Çocuklardaki Fobik Tepkiler ve EMDR Nur Dinçer

Transkript

Çocuklardaki Fobik Tepkiler ve EMDR Nur Dinçer
1
Çocuklardaki Fobik Tepkiler ve EMDR
Nur Dinçer*, Şeniz Pamuk**, Olcay Güner**
Özet
Özgül fobi, net olarak görülebilen belirli nesne veya mekanlardan, belirgin (göze çarpan
şekilde) ve sürekli olarak korkmadır. Fobilerin genellikle tüm nüfusta görülmediği, bazı
insanlara özgü olduğu kabul edilir. Bu çalışmada EMDR, yaşları 6 ile 17 arasında değişen,
spesifik fobinin kaynağıyla doğrudan ve hoş olmayan bir tecrübesi olan toplam 15 çocuğa
uygulanmıştır. 1-4 arasında seans yapılmıştır. Çalışmaların sonucu çocukların korkularının
kaynağını ifade edebildiklerini, “kötü resim” ile ilgili düşünebildiklerini, duygu ve vücut
hislerini tanımlayabildiklerini göstermektedir. Tüm çocuklar EMDR prosedürünü sonuna kadar
tamamlayabilmiştir. Çalışmanın sonuçları ve daha sonra yapılan takip çalışmaları, çocukların
korkularının üstesinden gelebildiklerini ve bu korkularla baş edebilmek için yeni beceriler
öğrendiklerini göstermiştir.
Giriş
DSM-IV özgül fobileri, belirli bir yer ya da bir nesne ile karşılaşıldığında, bireyde
görülen mantık dışı, belirgin ve sürekli olan korku şeklinde tanımlamıştır. Bu korkulan
uyarıcı ile yüzyüze gelmek kişide genellikle aniden gelişen bir endişe duygusu yaratır.
Çocuğa böyle bir tanı koyarken, çocuktan korkularının mantıksız veya anlamsız olduğunun
bilincinde olmaları beklenmez. Bu farkındalık yaşla birlikte bir artış gösterir. Çocuklar bu
endişelerini ağlama, huysuzluk nöbeti, hissizlik, yapışma gibi davranışlarla gösterirler.
Çocuklar nadiren yaşadıkları bu stresin ve nedenlerinin farkındadırlar.
Amaç
Travmatik yaşantılarla fobik reaksiyonlar arasındaki benzerlikler ve EMDR’ın travmatik
kanıtlanmış etkisi, bizi çocuklardaki farklı fobilerde EMDR tekniğini kullanmaya yöneltti.
(http://www.cerebromente.org.br/no5/doencas/fobias_i.htm;http://www.emdr.com/q&a.htm
#q17). Klinik ortamda, fobik çocuklara ugulanan EMDR’ın rutin prosedür ve faydaları, bizi bu
kaydetmiş olduğumuz datanın analizini yapmaya yönlendirdi. Çocuklar fobilerinin kaynağına
göre bilinen ya da bilinmeyen kaynağı olanlar şeklinde gruplandırdılar. Kökeni bilinmeyen
fobilerde EMDR’ın etkinliği başka bir çalışmanın konusuydu. Bu çalışmanın amacı kökeni
bilinen fobilerde EMDR’ın etkinliğini görmek oldu. Bu konudaki araştırmalar çok sınırlı sayısa
olduğu için bu çalışmadan çıkacak olan sonuçlarının bu alana da ışık tutması ümit edildi.
Metot
Örneklem Grubu ve Prosedür
Davranış Bilimleri Enstitüsü’ne 1999-2006 yılları arasında getirilen, 8 kız ve 7 erkekten oluşan
toplam 15 çocuk örneklem grubunu oluşturdu. Bu çocuklar 6-17 yaşları arasında olup yaş
ortalamaları 10.67 dir.
Bu çalışma özgül bir fobi çeşidi için tasarlanmadığı için, farklı fobileri olan çocuklar çalışmaya
dahil edildiler. Her bir çocukta en fazla 3 tane korku gözlemlendi. Çocuklarla yapılan bu
çalışma araştırma anlamında tasarlanmamış olup yalnızca klinik olarak yürütüldü.
2
Bu çocuklar ve aileleri, yaşanılan bu korkuların, çocukların gerek ev, gerekse dışardaki çevre
ile olan yaşantılarındaki işlevselliklerini kısıtladığını belirttiler.
9 vakanın kliniğe başvurmaktaki başlıca nedenleri fobiler olup diğer 6 vaka için fobiler ikincil
bir nedendi. 11 vaka için EMDR tek müdahele yöntemi, 4 vaka için ise EMDR, sanat terapisi
ve kognitif-davranış terapileri ile bir arada kullanılan bir yöntem olmuştur. EMDR seansları 14 arasında değişmiştir.
EMDR: EMDR, kişinin spesifik bir protokol yardımıyla stres veren bir olaya odaklanması ve
beyindeki etkileşimi sağlayan çeşitli çift uyaranların kullanılması tekniğidir.
Sanat Terapisi: Sanat terapisi içteki duyguların sanatla dışarıya vurumu şeklinde tanımlanır.
Bu teknikte, çizim, dans, müzik, drama gibi sanatın bir çok çeşidinin yanı sıra kurdele,
boncuk, boya, değişik renk ve şekillerde kağıtlar gibi somut objeler de kullanılabilir.
Sanat terapisi, kişilerin bilinçaltlarında tuttukları birçok duygu ve düşüncelerinin farkına
varmalarında ve bunları işlemelerinde onlara yardım eder. Bu terapide önemli olan işlenen
ürün değil, işleme sürecidir.
Bilişsel-Davranışçı Terapi: Bilişsel davranışçı terapide amaç, asıl odaklanma kişinin işlevi
olmayan biliş ve inançlarınadır; amaç ise işlevsiz olan bu bilişleri işlevi (fonksiyonel) olanlarla
değiştirmektir. Fobilerle çalışırken, rahatlama ve duyarsızlaştırma en çok kullanılan
tekniklerdir.
Sonuç
Çeşitli fobileri olan çocuklar çalışmaya dahil edildiler. Geniş bir yelpazesi olan bu fobi çeşitleri
aşağıda sıralanmaktadır:
Çocukların yaşadıkları fobilerin listesi











Hayvan korkusu (köpek, köpekbalığı, örümcek, arı vs.)
Karanlık korkusu
Evde yalnız kalma korkusu
Sınavdan geçememe, heyecanlanma korkusu
Terkedilme korkusu
Erkek arkadaşlarla konuşma korkusu
Şimşek korkusu
Hastalanma korkusu
Geceleri uyuyamama korkusu
Felaket (doğal afet) korkusu
Uçak korkusu
Olumlu ve olumsuz kognisyon örnekleri
Olumlu kognisyonlar
“Ben korkağım”
“Güvende değilim”
“Ben aptalım”
“Ben başarısızım”
“Ben değersizim”
Olumsuz kognisyonlar
“Ben cesurum”
“Güvendeyim”
“Ben başarılıyım”
“Üstesinden gelebilirim”
“Tek başıma yapabilirim”
3
Bu analizi yaparken, The Wilcoxon ve Kruskal-Wallis testleri kullanılmıştır.
İleriki tablolarda kullanılan kısaltmaların anlamları aşağıda verildiği gibidir:
SUDS1= Tedavinin başında alınan SUDs puanı
SUDS2= Tedavinin sonunda alınan SUDs puanı
SUDS3= Takipte çocuktan alınan SUDs puanı
SUDS4= Takipte anneden alınan SUDs puanı
Korku1= Anneye göre çocuğun en önemli korkusu
Korku2= Anneye göre çocuğun 2. önemli korkusu
Korku3= Anneye göre çocuğun 3. önemli korkusu
Tedavinin başında anneler ve çocukları tarafından 1.71 korku tanımlandı, tedavinin sonunda
bunların 1.42’si ile çalışıldı. Başka bir deyişle, çocuğu iyileştirebilmek için bütün korkularla bire
bir çalışmak gerekmektedir.
Tablo 1. Tedavinin başında, sonunda ve takip aşamasında alınan SUDS puanları
ortalamaları
Korku 1
Korku 2
Korku 3
SUDS1
9.27
9.00
10.00
SUDS2
1.63
2.80
1.50
SUDS3
.93
1.00
.33
SUDS4
.87
1.00
.25
Terapi süresince ve takip sırasında alınan SUDs puanları oratalaması, tedavinin sonundaki
SUDs puanındaki düşüşü net olarak göstermektedir.
Tablo 2. Korkuların tedavinin başında ve sonunda alınan SUDS puanları
arasındaki fark
N
15
SUDS1-SUDS2
arasındaki fark, Korku1
SUDS1-SUDS2
15
arasındaki fark, Korku2
SUDS1-SUDS2
15
arasındaki fark, Korku3
* p<0.05, **p<0.01, ***p<0.001
Z
-3.436
p
.001**
-2.032
.042*
-1.342
.180
Bu sonuçlar, 1. ve 2. korkular için tedavinin başında ve hemen sonrasında alınan SUDS
puanlarında istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş olduğunu, 3. korku için de bir azalma olsa da
bu düşüşün istatistiksel olarak anlamlı olmadığını göstermektedir.
4
Tablo 3. Tedavinin sonunda ve takip sırasında çocuklardan alınan SUDS puanları
arasındaki karşılaştırma
N
15
SUDS1-SUDS3
arasındaki fark,
Korku1
SUDS1-SUDS3
15
arasındaki fark,
Korku2
SUDS1-SUDS3
15
arasındaki fark,
Korku3
* p<0.05, **p<0.01, ***p<0.001
Z
-3.450
p
.001**
-2.041
.041*
-1.414
.157
Sonuçlar ,SUDS puanlarındaki azalmayı, başka bir deyişle, rahatsızlıktaki azalmanın zaman
içerinde değişiklik olmadığını göstermektedir. Korku 3’deki orta derecedeki olumlu etki de
sürmektedir.
Tablo 4. Tedavinin başında çocuktan alınan SUDs puanları ile takip sırasında
annelerden alınan SUDS puanları arasındaki karşılaştırma
N
15
SUDS1-SUDS4
arasındaki fark,
Korku1
15
SUDS1-SUDS4
arasındaki fark,
Korku2
SUDS1-SUDS4
15
arasındaki fark,
Korku3
* p<0.05, **p<0.01, ***p<0.001
Z
-3.455
p
.001**
-2.214
.027*
-1.414
.157
Çocuklardan tedavi başında alınan SUDs puanları ile takip sırasında annelerden alınan SUDs
puanları birbirleriyle uyum göstermekte ve bu hem olumlu sonuçların elde edildiğinin hem de
çocukların davranışlarında görülen endişenin azalması ile gözlenebilir olduğunun kanıtıdır.
Anneler fobilerin çocukların davranışlarına yansımalarıyla ilgili de görüşmeye alındılar. Bir çok
anne, fobiye bağlı olan davranış sorunlarında anlamlı derecede bir azalma gözlemlediklerini
belirttiler. Örneğin, bir çok çocuk artık köpeklerin yanına gidebiliyor, rahatça uçağa binebiliyor
ve artık şimşekten korkmuyordu. Annelerin yaptığı bazı gözlemler aşağıda verilmiştir.
Annelerden ayrıca tedavinin etkinliğini de değerlendirmeleri istendi. Yine bir çok anne,
tedavinin hem fobinin yarattığı stresi azaltmada hem de bundan kaynaklanan davranış
problemlerinin azalmasında etkin olduğunu söylediler. Tüm çocuklar çalışmanın yararı
konusunda aileleri ile aynı görüşü paylaştılar.
5
Çocuklardaki davranış değişiklikleri ile ilgili annelerin gözlemlerinden bazı
örnekler
Önce
Sonra
“Çocuğum, benim onu terkedeceğimden
korkuyor”
“Çocuğum karanlıktan korkuyor”
“Çocuğum okul çıkışında geç kalsam bile beni
bekleyebiliyor”
“Çocuğum geceleri üst kata tek başına
çıkabiliyor”
“Çocuğum yazın pencereleri açabiliyor ve
dışarda kalabiliyor”
“Çocuğum arılardan korkuyor ve yazın tüm
pencereleri kapatıyor”
Anneler ve çocuklardan takip sırasında gelen bu değerlendirmelerin; EMDR’ın gerçek
korkularla çalışırken, hayali korkularla çalışıldığından daha etkili olmasını savunan görüşü
ortalama şekilde desteklediği görülebilir (http://www.emdr.com/q&a.htm#q.6).
Table 5. Annelerin çocuklarındaki korku 1’in şu anki etkisini değerlendirmeleri ile
SUDS puanları arasındaki farklar
SUDS1Anne: “Korku SUDS1SUDS2
1, artık
SUDS3
çocuğum
arasındaki
arasındaki
davranışlarını fark
fark
etkilemiyor”
p
.231
.194
* p<0.05, **p<0.01, ***p<0.001
SUDS2SUDS3
arasındaki
fark
SUDS1SUDS4
arasındaki
fark
SUDS2SUDS3
arasındaki
fark
.641
.106
.453
Burada, hayali korkuların tersine; annelerin değerlendirmelerinin SUDS puanlarındaki düşüşle
hiç ilişkisi olmadığını görüyoruz. Bu gözlem korku 2 ve 3 içinde yine geçerlidir.
Hayali korkularda da olduğu gibi, EMDR’ın müdahalede tek metot ya da diğer tekniklerle
birlikte kullanılmasının SUDS puanlarının düşmesinde anlamlı bir etkisi olmadığı gözlenmiştir.
Fobinin, çocuğun kliniğe gelmesi için ana neden olması ya da ikincil bir sorun
olmasının SUDS puanlarının düşmesine yine hiç bir etkisi olmadığı gözlenmiştir. Bu sonuç,
hayali korkular için de geçerlidir.
Tedavinin bitişi ve takip arasında geçen zamanın uzunluğunun yine bir fark
yaratmadığı, hem kısa, hem de uzun aralıkta yarar sağlanmıştır.
Bu bulgular sonucunda, EMDR’ın çocuklardaki fobilerin yarattığı stresi hafifletmede
ve davranış sorunlarını azaltmada çok etkili bir teknik olduğu söylenebilir.
Tartışma
Literatürde fobik çocuklarda EMDR’ın kullanımı sınırlıdır. Bu çalışmada, çocuklar
tarafından verilen fobik reaksiyonlarda EMDR’ın etkinliği incelenmiştir.
6
Bu çalışmanın iki ana engeli; örneklem grubunun az sayıda oluşu ve deneysel olmayan bir
dizaynı olmasıdır. Bununla birlikte, kaygı, fobi ve/veya davranış ölçekleri bulguları
güçlendirmiştir.
Tedavinin başında ve sonunda karşılaştırılan SUDs puanları, EMDR’ın çocukların
yaşadığı rahatsızlığı azaltmada çok etkili bir teknik olduğunu açıkça
göstermektedir. Faydaları zaman içinde de korunmuştur. . Bunun yanısıra, korkuyla
birlikte gelişen davranış sorunlarında da azalma görülmüştür.
O halde, EMDR’ın, çocukların korkuları ile çalışırken etkin bir müdahale yöntemi olarak
kullanılabileceği rahatça söylenebilir.
Çocukların bu çalışmanın sonuçları ile eğlenip mutlu oldukları da genel bir
gözlemdir. En başta konsantre olmakta zorlansalar da, daha sonra çok iyi konsaantre olup,
düşüncelerinden bir film oluşturmuş, sorunlarına beklenmedik çözümler getirmişlerdir.
Örneğin: “ Lütfen bu seti daha bitirmeyin, köpeği yenmek üzereyim, şimdi kendimi çok güçlü
hissediyorum.” Genellikle bir sonraki seansa kendilerini ne kadar cesur bulduklarını
söyleyerek gelmişlerdir. “Yolda köpeği görünce ne yaptım sor bana, yanından geçip
yürüdüm.” “Bu korkular için bir silici mi?,” Bu bir büyü mi?” gibi cümleler kullanmışlardır.
Bununla birlikte terapistler, çocuklardan daha fazla annelerin sonuçlar karşısında heyacanlı
olduklarını gözlemlemişlerdir.
Bir diğer gözlem ise, küçük çocukların olumlu ve olumsuz kognisyon bulmada zorlanmalarıydı.
Böyle durumlarda, onları zorlamaktansa terapist prosedüre kognisyonlar olmadan devam
etmeyi tercih etmiştir. Çalışmanın sonunda, bazı çocuklar kognisyonlarını beklenmedik bir
şekilde dile getirmişlerdir: “Önceden ben bir korkaktım şimdi ne kadar da cesurum.”
KAYNAKLAR
Davison, G.C. & Neale, J.M. (2004). Anormal Psikolojisi. Türk Psikologlar Derneği Yayınları,
Ankara.
DSM-IV (1998). Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı. Amerikan Psikiyatri Birliği
ile Hekimler Birliği Yayınları, Ankara.
http://www.cerebromente.org.br/no5/doencas/fobias_i.htm
http://www.emdr.com/q&a.htm#q.6
http://www.emdr.com/q&a.htm#q17

Benzer belgeler

EMDR TürkiyE-Bülteni

EMDR TürkiyE-Bülteni yaygınlığı ise sığınmacılar arasında %20 olarak hesaplanmıştır (3). Suriyeli sığınmacılarla belirgin olarak gündeme gelmiş olsa da, Türkiye uzun yıllardır çeşitli ülkelerden çeşitli nedenlerle sığı...

Detaylı

EMDR TürkiyE-Bülteni

EMDR TürkiyE-Bülteni danışanın hikayesi alınırken, klinik bir değerlendirme yapılarak danışanın durumunun ciddiyeti, motivasyon düzeyi ve ego gücü değerlendirilir. Bu değerlendirme sonucuna göre danışanın EMDR için uyg...

Detaylı

EMDR TürkiyE-Bülteni

EMDR TürkiyE-Bülteni verilerine göre klinik belirtiler vermeyen puanlar elde etmiştir. Bu ve buna benzer çalışmaların umut verici sonuçları, yoğunlaştırılmış EMDR için daha fazla araştırma yapılmasının gerekliliğini de...

Detaylı

EMDR TürkiyE-Bülteni

EMDR TürkiyE-Bülteni Panik bozukluğu (PB) yenileyici, beklenmedik panik atakları ile giden, oluşabilecek yeni panik atakları korkusu ile işlevsellikte kayıplara neden olan bir anksiyete bozukluğudur (DSM-IV-TR). Anksiy...

Detaylı