LSIS XGT Panel Serisi

Transkript

LSIS XGT Panel Serisi
editör
Her yıl İsviçre-Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu,
nereden bakarsanız bakın, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm
ülkeler için az-çok önem taşır. Türkiye de, 6 yıl sonra, resmi olarak
bu Forum’a katılıyormuş. Türkiye bu yıl, 2009’da Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde “Davos benim
için bitmiştir,” diyerek terk ettiği zirveden bu yana ilk kez,
Başbakan düzeyinde temsil edilecekmiş! 2016 Dünya Ekonomik
Forumu’nun gündemi için bu yıl, ‘4. Sanayi Devrimi’ ifadesi
seçilmiş. Bu ifadenin öne çıkması çok önemli bizce. Her ne
kadar herkesin lanetlediği terör ve mülteci krizi bu yılki Dünya
Ekonomik Forumu’nun gündemine otursa da, bu buluşmada
ekonomik ana tema olarak ‘4. Sanayi Devrimi’nin seçilmesi
tesadüf değildir. Bu tanımda hem teknolojinin geldiği son nokta
hem de dünya ekonomisini yönetme arzusunda söz söyleme
yetkisi öne çıkmaktadır. Örneğin, UBS-Union Bank of Switzerland
tarafından Dünya Ekonomik Forumu yıllık toplantılarında
sunulmak üzere hazırlanan rapor, yeni bir endüstri devriminin
kapılarının açılacağı öngörüsünde bulunuyor, bu devrimi ise
“yoğun otomasyon ve bağlantı dünyası” olarak niteliyormuş. Biz
‘4. Sanayi Devrimi’ tanımına ENOSAD olarak ta 2 yıl önce(4- 5
Aralık 2014) gerçekleştirdiğimiz “Endüstri 4.0” kongremiz ile
dikkat çekmeye çalıştık. Böylece, üretimde teknolojinin geldiği
son noktayı anlatmak istedik. Ne mutlu bize ki, ne kadar önemli
bir iş yaptığımızı bir kez daha görüyoruz. Bu süreçte beni
heyecanlandıran önemli övgülerden biri de, Almanya’da ve birçok
ülkede yaptığı teknoloji fuarlarıyla bilinen bir firma yetkilisinin
sözleriydi. “Sizi tebrik ederim. Biz Almanya’da Endüstri 4.0
tartışırken, sizler konunun sempozyumunu yaptınız ve çok başarılı
oldunuz!” sözleri, gerçekten gurur vericiydi. ENOSAD adına ve
bu organizasyona tüm katkı sunanlar adına çok gurur duydum.
Ve bu haklı gururu hep birlikte daha güçlü tekrar yaşamak için,
2. Endüstri 4.0 (4. Sanayi Devrimi) Kongresi startının verildiğini
yine duyurmak istiyorum. İlk duyurumuzu, Ocak 2016 sayımızda
haber olarak paylaşmıştık. Eminiz, 2. Endüstri 4.0 Kongremiz,
sektörümüzün, sanayilerimizin, akademik araştırmacılarımızın
ve mühendislerimizin yeni teknoloji gündemi ve platformu
olacak. Kuşkusuz ilgili her sektörün, kurum ve kişilerin katılımıyla
katkılarını bekliyoruz.
Evet, gündem yoğun, yapılacak çok şey var. (Bitmiştir, demekle
işler bitmiyor!) Sektörümüzün bir diğer önemli etkinliği olan WIN
Eurasia Otomasyon Fuarı, Mart ayında! Fuarda da buluşmak
dileğiyle…
EK­SEN
Ya­y›n­c›­l›k Fu­ar­c›­l›k Ta­n›­t›m Hiz. Ltd. fiti.
Ad›­na im­ti­yaz sa­hi­bi ve So­rum­lu Ya­z› ‹fl­le­ri Mü­dü­rü
Tu­ran Türk­men tu­ran@ek­senltd.com
Ge­nel Ya­yın Yö­net­me­ni: Prof. Dr. Ya€­mur De­niz­han de­niz­han@bo­un.edu.tr
Rek­lam ve Halk­la İlişki­ler Md.: Bir­sen Sal­man bir­sen@ek­senltd.com
Ya­yın Ku­ru­lu:
Prof. Dr. Ab­dül­ka­dir Er­den / At›­l›m Üni­ver­si­te­si Mekatronik Müh.Böl.Bşk.
Prof. Dr. Me­tin Gö­ka­flan / ‹TÜ. Kon­trol Müh. Böl. Bflk.
Prof. Dr. Ga­lip Can­se­ver / Y.T.Ü. Elek­trik Elek­tro­nik Müh. Fak. Dek.
Kurumsal İletişim Uzmanı: Giray Karanlık giray@ek­sen­med­yag­rup.com
Ya­yın Da­nış­man­la­rı:
Prof. Dr. Ali­nur Bü­yü­kak­soy / Geb­ze ‹le­ri Tek. Ens. Rek.
Prof. Dr. Ayşegül Akdoğan Eker / YTÜ Makina Müh. Bölüm Başkanı
Prof. Dr. Bülent Eker / Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Müh. Böl.
Prof. Dr. Er­sin Tu­lu­nay / OD­TÜ
Prof. Dr. Gök­sel De­mi­rer / OD­TÜ Çev­re Mü­hen­dis­li­€i
Prof. Dr. Gü­ven Ön­bil­gin / 19 Ma­y›s Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Mü­bec­cel De­mi­rek­ler / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Mu­am­mer Er­mifl / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Muhsin Kılıç / Uludağ Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Murat Uzam / Melikşah Ü. Müh. Mim. Fak. Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Prof. Dr. Sa­vafl Ay­berk / Ko­cae­li Ü. Çev­re Müh. Böl. Bflk.
Prof. Dr. Tun­cel Öz­den / TÜ­B‹­TAK Enst. Ana­liz Lab. Böl. Bflk.
Prof. Dr. U€ur Çel­tek­li­gil / Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si
Prof. Dr. Se­ta Bo­gos­yan / ‹TÜ. Kon­trol Müh. Böl.
Prof. Dr. Yu­suf Tan / Bo­€a­zi­çi Ü. Me­di­cal En­gi­nee­ring
Prof. Dr. Ke­mal Leb­le­bi­ci­o€­lu / OD­TÜ Elk. Elek­tro­nik Müh. Böl.
Doç. Dr. ‹. Hak­k› Çav­dar / Ka­ra­de­niz Tek­nik Ü.
Doç. Dr. Yu­suf A. Us­ka­ner / Öz­çe­lik A.fi.
Prof. Dr. Hakan Yavuz / Ç.Ü. Müh. Mim. Fak. Mak. Müh. Böl.
Yrd. Doç. Dr. Si­bel Ulu­da€ De­mi­rer / Çan­ka­ya Ü. End. Müh. Böl.
Dr. Meh­met Çe­vik / Dal En­gi­nee­ring
Dr. Müh. Ah­met Din­çer / Bosch Rex­roth A.fi.
Sevtap İnan / Sie­mens
M. Halil Başaran / Rock­well Oto­mas­yon
Levent Fadıloğlu / Schnei­der
Cen­giz Me­riç / Hi­pafl
Emin Ol­cay / Ak­bil A.fi.
Çağrı Hekimoğlu / Esit
Gök­tu€ Gür / Schnei­der
H. Cen­giz Ce­lep / En­tek Otomasyon
Ha­san Bas­ri Ka­ya­k›­ran / Emf Motor
‹b­ra­him Er­kan Ye­nel / Norm Ener­ji
‹s­ma­il Obut / Hid­ro­ser
Mahmut Bertan / We­id­mül­ler
Ni­ya­zi Sa­r›­ma­den / Me­del
Oral Av­c› / Pio­mak
Öz­kal Gü­ner / Schnei­der Elec­tric
Se­dat Sa­mi Öme­ro€­lu / E3Tam
Gökhan Yücel / Phoe­nix Con­tact
fiah­nur Aga­ik / GSD
Osman Kutan / ABB
Ta­lat Av­c› / P›­nar Müh.
T. Ha­kan Özer / ‹SOD Yön. Krl. Bflk.
Tun­cay Soy­dafl / Fes­to
Ya­vuz Ço­pur / Pilz
Sırrı Kardeş / Kardeş Elektrik
Tolga Bizel / Mitsubishi Electric
Hakan Aydın / Mitsubishi Electric
Dr. Hüseyin Halıcı / Halıcı Elektronik
Tunç Atıl / HKTM
Tek­nik Edi­tör:
Edi­tör:
Gra­fik Ta­sa­rım:
Emeç Erçelik editor@ek­sen­med­yag­rup.com
Alper Öz editor@ek­sen­med­yag­rup.com
Taluy Denizhan info@ek­sen­med­yag­rup.com
Ülgen Güneş ulgen@ek­sen­med­yag­rup.com
Şükran Pala sukran@ek­sen­med­yag­rup.com
Esra Satır esra@ek­sen­med­yag­rup.com
Reklam Koordinatörü:Ca­hi­de Av­flar De­mir
ca­hi­de.av­sar@ek­sen­med­yag­rup.com
Halkla İlişkiler
ve Tanıtım:
Onur Narinoğlu onur@ek­sen­med­yag­rup.com
Abo­ne ve Ma­li İşler: Şerife Yılmaz finans@ek­sen­ltd.com
Uluslararası İlişkiler: Hazal Yalçın info@ek­sen­med­yag­rup.com
Tem­sil­ci­lik­le­ri­miz:
Ne­jat Cofl­kun Tel: 00.44.171.377 00 76 ‹N­G‹L­TE­RE in­fo@ne­jat­de­sign.co.uk
Me­tin Ya­vuz Tel: 00.49.221.297 22 70 Köln - AL­MAN­YA me­tin.ya­[email protected]
‹z­mir Tem­sil­ci­li­€i: Fatma Boyraz Tel: 0555 575 66 30
Mer­kez: EK­SEN Ya­y›n­c›­l›k Fu­ar­c›­l›k Ta­n›­t›m Hiz. Ltd. fiti.
Turan Türkmen
Mefl­ru­ti­yet Cad. Kıblelizade Sk. Tepe Han No: 1 Kat: 2 D: 7 34440
Be­yo€­lu-‹s­tan­bul / TÜRKİYE
Tel : +90.212.292 01 89 Faks : +90.212.293 32 24
E-ma­il: in­fo@ek­sen­med­yag­rup.com www.ek­sen­med­yag­rup.com
Bas­kı: Doğa Basım
Yıl­lık abo­ne­lik: 100.- TL.
Yıl­lık yurt­dışı abo­ne­lik: 100 Eu­ro
En­düs­tri ve Oto­mas­yon Yay­g›n sü­re­li bir ya­y›n­d›r, Ay­da bir ya­y›n­la­n›r
Der­gi­miz­de yer alan ilan­la­r›n so­rum­lu­lu­€u ilan ve­ren­le­re, ma­ka­le­ler­de­ki
fi­kir­ler ve yo­rum­lar ya­zar­la­r›­na ait­tir.
Tüm hak­la­r› Ek­sen Ya­y›n­c›­l›k’a ait olup, izin­siz kul­la­n›­la­maz ve ya­y›n­la­na­maz.
Ek­sen Ya­y›n­c›­l›k; ba­s›n ve ya­y›n­c›­l›k il­ke­le­ri­ne uy­ma­y› ta­ah­hüt eder.
ENDÜSTRİ OTOMASYON DERGİSİ
ENDÜSTRİYEL OTOMASYON
SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
ÜYESİDİR.
78
ÜRÜN ve UYGULAMALAR
■
Omron’dan kompakt ve gelişmiş
hız kontrol çözümleri
OMRON
■ PHOENIX
CONTACT
PCB Klemensler
MÜHENDİSLİK
LSIS XGT Panel Serisi
Güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları için
önleminizi alın
AVANSAS
■
Fabrika Otomasyonunda İleri Teknoloji,
Sürdürülebilir ve Yenilikçi
MITSUBISHI ELECTRIC
■
10
■ TEZMAKSAN
Mitsui Seiki Vertex 550 - 5X Eksen İşleme
Merkezi
■ PARKER
Parker SMH/SMB servo motor serisini,
40mm boyutundaki yeni kompakt
motoruyla genişletiyor ve paketleme
makineleri ve robotic uygulamalarda daha
da esneklik sağlıyor
■ BR
AUTOMATION
Kompakt bir gövdede yüksek
performans
■ OMRON
Makinenizi yeniden geliştirmeden
farklı kılın.
Omron’un EtherNet/IP Makine
Çözümü
■ SCHUNK
SCHUNK’tan Çok Çeşitli Parçalar için
Tutucular
TEKNOLOJİDE YENİLİKLER
İnsan Gözüden Esinlenen Nöron Benzeri
Görüntü Sensörleri
ÜRÜNLER
■ ANT
■
■
92
Modüler mapp yazılım blokları B&R’ye yeni
makine ve sistem yazılımlarının geliştirme
süresinin ortalama %67 düşürülmesi
imkanını sunar.
Prysmian
Zorlu Üretim Koşullarında
Yüksek Performansın Sırrı
MITSUBISHI ELECTRIC
■
16
126
DOSYA
■ Makine
Sektörü Destek Bekliyor!
■ Makine
Sektörünün Yakın Geleceği
■ Metal
■ Metal
HABERLER
■ “Dünyanın
İlk Akıllı Kampüsü
Türkiye’de” Icsg’de
■ Mitsubishi
İşlemede Dönüşüm Zamanı
İşlemede Erp (Enterprise
Resource Planning-Kurumsal
Kaynak Planlaması)
Electric Türkiye, Yıldız
Teknik Üniversitesi’nde e-F@ctory
konseptini anlattı
■ Siemens
Bina Yönetimi Platformu
Desigo’daki yenilikleri iş ortaklarına tanıttı
■ TURCK
Bağlantı İhtiyaçlarınızda Standart
Çözümler İşe Yaramadığında
■ ODTÜ
Kuzey Kıbrıs Kampusu’nun
düzenlediği “Yılın Yeşil Beyni”
Yarışması’nın beşincisi için elektronik
başvurular başladı
■ Prysmıan
Group Türkiye
“Üretim Akademisi” İle Sektörde Bir
İlke Daha İmza Atıyor!
■ Enerji
Üniversitesi 500 bin
katılımcıya ulaştı
ENDÜSTRİ OTOMASYON
10
ENDÜSTRİ OTOMASYON
11
ENDÜSTRİ OTOMASYON
12
ENDÜSTRİ OTOMASYON
13
ENDÜSTRİ OTOMASYON
14
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
ENDÜSTRİ OTOMASYON
MAKİNE SEKTÖRÜ
DESTEK BEKLİYOR!
Vahap Munyar’ın Hürriyet Gazetesi’nde Kasım 2015
tarihli yazısının başlığı, “Makineciler 40 milyar dolara
ulaştı, ithalatın 48.4’ünü karşılar oldu.” Vahap Munyar
yazısını, tam da Türkiye Makine Sektörü konusunda,
alanında en önde gelen etkinliklerinden olup 12-19
Kasım 2015 tarihleri arasında gerçekleşen Uluslararası
Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri Fuarı ITMA izlenimleri dolayısıyla yazmış. Aktaralım: “Makine İhracatçıları
Birliği ve Makine Tanıtım Grubu (MTG) Başkanı Adnan
Dalgakıran, Milano’daki (İtalya) tekstil makineleri fuarı
ITMA 2015’i gezerken Tekstil Makine ve Aksesuar Sanayicileri Derneği (TEMSAD) Başkanı Adil Nalbant’ı işaret
etti:
- TEMSAD, 135 üyesiyle ITMA Milano 2015’te yerini aldı.
Nalbant, ekledi:
- Fuarda İtalya ve Almanya’nın ardından 3’üncü büyük
16
katılımcıyız.1990’lı yılların ortalarında Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin (TGSD) eski Başkanlarından Osman
Benzeş’ın bana anlattığı ve Hürriyet’e manşet olan izlenimini
anımsadım:
- Milano’da otel odasında menemen yaptılar, milyar dolarlık
tekstil makinesi aldılar.
Nalbant, 2014 verilerini paylaştı:
- Türk tekstil ve konfeksiyoncuları hâlâ yılda 2 milyar
dolarlık makine ithal ediyor. Bizim ihracatımız 400 milyon
dolar. Sanayicilerimiz makinelerin ülkemizde üretilenlerini
artık ithal etmemesini bekliyoruz.
MTG Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Erkunt Armağan, bir
başka fuara dikkat çekti:
- Şu anda 240 Türk şirketi Hannover’deki (Almanya) Tarım
Makineleri Fuarı’nda ürünlerini sergiliyor.
Dalgakıran, yeni bir logo ve “Türkiye’nin Makinecileri”
sloganıyla iddiasını ileri taşıyan MTG’nin Başkan Yardımcısı
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
Kutlu Karavelioğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri Ferdi Murat Gül,
Necmettin Öztürk ve Mehmet Ağrikli’ye döndü:
- Temsil ettiğimiz sektör ülkemizde 40 milyar dolara
ulaşıyor. Üretim yapan 10 bin şirketten 8 bini Makine
İhracatçıları Birliği üyesi. 2014’te 14.7 milyar dolar ihracat
yaptık. İhracatta otomotivin ardından ikinci sıradayız.
Türkiye’ye yılda 30 milyar dolarlık makine ve aksam ithalatı
gerçekleştiğini vurguladı:
- Bunun yüzde 70’lik bölümü ülkemizde üretilebiliyor. Neyse
ki, sektörümüz getirdiği dövizle bu ithalatın yüzde 48.4’ünü
karşılıyor.
2023 için 100 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduklarını
kaydetti:
- Üretim araçlarını üretmeyen ülkeler orta gelir kapanından
çıkamaz. Ülkemizi orta gelir kapanından çıkaracak anahtar
bizde. Ancak, işgücü maliyetinde Uzakdoğu’ya, teknolojide
Batı’ya yenik düşüyoruz. Kamu ihalelerinde öncelik, gelişmiş
bölgelerde uygun fiyatlı yatırım arazisi, devlet desteğinde
ayrıcalık, marka desteği, uygun finansman gibi adımlar, bizi
100 milyar dolarlık ihracata ulaştırabilir.
200 ülkeye ihracat yaptıklarına, Avrupa ihracat liginde
6’ncı, dünyada 29’uncu olduklarına değindi:
- Ülkemizin kilo başına ortalama ihracatı 1.6 dolarken, sektörümüzde 5.9 dolar düzeyinde. Fransa ve İngiltere’ye kilo
başına 4 dolara ihracat yapıyoruz. Almanya’ya ihracatta bu
rakam 9, ABD’ye ihracatta 11.8, Malezya’ya ihracatta 30.3
dolara çıkıyor.
Üretimde katma değer sıralamasından örnek verdi:
- Makine sanayi, 1 birim üretimle 0.26 birim katma değer
yaratıyor ve bu yanıyla ülkemizde 3’üncü sırada yer alıyor.
Veriler Dalgakıran ve arkadaşlarının haklı olduğunu
gösteriyor.
Makine sektörünün teknoloji geliştirmeyi hızlandırarak,
daha fazla katma değer yaratarak yoluna devam etmesi için
desteklenmesi gerekiyor.”
Ne tesadüf, aynı zamanda Orta Anadolu Makine ve Aksamları
İhracatçıları Birliği Başkanı da olan Sayın Adnan Dalgakıran,
Dünya Gazetesi’nde Mayıs 2015’te yayınlanan “Makine
ihracatçısı kayıpların telafisinde zorlanıyor” başlıklı haberde
Makine Sektörümüze ilişkin çok net bir açıklama yapmış ve
“Yıl sonu hedeflerimiz tutmayacak. Geçen yılki rakamlarla
aynı seviyeyi koruyabilirsek iyi. Mevcut pazarlarda ciddi bir
düşüş söz konusu” demiş. Haberin devamı ise şöyle: “Son
yıllarda Türkiye ekonomisinin ve ihracatının yükselen yıldızı
olan Türk makine sektörü, mevcut pazarlar Rusya, Ortadoğu
ve Türk cumhuriyetlerindeki ciddi düşüşler nedeniyle yeni
pazar arayışlarına girse de kayıpların telafisi noktasında
umutlu değil. Geçtiğimiz yıl 158 milyar dolar olarak
gerçekleşen toplam Türkiye ihracatından yüzde 10 pay alan
ve ihracatını 2013’e oranla yüzde 5.4 artırarak 15 milyar
dolara çıkaran Türk makine sektöründe başta Rusya ve
Ortadoğu pazarlarındaki daralmalar nedeniyle karamsarlık
hâkim. ‘Kayıpları telafi edemiyoruz. Mevcut durumu korumak için yeni pazarlara ihtiyaç duyuyoruz ama makine çok
hızlı bir şekilde yeni pazarlara girebilecek bir sektör değil’
diyen Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği (MAİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, ‘Yıl sonu hedeflerimiz
tutmayacak. Geçen yılki rakamlarla aynı seviyeyi koruyabilirsek iyi. Mevcut pazarlarda ciddi bir düşüş söz konusu.
Özellikle Rusya, Ortadoğu ve Türk cumhuriyetlerinde.
Rusya’da yüzde 10’a yaklaşan bir pazar vardı ama şu anda
çok düştü. Rusya her yıl yüzde 5 küçülüyor. Dolayısıyla
yatırım yok. Sektör olarak Rusya’daki daralmamız yüzde
50’nin üzerinde’ ifadesini kullandı.
Yurtdışının yanı sıra yurtiçinde de yatırımlarda yüzde 30-40
civarında gerileme yaşandığının bilgisini veren Dalgakıran,
tüm dünyada ekonomik sıkıntının hâkim olduğunu ve bu
durumdan sektörlerinin ciddi biçimde etkilendiğini aktardı.
Avrupa Birliği ülkeleri, Rusya ve ABD ağırlıklı olmak üzere
yaklaşık 200 ülkeye ihracat yapan Türk makine sektörü için
şu an çok da hızlı büyüyen bir pazar bulunmadığına dikkati çeken Dalgakıran, ‘Makineciler için Uzakdoğu önemli
ama orada da ciddi gümrük duvarları ile karşı karşıyayız.
Bu sıkıntılar içinde yürüyoruz. Makine ihracatı çok hızlı bir
şekilde yeni pazarlara girebilecek bir sektör değil. Yeni pazarlarda kendinizi göstermeniz, anlatmanız, güven sağlamanız
lazım. Satış sonrası hizmetleri oluşturmanız gerekiyor.
Ayrıca çeşitli standartlar aranıyor. Ürünlerin pazarlara uyum
sağlanması zorunluluğu, maliyetleri var’ diye konuştu.
Yüzde 50 Avrupa ağırlıklı ihracat yaptıklarını ifade eden
Dalgakıran, Avrupa’nın büyümeye geçmesinin ve mevcut pazarlarının yeniden hareketlenmesinin sektör için
çok önemli olduğunu vurguladı. Diğer yandan makine
sektörünün ürün çeşitliliğini artırması gerektiğine dikkati çeken Dalgakıran, ‘Katma değeri yüksek yeni ürünler
oluşturarak mevcut pazarlardaki çeşitliliğimizi artırmamız
lazım. Çalışmalarımızı daha çok bu doğrultuda yürütüyoruz’
değerlendirmesinde bulundu.
Türk makine sektörünün son 10 yıllık dönemde ortalama
yüzde 17.1 ihracat artışı ile ihracat artışı sıralamasında
dünyada 4. sırada yer aldığını ve Avrupa’nın 6. en büyük
makine imalatçısı olduğunu anımsatan Dalgakıran, sektör
sorunlarının başında vasıflı eleman ihtiyacının geldiğini ve
mevcut eğitim sisteminin ihtiyaçlarını karşılamadığını sözlerine ekledi.
Sektörün en önemli ilgililerinden biri, durumu böyle
değerlendirirken, bakalım Bilim, Sanayi Ve Teknoloji
Bakanlığı Makine Sektörü Raporu (2015/2) ne diyor:
Rapora göre, “Makine Sektörü, sahip olduğu yüksek katma
değer oranı, teknoloji üretimini zorunlu kılması, geniş bir
yan sanayi ağı oluşturması, yatırım maliyetlerini düşürmesi,
nitelikli personele yönelik istihdam alanı oluşturması, dışa
17
18
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
ENDÜSTRİ OTOMASYON
bağımlılığı ve dış ticaret açığını azaltmasının yanı sıra pek
çok sektöre girdi sağlaması ile tetikleyici güce sahip lokomotif bir sektördür.
Ülkemiz makine sektörü, 2014 yılında 37,1 milyar dolarlık
dış ticaret hacmine ulaşmış ve makine sektörü ihracatının
söz konusu yıl itibariyle toplam ihracattan aldığı pay %7.1’e
ulaşmıştır. 2023 yılında hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracattan makine sektörünün 100 milyar dolar pay alabilmesi
adına bu oranın 2023 yılında %20’ye yükselmesi gerekmektedir. 2014 yılında, sektör ihracatının ithalatı karşılama oranı
% 42.8 olarak gerçekleşmiştir. Bu düzeyin arttırılmasına
yönelik alınacak tedbirler, makine sektörü ve bu sektörün
girdi sağladığı diğer pek çok sektör açısından büyük önem
taşımaktadır.
Makine imalat sanayi, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizin
sanayileşmesinin de itici gücüdür ve gelecekte de ülkemizin
gelişiminin temel taşı olacaktır. Türk makine sanayi 1990
yılından bu yana yaklaşık % 20 oranında yıllık büyüme oranı
göstermiştir.
Birçok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de makine
imalatçılarının büyük çoğunluğu KOBİ niteliğinde olup, bu
yapı değişen ekonomik koşullara ve teknolojik gelişmelere
karşı daha esnek ve hızlı cevap verme imkânı sağlamaktadır.
Sektörde faaliyet gösteren KOBİ’lerin sahip olduğu ucuz
işgücü avantajı ve gelişmiş mühendislik becerileri, makine imalatçılarının uluslararası pazarlarda rekabet şansını
arttıran unsurlardır. Türk makine sanayinde, her türlü parça
ve aksamın yüksek kalitede ve rekabet edebilir fiyatlarda
üretimi yapılmaktadır. Üretim sürecindeki yerli girdi oranı
ise % 80–85 civarındadır.
Sektörün Alt Grupları ve Üretilen Başlıca Ürünler: Makine
sanayinde 21 civarında alt ürün grubu bulunmaktadır.
Bu gruplara ait standart bir sınıflama bulunmamakla
birlikte sektörde sıklıkla anılmakta olan gruplar aşağıda
listelenmiştir.
NACE Kodu ve Tanımlar
*28.11 Motor ve türbin imalatı (hava taşıtı, motorlu taşıt ve
motosiklet motorları hariç)
*28.12 Akışkan gücü ile çalışan ekipmanların imalatı
*28.13 Diğer pompaların ve kompresörlerin imalatı
*28.14 Diğer musluk ve valf/vana imalatı
*28.15 Rulman, dişli/dişli takımı, şanzıman ve tahrik
elemanlarının imalatı
*28.21 Fırın, ocak (sanayi ocakları) ve brülör (ocak
ateşleyicileri) imalatı
*28.22 Kaldırma ve taşıma ekipmanları imalatı
*28.23 Büro makineleri ve ekipmanları imalatı (bilgisayarlar
ve çevre birimleri hariç)
*28.24 Motorlu veya pnömatik (hava basınçlı) el aletlerinin
imalatı
*28.25 Soğutma ve havalandırma donanımlarının imalatı,
evde kullanılanlar hariç
*28.29 BYS diğer genel amaçlı makinelerin imalatı 28.30
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
Tarım ve ormancılık makinelerinin imalatı *28.41 Metal işleme makinelerinin imalatı
*28.49 Diğer takım tezgâhlarının imalatı
*28.91 Metalürji makineleri imalatı
*28.92 Maden, taş ocağı ve inşaat makineleri imalatı
*28.93 Gıda, içecek ve tütün işleme makineleri imalatı
*28.94 Tekstil, giyim eşyası ve deri üretiminde
kullanılan makinelerin imalatı
*28.95 Kâğıt ve mukavva üretiminde kullanılan makinelerin imalatı
*28.96 Plastik ve kauçuk makinelerinin imalatı
*28.99 BYS diğer özel amaçlı makinelerin imalatı
Eskişehir, Ankara, Konya, Gaziantep gibi illerdir. Çukurova bölgesi de bu kapsamda yer almaktadır. Takım
tezgâhı imalatı ise, daha çok Bursa, Kocaeli, İstanbul,
İzmir ve Konya’da ön planda olan imalat konusudur.
Gaziantep, daha çok tekstil (halı dokuma dâhil) ve
gıda sanayii makineleri ile inşaat makinelerine öncelik veren bir konumdadır. Komşu ülkelere yakınlığı
ve işbirliği olanağının artması nedeni ile bu ilimizde,
son yıllarda daha değişik makine türlerinin imalatı da
gelişim göstermektedir.
Öte yandan, OSTİM Organize Sanayi Bölgesi ile Çankaya Üniversitesi arasında 22 Mayıs 2008 tarihinde İş
ve İnşaat Makineleri Kümesi (İŞİM) kurulmuş ve
bugüne kadar bu küme tarafından çeşitli faaliyetler
gerçekleştirilmiştir.
Ayrıca, Bakanlığımızca rekabetçilik ve yenilikçilik alanlarında küme destek programı tasarımı
tamamlanmış olup, ilgili Kümelenme Destek Programı
Yönetmeliği 15/09/2012 tarihli ve 28412 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Program kapsamında
sektörel ayrım yapılmaksızın belirli bir rekabetçilik ve sürdürülebilirlik seviye ve potansiyeline sahip kümelenmelerin iş planı çerçevesinde (faaliyet ve projeleri) desteklenmesi planlanmaktadır.
Küme Destek Programına yönelik usul ve esaslar
Bakanlığımız web sitesinde yayımlanmıştır. Ayrıca I.
Çağrı ilanına 24/10/2013 tarihinde çıkılmış olup, söz
Makine sektörü, yatırım malı ekipmanları temin etmesi bakımından bütün önemli sanayi kolları ile
stratejik bir işbirliği içindedir. Makinelerin ve diğer
mekanik ekipmanların performansı, tarım, balıkçılık,
madencilik, inşaat, nakliye, proses endüstrileri ve
diğerlerinin verimliliğinin artmasında önemli rol
oynamaktadır. Bu nedenle de ekonominin gelişmesi,
tüm sanayi kollarının rekabet gücünün artmasına katkı
sağlamaktadır
Sektörün Bölgesel Yapısı ve Kümelenmeler: Makine imalat sanayi, bazı iller çevresinde daha fazla
yoğunlaşmış bulunmaktadır. Bunlar; Bursa, İstanbul,
Kocaeli, Trakya dâhil Marmara Bölgesi, İzmir,
19
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
konusu çağrı 31/01/2014 tarihinde sona ermiştir.
Sektörün Kapasite Kullanımı: Makine ve Ekipman
İmalatına ait kapasite kullanımı, toplam imalat sanayine ait değere oldukça yakın seyretmektedir. Ayrıca,
imalat sanayinde 2011 yılından itibaren yaşanmakta
olan düşüşün aksine, makine sektöründe kapasite
kullanımı her geçen yıl artmaktadır. 2014 yılında kapasite kullanım oranı %78.6 düzeyinde bulunmaktadır.
2015 yılı II. çeyreği itibarı ile sektörün kapasite
kullanım oranı % 71,7 ‘ye gerilemiştir.
Sektörün Girişim Sayısı ve İstihdamı: TÜİK verilerine
göre makine sektöründe 2012 yılı itibariyle 11.679
işletmede yaklaşık 187 bin civarında personel istihdam edilmektedir. 2012 yılına ait girişim sayısı ve
istihdam verilerinin birlikte ele alınması sonucunda,
makine sektöründeki girişim sayısının azalmasına
karşın bu firmalardaki çalışan sayısının 2012 yılında
20
ENDÜSTRİ OTOMASYON
da artmaya devam ettiği görülmektedir. Makine ve
Teçhizat İmalatına ait sanayi istihdam endeksi makine
sektörünün sağlamış olduğu istihdamın, genel imalat
sanayi değerinin üzerinde bir artış sağladığını göstermektedir.
Sektörün Üretim ve Katma Değeri: 2012 yılı TÜİK
verilerine göre 33,3 milyar TL düzeyinde gerçekleşen
makine sektörü üretim değerinin, aynı yıldaki 750,4
milyar TL’lik Türkiye Toplam İmalat Sanayi içerisindeki payı %4,4 civarındadır ve bu oran her geçen yıl
artmaktadır.
Ayrıca, ‘BYS Makine ve Teçhizat İmalatı’ Sektöründe
2010=100 temel yıllı Sanayi Üretim Endeksi yıllık ortalama değeri, 2010 yılından itibaren toplam imalat
sanayine ait endeks değerinin üzerinde seyretmektedir.
Sektörün Cirosu: Makine sektörü 2012 yılında toplam
35,8 milyar TL’lik ciro yapmıştır. Anılan yıl itibariyle
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
sektörün toplam imalat sanayi cirosu içerisindeki payı
ise % 4,5’e yükselmiştir.
Makine ve Ekipman İmalatı sanayine ait ciro endeksinin
de diğer endekslerde olduğu gibi toplam imalat sanayi
değerinin üzerinde seyrettiği, ayrıca makine sektörüne
ait ciro içerisindeki yurtdışı payının büyük bir artış
trendi izlediği anlaşılmaktadır.
Sektörün Ar-Ge Faaliyetleri: 2013 yılı Ar-Ge Faaliyetleri Araştırması kapsamında, kamu kuruluşları, vakıf
üniversiteleri ve ticari sektördeki anket sonuçları ile
devlet üniversitelerinin bütçe ve personel dökümlerine
dayalı olarak yapılan hesaplamalara göre Türkiye’de
Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge Harcaması 2013 yılında bir
önceki yıla göre artmıştır.
Türkiye’de 2000 yılında Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge
harcamasının GSYİH içindeki payı % 0,48 iken bu oran
2013 yılında % 0,95’e yükselmiştir. Bu artış, ülkemizde Ar-Ge’ye verilen önemin yıllar geçtikçe arttığının
somut bir kanıtıdır.
2012 yılında Gayri Safi Yurtiçi Ar-Ge harcamalarının
%45,1’i ticari kesim, %43,9’u yükseköğretim kesimi
ve %11’i kamu kesimi tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bir önceki yıl yükseköğretim %45,5 ile ilk sırada yer
alırken, bunu %43,2 ile ticari kesim, %11,3 ile kamu
kesimi takip etmekteydi.
NACE Rev.2 - Kod:28 altında değerlendirilen makine
sektöründe ise 2011 yılında 234,2 milyon TL olan ArGe harcaması, 2012 yılında %28,7’lik artışla 301,4
milyon TL düzeyinde gerçekleştirilmiştir. Makine
sektörü bu büyüklük ile en yüksek Ar-Ge harcaması
gerçekleştirilen sektörler arasında yer almaktadır ve
imalat sanayi içerisinde %10’a yakın bir paya sahiptir.
2013 yılı itibariyle ticari kesim tarafından yapılan 7
milyar TL’lik toplam Ar-Ge harcamalarının 3,6 milyar
TL’si, doğrudan imalat sanayinde gerçekleştirilmiştir.
maye yoğun olmaktan çok işgücü yoğun bir sektördür.
Dolayısıyla işçilik maliyeti ülkemiz için makine sektörü
açısından hayati öneme sahip bir rekabet faktörüdür.
Emek yoğun karakterini koruyan ülkemiz makine sektörü, bu yapısı ile gelişmiş ülkelerde de benzer karakter göstermektedir. Çok az sayıda makine tipi hariç,
seri imalat teknikleri bu sektörde uygulanmamaktadır.
Son yıllarda dünyada müşteri istekleri doğrultusunda
tasarlanan makine imalatına yönelme eğilimi söz konusudur. Bu talepler, ek bir mühendislik çalışması gerektirmektedir, artan maliyetler ise talep edildiği ülkelerde fiyatların artmasına sebep olmaktadır. Ülkemizde
ise işçilik yanında, mühendislik hizmetlerinin de nispeten ucuz olması, makine imalatçı firmalarının rekabet
şansını arttırmaktadır ve bu üstünlük yakın gelecekte
de devam edecektir. Müşteri istekleri doğrultusunda
imalatta, mühendislik ve işçilik ücretlerinin düşük
olmasının yanı sıra, oldukça emek yoğun olan bu üretim konularında firmaların teknolojik birikimleri rekabete imkân verecek düzeydedir. Bu olumlu yapı, ülkemiz makine imalatçısının, üçüncü ülkelerde tesislerin
yenilenmesi veya yeni yatırımların gerçekleştirilmesi
şansını artırmaktadır.
Sektörün Dış Ticareti: Uluslararası Standart Ticaret
Sınıflaması “SITC Rev.3” kapsamında 71, 72, 73 ve
74 başlıklarının toplamı olarak değerlendirilen makine
ihracatında 2014 yılında bir önceki yıla kıyasla %5’lik
bir artış elde edilmiş ve ihracatımız 11,147 milyar dolar olmuştur. Sektörün ithalatı %8,2 azalarak 26,01
milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiş olup, dış ticaret açığı ise 2013 yılına göre %15 artmıştır. 2014
yılı sonu için 14,9 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı
söz konusudur.
Sektörün Maliyet Bileşenleri: Ülkemizde makine sektöründe işçilik en büyük maliyet kalemlerinin başında
gelmektedir. Diğer bir deyişle, makine üretimi ser-
Sektöre Özgü Yatay ve Dikey Politikalar ve Düzenlemeler: Ülkemizin AB Teknik Mevzuatını uyumlaştırmasıyla,
makine imalatçılarımızın üretim aşamasında uymak
zorunda olduğu bazı yönetmelikler bulunmaktadır.
Başta 2006/42/AT sayılı “Makine Emniyeti Yönetmeliği”
olmak üzere, gereken durumlarda aşağıda belirtilen
yönetmeliklere ve imalatçılarımızın sorumluluğunda
olmak üzere burada belirtilmemiş olan ilgili diğer mevzuata da uyulması zorunludur.
Bu yönetmeliklerden bazıları aşağıda sıralanmıştır:
* 97/68/AT sayılı “Karayolu Dışında Kullanılan Hareketli Makinelere Takılan İçten Yanmalı Motorlardan Çıkan
Gaz ve Parçacık Halindeki Kirletici Emisyonlara Karşı
Alınacak Tedbirlerle İlgili Tip Onayı Yönetmeliği”,
* 2009/142/AT sayılı “Gaz Yakan Cihazlara Dair Yönetmelik”,
* 94/9/AT sayılı “Muhtemel Patlayıcı Ortamda
Kullanılan Teçhizat ve Koruyucu Sistemler İle İlgili
Yönetmelik (ATEX)”,
* 2000/14/AT sayılı “Açık Alanda Kullanılan Teçhizat
Tarafından Oluşturulan Çevredeki Gürültü Emisyonu
İle İlgili Yönetmelik”,
* 2006/95/AT sayılı “Belirli Gerilim Sınırları Dâhilinde
Kullanılmak Üzere Tasarlanmış Elektrikli Teçhizat İle
İlgili Yönetmelik”,
* 2004/108/AT sayılı “Elektromanyetik Uyumluluk Yönetmeliği”.
21
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
İlgili yönetmeliklere uygun imalat yapılması ülkemizde bir zorunluluk olmakla birlikte, üreticilerimizin
ürünlerini AB ve Dünya pazarlarına açmak için de bir
anahtardır.
2014 yılında 2006/42/AT sayılı Makine Emniyeti
Yönetmeliği kapsamında 8 adet, 2009/142/AT sayılı
Gaz Yakan Cihazlara Dair Yönetmelik kapsamında 5
adet, 94/9/AT sayılı ATEX Yönetmeliği kapsamında
ise 3 adet ulusal Onaylanmış Kuruluş, Bakanlığımız
tarafından görevlendirilmiş bulunmaktadır.
Sektörün 2014-2023 Projeksiyonu: Türkiye İhracatçılar
Meclisi (TİM) tarafından yürütülen Türkiye’nin
2023 İhracat Stratejisinin Sektörel Kırılımı Projesi
kapsamında hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracat
rakamına ulaşılabilmek amacıyla 2023 yılında Makine
ve Aksamları Sektörü İhracatının 100 milyar dolar
olması öngörülmüştür. Dünya pazarından %2,3’lük bir
pay sahibi olunması amaçlanan çalışmada Yıllık Ortalama Artış Oranının %17,8, Türkiye İhracatı içerisindeki payın ise %18,34 olması planlanmıştır.
SEKTÖRÜN SON ALTI AYLIK
DEĞERLENDİRMESİ
Makine sektörüne ait Sanayi Üretim Endeksinin aylık
22
ENDÜSTRİ OTOMASYON
verilerine göre, makine sektöründeki üretim düzeyi
kararlı bir biçimde artmaktadır.
Sektörün Kapasite Kullanım Oranı Değerlendirmesi:
Sektöre ait kapasite kullanımı, 2014 yılında 2013 yılı
Ocak ayından itibaren %75 üzeri trendi korumuştur.
Sektörün İhracat ve İthalat Değerlendirmesi: Makine
sektörünün 2014 yılı ihracatı bir önceki yılın aynı
dönemine göre %5 artış göstermiştir. Makine sektörünün 2015 yılı ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine göre %11,0 daralmıştır.
Sektörün Ciro Endeksi Değerlendirmesi: 2014 yılında
Makine sektörüne ait Aylık Ciro endeksi, imalat sanayindeki trende benzer bir eğilim göstermektedir.
Son Dönemdeki Sektöre İlişkin Türkiye ve Dünyadaki
Gelişmeler: Türkiye Makine Sektörü Strateji Belgesi ve
Eylem Planı (2011-2014), 2/5/2011 tarih ve 2011/10
sayılı Yüksek Planlama Kurulu kararıyla onaylanarak
uygulamaya girmiş ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Sayın Nihat ERGÜN tarafından 3 Mayıs 2011 tarihinde
sektör temsilcilerinin de katılımıyla gerçekleştirilen
tanıtım toplantısıyla kamuoyuna açıklanmıştır.
Belgenin uygulanması, izlenmesi ve değerlendirilmesi
amacıyla oluşturulan Yönlendirme Kurulu tarafından
düzenli olarak toplantılar düzenlenmektedir.
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
ENDÜSTRİ OTOMASYON
MAKİNE SEKTÖRÜNÜN
YAKIN GELECEĞİ
Son olarak, Kalkınma Bakanlığı Onuncu Kalkınma Planı
(2014-2018) Makine Çalışma Grubu Raporu’na bakıyoruz.
Raporun “Sonuç ve Değerlendirme” bölümü aynen şöyle:
“Makine sektörünün mamulleri hemen tüm diğer sektörlerin yatırımlarında yer almakta ve bu makinelerin (yerli
veya ithal) verimliliği ve gelişmiş teknolojisi bu sektörlerin
prodüktivitesini, maliyetlerini ve rekabet gücünü de etkilemektedir. Bu bakımdan makine imalat sanayii, ekonomi
üzerinde önemli etkileri olan bir sektör olup, günümüzde
gelişmiş ülkelerin geliştirilmesine, hatta korunmasına büyük
önem verdikleri bir sektördür. Bu arada makine sektörüne
girdi sağlayan sanayilerin de yeni teknolojileri uygulaması,
sektörün rekabet gücünü olumlu etkilemektedir. Aynı zamanda makine alıp kullananların gelişen beklentileri, sektörün yenilikçi modeller imal etmesi bakımından itici güç
oluşturmaktadır.
İmalat sanayiinin 2010 yılında gerçekleştirdiği toplam
imalat değerinden sektörlerin aldıkları paya göre yapılan
sıralamada makine imalat sanayi, yıllık üretim değeri
bakımından 5. konumda yer almakta ise de %23,3’lük katma
değer oranı ile sektör katma değer oranı sıralamasında ilk 4
sektörün önünde bulunmaktadır. İmalat değeri bakımından
birinci konumda olan gıda ürünlerinin imalattaki payı %14,
26
katma değer oranı ise %16,5’tir. İkinci sırada bulunan ve
imalatta %13,7 payı olan ana metal sanayiinin katma değer
oranı %17,2, üçüncü sırada bulunan ve imalattan %8,3 pay
alan motorlu kara taşıtlarının %19,8 ve dördüncü sırada
olan ve imalatta %8 payı olan tekstil sektörünün ise katma
değer oranı %21,3’tür. Makine imalat sanayinde katma
değer oranı 2005 yılında %21,02 iken sektör üç yılda katma
değer oranını %13,2 artırmayı başarmıştır.
Sektör, Almanya dışında, gerek Avrupa’da gerekse ülkemizde genellikle orta ölçekli olup, hakim yapı aile şirketidir.
Buna karşın, Japonya, Çin ve ABD’de büyük ölçekli firmalar
daha fazla olup, bunlar daha çok seri imalata uygun standart
tipte makine imal etmektedirler. Avrupa’daki imalatçılar ise,
müşteri taleplerine göre özel olarak tasarlanıp imal edilen
makine ve imalat hatlarında önemli üstünlüğe sahiptir.
Birçok makine türünde pazar, gelişen ülkelere, özellikle de
Asya ülkelerine doğ- ru kaymaktadır. Son ekonomik kriz
bu hareketi hızlandırmıştır. Örneğin, 21. yüzyılın başında
dünyada takım tezgâhlarının dörtte üçü Avrupa ülkelerinde
satılmakta iken bu durum son yıllarda tam tersine dönmüş
olup, Asya ülkelerinde her tür makine talebinin artmasına
bağlı olarak Avrupa ülkelerinin dünyada takım tezgâhı satın
almalarındaki payı dörtte bire düşmüştür. Tekstil sanayiinde
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
de Asya ve Uzak Doğu ülkelerinin artan imalatı, tekstil makinesi pazarının da bu ülkelere kaymasına neden olmaktadır.
Gelişmekte olan ülkelerde alt yapı yatırımlarına daha fazla
önem verilmesi birçok makine türünde makine pazarının
gelişmiş ülkelere göre daha fazla büyümesine neden
olmaktadır.
Sektör ülke ekonomilerindeki gelişmelere hassas olup,
Özellikle dünya makine pazarının hızlı gelişim gösterdiği
dönemlerde özel komponentleri imal eden, az çok
tröstleşmiş kuruluşlar da talepleri karşılarken büyük ölçekli
firmaların yüksek adetli siparişlerine öncelik vermekte,
KOBİ’ler bu ayrıcalıktan olumsuz etkilenebilmektedir.
Avrupa’da ücretler ve prodüktivite, imalat sanayiinin diğer
branşlarına göre daha yüksektir. Bunun önemli nedeni
durgunluk veya kriz dönemlerinde diğer sektörlerde
yatırımların durması veya azalmasına bağlı olarak makine
talebinde hissedilir ölçüde inişler, ekonominin canlı olduğu
dönemlerde de talepte kısa sürede artışlar yaşanmaktadır.
Bu iniş-çıkışlı yapı, bu konuda faaliyet gösteren firmaların
finans kaynaklarına erişimini güçleştirmekte, bankalar
gerek yatırım, gerekse satıcı kredileri vermekte çekingen
davranmaktadırlar.
Az sayıdaki imalat konuları hariç, söz konusu firmaların aynı
model makineden yaptıkları imalat sayısı sınırlı olduğundan
yan sanayi niteliğindeki kuruluşlar fazla gelişmemiş olup,
sektör daha çok otomotiv ve diğer sektörler için oluşan
yan sanayiden yararlanmaya çalışmaktadır. Talep edilen
yıllık imalat en fazla birkaç yüz adet düzeyinde olduğundan
yan sanayi kuruluşları fazla ilgi göstermemekte veya nispeten yüksek fiyatlar talep etmektedirler. Talep edilen
komponentlerin sayısal olarak azlığı, küçük ölçekli makine
imalatçılarının pazarlık gücünü etkilemekte zamanında temin ve uygun fiyat alma imkanlarını sınırlamakta ve buna
bağlı olarak gerek teslim süresi, gerek maliyet bakımından
rekabetleri olumsuz etkilenebilmektedir. Bu nedenlerle makine sektöründe firma içi imalat derinliği diğer sektörlere
göre daha fazladır.
yüksek nitelikte işçi istihdamının gerekmesidir. Örneğin;
bu sektörde çalışacak mühendislerin oldukça kompleks ve
aynı zamanda tek veya küçük partiler halinde imal edilecek
makinelerin tasarımını yapabilecek, imalat proseslerinin
geliştirilmesini hazırlayabilecek nitelikte olması gerekmektedir. Rekabet için imalat teknolojilerinin geliştirilmesi,
verimlilik ve enerji tasarrufu ve çevreye duyarlı imalat
zorunluluğu yanında firma içi imalatın oransal yüksekliği,
nitelikli eleman ihtiyacını artırmaktadır.
Günümüzde nispeten düşük teknolojili ve ucuz makinelerde
Asya ve Uzak Doğu’nun belirli bir üstünlüğü ve rekabet gücü
bulunmaktadır. Orta ve orta-yüksek teknolojili makinelerde
ise rekabet, teknolojilerin geliştirilmesi, yenilikçilik, rakiplere göre farklılık yaratmak ve Ar-Ge ile sağlanabilmektedir.
Küçük firmaların nispeten düşük ciroları, bu maksatla
yapılacak harcamaların karşılanması için çoğu kez yetersizdir. Bu faktör son 10-15 yılda özellikle gelişmiş ülkelerde
bazı firmaların birleşmesine veya diğer firmalarca satın
alınmasına ve nispeten büyük grupların oluşmasına neden
olmakta ve bu eğilimin devam etmekte olduğu görülmektedir. Büyük grupların sağladığı büyük cirolar, Ar-Ge, yenilikçilik, tasarım ve teknoloji geliştirme konularına daha fazla
kaynak ayrılmasına imkan vermekte ve büyük gruplara avan-
27
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
ile bu teknolojilere erişilmekte, aynı zamanda bu teknolojilerin kendi ülkelerindeki tesislerinde de uygulanması ile dünya
pazarlarında rekabet gücünün artırılması da hedeflenmektedir. 2005-2010 arasında ülkemiz imalat sanayiinde üretici fiyat endeksi %44 artarken makine imalat sanayindeki
artış %28,7’dir. Bu durum, üçüncü ülkelerden ithal edilen
düşük fiyatlı makineler yanında artan iç rekabetin yarattığı
fiyat baskısının sonucudur. Şu görüşün de geçerli olduğu
söylenebilir; Hala çok sayıda firma tasarım geliştirme, rakiplere göre farklılık yaratma ve yeni teknolojileri uygulama
konularında yeterli çalışma yapmamaktadır. Bu durumda
bu tür firmalar rekabeti fiyatla yapmaya çalışmakta ve
karlılıktan kayıplar yaşanmakta, bazen de teknoloji ve kalite
düşüklükleri olabilmektedir. Bu grup firmaların uygulamaya
çalıştığı düşük fiyat, ortalamayı da aşağıya çekmektedir.
Ancak pazarda nispeten düşük teknolojili makinelerde zamanla bazı Uzak Doğu ülkeleri ile Hindistan’ın baskıları
artmaktadır. Dolayısıyla fiyat düşürmeye çalışarak yürütülecek rekabet bu tür firmaların zaman içinde pazardaki konumunun kaybına yol açabilecektir.
VDMA tarafından yapılan araştırmaya göre Alman makine
sanayiinde çalışan mühendislerin %44’ü Ar-Ge’de, %16’sı
satış teşkilatında, %8’i imalat ve servis işlerinde %9’u
idari kademelerde çalışmaktadır. CEO’ların ve üst kademe
yönetimdekilerin %60’ı mühendistir. Almanya’da en yüksek
olan bu rakamlar, aynı zamanda Almanya’nın neden makine imalatında lider konumda olduğunu da açıklamaktadır.
Almanya’daki bu duruma karşın çok sayıda makine imal
eden firmamızda tek adam yönetiminin hakim olması,
imalat programının oluşturulmasından makine tasarımına
kadar her konuda firma sahibinin karar verici olması,
mühendis istihdam edilememesi sektör için bir zafiyet
oluşturmaktadır.
Yapılan araştırmalar, 1995-2005 yılları arasında Avrupa’da
sağlanan enerji tasarrufunun yıllık ortalama % 2 olduğunu
ve bu tasarrufun %42’sinin de eski makinelerin yeni ve
teknolojik olarak geliştirilmiş makinelerle değiştirilmesi
sonucu sağlandığını göstermektedir. Bu saptama, enerjinin pahalı olduğu ülkemizdeki yatırımlarda gelişmiş ülkelerin elden çıkardıkları ikinci el makinelerin satın alınıp
kullanılmasının pek de görünmeyen sakıncalarından birisinin yüksek enerji sarfiyatı olduğunu belirlemekte ve bu
tür tezgâh ve makine kullanımının, bu husus da dikkate
alınarak bir kez daha değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. İlk yatırım bedeli düşük olan bu makineler
kullanım süresinde, enerji sarfiyatı ve tamir giderleri ile yeni
makineden daha pahalı maliyet getirebilmektedir.
taj sağlamaktadır. Bu durum imalatın büyükçe kuruluşlara
kaymasına neden olmakta nispeten küçük firmaları olumsuz
etkilemektedir. Ülkemizde makine imalatı konusunda ihtiyaçtan fazla firmanın faaliyet gösterdiği görülmektedir. Bu
firmaların genellikle birleşmelere pek yatkın olmadıkları bilinmektedir. Bu durumda, rekabet gücü azalan firmaların bu
alandan çekilmeleri ve geri kalan firmaların pazar paylarını
ve cirolarını artırmaları beklenebilecektir. AB Komisyonu
tarafından 2006 yılında hazırlatılan raporlara göre 1994
yılında AB ülkelerinde istihdamı 20 kişi ve daha fazla olan
23.000 makine imalatçısı faaliyet gösterirken, bu rakam
2004 yılında yaklaşık % 10 azalarak 21.300’e gerilemiş,
buna karşın sektörün istihdamı aynı dönemde % 10 arata-
28
rak 2 milyon kişiden 2,2 milyon kişiye çıkmıştır. Bu gelişme
imalatın nispeten büyük firmalarda yoğunlaşma eğiliminde
olduğuna işaret etmektedir.
Yakın geçmişte özellikle AB’de firma birleşmeleri ve satın almalarda belirgin bir artış gözlenmektedir. Bu gelişmenin bir
nedeni, tek makine satmak yerine sistem (imalat hatları) satacak yapıya gelmenin pazarda sağlayacağı üstünlüktür. Bu
arada özellikle Çin’in AB’de yerleşik firmaları satın alması da
dikkat çekmektedir. Bu suretle gelişmiş pazarlarda, tanınmış
markalarla daha etkin olunmaya çalışılmaktadır. Çin’lilerin
satın aldıkları firmaların çoğunluğunun teknolojik olarak
gelişmiş makine imalatçıları olduğu görülmektedir. Bu yol
Rekabeti olumsuz etkileyen konulardan en önemlilerinden
birisi piyasa gözetim ve denetimidir. AB Komisyonu raporunda üçüncü ülkelerden gelen ve direktiflere uygun olmayan makinelerin, KOBİ’ler başta olmak üzere bu sektörde
imalat yapan tüm firmaları olumsuz etkileyen bir faktör
olduğu belirtilmektedir. Üçüncü ülke mallarının denetimi
için en uygun noktanın gümrükler olduğu vurgulanmakta
ve bu noktaların daha iyi bir denetim yapabilecek şekilde
güçlendirilmesi üzerinde durulmakta ve bu hedefe ulaşmak
için AB ülkelerinin ve AB Komisyonunun yeni kaynaklar
yaratması için ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Şüphesiz piyasa gözetim ve denetiminin yetersizliği sadece ithal edilen
makinelerin değil, yurt içinde de bazı firmalarca imal edilen
ve teknik düzenlemelere uygun olmayan makinelerin haksız
rekabet yaratmasına da neden olmaktadır.
Sektörün güçlenmesi
önlemler:
için
alınabilecek
• Piyasa gözetim denetiminin etkinliği artırılmalı, özellikle
gümrük işlemleri sırasında ithalata konu malın gerekli
teknik düzenlemelere uygun olduğunu belirten deklarasyon
ve diğer dokümanlar mutlaka denetlenmelidir.
• CE işareti kullanılabilmesi için gerekli teknik düzenlemelere uygun olmayan imalatın önlenmesi, sadece haksız
rekabetin engellenmesi değil, kullanıcıların güvenliğinin
korunması bakımından da önem taşımaktadır.
• Haksız rekabete neden olan kayıt dışı imalat ve istihdamın
en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alınmalıdır.
• Potansiyel ülke pazarları ile ilgili bilgi veren araştırmalar
devam ettirilmeli ve bu yayınlardan sektörde faaliyet
gösteren kuruluşların yararlanmasını sağlayacak bilgilendirmeler yapılmalıdır.
• Potansiyel pazar durumundaki ülkelerde, Türk Makine Ticaret Merkezleri ve/ veya ortak pazarlama organizasyonları
kurulması teşvik edilmelidir.
• Sektörde faaliyet gösteren firmalar, tasarım yapma ve
geliştirme konusunda yetenekli mühendis ve kalifiye eleman istihdamına önem vermelidirler.
• Verimliliğin ve katma değerin artırılması için imalat
metotları geliştirilmelidir.
Sadece ülkemizde değil, gelişmiş ülkelerde de beklentilere
tam uyan eleman bulunması ve istihdamı bir sorundur.
Bu bakımdan işbaşında eğitime yer verilmesi ve yetişmiş
elemanların diğer firmalara geçişlerini önlemek için tatmin
edici çalışma ortamı sağlanmalı, rekabetçi düzeyde ücret
verilmelidir.
• Düşük ve orta teknolojili makine pazarında Asya ve diğer
bazı gelişen ülkelerin ucuz imalatı ile rekabet edebilmek
için güncel teknolojilerin uygulanması, rakiplere göre
farklılık yaratılması, tasarım geliştirmeye öncelik verilmesi
ve müşteri beklentilerindeki değişimin izlenmesi yanında
tanıtıma daha fazla önem verilmesi gerekmektedir.”
29
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
ENDÜSTRİ OTOMASYON
METAL İŞLEMEDE
DÖNÜŞÜM ZAMANI
Metal İşleme Sektörü ile ilgili ilk veri İstanbul Sanayi OdasıİSO’dan. En son İSO Meslek Komiteleri (MESKOM) Ortak toplantısı, 11 Eylül 2015 günü Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekci’nin katılımıyla gerçekleşmiş. İSO Meclis Başkanı
Zeynep Bodur Okyay’ın ve İSO Meclis Başkan Yardımcısı
İsmail Gülle’nin birlikte yönettiği toplantıda Bakan Zeybekci
10 meslek grubu tarafından aktarılan sanayicinin en güncel
ve ivedilikle çözülmesi beklenen sorunlarını dinledi ve bu
konulardaki düşüncelerini paylaşmış.
İşte bu toplantıda, İSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
ve Orta Anadolu Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği
32
Başkanı Adnan Dalgakıran, Makine, Aksam ve Metal Eşya
İmalatı sunumunda beşeri sermaye ve eğitim sisteminin yetersizliği, kayıt dışılık ve devlet alımlarında ithal mal
hastalığı gibi önemli sorunlara değinmiş. Dalgakıran, şöyle
konuşmuş: “Mevcut yatırım teşvikleri ve olanakları daha
çok düşük teknolojili ve geleneksel sektörlere gitmektedir.
Mevcut yatırım teşvikleri orta yüksek ve yüksek teknolojili alanlar için özendirici değildir. Yatırım teşvikleri 20122014 arasında imalat sanayinin üretim ve ihracat yapısında
bir değişiklik yapmamıştır. Katma değeri destekleyen yeni
bir teşvik modeline ihtiyaç vardır.” Dalgakıran, dünyada
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
imalat sanayinde en çok katma değer yaratan ülkeler
arasında Türkiye’nin çok geride olduğuna dikkat çekerek,
“Hep Söylenen: ‘Türkiye’de yaratılan katma değerin içinde
imalatın payı düşüyor’ ifadesi doğru ancak eksik… Asıl kritik olan: Bu şekilde devam ederse imalatın payı düşmeye
devam edecek” demiş.
Adnan Dalgakıran’ın bu önemli uyarısını aklımızda tutarak,
Metal İşleme Sektörü’nün genel durumu için Seda Gök’ün
Ağustos 2014’te Ticaret Gazetesi’nde yayınlanan yazısına
bakalım. Yazı, “Metal işlemede dönüşüm zamanı başladı”
başlığını taşıyor ve devamı da şöyle:
“Otomotiv ve makine sanayinin yol arkadaşı durumunda
olan metal işleme sektörü, son yıllarda beraberinde alt
sektörleri de tetikleyerek gelişim gösteriyor. Isıl işlem sektörüyle kol kola giren metal işleme sektörü, Türkiye’de 2 milyar dolar büyüklüğe sahip. Sektörde irili ufaklı 400 firmanın
faaliyet gösterdiği tahmin ediliyor.
Avrupa pazarında yaşanan ekonomik kriz nedeniyle yüksek
adetli üretim yapan birçok firma rotasını Türkiye pazarına
yönlendirdi. Türk firmalarına ortak olarak ya da şirket satın
almalara giden yabancı sermayeli kuruluşlar, Türkiye’de butik üretim konusunda daha başarılı olabiliyorlar.
2001 yılında yaşanan ekonomik kriz sonrasında ihracat odaklı üretime ağırlık veren metal işleme sektörü, bu
alanda dünya pazarında da isminden başarı ile söz ettiriyor. Sektörün ihracata odaklanması beraberinde büyüme
hızının da artmasını sağladı. Özellikle otomotiv parçaları
konusunda üretim kalitesini yükselten sektör, ikinci el makine ile başladığı gelişim sürecine bugün son model makine
yatırımları ile yol alıyor. 2008 yılına kadar yeni makine ve
kapasite artırımına yönelik yatırımlarını tamamlayan sektör,
2009 yılından sonra ise verimlilik kavramına yöneldi. Personel sayısı anlamında yüzde 50 tasarrufa giden sektör, aynı
adetlerde üretim yapabilmesiyle dikkat çekti.
Bu alanda dünya pazarında söz sahibi olan ülkelerin başında
İngiltere ve Almanya geliyor. Bu ülkelerdeki metal işleme
firmaları, büyük adetli üretim modelleri ile dikkat çekiyordu. Tesislerinin yüksek adetli üretim modeli ile kar eder
yapıya ulaşması, global kriz sürecinde bu firmalara dezavantaj olarak geri döndü. Bu süreç Türk firmaları için ise
avantaja dönüştü. Türkiye’deki firmalar gerektiğinde 50 bin
gerektiğinde 300 bin adetlik üretim yapabilme kabiliyetleri
ve hızlı mal sevkiyatı yapabilmeleri sayesinde dünya pazardaki güçlerini arttırdılar. Kısacası Avrupa’daki birçok metal
işleme fabrikası kapanırken, Türkiye’deki firmalar ayakta
kalmayı başarabildikleri gibi kendilerini geliştirme fırsatı da
buldular. Bu da yabancı sermayeli firmaların gözlerini bir
kez daha Türkiye ve Türk firmalarına çevirmesini beraberinde getirdi.
Metal işleme sektörü, Türkiye’de dolaylı ihracat yapma
özelliğine sahip. Otomotiv ve makine sektörüne üretim ya-
pan metal işleme firmaları, toplam üretimlerinin yüzde 90’lık
bölümünü bu sektörlerdeki firmalara veriyorlar. ‘Otomotiv
ve makine imalat sektörü nereye mal satıyorsa bizde onlarla
birlikte mal yapıyoruz’ diyen sektör temsilcileri, dolaylı ihracat yaptıklarını belirtiyorlar.
Sektörün son 20 yıl içinde hızlı bir gelişim gösterdiğini
belirten sektör temsilcileri, kaliteli üretim konusunda
Avrupa’daki standartları yakaladıklarını söylüyorlar. Ancak
niş üretim konusunda Türkiye’nin yol olması gerektiğinin
altını çizen sektör temsilcileri, önümüzdeki dönemde kalitenin daha fazla önem kazanacağını ve verimliliğin artacağını
söylüyorlar. Sektör temsilcileri, ‘Bugün Almanya’da hangi
makine kullanılıyorsa bizde de o makineler kullanılıyor ve
kullanılacak’ diyorlar.
Metal işleme sektörünün 2013 yılındaki öncelikli hedefinin
2012 yılı verilerini korumak olduğunu belirten sektör temsilcileri, belli bir oranda büyümenin yakalanmasının ise
başarı olacağını kaydediyorlar. Sektör temsilcileri, ‘Suriye olayları, dünyadaki kriz süreci biraz daha temkinli
davranmamıza neden oluyor. Bu süreçte döviz cinsinden
borçlanmamaya özen gösteriyoruz. İhracat pazarlarında
daralma olmayacağını ümit ediyoruz. Ama buna karşılık
temkinli hareket etmeyi tercih ediyoruz’ mesajını veriyorlar.
Öte yandan özellikle Avrupa’daki yabancı sermayeli
kuruluşların sektöre ilgisi hala devam ediyor. Türkiye
pazarında partner ile yol almayı tercih eden yabancı sermayeli kuruluşların sektörde kurumsallaşma sürecine önemli
katkı sağladığını belirten sektör temsilcileri, ‘şirket kültürü’
kavramının yerleşmesinde etkili olduklarını kaydettiler.
Buna karşılık sektörde hala fizibilite çalışması yapılmadan
yapılan yatırımların büyük sıkıntı yaratığını aktaran sektör
aktörleri, “Girişimcilik ruhumuz bazen sorun olabiliyor. Atıl
yatırımlar, hayal kırıklığına ve boşa giden paralara neden
oluyor” diyorlar. Ayrıca hala sektörde yetişmiş ara eleman
bulmakta sıkıntı yaşandığını anlatan sektörün kanaat önderleri, bu konuda meslek liselerinin sayı olarak arttırılması
gerektiğinde birleşiyorlar.
Enerji Verimliliği Kanunu’nun irdelenmesi ve bu konuda ilgili teşviklerin Almanya modelinde olduğu gibi
araştırılmasını isteyen sektör temsilcileri, Türkiye çapında
Metal İşleme ve Isıl İşlem Envanteri çıkarılması gerektiğinde
birleşiyorlar. Yurtdışındaki modellerin daha ayrıntılı incelenebilmesi amacıyla Alman Isıl İşlemciler Birliği koordinasyonunda Almanya’daki çeşitli ısıl işlemcilere geziler
organize edilebileceğini aktaran sektör temsilcileri, ayrıca
metal ve ısıl işlemeyi sevdirmek amacıyla üniversitelerin
metalurji bölümlerinde tanıtım çalışmaları yapılmasını istiyorlar. Metal işleme sektörü konusunda ihtisas organize
sanayi bölgesi kurulması gerektiğine de dikkat çeken sektör temsilcileri, bu sayede üretimdeki altyapı sorunlarının
daha çabuk çözülebileceğini ve teknolojik olarak daha hızlı
33
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
gelişimin yaşanacağını aktarıyorlar. İlgililer, bu konuda
sektöre destek verilmesini istiyorlar.
Metal işleme sektörünün de en büyük maliyet kalemlerinden birini oluşturan enerji giderleri her geçen gün artıyor.
Sektörün bu sorunu yenilebilir enerji kaynaklarının devreye almasıyla çözebileceğini ifade eden sektör temsilcileri,
ayrıca yerli üreticilerin Uzakdoğu mallarına karşı korunması
gerektiğini vurguluyorlar.
2012 yılının ilk yarısında gerek alınan siparişler gerekse üretim kapasiteleri açısından özellikle entegre firmaların olumlu bir dönem geçirdiğini hatırlatan sektör temsilcileri, ancak
yılın ikinci yarısı ile birlikte yaşanan talep daralması ile birlikte yaklaşık yüzde 25-30 mertebesinde daralma yaşandığını
belirtiyorlar. Yılın bütününe bakıldığında ise yüzde 70-80
kapasite kullanımı ile çalışıldığına dikkat çekildi.
Öte yandan metal işlemenin önemli bir ayağı olan ısıl işlem
sektörünün büyüklüğü ise tahminen 200 milyon Euro
düzeyinde.
Metalin ısıtılıp ani soğutulması sonucunda mekanik özelliklerini değiştiren ısıl işlem sektörü, metal işleme sektörü
ile dirsek teması çalışıyor. Isıl işleme sektörü, bu yıl bir
önceki yıla göre yüzde 5 oranında büyüme öngörülüyor.
Metal Isıl İşlem Sanayicileri Derneği Başkanı Barış Telseren,
sektörün tahminen 200 milyon Euro büyüklüğe sahip
olduğunu söyledi. Telseren, pazarda irili ufaklı 200 tane ısıl
işlem firmasının faaliyet gösterdiğini belirtti. 2014 yılında
firmaların yabancı para cinsinden borçlanmamasını öneren
34
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Telseren, ‘Gelecek yıl daha temkinli davranacağımız bir
süreç bizi bekliyor’ dedi. Yabancı sermayeli firmaların sektöre olan ilgisinin her geçen gün daha da arttığına değinen
Telseren, özellikle Türkiye pazarında ortaklık modeli ile yol
aldıklarını söyledi. Telseren, ‘Avrupa Birliği üyesi ülkede
şirketin tümünü almayı tercih ederken, Türkiye’de ortaklıkla
yol alıyor. Çünkü bizim pazarımızda kurallar farklı. Şirket
kültürü anlamında ise sektörü önemli ölçüde terbiye ettiler.
Yabacıların bu konuda artıları var’ dedi.
Fizibilite çalışması yapılmadan yapılan yatırımların büyük
sıkıntı yarattığını belirten Telseren, ‘Sektörde analiz
yapılmadan yatırım yapıyor. Aşırı girişimci ruhumuz var. Bu
da birçok yerde olduğu gibi bizim sektörümüzde de sıkıntı
yaratıyor. Atıl yatırımlara, hayal kırıklığına ve boşa giden
paralara neden oluyor’ dedi.
Halen kurulu kapasitenin yüzde 60’nın kullanıldığını belirten Telseren, geri kalan bölümünün ise eski ve amacına
uygun olmayan yatırımlar olması nedeniyle kullanılmaz
halde olduğunu vurguladı. ‘Yeni fırınlara yatırım yapılmalı’
diyen Telseren ayrıca yetişmiş eleman sıkıntısı yaşadıklarını
söyledi. Telseren, bu sorunu aşmak için dernek olarak
girişimlerde bulunduklarını belirterek, şunları anlattı:
‘Dernek olarak ilk defa bu konuda Bayrampaşa İnönü
Endüstri Meslek Lisesi’nde ısıl işlem bölümünü açtık. 4
senedir mezun veriyor. Bunu yaymak istiyoruz. Mühendis
sektörde çok var ama ara eleman yok.’
Sektörün 2001 yılındaki kriz sonrasında ihracata yönelerek
gelişmeye başladığına dikkat çeken Telseren, ‘Metal işleme
sektörü ve beraberinde ısıl işlem piyasası otomotiv sektörü
ile ilintili çalışıyor. Parça imalatçıları ihracata yöneldiler ve
böylece kaliteli üretim süreci başladı. Makine ve ekipmanlar
konusunda yeni yatırımlar yapılır oldu. İkinci el makinelerle
üretime başlayan sektör, bugün Avrupa ile rekabet eder
noktaya geldi’ dedi.
Yurtdışındaki büyük üretici firmaların kriz sürecinde üretim adetlerini düşürdüğünü ancak bunun verimli olmaması
nedeniyle birçok firmanın kapanma noktasına geldiğine
değinen Telseren, Türkiye’nin bu noktada daha az adetli
üretim yapabilme yeteneğine sahip olmasının avantaj olarak
sektöre geri döndüğünü kaydetti.
Isıl işlem sektörünün 1970 yılından günümüze 20 kat
büyüme gösterdiğine değinen Telseren,’Kalite olarak gelişti.
Üretim standartlarında Avrupa’yı yakaladık. Avrupa sadece
niş ve ileri teknoloji içeren üretimde bizden daha iyi durumda. Önümüzdeki dönemde de kalite önem kazanacak ve
verimlilik artacak. Almanya’da hangi makine kullanılıyorsa
bizde de o makineler kullanılıyor. Ancak kısa vadede Suriye krizi ve dolardaki hareketlilik nedeniyle enflasyonist bir
baskı söz konusudur. Yatırımları biraz frenleyecektir. Ancak
ihracatımızın etkileneceğini düşünmüyorum’ dedi.”
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
METAL İŞLEMEDE ERP (ENTERPRİSE
RESOURCE PLANNİNG-KURUMSAL
KAYNAK PLANLAMASI)
Evet, Metal İşleme Sektörü, Sayın Gök’ün de belirttiği gibi,
“Otomotiv ve makine sanayinin yol arkadaşı” ve büyük
ölçekli otomobil, elektronik ve inşaat firmalarını destekleyen
pek çok orta büyüklükteki işletmeden oluşan bir sektör. Metal işleme üzerine faaliyet gösteren işletmeler, oldukça geniş
bir yelpazede son kullanıcı ile buluşan ve ilgili sektörlerdeki
bileşen veya yarı mamullerin üretimini gerçekleştiriyor.
Metal üretimi yapan firmaların karşılaştıkları önemli zorluklardan birisi, müşterilerin talep ettikleri ürünlerdeki çeşitlilik.
Örneğin, seri üretim yapan bir müşteri, metal malzeme
üretimi yapan işletmeden, tasarıma özel ürün projesi talep
edebilir. Bu durumda, metal işleme yapan firmanın, süreç
içerisinde –hatta üretim sırasında– tasarımda gerçekleşen
değişikliklere bağlı olarak maliyetlerini doğru tahmin ve
kontrol edebilmesi için oldukça esnek bir iş sürecine sahip
olması gerekmektedir.
Buna ek olarak, metal malzeme üretimi yapan firmalardan,
standart bir üründen yüksek adetlerde üretim yapması
da talep edilebilir. Bu durumda da, üretici firma birden
çok karmaşık müşteri sürecini verimli ve etkili bir şekilde
tamamlayarak günümüz artan rekabet ortamında kendisine
avantaj sağlamak zorundadır.
Tüm bu belirtilenleri doğru bir şekilde gerçekleştirmek için,
metal malzeme üretimi yapan firmalar, karmaşık iş süreçlerinde hataları ve gecikmeleri minimuma indirecek, güçlü bir
kurumsal kaynak planlaması sistemine sahip olmalıdır.
Uzmanlar, Metal işleme sektöründe, tüm Dünya’da ve
Türkiye’de gerçekleştirdiği çok sayıda projede gördüğü
önemli başlıklardan birisinin, ERP (Enterprise Resource
Planning-Kurumsal Kaynak Planlaması) yazılımının, CADCAM programları ile basit ve hızlı entegrasyonu olduğunu
belirtiyorlar.
Uzmanlara göre, “Bu sektörde faaliyet göstererek başarılı
olmayı planlayan herhangi bir ERP sistemi, CAD sistemleri
(AutoCAD, SolidWorks, Catia vb.) ile entegre olarak sürecin
üretim, planlama, ürün ağacı ve diğer tüm adımlarına veri
aktarımı sağlayabilmelidir.”
Bu yapı, üretimi tasarım bazlı yapılan işler için daha da
kritik bir hale gelmektedir. Müşteriniz, yeni bir ürün için
sizlere belirli bir tasarım gönderdikten sonra, üretim de-
35
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri
ENDÜSTRİ OTOMASYON
vam ederken dahi tasarımda değişiklik talebi ile kapınızı
çalabilir. Çizim programları ile entegre olan bir ERP sistemi, ilgili yazılımdan yeni tasarıma ilişkin verileri anında
alabilir ve bu verileri ERP sistemi için anlamlı bilgilere
dönüştürerek, tekliflendirme için gerekli maliyet tahminlerinin oluşturulmasını, satınalma için doğru parçaların
tedariğini, üretim için işçilik ve makine kapasitelerinin
hesaplanmasını sağlayabilir.
ERP sisteminin, müşteri taleplerinin alınması, tasarımın
oluşturulması, tahmini maliyetlerin çıkartılarak müşteriye
tekliflendirme yapılması sürecini hızlı ve doğru olarak
gerçekleştirmesi, müşteri memnuniyeti açısından büyük
önem taşımaktadır. Bu yapı, aynı zamanda, üretici firmaya
ciddi bir gelir artışı olarak yansımaktadır.
Bu sürecin yürütülmesindeki en ufak bir esneklik kaybı
da, doğal olarak tüm sürecin aksamasına, yanlış maliyetlendirme nedeniyle finansal kayıplara, firma süreçte
rekabetçi yapısını yitirdiği için de, oldukça ciddi iş kaybına
neden olmaktadır.
tutmalıdırlar. Bu ölçüleri gerektiği takdirde kolay bir şekilde
değiştirmelidirler.
Örneğin, pek çok üretici metal plaka ve bobin ile
çalışmaktadır, ki bu malzemelerin ölçümleri m2ile
yapılmaktadır. Bu plaka veya bobin, işlenerek, üretimde
kullanılacak farklı bir parça haline gelmektedir. Bu
bağlamda, her bir plaka ya da bobin üzerinde işlem
yapılırken, firenin en düşük miktarda tutulması ve malzemeden maksimum verim alınması için, ilgili malzemenin
ölçülerinde değişikliklerin hızlı bir şekilde yapılması ve
kayıt altına alınması gerekmektedir. İyi bir ERP sistemi,
bu tarz otomatik değişimlerin sistem üzerinden takip edilmesine izin vererek, malzemelerden en yüksek verimin
alınmasına imkân sağlar.
7/24 erişilebilir web portalları, müşteri ve tedarikçiler ile
yakın ilişkilerin, etkin biçimde sürdürülmesi noktasında
önemli bir yapıdır. Müşteri portalını kullanarak, OEM
(Original Equipment Manufacturer) üreticileri, telefon
görüşmelerine ya da faksa gerek kalmadan siparişlerini kolay bir şekilde size ulaştırabilir, firmanızla iletişim kurabilir.
Tüm işlemler otomatik olarak portallar üzerinden ERP
sistemine aktarılır ve hatalı veri girişlerinin önüne geçilmesi de sağlanır.
Aynı yapı, tedarikçi portalları için de geçerlidir. Zira,
üretici firmanın, tedarikçisi ile hızlı bir şekilde iletişime
geçerek, üretim sürecinin yanlış/eksik malzeme tedariği ile
aksamasının önüne geçmesi gerekmektedir. Web tabanlı
tedarikçi portalları sayesinde, tedarikçi ve üreticiler için,
gerçek zamanlı olarak iletişim kurabilecekleri, sipariş girişi
yapabilecekleri yapı sağlanmaktadır. Örneğin, üretici firma,
tedarikçisini, tahmini satınalma tarihi ve adetleri ile ilgili
bilgilendirerek, tedarikçisine siparişlerini hazırlayarak takvimin önüne geçebilme imkanı sağlamaktadır.
Metal İşleme üzerine iş yapan işletmelerin planlama konusundaki ihtiyaçları, diğer pek çok sektörle benzerlik gösterir. Ancak, her ne kadar pek çok ERP yazılımı
standardında belirli fonksiyonları barındırıyor olsa da,
metal işleme üzerine iş yapan işletmelerin kullanmaları gereken ERP sistemleri, özellikle Malzeme İhtiyaç Planlama
(MRP) başlığında bazı özel fonksiyonları barındırmalıdır.
Metal üreticileri, stok yönetimi noktasında, sadece adet
üzerinden değil, aynı zamanda ölçü üzerinden de stok
36
Kalite kontrol operasyonları, pek çok sektörde, “olursa iyi
olur” düzeyinden, “olmazsa olmaz” düzeyine gelmiş durumda. Metal işlemenin kullanıldığı pek çok sektörde de,
mevzuatlar ve standartlar oldukça fazla ve izlenebilirlik
firmalar için ciddi bir kriter. Metal malzeme üreticilerinin
uymaları gereken ürün özellikleri ve toleranslar oldukça
sıkı, bu yüzden de, tüm tedarik zinciri içerisinde lotlar
aracılığıyla kalite kontrol işlemlerini yürütmek oldukça
önemli.
Örneğin, herhangi model bir otomobil, belirli bir
parçasındaki sorundan dolayı geri çağrıldığında, OEM üreticisi bu parçayı kimin ürettiğini ve hangi otomobillerde bu
parçanın kullanıldığını bilmek durumunda. Bu da tedarikçi
firmaya, üründeki hatanın, satın alınan malzemede mi,
yoksa üretim sürecinde mi oluştuğunu bilme zorunluluğu
getiriyor.
Karmaşık süreçlere sahip metal malzeme üreticileri için
doküman yönetimi sistemi olmazsa olmazdır. Bir ERP
sistemi, entegre bir şekilde bu yapıya sahip olmalı ve ilgili dokümanları müşteri, tedarikçi, ürün veya bir belgeye
bağlayabilmelidir. “Bu dokümanlar muhasebe ve mevzuat
başlıkları için oldukça önemlidir ve bundan dolayı efektif
üretim yönetimi için kolay erişilebilir olmalıdırlar”
Buna ek olarak, doküman arşivi, ilgili güvenlik kontrolleri dahilinde, müşteri ve tedarikçiler için de erişilebilir
olmalıdır. Bu sayede, tedarik zincirinde bulunan herkesin,
karşılıklı olarak iletişim geçmişine hızlı ve kolay şekilde
erişmesi mümkün olur.
Metal işleme sektöründe yüksek bir rekabet ortamı
bulunmaktadır, buna ek olarak, artan lojistik ve ekonomik
baskılar da göz önüne alındığında, rekabet avantajının
yaratılması için müşteriye daha yakın olarak operasyonel
verimlilik geliştirilmek durumunda. Güçlü bir ERP yazılımı,
bu noktada, tüm ihtiyaçları karşılayabilir.
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Haber
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Haber
Teknolojinin Zirvesi 3T 2016 Fuarı’na
geri sayım başladı
en doğru kararı vermek isteyen ziyaretçilerin 3T Fuarı’nı tercih
etmesinin en büyük sebebini oluşturuyor. Verimlilik-üretkenlik
artışı, ucuz maliyet ve kaliteli üretim ile rekabet gücünü artırarak
iş süreçleri ve otomasyonla geçiş yapabilmek için 3T Fuarı’nda
dünyanın dört bir yanından 300’ün üzerinde firma ve marka ile
çözüm ortaklığı sunacaktır.
3T Fuarı 2014 yılında başlayan büyüme artışını 2016
yılında da sürdürüyor
■ Türkiye’nin en büyük ve kapsamlı marka fuarlarından
biri olan 3T; Uluslararası Metal İşleme, Kalıp, Otomasyon
ve Kaynak Teknolojileri Fuarı, 10-13 Mart 2016 tarihleri
arasında Türkiye’nin yeni ve modern fuar alanı olan
“fuarizmir”de 14’üncü kez gerçekleştirilecek.
Günümüzde sanayi rekabetinin teknolojiye ve bilgiye dayalı
olması 3T Fuarı’nın önemini daha da arttırıyor. 3T Fuarı, yıllar
içinde Türkiye’de metal işleme teknolojisi sektöründe yapılan
en büyük uluslararası fuarlardan biri haline geldi. 3T Fuarı’nın
çerçevesini belirleyen ve üretim sürecinin sac ayağını oluşturan
3 konuyu; CNC kontrollü makine teknolojisini, yazılım tabanlı
kalıp tasarımlarını ve otomasyon-endüstriyel kontrol süreçlerini
aynı çatı altında buluşturan Yağmur Fuarcılık, bu yıl da 10-13
Mart tarihleri arasında “fuarizmir”’de metal sektörünü bir araya
getirerek yine bir başarıya imza atacak.
Sektör liderlerini buluşturuyor
3T Fuarı, her yıl sektörden çok sayıda yöneticiyi alanlarındaki yeni
teknolojilerle buluşturuyor. Yağmur Fuarcılık, 3T Fuarı’nda farklı
ürün gruplarının olması konusunda oldukça seçici davranarak,
ihtiyaçların bütünsel olarak karşılandığı bir organizasyon gerçekleştiriyor. Aynı ürün grubunda farklı birçok marka ve ürünün
bir araya geldiği fuarda ziyaretçiler, ürünleri teknoloji, tasarım ve
fiyat bazında karşılaştırma imkânı buluyorlar. Yerli ve yabancı
birçok firmayı buluşturan fuar, yatırımcılar için de araştırma ve
birçok yeni tedarikçi ile bağlantı kurma noktası. Dünyada o alanla
ilgili üretilen tüm teknolojileri aynı anda sunması, yatırımları için
38
3T Fuarı, son yıllarda önemli bir büyüme trendine girdi. 2015
yılında 13’üncü kez düzenlenen fuar, tarihinin son yıllardaki en
başarılı büyüme ataklarından birini gerçekleştirirken firma katılımı % 45, ziyaretçi sayısı yönünden ise %15 artış sağladı. Her yıl
yeni katılımcıları bünyesine dâhil eden 3T Fuarı 2016 yılında da
sektörde lider pek çok yeni katılımcılarla gerçekleşecek.
3T Fuarı’nda bu yıl sergilenecek ürün ve teknolojiler; CNC
dik-yatay işlem merkezi ve torna tezgahları, Talaşlı imalat makineleri, Metal-Sac işleme makineleri, Yüzey işleme makineleri,
Hidrolik-Eksantrik presler, Kaynak makineleri ve ekipmanları,
Kaynak otomasyon sistemleri, Kaynak ve dolum malzemeleri,
Fiber lazer sistemler, Kalıp sistemleri, Otomasyon teknolojileri,
CAD-CAM sistemleri, CNC plazma kesim makineleri, Kumlama
makineleri ve kabinleri, Sanayi tekerlekleri, Çubuk sürme sistemleri, Tel erozyon makineleri, Hızlı delik delme makineleri,
Endüstriyel robotlar, Lazer kesme sistemleri, Şerit testere
tezgahları, Markalama makineleri, Yan sanayi ürünleri, Elektrik
motorları-Redüktörler, Kesici-Delici-Tutucu takımlar, Hırdavat ve
El aletleri, Endüstriyel yağlar, Vibrasyon makineleri, Boru-Profil
Makineleri, Rulman, Konveyör sistemleri, Delikli sac, Ölçüm
cihazları ve sistemlerinden oluşuyor.
Teknolojileri Bölümü ile, metal üretim alanındaki inovasyon ve
teknoloji çıtasını bir adım daha yükseltiyor. Metal işleme maki-
Yeni fuar alanı “fuarizmir”
3T Fuarı’nın 2015 yılında gerçekleşen son organizasyonu toplam
17 ülkeden 252 firma ve firma temsilciliğinin katılımıyla gerçekleşti. Alanında lider markaların bulunduğu yerli katılımcılarla
beraber A.B.D., Hollanda, İsrail, Tayvan, Kore, Almanya, Çin,
İtalya, İngiltere, İsviçre, Japonya, Hindistan, Güney Kore, Çek
Cumhuriyeti, Lüksemburg ve Avusturya’dan firmalar yer aldı.
3T 2015 Fuarı’nı 4 gün boyunca 23 farklı ülke, 44 il ve 32 farklı
sektörden 11.828 sektör profesyoneli ziyaret etti.
Birleştirme,
Özel Bölümü
Kaynak
ve
Kesme
Teknolojileri
Bu yıl 14’üncü kez düzenlenecek 3T Metal İşleme, Kalıp,
Otomasyon ve Kaynak Teknolojileri Fuarı özel Kaynak
sektör üreticilerine çözümler sunuyor.
“Birleştirme, Kaynak ve Kesme Teknolojileri Özel Bölümü” ile
birlikte 3T Fuarı, metal malzemenin üretim formlarındaki fiziki
kullanım süreçlerinin en üst teknolojik yöntemlerle birleştirilme
uygulamalarını kapsamına almış olacak. Yüksek gerilimli çeliklerin kaynak ve tasarımlarından lazer kesimin en son yeniliklerine; tahribatsız muayeneden kalite güvence uygulamalarına
kadar teknoloji ve yeni projelerin yer alacağı fuar, metal işleyen
üreticilerin ihtiyaç duydukları her konuya bütünsel erişimini
sağlayacak.
13 yıldır İzmir Kültürpark Fuar Alanı’nda düzenlenen 3T Fuarı, 2016 yılında İzmir Gaziemir’de 2015 yılında açılışı gerçekleşen “fuarizmir”’de düzenlenecek. 13,000
m2’lik C Holünde 14’üncü kez kapılarını açacak 3T Fuarı
10-13 Mart 2016 tarihleri arasında ziyaretçilerle buluşacak.
neleri ve fabrika süreçleri içerisinde otomasyon, kontrol, kalıp/
tasarım, modelleme, yapay zekâ alanlarının bütünsel işleyişini
sunan ve bu konuda ülkemizde tek fuar olma özelliğini taşıyan
3T, verimlilik, enerji tasarrufu, optimize maliyet, yaratıcılık,
rekabet, sürdürülebilirlik, büyüme, pazar geliştirme konularında
Havaalanına 8 km, fuar merkezine 12 dakika uzaklığında,
330,000 m2 alana sahip olan fuarizmir; 4 fuar holü, 4 seminer
salonu, 5 toplantı odası, açık sergi alanı, amfi tiyatrosu, fuar
meydanı, fuar sokağı, otoparkı, cafe ve restoran alanlarıyla
Türkiye’nin en büyük ve en modern fuar alanı.
39
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Haber
ENDÜSTRİ OTOMASYON
WIN EURASIA Metalworking:
İmalat Endüstrisine Yön Veren Platform
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Haber
tomative Supply Chain” adı altında gerçekleşecek özel
alanda sac işleme ve yüzey işlem sektörünü otomotiv
sektörüyle buluştururken, “Metal İşleme Endüstrisinde
Yüzey İşlem Teknolojileri” konulu forum aracılığıyla da
yüzey işlem teknolojisindeki yeniliklere odaklanacak.
İleri teknolojiler Robotics çatısı altında
Robotik teknolojilerin üretim süreçlerindeki artan
önemine dikkat çekmek amacıyla ilk kez geçtiğimiz
yıl düzenlenen ve yoğun ilgi gören Robotics bu
yıl ENOSAD (Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri
Derneği) işbirliği ile ziyaretçilerle buluşacak. 14
firmanın robotik çözümlerini sergileyeceği alanın
ortasında oluşturulacak özel forum alanında ise fuar
boyunca robotik çözümlerin imalat sanayiindeki yeri
ve gelişimi üzerine çeşitli konularda sunum ve paneller gerçekleşecek. Bu alanda katılımı kesinleşen firmalar: Halıcı, E3 TAM, EMF Motor, ENTEK Otomasyon,
FESTO, GÜNMAK, HKTM-HİDROPAR, KUKA ROBOTER
CEE, MITSUBISHI Elektrik Turkey, NACHI EUROPE,
SCHUNK Intec, STAUBLİ, YASKAWA Turkey, FANUC
TURKEY.
Otomotiv üretim sürecini Automotive Supply
Chain ile keşfedin
WIN Eurasia Metalworking bir yeniliğe daha imza atarak bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Automotive Supply Chain bölümü ile metal ve yüzey işlem sektörünün
otomotiv üretimindeki yerini, kurulacak olan üretim
bandında canlı olarak ziyaretçilerine aktaracak. 4 gün
boyunca 10’a yakın firmanın katılımıyla 600 metekarenin üzerinde bir alanda gerçekleşecek etkinlikte,
otomotiv üretim süreçleri şu başlıklar altında aşama
aşama ele alınacak: Kesme - Ayırma, İşleme, Şekil
Verme, Kaynak ve Bağlantı Ekipmanları, Markalama,
Boya ve Yüzey İşlem, Süreçte Kalite Kontrol ve Lojistik.
kaynak ve enerji verimliliği; çevre koruma/emisyonun
azaltılması; yüzey teknolojileri aracılığıyla sac işleme
süreçlerinin iyileştirilmesi.
İş sağlığı ve
tartışılacak
güvenliği,
Safe@Work’de
İş sağlığı ve güvenliği konusunda yüksek risk taşıyan
imalat sanayiine yönelik alınması gereken önlemler
ve İSG konusunda Türkiye ve dünyada yaşanan son
gelişmeler bu yıl ikinci kez düzenlenecek olan Safe@
Work etkinlikleri kapsamında değerlendirilecek. 5. salonda oluşturulacak özel forum alanında ve konferans
salonlarında İSAG (İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği) işbirliği ile gerçekleşecek etkinlikler
aracılığıyla, sac işleme ve yüzey işlem süreçlerindeki
iş sağlığı ve güvenliği riskleri ele alınacak.
Uluslararası bir buluşma noktası
Sergilenen ürün ve gerçekleşen etkinliklerle sektörün
nabzını tutacak olan WIN EURASIA Metalworking; tüm
Avrasya ekonomik bölgesi için bir kez daha sektörün
en önemli buluşması olarak öne çıkacak. Yerli ve
yabancı katılımcı firmaların, yeni pazarlara ulaşması
için, önemli olanaklar sunan WIN EURASIA Metalworking boyunca; Sanayi ve Ticaret Odaları, Meslek
Odaları, Federasyonlar vb. kurumlarla işbirliği sonucunda Türkiye’nin dört bir yanından Anadolu Alım
Heyeti ve satın almacı gruplar fuarı ziyaret edecek.
Ayrıca, hedef ülkelerde gerçekleşen tanıtım çalışmaları
sonucunda; fuar, 27 farklı ülkeden alıcı delegasyon
grupları ile katılımcıları bir araya getirecek. Ekonomi
Bakanlığı Alım Heyeti Programı kapsamında ise Avrupa, CIS ülkeleri, Afrika ve Ortadoğu’dan birçok satın
almacı ağırlanacak.
Parts2Clean ve “Metal işleme Endüstrisinde
Yüzey İşlem” Forumu
40
11-14 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek olan
WIN EURASIA Metalworking için geri sayım başladı.
Fuar bu yıl sergilenen ürünlerin yanı sıra, özel
bölüm ve etkinlikleri ile de ziyaretçilerine zengin
bir içerik sunuyor.
hazır. Metalworking Eurasia ve Surface Treatment Eurasia fuarları kapsamında; sac levha işleme ve yüzey
işlem teknoloji zincirinin tamamına odaklanacak olan
fuar, bu yıl sergilenen ürünlerin yanı sıra özel bölüm
ve etkinlikleri ile de sektöre yön verecek.
11-14 Şubat 2016 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve
Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan WIN EURASIA
Metalworking, imalat sanayiinin liderlerini ağırlamaya
WIN EURASIA Metalworking ilk kez geçtiğimiz yıl
düzenlenen Robotics ve Safe@Work özel bölümlerinin
yanı sıra bu yıl iki yeni etkinliğe daha imza atıyor. “Au-
Surface Treatment Eurasia fuarı kapsamında
Parts2Clean markası altında oluşturulacak uluslararası
pavilyon ile endüstriyel parça ve yüzey temizleme
teknolojileri bir arada sergilenecek. Ayrıca VDMA
ve GALDER işbirliği ile Surface Treatment Eurasia
kapsamında “Metal işleme Endüstrisinde Yüzey İşlem”
konulu bir forum gerçekleştirilecek. 2 gün sürecek
forumda öne çıkan konular şunlar olacak: Temizleme
ve ön işlem; Yüzey işlem ve kaplama teknolojileri;
41
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Haber
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Haber
Otomatik kaynak dikişi kontrolü
Zaman kazandıran makine
Wörgartner’in tam otomatik yüksek performanslı test cihazı metal ekipmanın kaynak dikişlerini
sadece 1.5 saniyede kontrol edebilen gerçek bir yarışçıdır. Festo’nun otomasyon teknolojisi bu test
cihazının hızlı ve güvenilir kullanımını sağlıyor.
Tyrolean şirketi Wörgartner yüksek hassasiyette metal damga
basan ve parçaları eğen, aynı zamanda da tecrübeli bir aygıt
üreticisidir. 1985’den bugüne CEO Peter Wörgartner ve 80
kişilik güçlü ekibi dünya çapında endüstriyel firmalara kompleks metal parçalar sağlıyor. Wörgartner “Çok yönlü otomasyon sayesinde her yıl 3,000 ton çeliği işliyor ve bunu 100
- 150 milyon parça üretmek için kullanıyoruz” diyor. En son
projelerinde şirket yine tam otomasyonu tercih ettiler. Firmanın
uzmanları metal parçadaki kaynak dikişlerini hızlı ve güvenilir şekilde kontrol eden yüksek performanslı bir test cihazı
geliştirmiş. Önceden hatalı parçalar iade durumunda kalıp malzeme kaybına neden olurken, tek parçaların kaynaklanması ve
ardından kontrol edilmesi aynı güvenilirliği çok daha az malzeme kaybıyla başarıyor.
Hareket halinde kontrol Yeni geliştirilen handling sistemi lazer
kaynaklanmış parçaları döner tablaya besleyen bir titreşimli
besleyici kullanarak doğru test konumunda olmalarını sağlıyor.
Makine tüm parçaları tabladan çıkardıktan sonra onları döner
bir ünitede konumlandırıyor. Dönme esnasında endüstriyel bir
kamera görsel kontrol yapıyor ve 300 milisaniye içinde çok
sayıda fotoğraf çekerek bunları karşılaştırıyor. Görüntüleme
sistemi kaynak dikişlerindeki çıplak gözle görülmesi mümkün
olmayan hataları anında tespit ediyor. Kontrol sonrası parçalar
döner indeks tablasına otomatik geri geliyor. Makine düzgün
parçaları montaj sistemine taşırken kusurlu parçaları ayırıyor.
Dakikada 40 parça Peter Wörgartner’e göre sistemi
geliştirirken en zorlayıcı konu hız idi. Test ünitesi üretim prosesinin çevrim hızına ayak uydurmak durumundaydı. Döner indeks tablasından alma ve montaj sistemine aktarım sadece 1.5
saniye sürmektedir. Yeni makine dakikada 40 parçayı kontrol
edebiliyor. Peter Wörgartner bu konuyla ilgili şunları söylüyor:
“Çok sayıda sekansı kısa sürede senkronize etmek için pnömatik, kontrol teknolojisi ve servo teknolojisinin mükemmel
kombinasyonunu bulmak zorundaydık. Bunu yapmayı Festo
sayesinde başardık”.
Materyal ve zaman kazancı Festo’nun yüksek kaliteli
ekipmanları handling sistemini hızlı ve güvenilir kılıyor. Buna
42
parçaları test alanına besleyen DHTG döner indeks tablası da
dahildir. Görsel kontrol sırasında CMMP motor kontrolörlü EMMS servo motoru ekipmanları kameranının önünde
hareketli şekilde tutuyor. MPA-FB tip valf adası pnömatik aktüatörleri besliyor. CPX terminaline
entegre CPX-CEC tüm elektriksel
ve pnömatik prosesi kontrol ediyor.
“Festo’nun ekipmanları mükemmel
bir uyum içinde olduğundan üretim
tesisindeki test cihazı ve sistem kontrolü için CPX’i baz alan dağıtılmış
ve bağımsız bir kontrol çözümünü
tercih ettik” diyor Peter Wörgartner.
Müteakip kontrollü yeni üretim yöntemi materyal kazancı sağlıyor ve
üretim hızı önemli ölçüde artıyor.
www.festo.com/catalog/dhtg
www.festo.com/catalog/mpa
www.festo.com/catalog/emms
www.festo.com/catalog/cmmp
Gerçekleştirme: Tam otomatik
test ünitesi metal parçaları doğru
konumlara yerleştirir.
Mükemmel konumlandırma: EMMS tip
servo motor ekipmanları kamera önünde
hareket ettiriyor.
Peter Wörgartner, WP-Wörgartner Produktions-GmbH
ve Werkzeugbau Wörgartner GmbH GCEO’su, Franz
Rass, Werkzeugbau Wörgartner’de mühendis ve Michael Wurm, Festo Bölge Satış Müdürü (soldan sağa).
43
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Uygulama
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Uygulama
Gömülü PC çiftli bükme makinesini kontrol ediyor.
Profil üretiminde maksimum
hız ve hassasiyet
Göründüğünden daha karmaşık:
metal levha şekillendirmede çift bükme işlemi
Döndürerek kıvırma işlemi düz sac üzerinde kenar bükümleri
oluşturmak ve profiller meydana getirmek için kullanılıyor.
Bükme kirişinin eksen etrafında yukarı doğru ve malzeme
üzerinde sacın yüzeyine zarar vermeden yuvarlandığı bu teknik, nazik bir işleme tekniğidir. Bir bükme makinesi genellikle
sacın üzerine yatırıldığı bir alt kiriş, sacı bükme kenarından
alt kirişe sıkıştıran bir üst kirişten ve yukarı doğru hareket
ettirilerek nihayetinde sacı istenen açıda büken bir bükme
kirişinden oluşuyor
Thalmann’ın TC ve TD tipi çift bükme makineleri iki bükme
kirişiyle donatılmıştır; saclar bükme işlemi sırasında çevrilmesine ya da döndürülmesine gerek kalmadan yukarı
ve aşağı bükülebiliyor. Bu, bükme işlemini hızlandırıyor ve
makinenin üretim kapasitesini önemli ölçüde artırıyor. Çift
bükme makinesinde toplam dokuz eksenin kontrol edilmesi
gerekiyor.
Dokuz eksenli karmaşık CNC makineler, Beckhoff’un CX
Serisi kompakt Gömülü PC’leriyle mümkün olan en iyi şekilde kontrol edilebilirler. Bu gerçek, İsviçreli Thalmann AG
şirketi tarafından yapılan ve 2010 yılından bu yana Beckhoff
kontrol teknolojisiyle donatılan bükme makineleri tarafından
kanıtlanmıştır. Açık PC ve EtherCAT tabanlı kontrol platformu, müşteri geliştirmelerini hayata geçirirken daha fazla
esneklik sağlıyor ve bunun sonucunda daha yüksek hassasiyet ve daha yüksek üretim hızı elde ediliyor.
Merkezi İsviçre, Frauenfeld’de bulunan Thalmann
Maschinenbau AG, sac bükme konusunda uzmanlaşmıştır.
1960 yılında piyasaya sunulan ilk el tipi makinelerini, metal
levha kesme ve bükme amaçlı hidrolik tahrikli ve kombine
makineler takip etti. Bugün şirket, kalınlığı 3 mm’ye kadar
(400 N/mm²) çelik sac bükme kapasitesine sahip ve 18,2
m’ye kadar uzunlukta metal sacı şekillendirmekte kullanılabilecek standart ve özel makine yelpazesi sunuyor.
Thalmann, küçük atölye işletmelerinin yanı sıra büyük sanayi
işletmelerine de hizmet veriyor. “Örneğin, bir endüstriyel sac
işleme tesisi, jeneratör kaplama panelleri ve ICE demiryollarında kullanılan ses yalıtım panellerini üretmek için bizim
çift bükme makinemizi kullanıyor. Fakat küçük bir sac işleme
şirketi de aynı makineyi satın alıyor çünkü özel cephe panelleri yapıyorlar ve çift bükme makinesinin işlevselliğine ihtiyaç
duyuyorlar,” diye açıklıyor Thalmann Maschinenbau Global
Satış bölümünden Marco Cappello.
TD-150 çift bükme makinesi: Thalmann’ın kontrol şaftı teknolojisi son derece hassas bükme sonuçları sunuyor. Çift bükme makinesi, maksimum
143°’ye kadar olan bükme açısında ± 0.5°’ye (temel modellerde ± 1°) kadar varan hassasiyeti yakalıyor ve yüksek performanslı hidrolik sistemi
sayesinde, çıkış ve dönüş hareketlerinin kombinasyonu için inanılmaz şekilde yalnızca üç saniyeye ihtiyaç duyuyor.
44
CX Gömülü PC karmaşık CNC işlevlerini uyguluyor
Thalmann makinelerinin otomasyonu, Thalmann’ın 25 yıldır
başarıyla birlikte çalıştığı İsviçre, Rorschach’tan Regatron AG
tarafından yönetiliyor. “Hala işletmede olan kurduğumuz ilk
kontrol sistemleri donanımsal bir PLC’yi esas alıyordu,” diye
anlatıyor Regatron AG Kontrol ve Sürücü Teknolojisi bölümünün Ürün Geliştirme Yöneticisi Felix Lanter. Ancak Regatron,
ilk PC-tabanlı kontrol sistemlerini henüz 1991’de MS DOS
bilgisayarlarla kullanmaya başladı, ilerleme Windows’lu ve
Ethernet’li ilk Endüstriyel PC (IPC) ile 2003 yılında devam
etti. “2010 yılında Beckhoff teknolojisine geçtik,” diyor Felix
Lanter.
Modern makinelerin artan karmaşıklığı, kontrol sisteminde
bir jenerasyon değişikliği gerektirdi. Beckhoff çözümünü kullanmayı tercih etmemizin birçok sebebinden biri Beckhoff’un
bir hidrolik yazılım kütüphanesi sunabilmesiydi. Üç servomotor eksenini ve ardından altı ek hidrolik ekseni sürmeniz
gerektiğinde bu büyük bir avantaj oluyor.”
Regatron’un yazılım programcısı Patrick Ruf, Beckhoff teknolojisinin diğer olumlu yönlerini şöyle belirtiyor: “CX1020
Gömülü PC’ler, uygun maliyetli, ölçeklenebilir ve teknik
bakımdan yüksek kalitede bir kontrol sistemi kurmaya
olanak sağlıyor. Uygun Servo Sürücüler ve analog Bus
Terminalleri eksenleri sürmek için kullanılıyorlar. Ayrıca,
kontrol çözümünün kurulması anlamında çok esnek olabiliyor ve çok çeşitli sinyaller arasından seçim yapabiliyoruz.
Örneğin, müşteriye özel gereksinimlerin uygulanması gerektiğinde kontrol çözümü genişletilebiliyor. Yazılım da buna
denk esneklik sağlıyor; Beckhoff’un TwinCAT NC PTP yazı-
Regatron yazılım programcısı
Patrick Ruf Thako bükme makinesinin işletme panelinde
lımını kullanıyoruz. Mevcut Windows tabanlı HMI kullanıcı arabirimimizi herhangi bir sorun olmadan kullanmaya
devam edebiliyoruz. Arabirimi büyük değişiklikler yapmadan
TwinCAT ADS protokolünü kullanarak kontrol sistemine
uyarlamayı başardık.”
Bütünleşik emniyet teknolojisi
“Tabii ki, bükme makinesi kontrol çözümünün önemli bir
unsuru, operatörün güvenliği,” diyor Stefan Kern. Thalmann,
makine güvenlik standardı şartlarını karşılamak amacıyla,
EtherCAT Terminal sistemine sorunsuz bir şekilde entegre
olan Beckhoff EL6900 Emniyet PLC terminalini kullanıyor.
Bu TwinSAFE çözümü, IEC 61508’e ve DIN EN ISO 13849
PLe’ye göre SIL 3’e kadar uygulamalar için onaylıdır.
Acil duruş, emniyet kapısı izleme, çift el kontrol vb. gibi
güvenlik fonksiyonlarının seçilmesi ve birleştirilmesi kolaylıkla gerçekleştirilebilir. Standart TwinCAT System Manager’da
uygun şekilde yapılandırılıyor ve makine programıyla aynı PC
platformu üzerinde bağımsız çalıştırılıyor ve emniyet fonksiyonları makine programına bağlanabiliyor.
Orantı duygusuyla ölçekleme
Makine üreticisi Thalmann için odak noktası her zaman
müşterileridir. Bu nedenle genel standart bir makine tipi yok,
bunun yerine esas olarak müşterinin gereksinimlerini dikkate
alan ve büyüklük, uzunluk, işlevsellik vb. bakımlardan çeşitlilik gösteren özel makineler var. “Çeşitli müşteri gereksinimleri, uygun şekilde adapte edilebilen bileşenler, sistemler
ve kontrol sistemleri kullanmamızı gerektirdi” diye açıklıyor
Marco Cappello. Baş tasarımcı Stefan Kern de bu görüşü
paylaşıyor. “Makinenin ve kontrol sisteminin karmaşıklığının
tam olarak birbirleriyle eşleşmesi gerekiyor. Şu anda, maliyetler nedeniyle belirli özelliklerinden vazgeçmek durumunda
45
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Uygulama
kaldığımız bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bunun sonucunda
ortaya, daha küçük, daha fazla hedefe yönelik fonksiyon
çeşitliliği bulunan temel sürümümüz çıktı.”
Bu kavramın aynı zamanda kontrol çözümü üzerinde de
etkileri olacak, yani makineye ilişkin çeşitli gereksinimlerin
programlamaya yansıtılması gerekiyor. “Öte yandan, tek tip
tasarımı mümkün olduğunca korumak istiyoruz,” diye açıklıyor yazılım uzmanı Patrick Ruf. “Kontrol çözümünün yapısını
herhangi bir bireysel fonksiyonun alanını kolayca genişletebileceğimiz şekilde tasarlamaya dikkat ettik. Aynı zamanda
tüm makineleri birbiriyle uyumlu olacak şekilde yapmaya
çalışıyoruz, böylece en eski makineye bile bir güncelleştirme
uygulanabiliyor.”
EtherCAT Servo Sürücüler: dinamikler kontrol altında
Bükme makinelerinin servomotor tahrikli eksenleri
Beckhoff’un AX5000 EtherCAT sürücüleri tarafından kontrol
ediliyor. Thalmann, servomotor olarak Beckhoff’un AM3000
ENDÜSTRİ OTOMASYON
serisi kutuplu sargılı motorlarını kullanıyor. Hidrolik valfler
EL4001 EtherCAT analog çıkış terminalleri üzerinden kontrol ediliyor. Eksenlerin konumlarının belirlenmesi ve açısal
konumların ölçülmesi, EL5001 dijital mutlak döner enkoder
terminalleri kullanılarak gerçekleştiriliyor.
Aynı zamanda çok sayıda izleme işlevi de makine programlamasına dahil edilmiş ve bunlar sorunsuz çalışmayı sağlıyor.
Örneğin hidrolik yağ için, sıcaklık izleniyor, debi ölçülüyor ve
yağ filtreleri kontrol ediliyor. “Beckhoff Bus Terminallerinin
büyük bir avantajı da bunları hemen hemen her şeyi kontrol
etmek için kullanabilmemiz” diyor Felix Lanter.
Uzaktan bakım ve tanılama, yeni bir olanak
Thalmann AG, bükme makinelerini dünya çapında satıyor.
Bu çerçevede, PC kontrollü makineler için potansiyel servis
seçenekleri ilgi çekici. “Thalmann geçmişte geleneksel servisi
yöntemleri uygulamışsa da, özellikle çift bükme makineleri
için web tabanlı uzaktan servis seçenek sunuyor” diye belirtiyor Marco Cappello.
BECKHOFF / www.beckhoff.com.tr
46
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Haber
ENDÜSTRİ OTOMASYON
MALPIGHI LA.B - Robotik, BT, Tasarım ve 3D
Tasarım Laboratuvarı
İş ve araştırma dünyasıyla diyalog halinde olarak yeni
fikirler geliştirmek ve denemek isteyen gençler için yüksek
teknolojik donanımlara sahip bir alan.
Malpighi La.B, Bologna’da ilk kez bir lisede olmak üzere,
teknolojinin öğrencilerin iş ve araştırma dünyasıyla diyalog halinde olarak kendilerini test etmelerini, kendi fikirlerini deneyip geliştirmelerini sağlayacak bir yol olarak
kullanılabileceği bir laboratuvar oluşturma arzusunun sonucu olarak doğdu.
Bonfiglioli ailesi, gençler için dijital teknoloji, robotik, otomasyon, tasarım ve 3D tasarım dünyasının kapılarını açacak bu projeye yatırım yapmaya karar verdi ve coşkulu bir
iş ortağı olarak bu girişime katıldı. Büyük bir endüstriyel
grubu yönetmeye dayalı sağlam bir temel üzerinde yükselen firma, diğer işletmeler ve kurumlarla birlikte çalışma
boyunca kılavuzların belirlenmesine katkıda bulunarak ilerleyen yıllarda göreceğimiz teknolojik gelişmelere global
bir vizyon getirecek.
Sonia Bonfiglioli şöyle açıklıyor: “Benim için bu laboratuvar babamın her zaman taşıdığı bir hayalin gerçek olmasını
sağlıyor: Gençlere, aldıkları eğitimden bağımsız olarak
teknoloji ve aktif çalışma aşkını aşılamak. Malpighi’nin
tarihi duvarları, kısa süre içinde öğrencilerin belirli konularda öneride bulunacak işletmelerle diyalog halinde
olarak teknolojinin yaratıcılıklarını destekleyen bir yola
nasıl dönüştüğünü keşfetmelerini, yenilikler icat etmeleri-
48
ni, oluşturmalarını ve deney yapmalarını sağlayacak açık
bir alana ev sahipliği yapacak.”
Şirketlerde ve harici laboratuvarlarda hedeflenmiş stajyerlikler verilecek ve La. B’de başlatılan projelerin bu stajyerlik döneminde daha ayrıntılı şekilde araştırılmasıyla iş ve
araştırma dünyası içinde gerçek anlamda işbirliğine dayalı
bir ağ oluşturulacaktır.
“Malpighi La. B, açık bir alan olacak,” diyerek doğruluyor
Liceo Malpighi lisesinin Baş Öğretmeni Elena Ugolini.
“Kendi teknoloji kültürünü geliştirmek isteyen tüm gençler burada çalışabilecek ve deneyler yapabilecek. Burası
yalnızca kendi okulumuzun öğrencilerine özel bir alan
olmayacak, çünkü okulun inovasyon ve yaratıcılık konseptlerine odaklanarak farklı dünyalar arasında bir köprü
haline geldiği, engel tanımayan bir ortamda herkesin fikirlerini almak istiyoruz.”
Bu projede Bonfiglioli’ye eğitim alanında yenilikçi bir fikre
sağlam bir destek sağlamak isteyen Ducati, Castelli, Loccioni, Dallara ve H Farm gibi şirketler de katılıyor.
Malpighi La. B; H Farm Dijital Akademi, Torino Robotik Ağı,
Opificio Golinelli, İtalya Ulusal Araştırma Konseyi, Rovereto Tasarım Okulu, Bologna Üniversitesi, Boston MIT
Yaratıcı Öğrenme bölümü gibi prestijli eğitim kurumlarıyla
işbirliği halinde çalışacak. Bu kurumlar, öğrencilerin
öğrenme süreçlerini hızlandırmamıza yardımcı olacak ve
onlara İtalya’da ve dünyada “olup bitenlerden” ders alarak
farklı ama modern deneyimleri göz önünde bulunduran bir
tasarım yaratmaya yönelik araçları sağlayacak.
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Haber
ENDÜSTRİ OTOMASYON
İLK TÜRK ÜRETİCİ SİNTERTEK, 3 BOYUTLU YAZICI
PAZARINDA DÜNYA DEVLERİ İLE YARIŞIYOR
ve dayanıklılık testlerinden geçer not aldığı için pek çok
sektör tarafından ülkemizde de yaygın olarak kullanılmaya
başlandı. Kalıp ve ön üretim için de kullanılan 3 boyutlu
yazıcı ürünleri; karmaşık geometrik şekillerin üretimine de
imkan sağlıyor ve sağlık sektöründe, otomotiv ve havacılık
sektöründe, endüstri, sanayi, mimari ve yaşam ürünlerinde kullanılabiliyor. Yüzey kalitesi ve dayanıklılık testlerinden de başarıyla geçen Sintertek 3 boyutlu yazıcı modelleri; injeksiyon yöntemiyle üretilen plastik malzemelerle
benzer kalite ve dayanıklılıkta bir performans gösteriyor.
Nihai ürünün fonksiyonelliği yani vida veya yay sisteminin çalışmaya hazır ve entegre olması ise tasarım ve
kullanımında çığır açan bir yenilik olarak görülüyor. Bu
yüzden Türkiye’de de, kısa zamanda bu teknolojinin
kullanıldığı alanların artması bekleniyor.
Yüzde yüz yerli üretimiyle dünya devleri ile aynı platformda yarışan Sintertek, düşük maliyet ve zaman avantajıyla
dikkat çekiyor.
Yeni nesil teknoloji 3 boyutlu yazıcı üreticisi SİNTERTEK;
yüzde yüz yerli ve fark yaratan üretimi ile 3D printer
alanında dünya liginde.
Uluslararası pazarda teknoloji devleri ile rekabet eden ve
sektörün önde gelenlerinden geçer not alan SİNTERTEK,
şimdiden dünya devleri arasındaki yerini sağlamlaştırdı.
Türk mühendislerin geliştirdiği “Solidzer Pro” endüstri tipi
3D Printer, yapılan ar-ge çalışmaları ile dünyadaki üreticilerin önüne geçmeyi hedefliyor.
Boston Üniversitesi Elektronik Mühendisliği mezunu Eren
Tigrel’in 2013 yılında kurduğu Sintertek; geliştirdiği farklı
teknolojilerle her gün değişen bu sektöre başka bir boyut
getirmeyi başardı. İhtiyaca göre geliştirilen ve bir tür butik üretim yapan Sintertek, uluslararası arenada bu alanda
dikkatleri üzerine çekmeye başladı.
Sanayi tipi üretilen Sintertek’in “Solidzer Pro 3D Printer”
modeli; lazer tabanlı katmanlı üretim sistemi ile çalışıyor.
Toz malzemeyi katman katman dizerek, üretilecek olan
ürünün şekline göre lazer başlıkla bir araya toplayan
teknoloji, yüzyılın icadı olarak tanımlanıyor.
3D yazıcı teknolojisi; atık hammadde maliyetini düşürdüğü,
zamandan ve kalıp maliyetinden büyük tasarruf sağladığı
50
Alemdağ ve Hendek’te 2 farklı fabrikada üretilen Sintertek
3D Printerlar; parçaların çoğunu kendi fabrikasında üretirken, dışarıya yaptırdığı parçalarda da üreticilere yeni
teknoloji sistemleri ve yöntemlerini uygulatıyor.
300 kişinin çalıştığı fabrikanın yanı sıra; az adetli ve prototip ya da yaşam ürünleri tasarımları için Maslak’ta “Benim
Fabrikam” adı altında bir atölye ve Showroom ile hizmet
veriyor.
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
ENDÜSTRİ OTOMASYON
HIZLI PROTOTİPLEME TEKNOLOJİLERİ VE
UYGULAMA ALANLARI
İsmet ÇELİK1, Feridun KARAKOÇ1, M. Cemal ÇAKIR2, Alpaslan DUYSAK3
1
Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü, Kütahya
2
Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü, Bursa
3
Dumlupınar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Kütahya
Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi’nde yayınlanmıştır
ÖZET
Endüstride yaygın olarak kullanılan geleneksel imalat
yöntemleri talaşlı imalat yöntemleri olarak tornalama,
frezeleme, delme, vargelleme, taşlama vb, talaşsız
imalat yöntemleri olarak da döküm, plastik şekil verme
ve kaynak olarak genelleştirilebilir. Bunların dışında
elektroerozyon, lazer, ultrasonik, basınçlı su jeti ve
plazma ile işleme gibi alışılmamış ileri imalat yöntemleri de kullanılmaktadır. Son yıllarda imalat sektörüne
giren ve hızla gelişen sıra dışı bir imalat yöntemi de
hızlı prototiplemedir. Bu çalışmada, dünyada ve ülkemizde kullanılmakta olan 10 adet hızlı prototipleme
teknolojisi ve uygulama alanları açıklanmış, imal edilen parçaların mukavemeti, pürüzlülüğü ve çözünürlük gibi özellikleri karşılaştırılmış ve proses boyunca
uygulanan ön ve son işlemler açıklanmıştır.
Anahtar kelimeler: Hızlı prototipleme,
katmanlı imalat, katı modelleme.
eklemeli
RAPID PROTOTYPING TECHNOLOGIES AND APPLICATION AREAS
ABSTRACT
Machining methods, widely used in industry, can be
generalized into traditional manufacturing methods
such as turning, milling, drilling, shaping, grinding
and into chipless manufacturing methods including
casting, plastic forming and welding. In addition,
electrical discharge machining, laser, ultrasonic, high
pressure water jet and plasma processing are known
as untraditional advanced manufacturing methods. In
recent years, an unusual method named as rapid prototyping manufacturing has been developed rapidly
and has become the center of attention in the manufacturing sector. This paper studies ten different rapid
prototyping techniques with their application areas.
These techniques are compared in terms of strength,
52
roughness and resolution. The paper also explains pre
and post processing operations applied throughout
the process.
Keywords: Rapid prototyping, additive layer manufacturing, solid modeling
1.GİRİŞ
Tasarımcılar, CAD yazılımlarından yararlanarak 3D
tasarım yapabilirler. Genelde çok karmaşık olmayan
modellerin tasarım sürecinde, tasarım esnasında
tasarım hataları görülebilir ve gerekli düzenlemeler
yapılıp tasarım tamamlanır. Fakat karmaşık yapıya sahip 3D modellerin veya çok parçalı montaj gruplarında,
montajın yapılabilirliği ve sistemin çalışabilirliği
açısından 3D modellerin prototiplerini yapmak gerekir.
Hızlı prototipleme, bu alanda tasarımcıların ihtiyacına
cevap vermektedir. Prototip üretiminin amacı imalat
öncesi, tasarımın doğruluğunun, estetikliğinin ve
işlevsel yönden yeterliliğinin değerlendirilmesi, tasarlanan modelin üretilebilirliği, montaj edilebilme ve
sökülebilme olanaklarının değerlendirilebilmesidir[1].
Kısa sürede üretim sayesinde otomotiv, havacılık, tıp
ve ilaç sanayi gibi çok geniş bir kullanım alanına hizmet
etmektedir. Son yıllarda prototip ürünler, özellikle medikal, elektronik ve otomasyon sistemlerinde direkt
parça olarak kullanılmaktadır. Bu durumda bu yöntem,
az sayıda üretim için, seri üretime göre daha ekonomik
olduğundan tercih edilebilmektedir. Tasarımcılar3D
modellerin kısa bir süre içinde prototiplerini imal edebilmek için hızlı prototip cihazlarını kullanırlar. Bu cihazlar alışılmış imalat yöntemlerinde olduğu gibi dolu
malzemeden talaş kaldırarak değil, sıfırdan katman
oluşturarak ve katmanları üst üste ekleyerek prototip üretirler. Prototip üretiminde kullanılan katmanlı
imalat yöntemi, yaklaşık 50 yıl önce başlamıştır. Ancak
topografya ve foto-heykelcilik alanında kullanımı 100
yıl öncesine kadar gider. Hızlı prototipleme, 3DCAD
ENDÜSTRİ OTOMASYON
verisinden, plastik veya metal malzemeden modeller üreten cihazların teknolojisine verilen genel bir
isimdir. Topoğrafya alanında 1890’larda kullanılmaya
başlanan bu teknoloji [2], endüstriyel alanda 1951’de
Munz’un önerdiği stereolitografi teknolojisiyle başlar
[3]. Yine bu alanda 1968’de Swainson iki lazer ışınının
kesişme bölgesinde elde edilen polimerizasyon yöntemini önerdi [4]. Ciraud, 1971’de modern eklemeli
imalat teknolojisinin bütün özelliklerine sahip bir toz
birleştirme yöntemi geliştirdi [5]. 1979’da R.F. Housholder, lazer ile toz sinterlemenin ilk tanımlamasını
yaptı ve düzlemsel tabakaların sırayla biriktirilmesini
ve her tabakanın katılaşmasını inceledi [6]. 1980’lerin
sonu ve 1990’ların başında, katmanlı imalat teknolojilerinin araştırma ve uygulama süreçlerinde artış
olduğu görülür. Sonraki yirmi yıl içinde, birçok teknik
alanda bu süreçleri ele alan araştırma toplulukları
oluşmuştur.
Katmanlı imalatın etkisi, hem ticari hem de bilimsel faaliyetler açısından büyüyerek devam
etmiştir. Katmanlı imalat alanında, Dünya Teknoloji
Değerlendirme
Merkezi(WTEC)
tarafından
1996yılındaAvrupaveJaponya’da iki çalışma yapıldı.
Katmanlı imalatla ilgili teknolojilerin endüstriyel
uygulamalarını vurgulayan yol haritası 2 yıl sonra tamamlandı. 2003 yılında, Avrupada’ki ekleme/
çıkarma teknolojilerindeki faaliyet düzeyini belirlemek
için WTEC tarafından bir çalışma daha yapıldı. Bu
çalışmalardan çıkan raporlar önemli veriler sağladı
ve 2009 yılındaki yeni araştırmalarla ilgili yol
haritası için temel teşkil etti [7]. Türkiye’de ilk medikal kafatasıyüz implant tasarımı, imalatı ve cerrahisi uygulaması, 2003 yılında Cadem AŞ ve Amerikan Hastanesi’nden Opr.Dr.Sacit Karademir işbirliği
ile yapıldı[8].Kafatasına ait CT veriler kullanılarak
dokunsal duyulu 3D modelleme sistemi ile implant
tasarımı yapıldı ve 3D yazıcı kullanılarak model elde
edildi. Titanyum hassas dökümden sonra implant,
Dr.Karademir tarafından yerleştirildi. Slovenya’daki
Maribor Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü ve
Üniversite Klinik merkezi ile Ljubljana Üniversitesi Tıp
Fakültesi öğretim üyeleri işbirliği ilekemik yapılarında
kullanılabilecek implantların tasarımı ve hızlı prototipleme teknolojileriyle üretimi konusunda araştırma
ve uygulama çalışmaları yapılmıştır[9]. Dünyada,
2008 yılı için katmanlı imalat teknolojileri ve servisleri
için ayrılan bütçe toplam olarak yaklaşık 1.2 Milyar
$’ dır. Katmanlı imalat teknolojileri için ayrılan bütçe
son beş yılda her yıl yaklaşık %10 artmıştır [10]. Bu
çalışmada, katmanlı imalat teknolojisinin günümüzde
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
ulaştığı 10 adet hızlı prototipleme teknolojisi ve uygulama alanları açıklanmış, imal edilen parçaların mukavemeti, pürüzlülüğü ve çözünürlük gibi özellikleri
karşılaştırılmış ve proses boyunca uygulanan ön ve
son işlemler açıklanmıştır.
2. MATERYAL VE METOT
Hızlı prototipleme teknolojisi, imalat uygulamalarında,
medikal/dentalimplant yapımında, kavramsal modellemede, doğrudan döküm kalıbı ve parça üretiminde,
hassas döküm tekniği ile metal parça ve prototip
üretiminde, mimari uygulamalarda, uzay/otomotiv
sanayinde, hızlı kalıp imalatında, eğitim amaçlı her
türlü donanımın yapımında vetakı sektörü gibi bir çok
alanda kullanılmaktadır. Bir hızlı prototip üretiminde
ilk adım, herhangi bir CAD yazılımı ile veya bir lazer
ya da optik bir tarayıcı yardımı ile tersine mühendislik
yaparak parçanın3D CAD modelinin oluşturulmasıdır.
CAD yazılımları ile hızlı prototipleme makinaları
arasında veri transferini sağlamak için bir veri ara
yüzüne ihtiyaç duyulmaktadır. Bu veri ara yüzü STL
(STereoLithography) formatıdır.
CAD yazılımları tarafından oluşturulabilen, hızlı prototiplemede yaygın olarak kullanılan STL dosyaları,
renk, doku veya diğer özniteliklerini temsil etmeyen
3Dnesnenin yalnızca yüzey geometrisini üçgen yüzeyler kullanarak tanımlar. Düz yüzeyler az sayıda üçgen yüzeyle tanımlanırken, radyuslu yüzeyler çok
sayıda küçük üçgen yüzeylerden oluşur. STL dosya
formatına çevrilen dosya, hızlı prototip sistemlerinin
yazılımlarına aktarılır. STL dosya formatına çevrilirken
modelde oluşabilecek hatalar kontrol edilir. Üçüncü
adımda model, makinenin özelliğine ve parça hassasiyetine bağlı olarak dilimlere bölünür. Her dilim, modelin ilgili kesit alanını temsil etmektedir. Dolayısıyla
bir dilim kalınlığı iki kesit arası mesafe kadardır. Bu
kesit alanları birbirlerinden bağımsız olarak fakat
ardışık bir şekilde ele alınarak çeşitli tarama yöntemleri kullanılarak tarama yolları hesaplanır. Çok çeşitli
şekillerde tarama yöntemleri mevcuttur. Belirli bir
eksene veya modelin herhangi bir kenarına paralel
veya açılı bir şekilde birbirine paralel hatlardan oluşan
veya modelin dış konturları referans alınarak merkez
53
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
noktasına doğru spiral bir şekil takip eden hatlardan
oluşan tarama şekilleri vardır. Fakat genelde hepsinin
ortak noktası, dış konturu takip eden bir hatla çevrelendikten sonra arada kalan boşluğun istenilen tarama
metoduyla taranmasıdır. Dış konturların taranma şekli
yüzey pürüzlülüğünü ve ölçüsel tamlığı birebir etkiler.
Çünkü imalat aşamasında dilimler ele alınmaktadır.
Sadece, başka bir dilim tarafından üzeri kapatılmamış
dilimlerde dış konturların yanı sıra dilimin tüm alanının
taranma şekli ve hassasiyeti parametreleri etkileyen
önemli kriterlerdir [11]. Dördüncü adım ise parçanın
inşa edilmesidir. Birçok teknikten birini kullanarak,
hızlı prototipleme makineleri katman katman modeli
inşa eder. Kullanılan malzemeler ilk başlangıçta, sıvı,
katı veya toz halindedir.
Son ve beşinci adım ise parçanın makineden
uzaklaştırılması,
varsa
destek
malzemelerinin
ayrılması, yüzey temizleme ve işleme, boyama vs.
gibi işlemleri kapsar. Hızlı prototipleme sistemlerinde çok sayıda sınıflandırma yapılabilirken, bunlardan
en iyisi, prototip üretiminde kullanılan malzemenin
başlangıçtaki durumuna göre yapılan sınıflandırmadır.
Buna göre hızlı prototipleme sistemleri (1)sıvı esaslı
(2)katı esaslı ve (3)toz esaslı olmak üzere 3 gruba
ayrılabilir. Sıvı esaslı hızlı prototipleme sistemlerinde
malzeme başlangıçta sıvı durumdadır. Işık, lazer ya
da ısıyla yaygın olarak bilinen bir kürleme/sertleşme
süreci sayesinde sıvı, katı hale dönüşür. Bu kategoriye
giren sistemlerinden bazıları şunlardır: (1)3D Systems
Stereolitograficihazı(SLA), (2) Objet GeometriesLtdPolyjet, (3)D-MEC Ltd Solid creationsystem(SCS),
(4) Envision TEC Perfactory, (5)Autostrade E-Darts,
(6)CMET Katı nesne ultraviyole lazer yazıcı, (7) Envision TEC Bioyazıcı, (8)Hızlı Dondurarak Prototipleme (RFP),(9) Microfabrica EFAB, (10)D-MEC Ltd
ACCULAS,(11)Cubital Katı Tabaka Kürleme(SGC).
Bu teknolojiler fotokürleme yöntemini kullanır ve
bu yöntemde 3 metot vardır. Tek lazer ışın metodu
yaygın olarak kullanılan metottur ve (1),(3),(5) ve (6)
nolu teknolojiler bu metodu kullanır. Cubital’ın SGC
metodu(11), UV maskeli lamba kullanırken, Objet’in
Polyjet’i(2), sıvıyı püskürtme kafalarıyla yerleştirdikten
sonra UV lamba ile kürleme yapar.D-MEC’in ACCULAS’ı
(10)dijital ayna aygıtı denilen farklı bir sistem
kullanırken, Envision Tec’in Perfactory metodu(4)
dijital ışık işleme denilen bir görüntüleme sistemi
(DLP) kullanır. EnvisionTEC’in Bioyazıcısı (7) sıvı ortamda ekstrüzyon metodu kullanır. Hızlı dondurma(8)
metodu su damlalarının, FDM’e benzer bir şekilde
biriktirilmesi esasına dayanır. Microfabrica’nın EFAB
54
ENDÜSTRİ OTOMASYON
teknolojisi(9) sıvı bir ortamda elektro-biriktirme metodunu kullanır. Katı esaslı hızlı prototipleme sistemlerindetoz hariç katı haldeki malzemenin tüm formlarını
kapsar. Bu bağlamda katı, tel(filament), rulo, tabaka
ve granül şekilli olabilir. Bu kategoriye giren sistemler
şunlardır: (1) Stratasys Ergiyik Biriktirme Modelleme
Tekniği(FDM), (2)Solidscape Benchtop sistemi, (3)
CubicTech. Tabakalı Parça imalatı(LOM), (4)3D Systems Çok Jetli Modelleme Sistemi(MJM), (5)Solidimension Plastik Levha Tabakalama(PSL), (6) Kira Ltd.
Kâğıt Tabakalama Teknolojisi(PLT), (7)EnnexCo. offset fabbers, (8)Şekil Biriktirme İmalat Prosesi(SDM).
Bu sistemlerde 2 metot mevcuttur. (1),(2),(4) ve (8)
ergime ve katılaşma ya da eriyerek yapışma(fusing)
şeklinde olup, (3),(5),(6) ve (7) kesme ve yapıştırma
ya da birleştirme şeklinde kullanılan metotlardır. Toz
esaslı hızlı prototipleme sistemlerinde toz genellikle
katı haldedir. Bununla birlikte, tozun tane yapılı formundan dolayı katı esaslı prototipleme sistemlerinden
farklı bir kategoride incelenmiştir. Bu sistemlerde toz
tanelerinin birbirine bağlanması ara yüzeydeki tanelerin temas alanlarının eritilmesiyle ya da bir bağlayıcı
veya yapıştırıcının eklenmesiyle elde edilir. Bu kategoriye giren sistemlerden bazıları şunlardır: (1)3D
Systems Seçici Lazer Sinterleme (SLS),(2) Z Corp3D
Yazıcı(3DP), (3)EOS EOSINT,(4) Optomec Lazerle
Net Şekillendirme ( LENS),(5) Arcam Elektron Işınlı
Ergitme(EBM), (6) Concept Laser Lazer Cusing, (7)
MCP-HEK Tooling RealizerII Seçici Lazer Eritme(SLM),
(8) Phenix Systems PM serisi (LS), (9)3D
Micromac AG Mikro Sinterleme, (10) Voxeljet Technology VX system. Yukarıdaki tüm sistemlerde tozların
birleştirilmesi ya bağlayıcı madde kullanarak ya da lazer kullanarak sağlanır. Yapılan çalışmada günümüzde
kullanılan yaygın olarak kullanılmakta olan 10çeşithızlı
prototip üretim teknolojisi, cihazlar, cihazların çalışma
metotları, kullanılan malzemeler, imal edilen parçalar ve yeterlilikleri yukarıdaki sınıflandırma sırasına
göre açıklanmıştır. Daha sonra bu yöntemlerin
karşılaştırılması yapılmıştır.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
Şekil 3. SLA sisteminin çalışma prensibi ve bu yöntem ile üretilmiş parçalar [20]
alması ile başlar. Bilgisayar kontrollü tarama sistemi ile sıvı
reçine yüzeyinde daha önceden yazılımla dilimlenmiş kesitlere karşılık gelen kısımlar, UV lazer ile katılaşır. Katman
tamamlandığında, platform katman kalınlığı kadar alta çekilir.
Katman kalınlığı 0.025 ile 0.5 mm arasında değişmektedir.
Ortaya çıkan boş hacme tekrar vakumlu bıçak ile yeni bir kat
sıvı fotopolimer kaplanır. Sonraki katman bir önceki katman
üzerine oluşturularak tamamlanır. Malzemenin yapışkanlığı
sayesinde katmanlar birbirine yapışır (Şekil 3). İnşa süresince
parçanın altlarında boş olan kısımlara parçanın oynamaması
için destekler inşa edilir. İşlem sonrası destekler asıl parçadan
ayrılırlar[3]. SLA, son derece yüksek doğrulukta, yüzeyi
düzgün olan ayrıntılı polimer parçalar üretebilir. Reçine esaslı
malzemeler, polipropilen, akrilik ve epoksi kullanılabilir. İmal
sonrası parçalar temizlik ve fırınlama işlemleri gerektirir. SLA
yöntemi pek çok farklı malzemeden üretim seçenekleri sunar.
2.2. PolyJet Teknolojisi
Polyjet tekniği, mürekkep püskürtme ve Stereolitografi
tekniklerini bir arada kullanan bir prosestir. Bu prosesteher
bir katmanı oluşturmak için püskürtme kafaları kullanılır.
Proses süresince, model ve destek malzemeleri bu kafalardan
püskürtülür. Bu malzemeler, hemen püskürtme kafasında
bulunan UV ışıkla sertleştirilir. Malzemelerin bitmek üzere
olduğu bir zamanda, malzeme kartuşları kolayca üretim süreci kesintiye uğramadan değiştirilebilir. 2D kesit alanı püskürtme kafasındaki UV ışıkla kürlendikten sonra
platform, katman kalınlığı kadar 16 µm aşağı iner. Püskürtme
kafasının bu prosesi parça bitene kadar devam eder. Prototip
bittikten sonra destek malzemeleri özel bir kabin içinde su jeti
ile kolayca parçadan uzaklaştırılabilir. Polyjet teknolojisinde
100’ün üzerinde malzeme çeşidi ile hassas ve gerçeğe yakın
prototipler yapılabilmektedir. Kauçuk ve sert malzeme, mat ve
şeffaf malzeme, yüksek mukavemetli ve
sıcaklığa dayanıklı plastik malzeme, dental ve medikal uygulamalar gibi malzeme seçenekleri bulunmaktadır.
Cihazın kullanımı oldukça kolaydır [15].
2.1. Tarayarak Işıkla Kürleme Tekniği, Stereolitografi cihazı (SLA, Stereo Lithography Apparatus)
SLA, CAD verisinden doğrudan 3D plastik parçalar
üretir. SLA, mucidi Charles Hull’un çalışmasına dayalı
3D Systems tarafından 1988 yılında tanıtılan ilk hızlı
prototipleme prosesidir. Proses, fotopolimer sıvı
reçinenin bir tankın içine doldurulması ve bir hareketli
platformun sıvı reçine yüzeyinin hemen altında yer
Şekil 4. Polyjet sisteminin çalışma prensibi ve bu yöntem ile üretilmiş parçalar [21]
55
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
2.3. Katı Tabaka Kurutma Teknolojisi (SGC, Solid
GroundCuring)
SGC yönteminde, parça eksenlerinin tanımlanmasından
sonra tabaka kalınlığı belirlenir. Sıvı haldeki maske
fotopolimer malzemenin üzerine yerleştirilir ve sonra yoğun bir UV ışını katmanın üzerinden geçerek
tabakayı katılaştırır. Katılaşmamış fotopolimer vakum sistemiyle alınarak düşük ergime noktasına sahip, suda eriyebilen bir mumla yer değiştirir (Şekil
5). Parça, tabaka kalınlığını daha önceden tanımlanan
değere indiren bir freze takımı ile işlenerek düzeltilir.
Bu işlem model tamamlanıncaya kadar devam eder.
Model oluşunca mum mikrodalga fırınında eritilir. İnşa
malzemesi olarak akrilik,mum kullanılır. Parçalarda iç
gerilmeler çok azdır. Modelin kütle merkezi ağırlıklar
yerleştirilerek ayarlanabilir. Aynı anda birden çok parça üretilebilir. Destek gerektirmez. Malzeme seçeneği
azdır. Bakım maliyeti yüksektir. Gürültülü çalışır.
Makinenin boyutları büyüktür.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
tutmaya yarayan bir ısıtıcı eleman içerir ve böylece
plastik kolayca nozul üzerinden akar ve bir katman
oluşur. Plastik nozuldan aktıktan sonra aniden
sertleşir ve aşağıdaki katmana yapışır. Bir katmanın
yapımı tamamlandıktan sonra platform aşağıya iner
ve ekstrüzyon nozulu diğer katmanı inşa eder. Katman kalınlığı ve düşey boyut hassasiyeti ekstrüzyon
nozulunun çapına bağlıdır. Bu çap 0.178 mm ile
0.356 mm arasında değişir. XY düzleminde 0.025 mm
çözünürlüğe ulaşılabilir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
2.5. Tabakalı Yapıştırmalı Parça İmalatı (LOM,
Laminated Object Manufacturing)
Sistemin ana bileşenleri, platform üzerindeki ince levhayı
ileri süren bir besleme mekanizması, ince levhayı alt katmana basınç ve ısıyla bağlamak için ısıtılmış bir silindir
ve her katmanda parçanın dış hatlarını kesen bir lazerdir.
Parça, lazerle kesilmiş yapışkan kaplanmış ince levhanın bir
önceki katmanın üstüne yapıştırılması ile üretilir. Bir lazer,
her katmanda, parçanın dış hatlarını keser. Her kesim işlemi
tamamlandıktan sonra platform ince levha kalınlığı kadar
genellikle 0.05-0.5 mm kadar aşağıya iner ve başka bir ince
levha, besleme mekanizması yardımıyla daha önceki katman
üstüne ilerletilir. Platform daha sonra hafifçe yükselir ve
ısıtılmış silindir yeni katmanı yapıştırmak için basınç uygular. Lazer parça dış hattını keser. Bu işlem parça tamamlanana kadar devam eder (Şekil 7). Katman kesildikten sonra
kalan ekstra malzemeler, parçayı üretim boyunca desteklemesi için yerinde kalır. Bu yöntem ile üretilen parçalar Şekil
7’de görülmektedir. LOM’da malzeme olarak kaplanmış
kağıt, plastik köpük kullanılabileceği gibi seramik veya metal
tozu emdirilmiş malzemeler de kullanılabilir. Malzemenin kolay ve ucuz temin edilebilirliği yöntemi avantajlı kılmaktadır.
Tasarım ve parametrelerin doğru seçilmesiyle, her boyutta
yüksek hassasiyete sahip prototip dışında yapısal ve işlevsel
modeller de elde edilebilir. Büyük hacimli parçalar yüksek
hızla işlenebilmektedir. Çevre dostu bir teknolojidir.
2.6. Çok Jetli Modelleme(MJM, Multi-Jet Modelling)
MJM tekniği, mürekkep püskürtmeli yazıcılardaki
mürekkep püskürtmeye benzer bir teknikle yüzlerce
nozula sahip baskı kafası kullanarak CAD verilerinden 3D plastik modeller üreten bir hızlı prototipleme
tekniğidir. Bu teknikte mum benzeri termoplastik 300
dpi ve daha yüksek bir çözünürlükte ısıtılmış bir baskı
kafası ile ince damla olarak püskürtülür ve hemen UV
ışığı ile kürlenen malzeme sıcaklıkla katılaşır. Çıkıntılar
için, düşük erime noktalı balmumundan yapılan, sonradan elle veya sıcak havayla uzaklaştırılabilen destek
yapısı inşa edilir. İlk katman tamamlandıktan sonra
platform Z ekseninde aşağıya iner ve diğer katman
inşa edilir. Bu proses model bitene kadar tekrarlanır.
Yazıcı kafası X-Y ekseninde hareket ederken üretim tablası Z-ekseninde hareket eder(Şekil 8). Biten
modeller çok kolay bir şekilde makineyle işlenebilir,
yapıştırılabilir veya kaplanabilir. Bu metotla telkari gibi
yüksek detaylı parçalar, konsept modeller ve tasarım
prototipi üretmek mümkündür. Gerekirse bu modelden
örneğin bir vakum döküm yöntemi kullanılarak kalıp
üretilebilir. Bu teknoloji ile sert, esnek, siyah, şeffaf,
yüksek sıcaklığa dayanıklı plastik parçalar üretilebilir.
Şekil 7. LOM sisteminin çalışma prensibi ve bu yöntemle üretilmiş parçalar [18]
Şekil 8. MJM sisteminin çalışma prensibi ve bu
yöntemle üretilmiş parçalar[18,22]
Şekil 6. FDM Sisteminin çalışma prensibi ve bu yöntemle üretilmiş parçalar [18,21]
Şekil 5. SGC sisteminin çalışma prensibi ve bu yöntemle üretilmiş parçalar [18]
2.4. Ergiyik Biriktirme Modelleme Tekniği (FDM,
Fused Deposition Modeling)
Bu proseste bir plastik veya mum malzeme parçanın
kesit geometrisini izleyen bir nozul içinden ektrüzyon
edilir. Model malzemesi ince plastik tel (filament)
şeklindedir. Bazen filament yerine hazneden beslenen
plastik granül de kullanmaktadır. Nozul, termoplastiği
ergime noktasının hemen üzerindeki bir sıcaklıkta
56
Bu teknik ile çok parçalı, hareketli mekanizmaların
ve karmaşık parçaların imalatı mümkündür.ABS, poliamid, polikarbonat,polietilen, polipropilen ve hassas
döküm mumumodel malzemesi olarak kullanılabilir.
Bu yöntemde model üretilirken destek malzemesi
kullanılır ve farklı bir destek malzemesi kullanabilmek
amacıyla sisteme ikinci bir nozulila ve edilmiştir.
Üretilen parçaların esnemeye, bükülmeye, kırılmaya
ve uzamaya karşı yüksek dayanımı, suya ve neme
karşı yüksek dirençleri, uygun maliyeti en belirgin
özellikleridir. Fonksiyonel parçaların üretimi için uygundur.
57
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
2.7. Şekil Biriktirme İmalatı (SDM, Shape Deposition Manufacturing)
SDM, hassas malzeme işleme prosesinin avantajları
ile katmanlı imalatın avantajlarını birleştiren hızlı
prototipleme prosesidir. Proses Şekil 9 de görülmektedir. Malzeme, yığma istasyonunda platform destek
yüzeyleri arasına yığılır. Yığma proseslerinden biri mikrodöküm denilen kaynak tabanlı yığma prosesidir ve
son yüzey nete yakın görünümdedir.
Daha sonra şekillendirme istasyonuna alınır ve burada genellikle 5 eksenli bir CNC işleme merkezinde
son şekil vermek üzere işlenir. Buradan parça, malzeme yığma ve işleme esnasında oluşan gerilmeleri almak üzere bilyalı dövme (shot-peening) gibi işlemleri
uygulamak üzere gerilme giderme istasyonuna transfer edilir. Proses parça tamamlanana kadar tekrarlanır.
Geçici destek malzemelerinin uzaklaştırılmasından
sonra parça son şeklini alır. Destek malzemeleri eritme ya da aşındırma
işlemi ile modelden ayrılır.
Şekil 9. SDM sisteminin çalışma prensibi ve bu yöntemle üretilmiş parçalar [19]
SDM teknolojisinde metal, plastik ve seramik tozlardan, doğrudan kullanılabilecek fonksiyonel parçalar
üretilebilir. SDM de mikro döküm yığma prosesi dışında,
farklı malzemeleri kullanmaya olanak sağlayan bir
çok alternatif proses mevcuttur(Çizelge 1).
58
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
tur. Üretilen modellerin çarpılmaması için soğumaya
bırakılması sistemin bir dezavantajdır.
Çizelge 1. SDM’de yığma prosesleri, parça ve destek
malzemeleri [18]
2.8. Seçici Lazer Sinterleme (SLS, Selective Laser
Sintering)
SLS prosesi, toz malzeme kullanarak, ısı oluşumunu
sağlayan CO2 lazer ile katman katman CAD verisinden 3D parçalar oluşturur.Isıtıldığında bir biri ile
birleşebilen toz halindeki inşa malzemesi ince ve düz
bir tabaka şeklinde katman kalınlığı kadar üretim tablası
üzerine yayılır.CO2 lazer,tarayıcı sistem aracılığı ile tabaka şeklindeki tozlar üzerinde seçilen bölgeleri tarar
ve ilk katman inşası biter. Sonra diğer katman inşası
için tezgah tablası altındaki platform, katman kalınlığı
kadar aşağı iner. Toz yayıcı mekanizma aracılığıyla bir
önce taranmış katmanın üzerine yeni katman kalınlığı
kadar toz serilir ve lazer ile taranır. Bu işlem model
oluşuncaya kadar devam eder. Sinterleme işleminin
tamamlanmasından sonra sinterleme istasyonunun
soğuması için bir süre beklenir. Sonra parça, tezgâh
üretim tablası üzerinden alınır ve doğal destek görevi
üstlenmiş tozlar, fırça veya vakumlu süpürge ile
temizlenir(Şekil 10). SLS parçaları kumlama, isteğe
bağlı boyama gibi son işlemlere ihtiyaç duyar. SLS
sistemi, sinterleme istasyonunun dışında, kullanılmış
tozun belirli oranda yeniden kullanılmasını sağlayan
geri dönüşüm sistemini içerir.
SLS yöntemi poliamid (naylon), polistren, karbon fiber ve alüminyum katkılı poliamid gibi plastik malzemeler, paslanmaz çelik, kobalt krom, nikel krom, titanyum gibi metal alaşımları ve doğrudan kalıp için kalıp
kumu(alüminyum silikat) gibi seramik malzemeler
kullanabilir. SLS mukavemetli parçalar üretir. Bu yüzden konsept model üretiminde, fonksiyonel parçaların
üretiminde, hızlı döküm ve hızlı kalıp için gerekli
parçaların üretiminde kullanılır. SLS teknolojinde parça imal edilirken özel destek yapıları gerekli değildir.
Çünkü her tabakada sinterlenen tozun dışında kalan
fazla toz, sinterlenmekte olan bölüme destek görevi
görür. Bitmiş parçaya uygulanan kumlama gibi son
işlemler minimum seviyededir. Lazerle sinterlenmiş
parça katıdır ve kürleme gibi bir işleme gerek yok-
Şekil 11. 3DP sisteminin çalışma prensibi ve bu yöntem ile üretilmiş parçalar [20,22]
Şekil 10. SLS sisteminin çalışma prensibi ve bu
yöntem ile üretilmiş parçalar [20,23]
2.9. Üç Boyutlu Yazıcı Teknolojisi (3D Printing)
3DP teknolojisi, sıvı bir bağlayıcı yardımıyla, üretim tablasına yığılmış toz katmanını katılaştırarak 3D
fiziksel prototip üretir.3D yazıcı, yığılmış gevşek tozun üzerine mürekkep püskürtmeli yazıcı kafasından
bağlayıcı püskürtür. Bu şekilde tozlar birbirine
bağlanır ve her katman için bu işlem devam eder.
Çok renkli parçalar için, yazıcı kafalarından birisinde,
farklı renkte bağlayıcı bulunur. Bu şekilde parçanın
farklı bölgelerine farklı renkler uygulanabilir. Her katman bitiminde üretim pistonu aşağıya iner ve üretim
tablasına yeni toz katmanı serilir. Proses parça bitene kadar tekrarlanır. Prototip tamamlanınca destek
görevi üstlenmiş tozlar vakum emici ile emilir (Şekil
11).Sağlam prototipler üretmek için, parça çok kısa
bir süre (~3sn) reçine içine batırılabilir ve 70  C ye
ayarlanmış bir fırında 1-2 saat bekletilir. 3DP prosesinde model malzemesi olarak yüksek performanslı
kompozit tozkullanılır.
2.10 Elektron Işınlı Ergitme(EBM, Electron Beam Melting)
EBM teknolojisi, tamamen yoğun metal tozlarını
güçlü bir elektron ışını ile eriterek katman katmaninşa
eden bir prosestir. Her bir katman, bir CAD modeli ile tanımlanan geometriye göre eritilmektedir. Bu
teknolojide, yüksek erimekapasitesive yüksek verimlilikiçin gerekli olanenerjiyi üreten yüksek güçlü bir
elektron ışını kullanılmaktadır. Elektronlar> 2500
°C’ye kadar ısıtılan bir filamandan yayılır. Elektronlar
toza vurduğunda kinetik enerji ısıya dönüşür. Bu ısı
metal tozunu eritir. (Şekil 12). Elektronlar ışık hızının
yarısı kadar hızla anotadoğru hızlandırılmaktadır.Elektron ışını son derecehızlı ve doğruışınkontrolüsağlay
anelektromanyetik bobinlertarafından yönetilmektedir.
Ergitme bittikten sonra tabla dikey yönde aşağı iner
ve yeni metal tozu katmanı serilir. Bu işlemler model
tamamlanıncaya kadar devam eder. Döküm ve dövmeden daha iyi malzeme özelliklerine sahip ve üzerindeki gerilmeler giderilmiş şekilde parçalar üreten EBM
teknolojisi, vakum ve yükseksıcaklıkta gerçekleşir. Vakum sistemi tüm üretim boyunca 10-5mbar ve daha iyi
basınç sağlar.Bu yöntemde metal (kobalt krom ve titanyum alaşımları) ve seramik malzemeler kullanılabilir.
59
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
Yüksek mukavemeti, düşük yoğunluk ve üstün korozyon direnciile titanyum ve alaşımlarıda,cerrahi ve
tıpta, havacılık, otomotiv, kimya tesisi, enerji üretimi,
spor ve diğer büyük endüstrilerde kullanılmaktadır.
Bu yöntemle üretilen parçalar direkt kullanılabilir.Bu
teknoloji, EBM makinelerine ek olarak kolay ve güvenli
kullanım için yardımcı donanımlara ihtiyaç duyar.
Bunlar patlamaya karşı korumalı elektrikli süpürge, toz
taşıma arabaları ve toz geri kazanım sistemidir.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
görüntüleme modelleri yapmak, tomografi verilerinden model ve protez yapımı.
3. Dental: Protez ve implant yapımı.
4. Kuyumculuk: Zahmetli el işçiliği gerektiren veya
el ile yapımı mümkün olmayan karmaşık geometrili
mücevherlerin yapımı.
5. Mimarlık: Topoğrafik modelleme.
6. Sanat: El ile imalatı mümkün olmayan ya da zor olan
sanat eserlerinin yapılması.
7. Arkeoloji: Arkeolojik buluntuların modellerinin
yapılarak sergilenmesi.
8. Matematik, Fizik, Kimya: 3D katı nesnelerin
yapılması, karmaşık molekül yapılarının yapılması.
9. Eğitim: Görsel eğitim araç gereçlerinin yapılması.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
yüksektir.
• Fonksiyonel model üretiminde SLS, SLA, FDM, EBM
ve SDM sistemleri avantaj sağlamaktadır. Hareket edebilen ve çok parçadan oluşan modellerin üretiminde
FDM ve SGC yöntemleri ön plana çıkmaktadır.
Mevcut prototip teknolojilerinin kullanılmasında hangi
yönetimin seçileceği çok önemlidir. Çünkü cihazların
ilk yatırım maliyeti önemlidir. Ayrıca CO2 gazı, metal
tozları, plastik tozları gibi kullanılacak sarf malzemelerinin maliyetleri de önemlidir. Çizelge 2, endüstride
kullanılan ve yukarıda açıklanan hızlı prototipleme
sistemlerinin durumlarını karşılaştırmalı olarak
özetlemektedir. Çizelgede temel çalışma esasları,
kullandıkları yapı malzemeleri, ön ve son işlemler,
üretilen parçaların bazı özellikleri, veri transfer
dosyaları ve diğer temel özellikleri verilmiştir. Çizelge
2 hızlı prototipleme teknolojilerinin karşılaştırılmasına
imkân vermektedir.
Şekil 12. EBM sisteminin çalışma prensibi ve bu
yöntem ile üretilmiş parçalar [18,24]
3. HIZLI PROTOTİP SİSTEMLERİNİN
KARŞILAŞTIRILMASI
Hızlı prototipleme teknolojileri günümüzde aşağıdaki
alanlarda kullanılmaktadır. Bunlar;
1. Mühendislik: Doğru ve görsel karar verme
mekanizması sağlamak için gerçek modelleme, prototip yapımı, kalıp tasarımı, analiz, tasarım döngüsündeki zamanı azaltmak, ürün geliştirmek, üretim maliyetini
azaltmak, yeni ürünleri tanıtmak, mevcut ürün özelliklerini değiştirmek, kompleks parçaları üretebilmek,
tasarım ve imalatın entegrasyonunu sağlamak.
2. Medikal: Vücut içinde teşhise yardımcı olan katı
60
4. TARTIŞMA VE SONUÇ
Bu çalışmada hızlı prototipleme teknolojileri genel
olarak karşılaştırılmış ve aşağıdaki tespitler yapılmıştır:
• Uygulamada en yaygın kullanılan teknolojinin SLA
olduğu görülmektedir. Bu yöntem yüksek doğrulukta,
renkli parçalar üretebilmektedir. Ancak parçalarda
çarpılma ve büzülme olabilmektedir. Metal model
yapılamamaktadır.
• Mukavemetli parçalar yapılacağında SLS, FDM, EBM
ve SDM teknolojileri tercih edilebilir. Özellikle SLS,
EBM ve SDM teknolojileri metal model üretimini mümkün kılmaktadır.
• Büyük boyutlu modeller üretileceğinde LOM tercih
edilir. Ancak modellerin mekanik özellikleri iyi değildir.
MJM ve 3DP yöntemleri basit ve kolay kullanılabilen
sistemler olup üretim hızları yüksektir.
• MJM sistemlerinde üretilen modellerin yüzeyleri
daha düzgündür. 3DP sistemleri ile renklendirme
yapılabilir.
• FDM, 3DP ve Polyjet sistemleri ofis ortamında
rahatlıkla kullanılabilir. SGC sistemleri ise kütlesel
olarak ağır, büyük boyutlu olup ve bakım maliyetleri
Çizelge 2. Hızlı prototipleme yöntemlerinin
karşılaştırılması
KAYNAKLAR
[1] B. Ozugur, “Hızlı prototipleme teknikleri ile kompleks
yapıdaki parçaların üretilebilirliklerinin
araştırılması”, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, (2006).
[2] J.E. Blanther, “Manufacture of contour relief maps”, US
Patent, #473,901 (1892).
[3] O.J. Munz, “Photo-Glyph recording”, US Patent,
#2,775,758, (1956).
[4] W.K. Swainson, “Method, medium and apparatus for
producing three-dimensional figure product”,
US Patent #4.041.476 (1977).
[5] P.A.Ciraud, “Process and device for the manufacture of
any objects desired from any meltable
material”, FRG Disclosure Publication, (1972).
[6] R.F.Housholder, “Molding process”, US Patent
#4,247,508, (1981).
[7] L.B. David, J.B.J. Joseph, C.L. Ming and W.R. David, “A
brief history of additive manufacturing and
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
the 2009 roadmap for additive manufacturing: looking back
and looking ahead”, US-TURKEY Workshop On Rapid Technologies, September 24, 5-1, (2009).
[8] E. Negis, “A short history and applications of 3D printing
technologies in Turkey”, US-TURKEY
Workshop On Rapid Technologies, September 24, 23-30,
(2009).
[9] I. Drstvensek, B.Valentan, T.Brajlih, T.Strojnik, H.N. Ihan,
“Direct digital manufacturing as communication and implantation tool in medicine”, US-TURKEY Workshop On Rapid
Technologies, September 24, 75-81, (2009).
[10] T.Wohlers, “Wohler’s report 2009”, Wohlers Associates,
Inc., (2009).
[11] G. Dogan, “Mikro ve nano hızlı prototipleme”, Yüksek
Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
(2007).
[12] S.O.Onuh, Y.Y.Yusuf, “Rapid prototyping technology:
applications and benefits for rapid product
development”, Journal of Intelligent Manufacturing, 10, 301,
(1999).
[13] S.O.Onuh, K.K.B. Hon, “Integration of rapid prototyping technology into FMS for agile manufacturing”, Journal of
Integrated Manufacturing Systems, 12, 179-86, (2001).
[14] İnternet: E. Negis, “İmalatta mükemmele doğru; Oto-inşa
teknolojileri”, http://www.turkcadcam.net, 2005).
[15] M. Ermurat, “Hızlı prototip ve üretim teknolojilerinin
incelenmesi”, Yüksek Lisans Tezi, Gebze İleri
Teknoloji Enstitüsü Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü,
(2002).
[16] R.Merz, F.B.Prinz, L.E.Weiss, “Shape deposition manufacturing”, Proceedings of the Solid Freeform
Fabrication Symposium, The University of Texas at Austin,
1-7, (1994).
[17] M.D.Aaron, R.W.Christopher and D.H. Robert, ‘‘Embedded sensors for biomimetic robotics via
shape deposition manufacturing’’, Division of Engineering and
Applied Sciences Harvard University, Pisa, Italy,1-6, (2006).
[18] C.K.Chua, K.F.Leong, C.S.Lim, “Rapid Prototyping.
Principles and Applications”, Third Edition, World Scientific,
(2010).
[19] F. B. Prinz, Lee E. Weiss, “Novel Applications and
Implementations ofShape Deposition Manufacturing”, Naval
Research Reviews, Office of Naval Research, pp. 19-26, Vol.
L,(1998).
[20] İnternet: http://www.custompart.net, (2013).
[21] İnternet: http://www.stratasys.com, (2013).
[22] İnternet: http://www.3dsystems.com, (2013).
[23] İnternet: http://www.eos.info, (2013).
[24] İnternet: http://www.arcam.com, (2013).
61
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
Üç Boyutlu Printer Teknolojisi
Selçuk Karaata
Yaşar Üniversitesi
ABD’de
Obama
yönetimi
dönemimde
başlatılan ve ABD üretim sektörünün
rekabet gücünü artırmayı hedefleyen girişim
de bu alanda dikkate alınabilecek akımlar
arasındadır
Üretim sistemleri hızla gelişiyor. Yenilikçi, insan
hayatını kolaylaştıran, üretimi daha erişilebilir maliyetlere yaklaş- tıran çözüm teknikleri daha sıklıkla gündemde yer ediyor. Bu gerçekten yola çıkarak
üretim sistemleri içinde önemli derecede sözsahibi
olacağına inandığımız bir teknolojiye değinmek istedik. Üç boyutlu yazıcılar ve genel olarak İngilizce’de
‘additive manufacturing’ olarak anılan süreç odak
konumuz. Yaptığımız İnternet kaynaklı araştırmada
‘additive manufacturing’ ifadesinin Türkçe karşılığına
ulaşamadık. İngilizce’den çevirdiğimizde; üç boyutlu model verilerinden cisimler üretebilmek amacıyla
malzemeleri biraraya getiren üretim tekniği anlaşılmaktadır. Yazımızda, üç boyutlu yazıcı (3D printer)
teknolojisini üçüncü sanayi devrimi olarak tanımlayan Paul Markillie’nin The Economist dergisinde yayımlanan makalesinin özetine yer vereceğiz. Yazar,
Almanya’da katıldığı EuroMold adlı fuarda 3 boyutlu
yazıcıların çalışma tekniğine yer veriyor. Geleneksel
olarak metale şekil veren sertçe vurma veya katlama gibi işlemler yerine, 3 boyutlu yazıcılar sayesinde
malzemenin sistem içine tabaka tabaka verilerek bir
ürün elde edilebildiği aktarılmakta. Yazar katıldığı EuroMold fuarında, ABD’de yerleşik olan 3D Systems
adlı firmanın, bir çekicin tahtadan ve metalden oluşan bölümlerinin 3 boyutlu yazıcı ile nasıl üretildiğine
ilişkin gözlemini paylaşıyor. Ve geleceğin üretim sistemlerinin mevcut paradigmalardan çok daha farklı
bir şekilde gerçekleşeceği savını ortaya atıyor. Özellikle maliyet açısından avantajlı bir yapının oluşacağı,
ölçek ekonomisinin toplu üretimle ürün başına maliyet bağlamında ne denli ekonomi sağladığı örnekleniyor. Üç boyutlu yazıcı teknolojisinde ise ölçek ekonomisinin göreli daha az önemli olduğu gerekçeleriyle
açıklanıyor.
Gerekçeler arasında yazıcı için kullanılan yazılımın
bir kez satın alındığı, makina kurulumunun da üretim
adedinden bağımsız olarak maliyet oluşturduğu ileri sürülüyor. ‘Additive manufacturing’ olarak anılan
tekniğin henüz bir otomobil veya bir iPhone üretimine olanak verecek kadar ilerlemediği, ancak bu tip
64
ürünlerin bazı özel parçalarının üretilebildiği belirtilmektedir. Genç bir teknoloji olmasına rağmen bazı insanların 3 boyutlu yazıcı ile çeşitli ürünler elde ettiği
savunulmakta. Additive manufacturing tekniği geleceğin fabrikası kavramının oluşumunda karşı karşıya
kalınan bütünün sadece bir parçasını oluşturmaktadır. Bu yapı hakkında uygulamada Volkswagen’ın benimsediği yeni bir üretim yöntemi örnek olarak paylaşılmakta. Volkswagen tarafından benimsenen yeni
üretim stratejisi Almanca Modularer Querbauksten
(MQB) olarak anılmakta, yöntemin amacı olarak da
tüm modellerin tek bir üretim hattı üzerinde yapımını
mümkün kılmak olarak aktarılmakta. Projenin 2012
yılında başladığı, böylece Amerika’daki, Avrupa’daki
ve Çin’deki üretim tesislerinde her bir pazarın ihtiyaç
duyduğu aracı yerel olarak üretme olanağını vereceği
aktarılmaktadır. Dünyada genellikle üretim sistemlerinin etkinlik düzeylerini artırdıkları, bu artışta örneğin
otomatize hale gelmiş olan; kendi kullandığı araçları
parçaları değiştirebilen, çok yönlü kesme yapabilen,
hatta yanlış giden bir şeyler olduğunu robotların ve
sensörlerin yardımlarıyla hissebilme yeteneğine sahip olan freze makinaları gibi makinaların rolü olduğu
öne sürülmekte.
Üretim sistemlerindeki dönüşüm işgücünde de haliyle bir dönüşümü taşımakta, istihdam edilen işgücü sayısında düşüş olurken, toplam üretim maliyeti
içindeki işgücü maliyetinde de bir düşüş olduğu öne
sürülmekte. İşgücü maliyetlerindeki düşüşün, üretim
çalışmalarını işgücünün ucuz olduğu ülkelere taşıyan
ülkelerin, imalat sektörünü tekrardan kendi sistemleri
içine taşıma eğilimini hızlandırdığı belirtilmekte.
Bu yorumda haklılık payını kabul etmekle birlikte,
imalat, hizmetler ve tarımdan oluşan ekonomik sistem içinde imalat sektörünü dışarı çıkarmanın ülkelerin rekabet gücü üzerinde yarattığı olumsuz etkinin
de bir etken olduğunun altı çizilebilir. ABD’de Obama
yönetimi dönemimde başlatılan ve ABD üretim sektörünün rekabet gücünü artırmayı hedefleyen girişim
de bu alanda dikkate alınabilecek akımlar arasındadır. Üretim için kullanılan malzemelerde de gelişmeler izlendi- ği belirtilmekte. Örneğin karbon-fiber
kompozitler çelikten ve alüminyumdan yapılan dağ
bisikletlerinden uçaklara kadar kullanılan malzemelere alternatif olmakta. Bazen yapım aşamasında sadece makinaların rol almadığı, örneğin ilgili bir görev
için genetik mühendisliği ile geliştirilmiş mikro organizmaların kullanıldığı savunulmakta. Geleceğin fabrikalarında daha akıllı yazılımların kullanılacağı, imalatta dijitalleşmenin sayısallaşmanın, sayısallaşmayı
derinlemesine yaşamış olan ofis ekipmanları, telekom
endüstrisi, fotografi, müzik, yayın ve film endüstrisinde yaşananlara benzer çok derin bir etki yaratacağı beklenmekte. Ve yaratılacak olan etkinin sadece
endüstrinin büyük ölçekli oyuncularında değil, aynı
zamanda KOBİ ölçeğindeki firmalar için de fırsatları
taşıyacağı dillendirilmekte. İlginç tespitlerden birisi
şu: yeni ürünleri geliştirmek ve sunmak eskisine göre
daha kolay ve daha ucuz olabilecek. Sosyal üretim
denen bir olgunun da gelişeceği, 3 boyutlu yazıcı ve
diğer üretim hizmetlerini sunan topluluklar gelişeceği
beklenmekte. Bu gelişemeye bir örnek olarak Fabrication Laboratory-FABLAB örnek olarak verilebilir. Laser kesme makinalarının, 3 boyutlu yazıcılar gibi teknolojilerin 7 gün, 24 saat sunulduğu 130’un üzerinde
FABLAB uygulaması dünyada yaygınlaşmakta. Yaşanan değişimin bir üçüncü sanayi devrimine dünyayı
daha da yakınlaştırdığı savunulmakta. Birinci sanayi
devrimi 18. Yüzyılda tekstil sanayinin makinalaşması ile, ikinci devrimin ise ABD’de 20 yüzyılda montaj
hatlarındaki gelişemelerle gerçekleştiği belirtilmekte.
Üretim sistemleri daha çok sayısallaştıkça, üçüncü
büyük değişim de yaklaşmakta. Bu değişim ürünlerin daha az sayıda ve daha ekonomik olarak üretimini
olanaklı kılacak, daha esnek, daha yeni malzemelerin
kullanıldığı, tamamen yeni üretim süreçlerinin yapılanabildiği, kolay kullanımlı robotların varolduğu, eşanlı-online olarak yeni ortak üretim hizmetlerinin sunulduğu yapılara evrileceği ortaya atılmakta. Tekerleğin
dönügüyü neredeyse tamamladığı, toplu üretimden
bireysel üretime doğru bir akımın varlı- ğının geldiği
öne sürülmekte. Gerçekten bir üçüncü sanayi devrimi
yolda mı, izleyeceğiz.
65
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
3B Yazıcılar: “Üç Boyutlu Hayat” Çağına
Geçiş Yapışımızın Habercileri!
Ultimaker 2+ 230 x 230 x 210 mm üretim alanına sahip
Yeme/İçme
Gıda sektörüne bakıldığında, bilim kurgu filmlerinin bizlere yıllar boyu kurdurduğu hayaller bir bakıma gerçeğe
dönüşmek üzere. Filmlerde görmüşsünüzdür; malzemeler huniden aşağı bırakılır, akıllı robotumuz ise bu malzemeleri öğüterek ortaya bir pizza çıkarırdı. Jetgiller çizgi
filmi de buna güzel bir örnekti.
Uygulama alanları durmak bilmeksizin artan 3B yazıcılar,
geleneksel veya çağa uygun herhangi bir sektörde kendilerine yer bulabilecek kadar yetenekli makineler oldukları
için, birçok sektör gurusunun bu makineleri “4. Sanayi
Devrimi” olarak tanımlaması artık kimsede bir şaşkınlığa
neden olmuyor. Bu cihazların son dönemde bu kadar sık
konuşulmasının altında yatan ne peki?
3B yazıcılar için; dijitaldeki 3 boyutlu modelin, katmanlı
üretim teknolojsini kullanarak gerçek zamanlı olarak
üretilmesini sağlayan fabrikalar olduğunu söylersek
yanılmayız. Yani siz bilgisayarda çizdiğiniz 3 boyutlu bir tasarım evinizde, ofisinizde, atölyenizde ya da
sınıfınızda kolayca üretebiliyorsunuz. Bu denli gündemi
meşgul etmesinin en büyük sebebi herkesi üretici olarak
konumlandırma gücüne sahip olmasından ileri geliyor
olabilir.
68
Uluslararası Uzay İstasyonu (IIS) öncülüğünde,
geçtiğimiz aylarda ilk defa 3B yazıcıların Mars’ta üretilecek
olan ev tipi yaşam kolonilerinin yapımında kullanılması
planlandı. Bu bir başka deyişle, 3B yazıcıların girmediği
bir alan olmayacak demek.
Katmanlı Üretim Teknolojisi (Additive Manufacturing)
sayesinde plastiği eriterek katmanlar halinde üst üste
yığan 3B yazıcılar, bu sayede karmaşıklık düzeyi fark etmeksizin her türlü nesneyi kolayca üretebiliyorlar.
3B yazıcılarda kullanımı en yaygın olan filamentler (hammaddeler) ise PLA ve ABS olarak ikiye ayrılıyor. Mısır
nişastası bazlı PLA, sağlığa herhangi bir zararı olmadığı
için genellikle ev tipi kullanıcılar arasında popüler bir
hammadde olmasına karşın; seramik, bronz, bakır ve
ahşap katkılı gibi daha birçok seçenek de kullanıcılar için
kullanıma sunulmuş durumda.
3B yazıcılar için bu durum çok da farklı değil. Gelecekte
pizzanızı hazırlamak için yapmanız gereken tek şey, bir
miktar hamuru şırıngaya koyarak yazıcının onu sizin
için üretmesini beklemek olabilir. Diyetinize uygun ve
istediğiniz bir şekle sahip gıdaların üretimi 3B Yazıcılar
ile mümkün olacak, hem de ev rahatlığında ve anında.
Bir de şu çikolataya bakın... Evet, o da 3B yazıcıda üretildi.
Uzay/Havacılık
Üç boyutlu yazıcılar, yetenekleri ve tanıdığı imkanlar gereği
şu günlerde Amerikan Ordusu ve NASA’nın göz bebeği...
Bu gücün farkında olan birçok oluşum, 3B yazıcıları kullanarak geleneksel tekniklerle asla mümkün olmayan düzeyde
karmaşık roket motorları üretebiliyor. 3B yazıcıda üretilen
roket motorlarının geleneksel yöntemlerle üretilenlerden
çok daha hafif olduğu kanıtlandı. Bu havacılık ve uzay
araştırmaları için büyük bir anlam ifade ediyor.
69
DOSYA / İmalat Teknolojileri / Makale
Biyomedikal / Tıbbi Kullanım
Organ üretimi şu sıralar bilim insanları arasında başı çeken araştırma konuları arasında. Büyük ihtimalle, “Hadi
canım!” diyebileceğiniz alanlardan biri olmasına karşın,
3B yazıcıların en çok gelecek vaat ettiği alanlardan biri
olma özelliğini taşıyan Bioprinting sayesinde, önümüzdeki 5-8 yıl içerisinde canlılık özelliklerine sahip bir kulak
veya burun üretiminin mümkün olabileceği tahmin ediliyor. Bu alandaki çalışmalar şu an deneme sürecinde
denebilir. Bilim adamları bu konuda attıkları her adımı
medyayla paylaşmaktan çekinmiyorlar. İşte aşağıda bir
grup doktor tarafından üretimi başarıyla tamamlanmış
“gerçek” bir kulak. Gerçekliği şu anda kozmetik olarak
mümkün tabi. Mühendislik eseri tasarım organlardan tutun, sanat eseri kategorisine girebilecek yeni uzuvların
bile gündeme geleceği bir gelecek bizi bekliyor olabilir.
Analizler/Gerçekler
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Yandaki grafikte de gördüğümüz üzere, 3B yazıcılar
analistleri büyük bir yanılgıya uğratmış durumda. Sarı
renkteki sütunlar; bir önceki yıl 3B yazıcı sektöründe
ulaşılması beklenen hacmi temsil ediyor. Mavi sütunlar
ise; bir önceki yıl yapılan tahminlerin, aradan sadece bir
yıl geçmesine rağmen nasıl yenilgiye uğradığını gösteriyor. 3D Yazıcı sektöründe beklenen patlama, beklentilerin çok ama çok üzerinde. 2020 yılında $20 Milyar
üzerinde bir hacme ulaşması beklense de şu soruyu
sormadan rahat edemiyorum: “Mevcut beklentiler neden
2’ye katlanmasın?”
Bilimsel yöntemlerle yapılan tahminler bile yanılgıya
neden olduysa, buna kim “mümkün değil” diyebilir ki?
Sonuç: Parlak Bir Gelecek!
Uzun süre önce değil, size sunduğumuz tüm bu
gelişmeler geçtiğimiz 5 yıl içerisinde gerçekleşti. Tabii
ki tek seferde bu kadar gelişmeyi gözler önüne sermek
mümkün olmayabilir. Fakat şu gelişmelerden de haberdar olmanızı isteriz:
Devasa 3B yazıcılar yardımıyla üretilen bir ev. Ucuz ve
anında konutlamaş ihtiyacını giderek cinsten.
3B Yazıcı sayesinde üretilmiş bir araba. Dünyada bir ilk!
Sizin için üretilmiş sizin tasarladığınız aracı kullanmak da
yakın gelecek de mümkün olacak.
Bundan 4-5 yıl öncesinde, bu iyiliği yapmanın tutarı
yaklaşık olarak $5000’dı. 3B yazıcılar sayesinde ortalama
$50 ile bir canlının yaşamını kolaylaştırabiliyorsunuz.
Peki sizin favori uygulama alanınız hangisi?
70
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Tek. / Değerlendirme
ENDÜSTRİ OTOMASYON
İleri Üretim Neden Verimliliği Artıracak
Bir Güç Olarak Karşımıza Çıkacaktır?
Selçuk Karaata
Yaşar Üniversitesi
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Tek. / Değerlendirme
yararlanılmasıdır. Yakın gelecek için düşünüldüğünde ileri üretim akımı çok sayıda farklı işkolunda küresel üretimin ekonomisini dönüştürebilir.
İleri üretim adı verilen kavram son dönemlerde sıklıkla
anılmaktadır. Kavram çok sayıda farklı bireye ve kuruma
farklı anlamlar taşıyabilir. Sirkin ve arkadaşları (2015)
bu kavrama ilişkin tanımı şöyle ortaya koymaktadır:
“yüksek esneklikte, veri ile çalışan ve maliyet tasarrufu
sağlayan üretim süreçlerinin bütündür”. Bu tip teknikleri
alanında lider bazı kurumların kullandıkları belirtilmekte, örnek olarak da Ford ve GE verilmektedir. İleri üretim tekniklerinin verimlilik artışı amaçlı farklı kullanımı
müşteri ihtiyaçlarına dönük çözümlerin bulunması için
uygun olanaklar sunmalıdır. Tasarım değişiklikleri için
üretim hatlarının yeniden organize edilmesi daha rahat
biçimde gerçekleştirilmektedir. Yine gündemde çok sık
anılan bir avantaj; firmaların hızlı bir biçimde prototip
üretimine olanak sağlayacak ürünün piyasaya çıkış hızını
artırabilmektedir.
Yazarlar ileri üretim akımının 5 adet teknoloji temelli
araçla üretim süreçlerinin üretkenliğini artırabileceğini
düşünmektedir. Bunlar;
1. Kendi kendini yönetebilen robotlar. Bu araca ‘akıllı robotlar’ demek de yerinde olabilir. Yeni nesil otomasyon
sistemleri bilişim teknolojilerinin sunduğu fırsatlardan
yararlanarak kontrol sistemleri ile endüstriyel robotlar
arasında bağlantı kurabilmektedir. Doğal olarak farklı
tartışmaları gündeme getirse de yazarlar sensorlar ve
standart arayüzlerle donanmış yeni robotik ve otomasyon sistemlerinin emek gücüne duyulan gereksinimi
düşürerek kaliteyi artırma ve küçük üretim miktarları için
bile maliyetleri azaltabileceğini savunmaktadır.
Bu sorunun yanıtını Boston Consulting Group adlı
danışmanlık firmasının hazırladığı makaleden alıntılar
yaparak yanıtlamaya çalışacağız. Sirkin ve arkadaşları
(2015) tarafından kaleme alınan makaleye göre son bir
kaç 10 yıllık dönem içinde imalat sektörünün rekabetçi
avantaj elde etme çabaları yeni ve geniş miktarda bulunabilecek olan düşük işgücü maliyetine sahip coğrafyalarda
arandı. Ancak gerek Çin’de, gerekse de diğer gelişmekte
olan piyasalardaki ücret artışlarının yaşanması, üretim
sisteminin yanında eski bir yöntem olarak kullanılagelen
72
verimlilik artışı sağlamaya dönük tedbirler almalarına
neden oldu.
Yazarlara göre imalat sanayinin gelecek dönemlerde ihtiyaç duyacağı verimlilik artışlarına en büyük hızlandırıcı
etkiyi teknolojik ilerleme sağlayabilecektir. Bazı uzmanlar tarafından “Endüstri 4.0” olarak adlandırılan bu döneme şekil verecek olan etmenler siber fiziksel sistemler
ve dinamik veri süreçleridir. Dinamik veri süreci, akıllı
makinaları kullanmak için çok büyük veri setlerinden
2. Bütünleşik hesaplamalı malzeme mühendisliği. Ürünlerin bilgisayar modellerinin yaratılması ve özellikleri ile
ilgili benzeşim-simülasyon programlarının uygulamaya
geçirilmesi ile birlikte mühendislerin ve tasarımcıların
daha nitelikli, daha hızlı ve daha ucuza üretim yapabilme
yetenekleri artmaktadır.
3. İleri üretim akımı içinde önerilen 5 araçtan üçüncüsü
dijital üretimdir. Sanallaştırma teknolojileri tüm üretim sürecinin sümule edilmesine fırsat vererek dijital
fabrikaların kurulmasına olanak tanımaktadır. Diğer
yararlarının yanısıra, dijital sümülasyon mühendislere
fabrikaların düzenlenmesini optimize etme olanağı sunarak zaman ve emek tasarrufu sağlamakta, üretim
sürecinde hataların belirlenmesinde ve giderilmesinde
yardımcı olmaktadır. Tüm montaj hatlarının göreli düşük
maliyetle farklı mekânlarda kopyalanmasını olanaklı hale
getiren teknikler kullanılabilmektedir.
4. Endüstriyel internet ve esnek otomasyon. Üretime
ilişkin donanımların birbirlerine bağlanarak birbirleriyle
konuşmaları veya iletişim kurabilmeleri ve sensörler
tarafından üretilen verilere dayanarak üretimi otomatik
olarak ayarlayabilmektedir.
5. Katmanlı üretim. Additive manufacturing olarak
İngilizce’de kullanılan bu ifadenin additional kelimesini katmanlı olarak Türkçe’ye çevirdik. Bu ileri üretim
aracına aynı zamanda üç boyutlu tasarım teknolojisi
denmektedir. Katmanlı üretim süreçleri dijital modellere
dayanarak 3 boyutlu nesneler üretebilmektedir. Bu tip
süreçler bazı sanayi kollarında prototip üretebilmek için
kullanılmaktadır. Özellikle havacılık ve otomotiv parçaları
ve tüketim maddeleri için uygulama alanlarının geliştiği
izlenmektedir.
Yazarlara göre söz edilen teknolojik çözüm yöntemleri
bugün için henüz çok yaygın değildir. Kısa vadede çok
büyük bir etki yaratmasını beklememek gerekir. Belki
önümüzdeki 5-10 yıllık dönem içinde işgücünün yerini
alacak büyük tasarruflar elde edilmesine de olanak
sağlamayacaktır. Örneğin 3 boyutlu baskı teknolojisi için
malzeme biliminde gelişmeler devam etmektedir. Ancak
gelecekte üretim sistemi üzerinde etki yaratacağını beklemek doğru olacaktır.
Kaynak: Harold L. Sirkin, Michael Zinser, and Justin
Rose, BCG Perspectives, Why Advanced Manufaccturing
Will Boost Productivitiy, January, 20, 2015
73
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Haber
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Yeni Elektrikli Otomobil Konsepti
Faraday’in Yaratılmasında ;
Üç Boyutlu Teknolojiler Kullanılıyor
Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan
3DEXPERIENCE Şirketi Dassault Systèmes, elektrikli
otomobil şirketi Faraday Future’un 3DEXPERIENCE
platformuna geçtiğini duyurdu. Elektrikli otomobil
şirketi tamamen elektrikli yeni aracının geliştirilmesi
ve teslimatı için “Target Zero Defect” ve “Smart
Safe & Connected” endüstri çözümlerini uygulamaya
başladı. Bu yeni otomotiv konsepti geçtiğimiz hafta
Las Vegas’taki CES 2016’da tanıtılmıştı.
Hem Faraday Future hem de Dassault Systèmes,
bugünlerde insanlar ve arabaları arasındaki ilişkide
gerçekleşmekte olan büyük değişimin farkında. Bu
yeni otomobil neslinin gelişimi, üreticilerin klasik otomotiv tasarımı disiplinlerini İnternete bağlanabilirlik,
alternatif güç kaynakları ve otonom sürüş
74
teknolojileriyle entegre etmesini gerektiriyor. Faraday
Future, Dassault Systèmes’ 3DEXPERIENCE platformunun bu hızlı tasarım ve teknoloji entegrasyonunu
olanaklı hale getirebilecek tek yenilikçilik platformu
olarak gördü.
Faraday Future Ürün ArGe Kıdemli Başkan Yardımcısı
Nick Sampson şunları söyledi: “Otomotiv deneyimi ile müşterilerimizin geriye kalan hayatı arasında
bağlantı sağlamaya yönelik nihai hedefimizle araç
tasarımına kullanıcı odaklı ve teknoloji öncelikli bir
yaklaşım getiriyoruz. Dassault Systèmes’in müşteri
deneyimi odağı ve eşsiz teknolojileri, piyasadaki en
gelişmiş elektrikli araçlar sunmaya yönelik en iddialı
programımızı gerçekleştirmemize olanak tanıyacak.
Dassault Systèmes’in ‘Target Zero Defect’ ve ‘Smart
ENDÜSTRİ OTOMASYON
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Haber
Safe & Connected’ gibi endüstri çözümü deneyimleri
Faraday Future’un karar vermesini kolaylaştırmıştır.”
lerindeki kapsamlı deneyimimizin avantajlarından faydalanmaya başlamıştır.” 3DEXPERIENCE platformunu temel alan “Target
Zero Defect” ve “Smart Safe & Connected” endüstri
Faraday Future’a konsept otomobilini gerçeğe
dönüştürmesinde yardımcı olmasına ek olarak 3DEX-
çözümü deneyimleri, dünya çapında 400’den fazla
çalışanı bulunan şirkette iki hafta içinde uygulamaya
koyuldu. Faraday Future’un üretimi, daha önce herhangi bir diğer çözümle mümkün olmayan bir şekilde
tasarlamasına, simüle etmesine ve hazırlamasına olanak tanıyor.
PERIENCE platformundan, Faraday Future’un Kuzey
Las Vegas’ta inşa edilmekte olan üretim tesisinde de
faydalanılacak.
Dassault Systèmes Ulaşım ve Mobilite Sektörü Başkan
Yardımcısı Olivier Sappin şunları söyledi: “Faraday
Future ulaşım ve mobilite sektörünü dönüştürmeye
çalışmaktadır. Dassault Systèmes ile ortak olmayı
seçerek, hızlı bir şekilde uygulamaya koyulan ve
hızlı ve iddialı geliştirme takvimine uyum sağlayan
kanıtlanmış bir çözüme sahip oldular. Faraday Future 3DEXPERIENCE platformunu hızlı bir şekilde
benimsemiş ve otomotiv ve yüksek teknoloji sektör-
Dassault Systèmes’in “Lean Production Run”
dahil üretim için endüstri çözümü deneyimleri, Faraday Future gibi şirketler tarafından tesis
iyileştirme, kalite kontrolü ve tesis operasyonlarında
gerçek zamanlı görünürlük için kullanılıyor.
3DEXPERIENCE platformunun üretim becerilerinin
zenginliğinden faydalanan Faraday Future, en yüksek modern standartlara dayalı bir yüksek teknoloji
fabrikası inşa edebilecek ve gelecekte yeni nesil otomobillere yönelik talebin bir adım önünde olacak.
75
DOSYA / Makine, Metal işleme, İmalat Teknolojileri / Haber
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran:
“Türkiye’nin Makine gücünü
Obama’ya anlatacağız”
Obama’nın katılımıyla açılacak. Makine sektörünün
önde gelen firmalarının katılımıyla gerçekleşecek olan
fuarda Türkiye, en çok katılım sağlayan ülkelerden biri
olacak. Türk firmaları son teknolojilerini tanıtırken,
200 bin üzerinde ziyaretçinin katılacağı fuarın ilgi
odağı olacak.
Dünya makine sektöründeki son gelişmelerin
izlenebileceği fuarda entegre endüstri alanında inovatif
çözümlerin ele alınacağını belirten Makine İhracatçıları
Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran,
“Endüstri 4.0” olarak bilinen yeni sanayi anlayışının
yarının teknolojisini sunduğunun ve makine sanayinin
bu alandaki değişimleri yakından izleyen stratejik bir
sektör olduğunun altını çizdi.
ABD
Türkiye’nin
pazarlarından biri
en
önemli
ihracat
Türkiye’nin Makinecileri olarak, uluslararası pazarlarda rekabet edebilme güçlerini göstermek üzere
Hannover Messe’de ülkemizi temsil edeceklerini belirten Dalgakıran, “Bu yıl Hannover Fuarı’nda partner
ülke olarak yer alacak ABD, Akıllı Üretim Liderlik Koalisyonu olarak bilinen üretim teknolojisinde öncü bir
ülke ve bu yıl Hannover’de tüm dünyaya bu alandaki
güçlerini göstermek istiyor.
Her yıl yaklaşık 200 bin kişinin ziyaret ettiği Hannover
Messe (Hannover Sanayi ve Endüstri Fuarı), bu yıl
25-29 Nisan tarihleri arasında kapılarını açacak. 2016
yılında partner ülkenin ABD olacağı fuarın 24 Nisan’da
yapılacak açılış seremonisi, Barack Obama ve Angela
Merkel’in katılımıyla gerçekleştirilecek. 70’dan fazla
ülkeden 6 bin üzerinde firmanın katılacağı fuarda Türk
makine sektörünü 100’ün üzerinde firma temsil edecek.
Endüstriyel teknoloji alanında dünyanın önde gelen ticari fuarı Hannover Messe, bu yıl ABD Başkanı Barack
76
ABD şu anda türbin, turbojet, hidrolik silindir, pompa,
kompresör ve takım tezgahları mal gruplarında en
önemli ihracat pazarlarımızdan biri. Türkiye’nin Makinecileri olarak fuarda makine sektörünün ülkemizde
geldiği son aşamayı Amerika başta olmak üzere tüm
dünyaya göstermek istiyoruz. Endüstri 4.0 olarak
bilinen, geleceğin teknolojisini Türkiye sanayisinin
geleceğine uyarlama vizyonunu makineciler olarak
taşımaya devam edeceğiz” dedi.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Pi Makina ürünlerinin otomasyonu Mitsubishi Electric’e emanet
operasyonlarını kolaylaştırıyor. TTL ve SynCos
gibi farklı encoder protokolleri ile çalışabiliyor.
Ayrıca IP55 destekli modelleri de bulunuyor. PLC
yazılımında da kullanılabilen real time clock, bu üst
seviye frekans inverterinde de devrede.
ZORLU ÜRETİM KOŞULLARINDA
YÜKSEK
PERFORMANSIN SIRRI
Dünyanın tercihi, kolay kurulumlu Kompakt PLC…
Gerilim düşümlerinden de etkilenmeyen Mitsubishi
Electric fabrika otomasyon ürünleri bu sayede seri
üretim hızını etkilemiyor.
MITSUBISHI ELECTRIC / www.mitsubishielectric.com.tr
■ İş ve inşaat makinalarındaki geniş ürün gamı
ile 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren ve
bugün tüm dünyaya hizmet veren Pi Makina,
ürettiği makinaların otomasyonunda, elektrik,
elektronik ve otomasyon alanında dünya devi
olan Mitsubishi Electric’in fabrika otomasyon
ürünlerini tercih ediyor. Yüksek teknolojisi ile
zorlu koşullarda dahi sorunsuz çalışabilen Mitsubishi Electric ürünleri, Türkiye’de alt yapının
gelişmesi ve yeraltı kaynaklarının işlenmesine
katkı sağlayan makinalar üreten Pi Makina’ya
üretim ve kalitede maksimum güven sunuyor.
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Good Design 2014 ödüllü yeni nesil operatör panelleri Mitsubishi Electric’in Good Design 2014 ödüllü
yeni nesil operatör panelleri, tablet gibi kullanılabilen
gesture fonksiyonları sayesinde kullanım kolaylığı
sağlıyor. Ayrıca multi media desteği, standart ethernet, seri, USB ve SD haberleşme portları ile kayıt,
reçete ve script gibi operasyonların aynı anda
yapılabilmesini sağlayan hızlı işlemcisi sayesinde
görselleştirme ihtiyaçlarının tamamını karşılıyor.
Üretim süreçlerinin esnek, uyumlu ve kolay
kullanımlı ürünlerle desteklenmesinin önemine inanan Pi Makina, dünyanın tercih ettiği ve kolay kurulumlu Mitsubishi Electric Kompakt PLC ürünleriyle
gücüne güç katıyor. Dünyada en çok satılan dahili
4 eksen pozisyonlama özellikleriyle de öne çıkan
Kompakt PLC, motion kapasitesi, kolay kurulumu
ve yeni mühendislik yazılımı ile artık çok daha sofistike uygulamalar için bile kullanılabiliyor. Standart donanımında yer alan analog giriş/çıkışlar, ethernet ve hızlı girişleriyle bulunduğu panoda çok az yer
kaplıyor ama çok iş yapıyor.
Beton santrallerinden beton pompalarına, kule
vinçlerden kırma eleme tesislerine, kazıcı yükleyicilerden ekskavatörlere kadar pek çok farklı
alanda güçlü, verimli ve güvenilir iş ve inşaat
makinaları üreten Pi Makina, ürünlerinin otomasyon sürecinde Mitsubishi Electric’in uzun
ömürlü operatör panellerini, PLC’lerini, frekans
konverterlerini ve dokunmatik panellerini
kullanıyor.
İleri teknolojisi ve çözüm odaklı yaklaşımı
ile müşteri memnuniyetini her zaman en üst
seviyede tutan Mitsubishi Electric, sürekli
iyileştirme yaklaşımıyla zamanında ve kaliteli
üretim yaparak müşteri memnuniyeti sağlayan
Pi Makina ile aynı felsefeyi paylaşıyor.
Kalite, sorunsuzluk ve ağır çalışma koşullarına
dayanıklılığı üretimde en önemli parametre
olarak kabul eden Pi Makina’nın ürettiği makinalar, Mitsubishi Electric’in zorlu koşullarda
dahi sorunsuz çalışan fabrika otomasyon ürünlerinin desteği ile yüksek performans sağlıyor.
78
Üstün entegre PLC’li frekans inverterler…
Uluslararası pazarlardaki ürünleri ile dikkat çeken
Pi Makina, uluslararası teknik destek gücüne sahip Mitsubishi Electric’in bakım operasyonlarını
kolaylaştıran üstün entegre PLC’li frekans inverterlerini kullanıyor. Mitsubishi Electric, entegre PLC
fonksiyonları ile standart bir frekans inverterinden çok daha fazlasını sunuyor. PM IPM Motor
sürebiliyor ve USB’den yedek ve trend alma bakım
79
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Omron’dan kompakt ve gelişmiş
hız kontrol çözümleri
Tek Bir Bağlantı İle Motor Kontrolü
OMRON / www.omron.com.tr
bir sonraki EtherCAT çözümünüzde son derece popüler
olan MX2 inverterden de yararlanabilirsiniz.
Omron’un EtherCat ile haberleşme opsiyonu sunan MX2 Frekans İnvertörü
“MODBUS’tan 100 kat daha hızlı”
■ Sanayide kullanılan elektrik motorlarının hız kontrolü için hız kontrol cihazlarının kullanılması yaygın
bir uygulamadır. Bu cihazlar hız kontrolünün yanı sıra
verimliliği arttırırken motor arızalarının azalmasını da
sağlamaktadır. Artan üretim talepleri ile birlikte ihtiyaç
olunan çözümlerde değişiklik göstermekte. Elektrik
motorlarının kontrol edilebilirliğinin yanı sıra kontrol
cihazlarının da esnek ve kolay kullanılabilir olması
da önemli bir rol oynuyor. Özellikle motor sayısının
yüksek olduğu ve hız, akım, tork, hata geçmişi gibi
verilerin izlenilmesinin önemli olduğu uygulamalarda
sürücü kullanımı kadar sürücünün kontrol kolaylığı da
önem kazanmakta. Bu kapsamda gelişen kontrol sis-
80
temlerinin sahadaki cihazlar ile haberleşmek için sinyal
kablolarını kullanmak yerine tek bir kablo ve bağlantı ile
haberleşme çözümü sunması üreticilerin verimliliğini
arttırmıştır.
Omron da bu alanda sunduğu kompakt ve gelişmiş hız
kontrol çözümleri ile makinelere katma değer sağlamaktadır.
EtherCAT açık teknolojiyi destekleyen bir endüstriyel
standart ethernet tabanlı ağdır. Makine kontrolü için
optimize edilen, tüm EtherCAT aygıtlarının aynı devir
süresiyle senkronize edildiği, internet teknolojilerini
G/Ç seviyesinde sunan gerçek zamanlı bir ağdır. Ayrıca
Omron’un otomasyon çözümlerinin bilinen kalite, performans ve özelliklerinin yanında artık tüm bunların tek
bir makine ağında birleşmesinden de yararlanabilirsiniz.
EtherCAT bir makine ağı olarak, makine veriminden ödün
vermeden hızı ve senkronizasyon hassasiyetini arttırır.
Nasıl fayda sağlarsınız;
• Tek makine ağı mimariyi basitleştirir ve Dağıtımlı
G/Ç’ler yoluyla kabloları azaltır
• Tam bağlantıdan tüm MX2 verilerine erişerek makinenin işletmeye alınmasını ve bakımını optimize eder
• Hız kontrolü ve endeksçi işlevi
• 1ms ECAT devriyle 512 MX2’ye kadar destek
• MODBUS’a göre 100 kata kadar daha hızlı ve geleneksel
ağlara göre 10 kata kadar daha hızlı
Gelişmiş tasarım algoritmaları sayesinde MX2, sıfır
hıza kadar sorunsuz kontrol ve ayrıca hızlı döngüsel
çalışmalar için hassas çalışma ve açık çevrimde tork
kontrol özelliği sağlar. Standart MX2 ürün serisi fonksi-
yonlarını ve haberleşme opsiyon kartlarını kullanan MX2
IP54, bağımsız invertör çözümleriniz için mükemmel bir
seçimdir.
MX2 inverter önemli özellikleri;
• MX2 Omron’un Sysmac Otomasyon Platformu ile
entegredir.
• Pozisyonlandırma fonksiyonelliği
• %200 başlangıç torku
• Açık çevrim tork kontrolü
• Geniş haberleşme opsiyonları: EtherCAT, Modbus,
DeviceNet, Profibus, CompoNet, MECHATROLINK-II ve
EtherNet/IP
• ISO13849-1 Category3 performans seviyesi PLD’ye
uygun güvenlik
• 15 kW’a kadar
• İki kat yüksek nominal değer VT %120/1 dak ve CT
%150/1 dak.
• IM ve PM motor kontrolü
• Dahili Lojik programlama
• Kontrol panosu ve bağlantılar için 24 VDC yedek güç
kaynağı
81
Modüler mapp yazılım blokları B&R’ye yeni makine
ve sistem yazılımlarının geliştirme süresinin ortalama
%67 düşürülmesi imkanını sunar.
Prysmian / tr.prysmiangroup.com
■ Özet
Günümüzde yangın ortamında işlevini sürdüren, alevin
yayılmasını önleyen, zehirli gaz çıkarmayan, düşük duman yoğunluklu, korozif ortam oluşturmayan, halojenden arındırılmış kablolar konutlarda, iş yerlerinde, altyapıda ve endüstride yoğunlukla kullanılmaktadır.
Kullanım alanı günden güne daha da artan yangına dayanıklı bu kablolar sayesinde daha güvenli ve sağlıklı
yaşam alanları oluşturulmaktadır. Yangın durumunda
can ve mal kayıplarının önüne geçmek için bu kabloların
kullanımı büyük önem taşımaktadır.
Yangına dayanıklı kabloların kullanımının artması, kablo
üreticilerini kabloyu daha da güvenli hale getirmek için
çalışmalara yöneltmiştir. Yangın koşulları düşünüldüğünde yangın alarm kablolarının, alevlerin yanı sıra suya
ve darbeye dayanımı tartışmasız büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada geliştirilmiş yangın alarm kablosunun
yapısı ve uygulanan testler anlatılmaktadır. Geliştirilen
kablo, yangına karşı dayanımın yüksek seviyede istendiği alanlarda kullanıma uygun olup, sektörün en zorlayıcı yangın test standartlarına karşı başarılı sonuçlar
vermektedir.
Anahtar Kelimeler
Yangın, Alev Yayılımı,Halojenden Arındırılmış,Kablo,
Darbeye Dayanım, SuyaDayanım
1.Giriş
Çeşitli nedenlerle meydana çıkan yangınlar hem can hem
mal kayıplarına yol açmaktadır. Yangınlar çoğu zaman
bir kıvılcım ile başlayıp, hızlıca yayılarak büyümektedir.
Günlük hayatta kullanılan birçok ürünün ana malzemelerinin alevi iletici özellikte olmasının, yangının yayılması-
84
nı kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olduğu da bilinmektedir.
Yangınla mücadele farklı şekillerde olmaktadır. Yangının
tespiti ve ihbar süresi yangını söndürmek için önemli parametrelerdir. İhbar süresinin kritik olduğu öncelerden
beri bilinmekte olup geleneksel yangın alarm butonları
ve yangın söndürme aparatları okul, hastane vb. kalabalık ortamlarda yıllarca çözüm olarak düşünülmüştür.
Geleneksel yangın alarm butonlarının yerini ısı, duman
ve çeşitli sensörler aracılığı ile erken uyarıcı görevi gören yenilikçi elektronik yangın alarm sistemleri almaktadır. Elektronik yangın alarm sistemleri ile ihbar süresinin
minimuma indirilmesi hedeflenmektedir. Bu sistemlerde
kullanılan yangın alarm kablolarının yangın altında devre
bütünlüğünü sürdürmesi önem taşımaktadır.
Yangının yayılmasını önlemek de yangının tespiti ve ihbar süresi kadar önemli bir parametredir. Gelişen teknolojiyle birlikte bina içlerinde kullanılan kablo çeşitliliği ve
miktarları artmaktadır. Kabloların yangının yayılmasında aracılık yaptığı düşünüldüğünden, son yıllarda bina
içi kabloların alev iletmeme özellikte olması aranan bir
standart halini almıştır.
Alınan tüm önlemlere rağmen yangının çıkması durumunda, yangının hızlıca söndürülmesi istenmektedir.
Bunun için geliştirilen elektronik kontrollü, sensörlü
yangın söndürme sistemleri insan gücünden bağımsız,
risk taşımayan sistemler olarak güvenli çözüm sunmaktadırlar.Bu sistemlerde çok sayıda elektronik cihaz birbiriyle kablolar aracılığı ile bağlantılıdır.
Bu noktada yangın alarm kablosu olarak kullanılan kabloların kalitesi kurulu sistemler kadar hayati öneme
sahiptir. Yangın alarm sistemlerinin yanında, yangın
söndürme sistemlerinin de yaygınlaşması alarm sistemlerinde kullanılan kablolarda da farklılaşma ihtiyacı oluşturmuştur. Yangın ortamı simüle edildiğinde alevlerin
dışında ortamda devrilen, düşen cisimlerin varlığı, yan-
ENDÜSTRİ OTOMASYON
gın söndürme sistemleri tarafından püskürtülen suyun
olduğu bilinmektedir. Bu koşullarda ortam kablolarının
sinyal iletimini alev altında,hattadarbeli ve sulu ortamda
da gerçekleştirmesi gerekmektedir.
Geliştirilmiş yangın alarm kabloları olarak adlandırılan
yeni nesil yangın alarm kabloları, daha güvenli yaşam
alanlarının oluşturulmasında önemli yere sahiptirler.
Darbeye ve suya dayanıklı olmayan kabloların yangın ve
yangın söndürme esnasında iletimi sağlayamadığı, kısa
devre arızalarının oluşmasına neden olabildiği yaşanan
üzücü olaylar ile tespit edilmiştir.Yeni nesil yangın söndürme sistemleri yangın anında görüldüğü gibi yangını
söndürmeye yönelik aktif olmaktadır.
Yangın alarm kablolarında aranan diğer özellikler de,
alev altında duman ve zehirli gaz çıkarmayan, halojensiz
yapıda olmalarıdır. Yangın anındaki ölümlerin bir çoğunun boğulma ve zehirlenmelerden kaynaklı olduğu bilinmektedir. Yangın anında oluşan duman ve alevler Şekil
1’de görülmektedir.
zorlu yangın ortamında çalışabilecek, daha güvenli kablo
üretimi hedeflenmiştir.
JE-H(St)H FE180 kablo rumuzu ile bilinen yangın alarm
kablolarının yanında bina içi sinyal ve control kabloları
olarak kullanılan LiHCH FE180, LiHH FE180 gibi kablolarda da yangın dayanım performansı önem kazanmıştır.
JE-H(St)H FE180 yangın alarm kablosunun yapısında,
iç ortamda kullanıma uygun olarak izolasyon ve kılıf
malzemeleri için duman ve zehirli gaz çıkarmayan LS0H
malzeme kullanımı tercih edilmiştir. Bakır telden oluşan
iletken üzerine alev bariyeri görevi üstlenen özel bant helisel olarak sarılır. Alev bariyeri üzerine folye sarıldıktan
sonar elektriksel özellikleri karşılayacak kalınlıkta LSOH
izolasyon malzemesi püskürtülerek damarlar elde edilir.
2 çift kablo için damarların birlikte yıldız dörtlü şeklinde
bükülmesiyle, 4 çift ve üzeri kablo için üniteler oluşturulması ve demetler halinde bükülmesi ile kablo çekirdeği oluşturulur. Bu çekirdek üzerine tutucu ve koruyucu
özellikte polyester bant (opsiyonel) sarıldıktan sonra
üzerine, ekranın devamlılığını sağlamak üzere boylamasına kalay kaplı bakır toprak teli ve 1 kat metal kısmı
içe dönük, alüminyum kaplı polyester bant ekran sarılır.
Ekran üzerine turuncu renkli LSOH kılıf kaplanır. Kablo
katmanları Şekil 2’de gösterilmektedir.
Şekil 1 Yangın sonrası söndürme çalışmaları
2.Kablo Dizayn
Yangın alarm kabloları yangın alarm sistemlerinde kullanılmaktadırlar. Bu kablolaralev altında çalışmasını
sürdürecek özelliklere sahip, duman çıkarmayan, zehirli
gaz ihtiva etmeyen,sinyal iletiminde kullanılan iç ortam
kablolarıdır. Geliştirilmiş yangın alarm kabloları ile daha
Şekil 2JE-H(St)H FE180 PH120 Annex E Kablo Katmanları
Kablonun fiziki görünümü Şekil 3’te verilmiştir. Burada
iletkenler, damarlar, topraklama teli, alüminyum folye ve
kılıf katmanları detaylı görülebilmektedir.
85
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Şekil 3JE-H(St)H FE180 PH120 Annex EYangın Alarm
Kablosu Görünümü
3.Yanma Testleri
Standart yangın alarm kablolarına uygulanan; IEC
60754-1/2 halojen asit gaz testi, IEC 61034-1/2 düşük
duman yoğunluğu testi, IEC 60332-1-2 alev yayılma
testi, IEC 60331-21 yangına dayanıklılık testi, EN 50200
darbeli yangına dayanıklılık testinin yanında ilaveten EN
50200 test standardının ek E’si uygulanmıştır. Uygulanan testler aşağıda anlatılmaktadır :
• IEC 60754-1/2 :Yanma esnasında açığa çıkan gazların
korozifliği, pH ve iletkenlik değerlerini ölçmek için yapılır. Olması gereken değerler: HCl < 0.5 % , pH ≥ 4.3 , c
≤ 10µS/mm
mm²’ye kadar olan metalik iletkenli, dış çapı 20 mm’yi
ve beyan gerilimi 600/1000 V’u geçmeyen kablolara uygulanabilmektedir. Deney sırasında ortam sıcaklığı 25 ±
15 °C olmalıdır.
Deney düzeneği beş temel kısımdan oluşmaktadır.
a) Çelik desteklere bağlanmış ısıya dayanıklı tutuşmayan malzemeden imaledilmiş, kablonun üzerine monte
edildiği düşey bir duvar.
b) Deney sırasında sürekliliği kontrol etmek için uygulanan akımın kaynağı olan transformatör.
c) Deney sırasında numune kabloya uygulanacak, yatay
monte edilmiş alev kaynağı düzeneği.
d) Ani darbe üreten bir cihaz.
e) Su püskürtme düzeneği.
Şekil 4’te deney düzeneği gösterilmektedir.
• IEC 61034-1/2 : IEC 61034-1/2 test standartı 1 metre
boyundaki kablonun 3x3x3m (27m3) kübik kapalı test
odasında %90 etanol, %4 methanol ve % 6 su karışımı
yakıt ile yanması ile açığa çıkan dumanın ışık geçirgenliğinin ölçümüne dayanır. Işık geçirgenliği minimum
%60 olmalıdır.
• IEC 60332-1-2 : Yangın ortamında alev yayılmasını simüle eden bu testte, 25 mm den düşük kablo çapı için
alev, kabloya 45 derece açı ile 60 sn boyunca uygulanır.
Yanan kısmın üst destek noktasının alt kısmından en az
50 mm mesafeyi koruması gerekmektedir. Aynı şekilde,
alev ilerlemesi 540 mm’den fazla olmamalıdır.
• IEC 60331-21 : Yangın koşullarında devre bütünlüğünün test edildiği standart testtir. Bu testte en az 750 derecelik bir ortamda 90 dakika boyunca iletimin devamlılığı istenmektedir. Bu test Prysmian standardı olarak
180 dakika boyunca gerçekleştirilmiştir.
• EN 50200 : Bu standard, alarm, aydınlatma ve haberleşme amaçları için acil durum devreleri olarak
kullanılması amaçlanan ve yangına karşı dayanıklılığa
sahip olarak tasarlanmış kablolar için deney metodunu
kapsar. Bu deney metodu, iletken boyutları en fazla 2,5
86
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
haz çalıştırma işleminden 5 dakika ± 10 saniye sonra
ve ardından 5 dakika ± 10 saniye aralıklarla deney
duvarına darbe vurmalıdır.
mıştır. Özellikle alarm sistemleri gibi kritik öneme sahip alanlarda kullanılacak kabloların, yangın ortamındaki etkiler göz önüne alındığında, tam bir uyumluluk
içinde güvenle çalışması beklenmektedir.
Kabloların yangına karşı dayanıklılık sınıflandırması
Ek D’de anlatılmaktadır. Performans kriteri güç beslemesinin veya işaretin sürekliliğidir. Kablonun fonksiyonunu sürdürdüğü süre, (örnek olarak; 15, 30, 60,
90 veya 120 dakika gibi) kablo sınıfının belirlenmesini sağlamaktadır. Bu test sonucunda kablolar PH30,
PH60, PH90 veya PH120 olarak sınıflandırılmaktadır.
Mevcut yangın alarm kablolarıEN 50200 standardına
uygun yapılan darbeli, yangına dayanım testlerinde
120 dakika boyunca devre bütünlüğünü korumaktadır. Geliştirilen yeni ürün, standart yangın alarm
kablolarının yanma performanslarının üzerinde, EN
50200Ek E koşullarına da dayanım sağlamaktadır.
Darbe altında yangın testine ilave olarak EK E’de anlatılan kabloya su püskürtülmesi testi, kablonun sağlamlığını ve güvenilirliğini ileri seviyeye taşıyan bir
testtir. Standarda göre alev ile ani darbe 15 dakika
boyunca uygulandıktan sonra, 0,8 ± 0,05 l/dk. debi
ile su püskürtme başlatılmalıdır. Suyun uygulanması
deneyin son noktasına kadar devam etmelidir. Bu şekilde toplam 30 dakika olduğunda, kablo fonksiyonunu sürdürüyorsa testi geçiyor anlamına gelmektedir.
Testin grafiksel açıklaması Şekil 5’te gösterilmektedir.
Yangın ve darbe etkilerine ilave olarak yanma sırasında kablo üzerine su efekti uygulanmış, böylece
15 dakika boyunca darbe ve 15 dakika boyunca da
darbe ve sulu ortamda toplamda 30 dakika devre
bütünlüğü korunmuştur. Yangın ortamında itfaiyeci
hortumlarından ve yangın söndürme sistemlerinden
püskürtülen sular, kablonun alev ve darbenin yanında
su ile temasına neden olmaktadır. Su efektlerine karşı
çözüm olarak geliştirilen bu kablo, standart yangın
alarm kablolarına kıyasla daha güvenli çözüm sunmaktadır.
5.Referanslar
Şekil 4 EN50200 Test Düzeneği
Test edilecek numune en az 1200 mm uzunlukta olup,
elektriksel bağlantı için her iki ucundan 100’er mm
kadar açılmış olması gerekmektedir. Sembolik olarak
“U” şekline getirilen kabloda büküm noktalarında,
kablo için deklare edilmiş en düşük bükme yarıçapı
esas alınır.
Kablonun dikey kısımları arasındaki mesafe yaklaşık
olarak 475 mm olacak şekilde kablo deney düzeneğine monte edilir. 842°C’lik sabit sıcaklıkta alev veren
propan alev kaynağı düzeneği aktif edildikten sonra
elektrik besleme kaynağı devreyealınmalı, ani darbe
üreten cihaz çalıştırılmalı ve deney süresi zamanlayıcısı başlatılmalıdır. 25 ± 0,2 kg’lık ani darbe üretenci-
• IEC 60754-1/2 Halojen Asit Gazı Miktarı
Testi,
• IEC 61034-1/2 Duman Yoğunluğu Testi,
• IEC 60332-1-2 Tek Kablo Yanma Testi,
• IEC 60331-21 Gerilim Altında Yanma Testi,
• EN 50200 Kablolar / Acil Durum Devrelerinde Kullanilan Korumasiz Küçük Boyutlu Kabloların Yangına Karşı Dayanıklılığı İçin
Deney Metodu,
• TSEK 173 Kablolar - Haberleşme ve Bilgi İle
timi İçin
Şekil 5 EN 50200 Annex E Test Simülasyonu
4.Sonuç
Yazarlar
Zekeriya Şirin,Can Altıngöz, Barış Sönmez, Ahmet
Eren Demirel
Can ve mal güvenliğinin sağlanması adına yangına
karşı alınan önlemler günümüzde boyut değiştirmiştir. Yangın alarm ve yangın söndürme sistemlerindeki
gelişmeler, yangına dayanıklı kablo ihtiyacını artır-
87
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Sektörün Uluslararası Liderlerinden Kaban Makina Mitsubishi Electric’i Tercih Ediyor
FABRİKA OTOMASYONUNDA İLERİ
TEKNOLOJİ, SÜRDÜRÜLEBİLİR VE YENİLİKÇİ
ÇÖZÜMLER
MITSUBISHI ELECTRIC / www.mitsubishielectric.com.tr
Türkiye’nin lider PVC ve alüminyum işleme makineleri üreticilerinden Kaban Makina, 1986 yılından bu yana Türkiye’de ve dünyanın
pek çok ülkesinde sektörüne hizmet veriyor. Yıllık 5 bin makine üretim kapasiteli tesiste üretilen 50 makine çeşidi 100’den fazla ülkeye
ihraç ediliyor. Sektöründe uluslararası liderlik noktasına ulaşmış
Kaban Makina, tesislerinde ve ürettiği makinelerde 9 yılı aşkın süredir Mitsubishi Electric’in ileri teknoloji fabrika otomasyon sistemlerini tercih ediyor.
Kaban Makina, üretiminde Mitsubishi Electric’in güvenilir, kaliteli,
yüksek performanslı ve uzun ömürlü; servo motorları, inverterleri, operatör panelleri ile PLC ve CNC kontrol ünitelerini kullanıyor.
Standardizasyon ve sorunsuzluğun seri üretimde en önemli iki ana
madde olarak öne çıktığı Kaban Makina tesislerinde Mitsubishi
Electric’in tercih edilmesinin en önemli nedenlerinden biri, markanın ürünlerinin yanı sıra sağladığı hızlı ve uluslararası teknik destek.
Rekabetin yoğun olduğu üretim sektöründe teknoloji ve inovasyonlarıyla üstün çözümler sağlayan Mitsubishi Electric, fabrika otomasyon ürünleriyle Kaban Makina’nın ürünlerinde fark yaratmasına
katkı sağlıyor.
Entegre PLC’li Frekans Inverterlerini kullanıyor. Mitsubishi Electric
entegre PLC fonksiyonları ile standart bir frekans inverter’ından çok
daha fazlasını sunuyor. PM IPM Motor sürebiliyor. USB’den yedek
ve trend alma bakım operasyonlarını kolaylaştırıyor. TTL ve SynCos
gibi farklı encoder protokolleri ile çalışabiliyor. Ayrıca IP55 destekli
modelleri de bulunuyor. PLC yazılımında da kullanabildiğiniz real
time clock, bu üst seviye frekans inverter’ında da devrede.
saniye mertebesinde işlem hızı (LD işlemi hızı 0,8 ns) sağlanarak en
yüksek sistem gereksinimleri bile rahatlıkla karşılanabiliyor.
motor ve sürücüleri Kaban Makina üretiminde kullanılan ürünler
arasında yer alıyor. Endüstride dikkat çekici Servo performansına
sahip Mitsubishi Electric ürünleri, 2.5 kHz frekans hız cevabı ile çok
daha duyarlı makine uygulamalarının hayata geçirilmesini sağlıyor.
Patentli vibrasyon sönümleme fonksiyonları sayesinde çok daha
rijit makine optimizasyonuna imkân veriyor. Tek tuşla Auto-Tuning
kolay devreye alma özelliği ile kullanıcı dostu olan Mitsubishi Electric servo motorlar, optik haberleşme yapısı ile hızlı ve düşük gürültü
seviyesine sahip bir iletişim yapısını kullanıcılara sunuyor.
Good Design 2014 ödüllü operatör panelleri
Üretimdeki yenilik ve hızın rekabette önemli bir parametre olduğu
günümüzde Kaban Makina, Mitsubishi Electric’in Good Design
2014 ödüllü, yüksek hızlı, inovatif operatör panellerini kullanıyor.
Bu paneller tablet gibi kullanılabilen gesture fonksiyonları sayesinde
kullanım kolaylığı sağlıyor, ayrıca multi media desteği, standart ethernet, seri, USB ve SD haberleşme portları ile kayıt, reçete ve script
gibi operasyonların aynı anda yapılabilmesini sağlayan hızlı işlemcisi sayesinde görselleştirme ihtiyaçlarının tamamını karşılıyor.
Az yer, çok iş…
Üretim proseslerinin esnek, uyumlu ve kolay kullanımlı ürünlerle
desteklenmesinin önemine inanan Kaban Makina, Mitsubishi Electric imzalı kolay kurulumlu kompakt PLC ürünlerini tercih ediyor.
Dünyada en çok satılan dahili 4 eksen pozisyonlama özellikleri ile
de öne çıkan kompakt PLC, motion kapasitesi, kolay kurulumu ve
yeni mühendislik yazılımı ile artık çok daha sofistike uygulamalar
için bile kullanılabiliyor. Standart donanımında yer alan Analog Giriş/Çıkışlar, Ethernet ve Hızlı girişleri ile de bulunduğu panoda çok
az yer kaplarken çok iş yapabilme özelliğine sahip.
Üstün performanslı, kullanıcı dostu Servo motor
ve sürücüleri
Mitsubishi Electric’in üstün performanslı, kullanıcı dostu Servo
Nano işlem hızı teknolojisi
Kolay bakım operasyonu…
Uluslararası teknik destek gücüne sahip Mitsubishi Electric’i tercih
eden Kaban Makina, bakım operasyonlarını kolaylaştıran üstün
88
Geleceğin teknolojisine şimdiden uyum sağlamayı hedefleyen Kaban Makina, üretiminde Mitsubishi Electric’in nano işlem hızındaki
Otomasyon Kontrolörünü kullanıyor. Mitsubishi Electric’in yeni
otomasyon devrimi kapsamında tüm otomasyon bileşenlerini tek
platformda birleştiren iQ Platform yapısının bu en yeni nesli ile Nano
89
ÜRÜN VE UYGULAMALAR
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Güvenli ve sağlıklı çalışma ortamları için
önleminizi alın
ANAVSAS / www.avansas.com
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, şirketlerin çalışanlarına daha
güvenli çalışma ortamları sağlamasını zorunlu hale getiriyor. Her ölçekteki işyerinin güvenlik ve iş sağlığı malzemesi
ihtiyacına yanıt veren Avansas.com’un zengin ürün gamında iş eldiveninden uyarı levhalarına, toz maskesinden bilek
destekli mousepad ve ekran yükselticilerine ihtiyaç duyulan
en önemli koruyucu ürünleri bulmak mümkün.
yor. Neredeyse tüm sektörlerde kullanılan koruyucu gözlükler
ise kullanıldığı iş koluna göre kaynak, atölye, toz gözlüğü gibi
sınıflara ayrılıyor. Ağırlıklı olarak inşaat, madencilik, metal ve
metalurji sanayinde kullanılan baretler, renklerine göre sınıflandırılıyor. Beyaz baretler yöneticiler ve ziyaretçiler tarafından
kullanılırken, mühendisler ve teknik elemanlar mavi, işçiler sarı,
ustabaşılar ise turuncu baret takıyor. Gürültünün şiddeti 80 desibeli geçtiği bütün işyerlerinde kullanılması zorunlu olan kulak
tıkaçlarının ise hem gürültü şiddetini gerekli ve güvenli düzeye
indirebilecek hem de rahat kullanılabilecek kalitede olması gerekiyor.
Doğru aydınlatma şart
İş güvenliği için gerekli koruyucu ürünleri kullanmak ve önlem
almak kadar işyeri şartlarını iyileştirmek de büyük önem taşıyor.
Bu açıdan sağlıklı ve doğru bir aydınlatma, daha uygun bir çalışma ortamı sağlanmasına ve dolayısıyla iş kazalarının önlenmesine yardımcı oluyor. Avansas.com’un zengin ürün portföyünde
de LED ışıldaktan kafa fenerine, masa lambasından kalem el
fenerine aydınlatmaya dair birçok ürün yer alıyor.
Günümüzde iş sağlığı ve güvenliği, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın da getirdiği zorunlulukla şirketlerin en önem
verdiği konuların başında yer alıyor. Yasal zorunluluğun yanı
sıra risklerin azaltılarak, daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları hazırlanması çalışanların verimini ve başarısını da doğrudan
etkiliyor. İş güvenliği denildiğinde akla ilk olarak baret, eldiven,
maske, gözlük gibi koruyucu ürünler geliyor. İşyerinin alışveriş
yeri Avansas.com da, iş sağlığı ve güvenliğine yönelik zengin
ürün yelpazesiyle şirketlerin ihtiyaçlarına yanıt veriyor.
Avansas.com’un “İş Güvenliği” kategorisinde uyarı levhaları, toz
maskesi, ikaz yeleği, koruyucu gözlük, kulak tıkacı, baret, çelik
burunlu iş ayakkabısı, iş eldiveni, ilk yardım seti gibi birçok ürün
yer alıyor. Sektöründe lider tedarikçi şirketlerle işbirliği yapan
Avansas.com, her üründe olduğu gibi iş güvenliği kategorisinde
de en iyi markaları en uygun fiyatlarla sunuyor.
Her birinin sınıfı var
Toz maskeleri özellikle tozun yoğun olduğu tekstil, boya, maden
gibi sektörlerde çalışanların sağlıklarını korumaya yardımcı olu-
90
Ofiste ergonomiye dikkat
Avansas.com ofiste iş sağlığının önemini de unutmuyor. Özellikle gününün büyük çoğunluğunu masa başında oturarak geçiren ofis çalışanları boyun, bel, bilek ağrıları gibi kas ve iskelet
sorunları yaşıyor. Bir ofis çalışanının ortalama 8 saat oturarak
çalıştığı düşünüldüğünde bu problemi önlemenin yolu ofiste ergonominin desteklenmesinden geçiyor. Avansas.com’un “Ortopedik Ofis Ürünleri” kategorisinde sunduğu Avansas markalı bel
ve ayak destekleri başta olmak üzere ekran yükselticiler, bilek
destekli mousepad ve klavyeler, boyun yastıkları, evrak tutucu stantlar, ekran filtreleri daha sağlıklı bir çalışma ortamı için
destek sağlıyor. Evrak tutucu stantlar göz ve boyun yorgunluğunu önlerken, bel ve ayak destekleriyle uzun süre oturmaktan
kaynaklanan problemleri ortadan kaldırıyor. Bilek destekli mousepad ve klavyeler, basıncın eşit olarak dağılmasını sağlayarak
uzun süreli kullanımlarda bilekte oluşabilecek sorunların önüne
geçiyor. Ekran filtreleri ise bilgisayar ekranının parlamasının
önüne geçerek gözlerin daha az yorulmasını sağlıyor. Ayrıca
LSIS XGT Panel Serisi
ENDÜSTRİ OTOMASYON
hareketli görüntü ve animasyonlar hazırlanabilir. TFT
LCD paneli ve yüksek çözünürlüğü sayesinde daha
geniş açılı ve daha büyük resimler görüntülenebilir.
Çoklu dil desteği
Aynı anda 8 farklı dil kullanılabilir. Diller arasında
gerçek zamanlı olarak ve hiçbir kısıtlama olmaksızın istenildiği zaman geçiş yapılabilir. Bu diller farklı
yazı tabloları ile oluşturuldukları için değiştirme, düzenleme ve başka dillere tercüme gibi işlemler çok
kolay bir hale gelir.
Farklı Alarm Fonksiyonları
■ XGT panel serisi, LSIS markasının sürekli değişen
ve gelişen pazar için tasarladığı yeni nesil teknolojilere sahip bir HMI serisidir. Windows CE işletim sistemine sahip olması sebebiyle güvenilirdir ve en yeni
teknolojilere kolaylıkla uyum sağlar. Kullanıcı dostu
olması dışında çok hızlı bir şekilde veri işleme ve
veri iletimi yapabilir. Basit ve anlaşılabilir bir arayüze
sahip olduğundan, program yazmak kolay ve hızlıdır.
Raporlama, Alarm ve Reçete gibi güçlü veri yönetim
fonksiyonlarına sahiptir. Aynı anda performans farkı
yaşamadan 8 farklı dil oluşturulabilir. Offline simülasyon ve PLC’deki gibi etiket verme fonksiyonuyla
test ve adres yönetimini kolaylaştırır. USB portu sayesinde programlar hem çok daha hızlı yüklenebilir
hem de Windows CE işletim sisteminin farkıyla klavye ve fare hiçbir ayar yapmadan takıp kullanılabilir.
Ayrıca bu porta takılan bir taşınabilir flaş bellek vasıtasıyla uzun süre raporlama yapılabilir ve daha fazla
sayıda reçete kaydedilebilir. 5.7 inçten 15 inçe kadar
çeşitli boyutlarda modeller vardır.
ler önceki modellere göre daha yüksek performanslı,
renk sayısı daha fazla ve Ethernet portu ilavelidir.
Bunların yanında işletim sistemi de güncellenmiştir.
7” boyutunda olan model “eXP40-TTA” ve 10.2” olan
model “eXP60-TTA” olarak adlandırılmıştır. İki ürün
de geniş ekran olarak tasarlanmıştır.
Ürünlerin öne çıkan özellikleri;
- 7” ve 10.2” boyutunda geniş ekran / TFT renkli LCD
- 3 kanal seri haberleşme arayüzü (RS232C, RS422
ve RS422/485)
- Ethernet haberleşme arayüzü
- Geniş program hafızası (64 MB)
- RTC fonksiyonu (pil ile)
- Ön yüzde bulunan USB portuyla daha kolay program yükleme
- Daha iyi kontrast oranı
- Aynı anda 12 adet farklı dil desteği
- 65536 farklı renk
Görüntü
Yeni ekonomik HMI modelleri
2016 yılı itibariyle LS Endüstriyel Sistemler ekonomik HMI ailesine iki yeni ürün ekleyecektir. Bu ürün-
92
65536 renk ile yüksek kaliteli ve canlı görüntü verir.
BMP, JPG, GIF, PNG, WMF vb. gibi birçok resim
formatını destekler. GIF formatıyla hazırlanmış basit
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
3 farklı alarm fonksiyonu vardır. Bunlar operatör
panelinin kendi hatalarının gösterildiği Sistem Alarmı, programcının oluşturduğu ve bir liste şeklinde
gösterilen Alarm Geçmişi ve yine programcının oluşturduğu ekranın altından akan yazı şeklinde gözüken
Akan Alarmdır.
Zamanlanmış Görevler
Zamanlanmış görevler belirli tarihlerde veya zamanlarda sürekli yapılması gereken işleri otomatikleştirmek için kullanılan bir fonksiyondur. Bu fonksiyon
programcıları hem sürekli tekrarlanan işlemler için
ayrıca PLC’de bir program yazmaktan kurtarır hem
de PLC programını daha da kısaltarak onun hızını ve
okunabilirliğini arttırır.
Yazdırma Fonksiyonu
Yazdırma fonksiyonuyla ekranda gördüğünüz herşey
ister otomatik olarak ister bir tuşa basarak yazdırılabilir. Bu fonksiyon için herhangi bir ayar yapmaya
gerek yoktur. Sadece USB portundan yazıcıyı bağlamak yeterlidir. Yazıcı tanıtımı gibi herhangi bir işlem
yapmaya ihtiyaç duyulmaz. Windows CE tabanlı olması nedeniyle yazıcılar tak ve çalıştır olarak kullanılabilmektedir.
Barkod Okuma Fonksiyonu
Raporlama
32 adete kadar farklı raporlama yapılabilmektedir. Bu
raporlar operatör panelinin hafızasında saklanabilir
yada istenirse taşınabilir bir flaş belleğe yüklenebilir.
Flaş bellek kullanılmasının iki avantajı vardır. Birincisi raporlamanın uzunluğu flaş belleklerin yüksek
kapasitesiyle artabilmektedir. İkincisi ise .CSV dosya
formatına otomatik olarak dönüştürüldüğü için Microsoft Excel ve benzeri diğer hesap tablosu programlarıyla açılıp kullanılabilir ve tekrar işlenebilir.
Reçete
Reçete fonksiyonu, operatörlerin otomasyon cihazlarındaki onlarca hatta yüzlerce ayarı kolay bir şekilde değiştirebilmelerini sağladığı için çok önemli
bir fonksiyondur. Bu fonksiyon sayesinde hem zamandan hem de maliyetten tasarruf edilmektedir. LS
operatör panellerinin 2 adet reçete fonksiyonu vardır. Biri geniş dahili belleğini kullandığı temel reçete
fonksiyonu, diğeri ise flaş belleklerin geniş hafızasından faydalanabildiği dosya reçetesidir. Bunların
dışında reçete yedeklemesi sayesinde oluşturulan
reçeteler harici flaş belleğe kaydedilebilir. Olası bir
panel arızasından sonra ise tekrar geri yüklenebilir.
RS-232C portundan bağlanabilen bir barkod okuyucu okuduğu veriyi doğrudan operatör panelinin hafızasına veya PLC hafızasına gönderebilir. Bu sayede
barkod okuyucu için ayrı bir cihaz veya PLC’de ayrı
bir haberleşme portuna ihtiyaç kalmaz. Gelen bilgiyi
otomatik olarak işlediği için de PLC’de ayrı bir işleme sokulmasına gerek kalmaz.
Güvenlik Fonksiyonu
Kullanılan her komut bir şifre ile korunabilir, toplam
10 adet farklı şifre kullanılabilir. Güvenlik fonksiyonu
ile sadece şifre koymakla kalmaz birbirinden farklı
güvenlik seviyeleri de oluşturabiliriz. Yüksek seviyeli
şifreye sahip bir kişi daha düşük seviyeli şifreye sahip bütün komut kilitlerini yalnızca kendi şifresiyle
açabilir.
Etiket Fonksiyonu
Etiket fonksiyonu ile tıpkı PLC’deki gibi çeşitli adreslere isim verilebilir. 10.000 adete kadar adresi
etiketlenebilir. Bunlar programın okunabilirliğini
arttıracağı gibi komutları bu isimlerle çağırarak kullanmak daha sonraki olası bir adres değişikliğinde
oluşabilecek karmaşayı da önler. Böylece bir adresi
93
fonksiyonunun araç kutucuğunda en çok kullanılan komutlar bir arayüz
yardımıyla otomatik olarak oluşturulabilir. Ayrıca
kullanılabilen
deyimler,
komutlar ve operatörler
liste halinde sunulmaktadır.
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Makinenizi yeniden geliştirmeden farklı kılın
Omron’un EtherNet/IP Makine Çözümü
Yazılan script programının sınanabildiği bir işlev sayesinde yaptığımız
hataları görüp kolaylıkla
düzeltebiliriz. Bu sayede
standart-C dili ilgili hiçbirşey bilmeyenler bile
bu fonksiyonu kullanabilmektedir.
nerelerde kullandığınızın bir önemi kalmaz.
Offline Simülasyon
Offline simülasyon fonksiyonu sayesinde panele
herhangi birşey yüklemeden ve bir PLC’ye ihtiyaç
duymadan tasarladığımız panel programını bilgisayar üzerinde test edebiliriz. Böylece hataları önceden görebilir ve düzeltebiliriz. Bu bize oldukça zaman tasarrufu sağlamış olur.
Script Fonksiyonu
XP Serisi operatör panellerinin en güçlü fonksiyonlarından biridir. Bu fonksiyon sayesinde derleyici
programının hazır olarak sunduğu komutların yapamadığı işlemleri yapabiliriz. Bu komutların çalışmasına farklı işlemler ekleyebiliriz. Ayrıca script
fonksiyonunun bize sunduğu özel fonksiyonları da
kullanabiliriz. Bu script fonksiyonun kendine has
bir dili olmayıp standart-C dilini kullanır. Bu sayede öğrenimi ve kullanımı son derece basittir. Script
Bu fonksiyon sayesinde
PLC’ de uğraşacağınız bir
çok işlemi operatör panelinde kısa bir sürede yapabilirsiniz.
Ethernet Fonksiyonu
XP Serisi operatör panellerinde bir adet ethernet
portu bulunmaktadır. Bu port sayesinde bir panel
birden fazla PLC ile haberleşebildiği gibi birden fazla panel de birden fazla PLC ile haberleşebilir. Ayrıca bir internet ağına bağlanırsa başka bir yerden
uzaktan bağlantı yapılarak operatör paneline program güncellemesi gibi bir müdahale yapılabilir.
LS markasının geliştirdiği bu XP Serisi panellerin
dökümantasyonu da oldukça geniş ve anlaşılırdır.
Bunun haricinde http://www.lsis.com adresinden
çevrimiçi olarak daha fazla destek alınabilir. LS kalitesi ve Ant Mühendislik şirketinin teknik desteği
sayesinde kulanıcılar bu ürünlerden memnun kalacaklardır.
ANT MÜHENDİSLİK / www.antmuhendislik.com
94
Öne çıkan noktalar;
Sadeleştirilmiş makine mimarisi
• Sadeleştirilmiş makine mimarisi
• Kablolama ve mühendislik süresini %30’a kadar azaltın
• Gelişmiş makine üretkenliği ve bakım verimliliği
Artık makinenizdeki otomasyon bileşenlerinin neredeyse tamamını
tek bir kablo kullanarak zincirleme bağlayabilir ve birkaç ayrı ağ kullanmanın getirdiği karmaşıklığı ortadan kaldırabilirsiniz.
Verimliliği artıracak fırsatlar
Gelişmiş makine üretkenliği ve bakım verimliliği
CJ2 EtherNet/IP ağının avantajlarından yararlanma
HMI ve PLC bağlantıları üzerinden tüm cihaz verilerine ve ayarlarına
kolay erişim, servis mühendislerinizin her zaman ihtiyaç duyduğu
bilgilere sahip olmasına ve gerektiği anda hızlı harekete geçmesine
olanak sağlar. Sonuç? Daha fazla üretim, daha az duruş süresi.
Modern bir makineyi yapılandırmak kolay bir iş değildir. Performans, güvenilirlik ve bağlanabilirlik talepleri arttıkça makine de
daha karmaşık bir hale gelir. Bu sorunları çözmeye yardımcı olan
standartlardan Ethernet/IP, hem makine üreticileri hem de son kullanıcıların tercihi haline geliyor. Omron’un CJ2 kontrolör ailesi ve
diğer Ethernet tabanlı otomasyon ürünleri, makine çözümü için tek
bir EtherNet/IP ağından yararlanmanızı sağlar.
Kablolama ve mühendislik süresini %30’a kadar azaltma
G/Ç’lar ve ağa bağlı cihazları tek bir EtherNet/IP Makine ağı üzerinden dağıtmak, kablolama ve geliştirme süresini %30’a kadar azaltır.
Güvenlik yapılandırmalarınız, programlarınız ve doğrulamalarınızı yeniden kullanın
Bağımsız NX modüler güvenlik kontrolörümüz, tüm makine boyut
gereksinimlerine uyarlanarak Güvenlik Mühendisliği projelerinizin
esnek ve yeniden kullanılabilir olmasını sağlayan ölçeklenebilir bir
çözümdür.
OMRON / www.omron.com.tr
95
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Parker SMH/SMB servo motor serisini, 40mm boyu-
tundaki yeni kompakt motoruyla genişletiyor ve paketleme makineleri ve robotic uygulamalarda daha da esneklik sağlıyor
Hareket ve control teknolojilerinde dünya lideri olan Parker Hannifin, yüksek hareketliliğe sahip ve kompakt SMH/SMB fırçasız servo
motor serisine yakın zamanda 40mm boyut seçeneğini de ekledi.
Yeni 40mm motor, 0.19Nm ile başlayarak serinin tork kabiliyetini
genişletmekle kalmıyor, ayrıca geniş konfigürasyon ve seçenekleriyle gıda işleme, paketleme, robotik ve elleçleme makine OEM’lerine yüksek derecede esneklik sağlıyor.
Pazar eğilimlerine cevaben motorun boyutları önemli derecede
küçültülerek tork/ağırlık oranı ve dinamik performansta ciddi kazanç sağlanmıştır. Geleneksel teknoloji fırçasız servo mtorolarıyla
kıyaslandığında tork/ağırlık oranı yaklaşık 30% daha yüksek ve rotor ataletleri çok düşük. Bu yüzden de özellikle yüksek dinamiklik
gerektiren uygulamalara uygun.
SMH40/SMB40 eklenmesiyle yaygın itibara sahip SMB serisi yüksek kalite servo motorları artık 40 mm’den 170 mm’ye kadar mev-
cut farklı boylarla , 0.19’dan 60 Nm’ye kadar nominal tork ve 7500
rpm’e ulaşan hızlar sunuyor. SMH40/SMB40 iki boyutta (92 mm
/ 109 mm) mevcut ve sırasıyla 0.19 Nm ve 0.38 Nm (230 VAC).
SMH40/SMB40, sağlam bir resolver arayüzünden farklı, yüksek
çözünürlükte dijital pozisyon geri besleme seçeneklerine kadar,
SMH/SMB serisinin geri kalanı ile aynı geri besleme türleri ve özelliklerine sahip. Ürün ayrıca HIPERFACE DSL® geri besleme sistemiyle tek kablo servo motor olarak da sipariş edilebilir; HIPERFACE
DSL®, servo motor ve sürücülerde kullanılan tamamen dijital ve
enterferanssız bir mutlak pozisyon geri besleme sistemi. Tek kablo
seçeneği, enkoder iletişimini motor güç kablosuna entegre ederek
motor ve sürücü arasında ayrı bir geri besleme bağlantı kablosuna
ihtiyacı ortadan kaldırıyor.
SMH/SMB serisi, Parker PSD bağımsız ve multi-axis servo sürücü serisiyle beraber optimum performans sağlaması için
tasarlanmıştır.
PARKER / www.parker.com/tr
96
tüm cihaz tasarımları için üniversal, kullanıcı dostu
kablo bağlantısı sunar.
- 0.14 - 35 mm2’ye kadar kablo kesitleri için
- 125 A akım ve 1000 V gerilime kadar
- Vidalı, yaylı, hızlı, pierce ve krimp bağlantılar
- Kilitleme mekanizması veya vidalı flanşla kenetlenir
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
PLANTPAX MPC PROSES EKİPMANI
PERFORMANSINI ARTTIRMAK İÇİN MODEL
ÖNGÖRÜLÜ KONTROL YAZILIMINI KONTROL
SİSTEMİNE TAŞIYOR.
Rockwell Automation donanım performansını arttırmak için tam fonksiyonel MPC teknolojisini
Logix kontrol cihazlarının içine ilk kez yerleştirerek PlantPAx model öngörülü kontrol
(MPC) yazılımını piyasaya sürüyor.
Yüksek akım geçiş klemensleri
/ 109 mm) mevcut ve sırasıyla 0.19 Nm ve 0.38 Nm (230 VAC).
PCB klemensler
PCB klemensleri sinyal, veri ve gücün doğrudan PCB’ye
iletilmesini sağlar. Yer kazandıran bağlantı yöntemi
proses ve endüstri uygulamaları için idealdir.
- 0.14 - 0.95 mm2’ye kadar kablo kesitleri için
- 232 A akım ve 1000 V gerilime kadar
- Vidalı, yaylı veya izolasyon kaydırmalı bağlantı
- 2.5 - 20 mm genişlik için
Hareket ve control teknolojilerinde dünya lideri olan Parker Hannifin, yüksek hareketliliğe sahip ve kompakt SMH/SMB fırçasız servo
motor serisine yakın zamanda 40mm boyut seçeneğini de ekledi.
Yeni 40mm motor, 0.19Nm ile başlayarak serinin tork kabiliyetini
genişletmekle kalmıyor, ayrıca geniş konfigürasyon ve seçenekleriyle gıda işleme, paketleme, robotik ve elleçleme makine OEM’lerine yüksek derecede esneklik sağlıyor.
PCB konnektörler
PCB konnektörler
PCB konnektörlerimiz çeşitli endüstri ve pazarlardaki
Yüksek akım geçiş klemensleri
Yüksek akım geçiş klemensleriyle büyük akım ve gerilimleri gövde sacından geçirmek mümkündür. Çeşitli
bağlantı teknolojileri iletim için esnek çözümler sağlar.
- 4 - 150 mm2’ye kadar kablo kesitleri için
- 309 A akım ve 1000 V gerilime kadar
- Vidalı, yaylı, T-LOX veya cıvatalı bağlantı
- 1 - 6 mm’ye kadar sac kalınlığı için
PHOENIX CONTACT / www.phoenixcontact.com
98
SMH40/SMB40, sağlam bir resolver arayüzünden farklı, yüksek
çözünürlükte dijital pozisyon geri besleme seçeneklerine kadar,
SMH/SMB serisinin geri kalanı ile aynı geri besleme türleri ve özelliklerine sahip. Ürün ayrıca HIPERFACE DSL® geri besleme sistemiyle tek kablo servo motor olarak da sipariş edilebilir; HIPERFACE
DSL®, servo motor ve sürücülerde kullanılan tamamen dijital ve
enterferanssız bir mutlak pozisyon geri besleme sistemi. Tek kablo
seçeneği, enkoder iletişimini motor güç kablosuna entegre ederek
motor ve sürücü arasında ayrı bir geri besleme bağlantı kablosuna
ihtiyacı ortadan kaldırıyor.
SMH/SMB serisi, Parker PSD bağımsız ve multi-axis servo sürücü serisiyle beraber optimum performans sağlaması için
tasarlanmıştır.
Pazar eğilimlerine cevaben motorun boyutları önemli derecede
küçültülerek tork/ağırlık oranı ve dinamik performansta ciddi kazanç sağlanmıştır. Geleneksel teknoloji fırçasız servo mtorolarıyla
kıyaslandığında tork/ağırlık oranı yaklaşık 30% daha yüksek ve rotor ataletleri çok düşük. Bu yüzden de özellikle yüksek dinamiklik
gerektiren uygulamalara uygun.
SMH40/SMB40 eklenmesiyle yaygın itibara sahip SMB serisi yüksek kalite servo motorları artık 40 mm’den 170 mm’ye kadar mevcut farklı boylarla , 0.19’dan 60 Nm’ye kadar nominal tork ve 7500
rpm’e ulaşan hızlar sunuyor. SMH40/SMB40 iki boyutta (92 mm
ROCKWELL / www.rockwellautomation.com/tr
99
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Hidrolik güç paketleri,
BLOODHOUND’un dünya rekoru için testleri
kolaylaştırıyor.
hareket ettirilen simetrik havalı frenli kapılar da dahil. Böyle büyük ölçüde bir mühendislik çalışması,
arabanın önümüzdeki yıl Güney Afrika’da dünya rekoru iddiasını gerçekleştirme girişiminden önce yürütülmesi gereken yüzlerce mühendislik kontrolünü
içeriyor.
Fakat bu bileşenlere güç veren yerleşik pompa jet
motoruna bağlı olduğundan tanısal kontroller yapmak zor ve proje mühendislerinin her önemli test
yürütmesi gerektiğinde jet motorunu kapatmak da
hiç kullanışlı bir çözüm değil. Hareket kontrol şirketi
Parker Hannifin tarafından sunulan yeni güç paketlerinin yarattığı fark da tam bu noktada.
BLOODHOUND SSC’nin zemin destek ekipmanı gibi,
Parker üniteleri doğrudan arabaya bağlanarak önemli hidrolik testlerin jet motorunu ve yerleşik pompayı
başlatmaya gerek olmaksızın gerçekleştirilmesine
olanak tanıyor. Birçok güç paketi görsel kontrollere
güvenirken yeni BLOODHOUND ekipmanı, Parker’ın
IQAN dokunmatik ekranına sahip. Bir tablet gibi tasarlanan IQAN, üniteden gelen basınç, akış ve sistem sağlığı gibi tüm sinyalleri bir araya getirir.
Bu hafta BLOODHOUND Süpersonik Araba (SSC)
ekibine teslim edilen iki yeni hidrolik güç paketi,
projenin dünya karayolu hız rekoru denemeleri yaklaşırken güvenlik ve işletim testlerini çok daha kolay
hale getirecek.
BLOODHOUND SSC’de bir dizi karmaşık hidrolik
sistemler bulunmakta. Bunlara Yüksek Test Peroksit devresi içindeki bilye valfleri açıp kapatan döner
aktüatörler, arabaya giden bastırma kuvvetini kontrol eden kanatçıklar ve iki hidrolik silindir tarafından
Bu okuması kolay ekran, durum değişikliklerini işaretler ve tıkalı filtre gibi her tür potansiyel soruna
işaret etmek için uyarı sinyalleri verir. Bir hata oluşursa ana ekrandaki ‘sistem sağlığı’ kutusu, operatörden araştırma yapmasını isteyecektir. Hidrolik
güç ünitesini (HPU) ve arabayı kritik çalışma sınırlarına (örneğin aşırı yağ sıcaklığı, düşük yağ seviyesi
veya sistem kirlenmesi) ulaşılması durumunda koruyan entegre bir arıza güvenlik modu da vardır
.
Arabadaki uçak sınıfı hidrolik valfler çok ince Güney
Afrika çöl tozlarına karşı dayanıksız olduğundan yağı
temiz tutmak BLOODHOUND SSC için kritik bir öneme sahip. Bu nedenle güç paketlerine yerleştirilmiş
eksiksiz bir koşullandırma sistemi de var. Bu sistem sürekli olarak ünitedeki yağı filtreler ve soğutur.
Ayrıca bu paketlerdeki makine tanıları ve elektronik
okumalar, ekibin her tür yağ kötüleşmesini hızlı
ve kolay bir şekilde saptamasına yardımcı olacak.
Parker’ın icountPD cihazı üzerinden yerleşik durum
izleme, hidrolik yağ için Uluslararası Standardizasyon Kuruluşu (ISO) kurallarına dayanan kesintisiz
bir ekran okuması sağlar. Parçacık sayıları, bir lazer
ışını ile okunur, ISO temizlik rakamlarına çevrilir ve
ekranda gösterilir. Güç paketleri tarafından üretilen
tüm sistem verileri de BLOODHOUND ekibi tarafından indirilebilir ve analiz edilebilir.
Paketlerin tasarımı kolay taşınabilmelerine izin verir.
Yaklaşık 1,4 metre uzunluğa, 1,2 metre genişliğe ve
1,4 metre yüksekliğe sahip paketler, taşınmalarını
kolaylaştıran tekerlekli bir ana çerçeve üzerine yerleşir.
BLOODHOUND Projesi baş mühendisi Mark Chapman şöyle açıklıyor: “Yeni güç paketleri, araba hareketsiz haldeyken ayarları, çalışmayı ve güvenliği
kontrol etmemize olanak tanıyacak. BLOODHOUND
SSC’yi yapım aşamamızda bu önemli bir konu ve
2016 ve 2017’de Newquay ve Güney Afrika’da yapılacak karayolu hız denemelerinde de görev için kritik. Yani paketler, bu yolculukta bize katılacak.
“Basınç kontrolleri gibi testleri yapmak için birkaç
dakika boyunca jet motorunu çalıştırmak kullanışlı
değil. Fakat taşıtı bu ünitelerden birine takmak hızlı
ve kolaydır” Parker’dan Mark Cattermole ise şunları
dile getirdi: “Koşullandırma sistemi ve iki aşamalı
kontrol süreci, faydalı özellikler. Her şey yolunda giderse, sistem herhangi bir engel olmadan çalışacak.
Ama herhangi bir olası sorun halinde ekibi bir sorun
olduğuna dair uyarmak için ekranda uyarılar belirecek ve eğer sorun çözülmezse sistem arıza güvenlik
moduna girip BLOODHOUND’un hidrolik sisteminin
hasar görmesi riskinden kaçınmak için sistemi kapatacak.”
“BLOODHOUND’un mühendisleri dünya rekoru için
hazırlanırken güç paketlerini neredeyse her gün kullanacaklar.”
PARKER / www.parker.com/tr
100
101
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ROCKWELL AUTOMATION STUDIO 5000
YAZILIMINI DAHA ETKİLİ SİSTEM GELİŞTİRMESİ
İÇİN İYİLEŞTİRİYOR
■ En son yazılım sürümü, birçok fonksiyonu tek bir ortam içine entegre ederek pazara sürüm süresini, harcamaları ve riski azaltmaya yardım ediyor. Otomasyon
sistemlerinin hız gelişimi konusunda mühendislere
yardımcı olması için Rockwell Automation, Connected
Enterprise’ın dizayn sürecinde Rockwell Software Studio
5000’e de üç yeni aplikasyon ekledi.
elektrik dizayn araçlarını gelişme deneyimini basitleştirmek
için data alıp verebiliyor.
• Studio 5000 Logix Designer aplikasyonu Allen-Bradley
Logix5000 kontrol cihazları ailesi için bakım ve dizayn yazılımıdır ve sürücü kontrolü, güvenlik, proses, ayrık, batch,
servo sistem yapılandırmak için kullanılıyor. Aplikasyon
merkezli kod görüntüsü sağlayarak, dizayn sürecini kolaylaştırıyor; içeriğin daha etkili yeniden kullanımı için iş
akışları çok daha etkili çalışıyor ve ortak araçlar birden çok
kişi için çalışmayı kolaylaştırıyor.
• Yeni Studio 5000 View Designer, Allen-Bradley PanelView 5500 grafik ekranları için dizayn ve bakım yazılımı
aplikasyonudur. Yeni Studio 5000 View Designer aplikasyonu, kullanıcılara daha kolay güncel sistemler sağlamaya
yarayan bir modern dizayn ortamı sağlıyor. Kontrol sistemi
ve hizmetlerin kesişme yeri ve kontrol sistemi arasındaki
entegrasyonu programlama etkinliğini ve programlama
performansını geliştiriyor. Program performansı ve proglamlama etkinliğini geliştirmek için operatör arayüzü ve
kontrol sistemi arasındaki entegrasyonu iyileştiriyor.
2012’de çıkan Rockwell Software Studio 5000 Logix tasarımcı aplikasyonuyla birlikte bu aplikasyonlar, otomasyon
dizayn verimliliğini geliştirmeye yardımcı olmak için daha
fazla fonksiyonelliği tek ortamda bir araya getiriyor. Rockwell Automation Ürün Müdürü, Mike Brimmer şunları söyledi: “Bu aplikasyonlara yapılan eklemeler, entegre olmuş
geliştirme ortamını önemli ölçüde iyileştiriyor, genişletilmiş ortam ise dizayn sürecini kolaylaştırıyor ve benzersiz
sistem geliştirme deneyimi sağlayarak çoklu araçlara ihtiyacı azaltıyor.”
The Studio 5000 artık aşağıdakileri içeriyor:
• Studio 5000 Architect aplikasyonu, kullanıcıların tüm
otomasyon sistemini görebileceği, kontrol cihazı gibi cihazları önceden HMI ve EOI’leri yapılandıracağı; ve cihazlar
arası iletişimleri yöneteceği yer olan Studio 5000 ortamı
içerisinde merkezi noktadadır. Studio 5000 Architect aplikasyonu ayrıca diğer Studio 5000 aplikasyonlarıyla ve
• Yeni Studio 5000 Application Code Manager, kullanıcılara yeniden kullanılabilen kod hakkında kütüphane oluşturarak tüm şirket içinde yönetilip dağıtılabilsin diye sistem
gelişimini hızlandırır. Aplikasyon kod yöneticisiyle projeler
üretmek dizayn uyumunu geliştirmeye yardım eder, teknik
harcamaları azaltır, pazara sürüm süresi ve işletmeye almaya hız kazandırır.
Ek olarak, Rockwell Automation gelişmiş güvenlikli ve lokal batch kontrollü Studio 5000 aplikasyonunu güncelledi.
Yeni güvenlik özellikleri daha çok kullanıcı kimlik doğrulama ,giriş kontrol tercihleri ve hak aktarım özelliklerini
içerir. Bu sürümler kullanıcılara doğru zamanda ulaşımı
doğru seviyede vererek verimliliği ve sistem çalışma zamanını geliştirmeye yardım ediyor. Lokal batch kontrolü,
işlemci bazlı batch programlamasına izin verir; tek unite
kontrolü ve proses ekipman kontrolünde mimari sistemi
kolaylaştırır.
ROCKWELL / www.rockwellautomation.com/tr
102
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
MITSUI SEIKI VERTEX 550 - 5X EKSEN İŞLEME
MERKEZİ
■ Vertex 550-5X modeli yüksek hassasiyette 5 eksen teknolojisinde üretilen ve dizayn edilen Mitsui Seiki’ nin bu
uzun yolculuğunda tüm bilgi ve birikimini en iyi yansıtan
modellidir.
Açılı ve Döner Eksenler ile uzun Açılı eksenler kullanılarak,kalıp
üzerinde küçük çaplı takımlarve derin kalıplar kolaylıkla
la derin noktalara & ceplere
işlenir.
kolaylıkla ulaşılır .
2 metreye 3 metre taban alanına yerleşen Vertex 550-5X
çap 750 yükseklik 525 ölçülerindeki parçaları işleyebilecek kapasiteye sahiptir.Ayrıca kompak tasarımı gereği,
taşınma anında çok kolay söküm ve kurulum yapılabilir.
5 eksenli makinaların eksenlerinin döner , düz ve simultane olarak çalışmaları esnasındaki geometrik toleransları,
bitmiş iş parçasının toleranslarına direk olarak etki etmektedir.
3 Eksenli bir işleme merkezine sonradan ilave edilen 4. ve
5 eksenler ile istenen toleransları elde edemezsiniz ancak
gerçek 5 eksen olarak dizayn edilen Vertex 550-5X yüksek
toleranslı parça üretiminde sizin en büyük yardımcınızdır.
“Çok farklı yüzeylerin ve karmaşık iş parçalarının işlenmesi
esnasında finish parçada yüksek hassasiyet ve firesiz üretim için Vertex 550-5X”
3 Eksenli işleme merkezlerinde bu tarz karmaşık parçaları
işlemek istediğinizde her yüzey için ayrı bir set up ve fikstür
gerekmektedir.Bu da zaman hassasiyet ve para kaybı demektir.Ancak VERTEX 550-5X modelinde karmaşık parçaların işlenmesinde tek fikstür ve tek bağlama ile tüm yüzeyleri işleyebileceğiniz için tüm kayıplarınızı geri kazanırsınız.
Pervane , disk ve tribün kanatları ancak ful 5 eksen simültane hareketlerle işlenir .Havacılık sektörü ve enerji
sektörü için üretilen parçalar , özel takımlar , özel takım
yolları ve hareket kontrolleri gerektiren komplike parçalardır.Ayrıca bu parçaların materyalleri farklıdır.
Bu modelde 5 eksen hareketi ile elde edilebilen uygun takım pozisyonlama ,kalıbı direk işlememizi sağlar ki buda daha önce
dalma erezyon makinası kullanılarak elde edilen yüzey kalitesini
direkt olarak elde etmektir.
Kalıp üzerindeki takım izleri indeksleme açısında ve takım değişiminde bazı ani değişikliklere sebep olur.Vertex 550-5X bunları minimize ederek üstün yüzey kalitesi sağlayarak çalışır.
Örneğin titanyum , nikel alaşımları, ısıyla sertleştirilemeyen krom demir alaşımları gibi.Bu nedenle kullanılan pahalı kesicilerde, daha uzun ömür elde etmek için
makinanın rijitliği , ve hareket kontrol hassasiyeti çok
önemlidir.
Mitsui Seiki özellikle bu tip parçaların işlenmesine yönelik olarak tüm bilgi birikimini kullanarak BT 40 / CAT
40 sınıfı 5 eksen makinaların da talaşlı imalat kesim
kabiliyetini çarpıcı bir biçimde geliştirmiştir.
TEZMAKSAN / www.tezmaksan.com.tr
104
105
E-PR-110 Serisi Kağıtsız Kayıt Cihazı
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Kompakt bir gövdede yüksek performans
E-PR-110 serisi kayıt cihazları yeni nesil mikrokontrolör kullanılarak tasarımlanmış kağıtsız kayıt cihazlarıdır.
Üniversal giriş ve çıkışların kullanıcı tarafından programlanabildiği ve programlama gerektirmeyen kolay
takılıp çıkartılabilen I/O kartlarıyla endüstrinin her alanında kullanılmaktadır. Sıcaklık, basınç, seviye, debi,
akım, gerilim gibi fiziksel birimlerin sayısal ortamda
kayıt edilmesinde, Demir-Çelik, Kimya, Metalurji, Petro-Kimya, Rafineriler, Gıda, Çimento, Seramik, Cam ve
diğer sanayi dallarında yaygın bir kullanım alanı bulunmaktadır.
RS-485 ve ethernet bağlantısı, USB port imkanı ve
yüksek kapasitede dahili veri depolama özelliği ile çok
fonksiyonlu bir kayıt cihazıdır.
* Programlanabilir üniversal 3, 6, 9, 12, 15, 18,
21 ve 24 kanal giriş, 12 Röle çıkışı, 64 sayısal
giriş/çıkış,
* Dokunmatik 5.7” TFT ekran
*
*
*
*
Dahili 8 GB Micro SD
RS-485 ModBus RTU, Ethernet, 1 USB host
Wi-Fi (Opsiyonel)
Pano Ebadı 144x144 mm
E-PR-200 Serisi
Kağıtsız Kayıt ve Kontrol Cihazı
E-PR-200 serisi kayıt ve kontrol cihazları dokunmatik
ekran özelliği ile endüstrinin her alanında kullanılmaktadır. Sıcaklık, basınç, seviye, debi, akım, gerilim gibi
fiziksel parametrelerin sayısal ortamda kayıt edilmesinde, Demir-Çelik, Kimya, Metalurji, Petro-Kimya, Rafineriler, Gıda, Çimento, Seramik, Cam ve diğer sanayi
dallarında yaygın bir kullanım alanı bulunmaktadır.
8 GB lık veri depolama kapasitesi, RS485 ve ethernet
bağlantısı, USB giriş imkânı ve opsiyonel olarak sunulan Wi-Fi özelliği ile çok fonksiyonlu bir kâğıtsız kayıt ve
kontrol cihazıdır.
* Programlanabilir 54 üniversal giriş, 18 röle çıkış,
144 sayısal giriş / çıkış
* Dokunmatik 12.1” TFT ekran
* Dahili 8 GB Micro SD
* RS-485 ModBus RTU, Ethernet, 1 USB host
* Wi-Fi (Opsiyonel)
* Pano ebadı 288x288 mm
ELİMKO / www.elimko.com.tr
106
Automation PC elinizden biraz daha büyüktür ancak gerekli olduğunda makismum performansı sağlar
Automation PC 2100: Kontrolör ve PC bir arada
Bakım gerektirmez
B&R’nin yeni Automation PC 2100 ürünü PC dünyası ile gerçek zamanlı uygulamaları birleştiriyor. Gerek duyulduğunda,
Intel Atom çok çekirdekli işlemci teknolojisinin de yardımıyla
Automation Runtime ve Windows aynı anda çalıştırılabilir. Bu
durum da Automation PC 2100’nin aynı anda hem yüksek
performanslı endüstriyel kontrolör olarak hem de karmaşık
HMI işlemleri gibi işlemler için PC olarak kullanılmasına imkan
tanır. Bununla birlikte kompakt boyutlarıyla kontrol kabininde
neredeyse hiç yer kaplamaz.
Modeli ne olursa olsun tüm ürünlerde fan veya diğer döner
parçaların olmaması herhangi bir bakım işleminin gerekli olmadığı anlamına geliyor. Diğer standart özellikler, bir adet USB
2.0 bir adet de USB 3.0 arayüzü ile birlikte iki gigabit Ethernet
arayüzünü de içermektedir. POWERLINK veya CAN gibi iletişim
bağlantıları (Fieldbus) gereksinime göre konfigüre edilebilir.
Ayrıca bellek ihtiyacını karşılamak için kompakt CFast kartları
ve daha yüksek kapasiteli MLC teknoloji bazında 64 GB’a kadar
bellek kullanılabilir.
Aşırı kompakt gövdesine rağmen Automation PC 2100, gömülü
sistemlerin performans kapasitelerini önemli oranda arttıran
ve fiyat/performans oranlı ile de erişilemez bir noktada olan
tam teşekküllü bir PC sistemidir. Tek, çift veya dört çekirdekli
işlemcileri olan Automation PC 2100’ün işlem gücü tamamen
ölçeklenebilirdir. Bu haliyle ürün performans aralığının üst
sınırlarında hatta birçok “Core i” serisi işlemcinin performansını
da aşıyor.
Maksimum grafik performansı
Intel Atom işlemciler tarafından kullanılan grafik motoru “Core
i” teknolojisi yardımıyla oluşturulmuştur. Bu grafik motoru Full
HD seviyesine kadar güçlü bir grafik işleme imkanı sağlar. Bu
aynı zamanda bu segmentte DirectX 11 desteğinin sağlandığı
ve SCADA ve HMI sistemleri için daha yüksek grafik performanslarının elde edilebilmesine imkan tanıyan bir ilktir.
BR Otomasyon / www.br-automation.com
107
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Bağlantı İhtiyaçlarınızda Standart Çözümler
İşe Yaramadığında
Turck Amerika ofisinde bulunan bağlantı ürünleri özel tasarım ekibi ihtiyaca özel bağlantı ürünleri için
tasarımlar ve imalat yapmaktadır.
Özel yapım kablo seti ile hatasız bağlantı garantisi
Gerçekleşen Çözüm
Montaj; Turck katma değer sağlayan montaj çözümleri sunmakta ve diğer üreticilerin konnektörlerini müşteri ihtiyaçlarını
karşılayacak şekilde özel üretimlerinde kullanmaktadır. Tasarım
aşamasında ihtiyaç sahibinin taleplerine göre tasarımlar gerçekleştirerek son ürünün müşteri ihtiyaçlarını karşılayacağına
emin olunuyor. Hatta bu sebep ile seri üretim öncesi prototip
oluşturularak müşterinin tasarımı test etmesi sağlanılır.
TURCK Takım üyeleri ürün uzmanları ve müşteriler ile yakından çalışarak özel çözümler geliştirmektedir.
■ Bağlantı ürünleri üreticilerin ne kadar geniş ürün çeşitliliği
olsa da her zaman ihtiyaca özel olan ve standart ürünlerin çözüm sağlayamadığı özel çözüm gereksinimleri olacaktır. Turck
Kuzey Amerika’da özel üretim bağlantı çözümlerinin lideri olarak sektöre hizmet vermektedir. İhtiyaca göre özel etiketleme,
farklı renk kodlamaları veya diğer özel istekler için Turck Tasarım Ekibi, ihtiyaç sahipleri ile ortak hareket ederek ihtiyaca özel
çözümler üretmektedir.
Otomasyon dünyası verimlilik amaçlı gelişmekte ve görevleri
olabildiğince çabuk ve verimli şekilde çözmeye odaklanmıştır.
Otomasyon sistemleri sürekli daha verimli olması ve daha az
bakım ile uzun süre çalışmak için geliştirilmektedir. Sistemlerde verimlilik ve uzun çalışma ömürlerine odaklanmak için
doğru bağlantı çözümlerini seçmek veya uygulamaya özel
çözüm geliştirmek giderek her zamankinden daha fazla önem
kazanmaktadır.
Birçok uygulama için, Turck standart çözümleri sorunsuz bir
şekilde gereksinimleri karşılamaktadır. Bununla beraber uygu-
108
lamalar çok çeşitli olabilmekte ve birçok uygulama hazır ürünler ile karşılanamamaktadır. Bu gibi uygulamalar için Turck
bağlantı ürünleri tasarım ekibi uygulamaya ve ihtiyaca özel
tasarımlar ile çözüm sağlar. Bunun için ihtiyaç sahibinin hazır
ürün listelerinde bulamadığı ürün ihtiyaçları için Turck ekibi ile
temasa geçerek çözüm sürecini başlatmış olur.
Çözüm sürecinde ilk olarak bağlantı ürünleri iş geliştirme müdürü ve özel tasarım ekibi ihtiyacı değerlendirerek daha önce
yapılmış mevcut hazır çözümler ile karşılanabilirliğine ve yapılabilirliğine karar verirler. Uygun görülmesi durumunda ihtiyaç
sahibine özel çözüm için üretim süresi, maliyet ve 3D datalar
ile dönüş sağlanır.
Teklifin ihtiyaç sahibi tarafından onayından sonra, Turck Ar Ge
ve üretim ekipleri projeye dâhil olarak üretime başlanılması için
gerekenleri belirlerler. Sonrasında ürün müdürü, ham madde
siparişlerinin takibi teslim süresinin müşteri beklentisi ile uygunluğunu takip ederek üretimi devam ettirir.
Makine Üreticileri; Plastik donanım üreticisi bir firma farpklı pim bağlantsı ihtiyacı ile özelleşmiş kablo seti için Turck a
geldiği zaman, Turck bağlantı ekipmanları ekibi ideal çözümü
geliştirmeğe başlar. Tasarım aşamasında müşteri taleplerine
göre standart kablo setlerini müşteri talebindeki özel pin şekline göre revize ederek kulanıma uygun hale getirir.
Zirai Araç Üreticileri; Firmaların üretim ve parçaları farklı ülkelere göndermesi durumunda herşeyin doğru şekilde bağlanmış olması ve bakım ihtiyacının minimum olmasının önemi
artmaktadır.Turck bu aşamada sadece en doğru kablolamayı
sağlamak ile kalmıyor ayrıca daha az bakım ve daha uzun çalışma ömrü sağlayan harness sistemleri yaratmasına yardımcı
olmaktadır.
Motorlar; Turck güç kablo setleri ürün ailesi yıllardır satışta olmak ile beraber Turck müşterilerine özel yeni ürünleri
ile çözüm yelpazesini genişletmektedir. Turck mevcut Powerfast ürün grubunu genişleterek ürün ailesine bağlantı
Renk kodlu kablo setleri ile
pasif kutulara herkes için
hatasız bağlantı
Renk kodlu kablo setleri ile
pasif kutulara herkes için
hatasız bağlantı
sökme anahtarları eklemiş bu şekilde güç bağlantsını kolay
şekilde kapatılmasını ve motorların bakım için durdurulması ile kolay parça değişimi sağlayan bir çözüm sunar. İhtiyaç sahipleri Turck tasarım ekibi ile beraber çalışarak ve
birçok değişiklik talebini tasarım aşamasında ekleterek hızlı
ve etkin ve ihtiyaçlarını karşılayan bir çözüm alabilmektedir.
Kimyasal ortamlar; Dil problemlerini ortadan kaldırarak ve İngilizce konuşulmayan ülkelerde pasif bağlantı adaları ve kablo
setlerini kullanımını hatasız olarak gerçekleştirmek için Turck
müşterileri ile beraber görsel tanımlama ile bağlanılan bağlantı çözümleri önermektedir. Bu çözümlerde kablo setleri farklı
renkler ile basılmış ve yine aynı çeşitli renklerin olduğu pasif
toplama kutusuna operatörün dilinden bağımsız olarak hızlı ve
doğru bir şekilde bağlamasına imkân vermektedir.
Sonuç
Özel bağlantı ekipmanları tasarım ekibi ihtiyaç halinde teknik
destek verme imkânına sahiptir. Sonuç olarak özel imalat
bağlantı ekipmanlar daha önce kullanılmamış bir yol bulma
ve kullanmak üzerinedir. Kullanıcılar için Turck özel bağlantı
çözümleri ekibi uygulamalarında değerli bir kaynak ve ürün
salayıcısı olmaktadır.
TURCK / www.turck.com.tr
109
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
SCHUNK Sıkma Kuvvet Blokları Kısıtlı Alanlarda
Çok Büyük Sıkma Kuvveti Oluşturuyor
SCHUNK TANDEM plus sıkma kuvvet blokları; tek parçalı, sert
ana gövdesi “wedge hook” hareketi uzun hassas taşlanmış
taban çene yatakları, 55 kN’a varan yoğunlaştırılmış sıkma kuvveti sağlar. Aynı zamanda 0,01 mm’ye varan kusursuz tekrarlanabilirlik hassasiyeti garantiler. Bu yüzden sıkma kuvvet blokları, yüksek hacimli ve yüksek çevrim süresine, aynı zamanda
minimum toleransa sahip frezeleme operasyonları için idealdir.
Optimize geometrisi ve minimum aralıklara talaşların birikmesini önler, talaş ve tozların kuvvet bloğuna girmesini engeller.
Özel bir bağlantı vidası sıkma kuvvet bloklarının çoklu kullanılmalarında birbirlerine uygun konum toleranslarını garanti eder.
Pnömatik, hidrolik, yaylı veya manuel tahrikli olarak 64 ve 250
mm ölçülerinde standart strok, uzun strok veya ve sabit tek
çene hareketi olarak özgün çeşitlilikte mevcuttur. Kuvvet blokları kanal bağlantılı veya hatvelik çeneler için uygundur.
Esnek çene konu sorgulaması ve hızlı çene değişimi
SCHUNK; özellikle otomatik yükleme için 100’den başlayan
ölçülerde, bütün bir ayna çenesi stroğu boyunca ayna çenesinin pozisyonu esnek biçimde takip edilebilir, pnömatik tahrikli
TANDEM KSP plus’ı sunmaktadır. İş parçalarını içten ve dıştan
sıkma farketmeksizin sadece bir kaç el hareketiyle açma veya
sıkma pozisyonları her bir alt çene pozisyonuna uygun ayarlanabilmektedir. Konum kontrolü; alt çenelerde bulunan özel
bir bölümde entegre olmuş parçaların indüktif sensörle takip
edilmesidir ve bu yüzden özellikle kirlenmeye karşı dirençlidir. Sinyal direkt olarak makinanın kontrol ünitesinde proses
edildiği için, sıkma mengeneleri hızlı ve kolay biçimde varolan
makinalara entegre edilebilir.
TANDEM plus çabuk çene değişimi özelliğiyle diğer sistemlerin
önüne geçer: Pnömatik TANDEM KSP plus, BWM hızlı çene
değiştirme sistemiyle; pnömatik TANDEM KSP plus, yükleme
pozisyonundan bağımsız olarak 30 saniyeden az bir sürede
farklı bir sıkma çenesi grubuyla değiştirilebilir. Tekrarlanabilirlik
hassasiyeti 0.02’ye ulaşır. Alt çene ve değişim çeneleri birbirlerine entegre bir “wedge”’le bağlı olduğu için sıkma bloğunun
arasına giren kontur değişmeden kalır. Yaylı bir mekanizma,
değişen çenenin açık pozisyonda kalmamasını güvence altına alır. Kitleme mekanizması; yukarıdan, arka taraftan ve iki
yan taraftan aktive edilerek kayıp ayar zamanı kısıtlı ölçüde
geri kazanılabilir. Bu, kolay çene değişimi kulanımını garanti
eder. Değişen çeneler 100, 160 ve 250 ölçülerinde her tipte
TANDEM KSP plus sıkma kuvvet bloklarına uygundur. Standart
çenelere, sıkma ekipmanlarına ve iş parçasına özel çenelere
uygundur.
Detaylı bilgi için SCHUNK websitesi www.schunk.com’da optimum sıkma kuvvet bloğunu rahatça bulmanızı sağlayacak hızlı
arama motoru mevcuttur ve bu program, beş adımda en uygun
sıkma kuvvet bloğunu bulma imkanı tanımaktadır.
SCHUNK / www.tr.schunk.com
110
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Kompakt tasarımla birlikte
yüksek performans
Turck’un IMX12 arayüz cihazları artık Kuzey Amerika UL onayı ile mevcut.
gerekli olan hacmin %69 oranında
azaltılması anlamına geliyor.
Sanal sensör teknolojisi yeni bir
boyuta taşınıyor
Akım, hız ve pozisyon kontrolü için
geçerli olan 50 µs’lik çevrim süresi
sanal sensör teknolojisi için yeni
imkanlar sunuyor. Sanal bir motor
pozisyon enkoderi, erişilebilirliği arttırmanın yanı sıra enkoder, enkoder kablosu ve servo sürücüsünde
değerlendirme birimine olan ihtiyacı
ortadan kaldırır. Sanal sensör teknolojisi kullanılarak daha hızlı reaksiyon ve daha hassas bir kontrol
işlemi (örneğin Repetitive Control)
için diğer özel fonksiyonlar da uygulanabilir.
Turck IMX12 serisi arayüz modelleri yani global onaylarla birlikte dünyanın her yerinde kullanım için uygun hale geldi. Avrupa
da ATEX, Çin’de NEPSI, Brazilyada Inmetro ve IEC-Ex le dünya
çapında referans standartlarla kullanılan ürünler şimdi Kuzey
Ameraika UL uygunluğuna da sahip. SIL2’ye kadar emniyet
devrelerindeki kullanımıyla IMX serileri yaygın bir kullanım
sahasına sahiptir. Digital giriş ve çıkış modüllerin yanında
Acheman fuarında Analog çıkış modülü kullanıma sunulmuştu. Bunula birlikte 2015’in sonlarında analog giriş modolü de
sunulmuş olacak.
12.5 mm gövde yapısındaki IMX serileri maksimum sinyal
yoğunluğu sağlar. IMX modüllerin sinyal iletim hızları da çok
yüksektir. IMX12-DI Ex izolasyon modülü 15,000Hz e kadar
giriş sinyallerini işleyebilir.Bu standart bir modülün çok üstünde bir performastır. IMX12-AI Ex modülünde olduğu gibi yeni
elektronik dizayn sayesinde sıcaklık ve voltaj dalgalanmaları
gibi etkileri düşürülmüştür. Bu nedenle arayüz modüllerinin
tüm ölçme performası içindeki etkisi kabuladilebilir seviyelerde
düşüktür.
IMX serisi 2016’nın başlarında IMX12-CCM kabin kaoruma
modülleriyle genişletilecek. IMX12-CCM kontrol kabinlerinin
durumlarını görüntüleme yapar. Sıcaklık, mutlak nem, kabin
açık/kapalı durumu, titreşim gibi çeşitli değişken durumları
kontrol sistemine IMX12-CCM modülü ile iletilir.
TURCK / www.turck.com.tr
112
Geliştirilmiş güvenlik fonksiyonları
ACOPOS P3, otomasyon çözümlerinin tasarlanmasına ve uygulanmasıB&R’nin ACOPOS P3 ürünü elektrik panosunda kullanılan hacmin %69’a na olanak tanıyarak B&R’nin modüler
ve tamamen ölçeklenebilir otomaskadar azaltılmasına olanak tanıyor
yon portföyüne tam olarak uyuyor.
Etkin
ve güçlü bir otomasyon çözüB&R yeni üç eksenli servo sürücüsünün tanıtımını gerçekleştiriyor B&R yeni ACOPOS P3 ürününün tanıtımını münün oluşturulabilmesi için bir Power Panel (HMI +
bu yılki SPS IPC Drives Fuarı’nda gerçekleştirecek. Litre Kontrolcü), bir kaç ACOPOS servo sürücüsü ve X20 I/O
başına düşen 4 amperlik güç yoğunluğu ile bu yenilikçi modüllerinin kullanılması yeterlidir. Ayrıca isteğe bağlı
sistem makette var olan entegre güvenlik fonksiyon- olarak SIL3/PLe güvenlik seviyesi ile uyumlu güvenları ile birlikte piyasada en etkili servo sürücüsü olma lik fonksiyonları da entegre edilebilir. Safely Limited
konumunda. Daha önceden elde edilemeyen dinamik Torque (SLT) ve Remanent Safe Position (RSP) fonkve hassaslık: Tüm kontrolör yapısı için sadece 50 µs’lik siyonları eski ACOPOS modelleri ile karşılaştırıldığında
eklenen yeni fonksiyonlardır. Bunlara ek olarak, openörnekleme zamanı.
SAFETY temelli toplam 14 güvenli hareket fonksiyonu
Kurulum için gerekli olan hacim %69 oranında ile olası tüm güvenlik taleplerinin optimal bir şekilde
karşılanması mümkündür.
azaltıldı
ACOPOS P3 modeli 0,6 - 24 kW arasında bir güç ACOPOS P3, TN, TT, IT ve toprak fazlı TN-S sistemleri
spektrumunda veya 1,2 - 48 Amper arasında değişen 1, gibi en yaygın ana şebeke güç konfigürasyonlarını des2 veya 3 eksenli servo sürücü çözümleri ortaya koya- teklediğinden dolayı dünyanın her yerinde kullanılabilir.
bilmektedir. Bu modelin 3 eksenli bir servo sürücüsü Bu durum ayrıca ihtiyaç duyulan diğer tüm makina çeşitgeleneksek bir eksenli servo sürücüler ile aynı hacmi lerinin sayısını da düşürmektedir.
kaplamaktadır. Bu durum da tüm elektrik panosu için
BR Otomasyon / www.br-automation.com
113
SCHUNK’tan Çok Çeşitli Parçalar
için Tutucular
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Ergonomik makina işletimi
yeterli miktarda alanın
bulunmadığı durumlarda portre formatındaki 21.5” modeli tercih
edilebilir.
Opsiyonel
yan kolları ile birlikte
bu cihazları makinada
kullanmak ve manevra
ettirmek fazlasıyla kolaydır. Ürün gamında, analog rezistif dokunmatik
ekran teknolojisine sahip
4:3 formatındaki iki farklı ürün de mevcuttur.
Bu ürünler kullanıcılara, hâlihazırda var olan
HMI uygulamalarında
bir değişiklik yapmadan
kendi operatör donanımlarını yükseltmelerine
imkan tanır.
sine gerek kalmadan çeşitli
parçalar tutulabilmektedir.
19.3 kg’a kadar iç ve dış çap
tutmaya uygun ve birçok ağır
uygulamada parça taşınması
için idealdir.
Yüksek
performansını,
patentli dişli yataklamasına
ve yüksek gerilim değerlerine
sahip alüminyum gövdesine
borçludur. Daha büyük ve
ağır tutucularla kıyaslandığında, SCHUNK PZHplus iki kat
kadar yüksek sıkma kuvvetine
sahiptir. Değişken boyutlara
sahip olan PZHplus, çeşitli
ağırlıkta ve çaptaki dairesel
ürünlerin farklı boyutlardaki
modelleriyle çalışabilir.
Taşınacak parçaların çeşitli olması durumunda, standart
üç parmaklı tutucular sınırlı stroğa sahiptirler. Değişken
parçaların tutucu tarafından tutulabilmesi için tutucu
parmakları veya tutucunun kendisi sürekli olarak değiştirilmelidir. Tutucu sistemler ve iş bağlama teknolojisi
alanında sektör lideri SCHUNK, yüksek verime sahip ve
uzun stroklu PZHplus’ı sunuyor.
Dişli kayış ile tutucu yüksek stroklara ulaşarak, tutucu
parmaklarının veya tutucunun kendisinin değiştirilme-
Daha küçük boyutlarını kullanılması, yerden kazanıma ve
daha az enerji sarfiyatı sağlayarak müşterimizin tasarruf
etmesini sağlar. İsteğe göre
PZHplus, manyetik sensör
ve indüktif sensörlerle izlenebilir. Büyük merkez deliği, kamera uygulamasına ve
silindirik malzeme beslenmesine veya ekstra uzun iş
parçalarının tutulmasına imkan tanır.
SCHUNK’un tutucu sistemler için geniş modüler sisteminden PZHplus; birbirinden farklı sensörler, kuvvet
ölçen çeneler, indüktif sensörler ve manyetik sensörler
ile ekipmanlandırılır. Hızlı çene değiştirme sistemi ile
esnek değişken çenelerle taşıma çözümlerinde verim,
esneklik ve proses güvenliği artmaktadır.
B&R’nin IP 65 koruma seviyesine sahip panelleri ile
taşıma kollu sistemleri çıtayı yükseltiyor
B&R en yeni taşıma kollu sistemlerini sunmaktan gurur
duyar. Tamamen kapalı olan bu paneller geniş bir ürün
yelpazesinde mevcuttur ve buna ek olarak makinalara
optimal olarak yerleştirilmelerine imkan veren IP 65
koruma seviyesine sahiptirler.
Multi-Touch geniş ekran panelleri HD Ready ya da Full
HD çözünürlük ile 18.5” ile 24” arasında değişen boyutlardadır. Daha geniş ekranlar ve yüksek çözünürlük her
ekranda daha fazla bilgi içerilmesi imkânını sunuyor. Bu
durum da kullanıcı ergonomisi açısından bakıldığında
önemli bir avantaj olarak değerlendirilmektedir.
Portre formatında yüksek çözünürlük
Bu paneller taşıma kollu
şaftı aracılığıyla uygun
standart kablolar kullanılarak bağlanır (Montaj
sonrasında bile kablolama yapılabilir). Özellikle PC ve
panel arasında 100 metreye kadar bir mesafeye olanak
veren Smart Display Link 3 modelini tercih edenler için
ince RJ45 konektörü nedeniyle kablolama işlemi çok
daha basit bir hale gelir.
Kolay işletme
Gerektiği takdirde taşıma kollu sistemleri butonlar, seçici anahtarlar, kontak anahtarları ve acil stop butonları
ile de donatılabilir. Entegre RFID okuyucunun da yardımıyla, servis mühendislerinden sistem operatörlerine
kadar herkese bireysel erişim yetkisi oluşturulabilir. Bu
tarz bir erişilebilirlik seviyesi ile artık küçük kâğıt parçalarına şifreleri not etmek tam da ait olduğu yerde yani
geçmişte kaldı.
Büyük boyutlu ekranların bir gereklilik olduğu ancak
SCHUNK / www.tr.schunk.com
114
Kolay kablolama
Otomasyon panel serileri 9 farklı taşıma kollu modelde mevcuttur ve
gerektiğinde ek anahtarlama ekipmanları ile de donatılabilir
BR Otomasyon / www.br-automation.com
115
Karmaşık uygulamaların kolay kontrolü
PSS 4000 otomasyon sistemi ile emniyet ve otomasyon
için birçok projeyi uygulayabilirsiniz.
Dağıtılan projenin merkezi görünümü –
Industrie 4.0
Küçük makineler veya birbiriyle bağlantılı makineler için
son derece karmaşık tesisler. Otomasyon sisteminin
PSSuniversal kontrol sistemleri multi-master prensibine
uygun olarak merkezden uzakta kullanılabilir ve tek bir
yazılım aracı ile konfigüre edilebilir. Sisteminizin 12, 34
veya PSS 4000 otomasyon sisteminden daha fazla kontrol sistemi kullanıp kullanmadığının bir önemi yoktur.
Emniyet ve otomasyon için ilk dağıtılabilir kontrol sistemleri olarak PSSuniversal kontrol sistemleri, Industrie
4.0 otomasyon sistemini daha uyumlu bir hale getirir.
Emniyet ve otomasyon için tek yazılım
platformu: PAS4000
PAS4000 yazılım platformu ile dağıtılan kullanıcı programınızın merkezi genel görünümüne her zaman ulaşabilirsiniz. PAS4000’de ağdaki tüm kontrol sistemlerini
konfigüre edebilir, programlayabilir ve tanılayabilirsiniz.
Böylece, tüm projede basit ve standart hale getirilmiş
yönetim sağlanır. Bu da mühendislik, devreye alma ve
bakım maliyetlerinde net düşüşler sağlar.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Otomasyon yazılımında bir devrim
Karmaşıklığı bu şekilde azaltırız
Proses veya kontrol verileri, arıza emniyeti verileri ve
tanılayıcı bilgiler Ethernet aracılığıyla çeşitli otomasyon
ekipmanları arasında değiştirilir ve senkronize edilir.
Tüm bilgiler, tüm ağ aboneleri tarafından eşit şekilde
bilinir ve erişilebilir. Tüm kontrol cihazlarının, değişkenler ve proses verilerinin yanı sıra modüller arasındaki
iletişim bağlantıları projenin tamamında bilinir ve program dağıtımına uygun olarak bağımsız bir şekilde oluşturulur. Bu şekilde PSS 4000 otomasyon sistemiyle karmaşık projelerin dahi uygulanması son derece basittir.
Bir bakışta elde edeceğiniz avantajlar:
• Kontrol zekasının dağıtımı: çoklu kontrol sistemlerinin ağ bağlantısının kurulması gereken durumlarda
yazılım aracı ile basit bir şekilde uygulanabilir.
• Azaltılmış mühendislik ve daha kısa proje işleyiş
süreleri: PLC’yi seçmek ve öncelikle mimariyi kontrol
etmek zorunda kalmadan programlamaya başlayabilirsiniz. Bu yapım aşamasında dahi seçilebilir.
• Makinenin genişletilmesi kolaydır: kullanıcı programı kolaylıkla diğer kontrol sistemlerine dağıtılabilir.
Sonradan sistemde ayarlama ve tesis bölümlerinde
değişiklikler kolaylıkla yapılabilir.
• Verimlilik artışı: her bir makine parçasının kısmi
devreye alınması ve kısmi çalıştırılması mümkündür.
PILZ / www.pilz.com/tr
116
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Modüler mapp yazılım blokları B&R’ye yeni makine ve sistem yazılımlarının geliştirme süresinin ortalama %67
düşürülmesi imkanını sunar.
B&R mapp teknolojisi ile geliştirme sürelerini
%67 düşürüyor
B&R, bu yılki SPS IPC Drives fuarında devrimsel nitelikteki yeni mapp teknolojisinin tanıtımını gerçekleştirecek. Bu modüler yazılım blokları yeni programların
geliştirilmesini çok daha kolay bir hale getirecek ve yeni
sistemler ve makineler için yazılım geliştirme sürelerini
ortalama %67 azaltacak. mapp, aynı zamanda servis ve
bakım giderlerini de düşürüyor.
Yeni geliştirilen makine ve sistemlerin mühendislik
problemleri açısından bakıldığında yazılım geliştirme
süreci zaman ve maliyet faktörleri açısından giderek
daha anlamlı bir hale geliyor. Bununla birlikte, bu sürecin en önemli parçasını reçete verilerinin işlenmesi gibi
basit fonksiyonların programlanması oluşturuyor.
Yazılım geliştirme işleminin modüler bloklar kullanı-
larak hızlandırılması. mapp, kapsamlı bir şekilde test
edilmiş ve kullanımı kolay olan önceden yapılandırılmış
blokları geliştiricilerin kullanımına sunuyor ve böylelikle
yinelenen programlama görevlerini ortadan kaldırıyor.
Programcılar da daha sonra kendi ana görevlerine
konsantre olabilirler: Makina veya sistem proseslerini
uygulama yazılımına uyarlamak.
mapp blokları B&R otomasyon yazılım mimarisine sorunsuz bir şekilde entegre edilmiştir. Böylece Automation
Studio ile çalışan herhangi bir yazılım geliştirici, mapp
bloklarını kendi çalışmalarında kolaylıkla kullanabilir ve
böylece uygulama yazılımları çok daha düzenli bir hal
alır. Bu ürünle birlikte elde edilen en önemli sonuçlar:
artan makine kullanılabilirliği, düşük bakım maliyetleri
ve çok daha kolay bir şekilde gerçekleştirilebilen takım
çalışması.
BR Otomasyon / www.br-automation.com
117
Multi-touch özellikli Panel PC 900: B&R’dan
yeni bir amiral gemisi
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Emerson Network Power, Trellis™ Platformuna
Görsellik, Ölçeklenebilirlik ve Termal Yönetim
Olanaklarını Ekledi
Platforma, görünürlüğü ve güç ile soğutma kapasitesi üzerindeki
denetimi artıran ve uzaktan yönetim olanaklarını güçlendiren modüler bir yenilik eklendi.
Panel PC 900 çeşitli boyut ve konfigürasyon seçenekleriyle mevcuttur.
Hızlı, fansız ve esnek
Multi-touch özellikli Panel PC 900, içerisindeki son teknoloji
işlemciler (Intel® Core™ i7 teknolojisine kadar) sayesinde
işlem gücünü en üst seviyede tutuyor. B&R’ın amiral gemisi
niteliğindeki bu yeni sistemi, yeni ekran boyutlarını multi-touch
özelliğiyle birleştirerek şu ana kadar üretilen en işlevsel panelleri
oluşturuyor. Ayrıca paneller önceki jenerasyondaki ürünlerle
tam uyumluluk gösteriyor.
Panel PC 900, Automation Panel geniş ekran serisinde kullanılan son teknoloji ürünü kapasitif dokunmatik ekranın tüm
özelliklerinden faydalanır. Kenardan kenara tasarım, yansımasız
cam yüzey ve yüksek çözünürlüklü ekranlar sayesinde sadece
bir operatör paneli üzerinde yüksek düzeyde işlevsellik ve gelişmiş dizayn entegrasyonları sağlanmıştır. 15,6” ile 24” arasında
değişen full HD çözünürlükteki ekranlar ile her türlü gereksinimin karşılandığından emin olabilirsiniz.
Multi-touch ile daha güvenli
sürükleme jestleri ile
sayfa değiştirme gibi yeni ve yenilikçi kullanıcı etkileşimlerine
imkân tanır. Buna ek olarak, kritik ya da tehlikeli işlemlerin iki el
ile gerçekleştirilebilmesi; operatörlerin yanlışlıkla yaptığı işlemlerin önlenmesi için efektif bir çözüm sunar.
Uyumluluk
Panel PC 900 serisi sistemler geleneksel 4:3 formatına ek
olarak geniş ekranlar halinde de mevcuttur. Bir adet analog
dokunmatik ekran ve 12.1-19” arasında değişen ekran boyutları
ile donatılmış single-touch Panel PC 900 geçmiş jenerasyon
ürünlerle, boyutlar ve ekran çözünürlüğü konusunda da tam
uyumluluk gösterir.
Fansız
Birçok Panel PC 900 varyantları fan olmadan çalıştırılabilir.
Bu sistemler SSD sürücüler ve/veya CFast kartları ile birlikte
kullanıldığında dönen parçalardan tamamen kurtularak hava
filtresinin periyodik olarak değiştirilmesi gibi bakım operasyonlarını da gereksiz hale getirir.
Bu multi-touch ekranlar, iki parmak ile yakınlaştırma veya hızlı
BR Otomasyon / www.br-automation.com
118
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Bir Emerson şirketi olan, bilgi ve iletişim teknolojisi sistemlerinin
dünya çapında lider kritik altyapı tedarikçisi Emerson Network
Power, Trellis™ Platformu için bünyesinde veri merkezinin termal
profilini izleyen, kapsamlı bir çevresel takip ve yönetim modülü
Trellis™ Termal Sistem Yöneticisi’nin de aralarında bulunduğu
olanakları ve modülleri duyurdu. Dünya çapında kullanıma sunulan
Trellis Termal Sistem Yöneticisi, ekipman kurulumunda zaman
tasarrufu sağlarken, daha yüksek soğutma verimliliği sunuyor ve
yoğunlaşmaları belirleyip ortadan kaldırmaya yardımcı oluyor.
2012 yılındaki lansmanından günümüze kadar Trellis Platformu veri
merkezi altyapısında (DCIM) yapılan üçüncü büyük güncelleme ile
gelen yeni özellikler şöyle:
• Emerson Network Power Avocent® DSView™ yönetim yazılımıyla
entegre olarak veri merkezi altyapısının güvenliğini ve uzaktan yönetimini sağlama,
• Yerel ve uzak kullanıcıların odadaki ekipmanı, raf ve cihaz seviyesinde görmesine, yakınlaştırmasına ve döndürmesine, ayrıca
raf seviyesinde hava sıcaklığı profillerini görmesine ve planlama
ile kullanım aktivitelerini iyileştirmesine olanak veren yeni 2D/3D
görüntüleme olanağı,
• Kullanıcı dostu bir karşılama sayfası ile global başlık çubuğunu da
içeren kullanıcı arayüzü iyileştirmeleri,
• Trellis güç hesaplamalarında, güç fazı dengesizliklerinden dolayı
oluşan kesinti riskini azaltan ve aynı zamanda daralan kapasiteyi üç
faz arasında yükleri dengeleyerek azaltan geliştirmeler.
Emerson Network Power’ın Avocent İşletmesi’nde Ürün
Yönetiminden Sorumlu Başkan Y ardımcısı olarak görev yapan
John Curran: “Trellis Platformunda yapılan bu son geliştirmeler
mevcut ve yeni müşterilere gelişmiş uzaktan yönetim olanakları
sunarken, günümüzün veri merkezlerinin güç ve soğutma sistemlerine daha iyi bir görünürlük ve daha iyi bir denetim olanağı sağlıyor.
Bu da gün geçtikçe daha hayati bir gereksinim haline geliyor. Trellis
Platformu’na uygulanan güncellemeler Emerson’un, müşterilerine
kendi operasyonlarını modernize etmeleri ve değerini artırmaları
için en iyi çözümleri seçebileceği DCIM dünyası içinde komple
servisler sunma konusundaki süregelen bağlılığını vurguluyor.
Müşterilerimizin faaliyette bulundukları alanın ne kadar karmaşık
olduğunu gayet iyi biliyoruz ve onların IT operasyonlarını güçlendirmek için özel, isteğe uygun çözümleri yaratabilme ve bu yönüyle
daha yüksek verimlilikleri oluşturabilme yeteneğimizle gurur duyuyoruz. Emerson Network Power aynı zamanda, ikinci yılında da
DCIM Araçları1 Gartner Magic Quadrant (MQ) - “Liderler” kutusu
içinde yer alarak Gartner Inc. gibi sanayi analistlerinin takdirini
kazanmış, ve kullanılabilirlik kapasitesi olarak son raporda en yüksek sıraya yerleştirilmiştir.” Trellis Termal Sistem Yöneticisi gerçek
zamanlı olarak cihaz seviyesinde 3D görüntülemeli termal izleme
olanağı sunuyor, ayrıca hava sıcaklığı profillerini daha iyi anlamak
için çevirme ve döndürme olanağı da veriyor. Bu olanaklar boşa
harcanan soğutma kapasitesini ortadan kaldırarak enerji azaltma
çabalarına katkı sağladığı gibi, çalışma kesintisini önlemek amacıyla
termal hareketlere karşı zamanında reaksiyonu sağlayıp termal
ölçümlerin ve planlamaların tutarlılığını artırarak işletme maliyetlerini de azaltıyor. Trellis platformunun Avocent DSView yönetim
yazılımıyla entegrasyonu uzaktan erişim ve envanter yönetimini
aynı anda sağlayabiliyor, bu da DCIM arenasında sadece Trellis
Platformu’nun sunduğu bir özellik olarak öne çıkıyor. Kullanıcılar
güvenli, IP tabanlı uzaktan altyapı yönetimine erişebiliyor ve Trellis
platformu üzerinden özellikleri kontrol edebiliyorlar, böylece herhangi bir BT cihazından erişimi hızlandırıyor ve kolaylaştırıyor.
EMERSON / www.emerson.com
119
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
BANNER ENGINEERING; MAKİNA EMNİYETİ ÜRÜN
GRUBUNU GELİŞMİŞ ÖZELLİKLERİYLE KULLANIMI
KOLAY, SAĞLAM EMNİYET IŞIK BARİYERİ EZ-SCREEN
LS İLE GELİŞTİRMEYE DEVAM EDİYOR
Kademeli “cumba penceresi” konfigürasyonu, EZ-SCREEN LS sisteminin üç taraf için aynasız koruma sağlamasına olanak tanır.
Çift perde yapısı, yalın üretim konfigürasyonunda birkaç
makineyi korur.
Çift renkli hizalama indikatörleri, basit kurulum,
kolay sorun giderme ve elverişli montaj olanağı
sağlar. EZ-SCREEN LS emniyet ışık bariyerlerinin ölü
bölgesiz uçtan uca kontrol sağlayan tasarımı, makine
çalışma yüzeylerinin üstüne ve kademeli bölümler
arasına monte edildiğinde algılama boşluklarını ortadan kaldırır. Ek kullanım kolaylığı açısından, bu sistemin yapılandırma işlemleri için bilgisayar yazılımı,
dip-switch veya diğer cihazlar gerekmez.
Sağlam EZ-SCREEN LS güvenlik ışığı perdesi, algılama boşluklarını ortadan kaldıran uçtan uca duyarlılık temin ediyor.
Yeni EZ-SCREEN LS emniyet ışık bariyeri, tahrikli
press ve metal şekillendirme işlemleri gibi zor koşullara dayanabilecek kalın alüminyum gövde ve metal
uç kapaklarına sahiptir. Sistemin sade ve kullanımı
kolay tasarımı yüksek değer sunan özellikleri vurgularken, montajı karmaşık hale getirebilecek veya
bakım gerekliliklerini artırabilecek diğer özellikler bu
seride kullanılmamıştır.
Uygulamalar:
• Otomatik üretim
• Robotlu çalışma hücreleri
• Kalıplı ve tahrikli presler
120
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Paketleme ve Ambalaj
Montaj
Yalın üretim
Metal İşleme
Plastik
Yiyecek/Bira/Şişeleme
Otomotiv
Havacılık
Beyaz eşyalar
Elektronik
Güvenlik
İlaç
Çeşitli uygulamalara uyum sağlamak için EZ-Screen
LS; 14 mm, 23 mm ve 40 mm olmak üzere üç farklı
çözünürlüğe sahip olup tüm çözünürlüklerde 12 metreye kadar menzilde çalışabilir. Sensör uzunlukları,
70 mm’lik adımlarla 280 mm ile 1820 mm arasındadır. Kaskad bağlanabilir modellerde kullanıcılar
herhangi bir uzunlukta, herhangi bir çözünürlükte ve
herhangi bir ışın adedinde dört adede kadar sistemi
birleştirebilirler.
Çift tarama teknolojisi, en zorlu koşullarda güvenilir
performans için EMI, RFI, ortam ışığı, kaynak parıltısı ve stroboskop ışığında etkilenmez. EZ-Screen
LS, aralarında IEC61496-1/-2 uyarınca Tip 4, EN/
ISO 13849-1 uyarınca Kategori 4 PLe ve IEC 61508/
IEC 62061 uyarınca SIL3/SILCL3’ün de bulunduğu
dünya genelindeki en sıkı güvenlik standartlarıyla
uyumludur.
Kolay görülebilir durum göstergesi, kademeli güvenlik ışığı
perdelerine eklenebilir.
BANNER ENGINEERING / www.bannerengineering.com/tr
121
ÜRÜNLER
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Daha hızlı ve kolay kontrol
MX2 inverter ve EtherCat tek pakette
Devreye almayı daha da kolaylaştırmak ve sistem maliyetlerini
azaltmak amacıyla popüler MX2 inverterlerimiz için entegre EtherCAT seçeneği sunuyoruz. Bu entegre çözüm, makinelerde
birden fazla ağa duyulan ihtiyacı ortadan kaldırır. SYSMAC ve
HMI’dan tüm cihazlara ve veri ayarlarına erişim sunan tek bir
bağlantıyla makine performansı ve bakım süresi optimize edilebilir. Faydalar
• Tek makine ağı, mimariyi sadeleştirir ve dağıtımlı G/Ç’ler
yoluyla kablolamayı azaltır
• Tek bir bağlantıyla tüm MX2 verilerine erişilerek makineleri
devreye alma ve bakım işlemleri optimize edilir
• Tek bir EtherCAT döngüsüyle (1 ms) 512 adede kadar
MX2’ye destek
• MODBUS’tan 100 kata kadar ve geleneksel ağlardan 10 kata kadar daha yüksek hız
• Hız kontrolü ve endeksçi işlevleri
• RJ45 konnektörlü standart STP Ethernet kablosu kullanarak kolay kurulum
OMRON / www.omron.com.tr
NETBITER EC310
HELMHOLZ
WALL IE, ENDÜSTRİYEL ETHERNET KÖPRÜSÜ VE GÜVENLİK DUVARI
ÖZELLİKLER
• Makine ağlarının ,yüksek düzeyde fabrika ağına en
tegrasyonu
• Paket filtreler aracılığı ile erişim kısıtlama
• Aynı IP adresi aralıkları için köprü işlevi
• DIN ray montajlı endüstriyel tasarım
• NAT , NAPT ve port yönlendirme
• 100 Mbit endüstriyel Ethernet
WALL IE, yeni endüstriyel Ethernet köprüsü ve güvenlik
duvarı, makine ağınızı kolayca yüksek düzeydeki üretim
ağına entegre edebilir. Paket filtre ile , ağınızı yetkisiz
girişlerden koruyabilirsiniz.
Aynı IP adres aralıkları kullanılacak ise, WALL IE köprü işlevi görür. Yönlendirici işletim modu, çeşitli IPv4
ağlar arasındaki veri trafiğinin iletilmesini sağlar. NAT
üzerinden adres çevirisini sağlar ve otomasyon ağı arkasına erişim sınırlaması için paket filtreler kullanır.
Köprü çalışma modunda, WALL IE katman 2 anahtar
gibi davranır. Normal anahtarların aksine, paket filtreleme bu çalışma modunda da mümkündür. Bu durum
farklı ağlar kullanmaya gerek kalmadan ağınızdaki bireysel alanlara erişimin kısıtlanmasını sağlar . WALL
IE cihazı endüstriyel ortamlara uygun olup DIN raya
monte edilebilir özelliktedir.
EMİKON / www.emikon.com.tr
122
TEKNİK ÖZELLİKLER
• Hızlı çevrim süreli uygulamalar için güçlü ARM Cortex
işlemci
• Endüstriyel ortamlarda güvenli iletişim için gerekli tümüyle
bağımsız iki ayrı Ethernet arabirimleri ( WAN ve LAN )
• Ethernet LAN veya Seri RS232 ve RS485 üzerinden cihaza
bağlanabilme olanağı
• Ana modül üzerinden genişleyebilen analog ve dijital girişçıkış kartları ile Sensör ve sinyallerin doğrudan Netbiter ağ
geçidine bağlanabilme olanağı
• Modbus RTU-Modbus TCP transparan geçiş işlevselliği
• Dahili sıcaklık sensörü
• Ayrıntılı diyagnostik için 6 durum LED’i
• Uzaktan erişim ile izleme - kontrol - yönetim ve analiz
yapma olanakları
• Modbus - TCP
• Ethernet / IP.
Netbitter 310 iletişim geçidi Ethernet iletişimi üzerinden bulut
tabanlı olarak Netbiter Argos veri merkezine veri gönderir.
Kurulum için EC310 iletişim geçidi bağladıktan sonra, Netbiter
Argos internet üzerinden otomatik olarak kurulum ve başlatma
verilerini göndermeye başlayacaktır. Kısacası, sadece fiziksel
iletişim geçidine sahip olmanız kolay kurulum için yeterli
olacaktır. Kurulum ve yapılandırma uzaktan erişim yardımıyla
herhangi bir yerden yapılabilmektedir.
Netbiter EC310 iletişim geçidi, çeşitli bağlantı yöntemleri ile
saha ekipmanlarına bağlanır:
• Seri RS- 232/485
• Modbus RTU
EMİKON / www.emikon.com.tr
123
ÜRÜNLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
IBH Link UA
S5 ve S7 PLC’ler için Kompakt OPC UA
• MES, ERP ve SAP sistemleri ve SCADA için kolay
bağlantı
• S7 PLC’den harici OPC UA server sistemine bağlantı için OPC UA Client fonksiyonları
• SoftPLC ile entegre çalışma
• Güvenlik duvarına sahip 4 Ethernet portu.
• Dijital olarak imzalanmış sertifika alış-veriş yoluyla
ölçeklenebilir güvenlik düzeyleri
• S7 TCP/IP or IBH Link S7++ üzerinden S7 PLC’lere
bağlantı
• IBH Link S5++ üzerinden S5 PLC’lere bağlantı
• Siemens STEP7, TIA Portal veya IBH OPC editörü
ile kolay yapılandırma
• Aynı anda 31 projeye kadar destekler
• Web tarayıcısı üzerinden yönetim
• Geçmiş veri bilgisi
• Runtime lisans gerektirmez
IBH Link UA OPC UA/Client sunucusudur. DIN raya
monte edilen 4 Ethernet portlu ve 24V beslemeli kompakt bir ünitedir.
IBH Link UA konfigürasyonu, ürünle birlikte ücretsiz
verilen IBH OPC editörü , Siemens STEP7 programı
veya TIA Portal ile yapılabilir. Başka herhangi bir özel
yazılıma ihtiyaç yoktur. Böylece, IBH Link UA, PLC’ye
sorunsuzca entegre edilir. IBH Link UA, 31 tane STEP7
ve/veya TIA Portal projesinde aynı anda kullanılabilir.
Değişkenlerin tanımı yazılımdan IBH Link UA’ ya Ethernet üzerinden aktarılır. Değişkenlerin nitelikleri (
ör. yazma koruması, limitler vs.) PLC projesiyle doğrudan tanımlanır. Bu, değişkenlere ve veri bloğu yapılarına sembolik erişim sağlar.
S7 ve S5 PLC haberleşmeleri Ethernet üzerinden kurulur. Eğer PLC Ethernet portuna sahip değilse, IBH
Link S7++ veya IBH Link S5++ kullanılabilir. IBH Link
UA 3 tane Ethernet portuna sahiptir, bunlardan biri
denetim seviyesi içindir. Denetim düzeyinde yalnızca
OPC erişimine izin verilir.
EMİKON / www.emikon.com.tr
124
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Makineciliğin tepe örgütüne sektörü iyi bilen, güçlü bir isim
MAKFED Genel Sekreterliğine Dr.
Süfyan Emiroğlu getirildi
Makine sektörünün öncelikleri doğrultusunda politikalar geliştirmek amacıyla 2014 yılında kurulan Makine
İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu’nun (MAKFED)
Genel Sekreterliğine Dr. Süfyan Emiroğlu getirildi.
Son olarak Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda
Sanayi Genel Müdürü olarak görev yapan Emiroğlu,
Türk sanayisinin yakından tanıdığı bir isim. 20 yılı aşkın bir süredir bürokrasinin farklı noktalarında görev
alan Emiroğlu, uluslararası proje çalışmalarıyla da biliniyor. Evli ve 3 çocuğu bulunan Emiroğlu, İngilizce
ve Korece biliyor.
126
MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran,
Genel Sekreterliğe Emiroğlu’nu getirilmesinin federasyona büyük güç kattığını belirterek, “MAKFED olarak
makine imalat sektörünün büyük bölümünü kapsayan
16 sektör derneğinin katılımıyla, tek çatı altında sektörel bütünleşme yolunda tarihi bir adım attık. Makine
imalat sanayi ile ilgili tüm politika ve uygulamaların
belirlenmesinde etkin rol üstlenmek üzere yapacağımız çalışmalarda yeni Genel Sekreterimizin bilgisi ve
donanımıyla bize güç katacağına inanıyoruz” dedi.
WILO 2015 YILINDA 500’DEN FAZLA ÖĞRENCİYLE
EĞİTİM ÇALIŞMALARINDA BİR ARAYA GELDİ
Pompa sistemleri sektörünün ihtiyacı olan kalifiye
insan kaynağının yetişmesine katkı sağlayan Wilo,
yaptığı eğitim çalışmalarını öğrencileri de içine
alacak şekilde genişletiyor. Okul ve sanayi arasında bir eğitim köprüsü kuran Wilo, 2015 yılı boyunca
500’den fazla öğrencinin katıldığı eğitim çalışmalarına imza attı. Yapılan etkinliklere üniversite, meslek yüksekokulu ve meslek liselerinden öğrenciler
katıldı.
hayatımızdaki yeri ve enerji verimliliği ile pompalar
arasındaki yakın ilişki hakkında bilgiler verildi.
Wilo 2015 yılında hem lise hem de üniversite öğrencileri ile bir araya geldi. Meslek liselerinde 3 etkinlik
düzenledi. Samandıra Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Tesisat Bölümü, Atakent İMKB Teknik Meslek Lisesi
Tesisat ve İklimlendirme Bölümü ile Bursa Yeşil Yayla
Anadolu Teknik ve Meslek Lisesi Elektrik ve Yenilenebilir Enerji Bölümü öğrencileri, Wilo’nun eğitmen
mühendislerinden pompa sistemleri hakkında bilgiler
edinme fırsatı buldu.
Wilo yıl içinde farklı üniversitelerden meslek yüksekokulu öğrencilerini Tuzla’daki Genel Merkez binasında
ağırladı. Sakarya Üniversitesi Akyazı Meslek Yüksekokulu, Okan Üniversitesi Makine ve Elektrik Meslek
Yüksekokulu ile Kocaeli Üniversitesi Asım Kocabıyık
Meslek Yüksekokulu öğrencileri, Wilo’nun son teknolojilerle geliştirilen ürünlerini yerinde inceledi.
Wilo, 2015 yılı boyunca birçok lisans öğrencisine de
ev sahipliği yaptı. Abant İzzet Baysal Üniversitesi,
Yeditepe Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, İstanbul
Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Özyeğin
Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve İstanbul
Üniversitesi’nden Mühendislik ve Teknoloji fakülteleri öğrencileri Wilo’nun yaptığı faaliyetlere tanık olma
şansını elde etti.
Wilo önümüzdeki dönemlerde de eğitim çalışmalarını
ara vermeden sürdürerek, sektörün ihtiyacı olan kalifiye insan kaynağının yetişmesine katkı sağlamayı
amaçlıyor.
Pompa sistemleri sektörünün öncü şirketi Wilo, “her
şeyin başı eğitim” diyerek öğrencilerin kendilerini geliştirmesine katkı sağlıyor. Okul ve sanayi arasında bir
köprü olma amacıyla hareket eden Wilo, 2015 yılı boyunca 500’den fazla öğrencinin katılım gösterdiği 17
eğitim çalışmasına imza attı. Bu etkinliklerde öğrencilere temel pompa sistemleri anlatılırken, pompaların
127
Enerji Üniversitesi 500 bin
katılımcıya ulaştı
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Teknolojik KOBİ’nin büyük başarısı
Türkiye’de ilk kez üretilen izleme
sistemine ödül
“Enerji Üniversitesi, dünya liderlerinin evrensel iklim sözleşmesi hakkında tartışmak üzere COP21’de bir araya gelmelerinin ardından hız kazandı. Enerji eğitimi, daha sürdürülebilir ve
verimli bir gelecek oluşturmak ve sonuç olarak daha sağlıklı
bir gezegene sahip olmak adına dünyanın her tarafından kurumlar ve toplulukları bir araya getirmek için kritik bir bağlantı
oluşturuyor. Schneider Electric olarak biz de müşterilerimiz ve
Enerji Üniversitesi katılımcılarına, dünyayı daha sürdürülebilir
hale getirebilmek için öğrendiklerini uygulayarak sektörleri ve
topluluklarında değişimin gerçek bir öncüsü olmaları yolunda
rehberlik etmeye çalışıyoruz.”
Schneider Electric tarafından hayata geçirilen ve enerji yönetimi konusunda farkındalığı artırmak amacıyla bir online
eğitim uygulaması olan ‘Enerji Üniversitesi’, kayıtlı 500 bin
katılımcıya ulaştı. Ücretsiz eğitim programının giderek hız
kazanması ve yapılan yatırımlar Schneider Electric’in enerji verimliliği ve sürdürülebilir bir gelecek oluşturmak için
Enerji Üniversitesi’ne verdiği önemin göstergesi.
Enerji yönetimi ve otomasyonda dünya çapında bir uzman olan
Schneider Electric tarafından hayata geçirilen ve sektörde öncü
konumda bulunan online enerji yönetimi ve otomasyon aracı
Enerji Üniversitesi™ dünya çapında 500 binden fazla kayıtlı katılımcıya ulaştı. Enerji Üniversitesi 2009 yılından bu yana 185
ülkeden profesyoneller için 13 dilde ücretsiz enerji verimliliği
kursları sunuyor. 200’den fazla ücretsiz kursun seçilebildiği
Enerji Üniversitesi, enerji verimliliği, bina kontrolü ve otomasyon, aydınlatma, HVAC, veri merkezleri, endüstriyel sistemler,
elektrik sistemleri, sağlık hizmetleri gibi konularda geniş bir
eğitim sağlıyor.
Schneider Electric Pazarlama Kurulu Başkanı Chris Leong,
Enerji Üniversitesi’nin başarısı ile ilgili olarak şöyle konuştu:
128
Geniş Alan Gözetleme Sistemi, 20 kilometrekare gibi orta büyüklükte bir kenti, havadan gözleyerek, alandaki tüm hareketliliklere ait gerçek zamanlı durumsal farkındalık oluşturulmasını
sağlıyor. İnsanlı ve insansız hava araçlarına takılabilen sistemle
geniş alandan, çok kıymetli veri toplanabiliyor.
Dünyadaki örnekleri ile rekabet edebilecek seviyede
Sistemde havada görüntüleme sistemi, havada veri işleme
sistemi, veri linki ve yer istasyonu bileşenleri bulunuyor. Görüntüleme sistemi tarafından alınan görüntüler havada veri
işleme sistemi tarafından işlenerek, yer istasyonuna gönderiliyor.
Yer istasyonunda ise, alınan verileri kaydedecek, sorgulayacak,
çeşitli ilişkisel veritabanı ve coğrafi bilgi sistemi analizleri
gerçekleştirecek, değişik şekillerde son kullanıcıya sunacak,
daha önceki verilerle karşılaştıracak bir yazılım ve donanım
bulunmakta. Sistem, takip edilen bir aracın nereden geldiği,
daha önce hangi araçlarla buluştuğu bilgisinin de elde edilmesine yardımcı oluyor. Bu sayede büyük toplantılarda, toplumsal
olaylarda, konvoy takibinde, sınır gözlemede, arama kurtarma,
trafik düzenleme, afet durumlarında koordinasyon gibi çalışmalarda Sistem büyük faydalar sağlıyor.
Verimlilik eğitimini geliştirmeye ek olarak program, yeterli hizmet alamayan ve bu bilgiye en fazla ihtiyaç duyan topluluklara
yönelik olarak da kaynak görevi görüyor. Tamamı ücretsiz olan
Enerji Üniversitesi kurslarında gerçek dünya çözümleri tartışılıyor ve enerji verimliliği önlemlerinden en iyi şekilde nasıl faydalanılacağı hakkında pratik bilgiler veriliyor. Bu bilgiler sayesinde
şirketler ve topluluklar başka bir yerde bulamayacakları eğitim
araçlarının avantajlarından faydalanabiliyorlar. Yetersiz hizmet
alan bazı toplulukların da faydalanabildiği Enerji Üniversitesi’ne
erişim sayesinde, bu tür yetersizlik içerisinde bulunan topluluklar için istihdam avantajı yaratılabiliyor.
Enerji Üniversitesi, yeni katılımcılar ile birlikte eğitim verdiği kişi
sayısının artmasının yanı sıra, düzenlediği ücretsiz kurslarla da
bir eğitim merkezi olmaya devam ediyor. Teknik destek yöneticilerinden veri merkezi operatörlerine, tesis yöneticilerinden
sistem mühendislerine kadar farklı kullanıcı profili, programın
ne kadar büyük bir kapsama eriştiğinin bir göstergesi. Ayrıca
çok uluslu şirketler de Enerji Üniversitesi’nin benzersiz profesyonel gelişim fırsatlarından faydalanıyor. Enerji Üniversitesi bu
kapsamda şirketlerin çalışanları için şirket içi eğitim aracı olarak hizmet veriyor ve özelleştirilmiş bir eğitim oluşturmasına
da fırsat tanıyor.
Enerji Üniversitesi’nin eğitimlerine katılan Sheila Armstrong, yaşadığı bir güç kaybı problemi ile ilgili olarak Enerji
Üniversitesi’nde edindiği bilgileri kullanarak sorunu tespit ettiğini belirtirken, “Enerji Üniversitesi kurslarında öğrendiğim bilgileri kullanarak elektrik sorununu ve olası kesintinin kaynağını
anladım. Güç izleme sistemindeki dengesizliği görür görmez
durumu elektrik personelimize bildirdim ve sorun, daha ilk
şikayet telefonunu almadan önce giderildi.” şeklinde konuştu.
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Türkiye’de ilk kez üretilen “Geniş Alan Görüntüleme Sistemi”, orta büyüklükteki bir şehri 7/24 havadan tarayarak tüm
araç ve insan hareketliliğini izleyebiliyor.
“KOBİ” statüsünde faaliyetlerini sürdüren, ODTÜ ve Bilkent
Üniversiteleri’ndeki teknoparklarda yerleşik mühendislik firması ESEN Sistem Entegrasyon’un özgün olarak geliştirdiği Sistem, Türk Elektronik Sanayiciler Derneği tarafından “Yenilikçilik
ve Yaratıcılık” ödülüne layık görüldü. Yerli olarak üretilen Sistem, Türkiye’de afet ile mücadele, şehir planlama ve güvenlik
alanlarında fayda sağlamasının yanında terör problemlerinin
çözümüne farklı bir bakış açısı getirerek kolluk kuvvetleri ve
silahlı kuvvetlere çok kıymetli istihbarat bilgisi sağlayacak.
SASAD ve OSSA üyesi olan ESEN Sistem Entegrasyon, dünyada en çok ABD tarafından üretilen ve kullanılan sistemi üreterek
Türkiye’de önemli bir ilke imza attı.
Anayurt güvenliğine büyük katkı
ESEN Sistem Entegrasyon Genel Müdürü Cem Uğur, ODTU
Teknokent ve Bilkent Cyberpak’ta ofisleri bulunan şirketin
2012’den beri savunma ve havacılık alanlarında önemli çalışmalarının bulunduğunu söyledi.
“Geniş Alan Görüntüleme” kavramının yeni bir kavram olduğunu, daha önce sahip olunması hayal bile edilemeyen seviyede
bilgi ürettiğini ve durum farkındalığı sağladığını belirten Uğur
şöyle devam etti:
“Sistemi küçük bir yerleşim alanı üzerinden hiç ayrılmayan bir
uydudan bakmak gibi düşünebilirsiniz. Uydular belli bir alana
belli zaman aralıkları ile bakabilmektedirler. Bizim sistemimiz
ise kesintisiz bakarak çok daha büyük avantaj sağlamaktadır.
Örneğin afet ile mücadele örneğinde hasar gören bir mahalde
farklı noktalarda yürütülen kurtarma mücadelesine büyük bir
koordinasyon desteği sağlayabilecektir.”
129
14. TESİD YENİLİKÇİLİK
YARATICILIK ÖDÜLLERİ
SAHİPLERİNİ BULDU
patent gelişmelerinin en yoğun yaşandığı elektronik sanayinde ülkemiz
insanının ortaya çıkardığı yenilikçi
ürünleri ödüllendirerek teşvik etmenizi takdirle karşılıyorum. Bu etkinliği
organize edenleri, katılan tüm davetlileri, katılımcı firmaları ve ödüle layık
görülen başarılı kurumları kutluyor,
saygı ve selamlarımı iletiyorum”
dedi. Ödül töreninin açış konuşmasını yapan Prof. Dr. Sıddık YARMAN,
TESİD
Yenilikçilik
Yaratıcılık
Ödülleri’nin artık gelenekselleştiğini
ve sektör adına önemli bir teşvik unsuru olduğunu belirterek tüm katılımcıları kutladı.
TESİD’İN YENİ ‘YÖNETİM KURULU BAŞKANI’ PROF. DR.
SIDDIK YARMAN OLDU
Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) tarafından bu yıl
14.’sü düzenlenen “TESİD Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri”, FMV
Işık Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen törenle sahiplerini
buldu.
FMV Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Sıddık YARMAN, TESİD’in yeni ‘Yönetim Kurulu Başkanı’
olarak seçildi.
BİNALİ YILDIRIM:
“ÜLKEMİZ İNSANININ ORTAYA ÇIKARDIĞI YENİLİKÇİ ÜRÜNLER TEŞVİK EDİLMELİ”
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Sayın Binali YILDIRIM, TESİD başkanlık seçimi ve ödül törenine özel olarak ilettiği
mesajında; “Dünyanın bilişim çağına girdiği bu dönemde, fikri
mülkiyet sahipliği ve yenilikçiliğin son derece önem kazandığı
bir dönemden geçiyoruz. Yaşanan bu süreçte ülkemizin de bu
alanlarda söz sahibi olması, dünyada yaşanan gelişmelerden
geri kalmaması ile birlikte katma değeri yüksek ürünlerin ve
130
“SENDROMDAN KURTULMANIN
ÇARESİ İLERİ TEKNOLOJİLERDE
KATMA DEĞER ÜRETMEKTİR”
Prof. Dr. Sıddık YARMAN; “TESİD’de Savronik firmasının bir
temsilcisi olarak bulunuyordum. Uzun yıllar yönetim kurulunda
görev aldım, başkan vekilliği yaptım. Bugün yapılan seçimle de
TESİD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirildim. Sektörü,
bu güzide topluluk içerisinde temsil etmekten ve sektöre emek
veren bir emekçi olmaktan memnuniyet duyuyorum. Türk
Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD), ülkemizin en güzide
sivil toplum örgütlerinin başında geliyor. Özellikle günümüz
ileri teknolojilerini hem ülkemizde, hem de dünyada geliştiren- üreten şirketleri bünyesinde bulunduruyor. Ülkemizin orta
gelir sendromundan kurtulmasının en temel prensibi; ileri teknolojilerde katma değer üretmektir. Bu konularda katma değer
sağlamak ise ciddi ürünler tasarlayıp, araştırmalar yapıp ve bu
tasarımların prototiplerini ortaya koyup dünyaya tanıtmakla,
bunların seri üretimini gerçekleştirmekle ve dünya pazarlarına
bu ürünleri satmakla olur.”
“DÜNYADA SÜREKLİLİĞİ SAĞLAYABİLMEK İÇİN SİYASİEKONOMİK-ASKERİ GÜÇ”
“Dünya pazarlarında tutunmak sadece girişimcinin yapabileceği bir iş değil. Bu atılımı sağlayabilmek için üç temel ayağımızı
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
sağlamlaştırmak gerekiyor. Bu ayaklar; siyasi, finansal ve askeri güç noktalarıdır. Ülkemizdeki siyasi istikrar, Türkiye’deki
elektronik sanayicilerinin dünyada çok daha başarılı olmasını
sağlayacaktır. Çünkü üretici, araştırmacı ve geliştiricilerin önünü açan, onlara yeni pazarlar sağlayan ve güç veren siyasi anlaşmalardır. Diğer bir unsur ise ekonomidir.
Düzgün finansı olmayan bir altyapı veya sağlıklı finansal yapıdan uzak araştırma birimlerinin nitelikli teknoloji üretebilmesi
mümkün değildir. Dünyaya açılabilmek için yeni ekonomik
işbirlikleri ile sektörün desteklenmesi gerekmektedir. Uluslararası arenalarda sağlıklı adımlar atabilmek, dış pazarlarda uzun
vadeli süreçlerde etkili olabilmek için bu iki unsur kaçınılmazdır.
Üçüncü unsur ‘Askeri Yapı’dır. Bu üç ayağın yere sağlam basması, siyasi-ekonomik ve askeri güçlerin eşgüdümlü hareket
etmesi gerekir. Siyasi, ekonomik ve askeri istikrar; güç kavramını oluşturur. Bu üç unsurda istikrarı eşzamanlı ortaya koyarak bölgemizde varlığımızı sürdürmeli, gücümüzü ortaya koymalıyız. Dünya dinamikleri her zaman bu şekilde çalışmaktadır.
Dünyanın bir parçası olabilmek için bahsettiğimiz bu unsurların
sürekliliğini sağlamalıyız.”
şım ortaya çıktı. Biz elektronik mühendisleri olarak yaratıcılığa
ne kadar önem verirsek, endüstriyel, elektronik ve yönetim
tasarımını kucaklarsak; başarılı çözümler üretebileceğiz. Bir
eğitim kurumu olarak sanayicilerle işbirliği içerisinde çalışabilirsek, başarılı mezunlar yetiştireceğimize inanıyoruz” dedi.
14. TESİD YENİLİKÇİLİK YARATICILIK ÖDÜLLERİ
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
Firma: KAREL
Ürün: VIA-100G Entegre GPS / INS Sistemi
KOBİ DALINDA VERİLEN ÖDÜLLER
KOBİ Dalında Yenilikçi Ürün Ödülü
Firma: VEMUS
Ürün: NFC Özellikli 12 Tuşlu Elektronik Dolap Kilidi
KOBİ Dalında Ürün Geliştirme Süreci Ödülü
Firma: ESEN
Ürün: Geniş Alan Gözetleme Sistemi
KOBİ Dalında Yenilikçiliğin Ticarileştirilmesi Ödülü
Firma: MAKELSAN
Ürün: MPC Serisi Yeni Nesil, Yüksek Hızlı Statik Voltaj
Regülatörü
“TÜRKİYE’DEKİ KATMA DEĞERİ YÜKSEKLERE ÇEKMEK,
DÜNYAYA YAYILMAK ZORUNDAYIZ”
“TESİD olarak Türkiye’deki katma değeri yükseklere çekmek,
dünyaya yayılmak zorundayız. Özellikle beyaz eşya konusunda dünya pazarlarında söz sahibi firmalarımız var. Bunlardan
Vestel veya Arçelik, yurtiçinde olduğu gibi dış pazarda da söz
sahibi. Askeri alanda ise hem yurt içinde, hem de yurtdışı pazarlarında ciddi yatırımları olan, ürünleri olan Aselsan ve Savronik var.”
“TÜM KITALARDA TÜRK VARLIĞINI SÜRDÜRMEK İÇİN
MÜCADELE ETMELİYİZ”
“Türkiye’deki elektronik sektörünün başarısını artırmak için büyük gayretler sarf etmemiz gerekiyor. Şirketlerimizi üretkenliklerini artırmak için gerekli desteği sağlamamız çok önemli. Tüm
kıtalarda Türk varlığını sürdürmek için mücadele etmeliyiz. TESİD olarak görevimiz; ülkemizdeki ileri teknoloji üreten şirketlerin menfaatlerini gerek devlet nezdinde, gerekse uluslararası
platformlarda en iyi şekilde korumaktır.”
“SANAYİCİLERLE İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE ÇALIŞABİLİRSEK,
BAŞARILI
MEZUNLAR YETİŞTİRECEĞİMİZE İNANIYORUZ”
Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şirin TEKİNAY konuşmasında; “TESİD etkinliğine ev sahipliği yapmaktan çok mutluyum.
Mühendisliğin diğer disiplinlere çok daha fazla yaklaştığı günler
yaşıyoruz. Son yıllarda dünya çapında; bilim, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematik olmak üzere çok disiplinli bir yakla-
BÜYÜK FİRMA DALINDA VERİLEN ÖDÜLLER
Büyük Firma Dalında Yenilikçi Ürün Ödülü
Firma: ASELSAN
Ürün: Aselsan HZR Suüstü Gemileri İçin Torpido Karşı Tedbir
Sistemi
Büyük Firma Dalında Ürün Geliştirme Süreci Ödülü
Firma: ARÇELİK
Ürün: BEKO 300TR Yazar Kasa
Büyük Firma Dalında Yenilikçiliğin Ticarileştirilmesi Ödülü
Firma: NETAŞ
Ürün: Nova MSP Medya Güvenlik Platformu
131
“DÜNYANIN İLK AKILLI KAMPÜSÜ
TÜRKİYE’DE” ICSG’DE
Üniversiteler bünyesinde oluşturulan Teknokentler
önemini her geçen gün arttırıyor. Son dönemde ortaya konulan projeler açısından Hacettepe Teknokent
Dünya’da bir ilke imza attı ve Dünyanın ilk Akıllı
Kampüs projesini hayata geçiriyor. 1,5 yıllık emeğin
sonucu olan proje ile Hacettepe Teknokent böylelikle
kendi enerjisini kendisi üreten bir eko sistem oluşturmayı başardı. Sistem ile birlikte binalar aynı zamanda
kendi kendini temizliyor. Hatta pis su temiz su olarak
ayrıştıran bahçe sulama suyu bile temin edilebiliyor.
Bu önemli proje ilk kez ICSG 4. Uluslararası İstanbul
Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı’nda tanıtılacak…
2016 Haziran ayında tamamen bitmesi planlanan
proje ile bütün park alanları enerji depolama haline
134
getirilecek. Burada bütün elektrikli araçları ve elektrikli donanımları hızlı şarj etme imkânı olacak. Aynı
zamanda bunlar tek bir merkezden kontrol edilecek.
Bu enerji ile tüm çevrenin aydınlatılması binalarının
tüm işlevlerinin yerine getirilmesi sağlanacak. Tüm
binalarda hava kontrol sistemleri, klima sistemleri ve
tüm sistemlerin kontrolü tek bir merkezden sağlanarak her yere eşit dağılımı yapılacak.
PROJEMİZ ICSG’DE
ÖRNEK OLACAK
TÜM
DÜNYAYA
Hacettepe Teknokent Genel Müdürü Abdurrahman
Güngör: “Danışman hoca ve öğrencilerimizle birlikte
100 kişinin üzerinde çalışan mevcut bu proje için.
Yurt dışında örnekleri de var ama güneş enerjisi yerine nükleer enerji kullanılıyor. Bahreyn Üniversitesi’ne
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
de danışmanlık yapıyoruz bu proje ile. Güneş enerjisi
ile bütün kampüsü donatıyoruz. Bu sistemleri Pasif
bina dediğimiz bir binaya bağlıyoruz, bu bina da
kendi enerjisini kendi oluşturuyor ve kendi atığını
kendi temizliyor. Duvar kalınlıkları yaklaşık1.20 cm.
Katı atık sıvı atık ayrı ayrı ayrıştırılıyor. Pis su temiz
su olarak ayrıştıran bahçe sulama suyunu bile temin
edebildiğimiz bir sistem. Güvenlik açısından giren
çıkan araçların kontrolünde, araç tanıma sistemleri,
aracı alttan tanıyarak içinde ne var ne yok gösteren
bir yöntem mevcut ayrıca yüz tanıma sistemleri de
var. Haliç’te gerçekleştirilecek ICSG 4. Uluslararası
İstanbul Akıllı Şebekeler ve Şehirler Kongre ve Fuarı
bizler için çok önemli. İlk kez burada tam anlamıyla
lansmanımızı yapacağız. ICSG’ye 50’den fazla ülke
katılıyor. Bu sayede tüm dünyaya örnek olacağız”
açıklamasında bulundu.
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Türkiye’de insanla beraber çalışacak üretim bantlarındaki
robot yatırımlarının geçmişte olduğundan çok daha hızlı olacağını ifade eden Bizel,
Türkiye’nin bulunduğu jeopolitik konum itibariyle yeni pazar
fırsatlarına açık bir ülke olduğunu, dolayısıyla o pazarlarda
da önce insan ihtiyaçlarını giderecek deterjan, çay, su, ambalajlanmış gıda malzemeleri
ve onları destekleyici ev içinde
kullanılacak eşyaların üretim
hatları gibi üretimler yapılacağının altını çizdi.
Mitsubishi Electric Türkiye, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde e-F@ctory konseptini anlattı
GENÇLER YENİ ENDÜSTRİ EVRESİ İÇİN
HAZIRLANMALI
“Otomasyona yön verecek gençlerin yetişmesine önem veriyoruz”
“e-F@ctory, otomotiv, ambalaj, gıda ve ilaç gibi birçok
sanayinin üretim aşamasında kullanılan dijital fabrika
ürünlerini, mekanik, elektronik ve yazılım hizmetlerini bir arada mekatronik biçimde sunuyor. Mitsubishi
Electric’in en önemli avantajlarından biri fabrika otomasyonu içinde tüm prosesleri kapsayan bir çözüm
üretilebilmesi.
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde 15 yıldır faaliyet
gösteren Robotik ve Otomasyon Kulübü tarafından
düzenlenen Otomasyon Akademisi’nde Mitsubishi
Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri İş
Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel konuşmacı olarak
yer aldı. Yeni sanayi evresinin Mitsubishi Electric’teki karşılığı e-F@ctory konseptini öğrencilere
anlatan Bizel, aynı zamanda iş hayatına adım atmaya hazırlanan mühendis adaylarına tavsiyelerde
bulundu.
Kontrol ve otomasyon mühendisliği öğrencileri ile
elektrik-elektronik fakültesi, makine fakültesi ve inşaat
fakültesinde öğrenim gören öğrencilere yönelik düzenlenen Otomasyon Akademisi, 22 Aralık’ta Yıldız Teknik
Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü Elektrik-Elektronik
Fakültesi’nin konferans salonunda gerçekleşti.
Etkinlikte konuşma yapan Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri İş Geliştirme Yöneticisi Tolga Bizel, hayal gücümüzü
zorlamaya hazırlanan geleceğin fabrika otomasyonu
hakkında bilgiler verirken, robot teknolojilerinin hayatımızda nasıl yer aldığını değerlendirdi. Mitsubishi
Electric Türkiye’nin öncelikli hedefleri arasında üniversitelere destek verecek çalışmalar içinde yer almak
olduğunu ifade eden Tolga Bizel, geleceğin sektör pro-
136
fesyonelleri olmaya hazırlanan mühendislik öğrencilerine tavsiyelerini de aktardı.
“Makineler çevrelerinde olup bitenleri anlayabilecek”
Günümüzde farklı isimlerle adlandırılan yeni endüstri
evresinin, mevcut sanayinin bilgisayarlaştırma yönünde teşvik edilmesi ve yüksek teknolojiyle donatılması
projesi olduğunu belirten Bizel, Mitsubishi Electric
Fabrika Otomasyon Sistemleri’nin bu yeni evreye,
geleceğin dijital fabrika teknolojisi olarak tanımlanan
e-F@ctory ile cevap verdiğini anlattı. Bu durumun sonucu olarak makinelerin çevrelerinde olup bitenleri
anlayabileceklerini ve birbirleriyle internet protokolleri aracılığı ile iletişim kurabileceklerini açıklayan
Bizel, “Mitsubishi Electric’in üretim alanında sahip
olduğu global uzmanlık ve deneyimiyle geliştirilen bir
otomasyon stratejisi olan ve e-F@ctory konseptinin
oluşturulmasını sağlayan IQ-R Otomasyon Platformu,
aslında yeni evre için şimdiden hayal gücümüzü zorluyor” dedi.
“Daha hızlı, kontrollü ve kaliteli bir endüstri
dönemi başlıyor”
Mitsubishi Electric olarak e-F@ctory konseptini çok
önemsediklerinin ve üzerinde ciddi çalışmalar gerçekleştirdiklerinin altını çizen Bizel, şu bilgileri aktardı;
Hızlı bağlantısı ve kısa yenileme süresi ile verimli üretimde vites artırmayı sağlayan Mitsubishi Electric’in
yeni endüstri evresi e-F@ctory, bilgisayar kullanılan
bir sistem olmadığı için bilgisayarın çökmesi, bilgisayara virüs girmesi gibi riskleri de elimine ederek
güvenli ve sürekli üretimin kapısını aralıyor. Sistemde
bulunan enerji ölçüm cihazları sayesinde üretilen her
bir ürün için ne kadar enerji harcandığını görmek ve
böylelikle maliyet hesabını daha rahat yapmak mümkün. Online olarak izlenebilen sistem, üretimin istenilen her an ve her yerde kontrol edilebilmesini sağlıyor.
Üretim aşamasında ihtiyaç duyulan pek çok bilgiye
ulaşmayı mümkün kılan bu sistem sayesinde, örneğin
hatalı bir ürün söz konusu olursa geriye dönüp üretim
hattında bir sorun olup olmadığına bakılabiliyor.”
“Robotlar hayatımızın bir parçası olacak”
Türkiye’de başta sanayi olmak üzere robot kullanımının hızla yaygınlaştığının altını çizen Tolga Bizel,
fabrikaların üretim sürecinde hayati önem taşıyan
robotların, sağladıkları hız ve kolaylıklarla her geçen
gün sanayide daha çok rol aldığını ve günümüzde çok
olağan bir iş gücü haline geldiğini anlattı.
Japonya’da robot teknolojilerinin oldukça gelişmiş durumda olduğunun, hatta hayat döngüsünün belki de
son aşamasında yer aldığının altını çizen Bizel, bugüne
kadar genelde yalnız çalışan robotların bundan sonraki
dönemde muhtemelen insanla birlikte çalışan insansı
robotlar olarak karşımıza çıkacağını ifade etti.
Kalifiye çalışan konusunun her
sektörde olduğu gibi bu sektör
için de olmazsa olmazlar arasında yer aldığına değinen Bizel, sözlerine şu şekilde devam etti: “Mitsubishi Electric Türkiye’nin Fabrika Otomasyon Sistemleri Bölümü
olarak ülkemizde gelecekte otomasyon teknolojilerine
yön verecek kişilerin yetiştirilmesine büyük önem veriyoruz ve bu alanda çalışmalar gerçekleştiriyoruz.
Şirketimiz bu kapsamda üniversitelerin Mühendislik
Fakültesi Fabrika Otomasyon ve Robotik Bölümleri’ne
destek veriyor.
En son 9 Eylül Üniversitesi ile Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi kurulmasına ilişkin ön protokol imzaladık. Doğuş Üniversitesi
(DOU) işbirliğiyle Doğuş Üniversitesi Endüstriyel Otomasyon ve Robot Teknolojileri Eğitim Merkezi’ni kurduk. Bursa Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Mimarlık Mühendislik Fakültesi bünyesindeki Robot Eğitim
Merkezi’ne çok amaçlı bir robot hibe ettik. Bu alandaki
çalışmalarımız devam edecek.”
Bizel, Mitsubishi Electric Türkiye olarak, üniversitelerde robot eğitim merkezinin kurulmasına sağladıkları katkıyla öğrencilerin çağın gelişen teknolojilerine
uyum sağlayarak iş dünyasında tercih edilebilmelerine
destek olmayı hedeflediklerini anlattı.
“Gençler mekatronik kavramını iyi anlayıp
yorumlamalı”
Bizel, mühendislik öğrencilerine şunları aktardı; “Yeni
endüstri evresi ile birlikte hayatımızda, mekatronik,
robotik, bilgi teknolojileri ve oto biyonik gibi meslekler
öne çıkacak. İlk olarak Japonya’da ortaya atılan “mekatronik” kavramı çok hızlı bir biçimde tüm bölgelerde
kendine destek buldu. Gençlerin içinde birçok disiplini
barındıran bu yeni yaklaşımı iyi anlayıp yorumlaması ve yeni beklentileri karşılaması gerekiyor. Bu terimin altındaki dünyanın ne kadar karmaşık olduğunun
ve ileri teknolojiler gerektirdiğinin farkına varmak ve
buna hazırlanmak şart.”
137
ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nun düzenlediği “Yılın Yeşil Beyni”
Yarışması’nın beşincisi için elektronik başvurular başladı
Fikrinle Yeşert Dünyayı
giren takımı oluşturan öğrenciler,
bireysel olarak ödüllendirilecek. Birinci olan takımın üyeleri 1.000’er
Euro, ikinci takımın üyeleri 750’şer
Euro, üçüncü takımın üyeleri ise
500’er Euro ile ödüllendirilecek.
Tüm finalistleri bir de KKTC gezisi
bekliyor.
ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu, bu yıl beşincisini düzenlediği lise ve üniversite öğrencilerine yönelik uluslararası
proje yarışmalarıyla 2016’nın “Yeşil Beyinleri”ni arıyor.
“Yılın Yeşil Beyinleri” Yarışması, Orta Doğu coğrafyasında özel ve lider konumdaki ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu Sürdürülebilir Çevre ve Enerji Sistemleri Yüksek
Lisans Programı tarafından düzenleniyor. Yaşamsal
üçlü olarak nitelendirilen çevre, enerji ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği konularında farkındalığı artırmak
ve geliştirmek amacıyla düzenlenen yarışmaya başvurular 25 Mayıs 2016 tarihine kadar kabul ediliyor.
Yılın Yeşil Beyni yarışmasına katılım için iki kişilik takımlar oluşturulması gerekiyor. Takımlar yarışmaya, çevre,
enerji ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği konularında
geliştirdikleri özgün projeler ile katılabilecekler. Yılın
Yeşil Beyinleri, Eylül 2016’da finale kalan beş takımın
projelerini ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda sunmasının
ardından uluslararası jüri tarafından belirlenecek.
Yarışmaya başvuru internetten…
Üniversite öğrencilerine yönelik uluslararası Yılın Yeşil
Beyni Yarışması’na katılmak isteyen takımlar, çevre,
enerji ve su kaynaklarının sürdürülebilirliği konularında
2000 kelimeyi aşmayan özgün projelerini kısıtlı sayıda
şekil veya tablo ile destekleyerek İngilizce olarak hazırlayacaklar. Projelerde sürdürülebilirlikle ilişki, özgünlük,
yapılabilirlik, etkinlik, fizibilite analizi ve yazım/çizim
kalitesi kriterleri aranıyor. http://www.greenbrain.ncc.
metu.edu.tr/tr adresinden yapılan elektronik başvuruların ardından yapılan değerlendirme sonunda ilk beşe
138
Lise öğrencilerine yönelik uluslararası Yılın Genç Yeşil Beyni
Yarışması’nın konusu da yine yaşamsal üçlünün sürdürülebilirliği.
İki lise öğrencisinden oluşturulan
takımlar, en fazla 3 şekil ve 1 tablo
ile destekleyecekleri 1000 kelimeden oluşan özgün kavram projelerini Türkçe ya da İngilizce olarak
hazırlayabilecekler. http://www.greenbrain.ncc.metu.edu.tr/tr adresinden başvuru yapılan yarışmanın birincisi, yine finale kalan beş takımın
Eylül ayında ODTÜ Kuzey Kıbrıs Kampusu’nda yapacağı
sunumun ardından belirlenecek. Yarışmada birinci olan
takım 1.000 Euro, ikinci 750 Euro, üçüncü 500 Euro ve
KKTC gezisi ile ödüllendirilecek.
ENDÜSTRİ OTOMASYON
TMMOB Sanayi Kongresi 2015
Sonuç Bildirisi Yayınlandı
Makina Mühendisleri Odası (MMO) sekretaryalığında
TMMOB adına düzenlenen Sanayi Kongresi 2015, 11–
12 Aralık 2015 tarihlerinde Ankara’da İMO Teoman
Öztürk Konferans Salonu’nda başarıyla gerçekleştirilmiştir. 1962 yılından bu yana yapılan, 1987 yılından
itibaren geleneksel olarak iki yılda bir düzenlenen sanayi kongrelerinin yirmincisi “başka bir sanayileşme
mümkün” ana temasıyla düzenlendi. Kongrede, Başka
Bir Sanayileşme Mümkün ana teması bağlamında nasıl ve kim için sanayileşme sorusuna cevap arandı.
Kongrenin ikinci günü son oturumunda kongre değerlendirmesi, bildiri özetleri sunularak yapıldı. Sanayi
Kongresi 2015’te sunulan bildiri ve tartışmalarla birlikte, salondan sağlanan katkılar sonucunda oluşturulan görüş ve öneriler aşağıda kamuoyunun dikkatine
sunulmuştur.
2013 yılında düzenlenen Sanayi Kongresi’nden bu yana
ekonomik bunalım yapısal düzeyde derinleşme seyri izledi. Kamu yönetimini, ülke imarını, yapı, kent, ulaşım,
eğitim, sağlık, tarım, enerji, maden, su, çevre ve koruma
alanları ile TMMOB mevzuatını yeniden düzenlemeye yönelik adımlar yoğunlaştı.
Geçen yıl pek çok proje katılmıştı…
Bütün dış ilişkilerini gözden geçirerek, bağımsızlığı benimsemek; planlı bir kalkınma ve istihdam odaklı sanayileşmeden, etkin ve yatırım kararları ile bütünleşmiş,
mühendisten, bilim, AR-GE ve teknolojik gelişmeden
yana, kendi kaynak ve tasarruflarına dayalı bir ülke ve
ekonomi yaratmak zorunludur. Ekonominin önemli bir
sektörü olan imalat sanayi, toplumsal gelişmeyi esas
alan planlama yaklaşımına dayalı yüksek katma değerli
bir üretim ve teknoloji politikasıyla üretken, ülke kaynaklarına ve bölgesel kalkınmaya yönlendirilerek tanımlanmalıdır. Bölgesel planlamalar, merkezi planlamayla
bütünleşen ve bölge gerçekleri gözetilerek oluşturulan
bir yaklaşımla ele alınmalıdır.
Üniversite öğrencilerine yönelik Uluslararası Proje
Yarışması’nda da Hindistan Mumbai Matunga Kimyasal Teknoloji Enstitüsü’nden Amita Dhadphale ve
Pratik Bhishma “Eko-pedler: Biyoçözünür Emiciler”
projesi ile birinci, Hindistan Jaipur’dan JK Lakshmipat Üniversitesi’nden Arsalan Obaldi ve Gaurav Suthar
“Fresnel Merceklerini Kullanarak Atık Su Arıtımı ve Atık
Sulardan Küçük Çaplı Elektrik Üretimi” projesiyle ikinci,
Bengaldeş Dhaka Üniversitesi İşletme Enstitüsü’nden
Naziza Akhter Alam ve Musharrat Rahman Chandrika,
“Floresan Ampullerinin Conan Yoluyla Geri Dönüştürülmesi” projesiyle üçüncü olmuşlardı.
Sanayi Kongrelerimizin sürekli olarak önerdiği öncelikli
planlama yaklaşımı ise, yatırımları esas alarak ülke sathına yayacak, gelir dağılımını çalışanlar lehine düzeltecek, işsizliği ortadan kaldıracak, ekonomik, toplumsal ve
kültürel gelişmeyi sağlayarak refahı kitlesel olarak yayacak ilke ve araçları kapsamaktadır.
Yarışmanın 9 Ekim’de sonuçlanan dördüncüsünün liseler kategorisinde Ordu Altınordu Başöğretmen Anadolu Lisesi’nden Esra Avcı ve Yağmur Bircan “Yerel Tohumlara Doğal Koruma: Propolisle Kaplama” projesi
ile birincilik, İstanbul Bahçeşehir Anadolu Lisesi’nden
Mustafa Berk Turgut ve Mesut Çalışkan “Baraj Tabanı
Toprak Temizleme Sistemi” projesi ile ikincilik, Siirt
Türk Telekom Fen Lisesi’nden Şirin Erbek ve Zeynep
Esmeray “Kaya kınasının (Cetraria sp.) AntibakteriyelAntioksidan Etkinliği ve Bitki Gelişimi Üzerine Etkileri”
projesi ile üçüncülük ödüllerini almışlardı.
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
benimsenmeli, bilim ve teknoloji kurumları ile üniversiteler bağımsız olmalıdır.
Sanayileşmeye yönelik atılması gereken öncelikli
adımlar şunlardır;
- Bölgesel dengesizliklerin kaldırılması,
- İstihdam odaklı sektörlerin geliştirilmesi,
- Teknoloji yoğun ürünlerin imalattaki paylarının
artırılması,
- Toplumsal gelişme ve refah için gelirin adil paylaşımının sağlanması,
- Tasarım, AR-GE ve Mühendislik altyapısına yapılan
harcamalar artırılmalıdır
- Bilim-teknoloji ve mühendislik eğitimi alt yapısının
güçlendirilip, niteliğinin yükseltilmesi,
- Taşeronlaşmanın kaldırılıp, ücretlerin çağdaş düzeye
getirilmesi,
- Sabit yatırım ve iç tasarruf oranlarının yükseltilmesi
sağlanmalıdır.
Kamu yararına planlama, istihdam odaklı, öncelikli sektörlerde bölgesel kalkınmaya yönelik sanayileşmenin
gerçekleşebilmesi; demokrasinin ilke ve kurumlarıyla
egemen olduğu, insan hakları ve özgürlüklerin bütün
boyutları ile uygulandığı, toplumsal barışın sağlandığı
bir ortamın oluşturulması ile olanaklıdır. Demokrasi ve
kalkınmanın, bütünleşik ve birbirini geliştiren olgular olduğu bilinmelidir.
Sanayide katma değer; tasarım ve AR-GE harcamalarının
öncelikli sektörlerde yoğunlaştırılarak, yerli kaynaklara,
nitelikli işgücüne ve mühendislik alt yapısına dayandırılan bir planlama ile artırılabilir. Burada kamu yararı
139
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Siemens
Bina Yönetimi Platformu Desigo’daki
yenilikleri iş ortaklarına tanıttı
Siemens Bina Teknolojileri Bölümü, Desigo Bina Yönetimi Platformu’nun yeni versiyonunu ve kompakt
oda modüllerini iş ortaklarına tanıttı.
Siemens Bina Teknolojileri Bölümü, İstanbul’da gerçekleştirilen Desigo V6 ve DXR2 etkinliği ile Desigo Bina
Yönetimi Platformu’nun yeni versiyonunu ve kompakt
oda modüllerini iş ortaklarına tanıttı. Siemens AG Bina
Teknolojileri Bölümü’nden satış ve pazarlama yöneticilerinin katılımıyla 18 Aralık Cuma günü gerçekleştirilen
lansman toplantısında, bina otomasyonlarına yönelik
proje geliştirme çalışmalarını önemli ölçüde kolaylaştıran ve zaman tasarrufu sağlayan Desigo V6 ve kompakt
oda modülleri katılımcıların beğenisini kazandı.
Akıllı enerji yönetimi sayesinde yenilikçi enerji tasarrufu seçenekleriyle düşük enerji tüketimi sağlayan ve aynı
zamanda da konfordan ödün vermeyen Desigo Bina
Yönetimi Platformu’nun yeni versiyonu Desigo V6 ile
gelen özellikleri, Siemens İsviçre Bina Teknolojileri Bölümü Desigo Lansman Müdürü Catherine Vermeersch
iş ortaklarıyla paylaştı. Siemens Türkiye Bina Teknolojileri Çözüm Ortakları Kanalı Satış Yöneticisi Fahri Cem
140
Uzun, bina yönetimi pazarında türünün ilk örneği olan
Desigo CC Entegre Bina Yönetimi Sistemi’ne eklenen
yeni fonksiyonları anlatırken, Siemens Bina Teknolojileri Bölümü Oda Otomasyonu Global Ürün Yönetimi
Lideri Adrian Naef de katılımcıları, kompakt oda modülü Desigo DXR2’nin sistem konfigürasyonu ve demo
uygulamaları hakkında bilgilendirdi.
Sağladığı avantajlarla yatırımcılardan olumlu geri
dönüşler alan Desigo’nun başarılı satış hikâyelerini
ise Siemens İsviçre Bina Teknolojileri Merkez Ofisi
İş Geliştirme Müdürü Damien Nirousset ve ürünlerin
tüm pazarlama stratejilerini de Siemens Türkiye Bina
Teknolojileri Pazarlama Müdürü Pınar Çelik iş ortaklarıyla paylaştı. Son olarak Bina otomasyonu Sistem
Ürünleri Ürün Müdürü Süleyman Karacan da Desigo
seçim araçlarını partnerlere uygulamalı olarak aktardı.
Etkinliğin sonunda katılımcılar Bina Teknolojileri ve
Desigo konusunda merak ettiklerini uzmanlara sorma
ve DXR2 uygulamalarının demosunu inceleme imkânı
buldu.
TEZMAKSAN AKADEMİ AÇILDI
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Schneider Electric, GAP Bölgesi
için enerji verimliliğini anlattı
TEZMAKSAN AKADEMİ’ yi büyük özveriler ile faaliyete
geçirme kararı aldı…
Teknik ve Mesleki lise öğrencilerine “ÜCRETSİZ” olarak
verilecek eğitimler için sınıflar 8 kişilik kontenjan ile
açıldı .İstanbul dışından gelen konaklama ihtiyacı olan
öğrencilerimiz içinde Bayrampaşa TITANIC otel ile işbirliği yapılarak konaklama kolaylığıda sağlandı.
21.12.2015 Pazartesi günü itibari ile TEZMAKSAN AKADEMİ Eğitim faaliyetlerine başladı…
Tezmaksan Akademi Eğitim planında yer alan mesleki beceri ve bilgiye yönelik Eğitim başlıkları
aşağıda sunulmuştur.
• CNC Torna Operatör Eğitimleri
• CNC İşleme Merkezi Operatör Eğitimleri
• CNC Kayar Otomat Operatör Eğitimleri
• CNC EDM Operatör Eğitimleri
• CNC 5 Eksen Operatör Eğitimleri
• Tezmaksan Makine, Makine Kurulum Öncesi Operatör
Eğitimleri
• İleri Seviye CNC Uygulama Eğitimleri
• Öğrencilere Yönelik CNC Eğitimleri
“Eğitim” gelecektir.. Nesillerin geleceğine gelin birlikte
dokunalım.. “
Eğitimler Hakkında Genel Bilgi ;
Eğitim ve sosyal dayanışma bünyesinde üstlendiği
sorumluluklara 2016 yılı hedefleri ile birlikte daha çok
öğrenciye ulaşabilmeyi , Eğitim ve öğretime destek olabilmeyi de ekleyen Tezmaksan Makina , 2015 yılının 2.
Dönemde basımının tamamlanması ile önemli başarılar
elde edilen “CNC Operatörü El Kitapçığı “ projesi bir çok
teknik lise de ve üniversite de yardımcı kaynak kitabı
olarak okutulmaya başlandı.2000’nin üzerinde büyükorta ölçekli kurum/kuruluş internet sayfası üzerinden
form doldurarak CNC Operatörü El Kitapçığının sahibi
oldu.
2015 yılında başarı tuğlalarını üst üste ekleyen Tezmaksan Makina; Eğitim ve öğretime ışık tutması amacıyla
142
- Sınıflar 8 ila 10 kişi arasındadır. Aynı kategorideki eğitimlerin belirli kişi sayısına ulaşmasıyla sınıflar açılır.
- Eğitimler Ücretlidir. Ücret ile ilgili bilgilendirme talepte bulunulan eğitim kategorisine göre e-mail vasıtasıyla
yapılacaktır.
- Teknik Okul Mezunlarına verilecek eğitimler ÜCRETSİZ
olup, sadece Akademi Sertifikaları ücrete tabidir.
- Eğitim sınıfları, başvuruların belirli sayıya ulaşmasıyla açılacak olup, tarihler başvuru tiplerine göre
bildirilecektir.
- Bilgi ve Başvuru için www.tezmaksan.com.tr den eğitim talep formu doldurmanız yeterlidir.
- Eğitimler İstanbul Tezmaksan Plaza da Tezmaksan
Akademi Salonunda yapılacaktır.
Enerji yönetimi ve otomasyon alanında global uzman Schneider Electric, GAP Bölge Kalkınma İdaresi ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın desteği ile hazırlanan “GAP
Bölgesi’nde Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Pilot
Uygulamaları Mali Destek Programı” kapsamında katılımcılara enerji verimliliği ve enerji yönetimi konularını anlattı.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın da katıldığı programda
Schneider Electric Enerji Verimliliği Danışmanı Enes Akgün
katılımcılara bir sunum gerçekleştirdi.
Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi (GAP
BKİ) Başkanlığı ve GAP Bölgesinde faaliyet gösteren İpekyolu, Karacadağ ve Dicle Kalkınma Ajansları ortaklığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) teknik desteği
ile hazırlanan “GAP Bölgesi’nde Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Pilot Uygulamaları Mali Destek Programı”nın
tanıtımı ve Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Eğitim
Programı Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla 1112 Aralık 2015 tarihinde gerçekleştirildi.
Program GAP Bölgesi’nin tamamını kapsayarak 9 ilde uygulanacak. Bu yönüyle Mali Destek Programı gerek içeriği
gerekse işbirliği geliştirmesi anlamında Türkiye’de bir ilk
teşkil ediyor. Mali Destek Programının tanıtımı, sanayide enerji verimliliği ile ilgili gerçekleştirilen paneller kapsamında Schneider Electric Enerji Verimliliği Danışmanı
Enes Akgün de enerji verimliliği ve enerji yönetimi ile ilgili
olarak katılımcılara bilgi verdi. Enerji Verimliliği ile Enerji Yönetimi arasındaki farkları anlatan Akgün, kurumları
Enerji Yönetimi yapmaya iten finansal kazanımlar, güncel ve gelmesi beklenen yasal zorunluluklar, teşvikler ve
Enerji Yönetimi yapmanın firmalara sağlayacağı kurumsal
kazanımlar konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Enerji yönetiminin, enerji verimliliğinden daha fazla başarıya
ulaştığını belirten Schneider Electric Enerji Verimliliği Danışmanı Akgün, enerji verimliliğinde ancak “sistematik yaklaşım” gerçekleştirildiğinde fayda sağlanabileceğini anlattı.
Elektrik Enerjisinde Verimlilik başlığı ile sunumuna devam
eden Akgün, elektrik motorlarının seçiminde “Yaşam Döngüsü Maliyeti”nin öneminden bahsetti. Motorun işletilmesi sırasında “hız sürücüleri” ve “yumuşak yol vericiler”in
önemli olduğunu anlatan Enes Akgün, seminerin son bölümünde Enerji İzleme Sistemi’nden bahsetti. Enerji İzleme
Sistemi’nin işletmeler için çok önemli olduğunu vurgulayan
Schneider Electric Enerji Verimliliği Danışmanı Enes Akgün,
ölçme ve izleme ile elde edilebilecek faydaları günlük hayatta
yaşanan örneklerle anlattı. UNDP adına seminere katılan yetkililer ise Enerji İzleme Sistemi’nden projede faydalanılması
konusunda görüşlerini belirtti.
2016 yılı toplam bütçesi 9 milyon TL olan “GAP Bölgesi’nde
Sanayide Enerji Verimliliğinin Artırılması Pilot Uygulamaları
Mali Destek Programı”nın öncelikleri ise şu şekilde:
- Bölgedeki sanayi işletmelerinde enerji verimliliği konusunda farkındalığın arttırılması,
- Bölgede üretim yapan sanayi işletmelerinde enerji verimliliğine yönelik tedbirlerin belirlenmesi ve uygulanması,
- Ve bölgede, GAP BKİ desteği ile kurulmuş olan GAP Yenilenebilir Enerji ve Enerji Verimliliği Merkezi (GAP YENEV) ve
GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi (GAP
EVD) gibi danışmanlık ve araştırma merkezlerinin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması.
GAP Enerji Verimliliği Danışmanlık ve Kuluçka Merkezi de
22 Nisan 2015 tarihinde düzenlenen bir törenle, Kalkınma
Bakanı Cevdet Yılmaz ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Helen Clark’ın katılımları ile açılmıştı.
143
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
Yeni nesil üretim için lider
inovasyon fuarı
Hidrolik Pnömatik sektörünün gelişmiş ürünleri
sergilenecek
17-20 Mart 2016 tarihleri arasında düzenlenecek olan WIN
Eurasia Automation, yeni nesil fabrikalar için entegre çözümleri bir araya getirmeye hazırlanıyor. Otomasyon Eurasia,
Electrotech Eurasia, Hydraulic&Pneumatic Eurasia ve Materials
Handling Eurasia fuarlarını kapsayan etkinlik; otomasyon,
elektrik-elektronik, hidrolik-pnömatik ve elleçleme-iç lojistik
sektörlerine kompakt bir bakış olanağı sağlıyor.
Fuar katılımcılarının; kablolardan akışkan gücü teknolojilerine,
sürücü teknolojilerinden yazılımlara,robot kollarından insansız
forkliftlere bir fabrika için gerekli tüm çözümleri tek çatı altında
ziyaretçilerine sunacağı etkinlik, geleceğin fabrikalarına yönelik
doğru çözümlere ulaşmak isteyen ziyaretçiler için bir kez daha
bölgenin lider inovasyon platformu olduğunu kanıtlayacak.
144
Gelişmiş otomasyon süreçleri bu fuarda
Bu yıl 23. kez düzenlenecek olan OTOMASYON Eurasia Fuarı,
endüstriyel otomasyon uygulamalarında kullanılan tüm teknolojik gelişmelerin ve yeni hizmetlerin görülebildiği yegane
adres. Montaj Kurulum Sistemleri, Doğrusal Konumlama
Sistemleri, Otomasyon Hizmetleri, Haberleşme, Network ve
Endüstriyel Haberleşme Sistemleri, Kontrol Sistemleri, PLC,
SCADA, Gömülü Sistemler, Endüstriyel Bina Otomasyon
Sistemleri, Endüstriyel Bilişim & Yazılım, Robot Sistemleri ve
Teknolojileri gibi çeşitli ürün gruplarında katılımcıları bir araya
getiren fuarda, üretimde yeni bir döneme işaret eden Endüstri
4.0’ın etkilerini de gözlemlemek mümkün olacak.
Teknolojideki gelişmeler, güç ve hareket sistemlerinde önemli
değişiklikler yaratıyor ve daha kolay kullanım olanaklarını ortaya çıkarıyor. Hidrolik ve pnömatik bunun en önemli başlığını
oluşturuyor. Günümüzde dişçilikten otomotive, ağır iş makinalarından yarı iletken üretimine vb. her sektörde yer alan hidrolik
pnömatik sistemleri, sundukları avantajlar ve her geçen gün
gelişen ürün yelpazeleriyle, mühendislerin vazgeçilmez enstrümanları olarak endüstride yer alıyor. Gün geçtikçe endüstriyel
üretimde kullanım alanı genişleyen akışkan gücünün tanıtım ve
pazarlamasında HYDRAULIC & PNEUMATIC Eurasia fuarı en
önemli platformu oluşturuyor. Hidrolik ve Pnömatik Hizmetleri,
Yağlama Sistemleri, Makine ve Hidrolik Yağları & Parçaları,
Yağ Hidroliği Sistemleri ve Bileşenleri, Pnömatik Sistemler ve
Bileşenleri, Su Hidroliği Sistemleri ve Bileşenleri konularına
odaklanan etkinlik, WIN Eurasia Automation’da bir araya gelen
diğer 3 endüstri fuarının sinerjisiylele; katılımcılarına ve ziyaretçilerine yeni fırsatlar sağlayacak.
Elektrik üretim sistemleri ve ekipmanları fuarın önemli bir parçası Enerji, elektrik ve elektronik sektörünün üretici, dağıtıcı ve
kullanıcılarını bir araya getirerek bilgi alışverişi ve iş bağlantılarına olanak sağlayan ELECTROTECH Fuarı, Türkiye’yi modern
ve farklı enerji sistemlerine yönelik olan yatırımlarında desteklemek isteyen şirketlere, teknolojilerini ve deneyimlerini sergilemek ve yerel karar alıcılarla işbirliği yapmak için mükemmel
bir platform sunuyor. Materials Handling Eurasia, İç Lojistik
ve Tedarik Zinciri Yönetiminde Yenilikçi Ürün ve Hizmetleri Bir
Çatıda Toplamaya Hazırlanıyor .
Günümüzde, gelişen endüstri dünyasının artan ihtiyaçları;
lojistik, içlojistik sektörlerinde ve tedarik zinciri yönetiminde
de çözüm ihtiyaçlarını arttırıyor. Üretim sektörünün bir parçası
olan lojistik ve içlojistik sektörünü bir araya getiren Materials
Handling Eurasia fuarı; Kaldırma ve Taşıma, Depolama ve
Yükleme, Toplama ve Paketleme Sistemleri ve Lojistik Bilişimi
alanlarında yenilikçi ürün ve hizmetlerin sergileneceği bir ortam
oluşturmayı hedefliyor.
Yeni pazarlara açılan kapı
Geçtiğimiz yıl, 21 ülkeden 1581 firmanın ürünlerini sergileyip,
iş bağlantıları kurduğu fuar, başta elektrik, elektronik, makine,
otomotiv, otomasyon ve enerji sektörlerinden olmak üzere 77
bin 244 profesyonel tarafından ziyaret edilmişti. Bu yıl da Tüyap
Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan WIN Eurasia
Automation, Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya gibi büyümekte
olan ve yüksek potansiyele sahip pazarlara ulaşmak isteyen
firmalar için önemli fırsatlar barındıracak.
145
Honeywell ve ODTÜ HVAC
Teknoloji Platformunu hayata geçirdi
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
JENERATÖRDE PROFESYONEL VE
HIZLI HİZMETİN ÖNEMİ ARTIYOR
yetişmesi için eğitimlerine destek oluyoruz. Amacımız öğrencilerin
mezun olduktan sonra karşılaşacakları profesyonel iş hayatındaki süreçlere daha kolay uyum sağlamalarına destek olmak ve
Türkiye’nin kalifiye iş gücüne katkıda bulunmak. Bu amaç doğrultusunda Türkiye’nin en değerli üniversitelerinin başında gelen
ODTÜ ile işbirliği yapıyor olmaktan ötürü gurur duyuyoruz” dedi.
Projeyle ilgili değerlendirmede bulunan ODTÜ Makina Mühendisliği
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tuna Balkan da, “Honeywell’in ürünleri ile akademisyenlerimiz tarafından tasarlanan HVAC Teknoloji
Platformu’nun öğrencilerimizin deneysel eğitim süreçlerine önemli
katkı sağlayacağına inanıyorum. En son teknoloji ile geliştirilen
platform gerçek zamanlı deneyimlemede öğrencilerimiz için çok
değerli bir fırsat. Honeywell ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği sayesinde öğrencilerimiz küresel ölçekli iş fırsatlarına önceden hazırlanma
imkânı bulacaklar” şeklinde konuştu.
Yeni iklimlendirme (HVAC) sistemleri teknoloji platformu
Honeywell ve ODTÜ işbirliğiyle kuruldu. Platform geleceğin
mühendisleri için otomasyon eğitiminde uygulamalı deneyime katkı sağlıyor. Ekipman, Honeywell’in sosyal sorumluluk
programı Honeywell Hometown Solutions tarafından bağışlandı
Honeywell, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne (ODTÜ) geleceğin
mühendislerinin otomasyon teknolojileri alanındaki eğitimlerine
katkıda bulunmak amacıyla bir ısıtma, soğutma ve havalandırma
(HVAC) sistemleri eğitim platformu bağışladı.
Honeywell’in sosyal sorumluluk programı Honeywell Hometown
Solutions’ın kurumsal vatandaşlık yaklaşımıyla ücretsiz olarak
sunduğu ekipmanlar ile oluşturulan platform, Makina Mühendisliği
Bölümü öğrencilerine, bina otomasyonu ve iklimlendirme kontrolü
alanında ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemlerindeki saha
süreçlerini bire bir modelleme imkânı sunuyor.
Honeywell Türkiye ve Orta Asya Başkanı Orhan Geniş, “Daha
önce ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü işbirliği
ile hayata geçirdiğimiz projeyi Makine Mühendisliği Bölümü ile bu
yıl bir adım daha ileriye taşıyoruz. Bu işbirliği sayesinde ülkemizin
ihtiyacı olan daha fazla sayıda kaliteli mühendislik öğrencisinin
146
Honeywell ve ODTÜ işbirliği, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği
Bölümü Süreç Denetim Laboratuvarı’nda kurulan platform ile ilk
kez 2014 yılında başlamıştı. Proses otomasyon ve kontrol teknolojileri konusundaki eğitimlerde kullanılan ilk platformun ardından
işbirliğinin bir sonraki adımı olarak hayata geçen bu yeni platform
ile öğrencilerin iklimlendirme sistemleri konusundaki son teknolojilere daha iyi uyum sağlayarak gelecekteki iş hayatına şimdiden
hazır olmaları amaçlanıyor.
Tasarımı ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ile
işbirliği içerisinde gerçekleştirilen platformun klima santrali (AHU)
ünitesinde, Honeywell saha cihazları kullanıldı. Honeywell Entegre
Bina Yönetim Yazılımı (Enterprise Buildings Integrator - EBI) adı
verilen entegre bir ön uç/frontend aplikasyonu ile gerçek bir binanın
HVAC simülasyonunun modellenmesine olanak sağlayan platformun kontrolü Honeywell XL Web II Kontrolörleri ile gerçekleştirildi.
Platform sayesinde öğrenciler bina otomasyonu ve iklimlendirme
sistemlerinde farklı otomasyon senaryolarını modelleyerek gerçek
zamanlı deneyler yapma imkânına sahip oldular.
1992 yılında kurulan Honeywell Türkiye’nin İstanbul, Ankara ve
İzmir’de şubeleri bulunmaktadır. Türkiye’nin önde gelen sanayi
tesislerinin çoğu, üretimde kalite ve enerji verimliliği nedeniyle
Honeywell’i tercih etmektedir. Ticari binalar ve konutlarda konforlu
bir yaşam ve güvenli bir çalışma alanı oluşturmak için Honeywell’in
akıllı bina teknolojileri tüketiciler tarafından öncelikli olarak tercih
edilmektedir.
Elektrik kesintilerinde hayatımızın kaldığı yerden devam etmesini sağlayan jeneratörlerin kullanım ömrünü servis desteği
belirliyor. Aksa Jeneratör Yetkili Servisleri, ihtiyacınız olan
her an, jeneratörünüzün tam kapasite ile çalışması için ürün
kalitesinin yanına kapsamlı servis desteğini de ekliyor. Aksa
Jeneratör, ihracat yaptığı tüm ülkelerde bulunan yetkili servisleri, Türkiye genelindeki 300 çalışanı ve 85 servis noktası ile
kullanıcılarının jeneratör ihtiyaç bakımını karşılıyor.
Jeneratör devi Aksa Jeneratör, gücünü yaygın ve kusursuz hizmet
ağından alıyor. Kalite standartlarında ve teknik talimatlara uygun
garantili bakım hizmeti ile Aksa Jeneratör, servis güvencesini kullanıcılarına sunuyor. Jeneratör ihracatı yaptığı tüm ülkelerde servis
hizmeti veren Aksa Jeneratör, yurtiçi ve yurtdışında, her kıtada
bulunan bölge müdürlükleri ve o bölge müdürlüklerine bağlı olan
ülke servis noktaları ile 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet desteğini,
alınan ürünün beraberinde kullanıcılarıyla buluşturuyor.
Aksa Jeneratör Yetkili Servisleri son teknoloji ile donatılmış cihazları, servis araçları ve uzman kadrosuyla, hızlı ve güvenilir hizmeti
müşterilerine sunuyor.
İhtiyacınız olan her an Aksa desteği yanınızda
Aksa Jeneratör, jeneratör sistemleri konusunda eğitimli ve uzman
kadrosuyla ihtiyaç duyulan desteği anında kullanıcılarına sunuyor.
Kalite standartlarına ve teknik talimatlara uygun bakım/onarım
hizmetini en uygun fiyatla birleştiren Aksa Jeneratör, enerjinizi
güvence altına alıyor. Dünyanın neresinde olursanız olun 7 gün
24 saat hizmet desteğiyle ihtiyaç duyulan servis desteğini kullanıcılarına sunanan Aksa, periyodik bakım hizmetiyle jeneratörlerin ömrünü uzatıyor ve yüksek kapasite ile çalışmasına olanak
sağlıyor.
“Amacımız kusursuz hizmetin kapılarını aralamak”
Aksa Jeneratör kullanıcılarının ihtiyaç duydukları her an Aksa
Jeneratör yetkili servislerinden hızlı ve güvenilir hizmet almalarının önemine vurgu yapan Aksa Servis Genel Müdürü Ömer Saner
“Aksa Jeneratör olarak amacımız, ürün kalitesinin yanına servis
kalitesini koyarak kusursuz hizmeti kullanıcılarımıza sunmak.
Sadece satış değil, güç ve yer tespiti, montaj ve periyodik bakım
hizmeti, geniş yedek parça stoğu ve en hızlı şekilde parçanın
temin edilmesi gibi pek çok satış sonrası hizmette kullanıcılarımızın yanında olmaya çalışıyoruz. Kesintisiz enerjinin yanında
hızlı ve güvenilir servis desteği ile de Aksa Jeneratör kullanıcılarını
ayrıcalıklı kılmaya çalışıyoruz” sözleriyle servis konusundaki hassasiyetlerine vurgu yaptı.
147
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
“Eurasia Rail 2016” 70 Ülkeden 10 Bin
Ziyaretçiyi Buluşturmaya Hazırlanıyor!
ITE Turkey Nakliye & Lojistik Grup Direktörü Moris Revah:
“Eurasia Rail kapsamında 2016 yılında 6. kez demiryolu
sektöründe, Avrasya Bölgesi’nin en büyük ticari platformunu
düzenleyeceğiz. ITE Group’un “taşımacılık ve lojistik” alanında 14 ülkede düzenlediği 23 fuar sayesinde sektöre özel bir
uzmanlığı yer alıyor. ITE Turkey ise Eurasia Rail Fuarı ile Türkiye
ve Avrasya Bölgesi’nde uzmanlığa sahip. ITE Group’un sağladığı güçlü küresel ağ ile ITE Turkey’nin deneyimi ve portföyünü
birleştiren Eurasia Rail fuarımız sektör için daha güçlü bir sinerji
yaratmaya devam edecek. Şu anda fuar alanının doluluk oranı
yüzde 85’e ulaştı. Sektör devlerini ve 70 ülkeden 10 bin profesyonel ziyaretçiyi Eurasia Rail’de ağırlayacak olmanın heyecanını
yaşıyoruz.” dedi.
3 – 5 Mart 2016 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde
düzenlenecek olan Eurasia Rail; 30 ülkeden 300 katılımcı
firmayı ve 70 ülkeden gelen 10 bin profesyonel ziyaretçiyi
ağırlayacak.
“Avrasya bölgesinin tek, dünyanın en büyük 3. demiryolu
fuarı” olan Eurasia Rail sektörün nabzını tutarak; eş zamanlı
düzenlenecek konferans ve seminerler ile ziyaretçilerini
alanında kanaat lideri isimler ile buluşturacak.
Türkiye’nin lider sektörlerinde lider fuarlar düzenleyen ITE
Turkey’nin grup şirketleri arasında yer alan TF Fuarcılık ve EUF
– E Uluslararası Fuarcılık 3 – 5 Mart 2016’da 6. Uluslararası
Demiryolu, Hafif Raylı Sistemler, Altyapı ve Lojistik Fuarı –
Eurasia Rail’i düzenleyecek. Dünyanın dört bir yanındaki uluslararası üretici ve tedarikçilerin ürün, hizmet ve teknolojilerini
bir araya getiren fuar, Avrasya Bölgesi’nde demiryolu ve hafif
raylı sistemler profesyonellerinin bir araya geldikleri verimli bir
iş platformu olarak 70 ülkeden 10 bin ziyaretçiyi ağırlayacak.
Profesyonel ziyaretçilerin sektör devleri ile buluşmasını sağlayan, yenilikleri yakından takip etmelerine fırsat sunan Eurasia
Rail 2016; bünyesinde düzenlenen konferans ve seminer programları ile de sektörel bilgi ve deneyim paylaşımı konusunda
önemli bir platform oluşturacak.
148
Revah: “2016 yılında da fuar ile eş zamanlı olarak konferans ve seminer programlarımız olacak. Demiryolu Açık
Oturumu, Kent İçi Raylı Sistem Sorunları, Demiryolu Mevzuatı
/ Serbestleştirme, Demiryolu Araçlarındaki Gelişmeler, Emniyet
Yönetim Sistemleri, Demiryollarında Özel Konular başlıklı gündemler ile konferans ve seminer programları sektörel bilgi ve
deneyim paylaşımı için üst seviyede bir alan yaratacak.” dedi.
3 – 5 Mart 2016’da düzenlenecek olan fuarda Avrupa’nın en
gelişmiş demiryollarına sahip olan Almanya, Çek Cumhuriyeti,
İtalya ve Fransa’nın yanı sıra, dünyanın en fazla hızlı tren hattına
sahip Çin Halk Cumhuriyeti ülke bazında katılım gösterecek.
Bunun yanı sıra, ambargoların kalkmasının ardından tüm dünyanın hedef pazarları arasına giren İran ve dünyanın en uzun
demiryolu ağına sahip ikinci ülkesi olan Rusya Federasyonu
fuarda milli katılım gösterecek.
T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, T.C. Devlet
Demiryolları, TÜVASAŞ, TÜDEMSAŞ ve TÜLOMSAŞ fuarın
düzenlendiği ilk yıldan itibaren katılımcı olarak yer alıyor.
Eurasia Rail; bu kurumların yanı sıra KOSGEB tarafından da
destekleniyor.
Mart 2015’te gerçekleşen 5. Eurasia Rail Fuarı ise 26 ülkeden
274 katılımcı firmayı, 68 farklı ülkeden gelen 6.268 ziyaretçi ile
buluşturdu. Fuarla eş zamanlı düzenlenen konferansta; kamu,
özel sektör temsilcileri ve akademisyenler yer aldı. Büyük
ilgi gören konferansta “Dünya Demiryollarındaki Gelişmeler”,
“Yüksek Hızlı Tren Araç Teknolojileri”, “Altyapıda Bölgesel
İşbirliği İmkânları” gibi konular ele alındı.
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
95 yıllık dünya devi Mitsubishi Electric Türkiye’deki 3. yılını kutladı
ÖNCELİKLİ PAZAR TÜRKİYE’YE YATIRIMA DEVAM
pazarlar arasında. Türkiye pazarında geçirdiğimiz bu 3 yıl
boyunca çok fazla sayıda proje için çalıştık ve çalışmaya
devam edeceğiz. Türkiye’nin ve komşu ülkelerin iletişim ve
yayıncılık altyapısına katkı sağlamaktan gurur duyduğumuz
Türksat 4A ve 4B uydularının yanı sıra Marmaray projesinde
kullanılan otomasyon teknolojimiz Türkiye’de en çok dikkat
çeken uygulamalarımız arasında yer alıyor” diye konuştu.
Dünya genelinde tanınan yüksek kaliteye sahip ürünleri
ve üstün teknolojisi, 95 yıllık deneyimi ve 120 binden
fazla çalışanı ile 43 ülkede faaliyet gösteren Mitsubishi
Electric, öncelikli pazar olarak gördüğü Türkiye’deki
3. yılını kutladı. Her zaman “Daha İyisi İçin Değişim”
(Changes for the Better) misyonu ile hareket eden
Mitsubishi Electric’in Türkiye Başkanı Masahiro Fujisawa,
dünyanın ileri ekonomileri arasında söz sahibi olacağına
inandıkları Türkiye’ye yatırım yapmaya devam edecekleri
mesajını verdi.
Bilgi işlem ve iletişim sistemleri, uzay geliştirme ve uydu
iletişimleri, tüketici elektroniği cihazları, sanayi teknolojileri,
enerji, nakliye ve inşaat makinelerinde kullanılan elektrikli ve
elektronik donanımların üretimi, pazarlaması ve satışında
dünyada önde gelen markalardan biri olarak kabul edilen
Mitsubishi Electric’in Türkiye’deki ana faaliyet alanlarını; fab-
150
rika otomasyon sistemleri, ileri robot teknolojileri ve klima
sistemlerinin satış ve satış sonrası hizmetleri oluşturuyor.
Marka, Türkiye’de bu ana faaliyet alanlarının yanı sıra uydu,
asansör, görsel veri sistemleri, güç kaynakları ve ulaştırma
bağlantılı altyapı projelerinde de rol alıyor. Türksat 4A ve 4B
uydularının üreticisi olan Mitsubishi Electric, uydunun yanı
sıra Marmaray projesinde kullanılan otomasyon teknolojisi
ile de tanınıyor.
Öncelikli pazar olarak gördüğü Türkiye’de, 2012 yılı sonundan bu yana operasyonlarına kendi yapılanması ile Mitsubishi
Electric Türkiye olarak devam eden marka, Türkiye’deki 3.
yılını Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel’de
çalışanları ile birlikte kutladı.
Markanın Türkiye’deki 3 yılını ve gelecek hedeflerini değerlendiren Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Masahiro Fujisawa,
“Mitsubishi Electric olarak Türkiye en çok önemsediğimiz
“Yüksek ekonomik hedeflerde rol almak istiyoruz”
Jeopolitik konumu, genç nüfusu, büyüme potansiyeli gibi
pek çok açıdan avantajlı bir ülke olan Türkiye’nin global
düzeyde rekabet için dünyadaki değişim ve gelişimlere hızla
uyum sağlamasının önemine dikkat çeken Başkan Masahiro
Fujisawa, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Mitsubishi Electric olarak dünyaca kabul edilen ileri teknolojimizi ve yüksek kaliteye sahip ürün ve sistemlerimizi
Türkiye’ye getiriyoruz. Bu teknoloji ve bilgi kullanımı ile
Türkiye’nin belirlediği yüksek ekonomik hedeflerine ulaşmasında rol almak istiyoruz. Türkiye’nin üretkenliğinin her
geçen gün gelişeceğine, üretilen ürünlerin daha da katma
değerli bir hale geleceğine ve dünyanın ileri ekonomileri
arasında söz sahibi olacağına inanıyoruz. Bu bağlamda
Mitsubishi Electric Türkiye olarak, üstün teknolojiye sahip,
enerji verimli, çevreci, yenilikçi ürün ve hizmetlerimizle
Türkiye’nin geleceğinin bir parçası olmak için yatırımlarımızı
sürdüreceğiz.”
“Türkiye’de öncü bir yeşil şirket olmayı hedefliyoruz”
Mitsubishi Electric’in, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de
de refah seviyesi daha yüksek bir toplum yaratılmasına
katkıda bulunan öncü bir yeşil şirket olmayı hedeflediğini
belirten Masahiro Fujisawa, sözlerini şöyle tamamladı:
“Her zaman “Daha İyisi İçin Değişim” (Changes for the
Better) misyonu ile hareket eden Mitsubishi Electric, teknolojisi, kalitesi ve güvenilirliğinin yanı sıra çevre duyarlılığı
konusunda da fark yaratıyor. İleri teknolojilerimizin menzilini
genişletirken “Eco Changes” (Eko Değişim) ilkemizi, hem
kendi faaliyetlerimizi hem de toplumu ekolojik açıdan daha
bilinçli ve duyarlı hale getirmenin bir yolu olarak uyguluyoruz. Dünya genelindeki tüm çalışanlarımızın, karbondioksit
salınımını düşürme, geri dönüşümü teşvik etme, israfı
azaltma ve biyo-çeşitliliğe saygı duyma gibi konulara inanç
ve bağlılıklarını da yükseltiyoruz.”
151
PRYSMIAN GROUP TÜRKİYE
“ÜRETİM AKADEMİSİ” İLE
SEKTÖRDE BİR İLKE DAHA
İMZA ATIYOR!
Enerji ve telekomünikasyon kabloları sektörünün dünya çapında
lideri Prysmian Group’un, Türkiye operasyonu Prysmian Group
Türkiye, gerçekleştirdiği öncü çalışmalarına bir yenisini daha
ekledi. Prysmian Group Türkiye, 18 Ocak 2016 tarihinde hayata
geçirdiği “Üretim Akademisi” ile sektöre olan yatırımını daha ileri
seviyelere taşımayı hedefliyor.
Türkiye’deki 50.yılını başarılı projelere imza atarak geride bırakan
Prysmian Group Türkiye Üretim Akademisi ismi altında yeni bir girişimi daha hayata geçirdi. Bugüne kadar ileri teknoloji uygulamaları,
Türkiye’de akredite olan ilk Ar-Ge laboratuvarları, tecrübeli ekibi ve
üst düzey bilgi birikimi ile dikkat çeken Prysmian Group Türkiye,
tüm deneyimlerini, Mudanya’daki fabrikasında faaliyete geçirdiği
Akademi’de sunuyor.
Prysmian Group Türkiye ve Prysmian Group’un diğer ülkelerde faaliyet gösteren çalışanlarının performanslarını artırmaya yönelik olan,
geleceğin üretim müdürlerinin ve fabrika direktörlerinin keşfedilmesi
ve yetiştirilmesini amaçlayan Üretim Akademisi, sektöre yapılan
yeni bir yatırım niteliği taşıyor. Prysmian Group ve Prysmian Group
Türkiye’nin, çeşitli konularda bilgi ve deneyime sahip, küresel ve yerel
uzmanları tarafından verilecek olan eğitimler katılımcıların görevlerine
ve deneyimlerine göre tasarlanmış, Üretim Esasları, İleri Üretim ve
Üretimde Mükemmellik programları olmak üzere üç ana başlıkta
152
toplanıyor.. Üretim Akademisi’nde ilk eğitim, 18
Ocak 2016 tarihinde Mudanya fabrikasında başladı. Eğitimler; Proses,Üretim, Kalite Mühendisleri,
Verimlilik Uzmanları, Üretim Planlamacıları, Bakım
Uzmanları gibi 1–3 yıl arası kablo deneyimine
sahip ve üretim alanındaki yetkinliklerini, yaklaşım
ve performanslarını pekiştirmek ve geliştirmek
isteyen orta kademe üretim personeli için tasarlandı. Toplamda üç hafta sürecek eğitimler, 11 aya
yayılacak. Dünya’nın çeşitli ülkelerinden gelecek
olan katılımcılar, Üretim Esasları eğitimini birlikte
tamamladıktan sonra üç gruba ayrılarak, İleri
Üretim ve Üretimde Mükemmelik eğitimlerini, iş
başında, uygulamalı olarak alma imkanına sahip
olacaklar. Eğitimin amacı; en iyi iç uygulamaları
paylaşabilen ve hayata geçirebilen güçlü, uzmanlardan oluşan bir topluluk yaratarak, Grubun
üretim, bilgi, kültür ve terminolojisini geliştirmek olarak belirlendi.
Katılımcıların bilgilerini zenginleştireceği diğer konular ise; KPI (Temel
Performans Göstergeleri), Proses ve Malzeme Kontrol, Mavi Yaka
Yönetimi, Sürekli Gelişim, Araçlar ve Yöntemler, En İyi Uygulamalar ve
Verimlilikler, Bakım ve Makine, Maliyet Yönetimi ve Fonksiyonlar Arası
bilgi. Prysmian Group Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Mudanya
Fabrika Direktörü Halil Kongur, Grup’taki 35 yıllık deneyimiyle Üretim
Akademisi ile ilgili düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi: “Prysmian
Group Mudanya fabrikasının, Grubun üretim eğitimi için mükemmellik
ve uzmanlık merkezi olmasından, ayrıca gerek Türkiye’den gerek yurtdışından global operasyon uzmanlarının eğitim verecek olmasından
gurur duyuyoruz. Prysmian Group’u hem ürünleri, hem tedarikteki
başarısı için tercih eden müşterilerin memnuniyetiyle de ilgili olmaları
açısından operasyonlar giderek daha hassas bir konu haline geliyor.
Tüm bu nedenlerle Üretim Akademisi, hem Türkiye operasyonunda
çalışan bizler, hem de şirket için, büyük bir kazanç olacaktır. Şimdi lider
bir kablo şirketi olarak çalışmaya, gelişmeye ve başarılı olmaya ederken
güçlü bir referans noktamız oluşturulmuştur.”
Prysmian Group Operasyon Direktörü Andrea Pirondini ise;
“Şirketimizin gelecekteki başarısı, gerek kuruluş, gerekse bireyler
olarak ilerleyebilme, öğrenebilme ve gelişebilme kabiliyetimize bağlı.
Biz de bu Akademiyi, mükemmelliğe götürebilecek en iyi üretim becerilerine odaklanmak için geliştirdik” diye konuştu.
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
YTÜ ROK, Otomasyon Günleri’ne
Ev Sahipliği Yaptı
Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesindeki Robotik ve Otomasyon
Kulübü’nün düzenlediği Otomasyon Akademisi, YTÜ Davutpaşa
Kampüsü’nün en yoğun fakültelerinden biri olan Elektrik-Elektronik
Fakültesi’nde gerçekleşmiştir
Geçtiğimiz senelerde ‘Otomasyon Günleri’ adıyla gerçekleştirilen etkinlik, bu yıl ilk defa ‘Otomasyon Akademisi’ adı ile icra edilmiştir.
Otomasyon Akademisi, sektörde marka haline gelen farklı firmaların
katılımıyla bir günlük seminerler dizisi etkinliği ve ardından, aynı hafta
içerisinde düzenlenen, teknik geziler ile devam etmiştir. Etkinliğin ilk
oturumu, ENOSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedat Sami
ÖMEROĞLU’nun katılımıyla gerçekleşmiştir. ‘Endüstri 4.0’ hakkındaki
bilgilerini katılımcılarla paylaşmıştır. İkinci oturumda TESTO firmasından Onur Yiğit, ‘Endüstriyel Ethernet’ konulu semineri gerçekleştirmiştir. Öğleden sonra gerçekleştirilen ilk oturum ve günün 3. oturumu olan
“CAN Open” semineri Schneider Electric tarafından geçekleştirilmiştir.
Etkinliğin son oturumu olan 4. oturum da ise Mitsubishi Electric firmasından Can Tolga Bizel “eFactory” konulu sunumunu gerçekleştirmiştir. Seminerlerin sonunda Otomasyon sektörünü okulumuz
öğrencilerine tanıtmak ve firma yetkilileri ile mümkün olduğunca
iletişim kurulması amacına ulaşılmıştır.
Ayrıca seminerler gününün hemen ardından Otomasyon Akademisi
katılımcıları ile 3 teknik gezi düzenlendi. İlk gezi, 23 Aralıkta SYS-RT
firmasınaydı, katılımcılar firma yetkilileri tarafından gayet verimli ve
misafirperver bir şekilde ağırlandılar. Aynı gün seminer katılımcılarımızdan da olan TESTO firmasının merkez ofisine bir teknik gezi düzenlendi. Gezide katılımcılar ‘‘Ethernet ve Bulut Tabanlı İzleme Sistemleri
ile İleri Teknoloji Ölçüm Cihazları’’ konulu sertifikaları ile döndüler. Bu
gezi sonucunda sertifika dışında, ufuklarını tecrübeli kişilerin bilgileri
ile genişletme fırsatı buldular. Üçüncü ve son teknik gezi ise 24 Aralık
günü yine seminer katılımcılarından olan Schneider Electric firmasına
düzenlenmiştir. Mühendis olma yolundaki katılımcılar bu yolda kendilerine neler katabileceklerini öğrenme ve derslerde teorilerini gördükleri
cihazları uygulama alanında görme fırsatı yakaladılar.
Ayrıca fuaye alanında ürün sponsorlarının da katkılarıyla katılımcılara
ikramlar açısından zengin hareketli ve canlı bir ortam sağlanmaya çalışılmıştır. Bu yıl ilki gerçekleştirilen Otomasyon Akademisi önümüzdeki
yıllar için iyi bir referans oluşturabilecek içeriğe ve çabaya ev sahipliği
yapmıştır.
Otomasyon akademisi ile ilgili daha fazla bilgi almak için web sitesi ve
sosyal medya hesaplarını ziyaret edebilirsiniz.
www.otomasyonakademisi.org
www.facebook.com/OtomasyonAkademisi
www.twitter.com/OtomasyonA
153
Autodesk Forge
girişimi ile üretimin geleceğini şekillendiriyor
HABERLER
HABERLER
ENDÜSTRİ OTOMASYON
ENDÜSTRİ OTOMASYON
SUALTI ROBOTİK GRİPPER BULUŞUNDA
TÜRK İMZASI
mın izotermal ve izobarik koşullarda kuvvet, yer değiştirme ve
kontrol değerlerini incelemiştir.
Florida Atlantik Üniversitesi
Robotik Laboratuvarında çalışan
Yrd.Doç.Dr.Erik D.Engeberg ile
birlikte aldıkları patentte sualtı
robot sistemlerde kullanılabilecek
iki ayrı mekatronik gripper prototipi geliştirmiştir.
Autodesk, hizmet, eğitim ve 100 milyon dolarlık bir
yatırım fonundan oluşan yeni Forge Girişimi ile üretimin
geleceğinin şekillendirilmesine yeni bir destek veriyor.
Autodesk, üretimin geleceğini şekillendirmek ve ürünlerin
yeni yöntemlerle üretilmesine destek olmak üzere bulut
bağlantılı ekosistemi hızlandırmak için “Forge” adlı yeni
girişimini duyurdu. Forge girişimi; gelecekte ürünlerin
tasarım, üretim ve kullanımına yön verecek yenilikçi teknolojilerin üretilmesine yardımcı olmak amacıyla Hizmet
olarak Platform (PaaS), güçlü bir geliştirici programı ve
100 milyon dolarlık bir yatırım fonundan oluşuyor. Forge
Girişimi ile Autodesk, fırsatları genişletmek üzere geliştirici ve mucitlerle ortaklık kurarak gelecek nesil ürünlerin
tasarım, üretim ve kullanımı için gerekli bütün adımları
birleştirecek.
Kodla, Topluluk Oluştur, Yarat
• Hizmet Olarak Platform (PaaS): Forge Platformu; erken
safha tasarım, mühendislik, görselleştirme, işbirliği, üretim
154
ve operasyonu kapsayan bir dizi bulut hizmetinden oluşuyor. Açık yazılım programlama ara yüzleri (API) ve yazılım
geliştirme kitleri her türlü yazılım geliştiricinin bulut tabanlı
sezgisel uygulamalar, hizmetler ve deneyimler yaratmasına
olanak sağlıyor.
• Geliştirici Programı: Forge Geliştirici Programı; bulut
geliştirici topluluğunu bir araya getirmenin yanı sıra onlara
eğitimler, kaynaklar ve destek sunuyor. Program dahilinde
ayrıca 13 Haziran 2015 haftasında ilk kez düzenlenecek
Forge Geliştirici Konferansı da organize edilecek.
• Yatırım Fonu: Forge Fonu, geliştirici ekosistemini desteklemek amacıyla önümüzdeki yıllarda Forge Platformu
üzerinde ya da platforma bağlı yenilikçi çözüm ve hizmetler
üzerine çalışan şirketlere 100 milyon dolara kadar yatırım
sağlamak için oluşturuldu. Ekonomik desteğe ek olarak
Autodesk startup şirketlere ayrıca iş desteği ve teknik destek de sağlayacak.
Gedik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mekatronik
Mühendisliği Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr.Savaş
DİLİBAL, nikel-titanyum şekil bellekli alaşımların üretimi ve robotik uygulamalarda kullanılması konusunda
1996 yılından bugüne akademik çalışmalarını sürdürmektedir.
Yrd.Doç.Dr.Savaş DİLİBAL manipülatör eklem hareketleri, robotik el ve gripper sistemleri ile ilgili birçok prototip
geliştirmiştir. Bunlardan bir tanesi de İTÜ`de geliştirdiği ITUHand robot eldir. Konu ile ilgili olarak, 20092010 yıllarında İllinois Üniveristesi Makine Mühendisliği
Bölümünde doktora sonrası eğitimini tamamlamıştır. 2012-2014 yılları arasında NASA Glenn Araştırma
Merkezinde Boeing tarafından üretilen ses-altı, sabitkanat uçaklarda nikel-titanyum şekil bellekli alaşımların
mekatronik aktuatör sistemi olarak kullanılması konusunda yürütülen NASA projesinde (NASA-NNX11AI57A)
araştırmacı olarak görev yapmıştır. Proje kapsamında tel,
levha, tüp ve bar şeklinde birçok NiTi şekil bellekli alaşı-
Nikel-titanyum (NiTi) şekil bellekli alaşımlar kullanılarak geliştirdikleri robotik gripper prototipleri için uluslararası patent (US
2015028994A1) alınmıştır.
Patentte geliştirilen 1.02 Hz frekansla aktif olarak sualtında çalışabilen gripper sistemi bugüne
kadar geliştirilen gripper sistemlerine güçlü bir alternatif
oluşturmaktadır. Geliştirilen gripper sistemi hafif, sessiz,
korozyon dayanımı yüksek ve kompakt olarak çalışabildiğinden dolayı geleneksel gripper sistemlerine göre birçok
üstün yönü bulunmaktadır.
Patentte yer alan robotik gripper mekanizması bugüne
kadar geleneksel olarak kullanılan hidrolik, pnömatik veya
elektrik motor sistemleri ile çalışan gripper mekanizmalarından farklı olarak nikel-titanyum (NiTi) şekil bellekli
alaşımlar kullanılarak geliştirilmiştir. Gripper mekanizması içerisinde kullanılan nikel-titanyum şekil bellekli
alaşımlar, fleksör/ekstansör kas yapısına benzer şekilde
tutma/bırakma işlemini ısıtma ve soğutma ile antagonistik olarak gerçekleştirmektedir. NiTi şekil bellekli alaşımların gömülü olduğu sistem katmanlı üretim metoduyla
3D printer CAD model ile üretilmiştir. Geliştirilen gripper
kontrol sistemi kapalı çevrimli pozisyon geri beslemeli
akım kontrolü kullanılarak yapılmıştır.
155
YAYIN DÜNYASI
YAYIN DÜNYASI
Güç Elektroniği
Çeviriciler, Uygulamalar ve
Tasarım
Ya­za­rların›n Ad›: Ned Mohan, Tore M.Undeland,
William P. Robbins
Türkiye’de güç elektroniği sanayii hızlı bir ilerleme göstermiş; kesintisiz güç kaynağı, motor kontrolu,
endüksiyonla ısıtma, elektrikli ev aletleri, otomotiv ve tekstil gibi geniş bir alanda tasarım ve üretim yapan
firmalar ortaya çıkmıştır. Bunun yanında yurtdışından gelen sistemlerin çoğunda güç elektroniği teknolojisi
kullanılmaktadır. Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunlarının belirli bir kısmı bu sektörlerde istihdam edilmektedir.
Otomatik Kontrol Sistemleri
Ya­za­rların›n Ad›:Benjamin Kuo
Genç mühendislerin elinden düşmeyen bu kitabın temel özelliği, geleneksel konuları basit bir dille
ele alması, anlatımını uygulamaya yönelik örneklerle desteklemesi ve her baskıda yeni konuları
bünyesine alarak sürekli güncel kalabilmesidir.
Yaklaşık 50 yıldır kendisini otomatik kontrol sistemlerinin uygulamalarına adamış, tecrübeli bir araştırmacı
ve mühendis Benjamin C. Kuo tarafından kaleme alınmıştır. Yazarın en önemli özelliği bilimsel çalışmaları
yanında, yıllardır sürdürdüğü eğitim hizmetinde otomatik kontrole çok sayıda kitap kazandırmış olmasıdır.
İlk baskısı 1962’de yapılmış olan bu kitap, 60’lı yıllarda mühendislik eğitimine başlayan ve bugüne kadar
aynı yolu izleyen pek çok öğrenciye otomatik kontrolü sevdirmiş, öğretmiş ve çalışma alanı olarak geniş bir
öğrenci kitlesinin otomasyona yönelmesine neden olmuştur.
Güç elektroniği konusu, başta İ.T.Ü. olmak üzere Türkiye’deki birçok üniversitede çeşitli isimdeki derslerle
öğretilmektedir. Bu derslerin bir kısmı Türkçe olarak verilmektedir. Hangi dilde verilirse verilsin bir Türkçe
kitabın gerek eğitim öğretimde gerekse uygulamalı mühendislikte çok önemli olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
ISBN: 978-975-8431-99-1
B. Y›­l›: 2003
Say­fa Sa­y›­s›: 896
Fi­ya­t›: 45,00 TL
156
ISBN: 9789757860945
B. Y›­l›: 2013
Say­fa Sa­y›­s›: 944
Fi­ya­t›: 50,00 TL
157
reklam indeks
i
Firma Adı
No
■ ABB
9-67-77
■ ABB
ÖN İÇ KAPAK
■ ANKIROS
66
■ AUTOMECHANICA
149
Firma Adı
■ MEDEL
■ SOYLU OTOMASYON
■ RLC GÜNLERİ
■ B&R ENDÜSTRİYEL OTOMASYON
5
■ SCHUNK
■ E3TAM
103
31
■ NEUGART
1
37
ARKA İÇ KAPAK
■ MITSUBISHI ELECTRIC TURKEY 49-25
■ BECKHOFF
■ CLPA TURKEY
No
135
8
ARKA KAPAK
■ SIEMENS
15-63
■ WIN AUTOMATION 2016
141
111
■ ELİMKO
51
■ WIN METAL WORKING 2016
■ HES KABLO
47
■ WORLDCHEM
30
125
■ YAĞMUR FUARCILIK - 3T 2016
62
■ ENTEK
23
■ YTÜ - YILDIZ SAVAŞLARI 2016
24
■ EMKO
71
■ TOK - SSSC 2016 & TDS 2016
■ İTÜRO
4
■ ENOSAD
■ MEDEL
91-97
■ TOK - CTS 2016 ■ TURCK
82-83
132-133
3

Benzer belgeler