2013 Mayıs Ayı Platin Dergisi

Transkript

2013 Mayıs Ayı Platin Dergisi
mersin
• YEŞİL KÖŞE / BANU AYDOĞAN BOLLUK ÇAĞI
• ‘YEŞİL POLİTİKA’ ADINI VERDİĞİ YÖNERGELERİ UYGULAYARAK SÜRDÜRÜLEBİLİR
GELİŞİME KATKIDA BULUNAN FUJIFILM, TÜRKİYE’DEKİ BÜYÜMESİNE AKTİF BİR
BİÇİMDE DEVAM EDİYOR
• ŞİRKETLERDEN HABERLER
[ MERSİN ]
???????
Ekrem Kılınç
TurkMedya Adana Bölge Reklam Müdürü
DÜNYANIN GÖZÜ MERSİN’İN ÜZERİNDE
Küçük bir balıkçı kasabası olarak öne çıkan
Mersin, bugün başta ticaret olmak üzere tarım, tarıma dayalı sanayi, lojistik ve turizm
alanındaki potansiyeli ile kendini öne çıkartıyor. Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılına denk gelen 2023 yılı için ortaya konulan
hedeflerin tutturulmasında kritik bir öneme
sahip olan kentte, yeni yatırımlar ardı ardına
hayata geçirilirken, hazırlanan projeler ise
Mersin’in kaderini değiştireceği gibi, Türkiye
ve dünyada tüm dikkatleri Mersin’in üzerine
çekecek gibi görünüyor. Mersin artan ticareti ve gelişen sanayisi yüksek tarımsal potansiyeli, turizm ve lojistik gücüyle Türkiye’nin
lokomotif illeri arasında yer alıyor. Gelişen
sektörleriyle gücüne güç katan kent, 2023
hedeflerinde belirleyici ilk 10 il arasına girip
ticarette ve uluslararası ilişkilerde önemli
bir merkez konumuna ulaşmayı hedefliyor. Şehir, Mersin Limanı’nın yanı sıra birde
konteynır limanı yatırımı yapmayı planlıyor.
Türkiye’nin en büyük havalimanı arasında
gösterilen ‘Çukurova Bölgesel Havaalanı’nın
inşaatı devam ediyor. Bölge üstün kara, deniz taşımacılığının yanı sıra hava taşımacılığının yanında da önemli bir noktaya ulaşacağı
yorumu yapılıyor. Konteynır limanı tamamlanmasıyla 12 milyon TEU’luk kapasiteye
ulaşılması, Türkiye’nin konteynır elleçleme
kapasitesini de 210 kat artması planlanıyor.
Taşımacılığın havayolu ayağı sağlayacak olan
Çukurova Bölgesel Havaalanı’nın tamamlanması ile birlikte 30 milyon yolcu kapasitesine
sahip bir havalimanına sahip olacak Mersin.
Havalimanının bir de serbest bölgesi olacak.
Havayolu kargosu ile gerek hedef pazarlara yakınlığı gerekse de uygun maliyetler ile
Avrupa’nın taşıma üssü olması planlanıyor.
Tüm bu yatırımlar tamamlandığında Mersin, Türkiye’nin 500 milyon dolar ihracat
163 www.platinonline.com
yüklerinin büyük bir kısmını taşımaya talip
gibi gözüküyor. Akkuyu Nükleer Santrali’nin
çalışmaları da başladı. İlk reaktörün devreye
gireceği tarih 2020 olarak belirlendi. Bir reaktör 200’er MW kurulu güce sahip olacak.
Toplamda 4 reaktör olması ve rektörlerin
birer yıl arayla devreye alınması planlanıyor.
20 milyar dolarlık yatırımın 15 bin kişiye de
istihdam sağlanması hedefleniyor. Bu da
kentteki işsizlikle mücadele çalışmalarına
önemli bir katkı sunacağa benziyor. Mersin, Türkiye’nin ilk serbest bölgesine sahip.
2012 yılını 3.8 milyar dolarlık ticari hacim ile
kapatan Mersin Serbest Bölgesi, bu rakama
kurulduğu günden bu yana en yüksek ticari
hacme ulaşmış oldu. Yani bir bakıma rekor
kırdı. Kurulduğu günden bugüne ticari hacmi 43 milyar dolara ulaştı.
416 firma faaliyet
gösteriyor
Genel olarak bölgeye baktığımızda; 78’i yabancı toplam 416 firma faaliyet gösteriyor.
Mersin Serbest Bölgesi’nde yaklaşık 8 bin
kişi doğrudan istihdam ediliyor ve dünyanın 159 ülkesi ile 682 değişik ürün ticareti
yapılıyor. Ekonomideki gelişmelerin yanında Mersin’de sportif anlamda da oldukça
önemli gelişmeler yaşanıyor. Dünyada olimpiyatlardan sonra en büyük spor organizasyonu olarak öne çıkan ‘Akdeniz Oyunları’nın
17. ayağı Haziran ayında Mersin’de gerçekleştirilecek. ‘2013 Akdeniz Oyunları’ ile ilgili
olarak kentte hummalı bir çalışma yürütülüyor. Bir yandan yeni spor tesislerinin inşaatı hızla yükselirken diğer yandan da şehrin
cadde ve sokakları tesislere bağlantı yolları
devam ediyor. 24 ülkeden 32 spor branşında
gerçekleştirilecek oyunlarda Mersin, yaklaşık
5 bin 500 kişi ağırlamayı planlıyor.
[ MERSİN ]
“500 milyon dolarlık bir ciro beklentisi
içindeyiz”
Mevcut üç projeden toplamda en az yüzde 10 pay beklediklerini kaydeden Ballı, “Bu da, yılda 350 bin tonluk boru üretimi
yani 500 milyon Euro’luk bir ciro anlamına geliyor” ifadesini
kullandı. Dünya üzerinde Türk boru üreticilerinin söz sahibi
olduğunu vurgulayan Ballı, bu nedenle Türkiye’nin dünyadaki
önemli projelerde büyük şansı olduğunu, önümüzdeki süreçte
bu projeler için dünyadaki boru üreticilerine karşı Türk üreticilerin bir araya gelip konsorsiyum oluşturabileceğini tahmin
ettiğini açıkladı.
“2012 bizim için ‘mücadele yılı’ oldu”
Zorlu bir yılı geride bıraktıkları yorumunda bulunan Tufan
Ballı, 2012 yılının kendileri açısından, rekabetin fazla olması
nedeniyle mücadele yılı olduğu yorumunda bulundu. Söz
konusu dönemde düşük kapasiteli işler nedeniyle rekabetin
çok üst noktalara taşındığını belirten Ballı, karlılıkların da
azaldığının altını çizdi. Geçen yıl 60 bin tonluk üretim yaparak,
önceki yıllara göre üretimi artırmalarına rağmen, karlılıklarının aynı ölçüde artmadığını dile getiren Ballı, 2013 ve 2014’ün
hareketli geçeceğinin sinyallerini aldıklarını söyledi.
Özbal Çelik Boru Yönetim Kurulu Başkanvekili Tufan Ballı
“EN BÜYÜK RAKİBİMİZ ÇİN”
Özbal Çelik Boru Yönetim Kurulu Başkanvekili Tufan Ballı, yıllık
350 bin tonluk üretim hacmine sahip olduklarını ifade ederek,
dünya üzerindeki en büyük rakiplerinin de Çin olduğunu söyledi.
Ballı, AP, TANAP ve Nabucco West boru hattı projelerinden toplam
yüzde 10’luk pay beklediklerini vurguladı
M
ersin-Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde
(MTOSB) 4 bin 200 metrekarelik bir alanda petrol ve doğalgaz boru üretiminde
bulunan Özbal Çelik Boru, bugün sektöründe halka açılan ilk şirket olarak öne çıkıyor. Yıllık 200
bin tonluk bir üretim kapasitesine sahip olan Özbal Çelik
Boru bünyesinde üretilen spiral kaynaklı borular doğalgaz,
petrol ve su borusu hatlarında, liman inşaatlarında kazık
borusu ve genel amaçlı olarak kullanılıyor. Önemli bir
lojistik avantajına sahip olan şirket, üretim tesisi konumu
itibari ile de her türlü taşımacılık ağına da yakınlığı ile
dikkat çekiyor. Üretimlerini MTOSB’deki üç fabrikada
gerçekleştirdiklerini ve yıllık 350 bin ton üretim kapasitesine sahip olduklarını kaydeden Özbal Çelik Boru Yönetim
Kurulu Başkanvekili Tufan Ballı, üretimlerini 240 kişi ile
gerçekleştirdiklerini söyledi. Sektörde halka açılan ilk firma
167 www.platinonline.com
olduklarını anlatan Ballı, dünya üzerindeki en büyük rakiplerinin Çin olduğunu, Çin’de üretilen gaz ve petrol borularına
teşvik verildiğini ifade etti. Ballı, “Bu teşvikler yüzde 10-13
arasında olunca rekabet zorlaşıyor. Bu nedenle rekabet adına
Türkiye’de de teşvik verilebilir diye düşünüyorum” dedi.
“AP, TANAP ve Nabucco’dan yüzde 10 pay
bekliyoruz”
Tufan Ballı, sektörün gelecek 4-5 yıl boyunca hareketlenmesini sağlayacak Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı (DGBH)
Projesi (TAP), Anadolu Geçişli DGBH Projesi (TALAB) ve
Nabucco West Projesi’nden en az yüzde 10’luk pay beklediklerini açıkladı. Her üç projenin de henüz yeterlilik başvurusu
aşamasında olduğunu kaydeden Ballı, ardından projelerin
hazırlanacağını ve yılın son çeyreğinde de ihale aşamasına
geçileceğini tahmin ettiklerini söyledi.
“Sektör önümüzdeki 4-5 yılda ciddi ölçüde
canlanacak”
Mevcut üç projenin, sektörü önümüzdeki 4-5 yıl ciddi ölçüde
canlandırmasını beklediklerini dile getiren Ballı, istihdam
artışları yaşanacağını savundu. İstihdam artışının yalnızca boru
sektöründeki üretim artışıyla değil, alt taşeronlarla da gerçekleşeceğini kaydeden Ballı, “Bu işin yalnızca bir ayağı üretim.
Ancak lojistik, inşaat gibi ayakları da var. Burada da istihdam
artışı yaşanacak” dedi. Sektörde hareketlenmenin şimdiden
başladığını kaydeden Ballı, geçen yıl durgun olmasına karşın,
bu yılın ilk 3 ayında kapasitelerini doldurduklarını vurguladı.
“Suriye sonrasında alternatif pazarlara
yöneldik”
Üretimlerinin yüzde 60’ını 30 ülkeye ihraç ettikleri bilgisini
de veren Tufan Ballı, pek çok ülkenin transit geçiş kapısı olan
Suriye’de yaşanan iç savaş ve Kuzey Afrika pazarlarının yeni yeni
canlanmaya başlaması nedeniyle, ihracatta Güney Amerika’ya
yöneldiklerini dile getirdi. Ballı, “Hareketli pazarlar; Avrupa,
Güney Amerika, Türkmenistan ve Kazakistan. Özellikle bu iki
Türki Cumhuriyeti’nde ciddi gelişmeler var. Ayrıca Katar, 2023
Olimpiyatları’na hazırlandığı için oldukça hareketli. Haiti’ye
ve Madagaskar’a da ürün gönderiyoruz” dedi.
“2013 yılı yükselişin başlangıcı olacak”
“Dünya belli zamanlarda belli krizler geçiriyor ama o kriz
sonrasında ekonomi dibe vurup büyük bir ivmeyle yükseliyor”
diyen Tufan Ballı, açıklamasının devamında da şu görüşü dile
getirdi; “Ben 2013’ün bu yükselişin başlangıcı olacağını düşünüyorum.”
www.platinonline.com 168
[ MERSİN ]
mtso yönetim kurulu başkanı şerafettin aşut
3-D YAZICI İLE ÜRETİM MANTIĞINI
DEĞİŞTİRİYOR
Mersin ticaret ve sanayi odası (Mtso) yüksek teknolojili
üretimde çığır açacak bir yeniliği mersin sanayicisinin ve lojistik
sektörünün hizmetine sunuyor
M
TSO Tedarik Zinciri ve Ar-Ge
Laboratuvarı’nda, ‘tersine mühendislik’ de
denilen, var olan bir üründen yola çıkarak
prototip elde etmeye yarayan 3-D, yani üç
boyutlu yazıcılarla, artık üreticiler bir çok ürünün prototipini kolay, hızlı ve ucuza çıkarabilecek ve üzerinde istedikleri değişikliği ve yeni tasarımları yapabilecekler. Tersine
mühendislikle, ithal edilen birçok ürün artık Mersin’de
kolayca imal edilecek ve geliştirilebilecek. Çukurova
Kalkınma Ajansı ve MTSO öz kaynakları ile yapılan laboratuvar Mersin Tırmıl Sanayi Sitesi’nde hizmete girdi.
“Made ın Mersin dönemi başlıyor”
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Şerafettin Aşut, MTSO Tedarik Zinciri ve Ar-Ge
Laboratuvarı’nın açılması ile ilgili yaptığı açıklamada,
169 www.platinonline.com
Mersin ekonomisinin en önemli hedefinin katma değer üreten bir ekonomi haline gelmesi olduğunu, bunu yapmanın
yolunun ise yüksek teknolojili bir üretim olduğunu vurguladı.
Başkan Aşut açıklamasında: “MTSO Tedarik Zinciri ve Ar-Ge
laboratuvarı öncelikle klasik bir laboratuvar değildir. Sadece
sanayiciye hizmet veren bir yer de değildir. Öncelikle burası
lojistik sektörünün tüm firmalarına önemli hizmetler verecek.
Uygun paketlemeden, paketlemenin sağlamlığına, tasarımından taşımada meydana gelen zararların bilgisayar simulasyonlarında birebir değerlendirilmesine kadar önemli hizmetler
verecek ve bu da firmaların sigorta ve risk maliyetlerini azaltacaktır. Yüksek teknolojiden mahrum olan küçük ve orta ölçekli
firmalarımız hesap edemedikleri birçok maliyeti fiyatlara yansıttığı için rekabetçi olamıyorlar ve arzu ettikleri karları elde
edemiyorlar. İşte bu laboratuvar lojistik firmalarımıza yüksek
teknolojiyi kullanma imkanı verecektir” dedi.
Mersin artık bire üretip ikiye satan ve işin hamallığını yapan
Tersine mühendislik Mersin’i uçuracak
kent olmamalıdır. Mersin artık aşırı enerji tüketen ve katma
Şerafettin Aşut açıklamasında laboratuvarın lojistik sektödeğer yaratmayan düşük teknolojili bir üretim merkezi değil,
rünün yanı sıra tüm sanayicilere hizmet vereceğini ve laboyüksek teknolojili üretim yapan, katma değer yaratan ve bunu
ratuvarın en önemli özelliğinin 3-D yazıcısına sahip olması
markalaştıran yenilikçi bir kent olmalıdır. İşte bu projeler bizi
olduğunu ifade etti. Başkan Aşut, “3-D, yani üç boyutlu
bu hedefe daha da yaklaştırmaktadır” dedi.
yazıcı bugün Amerika’nın ekonomik sıkıntıdan çıkışının
yolu olarak görülüyor. Değişen ekonomi dünyasındaki bu
“Mersin montajcı olmayacak”
yeniliği Mersin firmalarının ayağına getirdik.
Şerafettin
Aşut, ülkenin ekonomisine yöneArtık şuna karar vermeliyiz, ya her şeyi ithal
“mtso tedarik
lik
hedeflerini
şöyle anlattı: “Ülke olarak
edecek ve zenginliğimizi yok edeceğiz, ya
zinciri
ve
ar-ge
ekonomik
anlamda
bir hedefimiz var;
da ürünlerimizi kendimiz tasarlayıp, kendilaboratuvarı
Dünyanın
ilk
10
ekonomisi
içine girmek…
miz üreteceğiz. İşte bu laboratuvar Mersin
Peki,
bu
10
büyük
ekonominin
yapısal özellojistik
firmalarına hayal ettikleri ürünleri kolayca
liği
nedir?
İncelediğimizde,
hepsinin
yüktasarlama, prototipini çıkartma ve bunların
sektörünün
sek
teknolojili
üretim
yapan,
katma
değer
üzerinde oynama imkanı veriyor. Sadece 3-D
yanı sıra tüm
yaratan, markalaşmış ürünler oluşturan,
yazıcı sitemi tüm aksamıyla 250-300 bin TL.
sanayicilere
inovasyona ve eğitime önem veren ülkeler
Her firmamızın buna sahip olma lüksü yok.
hizmet
verecek.
olduğunu görüyoruz. Türkiye’ye baktığıHer firmamızın Ar-Ge elemanı çalıştıracak,
laboratuvarın
en
mızda, dünyanın 17’inci büyük ekonomisi
böylesi pahalı ekipmanları alacak lüksü de
olan ülkemiz, İtalya ve Çin arasında düşük
önemli
özelliğinin
yok. Peki, küçük ve orta ölçekli firmalarımız
ve orta teknoloji üretim yapan ve bunu gerbu ekonomik dönüşümü ve sıçramayı nasıl
başında ise 3-d
çekten en iyi yapan ülke konumundadır. Bu
yapacaklar? İşte MTSO olarak bu imkanı
yazıcısına sahip
aksta sanayi üretimi en gelişmiş ülkeyiz ve
firmalarımıza sunmanın gururunu ve heyeolması geliyor ”
bölgemizde söz sahibiyiz. Ancak, düşük ve
canını yaşıyoruz. Bu Mersin için çok önemli
orta teknolojili bir üretimle dünyanın ilk 10
bir üretim devriminin başlangıcıdır. Tüm
ekonomisi
içine
girme şansımız olamaz. Ülkemiz ekonomifirmalarımız bu laboratuvarı kullanmalı, buradaki teknik
sinin
bu
orta
gelir
tuzağından kurtulması gerekiyor. Montaj
personelden yararlanmalıdır. Artık, Mersin bir montaj şehri
ekonomisiyle
bir
yere
varamayız.”
değil, orijinal ve yüksek teknolojili üretimin üssü olmalıdır.
[ MERSİN ]
26 YILLIK
İŞLETME
TECRÜBESİNE
SAHİP
Türkiye’nin ilk serbest bölgesi
olarak 1987 yılında faaliyete
başlayan Mersin Serbest Bölgesi,
26 yıllık işletme tecrübesi ve
yarattığı ekonomik katkılar ile
Türkiye’nin önemli merkezlerinden
biri arasında yer alıyor
mesbaş genel müdürü edvar mum
8
36 dönüm arazi üzerine kurulmuş bulunan Mersin
Serbest Bölgesi’nde ‘Yap-İşlet-Devret’ esasında yatırım alanları bulunuyor. Üretim faaliyetleri için 45
yıl, diğer faaliyetler için 30 yıl süreli ruhsat veriliyor.
Mersin Serbest Bölgesi’nde gösterilen faaliyet konuları arasında; üretim, alım-satım, montaj-demontaj, depolama, işyeri
kiralama, bankacılık-sigortacılık yer alıyor. Hazır giyim üretiminin yanı sıra, çelik boru, ambalaj malzemeleri, gıda ürünleri,
izolasyon malzemeleri, medikal ürünler, plastik malzemeler,
steril pamuk ürünleri, sulama borusu ve yapı kimyasalları
üretim faaliyetlerinin diğer branşlarını oluşturuyor. MESBAŞ
Genel Müdürü Edvar Mum Bölge’deki ticaret ve lojistik ile
ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Mersin Serbest Bölgesi ilgili
yasa gereğince, bir serbest bölgenin doğal olarak sahip olduğu
‘gümrük hattı dışında’ olmanın getirdiği avantajın yanı sıra bir
lojistik merkezin sahip olması gereken diğer özelliklerini de
bünyesinde bulunduruyor.
Lojistik sektörüne altyapı oluşturuyor
Edvar Mum Bölge’yle ilgili şu önemli maddeleri sıralıyor;
• Kendi sınırları içerisinde özel rıhtımlarının bulunması, bu
rıhtımlarda süratli hizmet avantajının yanı sıra proje yükleri
için özel tarife uygulayabilmesi,
• Hemen yanında Doğu Akdeniz'in en büyük ve işlek limanlarından biri olan Mersin Limanı'nın bulunması, Mersin
Limanı ile ortak kapısının yer alması ve mal manipülasyonlarının süratle yapılması,
• Denizyolunun yanı sıra diğer ulaşım şebekelerine olan bağlantıları ve yakınlığı,
• Orta Doğu ülkeleri ile transit ticaret işlemlerinde fonksiyonel kullanımı ve transit malların geçişine daha çok imkan
veren konumda bulunması,
• 125.000 m² kapalı depolama alanı, 15.000 m² soğuk mal
depolama alanı, 5.000 m² açık stok sahası, 75.000 m³ sıvı mal
depolama imkanları,
• Karayolu taşımacılığı yönünden; Mersin’de önemli sayıda
araç filosuna sahip taşımacılık firmalarının yer alması sayesinde, E-5 karayolu ile ülke içine ve Avrupa ülkelerine, diğer
yönlerde Orta-Doğu ve Türk Cumhuriyetlerine sevkiyatlarda
süreklilik sağlayan hizmet yapısına sahip olması,
• Demiryolu taşımacılığı yönünden; TCDD’nin ve diğer
özel demiryolu taşımacılık şirketlerinin imkanları ile
tüm destinasyonlara bağlantının mümkün olması, Yenice
mevkiinde TCDD tarafından yapılmakta olan ve 2014
yılında tamamlanacak yıllık 900.000 ton işlem kapasiteli
Demiryolu Lojistik Köyü’nün oluşturacağı taşıma potansiyeli,
• Hava taşımacılığı yönünden; Bölge’den 60 km uzaklıkta
bulunan Adana Şakirpaşa Havalimanı vasıtasıyla tüm
dünya ülkelerine havayolu ulaşımı sağlanması, bunun
yanı sıra Yenice mevkiinde inşaatına başlanan ve ilk bölümü 2015 yılında tamamlanacak Çukurova Uluslararası
Havalimanı’nın oluşturacağı ilave potansiyel sayesinde
gerek dünya üzerinde ve gerekse Türkiye’de gelişen lojistik sektörüne önemli altyapı kapasitesi oluşturuyor.
682 değişik malın ticareti yapılıyor
Mersin Serbest Bölgesi’nden 158 değişik ülke ile 682
değişik malın ticareti yapılıyor. Bu rakamlar, Mersin
Serbest Bölgesi’nin ticarette çok yönlü etkinliğini ortaya koyuyor. Bölgede 345 yerli ve 82 yabancı olmak
üzere 427 ruhsatlı firma faaliyet gösteriyor. Bu firmalar
bünyesinde 7 bin 386 kişi doğrudan istihdam ediliyor.
Türkiye’nin ilk serbest bölgesi olarak faaliyete başladığı
1988 yılından 2010 yılı sonuna kadar gerçekleştirdiği en
yüksek yıllık ticaret hacmi 2.7 milyar dolar olan Mersin
Serbest Bölgesi’nde, 2011 yılında yapılan üretim ve ticaret işlemlerindeki önemli artış sayesinde ticaret hacmi
3.7 milyar dolar, 2012 yılında ise tarihi bir rekora imza
atılarak 3.8 milyar dolara yükseldi. Bölgenin kuruluşundan 2012 yılı sonuna kadar gerçekleştirilen ticaret
hacmi ise 43.3 milyar dolara ulaştı. Bölgede gerçekleşen ticaret hacminin sektörel dağılımı ise şöyle; yüzde
84 sanayi ürünleri, yüzde 15 tarım ürünleri ve yüzde 1
maden ürünleri.
Bölge işletme tecrübelerine ışık tutuyor
Mersin Serbest Bölgesi’nin tek başına yarattığı değerlerin, Mersin ve ülkemiz için büyük önem taşıdığını
söyleyen Edvar Mum, Bölge’yle ilgili şu açıklamalarda
bulundu: “Mersin Serbest Bölgesi, kuruluşundan itiba-
ren Türkiye’nin diğer yörelerinde kurulan serbest bölge
uygulamalarına, ilgili bakanlığa, Türkiye’de serbest bölgelerin model oluşumu ve işletme tecrübelerine ışık tuttu.
Diğer serbest bölge işletici ve kurucu-işletici şirketler için,
işletme hizmetlerinin daha iyi şartlarda yerine getirilmesi
hususunda zemin teşkil etti. Özellikle ilk yıllarda gümrük
uygulamalarında da çok yönlü ticaret işlemleri sebebiyle,
diğer serbest bölgelere gümrük uygulama örnekleri teşkil
etti. Diğer kamu birimleri nezdinde mevzuat oluşumunda
da yardımcı oldu.”
Fonksiyonlar artırılacak
Edvar Mum, gelecek ile ilgili hedeflerini şöyle anlattı:
“Mersin’in lojistik öneminin artmakta olması sebebiyle, lojistiğin ‘gümrük hattı dışı’ işlemlerini realize etmek üzere Mersin
Serbest Bölgesi’nin fonksiyonlarının artırılmasını hedefliyoruz. Bu kapsamda mevcut kapalı alanların tam verimlilikle kullanılması amacıyla Bölge’de kiracı nitelikte faaliyet göstermek
isteyen firmalarla görüşmeler yapıyoruz. İkinci olarak Mersin
Serbest Bölgesi’nin mevcut yatırım alanlarının tamamı tahsis
edilmiş olduğundan dolayı yeni yatırım alanlarının oluşturulması gelecek hedeflerimiz içerisinde yer alıyor. Bu kapsamda
Mersin Serbest Bölgesi’nin doğusundaki 334 dönümlük alanın Serbest Bölge’nin sınırları içerisine alınması konusunda
çalışmalar devam ediyor. Bu alanın ‘serbest bölge’ statüsüne
kavuşturulması sonrasında 2 bin kişiye ilave istihdam sağlanması ve yıllık 1 milyar dolarlık ilave işlem hacmi gerçekleştirilmesi
öngörülüyor.”
Ticaret hacminin ülkelere göre dağılımı…
OECD ÜLKELERİ...................................................... % 22
AB ÜLKELERİ .......................................................... % 14
DİĞER OECD ÜLKELERİ ........................................... % 8
DİĞER AVRUPA ÜLKELERİ....................................... % 3
TÜRKİ CUMHURİYETLER.......................................... % 4
ESKİ S.S.C.B................................................................ % 4
İSLAM ÜLKELERİ..................................................... % 15
DİĞER ÜLKELER...................................................... % 13
TÜRKİYE.................................................................. % 37
www.platinonline.com 172
[ MERSİN ]
BÖLGENİN
DEĞERİNİ
ARTIRACAK
1993 yılında üretim faaliyetine
geçen Mersin Tarsus Organize
Sanayi Bölgesi, Mersin’e 22
kilometre, Tarsus’a ise 10
kilometre uzaklıkta yer alıyor.
Bölge, karma OSB olup 380 hektar
büyüklükten 2011 yılında gelişme
alanının da devreye girmesiyle
658 hektarlık bir alanda faaliyet
gösteriyor
173 www.platinonline.com
M
ersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Başkan
Vekili Kasım Boro, Bölge ile ilgili şu açıklamalarda bulundu: “OSB’nin 1’inci bölge ve
gelişme alanı parsel tahsislerinin tamamı bitti.
Üretim ve inşaatta olan parsel adedine bakıldığında yüzde
91’lik bir doluluk oranı mevcut. 300 hektar olarak tasarlanan
yeni gelişme alanı çalışmaları gerekçeli raporu bakanlığımıza
gönderdik. Kurum görüşleri toparlandı ve yer seçimi için heyet
bekleniyor. Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi (MTOSB)
Türkiye'nin en işlek ve en büyük limanlarından biri olan
Mersin Limanı’na 20 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Mersin
Limanı’nın kapasitesi ve yakınlığı göz önüne alındığında bölgenin değeri konumu ile ön plana çıkıyor. Organize Sanayi
Bölgesi’nin gelişme alanının güneyinde TCDD tarafından projesi onaylanmış tren yolu hattı hizmetinin de devreye girmesi
ile bölgenin avantajı ve önemi daha da artacak. Bölgeye ulaşım
D400 karayolu ile sağlanmakta olup, otoban bağlantısı ile ilgili
gerekli müracaatlar yapıldı. Büyük önem arz eden bu bağlantının yapılması halinde ulaşım çok daha rahat sağlanacak olup,
bölgenin değeri fazlasıyla artacak.”
Mersin tarsus organize sanayi bölgesi'nde 2012 yılında
yaklaşık 600 milyon tl ihracat yapıldı. 2013 yılı için bu
rakamın 1 milyar tl'ye ulaşması bekleniyor
14 farklı sektör faaliyet gösteriyor
Bölgenin en önemli avantajlarından birinin limana
yakın olması olduğunu söyleyen Kasım Boro, sözlerini
şöyle sürdürdü: “4. Bölge teşvik kapsamında olması,
bürokrasinin azlığı, dışarıya göre daha uygun koşullarda elektrik ve doğalgaz temini, son teknoloji ve koşullarda oluşturulmuş altyapı, bölgemizin yer aldığı Tarsus ve
Mersin’in stratejik konumu yanında işgücü ve nitelikli
işçi bulma imkanı gibi avantajları da mevcut. MTOSB’
de 2012 yılında yaklaşık 600 milyon TL ihracat yapılmış
olup 2013 yılı için 1 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor.
Bölgede 14 farklı sektör faaliyet gösteriyor; gıda, plastik ve ambalaj, orman ve orman ürünleri, kimya, yapı
malzemeleri, cam, demir-çelik, makine, kağıt, kozmetik
ve otomotiv yan sanayi bunlardan bazıları olarak öne
çıkıyor.”
Kasım Boro, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bölgemizdeki kalifiye ara eleman sıkıntısı yaşanmaması için Türkiye’de ilk kez
2011 yılında Teknik Endüstri Meslek Lisesi kurularak; Gıda
teknolojisi, Makine Teknolojisi, Metal Teknolojisi, Ahşap ve
Mobilya Tasarım ve Elektrik-Elektronik bölümleri olmak üzere
5 programda eğitim ve öğretime başlandı. Öğrenciler Milli
Eğitim Müdürlüğü’nce verilen derslere ek olarak haftanın 2
günü bölgemizde bulunan sanayi işletmelerinde pratik eğitim
alıyorlar. Okulumuzdaki öğrenci sayısı 240 öğrenciye ulaşmış
olup ‘üreten ve eğiten OSB’ sloganı ile çıkılan bu yolda sanayi
tesislerine büyük fayda sağladı. Ayrıca yine bölgemizde Şişecam
grubunun inşaatını yaptığı 24 derslik ve 2 atölyeli Teknik
Endüstri Meslek Lisesi’nin de Bölgemizde inşaatına başlandı.
Ayrıca OSB’miz de 300 kişilik konferans salonu ve sanayicilere
özel 50 kişilik toplantı salonu, halı saha, tenis kortu, basketbol
sahasından oluşan spor kompleksi, 12 dükkandan oluşan,
içerisinde lokanta, fast- food, kargo, banka, hırdavat dükkanı,
PTT, ve market olmak üzere AVM bulunmaktadır. Bölgemizde
Ortak Sağlık Güvenlik Birimi ve 112 acil servisi 24 saat hizmet
vermekte olup arıtma tesisleri de yapıldı. Ayrıca tam teşekküllü
2 itfaiye aracı, 20 tonluk arazöz, 12 kişilik itfaiye ekibi 7 gün 24
saat hizmet veriyor.”
www.platinonline.com 174
[ MERSİN ]
?????
Ö. Abdullah Özdemir
Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı
MERSİN TÜRK TURİZMİNE
KAZANDIRILMALIDIR
Mersin ve Antalya, coğrafi özellikleri, iklimi,
doğal ve tarihsel zenginlikleri ile beşeri dokuları açısından birbirine çok benzeyen iki ilimizdir. 80’li yıllara kadar, turizm yönüyle de, bu
iki ilimiz arasında anlamlı bir farklılık yoktu.
Turistik tesis kapasitesi ve gelen turist sayısı itibarıyla fazlaca bir fark bulmak mümkün
değildi. Ancak, aradan geçen yaklaşık 25-30
sene içerisinde, iki ilimiz arasında turizm sektörü açısından, kimsenin hayal bile edemeyeceği bir fark oluşmuştur. Bugün, dünya turizm çevrelerinde, bir ‘Antalya mucizesinden’
bahsedilmektedir. Ülkemize gelen yabancı
turistlerin yaptıkları gecelemelerin yüzde 55’i
Antalya il sınırları içerisinde gerçekleşmektedir. Antalya’ya bir günde gelen turist sayısı 50
bine yaklaşırken, Mersin’de bu sayı yılda sadece 190 bin olarak gerçekleşmektedir. Yabancı
turistlerin yaptıkları geceleme sayısı açısından,
iki il arasındaki fark tam 230 kata ulaşmıştır.
80’li yılların başında hemen hemen aynı olan,
geceleme sayıları arasındaki oranın, nasıl olup
da 230 kata ulaştığı ciddi olarak incelenmelidir. Türkiye haritasına bakan dikkatli bir gözlemci, Mersin ve Antalya’nın birbiri ile entegre
olmaya çok uygun olduklarını fark edecektir.
Antalya giderek turizm yatırımlarına doymaktadır. Dolayısı ile turizm yatırımlarının, Antalya
sınırından başlamak üzere, Mersin’in batısını
kaplayan sahil şeridine doğru kayacağını söylemek yanlış olmaz. Bu nedenle, henüz bu bölge
turizm yatırımları açısından el değmemiş bir
durumdayken, bu bölgenin planlaması çok iyi
biçimde yapılmalıdır. Altyapı eksiklikleri süratle
giderilmelidir. Antalya’da ve başka turistik bölgelerde yapılan hatalardan ders alınarak, aynı
hataların burada da tekrar edilmesine fırsat
verilmemelidir. Mersin’in batısının her türlü
turizm teşvikinden yararlanacak şekilde turizm
alanı olarak ilan edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu yapıldığı takdirde, aynen Antalya
örneğinde olduğu gibi, 15-20 sene sonra bir
Mersin mucizesinden bahsediyor olabiliriz.
HUKUK FAKÜLTESİ
FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU
Psikoloji
İngilizce Öğretmenliği
Türk Dili ve Edebiyatı
Matematik-Bilgisayar
Tur güzergahlarına Mersin
katılmalı
Antalya ve Mersin entegrasyonunun sağlanması, ülkemiz turizm sektörüne de yeni bir ivme kazandıracaktır. Tur operatörlerini, tur güzergahlarına Mersin’i de katmaya çağırıyoruz. Hatta
Kapodokya-Mersin-Hatay hattında yepyeni bir
güzergahın oluşturulabileceğini düşünüyoruz.
Bunun yapılması, Mersin turizmine bir hareket
getirecektir. Turistik hareketin yoğunlaştığı bir
bölgeye de, yatırımcılar ilgisiz kalmayacaklardır.
Özetlemek gerekirse, tur operatörlerinin dikkatlerinin Mersin’e çekilmesi, Mersin’in batısının
turizm alanı olarak ilan edilmesi ve AntalyaMersin arasındaki ulaşım sorunun çözülmesi
halinde, dünyanın en gözde turizm merkezlerinden birisi ortaya çıkmış olacaktır.
Mersin’in turizme, Türk turizminin de Mersin’e
ihtiyacı vardır.
İKTİSADİ ve İDARİ
BİLİMLER FAKÜLTESİ
SOSYAL BİLİMLER
ENSTİTÜSÜ
Uluslararası İlişkiler
Uluslararası İşletme
Uluslararası Finans ve Bankacılık
Uluslararası Ticaret
Uluslararası Lojistik
Turizm İşletmeciliği
“Avrupa Komisyonu
tarafından Onaylı Diploma”
Adalet
Bankacılık ve Sigortacılık
Dış Ticaret
Lojistik
Halkla İlişkiler
Uygulamalı İngilizce Çevirmenlik
ası a
larar
n
Ulus ditasyo
Akre ptir
Sahi
Özel Hukuk
Kamu Hukuku
İngiliz Dili Eğitimi
İşletme Yönetimi (MBA)
444 1 CAG
[ MERSİN ]
tesisleşme konusunda çok sıkıntı yaşadık. Sorunu çözebilme adına çaba ve girişimlerde bulunduk ancak sonuç alamadık ve kurumsallaşmada da sıkıntılar yaşadık” dedi. Ardı
ardına alınan kötü sonuçlara bir de hakem hataları da eklenince sıkıntılı bir sürece girdiklerini belirten Işık, ligin son
haftasına kadar mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi.
“MERSİN DÜNYANIN EN ÖNEMLİ
KENTLERİNDEN BİRİ OLACAK”
Mersin’i farklı din, dil ve mezhepten insanların bir arada yaşadığı
kültürel bir mozaik olarak nitelendiren Memoil Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Işık, Mersin’in 2020 yılında ticaret alanında
dünyanın en önemli kentlerinden biri olacağını söyledi
O
’nu yeşil sahalarda tanıdık... Kendinden
emin duruşu, kararlı bakışı ile dikkat çekti…
Kimi zaman açıklamaları ile gündem yarattı, kimi zaman da yaptığı başarılı işlerle...
Mersin İdmanyurdu Futbol Şube Sorumlusu Mehmet
Işık’tan bahsediyoruz. 88 yıllık bir tarihi geçmişe sahip olan
dev çınarı, 29 yıl aradan sonra yeniden ‘Süper Lig’e taşıyan
isimlerden biri Mehmet Işık... Kırmızı-lacivertli takımda
önemli görevler üstlenen Işık, aynı zamanda da başarılı
bir işadamı... İnşaattan akaryakıt sektörüne kadar geniş
bir alanda faaliyet gösteren Işık, Mersin İdmanyurdu’nu,
futbolu ve iş dünyasındaki gelecek beklentilerini anlattı.
Futbolun bir yaşam biçimi olduğunu belirten Işık, “Mersin
İdmanyurdu bizim için bir sevdaydı. Hem de karşılıksız
bir aşk. Hiçbir çıkar ya da menfaat gözetmeksizin düştük
bu sevdanın peşine. Şehir şehir, ülke ülke gezip durduk
başarı için. Bu takım Mersin’in takımı ve biz Mersin
İdmanyurdu’na sahip çıkarken Mersin’e de sahip çıktık”
dedi. “Mersin İdmanyurdu’nu Süper Lig’e taşıdığımızda
sadece takım değil, aynı zamanda kentin de bir üst lige
çıkacağını biliyorduk” diyen Işık, açıklamasını da şöyle sür177 www.platinonline.com
dürdü; “Mersin, farklı din, dil ve ırktan insanların yaşadığı kültürel bir mozaik. Bu kentte yaşayan insanları bir araya getiren,
birbirine kenetleyen olgulardan biri de Mersin İdmanyurdu.
Biz de yılların özlemine son verip, takımı hak ettiği yere taşırken bu kültürel mozaiğe sahip çıkıp, insanları kaynaştırdık.”
“29 yıllık özleme son verdi”
Kimi zaman haksız eleştirilere, zaman zaman eleştiri sınırlarını
aşıp saldırıya dönüşen yaklaşımlara rağmen, doğru bildikleri yoldan asla şaşmadıklarını dile getiren Işık, “Biz Mersin
İdmanyurdu’nun başarısı için gece gündüz demeden çalıştık.
Elbette ki, zaman zaman hata ve yanlışlarımız oldu. Ancak bu
süreçte çok yalnız bırakıldık ama yine de yılmadık. Çok zor
şartlar altında kulübü yeniden Süper Lig’e taşıdık. 29 yıllık bir
özleme son verdik. Sonrasında iyi bir sezon geçirdik, ancak bu
yıl beklentilerin uzağında kaldık” diye konuştu.
“son haftaya kadar mücadele edeceğiz”
Bir takımın başarısının, sadece sahada aldığı sonuçlarla değerlendirilemeyeceğini, bunun yanında kurumsallaşma ve tesisleşmenin de önemli olduğunu kaydeden Mehmet Işık, “Özellikle
“Mersin’in gelişimine katkı sunuyoruz”
Mersin İdmanyurdu’nda görev ve sorumluluk üstlenmekten büyük bir onur duyduğunu
ve her zaman da kulübün hizmetinde olacağını dile getiren Işık, bir Mersin profili çizip,
iş hayatı ve beklentilerini de anlattı. Işıkpet
ve Memoil adını verdiği şirketleri ile inşaat
ve akaryakıt sektörlerinde faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Işık, “Mersin İdmanyurdu
için çalışırken, Mersin’in ekonomik ve sosyal
hayatının gelişimine de önemli katkılarda
bulunuyoruz. Yeni istihdam sahaları açarken,
yüzlerce insana da ekmek kapısı açıyoruz”
ifadesini kullandı.
de gereken önem verilip, tanıtım çalışmalarına hız verilmeli”
dedi.
“kentsel dönüşüm şart”
Mersin’in Erdemli ile Silifke ilçeleri arasında yer alan bölgede
‘kentsel dönüşüm’ çalışmalarının yapılmasının kaçınılmaz
olduğunu belirten Mehmet Işık, “Turizmde yeni yatırımların
önünün açılması ve mevcut yatak kapasitesinin artırılması noktasında bunu yapmak
“mersin'de bu
zorundayız. Mersin’in, Antalya’dan geri kalır
yıl akdeniz
yanı yok. Hatta Antalya’nın ötesinde de bir
oyunları'nın
potansiyele sahip. Bunun için sahilimize
sahip çıkmamız, yeni turistik tesisleri kente
17'ncisi
kazandırmamız gerekiyor” yorumunu yaptı.
gerçekleşecek.
mersin'in tanıtımı
ve akdeniz
ülkelerinin
dikkatini üzerimize
çekmek için bu
oyunları önemli
bir fırsat olarak
görüyoruz”
“Mersin eşsiz güzelliklere sahip
bir kent”
Gerek tarım, gerek ticaret, gerekse de turizm ve lojistik alanlarında oldukça önemli bir potansiyeli bünyesinde barındıran Mersin’in, eşsiz güzelliklere sahip olduğu
yorumunda bulunan Işık, “Kentin bu potansiyeli en iyi
şekilde değerlendirilmeli. Yatırımın önü açılmalı ve başta
‘Çukurova Bölgesel Havaalanı Projesi’ olmak üzere ‘TarsusKazanlı Turizm Projesi’, ‘Lojistik Köy’, ‘Mersin-Antalya
Karayolu’, Mersin Limanı’nın genişletilmesi ve ikinci bir
liman projesi gibi yatırımlar en kısa sürede tamamlanmalı”
diye konuştu. Tüm bu yatırımların hayata geçirilip, projelerin en kısa sürede tamamlanması ile birlikte Mersin’in,
2020 yılında ticaret anlamında dünyanın en önemli kentlerinden biri olacağını savunan Işık, bu noktada da yerel
yönetimler ile birlikte kentin tüm dinamiklerinin ortak
hareket etmesi gerektiği uyarısında bulundu. Işık, sözlerine
şöyle devam etti; “Mersin’e sahip çıkmak, kentin geleceğini
hep birlikte şekillendirmek zorundayız. Bunun için herkes
elini taşın altına koyup, daha fazla sorumluluk üstlenmeli.
Çünkü daha yapacak çok iş var.”
“turizm potansiyeli iyi değerlendirilmeli”
Turizm konusuna da dikkat çeken Işık, deniz, güneş ve
kum olarak nitelendirilen turizmden inanç turizmine kadar
Mersin’in, çok önemli bir potansiyeli bünyesinde barındırdığının altını çizdi. Işık, “Bu potansiyel iyi değerlendirilmeli ve gerekli yatırımlar zaman kaybedilmeden hayata
geçirilmeli. ‘Saint Paul Kilisesi’nin bir ‘ibadet merkezi’ne
dönüştürülmesi, Aya Tekla Kilisesi’nin restore edilip, turizme kazandırılması şart. Bölgedeki tarihi ve turistik yerlere
“Mersin spor organizasyonlarının en önemli adayı”
Mersin’de bu yıl 17’ncisi gerçekleştirilecek
olan ‘Akdeniz Oyunları’nın önemini vurgulayan Mehmet Işık, oyunlar kapsamında yaklaşık 450 milyon TL’lik bir yatırımın hayata
geçirildiğini hatırlattı. Işık, “Mersin’in tanıtımı ve Akdeniz ülkelerinin dikkatinin kentimize çekilmesi anlamında oyunlar önemli
bir fırsat. Bunun yanında kente kazandırılan
tesisler de önemli. Mersin şimdiden ulusal ve uluslararası spor
organizasyonlarının en büyük aday kentlerinden biri konumuna ulaştı. Oyunlar sonrası süreç iyi planlanmalı” dedi.
Mersin İdmanyurdu Futbol Şube Sorumlusu Mehmet Işık,
Işıkpet ve Memoil adlı şirketleri ile de kent ekonomisine
önemli katkılar sunuyor
www.platinonline.com 178
[ MERSİN ]
“MERSİN’İN GELECEĞİ PARLAK”
MESİAD Yüksek İstişare Kurulu ve Aldo Grup Yönetim Kurulu
Başkanı Ali Doğan, başta turizm olmak üzere tarım ve ticaret
alanında oldukça önemli bir potansiyele sahip olan Mersin’in
geleceğinin parlak olduğunu söyledi
1
980 yılında kurulan Aldo Grup, bugün Mersin’de
otomotivden akaryakıta, turizmden inşaat sektörüne kadar birçok alanda faaliyet gösteriyor.
Yatırımları ile kent ekonomisine önemli katkılarda
bulunan grup, yüzlerce kişiyi de istihdam ediyor. 33 yıllık
bir birikime sahip olan şirketin başında ise Ali Doğan yer
alıyor. Mersin Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MESİAD)
Yüksek İstişare Kurulu Başkanlığı görevini de üstlenen
Doğan, Mersin’deki yatırımları değerlendirdi ve gelecek
adına umut verdi. Mersin’in geleceğinin oldukça parlak
olduğu yorumunda bulunan Doğan, kentin başta turizm
ve lojistik olmak üzere tarım ve ticaretteki potansiyeline
dikkat çekiyor. Mersin’in gerek ekonomik, gerekse de
sosyal anlamda çok güçlü bir il konumuna geleceği inancını taşıdığını dile getiren Doğan, ‘Çukurova Bölgesel
Havaalanı’, ‘Tarsus-Kazanlı Turizm Projesi’, ‘Lojistik Köy
Projesi’ gibi projelerin kentin kaderini değiştireceğini, bu
konuda somut adımların da bir an önce atılması beklentisi
içinde olduklarını anlattı.
“Havaalanı ivme kazandıracak”
Havaalanı konusunda yer tespitinin yapıldığını ve önümüzdeki günlerde temel atma safhasına geçileceğini hatırlatan
Doğan, bölgesel ölçekte hizmet verecek havaalanının faaliyete girmesi ile birlikte Mersin’de turizmin ivme kazanacağı
gibi, bölgede üretilen tarımsal ürünlerin daha geniş bir
bölgeye ihraç edilerek, Mersin’de tarımın çok daha iyi bir
noktaya ulaşacağını anlattı. Mersin’in turizmde Antalya’dan
geri kalır yanı olmadığını vurgulayan Doğan, “Ancak yatırım alanı ve ulaşım sorunu nedeniyle yatırımcıları bölgeye
çekmekte zorlanıyoruz” dedi.
“SaInt Paul ibadet merkezi olmalı”
Hz. İsa’nın havarilerinden biri olan ve Hıristiyanlık inancı
içinde önemli bir yeri olan Saint Paul’un Mersin’in Tarsus
ilçesinde doğup büyüdüğünü hatırlatan Doğan, Papa 16.
Benedikt tarafından 2008 yılını ‘Saint Paul Yılı’ ilan edip,
Tarsus’taki Saint Paul Kilisesi’ni de ‘haç merkezi’ ilan etmesinin, önemli bir avantaj olduğunu söyledi. Doğan, “Saint
Paul Kilisesi, bir müze olmaktan çıkartılıp, ‘ibadet merkezi’
haline getirilmeli. Böylelikle Mersin, inanç turizminde de
önemli bir çıkış yakalayabilir” ifadesini kullandı.
181 www.platinonline.com
“Alata turizme kazandırılmalı”
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Alata Bahçe Kültürleri
Araştırma İstasyonu’nun bulunduğu bölgenin turizme kazandırılması konusunu önemsediklerinin altını çizen Doğan,
4 bin dönümden oluşan arazinin turizm açısından eşsiz bir
değere sahip olduğu yorumu yaptı. Doğan, “Buradaki tarımsal
faaliyetler bir başka alana kaydırılabilir. Vali Hüseyin Aksoy
döneminde konu tüm yönleri ile ele alınmıştı. Bölgeye gezen
Fransız yatırımcılar, ‘Burayı bize tahsis edin, dünyanın 7 harikasından birini size kazandıralım’ yorumunu yapmıştı” dedi.
“Mersin limanı dünya limanı olabilir”
Mersin’in önemli bir ticari geçmişe ve tecrübeye sahip olduğunu kaydeden Ali Doğan, Mersin Limanı’nın da bu anlamda
önemli bir misyon üstlendiğini dile getirdi. Doğan, Mersin
Limanı’na ek olarak ikinci bir liman projesine olumlu baktıklarını belirterek, “Bu kapsamda liman sahası içerisinde yer alan
askeri bölge başka bir yere nakledilebilir. Böylelikle de burası
limana kazandırılabilir. Hayata geçirilecek bu yatırımla birlikte
Mersin Limanı, dünya çapında bir liman haline gelecektir”
şeklinde konuştu.
MESİAD Yüksek İstişare Kurulu ve Aldo Grup
Yönetim Kurulu Başkanı Ali Doğan
[ MERSİN ]
“TARSUS’U YENİDEN
İNŞA ETTİK
Tarihi 10 bin yıl öncesine dayanan Mersin’in Tarsus ilçesini,
hayata geçirilen proje ve yapılan çalışmalar ile adeta yeniden
inşa ettiklerini kaydeden Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin
Kocamaz, bilimsel çalışıp ihtiyaçlara cevap vererek, modern bir
kent yarattıklarını söyledi
M
ersin’in Tarsus İlçe Başkanı Burhanettin
Kocamaz, başkanlık görevinde geçen 20
yılını değerlendirip, genel bir Tarsus tablosu çizdi ve önümüzdeki dönemde yapmayı
planladıklarını anlattı. Çukurova Belediyeler Birliği Başkanı
olmasının yanında Milliyetçi Hareket Partisi’nden (MHP)
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday adaylığını
açıklayan Kocamaz, yoğun ilgi gösterilen toplantıda kendisine yöneltilen soruları da yanıtladı. Mersin Gazeteciler
Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal’ın da katıldığı toplantıda
Kocamaz, hizmetlerini fotoğraf kareleri ile tanıttı. 350
bine ulaşan nüfusu ile Tarsus’un, Mersin’in en büyük ilçesi
olduğunu belirten Kocamaz, 1994 yılında hiç kimsenin
kendisine şans tanımadığı bir dönemde halkın desteğini
alarak ‘belediye başkanlığı’ görevine geldiğini dile getirdi.
Kocamaz, “Devraldığımız belediye, Türkiye’nin en fazla
borcu olan 10 belediyeden biriydi. 5 yıllık bir zaman diliminde gece gündüz demeden çalıştık ve borcu kapattık.
Bugün Tarsus, altyapı konusunda Türkiye’nin bir numaralı
kenti haline geldi. Bu bir onur ve övünç kaynağıdır” ifadesini kullandı.
sumuz 246 bin olsa da biz 400 bin kişiye hitap ettik. Bizden 8
yıl sonra Mersin bunu hayata geçirebildi. Göreve geldiğimizde
Tarsus’un üçte biri MESKİ Arıtma Tesisi’nden bedelini ödemeden su kullanıyordu ve borç da bize devredilmişti. Bunu
da ödedik.”
“Yerin altına çalışıp projemizle ödül aldık”
Göreve geldiklerinde Tarsus’ta hiç altyapı olmadığını dile
getiren Kocamaz, “Biz 750 kilometre altyapı şebekesi döşeyip,
300 kilometre kanalizasyon, 250 kilometre yağmur suyu dre-
Tarsus, ulusal kalite başarı ödülünün sahibi oldu
Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) tarafından bu yıl 20’ncisi düzenlenen ‘Ulusal Kalite Ödülü Töreni’nde Tarsus Belediye Başkanı
Burhanettin Kocamaz, ‘Ulusal Kalite Başarı Ödülü’nü Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma
Şahin’den aldı. Tarsus ile ne kadar övünseler az olduğunu dile getiren Başkan Kocamaz,
"Arkadaşlarımızın gayretlerinin neticesidir. Yoğun bir çalışma içerisine girdik. Bugüne kadar
hep Tarsus halkını mutlu edecek hizmetleri sunduk. Bundan sonra da sunmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. Tarsus Belediyesi’nin 21. Kalite Kongresi’nde Ulusal Kalite Başarı
Ödülü almasından dolayı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Belediye Başkanı Burhanettin
Kocamaz’ı başarısından dolayı kutladı. Tarsus’un son yıllarda büyük gelişme kaydettiğini dile
getiren Cumhurbaşkanı Gül, Tarsus’un ‘Ulusal Kalite Başarı Ödülü’nü hakettiğini vurguladı.
naj ve içme suyu hattını yeniledik. ‘Bizim görevimiz değil’
demedik ve şehir içindeki tüm dereleri ıslah ettik. Oysaki
bu, DSİ’nin göreviydi. 42 kilometre dere ıslahı yapıp,
etrafını da ağaçlandırıp parklara dönüştürerek, halkın hizmetine sunduk. Bu çalışmalarımız sonucunda Avrupa’da
‘Derelerimi İstiyorum Projesi’ kapsamında da ödül aldık”
ifadesini kullandı.
“Tarsus’u modern bir kent yaptık”
Modernleşme adına Tarsus’ta devasa hizmetler yaptıklarını
anlatan Burhanettin Kocamaz, “Tarsus’ta hizmet Mersin’den
daha zor, çünkü şehrin doğusundan Berdan Nehri geçiyor.
10 bin yıllık geçmişe sahip Tarsus’ta istediğinizi yapamıyorsunuz, bölgedeki tarihi değerlerin korunması gerekiyor.
Kırkkaşık Bedesteni adeta çürümüştü ancak restorasyon ile
cazibe merkezi oldu. Danyal Peygamber’in kabrinin varlığını teyit ettik ve restorasyon yaptık. Çalışmalar tamamlanma
aşamasında kısa sürede halkın hizmetine sunacağız” dedi.
“Tarsus şelalesi cazibe merkezi oldu”
Kocamaz, “Şelalemiz de restorasyon ile cazibe merkezi
haline geldi. Belediye olarak da burada her yıl çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Saint Paul Kuyusu 30 metrekare bir alan
içindeydi, çevresini tamamen istimlak ettik ve burayı peyzaj
düzenlemesi ile bahçe haline getirip, gün ışığına çıkardık.
“ihtiyaçlara cevap veriyoruz”
4 dönemden bu yana Tarsus Belediyesi’ni ekip arkadaşları
ve tüm çalışanlar ile birlikte başarı ile yönettiklerini kaydeden Kocamaz, belediye olarak bilimsel bir çalışma stratejisi
izlediklerini, halkın talep ve beklentilerini de yapılan anketlerle tespit ederek, söz konusu ihtiyaçlara cevap verebilecek
çalışmalar ortaya koyduklarını vurguladı. Yılda ortalama 3
anket yaptıkları bilgisini veren Kocamaz, “Planlama yaparken ya da bir proje hazırlarken, söz konusu anketleri göz
önüne alıp, halkın ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz”
diye konuştu.
Etrafındaki tarihi evler de restore edildi. Daha önceleri üzeri
asfalt ile kaplanan Arnavut kaldırımları yeniden yaptık. Bir
tarihi Tarsus evini Sungurlar Konağı’nı da satın alıp, butik
otele dönüştürüyoruz. Bu yılsonuna kadar otel hayata geçecek”
diye konuştu.
“Ekmek ihtiyacının yüzde 40’ını karşılıyoruz”
“Tarsus’ta 1994’te sadece bir Atatürk Anıtı varken, bugün
Tarsus anıtlar şehri oldu” diyen Kocamaz, sözlerine şöyle
devam etti; “Sosyal belediyecilik anlayışı ile insanların yaşam
alanlarını rahatlatmaya da büyük önem verdik. Hal başta
olmak üzere şehrin ana caddesini araç trafiğine kapatarak
Yarenlik Alanı’nı yaptık. Şehirlerarası otogarımız da bölgenin
en modern otogarı. 50 yıllık ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte yapıldı. İlk projemiz olan ekmek fabrikamız da Tarsus’un
ekmek ihtiyacının yüzde 40’ını karşılıyor.”
“Çöp aktarma istasyonu aralıksız çalışıyor”
Kocamaz, çöp depolama alanı ile ilgili çalışmalar hakkında da
şu bilgileri verdi: “Çöp aktarma istasyonumuz aralıksız çalışıyor.
Mersin’de bugün hala kurulamamış olan çöp aktarma istasyonu önemli bir tesis. Mersin’in 4 alt belediyesi çöp araçlarını
tek tek çöp alanına taşıyor. Bu çöplerin en büyük sıkıntısı da
çöpün ıslak olmasından dolayı suların yollara sızması ve kazalara mahal vermesi.”
“Türkiye’de altyapıda bir numaralı kentiz”
Altyapı çalışmalarını değerlendiren Kocamaz, açıklamasını
da şöyle sürdürdü; “Altyapı çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Bugün Türkiye’de altyapı konusunda bir numaralı
kent haline geldik. Güney’in ilk atık su arıtma tesisini 2005
yılında Tarsus’ta kurduk. Her ne kadar o dönemde nüfuTarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz
183 www.platinonline.com
www.platinonline.com 184
[ MERSİN ]
?????
Numan Olcar
Mersin Turizm Platformu Başkanı
TURİZM İNSANOĞLUNUN KENDİSİNİ
TANIMASIDIR
İnsanoğlunu harekete geçiren merak duygusu
aynı zamanda gelişmenin ve uygarlığın da çıkış
noktasıdır. Binlerce yıl boyunca kendini, dünyayı ve değişik kültürleri tanımak için gezgin
ve kaşiflerine güvenen insan, gelişen teknoloji
ve ekonomik refahın etkisiyle bizzat kendisi
bu işlevi gerçekleştirmeye başladı. Özellikle 2.
Dünya Savaşı’ndan sonra giderek artan turizm
hareketleri sadece deniz, güneş ve kumla sınırlı
kalmamış, tarih, kültür, eko-turizm olarak yan
dallara ayrıldı. Fakat turizm sektörü bütün bu
değişimlere rağmen insanoğluna aradığı temel özellik olan kendini tanımak için geçmişi
araştırmayı sunmaktan vazgeçmedi ve vazgeçemeyecek. Bir zamanlar, hacılar, tüccarlar,
maceracılar ve sanatçılar tarafından gezilen
merkezlerde bugün, merak duygusuyla hareket ederek dünyanın dört bir köşesinden gelen
ve sıradan yaşamlarını hareketli hale getirmek
için atalarının izinden giden insanlar vardır.
Bugünün geçmişten bir farkı var. Daha önce
uzun ve zorlu yolculukları göze alan maceracılar, günümüzde bütçesine göre her türlü
konforun ve rahatlığın sunulduğu yolculuklar
yapıyor.
Bu noktada ise mekanlar önem kazanıyor.
Bugün de dahil olmak üzere tarih boyunca
önemli merkez kabul edilen yerler, insanoğlunun uğrak yeri haline gelir. Ve ne kadar
şanslıyız ki Mersin bu konuda büyük bir potansiyele sahip. Önemli bir dini merkez olan
bölge Müslüman, Hıristiyan ve Musevilik için
önemli kişilerin yaşadığı ve dinler tarihinde
önemli olayların geçtiği yerleri içinde barındırıyor. Sadece bu kadarla kalmıyor, tarih boyunca Perslerden, Büyük İskender’e, Selçuklu’dan
Osmanlı’ya kadar ev sahipliği yaptığı pek çok
uygarlıktan kalan izler taşıyor. Uygarlığın antik
dönemden, bugüne kadar olan yolculuğunu
bölgede görmeniz mümkündür. Çağımızın
modern gezginleri diyebileceğimiz turistler için
önemli olanaklar sunan Mersin ne yazık ki hak
ettiği ilgiyi göremiyor.
Oysa insanoğlunun belleğinde yer etmiş, birçok efsanenin izi bu kentten sürülebilecekken,
kültürlerin buluşma noktası olan kent adeta
kaderine terk edilmiş bir görüntü sergilemektedir. Bu noktada Mersin Turizm Platformu
olarak Mersin turizmini bir bütün olarak ele
alıyor ve Mersin değerlerini tanıtma yönünde
ciddi çabalar gösteriyoruz. Bu çalışmalar ise
bir dizi strateji çerçevesinde yapılıyor.
Bir bölgenin ‘turizm’ ile anılmasında temel
konulardan biri olan mesleki eğitim konusunda araştırma yapmak için Mersin Üniversitesi
Turizm Fakültesi ile ortak çalışmalar düzenliyoruz. Çalışmalarımızı sadece bir gruba veya
hedef kitleye yönelik olarak değil, kentin tüm
envanterini kucaklayacak şekilde ele alıyoruz.
Mersin Turizm Platformu’nun yapısı bu konuda en büyük avantajımızdır. Kentteki bütün
kurumların bir araya gelmesi Mersin’de turizmi
bir bütün olarak ele almamızı sağladı. Bu sayede turizmde resmin tamamını görme şansına
sahip oluyoruz.
Mersin önümüzdeki birkaç sene içerisinde havalimanından, kruvaziyer turizmine, konaklama tesislerinden spor turizmine kadar pek çok
konuda bu zamana kadar süregelmekte olan
çalışmaların neticesini alacaktır.
[ MERSİN ]
Lastik Tekerlekli Yükleyici
AVES BİTKİSEL YAĞLARDAKİ
ETKİNLİĞİNİ ARTIRIYOR
Bitkisel yağlar ve petrol ürünleri tedariki yapan Aves İç ve Dış
Ticaret, Mersin’deki yatırımı ile bu alandaki etkinliğini artırıyor. 45
milyon Euro’luk tesis yatırımı gerçekleştiren firma, bitkisel ham yağ
tedarikinin yanı sıra kendi üretimine de başlayacak
1
992’den bu yana faaliyet gösterdiklerini, Aves
kırma kapasitesine sahip olup 400 ton da rafine ve paketleme
İç ve Dış Ticaret’in ise 2004’te kurulduğunu
kapasitesi bulunacağını söyledi.
anlatan Aves Genel Müdürü Onat Angı, gelecek yıldan itibaren holdingleşerek faaliyetlerini
“Ham ayçiçeğinde Türkiye ithalatının yüzde
sürdüreceklerini belirtti. Karadeniz ve Arjantin’den ham
20’sini yapıyoruz”
ayçiçeği yağı ile dünyanın çeşitli ülkeleMevcut durumda grup bünyesinde toprinden petrol ürünleri tedariki yaparak
lamda 130 kişinin çalıştığını bildiren
ham yağı rafinerilere, petrol ürünlerini
Onat Angı, “Yeni tesisimizde şu anda
ise Türkiye’deki EPDK lisanslı dağıtım
65 kişi görev alıyor. Tamamlandığında
ve ihrakiye firmalarına sattıklarını açıkbu rakam 100’ün üzerine çıkacak”
layan Angı, “Bu firmalara satışımız gemi
diye konuştu. Mevcut durumda yılda
üzerinde ya da antrepoda gerçekleşiyor.
100 bin tonun üzerinde ham ayçiçeği yağı tedariki yaptıklarını açıklayan
İthalatı müşterilerimiz yapıyor biz ağırlıkla tedarik ayağında çalışıyoruz” dedi.
Angı, bunun da Türkiye ithalatının
Uluslararası ticaretlerini İsviçre’deki Aves
yaklaşık yüzde 20’sine denk geldiğini
Trade (Suisse) SA isimli şirketleri üzerinsöyledi. Yeni yatırımlarındaki hedefleden sürdürdüklerine işaret eden Onat
rini de anlatan Angı, “Öncelikle mevcut müşterilerimize rafine ve onların
Angı, yurtiçinde ise bitkisel yağ ve biodizel
markasıyla paketlenmiş ‘private label’
üretimi ve ticareti için Aves Enerji ve Yağ
üretim yapacağız. Ardından da liman
Sanayi A.Ş isimli bir şirketleri bulunduğunu söyledi. Bu şirketleri adına önemli bir
kentinde bulunmamız nedeniyle dünyanın tüm ülkeleriyle ticaret yapmak
yatırıma imza attıklarını kaydeden Angı,
istiyoruz. Üretimimizin yüzde 80’i
45milyon Euro’luk yatırımla yağlı tohum
doğrudan veya ‘private label’ müşkırma, rafine ve paketleme tesisi kurduklarını ifade etti. Tesisin 100 dönüm alan
terilerimiz vasıtasıyla ihracata dönük
aves genel müdürü onat angı
üzerine kurulu olacağını bildiren Angı,
olacak” dedi. Ayçiçeği yağında satışlarının geçen yıla göre yaklaşık yüzde 45 artış gösterdiğine dikkat
tamamlandığında 84 bin metreküp silo kapasitesine sahip
çeken Onat Angı, 2013’te fabrikanın da devreye girmesiyle
olacaklarını, 28 bin metreküp ham yağ tankı ile 10-12 bin
birlikte yüzde 40 daha artış beklediklerini söyledi. İsteyene
metrekare de kapalı alanları bulunacağını anlattı. Yatırımın
bitmiş, isteyene ham ürün verebileceklerini vurgulayan Angı,
yüzde 90’ının tamamlandığını ve 2013 yılının yaz aylarında
yeni yatırımın esnekliklerini artıracaklarını ifade etti.
devreye alacaklarını ifade eden Onat Angı, günlük 500 ton
187 www.platinonline.com
Türkiye’de
Üretilmektedir.
3.5 m³ Kova Kapasitesi
ÇUKUROVA MAKİNA İMALAT ve TİCARET A.Ş.
Şahin Mah. Sait Polat Blv. No: 322 / A Tarsus-MERSİN
Tel : +90 324 616 26 78 Fax : +90 324 616 32 20
www.cumitas.com [email protected]
19 – 20 Ton Çalışma Ağırlığı
[ MERSİN ]
PAZARDAKİ YERİNİ
SAĞLAMLAŞTIRIYOR
T
çağ koleji yönetim kurulu başkanı
gökhan bayboğan
ÇAĞ KOLEJİ’NİN
DÜNYA BAŞARISI
Ç
ağ Üniversitesi’nin kurucusu Yaşar Bayboğan tarafından 27 yıl önce kurulan ve kurulduğu günden bugüne ilklere imza atan Çağ Koleji, dünyanın en
prestijli kolejlerinin üyesi olduğu ancak bir kısmının
akredite olabildiği ‘Council of International Schools’
tarafından belirlenen kalite ve başarı kriterlerini tamamlayıp, tüm okullarıyla (Anaokulu,
İlkokul, Ortaokul, Anadolu Lisesi,
Fen Lisesi) Türkiye’deki sadece
17 okuldan biri olma ayrıcalığına
sahip olarak, uluslararası akreditasyonu aldı. Çağ Koleji, Adana,
Tarsus ve Mersin’den az öğrenci
alıp, seçkin bireyler yetiştirerek
başarılı çalışmalarıyla bölgede lider
ve örnek olmayı başarmış, uluslararası akreditasyonu alarak da dünya okulu
olma hedefinin en önemli halkalarından birini böylelikle
tamamlamış oldu. Çağ Koleji Yönetim Kurulu Başkanı
Gökhan Bayboğan, “Türkiye’deki sadece 17 okuldan biri
olma ayrıcalığına sahip olarak, uluslararası akreditasyonu
almış olmaktan dolayı büyük gurur ve mutluluk duyuyoruz. Globalleşen dünyada uluslararası donanımlara sahip
öğrenciler yetiştirerek bölgemizde kaliteli eğitimin her
zaman öncüsü olmayı misyon edinmiş, tescilli bir dünya
okulu olan kolejimizin bu başarısında emeği geçen; yöneticilerimizi, öğretim kadromuzu ve sevgili öğrencilerimizi
kutluyor ve bizlere daima güvenen velilerimize teşekkür
ediyorum” dedi.
189 www.platinonline.com
ürkiye’nin ilk ve tek yerli lastik tekerlekli yükleyici seri
üretimini yapan Çukurova Makine, 14 ton çalışma kapasitesinde 2,5 metreküp kovalı Çukurova 940 model ve 19 ton
çalışma ağırlığında 3,5 metreküp kovalı Çukurova 980 model
ile pazardaki yerini sağlamlaştırmaya devam ediyor. Türkiye’nin
ilk yerli forklift üreticisi olduklarını belirten Çukurova Makina
Yurtiçi Satış Yöneticisi Volkan Barçın, 3 tondan 8 tona kadar
kaldırma kapasitesine sahip dizel forkliftleri, Çukurova markası ile farklı mast ve ataşman seçenekleri ile müşterilerin
hizmetine sunduklarını söyledi. Barçın, Kazıcı yükleyici (Beko
Loder) grubunda pazarda 4 ayrı model ve müşterilerin farklı
taleplerine cevap verebilen yerli üretici olarak yer aldıklarını
açıkladı. Paletli ekskavatörde de 23 ton kapasiteli, 1 metre küp
kova hacimli CMİ723 modelin üretimine devam ettiklerini bildiren Barçın, modern tezgahlarda üretilen ürünlerinin bugün
Türkiye ve dünyanın çeşitli bölgelerine gönderildiğini aktardı.
İşletmenin 1968 yılında kurulduğunu söyleyen Volkan Barçın,
John Deere lisansı ile biçerdöver, 1981 yılında da traktör imalatına başladıklarını belirtti. Değişen ekonomik koşullar ve piyasa şartları göz önüne alınarak 1986 yılından itibaren de endüstriyel ve iş makinaları üretimi yaptıklarını kaydeden Barçın,
şöyle devam etti; “Çukurova Makina olarak biri Tarsus fabrika
merkez servisimiz olmak üzere, yurtiçinde 39 farklı servis
noktamız ile konusunda uzmanlaşmış teknik personellerimiz
bulunmaktadır. Personellerimiz ile servislerimize ve servislerimiz sayesinde müşterilerimize satış sonrası hizmeti veriyoruz.”
Şirketin en önemli ilkesinin müşteri memnuniyetini sağlamak
olduğunu söyleyen Volkan Barçın, bu bağlamda şirket çalışanlarına bu bilincin aşılanmasını sağladıklarını aktardı. Barçın,
üretim yapan firma olmanın verdiği zorlukla ilk önce içeriden
bu işe başlamaları gerektiğini söyledi. Barçın, şu bilgileri verdi;
“Üretim bölümünün ilk önce satış birimini müşterisi olarak
görmesini aşılamaya başladık. Bunun gibi önce şirket içerisindeki müşterileri yani satıcıları memnun etmeyi sağladık. Daha
sonra dış sahada görev yapan ekiplerimize bu bilinci aşıladık.”
DÜNYANIN GÖZÜ IRAK’TA
Türkiye-Irak Sanayici ve İşadamları Derneği (TISİAD) Başkanı
Nevaf Kılıç, dünyanın gözünün Ortadoğu’ya açılan kapı olan
Irak’ta olduğunu, Türkiye’nin ise bu pazardaki gücünü Mersin ile
artırdığını söyledi
O
rtadoğu coğrafyasında Arap Baharı sonrası
şekillenmeler sürerken, yeniden yapılanma sürecini ilk ve en sancılı yaşayan ülke
olan Irak’ın, bugün tüm dünyanın gözünün
çevrildiği stratejik bir ülke olduğunu belirten Türkiye-Irak
Sanayici ve İşadamları Derneği (TISİAD) Başkanı Nevaf
Kılıç, “Irak’a müdahalenin 10 yılı geride kaldı. Bu süreci
yaptığı reformlarla yeniden yapılanma adına verimli bir
tısiad BAŞKANI NEVAF KILIÇ
şekilde yaşayan Irak, güçlenmeye devam ediyor. Irak'ın yeniden yapılanma sürecinde ihale savaşından galip çıkan ülke ise
Türkiye oldu. Türkiye'nin Irak'a ihracatı 2003'ten bu yana her
yıl ortalama yüzde 25 artış gösterdi. 2012'de Türkiye'nin Irak'a
ihracatı 10.8 milyar doları buldu. Böylece Irak, Almanya'dan
sonra Türkiye'nin ikinci büyük ihracat pazarı oldu. Irak'ın
petrol gelirleri arttıkça, Türk mallarına talebin her yıl yaklaşık
2 milyar dolar artması bekleniyor. Türkiye'nin Irak'a ihracatının yaklaşık yüzde 70'i Kürt bölgesine yapılıyor. Türk inşaat
şirketleri, geçen yıl 3.5 milyar dolarlık inşaat projeleri üzerinde
çalışmaktaydı. Çalık grubu, Musul ve Kerbela'daki gaz türbini
tesisi ihalelerini alarak 800 milyon dolar kazandı. Türkiye'nin
en bilinen banka, perakendeci ve otel markalarının da olduğu
bin civarında işletme, kuzeydeki Kürt yönetimi sınırları içinde
faaliyet gösteriyor. Bugün Irak'taki en etkili dış güç olarak İran
görülse de, alışveriş merkezlerinden mobilya mağazalarına ve
kaldırım taşlarına kadar her şeyin üzerinde Türk markaları var.
Bağdat'ın sokaklarında, hiçbir ülkenin varlığı Türkiye'ninki
kadar göze çarpmıyor” dedi.
Türkiye Irak pazarında şanslı
Türkiye'nin sanayisi, geniş tarım alanları ve gözü pek ticaret
adamlarıyla, Irak pazarında birçok ülkeye göre şanslı olduğuna da dikkat çeken Başkan Nevaf Kılıç, “ Kuruluşunun
100’üncü yıldönümünü kutlayacağı 2023’te 500 milyar dolar
ihracat hedefleyen Türkiye’de öne çıkan il ise Mersin’dir.
Gerek Ortadoğu pazarına coğrafi yakınlığı, gerek çağımızın
en önemli sektörü olan lojistik sektöründeki gücü ve tarımsal üretimdeki yüksek ve verimli kapasitesi ile öne çıkan
Mersin, limanı ve geçmişten gelen güçlü dış ticaret tecrübesiyle
Türkiye’nin, Irak’taki, Ortadoğu’daki elini güçlendirmektedir.
Tüm bu gelişmelere TISİAD da, önemli katkılar vermektedir.
Bugün yıllık 12 milyar dolarlık işlem hacmi ile Almanya’dan
sonra ikinci en büyük ticari partnerimiz olan Irak ile ticaretin
gelişmesi, transit ticaretin de geliştirilerek Türk işadamlarının
Irak’tan bölgeye açılmasına katkı sunmak amacıyla zirveler,
buluşmalar düzenleyerek köprü vazifesi görmektedir. Aynı
zamanda iş dünyasının sesi olan TISİAD sorunların çözümünde de etkin rol almayı sürdürecektir. Irak başta olmak üzere
hedef pazarlara yönelik, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü
kuruluş yıldönümünün kutlanacağı 2023’te 500 milyar dolar
ihracat hedefine ulaşmak için daha çok çalışmak gerekiyor”
diye konuştu.
www.platinonline.com 190
[ MERSİN ]
TÜYAP ADANA MAYIS’TA 2 FUARLA
KAPILARINI AÇIYOR
“HERKES ELİNİ
TAŞIN ALTINA
KOYMALI”
Selen İnternasyonal Gümrük Müşavirliği
Şirket Ortağı Nazlı Sözen
2
003 yılında gümrük müşaviri olarak sektöre giriş
yapan Nazlı Sözen, 2005 yılında Gaziantep merkezli ‘Selen İnternasyonal Gümrük Müşavirliği’ne
ortak oldu. Şirketi 2008 yılında Mersin’e taşıyan
Sözen, yaklaşık 5 yıldan bu yana da hem kent ekonomisine, hem de istihdama katkı sunmaya çalışıyor. Bir dönem
Girişimci İş Kadınları Derneği’nde (GİŞKAD) yönetici olarak görev yapan Sözen, TOBB Mersin İl Kadın Girişimciler
Kurulu üyeliği görevinde de bulunurken, birçok sivil toplum kuruluşunda da gönüllü olarak görev üstlendi.
“Liman Mersin ekonomisinin dayanak noktası”
Tarih boyunca birçok medeniyet ve uygarlığa ev sahipliği
yapan Mersin’in, geçmişte olduğu gibi bugün de önemli
bir ‘ticaret merkezi’ olarak öne çıktığını vurgulayan Nazlı
Sözen, kentin başta tarım ve ticaret olmak üzere turizm ve
lojistik alanında da önemli bir potansiyele sahip olduğunu
dile getirdi. Sözen, bugün Türkiye’nin Akdeniz’deki en
büyük limanı olmasının yanında Avrupa’nın da 10 büyük
limanından biri olarak öne çıkan Mersin Limanı’nın, kent
ekonomisinin de dayanak noktası olduğunu anlattı.
“Mersin hızlı bir değişim süreci içinde”
2012 yılı ihracat rakamlarına dikkat çeken Sözen, 2012
yılında Mersin il merkezinde kayıtlı firmalarca gerçekleştirilen ihracatın, bir önceki 2011 yılına göre yüzde 8’lik artış
göstererek, 7.6 milyar dolara ulaştığını hatırlattı. Sözen,
191 www.platinonline.com
Selen İnternasyonal Gümrük
Müşavirliği Şirket Ortağı Nazlı
Sözen, sanayisi gelişmiş, ticarette
söz sahibi olan ve her şeyden
de önemlisi kentleşme sürecini
tamamlamış, ‘dünya kenti Mersin’
için herkesin elini taşın altına
koyup, sorumluluk üstlenmesi
gerektiğini söyledi
limanın özelleştirildiği 2005 yılındaki ihracatın 617 milyon
152 bin dolar olduğuna işaret ederek, “Tüm bu veriler bile
Mersin’in dış ticaret hacminin gelişen bir eğilim gösterdiğini
ortaya koyuyor. Gelişen Mersin, aynı zamanda da hızlı bir değişim süreci içinde” ifadesini kullandı.
“Herkes üzerine düşeni yerine getirmeli”
Sözen, “Bu hızlı değişim ve gelişim sürecine biz gümrük müşavirleri olarak da gereken katkıyı sunmaya çalışıyoruz. Türkiye
Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 2023 yılına denk gelen 500
milyar dolarlık ihracat hedefinin tutturulmasında Mersin’in
önemli bir misyon üstleneceğine inanıyorum. Ancak bu hedeflere, sadece ihracatla ulaşılması mümkün değil. Tarım, ticaret,
lojistik, turizm ve diğer sektörler bir bütün olarak ele alınmalı.
Her şeyden önemlisi kent birlikte hareket etmeli ve herkes
sorumluluğunu yerine getirmeli” diye konuştu.
“Artık ‘oda’laşmanın vakti geldi”
Gümrük müşavirliğinin, kanunla kurulan ilk meslek olduğunu
belirten Sözen, 1909 yılından bugüne Türk ticaret hayatında
gümrük müşavirlik mesleğinin olduğunu dile getirdi. Sözen,
“Geniş bir mevzuat bilgisini, sınav ve mesleki birikimle ispatlayan gümrük müşavirlerinin artık ‘Gümrük Müşavirleri Odası’
olarak sektörde yer almasının vaktinin geldiğini düşünüyorum.
Çünkü sorumluluklarımız sadece belge almakla bitmiyor, yasal
olarak da devam ediyor. Bu sorumluluğumuzu en iyi şekilde
yerine getirebilmek için sorun ve sıkıntıların da aşılması gerekiyor. Bunun için de odalaşma şart” dedi.
T
üyap Adana 2-5 Mayıs 2013 tarihleri arasında Gıda,
Ambalaj, Reklamcılık Fuarlarını ve 13-19 Mayıs 2013
tarihleri arasında Otoshow Fuarı’nı düzenleyerek ilk yarı fuarlarını tamamlayacak. Ocak ve Şubat aylarında düzenlenen,
kitap ve inşaat konulu fuarların, yurtiçi ve yurtdışından 200
bine yakın profesyonel ziyaretçi tarafından ziyaret edildiğini
söyleyen TÜYAP Adana Genel Müdürü Bülent Yamaç, fuarların ilgili oldukları sektörlere canlılık kazandırarak bölge
ekonomisi başta olmak üzere ülke ekonomisine de olumlu
katkılar sağladığını ifade ediyor. Bülent Yamaç sözlerine şöyle
devam ediyor: “2- 5 Mayıs 2013 tarihleri arasında
7’nci kez düzenlenecek, gıda/ambalaj ve reklamcılık fuarları, başlangıcından bu yana 200 binin
üzerinde profesyonel ziyaretçiyi Tüyap çatısı altında buluşturarak, gıda sektörü başta olmak üzere
ambalaj endüstrisi ve reklamcılık alanında bölge
ve ülke ekonomisine olumlu katkılar sağlamıştır.
13 – 19 Mayıs 2013 tarihleri arasında 5. kez düzenlenecek, sektörün üretici ve ithalatçı firmalarının
katılımıyla hazırlanan, birbirinden güzel stand
tasarımları ile firmaların son model araçlarını
sergileyeceği, Çukurova Otoshow Fuarı otomotiv
sektörünün üretici ve tüketicileri için ortak bir platform oluşturacak. 2011 yılında, 94 bin 200 kişinin ziyaret ettiği
Çukurova Otoshow Fuarı, bu yıl da sektörün lider markalarını
topluca görme imkânı sunarken, fuar süresince, gelecek on
binlerce ziyaretçiye festival havasında bir fuar yaşatacak. Tüyap
Adana, yılın ikinci yarısında Üretim Teknolojileri, Otomasyon,
Mobilya ve Tarım konularında yine bölgenin
en etkili ve kapsamlı fuarlarını gerçekleştirecek. Adana Ticaret Odası 24. Meslek Komitesi,
Adana Mobilyacılar ve Marangozlar Odası tarafından desteklenen Mobilya Fuarı bu yıl yedinci
kez düzenlenecek. Hemen ardından yapılacak,
Adana Tarım İl Müdürlüğü tarafından desteklenen Tarım Fuarı’nın ise Çukurova çiftçisi başta
olmak üzere tüm yurttan çiftçilerimiz ve tarım
sektöründe faaliyet gösteren, tohumdan gübreye, ilaçtan alet ekipmana, traktörden tarım
makinelerine, birçok konuda firma katılımı ve
100 binden fazla kişinin ziyareti ile gerçekleşmesini bekliyoruz.
Tüyap Adana düzenlediği fuarlar ile bölge ve ülke ekonomisine olumlu katkılar sağlamaya devam edecek. 2013 yılında
biten fuarların hemen ardından, 2014 yılının hazırlıkları da
tüm hızıyla başlayacak.”
TOROS ÜNİVERSİTESİ’NE ‘GİRİŞİMCİLİK ÖDÜLÜ’
‘
Mersin’de bir dünya üniversitesi’ sloganı ile yola çıkan ve
3’üncü yılını dolduran Toros Üniversitesi ödüle doymuyor.
Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren’e,
‘2013 Yılı Altın Kale Ödülleri’ kapsamında ‘Girişimcilik Ödülü’
verildi. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın da katılımıyla
HiltonSA Mersin Oteli’nde gerçekleştirilen ödül törenine
yoğun ilgi gösterildi. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu,
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Faik Burakgazi
ve Toros Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. D. Tayyar Şen’in de
katıldığı gecenin sunuculuğunu ise ünlü manken Nefise
Karatay üstlendi. Mersin’in kültürel, ekonomik ve sosyal açıdan gelişimine katkıda bulunan kamu ve özel sektör yöneticilerini de buluşturan etkinlikte Bakan Zafer Çağlayan,
Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Ali Özveren’e
‘Girişimcilik Ödülü’nü takdim etti. Söz konusu ödülün kendisini mutlu ettiğini kaydeden Özveren, “Bu ödül bizi daha da
başarılı olma noktasında teşvik edecek” dedi.
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, ‘2013 Yılı Altın Kale
Ödülleri’ kapsamında Toros Üniversitesi Mütevelli Heyet
Başkanı Ali Özveren’e ‘Girişimcilik Ödülü’nü sundu
www.platinonline.com 192
02
ARAP
b“TÜRKİYE
nın
ılıÜLKELERİNİN
Y
AVRUPA’SI OLACAK”
eli ireleyü
an as ,r accüt
a zımı kl ah
v kulultum
mriteg
relid
[ MERSİN ]
Türk-Arap İş Adamları Derneği Başkanı Emin Ucuz: “Özel sektöre ve
kurumsal yapılara sahip Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Körfez ülkelerinde,
Türkiye’nin ve Türk şirketlerin önünde inanılmaz fırsatların çıkması
da söz konusu. Türkiye Arap ülkelerinin Avrupa’sı olacak”
1
7 Eylül 2003 tarihinde Mersin’de bir grup işadamı tarafından kurulan Türk-Arap İş Adamları
Derneği, Türkiye Cumhuriyeti ve Arap ülkeleri
arasındaki ticari, kültürel, sosyal yakınlaşmayı sağlamayı ve derin kardeşlik bağlarını güçlendirmeye katkıda
bulunacak çalışmaları, kişiler, kamu ve özel kuruluşlarla
birlikte ya da tek başına yürütmeyi amaçlıyor. Özellikle
Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Körfez ülkeleri ekonomilerinin
önemli bir partneri haline gelmeye başlayan Türkiye’nin,
Arap ülkelerinin Avrupa’sı olacağını söyleyen Türk-Arap İş
Adamları Derneği (TURAB) Başkanı Emin Ucuz sorularımızı yanıtladı.
2013'te ihracatın gelişmesi hangi faktörlere bağlı olacak?
Kuzey ve Ortadoğu’da yaşanan siyasi depremin yaraları
sarılarak yeniden tesis edilmiş olacak ve bu ülkelere ihracatımızın gelişmesine neden olacaktır. Devletimiz tasarrufu
teşvik etmek amacıyla TL’yi hala çok değerli kılıyor. Dövizin
biraz daha yukarıda olmasının ithalatı kısıp, ihracatı destekleyeceğine inanıyoruz. ABD bile ihracatı artırmak adına
dolar değerini ayarlıyor ve tüm dünya artık dışa satarak
ekonomisini düze çıkarmak niyetinde.
Türk-Arap ülkelerinin Türkiye’den daha fazla ithalat
yapmalarını sağlamak adına neler öneriyorsunuz?
Bu ülkelere daha fazla ihracat yapılması ile ilgili olarak ilk başta
ürün ve hizmet kalitemizin iyileştirilmesi, bu konularda çağdaş
teknolojik gelişmelerden yararlanılması, Ar-Ge ve inovasyon
çalışmalarına daha fazla önem verilmesinin yanı sıra ihraç
konusu sanayi ürünlerimizin artırılması, ürün ve hizmet maliyetlerinin rakip ülkelerle yarışacak boyuta gelmesi bağlamında
teşvik önlemlerinin artırılması büyük önem taşıyor. Ülkemiz
ekonomisinde enflasyon ve faizler ışığında hükümetin ekonomideki yaklaşımı iş dünyasına cesaret ve moral veriyor.
Özellikle bankacılık sisteminin iş dünyasına daha uzun vadeli
ve ucuz finansal destek sağlaması bu olumlu gelişmenin dinamiği olacaktır.
Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri ve Türk-Arap dünyasındaki
durumu nedir?
2011 yılında yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde üstlenilen
taahhütler 18,5 milyar dolar ve 2012 yılında 18 milyar doları
buldu. Dünyanın en büyük 225 uluslararası müteahhidi sıralamasında Türkiye 2012 yılında 33 firma ile Çin’den sonra
ikinci sırayı alıyor. Türk müteahhitleri yurtdışında 5 kıtada 6
bin 500’ün üzerinde proje üstlenen ve 220 milyar dolarını aşan
bir iş hacmine ulaşan bir yapı içerisinde. Türk Arap ülkeleri bu
yapı içerisinde en büyük paya sahip.
ACİT NİSREM
TURAB proje ve çalışma programı ve hedefleri nelerdir?
TURAB olarak önce hükümetimizin Türk-Arap dünyası ile
mevcut ticari ilişkilerin geliştirilmesine bağlı çalışmalarına
yardımcı olacağız. Bilindiği üzere, TURAB, Dış Ekonomik
İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) kurucu üyeleri arasında. TURABDEİK işbirliği ile oluşacak etkinlik ve programlara üyelerimizle
beraber daha fazla katılacağız. Gaziantep ve İzmir şubelerimizin yanı sıra Ankara, İstanbul ve Bursa’da TURAB şubelerinin açılarak, ülke sathında daha fazla işadamı ile bir araya
gelmeyi düşünüyoruz. TURAB, DEİK’in yanı sıra Mersin’de
kurulu Mersin Ekonomi Platformu’nun, Çukurova Kalkınma
Ajansı’nın üyesidir. Bu kurum ve kuruluşlarla geliştirilecek
ortak çalışmalarla TURAB amaçlarının gerçekleştirilmesine
katkıda bulunacağız. TURAB, Ankara’da kurulu Türk Kültür
ve Ortak Sanatları Ortak Yönetimi (TÜRKSOY)’la bugüne dek
çeşitli ortak çalışmalar yaptı ve sponsorluklar gerçekleştirdi.
nalsrA niyesüH
ınakşaB silceM
turab başkanı emin ucuz
193 www.platinonline.com
2013
Yılının borsamız
üyeleri ile üretici,
tüccar, sanayici ve tüm
halkımıza sağlık,
mutluluk ve bereket
getirmesini
dileriz.
MERSİN TİCARET BORSASI
Hüseyin Arslan
Meclis Başkanı
Ö.Abdullah Özdemir
Yönetim Kurulu Başkanı
[ MERSİN ]
BİR MERSİN MARKASI:
CAROBELLA
Ecotech firması Türkiye krema pazarına Carobella markasını
verdiği keçiboynuzu kreması ile hızlı bir giriş yapmaya
hazırlanıyor. Üretim izinlerini Ekim ayında alan firma önümüzdeki
süreçte seri üretime başlayarak yurtiçi ve yurtdışındaki etkinliğini
artırmayı hedefliyor
T
ürkiye’de 3-4 milyar dolarlık krema pazarı
bulunduğunu ve 500-600 milyon dolar civarında da krema ihracatı yapıldığını anlatan
Ecotech Genel Müdürü Halil Öztoprak,
“Türkiye’de 80 milyon insan var. Özellikle de çocuklar
kremaya büyük ilgi gösteriyor. Biz keçiboynuzu kreması
üreterek insanların ilgisini keçiboynuzunun faydalarıyla
birleştirmek istedik” dedi. Alternatif bir ürün elde ettiklerini kaydeden Öztoprak, mevcut kremalarda yüzde 30-40
oranında yağ, yüzde 50’lere varan şeker olduğunu söyledi.
“Aslında rafine şekerle yağ karıştırılıp renklendirici, tatlandırıcı, koruyucu madde eklenen ürünleri çocuklarımıza
yediriyoruz” diyen Öztoprak, Carobella’da ise yalnızca keçiboynuzu bulunduğunu ve ürünün ekstra farklı bir madde
ihtiva etmediğini bildirdi. Önümüzdeki yıl gerçekleştirecekleri fabrika yatırımlarıyla üretim kapasitelerini ve yurt
genelindeki ağırlıklarını artırmak istediklerini dile getiren
Halil Öztoprak sorularımızı yanıtladı…
Keçiboynuzu ile ilgili çalışmanız nasıl başladı?
Keçiboynuzu, Akdeniz yöresinde yaşayan insanların iyi tanıdığı, faydalı olmasına rağmen gerekli değeri bulamamış bir
meyve. Birçok faydası olan bu meyve sert olması nedeniyle
çok fazla tüketilemiyor. Veya keçiboynuzu pekmezi olarak
tüketiliyor. Bu da çok keskin bir tadı olması nedeniyle çok
fazla tercih edilmiyor. Hâlbuki keçiboynuzundan, meyvesinden, sıvısından, çekirdeğinden ve liflerinden 40’ın üzerinde değişik ürün üretilebilir. Örneğin, dünyanın en lezzetli
kayısıları Türkiye’de yetiştiriliyor ancak, bizler kuru ya da
yaş meyve olarak tüketiyoruz. Bu meyveye Amerika el attı ve
şu anda 39 çeşit ürün geliştirdiler. Biz de aynı uygulamayı
keçiboynuzu için geliştirmek istedik. Keçiboynuzu üzerine
Ar-Ge çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Kahvesinden, keçiboynuzu ununa, keklerine, şurubundan atıştırmalıklarına
kadar yaklaşık 10 çeşit tüketim yöntemi geliştirdik. Bunların
içinde en çok ilgi duyulan da tamamen keçiboynuzunu kullanarak farklı bir ürün karıştırmadan ürettiğimiz Carobella
marka keçiboynuzu kreması oldu.
Firmanız hakkında bilgi verir misiniz?
Ben endüstri mühendisiyim. Okulu bitirmemin ardından
inşaat sektöründe çalışmaya başladım. 15 sene inşaat sektöründe çalıştıktan sonra 2008’de kendi Ar-Ge şirketimi
kurdum. Hedefim piyasanın ihtiyacı olan, kaliteli ve uygun
fiyatlı ürünler geliştirmekti. İlk olarak alternatif kompozit
ahşap ürünleri üzerine bir Ar-Ge’miz oldu. Hedefimiz
suya karşı dayanıksız olan sunta, suntalam, MDF lam’a
alternatif bir ürün üretmekti. Geliştirdiğimiz bu ürünle
ilgili olarak Teknopark’a başvurduk. Teknopark uygunluk
verdi ve bu ürün çerçevesinde bir şirket kurmamıza izin
verildi. Teknoparkta yer tahsis edildi ancak bu ürünü piyasaya sürmedik. Şirketimizi kurmuş olduk ve farklı alanlarda
Ar-Ge’ler geliştirdik.
Bugüne kadar hangi alanlarda Ar-Ge çalışmaları
yürüttünüz?
Alternatif kompozit ahşap ürünleri ile yola çıksak da onun
yerine tarımda su tasarrufu sağlayan ve Ecosorb adını verdiğimiz bir ürün geliştirip üretmeye başladık. Bu ürünü iç
pazarın yanı sıra yurtdışına da gönderdik. Tarımda yüzde
90 su tasarrufu sağlayan bir ürün. BM’nin bir yan kurulu195 www.platinonline.com
şu olan ve merkezi Şam’da bulunan ICARDA, sulamayla
ilgili 2009’da bir ihale açtı. Amerika, İsrail, Rusya ve Alman
firmalarının girdiği ihaleyi bir Türk firması olarak bu ürünümüzle biz kazandık. Çalışmalarımız bununla sınırlı kalmadı. Ardından 2 önemli ürünün daha Ar-Ge çalışmasını
sonlandırdık. Bunlardan biri günümüzde küçük yaşlardaki
bayanlarda dahi karşılaşılan selüloit sorununu yüzde 100
ortadan kaldıran bir formül. Çeşitli yaş gruplarındaki
denekler üzerinde uyguladık ve çok iyi sonuçlar elde ettik.
Yılsonuna kadar bu ürünümüzle ilgili izinleri alıp, altyapısını oluşturarak pazara çıkmayı hedefliyoruz. Tamamen
doğal, bitkisel bir ürün. Bunun dışında yine doğal bir ürün
olan yüz maskesi geliştirdik. Yüzünüzde beton gibi katılaşan bir madde olmasına rağmen sadece suyla yıkayarak
temizleniyor. Sonrasında da yüzün gerginleşmesini sağlıyor.
Ayrıca 2013 yılı içerisinde Mersin’de Malzeme Bilimleri ve
Nanoteknoloji Merkezi açmayı planlıyoruz.
ecotech genel müdürü halil öztoprak
Kremanızın özellikleri nedir?
En önemli özelliği yüzde 100 keçiboynuzu olması. Tadı,
şekeri ve kıvamı keçiboynuzu ile sağlanıyor. Diğer kremalar
gibi rafine şeker ya da yağ, koruyucu madde, renklendirici
ihtiva etmiyor. Mevcut kremalarda yüzde 30-40 yağ, yüzde
50’lere varan rafine şeker bulunuyor. Çocukların krema
tüketimleri çok fazla. Biz de keçiboynuzu faydalarını çocukların sevdiği bir gıda maddesi ile birleştirip sağlıklı bir ürün
sunmak istedik. Hem lezzeti hem de keyifli yeme imkanı
sayesinde bu ürünün tüketimini artırmak istedik. Yakın
çevremizdeki insanlara ürünümüzü denettik. Deneme amacıyla verdiğimiz ürünleri deneklerimiz yanlarında taşıyarak
işyerlerindeki kahvaltı sorunlarını da besleyici ve pratik bir
yöntemle çözdüklerini söylüyorlar. Mersin Üniversitesi Gıda
Mühendisliği danışmanlığında yürüttüğümüz ürün çalışmalarında yapılan ankette 800’ün üzerinde deneğe ürünün
rengi, kokusu, tadı, ağızda dağılabilirliği, ekmeğe sürülebilirliği ve bir bütün olarak bu ürün hakkındaki düşüncelerini
sorduk. Deneklerden yüzde 90 oranında çok iyi tepkiler aldık.
Bu da bizi umutlandırdı ve üretime yöneltti.
Üretim kapasiteniz nedir?
Henüz 400 metrekarelik bir alanda deneme üretimleri yapıyoruz. 7 kişi ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üretim iznimizi
Ekim ayında aldık. Yılsonuna kadar personel sayımızı 15 kişiye, önümüzdeki yıl ise yapacağımız fabrika yatırımıyla 100’e
çıkarmayı hedefliyoruz. Yıllık ilk etapta 600 ton civarında
üretim planlıyoruz. Öncelikle marketleri ve ihracatı hedefliyoruz. Organik ürün satan pazarlara girmeyi düşünüyoruz.
Yurtdışında da önceliğimiz Türkiye’den yapılan yardım paketlerinin içinde yer almak. Bunun sebebi yardımlar kapsamında
Afrika ya da ihtiyaç duyulan ülkelerde ailelere günde 1-2
kez sadece çorba verilebiliyor. Maliyeti 3-4 dolar civarında.
Oysa bizim ürünün bir kavanozu (450 gr) içerdiği vitamin ve
minerallerle Afrikalı 4 kişilik bir ailenin bir haftalık ihtiyacını
karşılayabiliyor.
Hedeflerinizden bahseder misiniz?
Türkiye’de yüz binlerce ton keçiboynuzu üretiliyor. Bunların
3-5 bin tonu ekonomiye kazandırılıyor. Kalan kısmı ya ağaçlarda kuruyor ya da yere düşerek çürüyor. Birincisi biz yüz binlerce ton keçiboynuzunu ekonomiye kazandırmak istiyoruz.
İkincisi orman köylüsüne bir geçim kaynağı sağlamak istiyoruz.
Üçüncüsü de özellikle çocukların sağlıklı bir ürün tüketmesini
arzuluyoruz.
Bu yıl yeni ürünümüzle Akdeniz İhracatçılar Birliği (AKİB)
proje yarışmasında binlerce ürün arasından ihracata yönelik
inovatif ürün olarak birincilik kazandık. AKİB de ürünümüzü
inovatif bir ürün olarak değerlendirip ihracatının mümkün
olduğunu tescilledi. Bu yılın sonuna kadar 1 milyon doları
ihracat olmak üzere toplam 3 milyon dolarlık satış gerçekleştirmek istiyoruz. Gelecek yıl ise hedefimiz bu rakamı 15 milyon
dolara çıkarmak.
Satışları nasıl gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz?
Şimdiden bayilerimiz oluşmaya başladı. Türkiye genelinde
50’ye yakın bayimiz var. Yılsonuna kadar tüm illere en az birer
bayilik vermeyi hedefliyoruz. Gelecek yıl yapacağımız üretim
tesisi yatırımıyla yıllık 3-5 bin ton işleme kapasitesine ulaşmak
istiyoruz. Pazardan aldığımız olumlu tepkiler hedefimizi aşacağımızın sinyallerini veriyor.
www.platinonline.com 196
[ MERSİN ]
TÜRKİYE’NİN GÜNEY UCU
ANAMUR
Toros dağları'nın eteklerinde çam ağaçlarıyla Akdeniz’in
mavi sularının buluştuğu nokta olan Anamur, turizmde adını
duyurmanın çabası içerisinde…
T
urizmde iddialı olan Anamur son zamanlarda
önemli bir ivme yakaladı. Çoğu yerde olmayan
15 km’lik tertemiz bir kumsalı ve denizi bulunan Anamur’da oteller ve tesisler çoğalmaya
başladı. Gelen turistlerin Anamur’dan mutlu ayrıldığını
görmek de ilçe halkını oldukça mutlu ediyor. Anamur
aynı zamanda bir tarih kenti olarak dikkat çekiyor. Mersin
yönünden gelirken Anamur kalesi tüm ihtişamıyla sizleri karşılıyor. Denizin tüm dalgalarına karşın kale ilk
günkü gibi sizleri selamlıyor. Anamur ilçesi adını ‘rüzgarlı
burun’ anlamına gelen Anemurium antik kentinden alıyor.
Anemurium antik kenti de turistler tarafından yoğun bir
şekilde ziyaret ediliyor. Anamur yazları çok sıcak olduğu
için yerli halk genellikle yaylalara çıkıyor. Belli başlı yaylaları ise Kaş, Abanoz, Akpınar, Halkalı olarak sıralanıyor.
Türkiye’de caretta caretta türü kaplumbağaların en çok
uğrayıp yumurtlama yaptıkları alan da yine Anamur sahilleridir. İlçede caretta’lara karşı yoğun koruma çalışmaları
yapılıyor. İlçenin en önemli gelir kaynaklarını ise muz ve
çilek oluşturuyor. Sadece bu iki meyve değil, diğer tüm
sebze ve meyveler de bölgede üretiliyor. Yani bir tarım kenti
denilebilir Anamur için. Özetle Anamur yeşille mavinin
buluştuğu sakin bir sahil kentidir.
197 www.platinonline.com

Benzer belgeler

4 - Mersin Tercüman

4 - Mersin Tercüman İşin bu yönünden daha çok, iletişim sorunlarının ve yönetim kademelerinde ortaya çıkan farklı görüş ve tutumların ortaya konulması ve ele alınış biçimleri üzerinde durulması gerektiği kanaatindeyim...

Detaylı