unesco türkiye milli komisyonu somut kültürel miras ihtisas komitesi

Transkript

unesco türkiye milli komisyonu somut kültürel miras ihtisas komitesi
UNESCO TÜRKİYE MİLLİ KOMİSYONU
SOMUT KÜLTÜREL MİRAS İHTİSAS KOMİTESİ
ÇATIŞMA NEDENİYLE TEHLİKE ALTINDA BULUNAN DÜNYA MİRAS ALANLARI ALT ÇALIŞMA
GRUBU RAPORU
“SURİYE VE IRAK’TA ÇATIŞMA NEDENİYLE TEHLİKE ALTINDA BULUNAN KÜLTÜR MİRASI”
Mevcut Durumun Değerlendirilmesi
Türkiye’nin sınır komşuları Irak ve Suriye’de 2011’den bu yana devam eden çatışmalar büyük
insan kayıpları, yer değiştirmeler ve ülke dışına göçlerin yanı sıra insanlığın ortak mirasını
oluşturan arkeolojik, kentsel ve mimari miras alanlarının yok olması ya da ağır şekilde tahrip
edilmesine yol açmıştır.
Halen devam eden çatışmalar sırasında birçoğu dünya mirası olan yapı yıkılmış ya da tahrip
olmuş, müze koleksiyonları yağmalanmış, arkeolojik alanların yağmalanması ve kaçak
kazılarda elde edilen sanat eserleri terör grupları için para kaynağı ve propaganda aracı
haline gelmiştir. Çoğu eser kökeniyle ilgili bir belge olmadan yasadışı ticarete konu
olmaktadır.
Somut kültür mirasına ilişkin geri döndürülemez kayıpların yanında zorunlu gerçekleşen yer
değiştirmeler ve ülke dışına göçlere bağlı olarak somut olmayan kültür mirası ögeleri de yok
olma riski altına girmiştir.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında barışın tesisinin eğitim, bilim ve kültür yolu ile
kurulabileceğinin bilinci ile oluşturulan UNESCO’nun kuruluş amacının ilk maddesi, şu anda
özellikle yakın komşularımızda meydana gelen çatışmalara bağlı olarak tehlike altına giren
somut miras ögelerinin korunmasının sağlanması için imza koyan tüm ülkeler ile birlikte
UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun rolünü önemli kılmaktadır.
Çatışmalar başladıktan sonra UNESCO’nun, tüm tarafları tekrar tekrar ülkenin kültür mirasını
koruma mücadelesine çağrısı ve uluslararası protestolar, BM Güvenlik Konseyi’nin 12 Şubat
2015 tarihli 2199 no’lu kararı gibi önemli kararlar*, sosyal medya kampanyaları (Unite-4
heritage) çatışan taraflar arasında karşılık bulmamıştır. UNESCO bu aşamada, başta UNESCO
Beyrut Ofisi olmak üzere birçok biriminde çatışma bölgelerinde kültür mirasının korunmasına
yönelik özel eğitim programları düzenlemiştir.
Gelinen noktada, çatışma alanlarına erişimin imkansızlığı nedeniyle bölgede tehlike altında
olan ya da hasar gören kültür mirasının durumu ile ilgili edinilen bilgiler ve hazırlanan
*
Konuyla ilgili diğer uluslararası sözleşmeler;
- 1954 Lahey Sözleşmesi. Silahlı Çatışma Durumunda Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi
- 1970 UNESCO Kültür Varlıklarının Kanunsuz İthal, İhraç ve Mülkiyet Transferinin Önlenmesi ve Yasaklanması İçin Alınacak
Tedbirlerle İlgili Sözleşme
- 1972 UNESCO Dünya Doğal ve Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi
- 2003 UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi
- 2005 Kültürel İfadelerin Çeşitliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi
raporların önemli bir bölümü yerel halk, internet siteleri ve sosyal medya hesapları gibi gayrı
resmi kaynaklara dayanmaktadır.
Suriye ve Irak’ta meydana gelen bu gelişmelere bağlı olarak önce Irak’ın iki adet Dünya Miras
Alanı Ashur-Qal’at Sherqat ve Samarra Arkeolojik Sit Alanı Tehlike Altındaki Dünya Mirası
Listesi’ne eklenmiş; 20 Mayıs 2013 tarihinde Dünya Miras Komitesi’nin Phnom Penh’de
yapılan 37. Toplantısı’nda ise Suriye’de altı kültür mirası alanı (Antik Şam Kenti, Antik Bosra
Kenti, Antik Halep Kenti, Crac des Chevaliers and Qal’at Salah El-Din, Palmyra Bölgesi ve
Kuzey Suriye’deki antik köyler) “Suriye’deki silahlı ihtilaf durumu sebebiyle, şartlar artık 6
adet Dünya Miras Varlığının Üstün Evrensel Değerini koruma ve muhafaza etme hususlarını
sağlayamamaktadır” gerekçesiyle aynı listeye dahil edilmiştir.
Temel Sorunlar
Yukarıda tanımlanan mevcut duruma göre çatışma altındaki bölgelerde kültür mirasının
varlığını tehdit eden temel bazı sorunlar şöyle özetlenebilir;
- Tahribatın Belgelenmesi ve Güvenilir Bilgi Akışı
Çatışma bölgelerinde gerek seçici, gerekse genel yıkımın hedefi olan kültür mirasına ilişkin
hasarın günden güne değişmesi nedeniyle yıkımın gerçek boyutunu tespit etmek mümkün
olamamaktadır. UNESCO, 2011 yılından sonra bölgedeki güvenlik sorunu nedeniyle Suriye’ye
Reaktif İzleme Misyonu kapsamında uzman gönderememiştir. Bu nedenle, özellikle Dünya
Miras Alanlarında hasarın boyutuna ait bilgilerin bir kısmı yerel uzmanlardan edinilebilmekte
ya da uzaktan izleme yöntemleri ile (UNOSAT) saptanabilmektedir. Bilgi akışındaki bu
sorunlara bağlı olarak, kültür mirasına yönelik tahribatın konumu, boyutu, nedeni ve
zamanına ilişkin farklı kaynaklardan gelen bilgilerde çelişkiler olabilmektedir.
- Dünya Miras Alanlarında Askeri Amaçlı Kullanım ve Kaçak Yapılaşma
Özellikle uygun fiziki ortam yaratması nedeniyle arkeolojik alanlara konuşlanan askeri üslerin
hasım tarafın bombalı ve silahlı saldırısına maruz bırakılması tahribatı arttırmaktadır. Diğer
yandan yönetim boşluğu bu uygun fizik mekanlarda kaçak yapılaşmanın da
oluşmasına/artmasına neden olmaktadır.
- Kaçak Kazılar ve Yeni Ortaya Çıkan Arkeolojik Alanlar
Özellikle tahrip gücü yüksek patlamalar sonucunda ortaya çıkan yeni arkeolojik alanlar ile
mevcut arkeolojik alanlarda kaçak kazılar sonucu ortaya çıkan yeni bölümlerin belgelenmesi
mümkün olamamakta, arkeolojik bulgular ve bu alan için çok değerli veriler içeren tüm
bağlam zarar görmektedir. Kaçak kazılarda ortaya çıkarılan eserler de yasa dışı ticarete
kaynak olmaktadır.
- Yasa Dışı Eski Eser Ticareti ve Ele Geçirilen Eserlerin Korunması Sorunu
Çatışma bölgelerinde kültür varlıklarının yasa dışı ticareti özellikle terör ve çatışma için
önemli bir kaynak oluşturduğu bilinmektedir. Özellikle Suriye ve Irak sınır güvenliğinde
çatışmalar sırasında oldukça geniş bir sınır komşuluğumuz olan bu alanlarda tek taraflı oluşan
güvenlik boşluğu kültür varlıklarının yasa dışı ticaretinin artmasına neden olmuştur. Bu
bağlamda bu ülkelerle sınır komşusu olan ülkemiz gümrük yetkilileri kaçırılmaya çalışılan
eserlerin ele geçirilmesinde çok önemli rol oynamış olmakla birlikte tüm çabalara rağmen
önlenemeyen kayıplar da bulunmaktadır.
- Tehlike Altındaki Kültür Mirasının Korunmasında Öncelik Algısı
Takibinin diğer miras konularına göre kolaylığı, sebep-sonuç ilişkisinin belirginliği gibi
nedenlerden ötürü özellikle yasa dışı eski eser trafiği, çatışma bölgelerinde kültür mirasının
korunması konusunda genelde en önemli gündemi oluşturmakta ve ana endişe konusu gibi
görülebilmektedir. Negatif etkilerinin nispeten uzun zaman içinde ortaya çıkması, tahribat
takibi sorunu vb. nedenlerden ötürü geleneksel yapılar, kırsal miras ve özellikle de özgün
kullanıcıların kaybıyla kesintiye uğrayan somut, somut olmayan miras ilişkisindeki uzun
vadede ortaya çıkacak daha kalıcı sorunların ikinci planda kalmasına neden olmaktadır. Bu
durum, özellikle rehabilitasyon aşamasının planlanmasında sorun yaratabilir.
- Propaganda Yakıtı Olarak Medya’da Kültür Mirasının Kullanımı
Çatışma bölgelerinde silahlı güçlerin mimari eserler, müzeler gibi miras değerlerini tahrip
etme görüntüleri sosyal medyada geniş yankı bulmaktadır. Önemli bir bölümü tahribatı
gerçekleştiren grup tarafından servis edilen bu görüntüler için bir denetim
uygulanmamaktadır. Bu durum tahribatın geniş kitleler tarafından öğrenilmesine ve tepki
oluşmasına olanak sağlasa da, kültür mirasının propaganda malzemesi olarak kullanımı ve bu
amaçla tahrip edilmesinin de yaygınlaşmasının yolunu açmaktadır.
Yakın ve Uzak Dönem Tehditler
- Kültür mirasının korunmasına yönelik kanunların uygulanmasına ilişkin sorunlar ve
özellikle çatışma durumunda Kültür mirasının korunmasına ilişkin alınan uluslararası
kararların ülkelerin yasal mevzuatlarının bir parçası olmaması nedeniyle bağlayıcı
olmaması,
- Nüfusun büyük bir bölümünün savaş sırasında güvenlik nedeniyle ülke dışına çıkması
nedeniyle tarihi alanların boşalması ve geri dönüşte de özgün kullanıcılarının aynı
bölgelere geri dönememe riski,
- Savaş sırasında ve hemen sonrasında koruma konusunda çalışan kurumların
yaşadığı/yaşayacağı işlerlik sorununa bağlı olarak oluşan boşlukta plansız yerleşimin miras
alanlarını tehdit etmesi,
- Ekonomik kriz, tasarruf tedbirleri nedeniyle kültür mirasının korunmasına yönelik bütçede
kısıtlamalara gidilmesi; kısıtlı bütçenin kullanımında ise, derecelendirme ve öncelik
belirleme sorunu yaşanması,
- Göç, ölüm gibi nedenler ile Kültür mirasının korunması konusunda çalışan yerel
uzmanların sayısının azalması,
- Korumada kullanılacak teknolojik malzeme ve ekipmanın pahalılığı ve uzman uygulayıcı
sayısının yetersizliği.
Öneriler
Sıcak Dönem – Çatışma Evresi Projeleri
Komşularımız Suriye ve Irak’ta durumun güvenli hale gelmesine kadar geçecek sürede bölge
içinde kültür mirasının korunmasına yönelik uygulama çalışmaları yapmanın mümkün
olamayacağı muhakkaktır. Bu nedenle “sıcak dönem” olarak adlandırılan çatışma döneminde
ve çatışma sonrası “sakin dönemde” yapılacak koruma çalışmalarının altlığını oluşturmak
amacıyla karar verici, uygulayıcı ve halka yönelik olarak farklı seviyelerde Kapasite Yaratma
ve Farkındalık (KYF) Eğitimleri’ ne odaklanılması, çatışma sonrası barış zamanında
“iyileştirme” evresinde yapılacak planlama ve uygulama çalışmaların başarısını arttıracaktır.
Bu süreçte özellikle Türkiye’nin, söz konusu çatışma bölgelerinde kültür ürünlerini oluşturan
ve biçimleyen sosyal yaşam, kültürel yapı, doğal çevre verileri gibi birçok benzer/ortak
değere sahip olmasının getirdiği teknik bilgiye dayalı avantajları rehabilitasyon çalışmalarını
yönlendirici niteliktedir. Diğer yandan şu anda çatışma bölgelerinden gelen çok sayıda
sığınmacının ülkemizdeki kamplarda bulunması da özellikle Kapasite Yaratma ve Farkındalık
Eğitimlerinde hedef kitleye kolay ulaşılmasını olanaklı kılmaktadır.
Çatışma bölgeleri ve bu bölgelere komşu ülkelerde kültür mirasının korunması konusunda
Kapasite Yaratma ve Farkındalık Eğitimi çalışmalarının gerçekleştirilmesi amacı ile
“UNITWIN/UNESCO Chairs Programme” kapsamında, Türkiye’deki bir üniversitede, “Kültür
Mirası ve Afet Risk Yönetimi UNESCO Kürsüsü ”nün kurulması yönünde teşvik edici
çalışmaların yapılması bu konuda önemli bir hareket noktası olacaktır. Ayrıca;
Lahey Sözleşmesi’nde tanımlanan ve 1997 yılında kurulan Mavi Kalkan (The Blue Shield) ve
2006 yılında kurulan Uluslararası Mavi Kalkan Komitesi (International Committee of the Blue
Shield-ICBS) ile onu oluşturan 5 STK’nın (ICOMOS, ICOM, ICA, CCAAA, IFLA) özellikle çatışma
ve etkilenme ülkeleri içinde aktif hale gelmesi ve UNESCO ve ICCROM ile ortak çalışmalar
gerçekleştirmesi, Türkiye’de ve söz konusu ülkelerde Mavi Kalkan Ulusal Komiteleri’nin
kurulmasının ya da varsa aktif hale getirilmesinin sağlanması,
UNESCO’nun bu alanlarda uluslararası eşgüdüm, bilgi alışverişi, farkındalık yaratma ve eğitim
çabalarına Türkiye’nin aktif destek ve katkı vermeye devam etmesi,
Kültür mirasının rehabilitasyonu ve restorasyonu konusunda uzman personel yetiştirilmesine
destek sağlanması ve bu alanlarda akademik çalışma yapacaklara burs sağlanması1 faydalı
olacaktır.
Çatışma Sonrası Sakin Dönem/ Rehabilitasyon Evresi Projeleri
Çatışmanın sona ermesi ve istikrarlı bir güvenlik ortamının sağlanması ile birlikte kültür
mirasının rehabilitasyonuyla ilgili olarak aşağıdaki çalışmaların devreye girmesi kültür mirası
değerlerinin daha fazla hasar görmeden korunabilmesi için gereklidir. Bu aşamada
UNESCO’nun koordinasyonunda konu uzmanları aşağıdaki çalışmalara farklı evrelerde destek
verebilirler;
1
-
Kültür mirasının korunmasına yönelik acil müdahale eylem planının yapılması; acil
müdahale ekiplerinin kurulması ve bu ekiplere uluslararası uzman desteği verilmesi,
-
Risk yönetimi alanında ilgili kuruluşlarla işbirliği yapılması; oluşturulacak “görev gücü” ile
uzman personelin deneyimlerinin kanalize edilmesi,
-
Kişi ve kurumlar arasında iletişim ve koordinasyon sağlayacak araçlar oluşturulması veya
bunların oluşturulmasına destek verilmesi,
-
Tüm faaliyet ve önlemler için uygulama planları ve bütçe tahsisi yapılması,
-
Kültür mirasının rehabilitasyonu ve restorasyonu konusunda ulusal kurumlarımızın
yapmakta olduğu çalışmaların çatışma durumu ortadan kalktıktan sonra bu bölgelerde
de sürdürülebilmesi için işbirliğinin desteklenmesi
-
Çatışma sonrası koruma çalışmalarının denetimli bir biçimde uzman ekipler tarafından
yapılmasının sağlanması; ulusal yetkililer tarafından gönüllülere verilecek izinlerde
hassasiyet gösterilmesi ve bu “gönüllü” çalışmalarının mutlaka uzmanlar denetiminde
gerçekleştirilmesinin sağlanması.
UNESCO Türkiye Millî Komisyonu 13 Mart 2015 tarihli ve 198 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile UNESCO’nun beş sektörü olan
Eğitim, Doğa Bilimleri, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Kültür, Bilgi ve İletişim alanlarında ve UNESCO’nun faaliyet alanlarıyla ilgili
konularda Yüksek Lisans ve Doktora tezi hazırlayacaklara burs verme kararı almıştır.

Benzer belgeler

Suriye`nin Kültürel Mirasının Korunmasına Yönelik UNESCO

Suriye`nin Kültürel Mirasının Korunmasına Yönelik UNESCO içinde kültür mirasının korunmasına yönelik uygulama çalışmaları yapmanın mümkün olamayacağı muhakkaktır. Bu nedenle “sıcak dönem” olarak adlandırılan çatışma döneminde ve çatışma sonrası “sakin dö...

Detaylı