Aralık - General Directorate of State Airports Authority

Transkript

Aralık - General Directorate of State Airports Authority
Aralık | December 2012 Sayı | Issue 17
Alabilirsiniz | Your Complimentary Copy
Bu şapkaların altında
müthiş lezzetler saklı!
Great tastes are hidden
under these caps!
SAMSUN
Her ilçesinde bir sürpriz var!
SAMSUN: there is a hidden
surprise in every town!
Ruanda’nın
‘SİSTEKİ
GORİLLER’İ
Rwanda’s ‘gorillas
in the mist’
1
ARALIK - december 2012
2
ARALIK - december 2012
Binali Yıldırım
Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı
Minister of Transport,
Maritime Affairs and
Communication
Değerli Uçuş Noktası okurları,
Dear Uçuş Noktası readers,
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
olarak son 10 yılda ülkemizin ulaşım ve
haberleşme altyapısına 192 milyar TL yatırım
yaparak insanımızın 80 yılda görmediği projeleri
gerçekleştirmenin sevinci içersindeyiz.
Marmaray, Yüksek Hızlı Tren ve FATİH Projesi
gibi ülkemiz adına nice prestij projelerine imza
atarken bir yandan da Türkiye’nin birçok ilklerini
gerçekleştirdik.
25 Kasım 2012 tarihinde açılışını yaparak
halkımıza hizmet vermeye başlayan Zafer
Uluslararası Havalimanı da bu ilklerden bir
tanesi... Ülkemizin ilk bölgesel havalimanı olarak
hizmet vermeye başladı.
Zafer Havalimanı, Kütahya, Afyonkarahisar ve
Uşak’a ortalama yarım saat uzaklıkta bulunan
konumuyla, bu üç şehrimize doğrudan hizmet
verecek ve dünyaya bağlayacak. Bildiğiniz
gibi termal kaynak yönünden Avrupa’da ikinci,
dünyada ise yedinci sırada olan ülkemizde en
zengin kaynaklar Afyon-Kütahya-Uşak üçgeninde
bulunuyor. Ancak bu pazardan ülkemizin
yararlanma oranı yüzde 1’i geçmiyor. Zafer
Havalimanı ile bölgemizin termal kaynakları
artık daha fazla turist çekecek. Bu illerimiz Zafer
Havalimanı ile hak ettiği yerlere gelebilecek.
Zafer Havalimanı ile 2002 yılında 26 olan
aktif havalimanı sayısını 10 yıl içersinde
49’a yükseltmiş olduk. Ama bu sayı burada
kalmayacak. Çukurova ve Ordu-Giresun
havalimanları da bölgesel havalimanı olmak
üzere, Bingöl, Kastamonu, Hakkari ve Şırnak
havalimanlarının yapımı devam ediyor.
Ayrıca İstanbul’a yapacağımız 120 milyon
yolcu kapasiteli üçüncü havalimanının proje
çalışmalarını da hızla tamamlıyoruz.
2003 yılında “Her Türk vatandaşı hayatında
en az bir kez uçağa binecektir” hedefiyle
başlattığımız Bölgesel Havacılık Politikası
gerek yaptığımız yasal düzenlemelerle gerekse
mevcut havaalimanlarının geliştirilmesi ve yeni
havalimanı projeleriyle takdire şayan bir başarıya
ulaşmıştır.
We at the Ministry of Transport, Maritime
Affaires and Communications are happy to have
accomplished projects within the last 10 years
that our people have not seen accomplished in
the past 80 years by investing 192 billion TL in
our country’s transport and communications
infrastructure.
While taking part in prestigious projects such as
the Marmaray, High Speed ​​Rail and the FATİH
Project, we have created some ‘firsts’ in Turkey.
Opening Zafer Airport for service on November
25th, 2012 is one of these firsts as it began to
serve as the first regional airport in the country.
Zafer Airport is approximately half an hour
away from Kütahya, Afyon and Uşak so this
location will serve all three cities and will
subsequently connect directly to the world. As
you know, our country stands second in Europe
and seventh in the world in terms of natural
thermal sources and our richest sources are
found in the Afyon-Kütahya-Uşak triangle.
However, the market penetration rate in the
country concerning the use of these thermal
springs does not exceed one percent. Zafer
Airport will attract more tourists to this region
to visit the thermal springs now and these
provinces will achieve their deserved success.
Including Zafer Airport, the number of active
airports has increased from 26 in 2002 to
49 in 10 years. But this number will increase
even further. Çukurova and Ordu-Giresun,
are becoming regional airports too. Bingöl,
Kastamonu, Hakkari and Şırnak airports are
under construction. In addition, we are rapidly
completing project work for the third airport
in Istanbul, which will have a capacity of 120
million.
In 2003, we started our Regional Aviation Policy
with the goal being “Every Turkish citizen will
board a plane at least once in their life” and
we can say we have achieved this aim thanks
to statutory provisions, developing existing
airports and new airport projects.
İyi yolculuklar…
Have a nice trip...
ARALIK - DECEMBER 2012
3
Orhan Birdal
Yönetim Kurulu Başkanı ve
Genel Müdür
Executive Board Chairman
and General Manager
Değerli misafirlerimiz;
Our dear guests,
Sivil havacılık açısından çok yoğun ve pek çok yenilik, başarı ve
rekorlarla dolu bir yılı daha geride bırakıyoruz.
Bu yıl da Türk sivil havacılık sektörünün sürdürülebilir ve hızlı büyüme
trendini teyit eden gelişmelerle geçti.
DHMİ olarak sektörümüzde sadece büyümeyi sürdürmek değil
amacımız, aynı zamanda kalite standartlarında çıtayı her yıl biraz daha
yükseltmek.
Bu sebeple yeni havalimanları açmakla kalmıyor, yenileme ve
genişletme çalışmalarına da devam ediyoruz. Bunun yanı sıra
çevre dostu havalimanlarımızın sayısını çoğaltmak en önemli
hedeflerimizden biri…
Bir diğer hedefimiz ise engelli vatandaşlarımızın da havalimanlarında
rahat yolculuk yapabilmelerini sağlamak.
2012 yılı içinde yap-işlet-devret modeliyle ilk bölgesel havalimanımızı
geçen ay içinde hizmete açmanın mutluluğunu yaşadık. Kütahya,
Afyonkarahisar ve Uşak illerinin ortak faydalanacağı Zafer
Uluslararası Havalimanı üç ilimize birden hizmet verecek.
Yıl içinde Ankara Esenboğa Havalimanı Genel Havacılık Terminali’ni
yine YİD modeliyle hizmete verdik. İzmir Adnan Menderes Havalimanı
Yeni İç Hatlar Terminal Binası’nın inşaatı ise devam ediyor.
Türk turizminin gözbebeği Bodrum’a hizmet veren Milas-Bodrum
Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ni hizmete soktuk. Bu yeni terminalle
turizme önemli bir destek sağladık.
Yıl içinde hizmete giren havalimanlarımızdan biri ise Iğdır Havalimanı
oldu. Yenileme ve genişletme çalışmalarımıza gelince… Mardin
Havalimanı’nın yenilenen pistinin açılışın yaparken bir yandan da yeni
terminal binasının temelini attık. Bir diğer yeni terminal binasını temeli
ise Balıkesir Kocaseyit Havalimanı’nda atıldı.
Çevre dostu havalimanlarını hayata geçirmeye yönelik
uygulamalarımıza da hız verdik. Bu yıl Milas-Bodrum Havalimanı Sivil
Havacılık Genel Müdürlüğü’nden ‘Yeşil Kuruluş’ unvanını aldı. Atatürk
ve Antalya havalimanlarında ise karbon emisyonları asgariye indirildi.
Yine 2012 yılı içerisinde ilk ‘Engelsiz Havalimanı’mıza kavuştuk.
Erzincan Havalimanı Türkiye’nin ilk ‘Engelsiz Havalimanı’ oldu.
DHMİ sadece yurtiçinde değil yurtdışında da hizmet vermeyi
sürdürüyor. Somali’nin dış dünyaya açılan en önemli kapılarından
biri olan başkent Mogadişu’daki Aden Abdulle Havalimanı’nı, yoğun
çalışmalar sonucu uçuşa hazır hale getirdik. Yavruvatan’da Ercan
Havalimanı’na ILS sistemini kurduk.
Bu yıl içinde yaptıklarmız, gelecek yıl daha fazlasını yapacağımızın
garantisidir. Biz büyümede sınır tanımayan sektörümüze canla başla
hizmet vermeyi yedi gün 24 saat sürdürmeye kararlıyız.
We are leaving behind another very busy year full of success,
many innovations and records in terms of civil aviation.
This year has also passed repeating the trend of sustainable and
rapid growth in Turkish civil aviation sector’s developments,
As GDSAA our aim is not only to sustain growth in the sector, but
also to raise the bar for quality standards a little more each year.
For this reason we don’t only open new airports, we continue
the renovation and expansion work too. In addition, one of our
most important targets is to increase the number of eco-friendly
airports...
And a further aim is to provide citizens with disabilities a
comfortable journey in the airport.
Last month we were happy to have our first regional airport
that is done by build-operate-transfer model in the year 2012.
Kütahya, Afyonkarahisar and Uşak provinces benefit from a
common Zafer Airport, which will serve all these three provinces.
During the year, we also opened Ankara Esenboğa Airport
General Aviation Terminal to service, again with the BOT model.
Construction of a new domestic terminal for İzmir Adnan
Menderes Airport Terminal Building still continues too.
International Terminal is launched in Milas-Bodrum Airport
serving one of Turkish tourism’s most important centers,
Bodrum. We provided a significant boost for tourism with this
new terminal.
Another one of our airports that was put into service during the
year is Iğdır Airport. As for the renovation and expansion work...
while we had the opening for the renewed runway of Mardin
Airport we started laying the foundation of a new terminal
building. The other foundation of a new terminal building was laid
in Balıkesir Kocaseyit Airport.
We also accelerated practices for implementing eco-friendly
airports. This year, Milas-Bodrum Airport received the ‘Green
Company’ title from Directorate General of Civil Aviation. Carbon
emissions are reduced to a minimum in the Atatürk and Antalya
airports.
Also, in 2012 we opened our first ‘Barrier-Free Airport’ . Erzincan
Airport became Turkey’s first ‘Barrier-Free Airport’.
State Airports Authority continues to serve not only domestically
but also abroad. Aden Abdulle Airport in the capital Mogadishu,
which is one of Somali’s most important gates to the outside
world, is ready for flights as a result of our intensive work. We
also installed ILS system to Cyprus’ Ercan Airport.
Things we have done this year is a guarantee for what we will do
next year. We are committed to continue to serve our sector 24/7
with our heart and soul.
İyi yolculuklar dilerim…
I wish you a nice journey…
4
ARALIK - december 2012
ARALIK - DECEMBER 2012
5
ARALIK - DECEMBER 2012
08 MERCEK / ZOOM
Sivil havacılıktan son haberler
Latest news of civil aviation
18 SEYAHAT / TRAVEL
18
Samsun: Karadeniz’in merkezinde sürprizlerle dolu...
Samsun: Full of surprises in the center of Black Sea...
28 UÇUŞ NOKTASI / FLIGHT POINT
Samsun Havalimanı
Samsun Airport
32 RÖPORTAJ/ INTERVIEW
Tamer Karadağlı: Meslek seçemeyince
her mesleği oynamak istemiş!
Tamer Karadağlı: when he couldn’t choose
a career, he wanted to act all of them!
40 BİLGİ ÇAĞI / DIGITAL AGE
Dünyanın bilgisi bir ekrana sığıyor
All the knowledge in theworld fits one screen
46 ARAŞTIRMA / PROBE
Türk gençliğinin dijital eğilimleri
Digital choices of Turkish youth
54 YERYÜZÜ MANZARALARI / Landscape from Earth
Ruanda’nın gümüş sırtlı gorilleri
Rwanda’s silver back gorillas
60 MUTFAK KÜLTÜRÜ / CULINARY CULTURE
Mantarlar: Bu şapkaların altında müthiş lezzetler saklı
Mushrooms: amazing tastes under these hoods
68 DÜNYANIN KÜLTÜRÜ / CULTURE OF THE WORLD
Her kültürün yılbaşısı kendine göre...
Every culture has its own New Year celebration…
68
76 KEŞİF / EXPLORE
Venezüela: Latin Amerika’nın başkaldıran ruhu
Venezuela: Latin America’s rebellious soul
84 ÇEVRE / ENVIRONMENT
Doğaya dost mekânlar
Environmentally friendly places
90 SAĞLIK / HEALTH
Şifa deposu kış sebzeleri
Winter vegetables full of health
94 UÇUŞ REHBERİ
Yurtdışı ve yurtiçi seferler
International and domestic flights
98 BULMACA / PUZZLE
6
ARALIK - december 2012
76
YÖNETİM / MANAGEMENT
DHMİ Genel Müdürlüğü
Personeli Yardımlaşma Vakfı
Emek 8. Cadde 75. Sokak No: 7/1
Emek - Ankara / TÜRKİYE
32
60
DHMİ Personeli Yardımlaşma Vakfı
Adına Sahibi Onursal Başkan
Honorary President and Owner
on behalf of DHMI Personnel
Assistance Foundation
Orhan Birdal
Yayın Kurulu | Publishing Board
Funda Ocak, Mehmet Ateş,
Mehmet Karakan, Cemal Köksal,
K. Zafer Topuz, Ahmet Ergin,
Mustafa Karpuzcu, Cengiz Kurt,
Ali Fuat Emre, Ayhan Öztekin,
Meral H. Çakır, Vahdet Nafiz Aksu
YAYIN / PUBLISHING
FORA MEDYA
İstanbul: Çırağan Caddesi Çırağan Apartmanı
No: 19/5 Beşiktaş 0212 246 60 65
Ankara: Mahatma Gandi Caddesi No: 90/8
Gaziosmanpaşa
0312 437 10 90 - 437 10 88
Genel Koordinatör | General Coordinator
Süleyman Karan
[email protected]
Yazı İşleri Müdürü | Chief Editor
Doğan Uluyüz
[email protected]
40
Editör | Editor
Seda Emeksiz
Sanat Yönetmeni | Art Director
Nurhan Seyrekbasan
İngilizce Bölüm Editörü | English Section Editor
Şafak Kemancı
Reklam Departmanı
Advertisement Department
Nilgün Çelebioğlu
[email protected]
Pınar Güneş
[email protected]
54
Reklam rezervasyon: 0212 272 41 19
Katkıda Bulunanlar | Contributors
Elif İzgi Uluyüz, Lokman Karakaş
Selin Avcı, Sezai Özden, Yunus Aydın
Baskı | Printing
Bilnet Matbaacılık
Biltur Basım Yayın ve Hizmet A.Ş.
Dudullu Org. San. Bölgesi 1. Cad. No: 16
Ümraniye-İST
Tel: 444 44 03
Basım Yeri ve Tarihi
Place and Date of Publication
İstanbul, Aralık - December 2012
Yayın Türü | Type of Publication
Yerel, aylık, süreli
Local, monthly, periodical
ISSN 1306 - 6323
www.foramedya.com
ARALIK - DECEMBER 2012
7
mercek | zoom
PEGASUS’UN 59’UNCU
UÇUŞ NOKTASI ERZİNCAN
PEGASUS’ 59th FLIGHT
POINT IS ERZINCAN
Pegasus Hava Yolları’nın 59’uncu uçuş noktası Erzincan oldu.
Firmanın Doğu Anadolu’nun turizm cenneti Erzincan’a ilk
uçuşu 5 Kasım 2012 tarihinde gerçekleşti. Pegasus misafirleri
için farklı bir alternatif olacak Erzincan’a gerçekleşecek
uçuşların biletleri 39.99 TL’den başlayan fiyatlarla sunuluyor.
Erzincan’a her hafta pazartesi, çarşamba, perşembe ve pazar
günleri karşılıklı olarak Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan
gerçekleşecek uçuşların saatleri, İstanbul’dan saat 08.20 ve
Erzincan’dan saat 10.25… Pegasus yolcuları, Erzincan’dan
Türkiye’de Ankara, Antalya, Adana ve İzmir’e; yurtdışında ise
Almaata, Beyrut, Bükreş, Dubai, Kıbrıs, Londra, Lviv, Omsk,
Paris, Tel Aviv, Tiflis ve Üsküp‘e bağlantılı olarak uçabilecek.
Erzincan became the 59th flight point of Pegasus Airlines.
The firm’s first flight to Eastern Anatolia’s tourist paradise,
Erzincan took place on November 5, 2012. Flights start from
39.99 TL to this alternative destination for the patrons of
Pegasus. Erzincan flights run every week, on Mondays,
Wednesdays, Thursdays and Sundays and flights will take
place mutually from Sabiha Gökçen Airport and Erzincan
Airports on the hours of 08:20 from İstanbul and 10:25 from
Erzincan... Pegasus passengers can fly to Ankara, Antalya,
Adana and Izmir within Turkey; Almaty, Beirut, Bucharest,
Dubai, Cyprus, London, Lviv, Omsk, Paris, Tel Aviv, Tbilisi and
Skopje abroad from Erzincan with transfer flights.
DHMİ; DEPOLAMA, TAŞIMACILIK VE LOJİSTİK
HİZMETLER ALANINDA BİRİNCİ OLDU
Türkiye’nin en büyük 500 şirketini belirleyen
‘Fortune 500 Türkiye’ sıralamasında; Devlet Hava
Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü depolama,
taşımacılık ve lojistik hizmetleri alanında birinci oldu.
Genelde ise 56’ncı sırada yer aldı.
ABD`de yayımlanan ve dünyanın en itibarlı iş dergisi
olan Fortune, 1955 yılından bu yana ‘Fortune 500’
markasıyla dünyanın en büyük şirketlerini açıklıyor.
‘Fortune 500 Türkiye’ ise Fortune Türkiye ile Finar
Enformasyon ve Danışmanlık A.Ş`nin ortak çalışmasıyla
belirleniyor. Değerlendirme aşamasında her yıl binlerce
şirket tek tek analiz ediliyor. Şirketlerin en az iki yıllık
gelir tablosu ve bilançosu inceleniyor. Türkiye’de
şirketler üzerine yapılan birçok akademik çalışmada,
‘Fortune 500 Türkiye’ verilerinin referans olarak
alınması, çalışmaya olan güvenin göstergesi sayılıyor.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi, böylesine titiz
bir çalışmayla belirlenen ‘Fortune 500 Türkiye 2011’
listesinin en ön sıralarında yer almayı başarmış
bulunuyor.
GDSAA CAME FIRST IN THE STORAGE,
TRANSPORTATION AND LOGISTICS SERVICES FIELD
The General Directorate of State Airports Authority
came first in the storage, transport and logistics services
field of the ‘Fortune 500 Turkey’s ranking, which
determines Turkey’s largest 500 companies. Overall it was
ranked 56th.
Fortune is published in the United States and it is the
world’s most prestigious business magazine, since 1955
it announces the world’s largest companies under the
‘Fortune 500’ brand. ‘Fortune 500 Turkey’ is determined
by Fortune Turkey `s co-operation with Finar Information
8
ARALIK - december 2012
and Consulting Inc. Every year, thousands of companies
are analysed one by one during the evaluation stage. A
minimum of two-years of income statements and balance
sheets of each company are reviewed. The fact that the
data of ‘Fortune 500 Turkey’ is used as reference by many
academic studies conducted on companies in Turkey, is
considered as a reliable indicator.
The State Airports Authority has succeeded in securing an
important place in the rigorous study of the ‘Fortune 500
Turkey 2011’.
ARALIK - DECEMBER 2012
9
mercek | zoom
ATATÜRK HAVALİMANI’NDA
KARBON SALIMI YÜZDE 17.6 AZALDI
ACI Europe Karbon Akreditasyonu Programı çerçevesinde
çalışmaların yürütüldüğü Atatürk Havalimanı’nda,
karbon salımı yüzde 17.6 oranında azaltıldı. ISO 50001
Enerji Yönetimi Sistemi sertifikasıyla İstanbul Atatürk
Havalimanı`nda enerji verimliliği için uluslararası
standartlarda bir yönetim sistemi oluşturuldu. Bu
doğrultuda yapılan çalışmalar sonucu; havalimanı, ACI
Europe Karbon Akreditasyonu Programı’nda ‘izleme’
seviyesinden ‘azaltma’ seviyesine yükseldi ve bu başarı
sertifikalandırılarak ödüllendirildi. İlk olarak 2009
yılında Havaalanı Karbon Akreditasyon işlemlerinin
başladığı Atatürk
Havalimanı’nda, kısa
sürede yüzde 17.6
oranında karbon
salımı azalması
sağlanması, önemli
bir başarı olarak
nitelendiriliyor.
İstanbul Atatürk
Havalimanı’nda
alınan bu sonuçtan
memnunluk duyduğunu belirten DHMİ Yönetim Kurulu
Başkanı ve Genel Müdürü Orhan Birdal, kurum olarak
her türlü hizmet planlamasında çevreci bir anlayışla
hareket ettiklerini belirterek “TAV İstanbul’un bu başarıyla
kanıtladığı çevre bilinci, DHMİ`nin çevre politikalarıyla
uyumludur. Kurum olarak, çevreye duyarlı bir büyüme
stratejisinin gerekliliğine inanıyoruz. Tüm dünyanın çok
duyarlı olduğu karbon salım değerlerini düşürücü tedbirleri
de bu açıdan çok önemsiyoruz. Antalya Havalimanımız
da bu alanda büyük bir başarıya imza atarak, dünya
sıralamasına girmeyi başarmıştı. İstanbul da bu konudaki
başarısını kanıtladı. Kısa sürede tüm havalimanlarımız
dünyanın en çevreci havalimanları haline gelecek” dedi.
CARBON EMISSIONS AT ATATÜRK AIRPORT
HAVE DECREASED BY 17.06 PER CENT
Carbon emissions are reduced by 6.17 per cent at Ataturk Airport
as the Carbon Accreditation program is being carried out within the
framework of ACI Europe studies.
With the ISO 50001 Energy Management certification, an
international standard management system has been created for
energy efficiency at Istanbul Ataturk Airport. As a result of work
done to facilitate this reduction, the airport’s ‘monitoring’ level was
raised to ‘reduction’ level in the ACI Europe Carbon Accreditation
Program and this success was rewarded with a certificate.
The fast reduction of carbon emissions and ensuring a rate of 6.17
per cent is considered as an important achievement for the Ataturk
Airport as it first began the Airport Carbon Accreditation procedure
in 2009.
While appreciating Istanbul Atatürk Airport’s achievement,
the State Airports Authority Board of Directors, President and
General Manager Orhan Birdal stated that they always act with an
environmental concept in the planning of all kinds of services and
he carried on by saying, “The environmental awareness TAV İstanbul
has successfully achieved is compatible with the environmental
policies of GDSAA. As an institution, we believe there is the need
for an environmentally sound growth strategy and we place a
big importance on the values and implementation of
​​ the world’s
carbon emissions reduction measures.
Our Antalya Airport achieved a great success in this field and was
able to enter the world rankings and now İstanbul has proved its
success too. Soon all of our airports will become the greenest
airports in the world”.
TAV DOKUZ AYDA 54 MİLYON YOLCUYA HİZMET VERDİ
TAV Havalimanları Holding’in, 2012 yılı ilk dokuz aylık
finansal sonuçlarına göre net kârı 102 milyon avro olarak
gerçeklesti. Şirket, geçen yılın aynı döneminde 35 milyon avro
kâr açıklamıştı. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı M. Sani
Şener, “TAV’ın operasyonel ve finansal başarısının hız kesmeden
devam ettiğini görüyoruz. Konsolide gelirlerimiz önceki yılın
aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda yüzde 23 artarak 2012
yılının ilk dokuz ayında 818 milyon avroya yükseldi. 2012’nin ilk
dokuz ayında TAV, 54 milyon yolcuya hizmet verdi ve şimdiden
geçtiğimiz yılın toplam yolcu sayısını geride bıraktı. Hizmet
verdiğimiz havalimanlarındaki organik büyüme yüzde 19
olurken, portföyümüze 2012 yılında katılan Medine Havalimanı
ve İzmir Adnan Menderes Havalimanı İç Hatlar Terminali yüzde
16’lık bir inorganik büyüme yarattı” dedi. TAV SERVED 54 MILLION PASSENGERS IN NINE MONTHS
TAV Airports Holding’s net for profit amounted to 102 million
euros according to the financial results of the first nine months
of 2012. The Company announced the profit of 35 million euros
in the same period last year. TAV Airports CEO M. Sani Sener
said, “We see that TAV continues its operational and financial
success without a break. Consolidated revenues increased
by 23 percent compared to the same period of the previous
10
ARALIK - december 2012
year and in the first nine months of 2012 it rose to 818 million
euros. Over the first nine months of 2012, TAV has served 54
million passengers and has already surpassed the total number
of passengers last year. While we have a 19 percent organic
growth in the airports we serve, Medina Airport and Izmir Adnan
Menderes Airport’s Domestic Terminal being added in our
portfolio in 2012 has created a 16 percent inorganic growth”.
Yeni
ASTRA SEDAN
REKABET
SONA ERDİ.
Baş döndüren tasarm.
www.opel.com.tr
#rekabetsonaerdi
Ortalama yakt tüketimi 4.1 - 7.2 lt / 100 km, ortalama CO2 emisyonu 107 - 169 g/km
ARALIK - DECEMBER 2012
11
mercek | zoom
INTERNATIONAL
COOPERATION IS ON THE
RISE IN AIR NAVIGATION
SERVICES
HAVA SEYRÜSEFER
HİZMETLERİNDE
ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ
ARTIYOR
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü,
en önemli görevlerinden biri olan ‘Hava Seyrüsefer’
hizmetlerinde komşu ve diğer ülkelerle işbirliğini
artırmaya devam ediyor. Kasım ayı içerisinde Bulgaristan
ve Ukrayna’ya ziyaretlerde bulunan Seyrüsefer Daire
Başkanı Mustafa Kılıç başkanlığındaki DHMİ heyeti,
uluslararası standartlarda hava trafik kontrol hizmeti
sağlamak üzere bu ülke yetkilileriyle önemli görüşmeler
gerçekleştirdi. Bulgaristan’da yapılan toplantıda, Türkiye
ve Bulgaristan arasında hava trafik hizmetlerinde
sağlanmış olan üst düzey işbirliğinden duyulan
memnuniyet karşılıklı olarak ifade edildi. Ayrıca, ülkemiz
hava sahasını kullanan trafik sayısında görülen artış
dikkate alındığında, kısa ve uzun vadeli yapılması gerekli
görülen hava sahası düzenlemelerine ilişkin karşılıklı
görüş alışverişinde bulunuldu ve ortak çalışma konusunda
fikir birliği sağlandı.
Yine bu toplantıda, İstanbul’da inşa edilecek yeni
havalimanına yönelik gerekli hava sahası düzenlemelerinin
planlanması ve trafik akış rotalarının yeniden
organizasyonu, hem stratejik hem de taktik seviyelerde
ortak çalışmalar yapılması konularında mutabık kalındı.
DHMİ ile UkSATSE arasında yapılan toplantıda ise, 20
Haziran 2012 tarihinde imzalanan işbirliği anlaşması
(Memorandum of Co-operation) kapsamında Hava
Trafik Yönetimi (ATM), Haberleşme, Seyrüsefer ve
Gözetim (CNS) ve Milli Maliyetler konularında görüş
alışverişinde bulunuldu. Ukrayna ile Türkiye arasındaki
mevcut havayolu ağının geliştirilerek Avrupa-Ortadoğu
bağlantılı transit geçiş yapan trafiklere optimum rotalar
sağlanması yanında Ukrayna hava sahasını kullanarak
İstanbul’da yapılması planlanan yeni havalimanına iniş/
kalkış yapacak trafikler için geleceğe yönelik düzenlemeler
yapılması konusunda da DHMİ yetkilileri ve Ukraynalı
yetkililer görüş birliğine vardı.
12
ARALIK - december 2012
The General Directorate of State Airports Authority
continues to increase co-operation with neighbouring
and other countries with respect to ‘Air Navigation’
services, which is one of their most important tasks.
Visits to Bulgaria and Ukraine were made in November
headed by the Head of State Airports Authority Board
of Navigation, Mustafa Kılıç and officials held important
meetings about providing air traffic control within
international standards in these countries.
During the meetings held in Bulgaria, high levels of
reciprocal satisfaction with the air traffic services
provided by Turkey and Bulgaria’s co-operation were
expressed.
In addition, considering the increase in the number of
air traffic using our country’s airspace, new airspace
regulations deemed necessary for the short-and longterm vision and exchange of mutual consensus and
co-operation were achieved.
Also in this meeting, arrangements for the airspace
required for a new airport to be built in Istanbul was
discussed and joint efforts for the planning and reorganization of traffic flow routes on both strategic and
tactical levels were agreed upon.
In the meeting between UKSATSE and the GDSAA, views
were exchanged and improvements were agreed upon
regarding the co-operation agreement signed on June
20th, 2012 (Memorandum of Co-operation) with respect
to Air Traffic Management (ATM), Communications,
Navigation and Surveillance (CNS) and the National
Improvements. As well as deciding to develop the
current airline transit network traffic in order to provide
optimal routes between Ukraine and Turkey for the
Europe-Middle East connections, Ukrainian authorities
and the State Airports Authority officials agreed upon
making arrangements for using Ukraine’s air space for
both the landing and departing air traffic at Istanbul’s
projected new airport.
ARALIK - DECEMBER 2012
13
mercek | zoom
ZAFER ULUSLARARASI HAVALİMANI
Türkiye’nin ilk bölgesel havalimanı hizmete girdi
ZAFER INTERNATIONAL AIRPORT
Turkey’s first regional airport has been opened
Afyon, Kütahya ve Uşak olmak üzere Ege’nin üç kentine
birden hizmet verecek olan Türkiye’nin ilk bölgesel
havalimanı olma özelliğine sahip Zafer Uluslararası
Havalimanı, Türkiye’de ilk kez bütünüyle özel sektör eliyle
inşa edilip işletmeye açılan ilk havalimanı…
In addition to being the first regional airport in Turkey that
will serve the three Aegean cities of Afyon, Kütahya and
Uşak; Zafer International Airport is also the first airport built
and opened entirely by the private sector in Turkey…
14
ARALIK - december 2012
Türkiye’nin ilk bölgesel havalimanı olarak IC İçtaş tarafından
inşa edilen Zafer Uluslararası Havalimanı, binlerce yıl farklı
medeniyetlere ev sahipliği yapmış, Afyon, Kütahya ve Uşak
illerinin hava ulaşımı sorununu çözmek üzere 25 Kasım 2012
tarihinde hizmete açıldı.
Tarihi, kültürel, folklorik değerleri ve doğal güzellikleri açısından
oldukça zengin bir yelpazeye sahip olan bu bölge, Anadolu’nun
hassas, sıcak ve zengin kültürünü özünde saklıyor. Bu coğrafyada
varlığını sürdürmüş uygarlıkların izlerini taşıyan tarihi kalıntılar
geçmişten günümüze bir köprü kurmakta.
Bölgenin en ayrıcalıklı ve can verici özelliği ise Afyon ve
Kütahya’da bulunan yeraltı kaynakları, kaplıcaları ve termal
suları... Türkiye’nin termal başkenti unvanına sahip olan Afyon,
termal kaynak yönünden sağlık turizminde dünyanın sayılı
şehirleri arasına girmeyi başarmış bulunuyor.
Zafer Uluslararası Havalimanı’nın hizmete açılmasıyla birlikte
de bölgenin ulaşım sorunu sona erecek ve amaçlanan doğrultuda
bölgeye olan talep hızlı bir şekilde artacak.
Turkey’s first regional airport built by the IC-İçtaş, solved
the problem of air transport for the provinces of Afyon,
Kütahya and Uşak which were home to various civilizations
for thousands of years. Zafer International Airport was
inaugurated on November 25th, 2012.
This historically, culturally and traditionally rich region of
Anatolia retains the essence of natural beauty, sensitivity,
warmth and richness of culture. The presence of traces
of civilizations and ancient ruins continues to establish a
bridge from past to present in this region.
The region’s most exclusive and important features are
its underground sources, spas and the thermal waters of
Afyon and Kütahya. With Afyon being the thermal capital
of Turkey, it has become one of the world’s leading cities in
terms of thermal sources for health tourism.
Thanks to the opening of Zafer International Airport the
region’s transportation problems will be solved and tourism
to the region will increase very fast.
ARALIK - DECEMBER 2012
15
mercek | zoom
EGE’NİN ÜÇ KENTİNE HİZMET VERECEK
Zafer Uluslararası Havalimanı Kütahya, Afyon ve Uşak
illerinin hava ulaşımı ihtiyacına köklü bir çözüm bulunması
amacıyla ve yöredeki termal kaynaklardan yeteri kadar
yararlanılabilmesi için gerekli bir tesis olarak projelendirildi.
Bu projeyle termal kaynak yönünden Avrupa’da ikinci ve
dünyada ise yedinci sırada olan bölgenin pazardan hak ettiği
payı alması ve ekonomik çehresini değiştirmesi amaçlanıyor.
Aynı zamanda misafirlerin söz konusu kaynaklara güvenli ve
konforlu bir şekilde hızla ulaşımlarını sağlayacak olan Zafer
Uluslararası Havalimanı IC-İçtaş’ın uluslararası işletmecilik
deneyimiyle her türlü ihtiyaca ve talebe cevap verecek
nitelikte.
T.C. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bağlı
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ)
tarafından yap-işlet-devret (YİD) modeliyle ihale edilen Zafer
Uluslararası Havalimanı projesinin yapım ve işletim hakkını
IC-İçtaş 32 yıl 11 ay süreyle kazandı. Havalimanının temeli
22 Nisan 2011 tarihinde atıldı, inşaatın bitiş süresi ise 10 ay
öne çekilerek açılış tarihi 25 Kasım 2012 olarak belirlendi.
16
ARALIK - december 2012
IT WILL SERVE THREE AEGEAN CITIES
Zafer International Airport was planned as an essential
facility that fulfilled the air transport needs of Kütahya,
Afyon and Uşak provinces as well as creating the
opportunity for people to benefit from the thermal sources
in the area. With this project the goal is to change the
economical image of this area, which is second in Europe
and seventh in the world in terms of thermal sources
and to help this area achieve the economical success it
deserves. At the same time, thanks to the international
business experience of IC- İçtaş, Zafer International Airport
is able to meet every need and demand for the guests’
safety and comfort while they travel to their chosen
destination.
The General Directorate of State Airports Authority (GDSAA)
as a part of the Republic of Turkey’s Ministry of Transport,
Maritime Affairs and Communications, opened the project
to bidding for the contract to build Zafer International
Airport as a build-operate-transfer (BOT) model. IC- İçtaş
won the bid and obtained the contract for construction
and operation of the Zafer project for a period of 32 years and
11 months.
The foundation of the airport was laid on April 22nd, 2011 and
the construction period was 10 months as the opening date
was determined to be November 25th, 2012. The airport was
built on green fields and it is the first airport built and opened
entirely by the private sector in Turkey.
ALL INTERNATIONAL STANDARDS
The airport’s total investment value is 155 million TL and it
consists of a 3000 by 45 meters long runway, one taxiway,
and a five plane capacity apron. Take off and landing can be
made safely and securely in all kinds of weather conditions
with all the hardware and infrastructure required from an
international airport as well as all the necessary services.
17.600 meters square of the 27.000 meters square building
is home to both domestic and international terminals. It also
holds100% baggage scanning facilities as well as 19 check-in
counters, four boarding gates, eight passport control desks,
four baggage claim belts, food and beverage units, duty-free
shops, first aid center, baby care units, stores that offer local
products sale, car rental offices and a bank branch.
Havalimanı tüm tesisleriyle yeşil arazi üzerine inşa edildi.
Bu anlamda Türkiye’de ilk kez bir havalimanı bütünüyle
özel sektör eliyle inşa edildi ve işletilmeye başlandı.
ULUSLARARASI TÜM STANDARTLAR
Toplam yatırım değeri 155 milyon TL olan havalimanı,
3000 metre x 45 metrelik bir pist, bir taksiyolu ve beş
uçak kapasiteli bir aprondan oluşuyor. İniş ve kalkışların
her türlü hava şartında güvenli ve emniyetli yapılabilmesi
için gereken tüm donanım ve altyapıyla uluslararası
havalimanı standartlarında bulunması gereken bütün
hizmetler sunulacak. Toplam 27.000 metrekare kapalı
inşaat alanının 17.600 metrekaresini oluşturan ve yüzde
100 bagaj taramalı güvenlik sistem ve teknolojileriyle
donatılan iç ve dış hatlar terminallerinde 19 check-in
kontuarı, dört biniş kapısı, sekiz pasaport bankosu,
dört bagaj alım bandı, yeme-içme üniteleri, duty-free
mağazaları, ilk yardım merkezi, bebek bakım üniteleri,
yöresel ürünlerin satışa sunulduğu mağazalar, araç
kiralama ofisleri ve banka şubesi de hizmet verecek.
ARALIK - DECEMBER 2012
17
seyahat | travel
Samsun is not only the city where Turkey ‘s fight for independence began. Of
course it has an important place in our country’s history even without titles
such as “glorious”, “war veteran” or “great” at the beginning of the city’s
name. We all know this city even if we are not too familiar with it and we
respect it accordingly as Atatürk set foot in it on the 19th of May, 1919. Bearing
this in mind, what are the other qualities that make Samsun special?
Samsun, ülkemizin bağımsızlık mücadelesinin başladığı kent değil yalnızca.
Kuşkusuz başında ‘şanlı’, ‘gazi’, ‘ulu’ gibi unvanlar olmasa da ülke
tarihimizde önemli yere sahip bir kent... Hepimiz 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün
ayak bastığı bu kenti uzaktan da olsa biliyor ve her seferinde saygıyla
anıyoruz. Peki ya, Samsun’u Samsun yapan öteki özellikleri?..
Yazı - By: Seda Emeksiz
18
ARALIK - DECEMBER
december 2012
1919’dan öte bir
SAMSUN
SAMSUN BEYOND 1919
ARALIK - DECEMBER 2012
19
seyahat | travel
Birtakım Yunan kaynaklarına göre, büyük bir
limanı olan sanayi kenti ve Karadeniz kıyısının
en büyük şehri olan Samsun’da bir zamanlar
Amazonlar’ın yaşadığı söyleniyor. Amisos antik
kentinin kendisi ise Samsun’un 7 kilometre
ötesinde yer alıyor. Buradaki bir heykel de Amazon
kadınını temsilen yapılmış.
Samsun’da Doğupark ve Batıpark konumları adres
ve yol tariflerinde çok kullanılıyor. Samsun’un
merkezinin doğusundaki sahil şeridine ‘Doğupark’,
Samsun’un mezkezinin batısındaki sahil şeridine
‘Batıpark’ deniyor.
Doğupark’ta meşhur Bandırma Vapuru’nu ve
ardından da Hayvanat Bahçesi’ni gezmek mümkün.
Batıpark’ta ise Samsun Arkeoloji ve Etnoğrafya
Müzesi’ni ve Gazi Müzesi’ni gezebilirsiniz.
Burada İkiztepe kazı buluntuları, bir miktar da
Amisos (Samsun’un eski adı) antik kenti mozaikleri
sergileniyor. KARADENİZ’E BU TEPEDEN BAKMALI
Amisos Tepesi mutlaka görülmesi gereken yerler
arasında. Buradaki tümülüsler ve harika Samsun
manzarası sizi tümülüslerin yapıldığı zamanlara
götürebilir.
Tarihte yolculuktan sonra denizin üzerine güneşin
batışını izlemek isteyenlere Yakakent’i tavsiye
ederiz. Sahilde balık lokantaları ve balıkçı barınağı
olan kent, Samsun merkezine 84 kilometre
uzaklıkta. Yakakent’in yakınında, Çamgölü
ormanlık alanı bulunuyor. Samsun’un Yakakent
20
ARALIK - december 2012
According to Greek sources, at one point Amazonians are said
to have lived in this industrial city, which has a big port and is the
largest city on the Black Sea coast. The ancient city Amisos itself
is located 7 miles away from Samsun. A statue that represents an
Amazonian woman was made and can still be found here.
Doğupark and Batıpark are very popular landmanks to find
directions and addresses in Samsun. Doğupark is the coastline to
the east of the centre of Samsun and Batıpark is situated on the
western coastline.
It’s possible to visit the famous Bandırma Ferry and then the Zoo
in Doğupark. In Batıpark you can visit the Museum of Archeology
and Ethnography as well as the Gazi Museum. Here, you can see
the excavation finds of İkiztepe and some mosaics from ancient
Amisos (the former name of Samsun) on display.
YOU MUST LOOK AT THE BLACKSEA FROM THIS HILL
Amisos Hill is one of the must-see attractions. The tumuli here
and the great view of Samsun might take you back to the times
when the tumuli were made.
Yakakent is highly recommended for those who want to watch
the sun set over the sea after the trip. This fishing port with Fish
restaurants on the beach is 84 kilometres away from the centre
of Samsun. Çamgölü’s wooded area is also near Yakakent and the
most famous local dish of this town of Samsun is the içli mantı
(stuffed ravioli).
While you’re in Samsun you should also see Bird’s Paradise in the
Red RiverDelta. And we should mention that the number of birds
there increases in the winter. During this period, 100 thousand
birds are said to shelter here. 325 bird species are identified and
you can come across endangered birds as well as birds you can
only see at the Red River Delta.
KENTİN ÖNDE GELEN CAMİLERİ
Büyük Cami: Kale Mahallesi’nde, Saathane Meydanı yakınında yer alır.
Batumlu Hacı Ali tarafından 1884’te yaptırılmıştır. Mermer mihrap ve
ahşap minberi dikkati çeker. Yalı Camii: Mehmet Sadık Bin Abdullah tarafından 1312 yılında
yaptırılmıştır. Tronoplu kubbesi, sekizgen bir kasnak üzerine
oturmaktadır. Küçük ve dikdörtgen kaideli bir minaresi vardır. Kurşunlu Cami: Hicri 1340’da Molla Fahrettin tarafından yaptırılmıştır.
Cami kare planlı olup, kesme taştan yapılmıştır. Sekizgen kasnağa
oturan kubbeye giriş tonozlarla sağlanmıştır. Hacı Hatun Camii: 1694 yılında İbrahim kızı Hatice Hatun tarafından
hayrat olarak yaptırılmıştır. Kesme taştan yapılmış olan cami kare
planlı, tek kubbelidir. Kale Camii: 1314’te İlhanlı Valisi Emir Timurtaş Paşa adına yaptırılmıştır. Pazar Camii: 14’üncü yüzyıl İlhanlı yapısı olan eser, 1819’da onarılmıştır.
Cami dikdörtgen planlı olup, ahşap çatıyla örtülüdür. İlçesi’nin en ünlü yöresel yemeği ise içli mantı.
Samsun’a kadar gelmişken Kızılırmak Deltası Kuş
Cenneti’ni de görmelisiniz. Kışın kuşların sayısında
belirgin bir artış olduğunu belirtelim. Bu dönemde 100
bin kuşun barındığı söyleniyor. Tespit edilen kuş türü
325... Sadece Kızılırmak Deltası’nda görebileceğiniz ve
nesli tükenmekte olan kuşlarla karşılaşabilirsiniz.
DOĞA SPORLARI YAPANLAR İÇİN…
Doğa sporları meraklılarının tercih ettiği bir merkeze
dönüşen Samsun, yelken yarışlarından foto-safariye,
yamaç paraşütünden çim kayağına kadar geniş
olanaklar sunuyor.
Yeşilırmak ve Kızılırmak deltalarının getirdiği
OUTSTANDING MOSQUES THE CITY
Büyük Mosque: it is in the Kale district near Saathane Square. It was built
by Batumlu Hacı Ali in 1884. Its marble altar and wooden pulpit are worth
noting.
Yalı Mosque: It was built by Mehmet Sadık Bin Abdullah in 1312. Tronoplu
dome rests on an octagonal rim. The minaret has a small and rectangular
base.
Kurşunlu Mosque: It was built by Fahrettin Mullah in 1340. The mosque is
square-shaped, made of cut stone. Vaults provide entrance to the dome
resting on octagonal drums.
Hacı Hatun Mosque: It was built in 1694 as a charity by Hatice Hatun,
daughter of Ibrahim. The square-shaped mosque is built of cut stones and
has a single-dome.
Kale Mosque: It was built in 1314 for İlhanlı Governor Emir Timurtaş Paşa.
Pazar Mosque: This 14th century İlhanlı creation was repaired in 1819. It has
a square plan with wooden roofing.
FOR THOSE WHO DO NATURE SPORTS…
Samsun is transformed into a centre of choice for extreme
sports enthusiasts. It offers possibilities from photosafaris, sailing races and paragliders to wide grass skiing.
Every tone of colour can be found in this region where
fertility abounds thanks to the meeting of the Yesilırmak
and the Red River deltas. Akdağ is the right address for
skiing. The Akdağ Winter Sports and Ski Center welcomes
guests with its long, broad and sloping ski runs.
Ladik Lake that covers some parts of Ladik Plain is one of
the rising stars of the Black Sea with the natural beauty and
local entertainment that it provides. The lake also attracts
the attention of many photographers as well as being
famous for its yacht races. Some of the other activities that
ARALIK - DECEMBER 2012
21
seyahat | travel
can be done on the lake are water skiing and wind surfing.
We would recommend the following to complete the Samsun
journey: A phaeton trip on the coast, a cable car visit to
Baruthane Tumuli, Forest hiking in the Geleriç Su Basar Forest
and shopping at the Yabancılar Bazaar...
Samsun is known for its famous pitas. Pop in to Bafra if
you want the closed kind and Terme for the open kind. In
addition, you can try local specialties such as Bafra’s nokul and
Samsun’s crispy bagels.
bereketle canlanan bu zengin coğrafyada doğanın
her tonuna rastlamak mümkün. Kayak için
en doğru adres Akdağ. Akdağ Kış Sporları ve
Kayak Merkezi; uzun, geniş ve eğimli pistleriyle
sporcuları ağırlıyor.
Ladik Ovası’nın bir bölümünü kaplayan Ladik
Gölü de hem doğal güzelliği hem de ev sahipliği
yaptığı yerel eğlencelerle Karadeniz’in yükselen
yıldızlarından biri. Fotoğrafçıların büyük ilgisini
çeken göl, yelken yarışlarıyla da ünlü. Su kayağı ve
rüzgâr sörfü de gölde yapılabilecek aktivitelerden
bazıları.
Samsun ziyaretinin olmazsa olmazlarını eksik
bırakmazsak şunları tavsiye ederiz: Sahil yolunda
fayton gezisi, Teleferikle Baruthane Tümülüsleri’ni
ziyaret, Geleriç Su Basar Ormanı’nda yürüyüş ve
Yabancılar Pazarı’ndan alışveriş…
22
ARALIK - december 2012
A HISTORY DATING BACK TO THE STONE AGE
Samsun’s history goes back thousands of years. There are a lot
of ruins in this city, İkiztepe Ruins is one of them… İkiztepe is
situated 7 kilometers to the northwest of Bafra and it is made
out of two big and two small hills where the Red River meets
the sea. Surveys showed there were Early Bronze Age and Early
Hittite settlements present here. Tekkeköy Caves
ARALIK - DECEMBER 2012
23
seyahat | travel
Samsun denince akla meşhur pidesi gelir.
Kapalısını isterseniz Bafra’ya, açığını
isterseniz de Terme’ye uğrayabilirsiniz. Ayrıca
‘Bafra nokulu’ ve Samsun’un çıtır simidi de
deneyebileceğiniz lezzetlerden.
TAŞ ÇAĞI’NDAN BUGÜNE KALAN BİR TARİH
Samsun’un tarihi geçmişi de binyıllar öncesine
dayanıyor. Bu kentte pek çok ören yeri
bulunuyor. İkiztepe ören yeri bunlardan biri…
Kızılırmak’ın denize döküldüğü yerde iki
büyük, iki küçük tepeden oluşuyor İkiztepe.
Bafra İlçesi’nin 7 kilometre kuzeybatısında
bulunuyor. Yüzey araştırmalarında Eski Tunç
Çağı ile Erken Hitit dönemi yerleşimleri olduğu
anlaşılmış.
Tekkeköy Mağaraları görülmesi gereken bir
tarihi bölge… Samsun’un 14 kilometre kadar
doğusunda Tekkeköy İlçesi sınırları içerisinde
yer alıyor. Fındıcak ve Çınarlı derelerinin
suladığı vadi boyunca yükselen kaya kitlelerinde
büyüklü küçüklü oyuk ve mağaralar var. 1941
yılında Ankara Üniversitesi Dil Tarih-Coğrafya
Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tahsin Özgüç
başkanlığında bir heyet tarafından yapılan kazı
ve araştırmalar sırasında, burada çok sayıda
prehistorik mağara, sığınak ve düz yerleşme
yeri keşfedilmiş, Paleolitik Çağ’a dek uzanan
buluntular elde edilmiş.
Bafra Asarkale ve Kaya Mezarları’nı da
görmeden Samsun’dan ayrılmayın. Bafra
İlçesi’nin 30 kilometre güneybatısında,
Kızılırmak Vadisi içerisinde ve Altınkaya Barajı
24
ARALIK - december 2012
is a must-see historic district ... It is located within the
boundaries of Tekkeköy County, 14 kilometers to the east of
Samsun. There are large and small hollows and caves in the
rock masses all along the valley that is watered by Fındıcak
and Çınarlı streams. During an excavation in 1941, carried out
by a delegation headed by Dr.Tahsin Özgüç, Language History
- Geography Professor at Ankara University, a large number
of prehistoric caves, shelters and flat settlements were
discovered here, artefacts dating back to the Palaeolithic age
were also found.
Don’t leave Samsun without seeing Bafra Asarkale and the
Rock Tombs. It is 30 kilometers southwest of Bafra in the
Red River Valley near Altınkaya Dam. Asarkale belongs to the
Hellenistic period and was built for the purpose of defense.
ARALIK - DECEMBER 2012
25
seyahat | travel
yakınında. Asarkale, Hellenistik döneme ait olup
savunma (korunma) amacıyla yapılmış.
HİTİT İZLERİNİ TAKİP EDİN
Bir diğer ören yeri de Samsun Merkez İlçe’nin
3 kilometre güneydoğusunda bulunan 15 metre
yüksekliğindeki Dündartepe (Öksürüktepe) ören yeri… Höyükte, Kalkolitik, Eski Tunç ve Hitit çağlarına ilişkin
üç kültür katı yer alıyor. Höyüğün tepesindeki en son
yerleşme Eski Tunç Çağı’na ait. Höyüğün eteklerinde
Hitit yerleşmesine rastlanmış.
Tekkeköy ören yeri, Dündartepe’nin 14 kilometre
güneydoğusunda Tekkeköy İlçesi sınırları içinde yer
alıyor. 1940’da yapılan arkeolojik kazı çalışmaları
sonucunda Hitit ve Eski Tunç Çağı dönemlerine ait
buluntular ele geçmiş.
Kaledoruğu Höyüğü ise Kavak İlçesi’nde… Höyükteki
Tunç Çağı buluntuları 1940-1942 yıllarında yapılan
kazılar sonucu gün ışığına çıkarılmış. Gömütle ölülerin
düzeltilmiş toprak üstüne hoker (cenin) pozisyonunda
yatırıldığı dikkati çekiyor.
26
ARALIK - DECEMBER
december 2012
FOLLOW THE TRACES OF THE HITTITE
Another historical site in the district is located three kilometers
southeast of the center of Samsun, the 15-meter-high Dündartepe
(Öksürüktepe) ruins ... In the mound there are three layers of
culture that belongs to the Chalcolithic, Old Bronze and Hittite
periods. The last settlement at the top of the mound belongs to the
Early Bronze Age and Hittite settlements were found of the foot of
the mound.
The ruins of Tekkeköy lie within the boundaries of the district of
Tekkeköy, 14 kilometers to the southeast of Dündartepe. As a result
of archaeological excavations in 1940, some finds were recovered
from the periods of the Early Bronze Age and the Hittites.
And Kaledoruğu mound is in Kavak County... the Bronze Age
findings were brought to light as a result of excavations between
the years 1940-1942. The foetal positions of the dead found on
flattened soil in these graves draw much attention.
ARALIK - DECEMBER 2012
27
uçuş noktası | flight point
SAMSUN ÇARŞAMBA HAVALİMANI
Kuzey Anadolu’nun ‘hava hudut kapısı’
SAMSUN ÇARŞAMBA AIRPORT
‘Air border crossing’ of North Anatolia
11 Şubat 1999 tarihinde 24 saat tarifeli iç hat ve tarifesiz dış hat hava trafiğine açılan
Samsun Çarşamba Havalimanı, 22 Haziran 2000 tarihinde ‘hava hudut kapısı’ ilan edildi.
Havalimanı iç hatlar terminali yıllık 1.5 milyon, dış hatlar terminali
500 bin yolcu kapasitesine sahip bulunuyor. Ayrıca havalimanı bünyesinde
hizmet veren kargo terminalleri mevcut.
The Samsun Çarşamba Airport was declared to be a ‘border crossing airport’ on the 22nd
of June 2000. The airport was opened to 24-hour scheduled domestic and unscheduled
international air traffic on February 11, 1999. The airport has a yearly passenger capacity
of 1.5 million in the international terminal and 500 thousand in the domestic terminal.
Airport cargo terminals are also available on-site.
28
ARALIK - december 2012
1958 Kasım ayında trafiğe açılan ve denizden 162 metre
yükseklikte konuşlandırılmış şehirden uzaklığı 4 kilometre
olan Samsun Havalimanı 1999 tarihine kadar hizmet
verdi. Bu havalimanının zamanla mevcut uçak tip ve
performanslarında meydana gelen teknolojik değişiklikler
ve artmaya başlayan uçak yolcu ve yük trafiğine yetersiz hale
gelmesiyle Çarşamba İlçesi Çınarlık Beldesi mevkiinde şehir
merkezine 25 kilometre mesafede 3.940.000 metrekare arazi
üzerine yeni havalimanı yapımına 1996 yılında başlanıldı.
Samsun Çarşamba Havalimanı her türlü uçağın yağmur ve
sisli havalarda da iniş yapabileceği elektronik sistemlerle
donatılarak 11 Şubat 1999 tarihinde 24 saat tarifeli iç hat ve
tarifesiz dış hat hava trafiğine açıldı. Bugün havalimanında
tarifeli dış hat seferleri de yapılıyor. Samsun Çarşamba
Havalimanı 22 Haziran 2000 tarih ve 2000/918 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararı ile ‘hava hudut kapısı’ ilan edildi.
Havalimanın pistinin uzunluğu 3.000 metre x 45 metre,
yüzeyi ise beton kaplama… 475 metre x 120 metre
ebatlarındaki apron, 10 uçak kapasitesine sahip bulunuyor.
260 metre x 24 metre taksiyolunun zemini de beton
kaplama…
İÇ VE DIŞ HATLAR TEK TERMİNALDE
Samsun Çarşamba Havalimanı iç hatlar ve dış hatlar
terminali olarak tek bir terminal binası içerisinde hizmet
veriyor. Terminal binasının toplam alanı 11.500 metrekare
olup 2.138 metrekare iç hatlar gidiş arındırılmış salon,
2.587 metrekare dış hatlar gidiş arındırılmış salon olarak
kullanılıyor. Havalimanı İç hatlar terminali yıllık 1.5 milyon,
dış hatlar terminali 500 bin yolcu kapasitesine sahip.
Check-in işlemi iç ve dış hatlar için ortak kullanım alanında
olan 18 tane check-in bankosuyla yürütülüyor. Ayrıca Türk
Havayolları’na (THY) ait bir adet self check-in makinesi
bulunuyor.
Samsun Çarşamba Havalimanı’ndan Türk Havayolları,
Onur Air, Anadolujet, Sun Express, Pegasus, Kuban Air ve
Öger Tur firmalarının uçakları yurtiçi ve yurtdışı uçuşlar
gerçekleştiriyor.
Samsun Airport was opened in November 1958, 4 kilometers
from the city at an altitude of 162 meters above sea level and it
was in use until 1999. In time, the airport became inadequate
due to accelerated technological changes occurring in air
passenger and cargo traffic and in the performance of the
existing aircraft types. Therefore construction on a new airport
was started in 1996 on a 3.94 million square meters piece of
land in Çarşamba, 25 kilometers from the city centre. Samsun
Çarşamba Airport was opened on February 11th, 1999 featuring
24-hour scheduled domestic and unscheduled international
flights, being run by electronic systems that achieve aircraft
landing in the rain or fog. Today at the airport there are
scheduled international flights as well. Samsun Çarşamba
Airport was declared as being ‘air border crossing’ on June 22,
2000 with the decision numbered 2000/918 of the Council of
Ministers.
The airport’s runway length is 3,000 meters x 45 meters… An
apron measuring 475 meters x 120 meters with a capacity of 10
aircrafts and 260 feet x 24 feet surface of the taxiway is made
of concrete pavement...
DOMESTIC AND INTERNATIONAL TERMINALS IN ONE BUILDING
Samsun Çarşamba Airport has domestic and international
terminals in a single terminal building. The building is 11 500
square meters in total and 2138 square meters of this total
area of ​​the terminal building is used as a domestic departures
hall while 2587 square meters is used as an international
departure hall. The airport has a yearly passenger capacity of
1.5 million in the international terminal and 500 thousand in
the domestic terminal. The check in process for international
and domestic routes is done in 18 common check-in counters.
In addition, there is one self check-in machine that belongs to
Turkish Airlines (THY). Aircraft companies like Turkish Airlines,
Onur Air, Anadolujet, Sun Express, Pegasus, Kuban Air and
Öger Tour perform domestic and international flights from
Samsun Çarşamba Airport. Samsun Çarşamba Airport offers
246 parking spaces. For the airport transport Havaş shuttle bus
service, taxis and airline’s private shuttle service are available.
ARALIK - DECEMBER 2012
29
uçuş noktası | flight point
CARGO TERMINALS
The cargo building’s construction work was completed
by a private company that rented 11,000 square meters
of land to be made into 5,000 square meters of covered
area and 6,000 square meters of open space and it began
to operate under the Samsun Customs Directorate. There
is also a cargo building constructed and already serving
on a land allocated to the PTT.
Samsun Çarşamba
Havalimanı yönetimi,
her yolcunun mümkün
olduğunca konforlu
ve zahmetsiz seyahat
edebilmesini sağlamaya
çalışıyor. Engelli yolcuların
diğer yolcularla eşit
şartlarda seyahat
edebilmesine yönelik
imkânların, herhangi
bir ek ücret talebinde
bulunulmaksızın yerine
getirilmesi amacıyla
‘Engelsiz Havalimanı’ projesi
başlatılmış bulunuyor.
Samsun Çarşamba Airport
management tries to achieve a
comfortable and effortless travel
for each passenger. They started
a ‘Barrier-Free Airport’ project
to enable disabled passengers
to travel on equal terms with
other passengers, without
additional fees.
Samsun Çarşamba Havalimanı’nda 246 araçlık bir otopark
hizmet veriyor. Ulaşım hizmeti için HAVAŞ otobüs servisi,
taksi ve özel havayolu şirketlerine ait yolcu servisleri
mevcut.
KARGO TERMİNALLERİ
Havalimanında kargo tesisleri yapılmak üzere 11.000
metrekarelik arazi ihaleyle kiralanarak ilgili özel şirket
tarafından 6.000 metrekare kapalı alan, 5.000 metrekare
açık alandan oluşan kargo binası yapım işi tamamlandı ve
Samsun Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı olarak faaliyetlerine
başladı. Ayrıca havalimanında PTT’ye tahsis edilen arazi
üzerine ilgili kuruluşça kargo binası yapılmış olup hizmet
veriyor.
ÜÇ KADEMELİ GÜVENLİK SİSTEMİ
Havalimanı ve terminal binasının güvenliği Emniyet personeli,
DHMİ ve özel güvenlik personeli tarafından yürütülüyor.
Terminal binası CCTV kamera sistemiyle 24 saat izleniyor.
Havalimanı ana terminal girişi ve iç ve dış hatlar gidiş
arındırılmış salon girişlerinde X-ray bagaj kontrol cihazları ve
kapı-el dedektörleriyle güvenlik kontrolü yapılıyor.
Dış hatlar pasaport işlemleri için dış hatlar gidiş salonu
girişinde altı adet, geliş salonu girişinde beş adet pasaport
bankosu var.
İç hatlar ve dış hatlar terminali giden yolcu salonlarında
yolcu çıkışı için ikişer adet kapı bulunuyor. Yolcular kapılar
üzerindeki uçuş bilgi monitörleri ve kapılarda bulunan
30
ARALIK - december 2012
THREE STAGE SECURITY SYSTEM
GDSAA, security personnel and private security staff
ensure the security of the airport and the terminal
building. The terminal building is monitored by a CCTV
camera system 24 hours a day. X-ray baggage flow
control devices as well as door-hand detectors are used
for the security check at the Airport’s main terminal hall
and entrances of domestic and international terminals.
There are five passport counters at the arrival and six at
the departure salons of the international flight section for
passport operations.
There are two sets of doors for both domestic and
international passenger exits. Flight information
monitors located on the doors inform passengers and the
announcements are made at the doors. There are two
baggage conveyors at the international arrival and one
conveyor at the domestic arrivals hall for passengers to
collect their luggage. Passengers can follow their baggage
information on the flight information monitors situated
at the arrival halls. Passengers are advised through
the information desk in the main check-in hall of the
terminal and flight information monitors.
24 HOUR HEALTH SERVICE
The terminal building along with other surrounding
buildings are protected against fire for 24 hours a day by
fire detection and alarm systems. The airport fire-fighting
personnel and equipment are readily available 24 hours a
UÇUŞ NOKTALARI
(Samsun Çarşamba Havalimanı tarifeli-tarifesiz iç ve dış hat direktaktarmasız uçuş noktaları)
İç hatlar uçuş noktaları: İstanbul Atatürk Havalimanı, İstanbul Sabiha
Gökçen Havalimanı, Ankara Esenboğa Havalimanı, İzmir Adnan Menderes
Havalimanı, Antalya Havalimanı
Dış hatlar uçuş noktaları (Kış-yaz tarifelerinde değişiklik gösterebilir):
Almanya (Berlin, Hannover, Düsseldorf, Frankfurt, Stuttgart), Avusturya
(Viyana), Ukrayna (Krosnodar), Suudi Arabistan (Cidde)
Yolcu-uçak istatistik bilgileri
2011 yılı
Toplam yocu sayısı: 1 milyon 150 bin 194
Toplam uçak sayısı: 10 bin 623
2012 yılı (Ekim 2012 –ekim dahil)
Toplam yocu sayısı: 1 milyon 78 bin 74
Toplam uçak sayısı: 9 bin 152
anonsla bilgilendiriliyor.
Gelen yolcunun bagajını alması için iç hatlar geliş
salonunda bir adet ve dış hatlar geliş salonunda iki
adet bagaj alım konveyörü bulunuyor. Yolcular geliş
salonunda bulunan uçuş bilgi monitöründen bagaj
bilgilerini takip edebiliyorlar. Terminal ana check-in
salonunda bulunan danışma masasından yapılan anons
sistemi ve uçuş bilgi monitörleri üzerinden yolcular
bilgilendiriliyorlar.
24 SAAT SAĞLIK HİZMETİ
Terminal binası diğer çevre binalarla birlikte yangına
karşı 24 saat yangın algılama ve ihbar sistemiyle
korunuyor. Havalimanında 24 saat yangınla mücadele
personeli ve araçları hazır bulunduruluyor. Terminal
binası içerisinde 24 saat bir doktor, yardımcı sağlık
elemanı ve tam donanımlı bir ambülans aracıyla acil
sağlık hizmeti veriliyor.
Terminal içerisinde büfe, restoran, kafe-bar,
araç kiralama ofisleri, sabit telefon makineleri
bulunuyor. Dış hatlar geliş ve gidiş salonlarında duty
free mağazası, gümrük hizmetleri ofisi yer alıyor.
Havalimanında uluslararası standartlara uygun A 8
yangınla mücadele kategorisinde 24 saat yangınla
mücadele servisi var. Yangınla mücadele ekipmanları
olarak; bir adet kuru-kimyasal toz üniteli yangınla
mücadele aracı, dört adet köpük-su üniteli yangınla
mücadele aracı ve bir adet yedek su üniteli arazöz aracı
bulunuyor.
ELEKTRONİK TERMİNAL VE YOLCU GÜVENLİĞİ
Samsun Çarşamba Havalimanı’nın elektronik sistemleri;
terminal ve yolcu güvenliğine yönelik elektronik
sistemlerle güvenli uçuş ve hava ulaşımına yönelik
elektronik sistemlerinden oluşuyor. Havalimanında
aletli iniş sistemi (ILS) ve diğer yardımcı seyrüsefer ve
haberleşme sistemleri bulunuyor. Elektronik sistemlerin
kontrolü 365 gün/24 saat eğitimli ve lisanslı elektronik
personeli tarafından yürütülüyor. Havalimanında
elektronik sistemlerinden sorumlu olarak; bir elektronik
mühendisi, beş elektronik teknikeri ve iki elektronik
teknisyeni olmak üzere toplam sekiz elektronik personeli
görevli...
HEDEF; ENGELSİZ HAVALİMANI OLMAK
Samsun Çarşamba Havalimanı yönetimi, her yolcunun
mümkün olduğunca konforlu ve zahmetsiz seyahat
edebilmesini sağlamaya çalışıyor. SHGM (Sivil Havacılık
Genel Müdürlüğü) tarafından havalimanlarında engelli
yolculara direkt olarak hizmet veren kuruluşların
(havalimanı işletmecisi, terminal işletmecisi, havayolu
şirketi ve yer hizmetleri kuruluşu) bu konuda gerekli
tedbirleri almaları, bu yolcuların mağdur edilmemesi ve
verilen hizmetlere ilişkin olarak yolculara gerekli tüm
kolaylığın sağlanarak, bu yolcuların diğer yolcularla
eşit şartlarda seyahat edebilmesine yönelik imkânların,
herhangi bir ek ücret talebinde bulunulmaksızın yerine
getirilmesi amacıyla ‘Engelsiz Havalimanı’ projesi
başlatılmış bulunuyor.
day. There is a 24 hours emergency medical service available
by a doctor, health staff and a fully equipped ambulance in
the terminal building.
There is also a canteen, restaurant, café-bar, car rental
offices and fixed telephone booths. A duty-free shop and
a customs services office are located in the international
arrival and departure halls. The airport has a 24-hour
fire-fighting service within the A 8 fire-fighting category
according to international standards. Fire-fighting equipment
consists of one dry-chemical powder unit, four foam-water
fire-fighting vehicle units and one Arazöz vehicle with a
spare water pump.
ELECTRONIC TERMINAL AND PASSENGER SAFETY
Samsun Çarşamba Airport’s electronic systems consist of
both electronic systems for terminal and passenger safety
as well as systems for safe flight and aviation. There is the
instrument landing system (ILS) and other navigation and
communication systems. Trained and licensed electronic
personnel carry out the control of the electronic systems
all 365 days a year, 24 hours a day. A staff of eight is
responsible for the electronic systems of the airport. There is
an electronics engineer, five electronics technicians and two
electronics operators.
THE AIM IS TO BECOME A BARRIER-FREE AIRPORT
Samsun Çarşamba Airport management tries to make every
passenger’s travel both comfortable and effortless. The DGCA
(Directorate General of Civil Aviation) began a ‘Barrier-Free
Airport’ project to enable disabled passengers to travel on
equal terms with other passengers, without any additional
fees. The aim is for the organisations that provide services
directly to disabled passengers at airports (the airport
operator, terminal operator, airline and ground handling
company) to take the necessary measures to ensure that
these passengers don’t become victims.
FLIGHT POINTS
(Samsun Çarşamba Airport’s scheduled-nonscheduled domestic and
international direct-transfer flight points)
Domestic flight points: İstanbul Atatürk Airport, İstanbul Sabiha Gökçen
Airport, Ankara Esenboğa Airport, İzmir Adnan Menderes Airport,
Antalya Airport.
International flight points (winter-summer schedules can vary): Germany
(Berlin, Hannover, Dusseldorf, Frankfurt, Stuttgart), Austria (Vienna),
Ukraine (Krasnodar), Saudi Arabia (Jeddah).
Passenger aIrplane statIstIcal InformatIon
Year 2011
Total number of passengers: 1150194
Total number of planes: 10623
Year 2012 (October 2012-including October)
Total number of passengers: 1078074
Total number of planes: 9152
ARALIK - DECEMBER 2012
31
röportaj | interview
TAMER KARADAĞLI
“Sinema da olsa,
reklam filmi de aynı
özeni gösteririm”
“I would give the same care whether
it’s a cinema or an advert role”
Üniversiteden mezun olur olmaz ilk rol aldığı dizide tam bin 400 bölüm oynadı. Ardından ‘Çocuklar
Duymasın’ dizi sektöründe bir efsane oldu. O sadece dizi, tiyatro, sinemayla sınırlı kalmıyor; reklam
filminde oynuyor, seslendirme yapıyor, yarışma programı sunuyor. Neden bu yoğunluk?.. Bazıları
para için, ama hemen ekliyor Karadağlı; “Dizi de olsa, reklam da olsa işin gereği neyse yaparım,
sonuçta profesyonel bir iş yapıyorsunuz aynı özeni göstermeniz gerekir”.
He acted in 1.400 episodes of a sitcom he started right after graduation. Then ‘Çocuklar Duymasın’
became a legendary sitcom. He isn’t restricted to only sitcoms, theatre or cinema; he acts in
adverts, does voice-overs and presents a quiz show. Why is he this busy? Some do it for money but
for Tamer Karadağlı, he says “It could be a sitcom or an advert, whatever the job requires I would do
it, you have to put in the same effort for them all because you are doing a professional job”.
Yazı - By: Özlem Özdemir
32
ARALIK - december 2012
Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nü bitirdikten sonra
adımını atmış setlere… Öyle bir diziyle ki, tam bin 400
bölüm rol almış. ‘Ferhunde Hanımlar’ dizisi ikinci bir
okul, uzun soluklu bir antrenman olmuş. Tamer Karadağlı
hangi dizide oynarsa uzun soluklu oluyor galiba, zira
‘Çocuklar Duymasın’ın da performansı hiç ‘Ferhunde
Hanımlar’dan geri kalır gibi değil. Karadağlı’nın iş
portföyü, dizi, tiyatro ve sinemayla da sınırlı değil.
Severek yaptığı bir iş daha var, seslendirme… Dublajlı
yabancı filmlerde George Clooney, Kevin Costner, Clint
Eastwood ekranlarda onun sesiyle Türkçe konuşuyor.
Son dönemde ise bir yarışma programının sunuculuğunu
yapıyor Karadağlı, ‘Güven Bana’nın… “Para için
yapıyorum” diyecek kadar açık, ama bu demek değil ki,
para için yaptığı işleri sadece para için yapıyor;
“Dizi de olsa, reklam filmi de olsa işin gereği neyse
yaparım, sonuçta profesyonel bir iş yapıyorsunuz aynı
özeni göstermeniz gerekir” diyor.
‘Taş fırın erkeği’ olarak hafızalara yer ettiniz. Ama bunun
öncesi de var elbette. Bize biraz ‘Çocuklar Duymasın’
dizisinden evvelki hayatınızdan bahseder misiniz? Mesela
Amerika’da geçen yıllarınız ve okul hayatınızdan… Laf
aramızda üç kez sınıfta kaldığınızı biliyoruz!
Üçüncü sınıfta Amerika’dan döndüm ve annemler beni
Ankara Koleji’ne yazdırdılar. Kolejdeyken hayatımın en
güzel, aynı zamanda en problemli günlerini yaşadım. Çünkü
hem 70’lerin ortası, hem Amerika’dan sonra Ankara Koleji
gibi disiplinli bir okulda olmak uyum sorunu yaşamama
sebep oldu. Daha sonra lisede tekrar Amerika’ya gittim,
sonra yine döndüm. Okuldan sonra Bilkent Üniversitesi
Tiyatro Bölümü’nü burslu olarak kazandım. Tiyatro
bölümünde okurken seslendirmeye başladım. Hâlâ ara ara
çok keyifle yaptığım bir iştir seslendirme. Okulu bitirdikten
sonra ‘Ferhunde Hanımlar’ adlı dizide oynamaya başladım
ve yaklaşık bin 400 bölüm oynadım. Günlük bir diziydi,
güzel bir ekiple yedi sene boyunca çalıştık. 1999 yılının Ocak
ayında da İstanbul’a geldim.
Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Çocukken insanlar pek çok şey olmak ister, bu durum
benim için de geçerliydi. En sonunda “Bari oyuncu olayım
da bütün meslekleri yapabileyim” dedim. Doğru bir karar
vermişim.
Biz tam sayısını bilmiyoruz ama birçok yabancı filmde
sizin sesinizi duyuyoruz. Seslendirme yapmaya nasıl
başladınız?
Para kazanmak için başladım. Tiyatro okuyan bir
öğrencinin para kazanmaya ihtiyacı oluyor. O zaman
şimdiki gibi diziler de yok. Zaten Cüneyt Gökçer de izin
vermezdi dizide oynamamıza.
En zevk alarak seslendirdiğiniz film hangisi oldu?
Birkaç aktör var. George Clooney’nin neredeyse bütün
filmelerini ben seslendirdim. Kevin Costner’ı çok
seslendirdim. Clint Eastwood’un gençlik filmlerini de...
Bu zamana kadar binlerce filmde dünyanın en iyi
oyuncularının dublajını yaptım.
After graduating form Bilkent University’s Theatre
department he stepped into the sets… it was such a sitcom
that he acted in 1.400 episodes. ‘Ferhunde Hanımlar’
became a second school and a long-term training. It seems
like whichever series Tamer Karadağlı is in, it becomes long
term as ‘Çocuklar Duymasın’s performance isn’t any less
then ‘Ferhunde Hanımlar’s. Karadağlı’s job portfolio isn’t
restricted to series, theatre, and cinema: there is another
job he enjoys, voice over… in dubbed movies, George
Clooney, Kevin Costner and Clint Eastwood talk Turkish in
the screens with his voice. Lately Karadağlı is hosting a quiz
show ‘Güven Bana (Trust Me)’... he is open enough to say
he does this for money but that doesn’t mean he does all
his jobs only for money. He says, “It could be a sitcom or an
advert, whatever the job requires I would do it, you have to
put in the same effort for them all because you are doing a
professional job”.
You are known as ‘the tough guy’. But of course you’ve had
a career way before this. Can you tell us a bit about your life
before the sitcom ‘Çocuklar Duymasın’ (Don’t let the kids
hear)? For example the time you spent in America and your
school life… by the way, we know that you had to repeat three
years in school!
I came back from America during the third grade and my
parents registered me at Ankara College. During college
I had the best times of my life but at the same time they
were the most problematic as well. It was during the mid
seventies and I had trouble adapting coming from America
to Ankara College, which was known for its discipline. I
went back to America during high school and then I came
back again. I then got into Bilkent University’s Theatre
department with a full bursary. While I was studying I
worked as a voice over artist. It is something I still do with
pleasure. After graduating I started to act in ‘Ferhunde
Hanımlar’ the television series where I acted in around
1.400 episodes. It was a daily series and we worked with
a lovely team for seven years. I then moved to Istanbul in
January 1999.
How did you decide to become an actor?
When you are a child you want to be a lot of things and this
was true for me too. In the end I thought “maybe I should
be an actor so I could do all the jobs”. I made the right
decision.
We don’t know the exact number but we hear your voice over
in many foreign movies. How did you become a voice over
artist?
I began doing it to earn money. When you are a theatre student
you need money. In those times TV series didn’t really exist like
today and even if they did Cüneyt Gökçer wouldn’t let us act in
them.
What has been your favorite voice over movie?
There are a few. I did the voice over for nearly all of George
Clooney’s movies. I did a lot of Kevin Costner and Clint
Eastwood’s youth. Up to now I did the voice overs for the best
actors in the world for thousands of movies.
ARALIK - DECEMBER 2012
33
röportaj | interview
Aklınızda her zaman bir yönetmenlik düşüncesi vardı
bildiğimiz kadarıyla. Şimdi bunu gerçekleştirmiş biri olarak
karşımızdasınız. Nasıl bir duygu, bu deneyiminizi nasıl
açıklarsınız?..
Oyunculuk çok keyifli bir şey. Bunun yanında yönetmenlik
çok daha zor bir meslek. Aynı zamanda hem işin hamallığı,
hem en keyifli kısmı... Bundan sonra da devam edeceğim.
Çünkü yönetmenlik benim mesleğimin kolları arasında. Ayrıca
oyuncu olarak ille de şu rolü oynayayım, bu içimde kaldı gibi
hırslarım yok. Projeye bağlı olarak sadece oynayabilirim,
sadece yönetebilirim ya da hem oynayıp, hem yönetebilirim...
Aynı zamanda da yönettiğiniz filmde rol aldınız. Hem
oynamak hem de her şeyi kontrol altında tutmak zor
olmadı mı?
Çok zor oldu. Yönetmenlik dediğim gibi aslında hamallık
gibi, her detayla sizin ilgilenmeniz gerekiyor. Oyuncuların
kıyatefinden makyajına, masadaki çiçeğin tülüne kadar
her şeye sizin karar vermeniz lazım. Işığı, kadrajı nasıl
istiyorsunuz vs... Halbuki oyuncuyken siz sadece rolünüzden
sorumlusunuz. Oysa yönetmenlik her şeyden önce çok daha
titizilik gerektiriyor.
34
As far as we know you had been thinking about directing for a
long time and now you have done it. How does it feel, can you
talk about your experience?
Acting is very enjoyable. Compared to that directing is
a very hard job. You get the enjoyable part as well as
the hard part. I will carry on with directing as it goes
hand in hand with my job. In the same time as an actor I
don’t have any goals like I want to play this or that role,
depending on the project I can act, I can direct or act and
direct…
You also acted in the film you directed. Wasn’t it hard to act
and control everything at the same time?
It was very hard. Directing is like carrying a heavy
weight; you have to deal with every single detail. From
the costumes of the actors to their make up, to the
details of the flowers on the table you have to decide
everything. How you want the light and the framing etc.
But when you are an actor you are only responsible for
your performance. First of all directing requires a lot of
accuracy.
Dizi, sinema ve tiyatro… Çoğu oyuncu bu üç farklı dalda
farklı performans gösterir. Siz kenidinizi bu üç alanda nasıl
değerlendiriyorsunuz? Hangisi daha zorlu bir performans?
Ayrım yapmak zor çünkü hepsi benim mesleğimin kulvarları
arasında. Hangisini yaparsam gereken ilgiyi gösteririm. Dizi
de olsa, reklam filmi de olsa işin gereğini yaparım, sonuçta
profesyonel bir iş yapıyorsunuz aynı özeni göstermelisiniz.
Sitcoms, cinema and theatre… most actors give a different
performance for all three. How do you see yourself in those
areas? Which one is harder?
It is hard to separate them, as they are all a part of my job.
I give all my best whichever one I am doing. It could be a
sitcom or an advert, whatever the job requires I would do it,
you have to put in the same effort for them all because you
are doing a professional job.
Son dönemlerde ‘absürd’ komediye bir eğilim var. Bu diziler
hakkında ne düşünüyorsunuz?
Ben absürd komedi ya da fars gibi ayrımlar yapmıyorum.
Lately there is an interest in absurd comedy. What do you
think of these sitcoms?
I don’t make distinctions between genres. You can’t please
ARALIK - december 2012
ARALIK - DECEMBER 2012
35
röportaj | interview
everyone so everyone watches something that suits them.
These kind of comedies existed before too and they will
exist in the future. As our sitcom techniques develop the
viewers taste develops too. Now the viewers want to watch
good quality things as well so directors and actors need
to follow the world’s new trends in order to match their
needs.
Lately we see you as a host for a new quiz show. How did this
project start? Can you tell us about the format of it?
The format is very enjoyable. Normally I wasn’t really into
being a quiz show presenter. I have done it a few times in
the past and I was not easily persuaded. This format is really
good. There are two contestants, 15 questions are asked. They
need to trust each other. But when there is money involved
ambition comes into the picture. It is very interesting to watch
for me as an actor.
Her insanı mutlu etmek mümkün değil. Herkes kendi zevkine
uygun tarzı seyrediyor. Bu tarz komediler daha önce de vardı,
bundan sonra da olacaktır. Bizim dizi tekniğimiz gelişirken
seyircinin beğenisi de gelişiyor. Artık seyirci de daha kaliteli
şeyler izlemek istiyor. Bu nedenle yönetmenlerin, oyuncuların
dünyayı takip ederek seyircinin beğenilerini yakalamaları
gerekiyor.
Son zamanlarda yeni bir yarışma programının, ‘Güven
Bana’nın sunuculuğuyla görüyoruz sizi ekranlarda. Bu proje
nasıl başladı? Bize formattan biraz bahseder misiniz?
Çok keyifli bir fotmatı var. Normalde yarışma sunuculuğuna
sıcak bakan biri değilim. Geçmişte bir-iki defa yaptım ama
aslında bu konuda zor ikna olan bir adamım. Bu format çok
güzel. İki yarışmacı var, 15 soru soruluyor. İkisinin birbirilerine
güvenmeleri gerekiyor. Ama para söz konusu olunca hırslar
devreye girebiliyor. Oyuncu olarak o durumu izlemek benim
için çok enterasan.
İşin içinde 500.000 TL var… Bu zamanda da az para değil. Siz
olsanız tanımadığınız birine güvenebilir miydiniz?
Bu yarışmada herkesin içi ne ise dışına çıkıyor. “Evet,
güveniyorum, sonuna kadar devam edeceğim” demişken 30
saniye sonra o parayı alıp gitme ihtimaliniz de var. Dediğim
gibi herkesin içi dışına çıkıyor.
Peki ya ‘Çocuklar Duymasın’… Uzun yıllar devam ettiniz
diziye, ancak bir süredir ekranlarda göremiyoruz. Bittiğine
dair haberler de var, sadece ara verdiğinize dair de…
‘Çocuklar Duymasın’ı herhangi bir dizi olarak değerlendirmek
yanlış olur. Bazı diziler kötü, bazıları orta karar, bazıları iyidir.
Bir de efsane ligi olanlar var, bence ‘Çocuklar Duymasın’
efsane liginde yer alan bir dizi. Türk halkının gönlünde başka
bir yere oturmuştur. Ayrıca eskimesi mümkün değil çünkü
36
ARALIK - december 2012
500.000 TL is involved… it is not a small amount of money.
Would you be able to trust someone you didn’t know?
Whatever is inside you becomes reflected on the outside.
You can take the money and go 30 seconds after saying yes,
I trust and I would carry on till the end. As I said, people’s
personalities become reflected.
What about ‘Çocuklar Duymasın’… you were doing the sitcom
for many years but we don’t see you on the screen any more.
There are rumors about the sitcom having a break as well as
ending…
It would be wrong to evaluate ‘Çocuklar Duymasın’ as any
other sitcom. Some sitcoms are bad, some mediocre and
some are good. There are also legendary ones. I think ‘Çocuklar
Duymasın’ is one of them. It has a special space in Turkish
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
ARALIK - DECEMBER 2012
37
röportaj | interview
“Çocuklar Duymasın’ efsane
bir dizi. Türk halkının
gönlünde başka bir yere
oturdu. Eskimesi mümkün
değil çünkü güncel olayları
takip ediyor. Belki bir iki yıl
ara verip sonra yine devam
edebiliriz, belli olmaz. Çünkü
hayat kadar gerçek bir
dizi. Belki ileride ‘Torunlar
Duymasın’ diye bir dizi
yaparız, kim bilir?..”
‘Çocuklar Duymasın’ is a legendary
sitcom. “It has a special space
in Turkish viewers’ hearts. In the
same time it doesn’t get dated as
it follows current events. Maybe
we will have a couple of years
break and then carry on. Let’s
see. Because it is as real as life
who knows, maybe we would do
“torunlar duymasın (Don’t let the
grandkids hear)”..
güncel olayları takip ediyor. Belki
bir-iki yıl ara verip sonra yine devam
edebiliriz, belli olmaz. Çünkü hayat
kadar gerçek bir dizi. Belki ‘Torunlar
Duymasın’ yaparız, kim bilir?..
Hep işten konuştuk, biraz da özel
hayatınızdan bahsedelim… Boş
zamanlarınızda neler yaparsınız?
Benim için önce kızım, sonra her şey.
Zeyno altı yaşında ve bu sene Bilkent
Üniversitesi Piyano Bölümü’nü
burslu olarak kazandı. Bu gurur
verici!.. Zeyno benimle aynı okula
gidiyor hem de altı yaşında! Annebaba olarak çok gurur duyuyoruz.
Zeyno annesiyle Ankara’ya taşındı.
Ben de her boşlukta Ankara’ya
giderek kızımla vakit geçiriyorum.
Onun dışında motosiklet
kullanıyorum. Üç tane Harley
Davidson’um var. Hava güzelse
arkadaşlarla ya yurtdışına ya da
Türkiye’de çeşitli yerlere gidiyoruz.
Bu durumda seyahat yaşamınızın
büyük kısmını kaplıyor?
İnsanların kendine vakit ayırması
gerektiğine inanıyorum. Benim de
yıllar içinde çok yoğun çalıştığım,
hayata sadece iş diye baktığım
dönemler oldu. Ama artık biraz daha kendime vakit ayırmam
gerektiğine inanıyorum.
Sık seyahat ediyorsunuz… Çocukluğunuzdaki havalimanlarıyla
şimdiki havalimanlarının arasında nasıl bir fark var sizce?
Çok ciddi bir değişim var. Şu andaki havalimanları son derece
modern. Hem Ankara, hem İstanbul, İzmir ya da diğer
şehirlerdeki havalimanlarının bir Avrupa şehrindekinden
hiçbir farkı yok. Bu anlamda gururla bunu söyleyebilirim.
38
ARALIK - december 2012
viewers’ hearts. In the same time
it doesn’t get dated as it follows
current events. Maybe we will have
a couple of years break and then
carry on. Let’s see. Because it is
as real as life who knows, maybe
we would do ‘Torunlar Duymasın’
(Don’t let the grandkids hear)..
We just talked about work, let’s talk
about your private life… what do
you do in your spare time?
For me my daughter comes first
then everything else comes
second. Zeyno is six years old and
she got a bursary to study piano
at Bilkent University. I am so
proud!.. Zeyno goes to the same
school as I did and she is only
six! We are such proud parents.
Zeyno moved to Ankara with her
mother. Every time I get a chance
I go there too to spend time with
my daughter. Apart from that
I ride a motorbike. I have three
Harley Davidsons. If the weather
is good we go abroad or stay in
Turkey with friends.
It sound like travelling takes up a
large part of your life.
I believe you have to make time for yourself. I worked really
hard over the years and sometimes all I did was work. But
now I believe I need to create some time for myself.
You travel a lot… what kind of difference is there between the
airports of your childhood and now?
There is a serious change. The airports are very modern now.
There is no difference between European airports and our
Ankara, İstanbul or İzmir airports. I can say that with pride.
ARALIK - DECEMBER 2012
39
bilgi çağı | digital age
Dijital kütüphaneler
Digital libraries
Duvarlara çizilen resimlerden kil tabletlere bilginin iletimi konusunda yaşanan
sayısız ilerleme ve değişim... Kil tabletler, papirüs, kâğıt, matbaanın icadı ve
bugün gelinen noktada teknolojinin yarattığı ve belki de sonu gelmeyecek olan
değişimlerin sınırsız ilerleyişi...
Progress and change in the transmission of knowledge ranging from numerous
clay tablets to images drawn on walls: clay tablets, papyrus, paper, the
invention of the printing press and the unlimited progress of chances created
by technology have all played a part in the point we have reached today…
Yazı - By: Yunus Aydın
40
ARALIK - december 2012
Bir şeyleri merak edip araştırmamız gerektiğinde en
çok çaba sarf ettiğimiz, bilgisayar başında online verileri
taramak. Fakat çok değil günümüzden 15 yıl öncesinde
bir konuda araştırma yapmak istediğimizde önümüzde
sadece iki seçenek vardı; evdeki ansiklopediler ya da şehir
kütüphanelerine uzanan yollar!.. Kaldı ki dünyanın en
zengin kütüphaneleri ne yazık ki ülkemizde hiç olmadı…
Bilginin peşinde koşanlar için bugün internet üzerinden
insanlık tarihinin büyük birikiminin önemli bir bölümüne
bir ekran başında ulaşabilmek bilimkurgu filmlerindeki bir
hayaldi sadece… Ve başdöndürücü bir hızla gerçek oldu.
Kütüphanelerin fiziki koşullarından alışageldiğimiz ‘kutsal
bilgi tapınağı’ ambiyansı belki yok, ama dijital ortamda
tarihin derinliklerinden gelen pek çok kült kitaba bir tıkla
ulaşmak, herhalde matbaadan bu yana yaşanan en büyük
devrim.
Bilgi yüklü bulutlar…
Yeryüzündeki bütün belge, bilgi, doküman ve dosyalar
bulut sistemine aktarılarak, bilgiye en zahmetsiz şekilde
ulaşmanın yolu oluştu internet sayesinde. Peki bu yenilik,
getirdiği kolaylıkla hayatımızın neredeyse tüm alanlarına
hücum ederken, kütüphaneler nasıl bir dönüşüm yaşıyor ve
okurların kütüphanelerle olan ilişkileri ne yöne evriliyor?
Sözünü ettiğimiz gibi teknoloji ve bilişim insan hayatının
her evresinde belirli bir alanın paydaşı olarak alışkanlıkları
değiştiriyor ve bütün beşeriyet teknoloji-bilişim ekseninde
ilerleme sağlamaktayken kütüphaneler de bu durum
dahilinde başka bir boyut kazanıyor; dijital kütüphaneler...
PROJECT GUTENBERG
Project Gutenberg, kültürel yayınların dijital ortama
aktarımı konusunda 1971 senesinde, gönüllüler tarafından
hayata geçirilen ve maddi bir kazancın gözetilmediği açık
erişim bir program. Dünyanın ilk dijital kütüphanesi olan
Project Gutenberg’in veri tabanında bulunan eserlerin büyük
bir çoğunluğu telif süresi dolmuş, kamu malı kitaplardan
oluşuyor. Proje, bu kitapların olabildiğince ücretsiz ve kalıcı
bir biçimde, herhangi bir bilgisayarda kullanılabilen açık
formatlarda dağıtımını sağlıyor. Okuma alışkanlıklarının
değişimindeki sürecin en başında bulunan Project Gutenberg
sahip olduğu gönüllüler yardımıyla şu anda yaklaşık 40 bin
kitabı okura sunuyor. Project Gutenberg’in yanı sıra sadece
When we are curious about things and we need to research
them, the most we do is scan the online data found in
our computer. But not long ago, say 15 years, we only had
two options when we needed to research a subject, the
encyclopaedias at home or a long journey to the library! Not
to mention the fact that our country never housed one of the
richest libraries in the world…
For those who seek knowledge, to reach a significant portion
of an accumulation of human history through the Internet in
front of a screen was a dream that could only be experienced in
sci-fi movies… and it became real with mind-boggling speed.
Maybe there no longer exists the ‘holy temple of knowledge’
ambience we are used to with respect to the physical reality
of libraries but so many cult books from the depths of history
are one-click away in a digital format, this is probably the
biggest revolution since the printing house.
InformatIon loaded clouds…
Thanks to the Internet, saving all documents, knowledge and
folders in a cloud system creates the most hassle free way of
reaching knowledge. So, while this new invention is reaching
all areas of our lives along with the ease it brings us, what
kind of transformation are libraries going through and how
are the readers’ relationship with libraries evolving?
As we mentioned, as a stakeholder in a particular field,
technology and IT is changing habits at every stage of human
life and humanity is evolving in the axis of technology and
IT, so libraries are also gaining another dimension: Digital
libraries…
PROJECT GUTENBERG
Project Gutenberg is an open access program that has
been run by volunteers since 1971 by transferring cultural
publications into digital media without expecting any
financial gain. Being the world’s first digital library, the
vast majority of the works in Project Gutenberg’s database
consists of books with expired copyrights and public domain
books. This project makes it possible to circulate books as
freely and permanently in open formats that can be used
by any computer. It is one of the first projects that changed
reading habits and thanks to the volunteer’s efforts; Project
Gutenberg offers 40 thousand books to its readers.
ARALIK - DECEMBER 2012
41
bilgi çağı | digital age
42
online veri birikim-dağıtımı sağlayan kuruluşlar da mevcut.
Bu kategori içinde en zengin veri tabanına sahip olanlar
dünya üzerindeki en önemli kütüphanelerle yaptıkları
anlaşmalar sayesinde üyelerine cüzi rakamlar karşılığında,
sahip oldukları bütün kaynakların kullanımını sunuyor.
There are also other organisations providing online data
accumulation-distribution aside from Project Gutenberg.
Some of the ones with very rich databases have agreements
with important libraries to share all of their resources in
exchange for a small fee.
RUS DEVLET KÜTÜPHANESİ
Ülkenin ilk halk kütüphanesi olan Russian State Library, diğer
dünya kütüphanelerine nazaran kolay kullanımı ve herkese
açık olan veri tabanıyla özellikle tarih araştırmacılarına ve
doktora öğrencilerine internet üzerinden pratik kullanım
sağlıyor. 247 farklı dilde yaklaşık olarak 43 milyona yakın
kaynak barındırıyor. Kütüphane 2003 yılında hayata geçirdiği
E-Kütüphane Projesi ile kültürel mirasın korunumunu
sağlamak için arşivinde bulunan metin, ses, video kayıtları,
film ve fotoğrafların büyük bir kısmını dijital ortama aktararak
internet üzerindeki büyük ağ yardımıyla arşivlerini herkesin
kullanımına sunuyor.
RUSSIAN STATE UNIVERSITY
The country’s first public library, the Russian State Library,
is easy to use compared to other libraries of the world and
with its open to all databases it provides a great practical
use especially for researchers and doctoral students on the
Internet. It provides approximately 43 million resources in 247
different languages.
The Library’s E-Library Project was launched in 2003 to
ensure the conservation of cultural heritage with respect
to the archives of text, audio, video recordings, movies and
photos to digital media by transferring a large part of the
archives to the Internet and making it available to everyone.
THE EUROPEAN LIBRARY
Bilgi ediniminin boyut değiştirdiği bir dönemde var olan
kaynaklarda gerçekleşen format değişikliğinin dışında, sadece
online hizmet veren kütüphaneler de ortaya çıkmaya başladı.
Bunlar içinde en önemli olanlardan biri de The European
Library. Avrupa’nın en önemli kütüphanelerinin dijitalize
edilmiş kaynaklarına ulaşımı tek bir internet adresi üzerinden
sağlayan www.theeuropeanlibrary.com, online veri-kaynak
ulaşımında dijital kütüphaneciliğin en önemli aktörlerinden
biri konumunda. Özellikle Avrupa kütüphaneleri olmak
THE EUROPEAN LIBRARY
As the shape of acquiring knowledge has changed, apart
from changing the format of existing resources, libraries that
only provide digital information have emerged as well. One of
the most important ones of these is the European Library as
www.theeuropeanlibrary.com provides access to digitalised
resources of all the important European libraries through
one Internet address. This library offers an easy and practical
access to millions of sources of information mainly from
European libraries as well some other libraries from all around
the world. This digital library offers around five hundred
different languages ​​and broadcast formats of manuscripts,
books, documents, audio-video recordings, etc.
Apart from Project Gutenberg, European Library and other
similar organisations, some of the biggest libraries in the
ARALIK - december 2012
YDA GROUP
The İstanbul Residence
Tam düşlediğiniz gibi bir residence konforu,
The İstanbul adıyla şimdi İstanbul’un tam
merkezinde,
Veliefendi’de yükseliyor. The İstanbul Residence;
Sahil Yolu’na, E-5 Otoyolu’na, metrobüse, metroya,
tramvaya sadece 1 dakika mesafede! The Istanbul
Residence konumu itibariyle sağladğı ulaşım
avantajlarının yanı sıra Marmara Forum AVM,
Capacity
AVM, Carousel AVM, Galleria AVM gibi İstanbul’un
büyük alışveriş merkezlerine de çok yakın. 350
residence daire ve çeşitli alanlarda hizmet verecek
11 ticari ünitenin yer aldığı projemizde, alışveriş
keyfi
de kapınıza geliyor. Dünyaca ünlü mimar Gökhan
Avcıoğlu imzası taşıyan The İstanbul Residence;
eşsiz lokasyonuyla, modern mimari yapısıyla, deniz
manzarasıyla, profesyonel residence hizmetleriyle
sizi
“Gerçek İstanbul’a” davet ediyor!
• Vale Parking
• Bellboy
• Concierge
• Reception
• Room Service
• House Keeping
• Shuttle
• Oto Yıkama
• Açılır Kapanır Yüzme Havuzu
• Fitness Center
• Sauna
• Buhar Odası
• Kontrollü Posta ve Evrak
Dağıtım Hizmeti
• Cafe ve Lounge
• 24 Saat Sekreterya
• Elbise Yıkama Hizmeti
• Ütü Hizmeti
• Kuru Temizleme Hizmeti
• 24 Saat Güvenlik
• Teknik Destek
ARALIK - DECEMBER 2012
43
bilgi çağı | digital age
üzere dünyanın birçok yerindeki kütüphanelerin veri
aktarımında bulunduğu hizmet, milyonlarca bilgi kaynağına
kolay ve pratik bir erişim sağlıyor. Bu dijital kütüphanenin
bünyesinde beş yüze yakın farklı dil ve yayın formatının –el
yazmaları, kitaplar, dokümanlar, ses-görüntü kayıtları vsonline şekilleri bulunuyor.
Gutenberg Project, The European Library ve benzeri
oluşumlar dışında dünyanın en büyük kütüphaneleri
de sahip oldukları basılı yayınları dijitalleştirerek okura
sunmaya başladı ki bu geçişin ötelenmesi ihtimal dışı.
BRITISH LIBRARY
Dünyanın en büyük kütüphanelerinden bir diğeri British
Museum çatısı altında bulunan British Library. Avrupa
tarihinin neredeyse bütün sahasını kaplayacak şekilde
müthiş bir arşive sahip olan kütüphanenin bünyesinde
14 milyon sayıya yakını kitap olmak üzere farklı diller ve
formatlarda 150 milyonluk görsel-işitsel yayın bulunmakta.
2003 senesinde 6 milyon avroluk bir bütçeyle arşivinin bir
kısmını dijital ortama aktaran British Library’nin online veri
tabanında 280 bin dergi, 50 milyon patent, 5 milyon rapor,
476 bin tez ve 433 bin konferans bildirisi dahil toplamda
100 milyondan fazla öğe mevcut. Kasım 2011’de ise 18’inci
ve 19’uncu yüzyıllara ait 4 milyon gazete sayfası online
formatına aktarılmıştı. Proje kapsamında önümüzdeki
10 yıl içinde 40 milyon sayfaya kadar tarama yapılacak.
Tüm bunlar dışında kütüphanenin dijital ortama aktardığı
kitaplara amazon.com üzerinden ulaşılabiliyor.
FRANSA ULUSAL KÜTÜPHANESİ
GALLICA DIGITAL LIBRARY
Fransa’nın en büyük ve Avrupa’nın en önemli
kütüphanelerinden biri olan Fransa Ulusal Kütüphanesi
sahip olduğu 30 milyondan fazla kaynakla dünyanın da
sayılı kütüphanelerinden biri. 30 milyonluk kaynağın
takriben 14 milyonunu kitap ve yayın arşivi oluşturmakta.
Dijitalleşen bilgi dünyasına paralel olarak Gallica adında
ayrı bir dijital kütüphane kuran Fransa Ulusal Kütüphanesi
Gallica’da 2 milyona yakın doküman, 400 bine yakın kitap,
50 bin harita, 30 bin el yazması 500 binin üzerinde resim,
1 milyona yakın periyodik yayın, 2 binin üzerinde ses
dosyası ve 130 binin üzerinde partner kuruluşlara ait
kaynakla tüm kamuya açık bir şekilde online hizmet
veriyor.
AMERİKAN KONGRE KÜTÜPHANESİ
Dünyanın en büyük kütüphanesi olan Kongre Kütüphanesi
sahip olduğu eşsiz koleksiyonla da yeryüzünün en seçkin
arşivi olarak biliniyor. Arşivinde 470 farklı dilde, 29
milyondan fazla kitap, Gutenberg İncili de dahil olmak
üzere 58 milyon el yazması, son üç yüzyılda yayımlanmış
bir milyon gazete sayısı, 500 bin mikro film ve 2.7 milyonun
üzerinde işitsel kayıt bulunuyor. Amerikan Kongre
Kütüphanesi, sahibi olduğu yeryüzünün en büyük arşivinin
görsel yayınlarını –sadece II. Abdulhamid koleksiyonunda
2 bine yakın fotoğraf bulunuyor- ve telif hakkı istemeyen
koleksiyonlarını ilerleyen dijital yönelimle birlikte online
veri tabanına aktararak okur ve araştırmacıların hizmetine
sundu.
44
ARALIK - december 2012
world started digitalising their printed materials and offering this
to their readers, as it seems impossible to stop the transition.
THE BRITISH LIBRARY
One of the other biggest libraries in the world is under the roof of
the British Museum and it is the British Library. With archives that
cover almost the entire field of European history, there are nearly
14 million books in different languages ​​and formats, including 150
million audio-visual broadcastings. In 2003, with a budget of 6
million euros, the archive was transferred to digital media and
the British Library’s online database consists of 280 thousand
journals, 50 million patents, 5 million reports, 476 thousand
thesis’s and 433 conference proceedings which makes more than
100 million items in total.
In November 2011, 4 million newspaper pages from the 18th and
19th centuries were transferred to online format. There is a plan
to scan up to 40 million pages in the next 10 years. Apart from
all these it is possible to reach the libraries digital books through
Amazon.
GALLICA DIGITAL LIBRARY
The French National Library is France’s largest and one of
Europe’s most important libraries with more than 30 million
sources and it is also one of the few libraries of its kind in the
world. Approximately 14 million of the 30 million resources
consist of books and publications.
In parallel with the world of digitalized information, the French
National Library created a separate digital library called Gallica. In
Gallica there are two million documents, 400 thousand books,
50 thousand maps, 30 thousand hand writings, more then 500
thousand paintings, close to 1 million periodicals, over 2 thousand
audio files and 130 thousand sources from partner organizations.
All the online services are available to the public.
THE LIBRARY OF CONGRESS
The Library of Congress is the largest library in the world with
a unique collection known as the world’s most elite archive.
IT Archives 470 different languages, over 29 million books, 58
million manuscripts, including the Gutenberg Bible, one million
newspapers published in the last three centuries, 500 thousand
micro films and 2.7 million visual recordings.
The U.S. Library of Congress presented researchers and readers its
online database with earth’s largest archive of visual collections Only II. Abdulhamid collection has two thousand photos- and noncopyright publications in accordance with the digital orientation.
ARALIK
- DECEMBER
TEMMUZ
- JULY 2012
45
27
araştırma | probe
Günde
330 dakika
ekran başında!
330 minutes
in front of the
screen every day!
Türkiye’nin bugüne kadar gerçekleştirilmiş en geniş katılımlı gençlik araştırması Intel’in Genç
Türkiye Araştırması, ülkemizde gençlerin teknolojiyle birlikte değişen yeni yaşam tarzına ışık
tuttu. Türk gençliğini temsil eden 26 ilde 13-29 yaş grubu 3 bin gençle yapılan araştırmaya
göre dijital cihazlar, internet ve sosyal ağlar, Türkiye’de gençler için günlük yaşamın
vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş durumda.
Intel’s largest youth survey ever carried out in Turkey, The Young Turkey Survey, shed light on
a new way of life youth in our country have with respect to constantly evolving technology.
According to the research done on three thousand young people aged between 13-29 in 26 cities
representing Turkish youth, digital devices, the Internet and social networks, have become an
indispensable part of everyday life for young people in Turkey.
46
ARALIK - december 2012
Teknolojinin hızlı gelişimine paralel olarak hayatımıza
In parallel with the rapid development of technology, digital
devices have become more and more important in our lives
and they are now rapidly transforming people’s way of life.
When it comes to keeping pace with this rapid transformation,
the growth is fastest in the youth sector. Akademetre is the
research company which was commissioned by Intel to conduct
the ‘Young Turkey Survey’ and it revealed some interesting and
stunning results about the changing lifestyles of young people
in our country, digital devices, how this re-shapes the lives of
young people and young people with new user habits.
According to Intel’s Young Turkey Survey, there is a computer in
71.4 percent of households of young people between the ages
of 13-29. This represents 29 percent of the general population.
When you look at the household penetration levels of these
appliances, the most highly widespread are mobile phones at
85.5 percent, followed by desktop computers at 46 per cent
and laptop computers at 41.5 percent. According to the survey
approximately every 1 young person in 2 in our country (44.5
percent) owns a desktop computer, every 1 young person in 3
(40.1 per cent) owns a laptop computer, followed by 25.7 percent
owning smart phones.
her geçen gün daha yoğun biçimde giren dijital cihazlar,
günümüzde insanların yaşam tarzlarını hızla dönüştürüyor.
Yaşanan dönüşüme en hızlı ayak uyduran kesim ise gençler.
Intel tarafından araştırma şirketi Akademetre’ye yaptırılan
‘Genç Türkiye Araştırması’, ülkemizde gençlerin değişen
yaşam tarzları, dijital cihazların gençlerin hayatlarını
nasıl yeniden şekillendirdiği ve gençlerin yeni kullanım
alışkanlıklarıyla ilgili ilginç ve çarpıcı sonuçları ortaya koydu.
Intel Genç Türkiye Araştırması’na göre; genel nüfusun yüzde
29’unu oluşturan 13-29 yaş arası gençlerin yaşadığı hanelerin
yüzde 71.4’ünde bilgisayar bulunuyor. Cihazların hane
penetrasyonlarına bakıldığında, en yaygın penetrasyonun
yüzde 85.5 ile cep telefonunda olduğu, onu yüzde 46 ile
masaüstü ve yüzde 41.5 ile dizüstü bilgisayarların takip
ettiği görülüyor. Araştırmaya göre ülkemizde yaklaşık
her iki gençten birinin (yüzde 44.5) masaüstü bilgisayarı,
her üç gençten birinin de (yüzde 40.1) dizüstü bilgisayarı
bulunuyor. Masaüstü ve dizüstü bilgisayarı yüzde 25.7 oranla
akıllı telefon izliyor.
SOSYALLEŞMENİN YENİ TANIMI...
Araştırmaya katılan gençlerin üçte ikisi bilgisayarın
sosyalleştirdiğini belirtiyor. Bu durum günümüzde gençlerin
sosyalleşme kavramına bakışının değiştiğini ortaya
koyuyor. Günümüzde gençler, sosyal ağlarda sevdikleri
ve çevreleriyle girdikleri iletişimi ve gerçekleştirdikleri
paylaşımı, geleneksel biçimde sevdikleriyle aynı mekânlarda
geçirdikleri vakitlerdeki sosyalleşmelerinden farksız
görüyor. İnternet gençlerin hayatlarında önemli bir yerde.
Ancak toplam sosyal yaşam alışkanlıklarına baktığımızda
dengeyi iyi kurdukları gözleniyor. Gençler, düşünülenin
aksine fiziksel ve online sosyalleşmeyi başarıyorlar.
THE NEW WAY OF SOCIALISING…
Two-thirds of the young people involved in the survey state that
the computer increases their socialness. This situation reveals how
today’s young peoples’ approach to the concept of socialization
has changed. Young people today don’t see the difference
between virtual social networks or sharing circles and seeing loved
ones in person and spending time together in the same places.
The Internet holds an important place in the lives of young people.
However, it seems like they have established a good balance
of overall patterns of socialization. Contrary to popular belief,
teenagers succeed in both physical and online socializing.
Sahiplik durumu / Ownership status
Cep telefonu
mobile phones
67.5
13.5
Masaüstü bilgisayar
42.3
computers
Dizüstü bilgisayar
35.0
laptops
Akıllı telefon
smart phones
15.1
2.3 1.4
10.6 1.9
93.1
0.53
96.1
Tablet PC
0.3
96.5
Ultrabook
0.3
99.3
Ultra books
58.5
72.5
Netbook
PC tablets
54.0
5.1 1.4
Oyun konsolu 6.00.2
game console
netbook
4.5 14.5
nSadece kendisinde olan
only personally owned
nHem kendisinde hem hanesinde olan
owned by an individual and a household
nKendisinde olmayıp hanesinde olan
only owned by the household
nKendisinde de hanesinde de olmayan
not owned personally of as a household
Baz: 3000
Ortalama hane bilgisayar penetrasyonu % 71.4’tür.
Average household computer penetration is %71.4 ownership status
ARALIK - DECEMBER 2012
47
araştırma | probe
Hangi şehir internette ne yapıyor?
l Düzenli internet erişimi, en çok İzmir’de (yüzde 80) en az
ise Van’da (yüzde16).
l Hatay’daki gençlerin yüzde 7’si, Tekirdağ’daki gençlerin
yüzde 4’ü daha önce interneti hiç duymamış.
l En çok Manisalı gençler internette haber okuyor ve
görüntülü konuşuyor.
l İnternette en çok Ağrılı gençler oyun ve şans oyunları
oynuyor.
l Bankacılık ve online revervasyon işlemlerini en çok
kullanan, yüzde 60 oranla Zonguldaklı gençler.
l Müzik, film izlemek/indirmek en çok Gaziantepli
gençlerde yaygın (yüzde 90).
l Facebook ve Twitter gibi sosyal ağların en büyük
müdavimlerini yüzde 100 kullanımla Kastamonulu gençler
oluşturuyor.
OYUN İÇİN MASAÜSTÜ, SOSYAL AĞLAR İÇİN DİZÜSTÜ
Araştırmaya göre gençler araştırma yapmak ve oyun oynamak
için masaüstü bilgisayarı, yakın çevreyle iletişime geçebilmek
ve sosyal ağlara bağlanmak için dizüstü bilgisayarı tercih
ediyor. 18-24 yaş aralığındaki gençlerde dizüstünde önceliğin
her yerden internete girmek olması dikkat çekiyor. 13-17 ve
18-24 yaş aralığındaki gençler masaüstünü en çok oyun amaçlı
kullanırken, 25-29 yaş grubundaki gençler önceliklerini
araştırma yapmak olarak belirtiyor.
Intel’in araştırmasına göre, gençlerin yüzde 40’ı dizüstü
bilgisayar sahibi. Kentlerde bu oran yüzde 43’e çıkıyor. Kentlerde
masaüstü bilgisayar sahipliğine bakıldığında da her iki gençten
birinde (yüzde 47.5) masaüstü bilgisayar olduğu görülüyor. Konu
bölge bazında incelendiğinde, masaüstü bilgisayarın en yaygın
olduğu bölge olarak yüzde 56.6 sahiplik oranıyla Orta Anadolu,
dizüstünde ise yüzde 51’lik sahiplik oranıyla Doğu Karadeniz
görünüyor. Kadınlara oranla erkekler tarafından daha çok tercih
edilen masaüstü bilgisayar, gelir düzeyi yükseldikçe ve yaş
ilerledikçe yerini dizüstü bilgisayara bırakıyor.
TÜRK GENÇLİĞİNİN YARIDAN FAZLASI ONLINE
Intel’in araştırmasına göre Türkiye’de beş gençten üçünün (yüzde
56.9) düzenli internet erişimi bulunuyor. Kırsal kesimde ise
beş gençten ikisi düzenli olarak internete erişebiliyor. Düzenli
internet erişiminin en yüksek olduğu il yüzde 79.6 oranla İzmir,
en düşük olduğu il ise yüzde 15.5 oranla Van. Gençlerin yüzde
92.4’ü bilgisayarı kendi evlerinde, yüzde 12.5’i işte, yüzde 10.4’ü
de internet kafede kullandıklarını belirtiyor. İnternet erişimi
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da daha düşük olmasına rağmen,
bu bölgelerde internet erişimi olan gençler, internette Türkiye
ortalamasından tam bir saat daha fazla, ortalama 270 dakika
zaman harcıyorlar.
GENÇLER GÖZÜNÜ İNTERNETLE AÇIYOR
Türkiye’de gençlerin yüzde 8.3’ü, sabah kalktıklarında tuvalete
bile gitmeden internete giriyor. Araştırmaya katılanların yüzde
4.7’si yataktan çıkmadan internete girdiğini söylüyor. Dörtte biri
(yüzde 28.4) evden çıkmadan internete girmiş oluyor. Gençlerin
bilgisayar başında günde geçirdikleri ortalama 330 dakikanın 228
dakikası internette geçiyor. İnternette geçen ortalama
48
ARALIK - december 2012
Which city does what on the Internet?
l Regular internet access, the highest is in Izmir (80
percent), the lowest is in Van (16 percent)
l 7 percent of young people in Hatay and 4 percent
of young people in Tekirdağ had never heard of the
Internet before.
l Youth from Manisa are the highest visual
communicators and largest readers of news.
l Youth from Ağrı are the highest players of games and
luck games.
l Youth from Zonguldak uses online banking and
booking the most with 60 percent.
l 90 percent of youth in Gaziantep download films
and music.
l The highest usage of social network sites such as
Facebook and Twitter is in Kastamonu with 100 percent.
A DESKTOP FOR GAMES AND
A LAPTOP FOR SOCIAL NETWORKING
According to the survey, young people prefer to do
research and play games on desktop computers,
while preferring laptops to connect to social networks.
Being able to connect to the Internet wherever they
like with a laptop is why young people between
the ages of 18-24 prefer them. While young people
between the ages of 13-17 and 18-24 mainly use
desktops for games, people in the age group of 25-29
use it mainly for research.
According to Intel’s survey, 40 percent of young
people have a laptop. This rate goes up to 43 percent
in urban areas. Looking at desktop computer
ownership in urban areas it shows that one in two
young people (47.5 per cent) seems to own a desktop
computer. When the subject is analysed in terms of
regions, the highest desktop computer ownership
rate of 56.6 percent is in the region of Central
Anatolia and the Eastern Black Sea seems to have the
highest laptop ownership rate of 51 percent. Desktop
computers are preferred more by men than women
and they are replaced by laptops as age and income
levels increase.
MORE THEN HALF OF TURKISH YOUTH IS ONLINE
According to Intel’s survey, three out of five young
people (56.9 per cent) have regular Internet access in
Turkey and two out of five young people in rural areas
have access to the Internet on a regular basis too. The
province with the highest regular Internet access at
79.6 percent is Izmir, compared to the lowest which is
15.5 percent in the province of Van.
92.4 percent of young people say they use computers
in their own homes, 12.5 percent at work and 10.4
percent at Internet cafés. Internet access is lower in
Eastern and South-eastern Anatolia; although young
people with Internet access in these areas stay a full
hour more on the Internet then the average of Turkey,
with around 270 minutes of time spent online.
ARALIK - DECEMBER 2012
49
araştırma | probe
Sosyal ağlara bağlanmak
Social networking
Haber okumak
Reading news
Genel olarak güncel ve kişisel konularda bilgi almak
General information about daily/personal subjects
Müzik / film izlemek / indirmek
Watching and downloading film and music
İnternetten oyun oynamak
Playing Internet games
Emailleri kontrol etmek
Checking emails
Okul ödevlerimle veya işimle ilgili bilgi araştırmak
Research for work or schoolwork
İnternet ve sosyal ağlarda dosya paylaşımı yapmak
Sharing files in internet and social network sites
Görüntülü / kameralı görüşme yapmak
Having a camera/video chat
Yeni insanlarla tanışmak
Meeting new people
Video / müzik oluşturmak
Creating music/video
İnternetten alışveriş yapmak
Internet shopping
Bankacılık, rezervasyon gibi işlemleri
internet üzerinden yapmak
Reservations and internet banking
54.7
39.9
39.3
45.3
60.1
60.7
35.2
64.8
33.5
66.5
33.5
66.5
32.6
67.4
27.6
25.0
72.4
75.0
18.9
81.1
15.8
84.2
10.1
89.9
8.7
91.3
Blog yazmak
Blogging
6.0
94.0
Şans oyunları oynamak
Playing luck games
6.0
94.0
vakte bakıldığında; 276 dakikayla Doğu Karadeniz ve 264
dakikayla Güneydoğu Anadolu Bölgesi ön plana çıkıyor. Yaş
arttıkça internet kullanımı azalıyor. 13-17 yaş aralığındaki
gençler internette günde ortalama 222 dakika geçirirken,
18-24 yaş grubundaki gençler 210 dakika, 25-29 yaş
grubundaki gençler ise 192 dakika geçiriyor.
Araştırmaya göre gençlerin günde ortalama 53.5
dakikaları sosyal ağlarda geçiyor. Bilgi paylaşımı da
artık sosyal ağlar üzerinden gerçekleşiyor. Gençler
e-posta kontrolü için günde sadece 18 dakika harcıyor.
Sosyal ağlarda en fazla vakit geçirenler, 13-17 yaş arası
gençler. Yaş ilerledikçe sosyal ağlarda geçirilen süre
azalıyor. İnternette gençlerin en uzun süreli yaptığı ikinci
eylem ortalama 42.7 dakikayla oyun oynamakken; 28.2
dakikayla müzik/film indirmek üçüncü sırada yer alıyor.
GÜNDE 330 DAKİKA EKRAN BAŞINDA
Intel’in araştırmasına göre, bilgisayar sahibi gençler günde
ortalama 330 dakikasını bilgisayar başında geçiriyor. İş,
sosyalleşme ve eğlence, ortalama 102 dakikayla kullanım
amaçlarında birinci sırayı paylaşıyor. Ortalama 78
dakikayla bankacılık işlemleri ikinci sıraya yerleşirken,
eğitim 72 dakikayla üçüncü sırada yer alıyor. Gençlerin üçte
biri bilgisayar başında iş amacıyla günde en az 2 saat vakit
geçiriyor. 13-17 yaş arası gençlerin yüzde 40.3’ü, bilgisayar
başında günde 2 saatin üzerinde zamanını sosyalleşme ve
haberleşme amacıyla geçiriyor.
Gençler bilgisayarlarını en çok sosyalleşme (yüzde 84) ve
eğlence (yüzde 66.8) amaçlı kullanıyor. Bilgi ve haber alma,
yüzde 65.3 oranla üçüncü sırada yer alıyor. Erkekler ve
13-17 yaş grubu gençler eğlenceye daha düşkün. Erkeklerin
yüzde 74.8’i; 13-17 yaş arasındaki gençlerin de yüzde 77.3’ü
bilgisayarını eğlence amaçlı kullanıyor. Eğitim amaçlı
kullanım 13-17 yaş grubunda yüzde 69.7 iken, 18-24 yaş
aralığında yüzde 64.8’e, 25-29 yaş aralığında da yüzde
51.8’e geriliyor. Kırsal kesimdeki gençlerin bilgisayarı
ürün satın almak amacıyla kentteki gençlere göre daha çok
tercih etmesi dikkat çekiyor.
50
ARALIK - december 2012
YOUNGSTERS ARE ON THE INTERNET
AS SOON AS THEY OPEN THEIR EYES
8.3 percent of the youth in Turkey use the Internet when they
get up in the morning even before going to the toilet. 4.7 percent
of those surveyed say they use the Internet before they get out
of bed. 1 in 4 (28.4 percent) go online before leaving the house.
228 minutes of the total 330 minutes young people spend on the
computer every day is spent online. Looking at the average time
spent on the Internet, at 276 minutes in the region of the Eastern
Black Sea and with 264 minutes in South-eastern Anatolia, they
are at the top. As age increases, the use of the Internet decreases.
Young people between the ages of 13-17 spend 222 minutes per
day on the Internet while young people aged 18-24 spend 210
minutes and the age group of 25-29 spend 192 minutes.
According to the survey, 53.5 minutes per day is spent on social
networks. Information sharing happens through social networks
too. Young people spend just 18 minutes a day checking e-mails.
Those who spend the most time on social networks are young
people aged 13 to 17. The Time spent on social networks decreases
as age increases. The second longest time spent on the internet
with an average of 42.7 minutes is to play games followed by 2.28
minutes of music / movie downloading at third place.
330 MINUTES A DAY IN FRONT OF THE SCREEN
According to research by Intel, young computer owners spend
330 minutes per day on the computer. Business, socializing and
entertainment purposes are at first place with 102 minutes on
average. 78 minutes is spent on banking operations putting it
at second place and education comes in third with 72 minutes
spent on it. One-third of young people spend time on the
computer in order to work for at least 2 hours a day. 40.3
percent of young people between the ages of 13-17 spend over
2 hours a day on the computer for the purpose of socialization
and communication.
Young people use computers mostly for socialization (84
percent) and entertainment (66.8 percent). Information and
intelligence is in third place with 65.3 per cent. The 13 -17 age
group and men are more fond of entertainment. 74.8 percent
of males and 77.3 percent of young people between the ages
of 13-17 use computers for entertainment purposes. Using
computers for educational purposes is at 69.7 percent in the
13-17-age group, at 64.8 percent for youth between the ages
of 18-24 and further decreases to 51.8 percent in the 25-29age range group. It is also noted that young people in rural
areas make use of the Internet’s buying facilities more than
the youth in urban areas.
100
90
80
70
11.0
13.1
7.2
10.8
8.8
11.0
17.5
25.3
25.2
21.8
26.9
24.9
36.6
29.8
30.0
60
50
40
14.6
15.6
7.9
5.7
13.9
16.3
17.2
28.2
19.3
6.7
9.7
20.0
9.5
4.4
12.8
27.1
23.5
6.5
10.4
19.6
30
20
10
46.4
34.2
44.3
46.3
40.0
0
İş
Sosyalleşme Eğlence Bankacılık Eğitim
Bilgi Almak Bilgi
Ürün Satın
İşlemleri
Haber Alma Almak
Work Socializing
Fun
Banking
Education Obtain
Obtain News Shopping
Information and Information
n 1 Saatten Az
n 1 Saat n 2-3 Saat n 3 Saatten fazla n Hergün kullanmam
less then 1 hour 1 hour 2-3 hours more then 3 hours not everyday
ARALIK - DECEMBER 2012
51
52
ARALIK - december 2012
Ankara’da
ilki yaşayın!
Üstün ve modern mimari tasarımıyla göz alıcı,
akıllı bina teknolojisi ile maximum konfor ve güvenlik,
160 m yükseklikte lounge ve bahçenizden manzara keyfi...
Güvenlik/vale, concierge/lobby hizmetleri,
sanat galerisi, restaurant/cafe,
www.vipartreklam.com.tr
yarı olimpik yüzme havuzu ve spor kompleksi.
Satılık - Kiralık
Mobilyalı, Mobilyasız Daireler
Lounge ve örnek dairelerimizi ziyaret etmek için lütfen randevu alınız.
Portakal Çiçeği Vadisi Çankaya - ANKARA
[email protected] • www.portakalcicegiresidence.com
Tel: 0312 442 11 08 - 442 11 62 • Gsm: 0533 093 28 18
alama
satış-kirisi
of0312
442
1108
ARALIK - DECEMBER 2012
53
yeryüzü manzaraları | landscape from earth
Savaş kurbanı
sadece insanlar olmuyor!
People aren’t the only victims of war!
Ruanda’daki iç savaşta yüzbinlerce kişi öldü. Savaşın
ve katliamların kurbanı sadece insanlar olmadı. Zaten
kaçak avcılık sebebiyle soyları tükenme noktasına
gelen gümüş sırtlı goriller de bu trajediden paylarını
aldı. Şimdi sayıları 600 kadar ve koruma altındalar.
Hundreds of thousands of people died in the Rwandan civil war
but they weren’t the only victims of war and genocide. The
silverback gorillas, which were already becoming extinct due
to illegal hunting, became victims of this tragedy too. There are
only 600 of them left now and they are all under protection.
Yazı - By: Sarper Sesli
54
ARALIK - DECEMBER
december 2012
Afrika kıtasının en büyük turizm fuarı olan Güney
I was at Indaba, the biggest tourism fair of the African
‘SİSTEKİ GORİLLER’İN İZİNDE
Ruanda’ya olan merakım açıkçası ‘Gorillas in the Mist’
(Sisteki Goriller) filmini seyrettiğim günden sonra
artmaya başladı. Dünyada sadece 600 tane kalmış olan
gorillerin neslinin tükenmesini önleyen ve Ruanda’da
isminin geçtiği her yerde büyük saygı gören Amerikalı
araştırmacı Dian Fossey sayesinde birçok insan gibi biz
de bu eşsiz ve muhteşem deneyimi yaşayabilecektik.
IN SEARCH OF THE ‘GORILLAS IN THE MIST’
My interest in Rwanda increased after I watched the film
‘Gorillas in the Mist’. We were going to be able to have this
amazing experience like many others thanks to the respected
American researcher Dian Fossey who prevented the extinction
of gorillas which are currently only around 600 in the world.
Dian Fossey was sent to the Congo in 1966 to research gorillas’
behavior but because of the civil war she was deported and
carried on her research for 18 years in Rwanda.
In 1970 when the first gorilla touched Dian Fossey’s hand, this
was recorded as the first human/gorilla contact.
Afrika’nın Durban şehrinde yapılan Indaba’daydım.
Uzun süredir yapmayı düşündüğüm Ruanda
‘Goril Safari’ organizasyonu için doğru kontakları
kurabileceğim tek yerde... Dört gün boyunca yaptığım
araştırmalardan sonra bu turla ilgili öğrendiğim bazı
şeyler beni çok şaşırttı. Goril safari izni dünyadaki en
pahalı izinlerden bir tanesi. Yaklaşık 500 dolar olan bu
izinden tüm dünya genelinden her gün sadece 36 kişi
faydalanabiliyormuş. Bunu duyduğum zaman hemen
izinlerden dört tanesine talip oldum ve bana verilen
gün ağustos sonuydu. Türk turist için yeni bir ülke olsa
da Amerikalı ve İngilizler için popüler ülkelerden bir
tanesi olduğunu öğrendim Ruanda’nın... Herhangi bir
hayvanat bahçesinde göremeyeceğiniz gümüş sırtlı
gorilleri görmeyi kafama koymuştum. Benimle birlikte
bu tura Türkiye’den katılacak olan arkadaşlarım İrem,
Esra ve Didem de aynı şekilde bu sürenin nasıl geçeceğini
düşünmeye başlamışken, ben de Ruanda organizasyonu
için çalışmalara başlamıştım. Az günümüz vardı, uzun
mesafeler uçulacaktı ama bunların hepsine değecek bir
deneyim yaşayacağımızın farkındaydık hepimiz.
continent, which is held in a city called Durban in South
Africa. It is the only place to find the right contacts for the
‘Gorilla Safari’ I have been thinking about organizing. I was
very surprised with some of the things I found out after four
days of research regarding this tour. A gorilla safari permit
is one of the most expensive permits of its kind. Apparently
only 36 people a day make use of this permit that costs
around 500 US dollars. As soon as I heard this I wanted to
apply for four permits so I went ahead and the date given to
me was at the end of august. Although it is a new destination
for a Turkish tourist, I learned that this was popular with
English and American visitors. I was determined to see the
silverback gorillas that you can’t see in a zoo. While we started
anticipating the end of August with my friends İrem, Esra and
Didem who would join me on this tour, I began planning the
Rwandan trip. We didn’t have much time and long distances
were going to be flown but we knew the experience we would
get from it was going to be worth it.
ARALIK - DECEMBER 2012
55
yeryüzü manzaraları | landscape from earth
THE GENOCIDE MUSEUM IS OUR FIRST STOP
The three month waiting period was over and it was time to go.
We met our guide Robert who would take us around all day with
a 4x4 vehicle in Kigali, the capital of Rwanda. Right after we
settled in our hotel, our first stop was the Genocide Museum in
Kigali. Many people would think of the 1994 genocide when you
mention Rwanda. Within 100 days, government supported Hutu
militants killed around one million Tutsis and Tutsi supporters.
This was recorded as the biggest genocide in the shortest period
of time in the world. Now there is no divide as Hutu or Tutsi
between the people of Rwanda.
Dian Fossey 1966 yılında goril davranışlarını
incelemek için Kongo’ya (Eski Zaire) gönderilmiş fakat
iç savaş yüzünden sınır dışı edilerek tüm çalışmalarına
18 yıl boyunca Ruanda’da devam etmişti.
1970 yılında ‘Peanuts’ adlı goril Dian Fossey’nin eline
dokunduğunda bu ilk insan ve goril kontağı olarak
kayıtlara geçmişti.
MONEY IS IN THE MOUTH OF A LION!
After visiting the museum, we had a short city tour followed
by a nice meal. The food in Rwanda is very nice and fresh but
you need to be patient after you order your food. We ended
the day with a great meal and went back to our hotel, as we
needed to get ready for the Golden Monkey tour for the next
day and go to bed early. Robert came to pick us up around
five in the morning and we started our journey. I leave it to
you to imagine the amazing smells while we passed by banana
fields and coffee trees during the three-hour journey. Within
two hours we saw many people carrying hundreds of bananas
on their heads and on their bicycles; they were going to the
market place in the center of the city. When I heard that this
was a 40 kilometers journey, I realized how hard it was to earn
money in Africa!
SOYKIRIM MÜZESİ İLK DURAĞIMIZ
Üç aylık süre geçmiş ve gitme vakti gelmişti.
Ruanda’nın başkenti Kigali’de gün boyunca 4x4 bir
araçla rehberliğimizi yapacak olan Robert ile buluştuk.
Otelimize yerleşir yerleşmez ilk durağımız
Kigali’deki Soykırım Müzesi oldu. Ruanda deyince
birçok insanın aklına 1994 yılındaki soykırım gelir.
100 gün içerisinde hükümet destekli Hutu militanları
1 milyon civarında Tutsi ve Tutsi sempatizanı Hutu
katletmişlerdi. Bu soykırım dünyadaki en kısa
sürede en fazla insanın öldüğü savaş olarak kayıtlara
geçmişti. Artık Tutsi ya da Hutu şeklinde bir ayrım yok
Ruanda’da.
PARA ASLANIN AĞZINDA!
Müze ziyaretinden sonra kısa bir şehir turu yaptık ve
güzel bir yemek yedik. Ruanda’da yemekler gerçekten
lezzetli ve çok taze, sadece siparişi verdikten sonra biraz
sabırlı olmak gerekli! Günü güzel bir yemekle bitirip
otelimize döndük ve ertesi gün yapılacak olan Golden
Monkey turu için hazırlanıp erkenden yattık. Sabah 5
gibi Robert bizi almaya geldi ve yola çıktık. Yaklaşık 3
saat sürecek yolculuk sırasında muhteşem muz tarlaları
ve kahve ağaçlarının içinden geçerken burnunuza gelen
kokunun güzelliğini tahmin etmeyi sizlere bırakıyorum.
Yola çıkalı 2 saat olmuştu ki pek çok insanı kafasında ya
da bisikletin üzerinde yüzlerce muzu taşırken gördük;
şehir merkezinde kurulan pazara gidiyorlardı. Bu yolun
40 kilometre olduğunu öğrendiğimde, Afrika’da para
kazanmanın ne denli zor olduğunu bir kez daha anladım!
56
ARALIK - december 2012
Gorillerle insanların
anlaşabildiğine şahit olduk.
Rehberimiz, aynı zamanda
gorilce de biliyordu! Goril
ailesiyle temas kurduğumuzda
karşılıklı bir şeyler konuştular
ve anlaştılar! Ondan sonra
aileyi rahatça seyredip
fotoğraflarını çektik.
We witnessed how gorillas
and humans communicate.
Our guide could speak the
gorilla language! When we
came across the gorilla family
they spoke and understood
each other! After that we
comfortably watched the
family and took photos.
İKİZ GÖLLER’DE BÜYÜLEYİCİ MANZARA
Virunga Milli Parkı’na geldik ve rehberlerimizle tanıştık.
Golden Monkey turuna başladık. Gerçekten çok keyifli
ve eğlenceli bir tecrübe oldu bizim için… Sık bambu
kamışlarının olduğu bir orman içerisinde çok hızlı
hareket eden maymun fotoğrafı çekmenin çok gerekli
olmadığına, seyretmenin daha az yorucu ve keyifli
olduğuna karar verdik!
Yaklaşık 2 saat süren tur bittikten sonra ilk buluşma
noktamıza geri döndük. Kahveseverler için Ruanda
bir cennet diyebiliriz. İçmek istediğinizde gözünüzün
önünde yeşil kahve tanelerini kavurup öyle ikram
ediyorlar. Tur sonrasında yorgunluğumuzu atmak için
güzel birer kahve içmeyi ihmal etmedik doğal olarak.
Bir sonraki durağımız Ruhengeri şehrinin kuzey
doğusundaki Twin Lakes’e (İkiz Göller), Burera ve
Ruhondo’ya doğru yola koyulduk.
Aralarında 1 kilometrelik bir kara parçası olan bu eşsiz
güzellikteki göllerin arka planında fotoğrafı daha da
büyüleyici hale getiren Virunga Sıradağları’ndan oluşan
manzaradan gözümüzü alamadık.
Bu ülkenin eşsiz güzelliklerini tarif etmek için halk
arasında şöyle denirmiş:
“Tanrı gündüzleri dünyayı gezdikten sonra akşam
olduğunda uyumak için Ruanda’ya gelirmiş!”
GORİLLERİN SAĞLIĞI İÇİN
GÜVENLİK MESAFESİ
Güzel bir akşam yemeğinden sonra ertesi günkü esas
aktivitemiz olan goril safarisi için hazırlıklarımızı yapıp
yattık. Sabah 7’de kayıtlarımızı yaptırmak için milli
parkın girişinde hazır beklerken çok heyecanlıydık. Goril
safarisiyle ilgili dikkat edilmesi gereken kurallar bizlere
anlatıldı.
İki sebepten dolayı 7 metrelik güvenlik mesafesinin
aşılmaması gerekiyordu. Birincisi gerçekten güvenliğiniz
için, ikincisi olası hastalıkların hayvanlara geçmesini
engellemek amaçlı… Hatta ciddi ve bulaşıcı bir
hastalığınız varsa safariye alınmayabilirsiniz. Bu konuda
çok hassaslar.
GORİLCE KONUŞMAYI ÖĞRENMEK!
Rehber konusunda çok şanslıydık; bize Dian
Fossey’nin zamanında taşıyıcılığını yapmış bir rehber
düşünce başladık sorulara tabii ki de... Gerçekten çok
ilginç ve bilgili bir rehberle goril safari yapacağımız
için şanslıydık.
Yola çıkmadan önce bize bildiği dilleri sıralamaya
başladı. Kinyerrwanda (yerel dilleri), Fransızca,
THE MAGICAL VIEW AT THE TWIN LAKES
We came to Virunga National Park, met our guide and began our
Golden Monkey tour. It was really a pleasurable and fun experience
for us… we decided that it wasn’t necessary to try to take photos
of the fast moving monkeys in a dense bamboo forest and it was
more enjoyable and less tiring to just watch them instead! When
the tour ended within two hours we went back to our meeting
point. We can say Rwanda is a heaven for coffee lovers. When you
order coffee they serve it after roasting the green coffee beans in
front of you. So naturally we didn’t miss out on having some coffee
and rest for a while.
We then started our journey towards Burera and Ruhondo to reach
Twin Lakes, northeast of Ruhengeri. We couldn’t stop looking at the
view that is created by the beautiful two lakes with a kilometer of
land in between and the Virunga Mountains in the background.
Apparently the people of Rwanda have a proverb that describes
the unique beauty of this country and it is “God spends the day
elsewhere travelling, in the night, he rests in Rwanda!”. SAFETY DISTANCE FOR THE HEALTH OF GORILLAS
After a beautiful meal we prepared for our main activity, which
was to be the Gorilla Safari the next day and went to bed. We were
very excited while we were waiting to complete our registrations in
front of the National park at 7 in the morning. The rules we should
be aware of were explained to us. There are two reasons for the 7
meters safety distance rule. The first one is your own safety; the
second one is to prevent the possible transmission of disease to
the animals… in fact you might not be admitted to the safari if you
have a serious or contagious disease. They are very serious about
this subject.
İlk gördüğüm dişi
goril uzun bir bambu
kamışının üzerinde bizi
karşıladı. Derken hemen
aşağısında Sabyinyo
ailesinin fertleri birer
birer boy göstermeye
başladı. Dar, karanlık
ve zor bir alanda
karşılaştığımız için
sabırlı davranıp fotoğraf
makineme saldırmadım.
Aramızdaki mesafe
konum
gereği zaman zaman 3
metreye kadar iniyordu.
The first female gorilla
I saw greeted us lying
on a long bamboo
cane. Meanwhile the
other members of the
Sabyinyo family began
to appear one by one. As
we met in a dark, narrow
and difficult area I acted
patiently and didn’t
immediately grab my
camera. The distance
between us was forced
down to 3 meters from
time to time due to the
nature of the location.
ARALIK - DECEMBER 2012
57
yeryüzü manzaraları | landscape from earth
İngilizce ve ‘Gorilce’!.. Evet yanlış duymadınız, biz
de aynı şeyi düşündük. Hatta hepimizin yüzünde
bir tebessüm oluşmadı değil! Önyargılı olmamaya
çalışarak gorillerle karşılaşacağımız anı beklemekten
başka şansımız yoktu… Rehberimiz temas
kuracağımız Sabyinyo ailesiyle ilgili bilgileri bizle
paylaşmaya başladığında sessizce dinledik.
Dağ gorillerinin sayıları bugün sadece 600 civarı.
Bunların 300 kadarı Ruanda sınırları içinde
1.600 metre ila 4.000 metre irtifada, sık bambu
kamışlarının olduğu yeşillik alanlarda yaşıyorlar.
Goriller, insana en yakın memeliler... Yaşam süreleri
40-50 sene kadar, erkekler olgunluğa 16 yıl civarında,
dişileri ise dokuz yaşında ulaşıyorlar. Erkek goriller
15-17 yaşına eriştiğinde sırtları beyazlıyor, bundan
sonra ‘gümüş sırt’ olarak adlandırılıyorlar.
Sürülerin çoğunluğu bir gümüş sırt erkek ve birden
fazla dişiden oluşuyor. Sürünün büyüklüğü genelde
5 ila 30 bireyle sınırlı. Sürünün lideri yine en güçlü
gümüş sırt oluyor. Dişi goriller 100-120 kilo kadarken
gümüş sırt erkekleri 160-220 kilo arasında. Yiyecek
olarak ot ve meyveleri tercih ederken, nadir olarak
böcek yedikleri de oluyormuş.
GORİLCE KISA BİR SOHBET
Sürekli bölgelerini değiştirdiklerinden sabah çok
erken saatlerde iki tracker (iz süren) rehber goril
ailesini aramaya başladı. Sürekli rehberimizle telsiz
temasındaydılar. Biz de yola çıktık, yaklaşık 3 saatlik
bir yürüyüş bizi bekliyordu. Kongo sınırına doğru
önümüzde ve arkamızda Ruanda askerleri bize eşlik
etti. Yürüdüğümüz güzergah üzerinde fil, bufalo, leopar
gibi hayvanlara karşı temkinli hareket ediyorduk.
Rehberimiz bizi zaman zaman durdurup gorillerin
nasıl beslendiklerini ve su ihtiyaçlarını karşıladıklarını
58
ARALIK - december 2012
LEARNING HOW TO TALK TO GORILLAS!
We were very lucky with our guide; as soon as we found out he
had worked with Dian Fossey back in the day, of course we started
firing our questions… it was such luck to have such an interesting
and knowledgeable guide for the gorilla safari.
Before we took off on the safari, he counted all the languages he
speaks. Kinyerrwanda (local language), French, English and Gorilla
Language, yes you heard it right. We can’t say hearing this didn’t
make us smile but we had no choice but wait till we meet the
gorillas and not have prejudgments… we listened quietly when our
guide told us about the Subyinyo family we were about to visit.
There are only 600 mountain gorillas left today. 300 of those are in
Rwanda living in a green area covered with bamboos on a 1600 to
4000 meters altitude. Gorillas are mammals that are most similar
to humans… Life expectancy is around 40 to 50; males reach
maturity around the age of 16 and females around the age of 9.
When males reach 15-17 their backs become white and then they
are called silverbacks.
Most of the gorilla groups are formed out of one silverback gorilla
and several female ones. Five to thirty individuals form the groups
and the strongest silverback becomes the leader of the group.
While the female gorillas weigh around 100-120 kilos, the male
ones weigh around 160-220 kilos. While they prefer to eat fruits
and herbage apparently they also very occasionally consume bugs.
A SHORT CHAT IN GORILLA LANGUAGE
As they constantly change their location, two trackers began
to search for the family early in the morning and kept our guide
informed at all times with the help of a radio. Around 3 hours
of hiking was ahead of us. Near the Congo border we were
accompanied by Rwandan soldiers both in front and behind us.
We were moving cautiously, wary of animals such as elephants,
buffalo and leopards on our track. Our guide stopped us from time
to time to show us how gorillas fed themselves and how they met
their water needs. Although he tried to stop and teach us how to
gösteren egzersizler de yaptırdı. Hatta bizlere gorilce bazı
sesleri öğretmeye çalışsa da yola devam etmenin daha
doğru bir karar olduğunda hemfikir olduk!
Sonunda gorillerin görüldüğüyle ilgili telsiz anonsu
geldi ve heyecanımız iki katına çıktı. Gorillerin
bulunduğu noktaya 20 dakikalık yürüme mesafesinde
olduğumuzu öğrenince bir an önce ulaşmak
için tempoyu arttırdık. Geniş bir alana geldik ve
çantalarımızı burada bıraktık. Elimizde sadece fotoğraf
makinelerimiz kaldı.
İlk gördüğüm dişi goril uzun bir bambu kamışının
üzerinde bizi karşıladı. Derken hemen aşağısında
Sabyinyo ailesinin fertleri birer birer boy göstermeye
başladı. Dar, karanlık ve zor bir alanda karşılaştığımız
için sabırlı davranıp fotoğraf makineme saldırmadım.
Aramızdaki mesafe konum gereği zaman zaman 3
metreye kadar iniyordu. Bu muhteşem hayvanları
izlemek, onlarla aynı ortamda zaman geçirmek, Dian
Fossey’nin 18 yıl Ruanda’da kalma sebebini açıklamıştı!
AİLECEK MİSAFİR AĞIRLAMA
Merakla beklediğimiz gorilceyle aşina olduk sonunda.
Rehberimiz yok uzun otların olduğu yerde oturan
gümüş sırtın fotoğraflarını daha iyi çekmemiz için
otları koparmaya giderken birtakım sesler çıkararak
ona yaklaştı ve karşılığında da bazı cevaplar geldi.
İnanılır gibi değildi, ama gorillerle insanlar konuşarak
anlaşabiliyordu!.. Aile bir gümüş sırt, iki dişi, bir genç
erkek ve üç yavrudan oluşuyordu. Yavaşça beslenmek
için daha açık alanlara geçmeye başladılar ve fotoğraf
çekmenin zamanı geliyordu. Yaklaşık 2 saate yakın
Sabyinyo ailesiyle geçirmiş olduğumuz zaman
unutamayacağımız ve eşi benzeri olmayan bir deneyim
olarak hafızalarımıza kazındı.
Dönüş yoluna geçtiğimizde yol üzerinde bir köye
uğradık. Ruanda kralından avlanmaya, geleneksel
danslarından tamamlayıcı tıp formüllerine kadar pek çok
bilgi topladık. Kahvelerimizi yudumlayarak günün bir
değerlendirmesini yaparken sertifikalarımız da geldi.
Artık bu ülkedeki son günümüzü geçireceğimiz Kivu
Gölü’ne doğru hareket zamanı gelmişti. Ülkenin bir
ucundan diğer ucu yaklaşık 4 saat arabayla bir yolculuk...
Bu yüzden ulaşım çok zor değil. Ruanda’nın küçük bir
ülke olmasının avantajlarını yaşadık. Yol boyunca Robert
bizi farklı yollardan götürerek köyleri de görmemizi
sağladı.
make some gorilla noises, we decided it was wiser to carry on with
our journey instead! We then received the news that the gorillas
had been sighted so our excitement immediately doubled. When
we found out that we were only 20 minutes away from them we
picked up our pace. We came to a large area and dropped our bags
here and just took our cameras with us.
At first, a female gorilla welcomed us sitting on top of a bamboo
cane and all the members of the Sabyinyo family started to appear
soon after. As we met in a dark, narrow and difficult area I acted
patiently and didn’t immediately grab my camera. The distance
between us was forced down to 3 meters from time to time
because of the nature of their location. Watching these amazing
animals and spending time in the same environment as them
explained why Dian Fossey chose to spend 18 years here.
ENTERTAINING GUESTS AS A FAMILY
At last we were introduced to the gorilla language we’d all been
waiting to hear. When our guide approached the silverback in order
to clear some of the long bamboo canes so that we could take
better photos, he made some noises and he received answers. It
was unbelievable but gorillas and humans could communicate
by talking! The family was made of one silverback, two females,
one young male and three babies. They slowly move to other
areas to feed and this signals the time to take the camera out. The
two hours we spent with the Sabyinyo family is engraved in our
memories as a unique experience we would never forget.
We stopped by a village on our way back and collected information
ranging from Rwanda‘s king to hunting, traditional dances and
complementary medicine formulas. As we sipped our coffees while
talking about the day, our certificates arrived.
Now it was time to go towards Lake Kiyu where we planned to
spend our last day. To travel from one side of this country to the
other is around a 4-hour journey… that’s why transport isn’t that
difficult. Robert took us on different roads to show us some other
villages while we experienced the advantages to Rwanda being a
small country.
CIVIL WAR HAS TAUGHT THE VALUE OF PEACE!
Lake Kiyu is the most popular holiday destination for Rwandan
residents. We spent a whole day by the lake accompanied by a
magnificent lake view. The next day İrem, Esra and Didem went
home to to İstanbul via Kenya and I went back to Cape Town. This
little African country is a place where the painful past has been left
behind, with no security problems as well as being one of the most
environmentally friendly countries as no plastic is allowed beyond
the airport. It is a must to see this beautiful country and experience
the hospitality of its people.
İÇ SAVAŞ BARIŞIN DEĞERİNİ ÖĞRETMİŞ!
Kivu Gölü Ruandalılar için en popüler tatil bölgesi.
Muhteşem bir göl manzarası eşliğinde bir günümüzü
göl kenarında geçirdik. Ertesi gün İrem, Esra ve Didem
Kenya aktarmalı İstanbul’a, ben de Cape Town’a dönmek
üzere yola çıktık
Bu küçük Afrika ülkesi kötü geçmişi geride bırakmayı
başarmış, güvenlik sorunu olmayan, her yerin tertemiz
olduğu, havalimanından içeriye plastik hiçbir maddenin
alınmadığı dünyanın en çevre dostu ülkesi olan, güzel,
misafirperver insanlarıyla görülmesi, yaşanması ve
tecrübe edilmesi gereken bir ülke…
ARALIK - DECEMBER 2012
59
mutfak kültürü | culinary culture
Bu şapkaların altında
müthiş lezzetler saklı!
Great tastes are hidden under these caps!
Yağmurlar biraz geç olsa da nihayet yağmaya başladı. Bu yağmurların en doğal sonuçlarından biri de ormanlık
alanlarda yetişen mantarların ortaya çıkması... Türkiye hem ormanlar bakımından zengin hem de yağış alan bir
ülke olduğu içinde doğal olarak bol çeşitli bir mantar cenneti. Her yörenin, her bölgenin kendine has mantarları ve
bunlarla yapılan birbirinden farklı yemekleri var. Dilerseniz önce Türkiye’nin bu zengin mantarlarına
daha sonra da bunlarla yapılan tariflere bir göz atalım.
It has finally started to rain. One of the most natural results of the rain is the appearance of mushrooms in forest
areas… Turkey is a haven for mushrooms as it has a lot of forests and gets a reasonable amount of rain. Every
region, every district has their own kind of mushrooms and delicious recipes to cook with them. Lets have a look at
turkey’s mushrooms first and then we can move on to some recipes.
Yazı - By: Ömür Akkor
Ülkemizde yenebilen mantarlardan doğal olarak yetişen birçok
tür var. Yaklaşık 40 türü yenebiliyor. Bunlardan birinci sırayı;
‘melki’, ‘çintar’, ‘çam mantarı’ adıyla da bilinen ‘kanlıca
mantarı’ (lactarius delicious) alıyor. Bu mantar ayrıca İspanya
ve İtalya’ya ihraç da ediliyor. İkinci olarak ‘kuzu göbeği
mantarı’ geliyor. Bu mantar, en değerli mantarlarımızdan
biri… Taze, kuru veya donmuş olarak bazı Avrupa ülkeleri ve
Amerika’ya yılda 45-50 ton civarında ihraç ediliyor. Doğal
ortamdan toplanıp tüketilen diğer mantar türleri arasında
ilk akla gelenler ise ‘katran mantarı’, ‘sedir mantarı’, ‘ayı
mantarı’ ve ‘çayır mantarı’…
Biz size yenebiler mantarlar arasında lezzetiyle dikkat çeken
birkaç türü tanıtmak istedik. Bunları mümkünse yerel
pazarlardan almayı tercih edin. Öyle doğa yürüyüşünde ya da
piknikte toplamaya kalkmayın. Zira bazı yenebilen mantarlarla
zehirli mantarlar birbirine çok benziyor. Ve her yıl 10’larca kişi
mantar zehirlenmesinden hayatını kaybediyor.
60
ARALIK - DECEMBER
december 2012
There are a lot of kinds of edible mushrooms in our
country. Around 40 types can be eaten. The first one
is the red pine mushroom (lactarius delicious). This
mushroom is also exported to Italy and Spain. The
second one is the morel mushroom. This is one of our
most important mushrooms… 45-50 tons of them are
exported to Europe and America every year in fresh, dry
or frozen form. Other natural mushrooms that come to
mind first are the brown matsutake, the slippery jack and
the field mushroom…
We wanted to introduce you to some of the delicious
mushrooms..try to buy these from local markets if
possible. Don’t try to pick them while you are having
a hike or a picnic. As some of the edible mushrooms
and the poisonous ones look very similar to each other.
Every year around 10 people loose their lives because of
mushroom poisoning.
KUZUGÖBEĞİ MANTARI
THE COMMON MOREL
Çok değişken büyüklükte olup, genelllikle 4-8 cm. yükseklikte ve 4-6 cm. çapındadır. Şekil
bakımından kabaca yumurta gibidir; düzensiz, boyuna yönde düzgün bir sıra oluşturmayan,
yuvarlak, biraz uzunca veya köşeli olabilen oldukça geniş, derin olmayan oyukları vardır.
Şapkanın dip kısmı sapa dik olarak oturur. Mum kıvamında, gevrek ve kırmızımtrak sarı
renktedir. Hoş bir tada ve kokuya sahiptir. Toprakta, orman açıklıklarında, yol ve akarsu
kenarlarında, bitki örtüsü yanmış arazide ilkbaharda, mart ve mayıs ayları arasında görülür.
Akçaağaç, fındık, kayın, dişbudak ve karağaçların altında tek tek bulunur. Yemeği sıkça
yapılan bir mantardır, yavaş pişirildiği zaman çok lezzetli olur. Pişirilmeden önce çok iyi
temizlenmelidir. Bir oturuşta çok fazla yenmemelidir.
The size usually varies but it is around 4-8 cm. high and 4-6 cm. wide. It resembles an egg. It has shallow
irregular vertical grooves, it is round and long or sometimes sharp and wide with shallow cavities. The
bottom of the cap sits upright on the stalk. It is reddish yellow and as hard as a candle. It has a pleasant
smell and taste. It is spotted during spring around the months of March and May and it grows in the
earth, in forests, on roadsides and riversides or on earth that has been burnt. It is also found under Maple,
hazelnut, beech, ash and elm trees. It is a delicious mushroom if it’s cooked slowly. It should be cleaned
very well before cooking and large quantities shouldn’t be consumed at a time.
DOMALAN
Ünlü trüf mantarının akrabasıdır. Diğer mantarlardan farklı
olarak toprağın altında yetişir. Bu mantar; küremsi, birazca
uzun ve armut veya soğan, patates şeklinde, 3 cm kadar ceviz
büyüklüğündedir. Yüzeyi derin, dar oluklu, labirent gibidir.
Dış kısmı kösele gibi, esnek ve sarı esmer renktedir. Gençken
saman rengindedir, daha sonra esmer ve pas rengine döner.
Yüzeyi ince tüylüdür, bilhassa dibinde, bükülmüş yuvarlak,
ince esnek iplikler vardır. Oldukça nadir bulunan bu mantar
her yerde yetişebilir. Özellikle kumlu iğne yapraklı ve çam
meşçereleri toprağında yapısı toprak içinde olmak üzere gelişir.
Temmuz-kasım ayları arasında görülür.
ÇÖREK MANTARI
THE PORCINO (PENNY BUN)
Şapkası 10-20 cm büyüklükte, bazan biraz daha geniştir. Yarım küre
şeklinde, daha sonra tümsek, nihayet yayvandır. İyi pişmiş, kabarmış
çöreğe benzer. Kenarı başlangıçta içeri kıvrıktır. Şapkanın zarı düzgün
değil, çıplak ve kurudur. Islak olduğu zaman parlar ve hafif yapışkandır.
Rengi çok değişken, kestane kahverengimsi veya soluk olabilir.
Gençken sert, beyazımtırak, olgun numunelerde yumuşak, sünger gibi
sarımtıraktır. Şapkada dış zarın altına gelen kısımda esmerimtıraktır.
Hazirandan ağustosa ve eylülden aralığa kadar yapraklı ağaçlardan meşe,
huş, bilhassa kayın, iğne yapraklılardan çam, bilhassa genç ladinlerin
altında ve çevresinde, ormandaki yol kenarlarında, genelde çok sayıda,
bazen tek tek görülür. Hoş kokusu ve fındık gibi, mülayim, hoş ve lezzetli
tadıyla yenilebilen en iyi mantarlardan biridir. Kurutularak veya yağ
içinde saklanabilir.
THE PERIGORD TRUFFLE
It is in the same family of famous truffle mushrooms. Different to other
mushrooms, it grows under the earth. It resembles a potato, an onion
or a pear and grows to 3cm in size like a walnut. The surface is like a
labyrinth with dents. The outer layer is like leather, yellowish brown and
flexible. It is the color of hay when it is young and becomes a brownish
rusty color as it grows older. The surface is slightly hairy especially on the
bottom of it there are flexible thin fibers. This rare mushroom can grow
everywhere, especially in the sandy earth of pine tree areas. It is spotted
during July to November.
The cap of this mushroom is between 10-20cm and sometimes a bit bigger. It is
in the shape of a half sphere, with a bump and then becoming flat. It looks like a
raised bun. Its sides are turned inwards. The cap’s membrane isn’t smooth but bare
and dry. When it is wet it shines and becomes a little sticky. The color varies; it can
be chestnut brown or pale brown. When it is young it is white and hard and when
it is older it becomes yellowish and spongy. The part under the cap is brownish. It
is usually found at the bottom or around leafy trees such as oaks, birch trees and
especially beech trees as well as needled trees like the pine or the young spruce
and on the roadsides of forests often growing in clumps or sometimes on their own
during the periods of June to August and September to December. It is one of the
best mushrooms with its pleasant smell and pleasant nutty taste.
ARALIK - DECEMBER 2012
61
mutfak kültürü | culinary culture
KANLICA MANTARI
Büyüklüğü 5-15 cm kadardır. Mantar gençken ortası hafifçe
çukurdur, kenarı içeri kıvrıktır, büyüdükçe ortası daha
da çukurlaşarak hemen hemen huni şekline döner. Rengi
turuncudur, açık sarıdan erik sarısına kadar değişir, kenarda
1 milimetre genişlikte halka halinde açık parlak sarıdır ve
belirgindir. Genel görünüşle turuncu ve sarıdan ibaret halkalıdır.
Yeşil renklenme yoktur. Çam ormanı açıklıklarında, çayırlıklarda,
Avrupa’da yapraklı ağaç ormanlarında, ilkbahar ve sonbaharda
yağmurlardan sonra görülür. Mantar gençken, kırılıp koparıldığı
yerinden portakal renkli bir sıvı çıkarır, bu sıvı havayla temas
edince kırmızı olur, iki saat sonra kırmızımtırak portakal esmeri
renk alır. Mantarın tadı acı, fakat lezzetlidir.
ÖKÜZ MANTARI
THE JERSEY COW MUSHROOM
Şapkası 4-10 cm büyüklüğündedir. Önce tümsektir, daha sonra
yayvanlaşır. Düz ve yapışkandır. Renk bakımından kırmızımtrak
kösele gibidir, aşağıdan bakıldığında kenarı beyazdır. İğne yapraklı ağaç
meşçerelerinde bilhassa çam altında çok sayıda ortaya çıkar. Temmuzdan
aralığa kadar görülebilir. Tadı mülayim, kokusu hoş ve meyvemsi olan bu
mantar yeme bakımından gençken iyidir, fakat hemen böcek kurtlarıyla
dolar. Kesildiğinde böcek kurtlarının açtığı oyuklar kolayca görülebilir.
Yaz sonları ve sonbaharda ortaya çıkan bu mantar, yapışkan şapkası, sap
üzerinde devam eden borucukları, geniş köşeli delikçikleriyle dikkat çeker.
THEREDPINEMUSHROOM
It is between 5-15 cm in size. When it is young the middle part is slightly
dented and its sides are turned inwards. As it grows older the middle
part becomes more and more dented resembling a funnel. It is orange in
color and the color range changes from light yellow to plum yellow. One
millimeter of the sides are light yellow and shiny. Generally it is orange
and yellow and it wouldn’t have any green coloring. It is found around
European leafy trees, meadow places and pine forest areas during the
spring and autumn after rain. An orange colored liquid seeps out when
the mushroom is picked young or broken. This liquid becomes red when
it comes into contact with the air. Around two hours later it turns a
reddish burnt orange color. This is a tasty mushroom.
The cap is 4-10 cm. it is initially convex, then flat. It is flat and sticky. It is a
reddish colour with a leathery texture. When it is looked at from below the sides
are white. It is spotted under coniferous trees particularly under pine trees. It can
be found during the months of July to December. This mushroom is best eaten
when it is young as it becomes infested with insect worms as the time goes by.
It tastes mild with a nice fruity scent. When it is cut the hole made by insect
worms become visible. This mushroom appears during the end of summer and
beginning of autumn and has a sticky cap and large, angled tubes on its stalk.
TİRMİT MANTARI
THE WEEPING MILK CAP
5-15 cm kadar büyüklükte, kuru ve et gibi olan şapkası yapışkan olmaz. Gençken
yarım küre şeklinde tümsek olup olgunlaşınca açılır ve derin olmayan huni şekline
dönüşür, üst tarafı düzensiz, dalgalı gibi bir hal alır. Kenarı başlangıçta içeri
kıvrıktır, daha sonra düzensiz olarak dalgalı olur. Gençken sarımtırak kahverengi,
olgunlaşınca kırmızımsı kahverengi olan mantarın iki formu vardır: Kırmızı
kahverengi tipi iğne yapraklı ağaç ve kayın ormanlarında yosunlar arasında gelişir,
ateş sarısı tipi yalnızca kayın ve meşe ormanlarında bulunur.
Temmuz ve aralık ayları arasında yapraklı ağaç, bilhassa kayın ormanlarında ve
sınırlarında gelişir.
The cap is between 5-15 cm. It is dry, meaty and not sticky. When it is young it has a dent like
a half globe and as it gets older it becomes hollow like a shallow funnel. The top part becomes
irregular and wavy. It is yellowish brown when it is young and becomes reddish brown,
as it grows older. There are two kinds: the reddish brown kind grows between seaweed in
coniferous and beech forests. The fire yellow kind only grows in beech and oak forests. It grows
particularly well around leafy trees and beech forests during the months of July to December.
62
ARALIK - december 2012
ARALIK - DECEMBER 2012
63
mutfak kültürü | culinary culture
Yöre mutfaklarından tarifler…
Some regional recipes…
MELKİ KAVURMASI
RED PINE SAUTEE
MALZEMELER: 1 kilo kanlıca mantarı (melki), bir
kuru soğan, iki yemek kaşığı tereyağı, bir çay kaşığı
karabiber, bir çay kaşığı tuz…
TARİFİ: Mantarlar yıkanır, bir tencereye konarak
15 dakika haşlanır. Haşlanan mantarlar süzülür. Bir
tavada yemeklik doğranan soğan tereyağıyla kavrulur.
Üzerine, suyu iyice sıkılan mantarlar ilave edilip
karabiber ve tuz eklenir. 5 dakika daha pişirilip servis
edilir. Bu mantarlar haşlandıktan sonra şişe takılarak
yahut direk olarak sobanın üzerinde külbastı gibi de
pişirilebilir.
IngredIents: 1 kilo of red pine mushrooms, 1 onion,
2 tablespoons of butter, a quarter of a teaspoon of
black pepper, a quarter of a teaspoon of salt…
RecIpe: Wash the mushrooms; boil them for 15
minutes and drain. Sautee the onions with butter in
a separate pan. Add the well-drained mushrooms to
the pan then add the salt and pepper too. Cook for a
further 5 minutes and serve. Once these mushrooms
are boiled and drained they can be put on a skewer or
can be put directly in a wood stove and grilled.
YABANİ MANTAR YEMEĞİ
WILD MUSHROOMS
MALZEMELER: 1 kilo yenebilen yabani mantar
(melez mantarı ya da öküz mantarı olabilir), bir
kuru soğan, yarım su bardağı zeytinyağı, bir
yemek kaşığı tuz, bir yemek kaşığı karabiber…
TARİFİ: Mantarlar yıkanarak tencereye konur
ve suyu çekene kadar pişirilir. Daha sonra
zeytinyağı, karabiber, tuz ve yemeklik doğranan
soğan ilave edilip 20 dakika daha pişirilip servis
edilir. İçine kıyma koyularak yapılan tarifi de
vardır.
IngredIents: 1-kilo of edible mushrooms (It
could be jersey cow or bolete), 1 onion, half a cup
of olive oil, 1 tablespoon of salt, 1 tablespoon of
black pepper…
RecIpe: Wash the mushrooms and cook in an
empty pan until they soak back up their own
water. Add all the other ingredients and chopped
onions and cook for a further 20 minutes then
serve. You can also put minced meat in it.
64
ARALIK - december 2012
yerli üretim
local product
COOPERATION
SUPPORT
ESNEK ÜRETIM succe s s
benefit iletişim COMMUNICATION
tecrübe
export
ihracat
d i n a m i z m innovation sorumluluk
nice SENELERE
BEST wishes
2013
ARALIK - DECEMBER 2012
65
mutfak kültürü | culinary culture
DAĞ MANTARLI PİLAV
MOUNTAIN MUSHROOM RICE
Malzemeler: Yarım kilo dağ mantarı, bir tavuk göğsü, iki su
bardağı pirinç, üç yemek kaşığı tereyağı, iki yemek kaşığı çam
fıstığı, bir çay kaşığı karabiber, bir çay kaşığı tuz, üç su bardağı
su…
Tarifi: Tavuk göğsü üç su bardağı suyla haşlanır. Pirinçler 45 dakika
sıcak suda dinlendirilir. Haşlanan tavuk göğsü küp küp doğranır. Bir
tencerenin içinde dörde bölünmüş mantarlar, küp küp doğranan
tavuk eti, çam fıstığı ve pirinç üç yemek kaşığı tereyağıyla kavrulur.
Kavrulan tüm malzemeye tuz, karabiber ve kaynar durumda olan
tavuk suyu da ilave edilip, suyu çekene kadar pişirilir. Suyunu çeken
pilav dinlendirilerek servis edilir.
IngredIents: Half a kilo of mountain mushrooms, one chicken
breast, 2 cups of rice, 3 tablespoons of butter, 2 tablespoons of pine
nuts, 3 cups of milk, a quarter teaspoon of salt and black pepper…
RecIpe: Boil the chicken breast in 3 cups of water. Soak the rice in
hot water for 45 minutes. Chop the cooked chicken breast into cubes
and quarter the mushrooms. The chopped chicken, mushrooms, rice
and pine nuts are then sautéed in the 3 tablespoons of butter. The
salt, pepper and the boiled chicken stock is added to this mixture and
cooked until it has soaked up all the water. The dish should then rest
for a little while before being served.
YABAN MANTARLI KUZU
LAMBWITHWILDMUSHROOMS
Malzemeler: Yarım kilo kuzu göbeği mantarı,
yarım kilo kuşbaşı kuzu eti, yarım su bardağı
zeytinyağı, bir kuru soğan, iki biber, iki domates, iki
patates, 20 çekirdeksiz siyah zeytin, bir su bardağı
kıyılmış maydanoz, bir tatlı kaşığı kekik, bir çay
kaşığı tuz…
Tarifi: Yemeklik doğranan kuru soğan ve kuşbaşı
et suyu çekilene kadar kavrulur. Yağı ilave edilip
üzerine küp küp kesilmiş patates, ince doğranmış
biber, domates ve mantarlarla zeytini ilave
edilip kavrulmaya devam edilir. Baharatları da
konulduktan sonra 30 dakika karıştırılmadan ağzı
kapalı olarak pişirilir. Üzerine maydanoz koyularak
servis edilir.
IngredIents: Half a kilo of morel mushrooms, half
a kilo of chopped lamb meat, half a cup of olive oil,
1 onion, 2 peppers, 1 tomato, 2 potatoes, 20 pitted
black olives, one cup of chopped parsley, 1 teaspoon
of oregano, a quarter of a teaspoon salt.
RecIpe: Sautee the chopped onion and lamb until it
is dry. Add the oil, cubed potatoes, finely chopped
peppers, tomatoes, mushrooms and olives and carry
on cooking. After adding the herbs and salt, put the
lid on it and cook it without stirring for 30 minutes.
It is served with the chopped parsley on top. 66
ARALIK - december 2012
ARALIK - DECEMBER 2012
67
dünyanın kültürü | cultures of the world
Her kültürün
yılbaşısı kendine göre...
Every culture has its own
New Year celebration…
Yeni yıl dünyanın birçok yerinde büyük bir coşkuyla kutlanıyor. Göz
kamaştırıcı havai fişek gösterileri, konserler, ışık oyunları ve birlikte eğlenen
milyonlarca insan… Bunlar bizim bildiğimiz kutlama yöntemleri. Bir de
bilmediklerimiz var. Yılbaşı dendi mi Hıristiyan ve Batı kültürünün bir unsuru
gibi görüyoruz, ama gerçek pek öyle değil!
The New Year is celebrated with excitement all around the world. Eye catching
firework displays, concerts, light displays and millions of people having fun…
these are the celebration methods we know but there are those methods we
don’t know. When we say New Year, Christianity and the Western world comes
to mind at first but the reality isn’t exactly like that!
Yazı - By: Seda Emeksiz
68
ARALIK - december 2012
Once we get the crisps, cokes and cash for bingo while
we choose a TV channel with the least talk and most
belly dancing; we can consider our New Year’s Eve
preparations done… although some might spend the
evening out partying, New Year’s Eve is like we described
above to most of us. This isn’t the case all around the
world though; every country has their traditions and
beliefs about this special evening. Among those it is
possible to come across burning fires, those screaming
and those having laughing fits.
For whom the bell tolls or
is an earthquake happening!
JAPAN
Cipsleri kolaları hazırlayıp, bir de tombala için
bozuk para ayarlayıp, televizyonda da az konuşmalı
bol müzikli bir program açtık mı tamamdır, yılbaşı
gecesi için hazırlıklar bitmiştir… Her ne kadar geceyi
dışarıda eğlenerek geçirenler olsa da birçoğumuz
için yeni yıl demek yukarıda saydıklarımız demek.
Ancak bu tüm dünya için geçerli değil elbette. Her
ülkenin kendine has gelenekleri ve bu özel geceyle
ilgili inanışları var. Bunların içinde ateş yakanlara
da, çığlık atanlara da, kahkaha krizine girenlere de
rastlamak mümkün.
Çanlar kimin için çalıyor,
yoksa deprem mi oluyor!
Imagine you are walking down the street minding your
own business and all of a sudden everyone you know or
don’t know wishes you a happy new year. So you wish
the same back… This odd sounding behavior is a New
Year tradition in Japan.
In this mainly Buddhist and Shinto country when the New Year
celebrations join the Shogatsu festival it carries on for three
days. Special New Year meals are prepared during this time.
All the food put in colorful boxes have different meanings. For
example if I give you a box full of shrimps, that would mean I am
wishing you long life.
By the way it is useful to warn you beforehand if you are
planning to be here on the 31st of December because it may
be scary to experience a sudden ringing of 180 bells followed
by everyone having a laughing fit. But don’t worry this is a
tradition based on the belief that this gets rid of bad spirits
and bad luck.
JAPONYA
Bir düşünün; dışarıda kendi halinizde
yürürken tanıdığınız ya da tanımadığınız
herkes size ‘mutlu yıllar’ diliyor. Elbette siz de
aynı şekilde onlara… Kulağa garip gelen ancak
yapılmadığı takdirde hoş karşılanmayan bu
davranış Japonya’da bir yılbaşı geleneği.
Ağırlıklı olarak Budist ve Şinto olan ülkede
yeni yıl kutlamaları Şugatsu adı verilen
bayramla birleşince üç gün sürüyor.
Şugatsu süresince de özel yılbaşı yemekleri
hazırlanıyor. Renkli kutuların içerisine
konulan yiyeceklerin her biri farklı bir anlam
ifade ediyor. Mesela ben size karidesle dolu
bir kutu verirsem bilin ki uzun bir ömür
yaşamanızı diliyorum.
Bu arada ülkeye 31 Aralık gecesi yolunuz
düşerse sizi şimdiden uyarmakta fayda var.
Çünkü birden bire çalan 108 tane zil sesi
ve hemen ardından herkesin çılgınlar gibi
kahkaha atmaya başlaması korkmanıza
neden olabilir. Ama korkmayın çünkü bu
durum Japonlar’ın uğursuzluğu ve kötü
ruhları kovmak için yaptığı bir inanıştan
ibaret.
ARALIK - DECEMBER 2012
69
dünyanın kültürü | cultures of the world
They are surfing while we wait for snow
AUSTRALIA
We usually think of white trees and shimmering streets when
the New Year is mentioned. But not this time as our next stop is
Australia… The usual ways of celebrating turn upside down and
the New Year is celebrated with picnics, beach parties and even
surfing. Towards midnight people get together in parks, light
candles, hold hands and welcome the New Year singing together.
One of the other traditions there is to make a lot of noise. The
reason for all the unbearable horns playing, the whistling,
sparkler explosions and all of the other noise making methods is
to get rid of bad spirits from the previous year.
Let them go to the mountains and rocks!
SPAIN
Spanish people are in trouble with bad spirits therefore they
developed some techniques to fight this problem. One of them
is walking down the streets holding flashlights, another one is
leaving the windows and doors open on New Year’s Eve so that
the black dogs who come from underground can take any bad
spirits away with them. The final one is eating 12 grapes; each
one brings luck for every month of the year.
Biz kar beklerken, onlar denizde sörf yapıyor!
AVUSTRALYA
Yılbaşı dendiği zaman genellikle gözümüzün önüne
bembeyaz ağaçlar, ışıl ışıl sokaklar gelir. Ancak bu
kez değil. Çünkü şimdiki durağımız Avustralya…
Ülkede yeni yılın yaz aylarına denk geliyor olması
bilinen kutlamaları da ters yüz ediyor. Burada yılbaşı
pikniklerle, kumsal partileriyle hatta sörf yaparak
karşılanıyor. Özellikle gece yarısına doğru herkes
yakındaki bir parkta toplanıyor ve mumlar yakılarak,
el ele tutuşup şarkılar söylenerek yeni yıla giriliyor.
Ülkedeki yeni yıl geleneklerinden biri de gürültü
yapmak. Evet yanlış duymadınız. O dayanılmaz korna
sesleri, maytap patlamaları, ıslıklar ve daha birçok
yöntemle çıkarılan gürültünün amacı, eski yıldan
kalan kötü ruhları kovmak.
Çıksın gitsin dağlara taşlara!
İSPANYA
İspanyollar’ın da başları kötü ruhlarla dertte. Bunun
için de kendi inanışlarına göre bazı yöntemler
kullanıyorlar. Bunlardan biri yakılan meşalelerle
sokaklarda dolaşmak. Bir diğeri ise yeni yıl akşamı
evlerin tüm kapı ve pencerelerini açık bırakmak.
Nedeni de yeraltından geldiğine inanılan siyah
köpeklerin önceki yıla ait kötü şeyleri de yanlarına
alarak geçip gitmesi... Son olarak da İspanyollar
geceyi 12 adet üzüm tanesi yiyerek tamamlıyor.
Her bir üzüm tanesinin, yılın her ayı için şans
getireceğine inanılıyor.
70
ARALIK - december 2012
4 Yeni yıl ilk kez 4 bin yıl önce eski
Babil’de ilkbahara denk düşen bir
zamanda kutlanmaya başlandı.
4 Yılbaşı ağacının kökeni çok eskilere
Antik Roma’ya kadar dayanıyor.
4 Süslenmiş ilk yılbaşı ağacı 1510
yılında Letonya Riga’da satıldı.
4 Pasifik’teki ada devletleri Kiribati,
Samoa ve Tokelau yeni yıla tüm dünyadan
önce giriyor.
4 The New Year’s Eve was first celebrated
4 thousand years ago in ancient Babylon
around the springtime.
4 The Christmas tree goes back to Antique
Rome.
4 The first decorated Christmas tree was sold
in Latvia, Riga in 1510.
4 The Pacific island states of Kiribati, Samoa
and Tokelau celebrate the New Year before
everywhere else in the world.
ARALIK - DECEMBER 2012
71
dünyanın kültürü | cultures of the world
Women always have the same aim;
to do house cleaning!
CHINA
While we are on the subject of bad spirits let’s mention
China’s way of getting rid of them. This is actually
something we are familiar with. Although the dates and
aims are different, it all sounds familiar. The women readers
won’t like reading this but in China they have an extreme
cleaning ritual similar to the ones we have for our religious
festivals. They believe this gets rid of the bad spirits. After
getting rid of the spirits with an immaculate cleaning it
becomes a must to prepare a feast. It is a family tradition
to eat all together on New Year’s Eve and similar to Japan,
different food have different meanings. For example,
chicken is served whole to represent ‘family unity’. Before
we forget to mention also that the date of New Year’s Eve
changes every year in China, it falls between the 21st of
January and the 19th of February.
Kadınların derdi hep aynı; ev temizliği yapmak!
ÇİN
Kötü ruhlara değinmişken şimdi de Çin’deki kötü
ruhları kovma ritüeline değinelim. Aslında yabancısı
olmadığımız bir durumdan bahsedeceğim size.
Gerçi yapılış tarihi ve amacı farklı olsa da kulağa çok
tanıdık geliyor. Bu yazıyı okuyan kadınların hoşuna
gitmeyecek ama Çin’de de bizdeki bayram temizliği
gibi hummalı bir yeni yıl temizliği yapılıyor. Bu şekilde
evdeki kötü ruhların kovulduğuna inanılıyor. Ev
temizlendiğine, kötü ruhların da kovulduğuna göre
enfes bir ziyafet sofrası kurmak elbette kaçınılmaz
oluyor. Zira ailecek yenilen yılbaşı yemeği de Çin’in
geleneklerinden biri. Burada da tıpkı Japonya’daki gibi
yiyeceklere özel anlamlar yüklenmiş durumda. Mesela
tavuk bütün olarak yeniyor. Bütün olmasının nedeni
ise ‘aile birliğini’ ifade etmesi.
Unutmadan söyleyelim, Çin’de yeni yıl günü her sene
21 Ocak ile 19 Şubat arasında değişiyor.
Ben bu anı daha önce yaşamıştım!
RUSYA
Rusya’da yeni yıl tekrar tekrar geliyor. Şöyle
açıklayalım; ülkede öncelikle 31 Aralık’ı 1 Ocak’a
bağlayan gece yılbaşı, tüm dünyayla birlikte kutlanır.
Aradan 13 gün geçer ve siz deja vu yaşadığınızı
sanırsınız. Çünkü yeni yıl yeniden kutlanır. Gerçi
adı her ne kadar artık ‘eski yeni yıl’ diye adlandırılsa
da eğlence yönünden hiç de ilk kutlamadan geri
kalır yanı yoktur. Bu çifte kutlamanın nedeni ise
eski takvimle yeni takvim arasındaki 13 günlük
farktan kaynaklanıyor. Onlar da bu farkı avantaja
dönüştürerek doyasıya eğlenme fırsatı yakalıyor. Hatta
iki yılbaşı olunca kutlama alternatifleri de artıyor.
Örneğin ilk yeni yılı ailesiyle geçirenler ikincisini
arkadaşlarıyla geçiriyor.
72
ARALIK - december 2012
I experienced this moment before!
RUSSIA
The New Year comes again and again in Russia. Let us explain; the
evening of the 31st of December is celebrated as New Year’s Eve
in the rest of the world. Thirteen days later you would feel like you
are having a Déjà vu because it is celebrated again. Although the
name of this one would be the ‘old new year’ the celebrations are
exactly the same as the ones that occurred thirteen days earlier.
The reason for this double celebration is the difference between
the old and the new calendar so they turn this to their advantage
and get a chance to have a lot of fun. Also as there are two
celebrations the alternatives double too; for example those who
spent the first one with their family get a chance to celebrate the
second one with their friends.
ARALIK - DECEMBER 2012
73
dünyanın kültürü | cultures of the world
Not a good day to propose!
SCOTLAND
If you have dark hair and you bear a present, don’t hesitate to
be a guest in a Scottish persons’ house. Because they believe
the first person to enter their house on New Year’s Eve will
either bring good or bad luck, if you meet the description above
you would be their angel and be treated amazingly all night.
Lets underline an interesting point; if you happen to have a
Scottish girlfriend, don’t plan to propose to her on this night as
you might get rejected based on the belief that it is a bad luck.
Evlilik teklif edilecek en son gün!
İSKOÇYA
Koyu renk saçlarınız varsa ve elinizde bir hediye
bulunuyorsa hiç durmayın ve yeni yılda bir İskoç’un
evine misafir olun. Çünkü onlar yeni yılda evlerine giren
ilk kişinin kendilerine iyi ya da kötü şans getireceğine
inanıyor. İşte bu nedenle eğer yukarıdaki özelliklere
uyuyorsanız siz onların şans meleği olacaksınız ve bütün
gece el üstünde tutulacaksınız.
İskoç geleneklerine göre ilginç bir noktanın da altını
çizmekte fayda var. Olur ya bir ihtimal denk gelir ve İskoç
bir kız arkadaşınız olursa ona sakın yılbaşı gecesi evlenme
teklif etmeyin. Zira bunun uğursuzluk getireceğine
inanılan geleneklere göre teklifinizin reddedilmesi
kaçınılmaz olacaktır.
Ölüler gününüz kutlu olsun!
MEKSİKA
Biz yeni yıl desek de durum Meksikalılar için aynı değil.
Onlara göre bu gün ‘Ölüler Günü’… Ürpermekte haklısınız
ama sakin olun çünkü bu sizin düşündüğünüz gibi bir ölüler
günü değil. Yani kimse mezarından çıkıp parti yapmıyor.
Partiyi yapanlar cadı, vampir ya da hayalet kostümü giyen
Meksikalılar. Bu kostümleri giyen kişiler kapı kapı dolaşarak
şekerleme ve kurabiye gibi yiyecekler topluyor. Bunları veren
ev halkı da ölüleri beslemiş olduklarına inanarak o gece rahat
bir uyku uyuyor.
MEXICA
We call it the New Year they call it the ‘Day of the Dead’. You
are right to have shivers but relax; it is not the way you think it
might be. Nobody comes out of his or her grave to party. The
ones partying are the Mexicans dressed as witches, vampires
or ghosts. These people go door-to-door collecting treats like
candies and cookies and the people offering the treats have a
restful sleep that night believing they fed the dead.
Gitti güzelim porselen yemek takımları!
Those beautiful porcelain dinner sets are gone!
Ülkenin en ilginç yeni yıl geleneği kapıların önünde görebileceğiniz kırık tabaklar.
Sokak sokak dolaşan halk, sevdiklerinin kapılarında tabak kırıyor. 1 Ocak sabahı
kapınızda ne kadar çok kırılmış tabak yığını varsa o kadar seveniniz var ve önünüzde
uzanan yıl o kadar mutlu geçecek anlamına geliyor.
One of the most interesting New Year’s Eve traditions of this country can be seen as broken
plates in front of the houses. People go from street-to-street breaking plates in front of the
doors of their loved ones. On the 1st of January the amount of broken plates in front of your
door indicates how loved you are and how happy you will be during the next year.
DANİMARKA
74
Happy day of the dead!
ARALIK - december 2012
DENMARK
ARALIK - DECEMBER 2012
75
keşif | explore
Latin Amerika’nın
‘güzellikler’ diyarı
Latin America’s land of beauty
Venezüela deyince akla gelen iki şey var, biri güzel kızları, öteki ABD’ye
kafa tutan lideri Hugo Chavez. Birincisinin müsebbibi dünya güzellik
yarışmaları… Bu yarışmalarda Venezüellalı güzeller o kadar çok
derece alıyor ki, insan bu memlekete gidince adım başı bu güzelliğe
rastlayacağına inanıyor. Hemen belirtelim, Venezüela’ya bu ümitlerle
giden herkes bir parça hayal kırıklığıyla geri dönmüş!
As soon as we utter the name of Venezuela, there are two things that pop up
in one’s mind: its beautiful women and its anti-imperialist leader Hugo Chavez
who is a vocal critic of American neoliberalism and capitalism. The reason
of the first one is the international beauty contests. Venezuelan women are
famous for being the queens of these contests and when you go to Venezuela,
you think that you will run into one of these beauties at any moment in any
street. But we should add this immediately: Whoever had been to the country
with this hope, returned home quite dissappointed.
Yazı - By: Seda Emeksiz
76
ARALIK - december 2012
Venezuela’nın yaklaşık yüzde
40’ı ormanlarla kaplı. Maracaibo alçak
arazilerinde, Cardillera de Mérida’nın
aşağı yamaçlarında ve Guyana yüksek
arazilerinin güneybatı dağ eteklerinde
sık ormanlar bulunuyor. Ülkede
bulunan belli başlı vahşihayvanlar
ise büyük yabankedisi, jaguar, puma,
ayı, geyik, tapir ve maymun.
A large portion of Venezuela (%40) is
covered with forests. There are dense
forests in Maracaibo plain, the lower
parts of Cardillera de Merida and the
southeastern slopes of the highlands in
Guyana. Wild animals of Venezuela are
diverse and include jaguar, puma, bear,
capybara, wild cat, deer and monkey.
Bundan 20 yıl öncesine kadar daha çok güzellik
yarışmasında birinciliği kaptırmayan kızlarıyla
tanırdık bu ülkeyi… Oysa ki, doğal güzellikleriyle
Brezilya ile yarışacak kadar zengin bir ülke Venezüela…
Bir diğer özelliği ise Amerika kıtasının en zengin petrol
yataklarına sahip olması… Biraz daha dünya siyaseti
ve tarihiyle ilgisi olanlar içinse o ülke Simon Bolivar’ın
vatanı... Yani Latin Amerika’da ulusal kurtuluş
mücadelesini başlatan siyasetçinin…
HER YERDE ULU ÖNDER BOLIVAR VAR!
Sözün özü, Venezuela’nın ‘kafa tutma tarihi’ Hugo
Chavez ile de başlamıyor. Güney Amerika’nın
kuzeyinde yer alan bu büyük ülkenin meydanlarına,
caddelerine ismini veren, Bolivar da kafa
tutanlardan. Kafa tutmakla kalmayıp ülkeyi
bağımsızlığına kavuşturan ‘kurtarıcı’... Yalnızca
Venezüela’yı mı, hayır! Koskoca kıtayı özgürlük
ruhuyla tanıştıran isim Simon Bolivar. Venezüela
ile birlikte Kolombiya, Panama, Ekvador, Bolivya,
ve Peru’yu da bağımsızlığına kavuşturan lider. Bolivar
bir milli kahraman olmanın ötesine geçmiş, Latin
Amerika’nın kahramanı olmuş. Burada, Caracas
Havalimanı Simon Bolivar Havalimanı olarak anılıyor,
okulların yarısı Bolivar Okulu, büyükçe şehirlerden
birisinin adı Bolivar, para birimi Bolivar, ülkenin
adı bile Bolivarcı Venezüela Cumhuriyeti… Bolivar
isminden daha çok ‘Libertador’ namıyla anılıyor,
yani ‘Kurtarıcı’. 19’uncu yüzyıl başında bağımsızlık
mücadelesini başarıyla tamamlayan bu liderin varlığı,
Until twenty years ago, we used to know this country only from
international beauty contests, where the Venezuelan women
were always the winners. However Venezuela’s natural beauties
is as immense and rich as Bresil’s. Also, Venezuela has some of
the largest oil and natural gas reserves in the world. For those
who are more interested in world politics and history, Venezuela
is Hugo Chavez’s country, who is one of the most important
pioneers of Latin American nationalist independence movement.
NAME OF THE GREAT LEADER BOLIVAR IS EVERYWHERE!
Indeed, the rebellious history of Venezuela does not begin with
Hugo Chavez. Bolivar is one of those leaders whose name is
given to public squares and boulevards of this immense country
located on the northern coast of South America. He is not only
the insubordinate rebellious leader, but also the “saviour” of the
country. Did he pionered the independence of Venezuela only?
No! He is the one who has introduced the spirit of freedom and
independence to the whole continent. Along with Venezuela;
Colombia, Panama, Ecvador, Bolivia and Peru, too, gained their
political independence as a result of Bolivian Movement. Bolivar
is not only the national hero of Venezuela but of entire Latin
America. The Caracas Airport is called Simon Bolivar Airport, half
of the schools in the country are named after Bolivar, the name
of one of the big cities is Bolivar, the currency unit is Bolivar, even
the name of the country is Bolivarian Republic of Venezuela... he
is proclaimed as “El Liberdator,” which means the “Liberator.”
The independence movement conducted and accomplished by
Bolivar at the begining of the nineteenth century, makes it easier
for us to understand where Hugo Chavez derives and owes his
public force now.
ARALIK - DECEMBER 2012
77
keşif | explore
Chavez’in gücünün nereden geldiğini de bir parça
açıklıyor…
Petrol ülkesi Venezüela’nın başkenti Caracas,
deniz kıyısındaki havalimanına 30 kilometre kadar
uzakta ve yüksek Avila Dağı’nın arkasında… Tipik
bir Latin Amerika kenti burası. İnsanların hayatı
açık alanlarda yaşadığı, birbirleriyle meydanlarda,
kafelerde bir araya geldiği… Buranın bir farkı
etrafta çok fazla polis ve askere rastlanması.
Ayrıca, 5 milyon nüfuslu bu şehirde, 2 milyon araç
var. Dolayısıyla İstanbul’dan gidenler kendilerini
pek yabancı hissetmeyecekler, trafik İstanbul’u
aratmıyor. Tropik iklimin egemen oldtuğu bölge
yemyeşil ve sürekli yağmurlu. Yağmurun ardından
güneş başını çıkartsa da, hemen sonra yeniden bir
yağmur bastırabilir.
78
ARALIK - december 2012
Venezuela is a country with proven oil reserves and its capital
city is Caracas, located in the northern part of the country,
following the countours of the narrow Caracas Valley on the
Venezuelan coastal mountain range. It is 30 kilometres to the
airport at the seacoast. Caracas is a typical Latin American city,
people come together at cafes, public squares, always in the
open air and outside the houses. However you see too many
soldiers and police around. Moreover there are two millions of
motor cars in this city whose population is five million. That’s
why, those who will travel to Venezuela from Istanbul will find
the traffic quite familiar! Tropical climate is dominant in the
region, the land is greenery and the weather is continuously
rainy. Even if the sun comes out of the clouds after rain, still the
rain may come down in torrents immediately. So be ready!
ARALIK - DECEMBER 2012
79
keşif | explore
ASKER YEŞİLİ PARKLAR
Plaza Los Proceres, Venezüela’nın bağımsızlık savaşını
anlatan heykellerin bulunduğu önemli bir park. Eskiden
kalma çeşitli askeri araçlar, halka açık bir şekilde
sergileniyor. Bu parkta askeri öğrenci bandoları sık
sık marşlar çalıyor. Askeri subay adayları, halka açık
bu alanda, bir yanda aileler piknik yaparken eğitim
yapabiliyorlar. Bunun milli bir geleneğin işareti olduğu
düşünülüyor. Venezüela ordusu, tıpkı Türk Silahlı
Kuvvetleri gibi, askerlerini ve subaylarını halktan alan bir
ordu. Paralı askerlik burada da yok.
Güney Amerika’nın en büyük alışveriş merkezi Sambil
de burada… Sabana Grande adlı bulvar ise Caracas’ın
tarihi merkez caddesi. Son 20 yılda bozulmuş ve değeri
düşmüş olsa da hâlâ popüler ve kalabalık. Caracas
80
ARALIK - december 2012
MILITARY-GREEN PARKS
Plaza Los Proceres is an important park where monuments and
statues that represent independence war can be seen. A variety
of military vehicles that are relics of past times are exhibited in
the park. Military bands are playing marches quite frequently.
The candidates for army officers may keep doing their military
exercises while at the same time families picnic on the grass. This
is regarded as a sign of national tradition. The Venezuelan Army,
just like Turkish Army, derives its man power from conscription.
Volunteer-military sytem does not exist there.
South America’s biggest shopping mall Sambil is in Caracas, too.
And Sabane Grande Boulevard is the oldest highstreet of the city.
Though since last 20 years it has become rather decadent and
lost its historical value, it is still popular and very crowded. The
Caracas Metro is a good oppurtunity to take a look at the daily
Venezuelan life. It is crowded like any metro in the world. But
the procedure is highly different from that of Istanbul. The trains
though full to the brim are emptied in two minutes. The narrow
coridors, stairs and perons that we are accustomed to from
Istanbul metro do not exist there. And people queue up to get on
the train!
Another astonishing aspect of Venezuela is the restaurants. There
food is charged according to its weight! You go and take whatever
you wish from the food bar such as salads, garnish, fish, etc. and
move towards the cashier. The cashier weighes your dish and you
pay according to the amount of the food you took.
The nightlife in Caracas is quite active. But it is so only in discos
and night clubs. Because the streets are rather dangerous at
night. Walking outside after a certain hour is not recommended.
Caracas is an expensive city. The prices have raised through the
recent year. People who have money live in apartments, those
who cannot afford an apartment live in “Barrios,” small houses
made up of tin and concrete, located in narrow streets, and seem
to be piled up upon each other.
The country has a 100 kilometres long coast line in the northeast
borders of the northern Atlantic ocean. Although there are many
lakes and rivers that form the Amazon Basin, even fish is more
expensive than it is in Turkey. The fruits and vegetables in the
country are organic. You can eat coconut, melon, banana, apple
and other local fruits, though at the same time you can have
them as juice.
metrosu, Venezüela yaşamına tanıklık etmek için iyi
bir fırsat sunuyor. Her metro gibi kalabalık. Ama,
işleyiş açısından İstanbul’dan alışkın olduğumuz tarzın
bir hayli dışında. Ağzına kadar dolu trenler 2 dakika
içerisinde boşalıyor. İstanbul’dan alıştığımız daracık
koridor, merdiven ve peronlar yok. İnsanlar vagonlara
binerken sıraya giriyor!
Venezüela’nın şaşırtıcı bir özelliği de restoranlarda
yemeklerin tartılarak ücretlendirilmesi! Mesela,
tezgâhtaki yiyeceklerden, salata, garnitür, kebap,
balık; ne olursa olsun istediğinizi alıyorsunuz, kasaya
geliyorsunuz. Kasiyer tepsinizi tartıyor ve ona göre para
ödüyorsunuz.
Caracas’da gece hayatı hareketli. Ancak sadece disko
ve gece kulüplerinde... Çünkü gece sokaklar tehlikeli.
Açık alanlarda yürüyüş belli bir saatten sonra tavsiye
edilmiyor… Caracas pahalı bir şehir. Fiyatlar son bir
yılda artmış. Parası olan apartman dairesi tutuyor, buna
gücü yetmeyenler ise, ‘barrio’ denen, teneke ve beton
karışımı ve birbirisi üstüne binmiş, dar sokaklardaki
evlerde yaşıyor.
Ülkenin Atlas Okyanusu’na birkaç yüz kilometrelik
sahili var, Amazon Nehri’nin çıkışını oluşturan irili
ufaklı birçok nehir ve göl olmasına rağmen balık bile
Türkiye’ye göre ucuz değil. Ülkedeki meyve ve sebzeler
organik. Burada, Hindistan cevizi, kavun, muz, elma
ve diğer yerel meyveleri hem tane hem de suyu sıkılmış
olarak yiyip içebiliyorsunuz.
ARALIK - DECEMBER 2012
81
keşif | explore
MELEK ŞELALESİ: BAŞDÖNDÜREN SU CÜMBÜŞÜ
Dünyanın en yüksek şelalesi Angel Şelalesi (Melek
Şelalesi) görülmeden geri dönülürse yazık olur. Öte
yandan buraya varmak oldukça meşakkatli bir yolculuk
gerektiriyor. Caracas’tan 10 saatte Ciudad Bolivar’a,
oradan 1 saatte bir pırpır uçakla Canaima’ya (karayolu
yok) varmak da yetmiyor. Oradan kanoyla nehirde 4
saat yolculuk edilmesi ve ormanlık arazide 1 saatlik
bir tırmanışı göze almak gerekiyor. Bu macera dolu
yolculuğun ardından karşılaşacağınız manzara ise, evet
görülmeye değer.
Canaima da önündeki lagun ve göreceli minik
şelaleleriyle ayrı bir cennet. Bu güzergah haricinde,
batıdaki outdoor merkezi Merida ve Guyana
sınırındaki Roraima Dağı da popüler yerler.
82
ARALIK - december 2012
ANGEL FALLS: THE WORLD’S HIGHEST WATERFALL
It would be a pity if you returned from Venezuela without seing the
world’s highest waterfall. But on the other hand it is really difficult
to travel there. You take a plain from Caracas, after a ten-hours
voyage, you arrive at Ciudad Bolivar. There you take another plane
to go to Canaima which doesn’t have an overland route. But it is
not finished yet! When you arrive at Canaima, you have to travel in
a canoe through the river for four hours and to venture a one-hour
climbing in the dense forest. But the scene there awaits you there
after such an adventurous journey deserves to be seen, really!
Canaima is another heaven with its lagoon and relatively small
waterfalls. Apart from this route, you may also see some other
populer places of Venezuela such as the outdoor center Merida in
the west and Roraima Mountain on the Guyana border.
ARALIK
AĞUSTOS
- DECEMBER
- AUGUST 2012
83
65
çevre | environment
Yeşil bir çatı altında
oturmanın huzuru!
The ease of living
under a green roof!
Yeşil bina demek; tasarım aşamasından inşaatında malzemelerin seçimine
kadar, çevreye saygılı bina demek... Enerji tasarrufu, malzemede kaynakların az
kullanımı, güneş ışınlarından yararlanma, daha az su tüketme yeşil binalardan
beklenenlerden birkaçı...
A green building means an environmentally friendly building inclusive of its
design stage to the choice of materials it is made of. Energy saving, less usage
of material resources, benefiting from the sun’s rays and consuming less water
are all expected from green buildings.
Yazı - By: Yunus Aydın
84
ARALIK - december 2012
Günümüzün en büyük sorunlarından
bir tanesi çevre kirliliği... Su kaynaklarının
neredeyse tükenmesi, doğada atık
depolanması gibi sorunlar yaşadığımız
dünyayı daha da yaşlandırıyor. Çevre
kirliliğiyle ilgili kurtarıcı faaliyetler de
pek başarılı olmuş sayılmazlar. Çevre
felaketlerinin ayyuka çıktığı son 10 yılda,
inşaat sektöründe de birtakım atılımlar
atılması gerekiyordu. Bu bağlamda çevre
dostu, sürdürülebilir yapı projeleri ortaya
çıktı. Yapımında ve kullanımında çevreye
olduğu kadar insana da saygılı olan bu
yapılar, sosyal çevresel sorumluluk
anlayışıyla tasarlanmış yapılardır. Genellikle
iklime ve lokasyona özgü koşullara uygun
yapılan binalar yenilenebilir niteliktedirler.
Daha inşaat esnasında insan sağlığına
zarar vermeyen, doğal malzemelerin kullanıldığı,
ekosisteme duyarlı, kendi enerjisini kendisi üreten ve hatta
geridönüşümü sağlayan mimarlık mucizeleridir yeşil yapılar.
Bu binalarda ve evlerde yetişen yeni nesiller bizim çevremize
karşı olan tüketici tutumumuzdan ziyade daha korumacı
ve doğayla iç içe yaşamayı öğrenmiş olarak yetişeceklerdir.
Çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakmak istiyorsak
bu çevreci sistemlere ve yapılara açık olmamız gerekir.
Üstelik bunu yaparken de yaşam standartlarımızdan ödün
vermek zorunda değiliz. Lüks şartlarda, doğayla başbaşa
kalabileceğimiz, yeşile saygılı bir hayat kulağa gayet hoş
geliyor. Tabii ki bu doğa dostu teknolojinin dezavantajları
var. Güneşin bulutlara saklandığı günlerde, enerji
depolama sorunları yaşanıyor. Fakat teknolojik çalışmalar,
dezavantajları görmezden gelecek hızda ilerliyor. Birkaç
yıl sonra nesillerimize aktaracağımız, sorunsuz ve çevreye
sorumlu evlerde yaşamak, ilk tercihimiz olacak.
YEŞİLİN EN UZUN HALİ: THE SHARD
Bir bina düşünün, ihtişamıyla tüm Londra’ya görsel bir şölen
sunuyor, bir taraftanda devasalığına inat çevreye sorumluluk
konusunda katkı sağlıyor. İtalyan Mimar Renzo
One of the biggest problems of
our time is pollution. Running out of
water resources ages our earth even
more, which already has waste disposal
problems. The efforts to save the
environment aren’t as successful as
we would like them to be. New steps
should have been taken in the building
sector over the past 10 years where
environmental disasters have reached
peak levels. In this context, eco-friendly
and sustainable building projects were
created. These structures are designed
with an understanding of social and
environmental responsibility; they are
environmentally friendly as well as being
non-threatening to human health. These
are renewable buildings that are built
according to their location and climate. These green buildings
are architectural miracles that don’t harm human health
during the building process by using natural materials. They
are sensitive to the ecosystem, producing their own energy
and even recycling it. The new generations who grow up in
these buildings and homes will be more protective of and in
tune with, the environment unlike our previous consumerist
approach towards it. If we want to leave a beautiful world
for our children we need to be open to these environmental
systems and buildings. We don’t even have to compromise
our living standards in doing this. Being at one with nature
and respecting it in luxurious settings sounds good. Of course
this nature friendly technology has it’s down sides too. Storing
energy becomes difficult on the days when the sun is hiding
behind the clouds but the technology is advancing so fast
that it ignores all these disadvantages. In a few years time it
will be our first choice to live in problem free, environmentally
responsible homes which we will pass on to new generations.
THE TALLEST GREEN: THE SHARD
Imagine a building that creates a visual feast in London with its
glory and contributes to the environment despite its
Bakım maliyetlerinde azalma
yeşil binaların sağladığı bir diğer
tasarruf… Çevreci bina yatırımlarına
pek çok hükümet teşvik uyguluyor,
bu da başta vergi avantajı olmak
üzere pek çok imkân sağlıyor. Özel
sektörün ve bankaların çevreci
yatırımlara yönelik kredileri de
önemli avantajlara sahip.
Another saving green buildings
provide is the reduction in their
maintenance costs… Many
governments encourage investment
in environmentally friendly buildings
and this gives a lot of possibilities
including tax advantages. Loans for
environmental investments in the
private sector and the banks have
significant advantages too.
ARALIK - DECEMBER 2012
85
çevre | environment
Yeşil binalar, çevreye zarar
vermeyen materyallerle inşa
edildikleri için aynı zamanda insan
sağlığı açısından da herhangi
zararlı bir unsur barındırmıyor.
Uzun dönemde çevreci bina
sahipleri için daha rekabetçi bir
gayrimenkule sahip olması da
cabası.
Süper izolasyon
As green buildings are built with
materials that do not harm the
environment, they don’t contain any
harmful elements to human health
either. They also provide a better
real estate investment for the green
building owners in the long term.
hava
besleme
hava
boşaltma
temiz
hava
hava
boşaltma
hava besleme
3 panelli
düşük–
e-cam
hava besleme
hava besleme
filtre
hava boşaltma
havadan havaya
Isı eşanjörü
Piano tarafından tasarlanan gökdelen, Batı Avrupa’nın en
yüksek binası unvanını kazandı. Üç sene yapım aşamasında
kalan ‘The Shard’da kullanılan malzemelerin yüzde 95’i
geridönüşüm yoluyla elde edilen malzemelerden oluşuyor.
Kullanılan boru sistemleri, geniş teraslar ve balkonlar
sayesinde doğal bir havalandırma sistemine sahip. Ofis
blokları, alış veriş merkezleri, kongre salonlarıyla gökdelen,
panaromik Londra manzarasıyla ziyeretçilerini karşılıyor.
Ayrıca çevreci bir yaklaşımın eseri olmasından dolayı bizim
de ona kanımız ısınıyor.
‘PASİF EVLER’İN AKTİF YARARLARI
‘Pasif Evler’ olarak da adlandırılan bu binalar, dünyada
olduğu gibi ülkemizde de trend olma yolunda hızla
ilerliyor. Enerji tüketiminde yüzde 35’lik bir tasarruf
sağlayan evlerin, 2017 yılında Türkiye gündemine tamamen
girmesi bekleniyor. ABD’den dünyaya yayılan bu trend,
‘farkındalık’ dönemi geçiren ülkemizde, ‘Pasif Evler’ ve
yeşil binalarla karşımıza çıkıyor. Bu binaların çevreye
86
ARALIK - december 2012
toprakaltı ısı değişimi
largeness. This skyscraper, designed by the Italian architect
Renzo Piano is the highest building in Western Europe. ‘The
Shard’ took three years to build and 95% of the materials used
in this process are recycled. It has a natural ventilation system
with piping systems, large terraces and balconies. With office
blocks, shopping areas, congress halls and a panoramic view
of London, the skyscraper welcomes its guests and with its
environmentally friendly approach it warms our hearts.
ACTIVE BENEFITS OF ‘PASSIVE HOUSES’
These buildings called ‘Passive Houses’ are becoming
trends in our country as well as in the world. Providing a 35
per cent saving of energy consumption, these houses are
expected to be completely embraced by Turkey’s agenda in
2017. This trend is spreading to the world from the United
States and coming to our country, which is going through an
awareness period with respect to passive housing and green
buildings. These buildings have endless contributions to the
environment. Around 30 to 50 per cent of water usage
AĞUSTOS
ARALIK - -DECEMBER
AUGUST 2012
2012
51
87
çevre | environment
katkısı saymakla bitmiyor. Enerji ve sudan yaklaşık
yüzde 30 ila yüzde 50 arasında tasarruf sağlanıyor. Bu
aynı zamanda daha düşük karbon emisyonları anlamına
geliyor. Bakım ve işletim maliyetlerinde azalma bu
binaların sağladığı bir diğer tasarruf… Çevreci bina
yatırımlarına pek çok hükümet teşvik uyguluyor, bu da
başta vergi avantajı olmak üzere birçok imkân sağlıyor.
Özel sektörün ve bankaların çevreci yatırımlara yönelik
kredileri de önemli avantajlara sahip. Çevreye saygılı
binalar, aynı zamanda kullanılan materyaller nedeniyle
insan sağlığı açısından da herhangi zararlı bir unsur
barındırmıyor. Uzun dönemde çevreci bina sahipleri için
daha rekabetçi bir gayrimenkule sahip olması da cabası.
Bu binalarda ikamet edenler ve çalışanların ruh sağlığı ve
motivasyonu yükseliyor.
TEL AVİV’DE EKOLOJİK KONUTLAR YÜKSELİYOR
‘Yeşil Bina’ların en son örneklerinden olan proje, güneş,
rüzgar ve topraktan minimum tüketimle maksimum
faydayı sağlamak hedefiyle inşa edilmek üzere hazırlandı.
Projenin yaratıcısı Yiftach Ben Meir bir mimar olmasının
yanı sıra İsrail Teknoloji Enstitüsü’nde de şehir planlaması
teknisyeni. En son projelerinden olan SeaO2 tamamen
teknoloji ve bilim üzerine tasarlanmış akıllı binalardan
oluşuyor. Binayı yöneten özel program ve yazılımlar
sayesinde güneşin yönü, rüzgar hızı gibi veriler her an
hesaplanarak bina sisteminin bunlardan maksimum faydayı
edinmesi sağlanıyor. Mimari tasarım güneşten olabildiğince
en üst seviyede enerji alarak elektrik ve de kışın ısınma
ihtiyacını tedarik ediyor ama aynı zamanda gerektiğinde
gölgenin ferahlığını da verecek şekilde planlanmış.
is saved. This also means lower carbon emissions. Lower
maintenance and operation costs creates more saving too…
Many governments encourage investment in environmentally
friendly buildings and this gives a lot of possibilities to the
consumer including tax advantages. Loans for environmental
investments in the private sector and the banks have
significant advantages too.
As green buildings are built with materials that do not harm
the environment they don’t contain any harmful elements to
human health either. They also provide a better real estate
investment for the green building owners in the long term.
There is also an improvement in motivation levels and mental
health of residents and workers in these buildings.
ECOLOGICAL BUILDINGS ARE RISING IN TEL AVIV
This project is one of the latest examples of ‘Green
Buildings’ and it is designed to have the maximum benefit
from the minimal usage of the sun, wind and earth. The
creator of this project is Yiftach Ben Meir, who is an urban
planning technician at the Israel Institute of Technology
as well as being an architect. SeaO2 is one of his latest
projects and it consists of smart buildings that are
designed with the help of technology and science. Thanks
to a special software program that calculates data such
as the sun’s direction and the wind’s speed, the building
system achieves maximum benefits from these natural
resources at all times. This architectural design supplies
the highest levels of heating and electricity by using
as much solar power as possible but it is also planned
accordingly to provide the freshness of the shadows as
well.
Almanya güneş enerjisinde
rekor kırdı
Altı ayda 14.7 terravat enerji üreten
Almanya’daki güneş enerji sistemleri,
bir yıl kadar kısa bir sürede kapasitesini
yüzde 50 artırarak bu yönde bir rekora
imza attı. Sadece dört ayda kırsal
alanda 73 bin 756 güneş enerjisi paneli
takan ülke, çevreci enerji ve evler
konusunda sağlam adımlar atıyor.
Enerji kaynağı konusunda üçüncü
büyük güç olan güneş enerjisi, hem
ekonomiye, en önemlisi çevreye
katkılarından dolayı desteklenmesi
gereken bir doğal kaynak. Çevreyle
insan uyumunu daha da belirginleştiren
bu sistem sürdürülebilirlik açısından
yüzyıllara bırakılacak bir miras. Enerji
kaynaklarının hızla tükendiği bir
yüzyılda, tüm dünya ülkelerinin bu
başarıyı yinelemesi dileğiyle…
88
ARALIK - december 2012
Germany breaks the record
In solar energy
Every six months 7.14-terrawatts of energy is
produced by solar energy systems in Germany.
This capacity has increased up to 50 per cent
within a year, which is a record-breaking
increase in this field. Within only four months,
the country installed 73 thousand 756 solar
energy panels in rural areas, and it is taking
concrete steps regarding environmental
housing and energy. Solar power is the world’s
third largest source of natural energy and
with its contribution to the economy and most
importantly to the environment; it is a natural
resource that needs to be supported. This
system is a reflection of human adaptation
to the environment in terms of sustainability
and it is a legacy that will be left for centuries
to come. Here is to wishing that all countries
repeat this success as we are rapidly running
out of energy...
ARALIK - DECEMBER 2012
89
sağlık | health
Bütün tarlalar, bostanlar
birer doğal eczane
All fields and orchards are
a natural pharmacy
‘’Kışın vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve antioksidanlar…’’ diye başlamak
yerine lafı fazla dolandırmadan konuya gireceğim. Havalar soğudu, hepimiz
üşüyoruz ve hemen hemen birçoğumuz ilkbahar gelene kadar ne yazık ki en
az bir kere hasta olacağız. Bu durum karşısında ise yapmamız gereken şey çok
basit; tezgahlarda yerini alan kış sebzelerini bol bol tüketmek…
Instead of beginning with a sentence like ‘vitamins and antioxidants the body
needs in the winter months…’ I will get to the point straight away. The cold
weather is here, we are all feeling a bit chilly and unfortunately we may all
catch a cold at least once before spring arrives. What we need to do in this
situation is very simple; just consume plenty of winter vegetables.
Yazı - By: Seda Emeksiz
90
ARALIK - december 2012
Kış aylarının vazgeçilmez sebzeleri; kereviz, brokoli, Brüksel
lahanası, ıspanak, karnabahar, havuç ve lahana... Bu besinler
güneş ışığını yaz boyunca köklerine çekerek daha fazla
depoladığı için; enerji, canlılık, dayanıklılık ve ihtiyacımız
olan vitaminle minarelleri fazlasıyla içeriyor. Dolayısıyla
bu sebzeler vücudumuzun hastalıklara karşı savunma
mekanizmasını güçlendiriyor.
Some of the winter vegetables we can’t live without;
celeriac, broccoli, brussels sprouts, spinach, cauliflower,
carrot and cabbage. As these vegetables absorb the
sunshine to their roots throughout the summer, they
contain all the energy, vitality, resistance, vitamins and
minerals we need. Therefore these vegetables strengthen
our defence mechanisms against illnesses.
Mineral ve demir eksikliğiniz varsa…
If there is a mineral and iron deficiency…
Vitamin ve mineral deposu olması nedeniyle bağışıklık
sistemini güçlendiriyor. Mikroplara karşı savaşıyor,
kansızlığa iyi geliyor. Kalsiyum açısından da oldukça
zengin olduğundan kemik erimesini önlüyor. İdrar
yolu hastalıklarına ve prostata karşı koruyor. Cinsel
gücü artırıyor. Lifli yapısıyla sindirimi kolaylaştırıyor ve
kilo alımını engelliyor. Kansere karşı koruyucu bir etki
gösteriyor.
It strengthens the immune system as it is loaded with
vitamins and minerals. It also protects against germs
and fighting anemia. As it is high in calcium it prevents
osteoporosis as well as preventing prostate and urinary
tract problems. It also increases sexual stamina. With it’s
high fiber content it aids digestion and prevents weight
gain. Has a protective effect against cancer.
BROKOLİ
Zihni dinlendirmenin en lezzetli yolu!
KARNABAHAR
Bol miktarda vitamin, mineral, kalsiyum, potasyum, fosfor
ve demir içeriyor. Kronik idrar yolları enfeksiyonlarında
tedavi edici özellik taşıyor. İçerdiği bol miktarda fosfor,
özellikle osteoporozu önlüyor ve kemik oluşumunu
destekliyor. Zihinsel ve bedensel yorgunluğa iyi geliyor.
Kolesterolü düşürüyor, tansiyonu dengeliyor. Sinir sistemini
onarmasının yanı sıra romatizma ağrılarını geçiriyor.
Bu psikolog toprakta yetişiyor!
KEREVİZ
İyi bir antioksidan olan kereviz karaciğeri koruyor. Sindirim
sistemini rahatlatıyor. Kerevize özel kokusunu veren fitalid
maddesi, kandaki stres hormonunu azaltıyor. Damarların
gevşemesini ve kolesterolün düşmesini sağlıyor.
BROCCOLI
The best way to calm your mind!
CAULIFLOWER
It contains large amounts of vitamins, minerals, calcium,
potassium, phosphor and iron. Helps heal chronic urinary
tract infections. Its high phosphor content supports bone
formation and prevents osteoporosis. It helps soothe a
tired mind and body as well as bring down cholesterol and
balance blood pressure. It also aids in mending the nervous
system and it eases rheumatism pain.
This psychologist grows in the earth!
CELERIAC
This good antioxidant protects the liver and relaxes
the digestive system. Celeriac contains phthalate; the
compound that gives it its special aroma and it decreases
stress hormones in the blood. It also helps to decrease
cholesterol and relax blood vessels.
ARALIK - DECEMBER 2012
91
sağlık | health
Popeye’s ears must be ringing!
SPINACH
As it is rich in A and C vitamins it helps prevent colds. It
contains iron, magnesium, phosphor, iodine, potassium,
and sodium. It lessens the possibility of Alzheimer’s
disease. As well as helping bone development it lessens the
possibility of lung cancer…
Nothing sharpens the eyes more than this!
CARROTS
It strengthens the body, heart and the eyes. It helps with
respiratory tract diseases like asthma and bronchitis and
it eases coughs. It helps prevent cancer and lowers the
risks of heart attacks and strokes. It cleanses the blood
by pushing toxins away from the body. It helps with
intestinal problems like constipation and diarrhea. It lowers
cholesterol levels and increases sexual potency. It is used
in healing skin related problems as it brings vitality to the
skin. It strengthens the gums and it fights against heart
problems and arteriosclerosis.
It is good for the heart, kidneys and intestines…
LEEKS
Temel Reis’in kulakları çınlasın!
ISPANAK
A ve C vitaminleri açısından zengin olan ıspanak soğuk
algınlığını önlüyor. İçeriğinde demir, magnezyum, fosfor,
iyot, potasyum ve sodyum bulunuyor. Alzheimer hastalığı
olasılığını azaltıyor. Kemik gelişimine olan faydalarının
yanında akciğer kanseri ihtimalini de düşürüyor.
Gözleri keskinleştirmekte üstüne yok!
HAVUÇ
Vücuda, kalbe ve gözlere kuvvet veriyor. Astım, bronşit gibi
solunum yolu hastalıklarına ve öksürüğe karşı fayda sağlıyor.
Kansere karşı koruyor ve kalp kriziyle felç riskini azaltıyor.
Vücuttaki zararlı maddeleri uzaklaştırarak kanı temizliyor.
Kabızlık, ishal ve iltihap gibi bağırsak sorunlarına iyi geliyor.
Kandaki kolesterol oranını düşürüyor, cinsel gücü artırıyor.
Cilde tazelik vermesinin yanı sıra cilt hastalıklarının
tedavisinde de kullanılıyor. Diş etlerini güçlendiriyor. Kalp
hastalıkları ve damar sertliğine karşı savaşıyor.
Kalbe de iyi geliyor, böbreğe de…
PIRASA
Potasyum, kalsiyum, demir, fosforla C, B1, B2 ve A
vitaminlerini içeriyor. Böbrek taşlarının oluşumunu
engelliyor. İçerdiği posa sayesinde kabızlığa iyi geliyor. İyi
kolesterolü yükseltiyor, kötü kolesterolü düşürüyor. Haftada
iki kez tüketildiğinde vücudu kanser yapıcı toksinlere karşı
koruyor. Kan basıncını düşürerek felç ve kalp krizi riskini
azaltıyor.
92
ARALIK - december 2012
It contains potassium, calcium, iron, phosphor, C, B1, B2
and A vitamins. It prevents the forming of kidney stones.
It helps with constipation thanks to its high leaf content.
It increases the good cholesterol and decreases the bad
cholesterol. It protects the body against cancer causing
toxins if it is consumed twice a week. It lowers blood
pressure therefore lowering the risks of stroke and heart
attack.
Zayıflamak hiç bu kadar kolay olmamıştı!
Loosing weight has never been this easy!
A, B ve C vitaminleri içeriyor. B vitamininin tok tutma
özelliği sayesinde kilo vermeye yardımcı oluyor. Kandaki
şeker miktarını düşürüyor, vücutta biriken zehirli maddeleri
atıyor. Sarılığa, safra kesesi hastalıklarına ve astıma karşı
da fayda sağlıyor. Bağırsak kanserine karşı koruyor. Tiroit
bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için sakinleştiriyor.
Özünde bulunan selenyum ise cilde tazelik veriyor.
It contains A, B and C vitamins. As B vitamins help to keep
you full for a long time it helps with loosing weight. It
lowers the level of sugar in the blood and helps to get rid of
accumulated toxins. It also helps with jaundice, gallbladder
diseases and asthma. It relaxes as it slows down the
thyroid function and its selenium content freshens the
skin.
Sizin için savaşıyor!
Fights for you!
Kükürtlü sebzeler grubunda olduğu için çok önemli kanser
savaşçısı olarak biliniyor. Bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Lif, C vitamini, folat ve A vitamini içeriyor. Cilt sağlığı için
önemli olmasının yanı sıra hamilelikte bolca tüketilmesi
gerekiyor.
As it belongs to the group of vegetables that contain
sulfur it is very important in fighting cancer. It strengthens
the immune system. It contains fiber, vitamins C, A and
folic acid. As well as being good for the skin’s health it is
recommended to be consumed a lot during pregnancy.
LAHANA
BRÜKSEL LAHANASI
CABBAGE
BRUSSELS SPROUTS
4 Brokoli ve lahana gibi sebzeleri
uzun süre pişirmek besin değerlerinin
kaybolmasına yol açıyor.
4 Köklü sebzeler çok iyi pişirilmeli; eğer
az pişirilirse hazımsızlığa neden oluyor.
4 Havuç gibi sebzeleri vitaminlerinin
kaybolmaması için kalın doğramak
gerekiyor. 4 Kış sebze ve meyvelerinin posa
açısından zengin oluşu zararlı maddelerin
vücuttan kolayca atılmasını sağlıyor.
4 Cooking vegetables like broccoli and cabbage
for a long time decreases their vitamin content.
4 If root vegetables aren’t cooked properly they
can cause indigestion.
4 Vegetables like carrots need to be cut in
chunky pieces so they don’t loose their vitamin
content.
4 As the winter vegetables are rich in fiber they
are good for getting rid of toxins.
ARALIK - DECEMBER 2012
93
HAVALİMANLARI İLETİŞİM NUMARALARI
DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - 0312 204 20 00
İSTANBUL / ATATÜRK HAVALİMANI
İSTANBUL / SABİHA GÖKÇEN HAVAALANI
İSTANBUL
/ ATATÜRK HAVALİMANI
ANKARA / ESENBOĞA
HAVALİMANI
İSTANBUL
/ SABİHA GÖKÇEN
HAVAALANI
İZMİR / A.MENDERES
HAVALİMANI
ANKARA
/
ESENBOĞA
ANTALYA HAVALİMANI HAVALİMANI
İZMİR / A.MENDERES
HAVALİMANI
TRABZON
HAVALİMANI
ANTALYA HAVALİMANI
GAZİANTEP
HAVALİMANI
TRABZON
HAVALİMANI
ADANA
HAVALİMANI
GAZİANTEP
HAVALİMANI
MUĞLA
/ MİLAS
- BODRUM HAVALİMANI
ADANA HAVALİMANI
MUĞLA
/ DALAMAN HAVALİMANI
MUĞLA / MİLAS
- BODRUM HAVALİMANI
ERZURUM
HAVALİMANI
MUĞLA / DALAMAN
HAVALİMANI
ISPARTA
/ S.DEMİREL
HAVALİMANI
ERZURUM
HAVALİMANI
NEVŞEHİR / KAPADOKYA HAVALİMANI
ISPARTA
/
S.DEMİREL
HAVALİMANI
ADIYAMAN HAVALİMANI
NEVŞEHİR
/ KAPADOKYA HAVALİMANI
AĞRI HAVALİMANI
ADIYAMAN
HAVALİMANI
AMASYA / MERZİFON
HAVALİMANI
AĞRI
HAVALİMANI
BALIKESİR
/ MERKEZ HAVALİMANI
AMASYA / MERZİFON
BALIKESİR
/ KÖRFEZ HAVALİMANI
HAVALİMANI
BALIKESİR
/ MERKEZ HAVALİMANI
BATMAN
HAVALİMANI
BALIKESİR
/ KÖRFEZHAVALİMANI
HAVALİMANI
BURSA
/ YENİŞEHİR
BATMAN HAVALİMANI
ÇANAKKALE
HAVALİMANI
BURSA / YENİŞEHİR
HAVALİMANI
ÇANAKKALE
/ GÖKÇEADA
HAVALİMANI
ÇANAKKALE
HAVALİMANI
DENİZLİ
/ ÇARDAK
HAVALİMANI
ÇANAKKALE
/
GÖKÇEADA
DİYARBAKIR HAVALİMANI HAVALİMANI
DENİZLİ
/ ÇARDAK HAVALİMANI
ELAZIĞ HAVALİMANI
DİYARBAKIR
HAVALİMANI
ERZİNCAN HAVALİMANI
ELAZIĞ
HAVALİMANI
HATAY HAVALİMANI
ERZİNCAN
HAVALİMANI
IĞDIR HAVALİMANI
KONYA
HAVALİMANI
HATAY
KONYAHAVALİMANI
HAVALİMANI HAVALİMANI
KAHRAMANMARAŞ
KOCAELİ/CENGİZ
TOPEL HAVALİMANI
KONYA
HAVALİMANI
KAYSERİ
HAVALİMANI
KAHRAMANMARAŞ
KARS
HAVALİMANI HAVALİMANI
KAYSERİ HAVALİMANI
MALATYA
HAVALİMANI
KARS HAVALİMANI
MARDİN
HAVALİMANI
MALATYA
HAVALİMANI
MUŞ
HAVALİMANI
MARDİN HAVALİMANI
SAMSUN
/ ÇARŞAMBA HAVALİMANI
MUŞ
HAVALİMANI
SİİRT HAVALİMANI
SAMSUN
/ ÇARŞAMBA HAVALİMANI
SİNOP HAVALİMANI
SİİRT
SİVASHAVALİMANI
/ NURİ DEMİRAĞ HAVALİMANI
SİNOP
HAVALİMANI
ŞANLIURFA
/ GAP HAVALİMANI
SİVAS
/ NURİ
DEMİRAĞ
HAVALİMANI
TEKİRDAĞ
/ ÇORLU
HAVALİMANI
ŞANLIURFA
/ GAP HAVALİMANI
TOKAT
HAVALİMANI
TEKİRDAĞ
/ ÇORLU HAVALİMANI
UŞAK
HAVALİMANI
TOKAT
HAVALİMANI
VAN
/ FERİT
MELEN HAVALİMANI
UŞAK HAVALİMANI
ZONGULDAK
HAVALİMANI
VAN / FERİT MELEN HAVALİMANI
ZONGULDAK HAVALİMANI
0 212 463 77 77
0 216 588 88 88
0
0 212
312 463
398 77
00 77
00 - 71 Hat
0
0 216
232 588
274 88
26 88
26
0
312
398
00
0 242 330 30 00
30 -- 71
18 Hat
Hat
0 462
232 328
274 09
26 40
26 - 49
0
0 342
242 582
330 11
30 11
30 - 18 Hat
0
0 322
462 435
328 03
09 80
40 - 49
0
0 252
342 523
582 01
11 11
0
20 - 3 Hat
0 252
322 792
435 52
03 91
80
0
0 442
252 327
523 28
01 35
20 -- 5
3 Hat
Hat
0
0 246
252 559
792 20
52 08
91
0
0
442
327
28
35
5
0 384 421 44 55 - 15Hat
Hat
0
0 246
416 559
244 20
22 08
12 - 4 Hat
0
384
421
44
55
15
Hat
0 472 216 04 02
0
0 416
358 244
535 22
10 12
67 - 4 Hat
0
0 472
266 216
294 04
75 02
10
0 266
358 376
535 14
10 18
67 - 21
0
0 488
266 218
294 04
75 44
10 - 4 Hat
0
0
0 266
224 376
781 14
81 18
81 -- 21
8 Hat
0 286
488 213
218 12
04 43
44 - 4 Hat
0
0 286
224 887
781 41
81 41
81 - 8 Hat
0
0 258
286 846
213 11
12 39
43 - 10 Hat
0
0
286
887
41
41 - 4 Hat
0 412 233 27 19
0
258
846
11
39
Hat
0 424 255 14 10 -- 10
5 Hat
0
0 412
446 233
226 27
21 19
06 -- 4
4 Hat
Hat
0
0 424
326 255
235 14
13 10
00 -- 5
4 Hat
Hat
00 446
06
Hat
476 226
278 21
60 03
332
239
13
43 -- 54 Hat
0 344
326
235
13 43
00 - 552
4 Hat
332 236
239 53
0
50
262 337
375 54
34 92
0 352
332
239
13
43 - -593
Hat
0
94
0 474
344 213
236 56
53 67
50 - 52
0
0 422
352 266
337 00
54 46
94
0
0 482
474 313
213 34
56 00
67 - 3 Hat
0
0 436
422 250
266 00
00 04
46 - 6 Hat
0
0 362
482 844
313 88
34 30
00 -- 15
3 Hat
0
Hat
0
436
250
00
0 484 254 22 04
02 -- 6
4 Hat
Hat
0
362
844
88
30
15
Hat
0 368 271 56 08
0
0 484
346 254
223 22
43 02
89 - 4 Hat
0
08 - 8 Hat
0 368
414 271
378 56
11 11
0
0 346
282 223
682 43
40 89
34
0 356
414 238
378 73
11 11
0
30 - 8 Hat
0 276
282 253
682 38
40 54
34 - 5 Hat
0
0 432
356 227
238 00
73 01
30 - 04
0
0 372
276 618
253 24
38 57
54 - 5 Hat
0
0 432 227 00 01 - 04
0 372 618 24 57
TÜRK HAVA YOLLARI
ADANA
İSTANBUL
Atatürk Havalimanı
İSTANBUL - Atatürk
ADANA
ADIYAMAN
ADIYAMAN
İSTANBUL - Atatürk
AĞRI
AĞRI
AMASYA-MERZİFON
İSTANBUL - Atatürk
ANKARA ESENBOĞA
AMASYA - Merzifon
ANTALYA
İSTANBUL - Atatürk
BATMAN
ANKARA - Esenboğa
DENİZLİ ÇARDAK
İSTANBUL - Atatürk
DİYARBAKIR
İSTANBUL - S.Gökçen
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ANTALYA
ERZURUM
İSTANBUL - Atatürk
GAZİANTEP
İSTANBUL - S.Gökçen
HATAY
IĞDIR
BATMAN
İZMİR ADNAN MENDERES
İSTANBUL - Atatürk
KAHRAMANMARAŞ
DENİZLİ
KARS
İSTANBUL - Atatürk
KAYSERİ
DİYARBAKIR
KONYA
İSTANBUL - Atatürk
MALATYA
ELAZIĞ
MARDİN
İSTANBUL - Atatürk
MUĞLA-BODRUM
MUĞLA-DALAMAN
ERZİNCAN
MUŞ
İSTANBUL - Atatürk
NEVŞEHİR KAPADOKYA
ERZURUM
SAMSUN
İSTANBUL - Atatürk
SİNOP
GAZİANTEP
SİVAS NURİ DEMİRAĞ
İSTANBUL - Atatürk
ŞANLIURFA
HATAY
TRABZON
İSTANBUL - Atatürk
VAN FERİT MELEN
IĞDIR
İSTANBUL S. Gökçen
İSTANBUL - Atatürk
ANKARA - Esenboğa
ANTALYA
İZMİR - Adnan Menderes
94
ARALIK - december 2012
İZMİR - Adnan Menderes
İSTANBUL - Atatürk
İSTANBUL - S.Gökçen
KAHRAMANMARAŞ
İSTANBUL - Atatürk
KARS
İSTANBUL - Atatürk
KAYSERİ
İSTANBUL - Atatürk
KONYA
İSTANBUL - Atatürk
MALATYA
İSTANBUL - Atatürk
MARDİN
İSTANBUL - Atatürk
MUĞLA - Dalaman
İSTANBUL - Atatürk
MUĞLA - Milas - Bodrum
İSTANBUL - Atatürk
MUŞ
İSTANBUL - Atatürk
NEVŞEHİR - Kapadokya
İSTANBUL - Atatürk
SAMSUN - Çarşamba
İSTANBUL - Atatürk
SİNOP
İSTANBUL - Atatürk
SİVAS - Nuri Demirağ
İSTANBUL - Atatürk
ŞANLIURFA - Gap
İSTANBUL - Atatürk
TRABZON
İSTANBUL - Atatürk
VAN - Ferit Melen
İSTANBUL - Atatürk
0 462 325 99 52
0 342 582 10 21
0 462 325 99 52
0 342 582 10 21
0 252 792 53 68
0 442 327 28 32
0 246
252 559
792 20
53 30
68
0
0 442 327 28 32
0 246 559 20 30
GÖKÇEADA
0 358 535 10 16 - 17
ÇANAKKALE
0 358 535 10 16 - 17
0 266 376 13 02 - 04
0 286
266 682
376 40
13 34
02 - 04
0
0 286 887 41 12 - 13
0 286 682 40 34
0 286 887 41 12 - 13
Z
TEKİRDAĞ
Çorlu
İSTANBUL
Atatürk
İSTANBUL
S.Gökçen
KOCAELİ
Cengiz Topel
BURSA
Yenişehir
ESKİŞEHİR
Anadolu Üniv.
BALIKESİR
Merkez
BALIKESİR
Körfez
KÜTAHYA
Zafer Havalimanı
UŞAK
0 344 236 07 92
0 352 337 52 44 - 45
0 474
344 213
236 56
07 68
92
0
0 422
352 266
337 00
52 50
44 - 45
0
0 474 213 56 68
0 422 266 00 50
İZMİR
A.Menderes
DENİZLİ
Çardak
ISPARTA
S.Demirel
MİLAS
Bodrum
0 368 271 56 09
0 346 224 79 25
0 368 271 56 09
0 346 224 79 25
ANTALYA
MUĞLA
Dalaman
0 356 238 73 49
0 432
356 227
238 00
73 11
49 - 14
0
0 432 227 00 11 - 14
ANKARA - Esenboğa
ADANA
AĞRI
ANTALYA
BATMAN
DİYARBAKIR
ELAZIĞ
ERZİNCAN
ERZURUM
GAZİANTEP
HATAY
IĞDIR
İSTANBUL SABİHA
GÖKÇEN
İZMİR ADNAN MENDERES
KARS
MALATYA
MARDİN
MUŞ
SAMSUN
ŞANLIURFA
TRABZON
VAN FERİT MELEN
ADANA
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL- - S.Gökçen
AĞRI
ANKARA - Esenboğa
ANTALYA
ANKARA - Esenboğa
BATMAN
ANKARA - Esenboğa
DİYARBAKIR
ANKARA - Esenboğa
ELAZIĞ
ANKARA - Esenboğa
ERZİNCAN
ANKARA - Esenboğa
ERZURUM
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL- - S.Gökçen
GAZİANTEP
ANKARA - Esenboğa
HATAY
ANKARA - Esenboğa
IĞDIR
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL-Sabiha Gökçen
ADANA
ANKARA ESENBOĞA
ERZURUM
KAYSERİ
SİVAS NURİ DEMİRAĞ
TRABZON
İZMİR - A.Menderes
ANKARA - Esenboğa
KARS
ANKARA - Esenboğa
KAYSERİ
İSTANBUL- - S.Gökçen
MALATYA
ANKARA - Esenboğa
MARDİN
ANKARA - Esenboğa
MUŞ
ANKARA - Esenboğa
SAMSUN - Çarşamba
ANKARA - Esenboğa
SİVAS-Nuri Demirağ
İSTANBUL- - S.Gökçen
ŞANLIURFA - Gap
ANKARA - Esenboğa
TRABZON
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL- - S.Gökçen
VAN - Ferit Melen
ANKARA - Esenboğa
ADANA
İSTANBUL - Atatürk
ANTALYA
İSTANBUL - Atatürk
DİYARBAKIR
İSTANBUL - Atatürk
ERZURUM
İSTANBUL - Atatürk
ELAZIĞ
İSTANBUL - Atatürk
GAZİANTEP
İSTANBUL - Atatürk
İSTANBUL - Atatürk
ADANA
ANTALYA
DİYARBAKIR
ELAZIĞ
ERZURUM
GAZİANTEP
İZMİR A. MENDERES
MALATYA
SAMSUN
TRABZON
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - Atatürk
MALATYA
İSTANBUL - Atatürk
SAMSUN - Çarşamba
İSTANBUL - Atatürk
TRABZON
İSTANBUL - Atatürk
ŞİRKETLERE GÖRE TARİFELİ UÇUŞ NOKTALARI - İÇ HATLAR
ZONGULDAK
Çaycuma
SİNOP
SAMSUN
Çarşamba
TRABZON
AMASYA
Merzifon
KARS
TOKAT
ANKARA
Esenboğa
IĞDIR
SİVAS
Nuri Demirağ
ERZİNCAN
AĞRI
ERZURUM
MUŞ
NEVŞEHİR
Kapadokya
MALATYA
KAYSERİ
ELAZIĞ
KONYA
VAN
Ferit Melen
DİYARBAKIR
ADIYAMAN
KAHRAMANMARAŞ
ADANA
SİİRT
BATMAN
ŞANLIURFA
GAP
MARDİN
GAZİANTEP
HATAY
ADANA
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
ANTALYA
ADANA
DİYARBAKIR
GAZİANTEP
İSTANBUL SABİHA
GÖKÇEN
İZMİR A.MENDERES
SAMSUN
TRABZON
VAN FERİT MELEN
DİYARBAKIR
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
ERZİNCAN
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
ERZURUM
İZMİR- A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
GAZİANTEP
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
KARS
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
KAYSERİ
İZMİR - A.Menderes
MALATYA
İZMİR - A.Menderes
MARDİN
İSTANBUL - S.Gökçen
İSTANBUL
Sabiha Gökçen
ADANA
ANTALYA
DİYARBAKIR
ERZİNCAN
ERZURUM
GAZİANTEP
İZMİR A.MENDERES
KARS
MARDİN
TRABZON
VAN FERİT MELEN
İZMİR - A.Menderes
ADANA
ANTALYA
DİYARBAKIR
ERZİNCAN
ERZURUM
GAZİANTEP
İSTANBUL S.GÖKÇEN
KARS
KAYSERİ
MALATYA
SAMSUN
TRABZON
VAN FERİT MELEN
SAMSUN - Çarşamba
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
TRABZON
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
VAN - Ferit Melen
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
ADANA
İSTANBUL - S.Gökçen
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL - S.Gökçen
ANTALYA
İSTANBUL - S.Gökçen
BATMAN
İSTANBUL - S.Gökçen
MUĞLA
Milas - Bodrum
ADANA
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL - S.Gökçen
MUĞLA-Dalaman
İSTANBUL - S.Gökçen
DİYARBAKIR
İSTANBUL - S.Gökçen
ELAZIĞ
İSTANBUL - S.Gökçen
ERZİNCAN
İSTANBUL - S.Gökçen
GAZİANTEP
İSTANBUL - S.Gökçen
HATAY
İSTANBUL - S.Gökçen
İSTANBUL - Atatürk
İZMİR- Milas /Bodrum
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL - S.Gökçen
KAYSERİ
İSTANBUL - S.Gökçen
KONYA
İSTANBUL - S.Gökçen
MALATYA
İSTANBUL - S.Gökçen
İSTANBUL
Sabiha Gökçen
ADANA
ANKARA ESENBOĞA
ANTALYA
BATMAN
BODRUM
DALAMAN
DİYARBAKIR
ELAZIĞ
ERZİNCAN
GAZİANTEP
HATAY
İZMİR A.MENDERES
KAYSERİ
KONYA
MALATYA
SAMSUN
SİVAS NURİ DEMİRAĞ
ŞANLIURFA
TRABZON
VAN FERİT MELEN
SAMSUN - Çarşamba
İSTANBUL - S.Gökçen
SİVAS - Nuri Demirağ
İSTANBUL - S.Gökçen
ŞANLIURFA-GAP
İSTANBUL - S.Gökçen
TRABZON
İSTANBUL - S.Gökçen
VAN - Ferit Melen
İSTANBUL - S.Gökçen
ADIYAMAN
SİİRT
ANKARA - Esenboğa ANKARA - Esenboğa
ANKARA - Esenboğa
ADIYAMAN
BALIKESİR - Merkez
BURSA - Yenişehir
ÇANAKKALE
DALAMAN
KAHRAMANMARAŞ
SİİRT
TEKİRDAĞ ÇORLU
TOKAT
BALIKESİR-Körfez
İSTANBUL - S.Gökçen
BALIKESİR-Merkez
ANKARA - Esenboğa
BURSA- Yenişehir
ANKARA - Esenboğa
TEKİRDAĞ-ÇORLU
ANKARA - Esenboğa
TOKAT
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL - S.Gökçen
TRABZON
KOCAELİ - C.Topel
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL - Atatürk
ANTALYA
İSTANBUL - Atatürk
İSTANBUL - Atatürk
ANKARA-Esenboğa
ANTALYA
İZMİR - A.Menderes
MUĞLA-Milas/Bodrum
MUĞLA-Dalaman
İZMİR - A.Menderes
İSTANBUL- Atatürk
MUĞLA-Milas/Bodrum
İSTANBUL - Atatürk
MUĞLA-Dalaman
İSTANBUL - Atatürk
ÇANAKKALE
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL - S.Gökçen
MUĞLA-Dalaman
ANKARA - Esenboğa
İSTANBUL
Sabiha Gökçen
ÇANAKKALE
BALIKESİR-Körfez
TOKAT
KAHRAMANMARAŞ
ANKARA - Esenboğa
KOCAELİ-C.Topel
TRABZON
ARALIK - DECEMBER 2012
95
DEVLET HAVA MEYDANLARI İŞLETMESİ
HAVALİMANLARINDAN
TÜRKİYE HAVAALANLARIDAN
YERLİ HAVAYOLU TAŞIYICILARININ
TARİFELİ DIŞ HAT UÇUŞ NOKTALARI
Kaynak
: 2011
Yerli
Havayolu
Taşıyıcıları
Kaynak:
20 Kasım
2012
tarihli
SHGM kış tarifesi
esas alınarak hazırlanmıştır.
Tarifeli
TarifeliDış
DışHat
HatUçuş
UçuşNoktaları
Noktaları
Yaz Tarifesine Göre Hazırlanmıştır.
ADANA
ADANA
DUSSELDORF
LEFKOŞA-ERCAN
FRANKFURT
KÖLN
LEFKOŞA
MÜNİH
STUTTGART
ANKARA
AMSTERDAM
BAĞDAT
BRÜKSEL
DUSSELDORF
ERBİL
ANKARA
FRANKFURT
KÖLN
AMSTERDAM
LEFKOŞA-ERCAN
BAKÜ
MOSKOVA-VNUKOVO
BERLİN-SCHONEFELD
SOCHİ
BRÜKSEL
STUTTGART
CİDDE
DUSSELDORF
TAHRAN
FRANKFURT
VİYANA
HAMBURG
KOPENHAG
KÖLN
LEFKOŞA
LINZ
LONDRA-STANSTED
MOSKOVA-DOMODEDOVO
MÜNİH
STOKHOLM
STUTTGART
TAHRAN
VİYANA
ANTALYA ANTALYA
BODRUM
AMSTERDAM BASEL
BAKÜ
BERLİN-TEGEL
BASEL
CENEVRE
BERLİN-SCHONEFELD
DRESDEN
BERLİN-TEGEL DUSSELDORF
BREMEN
FRANKFURT
CENEVRE
GRAZ
DORTMUND HAMBURG
DRESDEN
KOPENHAG
DUSSELDORF KRASNODAR
ERFURT
LEFKOŞA-ERCAN
FRANKFURT
LEIPZIG
FRİEDRİCHSHAFEN
LINZ
HAMBURG
MOSKOVA-VNUKOVO
KAZAN
MÜNİH
KİŞİNEV
NURNBERG
KOPENHAG
SALZBURG
KÖLN
STOKHOLM
KRASNODAR
STUTTGART
LEFKOŞA
VİYANA
LEIPZIG
ZÜRİH
MANCHESTER
MOSKOVA-SHREMETYEVO
MUNSTER
MÜNİH
NOVOSIBIRSK
NURNBERG
PADERBORN BRÜKSEL
ROSTOK
ST.PETERSBURG
STOKHOLM
LEFKOŞA-ERCAN
STUTTGART
UFA
VİYANA
YEKATERİNBURG
LEFKOŞA-ERCAN
ZÜRİH
AMSTERDAM
BAKÜ
LEFKOŞA
LONDRA-GATWICK
LONDRA-STANSTED
ESKİŞEHİR
GAZİANTEP
HATAY
96
ARALIK - december 2012
DALAMAN
AMSTERDAM
LEFKOŞA
LONDRA-GATWICK
ELAZIĞ
DUSSELDORF
FRANKFURT
ESKİŞEHİR
BRÜKSEL
GAZİANTEP
FRANKFURT
LEFKOŞA
STUTTGART
HATAY
LEFKOŞA
İSTANBUL
ABU DHABİ
ADİSABABA
ALMATI
AALBORG
AMMAN
ABİDJAN
AMSTERDAM
ABU DHABİ
ASTANA
ACCRA
AŞKABAT
ADEN
ATİNA
ADİSABABA
BAĞDAT
ALMATI
BAHREYN
AMMAN
BAKÜ
AMSTERDAM
BANGKOK
ASTANA
BARSELONA
AŞKABAT
BASEL
ATİNA
BASRA
BAĞDAT
BATUM
BAHREYN
BELGRAD
BAKÜ
BERLİN-TEGEL
BANGKOK
BEYRUT
BARSELONA
BIRMINGHAM
BASEL
BİNGAZİ
BASRA
BİŞKEK
BATUM
BOLONYA
BELGRAD
BOMBAY
BERLİN-SCHONEFELD
BRÜKSEL
BERLİN-TEGEL
BUDAPEŞTE
BEYRUT
BÜKREŞ
BILLUND
CENEVRE
BIRMINGHAM
CENOVA
BİLBAO
CEZAYİR
BİNGAZİ
CİDDE
BİŞKEK
DAKAR
BOLONYA
DELHİ
BOMBAY
DNİPROPETROVSK
BREMEN
DOHA
BRÜKSEL
DONETSK
İSTANBUL
BUDAPEŞTE
BUENOS
DUBAİ AIRES
BÜKREŞ
DUBLİN
CAKARTA
DUSSELDORF DUŞANBE
CAPE
TOWN
ENTEBBE
CENEVRE
ERBİL
CENOVA
FRANKFURT
CEZAYİR
GOTHENBURG
CİBUTİ
GUANGZHOU
CİDDE
HALEP
DAKAR
HAMBURG
HANNOVER
DAKKA
HARTUM
DAMMAN
HELSİNKİ
DAR
ES SALAAM
HONG KONG
DELHİ
ISLAMABAD
DNEPROPETROVSK
İSKENDERİYE
DOHA
JOHANNESBURG
DONETSK
KABİL
DOULA
KAHİRE
DUBAİ
KARACI
DUBLİN
KAZABLANKA
DURTMUND
KAZAN
DUSSELDORF
KIEV
DUŞANBE
KİŞİNEV
EDINBURG
KOPENHAG
ENTEBBE
KÖLN
ERBİL
KUVEYT
ERCAN
LAGOS
FRANKFURT
LEFKOŞA
GENCE
LİZBON
GOTHENBURG
LJUBLJANA
GUANGZHOU
LONDRA-HEATHROW
HAMBURG
LOS ANGELES
HANNOVER
L’VIV
HARTUM
LYON
HELSİNKİ
HO CHI MINH CITY
HONG KONG
MADRİD HURGADA
MALAGA ISLAMABAD
İSKENDERİYE
MANCHESTER
JOHANNESBURG
MARAKESH
MEDİNE KABİL
MEŞHED KAHİRE
MİLANO KARACI
MİNSK KAZABLANKA
KAZAN
MOSKOVA-SHREMETYEVO
MUSKAT KHARKIV
MÜNİH KIEV
NAIROBI KILIMANJARO
KINSASA
NAIROBI-DAR
ES SALAAM-NAIROBI
NAPLES KİEV
NECEF KİGALİ
KİŞİNEV
NECEF-BASRA
NEWYORKKOPENHAG
KÖLN
NİCE
KRASNODAR
NURNBERG
ODESSA KUVEYT
OMSK LAGOS
OSAKA LEFKOŞA-ERCAN
OSLO
LEIPZIG
PARİS-CHARLES
DE GAULLE
LIBREVILLE
PEKİN LİZBON
PODRORITSA
LJUBLJANA
PRAG
LONDRA-GATWICK
PRİŞTİNE LONDRA-HEATHROW
RİGA
LONDRA-STANSTED
RİYAD LOS ANGELES
SANAA L’VIV
ROMA LYON
ROSTOV MADRİD
SAO PAULO
MALAGA
SARAYBOSNA
MALE
SELANİK MANCHESTER
MARSİLYA
MASKAT
MEDİNE
MEŞHED
MISURATA
SEUL
MİLANO
SİMFEREPOL
MİLANO-BERGAMO
SİNGAPUR
MİNSK
SOÇİ
MOGADISU
SOFYA
ST.PETERSBURG MOMBASA
MOSKOVA-VNUKOVO
STOKHOLM
MUSUL
STUTTGART
MÜNİH
SÜLEYMANİYE
NAHÇIVAN
ŞAM
NAIROBI
ŞANGHAY
NAPLES
ŞİKAGO
NECEF
ŞİRAZ
NEWYORK
TAHRAN
NIAMEY
TAŞKENT
NİCE
TEBRİZ
NOUAKCHOTT
TEL AVİV
NOVOSIBIRSK
TİFLİS
NURNBERG
TİRAN
TOKYO
ODESSA
TORINO
OMSK
TORONTO
OSAKA
TOULOUSE
OSLO
TRABLUS
OŞ
TUNUS
OUAGADOUGOU
DAKAR
PARİS ORLY
UFA
PARİS-CHARLES DE GAULLE
ÜSKÜP
PEKİN
VALENSİYA
PODRORITSA
VARŞOVA
PRAG
VENEDİK
PRİŞTİNE
VİYANA
RİGA
WASHINGTON RİYAD
YEKATERİNBURG ROMA
ZAGREB
ROSTOV
ZÜRİH
SAINT ETIENNE-BOUTHEON
SANAA
İZMİR
AMSTERDAM
ATİNA
BASEL
BERLİN-SCHONEFELD
BERLİN-TEGEL
BREMEN
DUSSELDORF
FRANKFURT
HAMBURG
HANNOVER
KÖLN
LEFKOŞA
LONDRA-STANSTED
MUNSTER
MÜNİH
NURNBERG
SOFYA
STUTTGART
ÜSKÜP
VİYANA
ZÜRİH
KAYSERİ
AMSTERDAM
DUSSELDORF
FRANKFURT
MÜNİH
STUTTGART
VİYANA
SAO PAULO
SARAYBOSNA
SEBHA
SELANİK
SEUL
SHARM EL SHEIKI
SİMFEREPOL
SİNGAPUR
SOCHİ
SOÇİ
SOFYA
ST.PETERSBURG
STOKHOLM
STUTTGART
SÜLEYMANİYE
ŞANGHAY
ŞİKAGO
ŞİRAZ
TAHRAN
TAİF
TAŞKENT
TEBRİZ
TEL AVİV
TİFLİS
TİRAN
TOKYO
TORINO
TORONTO
TOULOUSE
TRABLUS-TRİPOLİ
TUNUS
UFA
ULAN BATUR
ÜSKÜP
VALENSİYA
VARŞOVA
VENEDİK
VİYANA
WASHINGTON
KONYA
AMSTERDAM
KOPENHAG
MALATYA
FRANKFURT
S.GÖKÇEN
ALMATI
AMSTERDAM
BAKÜ
BASEL
BERLİN-SCHONEFELD
BERLİN-TEGEL
BEYRUT
BRÜKSEL
BUDAPEŞTE
BÜKREŞ
DAMMAN
DOHA
DORTMUND
DUSSELDORF
FRANKFURT
HAMBURG
HANNOVER
KHARKIV
KOPENHAG
KÖLN
KRASNODAR
LEFKOŞA
LINZ
LONDRA-STANSTED
MARSİLYA
MİLANO-BERGAMO
YANBU
YEKATERİNBURG
MOSKOVA-DOMODEDOVO
YOUNDA
MÜNİH
ZAGREB
NAHÇIVAN
ZÜRİH
NURNBERG
PARİS ORLY
ROMA
İZMİR
SAINT ETIENNE-BOUTHEON
SOFYA
AMSTERDAM
STOKHOLM
ATİNA
STUTTGART
BASEL
TAHRAN
BERLİN-TEGEL
TİFLİS
DURTMUND
ÜSKÜP
DUSSELDORF
VİYANA
ERCAN
ZÜRİH
FRANKFURT
ZWEIBZICKEN
HAMBURG
HANNOVER
KÖLN
SAMSUN
LEFKOŞA-ERCAN
LONDRA-STANSTED
DUSSELDORF
MÜNİH
FRANKFURT
STUTTGART
MÜNİH
VİYANA
STUTTGART
ZÜRİH
TRABZON
DUSSELDORF
KAYSERİ
FRANKFURT
DUSSELDORF
LEFKOŞA
STUTTGART
ARALIK - DECEMBER 2012
97
bulmaca | puzzle
ÇENGEL BULMACA
Ekşimiş
üzüm suyu
G. Afrika
plakası
Resimdeki
aktris
Bir ilimiz
Ayak
direme
İnşaat
işçisi
Fransa’da
bir ırmak
Mektup
dipnotu
(kısa)
Bir taşıt
Kese yapmak
En büyük
deniz
memelisi
Derya
Alanya’da
Altınkökü
bir çay
Sonsuz
Muğla’nın
bir ilçesi
Üvey
olmayan
Birinin
payına
düşen şey
Rusça evet
Bir dokuma bitkisi
En gelişmiş röntgen
Arzu
etme
“… Sayın”
(şarkıcı)
Mektup
dipnotu
(kısa)
Çit, perde
Kese yapmak
En büyük
deniz
memelisi
Derya
Aralarında
anlaşmazlık
olmayan
Nezle
Faiz
Alanya’da
Yeterli
bir çay
olmayan
Bir renk
Altınkökü
Amme
Sonsuz
Birinin
payına
düşen şey
Rusça evet
Sağa eğik
basım
harfi
Çanakkale
ilçesi
Okyanus
Umar
Hitit
Bir ilimiz
Arzu
etme
GAMZE ÖZÇELİK
Yüz rengi
Aralarında
anlaşmazlık
olmayan
Faiz
Bir nota
Amme
Bir tür
sıvı kabı
Mümkün
Sedir
biçiminde
koltuk
Sağa eğik
basım
harfi
Baryumun
simgesi
Bir tür
baharat
Çok küçük
taş parçası
Hitit
Bir ilimiz
E ÖZÇELİK
Mümkün
Çok küçük
taş parçası
Yol
Yabancı
Parola
Güzel
kokulu bir
madde
bırakma
Bir nota
Bir nota
Bir tür
yaygı
ABD
Havacılık
Dairesi
Bir tür
yaygı
Tutumlu
Tutumlu
KARE BULMACA
O R TA
3
4
6
3 8 9
7
4 9
5 8
1
6
1
3
4
8
7 4
2 9
7
1 8 2
6
2
8
3
G
S
G A Z İ
M A R
Ö Z
K
E M E
Ö R
Ö Z
G
Ç A R
B E N İ
L A
B İ D O
K E T
N O
P R İ M
A Z A
E H
N
ABD
Havacılık
Dairesi
7
İlkel
Yol
Bir Japon
tiyatrosu
Külde
pişen
çörek
Bir tür
sıvı kabı
Sedir
biçiminde
koltuk
Bir nota
Yüz rengi
Umar
Okyanus
Yeterli
olmayan
Bir renk
Çit, perde
“… Sayın”
(şarkıcı)
Bir dokuma bitkisi
En gelişmiş röntgen
ZOR
Muğla’nın
bir ilçesi
Üvey
olmayan
Bir ilimiz
Resimdeki
aktris
Ekşimiş
üzüm suyu
G. Afrika
plakası
E
GAMZE ÖZÇELİK
Z
İ
N
E
A
E
A N A L İ
İ T İ F
M
T
M İ S
A S A
İ D
Tutumlu
Güzel
kokulu bir
madde
Bir tür
yaygı
Bir nota
Bilinen,
bildik
Çözümlemeli
Verme,
ödeme
Gösteriş,
çalım
Bir hayvan
Yabancı
Ruh
Parola
T
A
K
A
T O
L
Ç A
B
İ
L
İ
R
Kalıcı,
ölümsüz
Bangladeş
parası
K
A
K
U
L
E
4
2
7
5
8
3
9
6
1
ÇÖZÜMLER
8
Serbest
bırakma
3
9
8
1
6
2
4
7
5
6
1
5
4
7
9
3
8
2
D İ
İ P
M E
K
M A
U
T İ
A T
B A
I L
K İ
K
M
İ M
L İ
Bir nota
Bir uzaklık
ölçüsü
SOLDAN SAĞA
1. Edirne’deki, Mimar Sinan camisi – ABD’nin orijinal simgesi. 2.
Kulak yıkama aleti – Herkes, yabancılar. 3. Söylenti – “…park” (bir
eğlence alanı). 4. Yapma, etme – Dikilitaş. 5. Numara (kısa) – Bir
9
meyve – Bir nota. 6. Her birine on – Kazıklıhumma. 7. Boyun bağı –
1
Keman ya da kemençe yayı. 8. Armoni kuralarına göre üst üste
8
sesler – Cezayir Sahrası’nda vahalar dizisi. 9. Masonların
bindirilmiş
7 yeri – 4
toplantı
Bayağı, kaba biçimde. 10. Bir tür balık oltası. 11. Bir tür
yağmur 7
kuşu, sutavuğu – Alman faşisti. 12. Muğla’nın bir ilçesi – Hz.
Muhammed’in2bayraklarından biri – Bir müzik türü. 13. Mersin’in bir
ilçesi
5 – İnsanın
6 9yaradılış özelliği. 14. Alev – Ağzına kadar dolu, silme.
15. Süsüne çok düşkün yaşlı kadın – Satrançta bir taş – Bir tür cetvel.
Çok küçük
taş parçası
Mümkün
Bir ilimiz
Hitit
İ
S
D
A N T E P
E B
M A R İ S
N A
E T E N
D İ L
L
N E V A Z İ
E
N
K A
Çanakkale
ilçesi
Amme
Faiz
Nezle
Arzu
etme
Birinin
payına
düşen şey
Rusça evet
Sonsuz
Ayak
direme
İnşaat
işçisi
Bir taşıt
Fransa’da
bir ırmak
Mektup
dipnotu
(kısa)
Derya
Kese yapmak
En büyük
deniz
memelisi
Baryumun
simgesi
Bir tür
baharat
K
E
S
E
L
E
M
E
K
Sağa eğik
basım
harfi
Aralarında
anlaşmazlık
olmayan
Alanya’da
Altınkökü
bir çay
BULMaCaLarIN ÇÖzÜMLErİ
YUKARIDAN AŞAĞIYA
K O L AY
4
5 7
1
2 6 1 4
8
5
7 9
4
5
8
4
6 5
8
2
6 7 4 9
5
2 7
9
1
Fena değil
5
6
3
9
4
1
7
2
8
ARALIK - december 2012
9
8
4
7
2
5
6
1
3
2
2
7
1
8
3
6
5
9
4
98
4
1
5
6
3
9
8
2
4
7
6
9
3
8
4
2
6
5
7
1
3
9
9
5
1
7
6
9
3
7
3
9
2
1
4
8
5
6
7
8
5
4
7
5
8
7
6
4
9
3
1
2
8
3
6
1
7
5
2
9
8
4
ZOR
8
2
4
9
1
8
3
6
5
7
15
3
6
9
1
8
2
3
4
5
7
6
14
2
6
5
3
8
9
7
2
4
1
8
413
4
9
7
2
4
5
1
6
8
3
9
7
7
2
7
4
9
6
3
7
8
1
2
5
8
1
2
3
8
8
7
5
9
2
1
4
6
3
5
1
10 11 12
1
3
2
4
6
5
7
9
8
9
3
10 4
8 9
11
1
312
5
1
7
3
6
4
8
2
9
6
4
6
9
1
8
2
3
1
5
9
7
4
6
7
8
6
4
9
2
8
7
3
1
5
O R TA
9
1
7
6
9
3
2
4
5
8
76 4
2 7
7
3
9
4
5
1
8
2
6
7
9
8
9
K o L aY
2
5
6
8
o r ta
6
4
5
SUDOKU BULMACA
7
2
8
5
4
7
6
9
3
1
38
9
6
S U D o K U
4
7
1
5
4
5
4
3
8
6
9
5
1
7
2
2
5
4
8
5
4
4
9
5
1
7
2
3
6
8
4
7
1
3
zor
5
6
2
7
6
2
8
4
1
5
9
3
1
K O L AY 1
8
2
BULMACA
KARE BULMACA
SOLDAN SAĞA
1. Selimiye-Usa.
2. Enema-Elalem.
3. Rivayet-Luna. 4. İkaObelisk. 5. No-AnanasRe. 6. Onar-Tetanos. 7.
Fular-Kemane. 8. AkorRir. 9. Loca-Amiyane.
10. Parakete. 11. Kalinis
-Nazi. 12. Ula-UkabCaz. 13. Mut-Natura.
14. Alaz-Lebaleb.
15. Kokana-At-Te.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1. Serinofil-Kulak.
2. Enikonu-Opal-Lo.
3. Leva-Alacalamak.
4. İma-Akarai-Uzo.
5. Mayon-Ro-Anut. 6.
Ebat-Rakik-La. 7. Yetenek
-Mesane. 8. El-LateritBaba. 9. Ali Sami YenTat. 10. Ulus-Nara-Acul.
11. Senkron-Nezaret.
12. Ama-Eseme-İzabe.
SUDOKU
ğerli bir taş
enek benek
kan türü –
laka işareti
rar torbası.
saray spor
leci. 11. Eş
eri ergitme.
Bir nota
Bir nota
Fena değil
12
Kalıcı,
ölümsüz
Bangladeş
parası
Bilinen,
bildik
Kalıcı,
ölümsüz
Bangladeş
parası
Bilinen,
bildik
simgesi. 2.
…park” (bir
kısa) – Bir
oyun bağı –
e üst üste
Masonların
11. Bir tür
ilçesi – Hz.
ersin’in bir
dolu, silme.
tür cetvel.
Parola
Bir uzaklık
ölçüsü
Bir uzaklık
Serbest
ölçüsü
11
Yabancı
Gösteriş,
çalım
Çözümlemeli
Verme,
ödeme
Bir Japon
tiyatrosu
İlkel
Gösteriş,
çalım
Ruh
Bir hayvan
Külde
pişen
çörek
Baryumun
simgesi
Bir tür
baharat
8
7
ARALIK - DECEMBER 2012
99
Airport Fashion
Fa l l&W inter
2012
İSTANBUL•ANKARA•İZMİR•ANTALYA-GAZİPAŞA•TİFLİS
BATUM•ENFİDHA•MONASTIR•ÜSKÜP•OHRİD•RİGA•MEDİNE
tavhavalimanlari.com.tr
ARALIK - december 2012
100

Benzer belgeler

Temmuz

Temmuz needs for long years, the new airport is going to help Turkey become a leading country in aviation. After all, Turkey is the shining star of the global civil aviation sector thanks to the progress ...

Detaylı

Nisan - Dhmi

Nisan - Dhmi Emek 8. Cadde 75. Sokak No: 7/1 Emek - Ankara / TÜRKİYE

Detaylı