp kalkmak. 30- Farzdan sonra hemen son sünnete kalkmamak. Yahut konuşmak veya bir şey okumak. 31- Namaz kılanın önünden geçmek veya önünden geçilebilecek yere namaza durmak. 32- Namazın sünnetlerinden birini terk etmek. Sünnet iki kısımdır: Birincisi Sünen-i hüda. Bunlar, müekked sünnetlerdir. İkincisi Sünen-i zevaid. Bunlar, müekked olmayan sünnetlerdir. Namazda müekked sünneti ve vacibi terk etmek, tahrimen mekruh olur. Müekked olmayan sünneti terk, tenzihen mekruh olur. Müstehabı terk, mekruh olmaz. Tenzihi mekruh helale, tahrimi mekruh harama yakındır. Mekruh olarak kılınan namaz sahih ise de, sevabı çok az olur. (İmad-ül-islam) Başı, kolları ve ayakları açık kılmak Sual: Erkeklerin, baş, kol ve ayakları açık olarak namaz kılmaları mekruh mu? CEVAP Evet mekruhtur. Mekruh olan namaz sahih ise de, sevabı olmaz. Bir erkek, namazda başı örtmeye önem vermediği için açık kılarsa, mekruh olur. Namaza önem vermediği için açarsa, kâfir olur. Kendini Allahü teâlâya karşı, küçük göstermek için, başı açık kılmak zarar vermez ise de, yine örtmek efdaldir. Harareti teskin ve rahatlık için açmak da mekruhtur. (Redd-ülmuhtar) 224 www.dinimizislam.com Önemli kimselerin huzuruna çıkan kimsenin şık, temiz elbise giymesi gerekir. Allahü teâlânın huzuruna durulduğu zaman buna daha çok dikkat etmeli, büyüklerin karşısına çıkılamayan elbise ile namaz kılmamalıdır! Kur'anı kerimde (Her namaz kılarken, süslü [temiz, sevilen] elbiselerinizi giyiniz) buyuruluyor. (Araf 31) Peygamber efendimiz başı açık kılmazdı. Sarıkla kılmanın önemini bildirerek buyuruyor ki: (Sarıkla kılınan namaz, sarıksız kılınan yetmiş rekat namazdan efdaldir.) [Ebu Nuaym] Namazda başı hiç olmazsa, herhangi bir renkte olan takke ile örtmelidir! (Nimet-i İslam)da namazın mekruhlarının onbeşincisinin dipnotunda (Başı açık namaz kılmak mekruhtur) buyuruluyor. 57.sinde de mekruh olduğu yine bildiriliyor. Namazın mekruhlarının onbirincisinde ise, kolları açık namaz kılmanın mekruh olduğu bildiriliyor. Namaz kılarken düşen başlığı tek el ile alıp giyerek başı örtülü kılması o haliyle kılmasından daha iyidir. (Gurer ve Dürer) İbni Abidin hazretleri, namazın mekruhları sonunda buyuruyor ki: Namazı, nalın veya mest ile kılmak, çıplak ayakla kılmaktan efdaldir. Böylece, Yahudilere uyulmamış olur. Hadis-i şerifte, (Yahudilere benzememek için namazları, nalın [bir cins ayakkabı] ile kılın) buyuruldu. Resulullah ve Eshab-ı kiram, sokakta giydikleri nalın ile kılarlardı. Nalınları temiz idi ve Mescid-i Nebi kum döşeli idi. Kirli nalınla girilmezdi. (Redd-ülmuhtar) Ayakları herhangi bir şey ile örterek namaz kılmayı bildiren üç hadis-i şerif meali de şöyledir: (Yahudiler, namaz kılarken nalın veya mest ile ayaklarını örtmezler. Siz onlara muhalefet edin, nalın veya mest giyinin!) [Müslim, Ebu Davud, Hakim, Taberani] (Müşriklere muhalefet edin, namaz kılarken mestlerinizi giyin.) [Hakim] (Nalını olmayan, mestlerini giysin.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İ. Ahmed] Temiz olmayan mest, nalın vesaire ile mescide girilmezdi. Şimdi çorap giyerek bu sünnet yerine getirilir. Eshab-ı kiram kamis denilen ayağa kadar uzun olan gömlek ile, yani entari ile namaz kıldıkları için ayakları örtülmüş olurdu. Ayaklar örtülü kılınan namazın çok sevap olduğu Halebi, Berika ve Hadika kitaplarında da yazılıdır. Müslüman olmayanlar, kiliselerinde başı açık, ayağı çıplak tapınıyor, onlar gibi, uygar ibadet etmeli diyerek, başı açık, ayağı çıplak kılmak, sandalyede veya yükseğe secde etmek caiz değildir. Kadınların ayaklarının açık olmasında iki kavil vardır. Birinci kavle göre mekruh, ikinci kavle göre namaz bozulur. Kadınlar, ya çorapla veya ayaklara 225 www.dinimizislam.com kadar uzun etek veya entari giyerek namaz kılmalıdır! (M.Erbea) Sual: Erkeklerin saçı alna gelse, secde mekruh olur mu? CEVAP Evet. Takke de alna gelse böyledir. Çıplak olarak yere değmelidir. Sual: Namazda kıraati bitirmeden elleri aşağıya bırakmak uygun mudur? CEVAP Uygun değildir, sünnete aykırıdır, kıraat bitene kadar ellerin bağlı kalması sünnettir. Sual: Parmakları birbirine geçirmek caiz mi? CEVAP Namazda tahrimen, hariçte tenzihen mekruhtur. Sual: Mezarlıkta camiler var. Kabre karşı namaz kılınır mı? CEVAP Önünde perde, duvar gibi bir şey olmazsa, kabre karşı namaz kılmak mekruhtur. (Marifetname) Mescidin kıblesi ile kabir arasında, perde, duvar olursa veya kabir yanda ise, namaz mekruh olmaz. (Hindiyye) Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kabre karşı namaz kılmayın!) [Nesai] Sual: Çalgı aleti, tv, içki bulunan yere rahmet melekleri girer mi? CEVAP Kumar ve çalgı aleti, tv, canlı resmi, haç resmi, köpek, cünüp, içki ve sarhoş bulunan yere rahmet melekleri girmez. Böyle yerlerde namaz kılmak mekruh olur ve edilen dua da makbul değildir. Sual: Kumar ve çalgı aleti, tv, canlı resmi, haç resmi, köpek, cünüp, içki ve sarhoş bulunan yere rahmet melekleri girmezse, ne kaybımız olur? CEVAP Mekruh olarak kılınan namaz sahih olur. Yani o kimse, namaz borcundan kurtulursa da, namaz kılmakla hasıl olacak büyük sevaba kavuşamaz. Eğer evde odada meleklerin girmesine mani olan bir şey varsa, o kişi meleklerin yapacağı bu duadan mahrum kalır. [Duanın Önemi maddesinde, Meleklerin duasından mahrum kalmak kısmına bakınız.] Sual: Yatak odasında namaz kılmadığımız için, odanın duvarlarına anababamın ve diğer akrabalarımın resimlerini koydum. Bir mahzuru var mı? CEVAP İki mahzuru vardır. Birincisi, insan ve hayvan resmini, belden yukarı asmak haramdır. Bitki ve cansızların resmini asmakta mahzur yoktur. İkincisi, canlı resmi bulunan odaya rahmet melekleri girmez. Resimli gazete bile bulunsa girmez. Gazeteyi okuduktan sonra kapalı bir yere koymalıdır! Kapalı olursa girer. Namaz kılınmayan yerlere, mesela banyoya, mutfağa, yatak odasına, çeşitli canlı resimlerini, mesela ana babamızın resimlerini, bir evliyanın 226 www.dinimizislam.com resimlerini veya artist resimlerini koymanın günah olmadığını zannedenler var. Bir zaruret olmadıkça, her türlü canlı resmini belden yukarı asmak haramdır. Her türlü resmi albümde saklamalıdır. Ana babamızın veya bir evliyanın da olsa, resmini duvara asmak haramdır. Resmini duvara astığımız evliya, bu hareketimizden dolayı bizi sevmez. Aksine günah işlediğimiz için üzülür. Sual: Müzik dinlediğimiz televizyon veya radyo bulunun odada namaz kılmak mekruh mu? CEVAP İçki, kumar, çalgı aletleri bulunan mahalde namaz kılmanın mekruh olduğu ve buraya rahmet meleklerinin girmeyeceği ve burada yapılan duanın kabul olmayacağı (Tergib-üs-salât)da ve (Nisabül-ahbâr)da yazılıdır. Çalgı da dinlenen ve bakması haram olan resimlerine de bakılan şeyler, çalgı aleti gibidir. Televizyon kapalı da olsa orada namaz kılmak mekruh olur. Bir evde bağlama bulunsa çalınmasa bile o odada namaz kılmak mekruh olur. İçki içilmese bile, içki bulunan odada namaz kılmak mekruh olur. Duvardaki resme tapılmasa bile, canlı resmi bulunan evde namaz kılmak mekruh olur. Bilgisayarda günah işleniyorsa o da dahildir, müzik çalınıyorsa o da dahildir. Sual: Bir odada namaz kılarken o odada herhangi büyüklükte ve herhangi içerikte bir veya daha fazla resim bulunması caiz mi? CEVAP Resim, namaz kılanın ayağı altında, oturduğu yerde veya secde ettiği yerde olmazsa, böyle resimli battaniye, seccade üzerinde namaz kılmak mekruh olmaz. Resim, yerlerde bulunduğu için ona hakaret edilmiş olur. Fakat secde edilen yerde ise, yahut basılan ve oturulan yerde ise sanki insan vücudunda bulunmuş gibidir. Namaz mekruh olur. Onun için üzerinde resim bulunan elbise ile namaz kılmamalıdır! Canlı resimleri göbekten yukarıda bulunursa, orada namaz kılmak mekruh olur. Canlı resmi, basılan, oturulan yerde ise mekruh olmaz. Namaz kılanın arkasında göbekten yukarıda olursa tenzihen mekruh olur. İnsan ve hayvan resmini, belden yukarı asmak haramdır. Bitki ve cansızların resmini asmakta mahzur yoktur. Canlı resmi bulunan odaya rahmet melekleri girmez. Resimli gazete bile bulunsa girmez. Gazeteyi okuduktan sonra kapalı bir yere koymalıdır! Namaz kılanın başında, önünde, sağ ve sol hizasında, duvara çizilmiş veya beze, kağıda yapılarak asılmış veya konmuş ise, mekruhtur. Sual: Bir odada namaz kılarken o odada bulunan resimleri ters çevirmek veya üstünü örtmek, namazın mekruh olmaması için çözüm olur mu? CEVAP Evet. Ters çevrilirse veya üstü örtülürse mekruh olmaz. Sual: Namazda gözleriyle başka yerlere bakmak mekruh mu? CEVAP 227 www.dinimizislam.com Evet, tenzihen mekruh olur. Sual: İdrar sıkıştırırken namaz kılmak uygun mu? CEVAP Mekruh olur. Selam verip namazdan çıkmalı, abdest alıp yeniden kılmak gerekir. Sual: Abdesti sıkışık iken, yel sıkıştırırken, idrar sıkıştırırken namaz kılmak mekruh olur deniyor. Bu sıkışıklığın ölçüsü nedir? Mesela gaz sıkıştırıyor, bir süre sonra geçiyor, o zaman namaz kılsam mekruh olur mu? CEVAP Mekruh olmaz. Gelip geçen sıkışıklık mekruh etmez. Abdest sıkışıklığının, idrar sıkışıklığının ve yel sıkışıklığının ölçüsü şudur: Namaza durunca hatırına sıkışıklık gelmezse, huzura mani olmazsa, namaz mekruh olmaz. Hep hatırımızda, namazı kılar kılmaz hemen tuvalete gitme ihtiyacı hissediyorsak, o zaman namaz mekruh olur. Sual: Şafii mezhebinde de takkesiz namaz kılmak mekruh mu? CEVAP Evet mekruhtur. Sual: Aynanın önünde namaz kılmak günah mıdır? CEVAP Eğer bakınca aynada şeklimiz görülüyorsa, dikkati çektiği için namaz mekruh olur. Ayna üstüne bir şey asmalı, suretimiz görülmemelidir. Sual: Namaz kılana anahtar nerede dense, o da parmakla gösterebilir mi? CEVAP Parmakla göstermesi mekruhtur. Fakat ona uyabilmek için farz kılıyorsan parmağını kaldır dese, yahut kaç rekat kıldın dese o da parmağı ile iki üç diye gösterse mekruh olmaz. Sual: Bazı kimseler, nafile bir namaz olan tesbih namazını cemaatle kılıyorlar. Nafile namazları cemaatle kılmanın mekruh olduğunu söyleyince, (Biz önce tesbih namazı kılmayı adıyoruz. Adayınca tesbih namazını kılmak vacip oluyor. Vacibi de cemaatle kılıyoruz. Bazen de, cemaatle namaza duruyoruz. Sonra da bozuyoruz. Tekrar kılması vacip olacağı için cemaatle kılıyoruz) dediler. Böyle vacip yaparak cemaatle kılmak caiz mi? CEVAP Tesbih namazı, nafile olduğu için cemaatle kılınmaz. Dürerde deniyor ki: Ramazanın dışında, vitir de cemaat ile kılınmaz. Bu husus icma ile sabittir. Ramazanda teravihten başka, cemaat ile nafile kılınmaz. Ancak çağrılmadan gelen bir kişi, birine iktida eder veya iki kişi, bir kişiye uyarsa, mekruh olmaz. 3 kişide ihtilaf vardır. 4 kişi olursa, ittifakla mekruh olur. Bir defa vacip de olsa cemaatle kılınmaz. Vitir vacip olduğu halde, Ramazan haricinde cemaatle kılınmaz. Tesbih namazı nasıl cemaatle kılınabilir? Sual: Namazda bir sure atlayarak okumak mekruh mu? Aradaki sure 228 www.dinimizislam.com uzun olsa yine mekruh olur mu? Mesela (Vettini)yi, sonra (İnna enzelna)yı okumak mekruh mudur? CEVAP Her namazda, ikinci rekatta birinci rekatta okuduğundan üç âyet uzun okumak mekruhtur. İkinci rekatta, birinci rekatta okuduğundan sonraki bir kısa sureyi atlayarak daha sonrakini okumak da mekruhtur. Buna göre, (Eraeytellezi)yi birinci rekatta okuyan kimsenin, ikinci rekatta (Kulya)yı okuması mekruh olur. Çünkü bir küçük sure olan (İnna ateyna) atlanmıştır. (Vettini)den sonra (İnna enzelna)yı okumak mekruh değildir. Çünkü bu iki sure arasında uzun bir sure olan (İkra) diye başlayan sure bulunmaktadır. Sual: Yeşil ağaca doğru namaz kılmak gibi, ormanda ağaçları sütre edip namaz kılmak da mekruh mu? CEVAP Yeşil ağaca karşı kılmayı kastederek namaz kılmak mekruhtur. Başka niyetle, mesela sütre için kılmak mekruh değildir. Sual: Namazda çocuk bir resmi karşıma koydu. Mekruh oldu mu? CEVAP Hayır. Sual: Önümdeki cemaatten birinin gömleğinde resim var idi. Namazım mekruh oldu mu? CEVAP Hayır. Sual: Bir erkek, dirsek ile bileği arasının dörtte birini açarak namaz kılsa, mekruh olur mu? CEVAP Evet. Bir uzvun dörtte biri tamamı hükmündedir. Dirseğe kadar açılmasının mekruh oluşunda âlimlerin ittifakı vardır. Ama dörtte birinin açılmasında ittifak yoktur. Sual: Namaz kılarken, bir yazıya bakıp ne olduğu veya saate bakıp kaç olduğu anlaşılınca, namaz mekruh olur mu? CEVAP Evet. Sual: Vitir vacip namazını kılarken 3. rekatta zammı sure olarak 2.rekatta okunan zammı surenin devamı olmayıp bir veya iki sure öncesi okunursa ne olur veya 3. rekat müstakil olarak kabul edilip bir önceki okunana bakılmaz mı? CEVAP Üçüncü rekat müstakil değildir. İkinci rekatta okunandan sonrakini veya daha aşağıdakilerini okumak gerekir. Kasten öncekileri okunursa mekruh olur, unutularak okunursa mekruh olmaz. Sual: Namaz kılarken secde yerine iki metre uzakta kuş resmi olsa mekruh olur mu? 229 www.dinimizislam.com CEVAP Genelde kuş resimleri net olmuyor, bunun için mekruh olmaz. Sual: (Canlı resmi insanın başında ise mekruh olur) ifadesindeki baş neresidir? CEVAP Tavandır. Sual: (Secde edilmeyen yerlerinde resim bulunan seccadede namaz kılmak caizdir, fakat resim, ayak basılan veya oturulan yerde ise mekruh olur) ifadesinden kasıt nedir?. CEVAP Oturunca, basınca resim bedeninde sayılır. Oturulan, basılan yer de, secde edilen yer olur. Sual: Vitirde sıra ile Felak, Nas, Fil suresini okumak mekruh mu? CEVAP Evet. Sual: Namaz kılarken, ağırlığı bir ayak üzerine vermek caiz mi? CEVAP Mekruhtur. Sual: Kazaların kılındığını göstermek caiz mi? CEVAP Mekruh ise de, bu zamanda belli olması hiç mahzur teşkil etmez. Herkesin kazasının olmadığı zamanlarda uygun değildi. Sual: Maliki’de namazda Euzü okumak mekruh yazıyor, Maliki’yi taklit edenler ne yapacak, Euzüyü okuyacak mı? CEVAP Mezhep taklit edilirken sadece taklit ettiği mezhebin farzlarına uyar bir de müfsitlerinden kaçar. Mekruhlarına riayet etmez. Yani Euzü okuyacağız. Çünkü kendi mezhebimizden çıkmış olmuyoruz. Sual: Herhangi bir sebeple namaz mekruh olursa bu namazı iade etmek vacip mi? CEVAP İki türlü mekruh var: Bir sünneti terk etmekle meydana gelen mekruh, bunun iadesi vacip değildir, vacibin terki ile meydana gelen mekruh var bunun iadesi vaciptir. İadesi vacip olan namazın vakti çıktı ise kaza edilir. Mekruh vakitte namaz kılınca bunun iadesi vacip olmaz. Sual: Namaz kıldıktan sonra namazı mekruh yapacak bir resim gördüm. Namaz mekruh olur mu? CEVAP Kasıtlı olmayınca mekruh olmaz. Sual: Resmin namazı mekruh etmesi niyete bağlı değil mi? Biz zaten Allah’ın huzuruna duruyoruz, kalbimiz bununla dolu, yani yine de mekruh olur mu? 230 www.dinimizislam.com CEVAP Burada niyetin rolü yok. Yani hiç kimse resme tapmaz. Bunu Allah biliyordu elbette. Ama yine yasaklamış. Resme karşı durmayın diye. Hatta aynada kendi görüntümüz olsa yine mekruh oluyor. Bazıları da Araplar pis olduğu için abdest ve yıkanma emri getirilmiştir, bizim yıkanmaya ihtiyacımız yok diyorlar. Halbuki dinimizde toprağa elimizi sürmekle de cünüplükten kurtuluyoruz. Demek ki esas mesele temizlik değil emre uymaktır. Bu resim işi de öyle tapmakla falan ilgisi yok, resme karşı kılma denmiş bize düşen de emre uymak Sual: Paltoyla namaz kılarken paltonun eteklerinin secdede dizlerin altında kalması mekruh mudur? CEVAP Mekruh değildir. Sual: Maliki mezhebini taklit ediyorum. Secdede ellerimin üstüne secde ediyorum. Bir sakıncası var mı? CEVAP Hanefi’de mekruhtur. Diğer üç mezhepte sahih değildir. Bu bakımdan el üstüne secde etmemeli. Sual: Pantolonun paçaları uzun olup, kıvırarak giyiyorsak bu şekilde namaz kılmanın mahzuru var mıdır? Mekruh olur mu? CEVAP Mekruh olmaz. Sual: Havalar soğuk olduğu için genelde eldiven takıyorum. Mescit de bayağı soğuktu, dalgınlıkla eldivenleri çıkarmadan namaza durdum. Ediven ile namaz kılmak uygun mu? CEVAP Özürsüz eldivenle namaz kılmak mekruh olur. Soğuk olunca veya başka özür varsa mekruh olmaz. Sual: Âyet-el Kürsi'yi, tesbihleri ve duayı, Cuma namazında ve normal vakitlerde de son sünnetten sonra mı yapmalı yoksa farzdan sonra mı yapmalı, bir mecburiyet var mı? CEVAP Son sünnetten sonra yapma mecburiyeti vardır. Son sünnetten önce okunursa mekruh olur. Sual: Gömlek kolları uzun olduğu zaman kolları geri kıvırıyoruz, fakat namaz kılarken düzeltiyoruz. Gömleğin kollarını içeri kıvırdığımız zaman ne olur böyle namaz kılınır mı bir sakıncası var mı? CEVAP Gömleğin kolunu içine veya dışına bükmekte mahzur olmaz. Mahzurlu olanı, sıyırıp etin görünmesidir. Et görünmüyorsa sıyrılmanın mahzuru olmaz. Sual: Namazda Asrdan sonra Hümeze veya Kureyş, Kevserden sonra Kâfirun veya Tebbet okunur mu? 231 www.dinimizislam.com CEVAP Okuma sırası yukarıdan aşağıya doğrudur, ters okumak mekruh olur, kasten olmayıp da unutarak ters okunursa mekruh olmaz. Bir de okuduğumuz sureden sonraki sureyi atlayıp ondan sonrakini okumamız mekruh olur. En az iki sure atlamamız gerekir. Yahut hiç atlamayıp sıra ile okunur. Bir de ikinci okuduğumuz sure birinci sureden üç âyet miktarı fazla olmamalıdır, olursa namaz mekruh olur. Şimdi buna göre, Asrdan sonra Hümeze okunmaz çünkü Hümeze 3 âyetten daha fazladır hepsi 9 âyet, Asr ise üç âyet. Kevserden sonra Kâfirun suresi de okunmaz, çünkü Kâfirun suresi Kevser suresinden üç âyet uzundur. Kevserden sonra Tebbet okunur çünkü üç âyet uzun değil iki âyet uzun. Sual: Yurt dışında yaşıyoruz. Caminin bulunmadığı yerlerde mecbur kalırsak, kilise, sinagog gibi yerlerde veya budist tapınağında da namaz kılabilir miyiz? CEVAP İslamiyet’te namaz her yerde kılınır, illa cami olması gerekmez. Dağda, bağda, ovada, bahçede, sokakta her yerde namaz kılınır. Kilisede bile kılınır. Fakat kilisede resim falan olduğu için mecbur kalmadıkça kılmamalı, namaz mekruh olur. Resim olmazsa kilisede de kılınır. Sual: Teşehhüdde parmak kaldırmanın hükmü nedir? CEVAP Şafii’de sünnettir. Hanefi’de ise, sünnet, mekruh ve haram diyenler olduğu için kaldırmamalıdır. Sual: Bir hoca diyor ki, (Namazı başı açık kılmanın mekruh olmasının sebebi fıkıh kitaplarına göre şudur: Padişahın karşısına bile başı açık çıkmak edepsizliktir. Allah’ın huzurunda hiç başı açık durulur mu? Ama artık günümüzde devlet başkanlarının huzuruna başı açık çıkılabildiğine göre, namazdaki mekruhluk da kalkmalıdır) Gerçekten mekruhluğun sebebi bu zatın söylediği gibi mi? CEVAP Din zamana göre değişmez. Başı kapatmak da söylenilen gerekçeye dayanmaz. Peygamber efendimiz namaz kılmazken de başını kapatırdı. Padişahlar değişir ama, padişahlar padişahı Allah değişmez. Sual: İlk rekatta İhlas, ikinci rekatta unutup Kevseri okumak mekruh mu? CEVAP Mekruh olmaz. Çünkü yanılmak özürdür. Sual: Esnemeye mani olmalı mı? CEVAP Dudağı ısırarak mani olmalı. Namazda ise, esnemeye böyle mani olma imkanı var iken, el ile kapatmak mekruhtur Sual: Hanım yanında otururken, beyi namaza dursa mekruh mu? CEVAP 232 www.dinimizislam.com Evet mekruh olur. Arada bir insan geçecek kadar boşluk olursa mekruh olmaz. Sual: Arkası dönük mahrem kadına doğru, namaz kılmak mekruh mu? CEVAP Mekruh olmaz. Sual: Celsede durmanın azami müddeti var mı? CEVAP Vardır. Rükünleri geciktirmek mekruhtur. Sual: Yan yana iki odanın birinde resim var. Odaların kapısı açıktır. Resimsiz odada namaz kılmak mekruhsuz caiz olur mu? CEVAP Evet. Sual: Namaz kılarken yanlışlık yapan, mesela dört yerine üç rekat kılan bir arkadaşa namazdan sonra söylememek mekruh mu? CEVAP Evet. Sual: Kolçak takarak namaz kılmak mekruh olur mu? CEVAP Hayır. Sual: Bazı camilerin kıble tarafındaki camlarda gece, ayna gibi yansıma oluyor, huşumuz bozuluyor. Ayna önünde namaz gibi mekruh oluyor mu? CEVAP Evet mekruh olur. Bunun çaresine bakılmalıdır. Kıble duvarlarını süslemek, huşuyu bozacak levhalar asmak da bu bakımdan mekruhtur. İşlenmiş süslü seccadelerde bile namaz kılmak huşuya mani olacağı için mekruhtur. Mekruha önem vermemek veya hafife almak tehlikelidir. Sual: Cünüp veya hayzlı iken giyilen elbise ile namaz kılmakta bir mahzur var mıdır? CEVAP Hayır, hiçbir mahzur yoktur. Sual: Sünnet ile farz veya farz ile sünnet arasında konuşmak, dua okumak caiz midir? CEVAP Sünnet ile farz, farz ile sünnet arasında konuşulmaz. Bu sünnetin sevabını azaltır. Bir şey okumak da, böyle sünnetin sevabını azaltır. Bazı âlimlere göre, sünnet hiç kabul olmaz; önceki sünneti tekrar kılmak lâzım olur. (Dürr-ül-muhtar) Aişe validemiz buyuruyor ki: Resûlullah farzdan sonra, (Allahümme entesselâm...) diyecek kadar oturup, hemen son sünnete başlardı. (Müslim, Tirmizi) Mihrabda kıldırmak Sual: Tam İlmihal’de (Camilerde birinci cemaatin imamı mihrabda 233 www.dinimizislam.com kıldırmazsa mekruh olur) deniyor. Yollarda, iş yerinde bir mescide girdiğimizde, o vakitte ilk giren biz olabiliyoruz. Cemaatle kılarken imamımız mihrabda kıldırmazsa mekruh olur mu? CEVAP Hayır. O hüküm, belli cemaati ve belli bir imamı olan mahalle camileri içindir. Yollarda, dinlenme tesislerinde ve iş yerlerinde birkaç vakit namaz kılınan mescidler böyle değildir. Sual: (Yağlı, kirli boyacı elbisesi ile namaz kılmak caizdir. Çünkü ruhsatlardan istifade etmek gerekir) deniyor. Yanımızda temiz elbise varken de böyle ruhsatlardan faydalanmak caiz mi? CEVAP Yağlı kirli iş elbisesi ile namaz kılmak mekruh olur. Burada, ruhsatlık bir iş yoktur. Değiştirmek için elbisesi yoksa veya uzakta olan elbisesini giymek için gidince, namaz vakti çıkma tehlikesi varsa, kirli elbise ile namaz kılmak caiz olur. Yanında temiz elbisesi olanın, kirli elbise ile namaz kılması, mekruh olur. Sual: Namazda Fatihanın son kısmını veya ondan sonra okunan surenin son kısmını rükuda bitirsek mahzuru olur mu? CEVAP Zamm-ı sureleri rükuda tamamlamak, dört mezhepte de mekruhtur. Fatihayı tamamlamak ise, hanefide mekruhtur. Diğer üç mezhepte, namazı bozar. Sual: Kısa kollu gömlekle namaz kılmamak için kolluk takınıyoruz. Ama bu insanların dikkatini çekiyor. Buna rağmen kollukla namaz kılmak uygun olur mu? CEVAP Dedikoduya, fitneye sebep olmak caiz değildir. Fitne demek, bir söz veya bir işten dolayı Müslümanların ve Müslümanlığın zarar görmesidir. Şahsi olarak biz zarar görmesek veya bu zarara razı olsak bile vebalden kurtulamayız. Bizim yüzümüzden diğer Müslümanlara ve Müslümanlığa zarar gelmemelidir. Dini iyi bilmeyen bir şahıs, “Kolluklu adamları görünce, çok tuhafıma gitti, ömrümde kolsuz gömlek giymediğim halde, sırf onlara inat olması için kısa kollu gömlek aldım, onunla namaz kılıyorum” dedi. Dikkati çekici her şeyden uzak durmalıdır. Mesela herkesin gözü önünde tesbihle veya dijital tesbihle tesbih çekmek de dikkati çekiyor. Bunun gibi yemeğe tuzla başlamak sünnettir. Fakat herkesin dikkatini çekecek şekilde tuzla başlamak yerine, ekmekteki tuza niyet ederek dikkatleri çekmemek gerekir. Bunun gibi şeyler çoktur. Hasılı kelam dikkati çekecek şeylerden uzak durmalıdır. Sünnetle mekruh çakışırsa, mekruh işlememek için sünnet terk edilir. Farzla haram veya bid'at yahut fitne çakışırsa, farz tehir edilir. Fitneye sebep olmak çok günahtır. Kur'an-ı kerimde fitnenin adam öldürmekten daha kötü 234 www.dinimizislam.com olduğu bildiriliyor. Peygamber efendimiz de, fitne çıkaranlara lanet ediyor. Müslüman fitneye sebep olacak işlerden uzak durmalıdır. Sual: Sünneti ayrı yerde, farzı ayrı yerde ve son sünneti ayrı yerde kılmak daha fazla sevap mı olur? CEVAP Evet, farklı yerlerde kılmak müstehaptır. Namaz kılınan yer şahitlik edecektir. Bunun için değişik yerlerde namaz kılmak daha sevaptır. Farz kıldığı yerden biraz solda veya arkada kılmak daha iyidir. (Şir’a) İmamın, farz kıldığı yerde, son sünneti kılması mekruhtur. Cemaatin kılması mekruh değil ise de, başka yerde kılmaları müstehaptır. Son sünneti başka yerde, hatta yolda kimseyle konuşmayacaksa evde kılmak daha iyidir. (İmdad) Cami kalabalık olunca, farzdan sonra aynı yerde son sünneti kılmak zorunda kalan, müstehap işlemek için yanındakini rahatsız ederek onu kendi yerine çekip, kendisi onun yerine geçmemelidir. Safları doldurmak Sual: Genelde bir saf cemaat oluyor. Birinci safın ortalarında bir iki kişilik boşluklar oluyor. İmam ikaz ediyor. Herkes yan yana gelerek bu boşlukları doldurmaya çalışıyor. Vakit kayboluyor, imam da namaza başlamış oluyor. Tek başına duran olmuyor, herkesin yanında birkaç kişi oluyor. Arada boşlukların kalması mekruh olur mu? CEVAP Tek başına duran yoksa mekruh olmaz. Müezzin veya başkaları, bir veya birkaç kişiyle arkada dursalar da mekruh olmaz. Akşam namazı hariç, imam boşlukları doldurun diye ikaz etmemeli; çünkü Hanefi mezhebinde, sünnetle farz arasında konuşulmaz, hatta dua ve zikir bile yapılmaz. Sual: Namazda mazeretsiz gözleri yummak caiz midir? CEVAP Tenzihen mekruhtur. Zihni dağılmasın diye yummak mekruh olmaz. Sual: Pis kokan çorapla veya pis kokan başka bir şey ile camiye gidilirse, kul hakkı geçer mi? CEVAP Başkalarını herhangi bir şekilde rahatsız edince kul hakkı geçer. Pis kokulu şeylerle camiye girilmemeli. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Sarımsak, soğan, pırasa ve turp gibi kötü kokan bir şey yiyen, kokusu gitmeden mescidimize yaklaşmasın.) [Taberani] Sual: Bazıları, Nimet-i İslam kitabında, pijama ve gecelikle namaz kılmanın caiz olmadığı yazılı diyorlar. Doğru mudur? CEVAP Pijama ile kılmak mekruh değildir. Fakat yağlı, kirli iş elbisesi ile, büyüklerin yanına çıkamayacak kıyafet ile, pis kokulu elbise ve çorap ile 235 www.dinimizislam.com namaz kılmak mekruhtur. Başka elbisesi yoksa, mekruh olmaz. Nimet-i İslam kitabında, mekruhların 56. sında, (Kirli iş elbisesi ile kılmak) dendikten sonra, dip notunda, (Gecelikler, mutat elbise olmakla, o kılıkta namaz kılmakta kerahet yoktur) denilmektedir. Görüldüğü gibi, Nimet-i İslam kitabına iftira edilmektedir. Çalgı bulunan yerde namaz kılmak Sual: Çalgı aleti veya bilgisayar bulunan odada namaz kılmak caiz midir? CEVAP Din kitaplarımızda deniyor ki: Çalgı aleti bulunan odada, namaz kılmak, mekruh olur. (Tergib-üs-salat, Nisabül-ahbar) Çalgı da dinlenen ve bakması haram olan resimlere de bakılan cihazlar, çalgı aleti gibidir. (S. Ebediyye) Şu halde, radyo, TV, bilgisayar, video gibi aletlerde, çalgı çalınıyorsa veya bakması haram olan resimler, görüntüler bulunuyorsa, çalgı aleti gibidir. Bu aletlerle çalgı çalınmıyorsa veya bakması haram olan resimler bulunmuyorsa, bu aletlerin bulunduğu odada namaz kılmak, mekruh olmaz. Sual: Halı üzerinde namaz kılmak mekruh mudur? CEVAP Hayır. Secdenin toprak üzerine yapılması evlâdır. Ancak soğuktan ve sıcaktan korumak yahut elbiseyi tozdan korumak maksadıyla herhangi bir sergi serilmesinde mahzur yoktur. Sırf toprağa secde etmemek için, sergi sermek mekruh olur. İslâm âlimlerinin çoğuna göre, halı, pösteki gibi bir şey üzerine secde etmekte mahzur yoktur. İmâm-ı Mâlik hazretlerine göre, halı, pösteki gibi yer cinsinden olmayan bir şey üzerine secde edilmesi mekruhtur. İmâm-ı a’zam ve diğer imamlara göre mekruh değildir. Hanefi olup, Maliki’yi taklit eden için de, mekruh olmaz. Keten, kenevir ve pamuk gibi yer cinsinden olan sergiler üzerinde, namaz kılmakta mahzur yoktur. Sual: Pirinç veya buğday çuvalları üzerine namaz kılmak mekruh mudur? CEVAP Hayır; çünkü serttir. Sual: Bütün namazlarda aynı sureleri okumak caiz midir? CEVAP İmâmın aynı namazların aynı rekatlarında, aynı âyetleri okumayı âdet edinmesi mekruhtur. Yalnız kılanlar için de, her namaz için böyledir denildi. Ara sıra başka âyet okumalıdır. Sual: Üstünde yazı bulunan elbiseyi, çorabı, namazda veya namaz dışında giymek, uygun mu? CEVAP Mümkün mertebe, yazısız olanları tercih etmeye çalışmalı. Çorabın altında yazı varsa, cemaatle namaz kılarken, arkamızda duranın gözüne takılabilir. Ne yazıyor diye okursa, okuyanın namazı mekruh olur. Namazda, 236 www.dinimizislam.com elbisedeki yazı, dışarıdan görünecek şekilde ise, namaz mekruh olur. İçeride ise, yani görünmüyorsa, namaz mekruh olmaz. Uzun pantolon Sual: Paçaları yere değen pantolonla veya pijamayla namaz kılmak mekruh mudur? CEVAP Hayır. Eğer paçalar çok uzunsa, topuklara kadar kıvrılabilir. Sual: Alerjik nezle olduğum için, özellikle sabah namazlarında burnum akmaktadır. Camide halıya dökülmemesi için silmek gerekiyor. Mekruh oluyor mu? CEVAP Namazda faydalı hareketin zararı olmaz, Meselâ eli ile, alnındaki teri silmek veya burnundaki akıntıyı silmek mekruh değildir. Yalnız, bir rükünde el üç kere kaldırılırsa namaz bozulur. Sual: Unutarak takkesiz namaza duran kimse, namazda hatırlasa, namazını bozup takkesini giymesi gerekir mi? CEVAP Takkesiz namaz kılmak, mekruhtur. Namazı özürsüz bozmak ise haramdır. Haram işlememek için, namazı bozmamak gerekir. Yalınayak, başıkabak Sual: Şafii bir arkadaş, (Erkeklerin namazda yalınayak, başıkabak olmaları gerekir. Nitekim Hacda da böyle yapılıyor) diyerek takke takmıyor. Bu doğru mu? CEVAP Şafii’de namazda ayakların açık olması sünnettir; fakat başı kapalı olmalı. Haccın durumuysa farklıdır. Tembellikle veya başı kapalı kılmanın önemini düşünmeden, başı açık namaz kılmak mekruhtur. Kendini aciz, zavallı göstermek, Allahü teâlâdan korktuğu için başını örtmemek mekruh olmaz. [Yani, Allahü teâlânın korkusundan rengi sararıp, vücudu titreyip, kendini ve her şeyi unutan kimse, başını örtmezse, mekruh olmaz.] Fakat bunların da örtmesi, daha iyi olur; çünkü başı açmak, (Namazda ziynetli elbisenizi alınız, örtünüz) âyet-i kerimesine uymamak olur. Namaz kılarken düşen başlığı, az hareketle yerden alıp örtmek iyi olur. Harareti teskin ve rahatlık için başı açmak da mekruhtur. (S. Ebediyye) Namazda başı hiç olmazsa, herhangi bir renkte olan takkeyle örtmelidir. Siyah başlık sünnettir. Takke, yün başlık, külah, kalensüve, kapüşon gibi başlıklar, sarığın yerini tutmazsa da, hiç olmazsa, başı örtmek sünneti, bunlarla yerine getirilmiş olur. Sual: Müezzinin arkada yeri var. Orada tek başına veya bir iki kişiyle imama uyması mekruh olur mu? 237 www.dinimizislam.com CEVAP Büyük veya küçük camilerde, müezzinin yanında bir kişi varsa namazı mekruh olmaz. Tek başına orada durması mekruh olur. Kıraati sessiz okumak Sual: Namazda kıraatin sahih olması için Kur’anı sesli mi, sessiz mi okumak gerekir? CEVAP Kendi işitemeyeceği kadar sessiz okunursa namaz sahih olmaz. Dua ve diğer zikirler de böyledir. Namazda, yüksek sesle okunması caiz olan yerler hariç, yüksek sesle okumak mekruhtur. Başkalarının huşuuna mani olacak veya onları şaşırtacak kadar yüksek sesle okumamalıdır. Sesli ve sessiz okumanın ölçüsü şöyle bildiriliyor: Ağızla okumaya kıraat denir. Kendi kulakları işitecek kadar sesli okumaya, hafif okumak denir. Yanında olan kimselerin de işitecekleri kadar sesli okumaya, yüksek sesle okumak denir. Hafif sesle okuyanı, bir iki kişinin işitmesi mekruh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demektir. (Bezzâziyye) Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Yüksek sesle dua etmek mekruhtur.) [Abdurrezzâk] Peygamber efendimiz, yavaş sesle namaz kılan hazret-i Ebu Bekir’e, niye çok hafif sesle namaz kıldığını sordu. O da, (Ya Resulallah, yalvardığım zat ne kadar yavaş okusam duyacağı için, hafif sesle okuyorum) dedi. Hazreti Ömer’e de, niçin yüksek sesle okuduğunu sordu. O da, (Uyuyanları uyandırıyor, şeytanı kovuyorum) dedi. Bunun üzerine Resulallah efendimiz buyurdu ki: (Ya Eba Bekir, sen sesini biraz yükselt! Ya Ömer, sen de, sesini biraz kıs!) [Tirmizi, Ebu Davud] İki âyet-i kerime meali de şöyledir: (İçinden, yalvararak ve korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah ve akşam Rabbini an! Gafillerden olma!) [Araf 205] (Namazda, sesini yükseltme, gizli de okuma, ikisi ortasında bir yol tut!) [İsra 110] Sessiz okumak Sual: Namazda sessiz okunması gereken yerde, başkaları da duyacak şekilde okumak uygun mudur? CEVAP Sadece kendisi işitecek kadar sesli okumaya, hafif okumak denir. Yanındakilerin de işitecekleri kadar sesli okumaya, yüksek sesle okumak denir. Hafif okunacak yerde, diğerleri de duyacak kadar sesli okunursa, mekruh olur. Bir iki kişinin işitmesi, mekruh olmaz. Sesli okumak, çok kişinin işitmesi demektir. Başkalarının huşuuna mani olacak veya onları şaşırtacak 238 www.dinimizislam.com kadar yüksek sesle okumamalıdır. Sual: Namaz vaktinin çıkmasına az zaman kalsa; fakat abdestimiz sıkıştırsa, bu haldeyken namaz kılmak mekruh olur mu? CEVAP Küçük ve büyük abdesti sıkıştırırken ve yel zorlarken, namaza durmak mekruhtur. Namaz vaktini veya cenaze namazını kaçırmamak için olursa, mekruh olmaz. (S. Ebediyye) Sual: Namaz kılarken yel sıkıştırmasının ölçüsü nedir? Hangi durumda abdest tazelemelidir? CEVAP Devamlı ise yeniden abdest almak gerekir, gelip giden yel ise bozmak gerekmez. Boynunu bükmek Sual: Namaz kılarken boynu bir tarafa bükmek caiz midir? CEVAP Mekruhtur. Resimli yerde namaz kılmak Sual: Namaz kılınan yerde, resim nerede olursa namazı mekruh eder? CEVAP Canlı resmi, namaz kılanın başında, önünde, sağ ve sol hizasında, duvarda ise, mekruhtur. Namaz kılanın arkasındaki duvarlarda ve tavanda ise, hafif mekruhtur. Resim, namaz kılanın ayağı altında, oturduğu yerde, elbisesinde, elindeyse, mekruh olur; çünkü bastığı, oturduğu yer, bedenindeki elbise gibidir. Bir yerdeki resim, küçük olursa, yani yere koyunca, ayakta duran kimse, uzuvlarını ayırt edemezse, namaz mekruh olmaz. Namaz kılarken, oyuncak bebeklerden kıble tarafında olanların üstünü örtmek farzdır. Battaniye üzerinde, gözü net olmayan aslan resmi varsa, bu resim hükmünde değildir; fakat böyle resimli eşya almamaya dikkat etmeli. Şüpheli şeylerle çok meşgul olmak haram işlemeye sebep olur. Resimli çocuk elbiselerini satmak ve çocuklara giydirmek de mahzurludur. Mümkün olduğu kadar, resimsiz olanları tercih etmelidir. Resimli gazete, açık olarak yerde de olsa, yine oraya rahmet melekleri girmez. Celsede çok durmak Sual: Cemaatle namaz kılarken imamın tesbihleri üçten yani sünnetten fazla söylemesi de mekruh olduğu halde, Mekke’deki vehhabi imamları rükû ve secdeleri uzatıyorlar. Celsede sünnetten çok durmaları mekruh olmuyor mu? CEVAP 239 www.dinimizislam.com Onların itikadı bozuktur. İtikadı bozuk olanın, mekruh işlemesinin ne önemi olur ki? Namazın makbul olması için, önce imanın, itikadın doğru olması gerekir. Bunlar bozuksa, namazın bütün şartlarına riayet edilse de, yine faydası olmaz. Takkesiz namaz kılmak Sual: S. Ebediyye’de, (Tembellikle veya başı kapalı kılmanın ehemmiyetini düşünmeyerek, başı açık namaz kılmak mekruhtur. Namaza ehemmiyet vermemek ise küfürdür) deniyor. Başı kapatmak sünnettir. Sünnete önem vermemek küfür iken, niye burada mekruh deniyor? CEVAP Burada başı kapatmak sünnetine önem vermemek değil, tembellikle veya başı kapalı kılmanın, yani sünnetin önemini düşünmemek mekruh oluyor. Takkenin sünnet olduğunu bilerek, kasten, (Sünnet de olsa başımı kapatmam) denirse elbette küfür olur. Sünneti tembellikle yapmamak küfür olmadığı gibi, tembellikle veya farzın önemini düşünmeden farzı yapmamak da küfür olmaz. Bir farzı yapmamak küfür olmadığına göre, başı kapatma sünnetine riayet etmemeye de küfür denmez. Haram işlemeye de küfür denmez. Mesela bir kimse alışkanlık sebebiyle veya haramın tehlikesini düşünmeden gıybet etse, buna kâfir denmez. Yani her gıybet yapana, her haram işleyene, harama önem vermiyor denmez. Parmak çıtlatmak Sual: Parmak çıtlatmak mekruh mu? CEVAP Camide, namaz için safa girerken, namaza dururken ve namaz içinde parmakları çıtlatmak mekruhtur. Haç resimli oda Sual: Hıristiyanlarla çok samimi, hoşgörülü bir arkadaşım var. Bu arkadaşımın evinin duvarında haç resmi var. Burada namaz kılmanın mahzuru olur mu? CEVAP Hıristiyan kâfirlerin dini ayinlerini beğenmek ve zaruret yokken zünnar kuşanmak ve haç gibi küfür alametlerini kullanmak, bir de bunlara sevgi beslemek küfürdür. Haç resmi de canlı resmi gibidir. O odada zaruretsiz namaz kılmak mekruh olur. Namazı mekruh eden resimler Sual: Hangi resimler, resim hükmünde olmaz ve namazı mekruh etmez? Battaniyede, duvara asılan halıda, dayanılan yastıkta, aslan veya kedi sureti oluyor. Haliyle gözleri net değildir. Böyle suretler resim hükmünde midir? CEVAP 240 www.dinimizislam.com Net olmayınca resim hükmünde olmaz. Canlı resmi net de olsa, basılan, oturulan, dayanılan şeyde ise, namazı mekruh olmaz. (S. Ebediye) Paradaki, yüzükteki ve her yerdeki resim, küçük olursa, yani yere koyunca, ayakta duran kimse, uzuvlarını ayırt edemezse, namaz mekruh olmaz. (Redd-ül muhtar) Kalbi meşgul etmeyen canlı resmi, nerde bulunursa bulunsun, Şafii’de namazı mekruh yapmaz. (İ. Ahlakı) Namazda meşgul eden, renkli şey, nakış, [nakışlı seccade], resim, yazı ve benzerleri mekruhtur. (Kıyamet ve Âhiret) Canlı resimli elbise Sual: Canlı resmi bulunan elbise giymek ve bununla namaz kılmakta mahzur var mıdır? CEVAP Resim çok küçükse, belirgin değilse mahzuru olmaz. Üzerinde canlı, yani insan veya hayvan resmi bulunan elbiseyle namaz kılmak, tahrimen mekruhtur. (Redd-ül muhtar) Namazda giyilmese de, üzerinde canlı resmi bulunan elbise giymek, her zaman mekruhtur. (Hadika, İmdat) Üzerinde yazı bulunan elbiseyi de resimli elbise gibi, namazda ve namaz dışında giymek mekruhtur. (İ. Ahlakı) Çoraptaki yazı Sual: Çorap altındaki yazı namazı mekruh eder mi? CEVAP Evet, mekruh eder; çünkü bedeninde, yani elbisesindedir. Resim, namaz kılan kimsenin ayağı altında, oturduğu yerde, bedeninde, elinde ise, mekruh olur. (S. Ebediyye) İmamın sarığını kullanmak Sual: Takkesini unutan kimse, camiye girince, takke bulamasa, açıkta duran imamın sarığını kullanması caiz olur mu? CEVAP Caiz olur. Göz ucuyla bakmak Sual: Namazda yüzü döndürmeden göz ucuyla sağa sola bakmak caiz midir? Hindiyye’de beis yoktur yazıyor. CEVAP Dürr-ül-muhtar’da (Göz ucuyla bakmak tenzihen mekruhtur) yazıyor. İbni Abidin hazretleri burayı açıklarken buyuruyor ki: Namazda bakınmak yasaktır. İki hadis-i şerif şu mealdedir: (Sakın namazda bakınmayın; çünkü namazda bakınmak helak olmaktır. Mutlaka bakınmak lazımsa, farzda değil de, hiç olmazsa nafile 241 www.dinimizislam.com kılarken bakılabilir.) [Tirmizi] (Namazda bakınmak bir hırsızlıktır. Şeytan onu kulun namazından çalar.) [Buhari] Bu hadis-i şeriflerde özürsüz bakmak bildiriliyor. Bu da tahrimen mekruh olur. (Bahr) Zeylai ile Bakani’nin Mülteka şerhinde bildirildiğine göre, yüz hiç çevrilmezse, göz ucuyla bakmak mubahtır. Çünkü Peygamber efendimiz, namazında gözünün ucuyla eshabına bakardı. Bu ise evlanın hilafıdır. (İbni Abidin) Burada mubah, tenzihi ve tahrimi mekruh olarak üç kavil bildirilmektedir. Ancak âlimlerin çoğu, yüzü çevirmeden göz ucuyla bakmanın tenzihi mekruh olmasını tercih etmişlerdir. Televizyon bulunan oda Sual: Televizyon bulunan odada namaz kılınır mı? CEVAP Aletin suçu yoktur. Alete günah işletiliyorsa, o zaman suçlu olur. Eğer o televizyonla uygunsuz şeyler seyrediliyorsa, çalgı dinleniyorsa, televizyon kapalı da olsa, bulunduğu odada namaz kılmak mekruh olur. Çalgı gibi günahlar yapılmıyorsa, o zaman mekruh olmaz. Maskeyle namaz Sual: Domuz gribinden dolayı veya başka sebeple maskeyle namaz kılmak caiz midir? CEVAP Caizdir. Son sünnete kalkarken Sual: Farzı kılıp son sünneti kılmadan önce, bir şey okuyarak veya okumadan, sessizce beklemenin mahzuru var mıdır? CEVAP Farzdan sonra, son sünnete hemen kalkmamak mekruhtur. (Tergib-üssalât) Latin yazısı ve resim Sual: Kıble istikametindeki duvarda, okunacak şekilde Latin harfleriyle yazılı yazılar bulunsa, bunlar resim hükmünde midir? Bu yazılara karşı namaz kılmak mekruh olur mu? CEVAP Resim hükmünde değildir, namazı mekruh etmez. Fakat yazı huşuyu bozabilir. Yazılara karşı namaz kılmamaya çalışmalı. Yatsının sünnetleri Sual: Yatsının farzını, gece yarısına kadar geciktirmek mekruh olduğu gibi, sünnetleri de, geciktirmek mekruh olur mu? CEVAP 242 www.dinimizislam.com Sadece farzı geciktirmek mekruhtur. Gecikse de sünnetleri kılmak mekruh olmaz, çünkü gece yarısından, sabah namazına kadar, yatsının ilk ve son sünneti dâhil, her çeşit nafile kılmak mekruh değildir. Namazın sünnetleri Sual: Namazın sünnetleri nelerdir? CEVAP Şunlardır: 1- Namazda tekbir alırken elleri kulağa kaldırmak. Kadın omuz hizasına kadar kaldırır. 2- El ayasını kıbleye çevirmek. 3- Tekbir aldıktan sonra, elleri bağlamak. 4- Sağ eli, sol elinin üzerine koymak. Erkek göbek altına, kadın göğsünün üstüne koyar. 5- Fatihadan önce Besmele okumak. Fatihadan sonra yavaşça âmin demek. 6- İftitah tekbirinden sonra, Sübhaneke okumak. 7- Sübhanekeden sonra euzü besmele çekmek. 8- Kıyamda topukları birbirinden dört parmak kadar açık tutmak, rükuda, kavmede ve secdede bitişik tutmak. 9- Rükuda üç kere Sübhane rabbiyel-azim demek. 10- Secdede üç kere Sübhane rabbiyel-a’lâ demek. 11- Son oturuşta salli barikleri okumak. 12- Namazı bitirip selam verirken başını sağına ve soluna çevirmek. 13- İmamın, birinci rekatta ikinci rekatta okuyacağının iki misli uzun okuması. 14- Rükuda ayakları bitiştirmek. 15- Rükuda bel ile başı bir hizada tutmak. 16- Rükuda, elleri, parmakları açık olarak, diz kapakları üzerine bağlamak. 17- Rükudan kalkarken Semiallahü limen hamideh demek. 18- Rükudan kalkınca Rabbena lekel-hamd demek. 19- Secdede erkekler dizlerini yere koyup, uyluklarını karnından ayırmak ve kadınlar uyluklarını karnına yapıştırmak. 20- Secdede, el parmaklarını bitiştirmek ve ayak parmaklarını bükerek uçlarını kıbleye çevirmek. 21- İki secde arasında oturmak. 22- Secdede ellerini ve ayak parmaklarını kıbleye çevirmek. 23- Secdede, ellerini kulaklarının hizasında tutmak. 24- Rüku ve secdelere inerken ve secdelerden kalkarken Allahü ekber demek. 243 www.dinimizislam.com 25- Erkekler, sağ ayağını dikip, sol ayağının üzerine oturmak. 26- Tehıyyatta, elleri dizlerinin ucuna beraber tutup, parmaklarını kendi haline bırakmak. 27- Dört rekat olan farzların son iki rekatlarında yalnız Fatiha okumak. 28- Ezan ve ikamet okumak. [Erkekler için] Başparmak Sual: Secdede parmakları birleştirirken, başparmağı da birleştirmek gerekir mi? CEVAP Evet. Besmelenin hükmü Sual: Namaz kılarken, Fâtiha’dan önce Besmele çekmenin hükmü nedir? CEVAP Her rekâtta, Fâtiha’dan önce Bismillahirrahmânirrahîm diyerek Besmele çekmek, Hanefî ve Hanbelî’de sünnet, Mâlikî’de mekruh, Şâfiî’de ise farzdır. (El-fıkhü alel mezahibil-erbea) Şafiî’de, Besmele Fâtiha’dan bir âyettir. Namazda Fâtiha okumak gibi farzdır. Bir mezhebi bir hususta taklit eden, kendi mezhebinin bütün hususlarına uymakla beraber, taklit ettiği mezhebin sadece farzlarına uyar, müfsitlerinden kaçar. Sünnet ve mekruhlarda, kendi mezhebine uyar. Bunun için, namazda Malikî’yi taklit eden Hanefî’nin, Besmele çekmesi, mekruh değil, sünnet olur. Şâfiî’yi taklit eden Hanefî’nin ise Besmele çekmesi farz olur. Takkesiz namaz Sual: Takkesiz mekruh olarak kılınan namazı iade etmenin hükmü nedir? CEVAP Sünnettir. Namazın müstehabları Sual: Namazın müstehabları nelerdir? CEVAP Namazın müstehablarını yapana çok sevab verilir, yapmamak mekruh olmaz. Yani namazın sevabı azalmaz. Müstehab sevabından mahrum kalır. Bazıları şunlardır: 1- Tekbir alırken baş parmağı kulaklarının yumuşağına dokundurmak. (Erkekler için) 2- Namaz kılarken secde yerine bakmak. 3- Rükuda ayaklarına bakmak. 4- Secdede burun konan yere bakmak. 5- Rükuda parmakları açıp, diz üzerine koymak. 6- Başını, boyun ile birlikte rükuda düz tutmak. 7- Rüku ve secdede, tesbihleri 5-11 kere söylemek. 244 www.dinimizislam.com 8- Rükuda ayakları bitiştirmek. 9- Kıyamda, ellerini bağlayınca, bileğini sıkıca tutmak. 10- Secdeye varırken önce sağ, sonra sol dizlerini yere koymak. 11- Secdeyi, iki eli arasında yapmak. 12- Secdeye, alnından önce, burnunu koymak. 13- Secdede burnunun iki yanına bakmak. 14- Namazda esnerken elin arkası ile ağzını kapamak. 15- Namaz içinde terini silmemek. 16- Öksürüğü ve esnemeyi terk etmek. 17- Secdede dirseklerini kaldırıp yüksek tutmak. Bu erkek içindir. Kadın kollarını yere serer. 18- Secdede kolları ve ayakları karnından ayrı tutmak. [Erkekler için] 19- Secdeden başını kaldırdıktan sonra, ellerini yerden kaldırmak. 20- Ellerini kaldırdıktan sonra, dizlerini kaldırmak. 21- Tehıyyatta dizlerinin üzerine bakmak. Ellerini dizleri üzerine koyup, parmaklarını kıbleye karşı düz tutmak 22- Sağına, soluna selam verirken başını çevirmek ve omuz başlarına bakmak. 23- Selam verirken, imam, hafaza meleklerine ve cemaate niyet etmek. Müstehab sevabı Sual: Müstehaba da riayet etmek sevab olur mu? CEVAP İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Müstehabları hafif görmemeli. Bunlar, Allahü teâlânın sevdiği şeylerdir. Eğer, bütün dünyayı vermekle, beğendiği bir işin yapılabileceği bilinmiş olsa ve dünyayı verip o iş yapılabilse, çok kâr edilmiş olur ve birkaç saksı parçası verip kıymetli bir elması ele geçirmek gibi veya çakıl parçası verip, ölmüş bir sevdiğimizi diriltmek gibidir. (1/266) Müstehabı terk etmek Sual: Namazın bir müstehabı terk edilince mekruh olur mu? CEVAP Müstehab terk edilince, namaz mekruh olmaz, yani namazın sevabı azalmaz; fakat müstehabın sevabından mahrum kalınmış olur. Secdeye inip kalkarken Sual: Secdeye gidince önce alnı mı, yoksa burnu mu koymak gerekiyor? CEVAP Alından önce, burnu yere koymak müstehabdır. Kalkarken de tersi yapılır, yani önce alın, sonra burun kalkar. Diğer uzuvları da böyledir. Secdeye inerken, önce sağ, sonra sol diz, sonra sağ, sonra sol el, sonra burun ve alın yere konur. Secdeden kalkarken bunu tersi yapılır. Yani önce alın, sonra burun, sonra sol el ve sağ el, sonra sol diz ve sağ diz yerden kaldırılır. Böyle 245 www.dinimizislam.com yapmak müstehabdır. Böyle yapılmasa da namaz yine sahihtir; fakat müstehab sevabından mahrum kalınır. Bunları dikkati çekecek kadar yavaş yapmamalıdır. Şahitleri çoğaltmak Sual: Bir namazın ilk sünnetini, farzını ve son sünnetini aynı yerde kılmakla farklı yerlerde kılmak arasında fark var mıdır? CEVAP Evet, fark vardır. Kılınan her yer ayrı şahitlik yapar. Çok az, mesela 3–5 cm yer değiştirmek yeterlidir. Emrivaki ile, başkasını yer değiştirmeye zorlamamalıdır. Son sünneti, imamın farz kıldığı yerde kılması mekruhtur. Cemaatin kılması mekruh değil ise de, başka yerde kılmaları müstehabdır. (Tahtavi) Resulullah efendimiz, farz namazdan sonra sünneti, farzı kıldığı yerde kılmazdı. (Dâre Kutnî) Evimizde yalnızken de, akşam, yatsı, sabah gibi açıktan okunabilen farz ve nafile namazları kılarken, okunması caiz olan yerlerde cehri yani açıktan okuyarak kılmak daha sevabdır. Sesimizi duyan duvarlar şahit olur, yerler şahit olur, eşyalar, halılar, koltuklar, odada ne varsa hepsi şahit olur. Evinde kaza kılan, şahitleri çoğaltmak için, ezan ve ikameti, odada işitilecek kadar yüksek sesle okumalı. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Kırda da olsa ezan okurken sesini yükselt! Ezan sesini işiten cin, insan, taş, ağaç ve her şey kıyamette ezan okuyana şahitlik edecektir.) [Buhari Namazı bozmayı mubah kılan sebepler Sual: Her namazı bozmayı mubah kılan sebepler nelerdir? CEVAP Şunlardır: 1- Yılanı öldürmek için, 2- Kaçan hayvanı yakalamak için, 3- Sürüyü kurttan kurtarmak için, 4- Taşan tencereyi ateşten ayırmak için, 5- Kendinin veya başkasının malını zayi olmaktan, yok olmaktan korumak için, 6- Abdest ve yel sıkıştırmasından kurtulmak için, 7- Vaktin veya cemaatin kaçmasından korku olmadığı zaman, başka mezhepte namazı bozan bir şeyden kurtulmak için. Mesela, dirhemden az necaseti temizlemek için ve yabancı kadına dokunmuş olduğunu hatırlayınca, abdest almak için, namazı bozmak caiz olur. Her namazı bozmak farz [lazım] olan sebepler ikidir: 1- İmdat diye bağıran bir kimseyi kurtarmak için, kuyuya düşecek a’mayı, 246 www.dinimizislam.com yanacak, boğulacak kimseyi kurtarmak, yangını söndürmek için. 2- Ana, baba, dede, nine çağırınca, farz namazı bozmak vacib olmaz, caiz olur ise de, ihtiyaç yok ise, bozmamalıdır. Nafile [sünnetler dahi] ise, bozulur. Bunlar, imdat isterse, farzları da bozmak lazım olur. Namaz kıldığını bilerek çağırıyorlarsa, nafileyi de bozmayabilir, bilmeyerek çağırdılarsa, bozması lazımdır. Sual: Kapı çalınırsa dışarıdakini bekletmemek için, telefon çalınırsa da önemli olabilir düşüncesi ile namazı bozmak caiz midir? CEVAP Hayır. Kapı çalınınca dört rekat namaz kılacak kadar beklenir. Zaruretsiz namazı bozmak haramdır. Telefon çalınca da namazı bozmak haramdır. Sual: Bahçeden evimize akrep giriyor. Bazen namaz kılarken seccadenin yanına geliyor. Akrebi öldürmek için namazı bozmak caiz olur mu? CEVAP Bir tehlike halinde namazı bozmak caizdir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Namazda da olsanız, yılanı, akrebi öldürün!) [Nesai] Sokmak ihtimali olan, yani yaklaşan yılanı ve akrebi öldürmek namazı bozmaz ve mekruh da olmaz. Sual: Bir yazıda, (Namaz kılarken namazı bozmak haramdır, ancak ana, baba, dede, nine çağırınca, farz namazı bozmak caiz olur) deniyordu. Peki, ana, baba, dede ve nineden daha kıymetli olan hoca çağırırsa farz namazı bozmak caiz olmaz mı? CEVAP Evet caiz olur. Ancak hoca denince, fizik hocası, din dersi hocası veya cami hocası anlaşılmamalı. Eskiden mürşid-i kâmil olan veli hocalar var idi. Onlar, ana baba, dede ve nineden daha kıymetlidir. Dua ederken de önce böyle hocadan başlamak gerekir. Kabri öpmek de haramdır. Ancak ana babanın ve bunlardan daha kıymetli olan evliya kabrini öpmek caizdir. Namaz kılarken Sual: Namaz kılarken, bir gayrimüslim gelse ve (Bana İslamiyet’i öğret, Müslüman olmak istiyorum) dese, namazı bozup, ona İslamiyet’i anlatması caiz olur mu? CEVAP Evet. Sonra o namazı iade eder. (Fetava-i Hindiyye) Secde-i sehv Sual: Secde-i sehv, hangi hallerde ve nasıl yapılır? CEVAP Secde-i sehv [yanılma secdesi], farzın gecikmesi, farzın tekrarı, vacibin terki, vacibin gecikmesi, vacibin tekrarı ve vacibin değişmesinden dolayı, o namazın sonunda yapılması gereken iki secde ile Ettehıyyatü, Allahümme 247 www.dinimizislam.com Salli, Allahümme Bârik ve Rabbena âtinâ okumaktan ibarettir. Şöyle yapılır: Son oturuşta Ettehıyyatü okunduktan sonra, sağa selam verilir. Ondan sonra Allahü Ekber denilerek secdeye varılıp, üç kere, Sübhane Rabbiyelâ’la okunur. Ondan sonra, Allahü Ekber denilerek doğrulur. Az bir miktar duraklamadan sonra, tekrar Allahü Ekber diyerek, ikinci secdeye varılır. Yine üç kere, Sübhane Rabbiyel-â’la okunduktan sonra, Allahü Ekber denilerek doğrulur ve oturulur. Ettehıyyatü, Allahümme Salli, Allahümme Bârik ve Rabbena âtinâ okunup, önce sağ, sonra sol tarafa selam verilir. Sual: Secde-i sehv nasıl yapılır? CEVAP Secde-i sehv yapmak için, tehıyyat okunup, bir tarafa selam verildikten sonra, iki secde yapıp oturulur ve Tehıyyat, Salli barik, Rabbena okunarak namaz tamamlanır. Sual: Secde-i sehv yaparken, selam iki tarafa da verilebilir mi? CEVAP Evet iki tarafa da selam verdikten sonra veya hiç selam vermeden de secde-i sehv yapılabilir. Cemaatle yapılırken sadece sağ tarafa vermek daha uygun olur. Sual: Hangi haller secde-i sehvi gerektirir? CEVAP Secde-i sehvi gerektiren haller şunlardır: 1- Farzın tehiri [gecikmesi] 2- Farzın tekrarı 3- Vacibin terki 4- Vacibin tehiri 5- Vacibin tekrarı 6- Vacibin tebdili [değişmesi]. Sual: Namazda sıra ile kılmak yani tertip farz mıdır? CEVAP Evet farzdır. Secdeler önce yapılsa, rüku sonra yapılsa namaz sahih olmaz. Farzın tehiri halinde: Sual: Farzın tehirinde secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Kıraati [Kur'an okumayı] unutup sadece Sübhaneke okuduktan sonra rükûa veya secdeye giden kimse, geri dönüp kıraati yaptıktan sonra, tekrar rükû ve secdeyi yapar. Farz tehir edildiği için secde-i sehv de gerekir. Rükû ve secdeyi yapmazsa namazı sahih olmaz. Çünkü namazda tertip yani farzları sıra ile yapmak farzdır. Rükûu unutup secdeye giden, tekrar dönüp rükûu yapmazsa namazı sahih olmaz. Rükû yaparsa, namazın sonunda secde-i sehv de gerekir. İki secde farzdır. Secdeleri peş peşe yapmak vacibdir. İki secdeden biri 248 www.dinimizislam.com unutulup namaz içinde hatırlanınca hemen o secde yapılır, namazın sonunda da secde-i sehv gerekir. Son teşehhüdde Ettehıyyatü okuyacak kadar oturmayanın da namazı sahih olmaz. İki rekâtlı namazda, ikinci rekâtta değil de üçüncü rekâtta otursa, 4 rekâtlı namazda, dörtte oturmayıp beşinci rekâtta otursa, namazı sahih olmaz; çünkü farz yerinde yapılmamış oluyor. Farzın tekrarı halinde: Sual: Üç secde yapan veya iki rüku yapanın, secde-i sehv ile namazı tamam olur mu? CEVAP Evet tamam olur. Vacibin terki halinde: Sual: Zammı sure, Fatiha veya Kunut dualarını okumayı unutanın secde-i sehv yapması gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Çünkü vacip terk edilmiş oluyor. Sual: Oturması gereken yerde kalkan, mesela 4 rekatlı farzlarda ilk teşehhüdde oturmayıp, kalkan secde-i sehv yapması gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Çünkü vacip terk edilmiş oluyor. Sual: Kalkılması gereken yerde, mesela ilk rekâtı kılıp, ikinci rekâta kalkmadan birinci rekâtta oturana secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet, gerekir, çünkü vacib geciktirilmiş oluyor. Sual: Teşehhüdde dua okunacak yerde Kur'an okuyana, mesela teşehhüdde Ettehıyyatüyü okumayıp Fatiha veya başka bir sure okuyana secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Çünkü dua yerinde Kur’an okunmuş oluyor. Vacibin tekrarı halinde: Sual: Fatihayı peş peşe iki defa okuyana secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Çünkü bu durumda vacip olan zammı sure gecikiyor ve vacip tekrar edilmiş oluyor. Ancak, Fatihayı sureden sonra da okursa, secde-i sehv gerekmez. Sual: Fatiha ve zammı sureden sonra tekrar Fatiha okunsa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Fatiha tekrar edildiği halde secde-i sehv gerekmez. Çünkü orası kıraat mahallidir, orada ne kadar çok âyet okunursa okunsun secde-i sehv gerekmez. Vacibin tehiri halinde: 249 www.dinimizislam.com Sual: Zammı sureleri birinci ve ikinci rekatlarda okumayı unutup üçüncü ve dördüncü rekatlarda okuyunca secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Çünkü vacip tehir edilmiş oluyor. Sual: Ettehıyyatüyü de okuyup tamamlamış olduğu namazdan sonra, unutup ayağa kalkarak vacip olan selamı geciktiren mesela iki rekatlı namazda, üçüncü rekata, üç rekatlılarda, dördüncü rekata, dört rekatlılarda ise beşinci rekata kalkan, secde yapmadan önce hatırlarsa, hemen oturup secde-i sehv yapması gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Çünkü vacip olan selam geciktirilmiş oluyor. Vacibin tebdili halinde: Sual: Kur'an okunacak yerde dua okuyana, mesela kıyamda Fatihayı unutup Ettehıyyatü okuyana secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Çünkü vacip olan Fatiha terk edilmiş oluyor. Sual: Eğer kıyamda Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, Fatihayı da okursa secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Gerekmez. Fatiha okunmuş oluyor. Kıraat mahalli olduğu için Ettehıyyatünün veya başka duaların okunması secde-i sehvi gerektirmiyor. Sual: İmam, öğle ve ikindide hafif okuması gerekirken sesli okursa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Çünkü vacibin vasfı değiştirilmiş oluyor. Sual: İmam, akşam, yatsı ve sabahta sesli okuması gerekirken hafif okusa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Çünkü vacip terk edilmiş oluyor. Secde-i sehv gerektiren haller Sual: İlk Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, yanılıp Allahümme... demek secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet gerektirir. Sual: Tadil-i erkanı terk etmek veya Kunut dualarını unutmak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet gerektirir. Sual: Son rekatta Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, kalkıp bir veya iki rekat daha kılmak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP 250 www.dinimizislam.com Evet gerektirir. Sual: Namaz içindeki bir şeyi, bir rükün miktarı düşünmek, sonraki rüknün veya vacibin gecikmesine sebep olursa secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet gerektirir. [Başka namazdakini veya dünya işlerinden birini düşünmek secde-i sehvi gerektirmez. Rükün: Üç kere sübhanallah diyecek kadar zamandır.] Sual: Unutarak iki rüku veya üç secde yapmak, secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet gerektirir. Sual: Zammı surenin bir kısmını rükuda okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet gerektirir. Sual: Dört rekatlı farzların, vitrin ve öğlenin dört rekatlı sünnetinin ilk oturuşunda Ettehıyyatü’den sonra, az da olsa bir şey okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet gerektirir. Sual: İlk oturuşta, iki tarafa selam verince hatırlayıp namaza devam edilse, namaz bozulmuş olur mu? CEVAP Hayır namaz bozulmuş olmaz, ama secde-i sehv gerekir. Sual: Ayağa kalkınca, oturmaması gerekirken oturmuşsa ne yapar? CEVAP Namaz sonunda secde-i sehv yapar. Sual: Dördüncü rekatta teşehhüd miktarı oturup, selam vermeden beşinciye kalkarsa, ne yapar? CEVAP Beşinci rekatın secdesini yapmadan hatırladıysa oturur, secde-i sehv ile namazını tamamlar. Sual: Beşinci rekatın secdesini yaptıktan sonra hatasını anlarsa ne yapar? CEVAP Altıncı rekatı da tamamlayıp, secde-i sehv yapar. Farzı tamam etmiş olur. İki rekatı da nafile olur. Sual: Namazda bir secdeyi unutan ne yapar? CEVAP Secdeyi unutan kimse, rüku’da veya secdede hatırlarsa, rüku’dan hemen; secdeden ise, oturduktan sonra, o secdeyi yapar, sonra rüku ve secdeyi iade eder. Farzı geciktirdiği için namaz sonunda secde-i sehv yapar. Yahut, bu 251 www.dinimizislam.com secdeyi ve son oturuşta hatırladığı secdeyi son oturuş arasında veya sonunda yapar ve tekrar oturarak Ettehıyyatü’yü okur ve secde-i sehv yapar. Tekrar oturmazsa, namazı bozulur. (S. Ebediyye) Sual: 4 rekatlı farzların ilk teşehhüdünde oturmayı unutup kalkmak, secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet gerektirir. Sual: Birinci rekatı kılıp ikinci rekata kalkması gerekirken unutup oturmak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet. Sual: Birinci teşehhüdde Ettehıyyatüyü okuyacakken Fatiha veya başka bir sure okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet. Sual: Ettehıyyatüyü bitirmeden selam verilirse, o anda hatırlanınca, hemen secde-i sehv yapılır mı? CEVAP Evet. Sual: Zammı sure unutulunca secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet. Sual: Kıyamda unutup Fatiha yerine Ettehıyyatü okursa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Eğer o anda hatırlayıp Fatihayı okursa secde-i sehv gerekmez. Çünkü kıyam kıraat mahallidir. Fazla bir şey okumak secde-i sehvi gerektirmez. Sual: Son rekatta salli bariki okuyup kalkan secde-i sehv yapar mı? CEVAP Vacib olan selamı geciktirdiği için, secde-i sehv gerekir. Sual: Son rekatta, Ettehıyyatüden önce Fatiha okunsa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Vacip olan Ettehıyyatü geciktiği için secde-i sehv gerekir. Sual: Son rekatta Ettehıyyatüyü okuduktan sonra, kalkıp bir rekat daha kılanın namazı sahih mi? CEVAP Son rekatta oturduğu için secde-i sehv ile namazı sahihtir. Fakat bir rekat daha kılıp sonra selam verseydi, son kıldığı iki rekat nafile olurdu. Sual: Vitri kılarken Kunut dualarını okumayı unutan ne yapar? CEVAP 252 www.dinimizislam.com Namaz bitmeden hatırladı ise, namazın sonunda secde-i sehv yapar. Secde-i sehvi de unutana bir şey gerekmez. Yani tekrar kılmak gerekmez. Çünkü unutmak özürdür. Sual: Sünnet kılarken, zammı sure yerine Kunut okuyana secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Vacip olan zammı sureyi terk ettiği için secde-i sehv gerekir. Sual: Dört rekatlı bir namazın birinci rekatında zammı sureyi unutup ikinci rekatta hatırlarsa ne yapar? CEVAP Hatırlayınca üçüncü rekatta okur, burada da unutursa dördüncü rekatta okur. Farzların 3. ve 4.rekatlarında da zammı sure okumanın mahzuru olmaz. Namazın sonunda secde-i sehv yapar. Dördüncü rekatta, okusa da, okumayı unutsa da yine secde-i sehv yapar. Secde-i sehvi de unutursa, bir şey yapmak gerekmez. Sual: Bayram namazında imam ilk rekatta zevaid tekbirlerini getirmedi. Namazın sonunda secde-i sehv yaptı, namaz sahih oldu mu? CEVAP Vacipler unutulunca secde-i sehv kurtarır. Sual: İki veya dört rekatlı bir farzın son rekatında yanılıp oturmadan kalkan ne yapar? CEVAP Secdeye varmadan hatırladı ise hemen oturur, sonunda secde-i sehv yapar. Secdeyi yaptıktan sonra hatırlamışsa, bir rekat daha kılar. Namazı nafileye döner. Farzı yeniden kılması gerekir. Sual: Namazda ilk teşehhüdde oturmayıp kalkarken hatırlayan yapar? CEVAP Eğer iki diz yerden kesilirse, bir daha dönülmez yani oturup tehıyyat okunmaz ve namazın sonunda secde-i sehv yapılır. Sual: Dört rekatlı bir namazın ikinci rekatında iken namaz bitti sanarak iki tarafa selam veren ve hemen hatasını anlayan kimse kalkıp namaza devam edebilir mi? CEVAP Evet namaza devam eder ve sonunda secde-i sehv yapar. Sual: Dört rekatlı bir namazın ilk teşehhüdü unutulursa ne yapılır? CEVAP Secde-i sehv yapılır. Sual: Vitir namazında Kunut dualarını okumadığını teşehhüdde iken hatırlayan ne yapar? CEVAP Secde-i sehv yapar. Sual: Bazen neler okuduğumuzu, kaç rekat kıldığımızı şaşırıyoruz. Bu 253 www.dinimizislam.com durumda ne yapmak gerekir? CEVAP İbadetlerde zan geçerlidir. Yani hangi taraf ağırlık basıyorsa öyle hareket edilir. İki tarafa da bir meyil yoksa iki taraf da % 50 ise buna şüphe [kuşku] denir. Mesela üç rekat mı dört rekat mı kıldım diye şüphe edilirse, iki tarafa da bir zan meydana gelmezse, yani galiba üç kıldım veya galiba dört kıldım gibi bir düşünce gelmezse, üç kılmış kabul edilerek bir rekat daha kılınır ve üçüncü rekatta oturulur. Çünkü üçüncü rekatın dördüncü rekat olma ihtimali vardır. Sonra da secde-i sehv yapılır. Sual: Namazın ilk rekatında oturup bir şey okumadan kalkmak secde-i sehv gerektirir mi? CEVAP Evet. Sual: Kaç rekat kıldığını şaşırıp, namazda düşünmesi, sonraki rüknün veya vacibin, bir rükün zamanı kadar gecikmesine sebep olursa, bu arada, âyet ve dua okusa secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Sual: Son rekatta oturmadan ayağa kalkan, o rekatın secdesini yaptıktan sonra hatırlarsa ne yapar? CEVAP Farz namazı, nafile şekline döner. Bir rekat daha kılıp, altıncı rekata tamamlar. Farzı nafileye döndüğü için yeniden kılması gerekir. Sual: Seferde, dört rekatlı namazları unutarak tam kılmak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Evet. Sual: Mesbuk, imam selam verdikten sonra namazını tamamlarken, secde-i sehvi gerektiren bir iş yapsa, sonunda secde-i sehv yapması lazım mıdır? CEVAP Evet secde-i sehv lazımdır. Secde-i sehv gerekmeyen haller Sual: Zammı sureden önce ve sonra Fatiha okuyana secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Hayır gerekmez. Sual: İkinci rekatta Fatihadan önce, Ettehıyyatü veya başka duaları okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Farzın son iki rekatında zammı sure okumak secde-i sehvi gerektirir 254 www.dinimizislam.com mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Farzın son iki rekatında, Fatihadan sonra besmele çekmek veya herhangi bir dua okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Son rekatta, Ettehıyyatüden sonra birkaç dua okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Unutup salli barikleri, iki defa okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Ettehıyyatü veya Sübhanekeden önce unutup Besmele çekmek secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Farz namazların 3. ve 4. rekatlarında Fatihadan önce, yanlışlıkla herhangi bir dua okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Namazda unutup estağfirullah, elhamdülillah, Allahümmağfirli demek secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Sübhanekeden sonra, Ettehıyyatüyü, sonra da Fatihayı okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Birinci rekâtta okuduğu zammı sureyi, unutup ikinci rekâtta tekrar okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Unuttuğu için mekruh da olmaz. Sual: Daha sonraki zammı sureyi okuyacak yerde daha öncekini okumak. Mesela Kevser suresini okuyup ikinci rekatta da, İhlası okuyacakken, unutup Fil suresini okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Unuttuğu için mekruh da olmaz. Sual: Zammı sure okurken bir veya birkaç âyet atlamak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP 255 www.dinimizislam.com Hayır, gerektirmez. Sual: Son teşehhüdde Ettehıyyatüden sonra Fatiha veya başka dua okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Çünkü orası dua okuma yeridir. Sual: Namaz kılarken, zamm-ı sûreyi yarısına kadar okunduktan sonra, şaşırıp, yeniden başlamak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Ettehıyyatüyü veya Sübhanekeyi yarısına kadar okuduktan sonra, şaşırıp, yeniden başlamak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Sual: Başka bir namazı kılıp kılmadığını veya dünya işlerini düşünen, bir rüknün gecikmesine sebep olsa secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Hayır gerekmez. Sual: Tehıyyattan önce yanılıp Besmele çekilse, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Hayır gerekmez. Sual: Namaz içinde secde-i sehv gerekip gerekmediğini düşününce secde-i sehv yapmak lazım mı? CEVAP Hayır. Sual: Hiç lüzum yokken ihtiyaten secde-i sehv yapılabilir mi? (mesela, kıraatte bir hata yapılması veya tadil-i erkanın tam yerine getirilmemesi gibi şüpheleri gidermek için...) CEVAP İhtiyaten secde-i sehv yapılmaz. Şüphe üzerine secde-i sehv olmaz. Kıraatte hata için yapılmaz. Kıraatte bir kelimeyi yanlış okuyunca veya bir harf sessiz çıkınca tekrar düzgün olarak okunduğunda, secde-i sehv gerekmez. Sual: Namazda unutarak, ikinci rekatta, önceki rekatta okuduğu zammı surenin evvelindekini okumak veya bir sure atlayarak okumak mekruh olur mu ve secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Secde-i sehv gerekmez, unutarak bir önceki sureyi ve bir atlayarak okumak da mekruh değildir. Bunlar unutmadan da yapılsa secde-i sehv gerekmez. Sual: İmam secde-i sehv yaparken de, camiye gelip, uymak caiz midir? CEVAP Evet caizdir. Sual: Secde-i sehv yaparken, bir yanlış daha yapılsa, tekrar secde-i sehv 256 www.dinimizislam.com gerekir mi? CEVAP Hayır. Her namazda bir secde-i sehv yapılır. Bir namazda birkaç defa yanılan kimse de bir defa secde-i sehv yapar. Sual: Sehv secdesi yaparken sadece tehıyyatı okumak yeterli midir? CEVAP Sadece tehıyyatı okumak yeterlidir. Evla olanı salli barikleri de okumaktır. Sual: Namazda secde-i sehv yaparken iki secde yerine bir secde yapsak sakıncası var mı? CEVAP Secde-i sehv yaparken secde bir defa yapılmaz, iki defa secde yapmak şarttır. Sual: Secde-i sehvde Ettehıyyatüyü okumak vacip midir? CEVAP Evet. Sual: Secde-i sehv unutulursa namazı tekrar kılmak gerekir mi? CEVAP Hayır gerekmez. Unutmak özürdür. Sual: İmam, zammı surede yanıldı veya yanlışlıkla başka âyetlere atlayıp okumaya devam etmiş ise, ne yapmak gerekir? CEVAP Bir şey yapmak gerekmez. Öyle yapılır. Secde-i sehv de gerekmez. Devam eder. Bilmeden müdahale etmemelidir. Sual: İmama uyup cemaatle namaz kılarken, şaşıran kimse secde-i sehv yapar mı? CEVAP Hayır yapmaz. Sual: Namaz kılması haram olan üç vakitte, secde-i sehv caiz midir? CEVAP Caiz değildir. Sual: Maliki’de, namazdan çıkmak için, selam vermek farz olduğuna göre, secde-i sehv yapmak gerekince, selam vermeden mi, secde-i sehv yapmak gerekiyor? CEVAP Secde-i sehv yaparken, selamdaki niyetimiz, namazdan çıkmak olmadığı için, bir veya iki tarafa selam vererek, secde-i sehv yapmanın mahzuru olmaz. Sual: Namazda zamm-ı sureden sonra yanlışlıkla, sadakallahülazim deyince secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Hayır gerekmez. Sual: Namazda, Sübhaneke’den önce veya sonra Ettehıyyatüyü okumak yahut Sübhanekeyi veya Salli Barik’leri ikişer defa okumak, Rabbena’dan 257 www.dinimizislam.com başka, beş on dua daha okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hiç birisi gerektirmez. Sübhaneke okunacak yer dua mahallidir. Orada başka dualar da okunsa yine secde-i sehvi gerektirmez. Yanılarak iki veya üç kere Sübhaneke okunsa, yine secde-i sehvi gerektirmez. Salli barikten sonra, Rabbena ile başlayan birçok âyeti kerimeyi dua niyetiyle okumak veya hadis-i şerif ile bildirilen duaları okumak selamı geciktirmek sayılmaz, secde-i sehv de gerekmez. Çünkü orası dua mahallidir. Sual: Zammı sureyi okumadığını rükûda veya rükûdan kalkınca hatırlayan ne yapar? CEVAP Rükûda hatırlayan hemen kalkar, zammı sureyi okuyup tekrar rükûya gider. Secde-i sehv yapması gerekmez. Rükûdan kalkınca veya daha sonra hatırlarsa geri dönmez. Sonunda secde-i sehv yapar. Sual: Şafii ve Malikide selam verilince namazdan çıkılıyor. O halde, Hanefi bir imam sehiv secdesi yaparsa, Şafii veya Maliki biri ne yapmalıdır? CEVAP Onlar da selam verir. Çünkü secde-i sehv olduğunu biliyorlar. Namazdan çıkmaya niyet etmek farzdır. Burada secde-i sehv için selam verilince namazdan çıkmış olmuyorlar. Kunut’u unutan Sual: Zamm-ı sure okumak da, vitirde Kunut duasını okumak da vacib iken, ne diye zamm-ı sureyi okumadığını rükûda hatırlayan kalkıp zamm-ı sureyi okuyor da, Kunut duasını okumak için geri dönemiyor? Dönerse ne mahzuru vardır? CEVAP Unutulan Kunut için kıyama dönemez. Döner de, Kunut dualarını okursa, rükûa gitmeden secdeye gitmesi gerekir. Rükûu tekrar ederse, kasten iki rükû yaptığı için namaz bozulur, çünkü rükû, kıraatten hemen sonradır. Kunut’u okumasa da, secde-i sehv gerekir, dönüp geriye okusa da secde-i sehv gerekir. Uygun olanı, rükûda Kunut’ları okumadığını hatırlayan kimse, artık geri dönmez. Secde-i sehvle namazını tamamlar. (Redd-ül muhtar) Secde-i sehvden sonra Sual: İmam secde-i sehv yaptıktan sonra cemaate uyan, cemaat sevabına kavuşur mu? CEVAP Evet. Sual: Herhangi bir rekatta Fatiha okumayı unutan, bunu namaz içinde telafi edebilir mi? CEVAP Hanefi’de, Fatiha okumak vacibdir. Fatihayı unutan, secde-i sehv yapar. 258 www.dinimizislam.com Maliki’de ise, Fatiha okumak farzdır. Bir rekatta, farz terk edilince, secde-i sehv ile namaz kurtulmaz. Namazı tekrar kılmak gerekir. Üçüncü rekâtta oturmayan Sual: Üç rekâtlık namazda, üçüncü rekâtta oturmayı unutarak, dördüncü rekâta kalkan kimse, secdeyi de, yaptıktan sonra hatırlasa, rekâtı beşe mi tamamlar? CEVAP Teşehhüte oturmadığı için, beşe tamamlamaz, dörde tamamlayıp selam verir. Namaz nafileye döndüğü için, farzı tekrar kılmak gerekir. Eğer üçüncü rekâtta oturmuş olsaydı, unutup dördüncü rekata kalkıp beşinci rekatın da secdesini yapsaydı, o zaman beşe tamalardı. Secde-i sehvle namazı da sahih olurdu. Son ikisi de nafile olurdu. Az bir şey Sual: Ettehıyyatü’den sonra az bir şey okuyarak, üçüncü rekâtı geciktirene, secde-i sehv gerekiyor. Burada az bir şeyden maksat ne kadardır? CEVAP (Allahümme) dese, yahut sadece (Al...) bile dese, secde-i sehv gerekir. Hemen (Allahü ekber)e çevirip ayağa kalkarsa, secde-i sehv gerekmez. Sual: Rükudan doğrulurken (Semiallahü limen hamideh) yerine, yanılıp (Allahü ekber) dense, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Hayır, secde-i sehv gerekmez. Sual: Namazda, secde-i sehvi gerektirmeyen bir işi yapmanın veya bir duayı okumanın mahzuru olur mu? CEVAP Namazda secde-i sehv gerekmese de bazı işler mekruhtur. Mesela namazda Kâfirun suresinden sonra, Nasr suresini okumak yerine Kevser suresi okunsa, secde-i sehv gerekmez ama mekruh olur. Unutularak okunursa mekruh olmaz. Sübhanekeden önce Besmele çekmek, başka dua okumak, mesela Ettehıyyatü'yü okumak gibi şeyler secde-i sehvi gerektirmese de, bunları bilerek yapmak caiz olmaz. İki kere Fatiha okumak Sual: Namazda vacibin tekrarında secde-i sehv gerekiyor. Fatiha’yı bir defa zamm-ı sureden önce, bir de zamm-ı sureden sonra okumak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Gerektirmez; çünkü orası kıraat [okuma] yeridir. Fatiha peş peşe iki kere okunursa, vacib tekrar edildiği için secde-i sehiv gerekir. Eğer farzların son iki rekâtında, Fatiha peş peşe iki kere okunsa, orada Fatiha okunması, esah olan kavle göre vacib olmadığı için, secde-i sehv gerekmez, mekruh da olmaz. Farzların son iki rekâtında, zamm-ı sure okunmaz. Okunursa veya peş peşe iki 259 www.dinimizislam.com kere okunsa da, secde-i sehv gerekmez; çünkü orada zamm-ı sure okumak vacib değildir. (Redd-ül muhtar) Fatihayı iki kere okumak Sual: Kıyamda Fatiha, unutularak peş peşe iki kere okunsa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Unutularak ilk iki rekâtta okunursa secde-i sehvi gerekir. Üçüncü ve dördüncü rekâtlarda okunursa secde-i sehv gerekmez; çünkü son iki rekâtta Fatiha okumak sünnettir. Diğer sünnetleri unutarak iki defa okumak da secde-i sehvi gerektirmez. Mesela sübhaneke ve salli barikler unutularak iki defa okunsa secde-i sehv gerekmez. Üçüncü ve dördüncü rekâtlarda Fatihayı okumak unutulsa yine secde-i sehv gerekmez; çünkü son iki rekâtta Fatiha okumak sünnettir. Sünneti tekrar etmek Sual: Namazda sünnetleri, mesela Salli Barik’leri birkaç defa okusak, Sübhaneke’yi tekrar etsek, rükû ve secdedeki tesbihleri, 21 kere, 41 kere 100 kere çeksek, celsede ve kavmede çok dursak secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Secde-i sehv gerekmez; fakat kasten yapılırsa sünnete uyulmamış, mekruh işlenmiş olur. Rükû ve secde tesbihleri, en fazla 11’e kadar okunabilir. Abdestte de, sünnet olan miktardan yani üçten fazla yıkamak mekruhtur. Zamm-ı sure okumak Sual: Farzların veya kaza namazının 3. ve 4. rekâtlarında, kasten veya unutarak, Fatiha’dan sonra, zamm-ı sure okumak veya besmele çekmek, secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Hayır, gerektirmez. Secde-i sehv sakıt olur Sual: Secde-i sehv yaptığı takdirde, sabah namazını kılarken güneş doğacaksa, ikindiyi kılarken mekruh vakit girecekse, secde-i sehv sakıt olur mu? CEVAP Evet, sakıt olur. Yani artık secde-i sehv yapılmaz. (Dürr-ül-muhtar) Secde-i sehv yapılmasa Sual: Secde-i sehv gerektiği halde, şüphelenip secde-i sehv yapmayanın bu namazı sahih olur mu? CEVAP Evet, sahih olur. Namazda âyet atlamak Sual: Namaz kılarken, sure içinde bir âyet atlansa sehv secdesi gerekir mi? 260 www.dinimizislam.com CEVAP Hayır, gerekmez. Kasten farzı tekrar etmek Sual: Unutarak farzı tekrar eden, mesela üç secde yapan secde-i sehv yapıyor. Kasten yapınca da mı secde-i sehv gerekir? CEVAP Secde-i sehv yanılma secdesidir. Yanılınca secde-i sehv yapılır. Kasten yapılınca Hanefi’de secde-i sehv kurtarmaz. Günah işlemiş olur. Günah işleyenin de, tevbe etmesi ve bir daha işlememesi gerekir. Esnerken okumak Sual: Namazda esnerken okumaya devam etmezsek, bir rükün geçeceği için secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Esnemek elimizde değildir. Esneme bitene kadar ağzımızı kapatırız. Secde-i sehv de gerekmez. Secde-i sehv gerektirmeyenler Sual: Secde-i sehvi gerektirmeyen hususlar nelerdir? CEVAP Böyle soru yanlış olur, çünkü secde-i sehvi gerektirmeyen yüzlerce, binlerce mesele olur. Nelerin secde-i sehvi gerektirdiği bilinirse, onlardan başkasının gerektirmediği anlaşılır. Abdesti bozmayanlar nelerdir diye bir soru da uygun olmaz. Bozanlar bilinirse, diğerlerinin bozmadığı anlaşılır. Bozan ise sadece yedi şeydir. Bu yedi şeyi öğrenince diğerlerinin bozmadığı kolayca anlaşılır. Secde-i sehvi gerektiren haller ise, farzın gecikmesi ile tekrarı, vacibin terki, gecikmesi ve tekrarı ile değişmesidir. Bu altı husustan başkası, secde-i sehvi gerektirmez. Buna rağmen, çok sorulduğu için, secde-i sehvi gerektirmeyen bazı hususları aşağıya çıkardık: 1- Namazda, Sübhaneke okumak sünnettir. Unutulursa secde-i sehv gerekmez. 2- Fâtiha ve zamm-ı sureden sonra tekrar Fatiha okunsa, secde-i sehv gerekmez, çünkü orası kıraat mahallidir. 3- Kıyamda, Fatiha’dan önce, Ettehıyyatü sonra Fatiha okunsa, secde-i sehv gerekmez. 4- Namazda yanlış okuduğu bir kelimeyi düzeltip tekrar okuyunca, secde-i sehv gerekmez. 5- Zamm-ı sure okunurken, unutarak bir veya birkaç âyet atlansa, secde-i sehv gerekmez. Eğer üç âyet okunmuşsa mesele kalmaz. 6- Sübhaneke’den önce veya sonra Ettehıyyatü okunsa, secde-i sehv gerekmez. 7- Rükûdan kalkarken yanılıp Allahü ekber dense, secde-i sehv gerekmez. 261 www.dinimizislam.com 8- Namazda bir sure atlayarak okumak, aynı sureyi tekrar okumak veya bir öncekileri okumak, mesela Kâfirun suresinden sonra, Nasr suresini okumak yerine Kevser suresi okunsa, secde-i sehv gerekmez, ama mekruh olur. Unutularak okunursa, mekruh da olmaz. 9- Namazda unutarak, ikinci rekâtta, önceki rekâtta okuduğu zamm-ı sureyi veya ondan öncekini okumak yahut bir sure atlayarak okumak secde-i sehvi gerektirmez. Kasten böyle okumak mekruh olur, fakat yine secde-i sehv gerekmez. 10- Farzların son iki rekâtında Fatiha unutulsa veya peş peşe iki kere okunsa, secde-i sehv gerekmez. Bu iki rekâtta Fatiha okumak, vacib değil sünnettir. 11- Farzların son iki rekâtında zamm-ı sure okunsa secde-i sehv gerekmez. 12- Namazda esnerken, bir rükün miktarı geçse de secde-i sehv gerekmez. 13- Namazda sünnetleri, mesela Salli Barik’leri, Sübhaneke’yi birkaç defa okumak, rükû ve secde tesbihlerini, 3’ten az ve 11’den fazla, mesela 21 kere, 41 kere, 100 kere çekmek, celsede ve kavmede sünnet miktarından çok durmak, secde-i sehvi gerektirmez, fakat bunları kasten yapmak mekruh olur. Son iki rekâtta Sual: Son iki rekâtta, Fatiha okumayı unutanın, secde-i sehv yapması gerekir mi? CEVAP Farz ve kaza namazlarında, secde-i sehv gerekmez, çünkü farzların son iki rekâtında Fatiha okumak vacib değil, sünnettir. Nâfilelerde, sünnetlerde veya vitirde ise, her rekâtta Fatiha okumak vacib olup, biri unutulursa secde-i sehv gerekir. (Hindiyye) Mâlikî ve Şâfiî’de, her rekâtta Fatiha okumak farzdır. Bir ihtiyaçtan dolayı bu iki mezhepten birini taklit edenin, okuması farzdır. Okumazsa namaz sahih olmaz. Secde-i sehvle de kurtulmaz. Duayı sesli okumak Sual: Namazda Sübhaneke veya Salli Barikler unutularak sesli okunsa veya tekrar edilse, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Hayır, gerekmez. Fatiha’yı sesli okumak Sual: İmam, akşamın farzının üçüncü rekâtında, yatsının farzının üçüncü veya dördüncü rekâtında, sessiz okuması gerektiği halde, sesli okursa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet, gerekir. 262 www.dinimizislam.com Fatiha’yı unutmak Sual: Bir kişi veya imam, unutup Fatiha’nın bir kısmını okusa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Fatiha’nın çoğunu okur da, azını unutursa, secde-i sehv gerekmez. Eğer yarıdan fazlasını unutursa secde-i sehv gerekir. (Hindiyye) Esnemek Sual: Namazda esnerken okunmuyor. Esneme süresi bir rüknü geçiyor. Secde-i sehv gerekiyor mu? CEVAP Gerekmez. Açıktan okumak Sual: Gizli okunacak yerde açıktan, açıktan okunacak yerde gizli okumanın hükmü nedir? CEVAP Gizli okunacak yerde, namaz caiz olacak miktardaki kıraati sehven açıktan okuyana veya açıktan okunması gereken yerde, sehven gizli okuyana, secde-i sehv vacib olur. Az bir şey okunmuşsa secde-i sehv gerekmez. İmamın açıktan okuması gereken yerlerde yalnız kılan, gizlice okursa mahzuru olmaz. Çünkü tek başına kılan muhayyerdir, dilerse açıktan okunması gereken yerde açıktan okur, dilerse gizli okur. Fakat gizli okunması gereken yerde açıktan okuyana, secde-i sehv vacib olur. Çünkü imam olsun, yalnız kılan olsun gizli okunacak yerde, açıktan okursa vacibi terk etmiş olur. (Halebî) Zammı sureyi önce okumak Sual: Bir kimse, unutarak önce zamm-ı sûreyi, sonra Fâtiha’yı okusa, yerleri değiştiği için secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet, Fatiha’yı, zamm-ı sûreden sonra okuyana, secde-i sehv gerekir. Fakat Fâtiha'yı okuyup zammı sûreden sonra tekrar okursa, secde-i sehv gerekmez. (Hindiyye) Fâtiha'yı unutan Sual: Birinci veya ikinci rekâtta Fâtiha'yı okumayı unutup zamm-ı sûre okuyan ve sonra Fâtiha’yı okumadığını hatırlayan kimse ne yapar? CEVAP Fâtiha'yı hemen okur, arkasından zammı sûreyi okur. Secde-i sehv gerekmez. (Hindiyye) Geriden almak Sual: Fâtiha veya zammı sûre okurken yahut Ettehıyyatü okurken şaşırınca veya yanlış okuyunca geriden almak secde-i sehvi gerektirir mi? CEVAP Gerektirmez. 263 www.dinimizislam.com Fâtiha'dan bir âyet unutmak Sual: Fatiha’nın son âyetini okumayı unutan kimsenin secde-i sehv yapması gerekir mi? CEVAP Fâtiha'nın çoğunu okur da, azını unutursa, secde-i sehv yapması gerekmez, fakat yarıdan fazlasını okumayı unutsa secde-i sehv gerekir. (Hindiyye) İki kere Fâtiha okumak Sual: Fâtiha’yı, sonra zamm-ı sûreyi ve ondan sonra da tekrar Fâtiha’yı okuyanın secde-i sehv yapması gerekir mi? CEVAP Gerekmez, ama Fâtiha peş peşe okunursa secde-i sehv gerekir. (Hindiyye) Secde-i sehv gerekmez Sual: Secde-i sehv yaparken yanılınca, tekrar secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Gerekmez. Bir namazda ancak bir kere secde-i sehv yapılır. (Hindiyye) Teşehhütten sonra Fâtiha Sual: Son teşehhütte Ettehıyyatü'yü okuduktan sonra Fâtiha’yı okuyana, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Gerekmez. (Hindiyye) Sübhaneke'yi unutmak Sual: Birinci rekâtta, Euzü Besmele'yi veya Sübhaneke’yi unutana, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Vacib olmayıp sünnet olduğu için gerekmez. (Hindiyye) Geçiş tekbirleri Sual: Secdeye giderken, secdeden kalkarken veya rükûa inerken Allahü ekber demeyi unutana secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Bunlara intikal [geçiş] tekbirleri denir. Sünnet olan bu tekbirleri unutana secde-i sehv gerekmez. Başka sûreye geçmek Sual: Namazda bir sûre veya âyet okurken yanılıp okuyamadığı için başka bir sûreye geçene, secde-i sehv yapması gerekir mi? CEVAP Gerekmez. (Hindiyye) Ettehıyyatü’den önce Sual: Unutup Ettehıyyatü'den önce veya sonra Fâtiha'yı okuyana secde-i sehv gerekir mi? 264 www.dinimizislam.com CEVAP Birinci veya son oturuşta, Ettehıyyatü’den önce Fâtiha okuyana secde-i sehv lazım gelir, fakat son oturuşta, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra, Fâtiha’yı okuyana, secde-i sehv gerekmediği gibi, salli barikleri okuduktan sonra okuyana da yine secde-i sehv gerekmez. (Hindiyye) Fâtiha'dan önce Sual: Dalgınlıkla Fâtiha’dan önce veya sonra Ettehıyyatü okunursa secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Fâtiha'dan önce Ettehıyyatü veya salli barik okunursa secde-i sehv gerekmez, fakat Fâtiha'dan sonra okunursa secde-i sehv gerekir. (Hindiyye) Ettehıyyatü’yü tekrar etmek Sual: İlk ve son oturuşta, unutarak Ettehıyyatü tekrar edilse secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Unutarak ilk oturuşta Ettehıyyatü'yü tekrar edenin secde-i sehv yapması gerekir. Fakat son oturuşta tekrar okumak secde-i sehvi gerektirmez. (Hindiyye) Secde-i sehv gerekir Sual: Bir kimse, unutup Ettehıyyatü okuyacak yerde Fâtiha veya zamm-ı sûre okumaya başlasa, hatırlayıp hemen Ettehıyyatü'yü okusa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet, gerekir. (Hindiyye) Baştan tekrar okumak Sual: Namazda Fâtiha veya zamm-ı sureyi yarısına kadar okuduktan sonra şaşırıp, başa dönüp tekrar okuyunca secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Hayır, gerekmez. Geriye dönüp okumak Sual: Ettehıyyatü’yü yarısına kadar okuduktan sonra şaşırıp baştan tekrar okunsa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Hayır, gerekmez. Mesbukun namazı Sual: Namaza geç kalıp, imama, çeşitli rekatlarda yetişen kimse, nasıl hareket eder? Hepsine ayrı ayrı misal vererek anlatır mısınız? CEVAP Namaza geç kalıp imama birinci rekatta yetişemeyen kimseye Mesbuk denir. Mesbuk, imam iki tarafa da selam verdikten sonra, ayağa kalkarak, 265 www.dinimizislam.com yetişemediği rekatları kaza eder ve kıraetleri [okumaları], birinci, ikinci, üçüncü rekat kılıyormuş gibi okur. Oturmayı ise, dördüncü, üçüncü ve ikinci rekat sırası ile, yani sondan başlamış olarak yapar. Mesela: 1- Öğle, ikindi veya yatsının farzının ikinci rekatına yetişen yani sadece bir rekat kaçırmış kimse, imam selam verdikten sonra, kalkıp, Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra oturur, Ettehıyyatüyü, salli barikleri, Rabbena âtinayı okuyup selam verir. 2- Öğle, ikindi veya yatsının üçüncü rekatına yetişen yani iki rekat kaçırmış kimse, imam selam verdikten sonra, kalkıp, Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra oturur. [Başka bir kavle göre oturmazsa da namazı sahih olur.] Ettehıyyatüyü okuduktan sonra kalkar, Fatiha, zammı sure okur, rüku ve secdeden sonra oturur. Ettehıyyatüyü, salli barikleri, Rabbena âtinayı okuyup selam verir. Evla olanı böyledir. 3- Öğle, ikindi veya yatsının dördüncü yani son rekatına yetişen kimse, imam selam verdikten sonra, kalkıp Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra oturur, Ettehıyyatüyü okuduktan sonra kalkar, Fatiha ve zammı sure okur, rüku ve secdeden sonra oturmayıp kalkar. Fatiha okur, rüku ve secdeden sonra oturup Ettehıyyatüyü, salli barikleri, Rabbena âtinayı okur, selam verir. 4- Akşamın ikinci rekatına yetişen kimse, imam selam verdikten sonra, kalkıp, Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra oturur, Ettehıyyatüyü, salli barikleri, Rabbena âtinayı okuyup selam verir. Akşamın üçüncü rekatına yetişen kimse de, imam selam verdikten sonra, kalkıp, Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra oturur, Ettehıyyatüyü okuduktan sonra kalkar, Fatiha ve zammı sure okur, Rüku ve secdeden sonra oturur, namazı tamamlar. 5- Sabahın 2. rekatına yetişen kimse, imam selam verdikten sonra, kalkıp, Sübhaneke, Fatiha ve zammı sure okur. Rüku ve secdeden sonra oturup namazı tamamlar. 6- Mesbuk, imam son rekatta otururken, Ettehıyyatüyü yavaş yavaş okur, eğer erken bitirirse, imam selam verinceye kadar Kelime-i şehadeti tekrar eder. Sükut etmez. Bu hususta başka kaviller varsa da âlimlerin tercih ettiği budur. 7- Son rekatı da kaçıran kimse, imama teşehhüdde yetişirse, yine cemaat sevabına kavuşur. 8- İftitah tekbirini imamla birlikte söylemenin sevabı çoktur. Onun için imamla birlikte tekbir almaya çalışmalıdır! 9- Hiçbir rekata yetişemeyen, selamdan önce, mesela son teşehhüdde imama uyan, imam, selam verince kalkar, tekbir almadan yeni baştan kılar gibi kılar. Okumalar baştan, oturmalar sondan şekliyle de kılması caizdir. 10- Mukim, seferi olan imama da uyabilir. Seferi olan da, 4 rekatlı olan 266 www.dinimizislam.com farzları eda ederken de, mukim imama uyabilir. Yetişemediği rekat olursa, imam selam verince dörde tamamlar. Çünkü, seferi olanın namazı değişerek, imamın namazı gibi 4 rekat olur. 11- Seferi olan öğle, ikindi ve yatsı namazını kılamayıp kazaya bırakınca, kazayı iki rekat kılması gerektiğinden, aynı namazı kaza eden mukim imama uyamaz. Çünkü, mukim imamın, ikinci rekatın sonunda oturması farz değildir. Seferi olanın ise, oturması farz olduğundan mukim imama uyamaz. 12- Cemaate gelen, imamı rükuda görürse, ayakta tekbir getirip, rükua eğilir. Tekbiri eğilirken söylerse, namazı sahih olmaz. Eğilmeden, imam kalkarsa, o rekata yetişmemiş olur. 13- İmam açıktan yani sesli okurken imama uyan kimse, Sübhanekeyi okumaz, imamı dinler. Çünkü Sübhaneke okumak sünnet, imamı dinlemek ise vaciptir. Sübhaneke okumaktan mahrum kalmamak için, imam tekbir aldıktan sonra, hemen imama uymaya çalışmalıdır! İmama uymak için vesvese edip gecikmek doğru değildir. Sünneti kıldıktan sonra, safa girerken niyet etmek yetişir. Ellerini kulaklarına götürüp "kalbimi toplamadım" diye vesvese edip niyeti geciktiren, bu yüzden Sübhaneke okumayı kaçıran çoktur. Buna fırsat verilmemelidir! 14- İmam farza başlarken veya ikamet okunurken, camiye gelen, cemaatin arasında sünnet kılmaya durmamalıdır. Sabah namazı hariç, diğer namazlarda hemen imama uymalıdır. Sabah namazında ise, sünneti caminin girişindeki sofada kılmalıdır. Sofa yoksa, bir direk arkasında kılmalıdır. Direk de yoksa, hemen imama uymalıdır. Farzdan sonra da sabahın sünneti artık kılınmaz. 15- Camiye geç gelen, rastgele bir yerde durmamalıdır. Eğer sünneti kılarken önünden geçen olursa, kendisine de günah olur. Direk arkasına durmalıdır! (Redd-ül-muhtar, Halebi) Sual: İmama rükuda yetişmek için acele tekbir getirip eğildim. Tekbiri rükuya gidince bitirmiş oldum. İmamla rükuda bir an beraber durduk. O rekata yetişmiş oldum mu? CEVAP Bırakın rekata yetişmeyi namazınız sahih olmadı. Çünkü iftitah tekbirini ayakta almak şarttır. İftitah tekbirini ayakta alıp, sonra imamla rükuda bir an beraber kalsaydınız hem namazınız sahih olmuş olur, hem de o rekata yetişmiş olurdunuz. Rekata yetişeceğim diye böyle hata yapmamalı. Rekata yetişemese de namaza uyması sahih olmalı. Bunun için de tekbiri ayakta iken almak şarttır. Sual: İmamın secde-i sehv yapmayacağını salli barikleri okuduğu için bilen mesbuk, imam sağa selam verip sola selam vereceği sırada ayağa kalkmasında mahzur var mıdır? CEVAP Mahzur yoktur. Sağa selam vermekle namaz bitmiştir. Sola selam 267 www.dinimizislam.com verirken ayağa kalkabilir. Sual: İmam selam verince mesbuk olan kişi namazını tamamlamak için ayağa kalkıyor. Mescide yeni gelen kimselerin, farz kılan bu mesbuka uymaları caiz midir? CEVAP Mesbuka uymak caiz değildir. Sual: Akşam namazının 2. rekatında cemaate yetişen ve imamın birinci rekatta İhlası, ikinci rekatta Nas suresini okuduğunu görenin yalnız tamamlayacağı 1. rekatta hangi sureyi okuması uygun olur? CEVAP İstediği sureyi okur. Mesela Kevser suresini okur, Fil suresini okur, Bekara suresini okur. Sual: Mesbuk imama birinci oturuşta yetişti. İmama uymaya niyetlendi, tekbir aldı elleri bağlamayıp da mı oturacak yoksa elleri bağlayıp da mı oturacak? Tekbiri nasıl alırsa namazı bozulur? CEVAP Elleri bağlamaz, hemen oturur. Eğilirken tekbir alırsa namaza başlamamış olur. Sual: İkindi namazının son rekatına yetişen seferi mesbuk, imamın mukim olduğunu zannederek dört kılıyor. Mahzuru oldu mu? CEVAP Kasten kılmadığı için mahzuru olmaz. Sual: Mesbukun farz olan oturuşu, kendi son oturuşu mudur? CEVAP Evet. Sual: Namaza geç gelip birinci rekata yetişemeyen, imam selam vermeden önce kalkabilir mi? CEVAP İmamın selamını beklemek vaciptir. İmam selam vermeden önce kalkmak tahrimen mekruhtur. Eğer mesbuk daha fazla bekleyince namazı fâsid olacaksa, o zaman kalkar. Mesela kendi namazını tamamlarken güneş doğma tehlikesi varsa veya mestin mesh müddeti geçecekse veya özürlü olup vaktin çıkıp abdesti bozulacaksa, buna benzer sebeplerle teşehhüd miktarı oturduktan sonra, imamın selamını beklemeden kalkar. (Halebi) Sual: Cemaate ikinci rekatta yetişen kimse, son rekatta salli barikleri okur mu? CEVAP Halebi’de diyor ki: Mesbuk olan [imama birinci rekattan sonra yetişen] kimse, ettehıyyatüyü imamın selam vermesinden önce okuyup bitirirse, şunlardan birisini yapar: 1- Kelime-i şehadeti tekrar eder. 268 www.dinimizislam.com 2- Ettehıyyatüyü tekrar okur. 3- Sükut eder, yani bir şey okumaz. 4- Salevat-i şerifleri ve Rabbena’yı da okur. 5- İmam selam verdiği zamana yetişecek şekilde Ettehıyyatüyü yavaş yavaş okur. En uygun olanı budur. (Halebi-yi sagir) Bazı âlimler ise, kelime-i şehadeti tekrar eder kavlini esas almıştır. Tam İlmihalde’de bu kavil tercih edilmiştir. Yine Halebi’de diyor ki: Muktedi, yani mesbuk olmayan, imama vaktinde yetişen kimse, imamdan önce teşehhüdü, salli barik ve duaları okuyup bitirirse, susup bekler. Bunda farklı bir kavil yoktur. İmama sonradan yetişen Sual: İmama birinci rekâttan sonra yetişen kimse, imam selam verdikten sonra kıldığı rekâtlarda, imamın açıktan okuduğu zamm-ı sureden, bir veya birkaç önceki sureyi okuyabilir mi? CEVAP Evet, sıraya riayet etmeden okuyabilir. Son safta yer yoksa Sual: Cemaat farza başladıktan sonra mescide gelen kimse, son safta yer yoksa ne yapar? CEVAP Cemaat ayaktaysa, rükûa kadar birini bekler. Kimse gelmezse, öndeki safa sıkışır. Öndeki safa sığmazsa, güvendiği birini arkaya, yanına çeker. Güvendiği kimse yoksa en arkada yalnız durur. Cemaat oturuyorsa, o zaman son safta yer olmasa da, en arkada yalnız durur. Sübhaneke okumak Sual: İmama ikinci rekâtta yetişip Sübhaneke’yi okuyan kimse, imam selâm verdikten sonra ayağa kalkınca, tekrar Sübhaneke okur mu? CEVAP Namazı tamamlarken kıyam bakımından birinci rekâttan başlanıldığı için Sübhaneke okunur. Hastalıkta namaz Hastalıkta namaz nasıl kılınır? Sual: Hasta, namazlarını nasıl kılar? CEVAP Hastalık değişiktir. Ayakta duramayan hasta oturarak kılar. Oturamayan da yatarak ima ile kılar. Hadis-i şerifte, (Hasta, namazını ayakta kılamazsa, oturarak, buna da gücü yetmezse, sırtüstü yatarak ima ile kılar) buyuruldu. Âl-i İmrân suresinin, (Onlar ayakta iken, otururken, yanları üzerine yatarken Allah’ı zikrederler) mealindeki 191. âyetindeki zikir, namaz demektir. (Namazı, gücü 269 www.dinimizislam.com yeten ayakta kılar, ayakta kılmaktan aciz olan oturarak kılar, bundan da aciz olan, yatarak ima ile kılar) demektir. (Bahr-ür-râık) Ayakları uzatmak Sual: Ayakta namaz kılamayıp, secde de edemeyip, ayaklarını bükemeyen de olduğu gibi, bükebilenin de, ayaklarını kıbleye karşı uzatması gerekir mi? CEVAP Ayaklarını bükemeyen, ayaklarını kıbleye karşı uzatarak kılar; fakat bükebilen, ayaklarını altına toplar. Kolayına geldiği gibi bağdaş kurarak veyâ dizlerini dikip kollarını kavuşturarak yahut başka türlü yere oturur. Mazeretsiz kıbleye doğru ayak uzatmak mekruh olur. Bükemeyen için mekruh olmaz. Sandalyede namaz Sual: Belim ve dizim ağrıyor, eğilemiyor ve secde edemiyorum. Ayaklarımı bükemiyorum, namazımı nasıl kılabilirim? Sandalyeye oturup kılabilir miyim? CEVAP Ayaklarınızı bükemiyorsanız, yere oturup ayaklarınızı kıbleye doğru uzatarak ima ile kılarsınız. Yere oturamazsanız, kıbleye karşı uzatılmış yatak üzerinde, ayaklarınızı sarkıtmadan oturarak kılarsınız. Eğer sandalyeye veya koltuğa oturmak gerekiyorsa, o zaman önünüze başka bir sandalye veya sehpa koyarak ayaklarınızı onun üstüne koyarsınız, yani ayaklar kıbleye karşı uzatılarak namaz kılınır. Ayaklarını bükebilen büker, kıbleye karşı uzatmaz. Sual: Ayakta duramayan hasta nasıl namaz kılar? CEVAP Ayakta duramayan veya zarar gören, başı dönen kimse, farzları da, secde ettiği yerde oturarak kılar. Rüku için eğilir, secde için, başını yere koyar. Duvara, direğe, insana dayanarak, biraz ayakta durabilenin, ayakta tekbir alması ve o kadarcık ayakta okuması farzdır. Dayanarak oturmak mümkün iken, yatarak ima caiz olmaz. Farz kılarken özürsüz, duvara, direğe dayanmak mekruhtur. Bir özür olursa mekruh olmaz. Hamile veya hasta, sağ ve soluna sehpa gibi bir şey koyup onlara dayanarak ayağa kalkabilirse öyle kılması gerekir. Bu da mümkündür. Sual: Hastamızın iyi olana kadar hareket etmeden yatması gerekiyor. Rüku ve secde yapamıyor. Ama ayakta dikilebiliyor. Bu hasta namazlarını nasıl kılmalı? CEVAP Ayakta veya oturup ima ile kılar. Bunları da yapamıyorsa yatarak ima ile kılar. Sual: Ayakta da, oturarak da namazını kılamayan hasta nasıl namaz 270 www.dinimizislam.com kılar? CEVAP Bir şeye dayanarak veya bir kimsenin tutması ile de, yerde oturamayan hasta, sırt üstü yatarak kılar. Başı altına yastık koyar. Yüzü kıbleye karşı olur. Veya kıbleye karşı sağ veya sol yanı üzerine yatar. Rüku ve secdeleri, başı ile ima eder. Baş ile de ima edemeyen hasta, namazını kazaya bırakır. Sual: Alnı ile burnunda yara olan veya başka bir hastalık sebebiyle başını yere koyamayan hasta nasıl namaz kılar? CEVAP Oturup ima ile namazını kılar. Rüku için biraz eğilir, secde için, rükuda eğildiğinden daha çok eğilir. Sual: Ne kadar yüksek olan yere secde etmek caiz olmaz? CEVAP 25 cm den yükseğe secde etmek caiz değildir. Bazı âlimlere göre, az yükseğe de secde etmek caiz değildir. (Camiur-rumuz) Sual: 25 cm den az olan mesela 5 cm yükseğe secde etmek caiz mi? CEVAP Mekruhtur. Yani namaz sahih olursa da sevabı gider. Secde edilen yer hiç yüksek olmamalıdır. Sual: Hastanede hastamız var. Çeşitli cihazlar bağlı. Kıbleye tam dönemiyor. Ne yapması gerekir? Namaz kılarken, ayaklarını kıbleye karşı uzatmasında mahzur var mıdır? CEVAP Kıbleye dönemeyen hastanın, kolayına gelen tarafa doğru kılması caiz olur. Ayaklarını kıbleye uzatır. Dikebilirse, dizlerini dikmesi iyi olur. Başı altına yastık koyar. Yüzü kıbleye karşı olur. Veya kıbleye karşı sağ veya sol yanı üzerine yatar. İma ile kılar. Kolayına hangisi geliyorsa öyle yapar. Sual: Ayakta fazla duramayan hasta, tekbiri de oturarak mı alır? CEVAP Eğer oturunca secde edeliyorsa, duvara falan dayanarak, biraz ayakta durabilenin, ayakta tekbir alması farzdır. Oturunca secde edemiyorsa, o zaman oturarak tekbir alır. Sual: Ayakta namaz kılınca idrar veya yel kaçıran, oturunca idrarı kaçırmazsa, oturarak mı kılar? CEVAP Evet. Sual: Oturamayan hasta, ayakta ima ile mi kılar? CEVAP Evet. Sual: Yatarak ima ile kılarken, sağa veya sol tarafa yatarak da kılabilir mi? 271 www.dinimizislam.com CEVAP Evet. Sağ tarafa yatmak, sol tarafa yatarak kılmaktan evladır. Sırtüstü yatmak da sağa yatıp ima ile kılmaktan evladır. Sual: Göz ile ima olur mu? CEVAP İma baş ile, vücut ile olur. Göz, kaş ve kalb ile ima olmaz. Fetva böyledir. İmam-ı Ebu Yusuf’a göre, başı ile ima edemeyen hastanın gözü ile ima etmesi caizdir. İmam-ı Züfer’e göre ise, kalbi ile de ima caizdir. (Redd-ül-muhtar, Halebi, Tahtavi) Baş ile de ima edemeyen hasta, isterse, imam-ı Ebu Yusuf’un kavlini tercih ederek veya Şafii mezhebini taklit ederek göz ile ima ederek kılabilir. Sual: Beyin ameliyatı geçirdim. Başımı sağa sola çeviremiyorum. Namazı nasıl kılabilirim? CEVAP Başı sallamak sağa sola çevirmek gerekmez. Secde edebiliyorsanız hiç mesele yok. Edemiyorsanız, oturarak ima ile kılarsınız. Sual: Sağlam iken kılınamayan namazlar, hasta iken teyemmümle ve oturup ima ile kaza edilebilir mi? CEVAP Evet caizdir. (Redd-ül-muhtar) Sual: Ayağımda mantar var. Ayakta durunca tazyikten dolayı yaşlık çıkıyor. Abdestimin bozulmaması için oturarak kılsam caiz olur mu? CEVAP Evet oturarak namaz kılmak gerekir. (Hindiyye) Maliki'yi taklit ederseniz, yaşlık çıkmakla abdestiniz bozulmuş olmaz. Sual: Yatalak bir hasta, abdest alması veya aldırtması mümkün değilse ne yapar? CEVAP Teyemmüm eder, namazlarını ima ile kılar. (Merakıl-felah) Sual: Bir hastalıktan dolayı konuşamaz hâle gelen namazı nasıl kılar? CEVAP Dinimiz, hiç kimseye gücünün yetmediğini emretmez. Dilsiz olanlardan veya konuşamayan kimselerden yahut ses telleri kuruyup konuşamayanlardan kıraat farzı sakıt olur [düşer.] (Merakıl-felah) Demek ki, şuuru yerinde olan bir hasta, her halükârda namazını kılması gerekir. Bu da namazın çok önemli bir ibadet olduğunu göstermektedir. Sual: İyileşmesi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanan kimsenin teyemmüm edecek durumu olmadığı gibi, bir yardımcısı da yoksa namazını nasıl kılar? CEVAP Şuuru yerinde olduğu müddetçe bütün çarelere baş vurup kılmaya çalışması gerekir. Yemeğini kim yediriyor, diğer hizmetlerini kim yapıyorsa o 272 www.dinimizislam.com teyemmüm ettirir. Gerekirse, iki namazı cem edebilir. Yatarak ima ile kılabilir. İma ile de kılamayan namazını kazaya bırakır. Sual: Kuyruk sokumunda kıl dönmesi nedeniyle ameliyat olan bir yakınımız var. Ameliyat yerindeki dikişler açıkta, doktorlar iki hafta su değdirmeyeceksin demişler. Yaranın üzerinde sargı falan yok. Bu hasta gusül abdesti alırken nasıl hareket etmeli. Dikişli yaralı bölgenin üzerini bir bezle örtüp sargı gibi yaptıktan sonra bunun üzerini mesh edebilir mi? CEVAP Evet edebilir. Sual: Bir hasta bir ay falan yüz üstü hareket etmeden yatması gerekiyor. Yürümesi dahi yasak, sadece ayakta dikilebiliyor. Fakat rüku ve secde yapamıyor. Bu hasta namazlarını nasıl kılar? CEVAP Oturup ima ile kılar. Oturamıyorsa yatarak ima ile kılar. Sual: Bacağına ameliyatla protez takılan bir hastanın bir ağrısı ve sızısı yok, namazı nasıl kılar? CEVAP Ayakta kılamazsa oturarak kılar. Sual: Beli ağrıyan ve dizlerini bükemeyen namazını nasıl kılar? CEVAP Secdeye gidemeyen ve dizlerini bükemeyen yere oturup ayaklarını kıbleye doğru uzatarak ima ile kılar. Yani rüku için azıcık eğilir, secde için ondan biraz daha fazla eğilir, böylece ima ile kılınır. Dizlerini bükebilen ayaklarını uzatmaz. Sual: Ağır hasta namazını nasıl kılar? Namaz üzerinden sakıt olmuyor mu? CEVAP Aklı başında ise namaz sakıt olmaz. Oturarak veya yatarak kılması lazım. Secdeye gidemezse, oturarak rüku için başını biraz eğer, secde için biraz daha fazla eğer. Secdeye gidebiliyorsa oturarak kılar. Ayağa bir şeye dayanarak kalkabiliyorsa yanına sehpa gibi bir şey koyarak ayağa kalkar. Ayakta duramayan oturarak kılar. Oturamayan yatarak kılar. Dinimizde kolaylık var. Bu herkesin kolayına, işine geleni yapması demek değildir. Ayağa kalkabiliyorsa oturarak kılamaz. Oturarak kılıyorsa ima ile kılamaz. Hasta olan için abdest almak zor ise, Maliki’de iki namazı cem edip kılması caiz olur. Bir yakını abdest aldırmazsa ancak o zaman teyemmüm edebilir. Sual: Boynumdan ameliyat olacağım için başımla ima edemem. Ne yapmam lazım? CEVAP Vücudunuz sağlam olduğuna göre, yere oturursunuz. Rüku için belini biraz eğersin, secde için de ondan biraz daha fazla eğersin, boynu hareket 273 www.dinimizislam.com ettirmemen mühim değil. Selam verirken de sağa sola dönmeye ihtiyaç yok. Zaten sağa sola dönmek farz ve vacip değil sünnettir. Selam vermek vaciptir. Sual: Oturarak kılarken, rükuya ve secdeye ima ile eğilirken eller nereye konulacak? CEVAP Rükuda dizler tutulur, secde için de eller uyluklara konur. Kıyamda iken de eller bağlanır. Eller bu şekilde konamasa da namaza zararı olmaz. Sual: Kolumda serum varken teyemmüm edilir mi? CEVAP Serumun teyemmüme zararı olmaz. Sual: Ameliyata girmeden önce, takdim veya tehir edilir mi? CEVAP Elbette edilir ve etmek de lazımdır, Hanbeli taklit edilir. Ağızda dolgu varsa Maliki taklit edilir. Sual: Özürlü olan Hanefi, ikindiyi kılarken akşam girse, abdesti bozulduğu için namazı sahih olur mu? CEVAP Sahih olmaz. Kaza etmesi gerekir. Ama Maliki’yi taklit ederse, abdesti bozulmuş olmaz. Sual: Abdest alamayacak kadar hasta olanın, hanımı yardım etmezse, teyemmüm mü eder? CEVAP Evet. Kadın ile kocasının birbirine abdest aldırması vacip değildir. Birbirine yardım ederek abdest aldırmaları iyi olur. Abdest alamayacak bir kimse, para ile de bir yardımcı bulamazsa, teyemmüm eder. Sual: Bir yakınımızın cinsiyeti belli değil. Böyle kimse namazı, erkek gibi mi, yoksa kadın gibi mi kılar? Cenazesini kim yıkar? Sonradan kadın olan erkeklerin durumu nedir? CEVAP Kendisinde hem erkeklik, hem de kadınlık uzvu bulunan veya her ikisi de bulunmayan kimseye Hünsa denir. Her iki uzvu olup da, idrarını hangisinden yapıyorsa, ona göre hüküm verilir. Bu, henüz çocuk iken böyledir. Büyüyünce, sakalı çıkar, erkek gibi ihtilam olursa erkek hükmündedir. Göğsü büyür, kadınlık halleri zuhur ederse kadın olduğu anlaşılır. Eğer erkek veya kadın olduğuna dair hiçbir alamet bulunmazsa veya her ikisinden eşit miktarda bulunursa, böyle kimseye Hünsa-i müşkil denir. Hünsa-i müşkil, kadın olma ihtimali düşünülerek ihtiyatlı hareket eder. Namazı kadınlar gibi kılar. Ölünce, kadınlar gibi kefenlenmesi iyi olur. Teyemmüm ettirilerek defnedilir. Kadın olduğu zannedilip ameliyatla erkek olduğu meydana çıkan kimse, erkektir. Erkek olduğu zannedilip ameliyat edilince kadın olduğu meydana çıkarsa kadındır. Fakat erkek iken, kadın olmak niyetiyle ameliyat olan, kadın 274 www.dinimizislam.com olmaz. (Hidaye, Dürer, Hindiyye) Sual: Dizim oturup kalkarken ağrı yapıyor. Üzerine de oturamıyorum. Ayakta durabiliyorum ama secdede dizimi kıvıramadığım için ayağımı arkaya doğru uzatıyorum. Mahzuru var mı? CEVAP Bir mahzuru olmaz, istediğiniz gibi uzatın. Secde yapabilenin ve ayakta durabilenin ayakta kılması gerekir. Bir şeye dayanarak kalkabilirsiniz, yanınıza tabure veya sehpa koyun öyle kalkın, istediğiniz gibi oturun. Ayağa kalkabiliyorsunuz, oturarak kılamazsınız. Ama gerçekten ayağa kalkınca çok ağrı oluyorsa, namaza ayakta başlarsınız, diğer rekatları oturarak kılabilirsiniz. Sual: Namaz kılamayan hasta, kılamadığı namaz ve tutamadığı oruç yerine fidye verir mi? CEVAP Ağır hasta ve çok ihtiyar kimse, namaz kılamazsa, yerine fakire fidye [para] vermez. Ama tutamadığı oruç yerine fidye vermesi lazımdır. Sual: Hastayım, hanımı uyandıramazsam namazı teyemmümle kılabilir miyim? CEVAP Evet. Sual: Ayağa protezin giyilmesi meşakkatli oluyor. Protezsiz ayakta duramıyorum. Oturarak namaz kılmam caiz mi? CEVAP Meşakkatli olunca caiz olur. Sual: Secde edemeyen, oturup ima ile kılarken, iftitah tekbirini ayakta mı alması gerekir? CEVAP Hayır. Secde edemeyen, ayakta durmaz. Sual: Oturunca ayağa kalkamayan, oturarak mı namaz kılar? CEVAP Eğer oturunca secde edebiliyorsa, ayakta tekbir alır, durabildiği kadar ayakta durur, sonra oturup kılar. Sual: Sağ kaşımda yara var. Secde edince kanıyor. Yalnız alnımın sol tarafını ve burnumu yere koyup secde etmem caiz mi? CEVAP Evet. Sual: Narkozdan kurtulma esnasında namaz vakti çıkarsa ne yapmalı? CEVAP İki namaz cem edilir. Sual: Tehlike zamanında, namazı oturarak veya ima ile kılmak caiz midir? CEVAP Düşman veya yırtıcı hayvan korkusundan veya hastalanıp ayakta duramayan veya çamur olup kuru yer bulamayan kimse, namazını ima ile 275 www.dinimizislam.com kılar. Daha sonra bunları iade etmesi gerekmez. (Halebi) Sual: Şizofreni hastasının namaz durumu nasıl olur? CEVAP Gayri tabii hareketleri devamlı değilse, sıhhatli iken namazını kılar, kılmadıklarını da kaza eder. Sual: İki eli veya iki ayağı olmayan kimseye de namaz kılmak farz mıdır? CEVAP Evet farzdır. Herkes, gücü nispetinde ibadet eder. Ayakta namaz kılamayan oturarak kılar, oturarak da kılamayan yatarak ima ile kılar. Abdest alamayan teyemmüm eder. Sual: Bir veya birkaç özrü olan kimse namazını nasıl kılar? CEVAP Özürlü kimse, Maliki mezhebini taklit ederse iyi olur. Çünkü Maliki’de, abdesti bozan başka bir sebep yoksa, devam eden özür, namaz vakti çıksa da, abdesti bozmaz. Maliki mezhebine göre, özür sahibi olmak için, abdesti bozan bir şeyin hastalık sebebi ile bir kere çıkması kâfidir. Bir namaz vakti içinde devamlı çıkması gerekmez. Namazdan önce veya namaz içinde idrar veya yel kaçıran yani gelen yeli tutamayan veya yarasından kan irin çıkan veya basuru kanayan yahut başka bir akıntısı olan, abdest ve namazının bozulmaması için, Maliki mezhebini taklit eder. (M.Erbea) Sual: Bir vaktin girmesiyle eli veya herhangi bir yeri kanayan bir kimse farzı kılacak kadar bir zamanda kan durmazsa, vaktin sonuna doğru o haliyle vaktin farz namazını kılabiliyorken yatsı vaktinin girmesiyle eli kanayan ve kanaması devam eden bir kimse yatsı namazını ve vitri kılmak için yatsının son vakti olan imsak vaktine kadar mı beklemesi lazım? CEVAP Evet. Ancak Maliki taklit edilirse hemen kılınır, sabaha kadar beklenmez. Sual: Abdesti hangi miktarda olan kan bozar, tükürükten fazla olursa mı? CEVAP Ağızdaki bir yara veya hastalıktan dolayı kan ne kadar çok çıkarsa çıksın Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz. Hanefi’de ise, elini dişe sürünce kan bulaşmışsa kan çıktığı için abdest bozulur, ama elma ısırınca misvaktaki kürdandaki bozmaz. Tükürünce tükürükten az ise yine bozmaz. Sual: Arkadaş namaza yeni başlamış. Her namazda yel zorlaması başlıyormuş. Yel kaçırdığını hissediyor. Bu durum sadece namaz kılmaya başladığı zaman oluyormuş. Bu sebepten birkaç kere abdest alma ihtiyacını hissediyor. Bu kişinin ne yapması lazım? CEVAP Bu konuda hadis-i şerif var. Bunu şeytan yapıyormuş. Dübür kısmını üflüyor, insanı şüpheye düşürüyormuş. Onun için Peygamber efendimiz, (Bir ses ve koku duymadıkça abdestiniz bozulmuş olmaz) buyuruyor. Demek ki bu vesvesedir, önem vermemek gerekir. Eğer, gerçekten bozuluyorsa, o 276 www.dinimizislam.com zaman Maliki mezhebini taklit eder. Maliki’de elde olmadan, tutulamayıp çıkan gaz, abdesti bozmaz. Sual: Kadın, günde bir defa gelen akıntı için, Maliki’yi taklit eder mi? CEVAP Evet. Sual: Sinüzit ameliyatı olacağım. Burnuma tampon koyacaklar, abdest alırken, namaz kılarken nasıl bir yol izlemeliyim? CEVAP Abdestte burnun içini yıkamak farz değil. Yani bir problem yok. Bayıltıyorlar, ameliyattan uyanınca vakit geçmiş olabilir. Onun için Hanbeli mezhebini taklit etmek gerekebilir. Diyelim ki öğle vakti ameliyat olacaksanız, ikindiyi de öğle ile birlikte kılarsınız. Sabah ameliyat olacaksanız, öğleyi belki yetiştiremem diyerek ikindi vaktinde ikisini birden kılarsınız. İkindi namazını kıldıktan sonra ameliyat olursanız, akşamı yatsı vaktinde kılarım dersiniz. İki namazı bir arada kılmaya ayarlarsınız. Eğer Maliki’yi taklit ediyorsanız, o zaman Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit ederek iki namazı cem edersiniz. Hastalık halinde Maliki’de de iki namaz cem edilir. Sual: Abdest almak istiyoruz fakat yüzümüzdeki kesik kanamaya devam ediyor. Bu durumda Maliki’ye uyduğumuzu düşünüp abdest almamızda bir mahzur olmaz değil mi? CEVAP Evet mahzuru olmaz. Fakat bir yara bandı yapıştırıp abdest almak daha uygun olur. Kan çıkmazsa Maliki’yi bile taklide lüzum kalmaz, kan çıkarsa Maliki taklit edilir. Sual: Bugün öğleye doğru dişimi çektirdim, çektirdikten sonra diş etinde kanamalar devam ediyor. Maliki'yi taklit ediyorum.Öğleyi kaçırmamak için, abdest aldım namazımı kıldım. Ve kanama hâlâ devam ediyor. Kıldığım öğle namazının kazasını kılmam gerekir değil mi? CEVAP Abdestiniz bile bozulmamıştır. O abdestle ikindiyi de akşamı da kılabilirsiniz. Tabii abdesti bozan başka bir şey olmamışsa. Kanamak Maliki’de abdesti bozmaz. Namazı kaza etmeniz gerekmez. Sual: Soğuktan el veya dudak yarılıp kanarsa Maliki’yi taklit edenin abdestini bozar mı? CEVAP Bozmaz. Semavi sebepler bozmaz, bir müdahale varsa bozar. Sual: Hastalıkla sık sık kusan, Maliki’yi taklit ederse abdesti bozulmamış mı olur? CEVAP Evet. Sual: Ameliyatla, karnımdan delik açılarak torba bağladılar. Torbadan 277 www.dinimizislam.com bazen necaset sızıyor. Maliki’yi taklit caiz mi? CEVAP Evet. Not: Maliki mezhebini taklit ile ilgili geniş bilgi, Mezhep ve Mezhepsizlik maddesinde, Mezhep taklidi rahmettir kısmında var. Hastanede namaz Sual: Hastanede, yatağından hiç kalkamayan hastanın yatağı uygun değilse, namazını nasıl kılar? CEVAP Kıble sağ tarafındaysa sağ tarafa, kıble solundaysa sol tarafa dönerek kılar. Kıble ayak yönündeyse, başının altına yastık koyarak, yüzü kıbleye gelecek şekilde ima ile kılar. Başı kıble tarafına geliyorsa veya ara yönlerden bir tarafa doğruysa, dönebildiği kadar başını kıbleye dönmeye çalışır. Sağ tarafa yatmak, sol tarafa yatarak kılmaktan evladır. Sırtüstü yatmak da, sağa yatıp ima ile kılmaktan evladır. Tek kolu olmayan Sual: Tek kolu olmayan, namazda elini nasıl tutar? CEVAP İki eli varken yaptığı gibi yapar. Mesela tek elini, yine göbeğin altına koyar. Hamile kadının namazı Sual: Hamile kadın, namazlarını oturarak kılabilir mi? CEVAP Namazda ayağa kalkmakta zorlanıyorsa, sağına ve soluna, sehpa koyup, onlara dayanarak kalkabilir. Bu şekilde de ayakta kılamazsa, o zaman oturarak kılabilir. Hamilelikte namaz Sual: Doktor hamileye, (Hareket edersen çocuğun düşer. Hep yatacaksın) dese, çocuğun düşmemesi için namazlarını oturarak kılması, abdest yerine teyemmüm etmesi caiz midir? CEVAP Evet, caizdir. Oturarak namaz kılarken Sual: Ayakta namaz kılamayan kimsenin, oturarak namaz kılarken ayakları bükme, dizüstü veya bağdaş kurma imkânı varken kıbleye karşı uzatması caiz midir? CEVAP Dizlerini bükemeyen, ayaklarını kıbleye karşı uzatır. Bükebilen ayaklarını toplar kıbleye karşı uzatmaz. Dizüstü veya bağdaş kurma imkânı varken ayaklarını kıbleye doğru uzatması mekruh olur. Dizüstü oturabiliyorsa, secdeye de gitmesi gerekir. Secdeye gidemiyorsa, ima ile kılar. 278 www.dinimizislam.com Mesh zarar verirse Sual: Mâlikî’yi taklit eden veya etmeyen Hanefî’nin, başına mesh etmesi zarar verir, hastalığını arttırırsa, meshi terk etmesi caiz olur mu? CEVAP Şâfiî’de başın çok az bir kısmını, mesela bir parmakla bile mesh edilirse farz yerine gelir. Salih ve uzman doktor, ıslak elle başı mesh etmek hastalığını artırır derse, Şâfiî’yi taklit edip çok az kısmını mesh etmek caiz olur. Akıntıyı durdurmalı Sual: Ayakta namaz kılınca, elde olmadan yel veya idrar kaçıran yahut yarası akan kimse, oturunca bu akıntılar olmuyorsa, namazı ayakta kılmayıp, oturarak mı kılar? CEVAP Evet, oturup îmâ ile kılınca bu özürler akmayıp kesiliyorsa, îmâ ile kılmak gerekir, çünkü sargıyla, bantla, ilaçla veya başka bir yolla akıntıyı durdurmak vacibdir. (S. Ebediyye) Eğer yukarıda bildirilen özürlere mani oluyorsa, îmâ ile kılmak, akıntı devam ederken ayakta kılmaktan daha uygundur. (Halebi) Akıntısı sadece secde hâlinde gelen, secdeyi terk eder. Akıntısı sadece ayakta gelen ise, kıyamı terk edip akıntı gelmeyecek şekilde oturup îmâ ile kılar. Eğer böyle akıntılı durumlarda, Mâlikî mezhebi taklit edilirse, bu özürlerin hiçbiri abdestini bozmaz. O zaman îmâ ile kılmak gerekmez. Bu bakımdan Mâlikî'yi taklit ederek kılmak iyi olur. Îmâ ile kaza etmek Sual: Sağlamken kılınmayan namazları hastayken teyemmümle ve îmâ ile kaza etmek caiz midir? CEVAP Evet, caizdir, kaza ettikten sonra sıhhati düzelse, tekrar kılması gerekmez. (Dürer, Mecmua-i Zühdiyye) Îmâ ile kılarken Sual: Ayaklarını kıbleye doğru uzatıp, îmâ ile namaz kılan, imamla yan yana duruyorsa, ayakları imamın ayaklarından ileriye geçmiş oluyor. Bu durumda namazı sahih oluyor mu? CEVAP Normal ayakta cemaatle namaz kılarken, ayakların bulunduğu yere itibar edilir. Ayağının topuğu imamın topuğundan ileri olursa o namaz sahih olmaz. Ama îmâ ile kılarken böyle değildir, o zaman topuklara değil, başın bulunduğu yere itibar edilir. Îmâ edenin başı, imamın başının gerisinde veya aynı hizada olursa, ayakları imamın ayaklarının ilerisinde olsa da namazı sahih olur. (İbni Abidin) Secde edemeyen 279 www.dinimizislam.com Sual: Ayakta durabilen, fakat secde edemeyen hasta, namazını nasıl kılar? CEVAP Hasta, ayakta durabilse de, secde yapamıyorsa, ayağa kalkması gerekmez, oturarak îmâ ile kılar. Ayakta da îmâ ile kılması caizdir. Oturarak îmâ ile kılmak, ayakta îmâ ile kılmaktan efdaldir. (Mülteka, Mecmua-i Zühdiyye) Sandalyede namaz Sual: Birçok camilere sandalyeler konmuş. Sandalyede namaz kılanlar, (Dinde kolaylık olduğu, güçlük olmadığı için sandalyede namaz kılıyoruz) diyorlar. Doğru mu? CEVAP Doğru değildir. Dinde güçlük yok demek, (Size güç gelen ibadetleri yapmayın veya bu ibadetleri istediğiniz gibi değiştirin) demek değildir. Dinimizin izin verdiği ruhsatlardan istifade edilir. Camiye kadar gelen kimse yere de oturabilir. Secde edemiyorsa, ayaklarını kıbleye doğru uzatarak ima ile namazını kılar. Yahut sandalyeye oturup ayaklarını başka bir sandalyenin üstüne koyabilir. Sual: Hasta bir kimsenin, sandalyede namaz kılması niçin caiz değildir? CEVAP Din kitaplarında deniyor ki: Ayakta duramayan veya zarar gören, başı dönen kimse, farzları da, secde ettiği yerde oturarak kılar. Rüku için eğilir. Secde için, başını yere koyar. Duvara, değneğe, insana dayanarak, biraz ayakta durabilenin, ayakta tekbir alması ve o kadarcık ayakta okuması farzdır. Secde için yere eğilemeyen hasta, 25 cm.den yüksek olmayan, sert bir şey üzerine secde eder. Alnında yara olan, yalnız burnu ile, burnunda yara olan da, yalnız alnı ile secde eder. Alnında ve burnunda birlikte özür olup başını yere veya böyle sert bir şey üzerine koyamayan, ayakta durabilse bile, yere oturarak ima ile kılar. Yani rüku için biraz eğilir. Secde için, rükudan daha çok eğilir. Secde için, kendisi veya başkası, yerden bir şey kaldırıp, yüzünü bunun üstüne koyması tahrimen mekruhtur. Resulullah efendimiz bir hastayı ziyaret etti. Bunun, eli ile yastık kaldırıp, üzerine secde ettiğini görünce, yastığı aldı. Hasta, odun kaldırarak bunun üstüne secde etti. Odunu da aldı ve (Gücün yeterse, yere secde et! Yere eğilemezsen, yüzüne bir şey kaldırıp, bunun üzerine secde etme! İma ederek kıl ve secdede, rükudan daha çok eğil!) buyurdu. (Fethul-kadir, Merakıl-felah, Halebi, Mecmaul-enhür) Bir uzvundaki dertten dolayı uygun oturamayan kimse, istediği gibi oturur. Oturabilmek için, ayaklarını kıbleye karşı uzatabilir. Bir yerini yastığa veya 280 www.dinimizislam.com başka şeye dayar. Yahut, bir kimse tutarak düşmesine mani olur. Yüksek bir şeyin üstüne oturup ima ile kılması caiz değildir. [Sandalyede oturarak kılanın namazı kabul olmaz. Çünkü, sandalyede oturmak için zaruret yoktur. Sandalyede oturabilen kimse, yerde de oturabilir ve yerde oturabilenin yere oturup kılması lazımdır. Namazdan sonra, yerden ayağa kalkamayan, sandalyeden ise kolay kalkan hastayı yerden bir kimse kaldırır. Yahut, kıbleye karşı olan bir karyolada, ayaklarını sarkıtmadan oturarak kılar. Namazdan sonra, ayaklarını yatağın bir yanına sarkıtıp, sandalyeden kalkar gibi kalkar.] Bir şeye dayanarak veya bir kimsenin tutması ile de, yerde oturamayan hasta, sırt üstü yatarak kılar. Ayaklarını kıbleye uzatır. Başı altına yastık koyar. Yüzü kıbleye karşı olur. Veya kıbleye karşı sağ veya sol yanı üzerine yatar. Rüku ve secdeleri, başı ile ima eder. Böyle de ima edemeyen aklı başında bir hasta, bir günden çok namazını kılamazsa, hiçbirini kaza etmez. Semavi bir sebep ile, yani elinde olmayarak, mesela hastalık ile veya baygın yahut secde, rekat sayılarını unutacak kadar dalgın olarak, beşten fazla namazını kılamayan da böyledir. Alkollü içkiler veya ilaç alarak böyle baygın, dalgın olanın, kılamadığı namazlarının adedi birkaç günlük olsa da, hepsini kaza etmesi lazımdır. Hastanın yatakta veya sandalyede, ayaklarını sarkıtarak oturup, ima ile kılması caiz değildir. Hasta, yerde veya uzunluğu kıble istikametinde olan bir çekyat üstünde, kıbleye karşı oturarak kılar. Yere oturunca kalkamazsa, sandalye, koltuk veya yatak üzerine oturur, ayaklarını bir sehpanın üstüne koyarak ima ile kılar. Felçli olup sandalyesinden inip binemeyen de, mümkünse ayaklarını sehpaya koyar veya koydurur. Buna da imkan yoksa, zaruretten dolayı kendi sandalyesinde kılması caiz olur. Sual: Bacaklarını bükemeyen hastalar sandalyede namaz kılamıyor. Bu hasta oturup kalkamıyorsa veya felçli ise ne olacak? Tekerlekli sandalyesinde kılamaz mı? CEVAP Ayaklarını bükemeyen hasta, yatağının içinde, ayaklarını kıbleye karşı uzatarak ima ile kılabilir. Divanda, somyada veya yatakta böyle oturarak kılar. Koltuğa oturursa ayaklarını sehpaya veya başka bir koltuğa koyarak kılabilir. Bunları da yapamayan hasta yatarak ima ile kılar. Tekerlekli sandalyesinde oturan felçli de, bir yardımcısı yoksa, ayaklarını önündeki sehpaya koyamayacağı için, ayaklarını sarkıtarak da kılması caiz olur. Oturaklı seccade Sual: Çeşitli rahatsızlıkları olan hastalar için, resimde görüldüğü gibi oturaklı seccade yapılmış. Hastalar bu oturağa oturuluyor, ayaklar yine altta kalıyor. Hastaların böyle namaz kılmaları caiz olur mu? CEVAP 281 www.dinimizislam.com Hasta, yerde nasıl rahat ediyorsa öyle oturabilir. Oturamıyorsa sırtını duvara dayayabilir. Dizüstü oturamıyorsa bağdaş kurabilir. Ayaklarını bükemiyorsa kıbleye doğru uzatabilir. Resimde görüldüğü gibi, bisiklet oturağına benzer bir şey üzerine de oturabilir. Altına yastık da koyabilir. Sandalyeye oturup ayaklarını sarkıtmaksa, caiz olmaz. Sual: Diyanet İşleri Başkanlığının, cuma hutbesi olarak okuttuğu, müftülüklere gönderdiği tamimde ve diyanetin resmi web sitesinde, camilerde sandalyede namaz kılmanın, özellikle sabit oturakların bulunmasının yanlışlığı ve yerden kalkamayacak kadar özürlü mesela felçli olanların dışında sandalyede namaz kılmanın caiz olmadığı bildirilmektedir. Bu tamime rağmen, niye hâlâ camilere sandalye veya tabure taşıyanlar görülmektedir? CEVAP Camiye kadar yürüyerek gelebilen insanın, sandalyede namaz kılmasında bir zaruret yoktur. Maalesef şimdi ne Diyanetin tamimleri, ne de muteber eserler dikkate alınıyor. Herkes kendi aklını ölçü kabul ediyor. (Niye olmasın bal gibi olur) diyerek aklına göre hareket ediyor. Sandalyeye bağlı felçliler hariç, sandalyede namaz kılmak caiz değildir. Teyemmüm edemeyen hasta ne yapar? Sual: İslam Ahlakı kitabında, (Elleri ve ayakları kesik olanın yüzü de yara ise, namazı abdestsiz kılar) denirken, başka bir yerinde, (Abdest aldıracak bir kimse bulamayan hasta, teyemmüm eder. Teyemmüm de edemeyen namazı kazaya bırakır) deniyor. Niye bu da abdestsiz kılmıyor? Yahut öteki de bunun gibi kazaya bırakmıyor? Bu çelişki değilse, farklı bir kavil midir? 282 www.dinimizislam.com CEVAP Çelişki yok, farklı bir kavil de değildir. Birinci hastanın yardımcı ile de teyemmüm etme imkanı yoktur. Namazı kazaya bıraksa da, elleri kolları kesik olduğu için iyi olup ileride abdest alarak kılma imkanı yok, teyemmüm de edemiyor. Mecburen abdestsiz kılıyor. Yani abdestin farzları yerine gelmiyor, abdest o şahıstan sakıt oluyor. İkinci hastanın uzuvları var, ama kendisi abdest alamıyor, ancak yardımcı ile alabiliyor. Yardımcı yoksa teyemmüm edebiliyor. Hastalığından dolayı teyemmüm de edemiyorsa, iyileşince veya yardımcı bulunca, abdest alarak veya teyemmüm ederek kılma imkanı oluyor. Onun için kazaya bırakıyor. Bir özürle kazaya bıraktığı için de günah olmuyor. Bir yardımcı gelince hemen teyemmüm edebiliyor veya abdest aldırabiliyor, onun için kazaya bırakıyor. Birinci hasta, kazaya bıraksa da, abdest alacak veya teyemmüm edecek imkanı olmadığı için teyemmümsüz namazını kılıyor. Yani abdest ve teyemmüm farzları yerine gelmediği için, abdest ve teyemmüm bu hastaya farz olmuyor, sakıt oluyor. Yolculukta namaz Yolculukta namaz nasıl kılınır Sual: Seferi ile misafir aynı manaya mı gelir? Yolculukta namaz nasıl kılınır? CEVAP Seferi veya Misafir olmak demek, yolcu olmak demektir. 3 günlük yere gitmek niyeti ile yola çıkan kimse, konakladığı bir yerden üç günlük yola gitmeye niyet ederek, ayrılırsa, gideceği yolun iki tarafındaki evlerin hizasından ayrılınca misafir olur. Büyük şehirlerde kenar evler kalmamıştır. Bu bakımdan şehre yakın mezarlık, fabrika, okul ve kışla geçilince seferilik başlar. Niyet etmez ise, bütün dünyayı dolaşsa bile, misafir olmaz. Düşmanı arayan askerlerin hâli böyledir. Fakat, geri dönüşte misafir olur. İki günlük uzaklıkta olan bir yere gitmeye niyet eden kimse, yolda iken veya o yere varınca, iki günlük yere daha gitmeye niyet etse, o dört günlük yere giderken misafir olmaz. Hanefi mezhebinde seferde, 4 rekat olan farz namazları 2 rekat kılmak vaciptir. 4 rekat kılmak mekruhtur, günah olur. Hadis-i şerifte, (Seferde namazı tamam kılan hazarda eksik kılan gibidir.) buyuruldu. Üç rekatları aynen kılar. Müekked sünnetler, gayrı müekked sünnet haline gelir. Maliki’de, meşru seferde 4 rekat farzları 2 kılmak sünnet, Şafii’de, meşru seferde, 2 veya 4 kılmak da caizdir. İki kılmak evladır. Hanbeli’de ise seferde 2 veya 4 kılmak Şafii’deki gibidir. Hanefi’deki Müslümanların günah işlememeleri için 4 rekatlık namazlarını 283 www.dinimizislam.com seferde 2 rekat olarak kılmaları gerekir. Bunun için sefere ait hükümleri de bilmek gerekir. Bu bilgiler Hanefi’ye göre aşağıya çıkarılmıştır: İnsanın mukim olduğu, yerleştiği yere Vatan denir. 3 çeşit vatan vardır: a- Vatan-ı asli: İnsanın doğup büyüdüğü, daha sonra evlendiği yerdir. Bundan sonra da hep kalmak niyetiyle yerleştiği yerdir. Burayı da değiştirip temelli kalmak üzere başka yere göçebilir. O zaman göçtüğü yer vatan-ı asli olur. b- Vatan-ı ikamet: 15 gün veya daha çok kalıp, sonra çıkmaya niyet edilen yerdir. c- Vatan-ı sükna: İnsanın uğradığı yer olup, 15 günden az kalmak için niyet edilen, yahut bugün yarın çıkarım diyerek uzun müddet oturulan yerdir. Vatanın değişmesi: Vatanın değişmesi aşağıda belirtilen örneklerdeki gibi olur: Bir kimse, evlenip veya temelli kalmak üzere bir yere yerleşmedikçe, doğup büyüdüğü yer vatan-ı asli olmaktan çıkmaz. Evlenirse, eski vatan-ı aslisi bozulur. Evlendiği yer vatan-ı asli olur. Başka bir yerde temelli kalmak üzere yerleşirse, bu sefer evlendiği yer vatan-ı asli olmaktan çıkar. Temelli yerleştiği yerden ayrılıp başka bir yere temelli yerleşirse, önceki yerleştiği yer vatan-ı asli olmaktan çıkar. Yani bir kimse, Haymana’da doğsa, vatan-ı aslisi Haymana olur. Bu kişi, Samsun’da evlense, Haymana vatan-ı asli olmaktan çıkar ve vatan-ı aslisi Samsun olur. Daha sonra Fatih’te temelli yerleşmeye karar verirse, o zaman vatan-ı aslisi Fatih olur. Samsun vatan-ı asli olmaktan çıkar. Vatan-ı aslide bir saat de kalınsa namazlar kısaltılmaz. Bir kimse, evlenip bir yere yerleştikten sonra, hanımı o şehirde ikamet ettirse, iş icabı kendisi gidip başka bir şehre temelli yerleşse, iki vatan-ı aslisi olur. Bir köyde, ikamet eden bir kadın, şehirdeki doğum evine giderek çocuğu olsa, çocuğun vatan-ı aslisi annesinin ikamet ettiği köydür. Çünkü orada büyüyecektir. Birkaç gün kaldığı yerde, yani vatan-ı süknada doğmuş sayılmaz. Bir kimse 60 km.lik mesafeye gitmek için bir otobüse binse, otobüste uyuyup 150-200 km.lik mesafeye gitse bile yine seferi olmaz. Çünkü buraya gelmeye niyet etmemiştir. Burada iken 60 km. ilerideki şehre bir iş için gitse, yine seferi olmaz. Dönerken ilk çıktığı yere gelmeye niyet ederse, dönüşte seferi olur. Bunun gibi, bir kişi, 60 km. olan Çatalca’ya gitmek üzere Fatih’ten çıksa, otobüste uyuduğu için Edirne’ye gelse, Edirne’ye kendi isteği ile gitmediği, niyetsiz gittiği için, Edirne’de namazlarını mukim olarak yani 4 rekat olarak kılar. Edirne’den tekrar Fatih’e gitmeye niyet ederek yola çıksa, Edirne’den çıkar çıkmaz, namazlarını kısaltır. Sual: Seferi iken namazda nasıl niyet edilir? CEVAP 284 www.dinimizislam.com Rekat sayısını ve seferi olduğunu söylemeye gerek yok. Her zamanki gibi niyet edilir. Mesela (Niyet ettim öğle namazının farzını kılmaya) denir. Sual: Yolculukta saat mi yoksa mesafe mi esas alınır? CEVAP Mesafe esas alınır. (104 km.dir) Sual: Hanefi mezhebinde olup da, Maliki mezhebini taklit eden birinin seferilik konusunda, mesafe ve ikamet suresi olarak Maliki mezhebini mi esas alması gerekir? CEVAP Mesafe olarak Hanefi, ikamet süresi olarak Maliki mezhebi esas alınır. Çünkü kendi mezhebimizden çıkmadığımız için, taklit ettiğimiz mezhebin farzlarına uyuyor, müfsidlerinden kaçıyoruz. Sual: Yolculukta namazlar kaç rekat kılınır? CEVAP Dört rekatlı farzlar iki rekat olarak kılınır, üç rekatlılar kısaltılmaz, sünnetler vakit müsait değilse hiç kılınmaz, vakit varsa kılmak iyi olur. Sual: Vatan-ı ikamet nasıl bozulur? CEVAP Vatan-ı ikamet üç şeyle bozulur: 1- Başka bir vatan-ı ikamete gidince, sefer niyeti ile çıkmamış olsa ve aralarındaki uzaklık üç günlük yoldan az olsa bile, önceki vatan-ı ikamet bozulur. 2- Vatan-ı asliye gidince de bozulur. Bir kimse, vatan-ı aslisi olan Nevşehir’den Konya’ya bir ay kalmak niyetiyle gitse, sonra, Karamana gidip evlense ve oraya yerleşse, Karaman vatan-ı asli olur. Konya vatan-ı ikamet, Nevşehir de vatan-ı asli olmaktan çıkar. 3- Sefere niyet ederek çıkmaktır. Yani vatan-ı ikametten 3 günlük yola gitmeye niyet ederek ayrılınca, burası vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Daha az yola niyet ile gidip gelseydi, vatan-ı ikameti bozulmazdı. Vatan-ı ikametten niyetsiz çıkıp, başka yerde 3 günlük yola gitmek için niyet ederse, 3 günlük yola gitmeden önce, vatan-ı ikamete girerse, seferi olması bozulur. Mukim olur. Niyet ettikten başlayarak 3 günlük yol gittikten sonra, buraya girse de artık burada mukim olmaz. Sual: Evli bir kimse, iki sene sonra ben falanca şehre temelli yerleşeceğim demekle orasını vatan-ı asli edinmiş olur mu? CEVAP Hayır olmaz. Bir şehre yerleşilir, temelli kalmaya niyet edilirse o zaman vatan-ı asli edinilmiş olur. Bu arada herhangi bir görevle birkaç aylığına veya birkaç seneliğine başka şehre gidilse de yine orası yani temelli yerleşmeye niyet ettiği şehir vatan-ı asli olur. Bir yerin vatan-ı asli olması için, önce orayı vatan edinip orada ikamet etmek gerekir. Bunun bozulması için de, yeni bir şehre temelli kalmak üzere yerleşmek gerekir. 285 www.dinimizislam.com Sual: Yolculuk rahat olsa da, seferi olan, dört rekat olan farzları iki rekat mı kılması gerekir? CEVAP Yolculuk genelde sıkıntılı olduğu için, dinimiz dört rekat olan farzların iki rekat kılınmasını bildirmiştir. Hiçbir sıkıntı olmasa da, iki rekat kılınır. Şimdi yolculuklar rahattır, seferiliğe ihtiyaç yoktur denmez. Tersine, mukim iken, hiç rahat olmasak, çok zor şartlarda bile, dört rekatlık farzları iki rekat olarak kılamayız. Seferde insan garip olur, yardımcı bulması zor olur. Yollarda, eşkıyaya rastlaması da, mümkündür. Onun için tek başına yolculuk yapmak mekruhtur. Kadınların ise, yanlarında mahrem erkekleri bulunmadan, sefere çıkması caiz değildir. Yol çok emin olsa da, hiç eşkıya tehlikesi bulunmasa da, uçakla kısa zamanda, gitme imkanı olsa da, yine kadınların, mahremsiz, 104 kilometreden uzağa gitmeleri caiz değildir. Şimdi yolculuklar emindir, bir kadın istediği yere gidebilir demek yanlış olur. Dini hükümler zamanla değişmez. Ancak âdete ait olanlar zamanla değişebilir. Sual: Seferde, yolculukta güçlük olunca, dört rekatlı farzlar iki mi kılınır? CEVAP Güçlük olmasa da, çok rahat olsa da, babasının evinden daha uygun olsa da, yine seferde dört rekatlı farzlar iki rekat olarak kılınır. Tersine, kendi evinde çok güçlük olsa da, namazlar kısaltılamaz. Yolda doğan Sual: Yolda, dağ başında doğmuş, bekâr, âkil baliğ ve hiç bir yere yerleşmemiş kimsenin vatan-ı aslisi olur mu? CEVAP Vatan-i aslisiz insan olmaz. Doğduktan sonra getirilip büyüdüğü yer, vatan-i aslisi olur. Vatan-ı ikamete uğramak Sual: Vatan-ı ikametim Fatih’tir. Buradan Yenibosna’ya gidip iki gün kalsam, sonra Ankara’ya gitmek niyetiyle, Yenibosna’dan çıkıp yine Fatih’e uğrasam, Fatih’te seferi olur muyum? CEVAP Yenibosna’dan Ankara’ya gitmek üzere yola çıkınca seferilik başlar; ancak Fatih’e uğrayınca seferilik bozulur, mukim olur. Fatih’ten çıkınca, tekrar seferilik başlar; çünkü Fatih’ten ilk defa çıkarken, seferilik mesafesindeki yola gitmeye niyet etmemişti. Fatih’in vatan-ı ikamet olmasının bozulması için, Fatih’ten çıkarken 104 km yola gitmek üzere çıkması gerekirdi. Eğer Fatih’e uğramazsa, mukim olmaz. Vatan-ı asli Sual: Hanımı vefat ettikten sonra başka bir hanımla evlenenin, vatan-ı aslisi değişir mi? Yani ilk evlendiği yer vatan-ı aslilikten çıkıp, son evlendiği yer 286 www.dinimizislam.com mi vatan-ı aslisi olur? CEVAP Evet; ama eğer şimdiki yerde temelli kalmaya niyet etmişse, evlilik temelli kalınan yeri vatan-i aslilikten çıkarmaz. Yazlık ev vatan olur mu? Sual: Yazlık gibi bir yerde evlenip, 6 ay yazlıkta, 6 ay da şehirde oturanın vatan-ı aslisi neresidir? CEVAP Vatan-ı aslisi, yazlık değil şehir olur. Seferiliğin başlaması Sual: Vatan-ı asliden çıkıp sefer mesafesindeki bir yere giderken, fabrika, kışla, mezarlık gibi bir yeri geçince seferilik başlar; fakat vatan-ı ikametten ise, evden çıkar çıkmaz seferilik başlar deniyor. Doğru mudur? CEVAP Doğru değildir. İkisinde de, fabrika, kışla, mezarlık gibi bir yeri geçince, seferilik başlar. Doğduğu ve doyduğu yer Sual: Bir arkadaş, (Vatan-ı asli, insanın doğduğu yer değil, doyduğu yerdir. Doyduğun yerde birkaç sene de kalsan vatan-i asli olur) dedi. Vatan-i asli, doğduğumuz yer değil midir? CEVAP Bir kimsenin, vatan-ı aslisi, doğduğu yerdir. Eğer bu kimse, başka bir şehirde evlenirse, doğduğu yer vatani asli olmaktan çıkar, artık evlendiği yer vatan-ı asli olur. Evlendiği yerden başka bir şehirde temelli kalmaya niyet ederse, artık evlendiği yer de vatan-ı asli olmaktan çıkar, temelli kalmaya karar verdiği yer vatan-ı asli olur. (İnsan doğduğu yerde değil, doyduğu yerde yaşamalı) atasözünün, vatan-ı asli ile alakası yoktur. Bu söz, bir insanın işi, ticareti nerde iyi ise, orada yaşaması gerekir demektir. Seferilikle ilgili örnekler Sual: Seferilikle ilgili örneklerle bilgi verir misiniz? CEVAP 1- Vatan-ı aslisi Van olan bir kişi, çoluk çocuğuyla İzmir’e temelli yerleşmek için gelse, ve otele yerleşse, ev tutunca eşya gelecek olsa, çoluk çocuk daha sonra gelse bile o kişinin vatan-ı aslisi İzmir olur. 2- Vatan-ı aslisi Sivas olan bir babanın, Fatih’te oturmakta iken, Sivas’ta oturan hanımı, Fatih’e gelince doğursa, çocuğu, Fatih’te de ikamet eden babanın yanına bırakıp Sivas’a gitse, çocuğun vatan-ı aslisi Fatih’tir. Çocuğun doğup büyüdüğü yer vatan-ı aslisi olur. Ana babasına bağlı olmaz. 3- Bir kimse, Sivas’ta doğduktan 6 yıl sonra babası ile birlikte Fatih’e 287 www.dinimizislam.com yerleşse, orada ilkokulu bitirdikten sonra, talebelik sebebiyle çeşitli illerde bulunsa, vatan-ı aslisi doğduğu yer olan Sivas’tır. 4- Bingöl’e gitmek üzere Van’dan çıkınca seferi olunur. Bingöl’den Van’a gelince de, bir hafta sonra tekrar gitmeye karar verilmişse, Van’da da seferi olunur. 5- 15 günden fazla kalmak niyetiyle Ankara’dan Fatih’e giden bir kişi, Fatih’e gelince işinin on günde biteceğini anlarsa, yani 15 günden fazla kalmayacağına karar verdiği andan itibaren, seferi olur. 6- Vatan-ı asli Konya olan bir kimse vazife icabı Fatih’te otursa, fakat işyeri Fatih’ten 120 km. uzaklıkta olsa pazar hariç, her gün işine gidip akşama eve dönüyorsa, hem Fatih’te hem de işyerinde seferi olur. Vaziyet hiç değişmez ise ömür boyu seferilik devam eder. Ancak Fatih vatan-ı asli olursa, Fatih’te bulunduğu sürece seferi olmaz. Fatih’ten çıkıp, işyerinden tekrar Fatih’e dönünceye kadar seferi olur. 7- Vatan-ı aslisi Adana olan, Ankara’dan Bursa’ya 2 günde bir gidip gelen bir şoförün hem Ankara’da hem Bursa’da evinde olsa 15 günden fazla kalmaya niyet etmedikçe hep seferi olur. Eğer Adana’ya giderse, orası vatan-ı asli olduğundan seferi olunmaz. Vatan-ı aslide bir saat de kalınsa seferilik sona erer. 8- Vatan-ı asli Adana olan ve Eskişehir’de ikamet eden bir kimse, oradan da çıkıp gezerken niyetsiz 45 km uzaklıktaki Bozüyük’e uğrayınca, Ankara’ya gitmeye karar verse, Eskişehir’e uğramadan Ankara’ya gitse, Bozüyük’ten çıkıştan itibaren seferi olur. Eskişehir’e uğrarsa, Eskişehir’de mukim olur. Fakat Ankara’dan dönerken Bozüyük’e gitmeye niyet etse, Eskişehir üzerinden dönse, Eskişehir’de seferi olur. 9- Tamir sebebiyle gemide15 günden fazla kalan bir kimse, Kaptan (Burada 15 günden fazla kalacağız) derse, karada mukim, denizde seferi olur. Gemi vatan olmaz. (Ne kadar kalacağımız belli değil) der ise 15 günden fazla kalınsa, yine seferi olunur. Seferi olan, camide veya evde yalnız veya cemaatle namaz kılarken ezan okur. Çünkü camide, okunan ezan, onun namazı için sayılmaz. Yolcu, çıkarken misafir olduğu yere gelinceye kadar misafir sayılır. Gelip de 15 günden fazla kalmaya niyet ederse mukim olur. İkindi namazının son rekatına yetişen seferi kimse, imamın mukim olduğunu zannederek 4 rekat kılsa, sonra imamın seferi olduğunu öğrense, kasten 4 rekat kılmadığı için mahzuru yoktur. Misafir, seferde Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı, takdim ve tehirle yani öğle ile ikindiyi öğle vaktinde veya ikindi vaktinde, akşam ile yatsıyı, akşam veya yatsı vaktinde kılabilmek yani cem edebilmesi için bir ihtiyaç hasıl olması gerekir. Gerek yolda ve gerekse seferde ihtiyaç hasıl olmadan takdim ve tehir ile namaz kılınmaz. Çünkü, kolay hükümleri toplamaya telfîk denir ki, caiz olmaz. 288 www.dinimizislam.com Seferde trenle giden bir kimse, trende namazlarını ayakta kılamazsa, tren durduğu zaman takdim veya tehirle kılar. Mestli bir kimse, abdestli olarak sefere çıksa, 3 günlük mesh süresi abdest bozulduğu anda başlar, 3 gün devam eder. Seferilikte mesafe Sual: Seferilikte mesafe ne kadardır? CEVAP Üç günlük yola, süratli bir araç ile, mesela trenle daha az zamanda giden de seferi olur. (Mecelle şerhi) Keşfedilecek yeni bir vasıta ile, bir saniyede, bir anda Amerika’ya giden de seferi olur. Eskiden kerametle bir anda başka ülkelere giden evliya da seferi olarak namazlarını kılmıştır. Yine din kitaplarında deniyor ki: Bir yere giden iki yol olsa, biri kısa, öteki uzun olsa, uzun yol, 104 kilometreden fazla ise, bu uzun yoldan her vasıta ile [otobüsle, uçakla veya kerametle] giden seferi olur. Eskiden hızlı giden atlar da var idi. Ama dinimiz, atı değil deve yürüyüşünü esas almıştır. Mesela Fetava-i Hindiyye’de buyuruluyor ki: Bir kimse, üç günlük [104 km] mesafede bulunan bir yere, süratli koşan bir at ile iki günde veya daha az bir zamanda varmış olsa da, yine seferi olur, dört rekatlık namazlarını kısaltarak iki rekat olarak kılar. Cevhere kitabında da böyle bildirilmektedir. (On beşinci bab) İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Âlimlerin hepsi, seferiliği fersah denilen, bir saatte gidilen yolun uzunluğu ile bildirmiştir. Seferi olacak mesafeyi de 15, 18 ve 21 fersah olarak tespit etmişlerdir. Fetva 18 fersaha göre verilmiştir. (Redd-ül- Muhtar) Bir fersah 6 km civarındadır. Net olarak 5,8 kilometredir. Bu da yaklaşık 104 km ediyor. Maliki, Şafii ve Hanbeli mezheplerinde ise 80 kilometreden fazla giden seferi olur. (Mezahib-i Erbea) Sual: Peygamberin zamanında otobüs ve uçak gibi araçlar olmadığı için 104 km den fazla giden seferi olur demiştir. Ama bugün için bu mesafe çok azdır. Seferilikte mesafe değil, varılan zaman yani süre önemli olmalıdır. 104 km bir yol için namazı kısaltmak nasıl doğru olabilir? Bu dini kolayına geldiği gibi değiştirmek olmuyor mu? CEVAP Kaş yapayım derken göz çıkardığınızın farkında değilsiniz galiba. Farkında olmasanız bile hatta aksini iddia etseniz bile, sözlerinizden şu anlam çıkıyor: Allah, ileride otobüs, tren, uçak, deniz otobüsü, hızlı giden deniz motorlarının veya füzelerin çıkacağını [hâşâ] bilmiyordu. Onun Peygamberi de, kıyamete kadar geçerli dininde, sadece günündeki problemleri bildirmiştir. 289 www.dinimizislam.com Bu çok kötü bir suçlama olur. Allahü teâlâ, kıyamete kadar olacak lüzumlu bütün olayları Peygamberine bildirdiği için, Resulullah efendimiz her asra uygulanabilecek hükümler bildirmiştir. Asıl sizin aklınıza göre yaptığınız teklif, dini değiştirmek olur. Dinimiz mesafe önemli diyor, zaman, süre hesaba katılmaz diyor, yukarıda bunları naklettik. İbadet demek, Allah ve Resulü tarafından emredilen şeyi, bildirilen zamanda ve miktarda ve şartlarda yapmak demektir. Bunu azaltmak veya artırmak veya çeşitli şekilde değiştirmek, dini değiştirmek olur. Bunun da ibadetle alakası kalmaz. Sual: Seferilikte üç günlük yol esastır. Bu da 104 km civarındadır. Bu yol, çok engebeli olsa, bu yüzden, 4–5 günde gidilebiliyorsa; fakat yol 104 km.nin altında ise seferi olur mu? CEVAP Hayır seferi olmaz; çünkü mesafe esastır. Tersine uçakla bir saatte gidilerek, zaman kısalsa da, yine mesafe esas alınır. Hangi araçla ve kaç günde gidilirse gidilsin, 104 km.den az mesafeye giden seferi olamaz. 104 kilometreden uzağa bir saniyede bile gidilse seferi olunur. Sual: İstanbul’dan İzmit’e giden seferi olur mu? CEVAP Seferi olmak için Hanefi’de 104 km uzaklığa gitmek üzere yola çıkmak gerekir. İstanbul’un neresinden yola çıkıldığına göre ve gidilen yola göre değişir. Mesela: İzmit - Bostancı köprüsü (E-5’ten 90 km, E-6’dan 102 km.) İzmit - Boğaz köprüsü (103 km) İzmit - Fatih köprüsü 122 km) İzmit - Yenibosna (E-5’ten 145 km, E-6’dan 160 km.) Demek ki, bir kimse, Boğaz köprülerinin Avrupa yakasındaki herhangi bir yerden İzmit’e giderse seferi oluyor. Sual: Bir kimse, Yeni kapıdan deniz yolu ile Armutlu tatil köyüne gitmek üzere, İstanbul Marmara evleri birinci kısımdan çıksa, direkt Armutlu'ya vapur bulamasa, Yalova üzerinden gitmeye karar verse, Armutlu'da seferi olur mu? CEVAP Armutlu'ya Gemlik üzerinden gelirse, Yenikapı - Yalova arası 48 km dir. Yalova - Armutlu 73 km dir. 48 + 73 = 121 km olur ki, seferi olur. Armutlu'ya Çınarcık üzerinden giderse Yenikapı - Yalova arası 48 km dir. Yalova - Armutlu 58 km dir. Toplam 106 km yi buluyor ki bu yoldan giden de seferi olur. Mesafe Marmara evlerinden değil, Yenikapı'dan hesap edilir. Çünkü niyet değiştirdiği yer önemlidir. Marmara Evleri birinci kısımdan, Armutlu'ya deniz yolu ile giden seferi olmaz. Çünkü Marmara evleri - Yeni kapı 35 km, Yeni kapı - Armutlu 58 km dir. 104 km yi bulmamaktadır. 290 www.dinimizislam.com Kara yolu ile gidecekler için de bir cetvel aşağıya çıkarılmıştır. 1- Marmara 1. kısım-Yenikapı iskelesi (Sahil yolundan): 35 Km 2- Marmara 1. kısım-Yenikapı iskelesi (E5'ten): 33 Km 3- Marmara 1. kısım-Yenibosna/E5 üzerindeki benzin ist (E5'ten): 17 Km 4- Marmara 1. kısım-Yenibosna/E5 üzerindeki benzin ist (E6'dan): 25 Km 5- Yenikapı iskelesi -Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu): 27Mil = 50 Km 6- Kadıköy iskelesi- Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu): 27,5Mil = 51 Km 7- Yenikapı iskelesi -Yalova Feribot iskelesi (Deniz yolu): 26 Mil = 48 Km 8- Pendik iskelesi -Yalova Feribot iskelesi (Deniz yolu): 13.2Mil = 24 Km 9- Armutlu ilçesi - Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 4 Km 10- Armutlu ilçesi iskelesi - Armutlu Tatil Köyü iskelesi (Deniz yolu: 3Mil = 5,5 Km 11- Topçular iskelesi-Yalova (Karayolu): 20 Km 12-Yalova-Çınarcık-Armutlu Tatilköyü (Karayolu): 58 Km 13-Yalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu Tatilköyü (Karayolu): 73 Km 14- Orhangazi-Gemlik (Karayolu): 20 Km 15- Gemlik-Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 38 Km 16- İzmit-Gölcük-Değirmendere-Karamürsel-Altınova-Çiftlikköy-TopçularYalova-Orhangazi-Gemlik-Armutlu Tatil köyü (Karayolu): 126Km 17- Eskihisar arabalı vapur iskelesi-Topçular iskelesi (Deniz yolu): 4,8Mil = 8,8 Km 18- Yenibosna (İhlas yuva)-Kadıköy (E5 Karayolu): 34 Km 19- Yenibosna (İhlas yuva)-Kadıköy (E6 Karayolu): 55 Km 20- Küçükbakkalköy gişeleri (E6)-Eskihisar-Topçular-Yalova-OrhangaziGemlik-Armutlu: 151 Km NOT: 1 Deniz mili = 1852 m’dir. Mesafeyi kısa zannetmek Sual: Vatan-ı ikametim olan Fatih’ten çevre yoluyla İzmit’e gitmek üzere yola çıktım. Fatih İzmit arasının 90 km.’yi geçmeyeceğini sanıyordum. Buna göre, seferi olmadığım için, yolda öğle namazını kısaltmadan kıldım. Kartal’a varınca, Fatih’le İzmit arasındaki mesafenin 110 km.’yi geçtiğini öğrendim. İkindiyi kaç rekât kılmam gerekir? CEVAP Seferi uzaklıktaki bir yola çıkan, mesafenin uzunluğunu bilmese de seferi olur. Seferi olduğu bilinmeyince dört kılmak günah olmaz. İlk yola çıkışta, bu yolun 100 km.’den az olduğu sanılıp da, bu yolun aslında 104 km.’den fazla olduğu öğrenilince, seferi olduğu anlaşılır. Mesafeyi uzun zannetmek Sual: Vatan-ı ikametim olan Üsküdar’dan, öğle vakti İzmit’e gitmek üzere 291 www.dinimizislam.com yola çıktım. Üsküdar İzmit arasının seferi uzaklıkta olduğunu sanıyordum. Buna göre seferi olduğumu düşünerek yolda öğle namazını iki rekât kıldım. Kartal’a varınca, Üsküdar İzmit arasındaki mesafenin seferi uzaklıkta olmadığını öğrendim. İkindiyi kaç rekât kılmam gerekir? CEVAP Seferi olduğunu sanarak öğle namazını iki rekât kılmak günah olmamıştır. Ancak vakit çıkmamışsa, dört rekât olarak iade etmek, vakit çıkmışsa kaza etmek gerekir. İkindiyi de dört rekât olarak kılmak gerekir. Evde ve yolda Sual: Vatan-ı aslim Kayseridir. Ankara’da ikamet ediyorum. Her gün Ankara’dan 230 km uzaktaki Eskişehir’e gidip geliyorum. Hem Ankara’da evimdeyken, hem de Eskişehir’de seferi mi oluyorum? CEVAP Evet, hem Ankara’da evinizdeyken, hem Eskişehir’de, hem de yollarda hep seferi olursunuz. Boğazı geçen seferi mi olur? Sual: S. Ebediyye’de, (İstanbul’dan Anadolu’da 104 kilometreye gitmeye niyet edenlerin hepsi, boğazın karşı sahiline geçince seferi olurlar) deniyor. Boğazın karşısına geçince niye seferi olunuyor? Mesela Beşiktaş’tan Gebze’ye giden seferi olur mu? CEVAP Hayır. Boğazın karşısına geçtiği için değil, 104 km’lik yola gitmek niyetiyle çıktığı için seferi olur. Yine S. Ebediyye’de, (İstanbul’da, Fatih’ten otobüsle sefere çıkan, bugün için, Edirnekapı kabristanını geçince, Aksaray’dan çıkan, Topkapı kabristanını, sahil yolundan ise, Yedikule kapısını geçince, Üsküdar’dan çıkan, Selimiye kışlası ile Karacaahmet kabristanı arasından geçince seferi olur) deniyor. Hanefi’de, 104 km uzağa gitmek niyetiyle yola çıkan kimse, fina denilen boş arazi, kışla, fabrika, ırmak veya okul gibi yerleri geçince seferi olur. 104 km’den daha yakın yere gidiyorsa, boğazı da geçse seferi olmaz. Seferinin cemaatle namazı Sual: Seferi cemaatle namazı nasıl kılar? CEVAP Misafir imam, namaz içinde, mukim olmaya niyet edip, 4 rekat kılsa, cemaatin de namazı sahih olur. Seferi imama uyan mukim, imam selam verdikten sonra kalan rekatları tamamlarken secde-i sehvi gerektiren bir şey yaparsa, secde-i sehv yapar. Bir kimse, namaz vaktinin sonunda sefere çıksa, bu namazı kılmamış ise, iki rekat kılar. Vaktin sonunda vatanına gelse, bu vaktin namazını kılmamış ise, dört rekat kılar. 292 www.dinimizislam.com Misafir imama uyan mukim, ilk teşehhüdde salevatları okumaz. Ettehıyyatüyü yavaş okur. Misafir, Cuma günü ahir zuhur namazını iki rekat olarak kılar. İstanbul’da öğrenci olan bir kimse, haftanın herhangi bir gününde bir iş için seferi uzaklığa gitse, sefer dönüşünde de bu hafta da falan yere gideceğim diye de niyet etse İstanbul’da seferi olur. Seferiliğe ait yeteri bilgiye sahip olmayan bir kişi seferi olduğundan şüphe ederse, mukim olur. Namazlarını 4 rekat olarak kılması gerekir. Tahmininde yanılsa bile kasten 4 kılmadığı için mazur sayılır. Fakat seferi değilken 2 kılarsa, kıldığı namazları kaza etmesi gerekir. İhtiyatlı hareket etmelidir. Seferde, Şafii veya Maliki’yi taklit eden yolcu, ikindi ile cem ederek kılmak için, öğleyi geciktirirse, öğle vakti çıktıktan sonra, öğleyi kılmadan önce mukim olsa, önce öğle namazını kaza eder. Öğleyi kazaya bıraktığı için günaha girmez. Çünkü namazı özürsüz kazaya bırakmak günahtır. Burada seferde olmak özrü ile kazaya bırakıldığı için günah olmaz. Sual: Misafir, gittiği yerde istediği gibi hareket edebilir mi? Teklif edilmeden imamlığa geçebilir mi? CEVAP Bir eve misafir gidildiği zaman ev sahibinin gösterdiği yere oturmalıdır. Namaz kılarken ev sahibi imam olur veya imamı tayin eder. Kısacası oranın amiri ev sahibidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Bir arkadaşınızın yanına gidince, yanından ayrılıncaya kadar arkadaşınız sizin emirinizdir.) [İbni Adiy] Sual: Öğle namazında, mukim cemaatte imam olan seferi kimse, unutup dört rekat kılsa, bir kısmı imamla birlikte, dört kılsa, bir kısmı da imam üçüncüye kalkınca, kendi başına kalan iki rekatı tamamlasa, ne olur? CEVAP Seferi imama sonuna kadar uyan mukimlerin namazları bozulur. Çünkü farz kılan, nafile kılana uyamaz. İki rekat kıldıktan sonra, imama uymayıp diğer iki rekatı kendi başına tamamlayanların namazları ise sahih olur. Sual: Seferi olan cemaat, mukim olan imama uyması durumunda 4 rekatlı farz namazları nasıl kılar? CEVAP Dört rekat olarak kılarlar. Sual: Seferi olan bir imama mukim biri uyarsa namazını kısa mı kılar yoksa uzun mu kılar? CEVAP Mukim namazını kısaltamaz. Kaç rekatsa öyle kılar. Mesela öğle namazı ise 4 rekata tamamlar. Sual: İkindi namazının son rekatına yetişen seferi kimse, imamın seferi olduğunu zannederek 2 rekat kılsa, sonra imamın mukim olduğunu öğrense ne yapması gerekir? 293 www.dinimizislam.com CEVAP Zan ile hareket edilmez. İmamın seferi olduğu bilinmiyorsa mukim olduğu anlaşılır. Vakit çıkmamışsa iade etmek, vakit çıkmışsa kaza etmek gerekir. Sual: İkindi namazının son rekatına yetişen seferi kimse, imamın mukim olduğunu zannederek 4 rekat kılsa, sonra imamın seferi olduğunu öğrense ne yapması gerekir? CEVAP Kasten 4 rekat kılmadığı için mahzuru yoktur. Sual: Seferi imam, mukim cemaate Cuma namazı kıldırabilir mi? CEVAP Kıldırabilir. Sual: Seferi imama uyan mukim, imam selam verdikten sonra secde-i sehvi icap eden bir şey yapsa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP İmamla kılarken, cemaattan biri, hata yaparsa secde-i sehv yapmaz. İmam selam verdikten sonra kalan rekatları tamamlarken secde-i sehvi gerektiren bir şey yaparsa, o zaman secde-i sehv yapar. Sual: Misafir imama uyan mukim, ilk teşehhüdde salevatları okur mu? CEVAP Salevatları okumaz. Ettehıyyatüyü yavaş okur. Sual: Seferde 4 rekat kılan Şafii’ye, mukim Hanefi uyabilir mi? CEVAP Uyabilir. Sual: Seferde de, cemaatle namaz kılmak sünnet mi? CEVAP Evet. Sual: Tam İlmihal’in cemaatle namaz bahsinin sondan ikinci paragrafında, (Misafir, dört rekatlı olan farzları eda ederken, mukime uyabilir. Mukim imama vakit içinde uyan misafirin namazı değişerek, imamın namazı gibi dört rekat olur. Fakat misafir kazayı iki rekat kılması gerektiğinden, mukim imama uyamaz. Çünkü, oturması ve okuması farz olan, nafile olana uymuş olur) deniyor. Bunun izahı nasıldır? CEVAP Seferi olan kimse, öğle, ikindi ve yatsı namazını kılamayıp kazaya bırakınca, kazayı iki rekat kılması gerektiğinden, aynı namazı kaza eden mukim imama uyamaz. Çünkü, mukim imamın, ikinci rekatın sonunda oturması farz değildir. Seferi olanın ise, oturması farz olduğundan mukim imama uyamaz. Seferi olan kimse, vakit namazlarında mukim imama uyabilir. Sual: Bir arkadaş, (S. Ebediye kitabında, misafir olan mukim imama ikinci rekâttan sonra uyamaz yazıyor) diyerek cemaate uymadı. Böyle bir şey var mı? 294 www.dinimizislam.com CEVAP Böyle bir şey yok. Misafir olan her rekâtta mukim imama uyabilir. S. Ebediyyede şöyle diyor: Misafir, dört rekâtlı olan farzları eda ederken, mukime uyabilir. Yetişemediği rekât olursa, imam selam verdikten sonra dörde tamamlar. Çünkü, mukim imama, vakit içinde uyan misafirin namazı değişerek, imamın namazı gibi dört rekât olur. Seferi imama uyan Sual: Seferi imam son teşehhüdde salli barik ve Rabbenâ’yı okurken, mukim olan cemaat Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra kelime-i şehadeti tekrar eder mi? CEVAP Tekrar etmesi iyi olur. Susup beklemesi de caizdir. Seferi imam dört kılarsa Sual: Seferi imam, iki rekât kılması gereken farzı dört kılarsa, kendisinin ve cemaatin namazı sahih olur mu? CEVAP Seferi olan imam, ikinci rekâtta teşehhüdü okuduktan sonra, yanılıp üçüncü rekâta kalksa ve namazı dörde tamamlasa, imamın ve ona uyan seferilerin namazı sahih olur. Mukimlerin namazı sahih olmaz, çünkü imamın son iki rekâtı nafile olur. Nafile kılana, farz kılanlar uyamaz. Seferi imam, ikinci rekâtta teşehhüdü okuyup, üçüncü rekâta kalkınca, seferi olan cemaat kalkmayıp selam verse, namazları sahih olur. İmama uyup dört rekât kılan seferilerin namazlarıysa, mekruh olur. Mukimlerin namazı ise hiç sahih olmaz. Sual: Misafir imam, namaza başlayınca, mukim olmaya niyet edip, 4 rekat kılsa, cemaatin de namazı sahih olur mu? CEVAP Evet, sahih olur. Mukim olan kimse, seferi olan imama uyarsa, imam yanılıp üçüncü rekata kalkıp dörde tamamlarsa, imamın namaz sahih olur, ona uyan cemaatin namazı sahih olmaz. Seferi bir kimse, seferi imam üçüncü rekata ayağa kalkınca selam verse, namazı sahih olur. Fakat bilerek dört rekat kılan seferilerin, namazı mekruh olur. Mesbuk ve nafile Sual: İmam, öğlenin farzını kıldırırken, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra yanılarak beşinci rekâta kalkıp, altıncı rekâtı da kılıp selam verdi. Mesbuk olan bir arkadaş da, imam selam verdikten sonra kalkıp bir rekât daha kıldı. Mesbuk arkadaşın namazı sahih oldu mu? CEVAP İmamın kıldığı beşinci ve altıncı rekâtlar nafile olduğundan, farz kılan, nafile kılan imama uyduğu için namazı sahih olmadı. 295 www.dinimizislam.com Kelime-i şehadeti tekrar etmek Sual: Seferi imama uyan mukimin, imam son oturuşta Salli, Barik ve Rabbenâ’yı okurken, kelime-i şehadeti tekrar etmesi iyi olur mu? CEVAP Evet, iyi olur. Seferde mukime uymak Sual: Misafir, öğle namazını, mukim imamla birlikte kılmaya başlasa, sonra abdesti bozulsa, abdest almaya gitse, gelince namazın kılınmış olduğunu görse, yeniden kendi başına yalnız namaza başlayınca, seferi olduğu için iki rekât mı kılması gerekir, yoksa imama uyunca dört rekât kılması gerektiği için yine dört rekât mı kılması gerekir? CEVAP Seferi olduğu için iki rekât olarak kılması gerekir; çünkü artık imama uyması bozulmuştur. Seferde dört rekât kılmak Sual: Seferî bir kimse, mescitte cemaatle namaz kılındığını görüp imama uyuyor. İmam da seferi olduğu için iki rekât kılıp selâm veriyor. Bu kimse 3. rekâta yetiştiğini sanarak dörde tamamlıyor. Daha sonra imamın da seferî olduğunu anlıyor. Namaz sahih oldu mu? CEVAP Evet, namaz sahihtir. Kasten 2 rekât yerine 4 rekât kılmadığı için mekruh olmamıştır. Vasıtalarda namaz Sual: Vasıtalarda namaz kılınır mı? CEVAP Sağlam bir kimsenin, gemi, tren, uçak ve otobüs gibi vasıtalarda, farzları oturarak kılması caiz değildir. Ancak teyemmüm yapmak için gereken özürler varsa caizdir. (Halebi, Redd-ül-muhtar) Zaruri özürler şunlardır: Malın, canın, hayvanın tehlikede olması, inince hayvanın veya hayvandaki veya yanındaki eşyanın, malın çalınması, yırtıcı hayvan, düşman, yerde çamur olması, yağmur olması, hastanın, inerken, binerken iyi olmasının gecikmesi veya hastalığının artması, arkadaşlarının beklemeyip tehlikede kalması, indikten sonra hayvana yardımcısız binememek gibi sebepler birer özür olur. Böyle bir özürle vasıta içinde ima ile namaz kılmak caiz olur. Namazda oturur gibi yere veya koltuğun üzerine oturarak ve kıbleye dönerek namaz kılınır. Bildirilen özürler yoksa, oturarak vasıtada namaz kılınmaz. Otobüslerin verdiği molalarda kılınabilir. Yahut otobüsü durdurup namaz kılınır. 296 www.dinimizislam.com Durdurulamazsa, inilir, namaz kılındıktan sonra başka vasıta ile gidilir. İlk otobüse binerken, (Namaz vakitlerinde yolda duruyorsanız sizden bilet alayım) diye pazarlık ederek binmelidir. Bu da yapılamazsa, diğer üç mezhepten biri taklit edilerek iki namaz cem edilir. Giden gemide farzları, özürsüz oturarak kılmak, iki imama göre caiz değildir. Baş dönmesi özürdür. Deniz ortasında demirli gemi, rüzgarla çok sallanıyorsa, giden gemi gibidir. Çok sallanmıyorsa, sahile yanaşmışsa, farz namazları oturarak kılmak caiz olmaz. Giden gemide, namaza başlarken kıbleye karşı durmak ve gemi dönünce, kıbleye dönmek gerekir. Misafir, vapurda ve trende, farz namaza, kıbleye karşı durup, secde yeri yanına pusula koyarak, vapur ve tren döndükçe, kendisi kıbleye karşı dönmelidir. Yahut başka birisi, sağa sola onu döndürmelidir. (S. Ebediyye) Namazda göğsü kıbleden ayrılırsa, namazı bozulur. Çünkü, vapur ve tren ev gibidir. Hayvan gibi değildir. Otobüste, trende, dalgalı denizde kıbleye dönemeyenin, farz namazları caiz olmaz. Bunlar yolda seferi oldukları müddetçe Maliki, Şafii veya Hanbeli’yi taklit ederek, iki namazı cem ederek kılabilir. Sual: Talebeler olarak geziye gidiyoruz. Arabada namaz kılmam gerekebilir. Nasıl yapacağım? CEVAP Arabada mecbur kalmadıkça kılmayın. İki namazı cem ederek kılın. Arabada kılmak zorunda kalırsanız bağdaş kurarak veya diz üstü oturmanız gerekir. Ayakkabıyı çıkartmanız gerekir. Kıbleye karşı ima ile kılınır. Sual: Araba devamlı hareket ederken kıbleye doğru nasıl kılabilirim? İma ile nasıl kılınır? CEVAP İma demek rüku için biraz eğilmek, secde için ondan fazla eğilmekle olur. Hastalar da böyle yapar. Yollar hep eğri büğrü değil ya, düz yolda giderken zaten iki rekat kılacaksınız, en kısa sureleri okursunuz, kıbleye dönersiniz öyle kılarsınız. Ama dediğim gibi arabada kılmayı tercih etmeyin, iki namazı birleştirip kılın. Sual: Arabada yanımda su götürmeyi düşünüyorum. Olur da abdestim bozulurda abdest alırım diye. Sadece farz olan yerleri yıkasam caiz olur mu? CEVAP Caiz olur. Sadece bir kere de yıkasanız olur, üç kere yıkamak şart değil. Yani bir gazoz şişesindeki su ile rahat abdest alınır. Sual: Uçakla giderken bir namaz vakti çıkacak olsa, ne yapmak gerekir? CEVAP Uçakta namaz kılınır. Uçakta kılma imkanı olmayıp vakit de çıkacak olsa, 297 www.dinimizislam.com diğer üç mezhepten birini taklit ederek, iki namazı cem ederek takdim veya tehir ile kılmak gerekir. Sabah namazı cem edilmez. Sabah namazını uçakta ima ile kılmak gerekir. (Hadika) Sual: Uçakta namaz ima ile kılınır mı? CEVAP Otobüs gibidir. Sual: Uçakla ABD'ye gideceğim. Öğle namazı vakti girmeden İstanbul’dan ayrılmış oluyorum. Öğleyi nasıl kılacağım? CEVAP İki yol var: 1- Uçakta kılınabiliyor. Arka kısımda ayakta kılma imkanı var. İki rekat farzını kılıyorsunuz o kadar. 2- Eğer uçakta ayakta kılma imkanı olmazsa, inince ikindi ile cem edip kılarım diye karar verirsiniz. Uçaktan inince, Maliki mezhebini taklit ederek, sünnet kılmadan iki rekat öğle, iki rekat da ikindi namazını beraber kılarsınız. Not: İkindi vaktinde de Amerika’ya varamıyacaksanız, ayakta kılma imkanı da olmazsa, o zaman uçakta iken, koltukta diz üstü veya bağdaş kurup oturarak ima ile namazınızı kılarsınız. Zaten gelirken bunu mecburen yapacaksınız. Zira vakitler havada iken geçiyor. Sual: Namazı otobüste oturarak kılmak zorunda kalırsak otobüsün durmuş olması mı gerekiyor? CEVAP Dururken kılma imkanı varsa dururken kılınır. Durmuyorsa, hareket ederken de kılınır. Sual: Yolculuk esnasında vapurda veya trende kıbleye dönmek şart mıdır? CEVAP Evet kıbleye dönmek şarttır. Yolculukta dört rekatlı farzlar iki rekat kılınır. İki rekat namaz kılana kadar trenin, yönü genelde değişmez. Yani tren fazla viraj almaz. Eğer, eğri büğrü giderse, kıbleye karşı durup, secde yeri yanına pusula koymalı. Vapur veya tren döndükçe, kendisi de kıbleye karşı dönmelidir. Yahut başka birisi, sağa sola döndürebilir. Vapur ve tren ev gibi olduğu için, namazda göğsü kıbleden ayrılırsa, namazı bozulur. Böyle vasıtalarda kıbleye dönemeyenin, farz namazları caiz olmaz. Bunlar yolda seferi oldukları müddetçe, vardıkları yerde diğer üç mezhepten birini taklit edip iki namazı cem ederek kılabilirler. Sual: Dünyanın dönüşünden, daha hızlı giden bir uçakla, mesela, Ekvatorda iken, yarım saatte dünyanın etrafında bir tur atacak şekilde gidilse, namazlar nasıl kılınır? CEVAP Vakit namazın şartıdır. Vakit girdikçe namaz kılmak farz olur. Güney veya kuzey yönüne gidilirse, değişen bir şey olmaz. Aynı 298 www.dinimizislam.com meridyende gidilmiş sayılır. Doğuya da, Batıya da gidilse, 30 dakika içinde, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarının vakti peş peşe hemen girip çıkar. Bir namazı kılana kadar vakit çıkabilir. Bunun için, iki namazı cem ederek kılmak uygun olur. Eğer uçağın çok hızlı gitmesinden dolayı namazı kazaya bırakırsak, günah olmaz. Uçaktan inince, vakti girdiği halde, kılınamayan namazlar kaza edilir. Gemi vatan olmaz Sual: Gemimiz Gölcük’te tamirde, ayrılış tarihimiz kesin bilinmiyor. Tamiri biter bitmez Mersin’e gideceğiz. Mersin’de de, ne kadar kalacağımız belli değil, demirli olarak, belki bir ay, belki daha fazla kalabiliriz. Bu durumlarda namazları nasıl kılmak gerekir? CEVAP Gemi kaptanı veya başka yetkili, burada 15 günden fazla kalacağız derse, karada mukim, gemide seferi olunur. Gemi vatan olmaz. Böyle söylemedikçe, hep seferi kılınır. Gemide ve limanlarda namaz Sual: Gemi ile çeşitli ülkelere gidiyoruz. Gemide ve limanlarda namazlarımızı nasıl kılacağız? Dört rekatlı namazları iki rekat olarak mı kılacağız? CEVAP Giden gemide farzları, özürsüz oturarak kılmak, iki imama göre caiz değildir. Baş dönmesi özürdür. Deniz ortasında demirli gemi, rüzgarla çok sallanıyorsa, giden gemi gibidir. Çok sallanmıyorsa, sahile yanaşmışsa, farz namazları oturarak kılmak caiz olmaz. Giden gemide, namaza başlarken kıbleye karşı durmak ve gemi dönünce, kıbleye dönmek gerekir. Misafir, vapurda ve trende, farz namaza, kıbleye karşı durup, secde yeri yanına pusula koyarak, vapur ve tren döndükçe, kendisi kıbleye karşı dönmelidir. Yahut başka birisi, sağa sola onu döndürmelidir. (S. Ebediyye) Namazda göğüs kıbleden ayrılırsa, namaz bozulur. 104 km.den daha uzaklığa gitmek üzere hareket eden gemide ve kalkış limanından sonra gidilen her limanda dört rekatlı farzlar iki rekat olarak kılınır. Üç rekatlılar aynen kılınır, kısaltılmaz. Sünnet ise, vakit müsaitse kısaltılmadan aynen kılınır. Vakit müsait değilse, terk edilmesi caizdir. Uğranılan limanların birinde veya birkaçında 15 günden daha fazla kalınacaksa, seferi olunamaz, namazlar kısaltılmaz. Gemi, limandan ayrıldıktan sonra yine iki rekat olarak kılınır. Bu hükümler Hanefi mezhebine göredir. Diğer üç mezhepte ise, dört gün kalmaya niyet eden seferilikten çıkar, mukim olur. Üç gün ve daha az kalan seferi olur. Sual: Vatan-ı aslim olan Gölcük’ten İzmir’e gemi ile gidip dönüyoruz. Gölcükte karaya çok yakın bir yerde demir atıyoruz. Gemide, namazları seferi 299 www.dinimizislam.com olarak mı kılmam gerekir? CEVAP Gölcük’te karaya ayak basmadığınız için seferisiniz. Sefer dönüşlerinde gemide kaldığınız müddetçe dört rekatlık namazlarınızı iki rekat olarak kılmanız gerekir. (Nihaye) Sual: Her gün Silivri’den Büyükada’ya giden birinin, akşam namaz vakti gemide geçiyor. Akşam namazını kaçırmamak için, gemide namazını kılması caiz mi? CEVAP Sahile yanaşmış gemi, karaya oturmuş ise namaz kılmak caizdir. Karaya oturmamış ise, âlimlerin çoğuna göre, dışarı çıkmak mümkün ise, farz kılmak caiz olmaz. Dışarı çıkıp karada kılmalıdır! Gemi gidiyorsa, kıbleye dönerek ayakta kılmalıdır. Başı dönen kimse, ayakta kılamazsa, oturarak kılmalıdır. Sual: Gemi mürettebatındanız. Gemimiz İzmir'de tamirdedir. Ayrılış tarihi bilinmiyor. Seferi miyiz? CEVAP Kaptan,15 günden fazla kalacağız derse, karada mukim, gemide seferi olunur. Gemi vatan olmaz. Böyle söylemedikçe hep seferi olunur. Seferilik müddeti Sual: Şafii ve Maliki'de sefer mesafesi ve müddeti ne kadardır? CEVAP Hanefi’de sefer mesafesi 104 km, müddeti de 15 gündür. Giriş-çıkış günleri hariç, 15 veya daha fazla gün kalırsa mukim olur. Fakat giriş-çıkış günleri ile beraber 15 gün kalırsa seferi olur. Çünkü giriş-çıkış günleri sayılmadığı için 13 gün kalmış olur. Maliki, Şafii ve Hanbeli'de, 80,640 kilometre mesafeye gidip, giriş ve çıkış günleri hariç, 4 günden az kalan seferi olur. 4 veya daha fazla gün kalan mukim olur. [Bu üç mezhepten birini taklit eden Hanefi, mesafe olarak kendi mezhebindeki mesafeye yani 104 km.ye uyar. Seferilik süresinde ise taklit ettiği mezhebe uyması gerekir.] Sefere çıkan kimse, sabah ezanları okunurken bir şehre girse, o gün sayılmaz. Ezanlar okunurken o şehirden çıksa çıktığı gün de sayılmaz. 3 gün kalınca 3 sabah namazı kılar, bir girişte, bir de çıkışta sabah namazı kılınmış olur ki, hepsi 5 sabah namazı eder. Demek ki, 3 sabah namazı değil, en fazla 5 sabah namazı kılan bile seferi oluyor, mukim olmuyor. Şer'i gün, imsak vakti girince başlar. Seferde ezan ve ikamet Sual: Misafir, yalnız veya cemaatle namaz kılsa, ezan ve ikamet okur 300 www.dinimizislam.com mu? CEVAP Seferi olan, camide veya evde yalnız veya cemaatle namaz kılarken ezan okur. Çünkü camide, okunan ezan, onun namazı için sayılmaz. Hem ezan hem ikamet okumak iyi olur. [Seferi olan ezanı dışarıda okumaz. Gittiği otelde, evde veya caminin içinde okuyabilir. Yavaşça okur, sadece kendi duyacak kadar okur.] Unutarak 4 rekat kılmak Sual: Seferi, unutarak veya kasten 4 rekat kılsa ne yapar? Misafir olan imam, yanılarak dört rekat kılarsa buna uymuş olan mukimin namazı ne olur? CEVAP Misafir farzı dört rekat kılarsa, son iki rekatı nafile olur. Emri dinlemediği için ve nafilenin iftitah tekbirini ve farzın selamını terk ettiği için ve nafileyi farz ile karıştırdığı için, günah olur. Unutarak dört rekat kılan kimse secde-i sehv yapar. Misafir olan imam, yanılarak dört rekat kılarsa, buna uymuş olan mukimin namazı fâsid olur. İkinci rekatta oturmazsa, farzı kabul olmaz. Üçüncü rekatın secdesini yapmadan, o şehirde 15 gün kalmaya niyet ederse, o farzı dört rekat kılması lazım olur. Fakat, üçüncü rekatın kıyamını ve rükuunu tekrarlaması lazım olur. Çünkü, bu ikisini nafile olarak yapmıştı. Nafile olarak yapılan ibadet farz yerine geçemez. Misafir sureleri kısa okur. Tesbihleri üçten az yapmaz. Yolda iken, yani sıkıntılı zamanında, sabah namazından başka sünnetleri terk edebilir. Sünnetleri özür ile terk etmek caizdir. Seferde, yatsı namazını kerahat vaktine bırakmak caizdir. Sual: Seferi olan, öğleyi, ikindiyi ve yatsıyı 4 rekat olarak kılsa, daha sonra hatırına gelse kaza etmesi gerekir mi? CEVAP Gerekmez. Seferiliğe niyet Sual: Üç günlük yola [mesela Ankara'dan Tokat'a] giden ve orda bir hafta kalmayı düşünen her hanefi otomatikman seferi mi olmuş olur? CEVAP Evet. Gitmeye karar vermek niyettir. Sual: Tam İlmihal’de, (Niyet etmez ise, bütün dünyayı dolaşsa bile, misafir olmaz) deniyor. Sefersiz niyet, niyetsiz sefer olmaz, ikisinin de olması lazım deniyor. Biri olmazsa olmaz deniyor. Ben niyet etmeden uçağa binip Amerika'ya gitsem seferi olmayacağımı anlıyorum. Anladığım doğru mu? CEVAP 301 www.dinimizislam.com Anladığınız yanlış. Amerika'ya gitmek için bilet alıyorsunuz, uçağa biniyorsunuz ve Amerika’ya gidiyorsunuz. Bunlar niyet değil mi? Bunları kendi iradenizle yapmıyor musunuz? Niyet bir iş yapmaya karar vermek demektir. Hem Amerika'ya gidiyorsunuz, hem de ben gitmeye karar vermedim diyorsunuz. Gitmeniz karar verdiğinizi gösterir. Hem niyet etmiş, hem de sefere çıkmış oluyorsunuz. İlmihalde, (Niyet etmez ise, bütün dünyayı dolaşsa bile, misafir olmaz) dendikten sonra, (Düşmanı arayan askerlerin hâli böyledir. Fakat, geri dönüşte misafir olur) ifadesi var. Askerler düşmanı buralarda arıyorlar, sefer mesafesi olan uzaklıkta aramıyorlar. Ama araya araya sefer mesafesini de geçseler, yine seferi olmazlar, çünkü oraya gelmek için niyet etmemişlerdi. Bir yere gitmeye karar verince sefer mesafesini geçmesi gerekir, yoksa oraya gitmekle seferi olamaz. Başka örnek verelim: Pendik'ten İzmit'e gitmek için otobüse binen kimse, yolda uyusa, uyanınca Bolu'ya gelmiş olduğunu görse, Bolu'da seferi olmaz. Çünkü buraya gelmeye niyet etmemişti. Ama oradan tekrar İstanbul'a gelmeye karar verirse o zaman Bolu'yu çıkar çıkmaz seferi olur. Bolu'dan İzmit'e gelmeye karar verse, Bolu - İzmit arası seferi mesafede olmasa, yine seferi olamaz. İzmit'ten de Adapazarı'na gitse, yine seferi olamaz. Çünkü sefer mesafesi kadar gitmiyor. Adapazarı'ndan da Akyazı Kuzuluk kaplıcasına gideyim dese, yine seferi olmaz, böyle sefer mesafesi olmayacak yerlere giderek dünyayı dolaşsa seferi olmaz. Seferde niyet değiştirmek Sual: İstanbul’dan deniz otobüsü ile Armutlu tatil köyüne geldik. Yol kısa olduğu için seferi olmuyoruz. Armutlu’da iken, 80 km uzaktaki Bursa’ya gidip gezmeye karar verdik. Bursa’da seferi olur muyuz? CEVAP Mukim bir kimse, 104 km den uzak yere gitmeye karar verince ancak seferi olur. 80 km ye gitmeye niyet etmekle seferi olmaz. Yani Bursa’da seferi olmaz. Eğer İstanbul’da iken Bursa’ya gideceğinizi bilseydiniz, hem Armutlu’da hem de Bursa’da seferi olurdunuz. Şimdi Bursa’da seferi olmazsınız. Ancak Bursa’dan dönerken İstanbul’a gelmeye niyetiniz olduğu için Bursa’yı çıkar çıkmaz seferi olursunuz. Armutlu’da da seferi olursunuz. İstanbul’a gelene kadar seferi olursunuz. Seferiliğe niyet şarttır Sual: Seferi olmak için, niyet şart mı? CEVAP Evet niyet şarttır. Mesela bir kimse, Pendik’ten 50-60 km uzaktaki İzmit’e gitmek üzere otobüse binse, otobüste uyuyup kalsa, Düzce’ye gelince uyansa, Düzce - Pendik arası, seferilik mesafesinde olduğu halde, Düzce’ye niyet 302 www.dinimizislam.com ederek gelmediği için seferi olamaz. Bir kimse de, Pendik’ten Düzce’ye gitmek üzere otobüse binse; fakat ben sefere niyet etmiyorum dese de, seferi uzaklığa gitmeye karar verdiği için seferi olur. Bu kararı niyet sayılır. Yani gideceği yer seferilik mesafesinden fazla ise, niyet etmese de seferi olur; seferilik mesafesinden az ise, seferiliğe niyet etse de seferi olmaz. Demek ki, seferiliğin gerçekleşmesi için, hem seferi uzaklık şart, hem de niyet şart. Seferilikte niyet Sual: Bir kimse, 80 km uzaktaki A şehrine gitse, sonra, bir iş çıkıp A şehrine 85 km uzaktaki B şehrine gidip tekrar A şehrine dönse, B şehrinde seferi olur mu? CEVAP Seferi olmaz. Eğer A şehrine giderken, B şehrine de uğrayacağını biliyorsa, o zaman hem A şehrinde, hem de B şehrinde seferi olur. Seferilikte niyet Sual: Bir kimse, sefer uzaklığındaki A şehrine toplam 30 gün kalmak üzere gitse, gittiğinde orada on gün kaldıktan sonra, 10 km uzaktaki B şehrine gidip, orada on gün kaldıktan sonra, 10 km uzaktaki D şehrine gitse, orada da on gün kaldıktan sonra tekrar A şehrine gelse, 30 gün hep seferi mi olur? CEVAP Hayır seferi olmaz, mukim olur. Mukim olduktan sonra, seferi uzaklığa gidilmedikçe hep mukim olunur. Eğer, çıkarken, B ve D şehrinde onar gün kalacağını biliyorsa, 30 gün hep seferi olurdu. Aynı durumda, Maliki’yi taklit eden ise hep mukim olurdu. Seferiliği kaldırma hilesi Sual: İstanbul Fatih'ten İzmit arası seferi uzaklıkta olduğu için, bir kadın yanında mahremi olmadan İzmit'e gidemiyor. Hocanın biri, bir hile bulmuş. (Pendik veya Gebze'ye kadar niyet etmezsiniz, sonra niyet etseniz de, zaten seferi olmazsınız ve mahremsiz İzmit'e gidebilirsiniz) demiş. Böyle bir niyetle bir kadının Fatih'ten İzmit'e mahremsiz gitmesi caiz olur mu? CEVAP Kesinlikle caiz olmaz. O zaman niye Gebze'de niyet ediyor ki? İzmit'e kadar hiç niyet etmesin. Adapazarı'na niyet etmeden gitsin, Ankara'ya niyet etmeden gitsin. O zaman bir kimse, niyet etmedim diyerek dünyayı dolaşsa seferi olmaz. Seferilik diye bir şey kalmamış olur. Niyet, bir yere gitmeye kalbden karar vermek demektir. Seferi olmamak için, niyet etmiyorum demek geçersizdir. Ankara'ya gitmek için karar verip bileti almak niyettir. Ankara'ya gitmeye karar verse, biletini de alsa, ben sefere niyet ettim dese; fakat gitmese seferi olmaz. Demek ki, seferi olmak için hem niyet, hem de gitmek gerekiyor. Karar verip gittiği halde, ben niyet etmedim demesi geçersizdir. Buna hile-i şeriyye denmez, hile-i bâtıla yani bâtıl olan hile denir. Yalova'da mukim olarak kurban kesmek için de, böyle geçersiz hile 303 www.dinimizislam.com yapılıyormuş. Kara yoluyla giderken, Kartal'a, Pendik'e kadar niyet edilmiyormuş, sonra niyet ediliyormuş. Madem istenildiği zaman niyet edilebiliyor, hiç niyet edilmeden gidilsin! Ama bu yanlış olur. Yalova'ya gitmeye karar vermek niyettir. 104 kilometreden fazla giden, seferi olur, keseceği kurban da nafile olur. Şoförlerin seferiliği Sual: Vatan-ı aslim Konya'dır. Vazife icabı Fatih'te oturuyorum. Fakat işyerim Fatih'ten 120 km. uzaklıktadır. Cumartesi pazar hariç, her gün işime gidip akşama eve dönüyorum. Fatih'te ve işyerimin bulunduğu yerde seferi sayılır mıyım? CEVAP Evet, hem işyerinde, hem de Fatih'te seferisiniz. Vaziyet hiç değişmezse ömür boyu hep seferi olursunuz. Fatih vatan-ı asliniz olursa, Fatih'te bulunduğunuz müddetçe seferi olmazsınız. Fatih'ten çıkıp, işyerinden tekrar Fatih'e dönünceye kadar seferi olursunuz. Şehirlerarası şoförlük yapanların durumu da böyledir. Seferde kazaya kalan namaz Sual: Seferde kazaya kalan namazı, mukimken, kaç rekat olarak kılmak lazımdır? CEVAP Seferde kazaya kalan öğle, ikindi ve yatsının farzları mukim iken de yine 2 rekat olarak kaza edilir. Sabah, akşam ve vitir aynen kaza edilir. Sual: Seferde kazaya kalan vitrin kazası yine vacip midir? CEVAP Evet vaciptir. Sual: Seferdeki kaza namazı adedi bilinmese, hepsi 4 kılınır mı? CEVAP Kasten olmadığı için dört kılmak caiz olur. Sual: (Seferde kazaya kalan ilk öğle namazına) diye niyet ederek iki rekat namaz kılmak caiz mi? CEVAP Evet. Sual: Mukimken kazaya kalan farzlar, seferde de dört rekat olarak mı kılınır? CEVAP Evet. Sabah, akşam ve vitir aynen kaza edilir. 304 www.dinimizislam.com Namaz vaktinin sonunda sefere çıkan Sual: Namaz vaktinin sonunda sefere çıkan veya vaktin sonunda vatanına gelen o vakitlerin namazlarını kılmamış ise kaç rekat kılar? CEVAP Namaz vaktinin sonunda sefere çıkan, bu namazı kılmamış ise, 2 rekat kılar. Vaktin sonunda vatanına gelen, bu vaktin namazını kılmamış ise, 4 kılar. Yolcu, seferden dönerken, çıkarken misafir olduğu yere gelinceye kadar misafir sayılır. Gelince mukim olur. Mekke'de seferilik Sual: Bir kimse Mekke’de veya başka yerde niyet etmeden 15 günden fazla kalsa, seferi olur mu? CEVAP Mekke-i mükerremeye giden, 15 veya daha fazla gün kalmaya niyet ederse mukim olur.15 günden az kalmaya niyet ederse veya hiç niyet etmeden aylarca kalsa misafir olur. Mekke, Minâ ve Arafat gibi başka başka yerlerde toplam 15 gün kalmaya niyet eden de, mukim olmaz. Yalnız Mekke’de veya Minâ’da 15 gün kalmaya niyet eden mukim olur. Mukim olan da, namazlarını kısaltamaz. Bayram kurbanını da kesmesi vacip olur. Talebe, asker, işçi gibi emir altında bulunanlar, kendi niyetleri ile değil, hocalarının, kumandanlarının, işverenlerinin emrine göre hareket ederler. Âmirleri 15 gün kalmaya niyet etse, bunlar emri işitinceye kadar misafir olurlar. Emri hiç işitmezlerse, kaç gün kalsalar hep seferi olurlar. Bir görevliye tâbi olan hacılar da, bunun sözü ile hareket ederler. Görevli, 15 gün Mekke’de kalacağız dememişse, bu görevliye bağlı olanlar seferi olur. Seferi olanın da bayram kurbanını kesmesi vacip olmaz. Fakat şükür kurbanını kesmesi vacip olur. Dört rekatlık farzları iki rekat olarak kılar. (Nihaye) Sual: 1991 yılından sonra Mekke ile Minâ birbirine bitişmiş. Minâ, müstakil karye hükmünden çıkmış mı? Mekke’de 8 gün, Minâ’da sekiz gün kalmaya niyet eden mukim mi olur? CEVAP Evet. Sual: Bir hacı hac farizası için, Mekke’de 13 gün kaldıktan sonra 14-15. günleri de Minâ ve Arafat’ta bulunup (Mekke- Mine, Arafat arası 22 km) tekrar Mekke’ye geri dönerek 7 gün daha kaldıktan sonra Medine’ye giderse seferi midir? CEVAP Tam İlmihal’de diyor ki: Mekke, Minâ ve Arafat gibi başka başka yerlerde toptan 15 gün kalmaya niyet eden, mukim olmaz. Demek ki Türkiye'den giderken veya oraya varınca 305 www.dinimizislam.com bir yerde 15 günden fazla kalmaya niyet edilmemişse seferi olur. Medine’de 15 günden fazla kalmaya niyet eder ise orada da mukim olur, 15 günden az kalmaya niyet etmişse seferi olur. Mekke’de mukim olunmaz mı? Sual: Tam İlmihal’de (Mekke, Minâ ve Arafât gibi başka başka yerlerde toptan 15 gün kalmaya niyet eden de, mukim olmaz) deniyor. Bir kimse Mekke’de bir ay kalsa, mukim olmaz mı? CEVAP Mukim olur. Bir yerde 15 günden fazla kalınınca mukim olur. Mesela bir kimse 13 gün Mekke’de kalmaya, sonra bir gün Arafat veya Minâ’da kalmaya, sonra 13 gün yine Mekke’de kalmaya niyet edip sonra, Medine’ye gitmeye niyet etse, bir yerde 15 günden fazla kalmaya niyet etmediği için Mekke’de toplam 26 gün kalmasına rağmen seferi olur. Namazlarını kısaltarak kılar. Ama kişi, Ramazanda gidip Mekke’de 15 günden fazla kalmaya mesela bir ay kalmaya niyet etmişse, artık Mekke’de mukimdir. Arafat’ta da, Minâ’da da, Müzdelife’de de seferi olamaz, mukimdir. Namazlarını kısaltamaz. Bütün fıkıh kitapları hep aynı şeyi yazmaktadır. Farklı bir kavil yoktur. Fakat anlatılışları farklıdır. Birkaç örnek verelim: Misafir olan yolcu, Mekke ve Minâ’da 15 gün ikamet etmeye niyet etse namazları dört kılmaz, çünkü iki yerde kalmayı niyet etmek çok yerde kalmayı gerektirir, bu ise yolculuğun gerçekleşmesine manidir. Ancak yolcu geceyi birinde kalmayı niyet ederse oraya girmesiyle mukim olur, çünkü kişinin ikameti gece kaldığı yere izafe olunur. (Hidaye) Mekke ve Minâ’da 15 gün kalmaya niyet eden namazları dört kılmaz; çünkü ikamet iki yerde kalmaya niyet etmekle mukim olunmaz. Yolcunun ikametleri toplansa 15 günü geçse de seferidir. Ancak geceyi birinde ikamet etmeye niyet ederse o zaman oraya girmesiyle mukim olur, çünkü kişinin ikameti kaldığı, yattığı yere izafe olunur. Hac farzını yerine getirmek için hac ayının on günü içinde Mekke’ye girse ve 15 gün ikamete niyet etse, mukim olmaz, çünkü Arafat'a çıkmak zorundadır. Bir yerde 15 günden çok kalmadıkça mukim olamaz. (Bahr-ür Raik) Kişi Kufe’den çıksa Mekke ve Minâ'da 15 gün ikamet etmek üzere yola çıksa Mekke'ye girdiğinde namazı dört kılamaz, çünkü sadece Mekke’de 15 gün kalmayacaktır. (Mebsut - Şeybani) Yolcu bir yerde 15 gün kalmaya niyet ederse mukim olur. Ama iki yerde 15 gün kalmayı niyet eder ise, bu iki yerin her biri kendi başına bir şehirdir. Dolayısıyla biri diğerine tâbi değildir. Mekke ve Minâ’da toplam 20 gün kalmaya niyet eden mukim olmaz. Ancak bu iki yerden birinde 15 gün kalmaya niyet eden mukim olur. (Tuhfetül Fukaha) İki yerde mesela Mekke ve Minâ’da, yahut Kufe ve Hira’da kalmayı niyet eden şayet geceyi bunlardan birinde ikamet etmeye azmetse ve gündüzleri oradan diğerlerine gitmeyi planlasa, eğer gece kalmayı azmettiği yere gündüz 306 www.dinimizislam.com girse mukim olmaz. Ama gece ikamet etmeyi azmettiği yere geceleri girse mukim olur, sonra diğer yerlere oradan yola çıksa misafir olmaz. Çünkü kişinin ikamet yeri kaldığı yerdir. Başkasının yerine hac yapan arkadaşları gittikten sonra Mekke'de 15 gün veya daha çok kalmayı niyet eden Mekke'de mukim olur. (Mebsut - Serahsi) Diğer üç mezhepte seferilik farklıdır. Giriş çıkış günleri hariç, bir yerde dört gün kalmaya niyet eden mukim olur. Bir ihtiyaçtan dolayı bu mezheplerden birisini taklit eden Hanefi de, taklit ettiği mezhebin şart ve müfsitlerine riayet eder. Yani dört gün kalınca mukim olur ve namazlarını kısaltamaz. Seferde mezhep taklidi Sual: Seferilik mesafesindeki bir yerde on gün kalacak olup Maliki’yi taklit eden veya etmeyen kimse, ihtiyaç olunca, namazlarını hangi mezhebe göre cem eder? CEVAP Bir yerde on gün kalıp seferi olan kimse, Hanefi’ye göre seferi, diğer üç mezhebe göre mukim olur. Maliki ve Şafii’ye göre mukimken iki namaz cem edilmez. Hanbeli’ye göreyse, ihtiyaç olunca mukimken de cem edilebilir. Bir mezhebi taklit ederken, o mezhebin o konudaki şartlarına da uyması lazımdır. Seferde on gün kalan kimse, Hanbeli’de mukim olacağı için, Hanbeli’nin uyulabilen bütün şartlarına da riayet etmesi gerekir. Mukimken dört rekâtlık namazları kısaltmadan kılmak farz olduğu için, cem ederken, farzları iki rekât değil dört rekât olarak kılması gerekir. Maliki’yi taklit eden de, etmeyen de böyle kılar. Hanefi kimse, seferde cem etmediği zamanlarda, dört rekâtlı farzları, Hanefi’ye göre seferi olduğu için, yine iki rekât olarak kılar. Seferde cem ederken Sual: Seferilik mesafesindeki bir yerde 2 gün kalacak olup Maliki’yi taklit eden veya etmeyen kimse, ihtiyaç olunca, namazlarını hangi mezhebe göre cem eder? CEVAP Seferilik mesafesinde bir yerde 2 gün kalan dört mezhepte de seferi olur. Seferi olduğu için, ihtiyaç olunca diğer üç mezhepten birine göre cem edebilir. Ancak Maliki’yi taklit eden, Maliki’nin şartlarını iyi bildiği için, Maliki’ye göre cem etmesi daha uygun olur. Dört mezhepte de seferi olduğu için, dört rekâtlı farzları iki rekât olarak kılar. Giriş çıkış gününde ölçü imsak vaktidir Sual: Seferilikte giriş ve çıkış günleri ne zaman başlar, ne zaman biter? CEVAP Gün, oruçta olduğu gibi imsak vaktinde başlar. Ertesi günü imsak vaktine kadar devam eder. 307 www.dinimizislam.com Mesela, İstanbul’a imsak vaktinden sonra, sabah ezanı okunurken giren kimse, giriş günü olduğu için o günü saymaz. Eğer imsak vaktinden önce girerse, imsak vaktinden sonraki gün giriş günü olmaz. İmsak vaktinden sonra çıkarsa, o gün çıkış günüdür. Demek ki bir kimse, bir yere güneş doğarken girse, o gün giriş günü olduğu için hesaba katmaz. Ayrılacağı zaman da, imsak vaktinden sonra, mesela güneş doğarken oradan çıksa, o günü de hesaba katmaz. Maliki'yi taklit edenin seferiliği Sual: Maliki mezhebini taklit eden bir hanefinin seferilik süresi ne kadar? Seferilik süresine vardığı ve ayrıldığı günler dahil mi olur? CEVAP Girdiği ve çıktığı günler hariç, 4 gün kalan mukim olur, 3 gün kalırsa seferi olur. Giriş çıkış günleri dahil 6 gün kalan mukim, 5 gün ve daha az kalan seferi olur. [Giriş çıkış günlerinde ölçü imsak vaktidir. Gidilen yere imsak vaktinden sonra girilirse, o gün sayılmaz, hariç tutulur. Çıkılan yerden imsak vaktinden sonra çıkılırsa o gün sayılmaz, hariç tutulur.] Sual: Maliki mezhebini taklit eden biri, seferiliğe Hanefi’deki gibi mi uyacak yoksa Maliki mezhebindeki gibi mi? CEVAP Kilometre olarak Hanefi esas alınır, yani 104 kilometreden önce seferi olunmaz. Seferi olmak için gün olarak da Maliki esas alınır. Yani giriş çıkış hariç dört gün kalan mukim olur. Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. Sefere çıkacağız. Bir işimiz var olursa birkaç gün içinde döneceğiz. Normal durumda 1 hafta kalmaya niyetlendik. Namazları seferi olarak mı kılacağız? CEVAP Kesin olmadığı için hep seferi olursunuz. Dört rekatlıları iki kılacaksınız. Sual: Maliki mezhebini taklit eden Hanefi sefere niyet ediyor, çalıştığı şirkete varınca arabanın km göstergesi 103,3 km gösteriyor, seferi sayılır mı? Yoksa şirketin bulunduğu şehir sınırı mı dikkate alınıyor? CEVAP Önce çıkış yeri önemli. Şehrin mezarlık, fabrika, kışla, ırmak gibi bir yerden kilometre hesap edilir. Vardığı yerin de aynı şeyler kışla, fabrika, mezarlık gibi yerine varınca tamam. Şirketin yeri önemli değildir. Eğer bu ara 103 km ise seferi olur. Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. 3 günlüğüne bir yere gitmeye niyet etmiştim. Buraya geldikten sonra bir gün seferi olarak kıldım namazları, fakat birkaç gün daha kalmak zorunda kaldım. Seferiliğim bozuldu mu? Seferi olarak kıldığım namazlar sahih oldu mu? CEVAP 308 www.dinimizislam.com Sahih oldu. Maliki mezhebine göre, giriş ve çıkış günlerinden başka üç günden ziyade kalmaya niyet ettiği bir yere girince, yahut dört günden önce biteceğini sandığı işi için gittiği yerde onsekiz günden çok kalınca mukim olur. Daha az kalırsa seferi olur. Şafii’de de böyledir. Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. Beş gün kalmak üzere bir yere gidiyorum. Fakat beş gün kalacağıma niyet etmiyorum. Hep seferi miyim? Yahut ne kadar kalacağımı bilmiyorum, bu üç gün de olabilir beş veya daha fazla da olabilir. Ne yapmam lazım? CEVAP Maliki’de bir yerdeki işinin dört günden önce bitmeyeceğini bilirse, niyet etmese de, oraya girince mukim olur. Müddetini iyi bilmezse, onsekiz gün sonra mukim olur. Şafii’de de böyledir. Sual: Maliki mezhebine göre, giriş ve çıkış günlerinden başka üç günden ziyade kalmaya niyet ettiği bir yere girince, yahut dört günden önce biteceğini sandığı işi için gittiği yerde onsekiz günden çok kalınca mukim olur ne demektir? CEVAP Mesela dört günden az kalırım diye İzmir’e gidiyorsunuz, işiniz çıkıyor, iki gün daha kalmanız gerekiyor, iki gün sonra bitmiyor, üç gün daha kalmak gerekiyor, böyle 2 veya 3 gün kalınca 18 güne kadar seferi olursunuz. Bu durumda Hanefi’de ise ömür boyu seferi olur. Sual: Maliki’yi taklit ediyorum. Doğum yerim Balıkesir, memleketim Erzurum, İstanbul'da yaşıyorum ve Antalya’da evlendim. Erzurum'da ve Antalya'da 4 günden az kalırsam seferi olur muyum? CEVAP Antalya vatan-ı asliniz olduğu için orada seferi olamazsınız. [Baliğ bir çocuğun ana-babasının bulunduğu yer doğduğu yer bile olsa, buradan ayrılıp başka yerde, çıkmamak niyet edip yerleşse veya evlense, orası (Asli yeri) olur. Ana babasının yanına gidince, yerleşmeye niyet etmedikçe, burası çocuğun asli yeri olmaz. Onun asli yeri evlendiği veya son yerleştiği yerdir.] Maliki’yi taklit ve seferilik Sual: Hanefi mezhebindeki bir kimse, 10 günlüğüne sefere çıksa, orada bir akıntıdan veya başka bir ihtiyaçtan dolayı Maliki mezhebini taklit etmesi gerekse, seferiliği devam eder mi? CEVAP Maliki’nin şartlarına da uyması gerektiği için, seferiliği devam etmez. Seferde cem etmek Sual: Maliki’yi taklit eden bir kimse, seferde iki namazını cem edebilir mi? CEVAP Bir ihtiyaç, bir sıkıntı olmadan cem edemez. Mâlikî'de seferilik 309 www.dinimizislam.com Sual: Bir arkadaş, Mâlikî’de mukim olmayı formüle etmiş, üç sabah namazının kılındığı yerde mukim olunacağını tespit etmiş. Bir kişi sefere çıkıp, üç sabah namazını kıldığı yerde mukim olur mu? CEVAP Hayır, mukim olmaz. O arkadaşın o formülü yanlıştır. Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî’de, giriş ve çıkış günleri hariç, üç gün kalan seferi olur. Dört veya daha fazla gün kalan mukim olur. Sefere çıkan kimse, sabah ezanları okunurken bir şehre girse, imsak vaktinden sonra girdiği için, o gün giriş günüdür, sayılmaz. Ezanlar okunurken o şehirden çıksa çıktığı gün de sayılmaz. Üç gün kalınca üç sabah namazı kılar, bir girişte, bir de çıkışta sabah namazı kılınmış olur ki, hepsi beş sabah namazı eder. Demek ki, üç sabah namazı değil, en fazla beş sabah namazı kılan bile seferi oluyor, mukim olmuyor. Şer’i gün, imsak vakti girince başlar. Seferi olduğundan şüphe eden Sual: Seferiliğe ait kâfi bilgiye sahip olmadığım için, bir yere gidince acaba seferi miyim, değil miyim diye karar veremiyorum. Namazları bu halde nasıl kılmam gerekir? CEVAP Seferi olduğundan şüphe eden, mukimdir. Namazlarını 4 rekat olarak kılması gerekir. Tahmininde yanılsa bile kasten 4 kılmadığı için mazur sayılır. Fakat seferi değilken 2 kılarsa, kıldığı namazları kaza etmesi gerekir. İhtiyatlı hareket etmelidir. Sual: Seferiyim zannedip namazı kısalttım. Kazası gerekir mi? CEVAP Evet. Zan ile seferilik olmaz. Sual: Kendi memleketinde seferiyim diye namazlarını seferi usule göre kılan kişi daha sonra seferi olmadığını öğrendiği zaman o namazlarını kaza edecek midir? CEVAP Evet edecektir. Mahremsiz sefere çıkmak Sual: Kadın, Şafii mezhebini taklit ederek mahremsiz sefere gidebilir mi? CEVAP Şafii mezhebinde de kadın mahremsiz sefere [üç günlük yola] gidemez. Diğer mezheplerde de mahremsiz sefere gidemez. Çünkü hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kadının, yanında kocası veya mahremi olmadan üç günlük ve daha fazla bir yola sefere çıkması helal olmaz.) [İbni Mace] 310 www.dinimizislam.com Sual: Bazı hanımlar mesela Konya’dan İstanbul’a yanlarında mahremleri olmaksızın gidip geliyorlarmış. Bu konuda Şafii mezhebini taklit ettiklerini ifade ediyorlarmış. Böyle bir şeyin aslı var mıdır? CEVAP Böyle bir şeyin aslı yoktur. Şafii mezhebinde de kadınlar mahremsiz sefere çıkamazlar. Sadece farz olan hacca gidebilirler. Bu konuda da taklit etmek caiz olmaz. Konya’daki bayanlar, mahremsiz İstanbula gelip gidemezler. Tam İlmihal’de diyor ki: Hür kadının, zevci veya ebedi mahrem akrabasından biri yanında bulunmadan, yalnız veya başka kadınlarla yahut akıl, baliğ ve salih olmayan mahremi ile üç günlük yola gitmesi [üç mezhepte] haramdır. Şafii mezhebinde, kadınlar ile mahremsiz olarak, farz olan hacca gidebilir. (Kadın, mürâhik olan, yani büluğa yaklaşmış, oniki yaşındaki mahremi ile sefere gidebilir). (Kadihân)da diyor ki, (Kadın, salih cemaat ile sefere gidebilir). [Bu iki kavil, zaruret halinde caiz olur.] Bir kadın, üç günlük sefere, ancak kocası ile, fâsık olmayan ebedi mahrem akrabası ile veya [ihtiyaç halinde] mürahık erkek çocuğu ile gidebilir. Fâsık olan mahremi ile sefere çıkamaz. Salih mahremi yoksa, zaruret halinde yalnız çıkmaktansa, fâsık mahremiyle çıkmak daha uygun olur. [Mürahık 12 yaşını doldurmuş, henüz balig olmamış çocuk demektir. Mahrem, kardeş, amca, dayı gibi yakın akraba demektir. Diyelim siz hanımınızı Isparta’ya götürüp geldiniz. Daha sonra o kocasının yanına yani sizin yanınıza uygun vasıtalarla mahremsiz gelebilir. Sual: İhtiyar kadın, yalnız sefere çıkabilir mi? CEVAP Çıkabilir. Ama fitne zamanında çıkmamalıdır. Sual: İhtiyar kadın, 55 yaşından büyük olan mı? CEVAP Evet. Sual: Mukim hanım, başka şehirdeki zevcinin veya mahreminin yanına mahremsiz gidebilir mi? CEVAP Mukim gidemez. Seferdeki hanım gidebilir. Sual: Bir kızın, abla ve eniştesiyle sefere çıkması caiz mi? CEVAP Zaruret halinde caiz. Sual: Kadın, ana babasının yanına Antalya'ya gitmek için İstanbul'dan yalnız başına uçakla gidebilir mi? Hayzlı iken gidebilir diye bir şey var mı? CEVAP Gidemez. Hayzlı iken de gidemez. Antalya'da ise, İstanbul'a kocasının yanına gelebilir. 311 www.dinimizislam.com Sual: Kadın, seferden yalnız başına ne zaman döner? CEVAP Zevcinin, mahreminin bulunduğu her yere yalnız dönebilir. Tenha olmamak da lazımdır.Yani uygun bir vasıta ile gelmelidir. Sual: Çok ihtiyar kadın, mahrem olmayan akrabasını ziyaret için, çok ihtiyar erkekle sefere çıkabilir mi? CEVAP Evet. Sual: Hanımım yalnız başına Ankara'dan Konya'ya gidecek. Hayzlı olarak sefere çıkıyor. Konya'da seferi olur mu? CEVAP Yanında kocası veya mahremi bulunmayan hayzlı kadının sefer niyeti ile yola çıkması kıymetsizdir. Yani Konya'da seferi olamaz. Temizlendikten sonra 104 kilometre daha gitmeden önce kaldığı yerde seferi olamaz. Eğer Konya'dan temiz olarak çıkıp Ankara'ya geri dönse, çıktığından itibaren seferi olur. Ankara vatan-i aslisi değilse ve orada 15 günden az kalırsa Ankara'da da seferi olur. Ankara vatan-i aslisi ise orada çok az kalsa bile seferi olmaz. İhtiyar kadın Sual: İhtiyar bir kadın, üç günden uzun bir yola uçak veya otobüsle mahremsiz, namahremle gidebilir mi? CEVAP Gidebilir. Orada salih, yaşlı birine, gerekince ilgilenmesi için tembih etmek gerekir. Kadının sefere çıkması Sual: Bir kadın, sefer mesafesinde uzaklığa yalnız başına uçakla veya şehirlerarası otobüsle gidebilir mi? CEVAP Ebedî mahrem akrabasından biri veya kocası yanında bulunmayan kadının üç günlük yani Hanefî’de 104 km’lik yola gitmesi câiz değildir. İmam-ı a’zam ve imam-ı Ebu Yusuf’a göre, hür kadının bir günlük yani 35 km uzaklıktaki yere mahremsiz gitmesi mekruhtur. (Fetava-yı Hindiyye) Hayzlının seferi olması Sual: Yanında kocası veya mahremi bulunmayan hayzlı kadın, sefere çıksa, sonra henüz seferdeyken hayzı bitse, seferi olduğu için namazlarını kısaltabilir mi? CEVAP Böyle bir kadının seferiliği geçersizdir. Temizlendikten sonra, seferi uzaklıktaki yere gitmeye karar verip yola çıkarsa, o zaman seferi olur. Fıkıh kitaplarında deniyor ki: Yanında kocası veya mahremi olmayan hayzlı kadın, uzun yola çıksa, seferi olamaz. Hayz bitince, bulunduğu yerden üç günlük yola giderse, ancak o 312 www.dinimizislam.com zaman seferi olur. (S. Ebediyye) Sefere çıkan hayzlı kadın, temizlenince, varmak istediği yere üç günden az bir mesafe kalmış olursa, bu kadın, sahih kavle göre namazlarını tamam kılar. (Halebi) Halebi kitabındaki bu ifadede de, seferdeki hayzlı kadının, gideceği yere üç günden az kalırsa seferilik hükmü geçerli olmuyor, namazlarını tam kılar deniyor. Hayzlı bir kadın, temizlenir de varacağı yere iki günlük mesafe kalırsa, sahih kavle göre, büluğa eren çocuk gibi namazlarını tamam kılar. (Dürr-ül muhtar) Dürr-ül muhtar kitabındaki bu ifadede de, seferdeki hayzlı kadın, gideceği yere üç günden az kalırsa seferi sayılmadığı için, namazlarını tam kılar deniyor. Seferde iken büluğa eren çocuk da, üç günlük yola gitmeden seferi olmaz deniyor. Mahremsiz sefere çıkmak Sual: Vatan-i aslim Adapazarı’dır. Ailem İstanbul’da, Üsküdar’da oturuyor. Beyim, bayrama yakın beni İzmit’e kadar getirip, (Buradan Üsküdar’a yalnız gidebilirsin, çünkü seferilik mesafesinden az) dese, Üsküdar’a kadar mahremsiz gitmem caiz midir? Üsküdar’da 15 günden az kalacağıma göre, seferi oluyor muyum, kurban kesmem vacib midir? CEVAP İzmit-Üsküdar arası seferilik mesafesinden az olduğu için mahremsiz gidebilirsiniz. Ancak Adapazarı’ndan Üsküdar’a gitmek niyetiyle yola çıktığınız için seferisiniz. Seferi olunca, kurban kesmeniz vacib olmaz, ama keserseniz iyi olur, sevab olur. Seferilikte iki namazı birleştirmek Sual: Hanefi’de seferde iken, iki namazı birleştirmek caiz mi? CEVAP Hanefi’de seferde iken iki namazı birleştirmek asla caiz değildir. Ancak ihtiyaç ve zaruret olunca diğer üç mezhepten birini taklit ederek kılar. Seferde bir harac yani zorluk yoksa iki namazı birleştirmek haramdır. Sual: Otobüs yolcuğunda namazların kaçmaması için birleştirmek caiz olur mu? CEVAP Evet. Sual: Misafir, seferde Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı cem edebilir mi? CEVAP Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı takdim ve tehirle, yani öğle ile ikindiyi öğle vaktinde veya ikindi vaktinde, akşam ile yatsıyı akşam veya yatsı 313 www.dinimizislam.com vaktinde kılabilmek için bir ihtiyaç hasıl olması gerekir. Gerek yolda ve gerekse seferde ihtiyaç hasıl olmadan takdim ve tehir ile namaz kılınmaz. Çünkü, kolay hükümleri toplamaya telfîk denir ki, caiz olmaz. Seferde trenle giden bir kimse, trende namazlarını ayakta kılamazsa, tren durduğu zaman takdim ve tehirle kılar. Sual: Arabada, vapurda hareket halinde bir vasıta için inememe durumu varsa Şafii’yi taklit ederek öğleyle ikindiyi akşamla yatsıyı cem eder, Maliki’yi taklit de yapabilir miyiz, bunu ve 2 namazı bu şekilde cem ettiğimiz için günah olur mu? CEVAP Seferde Şafii’de de Maliki’de de iki namazı cem etmek caizdir. Eğer seferde değilse cem etmek caiz olmaz. Bir zaruret varsa o zaman yani mukimken Hanbeli taklit edilerek iki namaz cem edilir. [Maliki, Şafii ve Hanbeli’yi taklit ile ilgili bilgiler, Mezhep ve Mezhepsizlik maddesinde var.] Sual: Seferde, Şafii veya Maliki’yi taklit edip, öğle ile ikindiyi cem ederek kılmak için öğleyi geciktirdim. İkindi olunca da memleketime gelerek mukim oldum. Öğle kazaya kaldığı için günaha girdim mi? CEVAP İbni Hacer-i Mekki hazretleri buyuruyor ki: (Seferi olan, ikindi ile cem ederek kılmak için, öğleyi geciktirirse, öğle vakti çıktıktan sonra, öğleyi kılmadan önce mukim olsa, önce öğle namazını kaza eder. Öğleyi kazaya bıraktığı için günaha girmez. Çünkü namazı özürsüz kazaya bırakmak günahtır. Burada seferde olmak özrü ile kazaya bırakıldığı için günah olmaz.) [Fetava-i Fıkhıyye] Not: İki namazı birleştirmek hakkında geniş bilgi için, (İki namazı cem etmek (birleştirmek) maddesine bakınız. Namazda fikir değiştirmek Sual: 10 gün kalmak niyetiyle İstanbul’dan Ankara’ya gittim. Seferi olarak, öğlenin farzını kılmaya başlamıştım. Birinci rekâttayken, 20 gün kalmaya karar verdim. O namazı mukim olarak dört rekât kıldım. Namazım sahih oldu mu? CEVAP Evet, sahih oldu; çünkü o andan itibaren, artık mukim oldunuz. Namazda karar vermek Sual: 20 günden fazla kalmak niyetiyle İstanbul’dan Ankara’ya gittim. Mukim olarak öğlenin farzını kılmaya başlamıştım. Birinci rekâttayken, arkadaşım geldi, acilen İstanbul’a geri dönüyoruz, namazı kıl hareket ediyoruz dedi. O namazı seferi olarak iki rekât kıldım. Namazım sahih oldu mu? CEVAP Evet, sahih oldu; çünkü o anda, seferi olduğunuz anlaşıldı. 15 gün kalıp mukim olsaydınız, Ankara’dan çıkmadan seferi olamazdınız. 314 www.dinimizislam.com Seferde niyet değiştirmek Sual: İstanbul’dan Ankara’ya giderken, Düzce’de öğle namazını iki rekât kılacakken unutup üçüncü rekâta kalkan kimse, secde yapmadan veya secde yaptıktan sonra, Düzce’de bir ay kalmaya niyet etse, öğleyi nasıl kılar? CEVAP Seferi olan kimse, üçüncü rekâtın secdesini yapmadan, o şehirde 15 günden fazla kalmaya niyet ederse, o farzı dört rekât olarak kılması lazım olur. Fakat üçüncü rekâtın kıyamını ve rükûunu tekrarlaması lazım olur. Çünkü kıyamı ve rükûu nafile olarak yapmıştı. (S. Ebediyye) Eğer üçüncü rekâtın secdesinden sonra mukim olmaya karar verirse, bir rekât daha kılıp dörde tamamlar, ama namazı nafileye döner. Öğleyi yeniden kılar. Vatan-ı ikamet ve vatan-ı sükna nasıl bozulur Sual: Vatan-ı ikamet nasıl bozulur? CEVAP Vatan-ı ikamet üç şeyle bozulur: 1- Başka bir vatan-ı ikamete gidince, önceki vatan-ı ikameti bozulur. Sefer niyetiyle çıkmamış olsa da, aralarındaki uzaklık 3 günlük yoldan az olsa da, önceki vatan-ı ikamet bozulur. Mesela, Fatih’te ikamet eden biri, 20 gün kalmak üzere Armutlu’ya gitse, Fatih vatan-ı ikamet olmaktan çıkar, Armutlu vatan-ı ikamet olur. 2- Vatan-ı asliye gidince de bozulur. Mesela, Fatih vatan-ı ikametiyken, Silivri’ye gidip evlense, Silivri vatan-ı aslisi olur, Fatih de vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Fatih’te ikamet eden biri, vatan-ı aslisi olan Silivri’ye bir günlüğüne dahi gitse, Fatih vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. 3- Sefere niyet ederek çıkmaktır. Yani vatan-ı ikametten 104 km’lik yola gitmeye niyet ederek ayrılınca, burası vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Mesela, vatan-ı ikameti olan Fatih’ten, 104 km’den fazla uzaktaki Bursa’ya gidince, Fatih vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Daha az yola niyet ederek gidip gelse, vatan-ı ikameti bozulmaz. Mesela, vatan-ı ikameti olan Fatih’ten, Büyükçekmece’ye gidip gelse, Fatih vatan-ı ikamet olmaktan çıkmaz. Vatan-ı ikametten niyetsiz çıkıp, başka yerde seferi mesafedeki yola gitmek için niyet ederse, 104 km gitmeden önce, vatan-ı ikamete girerse, seferi olması bozulur, mukim olur. Niyet etmesinden başlayarak 104 km gittikten sonra, buraya girse de, artık burada mukim olmaz. Mesela, vatan-ı ikameti olan Fatih’ten, bir işi için, Büyükçekmece’ye gitse, sonra Büyükçekmece’den Sakarya’ya gitmeye niyet edip yola çıksa, Fatih’e uğrayıp geçse, Fatih’te seferi olması bozulur. Yani Fatih’te mukim olur. Eğer Fatih’e uğramadan, çevre yoluyla Sakarya’ya gitse, yol boyu seferi olur. 315 www.dinimizislam.com Sakarya’dan, Büyükçekmece’ye dönmeye karar verse, gelirken Fatih’e uğrasa, Fatih’te mukim olmaz, seferi olur. Vatan-ı ikameti olan Fatih’ten, Büyükçekmece’ye gelen kimse, yolda ve Büyükçekmece’de seferi olmaz. Büyükçekmece’de 20 gün kalmaya niyet ederse, Fatih vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Büyükçekmece vatan-ı ikameti olur. Sonra, Fatih’e gidip bir gün kaldıktan sonra, Çanakkale’ye gitmeye niyet ederek yola çıksa, Büyükçekmece’ye uğrayınca, mukim olur. Büyükçekmece’den çıkınca seferilik tekrar başlar. Büyükçekmece’de 20 gün kaldıktan sonra, Çanakkale’ye gitmek niyetiyle yola çıkan, 104 km’lik yol gitmeden, mesela Güzelce’den, bir iş için, yine Büyükçekmece’ye dönse, mukim olmaz; çünkü üç günlük yola gitmek niyetiyle çıkınca, Büyükçekmece vatan-ı ikamet olmaktan çıkmıştır. Vatan-ı sükna Sual: Vatan-ı sükna ne demektir? CEVAP Vatan-ı sükna, uğranılan yer olup, 15 günden az kalmak için niyet edilen yahut bugün yarın çıkarım diyerek uzun müddet oturulan yerdir. Seferi olan, vatan-ı süknada mukim olmaz. Seferi olmayan, vatan-ı süknada mukim olur. Sefer mesafesi kadar uzak olmayan bir yere gitmek için şehrinden çıkan, bu yerde 15 günden az kalsa, burası vatan-ı sükna olur. Burada misafir olmaz. Mesela, vatan-ı ikameti Fatih olan, Büyükçekmece’de 10 gün kalsa, Büyükçekmece vatan-ı sükna olur. Büyükçekmece’de misafir olmaz. Büyükçekmece’den sefere niyet etmeden çıksa, yoldayken, Sakarya’ya gitmeye niyet etse, seferi olur. Fatih’e uğrarsa Fatih’te mukim olur; çünkü vatan-ı asliye veya vatan-ı süknaya girmediği için ve Büyükçekmece’den sefer niyetiyle çıkmadığı için, Büyükçekmece’nin vatan-ı sükna olması bozulmuş olmaz. Görülüyor ki, vatan-ı süknanın bozulması, vatan-ı ikamet gibi oluyor. Vatan-ı süknada mukim olmak için, bununla vatan-ı asli veya vatan-ı ikamet arası sefer mesafesinden [104 km’den] az olmalıdır. Mesela, bir kimse Fatih’ten Büyükçekmece’ye gidiyor. Büyükçekmece’den Güzelce’ye doğru yola çıkıyor. Güzelce’ye gelmeden, Büyükçekmece’ye dönüyor. Unuttuğunu alıp, Sakarya’ya gidecektir. Fatih’e uğramıyor, Büyükçekmece’de, namazı mukim olarak kılar; çünkü Büyükçekmece’den ayrılırken sefere niyet etmediği ve Güzelce’ye girmediği için, Büyükçekmece vatan-ı sükna olmaktan çıkmadı. Eğer, Büyükçekmece’den sefere niyet ederek çıksaydı veya Güzelce’ye girseydi, Büyükçekmece vatan-ı sükna olmaktan çıkardı. Büyükçekmece’de seferi olurdu. Sefer mesafesindeki yani 104 km’den fazla olan yola sefer niyetiyle çıkan kimse, 104 km gitmeden önce, bir kasabada 15 günden az kalsa, sonra buradan çıksa, bu kasabaya tekrar gelirse mukim olmaz; çünkü ilk geldiğinde de seferi idi. Mesela, Fatih’ten sefer niyetiyle, Çanakkale’ye gitmek üzere yola 316 www.dinimizislam.com çıkan kimse, Büyükçekmece’de 10 gün kalsa, sonra, Büyükçekmece’den çıktıktan sonra, tekrar Büyükçekmece’ye gelirse mukim olmaz; çünkü Büyükçekmece’ye ilk geldiğinde de seferiydi. Vatan-ı ikamet Sual: Pazar günleri Bursa’da kalmak niyetiyle 20 günlüğüne Fatih’ten Armutlu’ya giden kimse için, Armutlu vatan-ı ikamet olur mu? CEVAP Armutlu vatan-ı ikamet olmaz. Eğer geceleri Armutlu’da, gündüzleri Bursa’da kalmaya niyet ederse, Armutlu vatan-ı ikamet olur. Gece nerede kalacağına bakılır. Seferde vatanın değişmesi Sual: Bir kimsenin vatan-ı aslisi Ankara’dır. Vatan-ı ikameti de İstanbul’dur. Yıllardan beri İstanbul Fatih’te otururken, bir iş için Gebze’ye gitse ve orada 20 gün kalsa, sonra İzmit’e uğrasa, orada da 25 gün kalsa, oradan da Adapazarı’na gidip, orada bir ay kaldıktan sonra İstanbul’a dönüp, 10 gün kaldıktan sonra, Edirne’ye gitmeye karar verse, Edirne’de 10 gün kaldıktan sonra İstanbul’a, 15 günden fazla kalmak üzere gelse, gittiği yerlerde seferi mi olur, yoksa mukim mi olur? CEVAP Gebze, İzmit ve Adapazarı’nda mukim olur. Fatih, vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Adapazarı’ndan tekrar Fatih’e gelince, Fatih’te seferi olur. Edirne’ye gidince de seferi olur. Edirne’den Fatih’e dönünce, artık Fatih’te mukim olur. Seferilikle ilgili çeşitli sual cevaplar Sual: Sekiz senedir Bursa'da yaşıyorum. Bayram tatilinde doğum yerim olan İzmir'e gideceğim. İzmir’de iken namazı seferi olarak mı kılacağım? CEVAP Yolda seferi olursunuz. İzmir’de seferi olmazsınız. Sual: Van’da doğdum, İstanbul’da yeni evlendim, burada kalacağız. Vatan-ı aslim neresi? CEVAP Herkesin bir vatan-ı aslisi olur. Evlendiğiniz yer neresi ise, vatan-ı asliniz orasıdır. İleride beyiniz, başka bir yere gider ve temelli orada kalmaya niyet ederse, evlenilen yer vatan-ı asli olmaktan çıkar. Evinizin bulunduğu yer, vatan-ı asliniz değilse, evinize gitmekle mukim olmazsınız, seferi olursunuz. Sual: Tekirdağ'da üniversitede okuyan, vatan-ı aslisi İstanbul olan ve Maliki mezhebini taklit eden hanefi bir öğrenci; her Pazartesi İstanbul'dan çıkıyor Tekirdağ'a gidiyor. Orada yurtta kalıyor ve Cuma günü Tekirdağ'dan çıkıp, İstanbul'a geliyor. Bu öğrenci Tekirdağ'da iken 4 rekatlık farz namazlarını kaç rekat olarak kılmalı? 317 www.dinimizislam.com CEVAP Tekirdağ’da ve yollarda iki rekat kılması gerekir. İstanbul vatan-ı aslisi olmasa idi, İstanbul’da da seferi olurdu. Sual: Kimse bulunmayan bir dağ başına veya ev bulunmayan bir adaya 15 günden fazla kalmak üzere kamp kuran kimse mukim sayılır mı? CEVAP Kamp ev sayıldığı için mukim olunur. Çadırsız kalınırsa misafir olur. Çünkü ev olmayan adada, çölde çadırsız kalan kimseler ise, mukim olmaz. (Redd-ül-muhtar) Sual: Bir yere temelli yerleşmek nasıl olur? CEVAP Ben artık doğduğum veya evlendiğim yere gitmeyeceğim, hep İstanbul’da kalacağım demişse, İstanbul vatan-ı aslisi olur. Burası vatan-ı aslisi olunca ana babasının evine de gitse, doğduğu yere de gitse 15 günden az kalınca seferi olur. 15 günden fazla nereye giderse gitsin orada mukim olur. Sual: İstanbul Anadolu yakasında oturmaktayım. Bazen müşteri ziyareti için İzmit'e gidiyorum (sabah gidip akşam geliyorum) İstanbul-İzmit arası mesafe yaklaşık 100 km. Maliki mezhebini taklit ediyorum. İzmit’te iken veya gidiş dönüş yolunda iken seferi oluyor muyum? CEVAP Kilometre, evinizden çıkıp ilk mezarlık, fabrika, kışla gibi belli yerden hesap edilir. Eğer gittiğiniz yer 104 km ise, seferi olursunuz. Daha aşağı ise olunmaz. Seferi olunca çıkıştan itibaren seferi olunur. Yolda da dört rekatlı namazlar iki rekat olarak kılınır. Giriş ve çıkış günleri dahil 6 gün kalan mukim olur, beş gün kalan seferi olur, daha az kalan da seferi olur. Sual: Doğum yerim İzmir, burada 3 yaşına kadar yaşamışım. Buradan sonra Erzincan’da 3 sene, Diyarbakır’da 5 sene, Ankara’da 15 sene yaşadım. 4 seneden beri de İstanbul’da yaşamaktayım. Eğer ben İzmir'e 3 günden az kalmak için gidersem İzmir’de seferi mi olurum yoksa mukim mi? Bu sorum daha önce yaşadığım iller için de geçerli. CEVAP İzmir vatan-ı asliniz, diğer bütün iller vatan-ı ikamet olur. İzmir’e bir saatliğine de gitseniz mukim olursunuz, seferi olunmaz. Sual: Memleketim Konya. İstanbul’da çalışıyorum. Evli değilim. 1 haftalığına Konya’ya ailemin yanına gidiyorum. 1 hafta müddetince seferi miyim? CEVAP Memleketiniz değil, doğum yeriniz Konya ise, ancak yolda seferi olursunuz. Konya'da mukim olursunuz, yani namazları Konya’da iken kısaltmazsınız. Sual: Sık sık tatil olması nedeniyle memleket ve görev yerimiz arasında mekik dokumaktayım. Kendi memleketimizden görev yerine giderken (104 318 www.dinimizislam.com km’den fazla), veya tam tersi iken, namazlarımızı seferi mi yoksa normal mi kılmalıyız? CEVAP Yollarda seferi kılarsınız. Temelli ikamete niyet ettiğiniz yer yoksa, evlendiğiniz yer neresi ise orası vatan-ı aslinizdir. Oraya girince bir gün veya bir saat bile kalsanız namazları tam kılarsınız. Başka şehirlerde ise15 günden az kalırsanız seferi kılarsınız. Sual: Ankara’da ikamet eden aynı zamanda talebe olup evli olmayan bir bayan (Babasının doğum yeri ve memleketi Urfa, kendi doğum yeri Ankara) Urfa’ya 10 günlüğüne giderse (Hanefi mezhebinde olup diş dolgusu olduğu için Maliki’yi taklit ediyor) yolda ve oraya gidince seferilik durumu nasıl olur? CEVAP O bayanın doğum yeri Ankara’dır, Ankara vatan-ı aslisidir. Urfa’ya giderken yolda seferi olarak namazlarını kılar. Urfa’da giriş çıkış günleri dahil 5 günden fazla kalacağı için seferi olamaz, mukim olur, yani namazlarını tam kılar, kısaltamaz. Yolda dört rekatlık farzları iki kılar, üç rekatlıkları aynen kılar, sünnetleri ise vakit müsaitse kılar, değilse kılmaz. Sual: Seferi olan kimse Cuma günü zuhr-i ahiri iki rekat mı dört rekat mı kılar? CEVAP İki rekat kılar. Sual: Bir süre için Amerika’dayız. Namaza eve yetişemeyeceğimiz zaman arabayı bir kenara çekip kıbleyi bularak ayaklarımızı altımıza toplayarak araba içinde imayla namaz kılıyoruz, olur mu? CEVAP Ayakta kılmalısınız. Ayakta kılma imkanı yoksa o zaman oturarak bahsettiğiniz şekilde kılabilirsiniz. Fakat ayakta kılınacak yerler bulunur. Başkalarının namaz kılarken kadınları görmeleri namazı bozmaz. Sual: Bir kimsenin vatan-ı aslisi İstanbul, namazda Maliki mezhebini taklit ediyor. Çalıştığı iş yerinden 21 gün yıllık iznini alarak yola çıksa, niyet olarak ta 2 gün Bursa’da 6 gün İzmir’de 8 gün Niğde’de birkaç gün Mersin’de ve günü birlikte Hatay’a giderim diye niyet etse, gittiği yerlerde bu kişi namazlarını nasıl kılar? CEVAP Hanefi olanlar hep seferi olarak kılar. Maliki olanlar da giriş çıkış günleri hariç, 4 gün kaldığınız yerler mukim, üç gün kaldığınız yerlerde seferisiniz. Sual: İstanbul, New York gibi çok büyük şehirlerde şehrin bir ucundan diğerine 104 km den fazla mesafe varsa, şehrin içinde bir ucundan diğerine gidince seferi olunur mu? CEVAP Evet. Beylikdüzü’nden Avcılar’dan çıkıp İzmit’e gidilse, hemen hemen yollarda boş yer yok, sanki bir şehir gibi. Kilometreyi geçerse seferi olur. 319 www.dinimizislam.com Ankara’ya kadar evler bitişik olsa, hepsi bir şehir olsa yine seferi olur. Sual: Vatan-ı aslim Manisa Akhisar'dır. İstanbul’da oturuyorum. Bursa’ya 15 günden az kalma niyeti ile geldim. Fakat geldiğim günden 3 gün sonra 15 günden daha fazla kalmaya niyet ettim. Acaba bu üç günlük namazı kaza etmem gerekir mi? CEVAP Üç gün 15 günün içinde ise seferi olmazsınız. Çünkü niyet ettiğiniz günden itibaren 15 veya daha fazla kalmaya niyet etmeniz gerekir. Eğer, üç gün kaldıktan sonra, yeniden bir 15 günden fazla kalmaya niyet etmişseniz, o zaman mukim olursunuz. Üç gündür kıldığınız namazlar da doğrudur, kaza etmek gerekmez. Çünkü o zaman seferi idiniz. Sual: Diyelim ki saat 20:35 te yatsı namazı vakti giriyor. Saat 21:00 ise sefere çıkılacak. Yatsı namazı sefere çıkılmadan önce mi kılınmalı yoksa seferi olunca da kılınabilir mi? CEVAP Her iki halde de kılınabilir. Eğer sefere çıkmadan kılınırsa, dört rekat olarak kılınır. Sefere çıkınca kılınırsa, iki rekat olarak kılınır. Sual: İstanbul’da daimi ikamet eden bir kişi sabah erkenden araba ile yola çıkıp Adapazarı’na gitse öğlenin vakti çıkmadan İstanbul’a dönse ve ikindi zamanında da tekrar Adapazarı’na dönse ve yatsı vaktinde de tekrar İstanbul’a dönse o günkü namazları nasıl kılacağını izah eder misiniz? CEVAP İstanbul’un bir semti vatan-ı aslisi ise, öğleyi de orada kılacaksa mukim olarak kılar. Yani kısaltmaz, aynen kılar. İkindiyi de Adapazarı’nda kılsa, seferi olarak kılar yani kısaltır, iki rekat olarak kılar. Yatsıyı da nasıl kılacağını biliyorsunuz. İstanbul’daki vatan-ı asli olarak seçtiği semtinde kılarsa mukim olarak kılar. Koca İstanbul bir köy gibi düşünülmez. Her yer müstakil bir karye kabul edilir. Mesela o kişi Fatih’te oturuyorsa, namazını da Üsküdar’da kılmışsa Üsküdar’da seferi olarak kılması gerekir. Sual: Ankara’ya gitmek üzere yola çıktım. İzmit’e gelince öğle oldu. Öğle namazını iki rekat olarak kıldım. Namazdan çıkınca Ankara’ya gitmekten vazgeçtim. İzmit’teki işlerimi yaptım. İkindi vakti oldu. İki mi dört mü kılacağımda tereddüt ettim. Tereddüt edilen yerlerde dört kılınmasını bildirdiğiniz için dört kıldım. Kaç kılmam gerekirdi? CEVAP Seferi uzaklığa gitmeden, geri dönmeye niyet ettiğiniz için, o andan itibaren misafirlikten çıkıp mukim oldunuz. Mukim olduktan sonra da ikindiyi dört kılmak gerekir. Öğleyi kılarken seferi olduğunuz için iki rekat kılmakla isabet etmişsiniz. (Halebi) Sual: Bekârım. Van vatan-ı aslim idi. Fatihe gelip temelli kalmak üzere yerleştim. Ankara’da evleneceğim. Ankara’da evlenince vatan-ı aslim neresi olur? 320 www.dinimizislam.com CEVAP Devamlı kalacağınız Fatih vatan-ı aslinizdir. Sual: Yolcu, seferden dönerken mukim olduğu yere ne kadar yaklaşırsa misafirlikten çıkar? CEVAP Çıkarken misafir olduğu yere gelinceye kadar misafir sayılır. Gelince mukim olur. Sual: Vatan-ı aslim Van’dır. Çoluk çocukla İzmir’e temelli geldik. Oteldeyiz. Ev tutunca eşya gelecektir. Çoluk çocuk daha sonra gelseydi vatanı aslim yine İzmir mi olurdu? CEVAP Evet. Sual: İznik’te ikamet ederken annem, doğum için Bursa’ya gitmiş. Bursa’da doğmuşum. 7 gün sonra İznik’e getirmiş. Vatan-ı aslim neredir? CEVAP İznik’tir. Vatan-ı süknada doğanın, vatan-ı aslisi vatan-ı sükna olmaz. Sual: Hanımı vefat eden, başka bir yerde evlenince, son evlendiği yer mi vatan-ı asli olur? CEVAP Evet. Sual: Her hafta Van’dan Bingöl’e gidip geliyorum. Her hafta gideceğimi bildiğime göre, memuriyet sebebiyle ikamet ettiğim Van’da da seferi olur muyum? CEVAP Sefere çıkılınca seferi olunur. Bilmek ve tahminle seferi olunmaz. Niyetle iş bir arada olunca seferi olur. Bingöl’e gitmek üzere Van’dan çıkınca seferi olursunuz. Bingöl’den Vana gelince de, bir hafta sonra tekrar gitmeye karar verilmişse, Van’da da seferi olunur. Sual: Vatan-ı aslim Muş iken Van’da evlendim. Hanım öldü. Hâlâ Van’da oturuyorum. Vatan-ı aslim neresidir? CEVAP Başka bir yere temelli yerleşmediğiniz müddetçe vatan-ı asliniz hep Van olur. Sual: Ankara’da doğdum. Memuriyet sebebiyle Samsun’da ikamet ediyorum. Bir iş sebebiyle Fatih’e gittim. 20 gün Fatihte kalmaya niyet ettim. Sonra Giresun’a gitmek niyetiyle Fatih’ten çıkıp Ankara’da 3 gün kaldım. Sonra Samsun’a uğradım. 3 gün de Samsun’da kaldıktan sonra Giresun’a gittim. Giresun’da da 4 gün kaldıktan sonra Samsun’a döndüm. Yolda ve uğradığım yerlerde namazlarımı nasıl kılmam gerekirdi? CEVAP Ankara’da doğduğunuz için vatan-ı asliniz Ankara’dır. Samsun vatan-ı 321 www.dinimizislam.com ikametiniz olur. Fatih’e giderken ve dönerken yol boyu 4 rekatlık farzları 2 rekat olarak kılmak gerekir. Fatih’te 20 gün kalmaya niyet edilince, Samsun, vatan-ı ikamet olmaktan çıkar. Fatih vatan-ı ikamet olur. Sefer niyetiyle vatan-ı ikametten çıkılınca vatan-ı ikamet bozulur. Fatihte 15 günden fazla kalınmaya niyet edilince namazlar kısaltılmaz, 4 rekat olarak kılınır. Fatih’ten Ankara’ya uğranınca Ankara’da ister bir saat, ister 3 gün kalınsın, Ankara vatan-ı asli olduğu için Ankara’da namazlar asla kısaltılmaz. Ankara’dan Giresun’a giderken yol boyu yine namazlar kısaltılır. Samsuna uğrayınca 3 gün kendi evinde kalınırsa, yine namazlar kısaltılarak kılınır. Giresun’a gidince, 15 günden az kalındığı için orada da namazlar kısaltılır. Samsun’a geri gelindiğinde, 15 günden önce başka bir yere gitmeye niyet etmedikçe Samsun’da namazlar kısaltılmaz. Sual: Aynı şahıs, Samsun’da evlense ve aynı yolları gitse namazlarını nasıl kılar? CEVAP Ankara vatan-ı asli olmaktan çıkmış, Samsun vatan-ı asli olmuştur. Ankara’da namazlarını kısaltması gerekir. Samsun vatan-ı asli olduğu için kaç günlüğüne gelirse gelsin Samsun’da namazlarını kısaltamaz. Diğer yerler aynıdır. Sual: Aynı memur, emekli olup Fatih’e yerleşse, yukarıdaki yerlere gitse namazlarını nasıl kılar? CEVAP Fatih’e temelli yerleşince, Samsun vatan-ı asli olmaktan çıkar. Ankara ise daha önce vatan-ı asli olmaktan çıktığı için Fatih haricinde 15 günden az kaldığı yerlerde namazlarını kısaltır. Sual: Aynı şahıs, Edirne’ye gitmek üzere yola çıksa, Çatalca’da birkaç gün kaldıktan sonra unuttuğu bir şeyi almak üzere Fatih’e gelip tekrar Edirne’ye hareket etse, namazlarını nasıl kılar? CEVAP Edirne’ye gitmek üzere Çatalca’da bulunduğu müddetçe namazlarını kısaltır. Hatta bugün yarın giderim diye Çatalca’da 15 günden fazla kalsa, yine namazlarını kısaltır. Eğer Çatalca’da 15 günden fazla kalmaya niyet ederse, Çatalca vatan-ı ikameti olur ve namazlarını kısaltamaz. Unuttuğu şeyi almak üzere Fatih’e dönmeye karar verince, Çatalca Fatih arası 104 Km.den az olduğu için namazlarını dört kılar. Fatih’te ise, orası vatan-ı asli olduğu için hep dört kılar. Tekrar Edirne’ye hareket etmek üzere yola çıksa, çıkıştan itibaren namazlarını kısaltarak kılar. Sual: 15 günden fazla kalmak niyetiyle Ankara’dan Fatih’e gittim. Fatih’e gelince işimin birkaç günde biteceğini anladım. Yani 15 günden fazla kalmayacağıma karar verdim. Fatih’te seferi miyim, mukim miyim? 322 www.dinimizislam.com CEVAP 15 günden az kalmaya karar verdiğiniz andan itibaren seferisiniz. Sual: Vatan-ı aslim Bursa iken Adana’da evlenip bir gün kaldıktan sonra Ankara’ya geldim. Temelli yerleşme niyetim yoktur. Vatan-ı aslim neresidir? CEVAP Evlenilen yer vatan-ı asli olur. Doğduğu yer vatan-ı asli olmaktan çıkar. Sizin vatan-ı asliniz Adana’dır. Ankara’ya temelli yerleşmeye niyet ederseniz Ankara vatan-ı asliniz olur. Sual: Vatan-ı aslim Adana’dır. Ankara’dan Bursa’ya 2 günde bir gidip geliyorum. Şoförlük yapıyorum. Hem Ankara’da hem Bursa’da evim var. Ankara ve Bursa’da seferi olur muyum? CEVAP Evet, hem Ankara’da, hem de Bursa’da seferi olursunuz. 15 günden fazla kalmaya niyet etmedikçe hep seferi olursunuz. Eğer Adana’ya giderseniz, orası vatan-ı asliniz olduğu için seferi olmazsınız. Vatan-ı aslide bir saat de kalınsa seferilik sona erer. Sual: Eskişehir’de ikamet ediyorum. Vatan-ı aslim Adana’dır. Eskişehir’den çıkıp gezerken niyetsiz 45 km uzaklıktaki Bozüyük’e uğrayınca, Ankara’ya gitmeye karar versem, Eskişehir üzerinden veya Eskişehir’e uğramadan Ankara’ya gitsem, namazlarımı nasıl kılarım? CEVAP Eskişehir’e uğramazsanız, Bozüyük’ten çıkıştan itibaren seferi olursunuz. Eskişehir’e uğrarsanız, Eskişehir’de mukim olursunuz. Fakat Ankara’dan dönerken Bozüyük’e gitmeye niyet etseniz, Eskişehir üzerinden dönseniz, Eskişehir’de seferi olursunuz. Sual: Fatih’te talebeyim. Her cumartesi günü bir iş için seferi uzaklığa gidiyorum. Seferden dönüşte de, bu hafta da falan yere gideceğim diye niyet ediyorum. Fatih’te seferi olur muyum? CEVAP Sefere gitmekten vazgeçmediğiniz müddetçe hep seferi olursunuz. Sual: Seferilik, yatsı namazını kerahet vaktine bırakmak için özür olur mu? CEVAP Evet, özür oluyor. Sual: Bir ay kalmak üzere, Van’dan Muş’a gittim. 2 gün kalınca, dönmeye karar verdim. Karardan itibaren seferi miyim? CEVAP Evet. Sual: Sarıyer’den Van’a gitmek üzere, vapurla boğazdan karşıya geçen seferi olur mu? CEVAP Evet, karşıya çıkınca seferi olur. 323 www.dinimizislam.com Sual: Erenköy’den Edirne’ye giden, Karacaahmed’i geçince mi seferi olur? CEVAP Evet. Sual: Kabataş’tan İzmir’e vapurla giden, ne zaman seferi olur? CEVAP Kabataş sınırını geçince. Sual: Vatan-ı aslim İzmir’dir. Fatih’te ikamet ediyorum. Her hafta Bursa’ya gelip üç gün sonra Fatih’e dönüyorum. Hep seferi olur muyum? CEVAP Evet, hep seferisiniz. Sual: Sefere yalnız çıkarken, birkaç arkadaşa (Sen de gel) diye teklif edilince, yalnız gitme mekruhundan kurtulmuş olunur mu? CEVAP Olunmaz. Sual: Yenibosna’daki İhlas Yuvadan sefere çıkan, ne vakit seferi olur? CEVAP Mezarlığı veya fabrikaları geçince seferi olur. Sual: Memuriyet sebebiyle bir yerde yıllarca kalmaya niyet edilse, orası vatan-ı asli olur mu? CEVAP Bir kimse, tahsil veya vazife için bir yerde yıllarca kalmaya ve sonra buradan çıkmaya niyet ederse, burası vatan-ı ikamet olur. Temelli yerleşseydi, burası vatan-ı asli olurdu. Sual: Birkaç ay kalmak üzere Bursa’ya gideceğim. Geceleri Bursa’da, gündüzleri ilçe ve köylerine gideceğim. Bursa vatan-ı ikamet olur mu? CEVAP Geceleri Bursa’da, gündüzleri başka yerde kalmaya niyet edilirse, Bursa vatan-ı ikamet olur. Sual: İhlas Kuzuluk kaplıcasına devremülk olarak 15 günlüğüne giden, orada seferi olur mu? CEVAP Seferi uzaklıktan Kuzuluk kaplıcasına gelen kimse, giriş-çıkış günleri hariç, 15 veya daha fazla gün kalırsa mukim olur. Fakat giriş-çıkış günleri ile beraber 15 gün kalırsa seferi olur. Çünkü giriş-çıkış günleri sayılmadığı için 13 gün kalmış olur. 5 gün kaldıktan sonra, bir arkadaşı, (Benim 15 günlük devremülkte de sen kal) dese, o da kabul etse, karar verdiğinden itibaren mukim olur. 15 günden fazla kalacağı için mukim olur. Namazlarını kısaltamaz. Bazı kimseler, (Burası da sizin evinizdir. Burada kaç gün kalırsanız kalın hep mukim olursunuz) diyormuş. Orası devremülk olmayıp hepsi de bizim evimiz olsa, yine mukim olmayız. Mukim olmanın şartları vardır. Ancak vatan-ı aslide her zaman mukim olunur. İkinci, üçüncü, dördüncü evimiz, vatan-ı asli 324 www.dinimizislam.com değil ki mukim olalım. 15 günden az kalınınca seferi, 15 günden fazla kalınca mukim olunur. Sual: Çorlu ile Kartal arası 120 km.dir. Çorlu’dan Kartal’a gelen seferi olur mu? CEVAP Evet Kartal, müstakil belde kabul edildiği için, seferi olur. Sual: Bursa’dan İzmir’e bir ay kalmak üzere giden bir kimse, İzmir’de bir gün kaldıktan sonra, dönmeye karar verse, mukimlikten çıkıp seferi olur mu? CEVAP İzmir’de kalmak kararını değiştirinceye kadar mukimdir. Sonra seferi olarak geri döner. (Hindiyye) Sual: Vatan-ı aslinin üstünden uçakla geçince seferilik biter mi? CEVAP Evet. Sual: Memurun vatan-ı aslisi nasıl olur? CEVAP Memurun ailesi ile yerleştiği yer vatan-ı aslisidir. Bekâr memurun niyeti ile vatanı değişmez, onunki doğduğu yerdir. Sual: 6 ay evlendiği yazlıkta, 6 ay şehirde kalana vatan-ı asli neredir? CEVAP Şehirdir. Sual: Çorlu’dan Erenköy’e gelen seferi olur mu? CEVAP Evet. Sual: Su altında kalıp köyü dağılanın vatan-ı aslisi neresidir? CEVAP Yeni yerleşilen yerdir. Sual: Gar ve otelde, namaz kılınan oda, mescit hükmünde mi? CEVAP Namaza mahsus ise ve cemaat ile kılınıyorsa evet. Sual: İstanbul’da ikamet ediyorum. Bursa’ya gittim. Her hafta İstanbul’a gelip 3 gün sonra Bursa’ya dönüyorum. Nasıl kılacağım? CEVAP Hep seferi. Sual: Gölcük’te vatan-ı ikametteyim. İstanbul’a iki günlüğüne geliyorum. Gölcük’e dönerken bir hafta sonra tekrar İstanbul’a dönmeye niyet ediyorum .Gölcük’te de seferi olur muyum? CEVAP Evet. Her iki yerde seferi olunur. Sual: Vatan-ı aslime gittim. Bir şey almak için vatan-ı ikametime dönüyorum namazı nasıl kılacağım? CEVAP 325 www.dinimizislam.com Seferi olarak kılınır. Çıkmakla bozulmuştur. Sual: Büyükada’dan Van’a giden, karaya çıkınca mı seferi olur? CEVAP Evet. Sual: Sarıyer’den Ankara’ya, gitmek üzere, vapurla boğazdan karşıya geçen, karaya çıkınca mı seferi olur? CEVAP Evet. Sual: Vatan-ı aslim Şişli. Edirne’den Fatih’e gelince, seferi miyim? CEVAP Evet. Sual: Maliki’yi taklit eden, on gün kaldığı seferde, seferi olur mu? CEVAP Seferi olmaz. Sual: Maliki’de 3 günden çok kalınan yerde, farzlar kasredilir mi? CEVAP Hayır. Sual: Fatih’ten Ankara’ya, Topkapı’dan sonra, Edirnekapı’dan gidiliyor. Topkapı’da seferi olunur mu? CEVAP Hayır. Sual: Issız adaya kamp kurup, 20 gün kalan mukim olur mu? CEVAP Evet. Kamp ev sayılır. Sual: Seferi iken öğleyi ikindi vaktine tehir ettik. Gideceğimiz yere varınca mukim olduk. Vardığımızda İkindi vakti de hâlâ çıkmamışsa öğle ve ikindiyi cem ederken dört mü yoksa iki mi kılarız? CEVAP Artık mukim olunca cem edilmez. Öğle kaza edilir. Kazaya bir özürle kaldığı için günah olmaz. İki rekat olarak kaza edilir. İkindi de dört rekat olarak kılınır. Sual: Vatan-ı aslimiz Merzifon, vatan-ı ikametimiz Çorum, seferilikten Çorum’a dönünce ertesi gün tekrar sefere çıkarsam vatan-ı ikamette kaldığım gün seferi olarak mı namaz kılacağım? CEVAP Seferi kılacaksınız. Sefere çıkarsam değil de, ertesi günü sefere gideceğinizi bilirseniz ve karar verirseniz o zaman Çorum’da seferisiniz. Yani Merzifon’dan Çorum’a gidip üç gün kaldıktan sonra Ankara’ya gidecekseniz o zaman Çorum’da seferisiniz. Sual: Seferilikte mesafe hesap ederken yerleşim yerinin eski merkezi mi esas alınacak. Misal: Yozgat’a giderken Çorum çıkışından ölçünce 100 km., eski kabristandan ölçünce 105 km. seferi olunuyor mu? 326 www.dinimizislam.com CEVAP Kabristandan itibaren ölçülür. Sual: Kişinin uzak yoldan gelmesi ve 15 günden az kalacak olması onu memleketinde seferi yapar mı? CEVAP Vatanda seferi olamaz. Beş dakika bile kalsa seferi olmaz. Sual: Seferi olan necaseti temizlemek için su bulamasa ne yapar? CEVAP Seferi olan, bir mil içinde su bulamazsa, necasetli örtü ile kılar ve iade etmez. Hiç temiz elbise bulamayan kimsenin de, namazı terk etmesi caiz değildir. Dörtte birinden azı temiz olan örtünecek bir örtüden başka bir şey bulamayan kimse, bu örtü ile kılar veya oturup ima ile kılar. Dörtte biri temiz olan örtü ile, ayakta kılar ve namazını iade etmez. Durum1: Maliki’yi taklit eden, geldiğinin ilk 2 günü ne kadar kalacağını bilmiyor. Geldiğinden 2 gün sonra, 1 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda namazları nasıl kılacak? (İlk 2 günde nasıl ve sonraki 1 günde nasıl kılacak?) CEVAP Her üç günde de seferi kılacak. Durum2: Geldiğinin ilk 2 günü ne kadar kalacağını bilmiyor. Geldiğinden 2 gün sonra, 4 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda namazları nasıl kılacak? (İlk 2 günde nasıl ve sonraki 4 günde nasıl kılacak?) CEVAP İlk iki günü seferidir, diğer dört gün mukimdir. Durum3: Geldiğinin ilk 6 günü ne kadar kalacağını bilmiyor. Geldiğinin ilk 6 günü, 5 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda namazları nasıl kılacak? (İlk 6 günde nasıl ve sonraki 5 günde nasıl kılacak?) CEVAP İlk günden altı güne kadar, bugün yarın giderim diye kalmışsa, hepsini de seferi kılar, 18 güne kadar böyledir. Altı günden sonra beş gün kalacağına karar vermişse artık mukimdir. Maliki’yi taklit etmeyerek yani Hanefi’de; Durum1: Geldiğinin ilk 13 gününe kadar kalacağını bilmiyor. Geldiğinden 13 gün sonra, 1 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda namazları nasıl kılacak? (İlk 2 günde nasıl ve sonraki 1 günde nasıl kılacak?) CEVAP Geldiğinden itibaren hep seferi kılar. Durum2: Geldiğinin ilk 13 gününe kadar kalacağını bilmiyor. Geldiğinden 13 gün sonra, 4 gün daha kalacağını anladı. Bu durumda namazları nasıl kılacak? (İlk 2 günde nasıl ve sonraki 4 günde nasıl kılacak?) CEVAP 13 gün niyet etmeden bugün yarın giderim diye kalsa değil, 2 veya 3 gün 14 daha kalacağına niyet etse yine hep seferi olur. 14 gün sonra yine 14 gün 327 www.dinimizislam.com kalacağına niyet etse yine seferidir, 15 günden fazlaya niyet etmediği müddetçe hep seferidir. Sual: İşim gereği aşağı yukarı günde ortalama 400 km. yolculuk yapıyorum. Bu yolculuklar örneğin; 200 km.lik bir noktaya gidiş ve dönüş şeklinde oluyor ve her akşam yine evime geri dönüyorum, dolayısıyla gittiğim yerlerde hiç geceyi geçirmiyorum. Bu durumda namazları seferi olarak kılmam gerekir mi? Ayrıca yolculuğa bir gün gidip bir gün gitmediğimde de bu seferilik hali devam eder mi? CEVAP Evet gittiğiniz yerlerde ve yollarda hep seferi olursunuz. Eğer eviniz vatanı aslide değil de ikamet ettiğiniz yerde ise, kendi evinizde de hep seferi olursunuz. Sual: Evlendiği yer demek (ilk geceyi geçirip gerdeğe girdiği yer mi) demektir? CEVAP Evet. Mesela İstanbul’da düğünü olan fakat İzmir’de gerdeğe giren birisi İzmir’de evlenmiş olur. Sual: Rize’den hanımımı, ağabeyim yengem ile beraber getirebilir mi? CEVAP Salih namahrem de getirebilir. Sefere göndermez. Salih namahrem fâsık mahremden daha iyidir. Sual: Akşam namazını kılmadan İstanbul’dan Ankara’ya otobüsle giderken trafik sıkışıklığından dolayı, şehri çıkmadan yatsı vakti girse, ne yapar? CEVAP Şehri çıkınca, diğer üç mezhepten birini taklit ederek akşamla yatsıyı cem eder. Adadan çıkınca Sual: Heybeliada’dan, Ankara’ya gitmek üzere hareket eden kimse, ne zaman seferi olur? CEVAP Adadan ayrılınca seferi olur. Bütün adalar, bağımsız belde hükmündedir. Seferi olmak için, kilometre hesabını da, Heybeliada’dan itibaren hesaplamak gerekir. Diyelim ki, Heybeliada ile İzmit 110 km ise İzmit’e, Heybeliada’dan giden kimse, seferi olur. Sefere yalnız gitmek Sual: S. Ebediyye’de, (Bir veya iki erkeğin sefere gitmesi mekruhtur. Üç erkeğin gitmesi mekruh olmaz. Dört erkeğin gitmesi ve içlerinden birini emîr [başkan] seçmeleri sünnettir) deniyor. Bir kişi, şehirlerarası otobüsle, trenle, uçakla, vapurla uzun yola gitse, tek başına mı gitmiş olur? Yani mekruh mu olur? 328 www.dinimizislam.com CEVAP Hayır, mekruh olmaz, çünkü yanında birçok insan vardır. Gece kalınan yer Sual: Seferilik mesafesinde olan bir şehre gidip, geceleri bu şehirde kalsak, gündüzleriyse çeşitli sebeplerle bu şehrin ilçe ve köylerine gidecek olsak, bu şehirde mukim mi oluruz, seferi mi oluruz? CEVAP Gece kalınan yere itibar edilir. Bu şehirde 15 günden az kalmak niyetiyle gitmişsek seferi oluruz, 15 günden çok kalmak niyetiyle gitmişsek mukim oluruz. Gündüzleri bir yerlere gidip gelmek, mukim veya seferi olmayı etkilemez. Adaya kamp kurmak Sual: Ev bulunmayan bir adaya yiyecek ve içecek götürerek kamp kurularak yirmi gün çadırda kalınsa mukim olunur mu? CEVAP Evet, mukim olunur; çünkü çadır ev sayılır. Evlilik ve vatan Sual: S. Ebediyye’de, (Bir kimse, bir yerde, 15 gün kalmaya niyet etmeden bile evlense, o yer, vatan-ı asli olur) deniyor. Evlenmekten kasıt nedir? Düğünün mü, nikâhın mı yapıldığı yerdir? CEVAP Evlenmek, nikâhın veya düğünün değil, zifafın olduğu yerdir. Vatanı aslinin değişmesi Sual: Ankara’da doğdum, Eskişehir’de nikâhım, Bursa’da düğünüm oldu. Bolu’da zifaf oldu. Şimdi İstanbul’da ikamet ediyorum. Bir ay sonra temelli İzmir’e yerleşeceğim. Benim vatan-ı aslim neresidir? CEVAP Herkesin vatan-ı aslisi doğduğu yerdir. Evlenince, doğduğu yer vatan-ı asli olmaktan çıkar. İzmir’e yerleşene kadar vatan-ı asliniz Bolu’dur. Yerleşince vatan-ı asliniz İzmir olur. Cemaatle namaz Sual: Teheccüd namazı kılıyorum. Fakat sabah namazına camiye gelemiyorum. Bir mahzuru var mıdır? CEVAP Hazret-i Ömer, sabah namazında, camide Süleyman isimli bir genci göremeyince, nerede olduğunu sordu. Dediler ki: (O, gece pek uyumaz. Teheccüd ve benzeri nafile ibadetle meşgul olur, belki şimdi uykuya dalmıştır.) Hazret-i Ömer buyurdu ki: (Eğer bütün gece uyuyup da sabah namazını cemaat ile kılsaydı daha iyi 329 www.dinimizislam.com olurdu.) [İmam-ı Malik] Cemaatle namaz kılmak Sünnet-i hüda, yani İslam’ın şiarı olan mühim sünnettir. Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 25 veya 27 derece daha faziletlidir. Cemaatle namaz kılmanın önemi hakkında bildirilen hadis-i şerif meallerinden birkaçı şöyle: (Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.) [Taberani] (Bir kimse, kırk gün sabah namazının ilk tekbirine yetişirse, kendisine iki berat yazılır: Cehennemden kurtuluş beratı ile münafıklıktan eminlik beratı.) [Ebuşşeyh] (İlk tekbire yetişecek şekilde, kırk gün cemaatle kılana Cennet vacip olur.) [Ebu Ya’la] (Cemaatle namaz kılmak için bekleyen, hep namazda gibi sevap kazanır.) [Buhari] (Evi mescide uzak olanın [her adımına sevap verileceği için] sevabı daha fazladır.) [Buhari] (Peygamberin sünnetini [önem vermeyip] terk eden kâfir olur.) [Ebu Davud] (Cemaatin bir kısmı dua eder, ötekiler de âmin derse, o dua kabul olur.) [Hakim] (İmam, namazı tamamlayıp cemaate yüzünü döndürünceye kadar onunla bulunan, gece ibadet etmiş gibi sevaba kavuşurlar.) [Tirmizi] (Namazlarını cemaatle kılanları Allahü teâlâ sever.) [Taberani] (En kıymetli yer mescitlerdir. Cami ehlinin en efdali, ilk girip son çıkandır. Cemaate ilk gelen ilk müslüman olan gibi kıymetlidir.) [İ. Râfi’i] (Ezanı işitip de, cemaate gitmemek, münafıklık alametidir.) [İmad-ülislam] Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmamak münafıklık alametidir. Nasıl ki, yalan söylemek münafıklık alameti ise, cemaate gelmemek de münafıklık alametidir. Bu, cemaate gelmeyen münafık demek değildir. Kendisinde münafıklık alametinden bir alamet var demektir. Verdiği sözde durmamak da münafıklık alametidir. Sözünde durmayana münafık denmez. Fakat münafıklık alametinden birini işlemiş olur. Bu konudaki hadis-i şeriflerin mealleri de şöyle: (Yatsı ile sabahı cemaatle kılmak, bizi münafıklardan ayıran alamettir. Münafıklar, yatsı ve sabah namazına devam edemezler.) [Beyheki] (Yatsı ile sabah namazını cemaatle kılmak, münafıklara çok ağır gelir. Eğer bundaki ecri bilselerdi, sürünerek de olsa, cemaate gelirlerdi. Namaza gelmeyenlerin evlerini yakmak istedim.) [Buhari] (Yatsıyı cemaatle kılan, gecenin yarısını, sabahı da cemaatle kılan, gecenin tamamını ibadetle geçirmiş olur.) [Müslim] (Yatsıyı cemaatle kılan Kadir gecesinden hisse almış olur.) [Taberani] 330 www.dinimizislam.com Fıkıh kitaplarında cemaate gitmemeyi mubah kılan mazeretler vardır. Böyle bir mazereti olmadan cemaate gitmemek caiz değildir. Bunlar kendilerinde münafıklık alameti bulunan kimselerdir. Böyle kimselerden olmamaya dikkat etmeliyiz! Münafık, müslüman görünen kâfir demektir. Bir mazereti olup da camiye gitmeyenlere de suizan etmemelidir! Cemaatle namazın önemi Sual: Camide yalnız kılınan namazın sevabı, evde cemaatle kılınanın sevabından daha fazla mıdır? CEVAP Hayır. Evde de cemaatle kılınsa camide yalnız kılanın sevabından çok fazladır. Buhari'de bildirilen hadis-i şerifte, cemaatle kılınan namazın sevabı, yalnız kılınandan 25 ve başka rivayette 27 kat fazla olduğu bildirilmektedir. Bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan daha çok sevabdır. İki kişiyle birlikte kılınan namaz da, bir kişiyle kılınandan daha çok sevabdır. Cemaat ne kadar çok olursa, sevabı daha çok olur.) [Tirmizi] Camide kılmanın ise, ayrı bir sevabı vardır. Yani camide namaz kılmak, evde kılmaktan daha sevabdır. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Evde kılınan namaza bir sevab, mahalle mescidinde yirmi beş sevab, Cuma namazı kılınan büyük camide beş yüz sevab, Mescid-i Aksa'da beş bin sevab, Medine'deki bu mescidimde elli bin sevab, Mescid-i haramda [Kâbe'de] yüz bin sevab vardır.) [İbni Mace] Evde de cemaatle kılınsa, yalnız kılmaktan 27 derece fazla sevab alınır. Bir hadis-i şerif meali: (Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 27 derece daha faziletlidir.) [Buhari] Cemaat gitmemek Sual: Camiye yani cemaate gitmemek için neler özür olur? CEVAP Mazeretsiz cemaate gitmemek caiz olmaz. Çünkü bazı âlimler cemaate gitmeye vacip demişlerdir. Şunlar, cemaate gitmemek için özür olur: 1- Yağmur, çamur, şiddetli sıcak ve soğuk, gece şiddetli rüzgar, havanın çok kararması gibi hava muhalefeti. 2- Felçli, yaşlı veya başka sebeple yürüyemeyen, bir ayağı kesik olan veya kör. [Bunların yardımcıları veya arabaları olsa da, gitmeleri gerekmez.] 3- Canına veya malına saldıracak düşman korkusu. 4- Abdesti sıkışık olan. 5- Hareket halindeki yolcu. 6- Hastalığının artmasından veya uzamasından korkan hasta. 331 www.dinimizislam.com 7- Yerine bırakacak kimse bulunmayan hasta bakıcı. 8- Nadir bulunan fıkıh dersini kaçırmak. 9- Sofra hazır iken, sevdiği yemeği veya içeceği kaçırmak istemeyen. 10- İmamın bid'at sahibi olduğunu veya abdestin, guslün, namazın şartlarını gözetmediğini bilen. Cemaat ile kılınan namazın sevabı, yalnız kılınan namaz sevabından pek çoktur. Cemaatin bu kadar büyük fazileti, imamın namazının sahih olduğu takdirdedir. Eskiden İslamiyet kuvvetli olduğu zamanlarda, imamlara ve her müslümana hüsn-i zan edilirdi. Fakat şimdi, müslümanım diyenlerin ve imam olmak isteyenlerin bazısının, dinden, imandan haberi olmayan cahiller olduğu söz, hâl ve hareketlerinden anlaşılıyor. O halde, bugün Ehl-i sünnet itikadına karşı olduğu belli olmayan ve guslünü, abdestini ve namazını doğru yapabilen ve haram işlemekten sakınan imam bulup ona uymak lazımdır. Aksi takdirde cemaat sevabı değil, namazımız da elden kaçar. Fâsık imamın arkasında kılınan namaz, Maliki’de sahih değildir. (Halebi) Sabahı cemaatle kılmak Sual: Tam İlmihal’de Tahtavi’den naklen deniyor ki: (Sabah namazının sünneti çok faziletlidir. Fakat, bunu bile kılmayan için, hiç ceza bildirilmedi. Halbuki, sabah farzını cemaat ile kılmayıp, yalnız kılanın Cehenneme gideceği bildirildi.) Burada cemaatin önemi mi, yoksa sabah namazını cemaatle kılmanın önemi mi anlatılmak isteniyor? CEVAP Burada hem cemaatin, hem de sabahı cemaatle kılmanın önemi bildiriliyor. O cümlenin devamında cemaatin önemi vurgulanıyor. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Cemaati terk edip evde namaz kılan sünneti terk etmiş, sapıtmış olur.) [Müslim] (Mazeretsiz cemaate gitmemenin sapıklık olduğu bildiriliyor.) (Ezanı duyup da cemaate gitmemek kişinin asi ve bedbahtlığına kâfidir.) [Taberani] (Buradaki bedbahtlık Cehennemlik anlamındadır.) (Gece kaim, gündüz saim olan cemaate gelmezse Cehenneme gider.) [Tirmizi] (Geceleri ibadet edip gündüzleri de oruç tutan kimsenin bile, mazeretsiz cemaate gitmezse Cehenneme gideceği bildiriliyor.) (Beş vakit namazı cemaatle kılan, Sırat köprüsünü şimşek gibi geçer.) [Taberani] (Cemaatin önemi bildiriliyor.) Yatsıyı cemaatle kılmak, öğle, ikindi ve akşamı cemaatle kılmaktan 332 www.dinimizislam.com önemlidir. Sabahı cemaatle kılmak ise hepsinden önemlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Sabahı cemaatle kılmak, yatsıdan iki misli daha faziletlidir.) [İbni Huzeyme] (Emekleyerek de olsa, yatsı ve sabahı cemaatle kılmaya gidin!) [Taberani] (Sabah namazını cemaatle kılan Allahü teâlânın himayesindedir.) [İbni Mace] (Hastalar, çocuklar ve kadınlar olmasaydı, sabah namazı için, mazeretsiz cemaate gelmeyenlerin evlerini yakardım.) [İ.Ahmed, İbni Mace] Son hadis-i şerif, sabah namazı için camiye gelmenin önemini bildiriyor. Ev yakmak tabiri bir deyimdir, işin önemini gösterir. Yoksa evin yakılması gerektiğini göstermez. Bir mazereti olmayan, beş vakti de cemaatle kılmaya çalışmalıdır. Camide namaz kılmak Sual: Evim camiye uzaktır. Namazları evde kılmamda mahzur var mıdır? CEVAP Cemaatle namaz kılmak, yalnız başına kılmaktan 25 veya 27 derece daha sevaptır. Ayrıca camiye gitmenin fazileti çok büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Camiye gidip gelen, Allah yolunda cihaddadır.) [Taberani] (Allahü teâlânın en çok sevdiği yerler camilerdir.) [Müslim] (Camiler Allah’ın evidir. Camiye devam edenin, huzura kavuşmasına ve Sırattan geçip Cennete girmesine Allahü teâlâ kefildir.) [Beyheki] (Güzel abdest alıp camiye giren Allah’ın misafiri olur. Allahü teâlâ da misafirine mutlaka ikram eder.) [Beyheki] (Şeytan, insanın kurdudur. Sürüden ayrılan koyunu kurt kaptığı gibi, şeytan da cemaatten ayrılanı kapar. Sakın cemaatten ayrılmayın! Cami ve cemaatte bulunun.) [Tirmizi] (Hak teâlâ, bir cemaate rahmet edince [kötü olan] birini affetmemekten haya eder.) [Ebuşşeyh] (Camiye giren, o andan itibaren namazda sayılır. Başkasına sıkıntı vermediği ve abdesti bozulmadığı müddetçe melekler ona, "Allah’ım, buna rahmet et ve bunun tevbesini kabul et!" diye dua ederler.) [İbni Ebi Şeybe] (Topluluk, birlik beraberlik rahmet, ayrılık ise azaptır.) [Hadika] (Şehirde, köyde, bir yerde, üç kişi beraberken namazı cemaatle kılmazlarsa, onlara şeytan hakim olur. O halde cemaat olun!) [Nesai] (Cemaatten bir karış ayrılan İslam halkasını boynundan çıkarmış olur.) [Ebu Davud] (Cemaatten ayrılan yüzüstü Cehenneme düşer.) [Taberani] (İki kişi, bir kişiden; üç kişi, iki kişiden hayırlıdır. O halde birlik olun!) 333 www.dinimizislam.com [İ. Asakir] (Seferde üç kişi olunca birinizi reis seçin!) [Taberani] (Bir topluluğu seven, onların arasında haşrolur.) [Hadika] Cemaatle namaz kılmak "Sünnet-i hüdadır. Yani İslam’ın şiarı olan sünnettir. Özürsüz terki caiz değildir. Hadis-i şerifte, (Cemaatle namaz kılmak, sünnet-i hüdadır. Cemaate gelmeyen münafıktır) ve (Cemaati terk eden, dört kitapta da lanetliktir) buyurulmuştur. (Hidaye, İmad-ül-islam) Evde kılınan namaz Sual: Evi camiye yakın olanın bazı sünnetleri, evde kılması uygun olur mu? CEVAP Yolda konuşulmazsa evde kılmak daha uygun olur. Çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Evinizi kabre çevirmeyin, evde de namaz kılın!) [Buhari] Evde cemaatle kılmak Sual: Bir kimse, herhangi bir sebeple bazen camiye gidemese, evinde cemaat yaparak namazı kılsa, cemaat sevabından mahrum kalır mı? CEVAP Herhangi bir sebeple camiye gidemeyen eğer, evinde cemaatle kılarsa cemaat sevabından mahrum kalmaz. Özürsüz camiye gitmeyip evinde cemaatsiz, yani yalnız kılarsa, cemaat sevabından, hatta namazının sevabından da mahrum kalır. İslam Ahlakı kitabındaki bir hadis-i şerifin meali şöyle: (Özürsüz, evinde [yalnız] namaz kılan kişinin borcu ödenir, namazının sevabı noksan kalır.) Ancak camideki imamın itikadı düzgün değilse, bid'at ehli ise veya fâsık ise elbette evde kılmak gerekir. Cemaat sevabı alacağım derken namazdan da olmamalıdır. Sünnete başlamak Sual: Cemaatle namaz kılınırken, sünnete başlamak mekruh mudur? CEVAP Evet tahrimen mekruhtur. Sabah sünnetini kılmamış olan, sünneti kılarsa, cemaat ile namazda oturmayı da kaçıracağını anlarsa, sünneti kılmaz, hemen imama uyar. Cemaat ile 2. rekatta oturabileceğini anlarsa, sünneti câminin dışında, sofada [holde] çabuk kılar. Hol yoksa, içerde direk arkasında kılar. Böyle yer yoksa sünneti kılmaz. Çünkü, cemaat ile kılınırken, nafile kılmak mekruhtur. Mekruh işlememek için sünnet terk edilir. Vacib olmayan yerler Sual: Cemaatin imama uyması vacip olmayan yerler var mıdır? CEVAP 334 www.dinimizislam.com Mevkufat kitabında buyuruluyor ki: Dört şeyi, imam yaparsa, cemaat yapmaz. Bunlar: 1- İmam, ikiden çok secde yaparsa, cemaat yapmaz. 2- İmam, bayram tekbirini, bir rekatta üçten çok yaparsa, cemaat yapmaz. 3- İmam, cenaze namazında, dörtten çok tekbir yaparsa, cemaat yapmaz. 4- İmam, beşinci rekata kalkarsa, cemaat kalkmaz. İmamla beraber selam verirler. Yine aynı fıkıh kitabında buyuruluyor ki: On şeyi imam yapmazsa, cemaat yapar. Bunlar: 1- İmam, iftitah tekbirinde el kaldırmasa da, cemaat kaldırır. 2- İmam, Sübhaneke okumazsa cemaat okur. "Okumaz" diyen âlimler de vardır. 3- İmam, rükuya eğilirken tekbir getirmezse, cemaat getirir. 4- İmam, rükuda tesbih okumasa da cemaat okur. 5- İmam, secdelere gidip gelirken tekbir söylemese, cemaat söyler. 6- İmam, secdelerde tesbih okumasa da cemaat okur. 7- İmam, "semiallahü..." demese de, cemaat "Rabbena lekel hamd" der. 8- İmam, ettehıyyatüyü okumazsa, cemaat okur. 9- İmam, namazın sonunda selam vermeden çıkıp gitse, cemaat selam vererek çıkar. 10- Kurban Bayramında, 23 farzdan sonra, imam selam verince tekbir okumasa da, cemaat okur. Bu hususlar diğer fıkıh kitaplarında da yazılıdır. (Halebi, Hindiyye) Beşinci rekat Sual: İmam, dördüncü rekatta oturup, Ettehıyyatüyü okuduktan sonra beşinci rekata kalkmışsa, cemaat ne yapar? CEVAP Cemaat oturarak imamı bekler. İmam, yanıldığını hatırlayıp otursa ve secde-i sehv de yapmadan hemen selam verse, cemaat de selam verir. İmam, rüku ve secdeye giderse, cemaat imamı beklemeden selam verir. Eğer imam, dördüncü rekatta oturmadan kalkmışsa, yanıldığını hatırlamayıp secdeye gitse, namaz fâsid olur, yani bozulur. Cemaatin oturması ve selam vermesi fayda vermez. İmama tek kişi uyarsa Sual: İmama tek kişi uysa, o da, ayaklarında kireçlenme olduğu için dizlerini bükemese, imam ile yan yana durunca ayakları imamın ayaklarından ileri olmuş oluyor. Böyle namaz sahih olur mu? CEVAP Ayakların imamın ayaklarından ileri olup namaza mani olması, sağlam insanlar içindir. Hasta olup, dizlerini bükemeyen, bu yüzden secde edemeyerek ima ile kılan kimsenin, imamın ayaklarından ileride olmasının 335 www.dinimizislam.com mahzuru olmaz. Böyle kimsenin başı, imamın başından ileri olmamalıdır. Tekbirleri söylememek Sual: Namaz içinde rükuya, secdeye giderken ve secdeden kıyama kalkarken tekbirleri imamın sesli olarak söylemesi vacip midir, unutulunca secde-i sehv gerekir mi? CEVAP İmamın intikal tekbirlerini sesli söylemesi vacip değil, sünnettir. Unutulursa secde-i sehv gerekmez. İmam bu tekbirleri söylerken, cemaatin de Allahü ekber demesi sünnettir. (Halebi) Ön saftakilerin fazileti Sual: Namazda ön safta bulunanın daha faziletli olduğu bildirildi. Arka saftakiler faziletsiz midir? CEVAP Hadis-i şerifte de bildirildiği gibi, namazda ön safta bulunmak, fazileti daha çok olana nasip olur. Başka bir hadis-i şerifte de, sevap bakımından daha faziletli olana önce selam vermek nasip olacağı bildirilmiştir. Daha sonra selam verenin veya son saftakilerin faziletsiz olduğu değil, daha az sevaba kavuşacağı anlaşılmaktadır. Bir kimse, hep ön safta bulunuyorsa, her zaman arkadaşından önce selam veriyorsa, onun daha faziletli olduğu anlaşılır. İmamın itikadından şüphe etmek Sual: İmamın durumundan şüphe edenin, onunla kıldığı öğle namazını iade etmeyip de, son sünneti kılarken (Kılması üzerime farz olan öğle namazını kılmaya) diye niyet ederek dört rekat namaz kılması uygun mudur? CEVAP İmamın abdestinden veya itikadından şüphe eden veyahut namazın sıhhatinden şüphe eden kimse, (Vaktine yetişip kılamadığım son öğle namazının farzını kılmaya) diye niyet ederek dört rekatlık bir namaz kılmalıdır! Eğer imam ile birlikte kıldığı namaz sahih ve kabul olmuş ise, bu kıldığı kaza olur. İmamla kıldığı sahih değilse, bu kıldığı öğle namazının farzı olur. Fakat niyet ederken, (Kılması üzerime farz olan) dememelidir! Çünkü öğle namazı, öğle vaktinde kılınınca farz yerine gelirse de, hemen kılmak farz olmaz. İkindiye dört rekat namaz kılacak kadar zaman kalınca edası farz olur. Eğer (Kılması üzerime farz olan son öğle namazını kılmaya) diye niyet edilirse, bir gün önceki öğlenin farzı kılınmış olur. Onu da, bir gün önce kılmış olduğundan bu kıldığı nafile olur. Onun için (Vaktine yetişip kılmadığım son ..... namazını kılmaya) diye niyet etmelidir! Sırta secde etmek Sual: Camide cemaatle namaz kılarken yer dar olduğu için öndeki şahsın ayağının üstüne veya sırtına secde etmek sahih olur mu? CEVAP 336 www.dinimizislam.com Evet. Namaz kılanların önünden geçmek Sual: Ön saftaki boş yere geçmek için namaz kılanların önünden geçmek günah olur mu? CEVAP Birinci safta boş yer olup ikinci safta yoksa, ikinciyi yarıp birinciye geçilir. Ön safa geçmek için, namaz kılanların önünden geçmek günah olmaz. İmamın burnunun kanaması Sual: İmamla namaz kılarken, onun burnu kanadı. Abdesti bozulduğu için namazdan çıkıp gitti. Ben namazımı tamamladım. Namazım sahih oldu mu? CEVAP Evet. Cemaat birden fazla olsa idi, imamın, birini vekil bırakması gerekirdi. (Redd-ül-muhtar) Akşam namazını geciktirmek Sual: Akşam namazını cemaatle kılabilmek için yarım saat geciktirmekte mahzur var mıdır? CEVAP Akşam namazını vaktin evvelinde kılmak sünnettir. Özürsüz yıldızlar görününceye kadar geciktirmek haramdır. Cemaatle kılmak sünnettir. Sünnet işlemek için namazı haram vakte bırakmak caiz değildir. Hastalık, seferi olmak gibi özürlerle yıldızlar çok görülünceye kadar geciktirilebilir. Cemaat için geciktirilemez. Cemaat için 15-20 dakikadan fazla geciktirmemelidir! Yer değiştirmek Sual: Farz namazdan sonra sünnet kılarken yer değiştirilir mi? CEVAP Cemaatle farz namazı kıldıktan sonra safları bozmak müstehaptır. Dışarıdan gelen bir kimsenin, cemaatle kılınmadığını bilmesi için, safları bozmak iyidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Farz namaz kıldıktan sonra nafile namaz kılmak isteyen, biraz ileri veya geri, biraz sağa veya sola gitsin!) [Ramuz] İmamın son sünneti, farz kıldığı yerde kılması mekruhtur. Biraz sağda veya biraz solda kılar. Küçük mescitlerde veya cemaat çok olup safları bozma imkanı olmayan yerlerde, cemaat olduğu yerde durur. Olduğu yerde azıcık kıpırdaması kâfidir. Yanındakini kendi yerine çekmesi, onun yerine kendisinin gitmesi, böylece yanındaki müslümanı rahatsız etmesi doğru değildir. Safları bozmak şart değildir. Bu bakımdan yanındaki müslümanları rahatsız etmek asla caiz olmaz. Ayağa kalkmak Sual: İmama, ikinci veya üçüncü rekatta yetişen kimse, imam selam vermeden mi ayağa kalkıp namazını tamamlar? CEVAP 337 www.dinimizislam.com İmam, selam verdikten sonra ayağa kalkar. Sübhaneke okumak Sual: Cemaatle namaz kılarken Sübhanekeyi bitirmeden imam sesli okumaya başlıyor. Okumayı kesip imamı dinlemem gerekir mi? CEVAP Sübhaneke okumak sünnet, imamı dinlemek vaciptir. İmam sesli okurken cemaate yetişen, Sübhanekeyi okumaz. İmamın nefes almak için okumayı kestiği yerlerde, Sübhanekenin kalan kısmı tamamlanabilir! (Halebi) Önce selam vermek Sual: Cemaatle namazda salli bariki okuyunca selam verdim, sonra imam da selam verdi. Namazım sahih oldu mu? CEVAP Mekruh olarak sahih oldu. İmama uymak vaciptir. Teyemmüm etmiş imam Sual: Abdest almış olanın, teyemmüm etmiş olan imama uyması caiz midir? CEVAP Caizdir. Sargı üzerine mesheden imama uyması da caizdir. (Redd-ülmuhtar) Oturarak kılana uymak Sual: Namazı ayakta kılan, oturarak kılana uyabilir mi? CEVAP Ayakta durarak namaz kılan kimsenin, oturduğu yerde secde edebilen kimseye uyması caizdir. Ayakta namaz kılan kimse, imayla namaz kılan kimseye uyamaz. (Hindiyye) Mukim olarak namaz Sual: Öğle vakti misafirlerle uyuyakalmışız. İkindi vaktinde öğle namazını cemaatle kaza ederken, ev sahibi olarak ben imam oldum. Seferi olan bu misafirlerin, mukim olduğum için bana uyarak kıldıkları namaz sahih oldu mu? CEVAP Sahih olmadı. Çünkü bu namazı, siz mukim olduğunuz için 4 rekat olarak, misafirler ise 2 rekat olarak kaza edecektiniz. Misafirlerin ilk oturuşu farz, mukim olan imamın ilk oturuşu vaciptir. Farz kılan bir kimse, nafile veya vacip kılan imama uyamadığı gibi, bir rüknü farz olarak eda edecek kimse de, onu nafile veya vacip olarak eda eden imama uyamaz. (Redd-ül-muhtar) Seferi imam Sual: Öğle vakti misafirle uyuyakalmışız. İkindi vaktinde öğle namazını cemaatle kaza ederken, seferi olan arkadaş imam olup ikindiyi bize dört rekat olarak kıldırdı. Mukim olduğum için seferi olan bu imama uyup kıldığım namaz sahih oldu mu? CEVAP 338 www.dinimizislam.com Sahih olmadı. Çünkü misafirin kıldırdığı son iki rekat namaz nafiledir. Siz farz kılıyorsunuz, farz kılan nafile kılana uyamaz. (Redd-ül-muhtar) Misafir imam, üçüncüye kalkınca siz, ondan ayrılıp kendiniz iki rekat daha kılsaydınız namazınız olurdu. Elleri kaldırırken tekbir Sual: Bazı imamlar, namaza başlarken, Allahü ekber diyerek ellerini kulaklarına götürüyorlar. Böylece namaza başlamış oluyorlar. Sonra da namaza başlamış olduğu için, ellerini namaz içinde göbeklerine bağlıyorlar. İki elin bir hareketi namazı bozacağı için bunların namazı bozulmuyor mu? Bir de vitrin üçüncü rekatında, elleri aşağı bırakmadan tekbir almak gerekmez mi? CEVAP Eller, kulaktan ayrılırken Allahü ekber demeye başlanıp, göbek altına bağlarken bitirilir. Bahsettiğiniz şekilde yapmakla da namaz bozulmuş olmaz. Yani ellerini kulaklarına götürürken veya ellerini kulaklara kaldırınca da tekbir getirilirse yine namaz bozulmuş olmaz. Fakat uygun olanı bizim bildirdiğimiz gibidir. Vitirde de tekbir, ilk başlarken alınan tekbir gibidir. Eller aşağıya salıverilmeden kaldırılır. Eller salınsa da, namaz bozulmuş olmaz. Fakat aşağı salmadan kaldırılmalıdır. İki rekât sünnet Sual: Cemaate yetişebilmek için, bazen ikindinin sünnetini iki rekat olarak kılmakta mahzur var mı? CEVAP Cemaat başlamışsa, iki rekat da kılınmaz. Cemaatle namaz kılmak sünneti, diğer sünnetlerden 27 derece efdaldir. Bu bakımdan cemaate yetişmek için ikindinin sünnetini iki rekat olarak kılmakta mahzur yoktur. Resulullah efendimizin, ikindinin sünnetini iki rekat kıldığı da olmuştur. (Resulullah, ikindinin farzından önce, bazen iki rekat namaz kılardı) diye rivayet vardır. (Ebu Davud) Rabbena’yı terk Sual: Cemaate veya iftitah tekbirine yetişmek için Rabbena...yı terk caiz midir? CEVAP Evet. İftitah tekbirine yetişmek Sual: İftitah tekbirine ne zaman yetişilmiş sayılır? CEVAP Fatiha bitene kadar imama uyan, yetişmiş sayılır. Son teşehhüt Sual: Camiye girdiğimde, cemaat son teşehhüdde oturuyordu. İftitah tekbirini alıp otururken imam selam vermeye başladı. Cemaate yetişmiş oldum 339 www.dinimizislam.com mu? CEVAP İmam selam vermeden önce, iftitah tekbirini aldığınız için, cemaate yetişmiş oldunuz. Bayılan biriyle ilgilenmek Sual: Cemaatle namaz kılarken sara tutan veya bayılan biri ile ilgilenmek için namazı bozmak caiz mi? CEVAP Evet. Ön saftaki boş yer Sual: Namaza duracağımız sırada, bazen ön safta bir kişilik boş yer oluyor. Yanımızdaki, bir yaşlıya, boş olan yere geçmesini işaret etmek caiz midir? CEVAP Caizdir. Kendisinin geçmesi iyidir. İsâr, muhtaç olduğu bir şeyi kendi kullanmayıp, muhtaç olan din kardeşine vermektir. İnsana lazım olan şeylerde isâr yapılır. Kurbet ve ibadetlerde isâr yapılmaz. Mesela, taharetlenecek kadar suyu, setr-i avret edecek kadar örtüsü olan, bunları muhtaç olana vermez, kendi kullanır. Namazda ön saftaki yerini başkasına vermez. Namaz vakti gelince abdestsiz kimsenin abdest suyunu başkasına vermesi caiz değildir. (Eşbah) Allahü teâlânın beğendiği şeylere taat denir. Allah rızası için taat yapmaya ise, kurbet denir. İmamın yüksek sesle okuması Sual: Birkaç kişi, sabah namazına uyanamayıp, güneş doğduktan bir saat sonra sabahın farzını cemaatle kaza etseler, imamın yüksek sesle okuması gerekir mi? CEVAP Gerekir. (Hindiyye) Mihrapta cemaatle namaz Sual: Camide, mihraptan başka yerlerde, cemaatle namaz kılmak caiz midir? CEVAP Camilerde birinci cemaatin imamı mihrapta kıldırmazsa, mekruh olur. İmamı ve cemaati belli kimseler olan her camide, vakit namazları, imam mihrapta olarak, cemaat ile kılındıktan sonra, tekrar cemaatler yapılabilir. Ancak sonraki cemaatler, mihraptan başka yerde kılmalıdır! (Eğer sonraki cemaatin imamı mihrapta bulunur, ezan ve ikamet okunmazsa, mekruh olmaz) diyen âlimler de vardır. İhtiyaten sonraki cemaatler mihrapta kılmamalıdır! Yol kenarlarındaki belli bir imamı olmayan mescitlerde, ezan ve ikamet 340 www.dinimizislam.com okunarak, mihrapta veya mescidin başka yerinde cemaatler yapılabilir. (Halebi) Camiye koşarak gitmek Sual: Camiye koşarak gitmek uygun mu? CEVAP Cemaate yetişilemeyecek bile olsa, yine camiye koşarak gitmek mekruhtur. Peygamber efendimiz, (Namaza koşarak gitmeyin) buyurdu. (Buhari) Camide yer ayırmak Sual: Camide kendine belli yer ayırmak uygun mu? CEVAP Camide kendine yer ayırmak mekruhtur. Fakat, dışarı çıkarken, kimse oturmasın diye, yerine ceketini bırakırsa, gelince oraya tekrar oturabilir. Umumi yerlerde, parkta, vapurda, otobüslerde de böyledir. Bu yerin fazlasını, iki kişi isterse, hangisine verirse, o oturur. İkisi de istemeden, bu fazla yere biri oturursa, bundan alıp ikincisine veremez. Fakat, burayı, onun emri ile, onun için ayırdım, kendim için ayırmadım diye yemin ederse, kaldırabilir. Umumi yerlerde, ilk oturan, herkese zararlı olmuş ise, kaldırılabilir. Eksik kılınırsa Sual: 4 rekatlık bir namaz kılan bir kimse dalgınlıkla 3 rekat kılsa ve 4 rekat kıldığını bilmese ve namazı bitirdikten sonra onu gören başka birisi onun 3 rekat kıldığını söylemesi gerekir mi? CEVAP Söyleyen salih biri ise o namazı iade etmesi gerekir. Kalkmayı unutmak Sual: 4 rekatlık bir namazda ikinci rekatta kalkmayı unutup, iki tarafa da selam verdik. Ayağa kalkıp devam edip sehv secdesi yapmak kurtarıyor mu? CEVAP Evet kurtarır. İmamın namazı Sual: İmamın namazı sahih olmazsa, bundan cemaat mesul mü? CEVAP Mesul değildir. Yavaşça Kur’an okumak Sual: Mescitte namaz kılanların yanında Kur’an okunabilir mi? CEVAP Yavaşça okunabilir. Ettehıyyatü’yü yavaş okumak Sual: Cemaate geç yetişen kimse, cemaat 4. rekata oturduğu zaman ettehıyyatüyü okuduktan sonra selam verilene kadar bir şey okur mu? 341 www.dinimizislam.com CEVAP Ettehıyyatüyü yavaş yavaş okur. Hızlıca okursa, o zaman, kelime-i şehadeti tekrar eder. Mekruh vakitte namaz Sual: Akşam ezanına 10 dakika kala yani mekruh vakitte, birkaç kişi ikindiyi cemaatle kılabilir mi? Kılarsa cemaat sevabına kavuşulur mu? CEVAP Evet kılabilir ve cemaat sevabına kavuşur. Farzdan önce Sual: Farzdan önce üç İhlas okumak bid’at midir? CEVAP Evet üç ihlas okumak bid’attir. Salaten tüncina Sual: Salâten tüncinayı, selamdan sonra okumak bid'at midir? CEVAP Evet bid'attir. Namazlardan sonra (âyet-el-kürsi) okunur. Sonra tesbihler çekilir, ondan sonra dua edilir. Dua ederken Salâten tüncinayı okumakta mahzur yoktur. Âyet-el kürsinin okunduğu yerde Salâten tüncinayı okumak sünneti değiştirmek olur. Yani bid'attir. Kerahet vakti Sual: Kerahet vakitlerinde de namazı cemaat ile kılmak caiz midir? CEVAP Caizdir. Sünneti evde kılmak Sual: Farzı camide cemaatle kılmak için sabah namazının sünnetini evde kılıp çıkıyoruz. Camiye gelince imam, Kuran-ı Kerim okumayı bitirince El fatiha diyor. Fatihayı okumak gerekir mi? CEVAP Sünneti kılanlar okuyamaz. Sünneti kılmayanların okumasında mahzur yoktur. Ettahıyyatü bitmeden kalkmak Sual: Biz ettehıyyatüyü bitirmeden imam kalkarsa bizim de kalkmamız gerek mi? CEVAP Ettehıyyatüyü bitirip kalkmamız gerekir. Yanlış niyeti duymak Sual: Öğleyi cemaatle kılarken imamın yanılarak yatsı namazına diye niyet ettiğini duydum. Namazdan sonra sen yatsıya niyet ettin dedim, hayır ben öğleye niyet ettim dedi. Namazımız sahih oldu mu? CEVAP Dil ile niyetin önemi yok. Kalben öğleye niyet etmişse, namaz sahih olur. 342 www.dinimizislam.com Namazdan sonra Sual: Beş vakit namazdan sonra (Estağfirullah..) ifadesini müezzin mi, imam mı yoksa cemaat mi okur? CEVAP Herkes kendisi okur. Cemaate sonradan yetişmek Sual: Cemaate sonradan yetişen, Sübhanekeyi okuması gerekir mi, gerekirse ne zaman okumalıdır? CEVAP Sübhaneke okumak sünnettir. İmam içinden okuyorsa, başlar başlamaz okur. İmam açıktan okuyorsa okumaz. Yüksek sesle âmin Sual: Yüksek sesle âmin demek uygun mu? CEVAP Fatihadan sonra, imam ve cemaat, sessiz olarak, âmin der. İmam Fatihayı bitirince, cemaatin ve imamın yüksek sesle âmin demesi mekruhtur. Hafif söylemelidir. İmamla dua etmek Sual: Cemaat imamla dua ederken, imamın duasına mı âmin diyecek, kendi de dua edebilir mi? CEVAP Her ikisini de yapacaktır. İmamın duasına da âmin diyecek, kendisi de dua edecek. Bazı kimseler hep kendisi dua okuyor, imamınkine âmin demiyor. Kimisi de hep âmin diyor, kendisi hiç dua etmiyor. Her ikisini de yapmalıdır. Başka cemaat Sual: İkindiyi kılıp tesbih çekerken veya akşam namazının farzını kılıp son sünnetini kılmak için ayağa kalkınca, mescitte başka bir cemaat oluşuyor. Ben farzını kıldım, onlara tekrar uyup kılmam mı gerekiyor, yoksa hemen dışarı çıkmam mı gerekiyor? CEVAP Farzı yalnız kılmışsanız, hemen çıkmanız gerekir, cemaatle kılmışsanız, çıkmanız gerekmez. Farz için beklerken Sual: Sünneti kılıp farz için cemaati beklerken kelime-i tevhid okumakta mahzur var mı? CEVAP Hiçbir şey okunmaz. Sırta dokunmak Sual: Namaza sonradan gelen kişinin sırtımıza dokunmasını beklemek gerekir mi? Beklemeden onun cemaate uyacağını anlayıp kendiliğimizden geriye gelebilir miyiz? 343 www.dinimizislam.com CEVAP Evet uygun olanı onun vurmasını beklememektir. Onun sözü ile gidilirse namaz bozulmuş olur. Kendi arzumuzla gidersek namaz bozulmuş olmaz. Ara tekbirler Sual: İmamla birlikte ara tekbirlerini bizim de söylememiz gerekir mi? CEVAP Evet gerekir. Tertip sahibinin kazası Sual: Tertip sahibiyim. Sabah namazına uyanamadım. Kaza etmeyi de unutmuşum. Aynı gün akşam namazında imam oldum. Yatsı namazını kıldıktan sonra sabahı kaza etmediğimi hatırladım. Ne yapmam lazım? Akşam namazını benimle kılan cemaatin namazı kabul oldu mu? CEVAP Cemaatin namazı sahih olmuştur. Onlara duyurmak gerekmez. Sizin sabah namazını kaza etmeniz lazım, çünkü kılmadınız. Tertip sahibi olduğunuzu unutarak, kıldığınız diğer namazları kaza etmeniz gerekmez, çünkü unutmak özürdür. Üzeride yazı olan tişört Sual: Üzerinde yazı, resim, fotoğraf olan tişörtle namaz kılınır mı? CEVAP Mekruh olur. Sırttaki yazı Sual: Bazen de sırt kısmında yazı olan kıyafetler var, bunun mahzuru olur mu? CEVAP Arkasındaki yazıyı cemaat okursa namaz mekruh olur. Çünkü bir yazıya, bakıp, anlamak bozmaz ama anlayınca mekruh olur. Telefon çalarsa Sual: Cemaatle namaz kılarken devamlı çalan cep telefonunu namazı bozup kapatmak caiz mi? CEVAP Namazı bozmak haram olur. Namazı bozmadan az hareketle kapatma imkanı varsa kapatılır. [Namazdan önce tedbir almalı, ya kapatmalı veya sesini kısmalıdır.] Namazda uyumak Sual: İmama uyan, namazda ayakta veya otururken uyusa namazı veya abdesti bozulmuş olur mu? CEVAP Namazda uyumak abdesti de namazı da bozmaz. Çocukla cemaat Sual: On yaşında bir çocuğum var. Onunla cemaat olup cemaatle namaz 344 www.dinimizislam.com kılabilir miyim? CEVAP Çocukla da cemaat olur ve cemaat sevabı alınır. Farzı kaçırmak Sual: Mescide gelen ikindi veya yatsı namazın sünnetine başlandığını görse, o da eğer namaza duracak olsa, farzın ilk rekatını kaçıracağını anlasa ne yapar? CEVAP O rekat kaçacaksa, yani biz sünnet kılarken farz kılınacağı için mekruh olur. Onun için sünneti dört değil iki rekat olarak kılar. İki rekat kılınca da yetişemeyeceğini anlarsa, bekler, namaza durmaz. Cemaate başlanırsa Sual: Öğlenin farzını yalnız kıldım. Ben bitince yanımda farzı cemaatle kılmaya başladılar. Onlara uymam lazım mı, uymam lazımsa nasıl niyet edeceğim? CEVAP Cemaat olunca cemaate uymalı. Allah rızası için namaz kılmaya, uydum imama demeniz yeterlidir. Sadece öğle ve yatsı namazını böyle cemaatle kılabilirsiniz. Diğerlerini kılamazsınız. Çünkü sabahın ve ikindinin farzından sonra nafile kılınmaz. Akşamda ise üç rekat nafile olmaz. Sadece öğle ve yatsı namazı kılınır. Sessiz selam Sual: Cemaatle namaz kılarken imam namazı bitirince sessiz selam verse ne yapılmalıdır? CEVAP Diğerleri de selam verip namazdan çıkarlar. Ayakkabıların yeri Sual: Camide ayakkabıları arkaya mı öne mi koymak uygundur? CEVAP Çalınma endişesi ile namaz kılmak huşuya mani olacağı için ayakkabıları arkaya koymak mekruhtur. Öne ve sağa koymak da sünnete aykırıdır. Sol tarafa koymak sünnettir. Çalınma endişesi yoksa, yani huşuya mani değilse, arkaya koymanın da mahzuru olmaz. Namaz kılarken Sual: Camide namaz kılarken yanımızdan geçen, çarpmasın diye yana çekilsek namaz bozulur mu? CEVAP Kendi arzumuzla çekildiğimiz için namaz bozulmaz. Takkesiz imam Sual: Takkesiz namaz kıldıran imamın arkasında namaz kılınır mı? CEVAP 345 www.dinimizislam.com Kılınmaz. Kılınırsa mekruh olur. Takkeye önem vermiyorsa daha kötüdür. İtikadı bozuk olabilir. Kasten sünnete riayet etmeyen imamlara uymamalıdır. İtikâfa niyet Sual: Mescide girerken niçin "itikâfa niyet ettim" deniyor? CEVAP İtikâfa niyet edince orada yatmak, yiyip içmek v.s caiz olur. İtikâfa niyet etmezsek bunlar yapılmaz. Cemaate uymak Sual: Mescitte vaktin farzını tek başına veya cemaatle kılan bir kimse, mescide gelen bir grup cemaat yapar ise, bu cemaate uymak zorunda mıdır? Bu konu ile ilgili hüküm nedir? CEVAP Cemaatle namaz kılınırken tek başına namaz kılmak veya oturup dua etmek tesbih çekmek mekruh olur, ya cemaate uyulur veya dışarı çıkılır. Ama itikâfa niyet edilmişse orada durulabilir. İkindiyi, sabahı veya akşamı kıldıktan sonra tekrar cemaate uyulmaz; ya dışarı çıkmalı veya itikâfa niyet etmelidir. Müezzin yerleri Sual: Bazı camilerde müezzinlerin yerleri yüksek oluyor. Buradan imama uyulabilir mi? CEVAP Yüksekte durmanın mahzuru olmaz. Fakat tek başına dururlarsa tahrimen mekruh olur. İki veya daha fazla kişi olursa kurtarır. Camiye gitmenin önemi Sual: Camiye gidemiyorum. Ne tavsiye edersiniz? CEVAP Camiye gitmeyi ihmal etmemelidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Her namaz vakti camiye giden, ya Allah yolunda istifade edeceği bir ahiret kardeşi bulur, ya güzel bir ilme, ya hidayetini artıracak veya onu sapıklığa düşmekten muhafaza edecek bir kelimeye yahut rahmet-i İlahiyyeye mazhar olur.) [Taberani] Euzü besmele Sual: Cemaatle namaz kılarken, sübhanekeyi okuduktan sonra, euzü besmele çekilir mi? CEVAP Çekilmez. Okuduktan sonra Sual: Cemaatle namaz kılarken, imam selam verir vermez kalkıp, Allahümme entesselamü ayakta veya başka yerde okuyabilir miyiz? CEVAP Gerek cemaatle ve gerekse yalnız kılarken, okunduktan sonra ayağa kalkmalıdır. 346 www.dinimizislam.com 3 secde Sual: İmamdan önce başı secdeden kaldırıp koymak 3 secde sayılır mı? CEVAP Hayır. İmamın adını niyette söylemek Sual: Cemaatle namaz kılarken uydum Ali’ye dedim. İmam Veli imiş. Namaz sahih mi? CEVAP Sahih olmaz. Onun için imamın ismini söylememeli, sadece uydum imama demeli. İkinci saf Sual: İkinci safa da imamın arkasından mı başlanır? CEVAP Evet. Ön saftaki boşluk Sual: Ön safta boş yer varken, arkada yalnız imama uyulur mu? CEVAP Mekruh olur. Tesbih çekmeden dua Sual: İmam duaya başlayınca, tesbih çekmeyen de duaya katılır mı? CEVAP Tesbihi çektikten sonra duaya katılması daha iyidir. İşi varsa tesbih çekmeden dua etmesi de caizdir. Hatta hiç tesbih çekmeden, dua etmeden gitmesi de caizdir. Yatsıyı kılmış olan Sual: Yatsıyı ve vitri de kılmış olan yatsının farzını kılana uyar mı? CEVAP Nafile olarak kılması iyi olur. İmamın yanına durmak Sual: İmamla bir kişi namaz kılarken, biri gelip imamın arkasına veya soluna veya sağdakinin sağına dursa, mekruh olur mu? CEVAP Mekruh olmaz. Mesbuka uymak Sual: Mesbuka uymak caiz mi? CEVAP Hayır. Mesbuk imam olamaz. Dışarıdan gelenin selamı Sual: Camide sünneti kılıp, farzı beklerken, dışarıdan gelenin selamını almak, sünnet ile farz arasında bir şey okumak gibi mi? 347 www.dinimizislam.com CEVAP Evet. Vakit az ise, tefekkür veya kalben zikir etmeli. Vakit fazla ise, kaza namazı kılmalı. Bir kişilik boşluk Sual: Cemaatle namazda en sağda duranın solundaki kişinin abdesti bozulup gitse, bir kişilik boşluk kalıyor. Sağdaki de yana bir adım atarak boşluğu doldursa namaz bozulur mu? CEVAP Bozulmaz. Kaza kılan kimse Sual: Cemaatle namaz kılınmaya başlansa, kaza kılan kimsenin, namazı bozup onlara uyması caiz midir? CEVAP Hayır. Cemaate uymak Sual: Yalnız başına farzı kılanın yanında, sabah veya akşamın farzı cemaatle kılınmaya başlansa, o kişi namazı bozup imama uyabilir mi? CEVAP Evet hemen sağına selam verip cemaate uyar. Sadece akşam ve sabah namazında, birinci rekâtta secde ettikten sonra da, namazı bozup cemaate uyar, fakat ikinci rekâtın secdesini yaptıysa, cemaate uymayıp namazını tamamlar. Diğer namazlarda böyle değildir. Dört rekâtlı farzlarda, birinci rekâtın secdesini yapmadıysa, yine hemen sağına selam verip cemaate uyar. Birinci rekâtın secdesini yaptıysa, iki rekât kılıp selam verir. Üçüncü rekâtın secdesini yapmadıysa, ayakta bir tarafa selam verip bozar ve cemaate katılır. Üçüncü rekâtın secdesini yaptıysa, dört rekâtı tamamlar. Sesli okumamak Sual: Akşam namazını kılana uydum. Sesli okunacağını bilmediği için gizli okudu. Benim namazım sahih oldu mu? CEVAP Evet, sizinki sahih olur. Onun da bilmemesi özür olur. Kasten yapsa idi vacibi terk etmiş olurdu. İmamın selamı Sual: İmam, selam vermedi diye imama uydum. Bir arkadaş, beni görmüş, selamdan sonra uyduğumu söyledi. Ona inanıp tekrar kılmam lazım mı? CEVAP Evet. Cemaatin önüne geçmek Sual: Odada imamın arkasına bir saf sığıyor. Sonradan gelenlerin, 348 www.dinimizislam.com cemaatin önünden geçip, imamın sağına, soluna durması caiz mi? Arka saf dolar zannı ile imamın sağına soluna durmak caiz mi? CEVAP Her ikisi de caizdir. İkamet okunurken Sual: İkamet okunurken imam ayakta ise, cemaat de kalkar mı? CEVAP Kalkması lazım değildir. Kalkmaları caizdir. İkamet okunurken Sual: İkamet okunurken camiye girince oturmak gerekir mi? CEVAP İkamet okunurken camiye giren kimse, imam mihraba gitmek üzere ayağa kalkmamışsa, oturur. İmam otururken ayakta beklemek mekruh olur. (N. İslam) Sırta secde etmek Sual: Sırta secde edenin sırtına, secde etmek caiz mi? CEVAP İkincisinin secdesi, sahih değildir. El Fatiha denince Sual: İmam el-fatiha deyince salevat da okumak efdal mi? CEVAP Evet. İmamın hatası Sual: İmam, ilk oturuşu unuttu. İkaz ettik. Namazı secde-i sehv yapmadan tamamladı. Namazı iade etmesi vacip miydi? CEVAP Değildi. Çünkü imamın secde-i sehv etmeme yetkisi var. Maliki’de selam vermek Sual: İmam, secde-i sehv için selam verince, Maliki’yi taklit eden secde-i sehv olduğunu bilmeden selam verse, namaz bozulur mu? CEVAP Hayır. Selam vermeden kalkmak Sual: İmam, son rekatta salli bariki okuduktan sonra, selamı unutup, kalkıp gitse, cemaat, kendi kendine mi selam verir? CEVAP Evet. Son teşehhüd Sual: İmama son teşehhüdde uyan, namazı nasıl kılar? CEVAP Yalnız kılan gibi kılar. 349 www.dinimizislam.com Aşır okumak Sual: Her namazdan sonra mihrabiye, aşır okumak caiz mi? CEVAP Evet. Mihrabiye’den sonra Sual: Mihrabiyeden sonra, uzun salevat-ı şerife okumak caiz mi? CEVAP Ara sıra okunması caizdir. Sünnetmiş intibaını vermemek için her zaman okunmamalıdır. İmamın gizli okuması Sual: İmam, açık okunacak yerde, Fatihanın yarısını gizli okusa, gizli okunacak yerde, açık okusa, secde-i sehv gerekir mi? CEVAP Evet. Fakat cemaatle secde-i sehv yapmamak caizdir. Tesbihleri okumak Sual: Cemaatten biri, işi varken, tesbihleri ve duayı beklemeden dışarı çıkınca, dışarıda veya gittiği yerde okuması caiz olur mu? CEVAP Evet. Dar pantolon Sual: Dar pantolon olunca, cemaati terk etmek gerekir mi? CEVAP Cemaat terk edilmez. İmamın getirdiği tekbir Sual: İmam, cenaze namazında üç tekbir getirdi. Cemaatten dört tekbir getirenler de oldu. Bunların namazı sahih oldu mu? CEVAP Evet. Dolu mescit Sual: Mescit dolu idi. İmamın son teşehhüdde oturduğunu anladım. Birinin önüne oturdum. Günah mı? CEVAP Zaruret olduğu için caizdir. Cemaatin kalkması Sual: İmam 4. rekata kalkmayı unutup oturursa cemaat kalkar mı? CEVAP Ön saftaki cemaatten birinin "sübhanallah" diye ikazı iyi olur. İki namazı cem Sual: İki namazı cem ederken, yanımda, ikindi cemaatle kılınmaya başlansa, öğleyi kıldıktan sonra onlara uymam caiz mi? 350 www.dinimizislam.com CEVAP Evet. İmamı duymamak Sual: İmamın tekbirini duymadık. İmam, rükudan kalkarken biz rükuya indik. Secdede imama yetiştik. Namazımız sahih oldu mu? CEVAP Evet. Kerahet vaktinde ikindi Sual: Kerahet vaktinde, ikindiyi yine cemaatle kılmak gerekir mi? CEVAP Evet. Gece yarısı yatsı Sual: Yatsı gece yarısına kalsa, cemaatle mi kılmak evladır? CEVAP Evet. Sübhaneke okurken Sual: Biz Sübhaneke okurken, imam sesli okumaya başlıyor. İmam, nefes aldığı zamanlarda kalan kısmı tamamlamak uygun mudur? CEVAP Evet. Selamı uzatmak Sual: İmam, sağa selam verirken (Lah) kısmını uzatıyor. Cemaat, kısaca selam veriyor. İmamdan önce selam verilmiş sayılır mı? CEVAP Hayır. Namazları sahihtir. İmama uymaya niyet Sual: Evinden çıkarken imama uymaya niyet eden, yolda biri ile konuşsa, yeniden mi niyet etmesi gerekir? CEVAP Evet. 5. rekata kalkmak Sual: İmam yanılıp 5. rekata kalksa, o anda biri gelip ona uysa, namazı sahih olur mu? CEVAP Hayır sahih olmaz. Çünkü farz kılacak olanın nafile kılana uyması caiz değildir. Kılınmamış rekat Sual: İmam, teşehhüdden sonra, 5. ye kalktı. 6. da kılıp selam verdi. 2. rekatta imama uymuştum. İmam 5.ye kalkınca, uymayıp, kılmadığım bir rekatı tek başına kıldım. Sahih mi? CEVAP 351 www.dinimizislam.com Evet. Sure-i Haşr’ı okumak Sual: Sure-i Haşrın sonunu imam okuyunca, cemaat de okumuş sayılır mı? CEVAP Evet. Çünkü kendisinin okuması sünnet, dinlemesi ise farzdır. Sünnet sevabı, farzın yanında denizde damla bile değildir. İmamın namazı bozulursa Sual: İmamda namazı bozan bir şey bulunduğunu anlayan kimse ne yapmalı? CEVAP Bu namazı tekrar kılar. Bunu imam namazda hatırlarsa yahut namazda iken namazı bozan bir şey hasıl olursa, bunu hemen cemaate bildirir. Namazdan sonra anlarsa, o cemaatten olduklarını hatırladığına söyleyerek, haber göndererek bildirir. Haber alan, iade eder. Alamayan affolur. Bir kavle göre de, imamın cemaate haber vermesi gerekmez. Namazda adım atmak Sual: Cemaatle namaz kılarken, önümdeki saftan birisi veya yanımdaki ayrılsa, namaz içerisinde onun yerine bir adım atarak geçebilir miyim? CEVAP Geçmek gerekmez. Geçilse de mahzuru olmaz. Yani hem öne hem yana geçilebilir. İmamla aradaki mesafe Sual: İmamla cemaatın arasından 15-16 metrelik bir yol geçiyor. Yolun arkasında kalan cemaatin namazı sahih olur mu? Yol dışarıda, cemaat cami dışındadır. CEVAP Cami içi ile dışarısı farklıdır. (Fetâvâ-yı Hindiyye)de diyor ki, (İmama uymaya mani olan sebeplerden biri, imam ile cemaat arasında, kayık geçecek kadar nehir veya araba geçecek kadar yol yahut sahrada kılarken, arada iki saflık boşluk bulunmaktır. Camilerin içinde büyük boşluk arkasında, imama uymak caizdir.) Demek ki dışarıda olduğu için o kadar bir boşluk varsa imama uymak caiz olmuyor. Elleri bağlamak Sual: Cemaat otururken imama uyacağımız zaman ellerimizi bağlayıp öyle mi cemaate dahil olacağız? CEVAP Elleri bağlamak gerekmez. Kadınla namaz Sual: Ben namaz kılarken hanımım veya annem yahut yabancı bir kadın benim önümde namaz kılarsa namazım olur mu? 352 www.dinimizislam.com CEVAP Sizden dokuz ayak ileride iseler namazınız sahih olur. İmamın uyuması Sual: Son teşehhüdde salli bariki okuduktan sonra imam uyusa veya epey vakit geçtiği için uyuduğu sanılsa, cemaatin selam verip namazdan çıkması caiz mi? CEVAP Evet. Tehıyyet-ül-mescide niyet Sual: Akşamın farzını yalnız veya cemaatle kılarken, tehıyyet-ül-mescide de niyet edilebilir mi? CEVAP Evet niyet edilir. Hatta yeni abdest almışsa, sübha namazına da niyet edebilir. Mesela (Bugünkü akşam namazının farzına, tehıyyet-ül-mescide ve sübha namazı kılmaya) diye niyet edilir. Mukim kılmak Sual: Ankara'ya gitmek üzere evden çıktım, 10 km uzaklıktaki iş yerime geldim, daha İstanbul'da olduğum için kendimi seferi hissetmedim. İmam olup öğleyi mukimlere kıldırdım. Benim ve cemaatin namazları sahih oldu mu? CEVAP Sizinki mekruh olarak sahih oldu. Cemaatinki ise hiç sahih olmadı. Çünkü farz kılanın nafile kılana uyması caiz değildir. Sizin son iki rekatınız nafile olduğu için cemaatin namazı sahih olmadı. Tesbih atmak Sual: Mescitte, tesbihi olmayana, tesbih atmak edebe aykırı mı? CEVAP Evet. Evde cemaat Sual: Evinde namazını kılanın yanına, birkaç kişi gelip, ikindi veya akşam namazını cemaatle kılsa, onun evden çıkması gerekir mi? CEVAP Hayır. İmamın yerine geçmek Sual: İmamın abdesti bozulsa, yerine geçen, nereden okur? CEVAP Baştan veya imamın kaldığı yerden okuması caizdir. İmamın hatasını söylemek Sual: Hariçten biri, imamın hatasını söylese, o da düzeltse caiz olur mu? CEVAP Caiz olmaz. Namaz kılınırken çalışmak 353 www.dinimizislam.com Sual: Odada cemaatle namaz kılınırken çalışmam caiz mi? CEVAP Namaz kılmış olan için caizdir. Namazı iade etmek Sual: Tanıdığım salih arkadaşlara baktım cemaatle ikindi namazını kılıyorlar. Ben de onlara uyup kıldım. Sonra saatime baktım ki namaz vakti yeni girmiş. İade ettim. Eğer saatime bakmasaydım bu namaz veya daha önce böyle saatime bakmadan onlara hüsnü zan edip kıldığım namazlar ne oldu? Bazen unutup abdestsiz kıldırsalar veya iyi sandığımız kimsenin, sonradan inançsız olduğu meydana çıksa, bütün bu namazları kaza etmemiz gerekir mi? CEVAP Kaza etmeniz gerekmez. Bu konuda birkaç örnek: 1- Dinimiz, zahire göre hükmeder. Adamın abdestsiz olduğunu niye bilmedin veya inançsız birisi olduğunu niye anlamadın diye sorguya çekmez. 2- İmam unutup abdestsiz kıldırsa, namazdan sonra hatırlasa cemaate söylemese, abdest alıp namazını kılsa, cemaate söylemediği için günaha girmiş olmaz. Eğer cemaate benim abdestim yoktu demişse, duyanların tekrar kılmaları gerekir. Duymayanlar sorumlu olmazlar. 3- Vesvese etmekten sakınmalıdır. İbadette zannı galip yeterlidir. Mesela gusledip banyodan çıksa, fakat bazı yerleri kuru kalmış olsa, kuru kaldığını bilmese guslü sahih olur. Bunun gibi insan domuz yağı bulunan bir şey yese, domuz yağı olduğunu bilmese, bilmediği için ona günah olmaz. 4- Araştırıp kıble istikameti diye yanlış olarak ters yöne dönse bile, yine namazı sahih olur. 5- Bayram hilaline baksa hava bulutlu olduğu için görülmese, ama gerçekte ise ertesi günü bayram olsa, o kimse hilali görmediği için ertesi günü yani bayram günü oruç tutsa, hem günah olmaz, hem de o oruç ramazan ayından sayılır. Rüku’a gitmek Sual: Cemaate imam rükuda iken yetişen mesbuk, yalnız tekbir getirip de mi rükuya gider, yoksa tekbir getirdikten sonra bir daha Allahü ekber der öyle mi rükuya gider? CEVAP Vakit müsaitse inerken de tekbir getirir, değilse sadece iftitah tekbiri yetişir. Namazı kılmış olan Sual: Vaktin farz namazını kılan bir kişi namaz kılmamış bir kişiye imam olup namaz kıldırabilir mi? CEVAP Kıldıramaz. Şafii’de kıldırabilir. İlk oturuş 354 www.dinimizislam.com Sual: İmama sonraki rekatlarda yetişildiğinde ilk oturuşta sadece ettehıyyatü mü okunur? CEVAP Evet. Farzdan sonra sünnet Sual: Öğle namazı farzı kılınırken imama uyan, ilk sünneti farzdan hemen sonra mı, yoksa son sünnetten sonra mı kılmalıdır, yatsı namazında da durum böyle midir? CEVAP Önce ilk sünnet kılınır. Tek kişi Sual: İki kişi cemaatle namaz kılarken, cemaat olan tek kişi imamın neresine durur? Bunlar namaz kılarken bir başkası gelse o nereye durur? CEVAP Cemaat bir kişi ise, imamın sağ yanında hizasında durur. Solunda veya arkasında durması mekruh olur. Ayağının topuğu, imamın topuğundan ileri olmazsa, namazı sahih olur. Çok kimse, bunu bilmediği için imamın gerisinde duruyor. İmamla omuz omuza olmalıdır. İmamdan ileri olmamak için ayağının topuğu imamın topuğundan ileri olmaması yeter. İhtiyat için dört parmak kadar geriden durulabilir. İki kişi cemaatle namaz kılarken, bir kişi daha gelse, bu kişi, imamın yanındakinin omzuna hafifçe dokunur, geriye gelmesini bekler. O geriye gelirse onun yanında durur, gelmezse, yahut o kişinin geleceğini sanmıyorsa, o kişinin sağına veya imamın soluna durabilir. Bazı kimseler böyle geriye gelineceğini bilmiyor. Bilmediği için de gelmeyebilir veya vuran kimsenin emri ile geriye gelirse namazı bozulur. Kendi isteği ile geriye gelirse namazı bozulmuş olmaz. Gelen kişi yalnız kalmasın diye kendi isteği ile gelmelidir. Papazın imamlığı Sual: Bir papaz, inancını saklayıp müslüman gibi senelerce namaz kıldırsa, cemaat onun papaz olduğunu bilmediği için, cemaatin namazına bir zarar gelir mi? CEVAP Gelmez. Âlimin yanında yürümek Sual: Yaş veya ilimce büyük olan bir zatla giderken, onun sağında mı, solunda mı gitmek gerekir? CEVAP İki kişi cemaatle namaz kılarken biri imam olunca, diğeri cemaat olur. Cemaat olan sağda, imam olan solda durur. Yürürken de rütbesi veya ilmi fazla olan solda yürür. 355 www.dinimizislam.com İmam vekil etmek Sual: Ben imam oldum, birkaç arkadaşla evimizin bir odasında cemaatle namaz kılarken, öbür odada hasta yatan annem çağırdı. Ben de yavaşça selam verip namazı bozdum. Giderken bir arkadaşı yerime vekil ettim. O namazı tamamladı. Bu namaz sahih oldu mu? CEVAP Evet sahih oldu. Abdestsiz namaz Sual: Birkaç arkadaşla cemaatle namaz kıldırıyordum. Bir müddet sonra abdestimin olmadığını hatırladım. Hemen namazı bozup yerime birisini vekil edip gittim. Niye gittiğimi sordular, ben de abdestimin olmadığını söyledim. Onların namazı sahih oldu mu? CEVAP Onların namazı sahih olmadı. Çünkü sizinle kıldıkları sahih değildi. S. Ebediyye’de şöyle bildiriliyor: İmamda namazı bozan bir şey bulunduğunu anlayan kimse, bu namazı tekrar kılar. Bunu imam namazda hatırlarsa, bunu hemen cemaate bildirir. Namazdan sonra anlarsa, o cemaatten olduklarını hatırladığına, söyleyerek, haber göndererek, yazarak bildirir. Haber alan, iade eder. Alamayan affolur. Bir kavilde ise imamın cemaate haber vermesi lazım değildir. Şafii mezhebinde haber vermesi gerekmez. Mekruh mu, sünnet mi? Sual: İşyerinde veya evde, namazları cemaat yapıp kılalım diyoruz. Fakat namaz oldukça gecikiyor. Namazı, yalnız dahi olsa erken vaktinde kılmak mı, yoksa kerahet vaktinde dahi olsa cemaati beklemek mi daha efdaldir? CEVAP Sünnet ile mekruh çakışınca mekruh işlememek için sünnet terk edilir. Mekruh vakitte cemaatle kılmak mekruhtur. Onun için mekruh vakit girmeden yalnız kılınır. Mihrabda durmak Sual: Camide, ilk cemaatin imamı, mihrapta durmazsa mekruh olur deniyor. Namaz kıldığımız camide, birkaç bölme var. Mihrap olan yerde, Cuma ve bayram namazları kılıyoruz. Kışın burası soğuk olduğu için, beş vakit namazı küçük odada kılıyoruz, fakat orada da mihrap yok. Kıldığımız namazlar mekruh mu oluyor? CEVAP Her oda, müstakil yer demektir. Kışın küçük odada namaz kılmak mekruh olmaz. Cemaatin farza başlaması Sual: Sünnet veya kaza namazı kılarken, cemaat farza başlarsa, namazı bozup, imama uymak gerekir mi? 356 www.dinimizislam.com CEVAP Dört rekat sünnete başlamış ise, iki rekat kılınca selam verip imama uyar. Üç rekat kılmışsa dörde tamamlar. Sünnet kılarken kaza namazına da niyet eden, farza başlanıldığını görürse, namazını bozmaz. İki veya dört rekata tamamlar. Mesela öğlenin ilk sünnetinde iki rekatta selam veren, farzdan sonra, iki daha kılarak, dörde tamamlar. Yeniden dört rekat kılması, daha iyi olur. Kaza kılarken cemaate başlanırsa, tertip sahibi olan bozmaz. Maliki mezhebinde de böyledir. Cemaatle namaz kılarken, başka bir namaz kılmak tahrimen mekruhtur. Bunun için, iftitah tekbirine yetişemeyeceğini zanneden, başka namaza başlamaz, cemaati bekler. Tekbiri ayakta almak Sual: İmama rükuda yetişmek için, acele tekbir alıp, rükua gidince tekbiri bitiren, o rekata yetişmiş olur mu? CEVAP İftitah tekbirini ayakta almak şarttır. Eğilirken alınırsa imam uyulmuş olmaz. O namaz sahih olmaz. İftitah tekbirini ayakta alıp, sonra imamla rükuda bir an beraber kalınca, hem namaz sahih olmuş olur, hem de o rekata yetişmiş olunur. Rekata yetişeceğim diye eğilirken tekbir alınmamalı. Rekata yetişemese de, namaza uyması sahih olmalı. Namaza uymak sahih olmazsa, namaz da sahih olmaz. Evden çıkarken niyet Sual: Cemaatle namaz kılmak niyetiyle evden çıkan, yeni bir niyet etmeden imama uyabilir mi? CEVAP Uyabilir; fakat yolda namazı bozacak bir şey yapmamak gerekir. Yürümek ve abdest almak zarar vermez. (S.Ebediyye) Seferi iken Sual:Seferi imama uyunca, imam selam verdikten sonra, iki rekat daha kılarken, Fatiha okumak gerekir mi? CEVAP Bazı âlimler, seferi imama uyan mukim, üçüncü ve dördüncü rekatlarda Fatiha okumasa da olur dedi ise de, Şems-ül eimme Abdülaziz Halvani ve başka âlimler, okur dediler. O halde, ihtiyat ederek, okumalıdır. (Cami-urrümuz, Tatarhaniyye) İmamın ve cemaatin niyeti Sual: İmam cemaatle namaz kıldıracağı zaman nasıl niyet eder? CEVAP İmam, (Bana uyan cemaate imam oldum) der. İmamın, erkeklere imam olmaya niyet etmesi şart değildir. Eğer niyet etmezse namaz sahih olur; ama kendisi cemaatle kılmak sevabına kavuşamaz. (Cemaate imam olmaya) niyet 357 www.dinimizislam.com ederse bu sevaba da kavuşur. Cemaatte kadın da varsa imamın, (Kadınlara imam olmaya) diye niyet etmesi şarttır. Böyle niyet etmezse kadınların namazı sahih olmaz. İmamdan önce selam Sual: İmam daha okumalarını bitirmeden, dalgınlıkla imamdan önce her iki tarafa da selam verenin namazı bozulur mu? CEVAP Bozulmuş olmaz. İmamın selam vermediğini görünce, namaza devam eder ve imamla tekrar selam verir. Sünnet kılarken imama uymak Sual: Tam İlmihal’de (Dört rekât sünnet kılarken, farz kılan imama uyan, namazı farz gibi kılar) deniyor. Sünnet kılarken, farz kılan imama nasıl uyulur? CEVAP Nafile kılan farz kılana uyabilir. Mesela, öğlenin sünnetini kılmadan cemaate yetişen kimse, öğlenin farzını kıldıktan sonra, ilk sünneti kılacağı sırada, yanında yeniden cemaat teşekkül etse, o imama uyarak öğlenin sünnetini kılar. İmama uyduğu için de, farz gibi kılar. Son sünneti kılarken de uyulabilir; hatta son sünneti kıldıktan sonra da, imama uyup nafile kılınabilir. Kadınla cemaat Sual: Hanımımla cemaat olup, on senedir namaz kılıyoruz. Hanım benim sağıma duruyordu. Şimdi öğrendim ki, kadınla yan yana durup cemaatle namaz kılınca erkeğin namazı bozuluyormuş. Şimdi bu on senelik namazımı kurtarmamın bir yolu var mı? CEVAP Sizin namazınız bozulunca hanımınki de bozulmuş olur. Şafii mezhebinde; cemaatle namaz kılarken, kadın, erkeğin yanında namaza dursa, ikisinin de namazı sahih olur; ancak evla olan kadının erkeklerin arkasında durmasıdır. (Muğnil muhtac, Kitabül Üm) On yıllık namazı kaza etmek çok zordur. Dört hak mezhep rahmettir. O kılınan namazları Şafii mezhebine göre kıldım diye niyet ederseniz, namazlarınız sahih olur. Kaza etmek gerekmez. Her ne kadar, o zamanlar, Şafii mezhebinin bütün şartlarına uyulmamış bile olsa, bunda zaruret olduğu için (Telfîk) olmaz, caiz olur. Telfîk; kendi mezhebinde caiz değil iken, bir ihtiyaç, bir harac [güçlük] olmadan ve şartlarına riayet etmeden, başka mezhebde caiz olan hükümlerle amel etmek demektir. Telfîk haramdır, söz birliği ile bâtıldır. Ön safa geçmek Sual: Cemaatle namaz kılarken bazen ön safta boş yer oluyor. Namaza başlamış cemaatin önünden geçerek ön safı doldurmak gerekir mi? CEVAP Öndeki safta boş yer varken, arkasındaki safta durmak mekruhtur. Ön 358 www.dinimizislam.com safa geçmek için, cemaatin önünden geçmek de günah olmaz. Hatta, birinci safta boş yer olup ikinci safta boş yer yoksa, ikinci safı yarıp birinci safa geçilir. Bulaşıcı hastalığı olan Sual: Bulaşıcı bir hastalığı olanın, mescide devam etmesi caiz midir? CEVAP Caiz değildir. Cemaatle kaza kılmak Sual: Bir arkadaşım, kaza borcu olduğu için, cemaatle teravih namazı kılınırken imama uyarak kaza namazı kıldığını söyledi. Bu şekilde, başka bir namaz kılana uyarak kaza kılmak caiz olur mu? CEVAP Şafii mezhebindeyse, caizdir. Hanefi mezhebinde caiz olmaz. Hanefi mezhebinde, aynı namaz kazaya kalmışsa cemaatle kaza edilebilir. Mesela bugünkü sabah namazını vaktinde kılamayanlar, kazasını cemaatle kılabilirler. Bunun haricinde, Hanefi’de cemaatle kaza namazı kılmak caiz değildir. Çünkü herkesin kazaya kalan namaz vakitleri değişiktir. Hanefi’ye uyan Şafii Sual: Hanefi imama uyan Şafii veya Şafii imama uyan Hanefi, sabah namazında kunut okur mu? CEVAP Hanefiye uyan Şafii, okumaya fırsat olmadığı için, kunut okumaz. Şafii’ye uyan Hanefi de, okumaz, imamı bekler. İkinci cemaat Sual: Mescitte, ikinci üçüncü cemaat yapılsa, imam olanın illa mihrapta mı durması gerekir? CEVAP Camide ilk cemaatin imamı mihrapta kıldırmazsa, mekruh olur. İmamı ve cemaati belli kimseler olan her camide, vakit namazları, imam mihrapta olarak, cemaat ile kılındıktan sonra, tekrar cemaatler yapılabilir. Ancak sonraki cemaatler, mihraptan başka yerde kılmalıdır! (Eğer sonraki cemaatin imamı mihrapta bulunur, ezan ve ikamet okunmazsa, mekruh olmaz) diyen âlimler de vardır. İhtiyaten sonraki cemaatler mihrapta kılmamalıdır! Yol kenarlarındaki belli bir imamı olmayan mescitlerde, ezan ve ikamet okunarak, mihrapta veya mescidin başka yerinde cemaatler yapılabilir. (Halebi) Cemaatten ayrı ikamet Sual: Yollarda veya belli bir imamı olmayan yahut cemaati belli kimseler olmayan camilerde, cemaatten ayrı namaz kılarken ikamet okumak gerekir mi? CEVAP 359 www.dinimizislam.com Yollarda bulunan veya imamı ve müezzini bulunmayan ve cemaati belli kimseler olmayan camilerde, çeşitli zamanlarda gelenler, bir vaktin namazı için, çeşitli cemaatler yaparlar. Her cemaat için, ezan ve ikamet okunur. Böyle camide, yalnız kılan da, ezan ve ikameti kendi işiteceği kadar sesle okur. İmamla yapılan hatalar Sual: İmam ile namaz kılarken imam secdeden doğruldu zannederek başımı kaldırdım, baktım ki imam daha secdede. Tekrar secdeye gittim. Yani benimki üç secde oldu. Bir de yine dalgınlıkla, imam selam vermeden önce selam verdim. Sonra baktım imam daha okuyor. Bekleyip imamla birlikte selam verdim. Namazım sahih oldu mu? Secde-i sehv yapmam gerekiyor muydu? CEVAP İmamla yapılan hatalarda secde-i sehv gerekmez. Namazınız sahih olmuştur. Saf olmak Sual: Cemaatle namaz kılarken, yalnız bir kişi varsa, o bir kişinin imamdan yarım metre geriye durması mı gerekir? CEVAP Hayır. Yan yana durmaya saf olmak denir. İki kişi yan yana durunca saf olur. Birisi geride, imam ileride durunca saf olmaz. İmamla yan yana aynı hizada durmaları gerekir. İmamın sağ yanında duran kimsenin, secdeye inip kalkarken, imamdan ileri gitmemesi için, topuklarının imamın topuklarından geride durması ihtiyatlı olur. İmamdan ileri geçmezse, imamla aynı hizada durmasında mahzur olmaz. Bir kadınla kocası veya mahremi bir erkek, cemaatle namaz kılarken, kadın tam imamın arkasında durur. Sesli okumak Sual: Sübhaneke okumayı yetiştiremezsek imam açıktan okurken devam edip bitirmemizde veya imam açıktan okumaya başlayınca imama yeni uymuşsak, Sübhanekeyi okumakta bir sakınca var mıdır? CEVAP İmam sesli okurken, Sübhaneke okunmaz. Yarıda kalmışsak bile kesmemiz gerekir. Sübhaneke okumak sünnet, imamı dinlemek ve imama tâbi olmak vacibdir. İmam, âyet aralarında nefes alırken Sübhanekeyi parça parça okumakta da mahzur yoktur. İmama tabi olmak Sual: Kunut’u okumak da, Ettehıyyatü’yü okuyacak kadar durmak da vacib iken, birinci oturuşta Ettehıyyatü’yü yetiştiremeyen, tamamlayıp ondan sonra kalkıyor da, Ramazan’da vitir cemaatle kılınırken, Kunut’u yetiştiremeyen, niye Kunut’u okumayıp imamla birlikte rükûa gidiyor? CEVAP 360 www.dinimizislam.com İmam arkasında Kunut okumak, vacib değildir, sünnettir. Ayrıca Kunut’u bitirmeden imam rükûa giderse, kunutu bitiremeyen, okumayı kesip imama tâbi olur, çünkü imamla birlikte rükûu kaçırma tehlikesi vardır. Teşehhüd böyle değildir, bitirdikten sonra kıyama kalkabilir. Ama secde, rükû gibi rükünlerde imama muhalefet etmek, namazı bozar. (Dürer) Yeni Müslüman olan imam Sual: 3 yıl imamlık yapan kişi, (Ben Hıristiyan idim, şimdi Müslüman oldum. Arkamda kılınan namazları kaza etmeniz gerekir) dedi. Arkasında kılınan namazları kaza gerekir mi? CEVAP Hayır, kaza etmek gerekmez. (Tergib-üs-salât) Cemaatle namaz kılmak İslam’ın şiarıdır. İslamiyet zahire bakar, Müslümanım diyeni Müslüman kabul eder. Cemaat, imamın kalbindeki imanı bilemez, zaten dinimiz de bunun bilinmesini istememiştir. İmam olan zat, cemaat için hükmen Müslüman kabul edildiği için, imamın daha sonra gayrimüslim olduğu meydana çıksa da artık, onun arkasında kılınan namazları kaza etmek gerekmez. Safları düzeltmek Sual: Resulullah, namazdan önce safları düzeltmek için değnekle işaret etmiş midir? CEVAP Evet. Sünnetten fazla okumak Sual: Muteber bir kitapta, (İmamın farz kıldırırken, kıraati ve tesbihleri sünnetten fazla okuması tahrimen mekruhtur) buyurulurken, başka yerindeyse, (İmam cemaatin hâline göre hareket eder) buyuruluyor. Bu iki ifadeyi nasıl birleştirebiliriz? CEVAP İmamın, sünnetlerden fazla okuması uygun değildir, çünkü cemaatin içinde hastalar, ihtiyarlar, yolcular ve işi acele olanlar olabilir. Bunun için sünnetten fazla okumak tahrimen mekruhtur. Cemaatin içinde hastalar ve özürlülerin olduğu biliniyorsa, imam sıkıntı vermemek için, sünnetten de kısa okuyabilir. Mesela, sabah namazında uzun sure okumak sünnetken, böyle hâllerde kısa sureyle namaz kılınır. Üç rekât kılmak Sual: Güvenilen biri, (Sen öğleyi üç rekât kıldın) dese, namazı iade etmek gerekir mi? CEVAP Öğle namazını kılan, selam verdikten sonra, güvenilir bir kimse, (Sen öğle namazını üç rekât kıldın) dese, namaz kılan kimse de dört rekât kıldığından emin olsa, kendisine üç rekât kıldığını haber veren kimsenin sözüne uyması 361 www.dinimizislam.com gerekmez. (Fetava-yı Hindiyye) Araya şeytan girmesin Sual: Sıcak havalarda, cemaatle namaz kılarken, safları seyrek tutmak caiz midir? CEVAP Hava sıcak da olsa, safları sık tutmalı. Safların sık olması, rahmetin gelmesine sebep olur. Saflar sıklaştırılıp omuzlar birbirine sıkıca değmeli. Eshab-ı kiram safta çok sık durduğundan, elbiselerinin omuzları eskirdi. İki hadis-i şerif meali: (Namazda, omuz omuza sık durun! Açıklıkları kapatın ki, şeytan girmesin!) [Hâkim] (Hak teâlâ, safı sıklaştırana rahmet, safta boşluk bırakana gazap eder.) [Nesai] Sünnete başlamak Sual: Öğle, ikindi ve yatsı namazlarında, camiye girdiğimizde ilk sünnetler kılınmaya başlanmış, yarısı da kılınmışsa veya sünnetler bitmek üzereyse, ne yapmak gerekir? CEVAP İftitah tekbirine yetişemeyeceğini anlayan, sünnete başlamaz, cemaati bekler. Cemaat farza başlamadan önce, iki rekât kılabileceğini kuvvetli tahmin ediyorsa, sünneti, sabahın kazasına niyet ederek, iki rekât olarak kılabilir. Farzı kıldıktan sonra, öğle ve yatsının son sünneti, iki veya dört rekât olarak da kılınabilir. Her zaman, öğlenin ve yatsının son sünnetlerini dört rekât olarak kılmakta da mahzur olmaz, hatta iyi olur. İkindinin sünnetini kılamadan farza uyan kimse, farzdan sonra sünneti kılamaz. Çünkü ikindi namazının farzından sonra nafile kılınmaz. Kaza borcu olan, kaza namazı kılabilir. Ücretle namaz kıldırmak Sual: Ücretle namaz kıldıran imamın arkasında, namaz kılınır mı? CEVAP İmamlık şartlarını taşıyan bir kimse, ücret veya maaş karşılığı imamlık yapıyorsa, bunun arkasında namaz kılmanın caiz olduğuna fetva verilmiştir. Kur’an-ı kerim, din dersi öğretmek, ezan ve imamlık için parayla insan görevlendirmek caiz olur. Son zamanlarda, dinde gevşeklik olduğundan, Kur’an-ı kerimin ve din bilgilerinin unutulmaması ve imamlığın, müezzinliğin yapılabilmesi için, ücretle yaptırılması zaruret haline gelmiştir; fakat bu fetva, bütün ibadetlerin ücretle yapılabileceğini göstermez. (Redd-ül-muhtar) İmama yetişemeyen Sual: Cemaatle namaz kılarken, cemaatin de okuduğu yerlerde, imama yetişemeyen, mesela ilk oturuşta, Ettehıyyatü’yü okumadan imam ayağa kalksa ve son oturuşta Ettehıyyatü’yü bitirmeden imam selam verse imama uymamız gerekir mi? 362 www.dinimizislam.com CEVAP İlk oturuşta da, son oturuşta da, Ettehıyyatü’yü bitirmek gerekir. Ettehıyyatü’yü bitirmek Sual: Birinci ve ikinci oturuşta, Ettehıyyatü’yü bitirmeden imam kalkar veya selam verirse, cemaatin okuyup bitirmesi gerekiyor. Peki, imama birinci veya ikinci oturuşta uyarak mesbuk olanın da, Ettehıyyatü’yü bitirmesi gerekir mi? CEVAP Hayır, onun bitirmesi gerekmez. İmamın sessiz okuması Sual: İmam, sesli okunacak namazlarda, Fatiha’nın yarısını sessiz okuduktan sonra hatırlasa, sesli okumaya baştan mı yoksa kaldığı yerden mi başlaması gerekir? CEVAP Baştan başlaması daha iyi olur. Secde-i sehv de yapmaz. Tamamını sessiz okusaydı, secde-i sehv gerekirdi. İmam Fatiha’yı gizli okursa Sual: İmam, Fatiha’yı açıktan okuyacakken, yanılıp gizli okusa, sonra hatırlarsa ne yapar? CEVAP Fatiha’yı tekrar okumaz. Zamm-ı sureyi açıktan okur. Bir âyeti veya daha fazla âyeti gizli okursa, onu açıktan tamamlar. Tamamını tekrarlamaz. Gizli okuması gereken yerde, imam Fatiha’nın çoğunu açıktan okursa kalanını gizli olarak tamamlar. Namazın sonunda da secde-i sehv yapar. Cemaatle namaz sünnettir Sual: Cemaatle namaz kılmak sünnet değil midir? CEVAP Evet, Hanefi, Şafii ve Maliki’de, beş vakit namazın farzlarını cemaatle kılmak, erkeklere sünnettir. Hanbeli’de bazı şartlar dâhilinde farzdır. Küfür alışkanlığı Sual: Ara sıra bize imamlık yapan güneyli bir arkadaş var. Hafif kızdırsak hemen, dine imana, Allah’a sövüyor. Tevbe et diyoruz, tevbe ediyor; fakat alışkanlık haline getirdiği için, basit bir olaydan sonra yine aynı şekilde Allah’a sövüyor. Böyle bir arkadaşın arkasında namaz kılmak caiz midir? CEVAP Böyle bir kimsenin arkasında namaz kılınmaz. Tevbesinde samimiyse; ancak kendini kurtarır. Biz onun kalbini bilemeyiz; fakat o halini bilerek, arkasında namaz kılamayız; çünkü hadis-i şerifte, böyle küfrü değil, günahı bile bırakmadan istiğfar edenin, Rabbiyle alay ettiği bildiriliyor. Mekruhla sünnet çakışırsa Sual: Namazı cemaatle kılmak sünnet olduğu için, vacib olan tadili erkâna 363 www.dinimizislam.com riayet etmeyen veya başka mekruh işleyen imama uymak uygun olur mu? CEVAP Uygun olmaz. (Halebî) Bir sünnetle bir mekruh çakışınca, yani sünnet işlemek için mekruh işlemek zorunda kalınca sünneti bırakmak gerekir. Yani mekruhtan kaçmak, sünneti yapmaktan önce gelir. (Uyun-ül-besair) Kaza kılarken Sual: Kazası olan veya olmayan kimse, kaza namazı kılarken yanında cemaat teşekkül etse, namazı bozup cemaate uyabilir mi? CEVAP Hayır. (Halebî) İmam beşinci rekâta kalksa Sual: İmam son teşehhüde oturmadan beşinci rekâta kalkınca cemaat ne yapar? CEVAP İmam dördüncü rekâtta oturmayıp beşinci rekâta kalkarsa, cemaat, imamı oturduğu yerde bekler. İmam hatırlayınca secde yapmadan oturup teşehhüdden sonra selam verirse, secde-i sehv ile namaz sahih olur. İmam, geri dönmeyip, beşinci rekâtın secdesini de yapınca, hepsinin namazları bozulur. Cemaatin yalnız başına teşehhüd yapması ve selam vermesi fayda vermez. (Redd-ül muhtar) İmam beşinci rekâtı kılsa Sual: İmam, öğlenin farzını kıldırırken, Ettehıyyatü’yü okuduktan sonra yanılarak beşinci rekâta kalkıp, altıncı rekâtı da kılıp selam verdi. Ben ikinci rekâtta imama uydum. İmam beşinci rekâta kalkınca ben imama uymadım. Kılmadığım bir rekâtı, kalkıp kıldım. İmam selam verirken onunla selam verdim. Namazım sahih oldu mu? CEVAP Sahih oldu. İmamla beşinci veya altıncı rekâtı kılsaydınız sahih olmazdı. Halvette namaz kılmak Sual: Bir erkek, evine gelen yabancı kadınlara imam olabilir mi? CEVAP Evde erkek, mahremi olan kadınlara imam olur, yabancı kadınlara imam olamaz, çünkü halvet olur. Eğer cemaat arasında, bir erkek veya imamın mahremi kadın bulunursa, yabancı kadınlar da cemaate girebilir. (S. Ebediyye) Bir evde kadınların arasında yalnız bir erkek bulunur da, o erkeğin kızı, kız kardeşi, annesi, halası, teyzesi gibi bir mahremi veya karısı bulunmazsa, kadınlara imam olması mekruhtur, ama yanında bunlardan biri bulunur yahut kadınlara mescidde imam olursa mekruh olmaz. (Dürr-ül muhtar) Kıraati sesli okumak 364 www.dinimizislam.com Sual: İmam, sesli okunacak namazlarda Fatiha veya zamm-ı surenin yarısını gizli okuduktan sonra hatırlarsa, kaldığı yerden mi, yoksa baştan mı sesli okuması gerekir? CEVAP Baştan okuması iyi olur. Üst kattan imama uymak Sual: Apartmanımızın alt katında cemaatle namaz kılınıyor. Biz, hemen onun üst katında oturuyoruz. İmamın sesini rahat duyabilecek büyüklükte bir delik açtık. İmamın sesi duyuluyor. Bu durumda üst kattan alt kattaki imama uymak caiz olur mu? CEVAP Alt katta boş yer varsa caiz olmaz. İmama tâbi olmak Sual: İmam rükû veya secdede üç kere tesbih söylemeden kalksa, cemaat üçe tamamlayıp mı kalkar, yoksa imama tâbi olup hemen kalkması mı gerekir? CEVAP Hemen kalkması gerekir; çünkü cemaatin imama tâbi olması vacibdir. (Dürr-ül-muhtar) İmamdan önce kalkmak Sual: Bir kimse, dalgınlıkla imamdan önce başını rükûdan kaldırsa, sonra cemaatin hâlâ rükûda olduğunu görünce tekrar rükûa gitse iki rükû mu yapmış olur? CEVAP İmamdan önce başını kaldıran kimse tekrar rükûa döner. Bu, iki rükû sayılmaz. (Dürr-ül-muhtar) Yemek yerken Sual: Yemek yerken namaz vakti girse, ne yapmak gerekir? CEVAP Yemek yerken namaz vakti girse, yemeğe devam edildiği takdirde namaz vakti kaçacaksa, yemek bırakılıp namaz kılınır. Cemaat kaçacak diye, yemek bırakılmaz. Eğer yemek yerken Cuma namazının cemaati kaçacaksa, yine yemek bırakılır. (S. Ebediyye) İmam selam verirken Sual: İmam sağa selam verirken imama uyanın namazı sahih olur mu? İmama yetişemese de, namazı yeni baştan kılacağına göre, namaza devam etmesinde mahzur var mıdır? CEVAP Sadece imama uyması değil, namaz da sahih olmaz, çünkü tek başına kılmaya değil, imama uyarak kılmaya niyet etmişti. İmama uymanın sahih olması için, selam vermeden önce uymak şarttır. 365 www.dinimizislam.com Cemaate yetişmek için Sual: Bir kimse sabah namazının sünnetini kılarken, cemaatle namaza başlansa, cemaate, imam selam vermeden önce yetişemeyeceğini anlayan, namazın sünnetlerini terk edebilir mi? CEVAP Cemaatle kılınan yirmi yedi derece sevaba kavuşabilmek için, Euzü’yü, Sübhaneke’yi terk eder, Rükû ve secdelerdeki tesbihleri birer defa söyler. (Halebî-yi sagir) Namaz kılana uyunca Sual: Yatsının farzını yalnız kılan kimseye, zamm-ı sureyi okurken bir başkası uysa, imam olan kimse, okuduğu Fatiha ve zammı sureyi tekrar okur mu? CEVAP Evet, ikinci defa okur. Cemaatle kılınan akşam, yatsı ve sabah namazlarında sesli okunduğu için, açıktan okur. (Bahr-ür-Râık, Hindiyye) Kadınların camiye gitmesi Sual: Kadınların vaaz veya Kur’an dinlemek, teravih veya vakit namazlarını cemaatle kılmak için, camiye gitmeleri daha sevab olmaz mı? CEVAP Hayır. Kadınların evde kıldıkları namaz, daha sevabdır. İki hadis-i şerif meali şöyledir: (Kadınların en hayırlı namazı, evlerinin en dip köşesinde kıldıkları namazdır.) [Taberani] (Kadınların, evinin en mahrem yerinde kıldığı namaz, salonda kıldığı namazdan efdaldir. Salonda kıldığı namaz ise, camide kıldığından efdaldir.) [Ebu Davud, İ. Ahmed] İbni Âbidin hazretleri de buyuruyor ki: Kızların, genç ve yaşlı kadınların beş vakit namaz ile Cuma ve Bayram namazları için ve vaaz dinlemek için camiye gitmeleri caiz değildir. Eskiden, yalnız çok yaşlı kadınların, akşam ve yatsı namazına gitmesine izin verilmişse de, şimdi bunların da gitmesi caiz değildir. (Redd-ül-muhtar) Kadınların cemaate gelmeleri mekruhtur. Ancak, (Yaşlı kadınların, sabah, akşam ve yatsı namazına gelmeleri caizdir) diye fetva verilmişse de, zamanımızda fesadın meydana çıkmış olmasından dolayı, kadınların, artık bütün namazlara gelmeleri mekruhtur. Tebyin kitabında da böyle bildirilmiştir. (Hindiyye) Yolculukta veya evden uzakta iken camiye girip namaz kılmak gerektiği zamanlarda kadınların, cemaatin camiden çıktığı vakitleri tercih etmeleri gerekir. Namaza başlamış olmaz Sual: İmamdan önce iftitah tekbiri getirirsek imama uymuş sayılmıyoruz, 366 www.dinimizislam.com fakat imam namaza başlarken Allahü ekber cümlesini bitirmeden hemen Allahü ekber diyen, imama uymuş olur mu? CEVAP Hayır, imama uymuş olmaz. (Dürer ve Gurer) İmam bitirdikten sonra söylemeli. Camide yer vermek Sual: S. Ebediyye’de (İbadetlerde îsar yapılmaz. Mesela, birinci saftaki yerini başkasına vermez) deniyor. Bir ihtiyara veya büyük bir zata yer versek mekruh mu olur? CEVAP Îsar, muhtaç olduğu bir şeyi kendi kullanmayıp, muhtaç olana vermektir. Îsar yapılmaz demek, onu yapmak gerekmez, yapılmazsa günah olmaz demektir. Yapılması da caizdir. Mesela bir âlime, bir yaşlıya veya emîr durumundaki bir zata, yerimizi vermemiz uygun olur. İmama âmin demek Sual: Cemaatle imam dua ederken, biz sadece âmin mi diyeceğiz yoksa biz de mi dua edeceğiz? CEVAP Hem âmin diyeceğiz, hem de dua edeceğiz. Bunun bir istisnası vardır. Eğer imam büyük zatlardan biri ise, kendimiz dua etmeyip, sadece o zatın duasına âmin demeliyiz. Hoparlörle kılınırken Sual: S. Ebediyye’de, (İmama uymanın sahih olması için, imamın veya müezzinin sesini işitmek yahut bunları görmek veya cemaatin hareketlerini görmek lâzımdır) deniyor. Cemaat de hoparlöre uyduğu için, özellikle cuma ve bayram namazlarında ne yapmak gerekiyor? CEVAP Camiye önce gelip imama yakın durmalı. Buna da imkân olmazsa, caminin üst katına çıkmalı, imamı görecek bir yere durmalı. Secdede iken imam görülmez, ancak hoparlörden gelen sesten sonra, kendi isteğimizle kalkarsak hoparlöre uymamış oluruz. Kalkınca bakarız, imam kalkmışsa mesele yoktur. İmamın bid’at ehli olduğu kesin biliniyorsa, vakit namazlarında, böyle imamın arkasında namaz kılınmamalıdır. Îmâ ile kılana uymak Sual: S. Ebediyye’de, (Ayakta namaz kılan, oturarak kılana uyabilir) deniyor. Buradan îmâ ile kılana da uyabileceği, yani îmâ ile kılanın ayakta kılabilenlere imam olabileceği anlaşılır mı? CEVAP Hayır, oturup îmâ ile kılan yani rükû ve secde edemeyen kimse, ayakta kılan kimseye imam olamaz. Bu hususta fıkıh kitaplarında deniyor ki: Ayakta durarak namaz kılan kimse, oturduğu yerde rükû ve secde eden 367 www.dinimizislam.com imama uyabilir, fakat rükû' ve secde ile namaz kılan kimse, îmâ ile namaz kılana uyamaz. (Fetava-i Hindiyye) Oturanın, ayakta durana imam olması caizdir, fakat rükû ve secde ile namaz kılanın, îmâ ile namaz kılana uyması sahih değildir. (Mecmua-i Zühdiye) Rükû ve secde eden, îmâ ile kılana uyamaz. (İbni Âbidin) Ayakta kılan oturarak kılana uyar. Îmâ ile kılan, îmâ ile kılana uyar. Ancak oturarak îmâ ile kılan, yatarak îmâ ile kılan imama uyamaz. Ayakta olan da uyamaz. (Dürer Gurer) Hasta, namazın bir kısmını îmâ ile kılar, sonra ayağa kalkıp rükû ve secde ederek namaz kılmaya gücü yeterse, o kimsenin namazını iade etmesi gerekir. Çünkü namazı rükû ve secde ederek kılanın îmâ ile kılana uyması caiz olmadığı gibi, îmâ ile kılmaya başladığı namazı, rükû ve secde ederek tamamlaması caiz olmaz. (Halebi-yi sagir) Rükû ve secde ile namaz kılanın, îmâ ile namaz kılana uyması caiz olmaz. (Nimet-i İslâm) Hanefi’de, ayakta namaz kılanın, oturarak rükû ve secdeyi yapabilen imama uyması sahihtir. Rükû ve secdeyi yapmaktan âciz olana, ayakta kılanın uyması sahih olmaz. (El-fıkhü alel mezahibil-erbea) İmamlık Sual: Birkaç kişi, cemaatle namaz kılarken, imam olmak istemeyen olduğu gibi, teklifsiz imam olan da oluyor. Hangisi uygundur? CEVAP İkisi de uygun değildir. Aşağıda bildirilen hususlara göre kendi aralarında imam seçmelidir. İmamlığa en layık olmada tercih sırası şöyledir: 1- Sünneti yani din bilgilerini en iyi bilen, namazı bozanları ve bozmayanları en iyi bilen, 2- Kur’an-ı kerimi en iyi okuyan, tecvidi en iyi bilen, 3- Takvası daha çok olan, 4- En yaşlı olan, 5- Huyu, ahlakı daha güzel olan, 6- Yüzü en güzel olan, 7- Nesebi en güzel olan, 8- Sesi en güzel olan, 9- Elbisesi daha temiz ve güzel olan, 10- Malı, mevkii daha çok olan, 11- Mukim misafire tercih edilir. 12- Çoğunluğun seçtiği imam olur. 13- Çoğunluk da seçmezse, kur’a çekilir. Bir evde, ziyafette, seçim aranmadan, ev sahibi, ziyafet sahibi imam olur. 368 www.dinimizislam.com Yahut, imamı bu seçer. Kiracı, ev sahibi demektir. (İbni Âbidin) Daha üstünü varken, başkası seçilirse, uygun değilse de, günah olmaz. Ümminin, kendisi gibi ümmi olanlara imam olması caizdir. Ümmi, Kur’an-ı kerimi yüzünden okumasını bilmeyen kişidir. Ümminin, Kur’an-ı kerim okumasını bilene imam olması caiz değildir. Tecvidle okuyamayan da, tecvidle okuyana imam olamaz. Kendisinden daha ehli varken imamlığa geçmemelidir. İmam olmanın sorumluluğu büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kur’an-ı kerimi en iyi okuyan imam olsun; bunda eşit olunca, sünneti [İslamiyet’in hükümlerini] en iyi bilen imam olsun, bunda da eşit olursa, en yaşlı olan imam olsun!) [Müslim] (Ezan okumak için koşun, fakat imamlığa atılmayın!) [İbni Ebi Şeybe] (İmam olan, Allah’tan korksun, imamlık ettiklerinin sorumluluğunu yüklendiğini bilsin! Eğer imam namazı eksiksiz kıldırırsa, cemaatin sevabı kadar da imama sevap verilir. Eğer eksik kıldırırsa, günahı yalnız imama olur.) [Taberani] Ehil olmayanlar, bu sorumluluktan kaçmalı, ehil olanlar da bu vazifeden imtina etmemelidir! Kur’an-ı kerimi tecvid üzere okuyan ve İslamiyet’i iyi bilen imam olmalıdır. Kendinde imamlık şartları bulunan kimsenin tevazu ediyorum zannıyla imamlıktan imtina edip, yerine imamlık şartları bulunmayanı geçirerek, imamlıktan kaçması uygun olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kıyametin dehşeti içinde, üç sınıfın korkmadığı ve hesap vermediği görülür. Bunlar misk tepelerinde, mahşer halkının hesabı görülünceye kadar otururlar. Bunlardan biri, bir topluluğun rızası ile onlara imamlık edenlerdir.) [Taberani] (İmam ile müezzin, cemaatın sayısı kadar sevaba kavuşur.) [Ebuşşeyh] - Ya Resulallah, bana bir amel bildir ki, yalnız onu işlemekle Cennete gideyim. - Senin vasıtanla namaza gelmeleri için kavminin müezzini ol! Ya Resulallah bunu yapamam. - O halde sana uyup namaz kılmaları için kavminin imamı ol! - Onu da yapamam ya Resulallah. - O vakit namazı ilk safta kıl! (Buhari) İmamlığa daha layıksa, oğul babasına imam olur. (Halebi) Özrü olan imam Sual: Bir özrü olan mesela, bir yerinden kan veya irin akmak, idrar veya yel kaçırmak, üstü necis olmak, harflerin bazısını peltek okumak gibi bir özrü olan kimse, özrü olmayan sağlam kimselere imam olabilir mi? Bir de, oturarak namaz kılana ayakta kılanlar uyabilir mi? CEVAP Özrü olan, özrü olmayanlara imam olamaz. Özürleri birbirine benzeyenler birbirlerine ve bir özürlü olan, iki özürlü olana imam olabilir. Maliki'de ve Şafii'de, özürlü olan, özürsüz olana imam 369 www.dinimizislam.com olabilir. Yara üstündeki merheme, sargıya mesh eden ve herhangi bir sebeple Maliki veya Şafii'yi taklit eden Hanefiler özürlü sayılmaz. Teyemmüm etmiş olan, abdest almış olana, oturarak kılan, ayakta kılana imam olabilir. Misafir imam Sual: Bir arkadaş, bize misafir olarak geldiğinde, namaz kılacağımız zaman, hemen imam oluyor. Misafir diye bir şey demiyoruz. Arkadaşın teklifsiz imamlığa geçmesi doğru mu? CEVAP Doğru değildir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Bir yere ziyarete giden kimse, onlara imamlık yapmasın!) [Tirmizi] (Bir cemaat bir yere misafir giderse, o evden gidene kadar, ev sahibi o cemaatin emiri olur, ona itaat vacip olur.) [Deylemi] Açıktan günah işleyen Sual: Açıktan günah işleyen imamın arkasında namaz kılmak caiz mi? CEVAP İçki içen, kumar oynayan veya başka günahları işleyen bir kimse, itikadı düzgün ise, abdestin ve namazın farzlarını iyi biliyor ve önem veriyorsa, böyle bir kimsenin arkasında namaz kılmak keraheten caiz, yani mekruhtur. Eğer namazın şartlarına önem vermiyorsa, zaten namaz sahih olmaz. Ebüssüud efendi fetvasında, (Salih ve facir [günahkâr, fitneci], arkasında namaz kılınız) hadis-i şerifi açıklanırken, (Bu hadis-i şerif cami imamları için değil, Cuma kıldıran emirler içindir. Bunlara uymak, itaat etmek gerektiğinden, fitne çıkarmamak için fâsık olan [açıktan günah işleyen] emirler arkasında namaz kılınır) buyuruyor. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Her imamla namaz kıl, sevabı sana, yanlışı varsa vebali onadır. Her emirle cihad et, ecri sana, yanlış karar vermişse zararı onadır. Müslüman her ölünün cenaze namazını kıl, intihar etmiş olsa da...) [Deylemi] Bu husus, yukarıdaki fetvada da bildirildiği gibi emirlere itaat içindir. Bid’at ehli, içki içen, kumar oynayan cami imamlarının arkasında namaz kılmamalıdır! Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyan, kendinde imamlık şartları bulunmayan ve açıktan günah işleyen imamların da arkasında namaz kılmamalıdır! Hele itikadı bozuk kimselerin arkasında namaz kılmak hiç caiz değildir. Fakat camide böyle fâsık, sapık imam var sanarak camiyi terk etmemelidir. Yine Ebüssüud efendi fetvasında buyuruluyor ki: (Kur’an-ı kerimi tecvid üzere okumasını bilmek farzdır. Tecvid bilmeyen bir imamın okuduğu Kur’an-ı kerim ve kıldırdığı namaz sahih olmaz.) İtikadı bozuk veya bid’at ehli olan, İslam âlimlerinin yazılarına, fetvalarına önem vermeyen, belli bir mezhebe bağlanmayan, müfessir ve muhaddis 370 www.dinimizislam.com icazeti olmadığı halde Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere kendi görüşüne göre mana veren sapık kimselerin arkasında namaz kılınmaz. (Hadika) Salih imam Sual: Ehl-i sünnet âlimlerinin ve kitaplarının aleyhinde konuşan imamın arkasında namaz kılınır mı? CEVAP Bid’at ehli, fâsık ve mekruh işleyen imamlardan uzak durmalı, salih imamları tercih etmeli. Kadın imam Sual: Kadın, erkeklere imam olabilir mi? CEVAP Bütün fıkıh kitaplarında imam olmak için bildirilen şartlardan biri, (Erkek olmaktır. Kadın, erkeklere imam olamaz) buyuruluyor. (Halebi) Dürer’deki bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Kadınların, [namazda imam olarak] öne geçirilmesi caiz değildir.) [Rezin] Kadın, erkeklerle birlikte cemaatle namaz kılsa, kadının sağındaki, solundaki ve arkasındaki erkeğin namazı bozulur. (Redd-ül-muhtar) Veled-i zina Sual: Toplumda, babası bilinmeyen, veled-i zina denilen çocuklar gün geçtikçe çoğalıyor. Ana babalarının günahları bu çocuklara da yazılır mı? Veled-i zina, imam olabilir mi? CEVAP Veled-i zinanın çoğalması, kıyamet alametidir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ahir zamanda, veled-i zina [piç] çoğalır.) [Taberani] Kâfir çocukları bile günahsız doğar. Ana-babanın günahını çocuğu çekmez. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Veled-i zina, babasının günahını çekmez. Hiç kimse, diğerinin günahını yüklenmez.) [Hakim] Kur’an-ı kerimde de mealen buyuruldu ki: (Bir kimse, diğer kimsenin günahını çekmez.) [Necm 38] Cahil ise, veled-i zinanın, imam olması mekruhtur. Cahil değil ise imam olmasında mahzur yoktur. (Nur-ül-izâh) Veled-i zina genelde, ilgisiz ve bilgisiz yetiştiği için, yani cahil olacağı için imamlık yapamaz. Fakat ilim sahibi olanlarının imamlık yapmasında hiç mahzur yoktur. Cemaatin namazı Sual: Büyük günah işlemiş, fakat sonradan tevbe etmiş, salih biri olmuş bir kimse, imam olsa, bunun günahını cemaat bilmese, cemaatin namazına bir zarar gelir mi? Böyle bir kimsenin imamlık yapmasında bir mahzur var mıdır? CEVAP 371 www.dinimizislam.com Bir zararı olmaz. Böyle bir kimsenin imamlık yapmasında bir mahzur yoktur. İmam ve cemaat Sual: S. Ebediyye’de, (Cemaat istese de, imamın, farz kıldırırken kıraati ve tesbihleri sünnetten fazla okuması tahrimen mekruhtur) denirken, Mektubat-ı Rabbani’de, (İmam için ise, cemaatin haline göredir) deniyor. Bu çelişki değil mi? CEVAP Hayır, biri diğerini açıklamaktadır. Cemaatin haline göredir demek, sünnetten bile az okuyabilir demektir; çünkü hasta, yolcu olabilir, bir an önce gitmek isteyebilir. İmam cemaatin durumuna göre, sünnet miktarından aşağı da okuyabilir. Cemaat istese de, sünnetten fazla okuması mekruh olur. Zammı sure okumak için de böyledir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (İmam olan zat, namazı uzatmadan hafif kıldırsın. Cemaatin içinde, küçük, yaşlı, hasta ve ihtiyaç sahibi bulunabilir. Yalnız kılarken dilediği kadar uzatabilir.) [Buhari, Müslim] Fâsık imam Sual: Eşim açık geziyor. Eşi açık gezene fâsık denir, fâsıkın imamlığı ise mekruhtur. Arkadaşlarım sen imamlık yap diyorlar, ben de imamlık yapmak istemiyorum. Yaptığım doğru mu? CEVAP Evet yaptığınız doğrudur. Fâsık olan imam olmamalıdır. İmamın niyeti Sual: İmamlığa nasıl niyet yapılacağını bilmiyorum. (Niyet ettim, öğle namazını kıldırmaya) demek doğru mu? CEVAP Evet öyle niyet etmenin de mahzuru yoktur. Yani namaz sahih olur. Hiç imamlığa niyet etmeseniz de, erkeklere kıldırdığınız namaz sahih olur. Yani sadece (Niyet ettim öğle namazını kılmaya) deseniz de, böyle bir niyetle size uysalar yine onların da namazları sahih olur. Niyet çeşitli şekilde yapılırsa da, (Bana uyanlara imam oldum) demek en uygunudur. Kadına imam olmaya niyet Sual: Ben imam oldum oğlumla namaz kılarken annesi de gelip bize uymuş. Namazı sahih oldu mu? CEVAP Onun da geleceğini biliyorsanız, namazı sahih olur. Çünkü kadınlara da imam olmaya niyet etmek şarttır. Niyetsiz olmaz. Onun geleceğini bilmiyorsanız ve kadınlara imam olmaya da niyet etmemişseniz namazı sahih olmaz. Böyle durumlarda, yani kadınların da cemaat olma ihtimali olduğu zaman, namaza dururken kadınlara da imam olmaya niyet etmelidir! 372 www.dinimizislam.com Kadınla cemaat Sual: Sadece hanımla cemaatle namaz kılarken niyet nasıl olmalıdır? CEVAP Hanımın uyduğunu bilmek yeter. Mesela (Niyet ettim, bana uyanlara imam olmaya) demek yetişir. (Niyet ettim kadınlara da imam olmaya) denebilir. Hatta niyet ettim öğlenin farzını kılmaya bile demek yeter. Önemli olan arkanızda kadın cemaat olduğunu bilmektir. Niyetin değişik olmasının mahzuru olmaz. Fasığın imamlığı Sual: Cemaat yapma imkanı varken, oradakilerin hepsinin fâsık olduğu bilindiği durumlarda fâsık fâsıka imam olabilir mi? CEVAP Olabilir. İmam yavaş okursa Sual: İmam, intikal tekbirlerini yavaş okusa, duymayanların namazları olmaz mı? CEVAP İmamın namaza dururken ve rükünden rüküne geçerken ve selam verirken, cemaat işitecek kadar, sesini yükseltmesi sünnettir. İmama uymanın sahih olması için, imamın sesini işitmek veya imamın veya cemaatin hareketlerini görmek lazımdır. İmamın hareketlerine uymak lazımdır. Sesine uymak şart değildir. İmamı göremeyen, imamı görenlerin hareketlerine uyarsa, imamın hareketlerine uymuş olur. İmam tamamen içinden söylese, hiç kimse duymasa bile yine namaz sahih olur. İmamın yüksek sesle okuması Sual: İmamın namazda yüksek sesle okumasında bir mahzur var mıdır? CEVAP İmamın namazda, ihtiyaçtan fazla yüksek sesle okuması namazı bozmazsa da, haramdır; çünkü arkadaki cemaatin, imamın okuduğunu duyması şart değildir. (Dürr-ül muhtar) Tövbe eden zani Sual: Tevbe eden zaninin imam olması uygun olur mu? CEVAP Başkası biliyorsa, nefret edilen kimsenin imamlığı mekruh olur. Tevbesi kendinedir. Fakat onun zinasını da tevbesini de hiç kimse bilmiyorsa, imam olması caiz olur. Şafii imam Sual: Namaz kılınırken Şafii mezhebinde rükudan kalkarken eller kaldırılır. Hanefi olanlara imam oluyor namaz kıldırıyoruz. Ellerimizi 373 www.dinimizislam.com kaldırmamızda bir mahzur var mı? CEVAP Şafii’de elleri kaldırmak sünnettir. Mecbur kalmadıkça bu sünnet terk edilmez. Hanefilere de imam olsanız ellerinizi kaldırmanız lazım. Topal imam Sual: Topal kimse imam olabilir mi? CEVAP Evet. Misafir Sual: (Misafir, dört rekatlı olan farzları eda ederken, mukime uyabilir. Mukim imama vakit içinde uyan misafirin namazı değişerek, imamın namazı gibi dört rekat olur. Fakat misafir kazayı iki rekat kılması gerektiğinden, mukim imama uyamaz. Çünkü, oturması ve okuması farz olan, nafile olana uymuş olur) ifadesinin izahı nasıldır? CEVAP Seferi olan, öğle, ikindi ve yatsı namazını kılamayıp kazaya bırakınca, kazayı iki rekat kılması gerektiğinden, aynı namazı kaza eden mukim imama uyamaz. Çünkü, mukim imamın, ikinci rekatın sonunda oturması farz değildir. Seferi olanın ise, oturması farz olduğundan mukim imama uyamaz. Seferi olan kimse, vakit namazlarında mukim imama uyabilir. Zamm-ı sure Sual: Zammı sure nedir, en kısası ne kadar olmalıdır? CEVAP Fatihadan sonra okunan, üç âyete veya üç âyete eşit bir âyete denir. Üç âyet miktarı, kelime itibarı ile on kelime, harf itibarı ile otuz harf olmalı! (Reddül-muhtar) İmamın cemaate dönmesi Sual: Cemaat kaç kişi olursa imam yüzünü cemaate döndürür? CEVAP Cemaat az olsun, çok olsun imamın namazdan sonra yüzünü cemaate döndürmesi sünnettir. (Halebi) Eğer cemaat bir kişi ise, yüzünü o bir kişiye dönmez. Bir kişiden fazla ise döner. İmam-ı Ebulleys hazretleri Mukaddime şerhinde buyuruyor ki: İmam-ı a’zam Ebu Hanife (imam, namazdan sonra dua ederken cemaat on kişiden çok ise yüzünü döndürür, az ise döndürmez) buyurdu. (Şir’a) Eğer cemaat on kişiden az olur, birinci safta namaz kılanlar da var ise, ikinci kavli tercih ederek imam yüzünü cemaate döndürmez. Namaz kılan yoksa, cemaat az olsa da birinci kavle uyarak imam yüzünü cemaate döndürmelidir. Çünkü müminlerin yüzüne dönmek, Kâbe-i şerife dönmekten evladır. Cemaat çok olsa da, namaz kılanın yüzüne dönmek mekruhtur. Yan dönülürse mekruh olmaz. (Hindiyye) 374 www.dinimizislam.com Âmirin imamlığı Sual: Âmire imam olmak uygun mu? CEVAP Âmire izni olmadan imam olmamalıdır. İzin almadan imamlığa geçmek dargınlığa sebep olabilir. İstenmeyen kimsenin imam olması mekruhtur. İmamın ikameti Sual: İmamlık yapacak kimsenin, ikameti de kendisinin okuması mekruh olur mu? CEVAP Mekruh olmaz. Hazret-i Ömer bazen böyle yapardı. Telaffuzu kötü olan imam Sual: Yeni müslüman birinin telaffuzu iyi değilse imamlığı caiz mi? CEVAP Hayır. Hemen öğrenmelidir. Mukim ile misafir Sual: Maliki’yi taklit eden mukimle misafir, birbirine imam olur mu? CEVAP Evet. Tecvid bilmeyen Sual: Tecvid bilmeyen mahreçleri doğru çıkarıyorsa okuması sahih olur mu? CEVAP Mahreçleri doğru çıkarıyorsa, tecvidi bilmese de okuduğu sahih olur. Sünnetle farz arası Sual: “İmam namazdan önce cemaate safları düzeltmesini söyler" deniyor. Halbuki sünnet ile farz namazı arasında konuşmamak gerekmez mi? CEVAP Bu akşam namazına mahsustur. [Hanefi’de böyle, Şafii’de her zaman söyler.] Fatiha’dan sonra amin Sual: İmam Fatiha’dan sonra âmin der mi? CEVAP Evet. Kamet Sual: Kad kametissalat denirken, imamın namaza başlaması gerekir mi? CEVAP Kad kametissalat denirken imam efendi namaza durur. Cemaat de beraber durur. Yani ikamet bitmeden durulur. İkamet bitince de hemen durulursa olur. Fakat daha fazla geciktirmek mekruh olur. İmamın dönmesi 375 www.dinimizislam.com Sual: İmam, namazı bitirince, ayağa kalkarak mı cemaate döner, yoksa kalkmadan da dönebilir mi? CEVAP Her ikisi de caizdir. Kıbleye arkasını dönmek Sual: İmam niçin namazdan sonra arkasını kıbleye doğru dönüyor? CEVAP Sünnet olduğu için dönüyor. Kâbe şereflidir. Ancak müminin şerefi daha fazladır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Merhaba ey Beytullah. Ne büyüksün ve hürmetin ne büyüktür. Lakin mümin, Allahü teâlâ indinde senden daha muhteremdir.) [Beyheki] (Ey Kâbe "Seni Allahü teâlâ, şerefli, mükerrem ve muazzam kıldı. Fakat mümin, hürmet bakımından senden daha kıymetlidir.) [Taberani] (Mümin Kâbe’den üstündür.) [İbni Mace] Bu sebepten dolayı imam, cemaate yönünü dönüyor. Müminin kalbini kırmak, Kâbe’yi yetmiş defa yıkmaktan daha büyük günahtır. İmamın abdesti Sual: İmamın abdestinin bozulduğunda imam ve imamın arkasındaki ne yapar? Nasıl yapılır? CEVAP İmam, arkasındakine işaret eder. O da azıcık ileri çıkar. İmam çıkacak yer varsa çıkıp gider. İmamın niyeti Sual: Cemaatte farklı mezheplerden insanlar varsa imamın niyeti farklı olur mu? CEVAP Hayır her zamanki gibi niyet eder. İmamın tesbihleri okuması Sual: (İmam tesbihleri cemaatin haline göre okur) ne demektir? CEVAP Cemaat isterse, sünnet miktarından bile az okuyabilir demektir. Cemaat sünnetten fazla istese de okuyamaz. Cemaat sevabı Sual: Tek başına farza duran (Bana uyan olabilir) diye, imamlığa niyet etse, sonra ona uyan olsa, cemaat sevabı alır mı? CEVAP Evet. İmamın cemaat sevabı Sual: Tek başına duran kimseye uyan cemaat sevabı alıyor. İmam olan cemaat sevabı alamaz mı? CEVAP 376 www.dinimizislam.com İmamlığa niyet etmediği için cemaat sevabı alamaz. İmamın dua okuması Sual: İmamın duayı yalnız kendine tahsisi mekruhtur. Rabbenağfirli gibi duaları okuması da mekruh mu? CEVAP Meşhur olan duaları okumak mekruh değildir. Vacibi geciktirmek Sual: (Unutularak bir vacip geciktirilmesi secde-i sehvi gerektiriyor, kasten geciktirilirse tahrimen mekruh olur) deniyor. İmamın ve yalnız kılanın, son oturuşta salli barikten sonra Rabbena…yı ve başka duaları okuması selam verme vacibini geciktiriyor mu, secde-i sehvi gerektiriyor mu? CEVAP Hayır, gerektirmez. Çünkü orası dua okuma yeri olduğu için âyet-i kerime ve hadis-i şerifle bildirilen bütün duaları okumak caizdir. Bunun gibi, kıyam kıraat mahallidir. Burada bir rekatta, bir sure değil, 10 sure de 20 sure de okunabilir. Sen çok sure okudun, o zaman, rükuu geciktirdin, secde-i sehv yapman lazım denmez elbette. Son teşehhüd de böyle, orası dua okuma yeridir, fazla dua edilse de secde-i sehv gerekmez. Nimet-i İslam kitabında, namazın sünnetlerinin 43. sünde diyor ki: Salevattan (salli barikten) sonra dua okunur. Namazda Arapça’dan başka dilde dua okumak haram olur. Arapça da olsa, halk sözüne benzememesi için okunan dualar âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerden alınmış olmalıdır. Mesela şu âyet-i kerimeler okunabilir: (Bekara 201, Rabbena… âyeti), (Âl-i İmran 8 ve 9), (İbrahim 40,41), (Kehf 10, Rabbena ile başlayan kısmı), (Furkan 74). Nimet-i İslam kitabında hadis-i şerifte geçen iki dua da örnek olarak bildirilmiştir. Demek ki dua âyetlerini ve dua hadislerini salli barikten sonra okumanın hiç mahzuru yoktur. Ne kadar çok okunursa okunsun mahzuru olmaz. İmam kendinden eminse Sual: İmam dört rekatlı namazda dördüncü rekatta otursa fakat cemaat üç diye ayağa kalksalar, imam kendinden emin ise ne yapar? CEVAP Ettehıyyatüyü ve Salli barikleri okuyup selam verir. Namazdan sonra, bu yetki bana aittir der. Cemaat yanlış diye diretseler de, imam kendine güveniyorsa veya bir şahidi olursa, tekrar kılınmaz. Mahrem kadınlar Sual: İmam mahrem kadınlara namaz kıldırsa, namaz sonunda cemaate döner mi? CEVAP Evet. 377 www.dinimizislam.com Yabancı kadın Sual: Cemaatimizde yenge, baldız gibi yabancı kadın da varsa yine dönebilir miyim? CEVAP Yabancı kadınlara karşı dönülmez. Yahut yan dönüp onlara bakmamalıdır. Son teşehhüdde Rabbena Sual: İmamın son teşehhüdde Rabbena ve diğer duaları okuması mekruh mudur? CEVAP Mekruh değildir. (Gurer) Diş dolgusu ve imamlık Sual: Bazen imamlık yapıyorum. Diş dolgusundan ve hastalıktan dolayı Maliki'yi taklit ediyorum. Cemaatte her mezhepten insan varken de, bunlara imam olmam caiz mi? CEVAP Evet. Abdestsiz olduğunu hatırlamak Sual: Cemaate namaz kıldırdıktan sonra abdestsiz olduğumu hatırladım. Kendim iade ettim. Cemaate de haber vermem gerekir miydi? CEVAP Evet duyurabildiğiniz cemaate de haber vermek gerekir. Ancak başka bir kavle göre haber vermek gerekmez, sadece sizin iade etmeniz yeter. Fasığın arkasında namaz Sual: Kumar oynayan kişinin arkasında namaz kılınır mı? CEVAP Hangi çeşit kumar olursa olsun kumar oynayan fâsıktır. Çayına kağıt oynasa da yine kumardır, haramdır. Fâsıkın arkasında namaz kılınmaz. Kılmak tahrimen mekruhtur. Maliki’de hiç caiz değildir. Tesbihleri tek okumak Sual: Namazda rüku ve secdedeki tesbihler 3 den fazla (5 veya 9) gibi söylenebilir mi? CEVAP Tek olmak şartı ile 5, 7, 9,11 gibi okumak müstehaptır iyi olur. İmam 3 den fazla okuyamaz. Camiye koşarak gitmek Sual: İmamlık yapıyorum. Namaz geç kalınca camiye koşarak gidiyorum. Görevli olduğum için camiye koşup gitmenin dinen mahzuru var mıdır? CEVAP Zaruretsiz camiye koşarak gitmek mekruhtur. Cemaati kaçırma ihtimali de olsa koşmak yine mekruhtur. Cemaatle namaz kılmak sünnet, koşarak camiye 378 www.dinimizislam.com gitmek mekruhtur. Mekruh işleyerek sünnet yapılmaz. Eskiler bu durumu tenkit için şöyle derlerdi: Görürsen camiye koşup giden iki civan, Bil ki, biri müezzindir, öteki de imam. Sünnet miktarı zammı sure Sual: İmamın sünnet miktarından uzun sure okuması tahrimen mekruh diye bildirdiniz. Sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarında imamın en fazla kaç âyet okuması mekruh olmaz? Yani sünnet miktarı ne kadardır? CEVAP Sabah namazının iki rekatında toplam kırk, en fazla elli âyet okumak sünnettir. Öğle namazında sünnet olan, sabah namazından daha aşağı miktar okumaktır. İkindi ve yatsı namazında sünnet olan, yirmi âyet okumaktır. Akşam namazında sünnet olan, her rekatta kısa bir sure okumaktır. Kısa sureler, Beyyine suresinden sonraki surelerdir. İmam olan kimsenin farz kıldırırken yukarıda bildirilen âyet miktarlarından fazla okuması tahrimen mekruhtur. Cemaat uzun okunmasını istese de yine mekruh olur. Fakat cemaat sünnet miktarından daha kısa okunmasını isterse, imamın kısa okuması, caiz, uzun okuması caiz değildir. Mesela yolcular, abdesti zor tutan kimseler, sabahın farzını kıldıracak imama, "Kısa sure ile namazı kıldır" deseler, imam da Kevser ve İhlas suresi ile namazı kıldırsa mahzuru olmaz. (Hindiyye) Cemaati rahatsız edecek uzun sure ile namaz kıldırmak tahrimen mekruh olur. Hadis-i şerifte bildiriliyor ki: Hazret-i Muaz’ın, Bekara, bazen de Nisa suresi ile namaz kıldırdığını haber alan Resulullah efendimiz, üç kere buyuruyor ki: (Ya Muaz, sen fettan mısın? Alâ, Şems ve Duha sureleri ile kıldırsaydın. Çünkü cemaat arasında, yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler bulunabilir.) [Buhari] [Fettan: çok fitneci demektir. Fitneci misin, fitneye mi sebep olacaksın buyuruluyor.] Cemaatin hepsi uzun sure okunmasını istese, bir tanesi de kısa okumasını istese, o bir kişiye uymak ve kısa sure okumak gerekir. Hiç kimseyi camiden nefret ettirmemelidir. Namazdan sonra da, ilahi, tesbihat gibi şeyler okuyarak cemaati rahatsız etmek de caiz değildir. Çünkü adamın ihtiyacı vardır, gitmesi gerekiyordur. Camiden çıkarsa ayıp olur diye onu dinlemeye mecbur etmek caiz olmaz. Böyle şeyler, isteyenlere ayrıca caminin ayrı bir yerinde dinletilebilir, gösterilebilir. Yabancı kadınlara imam olmak Sual: Bir erkek, evde yabancı kadınlara, imam olabilir mi? 379 www.dinimizislam.com CEVAP Bir erkek, aralarında mahrem akrabası veya hanımı bulunmayan yabancı kadınlara imam olamaz. Halvet olur, yani günah olur. Eğer kadınların içinde bir tane mahrem akrabası veya hanımı varsa yahut yabancı da olsa, bir erkek daha varsa, halvet olmayacağı için imam olabilir. Yüksek sesle okumak Sual: İmâmın yüksek sesle okumasında bir mahzur var mıdır? CEVAP İmâmın namazda, ihtiyaçtan fazla yüksek sesle okuması, namazı bozmaz ise de, haramdır. Çünkü arkadaki cemaatin, imamın okuduğunu duyması şart değildir. (Dürer) İmam olmaya niyet Sual: İmamın kadınlara imam olmaya da niyet etmesi gerekiyormuş. Uzun zamandır, hanımımla beraber, cemaatle namaz kılıyoruz. Fakat kadınlara da imam olmak için niyet gerektiğini bilmiyordum. Şimdi hanımın namazları sahih olmadı mı? CEVAP Sahih oldu. Hanımın size uyduğunu bildiğinize göre, kadınlara da, niyet etmiş olursunuz. Gençlerin imam olması Sual: Kıymetli, muhterem ve yaşca büyük olan kişiler; bazen imamete gençleri geçiriyorlar, kendileri geçmiyorlar. Genç olanlar da, söz dinlemiş olmak ve edepsizlik etmemek için imamete geçiyorlar. Yaşça, ilimce ve takva yönünden daha üstün kişiler varken, gençlerin imamete geçmesi uygun oluyor mu efendim? Ben geçmeyeceğim diye ısrar mı etmesi lazım, söz dinleyip imamete geçmesi mi lazım? CEVAP El emru fevkal edep. Emir edepten üstündür. Söz dinleyip geçmesi gerekir. Özürlünün imamlığı Sual: Abdesti bozan bir şeyden dolayı özürlü olan bir âlim, cahile imam olabilir mi? CEVAP Özürlü olduğu için, özürsüze imam olamaz. Özürleri birbirine benzeyenler, birbirlerine ve bir özrü olan, iki özrü olana imam olabilir. Maliki’de ve Şafii’de, özürlü olan, özürsüz olana imam olabilir. Fâsık imam Sual: Fâsık olmak ne demektir? Fâsık kimse imam olur mu? CEVAP Fâsık kimsenin imam olması tahrimen mekruhtur. Maliki’de hiç sahih değildir. (Halebi-yi Kebir) 380 www.dinimizislam.com Fâsık, hangi günah olursa olsun, açıktan günah işleyen kimsedir. Mesela bu günahlardan birini açıktan yapan fâsık olur: 1- Alkollü içki içen, 2- Altın yüzük takan, [Erkek için] 3- Avret yerini açan veya başkasının avret yerine bakan, [Erkeğin avret yeri göbekle diz arası, kadının yabancı erkekler için avret yeri el ve yüz hariç her yeridir.] 4- Büyü yapan ve yaptıran, 5- Çalgı çalan ve çalgı dinleyen, 6- Çayına bile olsa kâğıt, tavla, domino vesaire oynayan, 7- Faiz alıp veren, 8- Falcılık yapan, 9- Farz namazı, özürsüz kazaya bırakan, 10- Gıybet eden, 11- İpek giyinen [erkek], 12- İsraf eden, 13- Karısı veya kızı açık gezen, 14- Kibirlenen, 15- Kur’an-ı kerimi parayla okuyan, 16- Kur’an-ı kerimi teganni ederek okuyan, 17- Mazeretsiz oruç tutmayan, 18- Beş vakit namaz kılmayan, 19- Rüşvet alan, 20- Sakalı bir tutamdan kısa yaparak sünneti değiştiren, 21- Söz taşıyan, 22- Uyuşturucu kullanan, 23- Yalan söyleyen, 24- Zekât veya uşur vermeyen, 25- Zina eden. Bid’at ehlinin arkasında namaz kılmak Sual: Bid’at ehlinin arkasında namaz kılınabilir mi? CEVAP Bid’atlerin çıktığı zamandaki bid’at ehlinin bir kısmı küfre düşmemişlerdi. Küfre düşmeyenler için kitaplarda şöyle bildirilmiştir: Bid’ati küfre varırsa ona uyanın namazı sahih olmaz. Küfre sebep olmazsa, sahih; fakat mekruh olur. (Hulasa) Fâsıkla bidat ehlinin, âlim olsalar da, imam olmaları mekruhtur. Bunları imam yapmak günah olur. (Nur-ul-izah, Redd-ül-muhtar) Fakat şimdiki bid’at ehli kimse, biraz Mutezile, biraz Vehhabi, biraz Rafızî itikadına sahiptir. Doğru itikadı yoktur. Böyle bid’at ehlinin arkasında namaz kılınmaz. Hatta onlarla birlikte bile namaz kılınmaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: 381 www.dinimizislam.com (Bid’at ehlinin cenazesine gitmeyin, onlarla birlikte namaz kılmayın!) [İbni Hibban] İmamın abdesti yoksa Sual: İmamın abdesti, cemaatteki bazı kimselerin mezheplerine göre sahih olmazsa, mesela imam Şâfiî olup, abdesti Hanefî’ye uygun değilse, Hanefî cemaatin namazı sahih olur mu? CEVAP Sahih olur. Tahtavi’nin Merak-ıl-felah haşiyesinde, (Başka mezheplerdeki bir imama uymanın sahih olması için, uyanın mezhebine göre, namazı bozan bir şeyin imamda bulunmaması lazımdır. Eğer bozan bir şey varsa, imama uyan bunu bilmiyorsa yine namazı sahih olur. Güvenilen kavil budur. İkinci kavle göre ise, imamın kendi mezhebine göre namazı sahih olursa, uyanın mezhebine göre sahih olmadığı görülse bile, buna uyması sahih olur) buyuruyor. Bu ikinci kavil, her ne kadar zayıfsa da, harac olunca, zayıf kaville amel etmek lazımdır. Fitneye mani olmak için de, zayıf kaville amel edileceği, Hadika’da da yazılıdır. (İ. Ahlakı) Yani birinci kavle göre bile, Şâfiî imamın abdestinin Hanefî’ye uygun olmadığı, mesela abdest aldıktan sonra elinin kanadığı, ancak kesin olarak biliniyorsa, ona uyan Hanefî cemaatin namazı sahih olmuyor. Bilinmiyorsa kanamış olsa bile sahih oluyor. Sormak, araştırmak da caiz değildir. İkinci kavle göre ise, kanadığı bilinse de sahih oluyor. Harac olunca veya fitneye sebep olmamak için, ikinci kavle uymak gerektiği de açıkça bildiriliyor. Bu açık hükmü kabul etmemek, Müslümanları sıkıntıya sokmak olur. Şâfiî imama uymak Sual: Şâfiî bir imam, (Cemaat arasında bir tek Hanefî de olsa, namazı Hanefî’ye göre kılmak gerekir) dedi. Öyle bir şey var mıdır? CEVAP Öyle bir şey yoktur. Cemaatin hepsi Hanefî de olsa, imam yine kendi mezhebine göre kıldırır. İmam, cemaatin mezhebindeki şartlara elinden geldiği kadar uyarsa iyi olur. Cemaatte kadın varsa Sual: Evde namaz kılarken, cemaatteki kadın yenge, baldız gibi yabancı veya teyze, yeğen gibi mahrem olsa, imam namaz sonunda yüzünü cemaate döner mi? CEVAP Kadınların hepsi mahrem ise döner. İçinde bir tane yabancı varsa dönmez. İmamın kıraati Sual: İmamın birinci rekâtta, ikinci rekâtta okuduğunun iki misli veya daha uzun bir zammı sûre okuması sünnet midir? 382 www.dinimizislam.com CEVAP Evet, sünnettir. İbni Abidin’de deniyor ki: İmamın cuma ve bayram namazlarından başka her namazda, birinci rekâtta, ikinci rekâtta okuduğunun iki misli uzun okuması sünnettir. (S. Ebediyye) Günümüzde imamların çoğu bu sünneti terk etmektedir. Dinini kayıran imamların, her sünnete olduğu gibi, bu sünnete de önem vermeleri gerekir. Çünkü bir hadis-i şerifte, (Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehid sevabı vardır) buyuruluyor. (Hâkim) Mesela Maun sûresini birinci rekâtta, Kevser sûresini ikinci veya Kâfirun sûresini birinci rekâtta, Nasr sûresini ikinci rekâtta okuyan imam, bu sünneti yerine getirmiş olur. Tek başına kılanın buna riayet etmesi gerekmez. Başka mezhepteki imam Sual: Kitaplardan öğrendiğimize göre, başka mezhepteki imama, mesela Hanefîler, Şâfiî imama; Şâfiîler de, Hanefî imama uyabilir. Bu uymanın doğru olması için, imamın guslünün, abdestinin ve namazının cemaatin mezhebine göre sahih olması şart değil mi? Mesela Hanefî imam, kadına dokunmuşsa, Şafiîlere imam olabilir mi? Şâfiî imamdan kan çıkmışsa, Hanefilere imam olabilir mi? CEVAP Evet, imam olabilir. Başka mezhepteki imama uyan cemaat, eğer varsa, kendi mezheplerine göre namazı bozan bir şeyin, imamda bulunduğunu bilmezse cemaatin namazları sahih olur. Mesela, imamdan kan akması veya başının dörtte birinden az miktarını mesh etmesi, Hanefi mezhebinde caiz olmadığından, böyle yaptığı bilinen bir Şâfiî imama uymak âlimlerin çoğuna göre caiz olmaz. (S. Ebediyye) Yukarıdaki kavle göre imamın, cemaatin mezhebine göre de abdestli olması şarttır. İmamın namazı kendi mezhebine göre sahihse, farklı mezheplerdeki cemaatin namazının sahih olduğuna dair başka bir kavil de vardır: Başka mezhepteki kimsenin, kendi mezhebine göre sahih olmasa da, namazı kendi mezhebine göre sahih olan imama uyması caizdir. (Halebi-yi kebir, Nihaye, Eşbah) Cuma günü ve Cuma namazı Cuma gününün önemi Sual: Cuma gününün önemi nedir? CEVAP Cuma, müminlerin bayramıdır. Cuma günü yapılan ibadetlere iki kat sevap verilir. Bugün işlenen günahlar da iki kat yazılır. Bilhassa Cuma gününü, 383 www.dinimizislam.com günahlardan kaçarak ibadetle geçirmeye çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Cuma günü günah işlemeden selametle geçerse, diğer günler de selametle geçer.) [İmam-ı Gazali] (Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de Cuma günü ve gecesinde işlenilenden kötüsü yoktur.) [Ramüz] (Cumadan faziletli bayram yoktur ve o günkü iki rekat namaz, Cuma günü dışındaki bin rekattan efdaldır.) [Deylemi] (Cuma, fakirlerin haccıdır ve müminlerin bayramıdır ve gök ehlinin bayramıdır ve Cennette de bayram günüdür. Günlerin en iyisi, en şereflisi Cumadır.) [Ey Oğul İlmihali] (Cuma günü iyiliklerin hazinesidir ve güzel şeylerin menbaıdır.) [Ey Oğul İlmihali] (Cuma günü geldiği için sevinen bir mümine, kıyamete kadar her gün, o kadar sevap verilir ki, adedini Allahü teâlâ bilir.) [Ey Oğul İlmihali] (Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir.) [Taberani] (Cuma gecesi Kehf suresi okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur.) [Tergib] (Cuma gecesi iki rekat namaz kılıp, her rekatta bir Fatiha, bir Âyet-el Kürsi, 15 İhlas okuyup selam verdikten sonra bana bin salevat okuyan, beni rüyada görür.) [Şir’a] (Cuma günü sabah namazından önce, üç kere Estağfirullah elazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh okuyanın, kendinin ve anasının ve babasının bütün günahları af olur.) [Tergib-üssalat] (Kul haklarını ve kazaya kalan farzları ödemek ve haramlardan vazgeçmek şarttır.) (Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cumayı farz kıldı. Adil veya zalim bir imam, başkan zamanında küçümseyerek veya inkâr ederek Cumayı terk edenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekâtı, haccı, orucu ve hiçbir ibadeti kabul olmaz.) [İbni Mace] (Cuma namazı kılmak; köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim] (Bir Müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma namazına giderse, bir haftalık günahları af olur ve her adımı için sevap verilir.) [Riyadun-nasıhin] (Özürsüz üç Cumayı kılmayanın kalbi mühürlenir, yani iyilik yapamaz olur.) [Hakim] (Cuma namazı kılmayanın kalbi mühürlenir, gafil olur.) [Müslim] (Cuma namazı yolunda ayakları tozlanana Cehennem ateşi 384 www.dinimizislam.com haramdır.) [Tirmizi] (Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur.) [İbni Sünni] [İhlas, Kul hüvallahü ehaddır. Muavvizeteyn, kul euzülerdir.] Cuma Namazını kılıp dua ettikten sonra, Fatiha, Kâfirun, İhlâs, Felak ve Nas surelerini yedişer defa okuyan, bir hafta, kaza, bela ve sıkıntılardan kurtulur. (S. Ebediyye) Allahü teâlâ, Cuma gününü Müslümanlara mahsus kılmıştır. Cuma suresi sonundaki âyet-i kerimede mealen; (Ey iman etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezanı okunduğu zaman, hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz. Alış verişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe, size, başka işlerinizden daha faydalıdır. Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz. Allahü teâlâdan rızk bekleyerek çalışırsınız. Allahü teâlâyı çok hatırlayınız ki, kurtulabilesiniz!) buyuruldu. Namazdan sonra, isteyen işine gider çalışır. İsteyen camide kalıp, namaz, Kur'an-ı kerim, dua ile meşgul olur. (Riyadun-nasıhin) Cuma günleri duanın kabul olacağı bir an vardır. Bu an, hutbe ile Cuma namazı içindedir diyenler çoktur. Hutbe dinlerken, dua kalbden olur. Ses çıkarmak caiz değildir. Bu an her şehir için başkadır. Cuma günü, gecesinden daha kıymetlidir. Gecesinde veya gündüzünde (Kehf suresini) okumak çok sevaptır. (Tefsir-i Mazheri) Bir hadis-i şerifte, (Cuma günlerinde bir an vardır ki, müminin o anda ettiği dua red olmaz) buyuruldu. Bazıları, bu an, ikindi ile akşam ezanları arasındadır, dedi. (Riyadun-nasıhin) Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleriyle tanışırlar. Kabirler ziyaret edilir. Cehennem, Cuma günü çok sıcak olmaz. Âdem aleyhisselam Cuma günü yaratıldı. Cuma günü, Cennetten çıkarıldı. Cennettekiler, Allahü teâlâyı Cuma günleri göreceklerdir. Cuma günü kabir azapları durdurulur. Bazı âlimlere göre, müminin azabı artık başlamaz. Kâfirin Cuma günü ve Ramazan ayı hariç, kıyamete kadar azabı devam eder. Cuma günü ölen müminler, hiç kabir azabı görmez. (S. Ebediye) Cuma günü denince, gecesi de anlaşılır. Ramazan ayı denince de, geceleriyle birlikte bir ay anlaşılır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Cumartesi günleri Yahudilere, pazar günleri nasaraya verildiği gibi, Cuma günü, Müslümanlara verildi. Bugün, Müslümanlara hayır, bereket, iyilik vardır.) [Riyadun-nasıhin] (Musa aleyhisselam dedi ki: Ya Rabbi! Bana cumartesi gününü verdin, Muhammed aleyhisselamın ümmetine hangi günü vereceksin? Onlara Cuma gününü vereceğim, buyuruldu. İlahi! Cuma gününün kıymeti ve sevabı ne kadardır diye sordu. Ey Musa! Cuma günü yapılan 385 www.dinimizislam.com bir ibadete, cumartesi günü yapılan yüz bin ibadet sevabı vardır, buyuruldu. Bunun üzerine Musa aleyhisselam, ya Rabbi! Beni Muhammed aleyhisselamın ümmetinden eyle diye dua eyledi.) [Ey Oğul İlmihali] Kur'an-ı kerimde Cuma gününü bildiren âyet-i kerimeyi getirince, Cebrail aleyhisselam dedi ki, ya Muhammed “aleyhissalatü vesselam”! Musa aleyhisselamın ümmeti eğer Cuma gününün kıymetini bilselerdi buzağıya tapmaktan, Yahudi olmaktan kurtulurlardı. İsa aleyhisselamın ümmeti de bilselerdi Hıristiyan olmaktan korunurlardı. (Ey Oğul İlmihali) Cuma gününün önemiyle ilgili, Tergib-üs-salat kitabında bildirilen bazı hadis-i şerif mealleri de şöyledir: (Üzerine güneşin doğduğu günlerin en kıymetlisi Cuma günüdür.) (Âdem aleyhisselam Cuma günü yaratılmıştır. Cuma günü Cennete götürülmüştür. Cuma günü dünyaya gönderilmiştir. Cuma günü kıyamet kopacaktır. Cuma gününde öyle bir saat vardır ki, o saatte bütün dualar kabul olur.) (Cuma günü, bayram günlerinden, Arefe ve Aşure gününden daha kıymetlidir.) (Allahü teâlâ, Cuma günü ölen mümine kabirde azap etmez.) (Cuma günü kırk defa salevat getirenin kırk yıllık günahını Allahü teâlâ affeder.) (Cuma gecesi iki rekât namaz kılıp her rekâtında bir Fatiha ve yetmiş İhlâs okuyarak selâmdan sonra yetmiş kere istiğfar okuyan, Allahü teâlâya yemin ederim ki ümmetimin [imanlı olanlardan] hepsi büyük günah işleyerek ölse, bu namazı kılan, onlara şefaat eder, Allahü teâlâ da onun şefaati ile [Müslümanların] hepsini Cennete koyar.) (Kim, Cuma günü gusleder, güzel elbiselerini giyer, güzel koku sürünür, mescide gelip cemaatin omuzlarına basmadan oturursa, bir haftalık günahları affolur.) (Her kim Cumaya gelip cemaatin omuzlarına basarak ilerlerse Kıyamette o kimseden Cehenneme giden bir köprü yapılır. Halk onun üzerinden geçerler.) (Güzel bir abdest alıp Cumaya gelerek sessizce hutbe dinleyenin, bir önceki Cumadan bu Cumaya ve üç gün sonrasına kadar, yani toplam on günlük günahı affolur.) (Cuma günü bir defa İhlas-ı şerif okuyan, Kadir gecesini idrak etmiş gibi olur.) (Cuma namazına yetişen kimseye bin şehid sevabı verilir.) Riyad-un-nasıhin kitabındaki hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki: (Cuma, dünyada ve Cennette müminlerin bayramıdır.) ([Mazeretsiz] Cuma namazını kılmayanların kalblerini, Allahü teâlâ mühürler. Gafil olurlar.) 386 www.dinimizislam.com (Cuma günlerinde öyle bir an vardır ki, müminin o anda ettiği dua reddedilmez.) (Bir mani yokken, üç Cuma namazını kılmayanın kalbini, Allahü teâlâ mühürler [iyilik edemez olur].) Cuma bayramı Sual: Cuma günü için, Cuma bayramı demek caiz midir? CEVAP Evet caizdir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir: (Günlerin en kıymetlisi Cumadır. Cuma günü, bayram günlerinden ve aşure gününden daha kıymetlidir. Cuma, dünyada ve Cennette müminlerin bayramıdır.) [Riyadun-nasıhin] (Ümmetinin bayramları içinde Cumadan daha kıymetli bayram yoktur ve o günkü iki rekat namaz, Cuma günü dışındaki bin rekattan efdaldir.) [Deylemi] (Allah indinde günlerin seyyidi Cumadır. O, kurban ve Ramazan bayramı gününden de kıymetlidir.) [Buhari] (Günlerin efendisi Cuma, Ayların efendisi Muharrem, Ağaçların efendisi sedir ağacı, Dağların efendisi Tur-i Sina, Habeşlilerin efendisi Bilal, İranlıların efendisi Selman, Sözlerin efendisi Kur’ân, Kur’ânın efendisi Bekara, Bekara Suresinin seyyidi, yani efendisi Âyet-el-Kürsi’dir.) [Deylemi] Gece ve gündüz Sual: Cuma gününüz mübarek olsun denince, içine gecesi de giriyor mu? Yoksa Cuma geceniz ve gününüz mü demeli? CEVAP Halk arasında, gün kelimesi, gündüz olarak anlaşılıyor. Gün, 24 saatlik zamana denir. Yani geceyle birlikte gündüze, gün denir. (Cuma geceniz ve gündüzünüz) yerine, (Cuma gününüz) demek, hatta sadece (Cumanız) demek yeterlidir. Bayram ve diğer mübarek günler de böyledir. Cuma günü ölmek nimettir Sual: Kur’anın mantığına, ruhuna göre, mübarek gün ve gecelerde doğup ölmenin hiç önemi yoktur. Çünkü doğmak ve ölmek bizim elimizde değildir. Kadir gecesinde de doğup, yine o gece ölsek ne fark eder? İster meyhanede öl, ister tuvalette öl, istersen camide namaz kılarken öl hiç önemi yoktur. Çünkü insan fiiliyle değer kazanır. Bu görüşümde yanlış mıyım? CEVAP 387 www.dinimizislam.com Dini konularda sizin ve bizim görüşümüzün ne önemi olur? Din kitapları ne yazıyorsa o esastır. Din kitaplarında Kur’anın mantığı, Kur’anın ruhu diye bir deyim yoktur. Bunlar, İslam dininin hak din olduğuna inanmayan, Resulullahın hâşâ kendi kurduğu beşeri sistem olduğunu sanan gayri müslimlerin etkisinde kalıp, yazılarında, kitaplarında İslam düşüncesi tabirini kullanan bid’at ehlinin uydurmasıdır. Eğer Kur’anın manası denmek isteniyorsa, Kur’an-ı kerimi siz ve biz mi iyi anlarız, yoksa Peygamber efendimiz ve İslam âlimleri mi? Şimdi Resulullah efendimizin bildirdiği hadis-i şeriflere bakalım: (Cuma günü veya gecesi ölen mümine kabir azabı olmaz.) [Tirmizi] (Tirmizi, Kütüb-i sitte adı ile maruf, en kıymetli altı hadis kitabından birisidir. Cuma günü ölen Müslüman, o günün şerefine kabir azabı görmüyor. Kâfir o gün ölürse elbette cezasını çeker.) (Cuma günü veya gecesi ölen mümin, şehit olur, kabir azabından kurtulur.) [Ebu Nuaym - Hilyet-ül evliya, İ. Süyuti – Cami-üs-sagir, İbni Âbidin - Redd-ül-muhtar] (Görüldüğü gibi bu âlimler de bu hadis-i şerifi bildiriyorlar. Cuma günü ölen Müslümana kabir azabı olmaması, Allahü teâlânın bir ihsanıdır, bu nimeti dilediğine verir. Buna kimse itiraz edemez.) (Cuma günü günah işlemeden geçerse, diğer günler de selametle geçer.) [İ.Gazali] (Bu da Allahü teâlânın bir ihsanıdır.) (Dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar: Kadir gecesi, Arefe gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi ve günleri.) [Deylemi] (Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, bazı gecelere kıymet vermiş, bu gecelerdeki, dua ve tevbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Hiç kimsenin, niye Allah bazı gecelere kıymet verdi diye bir sual sormaya hakkı yoktur.) Cuma günü yapılacak işler Sual: Cuma günü bir müslümanın yapması gereken işler nelerdir? CEVAP Cuma namazı için gusletmek, güzel koku sürünmek, yeni, temiz giyinmek, saç, tırnak kesmek sünnettir. Tırnakları Cuma namazından önce veya sonra kesmek sünnettir. Namazdan sonra kesmek efdaldir. (Dürr-ül-muhtar) Hadis-i şerifte, (Cuma günü tırnak kesmek şifaya sebeptir) buyuruldu. (Ebuş-şeyh) Perşembe günü de tırnak kesilebilir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Ya Ali, tırnak Perşembe günü kesilir. Cuma günü de, koku sür ve yeni elbise giy.) [Deylemi] (Cumaya perşembe gününden hazırlanın!) [Hatib] (Her müslüman, Cuma günü yıkanmalı, misvaklanmalı ve güzel koku 388 www.dinimizislam.com sürünmelidir.) [Buhari] Cuma günleri şunları da yapmak iyi olur: 1- Cumayı perşembeden karşılamalı. Perşembe ikindiden sonra istiğfar etmeli. Kur’an-ı kerim ve Yasin suresini okumalı. Bir hadis-i şerifte, (Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın günahları affedilir) buyurulmaktadır. (İsfehani) 2- Cuma gecesi ehli ile gusletmeli. Peygamber efendimiz, (Cuma günü gusledenin günahları affolur) buyurmaktadır. (Taberani) 3- Cuma namazına erken gitmeli, ilk safta yer almalı. Namaz kılanın önünden geçmemeli. Hatip minbere çıkınca, konuşmamalı. 4- Az da olsa sadaka vermeli. Çoluk çocuğunun nafakasını bol vermeli. 5- Cuma günü duanın kabul olduğu vakti bulmak için hep ibadet etmeli. 6- Cuma günü çok salevat-ı şerife getirmeli. Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Cuma günü 80 salevat getirenin, 80 yıllık günahı affolur.) [Dare Kutni] 7- Ana babanın ve evliyanın kabirlerini ziyaret etmeli. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Ana-babasının kabrini, Cuma günleri ziyaret edenin günahları affolur. Haklarını ödemiş olur.) [Tirmizi] 8- Cuma günü sevinmek, herhangi bir müslümanın Cumasını tebrik etmek iyi olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Cuma günü, kuşlar ve vahşi hayvanlar birbirine "Selamün aleyküm, bugün Cuma günüdür" derler.) [Deylemi] 9- Cuma günleri ve her gün şu (istiğfar duası)nı çok okumalıdır: (Allahümmagfir li ve li abai ve ümmehati ve li ebnai ve benati ve li ihveti ve ehavati ve li-amami ve ammati ve li-ahvali ve halati ve li-zevceti ve ebeveyha ve li-esatizeti ve lil-müminine vel-müminat vel hamdü-lillahi Rabbilalemin!) Kadın okursa, zevceti yerine zevci ve ebeveyha yerine, ebeveyhi demelidir. 10- İkindiden sonra, seccade üzerinde elinden geldiği kadar, (ya Allah, ya Rahman, ya Rahim, ya Kavi, ya Kadir) demeli, sonra dua etmelidir. Tırnak keserken Sual: Tırnakları hangi sırayla kesmek gerekir? CEVAP Sağdan başlayarak kesilir. (S. Ebediyye) Önce sağ elin şehadet parmağından başlanır, sırayla kesilip, sol elin başparmağına kadar devam edilir, en son sağ elin başparmağının tırnağı kesilerek bitirilir. Ayak parmaklarında da, sağ ayağının küçük parmağından başlar ve sol ayağın küçük parmağında bitirilir. (Hindiye) Tırnak kesmek 389 www.dinimizislam.com Sual: Cuma günü tırnaklarını kesemeyen kimsenin, diğer cumayı beklemesi gerekir mi? CEVAP Hayır, sonraki cumayı beklemeden kesmelidir. (S. Ebediyye) Say etmek Sual: Cumanın vaciblerinden biri de, camiye sa’y ederek gitmektir deniyor. Sa’y etmek ne demektir? CEVAP Sa’y etmek, çalışıp çabalamak anlamına geldiği gibi, hızlı yürümek anlamına da gelir. Hacda Safa ile Merve arasında usulüne göre yedi defa gelip gitmeye de sa’y denir. Burada sa’y, acele etmek demektir. Cuma bayramı Sual: Cuma günü, yeni ve temiz elbise mi giymek gerekiyor? CEVAP Evet, en iyi elbisemizi giymek gerekir; çünkü Cuma günü müminlerin bayramıdır. Hatta iki bayramdan da kıymetlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Allahü teâlânın indinde günlerin seyyidi Cuma’dır, Kurban ve Ramazan bayramından da kıymetlidir.) [Buhari] Cuma günü kıymetli elbise giymekle ilgili hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir: (Ya Ali, Cuma günü güzel koku sür ve yeni elbise giy!) [Deylemi] (Günlük giyilen elbiseden başka, Cuma günleri giyilecek ayrı bir elbisenin olması ne iyidir.) [İbni Mace] (Resulullah, aldığı yeni elbiseyi Cuma günü giyer, Allah’a hamd eder, iki rekât namaz kılar ve eskisini de birine verirdi.) [Hatîb] (Resulullah, Yemen kumaşından olan elbisesini, Cuma ve bayramlarda giyerdi.) [Beyheki] Şu halde Cuma günleri, en iyi elbisemizi giymeliyiz. Cuma namazının farzları Sual: Cuma namazının şartları nelerdir? CEVAP Hanefi’de Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır: 1- Vücub şartları, 2- Eda şartları. Eda şartlarından biri yoksa, namaz sahih olmaz. Vücub şartları yoksa, sahih olur. Eda şartları yedidir: 1- Namazı şehirde kılmak. Bugün muhtarı veya jandarması bulunan köyler şehir hükmündedir. 2- İzinli olarak kılmak. [Gayrimüslim ülkelerde, cemaatin seçeceği imam, 390 www.dinimizislam.com Cuma namazını kıldırır. Cumanın kabul olması şüpheli olan yerlerde, Cuma namazının son sünneti ile vaktin sünneti arasında dört rekat zuhr-i ahir [son öğle] namazı kılmalıdır.] 3- Öğle namazının vaktinde kılmak. 4- Vakit içinde hutbe okumak. 5- Hutbeyi namazdan önce okumak. 6- Cuma namazını cemaat ile kılmaktır. İmamdan başka, Hanefi’de 3, Maliki’de 12, Şafii ve Hanbeli’de 40 erkek gerekir. 7- Cami herkese açık olmak. Kapıyı kilitleyip içerde kılmak caiz olmaz. Vücub şartları: Cuma namazının Vücub şartları 9’dur: 1- Mukim olmak, seferi olmamak. 2- Sağlam olmak, hasta olmamak. 3- Hür olmak. 4- Mahpus olmamak. Düşmanın yakalama korkusu olmamak. 5- Âkıl ve bâliğ olmak. 6- Kör olmamak. 7- Yürüyebilmek. Arabası olsa bile felçliye, ayaksıza farz değildir. 8- Erkek olmak. Cuma namazı kadınlara farz değildir. 9- Çok yağmur, kar, fırtına, çamur, çok soğuk olmamak. Âmir izin vermezse Sual: (Memur ve işçi köle sınıfına dâhildir. Patron veya müdür izin vermezse, o kişiye Cuma namazı farz olmaz) deniyor. Doğru mudur? CEVAP (Memur ve işçi köle sınıfındandır, hür değildir) demek yahut onları mahkûm [hapis] durumuna sokmak yanlış olur. İşçi, memur, başka zaman o kadar fazla mesai yapayım diyebilir veya maaşımdan kes diyebilir. Yani bir uzlaşma olabilir. Uzlaşmaya yanaşmayan âmir, vakit namazlarını kıldırmayabilir. Patron kıldırmıyor diye namazın farziyeti kalkmış olamaz. Gerekirse iki namazı cem eder, yine namazını kazaya bırakmaz. Cumaya kesin gönderilmezse, cumanın farziyeti kalkmış olmaz, o zaman zuhr-i ahir namazı kılınır. Yani o günkü öğle kılınır. Hiçbir patronun namaza mani olmaya hakkı olmaz. Namaz vakti kadar ücretinden kesebilir veya fazla mesai yaptırır. Gözleri görmeyen Sual: Gözleri görmeyene cuma namazı farz mıdır? CEVAP Gözleri görmeyene, yardımcısı olsa da cuma namazı kılmak farz değildir, fakat yardımcı olmadan kendisi camiye gidebiliyorsa, o zaman farz olur. (S. Ebediyye) 391 www.dinimizislam.com Cuma namazı nasıl kılınır Sual: Cuma namazı kaç rekattır ve nasıl kılınır? CEVAP Cuma günü 16 rekat namaz kılınır. [Bunun iki rekatını kılmak farzdır. Öğle namazından daha kuvvetli farzdır.] Bunlar sırası ile şöyledir: 1- Önce, Cumanın dört rekatlık ilk sünneti kılınır. Bu sünnet, öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır. Sonra, cami içinde ikinci ezan ve hutbe okunur. Hutbe okunduktan sonra, ikamet okunup, cemaat ile Cuma namazının iki rekatlık farzı kılınır. 2- Cuma namazının farzı kılındıktan sonra, dört rekatlık son sünneti kılınır. Bunun kılınışı öğle namazının ilk sünneti gibidir. 3- Bundan sonra, “Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya” diye niyet ederek, öğle namazının farzı gibi zuhr-i ahir denilen bir namaz kılınır. 4- Sonra da, sabah namazının sünneti gibi iki rekat vaktin sünneti kılınır. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbihler okunup, dua edilir. Sual: Cuma namazının sünnetlerini kılarken kazaya nasıl niyet edilir? CEVAP Cumanın ilk sünnetini kılarken, (Cumanın sünnetini ve ilk kazaya kalmış öğle [ikindi veya yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. Cumanın farzından sonra 10 rekat namaz kılınır. Bunun ilk dört rekatını kılarken, (Cumanın son sünnetine ve ilk kazaya kalmış öğle [ikindi veya yatsı] namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. İkinci dört rekatı kılarken, (Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir ve farz gibi kılınır. Buna zuhr-i ahir namazı denir, mutlaka kılmalıdır. Cuma namazı kabul olmazsa, bu namaz o günün öğle namazı yerine geçer. Sonra iki rekat daha kılınır, buna da (Vaktin son sünnetini ve ilk kazaya kalmış sabah namazının farzını kılmaya) diye niyet edilir. Cuma günü öğle namazı (Zuhr-i ahir) Sual: Acele işimiz olunca, Cuma namazının farzını kılıp hemen çıkabilir miyiz? CEVAP Cuma namazının birçok eda ve vücub şartları var. Bunlardan bir veya birkaçı tahakkuk etmeyebilir. Bu durumda da Cuma namazı sahih olmaz. Bunun için (Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazına) diye niyet ederek Zuhr-i ahir adıyla dört rekat namaz kılınması gerekir. (İbni Hümam ve İbni Âbidin) Bu şekilde kılınınca, Cuma kabul olmuş ise, bu namaz, kaza namazı yerine geçer. Cuma namazı kabul olmamışsa öğlenin farzı yerine geçer. Zuhr-i ahir namazını terk etmemeli, mutlaka kılmalıdır. Acele bir işimiz olduğu zaman, 392 www.dinimizislam.com Cumanın farzını kılıp camiden çıkmak ve zuhr-i ahir namazını öğle namazı vakti çıkmadan önce başka yerde kılmak da caizdir. Sual: Cuma günü zuhr-i ahir namazı kılmak bid’at midir? CEVAP Hayır değildir. Cuma namazının eda şartlarından birisi bulanmayan yerlerde bu namazı kılmak farz olur. Çünkü Cuma kılmak farz olmayınca, öğle namazını kılmak farz olur. Şafii (Tenvir-ül kulub) kitabında diyor ki: (Muhakkikler güneşi Remli hazretlerinden, “Şafiiler, Allah ve Resulüne muhalefet edip, beş vakit namaza altıncı bir farz ilave ettiler” diye iftira edene, ne ceza gerekir, diye soruldu. O da, bunu söyleyenin, en az benzerleri gibi, tazir cezasıyla cezalandırılması gerektiğine fetva verdi. Farz olan beş vakti, altıya çıkarmak, dinden çıkmayı gerektirir. Dine ilave yapılamaz. Şafiiler dine ilave yapmıyor. Cuma namazının birden fazla camide kılındığı yerlerde, o günkü öğleyi de kılıyorlar. Müdiriyye kadısı, Şafiilerin, Cuma namazından sonra öğle namazı kılmalarını yasaklamıştı. Fakat adı geçen fetva, kadıya okununca, kadı, insaf ehli olduğu için, “Ey Şafiiler, ben hatalıyım. Yine Cumadan sonra öğle namazını mescitte kılmaya devam edin” demiştir. Bu konu hakkında Şafii âlimlerinden Yusuf Nebhani hazretleri de bir eser yazmıştır. Bu eserde, birden fazla yerde Cuma kılınan şehirlerde, Cuma namazından sonra, öğle namazını kılmanın sadece Şafiilere mahsus olmadığını, dört mezhep âlimlerinin de aynı hükmü bildirdiklerini söylemiştir. Muhammed Şirvani de bu hususta bir eser yazmıştır. Cuma namazından sonra öğle namazının kılınması gerektiğini bildirmiştir. Aynı zat, Hanefi âlimlerinin Cumanın birden fazla yerde kılınması veya namaz kılınan yerin şehir sayılıp sayılmayacağı hususunda şüphe edilmesi halinde öğle namazının kılınması gerektiğini bildiren cevaplarını (Davuş-Şema fi salât-iz zuhri badel cumua) eserine almıştır. Bu değerli âlim, bu hususta ele alınan bütün itirazları teker teker çürütmüştür. Resulullah efendimizin zamanında Cuma tek mescitte kılınıyordu. Cumaya geç kalanların ikinci, üçüncü cemaat yapmalarına izin verilmiyordu. Hulefa-i raşidin de bu yolu tuttu. Hazret-i Ömer döneminde fetihler yapılıp şehirler çoğalmasına rağmen, birden fazla camide Cuma kılınmasına müsaade edilmedi. Valilere yazılan mektuplarda, Cumanın tek mescitte kılınması emredildi. Emeviler döneminde ve Abbasilerin ilk yıllarında bu durum aynen devam etti. Cumanın birden fazla camide kılınmasının, imam-ı Şafii hazretlerinin vefatından 76 yıl sonra olduğunu Hatib Bağdadi ve İbni Hacer hazretleri bildirmektedir. Fakihlerin cumhuruna göre, Cumanın tek camide kılınması vacibdir. 393 www.dinimizislam.com Birden fazla camide namaz kılmak sünnetten ayrılmaktır. İmam-ı Şafii hazretleri, ihtiyaç olsun olmasın bir şehirde birden fazla camide Cuma kılınmasının caiz olmadığını bildirmiştir. Zamanının İkinci Şafiisi olarak kabul edilen İbni Sübki hazretleri de aynen imam-ı Şafii hazretleri gibi fetva vermiştir. Sözü hüccet mezhep âlimleri, birkaç camide Cuma kılındığı takdirde, öğle namazının da kılınması gerektiğini bildirmişlerdi. Çünkü ihtiyatlı davranmak gerekir. Hadis-i şerifte, “Şüphelerden sakınan dinini korumuştur” buyuruldu.) Birden fazla yerde Cuma namazı kılınan mescitlerde Şafiiler öğle namazını kılmaları gerekir. Hanefilerin ise, Cuma namazından sonra, Vaktine yetişip kılmadığım son öğle namazına diye niyet ederek Zuhr-i ahir adıyla bir namaz kılmalarının gerektiğini İbni Hümam ve İbni Âbidin hazretleri gibi Hanefi âlimleri bildirmektedir. Bu şekilde kılınınca, Cuma kabul olmuş ise, bu namaz, kaza namazı yerine geçer. Cuma namazı kabul olmamışsa öğlenin farzı yerine geçer. (Redd-ül-muhtar) Sual: Kazası olmayan, Cuma günü ahir zuhuru kılarken her dört rekatında da zammı sure okumalı mıdır? CEVAP Evet okumalıdır. Çünkü Cuma kabul olmuş ise, o namaz nafile olur. Nafilelerin ise üçüncü ve dördüncü rekatında zammı sure okumak vaciptir. Kazası olanın ise, okuması gerekmez, okusa da olur, okumasa da. Yani Farzın her rekatında zammı sure okumanın mahzuru olmaz. Zuhri ahir namazı, Cuma namazı kabul olmazsa, öğlenin farzı yerine geçer. Kabul olmuş ise, kaza yerine geçer. Kazası da yoksa nafile olur. Sual: Kazası olmayan kimse, zuhri ahiri kılarken, üçüncü ve dördüncü rekatlarda zammı sure okumalı dediniz. O zaman kazası olmayan, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, üçüncü ve dördüncü rekatlarda zammı sure okuması gerekmez mi? CEVAP Gerekmez. Zuhri ahir namazı bunlarla kıyas edilmez. Zuhri ahir namazı sırf o günkü Cuma namazının sahih olup olmaması ile ilgilidir. Kazası olmayan kimse, sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünneti terk etmiş olmuyor, farz namaz yanında bir namaz kılınınca sünnet de kılınmış oluyor. Onun için, kazaya da niyet edilen dört rekatlı sünnetlerin üçüncü ve dördüncü rekatlarında zammı sure okunması gerekmez. Yani farzların üçüncü ve dördüncü rekatında zammı sure okumanın mahzuru olmaz. Okunursa secde-i sehv gerekmez. Sual: Misafir, Cuma günü zuhr-i ahir namazını kaç rekat olarak kılar? CEVAP İki rekat olarak kılar. Sual: Zuhr-i ahiri kılarken ikamet okumak mekruh mu? CEVAP 394 www.dinimizislam.com Hayır. Sual: Zuhr-i ahir namazı nasıl kılınır, farz namazı gibi mi? CEVAP Cumanın farzından sonra kılınır, farz gibi kılınır. Cumaya gitmemek Sual: Japonya, Kore, Amerika gibi ülkelerde, Cuma namazı kılmanın şartları yoksa, Cuma namazına gitmek yine şart mıdır? İmam fâsık ise yine gitmek gerekir mi? CEVAP Mazeretsiz üç Cumaya gitmemek münafıklık alametidir. Bir ülkede Cuma kılmanın şartları yoksa, yine de Cuma günü, cemaate gitmek lazımdır. Salih imamın bulunduğu camiye Cuma kılmak için sebepsiz gitmemek münafıklık alametidir. Bir çeşit bölücülük olur. Eskiden Cumaları vali kıldırırdı. Vali fâsık da olsa, birlik ve beraberliğin bozulmaması için Cumaya gitmek gerekirdi. Çünkü Peygamber efendimiz buyuruyor ki: (İmam salih veya facir olsa da, büyük günah işlese de arkasında namaz kılın.) [Ebu Davud] (İslam âlimlerinin büyüklerinden Ebussuud Efendi bu hadis-i şerifin Cuma kıldıran valiler için olduğunu bildirmektedir.) (Büyük günah işleyen imamın arkasında namaz kılın) hadis-i şerifi, fitne çıkmaması için ve emir olan zata itaat içindir. Yoksa büyük günah işleyen yani içki içen, zina eden, kumar oynayan fâsık imamın arkasında namaz kılmak Hanefi'de tahrimen mekruh, Maliki’de hiç sahih değildir. (Halebi) Fâsık olan imamların arkasında namaz kılmamalı, başka camide kılmalı. (Redd-ül-muhtar, Tahtavi, Hindiyye) Fâsık kimse, âlim olsa da, imam yapılması tahrimen mekruh olur. Çünkü, İslamiyet'e uymakta gevşek davranır. Böyle kimseye fâsıklığından dolayı kıymet vermemek vacibdir. İmam yapmak ise, ona saygı göstermek olur. İmam olmasına mani olunamazsa, her namazı başka camide kılmalıdır. (Merak-ıl-felah) İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Fâsık imam arkasında namaz kılınmaz. Cuma namazında fâsık imama da uyulur. Ancak bir şehirde birkaç camide Cuma namazı kılınıyorsa, Cuma namazını da, fâsık imam arkasında kılmak mekruh olur. Feth-ul-kadir'de de böyle yazılıdır. (Redd-ül-muhtar) Bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (Vera sahibi [salih] imam ile kılınan iki rekat namaz, fâsık ile kılınan bin rekattan daha faziletlidir.) [Ebu Nuaym] Üç Cumayı terk etmek Sual: Üç cumayı kılmayan münafık olur mu? Görev gereği gidilmezse 395 www.dinimizislam.com günah olur mu? CEVAP Hanefi’de Cuma namazının farz olabilmesi için iki şart vardır: 1- Vücub şartları, 2- Eda şartları. Eda şartlarından biri yoksa, namaz sahih olmaz. Vücub şartları yoksa, sahih olur. [Bunların neler olduğu, Cuma namazının farzları maddesinde yazılıdır.] Vücub şartlarından biri veya birkaçı bulunan erkek, isterse Cuma namazı kılabilir. Yani namazı sahih olur. Kılmazsa günaha girmez. Özürsüz Cuma kılmayanın, Cuma kılınmadan önce, öğle namazını kılması haramdır. Sonra kılması ise farzdır. Özür ile Cuma kılmayanların, öğle namazını cemaat ile kılmaları mekruhtur. Cuma namazının eda şartlarından bir veya birkaçı noksan olsa da camiye gitmeli. Yani cemaate gitmek lazımdır. Zaruretsiz salih imamın cumasına gitmeyen münafık sayılır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Mazeretsiz üç Cumayı terk eden münafıklardan yazılır.) [Taberani, Dare Kutni] (Zaruretsiz arka arkaya üç Cumayı terk edenin kalbini Allahü teâlâ mühürler.) [Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, Nesai, Hâkim] Kalbi mühürlenmek, iyilik yapmaz hâle gelmektir. Hayır hasenat ve ibadet yapmak ona zor gelir. Münafıklardan yazılır demek ise, kâfir olur anlamında değildir. Münafık ameli işlemiş olur. Mesela münafık yalan söyler. Yalan münafıklık alametidir. Ama yalan söyleyen münafık, yani kâfir olmaz. Münafık ameli işleyenlerin sonunda küfre düşme ihtimali çoktur. Bunun için bütün haramlardan sakınmaya gayret etmeli, bir mazereti yoksa Cumalara gitmelidir. Bir mazeretle Cumaya gidemeyen muhakkak öğle namazını kılmalıdır. Sual: Üç cumayı kılmayanın tevbesi kabul olmaz ve kâfir olurmuş. Bu doğru mu? CEVAP Hiç namaz kılmayan kimse de kâfir olmaz ve tevbesi de kabul olabilir. Bir hadis-i şerifte, (Bir kimse, mani yok iken, üç Cuma namazı kılmazsa, Allahü teâlâ, kalbini mühürler) buyuruldu. Yani, iyilik yapmaz olur, gafil olur. Tevbe eder Cumalara giderse, üstündeki gaflet kalkar. Bu hadis-i şerif, İslamiyet’le idare edilen yerler içindir. Sual: Peş peşe üç Cuma namazını kaçıran bir erkeğin nikahı düşermiş, doğru mu? CEVAP Öyle bir şey yok. Farz olduğuna inanıp, bin kere kaçırsa veya hiç gitmese boş olmaz. Sual: Memur, işçi ve öğrenci, cuma namazı için izin alamazsa ne yapması gerekir? 396 www.dinimizislam.com CEVAP O günkü öğle namazını kılmak şart olur. Başka bir şey yapması gerekmez. Cuma namazına gitmemek Sual: Gayrimüslim ülkesi olduğu için, Avrupa’da cuma namazına gitmemek uygun mudur? CEVAP Uygun değildir. Cuma namazına gitmelidir. Gayrimüslim ülkesi de olsa, Müslümanların bir araya gelip de kıldıkları cuma namazının sahih olduğu, İbni Abidin’de yazılıdır. Zuhr-i ahir namazını da mutlaka kılmalıdır. Küfür diyarında Sual: Gayrimüslim ülkelerde, Müslüman olmayan devlet başkanının veya ona bağlı olan kurumların tayin ettiği imamın kıldırdığı Cuma, bayram ve vakit namazları sahih olur mu? CEVAP Evet, sahih olur. (Redd-ül-muhtar) Nerede olursa olsun, zuhr-i ahir namazını da mutlaka kılmalıdır. Seferde Cuma kılmak Sual: Âmâ veya yolcu gibi, kendisine Cuma namazı kılmak farz olmayan bir kimse, camide Cuma namazını kılsa, Cuma sahih olmuşsa; bu, öğlenin farzının yerine geçer mi? CEVAP Evet. Ancak günümüzde Cumanın şartlarından bazısı noksan olduğu için, Cuma günü zuhr-i ahir namazını muhakkak kılmalıdır. (Redd-ül-muhtar) Cuma ile ilgili çeşitli sorular Sual: Ezan okunurken ve Cuma vaktinde alış veriş yapmak mekruh mudur? CEVAP Evet, mekruhtur. Alış verişin kendisi helaldir. Yani alınan mal mekruh değil, helaldir; fakat Cuma vakti ve ezan okunurken alış veriş yapan, mekruh işlemiş olur. (Dürer) Cuma günü alış veriş Sual: Cuma günü öğle ezanıyla imam selam verinceye kadar olan zamanda alış veriş yapmak mekruhtur; fakat iş gereği, dükkânı kapatamıyoruz. Henüz Cuma namazı farz olmayan çocuklarımız, alış veriş yapsa caiz olur mu? CEVAP Evet, caiz olur. Sual: Cuma günü oruç tutmak sünnet midir? CEVAP 397 www.dinimizislam.com Cuma günü oruç tutmak müstehaptır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Cuma günü oruç tutan için, on ahiret günü oruç sevabı yazılır.) [Beyheki] Bazı âlimlere göre, yalnız Cuma günü oruç tutmak mekruhtur. Bir hadis-i şerif meali: (Yalnız Cuma günü oruç tutmayın! Perşembe veya cumartesiyle beraber tutun.) [Buhari] Bunun için, cuma günü oruç tutmak isteyenin, perşembe veya cumartesi günü de tutması iyi olur; çünkü sünnet veya mekruh denilen bir işi yapmamak gerekir. Cumartesi günü oruç tutma imkânı olmazsa, cuma günü tek tutmak mekruh olmaz. Sual: Cuma namazı kılınmayan mezra denilen köylerde ve İslamiyet ile idare edilmeyen yerlerde, öğle namazı kılarken ikamet okunur mu? CEVAP Evet okur. (Redd-ül-muhtar) Sual: Cuma kılınmayan mezra denilen küçük köylerde cemaatle öğle namazını kılmak caiz olur mu? CEVAP Evet caizdir. (Fetava-i Abdurrahim) Sual: Cumanın sahih olduğu yerlerde, öğleyi cemaatle kılmak ve ikamet okumak mekruh olur mu? CEVAP Evet mekruh olur. (Redd-ül-muhtar) Sual: Seferi olanın Cuma namazı kılması farz mıdır? CEVAP Seferi olana Cuma kılmak farz değildir. Fakat kılarsa farz sevabını alır. (Hindiyye) Sual: Kadınların Cuma günü, öğle namazını evlerinde kılabilmeleri için cemaatin camiden çıkmalarını beklemeleri şart mıdır? CEVAP Şart değildir. Diğer günlerde de böyledir. (Hidaye) Sual: En az 6 ay kalmak niyetiyle ABD'ye gelen kişi normal vakit namazlarını seferi olarak mı kılmalı? CEVAP 15 günden fazla kaldığı yerde normal kılar. Sual: Kadın için bayram ve Cuma namazı farz olan bir mezhep var mıdır? CEVAP Şafii ve Maliki'de bayram namazı sünnet, Hanefi'de vaciptir. Cuma namazının yalnız erkeklere farz olduğu çeşitli hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Bunlardan biri şöyle: (Cuma namazı, köle, kadın, çocuk, hasta olan kimse hariç, her Müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim] 398 www.dinimizislam.com Bayram namazının şartları da Cuma namazının şartları gibidir. Bu bakımdan Cuma namazına gitmeyen kadın, Bayram namazına da gitmez. Erkeklerin camide cemaatle namaz kılmalarının, evde kıldıkları namazdan 27 derece daha fazla sevap olduğu, kadınların ise, evde namaz kılmalarının, camide namaz kılmalarından daha çok sevap olduğu hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Sual: Mahkumların Cuma günü öğle namazını cemaatle kılmaları mekruh olur mu? CEVAP Mahkumlara Cuma kılmaları farz olmadığı için, öğleyi cemaatle kılmak mekruh olmaz. Sual: Hutbeleri nutuk çeker gibi okumak caiz mi? CEVAP Hutbeye dünya sözü karıştırmak haramdır. Hutbe nutuk, konferans şekline sokulmaz. Hutbeyi nutuk çeker gibi, şiir söyler gibi okumak caiz değildir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Şairlerin şiirlerine itina ettikleri gibi, hutbedeki konuşmasına itina edenlere Allah lanet etsin!) [Taberani, İ.Ahmed] Sual: Camiye, Cuma namazına gidince namaza yeni başlanmışsa ne yapmak lazım? CEVAP Camiye girince eğer imama ilk tekbirde yetişeceğini zannederse sünnete kılmaya durur, ilk tekbire yetişemeyeceğini zannederse sünneti kılmaz. Cuma günü ise, imam minbere çıkmadan sünneti yetiştireceğini zannederse sünneti kılar, zannetmezse sünneti kılmaz. Sünnet ile farz, farz ile sünnet arasında konuşulmaz. İmam hutbede iken de konuşulmaz. Hadis-i şerifte sus diyenin namazı yok buyuruluyor, sevabı olmaz demektir. Sual: Çeşitli sebeplerden dolayı, Cuma namazlarını kılamayanın kaza etmesi gerekir mi? CEVAP Cuma namazı kaza edilmez, o günkü öğle namazı kılınır. Sual: Cuma namazının ilk sünneti ne zamana kadar kılınır? CEVAP Hutbe başlayıncaya kadar kılınır. Hutbe okunurken kılınmaz. Eğer hutbe başlayana kadar yetiştirilememişse, Cumanın farzından sonra kılınır. Sual: Cuma namazındaki sünnetleri kılarken kazası olan, kazaya da niyet eder mi? CEVAP Evet. Sual: Cuma namazı hutbesinde imam hutbeyi bitirdikten sonra dua ediyor, âmin dememiz gerekir mi? CEVAP 399 www.dinimizislam.com Açıktan âmin demek caiz değildir. Namaz kılar gibi sessiz durmak gerekir. Sual: Şafii imam, Şafiilere sonra Hanefilere Cuma kıldırsa caiz mi? CEVAP Evet. Sual: Eda şartlarından biri noksansa Cumaya gitmek lazım mı? CEVAP Fitneye sebep olmamak için gitmek lazımdır. Sual: Cuma namazında iç ezanı, cemaatin tekrarlaması lazım mı? CEVAP Sadece dinlemesi lazımdır. Tekrarlamaz. Sual: Hutbeye çıkarken yüksek sesle dua okumak bid'at mi? CEVAP Evet. Sual: Hutbeyi kağıttan okumak mekruh mu? CEVAP Hayır. Sual: Seferi imam, mukim cemaate Cuma namaz kıldırır mı? CEVAP Evet. Sual: Mescidimiz küçük, etrafta cami de yok. Cuma namazında, birinci cemaat çıktıktan sonra, ikinci cemaat olmak caiz mi? CEVAP Hayır. Sual: Cuma sahih olmayan yerde, Şafii mezhebi taklit edilip kılınsa farz sevabı alınır mı? CEVAP Evet. Sual: Cuma hutbesinde bağdaş kurup oturmak uygun olur mu? CEVAP Caizdir. Sual: Cuma günü cami içinde niye ezan okunuyor? Dışarıda okunması yetmiyor mu? CEVAP Cami içinde okunmasını Peygamber efendimiz emretmiştir. Birinci ezanı ise Hazret-i Osman emretti. Hulefa-i raşidinin sünneti Peygamber efendimizin sünneti demektir. Resulullah ile Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer’in devrinde Cuma günü ilk ezan imam minbere çıkıp oturduğu zamanda idi. Hazret-i Osman halife olup, insanlar çoğalınca, dışarıda birinci ezanın okunmasını emretti. (Taç) Hazret-i Osman hulefa-i raşidindendir. Onun sünneti de dinde senettir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: 400 www.dinimizislam.com (Benden sonra ihtilaflar çıkacaktır. İşte o zaman sünnetime ve hulefa-i raşidinin sünnetine uyun! Onlara azı dişinizle ısırır gibi sımsıkı sarılın!) [Tirmizi] Sual: Hutbelerin Türkçe olmasının ne mahzuru var? CEVAP İbni Abidin hazretleri, (Hutbeyi, Arabiden başka dil ile okumak, başka dil ile iftitah tekbiri almak gibi tahrimen mekruhtur) buyurdu. Hindistan âlimlerinden Muhammed Viltori hazretleri de (Hutbelerin bir kısmını bile Arabiden başka dil ile okumak bid'attir) buyurdu. (El-edille) Eshab-ı kiram ve Tabiin-i izam, bid’at işlememek için, Asya ve Afrika’da, hutbeleri hep arabi okudu. Halbuki, dinleyenler Arabi bilmiyordu. Bunun için, Osmanlı âlimleri, 600 yıldır, hutbelerin, kabul olmayacağını bildikleri için, Türkçe okunmasına izin vermediler. Cuma vaazları koydular. Bu vaazlar, namazdan önce veya sonra, hutbenin manasını anlatırdı. Hutbe böylece öğrenilirdi. İlk Cuma namazı Sual: İlk Cuma namazı nerede ve hangi camide kılındı? CEVAP Resulullah efendimiz, ilk Cuma namazını Medine ile Kuba arasında (Ranona) vadisinde bulunan Mescid-i Cuma isimli camide kılmıştır. Sual: Cuma günü ezandan önce sala okumak, caiz midir? CEVAP Melik Nasır bin Mensur, hicri 700 yılında, Cuma ezanından önce, minarelerde salat-ü selam okuttu. (Mirat-ül haremeyn) Bu tarihten sonra gelen âlimler, buna bir şey demedikleri için, Cuma günü salat okunmasına bid’at denmez. Cenaze olduğunu bildirmek için, salat okumak ise, bid’attir. (S. Ebediyye) Sual: (Cuma geceleri evde helva yapıp kokutmalı, ruhlar eve kokusuna gelir) sözü uydurma mıdır? CEVAP Evet. Sual: İmamın, Cuma namazının ilk sünnetini minberin önünde kılması sünnete uygun mudur? CEVAP Uygun değildir. Minberin sağ yanında kılması sünnettir. Camide istiğfar Sual: Camide, cuma akşamları cemaate istiğfar ettirmek uygun olur mu? CEVAP Cemaate öğretmek niyetiyle yapılması uygundur. Seferi imam Sual: Seferi olana Cuma namazı kılmak farz olmadığı halde, seferi olan 401 www.dinimizislam.com kimse, Cuma namazını kıldırabilir mi? CEVAP Evet, kıldırabilir. Hutbeyi kılıçla okumak Sual: Bazı imamlar hutbeyi kılıçla okuyor. Böyle bir şey var mı? CEVAP Evet, Mekke ve Bursa gibi, savaşla alınan şehirlerde, imam, minbere çıkarken sol eline kılıç alır. Kılıca dayanarak okur. (S. Ebediyye) Hutbe dinlerken Sual: Hutbe dinlerken, konuşulmaz ve bir şey okunmaz, ama bugünkü hutbelerde, ağaç dikmek, kalkınmak gibi şeylerden de bahsediliyor, üstelik Arapça da okunmuyor. Kalbi temizlemek niyetiyle içimizden kelime-i tevhid okumamızda sakınca olur mu? CEVAP Hutbe Arapça da okunsa, namazdan oruçtan da bahsedilse yine kalbden okununca zararı olmaz. İki namazı cem etmek (birleştirmek) Sual: İki namazı hangi hallerde birleştirmek caizdir? CEVAP Bazen iki namazı birleştirip bir vakitte kılmak gerekebiliyor. Ameliyattaki doktor, doğum esnasında ebe veya boğulmakta olan bir insanı kurtarmak, o saatte bir imtihanda olmak veya hasta olmak gibi bir sebeple namaz kılınamazsa, iki namazı cem etmek yani birleştirip bir vakitte kılmak bazı mezheplerde caizdir. İkindiyi öğle vaktinde, öğle ile birlikte veya yatsıyı akşam vaktinde, akşam ile birlikte kılmaya takdim ederek cem etmek denir. Öğleyi ikindi vaktinde ikindi ile veya akşamı yatsı vaktinde, yatsı ile birlikte kılmaya tehir ederek cem etmek denir. Sabah namazı cem edilmez. Hanefi mezhebinde: Hacılar, Arafat’ta, hutbe okuyan imamın arkasında öğle ile ikindiyi öğle vaktinde takdim ederek kılar. Çadırlarda cemaatle veya yalnız kılarken, cem edilmez. Müzdelife’de ise akşam ile yatsı, yatsı vaktinde tehir edip kılınır. Müzdelife’deki cem için cemaatle kılmak şart değil, münferit de cem edebilir. Başka yerde başka zamanlarda iki namazı cem edemezler. Ancak ihtiyaç ve zaruret olunca diğer mezheplerden birini taklit ederek kılar. Maliki mezhebinde: Arafat’ta öğle ve ikindi, Müzdelife’de ise akşamla yatsı imam arkasında kılarken cem etmek sünnettir. Seferde cem caiz; fakat deniz seferinde cem caiz değildir. Cem için ihtiyaç hasıl olursa, diğer üç mezhepten birisi taklit edilebilir. Mukimken de önemli bir hastalıkta, ihtiyarlıkta cem edilebilir. Ayrıca, 402 www.dinimizislam.com camide cemaatle kılarken, karanlıkla beraber şiddetli yağmur ve çamur olunca, takdimle cem caiz olur; fakat evde bu caiz olmaz. Cem edince, vitir vaktinde kılınır. Maliki’de iki namazı birleştirirken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, iki farzı peş peşe kılmak gerekir. İki farz arasında abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur. Sünnet kılmak mekruhtur. Bazı âlimlere göre, düğün gibi bazı ihtiyaç hallerinde de mukimken cem caizdir. Dolgu dişi olan Hanefi, hasta iken Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit ederek cem edebilir. Şafii mezhebinde: Mubah olan seferde, Arafat ve Müzdelife’de, öğle ikindi ile, akşam yatsı ile cem edilir. Şiddetli yağmurda sadece camide cemaatle cemi takdim caiz, cemi tehir caiz değildir. Başka bir kavle göre de münferit kılan da cem edebilir. Bir kavle göre, hastalık halinde de, cem etmek caizdir. Bir korku sebebiyle cem caiz olduğu gibi, önemli ihtiyaç halinde mukimken de cem caizdir. İmam-ı Nevevi ve İbni Münzir de böyle demiştir. Şafii’de cem ederken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, ikisini peş peşe kılmak gerekir. İki farz arasında sünnet kılınırsa cem caiz olmaz, fakat abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur. Hanbeli mezhebinde: Arafat ve Müzdelife’de, mubah olan seferde, hastalıkta, emzikli olanda, istihaza, idrar ve yel kaçırmak gibi abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için meşakkat çekenlerde, âmâ olan, yer altında çalışıp da namaz vaktini anlamakta âciz olan, can, mal ve ırzından korkan, maişetine zarar gelecek olan da iki namazı cem edebilir. Soğuk, kış, yağmur, çamur, fırtınada, yatsıyı akşam ile, evde de cem caiz, öğle ile ikindi caiz değildir. Cem ederken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi, niyet etmek, ikisini peş peşe kılmak gerekir. Abdest almak ve ikamet okumak zarar vermez. Sünnet kılarsa cem sahih olmaz. Ağzında dolgusu olan Hanefi, hasta iken iki namazı cem için Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit etmesi gerekir. Çünkü Maliki’de taklit imkanı vardır. Maliki’de taklit imkanı olmayınca Hanbeli taklit edilir. Mukimken iki namazı cem etmek Bir harac, yani bir sıkıntı, bir meşakkat olursa, iki namaz Hanbelî mezhebi taklit edilerek cem edilebilir; çünkü S. Ebediyye’de, (Namaz kılmak için işlerinden ayrılmaları mümkün olmayanların, Hanbeli mezhebini taklit ederek iki namazı cem etmeleri caizdir) diyor. Namaz kıldığı için maişetine zarar gelmese bile, siciline işlenebiliyorsa veya başka mahzurları varsa, onların gözleri önünde kılmamak için iki namazı, mukimken cem etmek caiz olur. Caiz olan durumlardan birkaç örnek verelim: 1- Ebe doğumdaysa, namaz kazaya kalacaksa, iki namazı cem caiz olur. 403 www.dinimizislam.com 2- Ameliyattaki doktorun namazı kazaya kalacaksa, iki namazı cem etmesi caiz olur. 3- Öğrenci sınavdayken namaz kazaya kalacaksa, iki namazı cem caiz olur. 4- Abdest ve namaz kılmakta zorluk çeken hasta veya yaşlı, iki namazı cem edebilir. 5- Uçakta abdest alıp namaz kılmak zor olacaksa, iki namazı cem caiz olur. 6- Abdest veya namaz için yer bulunmazsa, iki namazı cem caiz olur. 7- Abdest ve teyemmüm için zorluk varsa, iki namazı cem caiz olur. 8- Güvenlik görevlisinin namaz kılma imkânı yoksa iki namazı cem etmesi caiz olur. 9- Dağda, gurbette, kışta kalıp vakitleri anlamak zor olursa, iki namazı cem caiz olur. 10- Yağmur, fırtına gibi sebeple namaz kaçacaksa, iki namazı cem caiz olur. 11- Namazı tuvalette bile kılma imkânı yoksa iki namazı cem caiz olur. 12- Mescidi olmayan otel, restaurant, hava limanlarında, uluslararası toplantılarda, namaz kazaya kalacaksa, iki namazı cem etmek caiz olur. 13- Gayrimüslimlerin de katıldığı iftar yemeklerinde namaz kılmak, fitneye sebep olacaksa, iki namazı cem caiz olur. 14- Önemli bir toplantıda bulunan bir memur, toplantıyı bırakırsa işine, maişetine zarar gelecekse, iki namazı cem caiz olur. 15- Şehirlerarası yolculukta, otobüs durmayacaksa, yanında hastası varsa yahut ikinci otobüs için parası yoksa bunun gibi sebeplerle iki namazı mukimken de cem caiz olur. 16- İstanbul gibi trafik problemi olan bir yerde, şehir içinde özel arabasıyla giderken trafik sıkışıp namaz kazaya kalacaksa, mukimken de cem caiz olur. 17- Boğulacak olanı kurtarırken namaz vakti çıkacaksa, iki namazı cem caiz olur. 18- Namaz kılarken düşmanın, anarşistin veya eşkıyanın bir zarar verme ihtimali varsa, iki namazı cem edebilir. 19- Yeni Müslüman olmuş kimse, namaz kıldığı görülürse bir zarara uğrama ihtimali varsa, iki namazı cem edebilir. 20- Abdesti bozan özrü olan, mesela ishalini veya idrarını tutamayan, çıbanından, yarasından kan akan, basurdan kan, fistüllerden, göbekten akıntı çıkan, elde olmadan gaz kaçıran yani gelen yeli tutamayan, ağız dolusu kusan, bunlar gibi abdesti bozan bir özrü olan kimsenin, iki namazı cem etmesi caiz olur. Sual: Otobüs yolcuğunda namazların kaçmaması için birleştirmek caiz olur mu? CEVAP 404 www.dinimizislam.com Evet. Sual: Yolculukta veya mukimken, bir ihtiyaçtan dolayı akşam vaktinde, akşamla yatsı cem edilince, vitri de cem etmek caiz midir? Bir de, İslam Ahlakı kitabında, (Malikiyi taklit edenin, harac olunca, vitir namazını terk etmesi caiz olur) deniyor. Harac, zaruret demek midir? CEVAP Harac, zaruret demek değildir. Bir sıkıntı, bir güçlük olması demektir. Bir harac olmadan, iki namaz cem edilemez. Zorluk varsa, seferde, diğer üç mezhepten birini taklit ederek, akşamla yatsı cem edilebildiği gibi, mukimken de, Hanbelî taklit edilerek cem edilebilir. Fakat vitir cem edilmez, imsak vaktine kadar kılınır. Eğer bu vakte kadar da kılma imkânı olmazsa, bir özürle kazaya kaldığı için günah olmaz. İmameyne göre ve diğer üç mezhepte vitir sünnettir. Harac olduğu zaman, diğer üç mezhepten biri taklit edilirse, vitri kazaya bırakmak, hatta terk etmek de caiz olur. Yolculukta veya mukimken harac olunca, İmameynin kavline de uyularak vitir kazaya bırakılabilir veya terk edilebilir. Ancak bunlar, harac olmadan yapılmaz. Sual: Seferi olan bir kimse cemaatle akşamı kıldıktan sonra hemen arkasından yatsıyı takdim ederek kılabilir mi? CEVAP Evet. Sual: Misafir, seferde Şafii veya Maliki’yi taklit ederek iki namazı cem edebilir mi? CEVAP Evet edebilir, ama bir ihtiyaç olması gerekir. İhtiyaçsız cem edilmez. Seferde trenle giden bir kimse, trende namazlarını ayakta kılamazsa, tren durduğu zaman takdim ve tehirle kılar. Gerek yolda ve gerekse seferde ihtiyaç hasıl olmadan takdim ve tehir ile namaz kılınmaz. Çünkü, kolay hükümleri toplamaya telfîk denir ki, caiz olmaz. Sual: Öğle ile ikindiyi cem etmek için, öğle vakti çıktıktan sonra cem etmeye niyet edilir mi? CEVAP Öğle çıkmadan önce cem etmeye niyet edilir. Sual: Seferde namazı cem ederken o mezhebin şartlarına uymak şart mı? CEVAP Mezhep taklit ederken şartlarına uymak şarttır. Sual: Seferi olan, namazı cem etmek için ne zaman niyet eder? CEVAP Kılacağı zaman. Yola çıkmadan önce cem edilmez. Sual: İkindi vakti mukim olacağını bilenin öğle ile ikindiyi cem edip ikindi vaktinde kılması caiz mi? 405 www.dinimizislam.com CEVAP Zaruretsiz tehir etmek günahtır. Sual: Seferde, ikindide namaz kılma imkanımız olmaz diye, Maliki mezhebini taklit ederek, öğle ile ikindiyi, öğle vaktinde cem ettikten [birleştirip kıldıktan] sonra, ikindide namaz kılacak vakit bulursak, ikindiyi tekrar kılmamız gerekir mi? CEVAP Namaz kılınmıştır, tekrar kılmak gerekmez. Ancak ihtiyata riayet etmek iyi olur. Belki cem etmeyi gerektirecek sebep olmayabilir veya iki namazı cem ederken gerekli şartlara uyulmamış olabilir. Bunun gibi sebeplerle cem sahih olmamış olabilir. Bu bakımdan (Vaktine yetişip de kılamadığım son ikindi namazının farzını kılmaya) diyerek bir namaz kılmak iyi olur. İkindi sahih olmuşsa bu kıldığımız kaza namazı yerine geçer. İkindi sahih olmamışsa onun yerine geçer. Sual: Öğle tehir edildikten sonra ikindinin mekruh vakti girmişse, yine de ikindi ile cem edip kılınabilir mi? CEVAP Elbette kılınır. Sual: İki namazı cem etmek zorunda kaldığım zaman, iki namaz arasında "Allahümme entesselamü.." yü okuyorum. Caiz midir? CEVAP Allahümme entesselamü… namazdan sayılır, mahzuru olmaz. Sual: İhtiyaç halinde namazı Hanbeli’ye göre cem ederken, dolgu için Maliki’yi taklit eden kişi, hem Maliki’yi hem Hanbeli’yi taklit ettiğini hatırlaması lazım mı? CEVAP Evet. Cem ettiği iki namazda da böyle niyet eder. Sual: Tam İlmihalde diyor ki: (Hanbeli mezhebinde, seferde, hastalıkta, kadının emzikli veya müstehaza olmasında, abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için meşakkat çekenlerde ve a’mâ ve yer altında çalışan gibi, namaz vaktini anlamakta âciz olanın ve canından, malından ve namusundan korkanın ve maişetine zarar gelecek olanın, iki namazı cem etmeleri caiz olur.) Müstehaza halinde kadın niye namazlarını cem edebilir? CEVAP İstihaza halindeki kadına müstehaza denir. İstihaza ise, normal âdetinden sonra, kan gelmesi demektir. Böyle kadının her namaz vaktinde tekrar abdest alması sıkıntılı olur. Hem çamaşırını değiştirecek hem de ikinci vakitte tekrar abdest alma zorluğu vardır. Bu zorluktan dolayı iki namazı cem etmesi caiz olur. Zaten mezhep taklidi zaruret olduğu zaman değil, ihtiyaç, haraç, bir sıkıntı olduğu zaman yapılır. Zaruret olunca, başka mezhepte de kolaylık 406 www.dinimizislam.com yoksa kendi mezhebi affeder. Eğer başka mezhepte bir kurtuluş varsa o taklit edilir. Diş dolgusu böyledir. Çünkü başka bir mezhepte kurtuluş yolu vardır. Hiç bir mezhepte kurtuluş yolu olmasaydı, o zaman kendi mezhebi onu affederdi, yani yaptığı şey caiz olurdu. Maliki mezhebini taklit eden istihazalı kadın için iki namazı cem etmeye lüzum yoktur. Çünkü istihaza hâli onun abdestini bozmaz. Aynı abdestle ikinci vakitteki namazı da kılabilir. Mezhep taklidi bir rahmeti ilahidir. Bu rahmetten faydalanmalı, taassuba [bağnazlığa] kapılıp da bu rahmetten kaçmamalıdır. Sual: Maliki mezhebini taklit eden bir kimsenin namazları cem edebilmesi için mazereti ne olmalıdır? CEVAP Aynen Hanefi gibidir, farkı yoktur. Hanefi’de cem edebilmek için ne şartlar gerekiyorsa, taklit edende de o şartların olması gerekir. Taklit eden kendi mezhebinden çıkmış sayılmaz. Cem edebilmek için taklit edenle taklit etmeyen arasında fark yoktur. Sual: Ağzında dolgusu olan mukim iken, ihtiyaç hâlinde Hanbeli mezhebini taklit edip iki namazı cem edebilir mi? CEVAP Hanbeli’de gusülde ağzın içini yıkamak farz ise de, ihtiyaç olunca, Hanbeli’yi taklit ederek iki namazı mukim iken cem etmek caizdir, telfîk olmaz. Telfîk, ihtiyaçsız başka mezhebin kolay kavillerini almaktır, haramdır. Bir ihtiyaç olunca telfîk olmaz, caiz olur. Trafik problemi ve ruhsat Sual: Bir yazıda, “İstanbul gibi trafik problemi çekilen bir yerde, arabası ile giderken trafik sıkışıklığından dolayı, evine ulaşamayıp yolda da, abdest alıp namaz kılacak yer bulamayan iki namazı cem edebilir” deniyor. Bu hareket, namaza önem vermemeyi ve namazı hafife almayı göstermez mi? CEVAP Tam tersine, namaza çok önem vermeyi gösterir. Çünkü namazı zaruretsiz kazaya bırakmak haramdır, büyük günahtır. İçki içmekten ve başka haramlardan daha büyük günahtır. Böyle bir günaha düşmemek için, hak olan başka bir mezhebi taklit etmek gerekir. Bu önemli ruhsattan da faydalanmak gerekir. Çünkü bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Ruhsatlardan faydalanmayan, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.) [Taberani] Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:: (Allah size kolaylık ister, zorluk istemez.) [Bekara 185] Cem etmeden mukim olmak Sual: Bir yolcu, Malikî mezhebini taklit ederek öğleyle ikindiyi, ikindi vaktinde cem etmeye niyet edip de, ikindi vakti girince mukim olsa, öğleyi kazaya bırakmış olacağı için, günaha girmiş olur mu? 407 www.dinimizislam.com CEVAP Kasten kazaya bırakmadığı için günah olmaz. (Fetava-i fıkhiyye) Böyle durumlarda, Hanbelî’yi taklit ederek mukimken de cem edebilir. Cem ederken cemaate uymak Sual: Bir ihtiyaç hâlinde, diğer üç mezhepten birine uyup iki namazı, mesela öğle ile ikindiyi, öğle vaktinde cem ederken, öğlenin farzını cemaatle, ikindinin farzını da yalnız kılmak caiz olur mu? Yahut cemi ikindi vakti yaparken, öğleyi yalnız kılıp ikindiyi cemaatle kılmak caiz olur mu? CEVAP Evet, ikisi de caizdir, vaktin farzını kılarken imam olmak da caizdir. Dikkat edilmesi gereken şey, cem ederken, iki farzı peş peşe kılmak gerekir, arada başka namaz kılınmaz. Öğleyle ikindiyi cem etmek Sual: Bazen zaruret olunca öğleyi kılamıyorum, ikindi vakti girince ikindiyle birleştiriyorum. İkindiyle birleştirebilmek için nasıl niyet etmem gerekiyor? CEVAP İkindiyle öğleyi birleştirebilmek için önce, öğleyi vaktinde kılamazsam, asrı evvelde kılarım, asrı evvelde de kılamazsam, asrı sanide ikindiyle cem ederim diye düşünmek gerekir. Sonra da öğleyi meşru bir sebeple öğle vaktinde kılamayınca, İmam-ı azam hazretlerinin kavline uyarak asrı evvelde kılmaya çalışmalı, asrı evvelde de kılma imkanı yoksa, o zaman asrı sanide, Hanbeli mezhebi taklit edilerek ikindiyle cem ederek kılınır. Bugünkü öğle namazını cem ederek ikindi namazıyla kılıyorum diye niyet edilir. Akşamı vaktinde kılamayan da, yatsı ile cem edebilmesi için böyle niyet eder. İkindide olduğu gibi yatsıda da iki vakit vardır. Buna İşa-i evvel ve İşa-i sani denir. [İşa, yatsı demektir.] İşa-i sani, işa-i evvelden, Eylülden Mart ayına kadar 10-12 dakika sonradır. Nisanda 12-14, Mayısta 14-18, Haziranda 18-19, Temmuzda 15-19, Ağustosta ise 12-15 dakika sonradır. Hem İmam-ı a'zam hazretlerinin, hem de İmameyn’in kavline uyabilmek için ikindiyi asr-ı sanide, yatsıyı da işa-i sani’de kılmak iyi olur. Arabada namaz Sual: Kış günü ikindiyi kılıp akşamı evimde kılarım diye yola çıkan ve yatsıya evine varamayan kimse, yolda arabasında namazını ima ile kılamaz mı? CEVAP Namazı cem etmek, arabada ima ile kılmaktan önce gelir. Eve gidince yatsı ile cem etme imkanı varsa, (namazı yatsı ile cem edeceğim) diye niyet eder ve eve gidince de cem eder. Yatsıya da eve gitme imkanı yoksa, o zaman mecburen araba içinde ima ile namaz kılınır. Namazları cem ederken 408 www.dinimizislam.com Sual: İşyerinde, askerde veya okulda namaz kılma imkanı olmayan kimse, namazı kazaya mı bırakmalı, yoksa öğle ve ikindiyi cem mi etmeli? CEVAP Namazı kazaya bırakmak, büyük günahtır. Önce kendi mezhebimize göre vaktinde kılmak için, bütün imkanlar araştırılır. Hatta, tuvalette kılınır. Bu da, mümkün olmazsa, Hanbeli mezhebinde, böyle durumlarda, mukim iken de, öğle ile ikindiyi veya akşam ile yatsıyı cem etmek caizdir. Öğle ile ikindi, öğle veya ikindi vaktinde cem ederek, yani birleştirilerek kılınabilir. Cem edince, iki namazın farzı peş peşe kılınır. Arada sünnet veya kaza namazı kılınmaz. Öğle vaktinde kılınacaksa, öğlenin farzı kılındıktan sonra, (Niyet ettim Hanbeli mezhebine uyarak, ikindiyi takdim ederek, öğle vaktinde kılmaya) diye niyet ederek, ikindi namazı kılınır. Öğleyi, öğle vaktinde kılma imkanı yoksa, (ikindi vakti, ikindi ile cem ederim) diye düşünmeli. İkindi vaktinde kılınırken, (Niyet ettim Hanbeli mezhebine uyarak, öğleyi tehir ederek, ikindi vaktinde kılmaya) diye niyet ederek, öğle namazı kılınır. Sonra, ikindi namazı kılınır. Bir ihtiyaç olursa, akşamla yatsı namazları da, akşam veya yatsı vaktinde, Hanbeli mezhebi taklit edilerek böyle cem edilebilir. İkindiyle akşam cem edilmez. Sabah namazı da, yatsı veya öğle namazıyla cem edilmez, vaktinde kılmak gerekir. Harac olmadan cem edilmez Sual: Diş dolgusu veya başka bir sebeple Maliki mezhebini taklit eden, harac olmasa da, seferde öğleyle ikindi ve akşamla yatsı namazlarını cem ederek kılabilir mi? CEVAP Hayır, harac [meşakkat, zorluk, sıkıntı] olmadan cem edilmez. Maliki’yi taklid eden, kendi mezhebinden çıkmış sayılmaz. Harac olmadan, Hanefi mezhebine aykırı olan hükümlere uyulmaz. Maliki taklit edilmese de, harac olunca, o anda üç mezhepten biri taklit edilerek, cem edebilir. Cemin yapılabilmesi için harac şarttır. Cuma günü cem etmek Sual: Cuma günü, öğleyle ikindi namazını cem etmesi gereken kişi, nasıl cem eder? CEVAP Seferiyse, seferi olana Cuma kılmak farz olmaz, öğleyi kılması farz olur. Diğer üç mezhepten biri taklit edilerek, cumayı kılmayıp, öğleyle ikindi cem edilir. Mukimken cem etmek gerekince, Hanbelî mezhebi taklit edilerek cem edilir. Mukimken, Cuma namazını kılmadan önce cem etmeyi gerektiren durum ortaya çıktıysa, o zaman, Cuma namazının farzını cemaatle kıldıktan sonra, Cumanın farzı, ikindinin farzıyla cem edilir, arada başka namaz kılınmaz, 409 www.dinimizislam.com başka şeyler okunmaz; fakat Cuma namazının herhangi bir sebeple sahih olmama ihtimali olduğu için, ikindiyi kıldıktan sonra, yine zuhr-i ahir namazını kılmalıdır. Mukimlik ve cem Sual: Maliki mezhebinde, bir ihtiyaç olunca, seferde öğleyle ikindi ve akşamla yatsı namazlarını cem etmek caiz olduğuna göre, 10 gün için sefere çıkan Hanefi, ihtiyaç halinde Maliki’yi taklit ederek cem edebilir mi? CEVAP Başka bir mezhebi taklit edenin, o mezhebin o husustaki diğer şartlarına da uyması gerekir. Maliki’de seferde cem etmek caizse de, giriş çıkış günleri hariç 4 veya daha fazla gün için sefere çıkan, Maliki’de seferi olmaz. 10 gün için sefere çıkan kimse de, Maliki’ye göre seferi olmayacağı için, Maliki’yi taklit ederek cem edemez. Hanbelî’de ise, ihtiyaç halinde mukimken de cem caizdir. Maliki’ye göre seferi olamayan, Hanbelî’yi taklit ederek cem eder. Mukim olacağı için de, cem ederken dört rekât olan farzları yine dört rekât olarak kılar. Mukimken cem Sual: Bir zaruret veya ihtiyaç halinde, mukimken, Hanbeli’den başka, iki namazı cem etmeyi caiz gören başka mezhep var mıdır? CEVAP Şafii ve Maliki mezhebinde bazı durumlarda mukimken de cem caizdir: Şafii mezhebinde: Şiddetli yağmurda, sadece camide cemaatle cem-i takdim caiz, cem-i tehir caiz değildir. Başka bir kavle göre de, münferit kılan da cem edebilir. Bir kavle göre, hastalık halinde de, cem etmek caizdir. Bir korku sebebiyle cem caiz olduğu gibi, önemli ihtiyaç halinde, mukimken de cem caizdir. Maliki mezhebinde: Önemli bir hastalıkta, ihtiyarlıkta cem edilebilir. Ayrıca, camide cemaatle kılarken, karanlıkla beraber şiddetli yağmur ve çamur olunca, takdimle cem caiz olur; fakat evde bu caiz olmaz. Cem edince, vitir vaktinde kılınır. Vaktinde kılınamazsa vitir Maliki'ye göre sünnet olduğu için kazası gerekmez. Sual: Diş dolgusu olan hasta, iki namazı cem için niye Hanbeli’yi değil de, Maliki’yi taklit etmesi gerekir? CEVAP Çünkü gusülde Hanbeli’de ağzın içini yıkamak farzdır. Dolgusu olan Hanefi, bu durumda Hanbeli’yi taklit edemez. Maliki’de caiz olduğuna göre, Hanbeli’yi taklit etmeye ihtiyaç kalmıyor. Şafiide cem-i takdimin şartları Sual: S. Ebediyye’de, (Şafii mezhebinde, yağmur sebebiyle camide cemaatle cem-i takdim caizse de, yedi şartı vardır) deniyor. Orada bildirilmeyen bu yedi şart nelerdir? CEVAP 410 www.dinimizislam.com Yağmur sebebiyle cem-i takdimin yani öne alarak cem etmenin yedi şartı şunlardır: 1- Tertibe uymak: İkindiyi öğle vaktinde kılacaksa, önce öğleyi sonra ikindiyi kılmalı, yatsıyı da akşam vaktinde kılacaksa, önce akşamı sonra yatsıyı kılmalıdır. 2- Niyet: Birinci namazda cem etmeye niyet etmelidir: Öğle ile ikindiyi cem-i takdimle kılacaksa, öğle vaktinde, öğleyi ikindiyle beraber kılacağına niyet etmelidir. Akşamla yatsıyı cem-i takdimle kılacaksa, akşam vaktinde, akşamı yatsıyla beraber kılacağına niyet etmelidir. 3- Muvalat: İki farz namazı ara vermeden peş peşe kılmalıdır. Aralarında sünnet kılmak, caiz olmaz. Aralarına ezan, ikâmet ve taharet gibi fasılaların konulması caizdir. Meselâ öğle namazını kıldıktan sonra, ikindiyi kılmadan abdesti bozulan kişinin abdest alması, ceme zarar vermez. 4- Uzaklık: Yağmur sebebiyle cem edebilmesi için, caminin uzakta olması da gerekir. 5- Birinci vaktin çıkmaması: İkinci namazı kılana kadar, birinci namazın vaktinin çıkmaması gerekir. Mesela öğle ile ikindinin farzı kılınırken ikindi vaktinin girmemesi gerekir. 6- Birinci namazın sahih olduğunu zannetmek: Meselâ birinci namaz Cuma namazı ise, cumanın şartlarının bulunmadığı için sahih olmadığını biliyorsa cem caiz olmaz. 7- Namazı cemaatle kılmak: İmamın cemaate de niyet etmesi gerekir. Bu, Şafii’de yağmur sebebiyle cem etmenin şartıdır; yoksa seferde cem ederken cemaatle kılmak şart değildir. Seferi ise, ikinci namaza iftitah tekbiri alıp başlayıncaya kadar seferin devam etmesi şarttır. İkinci namaza başladıktan sonra sefer biterse, ceme devam edilir; ama ikinci namaza başlamadan önce sefer sona ererse, artık cem etmek sahih olmaz. Böyle durumlarda Hanbelî mezhebi taklit edilerek cem yapılabilir. Eğer bir özürle bu vakte bırakmışsa günah olmaz. İki namazı cem etmek (birleştirmek) Sual: Mezheplere göre iki namazı cem etmenin şartları nelerdir? CEVAP Cem etmek, iki namazı birleştirip kılmak demektir. İkindiyi öğle vaktinde, öğle ile birlikte veya yatsıyı akşam vaktinde, akşam ile birlikte kılmaya cem-i takdim = takdim ederek cem etmek denir. Takdim etmek öne almak, sonraki namazı öne alıp öncekiyle birlikte kılmak demektir. Öğleyi ikindi vaktinde ikindi ile veya akşamı yatsı vaktinde, yatsı ile birlikte kılmaya cem-i tehir = tehir ederek cem etmek denir. Önceki vakitteki namazı tehir ederek sonraki vakitteki namazla birlikte kılmak demektir. 411 www.dinimizislam.com Sabah namazı başka vakitlerle cem edilemez. Mezheplere göre cem etmek şöyledir: Hanefi mezhebinde: Hacılar, Arafat’ta, hutbe okuyan imamın arkasında öğleyle ikindiyi öğle vaktinde takdim ederek kılar. Çadırlarda cemaatle veya yalnız kılarken, cem edilmez. Müzdelife’de ise akşamla yatsı, yatsı vaktinde tehir edip kılınır. Müzdelife’deki cem için cemaatle kılmak şart değil, münferit de cem edebilir. Başka yerde başka zamanlarda iki namazı cem edemezler. Ancak ihtiyaç ve zaruret olunca diğer mezheplerden birini taklit ederek kılınabilir. Maliki mezhebinde: Cem yapılabilecek durumlar: 1- Seferde: Mubah olmayan seferde cem edilmez. 2- Hastalıkta: Abdest almakta ve ayakta namaz kılmakta zorluk çeken hastalar, cem edebilir. 3- Karanlıkla birlikte yolların çamurlu olması: Ancak camide cemaatle kılarken cem edilir. Camide tek başına namaz kılan kişinin, iki namazı cem etmesi caiz olmaz. İmam camide ikamet etse bile o, cemaatle birlikte cem edebilir. 4- Arafat’ta: Haccetmek için gelen hacıların öğle ile ikindiyi cem-i takdim yapmaları sünnettir. 5- Müzdelife’de: Hac ibadetini eda eden kişinin, Arafat’tan ayrıldıktan sonra Müzdelife’ye ulaşıncaya kadar akşam namazını tehir etmesi sünnet olur. Müzdelife’de akşam namazını tehir ederek yatsıyla birlikte imamla cem-i tehir şeklinde kılar. Bu beş şarttan başka ihtiyarlıkta da takdim ve tehirle cem yapılabilir. Vitir cem edilmez, vaktinde kılınır. Kılma imkânı yoksa, kazaya kalması günah olmaz. Evde kılan cem edemez. Deniz yolculuğunda cem caiz olmaz. İhtiyaç olunca, Şafii veya Hanbeli taklit edilerek cem edilebilir. Diş dolgusu olan, Şafii mezhebini taklit eder. Maliki’de iki namazı cem ederken: 1- Niyet: Birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, 2- Tertibe riayet etmek: Öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, 3- Muvalat: İki farzı peş peşe kılmak. İki farz arasında abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur. İkisi arasında sünnet kılmak mekruhtur. Bazı âlimlere göre, düğün gibi bazı ihtiyaç hallerinde de mukimken cem caizdir. Dolgu dişi olan Hanefi, hasta iken Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit ederek cem edebilir. Şafii mezhebinde: Cem edilebilecek durumlar: 1- Mubah olan seferde: Bir sıkıntı olmasa da takdim ve tehir caizdir. 412 www.dinimizislam.com 2- Arafat ve Müzdelife’de: Takdim ve tehirle kılınabilir. 3- Şiddetli yağmurda: Sadece camide cemaatle cem-i takdim caiz, cem-i tehir caiz değildir. 4- Hastalıkta: Takdim ve tehirle kılınabilir. Bu dört şarttan başka ihtiyarlıkta da takdim ve tehirle cem yapılabilir. Şafii’de cem-i takdimin şartları: 1- Niyet: Birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, 2- Tertibe riayet temek: Öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, 3- Muvalat: İki farzı peş peşe kılmak. İki farz arasında sünnet kılınırsa cem caiz olmaz, fakat abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur. 4- İkinci namaza başlayıncaya kadar yolculuğun devam etmesi. Şafii’de cem-i tehirin şartları 1- Birinci namazın vakti çıkmadan, namazı cem-i tehir ile kılmaya niyet etmek. 2- İkinci namazı da kılıp bitirinceye kadar yolculuğun devam etmesi. Hanbeli mezhebinde: Arafat ve Müzdelife’de, mubah olan seferde, hastalık, emzikli olmak, istihaza, idrar ve yel kaçırmak gibi abdesti bozan özürlü hallerde, abdest ve teyemmüm için meşakkat çekenlerde, âmâ olan, yer altında çalışıp da namaz vaktini anlamakta âciz olan, can, mal ve ırzından korkan, maişetine zarar gelecek olan da iki namazı cem edebilir. Soğuk, kış, yağmur, çamur, fırtınada, yatsıyı akşam ile, evde de cem caiz, öğle ile ikindi caiz değildir. Hanbeli’de cem-i takdimin şartları: 1- Niyet: Birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, 2- Tertibe riayet temek: Öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, 3- Muvalat: İki farzı peş peşe kılmak. Abdest almak ve ikamet okumak zarar vermez. Sünnet kılarsa cem sahih olmaz. 4- Cemi gerektiren özrün, ikinci namaz tamamlanıncaya kadar devam etmesi gerekir. Ağzında dolgusu olan Hanefi, hastayken iki namazı cem için Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit etmesi gerekir; çünkü Maliki’de taklit imkânı vardır. Maliki’de taklit imkânı olmayınca Hanbeli taklit edilir. Hanbeli’de cem-i tehirin şartları 1- Birinci namazın vakti çıkmadan, namazı cem-i tehir ile kılmaya niyet etmek. Ancak vakit dar olursa bu takdirde ikinci namazı öne alarak birinciyle cemetmek caiz olmaz. 2- Cemi gerektiren özrün, birinci vakitte yapılan niyetten, ikinci namazın vakti girinceye kadar devam etmesi gerekir. Cem ederken niyet Sual: Seferde akşamla yatsıyı, Şâfiî veya Mâlikî’ye göre takdim ederek akşam vaktinde kılacak olan kimse, akşam namazına başlarken cem niyetini 413 www.dinimizislam.com unutan, daha sünneti kılmadan cem edeceğini hatırlasa, yatsının farzını kılarken niyet etse sahih olur mu? CEVAP Evet. İhtiyarlıkta cem Sual: S. Ebediyye’de, Mâlikî ve Şâfiî’de, sadece seferde değil, (Hastalıkta ve ihtiyarlıkta da iki namaz cem edilebilir) deniyor. Mâlikî'yi taklit eden mukimin, hasta iken namazlarını Hanbelî'ye göre değil de, Mâlikî'ye göre mi cem etmesi gerekir? İkincisi, hasta olmadan ihtiyarlar da mı cem edebiliyor? CEVAP Mâlikî'yi taklit eden kimse, Mâlikî’de cem mümkün olan yerde, Hanbelî'ye göre cem edemez. Çünkü Hanbelî’de de, gusülde ağzın içini yıkamak farzdır. Hanbelî'ye göre guslü olmadığı için Hanbelî'yi taklit edemiyor. Hastalıkta Mâlikî mezhebinde cem caiz olduğu için Hanbelî'ye lüzum kalmıyor. Ama mukim iken, başka bir mazeretle Hanbelî'yi taklit ederek cem edebilir. Çünkü cem için başka çare yoktur. Namazın kazaya kalmaması için hangi mezhepte cem caiz ise ona uyularak namaz kılınır. İhtiyarın açık bir hastalığı görülmese de, onun gücü kuvveti olmaz, ayakta zor durur, itelense yıkılır. Namaz kılarken bile yorulabilir. Abdest alması zor olabilir. Böyle durumdaki bir ihtiyar, seferi olmasa da, kendi evinde bile olsa, iki namazı cem edebilir. İki namazı cem Sual: Seferde öğleyi vaktinde kılma imkânı olmadığı için, cem etmek niyetiyle ikindi vaktine tehir etsek, gideceğimiz yere varınca mukim olsak, vardığımızda ikindi vakti de hâlâ çıkmamışsa, Mâlikî'ye göre, öğle ve ikindiyi cem ederken dört mü, yoksa iki mi kılmak gerekir? CEVAP Mukim olunca, artık Mâlikî'ye göre cem edilmez, Hanbeli’ye uyarak, öğle iki, ikindi dört rekât olarak cem edilebilir. Yahut öğle iki rekât olarak kaza edilip, ikindi de, dört rekât olarak kılınır. Öğle namazı, geçerli bir mazeretle kazaya kaldığı için günah olmaz. Cem için ihtiyaç Sual: İstanbul’dan Kuzuluk kaplıcasına giderken, Adapazarı’na uğradık. Akşamı Kuzuluk’ta kılarız diye düşünüyorduk. Akyazı’ya gelince, akşama Kuzuluk’a yetişemeyeceğimizi anladık. Ben Akyazı’da inip namazı kıldım. Başka bir vasıtayla Kuzuluk’a geldim. Yanımdaki arkadaşlar biz Kuzuluk’ta cem ederiz diyerek inmediler. Onların da inmesi gerekmez miydi? CEVAP İki namazı cem için gerekli ihtiyaç yoksa inmek gerekir. İhtiyaç olmadan cem etmek caiz olmaz. Mesela şunlardan biri varsa cem edilebilir: 1- Yolda inerse, başka vasıtayla gidecek parası yoksa veya vasıta bulma 414 www.dinimizislam.com imkânı yoksa, 2- Yanında bir hastası olup da, inip binecek durumu yoksa, 3- Yanında yükleri çok olup, indirip başka vasıta bulmak zorsa, 4- İneceği yerde veya yakınlarında abdest alacak yer yoksa, 5- İneceği yerde anarşistlerin, eşkıyaların bir zarar verme ihtimali varsa, 6- Şiddetli yağmur varsa, iki namazı cem etmek için özür olur. Bunlar veya bunlara benzeyen bir özrü yokken, iki namazı cem etmek caiz olmaz. Nafile namazlar Teheccüd namazı Sual: Teheccüd namazı kılmak için, önce uyuyup sonra kalkmak şart mı? Kazası olan teheccüd kılabilir mi? Gece namazı kılmanın önemi nedir? CEVAP Teheccüd, gecenin üçte ikisi geçtikten sonra, imsak vakti girinceye kadar kılınan nafile bir namazdır. Teheccüd, uykuyu terk etmek demektir. Teheccüd için önce uyuyup, sonra kalkmanın şart olduğunu bildirenler de olmuştur. (Şir’a şerhi) Gece kılınan nafile namaz, gündüz kılınan nafile namazdan daha faziletlidir. Çünkü gece uyanmak nefse zor gelir. Hadis-i şerifte (İbadetin efdali zahmetli olanıdır) buyuruldu. (M. Felah, İbni Esir, Nihaye) Teheccüd namazı, gündüz kılınan bin rekâttan daha faziletlidir. Bir saat ilim öğrenmek, [mesela ilmihal okumak] geceyi ibadetle geçirmekten daha çok sevabdır. (Dürr-ül-muhtar) (Amellerin kıymetlisi, az da olsa devamlı olanıdır) hadis-i şerifi, meşakkatli ibadeti ara sıra yapmaktansa, meşakkati az olanı devamlı yapmanın daha faydalı olduğunu bildirmektedir. (Beyheki) Gece namazı çok faziletlidir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Gece seherde kılınan iki rekât namaz, dünya ve içindekilerden daha kıymetlidir. Eğer meşakkat vermeseydi, gece namazını ümmetime farz kılardım.) [Deylemi] (Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.) [Müslim] (Gündüz kaylule yaparak teheccüde, sahura kalkarak da oruca yardım edin!) [İbni Mace] (Cennette öyle muazzam köşkler vardır ki, bunlar tatlı dilli olan, selamı yayan, herkese yemek yediren, çok oruç tutan ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr] (Gecenin sonunda kılınan iki rekât namaz, dünyadan ve dünyadakilerden hayırlıdır. Ümmetime zor gelmeyeceğini bilseydim, onlara teheccüdü mecburi kılardım.) [Müslim] (Cemaatle namazlarını kılan kimse, gece namazına kalkmış gibi 415 www.dinimizislam.com sevab alır.) [Tirmizî] (Yatsı veya sabah namazını cemaatle kılan gece namazı kılmış gibi sevaba kavuşur.) [Hatîb] (Gece namazına devam edin! Bu, sizden önceki salihlerin âdetidir. Gece namazı, Allah’a yakınlaştırıcı, günahlardan uzaklaştırıcı ve onlara kefarettir. Bedene de sağlıktır.) [Hâkim] (Cebrail aleyhisselam gece namazını o kadar çok tavsiye etti ki, pek az uyuyanların ümmetimin hayırlıları olduğunu anladım.) [Deylemî] (Ramazanda inanarak ve sevabını umarak gece namazı kılanın günahları affolur.) [Buhârî] (Teravih kılan da gece namazı kılmış olur.) (Deve veya koyun sağımı kadar da olsa, gece namazı kılmalı. Yatsıdan sonra yatmadan önce kılınan namaz gece namazı sayılır.) [Ebu Nuaym] (Teheccüd kılma âdeti olup da, uyuya kalana, Allahü teâlâ kılmış gibi sevab verir; uykusu da, kendisi için bir sadaka olur.) [Nesai] (Selamı yayar, açları doyurur, sıla-i rahimde bulunur, geceleri herkes uyurken namaz kılarsanız, selametle Cennete girersiniz.) [Tirmizi] (Müminin şerefi gece namazı kılmasındadır.) [Hatîb] (Gece namaz kılanların yüzü güzel olur.) [Rıyad-un-nasihin] (Teheccüd, günahları affettiren, salihlerin ameli olup, hastalıklara da şifa verir.) [Tirmizi] (Kış, müminin baharıdır. Gündüzleri kısadır, oruç tutar; geceleri uzundur, ibadet eder.) [Beyheki] (Gecenin sonunda uyanamayacağından korkan, gecenin evvelinde vitri eda etsin! Sonra yatsın! Gece sonunda uyanacağını ümit eden, vitri o zaman kılsın! Çünkü gecenin sonundaki kalkmakta rahmet melekleri hazır olur.) [Müslim] (Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.) [Tirmizi] (Seher vakti Allahü teâlâ buyurur ki: İstiğfar eden yok mu, onu mağfiret edeyim. İsteyen yok mu, istediğini vereyim, duasını kabul edeyim.) [Müslim] Allahü teâlâ iyileri överken, (Onlar seher vaktinde istiğfar eder) buyuruyor. (Zariyat 18) Hazreti Yakub oğullarına, (Sizin için seher vakti Rabbime istiğfar edeceğim) dedi. (Yusuf 98) Âl-i İmran suresinin 17. âyetinde, sabredenler, sadıklar [söz, iş ve niyetlerinde doğru olanlar], namaz kılanlar, zekât verenler ve seherde istiğfar edenler övülmektedir. Beş vakit namazı, tadil-i erkan ile ve cemaat ile eda etmeli! Teheccüd namazı kılmalı, seher vakitlerini istiğfarsız geçirmemeli, gaflete dalmamalı, ölümü ve âhireti düşünmeli, haramları bırakıp, âhirete yönelmeli. (Mek. Masumiyye) 416 www.dinimizislam.com Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama, (Benim için ibadet et!) buyurunca, Hazreti Musa, (Ya Rabbi, sana ne zaman ibadet edeyim ki makbul olsun?) diye sordu. Cenab-ı Hak da, (Gece namaz kıl!) buyurdu. (Ey Oğul İlmihali) Teheccüd namazı böyle faziletli olmakla beraber, nafiledir. Bir kimse, ömründe hiç teheccüd kılmasa, âhirette hiçbir ceza verilmez. Çünkü nafile namazdır, ama farz namazın kazasını kılmayan büyük cezalara maruz kalacaktır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Farzın yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında, damla bile değildir. (1/29) Hanefi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi hazretleri buyurdu ki: Fütuh-ul-gayb kitabındaki (Farz namaz borcu olanın nafile namazlarını, Allahü teâlâ kabul etmez) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir. Kazası olan, gece kaza namazı kılarsa, teheccüd namazı da kılmış olur. Eğer teheccüd namazına da niyet ederse, niyet sevabı da alır. Kazası olmayanın da, kaza namazı kılmasının hiç mahzuru olmaz. Gece kaza kılan hem kazasını öder, hem de teheccüd sevabına kavuşur. (Nevadir-i Fıkhıyye) Teheccüd namazının sınırı Sual: S. Ebediyye’de, teheccüd ve kuşluk namazlarının en çoğunun, 12 rekât, evvabin namazının ise 6 rekât olduğu bildiriliyor. Bu namazlar, sınırsız değil midir? CEVAP Bunlar sünnet namazlardır. Peygamber efendimiz ne kadar bildirmişse o kadarı sünnettir. Sünnetlere de nafile denir. Her sünnet nafiledir; fakat her nafile, sünnet değildir. Nafileler, revatib ve regaib diye ikiye ayrılır. Revatib, farzlardan önce veya sonra kılınan müekked ve gayr-ı müekked sünnetlerdir. Regaib ise, kuşluk, teheccüd ve evvabin gibi diğer sünnetlerdir. (Nimet-i İslam) Teravih namazı da sünnettir ve sünnet olan miktarı 20 rekâttır. Daha fazla kılınırsa nafile olur. Kuşluk, evvabin ve teheccüd namazlarının da sünnet olan miktarı bildirilen miktardır. Bir kimse kuşluk vakti 40 rekât namaz kılsa, bunun 12 rekâtı sünnet, kalanı nafile olur. Akşam namazının farzından sonra, 20 rekât nafile namaz kılınsa, bunun 6 rekâtı sünnet, kalanı nafile olur. Bir kimse gece bin rekât nafile namaz kılsa, bunun 12’si sünnet olan teheccüd namazı, diğerleri nafile olur. Sual: Hangi nafile namaz diğerlerinden üstündür? CEVAP Teheccüd namazı diğer nafilelerden daha üstündür. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan teheccüd namazıdır.) [Müslim] 417 www.dinimizislam.com Kazaya da niyet edilirse, hem kaza borcu ödenmiş, hem de teheccüd sevabına kavuşulmuş olur. Sual: Gece bir saat uyanık kalsak, bu bir saatte, kısa sure okuyarak 30 rekat kaza kılmak mı, veya, uzun sure okuyarak 2 rekat kaza kılmak mı daha iyi olur? Yoksa toplam bir saat ibadet edildiği için ikisi eşit mi olur? CEVAP Nafile ibadet farklıdır. Ancak kaza namazı için ne kadar çok kaza kılınırsa o evla olur. Yatsıdan sabaha kadar iki rekat kaza kılan kimse, iki rekat kaza borcunu ödemiş olur. İki dakikada iki rekat kılan da iki rekat kaza borcunu öder. Kadir gecesi yatsıdan sabaha kadar iki rekat kaza kılan da yine iki rekat kaza borcunu öder. Sevap yönü ayrıdır. O gece bir saat ibadet etmek, başka zamanki bin saatten daha kıymetlidir. Gece namazı Sual: Seher vakti uyanıp kaza namazı veya vitri kılan teheccüd namazı da kılmış sayılır mı? CEVAP Evet, kılmış sayılır. Gece hangi namaz kılınsa, teheccüd namazı da kılınmış olur. Hadis-i şerifte, (Yatsı namazından sonra kılınan namaz, gece namazındandır) buyurulmuştur. (İbni Abidin) Gece kaza kılan hem kazasını öder, hem de teheccüd sevabına kavuşur. (Nevadir-i Fıkhıyye) Demek ki, gece kaza namazı kılan teheccüd namazı da kılmış sayılır, ancak niyet sevabına da kavuşmak için, hem kaza namazına, hem de teheccüd namazına niyet etmeli. Yeni abdest alınmışsa, Sübha namazı da kılınmış olur. Niyet sevabına da kavuşmak için Sübha namazına da niyet etmeli. Kuşluk (Duha) namazı Sual: Kuşluk namazının önemi nedir, ne zaman kılınır? CEVAP Kuşluk vakti, şer’i gündüzün dörtte biri geçtikten sonra başlar, zeval [İstiva] vaktine kadar devam eder. Yani imsak vaktine bu dörtte birlik zaman ilave edilince, kuşluk vakti başlar. Mesela 21 Aralıkta İstanbul’da imsak 5.31dir. Akşam ise 16.44te oluyor. Böylece şer’i gündüz 11 saat 13 dakika olup, bunun dörtte biri 2 saat 48 dakikadır. Bu imsak vaktine ilave edilince 5.31+2.48= 8.19 bulunur. Şu halde, kuşluk bu vakitte başlıyor demektir. Bu da aşağı yukarı işrak vakti ile aynıdır. Çünkü o gün işrak vakti 8.13tür. Kuşluk namazı, bu vakitten öğleye 20 dakika kalıncaya kadar kılınır. (Kısaca söylersek, kuşluk vakti, güneş doğduktan 50 dakika sonra başlayıp, öğleye 20 dakika kalana kadar olan vakittir.) Kuşluk vaktinde en az iki rekat namaz kılmak çok sevaptır. Hadis-i 418 www.dinimizislam.com şeriflerde buyuruldu ki: (Günde iki rekat kuşluk namazı kılanın günahları denizlerin köpüğü kadar olsa, affedilir.) [İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud] (Herkesin eklem yeri kadar sadaka vermesi gerekir. Sübhanallah, Elhamdülillah, La ilahe illallah veya Allahü ekber demek birer sadakadır. İyiliği tavsiye etmek, kötülüğe mani olmaya çalışmak birer sadakadır. İki rekat kuşluk namazı kılmak ise bütün bunları karşılar.) [Müslim] (Günde 2 rekat kuşluk namazı kılan, doğduğu günkü gibi günahsız olur.) [Ebu Ya’la] (İki rekat kuşluk namazı kılan gafillerden olmaz. Dört rekat kılan, abidlerden olur. Altı rekat kılarsa, bu namaz o gün ona kâfi gelir. Sekiz rekat kılan, masivayı terk edip itaat eden kullardan yazılır. On iki rekat kılan da Cennette özel bir köşke kavuşur.) [Taberani] (Cennetin bir Duha kapısı vardır. Bu kapıdan ancak kuşluk namazı kılanlar girer.) [Taberani] (İki rekat kuşluk namazı, kabul olunmuş bir hac ve umreye bedeldir.) [Ebuşşeyh] Peygamber efendimizin, düşman üstüne gönderdiği askerler, kısa zamanda zafer kazanıp bol ganimet ile evlerine döndüler. Bu askerlere gıpta edenleri görünce buyurdu ki: (Size bunlardan daha kısa süren, daha çok ganimet getiren ve daha tez eve döndüren cihad yolunu göstereyim. Kuşluk namazı için camiye giden, daha az savaşmış, daha çok ganimet almış ve daha tez evine dönmüş olur.) [İ. Ahmed] (İki rekat kuşluk namazı kılmak bana farzdır.) [İ.Ahmed] (İki rekat kuşluk namazı kılan vücudunun zekâtını ödemiş olur.) [İ.Asâkir] Redd-ül-muhtar’da, (Kuşluk namazına devam eden şehid olarak ölür) buyuruluyor. İmam-ı Şarani hazretleri, (Kuşluk namazına devam edenlere cin musallat olamaz) buyurdu. Kuşluk namazı nafile namazdır. Kazası olan, kazasını ödemedikçe nafile namaz kılarsa kabul olmaz. Önce kazasını ödemelidir. Kaza namazı borcu olan, kuşluk vakti kuşluk namazı kılmak isterse, (İlk kazaya kalmış sabah [veya öğle, ikindi, akşam, yatsı] namazının farzını ve kuşluk namazı kılmaya) diye niyet ederse, hem kazası ödenmiş, hem de kuşluk namazı kılmış olur.) [Redd-ül-muhtar] Sual: Seferde kuşluk namazı kılmak caiz mi? CEVAP Vakit müsaitse kılmak iyi olur. Kaza namazı olan hem kazaya hem de kuşluğa niyet etmelidir. Sual: Duha, kuşluk ve işrak namazları, ne zaman başlar, ne zamana 419 www.dinimizislam.com kadar kılınabilir? CEVAP Duha, kuşluk demektir. Âlimlerin çoğu işrak namazının da kuşluk namazı olduğunu bildirmektedir. Tam İlmihal’de diyor ki: Duha vakti olunca, iki rekat (İşrak namazı) kılmak sünnettir. Bu namaza (Kuşluk namazı) da denir. İşrak vakti, bayram namazı kılınan vakitte başlar. Öğleye 20 dakika kalıncaya kadar kılınır. Kaza namazı kılan kuşluğa da niyet ederek kılar. Böylece hem kaza namazı ödenmiş olur, hem de kuşluk namazı kılınmış olur. Kaza kılarken Sual: Sabah namazının vakti girince nafile kılmak caiz olmadığına göre, sabah namazı kazaya kalınca, kuşluk vaktinde sünnetini kılarken, sübha ve kuşluk namazına da niyet edilebilir mi? CEVAP Evet, niyet edilebilir. Kaza kılarken, kuşluk, sübha, tehıyyet-ül-mescid gibi nafile namazlara da niyet edilir. Hacet namazı Sual: Hacet namazı nasıl kılınır? CEVAP Hacet namazı birkaç şekilde kılınır: 1- Eshab-ı kiramdan Osman bin Huneyf hazretleri anlatır: Gözleri görmeyen bir kimse, gözlerinin açılması için Resulullaha ricada bulundu. Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Abdest alıp iki rekat namaz kıl, sonra şöyle dua et!: "Allahümme inni eselüke ve eteveccehü ileyke binebiyyi Muhammedin sallallahü aleyhi ve sellem nebiyyirrahmeti." Daha sonra gözlerinin açılması için "Ya Rabbi Resulünün hürmeti için gözlerimi aç!" diye dua et!) [Nesai] O kişinin, namaz kılıp dua ettikten sonra, gözlerinin açıldığını gördük. (Tergib) 2- Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allah’tan veya insanlardan bir isteği bulunan kimse, güzelce abdest alıp iki rekat namaz kılsın! Sonra Allahü teâlâya hamd etsin, Resulüne salevat getirsin, sonra şu duayı okusun! (La ilahe illallah-ül-halim-ül-kerim. Sübhanallahi Rabb-il-arş-il-azim. Elhamdü lillahi Rabbil âlemin. Eselüke mucibati rahmetike ve azaimi mağfiretike vel ganimete min külli birrin vesselamete min külli ismin la teda li zenben illa gafertehü vela hemmen illa ferrectehü vela haceten hiye leke rıdan illa kadayteha ya erhamerrahimin.) [Halebi] [Bu duayı İslam harfleriyle yazıp doğru olarak okumak gerekir.] Hacet namazı iki, dört veya oniki rekat olarak kılınır. Birinci rekatta 420 www.dinimizislam.com Fatihadan sonra üç kere Âyet-el kürsi okunur, diğer rekatlarda Fatiha ile birer kere İhlas ve Muavvizeteyn [iki kuleuzü] okunur. Yahut her rekatta Fatiha, Âyet-el-kürsi ve İhlas okunur. 3- Bir başka hacet namazı da şöyle: Yatsı namazını kılıp vitri kılmadan önce, dört rekat namaz kılınır. Birinci rekatta bir Fatiha, üç kere Âyet-el-kürsi okunur. İkinci rekatta Fatihadan sonra üç kere İhlas ve Muavvizeteyn [yani iki kuleuzü] okunur. Üçüncü rekatta ilk rekatta okunanlar okunur. Dördüncü rekatta ise ikinci rekatta okunanlar okunur. Namazdan sonra dileğini ister. (İmad-ül-islam) Türkçe olarak şöyle dua etmek de olur: (Ya Rabbi! Sana yalvarıyorum. Âlemlere rahmet olarak gönderdiğin Sevgili Peygamberin Muhammed aleyhisselamı araya koyarak, senden istiyorum. Ey çok sevdiğim Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rabbime yalvarıyorum. Senin hatırın için kabul etmesini istiyorum. Ya Rabbi! Bu yüce Peygamberi bana şefaatçı eyle! Onun hürmetine duamı kabul et!) Bu duayı müslümanlar, her zaman okuyup maksatlarına kavuşmuşlardır. Bu duaları bir kere okuyup bırakmamalı, kırk gün kadar devam etmek iyi olur. Tesbih namazı Sual: Tesbih namazı nasıl kılınır? Kazası olan da kılabilir mi? CEVAP Sevabı pek çok olan bir namazdır. Peygamber efendimiz amcası Hazret-i Abbas’a, (Sana öğreteceğim şeyi yaptığın zaman, eski-yeni, öncekisonraki, gizli-açık, hataen veya kasten işlediğin bütün günahları Allahü teâlâ affeder) buyurup tesbih namazının nasıl kılınacağını bildirmiştir. (Ebu Davud) Tesbih namazı, mekruh vakitlerin haricinde her zaman kılınabilir. Eğer gündüz kılınırsa dört rekatta bir, gece kılınırsa iki rekatta bir selam vermek daha iyi olur. Haftada veya ayda bir veya hiç olmazsa ömürde bir defa olsun bu namazı kılmanın iyi olacağı bildirilmiştir. Her rekatında 75 defa (Sübhanallahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber) tesbihi okunarak kılınan dört rekatlı nafile bir namazdır. [Fazla yer kaplamaması için, bu tesbih yukarıda siyah harfle kısa olarak yazılmıştır. Tesbih denilince bu anlaşılmalıdır.] Tesbih namazının kılınışı Allah rızası için nafile namaza niyet edilir. Sübhanekeden sonra 15 defa yukarıda bildirilen Tesbih okunur. Sonra “Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” denir, sonra Euzü-Besmele çekilip Fatiha ile bir zammı sure okunur. 421 www.dinimizislam.com Sonra rükuya gitmeden tekrar 10 defa aynı Tesbih okunur. Sonra “Vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim” denir. Sonra rükuya varılır, rüku tesbihinden sonra 10 defa Tesbih okunarak, rükudan, (Semiallahü limen hamideh) diyerek doğrulduktan sonra ayakta iken aynı Tesbih 10 defa daha okunur. Tesbih bittikten sonra, (Rabbena lekel hamd) denir ve secdeye varılır. Secde tesbihinden sonra 10 defa Tesbih okunur. Secdeden kalkılır, celsede 10 defa Tesbih okunur, ikinci secdede de yine 10 defa Tesbih okunur. Toplamı 75 eder. İkinci rekata kalkılınca, yine önce 15 defa Tesbih okunur, sonra yine birinci rekattaki gibi hareket edilir, sonra kadeye varılır. Tehıyyat ve salevatlar okunur. 3. ve 4. rekatlar da ilk iki rekat gibi kılınır. Her rekatta 75 Tesbih okunmuş olur ki, toplamı 300 eder. Secde-i sehv gerekirse, secdede bu Tesbih okunmaz. Nafile bir namaz olduğundan kaza borcu olanın Tesbih namazı kabul olmaz. Tesbih namazını cemaatle kılmak Sual: (Tesbih namazı istisna olarak cemaatle kılınır) demek yanlış değil midir? CEVAP Evet, yanlıştır. Muteber kitaplarda diyor ki: Geceleyin nafile kılan kimse, imam olursa, aşikâre okur. Eğer başkalarına duyurulursa, üçten fazla kişiyle kılınması mekruh olur. Üç kişiye kadar ve ilan edilmemek şartıyla, cemaatle kılınınca mekruh olmaz. (Redd-ül-muhtar) Teravih, küsuf ve istiska namazından başka, bütün nafile namazları başkalarına haber vererek cemaatle kılmak mekruhtur. Eğer çağırılmadan, bir iki kişi nafile kılana uysa, mekruh olmaz. Üç kişide ihtilaf vardır. Dört kişinin uyması ise, ittifakla yani sözbirliğiyle mekruh olur. Bu durum Kâfi ve diğer kitaplarda böyle zikredilmiştir. (Halebi-yi sagir) Birbirini çağırarak, nafile bir namazı cemaatle kılmak mekruhtur. İmamdan başka üç kişi olursa mekruh olmaz; fakat dört kişinin nafileyi cemaatle kılmaları, esah olan kavle göre mekruhtur. Hulâsa’da da böyledir. (Fetava-i Hindiyye) Birbirine duyurarak cemaatle nafile namaz kılmak dört kişi olursa mekruhtur. (Dürr-ül-muhtar) Hanefi mezhebinde, Ramazan ayı dışında vacib olan vitir vacibi de cemaatle kılmak, nafile kılmak gibi, mutlak surette mekruh olur. İmama uyanlar üç kişiden fazla olurlarsa, cemaatle nafile kılmak mekruh olur, üç veya daha azsa mekruh olmaz. (Mezahib-i Erbea) Ravda-tül Fetâvâ’da diyor ki: Gece veya gündüz, nafile namazı cemaatle kılmak mekruhtur. Teravih namazını bile yirmi rekatten fazla cemaatle kılmak 422 www.dinimizislam.com mekruhtur. Vitri de Ramazandan başka zamanda cemaatle kılmak mekruhtur. Mebsut’ta diyor ki: Çağrılarak toplanıp cemaatle nafile namaz kılmak mekruhtur. Şemsül Eimme, (Eğer biri imam üç kimseyle, cemaatle nafile namaz kılsalar caizdir) demiştir. (Tergib-üs salat) Teravih hariç, farzı hatırlatacağı için, nafile kılan imamın açıktan okuması mekruhtur. (Nimet-i İslam) Yazıklar olsun, binlerce yazıklar olsun! Birçok bid’atler meydana çıkarıldı. Teheccüd namazını cemaatle kılıyorlar. Gece yarısı, bu namaz için uzaklardan akın edip geliyorlar. Cemaatle kılıyorlar. Hâlbuki nafile namazları cemaatle kılmak, tahrimen mekruhtur. Fıkıh âlimlerinden birkaçı, bunun mekruh olması için duyurulması, ilan edilmesi şarttır demişlerse de, bunlar da, nafile namazı caminin bir köşesinde ve en çok üç kişi cemaatle kılabilir, demişlerdir. Üçten fazla kimsenin cemaatle kılması, sözbirliğiyle mekruhtur. (Mektubat-ı Rabbani 1/131) Sual: Tesbih namazını cemaatle kılmanın mekruh olduğunu biliyoruz. Bir hile-i şer'iyye yaparak iki şekilde mubah hale getiriyoruz. Şöyle ki: 1- Cemaatle tesbih namazı kılmayı adıyoruz. Adayınca, adağımızı yerine getirmek vacib olduğu için cemaatle kılıyoruz. 2- Cemaatle namaza duruyoruz, mekruh olduğu için namazı bozuyoruz. Bozulan nafileyi iade etmek vacib olduğu için tekrar cemaatle kılıyoruz. Bizim bu şekildeki namazımıza da mekruh diyenler oluyor. Bu bir hile-i şer'iyyedir, niye mekruh olsun ki? CEVAP Sizinki hile-i şer'iyye değil, hile-i batıladır. Yani caiz olmayan hiledir: 1- Cemaatle nafile namaz kılmak mekruhtur. Mekruh olan şey adanmaz. Mesela namazın sünnetlerini ve vaciblerini yapmadan, iki rekât namaz kılmayı adıyorum denmez. Eğer bu sene hamsi çok çıkarsa, on midyeyi bir fakire vermek nezrim olsun diye adak yapılmaz; çünkü midye yenmez. Midye yemek, Hanefi'de helal değildir. Yanlışlık yapıp cemaatle namaz kılmak adanmışsa, yine cemaatsiz kılınması gerekir. Yanlış bir iş, yanlış olarak düzeltilmez. Dine uygun düzeltmeye çalışılır. 2- Namazı şer'i özürsüz bozmak haramdır. Bin rekât nafile namaz kılınsa, tesbih namazı kılınsa bu günah affolmaz. Bir hadis-i şerifte, (Çok az bir günahtan kaçınmak, bütün cin ve insanların ibadetleri toplamından daha iyidir) buyuruluyor. Her günah, Allahü teâlâya isyan olduğundan, büyüktür; fakat bazısı, bazısına göre küçük görünür. Bir küçük günahı yapmamak bütün cihanın nafile ibadetlerinden daha sevabdır, çünkü nafile ibadet yapmak farz değildir. Günahlardan kaçınmaksa farzdır. (Rıyad-un-nasıhin) Dinde, önce haramdan kaçınmak esastır. Haram işleyerek, farz bile yapılmaz. Farz ile haram bir araya gelince, yani farzı işlerken haram işlemek mecburiyeti olunca, haram işlememek için farz tehir edilir. Üstünde çok 423 www.dinimizislam.com necaset bulunan kimse, avret yerini açmadan veya başka bir sebeple temizlemesi mümkün değilse, başka elbisesi de yoksa o haliyle kılar, çıplak kılmaz. Hatta temizleme imkânı olsa; ama yanında yabancılar varsa, temizlemeden namazını kılar; çünkü başkalarının yanında avret yerini açmak yasak, necaseti temizlemek ise emirdir. Emir ile yasak bir araya gelince, yasağa uyulur. Yani avret yeri açılmaz. Bir emri yapmak, bir haramı işlemeye sebep olursa, haram işlememek için, o emir terk edilir, yapılmaz. Haramdan kaçmak, farzı yapmaktan önce geldiği gibi, mekruhtan kaçmak, sünneti yapmaktan önce gelir. Haram işleyerek nafile namaz kılmaya çalışmak, kaş yapayım derken göz çıkarmak olur. Tehıyyet-ül-menzil namazı Evden çıkarken ve eve girince, kerahet vakti değilse iki rekat namaz kılmalı! Buna "Tehıyyet-ül-menzil" namazı denir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Evinden çıkarken iki rekat namaz kılan, dışarıdan gelecek her çeşit beladan korunur. Evine girince iki rekat namaz kılan da, içteki kötülüklerden korunmuş olur.) [Beyheki] Farz kazası olanlar, bildirilen nafile namazların vaktinde kaza namazı kılmalıdır! Hem kaza borcu ödenir, hem de nafile namaz sevabına kavuşulur. Mesela tehıyyet-ül-menzil namazını kılarken, (ilk kazaya kalmış sabah namazının farzına ve tehıyyet-ül-menzil namazını kılmaya) diye niyet etmelidir. Böylece hem kaza borcu ödenmiş, hem de adı geçen nafile namaz kılınmış olur. (N.Fıkhıyye) Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül-muhtar, Hindiyye) Resulullahı rüyada görmek için Sual: Resulullahı rüyada görmek için ne yapmak gerekir? CEVAP Resulullah efendimizi rüyada hakiki şekliyle görebilmek için düzgün itikada sahip olmak, ibadetleri yapıp haramlardan kaçmak ve çok salevat-ı şerife getirmek gerekir. Hadis-i şerifte, (Cuma gecesi iki rekat namaz kılıp, her rekatta bir Fatiha, bir Âyet-el Kürsi, 15 İhlas okuyup selam verdikten sonra bana bin salevat okuyan, öteki Cumaya varmadan beni rüyada görür) buyuruldu. (Şir’a) Sual: Peygamber efendimiz aleyhisselamı rüyada görmek için tarif ettiğiniz iki rekatlık namazı kılarken, kazaya kalmış sabah namazının farzına da niyet edebilir miyiz? CEVAP Ömürde bir iki kere kılınan namazlar için, o namaza niyet edilmelidir. 424 www.dinimizislam.com Not: Abher namazı maddesine de bakınız. Abher namazı Abher veya Abhür namazı, dört rekatlık nafile bir namazdır. İkinci rekatta, oturulunca Ettehıyyatüden sonra salli barik okunur. Her rekatta bir Fatiha, on defa Kadir suresi okunur. Sonra rükudan önce, 15 defa Sübhanallahi velhamdü lillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber tesbihi okunur, sonra rükua varılır, rükuda 3 defa Sübhane rabbiyel azim dendikten sonra 3 defa yukarıdaki tesbih okunur. Sonra doğrulup, kavmede, yani ayakta iken aynı tesbih 3 defa daha okunur. Secdeye varılır, 3 Sübhane Rabbiyel aladan sonra, aynı tesbih 5 defa okunur. Daha sonra ikinci secdeye gidilir. İki secde arasında tesbih okunmaz. Diğer 3 rekat da böyle tamamlanır. Selamdan sonra konuşmadan Kadir suresi on defa okunur. Sonra aynı tesbih 33 defa okunup Cezallahü Muhammeden anna ma hüve ehlühü denir. Hazret-i Ömer, (Bir mümin, Abher namazını kılıp da Resulullahı rüyasında görmezse, ben Ömer değilim. Yemin ederim ki, Allahü teâlâ, bu namazı kılanın işini görür, dilediğini verir, günahı ne kadar çok olsa da, hepsini affeder, ölürken susamaz, kabrine çiçekler döşenir. Kabrinden kalkarken de, başına keramet tacı konur) buyurdu. [Nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için, farz namaz borcu, yani kaza namazının olmaması lazımdır.] Hazret-i Ali de (Resulullahı görmek istediğim zaman, Abher namazını kılarım) buyurdu. (Şir’a) Sübha namazı Abdest aldıktan sonra kılınan 2 rekat namaza sübha namazı denir. Mekruh vakitler hariç, her zaman kılınır. Abdest aldıktan veya guslettikten hemen sonra sübha kılmak isteyen, kazası var ise, hem kaza namazına, hem de sübha namazına niyet ederse, hem kazası ödenmiş olur hem de sübha sevabına kavuşur. Vaktin farz veya sünnetini kılarken bu namaza da niyet etmek iyi olur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Güzelce abdest alıp, vesvesesiz iki rekat namaz kılanın, günahları affolur.) [Buhari] (Cennette Bilal’e bu makama nasıl geldiğini sordum. "Her abdest aldıktan sonra iki rekat namaz kılardım" diye cevap verdi.) [Buhari] Sübha namazından sonra edilen dua da kabul olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Allahü teâlâ buyurdu ki: Abdesti bozulunca abdest almayan bana cefa etmiş olur. Abdest alıp da, iki rekat namaz kılmayan da bana cefa etmiş olur. İki rekat namaz kılıp da benden bir ihtiyacını istemezse yine 425 www.dinimizislam.com bana cefa etmiş olur. Abdest alıp, iki rekat namaz kıldıktan sonra dua edenin duasını kabul etmezsem ben de ona cefa etmiş olurum. Halbuki ben cefa etmem.) [Şir’a] Sual: Sübha namazı için abdestten sonra beklememek mi lazım? CEVAP Geciktirmemeye çalışmalıdır. İki işe bir niyet Sual: Bir kimse, abdest alınca, hemen herhangi bir namaz kılsa, mesela kaza kılsa, niyet etmese de, sübha namazı yerine de geçer mi? CEVAP Evet, geçer. Bir kimse, camiye girince farz, vacib, sünnet veya nafile namaz kılsa, tehıyyet-ül mescide hiç niyet etmese de tehıyyet-ül mescid namazı kılınmış olur. Bir fakir kurban bayramı günlerinde nafile niyetiyle tavaf etse de farz yerine geçer. Yevm-i şekte yani Şaban ayının son günü nafile oruca niyet eder de, sonra o günün Ramazandan olduğu anlaşılırsa, o kimsenin tuttuğu oruç ramazan orucu olur. Seher vakti, iki rekât teheccüd namazına niyet eder de, sonra fecrin doğduğu, yani sabah olduğu anlaşılırsa, bu iki rekât sabah namazının sünneti yerine geçer. Muayyen bir günde [mesela Zilhicce ayının altıncı Perşembe günü] oruç tutacağım diye adakta bulunan kimse, o gün, nafile olarak oruç tutsa, nezri yani adağı yerine gelir. (Redd-ül muhtar) Sübha namazı Sual: Abdest aldıktan 1–2 saat sonra, sübha yani abdeste şükür namazı kılınsa caiz olur mu? CEVAP Caiz olursa da, geciktirmeden kılınmalı. İstihare namazı Sual: İstihare nedir ve istihare namazı nasıl kılınır? CEVAP İstihare, bir işin hakkında hayırlı olup olmadığını anlamak için abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra bu husustaki duayı okuyarak o işle ilgili rüya görmek üzere uykuya yatmaktır. İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: Dört şeyi yapan dört şeyden mahrum kalmaz: 1- Şükreden, nimetin artmasından, 2- Tevbe eden, kabulden, 3- İstihare eden, hayırdan, 4- İstişare eden, doğruyu bulmaktan, hakikate ulaşmaktan mahrum olmaz. Herhangi bir işe başlarken, mesela evlenirken, ev alırken istihare 426 www.dinimizislam.com yapmalıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Mutluluk, istihare namazı kılmakla gerçekleşir.) [Hakim] (İstiharede bulunmak ve kadere rıza göstermek kişinin mutlu olacağına, bunun aksi ise, kişinin mutsuz olacağına alamettir.) [Tirmizi] (İstihare eden kimse mahrum kalmaz, istişare eden pişman olmaz. İktisat eden darlık çekmez.) [Taberani] Evlenmeden önce, birkaç defa istihare etmeli, Hak teâlâya sığınmalıdır. Nefsin ve kötü kimselerin araya girmemesi için, yalvarmalıdır. Bir işe başlayacağınız veya bir şeyden kurtulmak istediğiniz zaman, iki rekat nafile namaz kılıp [aşağıda bildirilen Arapça duayı okuyarak] "Eğer bu işim [Mesela şununla evlenmem veya şu evi almam] dünya ve ahiretim için hayırlı ise, bunu bana mübarek eyle. Eğer hakkımda hayırlı değilse, onu benden uzaklaştır ve hayırlı olanı bana kolaylaştır. Beni kazana rıza gösterenlerden eyle, Ya Erhamerrahimin" demelidir. Önce günahlardan tevbe edilir. Tevbe için kısaca, "Ya Rabbi! Büluğ anımdan şimdiye kadar yaptığım günahlara pişman oldum. Bundan sonra da, inşallah hiç günah işlememeye söz veriyorum" denir. Sonra gusledilir. Gusülden sonra, o gece (istihareye niyet ettim) diyerek iki rekat nafile namaz kılınır. İlk rekatta Kâfirun, ikinci rekatta İhlas okunur. İstihare namazından sonra şu dua okunur: (Allahümme innî estehirüke bi-ilmike ve estakdirüke bi-kudretike ve eselüke min fadlikelazim fe inneke takdirü ve la akdirü ve tâlemü vela âlemü ve ente allamül-guyub) Bu şekilde istihareye yedi gece devam edilir. [Gündüz de istihareye yatmak caizdir.] Gusül sadece ilk gün alınır. Diğer günler gusle gerek yoktur. İstihare başkasına yaptırılmaz. İstihareyi herkesin kendi yapması gerekir. İstihare yapmasını öğrenmeli, bu sünneti kendisi ifâ etmelidir. Bedenle yapılan ibadetleri başkasına yaptırmak caiz değildir. İstihare namazını kılıp duasını ettikten sonra hiç konuşulmadan yatılmalı. İhtiyaç varsa konuşulur. Aslında her zaman yatsı namazını kıldıktan sonra, ihtiyaç olmadıkça konuşmamak müstehaptır, iyi olur. İstihareden sonra, abdestli olarak, kıbleye dönüp yatılır. Rüyada beyaz veya yeşil görmek hayra, siyah veya kırmızı görmek şerre alamettir. 7 gün istihareden sonra, rüyada bir şey görülmezse, kalbe bakılır. O işi yapmak arzusu varsa, o işe karar verilir. Bir muradı olan kimse, abdest alır, temiz bir yere oturur, üç defa salevat-ı şerife okur, sonra her birine Besmele çekerek 10 Fatiha, sonra 11 İhlas okur, sonra üç defa salevat okur. Sonra sağ yanı üzere, yüzü kıbleye karşı olarak ve sağ elini sağ yanağı altına koyarak yatar, niyet ettiği şeyin iyi veya kötü olacağını bi-iznillah rüyada görür. (Fetava-i Karı-ül-hidaye) İstişare, istihareden üstündür Sual: İstişare edecek salih, güvenilir kimsesi olanın, istişareyi bırakıp 427 www.dinimizislam.com istihare yapması uygun mu? CEVAP Bir işin, hakkımızda hayırlı olup olmadığını anlamak için rüyaya yatmaya istihare denir. Bir işi ehline sormaya da istişare denir. İstişare sünnettir; hatta Resulullaha farzdı. Hâlbuki elbette vahiyle öğrenebilirdi. Cebrail aleyhisselamdan Allahü teâlânın muradını sorup öğrenebilirdi veya bizzat kendisi devamlı istihare yapabilirdi; ama Allahü teâlâ istişare yapmasını emretti. Bir âyet-i kerime meali şöyledir: (Bir iş yapacağın zaman arkadaşlarınla istişare et!) [Al-i İmran 159] İyi kimseler övülürken de, (İstişare ederek iş yaparlar) buyuruluyor. (Şura 38) İnsan, malını, güvendiği kimseye bıraktığı gibi, doğru söyleyeceğine emin olduğu kimseyle istişare eder, danışır. Meşveret [danışmak], insanı pişman olmaktan koruyan bir kale gibidir. Meşveret olunacak kimsenin, insanların halini, zamanın ve memleketin şartlarını bilmesi lazımdır. Buna, siyaset bilgisi denir. Bundan başka, aklı, fikri kuvvetli, ileriyi gören, hatta sıhhati yerinde olması gerekir. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki: (Salih olan âlimlerle istişare edin!) [Taberani] (İstişare, pişmanlığa karşı kaledir.) [İ. Maverdi] (İstişare eden, pişman olmaz.) [Taberani] (Yapacağı işi ehliyle istişare edene, o işin en güzeli nasip olur.) [Taberani] (Akıllıya danışıp onu dinleyen doğruyu bulur, dinlemeyen pişman olur.) [İ. Maverdi] (Tedbirli kimse, işinin ehli olana danışıp, ona göre hareket eder.) [Ebu Davud] Hazret-i Âdem, (İşlerinizi istişareyle yapın. Eğer ben, yasak meyve konusunda meleklerle istişare etseydim, musibete maruz kalmazdım) buyuruyor. Hazret-i Ömer de, (Allah’tan korkanlarla istişare edin) buyurmuştur. Demek ki, işin ehli olanla istişare, istihareden üstündür, yani istişare şartları varken istihare yapılmaz. Ancak, danışacak salih, güvenilir bir zatı tanımayan, istihare yapmalıdır. Tehıyyet-ül-mescid namazı Mescide girince, oturmadan önce, mescidin sahibine yani Allahü teâlâya tazim ve hürmet için kılınan iki rekat nafile namazdır. Camiye girenin tehıyyet-ül-mescid olarak iki rekat namaz kılması, söz birliği ile sünnettir. Sesli Kur'an-ı kerim okunuyorsa tehıyyet-ül-mescid namazı kılınmaz. (Hamevi) Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: 428 www.dinimizislam.com (Mescide girince, oturmadan önce iki rekat namaz kılın! Sonra ister oturun, ister işinize gidin!) [Ebu Davud] (Allahü teâlânın en çok sevdiği yer, camilerdir.) [Hakim] (Camiye gelen Allah’ın misafiri olur. Allahü teâlâ da, misafirine elbette ikram eder.) [Taberani] Farz kazası olanlar, bildirilen nafile namazların vaktinde kaza namazı kılmalıdır! Hem kaza borcu ödenir, hem de nafile namaz sevabına kavuşulur. Mesela tehıyyet-ül-mescid namazını kılarken, (ilk kazaya kalmış sabah namazının farzına ve tehıyyet-ül-mescid namazını kılmaya) diye niyet etmelidir. Böylece hem kaza borcu ödenmiş, hem de adı geçen nafile namaz kılınmış olur. (N.Fıkhıyye) Sual: Tehıyyet-ül-mescid namazı mekruh vakitlerde de kılınabilir mi? Şafiiler mekruh vakit olsa da camiye gelince, iki rekat tehıyyet-ül-mescid namazı kılıyorlar. Hanefiler de kılabilir mi? CEVAP Hanefi’de mekruh vakitlerde tehıyyet-ül-mescid namazı kılınmaz. Mesela öğle ezanı okunduktan sonra camiye girince iki rekat tehıyyet-ül-mescid kılabilir. İkindi namazı için camiye gelince kılabilir. Bir de yatsı için gelince kılabilir. Sabah namazına gelince imsak vaktinden sonra tehıyyet-ül-mescid kılmak mekruh olur. Bir de akşam namazından önce kılınmaz. Bir de öğle namazına 20 dakika kala kılınmaz. Camiye gelen kimse, farz veya sünnet yahut kaza kılarken, tehıyyet-ülmescide de niyet ederse, bütün âlimlere göre, tehıyyet-ül-mescid namazı da kılınmış olur. Şafii mezhebinde, tehıyyet-ül-mescid namazı, o vaktin namazı olduğu için, kerahat vakti de olsa kılmak caizdir. Sual: Câmiye girip, sünnet veya farz olan herhangi bir namaz kılınınca, tehıyyet-ül mescid namazı da kılınmış sayılır mı? CEVAP Evet, sayılır. Ancak niyet sevabına da kavuşmak için sünneti veya farzı kılarken tehıyyet-ül mescide de niyet etmek gerekir. Yeni abdest alıp camiye girmişse, Sübha namazına da niyet edilirse, niyet sevabı da alınır. Niyet edilmese de, her iki namaz kılınmış olur, ancak niyet sevabı eksik olur. Bunlar gibi, hiç niyet edilmeden abdest ve gusül alınsa, abdest de, gusül de sahih olur, ama niyet de edilince, niyet sevabına da kavuşulur. Her ibadeti yaparken niyet ederek niyet sevabına kavuşmalı. Bazı ibadetlerde, mesela teyemmümde, namazda niyet etmek farzdır. Niyetsiz o ibadet hiç sahih olmaz. Küsuf ve Husuf namazları Sual: Küsuf ve husuf namazları nedir, nasıl kılınır? CEVAP 429 www.dinimizislam.com Bu iki namaz nafile namazdır. Küsuf namazı güneş tutulunca, Husuf namazı ise ay tutulduğu zaman kılınır. Küsuf namazı: Güneş tutulduğu zaman, cuma namazını kıldıran imam, ezansız ve ikametsiz en az iki rekat namaz kıldırır. Kıraati gizli veya açıktan okur. Kıraatte uzun sure okumak iyidir. Namazdan sonra da güneş açılıncaya kadar kıbleye doğru ayakta veya cemaate karşı oturarak dua eder. Böyle bir imam bulunmazsa, bu namazı herkes, kendi evinde tek başına da kılabilir. Sahrada da kılınabilir. Küsuf namazında imam-ı a'zama, imam-ı Malik'e ve imam-ı Ahmed'e göre, hutbe okunmaz. İmam-ı Şafii’ye göre, namazdan sonra hutbe okunması müstehaptır. Husuf namazı: Ay tutulduğu zaman, herkes kendi evinde tek başına olarak güneş tutulması namazı gibi, kıraati gizli veya açıktan okuyarak iki veya dört rekat namaz kılması iyi olur. Bu namazın camide cemaatle kılınması da, caizdir. Bu namaz, iki rekat kılınırsa sabahın sünneti gibi, dört rekat kılınırsa ikindinin sünneti gibi kılınır. Evvabin namazı Sual: Evvabin namazı nedir, nasıl kılınır? CEVAP Akşam namazından sonra kılınan nafile namaza (Evvabin namazı) denir, bu namazı kılmak müstehabdır. Altı rekat olarak kılınır. Hepsini bir selam ile veya iki rekatta birer selam ile kılınabilir. Her iki şekilde de, ilk iki rekatları, akşam namazının sünneti yerine sayılır. Bu namazı, sünnetten sonra, ayrıca kılmak da olur. İki hadis-i şerif meali: (Akşam namazından sonra, altı rekat kılanın günahları, deniz köpüğü kadar da olsa, affolur.) [Taberani] (Akşam namazından sonra, arada kötü bir şey konuşmadan, altı rekat nafile namaz kılmak, on senelik ibadete denk olur.) [Tirmizi] Evvabin namazı kılarken, kazaya niyet edilirse, hem bu büyük sevablara kavuşulmuş, hem de kaza borcu ödenmiş olur. Kaza borcu olan, kazaya niyet etmeden, nafile olan evvabin namazını kılarsa, bu sevablara kavuşamaz. Çünkü Hazret-i Ali’nin naklettiği bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Farz namaz borcu olan kimsenin, nafile namaz kılması, doğurmak üzere olan hamile kadına benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Kaza borcu olan kimse de, böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48] 430 www.dinimizislam.com Sünnet namazlar Sual: Bazı kimseler, sünnet namazlar hakkında, özellikle, yatsının ilk sünneti hakkında hadis olmadığı için bid’at diyorlar. Doğrusu nedir? CEVAP Bütün sünnetler hakkında hadis-i şerif vardır. Yatsının ilk sünneti Hanefi’de ve Maliki’de gayri müekked sünnettir. Nimet-i İslam kitabında deniyor ki: Sünnetlere (Nafile) denilmesi, nafile deyiminin daha kapsamlı olmasındandır. Çünkü her sünnet nafiledir. Her nafile, sünnet değildir. Nafileler revatib ve regaib diye ikiye ayrılır. Revatib: Farzlardan önce veya sonra kılınan müekked ve gayr-ı müekked sünnetlerdir. Regaib: Kuşluk ve teheccüd gibi diğer nafile sünnetlerdir. Müekked sünnetlerin bir kısmı iki, bir kısmı dört rekâttır. İki rekâtlılar: Sabah namazından önce, öğle, akşam ve yatsı namazından sonra kılınan iki rekât sünnetlerdir. Dört rekâtlılar: Öğle ve Cuma namazından önce ve Cuma namazından sonra kılınan dört rekât sünnetlerdir. Gayr-i müekked sünnetler: İkindi ve yatsıdan önce kılınan 4 rekâtlı sünnetlerdir. Öğlenin ve yatsının ikişer rekâttan ibaret olan son sünnetlerini onlara ikişer rekât daha ekleyerek dörder kılmak da mendub sünnetlerdendir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Öğlenin farzından önce ve sonra devamlı olarak dört rekât [nafile] kılana cehennem haram olur.) [Tirmizi, Ebu Davud] Akşam namazının farzından veya müekked sünnet olan iki rekâttan sonra altı rekât namaz kılmak da mendub sünnettir. Bu mendub sünnete Evvabin denir. Bir hadis-i şerif meali: (Akşam namazından sonra konuşmadan altı rekât daha kılanın elli yıllık [küçük] günahları affolunur.) [Feyz-ül Kadir] İkindinin ilk sünneti, yatsının ilk sünnetinden daha faziletlidir. Hazret-i Aişe validemiz (Resulullah, yatsının farzından önce dört, farzından sonra da dört rekât kılıp yatarlardı) buyurdu. Hazret-i İbni Ömer’in, (Resulullah ile beraber, yatsı namazından sonra iki rekât namaz kıldık) diye bildirdiği hadis-i şerifi, yatsının son sünnetini, Hazret-i Abdullah ibni Mugaffelin rivayet ettiği, (Her ezan ve ikamet arasında namaz vardır) hadis-i şerifi de, yatsının ilk sünnetini göstermektedir. (Buhari) Mezahib-i erbaa’da nafile namazlar mezheplere göre şöyle bildiriliyor: Hanefide: Farz namaza tabi olan nafileler, ikiye ayrılır: Mesnun ve mendub. Mesnun olanlar: 431 www.dinimizislam.com Sabah namazından önce iki, Öğle namazından önce dört, sonra iki, Cuma namazından önce ve sonra dört, Akşam namazından sonra iki, Yatsı namazından sonra iki. Mendub namazlar: Akşam namazından sonra altı, Yatsı namazından önce dört rekât. Hazret-i Aişe validemiz, (Resulullah, yatsının farzından önce dört, farzından sonra da dört rekât kılıp yatarlardı) buyurdu. Hanbelî’de: Farz namazlara tâbi olan nafileler ikiye ayrılır: Ratibe ve gayr-i ratibe. Ratibeler: Öğle farzından önce iki, öğle farzından sonra da iki, Akşam namazından sonra iki, Yatsı namazından sonra iki ve sabah namazından önce de iki rekat. Revatibin gayrı ise yirmi tanedir: Öğle namazından önce dört ve sonra dört, İkindi namazından önce dört, Akşam namazından sonra dört, Yatsı namazından sonra da dört rekât, Akşam namazından önce iki rekât kılmak da mubahtır. Şafiide: Farzlara tabi olan nafile namazları ikiye ayrılır: Müekked, gayri müekked. Müekkedler (Revatib olanlar): Sabah namazının iki rekâtı, Öğle ve Cuma namazından önce iki, Cumadan sonra iki, Akşam namazından sonra iki, Yatsı namazından sonra da iki rekât, bir de vitirdir. Sünnet-i gayri müekkedeler: Öğleden önce ve öğleden sonra iki rekât. Cuma da öğle gibidir. [Öğlenin ve Cumanın farzından önce, iki rekât müekked, iki rekât da gayr-i müekked olmak üzere, toplam dört rekât sünnet namaz vardır.] İkindiden önce dört, Akşamdan önce iki rekât. Bu iki rekât, (Her iki ezan arasında bir namaz vardır) hadisinden dolayı kılınır. İki ezandan murat ezan ve ikamettir. Yatsı namazından sonra iki rekât. Malikide: Farzlara tabi olan nafileler ikiye ayrılır: Revatib ve diğerleri. Revatib olanlar: Bunların belli bir rekât sayısı yok ise de evla olanı şöyledir: Öğle namazından önce ve sonra dört, İkindi namazından önce dört, 432 www.dinimizislam.com Akşam namazından sonra altı rekât. (İki ezan arasında bir namaz vardır) hadis-i şerifine istinaden yatsı namazından önce nafile kılmak müstehabdır. Revatib olmayan nafileler: Sabah namazı iki rekât. Maliki’de yatsı namazından sonra ve vitir namazından önce kılınan bir nafile namaz var. Vitir sünnet-i müekkededir. İki rekât tavaf namazından sonra sünnetlerin en kuvvetlisidir. Görüldüğü gibi, her mezhepte sünnet namazlar vardır. Sual: Öğle ve yatsının son sünnetini dört rekat kılmak caiz midir? CEVAP Farz ve vacip namazlardan başka kılınan namazlara, sünnetler de dahil, nafile denir. Mekruh vakitler haricinde her zaman nafile namaz kılmak caizdir. Öğle ve yatsı namazının farzından sonra dört, akşamın farzından sonra altı rekat nafile namaz kılmanın fazileti hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle: (Öğle namazından önce ve sonra dört rekat namaz kılmaya devam edene Cehennem haram olur.) [Tirmizi] (Akşamdan sonra altı rekat namaz kılanın, günahları deniz köpüğü kadar da olsa affedilir.) [Taberani] (Akşam namazından sonra, konuşmadan 6 rekat namaz kılan, 12 yıl nafile ibadet etmiş gibi sevaba kavuşur.) [İbni Mace] (Öğlenin farzından önce kılınan dört rekat, yatsının farzından sonra kılınan dört rekat namaz gibidir. Yatsıdan sonra kılınan dört rekat namaz, Kadir gecesinde kılınan dört rekat namaz sevabına eşittir.) [Taberani] Ancak nafile ibadetlerin sevabına kavuşabilmek için farz borcunun olmaması gerekir. Bu borcu ödemedikçe, bu cinsten olan hiçbir nafile ibadetine sevap verilmez. Dürret-ül fahire’deki hadis-i şerifte, (Allahü teâlâ, kazaya kalmış namaz borcu olanın, nafile namazını kabul etmez) buyuruldu. Ayrıca nafile ibadetlere sevap verilebilmesi için, haramlardan kaçıp günahlara da tevbe etmek gerekir. Sual: Bazen öğlenin sünnetini terk etmekte mahzur var mıdır? CEVAP Çok mühim bir mazeret olmadan namazın sünnetlerini terk etmek doğru değildir. Hele kaza borcu olanın namazlarını bir an önce kaza etmesi farzdır. Bir kişi, bazen sabah ve akşam yemeğini yiyip öğle yemeğini yemese, bir şey olmaz. Yemek için namazın sünnetlerini bırakmak uygun değildir. Hele sünnete önem verilmediği için kılınmazsa çok daha tehlikelidir. Peygamber efendimizin yaptığı işleri beğenmemek olur ki maazallah çok kötüdür. Peygamber aleyhisselam, farzların yanında nafile namazlar kılmıştır. O kıldığı için bu nafile namazlara sünnet diyoruz. Peygamber efendimizin kıldığı bu nafilelerin [sünnetlerin] önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: 433 www.dinimizislam.com (Her gün öğlenin farzından önce 4, öğle ve akşam ve yatsının farzından sonra 2, sabahın farzından önce 2 rekat olmak üzere 12 rekat nafile [sünnet] kılan Cennete girer.) [Ebu Davud] (Her gün 12 rekat nafile namaz kılan müslümana Cennette bir köşk yapılır.) [Müslim] (Öğlenin farzından önce 4 rekat [sünnet] kılan, gece bu kadar teheccüd namazı kılmış gibi sevap kazanır.) [Taberani] (Öğlenin farzından önce ve sonra 4 rekat [sünnet] kılmaya devam edenin Cehenneme girmesi haramdır.) [Nesai] (Öğlenin farzından önce 4 rekat kılan, İsrailoğullarından bir köleyi azat etmiş kadar sevap alır.) [Taberani] Resulullah efendimizin hangi namazı daha çok sevdiği ve ona devam ettiği sorulduğunda, Hazret-i Âişe validemiz, (Öğleden önce 4 rekat [sünnet] kılardı, kıyamlarını uzatır, rüku ve secdelerini güzel yapardı) buyurdu. (İbni Mace) Resulullah, öğlenin dört rekat olarak kıldığı ilk sünneti için, (Bu vakit, göklerin kapılarının açık olduğu zamandır. Bu vakitte iyi bir amelimin Arşa çıkmasını isterim) buyururdu. (Tirmizi) (Öğlenin farzından önceki 4 rekat [sünnet] hariç, gündüz kılınan [sünnet] namazların hiç biri, gece kılınan [sünnete] denk olamaz. Gece namazlarının, gündüz namazlarına olan üstünlüğü, cemaatle kılınan namazın yalnız kılınan namaza üstünlüğü gibidir.) [Taberani] (Cemaatle kılınan namaz, yalnız kılınan namazdan 27 derece daha faziletlidir.) [Buhari] Öğle namazının sünnetlerinin fazileti bu kadar mühimdir. İmam-ı Gazali hazretleri, (Öğlenin son sünneti, ilk sünnetinden daha kuvvetlidir) buyuruyor. Redd-ül-muhtar’daki hadis-i şerifte ise, (Öğlenin farzından önceki [sünneti] terk eden, şefaatime kavuşamaz) buyuruluyor. O halde, mühim bir özür olmadan sünnetleri terk etmemelidir. İslam âlimleri, bu hadis-i şerifi, (Özürsüz ve ısrar ile öğlenin sünnetini terk eden, bu namaz için olan ve derecenin yükselmesine yarayan şefaatime kavuşamaz) şeklinde açıklıyorlar. Çünkü sünneti değil, farzı bile terk edene, büyük günah işleyene şefaat edilecektir. Farzdan önce sünnet kılmak, şeytanın ümidini kırmak, onu üzmek için emredilmiştir. Şeytan, (Sünnetlerde bile insanı aldatamıyorum, farzlarda ise, hiç aldatamam) diye üzülür. (Tahtavi) Resulullahı sevindirmek, şeytanı üzmek için sünnetleri hiç terk etmemelidir! Nafile namazlarla ilgili çeşitli sorular Sual: Nafile ibadet yapmak şart mıdır? Mesela nafile oruç tutmak, nafile 434 www.dinimizislam.com namaz kılmak gerekir mi? CEVAP Hayır nafile ibadet yapmak şart değildir. Ancak Resulullahın sünnetine, emirlerine uymak büyük saadettir. Önce farzları yapmalı, farz borcu olmayan nafile ibadetleri de yapması çok iyi olur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Ayda üç gün oruç tutmanızı ve her gün iki rekat kuşluk namazı kılmanızı tavsiye ederim.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] Peygamber efendimizin tavsiyesini emir telakki etmeli, ayda üç gün oruç tutmaya çalışmalı. Farz namaz kazası olan da, kuşluk vakti, iki rekat kaza namazı kılarsa Kuşluk namazı da kılınmış olur. Yeni abdest almışsa, Sübha namazı da kılınmış olur. Sefere çıkarken kılarsa, Tehıyyet-ül-menzil namazı da kılınmış olur. Camide kılarsa, Tehıyyet-ül-mescid de kılınmış olur. Bunların hepsi için niyet edilirse, ayrıca niyet sevabı da alınır. Sual: Bir hoca, “Farzı terk ederek haram işleyen şefaate kavuşur, fakat sünneti terk eden şefaate kavuşamaz” dedi. Sünnet farzdan daha mı önemlidir? CEVAP Sünnetin birkaç manası vardır: 1- Kitab ve sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir. 2- Farz ve sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullahın emirleri demektir. 3- Sünnet, yalnız olarak kullanılınca, İslamiyet anlaşılır. (Sünnetimi [İslamiyet’i] terk edene şefaatim haramdır) hadis-i şerifi, (İnanılacak şeylerde İslamiyet’ten ayrılan şefaate kavuşamaz) demektir. Demek ki, sünnet namazları değil, İslamiyet’i terk eden şefaate kavuşamaz. Büyük günah işleyen de şefaate kavuşur. (Hadika) Sual: İkindi namazını kıldıktan sonra, kerahet vakti çıkıncaya kadar, nafile kılmak mekruh mu? CEVAP Evet mekruhtur. Yalnız nafile kılmak mekruh olan iki vakit vardır. Sabah, tan yeri ağardıktan sonra güneş doğuncaya kadar, sabah namazının sünnetinden başka nafile kılınmaz. İkindiyi kıldıktan sonra, akşam namazından önce nafile kılmak mekruhtur. Bildirilen bu iki vakitte, yani sabah namazını kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar kaza namazı kılınır. Ama nafile kılınmaz. İkindi namazı kılındıktan sonra, kaza namazı kılınır. Fakat nafile kılınmaz. Kaza namazı da güneş batarken bakacak kadar sararmaya başlayıncaya kadar kılınır. Ondan sonra kılınması günah olur. Sual: Şükür secdesi nasıl yapılır ve şükür namazı nasıl kılınır? CEVAP Kendisine nimet gelen veya bir dertten kurtulan kimsenin, Allahü teâlâ için şükür secdesi yapması müstehabdır. Şükür secdesi, tilavet secdesi gibidir. 435 www.dinimizislam.com Şükür secdesi yapacak kimse, niyet eder. Abdestli olarak, kıbleye karşı ayakta durup, ellerini kulaklara kaldırmadan, Allahü ekber der ve secdeye gider. Önce Elhamdülillah der. Sonra secde tesbihini okur. Sonra Allahü ekber der ve ayağa kalkar. Şükür namazı iki rekattır, sabah namazının sünneti veya farzı gibi kılınır. Sual: Mesela şükür namazını kaza namazı kılarken niyetlensek eda etmiş olur muyuz? CEVAP Ömürde böyle birkaç defa yapılan ibadetler için, kazaya niyet edilmez. Sual: Kaza namazı borcu olan kimse, nafile olan istihare namazı kılabilir mi? CEVAP Nadiren yapılacak ibadetler caiz olur. Sual: Güneş doğduktan 1-2 saat kadar sonra, evinden çıkarken kuşluk namazı kılarken, yeni abdest aldığımız için sübha namazına, evden çıkacağımız için tehıyyet-ül-menzil namazına da niyet edebilir miyiz? CEVAP Evet. Böyle niyet edilirse her üç namazın sevabına da kavuşulur. Ancak, üzerinde kaza namazı olan kimse, yukarıda bildirilen Tehıyyet-ülmenzil, sübha, kuşluk namazı gibi nafile namazları kılarsa, kabul olmaz. Çünkü hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Kaza namazı borcu olanın nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ülfahire, Fütuh-ül-gayb] Kaza namazı olan, bu namazı kılarken, kaza namazına ve yukarıda bildirilen nafile namazlara da niyet ederse, hem kazasını öder, hem de nafile namazların sevabına kavuşur. (İslam Ahlakı) Sual: Bazı kimseler, imamla sabah namazının farzını kıldıktan sonra, kılamadıkları o günkü sabah namazının sünnetini kılıyorlar. Caiz mi? CEVAP Sabah namazının farzından sonra, nafile namaz kılınmadığı gibi, sabah namazının sünneti de nafile olduğu için kılınmaz. Ancak farz kazası olan, kaza kılabilir. Öğle namazının ilk sünneti kılınmadan, imamla farz kılınmışsa, ilk sünnet farzdan sonra kılınır. Yatsı namazının ilk sünneti de farzdan önce kılınamamışsa, farzdan sonra kılmak iyi olur. Sabahın sünneti gibi, ikindinin sünneti de farzdan sonra kılınmaz. Kamet okunduktan sonra ayrı bir yer yoksa cemaat arasında sünnete durulmaz. Peygamber efendimiz, (Kamet okununca, [cemaat arasında] o farzdan başka namaz kılınmaz) buyurunca, “Ya Resulallah, sabahın sünnetini de mi kılmayacağız” dediler. (Evet, sabahın sünneti de kılınmaz) buyurdu. (İbni Adiy) Girişte veya direk arkasında, sabahın sünneti kılınıp imama yetişmeye 436 www.dinimizislam.com çalışılır. Sünneti kılınca, imama yetişemeyeceğini zanneden kimse, sünneti kılmaz, hemen imama uyar. Farzdan sonra da sünneti kılmaz. (Dürer) Sual: Nafile namaz kılarken, secdede, dua okumak caiz midir? CEVAP Nafile namazlarda caizdir. Farzlarda okunmaz. Sual: Nafile namazlar cemaatle kılınır mı? CEVAP Kılınmaz. Sual: Farz namazlarda kıyam, yani ayakta durmak farzdır. Sünnetlerde de ayakta durmak farz mıdır? CEVAP Sağlam kimse için yalnız farz namazlar ile vitir namazını kılarken ayakta durmak farzdır. (Sirac-ül-vehhac) Hasta ve özürlü olmasa da, nafileleri oturarak kılmak her zaman ve her yerde caizdir. Yalnız [vacip diyenler de olduğu için] sabah namazının sünnetini ayakta kılmalıdır! Nafileleri oturarak kılana, sevabın yarısı verilir. (Merakılfelah) Beş vakit namazın sünnetlerini hiç bir mazeret yokken de, oturarak kılmak caizdir. Çünkü bu sünnetler de, nafile namazdır. (Cevhere) Bunlar Seadet-i Ebediyyede de yazılıdır. Nafile namazları da ayakta kılmak iyi olur. Sual: Bulgaristan’dan gelen Rumeli muhacirleri, Tesbih, Regaib… gibi nafile namazları cemaatle kılabilmek için nezr ediyorlar, sonra cemaatle kılıyorlar. Bazen de namaza başlayıp bozuyorlar. Sonra cemaatle kılıyorlar. Böyle yapmaları dine uygun mudur? CEVAP Bu bâtıl bir yoldur. Mekruhtan kurtulmak için böyle yapmaları günah olur. Fıkıh ilminde söz sahibi İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: «Bahr sahibi diyor ki: ……. namazını cemaatle kılmak mekruhtur; bid'attir. Rumeli halkının kerahet ve nafileden kurtulmak için onu nezir etmeleri ise bâtıl bir çaredir.» (Redd-ül-muhtar - Vitir ve nafileler bahsi) Sual: Kitaplarda, teheccüd ve kuşluk namazlarının en çoğu 12 rekat olarak bildiriliyor. Daha fazla kılsak günah olur mu? Kuşluk vaktinde ve gece kaza namazı kılıyorum, gündüz kuşluğa gece de teheccüde niyet ediyorum. Bu durumda 12 rekattan fazla namaz kılmamda mahzur var mıdır? CEVAP Hayır hiç mahzuru olmaz. Nafile olarak yapmak Sual: S. Ebediyye’de (Farzları ve vacibleri nafile olarak yapmak, müekked sünnetleri yapmaktan daha çok sevab olur) deniyor. Farzları, nafile olarak yapmak nasıl olur? CEVAP 437 www.dinimizislam.com Bir farzı eda ettikten sonra, onu tekrar yapmak nafile olur. Mesela hacca giden, tekrar hacca giderse nafile olur. Öğlenin veya yatsının farzını yalnız kıldıktan sonra, hazır cemaat varsa, onlara uyup tekrar kılmak nafile olur. Yahut bir namaz, mekruh olarak veya bir sünneti eksik olarak kılınmışsa, o namazı tekrar kılmak nafile olur. Nafile olarak kılınan bu namazın sevabı, mekruh olarak ve bir sünneti eksik olarak kılınan namazdan daha fazla sevab olur. Yalnız kıldıktan sonra, aynı namazı cemaatle kılınca da, sünnet olan kısmının sevabı ötekinden fazla olur. Gece nafile kılmak Sual: Erkeklerin, geceleyin nafile namaz kılarken sesli de okumaları caiz midir? CEVAP Evet, caizdir; fakat gündüz kılınan, farz ve nafile bütün namazları, gizli okumak vacibdir. (Hindiyye) Gündüz namazları, öğle ve ikindidir. Gece namazları ise, akşam, yatsı ve sabah namazlarıdır. Nafile kılarken Sual: Bir kimse, Kuşluk, Teheccüd gibi nafile namazları kılarken sesli okuyabilir mi? CEVAP Kuşluk namazı gibi gündüz kılınan nafilelerde, gizli okumak vacibdir. Teheccüd gibi gece kılınan namazlarda, kişi muhayyerdir, yani ister sesli, ister gizli okur. (Hindiyye) Farzın nafilesi Sual: S. Ebediyye’de, (Farzları nafile olarak yapmak, müekked sünnetleri yapmaktan daha çok sevap olur) deniyor. Farzları nafile olarak yapmak ne demektir? Bir örnek verilebilir mi? CEVAP Bir kimse öğle namazını kılsa, sonra orada bazı kimseler öğleyi cemaatle kılmaya başlasalar, bu da onlara uysa, farzı nafile olarak kılmış olur. Öğlenin farzını tekrar kılması nafile oluyor. Bu kılınan nafile, öğlenin sünnetinden daha çok sevab oluyor. Cemaat sevabına kavuşur. Yani 27 derece sevab alır. Farzın önemi büyüktür Sual: Bazıları, “Gündüz namaz kılmaya gerek yok, gece nafile namaz kılarsan onun yerine geçer” diyerek farza hiç önem vermiyorlar, nafileye teşvik ediyorlar. Hatta cemaatle Tesbih namazı gibi nafile namaz kılıyorlar. Farzın dindeki önemi nedir? CEVAP Farzın dindeki önemi çok büyüktür. Farzdan önemli bir şey yoktur. Bu 438 www.dinimizislam.com konuda çok hadis-i şerif vardır. Birisi gelip Resulullah efendimize sual etti: - Ya Resulallah Cennete gidecek amel nedir? - Allah’a ortak koşmazsın, farzları yaparsın, farz olan namazı kılarsın, farz olan zekâtı verirsin, Ramazanda orucu tutarsın. - Ya Resulallah bu söylediklerinizden başka yapılması gereken şey var mı? - Farz olarak bu kadardır; ama nafile olarak yapmak istersen başka. - Allah’a yemin ederim ki farzları yaparım daha fazlasını yapmam. Adam dönüp giderken Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Cennetlik bir kimse görmek isteyen bu adama baksın.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai]] Saçları dağınık birisi yine Resulullah efendimize bazı sorular sormaya başladı: - İslam nedir? - Birincisi günde beş vakit namaz kılmak... - Beşten fazla bir namaz yok mu? - Hayır yoktur. Nafile kılmak istersen o başka. Bir de Ramazan orucu var. - Bundan başka, oruç yok mu? - Farz olarak yok. Nafile olarak tutmak istersen var. Bir de zekât vardır. - Bundan fazlası var mıdır? - Hayır yoktur. Nafile olarak sadaka verebilirsin. Adam, (Vallahi ne fazla, ne de bundan noksan yaparım) diyerek çekip gitti. Resulullah buyurdu ki: (Sözünde durursa, kurtuluşa erdi.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai] İslam âlimleri bu hadis-i şerifi delil getirip, sünnet ve nafile kılmayanların ahirette ceza görmeyeceğini, sadece sevabından mahrum kalacağını bildirmişlerdir. Farzın önemi hakkında, bazı hadis-i şerif mealleri: (Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire] (Nafile kılmak günah değildir. Farzın yanında denizde damla gibidir. Farzı kılma imkanı varken tehir ederek nafile ile meşgul olunca, farzı tehir günahı büyük olur. Bu günahtan azıcık nafile sevabı çıkarılınca yine ortada büyük günah kalmaktadır. Onun için Peygamber efendimiz, nafilesi kabul olmaz buyurmuştur.) (Borcu var iken verilen sadaka kabul olmaz.) [Buhari] (Borcu ödemek farzdır. Sadaka vermek nafiledir. Farz borcunu geciktirmek de günahtır. Bu bakımdan verdiği sadaka geciktirme günahını affettiremediği için kabul olmaz buyurulmuştur.) 439 www.dinimizislam.com (Allahü teâlâ, “Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz” buyurdu.) [Buhari, Beyheki, Uyun-ül besair] (Yani Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için önce farzları eda etmek şarttır.) (En üstün amel, cihaddır. En üstün cihad, farzları ifa etmektir.) [İ.Ahmed Taberani] (Farzları yapmak en üstün cihad oluyor.) (Allah indinde en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır.) [Müslim, Ebu Davud] (En üstün amel, farz namazdan sonra zekâttır.) [Taberani] (Ya Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir.) [Ebu Davud] (Önce farzın ifası emrediliyor.) (Allahü teâlânın sana farz kıldığı şeyleri eda et ki, insanların en âbidi olasın.) [İbni Adiy] (Çok nafile ibadet eden değil, farzları aksatmayan insanların en çok ibadet edeni oluyor.) (Farzları öğrenip onunla amel edene veya başkasına öğretene Allah rahmet etsin.) [Ebuşşeyh] (Bir Müslüman yoktur ki, farz namaz için layıkı ile abdest alsın da, o gün ayaklarının yürüdüğü ellerinin tuttuğu, gözlerinin baktığı, kulaklarının dinlediği, dilinin söylediği, nefsinin arzuladığı kötü şeyler affolmasın.) [İ.Asakir] (Kıyamette işlediği farzlarla içi dolu olana müjdeler olsun.) [Deylemi] (Cihad için atılan adım ile bir farzı ifa için atılan adımdan daha üstünü yoktur.) [Tirmizi] (Allahü teâlâ buyurdu ki: Beş vakit farz namazı, şartlarına uyarak, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.) [İbni Mace, Ebu Davud] (Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi] (Farz orucu kaza ediyor, oruç borcundan kurtuluyor ama, farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Hatta ömür boyu nafile oruç tutsa da bir farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Farzın ne kadar önemli olduğunu bu hadis-i şerif açıkça bildiriyor.) (Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan teheccüd namazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Bir kimse, en kıymetli bir sünnet olan teheccüd namazını ömründe hiç kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez, sadece sevabından mahrum kalır. Ama bir farzı terkin cezası çok büyüktür. Din kitaplarında deniyor ki: Düşman karşısında, bir farz namaz, kılma imkanı varken, terk etmenin cezası, Yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Cami-ül-fetâvâ Umdet-ül İslam) Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. İmkanı varken kaza 440 www.dinimizislam.com etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair) [Farz borcu olanın nafile ile meşgul olması, farzı tehir ettiğinden dolayı günahtır.] Hazret-i Ali'nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m.48] (Bu hadisi açıklayan Hanefî âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri buyuruyor ki: Bu hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir. Bu hadis-i şerif, Zahire-i Fıkh kitabında da vardır.) Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki: (Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m. 48) Kaza namazı borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şira risalesi) Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer'e yaptığı vasiyette buyurdu ki: (Allah’ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz yapman gerekeni de gece yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri ödemeden nafile ibadetini kabul etmez.) [Kitab-ül Harac] Denizde damla gibidir İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Farzın yanında nafileler kıymetsizdir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir. (Mektubat-ı Rabbani 1/29, 260) [Yıllarca farz kaza namazı borcu olana sünnetleri bırakma demek, koca denize değil, bir damlaya itibar etmek gibi çok abes ve cahilce bir sözdür.] Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretleri buyurdu ki: (Yıllarca kaza borcu olanın, sünnetleri kılarken, kaza namazına da niyet etmesi, dört mezhepte de lazımdır) (S. Ebediyye) Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. (Eşbah) Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül-muhtar, Hindiyye) Alimlerin söz birliği Ruh-ul-beyân’da En'am suresinin 165. âyetinin tefsirindeki hadis-i şerifte bildiriliyor ki: Kıyamette helal yoldan kazanan kimseye denir ki: 441 www.dinimizislam.com - Bu malları kazanırken ve sarf ederken farz bir namazı vaktinde kıldın mı? Namazın rükuunu, secdesini ve abdestte farzları tam yaptın mı? - Ya Rabbi, helalden kazanıp helal yerlere harcadım, hiçbir farzı kaçırmadım. - Helal kazanırken bazı yanlışların olmadı mı? - Ya Rabbi, helal yollardan kazandım ve helal yollarda harcadım, hiçbir farzı zayi etmedim, farzları yerine getirirken ihlasıma halel getirmedim. (Ruhul-beyân 3/132) Âlimler sözbirliği ile bildirdiler ki: Regaib ve revatib ameller ile vacibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte farza ulaşamaz. Sünnetler farzların eksiklerini tamamlar. Nafileler ise sünnetlerin eksiklerini tamamlar. Hiçbir nafile ile farz borcu ödenmiş olmaz. Bazı avamın [cahillerin] iddia ettiği gibi farzı bırakıp da nafile ile uğraşmalarının, mesela, evvabin namazının farz kazaların yerine geçeceğini iddia etmelerinin dinde yeri yoktur. (Ruh-ul-beyân 3/127) Sual: Farzı yapmayanın imanı gider mi? CEVAP Farzlara önem verip, tembellikle yapmayanın imanı gitmez. Fakat, bir farzı yapmayan müslüman, iki büyük günaha girer: Birincisi, o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek, yani farzı geciktirmek günahıdır. Bunun affolması için tevbe etmek, yani pişman olmak gerekir. İkincisi, bu farzı terk etmek günahıdır. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek gerekir. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. Kaza geciktikçe, günahlar, katlanarak artar, sayılamayacak kadar çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen hukbe [1 hukbe 80 yıl] Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu müthiş günahların altından kurtulabilmek için, namazları bir an önce kaza etmek gerekir. (Tergib-üs-salat) İbni Nüceym hazretleri buyuruyor ki: (Farz namazları vaktinde sonraya bırakmak büyük günah olup, ancak tevbe etmekle affolur. Tevbe ederken, kılmadığı namazları kaza etmesi gerekir. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair) Sual: Deniyor ki: “Tehıyyet-ül mescid, camiye, mescide girince, mekruh vakit değilse, iki rekat nafile namaz kılmak demektir. Kur'an-ı kerim okunuyorsa, tehıyyet kılınmaz. Çünkü, Kur'an-ı kerimi dinlemek farzdır. Farzı kifaye için de sünneti terk etmek evladır.” Okunan Kur’anı dinleyenler var iken, bizim tesbih çekmemiz veya nafile namaz kılmamızda mahzur olur mu? CEVAP Okunan Kur’an-ı kerim, namaz kılarken sizi şaşırtmıyorsa, arkada veya 442 www.dinimizislam.com kenar bir yerde kılmanız caiz olur. Başkaları Kur’an-ı kerimi dinlediği için, sizin zikir çekmeniz de caiz olur. Ancak okunan Kur’an-ı kerimi dinlemek farzdır, yani çok büyük sevaptır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Farz ibadetin yanında nafile ibadetin hiç kıymeti yoktur, deniz yanında damla bile değildir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir. Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor. Halbuki bir altın zekât vermek, yüz bin altın sadaka vermekten daha sevaptır.) [c.1, m. 29, 260, c.3, m. 17] Bir hadis-i şerif meali de şöyledir: (Allahü teâlâ buyuruyor ki, bir kimse farzı yapmakla bana yaklaştığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşamaz.) [Beyheki] Sünnet yerine kaza kılmak Kaza namazı kılmak gerekmez mi? Sual: İbni Teymiye ve yandaşları, (Vaktinde kılınmayan namazları kaza etmek gerekmez, tevbe etmek yeterli olur) diyorlar. Namazları kaza etmek gerekmez mi? CEVAP İbni Teymiye, (Özürlü ve özürsüz terk edilen namazları kaza etmek gerekmez) diyor. (Mecmu-ul-Fetava 12/106.) İbni Teymiye’nin sözü dinde senet değildir. Zaten birçok yanlış inancı yüzünden küfre düşmüştür. Vaktinde kılınmayan namazları kaza etmek gerekmez demek dini yıkmak olur. O zaman kimse namaz kılmaz, zekât vermez, hacca gitmez, oruç tutmaz, sonunda da tevbe edince oluyormuş der. Namazları vaktinde kılmak farz olduğu gibi, vaktinde kılınmayanı kaza etmek de farz olduğu, bütün fıkıh kitaplarında bildirilmiştir. Birkaçı şöyledir: 1- Farz namazı, özürsüz vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu günah, yalnız kaza edince affolmaz. Kaza ettikten sonra, ayrıca tevbe veya haccetmek de gerekir. Kaza edince, yalnız namazı kılmamak günahı affolur. Kaza kılmadan, tevbe edilince, terk günahı affolmadığı gibi, tehir günahı da affolmaz, çünkü tevbenin kabul olması için, günahı terk etmek şarttır. (Dürr-ülmuhtar) 2- Farzlara önem verip, tembellikle yapmayan kimse, mürted olmaz. İmanı gitmez; fakat bir farzı yapmayan Müslüman, iki büyük günaha girer: 1- O farzın vaktini ibadetsiz geçirmek yani farzı geciktirmek günahı. Bunun affolması için tevbe etmek gerekir. 2- Bu farzı yapmamak günahı. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek lazımdır. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. (Berika) 3- Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza 443 www.dinimizislam.com etmesi şarttır. (Halebî) 4- Vaktinde kılınmayan her namaz, unutarak veya kasten kazaya kalsa da, o namazı kaza etmek farzdır. (Hindiyye) 5- Özürlü veya özürsüz kazaya kalan farz namazları, hemen kaza etmek farzdır. (Mezahib-i Erbaa) Birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir: (Bir namazı vaktinde kılmayı unutan, hatırlayınca kılsın. Unutulan namazın bundan başka kefareti yoktur.) [Tirmizi, Ebu Davud, Nesai] (Uyuyarak veya unutarak bir namazı vaktinde kılamayan, hatırlayınca kılsın.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud] (Farzı unutan, imamla daha sonraki bir namazı kılarken hatırlasa, o namazını imamla kılsın, namazdan sonra, unuttuğunu kaza etsin. Sonra imamla kıldığını da iade etsin.) [Taberani, Hatib] (Farz namaz borcu olanın, nafile namaz kılması, hamile kadına benzer. Doğumu yaklaşırken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Kaza borcu olan kimse de, böyle olup, farz namazlarını kaza etmedikçe, Allahü teâlâ, onun nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb] Resulullah, bir gecenin sonunda uyumuştu, güneş doğana kadar uyanamadı. Uyandı ve güneş yükselince kaza etti. (Nesai) Namaz hangi özürle kazaya kalabilir Sual: Namaz, hangi özürle kazaya bırakılabilir ve kazası olan nafile kılabilir mi? CEVAP Bir namaz, cem edilerek kılınma imkanı da yoksa, ancak şu özürlerle kazaya bırakılabilir: Savaşta, düşman karşısında oturarak ve kıbleden başka tarafa dönerek bile namaz kılamazsa, seferde olduğu esnada; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde îmâ ile de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kazaya bırakmak ve uyku, unutmak gibi bir özürle namazı fevt etmek [kaçırmak] günah olmaz. (Dürr-ül Muhtar) Böyle bir özür olmadan namazı kazaya bırakmak haramdır, büyük günahtır. Bütün fıkıh kitaplarında, faite, yani kaçırılmış namaz deniyor. Çünkü, bir müslüman namazlarını terk etmez. Ancak yukarıda bildirilen bir özür ile kaçırabilir. Bu bakımdan kaçırılan namaz sayısı az olur. Bugün terkedilmiş namaz sayısı çoktur. Bir özür ile kaçırılmış namaz ile özürsüz, kasten terk edilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, yukarıda bildirilen bir özürle 444 www.dinimizislam.com fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını, sünnetleri ve diğer nafileleri kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. Uyumak, unutmak gibi bir özürle kılınamayan yani fevt edilen [kaçırılan] namazların hükmü şöyledir: Fevt olan namazları kaza etmek, nafile kılmaktan iyi ise de, beş vakit namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte övülen Duha, Tesbih, Tehıyyet-ülmescid gibi belli namazları kılmak böyle değildir. Vaktin sünnetleri ile bu nafileleri kılmak kaza kılmaktan evladır. (Redd-ül-muhtar, Halebi, Hindiyye) Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir: Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz, çünkü o vakit içinde farzdan başka, [nafile olsun, kaza olsun] herhangi bir namaz kılınınca, sünnet de yerine getirilmiş olur) buyurdu. [Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s.36] Beş vakit namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir. Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan her namaz, sünnet ismi verilen namaz olur. (Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi) Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (En üstün cihad, farzları edadır.) [Taberani] (Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ülfâhire] (Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftâh-ün-necât] (Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari] (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48] Hanefi mezhebi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi, (Bu hadis, farz borcu olanların, sünnetlerinin de kabul olmayacağını göstermektedir) buyuruyor. Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki: (Farz borcu varken sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Çünkü sünnetleri kabul olmaz. Kaza borcu olanın sünnet kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m. 48] Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Yolculuğa çıkmadan önce iki rekat namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa bir, iki veya üç vakit namazını kaza etmelidir! Çünkü kaza borcu var iken, nafile 445 www.dinimizislam.com kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. (s.6) İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Farzın yanında nafilelerin hiç kıymeti yoktur. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir.) [m.29, 260] Dört mezhebin fıkıh bilgilerini iyi bilen Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki: (Yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kaza namazına niyet ederek kılmalıdır. Böyle niyet ederek kılmak, dört mezhepte de lazımdır.) Allahü teâlâ, (Bana farzla yaklaşılır), Resulü de (Kaza borcu olanın nafilesi kabul olmaz) buyururken, âlimler de, (Kazası olanın, sünnet ve nafile kılması ahmaklıktır), (Sünnetler farzın yanında denizde damla değildir) derken, bir özürle kaçırılan namazla kasten kılınmayan namazı aynı zanneden cahiller, Allahü teâlânın emri olan farzı bıraktırıp, Duha, Tehıyyet-ül-mescid, Tesbih, Teheccüd namazı gibi nafileleri kıldırmaya çalışıyorlar. Bir kimse, ömründe bu nafileleri hiç kılmasa, ahirette ceza verilmez. Fakat bir farzı terk etmenin cezası çok büyüktür. Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkün iken, terk etmek, yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Câmi’-ül-fetâva) Bu fetva da gösteriyor ki: Nafilelerle milleti meşgul edip farzları tehir ettirenler veya farzları kıldırmayanlar büyük vebal altındadır. Sual: Sabah namazını vaktinde kılamayıp kaçıran, kazasını öğleden sonraya bıraksa, günaha girer mi? CEVAP Evet girer. Geciktirme günahı da çok büyüktür. Unutmak özürdür Sual: Çok defa unutup veya uyuyakalıp namazı kazaya bırakıyorum. Unutmak özür olur mu? CEVAP Unutmak ve uyuyakalmak özürdür; ama bu sık oluyorsa, tedbir alınmadığı için günah olur. Birkaç örnek verelim: 1- Gece çok geç yatılıyorsa, üstelik saat kurulmuyor veya başka tedbir alınmıyorsa, namazın kazaya kalması normal değildir. 2- Bir kimse işyerinden çıkarken, namaz vakti girmiş olsa, eve gidince kılarım diye düşünse, genellikle de eve vaktinde varamıyorsa, namaz yoldayken kazaya kalıyorsa veya vaktinde eve geldiği halde, iş yerinde kıldığı için evde kılmayı unutuyorsa, nasıl olsa unutmak özür diyerek, namazın kazaya kalmasına önem vermiyorsa, yaptıklarından mazur olmaz. 3- Abdest alırken, sünnete uymak için kıbleye dönen kimse, devamlı olarak unutup ayaklarını kıbleye doğru uzatıyorsa, ayaklarını kıbleye uzatmamak için kıbleye doğru abdest almamalı; çünkü mekruh işlememek için sünnet terk edilir. Yani, imkân varsa, arkası kıbleye gelse de, ayaklarını 446 www.dinimizislam.com kıbleye uzatmamak için, abdesti kıbleye dönerek almaması gerekir. Hayırlı işler namaz yerine geçmez Sual: Bir yazar, İbni Teymiye gibi (Kılınmayan namazın kazası gerekmez. Çok nafile kılması, çok hayır hasenat yapması gerekir) diyor. Hayırlı işler namaz yerine geçer mi? CEVAP İbrahim Muhammed Neşat hazretleri buyuruyor ki: Namazı bilerek terk etmenin büyük günah olduğunu ve kaza etmek gerektiğini, cumhur-ı ulema bildirmektedir. İbni Teymiye, (Namazı kasten terk edenin kaza etmesi gerekmez. Kaza kılması sahih olmaz. Çok nafile kılması, çok hayrat ve hasenat yapması gerekir) dedi. Daha önce İbni Hazm da, böyle uygunsuz fikirler ortaya atmıştı. İbni Teymiye ve İbni Hazm, bazı âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere, yanlış manalar vererek, Ehl-i sünnetten ayrıldılar. Böylece, hayırlı işlerin, namaz yerine geçeceği sapıklığını ortaya attılar. İslamiyet’te açtıkları yaraların en zararlı olanlarından biri de bu olmuştur. Hazret-i Ali’nin bildirdiği hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Farz borcu olan, kazasını kılmadan nafile kılarsa, boş yere zahmet çekmiş olur.) [Fütuh-ul gayb 48. makale] Bütün Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyor ki: Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunu kaza etmesi gerekir. (İbni Âbidin, Halebi, Cevhere, Tahtavi) Namazı, şer’i özürsüz vaktinden sonra kılmak, büyük günahtır. Bu günah, kaza edince affolmaz. Kaza ettikten sonra, ayrıca tevbe de gerekir. (Dürr-ül Muhtar s.485) Farz yanında nafilenin kıymeti Sual: Kaza namazı olan, nafile namaz kılabilir mi, belli başlı nafile namazlar hangileridir? CEVAP Namaz, iki sebeple kazaya kalır: 1- Uyumak, unutmak gibi dini bir özürle kaçırılır. Buna Faite yani kaçırılmış namaz denir. Üzerinde böyle farz kazası olanın nafile namaz kılması caizdir. Çünkü Redd-ül-muhtar, Halebi, Tahtavi ve Hindiyye gibi kıymetli eserlerde buyuruluyor ki: Faite [fevt olmuş, yani bir özürle kaçırılmış] namazların kazalarını acele kılmak lazımdır. Fevt olmuş [bir özürle kazaya kalmış] namazların kazalarını kılmak, nafile kılmaktan evla ise de, hadis-i şerifle övülmüş olan beş vaktin sünnetlerini, duha, tesbih, tehıyyet-ül-mescid, evvabin gibi nafile namazları kılmak, kaza kılmaktan evladır. 447 www.dinimizislam.com Evla olmasının sebebi, unutmak, uyumak gibi bir özürle namazı kazaya bırakmak günah olmadığı içindir. Böyle kimselerin, adı geçen nafileleri kılacak kadar, kazaları geciktirmeleri günah olmaz. Unutarak, uyuyarak kazaya bırakılan namaz sayısı bir veya birkaç vakittir. Mesela sabah namazının vaktinde uyuyup kalan kimse, güneş doğduktan 50 dakika kadar sonra bu namazı kaza eder. Kaza etmeden önce, duha [kuşluk] namazı kılarsa caiz olur. Çünkü sabah namazını, uyanamayarak bu vakte bırakması günah değildir. Duha namazı kılacak kadar geciktirmesi de günah olmaz. 2- Bir de namaz, bile bile tembellikle kılınmayıp kazaya bırakılır. Namazı böyle terk ederek kılmamak büyük günahtır. Terk edilen böyle namazı, bir özürle kaçırılan namazla karıştırmamalıdır. Birisinin kazaya kalması günah değilken, ötekinin kazaya kalması büyük günahtır. Bu büyük günah her namaz kılacak kadar boş zaman geçince, bir misli artar. Çünkü namazı boş zamanlarda hemen kaza etmek farzdır. Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyuruyor ki: Farz kazası olanın nafile kılması, borçlunun alacaklıya, hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler de kazancıdır. Sermaye kurtarılmadıkça, kazanç olamaz. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Farz borcu olan, kaza etmeden nafile kılarsa, boşa zahmet çekmiş olur. Kazasını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz) [Fütuh-ul gayb, 48] Hanefi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi hazretleri, bu hadis-i şerifi açıklarken, farz borcu olanın hiçbir nafilesinin kabul olmayacağını bildiriyor. Kaza borcu olanın nafilelerinin kabul olmayacağı Mektubat-ı Ma'sumiyye, Bey ve Şir’a risalesi ve Nevâdir-i fıkhıyye fi mezheb-ilhanefiyye'de de yazılıdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Farzların yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında damla bile değildir. (Müjdeci Mektublar, m.260) Farz kazası olanlar, bildirilen nafile namazların vaktinde kaza namazı kılmalıdır! Hem kaza borcu ödenir, hem de nafile namaz sevabına kavuşur. Kuşluk, evvabin, teheccüd, tehıyyet-ül-mescid namazlarını kılarken, mesela, (ilk kazaya kalmış sabah namazının farzına ve kuşluk namazını kılmaya) diye niyet etmelidir. Böylece hem kaza borcu ödenmiş, hem de adı geçen nafile namazlar kılınmış olur. (N.Fıkhıyye) Hiç kazası olmayan kimsenin de kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ülmuhtar, Hindiyye) Sünnet ne demektir Sual: Farzı bırakıp haram işleyen şefaate kavuşurken, Peygamberimiz, 448 www.dinimizislam.com (Büyük günah işleyene şefaat edeceğim) buyururken, “Sünneti terk eden şefaate kavuşamaz” demek doğru mu? CEVAP Sünnet kelimesi üç anlama gelir: 1- Kitab ve Sünnet ifadesindeki sünnet, hadis-i şerifler demektir. 2- Farz ve Sünnet ifadesindeki sünnet, Resulullahın emirleri demektir. Bunlar ikiye ayrılır: Sünnet-i zevaid: Peygamber efendimizin ibadet olarak değil, âdet olarak devamlı yaptığı şeylerdir. Elbiselerini giyiniş şekli, temiz şeylere sağdan başlaması gibi. Sünnet-i hüda: Yalnız dinimizin şiarı olan işlerdir. Ezan okumak, cemaatle namaz kılmak gibi. 3- Sünnet yalnız olarak kullanılınca, İslamiyet anlaşılır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Ümmetimin arasında fitne fesat yayıldığı zaman sünnetime uyana, [Dinin bildirdiği ibadetleri yapıp haramlardan kaçana] yüz şehid sevabı vardır.) [Hakim] (Bir zaman gelir ki, sünnetim [İslam] unutulur, sünnete uyan garip olur.) [Şir’a] (Sünnetimi [İslam dinini] terk edene şefaatim haramdır.) [H.Erbain] (İslamiyet’ten ayrılan şefaate kavuşamaz) demektir. (Şerh-i hadis-i erbain, Şir’a) Sünnetin diğer manası Sünnet, yol, iş, âdet, çığır gibi manalara da gelir. Mesela Sünnetullah, Allah’ın âdeti, işi demektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Dinimizde bir “sünnet-i hasene” çıkaran [iyi çığır açan] bunun sevabı ile, bununla amel edenlerin sevabına kavuşur, o yolda gidenlerin sevabından da hiçbir şey eksilmez. Kim de, dinimizde bir “sünnet-i seyyie” çıkarırsa, [kötü çığır açarsa] bunun günahı ile, bu yolda gidenlerin günahı, ona da verilir, o kötü yolda gidenlerin günahından da hiçbir şey eksilmez.) [Müslim] Hadis-i şerifteki Sünnet-i seyyie kötü yol, kötü çığır demektir. Sünnet-i seyyie = Bid'at-i seyyie demektir. Âlimler, minare gibi güzel işlere, Bid'at-i hasene demişlerdir. İmam-ı Rabbani hazretleri ise, minare, kitap, mektep gibi güzel işlere, Bid'at-i hasene yerine Sünnet-i hasene demiştir. Kıyamete kadar Sünnet-i hasene çıkarmak çok sevaptır. Sünnet-i seyyie ise bid'attir, günahtır. (Faideli Bilgiler) Avret yerini açmadan, necaseti temizlemek imkansızsa, namazı öyle kılar. Çünkü, temizlemek emirdir. Açmak yasaktır. Günahtan kurtulmak önce gelir. Sünnet emirden de sonra gelir. Sünnet, sevap kazanmak için yapılır. Mekruh olan bir şeyi işleyerek de sünnet yapılmaz. Ama farz yapılır, borç ödenmiş olur. Mesela başkasının suyu ile abdest almak, mekruh ise de, farz olan 449 www.dinimizislam.com taharet hasıl olur. Abdestli olan, başkasının suyu ile abdest alınca, sünnet sevabı hasıl olmaz. (Redd-ül-muhtar) Demek ki, kaza kılıp büyük günahtan kurtulmak, sünnet kılmaktan önce gelir. Vacibi geciktirmemek için sünnet terk edilir. İmam, sabah namazını kıldırmaya başlarken gelen, caminin dışında veya içerde, direk arkasında sünneti kılar. Böyle, cemaatten ayrı bir yer bulamazsa, sünneti kılmadan hemen imama uyar. Çünkü, cemaat ile namaz kılınırken, yalnız olarak namaza başlamak mekruhtur. Mekruh işlememek için, sabah sünneti bile terk edilir. (İmdâd-ül-fettâh) Namaz vakti daraldığı zaman, nafile kılmak tahrimen mekruhtur. Çünkü, farzın vaktini kaçırmaya sebep olur. Farz olmayan namazı kılarak, farz olan namazı kaçırmış olur ki, aklı olanın yapacağı iş değildir. Güneş doğarken ve tepede iken ve batarken de, nafile kılmak böyledir. Bu nafileler, beş vakit namazın sünnetleri olsa da, yine böyledir. (Merakıl-felah ve Tahtavi) Haram işlememek için Namaz vakti daraldığı zaman, farzdan evvelki sünneti kılmak, farzın kazaya kalmasına sebep olursa, bu sünneti kılmak haram olur. (Hadika) Bir hakim, vazifesini yapmak için ve bir talebe din dersini kaçırmamak için, sabah namazından başka namazların sünnetlerini terk edebilir. (Mülteka) Hakimin vazifesi, farz-ı ayn olmadığı halde, sünnetleri terk etmek için özür sayılınca, birikmiş kazaları ödemek, farz-ı ayn iken ve cezası pek şiddetli iken, bunları ödemek özür olmaz mı? Abdestte uzuvları üç kere yıkamak müekked sünnettir. Suyun pahalı olması, soğuk olması, suya muhtaç olmak gibi özürlerle bu sünneti terk etmek mekruh olmaz. (İbni Abidin) Terk edilmiş namazı bir an önce kaza edip, büyük günahtan kurtulmak için, sabah namazından başka sünnetleri kılarken, kazaya da niyet gerektiği buradan da anlaşılmaktadır. Şafii’de farz kazası olanın, sünnet ve nafile kılması haramdır. Nafaka kazanacak kadar zaman ayırıp, başka hiçbir sebeple kazayı geciktirmesi caiz değildir. (Fetava-i fıkhiyye) Özürsüz terk edilen namazı kılmakta dört mezhep arasında fark yoktur. Şefaat kime haram? Sual: Peygamber efendimizin, zina ve içki gibi büyük günah işleyenlere de şefaat edeceğine dair hadisleri vardır, fakat (Sünnetimi terk edene şefaatim haramdır) buyuruyor. Sünneti terk etmek, zinadan ve içki içmekten de mi daha büyük günahtır? Bazı hocalar da, (Büyük günah olmasına rağmen, farzı terk edene şefaat vardır, fakat sünneti terk edene şefaat yoktur) diyorlar. Farz namazı kılmayarak büyük günah işleyene şefaat var da, niye sünnet namazı kılmayana şefaat yoktur? CEVAP 450 www.dinimizislam.com Yanlış söylüyorlar. Her çeşit büyük günah işleyene şefaat vardır. Sünnetleri terk etmek büyük günah da değildir. Sağdan başlamak, camiye sağ ayakla girmek, tuvalete sol ayakla girmek, sakal bırakmak, sarık sarmak gibi birçok sünnet vardır. Bu sünnetleri terk etmek günah olmadığı için, günah olmazsa, şefaat de söz konusu değildir. Çünkü (Büyük günahı olmayanın şefaate ihtiyacı yoktur) buyurulduğu Tirmizi’de bildirilmektedir. Şefaat büyük günahlar içindir. O hadis-i şerifte bildirilen sünnetten kasıt İslamiyet’tir. Yani (İslamiyet’i terk edenlere şefaat etmem) demektir. (Şerh-i hadis-i erbain, Şir’a) İslamiyet’i terk eden kâfirdir. Kâfire şefaat olmaz. İmanı olan ne kadar büyük günah işlerse işlesin şefaate kavuşur. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir: (Şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenler içindir.) [Nesai, Tirmizi, ibni Mace, Ebu Davud] (Büyük günah işleyip imanla ölen herkese şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim] (Her peygamberin müstecab [makbul] bir duası vardır. Her peygamber o duasını dünyada iken yaptı. Ben ise bu duamı ümmetime şefaat etmek için saklıyorum. Kıyamette ümmetimden şirk üzere ölmeyen herkese şefaat edeceğim.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Muvatta] (Ben şefaatimi ümmetimden büyük günah işleyenlere sakladım. Siz o şefaatin, takva ehli ve itaatkâr kimseler için olduğunu mu sanıyorsunuz? Benim şefaatim günahla kirlenmiş müminler içindir.) [İhya] Herhangi bir sünneti işlemeyene şefaat yoktur demek, yukarıda bildirildiği gibi dinimize aykırıdır. Nakli esas almayanların sözüne itibar etmemelidir. Namazı kaza etmeyi geciktirmek Sual: Nafile kılmak kaza kılmaktan önemli midir? Namazı önem vermeden terk etmekle, bir özürle kılamamak arasında fark var mıdır? CEVAP Elbette çok fark vardır. Namaza önem vermediği için kılmayan küfre girer. Uyumak, unutmak gibi bir özürle namazı kaçırmaya, fevt etmek denir. Fevt edilen namaza faite namaz denir. Faite namaz, kazaya kalması günah olmayan namazdır. Bunun için, kuşluk, tehıyyet-ül-mescid gibi nafile namazları kılacak kadar faiteleri geciktirmek günah olmaz. Farz namazı özürsüz, vaktinde kılmamak büyük günahtır. Acele kaza etmek gerekir. Zaruri işler haricinde kaza etmeyi geciktirmek de büyük günahtır. (Berika) Nafile zaruri iş olmadığı için, nafile kılarak, terk edilen kazayı geciktirmek dört mezhepte de günahtır. Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkün iken, terk etmek, 700 büyük günah işlemek gibidir. (Umdet-ül islam, Cami-ül-fetâva) 451 www.dinimizislam.com Önem verip de, tembellikle farz namazı terk etmek büyük günah olur. (Dürr-ül Muhtar, Cevhere) Namaza önem vermeli Namazı vazife tanımamak, önem vermemek ise küfürdür. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (Namazı kasten terk eden kimse kâfir olur.) [Taberani] (Küfrü imandan ayıran şey, namazı terk etmektir.) [Tirmizi] (Namaz iman demektir. Namazı, vaktine ve diğer şartlarına riayet ederek kılan, mümindir.) [İbni Neccar] En kıymetli amel, vaktinde kılınan farz namazlardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Namazını, vakti girince hemen kılandan, Allahü teâlâ razı olur. Vaktinin sonunda kılanı da affeder.) [Tirmizi] (Rabbim söz verdi, namazı vaktinde, eksiksiz kılana azap etmeyecek.) [Hakim] (Kıyamette önce namazdan sorulur. Namazı düzgün olanın, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün olmayanın, hiçbir ameli kabul edilmez.) [Taberani] Cennete götürücü ameli soran sahabiden bir zata, Peygamber efendimiz, (Allah’a ortak koşmayıp, farz olan namazı, zekâtı ve Ramazan orucunu eda eden Cennete gider) buyurdu. O zat, (Allah’a yemin ederim ki bundan fazlasını yapmam) dedi. (Cennetlik görmek isteyen buna baksın) buyurdu. (Buhari) Sahabi, nafile ibadet yapmayacağına yemin ettiği halde, Resulullah efendimiz, (Bu Cennetliktir) buyuruyor. Demek ki, nafile ibadet yapmak şart değildir. Âlimlerimiz, nafile ibadetin farzlardaki noksanlıkları tamamlayacağını bildirmektedir. Sabah namazının sünneti, diğer sünnetlere göre çok faziletlidir. Fakat, sabah sünnetini bile kılmayan için, hiç ceza bildirilmedi. (Tahtavi) İmama, sabah namazının 2. rekatında yetişen, sünneti kılmaz, imama uyar. Çünkü sünnet, cemaatten hasıl olan 27 farz sevabından birisine bile yetişemez. (Redd-ül-muhtar) Müslim’deki bir hadis-i şerifte, (Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece [teheccüd] namazıdır) buyuruldu. Bir kimse, ömründe hiç teheccüd kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez. Çünkü nafile namazdır. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Farzın yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında, damla bile değildir. Şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor. Nafilelere yol açıyor. Zekat yerine, nafile sadakaları güzel gösteriyor. Halbuki, zekât niyeti ile fakire bir altın vermek, yüzbin altın sadaka vermekten daha sevaptır.) [m.29] Fütuh-ul-gayb kitabını şerh eden hanefi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki: (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan 452 www.dinimizislam.com hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allahü teâlâ, nafile namazlarını kabul etmez) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir. Bu hadis-i şerif, Zahire-i Fıkh kitabında da vardır. Sual: Her vakit namazın arkasından, sonra kaza kılmak uygun mudur? CEVAP Namazları özürsüz, kazaya bırakmak çok büyük günah olduğu gibi, kazalarını özürsüz geciktirmek de büyük günahtır. Bu çok büyük günah, her namaz kılacak kadar boş zaman geçince, bir misli artmaktadır. Çünkü namazı boş zamanlarında hemen kaza etmek de farzdır. Hesaba, sayıya sığmayan bu müthiş günahtan ve azabından kurtulmak için kazaları bir an önce bitirmeye çalışmalıdır. Ancak kendinin ve bakması vacip olanların nafakasını kazanacak kadar zamanı ayırıp, başka lüzumsuz hiç bir sebeple kazayı geciktirmek caiz değildir. Sual: Okuduğum kitaplarda, (Farz borcu olanın, Şafii, Maliki ve Hanbeli’de sünnet ve nafile kılması haram) diyor. Sünnet ve nafile kılmak niye haram olsun ki? Namaz kılmak hiç haram olur mu? Bir de, (Bir namazı, vakti çıktıktan sonra kılan, 80 hukbe Cehennemde kalacaktır) ve (İki farz namazı bir araya getirmek, büyük günahtır) mealindeki bu iki hadis, kaza namazı kılmayı haram etmiyor mu? CEVAP Farz borcu olanın, sünnet veya nafile kılması haram değildir. Haram olan, farz borcunu özürsüz geciktirmektir. Sünnet ve nafile kılarken, farz geciktirilmiş oluyor. Bunun için sünnet ve nafile kılmak haramdır deniyor. Namaz kılmak haram değil, farzın tehiri haram oluyor. Bir namazı kaza ettiği için değil, özürsüz namazı kazaya bıraktığı için günah işlemiş oluyor. Kaza kıldığı için günah işlemiş olmuyor. Sebepsiz geciktirdiği için günah oluyor. İki farzı bir araya getirmek de böyledir. Yani özürsüz farzı kazaya bırakıp onu bir vakit içinde kaza etmektir. Günah olan kaza etmek değil, kazaya bırakmaktır. Kazasını yapmak farzdır. İkindi namazını da akşama çok az kala bir zamanda kılmak, tahrimen mekruh, hatta haramdır. Burada da namaz kılmak haram değil, o vakte geciktirmek haramdır. Yoksa akşama bir dakika kalsa da, ikindiyi kılmak farzdır. Ama zaruretsiz bu vakte bırakmışsa günah işlemiş olur. Sünnetler de nafiledir Sual: Nafile namaz nedir? Beş vakit namazın sünnetleri de nafile namaz mıdır? CEVAP Nafile namaz, farz ve vacibden başka namazlar demektir. Beş vakit 453 www.dinimizislam.com namazın sünnetleri ve diğer vacib olmayan namazlar, nafiledir. Müekked olan ve olmayan, bütün sünnetler nafiledir. Önce birkaç hadis-i şerif bildirelim: (Öğlenin farzından önce 4, sonra 2, akşam ve yatsının farzından sonra 2, sabahın farzından önce 2 rekât olmak üzere günde 12 rekât nafile kılan Cennete girer.) [Nesai] (Öğlenin farzından önce ve sonra 4 rekât nafile kılmaya devam edene Cehennem haram olur.) [Tirmizi] Âişe validemiz, (Resulullah, sabah namazının iki rekât nafilesi hariç, diğerlerini devamlı kılmazdı) buyurdu. (Buhari) Bütün fıkıh kitapları, sünnetlerin de nafile olduğunu bildirmektedir. Birkaç misal verelim: 1- Nafile, farz ve vacib olmayan ibadetlerdir. Bütün sünnetlere nafile denir. (Tahtavi) 2- Nafileler, revatib ve regaib olarak ikiye ayrılır. Revatib, müekked ve gayrı müekked olarak farzlardan önce veya sonra kılınan sünnetlerdir. Regaib ise Duha, Evvabin ve Teheccüd gibi diğer nafilelerdir. Sünnetlere nafile denmesi, nafile tabirinin daha şümullü olmasındandır. Her sünnet nafiledir, ama her nafile sünnet değildir. (Nimet-i İslam) 3- Nafileleri ve Revatib sünnetleri, yalnız namaz kılmaya veya sünnetten başka bir namaza niyet ederek kılınca, sahih olur. (Eşbah) Görülüyor ki, namaz vakti içinde, o vaktin farzından başka kılınan her namaz, mesela kaza namazı, o vaktin sünneti de olur. Sünnet yerine, kazaya da niyet edince sünnet terk edilmiş olmuyor. 4- Yalnız namaza niyet edilerek kılınan sünnet sahih olur; çünkü beş vakit namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir. Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan her namaz, sünnet ismi verilen namaz olur. (Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi) 5- (Tecnis) kitabında bildirildiği gibi, beş vakit namazın sünnetleri nafile namazdır. Nafile niyeti ile de kılınır. (Redd-ül-muhtar) 6- Beş vakit namazın sünnetleri ve teravih namazı, nafile namazdır. Bunları kılarken, yalnız namaza diye niyet yetişir. (Dürr-ül-muhtar, Dürer) 7- Beş vakit namazın sünnetleri ve diğer vacib olmayan namazlar, nafiledir. Müekked olan ve olmayan, bütün sünnetler nafiledir. (Dürr-ülmuhtâr, Redd-ül-muhtar, Halebi) 8- Her sünnet nafiledir; fakat her nafile sünnet değildir. (Redd-ül-muhtar, Nimet-i İslam) 9- Beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz oturarak kılmak caizdir. Çünkü bu sünnetler, nafile namazdırlar. (Cevhere, Hidaye) 10- Nafile namaz denince, sünnetler de anlaşılır. Kadı İmam-ı Ebu Zeyd, (Nafile kılmak, farzdaki kusurları tamamlamak için emrolundu. Bir kimse, farzı 454 www.dinimizislam.com kusursuz kılabilirse, sünnetleri kılmadığı için buna bir şey denemez) buyurdu. (Dürer) 11- Farz borcu olanın nafile namazları kabul olmaz. Sünnetler de nafiledir. (N. Fıkhiyye) 12- Sünnetler yerine kaza kılınca, sünnet sevabı da hâsıl olur. (Mekt. Masumiyye 2/63) 13- Diğer 3 mezhepte de aynen Hanefi’deki gibi sünnetler nafiledir. (Mezahib-i erbea) 14- Nafilenin kıymeti, farzın yanında hiç gibidir. Okyanus yanında, bir damla kadar bile değildir. Sünnet de, farzın yanında, okyanus yanındaki bir damla gibidir. (Mekt. Rabbani 1/260) 15- Regaib ve revatib namazlar sevabda ve üstünlükte farza ulaşamaz. Hiçbir nafile ile farz borcu ödenmez. Avamın iddia ettiği gibi farzı bırakıp nafileyle uğraşmanın, mesela, Evvabinin farz kazalarının yerine geçeceğini iddia etmenin dinde yeri yoktur. (Ruh-ul-beyân 3/127) 16- Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m.48] Bu hadisi açıklayan Hanefi âlimlerinden Abdulhak-ı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki: (Bu hadis-i şerif, farz borcu olanın, sünnetlerinin kabul olmayacağını gösteriyor; çünkü sünnetler de nafiledir.) Kaza namazı borcu olanın sünnet kılması Sual: Bir yazar, (Kaza namazı borcu olan kimse, vaktin sünnetleriyle birlikte, İşrak namazı, Duha namazı, Evvabin namazı, Teheccüd namazı, Sübha namazı, Tehıyyet-ül-mescid gibi nafile namazları da asla bırakamaz. Diğer üç mezhepte kazası olanın sünnetleri ve nafileleri kılması haramsa da Hanefî’de, bu nafile namazları da kılması lazımdır. Büyük hocalarımız diyor ki: Bu namazları vaktinde kılmayarak, bir edepsizlik yapan kimsenin, şimdi bunu telâfi edeceğim derken, bu sefer sünnetleri ve nafileleri kılmayıp, başka bir kusur işlemesi asla uygun olmaz) diyor. Bu kadar cahillik olur mu? Farzla nafile veya sünnet aynı kefeye konur mu? Hatta nafile farza tercih edilir mi? Bir insan, ömründe İşrak, Duha gibi nafile namazları kılmasa, ahirette sorguya çekilir mi? Ama bir vakit farz namazı kılınmazsa büyük günaha girmez mi? Nafilelerden önce farz borcunu ödemeye yani farzı kılmaya edepsizlik diyor. Farzı kılmamak haram mı, yoksa sadece edepsizlik mi? Farzı böyle hafife almak küfür olmaz mı? CEVAP 455 www.dinimizislam.com Yazar gerçekten çok süper cahilmiş. Farzı terk etmeye edepsizlik demek, hainlik değilse, cahilliğin, ahmaklığın daniskasıdır. Edepsizlik günah değildir. Câmi’ul-fetâvâ kitabında, (Düşman karşısında, bir farz namazı kılmak mümkünken terk etmenin cezası, 700 büyük günaha bedeldir) buyuruluyor. Bu kadar büyük günaha hangi Müslüman sadece edepsizlik diyebilir ki? Kazaya kalan namazları geciktirip sünnet kılmak, Allahü teâlânın farz olan emrini geciktirmek olur. Sevmenin alameti emre uymak, emri geciktirmemektir. Allah’ı seven, Onun farz olan emrini geciktirmez. Resulullah efendimiz, farz namazı hafife alarak, önem vermeyerek, sadece edepsizlik sayarak terk edenin kâfir olacağını bildirmiştir. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir: (Namazı kasten terk eden kâfirdir.) [Taberani] (Bizimle kâfirlik arasındaki fark namazdır. Namazı terk eden kâfir olur.) [Nesai] (Namaz kılmayanın dini yoktur.) [İbni Nasr] (Namaz kılmayanın Müslümanlığı yoktur.) [Bezzar] (Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki] (Namazı bırakanın diğer ibadetleri kabul olmaz.) [Ebu Nuaym, İsfehani] (Beş vakit namazı terk eden, Allah’ın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mace] Bu hadis-i şeriflerden dolayı üç hak mezhep, namaz kılmayanların öldürülmesini bildirmiş, sadece Hanefi mezhebi, hapsedilip namaz kılana kadar dayak atılmasını emretmiştir. Peygamber efendimiz, namaz kılmayana kâfir derken, yazarın işi hafife alarak edepsizlik demesi affedilecek bir suç değildir. Derhal tevbe etmesi, tecdid-i iman ve tecdid-i nikâh yapması şarttır. Farzın dindeki önemi çok büyüktür. Bu konuda çok hadis-i şerif vardır. Birisi gelip Resulullah efendimize sual etti: — Ya Resulallah Cennete götürecek amel nedir? — Allah’a ortak koşmazsın, farzları yaparsın, farz olan namazı kılarsın, farz olan zekâtı verirsin, Ramazanda orucu tutarsın. — Ya Resulallah bu söylediklerinizden başka yapılması gereken şey var mı? — Farz olarak bu kadardır, ama isteyen nafile ibadetler de yapabilir. — Allah’a yemin ederim ki farzları yaparım, daha fazlasını yapmam. Adam dönüp giderken Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Cennetlik görmek isteyen bu adama baksın!) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai] Saçları dağınık birisi gelip, Resulullah efendimize bazı sorular sordu: — İslam nedir? — Birincisi, günde beş vakit namaz kılmak... — Beşten fazla bir namaz yok mu? 456 www.dinimizislam.com — Hayır yoktur, ama isteyen nafile namaz kılabilir. Bir de Ramazan orucu var. — Bundan başka oruç yok mu? — Farz olarak yok. İsteyen nafile oruç tutabilir. Bir de zekât vardır. — Bundan fazlası var mıdır? — Hayır yoktur. İsteyen nafile olarak sadaka verebilir. Adam, (Vallahi, farzlardan ne fazla, ne de eksik yaparım) diyerek çekip gitti. Resulullah buyurdu ki: (Bu, sözünde durursa, kurtuluşa erdi.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai] İslam âlimleri bu hadis-i şerifleri delil getirip, sünnet ve nafile kılmayanların ahirette ceza görmeyeceğini, sadece sevabından mahrum kalacağını bildirmişlerdir. Farzın önemi hakkında, bazı hadis-i şerif mealleri: (Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire] Farzı kılma imkânı varken tehir ederek nafile ile meşgul olunca, farzı tehir günahı büyük olur. Bu günahtan azıcık nafile sevabı çıkarılınca yine ortada büyük günah kalmaktadır. Onun için Peygamber efendimiz, nafilesi kabul olmaz buyurmuştur. (Borcu varken verilen sadaka kabul olmaz.) [Buhari] Borcu ödemek farzdır. Sadaka vermek nafiledir. Farz borcunu geciktirmek de günahtır. Bu bakımdan verdiği sadakanın sevabı, geciktirme günahını affettiremediği, denizde damla olduğu için kabul olmaz buyurulmuştur. (Allahü teâlâ, “Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz” buyurdu.) [Buhari, Beyheki, Uyun-ül besair] Yani Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için, önce farzları eda etmek şarttır. (En üstün amel, cihaddır. En üstün cihad, farzları ifa etmektir.) [İ. Ahmed, Taberani] (Allah indinde en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır.) [Müslim, Ebu Davud] (En üstün amel, farz namazdan sonra zekâttır.) [Taberani] (Ya Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir.) [Ebu Davud] Önce farzın ifası emrediliyor. Önce sünnet ve nafile denmiyor. (Allahü teâlânın sana farz kıldığı şeyleri eda et ki, insanların en âbidi olasın.) [İ. Adiy] Çok nafile ibadet eden değil, farzları aksatmayan, insanların en çok ibadet edeni oluyor. (Öğrendiği farzlarla amel edene ve başkasına öğretene Allah rahmet etsin.) [Ebu-ş-şeyh] (Bir Müslüman yoktur ki, farz namaz için layıkıyla abdest alsın da, o gün ayaklarının yürüdüğü, ellerinin tuttuğu, gözlerinin baktığı, 457 www.dinimizislam.com kulaklarının dinlediği, dilinin söylediği, nefsinin arzuladığı kötü şeyler affolmasın.) [İ. Asakir] (Kıyamette işlediği farzlarla içi dolu olana müjdeler olsun.) [Deylemi] (Cihad için atılan adımla bir farzı ifa için atılan adımdan daha üstünü yoktur.) [Tirmizi] (Allahü teâlâ buyurdu ki: Beş vakit farz namazı, şartlarına uyarak, vaktinde kılanı Cennete koyacağıma söz verdim. Kılmayana verilmiş bir sözüm yoktur.) [İ. Mace, Ebu Davud] (Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi] Farz orucu kaza ediyor, oruç borcundan kurtuluyor, ama farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Hatta ömür boyu nafile oruç tutsa da, bir farzı zamanında yapma sevabına kavuşamıyor. Farzın ne kadar önemli olduğunu bu hadis-i şerif açıkça bildiriyor. (Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kılınan Teheccüd namazıdır.) [Müslim, İbni Mace, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] Bir kimse, çok kıymetli bir sünnet olan Teheccüd namazını ömründe hiç kılmasa ahirette hiçbir ceza verilmez, sadece sevabından mahrum kalır, ama bir farzı terkin cezası çok büyüktür. Din kitaplarında deniyor ki: Düşman karşısında, bir farz namazı kılma imkânı varken, terk etmenin cezası, yedi yüz büyük günaha bedeldir. (Cami-ül-fetâvâ, Umdet-ül İslam) Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. İmkânı varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair) Farz borcu olanın nafileyle meşgul olması, farzı tehir ettiğinden dolayı günahtır. Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul-gayb, Zahire-i Fıkh] Hanefî âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri, bu hadis-i şerifi şöyle açıklıyor: Bu hadis-i şerif gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz, çünkü sünnetler de nafiledir. (Fütuh-ul-gayb şerhi) Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki: (Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafileyle meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise onun kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan, kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m. 48) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) 458 www.dinimizislam.com Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyette buyurdu ki: Allah’ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz yapman gerekeni de gece yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri ödemeden nafile ibadetini kabul etmez. (Kitab-ül Harac) Denizde damla gibidir İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Farzın yanında nafileler kıymetsizdir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir. Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor. Hâlbuki bir altın zekât vermek, yüz bin altın sadaka vermekten daha sevabdır. (Mektubat-ı Rabbani 1/29, 1/260, 3/17) Yıllarca farz kaza namazı borcu olana sünnetleri bırakma demek, koca denize değil, bir damlaya itibar et demek gibi çok abes ve cahilce bir sözdür. Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretleri buyurdu ki: Yıllarca kaza borcu olanın, sünnetleri kılarken, kaza namazına da niyet etmesi, dört mezhepte de lazımdır. (S. Ebediyye) Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. (Eşbah) Hiç kazası olmayanın da kaza namazı kılması caizdir. (Redd-ül-muhtar, Hindiyye) Âlimlerin söz birliği Ruh-ul-beyân’da En’am suresinin 165. âyetinin tefsirindeki hadis-i şerifte bildiriliyor ki: Kıyamette helal yoldan kazanan kimseye denir ki: - Bu malları kazanırken ve sarf ederken farz namazları vaktinde kıldın mı? Namazın rükuunu, secdesini ve abdestte farzları tam yaptın mı? - Ya Rabbi, helalden kazanıp helal yerlere harcadım, hiçbir farzı kaçırmadım. - Helal kazanırken bazı yanlışların olmadı mı? - Ya Rabbi, helal yollardan kazandım ve helal yollarda harcadım, hiçbir farzı zayi etmedim, farzları yerine getirirken ihlasıma halel getirmedim. (Ruhul-beyân 3/132) Âlimler sözbirliği ile bildirdiler ki: Regaib ve revatib ameller ile vacibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte farza ulaşamaz. Sünnetler, kılınmış olan farzların eksiklerini tamamlar. Nafileler ise sünnetlerin eksiklerini tamamlar. Hiçbir nafileyle farz borcu ödenmiş olmaz. Bazı avamın [cahillerin] iddia ettiği gibi, farzı bırakıp da nafileyle uğraşmalarının, mesela Evvabin namazının farz kazaların yerine geçeceğini iddia etmelerinin dinde yeri yoktur. (Ruh-ul-beyân 3/127) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Farzlara önem verip, tembellikle yapmayanın imanı gitmez, fakat bir farzı yapmayan müslüman, iki büyük günaha girer: Birincisi, o farzın vaktini ibadetsiz geçirmek, yani farzı geciktirmek 459 www.dinimizislam.com günahıdır. Bunun affolması için tevbe etmek, yani pişman olmak gerekir. İkincisi, bu farzı terk etmek günahıdır. Bu büyük günahın affolması için, bu farzı hemen kaza etmek gerekir. Kazayı geciktirmek de, ayrıca büyük günah olur. Kaza geciktikçe, günahlar, katlanarak artar, sayılamayacak kadar çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen hukbe [1 hukbe=80 yıl] Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu müthiş günahların altından kurtulabilmek için, farz namazları bir an önce kaza etmek gerekir. (Tergib-üs-salat) İbni Nüceym hazretleri buyuruyor ki: Farz namazları vaktinden sonraya bırakmak büyük günah olup, ancak tevbe etmekle affolur. Tevbe ederken, kılmadığı namazları kaza etmesi gerekir. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair) Bütün fıkıh kitaplarında, kaza namazı anlatılırken faite yani kaçırılmış namaz deniyor, çünkü bir Müslüman namazlarını terk etmez. Ancak uyumak, unutmak gibi geçerli bir özürle kaçırabilir. Bu bakımdan kaçırılan namaz sayısı az olur. Bugün terk edilmiş namaz sayısı çoktur. Bir özürle kaçırılmış namazla özürsüz, kasten terk edilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, yukarıda bildirilen bir özürle fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını, sünnetleri ve diğer nafileleri kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. Uyumak, unutmak gibi bir özürle kılınamayan yani fevt edilen [kaçırılan] namazların hükmü şöyledir: Fevt olan namazları kaza etmek, nafile kılmaktan iyi ise de, beş vakit namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte övülen Duha, Tesbih, Tehıyyet-ülmescid gibi belli namazları kılmak böyle değildir. Vaktin sünnetleriyle bu nafileleri kılmak, kaza kılmaktan evladır. (Redd-ül-muhtar, Halebi, Hindiyye) Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir: Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz, çünkü o vakit içinde farzdan başka, [nafile olsun, kaza olsun] herhangi bir namaz kılınınca, sünnet de yerine getirilmiş olur) buyurdu. (Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s. 36) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Yolculuğa çıkmadan önce iki rekât namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa bir, iki veya üç vakit namazını kaza etmelidir! Çünkü kaza borcu varken, nafile kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. (s.6) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Sünnet kılarken kazaya da niyet edince kaza da sünnet de kılınmış olur. (Necat-ül müminin s. 90) Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Beş vakit namazın sünneti demek, Resulullahın kıldığı namaz demektir. Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet 460 www.dinimizislam.com kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan herhangi bir namaz, sünnet ismi verilen namaz olur. (Redd-ül muhtar, Uyun-ül besair, Halebi) Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (En üstün cihad, farzları edadır.) [Taberani] (Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ülfâhire] (Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftâh-ün-necât] (Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari] Allahü teâlâ, (Bana farzla yaklaşılır), Resulü de (Kaza borcu olanın nafilesi kabul olmaz) buyururken, âlimler de, (Kazası olanın, sünnet ve nafile kılması ahmaklıktır), (Sünnetler farzın yanında denizde damla değildir) derken, bir özürle kaçırılan namazla kasten kılınmayan namazı aynı zanneden cahiller, Allahü teâlânın emri olan farzı bıraktırıp, Duha, Tehıyyet-ül-mescid, Tesbih, Teheccüd, Sübha namazı gibi nafileleri kıldırmaya çalışıyorlar. Nafilelerle milleti meşgul edip farzları tehir ettirenler veya farzları kıldırmayanlar büyük vebal altındadır. Redd-ül-muhtar, Halebi, Tahtavi ve Hindiyye gibi kıymetli eserlerde buyuruluyor ki: Faite [fevt olmuş, yani bir özürle kaçırılmış] namazların kazalarını acele kılmak lazımdır. Fevt olmuş [bir özürle kazaya kalmış] namazların kazalarını kılmak, nafile kılmaktan evla ise de, hadis-i şerifle övülmüş olan beş vaktin sünnetlerini, duha, tesbih, tehıyyet-ül-mescid, evvabin gibi nafile namazları kılmak, kaza kılmaktan evladır. Yani kaza kılacak kadar geciktirmek günah olmaz. Orijinali için tıklayınız. (Kitabın Sonunda) Evla olmasının sebebi, unutmak, uyumak gibi bir özürle namazı kazaya bırakmak günah olmadığı içindir. Böyle kimselerin, adı geçen nafileleri kılacak kadar, kazaları geciktirmeleri günah olmaz. Unutarak, uyuyarak kazaya bırakılan namaz sayısı bir veya birkaç vakittir. Mesela sabah namazının vaktinde uyuyup kalan kimse, güneş doğduktan 50 dakika kadar sonra bu namazı kaza eder. Kaza etmeden önce, Duha [kuşluk] namazı kılarsa caiz olur. Çünkü sabah namazının, uyanamayarak bu vakte bırakılması günah olmamıştır. Duha namazı kılacak kadar geciktirmesi de günah olmaz. Buna rağmen kazasını öğleye kadar geciktirmesi büyük günah olur. Namazın kazaya kalma sebebi önemlidir. Eğer namaz şer’i bir özürle kazaya kalmışsa, mesela seferde; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde ima ile de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kılınamamışsa ve uyku, unutmak gibi bir özürle namaz kaçırılmışsa, kazayı önce kılmak gerekmez, bahsedilen nafile namazları kılmakta hiç mahzur olmaz. Çünkü namazın bu özürle kazaya kalması günah değildir. 461 www.dinimizislam.com Sünneti terk etmek günah mı? Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnet de kılınmış oluyor, sünnetler terk edilmiş olmuyor. Terk edilse bile, sünnetleri terk etmek günah olur mu? Bu hususta din kitaplarımızda bildirilenleri nakledelim: 1- İbni Hümam buyuruyor ki: Sünnetleri kılmamak, sevablarına ve yüksek derecelere kavuşmamaya sebep olur. (Cevhere, Dürr-ül-münteka, Redd-ülmuhtar, Tahtavi) 2- Müekked ve gayri müekked sünnetleri terk etmek günah olmaz. Bunları terk eden, yalnız sevablarına ve yüksek derecelere kavuşamaz ve azarlanır. (Halebî-yi sagir) 3- Sabahın sünneti çok faziletli olmasına rağmen, kılmayan için bir ceza bildirilmedi. (Tahavi) 4- Sünnetleri özürsüz terk eden, günaha girmezse de, sorguya çekilip, azarlanır. (S. Ebediyye) Özürsüz terk edilmesi bile günah olmayan sünnet ve nafileleri, farz borcunu ödemek için terk etmek hiç günah olur mu? Hâlbuki sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnetlerin terk edilmiş olmadığı, yukarıdaki vesikalarda açıkça bildirilmektedir. Kaza namazı olan, bu namazı kılarken, kaza namazına ve sünnet ve nafile namazlara da niyet ederse, hem kazasını öder, hem de nafile namazların sevabına kavuşur. (İslam Ahlakı) Kuşluk ve teheccüd namazı kılmak Sual: Kaza namazı borcu olmayan kimse, kuşluk ve teheccüd namazlarını nasıl kılar? CEVAP Kuşluk vaktinde ve gece seherde, 2, 4, 8 veya 12 rekât nafile namaz kılar. Ancak kazası olmasa da, ihtiyaten kazaya da niyet etmelidir. Kazamız yoksa zaten nafile olur, yani kazaya niyet etmekle, kuşluk ve teheccüd namazları da kılınmış olur, bir kaybımız olmaz. Farz kazası olmayanın kıldığı nafile olacağı ve nafile namazların her rekâtında zamm-ı sure okumak vacib olduğu için, dört rekât kılarken son iki rekâtta da zamm-ı sure okumalıdır. Farzların da son iki rekâtında, zamm-ı sure okumanın mahzuru olmaz. Bildirilen vakitlerde kaza namazı kılarken kuşluk veya teheccüd namazı diye niyet etmek şart değilse de, kuşluk veya teheccüd diye niyet edilirse, niyet sevabı da elde edilir. Abdest alıp kılınacağı için sübha namazına, yani abdeste şükür namazına da niyet edilirse, niyet sevabına kavuşulur. Niyet edilmese de, yine sübha namazı kılınmış olur. Bir iş için birkaç niyet Sual: Bir iş için birkaç niyet edilir mi? Mesela teheccüd kılan kaza ve sübha namazına da niyet eder mi? 462 www.dinimizislam.com CEVAP Evet iyi olur. Camide oturmak taattir. Caminin Allahü teâlânın evi olduğunu düşünerek giren, onu ziyarete de niyet ederse sevabı daha çok olur. Namaz kılmayı beklemek için, camide itikâf edip ahireti düşünmek için, vaaz dinlemek için de niyet ederse, her niyeti için ayrı sevaba kavuşur. Bunun gibi, bu kimse, sünnet olduğu için koku sürünür, şık giyinirse, camiye saygı için, camideki müslümanları incitmemek için, temiz olmak, sıhhatli olmak için, İslam’ın vakarını, şerefini korumak için niyet edince, her niyeti için ayrı sevap kazanır. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: (Sünnet namazlar da nafiledir. Camiye girince, iki rekat namaz kılmak sünnettir. Buna Tehıyyet-ül-mescid denir. Camiye girince, farz veya sünnet kılmak bunun yerine geçer. Başka namaz kılarken tehıyyet-ül-mescid için de ayrıca niyet gerekmez ise de, niyet edilirse iyi olur.) [Redd-ül-muhtar s.710] Sünnet kılarken kazaya da niyet edince kaza da sünnet de kılınmış olur. (Necat-ül müminin s.90) Sünnet kılarken kazaya da niyet gerekir. (Ramiz-ül-mülk Trablus Fetva emini) Tatarhaniyye’de, (Sünnet kılarken kazaya da niyet daha iyidir) deniyor. (Uyun-ül-besair s.103) İlk veya son sünnet demeden hepsini farz diye niyet ederek kılanın namazı sahih olur. Çünkü, sünnete, farz diye niyet edilirse, sünnet sahih olur. İlk kıldığı farz, sonraki sünnet olur. (Fetava-i kübra) Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız, (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. Sünnet demezdi. Farzdan başka namaz kılınca sünnet de kılınmış olur. (Halebi-yi kebir) Öğlenin farzına dururken, hem farz, hem de sünneti olarak iki niyet yapılırsa, iki imama göre, yalnız farz kılınmış olur. İmam-ı Muhammed’e göre ise, o namaz sahih olmaz. Çünkü, farz ile sünnet ayrı cinsten iki namazdır. İki imama göre, farzı kılınmış olur. Halbuki, camiye girince kılınan herhangi bir namaz, tehıyyet-ül-mescid yerine de geçtiği için, farz kılarken tehıyyet-ülmescid olarak da niyet etmek de caiz olur. Yalnız farza niyet edince de, iki namaz birlikte kılınmış olur. (İbni Âbidin) Sünnet, farzdan başka kılınan namaz demek olduğu için, sünnetin kazaya benzerliği tehıyyet-ül-mescid namazının farza benzerliği gibidir. Yani, sünnet kılarken vaktin farzına niyet edilmez ama, kazaya kalmış bir namaza veya başka bir nafileye de niyet edilebilir. (İslam Ahlakı, Tahtavi) Sünnet yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. Vaktin farzını kılarken, sünnete de niyet edilirse, sünnet sahih olmaz. Fakat, kaza kılarken sünnete de niyet etmek sahih olur. (Eşbah) Nafile kılmak isteyen, önce namaz kılmayı adamalı, sonra, nafile yerine, bu adak namazı kılmalı. Sünnet namazları adadıktan sonra kılan, bu sünnetleri 463 www.dinimizislam.com kılmış olur. (Dürr-ül Muhtar s.458) Nezr edilen namazı kılmak vacip olduğu için, vacip sevabı hasıl olur. Sünnet yerine, nezr olunan namaz kılınınca, sünnet de kılınmış olur. (Redd-ülmuhtar) Sünnetleri önceden nezr edip de, nezir olarak kılmak daha iyidir. (Halebi, Merakıl-felah) Öğle sünnetini kılmadan önce (4 rekat namaz kılmak nezrim olsun) dense, sonra nezir olarak kılınsa, hem vacip sevabı kazanır, hem de öğle namazının sünneti kılınmış olur. Kulun, kendine vacip ettiği namazı kılması ile, sünnet terk edilmiş olmayınca, farz olan namazı kılınınca, sünnet elbette terk edilmiş olmaz. Hem kaza kılınmış olur, hem de sünnet kılınmış olur. (Seadet-i Ebediyye) Birkaç niyetli namaz Sual: Birkaç niyet isimli yazıda, camiye girince, ilk sünneti kılarken tehıyyet-ül-mescide, yeni abdest alınmışsa sübha namazına, yolculuğa çıkılacaksa, tehıyyet-ül-menzile de niyet edilebilir denmişti. Peki camiye geldiğimizde ikindinin ve yatsının farzı kılınırken de bu şekilde niyet edebilir miyiz? CEVAP Evet niyet edilebilir. Böylece niyet sevabı da alınır. Vaktin sünneti ile vaktin farzına birlikte niyet edilmez. Mesela öğlenin sünnetine veya farzına dururken, hem farz, hem de sünnete diye iki niyet edilirse, imam-ı Muhammed’e göre ikisi de sahih olmaz, imam-ı a’zam ile imam-ı Ebu Yusuf’a göre ise sadece farz kılınmış olur. Ama yukarıda bildirilen namazlara niyet edince, her üç imama göre de sahih olur. Bir namazda iki üç niyet Sual: Kazası olan bir kimse, sünnetleri kılarken sadece kazaya niyet etse, sünnete niyet etmese, yine sünnet kılınmış olur mu? Eğer cevap evet ise, o zaman niyet etmenin faydası ne oluyor? CEVAP Peygamber efendimiz, farzlardan önce veya sonra nafile namaz kılardı. Allah rızası için namaza diye niyet ederdi. Peygamber efendimiz, farzlardan önce veya sonra nafile namaz kıldığı için bize bu namazları kılmak sünnet olmuştur. Yani farzlar ile beraber kılınan sünnetlerin hepsi nafiledir. Sünnet diye niyet etmek şart değildir, nafile dense de, Allah rızası için namaza... dense de olur. Şimdi biz, farzın yanında nafile veya kaza namazı kılsak yine o sünneti işlemiş oluyoruz. Gece teheccüd namazı için kalkıp iki rekat nafile namaz kılsak, sonra baksak ki, sabah namazının vakti girmiş, artık sünnet kılamayız, kıldığımız iki rekat nafile sünnet yerine geçer. (Eşbâh) Sünneti de kılmaya diye niyet edince, niyetin sevabını da alıyoruz. Yeni 464 www.dinimizislam.com abdest alınca mesela öğlenin sünnetini kılmaya başlarken, hem abdest için şükür namazına, camide kılıyorsak, hem de tehıyyet-ül-mescid namazına, kazamız varsa hem de kaza namazına ve vaktin sünnetine diye niyet etmemiz iyi olur. Böylece sevaplar fazlalaşır. Burada sadece vaktin sünneti ile vaktin farzına aynı anda niyet etmek caiz olmaz. İbni Âbidin hazretleri, (Tehıyyet-ül-mescid) namazını anlatırken buyuruyor ki: Öğlenin farzına dururken, hem farz, hem de sünneti olarak iki niyet yapılırsa, iki imama göre, yalnız farz kılınmış olur. İmam-ı Muhammed’e göre ise, o namaz kabul olmaz. Çünkü, farz ile sünnet ayrı cinsten iki namazdır. Camiye girince kılınan herhangi bir namaz, tehıyyet-ül-mescid yerine de geçtiği için, farz kılarken tehıyyet-ül-mescid olarak da, ayrıca niyet etmek, imam-ı Muhammed’e göre de caiz olur. Yalnız farza niyet edince de, bu iki namaz birlikte kılınmış olur. (Redd-ül-muhtar) Kaza namazı ile sünnet, vaktin farzından başka bir namaz olduğu için, tek bir namaz iki niyet ile kılınır. Sual: Bir takvim yaprağında, (Kaza ile sünnete birlikte niyet edilmez) diyor. Doğru mudur? CEVAP Fıkıh kitaplarında (Vaktin farzı ile vaktin sünnetine birlikte niyet edilmez. Niyet edilirse farz kılınmış olur, sünnet sahih olmaz) diyor. Ama kaza namazı ile vaktin sünnetine niyet edilir. Hatta kaza namazı ile sübha namazına, tehıyyet-ül-mescid namazına, kuşluk namazına, teheccüd namazına ve diğer nafile namazlara niyet edilirse hem o nafile kılınmış olur, hem de kaza namazı. Bazı cahil ve art niyetli kimseler, (Vaktin farzı ile vaktin sünnetine birlikte niyet edilmez) kaidesini kaza ile vaktin sünnetine de edilmez diye uydurup yalan söylüyorlar. Hiçbir din kitabında öyle bir şey yoktur. Kaza namazı ile vaktin sünneti dahil, her türlü nafile namaza niyet etmek sahihtir. Bir namazda birkaç niyet Sual: Yeni abdest alarak camiye girip imamla beraber yatsının farzını kılarken, sübha namazına da niyet edilebilir mi? CEVAP Evet, niyet edilebilir. Ayrıca camiye girince tehıyyet-ül-mescit namazına, sefere çıkılacaksa, tehıyyet-ül-menzil namazına da niyet edilebilir. Vaktin farzı ile vaktin sünnetine birlikte niyet edilmez. Niyet edilirse sadece farz kılınmış olur. Sünnet kılınmamış olur. Fakat camiye girince kılınan farz veya sünnet herhangi bir namaz, tehıyyet-ül-mescit yerine de geçer. Ancak tehıyyet-ül-mescit için de niyet edilirse, niyet etmek sevabı da alınır. (Redd-ül-muhtar) Vaktin sünnetini kılmaya başlarken, vaktin farzı hariç, kaza namazına, yeni abdest alınmışsa sübha namazına, camide ise tehıyyet-ül-mescit namazına, sefere çıkılacaksa tehıyyet-ül-menzil namazına da niyet edilebilir. 465 www.dinimizislam.com Niyet etmese de Sual: Abdest alıp camiye giren, öğlenin sünnetine değil de, bir kaza namazına niyet etse, hem öğlenin sünnetini, hem sübha namazını, hem tehıyyet-ül-mescid namazını kılmış olur mu? CEVAP Evet, bunlara ayrıca niyet etmese de, hepsi kılınmış olur. Ama niyet edilirse ayrıca niyet sevabı da alınmış olur. Onun için sünneti kılarken, (İlk kazaya kalmış öğlenin farzını, vaktin sünnetini, sübha namazını ve tehıyyet-ül-mescid namazını kılmaya) diye niyet ederek kılmalı, böylece niyet sevabından da mahrum kalmamalı. Farz, sünnet ve kaza namazı Sual: Tam İlmihal’de, (Farz namaz ile sünnet namaz birbirinden başka oldukları için, farzı kılarken, sünnete de niyet etmek caiz olmuyor. Yani sünnet sahih olmuyor. Kaza namazı ile sünnet namaz birbirlerinden başka olmadıkları için, kaza kılarken sünnete de niyet etmek sahih oluyor) deniyor. Kaza namazı ile sünnet namaz ne bakımdan aynıdır, vaktin farzını kılarken niye vaktin sünnete de niyet edilmez? CEVAP Resulullah efendimiz, farzlardan önce veya sonra, bazılarında hem önce hem sonra, nafile namaz kılmıştır. Farzın yanında bir namaz daha kıldığı için bize de sünnet olmuştur. Yani sünnet olan, farzdan başka ayrıca namaz kılmaktır. Hem vaktin farzına, hem vaktin sünnetine birlikte niyet edilemez. İkisi farklı namazlardır. Ayrı ayrı kılınır. Nafile namazları için de, kaza namazları için de, belli bir vakit yoktur. Bundan dolayı, nafile olsun kaza olsun, bir vakitte farz namazdan başka, herhangi bir namaz kılınınca, mesela sünnetleri kılarken, kazaya da niyet edilirse, sünnet de yerine gelmiş olur. Hem ziyaret, hem ticaret Sual: Bir koltuğa iki karpuz sığmaz dendiği gibi, bir iş için iki niyet etmek de böyle midir? CEVAP Niyet karpuz gibi değildir, iyi niyet ne kadar çoksa sevabı da o kadar çok olur. Mesela camiye giden kimse, aşağıdaki hususlara niyet ederse hepsi için ayrı sevab alır: 1- Caminin Allahü teâlânın sevdiği yer olduğunu düşünerek ziyaret maksadıyla gitmek, 2- Soğan sarımsak gibi pis kokuları giderip, sünnet olduğu için güzel koku sürünmek, 3- Camiye saygı için, temiz ve yeni elbiseyle gitmek, 4- Camide yanına oturan müslümanları incitmemek için, temiz giyinmek, 5- Müslüman pejmürde giyinmez diyerek, temiz ve düzgün giyinip İslam’ın 466 www.dinimizislam.com vakarını, şerefini korumak, 6- Camiye gidince vaaz dinlerim diye niyet etmek, 7- Kur’an-ı kerim okunuyorsa dinleyip farz sevabı alırım diye niyet etmek, 8- Sağlıklı olmak için temiz giyinerek gitmek, 9- Camide cemaatle namaz kılıp daha çok sevab almak niyetiyle gitmek, 10- Namaza kalkıncaya kadar Allah’ın evi olan camide oturma sevabına kavuşmak niyetiyle gitmek, 11- Mümin kardeşlerimden bir şey öğrenirim diye gitmek, 12- İnsanlara emr-i maruf yapabilirim, bildiklerimi söylerim diye gitmek, 13- Camide ahireti düşünmek için, tefekkür için gitmek, 14- Caminin ihtiyaçları için sadaka toplanıyorsa, sadaka verebilirim diye niyet etmek, 15- Cenaze varsa namazını kılar, farz sevaba kavuşurum diye niyet etmek, 16- Hasta olan varsa öğrenip, hasta ziyaretine giderim diye niyet etmek, 17- Müslümanları görür, selam verip selam alarak, farz sevabı işlemek niyetiyle gitmek. Daha bunlar gibi başka iyi niyet eden kimse, her niyeti için ayrı sevab alır. Bir kimse, uzaktaki arkadaşını ziyaret etmek için giderken, şu malları orada ucuza alıp kendi şehrimde satarak kâr ederim diye düşünebilir. Yani hem ziyaret, hem ticaret yapmış olur, bir taşla iki kuş vurmuş olur. Bunun gibi mübarek günlerde oruç tutmak isteyenin, kaza orucu borcu da varsa, kazaya niyet ederek tutarsa, hem kazasını ödemiş, hem de o mübarek günlerde oruç tutmuş olur. Yine bunun gibi, gece teheccüt namazına kalkan kimse, eğer kaza namazı borcu varsa kaza namazı kılarsa, hem teheccüte kalkmış sevabı alır, hem de bir kaza namazı borcu ödenmiş olur. Kuşluk namazı, sübha namazı, tehıyyet-ül menzil ve tehıyyet-ül mescid namazı da böyledir. Bunların tek istisnası vardır. O günkü farz namazla o günkü sünnet namaza birlikte niyet edilmez. Yani öğlenin sünneti kılınırken o günkü öğlenin farzına da niyet edilmez; ama sünneti kılarken ilk kazaya kalmış bir namaza niyet edilir. Peygamber efendimiz de, (Farz namaz borcu olanın nafileleri kabul olmaz) buyuruyor. Sünnetlerin de, farzlara bağlı nafile namaz olduğu fıkıh kitaplarında yazılıdır. (Gunye) Sünnet terk edilmiş olmaz Sual: Peygamberimiz, (Sünnetimi terk edene şefaatim haramdır) buyurduğuna göre, sünnetler yerine kaza kılmak haram olmuyor mu? CEVAP Hayır, kaza kılınca, sünnete de uyulmuş olur. Bunu birkaç yönden açıklayalım: 467 www.dinimizislam.com 1- Sünnetler yerine kaza kılan, sünneti terk etmiş olmaz. Çünkü Peygamber efendimiz, farzın yanında nafile namaz da kılardı. Kıldıkları bize sünnet olmuştur. Beş vakit namazın sünnetlerini kılmaktan maksat, o vakit içinde, farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Farzın yanında kaza kılınca yine sünnet kılınmış oluyor. Sadece farz kılıp yanında hiçbir şey kılmayan, ancak o zaman sünneti terk etmiş olur. (Nevadir-i Fıkhiye) 2- Kaza borcu olanın sünnet ve nafile kılması, ahmaklıktır. Dört mezhepte de kaza kılması gerekir. Din kitaplarında diyor ki: Kaza namazı borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şira risalesi) Hazret-i Ali'nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Zahire-i Fıkh, Fütuh-ul-gayb m.48] (Bu hadis-i şerifi açıklayan Hanefi âlimlerinden Abdulhakı Dehlevi hazretleri buyuruyor ki: Bu hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir.) Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki: (Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m.48) Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer'e yaptığı vasiyette buyurdu ki: Üzerinde farz borcu olanın nafile ibadetlerini, Allahü teâlâ kabul etmez. (Kitab-ül Harac) 3- (Sünnetimi terk edene şefaat etmem) hadis-i şerifindeki sünnet, namazın sünnetleri değildir, diğer sünnetler de değildir. İslamiyet demektir. Burada sünnet, yol demektir. Benim sünnetim demek, benim yolum demektir. Şeyh-ul-islam İbni Kemal Paşazade hazretleri, (Şerh-ı hadis-i erbain) kitabında, (Sünnetimi terk edene şefaatim haram oldu) hadis-i şerifini açıklarken buyuruyor ki: Bu hadis-i şerifteki sünnet, İslamiyet demektir; çünkü mümin, büyük günah işlese de şefaatten mahrum kalmaz. Nitekim hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ümmetimden, büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim.) [Ebu Davud] Gerek namazın sünnetlerini ve gerekse diğer sünnetleri terk etmek, büyük günah değildir. Büyük günahlara şefaat edilince, sünneti terk edene elbette şefaat edilir. (Sünnet yerine kaza kılma, şefaatten mahrum kalırsın) diyenlerin, sünnetlerin çoğunu yapmadıkları görülür. Bu sünnetler hakkında, sitemizde bu 468 www.dinimizislam.com linkteki yazıda bilgi var: Unutulan sünnetler ve farzlar ( Sünnet - Bid'at Nedir > Unutulan sünnetler ve farzlar) Bunlara uymak elbette büyük nimet ve saadettir ama bunlardan bir kısmını yapmayan Müslümana, (Sen şefaatten mahrum kalırsın) demek çok yanlış olur; çünkü Peygamber efendimiz, büyük günah işleyenlere bile şefaat edecektir. (Ebu Davud) Nafile farz ile mukayese edilmez Sual: İş yerinde bazı namazları kılamadığım için bir hocaya ne yapacağımı sordum. O da, (Nafile namaz, kılınmamış farzların yerine geçer. Akşam eve gidince o kadar nafile kılarsın. Yahut daha önce nafile kılmış isen, bu nafileler farza sayılır) dedi. O zaman bir gece bir haftalık nafile kılsam, bir hafta hiç namaz kılmasam bir sakıncası olur mu? CEVAP Çok yanlış. Namazı, zaruretsiz kazaya bırakmak haramdır. Namazı kazaya bıraktığı için tevbe etmek ve kaza borçlarını ödemek farzdır. Milyon rekat nafile namaz, iki rekat farzın yerine geçmez. Milyonlarla nafile sadaka, bir lira zekât borcunu ödeyemez. Ömür boyu nafile oruç tutan, Ramazan ayındaki bir günlük farz orucun yerine geçmez. Bin kere umreye gidilse bir farz hac yerine geçmez. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Zekat niyeti ile fakire bir altın vermek, yüz bin altın sadaka vermekten daha sevaptır. Çünkü zekât vermek, farzı yapmaktır. Sadakalar ise, nafile ibadettir. Farz ibadetin yanında nafile ibadetlerin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında, damla bile değildir. Şeytan aldatarak, kazaları kıldırtmayıp ve zekât verdirmeyip, nafileleri güzel gösteriyor. (3/17) İnsanı Allahü teâlânın rızasına kavuşturacak işler, farzlar ve nafilelerdir. Farzların yanında nafilelerin hiç kıymeti yoktur. Bir farzı vaktinde yapmak, bin yıl nafile ibadetten daha çok faydalıdır. Hangi nafile olursa olsun, ne kadar halis niyetle yapılırsa yapılsın hepsi böyledir. Hatta farzları yaparken, bu farzın sünnetlerinden bir sünneti, hatta bir edebi gözetmek de böyle çok faydalıdır. (1/29) Bir hadis-i şerifte, (Allah’ın bir kulunu sevmemesi, onun faydasız şeylerle uğraşmasından anlaşılır) buyuruluyor. Bir farzı yapmayıp, bir nafile ibadeti yapmak da, boşuna uğraşmaktır. (1/123) Nafilenin kıymeti, farzın yanında hiç gibidir, okyanus yanında bir damla gibi bile değildir. Sünnet de farzın yanında okyanus yanındaki bir damla su gibidir. (1/260) Büyük fıkıh âlimi seyyid Ahmed Tahtavi hazretleri, Dürr-ül-muhtar 469 www.dinimizislam.com haşiyesinde buyuruyor ki: (Farzdan bir şey noksan yapılırsa, nafile namazlarla tamamlanır) hadis-i şerifi de nafilelerin farzlardaki kusurları tamamlayacağını bildirmektedir.(Tahtavi) (Tamam yapılmamış olan namaz, zekât ve başka farzlar, nafilelerle tamamlanır) hadis-i şerifini İbni Âbidin hazretleri şöyle açıklıyor: İmam-ı Beyheki, "Bu hadis-i şerif, yapılmış olan farzlar içindeki sünnetler noksan kalırsa, nafilelerin bunları tamamlayacağını bildirmektedir. Yoksa yapılmamış farzların yerine nafilelerin geçeceğini bildirmiyor" dedi. Şu halde, nafileler, terkedilmiş olan farzları değil, noksan olarak kılınan namazlardaki kusurları tamamlar. (Redd-ül-muhtar) İnsan kusursuz iş yapamaz. Nafileler farzlarda olan kusurları tamamlar. Kurtuluş ise, farzları noksansız yapmaktadır. Kaza namazını geciktirmek büyük günah olur. Kaza geciktikçe; günahlar katlanarak artar, sayılamayacak kadar çoğalır. Hadis-i şerifte, (Bir farz namazı özürsüz kılmayan, 80 hukbe Cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. (Tergib-üs salât) Farz namazları kazaya bırakmak büyük günahtır. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair) Müslim'deki bir hadis-i şerifte, (Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece [teheccüd] namazıdır) buyuruldu. Bir kimse, ömründe hiç teheccüd kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez. Çünkü nafiledir. Bir hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Farz namaz borcu olanın, nafilesi kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire, Fütuh-ul-gayb, Zahire-i Fıkh] Sual: Gündüz işte çalıştığım için öğle ile ikindiyi kılamıyor, akşam eve gelince kaza ediyordum. Bir arkadaş, (Nafileler farzı tamamlar, gece evde 8 rekat nafile kılınca, öğle ile ikindi kılınmış olur) diyor. Kaza kılmayıp nafile mi kılmalıyım? CEVAP (Çalıştığım için öğle ile ikindiyi kılamıyorum) demek beynamaz özrü, yani sudan bahane olur, geçersiz bir gerekçedir. Dini bir özür olmadan namazı bırakmak çok büyük günahtır, içki içmekten ve diğer bütün günahlardan daha büyüktür. İş namaza mani olmaz veya olmamalıdır. Tuvalette olsun namazı kılmalıdır. Gerekirse iki namazı [öğle ile ikindiyi] cem edip, yani birleştirip bir vakitte kılınabilir. Namazı kazaya bırakmamak için cem etmek geçerli bir özürdür. Öğle paydosunda, öğle ile ikindi 8-10 dakikada kılınabilir. Namaz için bu kadar zaman ayırmamak bir Müslümana yakışmaz. Eğer bir özürle namaz kılınamazsa, muhakkak kaza edilmelidir. Milyon rekat nafile namaz kılınsa, iki rekat farz yerine geçmez. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 470 www.dinimizislam.com (Farz ibadetin yanında nafile ibadetin hiç kıymeti yoktur, deniz yanında damla bile değildir. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir. Melun şeytan, müminleri aldatarak, farzları küçük gösteriyor, nafileyi teşvik ediyor. Halbuki bir altın zekât vermek, yüz bin altın sadaka vermekten daha sevaptır.) [1/29, 3/17] Dikkat edilmişse, (Nafile, farzın yanında denizde damladır) denmiyor, (damla bile değildir) deniyor, (hiç kıymeti yok) deniyor. Onun için farz ile nafile, hatta sünnet ile nafile asla mukayese edilemez. Ömür boyu nafile namaz kılınsa iki rekat farz namaz yerine geçmez. Şunu bunu değil, hakiki İslam âlimlerinin kitaplarını ölçü almalıdır. Nafileler farzlar yerine geçmez Sual: Bir hoca, (Fıkıh kitaplarında, duha, tehıyyet-ül-mescid, evvabin, tesbih namazı gibi nafile namazları kılmak, kaza namazı kılmaktan evla olduğu yazıldığı için, kaza namazı kılmak yerine, bu nafileleri kılmak gerekir) dedi. Ben bu nafile namazları kılmayıp, kaza namazı kılıyorum. Yanlış mı yapıyorum? CEVAP Doğru yapıyorsunuz. Nafileler hiçbir zaman farzın yerine geçmez. Bir kimse, farzları, vacipleri kılsa, fakat ömründe hiç nafile kılmasa nafile kılmadığı için sorumlu olmaz. Daha önemlisini yapmak için sünnet terk edilir. Mesela, sabah camiye gelen, imam teşehhüdde ise, sünneti kılmadan imama uyar. Daha sonra da sünneti kılmaz. Cemaat ile namaz kılınırken, sünnete başlamak mekruhtur. Mekruh işlememek için, sabahın sünneti bile terk edilir. (İmdad-ül fettah) Vakit daralınca, ilk sünneti kılmak, farzın kazaya kalmasına sebep olursa, bu sünneti kılmak haram olur. (Hadika) Bir hakim, vazifesini yapmak için, sabahtan başka namazların sünnetlerini terk edebilir. (Mülteka) Hakimin vazifesi, farz-ı ayn olmadığı halde, sünnetleri terk etmek için özür sayılınca, birikmiş kazaları ödemek, farz-ı ayn olup, cezası da pek şiddetli iken, bunları ödemek elbette özür olur. Abdestte uzuvları üç kere yıkamak müekked sünnettir. Su pahalı ise, hava soğuk ise, böyle bir özürle bu sünneti terk etmek, yani bir kere yıkamak caizdir. (Redd-ül-muhtar) Sual: Bazıları, “Nafileler farzın yerine geçer. Onun için, gündüz namaz kılmayıp gece nafile kılıyoruz” diyorlar. Böyle bir şey var mıdır? CEVAP Nafile farzın yerine geçmez. İmam-ı Rabbani hazretleri (Nafile farzın yanında denizde damla bile değildir) buyuruyor. Nafile farzın yerine geçseydi, sadaka, hayır hasenat yapanların verdikleri, 471 www.dinimizislam.com zekât yerine sayılır, ayrıca zekât farzına lüzum kalmazdı. Nafile farzın yerine geçseydi, nafile hac, umre yapanların yaptıkları hac farzının yerine kabul edilir, ayrıca hac farzına lüzum kalmazdı. Nafile farzın yerine geçseydi, nafile oruç tutanların tuttukları oruç, farz olan Ramazan orucunun yerine kabul edilir, ayrıca Ramazanda oruç tutmaya lüzum kalmazdı. Nafile farzın yerine geçseydi, vakitleri ve şartları belirli olarak 5 vakit namaz farz olmaz, farzı vaktinde kılmamak yani kazaya bırakmak büyük günah olmazdı. Namazı kazaya bırakmak haramdır, kaza etmedikçe farz borcundan kurtulamaz. Bir farz namazı, vakti çıktıktan sonra kılmakla, yani kaza etmekle, kazaya bırakma günahı affolmaz. Ayrıca tevbe etmesi de gerekir. Hadis-i şerifte, (Bir namazı, bilerek, özürsüz kılmayan, seksen hukbe [1 hukbe 80 yıl] cehennemde kalacaktır) buyuruluyor. Bu müthiş günahların altından kurtulabilmek için, namazları bir an önce kaza etmek gerekir. (Tergibüs-salât) İbni Nüceym hazretleri buyuruyor ki: Farz namazları vaktinde sonraya bırakmak büyük günah olup, ancak tevbe etmekle affolur. Tevbe ederken, kılmadığı namazları kaza etmesi gerekir. Kaza etmeye gücü varken kaza etmezse, ayrıca büyük bir günah daha işlemiş olur. (Kebair ve segair) Müslim'deki bir hadis-i şerifte, (Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece [teheccüd] namazıdır) buyuruldu. Bir kimse, ömründe hiç teheccüd kılmasa, ahirette hiçbir ceza verilmez. Çünkü nafiledir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire Fütuh-ul-gayb, Zahire-i Fıkh] Bunun gibi, hayatında hiç sadaka vermeyene, hiç hayır hasenat yapmayana, hiç umreye nafile hacca gitmeyene, hiç nafile oruç tutmayana ceza bildirilmedi. Farzların yerlerine geçselerdi, hem ceza bildirilirdi, hem de farzlara lüzum kalmazdı. Kefaret namazı Sual: Ramazan ayının son cuma namazından sonra kefaret-i namaz denilen dört rekâtlık namaz kılınırsa, bütün kaza borçlarının, affedileceği söylenmektedir. Bu doğru mu? CEVAP Doğru değildir. Kefaret namazı kılmakla kaza borçları affedilmez. Sadece, namazları vaktinde kılmama ve geciktirme günahları için, yapılan tevbenin kabulüne vesile olur. Kefaret-i namaz ve mübarek zamanlarda yapılan diğer ibadetler, kaza edilmiş olan farz namazların, kazaya bırakma ve kazasını geciktirme günahlarının affolması maksadıyla yapılan tevbenin kabul olması içindir. 472 www.dinimizislam.com Yoksa kılınmamış namazlar, kaza edilmedikçe affolmaz. Nitekim oruç kefareti de, oruç borcunu ödemiyor, gün sayısınca orucun kazası da gerekiyor. (S. Ebediyye) Bu namaz, dört rekât olarak kılınır. Her rekâtında, bir Fatiha, bir Âyet-el kürsi ve 10 Kevser suresi okunur. (Kazaya bıraktığım ve kazasını geciktirdiğim namazların, günahlarının affolması için, kefaret namazı kılmaya) diye niyet edilir. Cuma namazından sonra, ikindi namazına kadar kılınır. Aynen ikindinin sünneti gibi kılınır. Ondan tek farkı, her rekâtın kıyamında Fatiha’dan sonra 1 Âyet-el kürsi ile 10 Kevser suresi okunur. Diğerleri aynıdır. Âyet-el kürsiden ve Kevser’den önce Besmele okumak gerekmez, okunsa da zararı olmaz. Denizde damlaya talip olmak Sual: Bir kimse kaza namazı kılmayıp ömür boyu teheccüd, kuşluk ve evvabin gibi sünnet olan nafile namazlar kılsa, kaza namazı borcundan kurtulmuş olur mu? CEVAP Asla kurtulmuş olmaz. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Farzların yanında nafilenin hiç kıymeti yoktur. Deniz yanında damla bile değildir. (1/260) Ömür boyu kıldığı bütün nafileler, bir farz namazın sevabına kavuşamaz. İslam âlimleri, (Farz kazası olanın nafilelerle meşgul olması ahmaklıktır) buyuruyor. Bir farzı vaktinde yapmakla, kazasını ödemek bile aynı değildir. Mesela bir kimse, Ramazan ayında farz bir orucu tutmayıp sonra kaza etse, hatta ömür boyu nafile oruç tutsa, o bir günün sevabına kavuşamaz. Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi] Bu hadis-i şerif, farzları vaktinde eda etmenin önemini açıkça gösteriyor. Kaza etmekle bile bu sevaba kavuşulamayacağı bildiriliyor. Hele kaza etmeyip de nafilelerle meşgul olmayı, İslam âlimleri ahmaklık olarak nitelendiriyor. Sünnetlerin de nâfile hükmüne dâhil olduğu, bütün fıkıh kitaplarında açıkça yazıyor. Nafile farz yerine geçmez Sual: Bir kimse, kendisine farz veya vacib olan bir ibadeti ifa etmeden ve kazasını yapmadan nafilesini yapsa, mesela nafile hacca gitse, zekât borcu kadar sadaka verse, nafile kurban kesse, nafile namaz kılsa, farz veya vacib borcunu ödemiş olur mu? CEVAP Hiçbir nafile ibadet, farz veya vacib yerine geçmez. Bin kere nafile hacca gidilse nafileye niyet edilse, farz yerine geçmez. Binlerce lira sadaka verilse, farz olan bir kuruş zekât yerine geçmez. 473 www.dinimizislam.com Binlerce kurban kesilse, bir vacib kurban yerine geçmez. Binlerce rekât nafile namaz kılınsa, iki rekât farz borcunu ödemez. Peygamber efendimiz, (Farz borcu olanın, nafileleri de kabul olmaz) buyuruyor. (Fütuh-ul-gayb m. 48) İmam-ı Rabbani hazretleri, (Farzın yanında nafile, denizde damla bile değildir) buyuruyor. (Mektubat-ı Rabbani 1/29, 260) Hazret-i Ebu Bekir, (Üzerine farz borcu olanın, bu ibadetleri ödemeden yaptığı nafile ibadetler kabul olmaz) buyuruyor. (Kitab-ül Harac) Kaza namazı borcu varken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şira risalesi) Farz borcu varken, nafileyle meşgul olmanın veya bu yanlışı savunmanın ne büyük gaflet olduğu bu vesikalardan da anlaşılmaktadır. Farz borcu varken Sual: Zekat borcu varken sadaka vermek, Ramazandan oruç borcu varken nafile oruç tutmak ve diğer farz borcu varken nafilesini yapmak caiz midir? CEVAP Caiz değildir. Çünkü farzın önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki: (En faziletli cihad farzları ifa etmektir.) [İ. Ahmed] (Herkes nafile ile meşgul iken, siz farzları yapmaya çalışın!) [Miftahün-necat] (Farzı yapmakla Allah’a yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz.) [Beyheki] (Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire] (Kıyamette önce namazdan sorulur. Namaz doğru kılındı ise, kurtulur, namaz bozuksa perişan olur.) [Hakim] Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer'e yaptığı vasiyette buyurdu ki: (Allah’ın gece yapman gereken hakkını gündüz yapsan ve gündüz yapman gerekeni de gece yapsan kabul etmez. Üzerine farz olan ibadetleri ödemeden nafile ibadetini kabul etmez.) [Kitab-ül Harac] İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: (Nafilelerin farzlar yanındaki değeri, okyanus yanında bir damla gibi bile değildir.) [m. 260] (Nafile ibadet, bir farzı terk etmeye sebep olursa, ibadet olmaz, zararlı olur.) [m. 123] Şu halde, bir insanın bir milyon lira zekât borcu olsa, bu farz borcunu ödemeden, bir milyon cami yaptırsa, milyonlarca insana, milyarlarca sadaka verse kabul olmaz. 474 www.dinimizislam.com Hiçbir mazereti yokken, Ramazan-ı şerifte bir gün oruç tutmayan, ömür boyu nafile oruç tutsa kabul olmaz. Hatta Ramazandaki farz orucunu kaza ettikten sonra, yine her gün oruç tutsa, Ramazan-ı şerifte tutmanın sevabına kavuşamaz. Kaza edince, yalnız borçtan kurtulur. Ramazanda tutmuş gibi sevap kazanamaz. Çünkü Peygamber efendimiz buyuruyor ki: (Ramazanda bir gün oruç tutmayan, onun yerine bütün yıl oruç tutsa, o bir günkü sevaba kavuşamaz.) [Tirmizi] Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki: (“Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurması yakın hamileye benzer. Doğumu yakınken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allah, nafile namazlarını kabul etmez” hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafile ile meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m. 48] Yolculuğa çıkarken iki rekat namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa, kaza kılmalıdır! Çünkü kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır. (Bey ve Şir’a risalesi) Dört mezhebin fıkıh bilgilerinde mütehassıs olan Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri, (Yıllarca kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kaza namazına niyet ederek kılmalıdır. Böyle niyet etmek, dört mezhepte de gerekir) buyuruyor. Sünnetleri kılarken kaza namazına da niyet etmek gerektiği, Trablus Fetva emini Ramiz-ül-mülk'ün, Eşşihab'daki fetvasında da bildirilmektedir. Tatarhaniyye'de, (Sünnet kılarken kaza namazına da niyet etmek daha iyidir) deniyor. (Uyun-ül-besair s. 103) Sünnetleri kılarken, kazaya niyet edilirse, sünnetler de kabul olur. (Fetava-i kübra) Sünneti terk etmek günah mı? Sual: Sünnetleri kılarken kazaya da niyet edince, sünnet de kılınmış oluyor, sünnetler terk edilmiş olmuyor. Peki, hiç sünnet kılınmasa günah olmaz mı? CEVAP Bu hususta din kitaplarımızda bildirilenleri nakledelim: 1- İbni Hümam buyuruyor ki: Sünnetleri kılmamak, sevablarına ve yüksek derecelere kavuşmamaya sebep olur. (Cevhere, Dürr-ül-münteka, Redd-ülmuhtar, Tahtavi) 2- Müekked ve gayri müekked sünnetleri terk etmek günah olmaz. Bunları terk eden, yalnız sevablarına ve yüksek derecelere kavuşamaz ve azarlanır. 475 www.dinimizislam.com (Halebî-yi sagir) 3- Sabahın sünneti çok faziletli olmasına rağmen, kılmayan için bir ceza bildirilmedi. (Tahavi) 4- Sünnetleri özürsüz terk eden, günaha girmezse de, sorguya çekilip, azarlanır. (S. Ebediyye) Bir hadis-i şerif meali şöyledir: (Saçları dağınık biri gelip, Resulullaha sordu: — Ya Resulallah İslam nedir? — Günde beş vakit namaz kılmaktır. — Beşten fazla değil mi? — Hayır, nafile kılmak isteyen kılabilir. Bir de yılda bir ay Ramazan orucu vardır. — Bundan başka, oruç yok mu? — Nafile olarak tutmak isteyen tutabilir. Bir de zengin için malının zekâtı vardır. — Bundan fazlası var mıdır? — İsteyen nafile olarak sadaka verebilir. — Vallahi bundan ne fazla, ne de noksan yaparım. — Bunları yapan mümin, kurtuluşa erer.) [Buhari, Müslim, Ebu Davud, Nesai] Bu hadis-i şerifi esas alan bazı âlimler, nafile ibadetler yapılmasa da, sünnetler kılınmasa da, farzları noksansız yapmak gerektiğini bildirmişlerdir. Bununla beraber, beş vakit namazın sünnetlerini özürsüz terk etmemeli; çünkü kılınmış olan farzlardaki noksanlar, bu sünnetlerle tamamlanır. Kaza borcu olan, sünnet ve nafile kılarken, kazaya da niyet etmelidir. Farzın önemini bildiren birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir: (En faziletli cihad, farzları ifa etmektir.) [İ. Ahmed] (Herkes nafileyle meşgulken, siz farzları yapmaya çalışın!) [Miftah-ünnecat] (Farzı yapmakla Allah’a yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz.) [Beyheki] (Farz ibadetleri yapan, insanların en âbidi olur.) [İbni Adiy] (Kazaya kalmış namaz borcu olanın, nafile namazları kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire] Hazret-i Ebu Bekir buyurdu ki: Allahü teâlâ, farz borcu olanın nafile ibadetini, bunları ödemeden kabul etmez. (Kitab-ül Harac) İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: Nafilelerin farzlar yanındaki değeri, okyanus yanında bir damla bile değildir. (1/260) Nafile ibadet, bir farzı terk etmeye sebep olursa ibadet olmaz, zararlı olur. (1/123) 476 www.dinimizislam.com Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki: (Farz namaz borcu olanın nafilesi kabul olmaz) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafileyle meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, borçlunun alacaklıya hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin bir tüccara benzer, farzlar sermayesi, nafileler ise kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m.48) Farzı terk etmek gibi, kazasını geciktirmek de büyük günahtır. Sünnetler kılınırken kazaya da niyet edilmezse, farz olan kaza namazı geciktirilmiş, günaha girilmiş olur. Onun için sünnetleri kılarken kazaya da niyet etmeli. Böylece sünnetler kılındığı gibi, kaza borcu da ödenmiş olur. (Nevadir-i fıkhıyye) Sünnetleri terk etmek Sual: Sünnetlerin terki küçük günahtır, ısrar edilirse büyük günah olur ne demektir? CEVAP Genel kaide: Küçük günahlarda ısrar etmek büyük günah olur. Sünneti terk etmek günah değildir. Sünnetleri özürsüz olarak kılmamakta ısrar etmek, küçük günah olur. Sünnete önem vermeyen ise kâfir olur. Sünnet namaz ne demek Sual: Cemaate yetişebilmek için, bazen ikindinin sünnetini iki rekat olarak kılmak caiz dendi. Bir de akşamın sünneti iki iken üç rekat kaza kılmak, yine yatsının son sünneti yerine üç rekat vitir kılmak caiz mi? Üç rekatlık nafile namaz olmayacağı için sünneti terk etmiş olmuyor muyuz? Tam İlmihâl’de bu konuda bilgi var mı? CEVAP Farzın yanında, bir namaz kılmakla sünnet de kılınmış oluyor, rekat sayısı önemli değildir. Yani ikindinin ilk dört rekat sünneti yerine, akşamın üç rekatlık kazası veya sabah namazının iki rekatlık kazası da kılınabilir. Kazası olmayan insan da böyle yapmakla sünneti terk etmiş olmaz. Bu konunun S. Ebediyye’de kaza namazı bahsinde geçen kısımlarından bazıları şöyledir: 1- (Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, bir kimsenin kazaya kalmış namazları olsa, sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsının sünnetlerini, bu namazların kazalarına niyet ederek kılsa, bu kimse sünnetleri terk etmiş olur mu?) Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz, çünkü o vakit içinde farzdan başka, [nafile olsun, kaza olsun] herhangi bir namaz kılınınca, sünnet de yerine getirilmiş olur) buyurdu. (Nevadir)de diyor ki, sünnet yerine kaza kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur. Kaza borcu olanlar, her namaz vakti, o vaktin farzından başka namaz kılarak, sünneti yerine getirmiş olur) buyurdu. 2- (Eşbah)da buyuruyor ki, (Beş vakit namazın ilk ve son sünnetlerini, 477 www.dinimizislam.com yani müekked sünnetleri kılarken, sünnet olduğuna niyet etmek lazım değildir. Revatib sünnetler, nafile niyeti ile veya yalnız namaza niyet ederek sahih olur. Yani o vaktin sünneti olur. Ayrıca sünnet diye niyet etmeye lüzum yoktur. Mesela fecr doğmadan, teheccüd niyeti ile, iki rekat kılınca, fecrin başlamış olduğu, sonradan anlaşılsa, bu namaz, sabah sünneti yerine geçer. Teravihde de, teravih olduğuna niyet etmek şart olmadığı haberi sağlamdır. Bunun gibi, kazaya kalmış öğle namazı olmayan kimse, Cuma namazından sonra kıldığı dört rekata (Vaktine yetişip kılmamış olduğum son öğleyi kılmaya) niyet etse, sonra Cuma namazının sahih olduğu anlaşılsa, sağlam ve sahih habere göre, bu dört rekat, Cuma sünneti olur. (Nafileleri ve Ratibe sünnetleri, yalnız namaz kılmaya veya sünnetten başka bir namaza niyet ederek kılınca, sahih olur.) Görülüyor ki, namaz vakti içinde, o vaktin farzından başka kılınan her namaz [mesela kaza namazı], o vaktin sünneti de olur. İbni Âbidin, namaza niyeti anlatırken diyor ki, (Derin âlimlere göre, yalnız namaza niyet edilerek kılınan sünnet sahih olur. Çünkü, beş vakit namazın sünneti demek, Peygamber efendimizin kıldığı namaz demektir. Bu namazlara sünnet ismi sonradan verilmiştir. Resulullah, beş vakit namazın sünnetlerini kılarken, yalnız (Allah rızası için namaz kılmaya) derdi. (Sünnet kılmaya) diye niyet etmezdi. Her vakit içinde böyle kılınan her namaz, sünnet ismi verilen namaz olur.) (Beş vakit namazın sünnetleri ve teravih namazı, aslında nafile namazdır. Bunları kılarken, yalnız namaza diye niyet yetişir.) (Camiye girince iki rekat namaz kılmak sünnettir. Buna (Tehıyyet-ülmescid) namazı denir. Camiye girince, farz, sünnet ve herhangi bir namaz kılınırsa, tehıyyet-ül-mescid de kılınmış olur. Kılınan namazlara, tehıyyet-ülmescid diye de ayrıca niyet etmeye lüzum yoktur. 3- Abdülhakim efendi hazretleri buyurdu ki: Sünnet namaz demek, farzdan başka kılınan namaz demektir. Farzdan evvel veya sonra olan sünnet yerine kaza kılan, bu kaza namazı ile, sünnet namazın tarifine uyduğu için, sünneti de kılmış olmaktadır. (İslam Ahlakı) Netice: Öğlenin ilk sünneti yerine, ikindinin veya akşamın veya yatsının veya sabah namazının kazası kılınsa, sünnet de kılınmış olur. Peki niye öğle namazının ilk dört rekat sünneti yerine, yine öğlenin kazaya kalan farzına niyet ediyoruz diye soruluyor. Böyle kılınınca hesabı kolay oluyor. Bir kimse böyle bir sene namaz kılsa, bir senelik kaza kılmış oluyor. Karışık kılarsa, yani öğlenin sünneti yerine akşamın kazasını kılsa, ikindinin sünneti yerine sabahın kazasını kılsa hesabı yine sahih olur ama, hesabı zor olur. Teker teker hesabını tutmak gerekir. İkamet okunurken, yahut imam namaza başlamışken, hiçbir sünnet kılınmaz. cemaate yetişme imkanı varsa sabahın sünneti ayrı bir yerde kılınır. 478 www.dinimizislam.com Ayrı yer yoksa o da kılınmaz. Yine Tam İlmihâl’de diyor ki: (Cemaat ile kılınırken, nafile namaza başlamak mekruhtur.) Farza başlanacağı sırada cemaat arasında, ikindinin sünnetini kılmak mekruh olur. Eğer iki rekat kılınca yetişme imkanı varsa, iki rekat sabah namazının kazası kılınabilir. İlim ehlinin söz birliği İsmail Hakkı Bursevi hazretleri, Ruh-ul-beyan tefsirinde özetle diyor ki: Enam suresinin 160. âyetinde, (Bir iyilik yapana on katı sevap verilir; bir kötülük ise ancak misli ile [bire bir] cezalandırılır; kimseye haksızlık yapılmaz) buyuruluyor. Bu, Allahü teâlânın Müslümanlara bir lütfudur. Gayri Müslimlerin iyiliklerine sevap verilmez. Onlara, önce iman etmek farzdır. İmansız olarak yapılan iyiliğin ahirette faydası olmaz. Regaib ameller, revatib amellerden efdal değildir. [Nafileler revatib ve regaib olarak ikiye ayrılır. Revatib, farzlardan önce veya sonra kılınan sünnetlerdir. Regaib ise duha, evvabin ve teheccüd gibi diğer nafilelerdir.] Mesela hadis-i şerifte, (12 rekat kuşluk namazı kılana Allahü teâlâ Cennette altından köşk ihsan eder) buyuruluyor. Halbuki öğlenin sünneti kuşluk namazından üstündür. Yine hadis-i şerifte, (Akşamla yatsı arasında altı rekat [evvabin] kılana Allahü teâlâ 12 yıllık ibadet yazar) buyuruluyor. Halbuki akşam namazının sünneti ondan daha faziletlidir. Böyle örnekler çoktur. Regaib nafilelerin ecirleri, sevapları bildirilmemiş olan revatib sünnetlerden efdal değildir. Ehli ilim ittifak etti [âlimler sözbirliği ile bildirdiler] ki, regaib ve revatib ameller ile vacibler, sevapta, hükümde ve üstünlükte farza ulaşamaz. Sünnetler farzların eksiklerini tamamlar. Nafileler ise sünnetlerin eksiklerini tamamlar. Hiçbir nafile ile farz borcu ödenmiş olmaz. Bazı avamın [cahillerin] iddia ettiği gibi farzı bırakıp da nafile ile uğraşmalarının, mesela, evvabin namazının kazaların yerine geçeceğini iddia etmelerinin dinde yeri yoktur. (Ruh-ul-beyan 3/127) Yine Ruh-ul-beyan’da Enam suresinin 165. âyetinin tefsirindeki hadis-i şerifte bildiriliyor ki: Kıyamet gününde hesaba çekilmek üzere, haram yollardan mal edinip haramlara harcayan biri getirilir. (Bunu Cehenneme götürün) denilir. Helal yollardan mal edinip helal yerlere harcayan biri getirilerek hesaba çekilir. Ona denir ki: (Bu malları kazanırken ve sarf ederken üzerine farz olan bir namazı vaktinde kılmamış veya namazın rüku, secde ve abdestte farzları tam yapmamış olabilirsin.) Kul der ki: (Ya Rabbi helalden kazanıp helal yerlere harcadım, hiçbir farzı zayi etmedim.) 479 www.dinimizislam.com Tekrar denir ki: (Bu kazançlarınla mal, mülk, makam ve binek elde ettin onunla övünüp, verilmesini emrettiğim hak sahiplerine, mahrem akrabalara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara vermemiş olabilirsin.) Kul der ki: (Ya Rabbi helal yollardan kazandım ve helal yollarda harcadım bana farz ettiğin hiçbir farzı zayi etmedim, farzları yerine getirirken ihlasıma halel getirmedim malımla övünmedim, vermemi emrettiğin her şeyi zayi etmeden verdim.) Bu zengin adamdan yardım görenler [zekat v.s. alanlar] huzura getirilip yüzleştirilir onlar derler ki: (Ya Rabbi aramızda ona mal verip zengin ettin ve ona [zekat v.s.] vermesi için emrettin. O da hiçbir farzda noksanlık yapmadan, hileye kaçmadan bize verdi.) Ve böyle sorguya devam edilir. (Ruh-ul-beyân 3/132) Dikkat edilirse hep farzdan sual ediliyor. Allahü teâlâ, (Farz ile bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz) buyururken, Resulü de, (Kazası olanın, kıldığı nafilesi kabul olmaz) buyururken, âlimler, “sünnet ve nafileler, farzın yanında denizde damla bile değil” buyururken, farz borcu varken nafilelerle meşgul olmak ahmaklık olmaz mı? Farzı ödemeye pot kırmak diyenler Sual: Bir profesör der ki: "Farz borcu olanın nafileleri kabul olmaz hadisini esas alıp, sünnet yerine kaza kılanın, farzı kazaya bıraktığı için özür dilemesi gerekirken, sünnet kılmayıp kaza kılması tekrar suç işlemek ve pot kırmaktır." Bir başka profesörümüz de der ki: "Farz namazlarını terk ederek bir edepsizlik işleyen kimse, sünneti bırakıp farz kılarsa, ikinci edepsizliği işlemiş olur." Bu profesörlere verilecek cevabınız var mıdır? CEVAP Birinci profesörü şahsen tanıyorum, İbni Teymiyecidir. İbni Teymiye’ye göre, farz namaz kaza edilmez. Bu profesör de aynı fikirde olduğunu bizzat bana söyledi. Özür dilemek demek, farz borcunu ödemeye başlamak demektir. Farz borcunu ödemeye çalışmayan nasıl özür dileyecek ki? Sünnet kılarsa farz borcu tehir edilmiş olacak. Bir an önce kaza edilmesi gereken şeyi tehir etmek özür dilemek midir, yoksa farza önem vermemek midir? İkinci profesörü de tanıyorum. Dikkat edin, farzı terk etmeye edepsizlik diyor, haram demiyor. Sünnetle farzı aynı kefeye koyuyor. Halbuki ikinci bin yılın müceddidi İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Elbette nafilenin kıymeti, farzın kıymeti yanında hiç gibidir. Okyanus yanında, bir damla kadar bile değildir. Sünnet de, farzın yanında, okyanus yanındaki bir damla su gibidir.) [Müjdeci Mektublar m.260] 480 www.dinimizislam.com Salat, namaz demek değildir, dua demektir. Kur'anda namaz diye bir şey yok diyen, tesettürü inkâr eden zamane profesörleri çoktur. Ama illa günümüzün profesörlerinden de örnek istiyorsan ondan da verelim: İlahiyat fakültesi dekanlarından tefsir profesörü güzide insan Prof. Dr. Orhan Karmış diyor ki: (Kazası olanın sünnet ve nafilelerini Allahü teâlânın kabul etmeyeceği fıkıh kitaplarında bildirilmiştir.) Hadis profesörlerinden kıymetli ilim adamı Prof. Dr. Ramazan Ayvallı ise diyor ki: (Kazası olanın sünnet kılarsa kabul olmayacağı hadis-i şeriflerle bildirilmektedir.) Bir yazarın iddialarına cevaplar Bir okuyucumuz, bir yazarın, nafile namazları savunan iddialarını bize göndermiş, cevap vermemizi istiyor. Aşağıda bu iddia ve cevapları okuyacaksınız. İddia: Varsayalım ki bir amca 70 yaşına gelmiş. Bu amca 70 yıllık ömründe namazlarını bazen kılmış bazen kılmamış. Gençliği de çok hızlı geçmiş hiç kılmamış. Bu adamın kaç vakit namazının kazaya kaldığını tam olarak bilmesi imkansızdır. Şimdi biz bu adama tahminen ne kadar namazın kazaya kaldıysa onları kaza et desek, fazladan kaza ettiyse ne güzel ama ya noksan kaza ettiyse! Bu amcanın sonradan yaptığı bütün nafile ibadetler çöpe mi atılacak? CEVAP Çöpe atılmak tabiri bir ilim adamına yakışmaz. Boşa mı gidecek veya kabul olmaz mı denebilirdi. Resulullah efendimiz boşa gider diyorsa, kabul olmaz diyorsa elbette kabul olmaz, Resulullahın vârisi olan âlimler boşa gider diyorsa elbette boşa gider. Allah resulünden ümmetine karşı daha merhametli olan mı var yoksa? Onun ümmetinin üzerine Ondan daha fazla titreyen mi var? O kabul olmaz diyorsa elbette kabul olmaz. İddia: Bir gün nafile namaz kılabilme ruhsatını alabilme umuduyla 70 yaşındaki bir amcanın bu kadar namazı kazaya ömrünün yeteceğini ben sanmıyorum. CEVAP Onun sanmaması veya benim sanmam dinde senet mi? Bu hiçbir ilim adamına yakışmaz. Sözü dinde senet olan imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: (Farzın yanında nafilelerin hiç kıymeti yoktur. Sünnetlerin farzlar yanındaki kıymeti de, deniz yanında bir damla su gibi bile değildir.) [m.29, 481 www.dinimizislam.com 260] Şimdi biz o yazara mı inanalım, yoksa 12 tarikatın şeyhi, müceddid-i elfi sani hazretlerine mi? Farzlardan sorguya çekileceğiz, nafilelerden sorguya mı çekileceğiz de bu kadar gayret gösteriliyor? Niye Resulullahın ve vârisi olan âlimlerin sözlerine itibar edilmiyor da “Ben sanmıyorum” diye kendi görüşünü din gibi savunuyor? Peki Peygamber efendimizin şu mübarek sözlerine ne diyecek ki? Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ülfahire] (Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftah-ün-necat] (Allahü teâlâ, farzlarla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari] (En üstün cihad, farzları edadır.) [Taberani] (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşırken, çocuğu düşürür. Artık buna, hamile denmez, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allah nafile namazlarını kabul etmez.) [Fütuh-ul-gayb m.48] Daha çok vesika var. Resulullahın bu kadar hadis-i şerifleri varken, ne diye şahısların indi görüşlerine uyalım? İddia: Müslümanları nafile ibadete karşı niye soğutmak isteniyor ki? CEVAP Bu çirkin sözü imam-ı Rabbani için mi, yoksa Resulullah için mi söylüyor? Nafileden soğutan biz miyiz yoksa Resulullah efendimiz mi, imam-ı Rabbani hazretleri mi? Nafile denizde damla bile değil diyen kim? Din hususunda konuşurken ağızdan çıkanı kulak da duymalı. Bu din nakil dinidir. Şahsi görüşlerin dinde yeri yoktur. Bir hadis-i şerifte, (Ateşe [Cehenneme] en cüretkâr olan, fetva vermeye en cüretkâr davranandır) buyuruluyor. İkincisi sünnetler yerine kaza kılınca zaten sünnetler terk edilmiş olmuyor. Peygamber efendimiz, farz yanında bir nafile namaz kıldığı için ona sünnet denmiştir. Bu kimseler sadece farzı mı kılıp gidiyorlar. Farzdan önce veya sonra namaz kılmıyorlar mı? İddia: Bir örnek vereyim: Diyelim ki eniştem mübarek Ramazan-ı şerif ayındaki Kadir gecesinde camiye gitti. Sohbette hoca efendi o gecenin ve o gecede kılınacak 4 rekatlık bir tesbih namazının önemini o kadar güzel anlattı ki; eniştem geldi bu gece mübarek bir gece, tesbih namazı da çok ehemmiyetli bi namazmış, ben de bu gece Allah rızası için bi tesbih namazı kılmaya niyetlendim dese; Bizim ona dur bakalım hemşerim, senin bir sürü kaza namazı borcun var git önce onları bi bitir ondan sonra gel, senin kılacağın tesbih namazı kabul olmaz mı dememiz lazım? Ben böyle bir şey söylemekten Allah’a sığınırım. 482 www.dinimizislam.com CEVAP Şu örneği gördünüz değil mi? Bu örnek Resulullahı tekzip etmiyor mu, imam-ı Rabbaniyi ve diğer âlimleri tekzip etmiyor mu? Niye ilmi bir vesika bildirmiyor da kendi görüşünü din gibi ortaya atıyor? Peygamber efendimizin sözünü bildirmekten Allah’a sığınmak ne demek? Hâşâ Peygamber efendimiz öyle yanlış şeyler mi söylüyor? İddia: Bir hadisi kudside, Farzlarla kulum benim gadabımdan (azabımdan) kurtulur, nafilelerle bana (benim rızama) yaklaşır. Hadisi kudsi gayet açık; farzlar zaten boynumuzun borcu yapmak zorundayız. Yapmazsak azaba düçar oluruz. CEVAP Peki niye farzları kıldırmayıp da nafile ile meşgul ediyor? Demek ki azaptan kurtulmak için farzları eda şart. Kendisi de bunu intakı hak kabilinden söylemiş oldu. Farzı yapmayan Allah’ın azabından nasıl kurtulur ki? İşte kendi yazdığı hadis-i kudsi. Allah kimseyi şaşırtmasın, kendi kazdığı kuyuya kendisi düştü. Bir kudsi hadis de şöyledir: (Allahü teâlâ buyurur: “Benim dostlarımdan birine eza eden adam, bana harp ilan etmiş demektir. Kulum bana kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli şeyle yaklaşamaz. Kulum nafilelerle bana öyle yaklaşır ki nihayet onu severim. Onu sevdiğimde de işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey isterse onu kendisine mutlaka veririm. Bir şeyden bana sığınırsa onu mutlaka korurum.”) [Buhari, İmam-ı Ahmed] Gerek o ve gerekse bu hadis-i kudsi, farz borcu olmayanlar içindir. Çünkü hadis-i şerifte bu husus açıklanmıştır. Yukarıda bildirildi. İddia: Farz namaz o denli çok mühim. Ama farzı eda ettiğimiz vakit, borçtan ve azaptan kurtuluyoruz. Nafilelerde ise böyle bir zorlama söz konusu değil. Zorlama olmadığı için de farzlarla birlikte nafile ibadet yapan Cenab-ı Hakkın rızasına yaklaşır. CEVAP Zorlama söz konusu olanı tehir ettirip de, zorlama söz konusu olmayanı yaptırmak akıl kârı mıdır? Bir de Farzlarla birlikte diyor. Zaten farzları tehir etmenin cezası büyük. Nafile kılmakla kılınan namaz, boşa gitmiş olmakla kalmıyor. Farzları geciktirdiği için azaba düçar oluyor. (Halebi) Farzları bitireceğiz ondan sonra nafilelere sıra gelir. Âlimler diyor ki: Farzlar binanın duvarları gibidir, sünnetler ve nafileler duvarın sıvası ve süsü gibidir. Duvar olmadan duvara süs yapılmaya kalkılır mı hiç? Hadis-i şerifte nafileleri boşa gider buyurulması, işte bunun yüzündendir, duvar olmadan süs yapmak gibidir. 483 www.dinimizislam.com İddia: Teşbihte hata olmaz; Bir işçiyi düşün bu işçinin görevi nedir? Mesai saatlerinde üzerine düşen görevleri iyi bir şekilde yapmak. Bu işçi sadece görevini yaptığı için ücretini hak eder. İşini yapmazsa da işten kovulur ve zor durumda kalır. Ama bir işçi düşün ki akşam olmuş mesai saati sona ermiş ama bu işçi bir saat de fazladan çalışmış ki patronunun işi yetişsin diye. Ama bunu ne zorlamayla ne de mesai karşılığı yapmış. Yani sırf kendi rızasıyla çalışmış. Birinci işçide mesai saati biter bitmez gitmiş. Birincisine sen niye sadece mesai saatinde çalıştın senden memnun değilim denemez. Fakat ikinci işçinin patronunu ne kadar mutlu edeceğini az çok tahmin edebiliriz. CEVAP Ne örnek ne örnek. Yine kendi sözü ile bizim savunduğumuz doğru yolu ispat ediyor. Çünkü mesaisini bitirdikten sonra, yani çalışma mecburiyeti bittikten sonra diyor yani farz borçlarını ödedikten sonra diyor. İşçi mesai saatinde patronun verdiği görevleri yapmak zorunda iken bunu değil de başka işleri yapması patronun rızasına aykırıdır. Mesai saati dışında yaparsa ona elbette bir şey denmez. Çünkü o mesaisinden kaytarmış, yıllarca mesaisine