Peptik Ülser Hastalığında Hemşirelik Yönetimi

Transkript

Peptik Ülser Hastalığında Hemşirelik Yönetimi
Peptik Ülser Hastalığında Hemşirelik Yönetimi
Serap ÖZER*
ÖZET
Medeniyet hastalığı olarak da adlandırılan peptik ülser hastalığı komplikasyonları nedeniyle ölüme
yol açabilen ve yaşamı kısıtlayan bir hastalıktır. Asid ve pepsinin zararlı etkisiyle mide ve duodenum
mukozasında oluşan, müskülaris mukozayı geçen, sınırları belirli doku kaybı olarak tanımlanan
hastalığın en yaygın nedeni helikobakter pilori olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda çeşitli ilaçlar
ve helikobakter pilori enfeksiyonunun eradikasyonu peptik ülser hastalığı ve komplikasyonlarının
insidansını azaltmasına karşın, özellikle yaşlı hastalarda ülsere bağlı komplikasyonların görülme
oranı artmaktadır. Bu durum göz önüne alındığında hemşirelik yönetimi büyük önem taşımaktadır.
Peptik ülser hastalığında hemşirelik yönetiminin temel amaçları; korunma önlemlerinin alınması,
ağrının giderilmesi, ülserin iyileşmesi, hastalığın tekrarının ve komplikasyonlarının önlenmesi,
hastanın yeterli beslenmesi ve tedaviye uyumun sağlanması olmalıdır. Bu derlemede peptik ülser
hastalığında bakım yönetimi; korunma, tanılama, hemşirelik tanıları, beklenen sonuçlar ve girişimler
başlıkları altında incelenmiştir.
Anahtar Kelimeler: Peptik Ülser Hastalığı, Bakım Yönetimi
ABSTRACT
Care Management in Peptic Ulcer Disease
Peptic ulcer disease is also called civilization diseases that can lead to death due to complications and
life is a disease restricted. The harmful effects of acid and pepsin in the stomach and duodenum
mucosa consisting last müskülaris mucosa, the boundaries defined as loss of specific tissues most
common cause of the disease is considered as Helicobacter pylori. Although in recent years various
medications and helicobacter pylori infection eradication have decreased the incidence of peptic ulcer
disease and its complications, the incidence of complications associated with ulcers, particularly in
elderly patients, has increased. Considering this situation, the nursing management is of great
importance. The main purpose of the nursing management of peptic ulcer disease, protection
measures to be taken elimination of pain, ulcer healing, prevention of complications of the disease and
again, the patient's compliance to ensure adequate nutrition and treatment should be. In this review,
the care management of peptic ulcer disease; prevention, assesment, nursing diagnoses, expected
outcomes and initiatives under the title examined.
Key Words: Peptic Ulcer Disease, Care Management
GĐRĐŞ
Tanı ve tedavisinde birçok gelişme kaydedilen gastrointestinal sistem hastalıkları ne yazık ki hala
yaygın olarak görülen sağlık problemleri arasında yer almaktadır. Gastrointestinal sistem hastalıkları;
dünyada 60-70 milyon bireyi etkilemesi, 234 bin ölüme yol açması (kanser ölümleri de dahil), 14
milyon hastane yatışına neden olması, 1.9 milyon bireyde yetersizliğe yol açması ve maliyetinin
yüksek olması bakımından oldukça önemli bir sağlık sorunudur (http://digestive.niddk.nih.gov/
statistics/statistics.htm#2 2008).
*Dr. Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Đç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı
100 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
Peptik Ülser Hastalığı (PÜH) en sık karşılaşılan gastrointestinal sistem hastalıklarından birisidir.
Yaşam boyu görülme sıklığı yaklaşık % 10’dur, kadın ve erkeklerde aynı oranda görülür, yaş
ilerledikçe insidans artar. Yaşla ilgili artışın, doku prostaglandinlerinin azalması ve yaş ilerledikçe
non-steroidal antiinflamatuvar ilaç (NSAĐĐ) kullanımının artmasıyla ilişkili olabileceği
düşünülmektedir (Black ve Matassarin-Jacobs 1993; Andreoli, Bennet, Carpenter ve Plum 2000;
Akdemir 2004; Murphy-Blake ve Hokanson-Hawks 2005; Sands 2007; Tosun 2007).
Her yıl yaklaşık beş milyon yetişkinin PÜH’na yakalandığı, dört milyon bireyin rekürrens ile
karşılaştığı ve 500 bin bireye yeni tanı konduğu belirtilmektedir (Fendrick, Forsch, Harrison ve
Scheiman 2005).
Duodenal ülser 30-55 yaşları arasında, gastrik ülser ise 55-70 yaşları arasında daha sık görülür (Tosun
2007). Çocukluk çağında gastrik ülser ve duodenum ülseri sık olmamakla birlikte, hastaneye kabul
edilen 2500 çocuk hastadan birinde görüldüğü, primer ve sekonder ülserleri kapsamak üzere yılda
dört-altı yeni ülser olgusu saptandığı bildirilmektedir (Dalgıç 2003).
Ülserler her yıl bir milyon hastane yatışına ve 6500 ölüme yol açmaktadır
(http://www.cdc.gov/ulcer/uaw/mediamaterials.htm 2008). Hastalığın yıllık direkt ve indirekt sağlık
bakım maliyetinin yaklaşık 10 milyar dolar olduğu tahmin edilmektedir (Ramakrishnan ve Salinas
2007).
Hastalık yüksek mortalite oranlarıyla ilişkili olmamasına karşın, özellikle kanama gibi
komplikasyonlar varlığında önemli bir mortalite ve de morbidite nedeni olabilmektedir. Ülser
komplikasyonu olarak ortaya çıkan kanamalar toplumda 100 bin kişiden 80-100’ünde görülmekte ve
% 7-10 oranında mortalite ile sonuçlanmaktadır. Mortalite tekrar ortaya çıkan kanamalar ile
artmaktadır (Ataseven, Demir ve Keçeci 2004).
PÜH birey ve ailesi üzerinde birçok psikososyal, emosyonel, ekonomik etkiler oluşturmakta ve yaşam
kalitesini önemli derecede bozmaktadır. Eğer hastalık genç yaşta başlamışsa yaşamın aktif olarak
geçirilecek dönemi büyük ölçüde engellenebilmektedir. Halsizlik ve komplikasyon olasılığı gibi
durumlar yaşam kalitesi üzerinde ciddi etkiler oluşturmaktadır. Hastalığın tedavisi uzun tıbbi
izlemleri, sık invaziv endoskopik değerlendirmeleri ve ilaç alımını gerektirmektedir (Mokrowiecka,
Jurek, Pinkowski ve Malecka-Panas 2006). Bu yüzden önemli bir hedef olarak; korunma önlemlerinin
alınması, bu konuda eğitim yapılması ve yaşam kalitesini yükselten aynı zamanda semptomları
düzelten hemşirelik girişimlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
HEMŞĐRELĐK YÖNETĐMĐ
PÜH’da hemşirelik yönetiminin temel amaçları; korunma önlemlerinin alınması, ağrının giderilmesi,
ülserin iyileşmesi, hastalığın tekrarının ve komplikasyonlarının önlenmesi, hastanın yeterli beslenmesi
ve tedaviye uyumun sağlanmasıdır (Akdemir 2004; Tosun 2007).
Korunma
Helikobakter pilori (H.pilori) enfeksiyonu ve non-steroidal antiinflamatuar ilaç (NSAĐĐ) kullanımının
yan etkileri PÜH’da en yaygın nedenler olarak gösterilmektedir. Ayrıca sigara içme ve genetik
faktörlerin de etkisi üzerinde önemle durulmaktadır (Consensus on Management of Peptic Ulcer
Disease 2000; Uzunismail 2001a; Uzunismail 2001b; Yuan, Padol ve Hunt 2006; Gülşen 2008; Wu ve
ark 2008). Dolayısıyla H.pilori enfeksiyonunu önlenmek korunmada ilk basamaktır. Enfeksiyon
genellikle kontamine suların kullanılmasıyla ortaya çıkmaktadır ve enfeksiyon kapan kişilerin % 90’ı
asemptomatiktir. Şu an için ülserle ilgili semptomlar veya komplikasyonlar gelişmedikçe H.pilori için
rutin bir tarama önerilmemektedir. Bu noktada alınabilecek en iyi önlem kontaminasyona karşı
dikkatli olmak ve bu konuda bilinçlenmeyi sağlamaktır (Sands 2007). Aktif PÜH, geçmiş peptik ülser
öyküsü veya gastrik MALT lenfoması olan hastalarda ise; H.pilori enfeksiyonu için mutlaka test
gereklidir. H.pilori enfeksiyonu için test ve tedavi (eradikasyon) stratejisi 55 yaş altı ve alarm
belirtileri (kanama, anemi, erken tokluk, açıklanamayan kilo kaybı, progresif disfaji, tekrarlayan
kusma, ailede gastrointerstinal kanser öyküsü, önceki özofagogastrik malignansi) olmayan
Peptik Ülser Hastalığında Hemşirelik Yönetimi 101
araştırılmamış dispepsili hastalar için kanıtlanmış bir yönetim stratejisidir. 2.102 peptik ülserli hastayı
kapsayan 24 randomize kontrollü ve randomize karşılaştırmalı çalışmaların meta analizi; H.pilori
enfeksiyonunun başarılı bir şekilde test ve eradike edildiği hastalarda 12 aylık ülser remisyonunun
duodenal ülser için % 98 ve gastrik ülser için % 97 olduğunu göstermiştir. Kalıcı enfeksiyonlu
hastalarda bu oran gastrik ülser için % 61, duodenal ülser için de % 65’dir. Dolayısıyla ülser
semptomları veya komplikasyonları gelişen hastalarda H.pilori enfeksiyonu için test ve eradikasyonun
klinik ve ekonomik yararları göz önünde bulundurularak bu konuda kapsamlı bilgilendirme yapılması
büyük önem taşımaktadır (Chey ve Wong 2007). PÜH’nın ikinci önemli nedeni olan NSAĐĐ kullanımı
ile ilgili önlemlerin alınması korunmadaki diğer önemli basamaktır. NSAĐĐ kullanan kişilerin büyük
bir çoğunluğu genellikle gastrointestinal bir problem yaşamamaktadır. Fakat NSAĐĐ kullanımı her
zaman bir risk oluşturmaktadır. Bu risk de yaş ve kullanım süresiyle artış göstermektedir. Hemşire
hastayı rutin ağrı ve ateş yönetiminde NSAĐĐ yerine asetaminofen kullanımı için teşvik etmelidir.
Yüksek risk altındaki hastalar en azından olası misoprostol alımı konusunda hekime
yönlendirilmelidir. Çeşitli klinik çalışmalar NSAĐĐ kullanımı ile ilişkili ülser veya endoskopik olarak
görülebilen erozyonların insidansının misoprostol ek tedavisiyel azaltılabildiğini göstermiştir (Sands
2007; Sostres, Gargallo, Arroyo ve Lanas 2010). Sigara içme ve orta derecede alkol kullanımı sağlığı
geliştirme ve korumada diğer önemli konulardır. Sigara içme ve alkol kullanımı mide ve duodenum
mukozasını kötüleştirebilir ve ülser iyileşmesini de önemli oranda geciktirebilir. Aynı zamanda ülser
rekürrens olaylarını da arttırır. Son raporlar sigara içmeyi sürdürmenin peptik ülser
komplikasyonlarına katkıda bulunduğunu göstermiştir. Sigara içme ile ilişkili ülserler özellikle yaşlı
hastalarda acil cerrahi girişim gerektiren kanama ve perforasyon komplikasyonlarının artmasına neden
olmaktadır. Bu durum da önemli bir morbidite ve yönetimde maliyet artışıyla sonlanmaktadır. Alkol
tüketimine bakıldığında yine benzer bir durum söz konusudur. Herhangi bir düzeydeki alkol tüketimi
peptik ülser komplikasyon (örn: kanama) riskini arttırmaktadır. Görüşme temelli bir vaka kontrol
çalışmasında akut majör üst gastrointestinal sistem kanaması nedeniyle hastaneye yatırılan 1224
hastada alkol tüketiminin kontrol grubundaki hastalardan daha fazla olduğu belirlenmiştir (Leung
2008). Bu nedenle sigara ve alkol alımının bırakılması konusunda bilgilendirme yapılmalıdır (White
ve Duncan 2002).
Tanılama
Etkin bir hemşirelik yönetimi için kapsamlı bir tanılama yapılması gerekmektedir. Tanılamada ülserin
ailedeki insidansı, gastrik irritasyona neden olan ilaç alımı, yemek pişirme, yeme alışkanlıkları, sigara
içme, alkol alımı, stresörler, baş etme mekanizmaları, yaşam tarzı, meslek, iş ve boş zaman aktiviteleri
sorgulanmalıdır. Ardından iyi bir fiziksel değerlendirme yapılmalıdır.
Fiziksel değerlendirme tanıyı belirlemeye yardımcı olan veya komplikasyon varlığını gösterebilen
bulguları doğru olarak gözlemlemeyi ve bu bulguları (ağrı, kusma, kanama ve iştah değişiklikleri)
bildirmeyi içermektedir.
Peptik ülserli hastaların yaklaşık % 25’inde kanama, perforasyon veya gastrik obstrüksiyon gibi ciddi
komplikasyonlar görülebilmektedir (Black ve Matassarin-Jacobs 1993; Ramakrishnan ve Salinas
2007). Tanılama aşamasında bu komplikasyonların gelişimi yönünden izlem yapılması oldukça
önemlidir. Bu nedenle kanama varlığı ve türü (hematemez, melena gibi) mutlaka araştırılmalıdır.
Gaitanın renk, miktar, kıvam ve sıklık gibi faktörleri not edilmelidir. Gaitada parlak kırmızı kan daima
yeni bir kanamayı, koyu kırmızı kan ise eski bir kanamayı gösterir. Eğer kanama ciddiyse hastanın o
anki hemoglobin, hematokrit, eritrosit düzeyleri, sıvı alımı ve çıkışı değerlendirilmeli ve doğru bir
şekilde kayıt edilmelidir. Hastada mevcut bir kanama varsa ortaya çıkabilecek şok bulguları yönünden
yakından izlem yapılmalıdır. Şok nedeniyle hastada renal kan akımının azalmasına bağlı olarak
glomerular filtrasyon hızı ve renal salgı azalabilir. Vücut eritrosit yıkım ürünlerini absorbe ettikçe ve
renal kan akımı azaldıkça kan üre nitrojeninde (BUN), kreatinin ve amonyak düzeylerinde bir artış
izlenir. Yükselmiş BUN kusma sonucunda ortaya çıkan dehidratasyonu izleyebilir. Bu açıdan da
dikkatli ve uyanık olunmalıdır. Hastada perforasyon gelişip gelişmediği izlenmelidir. Abdomen ağrı,
hassasiyet veya rijidite yönünden değerlendirilmeli, perforasyondan şüphelenildiğinde hemen hekime
102 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
haber verilmeli ve hasta olası cerrahi için hazırlanmalıdır. Ayrıca gastrik obstrüksiyon gelişimi
yönünden de izlem yapılmalıdır. Eğer hasta kusuyorsa kusmuğun kıvamı ve sıklığı kayıt edilmelidir.
Pilor obstrüksiyonu varsa nazogastrik tüp, intravenöz sıvılar ve elektrolitler problem cerrahi olarak
düzeltilene kadar gerekli olmaktadır (Black ve Matassarin-Jacobs 1993; Murphy-Blake ve HokansonHawks 2005).
Hemşirelik Tanıları, Beklenen Sonuçlar ve Girişimler
Hemşirelik Tanısı: Akut Ağrı
Beklenen Sonuçlar: Mukozal irritasyona bağlı akut ağrı tanısı olan hastada beklenen sonuç: hastanın
ağrısının azalması, minimal düzeyde olması ya da olmamasıdır.
Hemşirelik Girişimleri: Ülser ağrısını hafifletmek için hekim istemine göre reçete edilen ilaçlar
uygulanır. Đlaç tedavisiyle birkaç gün ile birkaç hafta içerisinde ağrının kontrol altına alınacağı ya da
azaltılacağı, fakat peptik ülser kontrolünün uzun bir süreç gerektirdiği ve ilaç rejimine uyumun önemi
konusunda bilgilendirme yapılır. Hastaya öz bakım sürecinde yardımcı olunur.
Hemşirelik Tanısı: Uyku Örüntüsünde Bozulma
Beklenen Sonuçlar: Özellikle gece ortaya çıkan ve hastayı uyandıran ağrılara bağlı uyku örüntüsünde
bozulma tanısı olan hastada beklenen sonuç: hastanın yeterli ve rahat uyumasıdır.
Hemşirelik Girişimleri: Hekim istemine göre ilaçlar uygulanır ve hastaya ilaçlarını düzenli almasının
önemi vurgulanır. Yatmadan önce alınan proton pompa inhibitörleri (PPĐ) veya H2 reseptör
antagonistleri gece asid yapımını ve gece ortaya çıkan ağrıyı azaltır. Akşam yemeğinden sonra besin
alımını sınırlandırma ve yatmadan önce atıştırmaları önleme konusunda hastaya bilgi verilir.
Yatmadan önce yemek yeme, mide asidi ve pepsin yapımını uyarır ve gece ağrısının ortaya çıkma
olasılığını arttırır. Hastanın yatmadan önce gevşeme tekniklerini kullanması ve rahatlatıcı
uygulamalarda (müzik dinleme, kitap okuma) bulunması sağlanır. Bu uygulamalar stres ve anksiyeteyi
azaltarak hastanın uykuya geçmesinde yardımcı olur.
Hemşirelik Tanısı: Beslenmede Değişiklik: Beden Gereksiniminden Az Beslenme
Beklenen Sonuçlar: Ağrı ve ağrının ortaya çıkmasıyla ilgili anksiyete, bulantı, kusma, iştahsızlığa
bağlı beslenmede değişiklik: beden gereksiniminden az beslenme tanısı olan bir hastada beklenen
sonuç: hastanın gerekli besinleri yeterli bir şekilde alması, vücut ağırlığını normal sınırlarda
korumasıdır.
Hemşirelik Girişimleri: Hastanın mevcut diyeti, beslenme programı, besin alım durumu, ağrıyı
artıran ve almaktan kaçınılan besinler değerlendirilir. Peptik ülser semptomlarının yoğun ve uzun
olduğu dönemlerde hasta kendi kendine diyet kısıtlamaları getirebilir. Farkındalığı ve beslenme
durumunu değerlendirmek, bakımı ve hastaya verilecek eğitimi planlamada yardımcı olur.
Diyetisyenle işbirliği yapılarak, hastanın beslenme gereksinimlerini karşılayacak ve peptik ülser
semptomlarını en aza indirecek, hastaya özel bir diyet planı hazırlanır. Đştahsızlık, bulantı, kusma,
dolgunluk gibi şikayetler yönünden izlem yapılır. Anemi veya diğer beslenme yetersizliği göstergeleri
olan laboratuvar değerleri izlenir. Oral demir preparatı kullanan hastalara ilaç aldıktan sonraki bir-iki
saat içinde antiasid ilaç almama konusunda eğitim verilir.
Hemşirelik Tanısı: Doku Bütünlüğünde Bozulma Riski
Beklenen Sonuçlar: Peptik ülser komplikasyonları nedeniyle ortaya çıkan doku bütünlüğünde
bozulma riski tanısı olan bir hastada beklenen sonuç: kanama, perforasyon ve obstrüksiyon
bulgularının görülmemesidir.
Hemşirelik Girişimleri: Hasta hematemez, melena, ani ve şiddetli abdominal ağrı, hassasiyet, rijidite,
ateş, bulantı, kusma, barsak seslerinde azalma, distansiyon, iştahsızlık, gaita yapamama ve flatus
yönünden izlenir. Ülser kanaması varsa nazogastrik tüp (NG) takılır ve istemde belirtildiği şekilde
steril salin solüsyonu ile berrak sıvı gelene kadar irrigasyon yapılır. NG tüpten gelen drenaj sıvısının
Peptik Ülser Hastalığında Hemşirelik Yönetimi 103
veya kusma ile çıkan sıvının miktarı, rengi gözlemlenir ve kayıt edilir. Yaşamsal bulgular 15-30
dakikada bir değerlendirilir. Sıvı ve kan replasmanı için intravenöz yol açılır. Đstemde belirtildiği
şekilde sıvı-elektrolit replasmanı yapılır, gerektiğinde kan transfüzyonu uygulanır. Hastanın
hemoglobin ve hematokrit düzeyi, serum elektrolitleri, BUN, kreatinin değerleri izlenir ve anormal
sonuçlar bildirilir. Kan kaybı nedeniyle hastada ortostatik hipotansiyon gelişebilir. Bu nedenle yatak
istirahati sağlanır ve kusma nedeniyle aspirasyonu önlemek için de yan yatar pozisyon verilir. Aldığı
çıkardığı sıvı takibi yapılır. Đstemde belirtildiği şekilde ağrı kesici ilaçlar uygulanır. Hastaya ve
ailesine yapılan işlemler hakkında açıklama yapılır. Hasta gerekli endoskopik ve cerrahi işlem için
hazırlanır.
Hemşirelik Tanısı: Sağlığı Sürdürmede Etkisizlik Riski
Beklenen Sonuçlar: Sağlığı sürdürmede etkisizlik riski tanısı olan hastada beklenen sonuçlar;
hastanın hastalık yönetiminde ilaç takvimi ve yan etkilerin kontrolü, ülser iyileşmesini
kolaylaştırabilen yaşam tarzı faktörleri, komplikasyonları gösteren semptomlar ve izlem bakımı
konularını doğru bir şekilde tanımlamasıdır.
Hemşirelik Girişimleri: PÜH’nın tedavisi tipik olarak komplikasyonlar ortaya çıkmadıkça hastanın
bireysel yönetimi ile ev ortamında yapılmaktadır. Bu nedenle uyum konuları oldukça önemlidir. Uzun
dönemli başarı için hasta eğitimi gereklidir.
Günlük NSAĐĐ kullanımını sürdürme gerekliliği olan kronik artritli hastaların gastrik ülserasyon riskini
azaltabilen siklo-oksigenaz-2-selektif antiinflamatuvar ilaçlar veya misoprostol kullanımı konusunda
hekimleriyle görüşmeleri sağlanmalıdır. Bu özellikle yaşlı hastalar için önemlidir.
Hemşire hastaya rahatsızlığa neden olan yiyeceklerden ve midesine aşırı yüklenmekten kaçınması
gerektiğini açıklamalıdır. Az ve sık yemenin ülser iyileşmesinde standart günlük üç öğün yeme
düzeninden daha etkili olduğunu gösteren araştırma kanıtları yoktur. Fakat hastalar aşırı yemekten
kaçınmalıdır. Yavaş bir şekilde ve çiğneyerek yeme aşırı gerginliği ve reflüyü önler. Gece yatmadan
önce bir iki lokma bir şeyler atıştırma gece asid sekresyonunu artırabilir bu nedenle kaçınılmalıdır.
Hemşire en azından başlangıç tedavisi periyodunda güçlü asid uyarıcı etkiye sahip olan yiyecekleri
sınırlaması konusunda hastayı teşvik etmelidir. Bu yiyecekler; kahve, çay, kola, bira ve çikolatadır.
Aynı zamanda baharat ve kırmızı biber gibi direkt irritanların kısıtlanması gerekir.
PÜH’da mental ve fiziksel dinlenme ülser iyileşmesini kolaylaştırmasına karşın, psikolojik stres veya
yaşam tarzının rolü açık değildir. Hemşire hastaya düzenli egzersiz yapmasını, ev ve iş yerinde stresi
azaltmak için uygun yaklaşımlarda bulunmasını söylemeli ve bu konuda onu desteklemelidir.
Reçete edilen tüm ilaçları düzenli kullanması gerektiği ve bıraktığı takdirde ülserin kötüye gideceği,
ilaçların kullanım amaçları ve kullanırken dikkat edilmesi gereken hususlar, antiasidlerin yemeklerden
1 saat önce, 3 saat sonra ve yatmadan önce alınması, antiasidler diğer ilaçların emilimini etkilediği için
bu ilaçlardan sonra bir iki saat diğer ilaçların alınmaması, oral demir preparatı alındıktan sonraki bir
iki saat içinde antiasid ilaç alınmaması, H.pliorinin ülser oluşumundaki rolü, bulaşma ve korunma
yolları, üçlü ilaç tedavisinin önemi mutlaka açık ve net olarak hastaya açıklanmalıdır.
Ayrıca bulantı ve/veya kusmada artış, epigastrik ağrıda artış, kusmukta kan veya katran rengi dışkı
bulgularının önemli olduğu, bu bulgular görüldüğü takdirde hemen doktora başvurulması gerektiği,
kontrollerin önemi ve ne zaman kontrollere gidileceği konularında eğitim verilmelidir. (Black ve
Matassarin-Jacobs 1993; White ve Duncan 2002; Murphy-Blake ve Hokanson-Hawks 2005; Gulanick
ve Myers 2007; Sands 2007; Tosun 2007)
104 Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt:3,Sayı:1.2010
SONUÇ
Sonuç olarak peptik ülser hastalığı hem tıp hem de hemşirelik uygulamasında karşılaşılan en önemli
problemlerden birisi olmayı sürdürmektedir. Çok sayıdaki farklı terapötik girişimler başarılı bir
şekilde ülser iyileşmesini sağlamasına karşın, hastalığın tekrarlaması en önemli zorluk olarak
görülmektedir. Tekrarlayan peptik ülserler ise; sadece hastaların yaşamını potansiyel olarak tehdit
etmekle kalmayıp aynı zamanda uzun dönemli tedavi ve bakım yönetimi nedeniyle sağlık bakım
sistemine ekonomik yük getirmektedir. Bu nedenle hastalıkta; etkenlerden korunmak, etkenler ortaya
çıktığında bunların eradikasyonunu sağlamak, tedaviyi etkin bir şekilde uygulamak ve sürdürmek,
hemşirelik girişimlerini uygulayıp sonuçları değerlendirmek oldukça önemlidir.
KAYNAKÇA
…………(Erişim Tarihi: Mart 2008). All digestive diseases. http://digestive.niddk.nih.gov/
statistics/statistics.htm#2.
…………(Erişim Tarihi: Mart 2008). Helicobacter pylori and peptic ulcer disease. http://www.
cdc.gov/ulcer/uaw/mediamaterials.htm.
………….(2000). Consensus on Management of Peptic Ulcer Disease.
Akdemir N (2004). Ağız-Özefagus-Mide Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı. (içinde) Akdemir N,
Birol L (Ed). Đç Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı, Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, 621-635.
Andreoli TE, Bennet JC, Carpenter CCJ, Plum F (2000). Mide ve Duodenum Hastalıkları. (içinde)
Çalangu S, Sıva A, Tuzcu M (Çeviri Ed). Cecil Essentials of Medicine Türkçesi, 4. Edisyon, 288-298.
Ataseven H, Demir A, Keçeci M (2004). Peptik ülsere bağlı üst gastrointestinal kanamalı olgularda
helicobacter pylori eradikasyonunun fekal antijen testi ile tespiti. F.Ü. Sağlık Bilimleri Dergisi, 18(3):
199-204.
Black JM, Matassarin-Jacobs E (1993). Nursing Care of Clients with Gastric Disorders. Luckmann
and Sorensen’s Medical-Surgical Nursing A Psychophysiologic Approach, Fourth Edition, 1601-1626.
Chey WD, Wong BCY (2007). American College of Gastroenterology Guideline on the Management
of Helicobacter pylori Infection. American Journal of Gastroenterology, 102:1808–1825.
Dalgıç B (2003). Çocukluk çağında gastrit ve peptik ülser. Klinik Pediatri, 2(1): 26-32.
Fendrick AM, Forsch RT, Harrison RV, Scheiman JM (2005). Peptic Ulcer Disease. UMHS Peptic
Ulcer Guideline.
Gulanick M, Myers JL (2007). Gastrointestinal and Digestive Care Plans-Gastrointestinal Bleeding.
Nursing Care Plans Nursing Diagnosis and Intervention, 6th Edition, 698-729.
Gülşen M (2008). Dispeptik hastaya
ichastaliklari/files/kitaplar/119.pdf, 293-302.
yaklaşım.
http://www.gata.edu.tr/dahilibilimler/
Leung FW (2008). Risk factors for Gastrointestinal Complications in Aspirin Users: Review of
Clinical and Experimental Data. Dig Dis Sci, 53: 2604-2615.
Mokrowiecka A, Jurek K, Pinkowski D, Malecka-Panas E (2006). The comparison of health-related
quality of life (HRQL) in patients with GERD, peptic ulcer disease and ulcerative colitis. Advances in
Medical Sciences, 51: 142-147.
Murphy-Blake E, Hokanson-Hawks J (2005). Management of Clients with Digestive Disorders. (in)
JM Black, J Hokanson-Hawks (Ed). Medical-Surgical Nursing Clinical Management for Positive
Outcomes, 743-764.
Ramakrishnan K, Salinas RC (2007). Peptic ulcer disease. American Family Physician, 76: 1005-12.
Peptik Ülser Hastalığında Hemşirelik Yönetimi 105
Sands JK (2007). Stomach and Duodenum Problems. (in) Monahan-Sands-Neighbors-Marek-Green
(Ed). Phipps’ Medical-Surgical Nursing Health and Illness Perspectives, 1204-1237.
Sostres C, Gargallo CJ, Arroyo MT, Lanas A (2010). Adverse effects of non-steroid anti-inflammatory
drugs (NSAIDs, aspirin and coxibs) on upper gastrointestinal tract. Best Practice&Research Clinical
Gastroenterology, 24: 121-132.
Tosun N (2007). Peptik Ülser. Hemşirelik Bakım Planları (Dahiliye-Cerrahi Hemşireliği ve
Psikososyal Boyut), Birlik Matbaası, 1. Basım, 317-321.
Uzunismail H (2001a). Helicobacter pylori ve eradikasyon. Đ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp
Eğitimi Etkinlikleri, Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Sempozyumu (Sempozyum Kitabı), 11-12
Ocak, Đstanbul, 19-26.
Uzunismail H (2001b). Peptik ülser hastalığı: etyopatogenez, semptomatoloji, tanı ve
komplikasyonlar. Đ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, Gastrointestinal
Sistem Hastalıkları Sempozyumu (Sempozyum Kitabı), Đstanbul, 11-12 Ocak, 105-112.
White L, Duncan G (2002). Nursing Care of the Client: Gastrointestinal System-Ulcers. MedicalSurgical Nursing An Integrated Approach, 2nd Edition, 746-748.
Wu HC, Tuo BG, Wu WM, Gao Y, Xu QQ, Zhao K (2008) Prevalence of peptic ulcer in dyspeptic
patients and the influence of age, sex, and helicobacter pylori infection. Digestive Diseases and
Sciences, 53(10): 2650-6.
Yuan Y, Padol IT, Hunt RH (2006). Peptic ulcer disease today. Nature Clinical Practice
Gastroenterology&Hepatology, 3(2): 80-89.
Đletişim Adresi:
Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Bornova-ĐZMĐR
E-mail: [email protected]
Tel: 0 232 388 11 03-174
Fax: 0 232 388 63 74